You are on page 1of 413

KKLER

1
BATIYA YN VEREN METNLER

2
I
BATI GELENEKLERNN
YAHUD-HIRSTYAN KAYNAKLARI

Bat dnyasnn gelenekleri, biri Yahudi-Hristiyan, dieri Yunan-Roma veya Klasik


olmak zere, balca iki kaynaa sahiptir. ok eski deil, tarihiler bu iki temel kaynaa
bir ncsn, Germanik olan da ekleme eilimindeydiler. Ne var ki, Drdnc yz-
yln balarndan itibaren Baty igal eden cahil kavimlerin -Roma mparatorluunun
snrlarn aan barbarlarn- blgede yeeren medeniyetin stnde, mevcut gelenek-
lerin derinlii ve kalclyla kyaslanabilir nitelikte iz brakm olmalar, artk mmkn
grlmemektedir. Bat geleneklerindeki Yahudi-Hristiyan ve Yunan-Roma unsurlar-
nn derinlii ve kalcl nedeniyledir ki, Bat dnyasnda sregelen dnce ve davra-
n alkanlklar, bin be yz ila bin yl nce len insanlarn entelektel ve ruhani
keiflerinin bugn bile etkisi altndadr. lk blm, Antik adan balayarak, Bat
geleneinin iki byk dini, yani Yahudilik ve Hristiyanlk ile Yunan ve Roma medeni-
yetlerinin kltrel, felsefi ve siyasi kavramlarnn ilikilerini tasvir etmektedir.
Dinin, gemi alarda insanlar iin temel bir ihtiya olarak tezahr ettii malum.
Nitekim ok eitli dinlere ibadet edilmi; batl inanla okltizm karm, tuhaf din-
lerin yan sra atee, gnee, hayvanlara tapnma ve bunlara belirli bir tarikat yaps
kazandrma abalar bile sz konusudur.
Batda, bu kadim dinlerin ikisi dnda, yani Yahudilik ve Hristiyanlk dnda hi-
biri yaa(n)mad. Hristiyanlk daha batan itibaren Yahudilik ile yakn iliki iindeydi.
Hristiyanlar, Hristiyanln yeni bir vahiy olduuna inanmakla birlikte, srailoullar-
nn (Suriyenin gneyinde yaayan Yahudiler) dininin devam olduuna hkmettiler.
Hz. sann (Bat dncesine yn veren metinlerde Hristiyan peygamberinin adnn
nnde Hazret sfat yoktur; eviride Trk okurunun hassasiyetleri gznnde bu-
lundurularak tarafmzdan eklenmitir) geliinin srailli khinler tarafndan yzlerce
yl nce haber verildii ve Onun, Yahudilere yaklak iki bin yl nce, Hz. brahimin
Kalde Uygarlnn Ur ehrinden yapt aryla balayan Tanr tezahrnn doruk
noktas olduuna inandlar.
John W. Snyder, Antiquity, Chicago, 1967

3
BATIYA YN VEREN METNLER

A.YAHUDLER

Yahudilerin kkeni tam olarak bilinmiyor. 1400 ila 1200 arasna tekabl
eden bir tarihte, bir grup gebe kavim Suriyenin gneyine, Kenan diye bildikleri
blgeye girdi. Kendilerini (Hz.) brahimin torunu olan atalar srailin (Yakup) adyla
tanttlar, Yakupun on iki olunun sulbnden olduklarn sylediler. Temas kurduklar
insanlar (halklar) zaman iinde onlara srailin on iki olundan biri olan Yahudadan
mlhem, Yahudi demeye baladlar. Yahudiler, Kenana, Msrda birka yzyl yaa-
m olduklarn anlatan bir de gelenek getirmilerdi. Kadim sylencelerinden bazlar,
Msrdan Tanrnn mucizevi mdahalesi sayesinde ktklar, Tanrnn Kenan Hz.
brahime ve onun meru soyundan gelenlere anayurt olarak bizzat vaat ettii hu-
susunda srarlyd.
Kenanda, Kuds civarndaki dalk blgelere yerleen Yahudiler, 1000li yl-
larn bandan itibaren zengin ve etkili bir devlet haline gelmeye baladlar. Krallar
Davut ve Solomonun (Hz. Sleyman) ynetiminde komularnn zayf devletler ol-
masndan ve Fenikelilerin Akdeniz kysndaki zengin ticaret imknlarndan yararlan-
dlar. Ne var ki, Dokuzuncu ve Sekizinci yzyllarda Orta Dounun byk gleri
arasnda yeniden balayan mcadelede, kendilerini Mezopotamyann Babillileri ve
Asurlular ile Nil Vadisinin Msrllar arasnda skm buldular. Sz konusu gl
devletler, aralarndaki blgenin kontrol iin savamaktayd ve Kenan, bu blgenin
nemli bir parasyd. Orta Dou siyasetinin bu girdabnda, kendi i sorunlaryla da
uraan Yahudiler, Filistin iin savaan taraflardan bazen biri, bazen de dieriyle
ittifak yapmay seti. Nitekim Solomondan sonra krallklar kuzeyde srail, gneyde
daha kk bir krallk olan Yahuda olmak zere ikiye blnd. Bu iki krallk ou
kez birbirinden bamsz siyaset izledi. Bu tutum, 722de, Asurlular, srail;
586da da Babilliler, Yahuda Kralln ele geirinceye kadar artarak devam etti.
Sonunda, kuzeydeki krallk, yani srailin Yahudileri, Asurlularn geride brakt fakir
halk dnda tarihten silindi. Gneydeki kralla, Yahudaya gelince, halknn byk
bir ksm, 539da Perslerin Babili fethetmesini mteakip Filistine dnd. Ancak,
bamszlklarn srdrmeleri kolay olmad. Perslerden Yunanllara ( 333-63) ve
Romallara ( 63-S 70) kadar bir dizi gcn fethine boyun emek zorunda kal-
dlar. Ve Yahudi tarihi - kinci yzyln ortalarnda Makabilerin ynetimi altndaki
ksa dnem hari- baml ve hara deyen bir halkn tarihinden ibaret kald. Antik
Yahudi devletine, S 70de, Kudsteki byk tapna yerle bir eden Romallar son
verdiler. (J.S.)

4
BATI GELENEKLERNN YAHUD-HIRSTYAN KAYNAKLARI

1. nsanolu ve Dertleri ya da Her ey lk Ne Zaman Balad?


Yahudilerin Kutsal Yazlar veya Kutsal Metinleri, Hristiyan ncilinin1 Eski Ahit
(Tevrat ve Zebur) olarak bilinen ilk blmndeki belgelerde mndemitir. Eski Ahit,
esas olarak, Yahudilerin ve dier insanlarn tmnn, Yahudilerin Tanrs ile ilikileri-
ne dairdir. Kutsal Kitapn ilk blmleri, Yaratl (Genesis) insanolunun kafasn her
ada kurcalayan sorulara cevap mahiyetindedir.

Yaratl (Genesis)*
Balangta Tanr g ve yeri yaratt. Yer botu, yeryz ekilleri yoktu;
engin karanlklarla kaplyd. Tanrnn Ruhu sularn zerinde hareket edi-
yordu. Tanr, Ik olsun diye buyurdu ve k oldu. Tanr n iyi olduu-
nu grd ve onu karanlktan ayrd. Ia gndz, karanla gece adn
verdi. Akam oldu, sabah oldu ve ilk gn olutu.
Tanr, Sularn ortasnda bir kubbe olsun, sular birbirinden ayrsn,
diye buyurdu. Ve yle oldu. Tanr gk kubbeyi yaratt. Kubbenin altndaki
sular, stndeki sulardan ayrd. Kubbeye, gk adn verdi. Akam oldu,
sabah oldu ve ikinci gn olutu.
Tanr, Gn altndaki sular bir yere toplansn, kuru toprak grnsn,
diye buyurdu ve yle oldu. Kuru alana kara, toplanan sulara deniz adn
verdi. Tanr bunun iyi olduunu grd. Tanr, Yeryz bitkiler, tohum ve-
ren otlar, trne gre tohumu meyvesinde bulunan meyve aalar retsin,
diye buyurdu ve yle oldu. Yeryz bitkiler, trne gre tohum veren otlar,
tohumu meyvesinde bulunan meyve aalar yetitirdi. Tanr bunun iyi ol-
duunu grd. Akam oldu, sabah oldu ve nc gn olutu.
Tanr yle buyurdu: Gk kubbede gndz geceden ayracak, yeryz-
n aydnlatacak klar olsun. Belirtileri mevsimleri, gnleri, yllar gster-
sin. Ve yle oldu. Tanr by gndze, k geceye egemen olacak iki

1 Kutsal Kitap, Eski ve Yeni Ahit olmak zere iki blmden oluur. Eski Ahit Yahudilerin kutsal
kitabdr, branice ve Aramice olarak yazlmtr. blme ayrlr: 1. Yasa Kitaplar (Musann 5
kitab olarak bilinir), 2. Peygamberlikler ve tarihsel kitaplar, 3. Mezmurlar, iirsel ve dz metinler.
Eski ve Yeni Ahit Hristiyanlarn kabul ettii kutsal yazlardr. Yirmi yedi kitaptan oluan Yeni
Ahit (ncil) Greke yazlmtr. lk drt kitap Hz. sann yaamn, retilerini, lm ve diriliiyle
ilgili bilgileri iermektedir. Elilerin leri Kitab, Hz. sann lmnden sonra elilerin bu -
retiyi yaymak iin yaptklarn anlatr. ncilde yer alan mektuplar, Hz. sann elileri ve yakn
izleyicileri tarafndan, ilk inanl topluluklarna (kiliselere) yol gstermek, Onun retisine uygun
bir yaam srmelerini salamak ve karlatklar sorunlarn stesinden nasl gelebileceklerini
gstermek amacyla Tanrnn esiniyle yazld. ncilin son kitab olan Vahiy inanlklar skntlar
karsnda cesaretlendirir, gelecekteki olaylar simgelerle aklar.

5
BATIYA YN VEREN METNLER

byk ve yldzlar yaratt. Yeryzn aydnlatmak, gndze ve gece-


ye egemen olmak, karanlktan ayrmak iin onlar gk kubbeye yerle-
tirdi. Tanr bunun iyi olduunu grd. Akam oldu, sabah oldu ve drdn-
c gn olutu.
Tanr, Sular canl yaratklarla dolup tasn, yeryznn zerinde, gk-
te kular uusun, diye buyurdu. Tanr byk deniz canavarlarn, sular-
da kaynaan canllar ve uan eitli varlklar yaratt. Bunun iyi olduunu
grd. Tanr, Verimli olun, oaln, denizleri doldurun, yeryznde ku-
lar oalsn, diyerek onlar kutsad. Akam oldu, sabah oldu ve beinci gn
olutu.
Tanr, Yeryz eit eit canl yaratk, evcil ve yabanl hayvan, srn-
gen retsin diye buyurdu. Ve yle oldu. Tanr eit eit yabanl hayvan, ev-
cil hayvan, srngen yaratt. Bunun iyi olduunu grd.
Tanr, Kendi suretimizde, kendimize benzer insan yaratalm, dedi, de-
nizdeki balklara, gkteki kulara, evcil hayvanlara, srngenlere, yeryz-
nn tmne egemen olsun.
Tanr insan kendi suretinde yaratt, onu Tanrnn suretinde yaratt.
Onlar erkek ve dii olarak yaratt. Onlar kutsayarak, Verimli olun, oa-
ln, dedi. Yeryzn doldurun ve denetiminize aln; denizdeki balkla-
ra, gkteki kulara, yeryznde yaayan btn canllara egemen olun. te
yeryznde tohum veren her otu, tohumu meyvesinde bulunan her meyve
aacn size veriyorum. Bunlar size yiyecek olacak. Yabanl hayvanlara,
gkteki kulara, srngenlere -soluk alp veren btn hayvanlara- yiyecek
olarak yeil otlar veriyorum. Ve byle oldu. Tanr yarattklarna bakt ve
her eyin ok iyi olduunu grd. Akam oldu, sabah oldu ve altnc gn
olutu.
Gk ve yer btn eleriyle tamamland. Yedinci gne gelindiinde Tanr
yapmakta olduu ii bitirdi. Yapt iten o gn dinlendi. Yedinci gn kut-
sad. Onu kutsal bir gn olarak belirledi. nk Tanr o gn yapt, yaratt
btn ii bitirip dinlendi.
Gn yerin yaratl yks:
RAB Tanr g ve yeri yarattnda, yeryznde yabanl bir fidan, bir ot
bile bitmemiti. nk RAB Tanr henz yeryzne yamur gndermemi-
ti. Topra ileyecek insan da yoktu. Yerden ykselen buhar btn toprakla-
r suluyordu. RAB Tanr demi topraktan yaratt ve burnuna yaam soluu
fledi. Bylece dem yaayan varlk oldu.
RAB Tanr douda, Adende bir bahe dikti. Yaratt demi oraya koy-
du. Bahede iyi meyve veren trl trl gzel aa yetitirdi. Bahenin orta-
snda yaam aacyla iyiyle kty bilme aac vard.

6
BATI GELENEKLERNN YAHUD-HIRSTYAN KAYNAKLARI

Adenden bir rmak douyor, baheyi sulayp orada drt kola ayrlyor-
du. lk rman ad Piondur. Altn kaynaklar olan Havila snrlar boyunca
akar. Orada iyi altn, reine ve oniks bulunur. kinci rman ad Gihondur,
Ku snrlar boyunca akar. nc rman ad Dicledir, Asurun dousun-
dan akar. Drdnc rmak ise Frattr.
RAB Tanr Aden bahesine bakmas, onu ilemesi iin demi oraya koy-
du. Ona, Bahede istediin aacn meyvesini yiyebilirsin, diye buyurdu,
ama iyiyle kty bilme aacndan yeme. nk ondan yediin gn kesin-
likle lrsn.
Sonra, demin yalnz kalmas iyi deil, dedi, ona uygun bir yardm-
c yaratacam. RAB Tanr yerdeki hayvanlarn, gkteki kularn tmn
topraktan yaratmt. Onlara ne ad vereceini grmek iin hepsini deme
getirdi. dem her birine ne ad verdiyse, o canl o adla anld. dem b-
tn evcil ve yabanl hayvanlara, gkte uan kulara ad koydu. Ama kendisi
iin uygun bir yardmc bulamad. RAB Tanr deme derin bir uyku verdi.
dem uyurken, RAB Tanr onun kaburga kemiklerinden birini alp yerini
etle kapatt. demden ald kaburga kemiinden bir kadn yaratarak onu
deme getirdi. dem, te, bu benim kemiklerimden alnm kemik, etim-
den alnm ettir, dedi, ona kadn denilecek, nk o adamdan alnd.
Bu nedenle adam annesini babasn brakp karsna balanacak, ikisi tek
beden olacak. dem de kars da plaktlar, henz utan nedir bilmiyor-
lard.
RAB Tanrnn yaratt yabanl hayvanlarn en kurnaz yland. Ylan ka-
dna, Tanr gerekten, Bahedeki aalarn hibirinin meyvesini yemeyin
dedi mi? diye sordu. Kadn, Bahedeki aalarn meyvelerinden yiyebi-
liriz, diye yantlad, Ama Tanr, Bahenin ortasndaki aacn meyvesini
yemeyin, ona dokunmayn; yoksa lrsnz, dedi. Ylan, Kesinlikle l-
mezsiniz, dedi, nk Tanr biliyor ki, o aacn meyvesini yediinizde
gzleriniz alacak, iyiyle kty bilerek Tanr gibi olacaksnz.
Kadn aacn gzel meyvesinin yemek iin uygun ve bilgelik kazanmak
iin ekici olduunu grd. Meyveyi koparp yedi. Yanndaki kocasna ver-
di, o da yedi. kisinin de gzleri ald. plak olduklarn anladlar. Bu yz-
den incir yapraklarn dikip kendilerine nlk yaptlar.
Derken, gnn serinliinde bahede yryen RAB Tanrnn sesini duy-
dular. Ondan kap aalarn arasna gizlendiler. RAB Tanr deme, Ne-
redesin? diye seslendi. dem, Bahede sesini duyunca korktum. nk
plaktm, bu yzden gizlendim, dedi. RAB Tanr, plak olduunu sana
kim syledi? diye sordu, sana meyvesini yeme dediim aatan m ye-
din? dem, Yanma koyduun kadn aacn meyvesini bana verdi, ben

7
BATIYA YN VEREN METNLER

de yedim, diye yantlad. RAB Tanr kadna, Nedir bu yaptn? diye sor-
du. Kadn, Ylan beni aldatt, o yzden yedim, diye karlk verdi. Bunun
zerine RAB Tanr ylana, Bu yaptndan tr, btn evcil ve yabanl
hayvanlarn en lanetlisi sen olacaksn, dedi, karnnn zerinde srnecek,
yaamn boyunca toprak yiyeceksin. Seninle kadn, onun soyuyla senin
soyunu birbirinize dman edeceim. Onun soyu senin ban ezecek, sen
onun toprana saldracaksn. RAB Tanr kadna, ocuk doururken sana
ok ac ektireceim, dedi, ar ekerek doum yapacaksn. Kocana istek
duyacaksn, seni o ynetecek. RAB Tanr deme, Karnn szn dinle-
diin ve sana meyvesini yeme dediim aatan yediin iin toprak senin
yznden lanetlendi, dedi, yaam boyu emek vermeden yiyecek bulama-
yacaksn. Toprak sana diken ve al verecek, yaban otu yiyeceksin. Topraa
dnnceye dek ekmeini aln teri dkerek kazanacaksn. nk topraksn,
topraktan yaratldn ve yine topraa dneceksin.
dem karsna Havva adn verdi. nk o btn insanlarn annesiydi.
RAB Tanr demle kars iin deriden giysiler yapt, onlar giydirdi. Son-
ra, dem iyiyle kty bilmekle bizlerden biri gibi oldu, dedi, artk ya-
am aacna uzanp meyve almasna, yiyip lmsz olmasna izin verilme-
meli. Bylece RAB Tanr, yaratlm olduu topra ilemek zere demi
Aden bahesinden kard. Onu kovdu. Yaam aacnn yolunu denetlemek
iin de Aden bahesinin dousuna keruvlar ve her yana dnen alevli bir k-
l yerletirdi.
* Kutsal Kitap, Eski Anlama, Yaradl 1-3, Kitab- Mukaddes irketi, Yeni Yaam Yaynlar 2009.

2. Yahudilerin Tanr ile likisinin Temelinde Ne Vard?

Yaratl Kitab, Tanrnn Hz. brahime Mezopotamyada -Kalde Medeniyetinin


Ur ehrinde- seslenerek uzak bir diyara gelmelerini buyurduunu ve bunu yaparken
kuluna sadece bir anayurt vaat etmekle kalmayp gl ve kalabalk bir soy da vaat
ettiini syler. Vaat edilen anayurt Kenandr. Hz. brahim, zaman gelince, akrabalar
ve uaklaryla birlikte buraya gider. Ancak henz, meru kars Saradan olma bir
erkek evlat sahibi deildir ve kar koca ok yaldrlar. Yahudiler ve daha sonra Hris-
tiyanlar, Hz. brahimin bu hikyesinde, Tanrnn tm insanl ilgilendiren tebliini
almak zere neden kendilerini setiinin ksmi aklamasn bulurlar.

8
BATI GELENEKLERNN YAHUD-HIRSTYAN KAYNAKLARI

Yaratl (Genesis)
RAB verdii sz uyarnca Saraya iyilik etti ve szn yerine getirdi.
Sara hamile kald; brahimin yallk dneminde, tam Tanrnn belirtti-
i zamanda ona bir erkek ocuk dourdu. brahim, Sarann dourduu o-
cua shak adn verdi. Tanrnn kendisine buyurduu gibi olu Hz. shak
sekiz gnlkken snnet etti. shak doduunda brahim yz yandayd.
Sara, Tanr yzm gldrd, dedi, bunu duyan herkes benimle gle-
cek. Kim brahime Sara ocuk emzirecek derdi? Bu yanda ona bir oul
dourdum.
ocuk byd. Stten kesildii gn brahim byk bir len verdi.

***
Daha sonra Tanr, brahimi snad. brahim! diye seslendi. brahim,
Buradaym! dedi. Tanr, shak, sevdiin biricik olunu al, Moriya2 bl-
gesine git, dedi, orada sana gstereceim bir dada olunu yakmalk sunu
olarak sun. brahim sabah erkenden kalkt, eeine palan vurdu. Yanna
uaklarndan ikisini ve olu shak ald. Yakmalk sunu iin odun yardk-
tan sonra, Tanrnn kendisine belirttii yere doru yola kt. nc gn
gidecei yeri uzaktan grd. Uaklarna, Siz burada, eein yannda kaln,
dedi, tapnmak iin olumla birlikte oraya gidip dneceiz. Yakmalk sunu
iin yard odunlar olu shaka ykledi. Atei ve ba kendisi ald. Bir-
likte giderlerken shak brahime, Baba! dedi. brahim, Evet, olum! diye
yantlad. shak, Atele odun burada, ama yakmalk sunu kuzusu nerede?
diye sordu. brahim, Olum, yakmalk sunu iin kuzuyu Tanr kendisi sa-
layacak, dedi. kisi birlikte yrmeye devam ettiler.
Tanrnn kendisine belirttii yere varnca brahim bir sunak yapt, ze-
rine odun dizdi. Olu shak balayp sunaktaki odunlarn zerine yatrd.
Onu boazlamak iin uzanp ba ald. Ama RABbin melei gklerden,
brahim, brahim! diye seslendi. brahim, te buradaym! diye karlk
verdi. Melek, ocua dokunma! dedi, ona bir ey yapma. imdi Tanrdan
korktuunu anladm, biricik olunu benden esirgemedin. brahim evresi-
ne baknca boynuzlar sk allara taklm bir ko grd. Gidip kou getirdi.
Olunun yerine onu yakmalk sunu olarak sundu. Oraya Yahve yire3 ad-
n verdi. RABin danda salanacaktr, sz bu yzden bugn de syleni-
yor. RABin melei gklerden brahime ikinci kez seslendi: RAB diyor ki,
kendi zerime ant iiyorum. Bunu yaptn iin, biricik olunu esirgemedi-
in iin seni fazlasyla kutsayacam; soyunu gklerin yldzlar, kylarn

2 Baz bilim insanlarnn sonradan Kuds ehrinin bir paras olduuna inandklar bir tepe.
3 Rab salayacaktr anlamnda.

9
BATIYA YN VEREN METNLER

kumu kadar oaltacam. Soyun dmanlarnn kentlerini mlk edinecek.


Soyunun araclyla yeryzndeki btn uluslar kutsanacak. nk sz-
m dinledin.

3. Tanr nananlara Ne Buyurur?


Gelenee gre shakn olu, (Hz.) brahimin torunu Yakup, Msra gitmek ze-
re Kenandan bir ktlk dneminde ayrlm; on bir olunu da beraberinde gtr-
mtr. On ikinci olu Yusuf Msrda yerleik olup hkmdarn yneticilerinden biri
olarak servet sahibi olmutur. Yakup, Msra vardktan hemen sonra lr. On iki olu
iin iler bir sre iyi gider. Nil yaknlarnda, Yehovann kendilerine ve ocuklarna
vaat ettii topraklardan ok uzak bir blgeye yerleirler. Tanrlarnn syledii gibi,
Yakupun soyu burada birka yzyl yaayp oalr, devasa bir kalabalk olutururlar.
Ne var ki, Yakupu tanmayan bir kral ortaya kar ve Yahudileri ezmeye balar.
Bunun zerine, Tanr, (Hz.) Musay greve arr, Yahudileri Msr esaretinden onun
nderliinde kurtarr. Sonra dehet dolu bir gnde, ssz Sina Yarmadasnda bir
dada, Hz. Musaya setii bu insanlardan ne beklediini sylemek suretiyle, kendi-
siyle onlar arasnda yeni bir ba oluturur.

Msrdan k (Exodus)*
Ve Musa Tanrnn huzuruna kt. RAB dadan kendisine seslendi: Ya-
kup soyuna, srail halkna yle diyeceksin: Msrllara ne yaptm, sizi na-
sl kartal kanatlar zerinde tayarak yanma getirdiimi grdnz. imdi
szm dikkatle dinler, anlamama uyarsanz, btn uluslar iinde z hal-
km olursunuz. nk yeryznn tm benimdir. Siz benim iin khinler
krall, kutsal ulus olacaksnz. sraillilere byle syleyeceksin.
Musa gidip halkn ileri gelenlerini ard ve RABbin kendisine buyur-
duu her eyi onlara anlatt. Btn halk bir azdan, RABbin syledii her
eyi yapacaz diye yantladlar. Musa halkn yantn RABbe iletti. RAB
Musaya, Sana koyu bir bulut iinde geleceim, dedi, yle ki seninle ko-
nuurken halk iitsin ve her zaman sana gvensin. Musa halkn syledik-
lerini RABbe iletti. RAB Musaya, Git, bugn ve yarn halk arndr,4 dedi,
giysilerini ykasnlar. nc gne hazr olsunlar. nk nc gn b-
tn halkn gz nnde ben RAB, Sina Dana ineceim. Dan evresine

4 Arndr szc, insanlarn gnlk ilerinden alkonmas, ykanp temizlenmesi ve gnah -


karmas anlamna gelmekte.

10
BATI GELENEKLERNN YAHUD-HIRSTYAN KAYNAKLARI

bir snr izdi ve halka de ki, Sakn daa kmayn, dan eteine de yak-
lamayn! Kim daa dokunursa, kesinlikle ldrlecektir. Ya talanacak ya
da okla vurulacak; ona insan eli demeyecek. ster hayvan olsun ister insan,
yaamasna izin verilmeyecek. Ancak boru uzun uzun alnnca daa ka-
bilirler. Sonra Musa dadan halkn yanna inip onlar arndrd. Herkes giy-
silerini ykad. Musa halka, nc gne hazr olun, dedi, bu sre iinde
cinsel ilikide bunmayn.
nc gnn sabah gk grledi, imekler akt. Dan zerinde koyu
bir bulut vard. Derken, ok gl bir boru sesi duyuldu. Ordughta herkes
titremeye balad. Musa halkn Tanryla grmek zere ordughtan kma-
sna nclk etti. Dan eteinde durdular. Sina Dann her yanndan du-
man ttyordu. nk RAB dan zerine ate iinde inmiti. Dadan ocak
duman gibi duman kyor, btn da iddetle sarslyordu. Boru sesi gitgide
ykselince, Musa konutu ve Tanr gk grlemeleriyle onu yantlad. RAB
Sina Dann zerine indi. Musay dan tepesine ard. Musa tepeye k-
t. RAB, Aa inip halk uyar, dedi, sakn beni grmek iin snr geme-
sinler, yoksa birou lr. Bana yaklaan khinler de kendilerini kutsasnlar,
yoksa onlar iddetle cezalandrrm. Musa, Halk Sina Dana kamaz,
diye karlk verdi, nk sen, Dan evresine snr iz, onu kutsal kl, di-
yerek bizi uyardn. RAB, Aa inip Harunu5 getir, dedi, ama khinlerle
halk huzuruma gelmek iin snr gemesinler. Yoksa onlar iddetle cezalan-
drrm. Bunun zerine Musa aa inip durumu halka anlatt.
Tanr yle konutu: Seni Msrdan, kle olduun lkeden karan Tanr
RAB benim.
BENDEN BAKA TANRIN OLMAYACAK.
KENDNE YUKARIDA GKYZNDE, AAIDA YERYZNDE YA DA YER
ALTINDAK SULARDA YAAYAN HERHANG BR CANLIYA BENZER PUT YAP-
MAYACAKSIN. PUTLARIN NNDE ELMEYECEK, ONLARA TAPMAYACAK-
SIN. NK BEN, TANRI RAB, KISKAN BR TANRIYIM. BENDEN NEFRET EDE-
NN BABASININ LED SUUN HESABINI OCUKLARINDAN, NC, DR-
DNC KUAKLARDAN SORARIM. AMA BEN SEVEN, BUYRUKLARIMA UYAN
BNLERCE KUAA SEVG GSTERRM.
TANRI RABN ADINI BO YERE6 AZINA ALMAYACAKSIN. NK RAB,
ADINI BO YERE AZINA ALANLARI CEZASIZ BIRAKMAYACAKTIR.
ABAT GNN KUTSAL SAYARAK ANIMSA. ALTI GN ALIACAK, B-
TN LERN YAPACAKSIN. AMA YEDNC GN BANA, TANRI RABBE ABAT

5 Harun, Musann erkek kardeidir. Tanr onu Yahudilere nderlik ederken Musaya yardmla g-
revlendirmitir.
6 Olur olmaz anlamnda.

11
BATIYA YN VEREN METNLER

GN OLARAK ADANMITIR. O GN SEN, OLUN, KIZIN, ERKEK VE KADIN


KLEN, HAYVANLARIN, ARANIZDAK YABANCILAR DHL, HBR YAPMA-
YACAKSINIZ. NK BEN RAB YER G, DENZ VE BTN CANLILARI ALTI
GNDE YARATTIM, YEDNC GN DNLENDM. BU YZDEN ABAT GNN
KUTSADIM VE KUTSAL BR GN OLARAK BELRLEDM.
ANNENE, BABANA SAYGI GSTER. YLE K, TANRIN RABBN SANA VERE-
CE LKEDE MRN UZUN OLSUN.
ADAM LDRMEYECEKSN.
ZNA ETMEYECEKSN.
ALMAYACAKSIN.
KOMUNA KARI YALAN YERE TANIKLIK ETMEYECEKSN.
KOMUNUN EVNE, KARISINA, ERKEK VE KADIN KLESNE, KZNE,
EENE, HBR EYNE GZ DKMEYECEKSN.
Halk gk grlemelerini, boru sesini duyup imekleri ve dan bandaki
duman grnce korkudan titremeye balad. Uzakta durarak Musaya, Bi-
zimle sen konu, dinleyelim, dediler, ama Tanr konumasn, yoksa l-
rz. Musa, Korkmayn! diye karlk verdi, Tanr sizi denemek iin geldi;
Tanr korkusu zerinizde olsun, gnah ilemeyesiniz diye. Musa Tanrnn
iinde bulunduu koyu karanla yaklarken halk uzakta durdu.
RAB Musaya yle dedi: sraillilere de ki, Gklerden sizinle konutu-
umu grdnz. ()
* Kutsal Kitap, Eski Anlama, Msrdan k 19:3-20:22, Kitab- Mukaddes irketi, Yeni Yaam
Yaynlar, 2009.

On Emirin yan sra, Kutsal Kitapn ilk be blm (kitab), Tanrnn Ya-
hudilerin riayet etmelerini istediine inandklar tleri ierir. Ortodoks Ya-
hudiler bunlardan bazlarn bugn de yerine getirmektedirler.

Yaratl (Genesis)
Tanr brahime, Sen ve soyun kuaklar boyu, antlamama bal kalma-
lsnz, dedi, Seninle ve soyunla yaptm antlamann koulu udur: Ara-
nzdaki erkeklerin hepsi snnet edilecek. Snnet olmalsnz. Snnet ara-
mzdaki antlamann belirtisi olacak. Evinizde domu ya da soyunuzdan
olmayan bir yabancdan satn alnm kleler dahil sekiz gnlk her erkek
ocuk snnet edilecek. Gelecek kuaklarnz boyunca srecek bu. Evinizde
doan ya da satn aldnz her ocuk kesinlikle snnet edilecek. Bedeni-

12
BATI GELENEKLERNN YAHUD-HIRSTYAN KAYNAKLARI

nizdeki bu belirti sonsuza dek srecek antlamamn simgesi olacak. Snnet


edilmemi her erkek, halknn arasndan atlacak, nk antlamam boz-
mu demektir.

Yedinci yzyln sonlarndaki kriz, yani bir kavim (halk) olarak Yahudi varlnn
ciddi tehlike altnda olduu dnemde, o gne kadar bilinmeyen, Tesniye7 adl bir
kitabn, esrarengiz bir biimde ortaya kmaya balar. Tesniye, srailoullaryla Tanr
arasndaki ilikinin dier kitaplarda yeterince ak olmayan bir boyutunu vurgula-
maktadr.

Yasann Tekrar (Deuteronomy)*


Tanrnz RABbin size retmek iin bana verdii buyruklar, kurallar, il-
keler bunlardr. Mlk edinmek iin gideceiniz lkede onlara uyun. Yaam-
nz boyunca siz, ocuklarnz ve torunlarnz, size verdiim btn kurallara,
buyruklara uyarak Tanrnz RABden korkun ki, mrnz uzun olsun. Ku-
lak ver, ey srail! Sz dinleyin ki, zerinize iyilik gelsin, atalarnzn Tanrs
RABbin size verdii sz uyarnca st ve bal akan lkede bol bol oalasnz.
Dinle, ey srail! Tanrmz RAB tek RABdir. Tanrnz RABbi btn yrei-
nizle, btn cannzla, btn gcnzle seveceksiniz. Bugn size verdiim
buyruklar aklnzda tutun. Onlar ocuklarnza belletin. Evinizde oturur-
ken, yolda yrrken, yatarken, kalkarken onlardan sz edin. Bir belirti ola-
rak onlar ellerinize balayn, aln sargs olarak takn. Evlerinizin kap sve-
lerine, kentlerinizin kaplarna yazn.
Tanrnz RAB atalarnza, brahime, shaka, Yakupa itii ant uyarnca,
sizi verecei lkeye -ina etmediiniz byk ve gzel kentleri, biriktirmedi-
iniz iyi eyalarla dolu evleri, siz emek vermeden kazlm sarnlar, dikme-
diiniz balar, zeytinlikleri olan lkeye- gtrecek. Orada yiyip doyacaks-
nz. O zaman dikkat edin! Sizi Msrdan, kle olduunuz lkeden karan
RABbi unutmayn. Tanrnz RABden korkacaksnz; Ona kulluk edecek ve
Onun adyla ant ieceksiniz. Baka ilahlarn, evrenizdeki uslarn tapt
hibir ilahn ardnca gitmeyeceksiniz. nk aranzda olan Tanrnz RAB
kskan bir tanrdr. fkelenirse sizi yeryznden yok eder. ()
* Kutsal Kitap, Eski Anlama, Yasann Tekrar, 6:1-15, Kitab- Mukaddes irketi, Yeni Yaam Yayn-
lar, 2009

7 Tesniye (Yasann Tekrar) Eski Ahitin ilk be kitab olan Tevratn 34 baptan oluan beinci kitab.

13
BATIYA YN VEREN METNLER

4. Tanrnn Seilmi nsanlaryla likisinin Boyutlar ve


Telmihi Tam Olarak Nedir?
Kehanet ve falclk, ou insan topluluunda var olan kadim bir uratr. Nite-
kim srail ve Yahuda krallklar da bundan paylarn alr. Khinlerin ou unutulmu
olmakla birlikte, (bu noktada, okurun dikkatini khin szcnn peygamber,
nebi, resul gibi eanlaml kullanmlarna ekmek isteriz) Yakupun slbnden olan
grup hafzalara silinmeyecek ekilde yerlemitir. Bunlardan ikisi, Yahudi tarihinin
kriz dnemlerinde, srail ve Yahuda krallklarnn dlerinin hemen ncesinde or-
taya kar, Tanrnn mesajn iletmek iin setii insanlara fevkalade kzgn olduu,
kendilerine vaat ettii ve varlk nedenleri olarak bildikleri anayurtlarn ve anayurt-
laryla olan tm balantlarn yok etmeye hazrland eklinde, inanlmaz haberler
verir. Kehanetler dorulanr. Yahudiler srgne der. Telafi edilebilecek gibi grn-
meyen srgn faciasna ramen, Yahudilerin yreklerini, cesaret ve inanlarn taze-
lemenin yollarn arayan khinler nc grubu oluturur. Sz konusu bu kehanetler,
Eski Ahitte yer aldklar ekilleriyle kayda geirilmi, gnmze kadar gelmilerdir.
Seilmi insanlarn Tanrlaryla ilikileri zerinde kafa yoran khinler, Yaradann ge-
nel olarak yarattklaryla ve insanlarla, zel olarak da srail halkyla mnasebetlerine
ilikin yeni ve derinlikli grler ortaya koyar. Kuzey Krallnn, yani srailin d-
ecei kehanetinde bulunduu kaydedilen Amos, kehanetlerini yazya dken ilk
khinlerdendir.

Amos*
Ey srail halk kulak ver, zerine yakacam atn szlerine: Dt er-
den kz srail; bir daha kalkamaz; serilmi kendi toprana; kaldran yok.
Bu yzden Egemen RAB yle diyor: Bin kiiyle savaa kan kentin, yz
adam sa kalacak; yz kiiyle kann, on adam kalacak srail halkna.
Bu yzden RAB, srail halkna yle diyor: Bana ynelin, yaarsnz
() RABbe ynelin, yaarsnz; yoksa Yusuf soyunda bir ate gibi parlar;
Beyteli yakp yok eder; yangn sndrecek kimse kmaz Ey adaleti ac
pelin otuna evirenler, doruluu yere alanlar! lker ve Orion takmyl-
dzlarn yaratan, zifiri karanl sabaha eviren, gndz geceyle karartan,
deniz sularn arp yeryzne dkenin ad RABdir. Kaleyi anszn ykar,
surlu kenti yerle bir eder.
Mahkemede kendilerini azarlayanlardan nefret ediyor, doru konuan-
dan ireniyorlar. Yoksulluu ezdiiniz, ondan zorla buday kopardnz
iin yaptnz yontma ta evlerde oturmayacak, diktiiniz gzel balarn
arabn imeyeceksiniz. nk isyanlarnzn ok, gnahlarnzn saysz

14
BATI GELENEKLERNN YAHUD-HIRSTYAN KAYNAKLARI

olduunu biliyorum. En doru kiiye bask yapan, rvet alan, mahkemede


mazlumun hakkn yiyenler! Bu yzden susmak der akll insana byle bir
zamanda, nk zaman ktdr.
Ktle deil, iyilie ynelin ki, yaayasnz; bylece dediiniz gibi,
RAB, Her eye Egemen Tanr sizinle olur. Ktlkten nefret edin, iyilii
sevin, mahkemede adaleti koruyun. Belki RAB, Her eye Egemen Tanr,
Yusufun soyundan sa kalanlara ltfeder.
Bu yzden RAB, Her eye Egemen Tanr RAB, yle diyor: Btn mey-
danlarda lk kopacak, sokaklarda inim inim inleyecekler; rgatlar yas tut-
maya, atlar feryat etmeye aracaklar. Btn balarda lk kopacak,
nk ben aranzdan geeceim. RAB byle diyor.
Vay bana, RABbin gnn zlemle bekleyenlerin! Niin zlyorsunuz
RABbin gnn? O gn aydnlk deil, karanlk olacak. Nasl ki, biri asla-
nn nnden kaar da karsna ay kar; evine dner, elini duvara dayar da
elini ylan sokar. RABbin gn aydnlk deil, karanlk olmayacak m? Hem
de zifiri karanlk, bir parlt bile yok.
RAB yle diyor: reniyorum, tiksiniyorum bayramlarnzdan; holan-
myorum dinsel toplantlarnzdan. Yakmalk ve tahl sunularnz bana sun-
sanz bile kabul etmeyeceim; besili hayvanlarnzdan sunacanz esenlik
sunularna dnp bakmayacam. Uzak tutun benden ezgilerinizin grl-
tsn; enklerinizin sesini dinlemeyeceim. Bunun yerine adalet su gibi,
doruluk rmak gibi srekli aksn.
Ey srail halk, lde krk yl boyunca bana m kurbanlar, sunular sun-
dunuz? Gerekte kralnz Sakkutu, putunuz Kayvan, kendiniz iin yapt-
nz ilahn yldzn tadnz. Bu yzden sizi amn tesine sreceim.
RAB byle diyor, Onun ad Her eye Egemen Tanrdr.

* Kutsal Kitap, Eski Antlama, Amos 5, Kitab- Mukaddes irketi, Yeni Yaam Yaynlar, 2009.

Yeaya, Yahuda Krallnn ve sraillilerin Tanrsnn yegne tapnann


olduu Kudsn (Yerualim) decei kehanetinde bulunur.

Yeaya*
Yahuda krallar Uzziya, Yotam, Ahaz ve Hizkiya zamannda Amos olu
Yeayann Yahuda ve Yerualimle ilgili grm:
Ey gkler dinleyin, ey yeryz kulak ver! nk RAB konuuyor: o-
cuklar yetitirip byttm ama bana bakaldrdlar. kz sahibini, eek

15
BATIYA YN VEREN METNLER

efendisinin yemliini bilir ama srail halk bu kadarn bile bilmiyor; halkm
anlamyor. Gnahl ulusun, su ykl halkn, ktlk yapan soyun, ba-
tan km ocuklarn vay haline! RABbi terk ettiler, srailin kutsaln hor
grdler, Ona srt evirdiler. Neden bir daha dvlesiniz? Neden vefaszl
srdryorsunuz? Ba bsbtn hasta, yrek bsbtn yaral; bedenininiz
tepeden trnaa salksz, taze darbe izleriyle, yara bereyle dolu, temizlen-
memi, yala yumuatlmam, sarlmam. lkeniz ssz, kentleriniz atee
verilmi. Yabanclar topraklarnz gznzn nnde yiyip bitiriyor! Sanki
lkenin kkn kazmlar. Sion kz badaki ardak, salatalk bostanndaki
kulbe gibi, kuatlm bir kent gibi kalakalm. Her eye Egemen RAB ba-
zlarmz sa brakmam olsayd, Sodom gibi olur, Gomoraya8 benzerdik.
Ey Sodom yneticileri, RABbin sylediklerini dinleyin; ey Gomora hal-
k, Tanrmzn yasalarna kulak verin. Kurbanlarnzn says okmu, bana
ne? diyor RAB, yakmalk ko sunularna, besili hayvanlarn yana doy-
dum. Boa, kuzu, teke kan deil istediim. Huzuruma geldiinizde avlu-
larm inemenizi mi istedim sizden? Anlamsz sunular getirmeyin artk.
Buhurdan ireniyorum. Ktlk dolu trenlere, Yeni Ay, abat Gn kutla-
malarna ve dzenlediiniz toplantlara dayanamyorum. Yeni Ay trenle-
rinizden, bayramlarnzdan nefret ediyorum. Bunlar bana yk oldu, onlar
tamaktan yoruldum. Ellerinizi ap bana yakardnzda gzlerimi sizden
karacam. Ne kadar ok dua ederseniz edin dinlemeyeceim. Elleriniz
kan dolu. Ykanp temizlenin, ktlk yaptnz gzm grmesin, ktlk
etmekten vazgein. yilik etmeyi renin, adaleti gzetin, zorbay yola geti-
rin, kszn hakkn verin, dul kadn savunun.
RAB diyor ki, Gelin, imdi davamz grelim. Gnahlarnz sizi kana bo-
yam bile olsa kar gibi ak pak olacaksnz. Elleriniz krmz bcei gibi kzl
olsa da yapa gibi bembeyaz olacak. stekli olur, sz dinlerseniz, lkenin
en iyi rnlerini yiyeceksiniz. Ama direnip bakaldrrsanz, kl sizi yiyip
bitirecek. Bunu syleyen RABdir.
Sadk kent nasl da fahie oldu! Adaletle doluydu, doruluun barnay-
d, imdiyse katillerle doldu. Gm cruf oldu, arabna su katld. Yne-
ticileri asilerle hrszlarn ibirlikisi; hepsi rveti seviyor, armaan peine
dm. kszn hakkn vermiyor, dul kadnn davasn grmyorlar.
Bu yzden RAB, Her eye Egemen RAB, srailin Gls yle diyor:
Hasmlarm cezalandrp rahata kavuacam, dmanlarmdan alaca-
m. Sana kar duracak, kl suyuyla artr gibi seni cruftan artp temiz-
leyeceim. Eskiden, balangta olduu gibi, sana yneticiler, danmanlar
yetitireceim. Ondan sonra, Doruluk Kenti, Sadk Kent diye adlandrla-

8 Sodom ve Gomora, Hz. Lt dneminde Tanrnn gazabna uram olan iki ehir.

16
BATI GELENEKLERNN YAHUD-HIRSTYAN KAYNAKLARI

caksn. Sion adalet sayesinde, tvbe edenleri de doruluk sayesinde kurtu-


lacak. Ama bakaldranlarla gnahllar birlikte ykma urayacaklar. RABbi
terk edenler yok olacak. Sevip altnda tapndnz yabanl fstk aalarn-
dan utanacaksnz; putperest trenleriniz iin setiiniz bahelerden tr
yznz kzaracak. Yapraklar solmu yabanl fstk aacna, susuz baheye
dneceksiniz. Gl adamlarnz ktk gibi, yaptklar iler kvlcm gibi ola-
cak; ikisi birlikte yanacak ve sndren olmayacak.
Amos olu Yeayann Yahuda ve RABbin tapnann kurulduu da,
son gnlerde dalarn en ycesi, tepelerin en yksei olacak. Oraya akn
edecek uluslarn hepsi. Birok halk gelecek, Haydi RABbin Dana,
Yakupun Tanrsnn Tapnana kalm, diyecekler, O bize kendi yolunu
retsin, biz de Onun yolundan gidelim. nk Yasa Siondan, RABbin
sz Yerualimden kacak. RAB uluslar arasnda yarglk edecek; birok
halkn arasndaki anlamazlklar zecek. nsanlar kllarn ekile dvp
saban demiri, mzraklarn bac ba yapacaklar. Ulus ulusa kl kaldr-
mayacak, sava eitimi yapmayacaklar artk.
Ey Yakup soyu, gelin RABbin nda yryelim. Ya RAB, halkn, Ya-
kup soyunu terk ettin, nk yrekleri Dou kkenli inanlarla dolu. Filis-
tinliler gibi falclkla urayor, yabanclarla el skyorlar. lkeleri altnla,
gmle dolu, hazinelerinin sonu yok, saysz atlar, sava arabalar var. l-
keleri putlarla dolu; elleriyle yaptklar, parmaklaryla biim verdikleri put-
larn nnde eiliyorlar. Bu yzden herkes alaltlp dize getirilecek. Onla-
r balama, ya RAB! RABbin dehetinden, yce grkeminden kamak iin
kayalklara gidin, yerin altna saklann; insann kstah baklar alaltlacak,
gururu krlacak, o gn yalnz RAB yceltilecek.
nk Her eye Egemen RAB o gn kibirlileri, gururlular, kendini be-
enmileri alaltacak; Lbnann btn ulu, yksek sedir aalarn, Baann
btn meelerini yok edecek; btn ulu dalar, yksek tepeleri, btn yk-
sek kuleleri, gl surlar yerle bir edecek; ticaret gemilerinin, gzel tekne-
lerinin hepsini yok edecek. nsanlarn gururu, kibri krlacak; o gn yalnz
RAB yceltilecek, putlar tmyle ortadan kalkacak. RAB kalkp yeryz-
n sarsmaya balaynca, insanlar Onun dehetinden ve yce grkeminden
kamak iin maaralara, yeralt kovuklarna saklanacaklar. O gn insanlar
yeryzn sarsmak zere harekete geen RABbin dehetinden ve yce gr-
keminden kamak iin tapmak amacyla yaptklar altn, gm putlar ks-
tebeklere, yarasala atp kaya kovuklarna, uurumlardaki yarklara saklana-
caklar. lml insana gvenmekten vazgein. Onun ne deeri var ki?

* Kutsal Kitap, Eski Antlama, Yeaya 1-2, Kitab- Mukaddes irketi, Yeni Yaam Yaynlar, 2009.

17
BATIYA YN VEREN METNLER

Mika, sraillilerin Tanrs adna konuarak, Yahudallar Onun sznden


ktklar iin knar.

Mika*
RABbin sylediklerine kulak verin: Kalkn, davanz dalarn nnde
dile getirin. Tepeler duysun sesinizi. Ey dalar ve yeryznn sarslmaz
temelleri, RABbin sulamasn dinleyin. nk RAB halkndan davac,
srailden ikyeti. Ey halkm, sana ne yaptm? diyor RAB, Sana nasl
yk oldum, yantla. Seni Msrdan ben kardm, ben kurtardm seni klelik
diyarndan () RABbin adaletini o zaman anlayacaksnz.
RABbin nne ne ile kaym, yce Tanrya nasl tapnaym? Onun
nne yakmalk sunuyla m, bir yanda danaya m kaym? Binlerce ko
sunsam, zeytinyandan on binlerce dere aktsam, RAB honut kald m? Su-
uma karlk ilk olumu, ilediim gnah iin bedenimin rnn versem
olur mu? Ey insanlar, RAB iyi olan size bildirdi; adil davranmanzdan, sada-
kati sevmenizden ve alakgnlllkle yolunda yrmenizden baka Tanr-
nz RAB sizden ne istedi?
Dinleyin! RAB kente sesleniyor. Onun adndan korkmak bilgeliktir. Di-
yor ki, Ey halk ve kent meclisi, dinleyin. Kt adamlarn evleri hakszca
kazanlm servetlerle dolu, bilmiyor muyum sanyorsunuz? Eksik lek la-
netlidir. Hileli terazi kullanan, torbasnda eksik arlklar olan adam nasl
aklayaym? Kentin zenginleri zorba, halk da yalancdr. Dillerinden aldat-
c szler dklr. Gnahlarnzdan tr ykmnz, mahvnz hazrladm
bile. Yiyecek, ama doymayacaksnz. A kalmayacak karnnz, biriktireceksi-
niz, ama saklayamayacaksnz. Koruyabildiinizi klla yok edeceim. Eke-
cek, ama biemeyeceksiniz. Zeytin ezecek, ama yan srnemeyeceksiniz.
zm skacak, ama arabn iemeyeceksiniz. Kral Omrinin buyruklarna,
Ahav9 soyunun kt detlerine uyduunuz, onlarn trelerini izlediiniz
iin sizi utanca boacam, ykma uratacam. Halkm olarak aalanma-
ya dayanmak zorunda kalacaksnz.

* Kutsal Kitap, Eski Antlama, Mika 6, Kitab- Mukaddes irketi, Yeni Yaam Yaynlar, 2009.

9 Ahav, Omrinin olu, 722de Asurlular tarafndan igale uramadan nce, kuzey srail Krall-
nn kral; Yunus Peygambere, kar kmasyla maruftur.

18
BATI GELENEKLERNN YAHUD-HIRSTYAN KAYNAKLARI

Ve nihayet, srgnn byk peygamberi Yeaya, getikleri darboazda in-


sanlar iin teselli kayna olur, onlara umut verir.

Yeaya*
Ey Yakup soyu, seni yaratan, Ey srail, sana biim veren RAB imdi y-
le diyor: Korkma, nk seni kurtardm, seni adnla ardm, sen benim-
sin. Sularn iinden geerken seninle olacam, rmaklarn iinden geer-
ken su boyunu amayacak. Atein iinde yrrken yanmayacaksn, alevler
seni yakmayacak. nk senin Tanrn, srailin kutsal, seni kurtaran RAB
benim. Fidyen olarak Msr, sana karlk Ku ve Seva diyarlarn verdim.
Gzmde deerli ve saygn olduun, seni sevdiim iin senin yerine insan-
lar, cann karlnda halklar vereceim. Korkma, nk seninleyim, soyun-
dan olanlar doudan getireceim, sizleri de batdan toplayacam. Kuzeye,
Ver, gneye, Alkoyma; oullarm uzaktan, kzlarm dnyann drt buca-
ndan getir, diyeceim. Yceliim iin yaratp biim verdiim, admla a-
rlan herkesi, evet, oluturduum herkesi getirin diyeceim.
Gzleri olduu halde kr, kulaklar olduu halde sar olan halk ne ge-
tir. Btn uluslar bir araya gelsin, halklar toplansn. lerinden hangisi bun-
lar bildirebilir, olup bitenleri bize duyurabilir? Tanklar arp hakl ol-
duklarn kantlasnlar, tekiler de duyup, Dorudur, desinler. Tankla-
rm sizlersiniz, diyor RAB, setiim kullar sizsiniz. yle ki beni tanyp
bana gvenesiniz, benim O olduumu anlayasnz. Benden nce bir tanr
olmad, benden sonra da olmayacak. Ben, yalnz ben RABbin, benden ba-
ka kurtarc yoktur. Ben bildirdim, ben kurtardm, ben duyurdum, aranz-
daki yabanc ilahlar deil. Tanklarm sizsiniz, diyor RAB, Tanr benim,
gn gn olal ben Oyum. Elimden kimse kurtaramaz. Ben yaparm, kim en-
gel olabilir?

***
Dalar ap gelen mjdecinin ayaklar ne gzeldir! O mjdeci ki, esenlik
duyuruyor. yilik mjdesi getiriyor, kurtulu harbi veriyor. Sion10 halkna,
Tanrnz egemenlik sryor! diye ilan ediyor. Dinleyin! Bekileriniz ses-
lerini ykseltiyor, hep birlikte sevinle haykryorlar. nk RABbin Siona
dnn gzleriyle grmekteler! Ey Yerualim ykntlar, hep birlikte se-

10 Sion, aslnda Kudsn (Yerualim) stne ina edildii tepelerden sadece biriydi ama zaman
iinde ehir bu tepenin adyla anlmaya baland ve ehrin halkna da Jerusalemden mlhem,
Jews (Yahudiler) dendi.

19
BATIYA YN VEREN METNLER

vinle haykrp barn! nk RAB halkn avuttu, Yerualimi kurtard.


Btn uluslarn gz nnde kutsal kolunu svad, dnyann drt buca
Tanrmzn kurtarn grecek. ()
Bakn, kulum baarl olacak; stn olacak, el stnde tutulup alabildi-
ine yceltilecek. Biroklar onun karsnda dehete dyor; biimi, gr-
n yle bozuldu ki, insana benzer yan kalmad; pek ok ulus ona aacak,
onun nnde krallarn azlar kapanacak, nk kendilerine anlatlmam
olan grecek, duymadklarn anlayacaklar.
Verdiimiz habere kim inand? RABbin gc kime akland? O11 RABbin
nnde bir fidan gibi, kurak yerdeki kk gibi byd. Baklacak biimden,
gzellikten yoksundu. Gnlmz eken bir grn de yoktu. nsanlarca
hor grld, yapayalnz brakld. Aclar adamyd, hastal yakndan tan-
d. nsanlarn yz evirdii biri gibi hor grld, ona deer vermedik.
Aslnda hastalklarmz o stlendi, aclarmz o yklendi. Bizse Tanr
tarafndan cezalandrldn, vurulup ezildiini sandk. Oysa bizim isyan-
larmz yznden onun bedeni deildi; bizim sularmz yznden o eziyet
ekti. Esenliimiz iin gerekli olan ceza ona verildi. Bizler onun yaralaryla
ifa bulduk. Hepimiz koyun gibi yoldan sapmtk, her birimiz kendi yoluna
dnd. Yine de RAB hepimizin cezasn ona ykledi.
O bask grp eziyet ektiyse de azn amad. Kesime gtrlen kuzu
gibi, krkclarn nnde sessizce duran koyun gibi amad azn. Acma-
szca yarglanp lme gtrld. Halkmn isyan ve hak ettii ceza yzn-
den yaayanlar diyarndan atld. Onun kuandan bunu dnen oldu mu?
iddete bavurmad, azndan hileli sz kmad halde, ona ktlerin ya-
nnda bir mezar verildi, ama ldnde zenginin yanndayd.
Ne var ki, RAB onun ezilmesini uygun grd. Ac ekmesini istedi. Can-
n su sunusu olarak sunarsa soyundan gelenleri grecek ve gnleri uzaya-
cak. RABbin istemi onun araclyla gerekleecek. Cann feda ettii iin
grdkleriyle honut olacak. Doru kulum, kendisini kabul eden biroklar-
n aklayacak. nk onlarn sularn o stlendi. Bundan dolay ona nl-
ler arasnda bir pay vereceim. Ganimeti gllerle paylaacak. nk ca-
nn feda etti, bakaldranlarla bir sayld. Pek oklarnn gnahn o zerine
ald, bakaldranlar iin de yalvard.
* Kutsal Kitap, Eski Antlama, Yeaya 43:1-13, 52:7-53:12, Kitab- Mukaddes irketi, Yeni Yaam
Yaynlar, 2009.

11 Bir nceki paragrafta Tanrnn kulu olarak anlmakta; bu kul Hristiyanlar iin Hz. sa Mesih, Ya-
hudiler iin azap eken Yahudi milleti.

20
BATI GELENEKLERNN YAHUD-HIRSTYAN KAYNAKLARI

B. HIRSTYANLIK
Kadim Orta Dou halklarndan farkl olarak Yahudiler, topraklarn Babillilere,
Perslere, Yunanllara ve Romallara kaybetmelerine karn tmyle yok olmaz. ou
Yahudinin gnmzde de bal kald dini gelenekler, Yahudileri bir arada tutar,
bir halk olarak yaaya kalmalarn salar. Dahas, Hristiyanln kurucularnn hepsi,
Hz. sa, havari ve mritleri, Yahudidir. Bylece, byk lde tadil edilmi olmakla
birlikte, Yahudilerin dini geleneklerini Hristiyanlk tar.
336 ila 333 yllarnda, Makedonyann Grek eitimli kral Byk skender, Ya-
hudilerin Pers derebeyliklerini fethederek, byk Pers mparatorluunu ele geirir.
lmnden sonra dnyaya brakt miras, uzun yllar sren uluslararas entrika, dip-
lomasi ve sava halidir. skenderin imparatorluu blndkten sonra ortaya kan
devletler, bir zamanlar uruna Msrllarla Mezopotamyallarn da savam olduu
topraklar iin birbirlerine girer. Kendilerini bu atmalarn ortasnda bulan Yahudilerin
bir ksm, bir dizi kanl atmadan sonra Romadan yardm ister. Romallar, 63de
Filistini alr. Ne var ki, kurtarclar beraberlerinde vergi memurlarn da getirmilerdir.
Ksa sre iinde dost olmaktan kp Celile ve Judea12nn efendileri olurlar; Celileyi,
Herod araclyla denetim altna alp Judeay dorudan ynetmeye koyulurlar.
Hz. sa, bu artlar altnda, 4de13 dnyaya gelir. Yaamnn ilk yllar hakknda
pek az ey bilinmektedir. Vaaz vermeye balaynca ylesi byk kalabalklar top-
lar ki, Yahudi nderler itibar kaybetmekten korkar olurlar. Hz. sann Romallar ile
uzlama abalarnda kendilerinin ve kukla hkmetlerinin elini zayflatacandan
endielenmektedirler. Nitekim Hz. sann kendisini sraillileri kurtarmak zere Tanr
tarafndan gnderilen Mesih olduunu aklamasn frsat bilip Onu sular, Romal
vekil ya da Judea valisi Pontius Pilatenin14 huzuruna karrlar. Hz. sann, S 30da
armha gerilmek suretiyle ldrlmesi, Romallar ve Kuds Yahudilerinin nde ge-
lenleri iin mritlerini bir siyasi tehdit unsuru olmaktan karr.
Hz. sann mritlerinin Onun doumu, szleri, yaptklar, ektikleri, lm,
yeniden dirilii ve bunlarn insanlk iin ifade ettiklerine olan inanlar yeni bir di-
nin temelini oluturur. Dnya, Hristiyanln sahneye kt dnemlerde yeni bir
inanc benimsemeye hazrdr; Yehovann seilmi insanlar olarak pek ok Yahudi
umutlarnn gereklemesini salayacak bir nderin ortaya kmasn beklemektedir.
Bu nderin Romallarla aralarndaki ciddi siyasi sorunlarn da stesinden gelecei

12 Romallarn gney Suriyeyi blerek oluturduu blgelerden ikisi.


13 Rumi takvim Hz. sann doumunu birinci yl olarak kabul etmi olsa da, ada bilim insanlar,
bu hesabn doru olmadn iddia eder; ou, Hz. sann Jlyen (Rumi) takvime gre 4te,
yani Byk Herod Hkmdarlnn son gnlerinde doduu hususunda birleir. Dolaysyla,
Hz. sann doumu da 4 olmaldr.
14 Pontius Pilate Romann Judeaya vali olarak gnderdii vekillerinden beincisidir. Burada, S
26dan 36ya kadar kalr.

21
BATIYA YN VEREN METNLER

beklentisi iindedirler. Ne ki, Hz. sa bylesi siyasi beklentilere cevap verememitir.


lk Hristiyanlar, Hz. sann yaamnn ve lmnn, siyasi beklentilerini deil, dini
umutlarn karlayacana inanan Yahudilerin arasndan kar.
Hristiyanlk iin artlar, srailin dnda da msaittir. skenderin fethinden sonra
Grek kltr Orta Douya yava yava yaylrken, Greke daha hzl davranm,
Hristiyanlk retisini duyurmay mmkn klan ortak bir dil oluturmutur. Dahas,
Hz. sann yaad dnemde, Roma mparatorluu Akdeniz havzasn tmyle ele
geirmi ve yer yer kydan ieriye nfuz etmitir. Misyonerler, bu geni alanda Roma
hukukunun korumas altnda ve tek bir hkmete muhatap olmann rahatlyla se-
yahat etme imknna kavuurlar. Havari Pavlus ve dier ilk misyonerler, en azndan
dil ve siyaset kurumlar itibariyle yekvcut olan bu ortamda, bir asr nce mmkn
olamayacak bir hzla Hristiyanl yayar.
Ne var ki, Hristiyanlk, sz konusu Yahudi mirasyla ilgili sorunlar yaayacaktr.
Yeni Ahit dneminin banda, Yahudiler, Yehova ve Onun Yasasnn genel kabulyle
ilgili eski sorunu halletmilerdir, ama nazik bir sorun daha vardr: Yasaya nasl uyu-
laca sorunu. Yasa, ngrlen birtakm kurallara biimsel olarak uyum meselesi mi,
yoksa snrsz ahlaki ve ruhani geliime, uyarlamaya ve tefsire ak bir ruh ve niyet
midir?(PR)

1. Hz. sann Mritleri Nasl Yaamaldr?


Hz. sa, kendisine Tanrnn tevdi ettii bir misyonu olduuna ve Yahudilere
Tanrnn kendilerinden ne beklediini retmenin bu misyonun bir paras olduuna
inanmaktadr. Bunlar vaaz vererek, kssalar anlatarak ve kendini rnek gstererek
nakleder. Vazettiklerinin bir blm, mritlerinin Yahudi Yasasyla ilikisine dair yar-
glarn ve nasl bir yaam srmeleri gerektiine ilikin retilerini ieren, Dadaki
Konuma ile nakledilir. Hz. sann en yaknndaki mritlerinden Aziz Mattaya gre
bu konuma, Onun yaam ve eylemlerinin kayda geirildii Gospelde15 yer almak-
tadr.

Aziz Matta*
Hz. sa kalabalklar grnce daa kt. Oturunca rencileri yanna gel-
di. Hz. sa konumaya balayp onlara unlar retti:
Ne mutlu ruhta yoksul olanlara! nk Gklerin Egemenlii onlarndr.

15 Gospel= Mjde: Yeni Ahitin Hz. sann yaamn, retilerini, lm ve diriliiyle ilgili bilgileri
ieren ilk drt kitabndan biri.

22
BATI GELENEKLERNN YAHUD-HIRSTYAN KAYNAKLARI

Ne mutlu yasl olanlara! nk onlar teselli edilecekler.


Ne mutlu yumuak huylu olanlara! nk onlar yeryzn miras ala-
caklar.
Ne mutlu dorulua ackp susayanlara! nk onlar doyurulacaklar.
Ne mutlu merhametli olanlara! nk onlar merhamet bulacaklar.
Ne mutlu yrei temiz olanlara! nk onlar Tanry grecekler.
Ne mutlu bar salayanlara! nk onlara Tanr oullar denecek.
Ne mutlu doruluk uruna zulm grenlere! nk Gklerin Egemenli-
i onlarndr.
Benim yzmden insanlar size svp zulmettikleri, yalan yere size kar
her trl kt sz syledikleri zaman ne mutlu size! Sevinin, sevinle co-
un! nk gklerdeki dlnz byktr. Sizden nce yaayan peygam-
berlere de byle zulmettiler.
Yeryznn tuzu sizsiniz. Ama tuz tadn yitirirse, bir daha ona nasl tuz
tad verilebilir? Artk dar atlp ayakaltnda inenmekten baka ie yara-
maz.
Dnyann sizsiniz. Tepeye kurulan kent gizlenemez. Kimse kandil
yakp tahl leinin altna koymaz. Tersine, kandile koyar; evdekilerin hep-
sine k salar. Sizin nz insanlarn nnde yle parlasn ki, iyi ilerini-
zi grerek Babanz yceltsinler!
Kutsal Yasay ya da peygamberlerin szlerini geersiz klmak iin geldi-
imi sanmayn. Ben geersiz klmaya deil, tamamlamaya geldim. Size do-
rusunu syleyeyim, yer ve gk ortadan kalkmadan, her ey gereklemeden,
Kutsal Yasadan ufack bir harf ya da bir nokta bile yok olmayacak. Bu ne-
denle, bu buyruklarn en knden birini kim iner ve bakalarna yle
retirse, Gklerin Egemenliinde en kk saylacak. Ama bu buyruklar
kim yerine getirir ve bakalarna retirse, Gklerin Egemenliinde byk
saylacak. Size unu syleyeyim: Doruluunuz din bilginleriyle Ferisilerin-
kini amadka, Gklerin Egemenliine asla giremezsiniz!
Atalarmza, Adam ldrmeyeceksin. ldren yarglanacak, dendiini
duydunuz. Ama ben size diyorum ki, kardeine fkelenen herkes yargla-
nacaktr. Kim kardeine aalayc bir sz sylerse, Yksek Kurulda yarg-
lanacaktr. Kim kardeine ahmak derse, cehennem ateini hak edecektir. Bu
yzden, sunakta adak sunarken kardeinin sana kar bir ikyeti olduunu
anmsarsan, adan orada, sunan nnde brak, git nce kardeinle bar;
sonra gelip adan sun. Senden davac olanla daha yoldayken abucak an-
la. Yoksa o seni yargca, yarg da gardiyana teslim edebilir; sonunda hapse
atlabilirsin. Sana dorusunu syleyeyim, borcunun son kuruunu deme-
den oradan asla kamazsn.

23
BATIYA YN VEREN METNLER

Zina etmeyeceksin, dendiini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, bir
kadna ehvetle bakan her adam, yreinde o kadnla zina etmi olur. Eer
sa gzn gnah ilemene neden olursa, onu kar at. nk vcudunun
bir yesinin yok olmas, btn vcudunun cehenneme atlmasndan iyidir.
Eer sa elin gnah ilemene neden olursa, onu kes at. nk vcudunun
bir yesinin yok olmas, btn vcudunun cehenneme gitmesinden iyidir.
Kim karsn boarsa ona boanma belgesi versin, denmitir. Ama ben
size diyorum ki, karsn fuhu dnda bir nedenle boayan onu zinaya it-
mi olur. Boanm bir kadnla evlenen de zina etmi olur.
Yine atalarmza, Yalan yere ant imeyeceksin, ama Rabbin nnde iti-
in antlar yerine getireceksin, dendiini duydunuz. Oysa ben size diyorum
ki, hi ant imeyin: Ne gk zerine, nk oras Tanrnn tahtdr; ne yer
zerine, nk oras Onun ayak taburesidir; ne de Yerualim zerine, n-
k oras Byk Kraln kentidir. Banzn zerine de ant imeyin. nk
sanzn tek telini ak ya da kara edemezsiniz. Evetiniz evet, hayr nz
hayr olsun. Bundan fazlas eytandandr.
Gze gz, die di, dendiini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, kt-
ye kar direnmeyin. Sa yananza bir tokat atana br yananz da evi-
rin. Size kar davac olup mintannz almak isteyene abanz da verin. Sizi
bin adm yol yrtmeye zorlayanla iki bin adm yryn. Sizden bir ey di-
leyene verin, sizden dn isteyeni evirmeyin.
Komunu seveceksin, dmanndan nefret edeceksin, dendiini duydu-
nuz. Ama ben size diyorum ki, dmanlarnz sevin, size zulmedenler iin
dua edin. yle ki, gklerdeki Babanzn oullar olasnz. nk O, gnei-
ni hem ktlerin hem iyilerin zerine dourur; yamurunu hem dorularn
hem erilerin zerine yadrr. Eer yalnz sizi sevenleri severseniz, ne d-
lnz olur? Vergi grevlileri de yle yapmyor mu? Yalnz kardelerinize se-
lam verirseniz, fazladan ne yapm olursunuz? Putperestler de yle yapm-
yor mu? Bu nedenle, gksel Babanz yetkin olduu gibi, siz de yetkin olun.
* Kutsal Kitap, Yeni Antlama, Aziz Matta 5:1-48, Kitab- Mukaddes irketi, Yeni Yaam Yaynlar,
2009.

2. Hz. sann Dnyadaki Yaam Nasl Sona Erdi ve


Nasl Bir Anlam Tayordu?
Hz. sa, retileri ve hastalar iyiletirme yetisiyle pek ok mrit kazanr. Bun-
lardan bazlar, Onun Yahudileri Romallarn boyunduruundan kurtarmak zere,
Tanr tarafndan gnderildiine inanr. Bu nedenledir ki, Hz. sann Mayasz Ekmek

24
BATI GELENEKLERNN YAHUD-HIRSTYAN KAYNAKLARI

Yortusunu kutlamak zere Kutsal ehire, (Yerualime) gelmesi, Romal yetkililer-


den ziyade, onlarla iyi geinmeye alan Yahudi nderleri rahatsz eder. Yahudiler
iin Mayasz Ekmek Yortusu, Tanrnn seilmi insanlarn bir dier baskc yne-
timden, Msrllardan, Hz. Musay gndermek suretiyle kurtarmasn kutladklar
bir enliktir. zleyen olaylar, Hz. sann dnya zerindeki yaamnn son bulmasyla
noktalanarak, bir doruk noktas oluturur. Hz. sann bu olaylara dair sz ve ey-
lemlerinin kaytlar, Aziz Markosa gre Kutsal Kitapta yer almaktadr. Aadaki
metin, Aziz Matta ile Aziz Lukann anlatlar itibariyle de aklayc bir temel tekil
eder. Aziz Matta, Aziz Markos ve Aziz Lukann anlatlar, birbirleriyle benzerlikleri
nedeniyle, sinoptik, yani ayn bak asyla yazlmtr. (PR)

Aziz Markos*
Fsh ve Mayasz Ekmek Yortusuna iki gn kalmt. Ba khinlerle din
bilginleri Hz. say hileyle tutuklayp ldrmenin bir yolunu aryorlard.
Bayramda olmasn, yoksa halk arasnda kargaalk kar, diyorlard. ()
Bu arada Onikilerden16 biri olan Yahuda skariot, Hz. say ele ver-
mek amacyla ba khinlerin yanna gitti. Onlar bunu iitince sevindiler,
Yahudaya para vermeyi vaat ettiler. O da Hz. say ele vermek iin frsat
kollamaya balad.
Fsh kurbannn kesildii Mayasz Ekmek Bayramnn ilk gn renci-
leri Hz. saya, Fsh yemeini yemen iin nereye gidip hazrlk yapmamz
istersin? diye sordular.
O da rencilerinden ikisini u szlerle nden gnderdi: Kente gidin,
orada su testisi tayan bir adam kacak karnza. Onu izleyin. Adamn
gidecei evin sahibine yle deyin: retmen, rencilerimle birlikte Fsh
yemeini yiyeceim konuk odas nerede, riye soruyor. Ev sahibi size st
katta denmi, hazr byk bir oda gsterecek. Orada bizim iin hazrlk
yapn. renciler yola kp kente gittiler. Her eyi, Hz. sann kendilerine
syledii gibi buldular ve Fsh yemei iin hazrlk yaptlar.
Akam olunca Hz. sa Onikilerle birlikte geldi. Sofraya oturmu yemek
yerlerken Hz. sa, Size dorusunu syleyeyim, dedi, sizden biri, benimle
yemek yiyen biri bana ihanet edecek. Onlar da kederlenerek birer birer ken-
disine, Beni demek istemedin ya? diye sormaya baladlar. Hz. sa onlara,
Onikilerden biridir, ekmeini benimle birlikte sahana batrandr, dedi.
Evet, insanolu kendisi iin yazlm olduu gibi gidiyor, ama insanoluna

16 Hz. sa tarafndan seilerek vaaz vermekle grevlendirilen ilk on iki havari.

25
BATIYA YN VEREN METNLER

ihanet edenin vay haline! O adam hi domam olsayd, kendisi iin daha
iyi olurdu.
Hz. sa yemek srasnda eline ekmek ald, kredip ekmei bld ve,
Aln, bu benim bedenimdir, diyerek rencilerine verdi. Sonra bir kse
alp kretti ve bunu rencilerine verdi. Hepsi bundan iti. Bu benim ka-
nmdr, dedi Hz. sa. Biroklar uruna aktlan antlama kandr. Size do-
rusunu syleyeyim, Tanrnn Egemenliinde yenisini ieceim o gne dek,
asmann rnnden bir daha imeyeceim.
lahi syledikten sonra dar kp Zeytin Dana17 doru gittiler. Bu
arada Hz. sa rencilerine, Hepiniz sendeleyip deceksiniz, dedi. n-
k yle yazlmtr: oban vuracam, koyunlar darmadan olacak.
Ama ben dirildikten sonra sizden nce Celileye gideceim. Petrus Ona,
Herkes sendeleyip dse bile ben dmem, dedi. Sana dorusunu sy-
leyeyim, dedi Hz. sa, bugn, bu gece, horoz iki kez tmeden sen beni
kez inkr edeceksin. Ama Petrus steleyerek, Seninle birlikte lmem
gerekse bile seni asla inkr etmem, dedi. rencilerin hepsi de ayn eyi
syledi.
Sonra Getsemani denilen yere geldiler. Hz. sa rencilerine, Ben dua
ederken siz burada oturun, dedi. Petrusu, Yakupu ve Yuhannay yanna
ald. Hznlenmeye ve ar bir sknt duymaya balamt. Onlara, lesi-
ye kederliyim, dedi, burada kaln, uyank durun. Biraz ilerledi, yzst
yere kapanp dua etmeye balad. Mmknse o saati yaamayaym, dedi,
Abba, Baba, senin iin her ey mmkn, bu kseyi benden uzaklatr. Ama
benim deil, senin istediin olsun.
rencilerin yanna dndnde onlar uyumu buldu. Petrusa,
Sinum,18 dedi, uyuyor musun? Bir saat uyank kalamadn m? Uyank du-
rup dua edin ki, ayartlmayasnz. Ruh isteklidir, ama beden gszdr.
Yine uzaklat, ayn szleri tekrarlayarak dua etti. Geri geldiinde renci-
lerini yine uyumu buldu. Onlarn gz kapaklarna arlk kmt. Hz.
saya ne diyeceklerini bilemiyorlard.
Hz. sa nc kez yanlarna dnd, Hl uyuyor, dinleniyor musu-
nuz? dedi, yeter! Saat geldi. te nsanolu gnahkrlarn eline veriliyor.
Kalkn, gidelim. te bana ihanet eden geldi.
Tam o anda, Hz. sa daha konuurken, Onikilerden biri olan Yahuda -
kageldi. Yannda ba khinler, din bilginleri ve ileri gelenler tarafndan gn-
derilmi kll sopal bir kalabalk vard. Hz. saya ihanet eden Yahuda,

17 Kudsn yaklak bir kilometre dousunda, Kidron Vadisinin yanndaki tepe.


18 Sinum, sz konusu adamn gerek adyd ama onunla ilk karlatnda, Hz. sa ona, kaya an-
lamna gelen Petrus adn vermiti.

26
BATI GELENEKLERNN YAHUD-HIRSTYAN KAYNAKLARI

Kimi persem, Hz. sa Odur. Onu tutuklayn, gvenlik altna alp gt-
rn, diye onlarla szlemiti. Gelir gelmez Hz. saya yaklat, Rabbi, di-
yerek Onu pt. Onlar da Hz. say yakalayp tutukladlar.
Hz. sann yannda bulunanlardan biri klcn ekti, ba khinin klesi-
ne vurup kulan uurdu. Hz. sa onlara, Niin bir haydutmuum gibi beni
kl ve sopalarla yakalamaya geldiniz? dedi, her gn tapnakta, yan ba-
nzda retiyordum, beni tutuklamadnz. Ama bu, Kutsal Yazlar yerine gel-
sin diye oldu. O zaman rencilerinin hepsi Onu brakp kat.
Hz. sann ardndan sadece keten beze sarlm bir gen gidiyordu. Bu
gen de yakaland. Ama keten bezden syrlp plak olarak kat.
Hz. say grevli ba khine gtrdler. Btn ba khinler, ileri gelen-
ler ve din bilginleri de orada topland. Petrus, Hz. say ba khinin avlusu-
na kadar uzaktan izledi. Avluda nbetilerle birlikte atein banda oturup
snmaya balad.
Ba khinler ve Yksek Kurul19un teki yeleri, Hz. say lm cezas-
na arptrmak iin kendisine kar tank aryor, ama bulamyorlard. Birok
kii Ona kar yalan yere tanklk ettiyse de tanklklar birbirini tutmad.
Bazlar kalkp Ona kar yalan yere yle tanklk ettiler: Biz Onun, Elle
yaplm bu tapna ykacam ve gnde, elle yaplmam baka bir ta-
pnak kuracam, dediini iittik. Ama bu noktada bile tanklklar birbiri-
ni tutmad.
Sonra ba khin topluluun ortasnda ayaa kalkarak Hz. saya, Hi ya-
nt vermeyecek misin? Nedir bunlarn sana kar ettii bu tanklklar? diye
sordu. Ne var ki, Hz. sa susmaya devam etti, hi yant vermedi.
Ba khin ona yeniden, Yce Olann Olu Mesih sen misin? diye sor-
du.
Hz. sa, Benim, dedi, ve sizler, nsanolunun Kudretli Olann sanda
oturduunu ve gn bulutlaryla geldiini greceksiniz. Ba khin giysile-
rini yrtarak, Artk tanklara ne ihtiyacmz var? dedi, kfr iittiniz. Buna
ne diyorsunuz? Hepsi Hz. sann lm cezasn hak ettiine karar verdi.
Bazlar Onun zerine tkrmeye, gzlerini balayarak Onu yumruk-
lamaya balad. Haydi, peygamberliini gster! diyorlard. Nbetiler de
Onu aralarna alp tokatlad.
Petrus, aada, avludayken, ba khinin hizmeti kzlarndan biri gel-
di. Isnmakta olan Petrusu grnce onu dikkatle szp Sen de Nasral Hz.
sayla birlikteydin, dedi. Petrus ise bunu inkr ederek, Senin neden sz et-
tiini bilmiyorum, anlamyorum, dedi ve darya, d kapnn nne kt.

19 Yahudilerin ihtiyarlar meclisi, Sanhedrin.

27
BATIYA YN VEREN METNLER

Bu arada horoz tt. Hizmeti kz Petrusu grnce evrede duranlara yine,


Bu adam onlardan biri, demeye balad. Petrus tekrar inkr etti.
evrede duranlar az sonra Petrusa yine, Gerekten onlardansn; sen de
Celilelisin, dediler. Petrus kendine lanet okuyup ant ierek, Szn ettii-
niz o adam tanmyorum, dedi. Tam o anda horoz ikinci kez tt. Petrus,
Hz. sann kendisine, Horoz iki kez tmeden beni kez inkr edeceksin,
dediini hatrlad ve hngr hngr alamaya balad.
Sabah olunca ba khinler, ileri gelenler, din bilginleri ve Yksek
Kurulun teki yeleri bir danma toplants yaptktan sonra Hz. say ba-
ladlar, gtrp Pilatusa teslim ettiler. Pilatus Ona, Sen Yahudilerin kral
msn? diye sordu. Hz. sa, Sylediin gibidir, yantn verdi. Bakhinler
Ona kar birok sulamada bulundu. Pilatus Ona yeniden, Hi yant ver-
meyecek misin? diye sordu, Bak seni ne ok eyle suluyorlar! Ama Hz.
sa artk yant vermiyordu. Pilatus buna at.
Pilatus, her Fsh Bayramnda halkn istedii bir tutukluyu salverirdi.
Ayaklanma20 srasnda adam ldren isyanclarla birlikte Barabba adnda
bir tutuklu da vard. Halk, Pilatusa gelip her zamanki gibi kendileri iin bi-
rini salvermesini istedi. Pilatus onlara, Sizin iin Yahudilerin Kraln sa-
lvermemi ister misiniz? dedi. Ba khinlerin Hz. say kskanlktan t-
r kendisine teslim ettiklerini biliyordu. Ne var ki ba khinler, Hz. sann
deil, Barabbann salverilmesini istemeleri iin halk kkrtt. Pilatus on-
lara tekrar seslenerek, yleyse Yahudilerin Kral dediiniz adam ne yapa-
ym? diye sordu. Onu armha ger! diye bardlar. Pilatus onlara, O ne
ktlk yapt ki? dedi. Onlar ise daha yksek sesle, Onu armha ger!
diye bartlar. Halk memnun etmek isteyen Pilatus, onlar iin Barabbay
salverdi. Hz. say ise kamlattktan sonra armha gerilmek zere asker-
lere teslim etti.
Askerler Hz. say, Pretorium denilen vali konana gtrp btn tabu-
ru topladlar. Ona mor bir giysi giydirdiler, dikenlerden bir ta rp bana
geirdiler. Selam, ey Yahudilerin Kral! diyerek Onu selamlamaya bala-
dlar. Bana bir kamla vuruyor, zerine tkryor, diz kp nnde yere
kapanyorlard. Onunla byle alay ettikten sonra mor giysiyi zerinden -
karp kendi giysilerini giydirdiler ve armha germek zere Onu dar g-
trdler.
Krdan gelmekte olan Simun adnda Kireneli bir adam oradan geiyordu.
skender ve Rufusun babas olan bu adama Hz. sann armhn zorla tat-
tlar. Hz. say Golgota, yani Kafatas denilen yere gtrdler. Ona mrle ka-

20 Mevcut ynetime bakaldr.

28
BATI GELENEKLERNN YAHUD-HIRSTYAN KAYNAKLARI

rk arap vermek istediler, ama imedi. Sonra Onu armha gerdiler. Kim
ne alacak diye kura ekerek giysilerini aralarnda paylatlar.
Hz. say armha gerdiklerinde saat dokuzdu. zerindeki su yaftasn-
da, Yahudilerin Kral yazlyd. Hz. sayla birlikte, biri sanda br so-
lunda olmak zere iki haydudu da armha gerdiler.
Oradan geenler balarn sallayp Hz. saya svyor, Hani sen tapna
ykp gnde yeniden kuracaktn? armhtan in de kurtar kendini! di-
yorlard. Ayn ekilde ba khinler ve din bilginleri de Onunla alay ederek
aralarnda, Bakalarn kurtard, kendini kurtaramyor, diye konuuyorlar-
d. srailin Kral Mesih imdi armhtan insin de grp iman edelim. Hz.
sayla birlikte armha gerilenler de Onunla alay ettiler.
leyin on ikiden e kadar btn lkenin zerine karanlk kt. Saat
te Hz. sa yksek sesle, Elohi, Elohi, lema evaktani yani, Tanrm, Tan-
rm, beni neden terk ettin? diye bard. Orada duranlarn bazlar bunu
iitince, Bakn lyas21 aryor, dediler. Ararndan biri koup bir sngeri
eki araba batrd, bir kamn ucuna takarak Hz. saya iirdi. Dur bakalm,
lyas gelip Onu indirecek mi? dedi. Ama Hz. sa yksek sesle bararak son
nefesini verdi. O anda tapnaktaki perde yukardan aaya yrtlarak ikiye
blnd. Hz. sann karsnda duran yzba, Onun bu ekilde son nefesini
verdiini grnce, Bu adam gerekten Tanrnn Oluydu,22 dedi. ()
O gn Hazrlk Gn, yani abat Gnnden nceki gnd. Artk ak-
am oluyordu. Bu nedenle, Yksek Kurulun saygn bir yesi olup Tanrnn
Egemenliini umutla bekleyen Aramatyal Yusuf geldi, cesaretini toplaya-
rak Pilatusun huzuruna kt, Hz. sann cesedini istedi. Pilatus, Hz. sann
bu kadar abuk lmesine at. Yzbay arp leli ok oldu mu? diye
sordu. Yzbadan durumu renince Yusufa, cesedi almas iin izin verdi.
Yusuf keten bez satn ald, cesedi armhtan indirip beze sard, kayaya oyul-
mu bir mezara yatrarak mezarn giriine bir ta yuvarlad. Mecdelli Mer-
yem ile Yusenin annesi Meryem, Hz. sann nereye koyulduunu grdler.
abat Gn geince, Mecdelli Meryem, Yakupun annesi Meryem ve Sa-
lome gidip Hz. sann cesedine srmek zere baharat satn aldlar. Haftann
ilk gn sabah erkenden, gnein douuyla birlikte mezara gittiler. Ara-
larnda, Mezarn giriindeki ta bizim iin kim yana yuvarlayacak? diye
konuuyorlard. Balarn kaldrp baknca, o kocaman tan yana yuvarlan-
m olduunu grdler. Mezara girip sa tarafta, beyaz kaftan giymi gen
bir adamn oturduunu grnce ok ardlar. Adam onlara, armayn!
dedi, armha gerilen Nasral Hz. say aryorsunuz. O dirildi, burada yok.

21 Hz. sann Elohisini, Eski Ahitteki Elijah (Yusuf) ile kartrdlar.


22 Hz. sann ektii acnn anlatmn Yeayann kehanetiyle kyaslayn.

29
BATIYA YN VEREN METNLER

te Onu yatrdklar yer. imdi rencilerine ve Petrusa gidip yle deyin:


Hz. sa sizden nce Celileye gidiyor. Size bildirdii gibi, kendisini orada
greceksiniz. Kadnlar mezardan kp katlar. Onlar bir titreme, bir a-
knlk almt. Korkularndan kimseye bir ey sylemediler.
Hz. sa haftann ilk gn sabah erkenden dirildii zaman nce Mecdelli
Meryeme grnd. Ondan yedi cin kovmutu. Meryem gitti, Hz. sayla bu-
lunmu olan, imdiyse yas tutup gzya dken rencilerine haber verdi. Ne
var ki onlar, Hz. sann yaadn, Meryeme grndn duyunca inan-
madlar. Bundan sonra Hz. sa krlara doru yrmekte olan rencilerinden
ikisine deiik bir biimde grnd. Bunlar geri dnp brlerine haber ver-
diler, ama brleri buna da inanmad.
Hz. sa daha sonra sofrada otururlarken Onbirlere grnd. Onlar
imanszlklarndan ve yreklerinin duygusuzluundan tr azarlad. n-
k kendisini diri grenlere inanmamlard. Hz. sa onlara yle buyurdu:
Dnyann her yanna gidin, Mjdeyi btn yaratla duyurun. man edip
vaftiz olan kurtulacak, iman etmeyen ise hkm giyecek. man edenlerle
birlikte grlecek belirtiler unlardr: Benim admla cinleri kovacaklar, yeni
dillerle konuacaklar, ylanlar elleriyle tutacaklar. ldrc bir zehir ise-
ler bile zarar grmeyecekler. Ellerini hastalarn zerine koyacaklar ve hasta-
lar iyileecek.
Rab Hz. sa, onlara bu szleri syledikten sonra ge alnd ve Tanrnn
sana oturdu. rencileri de gidip Tanr szn her yerde yayd. Rab onlar-
la birlikte alyor, grlen belirtilerle szn doruluyordu.
* Yeni Antlama, Aziz Markos I:4-6, Kitab- Mukaddes irketi Yeni Yaam Yaynlar, 2009.

3. Hz. sann Yaam ve lm, Mritleri, Yahudiler ve nsanlk


in Nasl Bir Anlam Tayordu?
Hz. sann bir Roma armh stnde lmnden sonra diriliine dair rivayet-
ler dolamaya balar. Bu rivayetlere inananlar, Onun yaam, retileri ve lm
hakkndaki dncelerini deitirmek zorunda kalrlar. te yandan, hikyeler ancak
iman edenlerce kabul edilebilir eylerdir ve imdi olduu gibi o zaman da Yahudilerin
ou bu hikyelere inanmaz. Sadk mritleri Hz. say yeni srailin beklenen kral
olarak deil, Tanrnn ocuklarnn ruhani krallnn kral olarak kabul eder.
Hz. sann mritleri ok gemeden Tanrnn Olunun dirildii mesajn ya da
Gospeli vaaz etmeye balar. Vaizlerin arasnda, yaam ve almalar (yaptlar) H-
ristiyanlk tarihini -Hz. sa hari- hi kimsenin etkileyemedii kadar gl biimde
etkilemi olan bir adam vardr: Sonralar Havari Pavlus olarak anlacak olan Tarsuslu

30
BATI GELENEKLERNN YAHUD-HIRSTYAN KAYNAKLARI

Talut. Talut, Hz. sann son yllarnda hahamlarn retisi ve diliyle ilgili renim
grmek zere Kudse gelmitir. alkan bir rencidir ve kariyerinin balangcnda,
Hz. sann Yahudi mritlerine, onlar ehir ehir dolap bulmak, yarglanmak ve ce-
zalandrlmak zere Kudse getirmek iin kendisine yetki mektuplar temin edecek
kadar dmandr.
Yine byle bir amala ama giderken, aniden gzleri kamatran bir k parlar
ve dirilmi olan Hz. sann grnts kendisine yol gsterip gittii yerde (amda)
emir beklemesini syler. Talut, o gnden itibaren le hep yalnz gidecek ve mrit-
lerine zulmetmi olduu Hz. sayla ba baa grecektir. Bilahare, Kudse dnen
Talut, byk misyonerlik seferinden ilkine kar. Bir ehirden dierine gemekte,
vaaz vermeye nce Yahudi sinagoglarndan balamakta, oradan Yahudi ve Yahu-
di olmayan (Gentile) dnmelerin toplantlarna katlmaktadr. Yeni yeni inanmaya
balayan bu kk topluluklarla youn bir biimde ilgilenir. Onlara Tanr ile yaplan
Yeni Ahitin byk bir blmn oluturan belgeler, tefsirler ve tlerle hitap eder.
Durumun dayatt sorunlarla ve bu erken dnem Hristiyan topluluklarnn, gen
kiliselerin endieleriyle urar. Talutun bu almalar, Filistin Yahudi toplumunun
dmanln eker. Tutuklandnda bir Roma vatanda olarak Romada yarglanma
ayrcal talep eder. yle de olur. Romaya gnderilir ve muhtemelen, mparator
Neronun Hristiyanlara yapt zulm (S 64) ortamnda katledilir.

Galatyallara Mektup*
Aziz Pavlus
() Ne var ki, Kefas Antakyaya geldii zaman, sulu olduu iin ona
aka kar geldim. nk Yakupun yanndan baz adamlar gelmeden nce
Kefas23 teki uluslardan olanlarla birlikte yemek yerdi. Ama o adamlar gelin-
ce snnet yanllarndan korkarak snnetsizlerden uzaklat. Onlarla yemek
yemez oldu.
br Yahudiler de onun gibi ikiyzllk ettiler. Sonunda Barnaba bile
onlarn ikiyzllne kapld. Mjde gereine uygun olarak davranma-
dklarn grnce hepsinin nnde Kefasa yle dedim: Yahudi olduun
halde Yahudi gibi deil, teki uluslardan biri gibi yayorsun, nasl olur da
uluslar Yahudi gibi yaamaya zorlarsn?
Doutan Yahudi olan bizler teki uluslardan olan gnahllar deiliz.
Yine de insann Kutsal Yasann gereklerini yaparak deil, Hz. sa Mesihe
iman ederek aklandn biliyoruz. Bunun iin biz de Yasann gereklerini

23 O sralar zellikle Pavlusun tartt Petrus.

31
BATIYA YN VEREN METNLER

yaparak deil, Mesihe iman ederek aklanalm diye Hz. sa Mesihe iman et-
tik. nk hi kimse Yasann gereklerini yaparak aklanmaz.
Mesihte aklanmak isterken kendimiz gnahl karsak, Mesih gnahn
yardaks m olur? Kesinlikle hayr! Yktm yeniden kurarsam, Yasay
inediimi kantlam olurum. nk ben Tanr iin yaamak zere Yasa
araclyla Yasa karsnda ldm. Mesihle birlikte armha gerildim. Ar-
tk ben yaamyorum, Mesih bende yayor. imdi bedende srdrdm
yaam, beni seven ve benim iin kendini feda eden Tanr Oluna imanla
srdryorum. Tanrnn ltfunu geersiz saym deilim. nk aklanma
Yasa araclyla salanabilseydi, o zaman Mesih bo yere lm olurdu24.
Ey aklsz Galatyallar! Sizi kim byledi? Hz. sa Mesih armha gerilmi
olarak gzlerinizin nnde tasvir edilmedi mi? Sizden yalnz unu ren-
mek istiyorum: Kutsal Ruhu Yasann gereklerini yaparak m, yoksa duy-
duklarnza iman ederek mi aldnz? Bu kadar aklsz msnz? Ruhla bala-
dktan sonra imdi insan abasyla m bitirmeye alyorsunuz? Bo yere mi
bu kadar ac ektiniz? Gerekten bouna myd? Size Kutsal Ruhu veren ve
aranzda mucizeler yaratan Tanr, bunu Yasann gereklerini yaptnz iin
mi, yoksa duyduklarnza iman ettiiniz iin mi yapyor? rnein, brahim
Tanrya iman etti, bylece aklanm sayld.
yleyse unu bilin ki, brahimin gerek oullar iman edenlerdir. Kutsal
Yaz, Tanrnn teki uluslar imanlarna gre aklayacan nceden grerek
brahime, Btn uluslar senin araclnla kutsanacak mjdesini nceden
haber verdi. Bylece iman edenler, iman etmi olan brahimle birlikte kut-
sandlar.
Yasann gereklerini yapm olmaya gvenenlerin hepsi lanet altndadr.
nk yle yazlmtr: Yasa Kitabnda yazl olan her eyi srekli yerine
getirmeyen herkes lanetlidir. Tanr katnda hi kimsenin Yasayla aklanma-
d aktr. nk, manla aklanan yaayacaktr. Yasa imana dayal deil-
dir. Tersine, Yasann gereklerini yapan, onlar sayesinde yaayacaktr.
brahime salanan kutsama Hz. sa Mesih araclyla uluslara salansn
ve bizler vaat edilen Ruhu imanla alalm diye, Mesih bizim iin lanetlene-
rek bizi Yasann lanetinden kurtard. nk, Aa zerine aslan herkes
lanetlidir, diye yazlmtr.
Kardeler, insan yaamndan bir rnek vereyim. nsanlar arasnda yapl-
m bile olsa, onaylanm bir antlamay kimse geersiz saymaz, ona bir ey
eklemez. Vaatler brahime ve soyundan olana verildi. Tanr birok kiiden
sz ediyormu gibi, Ve soyundan olanlara, demiyor; soyundan olana,
demekle tek bir kiiden, yani Mesihten sz ediyor. unu demek istiyorum:

24 Bkz. Yasann Tekrar (Tesniye) syf: 13.

32
BATI GELENEKLERNN YAHUD-HIRSTYAN KAYNAKLARI

Drt yz otuz yl sonra gelen Yasa, Tanrnn nceden onaylad antlama-


y geersiz klmaz, vaadi ortadan kaldrmaz. nk miras Yasaya balysa,
artk vaade bal deildir. Ama Tanr miras brahime vaatle balamtr.
yleyse Yasann amac neydi? Yasa sular ortaya karmak iin antla-
maya eklendi. Vaadi alan ve brahimin soyundan olan Kii gelene dek y-
rrlkte kalacakt. Melekler yoluyla, bir arac eliyle dzenledi. Arac tek bir
tarafa ait deildir; Tanr ise birdir.
yleyse Kutsal Yasa Tanrnn vaatlerine aykr mdr? Kesinlikle hayr!
nk yaam salayabilen bir yasa verilseydi, elbette insanlar Yasayla akla-
nrd. Oysa Hz. sa Mesihe olan imana dayanan vaat iman edenlere verilsin
diye, Kutsal Yaz btn dnyay gnahn tutsa ilan ediyor.
Bu iman gelmeden nce Yasa altnda hapsedilmitik, gelecek iman ak-
lanncaya dek Yasann tutuklusuyduk. Yani imanla aklanalm diye Mesihin
geliine dek Yasa eitmenimiz oldu. Ama iman gelmi olduundan, artk
Yasann denetiminde deiliz. ()
unu demek istiyorum: Miras her eyin sahibiyse de ocuk olduu s-
rece kleden farkszdr. Babasnn belirledii zamana dek vrislerin, vekille-
rin gzetimi altndadr. ()
zel gnler, aylar, mevsimler, yllar kutluyorsunuz. Sizin iin korkuyo-
rum. Yoksa urunuza bo yere mi emek verdim?
Kutsal Yasa altnda yaamak isteyen sizler, syleyin bana, Yasann ne de-
diini bilmiyor musunuz? brahimin bir kle, bir de zgr kadndan iki olu
olduu yazldr. Kle kadndan olan olaan yoldan, zgr kadndan olansa
vaat sonucu dodu. Burada bir benzetme vardr. Bu kadnlar iki antlamay
simgelemektedir. Biri Sina Dandandr, kle olacak ocuklar dourur. Bu
Hacerdir. Hacer, Arabistandaki Sina Dan simgeler. imdiki Yerualimin
karldr. nk ocuklaryla birlikte klelik etmektedir. Oysa gksel Ye-
rualim zgrdr, annemiz olur. Nitekim yle yazlmtr: Sevin, ocuk
dourmayan ey ksr kadn! Doum ars nedir bilmeyen sen, ykselt sesini,
haykr! nk terk edilmi kadnn, kocas olandan daha ok ocuu var.
Kardeler, shak gibi sizler de vaat ocuklarsnz. Olaan yoldan doan,
Kutsal Ruha gre doana o zaman nasl zulmettiyse, imdi de yle oluyor.
Ama Kutsal Yaz ne diyor? Kle kadnla olunu kov. nk kle kadnn
olu, zgr kadnn oluyla birlikte asla mirasa ortak olmayacaktr.25 te
byle, kardeler, bizler kle kadnn deil, zgr kadnn ocuklaryz.
* Kutsal Kitap, Yeni Antlama, Aziz Pavlus, Galatyallara Mektup 2:14-4:31, Kitab- Mukaddes ir-
keti, Yeni Yaam Yaynlar, 2009.

25 shakn doumundan nce, brahimin bir kle kadndan (Hacer) ocuu oldu. shakn dou-
mundan sonra Hacer ile olu (smail) evden kovuldu.

33
BATIYA YN VEREN METNLER

Romallara Mektup*
Aziz Pavlus
Bylece, imanla aklandmza gre, Rabbimiz Hz. sa Mesih sayesinde
Tanryla barm oluyoruz. inde bulunduumuz bu ltfa Mesih aracl-
yla, imanla kavutuk ve Tanrnn yceliine erimek umuduyla vn-
yoruz. Yalnz bununla deil, skntlarla da vnyoruz. nk biliyoruz
ki, sknt dayanma gcn, dayanma gc Tanrnn beenisini, Tanrnn
beenisi de umudu yaratr. Umut d krklna uratmaz. nk bize ve-
rilen Kutsal Ruh araclyla Tanrnn sevgisi yreklerimize dklmtr.
Evet, biz daha aresizken Mesih belirlenen zamanda tanrszlar iin ld.
Bir kimse doru insan iin g lr, ama iyi insan iin belki biri lmeyi gze
alabilir. Tanr ise bizi sevdiini bununla kantlyor: Biz daha gnahkrken,
Mesih bizim iin ld. Bylece imdi onun kanyla aklandmza gre,
Onun araclyla Tanrnn gazabndan kurtulacamz ok daha kesindir.
nk biz Tanrnn dmanlaryken Olunun lm sayesinde Onunla
bartksa, barm olarak Olunun yaamyla kurtulacamz ok daha ke-
sindir. Yalnz bu kadar da deil, bizi imdi Tanryla bartrm olan Rabbi-
miz Hz. sa Mesih araclyla, Tanrnn kendisiyle de vnyoruz.
Gnah bir insan araclyla, lm de gnah araclyla dnyaya girdi.
Bylece lm btn insanlara yayld. nk hepsi gnah iledi. Kutsal
Yasadan nce de dnyada gnah vard; ama yasa olmaynca gnahn hesab
tutulmaz. Oysa lm demden Musaya dek, gelecek Kiinin rnei olan
demin suuna benzer bir gnah ilememi olanlar zerinde de egemendi.
Ne var ki, Tanrnn armaan demin suu gibi deildir. nk bir ki-
inin suu yznden biroklar ldyse, Tanrnn ltfu ve bir tek adamn,
yani Hz. sa Mesihin ltfuyla verilen ba biroklar yararna daha da o-
ald. Tanrnn ba o tek adamn gnahnn sonucu gibi deildir. Tek su-
tan sonra verilen yarg mahkmiyet getirdi; oysa birok sutan sonra verilen
armaan aklanmay salad. nk lm bir tek adamn suu yznden o
tek adam araclyla egemenlik srdyse, Tanrnn bol ltfunu ve aklanma
ban alanlarn bir tek adam, yani Hz. sa Mesih sayesinde yaamda ege-
menlik srecekleri ok daha kesindir.
te, tek bir suun btn insanlarn mahkmiyetine yol at gibi, bir
doruluk eylemi de btn insanlara yaam veren aklanmay salad. nk
bir adamn sz dinlemezlii yznden nasl birou gnahkr klndysa,
bir adamn sz dinlemesiyle birou da doru klnacaktr.
Kutsal Yasa su oalsn diye araya girdi; ama gnahn oalaca yerde
Tanrnn ltfu daha da oald. yle ki, gnah nasl lm yoluyla egemen-

34
BATI GELENEKLERNN YAHUD-HIRSTYAN KAYNAKLARI

lik srdyse, Tanrnn ltfu da Rabbimiz Hz. sa Mesih araclyla sonsuz


yaam vermek zere dorulukla egemenlik srsn.
yleyse ne diyelim? Ltuf oalsn diye gnah ilemeye devam m ede-
lim? Kesinlikle hayr! Gnah karsnda lm olan bizler artk nasl gnah
iinde yaarz? Mesih Hz. saya vaftiz edildiimizde, hepimizin Onun l-
mne vaftiz edildiimizi bilmez misiniz? Babann ycelii sayesinde Mesih
nasl lmden dirildiyse, biz de yeni bir yaam srmek zere vaftiz yoluyla
Onunla birlikte lme gmldk.
Eer Onunkine benzer bir lmde Onunla birletiysek, Onunkine ben-
zer bir dirilite de Onunla birleeceiz. Artk gnaha klelik etmeyelim diye,
gnahl varlmzn ortadan kaldrlmas iin eski yaradlmzn Mesihle
birlikte armha gerildiini biliriz. nk lm kii gnahtan zgr kln-
mtr. Mesihle birlikte lmsek, Onunla birlikte yaayacamza da inan-
yoruz. nk Mesihin lmden dirilmi olduunu ve bir daha lmeyecei-
ni, lmn artk Onun zerinde egemenlik srmeyeceini biliyoruz. Onun
lm gnaha karlk ilk ve son lm olmutur. Srmekte olduu yaam ise
Tanr iin srmektedir. Siz bylece kendinizi gnah karsnda l, Mesih
Hz. sada Tanr karsnda diri sayn.
Bu nedenle bedenin tutkularna uymamak iin gnahn lml bedenle-
rimizde egemenlik srmesine izin vermeyin. Bedeninizin yelerini hakszl-
a ara ederek gnaha sunmayn. lmden dirilenler gibi kendinizi Tanrya
adayn; bedeninizin yelerini doruluk aralar olarak Tanrya sunun. G-
nah size egemen olmayacaktr. nk Kutsal Yasann ynetimi altnda de-
il, Tanrnn ltfu altndasnz.
* Kutsal Kitap, Yeni Antlama, Aziz Pavlus, Romallara Mektup 5-6, Kitab- Mukaddes irketi, Yeni
Yaam Yaynlar, 2009.

4. Gnah Nedir ve Gnahtan Nasl Kurtulunur?


Havari Yuhanna Hz. sann ilk mritlerindendir ve Onun dnyevi vaizlii sona
erinceye kadar yanndan ayrlmaz. Yuhanna uzun bir mr srm, Hristiyanln
kuruluuna tanklk edenlerden belki de daha ok yaamtr. Yeni Ahitin drdnc
Gospeli (Hristiyanln esaslar) ile son kitab, Vahiyi onun yazd dnlmekte-
dir. Sonralar Vahiyi yazd Patmos Adasna srgne gnderilmeden nce, Pavlus
gibi o da bir dizi mektup kaleme alr. Bu mektuplar, yal bir Hristiyann uzun yllar
boyunca umutla, endieyle izledii yeni inananlara ve inanc gelitirenlere tleri
mahiyetindedir. Pavlus gibi, Yuhanna da insanolunun ktln ve bu ktle
karn Tanrnn merhametini anlatr.

35
BATIYA YN VEREN METNLER

Birinci Mektup*
Aziz Yuhanna
Bakn, Baba bizi o kadar ok seviyor ki, bize, Tanrnn ocuklar, deni-
yor! Gerekten de yleyiz. Dnya, Babay tanmad iin bizi de tanmyor.
Sevgili kardelerim, daha imdiden Tanrnn ocuklaryz, ama ne olaca-
mz henz bize gsterilmedi. Ancak, Mesih grnd zaman Ona benzer
olacamz biliyoruz. nk Onu olduu gibi greceiz. Mesihte bu umu-
da sahip olan, Mesih pak olduu gibi kendini pak klar.
Gnah ileyen, Yasaya kar gelmi olur. nk gnah demek, Yasaya
kar gelmek demektir. Mesihin gnahlar kaldrmak iin ortaya ktn ve
kendisinde gnah olmadn bilirsiniz. Mesihte yaayan, gnah ilemez.
Gnah ileyen Onu ne grmtr, ne de tanmtr.
Yavrularm, kimse sizi aldatmasn. Mesih doru olduu gibi, doru olan
yapan da doru kiidir. Gnah ileyen blistendir. nk blis, balangtan
beri gnah ilemektedir. Tanrnn olu, blisin yaptklarna son vermek iin
ortaya kt.
Tanrdan domu olan, gnah ilemez. nk Tanrnn tohumu onda
yaar. Tanrdan domu olduu iin gnah ileyemez. Doru olan yapma-
yan ve kardeini sevmeyen kii Tanrdan deildir. te Tanrnn ocuklary-
la blisin ocuklar byle ayrt edilir. Balangtan beri iittiimiz buyruk
udur: Birbirimizi sevelim. ()
Sevgili kardelerim, birbirimizi sevelim. nk sevgi Tanrdandr. Se-
ven herkes Tanrdan domutur ve Tanry tanr. Sevmeyen kii Tanry
tanmaz. nk Tanr sevgidir. Tanr biricik olu araclyla yaayalm diye
Onu dnyaya gnderdi, bylece bizi sevdiini gsterdi. Tanry biz sevmi
deildik, ama O bizi sevdi ve Olunu gnahlarmz balatan kurban ola-
rak dnyaya gnderdi. te sevgi budur. Sevgili kardelerim, Tanr bizi bu
kadar ok sevdiine gre, biz de birbirimizi sevmeye borluyuz. Hi kimse
hibir zaman Tanry grm deildir. Ama birbirimizi seversek, Tanr ii-
mizde yaar ve sevgisi iimizde yetkinlemi olur.
Tanrda yaadmz ve Onun bizde yaadn bize kendi Ruhundan
vermi olmasndan anlyoruz. Babann Olunu dnyann Kurtarcs olarak
gnderdiini grdk, imdi buna tanklk ediyoruz. Kim Hz. sann Tanrnn
Olu olduunu aka kabul ederse, Tanr onda yaar, o da Tanrda yaar.
Tanrnn bize olan sevgisini tandk ve buna inandk.
Tanr sevgidir. Sevgide yaayan Tanrda yaar, Tanr da onda yaar. Yarg
gnnde cesaretimiz olsun diye sevgi bylelikle iimizde yetkin klnm-
tr. nk Mesih naslsa, biz de bu dnyada yleyiz. Sevgide korku yoktur.

36
BATI GELENEKLERNN YAHUD-HIRSTYAN KAYNAKLARI

Tersine, yetkin sevgi korkuyu siler atar. nk korku ikencedir. Korkan


kii sevgide yetkin klnmamtr. Bizse seviyoruz, nk nce O bizi sevdi.
Tanry seviyorum, deyip de kardeinden nefret eden yalancdr. nk
grd kardeini sevmeyen, grmedii Tanry sevemez. Tanry seven
kardeini de sevsin, diyen buyruu Mesihten aldk.
Hz. sann Mesih olduuna inanan herkes Tanrdan domutur. Babay
seven Ondan domu olan da sever. Tanry sevip buyruklarn yerine ge-
tirmekle, Tanrnn ocuklarn sevdiimizi anlarz. Tanry sevmek, Onun
buyruklarn yerine getirmek demektir. Onun buyruklar da ar deildir.
nk Tanrdan domu olan herkes dnyay yener. Bize dnyaya kar za-
fer kazandran imanmzdr. Hz. sann Tanr Olu olduuna iman edenden
baka dnyay yenen kim?
Suyla veya kanla gelen Hz. sa Mesihtir. O yalnz suyla deil, suyla ve
kanla gelmitir. Buna tanklk eden Ruhtur. nk Ruh gerektir. yle
ki, tanklk edenler tr: Ruh, su ve kan. Bunlarn de uyum iinde-
dir. nsanlarn tankln kabul ediyoruz, oysa Tanrnn tankl daha s-
tndr. nk bu, Tanrnn tankldr, kendi Oluyla ilgili olarak yapt-
tanklktr. Tanrnn oluna inanan, yreinde Tanrnn tanklna sa-
hiptir. Tanry tanmayansa Onu yalanc durumuna drm olur. nk
Tanrnn Oluyla ilgili tanklna inanmamtr. Tanklk da udur: Tan-
r bize sonsuz yaam verdi, bu yaam Onun Olundadr. Kendisinde Tan-
r Olu bulunanda yaam vardr, kendisinde Tanr Olu bulunmayanda ya-
am yoktur.
Tanrnn Olunun adna iman eden sizlere, sonsuz yaama sahip oldu-
unuzu bilesiniz diye bunlar yazdm.
Tanrnn nnde gvenimiz u ki, Onun isteine uygun ne dilersek bizi
iitir. Her ne dilersek bizi iittiini bildiimize gre, Ondan dilediklerimizi
aldn da biliriz.
Kardeinin lmcl olmayan bir gnah ilediini gren, onun iin dua
etsin. Duasyla kardeine yaam verecektir. Bu lmcl olmayan gnah ile-
yenler iin geerlidir. lmcl gnah da vardr, bunun iin dua etsin demi-
yorum. Her ktlk gnahtr, ama lmcl olmayan gnah da vardr.
Tanrdan domu olann gnah ilemediini biliriz. Tanrdan domu
olan Hz. sa Mesih onu korur ve kt olan ona dokunamaz.
Biliyoruz ki, biz Tanrdanz, btn dnya ise kt olann denetiminde-
dir.
Yine biliyoruz ki, Tanrnn Olu gelmi ve gerek olan tanmamz iin
bize anlama gc vermitir. Biz gerek Olandayz, Onun Olu Hz. sa
Mesihteyiz. O gerek Tanr ve sonsuz yaamdr.

37
BATIYA YN VEREN METNLER

Yavrularm, kendinizi putlardan koruyun.


* Kutsal Kitap, Yeni Antlama, Aziz Yuhanna Birinci Mektup 3:1-5:21 Kitab Mukaddes irketi,
Yeni Yaam Yaynlar, Nisan 2009

5. Hristiyan Olmak in Neye nanmak Lazm?


Hz. sann armha geriliini izleyen ilk yzyl iinde dank kavimler halinde
yaayan mritleri giderek rgtlendi. Dahas, gerek Hristiyanlarn Tanrnn eserleri,
Onun doas ve kendi yazglar itibariyle neye inanmalar gerektii hususunda sk sk
anlamazla dp inancn esaslarnn kesin olarak ifade bulmas ihtiyacn hissetti-
ler. Bu ihtiyaca cevap veren bildirgelerden biri, Elilerin nan Bildirgesi26dir. Metin,
z itibariyle Hristiyan tarihinin ilk dnemine aitmi gibi grnse de Onikilerden
biri tarafndan yazld sylenemez. Metnin aadaki son halini en ge S Beinci
yzylda alm olduu sylenebilecei gibi, Hz. sann ilk mritlerinin neye inanm
olduklarn da aklar. Hristiyanlardan inanlarnn ikrar iin bylesi bir yeminsiz teyit
istenmekteydi; nitekim baz Hristiyan kiliselerinde bugn de kullanlmaktadr. (PR)

Elilerin nan Bildirgesi*


G ve yeri yaratan, Her eye Egemen Baba Tanrya; Kutsal Ruhtan
gebe kalan Meryemden doan, Pontuslu Pilatus dneminde ac eken, ar-
mha gerilen, len ve gmlen biricik Oul Rabbimiz Hz. sa Mesihe; Onun
ller diyarna iniine, nc gn ller arasndan dirildiine, ge yk-
seldiine, Her eye Egemen Baba Tanrnn sa yannda oturduuna, oradan
lleri ve dirileri yarglamaya geleceine inanyorum. Kutsal Ruha inanyo-
rum. Kutsal evrensel kiliseye, kutsallarn paydalna, gnahlarn bana,
bedenin diriliine ve sonsuz yaama inanyorum. min!
* The Creeds of Christendom, Trkeye eviri: Kitab- Mukaddes irketi evirmenleri.

26 Bir tr ament.

38
II
BATI GELENEKLERNN
YAKIN DOULU KAYNAKLARI

O gnlerde tanrlar, bana, Hamurabi demilerdi, iyi amellerin sahibi htiyac olan
insanlara yardm eden, bolluk ve bereket getiren Glnn zayf ezmesini nleyen...
lkeyi bilgilendiren ve halkn refahn arttran.
. 1793? - 1750
Hamurabi Yasalar

Byk medeniyetler kendi kendilerini yok etmedikleri srece fethedilmezler.


Will Durant
Medeniyetin Hikyesi, Cilt 3, Sonsz.

A. BATI MEDENYETNN BYOGRAFS


Tarih yazmnda ihtisaslama ve dolaysyla uzman kltlerine itiraz eden Will
ve Ariel Durant, 1935-1975 yllar arasnda yaynladklar on bir ciltlik Medeniyetin
Hikyesi (The Story of Civilization) klliyatnda blnmemi, btnlkl anlamnda
integral tarih yazm kavramn gelitirmilerdir. Amalar, bir medeniyetin -burada
Bat medeniyetinin- sadece savalar, siyasetleri, yiitliin ve ihanetin biyografileri ile
deil, kltr, sanatlar, felsefesi, dini ve kitle iletiimini de ieren bir biyografisini
yazmakt. Batnn iki bin be yz yllk hikyesini kapsayan klliyatlarnn byk bir
ksm sradan insanlarn gnlk yaam koullarn ele alr.
Anlatmlarn ahlaki bir ereve iinde sunmaktan ekinmeyen Durantlar, gl-
nn zayf, kurnazn nahif zerindeki egemenliini srgit vurgularlarken, insanlarn
birbirlerinin grn anlama, zaaf ve inatlarn balama yetilerini glendirmeye
katkda bulunmaya almaktadr. Oryantal Mirasmz (Our Oriental Heritage) adl
eserinde Avrupann, denize uzanan dalk bir dilinden ibaret olduunu yazan Du-
rant, gnmzde Avromerkeziyetilik olarak bilinen mreffeh dar grllnden
duyduu memnuniyetsizlii vurgulam, Yunanistanla balayan, Asyay bir cmle-

39
BATIYA YN VEREN METNLER

de zetleyen geleneksel tarih yazmnn dar kafallndan yaknarak, lmcl bir


hata ve zek eseri olduklarn sylemitir.
Yaz dili ve uslbu bakmndan da Medeniyetin Hikyesinin gelmi gemi en
baarl historiografik1 klliyat olduu kabul edilir. Roma ve Rnesans yazarlarnn
vecizelerin serpitirildii eserde, tarihi kiiliklerin karakterlerine ilikin zmlemelere
de yer verilir. rnein, Botticellinin tutarszlklarna deinilen satrlarda,2Kukusuz
o da hepimiz gibi birden fazla insandan olumutu, diye yazarlar ve duruma gre
kiiliklerinin birinden birisini ortaya karyor, sahici kendisini dnyadan korkan bir sr
olarak saklyordu.
Durant, bir medeniyetin kn dini ve dnyevi entelektellik arasndaki e-
kimenin son bulmas ve dolaysyla esasen krlgan olan ananevi ve ahlaki kurumla-
rn sarslmasnda grr: () Hangi medeniyet olursa olsun, din ve toplum arasnda
varolan belirli bir gerilim, yksek bir dzeye iaret eder. Din, yorgun dm, ser-
semlemi insanlara sihirli yardmlarda bulunarak balar; devlet adaml ve sanat iin
ok yarayl olduu grlen ahlak ve inan ls vererek biter; din, gemiin kayp
davalar uruna lmne savaarak son bulur. nk her an artan veya dnen
bilgi () mitoloji ve ilahiyata ters der; ruhbanlarn denetimindeki sanat ve edebi-
yat, yara aan pranga veya nefret edilesi engelleme olarak alglanrken, dnce
tarihi, bilim ve din arasnda mcadele hviyetine brnr. Yasa ve cezalandrma,
eitim ve ahlak, evlilik ve boanma gibi balangta din adamlarnn uhdesinde olan
kurumlar, kitaplarn denetiminden kmaya balar, dnyevileir, belki de sradanlar.
Entelektel snflar arkaik ilahiyat, ksa bir ikircikliin ardndan da onunla gelen ah-
lak terk eder; edebiyat ve felsefe ruhban-kart olur. Bamszlk hareketi, okulu
bir mantk tapnmasna dnrken, her dogma ve her dnce karsnda elinin
kolunun baland bir d krklyla duar olur. Dini dayanaklarndan yoksun kalan
davran biimleri, epikryen bir kaosa geriler; inancn tesellisinden yoksun kalan
hayat, bilincinde olunan yoksulluk ve skc varslla benzer bir biimde ar gelmeye
balar. Toplum ve toplumun dini, beden ve ruh gibi birlikte ve ahenk iinde sona
erer. Bunlar olurken, ezilenler arasndan yeni bir mit doar, insanolunun umuduna
yeni bir ekil, abalarna yeni bir cesaret verir; asrlar sren kaosun ardndan bir ba-
ka medeniyet ina edilir.3 Aadaki metinler, Medeniyetin Hikyesinin ilk cildi olan
Oryantal Mirasmzdan4 alnmtr.

1 Tarihyazm; toplumlar, milletleri, kurulular etkileyen hareketlerden doan, olaylar zaman ve


yer gstererek anlatan, bu olaylar arasndaki ilikileri, daha nceki ve sonraki olaylarla balant-
larn, karlkl etkilenmeleri, her milletin kurduu medeniyetleri, kendi i sorunlarn inceleyen
bilim.
2 The Story of Civilization, Renaissance, s.17.
3 Story of Civilization, Cilt 1, s.71.
4 Will Durant, The Story of Civilization: Part I Our Oriental Heritage, Simon na Schuster, New
York, 1954, s. 116-

40
BATI GELENEKLERNN YAKIN DOULU KAYNAKLARI

1. Asl Kurucular
William James Durant*
Yazl tarih en az alt bin yllktr. Bildiimiz kadaryla, bu srecin ilk ya-
rsnda insan faaliyetlerinin merkezi, Yakn Doudur. Yakn Dou derken,
esas itibariyle Asyann gneybats, Rusya ve Karadenizin gneyi, Hindis-
tan ve Afganistann batsndan bahsetmekle birlikte, Msr da dahil edi-
yoruz, nk Msr antik zamanlardan itibaren Dou medeniyeti dediimiz
devasa bileikle balantldr. Bizim Avrupa ve Amerikan kltrlerimizin
srasyla Girit, Yunan ve Roma araclyla istihra ettiimiz tarm ve ticaret,
at ve araba, madeni para ve akreditif, el sanatlar ve sanayi, yasa ve hk-
met, matematik ve tp, rnga ve drenaj sistemleri, geometri ve astronomi,
takvim ve saat ve takmyldzlar, alfabe ve yaz, kt ve mrekkep, kitaplar
ve ktphaneler ve okullar, edebiyat ve mzik, heykel ve mimari, srl m-
lek ve incelikli eya, tektanrclk ve okelilik, kozmetik ve ziynet, dama ve
zar, on-kukal bowling ve gelir vergisi, st-annelik ve bira, halklarn ve e-
kien kltrlerin kaynad bu frtnal sahnede gelitirilmitir. Medeniyeti
Aryanlar kurmad, Babil mparatorluundan ve Msrdan aldlar. Mede-
niyeti Yunanistan balatmad balatmaktan ziyade medeniyetin mirasna
kondu; ticaret ya da savan sitelerine tad bin yllk sanat ve bilimin
martlm vrisiydi. Yakn Douyu inceler ve onurlandrrken, Avrupa ve
Amerikan medeniyetinin asl kurucularna gecikmi bir borcu dyor ola-
caz.

***
* Tarihi, yazar ve filozof olan William James Durant, 1885de ABDnin
Massachusetts eyaletinde dodu. Be yandan itibaren Cizvit Tarikatnn
okullarnda eitim gren Durant, kilisede kariyer yapmas beklenirken, sosya-
list felsefede younlat. Spinoza ve Bakunine duyduu derin ilgiye ramen,
anarizmin kendin gibi ol telkinini, disipline sokulmam bir kendilikin,
kiiyi ihtiraslarnn klesi haline getirecei, ahlaki bir davaya cesaretle
adanmasn engelleyecei gerekesiyle benimsemezken; Birinci Dnya Sa-
va her trl siyasi hareketin altnda gce duyulan ehvetin yatt eklin-
deki gzlemini dorulad.Radikal toplumsal deiim dncesinden uzak-
laan Durant, insanln geliimini proletaryann ykselmesi ile ilikilendir-
mek yerine, kk bir ocuun kahkahasna veya evliliklerin dayankllna
balayan bir genel felsefe gelitirdi. Ariel Durant, einin otuzlu yalarndan
itibaren manevi kimyasna sevgi, felsefe, Hristiyanlk ve sosyalizmden olu-
an bir bileimin hkim olduunu yazacakt.

41
BATIYA YN VEREN METNLER

1907deki mezuniyetinden sonra bir sre New Yorkta muhtelif dergilerde


muhabir olarak alt; New Jersey eyaletindeki Seton Hall niversitesinde
Latince, Franszca, ngilizce ve Geometri okutman oldu. 1911de ii ocuk-
larna eitim vermek zere kurulan Ferrer Modern Schoolun mdrlne
gelen Durant, sonraki yllarda eserlerine birlikte imza ataca rencisi Cha-
ya (Ida) Kaufman (Ariel) ile evlendi. 1917de asistan olduu Columbia ni-
versitesindeki doktora almalar srecinde felsefenin gelimemesinin nede-
nini toplumun gncel sorunlarn yok sayyor olmasna balad Felsefe ve
Toplumsal Mesele (Philosophy and Social Problem) isimli ilk kitabn yaz-
d. 1926da baslan Felsefenin Hikyesi (The Story of Philosophy) felsefe-
yi geni kitlelere sevdiren bir ilk eser olarak byk takdir grd, ve ok sat-
t. 1933deki Rusyann Trajedisi: Ksa Bir Ziyaretten zlenimleri (Tragedy of
Russia: Impressions from a Brief Visit) Rusyadan Alnacak Dersler (The Les-
son of Russia) izledi.
1913den balayarak kltrlerin yaylmalar, birbirlerinden etkilenmek su-
retiyle oluturduklar yeni biimler zerinde yrtt almalar, beheri bin
sayfay akn on bir ciltten oluan oluan Medeniyetin Hikyesi (The Story of
Civilization) klliyatnn ekirdeini oluturdu. Felsefenin Hikyesinin aile-
ye salad mali imknlar kullanarak evlerine kapanan gen ift, krk yl bo-
yunca (1935-1975) devasa eseri zerinde almaya balad. Bu sre zarfn-
da, Will Durant, Amerikallarn nl Bamszlk Bildirgesinden (Declarati-
on of Independence) yola karak, Karlkl-Bamlklk Bildirgesini (Dec-
laration of Interdependence) kaleme ald. 1945de ABD Kongresinin zabtla-
rna geen bu bildirge, insanln esenliinin salanmasnda uluslararas da-
yanmann yaamsal nemine iaret eden ilk metinlerdendir.
1967de klliyatn onuncu cildi olan Rousseau ve htill (Rousseau and
Revolution) ile Pulitzer dl alan Will ve Ariel Durant, 1968de ABD Kong-
resi tarafndan sivillere verilen en byk nian olan zgrlk Madalyas
(Presidential Medal of Freedom) ile onurlandrlr.
Will ve Ariel Durant iftinin yaam, en az eserleri kadar sraddr. Ariel
Durant, 1981de bir daha kmamak zere doksan alt yandayken hasta-
haneye kaldrlan einin ardndan yemek yemeyi keser; on be gn arayla
yaama veda ederler.
* Durantlarn dier eserleri: Tarihin Dersleri (The Lessons of History), Darwin a (The Age of Dar-
win), Einstein a, (The Age of Einstein), ifte Otobiyografi (Dual Autobiography) ile lmnden
sonra yaynlanan Arkaik alardan Modern an Douuna kadar Medeniyetin Ksa bir Tarihi
(A Brief History of Civilization from Ancient Times to the Dawn of the Modern Age, 2001, Gelmi
Gemi En Byk Zeklar ve Fikirler (The Greatest Minds and Ideas of All Time, 2002), Tarihin
Kahramanlar (Heroes of History, 2002)

42
BATI GELENEKLERNN YAKIN DOULU KAYNAKLARI

B. SMERYA

1. Elam, Susa kltr, mleki ark, araba-tekeri*

Will Durant
() Diclenin Basra Krfezine dkld yerin kuzeyinde, Amaraya
doru () Yahudilerin, Elam olarak bildikleri blgenin merkezinde yeralan
Susada (...) rklar ve kkenleri bilinmeyen bir halk, tarihin ilk medeniyet-
lerinden birisini kurdu. Burada, bizden bir kuak nce Fransz arkeologlar
yirmi bin yllk insan kalntlar ve 4500e uzanan ileri bir medeniyetin iz-
lerini buldu. Elamllarn avclk ve balklk yaptklar gebe bir yaamdan
geldikleri anlalyordu; ancak, daha o zamandan bakrdan mamul silah ve
aletlere sahiptiler; hububat ekiyor, hayvanlar evcilletiriyorlard, hiyeroglif
metinleri ve ticari evraklar, aynalar, ziynet eyalar ve Msrdan Hindistana
ulaan ticaretleri vard Sadece mleki arknn deil, araba tekerleinin
de en eski grnts buradadr; medeniyetin bu mtevaz, ancak yaamsal
arac sonraki yllarda Babilde, daha sonra da Msrda ortaya kacaktr.
***
() Mezopotamyann erken tarihi bir bakma Semitik olmayan Smerli-
lerin, Kiden, Agadeden ve dier kuzey merkezlerden gelen Semit halklar
arasnda bamszlk mcadelelerinin tarihidir. Bu mcadelelerde taraf olan
halklar farknda olmadan, hatta belki de istemeden, ibirlii yaparak, tari-
hin bildii ilk mll, ayn zamanda en yaratc ve emsalsiz medeniyetini
kurdular.
Bu unutulmu kltrn gn na karlmas arkeolojinin ak mace-
ralarndan birisidir. Zamann boyutlarn iyi kavrayamayanlarmzn arka-
ik dedikleri insanlar -yani, Romallar, Yunanllar ve Yahudiler- Smeryay
bilmiyorlard. Herodotun hi duymad, duyduysa bile kendisi iin fazla
arkaik olduunu dnd iin bilmezlikten geldii anlalyor. 250de
yazan Berosus isimli bir Babilli tarihi Smeryay sylencelerden oluan bir
peenin arkasndan gryor: Basra Krfezinin sularndan karaya kan Oan-
nes adl birisinin bakanlndaki bir canavar rk; tarm, metalurji ve yaz
sanatn, dier bir deyile hayat iyiletiren eylerin tm insanoluna bu
Oannesten miras kalyor ve o zamandan sonra yeni bulular yaplmyor.

***
Onca aratrmaya karn Smerlilerin hangi rktan olduklarn syleye-
mediimiz gibi, Smeryaya hangi yoldan girdiklerini de bilmiyoruz. Belki,
Orta Asyadan geldiler, belki Kafkaslar veya Ermenistandan, Frat ve Dicle

43
BATIYA YN VEREN METNLER

yoluyla Mezopotamyaya indiler. () Hatta belki de Mool kkenliydiler,


nk dillerinde Mool lisann hatrlatan pek ok ey vardr. Bilmiyoruz
Medeniyetleri kemale erdiinde -yani 2300 civarnda- Smeryal air ve
bilginler, lkelerinin arkaik tarihini yeniden tesis etmeyi denedi. airler, bir
yaratl efsanesi ile arkaik bir kraln iledii gnahn neden olduu korkun
bir selin ykp mahvettii ilkel bir cennet sylencesi yazd. Bu sel, Babil
ve brani geleneine intikal etti ve Hristiyan itikadnn bir paras oldu.
() Rahip-tarihiler Smer medeniyetinin mucizelerinin geliimini iere-
cek byklkte bir gemi yaratma gayretiyle Selden 432.000 yl ncesine
uzanan bir sreci kapsayan hanedan ve krallar listesi oluturdular. Tammuz
ve Glgam bu krallarn en etkileyici olanlaryd. Glgam daha sonra Babil
edebiyatnn en byk iirlerinden birisinin kahraman olurken, Tammuz
nce Babil panteonuna geti, oradan da Yunanllarn Adonisi oldu.
* Will Durant, Our Oriental Heritage, s.118-136.

2. Tammuz, Diyonisus, Osiris-Horus, Hz. sa


Tammuz Suriye ve Lbnanda taplan bir ilah olan Dumuzunun bra-
ni dilindeki karldr. () ncilde (Hezekiel 8:14) bahsi geen Tammuz,
2000 civarnda, 25 Aralk gn, Suriyenin Gebal (modern Gebail, Yu-
nanca Bublos)5 ehrinde Mylitta isimli bir bakireye doan bir yaam-lm-
yeniden dou tanrsdr; maarasndan sabah kar, gece dner, aradaki
srede gkyzn tavaf eder.
Yunanllar onu Adonis olarak tanr; szck, Fenike dilinde ve brani-
cedeki Adhondan gelir. Babil mitolojisi, Dumuzu ya da Tammuzu6 k
simgeleyen vahi bir yaban domuzunun katlettii yakkl bir oban olarak
anlatr. Tammuz, mucizeler gstermekte, hastalar iyiletirmektedir. nsa-
nolunun kurtarcs olmak iin meakkatli bir lme katlanm; bir takm
beyanlara gre nc gn yeniden dirilerek ebediyen kutsanm yeni bir
hayata balamtr.
Tammuzun lm, Suriye ve Filistinin nebatatn telef olduu uzun,
kurak yazlarn; dirilerek hayata dnmesi ise yamur mevsiminde yeniden
canlanan atlam topraklarn bereketli bitkilerle rtlmesini simgeler veya
lm souk, sert kn, yani mitolojik yaban domuzunun, dirilii ise yem-
yeil bir baharn anlatmdr.7

5 Gnmzde Beyruta 37 km uzaklkta Byblos.


6 Yahudi takviminin drdnc, Mildi takvimin yedinci ay temmuz buradan gelir.
7 The International Standard Bible Encyclopedia, Adonis ve Tammuz maddeleri.

44
BATI GELENEKLERNN YAKIN DOULU KAYNAKLARI

nann, azizler, Efendiniz geri verildi,


Dirilen Efendinize inann;
Tammuzun tahamml ettii aclarla
Tedarik edilmitir bizim kurtuluumuz.

Yukardaki dizenin yazar Knidoslu Ctesias, 400 civarnda, Knisdos


da [Data] yaam hekim ve tarihidir. Pers kraliyet arivlerini temel ald-
sylenen Persica isimli yirmi ciltlik Asur ve Pers tarihleri, Homerosun
Epik veya Homeros Yunancas olarak bilinen dilde yazd lyadaveOdi-
seyasndan farkl olarak, yonya lehesinde kaleme alnmtr. Ctesiasn ta-
rihilii, genel kabuln dnda bilgiler ihtiva ettiinden zaman zaman tart-
mal olmakla birlikte, Homerosun inanrln yer yer sarsm olduu da bir
gerektir.

Tammuzun dirilii her yl suyla ykanma ve yala meshedilme ilemleri-


ni ieren bir yas ayiniyle anlr. Akadlara ait bir metinde, Figan eden erkek-
ler ve kadnlar, bana Onunla gelin, diye yazar, ller mezarlarndan k-
snlar ve ttsy koklasnlar. Arkaik braniler, Temmuzun yasnn tutul-
duunu Eski Ahitte yle anlatr: Ve Rab evinin imale doru olan kaps-
nn girilecek yerine beni getirdi ve ite, Tammuz iin alayan kadnlar ora-
da oturmakta idiler. Ve bana dedi; grdn m demolu? Yine bunlardan
byk mekruh eyler greceksin. [Hezekiel, 8:14-15] Tammuzun dirilii
ile Akat topraklar yeniden bereketlenir, mevsimsel ve gnlk dng surer.

***
Diyonisus (ya da Diyonisos) dininin Trakyada balad ve bilinen dn-
yaya, yani Yunanistan, Msr ve Baks olarak bilindii Romaya, oradan ya-
yld kabul edilir. Bununla birlikte, Diyonisus isminin eski Yunanistann
tarih ncesi Miken ehrinde bulunan Linear B tabletlerinde yer alm ol-
mas, lahn kkenlerinin Akdenizde, Minos medeniyetinin ( 3000-1000)
hkm srd, Giritte olduuna iaret etmektedir.

Homeros destanlarnda ad geen Eski Truva kentini ortaya karan Al-


man Arkeolog Heinrich Schliemannn (1822-1890) bulgular nda, Miken
medeniyetinin izini sren ngiliz Arkeolog Sr Arthur John Evans, (1851-1941)
Knosos, Giritte farkl bir medeniyetin izlerini bulur. Kkleri Miken medeniye-
tinden ok daha eskilere giden bu grkemli uygarla ait yaklak 5000 tab-
lette kullanld grlen yazya, Linear B yazs denir. 2000lerden iti-
baren kullanld anlalan bu yaz, yumuak kil tabletler zerine ine ulu
bir stilus ile yazlr. Mezopotamyadaki rneklerinin aksine, tabletler atete

45
BATIYA YN VEREN METNLER

piirilmemi, kendiliklerinden kurumaya braklm olduklarndan, gnm-


ze ulaabilmi olmalar ans eseridir.

Diyonisusa tapnma, sann doumundan birka yzyl ncesinde ba-


lar. Romann ve Roma halknn antsal bir tarihini yazan Titus Livius (
59- 17) Diyonisus itikadnn 186 ylndaki esaslarn nakleder, Julius
Cesar ( 100- 44) dneminde resmen tannm olan srlar yazar.8 Di-
yonisus, bakire Semeleden doar. Babas, Zeustur. Baz kaynaklarda bir
hayvan yemliine yerletirildii ve maarada bytld sylenir ki, baba
Zeus da yledir. Tammuz gibi Diyonisus da bir yaam-lm-yeniden dou
ilahdr. Baz metinlerde kuzu ile zdeletirilir; dier isimleri ise Krallar
Kral, Biricik z-oul, Kurtarc (Soterios), Kefil, Hamil-i Gnah, Meshedil-
mi Olan, Alfa ve Omega9 eklindedir.
()
Hristiyan babalarndan Rahip Julius Firmicus Maternus, 346da der-
ledii ve Roma mparatoru II. Constantiusa (317-361) ithaf ettii Pagan
Dinlerin Yanllar (De Errore Profanarum Religionum) balkl kitabnda,
Diyonisusun mritlerinin, Onun yakalanp ldrldne ve katillerinin
bedenini kesip paraladklarna () ve midelerine indirdiklerine inan-
dklarn yazar. Bu olay, her iki ylda bir, inananlar tarafndan [Tanrnn
yenilip yutulduu] zalim bir lenle anlmakta, mritler canl bir boay
dileriyle paralayarak yemektedirler.
mparatorun paganlara yeterince sert davranmadn dnd anla-
lan Maternus, eski dinleri yeryznden silmenin Constantiusa kutsal bir
grev olarak tevdi edildiini hatrlatr.
Diyonisusun srlar arasnda, bir kutsal yemek, Tanrnn lmne dair
bir sr ve kurtulu vardr. te yandan, Diyonisusa, dier tanrlarla birlikte,
gnmzde Atinann bir semti olan Eleusinada, (Eleusis) Eleusina Srlar
denilen yerde tapnlr.

Eleusina Srlar, Eski Yunanda Demeter ve Persephone kltlerinin ylda


bir kez yaplan, yelie kabul (initiation) trenlerinin addr. Bat geleneinin
nemsenen bir paras olan bu uygulamalar, Yahudilerin bar mitzvah gibi
ergenlikten yetikenlie geii, Hristiyanlarn vaftizi gibi tanrsal kutsan-
may veya gizli bir tarikat, cemaat veya cemiyete kabul ile orada yeniden
douu simgeler. Eleusina Srlar, 1600 civarnda, Miken dneminde
balam, daha sonra Romaya yaylmtr. Adaylarn (initiates) tanrlarla b-

8 Yazarn ad ngilizcede Livy, The Roman History, 39, 3, 6.


9 Alfa herkesten nemli, 1-numara; omega super-gl olduunu ima eder. (.n.)

46
BATI GELENEKLERNN YAKIN DOULU KAYNAKLARI

tnletii, tanrsal gcn br dnyaya dair vaad ve dllerini ifade ettiine


inanlan etkinliklerde, ayinler, seremoniler ve inanlar gizlidir.

***
Osiris ve olu Horusa (dier baz isimleri: Har, Haroeris, Har-pa-khered,
Harpokrates, vb.) Msrda taplmakla birlikte, klt, Yunan Ptolemaic
Hanedanndan itibaren, Yunanistan ve Roma mparatorluuna ( 3000-
400) yaylmtr.
Horus, 25 Aralkta, sis-Meri adnda, sonsuza dek bakire kalan bir baki-
reye, bir maara veya yemlikte doar. sis, analk ve bereket tanras olup,
Cennetin Anas, Cennetin Kraliesi (Regina Coeli) ve Stella Maris ad-
laryla anlr. Gnmzde Roma Katolik Kilisesi de, sann annesi Meryemi
(Mary) ayn sfalarla anmaktadr:
Ben btn varlklarn doal anasym demektedir, tm elementlerin
hanm ve mrebbiyesi, hereyin ilk atas, ilahi glerin bakan, cennetin
kraliesi, semavi tanrlarn birincisi, tanralarn ; havadaki gezegenler,
denizlerdeki hasiyetli rzgrlar, cehennemin sessizlii benim emrimdedir;
benim adma, benim ilahiyatma tm dnyada eitli davran, det ve isim-
lerle tapnlr, nk Firigyallar bana, Tanrlarn Anas derler.10
sisin balangta bakire (veya belki de cinsiyetsiz) bir tanra olduu;
bakire olduuna dair inan Msr pratiinin ileriki safhalarnda da devam et-
mekle birlikte, mritlerinden dnsz zht talep ettii eklinde bir itikadn
da eklendii anlalmaktadr.
Greko-Roman kltr zellikle de sisten hayli etkilenmi, ona Stella
Maris, Deniz Yldz, ismini vermi, Kutup Yldznda simgeletirmitir. ()
[Meryemin] Mesih ile birlikteki pentrleri, sis ve Horusun resimleri ile
arpc bir benzerlik gsterir.11
Osirisin dnyevi babasnn ad Sebtir ve soylu bir aileden gelir. sis,
Osiristen, ilah ldkten sonra gebe kalr. Musann ncildeki hikyesini
anmsatan bir biimde, olu Horusu Nil Nehrinin deltasndaki papirus ba-
taklklarnda saklar. ()
Horusun 25 Aralk civarndaki doum gnnn tapnaklarda kutlanma-
sna da bu aamada baland grlr. Macrobius ve Paskalya Vakayname-
sinin12 Hristiyan yazarnn da belirttikleri gibi, [kutlamalarda] bir bebek

10 Altn Eek (The Golden Ass) gnmze eksiksiz ulaan ilk romandr; on bir blmden oluan epik
romann yazar Lucius Apuleius; 125 180 yllar arasnda yaad.
11 Jordan, Michael, Kyle Cathie Ltd, London, 1992.
12 Ambrosius Theodosius Macrobius(395423) Romal dilbilgisi uzman ve Yeni Efltuncu (Ne-
oplatonist) filozof; Paskalya Vakaynamesi (Paschal Chronicle; Chronicon Paschale, Chronicum
Alexandrinumveya Constantinopolitanum veyaFasti Siculi) Yedinci yzylda Bizansta derlenen

47
BATIYA YN VEREN METNLER

Horus figr ahra benzetilen bir dekorun nne yerletirilen yemlie yatr-
lr, yanna da sisin bir heykeli konurdu. Horus, bir anlamda, insanolunun
Kurtarcsyd. Dnyann olarak, karanlk glerden insanolu adna
intikam alrd.

1867 doumlu Joseph McCabe, on dokuz yanda Fransisken tarikatna in-


tisap etmi, yolda olduu keilerden ve Hristiyan doktrininden souyarak,
1896da rahiplii brakmtr. Ksa sre sonra rahiplik kurumunu eletiren
yazlar yazmaya balayan McCabe, Britanya Rasyonalist Basn Derneinin
kurucularndandr. Bu blmde, yukarda, The Story of Religious Contro-
versy (Dini htilflarn Hikyesi) adl eserinden (blm, xv) alntlar yap-
tmz McCabe, 1955 ylndaki lmne kadar ABD, Avustralya ve Byk
Britanyada Hristiyanln adaletsizliklerini ve sahtekrlklarn anlatt
drt bin civarnda konferans vermitir.

Gnmzde Roma katakomblarnda13 bulunan ve uzmanlarn orijinal


Madonna ve Bebek resimleri olduunu iddia ettikleri resimler, Bakire sis-
Merinin kucanda bebek Horusu tarken gsterdii resimlerdir.
sa gibi, Horusun doumu da Dou semalarnda ykselen bir yldzla
iln edilir, ve kendisine akil adam refakat eder: Osirisin avdeti Bil-
ge Adam adam tarafndan akland: bunlar Orionun kemerindeki Mintka,
Anilam ve Alntak yldzlaryd ve yzleri Osirisun douda ykselen yldz
Siriusa (Sothis) dnkt. () [dahas] sann szde avdetinden 1500, g-
nmzden 3500 yl nce, Luksor Tapnann duvarlarnda Horusun Tebli
edildiini, Ana rahmine dtn, doduunu ve tapnldn gsteren
resimler vard; Bakire sise, Horusa gebe kalacan syleyen Thoth, gebe
brakan Kutsal Ruh Knephtir. () [astroloji balamnda] Bakire burcu Vir-
go, sise, Arslan burcu Leo ise kocas Osirise tahsislidir. Bir aslan ve bir
bakireden oluan Sfenks, Nil Nehrinin tamasn simgeler. () Bakirenin
elindeki buday baa, takn aylarna gndermedir.14
Gk tanrs Horus ve onun ezeli ve ebedi Babas, Osiris, tpk sa, Tanr
ve onun Babas gibi, birbirlerinin yerine geerler. sa gibi, Horusun da, Ba-
bam ve ben biriz dedii iddia edilir; Horusun kiisel lakab usadr ve
Baba anlamna gelen Ptahn ebedi olu anlamna gelir. On iki yanda
Tapnakta retim gren Horus, on sekiz yl kadar kaybolur; otuz yanda
tekrar ortaya kar ve [efsanevi] Eridanus Nehrinde, daha sonra boynu vuru-

Hristiyan vakaynamesi, demden Byk Dou Roma mparatoru Heracliusun (610-642) h-


kmdarlnn yirminci ylna kadarki dnemi kapsar.
13 Yeraltnda ina edilmi koridorlar ve odalar olan mezarlk. (.n.)
14 de Lalande, Joseph Jerome, Astronomie par M. de la Lande, 1731.

48
BATI GELENEKLERNN YAKIN DOULU KAYNAKLARI

lacak olan Vaftizci Anup tarafndan vaftiz edilir. te yandan, vaftizi nem-
li bir gelenek olarak benimseyen Hristiyanlar, en az Aziz Pavlustan itibaren
suya batmann lm benzeri bir deneyim olduunun ayrtndadrlar; sudan
kmak yeni bir hayatn balangc olarak alglanr.
sa gibi su stnde yrmek de dahil olmak zere, Horusun da ok sa-
yda mucizesi vardr. Bunlarn arasnda El-Azarusu (El-Osiris) diriltmesi,
sann Lazarusu diriltmesini anmsatr.

sann mucizlerinden biri olarak, Bat geleneinde yerini alan onlar-


ca karakterden biri olan Havari Lazarus, mezarndan dirilerek kar: sa
Beytanyaya vardnda Lazar drt gndr mezardayd. Mezar bir maaray-
d, nne de bir ta koymulard. sa, ta kaldrn diye, buyurdu. sa gz-
lerini yukar kaldrarak, Ey baba, beni iittiin iin sana krederim...()
Bunlar syledikten sonra yksek sesle bard: Lazar, dar gel! l elleri
ayaklar sarglarla bal, yz bezle sarlm olarak dar kt. (Yeni Ahit,
Yuhanna 11: 38-44)

Horusun on iki talebesi [havarisi] vardr; yaamnn bir aamasnda


bu havarilerin karlarna, Dada dnm geirmi olduu halde kar;
Yasay yrrle koyacak, bin yl yaayacaktr. Havarileri Horusun vaazn
usann vecizeleri olarak kayda geerler; bunlardan ikisi, Anup ve Aan
kendisine ahitlik etmi olduklarndan, sann yaamnda benzer ilevi
grm olan iki Yahyay anmsatr.
Meshedilmi anlamna gelen KRST lakab, sadan ok nce, Horusa ve-
rilmitir. Horusun dier isimleri unlardr: Diriltilmi Olan; Ptahn (veya
Babann) Ezeli ve Ebedi Olu; Tarik, Harikat ve Ik; Mesih; nsan Olu;
Tanrnn Olu; Kelam; Kelam rn Beden; Kutsal ocuk; Tanrnn Mes-
hedilmi Olu; Hakikat Kelam; Balk; yi oban; Tanrnn Kuzusu. Baba
Osirisin isimleri; Efendilerin Efendisi; Krallarn Kral; Tanrlarn Tanrs; yi
oban; Dirili ve Hayat; Sonsuzluk ve Bek; Erkei ve Kadn Tekrar Dour-
tan Tanr.
Horus, lnetli bir aata, iki hrszn arasnda, gnahlarnn kefaretini
demek zere aslr. ldkten sonra gmld mezardan sa gibi kalkar ve
Amen-ti olarak bilinen Cennete veya br Dnyaya ykselir. Dualarn
amen szc ile bitiren Hristiyanlar gibi, Horusa tapnanlar da Amen-ti
derlerdi.
Yahyann inananlar rdnde vaftiz edilmesinden en az 2500 yl nce,
Msrllar, Nilde veya gm odalarnda vaftiz ediyorlard. Her iki durumda
da vaftizin amac ister diri ister l olsun, insanlar temizlemek ve yeniden
canlandrmak, bu surette yeni bir ebedi kutsanmlk dnemine kavuma-

49
BATIYA YN VEREN METNLER

larn salamakt. Dahas, gnmzde Hristiyanlarn sa ile vaftiz aracl


ile btnletikleri gibi, arkaik Msrllar da Horus ile suda vaftiz edilerek b-
tnletiklerine inanyorlard. say vaftiz eden Yahya, Horusu vaftiz eden-
ler de ikincil tanrlard.
Hristiyanln ilk yazarlarndan Kartacal Tertullian (160220) () zira
ykanma dile dm sisin gizli ayinlerine katlmann yoludur, diye ya-
zar.15 Hakikat bitkisi denilen budaydan yaplan rekler Osirisin bedeni
niyetine yenilir.16

***
sa, 4-30 yllar arasnda yaad. () srailin Nasra kentindendir;
Meryem isimli bir bakireye bir maara ya da ahrda dodu. Yeni Anlamaya
gre (ncil, Luka 1:26-33) () Allah tarafndan Cebrail Melek Galilede
Nasra denilen ehre, Davud evinden Yusuf adndaki adama nianl olan
bir kza gnderildi; kzn ad Meryem idi. Melek onun yanna girip dedi:
selm, ey nimete eren kz, Rab seninledir. Ve Meryem bu szlerden ok
ararak: Bu nasl selmdr? diye dnyordu. Melek ona dedi: Korkma
Meryem nk Allah nnde inayet buldun. Ve ite, gebe kalp bir olan
douracaksn ve adn sa koyacaksn. O byk olacak, ona yce Allahn
olu denecek.
Apocryphal Protevangelion nciline gre, Maara ylesine parlak bir
kla aydnland ki, Yusuf ile Meryemin ebesi a dayanamadlar.

***
Apocryphal Protevangelion Batni ilk-ncil, Resmi Kilisenin btnyle
itibar etmedii ezoterik kutsal metinler anlamndadr. lk Hristiyanlar ta-
rafndan yazld dnlen bu metinler arasnda S 150 civarnda ortaya
kan ve temel kaygsnn Meryemin sann doumundan nce ve doumu
sresince bakire olduunu anlatmak olduu kabul edilen James ncili (Gospel
of James) vardr; Jamesin ocukluk ncili (Infancy Gospel of James) veya
Jamesin Batni ncili (Protoevangelium of James) olarak da bilinir. te yan-
dan, Jamesin, sa Mesihin dnyevi babas, Meryemin nianls Yusufun bir
baka evliliinden olma olu, yani, sann vey kardei olan Aziz James (Adil
James) ile ayn kii olduu sylenir.

15 Harold R. Willoughby, Pagan Regenenation: Blm VI, A Study of Mystery Initiations in the
Graeco-Roman World, University of Chicago Press, 1929
16 Hem bir ilah, hem de bir insan olarak kabul edilen, gnahsz sann bedeninden ve kanndan
oluan Kutsal Yemek, yani hamursuz ekmein sann bedeni, arabn kan niyetine tketildii
Aai Rabbani [communion] Eucharist ayinine gnderme. (.n.)

50
BATI GELENEKLERNN YAKIN DOULU KAYNAKLARI

() obanlar, [sann] doumuna hayran kaldlar; melekler arklar sy-


ledi. Bebek sa, doumun hemen ardndan Bakire Meryemle konumaya
balad, Meryem, ben, Tanrnn olu saym, Cebrail Melekin sana bildir-
dii gibi dourduun o MJDE benim ve Babam beni dnyann kurtulmas
iin yollad.17 htiyar dul Anna18 bebek say kutsad. Dnyevi babas ma-
rangoz Yusuftu. () Geleneksel doum gn 25 Aralkt. Melekler, yerel
Kral Herodun bebei ldrmeyi planladn, infaz edilmesi iin ferman
yaynladn duyurdular.
() Rabbin melei Yusufa ryasnda grnp dedi: Kalk, anas ile o-
cuu al, Msra ka ve ben sana syleyinceye kadar orada kal; nk Hiro-
des (Herod) ocuu yok etmek iin onu arayacaktr. Yusuf kalkt, geceleyin
anas ve ocuu ald, Msra gitti. Ve Hirodesin lmne kadar orada kald.
(ncil, Yeni Ahit, Matta, 2:13)
Kral Herod, o gece doan tm erkek ocuklarn katledilmelerini emretti.
Yaklak 153nc ylda, Aziz Justin, pagan okurlarna, sa Mesihin ba-
kire bir anadan domu olmasna armamalar gerektiini, zira en saygn
pagan yazarlarn Zeusun baz oullarndan bahsederlerken Bakire bir ana-
dan domutu, dediklerini hatrlatr, [buna] Perseusa inandnz gibi
inann.19
Peki, bakirelerden doan bu Tanrlar, neden sadan nce de vardlar?
Aziz Justinin buna cevab, eytanlar eklindedir, [eytanlar] Minervann
cinsel iliki olmadan Jpiterin kz olarak doduu yalann uydurdular.
178 ylnda Efltun ekolnden filozof Celsus, sann bakire doumu ile
alay eder; Yunan mitolojisindeki [bakire analar] Danae, Melanippe ve Anti-
ope hikyelerine benzetir.
Bir dier Hristiyan apolojetii.20 Adamantius Origenin (185254 civar)
Celsusa cevab Bu tr mucizevi hikyelere bavuran yegne insanlar biz
Hristiyanlar deiliz. () [Celsus] bir filozoftan ziyade soytar gibi yazyor,
eklindedir. Nitekim sa, yrd yolda bu tr engellemelere atacan
(Korintoslulara Mektup 1:23 ve Vahiy 2:14) nceden bildirmitir.
()
sa, l olduu gn sresince cehenneme iner. ldnde deprem ol-
mu, altnc ve dokuzuncu saatler arasnda gkyz ve yeryz kapkara ke-
silmitir. Bunu mteakip, sa yeniden canlandrlm ve daha sonra cenne-

17 The Apocryphal Gospel, (The First Gospel of the Infancy) Batni ncil, sa Mesihin ocukluunun
lk ncili, 1:3
18 Veya Hannah, Meryemin annesi. (.n.)
19 Perseues, Yunan mitolojisindeki nemli kahramanlardan biri, babas Zeus, annesi Akrisios kz
Danaedir. (.n.)
20 Apologeticsten, dini inanlar savunan ilahiyat dal. (.n.)

51
BATIYA YN VEREN METNLER

te ykselmitir. Mezarnn bo olduu, iinde sadece elbiselerinin bulundu-


u grlr. Bir baka Batni ncile gre (Apocryphal Acta Pilati veya Nicode-
mus ncili) Onu cehennemden karan iki delikanl, ba khinin oullardr.
Aziz Justin, Biz, Mjdenin, Tanrnn cinsel birleme olmadan doan
ilk olu olduunu ve Onun, bizim Hocamz, sa Mesih olduunu, armha
gerildiini ve ldn ve yeniden dirildiini ve cennete ykseldiini syle-
diimiz zaman, sizin Jpiterin oullar olarak itibar gsterdiklerinize ilikin
inanlarnzdan daha farkl bir ey ileri srmyoruz,21 demektedir.
san isimleri unlardr: Mesih; Krallar Kral; Balang ve Son; Alfa ve
Omega Biricik z-oul; Kurtarc; Kefil, Hamil-i Gnah, Meshedilmi Olan,
Tarik, Harikat ve Ik; Dnyann ; nsan Olu; Mjde; Kelam rn Be-
den; Tanrnn Kuzusu; Diriltilmi Olan; yi oban; Efendi; Lord; Haham
[retmen / hoca]; En Yce Tanr; Bar Prensi; Drstln Olu; Yahuda
Kavminin Arslan; Baba, Oul ve Kutsal Ruh eklindeki Hristiyan leme-
sinin ikinci ahs; limimutlak, kadirimutlak, Hazr ve Nasr.22

C. MISIR
1. Msrn Kefi*
Will Durant
Msrn hayata dndrlmesi arkeolojinin en parlak bahislerinden biri-
sidir. Orta ada Roma mparatorluunun bir smrgesi ve Hristiyan yer-
leimi olarak bilinirdi; Rnesans, medeniyetin Yunanistanda baladn
farz ediyordu; in ve Hint ile dikkatlice ilgilenen Aydnlanmann bile Msr
hakknda piramitlerin haricinde hi bir bilgisi yoktu. Msroloji [Egyptology]
Napolyon emperyalizminin yan rnyd. 1798de bir Fransz keif seferi-
nin bana geen byk Korsikal, yannda araziyi tanmlamak ve haritala-
mak zere teknik ressamlar ve mhendisler gtrd; tarihi daha iyi anlamak
uruna Msra anlamsz bir ilgi gsteren bir takm akademisyenlere de yer
at. Modern dnyaya Luksor ve Karnak tapnaklarn ilk kez aklayanlar bu
topluluktu. Fransz Akademisi iin hazrladklar kapsaml Msrn Tanm-
lanmas, 18091813 (Description de LEgypte, 18091813) bu unutulmu me-
deniyetin bilimsel aratrmasndaki ilk mihenk tadr.

21 Jean-Franois Champollion(17901832) Fransz eski Yunan ve Latin edebiyat limi, filolog, dou
bilimci ve Msrolog
22 Leonardo de Vincinin (14521519) insan anatomisi zerindeki almalarna gnderme yapyor,
(.n.)

52
BATI GELENEKLERNN YAKIN DOULU KAYNAKLARI

Ancak, uzun yllar eski eserlerin zerlerindeki yazlar okumay baara-


madlar. Bu limler arasnda akademisyenlere zg sabrl bir mizaca sahip
olan Champollion,23 kendisini hiyerogliflerin zmne adad. Uzun ara-
malardan sonra zerine Msr dilinde kutsal yazlar kaznm bir dikili-
ta (obelisk) bulan Champollion, tan temelinde hiyeroglifin Ptolemy ve
Kleopatraya dair olduunu gsteren Yunanca cmlelerden yola karak, M-
sr alfabesinin on bir harfini skmeyi baard. () Yirmi yldan fazla sren
bir alma sonunda Msr alfabesinin tmn ortaya kard ve kayp bir
dnyann kurtarlmasna giden yolu at. ()

2. Matematik, Astronomi-Takvim, Anatomi-Fizyoloji, Tp


Msrl limler ounlukla rahat ve gvenli tapnaklarnda hayatn kar-
maasndan uzak yaayan rahiplerdi ve tm batl inanlarna karn, Msr
biliminin temellerini onlar attlar. Kendi sylencelerine gre, bilimler
18000lerde, Msrn erdem tanrs Throthn [eski Yunanllarn Hermes
Trismegistus, Merkr, dedikleri tanr; Trismegistus defa byk anla-
mnda. .n.] yeryzndeki 3000 yllk hkmranl srasnda icat edilmi-
ler ve arkaik bilim kitaplarnn pek ou bu lim-tanrnn derledii yirmi
bin ciltlik (S 300lerde yaan tarihi Manethoya gre bu rakam otuz alt bin
olmal) klliyatn iinde yer almaktaydlar.
Yazl Msr tarihinin balarnda matematiin hayli gelimi olduunu;
piramitlerin tasarm ve inaatnn gerektirdii dakik lmler, matematik
bilgisi olmadan mmkn olamazd. Yaamn Nilin alalp ykselmesiyle
yakndan ilikili olmas, nehrin hareketinin llmesini ve kaydedilmesini
getirirken, ktipler ve mesahaclar taknn kapsad topran boyutlarn
dikkatle ve srgit hesaplamak durumundaydlar; nitekim geo-metri szc-
nn buradan geldii anlalmaktadr. Arkaik yazarlarn hemen hepsi, geo-
metri biliminin kefini Msrllara mal eder. ()
Kullandklar rakamlar ilevsel olmaktan uzaktr: 1 yazmak iin bir vu-
ru, 2 yazmak iin iki vuru, 9 yazmak iin dokuz vuru, 10 yazmak iin
yeni bir ekil; () 90 yazmak iin yan yana yazlm dokuz adet 10 ekli ()
1.000.000 yazmak iin byle bir saynn olabileceine arm gibi ellerini
havaya, bann stnde kaldrm bir adam resmi () Msrllar ondalk
sistemi yakalayamadlar; sfrlar yoktu, ama baya kesirleri icat etmiler-
di arpma blme piramitler kadar eskiydi. Ahmes Papirus diye bilinen en

23 Jean Franois Champollion (1790-1832) Fransz eski Yunan ve Latin edebiyat limi, arkiyat ve
Msrolog.

53
BATIYA YN VEREN METNLER

eski bilimsel matematik tezinin tarihi 20001700 olmakla birlikte yazld-


tarihten be yz yl ncesinin bilgilerini ihtiva eder. Ahmes Papirusu bir
ahrn ya da tarlann kapasitesinin nasl lleceini rnek izimlerle gste-
rir ve birinci derece denklem retir. Geometride de sadece kare eklindeki
alanlarn deil, dairelerin, kplerin yzey ve hacimleri llr. Pi saysnn
varlndan da haberdar olan Msrllar, 3,16 olarak hesaplamlard. Bizler,
drt bin yl sonra 3,16dan 3,1416ya ilerlemi olmann onurunu yaamak-
tayz.
Fizik ve kimya bilgileri hakknda hibir fikrimiz yok; astronomilerine
ilikin bilgilerimiz de kstl () [buna karn] Nilin hangi gn kabaracan
doru tahmin edebilecek, tapnaklarn yaz solistisinin sabahnda gnein
ilk klarnn ufukta belirdii noktaya yneltecek kadar bilgiye sahip olduk-
larn biliyoruz. Gezegenlerin koordinat ve hareketlerine ilikin lmleri-
nin kaytlar bin yl geriye gidiyor. Gezegenleri yldzlardan ayrt edebiliyor,
kataloglarnda plak gzle seilmesi neredeyse imknsz olan beinci kadir-
den (magnitude, .n.) yldzlar iaretliyorlard. Gzlemlerine dayanarak
oluturduklar takvim, Msrn insanla en byk hediyelerinden bir dieri
olacakt Bu takvim binlerce yl sonra Julius Caesarn ( 100- 44) em-
riyle skenderiyedeki Yunanl astronomlar tarafndan yeniden dzenlene-
rek Julian Takvimi adn ald. Papa XIII. Gregory (1582) dneminde elden
geirildi. () Gnmzde kullandmz Gregorian Takvim oluturuldu.
Takvimimiz aslen arkaik Yakn Dounun yaratsdr. [Klepsidra, ya da, su-
saati de Mst icaddr. () Onuncu Hanedanlk Firavunlarndan Thutmose
dneminden ( 14791425) kalma en eski saat Berlin Mzesindedir.]

***
Mumyalamak konusundaki uzmanlklarna karn, Msrllar insan bede-
ni zerindeki almalarnda ileri gidemedi. () Kalbin organizmay yaa-
tan g olduunu, dolam sisteminin merkezinde yer aldn biliyorlard.
Ebers Papirusunda, damarlar tm uzuvlara ular, yazmaktadr, hekim
parman ister hastann alnna, ister ensesine, isterse eline () isterse aya-
na dokundursun, kalbe ular. Buradan Leonardoya bir admlk yol kal-
mt ancak, o adm atmak bin yl srd.
Msr bilminin parlad alan eczaclktr. Kltrel yaamlarnn hemen
her alannda olduu gibi, burada da rahiplerle balam olup mistik kken-
lerinin izlerini tar. Halk arasnda hastalklardan koruyan ya da hastalklar
tedavi eden muskalar () ilalardan daha poplerdi () Byk hekimler,
cerrahlar, uzmanlar [hurafelerden] dodu; nl Hipokrat yeminine intikal
eden ahlak yasasn oluturdular.

54
BATI GELENEKLERNN YAKIN DOULU KAYNAKLARI

() Tarihte bilinen en eski bilimsel dokman [Amerikal koleksiyoncu]


Edwin Smithin (18221906) adyla anlan 1600den kalma papirstr.
Edwin Smith papirs, kafatas atlandan omurilik kaymalarna kadar
krk sekiz vakaya yaplan klinik mdahaleyi belgeler. Her vaka, ilk tan,
muayene, semptomlar, tehis ve tedavi eklinde sralanm balklar altnda
sunulmu, ayrca metinde kullanlan terminolojinin aklad bir de blm
eklenmitir. Papirsn edibi, bizim amzn On Sekizinci yzylna kadar
rastlanmayan bir netlikte, bacak kaslarnn beyindeki bir merkez tarafndan
kontrol edildiini belirtmektedir beyin kelimesinin literatrdeki ilk kul-
lanm da budur.
Her ne kadar, Yunanca isimlerini bilmeseler de, Msrllar ok eitli has-
talklardan ldler. Papirsler ve mumyalardan omurilik tberklozu, arte-
riosekleroz, safra kesesi ta, iek, ocuk felci, kanszlk, arterit, sara, gut,
kemik iltihab, apandisit, omurgalarn yangya bal hasar ve ccelik hak-
knda bilgi sahibi olduklarn biliyoruz. () Msrl hekimler bu hastalklara
kar bol miktarda ila ile donanmlydlar. Ebers Papirsnde ylan srma-
sndan doum sonras ateine kadar yedi yz hastaln tedavisi anlatlr.
1850den kalan Kahun Papirs doum kontrol iin kullanld anlalan
fitillerin reetesini verir. Bu tedaviler Msrllardan, Yunanllara, onlardan
Romallara ve bize intikal etmitir; gnmzde gvenle yuttuumuz garip
karmlar, drt bin yl nce Nil kylarnda mayalanmaktaydlar. ()

3. Sanat, Mimari
Bu medeniyetin en byk unsuru sanatdr. Burada, tarihin eiin-
de bulduumuz sanat, herhangi bir modern milletinkinden stn, sadece
Yunanistandaki ile kyaslanabilecek llerde gl ve gelimitir. nce-
leri refah ve barn salad lks ortam, daha sonra III. Thutmose ve II.
Ramsesin hkmranlklarnda bask ve savatan elde edilen ganimetler,
Msra devasa mimari, eril heykeller, mkemmele yakn yzlerce tali sanat
dal iin frsat tand. Msr sanat ilerlemeye ilikin tm teorilerin tkandk-
lar noktadr.
Hacim ve dayankllk ile gzellik ve kullanllk bilekesi olduundan,
mimari, arkaik sanatlarn en soylusuydu. Mezarlar ve evlerin dlarn ss-
leyerek, mtevaz bir balang yapt. Ahap pek az bulunan bir malzemey-
di, Msrllar gnete piirilmi kerpi, kireta, oka da granit kullandlar.
Ev yapmnda kullanlan kerpi, dayanksz olduundan zamanmza ulaan
sivil mimari rnekleri pek azdr. () Msr mimarisine ilikin izlenimimizi,

55
BATIYA YN VEREN METNLER

meyilli, masif duvarlarn tanmlad, ants dini yaplar oluturur. Msr-


l mimarlar, kemeri Altn a olarak bilinen IV. Hanedanlktan ( 2613
2494) itibaren kullanmaya balarlar; antsal binalarn tm stun ve hatl
tipi inaatlardr; devasa ta bloklardan oluan tavanlar, hiyeroglif yazlar ve
freskolar ssl duvarlar ve aralarna serpitirilmi stunlarn zerinde yk-
selir. Hiyeroglifler, ssleme dnda, tarihi olaylarn kaytlarn dmek ve
by yapmak iin kullanlmlardr.
Arkaik Msr tapnaklar solistis ve ekinoks gibi nemli olduklar kadar
da ince lm isteyen astronomik olaylarla ayn hizada olacak ekilde yer-
letirilir. nemli tapnaklarn lmleri bizzat firavun tarafndan merasimle
alnr. ()
IV. Hanedan dneminde dinin ve devletin gcne tanklk etmek zere
ina edilen Giza Piramitlerinin en by ve en eskisi olan Hufu [Byk Pi-
ramit; Keops] arkaik Dnyann Yedi Harikasndan ayakta kalan tek yapttr.
Firavun Hufuna mezar olmak zere, yirmi ylda tamamlanan yap, 3.800 yl
sreyle dnyann en yksek yapsyd. () naat tekniine ilikin muhtelif
hipotezlerin birletikleri nokta, ta ocandan srklenerek getirilen devasa
bloklarn bir mekanizma ile kaldrlarak yerletirilmi olmalardr.

***
Arkaik Dnyann Yedi Harikas eski Yunanda Dou Akdeniz ve Ege k-
ylarnda geziye kan turistler iin dzenlenmi popler gezi rehberlerinden
derlenmi bir listedir. Bu rehberlerin en iyi bilinenlerinden birisi Birin-
ci yzyln ikinci yarsnda yaam olan Yunan airi Saydal Antipatrosun
(Lbnann en byk ehri, Sidon) dieri ise Bizansl Philonun derlemeleridir.
Yedi eserden oluan bu liste, yllar iinde saysz deiiklie uram (rne-
in, Hristiyanln yaylmasyla birlikte listeye Romadaki Colesium, Nuhun
gemisi ve Sleymann Tapna eklenmiti) olmakla birlikte, Hufu Piramiti,
Babilin Asma Baheleri, Efesteki Artemis Tapna, Olympiadaki Zeus Hey-
keli, Mula, Bodrum civarndaki Halikarnas Mozolesi, Helosun Rodostaki
Heykeli ve skenderiyedeki Deniz Fenerinden oluur.
Eski Yunanllarn gezi heveslerini tetikleyen, Drdnc yzylda bi-
linen dnyann byk bir ksmn fetheden Byk skenderin seferlerinin
uyandrd ilgidir. Bylece balayan gezilerde grdklerini yazan seyyahla-
rn tuttuklar kaytlar zaman iinde dzenlenmi, ilk turist rehberleri olutu-
rulmutur. lk rehberlerde harika szcnn yerine Yunancada grlecek
eyler anlamna gelen theamata kelimesi kullanlrd.

***

56
BATI GELENEKLERNN YAKIN DOULU KAYNAKLARI

Giza Klliyesinin ikinci byk piramitini (Hafra, Khafre, Chephren)


2532 ylnda tamamlad dnlen Firavun Hafrann ( 25582532)
brakt bir dier mirasn da Byk Sfenks olduu sylenir. Dnyann en
byk yekpare antsal heykeli olan Sfenks 73.5mx6mx22.22m boyutlarn-
dadr. Yapta kimin modellik yapt ve zgn ad bilinmemektedir. Sfenks
kelimesi, ngilizceye sorduu soruya cevap vermeyenleri boarak ldren
birini hikye eden eski bir Yunan sylencesi Sphinxten gemitir; Msr
Arapasndaki ad Ebu el-Hl, mealen, Dehet Saan Baba eklindedir.
Giza lsnn Firavun Menkaureye ait olann yapl tarihi tam olarak
bilinmemekte, Yirmi Alt yzylda tamamland dnlmektedir.
Menkaurenin gneyinde yapmlar tamamlanmam piramit daha vardr.

***
Her ne kadar Msr astronomisine ilikin bilgilerimiz kstl ise de Orion Ko-
relasyon Teorisine gre Giza Piramitleri Orion (Cabbar Avc) takmyldznn
kemerini oluturan Alnitak (Zeta Oranis), Alnilam (Epsilon Oranis) ve
Mntka (Delta Oranis) yldzlarnn bire bir izdmleridir. ngiliz Gazeteci-
Yazar Graham Hancock (d.1950) ile Belikal naat Mhendisi Robert Bau-
val (d.1948) Giza Piramitlerinin ve Sfenksin corafi konumlar itibariyle Leo,
Orion takmyldzlar ve Samanyoluna tekabl ettiklerini, yaygn akademik
kabullere ters den bu gerein yerleik arkeologlar tarafndan yok sayld
veya bastrldn iddia etmektedirler.

Pek az girii buna karn girift tnelleri ve devasa ta ynlarnn


ardnda sakl odalar olan piramitlerin mezar hrszlarnn talanlarndan
kurtarlamamas zerine Gizadaki inaatlar durdurulmu, Vadi el Muluk
veya Vadi Biban el Muluk, Krallar Vadisi olarak bilinen blgeye tanm
yapm orada devam etmitir ( 16001100) Luksorun (Thebes) 2,5 km
kuzeyindeki Karnak Klliyesi, Amon-Re, Montu ve Mut mntkalar ve halen
sklm olan IV Amenhotep Tapna olmak zere drt blgeden oluur. II.
Ramses tarafndan ina edilen Byk Luksor Tapnann giriinde (pilon)
kaytl firavunun zaferlerinin arasnda 1274 Kade Meydan Muharebesinin
hikyesi yer alr. Bu muharebe Anadolu medeniyetlerinden Hititlilere
karyd.

57
BATIYA YN VEREN METNLER

D. BABL
1. Babilliler ve Hamurabi*
Will Durant
Bugn Babilin kalntlarna bakan hi kimse, Frat boyundaki bu scak ve
kasvetli oran bir zamanlar astronomiyi neredeyse yaratan, tbbn geliime
byk katklarda bulunan, dilbilgisini bilimletiren, ilk byk yasa metinle-
rini hazrlayan, Yunanllara matematiin, fiziin ve felsefenin temel ilkeleri-
ni reten, Yahudilere dnyaya tevdi edecekleri mitolojiyi veren, Araplarn
Orta a Avrupasnn uykuya yatm ruhunu ayaa dikmekte kullandklar
bilimsel ve mimari irfann bir ksmn nakleden zengin ve kudretli medeni-
yetin bakenti olduunu tahmin edemez. Sessizce akan Frat ve Diclenin
nnde dikilirken, bunlarn Smerya ve Akat sulayan, Babilin Asma
Bahelerini yeerten ayn nehirler olduklarna inanmak zordur. [Oysa] Bu
nehirlerin bereketi ve nesillerinin emei ile, Babil, Yahudi efsanelerinin
cenneti*24 (Eden) ve bat Asyann tahl ambar olmutu.
() Akat-Smer atmas, Akatlarn zaferi ve Babilin gney
Mezopotamyann bakenti olmasyla sonuland. Bu tarihin balangcn-
da, fatih ve yasa koyucu, gl Hamurabinin ( 21232081) krk yllk
hkmranl yer alr. (...) Onun ynetiminde aa vadinin sava kk
devletikleri birlie ve bara zorlandlar; tarihi kanunnamelerle dzen ve
gvenlik iin disipline sokuldular.
Hamurabi Kanunnamesi, topraktan 1902de Susadan karld. 1100
civarnda Elamdan sava ganimeti olarak Babile getirilen -halen Louvreda-
yeil diyorit tandan bir silindir zerine kaznmt. Musannki gibi, bu
yasalar da Gkyznden armaand; silindirin bir yznde emirleri biz-
zat Gne-Tanrs amatan alan kraln sureti vard. nsz de neredeyse
Gkyznde yazlmt:
Anunaki ve Belin marur kral, Gk ve Yeryznn Efendisi, topran
kaderini belirleyen Anu, tm insanln ynetimini Marduka tevdi ettiin-
de () Babilin marur adn andklarnda; dnyann drt bucanda me-
hur edip, ortasnda temelleri gk ve yeryz kadar salam sonsuz bir krallk
kurduklarnda ite o zaman Anu ve Bel, tanrlarn kulu yce prens olan
beni lkede adaleti hkim klmak, gnah ve ktl yok etmek, glnn
zayf ezmesini nlemek () lkeyi aydnlatmak ve halkn refahn arttrmak
iin ard. Bel tarafndan hkmdar tayin edilen, bolluk ve bereket ge-

24 Frat, Eski Antlamaya gre cennette akan drt nehirden birisidir

58
BATI GELENEKLERNN YAKIN DOULU KAYNAKLARI

tiren, Nippur ve Durllu iin hereyi eksiksiz klan, ben Hammurabi; ()


Uruk ehrine hayat veren; sakinlerine bol su tedarik eden Borsippa eh-
rini gzelletiren; (...) anl Ura iin tahl depolayan; () halkna ihtiya
olduunda yardm eden; Babildeki mallarnn gvenliini salayan; halkn
hkmdar, hizmetisi; amelleri Anunitin katnda kabul gren. [Musa
Kanunnamesinin bundan esinlendii ya da her ikisinin de bir dier me-
tinden esinlendii grlmektedir. Yasal bir antlamay resmi bir damga ile
mhrlemek gelenei de Hammurabiye gider.]

***
() Tanrlar verek balayan kanunname, onlar daha fazla dikkate al-
maz ve hayret uyandracak kadar seklerdir. En gelimi yasalar en vahi
cezalarla harmanlar, ilkel bir lex talionis25 ve ikenceyle yarglama usuln
dikkatle ilenmi dava usulleriyle bir arada yrtrken, evlilik ii zorbal
asgariye indirmek iin zel gayret gsterir. Toplam 285 yasa, bilimsel dene-
bilecek bir dzenle, zel Mlk, Ticaret ve , Aile, Hasar ve i balklar al-
tnda bin yl sonrasnn Asurlularndan ve pek ok bakmdan modern Avrupa
devletlerininkinden daha gelimi ve medeni bir hukuk sistemi olutururlar:
Bilge Kral Hammurabinin yerletirdii adil yasalar ve (onlar vastasyla)
lkeye verdii istikrarl destek ve temiz hkmet Ben, koruyucu hkmda-
rm Smer ve Akat lkesinin halkn gsmde tadm. () Gl zayf
ezmesin, dula yetime hakszlk etmesinler diye onlar bilgece dizginledim.
Davas olan herhangi bir mazlum benim adalet kral suretime gelsin!
Antmdaki yazlar okusun! Ar szlerime kulak versin! Ve benim antm
onu davasna ilikin olarak aydnlatsn ve davasn anlamasna yardmc ol-
sun! Yreini rahatlatsn, Hamurabi gerekten de halknn zbabas gibi bir
kral! diye nlesin, halkn her zaman refaha kavuturdu ve lkeye temiz
hkmet verdi.
Gelecek gnlerde, gelecek zamann tmnde, lkenin kral olacak olan,
antmn zerine yazdm adil szlere riayet etsin!
* Will Durant, Our Oriental Heritage, s.218-221.

2. Babil Tanrlar
Kraln kudreti sadece yasalar ve soylular tarafndan deil, rahipler tara-
fndan da kstlanmaktayd. Teknik olarak kral, tanrnn ehrinde bir vekil-

25 Gze gz, die di kural, (.n.)

59
BATIYA YN VEREN METNLER

den ibaretti. Vergi tanrnn adna toplanr, dolayl ya da dolaysz olarak ta-
pnaklarn hazinelerine girerdi. Halkn gznde kral olmas iin rahiplerin
kendisine iktidar teslim etmeleri, Belin elini vermeleri ve Mardukun su-
retini sokaklarda resmi geit yaparak dolatrmalar gerekirdi. Bu trenlerde
monark, rahip kyafeti giyinir, bylece kilise ve devletin birliini ve bel-
ki de kralln ruhban temelini simgelerdi. Taht, doastln tm albeni-
si ile sarmalanmt; bu durum, isyan, sadece boynun deil, ruhun da vu-
rulmas riskini tayan vahim bir kfr yapyordu. Kudretli Hammurabi bile
kanunnamesini tanrdan almt Babil, fiilen teokratik bir devletti..
sadan nce Dokuzuncu yzylda yaplan resmi bir sayma gre, tanr
says 65.000 civarndayd. Her beldenin, semtin, kyn kendi hami-tanrs
vard; En Yce Tanry tanmakla birlikte, insanlar gnlk tapnmalarnda
kendi tanrlarna dnerlerdi: Larsa, amaa; Uruk, tara; Ur, Nannara. S-
mer panteonu, Smer devletinden daha uzun yaad.
Tanrlar insanlara uzak durmazlard. ou yeryznde, tapnaklarda ya-
ad; midelerine dkndler; gece ziyaretlerine gittikleri dini btn kadn-
lara beklenmedik ocuklar verdiler. (...)
En eski tanrlar astronomik olanlaryd: Anu, yerinden oynatlamayan
gkyz; ama, gne; Nannar, ay, Bel veya Baal, Babillilerin ldklerin-
de sinesine dndkleri toprak. Her ailenin kendisine dua ettikleri, sabah-
akam iret ettikleri hane-tanrlar; her bireyin kendisini zarardan ve keyif-
ten koruyan ilah (koruyucu melei demek daha doru olabilir) ve tarlalar
gzeten bereket cini vard. Yahudiler kendi meleklerini muhtemelen bu ruh-
lar kalabalnn arasndan setiklerinden oluturdular.
knaton ve kinci ayada iaretleri grnen tektanrcla Babilde rast-
lanmaz.

***
Yazarn bahsettii knaton (ya da Atenin etkin ruhu) Msr on yedi yl
yneten IV. Amenhotepin (On Sekizinci Hanedanlk) tahta kmadan nce-
ki addr. 1336-34 yllarnda len knaton, oktanrl terk ederek Beinci
Hanedanlktan ( 24942345) kalma Gne Tanrs Rann bir eitlemesi
olan Atende karar klar. Atene Byk lahi balkl bir iir yazan knaton,
Atene yaratc, hayat veren olarak sena ederken, yldzlardan stn tutar; s-
radan tanrlardan stn bir stat verir. Msrda tektanrclk knatonun l-
myle sarslr, geleneksel inanlara geri dnlr.
ncilde Eski Antlamada yer alan Mezmur 104n (Psalm, 104) Atenin
Firavun IV. Amenhotep tarafndan kaleme alnan ilahisine artc biimde
benzedii ileri srlr:

60
BATI GELENEKLERNN YAKIN DOULU KAYNAKLARI

Mezmur 104:*
Ey canm, RABB takdis et, Ya RAB Allahm, ok byksn;
Cell ve hametle giyinmisin.
Sen esvap gibi giyen;
Gkleri perde gibi geren;
Yukar odalarn sularda at kuran;
Bulutlar kendine araba eden;
O ki, yelin kanatlar stnde gezer;
O ki, rzgrlar melekler,
Ate alevini hademe eder;
Yeri temelleri zerine kurdu;
Ebediyen sarslmayacaktr
()
* Kitab Mukaddes, Eski ve Yeni Ahit, s.601; bran, Kildan ve Yunan dillerinden son tashih edil-
mi tercmedir, Kitab Mukaddes irketi, 1969, s.601.

Durantn szn ettii kinci aya (Isaiah) Sekizinci yzylda ya-


adna inanlan bir elidir. Eski Antlamann ilk otuz dokuz blmnde
gnahkr Yahuda ve Rabba kar kan tm uluslarn kyamete urayaca-
eklindeki kehanetini tekrarlayan ayann syleminin bir yorumu da sa
Mesihin geliini mjdelediidir.

***
Babilde tektanrcla benzeyen gelime, fetihler sonucunda genileyen
ve gelien devletin, yerel tanrlar, kendi aralarndan bir tanesinin stnl-
n kabule ynlendirmesi, yurtsever saiklerle hareket eden baz ehirlerin
sevdikleri tanrlarn kadirimutlak dayatmay kabul etmelerine raz olmalar-
dr. Neboya inan, der, Nebo, baka tanrya inanma,: bu Yahudilere veri-
len emirlerin ilkine benzemez deildir.26
Zaman iinde tanrlarn saylar azalr, tali tanrlarn nitelikleri nem-
li olanlarna atfedilir. Bu yolla, aslnda gne ilah olan Marduk, tm dier
tanrlara stnlk salar, Babilin tanrs olur; Bel-Marduk diye anlmaya
balar; Bel ngilizcedeki the anlamndadr. tar ve Babilliler en ayrca-
lkl dualarn ona gnderir olurlar.
tar (Yunanllar iin Astarte, Yahudiler iin Atoret) bizi Msrn sisi-
nin benzeri, Yunann Afroditinin ve Romann Vensnn prototipi oldu-
u kadar, Babilin en acayip detlerinden birisinin resmi mirass olmas

26 Nebo erdem ve yaz tanrs Nabunun ncildeki ad; Nabu, tanr Marduk ve ei ana tanra
Sarpanitin veya Eruann veya tarn ve/veya Beltisin olu. (.n.)

61
BATIYA YN VEREN METNLER

bakmndan ilgilendirir. tar, Afrodit olduu kadar da Demeterdir sadece


fiziki gzelliin ve akn deil, ayn zamanda analn bereketi, topran giz-
li emeli ve her eyin arkasndaki yaratc ilkenin ilahesidir. ada bak
asyla bakldnda, tarda ahenk bulmak pek bir imknszdr: Hem sava-
n hem de akn tanras olduu gibi, fahielerin ve analarn da tanras-
dr; kendisine merhametli fahie der; bazen sakall bir hnsa ilah; bazen
st veren plak bir kadn olarak grnr. Her ne kadar mritleri kendisine
Bakire, Kutsal Bakire, Kutsal Ana diye hitap etmilerse de, bunlarn
anlam onun aklarnn evliliin tm iaretlerinden bamsz olduu anla-
mndadr. Glgam, tarn gelgellerini gvenilmez olduunu ileri srerek
reddeder; nitekim zamannda bir aslana k olmu, ayartm ve katletmiti.
tar anlamak istiyorsak, ahlaki kurallarmz bir yana brakmamz gerektii
aktr. ()
Hanmefendilerin hanmefendisi, Tanralarn Tanras, tar,
Tm ehirlerin Kraliesi, btn erkeklerin lider, sana yalvaryorum
Dnyann sensin, cennetin sen, Sinin kz sen (Sin, ay-tanrs)
Kudretin ycedir, Hanmm, tm tanrlardan ycesin
Sen yargladnda kararn adildir
Dnyann ve gkyznn ve tapnaklarn ve trbelerin ve hanelerin ve
gizli odalarn yasalar sana baldr
Senin adnn olmad, emirlerinin bilinmedii yer var mdr?
Adn duyan yer ve gk sallanr, tanrlar titrerler
Ezilmilere bakar, ayaklar altnda kalmlara hergn adalet getirirsin
Daha ne kadar, Gkyznn Kraliesi, daha ne kadar
Daha ne kadar, soluk-yzl adamlarn oban, daha ne kadar oyalana-
caksn?
Daha ne kadar, ey ayaklar yorgun olmayan, dizleri hzl Kralie?
Daha ne kadar, Ordularn Hanmefendisi, Muharebelerin Kraliesi?
Gkyzndeki tm ruhlarn korktuu, fkeli tanrlar sindiren; hkm-
darlarn hepsinden yce; krallarn dizginlerini tutan,
Tm kadnlarn rahimlerini aan, senin n mkemmeldir.
Gkyznn parlayan , yeryznn , insanolunun yaad her
yeri Aydnlatan, milletlerin ordularn bir araya getiren.
Erkeklerin Tanras, kadnlarn Ilahesi, senin tlerin anlamazlklarn
stesinden gelir
Sen baktnda ller dirilir, hastalar kalkar ve yrr; yzne bakan akl
hastalar iyileir.
Daha ne kadar, ey Hanmefendi, dmanlarm bana galip gelecekler?
Emir ver ve fkeli tanr senin emrin zerine geri dnecektir.

62
BATI GELENEKLERNN YAKIN DOULU KAYNAKLARI

tar byktr! tar Kraliedir! Benim Hanmefendim ycedir, benim


Hanmefendim Kraliedir, nnini, Sinin yce kz.
O kimselere benzemez.

Robert Stephen Briffaultdan (18761948)

Babilliler, bu teatral ehas kullanarak, bize ounlukla Yahudiler ara-


clyla intikal eden dini irfanmzn paras olan efsaneleri oluturdular.
Bunlardan ilki yaradl efsanesidir. Balangta Kaos vard:
Yukarda gkyz adnda bir eyin olmad ve aada yeryz adnn
henz hibir eye verilmemi olduu zamanda, ilkinde babalar olan Apsu,
Okyanus ve onlar douran Tiamat, Kaos, sularn birbirlerine kartr-
dlar.
eyler yava yava bymeye ve ekillenmeye balad; ancak birdenbi-
re canavar-tanra Tiamat, btn dier tanrlar mahvetmeye ve kendisini
-Kaos- en ulu yapmaya kalkt. Bunu btn dzenin yok olduu gl bir ih-
tilal izledi. Sonra bir baka tanr, Marduk, onu kendi ilacyla, [Marduku]
yutmak iin at azna hortum frtnas savurarak katletti; ardndan
Tiamatn rzgrn iirdii karnna mzran frlatt, Kaos tanras patlad.
Efsane, sknetini toplayan Marduk, diye sryor, l Tiamat, balk
kuruturken yapld gibi, uzunlamasna ikiye bld, sonra paralardan biri-
ni yukarya ast, bundan gkyz oldu; ikinci yary ayaklarnn altna serdi,
yeryzn yapt. Yaratl hakknda bizim bilgimiz de henz bundan fazla
deil. Belki de [efsanenin yazar] arkaik air, yaratl hakknda bilebilece-
imiz tek eyin kaosun dzene evrilmesi olduunu ima etmeye alyordu;
nitekim son tahlilde, sanat ve medeniyetin esas budur. ()
Gk ve yeryzlerini yerletirdikten sonra Marduk, kanyla topra your-
maya ve tanrlara hizmet edecek insanlar yapmaya koyuldu. () Ne var ki,
ksa sre iinde, tanrlar, yarattklar bu insanlardan tatminsizlik duymaya
baladlar; onlar ve yaptlarn yok etmek iin byk bir sel gnderdiler.
Erdem tanrs, Ea, insanlara acd, bunlardan hi deilse bir tanesini ama/
napitim ve karsn kurtarmaya karar verdi. Sel kabard, insanlar suya ba-
lk yumurtalar gibi dolutular. Sonra birdenbire tanrlar gzya dkmeye,
yaptklar delilik karsnda dilerini gcrdatmaya baladlar, imdi kim
bize alk olduumuz sunaklar verecek? Oysa ama/napitim alt dz bir
mavna ina etmi, selden kurtulmu, Nisir Danda oturmaktayd; olan bi-
teni gzetlesin diye bir gvercin de salmt. Tanrlara sunak vermeye karar
verdi, onlar ararak ve kranla kabul ettiler. Tanrlar enfes kokuyu ileri-
ne ektiler, kurbann bana sinekler gibi tler.

63
BATIYA YN VEREN METNLER

() Gemite olup da gnmzde herhangi bir yerde nevnema bulma-


yan bir samalk hemen hi yok. Arkaik veya modern, tm medeniyetlerin
altnda kprdanm olan ve hl kprdayan o, hurafe ve by denizi, belki
de bizim mantk eseri yaptlarmz sonsuzlua intikal ettiklerinde de orada
olacak.
* Will Durant, Our Oriental Heritages, s.232-245.

64
III
BATI GELENEKLERNN
KLASK KAYNAKLARI

Altnc yzyla kadar Yunan toplumu ve ondan nceki tm medenilemi


toplumlar, bilincin maddi dnyasn, tanrlar ve ejderhalara dair hikyeler, yar tanr
krallar ve kahramanlar araclyla aklamaya urar. Kutsal varlklarn kaprislerine
odakl bu efsaneler, insan akl veya tecrbesiyle deerlendirilmeye ve denetlenmeye
kapaldrlar. Mitler, maddi dnyann doasnn, deiim ve sorunlarnn ve insano-
lunun kaderinin hesabn tanrlarn davranlarna verirdi. Dolaysyla, tanrlarn insa-
nolunun yararna olabilecek deiiklikleri yapmalarn salamak, onlarn arzularn/
tutkularn renip kurbanla, kefaretle, byl szler, arklar, ilahiler ve dualarla
ikna edilmelerine balyd. Bunun nasl yaplaca bilgisi ise rahip aristokrasisinin te-
kelindeydi. Bu snf elindeki gc, sahip olduu srlar kskanlkla saklayarak, ayin-
lere dinin amacna ve deerine kendileri kadar inananlardan bakalarn asla kabul
etmeyerek korurdu.
Yunanca konuan dnrler, Altnc yzyln bandan Drdnc yzyla ka-
dar, Orta Dou efsanelerinin ieriiyle/zyle ilgilenmeye balar. Kimileri dnyay
kutsal kozmoloji temelinde aklayan eski gelenee sadk kalrken, kimileri de rahip
aristokrasisinin entelektel engellemelerine taklmayarak, derine iner, pragmatik ve
doal bir olas aklamann peine der; insanolunu ilgilendiren her konuyu -be-
erin orijinini, ftratn, dnyann, insanlarn ve insan topluluklarnn varlk nedenini-
geni bir menzilde ve rasyonel biimde tetkik ile muhakemeye tabi tutarlar. Nitekim,
Yunan speklatif dncesi, Drdnc yzyln sonlarna doru, bu konularda ylesi
bilge bir dzeye ular ki, bugn bile insanlar, iki bin be yz yl nce bu konularda
sorulan sorular ve bu sorulara Yunan dnrlerin verdii cevaplar, en az iki alan-
da, felsefe ve siyaset alanlarnda inceleme ihtiyac hissetmektedirler.
Felsefe ve siyaset sorunlarn Yunanllarn alglad biimde formle ederek sis-
temletiren iki byk dnr, Atinal Efltun ve onun bir sreliine rencisi olan
Aristodur. Efltunun, Aristonun dnce tarz ile hocas Sokratn grlerinden
z itibariyle byk lde etkilendii ise bir dier gerektir. (JS)

65
BATIYA YN VEREN METNLER

A. FELSEFE
Yunan speklasyonunun sonralar felsefi olarak tanmlanan konulardaki en ar-
pc zelliinin, oluum hz olduu sylenir. Anlalan odur ki, yeni dncelerin
oluum hz, insanolunun, giriimlerini ve etkinliini oyalayan zihin karkl veya
kayglarla baa kmann yeni ve radikal yollarn kefetmesiyle ilgilidir. Ve bylesi
keifler, insan geleneksel yntemleri bir kenara iterek, tm gayretini yeni olana
odaklamaya yneltmektedir.
Yunan filozoflarnn sadece iki yzyl iinde, dnyann ve insanolunun doasn
sylencelerle deil, akl yoluyla ve geni bir alanda sorgulayarak muhtemel cevap-
lar aramaya koyulmu olmalar, devrim saylmaktadr. Her halkrda, sz konusu
sre, fevkalade youn bir entelektel faaliyettir. Ve bu entelektel faaliyet, muta-
bakatla deil, zerinde uzlalamayan birka cevap nedeniyle, atmayla ve Beinci
yzyln ikinci yarsnda, aklc yaklamn ortaya kard sorunlara kesin/doru ce-
vaplar verme kapasitesinin olup olmadn sorgulayan Septisizm (Kukuculuk) ak-
mnn douuyla sonulanr. (JS)

1. nsanolunun Soru Sormasnn Gerekesi/Mazereti


ve Snr Nedir?
Atinal Sokrat ( 469399) uzlamaz kartlklara meydan okumann speklatif
filozoflar iin yaratt ikilemle baa kmann yolunu ararken, Kk Asya kyla-
rndan Sicilyaya kadar Greke konuan dnyaya yaylm olan felsefi hareketlilik,
Atinada younlaarak, nderlerinden biri olan Periklesin ifadesiyle Hellas okulu
haline gelir. Atinal bir ta ustasnn olu olan Sokratn Atinann felaketiyle sonu-
lanan Sparta Savanda -temayz etmese bile- cesaretle savat anlalmaktadr.
Felsefe eitimi de gren Sokrat -speklatif dnceyi uygulamaya koyanlar iine
dtkleri tuzaktan kurtarmak zere- belirli bir soru sorma yntemini, bir dier
ifadeyle, yaygn ve fakat geliigzel grleri youn aklc sorgulamaya tabi tutma
yntemini benimser. Zaman iinde, hemerileri, onun geleneksel grlere srekli
burnunu sokmasn sadece skc deil, tehditkr bir tutum olarak grmeye balarlar
ki, bu durum, Sparta yenilgisi srasnda ve sonrasnda siyaseten ynn arm
olan ehirde, bir tr Atina kartl olarak alglanmakta gecikmez. Sokratn, kt-
lyle nl mnafk Alcibiades dahil, aibeli bir grup zengin ve gen adamla iliki
iinde olmas da itibarn zedeler ve sonunda, yeni grler ihdas etmek ve Atina
genliini kt yola sevk etmekle sulanarak yarglanp lme mahkm edilir. Du-
rumann aada sunulan tasvirini rencisi Efltun, Apologiada (Savunma) kayda
geirir. Durumann halka ak olarak yapld dnlrse, Apologiada Sokrata

66
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

atfedilen ifadelerin savunma srasnda Sokrat tarafndan gerekten dile getirildii


kabul edilebilir.

Sokratn Savunmas*
Efltun
Dorusu Atinallar, Meletosun bana ykledii ktlklerin sulusu ol-
madma inandrmak iin sizi, saptamam uzatmam gerektiini sanmyo-
rum; dediklerim yeter. Ama daha nce de sylediim gibi, bana kar bes-
lenen dmanlklar, gnler saysz; iyi bilin, dorudur bunlar. Sulu diye
yargl olursam, ite bunlar yznden olurum, bu yzden yitiririm. Ne Me-
letos, ne de Anitos1 yznden. O leke srmeler, u bir yn adamn eke-
mezlii yok mu, nice nice kiilerin yok olmalarna yol at, daha da aar el-
bet; yle ya bu ktlk gelip bana dayanmakla kalmaz ki.
Belki yle diyecek biri bana: Peki Sokrat, seni byle lme srkle-
yecek bir yaam srmekten utan duymuyor musun? Bu adama u doru
yantla karlk verebilirim: Yanlyorsun gnldeim. Bir adamn deeri
ne denli az olursa olsun, lr mym, kalr mym diye dnmemelidir o
adam. Bir i grrken doru mu eri mi davrandn, yiit bir adam gibi mi,
yoksa dlek bir adam gibi mi davrandn dnmelidir yalnz. Sana kalr-
sa, Troiada len yar-tanrlarn hepsini, bu arada onursuzlua kar her trl
sakncay gze ald iin, zellikle Thetisin olunu2 bnlkle damgalamak
gerekir. Onun Hektoru bir ayak nce ldrmek iin ivecenlik ettiini g-
ren anas, tanr kadn, yanlmyorsam aa yukar u szleri sylemiti ona:
Olum, arkadan Patroklosun lm cn alrsan, yok edersin Hektoru,
unu bil ki sen de leceksin; nk pn arkasndan yarg bekliyor seni,
tanr dilei byle buyuruyor. Bu t lme, sakncaya kulak asmamaktan
alkoymad onu; gnldelerinin cn almadan, alak olarak yaamaktan
daha ok korkuyordu. urada, u gibi, maskara gibi durmaktansa, cm
alaym dmanmdan, sonra ben de leyim!3 lme, sakncaya bana msn,
dedi mi o? En doru davran, Atinallar, bir kimsenin yeri neresi olursa
olsun, ister kendinin yarak bulup setii, ister komutannn gsterdii yer-
de sakncaya kar dayatmak, diretmektir bence; lm, ona benzer daha
nice sakncalar deil, ancak onuru gz nnde tutmaldr insan. Atinal-

1 Durumada Sokrat sulayan taraf.


2 Achille, rakibi Truvann en byk savas Hektor.
3 lyada, XVIII.96ff.

67
BATIYA YN VEREN METNLER

lar, benim iin de bundan baka trl davranmak, ok garip bir elimeye
dmek olurdu; nk Potideada, Amphipoliste, Delionda4, setiiniz ko-
mutanlarn gsterdikleri yerde, her trl lm sakncas karsnda btn
gzpekliiyle duran ben, imdi tanr5 beni, kendimi ve bakalarn incele-
mek, snamak iin filozoflukla grevlendirdiinde lm ya da baka bir ey
korkusuyla iimi brakp nasl kaardm? Byle bir tutum gerekten ar bir
su olurdu. Kendimi bilge sanarak lm korkusuyla tanr buyruuna ba
emeseydim, o zaman pek hakl olarak yarg yerine arlabilir, tanrlarn
varln yadsmaktan sulandrlabilirdim. nk lm korkusu, Atinallar,
kiinin gerekte bilge deilken kendini bilge sanmas deil midir? Kiinin
bilmediini bilir sanmas deil midir? Gerekte, kimse bilmiyor lmn ne
olduunu; insana vergi en byk iyiliktir belki lm; ama en byk kt-
lkm gibi korkuluyor ondan. Bilmediimiz bir eyi bildiimizi sanmak
knanacak bir bilgisizlik deil midir? Birok insanlardan ite bu bakmdan
ayrmlym yarglar; bir takm ilerde baka birinden daha bilge olduumu
demeye dilim varmyorsa bundandr. yle ya, ben teki dnyada olup bi-
tenleri yeterince bilmeyerek, biliyor dncesine kaplmyorum. Ama tan-
r olsun, insan olsun kendimden daha iyi birine ktlk yapmann, boyun
ememenin kt ve utanlas olduunu biliyorum. Ktlk olduunu iyice
bildiim eylerden korkarm; ama iyi olmadn kestirmediim eylerden
ne korkar, ne de ekinirim.
Beni koyuverseniz bile, beni sizin karnza karmamak gerektiini ya da
karlrsam yzde yz lme yargl klmanz gerektiini -nk lm ceza-
s verilmezse ocuklarnz Sokratn tlerini dinleyerek bsbtn batan
kacak, bozulacaklardr- syleyen Anitosu dinlemezseniz; bu sav stne
bana: Sokrat Anitosu dinlemeyerek salvereceiz seni, ancak bir koulla,
artk bundan byle insanlar snamayacak, sorguya ekmeyecek, filozofluk
etmeyeceksin; bu koulu yerine getirmezsen leceksin deseniz; sylediim
gibi, beni bu koulla salverirseniz, yle yantlarm sizi: Atinallar, say-
g ve sevgim vardr sizlere, ama ben size deil, tanrya boyun eerim daha
ok, son soluuma dein, elimden geldiince felsefe ile uramaktan, siz-
leri buna yneltmekten, felsefeyi retmekten geri durmayacam. Kiminle
karlarsam, alkanlm zere, yle diyeceim ona: Sen ki gnldeim,
Atinalsn, dnyann en byk, bilgeliiyle, gcyle en ok n salm ken-
tin hemerisisin, paraya, ana, onura bunca nem verirsin, sklmaz msn
bundan, yzn kzarmaz m? inizden biri bana kar koyup bu saydkla-

4 Kuzey Yunanistanda bir site. Atina -Sparta savann balarnda, 430da, uzun bir kuatmadan
sonra Atina tarafndan ele geirildi.
5 Apollon.

68
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

rma nem verdiini ileri srerse, yakasn brakacam, onu salvereceimi


sanmaynz; snayacam, sorguya ekeceim onu, ince eleyip sk dokuya-
cam, o ne derse desin, erdemli olmadn anlarsam, kendisini deeri ok
olana az deer verdiinden, deeri az olana ok deer verdiinden tr
utandracam onu. Karma kan kim olursa olsun, byle yapacam, gen
olsun, yal olsun, yerli olsun yabanc olsun; ama zellikle hemerilerime
byle davranacam, nk sizleri kendime daha yakn duyuyorum. unu
da iyi biliniz ki, tanrnn buyruudur bu; tanrnn buyruunu yerine getiren
benden baka hi kimse imdiye dein bundan daha byk bir aba, iyilik
gstermemitir kentimize.
nk benim sokaklarda dolaarak gen yal hepinizi bedeninize, para-
ya pula deil, her eyden nce cann, tinin eitimine, yetkinliine nem ver-
meniz gerektiine inandrmaktan baka bir ereim yok. Bakn gene sylyo-
rum size, zenginlikle, parayla pulla elde edilmez erdem, ama zenginlik, ge-
nel olsun zel olsun her trl iyilik ancak erdemden gelir. Bunlar syleye-
rek genlii batan karyor, doru yoldan ayryorsam, yukarda andm
zdeyilerin dokuncal olduunu benimsemek gerekir. Ama biri kp da -
rettiim eylerin bunlar olmadn ileri srerse yalan sylemi olur. Bunun
burasnda yle diyeceim size Atinallar: ster dinleyin, ister dinlemeyin
Anitosu, ister saln, ister salvermeyin beni; iyice bilin ki unu, bir deil bin
kez lmem gerekse bile, hi mi hi deitirmeyeceim yolumu.6
* Apologia, Sokratn Savunmas, Plato: Diyaloglar 28a-30b, Trkesi Teoman Aktrel, Remzi Kitab-
evi 2009.

2. Bilginin Doas ve Bilgi Edinenlerin Sorumluluu Nedir?


429 doumlu Sokratn rencisi olan Efltun, devlet adam olmaya niyetlen-
miken, hem imparatorluunu hem de Sparta Savan kaybederek bir ini dnemi-
ne gemi olan Atina siyasetinden, Sokratn da etkisiyle, ksa srede nefret eder.
Filozoflar ynetici, yneticiler filozof oluncaya kadar siyaseti meslek edinmeme
karar alr ve arkadalarna bildirir. Sokratn 399da lme mahkm edilip cezas-
nn infazndan sonra Atinadan ayrlan Efltun, 387de geri dner, kent dndaki
Akademus korusunda, bir grup filozofun topland Akademiay kurar. Efltun, oku-
lun kuruluunu izleyen krk yl burada ders vererek ve yazarak geirir. 348de lr.
Efltunun gnmze kalan almalar, Devlet de dahil olmak zere, bilimsel
eserlerden, tezlerden ok, diyaloglardan ve tartmalarndan ibarettir. Devlet, bire-

6 Bu pasaj Hz. sann tutuklanmas ve yarglanmas ile kyaslayn.

69
BATIYA YN VEREN METNLER

yin adalet anlaynn sorgulanmasyla balar. Tartmaya katlanlar konuyu temelden


ele almaya alrken, kendilerini sahici bilginin doas sorunuyla kar karya bulur-
lar, nk politik bir toplumda bireyin kendisini doru ynetebilmesi iin sahici ve
doru olann ne olduuna vakf olmas gerekir.
Aadaki diyalog Atinann liman kentlerinden biri olan Pirede gemektedir. Bir
arkada grubu, bir festivali takiben zengin bir tccarn evinde toplanm, adaletin
sahici anlamn tartmaya balamlardr. Tartmaya Efltunun kahraman olarak
katlan Sokrat, Glaukon ile nceden yapt bir tartmay anlatrken ilerinden biri,
adalet tanmn, birey itibariyle deil, devlette nasl iledii itibariyle irdeleme niyetini
dile getirir. Glaukon, Sokratn ideal cumhuriyetin katlmclar arasnda rtbe fark
olmas ve insanlarn ynetme grevini stlenebilmeleri iin, kat bir eitim ve eleme-
ye tabi tutulmalar gerektii grn benimsemi olmakla birlikte, Cumhuriyetin
yurttalarnn sz konusu stat farkllklarn kabule nasl ikna edileceklerini sorar.
Konumasna insanlar arasnda aslnda alg/idrak farkllklar olduunu iddia ederek
balayan Sokrat yle devam eder:

Devlet*
Efltun
imdi yaradlmzn nereye kadar aydnlatlabilmi ya da aydnlatla-
mam olduunu kafanda canlandraym: Yeraltndaki bir maarada yaayan
insanlar dn. Yaadklar bu maara, a alsn ve maarann her yerine
k girsin. Buradaki insanlarnn ayaklarnn ve boyunlarnn, ocukluk-
larndan itibaren zincirle balanm olduunu, bu yzden hareket edeme-
diklerini ve kafalarna dolanm olan zincirlerden dolay nlerinden baka
hibir yer gremediklerini dnelim. Arkalarnda, yukarda bir yerde ate
yanyor. Atele tutsaklar arasnda ykseke bir yol, bu yolun yan taraflarn-
da da kukla oyuncularnn nnde kuklalarn oynattklar perdeye benzer
dk bir duvar var.
Evet.
nsanlar, duvar yapmaya yarayan eitli aletler, tahtadan, tatan ve e-
itli malzemelerden yaplm heykeller ve hayvan figrlerini ellerine alm
duvarn dibinden yryorlar. Bu tadklarnn grntleri duvara yansyor.
Yryenlerin bazlar konuuyor, dierleri ise sessizce yollarna devam edi-
yorlar.
Kafamda tuhaf grntler canland. Tutsaklar da ok tuhaf.
Bizim gibi, dedim. Sadece kendi glgelerini ya da birbirlerinin, atein
maarann kar duvarna yanstt glgelerini gryorlar.

70
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

Doru, dedi. Kafalarn oynatamadklarna gre, bu glgelerden baka


ne grebilirler ki?
Benzer ekilde, tadklar nesnelerin de sadece glgelerini grebiliyor-
lar.
Evet, dedi.
Bu insanlar birbirleriyle konuacak olsalar, tanan nesneleri adlandra-
bileceklerini dnrler, deil mi?
ok doru.
Bu maarann bir yerinden yank geldiini dn. Yoldan geen biri ko-
nutuunda, bu sesin onun glgesinden geldiini sanmazlar m?
Zeus adna, kesinlikle yle sanrlar, dedi.
Onlara gre gerek, grntlerin glgesinden baka bir ey deildir.
Evet.
imdi de bunu neyin izlediini canlandr kafanda: Tutsaklar serbest b-
raklr, yanllarn grrler. lerinden biri zgr kalp ayaa kalktnda ve
kafasn oynatp yryerek a doru baktnda mthi bir ac duyar. I-
n parlts gzlerini kamatrr ve daha nce glgelerini grd gerek
nesneleri gremez. Daha sonra da ona biri, daha nce grdklerinin bir ha-
yal olduunu, ama imdi gerek varla gittike yaknlatn ve ona bakt-
n, bylece daha keskin bir grntye sahip olduunu sylese, verecei ce-
vap ne olabilir? Ayn kii, ondan birer birer gemekte olan nesnelerin isim-
lerinin ne olduunu sylemesini istese, arp kalmaz m? Daha nce gr-
d glgelerin, u an grmekte olduu gerek nesnelerden daha gerek ol-
duunu sanmaz m?
Evet, yle olduunu dnr.
Ia dorudan bakacak olsa, gzlerinde bir ac hissetmez mi? Bu yz-
den, arada bir baklarn baka yne evirip sadece grebildii nesnelerin
varlndan haberdar olmaz m? Bu yzden, ona gsterilen nesnelerin deil
de, grntlerini hafzasna ald bu nesnelerin daha gerek olduunu d-
nmez mi?
phesiz, dedi.
Bir de unu dn: Onu sarp ve engebeli bir yokutan srkleyerek -
kartsak ve gnei grene kadar onu brakmasak, can acmaz m, sinirlen-
mez mi bize? Ia yaklatka gzleri kamar ve gerek nesnelerin hibiri-
ni gremez.
Evet, bir anda gremez, dedi.
Bu yukar dnyann grntsne almas gerekir. lkin, en iyi glgele-
ri, ardndan insanlarn ve dier nesnelerin sudaki yansmalarn, daha sonra
da nesnelerin kendilerini grr. Sonra, ay, yldzlar ve parldayan gkyz-

71
BATIYA YN VEREN METNLER

n seyre dalar. Gkyzn ve yldzlar geceleyin, yani gne ya da gn -


yokken daha iyi grmez mi?
Kesinlikle.
Son olarak da gnei grr. Artk, sadece sudaki yansmasn deil, g-
nein kendisini de grr ve onu olduu gibi seyredebilir.
Evet, yle olur, dedi.
Mevsimleri, yllar gnein belirlediini, btn grlebilir eyleri onun
koruduunu ve arkadalaryla birlikte, daha nce maarada grdkleri ey-
leri onun sayesinde grdklerini anlar, deil mi?
Elbette, dedi. nce gnei grr, ardndan da byle sonular karr.
Eski yaad yeri ve oradaki tutsak arkadalarn hatrlaynca, yaad
deiiklikten dolay kendisini mutlu hisseder ve oradaki arkadalarna acr,
deil mi?
Kesinlikle acr.
Pekiyi maarada yaarken; gelip gemekte olan glgeleri en hzl takip
eden ve hangisinin nce, hangisinin sonra, hangilerinin birlikte getikleri-
ni en hzl belirleyebilen ve bu yzden gelecee ilikin en iyi sonular -
karabileceine inanlan kiinin, arkadalar tarafndan onurlandrld akl-
na geldiinde, bu trden onurlandrlmalarla artk ilgilenir mi, byle onur-
landrlan kiilere gpta eder mi? O arkadalar gibi dnp onlar gibi ya-
amaktansa, Homerosun kahraman gibi, Fakir bir efendinin fakir klesi ol-
mak daha iyidir7 diyerek, her eye katlanmaz m?
Evet, dedi. Bence, o eski sanlarla ve hayatla avunmaktansa, her eye
katlanmaya raz olur.
Bir de bu kiinin, gnein olduu yerden alnp eski hayatna geri dn-
drldn dn. Gzlerinin tam bir karanla gmldnden phe
eder mi?
Elbette etmez.
Gzleri henz zayfken -ki gzleri yeniden karanla altrmak uzun
bir zaman ister- bu maaradan daha nce hi kmam tutsaklarla birlikte
grdkleri glgelerin ne olduunu sylemek zorunda olsa, gln duruma
dmez mi? Oradakiler, onun yukarya ktn, ama dndnde gzle-
rini kaybetmi olduunu, bu yzden yukar kmay dnmenin bile iyi
bir ey olmadn sylerler. Eer, ilerinden biri, bir dierinin zincirlerini
zp onu yukarya, a doru gtrecek olsa, yakalayp ldrmezler mi
bu kiiyi?
Evet, yaparlar bunu, dedi.

7 Homeros, Odysseia, XI. 489.

72
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

imdi, bu benzetmeyi, biraz nce sylediklerimle ilikilendirebilirsin,


sevgili Glaukon. Hapishane gibi olan bu maara, grnen dnya; bu maara-
y aydnlatan atein , gne olsun. Doru ifade ediyor muyum, etmiyor
muyum, bunu Tanrdan baka kimse bilemez, ama benim inancma gre,
yukarya yaplan yolculuu, ruhun akln dnyasna ykselii olarak alrsan
yanlmazsn. Doru veya yanl, benim sanma gre, bilgi dnyasnda iyi
ideas her eyden sonra gelir ve bunu grebilmek aba gerektirir. Grl-
dnde de, gzel ve doru olan her eyin evrensel sebebi, bu grlebilir
dnyadaki n ve bu n efendisi, bilgi dnyasndaki akl ile hakikatin
ideas, en byk kaynann iyi ideas olduu anlalr. Gerek devlet ile-
rinde, gerekse zel yaamda bilgece hareket etmek isteyen kiinin grmesi
gereken bu iyi ideasdr.
Anladm kadaryla sana katlyorum, dedi.
Bu, insan mutlu klan grme kuvvetine ulaanlarn, kendilerini kl-
terek insan ileriyle ilgilenmek istememeleri, seni dndrmesin dedim.
nk onlarn ruhlar, hayatlarn geirmek istedikleri yukar dnyaya
doru hzla yol almaktadr. Yaptmz benzetmenin doru olduunu d-
necek olursak, onlarn bu istei ok doadr.
Evet, ok doaldr.
Kutsal dncelerden sradan insann uursuz hayatna geen, gzleri
hl yar kapalyken ve henz etrafn evreleyen karanla almamken,
doruluun grntleri ya da doruluun grntlerinin glgeleri hakknda
mahkemelerde ve baka yerlerde tartmaya girmesinin ve daha nce hi
mutlak doruluu grmeyenlerin sanlarna kar kendi fikirlerini savunma-
ya almasnn dier insanlarn gznde gln olmasnda artc bir yan
yoktur, deil mi?
Hayr, yoktur.
Gerekten de, dedim, aklselim biri, gzlerin bulanmasnn iki trl
olduunu ve iki nedenden kaynaklandn bilir: Aydnlk bir yerden karan-
la geerken ve karanlk bir yerden aydnlk bir yere karken. Bu durum,
gzler kadar, ruh iin de geerlidir. Bu gerei bilen biri, gzleri bulank ve
zayf gren birini grdnde, onunla alay etmez. Ona, daha aydnlk bir
yerden gelip karanla alamad iin mi gremediini, yoksa karanlk bir
yerden n bol olduu bir yere geldii iin mi gzlerinin kamatn sorar.
Ald cevap birincisi olursa, onun ansl olduunu dnr. kincisi olursa
ona acr. Aydnlk bir yerden karanla dnen biriyle deil de, karanlk bir
yerden aydnla kan bir ruhla alay edilebilir.
ok haklsn, dedi, ok gzel.

73
BATIYA YN VEREN METNLER

Eer ben haklysam; kr gzlere grme gc vermek gibi, bilgisiz birine


bilgi verebileceklerini syleyen eitimciler hakszdr, sonucuna ulaabili-
rim.
Evet, yle.
Halbuki bizim sylediklerimiz gsteriyor ki, her insan renme gc ve
yeteneine sahiptir. Btn beden kullanlmadan gzn karanlktan aydnl-
a dnememesi gibi, akln gz de ancak btn ruhun, varln dnyasna
dnmesi ve yava yava varl grmeye balamas, en parlak, en iyi varl,
dier deile iyiyi grmesiyle gerek dnyaya dnebilir.
ok doru.
nsana grme yetenei vermeden -nk insan grme yeteneine zaten
sahiptir- yanl yne, hakikate deil de, baka yerlere bakan gzlerin doru
yne en kolay ve en abuk ekilde evrilmesini salayacak bir sanatn olmas
gerekmiyor mu? Eitimin amac da ruhun iyiye ynelmesini salayan bir
sanat olmaktr.
Evet, byle bir sanatn olmas gerekiyor, dedi.
Ruhun sahip olduu dier erdemler, bedensel niteliklere benziyor. n-
k doutan baz niteliklere sahip olunmasa bile, alkanlk ve deneyim yo-
luyla bunlara sahip olunabiliyor. Bilgeliin iinde ise her zaman bir tanrsal-
lk bulunmaktadr. Bilgelik, doru yne ynlendirilirse faydal ve de kazan-
ldr. Yanl yne ynlendirilirse de faydasz ve zararldr. Zeki bir doland-
rcnn keskin gzlerinde parlayan ince zeky hi grdn m? Ne kadar da
isteklidir; kt ruhu, hedefine giden yolu nasl da ak seik grebilmekte-
dir? Byle biri kr deildir. Ama keskin gzleri, ktln hizmetindedir.
Bu adam, zeki olduu oranda zararldr.
ok doru, dedi.
Bu zellikte olan kiilere, daha ocukluk yllarnda iken mdahale edil-
mesi; bu kiilerin, doumlarndan itibaren kendilerine ar bir yk gibi yk-
lenen ve onlar srekli aaya ekerek ruhlarnn daha aa eylerle ilgi-
lenmesini salayan yeme ime gibi duyusal zevklerden arndrlmalar; bu
tr engellerden kurtarlmalar ve aksi yne ynlendirilmeleri durumunda ne
olur? Sahip olduklar grme yetisini kullanarak, gerei ve hakikati u an
grdkleri eyler kadar keskin bir ekilde grmezler mi?
Byk olaslkla grrler, dedi.
Evet, dedim, bu sylediklerimizden karlabilecek bir sonu daha var:
Ne eitimsiz ve gerekten habersiz olan kiiler, ne de aratrmalarna hibir
ekilde son vermeyen kiiler devletin bana geebilirler. Birinciler, gerek
devlet ilerinde, gerekse zel yaamlarnda, eylemlerini ekillendirecekle-
ri tek bir amaca bile sahip olmadklar iin, ikinciler de zaten Kutsanmlar

74
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

Adalarnda8 yaadklarn dnerek, bir zorlama olmakszn harekete ge-


meyecekleri iin ynetici olmaya elverili deillerdir.
ok doru, dedi.
yleyse, sitenin kurucular olarak yapacamz ey, en akll kiileri,
tm bilgilerin en iyisi olan bilgiyi edinmeye zorlamak olacak. yiye ulaa-
na kadar, bu bilgi edinme iine devam etmeliler. Ancak, bu bilgiye ulatk-
lar ve yeteri kadarn da grdkleri zaman, ilerini bugnk gibi yapmala-
rna izin vermeyelim.
Ne demek istiyorsun?
Yukarda kalmalarna izin verilmemeli demek istiyorum. Yine aada-
ki maarada yaayan tutsak arkadalarnn yanna gnderilmeleri ve orada-
ki ileri yaparak, deerli olsun olmasn, bir ekilde onurlandrlmalar sa-
lanmaldr.
Pekiyi ama bu hakszlk deil mi? Daha iyisine ulaabilecekken, onlara
daha kt bir hayat m vermeliyiz?
Yasa koyucunun amacn yine unutuyorsun, dostum. Onun amac: bir
snfn dier tm insanlardan daha mutlu olmasn salamak deildir; aksi-
ne, tm sitenin mutlu olmasn salamaktr. Eer bir mutsuzluk varsa, bunu
btn yurttalar yaayacaktr. O, ikna yoluyla ya da zorla, insanlar bir ara-
da tutar ve gerek site, gerekse kendileri iin almalarn salar. Bu en akl-
l kiiler bunun iin yaratld, yoksa mutlu edilmeleri iin deil. Onlar, site-
nin iyi bir dzene sahip olmasn salayacak kiilerdir.
Doru, unutmuum bunu, dedi.
Unutma ki Glaukon, filozoflarmz dier insanlarla ilgilenmeye zorla-
makla onlara hakszlk etmi olmuyoruz. Onlara, baka sitelerde yaayan fi-
lozoflarn politika ileriyle uramak zorunda olmadklarn; bunun da akla
uygun olduunu, nk onlarn kendi kendilerini yetitirdiklerini, bal bu-
lunduklar sitenin de onlarla almay yelediklerini anlatacaz. Kendi
kendilerine renip kendi kendilerini yetitirdikleri iin, hibir yararn gr-
medikleri bir kltre kar minnettarlk duymazlar; ama biz sizi, ar kova-
nn, kendinizin ve dier vatandalarn yneticileri olmanz iin yetitirdik;
sizi, dier sitelerde yaayan filozoflardan ok daha iyi eittik; siz onlardan
daha fazla sorumluluk alabilirsiniz; bundan dolay, her biriniz sras gelince,
yeraltnda dier insanlarn yaad yere gidip karanlkta da grmeye alma-
ldr; karanlkta da grmeye alnca orada yaayan insanlardan on bin kat
daha iyi grecek, grdnz grntlerin neler olduunu ve neyi temsil et-
tiklerini bileceksiniz; nk sizler, gzel, doru ve iyi olan eylerin gerek-

8 Antik Yunanllar iin cennet ile edeer.

75
BATIYA YN VEREN METNLER

liini grm olacaksnz; bylece, ayn zamanda sizin olan sitemiz, bir rya
olmaktan kp gereklemi olacak ve dier sitelerden daha farkl bir ekil-
de ynetilecek; dier sitelerden insanlar, srf glgelerden dolay birbirine gi-
rip ok iyi bir ey sandklar ynetimi eline alabilmek iin lgnca bir mca-
dele vermektedirler. Oysa, hakikat udur ki: Yneticilerin ynetmeye istek-
li olmadklar siteler, her zaman en iyi ve en kolay ynetilen sitelerdir; yne-
ticilerin ynetme iini byk bir istekle yaptklar sitelerse en ktleridir.

3. Gereklik Aamalar ve Sahici Bilginin,


Yani Nihai Gerekliin Hedefi Nedir?
Devlette yer alan tartmalar srerken, Sokrat varolutan varolmaya srgit ge-
i halinde olan insanolunun, hakknda sadece fikir sahibi olabilecei sahte ve tem-
sili gerekliklerin deil, tam manasyla vakf olabilecei temel, kalc gerekliklerin
neler olduunu belirlemesinin gerektiine karar verir.

Devlet*
Efltun
Sitemizin, dedim, gerekten doru kurulduunu ve birok iyi nitelik-
lere sahip olduunu dnyorum. Bu iyi niteliklerden en bata geleni, iir
sanatyla ilgili olarak getirdiimiz kuraldr. Hangi kural kastediyorsun?
diye sordu Glaukon. Takliti iiri reddeden kural. nsan ruhunun farkl
ynlerinin zelliklerini artk biliyor olduum iin, bu kuraln deerini de
artk ok daha iyi anlyorum. Ne demek istiyorsun? Tragedyaclara ve
dier takliti airlere anlatmayacan bildiim iin bunu sana anlatabilirim.
Bence bu tr iirlerin hepsi, dinleyenlerin akl gcne zarar verir. Bunun
nne gemenin tek yolu, taklidi yaplan eyin gerek bilgisine ulamaktr.
Ne sylemek istediini tam anlamadm, dedi. lkgenlik yllarmdan beri,
adn sylerken bile dilimin srt, btn etkileyici tragedya iirlerinin
en byk ustas ve reticisi Homerosu ok sevsem de bir insan, hakikatten
daha stn olamayaca iin dncelerimi syleyeceim, dedim. Syle
tabii, dedi. Dinle yleyse. Daha dorusu, soracaklarma cevap ver. Peki-
yi, sor. Taklit denen eyin ne olduunu syler misin bana? Bunun ne anla-
ma geldiini gerekten bilmiyorum, dedi. O halde, bunu ben nasl biliyor
olabilirim, diye sordu. Neden olmasn? ou kez, gzleri iyi grmeyenler,
iyi grenlere oranla bir eyi daha abuk grebilirler, diye cevap verdim.

76
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

ok doru, dedi. Ancak, bu konuda biraz olsun kafamda bir fikir uyanm
olsa bile, sen varken bunu sylemeye cesaret edemem. O yzden, bunun
cevabn sen bulmaya al, dedi. Pekiyi o zaman, aratrmamza, her za-
manki gibi balayalm: Ayn ad tayan nesnelere ilikin olarak ortak bir
idea, form9 oluturuyoruz. Ne sylemek istediimi anlyor musun? Evet,
anlyorum. Buna genel bir rnek verelim: Dnyada, ok sayda yatak ve
masa var, deil mi? Evet. Ancak, bunlara ilikin sadece iki idea ya da
biim var; biri yatak, dieri de masa ideas. Doru. Bunlar yapan bir kii,
sz konusu idea erevesinde, kullanmamz iin yatak ya da masa yapar -bu
ve buna benzer rneklerdeki konuma biimimiz bu- ancak, hibir zanaatkr
idea yapamaz, deil mi? Kesinlikle yapamaz, dedi. Ne syleyeceini bil-
mek istediim bir zanaatkr daha var, dedim. Hangi zanaatkr? Dier
tm zanaatkrlarn ilerini yapan kii. Olaanst bir insan olmal bu de-
diin, dedi. Bekle biraz. Bunu sylemek iin daha ok nedenin olacak.
nk o sadece her tr tas, taba deil, ayn zamanda bitkileri, hayvanlar,
kendisini ve baka her eyi de yapar. Yeryzn, gkyzn, gkyznde ve
yerin altnda bulunan eyleri ve ayrca tanrlar da yapar, dedim. Bu adam,
hi hata yapmayan bir eit byc olmal. Desene, grlmedik ustalkta bir
sofist bu, diye cevap verdi. Sylediklerime inanmyorsun, deil mi? Byle
bir yaratc olamaz m diyorsun? Btn bunlar, senin bile yapmann bir
yolu olduunu bilmiyor musun? dedim. Nasl bir yol bu? Kolay bir yol
dedim. Daha dorusu, bunu ksa srede, kolaylkla baarmann birok yolu
var. Ama en hzl yolu, bir ayna alp saa sola evirmek. ok gemeden g-
nei, gkyzn, yeryzn, kendini, hayvanlar, bitkileri ve biraz nce s-
zn ettiimiz dier her eyi aynada yapabilirsin. Evet, ama bunlar sadece
grntden ibaret olur, diye konutu. ok gzel. te imdi asl noktaya
geliyorsun. Resim sanats da, baka baz sanatlar gibi, grntler yara-
tr, deil mi? Elbette. Sanrm, resim sanatsnn yaptklarnn gerek
olmadn syleyeceksin. Ama resim sanats, yatak yaparken, sonuta bir
yatak yapm olmaz m? Evet, ama yapt gerek bir yatak deildir diye
cevap verdi. Pekiyi ya, yatak yapan marangoz iin ne diyeceksin? Onun,
szn ettiimiz ideay, yatan zn deil, sadece belirli bir rneini yap-
tn sylememi miydin? Evet, yle sylemitim. O halde, mevcut bir
eyi yapmadna gre, gerek varl deil, sadece onun bir benzerini yap-
m olur. Eer biri kar da, yatak ya da baka bir ey yapan marangozun
yapt eyin gerekten var olduunu sylerse, bu gereklikle badamaz.
Filozoflar da bunun gereklikle badamadn sylerler dedi. yleyse,

9 Form: eyi ey yapan asli zeliklerin btn.

77
BATIYA YN VEREN METNLER

zanaatkrn yapt ey, gerein bir glgesidir. Evet. imdi, verdii-


miz bu rneklerin nda taklitinin doasnn ne olduunu aratralm.
Aratralm. Elimizde eit yatak var: Birisi Tanrnn yapt doal
yatak. Bunu Tanrdan baka kimse yapamaz, deil mi? Hayr, yapamaz.
Dierini ise marangoz yapmtr, yle deil mi? Evet. ncsn de
resim sanats, deil mi? Evet. Demek ki, eit yatak ve bunlar ya-
pan sanat var; Tanr, marangoz ve resim sanats. Doru. Tanr, ya
yle istediinden ya da zorunlu olarak doada gerekten var olan bir yatak
yapm, bir tek yatak. Bir tane daha veya fazla yapmam, yapmayacaktr
da. Neden? diye sordu. nk iki tane yapm olsa, bu ikisinin ideasnn
dayanaca bir de nc yatak olacakt. Bu, ideal yatak, dier ikisi ise, ona
benzemeye alan yataklar olacaktr. ok doru, dedi. Tanr bunu bili-
yordu. O, herhangi bir yatan herhangi bir marangozu deil, gerek bir yata-
n gerek yaratcs olmak istedi ve bu yzden, doada bir tane bulunan ger-
ek bir yatak yaratt. Evet, byle olduuna inanyoruz. O halde Tanrya
yatan doal reticisi, gerek yaratcs diyelim mi? Evet, diyelim. Doal
olarak, Tanr yatan ve baka her eyin yaratcsdr. Pekiyi, marangoza ne
diyelim? O da yatak yapmaz m? Evet, yapar. Ressama, yaratc ya da ya-
pc diyebilir miyiz? Kesinlikle diyemeyiz. Pekiyi, resim sanatsna eer
yapmyorsa yatakla ilikisi bakmndan ne ad verebiliriz? Bence, dierleri-
nin yapt eyin taklitisi demek, en dorusudur resim sanats iin. G-
zel! dedim. O halde, doadaki gereinin basamak altnda eyler yapan
kii taklitidir diyorsun, yle mi? diye sordum. Elbette. Tragedya airi de
taklitidir. Bundan dolay, dier tm taklitiler gibi o da, kraldan, gerekten
basamak aadadr. yle grnyor. yleyse, taklitinin kim olduu
konusunda anlatk. Pekiyi ya, resim sanats hakknda ne syleyeceksin?
Doada zgn biimleriyle var olan eyleri mi resmetmektedir, yoksa ya-
ratmlar dier ustalarn yaptklarna m dayanmaktadr? Bence ikincisi.
Yaratmlarn olduklar gibi mi, yoksa grndkleri gibi mi yapar? Ne de-
mek istiyorsun? Bir yataa, yandan, kardan veya bir baka adan bakt-
nda yatak farkl grnr. Ama gerekte ayndr. Bu, baka nesneler iin de
geerlidir. Evet, farkllk sadece grntedir, dedi. imdi de u soruma
cevap ver: Resim sanat geree mi, grntye mi ilikindir? Yani, nesnele-
rin taklidini, gerekte olduklar gibi mi, yoksa grndkleri gibi mi yapar?
Grndkleri gibi. O halde takliti, gerein ok uzandadr. Her nesne-
yi taklit edebilir, nk her nesnenin kk bir blmn ele alr ve bu b-
lmn grntsn yapar. rnein, bir resim sanats, sanatlar hakknda
hibir ey bilmese de bir kunduracnn, bir marangozun ya da bir baka sa-
natnn resmini yapabilir. Eer iyi bir resim sanatsysa, yapt bir maran-

78
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

goz resmini uzaktan gstererek ocuklar ve budala insanlar kandrabilir.


yle ki, gerek bir marangoza baktklarn sanrlar. Doru. Biri kar da
bize, btn sanatlar ve bakalarnn bildii her eyi herkesten daha iyi bilen
bir adam grdn sylerse ona, bir ahmak olduunu ve muhtemelen bir
byc ya da oyuncu tarafndan kandrldn, karlat insann her eyi
bildiini dndn, nk kendisinin bilginin, bilgisizliin ve taklidin
ne olduunu bilmediini syleriz. ok doru, dedi.
O zaman, dedim, bata Homeros olmak zere, tragedya airlerinin iyi-
nin ve ktnn ne olduunun yan sra, btn sanatlar, insan ve Tanrya
ilikin her eyi bildiklerini, nk iyi bir airin, ele ald konuyu bilmeden
iir yazamayacan ve hibir zaman gerek bir air olamayacan syleyen
insanlar olursa, bunlarn da benzer ekilde kandrldklarn anlayabiliriz.
Belki, karlarna kan birka takliti kandrmtr onlar. Taklitilerin ken-
dilerine gsterdikleri yaptlar grnce, bunlarn gerein basamak al-
tnda olduu, gerek olmayp sadece birer grntden ibaret olduklar iin
gerek hakknda hibir ey bilmeden de bunlarn kolaylkla yaplabilecei
hi akllarna gelmemitir. Beki de hakldrlar. airler, bu kadar iyi iledikle-
ri eyleri gerekten de biliyor olabilirler, deil mi? Bunu ok iyi aratrmak
gerekir, dedi. Sence bir insan, bir eyin hem kendisini, hem de grnt-
sn yapabiliyor olsa, hayatn tamamen bu eyin grntsn yapmaya
adar m? Hayatn ekillendiren ynnn, sanki daha iyi bir nitelie sahip
deilmi gibi, sadece takliti ynnn olmasna izin verir mi? Bence ver-
mez. Taklidini yapt eyi gerekten bilen bir sanatnn ii gereklerle
olur, bunlarn taklitleriyle deil. Arkasnda birok gzel eser brakmak ister.
vg iirleri yazmaktansa bu tr iirlerin znesi olmay yeler. Evet, bu
onun iin ok daha erefli ve kazanl olur.
* Efltun, Devlet, 595a-c-598e-599d, Trkesi: Ersin Uysal, Dergah Yaynlar 2005.

4. nsanolu Eer En yiye Ulaacaksa, Hangi Yolu zlemelidir?


Her ne kadar insanlarn ou glgeleri hakikat olarak kabullenmek suretiyle ha-
yatnn byk ksmn cehaletin karanlnda geirseler de kendileri iin daha iyi ola-
na talip olan dier bazlar, Efltunun Devletinin ilk blmnn sonunda szn
ettii gardiyanlar gibi, amalarna u veya bu ekilde ularlar. Efltun, insanolunun
iyiye duyduu arzuyu ve buna ulama yolunu, lende (Sempozyum) irdeler. zle-
yen diyalogda Sokratn baz arkadalar srayla ak tarif etmeye alrlar. Biri, ola-
bilecek en yce gd, bir dieri ise birbiriyle uyumsuz ve rahatszlk verecek kadar

79
BATIYA YN VEREN METNLER

natamam/gdk varlklar arasnda ahenk tesis etmenin bir tr fizyolojik veya meka-
nik yolu olarak tanmlar. ncs, Agathon, konuyu, ad Ak olan bir tanr olarak
ele almay seer ve bu kutsal varl insandaki iyinin, gen ve adil kayna olarak tarif
eder. Sokrat, gen dostu Agathonu bir ayna gibi kullanarak Akn kendi tanmn
yapmaya koyulur.

len (Sempozyum)*
Efltun
Dostum Agathon, gerekten de gzel bir balang yaptn konumana.
Sevgiyi vmeye balamadan nce, onun kim olduunu ve neler yaptn
sylemek, ok yerinde bir seimdi, ben de kabul ediyorum. Ama eer onu bu
kadar iyi biliyorsan, u sorumu yantla: Sevgi, kendisinden baka bir eyin
sevgisi midir, yoksa hibir eyin sevgisi deil midir? Sorun, onun bir anne-
den mi, yoksa bir babadan m doan bir sevgi olduu deil -ki bu soru ger-
ekten de sama olurdu- ama sorumu bir baba iin de dnebilirsin: Baba,
bir eyin babas mdr, yoksa hibir eyin babas deil midir? Beni doru
cevaplamak iin, bir babann baba olmas iin, ondan olan bir kz ya da oul
bulunmas gerektiini sylemek zorundasn, haksz mym?
Elbette haklsn, der Agathon.
Anne iin de ayn eyleri sylemez miydin?
Sylerdim.
Pekl, imdi syleyeceklerimle birlikte, daha iyi anlayacaksn bunu.
Bir Karde, ona karde diyebilmemiz iin birilerinin kardei olmak zorun-
da deil midir?
Tabii.
Hatta bir erkek ya da kz karde.
Evet, yle.
imdi de Sevgi iin dn ayn sorumu: O bir eyin sevgisi midir, yok-
sa deil midir?
Bir eyin sevgisi olmaldr elbette.
O zaman aklnda tut bunu: Sevgi, bir eyin sevgisidir. Ve imdi unu ya-
ntla: Sevgi, sevgisi olduu eyi arzular m, arzulamaz m?
Elbette arzular.
Bu arzulad ey, onun sahip olduu bir ey midir, yoksa deil midir?
Galiba deildir, en azndan yle olmamas gerekir.
Galiba diyecek yerde, arzulamann ne olduunu dn. O, bizde olan
m istemektir, yoksa bizde olmayan m? Bizde olan arzular myz yoksa ar-

80
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

zulamaz myz? Bu beni ne kadar etkiliyor, anlatamam Agathon. Sen ne d-


nyorsun?
Ben de senin gibi dnyorum Sokrat.
Gzel. Boyu gerekten de uzun olan biri, boyunun uzun olmasn ister
mi? Yahut gl olan bir kimse, gl olmay arzular m?
zerinde anlam olduumuz fikre gre, bu imknsz.
Evet, nk hi kimse, sahip olduu eylere ihtiya duymaz.
Doru.
Ama, belki gl olan bir adam, gl olmay arzulayabilir. Hzl olan
hzl olmay veya salkl olan da salkl olmay. Bu durumda, insanlarn
gerekten de kendilerinde olan arzuladklarn dnebilirsin bir hataya
dmeyelim diye bu konuyu atm. Fakat onlarn bu arzularn bir kenara b-
rakrsak Agathon, grrz ki onlar her ne olmak istiyorlarsa, u anda odurlar.
Ama bir kii, Ben salklym ama salkl olmak istiyorum veya Ben zengi-
nim ve zengin olmak istiyorum derse, yani u anda nelere sahipsem, onlar
arzuluyorum derse, ben de ona u yant veririm: Sen sal da zenginlii de
bugn iin deil, gelecein iin arzu ediyorsun, nk bugn iste ya da iste-
me, onlar zaten sende var. O, u anda nelere sahipsem, onlar arzuluyorum
derken, unu sylemek istemiyor mu: imdi sahip olduum eylerin gelecekte
de bana ait olmalarn arzuluyorum. Bu adam hakl deil midir sence?
Hakldr, diye yantlar Agathon.
Bu gzelliklere ve servete gelecekte de sahip olmay istemek, sahip ol-
madmz bir eyi arzulamak deil midir?
Evet, doru.
yleyse, bu adam da tpk arzu eden tekiler gibi, henz sahip olmad
bir eyi istiyor. Arzu ve sevginin peine dt eyler, eriemediimiz, ih-
tiyacn hissettiimiz eyler deil midir?
Evet, onlardr.
O zaman fikir birliine vardmz konulara bir bakalm: lki, sevginin
bir eyin sevgisi olup olmad; ikincisi ise onun henz sahip olmadklar-
mzn sevgisi olup olmad.
Evet.
imdi, eer kabul ediyorsan, sana kendi szlerini hatrlataym. Sanrm,
yle dedin: Gzellik sevgisidir tanrlar bir arada tutan, irkinlik sevgisi
diye bir ey olamaz
Evet, tam olarak.
Gerekten de sylenecek bir szd dostum. Ama bir dn; eer dedi-
in gibi olsayd, Sevginin de sevgiyi arzulayan ve ona ulamaya alan bir
tanr olduunu kabul etmek zorunda deil miydik?

81
BATIYA YN VEREN METNLER

Evet.
O zaman Sevgi, gzellie sahip deildir.
Gerekli bir kabul, dedi Agathon.
Pekiyi, insan gzellikten yoksun ve onun peinde olan bir eye gzel di-
yebilir mi?
Tabii ki diyemez.
Ya sen? Hl Sevginin gzel olduunu dnyor musun?
Bunun zerine Agathon yle der:
yle grnyor ki, Sokrat, az nce konuurken, ne hakknda konutuu-
mu tam olarak bilmiyormuum.
Olsun, Agathon, gzel bir konumayd yine de. imdi bir ey daha sora-
cam. yi eylerin, ayn zamanda gzel olduklarn dnmez misin?
Dnrm.
yleyse, Sevgi iyilie de sahip deildir, nk gzellikten yoksun biri
iyilikten de yoksun olur.
Sana gcm yetmiyor Sokrat, nasl diyorsan yle olsun.
Ama sevgili Agathon, asl senin g yetiremediindir doru olan. Yok-
sa Sokrat yenmek hi de zor deil. imdilik seni kendi haline brakaca-
m ve bir zamanlar Diotima adndaki Mantineal10 bir kadnla sevgi ze-
rine konutuklarmz anlatacam. Sadece bu konuda deil, baka birok
konuda da bilge biriydi o. Bir keresinde, Atinallara kestirdii kurbanlar-
la, siteyi on yl boyunca uzak tutmutu vebadan. Bana sevmek sanatn -
reten de oydu ve imdi elimden gelenin en iyisini yapp Agathonla anla-
tmz konunun zerinden kadnn bana rettiklerini izleyerek konuma-
m yapacam. Tpk senin yaptn gibi Agathon, nce Sevginin kim ol-
duunu ve yapt ileri bilmemiz gerekiyor. Ben, kadnn sorularn size
sylemekle en iyisini yaparm, sanrm. nk benim kendi fikirlerim, az
ok Agathonla az nce konutuklarmza benziyor; sevginin byk bir tan-
r ve gzele duyulann sevgi olduu. Kadn, benim szlerimi Agathona kar-
sylediim szlerle rtt ve benim szlerimden yola karak, Sevginin
aslnda iyilie de gzellie de sahip olmadn kantlad. Ne demek Dio-
tima, Sevgi irkin ve kt bir ey mi? diye sorduumda ise: Konuurken
ayan sakn, dedi bana; Gzellie sahip olmayan, irkin olmak zorunda
mdr? Tabii ki yledir. Bilgece olmayan bir ey de cahillik midir? kisi-
nin arasnda bir yer yok mudur sence? Ne olabilir ki o dediin? Bu, insa-
nn sebebini bilmeksizin de doru iler yapabilmesidir. Buna bilgelik diye-
meyiz, nk mantk kullanlmadan bilgiye ulalamaz. Cahillik de diye-

10 Gney Yunanistanda bir site.

82
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

meyiz, nk bilgi tesadfen elde edilse bile cahillik olmaz. Demek ki, bil-
gelikle cahilliin arasnda doruluk kans var. Haklsn dedim. Demek ki,
gzel olmayana irkin, iyi olmayana da kt demek zorunda deiliz. Sev-
gi iin de ayns geerlidir. Ona iyi veya kt diyemeyeceimiz gibi, gzel
veya irkin de diyemiyoruz. O, ikisinin arasnda bir yerdedir, byle anlama-
lsn. Evet ama Sevgi byk bir tanr olarak kabul ediliyor, diye hatrlat-
tm. Sadece onu bilmeyenler mi yle kabul ediyor, yoksa dierleri de mi?
Hepsi. Aklm almyor. Onu bir tanr olarak bile kabul etmeyenler, byk
bir tanr olarak nasl kabul edebiliyorlar? dedi Diotima glerek. Kim tan-
r olduunu kabul etmiyor Sevginin? Biz; sen ve ben. Bunu nasl syle-
yebiliyorsun? ok kolay. Btn tanrlar gzel ve mutlu deil midir, syle-
sene? Hangisinin gzel ve mutlu olmadn syleyebilirsin? Asla syleye-
mem Yce Zeus! Mutlu kimseler iyilik ve gzellie, zaten sahip deiller
midir? Evet, yledirler. Fakat az nce Sevginin gzellik ve iyilii arzula-
dn, nk onlara sahip olmadn syledin. Evet, yle. yle bir tanr-
nn var olmas mmkn mdr? Hayr, deildir. Grdn ite, sen de onun
tanrlna inanmyorsun.
Nedir o zaman Sevgi, lmllerden biri mi? Asla. Nedir o zaman?
Az nce dediim gibi, lmllerle lmszlerin ortasnda bir eydir o.
Ama tam olarak nedir? Tanrsal bir nesnedir Sokrat. Tanryla insan ara-
sndaki varlklardan biri. Grevi nedir? nsanlar ve tanrlar arasnda
haber gtrp getirir, dilek ve kurbanlarmz onlara ulatrr, onlardan da
emirleri ve kurbanlarmzn mkfatn getirir bize. Tanrlarla aramzdaki
akl kapatarak, bizi onlara balayp onlarla btnletirir. Khinlerin bil-
gisi, din adamlarnn kurban ve tren ileri, gelecei grmek, byclk gibi
ilerdeki baar, hep ondan gelir. Tanr, hi yormaz kendini. Bu ey insanlara
uykuda ya da uyankken gelir ve onlar tanrlarla grtrr. te bu insan-
lar, onlara sahip olanlardr. Fakat bu ilerden baka ilerle uraanlarnki
el ileridir, gle ilgilidir. Tanryla insan arasndaki varlklar, ok eitli ve
deiiktir; onlardan biridir Sevgi.
Annesi ve babas kimdir? Bu uzun bir hikye ama sana olduu gibi an-
latacam. Afrodit11 doduunda btn tanrlar kutlamaya gelmi. Metisin
olu Poros da bunlarn arasndaym. Ziyafet bittikten sonra Penia kagel-
mi ve onlardan payn isteyerek kaplar tutmu. Bu srada Poros, erbet
ierek sarho olmu (biliyorsun ki, o zamanlar arap yoktu) ve Zeusun12
bahesinde szp kalm. Penia ise yaad fakirlikten bkt iin, Porostan
bir ocuk yapmaya karar vermi, yanna gidip uzanm ve Sevgiye gebe

11 Ak tanras.
12 Ba tanr.

83
BATIYA YN VEREN METNLER

kalm. Afroditin doduu gn o da ana rahmine dtnden, adlar hep


birlikte anlr olmu. Afrodit, gzel bir tanrym ve Sevgi de gzellie hay-
ranm. Poros ve Peniadan olan Sevginin kaderi de anne ve babasna uygun
bir kader olmu. nk o her zaman yoksuldur, ayrca, sanldnn aksine,
hassas ve ince de deildir. Annesi gibi kaba, kirli ve evsizdir. Dalarda uyur
ve kaplarda ve yol kenarlarnda konaklar. Babas gibi, hep iyinin ve gze-
lin peinde koar. Cesur, evik ve salkldr, avclkta ustadr. Dnceyi
ve bilgelii ok sever. Hayatn dnmekle geirir, hnerli bir byc, bir
simyac ve gerek bir sofisttir13. Ne lmldr, ne lmsz. Kimi zaman
doduu gn, refah iinde yaarken birden lverir, sonrasnda da babas
gibi bir yolunu bularak dirilip geri gelir. Ne zengin, ne fakirdir; kazand
eyleri hemen kaybeder.
O, bilgelikle cehaletin ortasnda bir yerdedir. nk tanrlar kendiliin-
den bilge olduklar iin bilgiye hibir zaman ihtiya duymazlar, bilgeler de
bilgiyle megul olmazlar. Cahiller de bilgiyle ilgilenmez, onun peinden ko-
aym demezler. Cahillik neden sevilmez? nk cahil kimseler gzellikten,
iyilikten ve akldan mahrumken, kendilerini bilgeler bilgesi sanrlar. Byle-
likle de bilgi iin emek vermeye yakn durmazlar.
yleyse Diotima, ne bilgeler, ne de cahiller deilse kimdir bilginin pei-
ne den? Bu, bir ocuktan bile renebilecein kadar kolay. Ne cahil, ne
de bilge olanlardr, bilginin peine denler. Sevgi de onlardan biridir ite.
Bilgelik, en gzel deerlerden biridir ve Sevgi de gzel olana dkndr. Bu
nedenle bilgiye hayrandr o, hep onu arar. Bu aray da onu bilgelerle cahil-
lerin arasnda bir yerde tutar. Bunlar onun yaradlndan gelir; babas her
eyi bilen ve arayp bulan biridir, annesi ise hibir ey bilmeyen ve arama-
yan biri. Bu varlk ite byledir Sokrat, senin de onun hakknda yanlm ol-
mana amamal. nk onu seven deil de sevilen sanyordun. Bu nedenle
de onun ok gzel olduunu dnyordun. Oysa gzel, zarif, yce ve mut-
lu olanlar sevilenlerdir, sevenler deil. Sevenler farkldr, bu anlattm gi-
bidir.
Pekl, sevgili dostum, Sevgi byle bir varlksa, insanlar iin ne yarar
var onun? Ben de onu anlatacam imdi. Anlattklarmla sevginin nere-
den geldiini ve ne olduunu biliyoruz artk. Tpk dediin gibi, gzel ey-
lerin sevgisidir o. yle sorsalar bize: Syleyin Sokrat ve Diotima, gzel ola-
n sevmek ne anlama gelir? Yani, daha aka deseler ki: Neyi sevmi oluruz

13 Sofistler mantkl tartma tekniklerini dinleyicilerinin ounun sezgisel olarak doru veya gerek
olarak algladklarn -kiisel stnlk salamak amacyla- arptmak zere nasl kullanacaklarn
renmilerdi. Nitekim sofistleri tanmlamak iin ska, iyi bir argman beter ederlerdi, denir.
Hilekrlklar, felsefenin ve baz daha drst filozoflarn itibarn sarsmtr.

84
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

gzel eyleri sevmekle? Onlara sahip olmay sevmi oluruz. Bu cevab-


na karlk yeni bir soru sorulur: Gzel eylere sahip olunca, neyi elde etmi
olur bir insan? Dorusu bu soruya cevap vermezdim. O zaman gzel
deil de iyi olsun szcmz; syle Sokrat, iyi eyleri seven, neyi sevmi
olur? Onlara sahip olmay... Onlara sahip olunca ne olur? Bunun ceva-
b sanrm daha kolay. Mutluluu elde eder. Doru. Gerekten de mutlu ki-
iler, iyi eyleri elde ederek mutlu olmulardr. Artk mutlu olan birinin, ne-
den mutlu olmak istediini soramayz. Cevabndan, sevgilerinin nedeni an-
lalabiliyor. Evet. Pekl, sence bu arzu herkeste var m? Btn insanlar
da iyi eyleri daima arzular m? Bence, btn hepsi arzular bunu.
yleyse Sokrat, eer daima ayn eyi seviyorlarsa, neden btn insan-
larn seven olduunu syleyemiyoruz da bazlarnn sevmediini sylyo-
ruz? Dorusu, bunu ben de bilmiyorum. Anlamayacak bir ey yok: Sevgi
ok eitlidir. Oysa biz sevgiden yalnzca bir eit sevgiyi anlyor ve ona sev-
gi diyoruz; baka eitlerini ise baka isimlerle aryoruz. Ne sylemek
istediini anlamadm. yle: Biliyorsun ki, poiesis ok farkl anlamlara ge-
len bir kelimedir. nceden var olmayan eyleri var etme iini her zaman bu
ekilde adlandrrz ve bylelikle, sanatn her alan poiesis, her sanat poie-
tes diye bilinir. Doru. Ancak, btn yaratanlara poietes diyebiliyor mu-
yuz? rnein, zanaatkr kiilere bu ad vermiyoruz. Yaratc ilerle megul
her kiinin ayr bir ad var. Fakat yalnzca mzie ve tartma ilikin olan ya-
ratma ii bu genel szckle adlandrlmtr. Ksacas, poiesis, sadece iire ve
poietes de sadece aire verilen addr. Doru. Bu, Sevgi iin de geerlidir.
Sevginin en gerek anlam, iyi olan ve mutluluk vereni istemektir. O yce
ve saysz yetenee sahip olan Sevgi de budur. Ama insanlar bu istei baka
baka taraflara evirir. Kimileri para kazanmay, kimileri salkl olmay, ki-
mileri de bilgiye sahip olmay arzular. Ama bu arzulara sevgi, arzulayanlara
da seven denmez. Yalnzca bir eit sevgi ve bu sevgiye sahip olanlar Seven
diye arlyor. Btne ait olan szck, yalnzca onlar anarken gerek anla-
myla kullanlyor. Galiba seni anlamaya baladm. Biliyoruz ki, sevme-
nin insann teki yarsn aramas olduunu syleyenler var. Ama bana so-
racak olursan, yarm ve btnle anlatlmak istenen iyi eyler deilse, sev-
mek yarm da btn de aramak deildir. nsanlar, kt olduklarna ina-
nrlarsa ellerini ya da ayaklarn kesmekten saknrlar m? Demek ki, insan,
yalnz kendi paras olan eylere bal kalmaz; ama iyi olanlar kendimize
ait, kt olanlar ise bizden ayr sayarsak i deiir. Ne olursa olsun, sevdi-
imiz ey mutlaka iyidir. Sen farkl m dnyorsun? Yce Zeus! Elbette
hayr. Pekl, basite konuursak, insanlar iyi olan severler diyebilir mi-
yiz? Evet. Gzel. Ancak, iyi olan kendileri iin severler dememiz de ge-

85
BATIYA YN VEREN METNLER

rekmiyor mu? Gerekiyor. Yalnz iyiye sahip olalm demekle bitirmezler


ii; o hep bizim olsun derler. Evet, yle. yleyse sevmek, her zaman iyi-
ye sahip olmay arzulamaktr. Kesinlikle doru.
Eer byleyse, sevgiye kavumak isteyenlerin hangi yolda harcadkla-
r emee, abaya sevgi diyebiliriz? Onlarn hangi uralarnn ad olurdu
sevgi? Syle Sokrat. Bu sorunu yantlayabilseydim, sendeki bilgelie by-
le hayranlk duymaz ve rencin olmazdm. Bunlar renmek iin senin
yanndaym. O zaman syleyeyim: Sevgiyi, hem ruhta hem de bedende
dourmak. Bu sylediklerini anlamak iin khin olmak gerekiyor. Daha
ak syleyeyim o zaman: Her insan hem beden hem de ruh olarak gebedir
Sokrat ve belirli bir yaa geldiimiz anda doamz gerei dourmak isteriz.
Bu doumun da irkinlik zerine olmas imknszdr, gzellik zerine olur.
Kadnla erkein dourmak iin bir araya gelmesi de tanrsal bir itir. nk
gebelik ve oalmak, lml bir varln lmsz bir i yapmasdr. Hibir
tanrsal ii dzensizlik iinde gerekletiremeyiz. irkinlik, tanrsal olana
aykrdr ama gzellik olana yakndr. Gzellik, tanrsal olanla uyum iin-
de olmaktr. Bu yzden, Moira ve Eileithua diye adlandrdmz ve ocuk
dourmamza yardmc olan tanra, gzelliin kendisidir. Bu yzden insan-
lar ve hayvanlar gzele yaklatka rahatlar, mutlu olur, dourur ve oalr.
irkin ise onda can sknts, daralma, azalma ve tkenmeye sebep olur; ac
verici bir iindekini kurtarabilme derdine drr. te bu yzden doura-
bilen varlklar, iindeki doum sancsn dindirebilmek iin gzelin peine
derler. Gryorsun ki Sokrat, Sevginin istedii, sandn gibi gzel olan
deil. yleyse, nedir onun arzusu? Gzellik zerine dourmak ve oal-
mak Belki de dorudur sylediin, kim bilir? Dorudur, nk baka
bir yolu yok. O dourmay arzular, nk dourarak sonsuza eritirir, lm-
llkten kurtarr. Bir kimse iyiyi arzuluyorsa, lmszl arzuluyordur.
Sevgi, iyilii bir anlna deil, daima arzular demitik. Bizim szlerimiz
sylyor bunu; Sevginin zorunlu olarak lmszln sevgisi olduunu.14
Diotima, sevmek hakknda ite bunlar retti bana. Bir gn yle de-
miti: Sence bu arzunun kayna nedir Sokrat? Hayvanlarn doururken ya-
adklar skntlar grm olmalsn. Kanatl olsun, ayakl olsun, sevgileri
iin ne ilelere katlanrlar nce iftlemek, sonra da yavrularn doyur-
mak iin skntlara katlanr, kendilerinden gllere meydan okur, bazen
lrler bile. Yavrularn yaatmak iin alktan inlerler. nsanlarn, bunlar
dnerek yaptklarn biliyoruz, ancak hayvanlara bu sevgi gc nereden

14 Efltunun sevgi kavram/kavrayyla, Hristiyanln Aziz Yuhanna tarafndan aklanan sevgi


kavrayn/anlayn kyaslaynz. (Birinci Mektup sf.36.)

86
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

geliyor? Bilmiyorum dedim. Bunu bilmeden sevgiyi nasl anlayabilecei-


ni dnyorsun? Sylediim gibi Diotima, bunlarn sebebini bilseydim,
senin rencin olmak istemezdim. Ltfen ret bana, sevgi zerine bildiin
her eyi renmek istiyorum.
Sevginin ne olduu konusunda anlatk. Eer bunlar kabul ettiysen,
sorduum soru da seni artmamalyd. nk bu sorunun cevab iin de
ayn eyleri syleyeceiz: lml varlklar lmsz olmay arzular. Bunun
da bir tek yolu vardr, dourmak ve kendi eskisinin zerine srekli yeniyi
retmek. Canllarn, ocukluktan ileri yalara kadar, hep kendisi olarak kal-
dn dnrz ama yanlrz. Onlar hep ayn adla arlyorsa da srek-
li deimektedirler, asla ayn kalmazlar. Etiyle, kemiiyle, kanyla, btn be-
denler srekli deiir; bir yandan yenilenirken, te yandan lmeye yakla-
r. Sadece beden deil, ruh da deiim yaar. Miza, huy, inan ve arzular,
hazar, hznler, endieler asla ayn kalmaz. Srekli lp srekli doarlar.
Daha artc olanysa, bilgilerimizin de doup ld; ayn kalmayp s-
rekli deitiidir. Bilgi kaybolan bir ey olmasayd, renmek olabilir miy-
di? renmek, kaybolan bilgilerin yerini yenisiyle doldurarak bilgelii koru-
maktr ve bylece bilgi hi deimemi gibi durur. lml bilgi, lmszl-
e beden olarak bu ekilde eriebilir, baka bir yolu yoktur. Artk canllarn
yavrularn neden bu kadar sevdiklerine ve onlarn zerine neden bu kadar
titrediklerine arma; bunu lmszlk iin yaparlar.
Bu szler beni ok artmt. Bilgeler bilgesi Diotima, bu sylediklerin
doru mu? Bu sorumun zerine, Diotima, usta bir sofist tavr taknd: Emin
ol Sokrat. Eer sylediklerime inanmayacak olursan, insanlardaki bakalar
tarafndan onurlandrlma hrs sana ne kadar sama gelir; lmszlk bir
gzellik brakmal sonrakilere szn hi anlayamazsn. ocuklarn bile
nemsemezken, sadece onurlandrmak iin tehlikelerden saknmadan, b-
tn servetlerini kaybeder, skntlar sineye eker ve lmeyi bile kabullenir-
ler. Byle olmasayd, dnyada lmsz bir onur brakmay arzulamasalard,
Alkestis Admetos15 iin, Akhilleus Patrokles iin lebilir miydi? Kodros16,
kralln sahibi oullar olsun diye cann feda edebilir miydi? Elbette hayr.
Bana soracak olursan, iyi bir isim edinmek ve kalc bir yiitlik onuru ka-
zanmak iin elinden geleni yapmayacak biri bulunmaz. nk lmszl-
arzular. Bedenleri verimli olan kiiler sevgilerini kadnlara evirirler, o-

15 Admetos, Yunan mitolojisinde kuzey Yunanistandaki Pherae kral, Felek tarafndan lme
mahkm edilmiti. Apollo mdahil oldu. Eer onun iin lmeye raz olacak bir bakas bulunur-
sa, Admetos kurtulacakt. Uzun aratrmalardan sonra, Admetosun yerine lmeyi sadece kars
Alkestisin kabul ettii anlald.
16 Kodros, erken dnem Atina sitesinin igalini nlemek iin hayatn veren efsanevi kral.

87
BATIYA YN VEREN METNLER

cuk sahibi olup soylarn devam ettirmek iin. Bylece adlarn sonsuz klp
mutlulua ulaacaklarna inanrlar. Ama ruhlar verimli olanlar byle deil-
dir. Onlarn ruhlarnn meyvesi, bedenlerininkinden ok daha fazladr. Ru-
hun meyveleri, dnce ve dnce gibi olan her eydir. Yaratc airler ve
kendi alanlarnda keifler yapan zanaatkrlar byledir. En stn dnce,
insan ynlarna dzen getiren dncedir; l ve doruluk. Eer insan o-
cukluundan itibaren iinde bunlarn tohumunu tanrlar gibi tayorsa, ol-
gunlatnda dourmak arzusu belirir onda. te bu arzuyu duyunca, hangi
gzellik zerine dourmas gerektiini dnp karar vermeye alr. Ama
asla irkinlik zerine douramaz. Bu arzusu arttka onu gzel olana yak-
latrr, irkinlerden uzak tutar. Bu gzellerden birinin bedenen de gzel ve
asil olduunu grrse, gzellikler bir araya gelmi olduundan, akl ban-
dan gider, onun karsnda ok erdemli bir insan tarafndan erdemler ve g-
zel fikirlerle eitilmi gibi olgunlar ve geliir. Gzel olanla birliktelik, onun
iindeki bu tohumu canlandrp bytr. O hep sevdiini dnr, aralarn-
da anne-babayla ocuk arasnda olan sevgiden ok daha byk ve gl bir
sevgi filizlenir. nk bu ikisi, tanrsal bir i iin, oalmak ve lmszle-
mek iin bir araya gelmitir. Byle lmszlkler yaratmak, elbette herkes
iin, ocuk bytmekten daha stndr. Homeros olsun, Hesiodos17 olsun,
dier byk airler olsun, hepsi byle dnrler. Kim istemezdi onlarn o-
cuklar gibi lmsz ocuklara sahip olmay? Lykurgosun18 Spartada brak-
t ocuklar szgelimi; Spartay, hatta btn Yunanistan kurtaran onlar
deil miydi? Szgelimi Solonu19 sizin iin yce klan, koyduu yasalardr.
ster Yunanistan olsun, ister barbar lkeler, dnyann neresinde olursa ol-
sun, yaratlan gzellikler dilden dile dolamtr. Byle ocuklardr ki baba-
larnn adna tapnaklar kurulmasn salamlardr. Bedenlerimizden kan
ocuklarn byle bir i baard grlm m hi?
Evet Sokrat, bunlardr senin de bulabilecein sevgi srlar. Bu srlarla,
kendilerinden daha yce ve daha uzak olanna, doru yolun ulatraca son
noktaya kadar gidip gidemeyeceini bilmiyorum. Ama bunu baarman iin
elimden geleni yapacam, sana btn bildiklerimi anlatacam. Eer daya-
nabilirsem buna, asla peimi brakma.

17 Hesiodos, erken dnem Yunanistann, Homerosun yan sra, en byk airlerinden biri.
Homerosun, Hesiodostan nce geldii, ama her iki airin de 800 ila 600 yllar arasnda yaz-
d dnlmektedir.
18 Lykurgos, erken dnem Spartann askeri nizamn ve idari sistemini kuran efsanevi kral. Re-
formlarnn Yunanistann Pers saldrlarn pskrtmesinde byk rol oynad gr, ona
Yunanistann kurtuluu erevesindeki nemli rol biilmesinin gerekesidir.
19 Solon, Altnc yzylda Atinann yegne sulh yargc olarak seildi. Anayasal ve sosyal re-
formlar, zaman iinde Atina demokrasisinin geliiminde nemli rol oynad.

88
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

Bu son noktaya erimek isteyen kii, henz gen yandayken, en gzel


bedenleri aramaldr. Eer onu yola karann yolu doruysa, tek bir insan
sever ve ona srekli gzel laflar eder. Bir zaman geince anlar o bedende gr-
d gzelliin tekilerde bulunanla ayn olduunu. Grnteki gzelliin
peinde olanlar iin, btn bedenlerdeki gzellik ayn deil midir? Bunu an-
laynca, btn gzel bedenler, iinde sevgi uyandrr, bir tekine dknl-
gider. Byle bir dknln, ona gre anlam kalmamtr. Artk ruhun
gzellii beden gzelliinden stndr onun iin. ncelikli bir ruh, bedeni
gzel olmasa bile, iindeki sevgiyi kabartmaya yeter. Kendisini ona adar ve
genlerin iyilii iin syleyebilecei en gzel szleri arayp bulur. Bylelik-
le, gzelliin yaay ve tavrlarda olduunu grerek, hepsinin ayn gzelli-
e sahip olduunu ve beden gzelliine kaplmamas gerektiini anlar. Ya-
ay ve tavrlardan sonra da sra bilgiye gelir. Bilgideki gzellii fark eder.
Onun grd gzellik bylelikle geniledike, bir varla bal kalmaktan
vazgeer, gen bir adamn, bir klenin, bir kadnn yahut kim olursa olsun
bir kimsenin klesi olmaz, szlerine deer verilir. Grd bu gzellik deni-
zine hayranlk duyar; en gzel ve ulu szler, sonsuz bilgelik arzusunda do-
an dnceler taar iinden. O zaman kuvvetinin nne kimse geemez,
gerek bilgiye, gzel olann bilgisine eriir.
Bu anlatacaklarm ok iyi dinle. Sevginin peinden giderek buraya ka-
dar gelen adam, btn gzel eyleri srasyla ve dzenli bir halde grr, son-
ra yolun en sonuna varr ve birdenbire benzersiz bir gzellikle, yani kendi
doasnda gzellik olan, muhteem bir eyle karlar. te, Sevginin onu
ulatrmak istedii asl yer de burasdr. Bu gzellik daimidir; doumu, l-
m, art ve eksilii yoktur. Kimi iin gzel, kimi iin irkin, bugn gzel,
yarn irkin, urada gzel, baka yerde irkin olan bir gzellik deildir; bu
gzellik bedende, elde ayakta, yzde grnmez, ne sesi var duyulsun, ne bi-
linen bir bilgidir, ne canllarda, ne yerde, ne gktedir. Sevginin srlarna is-
ter kendi bana, ister biriyle birlikte ulamann tek yoludur bu; dnyadaki
gzelliklerden balayp adm adm srekli ykseleceksin; bir gzel beden-
den ikisine, onlardan btn gzel bedenlere, sonra gzel eylemlere, sonra
gzel bilgilere, oradan da tek bilgiye: Bu mutlak gzellie, kendiliinden var
olan z gzelliine ulaacaksn.
Yalnzca onunla karlalan ilk an iin sevgili Sokrat, btn bir hayat
yaamaya deer. Onu grdn anda altnlar, zenginlikleri, ss ps hie
sayar ve batan karc ocuklar, genleri, hep arzulayp yemeden ime-
den kesildiin sevgililerini unutursun. Bir grebildiini dn o gzellii;
her eyden arnm, bamsz, saf Tene, bedene, renk ve kokuya bulam
gzellii deil, btn saflyla tanr gzelliini. Bu gzellie erimi bir ki-

89
BATIYA YN VEREN METNLER

inin yaamn kim hor grebilir ki? Oraya vardnda, gzellie sadece onu
grebilecek bir gzle bakan kii erdemin grntsne deil, gereine eri-
ebilecektir. nk o gzelliin grntlerle bir ilikisi bulunmaz, o gerek
gzelliin kendisidir. Tanr sadece gerek erdemleri yaratan ve byten in-
san sever ve yalnz o insan lmszl bulanlardan olabilir.
te byle konutu Diotima, dostum Phaidros ve teki dostlarm. Ben ona
inandm ve herkesin de inanmasn arzuluyorum, nk insanlarn kendi-
sini Sevgiye ulatrabilecek bylesine yardmc bir bilgiyi bulmas o kadar
kolay deildir. Bunun iin, sevgi karsnda ona yakan saygy gstermek
herkesin grevidir. Kendi adma ok nem veririm ona ilikin ilerime. Ba-
kalarnn da nem vermesidir istediim. Tpk eskiden yapm olduum
gibi, imdi de onu vmek iin elimden geleni yapyorum. Benim szm bu
kadardr Phaidros, bilmiyorum konumam bir vg m oldu, yoksa baka
bir ey mi. Sen bilirsin bunu.

* Efltun, len, Trkesi: Birdal Akar, ule Yaynlar 2009.

5. Bilmenin, Vakf Olmann, Nazari Ve Ameli Olmas


Arasndaki Fark Nedir?
Efltunun lmnden ( 348) sonra Akademiann nderliini, matematie ilgi-
si baz rencileri rahatsz eden eski bir rencisi stlenir. Yeni nderin felsefeyi ma-
tematie evirmesine kar karak Akademiadan ayrlanlar arasnda, o sralar otuz
alt yanda olan Aristo da vardr. Aristo, izleyen birka yl Anadoluda (Kk Asya)
Midilli (Lesbos) Adasnda geirerek, zoolojiyle megul olur. Derken, 343lerde,
Makedonya Kral II. Philip, kendisini olu skendere ders vermesi iin saraya davet
eder. Aristo, bu grevi iki yldan biraz fazla srdrrken Kral II. Philip sefere kmak
zere Makedonyadan ayrlr. Tahtn naip olan oluna brakm, naibin resmi ileri
de derslerini srdremeyecek kadar younlamtr. Aristo, Atinaya dner, kentin
dnda bir koru ve birtakm binalar kiralayarak kendi okulu Lyceumu (Lise) kurar.
Okul, hzla, her trl el yazmas ve bilginin bir araya geldii ve Aristonun -
rencilerinin aratrma iin bavurduu bir merkez haline gelir. 336da II. Philipin
yerine tahta geen skenderin bu okulu kaynak aktarmak suretiyle destekledii ve
okula Orta Dou seferinden doal yaama ilikin saysz numune gnderdii sylenir.
Aristonun balca ilgi alan ve bilimsel hneri biyolojidir, ama rencileri ve retim
yeleri, alma ve aratrmalarn pek ok farkl alanda srdrr. Bunlardan birisi
de Yunan site-devletlerine ait yz elli sekize yakn anayasa metninin toplanp bir
araya getirilmesidir. te yandan, Aristonun kendi eseri olan hacimli yazmalar da

90
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

geni kapsaml bir felsefe sisteminin zl ifadesidir, gayet youn/gl bir zihniyet
deiimini gzler nne serer.
Aristoya gre herhangi bir eyin anlam, onun en aikr olan gndelik anlamdr.
Buna karn, Efltun ile olan ilikisi, kendisi zerinde kalc bir etki yapmtr. Kendi
sradan meraklar ile Efltunun matematiksel ve neredeyse mistik meraklar arasn-
daki fark, Aristoyu Efltunun gndeme getirdii pek ok problemi yeniden incele-
meye sevk eder. Bu temel problemlerle ilgili mtalaay Aristonun el yazmalarndan
ekip karmak mmkn deildir, ama aadaki belge, Aristonun kendisini temel
sorunlara verme nedenlerine k tutar. (JS)

Metafizik*
Aristo
Btn insanlar, doal olarak bilmek isterler. Duyularmzdan aldmz
zevk, bunun bir kantdr. nk onlar, zellikle de dierlerinden (tm dier
duyulardan) fazla olarak grme duyusu, faydalar dnda bizzat kendileri
bakmndan da bize zevk verirler. nk sadece eylemle ilgili olarak deil,
herhangi bir eylemde bulunmay dnmediimizde de grmeyi, genel ola-
rak, btn dier her eye tercih ederiz. Bunun nedeni, grmenin, btn di-
er duyularmz iinde bize en fazla bilgi kazandrmas ve eyler arasndaki
birok fark gstermesidir.20
Hayvanlar21 doalar gerei, duyum yetisine sahiptir. Ancak o, bazlarn-
da hafzay meydana getirdii halde, dierlerinde meydana getirmez. Bun-
dan dolay bu birinciler, hatrlama yeteneine sahip olmayan sonunculardan
daha zeki ve renmeye daha yeteneklidirler. Arlar ve benzeri trden btn
dier hayvanlar gibi sesleri iitme yetisine sahip olmayan varlklar, renme
yeteneine sahip olmakszn zekidirler. Hafzann yannda iitme yetisine de
sahip olan hayvanlar ise, renme yeteneine de sahiptirler.
Ne olursa olsun, insann dndaki hayvanlar sadece imgeler ve hatralara
sahip olarak yaar. Onlarn deneysel bilgiden ok az bir pay almalarna kar-
lk, insan cinsi sanat ve akl yrtmeye22 kadar ykselir. nsanlarda deney
hafzadan kar. nk ayn eye ilikin birka hatra, sonunda tek bir deney

20 rnein, siyah ile beyaz arasnda bulunan ve scak ile souk, kuru ile ya arasnda yer alan arac-
lardan daha fazla saydaki renkleri gsterir.
21 Aristo: Ar vb. gibi ses duymayan hayvanlar zekya sahip olduklar halde renemezler. Oysa
hem duyabilen hem de hafzas olan hayvan renebilir.
22 Burada zel olarak belirlenmesi uygun olan nemli kavram vardr: Deney (empeiria), Sanat
(tekhne) ve Akl yrtme (logismos). Aristonun sanattan kast, gzel sanatlar, iir vb deil, in-
sanolunun bir amaca dnk olarak bilerek ina ettii ve deerli bulunan eylerdir.

91
BATIYA YN VEREN METNLER

meydana getirir. Ve deney, sanat ve bilimle hemen hemen ayn yapda bir
ey gibi grnmektedir. Ancak arada u ufak fark vardr ki insanlar, bilim ve
sanata deney araclyla ular. nk Polosun hakl olarak dedii gibi, de-
ney, sanat; deneysizlik ise rastlanty yaratmtr. imdi deneyle kazanlm
bir dizi kavramdan bir nesneler snfna ilikin tmel bir yarg23 oluturuldu-
unda sanat ortaya kar. nk filanca ilacn filanca hastala yakalanm
Kalliasa, sonra Sokrata ve dier biroklarna iyi geldiine ilikin bir yargnn
oluturulmas ii deneyim anna aittir. Buna karlk onun bu hastala yaka-
lanm olan, belli bir yapya sahip bulunan, belli bir snfn iine giren tm
insanlara, rnein flegmatiklere24, bilylere veya fiyevrlere25 iyi geldiine
ilikin bir yargnn oluturulmas ii sanatn altna giren bir konudur.
Pratikle ilgili olarak deney, hibir bakmdan, sanattan daha aa bir ey
olarak grnmemektedir. Hatta deney sahibi insanlarn, deney olmakszn
kavrama sahip olan insanlardan daha fazla baarya eritiklerini grrrz.
Bunun nedeni deneyin bireysel olann, sanatn ise tmel olann bilgisi ol-
masdr. Her trl eylem ve meydana getirme ise bireysel olan konu alr.
nk tedavi eden hekimin iyiletirdii, ilineksel olarak alnmas dnda,
insan deil, Kallias veya Sokrattr veya ilineksel olarak bir insan olma
durumunda bulunan26 dier herhangi bir benzeri ad tayan kiidir. O halde
deney olmakszn kavrama sahip olan ve tmeli bilen, ancak onda ierilmi
bulunan bireyseli bilmeyen27 bir insan, sk sk tedavi yanllar yapacaktr.
nk, tedavi edilmesi gereken bireydir. Bununla birlikte bilgi ve anlama
yetisinin deneyden ok sanata ait olduunu dnr ve sanat erbabnn, de-
ney sahibi kiilerden daha bilge olduunu kabul ederiz (ki bu Bilgelikin her
trl durumda daha ziyade bilgiye bal olduunu gsterir). Bunun nedeni,
bu birincilerin nedeni bilmeleri, dierlerinin bilmemeleridir. nk deney
sahibi insanlarn bir eyin olduunu bilip neden olduunu bilmemelerine
karlk, dierleri niin ve nedeni bilirler. Yine bundan dolay her mes-
lekte ustalara, basit iilerden daha fazla deer verir ve onlarn basit ii-
lerden daha bilgili, daha bilge olduklarn dnrz. nk onlar yaplan
eylerin nedenlerini bilirler. iler, atein yakmasnda olduu gibi, bir ii iyi
yapan, ancak ne yaptn bilmeksizin onu yapan cansz varlklara benzer-

23 Hypolepsis, bir genellik, evrensellik karakteri gsteren inan, yarg, kandr; o karsamac akln
(dianoia) eylemidir.
24 Balgaml. Ayn zamanda arkanllk, heyecanszlk.
25 Vereme bal kronik iltihapl hastalk.
26 Aristo insann nasl Kalliasn bir ilinei olduunu syleyebilir? Rossa gre, symbebekos szc-
burada, hekimin iyiletirdiinin dorudan doruya insan olmayp Kallias olduunu, Kalliasn
bir insan olduundan tr dolayl olarak insan olduunu belirtmek iin kullanlmaktadr.
27 Herhangi bir zel, bireysel duruma uygulanmas bilinmeksizin logos bilinebilir.

92
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

ler. Yalnz cansz eylerin ilevlerinden her birini doal bir eilimle yerine
getirmelerine karlk, iiler ilerini alkanlkla yaparlar. O halde ustalar
gzmzde daha bilge klan ey, i yapabilme yetenekleri deildir; kavrama
sahip olmalar ve nedenlerini bilmeleridir.
Ve genel olarak bilen insan bilmeyen insandan ayrt eden ey, birinci-
nin retebilme yeteneidir. Sanatn, deneyden daha gerek bilgi olduuna
inanmamzn nedeni de budur. nk sanatkrlar retebilir; ama deney sa-
hibi insanlar retemez.
Sonra28, bireysel eylere ilgili olarak bize en gvenilir bilgileri verdikleri
halde duyularmzdan hibirine bilgelik olarak bakmayz. nk onlar bize
hibir eyin nedenini, rnein atein neden scak olduunu sylemez; sade-
ce onun scak olduunu sylerler.
* Aristo, Metafizik, eviri: Prof. Dr. Ahmet Arslan, Sosyal Yaynlar 1996.

6. Deiim ile Neyi Kastediyoruz?


Felsefi sorgulamann balamasyla, tm dier Yunan dnrleri gibi, Aristo da
varolu ve olu, istikrar/devamllk/kalclk ve deiim sorununu zmlenmesi gere-
ken bir problem olarak grd: Deiim srekliydi, ama eyler bu deiime dayanyor,
var oluyorlard. Deien ile deimeyen; olmak ile var olmak arasndaki iliki, Yunan
speklatif dncesinde trl sorun ve karmaalar yaratmaktayd. Bu durum, Sokrat
ncesi Yunan felsefesinin amaz olup Aristonun deiim sorununu her ynyle ve
sistematik olarak irdelemesi, hatta tm felsefi almalarnn merkezine koymasn
getirdi. Aristonun Fizikten alnan aadaki aklama ve yorumlar, insanolunun
evren veya dnya hakknda ne bildiinin izah iin gerekli bir dizi nihai dounun
etrafnda yrtlen uzun Yunan tartmasnn sonlandrlmas mahiyetindedir.

Fizik*
Aristo
Bu ekilde ilerleyerek ilkin oluun (deiimin/dnmn29) btn
zerinde konualm; nk nce genel olanlar sylemek, sonra tekler ze-
rinde zel durumlara bakmak doal. ster yaln nesnelerden sz edelim ister

28 Nedenle bilmenin baka her trl bilmeden stn olmasnn dier bir nedeni: Kendi alanlarnda
doru olabilmelerine ramen duyumlar, nedenleri bilmediklerinden, bilim adn alma hakkna sa-
hip deildirler.
29 Aristonun deiim kaygsn Efltunun ruhun ykselmesine dair tartmasyla kyaslaynz. (sf.79)

93
BATIYA YN VEREN METNLER

bileik, bir nesne bir baka nesneden, bir nesne deiik bir nesneden olu-
uyor, deriz. Bununla kastettiim u: Bir insan eitimli oluyor; eitimli
olmayan insan eitimli oluyor nermelerini alalm: Burada yaln dediim,
oluan asndan insan ile eitimli olmayan; oluan nesne asndan
yaln olan dediim ise eitimli. Bileik olansa eitimli olmayan insan
eitimli oluyor dediimizde hem olunan hem de oluan (yani deiime u-
rayan30) nesne. Bunlarn bazlarnda yalnzca belli bir nesnenin olutuu
deil, neden olutuu da sylenmektedir: Szgelii eitimli olmayandan
eitimli; ama bu her durumda sylenemez, nk bir eitimli, bir in-
sandan olumamtr, bir insan eitimli olmutur. Yaln olarak oluturul-
duunu sylediimiz nesneler iinde kimi, oluma srecinde kendini korur,
kimiyse korumaz. Nitekim insan, eitimli insan olunca da yine insan olarak
kalyor ama eitimli olmayan ve eitimsiz ne yaln ne de bileik olarak
kalyor.
Bunlar belirlendikten sonra, dediimiz gibi baklnca btn oluanlardan
unu karmak olanakl: Her zaman bir eyin oluan (deien/dnen) ola-
rak tayc olmas gerekiyor ve bu da sayca bir olsa bile biimce kesinlikle
bir deil biimce ve kavramca ile ayn eyi kastediyorum. nsan olmakla
eitimsiz olmak ayn ey deil; biri kalyor, teki kalmyor. elikili olmayan
kalyor (insan kalyor), eitimli olmayan ile eitimsiz ise kalmyor; her
ikisinden bileik olan da yani eitimsiz insan da kalmyor. Belli bir eyin
bir ey olmas deil, bir eyden bir ey olmas daha ok (oluma/deime
sonrasnda) kalmayanlarda sz konusu. Szgelii, bir eitimli, bir insandan
deil, bir eitimsizden olur. Ama kimi zaman kalanlarda da byle sylenir:
Nitekim bronzdan bir heykel oldu deriz ama bronz heykel oldu demeyiz.
Bir kartlktan ve bir kalmayandan bir olu sz konusu olduunda her iki
kullanm da olanakl: hem undan u oldu hem de u, u oldu. Nitekim
hem eitimsizden eitimli olur hem de eitimsiz eitimli olur. Bunun iin
bileikte de byle: Hem eitimsiz insandan eitimli oldu, hem de, Eitim-
siz insan eitimli oldu, denir. Olumak (deimek/dnmek) ok anlam-
da kullanldna gre mutlak anlamda olumak (deimek) sadece tzlere
zgdr. teki eylerde bir eyin oluan olarak tayc olmas zorunlu, bu
ak (nitekim bir nicelik, bir nitelik, bir baka eyle ilgi, bir zaman ve bir yer
deiiklii bir taycda oluur; nk yalnzca tz bir baka taycya yk-
lenemez, btn tekiler tze yklenir.) yi bir aratrmac iin u da ak olsa
gerek: Tzler ve mutlak anlamda var olan btn teki nesneler bir taycdan

30 Aristonun eitimli olmakla eitimsiz olmann ayn anlama geldiini sylemek istemedii ak;
kastettii, deiime urayann adamn eitim durumu olduudur.

94
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

oluur; nk her zaman oluan nesnenin ondan olutuu bir ey var. Sz-
gelii bitkiler, hayvanlar tohumdan oluur. Genel olarak oluanlardan kimi
ekil deiiklii ile oluur, szgelii heykel; kimi eklentiyle, szgelii by-
yen nesneler; kimi eksilmeyle, szgelii tatan Hermes heykeli; kimi birletir-
meyle, szgelii bir ev; kimi de nitelik deiikliiyle, szgelii maddelerdeki
deimeler.
Dolaysyla sylediklerimizden kan u oluyor: Oluan her ey her za-
man bir bileiktir: Bir oluan bir ey, bir de bu oluan nesne haline gelen bir
ey var: Bu oluan da ikili: Ya tayc ya kart. Kar olmakla eitimsizi;
tayc olmakla insan kastediyorum; ekil almaml, biimden bam-
szl, dzenden bamszl kartlk olarak; bronzu, ta ya da altn ta-
yc olarak alyorum.
* Aristo, Fizik, ii.7, eviri: Saffet Babr, Yap Kredi Yaynlar 2005.

7. nsanolunun Fiilen Alglad Dnyann Nihai


Gereklikle likisi Nedir?
Efltun, varoluun ve gerekliin, istikrarsz ve belirsiz deiimlere tabi olmayan
nihai kaynan bulmaya alrken, gndelik/mutat deneyimin bireysel unsurlarn
azmsama ve gz ard etme eilimindeydi. Aristo, onun bu tutumunu irdelemek
zorunluluunu hissediyordu.

Kategoriler*
Aristo
Bir balant iinde sylenmeyenlerin her biri, varlk, nicelik, nitelik, g-
relik, uzam, zaman, durum, iyelik, etkinlik ya da edilginlik belirtir. Biimsel
olarak sylersek, insan ve at varlk; iki dirsek veya dirsek nicelik;
ak veya dilbilimci nitelik; iki misli, yarm veya daha byk gre-
lik; Lisede veya arda uzam; dn veya geen yl zaman; uzanm
veya oturuyor durum; ayakkabl veya silahl iyelik; kesmek veya
yakmak etkinlik; kesilmek veya yaklmak edilginlik belirtir
Sylediklerimizden hibiri, tek bana nerme olmaz. nerme, bunlarn
birbirine balanmasyla olur, nk grnen odur ki, her nerme doru ya
da yanl olabilir. Oysa, bir balant iinde sylemediklerimiz -szgelii in-
san, ak, kouyor, galip geliyor- yanl da doru da olmuyor. lk bata
ve asl anlamyla varlk -rnein, belli bir insan ya da belli bir at- ne bir

95
BATIYA YN VEREN METNLER

tayc iin sylenen, ne de bir taycnn iinde olan varlktr. Tr olarak


birincil varlk denilenler ile bu trn cinslerinin iinde var olanlara, birincil
varlklar denilirken; bu trn cinslerinden olanlara ikincil varlklar denir.
Mesela, bir insan tr olarak insan, trnn cinsi olarak canldr. O halde,
bunlara, insan ve canlya ikincil varlklar denir
Sylediklerimizden ak ki, bir taycya hem adn, hem de tanmn yk-
lenmesi zorunludur. Szgelii, insan tayc olarak belli bir insana ykle-
nir, ad da belli bir insana yklenir. nsan belli bir insana, insann tan-
mn da belli bir insana ykleyeceksiniz, nk belli bir insan insandr. O
halde hem ad, hem tanm taycya yklenmi olacaktr. Taycy iinde
barndranlarn ounda, ne ad, ne tanm taycya yklenir ama kimilerin-
de adn taycya yklenmesine engel yoktur, tanmn yklenmesi ise ola-
nakszdr. Mesela, tayc olarak cisimde olan ak taycya yklenir ve ak
cisim denir, oysa aklk tanm hibir zaman cisme yklenmeyecektir. te-
kilerin hepsi ya tayc olarak birincil varlklara yklenir ya da onlarn iin-
dedir. Bu, tek tek ele alnnca aktr: Canl insana yklenir, o zaman bel-
li bir insana da yklenir, nk belli insanlardan hibirine yklenmeseydi,
genel anlamda insana da yklenmezdi. Yine, renk bir cisim iindedir, y-
leyse belli bir cismin iindedir. Tek tek onlarn hibirinde olmasayd, genel-
de cisimde de olmazd. Demek ki, tekilerin hepsi ya tayc olarak birin-
cil varlklara yklenir ya da onlarn iinde bulunur. O halde, birincil varlk-
lar olmadnda, bir baka nesnenin olmas olanakszdr
kincil varlklar iinde tr, cinsten daha ok varlk olur, nk birincil
varla daha yakndr. Birincil varln ne olduu aklanrken cins yerine
tr belirtilirse, daha bilinir ve yaklak bir aklama yaplm olacaktr. Me-
sela, belli bir insan, hayvan yerine insan ad verilerek, daha bilinir bi-
imde aklanabilir. nk ikincisi, belli bir insana daha zg, teki daha
ortaktr. Yine, belli bir aa iin bitki yerine aa ad verilerek daha bili-
nir bir aklama yaplabilir. te yandan birincil varlklar, btn teki nesne-
ler iin tayc olmalar, teki nesnelerin hepsinin onlara yklenmeleri ya
da onlarn iinde bulunmalar nedeniyle, asl varlklar adn alrlar. Birincil
varlklarn teki nesnelerle ilikisi naslsa, trn cinsle ilikisi de yledir,
nk tr cins iin taycdr, cinsler trlere yklenir, trler cinslere yk-
lenmez. Bu nedenle de tr cinse gre daha ok varlk olur. Cins olmadn-
da, trlerden biri tekinden daha ok varlk olmaz. Nitekim insan belli bir
insana gre aklayan, at belli bir ata gre aklayandan, hi de daha yak-
lak bir aklama vermi olmayacaktr. Yine, birincil varlklarda da biri te-
kinden hi de daha ok varlk olmaz; tpk, belli bir insann, belli bir kz-
den hi de daha ok varlk olmad gibi.

96
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

Birincil varlklarn dnda kalan nesnelerden yalnzca trlere ve cinsle-


re ikincil varlklar denmesi usa uygundur, nk yklenenler iinde yalnz-
ca onlar birincil varl ortaya koyar. Biri belli bir insan aklayacak olsa, t-
rn veya cinsini vererek uygun aklama yapm olacak; canl yerine in-
san olduunu syleyerek de daha bilinir klacaktr. Ama ak, kouyor ya
da bu tr baka bir ey sylese, daha uzak bir aklama yapm olacaktr. O
halde, dierleri iinde yalnzca bunlara varlk denmesi uygundur.
te yandan, birincil varlklar teki nesnelerin hepsi iin tayc olmala-
rndan tr, asl varlklar diye belirtilir. Birincil varlklarn trleriyle cins-
lerinin btn geri kalanlar karsndaki durumu yle olur; geri kalan her
nesne bunlara yklenir. Belli bir insann dilbilimci olduunu sylersen, dil-
bilimcinin insan ve canl olduunu da sylemi olursun. teki durum-
larda da bu byledir.
Bir tayc iinde olmamak, varlklarn hepsi iin ortak bir nitelik.
Birincil varlk, ne bir tayc iin sylenir, ne de bir tayc iinde olur;
ikincil varlklarn ise tayc iinde olmadklar aktr. yle ki, insan
tayc olarak belli bir insan iin sylenir ama bir tayc iinde deil-
dir; nk insan, belli bir insann iinde deildir. Ayn ekilde, canl
da tayc olarak belli bir insan iin sylenir ama belli bir insann iinde
deildir. te yandan, bir tayc iinde olanlarn adnn, kimi zaman ta-
ycya yklenmesine engel yoktur ama tanmn taycya yklenmesi ola-
naksz olur. kincil varlklarda ise hem tanm, hem de ad taycya ykle-
nir. nsann tanmn belli bir insana, hayvann tanmn da belli bir insana
ykleyeceksin. O halde varlk, tayc iinde olanlardan olamaz ancak, bu
yalnzca varln bir nitelii deildir, ayrc zellikler de bir tayc iin-
de olamazlar. Yrme, iki ayakl olma, tayc olarak insan iin sylenir
ama bir tayc iinde deildir, nk yrme, iki ayakl olma, insann
iinde deildir. Ayrc zelliin ifade ettii eyi, ayrc zelliin kendisi
de yklenir; szgelii, yrme insan iin sylenirse, yrmenin tanm da
insana yklenecektir ve nitekim yryen insandr. Varlklarn paralarnn
btn olarak tayc iinde bulunmalarna karn, kimi kez onlarn varlk
olmadklarn onaylamak zorunda kalmamz bizi artmasn, nk tay-
c iinde olanlarn bir eyde para olarak bulunduklarn sylerken, bunu
kastetmiyorduk
Her varln dorudan bir nesne belirttii grnyor. lk/birincil varlk-
larn dorudan belli bir nesne belirttikleri tartma gtrmeyecek biimde
dorudur, nk blnmez, sayca tek olan bir ey olarak aklanmtr.
kincil varlklar adlarnn biimi nedeniyle -insan ya da canl dendiin-
de- dorudan belli bir nesne belirtiyormu gibi olur ama bu doru deildir;

97
BATIYA YN VEREN METNLER

daha ok bir nitelik belirtirler, nk tayc ilk/birincil varlktaki gibi tek


deil, insan ya da canl ok ey iin sylenir. te yandan, ak gibi saltk
anlamda bir nitelik de belirtmezler, nk ak, nitelikten baka hibir ey
belirtmez ama tr ile cins bir varlk konusundaki nitelii belirtir, belli bir
varln niteliini gsterir. Cins iin yaplan bir belirlemenin kapsam, tr
iin yaplannkinden daha genitir, nk canl diyen, insan diyenden
daha geni bir kapsam belirtmi olur
Varln ok belirgin bir zellii de, sayca bir ve ayn olduu halde, kart
nesneleri kabul edebilir olmas gibi grnyor. Btn teki nesnelerde, kar-
tlar kabul edebilen hibir ey gsterilemez. Mesela, sayca bir ve ayn olan
renk, hem ak hem kara olmayacak; sayca bir ve ayn olan eylem de hem er-
demli hem erdemsiz olmayacaktr. Varlk olmayan teki eylerde de bu by-
le. Oysa varlk, sayca bir ve ayn olmasna karn, kesinlikle kart eyleri
kabul eder. Mesela, bir ve ayn olan belli bir insan, kimi zaman ak, kimi za-
man kara, hem scak, hem souk, hem erdemli, hem erdemsiz olabilir. te-
kilerin hibiri byle grnmyor
* Aristo, Kategoriler, eviri: Saffet Babr, mge Kitapevi Yaynlar, 1996.

8. Deiime Yol Aan Temel Unsurlar Nelerdir?


Aristonun bireysel yaammzn srekli deien unsurlar olduu gereini kabu-
l (ve dolaysyla bu geree verdii nem), onun bizatihi deiim olgusuyla ilgilen-
mesini dayatt.

Fizik*
Aristo
Bunlar belirlendikten sonra nedenler (aitial) zerinde aratrma yap-
mamz gerekiyor: Neler bunlar ve sayca ne kadar? almamz bilmek ama-
cn tadna gre ve her bir nesne konusunda ne iini (dia ti) kavrama-
dka o nesneyi bildiimizi dnmediimize gre (bu ilk, nde gelen nede-
ni anlamak demek) u ak: biz de olu, yok olu ve her tr doal deime
zerine bunu yapmalyz ki, onlarn ilkelerini bilip aratrdmz her nesne-
yi bu ilkelere gtrmeyi deneyebilelim.
(1.Maddi Neden) mdi bir anlamda una neden ad veriliyor: Bir nesne-
nin onda ikin olup da ondan olutuu ey, szgelii bronz heykelin; gm
kadehin nedeni, (bronz ile gm) trleri de yle.

98
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

(2.Biimsel Neden) Bir baka anlamda biim (eidos) ile ilk rnek (pa-
radeigma) neden: Bu da bir nesnenin ne olduunun tanm (ho logos ho tou
ti en einail) ve bunun cinsleri (szgelii diapasonun nedeni iki ile birin ba-
nts, genel olarak say) ve kavramdaki paralar.
(3.Devindirici Neden) Yine bir baka anlamda neden, deimenin (me-
tabole) ya da duraanln ilk balangcnn kayna: Szgelii t veren
bir eyin nedeni, baba da ocuun. Genel anlamda yaplan eyi yapan ve
deitiren eyi deitiren.
(4. Ereksel Neden) Yine ama (telos) da bir neden, bu ereksel nedendir
(to hou heneka): Szgelii gezintiye kmann nedeni salk, Ne iin gezin-
tiye kyor?, Salkl kalmak amacyla, diyoruz. Byle deyince de nedeni
gsterdiimizi dnyoruz. Ayrca, devindiren bir baka nesneyle ama
arasndaki eyler de ereksel neden kapsamna giriyor: Szgelii zayflama,
banyo, ilalar ya da hekim aralar saln nedeni. Nitekim btn bunlar
ama iin, ama birbirlerinden urada ayrlyorlar: Kimi eser, kimi ara
Demek ki neden, yaklak bunca anlamda kullanlyor. Neden ok an-
lamda kullanldna gre ayn nesnenin ilineksel olmayan birok nedeni
olmas da sz konusu: Szgelii bir baka eyden tr deil, heykel heykel
olarak alndkta, hem heykeltralk sanat hem de bronz, bir heykelin nede-
ni: Ama neden olma tarz ayn deil, biri madde olarak neden, teki devi-
nimin-deimenin kaynakland ey olarak. Birbirlerinin nedeni olan baz
nesneler var: Szgelii alma zindeliin nedeni, zindelik de almann,
ama tarz ayn deil: Biri ama olarak, dieri devinim-deime ilkesi olarak.
Ayrca kartlarn nedeni ayn oluyor: Var olduunda belli bir nesnenin ne-
deni olan bir ey, var olmadnda kimi zaman tam kartnn nedeni gr-
nyor: Szgelii dmencinin yokluu geminin batmasnn nedeni, varl ise
selametinin nedeni.
Ne ki imdi szn ettiimiz nedenlerin tm drt ana tarzda toplan-
yor: nitekim harfler hecelerin, madde ara-gerelerin, ate ve bu gibi eler
cisimlerin; paralar btnn, varsaymlar sonularn nedeni: Btn bunlar
bir eyden anlamnda neden (Maddi Neden). Ama bunlarn bir ksm ta-
yc olarak neden, szgelii paracklar; kimi nelik olarak, yani hem btn,
hem bileim, hem de biim olarak neden (Biimsel Neden). Oysa tohum,
hekim, t veren kii, ve genel anlamda etkide bulunan nesne, bunlarn
hepsi deimenin, duraanln ya da devinimin ilkesinin kayna olarak
neden (Devindirici Neden). Kimi de ama ve baka nesnelerin iyisi ola-
rak neden: Nitekim ereksel neden en iyi ve tekilerin amac olmak demek
(Ereksel Neden): yinin kendisi ya da iyi grnen diyerek bir ayrm ya-
plmamal

99
BATIYA YN VEREN METNLER

Nedenler var, sayca da dediimiz kadar, bu ak. nk bunca sayda


Ne iin? sorusunu iermi bulunuyor. Nitekim Ne iin? sorusu, sonun-
da ya Nedir? sorusuna indirgeniyor -bu devinimden bamsz nesnelerde
byle (szgelii matematik bilimlerde: nitekim Niin?, dorunun, simet-
rinin ya bir baka eyin tanmna indirgenir sonunda); ya ilk devindiriciye
indirgenir (szgelii Niin savatlar?- nk saldrya uradlar); yine
Niin, Ne amala? sorusu (egemenlik kurmak amacyla) ya da oluan
nesnelerde madde.
mdi nedenlerin bunlar olduu, bu kadar neden olduu olduka ak. Ne-
denler drt tane olduuna gre doa bilimcisine den bunlarn hepsi zeri-
ne bilgi edinmek: Ne iin?i btn bunlara indirgerse; yani (1) maddeye, (2)
biime, (3) devindiriciye ve (4) ereksel nedene indirgerse doaya uygun ola-
rak aklama yapm olacaktr.
Ama ou kez (son) tek bir nedene indirgeniyor: Nedir? ile erek-
sel neden tek ey, ilk devinim kayna da bunlarla biimce ayn ey, nite-
kim bir insandan bir insan doar. Genelde, devinip de devindiren btn nes-
nelerde bu byle (byle olmayan btn nesnelerle de doa bilimcinin ii
yok, nk bu nesneler kendilerinde devinme tadklar halde ya da devi-
nim ilkesine sahip olduklar halde devinmiyor deiller, devinmez oldukla-
rndan. Bundan dolay yaplacak aratrma var: Devinmeyenler zerine,
devinen-deien ama yok olmayanlar zerine, yok olanlar zerine). Dolay-
syla Ne iin? hem maddeye, hem nedire (kavrama), hem de ilk devindiri-
ciye bakarak aklanabilir. Nitekim olu zerine aratrma zellikle u tarz-
da yaplr: Ne, neden sonra oluuyor?, lk etkileyen ya da etkilenen ne?;
bu byle devam eder.
Demek doal devinim ilkleri iki tane, bunlardan biri doa bilimiyle ilgi-
li deil, nk devinim ilkesini iinde tamyor. Devindirilmedii halde de-
vinen nesne bu tr bir ey: Tpk tmyle devinimsiz olan, her eyin ilk
devindiricisi, nedir? (ti estin) ve ekil (morphe) gibi: nitekim bu zaten
ama ve ereksel neden. Dolaysyla doa bir ey iin olduuna gre, bunu
(doay) bilmek gerekiyor ve ne iini btnyle aklamak gerekiyor. Sz-
gelii u nesneden zorunlu olarak u gelir (yani bundan ya mutlak anlam-
da her zaman ya da ou kez gelir); buradaki u nesne olacaksa... (tpk ka-
bullenen sonu karrm gibi); nk bu nelik idi, niin byle mutlak
anlamda deil de her nesnenin tzyle ilgili olarak?... gibi.
* Aristo, Fizik, ii.3, 7, eviri: Saffet Babr, Yap Kredi Yaynlar, 2005.

100
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

9. Bilge Bir Adam Bu Gln Dnyada Hangi Kural


erevesinde Yaayacaktr?
Drdnc yzylda Atinada iki byk felsefe okulu daha kuruldu: Adn
Epikrden alan Epikrc okul ile kurucusu Zenonun ne kt, ad Stoadan (sun-
durma) mlhem Stoac okul.
Ahlak felsefesi itibariyle bunlardan ilki haz araynda lllk/lmllk vazeden
bir doktrini, ikincisi ise insan hazzn ve acnn stne karacak olan ussal zde-
netimi vazediyordu. Roma hkmranlnn genilemesi ve genilemenin getirdii
refahn sonucu olarak eski normlardan sap, Romal sekinleri srdrlebilir/geerli
bir yaam tarznn tesisi arayna yneltti ve miladi tarihin balarnda, Epikrcle
kyasla, Stoacl daha cazip, daha kafa dengi buldular. Devasa bir imparatorluu
ynetmenin ar ykn tayan ve dahas bu grevi ciddiye alan kuaklara cazip
gelen, Stoaclarn kozmoloji veya metafiziinden ziyade, ahlak retisi oldu.
Oyun yazar, yazar ve devlet adam olan Lucius Anneus Seneca ( 4 S 65)
Stoac retinin ahlak ynnden ok etkilenmiti. Senacann speklatif dnce-
den nasibini ald sylenemese de Stoac ahlak grnn Roma mparatorluunu
ynetenlerin neredeyse resmi felsefesi haline gelmesinde nemli rol oynad. mpara-
tor Nerona hocalk yapan Seneca, giderek akln yitiren hkmdar tarafndan, ken-
disine komplo kurduu gerekesiyle, intihara zorlanmak suretiyle lme mahkm
edildi.

Mutlu Yaama Dair*


Seneca
Mutlu yaamay, kardeim Gallio31, herkes arzular ama yaam tam da
neyin mutlu kld gayet ak olduu halde zihni buna krdr. Ve mutlu
yaam elde etmesi kolay olduu halde ona ulamak iin ne kadar hevesle
abalarsa -ve eer yolda bir hata da yapmsa- ondan bir o kadar uzak der
ve aradaki mesafe abalarnn hz nispetinde ters yne doru artar.
Dolaysyla, nce hedefimizin ne olduunu aratrmak suretiye belirle-
meli; sonra bizi bu hedefe en abuk ulatracak yolu bulmalyz. Ve bu yolcu-
lukta -eer doru yoldaysak- her gn ne kadar yol kat ettiimizin, doal bir
drtyle ulamak zorunda olduumuz hedefe ne kadar yaklatmzn idra-
knda olmalyz. Ortalkta rehbersiz ve amasz dolar ve sadece bizi farkl

31 Senecann aabeyi. Yunanistann gneyindeki Ahaya (Achaia) vilayetinin valisi (S 52);


Romann, havari Pavlusun Yahudiler tarafndan huzurunda suland resmi yetkilisidir.

101
BATIYA YN VEREN METNLER

ynlere eken grlty ve akortsuz sesleri takip edersek, yaptmz hata-


lar yaam yiyip bitirir yle bir yaam ki, gece gndz aklselim peinde
komu olsak bile, ksack. O halde, hem hedefin hem de yolun ne olduuna
karar verelim ve yneldiimiz blgeyi aratrp kefetmi olan tecrbeli bir
rehber bulmay ihmal etmeyelim; nk bu yolculuun koullar dier pek
ok yolculuktan farkldr. Yolculuklarn ounda iyi bilinen bir yol ve blge
sakinlerinden edinilen bilgiler sayesinde insan kaybolmaz; ama sz konusu
yolculukta en iyi ve en sk andrlm olan yollar en aldatc olanlardr.
Dolaysyla hibir ey u uyar kadar vurgulanmaya muhta deildir: n-
mzdeki sry koyun gibi takip etmemeli, yani kendimizin takip etmesi
gereken yolu deil, herkesin gittii yolu izlememeliyiz. Ne ki, hibir ey ken-
dimizi bir rivayete, yani en iyi eylerin genel kabul gren eyler olduuna
dair inanca teslim ettiimiz gerei kadar bamz belaya sokamaz gerek
u ki, arkasndan gidilebilecek kalabalklar olduu iin kurala uygun ya-
yoruz, yani akla uyarak deil, taklit ederek yayoruz. Bunun sonucu olarak
insanlar, uzun bir kuyrua girmi, birbiri ardna yok olua doru hzla kou-
yorlar ve bunu yaparken (insanlk) byk bask altnda birbirini itip kakyor,
kimse bir dierini de beraberinde ekip gtrmeden demiyor ve ndekiler
arkadakilerin yok olu nedeni oluyor. Ayn eyin yaamn her alannda ce-
reyan ettiini grebilirsin. nsan, sadece kendi acsna yanl yapmaz, bir di-
erinin yanlnn da nedeni ve destekisi olur. nk insann kendisini n-
deki kalabala balamas tehlikelidir. Her birimiz kendi deerlendirmemizi
kendimiz yapmaktan ziyade bir bakasna inanma eiliminde olduumuz
iin, asla yaam yarglamayz; ne ki kr krne gven ve elden ele geerek
bize kadar ulam olan bir yanl, sonunda bizi de iine eker ve mahv-
mz hazrlar. Bu, mahvoluumuzun msebbibinin dier insanlar olduunu
gsterir; gel kendimizi kalabalklardan uzak tutalm ki, btn kalabilelim.
Kendi gnahn savunan kalabalklar (avam) aklla kavgal. Bunu seimler-
de, yani popler oyun vefasz rzgrnn dnverdii ve praetor32lar seen
insanlarn, bu praetorlarn neden seildiine ardklar yerde gryoruz.
Her ey bir dakikadan dierine lehimize veya aleyhimize gerekleebiliyor.
ounluun seimi dorultusunda verilen her kararn sonucu budur.
Tartma konumuz mutlu yaam olunca, bana, bu bir oy verme mesele-
siymi gibi, Bu taraf ounlukta, diye cevap vermenin sana yarar olmaz;
nk o taraf, tam da bu nedenle en kts olacaktr. nsanla dair i-
ler ounluk daha iyi olan tercih eder gibi mutlu bir dzenlemeye sahip

32 Eski Romada yurttalar arasndaki uyumazlklar zen yarg ve ynetici konumunda olan kii;
Antik Yunanda, iktidar kullanma yetkisine sahip, yarg ya da bir eyaleti yneten en yksek me-
mur.

102
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

deildir; kt seimin msebbibi kalabalklarn ta kendisidir. Dolaysyla,


gel, yaplacak en iyi eyin ne olduunu bulalm, en yaygn olarak yaplan
deil hakikatin olabilecek en kt yorumcusu olan ayak takmnn ra-
bet ettiini deil, kalc mutluluk talebimizi neyin ihdas edeceini bulalm.
Ama ayaktakmyla kastettiim, mutfaktaki hizmeti kadar mahkeme grev-
lileridir; nk bedeni saran giysilerin rengi beni ilgilendirmiyor. Ben bir
insana deer bierken gze grneni dikkate almyorum; ruh gzelliini se-
ebilmem iin daha iyi, daha gvenilir bir a sahibim. Ruh nefes alacak
zaman bulup kendi iine ekilse ah nasl da ikence eker ve hakikati itiraf
ederek der ki: imdiye kadar yaptm her eyi bozardm (yapmam gibi
yapardm); neler sylediimi dnnce sarlar kskanrdm; ettiim dua-
lar dnnce, bunlar iin dmanlarmn bana derdim; hele de endie-
lerimi/kayglarm dnnce -ah siz tanrlar!- ne kadar hafiflerdim! Nefreti
bir yana brakp dmanlk beslediim herkesle dostluk tazeledim -keke
ktler arasnda dostluk olabilse- ama kendi kendimle hl dostluk kura-
madm. Kalabalklarn arasndan syrlp kmak iin elimden gelen abay
gsterip kendimi bir ekilde takdire ayan biri yapmaya altm ama ken-
dimi fesat oklarnn hedefi yapmak ve beni neremden vurursa inciteceini
gstermek dnda neyi baardm dersin? Siz belgatiyle vnenler, serve-
tiyle iz brakanlar, karn gzetenler, gcn gklere karanlar, gryor
musunuz? Btn bunlar ya u an dmannz veya olacaklar -aslnda ikisi
de ayn yere kyor ya. Sizi ka kiinin kskandn grmek iin hayranla-
rnz sayn. Ben neden bunun yerine biraz iyilik peinde, yani gstereceim
deil, hissedeceim eylerin peinde olmayaym? Baklar stne eken,
nnde insanlarn kalakalp hayretle birbirlerine gsterdikleri, d prl p-
rl, ii bombo olan bu eyler.
D grnnn tesinde iyi olan bir ey arayalm- somut, kalc ve g-
rnmeyen ynnden daha gzel olan bir ey; bunu arayp tarayalm. Uzakta
deil; elini nereye uzatacan bilirsen bulacaksn. Bu haliyle, elimizin al-
tndakileri karanlkta aryormuasna skalyor, tam da arzu ettiklerimizin
stne basyor, tkezliyoruz.
Seni aprak ayrntlarla skmamak adna susup dier filozoflarn d-
ncelerini geeceim, nk onlar tek tek saymak ve yanllarn ortaya
koymak skc olur. Bizimkilerin sylediklerini dinliyor musun? Ama, bi-
zimkiler derken, kendimi Stoac statlardan herhangi birine mecbur etmi-
yorum; benim de gr oluturma hakkm var. Bu yzden, u veya bunu iz-
leyeceim, undan veya bundan sorunu paralarna ayrmasn talep edece-
im; belki de, hepsinden sonra bana bavurulunca, benden ncekilerin hi-
birini yalanc karmayacak ve diyeceim ki: Ekleyeceklerim bu kadar. B-

103
BATIYA YN VEREN METNLER

tn bu arada klavuzum Doa, yani tm Stoaclarn hemfikir olduu doktrin.


Gerek bilgelik, Ondan sapmamak ve kendimizi Onun yasalarna ve rn-
tsne uygun kalba sokmaktr.
Dolaysyla, mutlu yaam insann kendi doasyla uyum iinde olan bir
yaamdr ve ona sadece bir yolla eriilebilir. Her eyden nce salam bir zih-
ne ihtiya var, aklselimini srekli koruyan bir zihin; ikincisi, bu zihin ce-
sur ve enerjik olmal, soylu bir metanete sahip, acil durumlara hazr, bede-
ni ve bedenle ilgili her eyi korkuya kaplmadan gzeten bir zihin olmal; ve
son olarak, yaam ssleyen tm frsatlara, hibirine gereinden fazla sev-
gi beslemeden dikkatli olmal ve Talihin klesi deil, Onun sunduu arma-
anlardan yararlanan olmal. Daha fazla konumasam da anlyorsun ki, bizi
heyecanlandran, uyaran veya korkutan eyleri bamzdan attmz zaman,
kesintisiz bir huzur ve kalc zgrlk balyor; nk zevk ve korku uzak-
latrlnca, ktle yol aan tm nemsiz, krlgan ve zararl olann yeri-
ni kesin, deimez ve snrsz sevin kaplyor ve sonra da huzurlu ve ahenk-
li bir ruhun merhametle birlemesi ve gerek byklk! nk vahet za-
yflktan doar.
Bu iyilii baka ekillerde tanmlamak da mmkn yani, ayn ey baka
dillerle de ifade edilebilir. Nasl ki bir ordu, bir zamanlar daha ok asker is-
tihdam etmi olsa da ayn ordu olarak kalr, kalabalklar da hangi ekli alm
olurlarsa olsunlar -ister dar alanda, ister ortas bo ve kanatlar ne doru
kvrlm olarak veya dz bir hatta ayakta, ister uzun bir saf olarak-, ayn
ruhla ve ayn amalar savunmak zere, benzer kararllk sergiler. Dolaysy-
la en stn iyiliin tarifi, bazen ayrntl ve uzun, bazen ll, zl ve ksa
olabilir. Dolaysyla, sana, stn iyilik ans eseri olan kmser, sadece
erdemden mutluluk duyar, veya, Fethedilemezlik, tecrbeyle bilgelik ka-
zanm olmak, eylemde sknet ve tm bu sre iinde ilikilerde nezaket ve
dnceli olmak zihnin gcdr, desem, ikisi de ayn anlama gelir. Mutlu
insan iyilik ve ktl sadece zihne izafe edebilen insandr izzetinef-
si (onuru) aziz tutan, erdemle yetinen, ans eseri olanla vnmeyen veya
ezilmeyen, kendi kendisine bahedebilecei iyilikten te iyilik olmayacan
bilen ve gerek zevki kendisi iin bir lanet olarak telakki eden insandr. Ko-
nudan konuya atlamak gibi olacak ama bu gr, anlam zayflamadan veya
bozulmadan, ifadenin baka formlarna da aktarlabilir. Nedir bizi mutlu ya-
am, zgr, blent, korkusuz ve kararl bir zihne sahip olmaktr demekten
alkoyan? yle bir zihin ki, korku ve tutkunun eriemedii bir yere konmu,
erdemi yegne iyilik, alakl yegne ktlk ve geriye kalann tmn -s-
tn iyiden eksiltip eklemeksizin gidip gelen, mutlu yaama hibir katks
olmad gibi hibir eyi alp gtrmeyen- deersiz bir ktle addeder.

104
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

Yere bylece akl kalm bir insan, istese de istemese de iten gelen
derin bir hazla srekli neeli olmal, nk hazz kendinde (z kaynanda)
bulmakta ve bu isel hazdan daha byk bir mutluluk arzulamamaktadr.
Bylesi mutluluklarn sefil bedenin deersiz, nemsiz ve geici heyecanla-
ryla karlatrlmas doru olmaz m? nsan hazz alt edebildii gn, acy
da alt edecektir; ama grdn gibi, efendilerin en kaprislisi ve zalimi olan
haz ile acnn onu (zaman iinde) esir alaca bu zavall ve muzr baml-
lkla oyalanmak durumunda. Bu yzden kap zgrle snmalyz. Ama
bunu yapmann tek yolu Talihe yz vermemektir. Byle doacaktr her trl
tahminin (hesabn) tesinde bir kutsan: Artk gvenli bir biimde demir
atm olan bir zihnin ycelii ve huzuru ve -tm yanlglardan kurtulunca-
hakikatin kefinin getirecei byk ve istikrarl mutluluun yan sra efkat-
li ve neeli bir zihin; ve btn bunlardan kaynaklanan haz, iyi olduu iin
deil, kendinden olann fkrmas.
Konuyu ilerken epeyce zgr davrandma bakarak diyebilirim ki,
mutlu insan kayg ve tutkudan akl yoluyla kurtulmu insandr; talar, hatta
krdaki hayvanlar bile kayg ve dertten bamsz olduklar halde, kimse bun-
lar iin ok mutlu diyemez, nk mutluluk kavramndan yoksundurlar.
Ayn snfta mtalaa edilmeleri, doutan gabi ve kendinden bihaber olan
insanlar bunlarla ayn seviyeye, hayvan ve cansz eyler seviyesine indirger.
Aralarnda fark yoktur, nk bir itibarla akldan yoksun, bir dier itibarla
yamuk aklldrlar, yani akllar ters ynde ve kendi aclar hilafna alr;
nk hakikatin yetki alan dna itilmi olan hibir insana mutludur dene-
mez. Bu nedenle mutlu olan yaam doru, gvenilir ve deimez bir muha-
kemeyle temellenir. O zaman zihin derin yaralardan, hatta syrklardan bile
nasl kanacan bildiine, her ne duruu benimsemise bunu sonuna ka-
dar srdrmekte kararl olduuna, bu duruu fkeli Talihin saldrlar kar-
snda bile muhafaza edebileceine gre, sahiden her trl illetten arnm,
berrak ve zgr mdr? Bedensel zevklere gelince; bunlar her yanmzdan
akar, her delikten szarken yaltaklanmak suretiyle zihni yumuatr ve bizi
tmyle veya ksmen batan karmak iin her trl arac birbiri ardna dev-
reye sokarken, hangi lml, iinde kck bir insanlk krnts kalm
olan hangi lml sabah akam duyularnn gdklanmasn ister ve zihni
yzst brakp, tm dikkatini bedene verir?
Ama denebilir ki, Akln da kendi zevkleri (hazlar) vardr. Brak olsun,
gerekten! Brak lks ve zevki yarglamak zere vaziyet alsn; brak duyu-
lara haz vermeyi alkanlk haline getirmi her eyi tka basa yesin ve sonra
da gemie bakp solan zevkleri hatrlasn; brak kendi planlarn yapsn ve

105
BATIYA YN VEREN METNLER

beden tknmaktan yorgun dm yatarken, dnceleri olacaklara (gelece-


e) ynlendirsin ne var ki, bence zihin, btn bunlardan dolay hi olma-
d kadar sefil olacaktr; zira iyinin yerine kty semek lgnlktr. Akl
banda olmayan insan mutlu olamaz, en iyi olann yerine kendisine zarar
verecek olan seenin de akl banda olmaz. Dolaysyla, mutlu insan do-
ru muhakeme yapabilen insandr; mutlu insan, her ne olursa olsun, kendi
payna denle (nasibiyle) tatmin olan ve iinde bulunduu artlarla bark
olan insandr; mutlu insan tm varolu koullarnn deerini akln bimesi-
ne izin veren insandr.
* Seneca, Moral Essays, On The Happy Life, Harvard University Press, 1935.

10. Kendine Yabanclam Olan nsan, Yabanclat


Sahici/Asl Varln Nasl Geri Kazanabilir?
Roma Stoacl imparatorluun zirvede olduu dnemlerde Romann nde
gelen sakinleri iin bir dnya gr haline geldi. S kinci yzyln sonuna ge-
lindiinde, o muhteem gnler artk saylyd. Gerileyen/ryen imparatorlukta
birok insan, akl yoluyla yerine getirilen grevin verdii rasyonel doyumu, Stoac
ahlak itibariyle -yani, Romann eski sosyal sorumluluk anlaynn Stoac versiyonu
itibariyle- tatminkr bulmaz olmutu. Bir dier ifadeyle, bu insanlar iin dnya ve-
cibelerinden elini ayan ekmeyi vazeden felsefeler, etkin yaam vaaz eden fel-
sefelerden daha ekici olmaya balamt. En geerli geri ekilme (nkul) felsefesi,
Yeni-Efltunculuk idi.
Hristiyan kutsal yazlar dnda, Antikadan kalan pek az yazma Orta a ya-
amn, zellikle de Orta a mistisizmini, Yeni-Efltunculuk kadar etkileyebilmitir.
Yeni-Efltuncular arasnda nde gelen isim, Plotinus idi. Plotinus 205de Msrda
domu, Romaya giderek bir grup entelektelin merkezinde yer almadan nce
skenderiyede okumu, elli yana gelinceye kadar hibir ey yazmamtr. Aadaki
metin, Plotinusun Enneadlar olarak bilinen derlemesinden alnmtr. Plotinus, bilim
insanlar tarafndan ska dile getirildii zere, bu alma srasnda pagan felsefe ile
Hristiyan ilahiyat arasndaki tamamlayc halkay bulmutur. Plotinusun endieleri
Antikan son yzyllarnda pek ok insana kayg ve ac veren, derin ve karanlk bir
yabanclama hissini yanstr. Plotinus, dorudan veya dolayl olarak, ite bu yabanc-
lama sonucu ortaya kan sorunlara eilmitir. (JS)

106
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

Ennead33*
Plotinus
I. Ruhlar, babalar olan Tanry neden unuturlar? Ondan gelen ve t-
myle Ona ait olan paralar olduklar halde ne kendilerini ne de Tanry
niin bilmezler?
Arlk, treme, ilk fark ve bana buyruk olmay isteme; bunlar ruh iin
ktln ilkesidir. Babalarn unutan ruhlar, bamszlklarna sevinirler,
Tanrnn kartna gitmek iin, hareketlerinin spontane oluundan yararla-
nrlar: Ruhlar, en uzak noktaya vardklarnda, Tanrdan geldiklerini hatrla-
mazlar; tpk babalarndan ayr ve uzakta bytlen ocuklara benzerler; ne
bizzat kendilerini ve ne de babalarn bilirler.34 Artk ne Tanry ne de kendi-
lerini grmeyen ruhlar, kendilerini kmserler; nk soylarn bilmezler.
Onlar (Tanrnn dnda) tm geri kalan eyleri dnrler ve sadece kendi-
lerine hayran olurlar; her ey onlar hayrete drr, oyalar, onlarda ilgi ve
tutku uyandrr; kmseyerek uzaklatklar nesnelerle bozuurlar.
Sonuta, ruhlarn Tanrya dair tm bilgisizliklerinin nedeni, dnyann
nesnelerine deer vermeleridir ve kendilerini kmsemeleridir. nk in-
san bir nesne peinden kouyorsa ve ona hayran oluyorsa, bu, kendini nes-
neden aa grmesi demektir: Bu kii, domaya ve lmeye mahkm tm
nesnelerden daha aaya yerletiinden; kendinin, bildii eylerin en de-
ersizi ve en fanisi olduuna inandndan, Tanrnn gcn ve doasn ru-
huna asla yerletiremez.
O yzden eer bu durumda olanlarn bu ters yne doru; ilk varlklara
doru dnmeleri ve yce terime, Bire, lke kadar gitmeleri istenirse, onlara
hitap etmek iin iki kantlama gerekir.
Bu iki kantlama nedir? Bunlardan biri, ruhun imdi sayg gsterdii (ve
baka yerde daha ayrntl ele alacamz) eyin bayaln gsterir. kinci-
si ruhu bilgilendirir ve ona adeta nereden geldiini ve hangi deeri tad-
n hatrlatr; ruhun deeri konusu, dier konudan nce gelir ve bu konu, bir
defa aydnlatldktan sonra dierini aydnlatacaktr.
imdi onu (ruhun deerini) incelemelidir. Hem zaten ruh, aratrd ko-
nuya ok yakndr; (bu aklama) ona ok yararl olacaktr; nk aratran
ey, ruhtur. Ruh, nasl bir varlktr? nce bizzat kendini nasl tanr? By-
le bir aratrma yapabilir mi? Grebilen bir gz var mdr ve aratrma ona

33 Dokuzluklar anlamna gelir.


34 Plotinus, ruhun iniine dair yazd kitapta Enneadlar. IV, vii aklad konular burada da ele
alr.

107
BATIYA YN VEREN METNLER

uygun mudur? Btn bunlar bilmek iin ruh, aratrma yapar. nk ru-
hun aratrd ey kendine yabancysa, aratrma neye yarar? Fakat aratr-
lan ey, ruhla ayn kaynaktan gelen bir objeyse, onu aratrmak uygundur ve
onu bulmak mmkndr.

II. Her ruh nce unu dnsn: Hayat fleyerek btn canllar yani
yeryznn ve denizin beslediklerini; havada ve gkyznde olan hayvan-
lar; tanrsal yldzlar tm (evrensel) ruh35 nasl yaratt? Tm (evrensel) ruh,
gnei ve snrsz gkyzn yaratp dzenledi ve onlara dzenli bir dn
hareketi verdi. Tm ruhun dzenledii, hareket ettirdii ve yaatt varlk-
lardan farkl bir doas vardr ve zorunlu olarak, onlardan daha deerlidir;
nk varlklar, ruh kendilerine hayat verdii takdirde doarlar ya da onlar
terk ederse lrler; oysa ruh, kendini terk etmediinden, her zaman vardr.
Ruhun evrene ve varlklardan her birine hayat verme tarzna gelince; bi-
reysel ruh, byk evrensel ruhu incelesin; bireysel ruh, bakalarn kand-
ran ve aldatan eyden, sakin tutumu sayesinde kurtularak, bu incelemeye la-
yk olmak isterse, kk bir ruh deildir; fakat baka bir ruhtur.
Varsayalm ki, ruhu kuatan bedende ayn dinginlik olsun ve bedenin
kargaalar sknet bulsun ve hatta bedeni kuatan toprak, su, hava, gk-
yz, onlardan stn dier eler dingin olsun. (Bu durumda bireysel ruh)
bu hareketsiz gkte, oraya dardan gelen, oraya akan ve oraya boalan ve
her yerden giren ve kendini aydnlatan bir (evrensel) ruhu dnsn; gne
nlar karanlk bir bulutu nasl aydnlatrsa ve onlar yaldzlanm gibi gs-
terirse, gkyznn bedenine giren ruh da ayn ekilde ona kendi dingin-
liinden kaynaklanan hayat, lmszl ve kendi dinginliinin huzuru-
nu verir.36 Ve gkyz ezeli bir harekete sahiptir; bu ezeli hareketin nedeni
bir ruhtur; ruh, gkyzn zek ile birlikte ynetir; ezeli olarak hareket etti-
rilen gkyz, mutlu bir hayvan olur, deerini, kendisinde bulunan ruhtan
alr: nceden, sadece topran ve suyun durgun bir cismi vard, daha do-
rusu birinin dedii gibi, tanrlarn kin duyduklar karanlk bir madde, var-
lk olmayan bir ey vard.
Burada ruhun kendi isteklerine gre gkyzn nasl dndrdn ve
ynettiini dnrsek, ruhun gc ve doas daha netleir ve daha ak
olur.37 nk gkyznn uzam ne kadar byk olursa olsun, ruh onun

35 Efltundan Phaidros 245 c, aktarm. Efltun burada evrensel ruhu dnya ruhu dzeyine yksel-
tir.
36 Bu imge, Senecada da bulunur (pitres Lucilius, 41,4): O, ruhu, kaynana bal olduunu
gstermek iin, gne nlarna benzetir: Animus haeret origini suae. Fakat ayn imge Plotinus
ann gne teolojilerinde yaygndr.
37 Bu konuda bkz. kinci Dokuzlukun kinci Kitab.

108
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

tm uzamnda vardr; byk ya da kk olsun, tm mesafeler (ruhla dolu


olduklar iin) canlandrlmlardr.
Pek ok cisim ayn yerde olamaz; biri burada, dieri uradadr ve kart
blgelerde olsunlar ya da olmasnlar, onlar birbirinden ayrdr. (Evrensel)
ruh byle deildir; o, cismin her blmn kendi blmlerinin her biriyle
canlandrmak iin blnmez; fakat cismin tm blmleri, btn halinde
ruh tarafndan yaatlr; ruh, her yerde vardr; o, birliinden ve her yerde
bulunmasndan dolay, kendini treten babaya [zekya) benzer. ok olan
ve eitli blmleri bulunan gkyz, bu ruhun gcnden dolay, birdir;
bu ruhtan dolay bu dnya, bir Tanrdr; gne de, yldzlar da (ruh tarafn-
dan) canlandrldklar iin, bir Tanrdr. Bizde tanrsal bir ey vardr; nk
ruh, bizde de bulunur. Cesetleri defnetmek, gbreyi dar atmaktan daha
acildir.38
Oysa tanrlardaki tanrsallk nedeni, zorunlu olarak, tanrlardan ncedir.
Ve ruhumuz tanrlarla ayn trdendir ve ruhumuzu saf haliyle; hibir ey
eklenmemi biimiyle dndmzde, dnya ruhuyla ayn deerde g-
rrz ve cisimli varlklarn tmnden daha deerli buluruz; nk cisimli
varlklarn hepsi topraktandr ve onlar ateten midirler, onlar yakan nedir?39
Bu iki eden bileenler iin, hatta su ve hava da eklendii takdirde (drt
eden oluan) nesneler iin ayn ey geerlidir.
Eer varlklarn ardndan, canlandrldklar iin koarsak, kendimizi ni-
in unutalm ve bizden (daha deerli) baka bir varln peinde niye ko-
mayalm? Eer bir bakasnda olan ruhu seversen, kendini, sonuta bizzat
kendini sev.

III. Ruh, deerli ve tanrsal bir eydir: Byle bir ilkeden yardm al ve
gvenle Tanry aratr ve Ona kadar yksel; O, hi uzakta deildir; Ona
ulaacaksn; araclar pek ok deildir.40
Bu tanrsal ruhta, ruhtan nce, ruhun kayna olan st varla yakn b-
lm, en tanrsal blm gibi dn! nk sylemimizin gsterdii gibi st
varla yakn blm, zeknn bir imgesidir; nasl ki, ifade edilen bir sz ruh-
taki bir kelamn imgesiyse, bu blm de (evrensel ruh) zeknn kelamdr
ve dier varlklarn varolularn srdrmeleri iin zeknn (onlara) hayat

38 Evrensel canlandrma tezi, bylece, Herakleitosun bildiimiz cmlesine balanr. Diels. Die Vor-
sokratiker, fragm. 96.
39 Bu, stoaclarn ve Herakleitosun ateten oluan dnya ruhuna ilikin teorilerinin acele yaplm
bir eletirisidir.
40 Plotinus mistisizminin doasna ilikin ok nemli aklama; bu aklama, Plotinus mistisizmini,
Apulenin Neo-Efltunculuuna, zellikle araclar oaltan Gnostisizme kart yapar. Bkz. En-
neads II, 9.

109
BATIYA YN VEREN METNLER

vermesini salayan aktivitedir; atete olduu gibi tanrsal ruhta, nesnelere


verdii scaklk vardr. Sonuta, iki ruh vardr; biri Zekdadr; darya ak-
maz; fakat yukarda kalr; dieri kendi zel varoluuna sahiptir. Zekdan
gelen ruh, entelektel bir ruhtur; onun zeks akl yrtmekten ibarettir;
onun yetkinlii zekdan gelir; zek, bu ruhu besleyen; fakat kendisi kadar
yetkin bir biimde tretmeyen bir baba gibidir. Entelektel ruhun varl
Zekdan gelir ve Zeky temaa ettiinde, onun akl eylem halindedir. n-
k entelektel ruh, Zekda baktnda, kendinin iinde, kendi dncele-
rine sahiptir ve etkindir. Ve unu demelidir ki, sadece ruhun eylemleri i
entelektel eylemlerdir; entelektel ruha baka yerden gelen ey, aadr ve
ruha dardan bir eyin gelmesi, ruh iin bir pasifliktir. Zek, ruhun babas
olduu ve ruhta bulunduu iin, onu daha tanrsal klar; nk ruhla zek
arasnda sadece z fark vardr; ruh, (zekdan) sonra gelir ve bir toplanma
yeri gibidir; zek ise bir biime benzer.41
Ruh, zeknn maddesi olduundan, gzeldir; Zek gibi zekidir ve hatta
basittir. Bylece aktr ki, Zek, bu ekilde tanmlanan ruhtan stndr.

IV. Bunu u ekilde de aklayabiliriz: Duyulur dnyaya hayran oluruz;


nk o, byktr, gzeldir; onun ezeli hareketi dzenlidir; ayn ekilde
dnyada grnr ve grnmez tanrlar, daimonlar, hayvanlar ve bitkiler
vardr; fakat duyulur dnyann modeline ve gerek realitesine ykselelim;
yukarda btn dnlrleri grelim; bu modelde ezelilie; kendilerinin i
bilgisine ve hayata sahip btn dnlrleri grelim; dnlrlerin ba
olan saf Zeky grelim; cmert bilgelii ve hayat grelim; Kronosun yani
doygunluk ve zek olan Tanrnn42 egemenliindeki gerek hayat grelim.
nk dnyann modelinde tm lmsz varlklar, tm zek, tm Tanr,
tm ruh, ezeli bir hareketsizlik iindedir. Eer model iyiyse, niin deitir-
meye almaldr? O, her eye sahip olduuna gre, nereye gidecektir? Ve o,
ok yetkinse, niin bymeye alr? Ve onun her bakmdan yetkin olmas
iin, onda bulunan her ey yetkindir; onda yetkin olmayan hibir ey yoktur;
onda dnmeyen hibir ey yoktur; Zek, dnd eye sahip olduun-
dan, aratrmadan dnr. Onun mutluluu, kazanlm bir ey deildir;
o, ezeli olarak tm nesnelerdir ve bu, gerek ezeliliktir; ruhu kuatan ve

41 Bu blm, kinci Dokuzlukun iki madde ve dnlr madde balkl ksmlarn yaklatrmaya
alr; fakat ruhun maddeyle karlatrlmas Aristonun Ruh zerinesinin III. Kitabnn V. Ks-
mnn nl formllerinden esinlenir.
42 Tanr etimolojik olarak a (doygunluk), balanan Kronostur; bu etimoloji, dini ortamlarda
ok yaygn, dnlr sarholuk konusunu telkin eder. Bunu skenderiyeli Philonda buluruz.
Kz. H. Lewy, Sobria ebrietas, Gissen, 1929.

110
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

gelecee kavumak iin gemii terk eden zamann taklit ettii ezeliliktir.43
Gerekte ruhta baz varlklar (idealar) bulunur; sonra (duyusal imgeler gibi)
baka yeni varlklar ruha gelir; ruhtaki (imge), bazen Sokrat, bazen bir attr;
her zaman tikel herhangi bir varlktr.44
Fakat zek, tm nesnelerdir; onda hem hareketsiz hem de ayn yerde ka-
lan tm nesneler vardr; sadece o vardr ve bu o kelimesi, her zaman ona
uygundur; o, hibir anda olmadndan, gelecek deildir; nk u anda bile
o vardr; o, asla gemite de deildir; nk bu blgede hibir ey gemie
karmaz; btn varlklar onda ezeli olarak vardrlar; onlar kendilerine z-
detirler; nk onlar kendilerini bu (ezeli) halleriyle severler.
Varlklardan her biri, bir zekdr ve bir varlktr; onlarn btn tm
Zekdr ve tm Varlktr; Zek, Varlk dnerek, onun devamn salar,
Varlk da dnme objesi sfatyla, Zekya dnmeyi ve varoluu verir. Fa-
kat dncenin, varln nedeni de olan, kendinden farkl bir nedeni vardr;
hem dnce hem varlk, kendilerinden baka bir nedene sahiptir. nk
onlar, birlikte vardrlar ve birbirlerini terk etmezler; fakat ikisi de birbirine
ait olduklarndan, biricik eyi, Zeky ve Varlk olutururlar; dnce ve
dnlen eyi olutururlar; nk zek, dnd iin zeky oluturur-
lar; varlk dnld iin varl olutururlar. nk bakalk ve zdelik
olmadan, dnce de olamaz.
Sonuta, ilk terimler, Zek, Varlk, Bakalk ve zdeliktir. Bunlara
Hareketi ve Dinginliki de eklemelidir; nk dncenin var olmas iin,
Hareket bulunmaldr; dncenin ayn kalmas iin, Dinginlik olmaldr;
dnlen objeden ayr, dnen bir eyin olmas iin, Bakalk gerekir;
Bakalk yok ediniz, (geriye kalan) belirsiz birliktir ve sessizliktir; dn-
len nesnelerin birbirinden ayrt edilmeleri iin, Bakalk gerekir; znl bir
birlik olduklar iin ve onlarn tmnde ortak herhangi bir ey olduu iin,
zdelik gerekir; onlarn zgn farkll, bakalktr.45 Terimlerin bu oklu-
undan, say ve nicelik doar ve varlklarn her birinin z nitelii kalitedir.
lkeler olarak alnan bu terimlerden, dier nesneler doar.

lke Olan Hipostaz zerine Franszcaya evirenin Notu:

Bu kitabn bal (Enneadlar/Dokuzluklar) yanltcdr; kukusuz burada


hipostaz sorunu; Bir, Zek ve Ruh sorunu vardr; fakat kitabn asl ama-

43 Bu, ezelilik konusunda Efltunun Timaios, 37 d, nl formldr; nceki btn fikirler, Ezelilik
zerine, Enn. III, trait VII, adl kitapta ok gelitirilmitir.
44 Plotinus bu Dokuzlukun VII. Kitabndaki (ch. I, satr 7) baka bir bak asna yerleerek, ruhun
bireyselliine ramen, her eyin nedenini ierdiini kabul eder.
45 Tm bu blm, Efltuna Sofist, 245 d ve Parmenides (145 e, 147 c) dayanr.

111
BATIYA YN VEREN METNLER

c udur: Ruhumuzun ne olduunu ve nereden geldiini dnmesini sala-


mak; bylece ona i zenginliklerini ve deerini gstermek (I, 27): Plotinus bu
amaca, ilk ilkeleri oluturan hipostaz kendimizde kefettiimizi gstere-
rek ular (X, 5- 6).
Kitabn plan ok basittir: 1. nce ruhu, hatrasn yitirdii soyunu hatr-
lamaya aran (protreptique) bir sylem ortaya konur (I. ksm); 2. Ardndan
ruha, dnyann ruhuyla yani evrene hayat ve gzellii getiren bu tanrsal
varlkla ayn doada olduu retilir (II. ksm); bunu izleyen satrlarda ru-
hun en tanrsal blmne klr; bu da ruhun tanrsal zelliini kendindeki
zekdan, ezeli ve yetkin bir varlk olan zekdan ald gsterilerek yaplr (III.
ve IV. ksm); sonunda zekda kefettiimiz bu okluun kayna, Birde kav-
ranr (V. VI. ve VII. ksm). (Burada, VIII. ve IX. ksmlarda, tarihsel ve eletirel
bir tr aklama vardr; sz konusu aklamada Plotinus hipostaz teorisi-
nin kaynann eski filozoflar, zellikle Efltun olduunu ileri srer); 3 nce
hipostaz bu ekilde betimlenir; ardndan, onlarn bizde de var olduklar
gsterilir (X. ve XI. ksm) ve en sonra, kitabn banda sorulan, derin d-
nmenin yokluu, yukardan gelen bu sesleri (XII. ksm) duymamza niin
engeldir? sorusu cevaplandrlr.
Bu kitabn tmndeki ama, ruhun i hayat ve metafizik arasnda i-
ten bir ba, daha dorusu ayrlmaz bir iliki olduunu kantlamaktr. Bu,
Plotinusun ok zsel bir dncesidir; bu dncenin ortaya konma biimini,
ayr ksmda ve ayrntl biimde izlemek zahmetine deer.
Birinci Ksm, ruhun bedene inii zerine derin dnmelerin yeni ha-
trasyla yazlmtr (bu konudaki kitap IV, 8, kronolojik olarak altncdr ve
bizim sralamamza gre onuncudur); bu nedenle ilk ksm, balangta ruha,
babas gibi olan bir Tanry unutturan nedenleri aklar. .S. lk yzyllardaki
ahlak dne balarken, ounlukla ruhun tanrsal kayna hatrlatlr;46
fakat herkes tarafndan kabul edildii varsaylan bu balang, ahlaklarda
kurucu ilkelerin hareket noktasdr, Plotinusta ise bu balang, bir kantlama
konusudur; bu kantlama bizzat ruhun deerini ykseltir.
Ruh deerlidir; nk duyulur dnyadaki dzenin ve gkyzndeki ezeli
hareketin nedenidir. Evrensel ruh, bulutu yaldzlayan gne n gibidir; ev-
renin her yerine yaylarak dnyay aydnlatr; birliini yitirmeden, tanrsal-
dan sahip olduu her eyi evrene verir. Oysa bizim ruhumuz, Phaidrosun,
Timaiosun gsterdikleri gibi, bu dnya ruhundan baka bir zden gelmez;
sevgiye ve hayranla onun kadar layktr (II. ksm).
Plotinus, ruhun, dzen ve gzellik vermek iin duyulur nesnelere yayld-
n gsterdikten sonra unu kantlar: Ruh, ters yne bir hareketle, entelektel

46 Kz. Epiktetos, Dissertations, I, 3 et I, 9; zellikle II, 8, 1in

112
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

etkinlikte kendi zne dner; o zaman kendini, st blmnn bulunduu


Zeknn kz ve imgesi olarak tanr (III. ksm). Yine de dikkat etmelidir ki,
Plotinusta bu derin dnme, duyulur nesnelerin, II. ksmda betimlenen te-
maasna hi de kart deildir. Tam tersine derin dnme, sz konusu tema-
ay srdrr ve IV. ksm bunu hayran olunacak biimde gsterir; bu ksm
ayrca unu kantlar: Ruh, Zeknn st blmne geri ekilir; ruhun geri e-
kildii bu blge, (Timaiosun belirttii gibi), sadece duyulur dnyann modeli
olarak vardr; bu model hakiki, yetkin, deimez ve ezeli olmasyla, duyulur
dnyann bize gsterdii her eyi ierir. nsann kendini fark etmesiyle doan
i hayat sonuta, ruhun evrensel doay ve z kefetmesini salayan hare-
ketten ayrlamaz.
Daha uzaa gitmeden belirtelim ki, IV. ksmn sonu, Plotinusun dnlr
dnyann ilkeleri dedii eye ilikin, bir tmdengelim denemesidir. Bu ilke-
ler Sofistin be yce cinsidir (254 d-e); bunlar varlk, bakalk, zdelik, ha-
reket ve dinginliktir ve ayrca say ve nicelik gibi kategorilerdir. Plotinus bu il-
kelerin zorunluluunu, entelektel dnce sfatyla entelektel dncenin
artlarndan karr; varl dnmezse, zek yoktur. Ayn ekilde varlk yok-
sa bakalk yani dnen ve dnlen ayrm da olmaz; sonuta dnce
de yoktur; zdelik, dnlen her eyin ortak zelliidir ve dinginliktir; d-
nce ise harekettir. Biz, hareket olan dnceyle zdelii yani dinginlii d-
nrz; nihayet bu be cinsin okluu ve onlar birbirinden ayran zel ni-
telik, saynn, niceliin ve niteliin douunu bize gsterir. Sofistin nl b-
lmnn bu yorumu, aka Parmenidesin (145 e147 c) ikinci hipotezinin
bir blmnden yararlanr; burada Efltun unu kantlar: Bir varsa, onda
hareket ve dinginlik, zdelik ve bakalk vardr. Plotinus dneminden beri
Efltuncu tefsir, Zeknn hipostaz olan Biri, Parmenidesin ikinci hipoteziy-
le uyuturuyordu. Oysa ilk hipostaz, Birin hipostaz, Parmenidesin ilk hipos-
tazyla, bir olan Birle uyuturuluyordu.
imdi ruhun zdeletii zek sayesinde gerekletirdii ykselmeyi yeni-
den ele alalm. Zek, bu okluk olan Tanr, Birden nasl kar? zleyen
ksm (V-VII) bunu aklar. Bu ksmlar, Dokuzluklarn en zor anlalan b-
lmlerindendir; nk metin pek ok yerde (V. ksmn sonu; VII. ksm, 7-8 sa-
trlar; 21. satr) dzeltilemeyecek ekilde bozulmutur ve bu ok nemli soru-
nu Plotinus, imge oyunuyla aklar.
stelik hepsi bundan ibaret deildir. V. ksm (ilk be ve son iki satr hari)
stil ve tarz bakmndan kitabn btnyle de pek uyumlu deildir: Bu ksm
ve ayn ekilde VI. ksmn ilk iki satrn yok sayalm; o zaman Plotinusun et-
kiledii dini tutumla iyice uyumlu bir anlatm biimine sahip oluruz: (okluk
balangta var olmadna gre) dnlr dnyay oluturan tinsel okluk

113
BATIYA YN VEREN METNLER

Birden nasl doar? te (dnyann oluumunu betimlemeye girimeden nce


Efltunun Timaiosta 27 c veya Philebosta 25 b, yapt gibi), sadece Tanrya
bavurarak zlebilen bir sorun. Oysa yok saymay dndmz ksm,
saynn kayna sorununu kesin biimde zer veya bu, birbiriyle balant-
s zayf ve pek dikkat ekmeyen bir aklamalar serisidir: 1 nce Aristonun
bize tantt biimiyle ideal saynn oluumuna ilikin, Efltuncu teori ksaca
hatrlatlr: Say Birin, byn ve kn belirsiz dyadna47 uygulanmasn-
dan domutur (69); 2. Sonra (9-13te) bu teorinin ilkesi belirtilir: Biim ya da
idea aslnda saydr; 3. Son olarak (13-18de), ideal saylardan oluturulmu
sfatyla dnlr dnyann organizasyonuna ilikin, d krkl yaratacak
kadar ksa alt satrlk blm: Dnlr dnyann maddesi belirsiz dyaddr;
biimi, Birdir; maddeden ve biimden, kendi sralarnda, dnlrlerin geri
kalan hakknda bizi bilgilendiren saylar doar; yle ki, sonuta dnlr
dnya hakknda bilgi verici ilke, bir anlamda Birdir, dier anlamda saydr.
deal saylar teorisine ilikin, hi de beklenmedik ve deersiz zetin ardn-
dan aklama, hemen altnc satra balanarak, son iki satrdaki dncelere
geri dner; altnc satrda yle denir: nk say, ilk deildir ve Bir, dyad-
dan ncedir. Oysa bu ksmn sonu, eylem halinde grmeye benzeyen Zeky
dyad olarak sunar; nk grme iki eyi, grlen bir eyi ve gren bir eyi
varsayar.
VI. ve VII. ksmlarda incelenen problem, Grek felsefesinin u eski proble-
midir: ok, Birden nasl doar? Plotinusun bu konudaki dncesinin asl
geliim biimlerini ortaya koymaya alalm: 1. (179) Bir nesnenin Birden
sonra ortaya ktn varsayalm; bu, sadece Birin, ezeli olarak bizzat ken-
dine dnmesiyle mmkndr; 2. (1927) Herhangi bir eyin Birden geldiini
varsayalm; bu, Birin hareket etmedii anlamna gelmez (hareket burada en
genel anlamda alnmtr ve rnein Birde bir niyeti veya iradeyi belirtebi-
lir); nk bu herhangi bir ey, Birden sonraki ikinci terim olamaz; fakat
Hareketten sonra olan nc terimdir; bu ise varsayma karttr; 3. (2737)
Bu artlardan ikincisi nasl yerine getirilir? Eylemde bulunmayan Biri n,
snn, souun veya kokunun kaynaklarndan biri gibi dnrsek, art ye-
rine gelir; 4. (3740) Burada dnce durur; eer Birden kmsa, bir eyin
ne olduunu bilmek deil; fakat bir eyin, niin Birden geldiini aratrmak
sz konusudur. Bir, tretir; nk yetkin bir varlk tretmelidir; 5. Art arda iki
aklamada Plotinus, Birden sonra gelen terimin niin Zek olduunu gste-
rir. (VI. ksmn sonundaki) ilk aklama sadece ikinci aklamada incelenen
temel problemi zlmemi olarak brakr; nk burada Plotinusun yapt
gibi, Zeknn Biri grdn ve onunla aracsz birletiini; ruhun sadece

47 Karlkl olarak birbirini tamamlayan iki ilkenin birlii (.n.).

114
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

Zekdan sonra gelebildiini sylemek, problemi ortaya koymann baka bir


yoludur; 6. (VII, satr 126), daha ak biimde ikinci satrda yaplan ikinci
aklama VI. ksmda belirtilen ilk art (VI, 1719: A) (57) izler; Bir, kendine
dnd iin grr ve bu grme Zekdr: B) (726). Bu nemli blmn te-
mel fikri yledir: Eer Birden doan ey Zek ise, Birde hi de blnmeyen
ey, Zekda blnmelidir; Birde her eyin belirsiz gc olan ey, Zekda
sabit ve belirli zler halinde younlamaldr. Entelektel vizyon, her eyden
nce, blnen ve oalan bir vizyondur; bu vizyonun objeleri belirli biim-
lerdir (23) (II, 8, 15, 17); Zekda zleri ayrma ve sabitletirme gc vardr;
bu g Birden gelir (1213); 7. (2648) Bu ksmn sonu, zellikle unu kant-
lamaya ynelik gibi grnyor: Zekdaki tremi biimler onda kalrlar ve
duyulur dnyay canlandracak nedenlere hi de zde deillerdir: Kronos
(zek, kz. IV, 10) sembolik olarak ocuklarn yutar; Reann48 yannda by-
melerine izin vermez. Bu nedenle ruhu zek meydana getirmelidir.
Kitabn tmnde ruhun i zenginlii anlatlr ve hipostaz teorisi, ruhun
i zenginliine skca baldr. Bu balantnn ne yolla kurulduunu grmek
iin, hipostazlara daha yakndan bakalm. Hipostazlardan her biri kendi ba-
na nasl belirlenebilir? Bu sorun kitapta ele alnmaz; daha ok (rnein, Bir
hakknda hemen hemen hibir ey sylenemez) onlarn her birinde bulunan
olumluluun st hipostazdan geldii kantlanr. stelik (VIII. ve IX. ksmlar
bir kenara brakarak) son ksm, u nemli konuda srar eder: Hipostaz-
lara ilikin speklasyonlar yznden kendi dmza kamayz (nk nes-
nelerde doa ne ise, bizim iin de speklasyonlar odur, X, 56); dier deyile
i insann hayat (X, 10) metafizik aratrmayla zdetir (X, 10); zellikle
XI. ksm, yarglamay ve akl yrtmeyi (IV. Dokuzluktakine benzer) analiz
ederek, Zeknn bizde olduunu gsterir. Nihayet XII. ksm, ruhlarmzdaki
zenginlii niye fark etmediimizi aklar: Olduumuza inandmz ey ile
gerekten olduumuz ey arasnda bir kartlk vardr; nk kendimize dik-
kat etmeyiz ve kitap, balad gibi, bir tle biter; bu t, yukardan gelen
sesi dinlemek iin, duyulur grltleri terk etmek gerektiinde srar eder.
VIII. ve IX. ksm, klasik Grek felsefesindeki (yani Aristoya kadar giden
dnem dahil) hipostaz doktrini zerine bir tr doksografik49, eletirel ve
konu d aklamadr.

48 Yunan mitolojisinde Uranos ile Gaiann kz ve Kronosun kars. Kronos kendi ocuklarn yerdi.
Zeus doduunda Rea, Gaiann yardmyla Girite kat ve kocasna kundak bezine sarl bir ta
vererek ocuu kurtard. (.n.)
49 Doksograf, Greke kan anlamna gelen doxa ve yazmak demek olan grapheinden bileiktir.
Terim ilk defa Alman filolog Hermann Diels tarafndan kullanlmtr. Doksograf, nceki ya da
ada dnrlerin konumalarn, yazlarn ve grlerini yeniden retmedir ya da genellikle
yorumlamadr. (.n.)

115
BATIYA YN VEREN METNLER

Bazlar Plotinusu yeni bir doktrin ileri srd gerekesiyle eletirir.


O da burada, bu kiilere kar kendini savunur (kz. VIII, II). O, hipostaz-
lar doktrininin gerekte sadece Efltunun bir yorumu olduunu syler. Ona
gre Efltunun Mektuplarnda (312 e); Timaiosta (41 d), Devlette (509 b)
hipostaz aka buluruz (VIII, 16). Parmenides50* daha nce dncenin
ve varln zde olduklarn aklayarak, ikinci hipostazn doasn, Zeky
kefetmiti; fakat onu Birle kartrmt ve bu durumu Efltun, Parmenideste
dzeltti; nk Plotinus, Parmenidesin ilk hipostazn kendi hiposta-
zyla; bir olan Biri (137 c) Bir ya da yi ile; var olan Biri (143 a) Zek ile; Bir
ve okluk olan Zeky (156 a) ruhla (VIII 2327) zdeletirir.
Bu blm, Yeni-Efltunculuk tarihi asndan nemlidir: Bu doktrin ar-
dnda, Efltun metinlerinin karmak bir yorumunu; herkesin kabul edeme-
yecei bir yorumu varsayar. Yeni-Efltuncular hipostazlar eskiden beri bi-
liyorlard. Buna ramen, onlar l terimlerin ieriklerini ve bu ieriklerin
Efltun terimlerine uygunluklarn ok farkl biimde kabul ettiler. rnein
Plotinus, Timaiosun Demiurgosunu, ona gre Zek olan ikinci hipostazla
uyuturur. Aktr ki, Plotinus (o veya izledii yorumcu) bu konuda Philebosa
dayanr. Plotinus burada, nedenin ve Zeknn zdeliini (26 e; 30 c; Timaios
28 ada nedenden sz ediyordu) ve Zek ile Demiurgosun zdeliini (Phile-
bos 28 c) bulur; te yandan Demiurgosun ruhu meydana getirdiini syleyen
Timaiosa dayanarak Plotinus, bu yorumu dorulanm kabul eder. Sonuta,
Plotinusta u uygunluu buluruz: Efltunda Devletin yisi, Parmenidesin
bir olan Biri, Mektuplardaki her eyin kral, Plotinusun Birinin karldr;
Timaiostaki Demiurgosun, Parmenidesin Birinin, Philebostaki Nedenin ve
Zeknn karl, Plotinusta Zekdr; Timaiostaki dnyann ruhu, Parme-
nidesteki Bir ve ok, Ruha karlk gelir.
Zeky Demiurgosa benzeten bu yorumda glkler vardr: nk
Timaiosta Demiurgos, bu evrenin yapcsdr ve babasdr (28 c); Plotinusta
bu ii ruh yapar: Gerekte drdnc Dokuzlukta (drdnc kitap ksm
X, 23) Demiurgos, Zeustur yani ruh hipostazdr (kz. ksm X, VIII, 40).
Plotinustaki bu kararszlk, reticidir; sz konusu kararszlk, Yeni-Efltuncu
hipostazlarn Efltuncu diyaloglardaki kavramlarla ne kadar az ilikili oldu-
unu gsterir.
IX. ksm, Fizyokratlarda, Anaxagorasta, daha beklenmedik biim-
de Herakleitosta, hipostazlar teorisinin izlerini ortaya karr: Plotinus,
Herakleitosun dnlr bir realitenin varln kabul etmek zorunda kald-

50 Buradaki Parmenides, Efltunun Parmenides adl diyalou deil, Elea Okulunu kuran filozoftur.
(.n.)

116
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

n tespit eder; fakat bundan karlmas gerekenden daha ounu karr. O,


yle sorar: Duyulur nesnelerin ak, gerekte byle bir realiteyi neden ier-
mesin? Bu ksmn geri kalan, Zek ile Biri kartrdndan, (79) her eyi
birbirine katan Aristonun eletirisine ayrlmtr; fakat Plotinusun Aristota
en ok eletirdii ey, (Metafiziki , 1072 b, 813 satrlarda, zellikle on ikin-
ci satrda ortaya konan), gklerin hareket ettirici zeklarna ilikin teorinin
keyfi zelliidir: Bu zeklarn says herhangi bir i neden tarafndan deil;
fakat hareket ettirilecek krelerin says tarafndan belirlenmitir (912); bu
ok olan zeklar, tek bir dzen oluturmak iin neden ibirlii yaparlar? Ni-
in her biri sadece bir kreyi hareket ettirir? Aristoda her okluk, maddeden
geldii halde, cisimsiz olan bu zeklar niin okturlar? Bu sorular ve daha
pek ok soru cevapsz kalr. Plotinusun dnd ekliyle Aristoculuk so-
nuta, kozmosun birliini anlalmaz klan bir oulculua doru, stnn
nedenini aada bulan bir materyalizme doru gider.
* Plotinus, Beinci Ennead I-4, Trke eviri: Prof. Dr. Zeki zcan, Uluda niversitesi lahiyat
Fakltesi.

B. SYASET
Bir nceki blmde Yunanllarn, tarihte ilk kez ve mitlerden bamsz olarak,
insan aklnn tm imknlarn, tm rasyonel ve speklatif kapasitesini dnyann ve
insanolunun yaradlnn kefine seferber ettiini grdk. Aristonun dedii gibi,
politik bir hayvan olduuna gre, insanolunun doasnn kefedilebilmesi iin
siyasi rgtlenmesinin de incelenmesi gerekir.
Balangta ehir-devletler olarak rgtlenen Yunanllar, Beinci yzyln ba-
larnda kendilerini Pers mparatorluunun saldrs altnda buldular. Bu saldr kar-
snda gsterdikleri baar, ehir-devletin ya da polisin olabilecek en iyi siyasi rgt-
lenme olduuna dair varsaymn dorulanmasna hizmet etti. Polis, oryantal/Doulu
despotizm karsnda snav vermi, ayakta kalmt. Nitekim, ayn yzylda boyut
kazanan felsefi dnce, siyaseti de entelektel speklasyon ve aratrma konusu
yapt ve doaldr ki, siyasal yap olarak muzaffer polise odakland.
Siyasi speklasyonu tevik eden bir dier olgu, en gl iki Yunan ehir-devleti
olan Sparta ile Atina arasnda, 431de balayarak yaklak otuz yl sren amansz
savat. Sparta, disiplinli ve iyi eitimli piyade askerlerini serfletirilmi kylleri s-
mrmek suretiyle sava iin alesta tutan, aslnda fakir bir garnizon devletti. Byle bir
askeri gcn oluturulmas ve idamesi, Spartann olas kltrel geliimini sekteye
uratmt. te yandan, Atina, her birinin site siyasetine aktif biimde katld b-
yk bir hr yurtta nfusa sahip, zengin bir ticaret toplumu ve Yunan sanat, iiri ve

117
BATIYA YN VEREN METNLER

felsefesinin merkeziydi. Yurttalarndan bazlar iin Atina, polis deyince akla gelen
her eyi barndran, mkemmel bir yerdi. (JS)

1. Medeni nsanlar Neden Siyaseten Bamsz Bir Toplum


Uruna zveride Bulunmaldr?
455 doumlu Thukidides, Atina ile Sparta arasndaki Peleponnes Sava ba-
ladnda genti. Kariyeri sava yllarnda ekillendi ve sava srasnda general oldu.
424 Amfipolis Muharebesinde Spartal General Brasidasa yenilince emekliye
ayrld ve Atinal kurmaylarla yakn ilikisi ve titiz aratrmacl sayesinde, bu savan
tarihini yazd.
Thukididesten aadaki ilk seki, sz konusu savan ilk ylnn sonlarna ta-
rihlenir. Savan ilk yllarnda Atinann nderi, kkl bir Atinal aileden gelen ve
Thukididesin de hayran olduu, Periklestir. Atinallar seferlerde hayatn kaybeden-
lerin cenazesinde konuma yapmak zere onu seer. Perikles, sava kayplar ve d-
man tehdidiyle kar karya olan yurttalarna, yasl ailelerin akllarn kurcaladn
dnd sorulara cevap vermek suretiyle moral verir.

Peloponnes Sava Tarihi*


Thukidides
Atalarmzdan bahsederek balayacam, nk onlar bu vesileyle yad
etmek, yaptklarn hatrlayarak anmak en doru olan. Bize ait olan bu top-
raklarda kuaklardr ayn insanlar yaam, bu topraklar, bu zgr lkeyi
bize, ite bu erdem ve cesaret sahibi insanlar brakmtr. Onlarla ne kadar
vnsek azdr. Babalarmz daha da fazlasn hak ediyor, nk atalarndan
devraldklar mirasa, bugn sahibi olduumuz imparatorluu da kattlar. Bu,
aln teri ve kan dkerek oldu. Bugn burada toplanan ve ou genliinin
baharnda bizler, her bakmdan imparatorluumuzun gcne g kattk ve
yle bir devlet dzeni kurduk ki, barta da savata da kendini en mkem-
mel biimde gzetebilmekte.
Hepinizin bildii konularda uzun uzun konumak istemiyorum: Bu ba-
kmdan, bu gce erimek iin verdiimiz mcadeleden ya da babalarmzn
ve bizim i (Yunan) ve d dmanlara kar nasl kahramanca savatmz-
dan bahsetmeyeceim. Her eyden nce, zorlu snavlar nasl bir ruhla g-
slediimiz ve tabii, bizi biz (byk) yapan anayasamz ile yaam tarzmz
stnde durmak istiyorum. Ondan sonra llerimizi yad edeceim, nk

118
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

bunu yapmamn bu ortama uygun olacana ve yurttalar ile yabanclardan


oluan bu topluluun, byle bir konumadan istifade edeceine inanyorum.
unu belirtmeliyim ki, bizim ynetim sistemimiz komularmzn yne-
tim sistemlerinin (kurumlarnn) bir kopyas deil; daha ziyade, onlar iin
bir modeldir. Devlet dzenimize (anayasamza) demokrasi denilir, nk
g kk bir aznln deil halkn elindedir. Yurttalarmz arasnda an-
lamazlklarn sz konusu olduu durumlarda, herkes yasalar karsnda
eittir; kamu grevini kimin stleneceinin sz konusu olduu durumlarda
belirleyici olan kiinin hangi snfa mensup olduu deil, kimin iin hakkn
verebileceidir. inde devlete hizmet etme arzusu olduu srece, kimse fa-
kir diye siyasetten dlanamaz. Tpk siyasal yaammz gibi, gnlk yaam-
mz, birbirimizle ilikilerimiz de hr ve aktr. Kendi istedii gibi yaayan
komumuzla tartmaz (kavga etmez), ona kt gzle bakmayz bile, nk
ona kt gzle bakmak, zarar vermese bile incitir. zel yaantmz zgr ve
hogrldr; ama kamu yaamnda yasaya sayglyz, nk kamu yaam
sayg gerektirir.
Yetkili bir makama oturttuumuz insanlara itaat eder, yasalara uyarz;
zellikle de ezilenlerin korunmasyla ilgili olanlara ve uymamann utan
tekil edecei yazl olmayan yasalara uyarz.
Bir husus daha var: imiz bitince hoa vakit geirecek, keyif yapacak
durumdayz. Her yl ve yl boyunca dzenli olarak yaplan trl trl yar-
ma ve tren var; evlerimiz gzel ve zevkli, bu durum bize her gn sevin ve-
riyor ve dertlerimizi defediyor. ehrimizin bykl sayesinde bize dn-
yann her yerinden rn yayor, yle ki yabanc rnlerin varln, yerel
rnlerin varl kadar olaan karlyor, keyfini karyoruz.
Askeri gvenlie bak amz itibariyle rakiplerimizle aramzda byk
fark var. te baz rnekler: ehrimiz tm dnyaya ak; insanlar bizi gzet-
leyecek veya askeri konularda dmanlarmz iin avantaj tekil edebilecek
srlarmz renecekler diye dnemsel srgnlere bavurmuyoruz. nk
gvendiimiz ey gizli silahlarmz deil, kendi cesaret ve sadakatimiz. Ei-
tim sistemlerimiz arasnda da fark var. Spartal erkekler, en kk yatan iti-
baren, zorlu bir cesaret eitimine tabi tutuluyor; bizler bylesi snrlayc ko-
ullar atnda yaamyoruz ama tehlikeyle yzlemeye en az onlar kadar ha-
zrz. te ispat: Spartallar topraklarmz igale tek bana deil, tm mt-
tefikleriyle birlikte geliyorlar; oysa biz d saldrlarmz kendimiz yapyor,
kendi evinin, kendi ocann savunmasn yapan dman, kendi topranda
yenmekten geri kalmyoruz. Aslnda, dmanlarmzdan hibiri bizim ger-
ek (tam) gcmzle daha karlamad, nk dikkatimiz donanmamz ile
seferde olan ok sayda kara birliklerimiz arasnda blnmek zorunda. D-

119
BATIYA YN VEREN METNLER

man bu glerden birini yenilgiye uratnca, btn orduyu yenilgiye urat-


tn sanp kendisiyle vnyor; yenik dtnde ise btn ordu karsn-
da yenik dtn iddia ediyor. Bence, tehlikeyi zorlu askeri eitim sre-
cinden geerek deil, gnll olarak, rahat bir kafayla, devletin telkin etti-
i deil, doal bir cesaretle gslyor olmamzn baz avantajlar var. Gele-
cekteki aclar imdiden gsleme talimi yaparak zaman kaybetmemiz ge-
rekmez; bunlar gerekletikleri zaman kendimizi gsterir, en az srekli talim
yapan dierleri kadar cesur olduumuzu ortaya koyarz. Bence ehrimiz bu
bakmdan da vgy hak eder. Baka nedenler de var:
Gzel olana dknlmz savurganla yol amyor; zihne dair olana
dknlmz, bizi yumuatmyor. Bizler iin zenginlik vnlecek de-
il, kullanlacak/yararlanlacak bir ey. Fakirlie gelince, bunun ikrarndan
kimse utanmasn: Utan duyulmas gereken fakirlikten kurtulmak iin gere-
ken tedbirleri almamaktr. Buradaki herkes sadece kendi iiyle deil, devlet
ileriyle de ilgilenmekte; daha ok kendi ileriyle megul olanlar bile genel
politikalar hakknda bilgi sahibi ve bu bize has bir zellik. Kendi iiyle me-
gul olan insan siyasetle ilgilenmez demeyiz; byle birinin burada ii olmaz
deriz. Biz Atinallar, her birimiz, siyasi kararlarmz kendimiz verir veya
tartmaya aarz: nk sylenen sz ile eylem arasnda uyumsuzluk oldu-
una inanmayz. En kts muhtemel sonular iyice tartlmadan, dn-
cesizce giriilen eylemdir: Ve bu bizi dier insanlardan/halklardan ayran bir
baka zelliktir. nceden tartarak risk almaya da muktediriz. Dierlerininki
cahil cesareti; durup dnmeye baladklar zaman korkuya kaplyorlar.
Cesaret sahibi olan insan, kaderi, hayatta neyin tatl neyin korkun olduu-
nu iyi bilerek, azimle gsleyen insandr.
Yine, genel olarak iyi niyet sahibi olma (geimlilik, uysallk) itibariy-
le de dier insanlarn/halklarn oundan farklyz. yilik yaparak dostluk
balar kurarz, iyilii bakalarndan bekleyerek deil. Bu dostluklarmz
gvenilir klar, nk bize minnet borlu olanlarn minnet duygusunu, iyi
niyetimizi srdrerek canl tutmak isteriz; tersi durum benzer cokudan
mahrumdur, nk minnetin karln iinden gelerek deil, bor der
gibi verecektir. Bu tutumumuz itibariyle esiziz. Yaptmz iyilikte kr za-
rar hesab yoktur: Hi beklentisiz, elimiz ak olduu iin iyilik yaparz.
Btn bunlara bakarak, ehrimizin Yunanistan51 iin bir eitim merkezi
olduunu ilan ediyorum; ve ilan ediyorum ki, bence, her bir yurttamz
kendi kendinin gerek/hakl sahibi ve efendisi olduunu gsterebilecek ve
dahas, bunu olaanst bir zarafet ve beceriyle yapacaktr. Bunun, bugn-

51 Periklesin Atinay Hellas Okulu olarak tanmlayan ve fakat burada tmyle yer almayan nl
bir szdr.

120
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

k toplant vesilesiyle yaplan bo bir vnme deil, elle tutulur bir ger-
ek olduunu anlamak iin tek yapmanz gereken, ehrimizin sahip olduu
gc szn ettiim niteliklerimiz sayesinde kazandmz hatrlamaktr.
Bildiimiz btn devletlerin arasnda Atinann, tek bana Atinann sa-
nlann tesindeki bykln kantlama zamandr. gale girien d-
man, sadece Ona yenik dmekten utan duymaz ve Onun hibir yurtta
sorumluluunu yerine getiremeyen insanlar tarafndan ynetiliyorum diye
ikyet etmez. Terk ettiimiz imparatorluumuzun brakt izler ve eserler
byk ve gldr. Tpk bu ada olduu gibi, gelecek alarda da bize
hayran olacaklar. Homerin veya bir bakasnn u an iin bize sevin veren
vg dolu szlerine ihtiyacmz yok, nk bu szler, gerei yanstmaya
asla yetmeyecek. Macerac ruhumuz her denize, her diyara ald: Her yer-
de dostlarmza yaptmz iyiliklerin veya dmanlarmza ektirdiimiz
aclarn lmsz antlarn braktk.
te, askerlerimizin, onu kaybetme dncesine bile dayanamayp uru-
na kahramanca savaarak, merte canlarn verdikleri ehir budur. Sa ka-
lan bizlerin, her birimizin, onun hizmetinde her trl zorlua katlanmaya
raz olmamz tabiidir. ehrimiz hakknda bu kadar uzun konutumsa, nede-
ni budur. Kaybedeceklerimizin, bizim avantajlarmza sahip olmayanlarn
kayplarndan ok daha fazla olduuna aklk getirmesine ve llerimizi
yadeden vg dolu szlerimin buna parlak gnnda tanklk etmesini
istedim. Sylenecek en nemli eyler sylendi artk. ehrimize methiyeler
dzdm, ama Onu harika bir yer yapan askerlerimizin cesareti ve kahra-
manl ve onlara benzeyen yurttalaryd. Sylenecek hibir sz yaptkla-
rnn (baar ve kahramanlk) hakkn veremez ve bu gerek, hibir Yunanl
iin, Atinallar iin olduu kadar geerli deildir.
* Thucydides, The Peloponnesian War The Bodley Head, 1954.

2. Devletleraras likiler Hangi Kurala Tabidir?


Sava ilerledike ehir devletler Atina ve Spartann mttefikleri olarak srecin
iine ekildiler. Ege adalarnda yerleik birok ehir-devlet Atinaya tabiydi ve sahip
olduklar deniz gc, Sparta ve Spartann mttefiklerinin sahip olduu deniz g-
cnden ok daha stnd. Ege adalarndaki bu ehir devletlerinden, sadece Milos
tarafsz kalmt. Atina, Milosu teslim olmaya ard, ama Miloslu yneticiler bunu
kabul etmedi. Thukidides, bu olay izleyen mzakereleri, aadaki ekilde nakleder.

121
BATIYA YN VEREN METNLER

Peleponnes Sava Tarihi*


Thukidides
Atinal temsilciler yle konuur:
Atinallar: Mzakereler halkn nnde yaplmayacana gre, szmz
kesilmeden dosdoru konuup kalabalklar aksi ispat edilemeyecek batan
karc argmanlarla kandrmayalm diye -nk birka kiinin, yani azn-
ln nne oturtulmu olmamzn bu anlama geldiini biliyoruz- siz orada
oturanlar, ya daha ihtiyatl bir yntem uygularsanz?! Sizler de basmakalp
nutuklar atmayn; mzakereyi istediiniz/beenmediiniz yerde kesip o ko-
nuyu karara baladktan sonra devam edin. nce syleyin bakalm, bu ne-
rimiz sizler iin uygun mu?
Meloslu kurul yeleri yle cevap verir:
Meloslular: Birbirimizi sknetle ynlendirmenin adaleti adna nerini-
zin kar klacak bir yan yok; ama askeri hazrlklar itibariyle ylesi ileri
bir durumdasnz ki kabul edemeyiz. Grdmz kadaryla kendi davan-
zn yarglar olarak buradasnz ve bu mzakereden bekleyebileceimiz tek
ey (anlalabilecei zere) ya sava ya da eer hakl taraf olduumuzu ka-
ntlar ve teslim olmay reddedersek, esaret.
Atinallar: Gelecei akldan ziyade nseziyle karlamak istiyor ya da g-
znzn nndeki gereklere ramen devletinizin selametine dair istiare-
de bulunmak istemiyorsanz mzakereyi keseriz; aksi sz konusuysa devam
ederiz.
Meloslular: Bizim durumumuzdaki insanlar iin hem dnce hem ifa-
dede birden ok yola bavurulmas anlalabilir ve doaldr. Ne var ki, bu g-
rmenin konusu, dediiniz gibi, lkemizin selametidir ve ayet sizin iin
de uygunsa, tartma nerdiiniz ekilde devam edebilir.
Atinallar: Bize yanl yaptnz iin saldrmak zere olduumuzu veya
Medleri yendiimize gre imparatorluumuzun buna hakk olduunu syle-
yerek, ki inandrc olmayacaktr, sizleri tedirgin etmeyeceiz. Karlnda,
onlarn kolonisi olduunuz halde Lakonyallara52 katlmadnz syleye-
rek veya makul olan hedefleyip karlkl hissiyatmz da dikkate almak
suretiyle bize yanl yaptnz ikrar edeceinizi umuyoruz. Sizler de bili-
yorsunuz ki, bu dnya ortamnda gller yaptklarn yapar, gszler ac
ekerken, hak, glerin eit olduu yerde sz konusudur.
Meloslular: Dnnce, yine de doru olan -haktan sz etmemizi men
edip sadece kardan sz etmemizi istediinize gre- savunma ortaklmz

52 Spartallar; bir nceki cmlede yer alan Medler ise Persler.

122
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

bozmamanz, tehlike annda hakl ve doru olana bavurma hakkmz ko-


rumamz, hatta gz ard edilebilir ve ok da kat olmayan argmanlardan
kazanl kmamza izin vermenizdir. Bu, herhangi biri kadar sizleri de il-
gilendirmekte, nk knz ar bir intikam sembol olacak ve tm
dnya iin stnde dnlmesi gereken bir rnek tekil edecektir.
Atinallar: mparatorluumuzun k, eer kecekse, bizi korkutmu-
yor: Gerek hasmmz Lakonya olsayd bile, Lakonya gibi rakip bir hkm-
darln tebaasnn yenik dmesi, onlarn kendi yneticilerini saldrmak
suretiyle devirmelerinden daha kt olmazd. Ne ki, bu bizim gze alabi-
leceimiz bir risk. imdi size imparatorluumuzun karlar adna burada
bulunduumuzu izah etmeye devam edeceiz. nk imparatorluunuzu
sorunsuz yaatmak ve onu her iki tarafn da iyilii iin korumak zorundayz.
Meloslular: Syleyin ltfen, sizin ynetiminiz altnda olmak nasl bizim
iyiliimize olabilir?
Atinallar: Sizler iin banza en kts gelmeden bize teslim olmak su-
retiyle; bizler iin de sizi yok etmeksizin kazanmak suretiyle.
Meloslular: Bu demek oluyor ki, tarafsz kalmamza, dman yerine dost
ama her iki tarafn da mttefiki olmamza raz olmayacaksnz.
Atinallar: Hayr, nk dmanlnz bizlere dostluunuz kadar zarar
veremez. Bu argman yurttalarmz nezdinde bizim zaafmzn, sizin husu-
metinizin delili olacaktr.
Meloslular: Tebaanzn hakkaniyet anlay bu mu? Sizinle hibir ilgisi
olmayan insanlar, ou koloniniz olan -bazlar da ele geirilen asiler- in-
sanlarla bir tutmak m?
Atinallar: Hak sz konusu olunca, tebaamz bunun herkeste eit mik-
tarda olduunu; eer biri zgrln koruyabiliyorsa gl olduu iin
koruyabildiini; eer kendimize ramen ona bir ey yapmyorsak korktu-
umuz iin yapmadmz dnr. Oysa imparatorluumuzu bytrken
bize tabi olmanz, bizler iin bir gvenlik unsuru olabilmelidir. Adal ve
herkesten daha zayf olduunuz gerei, denizlerin efendilerini yanltacak
durumda olmamanz, bunu baaramamanz icap ettirir.
Meloslular: Dile getirdiimiz politikann size gvence vermediini mi
sylyorsunuz? Siz, burada bile bize haktan bahsetmeyi yasaklarken ve
bizi karlarnza hizmet etmeye davet ederken, biz de kendi karlarmz
aklayp ayet rtyorsa, sizi ikna etmeliyiz. Bizim durumumuzdan ders
karp bir gn kendilerine de saldrabileceinizi dnecek olan tarafszla-
r kendinize dman etmekten nasl kanabilirsiniz? Bu, mevcut dman-
larnza yenilerini eklemek, dmanlk yapmay aklna getirmeyenleri bile
kendinize dman etmek deildir de nedir?

123
BATIYA YN VEREN METNLER

Atinallar: Acaba neden ana ktadakiler genellikle bizi korkutmuyor? Sa-


hip olduklar zgrlk, daha uzun bir sre bize kar tedbirli olmalarn ge-
rektirmeyecektir. Aktr ki, bizleri tehlikeye sokan daha ziyade sizler gibi
imparatorluk dndaki adallarn ve boyunduruk altnda ac eken tebaa-
nn dncesizce hareket etmeleri ve dolaysyla kendilerini de tehlikeye at-
malardr.
Meloslular: Bunca riski imparatorluunuzu korumak ve tebaanzn on-
dan kurtulmas iin gze alyorsanz, o zaman buyruunuz altna girmeden
nce yaplabilecek her eyi yapmay denemekte hl zgr olan bizler iin
bu byk bir soysuzluk ve korkaklk olurdu.
Atinallar: ayet iyi dnrseniz, hayr. dl eref, cezas utan, ama-
c kendinden ok daha gl olana direnmek deil, kendini savunmak olan
bu yarma eitler arasnda yaplmyor.
Meloslular: Ama biliyoruz ki, savata ans bazen dnlenin aksine, sa-
ysal oranlardan bamszdr. Teslim olmak bizi umutsuzlua sevk edecektir.
Oysa savamak ayakta kalabileceimize dair bir umuttur.
Atinallar: Umut tehlikenin tesellisidir. Umuda, kaybetmese bile az zarar-
la kmak zere, bol kaynaa sahip olanlar teslim olur; ne ki umudun doa-
snda savurganlk vardr. Her eyini umuda balayacak kadar ileri gidenler,
onun gerek rengini, mahvolunca grrler; bu keif ancak onlar tedbirli ol-
maya yneltirse bir kusur olarak grlmez. Bylesi bir durumun sizler iin
sz konusu olmasna izin vermeyin; zayfsnz ve kefenin bir gzne asls-
nz. Mevcut umutlarn had safhada umutsuzlua drd insanlarn gz-
le grnmeyene -kehanetlere, vahiye ve insanlar umutla kandrp mahva
gtren benzeri icatlara- sarld kaba saba insanlar gibi olmayn.
Meloslular: Emin olabilirsiniz ki, artlar eit olmadna gre, sizin g-
cnzle ve servetinizle mcadelenin zor olduunun bizler de farkndayz.
Ama tanrlarn bize de sizler kadar ans bahedeceine inanyoruz, nk
bizler, sadece hakszlk karsnda savaan insanlarz. Muhta olduumuz
gc, baka hibir nedenle olmasa bile, utantan yardmmza komak zo-
runda olan mttefikimiz Lakonyadan alacaz. Dolaysyla, kendimize g-
venimiz o kadar da temelsiz deil!
Atinallar: Tanrlarn size arka kacaklarndan, iyilik yapacaklarndan
bahsediyorsunuz; biz, kendimiz de bunu umut edebiliriz; tanrlara inan-
cmz ve inancmzn icabn yerine getiriimiz, ne srdmz iddialar-
la ve tutumumuzla ters dmemektedir. Tanrlara inanr, insanlar tanrz/
biliriz; doalar gerei hkmedicidirler. Bu yasay biz yapmadk ya da bu
yasaya gre hareket eden ilk biz deiliz: onu hazr bulduk, bizden nce de
vard, bizden sonra da ve sonsuza dek var olacak. Bizim btn yaptmz,

124
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

bu yasadan yararlanmak ve biliyoruz ki, bizimle ayn gce sahip olan her-
kes byle yapard. Dolaysyla tanrlardan korkmamz iin bir neden yok.
Lakonyallara dair grlerinize gelince: Onlarn size utan saikiyle yardm
edeceine olan inancnz saflk olarak deerlendiriyor, safiyetinizi kutsu-
yor ama asla kskanmyoruz. Lakonyallar, karlarnn veya yasalarnn
sz konusu olduu yerde, en deerli insanlardr; bakalarna davranlar
hakknda ok ey sylenebilir ama en net biimde, ksaca diyebiliriz ki, ta-
ndmz/bildiimiz insanlar arasnda makul, erefli ve sadece menfaati
olarak telakki edilen vasflar itibariyle en dikkat ekici olanlardr. Byle bir
dnce tarz, halen mantkszca beklediiniz korumay/gvenlii vaat et-
medii gibi salamaz da.
Meloslular: Zaten tam da bu nedenle karc olmalarnn Meloslulara,
yani kendi kolonilerine ihanet etmelerini engelleyeceine; dmanla ibir-
lii yapmak suretiyle Hellastaki dostlarnn gvenini kaybetmek istemeye-
ceklerine inanyoruz.
Atinallar: Adalet ve eref tehlikeden bamsz olamazken, gvenlikle -
karcln rtt grn benimsemiyorsunuz demek. Tehlike, Lakon-
yallarn nadiren gze aldklar bir eydir.
Meloslular: Ama dier kolonilerine kyasla, bizim iin tehlikeyi bile gze
alabileceklerine inanyoruz, nk Peloponnese yakn olmamz harekt
kolaylatracak, ayn kandan olmamz ise sadakatin teminat olacaktr.
Atinallar: Evet, ama bir mttefikin gvenecei ey, kendisinden yardm
isteyenin iyi niyeti deil, harekt iin stn ve kararl bir gcn mevcudi-
yetidir ve Lakonyallar buna herkesten ok nem verir. Komularna birka
mttefikle birlikte saldrdklarna gre, en azndan kendi kaynaklarna g-
venemedikleri ak. stelik denizler bizim hkimiyetimizdeyken denizi ge-
ip bir adaya kacaklar.
Meloslular: Ama bakalarn da gnderebileceklerdir. Girit denizi b-
yk/geni bir deniz. Bu denize hkim olanlarn denizin stndekileri bulup
yakalamalar, onlar gvenli bir biimde atlatmak isteyenlerin iinden ok
daha zor olacaktr. Lakonyallar bunu baaramazlarsa sizin topraklarnza ve
Brasidasn eriemedii mttefiklerinizden kalan (topraklara) decek; sizler
ise size ait olmayan yerler yerine, kendi topraklarnz ve kendi konfederas-
yonunuz iin savamak zorunda kalacaksnz.
Atinallar: Bahsettiiniz trden bir artmacayla bir gn siz de karla-
abilir; Atinallarn bugne kadar hibir kuatmadan korku nedeniyle vaz-
gemediini, dierleri gibi, siz de renirsiniz. Ne var ki, yle bir gerekle
kar karyayz: lkenizin gvenlii iin mzakereye oturmak istediinizi
sylediiniz halde, bu mzakere sresince insann gvenebilecei ve ko-

125
BATIYA YN VEREN METNLER

runursa/kurtulursa iyi olur diyebilecei hibir ey sylemediniz. En gl


argmanlarnz umuda ve gelecee temelleniyor ve bu savatan zaferle -
kabilmeniz iin gereken kendinize ait kaynaklar, kar saftaki kaynaklarn-
dan ok daha az. Bu yzden, ayet -bizler kalktktan sonra- daha saduyulu
bir danman bulmazsanz, byk bir muhakeme hatas yapm olursunuz.
Kk derek rezil olma dncesine -ki tehlike annda bu bir rezillik ol-
duu kadar kanlamaz ve lmcldr- kaplmayacanz umulur. nk
olaylara hi dnmeden, aceleyle ve bile gre dalan insanlardr ki, salt
ekici bir ismin etkisiyle, kk dme veya rezillik denilen eyin ken-
dilerini esir almasna izin vererek talihsizlikten ziyade, yaplan yanln
refakatisi ve sonucu olarak daha da byk bir kk de, rezillie ma-
ruz kalrlar. yi dnp ihtiyatl davranmanz halinde kendinizi bundan
saknabilirsiniz. Hellas53daki en byk ehir, sizlere, size ait olan lkeden
vazgemeksizin baml mttefiki olmay nerdii zaman, ona boyun e-
meyi onursuzluk olarak dnmeyeceksiniz; sizlere sava ile gvenlik ara-
snda seim yapma ans verildii zaman da daha kt olan seecek kadar
kr olmayacaksnz. u kesin: Eitlerine ba emeyenler, stleriyle uyumlu
alp madunlara iyi davrananlar, ou kez en baarl olanlardr. Bu ba-
kmdan, bizler kalktktan sonra, tekrar dnn ve biricik lkeniz iin m-
zakere ettiinizi, lkenizin refah veya mahvoluunun buna bal olduunu
bir kez daha hatrlayn.
* Thucydides, The Peloponnesian War The Bodley Head, 1954.

3. Toplu Yaama Dnk Hangi Dzenlemeler nsanlarn Politik


Topluma Katlmna En ok Hizmet Eder?
Atinann Peloponnes Savanda yenik dmesi, pek ok Atinaly hayal krkl-
na uratr. Bazlar, siyasi kurumlarn gl olduu eklindeki inanlarn ciddi biim-
de sorgulamaya balar. Sorgulayanlardan biri de Efltundur. Hocas Sokratn Atina-
llar tarafndan oy okluuyla lme mahkm edilmesi, Efltunun phelerini daha
da arttrr. Dolaysyla, dnceleri siyasal yaamn doasna ve temeline odaklanr.
Efltunun siyaset konusundaki aratrmalar, Devlette yer almtr. Aadaki belge-
de Adeimantos ile Glaukonun katld tartmay Sokrat ynetmektedir; tartma
onun konumasyla balar.

53 Yunanistan.

126
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

Devlet*
Platon
Bence, dedim, site insanlarn ihtiyalarndan doar. Hi kimse kendi
kendine yetemez, hepimizin birok gereksinimi vardr. Sitenin ortaya k-
masnda baka bir eyin belirleyici olduu dnlebilir mi?
Hayr, dnlemez.
Birok gereksinimimiz olduu ve bunlarn karlanmas iin kimi insan-
lara gerek duyduumuzdan, bir ihtiyacmz iin birine, baka bir ihtiyacmz
iin de baka birine bavururuz. htiyalarmz karlayan bu insanlar hep
birlikte bir yerde bulunurlar. te buras sitedir.
Doru, dedi.
Kendi aralarnda dei toku yaparlar. Bu dei tokuun kendi yararla-
rna olacan dnerek biri bir dierine bir ey verir, dieri de bunu alr.
ok doru.
O halde, dedim, bir site kurduumuzu dnelim. Bu sitenin ortaya
kndaki temel etkenin insanlarn ihtiyalar olduunu dnelim.
Pekiyi.
Temel ve en byk ihtiyacmz, yaamann ve var olmann koulu olan
yiyeceklerdir.
Elbette.
kinci ihtiyacmz barnma, nc ihtiyacmz da giyecek ve benzeri
eyler.
Evet.
imdi de yaadmz sitede bunlarn nasl karlanacan grelim. Bi-
rinin ifti, dierinin inaat, baka birinin de dokumac olduunu farze-
delim. Bunlara bir de kundurac ya da fiziksel ihtiyalarmz karlayacak
baka birini de ekleyelim mi?
Olur, tabii.
En yaln haliyle site drt ya da be kiiden oluacak.
Evet.
Pekiyi, bu insanlar nasl alacaklar? Her biri, dierleri iin de retim
yapacak m? rnein ifti, drt kii iin retim yapp kendi yiyeceklerini
elde etmek iin sarf edecei emein drt mislini sarf ederek kendi ihtiya-
larnn yannda, dierlerinin ihtiyac iin de mi yiyecek salayacak? Yoksa
tekilerini hi dnmeyip onlar iin de yiyecek salamann derdine d-
meden, harcayaca zamann drtte birini harcayarak, sadece kendisi iin
yiyecek salayp zamannn geri kalann da, tekilerle hibir ortakla gir-

127
BATIYA YN VEREN METNLER

meden, dier ihtiyalarn karlamak amacyla ev, giysi ve ayakkab yapmak


iin alarak m geirecek?
Adeimantos, iftinin sadece yiyecek salayp dier ilerle ilgilenmemesi
gerektiini syledi.
Zeus adna, ben de bunun daha iyi olacan dnyorum. Bu syledi-
in bana, insanlarn birbirlerine benzemediklerini hatrlatt. Hepimiz, fark-
l zanaatlara uygun olacak ekilde, farkl zelliklere sahibiz. Sence de yle
deil mi?
ok doru.
Pekiyi, birine bir i yaptracan zaman, o kiinin birok ura olmasn
m, yoksa tek bir sanat olmasn m istersin?
Sadece bir sanat olmasn isterim.
Ayrca, zamannda yaplmayan bir iin dzgn olmas beklenemez, de-
il mi?
Tabii ki.
nk i, insann bo zaman olmasn beklemez. nsann yapt ii ta-
kip etmesi ve amacnn i olmas gerekir.
Evet, yle olmas gerekir.
Bu durumda unu anlyoruz ki, insan, zelliklerine uygun bir ii, dier
ilerini bir kenara brakarak zamannda yaparsa, hem daha ok, daha kolay
ve daha iyi retir.
Kesinlikle.
O halde Adeimantos, ihtiyalar karlayabilmek iin drt ehirden faz-
lasna gerek duyulacak. nk ifti, gerekten kaliteli olacaklarsa, kendi
sabann, kendi apasn ve dier tarm aletlerini kendisi yapmayacaktr. n-
aat da, kullanaca aletleri kendisi yapmayacaktr, dokumac ve kundu-
rac da.
Doru.
yleyse, daha imdiden ekillenmeye balayan kk sitemizde maran-
gozlar, demirciler ve baka zanaat sahipleri de olacaktr, deil mi?
Evet.
iftilerimize, saban srmek iin kz, inaatlarmz ve yine iftileri-
miz iin yk hayvan, kundurac ve dokumaclara da yn ve deri salamak
iin sr obanlarmz, koyun obanlarmz ve baka obanlarmz da olsa,
sitemiz yine de ok byk olmaz.
Evet, doru. Ancak, btn bu insanlarn iinde bulunaca site pek de
kk olmaz.
Bir de sitemizin nerede olaca sorunu var. Hibir eyin baka bir yer-
den getirilmesine gerek duyulmayacak bir yer bulmak neredeyse imknsz.

128
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

Evet.
O halde, ihtiya duyulan eyleri baka bir siteden getirecek insanlar da
olmal.
Evet, olmal.
Eer bu insanlar, bir siteye, oradakilerin ihtiyac olan hibir ey gtr-
meden giderlerse elleri bo dneceklerdir.
ok doru.
Bundan dolay, daha fazla iftiye ve daha fazla zanaatkra ihtiya du-
yulacak, yle deil mi?
Evet, yle grnyor.
Baka sitede yaayanlara mal verip onlardan mal alacak insanlara, yani
tccarlara da gerek duyulacak, yle deil mi?
Evet.
yleyse, tccarlarmz da olacak.
Evet, olacak.
Eer deniz yoluyla ticaret yaplacak olursa, ok sayda usta gemiciye de
ihtiya duyulmayacak m?
Evet, ok sayda usta gemici gerekecek.
Pekiyi, bu insanlar rettiklerini site iinde nasl dei toku edecekler?
Hatrlayacan gibi, bunlardan bir toplum yaratp bir site oluturduumuz
zaman, gvence altna almamz gerekecek esaslardan biri, bu karlkl de-
iim ii olacaktr.
Tabii ki alveri yaparak.
O halde bu insanlarn bir pazaryerine ve alverite kullanlmak zere
paraya ihtiyalar olacak.
Evet.
Bir iftinin ya da bir zanaatkrn pazara kendi rnn getirdiini, ama
pazarda dei toku yapabilecei kimsenin olmadn farz edelim. Bu du-
rumda, iini gcn bir kenara brakp pazaryerinde bo bo oturacak m?
Tabii ki, hayr! Byle bir gereksinim karsnda devreye satclar girecek-
tir. yi dzenlenmi sitelerde, genellikle fiziksel bakmdan gsz olan ve bu
yzden de kolay kolay bir ie yaramayan insanlar vardr. te, bu insanlarn
ii, pazarda bulunup maln satmak isteyenlere para vermek, mal satn al-
mak isteyenlerden de para almaktr.
yleyse, bu insanlara olan gereksinimden dolay, sitemizde satclar da
olacaktr. Perakende satc szc, pazaryerinde oturup satn alma ve al-
dklarn satma iiyle uraan kiiler; tccar szc de, ticaret amacyla
bir ehirden dierine gidip duran kiiler iin kullanlyor, deil mi?
Evet, dedi.

129
BATIYA YN VEREN METNLER

Bir de, akln kullanlmasn gerektiren ilerde yeterli olmayan, ama be-
densel gleri olduka fazla olan insanlar vardr. Bunlar da bedensel gle-
rini satarlar. Bu insanlara gndeliki, emekleri karlnda aldklar paraya
gndelik denir.
Doru.
O halde, gndelik ile alanlarn da sitemizde bir yeri olacaktr, deil
mi?
Evet.
Pekiyi Adeimantos, sitemiz yeterince bymedi mi?
Sanrm byd.
yleyse, doruluk ve yanllk nerede, sitenin hangi ksmnda ortaya
kar? Ve bunlarn hangisi sitemize girmitir?
Bunu bilmiyorum Sokrat, dedi.
Muhtemelen yurttalarn birbirleriyle yapacaklar alverilerde Do-
ruluk ve yanln grlecei baka bir yer gelmiyor aklma.
Galiba doru sylyorsun, dedim, bu konuyu ciddi ciddi dnp
aratrmamza devam etsek iyi olur.
O zaman, ncelikle bir araya getirdiimiz bu insanlarn yaam tarzlar-
nn nasl olacan dnelim. Kendileri iin msr, arap, elbise, ayakkab
retip ev yapmayacaklar m? Bir evleri olduunda da yazlar genellikle p-
lak ve yalnayak, klar ise elbise ve ayakkab giyip alacaklardr. Arpa
unu ve buday ununu yourup piirerek gzel rekler, ekmekler yapp
bunlarla besleneceklerdir. Porsuk aac ya da mersin aac odunundan yap-
tklar sedirlerin zerine buday saplarndan yaplm bir hasr koyup veya
temiz yapraklar serip yiyeceklerini ve ieceklerini bunlarn stne koyacak
ve arkalarna yaslanacaklardr. Balarna elenklerini takacaklar ve mutlu
bir ekilde sohbet edip tanrlar ven szler syleyerek yemeklerini yiyecek-
ler, kendi yaptklar araptan ieceklerdir. Yoksulluk ve sava tehlikelerini
de gz nnde bulundurarak, bakabilecekleri kadar ocuk yapmaya zen
gstereceklerdir.
Ama, dedi Glaukon araya girerek, gryorum ki insanlara katksz ek-
mekle ziyafet ekiyorsun.
Doru, dedim, unutmuum. Tabii ki yemeklerine tuz koyacaklar; zey-
tin ve peynirleri de olacak. Kyllerin yapt gibi, sebze yemekleri pii-
recekler. Tatl olarak da, onlara incir, bezelye ve fasulye vereceiz. ly
karmadan ierken, atete mersin taneleri ve mee palamutlar piirecekler.
Bu ekilde beslenerek, bar ve huzur iinde yalanp hayatlarnn sonuna
gelecek ve ocuklarna da benzer bir hayat brakacaklar.

130
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

Evet, Sokrat, dedi, eer domuzlar iin bir site oluturuyor olsaydn, o
hayvanlar da byle mi beslerdin?
Pekiyi, sen ne nerirdin, Glaukon?
Bu insanlara hayatn olaan rahatlklarn salamalsn, dedi, rahat ya-
ayan insanlar, sedirde yatp masada yemek yerler ve bizimkiler gibi katk-
lar ve tatllar da olmaldr.
Evet, dedim, imdi anlyorum. zerinde durmam istediin mesele ba-
sit bir site deil, rahatlk dkn bir sitenin nasl ekillenecei. Bunun kt
bir taraf yok belki de. nk byle bir sitede, doruluk ve yanlln nasl
ortaya ktn grme ansmz daha yksek olacaktr. Benim dnceme
gre, doru ve salkl site, tanmladm ekilde olan sitedir. Sitenin hasta-
lkl halini grmek istiyorsan da buna bir itirazm yok. ou insan, benim
basit site tanmmla tatmin olmayacaktr. Her trden sedirler, masalar, baka
eyalar, lezzetli yiyecekler, gzel kokular, ttsler, kadnlar ve rekler iste-
yeceklerdir. Bu durumda, ev, elbise ve ayakkab gibi bata bahsettiim, ya-
am iin zorunlu olan gereksinimlerin tesine gememiz gerekiyor. Boyac
ve naklarn almaya balamalar; altn, fildii ve her trden malzeme-
nin de temin edilmesi gerekecektir.
Doru, dedi.
O halde, sitemizi daha da bytmek zorundayz. nk bata belirttii-
miz salkl site artk yeterli deildir. Pekiyi, imdi sitede temel gereksinim-
leri karlamayan bir sr ura m olacak? Avclar, biim ve renkler ze-
rinde alacak olanlar, mzik sanatlar, airler ve airlerle birlikte onlarn
yardmclar, tiyatro oyuncular, rhapsodoslar54, sanatlar, zellikle de ka-
dn giysileri iin eit eit kuma ve para yapan ustalar gibi yle mi? Daha
fazla kleye de ihtiyacmz olacak. Eiticiler, dadlar, st analar, hizmetiler,
berberler, frnclar ve alar ve hatta domuz obanlar da istemeyecek mi-
yiz? Daha nce szn ettiimiz site modelinde gereksinim duyulmayan ve
bu yzden sitemizde yer almayan bu insanlara artk ihtiyacmz m olacak?
nsanlarn, etini yiyecekleri eit eit hayvanlar besleyecekleri iin onlar
da unutulmamal, yle deil mi?
Tabii ki.
Bu durumda, hekimlere ok daha fazla ihtiyacmz olacak.
Evet, yle olacak.
zerinde ilk yerleenler iin yeterli olan topraklar, artk ok kk kala-
cak ve yeterli olmayacak, deil mi?
ok doru.

54 Antik Yunanda kent kent dolaarak iirler, zellikle Homerostan paralar okuyan halk ozanlar.

131
BATIYA YN VEREN METNLER

Otlak ve ekili arazi haline dntrmek iin komularmzn toprakla-


rnn bir blmn almak isteyeceiz. Eer bizim gibi, zorunlu gereksinim-
lerin tesine geip sonsuz bir zenginlik hevesine kendilerini kaptrrlarsa,
komularmz da bizim topraklarmzn bir blmn almak istemeyecek-
ler mi?
Sokrat, bu kanlmaz olacak.
O halde, savaacaz Glaukon, yle mi?
Kesinlikle, dedi.
Sava, yararl bir ey midir, zararl bir ey mi? Daha buna karar verme-
den; gerek site, gerekse bireyler bakmndan; sitelerin iinde bulunan tm
ktlklerin sebeplerinden dolay, savan ortaya ktn anlam bulunu-
yoruz.
phesiz ki, yle.
Sitelerimizin topraklar artk daha da genilediine gre, bu sefer de bi-
raz nce tanmladmz varlklarn ve insanlarn yan sra, tm sahip olduk-
larmzn da istilaclara kar korunmas iin eksiksiz bir orduya gerek du-
yulacak.
Neden? dedi, bu insanlar kendi kendilerini koruyamayacaklar m?
Hayr, dedim, sitenin ekillendirilmesi srasnda hepimiz tarafndan
kabul edilen temel dnceye gre, kendi kendilerini koruyamazlar. Hatr-
layacan gibi temel dncemiz, bir insann birden fazla ii baaryla yapa-
mayaca idi.
ok doru, dedi.
Pekiyi, sava bir sanat deil midir?
Tabii ki yledir.
Pekiyi, sava sanat kunduraclk kadar dikkat gerektiren bir sanattr,
yle deil mi?
Evet, yle.
Ayakkablarmzn iyi bir ekilde yaplmas iin kunduracnn ifti,
dokumac ya da inaat olmasna izin vermemitik. Sadece kunduracya
deil, herkese zelliklerine uyan bir i verilmiti ve herkese hayat boyunca
baka bir ile ilgilenmeyip kendi iinde almaya devam edecekti. nne
kan frsatlar karmayp kendi iinde ustalaacakt. Hibir i, grevini iyi
yapan bir savannki kadar nemli olamaz. Pekiyi, sava sanat, ayn za-
manda bir ifti, kundurac ya da baka bir zanaatta alan insanlarn da
kolaylkla edinebilecei bir sanat mdr? Hi kimse, kklnden itibaren
kendini yalnz zar ve dama oyununa adamam, sadece elence olsun diye
bu oyunu oynamsa, iyi bir zar ve dama oyuncusu olamaz, deil mi? Hibir
alet, nasl kullanlaca renilmemise, zerinde kafa yorulmamsa, bir

132
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

insan usta bir ii ya da usta bir sava yapmaz. O halde, bir kalkan ya da
baka bir sava aletini ilk kez eline alan biri, ister ar silahlarla donanm
bir orduda olsun, isterse baka bir orduda, nasl bir gnde iyi bir sava
olacak?
Evet, dedi, nasl kullanacaklarn kendileri reten aletler bulunsayd,
bunlara paha biilmezdi.
Topraklar koruyanlarn yaptklar iin deeri arttka, dedim, daha
fazla zamana, ustala, sanata ve uygulamaya gerek duymayacaklar mdr?
Buna phe yok, dedi.
Yapacaklar i iin zel bir yeteneklerinin olmas gerekmez mi?
Kesinlikle gerekir.
yleyse, sitenin korunmas grevi iin ne tr zellikler gerektiini be-
lirleyelim.
Belirleyelim.
Zeus adna, bu kolay olmayacak, dedim, ama cesur olup elimizden
gelenin en iyisini yapmalyz.
Evet, yapmalyz.
Koruma ve gzetleme iinde soylu olan bir gencin, yaratl bakmndan
iyi beslenmi bir kpek gibi olmas gerekmez mi?
Ne demek istiyorsun?
Her ikisi de dman hemen grebilmeli ve ona yetimek iin evik ha-
reket edebilmeli. Dman yakaladktan sonra da onunla dvebilecek ka-
dar gl olmaldr.
Tm bu niteliklere ihtiya olacaktr.
yi birer sava olacaklarsa da cesur olmaldrlar, deil mi?
Elbette.
Cesareti olmayan bir atn, kpein ya da baka bir hayvann cesur hare-
ket edebilmesi mmkn mdr? Cesaretin nasl da yenilmez, alt edilemez
bir ey olduuna ve varlnn, iinde bulunduu ruhu nasl da korkusuz ve
boyun emez kldna hi tanklk ettin mi?
Evet, ettim.
O halde, koruyucularn sahip olmalar gereken bedensel nitelikler hak-
knda bir fikrimiz olutu.
Evet.
Ruhsal nitelikleri de biliyoruz. Ruhlar cesaretle dolu olmal, deil mi?

Sokrat, daha sonralar, sradan yurttalarn bilge hamilerin ynetimine


nasl raz edilecekleri sorusunu gndeme getirir. Verdii cevap, onlara ma-
sal/efsane anlatmay nermektir.

133
BATIYA YN VEREN METNLER

Bazlarnz ynetme gcne sahip. Tanr bunlar altndan yaratmtr ve


onlar en saygdeer insanlardr. Bazlarnz, yani yardmclar ise, ikinci de-
recede nemli olduklar iin gmten yaratmtr. ifti ya da zanaatkr
olacak dierlerini de pirin ve demirden yaratmtr. Bunlarn ocuklar da
genel olarak ayn zellikleri tayacak. Ancak, sonuta hepsi de ayn soydan
geldikleri iin, altndan yaratlm bir anann altn olu olabilecektir. Tan-
r, yneticilerden ilk ve en nemli ilke olarak, her eyden nce rk safl-
nn korunmasn istemektedir. Yneticiler, yurttalarn ocuklarnn hangi
maddelerden olutuklarn gzetlemelidirler. nk altn ya da gmten
yaratlm bir anadan doan ocuk, yapsnda pirin ve demir tarsa doa,
toplumsal snflarn dzenini deitirir. Bu durumda, yneticiler daha alt bir
snfa dahil olduu iin ocua acmazlar ve onu bir ifti ya da zanaatkr
yaparlar. Ayn ekilde, baz zanaatkr ocuklarnn yaplarnda altn ve g-
m bulunabilir. Bu yzden, daha st bir snfa dahil olacaklarndan koru-
yucu ya da yardmc olabileceklerdir. Bir khinin syledii gibi, ne zaman
ki pirin ve demirden yaratlm biri siteyi denetim altnda tutmaya kalkar,
ite o zaman site yklr. Mitosumuz bu ve bu mitosu sitenin yurttalarna
inandrma ansmz var m sence?
imdiki nesli inandrma ansmz yok, dedi, ancak, bir sonraki ve
daha sonraki nesilleri inandrabiliriz.
Zor olduunu biliyorum, dedim, insanlarn byle bir eye inanmala-
rn salamak, onlarn siteye ve birbirlerine olan sorumluluk duygularn
arttrr. Bu kadar mitos yeter. Biz topraktan doma kahramanlarmz silah-
landrp liderlerinin emrine verirken; bu mitos da bir rivayet olarak, dier
sitelere anlatlsn. Kahramanlarmz, herhangi bir itaatsizlik halinde isyan
bastrabilecekleri ve kendilerini, dardan srnn stne saldran kurtlara
benzeyen dmanlarndan koruyabilecekleri bir yer aratrp sesinler. Bu
yere gelip tanrlara kurbanlar kessinler ve oraya yerlesinler. yle deil mi?
Evet, dedi.
Yerletikleri yerler, kn souundan, yazn scandan onlar koruya-
cak nitelikte olmal.
Sanrm, yerletikleri yerler derken evleri kastediyorsun.
Evet, dedim, ama bunlar koruyucularn evleri olsun, tccarlarn de-
il.
Ne fark eder ki?
Aklamaya alaym. Bir oban iin, disiplinsizlikten, alktan veya
herhangi bir kt alkanlktan dolay koyunlara saldrp onlar rahatsz
eden ve kpekten ok kurt gibi davranan beki kpekleri beslemek ok kt
ve akl d bir ey deil midir?

134
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

Evet, yledir.
O halde, yurttalarmzdan daha gl olan yardmclarmzn, onlarn
dostu olmalar gerekirken birer tiran olup kmamalarn salamak iin her
trl nlem alnmaldr.
Evet, buna byk zen gsterilmeli.
Gerekten nitelikli olan bir eitim, en iyi gvence olmaz m?
Ama zaten iyi eitilmi olacaklar, dedi.
Bundan o kadar emin deilim, sevgili Glaukon, dedim, nasl olursa
olsun, doru bir eitimin bu kiileri, birbirleriyle ve korumalar altnda olan-
larla iyi ilikiler gelitireceine ve daha insani bir hale getireceine inanyo-
rum.
ok doru, dedi.
Eitimleri, evleri ve baka her eyleri, koruyucu olarak sahip olduklar
erdemleri zayflatmayacak ve dier yurttalar rahatsz etme istei uyandr-
mayacak ekilde dzenlenmelidir. Akl banda herkes bunu kabul etmeli.
Evet, kabul etmeli.
O zaman, idealimizdeki koruyucularn yaam ekillerinin nasl olaca-
na karar verelim: lk olarak, hayatn srdrmek iin gerekli olann d-
nda, hibirinin zel mlk olmamal. Evlerinin ve depolarnn kaplar,
bakalar girmesin diye kapal tutulmamal. Erzaklar ll ve cesur olan
eitilmi savalarn gerek duyaca miktar ve nitelikte olmal. Yurttalar-
dan alacaklar cret, sadece o yln masraflarn karlayacak sabit bir cret
olmal. Savalar gibi bir arada yaamallar. Altn ve gmn, Tanrnn
eseri olduunu ve kendi ilerinde de bu maddelerin bulunduunu syle-
meliyiz ki, maden artklarna ihtiya duymasnlar ve bu trden maddesel
karmlarla kutsal olan altn ve gm kirletmesinler. nk sradan ma-
denler ktlklerin kaynadr, ama onlarn iindeki madenler katksz-
dr, temizdir. Ancak tm vatandalar arasnda sadece onlar, gm ve altna
dokunamaz ya da bu madenleri ellerine alamaz, evlerinde bulunduramaz,
giysilerine takamaz, altn veya gm kaplardan iemezler. te, bu onlarn
kurtuluu olacak, kendileri de sitenin kurtarclar olacaklar. Ama ev, toprak
ya da para sahibi olurlarsa, koruyucu olacak yerde ev sahibi ve ifti; dier
yurttalarn dostu olacak yerde de onlarn dman ve tiran olup karlar.
Tm hayatlarn, nefret eden ya da nefret edilen, entrikalar eviren veya ent-
rikalara kurban giden kiiler olarak, d dmanlardan ok, i dmanlardan
korkarak geirirler. Bu artlarda, kendilerinin yok olup sitenin yklmas an
meselesidir. Bu sebeplerden dolay, sitenin anlattmz ekilde dzenlene-
ceini, korucularn evleri ve dier tm meselelerle ilgili olarak belirlenecek
kurallarn bunlar olacan ilan etmemiz gerekmez mi?

135
BATIYA YN VEREN METNLER

Evet, gerekir, dedi Glaukon.

Sokrat, devletin adil bir biimde ynetilebilmesi iin sahip olunmas gere-
ken bilginin tabiat ve nemine dair tespitlerini Devlette daha nce yaptn-
dan, bu kez doru bir ynetim oluturmak iin en hzl ve kolay yollarn ne-
ler olabileceini sorgular.

Gerek sitenin kurguladmz rnee her ynden uyacan ispatlama-


ya zorlamamalsn beni. Bir sitenin, nerdiimize yakn bir ekilde nasl y-
netileceini bulabilirsek, kurguladmz sitenin gerekletirilebilirliini de
gstermi oluruz. Bu da bize yeter. Eminim ki, ben bununla da tatmin olu-
rum. Sen olmaz msn?
Evet, olurum.
imdi sana, kt ynetilen sitelerdeki eksiklikleri ve onlar daha iyi bi-
rer site yapacak kk deiiklikleri anlataym. Bu deiiklikler mmkn ol-
duunca az ve kk deiiklikler olsun.
Pekiyi, yapalm.
Sitede kk ya da kolay olmayan ama gerekletirilebilir bir deiiklik-
le dzelme salanabilir.
Nedir bu deiiklik?
te, dalgalarn en by dediim dalga geliyor. Bu dalga krlp beni
kahkaha ve utan iinde bosa da dndklerimi anlatacam. Syleyecek-
lerimi iyi dinle.
Pekiyi, syle.
Filozoflar kral olmadka, tm dnyadaki kral ve mevki sahipleri filozof
ruhuna ve gcne sahip olmadka; ayn kiide hem siyasi beceri, hem akl
birlemedike, farkl yaratlta olanlar birbirini dlamay brakmadka,
hibir site, hibir insan, dertlerden kurtulamaz. Bu duruma, sadece bizim
sitemizin var olma ve gn n grme ans olacaktr. te, sevgili Glaukon,
fazla lsz olduuna inanmasam, seve seve dile getireceim dnce bu
olacakt. Ama, gerek devlet ilerinde, gerekse zel yaamda bizim sitemiz
haricinde hibir sitede mutluluun olmayacana inanmak gerekten g...

* Platon (Efltun), Devlet, Trkesi: Ersin Uysal, Dergah Yaynlar, 1995.

4. nsanolunun indeki yinin Doas Nedir?


Aristonun siyaset konusundaki almalar, onu yine bilenlerin efendisi olarak
konumlar. Ama Aristo iin bilmek (vukuf), dier konularda olduu gibi, siyaset konu-

136
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

sunda da Efltundan farkldr. Ona gre siyaseti ve siyasete dair dier gerekleri bil-
menin/anlamann yolu gndelik siyasi deneyimin analizinden gemektedir. Efltun
ideal devlet hakknda yazarken, Aristo sokaktaki somut insan ve somut devleti ince-
ler ve onlar neyin iyi, neyin kt yapt hakknda dnr, nk iyi devletlerin,
iyi insanlara muhta olduu aktr.

Nikomakhosa Etik*
Aristo
Bunlardan sonra erdemin ne olduunu aratralm. Ruhta olup bitenler
trl -etkilenimler, olanaklar ve huylar- olduuna gre erdem bunlardan
birisi olsa gerek. Arzu, fke, korku, yreklilik, kskanlk, sevin, sevgi, kin,
zlem, hrs ve acmann genel olarak da haz ya da acnn izledii eylere
etkilenim diyorum; bunlardan etkilenebilmemizi salayanlara, szgelii f-
kelenebilmemizi, ac duyabilmemizi ya da acyabilmemizi salayanlara ola-
nak adn veriyorum. Huylar diye de etkilenimlerle ilgili olarak iyi ya da
kt durumumuza diyorum, rnein fkelenmeyle ilgili olarak, ar ya da
gerekenden az fkeleniyorsak kt, orta ekilde fkeleniyorsak iyi durumda-
yz. teki etkilenimlerde de bu byledir. Demek ki erdemler de ktlkler
de etkilenim deildir; nk erdemler ile ktlklere gre bize iyi ya da
kt denir ve etkilenimlere gre deil, erdemler ile ktlklere gre vlr
ya da knanrz (nitekim korkan ya da fkelenen vlmez; srf fkelenen
de yerilmez, belli bir ekilde fkelenen yerilir). Ayrca kendi tercihimizle
fkelenmez ya da korkmayz, oysa erdemler baz tercihlerdir ya da tercihsiz
olmuyorlar. stelik etkilenimlerle ilgili olarak harekete getirildiimiz, oysa
erdemlerle ilgili olarak harekete getirildiimiz deil, belli bir eye yatkn
olduumuz sylenir. Bu nedenle erdemler olanak da deildir; nitekim srf
etkilenme olanana sahip olduumuz iin iyi ya da kt olmayz; vlme-
yiz de yerilmeyiz de. Ayrca olanaklar bizde doal olarak var, oysa doal
olarak iyi ya da kt olmayz; bundan ise daha nce sz etmitik. yleyse er-
demler etkilenim ya da olan deilse, geriye onlarn huy olmas kalyor. By-
lece erdemin cins bakmndan ne olduunu ortaya koymu bulunuyoruz.
Ama bu kadar, yani bir huy olduunu sylemek yetmez, nasl bir huy
olduunu sylemek gerek. yle diyelim: Her erdem neyin erdemi ise, onun
iyi durumda olmasn ve kendi iini iyi gerekletirmesini salar. Szgelii
gzn erdemi gz ve onun iini erdemli klar; nk gzn erdemi saye-
sinde iyi grrz. Ayn ekilde atn erdemi at erdemli klar; iyi komasn,
binicisini iyi tamasn ve dmanlarn karsnda kamamasn salar. Bu

137
BATIYA YN VEREN METNLER

her eyde byleyse, insann erdemi insann iyi olmasn ve kendi iini iyi
gerekletirmesini salayan huy olmal. Bunun nasl olacan sylemitik,
ama bu, erdemin doal yapsnn nasl olduunu aratrrsak, baka bir yol-
dan da akla kavuur. Srekli ve blnebilir olan her eyi blp daha o-
unu bize gre yapabiliriz; eit olan ise arlk ile eksikliin bir ortasdr. Bir
eyin ortas iki ucundan eit uzaklkta olana diyorum ki bu herkes iin bir
ve ayn eydir; bize gre orta ise, ne fazla ne eksik olana diyorum; bu ise tek
deildir, herkes iin ayn deil. rnein bir eyin ou on, az iki ise, eye
gre alndnda ortas alt olur; nk eit bir ekilde birini ayor, dier
tarafndan alyor; bu ise matematiksel oranlamaya gre ortadr. Oysa bize
gre ortay byle almamak gerekir; nitekim biri iin on be kilo yemek ok,
kilo yemek az ise, beden eitimcisi dokuz kilo yemei gerekli bulmaya-
caktr; nk bu da bunu yiyecek olan iin az da olur ok da. Nitekim Milon
iin az, beden eitimine yeni balayan biri iin ok olur. Kou ve grete de
bu byle. Demek ki her bilen kii arlk ile eksilikten kaar, ortay arar, onu
tercih eder; bu orta ise eyin ortas deil; bize gre orta olandr.
Demek ki her bilim kendi iini ortaya bakarak ve ilerine buna gre yn
vererek iyi biimde gerekletiriyorsa (bu nedenle, arlk ve eksiklik olum-
luyu bozduu, orta olma ise onu koruduu iin, kendilerine eklenecek ya
da onlardan alnacak bir ey olmayan ilere iyi iler deriz; dediimiz gibi iyi
sanatlar bunu gzeterek alr), erdem de, eer doa gibi her sanattan daha
kesin ve iyi ise, ortay hedef edinmek olsa gerek. Kastettiim karakter erde-
midir, nk o etkilenimlerle ve eylemlerle ilgili; arlk, eksiklik ve orta ise
bunlarda olur: rnein korkma, cesaret etme, arzu etme, fkelenme, acma
ve genelde haz alma ya da ac duymada daha az ve daha ok olur, her iki-
si de iyi deil. Oysa gerektii zaman, gereken eylere, gereken kiilere kar,
gerektii iin, gerektii gibi bunlar yapmak orta olandr ve en iyidir, bu da
erdeme zgdr. Ayn biimde, eylemlerde de arlk, eksiklik ve orta sz
konusudur. Erdem ise arl yanl olan, eksiklii yerilen, ortas vlen ve
isabetli olan etkilenimlerle ve eylemlerle ilgilidir; vlmek ve isabetli olmak
da erdeme zg.
Demek erdem bir tr orta olmadr; ortay ama edinir. Ayrca yanla d-
mek pek ok biimde (Pitagoraslarn dnd gibi, kt snrsz, iyi ise
snrlnn zelliidir), isabetli olmak ise tek biimde olur (dolaysyla ilki ko-
lay ikincisi zordur; hedefe isabet etmemek kolay, isabet etmek ise zordur);
bu nedenle de arlk ve eksiklik ktle, orta olma ise erdeme zgdr.
yiler bir eittir, ktler ise eit eit.
O halde erdem, tercihlere ilikin bir huy: Akl tarafndan insann belir-
leyeceiyle belirlenen, bizle ilgili olarak orta olan bunma huyudur. Bu, biri

138
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

arlk, teki eksiklik olan iki ktln ortasdr; ktlk etkilenimlerde


ve eylemlerde gerekenden ars ya da eksiidir, erdem ise ortay bulma ve
tercih etmedir. Bunun iin varl bakmndan ve ne olduunu dile getiren
sz bakmndan erdem orta olmaldr; en iyi ile iyi bakmndan ise uta ol-
maldr.
Ama her eylem ile her etkilenimin orta olmas sz konusu deildir; ni-
tekim bunlardan kimi adlarnda ktl ierir: Szgelii hasetlik, arszlk,
kskanlk; eylemler iinde de zina, hrszlk, adam ldrme. nk btn
bunlarn ve bu gibi eylerin arlklarnn, eksikliklerinin deil, kendileri-
nin kt olduu sylenir. O halde bunlarda isabetli olmak olanakl deildir,
hep yanla dmek sz konusu. Bunlarn iyi olmas olmamas, zina konu-
sunda olduu gibi, kime, ne zaman yapmak gerektii sz konusu deildir;
bunlardan birini yalnzca yapmak yanl yapmak olur. Ayn ekilde haksz-
lk yapmak, korkak olmak, haz peinde komak konusunda da orta olma ve
arlk-eksiklik olduunu ileri srmek sz konusu deildir; nk bu ekil-
de arln ve eksikliin ortas diye arln arl ile eksikliin eksiklii
olacak. Buna karn orta, bir bakma u olduu iin, lllk ve yiitlikte
nasl arlk ya da eksiklik yoksa onlarn da ortas, arl-eksiklii yok; na-
sl yaplrsa yaplsn yanla dlr. Genel olarak sylenirse, ne arln,
eksikliin bir ortas, ne de ortann eksiklii ya da arl vardr.
Bunu yalnz genel anlamda sylememek, tek tek durumlarda da uygu-
lamak gerekli; nk eylemlerle ilgili sylenen szlerden genel konusunda
olanlar daha yaygn, zel konularda sylenenler ise daha dorudur; n-
k eylemler tek tek durumlarla ilgilidir ve sylenenler bunlara uymaldr.
Bunlar ana izgileriyle ele alalm: Yiitlik korkular ve cretle ilgili orta ol-
madr, korkusuzlukta arya kaanlarn ad yok (nitekim birou adszdr),
cretlilikte ar olan cretli, korkmakta arya kap yreklilikte yetersiz
kalan ise korkaktr. Hazlar ile aclar konusunda (hepsinde, zellikle aclarn
hepsinde deilse de) orta olma lllk, arlk ise kendini tutamamalktr.
Haz duymada eksiklik gsterenlere pek rastlanmaz, bunun iin bunlara ad
verilmemitir, biz duygusuz diyelim.
Para alma ile para verme konusunda orta olma cmertlik, arl ile ek-
siklii ise savurganlk ile cimriliktir; bunlarda insanlar kart ynde arlk
ile eksiklik gsterir: Savurgan vermekte arlk almakta eksiklik, cimri ise
almakta arlk vermekte eksiklik gsterir. imdilik bunlara biimsel ola-
rak, ksaca deinmekle yetinelim; daha sonra bunlar daha kesin belirlene-
cektir. Para konusunda baka tutumlar da vardr: ortas, ihtiam (muhteem
cmertten farkldr, muhteem byk eyler iin, cmert daha kk ey-
ler iin para harcar); arll gsteri budalal ve kaba sabalk, eksikliiy-

139
BATIYA YN VEREN METNLER

se eli sklk. Bunlar cmertlikle ilgili olanlardan ayrdr; nerede ayrldkla-


r daha sonra sylenecek.
Onur ile onursuzluk konusunda orta olma yce gnlllktr, arl
kendini byk grme diye bir ey, eksiklii ise kendini kk grmedir. Na-
sl kk eylerle ilgili olan cmertlik ihtiamdan -dediimiz gibi- ayrysa,
byk bir onurla ilgili olan yce gnllln karsnda, daha kk onur-
la ilgili bir zellik var; onuru gerektii gibi, gerektiinden ok ve gerektiin-
den az arzu etmek olanakldr; byle bir arzuda ar olana onur dkn,
eksik kalana ise onuru umursamaz denir; orta olann ise ad yok. Bu tutum-
larn -onura dkn olannki olan onura dknlk dnda- adlar yok. Bu
nedenle uta olanlar ortann yerini alma iddiasndadr
fke konusunda da arlk, eksiklik, orta olma var; bunlar hemen hemen
adsz olmakla birlikte, orta olana sakin diyerek, orta olmay sakinlik diye
adlandralm; u noktalardan ar olan sinirli olsun -ktlk sinirliliktir-
eksiklik gsteren fkesiz, eksiklik de fkesizlik.
Birbirlerine benzemelerine karn, farkl olan orta daha var: Hepsi in-
sanlar arasndaki ilikilerdeki konumalar ve eylemlerle ilgilidir; farklar ise,
birinin bu konularda samimi olma ile tekilerin ise hola ilgili olmasdr.
Bunun da bir tr akada, bir tr de yaamn her durumunda sz konusu.
Her eyde orta olmann vlmesi gerektiini, ularn ise vlesi, doru ol-
madklarn, yerilmeleri gerektiini daha iyi grebilmek iin bunlardan da
sz etmeli. Bunlarn ou adszdr, tekilerde de yaptmz gibi, bunlara da
aklk kazandrmak ve kolay izlenebilir hale getirmek iin, bunlara biz ad
bulmay deneyelim. Samimiyet konusunda orta olan insan bir tr samimidir;
bu ortaya da samimiyet diyelim. Kendini baka trl gsterme arya doru
olursa arlatanlk, buna sahip olana da arlatan, eksiklie doru olursa istih-
za, buna sahip olana da mstehzi diyelim. akadaki ho konusundaysa orta
olana akac, tutumun adna akaclk; arlna aklabanlk, buna sahip
olana aklaban; eksiklik gsterene yabanl, bu huya da yabanllk diyelim.
Yaamdaki bir baka ho konusunda, gerektii gibi ho olana dost, ortas-
na dostluk; arlk gsterene, bu bir nedenle deilse koltuku, bir kar var-
sa dalkavuk; eksiklik gsterene ve hibir eyi beenmeyene, kavgac olana
etin adam diyelim. Baa gelenlerle ve etkilenenlerle de ilgili ortalar vardr:
Utanma bir erdem deildir, ama utanmay bilen vlr; nk bu konularda
orta olma sz konusudur; arya kap her eyden utanan utanga, eksiklik
gsteren ya da hibir eyden utanmayan yzsz; ortas da utanmay bilen-
dir. nfial, kskanlk ile hasedin ortasdr, bunlar da evremizdekilerin du-
rumlarna ilikin duyulan ac ve hazla ilgilidirler; infial duyan, haksz yere
iyi durumda olanlar karsnda ac duyar; kskan ise bunu arya gtrerek

140
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

iyi durumda olan herkes karsnda ac duyar; haset duyan ise zlmekten
ylesine uzaktr ki, bakasnn ac duymasna sevinir
kisi arlk ile eksiklik eklinde ktlk, biri de orta olma erdemi olmak
zere (says) olan tutumlarn hepsi, belli bir biimde birbiriyle bir kar-
tlk iindedir; ular hem ortaya hem birbirlerine, orta ise ulara karttr.
Nasl eit, daha ke gre daha byk, daha bye gre daha kkse,
etkilenimlerde ve eylemlerde orta huyla eksikliklere gre ar, arlklara
gre eksik oluyor. Yiit korkaa gre cretli, cretliye gre korkak grn-
yor. Ayn biimde ll, duygusuza gre haz dkn, haz dknne
gre duygusuz; cmert cimriye gre savurgan, savurgana gre cimri grnr.
Bu nedenle ularda olanlarn her biri orta olann tekinin tarafna doru
iter. Korkak yiide cretli, cretli de korkak der. teki durumlarda da bu
byle. Bunlar birbirlerine byle kart olduklarndan, ular birbirlerine, or-
taya kan kartlklardan daha karttr. Nasl byn kkten, kn
bykten uzakl, her ikisinin eitten uzaklndan daha oksa, bunlarn da
birbirlerine uzakl, ortaya olan uzaklklarndan daha ok. Ayrca yiitlik
ve ataklkta, cmertlik ve savurganlkta olduu gibi; kimi ularla ortann bel-
li bir benzerlii var; oysa birbirlerine gre, ular arasnda ok byk benzer-
sizlik var; birbirinden en uzak olanlar kart olarak tanmlanr, dolaysyla
birbirlerine daha uzak olanlar birbirlerine daha karttr. Orta olan ile kar-
latrldklarnda kimi eylerin eksiklikleri kimilerinin ise arlklar daha
karttr; szgelimi yiitliin kart, arlk olan ataklk deil, eksiklik olan
korkaklktr; llln kart eksiklik olan duygusuzluk deil, arlk
olan haz dknldr. Bunun iki nedeni var: Biri o nesnenin kendisinden
kaynaklanyor: Bir ucun ortaya daha yakn ve daha benzer oluundan dola-
y, ortann karsna onu deil, daha ok teki ucu koyarz; rnein yiitlie
ataklk daha benzer ve daha yakn, korkaklk ise daha uzak grnd iin,
yiitliin karsna daha ok korkakl koyarz; ortadan daha uzakta olan-
lar daha kart gibi grnr. Demek ki ilk neden bu; nesnenin kendisinden
kaynaklanyor; teki nedense dorudan bizim kendimizden kaynaklanyor.
Doal olan eyler ortaya daha kart gibi grnr; szgelimi doal olarak
hazlara daha ok meylimiz var, bunun iin dzenli bir yaamdan ok, haz
dknlne meylederiz. Dolaysyla da kendimizi daha ok verdiimiz
eylere daha kart deriz; bu nedenle de arlk olan haz dknl l-
lle daha karttr.
O halde karakter erdeminin orta olma olduu ve ne ekilde orta olduu;
biri arlk teki eksiklik olan iki ktln ortas olduu ve etkilenimler-
de ve eylemlerde ortay hedef edinmekle byle olduu yeterince belirtilmi
oldu. Bu nedenle erdemli olmak g itir. Her eyde ortay bulmak zor itir,

141
BATIYA YN VEREN METNLER

szgelii bir dairenin ortasn bulmak herkesin deil, bilenin iidir; ayn e-
kilde fkelenmek, para vermek ve harcamak herkesin yapabilecei kolay bir
eydir; ama bunlarn kime, ne kadar, ne zaman, niin, nasl yaplaca ne
herkesin bilecei bir ey ne de kolaydr. Bunlar iyi yapmann ender, vlesi,
gzel bir ey olmasnn nedeni de bu. Bunun iin Kalypsonun tledii
gibi, ortay arayann nce ona daha kart olandan uzak kalmas gerekiyor.
* Aristo, Nikomakhosa Etik, eviri: Saffet Babr, Bilgesu Yaynclk, 2007.

5. nsan Birlikteliinin Doal Formlar Nelerdir?


Aristo, insanolunun iindeki iyiliin doasna dair grlerini Nikomakhosa
Etikte tespit ettikten sonra, insanolunun zellik arz eden vasflarna dair bilinme-
yenlere ynelir: Politik Hayvan [zoon politikon] olan insan, hep dier insanlarla
birlikte (ibirlii/ortaklk iinde) yaar. Ne var ki, birlikte yaamann birden ok tr
vardr. Bazlar, aile gibi, evrenseldir; dierleri, klelik ve polis gibi, evrensel deildir.
Dolaysyla siyaset konusunu incelerken insani birlikteliklerin eklini, kkenini ve ger-
ekliini irdelemek gerektiini dnr.

Politika*
Aristo
Kendi gzlemlerimiz, bize her devletin iyi bir amala kurulmu bir top-
luluk olduunu syler. yi, diyorum, nk gerekten, btn insanlar ey-
lemlerinde iyi sandklar eyi elde etmeye alr. yleyse, btn topluluklar
u ya da bu iyi eyi amaladklarna gre, topluluklarn en stn ve hepsini
kapsayan da, en yksek iyiyi ama edinecekti. Bu, bizim Devlet dediimiz
topluluktur ve o topluluk trne de siyasal diyoruz.
Devlet adamyla devlet, kralla uyruklar, aile reisiyle ev halk, efendiyle
kleleri arasndaki ilikilerin hep ayn olduunu sanmak yanltr. Aralarn-
da yalnzca byklk deil, nitelik fark da vardr. Byklk ayra deildir;
bir adamla birka kii arasnda efendi-kle ilikisi, daha ou arasnda aile
ilikisi, bundan daha ou arasnda da bir krallk ya da siyasi topluluk ili-
kisi olduunu syleyemeyiz sanki byk bir aileyle kk bir ehir arasn-
da hibir ayrlk yokmu gibi.
Oysa krallkla siyasal bir topluluk ya da bir yurttalar topluluu arasn-
da bile bir nitelik fark vardr; bir kimsenin tekilerin stnde ynetme gc
varsa, bu krallktr da, ilgili bilimin ilkelerine gre, yurttalar srayla hem y-

142
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

netir hem ynetilirse bu siyasal topluluk olur, demek doru deildir. Sorunu
her zamanki ilkelerimizle, yani zmleme yntemi (analitik metot) uyarn-
ca incelersek, bu apak ortaya kacaktr. teki bilim dallarnda bileik ey-
leri artk blnemeyecek kadar kk paralara ayryorduk; devleti ve dev-
letin kurucu elerini de ayn biimde inceleyelim; bunlarn nasl birbirin-
den ayrldklarn ve sz konusu paralar hakknda geerli ilkeler karp -
karamayacamz o zaman daha iyi greceiz.
Sanyorum ki, teki konularda olduu gibi, bunda da eylerin doal geli-
imine bandan bakarsak sorunu en iyi biimde grm olacaz. lkin, te-
ki ei olmadan etkinlikten yoksun kalacak eyler ift ift birletirilmelidir.
rnein, reme iin erkekle diinin birlii zorunludur, nk teki olma-
dan biri etkisiz kalr. Bu, dnlerek yaplm bir seme deildir; doann
hayvanlara da bitkilere de verdii, kendi benzerlerini oaltma isteinden
ileri gelmektedir. Yneten ile ynetilenin birlemesi de, tpk bunun kadar
gereklidir; bunlarn bir araya gelmelerinden ama, ortak gvenliklerinin ko-
runmasdr. nk gereken eyleri zeksyla nceden grebilen bir kimse,
doaca ynetici ve efendidir, oysa beden gcyle bunlar yapabilen bir kim-
se doaca kledir, ynetilenlerden biridir. Bundan tr, efendiyle kleyi
birletiren ortak bir kar vardr.
Doa, kadnla kle arasnda bir ayrm gzetmitir. Kadn ayr ayr ilere
bakar ve cmertlikle baka baka aralar salar her ie yarayan Delphoi
ba gibi deildir; bir ara, birok ii grmesi iin deil de, yalnz tek bir
ii grmesi iin yaplm olunca, en iyi iler. Kadnla klenin ayr ayr i-
levlerinde de durum byledir. Baz Yunanl olmayan (barbar) topluluklar
bunu aklayamazlar, kadnla kleyi birbirinden ayramazlar. nk toplu-
luklarnda doaca ynetecek ya da buyruk verecek bir blm yoktur; onlarn
toplumu erkek ve kadn klelerden olumaktadr. te bundan dolaydr ki,
ozanlar barbarla kleyi zde sayarak, Helenlerin barbarlar ynetmesi uy-
gundur, demiler.55
lk aile, erkeklerin bu ikisiyle, yani kadnlar ve klelerle birletirilmesin-
den meydana gelmitir; ozan Hesiodos, lkin bir ev ve bir kadn edin ve bir
kz sabana komak iin, derken hakldr, (kz yoksul adamn klesidir).
Doa yasas uyarnca kurulan ve gnbegn srp giden bu birlik, ailedir;
yelerine Kharondas: Ekmek ortaklar, Giritli Epimenides de Ahrdalar
demitir. Bundan sonraki aama, kydr: Gnlk gereksinmelerin tesinde
bir amacn karlanmas iin birok evler birleince ky meydana gelir. Bu
ilk birlik, genel olarak, oullarn ve torunlarn evlerinin eklenmesiyle, doal
bir sre sonucunda oluur. Byle bir kyn yelerine, bir stten emziri-

55 Euripides, Iphigeneca in Aulis 1400.

143
BATIYA YN VEREN METNLER

lenler (homogalaktes) derler. Bu yoldan kurulmu olunca, ynetimi de ister


istemez krallk oluyordu; gnmzdeki baz uluslar gibi, ehir-devletleri de
balangta krallkla ynetilmekteydi. Her evin en yal yesi, adeta bir kral
gibi ynetiyordu; btn bu evler topluluu da aralarndaki kan ilikilerin-
den tr ayn biimde ynetiliyordu. Homeros, bu ataerkil ynetimi, Her
adamn, ocuklar ve kadnlar stnde yasa koyma yetkisi vardr, diye
anlatr. Homeros bu szyle kylerdeki topluluklara deil, dank ailelere
deinmektedir, nk eski zamanlarda dank yerlemeler gerekti. nsanlar
balangta kendileri krallarn ynetimi altnda yaadklar iin -hl birok-
lar yle ya- tanrlarn da bir krallar olduunu sylerlerdi. nsanlar, tanrlar
insan biiminde tasarladklar gibi, onlarn yaaylarnn da kendi yaay-
larna benzediini sanrlar.
Son birlik, eitli kylerden oluan ehir ya da devlettir (polis). Bununla,
hemen her bakmdan sre tamamlanmtr; kendi kendine yeterlie eriil-
mi ve bylelikle, yaamn kendisini salamak iin balamken, imdi iyi
yaam salayabilecek bir duruma gelmitir. Bundan dolay, iinden kt
daha eski topluluklar nasl doalsa, ehir-devleti de ylece yetkinlikle do-
al bir topluluk biimidir. Bu birlik, tekilerin amacdr ve bunun doasnn
kendisi bir amatr; nk biz herhangi bir eyin yetkinleme srecinin ta-
mamlanm rnne o eyin doas deriz insan, ev, aile, her ey o olmay
(kendi doasna erimeyi) amalar. Bundan baka, ama ve son (sonul neden)
ancak en iyi olandr; kendi kendine yeterlik ise hem ama hem yetkinliktir.
Bundan, devletin doada var olan eyler snfna girdii ve insann doa-
dan siyasal bir hayvan olduu sonucu kar. Dpedz bahtszlndan deil
de doas gerei ehri ya fazla iyidir ya fazla kt, ya insanln altndadr
ya stnde insanln altnda olmaya bir rnek, Homerosun, saygszlk
eder, soyuna, dzene, ocana, diye knad sava dkn kiidir; byle
bir kimse, doas gerei savaa dkn olur, tek bana kalm bir dama ta
gibi hibir ibirliine girmez. Fakat nmzdeki, yalnzca bir ibirlii yapp
yapmama sorunu deildir; nk besbelli ki, insan arnn ya da topluluk
iinde (sr halinde) yaayan baka herhangi bir hayvann olmad anlam-
da bir siyasal hayvandr. ou kez dediimiz gibi, doa hibir eyi bou-
na yapmaz; insan siyasal bir hayvan yapmak amacyla da btn hayvanlar
arasnda yalnz ona dili, anlaml konuma yetisini vermitir. Konumak ses
karmaktan olduka ayr bir eydir; ses karma yetisi teki hayvanlarda da
vardr, bununla duyduklar ac ya da hazz anlatrlar; nk gerekten baz
hayvanlarn doal gleri, onlarn hem haz ve ac duymalarna, hem de bu
duygularn birbirlerine aktarmalarna elverilidir. Oysa dil yararl ve zararl
olan, doru ve yanl bildirmeye yarar. nk insan ve teki hayvanlar

144
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

arasndaki gerek ayrlk, yalnz insanlarn iyi ile kty, doru ile yanl,
hakl ile haksz sezebilmeleridir. te bir aile ya da ehri meydana getiren
ey de bu konularda ortak bir gr paylamaktr.
stelik ehir ya da devletin, aileden de, aramzdaki herhangi bir bireyden
de ncelii vardr. nk btn, paralardan nce gelmelidir. El ya da aya
tm bedenden ayrn, artk el ya da ayak olmaz (ancak nasl tatan yontul-
mu bir el ya da ayaktan sz edebiliyorsak, ylece ad kalr geriye). Byle
bir eylem sonucunda, onu o yapan g ve ilevi yitirmi olaca iin, orta-
dan kalkacaktr. Dolaysyla, bunlar hakknda ayn szckleri kullanabiliriz,
ama ayn eylerin szn ediyoruz, diyemeyiz. yleyse, devletin hem doal
hem de bireyden nce olduu apaktr. nk bir birey nasl bir paras
ayrld zaman tmyle kendine yeterli olmazsa, o da tpk teki paralar
gibi btnle ayn iliki iindedir. Devlet dediimiz birlie katlma yetenei
bulunmayan herhangi bir varlk, rnein sessiz bir hayvan ya da (eit ar-
lkta olmak zere tam kart) yetkinlikle kendi kendine yeten ve devlete
hibir gereksinmesi olmayan bir varlk (rnein, bir tanr) bunlar, devletin
birer paras deildir. yleyse, tm insanlar arasnda onlar bu ortakla s-
rkleyen doal bir igd vardr ve bir devleti kuran ilk adam, ok byk
yararlar salad iin vlmeye deer. nsan nasl tam gelime durumuna
ulat zaman hayvanlarn en iyisiyse, yasa ve kurallardan ayrlnca da en
kts olur. Ba edilmesi en g ktlk, silahl olandr; insan her ne kadar
silahlarn elinde tutarken anlay ve erdeme yatkn olabilirse de, bunlara
kart amalarla silahlarn kullanmas ok kolaydr. Bu yzden, erdemsiz
insan, varlklarn en vahisi, en adalet bilmeyenidir, cinsel tutkunluklar ve
oburluu bakmndan da en ktsdr. Oysa adalet devletin orta direidir;
nk siyasal topluluun temeli haktr ve hak neyin adaletli olduuna karar
vermenin ayracdr. (...)

Aristo bu noktadan sonra o dnemde Yunanllar arasnda yaygn olan bir


iliki/birliktelik biimini ele alr.

() nce efendi ile kleyi tartalm. ou kez yaplan varsaymlardan


balamak yerine, bu konuyu kavramann daha iyi bir yolunu bulabiliriz, sa-
nyorum. rnein, baz kimselere gre, efendilik etmek belli bir eit bilgiyi
gerektirir ve bu bilgi, bir evi ynetmek ya da bir devlet adam yahut bir kral
olmak iin gerekenle ayndr bata deindiim yanl gr! Bakalar ise,
efendinin kleyi ynetmesinin doaya aykr dtn, bu ayrmn yalnz-
ca uylamdan ileri geldiini, nk (efendi ile kle arasnda) doadan bir
ayrlk bulunmadn ve bu ynetim trnn zora dayandn ve onun iin
de haksz bir ey olduunu sylerler.

145
BATIYA YN VEREN METNLER

Mlk ailenin, mlk edinme de aile ekonomisinin bir parasdr; nk


belli bir dzeyde servet olmadan ne yaamn kendisi ne de iyi yaam ola-
bilir. te yandan herhangi belirli bir sanat asndan uygun aralarn var
olmas o ii yapmak iin zorunludur. Aralar cansz olabilecekleri gibi canl
da olabilir; bir gemi kaptan cansz bir dmen kullanr, ama gzcs canl
bir adamdr; nk bir sanatta alan ii, o sanat asndan, iin arala-
rndan biridir. Bunun gibi, mlkiyet konusu olan herhangi bir ey, bir kim-
senin yaamasn olanakl klan bir ara saylabilir, o kimsenin mlkiyeti
(malvarl) ise, kleleri de iinde olmak zere, bu gibi aralarn bir topla-
mdr; kle ise, baka herhangi bir uak gibi canl bir yaratk olduu iin,
birok ara deerinde bir aratr. nk her aracmz, Daidalosun yapt
heykeller ya da ozann, Kendiliklerinden tanrnn toplantsna girerler, de-
dii Hephaistosun tekerlekli sehpalar gibi, biz syleyince ya da gerektiini
kendisi grerek ilerini yerine getirebilseydi diyelim, dokuma tezghnn
mekii kendiliinden gidip gelse, lirin mzrab kendiliinden alsayd, o za-
man ne yapmclarn iiye gereksinimleri olurdu, ne de efendilerin kleye.
Olaan anlamyla aralar, retim aralardr; oysa mlkiyet kendi bana
yararldr. Demek istiyorum ki, rnein bir mekik kendi kullanmndan ba-
ka bir ey retir, ama bir yatak ya da bir elbise yle deildir. stelik retim
ve eylem ayr nitelikte olduklar ve her ikisi de ara kullanlmasn gerek-
tirdikleri iin, aralar arasndaki ayrlk da ayn nitelikte olmaldr; aralar
retime uygundur, mlkiyet eyleme. Yaam ise retim deil, eylemdir; onun
iindir ki, mlkiyet konusu olarak kle, eyleme yarayan eylerden biridir.
Bazen, mlkiyet konusu olan bir eye para denir; nk para yalnzca
efendisinin klesi deildir, fakat btnyle ona baldr, mlkiyet konusu
olan bir ey de byledir. Dolaysyla, bir kle yalnzca efendisinin klesi
deildir, fakat btnyle efendisinin mlkiyeti altndadr da; oysa efendi,
klesinin efendisidir, fakat ona bal deildir. Bu gzlemler, klenin doasn
ve ilevini ortaya koymu olmal; doadan kendi kendisinin olmayan, bir
bakasna bal olan bir kimse, doadan kledir; bir kimse bir mlkiyet ko-
nusu olursa, yani ayr bir varl olan ve yaama amalarna yararl bulunan
bir ara olursa, (o zaman) bir bakasnn mal olur.
Fakat, acaba doadan bu tanma uyan bir kimse var mdr, bir kimsenin
bir bakasna kle olmas iyi ve hakl bir ey midir, her trl klelii doaya
aykr saymal myz? imdi incelememiz gereken sorular bunlar.
Bu sorulara karlk vermekte, ne kuramsal tartmalar ne de deneysel
gzlemler bir glk karyor. Birinin buyruk vermesi, bir bakasnn ise
sz dinlemesi ilkece kar konulamaz; bu hem zorunlu hem de faydaldr:
Bazlar ynetecekler, bazlar da ynetileceklerdir.

146
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

Bu yneten-ynetilen ilikisinin birok eiti vardr56 ve bu ilikilere her


yerde rastlanr. Srekli ya da kesintili elerden oluan ve sonuta ortak bir
birlii olan her eyde, yneten-ynetilen ilikisi ortaya kar. Bu btn doa-
lar gereince, zelikle canl yaratklarda grlr; canl yaratk ilk nce zihin
ve bedenden oluur, bunlardan birincisi yneten, ikincisi ynetilendir. Doal
bymeye bal herhangi bir olguda bizim hep doann kendi biimlerine
bakmamz ve gzlemlerimizi yozlam (bozuk) biimlere dayandrmama-
mz gerekir. Onun iin, bu balamda da zihince ve bedence iyi durumdadr,
zihninin bedenini ynettii apak grnen bir insan dnmeliyiz. Kart
duruma, yani bedenin zihni ynetmesine ise, bu kendi iinde kt ve doaya
aykr bir ey olduu iin, kt insanlarda ya da kt koullar iinde bulunan
insanlarda rastlanr. Bununa birlikte, dediim gibi, ynetme ya da buyurma
gcnn kullanlmasn, bir efendinin mutlak olan veya mutlak olmayan ya
da anayasal ynetimin her ikisini birden, ilkin canl yaratklarda grrz.
Zihnin beden stndeki ynetimi (efendinin klesini ynetii gibi) mutlak-
tr; zek ise tutkular (devlet adamnn yurttalarn ya da kraln uyruklarn
ynetmesi gibi) anayasal olarak ve kralca ynetir. Btn bunlarda, beden iin
zihin tarafndan, doalarmzn duygusal blm iin de akla sahip olan b-
lm, yani zek tarafndan ynetilmenin hem doal hem de uygun olduu
aktr. Bunun tersinin olmas, hatta ikisinin eitlii ise hepsi iin zararldr.
nsanlarla teki hayvanlar arasnda da byle olur; nk evcil hayvanlar,
doadan, vahi hayvanlara oranla daha iyidir; onlar iin de insanlar tarafn-
dan ynetilmek daha faydaldr; nk bylesi hi olmazsa, gvenliklerini
salar. Yine, erkekle dii arasnda, nceki doadan stn, beriki aada ve
uyruktur. Bu genel olarak tm insanlk iin de geerlidir. Bundan tr, di-
yebiliriz ki, iki insan topluluu arasnda, zihinle beden ya da insanla hayvan
arasndaki kadar geni bir ayrlk olan her yerde, ileri bedenlerinin kullan-
mndan ibaret kalan ve kendilerinden daha iyi bir ey beklenemeyecek olan-
lar, bence, doadan kledir. Sz edilen benzerlerinde olduu gibi, onlar iin
de bylelikle ynetilmek ve uyruk olmak daha iyidir; onlar iin de insanlar
tarafndan ynetilmek daha faydaldr; nk bylesi hi olmazsa gvenlik-
lerini salar. Yine, erkekle dii arasnda, nceki doadan stn, beriki aa
ve uyruktur. Bu genel olarak tm insanlk iin de geerlidir. Bundan tr,
diyebiliriz ki, iki insan topluluu arasnda, zihinle beden ya da insanla hay-
van arasndaki kadar geni bir ayrlk olan her yerde, ileri bedenlerinin kul-

56 Ynetmenin (egemen olmann) nitelii, ynetilenlerin niteliine dayanr; insanlar ynetmek,


hayvanlar ynetmekten daha yce bir itir; nk daha iyi olanlarn yapt i ya da daha iyi
olanlarn elinden kan i, daha stn bir itir; yneten-ynetilen ilikisini de bu ilikiye giren
insanlar belirler.

147
BATIYA YN VEREN METNLER

lanmndan ibaret kalan ve kendilerinden daha iyi bir ey beklenemeyecek


olanlar, bence doadan kledir. Sz edilen benzerlerinde olduu gibi, onlar
iin de bylelikle ynetilmek ve uyruk olmak daha iyidir.
yleyse, doadan kle bir bakasna bal olabilen, dolaysyla da bal
olan ve akl yrtme yetisinden anlayacak kadar pay alan, ama ona sahip
olacak kadar pay almayan bir kimsedir. teki, hayvanlar, sahiplerine aklla-
rn ileterek deil, sz dinleyerek hizmet ederler. Klelerin kullanlmas da,
evcil hayvanlarnkinden hi ayrlmaz; bir her ikisinden de bedensel gerek-
sinimlerimizin giderilmesinde yararlanrz. Bu durumda, doa zgr kii-
lerle klelerin bedenlerini ayr ayr yapmay amalamtr: Kleler, zorunlu
kol ileri iin yeterince gl, zgr kiiler, bu eit ilere yarayamayacak
biimde, dimdik, ama bir devlet yurttann yaam iin, savala bar ara-
snda blnen bir yaam iin pek uygun olarak yaratlmtr. Fakat doann
amac byle olabilirse de, tersi sk sk grlmektedir. zgr kiilere yakr
bir bedeni olan, ama zihni olmayan yahut zihni uygun olmakla birlikte be-
deni uymayan insanlar vardr. uras kesindir ki, bedensel grnmleri tan-
r heykellerinin insanst byklklerindeki ayn stnl gsteren in-
sanlar olsayd, insanln geri kalannn onlarn kleleri olmas gerekeceini
herkes kabul ederdi. Bedensel stnlk bakmndan bu fark gzetme doru
olursa, zihin stnl ynnden byle bir ayrm haydi haydi geerli olur.
Fakat zihin niteliini grmek bedenin niteliini grmekten ok daha zordur.
yleyse, apak, doadan bazlar zgr bazlarysa kledir ve bunlar iin,
klelik etmek hem doru hem de uygundur

Aristo, daha ileriki blmlerde, farkl devlet biimlerini/formlarn ve bun-


larn doasn irdelemektedir. Yaad dnem, Yunan ehir-devletlerinin ye-
rini, rencisi olan skenderin byk imparatorluunun almakta olduu d-
nemdir ama o, imparatorluk gibi bir siyasal yapnn stnde dnmez bile.

imdi, Anayasay eitli tr ve biimleriyle incelerken, devlete bakmak-


la ie balamamz ve onun bir tanmn yapmamz gerekiyor. Bu konuda
genel bir anlama yoktur; rnein, ileyii bakmndan, bazlar (kamusal)
eylemi yapan devlettir derler, bazlarysa eylemi yapan devlet deil, oligari
ya da diktatr ya da her neyse o yapar derler. Besbelli ki, devlet adamnn
ve yasamacnn etkenlikleri devleti yakndan ilgilendirmektedir. Anayasa,
bir devlet iinde yaayanlar rgtlemenin bir yoludur. Paralardan oluan
herhangi bir btn gibi, devlet de paralara ayrlarak zmlenmelidir; biz
nce yurtta incelemeliyiz, nk devlet, yurttalarnn toplamdr. yley-
se yurtta kimdir? Ve bir kimseye yurtta demeyi doru klan nedir? Diye
sormamz gerekiyor. Burada da genel bir anlama yoktur, bir yurtta neyin

148
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

meydana getirdii stnde anlalamamaktadr; ou kere, bir demokraside


yurtta olan (bir kimse) bir oligaride yurtta deildir. nerilen bir tanm
yle: Mahkemeye gidebilen, dava aabilen ya da dava edilebilenler. Fakat
bu ok genitir; bir ticaret szlemesine (taraf olarak) giren herkes iin mah-
kemeye gitme yolu aktr ya da yar yarya aktr, nk bir lkede oturan
bir yabanc, kendisi adna hareket edecek birini atamak zorunda tutulabilir,
bylelikle devlete katlmas eksik olur57.
Bence, yurtta btn tekilerden etkinlikle ayran Yargya ve Yetkeye
katlmas, yani yasal, siyasal ve ynetsel grevler almasdr. Baz grevler
sreleri bakmndan ayrlr, bazlarn ayn kimse her ne olursa olsun iki
kere yapamaz, bakalarna aradan belirli bir sre gemedike st ste iki
kere gelinmez. Bir yarglar kurulu ya da bir ehir meclisi yelii gibi daha
bakalarnda ise hi byle bir snrlama yoktur. Bu gibi kimselerin gerekten
ynetilmedikleri ve dolaysyla yetkeye katlmadklar ileri srlebilir. Fa-
kat erkleri vardr ve yetkeye katldklarn yadsmak gln olur. Zaten bu
bir ey fark etmez; btn sorun, jri yargc (dikastes58) ile yasama kurulu
yesi (ekklesiastes) iin her ikisini de kapsayan ortak bir ad bulunmama-
sdr. Tanmlamak amacyla, belirlenmemi yetke dememizi neriyorum.
Yurttalar, ite buna katlanlar diye tanmlyoruz. Byle bir tanm, gerekte
yurtta ad verilenlerin hemen tmne uyar gibi grnyor.
te yandan, devletin altblmleri baka baka trlerden meydana gelebi-
len ve birisinin birincil, tekinin ikincil vb. olabildii btn bunlarda onlar
ne iseler o klan, ortaklaa hibir ey ya da hemen hibir ey bulunmayan
eylerden biri olduunu unutmamalyz. Bundan tr, eitli anayasa bi-
imlerinin birbirlerinden trce ayrldklarn, mazlarnn mantka teki-
lerden nce geldiklerini gryoruz, nk bozulmu ya da yoldan km
olanlar, yanlsz olanlardan sonra olmak gerekir59. Onun iindir ki, yurt-
tan anlam da her rnekte sz konusu olan anayasaya gre deiecektir.
Bu nedenle, bizim yurtta tanmmz, en iyi, bir demokrasiye uyar; teki
anayasalara da uyabilir, ama zorunlu olarak uymas gerekmez. rnein, baz
anayasalarda demosa karlk bir Kurul, yelii belli bir Meclis yoktur, yal-
nz zaman zaman bir toplant olur. Sonra, adaleti (btn) yurttalar srasyla,

57 Yeterli yata olmayan olan ocuklar ile emekliye ayrlm yal kimselere bir anlamda yurtta
denebilir, ama ancak bu sfatn bana ya kk (daha erginlememi) ya da kocam (ya
gemi) yahut kolayca anlalan bu gibi bir baka sz ekleyerek. Oysa biz byle bir nitelenmesi
olmayan mutlak yurtta aryoruz. Srgne gnderilen ya da haklarndan yoksun edilen kiilerle
ilgili sorular gerekte herhangi bir glk karmaz.
58 Atina mahkemelerinde modern anlamda yarg ile jrinin ilevini yerine getirirler ve yurttalar
meclisi yeleridir.
59 Yoldan km olmakla ne demek istediimi daha sonra aklayacam.

149
BATIYA YN VEREN METNLER

datmayabilir, bu grev bir kesime verilmitir. rnein, Spartada szleme-


lerden kan davalara ephor60lar bakar, aralarndan biri ya da teki; adam
ldrme davalarna, yallar; teki davalara da hi kukusuz baka kurullar.
Bunun gibi, Kartacada da btn davalar resmi kurullar yarglar. Fakat bizim
yurtta tanmmz brakmamz gerekmez; onu demokrasi olmayan anayasa-
lara da uyacak biimde dzeltebiliriz. Yargcn ya da yenin belirlenmemi
yetkesi yerine, yalnzca resmen belirlenmi deyiveririz. nk yasal ya
da siyasal kararlar alma devi, bunlarn hepsine ya da bazlarna, tmyle
ya da ksmen verilmitir. Btn bu szlerden yurttan kim olduu anlal-
mtr: Bir kimse, grme (yasama) ya da yarglama yetkesine katlmaya
hak kazanr kazanmaz, onu bu devletin yurtta sayarz; merkezi-kendinde
bir varlk srdrebilecek (kendi kendine yetebilecek) kadar ok sayda bu
gibi kimseler olunca da, bunlara aa yukar bir devlet diyebiliriz
Bu sorunlar zme baladktan sonra, bir sonrakine gemeli ve tek bir
anayasa m, yoksa birden ok anayasa m kabul edeceimizi sormalyz; eer
birden oksa, o zaman da, bunlarn neler olduunu, saylarn ve aralarnda-
ki ayrlklar sormamz gerekir.
Anayasadan biz eitli yetkelerin ve zellikle btn tekilerin stnde
olan egemen yetkenin rgtleniini anlyoruz. Yurtta topluluu her yerde
egemendir; anayasa da politeumann toplamdr. rnein, demokratik ana-
yasalarda en stn olan halk ya da demostur, oligarilerde ise aznlktr. te
bir anayasay tekinden bu ayrmaktadr yurtta topluluunun bileimi;
ayn ayra tekilere de uygulanabilir.
Balangta, devletin hangi amala var olduunu, ehrin insanlarn ve
ortak bir toplumun yeleri olarak yaamlarn denetim altnda tutan ege-
menlik ya da yetke trlerinin doasn ve saysn belirtmeliyiz. Bu yaptn
banda, bir evin ynetilmesiyle despota egemenlik arasnda bir ayrm yap-
tmz zaman, insann doadan siyasal bir hayvan olduunu da sylemitik.
nsanlarn birbirlerinin yardmn aramaya gerek duymadklar zaman bile,
toplumda yaamak iin doal bir istekleri vardr. Yine de, ortak yarar onlar
bir araya getiren bir etkendir, nk hepsinin yarar her birinin iyi yaamna
katkda bulunur. yi yaama ise, gerekten devletin gerek topluca gerekse
bireysel olarak ba amacdr; fakat insanlar bu eit birlikleri, yaamn ken-
disi iin kurmakta ve srdrmektedir. Belki, skntlarla ar derecede dolu
olmadka, salt yaamda bile bir deer esi bulunduunu syleyebiliriz.
Hi kukusuz, ou insan sa kalma tutkular nedeniyle birok ac ekmeye
razdr; yaamn kendisinde belli bir mutluluk ve canl olmann iyi bir ey
olduu duygusunu bulurlar.

60 Spartada kamu ilerinin byk bir ksmna bakan be kiilik kurulun yesi.

150
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

Fakat yetkeye dnecek olursak, bunun belirli eitlerini ayrmlamak g


deildir ben, genel konumalarmda bu tanmlar sk sk yaparm. nce
efendinin kle stndeki yetkesi; bu yetke, birinci olarak efendinin yararna
ve ancak ikincil olarak klenin yararna iler; asln ararsanz, doas kle-
lik olann doadan efendisi olan kimseninkinin dnda (kendine zg) bir
yarar yoktur. Fakat bu ilikiyi srdrmek efendinin yararnadr, onun iin
klenin sa ve alabilir durumda olmas gerekir. Sonra, bir adamn kars,
ocuklar ve ev halk stndeki yetkesi vardr; bu ynetim biimine ev y-
netimi diyoruz. Bu, ya o yetkeye uyruk olanlarn faydas iin kullanlr ya
da her iki yann ortak faydas iin. Bir hekimin ya da bir atletin yetitirici-
sinin (antrenrnn) almalar gibi, baka ustalk gerektiren etkenliklere
benzeme yoluyla grdmz gibi, byle bir ynetim (yetke kullan) doru
olarak ve kendi iinde uyruklarn faydasnadr, ancak dolayl (ya da rastlan-
tya bal) olarak kendi yararlarnadr61.
nc olarak siyasal yetke gelir: Devlet, yurttalar arasnda eitlik ve
benzerlik temeline dayandrlm olunca, bu yurttalar kendilerinin srayla
yetkeyi kullanmak, devleti ynetmek (hkmet etmek) haklar olduunu id-
dia ederler62. yleyse, ortak iyilii amalayan bu anayasalarn, mutlak adale-
te uygun olmakla doru olduklar aktr; yalnz yneticilerin iyiliini ama-
layanlarsa yanltr. Onlarn hepsi doru ltten (rnekten) sapmalardr.
Bunlar efendinin yararnn en stn nemi tad, efendinin kle stnde-
ki ynetimine benzerler. Fakat devlet, zgr adamlarn bir birliidir.
Bu ayrm yaptktan sonra, imdi de ka trl anayasa bulunduunu ve
bunlarn neler olduunu inceleyelim. Doru dediimiz, herkesin iyilii-
ni salamay amalayanlarla balyoruz, nk bir kere bunlar tannnca,
bunlardan sapan trleri grmek kolay olacaktr. Yukarda grdmz gibi,
gerekte anayasa ile politeuma ayn eydir; devletlerde yurttalar topluluu
egemen erk olur. Egemenlik ya bir adamn, ya bir azln ya da okluun
elinde bulunacaktr. Bir Kii, Azlk ya da okluk, ortak yarar salama ama-
cn gderek devleti ynettikleri zaman, bu anayasalar doru olmak gerekir;

61 Elbette; bir yetitiricinin kendisinin de ara sra yetitirdii takma katlmasna engel geminin d-
menini tutan adam da gemi mrettebatndan biridir. Yetitirici olsun, dmenci olsun, yn ver-
diklerinin iyiliini saar, fakat kendileri de onlardan biri olunca, rastlantsal olarak ayn iyilii
kendileri iin de elde ederler.
62 Bu ilke ok eskidir, ama eskiden doal ve uygun bir biimde uygulanyordu; herkes kamu hiz-
metinde sras gelince yer almay kendine dev biliyor ve grev sresi boyunca, ayn eyi ileride
kendisi iin yapacak olan ya da gemite yapm bulunan bakalarnn yararlarn gzetiyordu.
Fakat bugnlerde kamu hizmet ve grevlerinden salanabilecek kazan ok daha byktr, bu
yzden adamlar sralamayla yetinmek yerine, hep ibanda kalmak istiyorlar. Hasta olsalard
da, salmalar kendilerine bir devlet grevi bulmalarna bal olsayd, makam avclklarnda bun-
dan pek daha gayretli olmazlard.

151
BATIYA YN VEREN METNLER

fakat yalnz bir kesimin -bu kesim ister Bir Kii, ister Azlk ya da Kitle olsun-
karn gzetirlerse, sz konusu anayasa bir sapmadr. nk ya katlanla-
rn yurtta olmadklarn sylememiz ya da bunlarn ortak iyilii paylama-
lar gerekmektedir. Doru anayasalara genellikle verilen adlar unlardr:
(1) Ortak iyilii amalayan bir kiinin ynetimi Krallk.
(2) Bir kiiden ounun, ama bir aznln ynetimi Aristokrasi63
(3) Btn topluluun iyilii iin yurttalarn hepsinin uygulad yne-
tim Siyasal Ynetim64.
Bunlara karlk olan sapmalar da unlardr: Krallktan tiranlk, aristok-
rasiden oligari, siyasal ynetim ya da okluun anayasal egemenliinden
demokrasi. nk tiranlk tek yneticinin kar iin tekin ynetimidir, oli-
gari varlkl adamlarn kar iin, demokrasi yoksullarn kar iin. n-
den hibiri btn topluluun yararn amalamaz.
* Aristo, Politika, Trke eviri: Mete Tunay, Remzi Kitapevi 2009.

6. Roma Devletinin Hangi zellikleri Ona Diren


ve Kalclk Salad?
Romann, nc yzyln sonlarnda dnya apnda g haline gelmesi Yu-
nanllar, Romann gidiat ve zelikle de siyasi yapsnn olaand gcyle ciddi bir
biimde ilgilenmeye yneltir. ncelikle iki unsur dikkatlerini eker: Birincisi, Romann
hzl ve olaanst askeri zaferleri; ikincisi, Yunan siteleri arasnda ska grlen
siyasi arlklara, yani istibdat ve gruh ynetimine kaymyor olmalar. Romann
baarsn en iyi anlatann Polibius olduu sylenir.
Polibius ( 203-120), nc Makedonya Sava srasnda ( 171-168) Roma
ile mevcut ittifaka sadk kalmadklar phesiyle Romallar tarafndan, dier bin yurt-
tayla birlikte esir alnan bir Yunanldr. Romada, birka st dzey Romal subayla
arkadalk kurar ve onlarla birlikte askeri seferlere kma izni alr. Kendisine tannan
bu zgrlk, Polibiusa, Roma resmi kaytlarn inceleme frsat ve Roma tarihini ka-
leme alabilecei esiz bir ortam sunar. zleyen metin, kinci Kartaca Savanda -
216 Cannae Muharebesi Kartacal general Anibal karsnda byk bir yenilgiye
urad halde, kendini hzla toplayarak, artc bir zafer kazanan Romann anaya-
sasn inceler.

63 En iyi adamlar ynettii ya da devlet ve btn yeleri en iyi olan amalad iin, bu adla anlr.
64 Bu sz, anayasayla ayndr (politeia). Fakat bu deyimi kullanmak akla yakn olur, nk bir kii-
nin ya da bir azln olaanst yetenekli olabilmesine karlk, geni bir saynn btn stnlk
biimlerinde yksek bir lte (dzeye) erimesi gtr. Byle bir anayasal anayasa da yurtta
ordusunun egemen topluluk olmasnn ve yalnz silah tayanlarn ye saylmasnn nedeni de
budur.

152
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

Tarihler*
Polibius
Roma anayasasna gelince, her biri egemenlik sahibi unsurdan oluu-
yordu: Bu gcn devlet btn iindeki pay eitlik ve tarafszlk itiba-
riyle titizlikle dzenlenmiti; yle ki, kimse, Romann yerlisi bile, bu ana-
yasann aristokratik veya demokratik veya despotik olduunu syleyemez,
sylese bile bundan emin olamazd. Bu unsurlarn gc tam olarak neydi ve
kk deiikliklerle hl ne durumdadr anlatacam.
Konsller65 lejyonlarn darya sevki ncesi Romada kalrlar ve yneti-
min en yksek efendileridir. Tm dier st dzey yneticiler, halk tarafn-
dan seilen tribunlar66 hari, onlarn buyruu altndadr ve onlardan emir
alr. Yabanc elileri senatoya onlar takdim eder; mzakere konularn onlar
belirler ve kararlarn uygulamaya konmasna onlar mzahir olur. Yine; ayet
halkn onayn gerektiren baka hususlar varsa, bunlarla ilgilenmek, halk
meclislerini toplamak, nergeleri bu meclislerin deerlendirmesine sunmak
ve ounluk kararnn uygulanmasn salamak da onlarn grevidir. Savaa
hazrlk srasnda da mutlak g onlardadr. Mttefiklere kendi uygun gr-
dkleri teklifi (vergi, salma, grev) dayatmak, askeri yarglar tayin etmek,
askeri sicil defterlerini tutmak ve aralarndan uygun67 olanlar semek on-
larn sorumluluudur. Ayrca, komutalar altndaki muvazzaf askerlere ceza
verme ve kendi buyruklar altndaki hazine yneticileriyle birlikte kamu
btesini uygun grdkleri biimde kullanma yetkisini de haizdirler. Btn
bunlara baknca, anayasay despotik olarak nitelemek, bunun bir kraliyet
hkmeti olduunu sylemek yanl olmaz
Senato68, her eyden nce hazineyi ve tm gelirleri, demeleri ve harca-
malar denetler. nk hazine grevlileri69 konsllerin harcamalar dnda,
senato karar olmakszn devletin hibir organna para kamazlar. Olabile-
cek en byk ve en nemli masraf da -kamu binalarnn onarm veya inas
iin her lustrumda be ylda bir kensorlar70 tarafndan yaplan masraf- sena-

65 Konsller, st dzey ynetici olarak, bir yl sre iin seilirler, sava dnemlerinde orduya ve
lejyonlara (orduyu oluturan byk birlikler) komuta ederler.
66 Halkn hkmetteki temsilcileridir.
67 Romann askeri gc, lejyonlara ek olarak, mttefiklerin azmsanmayacak saydaki birliklerin-
den oluurdu. Herhangi bir askeri sefer iin gereken yardm, konsllerin mttefiklerle yapt
anlamalarla belliydi. Askeri yarglar, konsllere bal subaylard.
68 Senato, bu dnemde devlete bal en nemli yz airetin nderinden olumakta ve aristokra-
siyi temsil etmekteydi.
69 Hazine yneticileri devlet memuruydu ve konsllere hizmet ederlerdi.
70 Kensorlar (censors) eski Romada nfus, ahlak ve emlak ilerine bakan st dzey grevlilerdir.
Kensorlar, her be ylda bir nfus saym ve lustrumu (nfus saymn takiben devlet iin yaplan

153
BATIYA YN VEREN METNLER

to onayna tabidir. Benzer biimde, talyada ilenen ve vatana ihanet, komp-


loculuk, zehirleme veya taammden adam ldrme gibi kamu soruturmas
gerektiren tm sular da senatonun yetki alanna girer. Ayrca, talyann
mttefiklerinden herhangi bir devletin veya bireyin herhangi bir ihtilafnn
zm gerektiinde verilecek cezann, yardmn veya korumann takdiri
de senatonun uhdesindedir. Yine; talya dnda savaan topluluklarn ara-
sn bulmak zere eli gndermek veya onlar uyarmak veya gerektiinde
haciz ilemi uygulamak veya teslimiyeti kabul etmek veya sava amak da
senatonun iidir. Ayn erevede, yabanc elilerin Romaya kabul ve on-
lara verilecek cevaplar da senatonun inisiyatifindedir. Hal byle olunca,
halka, yani sokaktaki insanlara yapacak bir ey kalmyor. Dolaysyla, bir
insan konsllerin ehirde olmadklar bir dnemde Romadaysa, anayasann
tmyle aristokratik bir anayasa olduuna hkmedebilir. Romada ii olan
pek ok Yunanl ve birok kral da, her konuda senatoyla muhatap olduklar
gereinden hareketle, byle dnmlerdir.
Btn bunlardan sonra, halk anayasann neresinde diye dnlebilir.
Senato tm bu ilerin yan sra, zellikle de kamu gelir-gider ve harcama-
larn denetliyor; konsller askeri alanda mutlak yetkeyle hareket ediyorsa,
halka ne kalyor denebilir ama kalan bir ey var ve bu her eyden nemli:
Erdemin ve cezann tek kayna halk! Bu iki ey ve sadece bu iki eydir ki,
hanedanlar ile anayasalar, yani toplumu bir arada tutar: Bu ayrmn, teo-
rik veya pratik olarak, keskin biimde yaplmad yerde -tpk iyi ile kt-
ye ayn sayg gsterilmesi halinde bekleyebileceimiz gibi- hibir teebbs
hakkyla ynetilemez. Dolaysyla halk, lm kalm meseleleri, hatta ayet
ciddi bir miktar olarak grlyorsa, yaptrmnn para cezas ve zellikle de
sann yksek dzey devlet grevlisi olduu durumda, hkm verecek olan
tek mahkemedir. Bu dzenlemenin bir yn vardr ki, her trl takdire ve
kayda deer. Seim srecinde Romada ilenen bir su nedeniyle lm ce-
zasyla yarglanan biri, karar iin oylarna bavurulan airetlerden biri bile
oylamaya katlmayacak olsa, mahkemeyi alenen terk edip kendini gnll
olarak srgne71 mahkm etme hakkna sahiptir. Bu gibi mahkmlar, Napo-
li, Palestrina, Tibur veya bu dzenlemeyi yemin ederek kabul eden baka bir
ehir veya kasabann gvencesi altnda yaar.
Ayn ekilde; hak edenlere makam baheden de -ki erdemin en saygn
dldr- halktr. Halk, yasa koyma ve yasalar yrrlkten kaldrma g-

arnma treni) ynetmek zere, on sekiz aylna seilirler. Bu sre iinde nfus saym yapar,
yeni vatandalarn nfusa kaydnn yaplmasn salar, senatoya girmek isteyenlerin uygunluu-
nu deerlendirir ve metinde sz edilen kamu ihalelerini ynetirler.
71 Ar su isnatlarnn sz konusu olduu durumlarda, bazen temyiz mahkemesi olarak grev yap-
mak zere bir araya gelen halk meclislerinde oyu veren airettir.

154
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

cnn de kaytsz artsz sahibidir. En nemlisi, sava ve bar meselelerini


tartan da halktr. Halk, ittifaklar, dmanlklarn askya alnmas veya ya-
placak anlamalarn n artlarn kabul veya reddetme yetkisini de haizdir.
Bunlar gz nne alnnca, insan esas gcn halkta ve anayasann de-
mokratik olmasnda bulunduunu dnyor.
te, devletin birbirinden farkl bu organ arasndaki g dalm by-
ledir. imdi de bu organlarn, arzu ederlerse, nasl birbirlerini destekledii
veya kar ktn aklamalym.
Dediim gibi, konsl, ynetimin elindeki tm iler itibariyle mutlak gce
sahipmi gibi grnmekle birlikte, hem halkn, hem de senatonun desteine
muhta. Onlar olmadan elindeki ii baaryla sonulandramyor. Zaman za-
man lejyonlarnn ihtiyalarn ikmal etmek zorunda olduu ak ama sena-
to karar olmakszn ne msr, ne giysi, ne de maa gnderebiliyor. Dolaysy-
la, senatonun savatan uzak durma veya komutan engelleme niyetine bal
olarak, komutann tm planlar altst olabiliyor. Ayn ekilde; konsln
herhangi bir baka giriimi sonulandrp sonulandramamas da senatoya
bal. nk senato, yln sonunda onun yerine geecek yeni bir konsl ata-
ma veya onun emri altndaki bir baka konslle devam etme yetkisini haiz.
Senato, generallerin baarl olduklar durumlarda bile, bu baary an ve
erefle taltif edebilecei gibi, baarnn stn rtp sz konusu generalin
kredisini drebiliyor. u anlayla ki, yksek baar halkn nne somut
biimde, yani zaferlerle konur. Ne var ki, generaller, senato oybirliiyle
karar verip gerekli paray bahetmezse, bu zaferleri hak ettii gibi atafatl
bir biimde kutlayamad gibi, baz durumlarda hi kutlayamyorlar. Halka
gelince; konsller merkezden ne kadar uzak olursa olsun her eyden nce
onlarn gzne girmek zorundalar. nk barn da, anlamalarn da art-
larn kabul veya reddedecek olan halktr ve daha da nemlisi, konsller
grev sreleri (bir yl) dolup bulunduklar makamdan ayrlrken halka hesap
vermek zorundalar. Btn bunlardan tr, konsllerin senato ya da halkn
hissiyatn gz ard etmesi son derece riskli.
Dediim gibi, byk gce sahip senatoya gelince; kamusal faaliyette n-
celikle kalabalklar dikkate almak ve onlarn isteklerine sayg gstermek
zorunda. Devlete kar ilenen sua verilen cezay -ki, lm cezasdr- karar-
namesi halkn onayndan gemeden infaz edemez. Benzer biimde, senatr-
leri dorudan ilgilendiren -mesela senatonun geleneksel otoritesini azaltan
veya senatrleri igal ettikleri makam itibariyle saygnlk, hatta mal, mlk-
ten mahrum eden- olas yasalarn kabul veya reddi de halkn inhisarnda.
En nemlisi, ayet halkn vetosunu tribunlar da destekliyorsa, senato karar-
name karamayaca gibi, resmi veya gayriresmi olarak toplanamaz bile.

155
BATIYA YN VEREN METNLER

Tribunlar, her eyden nce ve her zaman halkn isteklerini ve buyruklarn


yerine getirmekle ykml. Bu bakmdan, kalabalklar karsnda saygyla
kark bir korku iinde olan senato, halkn hissiyatn gzetmek zorunda.
Benzer biimde, halk da senatodan tmyle bamsz deil ve senato-
nun isteklerini hem bireysel, hem toplumsal olarak dikkate almak zorunda.
Kamu binalarnn onarm veya inas iin talyann her yerinde alan iha-
lelerin -ki saylamayacak kadar oktur- kensorlar tarafndan verilmesine ek
olarak; nehirler, limanlar, balar, baheler, madenler, arazi, zetle Roma h-
kmetinin denetimindeki her eyden toplanan gelirler de var. Btn bunlar
geni halk kitlelerini ilgilendiren eyler, zaten ihale almak veya bu ilerde
almak istemeyen tek bir insan bile yoktur. Bazlar ihaleleri kendileri iin
dorudan kensorlardan satn alr; bazlar kensorlarla ortak olur; bazlar da
bu insanlar iin maln mlkn hazineye teminat olarak gsterir. Btn bu
ilerin denetimini senato yapar. Mesela, bir taahht iin ek sre tanyabi-
lir; bir kazann vuku bulmas halinde mteahhitin sorumluluunu hafifle-
tebilir veya baarszl halinde onu azledebilir. Senatonun mteahhitlere
byk zorluk karabilecei veya byk msamaha gsterebilecei pek ok
alan vardr ve bunlarn her biri iin bavuru mercii senatodur. En nemlisi,
kamu veya zel, ar sulamann sz konusu olduu davalarn ouna sena-
to yeleri arasndan seilen yarglar bakar. Netice itibariyle, tm yurttalar
senatonun insafndadr ve her an ihtiyalar olabilecei korkusuyla, senato
iradesine hararetli bir biimde kar gelmekten ekinirler. Benzer bir neden-
le, konsllerin taleplerine de olur olmaz kar kmazlar, zira ilerinden biri
veya hepsi, seferde konsllerin mutlak otoritesi altna girecektir.
Devletin birka organ arasndaki bu g dalm, her trl acil durumla
yeterince ba edebilecek bir birlii ve daha iyisi bulunmayacak bir anayasal
dzeni ifade etmektedir. nk ne zaman bir d tehlike bu glerin bir ara-
ya gelerek tek vcut halinde hareket etmesini gerektirse, senatoda toplanan
g ylesine olaanst bir gtr ki, yaplmas gereken her ey, tm snf-
lar tarafndan hevesli bir rekabet ve durumun dayatt adanma, kararllk
erevesinde baaryla yrtlrken; kamuda veya zel olarak alan her
birey de elindeki ii baaryla tamamlamaya odaklanr. Dolaysyla devletin
bu kendine has dzeni, elde edilmek zere kararllkla giriilen her eyin
elde edilmesini kesinletirir ve ok ekici klar. Dahas, bu gibi d tehlike-
ler atlatldktan sonra bile -insanlar zaferin ve zaferin meyvelerinin keyfini
karr ve her zaman olduu gibi, kendini beenmilik ve tembellikle yava
yava yozlamaya balayp saldrganlk eilimi gsterirse- mevcut dzenin
bu durum istismarn slah edecek gce her zamankinden ok sahip olduu
grlr. Sz konusu snftan herhangi birinin kibirlenip haksz yere sal-

156
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

drgan bir eilim sergileme ihtimali, snfn birbirine karlkl bamll


nedeniyle ortadan kalkmakta; bylelikle, taraflarn birbirinden ekinip bir-
birini denetlemesi suretiyle tam bir denge olumaktadr.
* Polibius, Tarihler VI11-18.

7. Yasann Adalet, Doa ve Tanryla likisi Nedir?


Marcus Tullius Cicero ( 106-43) Romal olmayan ve siyasi duruu mehul,
ksmen varlkl bir aileden gelir. Zamannn olabilecek en iyi eitimini alr, hatta bir
sre Atinada da okur. Kariyerini hukuk mahkemelerinde yapmay seer ve Roma
Cumhuriyetinin son yllarnda belgat sayesinde devlette nemli mevkilere ykselip
63de konsl olur. Cicero, Cumhuriyeti tek adam ynetimine dntren devri-
min kurbanlarndandr. Octaviann imparator olmadan nce halk partinin bakan-
l iin ekitii Marcus Antoniusun ajanlar tarafndan ldrlmtr.
Cicero, sadece velut bir konumac deil, retken bir yazar olarak bilinir. Yazla-
r, Yunan felsefesi ve siyaset dncesinin, Roma Devletinin Latince konuan Bat
blgelerinde yaylarak popler hale gelmesine hizmet etmitir. Ciceronun hukuk
formasyonu siyasi konulardaki yazlarna Yunanistann byk siyaset teorisyenlerin
kinden daha farkl bir boyut kazandrr. Aadaki metin Ciceronun konsl olmasn-
dan on yl sonra, 52de yazmaya balad Yasalara Dair adl almasndandr.

Yasalara Dair*
Cicero
Adalet iin yaratldmz ve adaletin insanolunun grnde deil,
Doada temellendii, filozoflarn tartmalarndan kan en nemli/deerli
gerek olmal. Bu gerek, insan, insanolunun kardelii ve birlii hakknda
net bir kavray edinince apak ortaya kar. nk hibir ey biz insan-
larn birbirine benzedii kadar birbirine benzeyemez. Kt huylar ve batl
inanlar, baz daha zayf zihinleri eip bkmek suretiyle meyilli olduklar
bir baka yne evirmese, kimse kendisi kadar kendisi ve dier herkesle
birlikte kendisi olamazd. Dolaysyla, insanolunu nasl tanmlarsak ta-
nmlayalm, tek bir tanm herkes iin geerli olacaktr. Bu, insanolu ile
insanolu arasnda tr olarak hibir fark olmadnn yeterli bir kantdr;
eer olsayd, tek bir tanm tm insanlar iin geerli olamazd ve tabii akl,
tek bana akl, bizi hayvanlarn olduu dzeyin stne kararak bundan

157
BATIYA YN VEREN METNLER

sonular karmamz, ispatlamamz veya ispatlayamamamz, tartmamz


ve sorunlar zmemizi ve sonuca varmamz mmkn klan akl hepimizde
var. Farkl eyler rense de, en azndan onu renme kapasitesi itibariyle
deimez. Ayn eyler, istisnasz, duyular tarafndan da fark ediliyor ve du-
yular uyaran eyler, hepimizin duyularn ayn ekilde uyaryor ve nceden
deindiim gibi, zeknn gelime srecinin balangcnda birimizin zihnine
kaznanlar, hepimizin zihnine ayn ekilde kaznyor ve konuma, zihne ter-
cman olan konuma, farkl szckler sese de duygular itibariyle ayn eyi
anlatyor. Aslnda, hangi rktan olursa olsun, hibir insan yok ki, bir rehber
bulabilse erdem/fazilet sahibi olmasn.
nsanlar ktye veya iyiye olan eilimleri itibariyle de birbirlerine ben-
ziyor. rnein haz da herkesi cezbeder ve batan karp ktle davetiye
karrsa da iyi olanla doal bir benzerlii var. nk hafiflii ve holuuyla
bize mutluluk verir; bu nedenle de -bir dnce hatas olarak- salkl bir
ey olarak kabul edilir, kucaklanr. Benzer bir yanl alglamayla, lmden,
doann tasfiyesiymiesine kayor, yaama sarlyoruz, nk yaam bizi
doduumuz krede/alanda tutuyor; acy da en byk ktlklerden biri
olarak gryoruz acmaszlndan tr deil, bize doann mahvna yol
ayormu gibi geldii iin. Ayn ekilde, manevi deer ile an/hret arasn-
daki benzerlikten tr halkn tand ve sayg gsterdii insanlarn mutlu,
an/hret sahibi olamayanlarn mutsuz olduu dnlr. Dertler, mut-
luluklar, arzular, korkular ve kayglar istisnasz hepimizin zihnini megul
eder. nsanlarn farkl inanlara sahip olmas, rnein tanr olarak kpek ve
kedilere ibadet edenleri kuatan batl inanlarn, nitelik itibariyle dierleri-
ni kuatan batl inanlardan farkl olduuna iaret etmez. Hangi ulus/halk
kendisine ihsan edilen nezaketin, efkatin, minnettarln ve yaplan iyiliin
hatrlanmasn istemez? Kibri, ktl, zulm ve nankrl, hangi ulus/
halk hor grmez? Tm bunlar insanln bir ve btn olduunu kantlar ve
sonu itibariyle, doru yaamann ilkelerine vakf olmann insan daha iyi
insan yapacan gsterir.
O halde bir sonraki nokta u: Doa bizi Adalet duygumuzu birbirimizle
paylaacak ve herkese aktaracak ekilde yaratt. Bu tartma boyunca Doa
olarak adlandrdm eyin, Doann bize alad, telkin ettii ey olduu-
nun bilinmesini isterim. Ne var ki, kt alkanlklarn yol at yozlama/
bozulma o kadar byk ki, Doann iimizde (szgelii) yakt atein kvl-
cmlar bu yozlama/bozulmayla snd ve aksine bir ktlk ortaya kp
yerleti. Ama insanolunun hkmleri Doa ile rtseydi, o zaman Adaleti
herkes gzetirdi. Nitekim airin dedii gibi, insanla dair hibir ey ona ya-

158
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

banc deil. nk Doa, akl bahettii yaratklara saduyu, yani Hukuku


da bahetti. Hukuku, yani hkmetme ve yasaklama srecinde uygulanan
doru akl yrtmeyi de bahetti. nsanoluna Hukuk bahedildiyse, Adalet
de bahedildi. Nitekim Sokrat, yarar ile Adaleti birbirinden ilk kim ayrdy-
sa ona lanet okurken -ki bunu sk yapard- haklyd; Sokrat, bu ayrmann
tm ktln/fesadn72 kayna olduundan yaknrd. (...) Buradan aka
anlalyor ki, akll bir insan, kendisi kadar erdemli/faziletli bir dier insana
sradan bir iyilik yaparsa -bazlar iin inanmas zor ama- bu kanlmaz ola-
rak dier insan kendisi kadar ok sevdiine iaret eder. nk eitler ara-
snda ne fark olabilir ki? Dostlukta en ufak bir ayrmclk yaplrsa dostluk
diye bir ey kalmaz; nk z yledir ki, dostlardan biri kendini kayracak
olsa, dostluk biter.
Ve bylece insanlar ceza eker, ama illa mahkeme kararyla (zaten bir
zamanlar hibir yerde mahkeme diye bir ey yoktu, bugn bile pek az yerde
var; var olduklar yerde de ou kez adaletsiz davranyorlar) veya tragedya-
lardaki73 gibi alev alev yanan mealelerle deil, pelerine den Furies74in
gazabna urayp vicdan azab ekmek suretiyle ceza ekerler.
nsanolunu hakszlk yapmaktan, mezalimden alkoyan doas deil de
cezalandrlma korkusu olacak olsa, cezalandrlma tehlikesi ortadan kalkn-
ca kt olann endielenecei ne kalr? Gerek u ki iledii suu yzszce
inkr etmeyen sulu yoktur ya da bir hakl fke hikyesi uydurup iledii
suun aff iin doal bir doruluk ilkesine sarlmayan! imdi; bylesi bir
ilkeye ktler bile sarlabiliyorsa, onlar iyi olan tarafndan gerekten ks-
kanlkla kollanmaldr! Ama insanolunu yanl yapmaktan, su ilemek-
ten alkoyan ktln [fikrinin] kendisi deil de yaam boyu ktlkten
ve su ilemekten alkoyacak bir cezalandrlma korkusu ise o zaman kimse
basiretsiz olarak grlemez. Dahas iyi insan olmak iin deil, bir tr kar
amac gderek hareket etmise ona iyi insan deil, kurnaz insan denir. Bir
tankla yargtan baka hibir eyden korkmayan insan karanlkta ne kadar
uzun yol alabilir ki! Eer ssz bir yerde tek bana kalm, biare bir adamla
karlap onun her eyini soyabilecek durumda olsa ne yapacaktr? Faziletli
olan, yani doas icab iyi olan insan onunla konuacak, ona yardm edecek,
ona yol gsterecektir; bakalar iin hibir ey yapmayan, her eyi kendi -
kar itibariyle deerlendiren dierinin ise ne yapaca ak! Bu dieri, adam

72 Bu ifadenin Stoac okulun ikinci bakan olan Cleanthes ( 250) tarafndan Sokrata atfedilmi
olduu sylenir.
73 Mesela, Aeschylusun Eumenidesinde olduu gibi: Furies, annesi Clytaemnestray ldren
Orestesin peine der.
74 Furies, Yunan efsanelerinde sulular cezalandrmakla grevli ylan sal tanradan biri.

159
BATIYA YN VEREN METNLER

ldrp parasn aldn inkr ederse, bunu yapt eyi doal olarak kt
addettii iin deil, suu ortaya kaca, yani ba belaya girecei iin ya-
pacaktr. Aman ne gereke! Sadece filozofun deil, kaba bir kylnn bile
yzn kzartabilir.
Milletlerin geleneklerinde veya yasalarnda olan her eyin adil olduuna
inanmak aptallktr. Bu yasalar mstebit hkmdarlar tarafndan yrrle
konmu olsa adil olurlar myd? Adalet tektir, tm insanl balar ve tek bir
Hukuka temellenir, yani hkmetme ve yasak koyma srecinde doru akln/
mantn uygulanmasna. Bu Yasay bilmeyenler, bir yerlerde yazl olsa da
olmasa da Adaletten yoksundur.
Adalet yazl yasalara ve toplumsal geleneklere uyum/uygunluk olsayd
ve ayn insanlarn iddia ettii zere, eer her ey yarar terazisine vurulsayd,
o zaman herkes kendince yararl/faydal grd eyi elde etmek iin -eer
becerebiliyorsa- yasalar inerdi. Dolaysyla, Doada olmasa Adalet olmaz;
yararda temellenen bu Adalet tr, bizatihi yarar tarafndan yok edilirdi. Ve
eer Doa Adaletin temeli olarak grlmeyecekse, bu (toplumun temellen-
dii erdemin/faziletin) mahvolu anlamna gelir. Nerde kald licenaplk ya
da vatan sevgisi ya da sadakat ya da yardmlama eilimi ya da minnet duy-
gusu? Tm bu erdemler trdelerimizi (dier insanlar) doal olarak sevme
temaylmzden kaynaklanr ve Adaletin temelinde bu yatar. Aksi halde
sadece trdelerimizi deil, tanrlar iin yaplan ayinleri, trenleri de unutur
gideriz. Ben bunlarn korku saikiyle deil, insan ile Tanr arasnda mevcut
yakn iliki nedeniyle srdrlmesi gerektiini dnyorum. Adalet ilke-
leri insanlarn kararna ya da prenslerin fermanna ya da yarglarn hkm-
ne dayandrlsayd, o zaman Adalet -halkn da onayyla- hrszl, zinay,
sahtecilii onaylard. ayet ahmaklar vardklar hkmlerle Doa yasalarn
deitirilebilecek kadar byk gce/iktidara sahipse, o zaman neden kt
ve muzr olann iyi ve hayrl olduunu buyurmuyorlar? Ya da ayet bir ya-
sayla Adaletsizlii Adaletli yapabiliyorlarsa, kty de iyi yapamazlar m?
Gelin grn ki, iyi yasalarla kt yasalar tefrik ediyor ve bunu sadece doa
standartlarna bavurmak suretiyle yapyoruz. Doann tefrik edebildii tek
ey Adalet ve Adaletsizlik deildir elbet; Doa istisnasz olarak haysiyetli ve
haysiyetsiz olan da tefrik eder. Nasl ki eyleri ayrt edip zihnimizde form-
le etmemiz her birimizde var olan akl/mantk sayesinde mmkn olmak-
taysa; haysiyetli davran meziyet, haysiyetsiz davran ahlak bozukluu
olarak tanmlayan da zihnimizdir. Bunlarn Doa tarafndan belirlenen sabit
hkmler deil, birer gr meselesi olduunu, ancak bir deli iddia edebi-
lir. Dili yanl kullanarak bir aacn veya bir atn meziyetinden bahsedecek
olsak bile, bu bir gr meselesi deil, Doa hkmdr. ayet meziyet bir

160
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

gr meselesi olarak deerlendirilecekse, o zaman ona dair birka ey daha


dikkate alnp yle deerlendirilmelidir; rnein kim bir insan saduyulu
olarak deerlendirip bunun kendi yapsnda olmadn syleyebilir? nk
erdem tam anlamyla gelimi bir akl/idrak demektir ve bu kesinlikle doal-
dr; dolaysyla haysiyetli olan her ey ayn zamanda doaldr.75
Ve akl, Devlet yaamnda yer almak iin doduunu (var olduunu) id-
rak edince, sadece allm tartma yntemini deil, bunu daha retken
klan sreklilik yntemini de uygulamak suretiyle, rnein lkelerin nasl
ynetilmesi, yasalarn nasl yaplmas, ktlerin nasl cezalandrlmas, iyi-
lerin nasl korunmas, baarnn nasl dllendirilmesi gerektiini dne-
cek; yurttalarnn onayn alacak ekilde, onlarn iyilii ve yararna dnk
ynergeler yaynlayacak; onlar haysiyetli davranmaya ynlendirerek yanl
yapmalarn nleyecek, zor durumda olanlara destek olacak ve cesaret sahi-
bi akll insanlarn davranlar ve tleri kadar ktlerin alaklklarn da
sonsuza dek hafzalarda kalacak ekilde bir kuaktan dierine aktaracaktr.
* Cicero, Concerning the Laws, Harvard University Press, 1918.

8. Byk lde Medenilemi Bir Devletin Yurtta lkel


nsanlar Hakkndaki almalardan Ne renebilir?
Roma devletinin Kartaca Savan takiben bymeye balamas, Cumhuriyetin
dnyay ynetmekten ziyade, talyan ehirlerinden oluan bir konfederasyonu y-
netmeye uygun kurumlarnn bozulup gerilemesine yol at. Bu kurumlar, yz yllk
bir buhran dneminden sonra yeniden yaplanm, Romann ilk imparatoru olarak
Augustus unvann alan Octavian ( 63S 14) tarafndan bu byk imparatorlu-
un ihtiyalarna cevap verecek ekilde takviye edilerek, yzyllarca sren ekimeler
sonucu hrpalanm olan Akdeniz havzasnda Romann bar tesis etmesi ve srdr-
mesini salamtr.
Yazlar ve etkin fikirlerine karn, Cornelius Tacitus (55-120) hakknda pek az ey
bilinir. ngilteredeki askeri baarlar ile nlenen, mparator Domitiann istei ze-
rine Romaya geri dnen General Agricolann damaddr ve kaynpederine hayran-
dr. Tacitus 112-113de Asya valisi olarak grev yapm, baarl bir hatip olarak n
salmtr. Yazlarnda Roma aristokrasisinin Cumhuriyete dknln ve mpara-
torlarn otokratik/despot ynetimine kar giderek artan honutsuzluu dile getirir.
Bir tarihi olarak almalarnn byk bir ksmn Pax Romana (Roma Bar) dne-
minin sakin ortamnda yapm, istikrarl ve aydnlanmac Trajan dnemini (98-117),

75 Bu yasay, I. Blmde yer alan Kitab- Mukaddes sekileriyle kyaslayn.

161
BATIYA YN VEREN METNLER

Trajann seleflerinin kararszlklarn ve deikenliklerini sergilemek iin kullanmtr.


Tacitusun De origine et situ Germanorum (Germenlerin Kkeni, lkesi ve Halk)
adl almasndan alnan aadaki blm, bu ilkel toplumdaki yaam genellikle
olumlu bir ifadeyle tarif eder.

Germania76*
Cornelius Tacitus
Germenlerin evlilik balar nedeniyle baka kabilelerle karmadklarn,
ayr, bozulmam bir halk olarak kaldklarn syleyenlerin dncelerine
katlyorum. Bu nedenle saylarnn okluuna karn Germenler her yerde
birbirlerine benzemektedir. Keskin mavi gzler, kzl salar ve sadece olma-
dk ilere yetenei olan iri vcutlar. Germenler almaya bizim kadar katla-
namaz. Susuzluk ve scaktan da hi holanmazlar. Aksine topraklar ve ik-
limleri onlar soua ve ala altrmtr.
Germanya birbirinden ok farkl blgeleri iermesine karn, genellikle
sk ormanlklarla ve pis bataklklarla kapldr. Galliaya komu olan blge-
leri daha nemlidir, Noricum ve Pannonia taraf ise daha rzgrldr. Toprak
ekime elverilidir, ama meyve aalarndan yoksundur. ok sayda srle-
ri vardr, ama hayvanlar hep kktr. Srlar bile bydkleri zaman iri
boynuzlara sahip olamazlar. Germenlerin en holand ey srlerindeki
hayvan saysnn fazlaldr. Hayatta servet adna en ok vndkleri ey
budur. Tanrlarn onlar hem altn hem de gm varlndan mahrum b-
rakm olmasnn bir ceza m yoksa ihsan m olduuna karar veremedim.
Geri Germanyada altn ya da gm madenleri bulunmadn kesin olarak
syleyemem, nk kimse aratrmamtr. Madenleri aratrma konusunda
bizim gibi davranmazlar. Germanyada tanrlara ya da nderlere hediye ola-
rak verilen gm vazolar grebilirsiniz. Fakat gm, topraktan yaplm
anak kadar sradan bir ey sayarlar. Ancak bize yakn yerlerde yaayanlar
ticarete alkn olduklar iin altn ve gmn deerini renmitir. Parala-
rmzdan bazlarn tanyp seebilirler. ksmlarda yaayan halk ise daha
ilkeldir ve eski takas yntemlerini kullanr. Alk olduklar kenarlar izgili
ve zerinde iki atl sava arabas figr bulunan eski paralar77 ok severler.
Ayrca gm altndan daha ok severler. Aslnda bu bir zevk meselesi de-
il, nk sradan ve kk eyler satn alan insanlarn iine kk gm

76 Almanya.
77 Denarius, Roma para sisteminin temel sikkelerinden biri.

162
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

paralar daha ok yarar.


Demir bol deildir. Zaten bu sahip olduklar silahlardan da anlalr. K-
l ve uzun mzraklar pek kullanmazlar. Karg ya da kendi dillerinde framea
adn verdikleri bir silahlar vardr. Framea, ksa, dar bal olmasna ramen
ok keskin ve kullanl bir silahtr. Hem uzak hem yakn dvte kullanla-
bilir. Atllarn kalkanlar ve mzraklar, piyadelerin ise karglar vardr. Her
asker ok sayda silah tayabilir ve bunlar uzaa frlatabilir. Nadiren hafif
bir ayakkab kullanrlar, ama genelde plak ayakla savarlar. Gsterili ss-
leri de yoktur. Sadece birbirlerinden ayrt edilebilmek iin kalkanlarn par-
lak renklere boyarlar. ok az zrh giyer. Balk takanlar ise hemen hemen
yok gibidir. Atlar biimsizdir ve ok hzl hareket edemezler. Atllar bizim-
kiler gibi daireler izmeyi bilmez. Sadece ileriye doru gitmeyi ve saa do-
ru dnmeyi bilirler. Dn srasnda saflar o kadar kalabalk olur ki, nere-
deyse hibir asker geride kalmaz. Genelde piyadelerinin daha gl olduk-
lar bilinir. Bu nedenle atllar ve piyadeler kark olarak savar. Sava sra-
snda seme bir piyade birlii asl ordunun nnde yer alr. Piyadeler ok
hzl hareket edebildiinden gerektiinde atllarla da savaabilirler. Piyade-
lerin saylar bellidir. Her kyden yzer kii alnr. Seilenler kendi kyle-
rinde yzler adyla anlr. lk zamanlar sradan bir durumu ifade eden bu
kavram, imdilerde ok erefli bir anlam tamaktadr. Germenlerin saflar
kama eklindeki birliklerden oluur. Mevzilerinden geri ekilmek ya da tek-
rar saldrmak iin biraz gerilemek korku deil, tedbir olarak adlandrlr. So-
nucu belli olmayan savalardan sonra bile llerini alp geri gtrrler. Kal-
kann kaybetmek en byk erefsizliktir. Kalkann kaybeden kimse bir top-
lantya ya da kurban kesme trenine giremez. Bir savata uranlan yenilgi-
den sonra geri kalanlarn zerindeki lekeyi temizlemek iin kendilerini l-
drdkleri grlmtr.
Krallar ailelerine gre, komutanlar ise yeteneklerine gre seilir. Kralla-
rnn snrsz yetkileri yoktur. Komutanlar yetkilerine dayanarak deil, yal-
nzca cengverliklerini ispatlamak suretiyle mevkilerini koruyabilir. dam,
hapis ve krbalama iin sadece rahiplere izin verilmektedir. Bu cezalar asla
komutanlar tarafndan verilmez. Byle bir cezay ancak savata aralarnda
bulunduklarna inandklar kabile tanrlar verebilir. Bar zaman aalarn
zerinde bulunan kutsal idol ve alametifarikalarn indirip savaa giderler.
Atl birlikler ve kama eklinde dzenlenmi olan piyade birlikleri kabilelere
gre sava dzeni alr. Savata bu denli cesur olmalarn salayan da budur.
nk en sevdii insanlar yaknda bulunur, kadnlarn barmalarn, be-
beklerin alamalarn kendi kulaklaryla duyarlar. Tm Germenler kendi ka-
bilesindekiler tarafndan vlmeye baylr. Annelerine ve karlarna yarala-

163
BATIYA YN VEREN METNLER

rn gsterirler. Kadnlar ise erkeklerin yaralarn tedavi etmekten korkmaz.


Sava srasnda onlara yiyecek verip cesaretlendirirler.
Baz savalarda dalan ve bozguna urayan ordularn kadnlar tarafndan
yeniden bir araya getirildikleri anlatlr. Byle durumlarda Germen kadnla-
r hi ara vermeden dua eder, gslerini aarak esaretin uzak olmadn
anlatmaya alrlar. Germenler esir dmekten kendileri iin deil kadnla-
r iin korkmaktadr. Onlarn sadk kalmalarn salamak iin asil ailelerin
kzlarn rehin almak yeterlidir. Germenler kadnlarn gelecei bilme gibi bir
yetenekleri olduuna inanr. Onlarn tavsiyelerine asla bo vermezler ve so-
rularn her zaman yantlarlar. mparator Vespasianusun zamannda Veleda
adnda bir kadn grdk. ou insana gre o bir tanrayd. Daha nce de
Aurinia ve baka lmllere byk ve ilahi bir sayg gsterdikleri vakidir.
Ancak davranlarnn nedeni yaltaklanmak deil, onlar gerekten tanra
yapmak isteidir.

***
nemsiz konularda kabile nderleri kendi balarna karar verir. Daha
nemli konularda ise nderler bir araya gelir. Halkn karar vermesi gereken
durumlarda da nderlerin konuyu nceden aralarnda grmeleri gerekir.
Beklenmedik ve ani bir ey olmadka ay balanglarnda ya da dolunay
zamannda toplanrlar. Byle zamanlarn yeni ilere balamak iin en uurlu
gnler olduuna inanrlar. Zaman hesaplarken bizim gibi gndzleri deil,
geceleri sayarlar. Toplantlarn ve anlamalarn gnleri buna gre hesapla-
nr. Germenlere gre gn, geceden sonra gelir. zgrlk ak adeta bir kusur
saylabilecek kadar fazladr. Gerektiinde hemen toplanrlar, fakat geciken-
ler yznden birka gn kaybedilir. Toplant balaynca herkes silahl ola-
rak oturur. Toplantda sessizlii bu ile grevlendirilmi olan rahipler salar.
Daha sonra ya, soyluluu, daha nceki savalarda yaptklar ya da gzel
konumas bakmndan ne kan krallar ve nderler konuur. Fakat konua-
cak kimse, konuma hakkn ancak ikna gcyle elde edebilir. Sylenenler
holarna gitmezse homurdanarak reddederler. Beenirlerse karglarn a-
krdatrlar. Byle bir alk en byk baar saylr.

***
Sava baladnda bir nderin yanndakilerden geri kalmas ve yannda-
kilerin de nderden aa kalmalar ayn derecede ayp saylr. nder ldk-
ten sonra sava meydanndan sa dnmek insann yaamnn sonuna dek
silemeyecei kara bir lekedir. nderi korumak ve kendi kahramanlklarn

164
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

ona mal etmek askerlerin yemin ettikleri bir eydir. nder zafer iin, adam-
lar nder iin savar. Bir yerde uzun yllar devam eden bar sz konusuy-
sa o kabiledeki asil ailelerin ocuklar savamakta olan bir baka kabilenin
yanna gider. Bar ve sessizlikten hi holanmazlar. Tehlikeli zamanlarda
n daha kolay kazanlr. Ayrca sahip olduklar bu kadar byk ordu sava
olmazsa ynetilemez. nk nderleri onlara sava atlarn ve nl, yenil-
mez kanl mzraklarn verir. ok lezzetli olmasa da bol olan yemeklerin ve
elencelerinin masrafn nderler karlar. Bu cmertliin giderleri harp ve
yamadan salanr. Bu adamlar iin tarlalar srmek, bir yln rnn bek-
lemek, dmanla savalarak ele geirilen paralar karlnda bir ey kazan-
maktan ok daha zordur. Bir hedefe adam ldrerek ulama anslar varsa
ayn eyi alarak elde etmeyi tembellik ve uyuukluk sayarlar.
Savamadklar zaman ok fazla avclk da yapmazlar. Genelde bo bo
oturup yemek yer ve uyurlar. En cesurlar, hatta savalar bile hibir ey
yapmaz. nk evlerin ve tarlalarn bakmlar kadnlar, yallar ve aile
iindeki zayf kimseler tarafndan yaplr. Kendileri ise bo bo dolanr.
Karakterlerinde arlacak bir terslik vardr. Tembellii sever, ama bar-
tan holanmazlar. Kabiledeki her adamn kendi isteiyle nderlere sr ve
yiyecek vermesi gelenei vardr. Onlara gre bu bir ereftir. Hem de ihti-
yalarn karlar. Komu kabilelerden gelen hediyelerden ok holanrlar.
Hediyeler sadece kiiler tarafndan deil ayn zamanda devlet tarafndan
gnderilir. Hediyeler genelde sekin atlar, muhteem zrhlar, madeni g-
slkler ve yakalklardr. Daha sonraki yllarda para almay da bizden
renmilerdir.

***
Germanyada evlilik balar ok kuvvetlidir. Dier gelenekleri bunun ka-
dar vgy hak etmez. Barbarlar iinde sadece Germenler tek bir kadnla
yaar. ok az kimse bu kuraln dna kar. Onlar da asalet nedeniyle birden
fazla kadn almak zorunda braklanlardr. Drahomay kadn kocaya deil,
koca kadna verir. Anne, baba ve akrabalar dne gelip hediyeleri inceler.
Hediyeler kadnn houna gidebilecek ve sana takabilecei trden eyler
deildir. Genelde bir ift kz, gemli bir at ya da kalkan, mzrak, kl gibi
eylerdir. Kadn da kocasna silah hediye eder. Bu tren, bizim nikh tre-
nimizin, greneklerimizin ve evlilik tanrlarmzn yerini tutar. Bir kadnn
kendisini cesaret ve savatan uzak saymamas gerekir. Evlilik hayatnn ba-
langcnda yaplan trende kadna almada ve tehlikede kocasnn orta
olmas, barta ve savata da ayn ekilde cesaretle davranmas gerekecei

165
BATIYA YN VEREN METNLER

sylenir. Boyunduruklu kzler, gemli atlar ve hediye silahlar bunu ak-


a gsterir. Germenlere gre bir kadn byle yaayp byle lmelidir. Ald-
emaneti namusuyla koruyup ocuklarna miras brakmaldr. Bu yle bir
emanettir ki, zaman gelince kendi gelinleri de bunu alp torunlarna miras
brakacaklardr.
Bu nedenle ok sakin bir yaam srerler. Tiyatronun rahatsz edici et-
kileri veya ziyafetlerin insan tahrik eden havas onlarn ahlakn henz
bozmamtr. Ne erkekleri, ne de kadnlar mektuplar. Saylarna oranla
kocasn aldatan kadn ok azdr. Byle bir durum ortaya ktnda kocas-
nn karlk vermesine izin verilir. Karsnn salarn keser, ailesinin gzleri
nnde onu soyar ve kyn ortasnda kamlar. Namusunu satm bir kadn
affedilmez. Byle bir kadn gzel, gen ve zengin bile olsa koca bulamaz.
nk Germanyada kimse namussuzlua glmez, ahlak bozukluunu dev-
rin bozulduuna balamaz. Ren Blgesinde yaayan kabilelerde sadece ba-
kirelerin evlenmesine izin verilir. Buralarda yaam daha da iyidir. Bylece
kadn kocasn tek bir vcut, tek bir hayat olarak kabul eder. Daha sonrasn
dnmez, daha fazlasn istemez. Sanki evlilik hayatn kocasndan daha
ok seviyor gibidir. ocuklarnn saysn kstlamay veya sonradan olan
ocuklarndan birini ldrmeyi cinayet sayarlar. Onlarn iyi ahlaklar baka
yerlerdeki iyi kanunlardan ok daha etkilidir.
* Cornelius Tacitus, Germania & Britannia, eviren: Furkan Akderin, Alfa Basm Yayn Datm Ltd.
2006.

9. Roma Ynetiminin yi Ynleri Nelerdi?


Aelius Aristides, kinci yzylda mparatorluun dou snrlarnda gezerek pek
ok konuda sanatsal slupla konumalar yapan, dersler veren gezginci hatiplerden-
dir. Nutuklar arasnda en iyi bilinenler, Atina, zmir (Smyrna) ve Romaya dzd
methiyeler ile mparatora yadrd iltifatlardr. Aadaki metin, Antonius Piusun
(138-161) cmert ve nispeten huzurlu saltanat dneminde, Romada yapt (156)
konumadan alnmtr. Aristidesin bu konumas fazlasyla vg dolu olsa da Roma
mparatorluunun bu en iyi dneminde, Romallar hakknda bilgi veriyor olmas ba-
kmndan dikkate deer bulunur. Aristides, konumasnda Romann nde gelenlerini
memnun edeceini dnd hususlarn stnde durur. Benzeri vglere, mpa-
ratorluun dier birok vilayetinde de ortaya karlan ve ayn dneme tarihlenen
kitabelerde de rastlanmaktadr.

166
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

Romaya*
Aelius Aristides
mparatorluunuz usuz bucaksz ve amil olmakla birlikte, snrlarnn
evreledii alandan ziyade, kusursuzluuyla byktr. mparatorlukta ba-
kalarnn elinde olan, birilerinin zorla igal ettii veya dierlerinin isyan -
karmak suretiyle koparp ald, zapt edilebilir hibir boluk/gedik yoktur.
Ancak kendisine (Roma mparatorluu) sahip kabilecek olanlarn diyar
olduu halde78, Kraln diyar olarak anlmasna amamal. Satraplarn kral-
lar yokmu gibi birbirleriyle ya da deiik ehirlerin una veya buna kar
savamasnda; askeri birliklerin bir ehre gnderilip dierinden kovulma-
snda79 da alacak bir ey yoktur. Medeni dnya sonsuza kadar kaim olacak
bu imparatorlua hep birlikte ve bir korodan ziyade iyice temizlenmi bir
fltten karcasna yaylan net bir sesle dua etmektedir; komutadaki ndere
ne kadar da uygun... Medeni dnya korosu, Onun bir sz veya iaretiyle
tm direktiflerini yerine getirilmekte. Yaplacak bir ey varsa, Onun tm
yapmas gereken karar vermek.
ehirlere ve etnik gruplara gnderilen valilerin hepsi birer hkmdar,
ama ynetilenler kendilerini ilgilendiren konularda ve birbirleriyle iliki-
lerinde eittir. Yneticilerin ynettikleri insanlardan tek fark, onlara her
eyden nce nasl iyi birer yurtta (tebaa) olacaklarn retmeleridir.80 B-
yk vali onlara ylesine sayg alam ve onlarn taleplerini ylesine yerine
getirmi durumda ki, ynetilenler onun kendileri iin en iyiyi yaptndan
eminler. Nitekim onu gcendirmekten korkuyor ve -sanki karlarnda dedi-
im dedik bir despot varm gibi- ona korkuyla kark sayg duyuyorlar. Hi
kimse mparatorun adn duyunca etkilenmemezlik edemedii gibi, ayaa
kalkp bir nefeste iki dua okuyor: birini Onun adna Tanrlar iin, dierini
ise kendi adna Onun iin. Valiler kamu veya zel davalarda ne srlen
iddialarn ynetilen itibariyle geerliliine/hakllna dair en ufak bir kuku
duyacak olsa, Ona hemen ne yapmalar gerektiini soran bir yaz gnderi-
yor ve Ondan cevap gelinceye kadar efi bekleyen bir koro gibi bekliyorlar.
Dolaysyla mparatorun vakit bulduka imparatorluun drt bir yann,
kendisini u veya bu insanlara gsterdiinden emin olmak zere, ahsen
dolamas gerekmiyor. Tm medeni dnyay oturduu yerden mektuplarla

78 Bir dier ifadeyle lke, ismen de olsa sadece hkmdara ait deildir.
79 Pers mparatorluunun ehirlerini yneten Satraplar, eski dnemde birbirleriyle srekli mcade-
le etmeleriyle nldr.
80 Baz valiler ehir-devletlere, bazlar ise ehir-devlet olacak kadar gelimemi blgelere gnderilir.
Aristides bu blgelerdeki insanlar etnik gruplar olarak niteler.

167
BATIYA YN VEREN METNLER

ynetmesi ok daha kolay, nk bu mektuplar kanatl ulaklarla iletiliyor-


muasna, neredeyse yazldklar an Onun eline geiyor.81
imdi, en ok aknlk, hayranlk uyandran ve minnettarln hem sz
hem davranla srekli ifade edilmesini gerektiren bir eyden sz edeceim.
Bu usuz bucaksz mparatorluun snrsz g sahibi ve gl yneticile-
ri olan sizler, byk bir baar kazandnz. Bu baarnn tmyle size ait
olduu kesin. mparatorluk sahibi olanlar arasnda, sadece siz hr insan-
lara hkmediyorsunuz (mparatorluun u veya bu blm u veya bu
hkmdarn ynetimine verilmemitir) Ne halk unun veya bunun esareti
veya himayesi altna girmi, ne de kendisi kadar hr olmayan birine teslim
edilmitir.82 Ama nasl ki tek bir ehir-devletten ibaret olan ynetimler yne-
tilenleri gzetmek ve korumak zere bir sulh yargc atarlarsa, tm medeni
dnyay tek bir ehir-devletiymiesine yneten sizler de her zaman olduu
gibi, seimleri takiben valiler atyorsunuz klelere efendilik yapmak zere
deil, ynetilenleri gzetmek ve korumak zere! Dolaysyla bir vali, grev
sresi bitince, daha uzun sre grevde kalma mcadelesi vermeksizin veya
toprak kavgas yapmakszn, alakgnlllkle yeni gelene yol veriyor, hatta
(makamnda) halefini karlayacak kadar bile beklemiyor.
Yksek mahkemeye bavuru kolayca yaplyor (ve bunu yapanlar)
Kendilerini yerel mahkemenin verdii karar kabul edenlerden daha faz-
la tehdit altnda hissetmiyor. Dolaysyla denilebilir ki, bugnn insanlar
ynetiminden mutlu olduklar srece gnderilen valiler tarafndan yneti-
liyor. Bunlar eski Hr Cumhuriyetinizin sunduu avantajlarn tesinde
avantajlar deil midir? nk Halk Hkmetinin olduu yerde ehir mah-
kemesinde verilen bir kararn, hatta baka jrilerin verdii kararn dna
klamaz, ama () ne olursa olsun insan yerel yargya sayg gstermelidir.
Ama artk bir baka yarg var, kavraynn hibir adil karar skalamad
gl bir yarg.
* Aelius Aristides, To Rome, The Ruling Power, Transactions of the American Philosophical Soci-
ety, 1953.

81 Aristides burada imparatorluun kinci yzylda gayet gelimi olan brokratik sistemini ima
etmektedir. ehir ve blgeler nemine gre tasnif edilmi ve yeterli kolluk gcyle donatlmtr.
letiim hzl ve gvenlidir. Yazl talimatlar brokrasinin dikkatle izlenmesinden byk kazan
elde eden resmi bir tekilat tarafndan harfiyen uygulanrd.
82 Orta Doudaki hkmdarlklar ou kez hkmdarn maldr ve kiisel mlk gibi ynetilir.
Aristides burada yerel ynetimler benzer bir yetkiyle ynetiliyor olsa bile, yneticinin kendisinin
hr olmadn ima eder.

168
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

10. Roma Hukukunun Dayanaklar Ve Kaynaklar Nelerdir?


Bir hukuku olarak mparatorluk katnda herhangi bir makam igal etmedii
halde, ortaya koyduu muazzam eserler, Gaiusu (kinci yzyl) Romann en nde
gelen hukuk yazarlarndan saydrr. Tara hukuku hakkndaki uzun mtalaas, baz
bilim adamlarnn onun taral bir hukuku olduuna hkmetmesine yol atn-
dan, adalar tarafndan yok saylm, yaad dnemde popler olamamtr. te
yandan, bu talihsiz durum, Gaiusun Roma hukukunun kodifikasyonu zerindeki
etkisi nedeniyle fazlasyla telafi edilmi saylr. Institutiones adl almasndan alnan
aadaki pasaj, Roma hukukunun kaynaklarn, dier bir deyile, belirleyici unsurlar
itibariyle hukukular tarafndan tmyle paylalan grlerini zetler. (JS)

Institutiones83*
Gauis
Belirli bir mevzuat ve gelenekler erevesinde ynetilen her halk/millet,
ksmen kendine has bir hukuka, ksmen de tm insanln ortak hukukuna
tabidir. Halkn/milletin kendisi iin oluturduu, kendine zg hukuka ius
civile (medeni hukuk) denir, yani civitasn (Devlet) zel hukukudur. nsan-
ln doal olarak akl szgecinden geirmek suretiyle gelitirdii hukuka ise
ius gentium (milletler hukuku veya dnya hukuku) denir, bu tm insanln
tabi olduu hukuktur. Nitekim Romallar da ksmen kendilerine has zel
hukuku, ksmen de insanla has ortak hukuku gzetir
Romallarn yasalar legesler (imparator emirnameleri), plebisitler,
senatuconsultlar, imparatorluk nizamnameleri, buna hak kazananlarn ya-
ynladklar bildiriler ve btn bunlarn tm hakknda kil adamlarn m-
talaalarndan oluur.
Plebisit, plebsin hkm ve emridir. Plebs, populustan farkl bir eydir.
Populus soylular dahil tm yurttalar ima eder, oysa plebs soylular84 dla-
yarak, sadece sradan yurttalar tanmlar. Daha nceleri soylular icazet ver-
medikleri plebisitlerin kendilerini balamadn iddia ederdi. Ne ki, plebi-
sitlerin tm populusu balamasn salayan bir L. Hortensia85 geirildikten
sonra legeslerle eitlendi.

83 Hukuk kurumlar anlamna gelmektedir.


84 Cumhuriyet dneminde st-snf soylular (patricians) ile alt-snf avam (plebeians) fark ok be-
lirgindi. Gaius alt-snfn st-snfa kar verdii hukuk mcadelesi sonunda kazand eitlik sta-
tsnden sz etmekte.
85 Bir yasa teklifi olan Lex Hortensius. Hortensius adl bir resmi grevli tarafndan sunulduu iin
bu ad alm, 278de yasalamtr. Bu yasann alt-snfn (plebeians) zaferinde nemli bir yeri
vardr.

169
BATIYA YN VEREN METNLER

Senatuconsultlar senatonun talimat ve buyruklardr; tartmal da olsa


lex gcndedir. mparatorluk nizamnameleri imparatorun emir, kararname
veya yasa yoluyla verdii buyruklardr ve imparatorun imperiumuna (em-
retme yetkisine) bir lex vastasyla sahip olduuna baklrsa, bunlarn da lex
gcnde olduuna phe yoktur.
Bildiri yaynlama hakkna sahip olanlar Romallarca seilen sulh yarg-
lardr. Yarg yetkisi ehir valileri tarafndan benimsenen -biri kentli, dieri
peregrine86- iki preator87 tarafndan yaynlanan bir bildiri, aslnda kapsaml
bir kanun mahiyetindedir. Ayn ekilde, yarg yetkisi Romallarn ehirlerin-
deki quaestors88 tarafndan benimsenen curule aediles89 bildirileri de kanun
mahiyetindedir. Curule aediles bildirileri Caesarn ehirlerinde90 yaynlan-
maz, nk bu ehirlere quaestor tayin edilmez.
kil adamlarn mtalaalar, yasalarn oluturulmas srecinde ileri sr-
dkleri grler ve kararlardr. Oluan fikir birlii lex gcndedir. Fikir bir-
lii olumad durumda karar yarg verir. Bu, mparator Publius Aelius
Hadriann (117-138) kanun gcndeki tebliidir.
* Dr. Haluk Emirolunun Roma Hukukunun Bilgi Kaynaklarndan Corpus Iuris Civilis ve
Trkiyede Hukuk Resepsiyonu konulu makalesinden alnt:

Hukuk kurumlar anlamna gelen Institutiones, uygulanan hukukun ana


hatlarn belli bir dzen iinde saptamak, bir baka deyile, uygulanan hukuk
hakknda genel bilgi vermek amacyla hazrlanmtr. Bu nedenle Institutio-
nes, hukuk bilimine balang konusunda bir ders kitab niteliindeydi. Ger-
i, hukuk retiminin temel konusu, Digesta ve Codexde bir araya getirilen
metinlerdi. Digesta, Cumhuriyet Dnemi ve Klasik Dnem hukukularnn
eserlerinden alnan paralar ieriyordu. Codex ise, imparator emirnamele-
rinin sistematik bir derlemesiydi. Ancak, her ikisi de ok ar ve ayrntlarla
dolu olduundan, uygulanan hukukun temel kavramlarn ve kurallarn an-
lamak, renmek bakmndan elverili deildi. Bu nedenle uygulanan huku-
kun tm hakknda genel bilgi verecek nitelikte bir blmn hazrlanmas
zorunluluu duyuldu. Iustinianus 533 ylnda bu blmn hazrlanmas iin,

86 Preatorlarn biri kentteki Romallara, dieri kentteki yabanclara hizmet ederdi. Yabanclara hiz-
met edene peregrine denirdi.
87 Preator eski Romada yurttalar arasndaki uyumazlklar zen yarg ve ynetici konumundaki
kii.
88 Eski Romada hazine yneticisi.
89 Eski Romada imar/bayndrlk memurlar.
90 Byk ordular barndran, dolaysyla huzursuzluun hkim olduu ehirler (istismara ak ol-
malar itibariyle) imparatorun kiisel denetimi altndayd, yani kamu ynetimi itibariyle senatoya
bal ehirlerden ayr tutulurdu.

170
BATI GELENEKLERNN KAYNAKLARI

Tribonianusun denetimi altnda, Constantinopolis Hukuk Okulunun hoca-


larndan Theophilus ile Beyrut Hukuk Okulu hocalarndan Dorotheus g-
revlendirdi. Bu iki hukuku, eserin ikier kitabn yazarak kendilerine verilen
grevi paylamt. lk iki kitabn anlatm tarz ile son iki kitabn anlatm tarz
arasnda fark vardr ve hangi kitaplarn hangi yazara ait olduuna ilikin ke-
sin bir bilgi bulunmamaktadr.
Imperatoriam Emirnamesi ile yrrle giren ve hukuk renme iste-
i olan genlie ithaf edilen Institutiones, drt kitaptan olumakta, huku-
kun genel kavram ve ilkeleri, imparatorun azndan ders verir gibi, konu-
ma slubu ile anlatlmaktadr. Institutionesi yrrle sokan Imperatoriam
Emirnamesinde, sz konusu eser dzenlenirken hangi kaynaklardan yarar-
lanld konusunda ksa bir aklama vardr. Bu aklamadan daha nce ya-
zlan Klasik Dnem hukukularnn Institutioneslerinden, zellikle Gaiusun
Institutiones ve Res Cottidianae adl eserlerinden ve dier erhlerden yararla-
nlm olduunu reniyoruz.
ekli bakmdan incelendiinde, Institutiones, klasik eserlerden paralar
alnarak dzenlenmi bir mozaikten ok, zgn bir eser gibi hazrland
izlenimini uyandrmaktadr. Aslnda bu kitap da Digesta gibi, klasik hukuk-
ularn eserlerinden alnan paralarn birbirine eklenmesiyle olumutu.
Ancak, ekleme yaplrken paralar, bir inscriptio ile birbirinden ayrlmam
olduklar iin, bunlarn hangi yazara ait olduklarn belirlemek mmkn
olmad gibi, srekli bir konuma haline getirilmi olan ifade, sanki bizzat
imparatorun azndan kyor ve genlie sesleniyormu gibi bir izlenim ta-
maktadr. Hukukta yaplan yenilikler aka beyan edilmi, baz metinler ar-
tk kullanlmadklarnn anlalmas iin gemi zaman kipiyle ifade edilmi,
kurumlarn tarihesi anlatldktan sonra yrrlkte olan hukuk kurallarnn
belirtilmesi iin ise, imdiki zaman kipi kullanlarak, hukukun genel kavram
ve ilkeleri, bir imparatorun slubuna yakan ssl ifadelerle aktarlmtr.
Eserin plan, mparatorun da syledii gibi, Gaiusun Institutionesi esas al-
narak hazrlanmtr. Bu model iinde kalnmakla birlikte, Digesta aracl ile
varlklarn rendiimiz dier Institutioneslerden de yararlanlm olduu-
nu gryoruz. Digesta ile yaplan karlatrmalar sonucunda, Gaius dnda,
Ulpinianus, Fiorentinus ve Marcianusun da institutiolarndan faydalanld
anlalmaktadr.
Iustinianusun Institutionesi de Gaiusun Institutionesi gibi drt kitaptan
olumutur. Her kitap fasllara, fasllar da paragraflara ayrlr. Her fasln ba-
nda principium denen bir blm vardr. Bunu, birinci paragraf izler. Institu-
tionesteki herhangi bir paraya atf yapmak ya da herhangi bir paradan sz
edilmek istendiinde, Institutiones byk harfle ya da Ins. harfleriyle belirti-
lir. Sonra da srasyla, kitap, fasl ve paragraf numaralar gsterilir. Gaiusun

171
BATIYA YN VEREN METNLER

ayn adl eserini, Corpus Iuris Civilisin birinci blm olan Institutionesden
ayrmak iin, genellikle Gai. Ins. ksaltmas kullanlr. Corpus Iuris Civilisde
yer alan Institutionesin sistematii, Gaiusun Institutionesinde olduu gibi,
kiilere (personae), eyaya (res) ve davalara (actiones) ilikin olmak zere
blmdr. Birinci kitap ahslara; ikinci kitap mlkiyete ve vasiyet yoluyla
mirasa; nc kitap vasiyetsiz miras ile szlemeden doan borlara; dr-
dnc kitap ise haksz fiilden doan bor ve davalara ayrlmtr. Medeni
Hukuka ilikin ada hukuk eserlerine de kiilerin tarifi ve incelenmesiyle
balanmaktadr. Bu plan, Gaiusun, felsefe kitaplarndan esinlenerek Institu-
tiones adl eserinde Hukuk eitiminin iki yn vardr: kamu hukuku, zel
hukuk. Kamu hukuku, Roma Devletinin tekilatna ait kurallar dzenler;
zel hukuk ise, kiilerin menfaatlerine ilikin kurallardan oluur. nce, zel
hukuktan bahsedelim; bu, tabii hukuk (ius naturale), kavimler hukuku (ius
gentium) ve vatandalar hukuku (ius civile) kurallar olmak zere blm
iermektedir.

172
IV
YAHUD-HIRSTYAN GELENE LE
YUNAN-ROMA GELENENN ATIMASI

Hristiyanln, Hz. sann lmn izleyen yzyl iinde zulme urayan bir din
olmaktan kp Roma mparatorluunun resmi dini haline gelmi olmas, Kilisenin
sorunlarnn zld anlamna gelmeyecektir; zira hem Hristiyanlara zulmedenler
klasik kltrde yetimi insanlardr, hem de Hristiyanl kabul edenlerin belirleyici
ounluu ayn geleneklerle yorulmu, Yunanca ve Latince konuan halklardr. Da-
has, Hristiyanln manevi sorumluluunu stlenmek durumunda olan mparatorluk
da klasik kltrn rndr. Hal byle olunca, zalimler, mazlumlar, mparatorluk ve
mparatorluun resmi dinini dayatt topluluklar kar karya gelir. zleyen yzyl
boyunca, insanlar bu ok farkl geleneklerin birbirleriyle nasl uzlatrlabilecei, tam
uzlamann mmkn olamamas halinde birlikte yaama koullarnn nasl salana-
bilecei hususlarnda dnce gelitirir. Aada, Hristiyanlarn kendi kurumsal ve
rgtsel sorunlarn dzene sokmaya alrken, d dmanlaryla (yani, gelenekle)
nasl ba ettiklerine dair ipular ieren metinler greceksiniz. Bu metinler, 1. Cildin
bandan itibaren sunduumuz metinlerden farkl olarak, birbirleriyle ilgili/balantl
olmayan, bamsz belgelerdir.

1. Roma Devleti, mparatorun Resmen Sahip Olduu Dinsel


Trenleri cra Etme Hakkna Kar Gelenlerle Nasl Anlaacak?
nce imparatora tapnma kltnn douu ile Hristiyanln douunun e-
zamanl olduunu, tapnma detinin Roma vatandalar iin zaman iinde yasal bir
gereklilik haline geldiini hatrlatalm. Her ne kadar, Hristiyanlar bylesi bir gelenei
reddetmilerse de yaygn inan, mparatorluun gvenliinin ve dolaysyla halkn
refah ve huzurunun, dini ayinlerin imparator tarafndan ynetilmesine bal olduu
eklindedir. Romal yneticilerden Pliny (62-113) bu nemli sorunu mparator Trajan
(98-117) nezdinde yle gndeme getirir:

173
BATIYA YN VEREN METNLER

Mektuplar*
Gen Pliny

PLINYDEN TRAJANA MEKTUP

Efendim, emin olmadm her konuda size bavurma alkanlnda-


ym, nk sizden baka kim kukularm giderip bana salk verebilir ya
da bilmediklerim konusunda beni bilgilendirebilir? Yasal olarak sorguya
ekilen Hristiyanlarn sorgusunda hi bulunmadm; dolaysyla genellikle
ne ceza verildiini, bu cezalarn snrn veya ne denli sk bir soruturma
yaplmas gerektiini bilmiyorum. Zanllarn arasnda yaa gre bir ayrm
yaplp yaplmamas; zayf olann da salkl olan kadar iddetli bir cezaya
arptrlp arptrlmamas; eer dininden dnerse affedilip affedilmemesi
veya bir zamanlar Hristiyan olann byle bir vazgeiten yararlandrlp
yararlandrlmamas; masum olduu halde srf bu ad tad iin cezalan-
drlp cezalandrlmamas ya da sadece bu ad erevesinde iledii sutan
dolay m cezalandrlmas gerektii konularnda dnrken kararsz ka-
lyorum.
Bu arada, zanllarn benim huzuruma karlmalar halinde nasl dav-
ranmam gerektii hususunda yle bir plan gelitirdim: Hristiyan olup ol-
madklarn soruyorum; evet derlerse, iki defa daha soruyor, srar ederlerse
uyarp bunun nasl bir su oluturduunu anlatyor, yine srar ederlerse hap-
se atlmalarn emrediyorum. nk itiraf ettikleri suun nitelii bir yana,
cezalandrlmas gerekenin (sergiledikleri) mzmin inatlk ve azim olduu
hususunda kukum yok. Byle aptalca davranan ve Romal olduklar iin
Romaya gndermek zere bir yana ayrdklarm da oldu. Konuyu byle ele
almam, her zaman olduu gibi, dava saysnda byk arta yol at ve benim
nme de eitli vakalar getirildi. inde bir dizi insann ad olan anonim bir
risale yaynlanm. Hristiyan olduklarn veya bir zamanlar Hristiyan ol-
duklarn inkr eden ve tanrlara allagelmi usulde, benim sylediklerimi
tekrar ederek seslenenlerin ve sizin tasvirinize arap ve buhur sunanlarn
-ki bu amala tanrlarn heykellerinin yan sra buhur da bulundurulmasn
istemitim- zellikle Hz. say lanetledikleri iin salverilmeleri gerektiini
dndm, nk gerek Hristiyanlarn buna zorlanamayaca syleniyor.
simleri bana bir muhbir tarafndan bildirilen dierleri nce Hristiyan ol-
duklarn syleyip sonra inkr ederek, eskiden, hatta bazlar yirmi yl n-
cesine kadar, Hristiyan olduklarn beyan etti. Hepsi tasvirinize ve tanrla-
rn heykellerine tapnarak Hz. say lanetledi ve sularnn ya da yaptklar

174
YAHUD-HIRSTYAN GELENE LE YUNAN-ROMA GELENENN ATIMASI

hatann sadece undan ibaret olduunu sylediler: Belirli gnlerde gne


domadan nce bir araya gelerek, bir tanrym gibi Hz. saya ilahi syle-
diklerini; su ilememek iin yemin ettiklerini; bu yeminin hrszlk ve zina
yapmama, inanlarna bal kalma ve kendilerine emanet edilen paray iste-
nince iade etme olduunu beyan ettiler. Bu seremoni bittikten sonra dalp
yiyecek gtrmek zere sonra tekrar bir araya geliyorlarm, ama bunun zel
bir anlam yokmu, zararszm ve zaten emrettiiniz zere, ben gizli cema-
atleri yasaklaynca bu alkanlklarndan vazgemiler. Sylediklerinin ne
lde doru olduunu aratrmam gerektiini dnp diyakoz1 dedikle-
ri iki kadn ikenceye gnderdim, ama aalk bir batl inanc gereinden
fazla nemsediimiz, ok uzattmz kansna vararak sorguyu erteledim
ve hemen size bavurdum. Konu, zellikle ok sayda insan tehdit ediyor
olmas nedeniyle, bence tarafnzca dikkate alnmal. Her yatan pek ok
kadn ve erkek sulanp yaam korkusu ekiyor ve bu devam edecek. nk
bu batl inan yaylmakta ve sadece zgr ehirlere deil, kylere ve krsal
alanlara da bulamakta, oysa kontrol altna alnp dzene sokulabilir bence.
u bir gerek ki, neredeyse terk edilmi durumdaki ibadethaneler hzla dol-
maya balad, uzun sredir ihmaline gz yumulmu olan ayinler yaplyor
ve kurbanlklar iin yiyecek satlar yeniden artt, oysa dne kadar alcs
yoktu. Btn bunlardan kolayca anlalyor ki, tvbe imkn verilirse ok
sayda insan geri kazanlabilir.

TRAJANDAN PLINYE MEKTUP

Sana ihbar edilen Hristiyanlar sorgularken benimsediin yol doru


sevgili Pliny, nk bylesi ok ynl bir sorunun stesinden kat ve anlk
kurallar uygulayarak gelinemez. Hristiyan avcl yaplmamal; huzuru-
na karlanlar, ancak sular sabit bulunursa cezalandrlmal. lerinden
herhangi biri Hristiyan olduunu inkr eder ve bunu tanrlarmza yakar-
mak suretiyle kantlarsa, gemii ne kadar aibeli olursa olsun, affedilmeli.
Yaynlanan anonim risaleler, insanlar neyle suluyor olursa olsun, dikkate
alnmamal. nk bunlar kt birer rnek olduklar gibi, zamann ruhuna
da ters dmekteler.
* Documents Illustrative of the History of the Church, Letters.

1 Kilisenin hayr ilerinde grevlendirdii kadn.

175
BATIYA YN VEREN METNLER

2. Roma ile Kilisenin, Hristiyanlk ile Klasik Kltrn


Uyum Salamas Mmkn M?
Roma mparatorluunun yneticilerinin ve halknn -yani klasik Yunan-Roma
geleneinin benze vrislerinin- gzlerinde Hristiyanln belirleyici unsurlarndan
birisi de sevileri tanrtanmazlktan lmszle kadar bir sr nedenle sulanyor
olmalardr. 155 doumlu nl bir hukuku olan Tertullianusun 180de Hristiyan-
l kabul etmesiyle birlikte, Kilis, bir byk apolojist2 kazanacak, yeni inanc iin
azimle alan Tertullianus, Kartacadaki kilisenin kil ihtiyar mevkiine yksele-
cektir.
Sz konusu sulamalar cevaplayan metinler kaleme almaya girien Tertullianus,
insanlk iin daha da byk bir tehlike oluturduuna inand mnafklar, yani
Hristiyan olduklarn ikrar ettikleri halde gereklerini yerine getirmeyenler sorunu ile
de yzleir; hukuk eitimine ve tecrbelerine dayanarak, zmler retmeye al-
r. Akranlar klasik dnya felsefesinin kazanmlarna tecavz etmemek kaygsyla
senkretizme3 ynelir, Hristiyanln ve Antik a felsefesinin irdeledii meseleleri
senkretik yntemle cevaplamaya alrken, Tertullianus daha uzlamaz bir tutum
sergiler.

Apoloji*
Tertullianus
O zaman, sadece biz (Hristiyanlar) susuzuz. Eer bu bizler iin bir ge-
reklilik idiyse, bunun ne kadar gzel olduu umurumda deil. Tanr dn-
cesi iyiliin ta kendisidir ve bizler bunu ok iyi biliriz, nk hem kusursuz
Efendimiz (Hz. sa Mesih) tarafndan vahiy edilmitir hem de bize bir Ege-
men tarafndan buyrulduu zere Onun iradesine tabiyiz. Ama sizin erdem

2 Apoloji: Kelime anlam savunma, savunma amacyla yaplan konuma olan apoloji, terim ola-
rak, belli bir saldr veya sulama karsnda Hristiyanl savunmay ifade etmektedir. Bu keli-
meden tretilen Apolojetik ise sistematik bir ekilde Hristiyanl savunma yollarn ve aralarn
aratran bilim, ksaca sylenecek olursa apoloji bilimi olarak tanmlanmaktadr. Belirli bir saldr
karsnda Hristiyanl savunmak iin yazlan eserler apoloji kapsamna girerken, Hristiyanln
znden kaynaklanan Apolojetik, Hristiyanla kar ne tr saldrlarn yaplabileceini, Hristi-
yanln saldrya ak ynlerini, mevcut veya olas saldrlarn eksik ve yanl ynlerini ele alan
bilim daldr. Bu durumda, her Apolojetik bir apolojidir; ancak her apoloji Apolojetik deildir.
Hristiyanln ilk dnemlerinde apolojiler genellikle Yahudilere ve kfirlere (Gentiles) kar H-
ristiyan inancn korumaya ynelikti. Bu anlamda, ilk Hristiyan apolojistlerin Havariler olduu
sylenebilir. (Havarileri takip eden dnemde apoloji yazarlar arasnda Tertullianus belirgin bir
yer igal etmektedir.) Alnt: Uluda niversitesi, lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt 14, Say: 2, 2005.
3 Senkretizm: Birbirinden ayr dnce, inan veya retileri kaynatrmaya alan felsefe sistemi.

176
YAHUD-HIRSTYAN GELENE LE YUNAN-ROMA GELENENN ATIMASI

anlaynz insanidir; sorumluluunu da insani bir otorite stlenmitir. Do-


laysyla tatbik ettiiniz moralite4 hem btnl itibariyle hem de erdemli
bir yaama ulamann gerei olarak eksiktir/yetersizdir. nsanolunun neyin
iyi olduuna iaret edebilecek akli kapasitesi, onu sahiplenme yetisinden
daha fazla deildir; biri ne kadar kolay aldanabilirse, dieri bir o kadar kolay
kmseyebilir. Dolaysyla hangisi daha yeterli bir kuraldr: ldrmeye-
ceksin demek mi, yoksa fkelenmeyeceksin bileyi retmek mi? Mkem-
mel olan hangisidir? Zinay yasaklamak m, yoksa tek bir ehvetli baka
bile gem vurmak m? Kt davran m yoksa kt sz m yasaklamak
daha yksek bir zekya iaret eder? Hangisi daha dorudur: Eziyete izin ver-
memek mi, yoksa size yaplan eziyetin, eziyet ekmeden karln vermek
mi? nsanolunun koyduu yasalarn gerek yetkisi nedir? Hele de bu yasa-
lardan -genellikle suu gzden uzak ileyip saklayarak- kaabilmek insann
kendi elindeyse ve eer sua eilimli olduu, bazen de zorunlu olarak su
iledii iin yasay kmsyors... Tm bunlara verebileceiniz herhangi
bir cezann ne denli ksa mrl olduunu, lmden te olamayaca ger-
einin nda dnn. Epikr, ekilen aclar ve eziyeti yle kmser:
Verilen kk bir ceza ise alakadr, byk bir ceza ise zaten uzun srmez.
phesiz, dln Her eyi Gren Tanrnn yargsyla alan ve ilediimiz
gnahlar iin Onun tarafndan sonsuza dek cezalandrlmay drt gzle
bekleyen bizler ve sadece bizler, bol bilgi, gnah gizlemenin imknszl ve
salt uzun sreli deil, sonsuza dek ekilecek eziyetin bykl karsnda
kusursuz bir yaam srmek iin gayret ediyoruz
Bence, eitli su isnatlaryla Hristiyan kanna olan bu iddetli talebi
yeterince gsledik. Davamz olduu gibi sunduk ve size -gvenilirlii ba-
kmndan kutsal yazlarmzn ne kadar eski olduunu gstererek ve bizzat
ruhani ktlklerin gcn itiraf ederek- sylediklerimizin doru olduunu
nasl kantladmz ortada. Bizi kelime oyunlaryla deil, tpk bizim yapt-
mz gibi geree dayanarak yalanlamaya kim cret edecektir? Sahip oldu-
umuz hakikat herkese akland, yararlar ve yaamla balants itibariyle
iyice anlald, herkes Hristiyanln deerine ikna oldu, ama inanszlar
bunun ilahi bir ey deil, bir tr felsefe olduunu syledi. Dediler ki, bun-
lar filozoflarn masumiyet, adalet, sabr, itidal, iffet tleyen retilerinden
baka bir ey deildir. O halde neden bizler de (onlar gibi) savunduumuz
doktrinler itibariyle kyaslandmz halde, eit muamele grmyor, cezadan
muaf tutulmuyoruz? Ya da neden onlar bizlerin yaamn tehlikeye attklar
iin (bizler gibi) bask grmyor? Bir filozofu adanmaya veya yemin etmeye

4 Ahlakllk.

177
BATIYA YN VEREN METNLER

veya gnn ortasnda bo yere yanan lambalar sndrmeye kim zorlayabi-


lir? Hayr, onlar tanrlarnz aka alaa ediyor, batl inanlarnza yazla-
ryla kar kyorlar ve (karlnda) sizler onlar alklyorsunuz. ou y-
neticiniz yznze kar yksek sesle sylendikleri halde, yrtc hayvanlara
yem edileceklerine heykellerle, maalarla dllendiriliyorlar. ()

Tertullianus, nl filozoflarn davranlarna dair eletirilerini sradan H-


ristiyanlarla kyaslayarak srdrr, aadaki gibi toparlar:

Dmanca amalara hizmet ederek felsefeyle alay eden, felsefeyi yozla-


tran ve bunu yaparken hakikati tahrif eden filozoflarn tutunduklar ey
hakikat deil, an ve hrettir; (onlar) an ve hretten baka hibir eyi
nemsemez. (Oysa) Hristiyanlar, tpk gnahlarndan kurtulma endiesi
tayan dierleri gibi, itenlikle hakikatin peindedir. Netice olarak, ne bil-
diklerimiz ne de yntemlerimiz itibariyle birbirimize benziyoruz Ne var
ki, bazlarmz yoldan kabiliyor. Bu durumda olanlar Hristiyan addet-
miyoruz; ama ayn eyi yapan filozoflar, hl bilge olarak anlp bilgeliin
onurunu tayor. O halde, bir Hristiyan ile bir filozof arasndaki benzerlik
nerde? Ya Yunanistann mridi ile gklerin mridi arasndaki benzerlik? Ya
hedefi an ve hret olanla an ve hreti hor grenin arasndaki benzerlik?
Ya konuanla i yapan arasnda, ya ina edenle ina edileni ykan arasnda,
ya yanl sevenle sevmeyen arasndaki benzerlik? Ya hakikati yozlatranla
hakikati ycelten arasndaki benzerlik, nerde?
* A. Roberts & J. Donaldson, The Antenicene Fathers, The Christion Literature Publishing Co., 1885.

Dalalet inde Olanlar in Dstur Hakknda*


Tertullianus
Tertullianus, aadaki yazsnda, hakiki Hristiyanlk ile szde felsefe
arasnda var sayd gerek ilikiyi daha da gl bir biimde vurgular.

nsanolunun ve eytanlarn dnyevi bilgeliin ruhunun kanan ku-


laklar iin (duymasn istedii ey iin) rettikleri retiler unlardr:
Tanr bunu budalalk olarak niteledi ve -felsefenin bile akln kartrmak
(artmak, utandrmak) zere- dnyadaki budala eyleri seti. nk
dnyevi bilgeliinin aralar olarak doann ve Tanrnn dzeninin5 sabrsz

5 ngilizcesi dispensation: lahi iradenin yeryznde tecelli edebilmesi iin gereken Berat. Bkz.
Aytun Altndal, Kilise Babalarna (gnatius, Irenaeus, Tertullianus) Gre Ekmenik Kavram.

178
YAHUD-HIRSTYAN GELENE LE YUNAN-ROMA GELENENN ATIMASI

yorumcusu olan tam da bu (felsefe). Nitekim dalaleti kkrtan da felsefe


Ayn konu, dalalet iinde olanlarla filozoflar tarafndan ayn argmanlarla
tekrar tekrar tartlmakta. Kt nereden gelir, neden izin verilir? nsanolu-
nun orijini (douu, balangc) nedir ve (dnyaya) nasl gelmitir? Bu soru-
nun yan sra ve son zamanlarda, Tanr nereden gelir? Bu insanlar iin diya-
lektii ve ina edip ykma sanatn icat eden talihsiz Aristo! yle bir sanat ki,
nermeleri itibariyle kaypak, varsaymlar itibariyle zorlama, argmanlar
itibariyle hain, tartmal grleri itibariyle retken kendisini bile utan-
dracak kadar dnek (sznden cayan) ve aslnda hibir derde deva olmayan
bir sanat! O masallar ve bitmez tkenmez soy aratrmalar ve yararsz
sorular ve kanser gibi yaylan szckler nerden kyor? Btn bunlara
bakarak Havari6 bizi, zellikle felsefeye kar uyarr ve Koloselilere7 yazarak
der ki Kimsenin, insanolunun gelenei icab ve Kutsal Ruhun bilgelii
hilafna felsefeyle ve bo yalanlarla aklnz elmesine, sizi aldatmasna izin
vermeyin. O Atinada bulunmu, oradakilerle (filozoflarla) grmelerin-
den hakikate vakf olduunu sananlarn insani bilgeliiyle tanp aslnda
hakikati tahrif ettiklerini ve birbirinden irkin hizipler araclyla eitli
sapkn mezheplere blndklerini grmt. Atinann Kuds ile gerekten
ne ilgisi olabilir? Akademi ile Kilise arasnda ya da dalalet iinde olanlar ile
Hristiyanlar arasnda nasl bir mutabakat olabilir? Bize verilen talimat, biz-
lere Tanr kalbin sadeliinde aranmaldr diye retmi olan Solomonun
sundurmasndan gelir. Stoac, Efltuncu ve diyalektik alam, alacal H-
rstiyanlk bizden uzak olsun! Hz. sa Mesihe sahip olduktan sonra tuhaf
tartmalara girmek, Mjde8yi tattktan sonra sorguya ekilmek istemiyoruz.
nk bu bizim temel inancmz. Onun yan sra inanmak zorunda olduu-
muz baka bir ey yok.
* A. Roberts & J. Donaldson, The Antenicene Fathers, The Christian Literature Publishing Co., 1885.

3. Tanr Hristiyanlkta Birlik ve Btnl Nasl Salad?


Balangtan itibaren eitli pagan toplumlarnn ve Roma ynetiminin zulmne
urayan Hristiyanlk, kilisenin kendi i ekimeleri ve anlamazlklaryla da alkalana-
cak, birlik-beraberlik duygusunu kaybetmenin eiine gelecektir. Kilise iin mcadele
veren cemaatin dalma ihtimali lm kalm meselesi halini alr, Hristiyanlarn birlik
olup dnyaya kar bir cephe oluturmalar art olurken, bask altnda din deitiren-

6 Aziz Pavlus.
7 Kolosel: Frigyada bir ehir.
8 Gospel: Hazreti Hz. sann retisi, Hristiyanln esaslar, ncil.

179
BATIYA YN VEREN METNLER

lerin Kiliseye kabul edilmelerinin doru olup olmayaca eklindeki itikadi sorun da
nem kazanr.
Tertullianus gibi, Cyprian9 da Afrikada, ihtimaldir ki, Kartacada domu, (200)
hukuk eitimi alm bir hitabet hocasdr. Hristiyan olduktan hemen sonra Karta-
ca Bapiskoposluuna atanacak, ancak, hzl ykselii, bu mevki iin yeterince ehil
olmadn dnen piskoposlar rahatsz edecektir. Piskoposlar, Cyprian yerinden
etmek zere balattklar mcadeleyi zellikle de vaftiz trenlerinin ynetimi zerin-
den srdrr. Dnem, tarihe Vahi Tiran olarak geen mparator Decius (249-251)
dnemi olup Hristiyanlara ynelik zulm ve basklar Kuzey Afrika Kilisesini de teh-
dit etmektedir. Roma hkmeti, Hristiyan olduundan phe edilenleri, Kartacada
zel bir komisyona karp Kiliseye mensup olmadklarn beyana zorlamaktadr. So-
nunda, Cyprian, Kartacadan kaar. Kilisenin birlik ve btnlne ilikin dnce-
lerini kda dker.

Katolik Kilisesinin Birlik Ve Beraberlii*


Cyprian
Ak tehditler kadar, fesat ve el altndan yaplan dzenbazla kar
da tetikte olmalyz. Bundan daha kurnazca hareket edilebilir miydi? Hz.
sann geliiyle dman belli olmu, bir kenara itilmi halklar a boul-
mu, ebedi kurtuluun gnei insanl korumak iin parlamt ki, sar
olanlar kran duasn duyabilsin, krler Tanry (Rab) grebilsin, gsz-
ler ebediyen sala kavuabilsin, topallar kiliseye koabilsin ve budalalar
yksek sesle dua edebilsin. Lakin dmanmz putlarnn ve tapnaklarnn
inananlar arlamak zere terk edildiini grnce, Hristiyala snan ga-
filleri kandrmak iin yeni bir kurnazlk dnd. nancn altn oymak,
hakikati saptrmak, birlik ve btnl bozmak iin aykr dnceler ve
hizipler icat etti. Bizleri nceki hatann karanlnda tutamaynca, yeni bir
aldatmacann labirentine ekmeye alyor. nsanlar Kiliseden koparp
tam da dnyann karanlndan kurtularak a yaklatklar bir anda, on-
lar kandrarak yeni bir karanln iine atyor. Onlar Mjdeyi bilmeseler,
Hz. sann reti ve yasalarna sadk olmasalar da kendilerini Hristiyan
addediyor. (Bunlar) Karanlkta yrmekte olduklar halde, hasmn vgs-
ne kanarak -ki o (hasm), Havarinin dedii gibi, bir k meleine dnp
kendine eli ss vererek doruluk ad altnda geceye gndz, lme kur-
tulu, umutsuzlua umut, vefaszla iman, deccale Hz. sa diyerek yalanc

9 Kbrsl.

180
YAHUD-HIRSTYAN GELENE LE YUNAN-ROMA GELENENN ATIMASI

gsterilerle hakikati kurnazca tahrif eder- kta yol aldklarn dnrler.


Hakikatin pnarna dnmez, ba gzetmez ve gklerin retisine sadk kal-
mazsak olacak olan budur dostlarm.
Bu hususlarn dikkate alnmas, uzun tartmalar gereksiz klar. Haki-
katin zl ifadesidir inanc/iman peinen kantlayan. Tanr Petrusa der ki:
Ben sana unu syleyeyim, sen Petrus10sun ve ben kilisemi bu kayann ze-
rine kuracam. ller diyarnn kaplar ona kar direnemeyecek. Gklerin
Egemenliinin anahtarlarn sana vereceim. Yeryznde balayacan her
ey gklerde de balanm olacak; yeryznde zecein her ey gklerde
de zlm olacak.11 O, Kiliseyi tek bir adamn stne ina ediyor. Diri-
liinden sonra, tm havarilerini benzer bir yetkiyle grevlendirirken yle
dedi: Size esenlik olsun! Baba beni gnderdii gibi, ben de sizi gnderiyo-
rum. Kutsal Ruhu aln! Kimin gnahlarn balarsanz, balanm olur;
kimin gnahlarn balamazsanz, balanmam kalr.12 Buna ramen,
birlik ve btnln tecellisi iin (kendi) yetkisini kullanarak bu birlik ve
btnln batan itibaren tek bir insanla balatlmas gerektiini buyurdu.
Tabii dier havariler de Petrus neyse oydu; onlara da ayn grev ve yetki
bahedilmiti. Hz. sann Kilisesinin bir ve tek olduunu gsteren birlik ve
btnlk, daha hibir gelime yokken (bile) hkm sryordu. Bir ve tek bir
Kilisenin amaland, Ezgilerin Ezgisiden13 de anlald gibi, Kutsal Ruh
yle der: Sadece bir tanedir benim esiz gvercinim; biricik kzdr anne-
sinin, gzbebei kendisini dourann. Kilisenin birlik ve beraberlik ilkesi-
ne sadk olmayann inanca bal kald sylenebilir mi? Kiliseye direnen,
onunla mcadele edenin Kilise mensubu olduundan emin olunabilir mi?
Nitekim kutlu havari Pavlus da birlik ve beraberliin gizemine dair yle
buyurur: Beden bir, Ruh bir, Rab bir, iman bir, vaftiz bir, her eyden stn,
her eyle ve her eyde olan herkesin Tanrs ve Babas birdir.14
Bizler gibi Kiliseye nezaret eden piskoposlarn, zellikle bu birlik ve b-
tnl skca muhafaza etmeleri ve bu anlayn ban ekmeleri, pisko-
posluun bir ve btnl anlamna gelmez mi? Kimsenin yalanlarla veya
ihanetle inanc yozlatrarak kardeliimizi yanltmasna izin vermeyin. Pis-
koposluk bir btndr. Bnyesindeki her piskoposun bu btne kar so-
rumluluu ve (bunu koruma) hakk vardr. Dolaysyla, verimlilii arttka
ok geni bir alanda, ok sayda kiliseye yaylyor olsa da, Kilise tek bir b-

10 Petrus, ayn zamanda kaya anlamna gelir.


11 Aziz Matta 16:18-19.
12 Aziz Yuhanna 20:21-23.
13 Sleymann Ezgilerin Ezgisi 6:9.
14 Pavlustan Efeslilere Mektup 4:4-6.

181
BATIYA YN VEREN METNLER

tndr; (onu) ok sayda k huzmesi, ama tek bir olan gne veya ok
sayda dal, ama tek bir kk olan aaca benzetebiliriz (kyaslayabiliriz). Tek
bir kaynaktan ok sayda rman kmas suyun bolluuna, suyun okluu-
na iaret etse de kaynak tektir. Gneten tek bir huzme koparp alsanz, ver-
dii k blnr m? Aacn tek bir daln krp alsanz, krp alnan dal to-
murcuklanr m? Akarsuyu kaynandan kesin, kuruyup gider. Ayn ekilde,
Kilise de Tanrnn yla ykanarak, bu tm dnyaya yayar, ama ya-
ylan k tektir ve kaynan btnl bozulmaz. (Kilise) Bolluunun bere-
ketinde kollarn tm dnyaya aar ve cmerte akan rmaklarn uzak ya-
kn her yere aktr. Tek bir ba, tek bir kaynak, snrsz bereketiyle tek bir ana
vardr. Onun rahminden doduk, onun style beslendik, onun nefesiyle se-
vindik (canlandk).
* Early Latin Theology, The Unity of the Catholic Church, Student Christian Movement Press,
1956.

4. Hristiyan Hkmdarlnda Hristiyanlk


Dmanlaryla Nasl Ba Edilecek?
Kilise, mparator Konstantinin 312lerde Hristiyanl kabuln takiben, oun-
luu Hristiyan olmayan halkn yeni dini benimsemeye tevik etmekle birlikte yrt-
me erkinin snrlanmasna hemen hibir alanda raz olmayan devlet yneticileriyle
uramak zorunda kalr. Aadaki belge, kendisi de bir Hristiyan olan mparator
Theodosiusun (379-395), pagan tebaasyla ba etmek zere yaynlad kararna-
medir.

Theodosus Kodeksi15 *
Hangi rkn mensubu veya hangi mevkiin sahibi olursa olsun; ister ha-
len grevde ister o grevden erefiyle azledilmi, ister doutan g sahibi
ister bulunduu durum ve serveti itibariyle daha mtevaz; bundan byle
herhangi bir yer veya ehirdeki hi kimse masum bir kurban anlamsz bir
hayale (tasvire) feda etmeyecek; hanenin dahileriymiesine kiisel sunular
sunmak suretiyle, atele, lambalarla, buhurlarla veya elenkler asarak evde-
ki tanrlara veya Penates16e tapnmayacaktr.

15 Codex: Bizans imparatorluk emirnamesi veya bir eit yasa.


16 Eski Romada evin kilerini koruduuna inanlan ruhlar. Bu ruhlara tapnma kiisel ya da ailevi bir
alkanlk, detti.

182
YAHUD-HIRSTYAN GELENE LE YUNAN-ROMA GELENENN ATIMASI

Her kim kurban kesmek suretiyle bir hayvan katleder ve (hl) tten i
organlarna17 danrsa, ihanet etmi saylacak; prenslerin gvenlii veya on-
larn iyi haline kastetmemi olsa da yasal bir iddianameyle yarglanarak uy-
gun biimde cezalandrlacaktr. Kanunlara kar gelmek, casusluk yapmak,
srlar ak etmek veya yasaklar delmeye teebbs etmek, bir bakasnn
refah ve huzuruna kastetmek veya bir bakasnn mahv iin ant imek de
benzer sulardandr.
Her kim lml eller tarafndan yaplan tasvirlere veya var olanlara buhur
sunmak veya bunlarn temsil ettii eylere, aalara veya imden sunaklara
elenk sarmak suretiyle -ki hizmetin yarar kk olsa da dine verdii zarar
byktr- ekinmeden tapnrsa, bu gln putperest hurafeye uyarak dine
saygszlk ettii iin, brakn, ibadet ettii evi veya mlk yaklarak cezalan-
drlsn. Zira buhur tten her yere, ayet buhur yakana aitse, el konacaktr.
Her kim bunlar bir bakasna ait tapnaklarda veya halka ak mabetler-
de ve alanlarda, sahibinin bilgisi dnda yapmaya kalkrsa, brakn yirmi
be pound altn demeye mahkm edilsin ve bu ceza sua ortaklk edenle-
re de uygulansn.
Bu emre yarglarn, savunma makamndakilerin ve her ehrin yargdan
ve yasamadan sorumlu grevlilerinin de mahkemelere bildirmek ve sulu-
lar cezalandrmak suretiyle riayeti beklenir. Herhangi bir olay iltimas ne-
deniyle gz ard eder veya ihmal nedeniyle gzden karrlarsa adli makam-
lar tarafndan uyarlacaklardr. Uyarldklar halde ceza vermemeleri halin-
de, otuz pound altn demeye mahkm edilecek; bu ceza (sz konusu) adli
makam yeleri iin de geerli olacaktr.
* Codex Theodosius, The Suppression of Pagan Worship, A Source-Book for Ancient Church His-
tory.

5. Kilise Tekilatnda Nihai Yetkili Kimdir?


Drdnc yzyln ortalarnda, Kilise tekilat nemli bir deiim srecine girer.
mparatorluk merkezinin Romadan stanbula (Konstantinapol) tanmasyla Bat
Roma ynetimi zayflar, piskoposlar arasnda Aryanizm18 denilen sapkn bir inan
taraftar bulmaya balar. 344te Sardica19 Konseyi ile Roma Bapiskoposu Julius (337-

17 Pagan dnyada kurban kesmenin en nemli paras, kesilen hayvann i organlarn incelemek
suretiyle gelecee dair kehanette bulunmakt.
18 Drdnc yzylda skenderiyede yaam olan Ariusun gelitirdii teolojik doktrin; Hz. sann
tanrsallnn inkr.
19 Gnmzde Sofya.

183
BATIYA YN VEREN METNLER

352) tarafndan ele alnan bu durum, Kilisede nihai yetkiyi kimin haiz olduu soru-
nunu gndeme tar.

Sardica Konseyi*
() Ama herhangi bir ehirdeki bir piskoposun dier bir piskopos kar-
deiyle arasnda anlamazlk varsa, anlamazl gidermek iin ne biri ne
de dieri bir baka ehirdeki piskoposun hakemliine bavurabilir. Ama a-
yet (verilen) hkm bir piskoposun amacna ters dmse ve o piskopos
(aslnda) bunun iyi bir ama olduunu dnyorsa, konunun havari Aziz
Petrusun ansna hrmeten grlmesi iin -ayet sizi mutlu edecekse- b-
rakn davay ele alanlar Roma Bapiskoposu Juliusa yazsnlar ve yarglar
o sesin. Ve eer o, byle bir davada verilmi olan ilk karara dokunulmamas
gerektiini buyuruyorsa, dedii gibi olsun. Bu herkesi mutlu ediyor mu?
Kilise meclisi yantlad: Evet, ediyor.
* The Select Library of Nicene and Post-Nicene, Fathers of the Christian Church, Seven Ecumenical
Councils p. 417.

Papa Julius*
() Mektupta yazdn gibi, Athanasius ile Marcellusu20 grevden al-
dk diyelim; dier piskoposlarla bapiskoposlar ne yapacaz? nceden
sylediim gibi, bunlarn hepsi bulunduklar yerlerden ayrlmaya zorlan-
dklarndan ikyetle benzer bir maduriyete uram. Ah aziz dost, Kili-
se kararlar artk Hristiyanln esaslaryla uyumaz oldu; afaroza ve lme
eilimli. Eer bu ahslara ileri srdn gibi bir su isnat ediliyorsa, bu bir
dava konusu olmal ve yarglama Kilise yasalarna gre yaplmalyd. Bu e-
kilde deil. Adil bir hkme varmak iin hepimize yazyla haber verilmeliy-
di, nk madurlar birer piskopos; (stelik) sradan kiliselerin deil, bir za-
manlar bizzat havariler tarafndan ynetilen kiliselerin piskoposlar.
Pekiyi, neden zellikle de skenderiye Kilisesi hakknda bize bir ey sy-
lenmemiti? Gelenein nce bize haber vermek olduunu ve adil bir hk-
mn burada verileceini bilmez misin? Oradaki piskoposlarla ilgili olarak

20 Aryan sorunu tartlrken grevden alnan iki piskopos. Sz konusu mektuptan anlald gibi
sorun Antakya Konseyi (ki mektup oraya yazlmt) veya herhangi bir dier kilise meclisinin im-
paratora boyun eip emeyecei ve imparatorun anlamazla den taraflardan herhangi birini
sekler knamaya maruz brakp brakmayacayd.

184
YAHUD-HIRSTYAN GELENE LE YUNAN-ROMA GELENENN ATIMASI

byle bir phe var idiyse, o zaman buradaki kilise haberdar edilmeliydi.
Bunu yapmayp kendi yetkileri erevesinde istedikleri gibi hareket ettikten
sonra ve sulayan biz olmadmz halde, bizden muvafakat bekleniyor. Ne
Pavlusun yasalar ne de bize yol gsteren Babalarn gelenei buydu. Kutlu
Havari Petrustan teslim aldmzn (emanetinin) ne anlama geldiini sana
brakyorum.
* Documents Illustrative of the History of the Church.

6. nsanolunun zgrl le Tanrnn Her eyi nceden


Bilmesi, nsanolunun Gnahlar Nedeniyle Cezalandrlmas le
Tanrsal Sevgi ve Merhamet Birbirleriyle Nasl Badar?
mparator Konstantinin Hristiyan olduktan sonra Kiliseye gsterdii tevecch,
uzun sren bir zulm dnemini sonlandrarak Hristiyanlar iin, daha gvenli olma-
sa da nispeten daha sakin bir dnemin balangc olur. Ne ki, mparatorlukla bar
iinde olmalar, Hristiyanlarn dnyayla da bark olduklar anlamna gelmeyecektir.
Theodosiusun emirnamesine21 ramen, halkn byk ounluu pagandr; dahas,
Hristiyanl benimsememi olan bu insanlar, devlet ve toplumu kerttiini gzle-
dikleri sorunlarn hesabn mparatordan sormaktadr. Sulamalardan birisi, orduyu
Romann Alaric22 ve Vizigot ordusu tarafndan yamalanmasna (410) seyirci brak-
mak zorunda kalan danklyd. Kilise kart paganlar, felaketin nedenini Romay
byk Roma yapan kadim Roma tanrlarnn inkr edilmi olmasna verip sz konusu
yamay iki inan sisteminin greli meruiyet snavna dntrp Hristiyanlar it-
hamlar karsnda kapsaml savunmaya zorlarlar. Aadaki savunma, Kilise babala-
rndan Kuzey Afrika Hippo23 Bapiskoposu Augustinin en byk almalarndan biri
saylan Tanrnn ehri (De Civitate Dei) adl metindir.
Aurelius Augustin,375te Kuzey Afrikada, Numidyada doar. Babas pagan, an-
nesi Hristiyandr. Kuzey Afrikada Hristiyanln ncln yapanlarn ou gibi,
o da hitabet eitimi alm, daha otuz yana gelmeden, Roma ve Milanoda hitabet
dersi vererek, olduka zengin olmutur. Genliinde hayli hoppa bir yaam sren
Augustin, annesinin dualar sayesinde ve Milano Bapiskoposu Ambroseun et-
kisiyle, dzensiz hayatndan vazgeip Hristiyan olur. 387de Ambrose tarafndan
vaftiz edildiinde tm mal varln satp elde ettii geliri fakir fukaraya datacak-
tr. Bir sre daha kald talyada kendisini Kilise ilerine adayan Augustin, Kuzey

21 Bkz. Theodosius Kodeksi (sf.182).


22 Alaric: Vizigotlarn Kral.
23 Bugnk Annabann (Cezayir) kuzey dousundaki antik kent.

185
BATIYA YN VEREN METNLER

Afrikaya dnmek zere kt seyahatte annesini kaybeder. zleyen travma, artan


bir itiyakla dine balanmasn getirir. Nitekim Afrikaya vardktan ksa bir sre sonra
Hippodaki kilisenin kil yals seilecektir. 390da bapiskopos olur. mrnn geri
kalann kilise ileriyle uraarak, riyazet, ilahiyat, apolojetik, ibadet ve endljans ko-
nularnda ok sayda yaz yazarak geirecektir. Augustin, antik dnyann Efltundan
sonra gelen en parlak beyni olarak anlr, yaptlarnn devrin tm felsefi akmlarna
ve edebiyatna tam anlamyla vakf olduunu gsterdii sylenir. Tecrbesi, kavray
ve sezgisi, insan doasna derinlemesine nfuz edebilmesini salam, ilk bakta bir
genlik hatasnn tesine gemeyen nemsiz bir ans bile tiraflarda arpc biimde
yer almtr. (JS)

tiraflar*
Aziz Augustin
Kusursuz yasalarn, hrszlk yapmay yasaklyor. Bunu insan yreine
iledin, gnahlar onu oradan silip atamazlar. Hangi hrsz soyulmaya katla-
nr? Zengin bile yoksulluktan almak zorunda kalan balamaz. Ben hr-
szlk yapmak istedim ve yaptm, yoksul deildim, ihtiyacm da yoktu, srf
can skntsndan ve ktlk olsun diye aldm. Hem de bende en iyisi bol-
ca bulunan bir eyi aldm. aldm eyden deil de almaktan ve gnah-
tan zevk almak istiyordum. Bamzn yaknlarnda bir armut aac vard.
Armutlar yle itah ac da deillerdi. Gecenin karanlndan yararlanarak
armut aacnn yanna gittik ve aac silkeledik ve den armutlar topladk.
Armutlarla oradan uzaklatk. Kendimize ziyafet bile ekmedik. Birka tane
yedikten sonra kalann domuzlara attk. Armutlar nemli deildi, nem-
li olan yasak bir eyi yapmakt. te gryorsun Tanrm, sonradan acdn,
batan dibindeki yreimin halini. Yreim imdi sana orada ne aradn
sylesin. Sana bunu srf ktlk olsun diye, hibir neden olmadan yaptn
sylesin. Bu ktlk irenti ve ben onu seviyordum. Kendimi mahvetme-
yi seviyordum. Senin bulunmadn ykseklikten aalara yuvarlanan, bir
eyi utanma pahasna arzu etmeyi deil de utanc arzulayan ruhun rezillii!
* Aziz Augustin, tiraflar Serisi 3, Kakts Yaynlar, 2007, Trke eviri: Dominik Pamir.

Augustin, Tanrnn ehrinde sadece paganlarn Hristiyanla ynelttikleri ele-


tirileri cevaplamakla kalmaz, Tanr gereini ve Onun tm insanlar gzettiini, Aziz
Pavlusun Atina ihtiyar meclisinde yapt konumaya24 gnderme yaparak anlatr.

24 Kutsal Kitap, Yeni Antlama Elilerin Kitab, 17.

186
YAHUD-HIRSTYAN GELENE LE YUNAN-ROMA GELENENN ATIMASI

Augustine gre, inanmayanlarn hi bilmeden tapndklar Mehul Tanr, onlarn me-


seleleriyle de ilgilidir. Bir yanda inananlar, bir yanda inanmayanlar ikiliin dnyada-
ki tm toplumlarda var olduunu, hep olmu olduunu syler.
Augustin, ikinci ve onuncu kitabnda, Tanrnn ehrinin Kurucu Hz. sa ye-
rine, kendi tanrlarn tercih eden ve Onun mritlerinden ldresiye nefret eden
dmanlarnn argmanlarn rtr. Tartma srasnda konu, Tanrnn btn bu
sreteki rolne ve ilahi iradenin, Onu bilmeyenlerin/tanmayanlarn zerindeki de-
netiminin tezahrne gelince yle syler:

Tanrnn ehri*
Aziz Augustin
Kaderi, ana rahmine d, doum veya herhangi bir baka balama/ba-
lang esnasnda gkyzndeki yldzlarn dzenine deil, olaylarn olu
nedenlerine balayanlar var. Bunlarla szckleri nasl kullandklarna ba-
karak uzun uzun tartmann anlam yok, zira sz konusu nedenlerin sra-
sn ve birbirleriyle ilikisini Tanrnn iradesine ve gcne atfetmekteler.
Tanrnn hibir eyin dzenden yoksun olmasna izin vermediine ve ola-
caklar nceden bildiine inanmakta hakldrlar. nk Tanr, yaplan se-
imlerin deilse bile, her nedenin nedenidir.
Kader szcyle ifade etmek istedikleri, ncelikle gc her eye yeten
Yce Tanrnn iradesidir. u dizeler, sanrm Annaeus Senacann:

Evrenin sahibi Baba Tanr, nerede veya nereye olursa olsun,


Gecikmeden, yreimi korkusuzca iradene itaate ynlendir.
Eer doruya ve iyiye (yine de) direnirse iradem,
(Bama gelebilecek) Her trl bela yal gzlerle kabulm.
Kader insanolunu -ister istemez- ynetir veya srkler.

Grld zere, son satrdaki kader szcyle, adn ilk satrda and
Baba Tanrnn iradesini kastetmektedir. Bu iradeye tabi olmaya hazrdr;
ynlendirilmeye, gerekiyorsa, istemeyerek srklenmeye razdr. Gerek u-
dur ki, Kader insanolunu -ister istemez- ynetir veya srkler.
Ayn fikir, Cicero tarafndan Latinceye evrilen Homerin satrlarnda da
yansr:

nsanolunun akl dnyevi yoluna (hallerine) yansyan,


Yce Jpiter tarafndan yanstlan her parltyla ynlenir.

187
BATIYA YN VEREN METNLER

Cicero airin bu konularda yetkin olduunu dnmemitir elbet, ama


Stoac filozoflarn -kaderin gcn savunurlarken- Homerin sz konusu di-
zelerinden alnt yaptklarna iaret etmek ister. Dolaysyla, burada bir so-
run var; airin ne dnd sorunu deil, filozoflarn ne dnd soru-
nu. Bu satrlardan aka anlalyor ki, kader derken adna Jpiter dedikleri
ve her trl kadere hkmeden en yce ilahi vasf kastetmekteler.
Cicero Stoaclarn yanln kantlamaya yeltenir, ama bunu kehaneti ber-
taraf etmeden yapmann yolunu bulamaz; yerine, gelecee dair tm ngr-
y/kehaneti inkra ynelir. Gelecei ne insanolunun ne de Tanrnn ng-
rebileceini, yani kehanet diye bir ey olmadn ispat etmek iin elinden
geleni yaparken, kendini fikir rtmek gibi kolayc keramete hapsedip en
ak kehanet vakalarn bile temelsiz argmanlarla yadsr. Cicero, aslnda
bunu da yapamam, ama astrologlarn ngrlerini -zaten elikili olduu
iin- ustaca rtmtr.
Oysa yldzlara bakarak kehanette bulunan astrologlar, gelecee dair n-
gry/kehaneti inkr eden Ciceroya kyasla, hakikate ok daha yakndr;
zira Tanrnn varln kabul eden bir insann, Onun gelecei bildiini ka-
bul etmemesi abestir. Cicero bunun farkna varmtr, ama Kutsal Yaznn,
Aklsz, iinden Tanr yok! der25 szlerini kantlarcasna aceleci (dn-
cesiz) davranmtr. Bunu bizzat yapmad doru, nk ok riskli olaca-
nn farkndayd. Yerine lahlarn Doasna Dair adl almasnda, bu g-
revi -Stoaclarla tartarak ilahi varl inkr etme roln- Cottaya26 verdi.
Kendisi iin de Stoac duruu savunan Lucilius Balbus roln seti; ne ki,
Kehanete Dair adl almasnda kehanete bizzat ve aka saldrd.
Ciceronun kader kavramn reddederek, sanki zgr iradeyi savunuyor-
mu gibi yapt da doru. aret ettii husus, gelecee dair bilgiye sahip
olunabileceinin kabul halinde, kaderin -mantken- inkr edilemeyecei
gereiydi.
Ne var ki, filozoflarn sz konusu etrefil anlamazlklar ve tartma-
lar bir yana, Yce Tanrya inandn itiraf eden bizler, Onun iradesine,
Onun yce gcne inandmz gibi, Onun her eyi nceden bildiine de
inanyoruz. Ve seimlerimizi zgrce yapmaktan korkmuyoruz, nk buna
mecburuz, ama O -ki her eyi bilen olarak kandrlamaz- seimimizin ne ola-
can nceden biliyor. Ciceronun kar knn ardnda, ite bu korku var.
Her eyi kadere balamalarna ramen, Stoaclarn her eyin olmas gerektii
iin olduunu kabul etmelerinin ardnda da bu korku vard.

25 Kutsal Kitap, Mezmurlar 14:1.


26 Daius Aurelius Cotta: 75de konsllk yapm, ak ve keskin konuma slubuyla nl hatip.
Ciceronun lahlarn Doasna Dair adl almasnda, Atina Akademisinin felsefesini savunur.

188
YAHUD-HIRSTYAN GELENE LE YUNAN-ROMA GELENENN ATIMASI

O halde, imdi, gelecei bilmeye dair bu mnasebetsiz tartmada


Ciceroyu inkra ynelten korkuyu inceleyelim. yle kar kyor: ayet
gelecei bilecek olsaydk, her olay nceden tahmin edildii sralamada (d-
zen iinde) vuku bulurdu. yle olsayd, bu, olaylarn tam da bu srayla (bu
dzenleme erevesinde) vuku bulaca bilgisinin, Tanr katnda kesin ol-
duu anlam kard. Olaylarn hangi srayla (dzen iinde) vuku bulaca-
nn kesin olarak bilinmesi, nedenlerinin de kesin olarak bilinmesi demektir;
zira hibir olay, ncesinde vuku bulan etkin bir neden yok ise vuku bulmaz.
Olaylara yol aan nedenler silsilesi kesin olarak bilinseydi, diyor Cicero, o
zaman vuku bulan her ey kaderde var demektir. Bu doruysa, bu her eyin
bize ramen vuku bulduu, yani iradi olarak seim yapamayacamz anla-
mna gelir. Ama bu durumu kabullenmemiz halinde, diye devam ediyor Ci-
cero, insan yaam altst olur. Yasalar bouna yaplm; yermenin veya v-
menin, azarlamann veya t vermenin anlam kalmam; iyi olan dl-
lendiren, kt olan cezalandran adalet temelsiz kalm demektir.
Ciceronun gelecein nceden bilinebilecei iddialarna kar kmaktaki
amac, toplumu aksi durumun ima ettii liyakatszlk, aklszlk ve tehlike-
den korumakt. Cicero, inanl bir zihnin yapt (olas) seimleri, u iki al-
ternatifle snrlar: ya iradi seim ya nbilgi/kehanet. Her ikisinin de var ola-
bilmesi imknszdr sanki. Biri geerliyse, dieri deildir. Birini seersek di-
erini kaybederiz.
Cicero, tm yce gnlll ve bilgeliiyle ve aklnda insan doasn
elinden geldiince korumaktan baka bir ey olmakszn, kendi seimini z-
gr (iradi) seimden yana yapt. nceden bilmeyi, bu tercihini kesinletir-
mek iin reddedip insanlar zgrletirmek adna onlarn Tanrdan vazge-
melerine yol at.
nanl bir insan ikisine de muhtatr, ikisini de arzular. kisine de inan-
dn itirafla, ikisine de sk skya sarlr. Ama nasl, diye soruyor insan.
Gelecei nceden bilebiliyorsak, mantkl admlar ata ata zgr iradeye yer
olmayan bir noktaya ularz. te yandan, irade gcnden hareket eder-
sek admlarmz bizi tersi yne, yani nceden bilmenin var olmad yere
gtrr. Tersten bakalm: Eer zgr seim varsa, her ey kader tarafndan
belirlenmiyor demektir. Her ey kader tarafndan belirlenmiyorsa, o zaman
olaylarn nedenleri belirli bir dzenden (sralanmadan) yoksun demektir.
Eer olaylarn nedenleri belirli bir dzenden (sralanmadan) yoksunsa ve
hibir olay nceden vuku bulan etkin bir neden olmakszn vuku bulama-
yacana gre, olaylar Tanr katnda da belirli bir dzenden (sralanmadan)
yoksun demektir. Olaylar Tanr katnda belirli bir dzenden (sralanmadan)
yoksunsa, o zaman her ey Onun bilgisi dahilinde olmuyor demektir. Her

189
BATIYA YN VEREN METNLER

ey Onun bilgisi dahilinde olmuyorsa, o zaman, diyor Cicero, vuku bulan


olaylar Tanr katnda nbilgiden yoksundur.
Tanrya bylesi ak (cretkr) ve saygsz bir saldr karsnda tavr-
mz, Tanrnn her olay vuku bulmadan nce bildiini; baka trl hareket
edemeyeceimizi hissettiimiz ve bildiimiz her yerde, kendi irademizle
seim yaptmz sylemektir. Biz, her eyin kadere bal olduunu sy-
lemediimiz gibi, kader szcnn hibir anlam tamadn, dolay-
syla hibir eyin kadere bal olamayacan sylyoruz. Kader szc
anlamszdr, nk bu szc kullananlarn zihnindeki (szde) gereklik
-yani, ana rahmine d ya da doum annda yldzlarn dzeni- tam bir
yanlsamadr.
Nedenlerin dzenindeki (sralanmasndaki) Tanrsal irade gcn elbet
inkr etmiyor, ama bu dzene kader adn -fate27 szcnn fari28den
trediini de unutmayarak- vermiyoruz, nk Kutsal Yazlar inkr edeme-
yiz: Tanr bir ey syledi, ben iki ey duydum: G Tanrnndr, sevgi de
senin, ya Rab! nk sen herkese yaptnn karln verirsin.29 Buradaki
bir ey ifadesi, ilk ve son olarak anlamna gelir. Tanr ilk ve son olarak ko-
numutur, nk yapacaklarn deimez bir biimde bilir.
Ne var ki, burada iaret etmek istediimiz husus u ki, nedenlerin dze-
ninin (sralamasnn) Tanr tarafndan kesin olarak bilinmesi, iradi seim-
lerimizin gsz olduunu gstermez. Aslnda, yaptmz seimler Tanr
katnda kesin olarak bilinen nedenlerin dzenine (sralanmasna) uygundur,
nk insanolunun yapt seimin belirleyicisi onun kendi davrandr.
Dolaysyla, her eyin nedenini nceden bilen Tanr, yaptmz seimlerin
nedenlerinin de bu nedenlerin arasnda ve davranlarmzn nedeni olarak
bulunduunu bilmemezlik edemez.
Bu manada, hibir olayn nceden vuku bulan etkin bir neden olmaks-
zn vuku bulamayacan syleyen Ciceronun yanln, tam da bu szlerle,
kendi szleriyle kantlamak kolay. Hibir olayn nedensiz vuku bulamayaca-
n syleyip sonra da her nedenin kaderde olmadn iddia etmek onu kur-
tarmaz, nk baz nedenler rastlantsal veya doal veya iradi olabilir. Ci-
cero, hibir olayn nedensiz olmadn kabul etmi durumda; tek bana bu
bile onun yanln kantlamaya yeter.
Rastlantsal denilen nedenlere gelince, bunlar gerekddr diyeme-
yiz. Ama unu diyebiliriz ki, bunlar kulukadadr, yani bir anlamda sahici
Tanrnn veya Onun meleklerinin iradesinde sakldr. Ve tabii, Ciceronun

27 Fate: Kader.
28 Fari: En uzak, her yerde, ileride.
29 Kutsal Kitap, Mezmurlar 62:11.

190
YAHUD-HIRSTYAN GELENE LE YUNAN-ROMA GELENENN ATIMASI

doal dedii nedenlerle, doann (kinatn) Mellifi ve Mteahhiti olan


Tanrnn iradesinden bsbtn kopamayz. Geriye iradi nedenler kalyor.
Bunlar Tanrnn veya meleklerin veya insanlarn veya baz hayvanlarn se-
imleridir; tabii eer seimden kastmz mantksz hayvanlarn kendileri
iin neyin iyi neyin kt olduunu bulmak veya bunlardan saknmak iin
bavurduklar igdsel hareketleri kastetmiyorsak. Meleklerin seimleri
derken, Tanrnn melekleri olarak nitelediimiz iyi olanlardan veya eytani
ya da eytann melekleri olarak nitelediimiz kt olanlardan bahsediyo-
rum. nsanlara gelince yi insanlarn yapt seimler de var, kt insanla-
rn yapt seimler de.
Btn bunlardan anlalyor ki, olaylarn etkin nedenleri iradi olanlardr;
bir dier ifadeyle ruh veya nefesle ayn trdendir. Havann veya rzgrn ne-
fes ald sylenebilir elbet, ama bu, bedene can veya ruh veren nefesle ayn
ey deildir. Her eye can veren, her eyi ve yaratlm olan her ruhu Yara-
dan, Tanrdr; Tanr elbette bir Ruh, ama yaradan olmayan Ruhtur. Onun
irade gc yaratlm olan ruhlarn iyi seim yapmalarna yardmc olurken,
kt seim yapanlar yarglar; bazlarna g verir, bazlarna vermez ve hep-
sine buyurur.
Tm yaradln Yaradan olarak -her seimi O yapmad halde- her tr-
l gc baheden Odur. Kt seim Ondan deildir, nk Onun yaratt-
na ters der. Bedenler de irade gcne tabidir. Baz bedenler bizim irade-
mize, tm lml hayvanlarn iradesine, ama daha ziyade insan iradesine
tabidir. Baz bedenler ise meleklerin iradesine tabidir, ama uras muhakkak
ki, tpk tm iradeler gibi, her beden de Tanrnn iradesine tabidir ve Onun
bahettii g kadar gldr.
Bylece, her eyin nedeni Tanrdr. O yapl nedenidir, ama (kendisi)
yaplmamtr. Baka nedenler de yapar, ama yaratlan tm ruhlar ve zel-
likle de akl sahibi olan ruhlar gibi, kendileri yaplmtr. Etkenden ziyade
edilgen olan maddi nedenler etkin nedenlerden saylmaz, nk (onlara yn
veren) isel ruhun irade gcyle snrldr.
Nedenlerin dzeninin (sralanmasnn) Tanr katnda nceden biliniyor
olmas, irade gcne sahip olmadmz anlamna gelmez, nk yapt-
mz seimlerin sz konusu nedenlerin dzeninde (sralamasnda) nemli bir
yeri vardr.
Dolaysyla, brakn Cicero bu dzenin (deimez) kader ya da kader ola-
rak adlandrdklar gereklik olduunu iddia edenlerle tartadursun. Bizim
itirazmz, genellikle yanl anlam ykledikleri kader szcne. Ciceroya
gelince; nedenlerin dzeninin (sralamasnn) deimez olduunu ve Tanr
katnda aka bilindiini kabul etmedii iin ona Stoaclardan da ok itira-

191
BATIYA YN VEREN METNLER

zmz var. Cicero ya Tanrnn varln inkr etmeli -ki Tanrlarn Doasna
Dair adl almasnda, buna Cottaya yaptrmak suretiyle cret etti- veya
Tanrnn varln kabul ettii halde, Onun her eyi nceden bildiini kabul
etmiyorsa, szleri Aklsz, iinden Tanry yok der!e kar. Gerek u ki,
gelecei bilmeyen varsa, o kesinlikle Tanr deildir.
Vardmz sonu, Tanrnn bizden istedii ve yapabileceimizi nceden
bildii her eyi yapacak irade gcne sahip olduumuzdur. Bu g, gerek
bir gtr. (nsanlar) Yapabileceklerini mutlaka yapacaklardr, nk Tanr
onlarn ne yapacaklarn nceden bildii gibi, tam da yle yapacaklarn bi-
lir ve yanlmaz. Dolaysyla, ayet kader szcn herhangi bir ey iin
kullanacak olsaydm, Stoaclarn keyfi olarak kader dedikleri nedenler d-
zeninin (sralamasnn) iradi seimi elimizden aldn kabul etmektense,
kaderi zayf insanlar, seimi -zayf insanlar elinde tutan- daha gl
olanlar iin kullanrdm.
Demek oluyor ki, Stoaclar, olaylarn nedenlerini ayrma tabi tutacak
kadar rkten bir ihtiyatan korkmamza gerek yok. Onlar birtakm neden-
leri zorunlu nedenler olmaktan karrken, bazlarn bunun dnda tuttu-
lar; bunlarn arasnda irademiz de var. Oysa ihtiyaca (zorunlulua) tabi olan
irade zgr olamaz.
imdi, ayet ihtiyatan (zorunluluktan) kastmz hibir ekilde gcmz
dahilinde olmayan bir ey ise, yani lm gibi iradi olarak kar ksak da
olan bir ey ise, iyi veya kt bir yaam srme seiminin bylesi bir ihtiyaca
(zorunlulua) tabi olmad aktr. Yapmay semediimiz iin yapmayaca-
mz pek ok ey olduu bir gerek. Tek bana istiyor olmak bile buna bir
rnek. nk eer istek var ise, isteklilik de vardr, yoksa yoktur. Semek
istemiyorsak, seim olmayacaktr. te yandan, ayet ihtiyac (zorunluluu)
bir ey yle olmal veya u veya bu ekilde gereklemeli olarak alglyor-
sak, byle bir ihtiyacn (zorunluluun) zgr irademize ipotek koyduun-
dan korkmamz iin bir neden grmyorum. Tanr ebedi ve ezeli olmal ve
her eyi nceden bilmeli derken, Onun yaamn ve her eyi nceden biliyor
olmasn ihtiyaca (zorunlulua) balamyoruz. lmszdr veya yanlmaz
derken de Onun (teslim ettiimiz) gcn azaltmyoruz. Bunlar, bertaraf
edilmesi halinde, Tanry olduundan daha gsz gsterir ve imknszdr.
lmszse de, yanltlamaz (kandrlamaz) olsa da Tanrnn gc her eye
yeter, bu doru. Tanr her eye kadirdir diyoruz, nk istedii her eyi ya-
par ve katlanmak istemedii hibir eye katlanmaz. Kendine ramen katla-
nyor olsayd, Onun her eye kadir olduunu syleyemezdik elbet. Zaten
her eye kadir olduu iindir ki, Onun sz konusu olduu yerde baz eyler
imknszdr.

192
YAHUD-HIRSTYAN GELENE LE YUNAN-ROMA GELENENN ATIMASI

Bize gelince, herhangi bir seim yapacaksak zgrce yapmamz lazm


derken, doruyu sylyoruz, ama bu zgr seimi, zgrlmz ortadan
kaldracak bir ihtiyaca (zorunlulua) tabi klmyoruz. Dolaysyla, seimle-
rimiz kendimizin ve yaptmz her seim, eer yapmasaydk, semediimiz
bir eyin vuku bulmasna yol aacakt. Bir insann (baz eylere) bakalar
istedii iin katlanmas, kendi isteine ramen katlanmas bile -katlanann
iradesiyle olmasa da- gnll bir tutumdur. nsanolunun iradesi, bu g
Tanrnn izniyle verilmi olsa da, daima stn gelecektir. (nk nerede
yapt seimin icabn yerine getiremeyecek kadar gsz bir irade varsa,
bu onun daha byk bir iradenin gcyle engellendiine/geciktirildiine
iaret eder. Bir baka irade olmasa, byle bir durum iin iradeden yoksun-
dur diyebilirdik, ama sadece bir bakasnn iradesinden deil, seim yapt
halde icabn yerine getiremeyenin iradesinden.) Dolaysyla, insanolunun
kendi iradesi dnda ac ekmesi, onun veya meleklerin veya yaratlm
olan herhangi bir baka ruhun seimine deil, iradeye istedii gc veren
Tanrnn seimine atfedilmelidir.
Bu demek deildir ki, Tanr iradi seimimizin ne olacan nceden bil-
dii iin g vermedi, nk O, nbilgiye sahipti. Dahas, neye iradi olarak
niyet edeceimizi ngrm olan Tanr, hibir eyi deil, bir eyi ngrd;
dolaysyla O ngryor olsa da irade gcnden yoksun deiliz.
Sonu olarak, zgr seimden vazgeip ilahi nbilgiye snmak zorunda
olmadmz gibi, Tanrnn nbilgisinin zgr iradenin art olduunu -Tan-
r korusun!- inkra kalkmamalyz. Bizler her ikisini de kabul ediyoruz.
Gerek Hristiyan gerekse filozof olarak bizler, Tanrnn nbilgisini inancm-
zn bir paras, zgr seimi sorumlu yaamn art olarak -yani her ikisini
de- itiraf ediyoruz. Tanrya duyulan inanta yanl yaplrsa, doru yaamak
kolay olmaz.
Tanrnn gc sayesinde zgrce var olan ve var olacak bizler, Onun
nceden bildiini zgrlmz yznden inkr edemeyiz. Nitekim yasalar
bouna deil; paylamalar ve cesaretlendirmeler, vg ve sulama da yle.
O bunlar ngrd, nk yle gerekiyordu. Onun ltfuna nail olmak iin
ettiimiz dualar da yararl, nk dualar da dua edenlere istediklerini bah-
etmek zere ngrmt. Yaplan iyi eyleri dllendirmek, kt eyleri
cezalandrmak iin ihdas ettii dzen adildi. nk kimse, Tanr nceden
biliyordu zaten diye gnah ilemez. Aslnda, insanolunun kendi gnahn-
dan kendisinin sorumlu olmasnn nedeni de, Onun nbilgisi olduundan
ve yanltlamayacandandr. lenen gnahn sorumlusu kader, ans ve ben-
zeri deil, bizzat insanoludur. Gnah ilemek insanolunun kendi seimi-
dir; Tanr, byle bir seim yapmayan da ngrr/bilir.

193
BATIYA YN VEREN METNLER

Augustin, Antik a filozoflarnn ortaya att Hristiyanla dair sorularla


yzleip bunlarn yol at sorunlarn stesinden gelme ihtiyacndadr. Dini
ibadetinde felsefe gzetmeyen veya iman edercesine felsefe yapmayanlar30n
kabul olmayacan syleyen Tertullianusun aka dile getirdii ya Atina
ya Yarualem (Kuds) ikilemi, onu tatmin etmemitir. Augustin Tanrnn
ehrinin sekizinci kitabnda, bu inkrn kendinden nceki paganlarn felsefi
yazlarna aina olan bir Hristiyan iin ne anlama geldiini tartr.

Sokratn rencileri arasnda, Efltun, dierlerini hakl olarak glgele-


yen, en parlak renciydi. Atinada domutu, iyi bir ailedendi. Rahatlkla
denebilir ki, olaanst yeteneiyle kendi mritlerinden stnd. Nitekim
ne kendi dehasnn ne de Sokrat eitiminin mkemmel bir felsefe sistemi ge-
litirmeye yetmeyeceini grp bilgisini arttrmak umuduyla yakn, uzak her
yeri gezdi. Msra gidip burada itibar gren kadim kltr ve inanlar ren-
di. Oradan, Pisagor Akademisiyle nl gney talyaya geti ve buradaki se-
kin hocalardan talyan felsefesine dair muteber her eyi baaryla sourdu.
Efltun, hocas Sokrata bambaka bir sevgi beslerdi. yle ki, Diyaloglarn
neredeyse tmnde Sokrat -tm ekiciliiyle- kendine szc yapt; sadece
ahlaki konulara dair dncelerini deil, tm rendiklerini veya bizzat ke-
fedebildiklerini ona syletti.
Bilgelie iki yoldan varlr: Eylem ve tefekkr. Dolaysyla felsefenin bir
yars eylemsel, dier yars dnseldir diyebiliriz. Eylemsel olan ksm
yaamn nasl yaandyla, yani ahlaki deerlerin nasl ilenip gelitirile-
ceiyle ilgilidir. Dnsel felsefe doal nedensellii ve bu itibarla hakikati
gz nnde bulundurur. Tatbiki bilgelikte Sokratn stne yoktu; Pisagor
tefekkrden yanayd ve tm dehasn buna adad.
Efltunun stnl, bu ikisini daha da mkemmel bir felsefede birle-
tirip ortaya kan btn e ayrmaktr: Bunlardan birincisi, eyleme dair
olan ahlak felsefesi; ikincisi, amac doal felsefe olan tefekkr; ncs ise
hakikat ile yanlgnn ayrmn yapan rasyonel (aklc) felsefedir. Bunlardan
sonuncusu hem eylemsel hem dnsel olmak zorundaysa da bir hakikat
tasavvuruna ulama iddiasnda olan tefekkrdr. Dolaysyla, bu e bln-
mlk, eylemsellik ve dnsellik ayrmn felsefe btnnn bileenleri
olmalar itibariyle hkmsz klmaz. Sz konusu her blmn her biri
itibariyle Efltunun duruunun ne olduunu sylemek -yani, eylemlerin
sonucuna, doadaki nedensellie, mantn (zihnin) na dair ne biliyor
veya neye inanyordu- acelecilik olur, burada yeterince tartmak ise uzun
srer.

30 De Vera Religion : Sahici Dine Dair.

194
YAHUD-HIRSTYAN GELENE LE YUNAN-ROMA GELENENN ATIMASI

Efltun, hocas Sokratn herkesce bilinen bir huyuna, bilgisini ve dn-


cesini kendine saklama huyuna hayrand ve buna yknrd. Sokratn sz-
c olarak yer ald almalarnda, nemli konularda bile kendi grlerinin
ne olduunu tam olarak tespit etmek zordur. Bununla beraber, yazlarnda
ileri srd -kendisine veya bakalarna ait olmakla birlikte houna giden-
grlerinin birka burada hatrlanp anlmaldr inancndaym. Efltun,
yazlarnda yer yer bizlerin inand ve savunduu sahici dinden yanadr,
ama bazen de -mesela, monoteizm ile politeizmin lmden sonra gelen saf,
sonsuz mutluluk itibariyle greli deeri- karym gibi grnr; Efltunun
en iyi mritleri hakknda, yani saygnlyla dier tm pagan filozoflarn
tesinde/stnde olan bir hocann retilerini en yakndan izleyip en iyi
anlayanlar iin diyebiliriz ki, hi deilse Tanrya dair gerekleri, Onun tm
varln, tm dncenin nedeni ve yaayan her eye hkmedeni olduunu
kavramlardr. Bu dorularn birincisi doaya, ikincisi akla, ncs ah-
lak felsefesine dairdir

Augustin, On Bir ila On Drdnc kitaplarnda iki ehrin orijinini (z-


n) ele almtr: Tanrdan kopuk insanlarn Dnyevi ehir ile insanlk tari-
hinin herhangi bir anda doru/sahici Tanrya inanan insanlarn Semavi
ehri. Bu tartmay yle sonlandrr:

() Her eye kadir Yce Tanr, tm mahlkatn Yaratcs ve Hkmdar,


tm iyi niyetleri kutsayan ve merhamet baheden ve tm kt niyetleri hak
ettikleri mahvolua terk eden Tanr, Tanrnn ehrini belirli sayda azizle
meskn klacak mspet bir plandan yoksun deildi. ehrin insan soyunun
dknleri arasndan seilenlerle doldurulmas gerekiyordu, Onun ilahi
akl byle buyurmaktayd. Tabii, bir zamanlar insanln byk bir ksm, ta-
bir yerindeyse, kkten bozulmutu; dolaysyla Onun ngrd ehre layk
olanlar phesiz vard. Bu insanlar, dierlerinden, ancak Onun mafiretiyle
belirlenip ayrlabilirdi. (Bu insanlar) Onun mafiretinin ne kadar byk ol-
duuna sadece kendi kurtulularyla deil, lanetten kurtarlmayanlara veri-
len lm cezasyla tank oldular. nk kimse, kendi ayrcalkl masuniyeti
ile cezalandrlan halkn hakl olarak paylam olduu kaderi arasndaki
fark aka grp Onun, kendisini kurtaran mafiretinin ne denli byk
olduunu inkr edemez.
imdi, Tanrnn, gnah ileyeceini nceden bildii insanlar neden ya-
ratt sorusuna cevap verelim. Yaratt, nk ilenen su karlnda nasl
bir cezay hak ettiklerini ve Onun mafiretiyle nasl balanacaklarn, on-
lar nedeniyle ve onlar vastasyla gstermek istedi. Zira Onun yaratt ve

195
BATIYA YN VEREN METNLER

hkmettii btn bir gerekliin ahengi, gnahkrlarn sapknl yznden


bozulamazd.
Sylediklerim gnah ileyen insanlar kadar gnah ileyen melekler iin
de geerli. Onlar Tanrnn kendi iradesiyle gerekletirdii byk mucize-
lere karamazlar31 Yaratt eylere uygun yetenekler datrken, o her eyi
nceden bilen ve gren Tanr, iyiyi ve kty hayra dntrmeyi de bilir.
Bu yzden, inatla mahkm ettii kt melei -ki, onun ilk ktden kay-
naklanan gnahn bir daha (iyiye) dnemeyecek biimde cezalandrmt-
iyi bir amala kullanmamas iin bir neden yoktu. Tanr, bunu kt melein
ilk insan, (dem) batan karmasna izin vererek yapt. Oysa ilk insan ya-
radl itibariyle iyiydi, yani doutan iyi niyetliydi.
Burada iaret etmek istediim udur ki, ilk insan (dem), iyi bir insan ola-
rak Tanrya snabilseydi veya Yaradann bilgeliinin yan sra kendi ira-
desine gvenebilseydi, kt melee mutlaka direnebilir; bu iradeyi Tanrnn
yardmyla salam tutabilseydi, Onun tarafndan dllendirilmeye hak ka-
zanr veya Tanrdan ayr dt iin iradesi sarslr ve bir o kadar hak et-
tii sona mahkm olurdu. Dikkat ederseniz, insann Tanrya gven duyma-
s, sadece Onun yardmyla mmkndr ve bu olumlu bir tutumdur. nsa-
nn sadece kendi iradesine gvenmesi ise olumsuzdur, nk ilahi iradenin
sunduu ltuftan uzak dm olur ve z iradesiyle yapt seimin olas so-
nularndan birine katlanmak zorunda kalr.
Bu, yaam iin de geerlidir. Bir bedende yayor olmak, seime tabi
olmayan, olumlu bir durum olmakla birlikte, ancak gda almak suretiyle
mmkndr. Oysa bir bedende yaamay sememek, intihar vakalarnda
olduu gibi, kendi irademiz dahilindedir ve olumsuzdur. Dolaysyla gerek-
tii biimde yaaya kalmak, Cennetin Bahesinde bile bir seim meselesi
deildir, Tanrnn yardmna muhtatr. Oysa kt yaamak, ki byle ya-
anmamaldr, insann elindedir. Bu yzden, mutluluu uzatmak veya ksa
kesmek bizim sorumluluumuz olduu gibi, ksa kesmenin cezas da bizim
sorumluluumuzdur.
Bu durumda, insann gelecekteki dn/kn nceden bilen
Tanr, insan kskanan, ondan nefret eden melein onu batan karmasna
izin vermi olabilir. Tanr insanolunun, ona ac ektirecek zaaflarn gayet
iyi biliyordu; ama daha da nemlisi, bir demolunun eytan -Onun yard-
myla- nasl alt edebileceini ki, azizler daha da byk bir zafer kazansn, bi-
liyordu. Btn bunlar ylesine baarl bir biimde kotarlmt ki, gelecekte
hibir ey Tanrdan habersiz vuku bulmayacak ve fakat bu nbilgi hibir

31 Kutsal Kitap, Mezmurlar, 3. Kitap.

196
YAHUD-HIRSTYAN GELENE LE YUNAN-ROMA GELENENN ATIMASI

ekilde insan gnah ilemek zorunda brakmayacakt. Tanrnn amac, me-


lek veya insan, tm rasyonel mahlkata nedenlerin dourabilecei sonular
ile Tanrnn himayesi altnda olmann farkn, kendi yaam tecrbelerinin
nda gstermekti. Tabii, hi kimse meleklerin veya insanlarn dn/
kn nlemeye Tanrnn gcnn yetmeyeceini sylemeye veya buna
inanmaya cesaret edemezdi. Ama Tanr kendi gcn kullanmamay seti
ve baary da baarszl da yaratt mahlkatn seimine brakt. Byle-
likle, kibrin ne byk ktlklere gebe olduunu, oysa Tanrnn inayetin-
den iyilik doacan gstermi olacakt.
Anlald gibi, iki ayr sevgiden, iki ayr toplum neet etti. Dnyevi top-
lum, Tanrdan bile nefret etmeye cret eden, bencil bir sevgiyle geliirken,
azizlerin benlii ayaklar altna almaya hazr cemaatinde, Tanr sevgisi kkle-
ti. Ksacas, ilk toplum kendi kendine yetmekle vnrken, ikincisi Tanrya
inanyor ve gveniyor. Dnyevi ehirin insanlar, insanlara sena ederken,
dieri iin en byk mutluluk (zafer) Tanrnn sesini vicdann tanklnda
duymak. Biri ban kendisiyle vnerek kaldryor; dieri Tanrya ya Rab,
evremde kalkansn, onurum, bam yukar kaldran sensin,32 diyor.
Dnyevi ehirde hem hkmdarlara hem de hkmettikleri insanlara,
hkmetmeye duyulan ihtiras hkmeder; oysa Tanrnn ehrinde insanlar,
grev sorumluluu veya emre itaat saikiyle hizmet ediyor olsalar da bunu
hayrseverlik duygusuyla yapar. ehirlerden biri liderini kendi gcnn
sembol olarak sever; dieri Tanrsna, Seni seviyorum, gcm sensin, ya
Rab, benim kayam, snam, kurtarcmsn,33 der. Bunun sonucu olarak,
Dnyevi ehirdeki en akll insan bile insana gre yaar ve btn amac
bedenin iyilii veya akln iyilii veya ikisinin de iyiliidir. Burada yaayan-
larn bazlar Tanr bilgisine sahip olsalar da onu Tanr olarak ululamam
ya da Ona kran sunmam, aklc olmakla bouna vnp uursuz aklla-
rn karartmlardr. nk akll olduklarn iddia ederlerken -yani, kibrin
tahakkmnde kendi ferasetleriyle vnrken- dncelerinde budalala
dtler; anlaysz yreklerini karanlk brd. Akll olduklarn ileri s-
rerken aklsz olup ktlar. lmsz Tanrnn ycelii yerine lml insa-
na, kulara, drt ayakllara, srngenlere benzeyen putlar yelediler, yani
kendi halklarn ya bylesi putlara tapnarak ynettiler ya da onlar taklit
ettiler. Tanryla ilgili gerein yerine yalan koydular. Yaradann yerine ya-
rata tapp ona kulluk ettiler. Oysa Tanr sonsuza dek vlmeye layktr.34
Buna karn Tanrnn ehrinde sadece insani akl deil, sahici Tanrya

32 Kutsal Kitap, Mezmurlar 3:3.


33 Kutsal Kitap, Mezmurlar 18:1.
34 Kitab- Mukaddes, Yeni Ahit, Pavlustan Romallara Mektup I:21-25.

197
BATIYA YN VEREN METNLER

ibadet edilmesi gerektii ekilde ibadet eden iman ve murad yeryznde-


ki azizler veya gkyzndeki melekler topluluunda dllendirilmek olan
kutsiyet vardr ki, Tanr her eyde her ey olsun.35

Augustin, on beinci kitabndan on dokuzuncu kitabnn ilk blmne ka-


dar, iki ehrin ezamanl tarihlerinin geliimini tartr ve bunu yaparken,
Eski Ahitten hareketle arlkl olarak ilk Yahudilerin yaamlarnda vuku bu-
lan olaylar anlatr. Bu tartmay inananlara dair zel bir aklamayla son-
landrm, sonra da yle devam etmitir:

Aziz babalarmzn kleleri vard muhakkak, ama aileye hizmet eden bu


kleleri, geici haller dnda, kendi ocuklarndan ayr tutmadlar. Tanrya
ibadete gelince -ki herkesin emeli Onun tarafndan kutsanmak olmaldr-
onlara da istisnasz sevgi ve ilgi gsterdiler. Doann talebi buydu. Aile ba-
bas teriminin yaylarak kabulne bu tutum yol am ve en kt, en otori-
ter/baskc erkek bile byle anlmak istemitir.
Sahici babalar yuvadaki herkesin, tpk ocuklar gibi, Tanrya ibadet et-
melerini ve Ona layk olmalarn ister. Btn arzu ve umutlar baka insan-
lara emir vermek veya baka insanlarn emrini yerine getirmek zorunda kal-
mayacaklar o semavi haneye/yuvaya ulamaktr, nk orada herkes lm-
sz ve mutludur. Bu arada, babalar, emir vermenin, bir klenin bu emre ria-
yet etmesi kadar zor olduunu bilmelidir.
Yine bu arada, eer ev halkndan biri evin huzurunu bozacak olursa, onu
szle veya krbalamak suretiyle veya toplumca kabul edilir, kanunen meru
herhangi bir baka yolla cezalandrmal, onu kendi iyilii iin huzura kavu-
turmaldr. nk merhamet, sulunun ktyken daha da kt olmasna yol
aarak iyilie vesile olmad gibi, (umut edilenden) daha da byk bir iyili-
in kaybna yol aar. Susuz bir insann grevi sadece hata yapmamak deil,
bakalarn da hata yapmaktan alkoymak, hata yaparsa cezalandrmaktr ki,
sulu bu tecrbeyle slah olsun ve bu herkese ders olsun.
imdi, her hane medeni toplumun kk bir paras veya medeni top-
luma giden yolun balang noktas olduuna ve her balangcn belirli bir
sonu olduuna ve her ey paras olduu btnn her parasnn bir par-
as olduuna gre, hanedeki bar ve huzur siyasi bar ve huzurla alaka-
l demektir. Bir dier ifadeyle, birlikte yaayanlar itibariyle otorite ile itaatin
ahengi, ehirde yaayanlar itibariyle ngrlen otorite ve itaatin ahengiyle
dorudan ilgilidir. Bu nedenle, bir baba, evini ynetirken medeni kanunun
baz kurallarn uygulamak zorundadr ki, toplum btnyle uyum iinde

35 Kitab- Mukaddes, Yeni Ahit, Pavlustan Korintlilere 1. Mektup 15:28.

198
YAHUD-HIRSTYAN GELENE LE YUNAN-ROMA GELENENN ATIMASI

olabilsin. nanl olmayan erkekler evlerinde dnyevi yaama dair mal-mlk


ve konforla geici huzur tesis etmeyi umarken, inan sahibi olan ve buna
gre yaayan aileler yzlerini cennetin vaat ettii lmsz gzel eylere e-
virirler. Onlar, tpk seyyahlar (haclar) gibi, geici eyleri Tanrya giden yo-
lun stndeki tuzaklar olarak deil, ruha arlk veren lml bedenin y-
kn hafifletmek (kolaylatrmak) zere kullanr. Bu iki ayr ev tr ve hane
reisinin ortak yn, bu lml yaamn idamesi iin vazgeilemez nitelik-
li eyleri kullanma (bunlardan yararlanma) zorunluluudur, ama ne ama-
la kullandklar hususunda farkllarlar ve her biri kendine has zellikle-
re sahiptir.
nan sahibi olmayan Dnyevi ehir de dnyevi huzur peinde, ama bu
huzuru otorite ile itaatin ahengini ve lml yaamn dayatt ortak hedef-
leri gerekletirmekle snrlyor. Oysa Semavi ehir -ya da lml yaam
bir seyyah gibi (hac yolcusuymuasna) yaayan inan sahibi bizler- bu ba-
r ve huzur halinden, buna ihtiya duymayncaya kadar (lnceye kadar)
yararlanr; dolaysyla, Dnyevi ehirdeki yaam bir tutsak, bir yabanc
gibi srdrerek -sonunda kurtulu vaadi ve Ruh tarafndan balanma ta-
ahhd olsa da- burada, aada olan biz insanlarn yaamna hkmeden ka-
nunlara ayak uydurmakta tereddt etmeyiz. Zira lml yaam herkes iin
bir olduuna gre, iki ehrin arasnda en azndan yaamaya (bu dnyada var
olmaya) dnk mutabakat olmaldr.
Zorluk imdi balyor. ncelikle, Dnyevi ehir kendi yourduu birta-
km kil insanlara sahip olageldi. Sahici din bu insanlar reddetmelidir,
nk bu insanlar -ya hayal grdkleri ya da eytan tarafndan kandrl-
dklar iin- insan yaamnn farkl dev ve grevleri olan ok sayda ilahi
g tarafndan, tuhaf bir dzen iinde ynetildiine inanyorlard. Bedenin
ve zihnin; bedende ayrca ba, boyun vb. vcut kesimlerinin, organlarn;
zihinde zeknn, renmenin, huyun, tutkularn; dnyevi yaamda srle-
rin, budayn, arabn, yan, ormanlarn, parann, denizcililiin, savan ve
zaferin, evliliin, dourganln ve doumun vb. her eyin bir tanrs vard.
Buna karn, Semavi ehir tek bir Tanrya inanr ve bunun gerei olarak
sadece Onu yceltir ve Ona Greklerin latreia dedikleri tam bir adanmlkla
hizmet eder, nk bu Ona hastr. Semavi ehir bu yzden Dnyevi ehir
ile ortak bir dinsel dilde (yasada) buluamam; muhalefet etmek zorunda
kalnca da farkl dnenlerin bana bela olup Dnyevi ehrin fkesi, nef-
reti ve iddetine maruz kalmtr. Kartlarn korkutup kardysa, Esirgeyen
Tanrnn yardm ve kalabalk olmalarndandr.
Hal byle iken, Semavi ehir, bu dnyadaki yolculuu srasnda her soy
ve dilden insan tek bir hac birliine davet eder. nsanlarn arasnda bar ve

199
BATIYA YN VEREN METNLER

barn devamllnn sz konusu olduu yerde rf, yasa ve gelenek farkl-


lklarn mesele olarak grmez. eitli soylarn bakalklarn yerle bir etmek
veya hkmsz klmak deil -tek ve yce Tanrya inan ve ibadeti engel-
lenmedii srece- insann bar ve huzurunu amalayan ne varsa korur ve
benimser.
Bylelikle, Semavi ehir bu dnyadaki yolculuu (hac) boyunca sz ko-
nusu dnyevi bar ve huzurdan yararlanmakla kalmayp dier insanlarla
birlikte, sadece yaam ilgilendiren, inan ve ibadete mdahale etmeyen or-
tak bir platformun oluumunu tevik ve takip eder. Tanrnn ehri, elbet
Dnyevi bar ve huzura ncelik tanr.36 nk semavi bar ve huzur sahici
olmakla kalmayp mantkl bir yaratk iin -kesinlikle- tek gerektir, n-
k dediim gibi, mutluluu Tanrda ve Tanrnn huzurunda birbirlerinde
bulanlarn mkemmel dzeninin ve ahenginin birlikteliidir (btndr).
nsan bylesi bar ve huzura ulanca lm korkusundan kurtulduu
gibi, hep yaam dolu olacaktr. Gittike ypranarak ruha arlk veren beden,
hayvani olmaktan kp ruhani olacak ve hibir eye ihtiya duymakszn t-
myle kendi z iradesine tabi olacaktr.
Bu Hac ehri, iman yoluyla, zaten bar ve huzur iinde kutsal bir yaam
srmektedir. nanlar uyarnca, ilahi tamamlanmaya ermek iin Tanrya
veya dier insanlara iyilik yapmay dstur edinecektir.
* City of God, Fathers of the Church, The Writings of Saint Augustin.

36 Augustinun burada kulland Latince cmle -eamque terrenam pacem refert ad caelestem pa-
cem- anlam itibariyle gayet karmak bir cmledir. Cmlenin iindeki refert szcnden hare-
ketle, yle tefsir edilir: Gerek bar ve huzur insanlarn birbirleri ve Tanryla iyi/mutlu iliki
iinde olmalardr ve dolaysyla, dnya bar iin nce semavi barn tesisi gerekir.

200
ORTA ALAR

201
BATIYA YN VEREN METNLER

202
ZDEYLER

nancn dl anlamaktr. Bu yzden inanabileceiniz eyleri anlamaya


almayn, anlayabileceiniz eylere inann.
Aziz Augustine, Yuhanna ncili zerine

nsanolunun nihai mutluluu hakikatin tefekkrnde yatar. (...) Bunu


kendi iyilii iin yapmaldr ve bunun kendinden te bir sonucu yoktur.
Aziz Thomas Aquinas, Summa Contra Gentiles

Ruhum meleklere ait lmle lsn; bylece mevcut eyleri hatrlamaktan


uzak olsun ve hem maddi ve baya olan eylere dair akldan kmayan fikir-
lerden ve grntlerden uzaklasn hem de bunlara dair arzulardan kurtul-
sun - belki bylelikle safln imgesi ve temsili olanlarn bizzat kendisiyle saf
ilikiye geebilir.
Clairvauxlu Bernard, Dnce Denen Heyecana Dair Vaaz

Bu dnyay yneten iki g vardr: Rahiplerin kutsal otoritesi ve asillerin


gc. Bunlarn iinde rahiplerin gc daha ar basar nk krallar bile ilahi
hkm karsnda hesap vermek zorundadr.
Papa I. Gelasius, mparator Anastasiusa Mektup

nsan soyu olarak iki gruba ayrldk: nsanoluna gre yaayanlar ve


Tanrya gre yaayanlar. Biz bunlar mistik adan iki ehir olarak adland-
ryoruz veya onlara iki insan cemaati diyoruz; birinin kaderi Tanr ile birlik-
te sonsuza kadar hkmetmek ve dierininki eytanla birlikte sonsuz cezay
ekmek.
Aziz Augustine, Tanrnn ehri

203
BATIYA YN VEREN METNLER

204
I
ORTA A HIRSTYANLIININ
DNYA GR

Orta a denilen sree dair deerlendirmeler, dnemi yarglayanlarn bak


alarna baldr. Bir kavram olarak Orta a On Drdnc yzyl talyan insancla-
rndan1 On Sekizinci yzyl Fransz rasyonalistlerine kadar uzanan bir dizi putkrcnn
dncelerinden kaynaklanr. Romann dnden sonraki bin yllk tarih dnemini
karanlk olarak tanmlayan ilk kii Petrarch olsa da tarihi Antik a, Orta a,
Modern a olmak zere ksma ayrmasna alk olduumuz tarih anlay, mo-
dern bilimin ilk byk yzylna, yani On Yedinci yzyla kadar netlemez. Fikir, byk
oranda Aydnlanma dneminde kabul grr.
Voltaire iin tarihin drt mutlu an meydana getirenlerden biri olmaktan ok
uzak olan Orta a, barbarlk, akldlk (irrasyonalite) ve batl inanlardan oluan
bir dnemi ifade eder. Genel inan, Orta a incelemenin insanlara aptallklarn
hatrlatmaktan baka bir faydas olmayaca ynndedir. Geleneklere likin Dene-
me adl eserinde Voltaire, O an tarihini bilmek sadece aalamak iin gerekli-
dir demektedir. 1735 ylnda yazan Bolingbroke yle syler: Gnmzde faydal
olabilir diye [Orta a] renmek, sama bir zentidir. Bu dnemden sonraki tarihi
okumal ve amza kadar olan dnemi incelemeliyiz.2
Bu aslsz gelenek, Orta a dncesi ve kltr hakknda ou haksz ve al-
mas g bir dizi yarg oluturur: rnein, Rnesans ncesinde akln hapiste ol-
duu iddia edilmektedir. Orta a entelektellerinin antik klasiklerdeki ilimle veya
bilgilerle ilgilenmedikleri, Orta a medeniyetinin aslnda devasa bir sahtekrlk ol-
duu anlatlr.
Bu yarglar Aydnlanmann ar aklclna (rasyonalizm) tepki olarak tersine e-
virenler, On Dokuzuncu yzyln Romantikleridir. Romantikler, Orta a, kahraman

1 Hmanist kelimesinin gnmz Trkesindeki iyiliksever, merhametli eklindeki algsndan


uzaklaarak deist yani tanrc kelimesinin kart olarak kullanyoruz.
2 Tarih Bilimi zerine Mektuplar, almalar, II. cilt, Dublin, 1793, s. 343.

205
BATIYA YN VEREN METNLER

valyeler, dindar keiler, ark syleyip gezen halk ozanlar, yetenekli zanaatkrlar
ve bahar bayramnda neeyle dans eden kyllerle doldurur. rnein, Gemi ve
imdi adl eserinde Thomas Carlylen modern ngilterenin htirasa vgsn
(Mammon-Gospel) On kinci yzyln toplumsal grntsnden ayrrken sergiledii
tavr olumsuzdur. John Ruskin, gotik mimari hakknda sanatsal zevklerde bir devrim
yaandn kaydeder. Yunan ve Roma mimarisinin aksine, gotik mimariyi en gl
olanlar bile huuya sevk eden bir gce sahipti, en marur ruhlarda bile byk bir
heyecana neden oluyordu: ilerin tm yeteneinin parldamasn salayan ve sahi-
binin tm cokun hislerine hitap eden bir mimariydi,3 szleriyle ulular.
Orta an Romantik dnemdeki idealletirilmesinin, tarihsel gerekleri, abartl
aalamalar kadar saptrm olduu da kukusuzdur. Ancak, aalayanlar ve Ro-
mantikler arasnda bir seim yapmamz gerekirse, Romantikleri sememiz uygun
olur, nk onlar abartmalarna ramen en azndan Orta a teriminin ne kadar
uygunsuz olduunu takdir etmi, kullanlmaya devam ediliyor olmasnn yegne ma-
zeretinin gelenek olduunun ayrdna varmlardr. Ksmen onlarn itiyaklar, ks-
men de Orta a limlerinin almalar sayesinde, imdi artk On ki ve On nc
yzyllardaki ykseklii olduu gibi grebiliyoruz. Ykseklik yani, niversiteleri,
skolastisizmi, valyelik idealini, gotik sanat ile insan ruhunun en yce eserlerinden
bazlarn ortaya karan byk bir medeniyet.
Buna karn, Henry Osborn Taylorun lekeli gereklik (spotted actuality) olarak
adlandrd bir durumun varolduunu da inkr edecek deiliz. Son tahlilde, hangi
a en yksek ideallere uymay baarabilmitir ki! Ama bugn (umarm) artk kimse
Orta an antik ile modern arasnda ksr bir gei dnemi deil, entelektel
ve kltrel adan bir balang olduunu inkr edemeyecektir. Orta a tarihileri
modern sekler medeniyetin tohumlarnn tarihin bu dneminde atldn kefetmi
bulunmaktadr. Ancak, bizim amacmz asndan daha da nemlisi, Orta an,
Aydnlanma dnemine kadar gcn kaybetmeyen Hristiyan dnya grn ya-
ratm olmasdr. Bu olgu -bak asna bal iyi veya kt biimde- Bat dncesini
ve davran biimini etkilemitir.
Yksek Orta a dnemini anlayabilmek iin onun toplumsal muhtevasn bil-
memiz gerekir. On iki ve On nc yzyllar, bir sosyal devrimin balangcna ahit
oldu: Yzyllar sren durgunluktan sonra ehir hayat diriliyor, nfus srekli artyor,
siyasi ittifaklar oluuyor (zellikle Fransa, ngiltere ve spanyada), tarmda ve retim
biimlerinde teknolojik gelimeler grlyordu. Yine de J. H. Randalln bu dnem
toplumunu ac ve uzun bir zahmet dneminden sonra basit bir geim salamay
beceren nc bir toplum4 olarak karakterize edii halen geerlidir. Ekonomi hl
temelde tarma dayanyordu. Yar krsal ehirler, engin bir tarm denizinin ortasndaki

3 Venedikin Talar (New York, 1860), III. cilt, s. 215.


4 Modern Akln Oluumu (Cambridge, Mass., 1940), s. 13.

206
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

adalar gibiydiler ve maliknelere bal mevcudiyetin gnlk rutini dikkate deer bir
deiime uramamt. ok az ehirde kapitalist anlamdaki retim ve mbadele,
lonca sisteminin yerini alabilmiti. Ortalama yaam sresi ksayd ve bilim alkla ve
salgn hastalklarla nasl ba edeceini bilmiyordu. Bu koullarn Hristiyan Kilisesinin
o gnlerdeki gcne sebebiyet verdiini grmek iin hayal gcn fazla zorlamaya
gerek yoktur. Bir zamanlar Francis Bacon sorunlar ve skntlar insanlarn zihnini
dine kar daha itaatkr hale getirdii iin; ateizmin insanlarn daha bilgili olduu
zamanlarda, zellikle bar ve refahn var olduu dnemlerde gelitiini5 gzlem-
lemiti. Bunlara Kilisenin kltrel adan hkim konuma ykseliinin, ksmen On ki
ve On nc yzyllardaki olumsuz yaam artlarna; siyasi ademimerkeziyet, eko-
nomik k ve nfus azalmasna sahne olan Karanlk alara rastladn da
ekleyebilirdi.
Yksek Orta a dncesi, hem henz olgunlamam sosyal devrim fikirlerini,
hem de tarmsal-dini medeniyeti yanstyordu. Aristo felsefesinin, Yunan-Arap bilimi-
nin ve Roma hukukunun canlann; skolastik tartmalar sonucunda olumu yeni
meraklar ve entelektel incelii temsil eden On kinci yzyl Rnesans krsal alan-
da canlanma gereklemeden dnlemezdi. Dier yandan, Hildebrand Kilisesinin
ve Papa III. Innocentin entelektel ve ruhani itibar sayesinde, dncenin oun-
lukla dini bir erevede kalmas ve tm bilgileri dini bir sentezle aklamak iin ciddi
bir aba gsterilmesi (bkz. Aziz Thomas Aquinas ve Dante) salanyordu. ehirler
ve saraylar, ruhban snfnn eitimdeki tekelini yeni yeni tehdit etmeye balamt
ve manastrlar entelektel glerinin bir ksmndan vazgemeye balasalar bile bun-
larn yerini ncelikle katedral okullar ve niversiteler (en azndan Paris rneinde
niversite, ruhban snf tarafndan kontrol edilen bir kurumdu) dolduruyordu. ok
az kiinin okuma yazma bildii bir dnemde hi de kalabalk olmayan entelektel s-
nf ounlukla rahiplerden oluuyordu, ancak rahiplerin hepsi de ayn dzeyde zihin
yapsna sahip deildi. Bu nedenle Ernst Troeltsch sanat ve bilimin uzun bir zaman
boyunca Kilise ile balantl olduunu sylerken ok da fazla abartmyordu: Asln-
da Kiliseden ve ideallerinden bamsz olarak tanrsal bir hakka sahip olunduunu
hissedecek ve iddia edecek bamsz sekler medeniyetin deerleri mevcut deildi.
Varolan tek bamszlk, Kilisenin bamszlyd; ne devlet, ne iktisadi retim, ne
bilim, ne de sanat bamszd.6
Bundan yola karak, Orta a dncesinin gvdesinin, ncesinde ve sonrasn-
da neredeyse benzeri olmayan ekilde otoriter, ilahiyat merkezli ve teokratik olduu
sylenebilir. Kullanlabilecek dier tanmlayc terimler ise mutlaka dini, dalist
(Kartezyen anlamda deil, Efltunun kulland anlamda), organik ve hiyerarik
olurdu. Bu kelimelerin anlamlarn ayrntl olarak inceleyelim.

5 Denemeler, Ateizm Hakknda.


6 Hristiyan Kiliselerinin Sosyal retileri (Londra, 1931), I. cilt, s. 252.

207
BATIYA YN VEREN METNLER

Orta a dncesi, otoritesini, evren ve insan hakkndaki temel nermelerini


Kilisenin tekelinde olan ilahiyat ile iinde Efltunun ve Aristonun (sapknlklar ayk-
landktan sonra) metinlerinin de yer ald seilmi kitap listesinin stne bina etti.
Orta a rasyonalizminin tarihi, hi kukusuz, kaln bir cildi doldurabilir ve akl bazen
otoriteyle ters der. Nitekim,aikr olanlar veya aikr nermelerden karsana-
bilenler dnda hibir eye inanlmamaldr, ilahiyat masallara dayanr eklinde
nermeler vard ve bunlar 1277 tarihinde Paris niversitesinde bn-i Rt fikirlerin
yayldndan haberdar olan Paris Piskoposu tarafndan yasaklanan iki yz on do-
kuz nermeden ikisiydi. Bununla birlikte akl, genellikle otoriteyle atmyor, tarafsz
konular zerine fikir yrtmek veya merkezi inanc izah etmekle ve desteklemekle
yetiniyordu. Aslnda Aziz Thomas Aquinas Okulunun dncesinin ana noktas da
akln ve vahyin neticede ayn noktaya varmak zorunda olduu varsaymna dayan-
yordu. Orta a filozoflarnn en by, Aristoculuu Hristiyan teolojisi ile uyumlu
hale getirmeyi ve bylece Yahudi olmayanlara7 ve phe edenlere, akln otoriter
gelenei desteklediini gstermeyi i edinmiti. Aziz Thomas Aquinasa gre dz-
gn ileyen bir akl, kutsal eylere ilikin bilgi dzeyine ulaacak ve gizlenmi olan
(gya mantk st) gerein, ne mantk ne de ihtimal d olduunu gsterecek-
ti. Bilgiyi modern anlamda, yani genileyen ve kuramsal bir ey olarak hayal eden
entelekteller pek azd. Tm gereklerin zaten mlkiyetlerinde olduuna inanyor,
bu inanlarn da gemi ve gelecein nihai otoritesine dayandryorlard. Onlara bu
kadar haz veren zlerin, aynalarn gerek nemi buradayd. rnein Aquinas
Summa Theologica (Teolojinin z) ve Beauvaisli Vincent Speculum Majus (Sihirli
Ayna) adl eserlerinde evrensel bilgiyi tek bir kitaba sdryordu. Nitekim felsefenin
grd itibarn nedeni de mnferit bilimlerden farkl olarak, insanolunun bildii
her eyi incelemeye ve koordine etmeye almasndandr.
Orta a dncesinin ilahiyat odakl olduu eklindeki tespitin gerekeleri, te-
olojinin itibar, ou limin gereki (Efltunun kulland anlamda) itikad, te-
fekkr hayatnn herkesce kabul gren stnldr. lahiyat veya kutsal doktrin,
renim hiyerarisinde ilk sradadr. lahiyat, der Aziz Thomas Aquinas, btn
dier bilimlerden stndr. Bir nazari bilimin dierine kyasla daha kesin olmasna
dayanarak veya konusunun itibarna bakarak dierinden daha deerli olduu syle-
nir. Oysa ilahiyat, her iki adan da dier nazari bilimlerden stndr; nk dier-
leri insan mantnn doal ndan kaynaklanan bir kesinlie sahip olduklar iin

7 Aziz Thomas Aquinas, Summa Contra Gentiles adl eserinde Hristiyanlk dndakilere arg-
manlarn kabul ettirmeye alrken ateistleri, paganlar ve Mslmanlar Yahudi olmayan an-
lamndaki gentile tabiri ile anar. Yahudilerle tartlacak teolojik meselede Eski Ahit temel al-
nabilecei iin Hristiyanlk ve Yahudilik ortak bir tartma zemini bulabilecektir. Ancak ateistler,
paganlar ve Mslmanlar iin bu mmkn olmadndan onlar gentile olarak tanmlar ve onlara
akln din ile rtt argmanlardan oluan bir savunmayla karlk verir. (y.n.)

208
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

yanlabilirler; ama ilahiyat, kesinliini yanlmaz ilahi bilginin ndan ve konusunun


saygnlndan alr.
Orta an sanatn ve tarihini neredeyse tamamen ilahiyat dayatmtr. Felse-
fe, teolojinin klesi olmamakla birlikte ounlukla onunla kaynam olup ikinci
keman olmakla yetinmek zorundadr. te yandan, ilahiyatn ilk srada olmasnn
nedeni ilk ve son olanla, yani Tanr, yaratln amac, insann kaderi gibi normal
akln haklarnda asla yeterli bilgiye sahip olamayaca konularla ilgilenmesiydi. lahi-
yat odakllk, insan ve doaya olan dier konular da asla ihmal etmiyordu. Orta a
dncesi, insan evrenin merkezine yerletirmiti, tm yaratl srecini insann kur-
tulu mcadelesiyle ilikilendirmeye alyordu. Doa bilimlerinin gelimesini engel-
lemek yle dursun, Hristiyan Aristocular akla uygun olan eylere ilikin bilgiyi, fel-
sefi sentezin n art olarak grd. On ki ve On nc yzyldan itibaren, ssleme
sanat da dahil olmak zere, doadaki nesnelere bariz bir ilgi gsterilir oldu. Bununla
beraber, Orta a hmanizminde insan, ancak Tanryla olan ilikisi sayesinde say-
gnlk kazanyordu. ok az sayda rnein haricinde, asl bilimsel ilginin ikincil deil
nihai olana odakland muhakkaktr. Doann nasl deil, neden byle olduu
inceleniyordu. Hal byle olunca, bilimin modern kavramlarna giden yol uzad.
Orta a dncesindeki gl gerekilik izi, ilahiyat odakll daha da belir-
gin biimde gsterir. Burada gerekilik ile kastedilen modern deil, Efltuncu (ve
ayn zamanda Aristocu) doktrindir: Duyu alglarnn nesneleri, daha yce gereklik-
lerde bulunurlar. Skolastikler, bilinen dnyamzn ardnda (nominalistler hari) ide-
alardan ve biimlerden oluan bir duyu-tesi dnya alglyordu bu dnya sadece
nesnelerde potansiyel olarak mevcut olanlara anlam veriyor ve onlara mevcudiyet
kazandryordu. Bu gre gre, duyularla alglanabilen nesneler sadece grndk-
leri eyler deildi; bu nesneler, ilk rneini Tanrdan alan idealar ve biimlerden
oluan ok daha gerek bir dnyann sembolleriydi. Bu nedenle, Kutsal Kitaptaki
szler Aziz Jeromea gre lfz anlamlarndan fazlasn ifade ediyordu, diyor Willi-
am Durandus, Kutsal Kitap biimde incelemeliyiz: ncelikle ak anlamna gre;
ikinci olarak mecazi yani ruhani anlamna gre; nc olarak gelecein kutluluu-
na gre. Benzer biimde, 1215 tarihli gerekliin aktarlmas (transubstantiation)
yani arap ve ekmei oluturan maddelerin Hz. sann kanna ve etine dnmesi
doktrini ile ekmei Hz. sann kutsal bedeni, arab ise kan olarak tketmek suretiy-
le Tanr ile irtibat kurulduu Aai Rabbani ayinindeki besinlerin ilineklerden ibaret
olmadklar, Hz. sann gerek bedenini ve kann insan duyularnn alglayamayaca-
biimde ierdii sylenmitir.
Orta a insanlar baktklar her yerde grnmez bir dzenin aikr iaretlerini
grmtr. Papalk ve imparatorluk dnyadaki kutsal birlii temsil eder. valye-
lik geleneinde valyenin klc, ha, mzra gerei simgeler ve buna benzer
sembolik ilikilendirmeler srer gider. William Durandusun Rationale Divinorum

209
BATIYA YN VEREN METNLER

Officiorumu gibi bir kitap, karmak semboller ve figrlerle doludur, katedrallerin


bezemeleri de yle. Durandus Kilise, demiti, drt duvardan oluur, bu duvarlar
drt ncili yazanlarn doktrini zerine bina edilmitir; temeli, gayba aina olan iman-
dr; kaps Hz. sadr, amdan ve mihrab da yle. Modern bir sanat tarihisi Orta
a sanat iin evren emasna dair tamamen idealist bir bak ve tarih ile doann
engin semboller olarak grlmesi gerektii kanaatini dile getiriyor8 demektedir..
Ayn metafizik, zhd ve mucize hissini destekliyordu; bu durum Orta a en-
telektellerinin tefekkr hayatn neden ycelttiini aklar. Luka ncili 10:38-42deki
Meryem ve Martann hikyesi, Orta a yazarlarnn en sevdii hikyelerden biriydi
ve hep bu iki kz kardeten mtefekkir olan Meryemi cevval olan Martaya tercih
ediyorlard. Nitekim Hz. sa da Meryemin en iyi olan setiini syler. Baklarn
Hz. sann yzne kilitleyen Meryem, grnn ardndaki ebedi gerei tefekkr
ediyordu. Hem Aristo da Etikin (On nc yzylda ok alntlanan bir alma)
onuncu blmnde mutluluun tam bir sknette olduunu, kendi kendisinden
baka bir amac olmad iin tefekkre dalmann iffetli hareketlerden bile daha
deerli olduunu sylemiyor muydu? Statik ve lmden ileri bir geree ilikin tefek-
kr bu, hem mistiklerin hem de filozoflarn idealiydi ve bu durum onlarn bilginin
bir kontrol ve g arac olarak algland modern anlay ne kadar az kavradklarn
gsteriyordu.
On ki ve On nc yzyllarda Aristocu metafiziin okullar ele geirmesiyle,
ar gerekilikin gzden dmeye balad dorudur. Bilindii gibi, Aristo, ide-
alar (veya biimleri) gerek dnyaya dahil etmi ve onlar maddi fenomenlerle bir-
likte ve maddi fenomenlerin iinde kullanmaya balamtr. Bundan tr Aristocu
skolastikler biimle maddeyi ilikilendirmi ve bilgiyi duyusal algya hapsetmilerdir.
Ancak asla tm entelekteller Aristocu olmamtr ve daha nemlisi Aristonun sis-
temi teleolojik ve teolojiktir. Hristiyan Aristocularn tasavvur ettii biimiyle evren,
maddi olmayan bir sebebe dayanyordu. Tanr ilk maddeyi ve formlar ex nihilo,
yani hilikten yaratmt (burada Kutsal Kitapn Tekvin blmnde yer alan aklama
Aristonunkine tercih edilmitir). Her eyin etken, asl ve nihai sebebi olan Tanr,
yarattklarn kendilerine uygun farkl ama ve grevlere ynlendirmiti. Tanr evreni
demokratik olmaktan ok hiyerarik bir modele gre ina etmiti. Evrenin tm iin
ayn kanunlar geerli deildi. Evrenin iki blm arasnda niteliksel farklar mevcuttu:
Drt elementin dnyas, yani bu dnya, dmdz bir izgi zerinde hareket ediyordu,
bu nedenle deiime ve rmeye akt; yldzlarn gksel dnyas ise dairesel bir
hareket iindeydi ve bu nedenle deimezdi. Kozmik hiyerari psikolojik bir hiyerar-
iyi de ngryordu; Tanrdan meleklere ve insana, oradan hayvanlara ve sonra da
cansz doaya uzanan byk bir varlk zinciri mevcuttu. nsan bu zincirin d-

8 mile Mle, Fransada Dinsel Sanat, XIII. Yzyl (Londra, 1913), s. 15.

210
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

mn oluturan halkayd; hem meleklerin hem de hayvanlarn doasndan paralar


ieren bir kk evren (lem-i sura) idi ve yaratln geri kalan onun iin halk
edilmiti. Ancak phesiz mevcudiyet sadece yaratlanlarla snrl deildi. Yaratlan-
larn tesinde gerek dnya vard, Tanrnn duyular-tesi dnyas; tm yaratlanlar,
zellikle insan, bu dnyaya doru ekiliyordu ve tmnn mevcudiyeti ve anlam bu
dnyadayd.
Tanr merkezli dnme biimi, teokrasi ile atmak zorunda deildir ama Yk-
sek Orta ada9 genelde atyordu. Teokrasi lfz olarak, topluma Tanrnn ve
vekillerinin hkmetmesi demektir. Daha genel biimde ifade edersek, teolojik n-
cller zerine ina edilen bir sosyal felsefeyi ifade eder; bu felsefede din insan faali-
yetlerinin tm ynlerini kapsar ve bamsz, sekler deerlerin varlna izin vermez.
Teokratik ideal, geni oranda kabul grmesini fiil sosyal durumu, yani feodal snf
yapsn; rgtl bir milliyetiliin yokluunu; ou ehirdeki n-kapitalist ekonomiyi
ve zellikle ayine dayal Kilise anlaynn giderek g sahibi olmasn belirli oranda
rasyonalize etmesi gereine borludur. Ancak Kilise her zaman bu ideale sahip
deildi. Orta an balarnda ounlukla Hz. sann krallnn bu dnyada olma-
d ve kurtuluun mutlak biimde kt olan bu dnyadan kurtulmaya bal olduu
ynndeki zahit bak asn tercih ediyordu. Ancak Kilise misyonerlik abalarn
genilettiinde, feodal mlklerini arttrdnda ve Hildebrand dneminde devletten
zgrln baaryla ilan ettiinde bir tarikat deil, bir medeniyet olmaya talip
oldu.10 Artk, Tanr tarafndan yaratldna gre dnyann tamamen kt bir yer
olamayacan iddia ediyordu ve Kilise toplumun Hristiyan prensiplerine gre yaa-
masn salamak iin ne gerekiyorsa yapmalyd. Kilisenin teokratik g iddias, ilahi
inayete bu amala dzenlenen ayinlerle ulalabileceini syleyen yeni ayin teorisine
dayanyordu aslnda ex opere operantis (ayini yrten sayesinde) deil, demiti
Aziz Thomas Aquinas, ex opere operato (yrtlen ayinden dolay) inayete kavu-
uluyordu ve ayin usulne uygun biimde bu rtbeyi kazanm bir rahip tarafndan
yrtlmeliydi. nanllar iin sadece bir evrensel Kilise vardr ve onun dnda ka-
lanlardan hibiri kurtulua eremez. Kilise, kurtulu iin araclk ediyordu. Bu durum-
da kurtuluu neyin saladn belirlemek ve tm toplumu buna ynlendirmek ona
dmez miydi?
Orta an toplum teorisyenleri yaygn biimde toplumu insan vcuduna benze-
tir. Toplumun da insan vcudu gibi eitli organ veya paralardan (ruhbanlar, asiller,
alanlar) olutuunu ve btn vcudun hayatta kalmas iin bunlardan herbirinin
kendi grevini yapmas gerektiini sylerler. Bu teoriye gre toplum, paralarn top-
lamndan fazlasdr. Birey ancak sosyal bir snfn paras olarak mevcuttur, sosyal
snf ise daha byk bir organizmann, Corpus Christianum (Hristiyan Birlik)un bir

9 Avrupa tarihinde 1113. yzyllara karlk gelen dnem. (y.n.)


10 R. H. Tawney, Kapitalizmin Ykselii ve Din, Londra, 1933, s. 19.

211
BATIYA YN VEREN METNLER

parasdr. Bu sistemde tek eitlik, dini eitliktir. Hiyerari veya toplumdaki seviye,
evrendeki hiyerariye karlk gelir. Organik benzetmeye uygun biimde elbette baz
organlarn fonksiyonlar niteliksel olarak dierlerinden stndr. Ayrca bu hiyerari,
gnah dnyaya getiren ve insanlarn byk ksmn sabrla ve tevazuyla dayanma-
lar gereken aalk bir varolula lanetleyen demin Cennetten Kovulmas ile de
aklanr. Yeni burjuvalar bu sk yapya uymakta zorlansa da teokratlar onlar iin de
kurallar oluturmutur. ktisadi ahlak, kiisel ahlakn bir vehesi olarak ilan edilmi
ve Hristiyan ahlakna tabi olduu bildirilmitir. Tamahkrlk lmcl bir gnahtr.
Bu nedenle tacir, rn iin kendisinin ayn sosyal durumda insanca yaamasna
yetecek adil bir fiyat belirlemelidir. Bir ift ayakkabnn deeri znel deil (mnferit
olarak satc tarafndan belirlenemez) nesneldir (devlet, ehir veya lonca tarafndan
Hristiyan prensiplerine gre belirlenir).
Orta a teorisi atmadan ok sosyal uyum zerinde durur. ada sosyal
reformcular bu teorinin, var olan durumu Tanrnn deimez iradesiymi gibi gster-
mek yoluyla status quoyu (statko) korumaya altn syleyebilir. Her ne kadar
byle olabilirse de beyan edilen ama Tanry aramada mterek olma durumuna
vurgu yapmak suretiyle bireyler, snflar ve devletler arasndaki rekabeti ortadan kal-
drmakt. Buradaki ideal, Hristiyan bir Pax Romana (Roma Bar) salamakt. Bu ide-
al, sacerdotium (papann ruhani otoritesi) ve regnum (geici/dnyevi hkmdarlar,
zellikle Kutsal Roma mparatoru) arasnda, ruhun bedenden stn olmas gibi ilki
ikincisinden stn olmak kaydyla, Tanrnnkine benzer bir birlik grntsne dnya
zerinde ulaabilmek iin ibirlii yapmakt.
Orta a Hristiyanl, felsefesini Aziz Augustineden almtr. Tanrnn ehri
[De Civitate Dei] eserinde -ve ayrca Caesareal Eusebiusun Dini Tarih [Ekklesiastike
Historia] ve Orosiusun Paganlara Kar Dnemin Tarihi [Historiarum Adversum Pa-
ganos] eserlerinde- tarihin ilahi bir plana gre yrdn grrz. Aziz Augustine,
zamann ba sonu olmayan, dngsel bir tekerrrden ibaret olduu ynndeki
klasik tanm reddeder. Dnyaya ilikin klasik gr, gzle grlr olanlara dairdir.
Hristiyanlarn dnya gr ise bir gr deil, grnr olmayan eylere dair bir
mit ve iman meselesidir.11 Aziz Augustinee gre Tanr, zaman dnya ile ezaman-
l olarak yaratmtr (Eusebiusun hesabna gre Romann Gotlar tarafndan ele gei-
rilmesinden 5611 yl nce) ve kyamet gnnde yok edecektir. Bu dnemletirmenin
farkl emalar mevcuttu: Eusebius tarihi aa ayryordu; Augustine ise yaratln
alt gnne dayanarak alt dnem ne srmt, yedinci ise ebedi Sebtti.12 Ama

11 Karl Lwith, Tarihte Anlam (Chicago, 1949), s. 165-166.


12 Augustinein yedi ksmdan oluan tarih blmlemesinde demin doumundan balayarak
Vahiylerde geen olaylar da kapsayan alt dnem ngrlmtr. Yedinci ksm ise haftann
alt gn alp yedinci gn dinlenilmesine istinaden, Son Yargdan sonraki ebedi istirahata
karlk gelir. (y.n.)

212
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

hepsi zamann bir anlam olduu konusunda hemfikirdi. Yaratlan dier her ey gibi
insan tarihinin de belirli bir amac veya hedefi vard.
te yandan, hi kimse cennetin ve Golgothann (sann armha gerildii yer)
mutlak kesinliini sorgulamad. dem cennette tm insan soyunu azap ekmeye
mahkm eden ilk gnah13iledi. Hz. sann armhta insanolunun gnahlarnn
kefaretini demesi ve sonrasnda Kilisenin kurulmas Tanrnn merhametinin kaza-
nlmasn ve insanoluna ikinci bir ans verilmesini salad.
nsann doasna ilikin Orta a doktrini aktr, ancak ne dem ne de Hz. sa
insann kaderini tam anlamyla belirlememitir. Aksine, protestolara ramen 529
ylnda toplanan yetkili Orange Konsili, Agustinci bir tutum deil yar Pelagiusu bir
tutum benimsemitir. demin gnahyla insanolunun zgr iradesinin azald
ama tamamen yok olmad ilan edilmitir. Katolik inancna gre, vaftizin yardm
ve ibirlii sayesinde bize sunulan ltuf ile Hz. sann yolunda vaftiz olanlarn inanl
biimde gayret gsterdikleri takdirde ruhlarn kurtarmak iin gerekeni yapm ola-
cana inanyoruz. Dier bir deyile, tarihsel kurtulu dramnda insanlarn seimleri
de dikkate alnyordu. zetlemek gerekirse, Orta a tarih felsefesi Takdir-i lahiye
ve insanolunun nihai amaca (telos) doru yapt hacca odaklanyordu ve ikin-
cil nedenlere veya benzeri sekler olaylara ok az ilgi gsteriyordu. Tarih dnyevi
mutluluun geliiminin deil, insanolunun eytan yenmek ve Tanrya ulamak iin
verdii, kanlmaz olarak ac ieren mcadelesinin kaydn tutuyordu.
Ancak Orta a din dncesinin sadece korku ve kasvetle urat da d-
nlmemelidir. Korkunun varln sorgulamak bile gereksiz: Bunu grmek iin sadece
katedrallerdeki rktc Maher ve Kyamet Gn tasvirlerine bakmak bile yeter.
Ama zellikle Hristiyan dualarnda ve teolojisinde bolca Hristiyan iyimserlii de
mevcuttur. Erken Orta a dualarnda pimanlktan doan korkunun nemi o kadar
belirgindir ki bu durum Clairvauxlu Bernardn ve Assisili Aziz Francisin dualarnda
neeli bir kran ve mistik bir Tanr sevgisini gsteren bir ruh haline yol aar. Ayrca
ilahiyat, Manieizmin dnyay Karanlklar Kralnn bir eseri ve tarihi de karanln
ve n gleri arasndaki atma olarak gsteren karamsar retisini reddetmek-
tedir. Hristiyan teolojisindeki Tanr dnyay iyi bir yer olarak yaratmakla kalmam,
Aristonun bu dnyaya ve zellikle insanoluna ne olacan umursamayan tanrs-
nn aksine, umursad bu dnyay ynetmitir de.
* Franklin Le Van Baumer, Main Currents of Western Thought, Alfred A. Knopf publishers, 1964,
New York.

13 Hristiyan inancna gre demin cennette yasak meyveyi yiyerek iledii, Havvayla birlikte cen-
netten kovularak dnyaya atlmalarna neden olan ve btn insanla intikal eden ilk gnah.
(y.n.)

213
BATIYA YN VEREN METNLER

A. TEMEL VARSAYIMLAR
1. Tefekkr Hayatna Dair*
Aziz Thomas Aquinas
() imdi u drt sorgulama noktasna gre ameli hayat tefekkr hayat
ile karlatrmalyz: (1) Hangisi daha nemli veya daha stndr? (2) Han-
gisi daha erdemlidir? (3) Ameli hayat, tefekkr hayatna engel olur mu? (4)
Aralarndaki sralama nasldr?
(...) Efendimiz der ki (Luka ncili, 10:42): Meryem iyi olan seti ve bu
kendisinden alnmayacak. Burada Meryem tefekkr hayatn temsil eder. Bu
nedenle tefekkr hayat ameli hayattan daha stndr.
Cevabm udur: Belli eylerin kendi ilerinde daha stn olmalarna hi-
bir ey mani olamaz, ancak onlar da baz hususlarda bir bakas tarafndan
alabilirler. Dolaysyla buna tefekkr hayatnn ameli hayattan aka daha
stn olduunu syleyerek cevap vermeliyiz: Filozof (Aristo)14 bunun by-
le olduunu sekiz sebep gstererek ispat etmitir (Etik, X:7-8). lkine gre,
tefekkr hayatnda insan iindeki en iyi eye, yani zekya ve uygun amaca,
yani idrak edilebilen eylere ynelir; oysa ameli hayatta harici eylerle me-
gul olur. Bu nedenle tefekkr hayatn temsil eden Rael bu prensibin g-
ren gz olarak yorumlanmtr; Gregoriusun15 dedii gibi (Magna Moralia,
VI:37) ameli hayat da mahmur Lia tarafndan temsil edilmitir. kinci sebep,
yukarda akland zere (Q. 180, A. 8, ad 2; Q. 181, A. 4, ad 3) en st dere-
cede tefekkr sz konusu olmasa bile, tefekkr hayatnn daha srekli olma-
sdr; bu nedenle tefekkr hayatn temsil eden Meryem srekli Efendimizin
ayaklarnn dibinde oturur biimde tasvir edilmektedir. ncs, tefekkr
hayat ameli hayattan daha latiftir; Augustine bu sebeple (De Verb. Dom.
Serm., CIII) Martann dertli olduunu ama Meryemin bayram ettiini syle-
mitir. Drdncs, tefekkr hayatnda kii kendi kendine yetme asndan
daha stn durumdadr nk bu ama iin daha az eye ihtiya duyar, bu
nedenle yle sylenmitir (Luka ncili, 10:41): Marta, Marta, sen ok ey
iin kayglanp telalanyorsun. Beincisi, tefekkr hayat daha ok kendisi
iin sevilir, ama ameli hayat baka bir eye ynelmitir. Bu nedenle yle
denmitir: Rabden tek dileim, tek isteim u: Rabbin gzelliini seyretmek,
tapnanda Ona hayran olmak iin mrmn btn gnlerini onun evinde
geirmek (Mezmurlar, 27:4). Altncs, tefekkr hayat zevkten ve dinlenme-

14 Aziz Augustinein eserlerinde Filozof olarak gnderme yapt kii Aristodur. (y.n.)
15 590-604 yllar arasnda papalk makamnda bulunmutur. Servus servorum Dei ve Pontifex Maxi-
mus unvanlarn yayan ilk papadr. (y.n.)

214
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

den oluur, denir ki: Sakin olun ve bilin ki Tanr benim! (Mezmurlar, 46:10).
Yedincisi, tefekkr hayat ilahi eylere uygundur, dier yandan ameli hayat
insani eylere yneliktir; bu nedenle Augustine (De Verb. Dom. Serm., XIV):
Balangta Sz vard (Yuhanna ncili, 1:1) demitir: Meryem ona kulak ve-
riyordu: Sz, beden olup aramzda yaad (Yuhanna ncili, 1:14): Marta ona
hizmet ediyordu. Sekizincisi, tefekkr hayat insana en uygun olan eye,
yani zekya yneliktir; oysa ameli hayatn ilerinde hem bizde hem de hay-
vanlarda mevcut olan daha aa kabiliyetler rol oynar; bu nedenle nsan
da, hayvan da koruyan sensin ya Rab (Mezmurlar, 36:6) szleri uyarnca
insanoluna zg olan eklenmitir: Senin nla aydnlanrz (Mezmurlar,
36:9).
Efendimiz, Meryem iyi olan seti ve bu kendisinden alnmayacak (Luka
ncili, 10:42) diyerek dokuzuncu bir sebep daha eklemitir; bu szleri Au-
gustine (De Verb. Dom. Serm., CIII) yle izah eder: Sen kt bir seim yap-
madn ama o daha iyi bir seim yapt. Neden daha iyi? nk bu kendi-
sinden alnmayacak. Ancak ihtiyalarn yaratt zahmet ortadan kalkacak:
Ama gerein letafeti sonsuzdur. (...)
2. tiraza Cevap. Tefekkr hayat belirli bir zihin zgrl ierir. Grego-
rius (Hezekiel zerine Vaazlar, III) geici eylerin deil, ebedi eylerin d-
nlmesi sebebiyle tefekkr hayatnn belirli bir zihin zgrl saladn
syler. Ve Bothius der ki (De Consolatione Philosophiae, V:II): nsanolunun
ruhu ilahi akl izlerken daha fazla zgrle ihtiya duyar, bedensel eylere
tenezzl ettiinde ise daha azna. Bu nedenle ameli hayatn tefekkr hayat-
na dorudan hkmetmedii aktr, ama ameli hayatn baz ilerini tefekkr
hayatna hazrlk olarak ngrr; dolaysyla da hizmet edendir, hkmeden
deil. Gregorius ameli hayatn tutsaklk, tefekkr hayatnn ise zgrlk ol-
duunu sylerken buna iaret eder.
3. tiraza Cevap. Bazen insanolu gncel hayatn ihtiyalar nedeniyle
tefekkr hayatndan ameli hayatn ilerine arlr, ancak tefekkr tama-
men terk etmeye mecbur olacak kadar deil. Bu durumda Augustine yle
der (Tanrnn ehri, XIX:19): Hakikate duyulan ak, kutsal bir bo zaman
gerektirir; hayr ilerine ynelik talepler ise sk bir alma altna girmeyi
gerektirir; bunlar ameli hayatn ileridir. Kimse bu ykleri omzumuza yk-
lemezse, kendimizi hakikat konusunda aratrmaya ve tefekkre vermemiz
gerekir; ama bu ykler bize verilirse onlara dayanmamz gerekir, nk hayr
ileri bizden bunu talep eder. Yine de bu durumda bile hakikatn zevklerini
tamamen terk etmemeliyiz, bu lezzetten kendimizi uzak tutarsak bu yk bizi
boar. Bu yzden aktr ki bir kii tefekkr hayatndan ameli hayata ar-
lrsa bu bir eksilme biiminde deil art biiminde olmaldr. (...)

215
BATIYA YN VEREN METNLER

Bylece ikinci bahse geiyoruz:


1. tiraz. Ameli hayat, tefekkr hayatndan daha erdemli gibi grlebilir.
Erdem, hak edilmi dl ifade eder ve dl emein karldr. 1. Korintli-
ler, 3:8 der ki: Herkes kendi emeinin karln alacaktr. Emek, ameli haya-
ta aittir ve gerisi tefekkr hayatna aittir; Gregorius der ki (Hezekiel zerine
Vaazlar, XIV): Tanr yoluna dnen kimse ilk nce verdii emekten dolay ter-
lemelidir; yani Liay alsn ki bylece sonradan Raelin kollarnda dinlene-
bilsin ve prensibi anlayabilsin. Bu nedenle ameli hayat tefekkr hayatndan
daha erdemlidir. (...)
1. tiraza Cevap. Zahiri emek tesadfi dllerin artna yol aar; ama
esas dl gz nne alndnda erdemin art asl hayr iindedir, Hz. sa
akna harcanan zahiri emek bunun bir iaretidir. Ama bir kiinin bu haya-
ta ilikin her eyden vazgemesi, kendini ilahi tefekkrle megul etmekten
zevk duymas buna ilikin ok daha anlaml bir iarettir. (...)
(...) Gregorius der ki (Magna Moralia, VI:37): Tefekkr kalesini korumak
isteyenler nce alma kampnda eitim grmelidir.
Buna benim cevabm ameli hayatn iki ayr bak asndan deerlendi-
rilebileceidir. lki zahiri almann pratii ve bu konudaki ilgi asndan:
Aktr ki ameli hayat tefekkr engellemektedir, yle ki zahiri ilerle me-
gul iken kiinin kendini ilahi tefekkre vermesi mmkn deildir. kinci
olarak, ameli hayatn ruhun iindeki tutkular susturduu ve ynlendirdii
dnlebilir ki bu bak asndan ameli hayat tefekkr hayatna yardm-
c olmaktadr nk insann iindeki tutkularn arl tefekkr hayat-
n engelleyebilir. Bu nedenle Gregorius der ki (Magne Moralia): Tefekkr
kalesini korumak isteyenler nce alma kampnda eitim grmelidir. Bu
nedenle dikkatlice inceleyenler komularna hakszlk yapp yapmadklarn,
komularnn onlara yapt hakszlklara temkinli biimde gs gerip gere-
mediklerini, ruhlarnn geici nesnelerin varlyla mutlu olup olmadn ve
bu nesneler yok olduunda byk ac ekip ekmediklerini reneceklerdir.
Bylece ruhani eyleri kefetmek iin kendi kendileriyle ba baa kaldklarn-
da maddi eylerin glgelerini hl yanlarnda tayp tamadklarn veya
bu glgeler tarafndan takip ediliyorlarsa glgeleri ihtiyatl biimde kendile-
rinden uzak tutup tutamadklarn bilirler. Bylece ameli hayatn ileri, te-
fekkr engelleyen ve hayalleri artran isel tutkular susturarak tefekkre
vesile olur.
() Dolaysyla, eer insanolunun nihai mutluluu tesadfn eserleri
denen zahiri eylerde; bedenin niteliklerinde; his melekesi olarak ruhun
niteliklerinde; akli meleke olarak ahlak erdemlerinin icrasnda; zihinsel er-
dem olarak hner ve basiret gibi eylemlerle ilgili olanlarda; bunlarn hibi-

216
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

rinde deilse, elimizde kalan sonu udur: nsanolunun nihai mutluluu


gerein tefekkrndedir.
Bu faaliyet sadece insana zg olduu iin dier hayvanlarn hibiri
onunla o noktada iletiim kuramaz.
Tekrarlayalm. Bu durumun kendisinden baka hibir amac yoktur:
nk hakikat zerine tefekkr, bu faaliyetin bizatihi kendisi iin gerek-
letirilir.
Tekrarlayalm. Bu faaliyetle insanolu kendinden yce olanlarla bir olur,
onlar gibi olarak: nk btn insan edimleri iinde yalnzca bu edim hem
Tanrda, hem farkl tzlerde gerekleir. Ayrca, bu faaliyet srasnda insan
kendisinden yksek varlklarla temas kurar, mmkn olan her biimde.
Bunlarn yan sra insanolu bu faaliyet iin kendi kendine daha fazla
yeterlidir, bu faaliyeti yrtmek iin zahiri nesnelerin yardmna ne kadar
az ihtiya duyduunu grr.
lave edelim. Dier tm insan faaliyetleri neticede bu faaliyete ynlen-
dirilmi gzkmektedir. Mkemmel tefekkr iin vcudun tm yklerden
kurtulmas gereklidir ve hayat iin gerekli olan tm ustalk rnleri bu ama-
ca yneliktir. Ayrca tefekkr iin tutkulardan kaynaklanan tm kargaadan
kurtulmak gerekir; bu ise ahlaki meziyetler ve basiret ile baarlabilir ve s-
telik medeni hayatn tm dzenlemelerinin sebebi olan zahiri karklklar-
dan da kurtulmak gerekir. Yani meseleyi doru biimde ele alrsak, insana
dair megalelerin tamamnn gerek konusunda tefekkr edenlerin hizmeti-
ne sunulduunu grrz.
imdi, insanolunun nihai mutluluunun ilk prensipleri anlamay temel
alan bir tefekkrde olmas mmkn deildir: nk evrensel olmas ve nes-
nelerin eyleme gememi hallerindeki, yani henz kuvvedeki bilgisini ier-
mesi nedeniyle eksiktir. Ayrca insanoluna ilikin aratrmalarn balang-
cdr ama sonu deildir ve hakikatin aratrlmas yoluyla elde edilmez, bize
doadan gelir. Nesnesi en alt seviyedeki mevcudiyetler olan bilimlere daya-
l tefekkrde de bulunmaz: Mutluluk, akln en yksek nesneleriyle ilikili
bir zihin faaliyetinden olumaldr. Sonuta insanolunun nihai mutluluu
ilahi eylerin dnlmesini temel alan bilgeliktedir. Bu nedenle aktr ki
insanolunun nihai mutluluu, yukardaki argmanlarla da kantland
zere, sadece Tanrya ilikin tefekkrdedir.
* Dominiken mezhebine mensup olan Aziz Thomas Aquinas (12251274) Orta a Kilisesinin en
byk filozof ve teolouydu. 1323 ylnda Aziz ilan edildi ve Papa V. Pius tarafndan 1567 ylnda
Melek limi (Angelic Doctor)16 ilan edildi. Summa Theologica ve Summa Contra Gentiles en

16 Roma Katolik Kilisesi tarafndan, ayn zamanda teolog olan baz azizlere ve skolastik retinin
baz teologlarna lim-muallim anlamna gelen doktor nvan verilmitir. (y.n.)

217
BATIYA YN VEREN METNLER

nemli iki eseri saylr. Aziz Thomas Aquinasn Summa Theologica eserinin ngilizce eviri-
sinden yaplan alntlar, yaymc ve telif hakk sahibi Benziger Brothers, Inc. irketinin izniyle
yaplmtr. II. cilt, s. 1942-5.
Aziz Thomas Aquinastan: Summa Contra Gentiles, eviren ngiliz Dominiken Rahipler, III. cilt, I.
blm, s. 78-9. Telif hakk 1928, Burns Oates & Washbourne Ltd.; Burns Oates & Washbourne Ltd.
izniyle yeniden baslmtr.

2. Oxford New College Nizam*


Kutsal ve Blnmez Teslis (Baba, Oul ve Kutsal Ruh) ve ayrca grkem-
li bakire Kutsal Meryem ve Tanrnn tm azizleri adna. Ben Wykehaml
William, Winchester piskoposunun ilahi hogrs sayesinde (...) Onun
[Tanrnn, .n.] tamlnn inayetinin bu hayatta bize dolu dolu bahettii
hazinelerin ltfuyla; papann ve krallk otoritesinin takdiriyle iki lmsz
kolej kurduk, oluturduk ve tesis ettik: Biri fakir ve ihtiya iinde olan ra-
hiplerin alabilecei ve farkl ilimlerde ve melekelerde uzmanlaabilecei,
Lincoln piskoposluk blgesi iindeki Oxford niversitesinde bulunan ve
Oxenforddaki Wynchestre Azize Meryem Koleji olarak bilinen okuldur ve
dier lmsz kolej ise Winchester ehri yaknnda fakir ve ihtiya iinde
olan rahiplerin gramer alabilecei ve dieri gibi Wynchestre Azize Mer-
yem Koleji olarak adlandrlan okuldur armha Gerilen ve Onun annesi
grkemli Meryemin adnn methedilmesi, ereflendirilmesi ve onurland-
rlmas iin; Hristiyan inancnn muhafazas ve yceltilmesi iin; Kutsal
Kilisenin menfaati iin; ilahi ibadetin, yce bilimlerin ve yetkinliklerin ge-
limesi iin ilerimizde ve yazlarmzda istediimiz zere benzer kolejlerin
dzenlenmesi ve kurulmas iin imtiyaz bahedildi.
Ve bu mnasebetle; bahsi geen Oxfordtaki kolejimizde bulunan lim
rahiplerin ve dier kiilerin eitimi, oalmas ve menfaati iin; kolejin di-
er mlklerinin ve mallarnn salkl biimde dzenlenmesi iin gerekli
ve faydal olabileceini dndmz baz eyleri; gelecekte ve sonsuza
dek hatrlansnlar diye, Hz. sann adyla tesis etmek ve mukadder klmak
istiyoruz.

1. Blm: Oxfordtaki bahsi geen kolejin lim rahiplerinin, papazlarnn


ve apel rahiplerinin toplam says ve muhtelif ilimlerde ve ihtisaslarda ben-
zeri tahsil grenlerin muayyen says hakknda.
Oxfordtaki bahsi geen kolejimizin bir kolej mdrnden ve ncelikle
tm bilimlerin anas ve sahibesi olan, ota dierlerinden byk olas Kutsal
Kitap; ardndan bar iinde onun (Kutsal Kitapn) yannda mcadele edesi
o iki nizam, yani kilise hukuku ve medeni hukuk ve boyasn dierlerine

218
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

geirmeyesi felsefe zerine alacak; yetmi adet ihtiya iinde olan yok-
sul rahipten olumasn ve bunlarn bahsi geen ilimlerde ve ihtisaslarda
eitim grmesini uygun grdk; ve kolej farkl kiileri tek bir kiiye dn-
trecei iin ayn kolejde Tanrnn inayetiyle farkl ilimlerin ve ihtisaslarn
gelimesini istedik: bu ihtisaslar felsefe, kilise hukuku ve medeni hukuk ve
hepsinden nemlisi Hz. sann szlerinin daha cokulu ve daha sk vaaz
edilebilmesi iin, imann ve Tanrnn adyla ibadetin artmas ve daha g-
l biimde desteklenmesi iin tmnden ncelikli olan kutsal teolojidir.
Tanrya kredenlerin says artsn diye, Kilise idare edilebilsin diye, H-
ristiyan dininin gc ve cokusu oalsn diye; bilginin ve erdemin gc
fazlalasn diye; ayrca skntsn ksmen giderebileceimiz ama drste
sylemek gerekirse tamamen iyiletiremeyeceimiz vebann, savalarn ve
dnyann dier straplarnn ruhban snfnda yol at eksiklik ve ihtiya-
larn neden olduu yaralarn zntsn hafifletmek iin; bu zc peri-
anla duyduumuz merhamet nedeniyle; biz de kendimizce ve gnlden
emek vermek istiyoruz. (...)
Bu nedenle bahsi geen lim rahiplerin on tanesini medeni hukuk ders-
lerini vermekle grevlendirdik, baka on rahibin de kilise hukuku dersleri-
ni vermesine ve aadaki nedenlerden dolay mmkn olmad durumlar
haricinde ayr hukuk fakltesinde etkin biimde ders verilmesine karar
verdik. (...)
Ayn koullarla kilise hukuku retmenlerinin says yeterli olmazsa me-
deni hukukularla tamamlanabilir, ama her iki hukuktaki toplam retmen
says yirmiyi aamaz.
Kalan elli kii farkl derslere gayretli biimde katlmal ve zanaat veya fel-
sefe ve ilahiyat renmelidir. Ancak bunlardan ikisinin fakltede bilfiil ve-
kil doktor olarak kalmak kaydyla tp bilimi derslerine katlmasna ve iki ki-
inin de astronomi bilimi derslerine girmesine izin verdik.
Ancak kimsenin kolej mdrnn ve ilahiyat fakltesi dekannn iradesi
ve izni olmadan tp fakltesine gitmesini istemiyoruz ve ayrca bu kii mut-
laka Oxford niversitesinde ngrlen kursu bitirip ilk nce fen bilimle-
ri dalnda doentliini vermek zorundadr. Ayrca tp fakltesindeki bu -
rencilerin, ayn fakltede bilfiil vekil doktor deillerse, ilahiyat derslerinden
gemesini ve bu konuda yetkin olmasn da istiyoruz.
Ayrca, nceden bahsi geen kolej mdr ve yetmi limin haricinde di-
er nizamnamelerde tamamen akland biimde her zaman ve srekli on
papaz ve rahibin bulunmasn, bahsi geen apelde cretli hizmetliler bu-
lunmasn; her gn ibadet etmelerini, iyi eitimli, iyi durulu ve dzgn bir
hayata sahip olmalarn; iyi bir sese sahip olup okuma ve ark sylemede

219
BATIYA YN VEREN METNLER

iyi eitimli olmalarn; ayrca okumak ve ark sylemek zere yetitirilmi


on alt olan ocuunun bulunmasn uygun grdk.
* ounlukla New College olarak bilinen; Oxford, Winchesterda bulunan Kutsal Meryem
Kolejinin Nizam Kitab.
1400 tarihli Oxford New College Nizam, Orta ada kabul gren normal bilgi hiyerarisini gs-
terir. Yetmi akademi yesinden on ikisi medeni hukuk, astronomi ve tp konularnda alma-
sna ramen kutsal almalarn bariz stnl ortadadr. stelik tm akademi yeleri on be
yanda rahip olmak zere kafasn kaztan lim rahiplerdir. Bu yeni kolejin nizam, Reform
dnemine kadar ngiliz kolejlerine model oluturdu.

3. Enchiridion*
Aziz Augustine
IV. Blm: Laurentius tarafndan ortaya atlan sorular.
nsanolu iin hayatn gerek sonu nedir, eitli sapknlklarn hangile-
rinden uzak durmak gerekir, din ne dereceye kadar akl tarafndan destek-
lenir, sadece inan mevcutsa akln hangi ynleri inanc desteklemez, dinin
amac nedir, doktrinin tmnden ne sonu kartlr, Katolik inancnn emin
ve doru temeli nedir gibisinden sorularn cevabn ieren ve her zaman ya-
nnda bulundurabilecein bir el kitab yazmam konusunda sabrsz olduu-
nu sylyorsun.
Aslnda inancn, midin ve sevginin doru nesnelerini ayrntl biim-
de bilsen bu sorularn tmnn cevabn da phesiz bilirdin. nk bun-
lar dini kayglarn temel, hatta yegne nesneleridir. Bunlarn aleyhine konu-
an ya Hz. sann adna tamamen yabancdr veya kfirdir. Bunlar, balan-
g noktas bedensel duyular veya akln sezileri olan bir akl tarafndan sa-
vunulmaldr. Tecrbe etmediimiz veya bedensel duyularla hissetmedii-
miz, akl yoluyla da eriemediimiz eyler konusunda da phesiz maddi
duyular veya zihinsel sezgi sayesinde ve ilahi yardmn inayetiyle sorgula-
nan konular bilen veya ngren Kutsal Kitap yazarlarnn ahadetine ina-
nlmaldr.

V. Blm: Bu sorulara ksa cevaplar.


Ayrca akl, sevgiden kaynaklanan inancn ilk eleri ile doldurulunca,
hayatn safl ile o fikre ulamaya abalar kalbi saf ve mkemmel olanlar,
tamam grlse stn bir mutluluk verecek olan o sylenemeyen gzellii
bilir. Burada elbette balang noktas ve ama ne olmaldr hakkndaki so-
runa bir cevap vardr: nanla balarz ve fikir ile mkemmelleiriz. Bu ayn
zamanda doktrinin tmdr. Ancak Katolik inancn emin ve doru temeli

220
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

Hz. sadr. Havarilerden biri yle der: nk hi kimse atlan temelden,


yani Hz. sa Mesihten baka temel atamaz (1. Korintliler, 3:11).

VII. Blm: nan, umut ve sevgiyle hareket etmeyi talep eden Efendimi-
zin Duas ve tikat.
tikadnz var ve Efendimizin duasn biliyorsunuz. Duyduklarnz veya
okuduklarnz iinde daha zet olan ne var? Daha kolay aklda tutulacak
ne var? Eer bir gnah neticesinde insan rk byk bir strap altnda inli-
yorsa ve acilen kutsal merhamete ihtiya duyuluyorsa, Tanrnn inayetini
nceden gren peygamberlerden biri unu bildirir: O zaman Rabbe yaka-
ran herkes kurtulacak (Yoel, 2:32). Efendimizin duas bu yzden nemli-
dir. Ama bu inayeti vmek iin Kutsal Kitaptan alnt yapan havari hemen
eklemitir: Ama iman etmedikleri kiiye nasl yakaracaklar? (Romallar,
10:14). tikat bu yzden nemlidir. Burada u ltuf rneklendirilmitir:
man itikat eder, mit ve sevgi dua eder. Ama iman olmadan son ikisi mev-
cut olamaz, bu yzden imann da dua ettiini syleyebiliriz. Bu yzden u
yazlmtr: Ama iman etmedikleri kiiye nasl yakaracaklar? (Romallar,
10:14).

IX. Blm: Neye inanmalyz? Doa sz konusu olduunda, Hristiyan-


larn her eyin sebebinin Yaratcnn iyilii olduunu bilmekten fazlasn
bilmeye ihtiyac yoktur.
Din sz konusu olduunda neye inanmamz gerektii sorulduunda
Greklerin physici dedii eyann tabiatn incelemek gerekli deildir; H-
ristiyanlarn elementlerin gc ve says hakknda ilgisiz olmas ihtimaline
kar tetikte durmanz gerekmez gk cisimlerinin hareketi, dzeni ve y-
rngeleri; gn biimi; hayvanlarn, bitkilerin, talarn, kaynaklarn, nehir-
lerin ve dalarn trleri ve doalar; kronoloji ve mesafeler; yaklaan frtna-
larn iaretleri ve o filozoflarn bulduklar veya bulduklarn dndkleri
binlerce dier ey. Bu adamlar bile, bunca zekyla donatldklar, hevesle
dolu olduklar, bolca bo zamana sahip olduklar, insani akl yrtmelerin
yardmyla baz eylerin izini srp bazlarn da tarih ve tecrbe yardmyla
bulduklar halde her eyi bulamadlar ve abartlan keiflerinin ou kesin
bilgiler olmaktan ok tahmindir. Bir Hristiyan iin, ilahi veya dnyevi, g-
rnr veya grnmez yaratlan her eyin tek yaradl sebebinin Yaratcnn,
yani tek gerek Tanrnn iyilii olduuna inanmak yeterlidir; varl Ondan
trememi kendisinden baka hibir ey yoktur; yani o lemedir; Babadr,
Babadan olan Ouldur ve ayn Babadan gelen ama Babann ve Olun or-
tak ruhu olan Kutsal Ruhtur.

221
BATIYA YN VEREN METNLER

XXVL. Blm: demin gnah yznden tm gelecek nesiller yozlat


ve onun maruz kald lm cezasyla dodular.
Bu yzden, gnahndan sonra dem srgne gnderildi ve bu gnah
nedeniyle kk ondan gelen btn bir soy yozlat ve lm cezasna arpt-
rld. Bylece onun ve onu gnaha iten kadnn soyundan gelenler, onunla
birlikte mahkm olanlar -hayvani ehvetin ocuklar olarak itaatsizliin ce-
zasn ekenler- da o ilk gnahla lekelendi ve trl hata ve elemler vasta-
syla; dm meleklerle, onlar yozlatranlarla ve onlarn efendileriyle ve
bu feci akibetin itirakileriyle birlikte ekecekleri nihai ve sonsuz cezaya
srklendiler. Bylece, Gnah bir insan araclyla, lm de gnah arac-
lyla dnyaya girdi. Bylece lm btn insanlara yayld. nk hepsi g-
nah iledi. (Romallar, 5:12). phe yok ki Havari burada, dnya derken
tm insan soyunu kastediyor.

XXVII. Blm: demin gnahnn insanolunu drd sefil durum


ve Tanrnn merhameti sayesinde durumun dzelmesi.
Bu sebeple sorun devam ediyordu. nsan soyunun tm mahkm edil-
miti, sefalet iinde rpnyorlard, bir ktlkten dierine srkleniyor-
lard ve dm meleklerin tarafnda olduklarndan o gnahkr isyan y-
znden hak ettikleri cezay ekiyorlard. Ktlerin hangi sebeple olursa
olsun serbeste kr ve azgn heveslerini takip etmesi ve aksi yndeki ira-
delerine ramen bu ak ceza yznden ac ekmeleri aka Tanrnn adil
gazabnn sonucuydu. Ancak Yaratcnn iyilii, kt meleklere yaam ve
yaama gc vermekten (bu g olmadan varlklar ksa srede sona erer-
di) veya hkm giymi ve yozlam bir soydan gelen insanlk sz konusu
olduunda onlarn tohumlarna biim ve hayat vermekten; o soydan gelen-
leri biimlendirmekten, dnyann farkl yerlerinde ve hayatlarnn farkl
dnemlerinde onlar mutlu etmekten ve ihtiya duyduklar gdalar ihsan
etmekten asla vazgemedi. nk ktln iinden iyilii karmann ve
sonra hibir ktln var olmasna izin vermemenin daha iyi olacana
hkmetti.

XXXIII. Blm: Doalar gerei gazabn ocuklar olan insanlar bir arabu-
lucuya ihtiya duydular. Tanr ne anlamda fkelidir?
(...) imdi, insanlar ilk gnah yznden bu gazabn etkisi altndayken ve
bu ilk gnah, zerine eklenen fiili gnahlarn saysndan ve byklnden
oran olarak ok daha ar ve lmcl olduundan bir arabulucuya ihtiya
vard; yani tm kanunlarn ve peygamberlerin kurbanlarna benzer, bu ga-
zab kaldracak bir kurban nererek barma salayacak birine. Bu yzden
havari yle demitir: nk biz Tanrnn dmanlaryken Olunun l-

222
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

m sayesinde Onunla bartysak, barm olduumuz iin Olunun yaam


sayesinde kurtulacamz ok daha kesindir. (Romallar, 5:10). Eer Tanr
kzgnsa ona kzgn bir adamn zihnindekine benzer hastalkl bir duygu at-
fedemeyiz, ama Onun gnah karsndaki memnuniyetsizliini insan duy-
gularna benzetmek suretiyle aktararak kzgnlk olarak adlandrrz. Ama
bir arabulucu sayesinde Tanr ile barm ve Kutsal Ruhu alm olmamz
ve dmanken oullar olarak kabul edilmemiz (Tanrnn Ruhuyla yne-
tilenlerin hepsi Tanrnn oullardr) (Romallar, 8:14): te bu Tanrnn,
Efendimiz Hazreti Hz. sa vastasyla, inayetidir.

LVI. Blm: Kutsal Ruh ve Kilise. Kilise, Tanrnn mabedidir.


imdi Hz. sadan, Efendimizden, Tanrnn tek olundan bahsetmiken,
inancmza dair itiraflara uygun bir ksalkta unu syleyerek devam etme-
liyiz; Kutsal Ruha da inanyoruz bylece Tanry meydana getiren Kutsal
lemeyi tamamlyoruz. Sonrasnda Kutsal Kiliseden bahsetmeliyiz. Ba-
msz Kuds tekil eden maharetli hilkatin konuma srasnda Yaratcdan
ve Kutsal lemeden sonra gelmesi gerektiini anlyoruz: nk Hz. sa
hakknda tm sylenenler elbette tek bana yaratlm olan kiinin birliine
gndermede bulunur. Bu yzden Onun evi olan ve Onun iinde oturduu;
sahibi olan Tanrnn mabedi ve ina edenin evi olan Kilise, itikadn do-
ru sralamasnda lemeden sonra gelmelidir. Burada Kilisenin tmn,
yani sadece dnyada bir yabanc olan yolcularn gnein douundan ba-
tna kadar Tanrnn adn vdkleri ve o eski esaretten kurtuluu anlatan
arklar syledikleri ksmn deil; yaratltan itibaren cennetteki Tanrnn
yannda duran ve bir d neticesinde sefaleti yaamam olan ksmn da
anlamalyz. Bu ikinci ksm, kesintisiz mutluluun keyfini karan kutsal
meleklerden oluur ve (grevlendirildii zere) yabanclar arasnda gezinen
ksma yardm eder; nk bu iki ksm ebediyet yoldalnda bir olacaktr
ve imdi de sevgi ba sayesinde birdir, ikisi de Tanrya ibadet zere mukad-
der klnmtr.

LXIV. Blm: Gnahlarn aff, sutan azade olmalarna ramen gnahtan


azade olmayan azizlerin lml hayatlarnn tamamn kapsar.
Ama melekler, gnahlarmz baland iin, imdi bile bizimle bar
iindedir. Bu yzden, itikat srasna gre Kutsal Kilisenin zikredilmesinin
ardndan gnahlarn aff gelir. Kilise bunun iin dnyadadr: Bu sayede,
nce kaybettiimiz ve sonra bulduumuzun bir kez daha kaybolmas en-
gellenmitir. nk doumumuzla bize gelen ve yeniden doum sayesinde
kurtulduumuz ilk gnahn panzehiri olan vaftizin inayeti (ama bu inayet
dncelerle, szlerle ve amellerle ilenen tm fiili gnahlar da temizler),

223
BATIYA YN VEREN METNLER

yani asli veya fiili tm sularmzn temizlendii ve insanolunun yenilen-


mesinin saland bu byk ltuf bir kenara braklrsa; akl bali olduktan
sonra hayatmzn geri kalannda gnahlarn affedilmesi iin srekli farkl
durumlar ortaya kar; ancak drst olursak ilerleyebiliriz. nk bu lm-
l bedende yaadklar srece Tanrnn oullar lmle atma halindedir.
Onlar hakknda sylenen Tanrnn Ruhuyla ynetilenlerin hepsi Tanrnn
oullardr, (Romallar, 8:14) sz doru olsa da, Tanrnn Ruhu tarafn-
dan ynetilseler de, Tanrnn oullar ksmen kendi ruhlar ve ayartlabilir
bedenleri tarafndan ynetilme kusuruna da sahiptir: Bu nedenle Tanrnn
oullar olarak insani duygularnn etkisinde eski dzeylerine der ve g-
nah ilerler. Ama bir fark vardr. Her su gnah olsa da her gnah su deil-
dir. Bu nedenle, kutsal adamlarn bu lml bedenin iindeki hayatlarnda
su olmayabilir; ama havari Yuhannann dedii gibi, Gnahmz yok der-
sek kendimizi aldatrz, iimizde gerek olmaz. (1. Yuhanna, 1:18).

LXV. Blm: Tanr, pimanlk duyma kouluyla, Kilise kanunu tarafn-


dan belirlenen baz zamanlarda gnahlar affeder.
Ama ne kadar byk olurlarsa olsunlar sular da Kutsal Kilise tarafndan
affedilebilir ve gnahnn byklne uygun biimde itenlikle tvbe eden
hi kimse Tanrnn merhametinden phe duymamaldr. Gnahkr, Hz.
sann vcudundan (Kilise, .n.) koparacak bir su ilenmi olsa da eer pi-
man olunmusa, duyulan kederin miktar geen zamandan daha nemlidir;
Tanr, krgn ve piman bir kalbi hakir grmez. Ancak bir kalbin ektii ac
sklkla dier kalplerden saklandndan ve szlerle veya dier iaretlerle
dier insanlara bildirilmediinden; gnahlarn affedildii Kilise iin, nilti-
lerim senden gizli deil, (Mezmurlar, 38:9) diyenlerin sesinin Ona ulama-
s, Kiliseyi ynetenlerin pimanlk anlarn tespit etmesi durumunda, ye-
terlidir. Kilisenin dnda gnahlar affedilmez. nk sadece Kilise, Kutsal
Ruhun taahhdne sahiptir, bu taahht olmadan gnahlar affedilmez, en
azndan affedilenlere ebedi hayat salamaz.

LXXXIV. Blm: Bedenin dirilii birok soruya neden olur.


Bedenin diriliine gelirsek, burada sz konusu olan dirili, bazlarnn
tecrbe ettii gibi bir sreliine hayata dnmek ve yeniden lmek deildir,
Hz. sann bedeninin dirilii gibi ebedi hayata dirilmekten bahsedilmekte-
dir; bu konuyu hem ksaca aklayp hem de bu konudaki tm sorulara nasl
tatmin edici yantlar verebilirim bilmiyorum. Yine de domu ve doacak,
lm ve lecek tm insanlarn bedenleri dirilecektir, hibir Hristiyann
zihninde bu konuda phe olmamaldr.

224
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

XCIX. Blm: Tanrnn merhameti karlksz olduundan hkmleri de


adildir ve reddedilemez.
Havari, Tanrnn merhametini vdkten sonra Demek ki bu, insann
isteine ya da abasna deil, Tanrnn merhametine baldr, (Romallar,
9:16) diyerek adaletini de ver (merhamete mazhar olmayan kii dahi kt-
lk deil adalet grr, nk Tanr ktlk yapmaz) ve unu ekler: Tanr
Kutsal Kitapta firavuna yle der: Gcm senin araclnla gstermek ve
adm btn dnyaya duyurmak iin seni ykselttim (Romallar, 9:17). Ar-
dndan hem merhameti hem de adaleti iin geerli bir sonuca varr: Demek
ki Tanr dilediine merhamet eder, dilediinin yreini nasrlatrr (Roma-
llar, 9:19). Merhametinin sebebi yce iyiliidir, yrekleri nasrlatrmay
ise adaletsiz biimde yapmaz; bu yzden ne affedilen kendi erdemleriyle
onurlanr ne de sulu bulunan kendi hatalarndan baka bir sebep bulabilir.
Bu nedenle ayn soydan gelen ve ayn azaba mahkm olanlardan borcunu
deyenleri kayp ruhlardan ayran sadece Onun merhametidir.

CXI. Blm: Diriliten sonra birbirinden bariz biimde ayrlan iki krallk
olacaktr: Biri ebedi mutluluun dieri de ebedi strabn krall.
Ancak diriliten sonra nihai ve evrensel hkm verildiinde snrlar ba-
riz biimde izilmi iki ayr krallk olacaktr, biri iyilerden oluan Hz. sann
krall dieri de ktlerden oluan eytann krall; her ikisinde de hem
insanlar hem de melekler olacaktr. lkinin gnah ileme istei, ikincisinin
ise gnah ileme gc olmayacaktr ve her ikisi de lm seemeyecektir;
ancak ilki drste ve mutlu biimde bir ebedi hayat srerken ikincisi lme
gcne sahip olmakszn sonsuz lm iinde strapl bir varolu iinde ola-
caktr ne lmn ne de yaamn sonu olmayacaktr. Ancak ilk gruptaki-
lerin mutluluu arasnda derece fark olacaktr, bazlar dierlerinden daha
mutlu olacaktr; ikinci gruptakilerde ise strap dereceleri farkl olacaktr,
bazlar dierlerinden daha fazla strap ekecektir.

CXVIII. Blm: Hristiyan hayatnn drt aamas ve Kilise tarihinde


buna karlk gelen drt aama.
Cehaletin en karanlk derinliklerine batmken insanlar bedensel istekle-
rine gre, akllaryla veya vicdanlaryla mcadele etmeksizin rahat yayor-
lard, bu ilk aamayd. Ardndan yasalar sayesinde gnah rendiler, ancak
Tanrnn Ruhu yardm etmediinden insanolu yasaya uygun yaamak iin
gayret etmeye balad, abalarnda engellerle karlat ve bilinli biimde
gnah ilemeye balad ve gnahlarna yenilip onlarn klesi oldu (nk
insan neye yenilirse onun klesi olur (Petrus, 2:19)): Ve emirleri bilmenin et-
kisi u oldu; gnahlar insanolunu bedensel arzulara srkledi ve insano-

225
BATIYA YN VEREN METNLER

lu kastl olarak gnah iledii iin buna ilaveten bir de sululuk duygusuna
maruz kald ve Kutsal Yasa su oalsn diye araya girdi (Romallar, 5:20)
ayetinin kehaneti doruland. Bu insanolunun ikinci aamasyd. Ama
eer Tanr insanolunu dikkate alyorsa ve ona Tanrnn yardmna iman
etmesini telkin ediyorsa ve Tanrnn Ruhu insann iinde etkili oluyorsa,
sevginin daha kudretli olan gc bedensel arzularn gcyle atmalyd
ve insanolunun doasndaki bir g ona kar koysa da (nk bu hastalk
tamamen iyiletirilmemiti) iman sayesinde hayat doru ve -eytani arzu-
lara boyun emeyip kutsal olana duyduu sevgiyle bunlara galip gelebildii
srece- drst biimde yayordu. Bu mitli insann nc aamasyd ve
dindarlklarn kaybetmeden yollarnda ilerleyenler sonunda selamete ka-
vuacaklard; bu hayat sona erdiinde, ruhun dinlenmesi ve bedenin dirilii
ile bu selamet mkemmelleecekti. Bu drt aamadan ilki yasadan nceki
dnemdi, ikincisi yasann hkm altndaki dnemdi, ncs inayet d-
nemiydi ve drdncs tam ve mkemmel selamet dnemiydi. Bu nedenle
Onun insanlarnn tarihi de her eyi saylara, llere ve arlklara gre
dzenleyen Tanrnn isteine gre dzenlenmiti.
* Aziz Augustine: Eserleri, Peder Marcus Dods (ed.) (Edinburgh: T. & T. Clark; 1871-7), IX. cilt, s.
177-81, 194-5, 200, 214-15, 220-1, 235, 244, 253, 257-8.
Aziz Augustine (354-430), Ambrose, Hieronymus ve Papa Byk Gregorius ile birlikte Katolik
Hristiyanln drt byk hocasndan veya kilise babasndan biri olarak tannr. Yazd ciltler
dolusu eserle Orta a dncesi zerinde ok byk etkisi olmutur. Latince retorik retmen-
lii kariyerinden Hristiyanla dnn nl eseri tiraflarda anlatmtr. Tanrnn ehri adl
eserinin de aralarnda bulunduu ok sayda eser vermitir. 421 ylnda yazlan ve Orta a dne-
minde geni bir okuyucu kitlesi bulan Enchiridion adl eseri Hristiyan doktrininin el kitabdr
ve Hristiyan epiinin z saylr.

4. Ayinler ve Rahiplik Hakknda*


Aziz Thomas Aquinas
(...) Augustine der ki (Contra Faust, XIX): Doru veya yanl, grnr ia-
retlerle ve ayinlerle birletirmek haricinde, insanlar tek bir dini mezhep al-
tnda birletirmeye imkn yoktur. Ancak kurtulu iin tm insanlarn tek
gerek dinde birlemesi gerekir. Bu nedenle, ayinler insanolunun kurtulu-
u iin gereklidir.
Benim buna cevabm, insanolunun kurtuluu iin ayinlerin neden-
den dolay gerekli olduudur. lk neden, maddi unsurlar tarafndan ynlen-
dirilen ve ruhsal ve sezgisel unsurlara duyarl insan doasnn durumudur.
Herkese durumuna uygun olan vermek Tanrnn takdirine baldr. Bu ne-

226
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

denle ilahi bilgelik insanoluna ayin olarak adlandrlan maddi ve sezgisel


iaretler biiminde uygun kurtulu yollar sunar.
kinci neden, maddi unsurlara ball nedeniyle kendisini gnah nes-
nesi haline getiren insann durumudur. yileme iin gerekli olan ila, hasta-
lktan etkilenen blme ulaacak biimde verilmelidir. Bu nedenle Tanrnn
insanoluna belirli maddi iaretler yoluyla ruhsal bir ila vermesi uygundur;
nk insanlara ruhsal unsurlar zeri rtlmeden verilirse, maddi dnyada-
ki unsurlarla dolu akl bu ruhani unsurlar kendisine uygulayamaz.
nc neden, insanolunun faaliyetlerini genelde maddi hususlara y-
neltmeye eilimli olmasdr. Bu nedenle insanlar bedensel faaliyetlerden ta-
mamen uzaklatrmak ok zor olduundan ayinlerde insanlara bedensel ha-
reket frsat da sunulmaktadr; bylece iblislere ibadet etmeye ynelik batl
inan pratiklerinden ve gnahkr fiiller ieren zararl faaliyetlerden uzak
durma ynnde eitilebilirler.
(...) yle yazlmtr (Matta, 16:19): Gklerin Krallnn anahtarlarn
sana vereceim.
Ayrca, her datc, datt eylerin anahtarna sahip olmaldr. Kilise-
nin papazlar 1. Korintliler, 4:1de sylendii zere, ilahi srlarn datcs-
dr. Bu nedenle anahtarlar onlarda olmaldr.
Benim buna cevabm udur: Maddi dnyada anahtar bir kapy amak
iin kullanlan bir alettir. Kralln kaplar, hem lekeleyen hem de ceza bor-
cuna neden olan gnahlar nedeniyle bize kapaldr. Burada bu engeli kal-
drma gcne anahtar ad verilmektedir. Bu g Kutsal lemenin hkm
altndadr; bu nedenle bazlar anahtarn Tanrnn hkm altnda olduunu
syler. Ancak Hz. sa, ilesindeki erdem sayesinde bu engeli kaldrma ve
kapy ama gcne sahipti; bu yzden bazlar mkemmeliyetin anahta-
rnn Onda olduunu sylerler. Kiliseyi oluturan ayinler Hz. sa armhta
uyurken17 Ondan gelmi olduu iin Pasyonun [Hz. sann ilesi] faydas
Kilise ayinlerine dayanr. Bu yzden yukarda bahsedilen engellerin kal-
drlmas konusunda ayinleri yrten Kilise papazlarna da belirli bir g
bahedilmitir; bu g kendi gleri olmayp ilahi bir gtr ve Hz. sann
ilesine dayanr. Bu gce mecazen Kilisenin anahtar denir ve bu g pa-
pazlarn elindeki anahtardr.
(...) Ambrose der ki (De Poenit., I): Bu hak, yani balama ve zme hakk,
sadece rahiplere verilmitir.
Ayrca anahtarn gcn alan kii, insan ile Tanr arasna yerleir. Ama
bu hak sadece rahiplere verilmitir, onlar Tanrya ait olan eyler zerinde

17 Hristiyan inancnda inananlar lmez, ebedi istirahata ekilir. (y.n.)

227
BATIYA YN VEREN METNLER

takdir yetkisine sahiptir; gnahlar iin hediyeler ve kurbanlar sunabilirler


(braniler, 5:1). Bu nedenle sadece rahipler anahtara sahip olabilir.
Benim buna cevabm udur: ki eit anahtar vardr. Biri gnahlar affe-
derek ve cennetin giriindeki engelleri kaldrarak dorudan cennete ular,
buna ilahi buyruun anahtar denir. Bu anahtar sadece rahiplerde mev-
cuttur nk sadece onlar dorudan Tanrya ait eyler zerinde takdir yet-
kisine sahiptir. Dier anahtar dorudan deil, Kilisenin Askerleri [yaayan
tm Hristiyanlar] araclyla cennete ular. Bu anahtarla kii Kilisenin
Askerleri kardeliine kabul edilirse beraat eder ve cennete ular yahut kar-
delikten uzaklatrlr ve afaroz edilir. Bu zahiri mahkemedeki yarg anah-
tardr; bu nedenle bu anahtar badiyakozlar, seilmi piskoposlar ve afaroz
etme yetkisine sahip olan ancak rahip olmayan dier kiilere de verilir. Bu
dorudan cennetin anahtar deildir, yine de ayn gce sahiptir.

* Summa Theologica adl eserinin ngilizce evirisinden, II. cilt, s. 2352; III. cilt, s.2626, 2635.

5. Kiliselerin ve Kilise Bezemelerinin Sembolizmi*


William Durandus
Dini grevlere ve konulara mahsus olan tm eyler ilahi anlamlarla ve
hikmetlerle doludur ve kutsal gzellikle dolup taarlar. (...) Kutsal Kitapta
farkl anlamlar vardr: tarihsel anlam, alegorik anlam, tropolojik (mecazi)
anlam ve anagojik (gksel) anlam. (...)
Tarih, kelimelerle temsil edilen eylerdir: Belirli olaylarn nasl gerek-
letiine dair basit bir iliki kurulduunda olduu gibi: srailin ocuklar
Msrdan kurtarldklarnda Tanr iin bir Tapnak yapt. (...)
Bir ey sylemek ama baka bir ey kastetmek alegoridir: Bir i yaplrken
baka bir ie niyet eder gibi: Bu dier ey grnr ise tm bir alegoridir,
grnmez ve kutsal ise anagojidir. Ayrca bir eyin durumu baka bir eyle
anlatlrsa bu da alegoridir: Hz. sann sabrnn ve Kilise ayinlerinin mistik
szler veya fiillerle sergilenmesi gibi. rnein YEAYANIN KTN-
DEN YEN BR FLZ IKACAK, KKNDEN BR FDAN MEYVE VERECEK
(Yeeya, 11:1); basit bir dille sylersek, Yeayann olu Davutun ailesinden
Bakire Meryem doacak. (...)
Tropoloji ahlak konusunda bir emirdir: Yahut davranlarmz belirle-
mek veya bize yol gstermek amacyla verilen ya sembolik ya da bariz bir
ilikiye sahip bir ahlak vaazdr. Semboliktir; rnein GYSLERN HEP AK
OLSUN: BAINDAN ZEYTNYAI EKSLMESN (Vaiz, 9:8).

228
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

Yani, yaptn her i saf olsun ve aklnda hep hayr ileri bulunsun. Ayr-
ca iimizdeki Davut, iimizdeki Golyat ldrmelidir: Yani alakgnlllk
gururumuza galip gelmelidir. YYECENZ ALARLA PAYLAIN (Yee-
ya, 58:7) sznde olduu gibi, yeterince ak. (...)
Anagoji kelimesinin kkleri yukar anlamna gelen ana ve yol gs-
termek anlamna gelen gogedir: Yani yukar doru yol gsterme. Yani
anagojik anlam grnr olandan yola karak grnmez olan gstermektir:
Aynen ilk gn yaratlan n, balangta yaratlm olan meleksi doay g-
rnr klmas gibi. Bu nedenle anagoji akl semavi eylere yani LEMEye
ve Meleklerin Dzenine ynlendiren ve gelecekteki dllerden ve cennette-
ki gelecek yaamdan bahseden anlamdr. Anagojik anlam hem ak hem de
mistik ifadeler kullanr, rnein NE MUTLU YRE TEMZ OLANLARA!
NK ONLAR TANRIYI GRECEKLER (Matta 5:8) ayetinde olduu gibi
ak veya KAFTANLARINI YIKAYAN, BYLELKLE YAAM AACINDAN
YEMEYE HAK KAZANARAK KAPILARDAN GEP KENTE GRENLERE NE
MUTLU! (Vahiy, 22:14) ayetinde olduu gibi mistik ifadeler mevcuttur. Bu-
rada ifade edilen, dncelerini saflatranlarn kutsanaca, YOL, GEREK
VE YAAM (Yuhanna, 14:6) olan TANRIy grme hakkna sahip olabile-
cekleri ve Babann rneini izleyerek Cennetin Krallna girebilecekleridir.
(...) Maddi kilisenin dzenlenmesi insan vcudunu andrr: Altarn bu-
lunduu yer (bema) ba simgeler; ha simgeleyen transept, eller ve kollar-
dr ve batya uzanan ksm (naos) da vcudun gerisidir. Sunaktaki kurban,
kalbin adan temsil eder. Dahas, Richard de Sancto Victoreye gre kili-
senin dzeni Kilisenin aamasn gsterir: bakireleri, iffetli olan ve evli
olan. Bema, apsisten kktr, apsis de naostan kktr; nk bakireler
iffetli olanlardan, iffetli olanlar da evlilerden daha azdr. Bema apsisten, ap-
sis ise naostan daha kutsaldr; nk bakirelerin dzeni iffetlilerinkinden,
iffetlilerin dzeni de evlilerinkinden daha deerlidir
Ayrca kilise, ncili yazan drt azizin doktrinlerini temsil eden drt du-
vardan oluur ve bu duvarlarn uzunluu, genilii ve ykseklii de anlam-
ldr; ykseklik cesareti, uzunluk cennetteki yuvaya ulaana kadar sabrl
biimde dayanmay, yani dayankll; genilik ise dostlarn TANRIda se-
ven, dmanlarn ise TANRI iin sevenlerin uzun sre ekecekleri acla-
rn neden olduu fedakrl temsil eder. Yine ykseklii, bu dnyadaki re-
fah ve glkleri kmseyerek gelecekteki dle dair umudu, yani YA-
AM DYARINDA RABBN YLN GRME (Mezmurlar, 27:13) umudu-
nu gsterir.
Yineleyelim, TANRInn tapnanda, grnmeyen eylere aina olan iman
binann temelidir, GNAHLARI RTEN (Pavlus, 4:8) at fedakrlktr,

229
BATIYA YN VEREN METNLER

kap ise itaattir nk TANRI yle demitir: YAAMA KAVUMAK ST-


YORSAN ONUN BUYRUKLARINI YERNE GETR (Matta, 19:17). Mezmur-
larda TOZA TOPRAA SERLDM (Mezmurlar, 119:25) ifadesiyle iaret
edilen zemin ise alakgnlllktr.
(...) Kiliselerdeki resimler ve sslemeler ise rahip olmayanlar iin dersle-
rin ve kutsal yazlarn yerini tutar. Gregorius yle demitir: Bir resme hay-
ran olmak baka eydir, o tarihi resim sayesinde neye hayran olunacan
renmek baka ey. Bir resim, cahil ve sadece bakmay bilen birine yazl
metinlerin okuma bilen birine sunduklarn sunabilir. Eitimi olmayan biri
uymas gereken kurallar ancak grerek renir; harfleri deilse de grd
eyleri okur. (...)
Hz. say beiinde tasvir eden sanat, Onun Douunu anmaktadr:
Annesinin kucanda, ocukluunu gsterir: armhn gsteren tasvir,
Onun ilesini temsil eder: (Ve bazen armhn zerinde, tutulmaya maruz
kalan gne ve ay gsterilir:) Merdivenleri karken gsterildiinde Ge
Ykselii temsil edilmektedir: GRDM K RABB TAHTINDA OTURU-
YOR (2. Tarihler, 18:18) ifadesine uygun olarak grkemli veya marur bir
tahttaysa bize Onun gc retilir: GKTE VE YERDE BTN YETK
BANA VERLD (Matta, 28:18): Metinde dendii zere, KERUBMLER18
ARASINDA TAHT KURDU (Mezmurlar, 80:1).
Bazen Kurtarcmzn etrafnda Yuhannann grne gre BEYAZ GY-
SLERE BRNM, BALARINDA ALTIN TALAR OLAN yirmi drt ihti-
yar tasvir edilirdi. Bu yirmi drt ihtiyar, Eski ve Yeni Ahitteki kilise babala-
rn temsil ediyordu: Kutsal lemeye iman adna dnyann drt bir yann-
da vaaz veren on iki kii (havariler) veya iyi ameller ve ncilleri muhafaza
etmek iin yirmi drt.
Duyulduunda insanlarn kilisede topland ve rahiplerin SABAHLARI
TANRININ MERHAMET VE AKAMLARI ONUN GC hakknda vaaz
verdii anlarn sesinin, Eski Ahitte kurban iin insanlar sesiyle bir araya
toplayan gm trompetleri sembolize ettiini bilmelisiniz. (...)
Ayrca anlar aada aklanaca gibi kafile halinde yrnrken eyta-
ni ruhlar bu sesi duysun ve kasn diye de alnrd. nk bir tiran, dma-
n olan gl bir kraln trompetlerinin kendi topraklarnda alndn duy-
duunda nasl korkarsa, eytani ruhlar da Kilise Askerlerinin trompeti olan
anlardan yle korkar.
Azizlerin kutsal emanetleri olmadan yahut bunlar yoksa Hz. sann V-
cudu olmadan sabit bir sunan takdis edilmesi olanakszdr; ancak tana-

18 Kanatl doast varlklar. (.n.)

230
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

bilir bir sunak takdis edilebilir. Her iki Ahitte de rnekleri olduu zere kut-
sal emanetler gerekte ehitlerin ektikleri aclarn ve gnah kartanlarn
hayatlarnn delilleridir ve bize ibret olmas iin braklm eylerdir. Bunla-
r bir kutuda saklarz nk kalbimizde onlar taklit etmek isteriz. (...)
Ancak kutsal emanetlerin dinsel biimde tanmas, Msrdan k ki-
tabnn 25. blmnde okuduklarmzn bir taklididir: Akasya aacndan
yaplm olan Ahit Sandnn iki yannda iki altn halka mevcuttu, bunla-
rn iinden altnla kaplanm akasya ubuklar geiyordu. Piskopos kiliseye
girmeden nce kutsal emanetlerin kiliseyi korumas iin onlarla birlikte ki-
lisenin etrafnda dnyordu.
* William Durandus (~12201296) kendi dneminin hretli ruhbanlarndan biridir; kilise kanunu
konusunda yazlar yazm ve dersler vermi, iki papann emri altnda makam sahibi olmu, 1286
ylnda Mende Piskoposu olmutur. Hayatnn son dnemlerinde yazd Rationale Divinorum
Officiorum adl eseri Orta a sembolik dncesini zetler.
* William Durandus, Kiliselerin ve Kilise Bezemelerinin Sembolizmi, ev. J. M. Neale ve B. Webb
(Leeds: T. W. Green; 1843; s. 3, 8-10, 24-5, 53, 58-60, 87-8, 96, 149)

B. ORTA A FELSEFESNN VE
KOZMONOJSNN UNSURLARI

1. Agustincilik
Orta a dncesine Efltuncu dnce hkimdir. tiraflardan alnan aadaki
blmler Aziz Augustinein Hristiyanla Yeni-Efltuncu yaklamn gstermektedir.
Metinlerin, ayrca onun aydnlanma doktrinine, yani ruhun geici eylere ait bilgiden
Efltuncu formlarn tefekkrne doru psikolojik ykseliine rnek tekil ettii kabul
edilir.

tiraflar
Aziz Augustine
nan insan hayatnn temelidir; insan Kutsal Kitap tarafndan akla-
nan gerei kendi bana kefedemez. Katolik doktrinini tercih etmeye bu
nedenle ynlendirilmi de olsam, bu sylemin ispat edilmeyen eylere (bu
eyler ispat edilebilir olduu halde ispat edilmiyor veyahut ispat edilemiyor
olabilirler) hkimiyetinin -saflmzla dalga geen, bilgi vaadiyle bizi, birok
masals ve sama eylere inanmaya zorlayan Manieistlerin cretkr ynte-
mine gre- daha lml ve daha drst olduunu hissettim. Bunun ardndan,

231
BATIYA YN VEREN METNLER

Sen, Tanrm, yreimi nazik ve efkatli elinle yava yava srkleyerek ve


sakinletirerek beni ikna ettin -dnya tarihindeki eylerin pek ou gibi, hi
grmediim, zuhur ettiklerinde orada olmadm onca eye ramen, hi bu-
lunmadm ehirlere ve yerlere dair anlatlanlara ramen; onca ein dostun,
hekimin, onca insann imdiki zamanlarna inanmyor olsak, bu hayatta hi-
bir ey yapmyor olmamz gerekmesine ramen ve nihayet, bana yle sylen-
memi olsa kim olduklarn asla bilemeyeceim ebeveynlerimin kimliklerine
duyduum sarslmaz gvene ramen- btn bunlara ramen Sen beni, kaba-
hatin, Senin kitaplarna (ki, Sen onlar hemen tm milletler nezdinde byk
bir yetkinlikle tesis ettin) inananlarda deil, inanmayanlarda olduuna, ve
bana O kitabn tek gerek ve en gerek Tanrnn ruhu tarafndan insanolu-
na verildiini nasl biliyorsun? diyenleri dinlememem gerektiine ikna ettin
-nk her eyden nce inanlmas gereken ey buydu; kendi kendisiyle e-
lien filozoflarn ne srd hibir eliki ve kfirce soru Senin ne olduu-
na veya benim bilmediim baka zelliklerine- ve insan ilikileri zerindeki
hkmn sana ait olduuna dair inancm arptamazd.
Bu nedenle, hem O z hakknda ne dnlmesi gerektii hem de hangi
yolun Ona ulatrd veya Ona geri dndrd konularnda cahil olsam
da her defasnda Senin bize hkmetmi ve hkmetmekte olduuna daha
gl biimde inanmaya baladm. Sonra, yardm almad srece aklm-
zn gerei bulmak iin ok zayf kaldn ve bu sebeple kutsal metinlerin
hkmne ihtiya duyduunu grnce; Senin, peine dlmeyecek ve ina-
nlmayacak olsa, tm lkelere dalm bu kitaplara asla bylesi mkemmel
hkmler koymayacana inanmaya baladm. (...)
lahi eyler, kalbinin en derinlerini aan kiiye daha ak biimde gsteri-
lir... Bu yzden kendime dnmek iin uyarldmdan Senin yol gstermen-
le kendi iime yneldim; Sen yardmc olduun iin bunu baardm. e-
ri girdiimde ruh gzmle (olduu gibi) ruhumun gznn zerinde, zih-
nimin zerinde o Deimez I grdm. Herkesin bakabilecei alelde bir
k veya onun daha gl bir tr deildi, elbette dierlerinden ok daha
parlakt ve grkemiyle her eyi aydnlatyordu. Bu k dierleri gibi deil-
di, evet, dierlerinden ok farklyd. Yan suyun zerinde, cennetin dnya-
nn zerinde durduu gibi zihnimin zerinde durmuyordu; O yukardayd
nk beni yaratmt ve ben aadaydm nk Onun tarafndan yaratl-
mtm. Gerei bilen I da bilir ve bunu bilen sonsuzluu da bilir. Sev-
gi bunu bilir. (...)
Artk bir hayali deil Onu sevmeme hayret ediyordum. Tanrm sevmeyi
henz hak etmiyordum ama Onun tarafndan Onun gzelliine gtrl-
mtm, o anda kendi arlmdan kurtulmutum ve kederli biimde bu

232
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

baya eylerin iine batyordum. Bu arlk bedensel alkanlklard. Ama


Onun bir hatras benimleydi; ne birine sadk olmam gerektii konusunda
phem vard ne de henz Ona sadk olabiliyordum; nk yozlam be-
den ruhu aa itiyordu ve dnyevi mesken (beden) birok eyi dnen zih-
ne ar basyordu. Neredeyse kesinlikle biliyordum ki Tanrnn grnmeyen
nitelikleri -sonsuz gc ve Tanrl- Dnya yaratlal beri Onun yaptklary-
la anlalmakta, aka grlmektedir (Romallar, 1:20). nk gzelliine
hayran olduum gvdelerin semavi mi dnyevi mi olduunu sorgulad,
bu byle olmal, u olmamal diyerek deiebilir eyler hakknda doru
hkm vermekte bana yardmc olduu iin hkm verdim ve hkm ver-
diimde deiken zihnimin zerinde Gerein deimez ve gerek sonsuz-
luunu buldum. Ve bylece derece derece bedenlerden, bedenin hislerini
alglamamz salayan ruhlara getim; ardndan maddi hislerin zahiri eyleri
gsterdii isel melekelere getim ve hayvanlarn yetenek dzeyine eritim;
daha sonra bedensel hislerle edinilenler konusunda hkm veren ama ayn
zamanda benim iimde deiken olan, kendi zek seviyesine kadar ykse-
lebilen ve alkanlkla dncelerimi datarak kendi kalabalk elikili ha-
yallerine eken akl yrtme melekesine getim; bu meleke n kaynan
grdnde deimez olan deiken olana tercih edilmelidir diye pheye
yer brakmayacak biimde haykrd; bu nedenle deiken olan deimez
olana tercih etmek iin bildii hibir sebep olmadn bildi. Bylece titrek
bir parltnn nda olduu yere ulat. O zaman yaratlm olan eyler
sayesinde o grnmez eyleri grdm. Ancak baklarm zerinde sabitle-
yemedim; zafiyetim nedeniyle ii bo ama sevgi dolu bir hatrayla ve orada
olan, kokusunu aldm ama yiyemediim eye olan itahmla yeniden al-
tm huylarma geri dndm. (...)
Efltuncularn kitaplarn okuduum ve bu kitaplar tarafndan manevi
gerekleri aramam tlendii iin yaratlan eyler sayesinde anlalan o
grnmez eyleri grdm; bana itici gelse de, zihnimin karanl yznden
tefekkre dalamasam da Senin sonsuz olduunu ama sonluluk veya son-
suzluk alanna nfuz etmediini; Senin ne ksmen ne de tamamen hareket
ederek deimediini ve hep olduun gibi kaldn ve dier tm eylerin
Ondan, sadece bu en salam zeminden geldiini anladm. Bunlardan emin-
dim ama Ondan zevk alamayacak kadar zayftm. ok yetenekli biriymi
gibi gevezelik ediyordum ama Kurtarcmz Hz. sann O yolunu aramasay-
dm yeteneksiz olduumu ve mahvolacam kantlam olurdum. imdi ce-
zam ekerken bilge grnme arzusu duymaya baladm ama imdi keder-
lenmiyorum, bilgiyle doluyum. Tevazuun temeli Hz. sa Mesihin zerine
kurulmu olan merhamet neredeydi? Veya bu kitaplar bunu bana ne zaman

233
BATIYA YN VEREN METNLER

retecekti? Bu nedenle inanyorum ki Kutsal Kitaplar incelemeden nce


aldm zevk ve onlarn hafzamda yer eden etkisi ve daha sonra O kitapla-
rn bana verdii hafiflik ve O iyiletirici parmaklarn yaralarma dokunma-
s sayesinde, kstahlk ve gnah kartma arasnda ve nereye gitmeleri ge-
rektiini gren ama yolu grmeyenlerle kutsal topraklar gstermekle kalma-
yp orada oturmay salayan yol arasnda nasl bir fark olduunu sezebildim.
Eer nce Kutsal Kitaplarla har neir olsaydm ve onlarda olduu gibi Seni
sevmeye balasaydm ve daha sonra o ciltleri okusaydm, beni belki dindar-
ln bu salam zemininden ekebilirdi o ciltler; veya onlar okumamla olu-
abilecek bir istekle salam dursaydm yine bu hissin sadece o kitaplar ze-
rinde almaktan kaynaklandn dnebilirdim.
O zaman byk bir hevesle O Kutsal Ruhun saygdeer yazlarn, ama
daha da nemlisi Havari Pavlusun yazlarn ele geirdiimde o zorluklar
yok olup gitti, Efltunun kendisiyle elitiini dndm durumlarda
konuma metninin Kanunlarn ve Peygamberlerin tanklklaryla da uyu-
madn grdm. O zaman o saf konumann yz bana tek ve ayn g-
rnd ve ben sevinten yerinde duramamay rendim. Bylece kaplar
ald ve orada okuduum her gerein O ltfun nerisi ile burada da beyan
edildiini grdm; gren kiinin grdklerini almakla kalmayp grebile-
ceklerini de alan kii (almad eye nasl sahip olabilir ki?) kadar muzaffer
olmadn; kiiye sadece hep ayn kalan Onu grmek iin deil Ona sahip
olarak iyilemek iin de nasihat edildiini; Onu grmekten ok uzak olan-
larn bile Ona ulaabilecek, kavuabilecek ve sahip olabilecek yolda yr-
yebileceklerini anladm. Batni kiiye gre Tanrnn kanunundan alnacak
zevki alan kii, zihnindeki kanuna kar gelen ve dier organlarnda bulu-
nan, onu dier organlarndaki gnahn kanununa esir eden dier kanunu
ne yapacaktr? Ey adil olan Tanrm, gnah iledik ve adaletsiz iler yaptk,
ktle kapldk; senin O elin zerimizde gcn hissettirdi ve adil biim-
de o eski gnahkra, lm valisine srklendik; bizim irademizi kandrarak
kendi iradesine benzetti ve bu srada O gerein dna kt. Sefil adam
ne yapmaldr? O yollarn balangcnda yarattn ve ebedilik bahettiin,
bize elikili gelen el yazsnn gizlendii bu dnyann prensinin lmnde
hibir fayda grmedii ama yine de ldrd Efendimiz Hz. sa Mesih
yardmyla Onun merhametinden baka kim onu bu lnn cesedinden
kartacak? Bu yazlar bunlar iermez. O sayfalar bu dindarln ifadesini,
itiraf gzyalarn, O kurban, o huzursuz ruhu, krk ve piman kalbi, in-
sanlarn kurtuluunu, desteklenen ehri, Kutsal Ruhun itenliini, kefareti-
mizin kadehini iermez. Orada hi kimse Ruhum Tanrnn kulu olmayacak
m? diye ark sylemez; benim kurtuluum Ondan gelir, O benim Tanrm

234
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

ve kurtuluum olduundan daha fazla yer deitirmem. Orada kimse Onun


Ey btn yorgunlar ve yk ar olanlar, bana gelin (Matta, 11:28) dedii-
ni duymaz. O alakgnll ve mtevaz bir kalbe sahip olduundan Onun
hakknda bir eyler renmeyi kmserler, nk O bu gerekleri bilge ve
akll kiilerden gizleyip kk ocuklara (Matta, 11:25) amtr. nk
dalarn ormanlk zirvelerinden bar lkesini grmek ve oraya giden yolu
bulamamak, geilemez yollar ac iinde gemeye almak, aslan ve ej-
derha komutasndaki kaaklara ve kaknlara taklmak baka eydir; oraya
giden ve cennetin komutanlarnn ev sahipleri tarafndan korunan, ikence
gibi grndnden cennetin ordusundan ayrlmayanlarn soyulduu yol-
da kalmak baka. Elilerin en nemsizini (1.Korintliler, 15:9) okuduumda
bunlar mkemmelen iime iledi ve Onun ilerindeki yansmasn grd-
mde byk korkuya kapldm.

2. Hristiyan Aristoculuu
Aristo klliyat, On nc yzyln ortasndan itibaren Batda gayet iyi bilinmek-
teydi ve Aziz Thomas Aquinas eitimli snflarn gvenini yitirmek istemiyorsa, Hris-
tiyanln Aristo ile uzlamas gerektiini anlamtr. Tm itirazlara ramen, en byk
iki eseri olan Summa Contra Gentiles ve Summa Theologicada Aristo ile Hristiyan
ilahiyatn sentezlemeyi dener.

Summa Contra Gentiles ve Summa Theologica


Aziz Thomas Aquinas
Akl ve nan Hakknda: Tanryla ilikili grdmz eylerdeki gerek
iki biimdedir. Tanrnn birlii ve teslis gibi Tanrya ilikin baz gerekler
insan aklnn yeteneklerini aar; ancak Tanrnn birlii ve doal akln -
nda filozoflarn bile aklamalarla ispat ettii gibi akl baz eylere doal
yollardan da varabilir.
Baz ilahi gereklerin insan aklnn yeteneklerini at ok aktr.
Filozofun retisine gre bir eyin kant o eyin z olduundan; bir nesne
hakknda aklla elde edilebilecek tm bilgilere ilikin prensip o eyin zn
anlamak ise bir ey hakkndaki bilgimiz onun zn anlamamzla orant-
ldr. Bu nedenle insan zeks belirli bir eyi, rnein bir ta veya geni
anlyorsa o ey hakkndaki hibir gerek insan aklnn yeteneklerini aamaz.
Ama Tanr sz konusu olduunda bu olmaz nk insan zeks doal g-

235
BATIYA YN VEREN METNLER

leriyle Onun zn anlama gcne sahip deildir: Mevcut yaam kipinde,


aklmzn elde ettii bilgilerin kayna duyular olduuna gre; duyumsa-
namayan eyler, duyumsamalar ile toplanabilen bilgi haricinde, insan akl
tarafndan anlalamaz. Duyumsamalarmz Tanrnn ne olduu konusunda
aklmza yol gsteremez nk baz sebeplerin gc, etkisine eit deildir.
Ancak aklmz, Tanry olduu gibi anlamak ve ilk prensibe uygun bu gibi
dier gerekler iin gereken ilahi bilgiye duyumsamalar ile ulamaya alr.
Bu yzden baz ilahi gerekler insan akl tarafndan anlalabilirken bazlar
insan aklnn gcn aar.
Bazlar akl ile incelenemeyen eylerin insanoluna inan nesnesi ola-
rak nerilmemesi gerektiini dnebilir; her ey iin doasna uygun bir
ilahi bilgelik verilmitir. Bu sebeple akl snrlarn aan eylerin de Tanr ta-
rafndan insanoluna inan nesnesi olarak nerilebileceini ispatlamak du-
rumundayz.
nk hi kimse daha nce bildii eyler haricinde kendi arzusuyla ve
gayretiyle bir ey yapmaya niyetlenmez. Aada gstereceimiz gibi, insa-
nolu ilahi takdir tarafndan insani zaaflarn bugnk hayatnda eriebilece-
inden daha yksek bir iyilie ynlendirildiinden, insan zihninin bugnk
hayatta akln eriebileceklerinden daha yksek eylere davet edilmesi gerek-
lidir; insanolu bylece talip olmay renebilir ve abalaryla bugnk ha-
yatnn zerinde bir duruma ulamaya eilim gsterebilir. zellikle ruhani
ve ebedi iyilikler vaat eden Hristiyan dini bu konuda ehildir nk insan
dncesini aan birok ey nermektedir, oysa (Eski Ahit) geici eylere
ilikin vaatler ieriyordu ve insanolunun sorgulayamayaca ok az ey
vadediyordu. Bu amala filozoflar insanolunu duyumsanabilir zevklerden
uzaklatrp erdeme ynlendirmek iin duyularla anlalmayacak daha b-
yk iyilikler olduunu gstermeye alyordu; kendilerini amele veya tefek-
kre dayal erdemlere adayanlarn bunlardan ok daha byk zevk alaca
iddia ediliyordu. Yineleyelim, insanolunun daha gereki bir Tanr bilgi-
sine sahip olabilmesi iin bu gerein insanoluna bir inan nesnesi olarak
nerilmesi gerekir. Ancak bylece, Tanrnn insanolunun Tanr hakknda
dnebilecei her eyden daha byk olduuna inanrsak, Tanry gerek-
ten tanyabiliriz; nk yukarda da ifade edildii gibi ilahi z, insanolu-
nun doal bilgisini aar. nsanoluna Tanr hakknda onun aklnn alamaya-
ca eyler anlatld gerei, insann Tanrnn kendi dnebileceinden
ok daha byk olduu konusundaki fikrini salamlatrr.
Bunun sonucunda bir avantaj daha salanr, hatalarn anas olan kstah-
lk kontrol altna alnm olur. Tm eylerin doasn kendi zeklaryla l-
ebileceklerine inanacak kadar akllarna gvenme kstahln gsterenler,

236
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

grdkleri her eyin doru, grmedikleri her eyin ise yanl olduunu d-
nr. Bu sebeple insan zihninin bu kstahlktan kurtulmas ve alakgnl-
l biimde doruyu aramas iin onun zeksn aan baz eylerin Tanr ta-
rafndan anlatlmas gereklidir.
Filozofun szleri bir baka avantaj daha gzler nne serer (Etik, X).
Simonides insanolunun Tanr hakkndaki bilgiyi gz ard etmesi ve insani
ilerle uramas gerektiini savunup insann insani eylerden zevk almas
gerektiini syleyince Filozof ona kar kmtr ve kiinin kendini mm-
kn olduunca lmsz ve ebedi eylere adamas gerektiini belirtmitir.
Daha sonra (De Animal., II) daha yksek zleri ok az anlayabildiimizi ama
bu az bilginin, daha dk zlerden aldmz bilgilere gre daha ok sevil-
diini ve arzulandn sylemitir.
(...) Hristiyan inancnn daha nce bahsedilen gerei insan akln a-
maktadr, yine de insan aklna doal olarak telkin edilmi baz eyler bu
geree kar kmaz. Doa tarafndan akln iine yerletirilmi bu eylerin
yanl olmas mmkn olmayan ounluu dorudur. Ayrca Tanr tarafn-
dan aka teyit edilen inanca ilikin eylerin yanl olduunu farz etmek
de uygun deildir. Sadece yanln, dorunun zdd olduunu dnrsek
ve tanmlarn incelersek daha nce bahsedilen inanca ilikin dorularn,
akln doal olarak bildii prensiplerin zdd olmasnn imknszln g-
rrz.
Yineleyelim. rencinin zihninin hocasndan aldklar, hocann bilgi-
sinin bir parasdr; elbette hoca drst bir biimde retiyorsa (Tanrnn
drstln sorgulamak ise ktlk olur). Doal olarak bilinen prensiplere
ilikin bilgi bize Tanr tarafndan ihsan edilmitir nk Tanr doann da
yaratcsdr. Bu yzden ilahi bilgelik bu prensipleri de ierir. Neticede bu
prensiplere zt olan ey, ilahi bilgelie de zddr ve bu yzden Tanrdan ge-
liyor olamaz. te bu sebeple ilahi vahye inan sayesinde elde edilen eyler
bizim doal bilgimizle eliemez.

Tanr Hakknda: Tanrnn varln ispat etmek iin abalamann yarar-


sz olmadn gsterdikten sonra hem filozoflarn hem de Katolik limlerin
Tanrnn varln ispat iin ne srdkleri sebepleri inceleyelim. lk olarak
Filozofun Tanrnn varln ispatlamak iin kulland kantlar aklaya-
caz: O, Tanrnn varln hareketten yola karak iki yoldan ispatlamay
denemitir.
lk yolu aklayalm. Hareket eden her ey birisi veya bir ey tarafndan
hareket ettirilmektedir ve duyularmzla aka grmekteyiz ki rnein g-
ne hareket etmektedir. Bu yzden birileri onu hareket ettirmi olmaldr.

237
BATIYA YN VEREN METNLER

Onu hareket ettiren ey de ya hareket etmi ya da etmemitir. Eer hare-


ket ettirilmemise bu durumda hareket ettirilemeyen bir hareket ettiricinin
mevcut olduunu varsaymalyz: Bu Tanrdr. Ama eer hareket ettirildiyse
onu hareket ettiren baka bir ey var olmaldr. Bu sebeple ya sonsuza kadar
devam etmemiz ya da eninde sonunda hareket ettirilemeyen bir hareket et-
tiriciye ulamamz gerekir. Bu nedenle hareket ettirilemeyen bir hareket et-
tiriciyi varsaymalyz.
(...) Filozof ikinci metaforda farkl bir yntem izleyerek etken sebeplerle
sonsuza kadar devam etmenin imknsz olduunu ve Tanr olarak adlandr-
lan ilk sebebe gitmemiz gerektiini gsterir. Bunu aadaki gibi aklar: Bir-
birini takip eden tm etken sebeplerden ilki ara sebeptir, ara sebep bir tane
veya birden ok olabilir ve ara sebep de nihai sebebe baldr. Sebep ortadan
kaldrlrsa sebep olduu ey de kaldrlr. Bu yzden ilk sebebi kaldrrsak
ara sebep bir sebep olmaktan kar. Ama etken sebeplerde sonsuza kadar git-
sek bile hibiri ilk sebep olmaz, bu yzden tm ara sebeplerin kaldrlma-
s gerekir. Bu aka yanl olur. Bu yzden ilk etken sebebin varlna, yani
Tanrya inanmamz gerekir.
Bu karsamay destekleyen baka bir delil de Damascuslu (aml Yahya)
tarafndan eylerin idaresi zerinden verilir: Ayn akl yrtme Fizikin 2.
kitabnda yorumcu tarafndan da ne srlr. Birisi tarafndan ynetilme-
dike, her biri ve tm belirli bir amaca varma eiliminde olan, zt ve elien
eylerin tek bir dzen iinde srekli olarak veya sk sk uzlamas mmkn
deildir. Dnya zerinde farkl doalara sahip nesnelerin, nadiren ve tesa-
dfen deil her zaman veya ounlukla bir dzen iinde uzlatn grrz.
Bu yzden takdiri ile dnyay yneten biri vardr ve bu Tanrdr.
lave edelim. Mutlaka amaca ermeye eilimli her ey ya kendi amac-
n belirler ya da amac bir baka ey tarafndan belirlenir: Aksi takdirde bu
amaca ulamaya eilimli olmaz. Doal eyler belirli amalara eilimli olurlar
nk doal amalarn rastlantsal biimde takip etmezler; rastlantsal ol-
duu takdirde amalarn her zaman veya ou zaman baarmak yerine na-
diren baarabilirler. Ama kavramn anlayamayacaklar iin kendi amala-
rn belirleyemezler; onlarn amac doann yaratcs tarafndan belirlenir.
Bu yaratc kendi bana varolmu olmal, her eyi yaratm olmal ve yuka-
rda anlatld gibi Tanr olmaldr. Zeki olmad takdirde doann amac-
n belirlemi olamaz. Bu yzden O zeki olmaldr. Yani Tanr zeki olmaldr.
lave edelim. Mkemmel olmayan her eyin kayna mkemmel olandr,
nk mkemmel olan mkemmel olmayandan ncedir, ayn eylemin ola-
s eylem dncesinden nce olmas gibi. Belirli nesnelerde mevcut olan bi-
imler mkemmel deildir nk varlklar snrldr ve doalarnn tm ev-

238
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

renselliine geniletilemez. Bu sebeple belirli baz mkemmel ve snrsz bi-


imlerden kaynaklanyor olmalar gerekir. Bylesi biimler bir dnce nes-
nesi olmak dnda mevcut olamazlar, nk hibir biim akldaki hali d-
nda evrensellik durumunda bulunamaz. Bu durumda bu biimler mevcut
iseler akll olmaldrlar, aksi takdirde ilevsel olamazlar. Bu yzden tm di-
erlerinin kendisinden tredii mevcut ilk fiil olan Tanr, aklldr. (...)
Benzer biimde sevgi de Onun iradesinin neticesi olarak Tanrdandr.
nk sevenin sevdiinin iyiliini istemesi tamamen sevginin doasndan
trdr. Tanr yukarda belirtildii gibi hem kendisinin hem de dierleri-
nin iyiliini ister. Yani Tanr hem kendisini hem de dier eyleri sever.
Yineleyelim. Gerek sevgi birinin kendi iyiliini istedii kadar dierinin
de iyiliini istemesidir. Baka birinin iyiliine vesile olaca iin iyilii iste-
nen ey tesadfen sevilmitir: nk iebilecei iin arab saklamak ve ko-
rumak isteyen veya kendisine faydal olan ya da kendisini mutlu eden ada-
m seven kii, kendisini sevmekte ama arab veya bu adam tesadfen sev-
mektedir. Tanr, bir eyi baka bir eyin faydasna sunsa da her eyi o eyin
iyilii iin sever nk o eyin iyi olmasn ister. Bu yzden Tanr kendisini
ve dier eyleri gerekten sever.

lahi Yaratl ve dare Hakknda:(...) Tanr her eyin ilk ve rnek sebebi-
dir. Bunun kant, herhangi bir eyin retilmesi iin bir rnein gerekli ol-
masdr, bylece etki belirli bir biim alabilir. nk bir sanat belirli bir
biimdeki bir nesneyi nndeki rnee gre retir, rnek harici olarak mev-
cut olabilecei gibi zihninin iinde canlandrlm da olabilir. Doa tarafn-
dan yaplan eyler de belirli biimler alrlar. Bu biimlerin belirlenmesi ilk
prensip olarak ilahi bilgelie indirgenmelidir, nk ilahi bilgelik ok eitli
eyler ieren evrenin dzenini tasarlamtr. Bu yzden ilahi bilgeliin iin-
de her tr ey mevcuttur, bunlara idealar deriz, yani ilahi zihindeki rnek
formlar (Soru 15, Cevap 1). Bu idealar, eylerle olan ilikileriyle arplsalar
da gerekte ilahi zden uzak deillerdir, bu ze benzerliklerine bal olarak
birok farkl ey tarafndan paylalabilirler. Bu anlamda Tanr her eyin ilk
rneidir.
eylerin ayrt edilmesi farkl sebeplere baldr. Bazlar ayrm madde-
nin kendisine veya maddeyle birlikte vastaya ykler. rnein Democritus
ve Antik dnemin dier tm doac filozoflar sebepleri deil maddeyi kabul
etmi ve ayrm sadece maddeye yklemilerdir; onlarn fikrine gre eylerin
ayrm maddenin hareketine bal olarak rastlantsald. Ancak Anaxagoras
eylerin ayrmn ve eitliliini hem maddeye hem de vastaya yklyordu
ve akln maddeye kartrlm eyleri ayrt edebileceini sylyordu.

239
BATIYA YN VEREN METNLER

Ancak bu iki sebeple mmkn deildir. ncelikle yukarda (Soru 44, Ce-
vap 2) gsterildii gibi madde de Tanr tarafndan yaratlmtr; bu yzden
maddeden daha yksek bir sebebe her ne fark varsa bunu azaltmalyz. kin-
cisi, biimin madde iin deil maddenin biim iin olmasndan dolay eyle-
rin ayrm, onlarn kendilerine mahsus biimlerinden gelir. Bu nedenle ey-
lerin ayrm maddeye gre yaplmaz, aksine yaratlan madde farkl biimle-
re girebilsin diye biimsizdir.
bn-i Sina gibi bazlar da ayrm ikincil faillere gre yapmtr; bn-i Sina
Tanrnn kendisini anlayarak lk Akl rettiini sylemitir, nk daha
sonra aklanaca zere (Soru 50, Cevap 3), kendi varl olmasa da bu Akl,
kuvve ile eylemden oluan bileimi gerektiriyordu. Bylece lk Akl lk Se-
bebi anlaynca kinci Akl retti: Ayrca kendisindeki potansiyeli anladn-
da, harekete sebep olan felekleri, eylem gcne sahip olduunu anladnda
ise feleklerin tzn yaratt.
Ancak bu gr iki sebeple mmkn deildir. Birincisi, yukarda da gs-
terildii gibi (Soru 45, Cevap 5) yaratma sadece Tanrya mahsustur ve bu
yzden sadece yaratma ile oluabilecek eyler, yani retilemeyecek ve bo-
zulamayacak her ey sadece Tanr tarafndan yaratlm olabilir. kincisi, bu
fikre gre eylerin evrensellii ilk failin niyetinden deil birok etken sebe-
bin birliinden ortaya kar ve bylesi bir etkiyi sadece rastlantsal olarak ta-
nmlayabiliriz. Bu durumda evrenin, eylerin eitliliine dayanan mkem-
mellii bir rastlantdr ve bu imknszdr.
Bu yzden eylerin ayrm ve okluu ilk sebebe, yani Tanrnn niyetine
baldr. yiliinin yaratklara iletilmesi ve onlar tarafndan temsil edilmesi
iin Tanr eyleri dzenlemitir; tek bir yaratk onun iyiliini yeterince tem-
sil edemeyeceinden ok sayda ve farkl eyler yaratmtr, bylece ilahi iyi-
lii temsil eden bir ey dierleri tarafndan beslenebilir. yilik Tanrda basit
ve dzgn, yaratklarda ise datlm ve blnm olduundan; tm evren
ilahi iyilie mkemmel biimde katlr ve yaratlm tek bir eyden ok daha
mkemmel biimde onu temsil eder.
(...) Herhangi bir btne veya bir btnn bir parasna bir ama tayin et-
mek istersek unlar buluruz: Birincisi her bir para doru ilevi yrtmek
iin oradadr, gzn grme ilevi iin yaratlm olmas gibi; ikincisi daha az
saygdeer paralar daha saygdeer paralar iindir; duyularn akl, cierle-
rin kalp iin olduu gibi ve ncs tm paralar btnn mkemmeliyeti
iindir, maddenin biim iin olmas gibi paralar da btn iindir.
Ayrca tm insanlk harici bir amaca baldr, bu ama ise Tanrnn ira-
desidir. Bu yzden evrenin paralarndaki her bir yaratk kendi ilevini y-
rtmek ve mkemmellii salamak iin oradadr ve daha az asil olan daha

240
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

fazla asil olan iin oradadr; insandan daha az asil olan yaratklar insan iin,
her bir yaratk da tm evrenin mkemmel olmas iin oradadr. Ayrca tm
paralaryla birlikte btn evrenin amac Tanrnn takdirine baldr, btn
evren Onu taklit eder ve ilahi iyilii, Tanrnn grkemini gsterir. Ancak
akll yaratklarn amac daha zel ve daha yksek bir biimde Tanrya ba-
ldr nk onlar kendi fiilleriyle de, yani Onu bilerek ve severek de Ona
ularlar. Yani, ilahi iyiliin tm maddi eylerin amac olduu aktr.
(...) Ayn sebepten dolay Tanr her eyin sebebi ve hkmdardr, nk
onlara varlk ve mkemmellik bahetmitir ve bu hkmetmeye dair bir ko-
nudur. Tanr belirli baz varlklarn deil, yukarda ispatland zere (Cevap
44; Cevap 1, 2) tm evrensel varln sebebidir. Tanr tarafndan yaratlma-
m hibir ey mevcut olmadndan Onun hkmne ve idaresine tabi ol-
mayan hibir ey olamaz. (...)
Bu nedenle bozulmaya ak, alt seviyedeki dnyann veya mnferit ey-
lerin veya insan ilikilerinin ilahi hkme tabi olmadn syleyenlerin fik-
ri aptalcadr. Bu fikir Tanr dnyay terk etti (Hezekiel, 9:9) ayetiyle des-
teklenir.

Birinci tiraza Cevap: Bu eylerin gnein altnda, gnein hareketleri-


ne gre oluan ve bozulan eyler olduu sylenmektedir. Bunlarn tmnde
bir rastlant unsuru buluruz; bu eylerde oluan her ey rastlantsal deildir
ama her birinde bir rastlant esi mevcuttur. Bu eylerde bir rastlant e-
sinin mevcut olmas onlarn bir tr hkme tabi olduklarn gereini gste-
rir. nk bozulabilir eyler daha stn bir varlk tarafndan idare edilmi-
yorsa belirli bir ey olma eiliminde olmazlar, zellikle de bilginin hibir t-
rne sahip olmayanlar. (...)

kinci tiraza Cevap: dare (hkm), idare edilen (hkmedilen) eyler


zerinde idare edenin (hkmedenin) etkisiyle oluan belirli bir deiime
iaret eder. Her hareket, Fizik, III:3de gsterildii gibi, hareket prensibi se-
bebiyle hareket edebilir bir eyin eylemidir ve her eylem, eylemi yaratan-
la orantldr. Buna bal olarak eitli hareket edebilir eyler ayn hareket
ettirici tarafndan hareket ettirilseler bile farkl biimlerde hareket ederler.
Bylece tek bir ilahi idareci tarafndan eitli eyler eitli biimlerde idare
edilirler. Bazlar doalar gerei kendileri hareket eder ve kendi hareketleri-
ne hkimdirler ve bu eyler de Tanr tarafndan idare edilirler; sadece onla-
rn iine hkmleriyle ileyen Tanr tarafndan ahsen hareket ettirilmekle
kalmazlar; ayrca emirler ve yasaklarla, dller ve cezalarla da Onun tara-
fndan iyi eyler yapmaya ve ktden uzaklamaya ynlendirilirler. Ancak
eylemde bulunmayan ve tesir edilemeyen aklsz yaratklar Tanr tarafndan

241
BATIYA YN VEREN METNLER

idare edilmez mi? Havarinin syledii gibi Tanr kzler iin kayglanmaz
(1. Korintliler, 9:9) ama onlar ilahi idarenin tamamen dnda da tutmaz,
ancak onlar akll yaratklar idare ettii gibi idare etmez. (...)

Aziz Augustine der ki (Contra Faust., XXVI): Tanr bazen doann all-
m akna zt eyler yapar.
Benim buna cevabm udur: Her sebep belirli bir dzene sebep olur n-
k her sebep bir prensiptir; bylece sebeplerin okluuna bal olarak d-
zenler de oktur ve sebeplerin birbirine tabi olmas gibi dzenler de birbir-
lerine tabidir. st dzey bir sebep daha alt dzey bir dzene tabi olmaz, bu-
nun tam tersi geerlidir. nsan ilikilerinde bunun rneklerini grebiliriz.
Bir ailenin geimi babaya baldr; bu dzen bir ehir dzenine baldr; bu
dzen ehrin hkmdarna baldr; bu son dzen ise tm kraliyete hkme-
den krala baldr.
Bu yzden eer eylerin dzeninin ilk sebebe bal olduunu dnr-
sek, Tanr bu dzene ters decek bir ey yapamaz; nk byle yaparsa
nceden sahip olduu kendi bilgisine, kendi iradesine veya kendi iyiliine
ters bir ey yapm olur. Ama eylerin dzeninin ikincil sebeplere bal ol-
duunu dndmzde Tanr bu dzenin dna kabilir; O kendini ikin-
cil sebeplere bal hissetmez, aksine bu dzen Onun hkm altndadr ve
Ondan kaynaklanr; doal bir gereklilikten deil kendi iradesinden dolay
byledir, nk eylerin dzenini isterse baka biimde de yaratabilir. Tanr
istedii zaman kendisi tarafndan yaratlan dzenin dnda eyler yapabilir,
yani rnein ikincil sebepler olmadan bunlarn etkilerini yaratabilir veya
ikincil sebeplerin yeterli olmayaca baz etkiler yaratabilir. Yani Augusti-
ne yle demektedir (Contra Faust., XXVI): Tanr doann allm aknn
aksine hareket eder ama asla en yksek kanuna aykr hareket etmez; nk
kendisine kar hareket etmez. (...)

(...) lahi G ile karlatrldnda hibir ey mucize deildir, nk


hibir fiil Tanrnn gcyle karlatrlamaz; Yeeya, 40:15 der ki Tanr
iin uluslar kovada bir damla su, terazideki toz zerrecii gibidir. Ama bir
ey doann gcyle karlatrldnda onu aarsa mucize olarak adland-
rlr. Yani doann gc ne kadar alrsa mucize o kadar byktr. Doann
gc biimde alabilir: lki fiilin zne baldr, rnein ayn yerde iki
farkl nesnenin olmas veya gnein tersine dnmesi ya da insan vcudunun
gklere karlmas gibi doann asla yapamayaca eylerdir; bunlar muci-
zeler iinde en st sradadr. kincisi, eer bir ey fiilde deil de gerekleti-
i durum asndan doann gcn ayorsa; rnein llerin canlanmas,
krlerin grmeye balamas ve benzerleri gibiyse; ikinci dzey bir mucizedir

242
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

nk doa can verebilir ama llere deil. ncs, eer bir ey l ve


dzen asndan doann gcn ayorsa, rnein bir insan tedavi olmak-
szn ve doal sre devam ederken birden iyileiyorsa veya ateleniyorsa
veya doal bir sebep olmakszn Samuel ve Eliavn dualarndaki gibi hava
aniden younlap yamura dnyorsa bunlar en dk dzeyde mucize-
lerdir. Ayrca bu tr, doann gcnn nasl aldna bal olarak kendi
iinde derecelendirilir.

nsan Hakknda: yle yazlmtr (Ecclus., 15:14): Tanr insan batan


yaratt ve onu kendi tlerine teslim etti ve bir erh unu ekler: Bu onun
kendi zgr iradesidir.
Benim buna cevabm yledir: nsan zgr iradeye sahiptir: Aksi takdir-
de tler, tevikler, emirler, yasaklar, dller ve cezalar bouna olurdu. Bu
durumu aka anlamak iin baz eylerin hkm olmakszn hareket ettik-
lerini grmemiz gerekir; bir ta aa doru hareket eder, bunun gibi bilgiden
yoksun tm eyler de ayn biimde hareket eder. Vahi hayvanlar gibi baz
eyler ise bir hkm dorultusunda hareket eder ama bu zgr bir hkm
deildir. Bir koyun bir kurt grdnde onun saknlmas gereken bir ey
olduuna hkmeder, ama bu hkm aklyla deil igdleriyle verir. Vahi
hayvanlarn hkmleri iin de ayns sylenebilir. Ama insan hkm ve-
rirken anlama gc sayesinde bir eyden uzak durur veya onu arar. Ancak
bu hkm baz belirli fiillerde doal bir igdden deil akl ile yaplan bir
kyaslamadan geldii iin insan zgr bir hkmle hareket eder ve eitli
eylere eilim gsterme gcn elinde tutar. nk akl, sebebi belirsiz baz
durumlarda zt yollar takip edebilir, bunun rneini diyalektik kyaslarda
ve retorik argmanlarda grebiliriz. Belirli baz ilerin sebebi belli deildir,
bu yzden bylesi sorunlarda akln verdii hkm tek ve belirli bir yolu
deil zt yollar takip edebilir.
(...) nsanolunun doas iki farkl yn barndrr: lki, ilk ebeveynleri-
mizin (dem ve Havva) gnah ilemeden nceki durumlarnda olduu gibi
doruluk; ikincisi ise ilk ebeveynlerimizin iledikleri gnah sonrasndaki
rmlk. Her iki durumda da insan doas yukarda iaret edildii gibi
(Cevap I) lk Hareket Ettirici olan Tanrnn yardmna ihtiya duyar. Ancak
doruluk durumunda iken kendi etkin gcnn yeterliliine bal olarak
insan, Tanr vergisi iyiliine ve doasna uygun biimde kazanlm erdem-
lerine uygun iyilikler yapmay ister ve gerekletirir; ancak doasna ekle-
nen iyilii aamaz. Ama insan rm doasnn etkisi altndayken doas
gerei yapabildiklerinin tmn yapmay baaramaz, yani isteklerini kendi
doal gleriyle baaramaz. Ancak insan doas gnah ile tamamen kirlen-
mediinden, rm doasnn etkisindeyken bile doal iyilikleri krplm

243
BATIYA YN VEREN METNLER

olsa da Tanr vergisi iyiliiyle baz iyi eyler yapabilir; rnein ev yapabilir,
ba dikebilir; ancak doal olarak yapabildii tm iyilikleri yapamaz, birok
eyde eksik kalr; hasta bir insann ila yardmyla iyilemedii srece sa-
lkl bir insann mkemmel hareketlerine nazaran sadece baz hareketleri
yapabilmesi gibi.
Bylece insan mkemmel doann etkisindeyken, doast bir iyilik
yapmak gibi tek bir sebeple doal glerine sebepsiz bir ilave g eklemeye
ihtiya duyar; ancak rm doann etkisindeyken iki sebeple bu ihtiyac
hisseder, yani iyilemek iin ve sevap olan doast erdemler gerektiren
iler yapmak iin. Bunlar dnda, her iki etki altnda da hem hareket etmek
hem de eylemde bulunmak iin ilahi yardma ihtiya duyar.

(...) Havari yle demitir (Romallar, 6:23): Tanrnn armaan sonsuz


yaamdr. Buna ilikin bir erh der ki: Burada anlatlan ey Tanrnn kendi
merhametiyle bizi sonsuz yaama kavuturduudur.
Benim buna cevabm udur: Bir amaca ynelik eylemler o amala orantl
olmaldr. Ancak hibir eylem kendi etkin prensibinin orann aamaz; ve
doal eylerde grdmz gibi hibir ey kendi etkin gcn gcn aan
bir etki yaratamaz, sadece gcyle orantl bir etki yaratr. Yukarda da an-
lattmz gibi sonsuz yaam insan doasn aan bir amatr (Soru 5, Cevap
5). Bu nedenle insanolu Tanr vergisi yetenekleriyle sonsuz yaama denk
sevap ileyemez; bu nedenle daha byk bir gce, yani merhametin gcne
ihtiya vardr. Bu nedenle merhamet edilmedii srece insanolu sonsuz
yaama kavuamaz; ancak insan iin doal olan miktarda iyilik yapabilir;
yani tarlada yorulabilir, yiyebilir, iebilir, arkada edinebilir ve Augustinein
Pelagianlara nc Cevapndaki eyleri yapabilir.

1. tiraza Cevap: nsan kendi iradesiyle sonsuz yaam hak edecek sevap-
lar ileyebilir; ama Augustinein ayn kitapta dedii gibi bunun iin insann
iradesinin Tanrnn merhametiyle hazrlanmas gerekir.

yle yazlmtr (Yeremya, 31:16): Verdiin emek dllendirilecek.


Burada bahsi geen dl, hak edildii iin ihsan edilen bir eydir. Bu neden-
le bir insann Tanrdan hak iddia edebilecei dnlebilir.
Benim buna cevabm udur: Hak ve dl ayn eyi ima eder; bir dl, bir
kiiye almas veya yorulmas karlnda bir bedel olarak verilen bir ey-
dir. Bu nedenle alnan bir eye adil bir bedel demek adaletin tecellisi ise,
alma veya yorulma iin bir karlk vermek adil bir harekettir. Filozofun
da aka belirttii zere (Etik, 5:3.) adalet bir nevi eitliktir ve adalet basite,
eitler arasnda olur; oysa taraflar arasnda mutlak bir eitlik olmadndan

244
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

mutlak bir adalet de mmkn deildir -Filozofa gre ancak babann veya
efendinin hakkndan bahsettiimizdekine benzer belirli bir adalet biimi
mevcut olabilir. Bu yzden basit anlamda adalet olan yerde yine basit an-
lamda erdem ve dl zellii de mevcuttur. Ancak basit anlamda hak yoksa
ve sadece greceli hak varsa basit anlamda erdem zellii de yoktur, ancak
greceli erdem vardr- ocuun babadan, klenin efendiden ald kadar
adalet zellii vardr.
Aktr ki Tanr ve insan arasnda en byk eitsizlik vardr nk on-
lar sonsuza dek ayrdr ve insann iyilii Tanrdan gelir. Bu yzden insan
ile Tanr arasnda mutlak eitlie dayanan bir adalet mevcut olamaz, sadece
ikisinin de kendilerine zg eylemleriyle orantl bir adalet mevcuttur. nsa-
nolunun erdeminin biimi ve ls insann iine Tanr tarafndan yerle-
tirilmitir. nsann Tanrdan ald erdemler ancak ilahi tayinin nceden be-
lirlemesi sayesinde mevcuttur; bylece insana, Tanrnn eylem gc verdi-
i amala yapt eylemlerinin dl olarak Tanr tarafndan erdem bahe-
dilir; Tanr tarafndan takdir edilen doru hareketler ve eylemler iin de er-
dem bahedilir ancak bu, kendi zgr iradesine sahip akll yaratklara bah-
edilenden farkldr nk onlarn eylemlerinde erdem zellii vardr, dier
yaratklarda ise yoktur.

1. tiraza Cevap: nsan zgr iradesinin mmkn kld kadar erdeme sa-
hiptir, aksi takdirde birinin bir borcu demesinde adaletin tecellisi erdem-
li bir ey olmaz.

2. tiraza Cevap: Tanr bizim iyiliimiz sayesinde bir fayda salamaz, sa-
dece grkemi artar, rnein Onun iyilii ilan edilmi olur; O zaten buna
kendi ilerinde de dikkat eder. Hibir ey onu oaltmaz, ancak Ona ibadet
ederek kendimizi oaltabiliriz. Erdemlerimizi Tanrdan aldmza gre bi-
zim yaptmz iler Onu oaltmaz, ancak grkemini artrr.

3. Deneysel Bilim
lim bir Fransisken keii ve ilahiyat olan Roger Bacon (1212-1292) almalar-
nn ounu Oxfordta gerekletirmitir. Doa bilimlerine ilikin yazlaryla ve deney-
sel yntemi kullanmasyla tannr. Yakn arkada Papa IV. Clementin ricas zerine
astronomi, fizik ve optik konularnda bir dizi eser vermitir. Bunlardan en nemlisi
saylan Opus Majustan seilen baz blmler aadadr. Bacon, daha sonraki yl-
larda Romaya arlm, anlald kadaryla skolastisizme ynelik rtl eletirileri
nedeniyle muhtemelen hapsedilmitir.

245
BATIYA YN VEREN METNLER

Opus Majus
Roger Bacon
Ne kadar eitimli olursa olsun her insann gerei kavramasnn nnde
drt byk engel vardr ve bu engeller ok az insann ak bilgiler edin-
mesine izin verir; bu engeller hatal ve deersiz otoritelere boyun emek,
geleneklerin etkisi, popler nyarglar ve kendi bilgilerimizi gstererek caka
satarken cahilliimizi gizlemektir. (...) Bu nedenle bu drt hatann, bilge
adamlarn reddedilemezlii kantlanan seilmi argmanlaryla mahkm
edilmesinden daha nemli bir ey yoktur. Her ne kadar bilge adamlar ilk
n birletiriyor ve mahkm ediyorsa da drdncsnn istisnai bir ah-
maklk olmas ve zel ilgiyi hak etmesi yznden ncelikle ilk nn ne
kadar zehirleyici olduunu gstermeyi deneyeceim. Ancak bunlardan biri
otorite olmasna karn, benim szn ettiim, Tanrnn takdiriyle Onun
kilisesine ihsan edilen yahut azizler, mkemmel filozoflar ve insanolunun
snrlarn zorlayacak biimde bilimle uraan dier bilim adamlar gibi bi-
reylerin erdeminden ve itibarndan kaynaklanan salam ve emin bir otorite
deildir; benim bahsettiim bu dnyada, ilahi onay olmadan kanunsuzca
ele geirilmi, bilgeliin erdemiyle deil cret ve hret arzusuyla cahil ka-
labalklardan alnan otoritedir ve Tanrnn adil yargsyla onlarn mahv-
na sebep olacaktr. Kutsal Kitapta nsanlarn gnahlar yznden sklkla
riyakrlar hkmeder der, benim burada bahsettiklerim birok akld fikre
sahip sofistike otoritelerdir, pheli bir otoriteye sahiptirler; taa kaznan
veya tuvale izilenin de ad gzdr ama bu gerek bir gzn niteliine sahip
deildir.
(...) nsana ait yanlglarn drt umumi sebebi daha aa ksmlara s-
rldne ve bu iddiadan tamamen karldna gre, bu ikinci ksmda
tek bir bilgelik olduunu ve bunun Kutsal Kitapta mevcut olduunu gs-
termek istiyorum. Tm gerekler bu bilgeliin kklerinden fkrmtr. Bu
nedenle diyorum ki, bir bilim dierlerinin efendisidir, bu da teolojidir; tm
bilimler onun iin gereklidir ve o olmadan dier bilimler amacna ulaamaz.
Tm dier bilimlerin onayna ve otoritesine itaat ettii ilahiyat, kendi yasas
iin bu bilimlerin mkemmelliini talep eder. Yahut daha iyisi, sadece bir
mkemmel bilgelik vardr ve bu tamamen Kutsal Kitapn iindedir ve onu
aklamak iin kilise hukuku ve felsefe gereklidir. Byle bir ifade kullanyo-
rum nk ilahi gerein aklanmas ancak bu bilimler araclyla olur. Bu
dier bilimlerin avucundaym gibi katlanm olsa da ilahiyat tm bilgelii
iinde tar; nk tm bilgelik tek dnya iin ve tek amala Tanr tarafn-
dan verilmitir. Bu yzden bu bilgelik kendi l dzenlemesinden birlik

246
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

elde eder. Ancak birok admdan olumasna ramen kurtuluun yolu tek-
tir; kurtuluun yolu bilgeliktir. nk bir kiinin kurtuluuna dair olmayan
her dncesi krlkle doludur ve onu cehennemin karanlna srkler;
bu nedenle bu dnyada nl olmu birok bilge kii, kendilerini bilge zan-
nederken Kutsal Kitapa gre aptal durumuna dtkleri, gerek bilgelie
sahip olmak yerine zahiri ve yanl bir bilgelie sahip olduklar iin lanet-
lenmitir. Ancak Augustine, Hristiyan doktrinine ilikin ikinci kitabnda
Kutsal Kitaptan bahsederken yle der: Baka bir yerde bir gerek varsa, o
bu kitapta da vardr; zararl bir ey varsa, bu kitapta lanetlenmitir.
(...) Latinlerin dil, matematik ve optik konularndaki bilgeliklerinin te-
mel prensiplerini belirledikten sonra imdi deneysel bilimin prensiplerini
aklamak istiyorum, nk deney olmadan hibir ey yeterince bilinemez.
Bilgi elde etmenin iki yntemi vardr, bunlar akl yrtme ve deneydir. Akl
yrtme bir kanaate varr ve bize bu kanaati verir, ama akl bu bilgiyi deney
yoluyla renmedii srece ne bu kanaati kesinletirebilir ne de pheleri
ortadan kaldrarak akln geree ilikin sezgiyle tatmin olmasn salayabi-
lir; nk birok kii nelerin bilineceine dair argmanlara sahiptir ama de-
neysel bilgi eksiklii yznden bu argmanlar ihmal eder ne zararl ey-
lerden kanr ne de iyi olan takip ederler. Hayat boyunca ate grmemi
bir adam akl yrtme yoluyla atein yandn ve eylere zarar verdiini ve
onlar imha ettiini ispatlarsa ne akl tatmin olur ne de ateten uzak durur,
ne zaman ki elini veya yanar bir nesneyi atee tutar, o zaman deney ile akl
yrtmenin rettii eyi ispat etmi olur. Ama yanmaya ilikin gerek bir
deneyin bilgisi olsayd akl emin olacak ve gerein nda durabilecekti.
Bu sebeple akl yrtme yeterli deildir ama deney yeterlidir. (...)
Gereklerin altnda yatan fenomenleri hibir kuku duymakszn bilmek
isteyen kii kendisini deneylere adamak zorunda olduunu bilmelidir. Ya-
zarlar bir sr nerme yazar ve bir sr insan deneysiz biimde olutur-
duklar akl yrtmelerle bu nermelere inanr. Bu akl yrtme tamamen
yanltr. Genel olarak elmasn kei kan dnda hibir eyle krlamayaca
dnlr ve filozoflar ile teologlar bu fikri yanl kullanr.19 Ancak ne kadar
abalanlrsa abalansn, bu gr asla deneyle dorulanamamtr; ayrca
byle bir eye kalkmadan da elmas kolayca krlabilir. Bunu kendi gzle-
rimle grdm; stelik bu gerekli bir bilgi, nk deerli talar elmas parala-
r olmadan ilenemez. (...) Ayrca yine kap iindeki scak suyun souk sudan

19 Tarih boyunca bilinen en sert madde olan ve bu nedenle Antik dnemde yenilmezlik simgesi
olarak kabul edilen elmas -taze kei kannda bekletmek dnda- krmann mmkn olmad d-
nlrd. Baz kilise babalar, armhtaki Hz. sann kannn benzer ekilde insanlarn kalbini
yumuatt benzetmesini kullanmtr. (y.n.)

247
BATIYA YN VEREN METNLER

daha abuk donduuna da inanlr; bunu destekleyen argmanlar, karlaan


dmanlar rneinde olduu gibi ztln harekete geirdii ztla dayan-
maktadr. Ancak bu konuda deney yapan herkes souk suyun daha abuk
donduunu bilir. (...)
Ancak deneysel bilgi iki trldr; biri harici duyularmzla elde edilir ve
bylece gklerdeki eylere ilikin deneysel bilgi zel aletlerle edinilirken bu-
rada, aada olan eylere ilikin bilgileri de kendimiz grerek snarz. Dn-
yann bizim yaadmz ksmna ait olmayan eylere ilikin bilgileri de o ko-
nuda deney yapan dier bilim adamlar sayesinde elde ederiz. rnein Aris-
to, Byk skenderin otoritesi altnda alrken, dnya yzeyindeki tm
eylere ilikin deneysel bilgi edinmek iin yeryznn eitli blgelerine iki
bin adam gndermitir; Plinius Doa Tarihi adl eserinde buna tanklk et-
mektedir. Bu deneysel bilgiler, insana bahedilen yetenekle snrldr ve hem
insani hem de felsefidir; ancak bu deneysel bilgi insan iin yeterli deildir
nk iin zorluu nedeniyle maddi eylerin tm test edilemez ve ruhani
eylerin hepsine eriilemez. Bu yzden insann zeksna baka biimlerde
yardm edilmelidir ve bu yzden dnyaya bilimi ilk sunan kutsal atalara ve
peygamberlere isel bir aydnlanma verilmi ve bylelikle sadece duyularla
snrl kalmalar engellenmitir. Bu, Hz. sann dneminden bu yana birok
inanan iin de geerlidir. nancn faziletleri byk bir aydnlanma salar ve
sadece ruhsal eylere ilikin deil maddi eylere ve felsefe ilmine de ilikin
ilahi ilhamlar verir; Batlamyus Centilogium adl eserinde gereklere ilikin
bilgilere iki yoldan ulaabileceimizi sylemitir; bu yollardan biri felsefi de-
neyim, dieri ise kesinlikle daha iyi bir yol olan ilahi ilhamdr.
Ayrca bu isel deneyimin yedi aamas mevcuttur, bunlarn ilkine tama-
men bilimlerle ilgili aydnlanmalarla eriilebilir. kinci aama erdemlerde
gizlidir. nk Aristonun Etikin ikinci kitabnda dedii gibi, kt adam ca-
hildir. Gazali ise Mantk adl eserinde gnahlarla sakatlanm ruhun nesne-
lerin farkl trlerinin net biimde grlmedii pasl bir aynaya benzediini
sylemitir; ancak erdemlerle sslenmi ruh, iyi parlatlm bir ayna gibidir;
nesnelerin biimlerini net biimde yanstr. (...)
nc aama, aya tarafndan aklanan Kutsal Ruhun yedi hediye-
sinden oluur. Drdncs Tanrnn ncillerde tanmlad kesin mutluluk
halleridir. Beinci aama ruhani duyulardr. Altncs tm kavraylar aan
ilahi huzurun meyveleridir. Yedincisi insann bahsetmesinin yasak olduu
birok eyi grmek iin kapld eitli yntemlerle ulalan cokular ve
bunlarn durumlardr.
Bu deneyimlerin hepsinde veya bir ksmnda zenli eitim alan biri hem
kendine hem de dier insanlara sadece ruhani eyler konusunda deil tm

248
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

insani bilimlerde de gven verir. Speklatif felsefenin benim u anda ince-


lediim ksm hari tm blmleri ya bir otorite noktasn ya da tartma-
nn dier noktalarn temel alan argmanlarla yrtldnden, deneysel
olarak adlandrlan bilimi gerekli gryoruz. Sadece felsefe konusunda de-
il Tanr bilgisi iin ve tm dnyann gidiat konusunda da faydal oldu-
undan bu bilimi aklamak istiyorum; aynen nceki blmlerde dillerin ve
bilimlerin ilikisini ve amacn, yani tm eylerin tabi olduu ilahi bilgeli-
i anlattm gibi.

4. Mistisizm
Hristiyan mistik ilahiyat, ilahi olanla insanolunun ruhu arasndaki olaans-
t ilikilerin ilmi olarak, Hristiyan mkemmeliyetine ulamay salayan erdemleri
edinme yntemlerini ele alr. Riyazet ilahiyatnn tamamlaycs olarak, srad ibadet
geleneklerini, tefekkr yntemlerini, kiiye zel vahiyleri, nsezileri ve tm bu gele-
nekler araclyla Tanr ve insanolunun ruhu arasnda gelien btnlemeyi kapsar.
Beinci yzylda, Suriyede yaam bir rahip olduu tahmin edilen Dionysius,
Hristiyan mistik teolojisinin nclerinden saylr. Filozof Scotus Erigena tarafndan
Latinceye evrilmi olan lahi simlere Dair adl risalesinin, Batya, Dokuzuncu yz-
ylda ulam olduu dnlmektedir. Boethius ve Aziz Augustine gibi Orta a
dncesini derinden etkileyen erken dnem yazarlardan biri olan Dionysiustan
Aziz Thomas Aquinas da sk sk alnt yapmaktadr.

Mistik lahiyat
Dionysius Pseudo-Areopagite
Tm varlklar aan Teslis, Tanr ve yilik! Hristiyanlara ilahi bilgelii
sen rettin! lahi Gerein basit, mutlak ve deimez gizemlerinin gizli
sessizliin gz alc karanlnda gizlendii; karanlnn younluu ile tm
parlaklklardan daha parlak olan ve krlemi zeklarmz tm gzellikle-
rin tesindeki grkeminin tamamen anlalmaz ve grnmez doruluuyla
dolduran; ve bilgiyi aan, mistik ilmin en yksek noktasna doru kla-
vuzumuz ol! Duam byleydi ve sevgili Timotheus, sana unu tlyorum;
en samimi mistik tefekkr iin duyularn ve akln faaliyetlerini ve duyula-
rn ve zeknn alglad her eyi, bu yokluk dnyasndaki eyleri veya bu
varlk dnyasn terk etmelisin ve kendi anlayn bir kenara brakmalsn;
ne varla ne de kavraya smayanla, Onunla bir olmak iin (elinden gel-

249
BATIYA YN VEREN METNLER

diince) abalamalsn. Kendinden ve dier her eyden srekli ve mutlak


biimde vazgemelisin, saf biimde her eyi bir kenara koymalsn ve t-
mnden kendini azat etmelisin, bylece tm varlklar aan o lahi Karanl-
n na ulaabilirsin.
Bu eyleri bu yola kabul edilmeyenlere, yani insan dncesinin nes-
nelerine skca tutunanlara ve bunu aan bir te-gereklik olmadn ha-
yal edenlere ve karanl kendi gizli yeri yapan Tanry insani kavray ile
bildiini dnenlere anlatmamalsn. Eer lahi Kabul bylesi insanlar
ayorsa; her eyi ieren o stn Sebebi en dk varlktan balayarak ni-
telie gre tanmlayan ve gerei bilmeden kendi beenileriyle rettikleri,
Tanrdan uzak eitli vehimlerinden daha yksek bir eyin olabileceini
reddeden o yeteneksizlere ne demeli? Evrenin btn olumlu zelliklerine
(Evrensel Sebep olmas hasebiyle) sahipken, daha sk incelendiinde bun-
larn hepsini at iin bu zelliklere sahip deildir; bu nedenle tm pozitif
ve negatif ayrmlarn tesinde tm ihtiyalarn nnde ve tm ihtiyalar
am olduundan bunu onaylamak veya reddetmek arasnda eliki yoktur.
En azndan, kutlu Bartholomeosun retisi byledir. lahi bilimin ko-
nusunun usuz bucaksz ancak farkedilemeyecek kadar kk olduunu ve
ncilin hem genilik hem de darl bnyesinde birletirdiini syler. Muh-
temelen bu szlerle, her eyin o yi Sebebinin gzel ancak az konutuunu,
hatta hi konumadn; en temel anlamda her eyin stnde olduundan
ne konumaya ne de anlaya sahip olduunu; adil ile bozuk arasndaki zt-
ln iinden geerek gelmi, kutsal ykseliin en yksek irtifasn aan ve
tm ilahi aydnlanmalar ve sesleri ve ilahi ifadeleri ardnda brakarak Kut-
sal Kitapta yazld gibi her eyin zerinde olann bulunduu Karanla
ulam olanlara plak gerein grnr hale geldiini ne mkemmel bi-
imde anladn gstermitir. Kutlu Musann nce kendisinin arnm ve
sonra arnmam olanlardan kendisini ayrm olmasnn; tm arndrma-
lardan sonra ok sesli borazanlar duymasnn ve birok n saf ve farkl
ynlere giden nlarn grmesinin ve sonra kalabalktan uzaklaarak, se-
ilmi rahiplerle birlikte lahi Ykseliin zirvesinin yaknnda durmasnn
bir sebebi vardr. Yine de (Musa) Tanryla ahsen karlamam, kendisini
grmemi (nk grnmezdir) ama Onun makamn grmtr. Ben bunu,
vcuda bal gzlerin veya akln alglad en ilahi ve en yksek eylerin,
Ona tabi olan eylerin sembolik dili olduunun iareti sayyorum, nk
O bunlarn hepsini aar. Bu eyler araclyla Onun anlalamaz varl-
nn akl tarafndan alglanan kendi kutsal meknlarnn yksek yerlerinde
yrd gsterilmitir; daha sonra ortaya kar, hatta grnen eylerde ve
onlar grenlerde bile ortaya kar ve Bilinmeyenin Karanlnn gerek

250
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

kabulnde kaybolur; kendi aklnn tm anlaylarn reddeder ve tamamen


soyut ve grnmez olan tarafndan kuatlr, tamamen Ona, her eyin ve
herkesin (kendisinin veya bakalarnn) zerinde olana ait olur; en yksek
yetenekleriyle birletirilmi tm akl yrtme gcnn pasif sessizliiyle
tamamen Bilinemez Olan Ona teslim olur, tm bilgilerini reddederek kendi
kavray gcn aan bir bilgiye sahip olur.
Biz n tesindeki bu karanla dua ederiz; isteriz ki gelelim, grme g-
cmz ve bilgilerimizi kaybederek, bylece neler renebileceimizi gr-
mekten ve bilmekten vazgeerek, tm alglarn ve kavraylarn tesinde ola-
na ilikin o gr gcne ulaalm (yeteneklerimizden feragat etmek gerek
bir gr gc ve bilgi getirsin). (...)

5. Batlamyusun Evreni
lk renimini Santa Croce papaz Okulunda bitirdii sanlan Dante Alighieri
(1265-1321) talyan Rnesansnn babas olarak bilinir. Latin ve Yunan eserlerine
olan derin vukufundan baka, astronomi, felsefe ve plastik sanatlarda tebarz et-
mitir. En ok bilinen eseri, ahirete yaplan bir yolculuu anlattlahi Komedya (La
Divina Commedia) Orta a dnya grnn klasik bir ifadesi saylr. zleyen metin,
Dantenin evrensel bilgileri zetlemek niyetiyle balad ancak tamamlanam -
len (Convivio) adl eserinden alnmtr.

len
Dante Alighieri
Diyorum ki, gklerin says ve konumu konusunda ok farkl fikirler mev-
cuttur, ama sonunda dorusu bulunmutur. Aristo (astrologlarn antik ceha-
letini izleyerek) sadece sekiz gk olduuna inanrd. En dtaki tm dier-
lerini ierirdi ve Sabit Yldzlarn gyd, yani sekizinci kreydi ve onun
tesinde baka kre yoktu. (...)
Daha sonra Batlamyus sekizinci krenin birden fazla devinimi olduunu
(dnnn doru daireden saptn grmtr, doudan batya dnmekte-
dir) alglam ve felsefenin prensipleri uyarnca [bu prensipler mkemmel
basitlikte bir Primum Mobile20 gerektirir] Sabit Yldzlarn tesinde, doudan
batya dnen baka bir gk olmas gerektiini tahmin etmitir. Bu dn

20 lk hareket ettirici. (.n.)

251
BATIYA YN VEREN METNLER

bence yaklak yirmi drt saatte, kabaca hesaplandnda yirmi saat ve


bir saatin on bete on drd kadar bir srede tamamlanmaktadr. Bu yzden
ona gre ve bu hareketler grndnden bu yana astroloji ve felsefenin
geliimine gre hareketli gkler dokuz tanedir ve perspektif, aritmetik ve
geometri sanatlarnn duyularmz ve akl yrtmemizi dorulad zere
konumlar basit ve belirlidir; duyularmz ise aksine ahitlik eder. (...)
[Gklerin] Konumlarnn dzeni yledir: Birincisi Ayn bulunduu gk-
tr; ikincisinde Merkr vardr; ncsnde Vens vardr; drdncsn-
de Gne vardr; beincisinde Mars vardr; altncs Jpiterin bulunduu
gktr; yedincisi Satrnn bulunduu gktr; sekizincisi Sabit Yldzlarn
bulunduu gktr ve dokuzuncusu duyularmz tarafndan alglanamaz (yu-
karda bahsedilen devinim hari) ve ou kii Kristal olarak adlandrr, yar
saydam ya da tamamen saydam olduu sylenir. Ancak Katolikler tm bun-
larn tesine Tanr katn barndran g yani dier adyla atein gn
yahut parlak g koyar ve bu gn hareket ettirilemediini kabul eder,
nk her paras znn gerektirdii eyleri ierir. Bu yzden Primum Mo-
bile yksek bir hzla hareket eder; nk tm paralarn bu [onuncu ve]
en kutsal ve sessiz gkte bir araya gelmek iin duyduklar o cokulu arzu
onun neredeyse anlalamayacak kadar yksek bir hzla dnmek istemesi-
ne neden olur. Asla yalan sylemeyen Kutsal Kiliseye gre bu gk huzurlu
ruhlarn meskenidir; Aristo da eer doru anlyorsak, Gkler (Felekler) ve
Dnya adl eserinde byle dnmektedir. Bu gk, tm dier dnyalar ier-
diinden evrenin en stn yapsdr ve onun tesinde hibir ey yoktur; ay-
rca uzayda deildir, Yunanllarn Protonoe olarak adlandrdklar lk Zihin
iinde biimlendirilmitir. Mezmurlarn yazarnn Tanrya seslenirken bah-
settii grkem budur: Gkyzn grkeminle kapladn (Mezmurlar, 8:1).
Buradaki tartmay zetlersek on gk olduu sonucuna varrz; Vensn
bulunduu gk ncsdr; aklamaya altm yerde bundan bahsedi-
lecektir. (...)
nceki blmde nc gn ne olduu ve kendi iinde nasl dzen-
lendii aklanmt, bize onu hareket ettirenin kim olduunu gstermek ka-
lyor. Bu yzden nce unun bilinmesi gerekiyor; buradaki Tzler maddeden
farkldrlar nk bunlar Akllardr; sradan insanlar tarafndan Melekler
olarak adlandrlr. Bu yaratklar ve gkler hakknda [yazarlarca] farkl farkl
grler ne srlmtr, ancak gerek imdi bilinmektedir. Metafizik adl
kitabnda (Gkler (Felekler) ve Dnya adl eserinde farkl dnse de) konu-
dan bahseden Aristonun da aralarnda bulunduu baz filozoflar bunlarn
[Akllarn] ancak gklerin dn says kadar olduuna, daha fazla olma-
dna inanmaktadr; bunlarn dndakilerin ebediyen gereksiz ve etkisiz

252
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

olacan ve bu durumun imknsz olduunu, nk onlarn varlnn etki-


lerinde olduunu sylemilerdir.
Mkemmel bir adam olan Efltun ve onun gibi dnen dierleri ise sa-
dece gklerin devinim says kadar deil, ka tr ey varsa o kadar Akl oldu-
unu iddia etmitir; rnein tm insanlar iin bir tane, altn iin bir tane, ha-
zineler iin bir tane gibi; ve ayrca [Akllar] bu eylerin hareketini salar ve
her bir tr iin rnek tekil ederler; Efltun bunlara dealar demitir, bunlar
biimler ve evrensel doalardr. Putperestler (Efltun kadar felsefi kavray-
lar olmasa da) onlar tanrlar ve tanralar olarak adlandrm, onlarn tas-
virlerine tapm ve g tanras Juno, ate tanrs Vulcan, bilgelik tanras
Pallas veya Minerva, tahl tanras Ceres iin olduu gibi onlar adna byk
tapnaklar ina etmilerdir. (...)
Yukardaki fikirler deneyim olmakszn insan aklna gre salam biimde
temellendirilmi olsa da hem akl yrtme hatas hem de reti hatas y-
znden onlar [putperestler] gerei grememitir; nk sadece akl yrt-
me sayesinde bile yukarda bahsedilen yaratklarn saysnn; insanolunun,
etkilerinden yola karak anlayabileceklerinden ok daha fazla olduunu g-
rebiliriz. Bir sebep de udur: Ne filozoflar, ne putperestler, ne Yahudiler ne
Hristiyanlar, ne de dier dinlere mensup olanlar bunlarn [bu yaratklarn]
tamamen veya byk oranda kutsanm olduundan ve bu kutsanmlarn
tamamen mkemmel durumda olduundan phe ederler. [Bu dnyada] n-
san doas bir deil iki nihai mutluluk haline, yani sosyal [veya ameli] ha-
yata ve tefekkr hayatna sahip olduuna gre bunlarn [ilahi yaratklarn]
dnyann idaresinde ameli yani sosyal hayatn kutsallna sahip olup daha
mkemmel ve daha ilahi tefekkr hayatnn kutsallna sahip olmadn
dnmemiz akllca olmaz. Akllar tek ve ebedi olan bu yaratklarn ida-
renin mutlak mutluluk haline sahipken dierine de sahip olmas mmkn
olmadna gre bu grevi yapanlarn dnda sadece tefekkrle yaayanlar
da olmaldr. Bu hayat daha ilahi olduundan ve daha ilahi olan ey Tanrya
daha fazla benzediinden bu hayatn Tanr tarafndan daha ok sevilecei
aktr ve daha ok sevildiine gre Onun verdii dl de daha byk ola-
caktr; dl daha byk olduuna gre bu hayata dierinden daha ok canl
bahedecektir. Bu sebeple etkileri aikr olmayanlarn saysnn ok daha
fazla olduuna hkmedebiliriz. (...)
Kurtarcmz kendi azyla Babasnn ona birok melek ordusu verebile-
ceini sylemitir. Babasnn Ona vekalet etmek ve hizmet etmek iin me-
leklere emir verdii sylendiinde bunu inkr da etmemitir. Bylece bi-
zim amzdan bu yaratklarn saysnn ok olduu ispat edilmitir; n-
k Onun Ei ve Szcs olan Kutsal Kilise [Sleyman ondan bahsederken

253
BATIYA YN VEREN METNLER

Kim bu sevgilisine yaslanarak lden kan? (Ezgiler Ezgisi, 8:5) der] bu en


asil yaratklarn saylamaz olduunu syler, buna inanr ve bunu telkin eder;
Kilise onlar hiyerarik olarak e ayrr, kutsal ya da daha dorusu ila-
hi prensibe gre gruplandrr, her hiyerarinin dzeni vardr, yani Kilise
ruhani yaratklar dokuz dzene bler. (...) Yineleyelim, tm bu gkler ha-
reket ederler ve her gn bir defa merkezi bir daire evresinde doudan bat-
ya doru dnerler; bu hareketin sebebinin Akllardan biri mi yoksa Primum
Mobilenin acelesi mi olduunu Tanr bilir, benim bu konuda hkm ver-
mem kstahlk olacaktr. Bu gdleyici gler, idare ettikleri her bir gn
dnne klavuzluk ederler. Pasiflik prensibini kendi iinde tayan, gn
bu en asil biimi, byle hareket etmek istedii iin gdleyici gcn doku-
nuuyla hareket eder; burada dokunmak maddi anlamda kullanlmamtr,
kendisine dayanmak zere grevlendirilen gcn dokunuudur. Bu gdle-
yici gler kendilerine hitap edildiini ve kiminle konuulduunu anlarlar.
(...) Burada gklerin dzeniyle dier bilimlerin dzenini karlatrma-
lyz. Yukarda bahsettiimiz gibi bize en yakn yedi gk gezegenlere aittir;
bunlarn zerinde iki hareketli gk daha vardr ve tm dierlerinin zerin-
deki gk hareketsizdir. Bu ilk yedi ge karlk gelen bilimler Trivium21 ve
Quadrivium22 bilimleridir; bunlar Gramer, Diyalektik, Retorik, Aritmetik,
Mzik, Geometri ve Astrolojidir. Yldzl Ge, yani sekizincisine Doa Bi-
limi, yani Fizik ve bilimlerin birincisi olan Metafizik karlk gelir; doku-
zuncu kre Ahlak Bilimine karlk gelir; Sessiz Kre ise lahi Bilime yani
Teolojiye karlk gelir.
Yineleyelim, Tanr Katn temsil eden gk, barndrd huzur sebebiyle
tamamen huzurla dolu olan, nesnesi olan Tanrnn o en mkemmel kesinli-
i sayesinde hibir fikir atmasyla veya sofistik argmanlarla zarar grme-
yen lahi Bilime benzer. O, havarilerine Size esenlik brakyorum, size ken-
di esenliimi veriyorum (Yuhanna, 14:27) demi ve bu bahsettiim bilimi,
kendi doktrinini miras brakmtr. Sleyman Altm kralie, seksen cariye
ve saysz bakire kz olabilir; ama bir tanedir benim esiz gvercinim (Ezgiler
Ezgisi, 6:8) derken tm [dier] bilimleri kralielere, inanl hizmetkrlara ve
bakirelere benzetmitir; bu bilimi ise gvercine benzetir nk onda bir ni-
fak lekesi yoktur; mkemmel olduunu syler nk o, ruhlarmz dinlen-
direcek gerei mkemmel biimde kavramamz salar.
(...) Diyorum ki Gne, Dnyann etrafnda her gn dner; burada
Gnein Dnyann etrafnda nasl dndn mkemmel biimde anla-

21 Latince yol az. bilimi temsil eder. (.n.)


22 Latince drt yol az. Drt bilimi temsil eder. (.n.)

254
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

yabileceimizi bilmeliyiz. Ancak sylemeliyim ki Dnya dediimde tm ev-


renden bahsetmiyorum, kelimenin genellikle kullanld ve iaret ettii gibi
sadece karalardan ve sulardan bahsediyorum. Birisi Bu adam tm Dnyay
grd dediinde bahsettii ey karalar ve denizlerdir.
Pisagor ve takipileri bu Dnyann, yldzlardan biri olduunu ileri s-
rer ve onun tam karsnda, ona mkemmel biimde denk gelen bir Dnya
daha olduuna inanr ve bu dier dnyaya Antictona adn verir; her ikisi-
nin birden doudan batya dnen tek bir krenin iinde bulunduunu, bu
dn neticesinde Gnein etrafmzda dndn, bir grnp bir grn-
mediini sylerler. Pisagor, bu ikisinin [yldzlar] arasnda ate bulunduu-
nu, atein [bu iki dnyay oluturan] sudan ve topraktan daha asil bir e
olduunu ve drt temel cismin [veya enin] tam ortasnda en asil olann
bulunduunu syler. Bu yzden yanan bir atein gerekte bu merkeze eri-
mek istediini iddia eder.
Ancak Efltun farkl bir fikre sahiptir ve Timaeus adl kitabnda bu fikri-
ni yle aklamtr: Toprak denizle birlikte her eyin [evrenin] merkezidir
ama bu dairenin evresi gklerin ilk hareketini takip ederek kendi merkezi
etrafnda dner; ancak Primum Mobileye ok uzak olmas ve cisminin b-
ykl nedeniyle ok yava dner.
Doann kendi srlarnn neredeyse tamamn bahettii o grkemli Fi-
lozof, Gkler (Felekler) ve Dnya adl eserinde bu fikirlerin yanl olduu,
bu Dnyann hareketsiz durduu ve ebediyen sabitlendii ispat edilmitir.
Filozofun bu fikirlere itiraz etmesinin ve doruyu teyit etmesinin sebepleri
benim buradaki amacmla ilikili deildir; nk konutuum kiiler iin
onun byk otoritesine dayanarak karalarn hareket ettirilemez olduunu ve
denizlerle birlikte gklerin merkezinde olduunu bilmek yeterlidir.
Grdnz gibi felekler srekli bu merkez etrafnda dner. (...)

C. HIRSTYAN BR TOPLUM TASAVVURU


1. Hkmdarlarn Ynetimine Dair
Aziz Thomas Aquinas
Aziz Thomas Aquinasn 1260larda kaleme ald sanlan De Regimine Princi-
pum adl eserindeki bu metin, hkmdarlara tavsiyelerde bulunan ok saydaki Orta
a risalesinin tipik bir rneidir. Kbrs Kralna yazlm olan metinde, ynetimin
gerekliliini ve monarinin stnln anlattktan sonra Aziz Thomas Aquinas,
hkmdarn grevleri konusunu ele alr.

255
BATIYA YN VEREN METNLER

() Dnlmesi gereken bir sonraki nokta kraln grevleri ve hangi ni-


teliklere sahip olmas gerektiidir. Sanat ile ilikili eyler, doa ile ilikili
eylerin taklidiyse (akla uygun hareket etmek iin gerekli kurallar doadan
alrz), krallk grevinin yapsn renmek iin kullanlabilecek en iyi yol
doadaki dzeni incelemektir.
Doadaki eyler hem genel hem de zel bir ynetime tabidir. Genel olan,
her eyi kapsayan Tanrnn ynetimidir ve Onun basireti bunlarn hepsini
ynetir. zel ynetim ise insana mahsustur ve ilahi ynetime ok benzer.
nk insan mikrokozmos olarak adlandrlmtr. Her iki ynetim de bi-
imsel adan benzerlik tar; nasl ki maddi yaratklar ve tm ruhani gler
ilahi ynetime tabiyse, insan gvdesinin tm paralar ve ruhun tm g-
leri de akl tarafndan ynetilir. Bu yzden karlatrmal olarak bakarsak
Dnya iin Tanr neyse insan iin akl odur. Ancak insan, doas gerei ka-
labalklarla yaayan sosyal bir hayvandr ve yukarda da iaret edildii gibi
ilahi ynetim ile arasndaki benzerlik sadece insann kendi kendisini aklla
ynetmesini deil bir insann aklyla ok sayda insan ynetmesini de kap-
sar. Kraln grevlerini oluturan eylerin ilki budur.
(...) Bu yzden kral stlendii grevin bu olduunu bilmelidir, Tanr
Dnya iin neyse ve ruh gvde iin neyse kral da krallk iin odur. Bunu
ciddi biimde dndnde, tefekkrle Tanr konumuna getirildiini anlar
ve krallna adalet getirmek iin iinde cokulu bir adalet atei yanar; ayrca
insanlarn kendi hkmne tabi olduunu dnnce yumuak ve efkatli
bir nezakete kavuur.
(...) Bir ehir veya krallk kurmak iin Dnyann yaratl, bunu ynet-
mek iin de ilahi ynetimin Dnyay nasl ynettii rnek alnabilir.
Ama buna gemeden nce ynetmenin, doru amaca ulamak iin, yne-
tilen eylere uygun bir yolda riyaset demek olduunu anlamalyz.
Bir gemi, yetenekli bir kaptan tarafndan zarar grmeden ve doruca li-
manna ularsa bu gemi iin ynetilmitir diyebiliriz. Yani bir ey kendi
amac (rnein geminin limana gidii) dnda bir amaca ynlendiriliyorsa
yneticinin grevi sadece o eyin zarar grmesini engellemek deil ayn za-
manda onu amacna ulatrmaktr. (...)
Ancak insann lml hayat sona erdiinde onun iin harici bir iyilik
mevcuttur, yani lmden sonra Tanrnn hkm altndaki nihai ve mutlak
mutluluk; nk Havari yle demitir: Bu bedende yaadka Tanrdan
uzaktayz (2. Korintliler, 5:6). Hz. sann kan ile kendisi iin nihai mutlu-
luun satn alnd ve bunu elde etmek iin Kutsal Ruhun ciddiyetine nail
olan Hristiyan, onu ebedi kurtulu limanna ynlendirecek farkl ve ruhani

256
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

bir ihtimama ihtiya duyar; bu ihtimam Hz. sann Kilisesinin sadk rahip-
leri tarafndan salanr.
nsann amac iin oluturulan bu hkm, bir btn olarak toplumun
amac iin de oluturulmaldr. Bu yzden insann nihai amac kendi iinde
mevcut olan bir iyilik ise ynetilecek kalabalklarn amac da bu kalabalk
iin bylesi iyilikleri elde etmek ve korumak olmaldr. Bir bireyin veya kala-
balklarn nihai amac maddi bir ama, yani gvdenin hayat ve sal olsay-
d, ynetmek bir doktorun grevi olurdu. Nihai ama bereketli bir zenginlik
olsayd, toplumun ynetiminde son sz iktisat bilgisi sylerdi. Kalabalk-
larn istedii, geree ilikin iyi ve doru bilgi olsayd kraln bir retmen
olmas gerekirdi. Ama bir araya gelen bu insanlarn amac erdemli yaamak-
tr. nk iyi yaamak iin bir araya gelerek bir grup oluturan insanlar, bir
insann tek bana yapamayaca bir eyi yapar ve iyi yaam, erdemli yaam
demektir. Bu yzden insanlarn bir araya gelme amac erdemli bir hayattr.
Bunun delili, sadece iyi yaamak iin birbirlerine karlkl olarak yardm
edenlerin, birlemi bir topluluun gerek bir parasn oluturabilmesidir.
Eer insanlar sadece yaamak iin bir araya gelseydi, hayvanlar ve kleler
de bir sivil topluluk oluturmu olurdu. Veya insanlar sadece zenginlemek
iin bir araya gelseydi, birbiriyle ticaret yapan herkes tek bir ehre ait olur-
du. Ancak gryoruz ki ancak iyi yaamak iin ayn kanun ve ayn ynetim-
le ynetilenler bir topluluk oluturuyor.
Yine de erdemli yaayan insanlar, daha da yksek bir amaca ynlendiri-
lir; bu da yukarda sylediimiz gibi, Tanrnn hkmnde yaamaktr. Top-
lumun da birey ile ayn amaca sahip olmas gerektiinden, bir araya gelen
bir topluluun nihai amac erdemli bir yaam deil, erdemli bir yaam sre-
rek Tanrnn hkmne girmektir.
Eer bu amaca insan doasnn gcyle erimek mmkn olsayd, in-
sanlar byle ynlendirmek kraln grevlerine dahil olurdu. Elbette burada
insan ilikilerinin ynetimi iin stn bir g verilmi kiiye kral denebi-
leceini kabul ediyoruz. Bir ynetimin takdir ettii ama ne kadar yksek-
se, ynetim de o kadar muazzam olmaldr. Gryoruz ki nihai amac ger-
ekletirmesi gereken kii kimse, bu amaca ynelik eyleri yapanlar da her
zaman o ynetir. rnein ii geminin seyrini ynetmek olan kaptan, gemi
ina edenlere seyre uygun olabilmesi iin ne tr bir gemi ina etmeleri ge-
rektiini syler; ehrin hkmdar ise silahlarn kullanmn ynettiinden,
demirciye nasl silahlar reteceini syler. Ancak bir kii insani gle deil
ilahi gle nihai amacna, yani Tanrnn hkmnde yaamaya, Havarinin
kelimeleriyle sylersek: Tanrnn armaan Hz. sada sonsuz yaama (Ro-

257
BATIYA YN VEREN METNLER

mallar, 6:23) ulaacandan, onu bu nihai amaca ulatrmak iin liderlik


etmek insani ynetime deil ilahi ynetime der.
Sonu olarak bu trden bir ynetim sadece bir insan deil bir Tanr ge-
rektirir; bu kii, insanlar Tanrnn ocuklar haline getirerek onlara cenne-
tin grkemini baheden Efendimiz Hz. sa Mesihtir. Bu Ona teslim edilecek
ynetimdir ve o krallk yklmayacaktr (Daniel, 6:26). Kutsal rade onu
sadece Rahip deil Kral olarak da adlandrr. Yeremya ise yle der: Bu kral
bilgece egemenlik srecek (Yeremya, 23:5). Bylece Ondan asil bir ruh-
banlk tremitir ve dahas, Hz. saya inanan herkes Onun dininin yesi
olduu srece kral ve rahip olarak adlandrlacaktr.
Bylece ruhani eyleri dnyevi eylerden ayrmak iin bu kralln
vekleti dnyevi krallara deil rahiplere verilmitir; ama hepsinden ok
Aziz Petrusun halefi olan barahibe yani Hz. sann Vekili olan Romadaki
Papaya. Hristiyanlar yneten tm krallar Efendimiz Hz. sa Mesihe tabi
olduklar gibi, ona da tabidir. Ara amalarn yerine getirilmesiyle ilgilenen
herkes, nihai amala ilgilenen kiiye tabidir ve onun hkmyle ynetilir.
(...) Aka bellidir ki kraln ruhban snf tarafndan yrtlen ilahi y-
netime tabi olmas gibi, tm insani grevler de krala tabi olmal ve onun ta-
rafndan ynetilmelidir.
Bir eyin amacna bal olan baka bir eyi yapma grevinin teslim edil-
dii her kii, almasnn bu amaca uygun olup olmadn grmek duru-
mundadr; bu yzden rnein silah reticisi klc savamaya uygun biim-
lendirmelidir, inaat bir ev yaparken bu evi yaamaya uygun tasarlamal-
dr. Bugn yaadmz erdemli hayatn amac cennetin mutlak mutluluu
olduuna gre, kraln grevi de topluluun yaamn cennetin mutluluuna
ulamaya uygun hale getirecek biimde, yani cennetin mutluluuna gtre-
cek eyleri emrederek ve tersini yasaklayarak iyiletirmektir. (...) Bu yzden
Tanrnn kanunuyla eitilmi olan kraln ilk ii, kendisine tabi topluluun
iyi yaamasn salayacak vastalar bulmak olmaldr.
Bu iin aamas vardr; birincisi ve en nemlisi kendisine tabi olan
topluluk iin erdemli bir yaam oluturmak, ikincisi bu hayat oluturduk-
tan sonra korumak ve ncs korurken giderek mkemmelletirmektir.
Bir bireyin iyi bir yaam srmesi iin iki ey gereklidir. Bunlardan ilki ve
en nemlisi, erdemli yaamaktr (nk erdem insann iyi yaamasn sa-
lar); tali ve yardmc konumda olan ikincisi ise, erdemli bir hayat srmek
iin gerekli maddi eylerin yeterliliidir. nsann birlii doa tarafndan sa-
lanr; bar olarak adlandrdmz, topluluun birlii ise hkmdarn aba-
laryla salanr. Bu yzden bir topluluun erdemli yaamas iin ey ge-
reklidir. lki bu topluluun bar iinde birlemesidir. kincisi bar bayla

258
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

bal bu toplululuun iyi eyler yapacak biimde ynlendirilmesidir. Bir in-


sann topluluun dier yeleriyle birlemeden iyi bir ey yapamayaca ka-
bul edilirse, bar iinde birlememi bir insan topluluu kendi iinde sava-
tndan erdemli bir eylemde bulunamaz. ncs ise dzgn bir yaam
srebilmek iin gerekli eylerin kraln abalaryla tedarikidir.

3. Sapknlk zerine
Aziz Thomas Aquinas
zleyen blmler, Aziz Thomasn Summa Theologica adl eserinde yer alan Sap-
knlk zerine balkl yazsndan alnmtr. Aquinasn bu konudaki bak as On-
lar gelmeye zorla (Luka, 14:21-23) ayetiyle vaaz veren Aziz Augustine ile temelde
ayndr. Ne var ki, On nc yzyl Augustinein kar kt lm cezasn berabe-
rinde getirir.

Sapkn kii, yanl veya yeni fikirleri tasarlayan veya takip eden kiidir.
Bu yzden sapknlk, inancn zerine bina edildii gerein karsndadr ve
sonu olarak bir tr inanszlktr.
Benim buna cevabm udur: Sapkn kelimesi, ilk itirazda belirtildii gibi,
bir seim yapldn gsterir. Yukarda akland zere (Soru 13, Cevap
3) seim, nceden varsaylm belirli bir amaca ynelen eylere ilikindir.
nanla ilgili meselelerde yukarda gsterildii gibi (Soru 4, Cevap 3), irade
kendisi iin iyi ve hayrl baz gerekleri kabullenir: Bu yzden esas gerek
nihai ama olma zelliine sahiptir, ikincil gerekler ise bu amaca ynlen-
dirme zelliine sahiptir.
nanan kii birinin szlerini kabullenir; yle ki, her inan biiminde,
szleri kabullenilen kii esas yeri ele geirir ve esas ama gibi grnr; o
kiiye inanann inand eyler ikincil bir yere sahip olur. Bunun sonucunda
doru bir Hristiyan inancna sahip olan kii kendi iradesiyle Hz. say ve
gerekten Onun doktrinine ait olan eyleri kabul eder.
Buna gre insann Hristiyan inancnn doruluundan sapmasnn iki
yolu vardr. Birinci yol insann Hz. say kabul etmeye isteksiz olmasdr;
bylesi bir insan nihai ama ynnden incelendiinde eytani bir iradeye
sahiptir denebilir. Bu, paganlarn ve Yahudilerin inanszlk biimidir. kin-
ci yol, Hz. say kabul etmek istese de Hz. say kabul etmesinin gerektirdii
eyleri semekte baarsz olan kiinin yoludur, o Hz. sann gerekten -
rettiklerini deil kendi aklnn nerilerini seer.

259
BATIYA YN VEREN METNLER

Bu sebeple sapknlk, Hristiyan inancn kabul eden ancak dogmalarn


arptan kiilerin de dahil olduu bir inanszlk trdr.

(...) Havari der ki: Birinci ve ikinci uyardan sonra blc kiiyle iliki-
ni kes. Byle birinin sapm olduundan ve gnah ilediinden emin olabilir-
sin (Titus, 3:10-11).

Benim buna cevabm yledir: Sapknlara ilikin iki nokta incelenme-


lidir; birincisi onlarn, ikincisi Kilisenin taraf. Onlarn tarafnda gnah
vardr, bu yzden sadece afaroz yoluyla Kiliseden uzaklatrlmay hak
etmezler, ayrca ldrlerek yok edilmeleri gerekir. nk ruhu harekete
geiren inanc yozlatrmak, dnyevi hayat destekleyen parann sahtesini
retmekten ok daha affedilmez bir meseledir. Sahte para basanlar ve dier
ktlkleri yapanlar sekler otorite tarafndan lme mahkm ediliyorsa,
sapknlktan dolay hkm giyenlerin de sadece aforoz deil idam da edil-
meleri ok daha akllcadr.
Ancak Kilise tarafndan bakarsak; Kilise, ynn bilmeyen kiinin dine
dndrlmesini gzetir ve ona merhamet eder, onu hemen mahkm etmez;
ancak Havarinin emrine uygun olarak yaplacak birinci ve ikinci uyardan
sonra hl inatlk ederse ve Kilise onun dine dneceinden midi keserse,
dierlerinin kurtuluu iin onu afaroz eder ve Kiliseden uzaklatrr; ay-
rca ldrlerek yok edilmesi iin sekler mahkemeye gnderir. Hierony-
mus23, Galatyallar 5:9 ayetinde bahsi geen mayay (Azck maya btn
hamuru kabartr) yorumlarken yle der: rm eti kesin, uyuz olan
koyunu aldan uzaklatrn; tm evin, tm merann, tm gvdenin, tm s-
rnn yanmasn, yok olmasn, rmesini ve lmesini engelleyin. Arius24,
skenderiyede bir kvlcmd ama kvlcm sndrlmeyince tm Dnyay
alevleriyle mahvetti.

tiraz 1e cevap: Sapkna birinci ve ikinci uyary yapmaya, szn geri


almaya yanamazsa onu sapm olarak kabul etmeye ilikin bu ok mtevaz
talebi, Havarinin yukarda alntlanan szlerinden karsayabiliriz.

23 Beinci yzylda, ncilin nceki dnemlere ait eitli dillerdeki evirilerini yeniden gzden ge-
irerek sonrasnda yaygn olarak kabul grecek yeni Latince versiyonunu hazrlayan din adam
ve aziz. Sonrasnda dnyann drt bir yanna yaylmas nedeniyle Vulgata ncili (Avami ncil)
olarak anlan metin, On Altnc yzylda Katolik Kilisesi tarafndan ncilin resmi tercmesi ola-
rak kabul edilmitir. (y.n.)
24 Baba, Oul ve Kutsal Ruhun bir ve ayn olduunu savunan Teslis retisini kabul etmeyerek,
yaratlm olmas hasebiyle Olun (Hz. sa) Babadan (Tanr) daha alt derecede yer aldn ileri
sren ve bu yzden sapknlkla sulanan Drdnc yzylda yaam skenderiyeli din adam.
(y.n.)

260
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

4. Monari zerine
Dante Alighieri
Dantenin De Monarchia (Monari zerine) adl eseri, kendi dneminin izlerini
srebileceimiz politik bir topyadr. 1302de Floransann kontroln ele geiren
Papa VIII. Boniface taraftarlar tarafndan srgne gnderilen Dante, bu eserini ks-
men de Papalkn dnyevi g zerindeki iddialarn protesto etmek iin yazmtr.
Buna karn kitabn ayn zamanda Hristiyan evrenselciliinin Orta a hayallerinin
mkemmel bir ifadesi ve politika hakkndaki skolastik tartmalarn en gzel rnek-
lerinden biri olduu kabul edilir.

() ncelikle dnyevi monari olarak adlandrlan eyi fikir olarak ve


amalar asndan incelemeliyiz. Dnyevi monari veya insanlarn verdii
adyla imparatorluk, belirli bir zamandaki tm insanlarn zerinde yahut
zamanla llen tm eylerin zerinde tek bir prensin ynetim gcne sa-
hip olmasdr. Bu konuya ilikin byk soru mevcuttur. Birincisi hem bir
phe hem de bir sorudur: Bu ynetim dnyann refah iin gerekli midir?
kincisi: Romallarn monari makamn stlenmesi hakl mdr? ncs:
Monari yetkisi dorudan Tanrdan m, yoksa onun baz vekillerinden ve
temsilcilerinden mi gelir?
Her gerek, kendisi ilk prensip olmad srece, ilk prensibin gerekliin-
den kaynaklandna gre, her sorgulamada ilgili ilk prensibin ne olduunu
bilmek gerekir; daha sonra kabul edilen tm nermelerden emin olabilmek
iin ilk prensibin analiz edilmesi gereklidir. (...)
Bu yzden insanlara ait medeni dzenin btnnn amacnn ne oldu-
unu incelememiz gerekir; bunun cevabn bulduumuzda, Filozofun Niko-
makhos adl eserinde dedii gibi, iin yars halledilmi olur. Soruyu daha
net biimde ortaya koymak iin, doann baparma yaratmakta kesin bir
amac olduunu ve bu amacn elin tmnn amacndan farkl, elin amac-
nn kolun amacndan farkl, kolun amacnn ise insann amacndan farkl ol-
mas gibi doann dzeninde tek bir adam iin ngrlen amacn farkl, aile
iin ngrlen amacn farkl, ehrin amacnn ve kralln amacnn farkl
ve tm insan soyu iin Ebedi Tanr tarafndan ngrlen ve kendi eseri olan
doa ile gerekletirdii nihai amacn farkl olduunu grmek gerekir. Bizim
de tm sorgulamamza klavuz olarak aradmz ilk prensip budur. (...)
Bir btn olarak ele alndnda, insan soyunun dzgn alarak ge-
limeye msait olan anlay kapasitesini harekete geirebilecei ortaya ko-
nulmutur: nce kurgusal biimde, sonra da kurgunun bir uzants olarak
eylem biiminde. Bir para iin doru olan btn iin de doru olduuna

261
BATIYA YN VEREN METNLER

gre; rahat ve sakin biri bilgelik ve basiret konusunda mkemmellii ya-


kalayabildiine gre, sknet ve bar iinde yaayan insan soyu da yap-
mas gereken ilere kendisini zgrce ve kolayca verebilir; bu iler Onu
meleklerden biraz aa kldn (braniler, 2:7) ayetine gre neredeyse ilahi
ilerdir. nsanoluna verilen nimetleri korumak iin dzenlenen tm eyler
iinde en iyisi bartr. (...)
Bu sorunlar akladmza gre neyin daha iyi, neyin de en iyi olduu;
doru biimde almak iin insann nasl almas gerektii aktr. Grdk
ki nihai ama olan, tm ilerimizin ulamas gereken o noktaya ulamak iin
en iyi vasta, karmlarmzn ilk prensibi olarak ngrlmesi gereken ev-
rensel bartr. Daha nce sylediimiz gibi bu ngr ok gereklidir nk
bizim iin bir iaret levhas gibidir, en ak gerek o olduu iin ispatlanmas
gereken her eyi ona gre zmleriz.
Daha nce sylediimiz gibi, gndelik dilde daha ok imparatorluk de-
nen dnyevi monariye ilikin phe ve bu pheyi ifade eden soru
mevcuttur ve yine daha nce akladmz gibi amacmz az nce belirle-
diimiz ilk prensibi temel alarak belirlenen bu sraya gre sorularn cevap-
larn aratrmaktr. Bu durumda, dnyann refah iin dnyevi monarinin
gerekli olup olmad ynndeki ilk soruya cevabm gerekli olduudur ve
sanrm bu durum en gl ve en ak argmanlarla gsterilmitir; bu ne-
denle kimse ne akla ne de otoriteye dayanarak bana kar kacaktr. nce
Filozofun Politika adl kitabndaki otoritesine bavuralm. Orada Filozof
saygdeer otoritesiyle, birka ey bir ama iin bir araya geldiinde bu ey-
lerden birinin dierlerini dzenlemesinin veya ynetmesinin, dierlerinin
de ona boyun emesinin gerekli olduunu yazar. Ayrca bu tezi inanlmaya
deer klan sadece onun anl adnn salad otorite deildir, belirli rnek-
leri gren akl da bunu destekler. (...)
Ayrca btn insan soyu da belirli paralardan oluan bir btndr ve
baka bir btnn de parasdr. Belirli krallklara ve milletlere gre bir b-
tn olsa da, argmanmzda aka grld zere tm evrenin bir para-
sdr. Bu nedenle insanln btn sisteminin alt paralar nasl btne iyi
uyum salyorsa o btn de kendisinin zerindeki btne iyi biimde uyum
salamaldr. Sylediklerimizden de anlalaca zere insanln parala-
r ancak bir prensin hkmdarlnda btne iyi uyum salayabilir; bu yz-
den insanlk sadece bir prenslie ya da bir prensin hkm altndaki evrene
ya da onun prensi olan Tek Tanrya iyi uyum salayabilir. Buna dayanarak
diyebiliriz ki monari dnyann refah iin gereklidir.
lk vasta olan Tanrnn iradesi dorultusunda her ey olabilecei kadar
iyidir. lahi iyiliin mutlak mkemmellik saladn inkr edenler dnda

262
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

herkes iin bu durum ok aktr. Tanrnn niyeti, yaratlan her eyin do-
alar elverdii lde Tanrya benzer olmasdr. Bu yzden nsan kendi
suretimizde, kendimize benzer yaratalm (Yaratl, 1:26) dendi. Her eyin
ona benzedii sylense ancak yaratlan alt dzey parann Tanrnn sureti
olduu sylenemese de btn evren ilahi iyiliin ayak izinden baka nedir
ki? Bu yzden insan soyu iyidir ve olabilecei en iyi durumdadr nk ola-
bildiince Tanrya benzer yaratlmtr. Ancak insan soyu en ok, tek oldu-
unda Tanrya benzer nk tekliin gerek prensibi bir tek Ona aittir. Bu
yzden kitap yle der: Dinle ey srail! Efendimiz Tanr tek Tanrdr (Mar-
kos, 12:29). nsan soyu ancak tek vcut olarak birleirse teklie yaklaabilir,
aktr ki bu da bir prensin tebaas olmadan mmkn deildir. nsanolunun
Tanrya en fazla benzemesi bylesi bir ballkla mmkndr ve bunun so-
nucunda bylesi bir balln ilahi niyete en uygun durum olduu anlalr;
bu blmn banda akladmz gibi, insan iin en iyi olan budur.
Yineleyelim, her oul doasnn izin verdii kadaryla mkemmel bir
babann ayak izlerini takip ettii srece her ey olabilecek en iyi durum-
dadr. nsanolu, her iinde en mkemmeli yapan cennetin oludur; nk
Doal renmenin ikinci kitabna gre insan ve insan oluturan gnei
O yapmtr. Bu yzden insan soyu, doasnn izin verdii lde cennetin
hareketlerini taklit ettiinde ulaabilecei en iyi dzeye ular. Tm cennet
de tek bir hareketle, yani primum mobile ile ve tm paralar ile tm ha-
reket ettiricileri tek hareket ettirici olan Tanr tarafndan ynetildiinden
(ve insan akl bu hareketi bilim sayesinde anlayabildiinden) dolay; arg-
manmz doruysa insan soyu, hem hareketleri hem de hareket ettirenleri
cennetin hareketi gibi tek bir prens tarafndan, tek bir kanuna gre ve tek bir
devinimle ynetildiinde en iyi durumdadr. Bu argman nda, dnya-
nn refah iin insanlar tarafndan imparatorluk denilen bir monarinin veya
tek bir prensliin varl aka gereklidir. Boethius Ey insan rk, cennete
hkmeden sevgi kalbinize de hkmediyorsa ne mutlu size! derken bunu
dnmektedir.
Nerede bir ihtilaf varsa orada bir hkm olmaldr, aksi takdirde telafisi
olmayan bir kusur var demektir ve bu (kusur) imknszdr; nk Tanr da
doa da gerekli eyleri tedarik etme konusunda baarsz olmaz. Ancak biri
dierine tabi iki prens arasnda bir ihtilaf olabilecei aktr, bu durum hem
kendi hatalarndan hem de tebaalarnn hatalarndan dolay ortaya kabi-
lir. Bu yzden bu ikisinin arasnda hkm vermenin bir yolu olmaldr. Ay-
rca biri dierine tabi olmadndan birbirleri hakknda hkm de veremez-
ler (nk eitleri birbirinden stn klan bir kural yoktur), bu nedenle yarg
yetkisi bu iki prensten de yksek olan ve her ikisini de kendi kanunlar er-

263
BATIYA YN VEREN METNLER

evesinde yarglayabilecek baka bir prense ihtiya vardr. Bu prens monar-


ik bir hkmdar olabilir ama olmamas da mmkndr. Bir hkmdarsa
aradmz bulmu oluruz; deilse onun da kendi yarg yetkisine tabi olma-
yan bir eiti olabilir, o zaman yeniden bir nc aramamz gerekir. Bu e-
kilde ya sonsuza kadar gitmemiz gerekir, ki bu imknszdr ya da hkmle-
riyle dorudan veya dolayl olarak tm ihtilaflar zebilecek olan ilk ve en
yksek yargca, bir monarik hkmdara ya da imparatora ularz.
(...) Onlar [papalk monarisini savunanlar] Matta ncilinde Hz. sann
Petrusa syledii bir sz de ne srer: Yeryznde balayacan her ey,
gklerde de balanm olacak; yeryznde zecein her ey, gklerde de
zlm olacak (Matta, 16:19). Matta ve Yuhanna ncillerinde geenler
tm Havarilere sylenmi gibi de dnlebilir. Buna dayanarak Tanrnn
Petrusa her eyi balama ve zme gcn verdiini iddia ediyorlar; kar-
samalarna gre imparatorluun kanun ve emirlerini zme yetkisi olduu
gibi, dnyevi gcn kanun ve emirlerini de balayabileceini dnyorlar;
durum byle olsayd bu sonu hakl olurdu.
Ancak onlarn ana ncln etkileyen bir ayrm yapmamz gerekiyor.
Kullandklar kyas u biimdedir: Petrus her eyi zebilir ve balayabi-
lir; Petrusun halefleri, Petrusun yapabildii her eyi yapabilir; bu sebep-
le Petrusun halefleri de her eyi balayabilir ve zebilir; bundan impara-
torluun emirlerini ve otoritesini balayp zebilecekleri sonucu karrlar.
kincil ncl kabul ediyorum ancak ana ncle deinerek bir ayrm
yapmam gerekiyor. Ne olursa olsunun iindeki her ey tmeli, terimin
kapsamn aacak biimde genelletirilmemitir. Tm hayvanlar koar
dersem, tm terimi hayvanlar snf altndaki her eyi kapsayacak biim-
de genelletirilir. Ancak tm insanlar koar dersem, tm terimi sadece
insan snfndaki her kiiyi kapsar; her gramerci koar dersem genelleme
iyice snrlanm olur.
Bu sebeple tm kelimesine dahil edilecek eyin ne olduunu dikkatle
incelemeliyiz, genelletirilen terimin doasn ve kapsamn anladmzda
genellemenin kapsamn da kolayca anlam oluruz. Balayacan her ey
dendiinde buradaki her ey snrsz bir anlamda kullanlm olsayd syle-
dikleri doru olurdu ve Papa onlarn sylediinden fazlasn bile yapabilirdi;
kadn kocasndan boayabilir, ilk kocas henz hayattayken kadn baka bi-
riyle evlendirebilirdi, ancak bunu hibir biimde yapamaz. Piman olmad-
m halde beni affetmesi de mmkn olurdu ancak bunu Tanr bile yapamaz.
Bu sebeple sorguladmz terimin mutlak olmad, bir eye ilikin ola-
rak sylendii aktr. Petrusa verilen gc gzden geirirsek yeterince ak
bir cevap bulabiliriz. Hz. sa, Petrusa Gklerin Egemenliinin anahtarn

264
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

sana vereceim (Matta, 16:19) yani Seni Gklerin Krallnn kapcs ya-
pacam demitir. Bunun ardndan her ey der, burada bu kelime bunun-
la ilgili, yani balama ve zme gcne sahip olmak grevine atfta bulun-
maktadr. Bu yzden her ey burada genel deil snrl biimde datlr,
gklerin krallnn anahtar ile ilgili grevi iaret eder.
(...) Bu yzden dnyevi monari otoritesinin bir arac olmakszn doru-
dan evrensel otoritenin kaynandan geldii aktr; bu kaynaktan kanlar
bir olup Tanrnn iyiliinin bereketinin kanallarndan akar.
imdi artk nme koyduum hedefe ulatm dnyorum. Soru-
larmn cevabn aa kardm: Dnyann refah iin monari makam ge-
rekli midir? Romallar monari makamn stlenmekte hakl mdr? Ve son
olarak, monari otoritesi dorudan Tanrdan m yoksa bakasndan m kay-
naklanr? Ancak bu son sorunun cevab dar biimde verilerek belirli baz
meselelerde Roma Prensinin Roma Papalna tabi olduu inkr edilmeme-
lidir. nk lmllere zg olan mutluluk bir anlamda lm tatmayacak
olanlara zg mutlulua benzer biimde dzenlenmitir. Bu sebeple tpk
ilk erkek ocuun babasna saygl olduu gibi Caesar da Petrusa saygl
davranmaldr, bylece babasnn inayetinin yla aydnlanabilir ve hem
ruhani hem de dnyevi tm eylerin hkmdar olan Onun tarafndan yer-
letirildii dnyay daha gl biimde aydnlatabilir.

5. valyelik Dzeni Kitab*


Ramn Lull
Mallorcal sekin bir askerin olu olan Ramn Lull (1235-1315) Katalan edebi-
yatnn ncs saylmaktadr. Yakn zamanda kefedilen el yazmalar Lulln seim
sistemlerini inceleyen, siyasi bilimler, iktisat ve matematiin alt alm olduu kabul
edilen seim teorisinin kurucularndan olduuna iaret etmektedir. Roma yasalarnn
muhakkiklerinden olan Lull, 1266da, armhtaki Hz. saya dair bir rya grr. O
gne kadar, Aragonlu II. Jamesin saraynda hayli serazat bir hayat sren Lull, bu r-
yadan sonra kendisini ounluu Arap olan Bat Afrikal Mslmanlar (Sarazenler)
Hristiyanlatrmaya adar. Sk sk Afrikaya gider ve pagan inan reddeden risa-
leler kaleme alr. Sarazenler tarafndan recmedilen Lulln valyelik Dzeni Kitab
(1276-1286) adl eserini keilere Arapa retmek iin Mallorcadaki Kutsal Teslis
Kolejinde kalrken yazd sanlmaktadr.

Semavi ve dnyevi, her eyin zerindeki efendimiz ve egemen kralmz


olan Tanrnn vlm ve ilahi grkemi sayesinde, gksel ve dnyevi tm

265
BATIYA YN VEREN METNLER

nesneleri ynetme ve takdir etmeye has gce ve mlkiyete sahip olan ve


gkte dnen yedi gezegene hkmeden her eye kadir prensimiz Tanr gibi
krallarn, prenslerin ve byk lortlarn da valyeler zerinde gce ve ml-
kiyet hakkna sahip olduunu gstermek iin valyelik dzenini anlatan
bu kitaba baladk. valyeler de orta snftaki insanlar zerinde benzer bir
gce ve egemenlie sahiptir.

valyenin grevleri hakknda: valyenin grevi hem sonu hem ba-


langtr, bu yzden valyelik dzeninin niin baladna bakalm. n-
k eer bir valye grevini yerine getirmezse kendi dzenine ve valyeli-
in balangcna ters dm olur; gerek bir valyenin tam tersidir, nasl
olur da bu isimle anlabilir? Bylesi bir valye, yapmas gereken grevi -
rendii gibi ve hakkyla yapan bir demirciden veya marangozdan daha aa-
dr. Bir valyenin grevi, Baba olan Tanrnn, olunu insan etine brn-
mek zere grkemli bakire Azize Meryeme gndermesine vesile olan kutsal
Katolik inancn devam ettirmek ve korumaktr. (...) Nasl ki Efendimiz olan
Tanr, Kutsal Kitap sayesinde kutsal Katolik inancn koruyup kfirler ve
inanmayanlara kar savunsunlar diye ruhbanlar setiyse, Kutsal Kiliseyi
yok etmek iin her gn ura veren kfirleri silahla ortadan kaldrsnlar diye
de valyeleri semitir. Ayrca Tanr, bizi kurtaracan umduumuz inan-
larn koruduklar srece bu valyeleri bu dnyada onurlandrarak arka-
da edinmitir. (...) Dnyadaki birok kii Tanrnn onlara verdii grevle-
ri ama edinerek hizmet verir ve onurlandrlrlar, ancak en onurlu grevler
ruhbanlarn ve valyelerindir. (...)
valyelik o kadar onurludur ki aslnda her valyenin byk bir lke
veya blgeye vali olmas gerekir. Ancak ok sayda valye olduunda onla-
rn her eye hkmeden efendiler olduunu gstermeye yetecek kadar toprak
mevcut olmayabilir. mparator da bir valye olmal ve valyelere liderlik
etmelidir ancak imparator tm valyeleri ynetemeyeceinden emrinde
ayn zamanda valye olan krallar bulundurmaldr, bu krallar ona yardm
edebilir ve valyelik dzenini koruyabilir. Krallarn altnda da dkler, kont-
lar, vikontlar ve baka efendiler (lortlar) olmaldr. Baronlarn da altnda -
valyeler olmaldr. (...)
Bir valyenin grevi efendisini dnyevi olarak desteklemek ve koru-
maktr, nk hibir kral ya da yksek dereceli baron yardm almakszn,
kendisine bal insanlar arasnda adaleti salama gcne sahip deildir. Bu
yzden eer biri kralnn veya prensinin emirlerine uymazsa valyenin kra-
lna yardm etmesi gerekir. (...) Bu yzden kendisi zerinde egemen olmas
gereken efendisini, alaa etmek isteyene yardm eden kt valye, val-

266
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

yelik grevini yerine getirmiyor demektir. valyelerin adaleti salamas ve


korumas gerekir. (...) valyeler dello ve turnuvalara katlmak iin sava
atlarna sahip olmal; sofralarn herkese ak tutmal; geyik, yaban domuzu
ve benzer yabani hayvanlar avlamaldr. Bunlar yaparak valyelik dzeni-
ni koruduklar silahlaryla talim yapm olurlar. (...) Tm bunlar valyenin
bedenine ilikin gerekliliklerdir; benzer biimde adalet, bilgelik, yardmse-
verlik, sadakat, drstlk, tevazu, g, mit, tezcanllk ve benzeri erdem-
ler de onun ruhu iin gereklidir, bu yzden valyelik dzeninin gerektirdi-
i eyleri kullanan ama valyeliin gerektirdii bu ruhsal erdemleri tama-
yan kii valyelik dzeninin koruyucusu deildir. (...)
valyenin grevi topra korumaktr, nk sradan insanlarn valye-
lere ilikin korkusu budur; onlar alp topra ilerler, aksi takdirde ld-
rleceklerinden korkarlar. valyeler ise glerinin kayna olan krallardan,
prenslerden ve lordlardan korkar. (...)
Bir valyenin grevi kadnlar, dullar ve yetimleri, hasta veya gsz
erkekleri korumak ve kollamaktr. En byk ve en kudretli olanlarn zayf-
lara ve acizlere yardm etmesi, onlarn da byklerine itaat etmesi hem bir
gelenektir hem de akln gereidir; valyeliin dzeni budur. Kendisi g-
l, onurlu ve kudretli olduu iin; bir valyenin kendi himayesindeki g-
szlere ve ihmal edilmi olanlara imdada yetimesi ve yardm etmesi gere-
kir. (...)
Yollar koruyup kollamak ve tarlalarda emek verenleri savunmak iin bir
atoya ve ata sahip olmak; insanlara hakkn [adaletin tecellisi] gtrlebil-
mesi adna ve kadn ile erkein hayat korunup devam edebilsin diye bu
dnyann dzenine gerekli eylerin tedariki iin farkl meslekten insanlarn
bir araya geldii ehirlere ve kylere hkim olmak bir valyenin grevidir.

Bir silahtar valyelik dzenine ne ekilde kabul edilmelidir? Bir silah-


tarn (valye yardmcs) balangta valyelik dzenine girebilmesi iin
Tanrya kar iledii gnahlar itiraf etmesi ve grkemli Efendimizin
Tanrya hizmet ettii gibi valyelie hizmet etmeye niyetli olmas gere-
kir. Gnahlardan arnrsa bir kurtarcya sahip olur. Onu valye yapmak ve
bunu ilan etmek iin byk bayramlardan biri seilmelidir; rnein Noel,
Paskalya, Hamsin Yortusu25 gibi kutsal bir gn olmaldr; nk bu bayram
sebebiyle ok daha fazla kii valyeliin ilan edilecei yerde bir araya ge-
lebilir; valye adayna valyelik dzenine girdikten sonra iyi bir hayat
ltfetmesi iin Tanrya ibadet ve dua edilmelidir. Silahtar, bu yortunun ari-

25 Hz. sann lp dirilerek ge ykseliinden sonra, Kutsal Ruhun havarilerin zerine kt


gn.

267
BATIYA YN VEREN METNLER

fesinde, o gn kendisi iin oru tutulan aziz adna oru tutmal ve kiliseye
giderek btn gece uyumadan Tanrya dua etmeli ve Tanrnn szlerine
kulak vermelidir. (...) valye ilan edilecei yortudan sonraki sabah, adak
olarak sylenecek ilahiyi syleyerek yemin etmeli ve sunan nne gelerek;
onuru iin boyun ediimiz ve kendisine teslim olduumuz Efendimizin ye-
rini tutan rahipe, valyelik onurunu tm gcyle koruyacana dair sz
vermelidir. Ayn gn, valye ilan edilecei bir tren yaplarak kendisine
kutsal Katolik inancn oluturan on iki reti, on emir, yedi ayin ve amen-
ty oluturan dier eyler anlatlmaldr.
[Daha sonra] Silahtar sunan nnde eilmeli; dnyevi ve ruhani gzle-
rini Tanrya, ellerini gklere yneltmelidir; valye ise onu iffetin, adaletin
ve hayrseverliin iareti olarak klcyla kutsamaldr. valye silahtar p-
meli ve neler aldn ve neler iin sz verdiini, kendisini balayan ve y-
kml klan grevini ve valyelik dzenine dahil olarak kazand byk
onuru hatrlatmak zere avu iini gstermelidir. Ruhani valye yani rahip
ve dnyevi valye yeni bir valye ilan etmek iin zerlerine deni yap-
tktan sonra yeni valye ehirde gezmeli ve tm ehirliler bu yeni valyeyi
bilmeli ve grmelidir.

valyenin silahlarnn anlamna dair: Nasl ilahi syleyen rahibin cp-


pesi greviyle ilgili bir anlam ifade ediyorsa; rahiplik ve valyeliin byk
benzerliinden dolay, valyelik dzeni de valyenin grevini yerine ge-
tirmesi iin faydal her eyin bir anlam olmasn gerektirir; bylece valye-
liin ve dzeninin asaletini simgeler.
valyeye verilen kl, Efendimizin insan soyunun lmne kar ar-
mhta nasl zafer kazandn ve ilk babamz olan demin gnah iin yar-
glanmasn simgelemek iin armha benzer. Ayn ekilde valye de han
dmanlarna kar galip gelmek ve onlar ldrmek iin klcn kullanmal-
dr. nk valyelik adaleti korumak iindir. Bu yzden klcn iki yan da
keskindir, bu iki yanllk valyenin klcyla valyelii ve adaleti korumas
gerektiini simgeler. valyeye verilen mzrak doruluun simgesidir. n-
k doruluk dz ve dzgndr. nk doruluk yanln nnde gitmelidir.
Mzran demiri veya ucu, doruluun yanl karsnda sahip olmas gere-
ken gc simgeler. Sancak ise doruluun sahip olduu inanc, yanllk ve
ihanet gibi eylerden korkusu olmadn gsterir.
* Ramn Lull, valyelik Dzeni Kitab, ev. William Caxton, s. 1-2, 24-32, 38-39, 41, 66-68, 74-77.
Telif hakk, 1926, Erken Dnem ngilizce Metinler Dernei, Oxford University Pressin izniyle
baslmtr.

268
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

6. Ticaret Ahlakna Dair


Aziz Thomas Aquinas
Aziz Aquinas, izleyen pasajlarda dier insani uralar gibi ticaretin de dini ahlaka
tabi olduunu gsterir. Yahudilerin yabanclardan faiz alnmasna izin verip ayn ka-
bileden gelen kan kardelerinden faiz alnmasn yasaklayan yasaya (Tevrat, Yasann
Tekrar Kitab, 23:19-20) ilikin yorumu zellikle dikkate deerdir.

Alveri srasnda aldatma: imdi gnll dei toku ile ilikili gnah-
lar incelemeliyiz. lk nce alveri srasnda aldatmay incelemeliyiz; ikin-
ci olarak ise borlardan doan faizi gzden geirmeliyiz. (...)
Bylece ilk bahse geelim:
1. tiraz: Bir eyi deerinden daha yksek bir fiyata satmak yasa d gr-
nebilir. Dnyevi hayatn dei tokularnda neyin adil olduunu sivil yasa-
lar belirler. Bu yasalara gre (Cod., IV, XLIV, De Rescind. Vend. 8, 15) satcnn
ve alcnn birbirini kandrmas adildir; yani satc satt eyi deerinden
yksee satabilir ve alc bir eyi deerinin altnda satn alabilir. Bu nedenle
bir eyi deerinden yksek fiyata satmak yasa d deildir. (...)
Buna karn yle yazlmtr (Matta, 7:12): nsanlarn size nasl dav-
ranmasn istiyorsanz, siz de onlara yle davrann. Ama hi kimse bir eyi
deerinden pahalya satn almak istemez. Bu yzden hi kimse bir eyi de-
erinden pahalya satmamaldr.
Benim buna cevabm udur: Bir eyi adil fiyatndan daha pahalya satmak
iin hile yapmaya almak aka gnahtr nk bu komunu yaralayacak
biimde aldatmak demektir. Bu yzden Marcus Tullius Cicero yle der (De
Officiis, III:15): Szlemelerin hilekrlktan tamamen uzak olmas gerekir:
Satc teklif sahibinin iyiliini ktye kullanmamaldr, alc da dier teklif
verenleri kandrmamaldr.
Ancak sahtekrlk dnda iki tr alveriten szedebiliriz. ncelikle al-
c ve satcnn bak asyla incelersek alveri her iki tarafn da ortak fay-
das iin oluturulmutur; Filozofun dedii gibi (Politika, I:3) biri dierinde
olana, dieri de brnde olana ihtiya duyar. Bu durumda ortak fayda iin
oluturulmu bir ey bir tarafa dierine olduundan daha byk bir yk ge-
tirmemelidir ve bunun sonucunda iki taraf arasndaki tm szlemeler eit-
lii gzetmelidir. nsanlarn kullanmna sunulan bir eyin kalitesi onun iin
belirlenen fiyat ile llr, Etik V:5te de ifade edildii gibi para bu amala
icat edilmitir. Bu yzden bir eyin fiyat o eyin kalitesinden yksekse ya
da eyin kalitesi fiyat ayorsa artk adil bir eitlik mevcut deildir: Bir eyi

269
BATIYA YN VEREN METNLER

deerinden pahalya satmak veya deerinden ucuza almak adil olmad gibi
yasal da deildir. (...)
1. tiraza cevap: Yukarda akland gibi (I-II, Soru 96, Cevap 2) dnye-
vi yasalar erdem asndan fakir olan insanlara verilmitir, erdemlilere deil.
Dnyevi yasalar erdemlerle elien her eyi yasaklayamaz ve sadece insani
ilikilerde ykc olan hususlar yasaklar; onaylandklar iin deil cezalan-
drlmadklar iin dier hususlar yasal olarak kabul edilir. Buna gre satc
hile yapmadan mallarn deerlerinden yksek fiyata satarsa ya da alc de-
erlerinin altnda satn alrsa, yasa bu durumu meru grr ve aradaki fark
ok fazla olmad srece bylesi davranlar cezalandrmaz; ancak fark
oksa, rnein bir insan bir eyin adil fiyatnn yarsndan fazla zarar grr-
se dnyevi yasalar bile zararn tazmin edilmesini ister.
Dier yandan ilahi yasa erdemlerle elien hibir eyi cezasz brakmaz.
Bu yzden ilahi yasaya gre alverite adil bir eitlik yoksa bu durum yasal
deildir; hak ettiinden fazlasn alan, ortada byk bir zarar varsa zarar g-
renin kaybn telafi etmelidir. Ben u koulu ekliyorum, mallarn adil fiyatla-
r matematiksel bir kesinlikle belirlenemediinden tahmine dayanr, bu yz-
den ufak bir artma veya azalma adaleti ve eitlii bozmayacaktr. (...)

Bylece drdnc bahse geelim:


1. tiraz: Bir eyi, onu almak iin verdiimiz fiyattan daha fazlasna sat-
mak ticarette yasal grnmemektedir.
Tersine, Augustine, Psalter IXX:15e ilikin yorumunda Bilmiyordum ki
der Agzl tccar ettii zarara svp sayar, mallarnn deeri konusunda
yalan syler ve yalan yere yemin eder. Ancak bunlar ahlaksz insanlardr,
bu ahlakszlklar olmadan ilerini yrtebilecek zanaatkrlar deillerdir. Bu
yzden ticaret yapmann kendisi yasa d deildir.
Benim buna cevabm udur: Tccarn ii eylerin dei tokuudur.
Filozofa gre (Politika, I: 3) eylerin dei tokuu iki trldr; biri doal ve
gerekli olan dei tokutur ve hayati ihtiyalar doyurmak iin yaplr; ya bir
mala karlk dieri verilir ya da mala karlk para verilir. Doru konumak
gerekirse bylesi bir ticaret tccarlarn deil evine gerekli eyleri almak ya
da hayati gereksinimleri tedarik etmek zorunda olan uaklarn ve memurla-
rn iidir. Dier tr ise parayla parann, malla parann dei tokuudur ve
hayati gereksinimler iin deil kr amacyla yaplr; Filozofa gre (Politika,
I: 3) bu tr bir dei toku tccarlarn iidir. lk tr dei toku vlmeye
deerdir nk doal ihtiyalar karlar; ikincisi ise adil biimde sylemek
gerekirse sulanmay hak eder, nk snr tanmayan ve sonsuza kadar
srmeye eilimli olan kazan hrsn tatmin etmeye yneliktir. Bu yzden

270
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

ticaret, erdemli veya gerekli bir ama iin yaplmad srece, doas gere-
i parann deerini de drr. Ancak ticaretin amac olan kazan, doas
gerei erdemli veya gerekli grnmese de, gnahkr veya erdemlere zt bir
anlam da ifade etmez: Kazancn gerekli hatta erdemli bir ama iin ynlen-
dirilmesini ve bylece ticaretin yasal olmasn engelleyen hibir ey yoktur.
Bu yzden bir insan evini geindirmek ya da ihtiya sahiplerine yardm
etmek iin ortalama bir gelir kazanmak amacyla ticarete niyetlenebilir ya
da bir kii kamunun faydas iin, rnein lkesinin hayati gereksinimlerini
salamak iin ticaret yapabilir ve bir ama olarak deil almasnn karl
olarak gelir elde edebilir.

Faizin Gnahlarna Dair: lk bahisle balayalm:


1. tiraz: Bor verilen para iin faiz almak bir gnah deilmi gibi grn-
mektedir. nk Hz. sann izinden giden kii gnah ilemi olmaz. Efen-
dimiz verilen bor hakknda konuurken (Luka, 19:23): Ben de geldiimde
onu faiziyle geri alrdm demitir. Bu yzden bor verilen para iin faiz al-
mak gnah deildir.
2. tiraz: Ayrca Mezmurlar, 19:7 ayeti der ki: Tanrnn yasas yetkindir
yani gnahlar yasaklar. lahi yasada faizin bir trne izin verilmitir, Yasa-
nn Tekrar, 23:19-20 ayetleri der ki: Kardeinize para, yiyecek ya da faiz
getiren baka bir ey dn verdiinizde ondan faiz almayacaksnz. Yaban-
cdan faiz alabilirsiniz ama kardeinizden almayacaksnz hatta Yasann
Tekrar, 28:12 ayetinde Birok ulusa dn vereceksiniz, siz dn almaya-
caksnz denir. Yasaya uyumun dl olarak gelir vaat edilmitir. Bu yz-
den faiz almak gnah deildir.
3. tiraz: Ayrca insan ilikilerinde adalet sivil yasalar tarafndan dzen-
lenir. Sivil yasalar faiz alnmasna izin verir. Bu yzden yasal grnmek-
tedir.
Aksine, yle sylenmitir (Msrdan k, 22:25): Halkma, aranzda
yaayan bir yoksula dn para verirseniz, ona tefeci gibi davranmayacaks-
nz. zerine faiz eklemeyeceksiniz.
Benim buna cevabm udur: Bor para iin alnan faizin kendisi adil de-
ildir, nk bu mevcut olmayan bir eyi satmaktr ve bu adalete uygun ol-
mayan bir eitsizlie neden olur. (...)
2. tiraza cevap: Yahudilerin kardelerinden, yani dier Yahudilerden
faiz almas yasaktr. Buradan unu aka anlyoruz, herhangi bir insandan
faiz almak ktdr, nk herkese kendi komumuz ve kardeimizmi gibi
davranmamz gerekir, en azndan ncilin hkim olduu topraklarda herkes
kardeimizdir. Herhangi bir ayrm gzetmeden herkes iin Mezmurlar, 15:5

271
BATIYA YN VEREN METNLER

ayetinde Parasn faize vermez ve Hezekiel, 18:8 ayetinde Faizle para ver-
mez denmitir. Ancak yabanclardan faiz alnmasna izin verilmitir ama
bunun sebebi yasal olmas deil daha byk bir ktl engellemektir;
yani Is. LVI:11 uyarnca yabanclarn Tanrya tapan Yahudilerden, agzl-
le eilimleri nedeniyle faiz almalarn engellemektir. (...)
Bor veren kii bor alan kiiyle bir anlama yaparak sahip olmas gere-
ken bir ey nedeniyle ortaya kan zararn gnaha girmeden telafi edilme-
sini isteyebilir, nk burada parann kullanm hakk satlm olmaz, ama
bir zarar engellemektir. Ayrca bor alann bor verenin iine decein-
den daha byk bir zarardan kurtuluyor olmas da mmkndr, bu durum-
da bor alan bor verene kazandklarn verebilir. Ancak bor veren, para-
sndan kr edemeyeceini ne srerek bir tazmin anlamas yapamaz: n-
k henz sahip olmad ve birok nedenle belki de sahip olamayaca bir
eyi satamaz. (...)
Bor veren kii parann mlkiyetini bor alana devretmi olur. Bu yzden
bor alan paray alrken riski de stlenmi olur ve geri demesi gerekir: Bu
nedenle bor veren daha fazlasn zorla isteyemez. Dier yandan bir tr ir-
ket kurmak amacyla parasn bir tccara veya zanaatkra veren kii parann
mlkiyetini devretmi olmaz; tccarn bu parayla yapaca speklasyonla-
rn veya zanaatkrn ilerinin riskine dahil olur ve neticede yasal olarak pa-
rasndan kazanlan krn kendisine ait olan ksmn isteyebilir.

D. TARH LAHYATI
Piskopos Otto von Freising (1114-1158) Avusturyann koruyucu azizi (patron
saint) III. Leopold ile Alman mparatoru IV. Henrynin kz Agnesin olu, bir dier
Alman mparatoru III. Conradn vey kardei olup dneminin en byk Alman din
adamlarndan biri saylr. Paris niversitesinde okumu, Morimonttaki Cistercian
Manastrnn bakeii ve Freising Piskoposu olmu, vey kardeinin kumandasnda
Selahattin Eyyubinin Kuds almasyla sonulanan kinci Hal Seferine katlm,
Eskiehir yaknlarnda (Dorylaeum) Seluklu ordular karsnda yaanan hezimete
tank olmutur. Evrensel Tarihin 1146 Ylna Kadar Kayd (veya kendi tercih ettii
adyla ki ehrin Tarihi) adl eserinde ortaya koyduu kendi tarih felsefesinin ana hat-
larn, byk lde, Aziz Augustinein Tanrnn ehri ve Paulus Orosiusun pagan-
lar hedef alarak yazd, demden 417 ylna kadarki tarihi zetleyen Tarihin Yedi
Kitab adl eserlerine borludur. Ailevi balantlar, Piskoposun balca enformasyon
kaynaklar olup tarihi ayrntlarda gvenilirlii tam olmamakla birlikte, betimleme-
lerinin canl ve renkli olduu kabul edilir. Hristiyan ilahiyatnn ekimeli konularn

272
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

er olarak nitelendiren yazarn, zmleme hususunda gayretli olmad dnl-


mektedir.

1. ki ehir
Piskopos Otto Von Freising
lk Kitaba nsz: Dnyevi ilikilerin deiime tabi olmalarn ve raslan-
tsallklarn ve bunlarn dzensiz ve deiik meselelerini kalbimde uzun
sre ve sklkla tarttktan sonra, bilge bir kiinin zamana ait eylere hibir
ekilde balanmamas gerektiini bildiim halde, sadece akl yrtme yete-
neiyle onlardan kamak ve kurtulmak gerektiini anladm. nk bilge bir
kii olmak ksmen dnen bir tekerlek gibi dnp durmak deil kendi g-
leri sayesinde salam ve kararl durmaktr. eyler srekli deitiine ve hi
durmadna gre akll hangi adam bilge kiinin onlardan ayrlp o sakin ve
ebediyete kadar yerinde duracak ehre gitmesi gerektiini inkr edebilir ki?
Bu ehir Tanrnn ehridir, cennet Kudstr; Tanrnn ocuklarnn misa-
fir olduklar bu lkede, zamann getirdii alkantlarn zulm altndayken
Babillilerin esareti altndaym gibi i ekerek hatrladklar yerdir. Aslnda
iki ehir vardr -biri zamann, dieri sonsuzluun; biri dnyevi, dieri ilahi;
biri eytann, dieri Mesihin- dini yazarlar ilkinin Babil, ikincinin Kuds
olduunu ilan etmitir.
Ama Yahudi olmayan (Gentile) birok yazar, eski adamlarn byk kah-
ramanlklarn (ve onlarn beenilen bu erdemlerinin birok delilini) gelecek
nesillere aktarmak iin bu iki ehir hakknda bu kadar ok ey yazmken;
insanolunun sefaletini anlatmay bizlere, yazarlarmzn hkmne brak-
mlardr. Bu alanda Pompeius Trogus, Justinus, Cornelius [Tacitus], Var-
ro, Eusebius, Hieronymus, Orosius, Jordanes ve ok sayda benzerinin nl
eserleri mevcuttur, stelik saymas ok uzun srecek kadar fazla takipileri
vardr; akll bir okuyucu tm bunlarn yazdklarnda beeri felaketlerden
oluan yrekler acs trajedilerin tarihesini pek fazla bulamaz. Bu duru-
mun, kesinlikle Yaratcnn bilgece ve doru bir takdirine uygun olarak
olutuuna inanyoruz, nk insanlar dnyevi ve geici eylere balanmak
iin aptalca bir tutku hissettiklerinden kendilerinin deimesinden ok kor-
kar; hibir eyden olmasa bile yaratklarn bu geici hayatn sefaletinden
Yaratcnn bilgisine ynlendirilmesinden korkarlar. Ama biz kendimizi
sanki zamann sonu gelmi gibi konulandrm, fanilerin sefaletini yukarda
ad geen yazarlarn kitaplarndan okumaktansa, kendi dnemimizi yaad-
mz tecrbelerin sonular olarak grmekteyiz. Dier eyleri gz ard etsek

273
BATIYA YN VEREN METNLER

bile, Danielin, Yunanllarn deyimiyle, savala boyun edirilmi btn bir


Dnya zerinde tek egemenlie dayal monarisine bakarak demirle kar-
latrd Roma mparatorluu; yaad birok dalgalanma ve deiim neti-
cesinde, zellikle bugn, en asil ve en nemli deildir; neredeyse en sonda-
dr. airin dedii gibi Grkemli adnn bir glgesi kald geriye.
ehirden [Roma] Yunanllara [Bizans mparatorluu], Yunanllardan
Franklara, Franklardan Lombardlara, Lombardlardan Alman Franklarna
geen imparatorluk, zamanam neticesinde sadece ypranp yalanmakla
kalmad; ayrca bir zamanlar przsz bir akl ta gibiyken suyun iinde
bir o yana bir bu yana yuvarlanarak kirlendi ve hasar grd. Bu yzden ba-
his konusu dnyann en byk gc bile olsa dnyann sefaleti ortaya kar,
Romann ykl btn yapnn knn belirtisidir.
Ama insan gc deiebiliyorsa insani bilgeliin bile yanlmaya meyil-
li olduunu grmek neden artc olsun? Efltunun da ifade ettii gibi
Msrda Yunan filozoflarn bile ocuksu ve olgunlamam gren byk
bir bilgelik olduunu okuyoruz. Kanun Koyucu Yehovann iki arkada gibi
yz yze konutuu (Msrdan k, 33:11) ve ilahi bilgelik ile doldurdu-
u Musa bile, Msr bilgeliini renmekten utanmamt. Tanr tarafndan
milletlerin babas olarak belirlenmi o byk atamz, Keldanilerin retisi
ile eitilmi ve bilgelikle donatlm brahim bile Tanr tarafndan arld-
nda eski yaam biimini [rnein Msra gitmek] terk etmesine ramen
bilgeliini terk etmemitir. O byk, sadece bilgeliiyle deil Yeeyann sz-
leriyle Keldanilerin yce gururu, krallklarn en gzeli (Yeeya 13:19) olan
Babil de, baykularn mihrabna, ylanlarn ve devekularnn evine, srn-
genlerin pusu meknna, onarlmas mmkn olmayan bir yere dnt.
Msrn da byk oranda yaanmaz ve geilmez bir yer olduu syleniyor.
Dikkatli bir tarih rencisi retinin Msrdan Yunanllara, sonra Romalla-
ra ve neticede Galyallara ve spanyollara getiini grr. Bylece tm insani
kabiliyet veya retilerin Doudan kaynaklanp Batda son bulduu gz-
lendiinde, insanoluna dair her eyin geici ve fani olduu anlalacaktr.
Bunu Tanrnn inayetiyle aada daha ayrntl aklayacaz.
Madem dnyann deiken doas bylece ispatland ve bir delil haline
geldi, Tanrnn inayetiyle Babil halknn sefaletini, Kuds halknn mit-
le bekledii ve bu hayatta da biraz zevkini srmeyi hak ettikleri Mesihin
Krallnn grkemini de anlatabileceim bir tarih kitab yazmann gerekli
olduunu dndm. Bu yzden Tanrnn bana bahettii yetenekler do-
rultusunda Babil ehrinin mcadelelerini ve sefaletini kendi zamanmz-
daym gibi kaydetmek istiyorum: Ayrca dier ehre ilikin mitlerimiz
konusunda da sessiz kalmayacam, Kutsal Kitaptan alabildiim ipularn

274
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

anlatacam ve dnyevi ehirde kalanlardan da bahsedeceim. Bu alma-


da Kilisenin, Augustinein ve Orosiusun erefli klarn takip edeceim,
onlarn emesinden benim konuma ve amacma uygun ne varsa almay
planladm. Bunlardan biri [Augustine] o grkemli Tanrnn ehrinin kay-
nan ve geliimini gl ve etkili biimde anlatm ve snrlarn izmitir;
dnya vatandalarna nasl daldn aklamtr ve dnya vatandalar-
nn ve prenslerinin farkl dnemlerinde hangi vatandalarn veya prensle-
rin egemen olduunu gstermitir. Dieri [Orosius] kibirli mrltlara cevap
vermek iin Hristiyanlktan nceki zamanlar tercih etmitir ve dnyann
yaratlndan kendi zamanna kadar yaanan dalgalanmalar ve insann
yceliinin sefil sorunlarn, savalar ve savalarn risklerini, tahtlarn el
deitirmelerini anlatan ok deerli bir tarih yazmtr. Onlarn admlarn
izleyerek, tarihin izini kaybetmeyecek biimde ki ehirden bahsedeceim,
bylece ciddi okuyucu dengesiz karakterlerin sebep olduu saysz sefalet
sebebiyle dnyevi olaylarda nelerden uzak durmak gerektiini gzlemleye-
bilir, alkan ve zenli bir aratrmac tm mulaklklardan uzak biimde
gemite olmularn kaytlarn bulabilir.
Bu kadar byk, bilge ve yetenekli adamn ardndan yazma konusundaki
cehaletime ramen bu ii yaptm iin eletirilmemem gerektiini dn-
yorum, nk hem uzun uzun ve ok ayrntl olarak yazdklar eyleri zet-
ledim ve kaba bir biimde de olsa onlarn zamanndan bu yana dnya vatan-
dalarnn Tanrnn Kilisesinin yararna yahut zararna gerekletirdii i-
leri ayrntl olarak anlattm. Hiciv yazarnn aadaki msrasna dayanarak,
bana saldrlmasn hak ettiimi de sanmyorum:

Eitimli ya da eitimsiz, hepimiz her yerde yazar veya airiz.

nk dncesizlik veya havailik sebebiyle deil, cahillii her zaman


affettiren adanmlk yznden uygun eitim almam olmama ramen by-
lesine etin bir grevi stlenmeyi kabul ettim. Ayrca kimse beni bugnk
detlerle karlatrldnda inanlmaz grlen baz meselelerde yanla
dmekle sulamakta hakl olmaz, nk hafzamzda hl taze olan olay-
lar iin bile gvenilir kiilerin yazdklar dnda hibir ey kaydetmedim,
kaydettiklerim ise birok bilginin sadece bir ksmdr. Bu kiilerden bazlar
eserlerinde havarilere zg sadelie ilikin fikirlerini korumu olsalar bile
onlar hor gren bir bak asn benimsememeliyim, nk takn bir zek
bazen hatalara neden olabilir ve bu yzden iten bir nezaketsizlik her zaman
gerein arkadadr.
Madem bir ehrin tekinsizliindeki keder ykl insanlardan ve die-
rindekilerin kutlu bekasndan bahsedeceiz, bu dnyann alkantsna ve

275
BATIYA YN VEREN METNLER

karmaasna sabrla katlanan ve kendi grntsyle dier ehrin keyifli hu-


zurunu oaltan ve ycelten Tanry memnun edecek eyler syleyebilmek
amacyla, yardmna mazhar olmak iin Tanrya yalvaralm.

nc Kitabn nsz: Szm unutmadm sevgili biraderim, bece-


rebildiim kadaryla Caesar Octavianus dnemine kadar getirdiimiz ki
ehire ilikin tartmay tamamlamakta tereddt etmeyeceim, zellikle
imdi Hristiyanlk dnemine geldiimize gre Tanrnn inayetiyle daha is-
tekli olarak anlatacam nk artan inanllar sayesinde Tanrnn ehri
hakknda daha fazla konuabileceim. imdiye kadar, elimde daha ok dn-
ya halklar hakknda bilgi olduundan Mesihin halk hakknda syleyecek
ok az eyim vard, nk ilk insandan Mesihe kadar neredeyse tm dn-
ya (baz srailolu kabileleri hari) hatalar yznden yoldan km, bo ve
batl inanlara teslim olmu, iblisin takliti marifetleriyle tuzaa dmt
ve insanlar dnyann zahmetleriyle urayor, bu dnyann prensine kar
eytann liderliinde savayorlard. Ama zaman dolunca Tanr z Olunu
gnderdi (Galatyallar, 4:4); O, hayvanlar gibi yolu izi belirsiz, dolambal
yerlerde dolanan lml insanlar yeniden doru yola sokacakt. Kendisi in-
san biimine girerek lml insanlar doru yola ard; O, tamamen yanl
yola girenleri akln na armak iin kendini gerek olarak gsterdi; O,
mahvolmakta olanlar deitirmek iin kendisini gerek yaam olarak bildir-
di ve Yol, gerek ve yaam Benim (Yuhanna, 14:6) dedi; aslnda yle di-
yordu: Yoldan km biimde yryorsunuz; bana gelin nk yol Benim.
Bu yola korkusuzca girebilirsiniz, anlayn ki gerek Benim. Yolculuk iin
tedariiniz yoksa fark etmelisiniz ki yaam Benim. (...)
Ancak u soruyu sormak da mmkndr: Tm insanln Kurtarcs
neden Pavlusun zaman dolunca (Galatyallar, 4:4) dedii an sonun-
da dodu ve btn Yahudi olmayan dnyann alar boyunca inanszlk
gnahyla mahvolmasna izin verdi? lmllerin ryebilir etiyle kap-
lanm olanlardan hangisi, bu dzenin Tanrnn hkmlerinin en derin ve
adil hazinelerinde gizli olan sebebini sorgulamaya cret edebilir? Havarinin
Tanrnn zenginlii ne byk, bilgelii ve bilgisi ne derindir! Onun yarglar
ne akl ermez, yollar ne anlalmazdr! (Romallar, 11:33) dediini bildi-
i halde, kim buna cret edebilir? O zaman ne yapmalyz? Anlamyorsak
sessiz durmamz gerekir mi? Bu durumda iftiraclara kim cevap verecek,
saldrganlarn karsnda kim duracak ve her eyden nemlisi tartmayla
ve kelimelerin gcyle iimizdeki inanc yok etmek isteyenleri kim yalan-
layacak? Ayrca Tanrnn gizli tlerini anlayamyoruz, ancak srekli bu
tleri aklamay deniyoruz. Anlayamadmz eyleri aklamaya m a-

276
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

lyoruz? Aklamalar oluturmaya alyoruz, insani aklamalar elbet-


te; yine de Tanrnn kendi aklamasn hl anlayamayabiliriz. Teolojik
meselelerden bahsederken bir karar vermemiz gerektiinde bu meselelere
uygun bir dilimiz olmadndan, sadece insan olduumuz iin, kendi te-
rimlerimizi kullanyoruz ve lml ifadelerle Yce Tanrdan bahsediyoruz,
nk Onun bizim oluturduumuz formlleri anladndan kukumuz
yok. nk Ondan, Yaratandan daha iyi kim anlayabilir ki? Neticede Tan-
r tarif edilemez ama Onu vmemizi arzular. Tarif edilemez olduundan
ancak belirli bir slupla Onu tarif etmek mmkndr. Augustinein dedii
gibi terimlerdeki bu eliki szl tartmalarla deil sessiz bir inanla daha
kolay zlr. Bir bakas da yle demitir: Szlerin tesindekine sessizlik
vastasyla hrmet edelim.
Havarinin dedii gibi, eer Tanr, gazabna hedef olup mahvolmaya ha-
zrlananlara byk sabrla katlandysa (Romallar, 9:22), eer Kilisesinde
kendi iyiliinin zenginliini aa vurmay arzuluyorsa; dnya ehrinin ken-
di iradesiyle istedii gibi kullanabilecei upuzun fani bir zenginlie sahip
olmasna izin vermesi dolaysyla Onu knayamayz nk ya o ehri kendi
yntemlerine terk etmitir ya da kendi setii insanlar o dnya ehrinin
farkyla cezalandrarak kendi iyiliinin zenginliini aa vurmaktadr. Bir
yandan eer O tm insanlarn her olayda istedikleri gibi davranmalarna
izin verirse Onu sulamalar adil olmaz; dier yandan, kendilerine zarar
verecek eyler yapmalarna izin vermeyerek ve bylesi niyetlerin gerekle-
mesini engelleyerek paha biilemez ltfunu bahettii kiilerin Ona kret-
mesi ve sayg gstermesi gerekir. O eer ltfunu adilce bahetmiyorsa Onun
adil olmad sylenemez, o paha biilemez ltfunu istedii kiiye verdiin-
de bile sadece Onun merhametli biimde hareket ettiine inanmak gerekir.
Bu yzden gemite, onlar gnaha zorlayarak deil ama onlara bu amala
kendisinin olan vermeyerek insanl terk ettiyse; rnein nelerden uzak
durmalar gerektiini anlatan Kurtarclarna kretmeleri gereken sonraki
nesillerden nce geip gidenleri hem kendi balarna O olmadan neler ya-
pabileceklerini hem de Kurtarclarnn merhameti sayesinde nelere sahip
olduklarn renmeleri iin kendi iradelerine terk ettiyse; sonrakilere Onu
sevmeleri iin yeterince sebep vermesine ramen ncekiler tarafndan su-
lanmas mmkn deildir.
Mesihin dier alarda deil de bu ada yani altnc ada domak
istemesinin bir sebebi daha vardr: Bu ada dnya Romann hkm al-
tnda birlemi ve Augustus Ceasar tarafndan bir btn olarak organize
edilmitir. lk ebeveynlerimizin cennetin keyiflerini bizden uzaklatran g-
nahnn kefaretini demek iin ete kemie brnmeyi istemi olsa da kfr

277
BATIYA YN VEREN METNLER

topraklarnda yaamay tercih etmesi kendi iradesiyledir; bunun altnc a-


da gereklemesi en uygunu olmutur nk O ilk insan da altnc gnde
yaratmtr. nsanln daha nceki alarnda ete kemie brnmesi de uy-
gun olmazd. nk bu gnahkr ebeveynlerden olma insanlar, itaatsizlikle
sakatlanm doalar sebebiyle ktle daha eilimliydi ve akl yrtme
glerini henz kullanamyorlard ve vahi hayvanlar gibi dolanyorlard
-onlarn iindeki doal iyilik gizlenmiti- bu insanlara birbirleriyle dost-
a yaamay retmek, kanunlarla kalba dkmek, erdemlerle sslemek ve
akln yla aydnlatp onlara gerein bilgisini vermek mmkn deildi.
Bu yzden en utan verici hikyelere ve daha da utan verici hareketlere,
en gaddarca ifadelere ve daha da gaddarca fiillere sahibiz; tm bu nce-
ki dnemlere ait eylere yeter diyorum. nsanlar akldan yoksun, gerei
anlamalar olanaksz, kanunla ve adaletle tanmam bir halde iken Hz.
sa tarafndan sunulan hayata ilikin yasalar ve yce hkmleri nasl an-
layacaklard? Bu yzden onlarn zeklarn beslemek iin nce daha uygun
olan Yasa verildi, daha bebek olan dnyay kat yemekle deil stle bes-
lemek gerekiyordu. Daha sonra ya bydke ve ksmen insanlarn bir
arada yaamalar, ksmen yasa oluturmak iin kendi bilgeliklerini bir araya
getirmeleri, ksmen de filozoflarn retileri ve bilgelii sayesinde ilerleme
kaydedildike, herkesin Kurtarcsnn vcuda gelmesi ve dnya iin yeni
bir yasa oluturmas iin uygun zaman geldi; daha nce sylediim gibi tm
dnya Romallarn gcne boyun emiti, filozoflarn bilgelii ile ekillen-
dirilmiti ve insanlarn zihinleri doru yaamaya ilikin yce hkmleri
anlamaya daha uygundu.

Sekizinci Kitap: Bu sekizinci kitapta nc aamay anlatmak kald: En


adil Yargcn hkm gnnde her iki ehrin de davasn grecei zaman bir
ehrin en yksek kutsalla sahipken, dierinin nasl baarsz olaca ve en
byk sefalete decei aama. nk Sleymann da dedii gibi Yrek-
teki gururu d, alakgnlll ise onur izler (Sleymann zdeyile-
ri, 18:12), bu yzden bir nszle Onun ehrinin, grkeminden nce hangi
utanlar yaayacan; kt ehrin yklmadan nce Deccalin emrinde nasl
geici bir ycelie sahip olacan anlatmalym mmkn olduunca g-
venilir kitaplar sayesinde baz sonulara varmaya alacam. Bu yzden
zulmn youn karanlndan sonra ebedi huzurun ebedi gndz ok keyif-
li gelecektir ve bu dnyann onaylayan glnden sonra gelecek, ac veren
cezalar frtnas ve ebedi gece ok korkun olacaktr; o grkeme ilikin umut
bugnk aclar hafifletirken, kyamet korkusu kayp giden dnyevi zevkle-
rin (eer byle bir ey varsa) deerini drecektir.

278
ORTA A HIRSTYANLIININ DNYA GR

(...) Zulm buuk yl srecek -Tanrnn vekillerine gre tam olarak bu


kadar- ve rtl biimde yrtlecek, tam da peygamberin dedii gibi: Bir
vakte, vakitlere, yarm vakte kadar (Daniel, 7:25). Vahyin otoritesinde daha
da ak biimde bildirilmitir: Kutsal kenti krk iki ay boyunca ayaklaryla
ineyecek olan uluslara verildi. (Vahiy, 11:2). Efendimiz, zulmn bykl-
nedeniyle seilmi olanlarn iyilii iin en merhametli yarg tarafndan
bu ksa zamann verildiini syler: O gnler ksaltlmam olsayd hi kimse
kurtulamazd (Matta, 24:22; Markos, 13:20).
O dinsiz ehrin ba vurulduunda; Yahudilerin, o inanmayanlarn, ira-
delerinin kandrldn greceklerine ve dine dneceklerine inanlr; pey-
gamberin aadaki szleri de buna iaret eder: srailoullarnn says de-
nizin kumu kadar ok olsa da ancak pek az kurtulacak (Romallar, 9:27).
Bunun ardndan bir pimanlk zaman gelecektir -bu zamann uzunluu
tm lmllerden saklanmtr. Daha sonra, nceden sylenen tm eyler
tamamlandnda ve gnete, ayda, yldzlarda ve denizde acayip iaretler
ortaya ktnda- tm insanlar, tm dnyann bana bundan sonra gele-
ceklerin beklentisiyle korkudan bayldnda kt ehrin ykm, Mesihin
ehrinin ykselii ve Tanrnn gn yakndr; Tanrnn kullarn tatllkla
teselli eden gerek haber yle der: Bu olaylarn gerekletiini grdnz-
de bilin ki Tanrnn Krall yakndr (Luka, 21:31). phesiz Krallk, hrsz
gece nasl gelirse yle gelecektir (yani grnmeden) (1.Selanikliler, 5:2); yine
Efendimizin szlerine gre insanlar yiyecek, iecek, evlenecek ve evlendiri-
leceklerdir (Matta, 24:38). Bu sorunlarn, Yaratcnn bilgelikle dolu basireti
sayesinde zalimce deil bilgece byle dzenlendiine ve Yargcn geliinden
dolay dehet iinde olacamza ve hesap vereceimize inanmamz gerekir.
(...) Bu eyler gerekletiinde Efendimiz kukusuz yarglamak ve iki eh-
rin nihai deerlendirmesi iin gelecektir. Ayrca yarglamak iin, daha nce
yarglanmak zere geldii biimde, gelecektir; alakgnll biimde canl
bir insan olarak geldiinde kibirli bir kafayla onu kmseyenler, adil ol-
masna karn Onu sert bir yarg olarak greceklerdir. Elimizde bu konuda
bir de kehanet vardr: Bedenini detiklerine bakacaklar (Yuhanna, 19:37;
Zekeriya 12:10). nk Baba ahsen yarglamayacaktr, Btn yarglama
iini Oula vermitir (Yuhanna, 5:22); bylece (masum olmasna ramen)
her trl hakarete maruz kalan ve armha gerilen Olunu gkteki, yerdeki
ve yer altndaki her eyin (Filippililer, 2:10) Efendisi yapm ve Onu lle-
rin ve dirilerin yargc olarak atamtr (Elilerin leri, 10:42). Onun insan
biimindeki vcudu drst olanlara merhametli grnrken, kt olanlara
o daha nce mulak ve hor grmeyi hak edermi gibi grnen halinin aksine
daha parlak ve korkun grnecektir.

279
BATIYA YN VEREN METNLER

(...) imdi o lkenin kutsallnn ne olduunu sorgulamalyz. Ruhla-


rn bedenlerden syrldktan sonra veya ruhani bedenler elde ettiklerinde ve
meleksi ruhlardan ne saflk ne de derece bakmndan dk olmadklarnda,
insanlarn yaarken zevk ald harici eylerden zevk alacaklarn dnme-
meliyiz. Buna gre Kutsal Kitap onlarn ruhlarnn ieklerden veya yeil
ayrlardan, keyifli yerlerden, kularn tnden, gzel kokulu eylerden
(tarn ve sakz gibi) etkilendiini ve bunlarla yenilendiini sylediinde,
bylesi bir ifade akas dnyevi deil ruhani olarak yorumlanmaldr. Ama
yine de sert deil yumuak besinlerle beslenmesi gereken, anlama gc za-
yf ve ruhani zevkleri anlayamayacak basit insanlarn iyilii iin bu eyler
baz retmenler tarafndan basit insanlarn grnr eyler yoluyla grn-
meyen eyleri kefetmesi iin kullanlr. Azizlerin kutsanml da bu du-
rumda Yaratclarnn elindedir, Efendimizin sylediine gre: Sonsuz ya-
am tek gerek Tanr olan Seni ve gnderdiin Hz. sa Mesihi tanmalardr
(Yuhanna, 17:3); elbette buna ikisinden [Baba ve Oul] gelen Kutsal Ruhu
ifadesini de eklemeliyiz. Bu yaam ebedidir. O en saf kutsanmlk dnda
hangi sebeple yaam ebedi olacaktr? Hayat geici olsa kutsanmazd, n-
k nihayetlenecek olmas nedeniyle endieye sebep olurdu. Yineleyelim,
ne kadar uzun srerse srsn, hayat her tr straptan uzak ve mutlulukla
dopdolu deilse ya da herhangi bir kusurla bozulmusa kutsal saylamaz.
Bu yzden bu hayat ebedi ve kutsanmtr, kutsanm ve ebedidir, Tek ger-
ek, Tanr olan Seni ve gnderdiin Hz. sa Mesihi tanmalardr (Yuhanna,
17:3). Kutsanmln mutluluunun ebediyet bilgisi olduunu sylediine
dikkat edelim. Bu hayatta azizlerin zorlukla, bir aynadan ve bir bulma-
cadan alglayarak grd ilahi doay anlamak iin baz kiilerin gayret
etmesi bounadr; nk bu doann ancak gelecek yaamda grlebilece-
i ve tamamen anlalabilecei vaat edilmitir. Bu yzden azizler, Tanrnn
insan tamamen kendinden geiren ebedi olarak kutsanm grntsnden
zevk alr; vaizin dedii gibi Yasay koyan onlar kutsar, gittike glenirler,
Sionda26 Tanrnn huzuruna karlar (Mezmurlar, 84:7).

26 Vaat edilmi lke veya Kuds anlamnda kullanlan bir yer ad. (.n.)

280
II
ORTA A DNCE VE PRAT

A. ERKEN ORTA A*
Bat Avrupada 400 ila 1100 yllar arasnda yaananlar, tek bir olumsuz tamlama
ile, yani Karanlk a olarak adlandrlamaz. Hi kukusuz, bu dnemde yaam
sadeletirmeye, basitletirmeye dnk birok deiim de yaand. Baz Roma ehir-
leri terk edildi; ehirlerde yaamay srdrenler, gvenlii, gl gemilerinin ta
duvarlar arasnda arad; imparatorluun bir zamanlar ilek olan ticaret yollar kulla-
nlmaz oldu ve Avrupallarn nemli bir blm krsalda yaamaya balayp topran
(doann) yasalarna tabi oldu. Ve btn bunlarn vuku bulduu yzyllar boyunca,
edeer nemi haiz iki siyasi gelime/deiim gerekleti: 1) rgt ve merkeziyet-
i Roma brokrasisinin yerini, iptidai yerel ynetimler ald; 2) Kilise yetkilileri veya
piskoposlar pek ok yerde ynetim sorumluluu stlendi.
Kilise dnemin retici gcyd. Nitekim, Bat dnyasnn belli bal tm kurumla-
r Kiliseden neet etti. Roma Bapiskoposu, kendini tm Hristiyanlarn ruhani lideri
ilan etmi; Papal On Birinci yzyln sonlarnda, Orta ve Bat Avrupa genelinde de
kabul grr olmutu. Piskoposlar, yzlerce yl boyunca, pek ok blgede yerel halka
hem vali hem rahip olarak hizmet etmi, sevgi ve sayg oda haline gelmilerdi. Her
yerde manastrlar almt. iddetin hkm srd yzyllar boyunca keiler bu
manastrlarda fakir fukaray himaye etmi, muhteem kiliseler kurmu ve ilmi (dinsel
retiyi) koruyarak srdrmlerdi. Ayn srete, daha sofu olanlar Almanya, ngil-
tere, rlanda ve skandinavyann vahi doasna girip buralarda yaayan dinsizleri
barl mesajlarla Hristiyanla kazandrma gayretine dmt. Bu Hristiyanlar ki,
ou Alman kkenliydi, daha batan itibaren Akdeniz havzasndaki Roma medeni-
yetinin Avrupaya yaylmasnda nc rol oynadlar. almalar medeniyetin barbar
halklara nfuz etmesinde o kadar baarl oldu ki, sz konusu dnemi Karanlk
a olarak adlandrmak, kanaatimce hakszlk olur.
Kilise mensuplar hkmet etme ve smrgeletirme faaliyetlerinin yan sra, ei-
tim sorunuyla da urat. Bunlar Beinci yzyln sonlarnda Batdaki Roma kkenli

281
BATIYA YN VEREN METNLER

yneticilerin ounun yerini alan sava Almanlar slah edip onlara sz geirmeye
altlar. Dnemin Almanlar tarafndan itibar gren deerler sistemi Nibelungen
veya Rolandn arks gibi epik iirlerde gzlenir. Bu iirler vuku bulduunu iddia
ettikleri olaylardan yzlerce yl sonra yazlm olsa da sz konusu deerler sisteminin
baskn biimde sava olduuna iaret ediyor olmalar itibariyle deer tar. Nitekim
Hristiyanln bar ahlaknn/ilkesinin aka anlalmas iin -eer anlaldysa- ara-
dan yzyllar gemesi gerekmitir.
Her eye ramen, Rolandn nderi Charlemagne (742-814), bir cihanmul H-
ristiyan krall kurma giriiminde bulundu. Kilisenin etkisiyle ekillenen politikalar
ve tutumu, Hristiyan yaamnn birlik ve beraberlik anlayn benimsediinin gster-
gesidir. Charlemagne, tebaasnn zihinsel potansiyelinin gelitirilmesini amalayan
temel bir eitim emretti; hibir Hristiyann maduriyet iindeki bir dier Hristiyan
istismar etmesine imkn vermeyecek nitelikte ve salkl bir ekonominin maddi n
art olan yatrmlar yapt, yollar ve kprler ina ettirdi. Charlamagnen hkmet
etme anlay halkn selameti iin almak olsa da ona ve onun kadar baarl olma-
yan haleflerinin hizmetindeki toprak dkn svarileri/valyeleri iin ayn ey sz
konusu deildi. Ne ki, imparatorluk hayalinden hi vazgeilmedi.
Charlamagnenn lmnden iki yz elli yl sonra, Avrupa dikkate deer bir ge-
liim srecine girdi. On Birinci yzyln son eyreinde, birka asrlk feodal m-
cadeleden sonra, Fransa ve Almanyann byk bir ksmnda bar ve bu bar
koruyabilecek nitelikte yneticiler ba gsterdi. Ayn srete Kilise de telkinlerini
ve dolaysyla etkinliini srdrmt. Bunun sonucu olarak, Birinci yzyln ikinci
yarsnda, Avrupa byk bir dinsel canlana sahne oldu. Buna katlanlar kendilerini
Kiliseye adayp kiliseler, manastrlar yaptrdlar, din uruna savatlar ve Romadaki
papann szn dinlediler.
Ne var ki, Roma mparatorluu dneminden beri ilk kez bu kadar barl bir
sre yaayan Avrupada Kilisenin yksek idealler olarak telkin ettii i gzlem, tes-
limiyet ve tefekkr retisiyle, dnyevi (sekler) toplum nderlerinin, sava soylu-
larn, tccarlarn ve prensin ululad gl olmak, alkanlk gibi erdemler arasnda
mthi bir gerilim yaanacakt.

* Peter Reisenberg, The Traditions of the Western World, Rand McNally&Co., Chicago 1967.

1. nsanolu Tanrya Nasl Hizmet Etmelidir?


Erken dnemin Batl Kilise babalarndan Byk Gregorius (540-604) etkinlii
itibariyle Augustinten hemen sonra gelir. Zengin ve nl Romal bir ailenin ocu-
udur. Babas senatr, byk dedesi Papadr (III. Felix). Gregorius devlete hizmet
etmek zere eitilir. Nitekim 572de Roma valisi (praefectus), yani ehrin en byk

282
ORTA A DNCE VE PRAT

memuru ve senato bakan olur. yl gemeden btn bu grevleri brakr, malla-


rn datp evini manastr haline getirir ve alt manastr daha kurarak bir kei gibi
yaamaya balar. 579da diyakoz1 olarak atanr ve Papa II. Pelagius tarafndan pa-
palk elisi (apocrisarius) olarak stanbula gnderilir. Burada alt yl kaldktan sonra
talyaya daki manastrna dner. 590da, Papa Pelagiusun Romada bagsteren
veba salgn nedeniyle lmn takiben, Papa (I. Gregorius) seilir. Gregoriusun bu-
gne ulaan yazl eserleri arasnda, Moral Tevikler, Piskoposluk Hizmetlerine Dair
El Kitab, ncil Hakknda Syleiler, Diyaloglar ve olaanst insani ve edebi ierie
sahip olduu ifade edilen sekiz yz altm sekiz mektup vardr. Bunlarn arasnda
kendi devrinde, en ok Greve Dair Ahlaki Davran Kurallarnn okunduu bilinir.
Gregoriusun sadece grleriyle deil, Kutsal Yazlarn tefsiriyle de Kilisede bin
yl boyunca kabul grm bir din adam olduu ifade edilir. Aadaki belgeden de
anlalaca zere, dnyevi yaam ile riyazeti yaam elikisi Hristiyanlkla balama-
d gibi, bu elikinin stesinden gelmeye alanlar da sadece Hrstiyanlar deildir.
Buna karn, Gregoriusun riyazet meselesine getirdii entelektel zm, Hristiyan
akidesine uygun olup insanlarn davranlar zerindeki etkisini Orta a sresince
srdrebilmitir.

Greve Dair Ahlaki Davran Kurallar*


Aziz Gregorius
Aziz Gregorius (540604), kendisinden iki yz yl nce yaam olan Augustin
(354430) gibi, bir piskopos (daha sonra Papa I. Gregorious) ve ilahiyatdr; bu mev-
kii durmakszn mlke, siyasete ve hukuka ilikin sorunlarla uramas gerektii an-
lamna gelmektedir. 590a kadar papaln idare meclisinde olduundan, talyann
btn kendisinin yetki alanndayd, ayrca Bizans ile ilikiler de kendisinden sorul-
maktayd. Papaln Bat Avrupada ykseldii bu dnemde ruhani bir nder ola-
rak, kiliseye dzenli olarak giden Romallar ve genel olarak Hristiyanln selameti
emniyet altna alnmalyd. Piskoposluk Hizmetlerine Dair El Kitab, Gregoriusun
derin tecrbelerinin rn olarak ortaya kt ve asrlar boyunca piskoposlarn dav-
ranlarna yn verdi. ylesine nemsendi ki, Kral Alfred tarafndan Eski ngilizceye
dahi evrildi.

Mezar dediimiz nedir ki? Tefekkrle geen bir yaamda da gzlerimiz


d dnyaya kapanmyor mu? Byle bir yaam bizi her trl dnyevi arzu-
dan sakl tutmuyor mu? Onlar d dnyaya gzlerini kapamakla tefekkre

1 Papazn yardmcs olan din adam.

283
BATIYA YN VEREN METNLER

gmlmt. Pavlus bu yzden onlara dedi ki, Tpk bir l gibi, hayatn,
Tanrdaki Hz. sada sakl. Dnyevi ilere dnk aktif yaam da bir mezar-
dr, bizi kt ilerden alkoymak iin lnn stn rter gibi rter st-
mz, ama tefekkrle geen mnzevi bir yaam, bizi dnyevi srelerden
kopararak daha da iyisini yapar. O halde, bedenin arszln denetim altna
alanlara den grev bu ilahi yntemle zihni terbiye etmektir. Bu srete
zihni aan her ne olursa olsun, ie dnk tefekkrn stnde ve tesinde,
sakl olana uzanmaldr. Kendini tefekkre vererek yaplmas gereken ileri
ihmal eden veya elindeki ilerin aciliyeti nedeniyle tefekkr bir yana bra-
kan insan, iyi bir vaiz/hatip deildir. Bundan dolaydr ki, brahim len ka-
rsn, dnyevi yaama gzlerini kapayabilen her iyi vaizin/hatibin ruhunu
gmd gibi, ift katl bir mezara gmer. nceden srd yaamn dnye-
vi arzularna duyarl o ruhtur ki, nefsaniyetten uzak, ama duyarlln kay-
betmeden lmde yaar. Mesih, zaten bu nedenle, Onun mucizelerini gn-
dz vakti ehirde sergileyip gecelerini dada dua ederek geirir ki, iyi vaizler
hareketli ehir yaamn terk etmemeyi, tefekkrn verdii hazla ehirde
alma azminden vazgememeyi renip tefekkr yoluyla sourduklarn
komularna aktarsn. nk tefekkr yoluyla Tanrya ykselecek, geri d-
nnce vaaz vererek insanlara hizmet edeceklerdir. Nitekim Musa, kurbanlk
bir buza kesilirken, ona iki kez boyanm mor yn balayp yanna r-
dk otu ve erz aac koyar ve bylelikle bedene eziyet ederken inan, umut
ve iyilik buhuru solumu olur. rdk otu i organlarmz arndrr. Petrus
buna kalbi imanla arndrmak der. Erz aac ise asla rmez ve bu nedenle
hibir sonun gksel umutlar tketemeyeceine iaret eder. Petrus bir defa-
snda unu da sylemitir: Hz. sa Mesihin ller arasndan kp dirilme-
siyle, O, bizi lekesiz, hi bozulmayacak ve solmayacak bir mirasla yeniden
yaratp umutlandrmt. Mor ynn krmz alevi, iini iyiliin doldurduu
kalbi atee verir. Hakikat de Gospelde, Buraya dnyay atee vermek ze-
re geldim, der. ki kez boyanm mor yn sunulur ki, yaptmz iyilik isel
Yargn nezdinde Tanrnn ve komularmzn sevgisiyle renklensin; inan-
cn kaybetmi olan ruh, Tanr akna ne komularmz ihmal etsin ne de
onlarla huzuru kap iindeki En Yce sevgiyi sndrnceye kadar urap
onlar sevindirsin. O halde kim kendini Tanrya adamsa, ibadet etmekle
kalmayp tefekkrn doruuna ksn.
Her eyden nce unu bilmelidir ki, ruhlar eit eittir. Bazlarnn zihni
tembeldir; bunlar i yapmak zorunda kalnca daha batan vazgeer. Bazla-
r o kadar huzursuzdur ki, ilerine ara vererek daha ok almak zorunda
kalr, dnmek iin daha ok zamana ve zgrle sahip olduklar halde,
dnemez olurlar. Demek ki, ne huzur iindeki zihin arya kap kendini

284
ORTA A DNCE VE PRAT

tamamen ie vermeli, ne de huzursuz olan zihin kendini tefekkrle snrla-


maldr. Tefekkr ettikleri halde ie boulduklar iin tkezleyenler alarak
dier insanlara hizmet ediyor olmann avantajna sahip olarak yaadklarn
syler, ama bu gibiler uyuukluun klcyla ldrlmtr. Baz huzursuz
ruhlar tefekkr ederken akllarnn ermedii eylere taklp yanl doktrinle-
re sapar ve belirli bir tevazu iinde Hakikatin mridi olacak kadar kafalar
yokken, muvazaa ustas olup karlar. Bundan dolaydr ki, O, kendi azyla
Sa gzn seni rahatsz ediyorsa karp at; nk tek gzle yaamak, iki
gzle cehennem ateinde yanmaktan iyidir, der. Dnyevi yaam ile tefekk-
re dnk yaamn ruhen birlikte yaanmas yzmzdeki iki gz gibidir. Sa
gz tefekkrle geen yaam, sol gz dnyevi yaamdr. Ne var ki, yukardaki
dnyay ve ruhani eyleri sezgi gzyle gremedikleri halde tefekkrn do-
ruklarna dalan ve bir anlay hatas yaparak inanszlk ukuruna denler
de var. Demek ki, tefekkre dnk bir yaam benimsemek insann gcn
aabilir ve onu hakikatten uzaklamak zorunda brakabilir. Bu zihinsel zaaf-
la dnyevi yaam iffetli bir ekilde yaayarak gvende olmak mmkndr.
Dediimiz gibi, Hakikat bu gibi insanlar yle uyaryor: Sa gzn seni
rahatsz ediyorsa karp at; nk tek gzle yaamak, iki gzle cehennem
ateinde yanmaktan daha iyidir. O, aka yle diyor: ayet tefekkre yat-
kn deilsen saduyulu davran ve gvenlii dnyevi yaamda ara. En iyisidir
diye yaptn seimde baarsz olursan elindekiyle yetin. Tefekkre dnk
yaamda hakikat bilgisinden sapmak zorunda kalrsan, dnyevi yaamda
kal ki, gkyz krallna bari tek gzle girebilesin
unu anlamak lazm: ou kez bir ve ayn anda, sevgi/ak hareketsiz
ruhlar harekete geirirken, korku/kayg huzursuz ruhlar tefekkrden alko-
yar Kim ki hevesle tefekkr idman yapar, ben ne kadar seviyorum diye,
nce kendini sorgulasn. nk sevgi/ak ruhun motor gcdr. nsan bir
yandan bu dnyadan ekip karr, bir yandan da yceltir/ykseltir. nsan,
ister en ok sevdii eyleri aratryor, ister korkular/kayglar besliyor olsun,
bilinmeyen gerekleri sevgiyle nasl kavrayacan biliyor mu, yoksa kor-
kularna/kayglarna m yeniliyor, nce bunu incelesin. nk ayet zihin
tefekkr srasnda sevgiyle/akla harekete gememise, bu duygusuzluk onu
kreltir O halde, ruh, ncelikle dnyevi olan eylere duyduu sevgiden,
beden (cinsel) tatminden arnmal; tefekkr bilgisine sonra ykselmelidir.
Bu yzden bir Yasa indi ve Da2 insanlara yasakland, nk o kck
akllar hl dnyevi eylerde olan insanlar, yukardakileri grmeye taham-
ml edemeyebilirdi. Hayvan daa dokunursa ta olur sz dorudur, nk

2 Musann daa k.

285
BATIYA YN VEREN METNLER

anlamsz/mantksz arzulara kaplm olan zihin, hayvan daa dokununca


kendini tefekkrn doruklarna karr
O halde, tefekkr kalesini fethetmek isteyen mkemmeliyetin doruu-
na kmaya gayret ederken, nce kendini snayp komularna zarar verip
vermediini, komularnn zarar vermesi halinde aklselimle hareket edip
etmediini, nne kan frsatlardan olunca -nk haz zihni asla dat-
maz- pimanlk duyup duymadn dnsn; ve eer tekrar ruhani eyleri
kefetmeye, yani kendi i dnyasna dnerse, maddi eylerin glgesini be-
raberlerinde getirip getirmediini, o her eyi kapsayan grnce kendi
evresindeki tm imgeleri yok edip etmediini veya kendi dna kp varl-
n fethedip edemediini grsn. Burada, Mezarna bolluk/bereket iinde
gireceksin, dersek doru sylemi oluruz. nk mkemmel insan mezara
gerekten bolluk/bereket iinde girer; nce dnyevi yaamn gereklerini
yerine getirmi, sonra da bedenini o dnyadan saklayp tefekkr yolunda
lmtr. Bylece, her ey yerli yerine oturur.
Tpk ambara mevsiminde giren msr haslat gibi. nk eylem mevsimi
nce gelir, tefekkr en son. Mkemmel insan nce alp iyi alkanlklar
edinerek zihnini terbiye etmeli, ambarn doldurduktan sonra dinlenme-
ye ekilmelidir. Tanry beklerken eytan alayna terk edilmi olan insan,
Onun Kurtarcsnn ayaklarnn dibine bylece oturup talimat alabilir ve
kurtuluunun Mellifi eliinde bylece lkesinden hevesle ayrlr. Ama
Hakikatin Kendisi olan Odur ki, ona iyileme ihsan etmi; ona, nce
kendi evine dn ve Tanrnn sana ne byk eyler yaptn gster, demi-
tir. nk bizler bahedilen en kk Tanr bilgisine sahip olunca insani/
dnyevi ilere dnmek istemez, komularmzn ihtiyalaryla dertlenmek-
ten kanr, huzuru tefekkrde bulup bizi emek harcamadan tazeleyecek
eyleri severiz. Ama Tanr bizi iyiletikten sonra eve gnderip bizlere ya-
planlar anlatmamz emreder ki, ruh nce alsn, tefekkrle tazelenmeyi
sonraya braksn.
Bu nedenledir ki, Yakup, Rahele hizmet ettikten sonra Leaha sahip olur.
Ona, Bizim lkemizde en gen olan ilk doandan nce vermek det de-
ildir, denmitir. nk Rahel grnen balangtr, Leah ise, zahmet
eken. Rahel tefekkre dnk yaamdan baka bir eyi sembolize ediyor
olabilir mi? Ya da Leah dnyevi yaamdan? Balang tefekkr yoluyla
ulamaya altmz Tanrdr, zahmet ise bir yn ihtiyac karlamak
iin harcanan emek. Rahel ok gzel, ama ksr; Leah gsz, ama bereketli-
dir. Zihin, huzuru tefekkrde ararken daha ok grr, ama Tanrnn ocuk-
larna dnk olarak daha az retkendir; kendini vaaz verme iine adaynca
daha ok yklenir, ama daha az grmeye balar. Nitekim Yakup Leahy ku-

286
ORTA A DNCE VE PRAT

cakladktan sonra Raheli kazanr. Bylelikle herkes nce retken bir yaam-
da el ele vermi, sonra da huzurlu bir tefekkr yaamnda birlemitir. Te-
fekkre dnk yaam daha ksa olsa bile dnyevi yaamdan daha deerlidir.
Kutsal Gospelden anlyoruz ki, bu iki kadn farkl ekillerde hareket etmek
zere tavsif edilmitir. Meryem, Kurtarcnn szlerini duymak iin onun
ayaklarnn dibinde otururken, Marta Ona bedenen hizmet etmekte. Mar-
ta, Meryemin hareketsizliinden (tembelliinden) yaknnca unu duydu:
Marta, Marta sen dikkatli/zenli birisin ve seni birok ey rahatsz etmekte;
ama bunlardan biri nemli: Meryem nemli/gzel olan seti, kendisinden
koparp alnamayacak olan. Oturduu yerde Tanrnn szlerine kulak ka-
bartan Meryemde ifade bulan tefekkr deil de nedir? Ya da dnyevi yaam
gerei dnyevi hizmetlerle megul olan Martannki? Martann yapt ayp
deildir elbet, ama Meryeminki vgye deer. Hareketli dnyevi yaamnn
pek ok yarar var, ama tefekkre dnk yaamnki ok daha iyi. Meryemin-
ki ondan koparp alnamayacak deerde. Tefekkre dnk yaamn verdii
haz, sonunda ok daha canl, ok daha hayat dolu olacakken, dnyevi iler
bu dnyadan bedenle birlikte gelip geecek.
* Gregory I, The Great, Morals on the Book of Job, Oxford, 1844-1850.

Piskoposluk Hizmetlerine Dair El Kitab*


Aziz Gregorius

Yneticiler3 Her Trl nyargnn stnde Olmal Ve Herkese efkatli


Davranmaldr

Ynetici her trl nyargnn stnde olmal ve herkese efkatli davran-


maldr ki, iindeki sevgiyle yanndakilerin (dier insanlarn) zaaflarna/ku-
surlarna anlay gsterebilsin ve grnmeyene duyduu zlemi dnce
(tefekkr) gcyle asn. Aksi takdirde, yce emeller gderken kibre yenik
decek, yukardakine ulaamaz olacaktr.
() Bu yzden, Musa Mabeti (Tabernacle4) sk sk ziyaret eder; ier-
deyken tefekkre dalar, dardayken kendini fakir fukaraya adar. inden,
Tanrnn gizemlerini dnr, dndan, ehevi insann ykn omuzlar.

3 Burada yneticiler ile kastedilen rahipler/piskoposlardr.


4 Tabernacle: Mabet, yan sra snak, adr. Eski Ahite gre, Yahudilerin Msrdan kp mevut
topraklara gelinceye kadar her yere beraberlerinde tadklar ve Tanrnn ikameti iin zel olarak
hazrlanm tapnak.

287
BATIYA YN VEREN METNLER

Bilmedii, kuku duyduu konular Mabetteki Ahit Sand5nn nnde


durarak Tanrya danr. Bylelikle yneticilere rnek olmakta; dnyevi ko-
nularda nasl bir eilim iinde olmalar gerektii hususunda pheye dn-
ce, dncelerini derinletirmeleri, Ahit Sandnn nndeymiesine hep
Tanrya danmalar gerektiine iaret etmektedir.
Hakikat, insann nezdinde, Kendisini dada dua ederek, ehirde mucize-
ler yaratarak gsterdi. Bylece, en yce eylere tefekkr yoluyla ulalabile-
ceini sanan iyi yneticilere yol gsterip zayf ve gsz olanlarn sorunlar-
n da paylamak zorunda olduklarna iaret etti. O halde, hayrseverlik ulvi
bir megaledir; yaknlarmzn (komularmzn) zavalllnn uyandrd
acma duygusunu ve tenezzl aarak merhamete dnt oranda artp
en yksek seviyeye kar.
Yneticiler, ynettikleri insanlarn srlarn paylaabilmeli; ynetilenler
srlarn onlara amaktan korkmamaldr. Bylelikle, bu kk eyler (insan-
lar) kendilerini batan karan dalgalara kar durmaya alrken, rahibin
anlayna bir annenin gsne snrcasna bavurabilecek; ve onun ra-
hatlatc szlerinde, iman dolu gzyalarnda teselli bulup helak edici kirli
gnahlarndan arnacaklardr.
Mabetin n kapsndan ieri girmek isteyenler, girmeden nce ellerini
ykasn diye byk ve tatan bir havuz vardr. Bunu tayan on iki kzn
yzleri aktr, ama tersleri grnmez. Bu on iki kz piskoposluk dzenin-
den baka neyi simgeliyor olabilir ki? Pavlusun iaret ettii gibi, Yasa der ki,
Msr ezerek geen kzn azn balamayacaksn. Yaptklar ii aka
grr, ama bunun tesini, yani mutlak Yargn (onlar bekleyen) sakl yar-
gsn gremeyiz. Oysa yaknndakileri (komularn) itiraf ettikleri gnah-
larndan arndrmak zere sabrla, alakgnlllkle nbet tutanlar, tabir
yerindeyse, Mabetin kapsndaki leeni tayanlardr. O halde, sonsuzluk
kapsndan girmek isteyen herkes gnahlarn rahibe/papaza aklayabilme-
li, o da kulak vermelidir. Ayn durum leen iin de sz konusudur, nk
kirli olan kalabalklarn temizlenmesine yarar. Su, kendisinde ykananlarn
kiriyle berrakln kaybeder, ama rahibin/papazn bundan korkmasna hi
gerek yoktur; nk o dierlerinin gnahlaryla dertlendii iin Tanrnn
amaz terazisinde (kendi) gnahlarndan daha kolay arnr.

5 Ahit Sand: zerinde on emirin yazl olduu ta tabletlerin bulunduu sandk.

288
ORTA A DNCE VE PRAT

Ynetici, Belirli Bir Tevazu inde, yi/Doru Yaayanlarla Dost,


Ahlaksz ve Gnahkrlar Karsnda Amansz Olmaldr

Ynetici, belirli bir tevazu iinde, iyi/doru yaayanlarla dost, ahlaksz


ve gnahkrlar karsnda doruluk adna amansz olmaldr. yi/doru ya-
ayanlarla hibir ekilde uramamal; ktlere kar gcn gerektiinde
hemen kullanmaldr. Kendini -mevki ve makam bir yana brakp- iyi/doru
yaam srenlerin eiti olarak grmeli; sapkn insanlar karsnda ahlak ya-
salarn devreye sokmaktan kanmamaldr. Ahlaki Kurallarda sylediim
gibi, doa herkesi eit yaratt. Ne ki, kabahatler dzeni erevesinde ilenen
su, bazlarn daha aa bir yere itip eitlii bozdu. Bu farkllk ki, ktlk-
ten kaynaklanr ve tpk birinin bir dieri tarafndan ynetilmesi gibi, ilahi
adaletin takdirindedir.
O halde, stn durumda olanlar kendilerini mevki ve makamn verdii
g itibariyle deil, doann eitlik ilkesi itibariyle deerlendirmeli; mutlu-
luu insanlar ynetmede deil, onlara hizmet etmede aramaldr. nk ka-
dim babalarmz kaytlara krallar olarak deil, sr obanlar olarak gemi-
tir. Tanr Nuha ve oullarna, oaln ve yeryzn doldurun dedikten
sonra hemen yle eklemitir, Yeryzndeki tm hayvanlar sizden rksn
ve korksun. Korku, kayg ve dehet hayvanlara mahsustur, ama insanlara
kar kullanm yasaklanmtr. nsan, doas itibariyle dier insandan deil,
hayvandan stndr. Dolaysyla ona insanlardan deil, hayvanlardan kork-
mas gerektii bildirilmitir. Buradan anlyoruz ki, eiti nezdinde korkulur
olmak, stnlk taslamaktr ve doann dzenine ters der.
Ne var ki, tebaa Tanr korkusundan yoksun ise, yneticilerinden korkma-
ldr. lahi adaletten korkmayanlar, hi olmazsa insana kar gnah ilemek-
ten korkmaldr. Yneticilerin korku salmas kendini beenmiliklerinden,
kiisel tatmin peinde olduklarndan deil, tebaalarnn iyilii iindir. As-
lnda, kt yaam srenlere korku salmak, tabir yerindeyse, insanlara deil
hayvanlara stnlk taslamaktr; nk tebaa hayvan gibi davrand l-
de korkutulmaya mstahaktr.
Hal byle iken, yneticilerin dierlerinden stn, sekin olmas sk sk
kibre yol verir, nk kendisine hizmet edilmektedir, nk istedii her ey
hemen yerine getirilmektedir, nk kendisini eletirme hakkndan yoksun
olan tebaas, yapt kt eyleri bile gklere karr. Ynetici, ynettii in-
sanlar tarafndan ite byle yoldan karlp kendini kaybeder. evresindeki-
lerce kayrlp iltifata boulduka gereklik duygusunu yitirir; ne olduunu
unutur ve bakalar tarafndan ynlendirilmeye balar. Kendisini sorgulaya-
ca yerde, kendisi hakknda bakalarnn sylediklerine inanr. Tebaasn

289
BATIYA YN VEREN METNLER

hor grr, onlar doann dzeninin ngrd biimde eitleri olarak gr-
memeye ve ans eseri sahip olduu gc hak ettiine inanmaya balar. Her-
kesten daha akll olduunu dnerek kendini stn grr ve kendisinin
de eksikleri olmasna ramen evresindekilerle eit olduunu kabul etmek-
ten kanr. Kutsal Yaznn dedii gibi, Gz ykseklerde, kibrin ocuklar-
nn kral olur. Mnferit stnle heves eden ve meleklerle birlikte (ortak)
yaamay kmseyen insan, yle der: Kendimi Kuzeye konulandrp
En Yce olan gibi olacam. Ne var ki, tam da bu nedenle ve mkemmel
bir iradenin eseri olarak kendini gcn ahikasna ykseltirken, isel olarak
kazd ukura der. nsanolu, dier insanlar gibi olduu halde, onlar hor
grp aalad zaman yoldan sapm melekler gibi olur.
Talut6 alakgnlllyle n yapt halde, ite byle yoldan km,
sahip olduu g onun gururunu iirmiti. Tanr tanktr; alakgnlllk-
le yol alm, kibriyle geriye dp reddedilmitir: Sen kendi gznde bile
kckken, seni sraildeki kavimlerin ba yapmadm m? Talut kendi
gznde bile kckken, gelip geici bir gce dayanarak byklk taslad.
Kendini herkesten stn grd. Ve muhteem bir ekilde, kendi gznde
kckken Tanrnn gznde byk, kendi gznde bykken Tanrnn
gznde kck oldu.
O halde, bir insan zihni kalabalklar ynettii iin ierse yozlar ve kib-
re kaplr. Kibir zihni ayartr. Oysa byle bir g onu nasl kullanaca, ona
nasl kar duracan bilen biri tarafndan, pekl denetim altnda tutulabi-
lir. Onu (gc) iyi denetleyebilen ynetici, onun sayesinde gnahlarla baa
kabilen ve onun sayesinde bakalaryla eitlik erevesinde iliki kurabi-
lendir. nk insan zihni gce sahip olmad zaman bile kibre eilimlidir;
g sahibi olunca ne hale gelebilecei ak! Ama o, hem ondan yararlana-
bilmek hem batan karmasna izin vermemek iin gcn bilerek, zenle
ve doru kullanandr; gl olduu halde kendini dierleriyle eit tutarken,
gnahkrlar cezalandrma azmiyle stnln koruyandr.
Bu ayrm, ilk Rahip (Papaz) rneinden hareketle daha iyi yapabili-
riz. Kutsal Kilisenin barahipliini Tanrnn ltfuyla stlenen Petrus,
Kornelius7un gsterdii ihtirama -oysa secde etmekle doru olan yapmt-
kar gelmi; Byle davranma, kalk; ben de bir insanm! deyip onun eiti
olduunu gstermi; ama Kornelius, Annanias ile Sapphira8nn yaptklarn

6 Talut (Saul), ilk srail kral ( 1021 -1000).


7 Kornelius, Hristiyanla gemi Yahudi olmayan ilk kiidir. Ailesi ve arkadalaryla birlikte Aziz
Petrusu dinledikten sonra vaftiz edilmitir.
8 Ananias ile kars Sapphira, Kudsteki ilkel kiliseye mensuptu. Annanias, cemaat hazinesine
yapt ba, sylediinden az knca dp ld.

290
ORTA A DNCE VE PRAT

ortaya karnca yetkisini/gcn kullanarak onu dierlerinden stn bir


konuma getirirken, Annanias ile Sapphiray szleriyle mahvetmitir. Pet-
rus, Kilisenin barahibi olarak gnahla mcadelenin kendi grevi olduu-
nu, yani gcn hatrlamtr, oysa isel olarak g mevhumundan uzak,
namuslu kardelerinin nezdinde itibarldr. Onun ilahi ynetimi, sz konu-
su olaylarn birinde eitlik, dierinde otoritenin cezalandrma yetkisi/hakk
olarak tezahr etmitir
Dolaysyla, yksek makam, insanlarla (kardelerle) deil, ktlkle m-
cadeleye dnkse iyi kullanlm demektir. Yneticiler kusurlu tebaann ku-
surlarn ihya etmek zere ceza uygularken ok dikkatli olmak ve karsn-
dakini eiti olarak grp alakgnll davranmakla ykmldr. alrken
bilinli bir suskunluk iinde olmay alkanlk haline getirmeli, tercihleri-
mizi kusurlarn tesviye edebildiklerimizden yana yapmalyz, nk bu in-
sanlar kusurlarndan bizim sert disiplinimiz sayesinde kurtulmutur; oysa
bizim kusurlarmz szle bile cezalandrlmamaktadr! Bu yzden, Tanrnn
huzurunda daha da sorumluyuz, nk ilediimiz gnahlar, ou kez ce-
zadan muaftr. te yandan, uyguladmz disiplin, insanlar iledikleri g-
nahlar nedeniyle cezalandrlmaktan burada (dnyada) muaf tutmasa bile,
ilahi yargdan azade deildir.
Sonu olarak, kalpte tevazu, ite disiplin arttr ve korunmaldr. Bunla-
r yaparken ynetme hakkn alakgnlllk erdemine feda etmemelidir,
nk ynetici deerinden gereksiz yere kaybederse, tebaasnn yaamn
disiplinle dahi dizginleyemez9. Bu yzden, brakn yneticiler hizmet ettik-
leri insanlar nezdinde dsal olarak gerektii gibi dik dursun, isel olarak
kendi kendilerine hesap verme korkusu yaasn. Bununla beraber, brakn
tebaa, yneticilerinin -onlara yakr iaretlerin tezahryle- alakgnll-
lne ahit olsun; ve bylelikle neden otoriteden korkmalar ve tevazu ba-
lamnda neye zenmeleri gerektiini kendileri kavrasn.
(Diyelim) toplumdan dlanm, gnahkr biri piskoposluun yard-
myla salah bulmu, bu arada vcudundaki bir krk/atlak da kanamadan
lmesin diye telle yerine raptedilmitir. Ne ki, bu gibi krklar/atlaklar tec-
rbesiz birinin elinde genellikle iyilemez ve sk baland iin ok ac
verir.
Bu nedenle, bir tebaann gnah yaras salah bulsun diye bask yaplrken
ok dikkat edilmelidir ki, uygulanan disiplin efkatten yoksun kalmasn. Y-
netici, tebaasna bir anne gibi sevgiyle ve efkatle yaklamal, ancak bir baba
gibi disiplin uygulamaldr. Bylesi durumlarn hepsinde tedavi sk bir di-

9 Bkz. Aristo, Nikomakhosa Etik (sf.137).

291
BATIYA YN VEREN METNLER

siplin iinde ya da sevgi ve efkatten yoksun bir biimde deil, ihtiyatl bir
biimde zenle yaplmaldr.
() Bunlarn birlikte gzetilmemesi ya biri ya dierinin eksiklii anla-
mna gelir. Oysa yneticiler tebaalaryla ilikilerinde ne kadar efkatli dav-
ranrsa, sert bir disiplini de bir o kadar sevgiyle uygulayabilir Bir dier
ifadeyle, yumuaklk ve sertlik bir arada olmal, birbirini tamamlamaldr
ki, tebaa gereinden fazla sertlik ya da gereinden fazla efkate boulup
helak olmasn.
Demek oluyor ki, sevgi gten dmemeli, gayret kzdrmamal, azim
arla kamamal, efkat esirgenmeyip yeterince verilmelidir. Ynetimde
adalet ve merhamet bylece harmanlanrken, ynetici korku sald zaman
bile kalplere huzur verecek, ama bunu yaparken onlar kendisine kar huu
iinde tutmu olacaktr.

Ynetici Dnyevi lerle Urarken Manevi Yaamn hmal Etmemeli,


Manevi Yaamna Gsterdii zen de Dnyevi Grevlerinin hmaline Yol
Amamaldr.

Ynetici dnyevi ilerle urarken manevi yaamn asla ihmal etme-


meli; manevi yaama gsterdii zen de dnyevi grevlerinin ihmaline yol
amamaldr. nk kendini da dnk ilere verirse, manen bolua d-
er; sadece kendi manevi yaamyla ilgilenirse, evresindekilere (komula-
rna) gereken zeni gsteremez olur. Bazlarnn kendi ruhlar pahasna tm
benlikleriyle cismani/dnyevi olana adandklar bir vakadr. Bunu gerektii
zaman memnuniyetle yapacaklardr elbet, ama bunu gerekmedii halde ya-
pyorlarsa onlar gece gndz uyarmaldr. Bunlar, yaptklar ilere ara verip
soluklandklarnda, soluklandklar iin kendilerini daha da yorgun hisse-
derler, nk hareketlilikten zevk alrlar ve dnyevi ilerle megul olmama-
y yorucu bulurlar. Bunlar, zahmetli dnyevi ileri stlenmekle isel olan
gz ard etmilerdir ki, bakalarna retmeleri gereken aslnda tam da bu-
dur. Sonuta tebaalar ruhsuzlar, zira bu insanlar manen gelimeyi arzular-
ken, yneticilerini taklit ederek, tabir yerindeyse, ktklere taklp tkezler.
Bataki ruhsuzlanca, tebaa canlln kaybeder. Savaa giden askerle-
rin yolunu kaybetmi bir komutann ardndan komalar bounadr. Hibir
tevik onlar canlandramaz, hibir knama onlar hatalarndan vazgeire-
mez. nk ruhani nderler dnyann yarglar olarak hizmet veremezler-
se, oban srsne hkim olamaz, tebaa hakikatin n gremez. Rahibin
zihnini dnyevi iler igal etmise, kkrtc rzgrlarn tozu Kilisenin gz-
lerini kr eder

292
ORTA A DNCE VE PRAT

O halde, adi/sfli ileri tebaa yerine getirmeli, yneticiler en yce olana


hizmet etmelidir ki, admlara yn vermek zere yukardan bakan gzn o
tozdan rahatsz olup gr kararmasn. Her ynetici, tebaasnn ba ol-
duu srece yukardan bakarak yol almaldr ki, ayaklar dz yolda ilerleye-
bilsin. Dik duran beden eilir ve ba ne dp topraa bakmaya balarsa,
gelime ayak srer. Ruhlarn yneticisi, hangi vicdanla dierleri nezdinde
igal ettii piskoposluk makamn, eletirdii eyi yaparak, yani dnyevi i-
lerle megul olarak istismar edebilir? Tanr, Ve insanlar gibi rahipler ola-
cak! derken, Peygamber araclyla tam da bunu cezalandrmakla tehdit
etmektedir. Rahip, ruhani bir makam igal ederken ehevi eylerin peinde
olduuna hkmedilenler gibi davranrsa, gerekten dier insanlar gibi olur.
Peygamber Yeremya, yapt ban byk znts iinde -ki Mabetin
yerle bir edilmesinde ifade bulur- bunu dnr ve knayarak yle der:
Altn nasl paslanr, en gzel renk nasl deiir; tapnan/snan talar
dalp her sokaa/yola yaylm! Tm madenlerin en deerlisi olan altn-
dan kast kutsiyet deil de nedir? En gzel renkten kast insanln sevdii
dine gsterdii derin sayg deil de nedir? Tapnan/snan talarndan
kast Kutsal Dzenin mensuplar deil de nedir? Sokaklarla/yolla kastettii
bu engin yaam deil de nedir? Hakikatin Kendisi der ki: Tahribata giden
yol genitir.
() Bazlar sry gtme iini stlenir, ama ruhani iler ylesine ser-
bestiyet gerektirmektedir ki, dnyevi ilere zaman ayrmaz. Bylesi insanlar
bedene dair (dnyevi) ileri tamamen ihmal edince tebaalarna yardm ede-
mez. Verdikleri vaazn byk lde dikkate alnmamasnda alacak bir
ey yoktur, nk gnahkrlar azarlar, onlarn yaamsal ihtiyalarn gz
ard ederken szlerine kim kulak verir? Tebli yoksul ve muhta insanla-
rn kafalarna girmez, ta ki kalplere seslenen yrek merhametli olsun. Oysa
vaizin merhametle sulad kalplerde szn z (tohum) hemen filizlenir.
Dolaysyla, ynetici kalplere tohum ekerken, dnyevi olann tedbirini ku-
sursuz bir biimde almal; rahipler kendilerini tebaalarnn manevi yaam-
na adarken, dnyevi yaamlaryla ilgilenmeyi ihmal etmemelidir.
() Eer rahip dnyevi hizmet/yardm sunmaktan imtina ediyorsa, s-
rnn akl vaizin szlerine kar gelmekte, ona kulak asmamakta hakldr.
Nitekim ilk Rahip (Papaz) yle tembihlemiti: Aranzda eski olanlar ki,
ben de eskilerdenim, Hz. sann ektii aclara ahit oldum ve zaman iinde
tezahr edecek olan o mutluluun parasym, Tanrnn aranzda bulunan
srsn gdn/besleyin! Burada gtmek/beslemekle kastettii kalp miy-
di, beden miydi? Hemen aklad: Zorla deil, hevesle ve kirli akenin ha-
trna deil, Tanr akna gnll olarak.

293
BATIYA YN VEREN METNLER

Anlalaca zere, bu szler, rahiplere tebaalarnn ihtiyalarn karlar-


ken, ihtiras ban kendilerine saplamamalar iin uyar mahiyetindedir.
Tebaa bedensel/dnyevi ihtiyalarnn karlanmas suretiyle tazelenirken,
rahipler doruluk lokmasndan yoksun kalmamaldr.
* Gregory I, The Great, Pastoral Care, The Newman Press, 1950.

2. Hristiyann En Byk Kahraman Kimdir?


Yzyllar boyunca sava ululam olan Alman kavimlerini barl ve daha hu-
zurlu bir yaam iin dine davet etmeye alan misyonerler, bu amala Hristiyan
retisi kadar Latin dili ve edebiyatna da bavurmutur. Nitekim keiler, Hz. sann
ya da Onun setiklerinin gcn tasvir etmek veya Hristiyanln ilkelerini kolay
anlalabilir bir dille aktarmak iin, binlerce azizin rnek alnacak yaamlarn ka-
leme almtr. Hristiyan azizlerinin, Alman efsanelerindeki kahramanlarn muadili
olduu sylenir. Hristiyanlarn vermek istedikleri mesajlar, basit bir dille yazlan
biyografiler araclyla yaymalarnn nedeni hedefledikleri okurlarn sade insanlar
olmalardr.
Bat manastr sisteminin kurucusu Aziz Benedikt (480-543) iyilik ve fedakrla
dayal rnek yaamyla hatrlanr. Hayrsever kiiliinin insanlar zor manastr koulla-
rnda yaamaya tevik ettii anlatlr. Aziz Benediktin yaam hikyesinin, lmnden
yaklak yz yl sonra Aziz Gregorius tarafndan kaleme alnm olmasnn bir nedeni
yazarn kendisine duyulan sayg, dieri de Benediktin manastr yaamnn Hristiyan-
la gemeyi dnenlere rnek tekil edebileceine dair inancdr.
Aziz Gregorius gibi, Aziz Benedikt de iyi bir ailenin ocuu olarak zamannn
mmkn olan en iyi eitimini alm olmasna ramen, Beinci yzylda onun snfn-
dan biri iin hl iyi bir kariyer olarak grlen devlet memuriyetini reddedip erken
yata Alp Dalarnda Subiako yaknlarndaki bir maaraya ekilir. Burada iffet ve
liderlik yetisiyle tebarz eden Aziz Benedikt, cezbettii mritlerini on iki cemaat ha-
linde rgtler. Benediktin cemaatleri iin kaleme ald Kural,10 ibadete ve almaya
adanm keiler iin gnmzde bile rehber niteliindedir. (PR)

10 Rule: Kitapk, ruhani ve ynetimsel olarak nitelenebilecek iki konu etrafnda yetmi ksa
blmden oluur. Blmlerin yarsndan ou itaat ve tevazu kurallarn; drtte biri Tanrnn
iinin (Opus Dei) nasl dzene sokulacan; onda birlik blm manastrn kim tarafndan nasl
ynetileceini; iki blm ise ba keiin grevlerini anlatr.

294
ORTA A DNCE VE PRAT

Aziz Benediktin Yaam*


Aziz Gregorius
Bir zamanlar, Benedictus veya Bennet adnda biri ve Tanrnn ltfuyla
kutsanm saygdeer bir yaam vard. Ona genliinden itibaren yal bir
adamn akl bahedilmiti; sahip olduu erdemler itibariyle hep yandan
bykt. Bu dnyada yaad ve nne kan frsatlardan zgrce nasibini
alabilecei halde, bunlara itibar etmedi, hep kmsedi. Nursiada saygn
bir aileye dodu, Romada beeri bilimler eitimi alarak yetiti. Bu sre-
te uar, sefih bir yaam sren insanlar grdke geri ekildi, nk o da
dnyevi yaama adm atmak zereydi ve onlarla iliki kurarsa, onlar gibi
Tanrsz, tehlikeli bir girdaba kaplmaktan korktu. Bu nedenle kitaplarn ka-
payp baba evine ve aile servetine srt evirerek, kararllkla, sadece Tanrya
hizmet etmek zere ilahi amacna uygun bir yer aramaya balad. renil-
mi cehalet ve eitimsiz bilgelikle11 donanml olarak yola kmt. Hayatna
dair kayda deer her olay renemedim, ama drt mridinden renebil-
diklerimi burada anlatmak isterim.

Krk Kevgiri Nasl Eski Haline Getirdi

Bennet, okulunu brakp vahi doada yaamak zere ayrlrken, kendi-


sine, onu asla yalnz brakmayacak kadar ok seven dads elik etti. nce
Enside adl bir yere geldi ve burada, kendisi gibi hayrsever bir adamla bir-
likte, Aziz Petrus Kilisesinde kald. ylesine yokluk iindeydiler ki, dad
masann stndeki buday artklarn toplayp ykamak zere komudan
bir kevgir dn ald. Kevgir kazaen krlnca dad alamaya balad, nk
dn almt. Dadsnn alamas takva sahibi Bennetin iine dokundu.
Kevgirin krk paralarn ald ve yal gzlerle dua etmeye balad. Duadan
kalktnda kevgirin paralar, krk belli olmayacak ekilde bir araya gel-
miti. Dadsna kotu. Kevgiri verip onu gzel szlerle teselli etti. Bu muci-
zevi olay evredeki herkes duydu. O kadar etkilenmilerdi ki, sonsuza dek
unutulmasn ve lnce Tanr tarafndan nasl dllendirildii bilinsin diye,
kevgiri kilisenin kapsna astlar. Kevgir yllarca kilise kapsna asl kald.
Ne var ki, Bennet, insanlarn vgsnden ziyade onlarn ektikleri stra-
bn peinde, gelip geici saygnlk yerine Tanrya hizmet yolunda yorulmay
seti ve dadsndan habersiz kap Romadan yaklak altm be kilometre
uzaklkta, Subiacum adl ssz bir yere gitti. Burada serin sularnn nce bir

11 Aziz Gregoriusun rnek yaam anlayn Aristo ve Tertullianus ile karlatrnz.

295
BATIYA YN VEREN METNLER

gl, oradan da grl grl akan bir nehir oluturduu tertemiz bir kaynak
vard. Yolda Romanus adl bir keile karlamt. Kei nereye gittiini
sordu. Bennetin amacn anlaynca ona yaklat ve alkanlk icab onu ilahi
szlerle donatp yreklendirerek, ona hizmet edebileceini syledi.
Tanrnn adam Bennet sz konusu yere varnca, yerini Romanustan
baka kimsenin bilmedii dar bir maaraya ekildi ve burada yl yaa-
d. Romanus, biraz tedeki erkekler manastrnn bakeii Theodakusun
yannda yaamaktayd. Dolaysyla, erdem sahibi bir insan olarak, icabn-
da buradaki mesaisinden alp ekmeini Bennet ile paylat. Bennetin ya-
ad maaraya -stnde yksek bir kaya vard- girmek mmkn deildi.
Romanus getirdii ekmei uzun bir ipin ucuna balayp yukardan sarktr,
Tanrnn adamn uyarmak iin ipin ucuna ekmein yan sra bir de ngrak
balard. Ne var ki, birinin iyiliinin dierinin iyilemesine yol at bu du-
rumu kskanan insanlk dmanlar, ekmein belirli gnlerde sarktldn
grp ngra krdlar. Romanus vazgemedi ve Bennete elinden geldiin-
ce hizmet etmeyi srdrd.

Bedensel Arzularla Nasl Ba Etti

Bir gn, Bennet yine yalnzken, kara tavuk veya ardkuu denilen k-
k, siyah bir ku etrafnda umaya balad. O kadar yakndan uuyordu
ki, elini uzatsa tutabilirdi. Ama Bennet ha kartmak suretiyle onu takdis
etti ve ku uup gitti; oysa hayatnda hi ekmedii kadar byk bir alk
ekiyordu. Derken, evrede zaman zaman grd bir kadn, kt ruhlar
araclyla aklna dt ve giderek artan ylesi bir bedensel arzuya kapld
ki, bulunduu ortam bile terk edebilirdi. Derken, Tanrnn yardmyla bir-
den kendine geldi. stndekileri karp evresini kaplayan srgan otu ve
dikenli allarn ortasna kendini att. Ve o kadar uzun bir sre bu otlarn
arasnda yuvarlanp debelendi ki, ayaa kalktnda vcudu paramparay-
d. Tanrnn adam, bylece ruh yarasn, vcudunda at yaralarla iyile-
tirmi; hazz (cefa ekerek) acya dntrm; ehveti krkleyen yangn
(dnce) ruhuna sratmadan bedeniyle sndrmt. Bu, gnahla yangn
yerini deitirmek suretiyle ba ettii anlamna gelir. Daha sonralar mrit-
lerine de aktard zere, bedensel arzularn o gnden itibaren bask altna
alp hissetmez olmutu. Bu olaydan sonra pek ok mridi oldu. Bennet ba-
tan karlmann yol at ktlklerden arnm bir insan olarak, erdemin
efendisi olmay hak eder, nk buna deerdir.

296
ORTA A DNCE VE PRAT

Bennet Ha areti Yapmak Suretiyle ki Bardan Nasl Krd

() Tanrnn adam, kendisini batan karmak zere olan bu byk ola-


y atlattktan sonra, iffet tohumu, iyi srlm topraa ekilmiesine by-
d ve bol meyve verdi; ve bu harikulade ilahi yaam evrede duyulduka
nlendi. Yaad maarann yaknlarndaki manastrn bakeii lnce,
keiler bu muhterem insandan, ltfedip len bakeiin yerine gemesini
istedi. Bennet onlara hal ve hareket tarzlarnn kendisinden farkl olduu-
nu, dolaysyla anlaamayacaklarn syleyip teklifi uzun sre kabul etmedi;
ama o kadar stelediler ki, sonunda kabul etmek zorunda kald. Manastrn
sorumluluunu stlenince dzgn, dzenli bir yaam srlmesini, nceden
olduu gibi, yasaya uymayan davranlarla ilahi szden u veya bu ekilde
kmamalarn emretti. Bunu duyan baz keiler ok fkelendi ve onu ba-
kei yaptklarna piman olup kendilerini suladlar, nk bylesi erdemli
bir ynetime tahamml edemeyeceklerdi. Onun ynetimi altnda yasad
eyler yapamayacaklarn anlayp eski hal ve hareket tarzlarndan vazge-
mek, kafalarn yeni eylerle yormak istemediler. nk erdemli bir insann
yaam, ktlk peinde olanlara ac/ar gelir. Nitekim ilerinden bazlar
ondan nasl kurtulabileceklerini dnmeye balayp arabna zehir koy-
maya karar verdi. Zehirli arap bardaa kondu ve gelenee uygun bir ekil-
de kutsanmak zere bakeie sunuldu. Bennet daha barda almadan elini
uzatp ha iareti yapnca, bardak bir ta atlmasna parampara oldu.
Tanrnn adam bardan iindekinin yaam iaretine (ha) dayanamayan
bir lm ikisi olduunu anlad. Yerinden kalkt, keileri toplayp sakin
bir zihin ve huzurlu bir yz ifadesiyle yle konutu: Yce Tanr sizi affet-
sin, merhameti stnzde olsun; bana neden byle davrandnz? Size yaam
tarzlarmzn asla uyumayacan sylememi miydim? Gidip kendinize
uygun bir baba bulun, nk artk aranzda kalmayacam. Bylece Ben-
net, tekrar o ok sevdii maarann ssz doasna dnd ve herkesi gzeten
Yaradannn gzetiminde yalnz yaad. ()

Bennet Duaya Katlmayan Keii Nasl Islah Etti?

Oralarda, ina ettii manastrlardan birinde, duaya katlamayan bir kei


vard. Dier keiler diz kp otururken o, kafas bir kar havada, gelip
geici dnyevi ilerle oyalanrd. Bakei tarafndan sk sk uyarlm, so-
nunda Tanrnn adamna gnderilmiti. O da uyard, azarlad, ama kei
daha gn gemeden eski haline dnm, yine duaya katlmaz olmutu.
Manastrn babas -Tanrnn adam onu bu greve atamt- tekrar haber

297
BATIYA YN VEREN METNLER

gnderdi. Tanrnn adam keii bizzat slah edeceini bildirdi ve yle yapt.
Sena sona erip keiler dua etmeye balaynca, Tanrnn adam sz konu-
su keiin etei syrld iin onun kk bir siyahi ocuk olduunu fark
etti ve Maurus ile manastrn babas Pompeianus ile gizlice konuup sordu:
Onu duadan alkoyann ne olduunu grdnz m? Grmediklerini syle-
diler, O halde dua edelim, dedi Tanrnn adam; dua edelim ki sizler de
bu keiin kim olduunu grn. Maurus iki gn sonra grm, ama Pom-
peianus grememiti. Tanrnn adam, bir baka gn ibadetini bitirdikten
sonra, kk mabede gitti ve sz konusu keiin orada bo bo oturmakta
olduunu grnce gzn karartp ona deneiyle vurdu. O gnden sonra,
kk siyahinin cazibesinden ylesine kurtulmutu ki, kk siyahi kei,
tpk dierleri gibi, onun da dualarndan eksik olmad. nk o eski dman
korkmu, bylesi dnceler, sanki keie deil de kendisine indirdii dar-
beyle yok olmutu.

Apollo Sunann Ykmna Dair

() Tanrnn adam yer deitirse bile, dman deimedi. nk son-


ralar ok daha ac mcadelelerde kendisine aka meydan okuyan ktl-
n efendisiyle tm varlyla savat. Cassino ehri, yksek bir dan etek-
lerinde, tabir yerindeyse, kucanda kuruluydu. Mezkur ehir zamanla be
kilometre ykseldi ve ba ge deer gibi oldu. Bu ehirde yaayan birtakm
aklsz ve basit kyllerin, eski dinsizler gibi, Apollo adl bir ilaha tapnd,
eski bir tapnak vard. Tapnan etrafnda, iinde eytana hizmet eden ve
inansz kalabalklarn en ktsnden kurbanlar sunduu bir koruluk vard.
Bunlar gren Tanrnn adam putlar krd, suna devirdi, koruluu ate-
e verdi; ve Apollo tapnan Aziz Martin, Apollo sunan Aziz John (Hz.
Yahya) mabedi haline getirip vaazlaryla evre halknn Hz. sann inancn
benimsemesini salad. Bu, insanln o eski dmann houna gitmedi. Ve
Tanrnn adamna, bu kez gizlice veya bir d araclyla deil, aka g-
rnerek vahete maruz kaldn haykrd. Keiler sesi duymu, ama sesin
sahibini grmemilerdi. Tanrnn adam, onlara, onun kendisine grnd-
n, azndan ve gzlerinden ate fkran acmasz, aalk biri olduunu
ve kendisini yok etmek istediini syledi. Keiler eytann ona neler syle-
diini rendi. Tanrnn adamna nce adyla hitap etmi, ondan cevap ala-
maynca svp saym; sonra Kutsal Bennet diye seslenmi ve yine cevap
alamaynca, Lanet olas adam, benden ne istiyorsun? Neden benden dava-
csn? diye barmt. Eski dmann Tanrnn hizmetkrna yeni savalar

298
ORTA A DNCE VE PRAT

aaca bylece belli olmu, ama savaaca ey onun iradesi olduu iin,
kayda deer bir zafer beklenmemiti.

Muhterem Bennet Yklan Bir Duvarn Altnda Kalarak Ezilen ocuu


Nasl Hayata Dndrd?

Keiler, ihtiya hasl olduu iin, her zamankinden yksek bir duvar ina
etmekteydi. Hcresinde dua etmekte olan Tanrnn adamna grnen eski
dman, hakaretamiz bir slupla, ona keilerin yanna gideceini bildirdi.
Tanrnn adam keilerini uyarmak, eytann aralarnda olduunu sylemek
iin davrand, ama kt ruh duvar yerle bir etmiti bile. Saray mensubu bir
adamn olu olan ocuk yata bir kei duvarn altnda kalp ezildi. Kei-
ler, duvarn yklm olmas bir yana, gen biraderlerinin lmne fazlasyla
zld ve hemen Bennete haber verdiler. Bennet ocuun kendisinin getiril-
mesini emretti. ocuk ylesine ezilmi ve sakatlanmt ki, onu torbayla ta-
mak zorunda kaldlar, nk kemikleri de krlmt. Tanrnn adam ocu-
un hcrenin zeminine, duaya durduu yere yatrlmasn syledikten sonra
herkesi hcreden kard ve kapy arkalarndan kapatt. Ah o tuhaf mucize!
Onun bir saat iinde kendine gelip sa salim iine dnmesini salamt ki,
duvar inaat tamamlansn ve eski ylan Bennete kar muzaffer olmasn.

Bennet Keiler in Kural Nasl Yazd

() Bu muhterem baba hakknda sizlere daha pek ok ey anlatmak ister-


dim, ama dier kutsal ahsiyetlerden de bahsetmeliyim. unu da bilmenizi
isterim ki, mucizeleriyle maruf bu insan (Tanrnn adam), ilahiyat konusu-
na da vakft. Nitekim keileri iin yazd Kural, saduyulu olduu kadar
yazm dili itibariyle de etkileyici ve gzeldir. Onu daha iyi tanmak isteyen-
ler bu kitapktan yararlanabilir, nk nasl yaamsa yle retmektedir.
* Gregory I, The Great, The Dialogues, P.L. Warner, 1911.

Rolandn arks*
Her ne kadar, imdiye dek sunulan belgeler, aksini ima ediyor olsa da, Erken
Orta a, herkesin sevip sayd kilise adamlarnn Avrupada Hristiyanl, Hristiyan
retisini ve adaleti tesis etmi olduklar, aydnlk ve huzur dolu bir dnem deildi.
Sava ve vahetin olaan olduu gibi, pek ok misyonerin vahice katledikleri de
dorudur.

299
BATIYA YN VEREN METNLER

Erken Orta an Bat Avrupal sava nderleri, okuryazarlklar olmayan, mu-


harebe meydanlarndan ya da avlanmaktan aldklar zevki hibir iyi kitabn karlaya-
mayaca bir gruhtu. Gya Hristiyandlar, ama Hristiyanln bar mesajn anlam-
landrmalar asrlar srer. 1100l yllar itibariyle Avrupa genelinde hkm srmeye
balayan ksmi huzur, ok sayda etmenin bilekesi olup Kilisenin kardelik retisi
bu etmenlerden sadece birisiydi.
Ayn yllarda, bir takm anonim kalemlerin feodal dneme dair epik iirler (chan-
sons de geste) yazdklar da grld. Charlamagne (742-814) ve onun byk val-
yeleri, bu iirlerin asli temalaryd. Kda dklm olan ilk iirlerden ve bunlarn
arasnda en iyi olanlarndan biri de Rolandn arksdr. Sekizinci yzyldan ok, On
kinci yzyln balarna dair ipular veriyor olmas ve feodal Avrupann ahlak an-
layn yanstmas itibariyle Rolandn arksnn tarihsel belge nitelii tad kabul
edilir.
arknn ilk dizelerinden anlalaca gibi, Mslmanlar, ordusu spanyadaki
Mslman yerleimlerini talan eden Charlamagne kandrmaya karar verir. Ms-
lmanlarn elisi, Blanchandrin nderliinde, Charlamagnea, atekese raz olmas
halinde, Marsilya Kralnn kendisini Fransaya kadar izleyeceini, orada vaftiz olaca-
na dair sz verir. Charlamagnen phelenmesini nlemek iin de kendisine yirmi
tane soylu rehine teslim eder.
* Peter Reisenberg, The Traditions of the Western World, Rand McNally&Co., Chicago, 1967.

am aacnn altnda, altn tahtta oturmu,


En cesur valyelerini yanna armt.
lkin Bapiskopos Turpin geldi ve sonra
Gerin ile Gerier ve Rheimsl Tybalt. Sonra da
Onlar kadar akll ve cesur dierleri; ve tabii
Roland, yannda can dostu Oliver. Hey
Dierleriyle birlikte Ganelon da geldi, o hain!
Ve bylece balad Fransa iin
Endie ykl o meum ura.

Ve Kral konutu. Dedi ki: Adil beyler,


Paynim12 bize Arabistandan elli yk arabasyla
Bile tayamayacamz kadar ok
Deerli hediyeler, aslanlar, kaba tyl aylar,
Develer ve ahinler, altn ykl katrlarla
Haberciler gnderiyor. Ama bizim tekrar
Kendi lkemize dnmemizi talep ediyor.

12 Kfir veya putperest kimse; Hristiyan olmayan.

300
ORTA A DNCE VE PRAT

Dnersek bizi hemen takip edeceini ve


Orada yasalarmza ve muhteem dinimize
Hristiyanla dneceini, benim klem
Olacan sylyor. Gelin grn ki,
Niyetinden kukum var. Franklar hep bir
azdan bard: Dikkat! Bu bir tuzak.

Soylular ayaa frlayp Krala dncelerini syler. Charlamagnenn ye-


eni Roland sava srdrmek ister, ama Ganelon, yal Naimon ve dierleri
bartan yanadr. ou Ganelona katlr. Konuyu deitirip Marsilya Kralna
gnderilecek olan Frank elisinin kim olacan tartmaya balarlar.

Ama Bapiskopos, Rheimsl Turpin


Ayaa kalkt ve Akranlarnzdan biri olsun.
nk lanetli topraklarda yeterince alp
Yoruldular. Bana maiyetinizi ve eldiveninizi
Verin ki, Paynim Kralna gideyim. Belki
Kurnazca kalbini okuyabilir, niyetini anlarm
Dedi, ama Charles yeniden fkelenip
Karlk verdi: Hayr, gitmeyeceksin!

Beyler, dedi Kral, bana aranzdan korkusuz


Ve sadk birini sein. Ve Roland nledi:
Ganelon gitsin! O yiittir, ve evet, sadk!
Tm Franklar barp annda onaylad, ama
Ganelon fkeyle ayaa frlamt.
stndeki pelerinini karp att, ipek
Gmleiyle bir adm ne kp gzel gri gzleri
Nefret saarak, Rolanda bard: Ahmak!
Amacn saklayabileceini sanma! Buradaki
Herkes senin vey kardein olduumu, srf
Bu yzden, benden nefret ettiin iin spanyaya
Gitmemi istediini bilir. Dnmek nasip olursa
Seni o sfli hayatn boyunca bedbaht edeceime
Yemin ederim. Roland yle cevap verdi:
Sen ldrmsn! Buradakiler esas unu bilir ki,
Ben tehdide gelmem. Ama dur hele! Kral akll,
Basiretli birini gndermeli. Geri bas! Brak da
Kral maiyetiyle eldivenini bana versin.

301
BATIYA YN VEREN METNLER

Ve Ganelon konutu: Bunlar bo szler Roland.


Ne ben sana efendi, ne de sen bana klesin.
Marsilyann o iren sarayna benim yerime
Sen gidemezsin. Charles syleyeceini syledi.
Zaragozaya ben gitmeliyim. Evet, doru, fkemi
Dindirmek iin seve seve bu lgnl yapacam.
Bunlar duyan Roland kahkahayla gld.

O gledursun, Ganelonun gsndeki kalp


Ani bir fkeyle parlad. Kendini ylesine kaybetti ki,
Yerinde duramaz oldu ve haykrd: Senden nefret
Ediyorum Roland, nefret ediyorum. Bu zalim seimi
Sen, sadece sen nme koydun.
Franklarn Kral
Emrinizdeyim.

Blanchadrin, Mslman hkmdara gitmek zere yola klnca,


Ganelonun Rolanda duyduu bu nefretten yararlanr. Onu ldrmek iin
bir komplo kurarlar. Komploya Marsilya da katlr ve Charlamagnenn art
mfrezesine -ki Ganelon, Rolandn komuta etmesini istemektedir- saldrmay
kabul eder. Hainin komplosu baarl olur. Mslman gler saldrmak zere
toplanrken, Roland ile sadk dostu Oliver ve Bapiskopos Turpin, yirmi bin
kiilik art mfrezenin komutasn stlenir.

Kfirler halkal zrhlarn omuzlarna geirdi.


Balarnda ssl Zaragoza miferleri,
ki yanlarnda altn kapl, Viyanada su verilmi
Prl prl elik kllar vard. Derken kalkanlarn
Sonra da Valencia mamul mzraklarn alp
Mavi ve beyaz ve krmz bayraklarla akp
Sava naralaryla kheylanlara atlayp korkun
Bir gruh halinde saf tuttular. Berrak bir gnd.
Gnein parlts zrhlar atee verdi.
Dman borazanlar ald; borazanlarn sesi
Bat rzgrna binip Roncevalin tek sra halindeki
Atllarn buldu Ve Oliver konutu, dedi ki:
Roland, dostum, bu sesleri biliriz! Sarazenler13
Yaknda! Ama Roland gld ve yle cevap

13 Orta ada Mslmanlara Avrupa Hristiyanlarnn verdikleri bir ad.

302
ORTA A DNCE VE PRAT

Verdi: Tanr seni dorulasn! O halde burada bekler,


Kralmz iin kahramanca savarz, nk Onun
Maiyetindeki bir valye yakc gnee veya
Kn souuna bakmadan, lm kalm demeden
Seve seve acya katlanmaldr. Fransz askerleri
Savadr. Dolaysyla ark baladnda, bugn
Burada olacaklar kmsemeyeceiz. Bizler
Hak iin savarz, paynimler ise yanla hizmet eder.
Ne olursa olsun, ba emeyeceiz!

Yine de, Oliver ykseke bir tepeye trmanp


Oradan spanyaya bakt. Uzaklarda, ok uzaklarda
Atl paynim ordusunu grd. Rolanda seslenip
te, korkun bir parlt yaklayor spanyadan
Gz kamatrc bir parlt! Beyaz yelekler, gnete
Prl prl yanan miferler. Heyhat, Ganelon
Hepimize ihanet etti. Bizi burada braksn diye
Krala yalvard dedi, ama Roland yle cevap verdi:
Budalaca konuuyorsun dostum, olamaz!

Ama Oliver spanyaya bakan daha da yksek


Bir kayaya kt. te oradayd paynim ordusu!
Uzakta, altn ve mcevher kakmal saysz mifer,
Parlak kalkanlar, halkal zrhlar, dizi dizi titreen
dilli mzraklar grd. Dman sayszd. Saflar
Saymaya alt, ama sayamad. Kayalarn arasndan
Aceleyle aa inip arkadalarna katld.

Ve haykrd: uradaki sivri kayalklardan grdm.


Paynimler at stnde yaklamakta. Kimse bu kadar
ounu grmemitir. Keif kolunda bile en az
Yz bin atl var! Kalkanlar gz alabildiine
Dalga dalga kabaryor. stlerinde zrh, balarnda
Mifer var ve ular prl prl parlayan mzraklar
G deliyor! Fransann Franklar, grlmemi bir
Sava yaayacaksnz. mannz kaybetmeyin!
Mzraklarn boyuna bakp ylmayn! Ve Franklar
Hep bir azdan haykrd: Kaana lanet olsun!
Bu saatten sonra, iimizden kimse seni
Hayal krklna uratmayacaktr!

303
BATIYA YN VEREN METNLER

Ve Oliver, Rolanda feryat etti: Siyah ordu saysz,


Oysa biz az saydayz. Dostum, borazan fle ki,
Kral duysun ve spanyaya dnp bize yardm etsin.
Roland ona cevap verdi: Dostum, sana
Kulak asmayarak hata ettim. Gzel Fransadaki itibarm
Sonsuza dek kaybedeceim.Yo, hayr, klcm ekip
Sapna kadar paynim kanna daldracam. leri! leri!
Paynimler Ronceval kanyla beslenmeyecek!
Sana sz veriyorum dostum, bugn hepsi lecek!

Roland, sevgili yoldam, fildii boynuzuna (borazan)


fle! Uzakta, Fransada Charles bu sesi duyacak,
Ordusuyla yardmmza koacaktr. Ama Roland
yle cevap verdi: Tanr beni soyumu kk
Drmek veya sevgili lkemin erefini lekelemekten
Korusun. Klcm ektiimde kanla kapl
Olduunu greceksin benim gvenilir dostum Durendal.
Paynimlerin sonu, burada, Ronceval ile gelecek!

Roland, sevgili yoldam, fle boynuzuna, fle!


Kral duyacak, sana sz veriyorum, kalkp gelecektir.
Ama Roland yle cevap verir: Tanr korusun! Kimse
Benim iin paynimler yznde, boynuza fledi diyemez!
Bylesi onur krc bir davranla yaknlarma saygszlk
Edemem! Hayr, sava balaynca yorgunluk nedir
Bilmeyeceim. Durendal eliinden kan damladn
Greceksin. Franklar iyi ve sadk askerlerdir;
Dmanlarnn vay haline! Evet, burada,
Roncevalde lecekler!

Ama Oliver bir kez daha uyard: yle olsun dostum,


Ama ben paynimleri grdm. Tepenin ardndaki
Dzlkte ar kovan gibi kaynyorlar. Dman ordusu
ok byk, bizimki ise kk. Roland cevap verdi:
Bu durum itiham iyice kabartyor. Fransa benim
Yzmden itibar (toprak) kaybetmesin diye dua ediyorum.
Evet, lm bile Kraln sevgisinden yoksun, utan iinde
Uzun yaamaktan iyidir. O (Kral) kavi darbeler
ndirenleri sever.

304
ORTA A DNCE VE PRAT

Roland cesurdur. Dostu cesurdur ve akll. kisi de


yi birer valyedir, drst ve sadk. Oliver dostuna
Kar koymayacak, lse de savaacaktr. Byle
Konuurlarken iki dost, paynim ordusunun
Saldrya getii duyulur. Sava naralar ok yakndan
Gelmektedir. Oliver, te, marur dostum, buradalar,
Ama Charles ok uzaklarda. Dualarmz duyup
Borazan almadn, yalnz kaldk, leceiz.
Adamlarmz biraz tedeki geitte savaa hazr, ama
Bir daha savaamayacaklar iin znt iindeler.
Roland cevap verdi: Yeter! Korkuya kaplmadn
Biliyorum. Yan yana olalm, Kllarmz iyi kullanalm,
Brak ne olursa olsun!14

Ve Roland, bir aslan veya keye sktrlm


Bir pars gibi korkusuz, Fransz askerlerine
Cesaretlendirici szlerle hitap etti. Sonra dnp
Olivera, Dostum, artk yeter! Burada, Roncevalde
Yirmi bin Frank var, ama tek bir korkak yok. Frank Yasalar
yi gnde, kt gnde, karda kta veya atete
Bey (derebeyi) uruna mcadeleyi, her eye
Katlanmay, evet, lmekten veya yaralanmaktan
Kanmamay emreder. Hadi yolda, mzran al.
Bu grev bana Kral tarafndan bahedildi sevgili dostum!
Bu eldiveni benden sonra her kim takarsa,
Bu lmne savaan birinin klcyd diyecek.

Bu arada, Rheimsl Bapiskopos Turpin, atn


Mahmuzlayarak tepeye, bir kayann stne kp
Minberden konuurcasna Franklara seslendi:
Fransann askerleri, Kral Charles bizi burada
Brakrken sonuna kadar seve seve savaacamz,
Gerekirse onun uruna leceimizi biliyordu. Dahas,
Bizlerin Tanr uruna lmeye hazr Hristiyan
Askerleri olduumuzu varsayd. spat etme zamandr.
Charles ve Tanrnn dmanlar ite tam karnzda.
imdi gnah karn ve Tanrnn merhametine
Snn ki, sizleri balayabileyim. lecek olursanz

14 Alman savalarnn ideallerini Tacitusun anlatsyla kyaslaynz (sf.162).

305
BATIYA YN VEREN METNLER

ehitlik tac ve Cennet sizlerin olacaktr.


Franklar atlarndan inip yere diz kt, Turpin
Ha kararak onlar kutsad ve gnahlarnn
Kefaretini (dmana) salam darbeler indirmek
Suretiyle deyeceklerini bildirdi.

Franklar yreklenmiti, ayaa kalktlar. Turpinin


Hakiki hayla gnahlar aklanmt. Sava atlarna
Bindiler. yi huylu valyelerdi. Bir valyenin
Tehiz olmas gerektii gibi silahlandrlmlard ve
Savaa susamtlar! Derken, Roland sevgili arkadana
Dnp dedi ki: Ah yolda, u bir gerek ki,
vey kardeim art mfrezeyi altn ve gme satt. Evet,
spanya Kralyla bizim kanmz zerinden pazarlk yapt.
Gel! Bunu onlara klcmzla detelim! lecek olursak
Charles intikammz alacaktr.

Ve Ronad kheylann mahmuzlayp Ronceval saflar


Boyunca drtnala at srd. stndeki zrh bedenine
yi oturmutu. Demir penesinde gkyzne uzanan
Muhteem bir mzrak vard. Bembeyaz bayran
Mzran sapndan aaya doru sarkan altn pskl
Elinin stne dmt. Sanki lme deil de
Dansa gidiyormu gibi glyordu yz. Ve Franklar
nderlerini cokuyla selamlad. Roland da onlar
Selamlad ve paynimlere duyduu korkun nefret
yilik dolu baklarnda parlayp snerek dedi ki:
Yava ilerleyin, nk dman yeterince hzla kouyor
lme. Mzraklarndan trsmayn, nk birazdan
hepsi sizin olacak! Tam da bu srada dman ordusu
lmcl bir darbe indirmek zereydi.

Oliver dedi ki: Boynuzuna flemedin, aresiz son


Kez savaacaz, ama bu ne Kraln ne de onunla
birlikte Fransaya giden maiyetinin suu. leri, beyler!
aresizliin verdii gle savan ve savan
Darbelerine cesaretle kar durup byk
Fransa Kralnn slogann haykrn! Ve haykrdlar: Montjoy!
Ah, keke duyabilseydiniz! Duyabilseydiniz de
Kahramanln ne olduunu grp unutmasaydnz.

306
ORTA A DNCE VE PRAT

Ve saldrya getiler. Tanrm! Nasl da marur ve hiddetli!


Atlarn brne lgnca vurarak lme komaktalar.
Kahraman valyeler baka nasl davranabilir ki?
Paynim ordusu da hz kesmiyor. Paynimler ve Franklar
te savamaktalar!

air bu noktadan itibaren Frenk savalarnn yiitliinden bahseder.

Franklar yz bin dmann saldrsna uram,


Tm gleriyle dayanmlard. Yz bin dmann
ki bini kat. Roland dedi ki: Bu mcadeleyi
Savaarak verenler, iyi ve sadk adamlar.
Dnyada hibir kral byle askerlere sahip deildir.
Tarih bu yzden Kralmzn en byk olduunu
yazmakta. O konuur, Franklar sava alannda
Gzyalar iinde llerini veya lmek zere olan
Askerleri ararken, paynim kralnn komutasnda
Yeni bir paynim gruhu grnd.

Paynim kral askerlerinin katledildiini grm ve


ntikam almak zere hzla yeni bir ordunun bana
Geip davul ve zurna eliinde gelmiti. nce
Zifir gibi bir siyahi, stnde bir sr iaret,
Drtnala yaklat, en az dierleri kadar meumdu.
Ne Tanrya ne de Meryemin Oluna inanc vard.
Onun iin vatana ihanet ve insanolunun katli
Galiya altnndan bile daha deerliydi. Kimse onu
Glerken veya elenirken grmemiti, ama gz pek
Olduu iin Marsila tarafndan seviliyordu ki,
Elindeki ejderha nakl bayrak, onun bayrayd.
Onu gren bapiskopos, onu Hristiyanca bir
Sevgiyle sevemedi; onu yakalayp yok etmek iin
Can atyor, iinden yle diyordu: Kfirin en kts
aresiz olandr. Evet. Onu katledersem yanl olmaz.
Ne olursa olsun, korkaklar hi sevmem.

Bapiskopos Turpin, Franklar paynim ordusunun


stne ite byle gnderdi. Altnda bir zamanlar
Danimarkada katletmi olduu byk bir kraln
At vard. Rzgr gibi koan bu atn ayaklar kk,

307
BATIYA YN VEREN METNLER

Bacaklar ince, ama kalalar dar ve gl,


Sars geni, srt yksek, yelesi saryd. Bann
stnde iki kk kulak arszca oturuyordu.
Bapiskopos, ite bu atn stnde gitti paynim
Kral ile grmeye. Kraln kolunda uzaklarda
Kim bilir hangi eytann ssz, karanlk
Bir maarada ekil verdii, mcevherle bezeli,
Prl prl parlayan yuvarlak bir kalkan vard.
Ama Turpin onu bir darbede indirdi. Muhteem
Kalkan paralanarak deerini kaybetti, esmer
Paynim ise dp ld. Franklar haykrd:
te gerek bir valye! Elindeki Ha gvende!

Ama evredeki otlarn arasna saklanm


Olan paynim ordusunu gren Franklar dehetle
Roland, Oliver ve Peerse nefret kustu. Turpin
onlara korkmamalarn, kpkrmz sava alanndan
Utan verici arklar ykselmedii srece, bir adm bile
Uzaklamamalarn syledi. Dedi ki: Savaarak lmek
Daha iyidir, gerekirse leceiz. Bugn son gnmz
Olabilir, ama Cennete gideceiz.
Cennetin kaplar sizler iin sonuna kadar ak.
Orada azizlerle birlikte gne batt diye ark
Syleyeceksiniz. Bu szleri duyan Frenklerde
lm korkusu kalmad. Montjoy! diye haykrdlar.

Ve Roland, Olivera seslendi: Baksana, Bapiskopos


Klla kalkan ii bo bir asa gibi kullanmakta.
Dostu cevap verdi: Tanrnn adam savan adamlarn
Yattryor. Ve Franklar yaral olduklar halde
Sava srdrd. Grmeliydiniz! Kont Roland ve
Arkadann kllar ve mzraklarnn ucuyla
Dman nasl katlettiklerini grmeliydiniz!
erefli Bapiskopos! Binlercesini katlettiler, diye yazyor
Fransann Kitab. Drt mukateleyi kazandlar,
Ama beincisi o kadar iyi gitmedi. Heyhat! Onca
Askerden, Tanrnn inayetiyle,
Sadece altm hayatta kald.

308
ORTA A DNCE VE PRAT

Roland, Olivern isteini sonunda kabul edip Franklarn neredeyse tm


ldkten sonra Charlamagne armak zere mehur borazann fledi.

Neden bana kzgnsn? diye sordu Roland. Dieri


Cevap verdi: Yolda, hepsi senin hatan. valyelii
Saduyuyla slah etmek yanl deildir; yiitlik
tidalle deer kazanr. Senin budalaca kibrin nedeniyle
Franklar ld. Bir daha asla Charles iin savaamayacaklar.
Beni dinleseydin Kral oktan buradayd. Savamal,
Kazanmalydk. Marsila oktan katledilmi olurdu.
Roland, senin dncesiz inatln bizlere ac verdi.
Kral seni de kaybetmi olacak ve senin gibiler bir daha
Asla olamayacak. leceksin ve Fransa sahipsiz,
Umutsuz kalacak. Dostluumuz bu korkun gnle
Son bulacak ve karanlk gece bizi sonsuza dek ayracak!

Onlar duyan Bapiskopos som altndan mahmuzlarn


Kheylannn brne vura vura bulunduklar yere
Geldi ve onlar knayp azarlad: Sr Roland ve
sen, Rolandn yolda, tartmayn, Tanr akna!
Doru, boruyu flemek bizi kurtaramaz, nk
Artk ok ge, ama yine de iyi olur. Kral gelir ve
ntikammz alr. Paynim ordusunun spanyaya
Sevinle dnmesine izin vermez. Franklarmz buraya
Gelince bizi parampara bulacak, ama kurda
Kua yem olmayalm diye efkatle kaldrp
Admz anarak yk beygirleriyle eve gtrecek,
Fransz kiliselerinden birinde gmecek.

Yaral olan Roland sonunda borazan alar. Charlamagnenn ordusu Oli-


ver lmek zereyken yardma gelir.

Yaral valye lmn yaklatn hisseder.


Grmyor, duymuyordur. Bapiskopos attan iner
Ve yanna diz kerek yksek sesle onun adna
Gnah karr; ellerini birletirip Cennetle
dllendirilmesi iin Tanrya yakarr, anl Kral Charles
Ve Gzel Fransa iin, en ok da dostu Roland iin dua eder.
Olivern kalbi tekler, miferli ba gsne gmlr,
Bedeni usulca ruhunu teslim ederken, Kutsal Ruh

309
BATIYA YN VEREN METNLER

Oyalanmaz. Bunu gren Roland haykra haykra alar.


Bir faninin kalbinden bylesi korkun bir feryadn
Koptuu duyulmamtr.

Onlar kurtarmak zere yaklaan Fransz ordusunun sesini duyan pay-


nimler kaar, Roland lme hazrlanr.

Rolandn yaralar kpkrmz kanamakta, lmn


Yakn olduunu bildirmektedir. Byk Peers iin
Tanrya, kendi ruhu iin Cebraile ve ba melee
Dua eder. Sonra, sol elinde borusu, sa elinde klc
Olduu halde ki, kimse onu sonradan sulamasn,
Yeil tarlay ap kfir spanyaya doru bir ok mesafesi kadar
Yryerek bir tepeye trmanr; tepede
ki aacn gkyzne uzanan dallarnn glgeledii
Drt mermer parasnn dibine, yumuak imenlerin
stnde dp uzanr. lmek zeredir.

Tepe yksek, drt beyaz ta ve yeil otlar glgeleyen


ki aa daha da yksektir. Derken, yz gz kan iinde
Bir ceset ynnn stne atlm, l taklidi yapan
Bir kfir tm heybetiyle dikilir ve ona doru koarak,
Haykrr: Byk Charlesn yeeni ite imdi teslim
olacak! Klcn alp eve, Arabistana gtreceim!
Elini uzatp klca dokunur dokunmaz Roland kendine gelir.

Roland, yabanc bir elin Durendalna uzandn


Hisseder etmez gzlerini am, Dur! Dost deilsin sen!
Diye bararak elinin altndaki borazan kfirin miferli
Bana indirip miferi de, ban da ezer. Seni korkak!
Doru veya yanl, bana dokunmaya nasl cret
edersin? Zavall ey! Duyanlar delirmi olduuna
hkmedecek, ama fildii boynuzum parampara oldu,
altn azl krld.

lmek zere olan Rolandn gzleri kararmt, ama


Gcn toplayp tekrar ayaa kalkt. Korkun bir
fkeyle prl prl parlayan Durendalini nndeki
Taa vurdu. Titreen elikten byk ses kt, ama
Ne krld ne izildi. Roland haykrd: Aziz Meryem,
yardm et bana! Klcm Durendal, senin eliin

310
ORTA A DNCE VE PRAT

Uursuz bir saatte ekilmi. Senden vazgemek, seni


Aziz bilmemek zorundaym. Oysa ne ok savam,
Artk o beyaz sakallya ait olan ne ok yer fethetmitik!
Tanr seni korku nedir bilmeyene bahetsin. Gzel kl,
Seni cesur ve gerek bir valye kulland. Belki de
Fransann en iyisi!

Ve Roland klcn tekrar mermere vurdu. elik nlad,


Ama krlmad. Roland elii kramayacan anlaynca,
Haykrd: Ah Durendal, parlak gnein altnda ne kadar
Parlak, ne kadar aksn! Diyorlar ki, Kral maiyetini
Moriannede toplam. Tanr mjdeledi, seni, byk
Komutanlarndan birine verecekmi. O halde beni nla sar.
Britanyay seninle birlikte Kral iin fethettim; ve
Normandiyay ve Akitanyay ve Lombardiyay ve
Romanyay. Bavyera, byk Flander, Burgonya, Polonya ve
Efendime daima hizmet edeceine yemin edip onun
radesinin sarn Saksonlar iin kanun olduunu teslim eden
Uzak stanbulu da seninle birlikte kazandk. skoyay,
vahi Galleri ve rlanday da onun iin seninle birlikte
Aldk. ngiltere de onun nfuzu altnda. Beyaz sakall
Charlesn elindeki tm diyarlarn stesinden
Seninle birlikte geldik, ama senin iin zlyorum,
Sevgili Durendal. Senin spanyada Sarazenlerin eline
Dmenden korkuyorum. Buna izin verme Tanrm!

Roland klcn tekrar mermere vurdu ve bu kez kk


Bir parasn yonttu. elik n n nlad, ama krlmad,
Gkyzne frlad. Roland ne kadar urarsa urasn
Onu kramayacan anlayp ona efkatle hitap etti:
Ah Durendal, ne kadar gzelsin ve kutsal. Kabzanda
kutsal emanetler sakl, evet, Petrusun dii, ehit Basilin kan
Aziz Dennisin sa ve Kutsal Meryemin giysisinden
Bir para sakl. Seni bir Hristiyan kullanmal. Tanr
Seni Sarazenlerin eline dmekten korusun. Ah tatl
Durendal, Roland seninle ne ok diyar fethetti. Artk
Hepsi sakal beyazlam olan Franklarn hkmdar
Byk Charlesn emrinde.

311
BATIYA YN VEREN METNLER

Derken, lmn bedenini batan kalbe ele geirmek zere


Olduunu hissetti. Onu (bedenini) yere yatrp borazanyla
Klcn altna yerletirdi, yzn korkak kfirlerin kat
Cihete evirdi ki, Kral onun bir fatih olarak ldn anlasn.
Sonra sesini gkyzne evirip onun sadk kulu olduunu
Teyit ederek sa elindeki eldivenle ona sevgisini sundu.

Evet, Roland lmek zere olduunu biliyordu. Yksek


bir tepede, kfir spanyaya bakarak uzanm yatyordu.
Gsne vurup haykrd: Affet, Tanrm! Hatalarm bala.
Doduum gnden bugne ilediim gnahlar bala.
elik eldivenini yukarya, mavi gkyzne kaldrd ki,
Altn kanatl melekler gelip ruhunu Tanr katna gtrsnler.

Yksek bir amn altnda uzanm yatyordu. Yzn


spanyaya dnp anlarn yad etti: Fethettii diyarlar,
Gzel Fransay, akrabalarn, onu kendi olu gibi seven
Byk Charles. Tm zntsne ramen, bir valyenin
Nasl dua etmesi gerektiini hatrlayp dedi ki: Sz
Hakikatin kendisi olan Baba, sen ki Lazarusu fidye
Karl mezarndan, Danieli yrtc aslanlardan kurtardn,
ruhumu hayatm boyunca ilediim gnahlardan kurtar. Ve
Ba usulca omzuna dt. Ellerini birletirip dua ederken
ld. Ve altn kanatl bir ruh yannda Aziz Michael15 ve
Cebrail olduu halde gelip ruhunu gkyzne,
Tanr katna tad.
* The Song of Roland, The Macmillen Company, 1952.

B. GE ORTA A
Roma idaresinin knn stnden pek de yaratc ve verimli olmayan yzyllar
getikten sonra, 1100de, kurumsal yaplanma, idealler ve slup itibariyle, genellikle
Orta a olarak tanmladmz dnem balar. Sicilya-Palermodan Kuzey ngiltere-
Durhama kadar her yerde nce Romanesk, sonra da Gotik tarznda kiliseler ina
edilir. Bolonya ve Pariste hukuk ve ilahiyatta uzmanlaan, On nc yzyldan
itibaren uluslararas niversiteler olarak hizmet vermeye balayacak yksekokullar
alr. Sicilya, Roma ve ngilterede aklcla ynelen hkmetler vergi tahsil etmeye

15 St. Michael, gerek Yahudi, gerek Hristiyan, gerekse slam geleneinde (Mikail, Kuran- Kerim
2:98) Tanrnn Ordusuna komuta eden ba melektir.

312
ORTA A DNCE VE PRAT

balarken, ynetimde adil olmay grev bildiklerini resmen ilan ederler. On kinci
yzyl Avrupa medeniyetini ekillendirecek olan kurum ve deerleri yaratan byk
geliimlere sahne oldu.
Hristiyan Avrupann, On Birinci yzyln son eyreine kadar siyaset teorisi ret-
tii sylenemez. Buna karn, Kutsal Roma mparatoru IV. Henry ile Papa VII. Gre-
gorius ekimelerinin16 yze yakn trel risale (tract), tez ve zmleme dourmak
suretiyle, siyasal dncede bir byk gelenein yolunu at da dorudur. Ne var
ki, daha en bandan itibaren Orta an birey ve topluma ilikin kuramlarnn, do-
ruyu ararken yanla den kiinin klliyen ve sonsuza dek lnetlenme tehlikesiyle
kar karya olduu eklinde, klasik dncede rastlanmayan bir telmihi vard. Hal
byle olunca, Orta ada siyasi tartmalar eninde sonunda dini tartmalara dn-
mekteydi. Ayn durum, iktisat teorisi iin de sz konusuydu.
Atama yetkisinin kimde olduu meselesi Orta a sresince zmlenemez-
ken, Kilise ile Devlet, Papa ile mparator arasndaki ilikilerin nasl tanzim edilmeleri
gerektii, siyasi otoritenin kayna, bu otoritenin kilise ya da krallk iindeki yaplan-
ma biimi tartlmaya devam edildi. On kinci yzylda, Roma kanunlarnn yeniden
gndeme alnmasyla balayan sre, insanlar hukuk ve adalet konularnda daha
btnlkl ve tutarl bir erevede dnmeye yneltti. Nitekim, izleyen yllarda
yaplan aratrmalar daha teknik ve ayrntlyd, ancak tartmalarn sonu gelmiyor,
bildik konular zerinde tekrar ve tekrar konuuluyordu. Buna karn, yzlerce yl
nce sylenen szlerin bambaka ortamlarda tekrarlanmalar durumunda, yarattk-
lar alg ve etkinin farkllat da grlmekteydi.
Orta a hukuk anlaynn dnemin adli messeseleri zerindeki belirleyici et-
kisi, teori-kurum ilikisinde dnyann en iyi rneini tekil eder. Doru olan yapma-
ya verilen nem siyasal olduu kadar dinsel bir grev addedildiinden, nderler o
gne dek rastlanmayan bilinli bir tutumla, ayrntl hukuk sistemleri gelitirmeye
ynelmitir. Bu yneli, kral, baron veya ehir baronlar kadar papalar ve piskoposlar
iin de geerlidir. Nitekim, Avrupann gelimesinin temelini gerek Kilisenin gerek-
se sekler devlet ynetimi ve meclis/parlamento17 aygtnn anayasaclk olarak
tanmlanabilecek hukukun stnl kavramna, bireyin ve topluluun haklarna
duyulan ilgi oluturur. talyan ehirlerinin yurtta meclislerini saymazsak, genelliklle
kral ya da prensin adamlarndan oluan Orta a meclis/parlamentolar demokratik
deillerdir, ama yine de anlamazlklar parlamento szcnn ruhu uyarnca
konuup tartmak suretiyle gidermeye alrlard.

16 ngilizce investiture controversy olarak tabir edilen bu ihtilaf, 1070den 1122ye kadar piskopos-
larn atanmasndan ruhban snfn yaplanmasna kadar pek ok konuda kilise ile sekler yne-
timin arasn at. Sz konusu ihtilaf mparator ile Papa arasnda kalmayp Kilisenin reformu
konusunda Papaln sonunda Fransa ve ngiltere krallaryla anlamasna kadar uzand.
17 ngilizce parliament (parlamento, meclis) szc, Franszca parler, yani konumak anlamna
gelen szckten tretilmitir.

313
BATIYA YN VEREN METNLER

Cicero tarafndan ska her insann hakkn vermek olarak tanmlanan adalet
kaygs, mali ve ticari alanlarda da hissedilmeye balad. Para, On kinci yzyldan
itibaren giderek nem kazand. Kilise artan maddi ihtiyalarn karlamak zere
finansman mekanizmalar oluturdu. Byk ehirlerde kurulan panayrlar, datm
tekilatlarna dnrken, retim baz ehirlerde uluslararas ihracat yaplabilecek
boyutlara ulat. Ticaret ve sanayi, yaratt byk zenginliin yansra, cahil ve zay-
fn istismar, sahtekrlk gibi i hayatnn girift yaplanmasnda mndemi olan bildik
sorunlarn da getirdi. Hristiyan retisinde bylesi zenginlik ve istismara yer yoktu.
Dahas, a, hkmranln balca amacnn adalet datmak olarak algland bir
ad. lahiyatlar kadar teorisyenler de ekonomide sosyal adalet salamann yollar
zerinde kafa yormaya, yazmaya koyuldu.
Bu yllar ayn zamanda kentli giriimcilerin kurduklar kuma borsalarnn gnde-
lik ileyii ile geleneksel dorular arasnda ba gsteren elikileri anlatan hikyelerin
kaleme alnd yllardr. Chaucer, Langland gibi yazarlar, Orta an sonlarna doru
daha da sertletiine tank olduklar elikileri eletirir.
Hristiyan toplumunun kimi mensuplar, Paris, Oxford, Bolonya, Salamanca, daha
sonra da Kln, Prag ve Karakov tccarlaryla dirsek temas iinde olan Avrupal aka-
demisyenlere iyi gzle bakmazken, teknik alanlardakiler hari hemen hibir baa-
rlar takdir grmez. Hal byle olunca, eitim-retim ne gerekli, ne de muteber
saylacaktr. Oysa, Hristiyan toplumunda bilime kuramsal erevede yer vard. On
nc yzyln sonlarnda meslek sahibi (mektepli) olmann deerini sorgulayan
dnr says da yok denecek kadar azd ve hukukular vatandalarn yaamlarn
hakkaniyetle dzenlemek, huzur salamak iin uraan hkmetler iin almakta,
hekimler bedenleri onarmakta, bilim adamlar ve matematikiler, Tanr yaratt iin
aratrmaya deer bulunan kinatn maddi koullarn kefetmeye almak cesare-
tini gstermekteydiler.
* Peter Reisenberg, The Traditions of the Western World, Rand McNally&Co., Chicago, 1967

1. Hristiyan Ortak Pazarn18 Kim Ynetmektedir?


Bat Avrupa Kilisesi, Papa VII. Gregoriusdan (1073-1085) nceki bin yl boyun-
ca, genellikle alayllarn elindeydi. Alayllar sayesinde kaim olarak Charlamagne
gibi Kilise idealini benimseyen kral/imparatorlar tarafndan korundu; sahip olduklar
topraklar, Hristiyan ilkeleri dorultusunda ynetildi. Buna karn, vaftiz edilmi ol-
malarna ramen, dini ve Kiliseyi kiisel karlar iin kullanp piskoposlar pek de
nemsemeyen hkmranlar da vard.

18 Commonwealth: Kamu yararna olan durum.

314
ORTA A DNCE VE PRAT

On Birinci yzyln ikinci yarsnda, Romada, amac, kabaca, Kiliseyi arndrmak,


insanl kurtulua sevk etmek olan bir reform hareketi ba vererek, aralarnda, ilahi-
yat ve Hristiyan hukuku aratrmalarn, manastrlarda kurumsallaan din ve riyazet
ruhunun glendirilmesini, alayllarn da din ilerine mdahale edebileceini hu-
suslar gndeme getirdi.
Alayl olduu halde Kiliseye/dine mdahale edenlerden biri de mparator III.
Henryydi. Henry, 1055de Romaya giderek, papalk taht iin mcadele eden
aday arasndaki rekabete son veren, makama kendi adamn nasp etmitir. Henry,
mdahaleyi, konumunun geleneksel sorumluluu olarak grm, iyi bir seim yap-
mak suretiyle de arln reformdan yana koyduunu gstermitir. Ancak, bir yl
sonra lr; yerine geen olunun kk yata olmasndan istifade eden itibar sa-
hibi ve becerikli bir dizi papa, izleyen iki yz yl boyunca Avrupa yaamna her
ynyle hkmedecek olan papalk kurumlarn oluturur, Roma Kilisesini ina ve
ihya ederler.
Hanedanlarn egemenliinden zaman iinde kurtulan Papalk, kendi brokrasi-
sini kurumsallatrmak suretiyle ilevselliini arttracak, ardndan, asrlardr verilen
vaazlarn ve tedrisin en sonunda uyandrabildii dini bilincin avantajn da kullanarak,
amalarn gerekletirecek hkmetini kurar. Bat toplumunun nderliinin kendi-
sinde olduunu ilanla, gereklerini yerine getirmeye giriir. Gregoryan Devrimi diye
bilinen bu devasa hareket, adn VII. Gregoriusdan alr; ancak, hareketi balatt
iin deil, byk kriz olarak anlan dnemde, mparator IV. Henry ile mcadele
ettii, papala asrlarca hizmet verecek olan ideolojik ve kurumsal geliimi btn-
letirdii iin.
Derin inan sahibi papalar kendilerini ve Alman piskoposlarn, mparatorluun
vesayetinden kurtarmaya aladursun, gen mparator IV. Henry (1056-1106)
Almanyada modern merkezi bir monarinin kurumlarn oluturma peindedir.
IV. Gregoriusa att 1070lerde Henrynin ordusu, piskoposlara balad byk
araziler karlnda emrine tahsis edilen svarilerden olumaya devam etmektedir.
Ne ki, aslnda geleneksel bir durum olan, hatta tarih boyunca Kilise ile Devlet ilikile-
rinin saygn bir gstergesi saylan bu uygulamaya, Papalk, Kilisenin bu ekilde kulla-
nlmasna son verilmesi gerektii eklinde bir argmanla kar kar. zleyen belgeler,
On Birinci yzyldan On Drdnc yzyln balarna kadarki srete, taraflarn siyasi
otoritenin niteliine dair dnce, gr ve iddialarnn nasl gelitiini gstermekte-
dir. Papaln yasalara, Kutsal Yazlara ve temayllere dair ne srd kuramlarn
sekler imparatorluk tarafndan da dayanak alnyor olmas dikkat ekicidir.

315
BATIYA YN VEREN METNLER

Papa VII. Gregorynin, IV. Henry Nezdinde Papalk


Politikasn Savunmak zere Metzli Hermanna
Yazd Mektup*
Gregoryden sevgili Hristiyan kardei, Metz19 Bapiskoposu Hermanna
selam...
Hz. sann yasasn gz ard eden, kiliseleri ve imparatorluu tahrip eden
dalalet iindeki Kral Henryyi aforoz edemediiniz gibi, ona olan ballk
yemininizden de vazgeemediinizden, sizleri Kutsal Papalk Makamnn
yetkisi hakknda iren bir dille konuarak samalayanlarn budalalndan
korumamz talep ediyorsun. Bunun Kutsal Yazlarda o kadar ok ve inan-
drc rnei var ki, talebine cevap vermek abestir. Hakikati tahrif eden, ha-
kikate lanetlenme pahasna ters denlerin bunu aklszlktan, aresizlikten
veya cehaletten yaptklarna inanmyoruz. Hi armadm! Bu, ktlerin
kendi adaletsizliklerini rtbas etmek iin bavurduklar yoldur, zira yalan
sylemenin bedelini hi dikkate almazlar.
Mevcut bir sr kanttan birkan anmak adna: Sen Petrussun ve ben
kilisemi bu kayann stne kuracam. ller diyarnn kaplar ona kar-
direnemeyecek. Gklerin Egemenliinin anahtarlarn sana vereceim.
Yeryznde balayacan her ey gklerde de balanm olacak; yeryzn-
de zecein her ey gklerde de zlm olacak. Yoksa krallar bundan
muaf m? Tanrnn Oluna merbut Aziz Petrusun srsnden deiller mi
yoksa? Sorarm sana, ta ki Tanrya kulluk etmenin arlna dayanamayp
eytanla muhatap olsun ve Hz. sann srsnden saylmak istemesin, ken-
dini kinatn bahettii bu balayc gcn nda gren kim Aziz Petrustan
kopabilir? Zavall zgrl ona hibir ey kazandrmayacak, Petrusa bah-
edilen gc o marur boynundan karp atmas halinde Tanrnn huzuru-
na ktnda yk daha da arlam olacaktr.
lahi iradenin temsilcisi, Kilise egemenliinin temeli/belkemii olan bu
kurum, zellikle Havarilerin ba Aziz Petrusa bildirilen semavi hkmn
bahettii ve mhrledii bu imtiyaz, kutsal babalar tarafndan minnet-
le karlanp korunmu; hem Kutsal Roma Kilisesine hem de genel olarak
onun yasalar ve yazlarna evrensel ana ad verilmitir. Kutsal babalar,
Kilisenin kutsal dinimize dair eitim ve retimini benimsemekle kalmaz,
adl kararlarn da kabul eder. Nitekim belli bal tm davalarn, kiliselerin
alaca tm nemli kararlarn, Ba ve Ana olarak, Kutsal Roma Kilisesinin

19 Metzli bapiskopos Hermann, Gregorynin kendi yanna ekmek istedii nemli Alman papaz-
lardan biridir. Gregorynin bu mektupta dile getirdii grleri biraz olaan d bulunduu iin
aklanmaya muhtatr.

316
ORTA A DNCE VE PRAT

hukuku erevesinde ele alnmas gerektii, Kilisenin hibir kararnn tem-


yiz edilemeyecei, verdii hkmn hi kimse tarafndan eletirilemeyecei
ve iptal edilemeyecei hususlarnda, tek ruh ve tek sesle anlamlardr.
mparator Anastasius20a yazan Papa Gelasius, Kutsal Papalk Makamnn
ilahi hkme dayal yetkilerini yle aklar:

nananlar, kutsal grevlerini hakkyla yerine getiren din adamlarna tes-


lim olmaldr elbet, ama ilahi hkmdarn daha sonralar tm piskoposla-
rn en st dzey amiri tayin ettii ve Kilisenin sadakatini kazanan patriin
hkmne teslim olmak daha da nemlidir. Tm ferasetiniz ile siz de kabul
etmelisiniz ki, idraki itibariyle hi kimse, Hz. sann szyle dierlerinin s-
tnde tutulan (konumlanm olan) ve saygdeer Kilisenin (bu szleri) teyidi
suretiyle hl sadakatle Ba kabul ettii biriyle e tutulamaz.

Benzer bir biimde, Papa Julius21 da doudaki piskoposlara yazm ve


Kutsal Papalk Makamnn ilahi hkme dayal yetkilerini yle aklamtr:

Kardelerim, Kutsal Papalk Makamnn ilahi hkme dayal yetkileri


hakknda konuurken daha dikkatli olmal, Hz. sa Mesihin gksel kralln
kaplarn ap kapama gc bahetmek suretiyle (Kiliseye) gsterdii ihtima-
ma iaret eden u szlerini hatrlamalydnz: Sen Petrussun ve ben kilisemi
bu kayann stne kuracam. ller diyarnn kaplar ona kar direneme-
yecek. Gklerin Egemenliinin anahtarlarn sana vereceim.

Cennetin kaplarn ap kapama gcne sahip olan (Kilise), nasl olur


da yeryzn yarglayamaz? Tanr korusun! Kutsal Havari Pavlusun u sz-
lerini hatrlayn: Melekleri yarglayacamz bilmez misin? Ve bu yaama
dair daha nicelerini?
Keza, Papa Gregorius22 Kutsal Papalk Makamnn ilahi hkme dayal
buyruklarna kar gelmeye cesaret eden krallarn tahttan indirilmek sure-
tiyle cezalandrlmalar gerektiini beyanla, baz senatrlerle keilere yle
yazmt:

20 I. Anastasisus, 491-518 yllar arasnda Dou Roma imparatorudur. Kutsal Roma Kilisesinin pa-
palarndan biri olan Gelasius (492-496), Kilise-Devlet ilikisinin nasl olmas gerektiine dair ku-
ramyla nldr ve yle der: Bu dnya iki belli bal g tarafndan ynetilir: papalk ve krallar.
Gelasiusun bu szlerle her iki gcn ilahi ve fakat birbirinden bamsz, farkl faaliyet alanlar
olduunu ima ettii sylenir.
21 337-352 arasnda papalk yapt. Papann tek bana, tm kiliselerin stnde temyiz hakk oldu-
unu savunurdu.
22 590-604 arasnda papalk yapt. Romadaki piskoposluu sresince atlganlk timsaliydi. Romay
tehdit etmek suretiyle, kutsal ehri korumakla ykml olan Roma imparatorunun erefiyle oy-
nayan Lombardiyallar ile mzakereye oturdu, oysa, kuramsal olarak iki gcn (papalk ve impa-
ratorluk) ayrlmasndan yanayd.

317
BATIYA YN VEREN METNLER

Bir kral, piskopos, rahip, yarg veya herhangi sekler biri gz ard et-
mek suretiyle buyruklarmza kar gelirse, makamndan olacak; bu yanl
nedeniyle Tanrnn adaleti nezdinde hkm giydiini bylece renecektir.
Ve yanln dzeltmedii takdirde, yasaya uymayan davranlarnn kefareti-
ni, Babamz ve Kurtarcmz Hz. sa Mesihin kanndan ve kutsal bedeninden
dlanarak Tanrnn huzuruna kt gn deyecek, mstahak olduu ceza-
y byle ekecektir.

O halde, reticilerin en efkatlisi kutlu Gregoriusun buyruklarna kar


gelen krallar tahttan indirilmekle kalmayp aforoz edilmeli ve Tanr katnda
yarglanmak zere hkm giymelidir. Buna kim kar kp bizi sulayabi-
lir? Henry, Kutsal Papalk Makamnn hkmn hie sayd gibi ayaklar
altna almakta ve bylelikle kiliselerini de yok etmektedir.
Aziz Petrusun Clementin papazla atanmasna deinen mektubundan
biliyoruz ki, Onun (Clement) konumad biriyle dost olan insan, Tanrnn
Kilisesini ortadan kaldrmak isteyenlerdendir; bedenen bizimle olduu hal-
de kalbiyle ve aklyla bize kardr. Byle bir insan, bize aka dmanlk
edenlerden ok daha ktdr, nk dostluk kisvesi altnda dmanca dav-
ranmakta, kiliseyi tahrip etmektedir. Pek aziz [bildiim] Aziz Petrus davra-
nlarna kar olduu insanlarla iliki kuranlar hakknda byle sert bir hk-
me varmsa, papann kar olduu biri hakknda nasl bir hkm verirdi bir
dn.
imdi konuya dnelim: Tanr nedir bilmeyen insanlarn icad olan dn-
yevi saltanat, Her eye Kadir Tanrnn tasarrufuyla bu dnyaya bahedil-
mi olana (Kiliseye) tabi deil midir? Tanr ve insan olduuna inandmz
Tanrnn Olu, Babann sa tarafnda oturan Barahip olarak bizlere efaat
etmekte. O (Hz. sa), bu dnyada iine iine gezen beeri saltanata tenez-
zl etmedii iin kendini kurban etti.
Tanr nedir bilmeyenlerden treyip bu dnyann prensi olan eytana
uyarak kibirle, talanla, fesatla, ihanetle -zetle her trl suu ileyerek- ken-
dini dier insanlarn stnde tutan kral ve prenslerin gz dnm arsz-
lklarnn ne denli ekilmez olduunu bilmeyen var m? O halde, Tanrnn
vekillerine boyun edirmeye alanlar kibrin elebalar deil de nedir? En
Yce Olann Olu, Barahibimiz dnya nimetleri sunmak suretiyle kendisi-
ni ayartmak isteyenlere yle der: Bana secde ederseniz, btn bunlar ben
size vereceim.
Hz. sann rahiplerinin, kral ve prenslerin ve tm inananlarn efendileri
ve babalar olduundan kuku duyan var m? Evladn babasn veya tale-
benin hocasn ynetmesi veya balanmas beklenirken (onun) elini haksz

318
ORTA A DNCE VE PRAT

yere balamas ya da gevetip salvermesi acnas bir budalalk deil midir?


Anlalan, dnyann tm krallar ve prenslerinin efendisi, Byk Konstan-
tin23, btn bunlarn idrakiyle -Aziz Gregoriusun imparator Mauritius24a
yazd mektupta belirttii zere- znikte, kutsal kilise meclisinde toplanan
piskoposlara stnlk taslamad gibi, onlara tanrlar diye hitap ederek al-
dklar tm kararlara sayg gstermitir.
Papa Gelasius ise mparator Anastasiusun dikkatine sunulan hakikati
vurgulayarak, bunu kendisine yaplan bir hakszlk olarak grmemesi iin,
yle der:

Ah yce imparator, sz sahibi iki g vardr, bunlardan biri kutsal rahip-


liin, dieri krallarn gcdr. Kutsal rahipliin gc o kadar byktr ki, k-
yamet gnnde krallarn hesab ondan sorulacaktr. Bilin ki, onlar size deil,
siz onlarn hkmne tabisiniz.

Nitekim bu gibi tebli ve beyanlara dayanarak imparatorlar ve krallar


aforoz eden birok piskopos vardr.
Uhuvvetiniz unu da unutmamaldr ki, eytanlar kovmak zere ruha-
ni imparatorlara, (yani) frklere25 bahedilen g daha da byktr
ve dnyevi ikbal peinde olan herhangi bir insan onlara danabilir. Takva
ehli olmayan, Tanr korkusu bilmeyen tm kral ve prensler eytanlar tara-
fndan ynetilerek sefalete der. Bu insanlar, insan ruhunun iyilii, yarar
iin rahipler gibi Tanr akna deil, kendi ihtiraslarn tatmin etmek zere
yneterek dayanlmaz bir kibir sergiler. Aziz Augustin, Hristiyan retisine
dair ilk kitabnda bunlar iin yle der: Kendisinin doal eiti olan insan-
lar ynetmeye kalkanlarn kibri her trl tahammln stndedir. Eer
frklerin gc, dediimiz gibi, eytana yetiyorsa, eytana tabi olanlarn
ve onlarn bir uzvu gibi davrananlarn vay haline! Ve eer frkler bun-
lardan stnse, rahiplerin ok daha stn olduu aikr!
Dahas, sonu yaklaan her Hristiyan kral cehenneme gitmemek, karan-
lktan aydnla kmak ve Tanrnn huzuruna gnahlarndan arnm ola-
rak kabilmek iin rahiplerden ricac olur. Sradan bir insan veya din ada-
m, lmek zere olan kim ruhunun selameti iin bir kraldan yardm ister? Ve

23 I. Konstantin (288-337) Bat tarihinde Byk olarak anlr, nk Hristiyanl kabul eden ve
Kilisenin i ileyiiyle megul olan ilk imparatordur. 325te znik Konseyini toplamtr.
24 Bizans imparatoru olan Maritius (539-602) Persler ile Avarlara kar savamt.
25 ngilizce exorcist, frklk, dua okuyarak kt ruhlar kovan kii. frklk kilise yasa-
larnca sk bir dzenlemeye tabi olmakla birlikte, Katolik Kilisesi bu gce sahip olduunu iddia
eder. Erken dnemde bu gce sahip olan kiilere exorcist ad verilmitir. Orta ada din adamlar
hiyerarisinin alt basamaklarnda yer alrlard.

319
BATIYA YN VEREN METNLER

hangi kral veya imparator, bir Hristiyan kutsal suyla vaftiz etmek suretiyle
Tanrnn olu olarak takdis edip eytann elinden alabilir? Ya da ilerinden
hangisi -ki bu Hristiyanln en gzel yandr- tek bir szyle Tanrnn ka-
nna ve bedenine vcut verebilir? Ve ilerinden hangisine gkyznde ve
dnyada balama ve zme gc bahedilmitir? Btn bunlar piskoposlu-
un byk bir stnle sahip olduunun gstergesidir.
lerinden hangisi, brak grevden almay, din adamlarndan birine rt-
be takdir edebilir? nk papazlar bir dier papaz grevden alrken akll
davranp sadece Papalk Makamna danr. Papazlarn krallardan daha s-
tn olduundan en cahilin bile phesi yoktur. Eer krallarn gnahlar pis-
koposlar tarafndan yarglanacaksa, bunu Romann ruhani liderinden daha
iyi kim yapabilir?
Ksacas, kim olursa olsun, tm iyi Hristiyanlar, kt bir prens deil,
bir kraldr denebilir; nk krallar Tanr akna zenli davranrken prens-
ler -kendi kendilerinin dman olduklarndan- Tanr akna deil, kendi
ihtiraslarn tatmin etmek iin yneterek, acmasz davranr. Kralnki sahici
Mesih bedeni, prenslerinki ise sahici eytan bedenidir. Krallar sonsuza dek
ynetebilecek ekilde hareket eder. Prenslerin gc ise onlarn -kibrin o-
cuklarnn kralyla, (yani) karanlklar prensiyle birlikte- sonsuza dek lanet-
lenip yok olmalarna hizmet eder.
Kt din adamlarnn sevip saydklar krallarndan yana olmalarnn ne-
deni, onlar tarafndan onurlandrlyor olmalardr; dolaysyla, bunda a-
lacak bir ey yok. Ne var ki, her kim tarafndan onurlandrlm olursa olsun,
bu Tanry ucuz bir fiyata satmak anlamna gelir. nk seilen kiiler ay-
rlmaz bir biimde Ba ile btnleirken, ktler de -iyiye kar- ktln
bayla balanm demektir. Bunlarla tartmaktansa, (bari) blisin elinden
kurtulup Tanr katnda yarglandktan sonra hakikati grebilsinler diye, ya-
l gzlerle dua etmelidir.
Tanr akna deil, kendi ihtiraslarn tatmin etmek iin yneten kibirli
kral ve imparatorlardan bahsettiimiz yeter. Ne var ki, herkesi konumuna
gre uyarmak grevimiz olduuna gre, krallar, imparatorlar ve prensleri
-Tanrnn yardmyla- kibirle ba edebilecek ekilde glendirmeli, onlar
tevazu silahyla donatmaldr. Biliyoruz ki, an, hret ve zellikle de bu
dnyaya dair alkanlklar yneticilerin ban dndrerek tevazuu unuttu-
rur, dierlerine stnlk taslamalarna neden olur. Dolaysyla, yle grn-
yor ki, an ve hret peinde koan imparator ve krallarn alakgnll ol-
may ve hazdan ziyade korkuyu renmelerinde fayda vardr. Bu durumda,
imparator ve krallarn tahtn ne kadar rktc, hatta tehlikeli olduunu,
o makamda pek az insann mafiret bulduunu ve Tanrnn merhametine

320
ORTA A DNCE VE PRAT

snmak suretiyle kurtulanlarn, Kilisenin ilahi adaletinde birok tevazu


sahibi insandan daha az tannr/bilinir olduu gereini iyi dnmeleri la-
zm. Dnyann balangcndan bugne kadar imparator veya krallarn ef-
katli olduuna, dnyevi yaam kmseyen dier pek ok insan gibi, inan-
l ve erdemli bir yaam srdklerine dair hibir kayda rastlanmamaktadr,
ama bizler bunlarn ounun Tanrnn merhametine snarak kurtuldukla-
rna inanyoruz. mparator ve krallar arasnda mucizeleriyle maruf Havariler
ve ehitler bir yana, Aziz Martin, Aziz Antony ve Aziz Benediktusa26 ne de-
meli? Hangi imparator veya kral ly diriltmi, czamly iyiletirmi veya
krn gzlerini amtr? Doru, Kutsal Kilise mparator Konstantini din-
darlyla, Theodosius ve Honoriusu, Charles ve Louis27i adaletli olmalary-
la vg ve saygyla anar; bunlar Hristiyanln savunuculuunu, kiliselerin
hamiliini yapmtr, ama yaptklar bu muhteem ilerle n kazandklar
sylenemez. Kutsal Kilise, ka kral veya imparatorun adn kiliselere vermek
suretiyle nlenmesine hizmet etmitir ki?
Krallar ve prensler dnyevi yaamda ykseldikleri lde derin ve son-
suz bir atein iine dmekten korkmaldr. Nitekim yle denir: Byk
g sahibi olanlar, byk ac ekeceklerdir. Ynettikleri insanlarn hesa-
bn Tanrya onlar verecektir. Tek bir insann bile ruhuna sahip kp onu
korumak kolay deilken, binlerce ruhun sorumluluunu tayan prensin
vay haline! Eer Kutsal Kilise, tek bir insann yaamna kastedeni en ar
biimde cezalandryorsa, an ve eref uruna binlercesini lme gndere-
ne ne yapmaldr? Bu insanlar (katledilenler) iin kusura bakmayn, benim
hatamd (mea culpa) deseler bile sanmayn ki, kardelerini aa dnyaya
gnderdiklerine pimandr. Tersine, nlerine n katklar iin iten ie sevi-
nirler. Yaptklarndan itenlikle piman olmadklar ve insan kan aktmak

26 Tourslu Aziz Martin (316-397) hayrseverliiyle nl bir piskopostu; nitekim genellikle stnde-
ki pelerini bir fukaraya verirken resmedilmitir. Piskopos olduu halde manastr yaamn semi,
Tours yaknlarnda bir manastra ekilerek misyoner yetitirmitir. Aziz Antony (251-350) Hris-
tiyan manastrclnn banilerindendir. Kei topluluklar oluturmak suretiyle yapt yenilikle
nldr, zira ondan nce kutsal yaam demek inzivaya ekilmek demektir. Aziz Benediktus, Be-
nediktin tarikat ve Avrupa manastrclnn kurucusudur.
27 Kilise tarafndan Byk olarak anlan Roma imparatoru Theodosius (346-395), bu unvan Ar-
yanlarn Teslis grn sapkn bir gr olarak knad iin alm, znik Mezhebini kurmu,
yeni Ortodokslua muhalefeti devlet gcyle bastrmtr. Honorius (384-423) Theodosiusun ha-
lefidir. Saltanat dneminde Roma ordularnn barbar generalleri nemli g kazanr ve Romann
Alarik emrindeki Vizigotlar tarafndan yamalamasndan sonra imparatorluun dousuyla ba-
tsnn aras, yaam tarz itibariyle alr. Honorius, Hristiyan retisi uyarnca, paganizmin en
ak gstergesi olan gladyatr gsterilerine/oyunlarna son verir. Charles, yani Charlamagne ise
maiyetindeki Kilise danmanlarnn tlerini yasama ve dier her trl ynetim faaliyetine
yansyacak biimde yorumlar. Charlamagnenn olu ve halefi olan Louis the Pious, Dindar Louis
(778-840), Frank soylular sava bir lider istedikleri halde, piskoposlara teslim olur.

321
BATIYA YN VEREN METNLER

suretiyle yaptklar yanl dzeltemeyeceklerine gre tvbekr olmalarnn


Tanr nezdinde deeri yoktur28
Bu nedenle, saltanatlarn Hz. sa Mesihin nda srdrmek isteyen
Hristiyanlar, dnyevi ihtiraslara yenik dmemeleri, tamahkr olmamalar
iin uyarmal; kutlularn kutlusu Papa Gregoriusun piskoposluk grevine
dair kitabnda syledii u szleri unutmamaldr: zlenmesi/uyulmas ge-
reken btn bu eylerin arasnda en nemlisi, erdemli insanlarn bu ma-
kama kendi arzularyla gelmeleridir. Erdem sahibi olmayan, tevik edilse
bile, gelmesin daha iyi. O halde, eer iinde Tanr korkusu olan bir insan
bile Papalk Makamna dayanlmaz bir arzuyla ve fakat korkudan titreye-
rek geliyorsa -ki, orada kutlu Havari Petrusa liyakatle g kazanacaktr-
Talut ve Davut gibi iyi ve alakgnll insanlar beter eden krallk tahtna,
dn nasl bir korku ve kararszlk iinde uzanacaktr? Bizler bu dorular
tecrbeyle renmi olsak da kutlu Papa Symmachus29 buyruklaryla teyit
eder: O, yani Aziz Petrus, kendinden sonra gelenlere, sonsuz bir erdem ve
masumiyet miras brakmtr; nitekim kendi yeteneiyle edindii meziyet-
ler yetersiz olsa da seleflerinden devraldklarnn yeterli olduu byle bir
makama ykselmi olann kutsallndan kim kuku duyabilir? O (Petrus)
sorumluluu temayz edenlere ykler veya onlar nce yetitirir, sonra ulu-
lar.
Kutsal Kilisenin krallk veya imparatorluk makamna ardklar, geici
an ve hret iin deil, istekli ve kararl olmak bir yana, brakn, insanl-
n selametini gzetmek iin gelsinler; ve kutlu Gregoriusun piskoposluk
grevine dair kitabndaki beyanlarn hatrlayp onlara riayet etsinler: nsa-
nolu, dier insanlar gibi olduu halde, onlar hor grp aalad zaman
yoldan sapm melekler gibi olur. Talut alakgnlllyle tannd halde,
ite byle yoldan km, sahip olduu g gururunu iirmiti. Tanr tank-
tr ki, alakgnlllkle yol alm, ama kibirle geriye dp reddedilmitir:
Sen kendi gznde bile kckken, seni ben sraildeki kavimlerin ba
yapmadm m? Talut kendi gznde bile kckken, gelip geici bir gce
yaslanarak byklk taslad. Kendini herkesten stn grd. Ve muhteem
bir ekilde, kendi gznde kckken Tanrnn gznde byk, kendi
gznde bykken Tanrnn gznde kck oldu. Tanry her zaman
kendilerinden stn tutsunlar; adalete sarlp onu herkesin hakkn vermek
suretiyle korusunlar; dine sayg gstermeyenlerle (kfirlerle) meveret kur-

28 Bkz. Rolandn arks (sf.299).


29 Papala seimi Theodorik tarafndan teyit edilen Papa Symmachusun (498-514) sorunlarndan
biri talyadaki Ortodoks ounluk ile ynetimdeki Ostrogotlar (Aryan) arasnda doru drst bir
iliki tesis etmekti.

322
ORTA A DNCE VE PRAT

masnlar; Kutsal Kiliseyi hizmetkrlar veya tebaalar haline getirmesin,


Tanrnn gzleri olan piskoposlar efendileri ve babalar olarak grp onlara
hak ettikleri saygy gstersinler.
Eer ana-babalarmza sayg duymamz buyrulmaktaysa, ruhani ebe-
veynimize daha da ok sayg duymalyz! Babasna veya annesine beddua
eden lmle cezalandrlacaksa, ruhani babas veya annesine beddua eden
nasl cezalandrlmaldr dersin? Bedensel arzulara kaplp kt yola den
prenslerin kendi oullarn -daha iyi ve daha uygun biri bulunabilirse- Hz.
sa Mesihin uruna kan dkt srden stn grmesine izin verilmesin.
nk kendi oullarn Tanrdan daha ok sevmek suretiyle Kiliseye en
byk ktl yapm olurlar. Kutsal anamza, (yani) Kiliseye en byk ve
elzem yarar/katky elinden geldiince salayamayann, Tanry ve komu-
larn bir Hristiyan gibi sevmedii aktr. nsanolu hayrseverlik meziye-
tinden yoksunsa, yapaca her trl iyiliin balatc zelliinden mahrum
olacaktr.
Tm bunlar alakgnlllkle, ilerindeki sevgiyi Tanrya ve komula-
rna saklayarak/ayrarak yaparlarsa, ancak o zaman onun merhametine bel
balayabilirler: Benden ren, nk ben uysal ve alakgnllym. Onu
rnek alrlarsa, o zaman bu aalk ve geici saltanat unutup, ebedi zgr-
lk30 krallna nail olacaklardr.
* The Correspondence of Pope Gregory VII, Columbia University Press, 1932..

mparator IV. Henryden Papa VII. Gregoriusa*


Gasp yoluyla deil, Tanrnn takdiri ve buyruuyla Kral olan Henryden,
u an Papa deil, sahte bir kei olan Heldebranda:
Byle selamlanmay yol atn karklk nedeniyle hak ettin; nk ih-
timamla takdis edip onurlandrmak yerine ve hibir makamn esirgemeksi-
zin bu karkla ortak etmek suretiyle, Kilisenin kutsanmak yerine lanet-
lenmesine sebep olmaktasn.
Mektubunda ne kan pek ok husustan birkan ele alrsak: Kutsal
Kilisenin rektrlerine -bapiskoposlarna, piskoposlarna, papazlarna-
mesh31 edilmileri olduklar halde deinmeye cret ediyor, efendilerinin
nelere kadir olduunu bilmeyen kleler gibi, onlar ayaklar altna alyor-
sun. Onlar ezmek suretiyle kalabalklarn azna dp beeni kazandn.

30 Bu iddialar Aziz Gregoriusun Piskoposluk Hizmetlerine Dair Elkitab ile Sofya Konseyi bildirileri
ve Papa Julius ile kyaslaynz.
31 Mesh etmek, ngilizcede anointed, yani kutsal ya srnm olan.

323
BATIYA YN VEREN METNLER

Her eyi bildiini, onlarn hibir ey bilmediini sandn. Azimle ve srarla,


sahip olduun bilgiyi, aydnlatmak ve ihya etmek iin deil, ykp yok et-
mek iin kullandn. yle ki, bizleri, adn adeta kendine mal ettiin Aziz
Gregoriusun, u kehanetinde senden sz etmekte olduuna inandrmak is-
tedin: Piskoposun zihni, tebaas kalabalk olduundan sk sk aka gelir ve
herkesten daha gl olduunu grp her eyi herkesten daha iyi bildiini
sanmaya balar.
Ve bizler, Papalk Makamnn saygnln korumaya niyetli olduumuz
iindir ki, tm bu istismara tahamml ettik. Ne var ki, sen, bu alakgnl-
l tavrmz korkaklk olarak yorumladn ve bizlere Tanr tarafndan bahe-
dilen kraliyet gcne kafa tutabilecek kadar kendini kaybettin. Sanki impa-
ratorluk ve krallk Tanrnn deil de senin elindeymi gibi, taht sanki senin
tarafndan bahedilmi gibi, bizleri kraliyetimizi elimizden almakla tehdit
etmeye kalktn.
Oysa bizlere bu kraliyeti baheden Babamz Hz. sa Mesih, sana ruha-
niyet bahetmedi. nk sen tam da u basamaklar karak ykseldin
Kilisede: manastr dzeninin nefretle karlad kurnazlktan paraya, para-
dan iltimasa, iltimastan klca. Bar tahtna klla gelip o tahtta bar yok
ettin. Piskoposlarna kar (mcadeleye hazr) silahl tebaan var; Tanr sana
bahetmedii halde, piskoposluk bahettiklerini (bizim piskoposlarmz)
grevden almaya kalkyorsun. Meslekten olmayanlar piskoposlua getirip
zorla kilisenin hizmetine verdin. Sonu: Meslekten olmayanlar, kendilerine
Tanrnn eliyle hoca olarak gnderilenleri -piskoposlar32 araclyla olsa da-
knayp grevden almakta.
Mesh edilmi olanlar tarafndan mesh edilerek krallk makamna geti-
rilmi olan birine, (yani) bana da deinmektesin. Hata yapyorsun, nk
Kutsal Babalarn geleneksel retisi uyarnca, ta ki nantan dneyim, hi-
bir su nedeniyle -Tanr korusun- tahttan indirilmem sz konusu deildir ve
hakkmda sadece Tanr hkm verir. Basiretli, hakiki rahipler, Havari Juli-
an33 hakkndaki hkm bile kendileri deil, Tanrnn vereceini beyan etti.
Nitekim hakiki papa Aziz Petrus yle der: Tanrdan korkmal, krala sayg
gstermelisin. Oysa sen, Tanrdan korkmadn iindir ki, Onun tarafn-
dan grevlendirilmi olan bana saygszlk etmektesin.

32 Henry, Papann tam da o sralarda birka Alman piskoposla, bir bapiskoposu aforoz ettiini
bildiren mektubuna deinmektedir. mparatora ve Alman kilisesindeki din adamlarna gre,
Papann ar sert ve keyfi uygulamalar mevcut dzeni altst etmektedir.
33 Roma imparatoru (360-363). Tahtta kald ksack dnemde Hristiyanln giderek artan siyasi
gcn engellemeye kalkm; zellikle eitim alannda Hristiyanlara ve paganlara kar yasalar
karmt.

324
ORTA A DNCE VE PRAT

Nitekim Aziz Petrus aykrlk34 telkin etmek isteyen gksel bir melee bile
aman vermeyip dnyann her yerinde aykrlk telkin etmekte olan seni ka-
bul etmedi. yle der: Herhangi biri, bu ben veya gksel bir melek bile olsa,
sizlere rettiklerimizin dnda bir telkinde bulunursa, onu lanetleyin.
Dolaysyla, bu lanetlenmilikle rahiplerimizin ve bizlerin ortak hkmne
tenezzl buyur ve in aa. Haksz iddialar atfettiin Papalk Makamn terk
et. Brak Aziz Petrusun tahtna vahetin stn dinle rtmeyecek, Aziz
Petrusun saf/ar doktrinini retecek biri ksn.35
Ben, Henry, Tanrnn inayetiyle Kral [olan], tm piskoposlarmla birlikte
sana diyoruz ki, in aa, in aa!
* Imperial Lives and Letters of the Eleventh Century, Columbia University Press, 1962.

mparator IV. Henryden Alman Papazlara*


Henry, Tanrnn inayetiyle Kral, A.36ya selam, sayg ve sevgi gnderiyor
ki, az sayda insan gnderir!
En byk sorunlar, en iyi mavirlii yapacak, en byk insanlar gerek-
tirir. Bu insanlar haricen gl, kalben iyi niyetli olmaldr ki, sz konusu
meselenin iyi sonulanmas iin istiareye istekli olsunlar. nk herhangi
bir giriimde ne sadece g, ne de sadece iyi niyet ie yarar. Ah sadk tebaam,
biz dnyoruz ki, bu niteliklerin ikisi de sende eit miktarda var. Dorusu,
en byklerden birisin ve byk g sahibisin ve -ayet seni ve bize olan sa-
dakatini iyi bellemisek- bize ve krallmza beslediin iyi niyet, sahip oldu-
un gten de byktr. Sadakatle yerine getirdiin hizmetleri hatrlayarak,
bundan sonraki hizmetleri de ayn sadakatle yerine getireceini bilerek sev-
gine gveniyor, ama sadakatinin bu sevgiyi aratmayacan umuyoruz. n-
k senden kraliyet prenslerinden beklediimiz sadakatten ok daha fazlasn
beklemekteyiz. Nitekim u ana kadar, sadece gemite olanlara sevinmekle
kalmayp gelecein vaat ettikleriyle de umutlanmak ve sevinmek istiyoruz.
yi niyetin bizimle olsun ki, sahip olduun gle -frsattan istifade- sa-
dece bizim deil, tm din kardelerinin, hatta bask altndaki Kilisenin
zlemini ektii ihtiyalar karlansn. Bu baskdan elbet senin de haberin

34 Heterodox: Resmi veya geleneksel tutumla uyumayan reti veya gr, aykr.
35 Bu mektup mparatora ulat zaman, imparator laik ve kilise mensubu soylularla, Wormsde
toplant halindedir. Sakson asilere kar henz verdii savatan zaferle km olduu iin, Alman
piskoposlarn desteinden emindir ve dolaysyla, Papa Gregorius ile uzlamaya yanamaz.
36 Bu mektup imparatorun bir genelge olarak tm piskoposlarna gnderdii bir mektuptu. Dolay-
syla A, belirli bir forma uygun olarak, yazcnn mektubun muhatabnn adn ekleyecei yeri
gsterir.

325
BATIYA YN VEREN METNLER

var. Bask altndaki Kiliseden yardmn esirgeme, ama efkatin daha ziyade
krallktan ve din kardelerinden yana olsun. Kilise, imdiye kadar bu ikisi
tarafndan yceltildi, ama heyhat, bugn ikisinden de yoksun, nk bir
adam haksz iddialaryla hem kendisine hem de (sz konusu) dier ikisine
zarar verdi. Bu adam ikisine de yararl olmad ve yararl olmak istemedii
gibi, ikisi iin de zararl oldu.
Seni sz konusu adamn kimlii hakknda daha fazla karanlkta tutma-
mak iin syleyeyim: Kei Hildebrand (nk alkanlklar itibariyle ger-
ekten bir kei), yani szde Papa! Sen de gayet iyi biliyorsun ki, Papalk
Makamn bir din adam efkatiyle deil, bir gasp zorbalyla igal ederek
bar yok edip Katolik birliini bozmakta/zmekte. Yaptklarndan sade-
ce birkan anmak gerekirse: Krall ve Kiliseyi Tanrnn izni olmakszn
gasp ederek ilahi nizam kmsedi. Oysa Tanr, sz konusu iki kurumun
-kralln ve Kilisenin- tek deil, iki ayr birim olarak kalmasn buyurmu,
iki klcn yeterli olacan sylerken mecazen bunu kastetmiti. Baba bak
burada iki kl var, denilince, Tanr Bu yeterlidir, diye cevap verir. Kilise
de ruhani ve dnyevi kllarn birlikte kullanlacan ve her trl kt-
ln bu suretle kesilip atlacan belirtmitir. Bir dier ifadeyle, herkesin
Tanrnn temsilcisi olan kraln ruhani klcna itaatle ykml olduunu
sylerken, dnyevi klcn ierideki (bu) ruhaniyete sadakatle, dardaki H-
ristiyanlk dmanlarn pskrtmekle ykml olduunu sylyordu ki,
sorumluluklar i ie olan bu iki kurum birbirine saygda kusur etmeksizin
el ele versin. Eer istersen, Hildebrandn budalalyla/lgnlyla bu ilahi
nizam nasl bozduunu bizzat gr. Ona gre, kendisine yalvarp yakarma-
yan hi kimse papazlk onuruna nail olamaz, (yani) kibri bu denli byk.
Beni de krallmdan etmeye alyor, Tanrnn ltfuyla sahip olduum
krallmdan! Dahas, beni tahttan indirmekle ve lmle tehdit etmekte!
Senin de bildiin gibi, bize sk sk benzer biimde hakaret ede geldi, ama
tatmin olamam ki, her gn yeni bir ey icat edip hoyrata bela kartyor
Dolaysyla, utanma aziz dostum, istirham ederim dier din kardelerinle
birlikte yaptm bu talebi kabul etmekten utanma ve Wormsdeki Hamsin
Yortusu37na katl. Katl ki, bu mektubumda birkan andm prensle birlik-
te, olanlar bizzat dinleyebilesin ve ne yapmamz gerektii hususunda bizle-
re akl ver. nk Kilise tarafndan kulaklar ekilerek uyarlan sevgili din
kardelerin de sana erefimiz ve krallmz adna yalvaryor.
* Imperial Lives and Letters of the Eleventh Century, Columbia University Press, 1962.

37 Pantekost: Hristiyanln en nemli bayramlarndan biridir. Hristiyanln dnyaya kar vazife-


lerinin balad gn olarak kabul edilir. Tarihi, yllara gre farkllk gsterip genelde Mays veya
Haziran aylarna denk gelir. Paskalya Bayramndan yedi hafta sonra, ellinci gnde kutlanr.

326
ORTA A DNCE VE PRAT

mparator IV. Henryden Roma Kilisesinin Kardinallerine*


Dikkat buyurun; kararlatrlan tarihte Tanrnn izniyle Romada olaca-
z. Eer o yle istiyorsa, dedii gibi olsun ve her eyi orada yapalm. Ora-
daki elilerimizle birlikte gelme nerinizi, ayet daha uygun olacaksa, ka-
bul ediyoruz; bizleri onlar karlasn. Ka kii olursa olsun, sizler de onunla
birlikte gelin ve dinleyip hkm verin. Papa gibi davranmay becerebilirse
ona itaat eder, aksi takdirde -ayet sizler de bizimle ayn fikirde olursanz-
Kilisenin ihtiya gsterdiini nasp ederiz.38
Bu nerimizi reddetmemelisiniz. Eer ona kulak verilecekse, krala da
itaat edilmelidir. Hildebrand ilahi takdiri yok saymaktadr. Neden? Neden
buna kar kmamaktasnz? Tanr bir deil, iki kl gerektiini buyurma-
d m? Ama Hildebrand tek bir klta srarl ve Tanrnn daha beikteyken
bize bahettii krall yok etme peinde. Tanr buyruunun her gn nasl te-
zahr ettiini, Onun bizleri Hildebrand ve yandalarnn kurduu tuzaklar-
dan nasl koruduunu, iyi niyetli olan herkes gryor. Hildebrand istemese
de bizler krallmz ynetmeye devam etmekteyiz; onun tahta gesin diye
yerimize atad valyeyi, o yalancy, Babamz ortadan kaldrd.
Bykbabamz ve babamz Henryye (III. Henry) olan inancnz/imannz
akna -ki buna sadk kalmalsnz ve Hildebrand gelinceye kadar sadk kal-
dnz- bize Efendimizin inayetiyle bahedilen bu miras inkr etmemenizi
istiyoruz. te yandan, ayet inkr etmekse niyetiniz, nedenini aklamal-
snz, nk sizlere adil davranmaya, hakknz vermeye, kim olursa olsun,
Aziz Petrusa hrmeten, hak eden herkesi dllendirmeye hazrz. Biz, siz-
lere deil, size saldranlara saldrmaya geldik.
Hildebrand yznden Kiliseyi bask altnda tutmaktan vazgein; adil
olun. Brakalm Kilise adaleti yarglasn onu. Papaln srdrmesine razy-
sanz, savunun; savunun, ama yalanc ahit olarak deil!
Adaleti gce kurban etmekle eline ne geiyor acaba? Yceldike daha da
adaletsiz davranabilir, zulmedebilirim diye dnyor olmal. Bu mu istedi-
i? Hi kimse tarafndan yarglanamayacak biri olmal diyen kendisi, ama
aslnda, Bildiini okusun! demeye getiriyor. Ne ki, Hz. sa Mesih byle bu-
yurmuyor ve diyor ki, Aranzda en soylu/yce olan dierlerinin hizmetinde
olacak. Kendisini Tanrnn kullarnn da kulu addetmesi gereken birinin
sahip olduu gle Tanrnn kullarna zulmetmesi adil deildir. Daha d-

38 Bu mektubun yazld 1082de, Henry, resmen grevden alnm olsa da Romaya egemendir;
Papa Gregorius ise (ki mektupta ondan sz edilmektedir) Normandiyal taraftarlaryla birlikte
srgndedir. Toplanty mparator talep etmitir. Gregorynin papalk makamna uygun olup ol-
madna karar verecek olan da odur.

327
BATIYA YN VEREN METNLER

k bir mertebede olmak onu utandrmamaldr, nk bu suretle tm takva


ehlini ilgilendiren bir skandala son vermi olur. Kim ki, der Efendimiz,
bana iman eden kklerden birine yanl yapar, boynuna deirmen ta
geirilsin daha iyi. Heyhat, kkler de bykler de onun yol at skan-
dala kar karak, giderilmesini istemekte.
Bunlardan dolay, brakn kahramanca gelsin. Vicdan rahatsa, burada ol-
duumuza sevinecek, btn bu iddialarn aksinin ispatlanmas halinde za-
fer kazanm olacaktr. Kilise yasalar uyarnca ve sizlerin hkmyle haksz
yere igal ettii papalk makamnn erefinden mahrum kalacak olsa bile,
hayatnn tehlikede olmadndan emin olmaldr. Her eyi sizlerle birlikte
yapmaya ve ayet bize direnmezseniz, sizler olmadan hibir ey yapmama-
ya hazrz.
Son olarak, tek isteimiz adalet ve adaletin ona en yakan yerde h-
km srmesidir. Adil olmanz umuyor ve adaleti aranzda bulmamz halin-
de, Tanrnn inayetiyle, bunu dllendirmeye kararl olduumuzu bildiri-
yorum.
* Imperial Lives and Letters of the Eleventh Century, Columbia University Press, 1962.

Novit Ille39 *
Papa III. Innocent40
1198den 1216ya kadar Papa III. Innocent tarafndan ynetilen Kilise, VII.
Gregoriusun kilisesinden daha farkl bir yerdi. Bu iki papa arasnda geen srede
Kilise ile ilgilenen devlet adamlar, Bat tarihinin en byk gelimelerinden birine
araclk etti ve lk a felsefesi, edebiyat ve yasalarnn geri kazanmna tanklk
eden bir entelektel canlanma yaand. VII. Gregorius yksek eitim grmemi,
hatta pek az eitim grmt. III. Innocent ise Paris niversitesinde ilahiyat, Bo-
logna niversitesinde Roma ve Kilise hukuku okumutu. Kilise ileri, artk bylesi
yksek eitim gerektirmekteydi. Nitekim, On nc yzyln sonuna geldiimizde,
Papa ve Hristiyanlk leminin tm din adamlar, mevcut krallklarn ve bu krallklarn
ileri gelenlerinin yaamlarn etkileyen tm maddi ve manevi sorunlaryla grlme-
mi lde ilgilenmekteydi. III. Innocentn icraat, papal sresince, tm Avrupay
etkiledi. Gney Fransadaki kfirlere ve Orta Doudaki Mslmanlara kar birer
hal seferi dzenledi; Avrupann en can alc ilerini grmek zere, binden fazla

39 Novit Ille: Tanr Bilir. Papaya ratio pecatti, yani sekler meselelere gnah saikiyle mdahil olma
yetkisi veren ve yzlerce yl Kilise Yasalarnda kalan hkm.
40 On nc yzylda Hz. sann Vekili sfatn almtr.

328
ORTA A DNCE VE PRAT

nemli kilise adamn Romada bir araya getiren bir konsey toplayarak mparator-
luun ve ngiltere, Fransa gibi nde gelen lkelerin yneticileriyle siyasi ve dini tar-
tmalara girmek suretiyle mcadele etti. Papala gre Hristiyan dnyasnn lider-
lik sorunu vard ve bu yzden tehlike altndayd. Ve Innocentin cephaneliindeki
balca silah, iyi bir Hristiyann grevlerinin ne olduunu binbir trl tanmlayarak
resmiyete dkm olan Kilise yasalaryd. Nitekim, Kutsal Yazlarn Kilise yasalar-
nn temellendii unsurlardan biri olduu gereinden hareketle, krallardan birine
ok da otoriter bir slupla hitap ederek, Novit Ille gibi bir hkm bildirmekten geri
kalmad.

Fransa bapiskoposu ve piskoposlarna:


O ki, her eyi bilir, kalpleri yoklar ve srlar mkemmelen sezer, Fransann
anl kral Hz. sa Mesihten ire sevgili olumuz Philip41i tertemiz bir kalp,
tertemiz bir vicdan ve iten bir inanla sevdiimizi, Fransz krallnn ve
Papalk Makamnn (daha da) ykselip ycelmesi iin, baarl olmasn ar-
zuladmz da bilir. nk Tanr tarafndan kutsanm olan krall Ona
hep sadk kalm ve bu sadakatten bize gre hi sapmamtr. Kt melek-
lerin bazen u veya bu ekilde baskn yaptklarn ya da hepimizin bazen
eytann oyununa gelebileceimizi biliriz, ama kraln eytann tuzana
dmeyeceinden eminiz.
Dolaysyla, kimse kraln yarg yetkisine ve gcne -o bizim yarg yetki-
mize ve gcmze mecburken- karmak istediimizi sanmasn. (Zaten) Biz-
ler kendi yarg yetkimizi tam manasyla kullanamazken, bir bakasnnkini
gasp etmek niye? Ne ki, Efendimiz ncilde, Eer kardein sana kar gnah
ilerse gidip onu payla; seni duyarsa kardeini kazanm olursun. Ama seni
duymazsa, yannda bir iki kii daha gtr ki, tanklk etsinler ve azlarn-
dan kan szler sabitlesin. Onlar da dinlemezse, git kiliseye syle. Kili-
seyi de dinlemeyecek olursa, brak senin iin bir kafir olarak kalsn der.
Ne var ki, ngiltere42 kral -elindeki kantlar ibraz etmeye hazr olduunu
beyanla- mlkn ihlal ettiini iddia ettii Fransa Kraln ncilde belirtil-
dii gibi uyard ve fakat bir yere varamad iin Kiliseye bavurduuna
gre, evrensel kiliseyi ynetmekle grevlendirilmi olan bizler, ta ki delegas-
yondan biri olarak burada bulunan Kral Philip tersini ispat etsin, Tanrnn

41 Philip Augustus (1180-1230), Orta an nde gelen krallarndan biridir. ngiltereye kar as-
keri zaferleri ve Flandersdaki diplomatik baarsyla maruftur. Gerekletirdii ynetimsel re-
formlar sayesinde Fransa, On nc yzyln balarnda Avrupann en gl krall haline
gelmitir.
42 John (1199-1216), ngilteredeki piskoposlarn atanmas konusunda Innocent ile anlamazla d-
p afaroz edilmitir.

329
BATIYA YN VEREN METNLER

buyruuna gre hareket etmekten baka ne yapabiliriz? Bizler mlke dair


bir yarglama yapmaya niyetlenmiyoruz, nk ortak hukukun uygulanma-
snn gelenee aykr olarak veya zel imtiyazla snrland durumlar hari,
bu onlarn meselesidir. Ne var ki, gnah suunu yarglamak phesiz bizim
iimizdir ve bu suu kim ilemi olursa olsun, yarglamalyz ve yarglaya-
biliriz
Bu nedenle, Majesteleri, bu konuyu Papalk Makamna tamak sure-
tiyle yanl yaptklarn dnmesin. Okuduklarmzdan anlyoruz ki nl
mparator Valentinian43 Milano Kilisesinin yardmc piskoposlarna yle
der: Papalk Makamna, mparatorluu yneten bizlerin bile itenlikle ba
eecei, birer insan olarak ileyebileceimiz gnahlara dair nasihatini he-
kimin verdii ila gibi sorgusuz kabul edeceimiz birini getirmeye gayret
edin. mparator Theodosiusun -Kral Philip ahfadndan Charlesn yeniden
yaynlam olduu- bir kararnamesi vardr: Bir insann mahkemeye bavu-
rarak at davann kabul edilmesi halinde, yarglama srecinin herhan-
gi bir aamasnda (sz konusu ahs ikyetini davann banda veya daha
sonra veya dava kapanrken veya karar aamasnda dile getirirken) Kutsal
Papalk Makam tarafndan yarglanmak istediini bildirirse, kar taraf iti-
raz da etse, davac ifadeleriyle birlikte piskoposluk mahkemesine gnderi-
lecektir. Bizler bunun stnde durmayz, nk aslolan ilahi yasalardr ve
bizler yetkimizi insanolundan deil, Tanrdan alrz. Akl banda herkes
bilir ki, herhangi bir Hristiyan iledii dnyevi su nedeniyle knamak/
uyarmak ve bize kar kmas halinde cezalandrmak grevimizdir. Bunun
byle olduu hem Eski hem Yeni Ahitte yazldr. Efendimiz, peygamberi
araclyla der ki, ekinme haykr, sesin bir trompet gibi yksek ksn ki,
kullarma hadlerini atklarn duyurabilesin. Ve Eski Ahitte ekler: Kt
olana ktlk yaptn sylemezsen, iledii gnahla lecektir, ama Ben
onun kann senin elinde grmek istiyorum. Havari bizleri itaatsizlik ile
ilgili olarak da uyarr ve bir baka yerde der ki: Btn cefakrln ve -
retiye olan inancnla kna, payla ve uyararak t ver. Bunun grevimiz
olduu ve bu gce/yetkiye sahip olduumuz, Efendimizin Anathothda ra-
hip olan peygamberimize syledii u szlerden bellidir: Bak, bugn sana
tm uluslarn ve krallklarn kkn skme, onlar alaa etme, tahrip etme,
imha etme ve (sonra) yeniden ina edip tohum ekme sorumluluu verdim.
Anlalabilecei zere, tm fani gnahlar kknden sklp imha edilme-
lidir. Dahas, Efendimiz Cennetin anahtarlarn Aziz Petrusa verirken yle

43 Roma mparatoru Valentinian (365-375), Konstantinin iki kuak nce balatt gelenee sahip
karak, Hristiyan doktrini etrafnda dnen uyumazla mdahil olmutur.

330
ORTA A DNCE VE PRAT

der: Yeryznde baladn her ey gkyznde de balanacak; ve yery-


znde zlen her ey, gkyznde de zlecektir. ledii fani gnahn
Tanr katnda balayc olduunu herkes bilir, bundan phe etmez. Nitekim
Petrus, Tanr katnda bal olacandan phe etmediklerini, ilahi hkm
uyarnca, yeryznde balayacaktr.
Krallarn dier insanlardan farkl bir muameleye tabi olmalar gerektii
sylenebilir belki, ama Tanrnn yasasnda, By, k yargladn
gibi yarglayacak; yargladklarn kayrmayacaksn yazldr. nsanlar ka-
yrmak, der Aziz James, birinin iyi giyimli bir dierine, iyi bir yere otur,
fakir fukaraya orda ayakta dur veya ayamn dibine otur demesi gibi bir
eydir.
Bizler her bir gnahkr yanl yapmaktan alkoyup hakikate armak
zere yarglamakla ykmlyz ve bu gce sahibiz, ama ayn yetki ve gc
kullanabileceimiz bir dier alan bara kar ilenen gnahlardr. Bar sev-
gi/ak badr; yle ki Hz. sa Mesih bu konuda havarilere yle diyerek yol
gsterir: Girdiiniz herhangi bir evde, nce Bar sizinle olsun deyin; ve
eer barn olu oradaysa, ona gvenin. Ve bir baka zaman, Kim sizi (evi-
ne) buyur etmez ve szlerinizi duymazdan gelirse, ondan ayrlrken ayakla-
rnzn tozunu silkerek ona kar tanklk etmeye hazr olun. Havariler iin
bu gibi insanlardan ayrlmann anlam, bu insanlar havarilerin sohbetin-
den mahrum brakmak deil de nedir? Ayaklarn tozunu silkmek dinen
cezalandrmak deil de nedir? nk toz, Musann ocaktaki kl etrafa
samak suretiyle Msr diyarnda yol at irinli yara salgnnn (ahlak bo-
zukluunun) tozudur. Bar mesajn almayan ve duymayanlar Maherde
bekleyen ar hkm ve ceza, Hakikatin u sade, ama bir o kadar gl
szlerinde sakldr: Dorusu, ehir iin Maher, Sodom ve Gomorra diyar
iin olduundan ok daha dayanlmaz olacaktr. ehirle kastedilen, krallar
dahil, orada yaayan tm insanlardr.
Dahas, yasann kurallar uyarnca44, bir adamn kendisini bir dieri
karsnda hakl gryor olmas keyfiyeti, bir bakas tarafndan ona kar
kullanlabileceine gre ve kil Cato45 Yaptnz yasalara teslim olun de-
diine gre ve Fransa Kral hafzasyla nl eski ngiliz kral Richarda kar
-ki stats Kral Philipten aa deildi- sava zaman, Kilise ve Kilisenin
iyi niyetinden yararlanm olduuna gre, Kral Richarddan esirgenmeyen
hakkn, Kral Johna tannmas talebini nasl savunacaktr? Son olarak, (sz
konusu) iki kraln arasnda bar antlamas yaplarak taraflarca ant imek

44 Bu, klasik Roma hukukunda yarglama usulnn yasayla uyum iinde olmas anlamna gelmek-
tedir.
45 Cato: Romal moralist; Gelenee Dair adl tezi Orta a boyunca byk ilgi grmtr.

331
BATIYA YN VEREN METNLER

suretiyle teyit edilmi olduu halde, Kral Philipin antlamaya sadk kal-
mam olmasn dikkate almamazlk edemeyiz, nk yeminli mkellefiyet,
phesiz Kilisenin yarglama alanna girer ki, bozulan bar antlamas tek-
rar tesis edilebilsin.
Bu ciddi hukuk ihlaline gz yummak suretiyle kiliselerimizin tahrip
edilmesine ya da Hristiyanlarn katledilmesine raz olamayacamza gre,
sevgili olumuz, Casamari46 barahibini -Kral Philip, Kral John ile salam bir
bar antlamas veya atekes yapmad veya alakgnlllkle ad geen
barahip ve muhterem kardeimiz Bourges bapiskoposuyla konuup ngi-
liz kral hakknda Kiliseye ilettii ikyetin meru bir ikyet mi, yoksa bir
istisna m olduunu gayr resmi olarak tahkik etmedii srece- kendisine
verdiimiz talimat erevesinde hareket etmesini emrettik. Dolaysyla, sa-
dakatnza gvenle, Papalk Makamnn buyruuyla barahibin talimatlarn
alakgnllkle karlamanz, daha dorusu bizim vereceimiz hkme ria-
yet etmenizi ve riayet edilmesini salamanz emrediyor; aksi halde itaatsiz-
liinizin cezalandrlacan bildiriyorum.

* Select Letters of Pope III. Innocent, Oxford University Press, 1953.

III. Innocentn, Fransz kralnn ilerine baaryla mdahil olmas ve ayn


sre iinde lort payesi vermek suretiyle ngiliz Johnu kendi feodal dzenine
tabi klmasnn stnden yaklak yz yl getikten sonra, bir dizi olay ve
sorun Papa, ngiltere ve Fransann arasn at. 1290larda, Fransa Kral IV.
Philip ile ngiltere Kral I. Edward lkelerinin sava halinde olmas nedeniyle
din adamlarn vergilendirme yoluna gidip onlar da bu milli olayn iine ek-
meye alt. Kat bir hukuku ve ynetici olan yal Papa VIII. Boniface, bu
duruma saldrgan bir biimde tepki verdi ve din adamlarnn sekler otorite
tarafndan papalk izni olmakszn vergilendirilmesini yasaklad. Ne ki, i
bununla bitmedi. ounluk Bonifacein yeni doan krallklara hkmranlk
dayatt kansndayd; nitekim bu iddialar On nc yzyl boyunca -ou
kilise hukukunda uzman- papa yanllarnn azndan dmedi. Oysa ayn
yzyl, sadece mahkeme, ordu ve parlamento gibi etkin kraliyet kurumlarnn
inasna deil, monarinin saygnln ululayan, kralla imparatoru eitleyen
ve toplum yararn ilgilendiren konularda krala neredeyse snrsz idari yetki
veren kuramlarn gelitirilmesine tanklk etmekteydi.

46 Casamari barahibi Papann gvenilir bir elisiydi ve Fransz din adamlarna Philipe dini bask
yapmalarn telkin etmekle grevlendirilmiti. Barahip, barn tesisi iin, Philip ile John arasn-
da ok gitti geldi.

332
ORTA A DNCE VE PRAT

Kraliyet kurumlarnn gc hemen hissedilmiti: I. Edward yasalarn kra-


la tand korumay reddetti ve ngiliz din adamlarna polis yoluyla sala-
nan gvenlii kaldrd. IV. Philip Fransadan Romaya akan bteyi keserek,
Fransadaki Kilisenin ileyiini birok bakmdan rseledi. 1301e geldii-
mizde, yal Papa ok fkeli ve buruktu, ama 1300de dzenlenen Jbile47
iin Romay ziyaret eden binlerce hac tarafndan kendisine gsterilen sevgi,
onu muhalifleriyle ba edebileceine inandrd. 1301de Fransz Kilisesinin
yeniden yaplanmasn planlamak zere, Fransz din adamlarn Romada
toplad. Ve bir sonraki yl, Unam Sanctam fermann yaynlad ki, bu ferman,
papalk otoritesini tesis etmek zere, III. Innocentin yaynlad en radikal
bildiriydi.

Unam Sanctam48*
Papa VIII Boniface
nancmz, tek bir kutsal ve apostolik49 Katolik kilisesi olduunu, kurtu-
luu ve balanmay baka bir yerde bulamayacamz teyit ederek, bizleri
buna imana mecbur klar Bu kilisede tek bir Tanr, tek inan ve tek vaftiz
vardr. Nitekim tufanda da bu tek kiliseyi temsil eden tek bir gemi, tek bir
dmenci ve tek bir komutan vard; bir dier ifadeyle, sadece Nuh ve gemisi
vard. Okuduklarmzdan anlyoruz ki, tufanda, bu gemi hari, dnyada-
ki her ey yerle bir oldu. Biz ite bu tek kiliseye byk sayg gsteririz
Tanrnn kusursuz kumandan biilmi olan bu tufan hak etmekle birlik-
te, paymza deni aldk. Bu nedenle, bu bir ve tek kilisede iki bal bir hil-
kat garibesi deil, tek bir beden ve tek bir ba var: Hz. sa Mesih, vekili Aziz
Petrus ve halefleri. Nitekim Petrusa koyunlarm doyur diyen Tanrnn
Kendisiydi. zel olarak u veya bu koyunlar iaret etmeksizin, genel bir
ifade kullanp koyunlarm dedi ve ona btn koyunlarn teslim etti. O
halde, ayet Yunanllar veya bakalar, Tanr tarafndan Petrus ve halefle-
rine teslim edilmediklerini sylyorsa, Mesihin srsnden olmadklarn
itiraf ediyorlar demektir; nk Yuhannada Tanr, sadece tek bir al ve
tek bir oban vardr diyor. ncil bize bu alda iki kl olduunu sylyor;
biri ruhani, dieri dnyevi (zamansal). Nitekim kilisede konumakta olan

47 Jbile: Bir olayn ellinci yldnm; Eski Musevi yasalarna gre elli ylda bir yaplmas gereken
genel serbest brakma yl.
48 Tek Kutsal. Unam Sanctam ferman, Kilisenin evrensel hkmdarln, yani Kilisenin ve
Papann tm imparatorlarn stnde grdn ilan eden bildiri.
49 Apostolic: Havarilerle ilgili, Papaya ait

333
BATIYA YN VEREN METNLER

havariler, Bak, iki kl var dediklerinde, Tanr bu ok fazla diye cevap


vermedi, yani bu yeterlidir dedi. Dnyevi klcn Petrusun sorumluluunda
olduunu inkr eden, Tanrnn u szn de yanl tefsir ediyor demektir:
Klcn knna sok. Dolaysyla, iki kl da kilisenin sorumluluundadr;
biri piskoposlarn elinde kilise tarafndan, dieri krallarn ve valyelerin
elinde, ama piskoposlarn rzasyla kilise iin kullanlmak zere elbet. Da-
has, biri dierine stn, (yani) dnyevi kl ruhani klca tabi olmaldr.
Havari, g Tanrnndr ve bu gc kullananlar Tanr tarafndan grev-
lendirilir dediine gre, (sz konusu) iki kl birbiriyle eit deildir. yle
olsayd grevlendirme gerekmez, daha gsz olan glye tabi olurdu ki,
byk iler yapabilsin. Kinat yasalar uyarnca her ey hemen eitlenmez;
en aadan ortaya, ortadan en yukarya doru giden bir dzen iinde yer
alr. Ruhani gcn saygnlk ve asalet itibariyle her trl dnyevi gten
stn olduuna gelince, itiraf etmeliyiz ki, ruhani olan eyler, dnyevi olan-
lardan stndr. Bu gerek kiliseye denen aardan50 ve balardan bellidir
ve tm bunlar bizim denetimimizdedir. uras muhakkak ki, ruhani g
dnyevi gcn kantlamal ve bunun ne derece iyi olduuna karar verme-
lidir. Yeremyann u szleri bunu dorular: Seni bugn tm milletlerin ve
krallklarn stne koydum Bu nedenle, ayet dnyevi g gnah ilerse
ruhani g tarafndan yarglanacak, alt dzeydeki ruhani g hata yaparsa,
bu daha yukardaki bir g tarafndan yarglanacaktr. Ama en byk olan
hata yapp gnah ilerse, havarilerin tanklnda, sadece Tanr tarafndan
yarglanr, insanlar tarafndan deil. Ruhani biri her eyi yarglar, ama kim-
se tarafndan yarglanamaz. Bu yetke, bir insana bahedilmi ve bir insan
tarafndan kullanlyor da olsa, insani deil ilahidir; nk Petrusa ilahi bir
ses tarafndan bahedilmi, bizzat Hz. sa Mesih vastasyla, o ve tm halef-
leri iin bir kayann stne kurulmutur Burada unu beyan ve ilan ede-
riz ki, herkesin kurtuluu Katolik Roma Kilisesinin dini liderine51 tabidir.
Bu hususun srekli olarak gzetilmesi iin, bir muhtra olarak, Lateran52; 8.
ylmzda; 14 Kasm.
* Select Historical Documents of the Middle Ages, George Bell & Sons, 1892.

III. Innocentin lm ile Padoval Marsiliusun (1270-1342) Defensor Pa-


cis53inin ilan arasnda geen yz yl boyunca, Kilise ve zellikle de papalk,

50 Tithe: Gelirin yzde onunun kiliseye balanmas.


51 Pontiff: Papa.
52 Lateran: Mealen, Roma Kilisesi Katedrali (saray), Katolik dnyasndaki kiliselerin en st dzey-
de olan.
53 Barn Savunucusu.

334
ORTA A DNCE VE PRAT

kurumsal olarak glenmekle birlikte, Hristiyanlk leminin manevi rehberi


olarak etkinliini kaybetti. Papalar iyice uzmanlam bir Kilise brokrasisi
ve yarg sistemine hkmederken, bir dizi yeni yasa kardlar ve ilerinden
biri de Kutsal Roma mparatoruna kar baarl bir hal seferi dzenledi.
Ne var ki, milli monariler hem Kilise hem de kendi lkelerindeki ruhban
snfn stndeki egemenlik haklarn korumada kararlyd; nitekim bir de-
fasnda krallardan birinin ajan papaya kar kaba kuvvet bile kullanmt.
Bilim adamlarnn sabrl abalar sayesindedir ki, sonunda, Aristonun Etik
ve Siyasetinin sekler ve doac kuram ve deerleri prenslere, papalara ve
onlarn teorisyenlerine teslim edildi.
Marsilius, nce Padovada tp eitimi, sonra da Pariste fen bilimleri ve
ilahiyat eitimi grmt. Zaman iinde, Papa XXII. John ile seilmi impa-
rator Bavyeral Louis -ki John tanmay reddetmiti- arasndaki bir ihtilafn
iine dt. 1323de Papa, kendisine biat etmesi artyla, Louisnin impa-
ratorluunu kabul edeceini syledi. Defensor Pacis papalk gcnn teorik
temellerine felsefi bir saldr ve reddiye olarak, 1324de kt. Marsilius, Orta
an niter Hristiyanlk kavramna gl bir biimde kar kmakta; Bat
Avrupann her yannda, Papa veya Kilisenin rehberlik/ynetim talep ve id-
dialarna kar aklc bir aklama gelitirmeye alan sekler milli devletle-
ri, yepyeni tezler ileri srmek suretiyle desteklemekteydi. Marsiliusun 1324
ylnda yaynlanan Defensor Pacis adl kitab, bir bakma, yeni tip barl
toplum topyalarna geii simgeler. Marsiliusa gre, bar ve huzur insan-
lar arasndaki ilikilerin meyvelerini koruma ve onlardan yararlanmann en
iyi yoludur. Bundan dolay her uygarla halklarn salp serpildii, insan
yararnn korunduu bir huzur ortam dilenmelidir diyor. Bu arc gelene-
in, On Sekiz ve On Dokuzuncu yzyl aan etkisinin bugn bile grlmekte
olduu sylenir.

Defensor Pacis*
Padoval Marsilius
() Dikkate alnp stnde dnlmesi gereken zor bir mesele var, n-
k diyoruz ki () beeri yasa koyucu54 ya dorudan ya da yneticileri ara-
clyla, devlet kurumunun her paras ve her makamnn etkin (varolu)
nedenidir. unu da sylediimizi hatrlyor ve diyoruz ki, Yeni Yasadaki pis-

54 Marsilius, beeri yasa koyucu tabiriyle halk veya yurttalar veya onlarn seilmi temsilcilerini
kastetmektedir.

335
BATIYA YN VEREN METNLER

koposluk ya da rahiplik kurumu, ilk kez ve tek bana Hz. sa Mesih tarafn-
dan ihdas edilmiti; ve belirttiimiz gibi () O her trl sekler ve dnyevi
(zamansal) stnlk payesine (egemenliine) srt evirmiti () Dolaysyla
sormak lazm -zellikle de artk mkemmel mmin cemaatleri oluturdu-
umuza gre- bir ruhban snf ihdas etme yetkisini kim haizdir? u noktaya
kadar iaret ettiklerimizin birbiriyle elitii ak deil mi?
O halde, bu elikiyi giderelim Bu, Kutsal Yazlar reten hocalarn
ruhbanlk olarak tanmladklar bir kiilik zellii gerektirdiine gre,
ruhbanln etkin nedeni, onun yaratan, yani ruhunu (bu zellikle) nceden
mhrlemek suretiyle davranna yn veren, yani Tanrdr. Yeni Yasada
bu Hz. sa Mesih ile balar. nk O ki, hakiki Tanr ve hakiki nsandr, bir
ruhban insan olarak hizmeti kendisinden sonra gelen ve bugnk ruhban
insanlar gibi yerine getirirken, Tanr olarak ruhban tayin ettiklerinin ru-
hunu (sz konusu zellikle) mhrlemi; bylelikle, nce haleflerini, yani
kendi havarilerini ve havarileri araclyla dier rahipleri ve onlarn halef-
lerini oluturmutur. Nitekim bu havariler veya rahipler insanlara elleriyle
dokunup uygun szcklerle dua ettiklerinde, Tanr olarak Hz. sa Mesih, bu
insanlar arasnda layk bulduklarnn ve buna istekli olanlarn ruhlarna/
kiiliklerine ruhbanlk zellii kazandrmaktayd.
Bu, insan ruhuna belirli bir zellik kazandrmak zere tevdi edilen buy-
ruklar iin de byledir. Bu rahiplik zelliidir ki () belirli szler sylemek
suretiyle rahibe ekmekle arab Hz. sa Mesihin kutlu bedeni ve kan olarak
takdis etme ve kilisenin dier ayinlerini ynetme, insanlar gnahlarndan
arndrma gc/yetkisi verir
imdi; bence muhtemeldir ki, bu ruhbanlk zellii ki, bundan byle bir
rahip iin olmazsa olmaz ya da asli olarak tanmlayacaz, tm rahipler iin
geerlidir ve ne Roma piskoposu, ne bir bakas, bu zellie sradan bir ra-
hipten daha fazla sahip deildir
Bunun byle olduunu daha da iyi aklayabilmek iin rahip55 ve pis-
kopos56 szcklerinin -farkl zellikleri tanmlasa da- ilk kilisede eanlaml
olarak kullanldklarn syleyemeyiz. nk rahip szc ya, yani k-
demli olmay; piskopos szc ise nezareti, yani saygnlk ya da dierle-
rinin sorumluluunu stlenmi olmay ima ediyordu
Ama havarilerden sonra, yani rahip says artnca, rahipler kilisede g-
rev dalm yapmak ve olas skandallar veya hiziplemeleri nlemek zere
kendi aralarndan birini setiler ki, kilisenin ileyii, yaplan balarn pay-
lam ve benzeri hizmetler en iyi ekilde yaplsn/ynetilsin ve herkes bildi-

55 Presbyter.
56 Episcope, episcopus.

336
ORTA A DNCE VE PRAT

i gibi davranp karmaa yaratmasn. Dierlerini ynetmek zere seilen bu


rahip ve sadece bu rahip, piskopos ya da nezareti adn ald, nk sadece
insanlara nezaret etmekle kalmyor (nitekim eski kilisede herkese piskopos
denirdi), dier rahiplere de nezaret ediyordu
Bu beeri seim ya da atama, seilen rahibin daha fazla ruhbanlk zelli-
i tad ya da daha fazla yetki sahibi olduu anlamna gelmiyor; Tanrnn
mabedinde belirli idari ilere nezaret etmek suretiyle, dier rahipleri ve g-
nllleri grevlendiriyor ve o zamanki keilerin terfi koullarn dzenli-
yordu. Eminim ki, beeri yasa koyucu tarafndan bahedilen hari, bu pisko-
posun (ynetirken) ne yaptrm gc/yetkisi vardr () ne de kendine has i-
kin saygnl Anlalabilecei zere, tpk kutlu Petrusun dier havariler-
den fark olmad gibi, Roma bapiskoposunun da, bu anlamda dier rahip-
lerden fark yoktur. nk her biri gcn/yetkisini dorudan ve eit oran-
da Hz. sa Mesihten almtr.
Rahiplik kurumunun baz gelenekleri/alkanlklar asli niteliklere sahip
deildir. Bu, ibadete dair eylerin bir rahibin dierlerini grevlendirmesi ve
ynetmesi suretiyle yerine getiriliyor olmas iin sz konusu olduu gibi,
Yeni Yasann ngrd ayinlerin nasl yaplacan, belirli rahiplerin belir-
li insanlara hizmet vermek zere seilmesi veya u veya bu ehirde, u veya
bu cemaate ncil retmekte olan fakir kilise mensuplarna yardm amacyla
-yasa koyucu veya birtakm ehas tarafndan ngrlen- baz dnyevi hiz-
metlerin yine belirli rahipler tarafndan, kk veya byk, ama belirli bir
yerde yaplmas iin de sz konusudur ncili retenlere salanan des-
tekten artk geriye ne kalrsa! Bu gibi din d faaliyetler, ayn amala ma-
betlere nezaret edenlere havale edilmi olduuna gre: baz blgelere veya
ehirlere seilerek atananlar ki, ruhban olmalar itibariyle Hz. sa Mesihin
halefleridir, tpk havariler gibi, tek bir yer veya cemaate hizmet vermekle
snrlandrlamaz. Mattann son blm yle der: Bu nedenle gidin, btn
uluslar talebelerim olarak yetitirin.57 Hz. sa Mesih onlar belirli yerlere
atamam, onlar kendilerine vahiy yoluyla malum olan ncil yasalarn ve
Tanrnn kelamn retmek zere, belirli blgelere ayrlarak, insanlar da
ayrmlardr. Nitekim Aziz Pavlus, Galatyallara Mektupunda yle der:
Bana ve Barnabaya sa ellerini uzattlar Ve benim teki uluslara, onun
snnetsizlere gitmesini uygun grdler.58
Ruhbanlk kurumunun ve dier kutsal yaplanmalarn Tanrdan ya da
Hz. sa Mesihten kaynaklanan etkin unsurunun ne/kim olduuna, insan-

57 Yeni Ahit, Matta 28:19.


58 Yeni Ahit, Pavlustan Galatyallara Mektup, 2:9.

337
BATIYA YN VEREN METNLER

lara elle dokunarak ruhu/kiilii uygun szler ve duayla, tabir yerindeyse


nceden hazrlamak suretiyle de olsa ki, belki de bunun hibir etkisi yoktur,
nk zaten Tanrnn takdiridir, bir yere kadar aklk kazandrdk. Bu ak-
lamadan unu anlyoruz ki, sz konusu olan, rahiplerin hiyerarik bir sistem
iinde birbirine stn gelebilecek ekilde hizmet grd, ilahi yasay be-
lirli insanlara retmek ve ayin yapmak zere belirli blgelere atand ve
kilise yararna olduu sylenen dnyevi (zamansal) ilerle megul olduklar,
beeri bir kurumsal yapdr.
() Kutlu Petrusun her bir halefi, bir dierinden, belki bir bakma s-
tndr ya da yle grnebilir, ama bu demek deildir ki, dier havarilerin
haleflerinin halefleri, Petrusun haleflerinin haleflerine biat edecek. Kutsal
Yazlarda bu ynde hibir iaret yoktur. Havarilerin ayn oranda yetke sa-
hibi olmadn kabul etsek bile, bu durum kutlu Petrusun veya herhangi
bir dier havarinin ftrat veya messes gc itibariyle dierlerinden s-
tn olduunu gstermedii gibi, onu ne asli ruhbanlk haysiyeti, ne Kutsal
Yazlar tefsir yoluyla vard iman gc itibariyle farkl klmaz ve tabi, ona
zor kullanmak suretiyle stnlk salama hakk vermez. Tam tersine! Ne-
tice itibariyle herhangi bir havarinin halefi, bir dier havarinin halefinden
g/yetke itibariyle stn deildir.
() Baz rahipler vahiyle veya bir insan tarafndan atandklar iin belirli
yerlerde, belirli insanlara hizmet veriyor olsa da aslnda bir rahip sahip ol-
duu ruhbanlk gc ya da kiilik zellikleri nedeniyle zellikle u sralarda
her yerde ve herkese hizmet edebilir
() Havariler ve onlar takiben grevi devralan Babalar dneminden son-
ra, zellikle de artk mkemmellie erimi olan Hristiyan toplumlarnda,
ilk i ya ad piskopos olan byk bir rahip ya da daha alt dzeyden bir
piskopos ile altndaki ruhban kadroyu nasp etmek oluyor. Oysa bu ilem, o
toplumun Hristiyan unsurlarnn rzas veya seimiyle gerekleerek mes-
ses hale gelmeli; verilen yetki, yine sz konusu unsurlar tarafndan belirle-
nebilmelidir.
Ne var ki, bir rahip grev sresini buna istekli olan bir dier Hristiyan
ruhbanla terfi ettirmek suretiyle uzatabilse de, derim ki, ne ilahi yasa ne
de beeri yasa, o rahibe sahip olduu ruhbanlk gcn/yetkisini keyfi ola-
rak bir bakasna tevdi etme hakk vermez. nk diyelim sua yatkn veya
vasfsz birine tevdi etmek suretiyle hem ilahi hem de beeri yasaya kar
gelmi, gnah ilemi olur
Btn bunlar gz nnde bulundurarak bir dier sonuca varmak iste-
rim. Mkemmel denilebilecek Hristiyan toplumlarda ruhbanlk hizmetinin

338
ORTA A DNCE VE PRAT

nasl messes hale geleceine, kimin seilip buna kimin karar vereceine ve
ruhbanla terfi ettirilmek zere kimlerin nerileceine beeri yarg karar
verir ve tek bana hibir piskoposun veya heyetin/kurulun beeri yargdan
veya bu yetkiye sahip ynetimden icazet almakszn karar vermesine izin
verilmez. Bunu, nce Kutsal Yazlardan hareketle, sonra da akl yrterek
dorulayacam.
Kutsal Yazlar der ki, Hz. sann rencilerinin sayca oald o
gnlerde, Greke konuan Yahudiler, gnlk yardm datmnda kendi
dullarna gereken ilginin gsterilmediini ileri srerek branice konuan
Yahudilerden yaknmaya balad. Bunun zerine Onikiler, btn rencile-
ri bir araya toplayp yle dedi: Tanrnn szn yayma iini brakp maddi
ilerle uramamz doru olmaz. Bu nedenle, kardeler, aranzdan Ruhla
ve bilgelikle dolu, yedi saygn kii sein. Onlar bu i iin grevlendirelim.
Biz ise kendimizi duaya ve Tanrnn szn yaymaya adayalm. Bu neri
btn topluluu honut etti. Bylece, iman ve Kutsal Ruhla dolu biri olan
Stefanosun yansra Filipus, Prohoros, Nikanor, Timon, Parmenas ve Yahu-
dilie dnen Antakyal Nikolas seip elilerin nne kardlar. Eliler de
dua edip ellerini onlarn zerine koydular.59 Eer en ehliyetli olanlarn se-
imi havarilerin huzurunda daha az ehliyetli olan ounlua yaptrldysa
(nk ounluk, eitimli aznla kyasla, bir insann zellikle de ahlakna,
nasl yaadna dair daha ok bilgi sahibidir), diyakozlardan daha erdemli
ve akil olmalar beklenen piskoposlarn da -havarilerin yokluunda ve m-
kemmel bir Hristiyan toplumunda- onlara dair daha ok bilgi sahibi olan bir
heyet tarafndan seilmesi gerekir
Akla yatkn olana gelince () ruhbanla aday olan birinin adaylnn
onaylanmas ve seimi, tpk belirli bir yerde Hristiyanlara nezaret etmek
zere piskoposlua terfi etmesi, igal ettii makamdan alnmas veya mah-
rum braklmas, gerekiyorsa ayn konumda kalmaya icbar edilmesi gibi, be-
eri yarglarn kararna baldr. imdi de kilise yararna denilen geici din
d hizmet dalmnn kimin grevi olduunu anlatacam.
() Bu ilerin yasa koyucu veya halk ounluu tarafndan yaplmas,
piskoposlua veya bir baka konuma yanl birinin getirilmesini nler, zira
bu konuda yaplacak bir hata, beeri yasada veya oradan hareketle yneti-
ci seiminde yaplacak bir hatadan ok daha vahim sonular dourabilir.
Ahlaksz, sapkn veya cahil bir adamn Hristiyanlara yol gstermek zere
piskoposlua terfi ettirilmesi demek, bir sr dezavantajnn yan sra, ebe-

59 Eski Ahit, Elilerin leri, 6:1-6.

339
BATIYA YN VEREN METNLER

diyen yok olmak demektir () Bu konuda tm Hristiyanlar tedbir ve takdir


hakkna sahiptir ve sahip olmaldr
() O halde, ebediyen yok olma tehlikesi karsnda Kilise ynetimi kut-
sal varlklarmz korumak zere ve kurtuluumuz iin, beeri yasa koyucu
veya prens tarafndan zorlanmaldr ki, bu akla yatkndr. Buna Kilisenin
kar kmas halinde ()
Piskoposlarn veya piskoposlardan oluan bir heyetin piskopos adayla-
rnn ehliyetini daha iyi deerlendirebilecei dnlebilir Bu ileri pis-
koposlarn halk ounluundan daha iyi bilebileceini kabul etsek bile -ki
bugnlerde bu mmkn deildir- sadece piskoposlarn veya bir piskopos
heyetinin daha doru deerlendirebileceini sylenemez, nk onlar da
sz konusu ounluun parasdr. Dolaysyla, bu konuda halkn karar pis-
koposlarn kararyla birleince, daha doru bir deerlendirme yaplm ola-
caktr, zira btn, paralarndan byktr.
lahi yasayla uyumlu bir beeri yasann yrrle konulmas, bu ve dier
konularda yneticinin piskoposlarn ve dier saygdeer insanlarn gr ve
deerlendirmelerine itimat etmesi arttr
Bylece, kilise dzeninde grev almak isteyen ruhbanlk adaylar, her ne
dzeyde olursa olsun, yetke sahibi yasa koyucu veya yasama yetkisini haiz60
prens tarafndan onaylanm veya reddedilmi ve benzer biimde terfi etti-
rilmi, bir baka greve atanm, grevden alnm, grevden men edilmi
vb. olacaktr () ve tabii tm bunlarn mkemmel Hristiyan topluluklar
iin geerli olduu unutulmamaldr. nk yasa koyucunun ve yneticinin
kfir olduu yerlerde ki, ilkel kilise dneminde hemen hemen tm toplum-
lar byleydi, bu grevin oralardaki Hristiyan cemaatinin piskoposlar tara-
fndan stlenmesi kanlmazdr Hazreti Hz. sa kilisesinin ilk yllarnda
havariler de byle yapm, ilahi yasa uyarnca kendilerinden sonra gelecek
olanlar kendileri belirlemilerdi
imdi, ba toplamaya gelince ki, genellikle kilise yararna olarak bili-
nir, bu balar yoksullara veya ncil vaizlerine datlmak zere kabul edilir.
() Yasa koyucu veya kiliseden biri ya da bir heyet tarafndan! Bu balarn
datm, ilahi yasa uyarnca yasa koyucunun takdiriyle yaplyor olsayd,
yasal olarak kim tarafndan, nasl, ne zaman yapld nemli deildir der-
dim. nk yasa koyucu, Hristiyanlar, ilahi yasa uyarnca, ncil vaizlerini
gda ve giyecek yardm yapmak suretiyle desteklemekle ykml olduuna
gre, sz konusu kii veya heyete verdii yetkiyi iyi bir nedeni varsa iptal

60 Marsiliusun siyaset teorisinde yasama, herhangi bir siyasi faaliyetin temeli, etkin nedenidir.

340
ORTA A DNCE VE PRAT

edebilir, grevi kendi stlenebilir veya bir bakasna devredebilirdi Ne var


ki, ayet ba bir veya birden ok kii tarafndan dini amala kullanlmak
zere verilmi veya vasiyet edilmise, ba yapann veya vasiyet edenin
istei dorultusunda harcanmal veya datlmal; ayet harcamay veya da-
tm yapan kii/heyet hata yaparsa, bu hata beeri yasa koyucu veya prens
tarafndan dzeltilmelidir derim.
unu da belirtmek isterim ki, Fransann Katolik krallarnn kilisenin i-
leyiine ve kiliseye yaplan balarn datmna veya harcanmasna m-
dahalesi kmsenmemeli, aksine nemsenmelidir, nk bu yetkileri
dahilindedir. Nitekim bugne kadar kilise dzeni iinde elindeki balar
yetkilendirilmeksizin datan veya harcayan baz makamlara mdahil olup
yeni bir dzen tesis etmitir. lahi yasa, yasa koyucuyu veya kral bu ileri
yerine getirmekten men etmez; tersine, mkemmel toplumlarda iman sahibi
olanlar, yasa koyucu veya kraln bu yndeki otoritesine sayg gsterir.
Yukarda anlan ilkeler erevesinde unu da eklemeliyim ki, beeri yasa
koyucu veya prens kiliseye yaplan balar ve zellikle de gayrmenkuller
zerinden, ilahi yasa uyarnca, ncil vaizlerini destekleyecek kadar para kal-
d srece, din hizmetindeyken rehin alnanlarn fidyelerini demek iin
veya yasa koyucu tarafndan belirlenen herhangi bir baka nedenle vergi
alabilir
* Ewart Lewis, Medieval Political Ideas, Alfred Knopf, Inc., 1954.

2. Siyasi Toplum Nedir, Adil Ynetiim Ne Anlama Gelir?


Salisburyli Johnun (1115-1180) kariyerinde, On kinci yzyln hemen hemen
tm nemli ve yapc akmlarnn izi olduu kabul edilir. Gen bir renci olarak
hocalarn hocas Peter Aberland61n derslerine katlm, Paris ve Chartres Katedral
Okulunda devrin en iyi hocalaryla alm ve bir ynetici olarak kariyer yapmak
zere hukuk eitimine ek olarak mantk, zellikle de pagan edebiyat okumutur.
Johnun yaam byk lde Kilisede yneticilik yapmakla geer. ngiliz Papa IV.
Hadriann dert orta ve maviri olarak, hem Roma hem ngilterede alr, ama
hepsi Kilise mensubu (ruhban) olduklar halde, Bapiskopos Theobald ile Bapisko-
pos Becket kendisinden stn mevkilerdedir. John, buna ramen, Becket ile ngiltere

61 Aberlandn (1070-1142) eylemleri, On kinci yzyl entelektel yaamnn canlanmasnda nem-


li rol oynamtr. Felsefe ve ilahiyat konularnda yapt almalar binlerce renciyi Parise cezp
etmi, Paris bu sayede kuzey Avrupann yksek renim merkezi olmutur. Abelardn en nl
kitaplar, birbiriyle elien teolojik metinleri tartmaya aan Sic et Non ve Orta an hakknda
en ok konuulan otobiyografisidir.

341
BATIYA YN VEREN METNLER

kral II. Henry arasnda byk bir kavga kncaya kadar kraln ve lkenin iyilii iin
her ikisiyle de sorunsuz alr.
Orta ada det yetenekli kilise adamlarnn papa, bapiskopos, kral veya ehir
konseyinin hizmetinde dnml olarak almalar eklindedir. Salisburylinin bir
tr gebelik eklinde srdrd kariyeri, Chartres62 Bapiskoposluu ile nokta-
lanr.
Gelmi gemi byk Latince uzmanlarndan olan dnrn gnmze ulaan
tm eserlerinde, kadim yazarlarn almalarn hatmettiine iaret eden bir slup
kaygs gze arpar. Aadaki seki, onun Plutarkhos63 adl eserinden alnmtr ki,
On kinci yzyln hukuk, toplum, hkmet ve adalet anlayn, herhalde en b-
tnlkl biimde ortaya koyan eserdir. Orta ada yazlan birok byk eser gibi,
bu alma da sorduu temel sorular ve bunlara verdii cevaplar klasik modellere
dayandrr.

Plutarkhos*
Salisburyli John
Plutarkhos64a gre, devlet65, Tanrnn inayetiyle hayat bulan, en yksek
z sermayeyi ynlendirmek zere hareket eden ve tabir yerindeyse, aklse-
limle ynetilen bir organdr. imize din ve inan duygusu yerletirip bizi
imana ynelten ey neyse, devletin bedeni itibariyle de ruhtur. Dolaysyla
dini ibadete nezaret edenlere sayg duymal, onlar bedendeki ruh gibi ulu-
lamaldr. Kutsiyete hizmet ve nezaret edenlerin Onun vekilleri olduundan
phesi olan var mdr? Dahas, ruh, tabir yerindeyse, bedenin prensi oldu-
una ve btn ynettiine gre, yazarmzn dinin mmessilleri olarak
adlandrdklar, tm bedene nezaret ediyorlar demektir Devletin bedenin-
de ban bulunduu yeri -tpk insan bedeninde baa ruhun hkmedip onu
canl tuttuu gibi- sadece Tanrya kulluk eden, Onun yeryzndeki vekili
olan ve Ona inanlara hizmet eden prens igal etmektedir Kalbin bulundu-
u yerde, iyiliin ve ktln neet ettii senato vardr. Gzn, kulan ve
dilin iini yarglarla blge valileri yapmaktadr. Memurlarla askerleri eller

62 Kuzey-bat Fransada bir ehir.


63 Devlet Adamnn El Kitab olarak evrilmitir.
64 Plutarkhos (46-120): Yunan asll Romal biyografi yazar; zellikle Paralel Yaamlar adl eseriyle
nl.
65 Commonwealth, mealen ortak kar anlamnda kullanlmaktadr. Commonwealth tabirinin dili-
mizde milletler topluluu veya ortak pazar olarak kullanld malum, ancak ngilizcede u an-
lamlarda da kullanlmakta: devlet, millet, ulus, kamu ve bazen cumhuriyet vb.

342
ORTA A DNCE VE PRAT

temsil eder ve prensin maiyetindeki askerlerin elleri iki yanlarna yapk


olarak durur. Mali iler ve muhasebe memurlar () mideyle barsaklara
benzetilebilir Ayaklar iftilere tekabl eder, nk topraa baldrlar.
Toprakla urarken sk sk taa taklp tkezledikleri iin yardm ve korun-
may hak ederler, nk bedenin ykn tayan da, onu ayakta tutup, ona
hareket kabiliyeti kazandran da onlardr.
Devlet, ancak ve ancak yukardaki uzuvlarn aadakileri koruduu, aa-
daki uzuvlarn sadakatle mukabele edip yukardakilerin taleplerini tam
anlamyla yerine getirdikleri, her birinin dieriyle mtekabiliyet ilikisi
iinde olduu ve her birinin kendi karnn dierinin karna hizmet ede-
ceini idrak etmesiyle salkl olur, geliir.

Prens le Tiran Arasndaki Fark ve Prens ile Ne Kastedildiine Dair

Tiran ile prens arasndaki tek ya da en nemli fark prensin kendisini in-
sanlarn hizmetkr addederek, onlar yasalar uyarnca ynetmesidir66. n-
k devlet ilerini ynetmek zere talep ettii en st makamn ykn kal-
drp baarl olmas yasalarla mmkndr. Presin herkesin stnde olmas
keyfiyeti, tpk sradan bir insann kendi zel ilerinden sorumlu tutulmas
gibi, ona btn bir toplumun sorumluluunu ykler. Dolaysyla elindeki
gc, yani ona hakl olarak tevdi edilmi olan tebaasn ynetme gcn
-toplumun ortak karlarna hizmet edecek biimde ve insanlarn birbirinin
birer uzvu olduunu kabulle- her bir insann ve bir btn olarak toplumun
yararn gzetmek suretiyle kullanmaldr. Hepimiz doaya, yaamn en iyi
klavuzu olan doaya tabiyiz, nk doa mikrokozmun ya da kk dn-
yann tm sanslarn insanda, insan beyninde toplam ve tm dier uzuv-
lar ona ylesine tabi klmtr ki, ona uyduklar srece her ey gerektii gibi
ilesin ve akl, kendi saln koruyabilsin. Dolaysyla, prens, ululanan,
onun iin gerekli olduu varsaylan ayrcalklarla donatlarak yceltilmi
bir zirvede oturur. nsanlar iin hibir ey prensin ihtiyalarnn tam ma-
nasyla karlanmas kadar nemli deildir, nk asla adaletsiz davranma-
yacaktr. Prens, allagelmi tabirle, kamusal g ve dnya zerinde bir tr
tanrsal/ilahi ihtiamdr. Kukusuz, prensler bu ilahi gcn nemli bir ks-
mna sahiptir, nk onun kck bir hareketiyle balar eilir, boyunlar
bklr, kafalar kesilir ve sanki ilahi bir drtyle nezdinde bir korku unsu-
ru olarak konumland herkes ondan korkar. Tanr byle istememi olsay-
d, bu olamazd diye dnyorum. Zira tm g evvel ezel Efendimizin
olmutur, dolaysyla prensin gc de Ondan kaynaklanr. Tanr gcn

66 Bunu Aristonun devlet ynetim biimleriyle kyaslaynz.

343
BATIYA YN VEREN METNLER

kaybetmeyecei gibi, gcnden alnamaz. O, bu gc sadece emrindekilerin


eliyle kullanr ki, rahmeti ve adaleti herkese bilinsin. Dolaysyla ynetici
gce direnen, Tanrnn yazgsna da kar km olur, nk gc O tevdi
eder; istediine verir, istediinden alr. Prens tebaasna acmaszca davra-
nyorsa, bu onun deil, cezalandrmak veya slah etmek isteyen Tanrnn
takdiri ve emridir. Nitekim Hun mezalimi srasnda Atilla, kendisine say-
gn bir piskopos tarafndan sorulunca, Ben Atillaym, Tanrnn belas-
ym, diye cevap vermi; bunu duyan piskopos, ilahi hameti temsil ettii
iin ona peresti edip Tanrnn elisi ho geldin. Efendimiz namna gelen
mbarektir, demi ve inleye inleye kilisenin demir ubuklu kapsn ap
zalimi ieri alarak onun sayesinde ehitlik mertebesine ermitir. Tanrnn
hmna kar kp onu darda brakmaya cesaret edemezdi, nk ayn
hmn Onun Olunun da bana geldiini ve kendi bana gelen bu fela-
ketin Tanrnn takdiri olduunu biliyordu. Eer iyi insanlar gce -seilmi-
leri/sekinleri vuran bir salgn hastalk olarak kendini gsterse bile- byle
sayg duymayacaksa, Tanrnn yasaya uymalarn salamak zere ktleri
cezalandrmak, iyileri dllendirmek iin kulland gce nasl sayg duy-
mazlar? mparator67un dedii gibi, kraliyete yakan, prensin yaslara bal
olduunu kabul ederek bunu aklamasdr. Zira prensin otoritesi adalet ve
yasadan kaynaklanr; yasalar erevesinde hkmet etmesi, ona imparator-
luk gcnden de byk bir g verir ki, bu hakkaniyetten uzaklamayaca
anlamna gelir.

Adalet/Yasa udur: Prens Yasayla Snrl Olmasa da Ona Baldr ve


Hakkaniyetten Yanadr; Sradan nsanlarn Sorumluluunu Tamakla
Birlikte Kan Dker Ama Sulanmaz, Masumdur

Prens, Tanrnn ebedi adalet ve hakkaniyetini kendi yasalarna tercihle


saygnlndan kaybedeceini dnmemelidir. Hakkaniyet, hukukularn
dedii gibi, her eyi aklc bir biimde kyaslamann/tartmann yerindeli-
idir; benzer davalarda benzer doru-yanl kurallarn uygulamak, taraf-
lara eit mesafede durarak hkm vermektir. Yasa, ite bu hakkaniyetin
yorumlaycsdr/mtercimidir, irade ve niyet bildirir. Chryippus68 yasa g-
cnn, ilahi veya beeri her eyin stnde olduunu, bu erevede btn
ktlk ve iyilikleri ynettiini, insanlar kadar maddi eylerin de klavuzu
ve yneticisi olduunu ileri srmt. Buna karn, nl Romal hukuku

67 Justinyan (527-565); Roma yasalarn belirli bir sistem iinde derleyip kodlamtr.
68 nc yzyln nde gelen Yunan filozoflarndan; Efltunculara kar kp Stoac dnceyi
sistematize etmek iin almtr.

344
ORTA A DNCE VE PRAT

Papinianus ve byk hatip Demosthenes69 yasaya herkesin itaat etmesi ge-


rektiine, yasa Tanrnn ltfu, akil adamn emri, arlklarn trpleyici-
si, devlet kumann dokuyucusu ve suun defedicisi olduu iin razym
gibi grnrler ve politik bir yapda birlikte yaayan insanlarn bu yzden
yasa uyarnca davranmalarnn uygun olduunu savunurlar. Herkes yasaya
uymak zorundadr, ta ki ilerinden biri, ans eseri yanl davranma, hata
yapma ehliyetini haiz olsun! Prensin yasann balayc ykmllnden
azade olduu sylenir, ama bu doru deildir. yle ki, prens yasal olarak
hakkaniyet gzetmeme hakkn haizdir, ama ancak ve ancak hakkaniyet
gzeten bir kiilie sahip olmas ve hakkaniyeti yasann ngrd ceza-
dan korktuu iin deil, sevdii/benimsedii iin seen biri olmas halinde.
Prens devletin karlarn da bu anlayla koruyup gelitirmeli; her eyde
kendi istek ve karlarndan nce tebaasnn yararn gzetmelidir. Zaten
kamunun sz konusu olduu yerde, kim prensin kendi istek ve karlarn-
dan bahsedebilir ki? Ta ki yasayla tanmlanm veya ortak kara da hizmet
edecek olsun, bu yasal olarak mmkn deildir. Bu gibi eyler sz konusu
olduunda (prensin) sergiledii irade hkm gcnde, ayn konuda onu
hakkyla honut eden hususlar ise yasa gcnde olmaldr,70 nk bu ko-
ullar altnda verdii karar hakkaniyeten uzak olmayabilir. Yznden, der
Efendimiz, benim hkmm olduu belli olsun, gzlerin yalnz hakkaniyet
gzetsin; nk o saf/bozulmam yargcn adaletli karar en doru olandr.
Dolaysyla, prens ortak karlarn gzeticisi ve adaletin esiridir; sradan in-
san adna stlendii sorumlulukla, yanl yapan, zarar veren herkesi adale-
tiyle cezalandrr. tidalle ynettii maiyeti gibi, denei de hakkaniyetten
sapanlar doru yola sokar ki, Kutsal Ruh onu kutlayp Asan da maiyetin
de beni rahatlatt, desin. Prensin kalkan da gldr, ama bu kalkan zayf
olanlar ktlerin ynelttii oklardan koruyan bir kalkandr. craatndan en
byk fayday salayanlar aciz olanlardr, nk prens sahip olduu gc
ncelikle onlara zarar verenlere kar kullanr. Kl tamas, kana susam
biri olmakszn kan dkmesi ve sk sk insanlar lme mahkm ettii hal-
de, bir cani olarak vasflandrlmamas bundandr. ayet byk Augustine
inanyorsak, Davut Peygamber ok savat iin deil, Uriya uruna kan
dkt iin kana susam biri olarak anlr. Oysa Samuel, Amalechin i-
man kral Agag katlettii halde, hibir yerde kana susam bir cani olarak
anlmaz. Gerekten de prenslik klc bir gvercinin klc gibidir, hasmyla

69 Demosthenes ( 384-322): Atinal nl politikac, kekemeliini azna akl talar koymak su-
retiyle gideren nl hatip.
70 Burada, Justinian Kodunun Orta ada hkmdar ile yasa ilikisine dair kritik nitelikli bir pasaj
olan Digna vox C. 1.14.4e gnderme yapmaktadr.

345
BATIYA YN VEREN METNLER

yaralamakszn mcadele eder, fkelenmeksizin darbe indirir ve savat


zaman bile ac vermeyi dnmez. Nasl ki, yasa, suun peinde insanlara
nefret beslemeksizin der, prens de su ileyeni fkeyle deil, soukkanl
yasa uyarnca, emre binaen cezalandrr. Prensin maiyetinde lictor71lar da
vardr, ama ba ya da tek lictor kendisidir, bunu byle grmeliyiz, nk
yasa ona lictorun eliyle vurup ldrme ayrcal tanr. Stoac gr be-
nimseyecek olursak ki, srekli belirli szcklerin ardndaki anlamlar ara-
trrlar, legis lictor adaletin tokma anlamna gelir. Nitekim yasann n-
grd suu infaz etmek lictorun grevidir. Antik dnemde, bu grevlinin
klc/baltas sulunun bann stnde asl beklerken vur emrini yargcn
vermesi adettendi. Yargcn yasann hkmn yerine getir veya yasaya
uy emrini duyan kurbann strab, bu makul szcklerin serinkanllyla
hafifletilmeye allrd.

Hiyerarik Olarak Rahiplerin Prensten Daha Alt Dzeyde Olmalar ve


Prensin man Sahibi Bir nsan Olarak Ynetmesinin Neye Yaradna Dair

O halde, prens bu klca Kilise eliyle sahip olur. O Kilise ki, kendi bn-
yesinde kanl bir kl barndrmaz, ama yine de bu klcn sahibidir. Onu,
kendisine fiziksel cebir uygulama gc tevdi ettii prensin eliyle kullanr-
ken, rahipler eliyle kulland ruhani otoritesini sakl tutar. Dolaysyla,
prens, bir bakma ruhani gcn icra vekilidir ve kilisenin rahipler eliyle ye-
rine getirmekten imtina ettii bir grevi yapar. Kutsal yasalar uygulamakla
grevli her makam, aslnda dinsel bir makamdr, ama suu cezalandran
makam daha aa seviyededir, nk bu makam igal eden kii cellatla
zdeletirilir. Nitekim Romallarn takva sahibi imparatoru olan Konstan-
tin, tm piskoposlar davet etmek suretiyle toplad znik Konsilinde ba-
kede deil, en arka srada oturmu; dahas, piskoposlarn onayladklar
kararnameleri ilahi hkmdarn azndan kmasna saygyla karla-
m; kendisine sunulan saysz ikyet dilekesini (piskoposlarn birbirini
sulayan dilekeleri) ap okumamtr bile. mparator, sz konusu dileke-
leri gsne yerletirip herkesi sknete davet ettikten sonra, piskoposla-
rn hkmne tabi bir insan olarak, tanrlarla ilgili davalara bakamayacan
beyan etmitir72

71 Antik Romada yargcn yannda elinde devlet otoritesini temsil eden bir baltayla bekleyen gardi-
yan.
72 Bu pasaj VII. Gregoriusun mektubuyla kyaslaynz (sf.287).

346
ORTA A DNCE VE PRAT

Silahl Askerlerin de Ruhban Snf Mensuplar Gibi Tanrnn Hizme-


tinde Olmalarna ve Askerliin Onur ve Zorluk Anlamna Geldiine Dair

Edilen yemini hatrlarsanz, silahl askerliin en az ruhani askerler ka-


dar, kutsal kilisenin gereksinimlerine hizmetle ykml olduklarn anlar-
snz, zira kamunun ortak karlarn, sadakatla ve Tanrnn hkm uyarn-
ca gzeten prensin emrindedirler. Dolaysyla, yukarda ifade ettiim gibi,
seime tabi tutulmam ve ant imemi olanlara asker dense de, bunlar
Kilise tarafndan grevlendirilmeyen rahiplerden farkl deildirler. nk
askerlik onur demektir, meakkat demektir ve Tanrdan baka kimse onur
tevdi edemez.
Musa ve iman sahibi dier nderler ne zaman savamak zorunda kalsa,
savamak zere aralarndan en cesur ve en talimli olanlar seerlerdi. Bu ni-
telikleri haiz olmak seilmenin n artyd. Ne ki, seilmemi olduu halde
kendini zorla kabul ettirenler, dncesizce gasp ettikleri klcn kendile-
rine kar kullanlmasna yol aar, klca sarlan kl katleder hkmn
dorulam olurlar. Ciceroya soracak olursak, byle bir adam asker deil,
katildir. Nitekim eskiden, yasal olmayan silahn yasaya kar kullanlaca
dnlerek, yasa d silah kullananlara katil veya haydut denirmi.
Kutsal ncil, Hristiyan egemenliinin tesisi iin iki klcn yeterli oldu-
unu syler; dier tm kl sahipleri Hz. sa Mesihi esir alp Onun adn
yok etmeye hazrdr. Yasa uyarnca grevlendirilmi olsalar bile, yeminleri-
ne sadk kalmayan, askerlik hizmetinin ruhbanl aalamak ve Kilisenin
otoritesini sarsmak suretiyle zafer kazanmak olduunu sanan, beeri krall
bytrken Hz. sa Mesihin imparatorluunu daraltan, kendilerine methi-
yeler dzerek bo yere vnen, haydut gibi davranp herkesi kendilerine
gldrenlere sahi asker demek mmkn mdr? Btn yaptklar kilise-
ye ve onun silahsz askerlerine kl ekmek veya dil uzatmaktr. Askerlik,
Kiliseyi savunarak, hyanete aman vermeyerek, ruhbanla sayg gstererek,
fakir fukaray gzeterek, asayi salayarak, edilen yemine sadk kalp kar-
deler iin kan dkerek ve gereinde can vererek yaplrsa laykyla yaplm
olur.73 Dierleri ise ellerinde iki ucu keskin kl, dilerinde Tanrya vg,
insanlar cezalandrr, krallarna zincir, soylulara demir kelepe vururlar.
Neye hizmetle? Budalala, lgnla, kibre, tamah veya z kara hizmet-
le! Olmaz. Ama z kara hizmet deil, Tanrnn, meleklerin ve insanlarn
kararlarn hakkaniyetle gzetmek suretiyle yarg hkmn toplum yarar-
na yerine getirmek olmaldr. Onlardan yarglarn verdii hkm hakkyla

73 Feodal bir dzende karlkl sadakat ve yardmlama iin ant iilir. Nitekim, iyi bir valye efen-
disi iin cann verebilir; efendisinin balca grevi ise onu korumas altnda tutmaktr.

347
BATIYA YN VEREN METNLER

yerine getirmeleri beklenir. Gerekten de, bu eref Onun azizlerine aittir,


nk byle davranan askerler birer aziz dir ve prenslerine olan sadakat-
leri, Tanrya iman ettikleri oranda artar
* The Statesmans Book of John Salisbury, Alfred A. Knopf, Inc. 1927 Trke eviri: kran nser.

3. Kilise Insanolunun Davranlarn


Ne lde ekillendirebildi?
Tarihiler, Orta a insannn devrin ahlaki davran kurallar uyarnca kendisinden
beklenenlere ne lde riayet ettii hususunda epey kafa yormutur. Akl kurcalayan
soru udur: nsan davrann ilgilendiren her konuda tabiatyla gr sahibi olan
Kilise, acaba ahlaki davranlar ne lde ekillendirebildi? Kimileri teoriyle pratik
arasnda herhangi anlaml bir alveriin bulunmadn dnse de aksini savunanlar
iddialarna kant olarak Fransa Kral IX. Louisnin yaamn gsterir.
IX. Louis ya da Aziz Louis, Fransay 12241270 yllar arasnda ynetir. Zaman
iinde Avrupal krallar arasnda en ok sevilen, hatta hayranlk duyulan hkmdar
olur. Louis, sradan birisi veya bir kral, kiminle muhatap olursa olsun insan haklarna
ylesi sayglyd ki, yargsna herkesin bavurduu bir ahsiyet olur kar. rnein,
ngiltere Kral III. Henry, onunla kendisi arasndaki bir snr anlamazlnn zm
iin yine ona bavurmu ve verdii karara uyacana sz vermiti. Louisnin zenli ve
adil ynetimi, Fransann itibarn arttrr. Dzenledii iki hal seferi de lke dnda
n kazandrr. Buna karn, meseleleri ondan daha gereki bir biimde deerlen-
diren akil adamlar Louisyi dnyevi konular itibariyle yetersiz bulmakta gecikmez.
Nitekim Louisnin Msr merkezli Mslman gcn yok etmek suretiyle Kuds
yeniden ele geirmeye ynelik ilk hal seferi (12481254) binlerce valyenin esir
dmesi, maktul, mecruh veya telef olmalaryla sonulanr. Esirler, Dou Akde-
nizdeki kamplardan birka yl sonra ve kefaret karl serbest braklr. Louisnin
1270te dzenledii ikinci hal seferi de tam bir felaketle sonulanp kendisi de
Tunusta lnce, aklselim sahibi insanlar onunla birlikte hal seferi tutkusunu da
gmdler.
Louisnin biyografisini yakn dostu Champagnel sekin bir sava olan Jean -Sire
de Joinville- yazmtr. Bu biyografi, Orta an en byk edebi eserlerinden biri
olmasnn tesinde, gelmi gemi en renkli biyografilerden biri saylmaktadr. Kitap,
Kraln ahsnda, yani en st dzeyde, Fransada hkm sren feodal ve valye
geleneklerine de k tutar.

348
ORTA A DNCE VE PRAT

Aziz Louisnin Yaam*


Champagnel Jean
Bu lke mziin ynettii bir lkeydi; saat ba mzik alard. Requiem
Mass74 gftesi duyulurdu. Ardndan gnn ya da yortunun (o yortununki
hangisi ise) ezgisi alnrd. Gnler mzikle geerdi. Her gn yemekten son-
ra odasnda uyuyup dinlenir, sonra kalkp lenlerin ayinleriyle ilgili vaizle-
rinden biriyle akam duasndan nce, zel olarak grr ve akam duasn
dinlerdi.
Krala yol gstermek zere, Hyeres atosuna deniz yoluyla bir kei gel-
di. Kutsal Kitapn haricinde dinsiz prenslerden bahseden baka kitaplar
da okuduunu; inanl veya inansz, ta ki adaleti gzetmiyor olsun, hibir
kralln el deitirmedii veya yok olmadn gzlemlediini syledi. Bu
yzden, dedi, Fransa Kral tebaasna hzl ve gerek adalet salamaya zen
gstersin ki, yaam boyunca lkesi, Efendimizin inayetiyle, bar ve huzur
iinde olsun.
Krala t veren bu muhteremin Marsilyada Efendimizin birok muci-
zesine mazhar olduu ve bunlar hi gecikmeden Krala anlatmak zere gel-
dii sylendi.
Kral keiin verdii d unutmad ve lkesini Tanrnn yasasna tam
bir sadakatle ynetti. yle bir dzen kurdu ki, Nesle lordu, Soissons Kontu75
ve ben dahil, maiyetindeki herkes Mass76 duyar duymaz kapya koup rica-
clar dinler olduk. Bugn bu gelenee Petition77 deniyor.
Kiliseden knca bizi yanna arr, kendisi yatan ayakucunda oturdu-
u halde bizleri etrafna toplar ve onsuz halledemeyeceimiz davalar olup
olmadn sorard. Bizi dinledikten sonra taraflar yanna arr, Teklif
edileni neden kabul etmiyorsunuz? diye sorar; nk teklif edilen ok az
efendim, cevabn alnca bilgeliini konuturarak, Teklif edileni kabul et-
seniz iyi edersiniz, der ve onlara, doru olan telkin ederdi.
Yazlar Massdan sonra ou kez Vincennes Ormanna gider, bir aacn
dibine oturup bizi de etrafna toplard. Onunla ii olanlar da oraya gelirdi
ki, rahatsz edilmeksizin Kral ile grebilsinler. Bu insanlara nce kendi
azyla, Burada davas olan herhangi biri var m? diye sorar; davas olanlar
ne knca, imdi sakin olun, her birinizin davas srasyla grlecek,

74 Katoliklerin ller iin yapt mzikli ayin; requiem, bu ayin iin yazlm mzik paras.
75 Yazar anlatmnda saraydaki birok soyluya atf yapmaktadr, ama bu ahslarn metnin anlatmak
istedii ey itibariyle herhangi bir deeri yoktur.
76 Toplu ayin.
77 Arzuhal, yazl veya szl talep, niyaz.

349
BATIYA YN VEREN METNLER

der; sonra da Fontainesli Peter ile Villetteli Geoffreyi yanna arp birine
veya dierine, davay kendisi adna halletmesini sylerdi.
Kendisi veya bir bakas hakknda konuanlarn szlerinde dzeltilmesi
gerektiini dnd bir ey varsa, bizzat dzeltirdi.
Bir yaz onu tebaasnn sorunlarn dinlemek ve zmek zere geldii Pa-
ris Bahesinde grmtm. stnde ipek veya deve tynden bir pelerin,
kaba kumatan yaplm kolsuz bir yelek78 ve siyah ipek gmlek, muntazam
taral salarnn stnde ise tavus kuu tynden beyaz bir ta vard. Yanna
oturabilmemiz iin evresine hal serdirmiti. iin gelenler ayakta duru-
yordu. Vincennes Ormannda yapt gibi hepsinin sorununa are buldu.
Bir baka zaman onu yine Pariste grdm. Fransz piskoposlarn kendi-
siyle grme talebi zerine Saraya gelmiti. Auxerreli Piskopos Guy, dier-
leri adna konuup dedi ki, Efendim, buradaki bapiskopos ve piskoposlar
benden, tarafnzca savunulmas gereken Hristiyanln elinizde can verdi-
ini sylememi istedi.
Bunu duyan Kral ha kard ve Syle bana, bu nasl olur? diye sordu.
Efendim, dedi piskopos, nsanlar u sralar aforozu ylesine hafife al-
yor ki, gnahlarnn balanmamasna (gnah karmamaya) razlar. Sizden
Tanr ve greviniz akna ricamz u ki, efendim, yarglarnz bir yl ve bir
gndr aforoz edilmi olanlara gnah karma zorunluluu getirsin, aksi
halde mlklerini haczetsinler.
Kral bunu memnuniyetle yapacan, ancak bu insanlarn aforoz edilme-
lerine yol aan sular ilediklerinin ispat edilmesi gerektiini syledi. Pis-
koposlar bunu asla yapamayacaklarn, nk byle hareket ederlerse ona
(krala) kendilerini ilgilendiren konularda yarg yetkisi vermi olacaklarn
bildirdiler. Kral, baka trl hareket etmeyeceini, nk kilisenin yanl
yapm olabileceini, aforoz edilmi birini suu ispatlanmadan gnah -
karmaya zorlamann Tanrya da, akla da ters deceini syledi. Ve bir de
rnek verdi: Britanya Kontu aforoz edildikten sonra Britanya piskoposla-
rndan davac oldu ve bu davayla yedi yl boyunca yle urat ki, sonunda
Papalk Makam topunu birden cezalandrd. O halde, eer ben, Britanya
Kontunu aforoz edildikten bir yl sonra gnah karmaya zorlasaydm, ona
da, Tanrya da yanl yapm olurdum. Bunun zerine piskoposlar taleple-
rinden vazgeti ve sz konusu talep bir daha gndeme gelmedi.
Kendi danma konseyine ramen ngiltere Kral ile bar yapmt. Kon-
sey, Efendim, bize yle geliyor ki, ngiltere Kralna tarafnzca verilmi olan
bir topraktan vazgemektesiniz. Oysa Kraln (zaten) bu topraklar zerinde
hakk yok, nk sz konusu topraklar bir kararnameyle babasndan aln-

78 Zrh zerine giyilen bir tr cppe.

350
ORTA A DNCE VE PRAT

mt. Kral Louis, ngiltere Kralnn sz konusu topraklar zerinde hakk


olmad bildiini, zaten tam da bu nedenle verdiini syledi: Elerimiz
karde, ocuklarmz kuzen, dolaysyla bar iinde olmalyz. ngiltere
Kral ile bar yapmak suretiyle onu derebeyim yapma erefine nail oldum.
Oysa eskiden yle miydi?
Kraln ne denli namuslu olduunu, bu aziz insana bir szleme getiren
Trieli Renauld anlatr. Szlemede Goulledeki Dammartin blgesinin, Kral
tarafndan ksa bir sre nce len Bolonya Kontesinin vrislerine verildii
beyan edilmekteydi. Szlemenin stndeki mhr krkt. yle ki, mhrn
stndeki Kral figr ve ayann altndaki taburenin yars yoktu. Kral, bu
konuda doru bir karar vermesine yardmc olmamz iin mhrn durumu-
nu hepimize gsterdi.
Oy birliiyle szlemeyi yrrle koymamasn salk verdik. Kral saray
nazr John Sarrasine dnp ondaki szlemeyi istedi. Szlemeyi alnca,
bizlere, Lortlarm, bakn bu benim denizar diyarlara gitmeden nce m-
hr bastm szleme. Grdnz gibi, krk mhrn stndeki figr bu-
nun stndekiyle ayn. Dolaysyla, sz konusu blgeyi geri istemek vicdan-
szlk olur, dedi ve Trieli Renaudyu yanna arp ona, Sizindir, dedi.
() Bana Maundy Thursday79de yoksullarn ayaklarn ykamak isteyip
istemediimi sormutu. stemediimi, bunun iyi bir fikir olmadn sy-
lemitim. Kar koymamam, nk bunu Tanrnn da yaptn sylemi,
Demek czamllarn ayaklarn ykayp pen ngiliz Kralnn yaptn yap-
mak istemiyorsun, demiti.
Yatmadan nce ocuklarn yanna arr, onlara iyi krallarla, iyi impa-
ratorlarn yaptklarn anlatarak bu insanlar rnek almalarn tler; alp
rpmak suretiyle zengin olan ihtirasl ve tamahkr adamlarn sonunda sa-
hip olduklar her eyi nasl kaybettiklerini de anlatrd. Btn bunlardan
uzak durun derim, nk durmadnz takdirde Tanr sizinle olmayacak-
tr. ocuklarna Meryem Anamzn Saatlerini de retip belletmiti ki, ken-
di lkelerine sahip karlarken, kendi Saatlerinin sesini duymaya alsnlar.
Sadaka vermeyi ok severdi. Her nerede olursa olsun, lkesindeki yoksul
kiliselere, czaml barnaklarna, dknlerin barnd evlere, imarethane-
lere, hastanelere, yoksul kadnlara ve erkeklere sadaka datrd. Sarayda yi-
yenlere ek olarak, ok sayda yoksulu doyurduuna, onlarla kendi ekmeiy-
le suyunu paylatna birok kez bizzat ahit oldum.
ktidar boyunca Royaumont, Paris yaknlarnda Aziz Anthony Manas-
tr, Lily Manastr, Maubuisson Manastr gibi pek ok manastr ve Friars

79 Katoliklerin paskalyadan nceki Perembe gn fakirlerin ayaklarn ykama ayini.

351
BATIYA YN VEREN METNLER

Preachers ve Grey Friars80 iin cemaat merkezleri ina ettirmiti. Pontoise,


Vernon hastaneleri, Paristeki krler hastanesi bizzat kendisi, Frey Sisters of
Saint-Cloud kadnlar manastr ise kz kardei Lady Isabel tarafndan yapt-
rlmt.
Kutsal Kiliseye yardm yapmak Krala dt iin, bu yardm yapma-
dan nce din adamlar ve dier iyi insanlara danr, ancak bundan sonra
hsniniyet ve sadakatle Tanrnn uygun grd ekilde davranr; ta ki di-
er kiliselerin yardmlarn reddetmi olsun, hibir kilise grevlisine yar-
dm yapmazd. Krallnn nceden hi gitmedii blgelerine gittii zaman,
Friars Preachers ile Grey Friars cemaatlerini mutlaka ziyaret eder, onlardan
kendisi iin dua etmelerini isterdi.
Kral denizar diyarlardan dndkten sonra kendini dine ve doal olarak
tebaasna verdi. Bunun Fransann yararna olacana inanrd. Nitekim her
eyden nce yle bir ferman yaynlad:
Biz, Tanrnn inayetiyle Fransa Kral, Fransann li menfaati iin tm
yarglarmzn, kale komutanlarmz ve muhafzlarmzn, inzibatmzn,
belediye bakanlarmzn ve tm dier (kamu) grevlilerimizin, grevde kal-
dklar srece, tebaamza yoksul veya zengin, yurtta veya yabanc ayrm
gzetmeksizin iyi ve adil davranacaklarna ve bunu iyi/yararl bir gelenek
olarak srdreceklerine yemin etmelerini buyuruyoruz.81
Yarglar veya kale komutanlar veya dierleri ayet bu yemine sadk
kalmaz ve bu durum tespit edilirse, yarglar tarafmzca, dierleri yarglar
tarafndan cezalandrlacaktr.
Bundan byle zabta, yarglar ve tm dier grevliler iradmza sahip
karak hakkmz koruyacaklarna, iradmzn hrszlanmasna veya alp g-
trlmesine veya azalmasna izin vermeyeceklerine yemin edecek; kendileri
veya bir bakas iin meyve, ekmek, arap veya deeri bir ilini amayan di-
er hediyeler dnda, altn, gm ve dier dolayl dolaysz hediyeler (r-
vet) almayacaklardr.
Ayn ekilde, eleri, ocuklar, erkek veya kz kardeleri veya dier ya-
knlarnn da her ne olursa olsun, hediye kabul etmeyeceklerine; kabul et-
tiklerinin tespiti halinde hemen iade edeceklerine ve kendi yetki alanlarnda
yaayan veya daval veya davac olduklar herhangi birinden bir daha hedi-
ye kabul etmeyeceklerine yemin edeceklerdir.
Ayn ekilde, kraliyet mavirlerine, onlarn elerine, ocuklarna veya
yaknlarna veya kraliyet adna hesaplarn denetleyenlere veya kraliyet ta-

80 Reform ncesi Katolik cemaatleri.


81 Bu pasaj Salisburyli Johnun prens tanmyla kyaslaynz (sf. 342).

352
ORTA A DNCE VE PRAT

rafndan herhangi bir tahkikat veya soruturma iin kendi yetki alanlarna
veya mahkemelerine gnderilenlere, her ne olursa olsun, hediye vermeyecek
ve gndermeyeceklerine yemin edeceklerdir.
Emirleri altndaki herhangi bir grevlinin veya zabtann sadakatsizlii,
hrszl, zorbal ve benzeri kt davrann tespit ederlerse onu grev-
den alacaklarna; sz verdii veya hediye verdii veya sevdii iin veya bir
baka nedenle affetmeyip cezalandracaklarna yemin edeceklerdir. Bundan
byle zabtamz, kale komutanlar ve muhafzlarmz, belediye bakanlar-
mz, korucularmz ve dier piyade veya svarilerimiz efendilerine (derebe-
yi), onlarn elerine, ocuklarna veya yaknlarna hediye vermeyeceklerine
yemin edeceklerdir.
Ve bu yeminlere resmiyet kazandrmak istediimize gre, byk kk
tm grevlilerin ve nceden huzurumuzda ant imi olsalar da tm valye-
lerin, asker ve svarilerin bir halk jrisi nnde yemin etmeleri buyrulmak-
tadr ki, sadece Tanr veya bizim korkumuzla deil, herkese rezil olacaklar
iin yalan yere yemin etmesinler.
Yarglarmzn ve zabta memurlarmzn Tanrya veya Meryem Ana-
mza veya azizlere kfrden kanmalarn; kumardan ve hanlardan uzak
durmalarn buyuruyoruz. Kumarn tm lkede yasaklanmasndan, hafif-
merep kadnlarn evlere alnmamasndan yanayz. Kim hafifmerep bir ka-
dn iin ev kiralarsa, zabtaya veya yargca evin bir yllk kira bedeli tutarn-
da ceza deyecektir.
Yarglarmz, grevde olduklar srece, kendi grev blgelerinde veya
bir baka yargcn grev blgesinde kendileri veya bakas iin ev satn al-
maktan menediyoruz. Satn alacak olurlarsa, evin mlkiyeti bize devredile-
cektir.
Grevde olduklar srece yarglarmzn oullarn, kzlarn veya ai-
leden bir bakasn kendi grev blgelerinde yaayan biriyle zel izin al-
makszn evlendirmelerini; onlar kendi grev blgelerindeki bir ibadetha-
neye yerletirmelerini veya dindar insanlarn srtndan onlar kilisenin dier
imknlarndan yararlandrmalarn menediyoruz. Evlilik ve mlk edinmeye
dair bu emir zabta, belediye bakanlar veya daha alt dzeydeki grevlileri
balamamaktadr.
Yarglarn, zabta amirlerinin veya dier grevlilerin yanlarnda, halkn
stnde bask yaratacak ekilde, gereinden fazla sayda avu veya bedel82
bulundurmalarn yasaklyor; bedellerin bir halk jrisi tarafndan seilme-
sini emrediyor, aksi halde bedel saylamayacaklarn bildiriyoruz. Ayrca,

82 Bedel: Yannda bulunduu resmi grevliye saygnlk kazandran terifat.

353
BATIYA YN VEREN METNLER

uzak veya yabanc bir diyara gnderilen memurlarmzn, bal olduklar


blgenin en st yetkilisinden itimatname alarak gitmesini emrediyoruz.
Yarglarmzla zabta amirlerimizin adil olmayan hkmler vermek
suretiyle iyi insanlarmza bask yapmamalarn; ta ki bize borlu olsunlar,
borlar nedeniyle hapse atlmamalarn emrediyoruz.
Yarglarmza tebaamzdan borlu veya herhangi bir su ileyeni para
cezas vermek suretiyle deil, ak durumayla yargladktan sonra cezalan-
drlmasn veya bu para cezasnn iyi ve ahlakl insanlarn oluturduu bir
kurulda grldkten sonra ve uygun bulunmas halinde, ayn kurulun
huzurunda detilmesini veya haczedilmesini emrediyoruz.
ayet nemli bir suu olmayan biri mahkemeye der ve yarg karar-
n beklemek yerine para cezas demeyi teklif ederse ki, olmutur, nerdi-
i miktar uygunsa bunun mahkeme tarafndan kabul edilmesini, deilse sz
konusu miktarn, zanl bu deerlendirmeyi yargya brakm olsa da, mahke-
me tarafndan yukarda ifade edilen anlayla belirlenmesini emrediyoruz.
Yarglarmzn, zabta memurlarmzn veya belediye bakanlarmzn hal-
kmz tehditle, korkutarak veya bir baka yolla basklamalarn, onlardan
gizlice ve alenen para cezas (rvet) almalarn ve onlar makul bir neden
olmakszn sulamalarn menediyoruz.
Belediye bakanl, kale komutanl veya yarg yetkisini haiz dier
(yetkili) makamlarda bulunanlar, bu makamlar iznimiz olmakszn satmak-
tan menediyor; bir makam birden ok insann birlikte satn almalar halin-
de, at saym, vergi toplama ve dier rsumlarn tahsili gibi iler, anlalabi-
lecei zere hari, ilerinden sadece birinin (dierleri namna) sorumlu ol-
masn emrediyoruz.
Sz konusu makamlar satn alanlarn, bu makamlar bizden satn aldk-
tan sonra kardelerine, kuzen veya yeenlerine satmalarn; bu insanlarn
makama olan borcu kendilerine denmesini talep etmelerini; kendi borla-
rn ise mahkeme yoluyla tahsil etmelerini emrediyoruz.
Grev yeri sk sk deien yarg veya zabtann tebaamz davalar a-
mak suretiyle zmesini menediyor; nndeki ii bulunduu yerde bizzat
zmesini bekliyor, tebaamz adaleti mahkemede aramak zorunda brak-
mak suretiyle madden ve manen yormamasn emrediyoruz.
Bundan byle kimsenin mlkne, bizden zel izin almakszn neden-
siz yere el konulmasn; keyfi vergiler koymak suretiyle halkmza bask ya-
plmasn; para tahsilt iin silaha bavurulmasn menediyoruz; istiyoruz
ki, hizmete ihtiyac olan hi kimse hizmet veren tarafndan nedensiz yere
celp edilmesin, oraya kendi isteiyle gitsin, ama kefaret demeye gidercesi-
ne gitmesin.

354
ORTA A DNCE VE PRAT

Yarglarn veya zabtann iyi bir neden olmakszn lkemizin msr, a-


rap ve benzeri dier rnlerini yurtdna gtrmelerini yasaklyoruz. Bun-
dan amacmz, her trl sahtekrlk ve hile phesini izale edecek biimde,
bu ilerin erif konseyiyle ortaklaa yaplmasn uygun grmemizdir
Eski yarglarn, kale komutanlarnn, zabtann ve belediye bakanlar-
nn grevleri sona erdikten sonra, kendiliinden veya vekleten, krk gn s-
reyle grev blgelerinde kalmalarn emrediyoruz ki, kendileriyle ilgili olas
ikyetlere cevap verebilsinler.
Tebaamzn ve lkemizin yarar iin yaptmz tm bu dzenlemelerin
tarafmzca ve istiare edilmek suretiyle akla kavuturulmas, yeniden
dzenlenmesi, deitirilmesi veya hafifletirilmesi hakk mahfuzdur.
Aziz Louis, tm akil insanlarn tanklk ettii zere, bu fermanla Fransay
ok daha ileri bir lke yapmtr.
* Joinville, The History of St. Louis, Oxford University Press, 1938.

4. nsanlarn Uymak Zorunda Olduklar Yasalar Hangileridir?


On kinci yzylda ba veren yeni retilerin, Kilise mfredatn da etkiliyor olma-
s, bir takm kukular dourmakta gecikmedi. Kimi Hristiyan limler, Aristonun La-
tinceye evrilen eserlerinin elden ele dolamasn tehlikeli bulmaktayd. Aristo, rne-
in Fizik adl kitabnda fenomenleri doa yasalaryla aklamakta, Etik adl kitabnda
hakikatin tezahrne deil, dnyevi deneyime itibar etmekteydi. Dier baz limler
de Aristonun bilim teorisinin Aziz Augustinnin grlerinden ok farkl olduunu
tespit etti. Oysa Hristiyanln gayri resmi ve fakat hkim kuram, Aziz Augustinnin
ruha dair varsaymlar temelinde aydnlanma ve Tanrya bamllkt. Aristoya iti-
razlarn glenmesi zerine papalk Filozofun Paris niversitesinde okutulmasn
yasaklad, eserlerini incelemek zere bir de kurul oluturdu. Ne var ki, Aristo, ken-
dinden nceki tm deneysel aratrmalar ve Yunan kurgusal dncesinin en iyi
rnlerini ok geni bir yelpazede sistemlemi bulunuyordu. Hal byle olunca, hi-
bir itiraz, bilim adamlarn Aristonun eserlerinde yansyan fikir/anlay zenginliini
ve dnce tekniklerini kefetmekten alkoyamad. Dominikan tarikat limlerinden
Aziz Byk Albert (12061280) ve rencisi Aziz Thomas Aquinas (12251274) bir
yandan Aristoyu savunurlarken, dier yandan da almalarn dnemin entelektel
gereksinimlerini karlayacak ekilde ynlendirmek suretiyle, geici bir sre iin de
olsa Katolik doktrinini desteklemeyi srdrd. talyan asll Aziz Thomas Aquinas,
Napoli, Paris ve Kln niversitelerinde okumu; Kln niversitesinde kendi kurdu-
u ilahiyat okulunda hocalk yapm, yaamnn son yllarn Fransa ve talyadaki

355
BATIYA YN VEREN METNLER

manastrlarda geirmiti. Onun, Aristo klliyatn geleneksel Kilise eitimiyle sentez-


leme gayreti, Summa Theologica83 ve Summa Contra Gentiles84 adl almalarnda
cismanileir.
Aziz Thomas Aquinasn yazd dnemde, eski Roma hukuku ve ilahi yasalara
ilikin sistematik aratrmalarn yz elli yllk gemii vard. Hukuk eitiminin merke-
zi hl Bolognayd ve gerek o okuldan gerekse daha az tannan niversitelerden
mezun olan yzlerce hukuku krallara, prenslere, piskoposlara hizmet vermekteydi.
Bylece, yasalara ve adalete duyulan inan kaynakl ilgiye dnyevi pratik de eklen-
miti. Kilise ile niversitenin birlikte oluturduklar arlk, hkmdarlar ylesine et-
kiledi ki, istisnasz hepsi ta giyerken yasalara sadk kalacaklarna yemin ederken,
hkmranln yegne amacnn adaletin tesisi olduu eklindeki kuram da kabul-
lendiler. Peki, hukuk neydi, adalet neydi?
Hukuk ve adalet konularnda ncilin, yani Hristiyan geleneinin ve kadim Kilise
babalarnn syleyecei ok sz vard. Ayn ekilde, Cicero ve Aristo gibi bilgelikleri
Orta a insann saygsna mazhar olmu Hristiyanlk ncesi filozoflarn da! Ne var
ki, her ey gibi, bu konuda da birden fazla doru olamayacana gre, Roma huku-
ku, Kutsal Metinler ve antik an sevilen putperestlerinin (kfirlerinin) grlerini
badatrmak, Aquinas gibi filozoflara dt. (PR)

Summa Theologica*
Aziz Thomas Aquinas

Yasann zne Dair

() Yasa, insanolunun davransal olarak eyleme geme veya eylemini


dizginleme kural ve ltdr. nsan davrannn kural ve lt itibariy-
le akl eylemin birincil artdr. () nk Filozofa gre akln niyetten ayr
bir gc vardr nsanolunun belirli bir amac hedefleyen eylemine emir
veren akldr.
Bu emrin yasa nitelii tayabilmesi iin akla yatkn (makul) olmas gere-
kir. yle ki, hkmdarn sz (istei) yasadr, nk aksi halde adalet deil
adaletsizlikten muzdarip olur.

83 Ahmet Cevizci, Ortaa Felsefesi Tarihi, Teoloji zerine Bir Deneme veya Teoloji zeti, Asa
Kitapevi, 2001.
84 Ortaa Felsefesi Tarihi, Ahmet Cevizci, Kafirlere Kar, Asa Kitapevi, 2001.

356
ORTA A DNCE VE PRAT

Soru 91: eitli Yasa Trlerine Dair (Alt Madde Olarak)

imdi eitli yasa trlerine deinmeliyiz ki, bu balk altnda alt soru yer
alr: (1)Ezeli ve ebedi yasa85 var mdr? (2) Doal ahlak yasas86 var mdr? (3)
Beeri yasa87 var mdr? (4) lahi yasaya88 ihtiya var myd? (5) lahi yasa tek
midir, yoksa birden ok mu? (6) Gnahn yasas var mdr?

Madde Bir: Ebedi ve ezeli yasa var mdr?

Kart gr 1: Ebedi ve ezeli bir yasa yok gibi grnyor, nk yasalar


insanlara dnktr (dnyevidir), ebedi ve ezeli olan Tanr olduuna gre,
hibir yasa ebedi ve ezeli olamaz.
Kart gr 2: Dahas, yasann ilan/duyurusu gerekir, ama ebedi ve ezeli
olan bunu yapamaz. Dolaysyla, hibir yasa ebedi ve ezeli deildir.
Kart gr 3: Dahas yasa, lm dnda, belirli bir sona (amaca) dnk
bir dzenleme ima eder. Dolaysyla, hibir yasal dzenleme ebedi ve eze-
li olamaz.
Derim ki () yasa mkemmel bir topluma hkmeden yneticinin pratik
nedenlerle dikte ettii bir kuraldan baka bir ey deildir. Dnya Tanrnn
inayetiyle ynetildiine gre () kinata ilahi akln hkmettii aktr. Do-
laysyla, kinatn Hkmdar olan Tanrnn hkm yasa niteliindedir ve
ilahi akln eylere dair tasavvuru zamana tabi olmadna gre bu ebedi ve
ezeli olarak adlandrabileceimiz yasadr.
Kart gr 1e cevap: inde Tanr olmayan eyler, var olmayan buy-
ruuyla var ettikleridir89 ki, bu kehanet sahibi olan Onun takdiridir. Dola-
ysyla ebedi ve ezeli yasann ilahi tasavvuru, ebedi ve ezeli bir yasa mahi-
yetindedir, nk Onun nceden bildii eylerin ynetimine taalluk eder.
Kart gr 2ye cevap: Ebedi ve ezeli yasa yazyla veya kulaktan kulaa
yaylarak duyurulur; hem ilahi Sz hem Yaam Kitab90 ebedi ve ezelidir.
Ama bu, duyan veya okuyan bir yarata ebediyetten geliyor gibi gelmez.
Kart gr 3e cevap: Yasa sona (akbete) etkin bir biimde hizmet eder,
nk eyleme pasif deil, aktif bir biimde yn verir. Bir dier ifadeyle, ken-
di iinde sonu mukadder klmaz, ta ki yneticinin herhangi tali bir amacn
kazara mukadder klm olsun.

85 Lex Aeterna: lahi akl.


86 Lex Naturalis: lahi akln Tanrnn tm yarattklarnda yansmas.
87 Lex Humana: Tanrsal Yasann insan akl yoluyla uygulamas.
88 Lex Divina: lahi akln vahiy yoluyla anlamas.
89 Kitab- Mukaddes, Yeni Ahit, Pavlustan Romallara Mektup, 4:17.
90 branicesi Sefer HaChaim.

357
BATIYA YN VEREN METNLER

Madde ki: Doal (ahlaki) yasa var mdr?

Kart gr 1: nsanolu ebedi ve ezeli yasa tarafndan laykyla ynetil-


diine gre, doal (ahlaki) yasa yok gibi grnyor. Nitekim Augustin der ki,
Her ey en doru biimde ebedi ve ezeli yasa tarafndan dzenlenir. Doa
ar bolluk sunmad gibi, gereksinim duyulan da esirgemez. Dolaysyla
hibir yasa insanolu iin doal deildir.
Kart gr 2: Dahas, insanolunu ilk ve son gerek arasnda yasa yn-
lendirir () ama bu, doal drtyle hareket eden irrasyonel yaratklar iin
sz konusu olduu zere, doann ilevi deildir. nsanolunun davranlar-
n akl ve iradesi belirlediine gre, hibir yasa insanolu iin doal olamaz.
Kart gr 3: Dahas, insanolu zgr olduu oranda yasadan azadedir.
Ve kendisine bahedilen akl ve irade sayesinde hayvandan daha zgr oldu-
una gre, tpk hayvanlar gibi, o da tabii/doal yasaya tabi deildir.
Aksine () Kutsal yasadan yoksun uluslar Yasann gereklerini kendilik-
lerinden yaptka der Kutsal Kitap ve yle devam eder: Yasadan haber-
siz olsalar bile kendi yasalarn koymu olurlar. Bylelikle Kutsal Yasann
getirdiklerinin yreklerinde yazl olduunu gsterirler. Vicdanlar buna ta-
nklk eder. Dnceleriyse onlar ya sular ya da savunur.91
Derim ki () bir kural ve lt olan yasa, insanolu iin iki ekilde var
olabilir: birincisi, kural ve lt insanolunun kendisi koyar; ikincisi, ko-
nulmu olan kural ve lye tabi olur. Dolaysyla, her ey Tanrnn takdi-
rinde olduu iin ebedi ve ezeli yasa tarafnda ynetilir () ve aktr ki,
her ey bir ekilde ilahi yasaya tabidir ve insanolu bu yasaya vicdanna
yazld oranda uyarak iyi/doru davranma eiliminde olur. Tm yaratklar
iinde aklyla ne kan insan, takdiri ilahiye kendi ve dierlerinin tasarru-
fuyla teslim olduu lde, buna mkemmelen tabi olandr. Nitekim ilahi
akl paylat iin iyi/doru davrana ynelebilir. te, rasyonel yaratklarn
ebedi ve ezeli yasaya bu katlmna doal (ahlaki) yasa diyoruz. Zebur ya-
zar, kendisine adaletin ne olduu sorulmuasna, Doruluk kurbanlarn
sunun Rabbe dedikten sonra ekler: Kim bize iyilik yapacak diyen ok ve
bir soruya cevaben srdrr: Ya Rab, yznn yla bizi aydnlat.92 Bu-
rada ima edilen, doal (ahlaki) yasann bir ilevi olarak, iyiyle kty tefrik
edebilen akl, yani ilahi ktr.
Kart gr 1e cevap: Bu tez, eer doal (ahlaki) yasa, ebedi ve ezeli ya-
sadan farkl olsayd doru olabilirdi. Oysa yukarda belirtildii zere, onun
bir parasdr.

91 Kitab- Mukaddes, Yeni Ahit, Pavlustan Romallara mektup, 2:14-15.


92 Kitab- Mukaddes, Eski Ahit, Mezmurlar 4:5-6.

358
ORTA A DNCE VE PRAT

Kart gr 2ye cevap: Akln ve iradenin tetikledii her eylem, yukarda


deinildii zere, doaya temellenir, nk doal olarak bilgimiz dahilinde
olan ilkeler erevesinde akl yrtrz ve sahip olunan imknlar itibariy-
le arzunun tetikledii her eylem, belirli bir sonu hedefliyor olmas itibariy-
le doaldr. Dolaysyla belirli bir sonu hedefleyen davranlarmz ncelikle
doal (ahlak) yasasnn erdemi istikametinde olmaldr.
Kart gr 3e cevap: Tpk rasyonel yaratklar gibi, irrasyonel hayvanlar
da ilahi akldan nasiplerini alr. Ne var ki, rasyonel yaratklar ebedi ve eze-
li yasaya zihinsel olarak, yani rasyonel bir biimde katldklarndan, bu ka-
tlm yasa olarak adlandrmak doru olur, nk yasa aklla ilgili bir eydir
() rrasyonel yaratklar ebedi ve ezeli yasaya aklc bir biimde katlama-
dklar iin, bu katlm, sadece bir benzerlik, bir tebihtir.

Madde : Beeri yasa var mdr?

Kart gr 1: Doal yasa ebedi ve ezeli yasann paras olduuna gre,


beeri yasa yok gibi grnyor. imdi, her ey ebedi ve ezeli yasa tarafndan,
Augustinnin dedii gibi, en iyi biimde dzenleniyor ise, bu yeterli olma-
ldr. Beeri yasaya gerek yoktur.
Kart gr 2: Dahas, yasa dediimiz eyin bir lt var Ama insan
akl eylerin lt olmad gibi, Metafizik X. Kitap, 5. Blmde93 ifade
edildii zere, durum bunun tersidir. Dolaysyla insan zihni yasa koyamaz.
Kart gr 3: Dahas, Metafizik X. Kitap, 3. Blmde ifade edildii ze-
re, lt kesin olmaldr. Ne ki yle deil: lml insann dnceleri kor-
kutucu, tleri mulaktr.
Aksine, Augustin, biri ebedi ve ezeli, dieri geici (zamansal), iki ayr ya-
sadan sz eder.
Derim ki () yasa akln emridir. Ne var ki, akl yrtme yntemi itiba-
riyle tatbiki/pratik dnce ile kurgusal dnce arasnda ayrm yapmaz;
her iki yntem de ilkeden hareketle sonuca varr (...) Dolaysyla nasl ki, fen
ilminde doann bize ak etmedii bilgiye aklanamayan (sakl) esaslardan
hareketle ve kurgusal dnce yoluyla ulamaya alyoruz; doann ak
etmedii (sakl) baz daha zel meseleleri kavramak iin de akln, yine ka-
ntlanamayan esaslardan hareketle, daha da iyi dnmeye ihtiyac vardr.

93 Aristoteles, Metafizik, Sosyal Yaynlar, Trke eviri: Prof. Dr. Ahmet Arslan: 1996, Eit, sadece
olanlardan birinin kart olamaz, ama her ikisinin birlikte kart da olamaz. nk neden daha
kn deil de daha byn kart olacaktr? Sonra, eit, eit olmayana karttr; yle ki,
bu durumda o birden fazla eyin kart olacaktr. Ancak eit olmayan eer ayn zamanda hem
daha byk hem daha kk anlamna gelmekteyse, eit olan her ikisinin de kart olacaktr (o
zaman bu glk, eit olmayann iki olduunu syleyenlerin grn destekleyecektir).

359
BATIYA YN VEREN METNLER

nsan aklnn sezgisel olarak kefetmi olduu bu daha zel meselelere -ya-
sann dier asli artlarnn gzetilmesi artyla- doal (ahlaki) yasa diyoruz.
Nitekim Cicero, Retorik adl almasnda der ki, adaletin kayna doadr;
baz eyler yararl olduu iin alkanlk haline gelmitir; ama bu eylerin
doadan kaynakland halde alkanlk olacak kadar benimsenmesi yasaya
duyulan saygdandr.
Kart gr 1e cevap: nsan akl, ilahi akln hikmetine tam anlamyla
vakf olamaz. Ne var ki, ilahi akln doal bir paras olduumuza gre -kur-
gusal dnce itibariyle- ebedi ve ezeli yasann genel ilkelerin bazlarnn
bilgisi her birimizin iinde (doasnda) sakldr. te yandan, tatbiki dnce
itibariyle insanolu eyleri/olaylar, onlarn belirleyici vasflarn kavrayarak
deil, ebedi ve ezeli yasann genel ilkeleri erevesinde alglayarak kavrar,
nk sz konusu bilgi ilahi yasada sakldr.
Kart gr 2ye cevap: nsan akl kural koymaz. Ebedi ve ezeli yasann
bir paras olmas nedeniyle, doal olarak genel kurallar ve ller ereve-
sinde hareket eder; doadan edinilmemi olsak da kural ve lt doal man-
tktr.
Kart gr 3e cevap: Tatbiki akl, kurgusal dncenin ilgilendii za-
ruri eylerle/olaylarla deil, artlara bal olarak gelien mnferit eylerle/
olaylarla ilgilenir. Bu nedenle, beeri yasalarda yanlmazlk diye bir ey
olamaz; yanlmazlk bilmin kantlamak suretiyle ortaya koyduu sonular
iin geerlidir. te yandan her ltn isabetli ve kesin olmas da gerek-
mez.

Madde Drt: lahi yasaya ihtiya var myd?

Kart gr 1: yle grnyor ki, doal (ahlaki) yasa ebedi ve ezeli yasa-
nn bir paras olduuna gre, bir ilahi yasaya gerek yoktu. nk (...) ii-
mizde sakl (vicdanmza yazl) doal (ahlaki) yasa vastasyla ebedi ve ezeli
olan yasann birer parasyz. Ama ebedi ve ezeli olan yasa, ilahi yasadr (...)
dolaysyla doal ve beeri yasalara ilaveten, ilahi bir yasaya ihtiya yoktur.
Kart gr 2: Dahas, Tanr insanolunu kendi saduyusuna emanet
etti, diye yazlm. Saduyu, yukarda ifade edildii zere, zihinsel bir ey-
lemi ifade eder. Bu demektir ki, insanolu kendi akl dorultusunda hareket
edecektir. nsan aklnn dikte ettii ey, beeri yasadr (...) dolaysyla insa-
nolunun ilahi yasa tarafndan ynetilmesine ihtiya yoktur.
Tersine, Davut Tanrya kendi yasasn koymas iin yalvarmt: Ada-
letini savunabilmem (gerekelendirebilmem) iin nme bir yasa koy,
Rabbim.

360
ORTA A DNCE VE PRAT

Derim ki, insanolunun davranlarn iyiye/doruya ynlendirebilmek


iin, doal ve beeri yasalara ilaveten, bir ilahi yasa gerekliydi. Bunun drt
nedeni var:
Birincisi, insanlarn kendilerini bekleyen son (akbet) itibariyle nasl
davranmalar gerektiini dikte eden yasalara ihtiya duymaktadrlar. Eer
insanolu, kendisine takdir edilmi sonu (akbeti) doal zellikleriyle ak-
layabilseydi, zihinsel olarak bununla yetinirdi. Oysa, insanoluna ebedi
mutluluk takdir edilmitir ve Tanr, bu nedenle ona kendi yasasn da ver-
mitir.
kincisi, insan, zellikle de koullara bal konularda pheci bir akla
sahip olmas nedeniyle, davranlarna dair birbirinden farkl hkmlere
varr ki, bu birbirinden farkl veya birbiriyle elien yasalara yol verir. Bu
nedenle, insanolunun ne yapmas, neden kanmas gerektiini vaaz eden
yasann Tanr tarafndan konulmas gerekiyordu. Nitekim Tanrnn koydu-
u yasa yanlmazdr.
ncs, insanolu deerlendirebildii (hkm verebildii) dsal ko-
nularda kural koyabilir, ama sakl/rtl isel hareketlere dair hkm ver-
meye ehil deildir. Oysa kendini gelitirip erdem sahibi olabilmesi iin dav-
ranlarnn hem dsal hem isel olarak hatasz olmas gerekir. nsan, beeri
olan laykyla ynlendirip ekillendiremez; ilahi yasa bu yzden gereklidir.
Drdncs, Augustinnin dedii gibi, beeri yasa kt eylemi cezalan-
dramaz veya yasaklayamaz, nk her trl ktl bertaraf etmeye al-
rken, iyi olanlar da yok eder ve insanlarn birbirleriyle olan ilikisine ve
dolaysyla ortak karlarn geliimine engel olur. Gnahn yasaklanmas ve
hibir ktln cezasz kalmamas iin ilahi yasann hkm srmesi ge-
rekir.
Bu drt nedene, yani Tanrnn yasasnn kusursuz olduu, yani gnah
irenliine izin vermedii; Tanrnn ruhlar dntrd, yani hem d-
sal hem isel davrana yn verdii; Tanrnn ahadetinin sadk olduu,
yani neyin doru, neyin yanl olduunun kesinlii; Tanrnn kk eyle-
re akl bahettii, yani insanlara doast, ilahi bir sona (akbete) yneltti-
ine Mezmurlarda deinilir.
Kar gr 1e cevap: nsanolu ebedi ve ezeli yasaya doal (ahlaki) yasa
yoluyla ve kendi kapasitesi orannda katlr. Ne var ki, doast akbetinin
(sonun) daha stn bir elle ynlendirilmeye ihtiyac vardr. Dolaysyla, in-
san, Tanrnn sunduu bu ilave yasa sayesinde ebedi ve ezeli yasann kural-
larna daha da btnlkl bir biimde katlr.
Kar gr 2ye cevap: Nasihat, bir tr sorgulamadr; dolaysyla belirli il-
kelerden hareket etmek zorundadr. Yukarda izah edildii zere, doal (ah-

361
BATIYA YN VEREN METNLER

laki) yasann ilkeleri yetmez; ilahi yasann ilaveten sunduu ahlaki kuralla-
ra ihtiya vardr.
Kar gr 3e cevap: rrasyonel yaratklara takdir edilen son, sahip ol-
duklar doal gle doru orantldr.

Madde Be: lahi yasa tek midir, yoksa birden ok mu?

Kart gr 1: yle grnyor ki, sadece tek bir ilahi yasa var, nk tek
bir kral tarafndan ynetilen krallkta, tek bir yasa olur. Nitekim Mezmur,
Tanr kinatn Kraldr, der. Dolaysyla, tek bir ilahi yasa olmal.
Kart gr 2: Dahas, her yasa, yasa koyucusunun sz konusu yasayla
hedef aldklarnn akbetiyle ilgilidir. Ne var ki, Tanrnn yasas herkes iin
bir ve tek: Tanr herkesi hakikatin bilgisine armak suretiyle onlar kurta-
rr. Bu yzden ilahi yasa tektir.
Kart gr 3: Dahas, ilahi yasa, doal (ahlaki) yasadan daha ok ebedi
ve ezeli yasaya benziyor. Dolaysyla, sadece tek bir ilahi yasa olduu doru.
Tersine () Havari der ki, Eer rahiplii yorumlayacaksak, yasann da
yeniden yorumlanmas gerekir. Oysa ayn pasajda ifade edildii zere, ra-
hiplik muzaaftr: levi94 rahiplii, Hz. sa Mesih rahiplii. Nitekim ilahi yasa
da muzaaftr: Eski Yasa, Yeni Yasa.
Derim ki () farkllk/ayrm saysal bir meseledir. imdi, eyler iki e-
kilde tefrik edilir. Birincisi, btn itibariyle dierlerinden belirgin biim-
de farkl eyler olarak, rnein at veya kz. kincisi belirli bir trn eksik-
li olan ve eksikli olmayan olarak, rnein bir erkek ocuk ve bir adam ki,
ilahi yasa bu anlamda Yeni ve Eski olarak ikiye ayrlmtr. Havari, Eski Yasa
altnda yaayan insan bir pedagogun himayesindeki ocuk, Yeni Yasa al-
tnda yaayan insan pedagogun himayesinden km olan erikin bir er-
kek olarak tanmlar.
Bu iki yasann ne lde mkemmel olduu, yukarda deinildii zere,
yasann ne olduuna dair koulla izah edilebilir.
ncelikle, bir yasa ortak kar, ortak yarar hedeflemelidir () ve bu yarar
muzaaf olabilir. yle ki, hem makul ve imkn dahilinde olan hedefler -ki,
Eski Yasa ile hedeflenen budur ve insanlar daha ilk batan itibaren Kenanl-
larn95 dnyevi krallna davet edilmilerdir- hem de Yeni Yasa gibi semavi
ve anlalabilir bir yarar gdebilir. Nitekim Hz. sa Mesih vaaz vermeye ba-

94 Kitab- Mukaddes Eski Ahit (Tevrat) Levililer Kitab; eski sraildeki tapnma dzeni ve bunu
yneten Levi oymandan gelen khinlerle ilgili kurallar ierir. Levi ad, bu khinlere tapnakta
yardm eden grevliler tarafndan kullanlrd.
95 Kitab- Mukaddes Eski Ahit, Msrdan k, 3:8-17.

362
ORTA A DNCE VE PRAT

ladndan andan itibaren insanlar semavi kralla ararak, yle demi-


tir: Gnah karp kefaretini deyin nk semavi krallk elinizin altnda.
Augustin bu yzden Eski Ahit akla hitap ederek dnyevi (zamansal) vaatle-
ri ierir; ama ebedi yaam vaat eden Yeni Ahittir, der.
kincisi, insanolunu doru davrana yasa yneltir () bu balamda,
Yeni Yasa, Eski Yasadan stndr, nk i dnyamza Mattaya gre yn
verir: Size unu syleyeyim: Doruluunuz din bilginleriyle Ferisilerinkini
amadka, Gklerin Egemenliine asla giremezsiniz.96 Dolaysyla, Eski
Yasa eli balar, Yeni Yasa akl denetler, sz dorudur.
ncs, yasa, insanlar verilen emre itaate sevk eder. Eski Yasa bunu
iimize ceza korkusu salarak yaparken, Yeni Yasa Hz. sa Mesihin inayetiyle
kalplerimizi dolduran sevgi/ak yoluyla yapar ki, Eski Yasa (bunu) glgele-
mitir. Augustin bu yzden, Yasa ile Mjde (ncil) arasnda az bir fark var
korku ve sevgi/ak, der.
Kart gr 1e cevap: Tpk bir babann ocuklarna ve ev halknn eri-
kin fertlerine farkl emirler buyurmas gibi, o tek Kral da Krallnda yaayan
insanlara ocukken (eksikliyken) bir yasa, biraz daha byynce (daha az
eksikli olduklarnda) daha mkemmel ikinci bir yasa bahetmitir ki, daha
byk bir ilahi kapasiteye kucak aabilsinler.
Kart gr 2ye cevap: ncil, (Hz. sa Mesihten) Baka hi kimsede
kurtulu yoktur. Bu gn altnda insanlara balanm, bizi kurtarabile-
cek baka hibir ad yoktur,97 der. Anlalabilecei zere, insanla kurtulu
vaat eden yasa Hz. sa Mesihten nce bahedilemezdi. Ne ki, insanlarn, O
gelmeden nce kurtulu yolunda ilk admlar atp Onun retisine hazr
olabilmeleri iin doruluk kurallarn ieren bir yasa gerekmekteydi.
Kart gr 3e cevap: Doal (ahlaki) yasa insanlar genel ahlaki kurallar
itibariyle ynlendirir ve kk byk herkes iin birdir. Ne ki, ilahi yasa k-
k ve byk (eksikli ile az eksikli) ayrm yapar. lahi yasa bu yzden mu-
zaaftr.

Madde Alt: Gnahn yasas var mdr?

Kart gr 1: Gnahn fomes98una dair bir yasa yok gibi grnyor, n-


k Isidorus99, yasa manta temellenir, der. Ne ki fomesun mant yoktur,
dolaysyla yasann tabiatna aykrdr.

96 Kitab- Mukaddes Yeni Ahit, Matta 5:20.


97 Kitab- Mukaddes, Yeni Ahit, 4:12.
98 Fomes: Aquinasun bedensel zevklere dknlk iin kulland tabir.
99 Sevilla (spanya) Bapiskoposu (560-636), antik dnyann son limi olarak anlr.

363
BATIYA YN VEREN METNLER

Kart gr 2: Dahas, her yasa balaycdr ki, itaat etmeyenlere sulu


denilebilsin. Ne var ki, insanolu fomesun tahrikine uymad iin deil, uy-
duu iin sulu addediliyor. Dolaysyla, fomes yasann tabiatna aykrdr.
Kart gr 3: Havari der ki, Uzuvlarmn aklmn yasasyla mcadele
eden bir dier yasas olduunu gryorum.
Derim ki () yasa, z itibariyle yneten ve lt koyanndr. Yasa, y-
netilen ve llenin, yasaya tabi olan eylere/konulara katld oranda ka-
tlm yoluyla yasa adn alr () imdi, yasa koyucu, yasaya tabi olanlarn
nne muzaaf bir yasa koyabilir. Birincisi, yasaya tabi olan tebaasn farkl
ynlere dorudan ynlendirmek zere, farkl kurallar/yasalar koyarak, farkl
biimlerde ynetebilir; rnein askerler iin ayr bir yasa, esnaf iin ayr bir
yasa sz konusudur. kincisi, dolayl bir yoldur; yasa koyucusu tebaasn
itibardan drmek suretiyle bir baka yasaya tabi klp bir baka dzenin
paras haline getirebilir. rnein, bir valyeyi yiitliinden mahrum ede-
rek, onu esnaf yasasna tabi klabilir.
lahi yasa koyucunun ynetimi altndaki yaratklarn farkl doal eilim-
leri vardr; yle ki, biri iin geerli olan yasa dieri iin geerli olmayabilir.
yle syleyeyim; mesela kurdun bir anlamda yasas olan vahet, kuzunun
veya bir dier uysal hayvann yasasna aykrdr. Nitekim ilahi takdirle insa-
na doasna uygun bir biimde bahedilen insan yasas, akll davranmasn
ngrr. Ve bu yasa en ilkel ekliyle bile ylesine etkilidir ki, akla yatkn
olmayan veya akld hibir ey insanolunu gafil avlayamaz. Ama insan
Tanrya srt evirince, hayvani drtlerinin etkisinde kalarak -ki, bu du-
rum akln yolundan sapan herkesin bana gelir- Mezmurlar X,VIIIde ifade
edildii zere, nsan erefliyken anlamad: oysa duyarsz hayvanlarla bir
tutulmutu, nk onlara benziyordu.
O halde, bedensel zevklere dknlk ki, fomes ad verilir, dier hay-
vanlarn eilimle/drtyle aklanan doal yasasdr byle eyler iin yasa
tabiri kullanlabilirse elbet. Ama insanlar iin bu, akln yasasndan sapma
anlamna gelir. Tanrnn bir takdiri olarak, insan akl Onun gcnden/can-
llndan ve asli adaletinden yoksun olduu iin, insann bedensel drtle-
re kaplmas doal yasa zellii tar, ama ilahi yasa itibariyle yaptrm olan,
insann saygnlndan alan bir durumdur.
Kart gr 1e cevap: bu gr, fomesu bal bana bir ktlk olarak
deerlendirmektedir. Doal bir yasa olduu iin deil, ama yukarda belirtil-
dii zere, ilahi yasann adaletinden alan/eksilten sonular nedeniyle byle
deerlendirir.
Kart gr 2ye cevap: bu gr yasay ynetim veya lt itibariyle
deerlendirir, nk yasadan sapanlar birer suludur. Ne var ki, bu ba-

364
ORTA A DNCE VE PRAT

lamda fomes bir yasa deil, en yukarda belirttiimiz gibi, bir katlm ko-
nusudur.
Kart gr 3e cevap: Bu gr fomesu orijini itibariyle deil, ynelimi
itibariyle deerlendirir. Ama insanolunun bedensel zevklere eilimi yine
de dier hayvanlarnki gibi deerlendirilecekse, bu ancak ortak bir yarara
hizmet etmek zere, yani bir trn veya insan neslinin devam iin takdir
edilmitir. Bedensel zevk, akla tabi olmak artyla insanoluna bahedilmi-
tir. Fomes tabiri, akldan uzaklalan durumlar iin geerlidir.
* St. Thomas Aquinas, Summa Theologica, I-II, qq. 90-91 Benziger Brothers, Inc., Washburn Ltd.
1920.

5. nsan Haklarnn Doas, Temeli ve z Nedir?


Orta a siyaset teorisi monariyi ideal bir hkmet modeli olarak ulular. Nite-
kim din adamlar, bu balamda Eski Ahitten rnekler vermi; klasik Roma hukuku
rencileri, On kinci yzyln sonunda, Roma mparatorluunun ykl hukuk metin-
lerinden hem imparator hem de ulusal monarilerin lehine alntlar yapmaya koyul-
mulardr. Airet ynetiminin egemen olduu Alman gelenei bile, nce tanrlardan
birinin iaret ettii airet tarafndan seilen tek bir sava, sonra da -Hristiyanlk
dneminde- Kilisenin setii biri tarafndan ynetilmeye razdr.
Ne var ki, snrsz yasama ve yarg yetkisi, feodal Avrupada bir baka meseledir.
Fransa ve ngilterenin becerikli krallar, 1100lerden balayarak, sadece kendi irade-
lerine tabi olan merkezi hkmet kurumlar olutururken, yerel ynetimler yzyllar
boyunca soylularn (derebeylerinin) ellerindedir. Feodal yasalar uyarnca kullanm
hakk olarak stlenilen bu yetki, zel mlkiyet addedilir. Bu gelenek, bir dier Roma
yasasyla kral da balayacak biimde desteklenmekte, mtecaviz bir kraln bu hakk
gasp etme olasl da bu yolla izale edilmektedir. Nitekim krallar feodal muhtariyete
mdahil olmann ters tepeceinin her zaman bilincinde olmutur. unu da bilirler ki,
savata askeri teknoloji savunmadan yanadr ve savan monariye maliyeti, parann
tesinde, merkezi ynetime destek veren yerel ynetimlere yeni hak ve imtiyazlar
tannmasn getirir.
Sonu olarak, taraflar arasnda gergin bir denge sz konusudur. Derebeyinin hiz-
metindeki kraliyet tebaas askerlik ve merkezi hkmet organlarndaki dier grev-
lerini hakkyla yerine getirirken, yerel ynetim gelirinin belirli (sabit) bir blmn
Krala balamaktan geri kalmaz ama kraliyet taleplerinin her an artabileceinin
bilinciyle hep endie iindedir. Anlamazlk halinde, genellikle her iki taraf da hakldr,
lakin byle durumlarda yarglayarak hkm verme yetkisini haiz herhangi bir merci
yoktur. Bu ilevi stlenebilecek tek kurum belki kraliyet konseyidir, nk anlamaz-

365
BATIYA YN VEREN METNLER

lklar uzlamayla sonulanacak biimde burada tartlr ve balayc hkmler bir


szlemeyle tevsik edilerek Kral tarafndan ilgili taraflara verilir. Bu szlemeler Orta
a hukukunun zne byk katkda bulunmutur ve Orta an siyasi toplumu-
mun yap talardr.
Sz konusu szlemeler, taraflarn uygulanabilir ve balayc olarak kabul ettii
yasalar, tevsik edilmi kantlar ve mevcut siyasi ve askeri koullar gz nne alna-
rak yaplr. ngiltere Kral I. Henrynin ta giyme beratn aklarken amac soylularn
desteini almaktr. Kral II. William, yani kardei, bundan gn nce avlanrken
ldrlmtr. Haberi alan Henry kardeinin yanna gitmek yerine hazinenin yolunu
tutar, nk soylularn beenisi kazanmak ve desteini almak iin cmert davran-
mak zorundadr. Nitekim saltanat boyunca derebeylerinin geleneksel muhtariyeti-
ne saygl olur ve onlara para karl da olsa, yeni imtiyazlar tanr. Avrupann zen-
ginlemeye balamasndan yararlanan Newcastle gibi kasabalar, bunun iin belirli
bir bedel demeye raz, Henry ise onlarn geliip zenginlemesine yardmc olmaya
hazrdr.
Magna Carta bu siyasal srecin kmesinin sonucudur. Kral Johnun sadk ge-
neralleri ve gvenilir mavirleri olmas gereken baronlarla ilikisi 1210dan itibaren
bozulmaya balar. John fazlasyla kurnaz, baarsz bir savadr. Koyduu vergiler
yksek, vergi memurlar bu vergileri toplamada gayet becerikli, mahkemeler ise yeni
davalar icat etmekte ustadr. Dahas, John, Papa III. Innocenta kafa tutmaktan da
geri kalmam, bu hareketi ngilterenin ayinlere katlmaktan menedilmesiyle sonu-
lannca, yasa kaldrmak iin Papann ayana gitmek zorunda kalm, bu defa da
Fransa kralnn karsnda byk bir askeri yenilgiye (1214) uramtr. Hal byle
olunca, Johnun daha iyi ynetim vaatleri ciddiye alnmaz olur. Baronlar, sahip olduk-
lar askeri gce dayanarak tazminat talep eder, Kral Johnu monarinin yasalar hie
sayan despotik bir dzen olmadn ikrara zorlarlar. Bundan yzyl sonra da Fransz
soylularnn rgtlenerek blgesel ittifaklar oluturduklar, X. Louise kendi artlarn
dayattklar grlr.
1314de len Yakkl Philip (IV. Philip) dneminde, Fransz monarisi merkezi
ynetimi, vergi tahsiltn, yarg brokrasisini hayli bytmtr. Ancak, krala gn-
derilen arzuhaller, bymenin hayli suiistimal edildiini de syler. Nitekim kraliyet
politikalarna muhalif ittifaklar Philipin lmnden nce olumaya balamlardr.
Aadaki bir dizi kaynaka, Orta ada krallarla byk i adamlar ve baronlar ara-
sndaki gerilim ile gerilimin stesinden gelmek zere yaplan giriimleri yanstmak-
tadr. zleyen metinler, yneticilerle ynetilenler arasndaki mteakip gerginlikleri de
bir lde ve genel hatlaryla rnekler mahiyettedir.

366
ORTA A DNCE VE PRAT

Kral I. Henrynin Ta Giyme Bildirgesi*


ngiltere Kral Henryden, piskopos Samson ve Worcestershiredaki Fran-
sz ve ngiliz baronlar ve sadk tebaasyla birlikte Abetotlu Urse100a selam.
Biliniz ki, Tanrnn inayeti ve ngiltere krallnn tm baronlarnn or-
tak iradesiyle, bu lkenin kral olarak talandrldm. Bir sredir lsz
vergiler altnda ezilen krallmn selameti iin, size duyduum sevgiyle ve
Tanr akna, bundan byle Onun Kilisesini azat ediyor; kilisenin mlk-
n satmayacam ve kiralamayacam, bir piskopos veya bapiskoposun
lm halinde kilise arazisine ve halefi tayin edilinceye kadar geen srede
hizmetlilerine dokunmayacam teyit ediyor; ngiltere kralln haksz yere
bask altnda tutan tm kt/uursuz gelenekleri yrrlkten kaldrdm
bildiriyorum. Bunlardan bazlar unlardr.
1. Bir baronumun veya kontumun veya herhangi bir dier kiracmn l-
m halinde elindeki toprak, kardeimin zamannda olduu gibi miras yo-
luyla deil, bir huzur hakk mahiyetinde, adil ve yasal bir bedel denmesi
kaydyla vrislerine terk edilecektir.
2. Baronlarm veya dier kiraclarmn topraklarn evlilik yoluyla kz ev-
latlarna veya kz kardelerine ve yeen veya kuzenlerine vermek istemeleri
halinde, nce bana danlacak; evlilik yoluyla da olsa topra herhangi bir
dmanma vermek istemedikleri srece, bu da kabulm olacaktr. Ve eer
len bir baronum veya kiracmn vrisi kz evladysa, kznn evlilii ve mi-
rass olduu topraa dair tasarruf hakk, baronlarmn tavsiyeleri uyarnca,
bana ait olacaktr. Ve kiraclarmdan biri karsndan nce lrse ve ocuklar
da yok ise len kocasnn mlknden evlilik pay alacak; kendi rzas olma-
dka tarafmca yeniden evlendirilmeyecektir.
3. Eer sz konusu dul kadnn kk ocuklar varsa, bedenini temiz
tuttuu (iffetli olduu) srece, yine len kocasnn mlknden evlilik pay
alacak; kendi rzas olmadka tarafmdan yeniden evlendirilmeyecektir. Ba-
ronlarmn kendi maiyetlerinde olan erkeklerin erkek ve kz evlatlar ve dul-
lar iin de benzer biimde hareket etmelerini buyuruyorum.
4. Kasaba ve eyaletlerden alnan allagelmi para basma veya damgala-
ma cretini101 kesinlikle yasaklyor ve bu uygulamay kaldrdm ilan edi-
yorum, nitekim byle bir uygulama Kral Edward zamannda da yoktu. Para
basann veya herhangi bir bakasnn sahte parayla yakalanmas halinde en
ar biimde cezalandrlmasn buyuruyorum.

100 Urse of Abetot (10401108), ngiliz krallar I. William, II. Willam ve I. Henryye hizmet vermi olan
Normandiyal Worcester erifi. erif, zabta amiri, kralieyi temsil eden ynetici anlamndadr.
101 Mintage: Darp edilen para anlamna gelen bu szck, burada parann deerini drmek sure-
tiyle kral iin kayba yol aan bir tr zorunlu vergi anlamnda kullanlmaktadr. (.n.)

367
BATIYA YN VEREN METNLER

5. Kardeime olan tm borlar, bana den ve miras hakk tannan veya


bakalarna ait olan topraklar zerindeki hakk teslim edilmi olan dier ki-
ilerinki hari, siliyorum. Herhangi bir miras sz vermi olanlar ve do-
rudan miras olarak vasiyet edilmi olan huzur haklarn da affediyorum.
6. Baronlarmdan veya adamlarmdan biri menkullerini hastalk nede-
niyle bakalarna vermek veya vasiyet etmek isterse, istedii ekilde vasi-
yet etmesine izin veriyorum. Ne ki, hastalk nedeniyle veya iddete maruz
kald iin bunu yapamayacak olursa, menkulleri itibariyle vasiyetnamesiz
lm saylacak; menkullerin paylam dul ei veya ocuklar veya akraba-
lar veya yakn arkadalarndan biri tarafndan, vrislere en uygun gelecek
bir biimde yaplacaktr.
7. Eer baronlarm veya adamlarmdan biri dolandrclk yaparsa, ba-
bamn ve kardeimin dneminde olduu gibi, menkulleri itibariyle snrsz
teminat gstermek zorunda kalmayacak; mahkmiyet sresine bal olarak
geri deme yapacaktr ki, babamdan nceki uygulama da byledir.
8. Ben ta giymeden nce iledikleri cinayet nedeniyle hkm giyen tm
sulular affediyor; tekrar cinayet ilemeleri halinde Kral Edwardn yasala-
rnca hkm giymelerini buyuruyorum.
9. Baronlarmn ortak tavsiyesine uyarak, babamn da yapt gibi, or-
manlarm elden karmyorum.
10. Malikaneleri karlnda zrhl askerlik yapmak isteyen valyeler
topraklarn ilemeyecektir. Bu dn onlara bir hediye gibi veriyorum ki,
bu ykten kurtulup atlar ve silahlarla donanp krallm korumak zere
bana laykyla hizmet etmeye hazr olsunlar.
11. Krallmda kalc bar tesis ediyor, bu barn korunmasn emredi-
yorum.
12. Babamn baronlarnn tavsiyesiyle yapt iyiletirmelerle birlikte,
Kral Edward yasasn yeniden yrrle koyuyorum.
13. Kardeim Kral Edwardn lmnden bu yana mlkm veya adamla-
rmdan herhangi birinin mlk gasp edilmise, hemen iade edilmesini emre-
diyorum. Bu emre uyarak sz konusu mlk iade edenler herhangi bir ceza-
ya arptrlmayacak; mlkn bir blmn bile elinde tutan, bunun ortaya
kmas halinde, (bana) ar bir bedel demek suretiyle cezalandrlacaktr.
Tanklar: Londra piskoposu Maurice; Kont Henry; Kont Simon; Wal-
ter Giffard; Montfort-sur-Risleli Robert; Roger Bigot; idare memuru Eudo;
Haimonun olu Robert; ve Robert Malet.
Londrada ta giydiim zaman. Elveda.
* English Historical Documents, Vol. II, 1042-1189, Oxford University Press, 1953.

368
ORTA A DNCE VE PRAT

Tyne102 Nehri zerindeki Newcastle


Kasabasnn Gelenekleri*
ngiltere Kral Henry dneminde, Tyne Nehri zerindeki Newcastle
Kasabasnda yaayan halkn bugn bile koruduklar yasa, rf ve detler
unlardr:
Kasaballar kendi pazar yerleri, evleri, kasabalar dahilinde veya dndaki
yabanclar, mahkeme kasabada grlmyor veya yetkililer askerlik veya kale
koruculuu yapyor veya krsalda bulunuyorlarsa, reeve103in iznini almaks-
zn tutuklayabilir104; ama bir kasabal, dier bir kasabaly tutuklayamaz.
Eer bir kasabal herhangi birine, herhangi bir eyi kasaba dnda dn
olarak verir ve geri alamazsa, dn alan (sz konusu eyi) dn aldn
kabul ederse iade edecek, aksi halde kasaba mahkemesinde yarglanacaktr.
Kraliyet tacn ilgilendirenler hari, tm dava savunmalar kasabada din-
lenerek sonulandrlacaktr.
Eer bir kasabal herhangi bir dava nedeniyle savunma yapmak duru-
munda kalrsa, mahkemeden kaynaklanan bir aksaklk olmadka veya dava
kraliyeti ilgilendiren bir dava deilse veya (sz konusu kasabal) nceden
aptalca bir cevap vermemise, bu savunma kasaba mahkemesinde belirli bir
tarih ve saatte dinlenecektir.
Tynea gelen bir tekne/gemi yk boaltmak ister ve boaltrsa, kasaba hal-
k istediini satn alabilecektir. Tccar ile kasabal arasnda anlamazlk -
karsa, bu anlamazlk nc gelgitten nce zme kavuturulmu olacak-
tr.
Bir teknenin/geminin deniz yoluyla getirdii tm ticari mallar, tuz ve
ringa bal hari -nk bunlar tekne/gemide satlmak zorundadr- karaya
kartlacaktr.
Kasabadaki toprann en az bir yl ve bir gndr hakl sahibi olan biri,
bu toprak stnde hak talep edeni, ta ki ngiltere dndan biri veya savun-
ma gcnden yoksun kk bir ocuk olsun, muhatap almayacaktr.
Bir kasabalnn evinde ve sofrasnda bir erkek evlat varsa, bu erkek evlat
babasyla ayn lde zgr olacaktr.
Kasabaya bir serf olarak gelip en az bir yl ve bir gn boyunca kasabal
olarak kalrsa ve lorduyla arasnda baka bir antlama yok ise, kasabada s-
rekli olarak kalabilir.

102 ngilterenin kuzeyinde Newcastledan geerek Kuzey Denizine dklen bir nehir.
103 Reeve: Sulh yargc, kraliyet resmi grevlisi
104 Burada distrain szc kullanlmaktadr ki, tutuklamann tesinde rehin alma, hapsetme, hac-
zetme anlamna da gelir.

369
BATIYA YN VEREN METNLER

Bir kasabal, herhangi bir konuda bir dier kasabaldan davac olursa,
davalyla dvemez; vatan hainlii ile sulamad srece -ki, o zaman ken-
dini savunmak iin dvecektir- daval savunmasn yemin etmek suretiyle
yapar. Bir kasabal, mlkiyet haklarndan vazgemedii srece, bir serf ile
dvemez.
Sadece kasabal tccarlar kasaba dndan yn veya hayvan postu veya
dier ticari mallar satn alabilir. Kasaba iinde ise sadece kasaballardan sa-
tn alabilir.
Kazklayan, dolandrclk suu ileyen bir kasabal sulh mahkemesine 6
ora105 para cezas der.
Kasabada merchet106, heriot107, stengesdint108 ve kan paras yoktur.
Her kasabal, kraln frn hari, kendine ait bir frn ve el deirmenine
sahip olabilir.
Eer bir kadn ekmek veya ale109 ile ilgili olarak dolandrclk yaparsa
(bir dierini kazklarsa), bu sula sadece sulh yargc ilgilenir. Bu suu ikinci
kez ilerse dolandrd oranda para cezasna arptrlr. nc kez ilerse
mahkemelik olur.
Kasaballardan baka kimse boyamak zere kuma satn alamaz, ald
kuma biip dikemez.
Bir kasabal kendi mlkiyetindeki toprak zerinde hak iddia eden yok
ise, bu topra satp istedii bir baka yere zgrce gidebilir.
* English Historical Documents, Vol. II, 1042-1189, Oxford University Press, 1953.

Magna Carta*
Tanrnn inayetiyle ngiltere Kral, rlanda Lordu, Normandiya Dk ve
Anjou Kontu Johndan, Bapiskopos, Piskopos, Barahip, Kont, Baron, Yar-
g, erif, Vali, Subay ve tm resmi nezareti ve idarecilere ve sadk tebaama
selam.
Biliniz ki, bizler, Tanrnn huzurunda vris ve atalarmzn ruhlarnn
selameti, Kutsal Kilisemizin tekaml, Krallmzn slah iin, muhterem
babalarmz Canterbury Bapiskoposu Stephan, Kutsal Roma Kilisesinin

105 ngiltereye Danimarkallar tarafndan getirilmi olan bir para birimidir. 1086 Kyamet Gn
Kitabnda (Domesday Book) bir orann 20 penilik gme tekabl ettii yazlr.
106 Bir serfin kzn evlendirebilmek iin lorduna vermek zorunda olduu para, bir tr balk.
107 Serfi len bir lorda denen l paras.
108 Birine sopayla vurmann, onu kan aktmakszn yaralamann cezas olarak denen para.
109 Ale: Bir eit bira.

370
ORTA A DNCE VE PRAT

Kardinali ve tm ngilterenin Bapiskoposunun () nasihat ve tavsiyeleri


uyarnca, ibu szlemeyle Kiliseyi ilelebet yaatmak zere tasdik ve kabul
ettik.
1. ngiltere Kilisesinin zgr, hak ve imtiyazlar itibariyle dokunulmaz
olduunu teyit ediyoruz. Bu taahhde ylesine sadk kalnacaktr ki, baron-
larla aramzda kan ihtilaftan nce ve Efendimiz Papa III. Innocentn ona-
yna sunmak suretiyle, zgr irademizle bahettiimiz bu szleme, ngiltere
Kilisesi iin birincil nemi haiz ve vazgeilmez olduu anlalan seim z-
grlnn Kilisenin zgr iradesiyle alnd intiban yaratacaktr.
2. bu szlemeyle Krallmzn zgr insanlarna, kendimize, vris-
lerimize ve onlarn vrislerine sonsuza dek sahip olacaklar u imtiyazlar
bahediyoruz: Kontlarmz, baronlarmz veya dierlerinden herhangi biri
komutamzda askerlik yapt sre iinde lrse ve mirass reit yataysa
eski huzur hakk yasasna tabi olacak; bir dier ifadeyle, kontun vrisi veya
vrisleri tm kontluk sresi iin yz pound, baronun vrisi veya vrisleri
tm baronluk sresi iin yz pound, valyenin vrisi veya vrisleri tm
valyelik sresi iin en ok yz ilin, borcu daha az olan dierleri ise (tara-
fmza) daha az huzur hakk deyeceklerdir.
3. Sz konusu vris reit olmayp koruma altndaysa, miras reit olunca
alacak ve huzur hakk demeyecektir.
4. Reit olmayan mirasnn topraklaryla ilgilenen vasisi, bu topraklara
iyi bakacak; elde edilen rnlere ve alanlara zarar vermeyecek ve bu top-
raklardan makul oranda yararlanacaktr. ayet sz konusu toprak tarafmz-
ca bir erifin veya muhatap olarak kabul edebileceimiz bir bakasnn g-
zetimine emanet edilecek olursa ve bu ahs emanete zarar verirse (ondan)
zarar tazmin etmesi istenecek ve bu tazminat topraa nezaret etmek zere
setiimiz (baka) iki drst ve basiretli adama verilecektir. Eer bu gibi ara-
zileri satar veya bir bakasnn gzetimine verirsek ve o da topraa zarar ve-
rirse, yukarda belirtildii zere, karsnda muhatap olarak bizi bulacaktr.
5.Sz konusu vasi arazideki evlere, parklara, allara, gletlere, deir-
menlere ve araziyle ilgili tm dier eylere vesayeti sresince ve vesayetin
bir paras olarak iyi bakacak; vasisi olduu miras reit olunca, topra,
pulluk ve rn nakli iin gerekli arabalar ve topran kaldrabilecei makl
miktarda ara gerele birlikte teslim edecektir.
6. Mirasnn (olas) evlilii aleyhine konuulmayacak, evlilik km-
senmeyecek, evlenecek olmas halinde, bu durum, evlilik akdi gerekleme-
den nce mirasnn tm akrabalarna duyurulmu olacaktr.
7. Kocas ld iin dul kalan kadn kendisine evlilik nedeniyle den
miras gecikmeksizin ve zahmetsiz alacak, kocasnn ld gn kocasyla

371
BATIYA YN VEREN METNLER

birlikte sahip olduu menkul ve gayrimenkul varl zerinden (kraliyete)


hibir deme yapmayacaktr. Dul kadn kocasnn malikanesinde, kocasnn
lmn takiben krk gn sreyle kalabilir. Mirastan kendisine den pay
bu sre iinde alm olacaktr.
8. Dul kadn, ayet yeniden evlenmek istemiyorsa, evlenmeye zorlanma-
yacak; ama evlenmeye niyetlenirse bizim veya gvendii lordunun veya var-
sa gvendii bir bakasnn onayn alacana dair (bize) gvence verecektir.
9. Borlunun yeterli menkul olduu srece, borcu karlnda arazisi-
ne veya kira gelirine tarafmzca veya icra memuru tarafndan el konmaya-
cak; asl borlu borcu deyebilecek durumda olduu srece verdii teminat
haczedilmeyecektir. Teminatlar, eer asl borlu borcu deyebilecek durum-
da deilse devreye sokulacak, borcu veren bunun yeterli olmamas halinde
borlunun toprana ve kira gelirine sahip olabilecektir.
10. Her kim Yahudilerden bor alr ve borcunu deyemeden lrse ve mi-
rass reit deilse, sz konusu mebla zerinden faiz tahakkuk ettirilmeye-
cektir. Bor bize ait ise yukarda ifade edildii zere, borlunun sadece ta-
nabilir mlkne el konulacaktr.
11. Bir Yahudiye borlu olan biri borcunu demeden lrse, bu bor mi-
ras sahibi kars tarafndan denmeyecektir. len kii ardnda reit olmayan
ocuklar brakmsa, sahip olduu tanmazlarn kira gelirleriyle nce o-
cuklarnn ihtiyalar karlanacak; sz konusu bor, lordun pay hari, bu-
radan arta kalan miktarla denecektir. Bu, alacaklnn Yahudi olmad du-
rumlar iin de geerlidir.
12. Fiziksel varlmzn kefaret denmek suretiyle esaretten kurtarlma-
s, en byk olumuzun valyelie kabul treni ve en byk kzmzn ilk
evlilii hari, krallmzda Genel Meclis onay olmadka valyelerimiz-
den askerlik hizmeti karl vergi ya da katk paras alnmayacak; sz konu-
su durum iin sadece makul bir katk pay talep edilecektir. Londra (eh-
ri) iin denen paylar da bu erevede deerlendirilmelidir.
13. Londra (ehri) karada ve denizde sahip olduu tm imtiyazlara sahip
olmaya devam edecektir. Dahas, tm kentlere, arazilere, iftliklere ve liman-
lara da kendilerine has imtiyazlar bahedilecektir.
14. Krallmz Genel Meclisinin yukarda anlan durum dnda,
valyelerimizden askerlik hizmeti karl alnacak olan verginin mikta-
rn belirlemek zere toplanmas gerekirse, meclisin belirli bir gn ve yerde
toplanabilmesi iin en az krk gn nceden tm bapikoposlar, piskoposlar,
manastr barahipleri, kontlar ve byk baronlar mhrl mektubumuzla,
yksek mevki sahibi dier ehas, eriflerimiz ve dier grevlilerimiz aracl-
yla davet edileceklerdir. Sz konusu toplantnn gerekesi sz konusu ar

372
ORTA A DNCE VE PRAT

mektuplarnda aklanacak; toplant, arlanlarn hepsi gelmemi olsa bile,


katlanlarn gr ve nerileri dikkate alnmak suretiyle gerekletirilecektir.
15. Bundan byle kimseye oturduu mlk kullanma hakkna sahip olan
kiracsndan110, fiziksel varln kefaret demek suretiyle kurtarma dnda,
en byk olunu valye yapmak ve en byk kzn bir kez evlendirmek
zere ki, kendisine bu amala makul bir yardm yaplabilir, (parasal) yardm
bahetmeyeceiz.
16. Hi kimse valye creti ya da herhangi bir arazinin kiras karln-
da gereinden fazla hizmet vermeye zorlanamaz.
17. Medeni hukuk davalar bizim mahkememizde deil, muayyen bir
mahkemede grlecektir.
18. Writs of Novel Disseisin111, Mort dancestor112 ve Darrein Presentment113
davalarna ilgili lkelerin mahkemelerinde baklacaktr. yle ki, eer biz
lkemiz topraklar dndaysak, adli yargdan sorumlu en st dzey yargc-
mz her lkeye ylda drt kez yarg gnderecek; bu yarglar her lkenin bu
i iin seilmi drt valyesiyle birlikte bir jri oluturacak, yarglamalar o
lkede belirli bir yer ve gnde bu jri tarafndan yaplacaktr.
19. Davayla ilgili olarak belirlenen gnde sonu alnamazsa, sz konusu
jri sonu alncaya kadar o lkede kalacaktr.
20. zgr bir insan iledii kk bir su iin para cezasna arptrla-
mayacak, cezas suun byklne gre belirlenecektir. Byk su ile-
yen biri, suun vahameti (irenlii) orannda ve (mevcut) imknlar dikka-
te alnmak suretiyle byk para cezasna arptrlacaktr; tccar veya esnaf
da mallar (imknlar) gzetilerek para cezasna arptrlabilir. Merhameti-
mize mazhar olmu biri de yol paras hari, ayn ekilde para cezasna arp-
trlabilir. Sz konusu para cezalar, evredeki drst insanlar (sank lehine)
aksi ynde yeminli ifade vermedike affedilmeyecektir.
21. Kontlarla baronlar, suun vahametine bal olarak, sadece kendileriy-
le e dzeydeki insanlar tarafndan para cezasna arptrlabilir.
22. Bir din adam, ikametgh veya sahip olduu herhangi bir mlk ne-
deniyle para cezasna arptrlamaz; iledii herhangi bir suun vahametine
gre ve bir din adam olarak deeri gzetilmek suretiyle para cezasna arp-
trlabilir.
23. Bir kasaba veya kasabalnn yapt kprler veya baka yatrmlar,
hakl bir nedenle zorunlu olmadka haczedilemez.

110 Tenant: Mutasarrf anlamnda kullanlmakta.


111 Tahliye, evden karma, mal mlke el konmas ilam.
112 Ecdadn lm halinde toprak sahiplii vb. konusunda anlamazlk.
113 Yasal olarak bahedilen imtiyaz.

373
BATIYA YN VEREN METNLER

24. Hibir erif, polis memuru, sorgu yargc veya icra memurumuz
Tatan davac olamaz.
25. Tm ileler, hundredlar, wapentakeler ve trething114ler, kraliyete ait
araziler dnda, eski kira bedellerini aynen koruyacak, kira art yapmaya-
caklardr.
26. len birinin bize olan borcunun, eriflerimiz veya icra memurlarmz
tarafndan tevsik edilmesi kaydyla, len kiinin mal varl itibariyle borlu
hanesine yazlmas yasaldr. Sz konusu mal varl, bor deninceye kadar
hukukularn gzetiminde olduu gibi korunacak; vasiyet, bu borcun tahsi-
lini takiben kalan mal varl zerinden gerekletirilecektir.
27. ayet zgr bir insan vasiyetname brakmadan lecek olursa, mal
varl kilise gzetiminde ve borlar dikkate alnmak suretiyle, en yaknlar
ve dostlar tarafndan paylatrlacaktr.
28. Hibir polis veya icra memurumuz, mal sahibinin demeyi erteleme
ynnde iyi niyetli bir tutum iinde deilse, kimsenin hububatn veya her-
hangi bir maln parasn demeksizin alamaz.
29. Hibir polis memuru, bu ii bizzat kendisi yapmayacak veya becerikli
bir dier adama yatrmayacaksa ki, u veya bu nedenle yapamayabilir, kale
koruculuu cretini demedii iin bir valyeyi tutuklayamayacaktr. a-
yet (kendisi) tarafmzca askere alnacak olursa, komutamzda olduu srece
kale koruculuundan azat edilmi saylacaktr.
30. Hibir polis veya icra memurumuz veya bir dier memur kendi ihti-
yac iin zgr bir insann arabasn veya atn sahibinin onay olmakszn
almayacaktr.
31. Ne biz, ne de icra memurlar kendi kullanmmz iin veya bir baka
nedenle, bakasna ait keresteyi sahibinin onay olmakszn almayacaz.
32. Ar su nedeniyle hkm giyenlerin topraklarna tarafmzca, sa-
dece bir yl ve bir gn sreyle el konacak; bu sre sonunda toprak, cret
karlnda lorda devredilecektir.
33. imdilik, tm dalyanlar deniz kysnda deil, Thames ile Medway ve
ngilterenin tm dier nehirleri zerine ina edilecektir.
34. Proecipe ad verilen ve zgr bir insann davay kaybetmesine yol
aabilecek ileriye dnk mahkeme ilamlar, bundan byle kimseye verilme-
yecektir.
35. lkemizin her yerinde arap ve ale iin tek bir l, hububat iin de
tek bir l, yani Londra quarter115 kullanlacaktr. Boyal bez, diyelim kzl

114 eitli idari blge isimleri.


115 Quarter: 11.34 kg.

374
ORTA A DNCE VE PRAT

kahve rengi bez iin iki arna tekabl eden l kullanlacak, yani arlk
kadar uzunluk lleri de kullanlacaktr.
36. Bundan byle yaama veya bedene dair engizisyon ilam iin hibir
cret verilmeyecek ve alnmayacak; bu ilam, inkr edilmeksizin, cretsiz
bahedilecektir.
37. Eer biri bizim desteimizle derebeylik arazisi stnde tasarruf hak-
kna sahipse veya birka tr gayrimenkul varsa ve bir dier valyenin
arazisine de bakyorsa, sz konusu valyenin valyelik hizmet bedenlinin
buradan tahsil ediliyor olmas durumu hari, mirass veya arazisi himaye-
miz altnda olmayacaktr.
38. Bundan byle hibir icra memuru inandrc bir tank olmakszn her-
hangi birini dava edemeyecektir.
39. Hi kimse, nce kraliyet yasalar veya lordunun adil yargsna muha-
tap olmadan tutuklanmayacak, hapse atlmayacak, malna el konmayacak,
sulu ilan edilmeyecek, srgne gnderilmeyecek veya herhangi bir baka
biimde helak edilmeyecektir.
40. Hak ve adalet kimseden esirgenmeyecek, adalet geciktirilmeyecektir.
41. Tm tccarlar ticaret yapmak zere kara veya deniz yoluyla, gvenli
bir ekilde ngiltere dna kabilir, ngiltereye girebilir, ngilterede vakit
geirebilir veya ngiltereden transit gei yapabilir ve sava hali veya bizim-
le savaan bir lkenin tccar olmad srece, vergilerden muaf olarak yer-
leik gelenekler uyarnca alveri yapabilir. Bizimle savaan lkenin sava
baladnda lkemizde bulunan tccar, ngilterenin o lkedeki tccarna
nasl muamele edildii tam olarak renilinceye kadar gzaltna alnp, can
ve mal gvenlikleri salanacak; tccarlarmzn sz konusu lkede kt mu-
amele grmedii anlalrsa, onlar da lkemizde kt muamele grmeyecek,
gvende olacaklardr.
42. Gelecek dnemlerde herkes, bize olan balln korumas artyla,
kara veya su yoluyla ve gvenli bir biimde yurtdna gidip gelebilecek;
bu durum, sava hali, lke karlarnn sz konusu olduu ksa sreler,
mahkmlar ve sulular ve bizimle savaan lkenin yurttalar dnda, her-
kes iin serbest/yasal olacaktr. Tccarlarla ilgili durum yukarda aklan-
mtr.
43. Eer bir kimse mahlul116 sahibiyse ve bu, tpk Wallingford, Notting-
ham, Boulogne, Lancester ve elimizdeki dierleri gibi bir baronluksa ve
mahlul sahibi bu kii lrse, vrisi bize huzur hakk mahiyetinde hibir
ey demeyecei gibi, barona verdii hizmetin tesinde bir hizmette de bu-

116 Mahlul: Mirass olmayan kimsenin devlete kalacak olan mal.

375
BATIYA YN VEREN METNLER

lunmayacak ve biz sz konusu mahlule baronun sahip kt gibi sahip -


kacaz.
44. Ormanc olmayanlar, ormanla ilgili hukuki davalara bakan mahkeme-
lerimize, bundan byle, sadece arlrlarsa veya (kendisiyle ilgili) teminat,
kefaret gibi bir durum sz konusuysa katlacaklardr.
45. Kralln yasalarn bilmeyen ve bu yasalara tam anlamyla uyaca-
kansnda olmadmz kiileri yarg, vali, erif veya icra memuru olarak
atamayacaz.
46. ngiltere krallaryla szleme yapmak suretiyle veya sahip olageldik-
leri imtiyazla manastr kurmu olan tm baronlarmz, bu manastrlar bo-
ken kullanabileceklerdir.
47. Bizim dnemimizde orman haline getirilmi olan topraklar, bundan
byle aalandrlmayacak; bizim dnemimizde it evrilerek korumaya
alnm olan su havzalar, bundan byle itle evrilmeyecektir.
48. Bundan byle eyaletlerdeki ormanlar, ormanclar, avlaklar ve avlak
bakclar, erifler ve eriflerin altnda grev yapan memurlar, su havzalar ve
su havzas bakclar itibariyle kt alkanlklar/uygulamalar (gelenekler), o
eyaletin gvenilir insanlar tarafndan seilen on iki yeminli valye tarafn-
dan behemehal tespit edilecek ve bunu takip eden krk gn iinde, bir daha
eski haline dnmeyecek ekilde yrrlkten kaldrlacaktr; ve durum bize,
biz yurtdndaysak yarg makamna bildirilecektir.
49. Bize ngiliz yurttalarmz tarafndan teslim edilmi olan tm rehine-
lerin szlemelerini, bize sadakatle hizmet etmelerini salamak ve bar ko-
rumak iin feshedeceiz.
50. Gerard de Atheyesin yetki alanndaki blgeden akrabalarn kar-
tacaz ki, bundan byle ngilterede byle bir blge kalmasn. Ayn ekil-
de, Engelard de Cygony, Andrew, Peter ve Gyonu Chancery117deki grevle-
rinden alacak; Gyon de Cygony, Geofrey de Martyn ile erkek kardelerini,
Philip Mark ile erkek kardei ve kuzeni Geofreyi beraberindekilerle birlikte
iten uzaklatracaz.
51. lkemize, tebaamz taciz etmek zere, atl ve silahl giri yapm
olan tm yabanc kkenli valyeleri, okular, kiralk askerleri ve kleleri-
ni, bar tesis edilir edilmez krallmzdan kovacaz.
52. Eer bir kimse, kendisiyle yasal olarak ayn hak ve imtiyazlara sahip
olanlar tarafndan toprandan, atosundan, zgrlnden ve haklarndan
tarafmzca yarglanmakszn mahrum edilmise, bu durum derhal dzelti-
lecek; ayet sz konusu ahsn akln kurcalayan bir ey kalmsa veya bir

117 Adalet ve eitlik kurallarn uygulayan mahkeme.

376
ORTA A DNCE VE PRAT

itiraz varsa, konu, bundan byle yirmi beler olarak anlacak olan yirmi
be baron tarafndan zme kavuturulacaktr. Babamz Kral Henry veya
kardeimiz Kral Richard dneminde ayn biimde hakszla uram olan-
larn durumunu dzeltmek de bize der. Kendimize bu konudaki dileke-
leri incelemek ve soruturma yapmak zere hal seferine kmadan nce
hal askerlerine tandmz kadar sre tanyor; eer hal seferine km-
sak dner dnmez, kmamsak behemehal adaleti yerine getireceimizi
bildiriyoruz.
53. Adli tedbirler almak; babamz Henry ve kardeimiz Richard dne-
minde orman vasfn kaybeden topraklar aalandrmak veya mevcut or-
manlara aa dikme ilemini durdurmak; vesayetimize tevdi ettikleri kira-
lk arazilerin bakmyla ilgili hususlar dzene koymak; lordlar zerinde hak
iddia ettii iin tarafmza denmeyen manastr cretleri sorununu zmek
iin, kendimize yukarda anlan (ayn) sreyi tanyoruz. Tm bu sorunlar,
eer hal seferine karsak dner dnmez, kmazsak behemehal, adil bir
biimde zmleyeceiz.
54. Bir kadn, kocas hari, hibir erkein lm nedeniyle davac ola-
maz.
55. Tarafmzca uygulanan tm haksz ve yasad para cezalar ile dava
kaybedenlere lke yasalarna uygun olmayan bir biimde haksz yere veri-
len para cezalar kaldrlacak veya yukarda deinilen yirmi beliklerin
veya bunlarn nemli bir ksmnn kararna braklacaktr. Bu amala yapla-
cak toplantya, eer katlabilirse, Canterbury Bapiskoposu Stephen ile onun
uygun bulduklar arlacak; katlamazsa toplant onsuz yaplacak; ama sz
konusu yirmi be baronun bir veya birden fazlas grlecek olan davada
davac konumundaysa bunlar devre d kalacaktr, dava yeminli olarak di-
erlerince grlecektir.
56. ayet Galliler, yasal olarak ayn hak ve imtiyazlara sahip olanlar ta-
rafndan yarglamakszn ngiltere ve Gallerde mallarna el koymak sure-
tiyle tarafmzca mlkszletirmi ve imtiyazlarndan mahrum edilmilerse,
bu durum derhal dzeltilecektir. Doabilecek anlamazlklar Marchesde
mukim ve yasal olarak ayn hak ve imtiyazlara sahip olanlarca, sz konusu
mlk ngilterede ise ngiltere yasalar uyarnca, Gallerde ise onlarn yasala-
r uyarnca karara balanacaktr. Ayn durum tebaamzn Gallerdeki benzer
davalar iin de sz konusudur.
57. ayet Galliler, yasal olarak ayn hak ve imtiyazlara sahip olanlar ta-
rafndan yarglamakszn ngiltere ve Gallerde mallarna el koymak suretiy-
le babamz Kral Henry ve kardeimiz Kral Richard tarafndan mlkszle-
tirmi, imtiyazlarndan mahrum edilmise ve sz konusu mallar ayet bizim

377
BATIYA YN VEREN METNLER

veya bakalarnn elindeyse, bu durumu dzeltmek de bize der. Kendimi-


ze, bu konudaki dilekeleri incelemek ve soruturma yapmak zere, hal se-
ferine kmadan nce hal askerlerine tandmz kadar sre tanyor; eer
hal seferine kmsak dner dnmez, kmamsak behemehal adaleti ye-
rine getireceimizi bildiriyoruz.
58. Llewellinin olunu ve tm Galli rehineleri behemehal azat edecek;
bar srdrme amacyla bizlere verdikleri taahhtleri yok sayacaz.
59. skoya Kral Alexander ile kz kardeleri ve rehinelerin iadesi ve
kendi hak ve imtiyazlarnn ngiltere baronlarna bahedildii biimde ele
alnmas iin, skoyann mteveffa kral Williamn bize verdii imtiyazla-
ra ters dmemesi halinde, anlama yapacaz. Bu konuda karar, yasal ola-
rak kendisiyle ayn hak ve imtiyazlara sahip olanlar tarafndan bizim mah-
kemelerimizce verilecektir.
60. Krallmzda geerli klmak zere bahettiimiz yukardaki imtiyaz-
lar, gzetilmek ve yerine getirilmek zere sadece bize deil, meslekten olma-
yan tm din adamlar dahil, tebaamza aittir.
61. Krallmzn slah, baronlarmzla aramzdaki geimsizliin en iyi
ekilde giderilmesi ve bunun salayaca gven ve istikrar ortamndan teba-
amzn ilelebet yararlanabilmesi iin, Tanrnn rzasyla, aadaki gvence-
leri bahediyoruz: Krallmz baronlar kendi aralarndan uygun grdkleri
yirmi be kii seecek ve bu yirmi be baron, ibu ferman uyarnca bar
srdrmek ve korumak zere, tm gleriyle kendilerine bahedilen imti-
yazlara riayet edecek ve herkes tarafndan riayet edilmesini salayacaklar-
dr; bir dier ifadeyle, eer biz veya yarglarmz veya icra memurlarmz
veya dier memurlarmz veya emrimizdeki herhangi bir kimse, herhangi
bir durumda (bu balamda) ihmalkr davranr veya ibu gvenlik ve bar
kararlarnn herhangi birini ihlal eder ve bu durum sz konusu yirmi be ba-
rondan drd tarafndan tespit edilirse, (valyeler) bize gelmek veya yurt-
dnda bulunuyorsak bayargcmza gitmek suretiyle durumu bildirecek
ve behemehal dzeltilmesini talep edeceklerdir. Bu durum krk gn iinde
tarafmzca dzeltilmezse, sz konusu drt baron, vakay dier yirmi bir ba-
rona gtrecek ve yirmi beler, tm lkeyi de arkalarna alarak, maduri-
yet ortadan kalkncaya dek bize, kralieye ve ocuklarna ve halkmza zarar
vermemek kaydyla, gerekiyorsa kalelerimizi, topraklarmz ve mlkmz
elimizden almak suretiyle bize, bask dahil, ellerinden geleni yapacaklar;
durum dzeltildikten sonra bize kar yine eskisi gibi davranacaklardr. Her
kim sz konusu yirmi be barona itaat yemini etmek ister ve onlarla birlikte
hareket edip kendi gc orannda hizmet ederse, bunu yapmakta serbesttir
ve engellenmeyecektir.

378
ORTA A DNCE VE PRAT

62. Yirmi belere katlmak zere yemin etmek istemeyen tebaamz


mensuplarnn (sz konusu) ant imelerini salamak zere yasa karaca-
z. Yirmi be barondan biri lr veya yurtdna kar veya bize kar sz
konusu sorumluluklarn yerine getiremeyecek olursa, yirmi beler onun
yerine yeni birini seerek ant imesi salayacaktr. Yirmi beler yerine ge-
tirmekle ykml olduklar ileri grmek zere toplandklarnda kendi
aralarnda anlamazla derlerse ve bazlar arldklar halde toplan-
tya katlmaz veya katlamazsa, toplantya katlanlarn verdii karar, hepsi
katlmasna salam ve geerli addedilecektir. Yirmi belere bahedilen
dn ve imtiyazlar azaltmak veya geri almak anlamna gelebilecek her-
hangi bir baka eye (ynteme) bizzat veya bir bakas araclyla tevessl
edilmeyecek; byle bir eye tevessl edilmise onu yok sayp ondan yarar-
lanmayacaz. Tabiyetimizdeki din adamlaryla anlamazla dtmz
ilk gnden itibaren aramzda gelien husumet, kin ve garezi tmyle affe-
diyor; saltanatmzn on altnc ylnn Paskalya gnnden bar ve huzuru
tesis ettiimiz bugne kadar vuku bulan tm ihlaller iin din adamlarn
balyor; bunu teyiden, Canterbury Bapiskoposu Stephen Efendimiz,
Dublin Bapiskoposu Lord Henry ve nceden ad geen piskoposlarmz
ile Master Pandulpha gvence vermek zere hazrlanan icazet mektuplar
sunuyoruz.
63. Binaenaleyh, vasiyetimiz ve buyruumuz, ngiliz Kilisesinin zgr
olmas, bizlerin ve tebaamzn her yerde ve her konuda yukarda anlan tm
hak ve imtiyazlara bar iinde, tam anlamyla, ilelebet sahip olmasdr. Ba-
ronlarmz gibi bizler de ibu Fermanda anlan hususlara art niyet besle-
meksizin, iyi niyetle riayet edeceimize yemin ettik.
Saltanatmzn 17. ylnda, Hazirann 15. gnnde, Windsor ve Stains
arasnda Runingmede adl ayr, yukarda anlan ve dier pek ok tann
huzurunda tevdi edildi.
* Magna Carta or the Great Charter of King John, Directors of the Old South Work, 1896.

Kral X. Lous Yasalar*


Louis, Tanrnn inayetiyle Fransa ve Navarre118 Kral: Herkes unu bilsin
ki tebaamzn huzur ve bar iinde olmasn, mutlaka olmasn istiyoruz ve
istiyoruz ki, onlar ktlklerden, baskdan ve gereksiz aclardan uzak tu-
tacak, kendilerine tannm olan zgrlkleri, yasal imtiyazlar ve gemite

118 Kuzey Bask lkesinin, Fransada genellikle Basse olarak anlan bir blm.

379
BATIYA YN VEREN METNLER

nyargsz biimde tadn kardklar rf, det ve gelenekleri koruyup sr-


drecek bir dzen tesis edelim.119
Amiens ve Vermandois blgelerinin (bailwick) soylular, Aziz Louis d-
neminden beri seleflerimizin maiyetinden kt muamele grdklerinden
ikyetle, bugn de sknt ektiklerini sylemekte () gemite tadn -
kardklar rf, det ve geleneklerin yeniden tesisini iin ricac olmaktadrlar.
Bize sunduklar dileke ve yazlar gren sadk dostlarmz, erkek kardele-
rimiz, amcalarmz ve krallmzn piskoposlar ve baronlar ve meclisleri-
miz, Aziz Louisin tebaalar olarak gerei rendi ve sz konusu blgelerde
eskiden resmen uygulandn bildiimiz yntemlerin ne kadar iyi olduu-
nu anlad. Sz konusu soylulara ilan ederiz ki:
1. Vaki ikyetlerden hareketle ncelikle teyit ederiz ki, anlan blgele-
rin rf, det ve geleneksel uygulamalar itibariyle adaleti tesis etme hakkn
lord haizdir. Seargentlarmz, belirli davalar iin bizden aksi ynde emir
almadklar srece bu hakka sayg gsterecek, adalet datmaya tevessl et-
meyecek; bu emre uymamalar halinde cezalandrlacaklardr. Seargentla-
rmz ayrca grevlendirilmeksizin, lordun blgesinde gereinde dava ama
yetkisini haizdir, hatta amakla ykmldr. Taraflarn celbi, davann so-
nulanmas gibi eylere nezaret etmeye devam edecekler. () Celbe icabet
etmeyenlere mahkemeye olan sorumluluklar orannda ve yukarda anlan
rf, det ve gelenekleri dikkate alarak para cezas vereceklerdir. Bunun by-
le yaplmasn buyuruyor, bylelikle sz konusu geleneklerin korunmasn
istiyoruz. Aksi ynde davrananlar cezalandrlacaktr. ayet mal ve mlke
dair anlamazlklarn giderilmesinde yeni ikyetler sz konusu olursa, bu
davalara bizzat lordun bakmasn; bu hakkn kendisine teslim edilmesini ve
geerli bir neden olmakszn geri alnmamasn emrediyoruz.
2. Lordun veya tebaasnn aleyhine dorudan veya dolayl, yeni deliller
sunulursa, bunlar yarglama hakknn lorda bahedilmesini emrediyoruz.
3. ayet bir lord tebaasn yarglamadan nce ve fakat yarglama niyetiy-
le tutuklayp hapse atarsa () bu tutukluluk halinin kefalete imkn verme-
mesi halinde, (tutuklu) provost tarafndan lordun elinden alnamaz. ayet
lord adil bir yarglama yapma niyetinde deilse, tutukluyu kefalet karln-
da salvermekle ykmldr.

119 Bu metinde ad geen kraliyet grevlileri ve bunlarn grev alanlar yledir: Bailiff, belirli bir
blgede, yani bailiwickte ncelikle adli, sonra parasal ve idari konularla itigal etmek zere
kraliyet tarafndan atanan resmi grevlidir. Buna karn, provost adli ve idari ilerle ilgilenmek
zere igal ettii makam kraldan satn alan, dolaysyla makamn sunduu imknlar sk sk
istismar eden grevlidir. Sergeant kraln askeri veya idari ileriyle ilgilenen, ama zaman zaman
yarglama da yapabilen daha alt dzey bir grevlidir. Castellanlar kraliyet kaleleri veya atolar-
nn ynetimiyle ilgili grevlilerdir ve ihtimaldir ki, yargsal ve askeri yetkiyi de haizdir.

380
ORTA A DNCE VE PRAT

4. Sz konusu blgelerde provost mahkemeleriyle kale/ato mahkeme-


lerine sergeant atama ve bu grevlilerin herkesin nnde yemin etmesini
salama ve kendilerine itaat edilmesini talep etme hakk bailifflerindir. Ne
var ki, yasalarla ngrlenden daha fazla sayda sergeant olduu halde, pro-
vostlarmz daha fazla sayda sergeant grevlendirmeye alacak ve yine bir
sr deersiz ve gvenilmez insann kafasnn uurulmasna yol aacaklar-
dr120
5. ayet bailiff, provost, castellian ve dier yarglarmz adamlarn (yar-
glayacaklar insanlar) birleik mahkemeye arr ve bu adamlar haklarn-
daki yarg karar aklanmadan mahkemeden ayrlrlarsa, gyaben aleyhle-
rinde verilebilecek olan karar geerli olacaktr.
6. Soylularmz, provost olarak iyi insanlar atamamz, provost makamn
satmamamz, satacak olursak grevin en ok ylla snrlandrlmasn,
yln sonunda tekrar ayn insanlara satlmamasn istediklerine gre, her
eyden nce tarafmzca grevlendirilecek olan iki drst adamn blgenin
iki drst adamyla birlikte provostluk messesine dair tahkikat yapmasn
emrediyoruz; nk ayet yldr provostluk yapan biri kayda deer kt-
lk yapt halde, hl bu makam igal etmekteyse ki, durumun byle oldu-
u iddia edilmektedir, bunun nedeni saygdeer insanlarn ikyeti olma-
malardr. Sz konusu soruturmann genel olarak bu ve (dier) makamlar
igal edenler itibariyle de yaplmasn emrediyoruz. Ve bunun, provostluk-
lar satmaya devam etmemiz halinde yaplmasn; satmamaya karar verirsek,
(messesenin) soylularn dedii gibi yaplandrlmasn buyuruyoruz.
7. ayet herhangi bir bailiff, provost veya castellian veya sergeant herhan-
gi bir davada, herhangi birini mal veya mlkn elinden almak zere veya
husumet besledii iin hapse atar veya hapse atlmasna neden olur ve bu
suu kt niyetle iledii tespit edilirse, sz konusu mal veya mlk iade
edecek, hapse att insana ve mahkemeye verdii maddi zararn bedelini
deyecek ve iledii suun vahameti orannda cezaya arptrlacaktr.
8. Soylular, yasa bu hakk tandna gre, insanlarn bir dava vekiline
(avukata) bavurmakszn dava aabilmesini ve davac veya daval olarak
kendi savunmasn kendisinin yapabilmesini talep etmektedirler. Yerleik
dzen korunacaktr.
9. Soylular provost harlarnn ok yksek olduundan ikyetle provost,
sergeant ve adli soruturma yapan dier grevlilerin hizmet cretlerinin ta-
rafmzca tarifeye balanmasn talep ettiklerine gre, sz konusu blgelere
hkmet temsilcilerinin gnderilmesini emrediyor () bunun talep edildii
ekilde yaplmasn buyuruyoruz.

120 Bu satrlarn kt bir metnin, kt meali olduu aktr.

381
BATIYA YN VEREN METNLER

10. Soylular seleflerimiz tarafndan baslan eski paralara el konulmama-


sn, yeni paralarla birlikte kullanlmasn talep etmektedirler. Bizim veya
seleflerimizin bast paralara deer takdir edenlerin knanmasn emrediyo-
ruz, zira bu arlklarnn bedeli halkmzn srtna yklenecektir.
11. ayet herhangi birinin elinde bizim gnderdiimiz veya bizim mah-
kememizce verilmi bir mahkeme emri varsa, bu emir (uygun/doru) bir yar-
glama ortam tesis edilmeksizin yerine getirilmeyecek; sz konusu mahke-
me emrinin gerei aklselimle yerine getirilecektir.
12. Kimsenin yatp kalkt evin dnda mahkemeye celp edilememesini
istiyor; bunu emrediyoruz.
Yukardaki hususlarn her birinin yazld ekil ve tarzda () bizim ve
haleflerimiz ve ad geen soylular ile halefleri, kiliseler ve din adamlar ve
sz konusu bailiwick sakinleri iin tam anlamyla gzetilmesini, harfiyen
uygulamaya konmasn ve srdrlmesini ve bundan byle en ufak biimde
yozlatrlmamasn emrediyoruz. Bugnden itibaren Amiens ile Vermando-
is bailifflerimize ve bu blgelerdeki tm provostlarmz ve dier memurlar-
mza yukarda yazl talimatlara kaytsz artsz ve etkin biimde uymalarn;
bu konularla ilgileneceklerine ve sorunlarn stesinden geleceklerine, dier
sorumlularca da gzetilmesini salayacaklarna, hakl ikyetler sz konusu
olunca ikyetinin kaybn tazmin edeceklerine ve yol atklar tm hasarn
maliyetini deme pahasna alacaklarna dair, her greve atandklarnda
halkn nnde ant imelerini emrediyoruz.
Bu fermanmz, tm dier haklarmz mahfuz kalmak koulu ve bakala-
rnn haklarn korumak kaydyla, sorunun sonsuza dek zldn teyi-
den kendi mhrmzle mhrlyoruz.
Parisde, Tanrnn 1315 ylnn Mays aynda.
* Andre Artonne, Le mouvement de 1314 et les chartes provanciales de 1315, pp.171-175, Paris,
1912.

6. nsan Aklnn Kefettii Hakikatler ile Tanrnn Gsterdii


Hakikatler Arasnda Nasl Bir liki Vardr?
Aristonun akll insanlara cazip gelen yn, felsefenin teknik nitelikli sorularna
verdii cevaplarn birbiriyle balantl olmasyd. Mesela doaya dair grlerini bi-
lim kuramna dayandrmakta, ahlak ve siyaset konularndaki grlerini bile mantk
ve genel bilim teorisiyle ilikilendirmekteydi. Aziz Thomas Aquinas, bu sistematik
dnce tarznn, Yeni Ahitte doa ve insanoluna dair ima edilen sonsuz sayda

382
ORTA A DNCE VE PRAT

soruya da uygulanabileceini grd ve pagan Aristoculuu Hristiyan dncesiyle


sentezleyerek, bugn Thomizm olarak adlandrlan sistemi gelitirdi.
Pagan dncesini Hristiyan inancyla uzlatrmaya alan her Hristiyan dn-
rn karlat temel sorun, insan aklnn kefettii hakikatler ile Tanrnn gsterdii
hakikatler arasndaki iliki sorunuydu. Aziz Thomas Aquinas, Summa Contra Gen-
tiles adl eserinden alnan aadaki pasajda bu konuyu irdeler. zm, bilimsel
almann dinen kabul edilir bir ura olmasn salamtr.

Summa Contra Gentiles*


Aziz Thomas Aquinas

lahi Hakikat Hangi Yolla Bilinir, Anlalr Hale Gelir

Hakikatler farkl yntemlerle bilinir, anlalr hale getirildiine ve eitim-


li bir insan her konuda, ancak konunun nitelii izin verdii lde kanaat
gelitirebildiine gre -Boetius121un kaydettii zere- Filozofun dedii gibi,
sz konusu hakikatlerin bilinir, anlalr klnabilmesi iin ncelikle bunun
hangi yntemle yaplabileceinin tespiti gerekir.
imdi, Tanrya olan inancmz erevesinde iki tr hakikat var: Tanrnn
varl ve tek olduu gibi baz eyler doal mantkla kavranabiliyor -ki, bunu
filozoflar da aka kantlamtr- baz eyler ise, mesela Tanrnn ve bir
olduu, insan idrakinin tesinde.
zellikle belirli bir ilahi hakikatin, insanolunun zihinsel kapasitesini
at ok ak. Akln eylere dair edindii tm bilgi, ilkesel olarak, o eyin
zn bildii/kavrad anlamna gelir. Filozof bir eyin ne olduunun kant-
lanabilmesi gerektiini sylediine gre, bir eyi ne kadar bildiimiz onun
zn ne kadar kavrayabildiimizle doru orantldr. Dolaysyla, ayet in-
san akl belirli bir eyin, mesela bir tan veya genin zn kavramsa,
o eye dair hibir hakikat akln kapasitesi dnda deil demektir. Ne var ki,
Tanr ile ilgili olarak ayn durum sz konusu olamyor, nk insanolunun
akli kapasitesi, doas icab, Onun zn kavramakta yetersiz, nk bu ya-
amda akl yoluyla edindiimiz bilgileri, duyularmzla vastasyla ediniyo-
ruz ve duyularla alglanamayan eylerin ne olduunu kavrayamyor, bunlar
daha akll/duyarl insanlardan reniyoruz. Bize Tanrnn ve Tanrya dair
dier hakikatlerin ne olduunu retenler, ite bu akll/duyarl insanlardr

121 Boetius (475-525), Antik a dncesine dair ders kitab niteliinde almalaryla, Orta an
felsefi geliimine byk katk yapm bir dnr.

383
BATIYA YN VEREN METNLER

ki, bu da yukarda anlan ilkeye atfedilmelidir. Sonu olarak, insanolunun


akl baz ilahi hakikatleri kavrayabilirken, bazlarn kavrayamaz.122
nsanlarn zihinsel kapasitelerinin birbirinden farkl olduu bir gerektir.
Nitekim zihinsel olarak daha yksek alglama gcne sahip olanlar, zihinsel
olarak daha az alglama gc olanlarn -tpk taradan gelen bir hdn
felsefeyi kavrayamad gibi- asla alglayamadklarn alglayp kavrayabilir.
Meleklerin akli kapasitesi, insanolunun akli kapasitesine kyasla, en akl-
l filozofun, en eitimsiz insannkinden yksek olduundan da yksektir.
Bir melein Tanrya dair bilgisi, ok daha mkemmel bir nedene dayanr,
nk bu, melek iin doal bir bilgidir. Kapasitesi itibariyle ilahi akl, me-
leksi akln kapasitesini aar, nk ilahi akln kapasitesi ilahi olann zyle
edeerdir. Nitekim Kendinin ne olduunu ve Kendine dair nelerin bili-
nebileceini (anlalp kavranabileceini) en iyi Tanr bilir. Dolaysyla, bir
melek Tanrnn Kendine dair bildiklerini bilemedii, kavrayamad gibi,
insanolu da melein bildiklerini bilemez. Bir insan, tezlerini/iddialarn
kavrayamad bir filozofu yalanc ilan etmek suretiyle nasl kendini aptal
yerine koymu olursa, Tanrnn melekleri araclyla tezahr ettirdiklerin-
den kuku duymak suretiyle kendisini bir o kadar aptal yerine koymu olur,
nk Tanrnn tezahr akln tesinde bir olgudur.
te yandan, ne ok eyi bilmediimizi, bildiklerimizin ne kadar yetersiz
olduunu her gn yaayarak gryoruz. Duyularmzla alglayabildiimiz
pek ok eyin zelliklerini bilmiyor, kefedemiyoruz. Dolaysyla, insano-
lunun zihinsel kapasitesi ulvi ze dair hakikatleri kavramakta ok yetersiz.
Filozof da ayn grte ve diyor ki, yarasann gzlerinin gn kar-
sndaki durumu neyse, ruhumuzdaki aklmzn eyler iinde doalar gerei
en apak olanlar karsndaki durumu odur.123
Bu geree Kutsal Yazlar da tanklk eder: Tanrnn derin srlarn an-
layabilir misin; Her eye Gc Yetenin snrlarna ulaabilir misin? 124 Ve
Tanr yle byktr ki, Onu anlayamayz.125 Ve Bilgimiz de, peygamberlii-
miz de snrldr. 126
Dolaysyla, aklmz almasa da, Tanrya dair sylenen her eye,
Manichean127lar ve dier imanszlar gibi, hemen yalandr dememek gerekir.

122 Bu paragraf Efltunun grleriyle kyaslaynz.


123 Aristo, Metafizik, Kitap 2.
124 Kitab- Mukaddes, Eski Ahit, Eyp 11:7.
125 Kitab- Mukaddes, Eski Ahit, Eyp 36:26.
126 Kitab- Mukaddes, Yeni Ahit, 1. Korintler 13:9.
127 nc ve Beinci yzyllar arasnda rabet bulan ve Zerdtlkten esinlenip hem Allaha hem
eytana inanan bir mezhep mensuplar.

384
ORTA A DNCE VE PRAT

lahi eylerin Akl Yoluyla Ulalabilecek Gereklerinin nsanoluna


Bir nan Unsuru Olarak Sunulmasna Dair

O halde, Tanrya dair kavranabilir, anlalabilir eyler muzaaftr: Biri akl


yoluyla kavranp anlalabilenler, dieri her trl zihinsel kapasitenin te-
sinde olup kavranamayanlar ki, her ikisi de birer inan sorunu olarak insa-
nolunun nne Tanr tarafndan konulmutur. Ola ki bunu birileri gryor
ve akl yoluyla eriilebilir olana olaanst zellikler atfedip inan nesnesi
yapmann yararsz olduunu dnyordur, nce akl yoluyla ulalabilir
olan hakikatleri gstermeliyiz. imdi, hakikati sadece akl yoluyla aratr-
mann sonular itibariyle sakncas vardr. Biri, ok az sayda insann bu
amaca ulaabilecek olmasdr, zira titiz ve iyi bir aratrmann meyvelerini
toplamalar nedenle engellenir. Bazlar mizalar elvermedii iin, baz-
lar, hatta ou doutan hevessizdir ve ne yapsalar insanolunun ulaabi-
lecei en yksek bilgi seviyesine, yani Tanr bilgisine ulaamazlar. Bazlar
dnyevi (zamansal) ilerle de meguldr, oysa dnsel ura adanmay
gerektirir. Bazlar da tembeldir. Oysa akln izin verdii oranda Tanr bil-
gisine ulaabilmek iin, pek ok ey hakknda nceden bilgi sahibi olmak
gerekir. Nitekim neredeyse tmyle Tanry anlamaya dnk olan felsefede,
ilgi alan ilahi eyler olan metafizik, zerinde allmas gereken son konu-
dur. Netice itibariyle sz konusu hakikate ulamak zahmetli bir almay
gerektirir ve pek az insan bilgi akna ki, bu ak insanolunun zihnine Tanr
tarafndan ilenmitir, buna katlanmaya razdr.
kinci dezavantaj, hakikati kefetmek zere ok uzun sre altktan
sonra bile, yaplan kefin ne denli doru bir keif olacann mehul olmas-
dr. nk bu hakikat ylesine derin bir hakikattir ki, insanolu akl yoluyla
bunu ancak uzun bir altrma srecinden sonra kavrayabilir ve yukarda
belirtildii gibi, bu da ok iyi bir n hazrln yaplmasn gerektirir. te
yandan, genken tutkuyla oradan oraya savrulan akln, bylesi ulvi bir haki-
kat bilgisini kavramaya uygun olmamasdr, zira Filozofun belirtildii ze-
re, ruh doal sarsntdan (sonra) kendine geldiinden (dinginlik kazand-
ndan) tr, kii dnceli-akl banda ve bilgili olur.128 lahi hakikate
ulamann tek yolu akl yrtmek olsayd, insanolu karanlktan kamazd,
nk insan mkemmel bir varlk yapan ilahi bilgi, sadece birka kiiye, o
da ok sonra nasip olurdu.
nc dezavantaj insan aklnn yapt aratrmann pek ok gerek d
(yalan) bilgiye ak olmasdr. u nedenle ki, insan akl fantezilerden, ku-
runtulardan muzdariptir; zellikle de bilge olarak vasflandrlan insanlarn

128 Aristo, Fizik 7. Kitap.

385
BATIYA YN VEREN METNLER

birbirinden farkl eyleri savunduklarn duyunca gz nndeki (tezahr et-


mi bulunan) gereklerden bile kuku duymaya balar. Dolaysyla ilahi ey-
lere dair hakikat, insanoluna inan yoluyla sunulmaldr.
Nitekim ilahi akl, akln aratrp bulabilecei eyler bile birer inan un-
suru olmaldr ki, Tanr bilgisi kolayca paylalabilsin, kimse pheye d-
mesin diye buyurur:
Bunun iin unu sylyor ve Rab adna sizi uyaryorum: Artk teki
uluslar gibi bo dncelerle yaamayn. Onlarn zihinleri karard. Bilgi-
sizlikleri ve yreklerinin duygusuzluu yznden Tanrnn yaamna
yabanclatlar.129

Akln Aratrma Yoluyla Ulaamayaca Hakikatlerin Birer nan So-


runu Olarak nsanolunun nne Tanr Tarafndan Konulmu Olmasna
Dair

Bazlarmz, akln kefedemeyecei eylerin insanolunun nne birer


inan unsuru/sorunu olarak, Tanr tarafndan konulmu olmasn yadrga-
yabilir, zira ilahi akl her eye doasnn kaldrabilecei kadarn verir. Dola-
ysyla akl yoluyla kavrayamadmz halde, Tanrnn bize sunduu eyleri
birer inan unsuru olarak kabul etmeliyiz.
Zira kimse nceden bilmedii bir eyi renme istei duymaz. Tanr
insanoluna insani zaaflarn yenerek, bu yaamda daha iyiye ynelmeyi
buyurduu iindir ki, baz eyleri onun daha stn bir yaama heves edip
kendini aabilmesini salamak zere saklar. Bu, ruhsal ve ebedi salah vade-
den Hristiyan dini iin zellikle sz konusudur. Nitekim Hristiyanlk her
trl tahayyl aan gzellikler nerirken, eski yasa daha ziyade dnyevi
(zamansal) vaatlerde bulunmaktadr. te yandan, insanolunun dnyevi
hazlardan uzaklaarak erdemli bir yaama ynelmesi iindir ki, filozoflar
duyusal hazdan daha deerli eylerin olduunu gstermek zere kendilerini
derin dnceye adar.
Bu hakikatin bir inan unsuru/sorunu olarak insanolunun nne kon-
mu olmas, Tanry daha iyi tanmas iin (de) olsa gerek. nk ilahi zn
insanolunun doal bilgi kapasitesi ve tahayylnn tesinde olduunu an-
cak bu ekilde anlayarak, Tanry gerekten tanr ve Ona inanabiliriz.
Bunun bir dier avantaj da hatann msebbibi olan varsaymlarn geer-
liliini tartabilmektir. Zira baz insanlar akl yoluyla her eyin doasn bi-
lebileceklerini ne srerek gzle grnen eylerin doru/gerek, grmedik-

129 Yeni Ahit, Pavlustan Efeslilere Mektup 4:17-18.

386
ORTA A DNCE VE PRAT

lerinin yanl/gerekd olduunu iddia etmektedir. Tanrnn insan akln


aan hakikatleri birer inan unsuru/sorunu olarak nmze koymasnn bir
dier nedeni de insan aklnn bylesi varsaymlardan kurtulmas ve hakikati
alakgnlllkle aratrabilmesi iin olsa gerek.
Ayn durumun bir baka avantajn da u szlerde buluruz. Simonides130
adl biri, insan insani eylerin tadn karmal, lml eylerin diyerek,
insanolunun akln dnyevi ilere verip Tanrya aldr etmemesi gerek-
tiini syleyince, Filozof kar kar ve der ki, insan elinden geldiince
lmsz ve ilahi olan eylere adanmaldr. Filozof unlar da syler: Daha
yksek varlklar ok az alglayabilsek de onlar algladmz kadaryla bile
bizler iin daha aa varlklara dair bildiklerimizin tmnden daha deerli
ve geerlidir131; gksel varlklar hakkndaki sorulara olas zmlerle ksack
cevaplar verilince, duyanlar he nedense pek sevinir.132 Btn bunlar unu
gsterir ki, yksek varlklar hakkndaki bilgimiz ne kadar yetersiz olsa da,
ruha byk mkemmeliyet kazandrr.
Nitekim kaytldr ki Tanrnn kendisini sevenler iin hazrladklarn
hibir gz grmedi, hibir kulak durmad, hibir insan yrei kavrama-
d. Oysa Tanr Ruh araclyla bunlar bize aklad, nk Ruh her eyi,
Tanrnn derin dncelerini bile aratrr. nsann dncelerini, insann
iindeki ruhundan baka kim bilebilir?133()

Akln Ulat Hakikatin Hristiyan nancnn Hakikati le elimedi-


ine Dair

Hristiyan inancna dair sz konusu hakikat insann zihinsel kapasitesini


aar, ama insanolunun iine doal olarak nakedilmi olan saduyu, bu
hakikate kar koyamaz. Doann bu hikmeti o kadar sahicidir ki, yanldn
sylemek imknszdr. nanc yok saymak yasalara da uymaz, nk Tanr
tarafndan doruland gayet aktr.
Ayn ekilde; mridin aklna hocas tarafndan nakedilmi olan bilgi,
hocann aklndaki (ilahi) bilgidir, doru olmadn iddia etmek bu yzden
yanltr. Doal olarak bilinen ilkeler iimize Tanr tarafndan nakedilmi-
tir, nk doann mellifi Tanrnn ta Kendisidir. Bu ilkeler ilahi Akln da
bir parasdr. Dolaysyla, iman yoluyla edinilen eyler, doal olarak bildik-
lerimizle ters dmez.

130 Simonides ( M 556-469 ), Eski Yunanda genlik dnemlerinden balayarak mzik ve iir ile
ilgilenmi bir air.
131 Aristo, De Animal, II.
132 Aristo, De Caelo et Mundo, II.
133 Yeni Ahit, Pavlustan Korintlilere 1. Mektup 2:10-11.

387
BATIYA YN VEREN METNLER

Dahas, kart grler hakikat bilgisine ulama abamz rseler. ayet


Tanr zihnimize birbirine zt fikirler naketmi olsayd, hakikat bilgisine
ulamakta zorlanrdk. Nitekim byle bir tutum Tanrya atfedilemez.
Doal olan eyler, doa var olduu srece deitirilemez. Dolaysyla,
Tanr, insanolunun iine doal bilgiye ters den bir fikri veya inanc nak-
etmi olamaz.
Nitekim Havari yle der: Tanr sz sana yakndr, aznda ve yrein-
dedir te duyurduumuz iman sz budur.134
Bu Augustin tarafndan da dorulanmtr: Tezahr eden hakikat, Eski
veya Yeni Ahit, kutsal kitaplara asla aykr olamaz.
Btn bunlardan u sonuca varabiliriz ki, din retisine ters dt id-
dia edilen argmanlar doann apak ilkelerini grmezden gelen argman-
lardr. Bu argmanlarn kantlanamyor olmas, afak olduklarna iarettir ve
dolaysyla rtlebilir.

Akln Dinsel nanla likisine Dair

nsan aklnn bilgi kaynann duyusal olarak alglad eyler olduunu


-ki, bunlar Tanrnn izini tar- tekrar hatrlamakta yarar var. Ne ki, bu bil-
gi Tanrnn zn aka gsteremeyecek kadar yetersizdir ve kusurludur.
Tpk hareketi bir baka hareketin mmkn kld gibi, sonular biime/
usule bal olarak nedenlerini andrr; ve sonu her zaman nedenle bire bir
benzemez. Dolaysyla, akl, hakikat bilgisine dinle adapte olur ki bunu en
iyi ilahi z grebilenler bilir, ama onu sz konusu hakikat kantlanma-
sna anlamakta yine de yetersiz kalr. Argmanlar akl iin ne kadar yeter-
siz olursa olsun, kavradn iddia etmedii, bundan dolay kibre dmedii
srece bunlarla uramasnda yarar vardr; zira en yce eyleri grebilme
kapasitemiz zayf ve yetersiz olduuna gre, sylenenlerden hareketle bir an
iin bile grsek iyidir.
Nitekim bu gr destekle ve sz konusu hakikatle ilgili olarak Hilary135
yle der: Btn bunlara inanarak yola k, azimle devam et ve aama kay-
det; oraya ulaamayacan bildiim halde, kaydettiin aama beni sevindi-
recektir. Zira kim ki, kendini sonsuzlua adar, asla bulamayacak olsa da onu
zikrederek ilerlemi olacaktr. O srra burnunu sokma, sonsuzun douuna
dair srla urama, anlamann en st noktas olan kavradn sanma, ama
baz eyleri anlayamayacan anla.

134 Yeni Ahit, Pavlustan Romallara Mektup 10:8.


135 Hilary of Poitiers, De Trinitate.

388
ORTA A DNCE VE PRAT

7. Devinim Nedir?
Bilimsel aratrmann felsefi temelleri Byk Albert ile Aziz Thomas Aquinas tara-
fndan atlm olsa da doa olaylarna duyulan ilgi ok daha eskilere dayanr. 1000.
yl kuann mensuplarndan Gerbert (sonradan Papa II. Sylvester) Arap matematii
ve astronomisi renmek iin spanyaya gider. On kinci yzylda Chartes Kated-
ral Okulunun bilim adamlar, Yaratl daha iyi anlayabilmek iin Efltunun Timae-
us136unu ve Araplarn almalarn incelerler. Yine On kinci yzylda, ok sayda Yu-
nanca ve Arapa eser, Latinceye evrilirken, bilim adamlar Bat Avrupada Latinceye
evrilmemi kitaplara eriebilmek zere Sicilya, spanya ve stanbulun yolunu tutar.
On nc yzyln balarnda, Yunan dnrlerinin mantk, fizik, tp, astronomi
ve matematik alannda yapt belli bal iki yz akn alma, Latinceye evrilmi
durumdadr ve niversitede okutulmaktadr. Bin yllk nispi ataletten sonra, Paris ve
Oxford niversiteleri bilimi Antik an brakt yerden alp doann srlarn kefet-
mek zere, adeta yeni bir saldr balatrlar.
Bat tarihinin kaydettii en byk baarlarndan biri olarak ne kan bu giriim,
Antik ada yazlm eserlerin incelenmesiyle snrl kalmayacaktr. Bilim adamlar-
nn ou, Aristonun Fizikine eletiriler yazmakla yetinseler de, zgn almalar
da yaplacaktr. Nitekim Maricourtlu Peter, On nc yzylda manyetizmaya dair
deneye dayal bir kitap yazm, ayn yllarda Freidburglu Dietrich gkkuana dair
bilimsel deeri haiz bir kuram gelitirmeyi baarmtr. Doay kefetmeye alan
bu insanlar, bir yandan da kendi bilimsel yntemlerini gelitirir. Bugn bilimsel yn-
tem olarak tanmladmz ve ngiliz piskopos Robert Grosseteste tarafndan geli-
tirilmi olan metodoloji, Orta an en byk bilimsel keiflerinden biri saylr. Orta
a bilim adamlar deneyselcilik (ampirisizm) ve zeletirinin tesinde, matematik
alannda da gelime kaydeder. On nc yzylda Arap rakamlar artk epey yaygn
biimde kullanlmaktadr ve hesap yapmak kolaylamtr; zellikle Paris, Oxford ve
Cambridgedeki bilim adamlar, doann grnr gereklerini matematiksel terim-
lerle aklamaya alr.
On nc yzyln matematiksel fizikilerinden biri olan John Buridan (1296
1366) aadaki anlamas zor metinde, Antik ve Orta a fiziinin geleneksel ilgi
alanlarndan olan hareket sorununu tartmaktadr. Soruyu gndeme getiren ilk bil-

136 Efltunun Timaeus ve Critias adl dialoglar Atlantisin mevcudiyetinden kesin olarak bahse-
dilen tek yazl kaytlardr. Diyaloglar, Sokrat, Hermo Crates, Timaeus ve Critias arasnda geer.
Timaeus ve Critias, Sokratn ideal toplumlar hakknda yapm olduu bir konumaya hayal
rn olmayan gerek bir hikye ile katlmaya karar verirler. Hikye, Efltunun 9000 yl nce-
sinde Antik Atina ve Atlantis arasndaki sava hakkndadr. Uzak gemie ait bilgiler Efltunun
Atinada yaad zamana kadar unutulmu, Atlantisin hikyesi Solona Msrl rahipler tara-
fndan aktarlmtr. Solon hikyeyi Dropese yani Ciritiasn byk byk babasna aktarmtr.
Critias hikyeyi kendisiyle ayn ismi tayan bykbabasndan renmitir.

389
BATIYA YN VEREN METNLER

gin, aslnda Aristodur. Aristodan sonra gelen limler, ya onunla hemfikir olmu
-ki, genellikle byledir- veya kart kuramlar gelitirmilerdir. Buridan, Aristo ile ayn
grte olmayanlardandr ve sorunu ele al tarzyla, kendisinden drt yz yl sonra
bu alanda matematiksel formller gelitirecek olan Newtona giden yolu aar.

Aristo Fiziinin Sekiz Kitabna Dair Sorular*


John Buridan
1. KTAP VIII, SORU 12. Elin frlatt bir cismi, frlatann elinden ktk-
tan sonra devindiren hava mdr, deilse nedir diye soruluyor.
Hava tarafndan devindirilmedii, nk havann blnmek suretiyle
devindirmekten ziyade diren oluturduu iddia ediliyor. Cisme ilk hare-
keti verenin cismin evresindeki havay da harekete geirdiini, cismin bu
sayede belirli bir mesafeyi kat ettiini, yani devindiricinin hava olduunu
iddia ederseniz, cismin neden bir noktada devinimsiz kaldn aklaya-
mazsnz.
Aristo, Fizik adl almasnn IV. Kitabnda bunun tersini iddia ediyor
ve diyor ki, Atlan nesneler atan ona dokunmad halde devinmeyi sr-
dryor. Bu ya kimilerinin ne srd gibi bir tepki yznden ya da hava
itildii iin atlan cismi kendi doal yerine gtren devinimden daha hzl
bir devinimle itiyor, bundan.137 Ayn iddia, yedinci ve sekizinci kitaplar ile
De caelonun (Gkyz zerine) nc kitabnda da var.
2. Bunun ok zor bir soru olduunu dnyorum ve bana sanki Aristo
tarafndan da iyi zmlenmemi gibi geliyor. nk u iki fikri ne srmek-
te: Bunlardan antiperistatis olarak adlandrd birincisi, cismin bulunduu
yerden hzla ayrldn ve ardnda brakt boluu, bolua izin vermeyen
doann ayn hzla havayla doldurduunu ve cismi bir yerden dierine bu
sreci tekrarlamak suretiyle devindirenin hava olduunu ima ediyor Ama
sorunun zm bir yana, bu aklamay, birok deneysel almadan hare-
ketle kayda deer bulmuyorum
Sz konusu deneylerin ilki smiths mill ve topa138 (rn. tekerlek) dair.
Her ikisi de uzun sre dner, ama olduu yerden ayrlmaz, yani olduu
yerden uzaklamaz. Dolaysyla, bunlarn hava tarafndan devindirildii
sylenemez.

137 Aristo, Fizik, Kitap IV, Yap Kredi Yaynlar, 2005, s.169, eviri: Saffet Babr.
138 Burada metal iiliinde kullanlan smiths mill adl bir alete ve stnde yer ald anlalan top
adl topa diyebileceimiz bir parasndan sz edilmekte. (.n.)

390
ORTA A DNCE VE PRAT

kinci deney yle: Koni eklindeki arka ucu n kadar keskin olan bir
mzrak, arka ucu keskin olmasa da atldnda hzla yol alr. Anlalabilecei
zere, havann mzran keskin arka ucunu bylesine hzl yol alabilecek
ekilde itmesi mmkn deildir.
nc deney yle: Nehrin akntsna kar hzla yol alan bir tekne akn-
t kesildikten sonra bile hemen durmad gibi uzun sre yol almaya devam
eder; dahas teknenin stnde duran bir denizci kendisini arkadan itiliyor
gibi hissetmez. Diyelim ki, tekne hububat veya kereste ykl ve denizciler
de bu ykn arka ksmnda durmakta. ayet tekneyi iten, yani hareket etti-
ren g hava olsayd, denizcilerin de sz konusu yke doru itilmeleri gere-
kirdi. Yaplan deneyler, bunun byle olmadn gstermekte.
3. Aristonun bir baka gr, devindiricinin devindirdii cisimle bir-
likte (ayn anda) evresindeki havay da harekete geirdii ve cismi, onun-
la birlikte hzla hareket eden bu havann hareket ettirdii. Aristoya gre cis-
mi atld yerden durduu yere kadar iten hava ayn hava deildir; cisim
yol alrken harekete geen hava yol boyunca evresindeki havay da hareke-
te geirir ve cisim bylece ilerler. Yani birinci hava cismi ikinci havaya, ikin-
ci hava ncye iter vb. Aristo unu demek istemektedir: Devindirici tek
deildir, birden oktur; hareket devaml/kesintisiz deildir, birbirini izleyen
veya bitiik etkenlerden oluur.
Bu gr de bana ayn derecede imknsz grnyor, nk smiths mill
veya topun onlar harekete geiren el geri ekildikten sonra neden dnme-
ye devam ettiini aklayamyor. Smiths mill, evresindeki havay, diyelim
bir bezle kesseniz bile uzun sre dnyor. Dolaysyla, devindiricinin hava
olduunu syleyemeyiz.
Ayn ekilde, bir tekne, ekiciler ekmeyi braktktan sonra uzun sre yol
almaya devam ediyor. Onu hareket ettiren hava olamaz, nk tekneyi bezle
sarsanz ve evresindeki havay kesseniz bile hareketine devam eder. Hare-
ket ettiren hava olsayd, teknenin stndeki yk de ne doru hareket eder-
di. Oysa bunun tersi sz konusu; yk, evredeki hava diren gsterdii iin
teknenin arka ksmna kayar.
Ayn ekilde, ne kadar hzl hareket ederse etsin, hava blnr/yarlr. Ni-
tekim havann bir makine veya mancnk tarafndan frlatlan be yz kilo-
luk bir kayay hareket ettiremeyecei de aktr.
Elinizde bir ta olmasa da, bir el hareketiyle evredeki havay belirli bir
hzla, belirli bir mesafeye kadar hareket ettirebilirsiniz. Hava kendi vektrel
hz nedeniyle bir taa hz kazandrabilseydi, o zaman ben, diyelim havay
size doru hzla itsem, siz de tpk bir ta gibi harekete geebilirdiniz. Ama
bu mmkn deil.

391
BATIYA YN VEREN METNLER

Bu mmkn olsayd, bir ku tyn bir akl tana kyasla ok daha


uzak bir mesafeye frlatabilir veya ayn byklk ve ekilde olmas kaydy-
la, daha hafif olan bir eyi, daha ar olandan daha uzaa atabilirdik. Yap-
lan deneyler bunun byle olmadn gsteriyor. Hava hareketinin bir ku
tyn, daha ar bir eye kyasla, daha uzak mesafeye tayamad ak
4. Dolaysyla, diyebiliriz ki, tan veya frlatlan herhangi bir cismin iin-
de onun hareket etmesini salayan bir baka etken var. Bunu byle grme-
nin, cismi havann hareket ettirdii grne dnmekten ok daha doru
olduu kansndaym, zira hava devindirmekten ziyade, devinime diren
gsterir gibi duruyor. Bana yle geliyor ki, hareket eden bir cismi hareket
ettiren g, cismin iindeki bir etken veya onu hareket ettiren itici gce bal
olarak, cismi aa yukar veya bir yandan dierine veya dairesel olarak ha-
reket ettirebiliyor. Hz, devindirenin gc ve devinen cismin iindeki itici
gce bal. Devindirici hareketsiz kalsa bile cismin devinmeye devam et-
mesinin nedeni, cismin iindeki itici g. Ne ki, bu itici g cisim hareket
halindeyken hava ve yer ekiminin etkisiyle azalp hz kesiyor ve cismi y-
lesine yavalatyor ki, cisim yer ekimine kaplp dyor.
5. Neden bir ta, bir ku tynden ya da bir avu dolusu demiri, bir avu
dolusu ynden daha uzaa frlatabileceimi bilmek isteyen varsa, bunun ne-
deninin maddenin zellii olduunu syleyebilirim. Yapsal olarak youn ve
ar bir cismin ivmesi, eit artlar altnda, yapsal olarak younluu dk
ve hafif bir cismin ivmesinden daha byk. Mesela bir ku tynn ivmesi
o kadar az ki, yer ekimine yenik dyor. Ayn ebat ve biimdeki bir odun
paras ile demir eit gle frlatldnda, demir daha uzun bir mesafe kat
ediyor, nk ktlesi daha youn. Benzer bir biimde, yarm kiloluk veya bir
kiloluk bir ta, yz gramlk bir tatan daha uzak bir mesafeye frlatlabiliyor,
nk yz gramlk tan ktlesi o kadar kk ki, ksa srede yer ekimine
yenik dyor.
6. Bu kuram, belirli bir ykseklikten serbeste aaya doru den bir
cismin neden hz kazandn da izah eder. Cisim, daha batan itibaren sade-
ce yer ekiminin etkisiyle hareket etmektedir. Dolaysyla, balangta hz
daha dktr, ama dtke ktlesel zellii ve yer ekimi gcyle dme
hz artar.
Bu bize uzun mesafe atlamak iin neden nce kotuumuzu da aklar.
Atlamadan nce komak suretiyle kazandmz ivme, daha uzun mesafe at-
lamamz salar. Nitekim bu sre iinde koucu, bir itici g olarak havay
srtnda hissetmedii gibi, bir diren unsuru olarak gsnde hisseder.
ncil, gksel cisimleri akln hareket ettirdiini sylemediine gre, diye-
biliriz ki, bu ynde akl yrtmenin anlam yoktur, nk dnyay yaratan

392
ORTA A DNCE VE PRAT

Tanr, kinattaki cisimleri/kreleri istedii ekilde yerletirmi ve bunu ya-


parken onlara yle bir ivme bahetmitir ki, ancak birbirleriyle etkileim
yoluyla ve Onun uygun grd biimde hareket ederler: Tanr yedinci
gne gelindiinde yapmakta olduu ii bitirdi. Yapt iten o gn dinlendi.
Yapt ii kutsad ve onu kutsal bir gn olarak belirledi. Tanr o gn yapt,
yaratt btn ii bitirip dinlendi.139 Ve gksel cisimlere/krelere verdii bu
ivme sonradan azalmad, bozulmad, nk buna yol aacak bir eilim veya
kar duracak bir baka g yoktu.
Pek emin deilim, ama ben yine de bu konuda ilahiyatlara danp, b-
tn bunlarn nasl gerekletiini onlardan renmeye alacam. ()
(...) Tpk bir k kaynandan yaylan n engelle karlanca geri
yansmas gibi, engelle karlaan ivme de geri yansr/tepkir. Ancak daha
byk ve daha uzun sreli tepkimelerin baka nedenlere de bal olduu bir
gerektir. Mesela, elimizle yerde sektirdiimiz bir top, bir taa kyasla, yere
arptktan sonra daha yksee tepkir/zplar, oysa yksekten den bir ta,
topa kyasla daha hzl der. Bunun nedeni birok eyin zorlamayla kvrla-
bilir veya isel olarak sktrlabilir olmasdr ve bu nedenle, doal olarak ve
hzla baladklar yere/noktaya dnerler. Bu geri dn srasnda, ok ve yay
rneinde olduu gibi, bitiik olduklar bir baka eyi (yay) hzla itebilirler.
Sektirme srasnda yere arpan top da isel olarak skt iin tepkir ve tek-
rar yukar srar. Yukardan aa doru hareket ederken ivme kazanmtr
ve bu ivmeyle yukar tepkir/srar.
Ayn ekilde, gergin bir cider140 teli de perksyon etkisiyle uzun sre tit-
reir. Bu yle gerekleir: Tele hzla ve ard ardna ayn ynde vurulun-
ca, tel her defasnda hzla normal pozisyonuna dner, ama kazand ivme
nedeniyle normal pozisyonunu geip ters yne gider ve yine geri dner ve
bunu birok kez tekrarlar. Bu ngrak iin de sz konusudur.
O halde, sorunun izah budur. Daha akla yatkn bir aklamann kefi,
beni ancak mutlu edecektir. te bu kadar!
* Marshall Clagett, The Science of Mechnics in the Middle Ages, University of Wisconsin Pres, 1959,
pp 532-538.

139 Kitab- Mukaddes, Yaratl, 2:2.


140 Kanun benzeri bir alg.

393
BATIYA YN VEREN METNLER

Summa Theologica*
Aziz Thomas Aquinas
Tanrnn varl be yoldan kantlanabilir. Bunlardan ilk ve en belirgin
olan hareketten kaynaklanan yoldur.
Duyularn dorulad zere dnyada hareket vardr. Oysa hareket ha-
linde olan her ey, baka bir ey tarafndan hareket ettirilmitir: Aslnda bir
ey ancak yneldii eyin gc iinde hareket halindedir; buna karn bir
ey eylemde olduu srece hareketi salar. Hareketlendirmek, aslnda bir
eyi gten eyleme geirmekten baka bir ey deildir. Ama bir ey gten
eyleme ancak hareket halinde olan bir varlk tarafndan geirilebilir. Oysa
ayn eyin, ayn anda ve ayn iliki iinde hem eylem hem de g olmas
olanakszdr; bu ancak farkl ilikiler iinde olanakldr; eylemde scak olan
ey ayn anda g olarak scak olamaz, ama g olarak souk olabilir. O
halde, ayn iliki iinde ve ayn ekilde, bir eyin hem devindiren hem de
devindirilen olmas, kendi kendini hareketlendirmesi olanakszdr. O hal-
de, hareket halindeki her eyin baka bir ey tarafndan hareketlendirilmesi
gerekir. Ama burada sonsuza kadar gitmek olanakszdr; nk bylece ilk
devindirici g olmayacaktr ve bundan dolay baka eyler de olmayacaktr,
nk tpk bir ubuun ancak elle hareket ettirildii zaman hareket etmesi
gibi, ikinci devindirici gler ancak birinci devindirici g tarafndan hare-
ketlendirilirse hareket hasl edeceklerdir. O halde baka hibir g tarafn-
dan hareketlendirilmemi birinci devindirici gce varmak zorunludur ve bu
ilk devindirici g, herkesin anlad gibi Tanrdr.
kinci yol etkin neden141 kavramndan kaynaklanmaktadr. Aslnda, bizi
evreleyen duyarl varlklarn arasnda etkin nedenlerin bir dzeni oldu-
unu gryoruz; bununla birlikte bir eyin kendiliinden etkin neden ol-
duu grlmemektedir ve bu olanakszdr. Etkin nedenlerde sonsuza kadar
gitmek olanakszdr; nk tm etkin nedenlerin art arda gelii iinde, ilk
terim aradaki terimin nedenidir ve aradaki terim sondakinin nedenidir. Bu,
aradakiler ok da olsa, tek de olsa dorudur. Oysa nedeni yok edersek, so-
nucu da yok ederiz: O halde, etkin nedenler silsilesi iinde birinci neden ol-
masayd, ne sonuncu terim, ne de arac terim olmayacakt. Ancak bu silsile
iinde sonsuza kadar gidilirse, ilk etkin neden olmayacaktr ve bylece hem
nihai sonu, hem de arac etkin nedenler de olmayacaktr. O halde ilk etkin
nedeni koymak zorunludur, bu neden herkesin Tanr olarak adlandrddr.
ncs, olabilirlikten ve zorunluluktan alnmtr. Gerekte var olma-
lar veya var olmamalar mmkn olan baz eyler gryoruz: Baz eylerin

141 Bkz. Aquinasn nceki metinlerindeki Aristo referans.

394
ORTA A DNCE VE PRAT

doduklarn ve yok olduklarn grmyor muyuz? O halde var olmalar veya


var olmamalar mmkndr. Bu tr eylerin her zaman var olmalar olanak-
szdr; nk var olmayabilen ey bazen yoktur. O halde her ey var olmaya-
biliyorsa, evrende hibir eyin olmad bir an olmutur; ama bu doruysa,
u an hibir ey var olmayacakt; nk olmayan ey var olmaya ancak var
olan bir ey sayesinde balayabilir. O halde, eer hibir ey var olmadysa,
bir eyin var olmaya balamas imknszd ve bylece imdi hibir ey olma-
yacakt ki, bu, kukusuz yanltr. O halde varlklar yaln olabilirlikler deil-
dirler, evrene gerekli olan bir eyin var olmas zorunludur. Ancak zorunlu
olan her eyin ya kendi dnda bir nedeni vardr ya da bu ey zaten yoktur;
oysa tpk etkin nedenlerde olduu gibi, zorunluluklarnn bir nedenine sa-
hip olan zorunlu varlklar arasndan sonsuza kadar gitmek olanakszdr. O
halde, kendi kendine zorunlu olan, zorunluluunun nedeni kendi dnda
olmayan, dierleri iin zorunluluk nedeni olan bir varl ortaya koymak
gereklidir: bu varl herkes Tanr olarak adlandrmaktadr.
Drdnc yol, eylerde bulduumuz derecelerden alnmtr. eylerin
iinde, az iyi veya ok iyi, az doru veya ok doru, az saygn veya ok say-
gn, vb. eyler bulunur. Ancak az veya ok szckleri, bu niteliklere bas-
kn olarak sahip olan bir eye farkl biimlerde yaklaan, farkl eyler hak-
knda kullanlyor; rnein, en scak olan ey egemen olarak scak olan eye
en ok yaklaan eydir. O halde egemen olarak doru olan, egemen olarak
iyi olan, egemen olarak asil olan ve bunun sonucu egemen olarak var olan
bir ey vardr. Metafizikin (Aristo) ikinci kitabnda sylendii gibi, baskn
olarak doru olan ey, baskn bir varla sahiptir ve bir cinste baskn olarak
byle olduu sylenen ey, bu cinse ait olan tm eylerin nedenidir: Bylece
baskn olarak scak olan ate scak olan her eyin nedenidir. O halde, tm
varlklar iin, varlklarnn, iyiliklerinin ve her mkemmelliin nedeni olan
bir varlk vardr ve bu varl Tanr olarak adlandryoruz.
Beinci yol, eylerin ynetimiyle ilgilidir. Aslnda, doadaki cisimler gibi
bilgi sahibi olmayan varlklar, amaca ynelik davranrlar. Bu, her zaman
veya ou zaman, bu cisimlerin en iyi olan gerekletirecek ekilde dav-
ranmalarndan ileri gelmektedir. Bundan, bu cisimlerin rastlantyla deil,
bir eilim nedeniyle amalarna ulat sonucu kmaktadr. Oysa bilgisi
olmayan varlklar, bir amaca ancak bilgili ve zeki bir varlk tarafndan yn-
lendirilirse ynelirler, tpk okun oku tarafndan ynlendirilmesi gibi. O
halde, tm doal eylerin bir ama dorultusunda dzenlenmesini salayan
akll bir varlk var ve biz bu varl Tanr olarak adlandryoruz.
* St. Thomas Aquinas, Summa Theologica, Benziger Brothers, Inc., Washburn Ltd. 1920.

395
BATIYA YN VEREN METNLER

8. Tccar Ne Yapar? Yapt lahi Yasayla


Ne lde Uyumludur?
500den 1100e kadar geen alt yz yl boyunca Avrupann, zellikle de orta
ve kuzey talya, Renanya142 ve Flamanya143nn ekonomik ve sosyal kurumlar,
belirgin bir deiime urad. Halkn byk bir ounluu hl krsalda yayordu,
ama artk her yeni kuak, eski olandan yeninin domakta olduuna, yeni ehir ve
kasabalarn kurulduuna ahit olmaktayd. ehirlerde yaayanlarn says, krsalda
yaayanlara kyasla ok azd, ama zenginletike nfuz sahibi olmaktaydlar. Sz
konusu zenginlik, kayna ve boyutlar itibariyle, Bat Roma mparatorluu ekono-
misinin knden beri Bat dnyasnn grmedii lde byk ve artcyd.
Zenginliin kayna, ticari mal retimi ve bu mallarn yerli ve yabanc pazarlarda
sat, Hristiyanlar kadar Mslmanlar da kapsayan denizar tamaclk, sigorta-
clk ve bankaclk faaliyetleri ve kamu ynetimi ile zel finans arasndaki geni apl
iliki ayd. En byk servet sahipleri, elbette toprakla uraanlard, ama imalat ve
ticaretle itigal edenler de gerek saysal olarak, gerekse sahip olduklar servetin bo-
yutlar itibariyle, bir kuaktan dierine belirgin biimde artyordu.
Bu ortam, modern i dnyasnn gereksinim duyduu i ynetim biimleri, kredi
enstrmanlar, ticaret hukuku, muhasebede ift kayt sistemi ve aklc retim pro-
sedrleri gibi kurumsal ve teknik dzenlemelerin geliimine yol at. Mensuplarnn
dar grl ounluktan ok farkl bir yaam srd, uluslararas bir i dnyasnn
olutuu su gtrmez bir gerekti. Dahas, bu insanlar paraya ve parasal kazanca
kukuyla bakan Hristiyan Batnn kadim gelenekleriyle uyum iinde olmadklarn
kendileri de biliyorlard.
Aadaki seki, Orta ada ticaret ve ticaret ahlaknn baz ynleri itibariyle
nasl gelitiini gstermektedir. Bunlardan ilki, Sienal144 bir tccar banker irketinin
merkezinden, para ve ticari mal iin iyi bir pazar olan Champagne-Fairsdeki temsil-
cisine/acentasna gnderdii mektuptur. kincisi, Aziz Thomas Aquinasn Summa
Theologica adl eserinden; ncs ise dnemin ticaret yaamna dair az sayda
kitaptan biri olarak, 1450lerde talyan Benedetto Cotrugli tarafndan yazlan Ticaret
ve Mkemmel Tccara Dair145 adl kitaptan alnmtr. Cotrugli, bir tr savunma nite-
lii tayan bu kitabn yazmadan ok nce de sorulan bir soru vardr ki, Aziz Thomas
Aquinas buna tek bir cevap vermi; kendisinden ncekiler gibi, kendisinden sonra
gelen moralistler (ahlaklar), bunu yzlemek zorunda kaldklar en can alc sorun
olarak deerlendirmilerdir. nk bu sorunun ardnda yoksullar fakr-u zaruretin

142 Ren Nehrinin batsndaki (Alman) topraklar.


143 Belika, Fransa ve Hollanda topraklarnn baz blgeleri, Felemenklerin yaad blge.
144 talyada bir ehir.
145 On Commerce and Perfect Merchant.

396
ORTA A DNCE VE PRAT

had safhada olduu zamanlarda bile ezip geen ve ncile gre Hz. sa Mesih tara-
fndan lanetlenmi olan zenginlere duyulan, bin yllk gvensizlik vardr. Soru udur:
Ticaret ve bankaclk sayesinde para bollatna gre, toplum zenginlere ne lde
deer vermelidir? (P.R.)

Tccar-Bankerden Mektup*
Siena, 5 Temmuz, 1260

Tanr adna, Amin. Fransa Provincein 1260 Mays Panayrndan ilk kur-
yenin getirdii mektuplara cevap.

Sevgili Giacomo di Guido Cacciaconti:

Giacomo, Giovanni ve dier ortaklar sana selamlarn gnderiyor ve bu


yln Province Mays Panayrndan gild merchant146 kuryesiyle gnderdiin
mektuplar aldn bildiriyorlar. Verdiin talimat mkemmelen anlyoruz.
Burada yaplmas gerekenleri yapmak zere hemen harekete geeceiz. Yal-
varrz sen de uyank ol ve yaplmas gerekeni yap. Yatrm yapar veya bor
verirken ltfen ihtiyatl ol ki, ihtiyacmz olduunda veya istediimiz an pa-
ramz geri alabilelim. Bunu en iyi ekilde yapmak suretiyle saygnlk kazan
ki, ortaklmzn da itibar artsn. Tanr seni kutsasn, merhameti stnde
olsun, Amin.
Biliyorsun ki, Giacomo, sana her eyi olduu gibi yazacak; zellikle de
atn krediler, yaptn tahsilat ve harcamalarla ilgili olarak her panayrda
olduu gibi, bu panayrda da talimatn dorultusunda defter tutacak, at-
n kredileri kredilere, yaptn tahsilat tahsilata, yaptn harcamalar har-
camalara kaydedeceiz. Dolaysyla, eline geen veya tahsil ettiin paralar
bize mektupla bir kez bildirmen yeter. kinci bir kez bildirme, nk bunlar
senden haber alr almaz gnlk defterden ana deftere geiriyoruz. Ayn eyi
birden fazla mektupta bildirmen iyi olmaz, nk deftere birka kez ilemi
oluruz. Dikkat et emi? Buna deinmemizin nedeni, Testa Tebaldinin ald
ve Tegerigo Leinin verdii 3 Poundluk Provisine.147 Onlardan 34 soldiden 4

146 Panayr katipleri.


147 Bir tr ticari enstrman, bkz. Ortaa Avrupasnn Ekonomik ve Sosyal Tarihi, Henri Pirene,
letiim Yaynlar: Champagne panayrlarna insanlar eken sadece eya ticareti deildi. Bura-
larda yer alan hesaplarn tutar o kadar ok ve ylesine nemliydi ki, bu panayrlar ksa srede,
neredeyse Avrupann para piyasas haline geldiler. Her panayrda, al dneminden hemen
sonra bir demeler dnemi balar; bu demeler yalnzca panayrda taahht edilen edilen bor-
lar temizlemekle snrl kalmaz, ou kez nceki panayrlarda ykmlenilen borlar da karara

397
BATIYA YN VEREN METNLER

denier eksik almtn, bunu bize birden ok mektupla bildirdin.148 Kayda ge-
irdiimizi unutmu olsaydk, ikinci bir kez daha geirebilirdik. Dolaysyla,
ltfen dikkat et, bize verdiin talimatlar tekrarlama.
Sana bir baka mektupla da bildirdiimiz bir hususu armayasn diye
tekrarlamak isteriz. Biz de Provisine sattk ve satmaya devam ediyoruz, n-
k, Giacomo, Floransa ile sava nedeniyle masraflarmz byk ve ok hare-
ketli, paraya ihtiya var. Bu bakmdan, kaynak yaratabilmenin en avantajl
yolu Provisine satmak. Kredi aln, bor bulun diyebilirsin, ama bu iyi olmaz,
nk ayn eyalet iinde olsa bile parann bir tccardan dierine maliye-
ti paund bana 5 ila 6 denier; tccar olmayanlar iin corsa149da 10 ila 12
denierye kadar kyor. Burada artlar byle. Dolaysyla, Provisine satt-
mza zlme, nk burada sterlin satmak veya sterlinle borlanmaktan-
sa, Fransada borlanalm daha iyi. Zira bugnk fiyatlarla Provisine almak,
sterlinle borlanmaktan daha krl, nk ngilterede, Fransaya kyasla,
daha yksek faiz alyoruz. Dolaysyla, hi merak etme. unu da bilmelisin
ki, Giacomo, eer Fransada buraya kyasla daha fazla kr edebiliyorsak, her
ey yolunda demektir. Elinde ok Provisine olacana gre istediin dzenle-
meyi yapabilirsin ve orada (Fransada) elde edecein krdan, elbet bizler de
paymza deni alacaz.
Mektubundan anlyoruz ki, Lyons-on-the-Rhone150daki ile ilgili olarak
Saint Etienne de Troyes dekann grmeye hem tek bana hem de Tolo-
meo Pelacane ile birlikte gitmisin. Ama bapiskopos vekiliyle uzun uzun
konuup tarttn halde iimize yarar bir anlama yapamadn gibi, ta ki
sz konusu piskopos vekili aleyhine papalk divanndan bir mektup temin
ederek eline verelim, onu ikna edememisin. Bu konuda unu bilmeni iste-
riz ki, sava nedeniyle o kadar sknt ektik ve ekmekteyiz ki, sz konusu

balard. On kinci yzyldan balayarak bu uygulama kredi ilemlerinin rgtlenmesine yol


at ki, herhalde polielerin kkenini burada aramalyz. Ticari uygulamalar konusunda ktal-
lardan daha ileri olan talyanlar, bu ite inisiyatifi ele aldlar. Bor senetleri, belirli bir miktar
paray, bor altna girilen yerden baka bir yerde demeyi ngren basit yazl bir taahht, yani
belirtilen yerde hamiline denecek senetten baka bir ey deildi. Aslnda, imza eden, baka bir
yerde alacaklya veya onun temsilcisine deme yapmay ykmleniyordu Bu durum yalnzca
ticari borlar iin deil, kiiler, byk lordlar ya da dinsel kurumlarca akdedilen basit borlar
iin de geerliydi. Avrupann tm pazarlarnn Champagne panayrlaryla iliki iinde olmas
durumu, On nc yzylda bu panayrlarda denkletirme yani takas dzenlemeleriyle bor-
larn denmesi uygulamasn ortaya kard. Bylece dnemin Avrupasnda panayrlar, ilkel bir
kliring brosu rol oynamaktaydlar
148 1 Pound=20 soldi (ilin)=240 denari (peni).
149 Borlanmada uygulanan faiz orannn, kur ini klarna maruz kalmamak zere, batan belir-
lendii kontrat.
150 Ren Nehri zerindeki Lyon ehri.

398
ORTA A DNCE VE PRAT

mektubu temin edecek vaktimiz olmad. Bu ile nefes alacak zaman bulur
bulmaz megul olacamz ve mektubu temin eder etmez sana gnderecei-
mizi bilmeni isteriz
Yine mektubundan anlyoruz ki, Orlando Bonsignora yalvarp Fran-
sadaki ortaklarna sana istediin zaman bor vermeleri iin talimat verme-
sini salamamz istiyor, bunun bizim iin mthi bir k olacan sy-
lyorsun. Bu mektubu kaleme aldmz u sralarda, Orlando Bonsignore
Sienada deil, askerle birlikte Montepulcianoda. Dndnde kendisiyle
temasa geip syleriz. steimizi yerine getireceinden eminiz
Simsar Giacomo Ubertiniye 1260 ylnn Aziz John Panayrnda geri
denmek zere 106 Poundluk Provisine sattmz de bilmeni isteriz.
Dzinesi s.33ten sattk ve demeyi aldk. Dolaysyla sen de ne zaman is-
terse Rimbotto Buonattiye deme yapacaksn. demeyi yaptn zaman
Loncaya151 kaydettirmeyi unutma
te yandan, Tuscanydeki gelimeleri de bilmeni isteriz. Dediimiz gibi
Giacomo, sava nedeniyle masraflarmz byk ve ok i var. Cebimizden
ok para kacak, ama Floransaya yle bir yenilgi yaatacaz ki, bir daha
korkmamza gerek kalmayacak. Tanr Kral Manfredi kem gzlerden korusun
ve ona uzun bir yaam bahetsin, Amin
* Medieval Trade in the Mediterranean World, pp 388-391, Columbia University Press, 1955.

Summa Theologica*
Aziz Thomas Aquinas
Ticarette Bir eyi Satn Aldndan Daha Fazlasna Satmak Yasaya
Uygun Mudur?

imdi drdnc blme geelim

Kart gr 1: Ticarette bir eyi satn aldndan fazlasna satmak ya-


saya aykr deil gibi grnyor. nk Chrysostum152 der ki, Bir eyi kr
yapmak zere satn alan ve ald ekilde koruyarak satana tccar denir ve
Tanrnn mabedinden kovulmutur. Cassiodorus153 da mtalaasnda ayn
eyi syler: renmek nedir veya ticaret yapmann bir baka ekli nedir

151 Officials of Merchants.


152 Aziz John Chrysostom (345407), hitabetiyle nl Konstantiniye Bapiskoposu.
153 Cassiodorus, Altnc yzyl keilerinin, Yunanca eserleri Latinceye evirdii birka manastr
kurmu olan Romal devlet adam ve yazar.

399
BATIYA YN VEREN METNLER

bilmediim iin, ticaret daha pahalya satmak zere ucuza almaktan baka
nedir ki, der ve ekler: Efendimizin mabetten kovduu tccarlar byle in-
sanlard. imdi, insanlar mabetten sadece gnah iledikleri iin kovulduk-
larna gre, bu tr ticaret gnahtr.
Kart gr 2: Dahas, ticari mallar satn alnan fiyatn stnde satmak
yasaya da aykrdr imdi, ayet satn aldnz bir eyi, satn aldnzdan
daha yksek bir fiyata satmsanz, onu ya gerek deerinin altnda bir fiyata
satn almsnzdr ya da deerinden dazla bir fiyata satmsnzdr. Bu g-
nah ilemeksizin yaplamaz.
Kart gr 3: Jerome der ki, fakirken zengin olan din adamndan ve
bir hiken nlenenden, vebadan kaar gibi ka. imdi, yle grnyor ki,
gnah olmas dnda, din adamlarn ticaretten meneden bir ey yok. Dola-
ysyla, ucuza alp pahallya satmak gnahtr.
Ben diyorum ki, tacirin ii alp satmak veya dei tokutur. Filozof154a
gre takas muzaaftr; biri doaldr, yani maln gerekli olduu iin bir baka
malla takas edilmesi veya yaamsal bir ihtiyac karlamak zere para kar-
l satn alnmasdr. Byle bir takas, aslda tacirin ii deil, evinin gereksi-
nimlerini karlamakla ykml bir babann veya devletin yaamsal ihtiya-
larnn tedarikinden sorumlu bir memurun iidir. Dier takas tr, yaamsal
ihtiyalar iin deil, kr yapmak zere paraya kar para veya herhangi bir
mala kar para dei tokuudur ki, Filozofa gre tacirin iidir. Makbl olan
birinci dei toku trdr, nk doal ihtiyalar karlamaya dnktr,
ama ikincisi deil, nk snrsz, sonsuz bir kazanma hrsna, agzll-
e hizmet eder. Dolaysyla, ticaretin itibarna halel getiren bir yn vardr.
Doas gerei erdemli veya zaruri bir amaca hizmet etmez. Bununla beraber,
ticaretin amac olan kazan, doas gerei erdemli ve zaruri bir sonu ama-
lamasa da, aslnda bu gnahkrla ya da ahlakszla delalet etmez; nk
zaruri, hatta ahlakl bir amaca hizmet etmek suretiyle yasaya uymamas iin
bir neden yoktur. Mesela, bir adam evini geindirmek veya muhta olanlara
yardm iin ticaret yoluyla makul bir kazan elde etmeyi hedefleyebilir; ya
da bir bakas ticareti kamuya hizmet etmek iin hedefleyebilir ve kazand
paray lkesinin yaamsal ihtiyalarn karlamak zere, mesela istihdam
iin kullanabilir.
Kart gr 1e cevap: Chrysostom kazancn nihai ama olduu bir tica-
ret trnden bahsediyor. Bu, bir adamn elindeki mal stnde hibir iyile-
tirme yapmakszn deerinden daha yksek fiyata satt durum. Mal, s-
tnde iyiletirme yaptktan sonra daha yksek fiyata satacak olsa, elde ettii

154 Aristo, Politika, Kitap 1, Bl. 8-9

400
ORTA A DNCE VE PRAT

kazanc emeinin karl olarak deerlendirebilecektir. Kazancn (krn)


yasal addedilebilmesi iin yegne ama olmamas gerekir; ve yukarda dei-
nildii zere, erdemli ve zaruri bir baka amaca da hizmet etmelidir..
Kart gr 2ye cevap: Bir mal satn aldndan daha yksek fiyata sa-
tanlarn hepsi tccar deildir. Tccar, bir mal daha yksek fiyata satmak
zere alandr. ayet mal satmak iin deil de kendisi iin alrsa ve u veya
bu nedenle sonradan satmak ister ve satarsa, bu ilem, adam kar etmi olsa
bile ticari bir ilem saylmaz. Sz konusu mal iyiletirdii veya maln dee-
ri zaman ve mekna bal olarak deitii veya mal bir yerden dieri nakle-
derken meydana gelebilecek hasar gze almad veya bir bakas tarafn-
dan nakledilmesini istemedii iin satm olabilir. Byle bir durumda ne sa-
tn alm olmak, ne de satmak yasaya aykrdr.
Kart gr 3e cevap: Din adamlar kt eylerden imtina etmekle kal-
mayp grnte kt olan eylerden de uzak durmaldr. Bu ticaret iin
sz konusudur, nk ticaret hem dnyevi kazanc ngrr ki, din adamlar
buna tenezzl etmemelidir, hem de her trl ktle aktr. Bir dier teh-
like, ticaretin kafay dnyevi kayglarla megul ederek, insan maneviyattan
uzaklatrmasdr. Nitekim Havari der ki, Tanrnn askerleri dnyevi ilerle
uramaz. Bununla beraber, din adamlarnn yukarda sz edilen birinci
tr alverile itigal etmeleri yasaldr, nk bu tr alveri yaamsal ihti-
yalar karlamaya dnktr.
* St. Thomas Aquinas, Summa Theologica, Benziger Brothers, Inc., Washburn Ltd. 1920.

Tccarn Grevi Ve Saygnlna Dair*


Benedetto Cotrugli
Tccarlar yaptklar i ve saygnlk itibariyle, zellikle de u drt neden-
le takdir edilmelidir:
Birincisi, kamu yararna alyor olmaldr. Ciceronun dedii gibi, hal-
kn refahna hizmet en erefli itir ve bu uruda can verilebilir Cumhuri-
yetlerin gelimesine, refah ve huzuruna en byk katky yapan tccarlar-
dr; burada kastettiklerimiz, elbet sradan ve aalk tccarlar deil, sayg
duyduumuz, ycelttiimiz erefli tccarlardr. Ticari faaliyetler iin de
unu syleyebiliriz: Cumhuriyetlerin gelimesine hizmet eden ve hepimiz
iin gurur kayna olan ticaret sayesindedir ki, verimsiz/kra lkeler gda
ve dier malzemelere kavumakta, ithlt yoluyla hi bilmedikleri eit eit
mallarn keyfini kartmaktadrlar. Tccarlar parann, deerli ta ve altnn,

401
BATIYA YN VEREN METNLER

gmn ve dier pek ok deerli madenin de bollamasn salamakta, bir


sr el yapm ss eyas getirmektedir. Nitekim ehirler ve lkeler topra
bu sayede ileyebilmekte, srler bu sayede bymekte, kira cretleri ve
gelirler bu sayede artmaktadr. Tccarlarn ticari faaliyetleri nedeniyle yok-
sullar yaaya kalmakta; dedikleri vergiler nedeniyle kamu ynetimi des-
teklenmekte, lortlarn ve cumhuriyetlerin vergi ve rsum gelirleri ihracat ve
ithalat sayesinde artarak hazineyi doldurmakta ve dolaysyla, halkn refah
artmaktadr.
kincisi, ben, tccarlar, kendi mal varlklarn saygn bir biimde yne-
tiyor olmalar itibariyle de takdir ediyorum. Nitekim tedbirli, itidalli, gve-
nilir ve drst tccarlarn hepsi servetlerini bytmekte, gelitirmektedir.
Bu nedenledir ki, tccarlarn ok sayda menkul ve gayrimenkul sahibi ol-
duklarna ahit oluruz. Sahip olduklar servet, evlerinde, ev eyalarnda,
aile fertlerinin st ba ve taklarnda, oullarnn balk, kzlarnn eyiz
paralarnda ve sonu olarak kendilerinden daha da zengin ailelerle evlilik
yapmalarnda yansr... Bu olaanst giriim insiyatifine sahip olmayan-
lar, bu durumun tam tersini yaamaktadrlar. Nitekim ticaretle (hi) itigal
etmemi olann vay haline, der yallarmz, ska kullandklar bir atas-
zdr. Bir ifti veya herhangi baka biri mevcut geliriyle yetinip bu geli-
ri artrmak iin ticaret yapmazsa, sz konusu gelir byk de olsa, asla bir
tccarn elinde deerlenebilecei gibi deerlenemez Bu adam kzlarn
evlendirmek isteyecek olsa gayr menkuln satmak zorunda kalacak veya
kendi boazndan kesecektir. Yaarken servetini ticaretle bytemeyen bir
iftinin ardnda lnce ne kalr ki Oullar yoksullar evine dmese bile
torunlar decektir.
ncs, tccarlar hem zel hem kamu ilikileri itibariyle de takdire
ayandr. zel ilikilerden kast, kendisi ve ailesinin yakn evreyle olan
saygn ve erdemli ilikileridir. Anlalabilecei zere, gm, altn, para ve
benzeri deerli eylere hkmedilen bir ortamda prenslerle, kodamanlarla ve
lordlarla birlikte olmay alkanlk haline getirmi ie yaramaz insanlara,
karclara, partizanlara, hrszlara, kaaklara ve kumarbazlara yer yoktur
Tccarlar darda kendilerine muhta olan zanaatkrlarla, beyefendilerle,
lordlarla, prenslerle ve her dzeyden din adamyla birlikte olur. Bilim adam-
lar da onlar sk sk evlerinde ziyaret eder Zira iyi ve eitimli bir tccar-
dan baka kimse, para ynetimi konusunda monarilerin veya devletlerin
tutumunu anlayamaz, anlam deildir
Drdnc nedeni tccarn dini inanlar itibariyle saygnl konusuna
ayrdk Deniyor ki, bugn asl iman sahibi olanlar tccar ve askerlerdir
Ne krallar, ne prensler, ne de mevki sahibi dier insanlar, iyi bir tccar kadar

402
ORTA A DNCE VE PRAT

itibarl ve gvenilir deildir. Nitekim tccara para kazandran tam da bu g-


venilirlik ve itibardr. Dierlerinin itibar ve gvenilirliinin maliyeti (halka)
byktr. Bir tccarn verdii en basit, en sade alnd makbuzu tan olma-
sa bile geerliyken, yneticilerin veya dierlerininkine, ek bir tedbir almak-
szn gvenilemez. Tccarlar, btn bu nedenlerden tr sahip olduklar
saygnlkla gurur duymaldr.
Tccar, bu saygnln korumak iin, ruhunu ve bedenini kendisine ya-
kmayan eylerden uzak tutmaldr. Ve tccarlar davranlar itibariyle ne
askerler gibi sert ve kaba saba, ne de soytarlar gibi yumuak olmaldr. ster
yrrken, ister konuurken, tm hareketlerinde ciddiyet olmal, saygnlkla-
rn bylece korumaldrlar...
* Medieval Trade in the Mediterranean World, Columbia University Press 1955.

9. nsanolu Tanrya En yi Ne ekilde Hizmet Edebilir?


Orta an renkli ahsiyetlerinden biri de Assisili Aziz Francisdir. 1182de tccar
bir babann olu olarak dnyaya gelmi, babasyla birlikte alt iin dnm
kemiklerine kadar, bire bir yaamtr. Aziz Francis dnya nimetlerine srt evirmek su-
retiyle, bir yandan bir dilenci misali yoksulluk iinde yaam, bir yandan da Tanrnn
yaratt her eye ve insanla duyduu sevgiyle gayet hareketli bir yaam srmtr.
On nc yzyln balarnda, Kilise, yaam biimleri, vaazlar ve mritleri itibariyle
tanrsal kurumlardan fiilen uzak duranlara pheyle yaklard. Francisin ilk vaazla-
r da Papa III. Innocentn Gney Fransadaki kfirlere kar sava arlarna denk
gelir. Buna karn, Francisin sadakati kantlanm, yoksulluk, sevgi ve Hristiyan kar-
deliini temelinde birleen cemaati 1215de resmen tannmtr. Her ne kadar bu
cemaatin iinde de kfr saylan ve ruhban snfn hedef alan bakaldrlar olduysa
da, Fransiskenlerin hayrseverlik ve sevgi sylemleri Orta a ve sonrasna uzanan
srete zellikle de kriz dnemlerinde Kiliseye g kayna oldu. (PR)

badete Dair*
Assisili Aziz Francis
Birader Nye. Rahip. Tanr seni kutsasn.
inde bulunduun ruh haline dair nasihatim udur: Bana bir iyilik yap
ve bunun sorumlusu keiler veya baka birileri olsa bile, sana fiziksel ola-
rak eziyet ektirecek kadar ileri gitseler bile, Tanry sevmeni zorlatran

403
BATIYA YN VEREN METNLER

eyleri dn. Byle olmak istemelisin. Bunu benim ve Tanrnn emri telak-
ki edebilirsin. Gerek itaatin bu olduundan eminim. Sana kar byle dav-
ranan insanlar sevmeli, onlardan sana Tanrnn takdir ettii ekilde dav-
ranmalar dnda hibir ey istememelisin. Onlara olan sevgini, daha iyi H-
ristiyanlar olmalarn dileyerek gsterebilirsin. Bu senin iin inzivaya ekil-
mekten daha iyi olacaktr.
Tanry ve hem Onun hem de senin hizmetkrn olan beni sevdiini,
sana yle ispatlamak isterdim: Dnyada hibir kei gnah ilememeli,
gnah ilemi olsa bile, gzlerinin iine bakarak af dilerse balanmaldr.
Balanmak istemiyorsa, ona balanmak isteyip istemediini sormalsn.
nne bin kere gelmi olsa bile, onu benden daha ok sevmelisin ki, Tanrya
yaknlasn. Bu gibi keilere acmalsn. Bunu bir kural olarak benimse ve
hamilerinin de benimsemesini sala.
Hamsin Yortusu toplantsnda, Tanrnn inayeti ve keilerin tavsiyesiy-
le, Yasann affedilmez gnaha dair tm blmlerini tek blm haline geti-
receiz. yle olacak:
ayet bir kei batan kar ve gnah ilerse, hamisine bavurmak zo-
rundadr. Onun gnah ilediini bilen dier keiler, hakknda konumak
suretiyle onu utandrmamal; ona kar anlayl olmal ve bu kardele-
rinin iine dt zaaf bir sr olarak saklamaldr. Salamlarn deil,
hastalarn hekime ihtiyac var.155 Onlarn grevi, sz konusu keii, bir
kei eliinde stlerine gndermektir. stn grevi ona sevgi ve anlayla
yaklamaktr, tpk onun yerinde olsayd kendisine davranlmasn isteye-
bilecei gibi. ayet bir kei affedilebilir nitelikte, kk bir gnah ile-
mise, bunu birader rahibe itiraf etmeli; eer rahip yok ise, kendisini g-
nah karmak suretiyle kutsiyet iinde aklayp balayacak olan bir rahip
buluncaya dek, bir dier keie itiraf etmelidir. Keilerin kefaret detme
yetkisi yoktur, nasihat etmekle yetinmelidirler. Git artk, bundan sonra
gnah ileme.156

Bu mektubu Hamsin Yortusuna kadar sakla ki, bunlara riayet edebile-


sin. Toplantya dier keilerle birlikte katlacak, Tanrnn inayetiyle, bu ve
Yasada yer almayan dier hususlarn gzetilmesini salayacaksn.

155 Kitab- Mukaddes, Yeni Ahit, Matta 9:12


156 Kitab- Mukaddes, Yeni Ahit, Yuhanna 8:11

404
ORTA A DNCE VE PRAT

TANRIYA VG

Tanrm sen tek ve kutsalsn,


yaptklarn harikulade.
Glsn.
Byksn.
Ulusun.
Her eye kadirsin.
Sen, Kutsal Babamz,
Gkyznn ve yeryznn kralsn.
Sen ve Birsin.
Rabbim, sen kerimsin.
Tanrm sen yaamsn ve hakikatsin.
Sen sevgisin.
Sen bilgeliksin.
Sen tevazusun.
Sen sabrsn.
Sen huzursun.
Sen barsn.
Sen mutluluksun.
Sen adalet ve itidalsin.
Sen tm servetimizin,
Ve hepimize yetensin.
Sen gzelliksin.
Sen koruyucumuzsun.
Sen hamimiz ve savunucumuzsun.
Sen bize cesaret verensin.
Sen cennetimiz ve umudumuzsun.
Sen inacmzsn.
Sen bizi teselli edensin.
Sen sonsuz yaamsn,
Ulu Tanrm,
Her eye kadir Tanrm,
Merhametli Tanrm,
Kurtarcmz.

405
BATIYA YN VEREN METNLER

BRADER LEOYA DUA

Tanr seni saknsn ve kutsasn.


Yzne glsn ve sana merhamet etsin.
Tanr sana huzur versin.
Tanr seni kutsasn, Birader Leo.
* The Writing of St. Francis of Asisi, Franciscan Herald Press, 1964.

10. Orta a Sosyal Adaleti Nasl Bir eydi?


Piers Plowmanin yazar, baz bilim adamlarnn ileri srd gibi, eserleri be ayr
insan tarafndan kaleme alnm hayali bir yazar deil, 1332 ila 1400 arasnda yaa-
m olan William Langlanddir. Langland, ngilterenin Great Malvern Manastrnda
eitim grdkten sonra muhtelif dini cemaatlere gi rmi, ama kilise rahiplii yap-
mam, bir din emekisi olarak kalmtr. Yaam boyunca Londra ehri ve krsal-
nn yoksullaryla ilgilenmi, ailesini varlkl kesime dini trenler dzenlemek suretiyle
geindirmitir.
Piers Plowman mthi bir iirdir ve sadece sergiledii geni vizyon itibariyle de
deil! Her snftan kadn ve erkei son derece canl bir biimde tasvir etmesi, in-
sanlarn geleneksel deerler ve beklentiler itibariyle verdikleri hayat mcadelesini
deerlendiri biimiyle, iir, ou kez Chaucern Canterbury Hikyeleri ile kyaslanr.
Langlandin dindar bir insan ve gl bir air olarak Reformasyondan yzyl akn
bir sre nce Kiliseyi yksek sesle eletirmi olmas nemlidir. iirin ilk gnden itiba-
ren popler olmas ise sosyal adaletsizlik karsnda dile getirdiklerinin halk tarafn-
dan da benimsendiine iaret eder. Ne var ki, gl bir duygudalk iinde yoksullara
zulmedenleri knayan bu iir, devrimci bir belge nitelii tamaz, nk Langlandin
toplumsal ayaklanmadan beklentisi, bambaka bir eydir.

Piers Plowman*
William Langland

NSZ

Bir yaz mevsimi gne yumuackken,


Srtma pelerinimi attm, zira obandm.
Ve bir kei gibi alrken, gnahkr,

406
ORTA A DNCE VE PRAT

Merakla dnyay duymaya kalktm.


Ama bir Mays sabah, Malvern Tepelerinde,
Bir mucize oldu, bydr dedim kendime.
Gezinmekten yorgundum, dinlenmeye ekildim,
Bir derenin yanna, geni bir bankn altna
Uzanp suyun derinliine daldm.
Uyumuum, zira keyif vericiydi sesi.
Derken bir rya grdm, harikuladeydi.
Hi grmediim bakir bir yerdeydim.
Dnp douya baktm, gnein tam iine,
Gzel bir iftlik evi grdm, stnde kule.
Aada derin bir vadi vard, sanki zindan,
ukurlarla dolu ve karanlk, korkun bir grnt.
Arada bir panayr var, herkes dolumu;
Kadn erkek, zengin fakir, alan, ayla,
Bazlar sabanda, ekip dikmekte,
Pek az elenip ok terleyerek.
Msrifin tamahla yok ettiini kazanmakta.
Bazlar gsterite, giyinip kuanmlar,
Sergiledikleri giysinin iine saklanmlar.
ou ibadete, kefarete vermi kendini,
Gksel mutluluk beklentisiyle,
Tanr akna, ama pek zor artlar altnda.
Ne gezilecek bir lke, ne lks bir yaam,
Mnzevi bir kei gibi hcrelere kapanmlar.
Bazs ticarette, daha iyi geinmek iin,
Bize yle geldi ki, zaten buymu niyeti.
Bazs enlik yapp halk ozanlar bilir,
Umarm masumiyetle nee verip altn kazanr.
Ama Yahuda ocuklar, grltc soytarlar,
Halk aptal yerine koyup onlarla elenirler.
Oysa kvraktr zeklar, istese alrlar.
imdi ispatlayamam, ama eytann kdr,
Az bozuklar.157
Berdular, dilenciler evrede hzla dolap
anta ve midelerini ekmekle doldurdular.
Yemek iin dilenip ale iin dalaarak,

157 Qui turpiloquium loquitur, Aziz Pavlustan.

407
BATIYA YN VEREN METNLER

Tanr bilir, kendilerini yataklarna attlar,


Acnas bir tembellikle uykudan uyannca,
Edepsizce davranp uaklar soydular!
Haclar ve palmiyeciler158 sz vermiesine,
Romadaki azizlerle Aziz Jamesin peinde.
Bilge hikyelerle yola koyularak,
Hayat boyu yalan syleme izni aldlar-
Azizlerin izindeyiz diyenlerini grdm,
Ama azlarndan kan her ey
Dorudan ziyade yaland.
Walsinghama giden keiler grdm,
Bir yn boylu poslu aylak.
Kei gibi giyinip rahat etsinler diye,
Ve fark edilmek iin pelerinler iinde,
Ellerinde kancal sopa, yanlarnda fahie,
Rahipler de grdm, drt ayr cemaatte;
ncili istedikleri gibi tefsir edip vaaz vererek
Kendilerine gsterili st ba satn alan.
Kdemli rahiplerin ou istedii gibi giyinir,
Bylece parayla vaaz birlikte tketilir.
Hayrseverlik iportada, lordlar gnah karyor,
Son birka yldr sanki bir mucize yaanyor!
Kutsal Kilise olmasa, hepsi iyi geinecek.
te bir af satcs159, dersin ki, bir rahip:
karm piskopos mhr tayan bir belge,
Szn tutmayana, yalan yere oru tutana
Sizi gnahlarnzdan arndracam diyor herkese.
Halk ona inanyor, minnettar,
Ve nnde diz kerek elindeki mhr pyor.
Adam elindeki parmen ve brvesiyle aldatp
Parmanda yzk ve stnde taklar,
Gzleri kamatrp herkesi kandryor.
Ve halkn altnlarna ite byle tamah ediyor,
Hoyrata harcayp zamparalk yapsn diye.
Eer kutsal olsa ve kulaklar duysayd piskoposun
nsanlar aldatmak iin verir miydi mhrn?

158 Palmer: Hacdan elinde palmiye yapraklaryla dnenler.


159 Pardoner: Orta ada gnahlar para karl affeden kimse.

408
ORTA A DNCE VE PRAT

Piskoposa bir szm var: Hilekr vaaz vermez.


Gm af satclar ile kilise rahipleri paylar,
Oysa o para yoksul rahiplerin hakkdr.
Vaizler ve kilise rahipleri yaknm piskoposa
Cemaatin salgndan160 beri yoksul dtnden.
Ve Londrada yaamak iin izin istemiler ki,
Geim iin at161 yakarak tatl para kazansnlar.162
Hz. sa Mesihin yolunda grevlendirilmi olan
Piskoposlar ve okumular, hem stat hem tabip olanlar,
San tra163 etme hakk bahedilip gnah karmak,
Vaaz vermek, dua etmek, fakiri doyurmak zorunda olanlar,
Londrada, Lente ikamet edip krala hizmetle para sayyorlar;
Chequer ve Chancery164in semt mahkemelerinde
Kimsesiz veya evden kaan ocuklarn paralarnn
stnde hak iddia ediyorlar.
Bazlar da lortlarn, leydilerin hizmetinde,
Adli durumalarda idare memurunun yerine oturuyor.
Yaptklar ayinlerin Kilise yasalarna uygun olmad,
Sabah saatlerinin laykyla deerlendirilmedii syleniyor.
Korkarm Hz. sa Mesihin laneti hepsinin stnde olacak
* William Langland, The Book Concerning Piers the Plowman, Everymans Library Edition, J.M.
Dent & Sons, E.P Dutton & Co, 1957.

160 1348de tm Avrupay kasp kavuran bir hyarckl salgn.


161 Requiem: Katoliklerde llerin ruhu iin dua.
162 Gezici rahipler kasaba kasaba gezip cret karl ayin dzenlerlerdi.
163 Tonsure: Katolik piskoposlarn ban tepe ksm tra etmesi.
164 Kraliyet hkmetinin Londrada igal ettii iki ayr mekn. Exchequerda vergi, Chaceryde kra-
liyet belgeleri, yazmalar vb iler yaplmaktayd.

409
BATIYA YN VEREN METNLER

410
Batya Yn Verenler

Abraham Lincoln C. Wright Mills Fredrick II


Adam Smith C.P. Snow Friedrich A. Hayek
Adolf Hitler C.Virgil Gheorghiu Friedrich Engels
Aelius Aristides Carl Jung Friedrich Karl von Savigny
Albert Camus Cesare de Beccaria Friedrich List
Alexander II Charles Darwin Friedrich Nietzsche
Alexis de Tocqueville Charles Fourier Friedrich Schleiermacher
Alfred North Whitehead Charles Kingsley Friedrich von Bernhardi
Alfred Rosenberg Charles Secondat de Mon- Fyodor Dostoyevski
Alfred Russel Wallace tesquieu G. H. Lewes
Alfredo Rocco Cicero Gaius
Antoine de Montchretien Claude-Adrien Helvetius Galileo Galilei
Aristo Coluccio Salutati Georg Wilhelm Friedrich
Arnold Toynbee Cyprian Hegel
Arthur Koestler Czeslaw Milosz Georges Sorel
Arthur M. Schlesinger, Jr. Dante Alighieri Giorgio Vasari
Auguste Comte David Friedrich Strauss Giovanni Battista Vico
Aziz Asisili Francis David Hume Gomes Eannes de Azurara
Aziz Augustine David Ricardo Gotthold Ephraim Lessing
Aziz Gregory Denis Diderot H.G. Wells
Aziz Ignatius Loyola Desiderius Erasmus Heinrich von Treitschke
Aziz Thomas Aquinas Dupont de Nemours Henri Bergson
Baron DHolbach Edmund Burke Henry Peacham
Baron de Montesquieu Eduard Bernstein Herbert Spencer
Bart Kosko Efltun Houston Stewart Chamber-
Bartolome de las Casas Erich Fromm lain
Basil Willey Ernst Cassirer Ignatius Loyola
Benedetto Cotrugli Ernst Haeckel Immanuel Kant
Benedict de Spinoza Fontenelle J.S.Haldane
Benito Mussolini Francesco Petrarch Jacques Benigne Bossuet
Bishop Eossuet Francis Bacon Jacques Maritain
Bishop Otto of Freising Franois de Chateaubriand James Fitzjames Stephen
Bishop Sprat Franklin D. Roosevelt Jean Bodin
Blaise Pascal Franz Alexander Jean Jacques Rousseau
C. E. M. Joad Frederic Bastiat Jean-Paul Sartre

411
BATIYA YN VEREN METNLER

Jeremy Bentham Ortega y Gasset Sr Joshua Reynolds


Johann Wolfgang von Go- Oswald Spengler Sr Leslie Stephen
ethe Papa Alexander Sr Thomas Elyot
John Adams Papa Boniface VIII Sr Walter Raleigh
John Buridan Papa Innocent III Sr William Harvey
John Calvin Papa Julius Sr William Petty
John Henry Newman Papa Leo XIII Tacitus
John Locke Papa Paul III Teilhard de Chardin
John Maynard Keynes Papa Pius IX Tertullian
John Milton Paul Tillich Tevrat
John Strachey Percy Bysshe Shelley Theodore Beza
John Stuart Mill Peter Paul Vergerio Thomas Babington Maca-
Joseph de Maistre Philip Melanchthon ulay
Joseph Glanville Philipp Frank Thomas Carlyle
Joseph Mazini Pico della Mirandola Thomas Henry Huxley
Joseph Priestley Pierre Bayle Thomas Hobbes
Joseph Stalin Pliny the Younger Thomas Malthus
Julien Benda Plotinus Thomas Paine
Karl Earth Polybius Thomas Sprat
Karl Jaspers Pseudo-Areopagite Diony- Thomas Wilson
Karl Marx sius Thucydides
Karl Pearson Ralph Waldo Emerson Vespasiano da Bisticci
Klemens Metternich Ramon Lull Viconte de Chateaubriand
L.T. Hobhouse Rene Descartes Vladimir Lenin
La Chalotais Richard Baxter Voltaire
Leo Battista Alberti Richard Cobden W.R.Inge
Leonard Busker Richard Hooker Walter Bagehot
Leonardo da Vinci Robert Barclay Walter Travers
Lionardo Bruni Robert Boyle William Blake
Lorenzo Valla Robert Michels William Durandus
Ludwig Feuerbach Robert Owen William Harvey
Madame de Stael Roger Bacon William Langland
Magna Carta Roger Cotes William Lecky
Marie Jean de Condorcet Salisburyli John William Shakespeare
Marquis de Condorcet Samuel Smiles William Wordsworth
Martin Luther Samuel Wilberforce Winston S. Churchill
Matthew Arnold Seneca Zebur
Max Planck Sidney Webb
Michel de Montaigne Sigmund Freud
Milovan Djilas Sire de Joinville
Niccolo Machiavelli Sr Francis Bacon
Nicholas Copernicus Sr Humphrey Gilbert
Nicolas Berdyaev Sr Isaac Newton
Novalis Sr James Jeans

412

You might also like