Professional Documents
Culture Documents
ISBN 978-975-434-280-2
. . . . .
DUUN CENiN
""'
COGRAFYASI
Doulular ile Batllar
nasl ve -neden
birbirinden farkl dnrler?
Trkesi:
Gl aal Gven
VARLIK
NDEKLER
Teekkr / 9
Giri / 1 1
1 Tasm ve Tao / 19
2 Akim Toplumsal Kkenleri / 38
3 Birlikte Yaamaya Kar Baa Buyuk Olma / 50
4 "Arkana Bak" m, "Gzn Toptan Aynna" m? / 72
5 "Kt Tohum" mu, "Onu Kt Yola Sokan Bakalar" m? 94
6 Dnya simlerden mi Oluu Fiillerden mi / lll
7 "Ce n'est pas logique" mi, "yi Bir Noktaya Deindin" mi? / 130
8 Ya Dncenin Doas Her Yerde Ayn Deilse? / 147
Sonsz: Psikolojinin Sonu mu, Zihniyetler atmas m? / 166
Notlar / 1 75
Kaynaka / 185
Douya giden delikanl
Matthew'a
TEEKKR
9
d un ettii, Phil ip Metcalf'a da redaksi yon iin teekkr ederim. Yaptm
temsil et tikleri ve bil imi daha geni bir kamuo yu nun dikkatine sundukla r
iin temsilcilerim John Brockman ve Katina M atson'a minnettarm.
Kitabm yazarken mali destek bulmak konusunda ok talihli ydim.
Arat mna arka planlar veren ve kitab finansmanna deerli katklarda
bulunan kurumlar arasnda John Simon Guggenheim Foundation, National
Institute of Aging, National Science Foundaion, Russell Sage Foundation
ve zellikle Michigan niversitesi ile Kliir ve Bili Program'n cme t
e destekl e yen lnstitute far Social Research yer al yo: IS R Grup Dina
mikleri Aratrma Merkezi'nde Mar y Culle ve Nanc y Exelb y ile Russel
Sage Foundation'dan Eric Lomazoff, arat ma ve yazma etkinliklerinde
olaaniistii bir destek saladla: Ykii benim zerimden alp, skntl i
leri zevkli hale getirme yi baardla: IS R'den Lama Re ynolds, varlndan
bile haberdar olmadm sounlar zd; kendisi son derece becerikli ve
neeli bir ekilde her dnemete yardma hazr ve nazrd.
Son olarak karm Susan paha biilmez tavsi yeler ve edioryal neriler
de bu lundu ; daha da nemlisi, ocuklarmz Sarah ve Matthew ile birlikte,
iime anlam kazand ran bir ha yat srdrmemi salad . Bu kitab, Dou' ya
olan ilgisi benimki kadar eski olan ve genl ii, benim yapma y umut ede
bileceimden ok daha fazlas n renmesini sala yan olum Matthew'a
ad yon n.
10
GR
B irka yl nce, in'den gelen parlak bir renci, sosyal psikoloji ve akl
ytme meseleleri zerine benimle birlikte almaya balad. Tanma
mzn balannda bir gn bana unlan syledi : "Biliyor musunuz, aramz
daki fark, benim dnyay bir embe; sizinse bir izgi olarak grmeniz."
Yzmde belinni olacak o akn ifadeden hi etkilenmeden szlerini bi
raz daha at. "inliler srekli deiime inanrla; ama her eyin daha n
ceki bir dunma doru hareket ettiini dniirle: Dikkatlerini ok geni
bir olaylar yelpazesine yneltirler; eyler arasndaki ilikileri aratrrlar;
ve btn anlamadan parann anlalamayacan diiiinrle: Batllar
ise daha basit, daha determinist bir dnyada yaarlar; daha byk resme
bakmak yerine, dikkat ekici nesnelere veya insanlara odaklanrlar; ve
nesnelerin davranna hkmeden kurallar bildikleri iin olaylan denet
leyebileceklerini dnrle:"
Bu szlere biraz kukulu yaklamama karn, merak duymaya bala
mtm. nsan dncesinin doasna bakm, hayatm boyunca evrensel
ci olmutu. Hume, Locke ve Mill gibi ngiliz deneyselci (ampirist) d
nrlerden gnmz bilisel bilimcilerine kadar adm adn ilerlemi biri
olarak, tm insan gruplannn hep ayn ekilde alglayp akl yiittiikle
rine inanyordum. Bu gelenein o1ak varsaymlan birka ilkede zetle
nebili:
11
Bir kltre mensup insanlan ri inanlar bir baka kltrde yeti
mi insanlannkinden farkl oldu unda, bunun nedeni farkl bili
sel srelere sahip olmalar de il, dn yann farkl yanlarna mauz
kalmalan ve ya farkl e yle r renmeleridi:
Akl ytmenin "st dze y" s releri mant n fo mel kurallar
na da yanr: rne in eliki yasa , yani bir nenne a yn anda hem
do u hem yanl olamaz anla y vard:
Akl y iitme, hakknda akl ytlen e yden a yrd: Tm yle
farkl e yler hakknda dnmek iin a ym sre kullamlabilir ve
belirli bir e y hakknda bir dizi farkl yntem kullanl arak akl y
rtlebili:
12
in- bizle rden farkl diindii otaya kyor. Dahas , insanlan labora
tuar dda gizlice sadnz srada, ksa ders saatlerinde eitilen ki
iler in sadece kendi dnme alkanlklarn deil, fiili davranlarn da
deitirebilece ini grdm.
Bylelikle szn ettiim -ismi Kaiping Peng olan ve u anda Ber
k eley'deki Califonia iversitesi'nde ders veren- rencimi dikkatle
dinlemeye karar verdim. Yetikinle rin dnme tarzda dikkate deer
deiiklikler yaplabiliyorsa, insanlara doutan itibaren farkl dnce
alkanlklar retilmesinin, dnme kalplarda.ok byk kii1trel
farkllklar yaratmas da mmkn g iinyordu.
Dncenin doas hakknda -gerek Doulu gerek Batl - dnr
le ; tarihiler ve antropologlar tarafndan kaleme alnm karlat mnal
literatr okumaya baladm ve Peng'in kaynaklan doru aktard an
lad. Psikologlar evrensellii veri kabul ederken, baka alanlardaki bir
ok bilim insan Batllar (birincil olarak Avrupallar, Amerikallar ve
Britanya Uluslar Topluluu yeleri) ve Dou Asyallann (birincil olarak
in, Kore ve Japonya halklar) binlerce yldr ok farkl dnce sistem
lerini srdrdne inayor. Dahas, bu bilim insanlar sz konusu fark
llklar doas hakkda nemli lde g birlii iinde. nein,
bu mese leyi ele alanlarn ou, Av upa dncesinin -cansz, hayvan ve
insan- nesnelerin davrann apak kurallarla anlalabilecei varsa
yma dayand kabul ediyo : Batllar hang i nesneye hangi ku ral
uygulaas gerektiini ve sorun zmede fonnel nat bir rol oldu
unu renmelerine yardm ede kategorile ineye byk nem veriyor
lar. Bunun tersine, Dou Asyallar nesnelere, iinde yer aldklar geni
balam asdan bakyorlar. Dnya Asyallara, Batllara g iindde
daha kanak grnyor ve olaylar anlalmas daima, birbirleriyle h i
de basit, determinist olmayan bir ilik i iinde ileyen bir sr etkeni gz
nne almay gerektiriyo : Formel mantk so u zmnde ok az rol oy
uyo: Aslna baklrsa, mantkla ok fazla ilgilenen kiiye olgunlamam
gzyle bakld b ile oluyo:
Bir psikolog olarak, bu iddialan, sonulan bakmdan devrimci ola
rak deer lendiriyonm. Eer beeri bilimciler ve dier sosyal bilimciler
haklysa, o zaman hilisel bilimcile r yanlyordu: nsan b ilii her yerde
ayn deild i: Beeri ve sosyal bilicile; dncenin doasna ilikin son
derece nemli idd ialar otaya koyuyorlard: B irincisi, farkl kltrlerin
13
yeleri "metafizik"lerinde ve ya dn yann doasna ilikin te mel inanla
rnda farkllk gsterirler. kincisi , farkl guplarn ke ndilerine zg d
nce sreleri birbirinden b yk lde farkld: ncs , dnce
sreleri, dn yann doasna ilikin inanlarn bir parasdr: nsanlar
-dn yadan kardklar anlam dorultusunda- kendilerine anlaml gelen
bilisel gereleri kullanrla:
En az bunlar kadar arpc olan, Doululara ve Batllara zg toplum
sal yaplar ve benlik anla ylarnn, her birinin kendi inan sistemlerine
ve bilisel s rele rine eldiven gibi u yu yo r olmasd: As ya toplumunun
kolektif ve ya karlkl baml doas, As yallann geni, balamsal dn
ya giile ri ve ola ylarn son derece kannak olduuna ve pek ok etken
tarafndan belirlendiine ilikin inanlar yla tutarld: Bat toplumunun
bire yci ve ya bamsz doas da, Batllarn belirli nesnelere balamlann
dan so yutla yarak odaklanmala r ve nesnelere hkmeden k 1;1rallar bilebi
leceklerine, dola ys yla da nesnelerin davrann denetle yebileceklerine
ilikin inanlar yla tutarl giinmek tedi:
nsanlar eer gerekten dnce sistemleri -dn ya grleri ve bi
lisel sreleri- asndan birbirinden derinlemesine farkl ysa, o zaman
tutum ve inanlannda, hatta deer ve tercihle rindeki farkllkla; sadece
farkl girdiler ve retimlerin deil, dn ya y anlamak iin farkl gereler
kullanmann da kanlmaz bir sonucu olarak glebilir. Ve eer bu do
u ysa, uluslararas anla y geliti nne abalar da, umulandan daha az ve
rimli olabilir.
rencimin tesadfen yapt youm, benim kltrel psikoloj i ye du y
duum ilgi ve onun tevik ettii okuma program yla_ birlikte, yeni bir ara
tma siirecine girdim. Michigan niversitesi rencileri yle , daha sonra
Pekin niversitesi, K yoto niversitesi, Seul Ulusal niversitesi ve in
Psikoloji Enstits'ndeki meslektalanmla birlikte alarak, bir dizi kar
la t mnal aratma ya giritim. Bu aratmala; As ya ve Avupa dn
ce siirelerinin doasda gerekten de belirgin farklar olduunu gster
di. Delille; psikologlar dndaki bilim insanlarnn savlann destekledi
ve bu savlar, pek ok a rt c ve yeni zihinsel gnglere (fenomenlere)
kadar geniletti. stelik, anketler ve gzleme dayal aratrmalann belge
l edi i toplumsal u ygulamalardaki fa rkllkla; dnce al kanlklarnda
ki farkllklarla tpatp u yuu yo: Yeni aratmala ; daha nceki deliller in
yapamad n yapl ve bu farkllklarn nasl domu olab ilecei, gnde-
14
lik yaamda alglama ve akl y rtme asndan sonular ve fa rkl klt r
le rden insanla r a rasndaki il ikil e ri nasl e tkiledikle ri dahil olmak ze re,
fa rkla rn doas hakkda bi r kuran ina edebilmemize yetecek bilgi yi
nmze se rdi.
Bu aratrmala r, ok uzun bi r zamandr eitimcile rin, ta rihile rin, psi
kologla rn ve bilim felsefecile rinin akln ku rcala yan toplumsal ilikile r
ve dnce yle ilgili pek ok son yu yantlamamz sal yo: Ne Dou-Bat
fa rkllklarna ilikin ya yg basmakalp gle; ne de bilim insanlannn
daha incelikli g rle ri bu so rula ra cevap ve rebili r ve ya yeni bulgularn
stesinden gelebilir. Bilmecele r ve yeni gzle mle r pek ok fa rkl alana ya
yl yo: rnein:
olan geomet ride deil de, cebi rde ve a ritmetikte stnd? Modem
As yalla r matematik ve bilimde stnken, dev rim ya ratan bilimsel
almala rda neden Batllardan daha az retken?
Dikkat ve Alg Dou As yalla; ola yla r a rasmdaki ilikileri gnnek
-
15
den mi? Ekonomiden mi? Toplumsal sistemlerden mi? Gnmzde bunla
r siip gitmesini salayan ne? Toplumsal uygulamalar m? Eitim mi?
Atalet mi? Ve bu farkllklar nereye kadar srecek? Elli ya da be yz yl
sonra hala var olacaklar m?
Aratmalanm, dnyaya kar iki bambaka yaklamn binlerce
yldr varln srdrdne ikna etti beni. Bu yaklamla; son derece
farkl toplumsal ilikileri, dnyann doas hakkndaki giileri ve ka
rakteistik dnce srelerini ieriyor. Her iki ynseme de -Batl ve
Doulu- kendi kendini pekitiren, homeostatik (i dengesini koruyacak
ekilde uyarlanan) bir sistemdi: Toplumsal uygulamalar dnya giileri
ni destekler; dnya grleri kendine uygun dnce srelerini dayatr;
dnce sreleri ise hem dnya grlerini donla; hem de toplumsal
uygulamalan destekle: Bu homeostatik sistemlerin anlalmas, zihnin te
mel doasn, ideal olarak nasl akl yiitmemiz gerektiine ilikin inan
lan ve farkl insanlar iin uygun eitsel stratejilerin ne olduunu kavra
makta nelidi:
Belki de hepsinden nemlisi, bu kitap, zihinsel farkllklann karlk
l anlalmas sayesinde Dou ile Bat 'nn nasl daha iyi geinebilecek
leri konusunda ipular veiyo: Dou lkelerindeki pek ok kii, belirli
bir hakllk payyla, son be yzyllk askeri, siyasal ve ekonomik haki
miyetinin Bat'y entelektel ve ahlaki bakmdan kstahlatrdna ina
nyor. Bu kitap Batllann, dnya hakknda bir baka geerli yaklamla
dnmenin mmkn olduunu ve bunun, kendi inanlarn ve zihinsel
alkanlklarm inceleyip eletinnelerini salayacak bir ayna olarak kul
lanlabileceini gz nne almalarna yol aarsa, Batl okur asndan
amacna ulam olacak. te yandan, Asyallan tamamlayc olasl gz
nne almaya tevik ederse (geri ou Doulu entelektel, Bat'nn d
nme yntelerine hatn saylr bir ainala zaten sahip olduu iin, bti
o kadar da acil bir ihtiya olmayabilir) Doulu okur asndan da amac
na ulam olacak.
ok farkl alg ve dnce sistemlerinin var olduu -ve bu dunmun
binlerce yldr srd- sav ileri srmek iin, tarihsel ve felsefi de
lillerin yan sra, etnografik almala; anketler ve laboratuar aratnna
lar dahil olmak zere, modem toplumbilimsel aratrmalardan yararla
nacan. Biinci blmde, iki farkl dnce sisteminin rnekleri olarak
Aristoteles ve Konfys' ele alacan. Hi kukusuz bu filozofla; top-
16
lumlarnn zaten belirgin zellii olan dnce alkanlklarn daha da
pekitimeye hizmet etmilerdir. 2. ve 3. Blmler modern toplumlarda
rastlanan toplumsal uygulama farkllklarnn, bu farkl kalplar kalc
la tma, hatta antik alarda mevcut deillerse, icat etme eiliminde ol
duunu gstenneyi amalyo: Kitab en nemli ksm olan 4'ten 7'ye ka
dar blmle; dnyan doasna dair temel inanlarn yan sra, dnyay
alglama ve hakknda akl ytme yntemlerinin modem halklar arasn
da dikkat ekecek lde farkllata ilikin deliller sunuyor. Delillerin
byk blm, insanlar nasl algladklar, hatrladklar ve dndk
lerini inceleme amacyla haz rlanan bir dizi test kullanarak, rencilerim
ve meslektalarmla birlikte yrttm laboratuar aratmalarna daya
nyo: 8. blm, dnce sistemlerinde kefettiimiz d erin farklarn baz
psikolojik, felsefi ve toplumsal sonularn otaya koyuyo: Sonsz ise , ne
reye -birlemeye dou mu, yoksa sp giden hatta iddetlenen ayrla
do mu- gittiimize ilikin speklasyonlar ieriyo:
Sahneyi okuyacaz aratrmaya biraz hazrlamak iin birka sz da
ha: Dou Asya derken, in'i ve in kltnden nemli lde etkilenmi
lkeleri, en bata da Japonya ve Kore'yi kastediyoum. ("Dou Asyal"
y bazen "Doulu", bazen de "Asyal" olarak ksaltacam.) Batllardan
sz ederken, Avrupa kltne mensup insanlan kastediyorum. Avrupa
l Amerikallar deyimiyle siyahla r , beyazlan ve spanyol aslllar -yani,
Asya kkenli olanlar dda kalan herkesi- kastediyoum. Amerika'da
doup byyen herkesin, kesinlikle ayn ekilde dnmese de, benzer
kltrel etkilere mauz kalnas, bu tuhaf kullanm hakl karabili: Bu,
kukusuz Asyal Amerikallar iin de geerli, ama aratrmann bir bl
mnde, onla rn Asyallara teki Amerikallardan daha benzer olmalarn
beklediimiz iin -ki gerekten yle olduklarn bulguladk- Asyal Ame
rikallar ayr bir grup olarak inceleniyo:
Son olarak, milyarlarca insan tek bir "Dou Asyal" deyimiyle eti
ketlenmesine ve zdemi gibi ele alnasna sinirlenecek kiilerden pe
inen zr dilemek isterim. zdeliin yanda n bile getiklerini ima edi
yor deilim. Dou'nun kltrleri ve alt klt rl e ri , tpk Bat'dakiler gibi
birbirinden son derece farkldr. Ama ben geni kapsaml "Dou Asyal"
teriminin dorulanabilecei kansdayn. Toplumsal ve siyasal pek ok
ynyle, bu corafyadaki kltrle; baz genel bakmlardan birbirine ben
zer ve Batl lkelerdekinden farkld : Bunun Dou hakknda ok bilgili
17
olan baz kiileri tatmin etme yeceini bili yorum; gene de, onlardan bana
sabr gstermelerini rica edi yorum. Baz genellemele ; ok sa yda farkll
a kar meu sa yl r. Bu noktada, dil guplar arat mnalar yla bir para
lellik kuulabili: Hint-Avupa dilleri birbirinden sa ysz ynden farkld;
Dou As ya dilleri de yle. Bununla birlikte, bir grup halinde ele ald
nda, Hint -Avrupa dilleri ile Dou As ya dille i arasdaki a yrmlara ili
kin genellemeler mmkn ve anlanld: Grlecei gibi de, o st dze y
genellemelerden bazlar, bu kitapta incelenen alg ve dnce srele
rindeki farkl lklardan bazlarna dikkat ekecek kadar benzerlik gster
mektedi:
18
1. BLM
TASIM* VE TAO
B ugn dn yada bir mil yar akn insan, antik Yunan'n entelektel mira
snda hak iddia e lmektedi : ki mil yar akn kii de, kadim in dnce
geleneklerinin varisidir. Yunanllarn ve inlilerin 2500 yl nceki felse
feleri ve baarlan, tpk toplumsal yaplan ve benlik anla ylar gibi ar
pc bir farkllk gsterir. Ve bu bl mde gsten ne yi umduum gibi, her
toplumun entelektel ynleri, kendine zg toplumsal zelliklerinin
nda anlam kazan:
A N T K YU N A N L I LA R VE EY L E Y E N L K
19
nsanlarn ti yatro ak ve bu hazz alabilmek iin baz glklere kat
lanma ya gnll olmalar, bugn bize o kadar da tuhaf grnme yebili:
Ne ki, Persle; Hintliler ve Otadoulula; hatta inliler dahil, o dnemin
b yk u ygarlklar arasnda, yalnzca Yunanllarn salt estetik haz uruna
uzun bir yolculua kacak kadar kendilerini zgr hissettikleri ve kendi
yaamla rn denetleme yeteneklerine yeterince gvendikleri dnlebi
li : O ada Yunanlla; h kmdarlarn arzusunun kanun, ona kar k
mann da lm anlamna geldii, az ok otokrat toplumlarda ya yorlard.
U yuklarnn toprakla olan balar ve allm tarmsal faali yetleri, elen
ce iin uzun bir yolculua kma y ha yal etmelerine olanak tansa bile,
onlar k rla rda serbeste dolamalarna izin vennek hkmdarn iine
gelmezdi herhalde.
Tm Yunan ulusunun atlet ya da izle yici olarak Olimpi yat o yunlarna
katlmak zere -kent-devletler birbiri yle sava halinde yse silahlar da da
hil- Liim ara gerelerini brakm olmalar ise bugn bizim iin bile a
tcd:
Yunanlla ; dier antik halklann tmnden, hatta gnmzde yer y
zndeki insanlann oundan daha apc bir kiisel eyleyenlik -kendi
yaamlarndan sorumlu olduklar ve tercih ettikleri ekilde yaa yabile
cekleri- anla yna sahipti. Yunanllar iin mutluluun tammlarndan bi
ri, sahip olduklar gc kstlamalardan arnm bir yaam sresince m
kemmellik ara ynda kullanabilmekti.
Yunanllar kiisel e yle yenlik anla yna, gl bir bire ysel kimlik
anla y elik edi yordu. Bire ycilii Yunanllann m, branilerin mi icat et
tii konusu ta tmal olsa da, Yunanllann kendilerini a y t edici nitelik
leri ve amalan olan benzersiz bire yler olarak grdkleri kuku gtrmez.
En azndan 8. ya da 9. yz ylda, Homeros dneminde duum b yle ydi.
Odysseia ve liada'da gerek tanrlar, gerek insanlann tam olarak ekil
lenmi ve bire ylemi kiilikleri vardr. Dahas, bire yler arasndaki farkl
lkla; Yunan filozof lannn ok ilgisini ekmiti:
Yunanllann e yle yenlik anla y bir ta tma geleneini kkleni
ti: Homer os, erkein bir sava olarak gzpeklii kada; ta tma yete
nei yle de tanmlandm aka ota ya ko ya: Sr ad an bir in an, bir kra
la bile me ydan oku yabilirdi ve ha yatta kalp hika yesini anlatabildii gibi,
ara s ua bir izle yici topluluunu kendi safa ekme yi de baarabilirdi.
Tatnalar pazar yerinde, mecliste, hatta askeri otaml arda ba gsterir-
20
di. An tik u ygarlklarn iinde bir te k Yunanllarda, en sradan meselele
rin yan sra nemli devlet sounlannda da kamusal kararlar o tori ter bir
emirle deil, ou kez re torik mcadele sonunda alnrd. Yunanis tan'da
is tibda t ya ygn deildi ve ota ya k t zaman da, ou kez yerini ya oli
garilere ya da ( beinci yz yldan i tibaren) demokrasilere brakr d.
Baz ken tlein ana yasalarnda, memurlan tiranlara dnmek ten alko ya
cak mekanizmalar vard. rnein Giri t' teki Drens ken ti, bir kiinin kos
mos (kent yne ticisi) makamna, ora ya son geliinin zerinden on yl ge
meden tekrar ge tirilmesini yasaklam t.
Yunanllar n zgrlk ve bire ysellik kadar arpc bir baka zellikle
ri de, dn ya hakknda duyduklar merak t. Aris to teles, insanolunun tek
benzersiz tanmla yc ni teliinin merak du ygusu olduunu dn yordu.
Aziz Luka, daha sonraki bir dnemin A tinallan hakknda, "Zamanlarn
sadece yeni bir e y s yleme ye ya da dinleme ye harcarlar" demi ti. Yu
nanlla; kendilerini iinde buld ukla n dn yann doas hakk n da ada
lanndan ok daha fazla speklas yon yapar ak onun modellerini yara ttla:
Bu modelleri, nesneleri ve ola ylan snflandrarak, sistemli tanmlama ve
aklama iin ye terince kesin kural lar re terek ina e ttiler. Bu onlarn
fizik, as tronomi, aksi yoma tik geome ti, fonnel man tk, ras yonel felsefe,
doa Larihi ve e tnografi alanlarndaki ilerlemelerine -bazlarna gre de,
bu alanlar ica t e tmelerine- temel olu turdu. ("E tnosan trik" szcnn
kkeni Yunancad: Bu terim, kendi yaamlarnn Persleinkinden s tn
olduu ynndeki inanlannn sadece n yarg ya da yan yor olabileceini
kab ullenmelerinden dodu . Sonunda, yle olmad n a karar verdiler.)
A y ada birok u ygarlk, daha nceki Mezopo tam ya ve Msr gibi
daha sonraki Ma ya u ygarlklar da tm bilimsel alanlarda sis temli gz
lemler yaparken, bir tek Yunanllar gzlemlerini temel ilkeler asndan
aklama giriiminde bulnd la: Bu ilkeleri kefe tmek Yunanllar iin
bal bana bir zevk ka yna yd. "Okul" (school) szc, "bo zaman"
anlam n a gelen schole di ye bir Yunanca szck ten tremi ti: Bo zaman,
Yunanllar iin baka e ylerin yam sra, bilginin peine dme zgrl
anlam na geli yordu. A tinal tcca rla; meraklarn ta tmin edebilsinler di ye
oullar n okula gndemek ten mu tl uluk d u yu yorlard.
21
A NT K N V E UY U M
Antik Yunan iin zel bir ola y, ti yatro o yunlarna ve ya iir okumalarna
katlmak anlamna gelebilirken, a yn dnemin inlileri iin zel bir ola y,
dost ve akrabalar zi yaret et me frsat ol abili yordu. Har fi yen evrilirse
"kaplardan zincir yapmak" anlamna gelen chuan men di ye bir u ygulama
vard. zellikle nemli ba yram gnlerinde, ev sahiplerine du yulan sa yg y
gste mek amac yla ya ygn olarak zi yarete gidilirdi. lk zi yaret edilenle;
daha sonra gidilenlerden daha nemli sa ylrd.
Yunanllarn e yle ye nl ik anla y nn inlilerdeki karl uyum idi.
Her inli, her e yden nce ve en nemlisi, bir toplulu un, daha do usu
birok toplulu un -klan, k y ve zellikle aile - yesi ydi. Bire y, Yunanl
larda oldu u gibi, toplumsal evre ye kar benzersiz bir kimli i kou yan
so yutlanm bir btn de ildi. Tam tersine, filozof He -y Rosemont'un
yazd gibi: " ... erken dnem Konfyslere gre, so yut bir ekilde ele
alnabilecek, yaltlm bir benlik olamaz: Ben, teki zgl kiilerle iliki
li olarak yaad m rollerin btn ym ... Hepsi bir ara ya topland nda,
bu roller her birimiz iin, benzersiz bir kimlik kalb dokur ; yle ki, rolle
rimden bazlar de iirse, tekiler de zounlu olarak de ierek, beni tam
anlam yla farkl bir insan yapa :"
inlile; bakalarnn ya da evrenin denetiminden ok, zdenetim
meseleleri yle ilgilenirlerdi. Onlara gre zdenetim, aile ve k ydeki di er
kiilerle s tme yi en aza indirir ve devletin taleplerine itaat etme yi ko
la ylatnrd. Mutluluk ideali, Yunanllardaki gibi kendine zg yetenekle
i: zgrce kullanma ya izin veren bir yaam de il, u yumlu bir toplumsal a
iinde pa ylalan yaln bir k rsal yaamd. Yunan vazolar ve arap kadeh
leri muharebele; atletik yarmalar ve baksvari lenlere ilikin resim
leri sergilerken, antik in parmenleri ve porselenleri aile etkinlikleri ile
krsal zevklere ilikin sahneleri beti nle:
inliler kendilerini stlerinin ve aile yelerinin aresiz kuklalan gibi
hissetmezlerdi. Tam tersine, bir kolektifeyleyenlik anla y sz konusu ydu.
in' in ana ahlak sistemi olan Konf yslk, temelde hkmdar ile u y
nk, ebeve yn ile evlat, kan ile koca, a abe y ile karde ve iki dost aras
daki ykmllklerin ince likle ilenmesi ydi. in toplumu, bire yin ken
disini, aka tanmlanm karlkl ykmllklerin ahlaki davranlara
klavuzluk etti i, daha b yk, kanak ve genellikle i yicil bir toplumsal
organizma paras olarak hissetmesini sa lard. nceden beli rlenmi
22
rollerin -rgtl, hi yerarik bir sistem iinde- yrtlmesi, in'de gn
delik yaamnn z yd. Yunanllarn kiisel zgrlk anla ynn bu top
lumda bir karl yoktu. in'de bire ysel hakla; kiinin dilediini yap
mas anlamna gelme yip, bir btn olarak topluluun sahip olduu haklar
arasndaki kendi "hisse"sinden oluurdu.
Toplumsal grup iinde, tar tma eklinde bile olsa, her trl ztlama
nn n alnma ya allrd. 600 ile 200 arasnda, en azndan filozof
lar arasda kibar ta tmalarn me ydana geldii bir a yaand ysa da,
kamusal atma y akla getirebilecek her eit anlamazlktan kanlrd.
ng tliz bilim felsefecisi Geoffre y Llo yd'un yazd gibi, "Felsefede, tpta
ve baka alanlarda teki bak alarnn eletirisi vard r. ... [fakat] inli
ler genellikle, teki grlerin de kendilerine bir e yler retebileceini
kabul etme ye Yunanllardan ok daha yatknd. .. "
23
yelkenli gemile; su geirmez blmele; k dmeni, krekli tekne, nicel
haritaclk, baklk teknikleri, yldzlarn astroncmik gzlemleri, sis
mograflar ve akustiin ilk vey d bamsz mucitleri olarak tammrla: Bu
teknolojik baarlarn birou, Yunanllarn bu alanlarda tam anlamyla
sfr olduu bir dnemde gerekletirilmiti.
Ne ki, filozof Najime Nakamura'nn da iaret ettii gibi, inlilerin
ilerlemeleri, bilimsel kuram ya da incelemeye dknl deil, pratik
bir zekay yans tyordu. Filozof ve sinolog Donald Munro'nun yazd gi
bi, "Konfyslkte, eyleme ynelik herhangi bir sonu getimeyen bir
bilme dncesi yoktu."
z M , U A N K A A N N T E L K M i?
24
hala a y kii olduunu dnrdnz. Demek ki mzik yetenei arzi bir
zelliktir ve deiiklie uramas, kiinin znde bir deiiklik yaratmaz.
Dola ys yla hangi zelliklerin bir nesne yi olduu e y yapt ve nesnenin
doasn deitirmeksizin hangilerinin deiebilecei meselesi yle derin
den ilgilenen Yunan felsefesi, in felsefesinden bii yk bir farkllk gs
teri yordu.
Yunan dilinin kendisi de, ni teliklere ve nitelikleri so yutlamala ia d
n trme ye odaklanma y tev ik etmiti: teki Hint -Avrupa dillerindeki
gibi, her sfata bir sonek ekle yerek onu isme dn trebilirsiniz; rnein
"be yaz", "be yazlk"; "i yi" , "i yilik" olu: Yunan filozoflarnn bir alkan
l da, bir nesnenin -kii, ye; e ya ve ya ha yvan- niteliklerini ziinle
mek ve nesne yi so yutlanm niteliklerine gre kategorize etmekti. Sonra
da, bu kategoilere hkmeden kurallar temelinde, nesnenin doasn ve
e ylenlerinin nedenini anlama ya alrlard. B ylelikle bir ku yruklu yl
dzn nitelikleinden sz edili; sonra da nesne, eitli so yutlama dze yle
rinde kategorize edilirdi -bu ku yruklu yldz, bir ku yruklu yldz, gksel
bir madde, hareketli bir nesne. ei tli so yutlama dze ylerindeki kurallar
varsa ynlar haline getirilir ve ku yruklu yldzn davra, belirli bir so
yutlama dze yinde ili yor gibi grnen kurallar a sndan aklanrd.
Ancak Yunan felsefesinde daha da temel olan, nesne yi tam dikkat ve
analiz oda olarak yaltm halinde ele alan arka plan dzeni ydi. ou
Yunanl -birbirinden a yr grlen ve farkl btnler olarak yoru nlanan
insanlar gibi- madde yi farkl nesneler halinde olumu tikel ve a yr b
tnler olarak kabul ederdi. Nesne bir kez balang noktas olarak kabul
edildiinde, birok e y otomatik olarak peinden gelirdi: Nesnenin nite
likleri dikkat ekicidir; nitelikler nesnenin snflandnna temeli haline
gelir; kategoriler yap kuraln temeli olur; ola ylar da b ylece kuralla
ra u ygun olarak davranan nesnelerin sonucu olarak anlalr. "Nesneler"
szc yle, hem insand hem de insani nesnele i kastedi yorum, ama Yu
nan filozoflar iin asl b yk ilgi oda, fiziksel dn yann doas yd. nsa
ni ilikiler ve a hlaki davran tarz da onlar iin nemli ydi, ama bu konu ya
inliler kadar muazzam bir ilgi du ymazlard.
Yunan felsefesinin t uhaf ama nemli bir yn de, dn yann temelde
duraan ve deimez olduu kavramd: Hi kukusuz, 6. yz yl filozo
fu Heraklitos ve dier erken dnem filozo flar deiimle ilgilenmilerdi.
("Hi kimse a y ne hirde iki kez ykanamaz, nk insan da deii; ne-
25
hir de.") Fakat 5. yzyla gelindiinde, deiim gzden dt ve istikrar
nem kazand. Pamenides, birka basit admda, deiimin imk ansz ol
duunu "kantl ad" : Bir eyin var olmadndan sz etmek bir elikidi:
Hilik, kendi kendisiyle eliir ve dolaysyla hilik var olamaz . Hilik
var olamazsa, hibir ey deiemez demekti; nk 1. ey deiip 2. ey
haline gelirse, 1 . ey atk var olmayacaktr! Pannenides, Yunan filozoflar
iin bir seenek retti : Ya manta gveneceklerdi, ya da duyular na. Pla
ton'dan itibaren, yollarna mantkla devam ettile:
Pa nenides'in talebesi Zenon, benzer bir ekilde hareketin imk ansz
olduunu otaya koydu. Bunu iki kautlamayla yapt. Birincisi, onun okla
yapt nl kantlamayd. Okun hedefe ulamas iin, ilkin hede fe doru
yolun yars gitmesi, sonra o nokta ile hedef arasndaki yan yolu alnas,
sonra da onunla hedef arasndaki yan yolu amas ... gerekirdi. Fakat el
bette yarnn yansnm yans ... ok ile hedef arasda bir mesafe brak: O
halde, aksi yndeki grsel delillere karn, hareket gerekleemez. Dier
"kant" daha da basitti. Bir ey ya yerindedir ya da deildir. Eer yerin
deyse, hareket edemez demektir. Bir eyin yerinde olmamas olanakszdr;
bu yzden hibir ey hareket etmez. letiim kuramcs Robet Logan'n
yazd gibi, Yunanllar "mantklarnn dousal (lineer), 'ya-ya da ' yn
semesinin klesi haline geldile:"
Yunan filozoflarmm hepsi de deiimin imk anszln kantlamak iin
mant yerle bir etmi deildi; ama Aristoteles'in akl ytmesinde bi
le d maan bir nitelik vardr. Aristoteles, szgelimi, tm gksel cisimlein
sabit, kusursuz kreler olduuna ve her ne kadar hareket gereklese ve
olaylar olsa da, eyann znn deimediine inanyordu. Dahas, Aristo
teles'in fizii son derece dousald: Dngsel hareket yle dursun, ha
reket hzdaki deiimler bile Aristoteles fiziinde ok kk bir rol oy
na: (Arisloleles fiziinin dikkat ekecek kadar hatal olmasnn nedeni de
ksmen budu : Fiziki arkadam Gordon Kane, Aristoteles'in eserlerinde
ok sayda fiziksel nerme saptad ve bunlardan birounun yanl oldu
unu otaya koydu. Aristoteles'in yonyal seleflerinin nennelerden o
unu dou yaptklar dnlrse, bu duum gerekten atcd:)
26
Gnmzde bile Dou Asyallardan ounun bildii, tek at kap gi
den yal bir iftiyle ilgili kadim bir in meseli vard: Atnn tek geim
kayna olduunu bilen komular, onu teselliye koarla: Yal adam te
selli edilmeyi reddederek, "Neyin iyi, neyin kt olduunu kim bilebi
lir?" de: Gerekten de, birka gn sonra at geri dne; hem de yannda
vahi bir atla birlikte. Yal adamn dostlar bu sefer onu kutlamaya ge
lirle: Kutlamalar reddeden ihtiya; "Neyin iyi, neyin kt olduunu kim
bilebilir?" der. Ve gene birka gn sonra yal adamn olu vahi ata bin
meye alrken derek bacan kra: Dostlar olunun talihsizliinden
duyduklar znty bildirmek iin yine gelirle: "Neyin iyi, neyin kt
olduunu kim bilebilir?" der ihtiya : Aradan birka hafta geer ve kasa
baya, komu lkeyle savaacak gl erkekleri askere almak iin ordudan
adamlar geli; ama yal adamn olu savaacak durumda olmad iin
paay kurtar :
Dinleyicinin sabn izin verdii srece devam eden bu yk, yaama y
nelik Doulu duruun temel bir ynn ifade etmektedi: Dnya aralksz
bir biimde deiir ve elikilerle doludu : Olaylann belirli bir durumunu
anlamak ve kabul etmek, onun tersinin varln gerektirir; u an gerek
gibi giinen ey, grndnn tam tersi olabilir (kr . komnist dnem
babakan u En Lay'n, Fransz devriminin sonularnn yararl olup ol
mad kendisine sorulduunda verdii yanl: "Bunu sylemek iin vakit
henz ok erken") .
Yin (diil, karanlk ve edilgin) ile yang (eril, aydnlk ve etkin) birbi
riyle yer deitirir. Aslna baklrsa, yin ve yang ancak birbirleri sayesin
de var olur ve dnyann yin durumunda olmas, yaknda yang dunmuna
geeceinin kesin bir iaretidi: Kiinin doayla ve insan kardeleriyle
Tao'nun simgesi
27
birlikte var olma "Yolu" anlamna gelen Tao iareti, beyaz ve siyah hele
zon eklinde iki gten oluu: Fakat siyah helezon beyaz bir nokta, be
yaz helezon da siyah bir nokta ierir ve "En gerek yang, yin'in iindeki
yang'dr." Yin-yang ilkesi, birbirlerini tamamlayabilecek, bir dierini an
lalr klabilecek veya birbirleriyle yer deitinnelerini salayan koul
lar yaratabilecek, zt ama i ie gemi gler arasdaki ilikinin ifade
sidi :
l Ching'den : " . . . Sefalet asndan bakldnda, mutluluk ona daya
ldr; mutluluk asndan bakldnda, sefalet onun iinde sakld: Bu
nun se falet mi, mutluluk mu olduunu kim bilebilir? Kesinlik diye bir ey
yoktu: Erdemli kii, birden ahlakszla; iyi anszn kt olur" (/ Ching,
xxx) .
28
nasl olmas gerektiiyle ilgilenirdi ; onun sisteminde bu ilikiler hiyerar
ikti ve ayr ntlaryla kesin bir biimde aklanrd. Her nemli iliki if
tinin (kan-koca, vb.) her bir yesinin dierine kar aka tanmlanm
ykmllkleri vard.
Kon fyslk saduyu dini olarak da adlandrlr. nananlarnn Al
tn Ota [Ilmllk] Doktrini'ni onaylamalar -hibir eyde arya kama
malar; iki nerme ve ekien iki birey arasnda, her iki tarafta da hakikat
pay bulunduunu varsaymalar- gereki: Ama aslnda Konfyslk,
Taoculuk gibi, gerei bulmaktan ok, dnyada yaamann Tao'sunu -ya
ni Yol'unu - bu lmakla ilgileni:
Konfyslk ekonomik refah ve eitimi vurgula: Birey z kar
lar iin deil, tm aile iin alr. Aslna baklrsa, ailenin gelimesinin
aksine , kiisel geliim kavram, Kon fyiis ynsemeli kltrlere yabanc
d: in'de gelecek vaal eden bir genten, mlki ynetici olma umuduyla
devlet snavlar ma al mas beklenirdi. Baarl olu rsa, konumundan tm
ailesi yararlanrd. ok yakn zamanlara kada; dnyann byk blm
nn tersine, in'de a zmsanmayacak bir toplumsal ve ekonomik hareket
lilik vard. Yeterince uzun yaayan herkes, yksek konumlara erimi ai
lelerin yan sra, ok daha geriye dm olanlar da grebilirdi. Belki de
ksmen bu nedenle, Kon fysler insan doasnn ekillendirilebilece
ine her zaman Aristoteles'in entelektel soydalarndan daha fazla inan
mlardr.
Konfyslk, Taoculukla pzszce kaynamt: zellikle, bir
yin-yang evreni kavramnn ayrlmaz paras olan insan yaamndaki zt
l k ve deiimlerin derinden takdiri ile eyay btn olarak grme ihtiya
c, K on fy s felsefe sinin de parasd: Ne ki, baat doa ve krsal yaam
temalan Ko ifyslkten ok Taoculukla ilikilendiili; ailenin nemi
ile eitsel ve ekonomik ilerleme ise daha ok Kon fysln aynlmaz
parasd: Bu tematik ayrmla; porselen ve par menlerdeki resimlere
de yansmtr. Tao esinli tipik tema la; bir balk, oduncu ya da aacn
altnda oturan yalnz bir insa ieri : Kon fys esinli temalar ise, otak
etkinliklere katlan farkl yalardan birok kiinin resimlerine ve aileye
odaklan: Antik hatta ada in'de, farkl bireyler iki ynsemeden birini
tekinden daha ok vurgulamaya yatknd: Bu tercih, ksmen kiinin ya
amdaki konumuna bal olabili: He r inlinin baarlyken Konfys,
baansz olduundaysa Taocu olduuna dair bir atasz vardr.
29
Budizm in'e, szn ettiimiz klasik dnemden yzlerce yl sonra
Hindistan'dan geldi. inlile; bata in felsefesinin eksik yn olan epis
temoloji, yani bilgi kuram dahil olmak zere, Budizmin kendilerine ya
k ynlerini derhal zmsediler. Her ynseme de uyum, btncllk
ve neredeyse her eyin dier her ey zerindeki karlkl etkisine ilikin
dnceleri paylayordu. Bu ynseme, in felsefesinin neden bireysel
haklar kavramndan yoksun olmakla kalmayp, kimi zaman (en azmdan
Budizmin etkilerinin hissedilmesinden sonra) bireysel akllarm bir kabu
l gibi grndn aklamaya da yardm ede: 12. yzyla mensup bir
neo-Kon fys, "Evren benim aklm, aklm da evrendi: On binlerce
kuak ncesinde otaya kan bilgeler bu akl paylatlar; bu ilkeyi pay
latla: On binlerce kuak sonrasda otaya kacak bilgeler de bu akl
paylaacaklar; bu ilkeyi paylaacakla;" diye ya zmt.
Bu ynsemenin otak ilkesi olan btncllk, her olaym dier tm
olaylarla balantl olduunu ima ediyordu. Burada anahtar dnce, rezo
nans kavramd: Bir alg aletinde bir tele basarsanz, baka bir telde re
(*) (Holisn) Gerekliin temel unsuu olarak btnn, kendi paralarnn topla
mndan farkl ve stn olduu ilkesine dayanan felsefi kuram (n).
30
inlilere ge, dnyan doasna ilikin arka plan dzeni, onun ay
n ayr nesnelerin toplamndan ok, bir maddeler ktlesi olduuydu. Bir
tahta parasa bakan inli filozof, tek bir maddeden oluan kesintisiz bir
btn ya da i ie gemi eitli trden maddeler grd. Yunan filozof
ise, paracklardan oluan bir nesne grrd. Dnyann atomlardan m,
yoksa sreklilik gsteren maddelerden mi olutuu Yunanistan'da tatl
m, ama in'de byle bir soru hib ir zaman sorlmamt: inlilere g
re, dnya kesintisiz maddelerden oluu; nokta. Bilim felsefecisi Joseph
Needham u gzlemde bulunmutur: "Onlar evreni, iindeki eyler ara
sdaki etkileimlerin atomlarn arpmasyla deil, etkilerin nmyla
gerekletii kesintisiz bir ortam veya matristi."
Bu anlamda in ve Yunan felsefeleri, her birinin kendi toplumsal ya
am ve benlik alglay kadar birbir inden farklyd; felsefi farkllklar ise
pek ok bakmdan, toplumsal farkllklar yanstr.
Yunanllar bamszd ve insanlar gerek olarak kabul edecekleri
eyi kefetme abasyla, szel ekime ve tartmaya girerlerdi. Kendile
rini, belirleyici zellikleri olan bireyle; toplumdaki teki kiilerden ay
r birimler ve kendi kaderlerine h ak im olarak giirlerdi. Benzer ekilde,
Yunan felsefesi zmleme birimi olarak bireyse! nesneden -kii, atom,
ev- yola kar ve nesnenin zelliklerini ele alrd. Dnya, ilke olarak basit
ve bilinebilirdi: Tek yaplmas gereken, bir nesnenin ayrc niteliklerinin
ne olduunu anlamak, bylece ilgili kategorilerini belirlemek, sonra da
kategorilere uygun kural uygulamakt .
inlilerin toplumsal yaam ise karlkl bamlyd ve dsturlar z
grlk deil, uyumdu; Taoculara gre insan doayla uyumu, Kon fys
lere gre de insann teki insanlarla uyumu. Benzer biimde, felsefenin
amac gerein kefi deil, Yol'du . Eyleme rehberlik etmeyen dnce se
meresizdi. Dnya kamak, olaylar birbiriyle ilikili, nesneler (ve insan
lar) ise "bir pastan dilimleri gibi deil, bi- adaki ipler gibi" birbiriyle
balantlyd. Yunanl filozofun bakalaryla her trl ilikiden bamsz
niteliklere sahip bir insanlar topluluu grd yerde, inli filozof birbir
leriyle ilikili bir aile grrd. inli iin kar111a klk v e karlkl ilikili,
balam bilinmeyen nesneyi anlamaya ynelik her abann baarszla
mahkum olmas anlamna gelirdi. En iyi koullarda bile, sonular de
netimi gt.
31
Bilim ve matematik, aada greceimiz gibi, hem toplumsal davran
hem de felsefi bakla tamamen tutarlyd.
E L K M , B A G LA N T I M I ?
32
bulunduuna ilikin ak bir kabuln olmad bir yerde, "niin" sorla
r sorulmas zordu:
Yunallar gze arpan nesneye ve nileliklerine odaklanmalar, ne
denselliin temel doas anlamakta baarsz olmalarna yol ayordu.
Arisloteles, bir ta yere dmesini, "yerekii" zelliine sahip ola
syla aklamt. Aa kukusuz, suya frl atlan bir tahta paras batmak
yerine yzer. Aristoteles bu grngy de, tahtan "hafiflik" zelliine
34
olay trlerini gerekten aklayabilen yasalar kefetmelerini engelle
miti. Yunanllar ise, tam da an basitletire ve nesnelerin var olma
yan zellikleriyle ilgili sahte aklamalarla yetinme eilimleri nedeniyle,
nesnelere kurallar uygulayabilmek iin onlar sflandnnak gerektiini
anlamlard. Kuralla; mmkn olan en geni nesneler dizisine ygulana
bildikleri lde yararl olduklarndan, azami derecede uygulaabilmele
ri iin yksek soyutlama dzeylerinde genellemeye ynelik kesintisiz bir
"yukarya doru bask" vard. Bu soyutlama diirts -her zamm deilse
de- kimi zaman yararl oluyordu.
Yunanllarn kategorilere olan inanc hemen olduu kada; sonraki
entelektel varisleri iin de baz bilimsel geirileri olmutur. Doal dnya
hakkda, teki halklarn kurduu halk-biyoloji trnde emalardan, so
nuta gerek anlamda aklayc gce sahip kuramlar dourabilen tek bir
sflandnna sistemine gemeyi salayacak kadar zenli snflandrmala
r sadece Yunanllar yapmt:
36
duu ile A-olayan mevcut dunun olduu inanc arasnda ille de tutar
szlk yoku: Tan tersine, Tao ya da yin-yang ilkesinin nhunda, A aslnda
A-olmayan da va olduunu, ya da en azndan yaknlarda olacam ima
edebilir. Diyalektik dnce baz ynlerden mantkl dncenin kart
dr. Balanszlatnnaya deil, eyleri kendi uygun balamlannda grme
ye alr: Olaylar dier olaylardan yaltlm halde otaya kmazlar; her
zaman iin, elerin durmadan deitii ve kendilerini yeniden dzenle
dii anlaml bir btnn iine gmldrle: Bir nesne ya da olay yaltl
n haliyle dnp ona soyut kurallar uygulamak, an ve hatal sonu
lan davet etnekti: Akl yrtmenin hedefi, Ota Yol'du:
Antik Yunanllar ile inlilerin dnce alkanlklar neden bu kadar
farklyd, ya da en azndan bu dunun, zihinsel yaamlar hakknda bilgi
sahibi olduumuz iki kadim halkn entelijensiyas iin neden geerliydi?
Ayrca, bir yanda toplumsal biimler ve benlik anlaylar, te yanda fel
sefi varsaymlar ve bilimsel yaklamlar arasnda neden bylesi bir "rezo
nans" olmas gerekiyordu? Bu sonlarn yatlar, Dou ile Bat dncesi
arasnda bugn de var olan farkllklarn anlalmas kolaylatrabili:
37
2. BLM
AK L I N
TO P LUMSAL K K E N L E R
B ir zamanlar bir inli dnre, Dou ile Bat'nn neden bu denli fark
dnce alkanlklar gelitirdiini sonnutum. akayla kark, "nk
sizin Aristoteles'iniz va; bizimse Konfys'mz," diye yantlad. Aris
toteles ile Konfys'n kendilerini izleyen insanlarm entelektel, top
lumsal ve siyasal tarihleri zerinde muazzam etkileri olmusa da, onlar
kendi kltrlerinin atas olmaktan ok, birer nd: Zaten iinde yaa
dklar toplumlar yanstmam olsalard, sahip olduklar nfuzu asla elde
edemezlerdi. Aslna baklrsa, Yunanistan'm ruhen Batldan ok Doulu
olan Heraklitos gibi, in'in ise Batl filozoflarn kayglarmdan birounu
paylaan Mo-tzu gibi filozoflara sahip olmas, bunun bir tr "kant" say
labili: adalarndan hayli ilgi grmelerine karn, bu srad filozoflar
arabuk unutulmu ve Bat' da srp giden Aristoteles gelenei, Dou'da
ise Konfys gelenei olmutur.
Antik in ve Yunanistan'n neden bu kadar farkl olduu sousunu in
celeyen bilim insanlar, akla yakn birka neden buldula:
Kiisel zgr!k, bireysellik ve nesiel dncenin geliimi bakmn
dan, Yunanistan tm ada uygarlklardan farklyd. Bu nitelikle; ksmen
Yunanistan' a zg siyasal sistemle, yani kent-devlet ve onun siyasetiyle,
zeli ikle de insanlarn birbirlerini rasyonel argman araclyla ikna et
mek zorunda olduu meclislerle aklanabili: Kent-devlet de nemliydi,
nk entelektel asiler bir yeri terk edip baka bir yere yerleerek, g
rece zgr sorgulama yapmay srdrebiliyorlard. Gerekten de, belirli
bir kent-devlette "istenmeyen kii" olan entelektelle; kimi zaman geti
recekleri itibar uruna baka kent-devletler tarafdan aranan kii olabi-
38
liyorlard. Sokrates'in taraftarlar, hakknda verilen lm cezasnn yerine
getirilmesine izin vermek yerine, Atina'y terk edip baka bir yee gitmesi
iin ona yal\'ardla: Baka yerlerde byk bir sevinle karlanaca gibi,
kendi yuttalar da peine dme cesaretini gsteremeyeceklerdi.
Yunanistan'n benzersizliini aklamak iin kimi zaman dile getiri
len bir baka etken de, ticareti bol kazanl bir uraa dntren deniz
kysdaki konumudu: Bu ise, oullarnn eitimi iin gereken paraya
sahip, nemli bir tccar snfn varl anlamna geliyordu. in'deki du
rumun aksine, eitimin iktidar ve servete giden bir yol olmad dn
lrse, tccarlarn neden oullarn okutmak istedikleri elbette kendi iin
de aklama gerektirir. Grnen o ki eitim arzusu hem meraktan, hem
de bal bana bilginin deerine olan inantan kaynaklanyordu. Yunan
llara zg merak duygusu ise, ksmen lkelerinin dnyann bir kavak
noktasndaki konumuyla aklanabili: Yunanllar srekli yeni ve atc
insanla; adetler ve inanlarla karlayorlard. Kylarn yaknnda yaa
yan herhangi bir Yunanl (yani, byk ounluk) iin, baka etnik grup
lar, dinleri ve devletleri temsil eden insanlarla karlamak son derece
olaan bir duumdu. Atina'nn kendisi Yldz Savlllar'ndaki bara ben
zetilebilirdi.
Yunanllarn evresinde dnp duran btn o farkl uygulamalarn ve
inanlarn aikar bir sonucu, elikilerin stesinden gelme zounluluuy
du. Bir kii A'nn doru olduunu ileri srerken, bir bakasnn A olma
yann dou olduunu savunduu durnlarla srekli kar karya kal
yorlard. Dardan gelenlerin fikirlerinden doan elikilerin yan sra,
kentlilerin mecliste ve pazar yerinde zgrce ifade ettikleri giileri ara
sndaki eliki, belki de onlar uyumsuzluun stesinden gelmek zere
fonnel mant da ieren bilisel yntemleri gelitinneye zorlamt.
B.a karlk, bugn bile in nfusunun yzde 95'i Han etnik grubu
na mensuptu: lkedeki elliyi akn etnik gubun neredeyse tamam, l
kenin bat kesiminde yaamaktad: lkenin geri kalan kesiminde yaayan
bir inli, hatr saylr derecede farkl inan ve uygulamalara sahip biriyle
ender olarak karla: in'in etnik trdelii, en azndan ksmen merke
zilemi siyasal denetinle aklanabili: Aynca, in'in yz yze ilikilere
dayanan ky yaam, zerinde anlamaya varlm davran nonnlann ve
uyumu dayatnut: Fikir farkllyla pek karlamayan ve anlamazl
stlei ya da akranlarnca yasaklandn fark eden inlile; iki nerme-
39
den hangisinin doru olduuna karar vemelerini salayacak yntemleri
ok az kullanmlardr. Bunun yerine ama, anlamazlklar zmenin yolc
1 arn bulmak olmutu; Dolaysyla da, Ota Yol'u bulmak iin aba har
catr.
D E NGELEYC ( H O M E O STAT K )
S O S YO - B L S E L S S T E M L E R
40
[ EKOLOJ
0 t
1 EKONOM
0 t
TOPLUMSAL YAPI
0 t
1 DKKAT
0 t
1 M ETAFZK
0 t
EPSTEMOLOJ
BLSEL SRELER
0 t
Bilisel Sreler zerindeki Etkilerin ematik Modeli
41
tarafndan ynetilirlerdi. Bu nedenle, sradan inliler kannak bir top
lumsal kstlamalar dnyasnda yaarlard.
te yandan, ounlukla denize uzanan dalardan oluan Yunanistan
corafyas, avclk, hayvanclk, balklk ve ticarete (bir de, drst ol
mak gerekirse, korsanla) elverilidi: Bula; bakalaryla grece az i
birlii gerektiren uralard: Aslna baklrsa, ticaret hari bu ekonomik
etkinlikle; teki insanlarla birlikte ay istikrarl topluluk iinde yaama
y art komaz. Yerleik tarm Yunanistan'a, in'den neredeyse iki bin yl
sonra gelmi ve birok blgedeki gibi sadece yaamn srdrme arac ol
mak yerine, arabuk ticarilemitir. Yunanistan'n topra ve iklimi, a
rap ve zeytinya retimine elveriliydi ve 6. yzyla gelindiinde, ift
ilerin birou kylden ziyade iadam tamnna uyuyordu. Dolaysyla
Yunanllar, inlilerden ok daha rahata kendi balarna hareket edebi
liyorlard. Yurttalaryla her ne pahasna olursa olsun uyumu siirdiinne
gereini hissetmeyen Yunanlla; pazarda ve siyasal mecliste birbirleriyle
tatmay alkanlk edinmilerdi.
Toplumsal Yap ve Toplusal Uygulama -+ Dikkat ve Halk Metafzi
i. inliler ekonomik, toplumsal ve siyasal yaamlarnda emsallerine ve
yetkililere dikkat ederek yaamak zondaydlar. tekilerle ilikileri, ya
amlarna hem kstlama getiriyor hem de balca frsat kaynan olutu
ruyordu. Toplumsal dnyaya kar dikkatli olma alkanl genelde orta
ma dikkat etme eilimine dnrken, toplumsal ilikilere zen gstenne
ihtiyac da, her trden ilikiye zen gsterme eilimine yol amt. Sosyal
psikologlar Hazel Markus ve Shinobu Kitayama'mn belittii gibi, "Kii
kendisini, karlkl baml bir paras olduu daha geni bir balamn
iinde gyorsa, teki nesne ve olaylan da benzer bir ekilde alglamas
muhtemeldi" Dolaysyla "halk metafizii" (toplumsal ve fiziksel dnya
nn doasna ilikin inanlar) tek bir olgudan douyordu: inlilerin top
lumsal dnyayla ok yakndan ilgilenmeleri. Ben'in bir ilikiler ve top
lumsal ykmllkler ana bal olduu anlay, genelde dnyay soyut
ve bamsz nesnelerden olumu olarak deil de, sreklilik gsteren ve
maddelerden oluan bir yer eklinde gnneyi doal hale getimi olabi
li: Nedensellik, alanda veya nesne ile alan arasndaki ilikide glyor
du. Alana gsterilen dikkat, kannaklk ve deiimin ya sra, pek ok
ve birbirinden farkl unsurlar arasndaki elikinin kabuln tevik edi
yordu.
42
Oysa Yunanlla; teki insanlarl a ilikileri tarafndan an kstlan
makszn, nesnelere dikkat etme lksne sahipti; buna teki insanlar ve
onlarla ilgili kendi hedefleri de dahildi. Bir Yunanl bakalarna pek az
danarak veya hi danmadan hasat yapmay planlayabili; koyun s
sne yeni bir otlak bulabilir veya yeni bir mal satmann karl olup olma
yacam aratrabilirdi. Bu durum Yunanllarn, kategorize etme amal
bir bakla nesnelerin niteliklerine odaklanarak, davramlarnn nceden
kestirilmesini ve denetlenmesini salayacak kurallar bulmalarn doal
hale getinni olsa gerek. Nedensellik, esenin zelliklerine bal veya
kiinin nesneyle ilikili eylemlerinin sonucu olarak grlyordu. Byle
bir nedensellik gr, Yunanllan istikrar ve kalclk varsaymlarnn
yam sra, nesnedeki deiimin kendi denetimleri altnda olduu varsay
mn da desteklemi olabili:
O halde, bu iki toplumun halk metafizii, dorudan doruya dikkat
hedeflerinden domu olabilir: inlilerde evre ve alan, Yunanllarda ise
nesne. Her iki toplumun bilimsel metafizii de, halk grlerinin bir yan
smasndan ibaret olsa gerek.
Halk Metafizii -+ st rtiil Epistemoloji ve Bilisel Sreler. Halk
metafiziinin st tl epistemolojiyi, ya da yeni bilginin nasl edinile
bileceine ilikin inanlar etkilemesi beklenebilir. Eer dnya, sonu
lan belirlenmesinde nesele ile olaylar arasndaki ilikilerin can alc
olduu bir yerse, o zaman nesneler arasndaki ilikileri grmek ve btn
ile paralar arasndaki ilikiyi anlamak ii, alandaki tm nenli unsur
lar gzlemlemek em tayacakt: Dikkat, alglama ve akl ytme s
releri, nemli olaylan saptamaya ve aralarndaki karmak ilikileri ayrt
etmeye odaklanacakt: te yandan eer dnya, nesnelerin davrana
kurallar ve kategorilerin egemen olduu bir yerse, o zaman nesneyi iin
de bulunduu balamdan soyutlayabilmek, nesnenin hangi kategorilere
girdiini ve bu kategorilere hangi kurallarn uygulanaca anlayabilmek
hayati nem kazanacakt: Sreler de o zaman, bu ilevlere hizmet ede
cek ekilde geliecekti:
Son olarak, toplumsal uygulamalar dnme alkanlklarm dorudan
doruya etkileyebilir. Hem diyalektik hem de mantk, toplumsal atma
n stesinden gelmek zere gelitirilmi bilisel gereler olarak gle
bili: Toplumsal varoluu uyuma dayal olan bir halkn, atna veya tar
tma gelenei gelitimesini bekleyemeyiz. Tam tersine, bak alarn-
43
da bir atma ile kar karya geldiklerinde, elikiyi zmeye, amaya
veya bir "O1a Yol" bulmaya -ksacas, sounlara diyalektik adan yak
lamaya- ynelebilirle: Buna karlk, ta1makta zgr olan bir halk,
elimezlik ilkesi ve formel antk da dahil olmak zere, ta1nay ida
re etmek iin kurallar gelitirmeleri beklenebilir. Mantktan bilime giden
yol, fiziki ve bilim tarihisi Alan Cromer'n gzlemledii gibi kolaydH:
"Bilim, bu griie gre, retoriin bir uzantsd: Ynanista'da, sadece
Yuanista'da icat edilmiti; iink Yuan halk meclisi ku tartma
becerisine byk itibar gsterniti: ( ... ) Geometrik bir kant ( ... ) nihai re
torik Liimidi:"
Ynal ve inlilerin zihniyet farkllklarna ilikin bu grn nem
li bir yn de, 1l bir honeostasis imasd: Ekonomik gler fark
l toplumsal yaplar srdrecek ekilde iledii srece, farkl toplumsal
uygulamalar ve ocuk eitimi, insanlarn evredeki farkl eylere odak
lanasyla sonulanacaktr. Farkl eylere odaklanma, dnyan doas
lakkda farkl anlaylara yol aacaktn: Farkl dnya giileri ise, fark
llaan dikkati ve toplumsal uygulamalar pekitirecekti: Farkl dnya g
rleri ayrca alglama ve akl yrtme srelerindeki farkllklar tevik
edecek, bunlar da dnya grlerini giilendinne eilimi gsterecekti:
Biliscl srelerle sonulanan silsilenin ekolojiyle balamas gerek
tiini varsaymak iin hibir neden yoktu: Baz toplunlar ya da guplan
dier insanlara kar daha dikkatli davranmaya itebilecek ok farkl eko
nomik gerekeler olabilecei gibi, nesnelere ve onlarla ilgili kendi ama
larna kar daha dikkatli olmalarm salayabilecek pek ok neden de
olabili: Szgelimi, modem i d iinyas, brokrasiler ve elbette ki giriim
cilerin ynettii iletmele; ok sayda meslekta veya efe dikkat gster
meyi gerektimez. Tam tersine, insanlar grece dar bir amalar yelpazesi
e odaklanmaya ve bu amalara bamsz olarak ulamaya yneltir. teki
insanlara byk bir dikkat gstemektense, onlar gz ard etmek, perfor
mans iyiletirebilir. Silsilenin ekonomiyle balamas da gerekmez. Dik
kati teki insanlara ekecek pek ok farkl neden olabilir: rnein, kat
davran kurallar olan, birbirine kenetlenmi bir dinsel cemaatin yesi
olmak gib : . Benzer ekilde, birok etmen insanlar esas olarak llf" nelere
ve onlarla ilgili kendi amalarna odaklanmaya yneltebilir.
44
K KEN K U R A M I N A G N M Z D ESTEC
Biliin b u ekooik-toplusal aklamas, Bat 'daki baz nemli tarihsel
deiimlerle uyumaktadr. Bat, ortaada baat olarak tarmla ilgilenir
ken, daha az bireyci oldu. Anupa kyls, gndelik yaamda karlk
l bamllk \'eya zgrlk asrndan, ya da akl yriitmede rasyonalist
yaklam bakda, herhalde in kylsnden ok da farkl deildi.
stelik entelektel ve kltiirel baar asda, AHupa lam anlamyla
geri kalm bir dunmdayd. Arap emirleri Platon ve Aristoteles'i tartr
ken ve in'i blgesel yneticileri tiim sanatl arda stalklar ortaya ko
yarken, Avnpal soylular ntubetli atolarnda sr butlarm keirnekle
meguld.
Acak otaan sonlarna doru Avrupa tarnrndaki gelimeler (en
nemlisi de, karasaba atn ekmesini mmkn klan lanutun icad),
eski Yuan kent-devletlerine ok benzeyen yeni ticaret merkczlcrinin
doas salayacak kadar servet fazlas yaratt. talyan kent-devletle
ri ve daha sonra kuzey kent-devletleri, biiyk liide zerkti, ounlukla
da despotlarn otoritesine tabi deildi. Birou bir ekilde demokratik, en
azdan oligarik itelikteydi. Elbetle ki varlkl tccar srnfyla birlikte
kent devleti eklinin yeniden douu, bireycilik, kiisel zgrlk, rasyo
nalizm ve bilimin resans ile ilikiliydi. 15. yzyla gelindiinde, Avru
pa bin yllk uyuukluundan syrlm ve neredeyse her alanda -felsefe,
matematik, sanat ve teknoloji- in'lc rekabet etmeye balamt.
15. yzyl balarda gerekleen bir olay, Avrupa ile in arasndaki
farklar konsnda aydnlatcdr. Byk Hadm lakapl inparato; in'de
Gey ve Gneydou Asya, Ortado ve Bat Afrika'ya yelken aa seJ"Yet
ve harikalarla dol (teknolojik olarak Pinta, Nina ve Santa Maria dan ok
'
ok iistn olan) yzlerce gemiyle bir yolculuk yapa: Hint Okyanusu, ran
Kfezi ve Kzldeniz kylarda yaayan halklar in' in onlardan her ba
kndan stn olduunu ikna etmek olan birincil amaca ular da. Fakat
inliler bu toplumlarn retebildikleri veya bildikleri -Afrikal ev salip
l erii kendilerine gsterdikleri bir zrafa da dahil olmak zere- her eye
kaytsz kalrla: Sadece zrafann eskide in'de, bir imparatonm dou
mu gibi nemli olaylarda otaya kmas beklenen, qi !in adyla lanan
bir yaratk olduunu hatrlamakla yetinirle:
Bu merak eksiklii, in'in tipik zelliiydi. Orta Krallk' (in'in
kendi kendine verdii, "diinyan merkezi" anlamna gelen ad) sakinleri,
45
yabanclarn anlatt hikayelere pek az ilgi gstermilerdi. Dahas , in' de
bilgiye bilgi adna hibir zaman byk ilgi duyulmaml; Modem inli
felsefeciler bile her zaman, kendi ada soyut kuranlarmadan ok, bil
ginin pragmatik uygulamasyla ilgilennilerdi:
15. yzyldan gnmze kadar ata bir hzla devan eden Avrupa'ya
zg entelektel ilerlenele; bana yle geliyor ki, Jared Diamond'un Gus,
(',.ems, and Steel ('Tfek, Mikrop ve elik') adl parlak eseri de dahil ol
mak zere, yakn tarihli baz makro-tarihlerin sunduu trden ekolojik ya
da jeopolitik bir aklamadan daha fazlasn gerektiri: Despotizmin d
nce ve giriim zerinde uygulad basklarla birlikte ytlebilmesi
iin in'de Avnpa'ya kyasla ok daha rahat bir ekolojik zemin bulundu
u doru olsa da, Avrupa'daki aratnna zgrl ve bilimsel ilerlemenin
izahn sal fiziksel etmenlerle snrlandnnak bana yanl grnyo; 1 5.
yzyldan ok daha nce, bu deerler ve onlara elik eden zihniyet Avru
pallar aklna ilenmi durumdayd. Matin Luthe; Kilise'nin yolsuzluk
ve zorbalna kar Doksan Be Tez'ini sadece corafi olarak ondan kur
tulmas kolay olduu iin deil, Avrupa tarihinin yeni bir insan tipini -bi
reyleri daha byk topluluktan ayn ve zgrce dnen kiiyi- yaratm
olmas nedeniyle yazmt . Galileo ve Newton, keiflerini sadece kolaylk
la bastnlamayacaklar iin deil, merak ve eletirel dnce alkanlk
lar nedeniyle yapmlard.
Gnmzde elbette ki Dou, gittike atan bir hzla Batl dnce
ler birikimini benimsenektedi: Bu fikirlerin Dou'da ne gibi etkiler ya
paca, Doulu bir szgeten getikten sonra neye benzeyecei ve orada
urad deiikliklerden hangilerinin Bat tarafndan da benimsenecei,
adalarn zihinsel alkanlklarndaki farkllklara bakarak tahmin edi
lebili:
Tarihsel olarak, Yunanistan ile in'in neden bunca farkl yollar izlediine
ilikin benim nerdiim izah spekiilatifti; Bununla birlikte, bilimsel bir
kuramdr da; nk snanabilir ve dahas psikolojik laboratuarda snan
m nglere yol amaktad;
20. yzyl psikologlar, ekonomik ve toplumsal etmenlerin algsal al
kanlklar etkileyebileceine ilikin deliller sunmulard: Herman Witkin
ve meslektalar, baz kiilerin bir nesneyi onu kuatan evreden ayrma
ya dierlerinden daha az yatk olduunu gsterdile; Otaya koyduklar
46
bu boyutu -bir nesnenin alglanmasn, otaya kt arka plan veya ev
reden etkilenme derecesine gnderme yaparak- "alan bamll" ola
rak adlandrdla: Witkin ve meslektalar, alan bamll eitli yn
temlerle ltle: Bunlardan biri de ubuk ve ereve Testi idi. Bu testte
katlmc, ucunda etraf erevelenmi bir ubuun bulunduu uzun bir
kutunun iine baka: ubuk ve ereve birbirinden bamsz olarak ev
rilebilir ve katlmc grevi, ubuun ne zaman tam anlamyla dikey
olduunu gstennektir. Katlmc, ubuun dikeyliine ilikin yargs er
evenin koumyla balantl olduu lde alan bamls sayl: Alan
bamlln saman ikinci bir yntemi, insanlar, iinde bulunduu
odadan bamsz olarak saa sola eilebilen bir sandalyeye otutmakt:
Beden Uyarlama Testi ad verilen bu testte katlmc, kendi bedeninin di
keyliine ilikin yargs odan eiminden etkilendii lde alan bam
ls sayl: nc ve en kolay yntem de, Gml Figrler Testi'dir. Bu
testte yaplmas gereken, ok daha kannak bir figrn iinde gml ba
sit bir figr bulmakt: Karmak balam iindeki basit fig bulmak ne
kadar uzun srerse, kii o derece alan bamls sayl:
Ekonomik etmenlerin bilisel alkanlklar etkileyebilecei fikinin
tl bir anlam da, geimi tarma bal olan insanlarl, ilerini yrt
mekte bakalaryla yak ibirliine daha az gerek duyan, rnein avclk
ve toplayclkla geimlerini salayan insanlardan daha fazla alan bam
ls olmalar gerektiidi: Gerekten de duum byledi: Ayrca, gelenek
sel ifti halklar, toplumsal rol ve yiikiimliiliiklerden oluan bir aa pek
de zen gstermeden kiisel amalara ulalabilen sanayi toplumlarmda
yaayan insanlardan daha fazla alan bamls olmas da bekleyebiliriz.
Yine duum byledi: Asla baklrsa, avc-toplayclar ile sanayi toplumu
insanlar hemen hemen eit derecede alan bamlsd:
Bir yanda geimi tanna bal olan halkla; te yanda avc-toplayclar
ile modern sanayi toplumlann ada, bamsz yuttalar arasmdaki
kilit fark eer toplumsal dnyaya gsterilen dikkatin derecesiyle ilgiliyse,
o zaman belli bir toplumdaki toplumsal kstllk derecesi asdan bir
birinden farkl olan alt kltrlerin alan bamllk derecelerinin de farkl
olmas gerekir. Bu hipotezi samak iin, kiilik psikolou Zacha)' Ders
howitz, rol ilikilerinin gayet ak bir ekilde dile getirildii ve toplumsal
kstlanalan ok nem tad aileler ve toplumsal otanlarda yaadk
larn ileri srd Ortodoks Yahudi erkek ocuklar alan bamlln
47
inceledi. Bu ocuklarn pefornansn, daha gevek toplumsal denetimle
re tabi olduklarn ileri srd laik Yahudi ve daha da gevek kstlama
lara maruz kaldklarna inand Protestan ocuklarnkiyle karlatrd.
Beklendii zere Dershowitz, Ortodoks ocuklarn laik Yahudi ocuklar
dan, bunlarn da Protestan ocuklardan daha fazla alan bamls olduu
nu bulgulad.
Alan bamllnn sadece dardan dayatlan toplumsal kstlana
lan sonucu olabileceini varsaymak iin hibir neden yoktur. Baka in
sanlara duyulan ilginin, kkeni ne olursa olsun, alan bamllyla ba
lantl olmasn bekleyebiliriz. Gerekten de, grece alan bamls kiile;
dier insanlarla birlikte olmaktan, grece alan bamsz kiilerden da
ha fazla holanrla: Alan bamls kiilerin ayrca ehreler ve toplumsal
szckler ("ziyaret", "pati") ile ilgili bellekleri, grece alan bamsz
kiilerinkinden daha iyidi: Tercih hakk verildiinde de, alan bamls
kiile; grece alan bamsz kiilere gre bakalarna daha yak otur
maktan holanrla:
M O D E R N D N YA D A D N C E N N S O N U LA R I
48
stikrara kar deiimle ilgili tiil varsaymlar; Doulularn de
iim grd yerde 13atllann i stikrar grmesi
Olaylarn aklanmasa ilikin tercih edilen kalplar; 13atllar
nesnelere odaklanrken, Doulularn evreyi de ierecek ekilde
daha geni bir adan yararlanmas
Diinyay diizenleme alkanlklar; Batllar kategorileri yelerken,
Doulularn ilikileri vurgulamaya daha yatk olmas
Formel mantk kurallarn kullam; olaylar anlaakta Batlla
r Doul ulara gre mantk kurallarm kullanmaya daha eilimli
olmalar
Diyalektik yaklamlarn uygulanmas; gze arpan elikiyle kar
latklarnda, Doulularn Orta Yol ' aramaya, Batllar ise bir
inanc dierine kar donluu konusunda diretmeye daha ei
limli olmas.
19
3. BL M
Her bireyin bir dizi zellii, ayt edici nitelikleri vard: Daha
s, insanlar kendilerine zg -teki bireylerden nemli ynlerden
farkl- olmay isterler.
nsanlar kendi davranlarna byk lde hakimdirler; seimin
ve kiisel tercihin sonulan belirledii durumlarda kendilerini da
ha iyi hissederle:
nsanlar kiisel haan hedeflerine ynelirler; ilikilerin ve grup
yeliklerinin kimi zaman bu hedeflere ulamakta engel oluturdu
unu kefederle:
nsanlar kendilerinden honut olmay arzularlai; kiisel baarlar
ve olumlu niteliklere sahip olduklarna dair gvencele; kendileri
ni iyi hissetmeleri asndan nenlidi:
nsanlar kiisel ilikilerinde eitlii, ya da ilikiler hiyerarik ise
daha stn bir konumu yelerle:
nsanlar ay kurallarn herkes iin geerli olmas gerektiine ina
nrlar; kiisel nitelikleri veya nemli kiilerle balantlar yzn
den bireylere imtiyaz tannamald: Adaletin gz kr olmald:
50
nn geri kalannn, zellikle Dou Asya halklarndan ounun sosyopsiko
lojik karakteristikleri, u ya da bu derecede farkllk gsteri:
B AT I L I L M AYA N B E N L K
Asyallarn, bireysellie kar kltrel bir nyargy yanstan bir deyii
vardr: "Dar frlayan ivi geri akl:" Genelde, Dou Asyallarn ki
isel hedeflerle ya da kendi nemini aba1makla daha az ilgilendikleri
varsayl: Grup hedefleri ve egdiiml eylem onlar iin daha nemli
di: Uyumlu toplumsal ilikilerin srdrlmesi, kiisel. baarya ulama
nn nne geme eilimindedi: Baar, kiisel bir liyakat nianndan ok,
bir gup hedefi olarak peinden koulacak bir amatr. Kendine zglk,
zellikle arzulanan bir ey deildi: Asyallar iin kendinden honutluk,
mensup olduu guplann istekleriyle uyumlu olduunu ve grubun beklen
tilerini karladm hissetmeye bald: Bireylere eit muamele benim
senmedii gibi, mutlaka arzu edilir bir ey de deildi:
Dou Asya'da ilikiler asndan geerli olan kurallar yereJ ve zel
di; aynca bu kurallarn evrensel olmaktan ok, rollere gre belirlendii
varsaylr. Asyal bir arkadam bana, Amerikallann evlerini ziyaret etti
inde kendisine en ilgin gelen eyin, herkesin srekli teki kiilere te
ekkr etmesi olduunu sylemiti: "Sofray kurduun iin teekkrler";
"Arabay ykatt iin teekkrler." Onun lkesinde herkesin belirli bir
balamda aka tanmlanm ykmllkleri vardr ve insanlara bunlar
yerine getirdikleri iin teekkr edilmez. Seim yapmak, dnya insanla
rnn ou iin nemli bir ncelik deildir. (Dou Asyal bir dostum, bir
keresinde bana Amerikallarn markette krk eit kahvalt gevrei aras
dan seim yapmaya neden gerek duyduklarn sonnutu.) Aynca, bir se
im yapmak zorunda kaldklarnda, Asyallarn bir karar alc olarak ken
dilerini mutlaka yeterli hissetmeleri gerekmez.
Belirli bir yan zerindeki Amerikallarn ou, Dick and Jane adl oku
ma kitabn gayet iyi latrla: Dick ve Jane ile kpekleri Spot, hayli aktif
bireycilerdi. 1930'lardaki eski bir basknn ilk sayfasnda (bu okuma kita
b 1960'lara kadar yaygn bir biimde kullanlyordu) , imenlik bir alanda
koan kk bir erkek ocuk resmi gl: lk cmleler unlardr: "Bak,
Dick kouyo: Bak, Dick oynuyo: Bak, Dick kouyor ve oynuyo:" Bu -Ba
tl zihniyete gre- ocuklar hakknda verilebilecek en doal temel bilgi-
51
di: Oysa ayn dnemdeki ince okuma kitabnn ilk sayfasnda, daha b
yk bir erkek ocuun omzuna binmi kk bir olan resmi yer alr. "Abi
kardeiyle ilgileniyor. Abi kardeini seviyo: Karde abisini seviyor." Bir
ocuun basl szle ilk karlamasnda bireysel eylemin deil, insanlar
arasdaki ilikilerin aktarlmas nemli griilmt:
Gereklen de, Bat tarz benlik Dou Asyalya gre neredeyse bir ha
yal iiiindli Filozof Hu Shih'in yazd gibi, "Konfyiis insan-mer
kezli felsefede insan tek bana var olamaz; her trl eylem, insanla insan
arasdaki etkileim biiminde olmald:" Kii daima otamlarda -ken
disiyle belirli trden ilikileri olan belirli insanlarn bulunduu belirli
durnlarda- var olur ve Loplunsal koullarda atlanmam nitelikler ya
da eylemler olabilecei kavram Asyal zihniyete yabancdr. Antropolog
Edward T. Hali, benlik anlaymdaki farkllklar yakalamak iin, "dk
balam"a kar "yksek balam" toplumlar (low-context vs. high-context
societies) kavramn e srmtr. Batlya gre, bir kii hakkmda, koul
lardan ya da belirli kiisel ilikilerden bamsz niteliklere sahipmi gibi
sz etmek anlamldr. Bu benlik -bu snrl, geirgen olmayan zgr eyle
yen- nemli bir deiime uramakszn guptan guba, ortamdan otana
geebili: Fakat Douluya (ve bir dereceye kadar dier pek ok halka) g
re, kii balantl , akkan ve koulludu: Filozof Donald Mumo'nun be
littii gibi, Dou Asyallar kendilerini "aile, toplum, Tao lkesi veya Ka
tksz Bilin gibi bir btnle ilikileri balannda" anlarla: Kii, edimde
bulunmay mmkn klan bir dizi ilikiye katlr ve tamamen bamsz
davra genellikle mmkn olmad gibi, gerekten arzu edilir bir ey
de deildi:
Her trl eylem bakalanyla ahenk iinde olduundan, ya da en azn
dan bakalarn etkilediinden, ilikilerde uyum, toplumsal yaanm ba
lca amac haline geli: -grup, yani aile ve yakn dostlardan oluan ya
kn evreyle ilikili benlik anlaymn farkl tiplerinin kavranmas iin
ematik bir resim sunmutum; bu resim, i-gup ile d-gup veya sadece
tamdk insanlar arasndaki grece mesafeyi de otaya koyuyor. Doulular
kendilerini i-guplarma bal ve d-guplanndan uzak hissederler. Ge
nelde i-grup yelerine ok benzer oldklann dnr ve onlar d-gup
yelerinin tmnden daha gvenilir bulurla: Batllar ise kendilerini i
gnplarndan grece kopuk hisseder ve genelde i-gup ile d-gup ara
snda o kadar byk bir aynn yapmazla:
52
Doulu Gr
i-grup D-grup
Batl Gr
-grup
53
den Boku veya Ore diye sz ede: Bir baba ocuuyla konuurken Otosan
(baba) szcn kulla: Gen bir kz bir aile yesiyle konuurken ken
disinden takma adyla bahseder: "Tomo bugn okula gidecek." Japonlar
ou zaman kedilerini }ibun diye adlandrrlar; bu szcn kkeni "be
nim param" anlamna gelen bir terimdir.
Korece "Akam yemee gelir misiniz?" cmlesi, birok dilde kulla
lan "siz" iin olduu kada; kiinin bir renciyi mi yoksa profes m
davet ettiine bal olarak "yemek" iin de farkl szckler kullanmay
gerektiri: Bu tr uygulamalar yalzca nezaketi veya kendini geri planda
tutma kaygs deil, daha ok, kiinin farkl insanlarla etkileimde bu
lunurken farkl biri olduuna ilikin Doulu kay yanstr.
"Bana kendinden sz et" cmlesi, apak bir sou gibi gnii; ama
alacanz yat, onu hangi toplumda sorduunuza bald: Kuzey Ame
rikallar kiilik zelliklerinden ("dost canlsym, alkanm") , rol kate
gorilerinden ("retmenim", "mikroip yapan bir irkette alyoum")
ve etkinliklerinden ("sk sk geziye kann") sz edecekti: Amerikallar
kendilerini balama gre tanmlamazla: Oysa inli, Japon ve Koreli ben
lik, balama son derece bamldr ("imde ciddiyimdir"; "Arkadala
rmla elenmeyi severim") . Japonlardan ve Amerikallardan kendilerini
ya belirli balamlarda, ya da belirli bir durumu belitmeksizin tanmla
malar istenen bir aratmna, Japonlar kendilerini belirli bir duumu -
ite, evde, arkadalarla, vb.- belitmeksizin tamlamakta zorlandklarn
otaya koydu. Amerikallar ise tam tersine, soutunac bir balam belir
ledii zaman taklp kalyorlard - "Ben neysem oyum." Asyallar kendi
lerini tamlarken, toplumsal rollere ("Ben Joan'n arkadaym") Ame
rikallarda ok daha fazla gndene yaparla: Bir baka aratnna ise,
Japonlarn teki insanlara gnderme yapan ztamlamalarnn ("Yemei
kz kardeimle birlikte piiririm"), Amerikallara gre iki kat fazla oldu
uu gsterdi.
54
semelerini istediler. Amerikallar en ender bulunan nesneyi, Koreliler
ise en sradan olann setile: Armaan olarak bir dolmakalem semeleri
istendiinde, Amerikallar en az rastlanan rengi, Koreliler ise en sk rast
lanan tercih ettiler.
Japoncada zsayg (self-esteem) szcnn serufu esutiimu olmas son
derece anlamld: Kiinin kendinden honut olmas kavramn ieren yer
li bir deyim yoktu: Batllarn kendi zelliklerini kendilerinin ve bakala
rnn gznde bytme kaygs Doululara gre daha gldr. Amerika
llar kendileri hakknda annda olumlu yorum yapmaya Japonlardan ok
daha yatknd: Kendini vme lleri Amerikallara ve Kanadallara uy
gulandnda, tpk Wobegon Gl ocuklar' gibi, hepsinin ortalamann
epey stnde olduu otaya ka: Asyallar ise ou ynden kendilerine
ok daha dk bir deer bier ve olumlu ifadeleri daha az onaylamakla
kalmayp, olumsuz nitelikleri zerinde de srarla dunna eilimi gsterir
ler. Asyallarn kendilerine bitikleri dk dee; sadece Kuzey Amerika
llara gre daha byk bir tevazu gstenne zounluluu duyduklarn yan
styor olamaz. Asyallar aslnda alakgnll grnmek konusunda daha
byk bir vicdani ykmllk altndadr; ama z-deerlendimelerdeki
fark, katlmclar kimliklerinin tmyle sakl tutulacan dndkleri
zamanlarda bile varln koumaktad:
Mesele, Asyallarn kendi niteliklerinden honutsuz olmalarndan ok,
zel veya sra d yetenekli olduklarn hissetmeleri iin gl bir klt
rel zounluluun bulunmamasdr. Ben'in toplumsal amac, stnlk veya
benzersizlik yaratmaktan ok, destekleyici toplumsal ilikiler a iinde
uyum kumak ve kolektif amalar gerekletirmekte kiinin kendi roln
eksiksiz oynayabiluesidi: Bu amalar -kiinin kendisiyle vnmesinin
aksine- belirli dzeyde bir zeletiriyi gerektirir. Bir gruba uyum salaya
caksam, tekileri kzdrabilecek veya grevlerini gletirebilecek zel
liklerimi yok etmem gerekir. ocuklara bakalaryla uyumlu bir ekilde
( *) Wobegon Gl etkisi: Bir grubun tlim yelerinde, zellikle test puanlar veya
ynetici cretleri gibi saysal deerlerle, ortalamann stnde davranma
eilimi; bir aratrmada, ou kiinin, kendini ve yeteneklerini ortalamann
stnde beinlene eilimi. Bu deyim, Garison Keillor'un Lake Wobegon.Days
( 1 985) adl, "tm ocuklarn ortalamann zerinde" olduu, Minnesota'daki
hayali bir Wobegon Gl'nde yaam betimleyen romanndan esinlenmitir
(n).
55
kaynamay reten Asyal ygulaman tersine, baz Ameri kal ocukla;
her ocuun bir gnlne bir "VIP" (ok nemli kii) olabildii okulla
ra gidiyorla: (Benim yaadm kentte birka yl nce yerel eitim kurulu,
okullarn balca hedefinin bilgi aktarmak m, yoksa zsayg alamak m
olduunu tatt. Hcne hemen aym dnemde yaymlanan, "Sayg Oda
s" tabelal bir kapy gzler nne seren bir karikatr ok houma gitti
donsu.)
Japon rencilere, hem bakalaryla ilikilerini gelitirebilmeleri hem
de sorun zmede beceri kazanmalan iin nasl zeletiri yapacaklar
retilir. zeletii arac lyla bu niikennel iyetilik tutumu mlir boyu
srer. Sui yapan abalar ve matematik retmenleri, mesleklerinde
on yl geride brakmadan ustalam saylmazlar. Aslma baklrsa, Japon
retmenler tm meslek yaanlan boyunca meslektalar tarafndan gz
lemlenir ve ilerinde daha iyi olmak iin onlardan yardm alrla: Bunun
l a taban tabana zt Amerikan uygulamas ise, retmen okulu neznlar
lll birka aylk bir eitimden soma sfa sokup baarl m ohu; baarsz
; varl bir renci kua iin ans nd; anszlk m diye bakmadan,
kendi hallerine brakmak eklindedi:
Steven Heine ile meslektalarnm yapt bir d eney, Batllarn ken
dinden honut olma itkisi ile, Asyallarn kendini geliti rme dii1iis ara
smdaki fark o1aya koydu. Deneyi yapanla; Kanadal ve Japon rencile
re dzmece bir "yaratclk" testi uyguladlar ve arddan rencilere, ok
baarl ya da ok baarsz olduklan belirten bir "gcribildirim"de bu
lundular. Deneyi yapanlar daha sonra katlmclarn benzer bir grev lize
rinde ne kadar uzun sre altklarm gizlice gzlemledile: Kanadallar
baarl olnlarsa, Japonlar ise baarsz olmularsa grev zerinde daha
uzun alyorlard. Japonlar mazoist deildi. Sadece kendilerini gelitir
mek iin bir frsat grm ve bunu deerlendirnilerdi. Bu aratrmadan,
hem Dou'da hem de Bat'daki beceri geliimi hakkmda a1c sonular
kt. Batllar iyi baladkl ar az sayda ite ok baarl olabili yorlar. Do
ulular se ler konuda beceri edinmeye daha yatk grnyorla:
B A G I M S l Z L I K/ K A R I L I K L I B A G I M L I L I K
Ele aldmz iki toplum tiirli arasmdaki bu geni apl farkllk, 19. yz
56
!atrmak iin bir Gemeinsclaft (otak bir kimlik anlayna dayanan bir
topluluk) ile bir Gesellscla:ft (arasal hedeflere ulamak iin eylemi kolay
latrmay amalayan bir kn) arasnda yararl bir aynn yapmtr. Bir
Gemeisclaft, kendi adlarna var olan ilikileri temel alr ve birlik ile kar
lkllk anlaya dayanr: Aile yeleri, kilise cemaatleri veya bir arka
da grubu arasndaki il ikiler gibi. Yaknlk duygusuna, yiiz y iize etkilei
me, ortak deneyimlere, hatta ortak mlkiyete dayaldr. Bir Gesellschaft'n
temelinde ise, ounlukla bir amaca ara olan etkileimler vard: Sklk
la mal ve emek dei tokuunu gerektirir ve ounlukla pazarlk ve sz
lemelere dayald: Bu tr toplumsal sistemler kiisel kazan ve rekabet
avantaj salm: irketler ve brokrasiler Gesellschaft rnekleridir.
Belirli bir kurumun ya da toplumun yalnzca Gemeinschaft veya Ge
sellschaft trnden olduu dniilemez. Bunlar sadece ideal tiplerdi:
Ancak bu aynn, modern sosyal bilinle; zellikle de kllrel psikolo
ji asmdan ok byk bir analitik nem tar. Gemeinschaft ounlukla
"kolektivist" bir toplumsal sistem olarak tamlanr; Gesellschaft ise o
unlukla "bireyci" bir toplumsal sistem saylr. Hazel Markus ve Slinobu
Kitayama tarafndan nerilen " karlkl baml" ve "bamsz" terimle
ri de benzer kavramlar aktarr ve benim genelde kullanacam terimler
bunlar olacaktr.
Bamszlk veya karlkl bamllk eitimi, kelimenin tam alamy
la beikten balar. Amerikal bebeklerin ae babalanda ayr bir ya
takta, hatta ayn bir odada uyumalarna ska rastlarke, bu durum Do
u Asyal bebeklerde -hatta baka pek ok yerdeki bebeklerde de- eder
grl: Tam tersine, ayn yatakta uyumak ok daha yaygnd: Farkllk
la; uyank geen srelerde daha da belirgilei: inli bebein etrafnda
deiik kuaklardan hayranlk dolu yetikinler vardr (bu, "kk impa
ratorlar" yaratan tek ocuk siyaseti balamadan nceden de byleydi) .
Japon bebek neredeyse her zaman annesiyle birliktedi: Anneyle yakn
iliki, gre gre baz Japonlarm sosuza dek srdnneye niyetli ol
duu bir duundu: Michigan niversitesi Sosyal Bilimler Ensits'ndeki
aratrmaclar yakn gemite yetikin Japonlar ile Amerikallarn anne
leriyle birlikte olmay ne derece stediklerini karlatracak bir lek ge
rektiren bir inceleme yaptla: Gelgelelim, bu iin ok zor olaca anla
ld, nk Japon aratmaclar lein makul noktasda "Annemle
neredeyse her zaman beraber olmak istiyonm," eklinde bir yal bulun-
57
masnda srar ediyorlard. Amerikallar ise bu seenein soruturmaya ya
nl veren Amerikallara gln gelecei \ e sorutumay ciddiye almaktan
vazgemelerine yol aaca konusunda srarlyd.
Batl ocuun bamszl ou zaman olduka ak bir biimde y
reklendirilir. Batl anne-babalar srekli olarak ocuklarn ilerini kendi
balarna yapmaya zorlar ve onlardan kendi kararlarn vermelerini ister
ler. "Hemen yatmak m istersin, yoksa nce biraz meyve mi yersin?" As
yal anne-babalar ise, ocuk iin uygun olan en iyi kendilerinin bilecei
varsaymyla, ocuklar adna karar verirle:
Bamsz bir ocuk yaratmaya alan anne-babala; byle bir eiti
min, ocuklarnn seme zgrln tehdit eden her eye ayak diremesi
ne yol aacak kadar ie yaramasna annamaldrla: Sosyal psikologlar
Sheena lyengar ve Mark Leppe; yalar yedi ile dokuz arasnda deien
Amerikal, inli ve Japon ocuklardan, "NAKLAP'tan hangi szck yap
labilir?" trnden auagramlar (harflerin sras deitirilerek elde edilen
yeni szckler) zmelerini istediler. ocuklardan bazlanna belirli bir
anagram kategorisi zerinde almalar sylendi; teki ocuklara hangi
anagramlarn zlecei konusunda bir seenek verildi; baka bir gruba
ise, deney grevlisinin konumas zerine annesinin, ocuun belirli bir
kategori zerinde almasn istedii sylendi. Ardndan aratnnaclar
zlen anagram saysn ve zmek iin harcanan sreyi ltle: Ame
rikal ocukla; kategoriyi seme hakkna sahip olduklar zaman -grev
zerinde daha ok zaman harcayarak ve daha ok anagram zerek- en
yksek motivasyon dzeyini sergiledile: Kategoriyi seenin anneleri ol
mas durumunda Amerikal ocuklar en dk motivasyonu gstererek,
zerkliklerine tecavz edildiini hissettiklerinden ie olan ilgilerini t
myle yitirdiklerini ne srdler. Asyal ocuklarsa, kategoriyi anneleri
setiinde en yksek motivasyon dzeyini sergiledile:
likilere yaplan vurgu, bakalannn duygulann dikkate almay y
reklendiri: Amerikal anneler yrmeyi renme andaki ocuklary
la oyun oynarken genelde onlara nesneler hakknda sorular sorup bilgi
verirle: Japon annelerin ayn yataki ocuklaryla oynarken ynelttikleri
sorular ise daha ok duygularla ilgilidi: Japon anneler duygularla ilgili
szckleri zellikle ocuklar yanl davrand zaman kullanrlar: "Eger
annenin senin iin piirdii yemeklerin hepsini bitirmezsen ifti am
ca ok zl:" "Bak, frlattn diye oyuncak alyo:" "Duvar 'uf' oldu."
58
Amerikal anne-babalarn genelde yapt gibi dikkati nesneler zerinde
younlatrmak, ocuklar , bamsz olarak hareket etmeleri beklenen bir
dnyaya hazrla: Asyal anne-babalarn genelde yapt gibi duygulara ve
toplumsal ilikilere odaklanmak ise, ocuklar, gelecekte davranlarn
koordine etmek zonnda kalacaklar teki insanlarn tepkilerine dikkat
etmeye ynlendiri:
Bakalamn duygusal dunmlanna odaklanmadaki bu farklln so
nulan yetikinlikte de grlebili: Asyallarn, teki insanlam duygu ve
tutumlarn Batllara gre ok daha don anladklarna ilikin deliller
vard: rnein, Jeffrey Sanchez-Burks ve meslektalar, Korelilerle Ame
rikallara iverenlerin derecelendirme lekleri zerinden yaptklar de
erlendirmeleri gsterdile: Koreliler derecelendirmeden, iverenin al
anlar hakknda tam olarak ne hissettiklerini karsamak konusunda, bu
derecelendinneyi sadece itibari deeriyle ele alan Amerikallardan ok
daha baarl oldula: Bakalarnn duygularna ynelik bu odaklanma,
hayvanlar alemine ilikin alglamalara kadar uza: Taka Masuda'yla
ben, sualt video sahnelerini Japon ve Amerikal rencilere gstererek
grdklerini aktannalarn istedik. Japon rencilerin syledikleri, balk
lam duygu ve drtlerini Amerikallardan daha iyi "grdklerini" belli
etti; rnein, "Knmz balk kzgn olmal, nk pullar zarar gnnii."
Benzer ekilde, Kaiping Peng ve Phoebe Ellswoth, inli ve Amerikal
rencilere birbirine gre farkl ekillerde hareket eden balk resimleri
gsterdile: rnein, bir grup tek bir bal kovalyor veya o tek balk yak
latnda kap gidiyonnu gibi grnyordu. Aratrmaclar rencile
re, hem o tek baln hem de balk gruplarnn ne hissettiklerini sordular.
inliler kendilerinden isteneni derhal yaptlar. Amerikallar ise her iki i
te de zorlandlar ve grup duygularnn ne olabileceini anlatmalar isten
diinde tam anlamyla arp kaldla:
Bakalannn duygularna grece duyarllk derecesi, iletiimin doa
sna ilikin tk varsaymlara da yans: Batllar ocuklarna dnce
lerini aka iletmeyi ve bir "aktarc" ynsemesi benimsemeyi retir
ler; yani konumacnn sorumluluu, dinleyen tarafndan aka -aslnda,
balamdan az ok bamsz olarak- anlalabilecek cmleler kurmakta:
Eer bir iletiim bozukluu varsa, bu konumacn hatasd: Asyallar
ise tam tersine, ocuklarna bir "alc" ynsemesi retirler; bunun anla
m, syleneni anlama sonmllu111n dinleyene ait olduudu: Eer bir
59
ocuun yksek sesle ark sylemesi Amerikal bir ae-babay sinirlen
diriyorsa, ona sesini kesmesini syleyecekti: Burada bir belirsizlik yok
tur. Asyal bir ane-baba ise, "Ne gzel ark syl iiyorsun," diyecektir.
Balangta ocuk memnun olacak, ama ok gemeden bu szlerin baka
bir anlama gelebileceini kavrayarak sonuta ya daha sessiz olmaya al
acak, ya da ark sylemekten vazgeecekti:
Batllar -belki de zellikle Amerikallar- Asyallarn niyetlerini oku
makta zorlanabilirle; nk Asyallar sylemek istediklerini dolayl ve
incelikli yoldan anlattklarn varsayma eilimindedi: Bu arada Batl
byk lde karanlkta kalr. Asyallar ise, Batllar -belki de zellik
le Amerikallar- tepeden bakmaya, hatta kabala varacak kadar dobra
bulmaya yatkndr.
Grece bas;z ve grece karlkl baml toplumlar arasndaki ay
rm incelemenin pek ok yolu vardr; ancak bunlar gstermek iin, bir
biriyle ilintili ama bir ekilde farkl olan drt boyuta odaklanmak yararl
olabilir:
60
Dzinelerce farkl toplda gelen katlmclarnn hepsi I B M alany
d. Hofstede, deerler asdan Big Bl ue' alanlar arasnda bile arp
c kltrel farkllklar bul<l.
Benzer veriler, Hollanda'da bir uluslararas iletme okulunda retim
iiyesi olan Charles Hamp<le-11rner ve Alfons Tronpenaars tarafdan da
topland. Birka yllk bir dnem boyunca, dnya apda yiittkleri se
minerlere katlan orta dzey yneticilere onlarca som sordula: Seminer
katlmclar -saylarm toplam on be bin olduu beli tiliyor- Amerika
l, Kanadal, Avustralyal, ngiliz, Hollandal, sveli, Belikal, Alman,
Fransz, talyan, Singapurlu ve Japon (kk bir blm de spanyol ve
Koreli) idi. Hapden-Turer ve Tronpenaars, katlmclarna bamsz de
erlerin karlkl bamllk deerleriyle elitii ikilemler sundula:
Bireysel aynna kar gupla uyumlu ilikilerin deerini incelemek
iin, Hanpden-Turer ile Tronpenaars yneticilere aadaki ilerden
hangisini tercih ettiklerini bclitnelerini istediler: (a) Kiisel giriimle
rin tevik edildii ve bireysel giriimlerin baarl olduu iler; (b) kii
sel onur adna hi kimseye imtiyaz tannad, herkesin birlikte alt
ile:
Amerikal, Kanadal, Avustralyal, ngiliz, Hollandal ve sveli kat
lmclarn yzde 90'ndan fazlasa kar, Japon ve Singapurlulann yzde
SO'sinden az ilk seenei -bireysel zgrlk alternatifini- onaylad. Al
nan, talyan, Belikal ve Franszlarn tercihleri ise ota dzeydeydi.
ABD kimi zaman, nemli biri olduu iddiasda bulunanlarn alan ko
dunu her be ylda bir deitirebildiini gslennesi gereken bir yer olarak
tanlan: (Bu, telefon irketinin alan kodlarn insanlarn tanmasn
beklemeden deitin11eye balamasndan nceydi.) Baz lkelerde, kii
nin alt irketle ilikisine ve oradaki i arkadalaryla balantsna
ABD'dekinden ok daha yksek bir deer verilir ve bu ilikilerin az ok
kalc olaca farzedili: Kltrler arasndaki bu fark deerlendirmek iin
Hampden-Tumer ile Tronpenaars, katlmclarndan aadaki beklenti
lerden birini semelerini istedile: Bir irkette ie gimek iin bavuuda
bulunuyorsam, (a) mniin somuta dek orada alacamdan neredeyse
eminim; veya (b) Bu i ilikisinii sresinin snrl olacandan neredey
se emm.
(*) Thonas J. Watson tarafndan kurulan, logosunun mavi rengi nedeniyle Big
Blue olarak anlan en nl Amerikan bilgisayar reticisi IBM (n).
61
Amerikal, Kanadal, Avustralyal, ngiliz ve Hollandallarn yzde
90'dan fazlas srl bir i sresinin olas olduunu dnd. Bu d
nce, Japonlar ancak yaklak yzde 40' iin geerliydi (geri irket
lerde "klne"nin Japonya'ya bile ginnesinin arddan, bu oran gn
mzde kukusuz ok daha yksek olurdu) . Fransz, Alman, talyan ve
Belikallarn tercihi yine ota dzeyde olmakla birlikte, Asyallardan ok
teki Avrupallarnkine yakd.
Hanpden-Turer ve Trompenaars, kazalm statye kar verilmi
statye atfedilen grece deeri incelemek iin, katlnclara u gr
paylap paylanadklar sordular: Baarl ve sayg biri olmak iin
sk almak gereki: Bir yneticinin astlardan yal olmas nemlidir.
Yallara genlerden daha fazla sayg gsterilmelidir.
Amerikal, Kanadal, Avusturyal, sveli ve ngiliz katlmclarn yz
de 60'da fazlas, statnn bir ekilde yaa dayal olmas fikrini reddet
ti. Japon, Koreli ve Singapurlu katlmclarn yaklak yzde 60', ksmen
yaa dayal hiyerariyi kabul etti; Fransz, talyan, Alman ve Belikalla
n tercihi yine ota dzeyde olmakla birlikte, Asyallardan ok Avupal
larnkine yaknd.
Farkl ynsemelere sahip kltrlerden gelen insanlarn birbirleriyle
ilikiye girmek zorunda kald durumlarda, byk bir atna potansiye
linin bulunduunu sylemeye gerek bile yok. Bu, evrensel kurallara deer
veren insanlarn, her zel durumun kendi deerleri erevesinde incelen
mesi gerektiini ve farkl kiilere farkl kurallarn uygun olabileceini d
nen insanlarla ilikiye girmeleri halinde daha da belirgindi: Batllar
soyut ilkeler uyarnca yaamay yeler ve bu ilkelerin herkese uygulana
bileceine inanrla: zel durumlan ele alrken evrensel kurallar bir yana
brakmak, Batlya gayri ahlaki grn: Buna karlk, her duum iin ay
kurallarda srarc olmak, Doululara en iyi ihtimalle kaln kafallk ve
62
nceki siciline baklmakszn, u anki i pefomansnm azil kararma da
yanak oluturduu gerekesiyle iten karlmas m gereki; yoksa (b)
irketteki on be yllk almasnn gz ard edilmesi yanl mdr? irke
tin sorumluluu mr boyu srmek zorunda mdr?
Amerikal ve Kanadallarn yzde 75'inden fazlas, alann iten
karlmas gerektiini syledi. Koreli ve Singapurlulann yaklak yzde
20'si, bu ge katld. Japon, Fransz, talyan ve Almanlarm yzde 30'u
ile ngiliz, Avustralyal, Hollandal ve Belikallarn 40' da ayn gii
paylat. (Bu soruya zg olarak ngiliz ve Avustralyallarn karar, Kuzey
Amerikallardan ok, kta Avrupallankine yakmd.)
Bu sonular da gsterdii gibi, Batllarm evrensel olarak uygulan
mas gereken kurallara ball, bireyler ve irketler arasmdaki szle
melerin doasma ilikin anlaylarm da etkilemektedi: Nitekim Batl
gre gre, bir szleme yapld anda balayc hale gelir - anlamay
taraflardan biri asmdan balangtakinden ok daha az ekici hale geti
rebilecek koullarn hibir nemi yoktu: Karlkl baml, yksek ba
lam kltrlerinden gelen insanlara gre ise, deien koullar anlamada
deiiklikler yapmay gerektiri:
Birbirinden ok farkl olan bu bak alan, dzenli bir biimde ulus
lararas yanl anlamalara yol aar. 1 970 otalannda Japonya ile Avustral
ya arasmdaki "eker szlemes-i" olay, zellikle arpc bir rnek olu
turur. ekeri rafine eden Japon firmalar, Avustralyal eker reticileriyle
be yllk bir dnem boyunca ton bama 160 dolar fiyatla kendilerine e
ker salamalar konusunda szleme yaptla: Fakat szlemenin imzalan
masmdan ksa bir sre sonra, dnya piyasasmda eker fiyatlan bir hayli
dt. Bunun zerine Japonla; koullar kknden deimi olduu ge
rekesiyle, szlemenin gzden geirilerek yenilenmesini istedile: Fakat
Avustralyallara gre, koullar ne olursa olsun, anlama balaycyd; bu
yzden herhangi bir deiiklik yapmay reddettile:
Bamsz ve karlkl baml toplumlar arasndaki farklarm i dnya
s asndan nemli bir anlam da, reklamlarm belirli kltrlere mensup
izleyiciler iin deitirilmesi gerektiidi: Pazarlama uzmanlar Sang-pil
Han ile Sharon Shavitt, popler haber dergileri ile kadm dergilerindeki
Amerikan ve Kore reklamlarn analiz ettile: Bulglarma gre, Amerikan
reklanlan bireysel yarar ve tercihleri vurgularken ("Kalabal arasm
dan synlm"; "Keyifli bir yaam sn"), Kore reklamlar daha ok kolek-
63
tif yarar ve tercihleri vurguluyordu ("nsanlar biraraya getirmenin yolu
nu biliyoruz"; "Gerekten yryen i ilikilerini bizden renin"). Han
ve Shavit, insanlara farkl reklam trlerini gstererek yaptklar deneyde,
bireyci reklamlarn Amerikallarda, kolektivist olanlarnsa Koreliler ze
rinde daha etkili olduunu grdle:
64
tulmadklar srece- kolektivist deerleri bireysel deerlerden daha st
sraya yerletirdile:
Kukusuz, Doulular srekli olarak karlkl bamllk, Batllar ise
bamszlk deerlerini iaret eden ipularyla hayata hazrlan: Bundan
doa olaslk ise, yetimeleri onlar u ya da bu yne eilimli yapmam
olsa bile, evrelerindeki ipularnn, karlkl bamlla dayal toplum
larda yaayan insanlar genelde karlkl baml tarzda davranmaya, ba
nsz toplumlarda yaayanlar ise genelde bamszca davranmaya itiyor
olmasd: Aslnda bu, bir sreliine "teki" kltrde yaayan insanlarn
yaygm biimde ifade ettii bir dunndu: En beendiim rnek, birka yl
Japonya'da yaayan gen bir Kanadal psikologla ilgili. Bu psikolog daha
sonra Kuzey Amerika'daki niversitelere bavurdu. Dama, mektu
buna sz konusu grevlere layk olmad iin zr dileyerek baladn
grdnde dehete kaplmt. Baka deliller ise zsaygnn son derece
kolay ekillendirilebileceini gsteriyo: Bir sreliine Bat'da yaayan
Japonlarn zsayglarnda dikkate deer bir at gzlenmekte; bunun ne
deni byk olaslkla, Bat'da karlatklar durumlarn zsaygy Japon
ya'daki tipik durumlardan daha fazla pekitinesidir: ok farkl kltr
lerde yetien insanlarn sosyal psikolojik karakteristikleri, tmyle sabit
olmaktan ok uzakt:
F A R K L I B A K I A I LA R I
Hampden-Tumer ile Trompenaars'n almas, Bat 'nn bamszlk/kar
lkl bamllk meselelerinde hi de yekpare olmadn aka gster
mektedi: Bat lkelerinde bulgulanan farklar byk lde dzenlilik de
arz ede: Genel olarak, Akdeniz lkelerinin yam sra Belika ve Alman
ya, bir yanda Dou Asya lkelerinin, dier yanda Protestan Anglo-Sakson
kiiltiirnden en ok etkilenen lkelerin arasnda ota yerdedi: "Dnce
Bat'ya kayyo;" deyiinin anlam, uygarlk Bereketli Hilal'deki' kkle
rinden Bat 'ya don hareket ederken bireysellik, zgiirliik, aklclk ve
evrenselcilik deerlerinin gitgide daha baskn ve belirgin olmasd: Ba
billiler hukuk sistemini olutu up evrenselleirdile: srailliler bireysel
(*) Suiye l'nn kuzey ksmndan balayp Nil Vadisi'ne. oradan da Frat ve
Dicle'ye uzanan kavis. Ms: Fenike, Asur ve Babil uygarlklan, saysz g ve
istilaya hedef olan bu blgede gelimiti (n).
65
farklln altn izdile: Yunanllar bireysellie daha da ok deer verdi
ler ve buna kiisel zgrlk, tartma mim ile fomel manta ball da
eklediler. Romallar aklc rgtlenme ile inlilerin teknolojik ilerleme
alanndaki dehasn andran bir yaklam getirdiler ve -bin yllk bir bo
luun arddan- ardllar olan talyanlar bu deerleri yeniden kefede
rek, Yunan ve Roma alarnn baarlarn zerine kendilerininkini in
a ettile: Almanya ile svire'de balayan ve Fransa ile Belika'y byk
lde es geen Protestan Refonn dnemi, btn bunlarn zerine birey
sel soumluluu ve almann kutsal bir etkinlik olarak tanmn ekledi.
Reform, aileye ve teki i-guplara olan balln zayflamasyla birlikte,
d-gruplara gven duyup onlarn yeleriyle ilikiye gimeye daha byk
bir isteklilik de getirdi. Bu deerle; eitliki ideolojisi ABD'nin zeminini
oluturan Pritenler ve Presbiteryenler de dahil olmak zere, ngiltere'nin
Kalvinist alt kltrlerinde younlam durumdayd. (Thomas Jefferson,
"Tm insanlarn ( ...) yaama, zgrlk gibi, ellerinden alnamaz belirli
haklarla eit yaratlm olduu yolundaki bu gerekleri aka kabul edi
yoruz... " diye yazarken sadece Priten sempatizan John Locke'un dn
celerini yeniden dile getiriyordu.)
Hanpden-Tner ve Trompenaars'n yan sra Hofstede'in toplumsal
deerlere ilikin bulgular da, Dou'dan Bat'ya bu ideolojik yolculuun
izini neredeyse adm adm siiyo: Bir lke ne kadar Bat'da yer alyor
sa, genelde bamsz deerlere ball o kadar fazlad: Dahas, Avrupa
kltrleri arasndaki b farkla; ABD'deki ardl alt kltrlerine de yan
sr; iktisat Thomas Sowell gibi akademisyenler tarafndan gmen kl
tr tarihlerinde belgelenmi bir olgudur bu. Bir zamanlar ok tannm
ve nemli bir sosyal bilimciyle tanmtm; Kalvinist drstle smsk
bal, aksi bir sko asll Amerikal Presbiteryendi. Yine bir sosyal bilim
ci olan ve ABD' de i bulmann zor olduu 1970'lerde kariyerini srdre
bilmek iin zaman zaman mcadele etmek zorunda kalan bir olu vard.
Meslektam arada bir gururla, yapabilecei halde oluna yardmc olmak
iin hi mdahale etmediini beli1irdi. Anglo-Sakson Protestan dostlar
da, onun ektii kiisel acy bildiklerinden, bu adil tutumunu onaylar
d. Daha ok Kta Avnpa'sna zg deerlere sahip olan Yahudi ve Kato
lik dostlar ise, aile duygusundan nasl bu kadar yoksun olabildiine ina
namayarak bakakalrlard. Bu anekdottan biraz daha bilimsel bi- dzeye
geecek olursak; genel bulgulanmza gre, aratnnalarmzda Amerika-
66
l katlmclar arasda en "Batl" davran kalplarn gsterenler beyaz
Protestanlardr ve Katoliklerin yam sra Afrika kkenli Amerikallar ile
spanyol aslllar de ieren azlk grup yelerinde, bir ekilde Doulu
kalplara doru bir kayna gzlenmektedi:
67
paylat kabul edilir; inliler ise yaama kar daha rahat ve gevek bir
yaklam Akdenizlilerle paylarla:
Zaman zaman belli bir toplumsal iliki tipinin yalnzca Japonlara z
g olduu ileri siilii: Bu, Japon psikanalist Takeo Doi tarafndan derin
lemesine ele alnan bir kavram olan amaedi: Amae, bir astn, rnein bir
ocuun ya da personelin, st (babas/patronu) ile onun hogr gste
receine gven duyacak kadar yakn ilikide olmas sonucu -pahal bir
oyuncak istemek veya irket politikasna aykr bir zamanda tefi istemek
gibi- uygunsuz davranta bulunmasna izin verildii bir ilikiyi tanmlar.
Amae, astn zerklii bakmnda bir bedeli olmasna karn, iki taraf ara
sndaki gveni atmp balar pekitirerek ilikiyi kolaylatm:
Gelgelelim, Dou ve Bat kltrlerinin kendi ilerindeki bu son dere
ce gerek farkllkla; merkezi nm tayan birok deer ve sosyal psiko
lojik nitelik asndan Dou ile Bat 'n genelde birbirinden ok farl ol
duu olgusuna kar bizi kr ememelidi:
A WA SE V E ERA B
ATIMA VE M ZAKERE TARZLARI
68
Gney Kore son 40 ylda dnyan en etkileyici ekonomik mucizelerinden
birini gerekletirmi, Kuzey Kore ise her bakmdan baarsz bir dev
let olmutu: Ama tatma geleneinin olmay yznden, Koreliler fikir
piyasasda dou fikirlerin kazanacaa inanmazlar; eski hkmetler
yuttala, komnist dncelerin ve Kuzey Kore'deki uygulamalarn
tatlmas nleyerek "korumulanl.r".
Tatna gelenei, hukuk ve bilimde belirli bir retorik tarzyla el ele
y: Bilimsel teblilerin retorii unlar ierir: Ele alnacak fikirlerin
bir erevesi, ilgili temel kuramlarn bir betimlemesi, zgl bir varsaym,
yntemlerin ve gerekelerinin bir aklamas, bu yntemlerle retilen de
liller hakknda bir sunum, delillerin varsaym neden desteklediine ili
kin bir sav, olas kar iddialarn tlmesi, temel kurama bir gnder
me ve makalenin bir paras olduu daha geni alan hakkda bir yorum.
Amerikallarda bu retorik, anaokulundan niversiteye kadar sren eitim
srecinde para para yaplandrl: niversiteden mezun olduklar za
man atk yaratllarnn bir paras ohu: Oysa Asyal rencilerin b
yk ounluu iin retorik yeni bir eydir; renilmesi, yava ve acl bir
sre gerektirir. Amerikal bilim profesrlerinin alkan, ok sekin As
yal rencilerinden etkilendikten sonra, teslim ettikleri ilk nemli devi
grdklerinde -ngilizcelerinin yetersizlii nedeniyle deil de, profesn
alannda yaygn bir biimde kullanlan retorikte usta olmamalar yzn
den- d krklna uramalan ender rastlanan bir durum deildi: Be
nim deneyimlerime gre, profesrlerin aslnda Asyal rencilerin konuyu
yeterince kavrayamanalara deil, Batl retorik tarzna sahip olmayla
rna kar ktklarn fark edememeleri de ska rastlanan bir duumdu:
Kavgac, retorik tarz Asya hukukunda da yer almaz. Asya'da hukuk,
Bat'daki gibi byk blmyle kartlar arasdaki savamdan ibaret
deildir. Tatan taraflar davalarn, amac adalet datmak deil -kar
t talepler arasnda bir Ota Yol bulmaya alarak- husumeti azaltmak
olan bir aracya gtrle: Hukuki bir ekimeye evrensel bir ilkeden
yola karak zm getirme giriimi yoktu: Tam tersine Asyalla; Batl
lan soyut, kitaba uygun adalet anlayn kat ve duygusuz bulmaya yat
kndrla:
Mzakere de Dou'nun yksek balam toplunlarnda, Bat'nm d
k balam toplunlarndakine gre ok farkl bir yapya sahipli: Siyaset
bilimci Mushakoji Kinhide, Batl erabi (etkin, eylemci) tarz u inan-
69
ca dayal olduunu belitir: "insan evresini kendi amalar iin zgrce
ynlendirebilir. Bu g, bir kiinin hedefini belirledii, o hedefe ula
mak iin tasarlanm bir plan gelitirdii ve ardndan evreyi plana uygun
olarak deitinnek zere harekete getii bir davranlar silsilesini bera
berinde getir:i:" Byle bir sluba sahip olan kiiye gre, ilikilere youn
lamann pek bir anlam yoktm: nemli olan sonulard: neriler ve ka
rarla; genelde ya yle/ya da byle trndendi; nk Batl ne istediini
bilir ve kabul edilebilir bir anlama iin ne verip ne almasnn uygun d
eceine ilikin ak bir fikri vard: Pazarlklar ksa ve isabetli olmaldr
ki, amaca ulamada boa zaman harcanmas.
Japonlarn awase (uyumlu, uygun) tarz ise "insan evreyi ynlen
direbilecei fikrini yadsr ve tam tersine kendini ona uydmmasn benim
se: " Pazarlklar "balistik", yani bir daha asla bavurulmayacak tek atm
lk abalar olarak grlmez ve ilikilerin uzun mrl olaca varsaylr.
Ya yle/ya da byle seeneklerinden kanl: "Ksa erimli bilgelik uzun
erimli aptallk olabilir" eklinde bir inan vard: Bir Japon giimeci ilk
kez yaplan bir anlamada, bunun gelecekteki gven ve ibirliine zemin
oluturaca beklentisiyle, ayn durumdaki bir Batlya gre ok daha faz
la dn verebilir. Erabi tarzm benimseyen Amerikaln kabul ettii ba
sitlik, nesnellik ve "blnebilirlik"in aksine, meselelerin kamak, znel
ve i ie gemi olduu farzedili:
Dolaysyla bir grup olarak Dou Asyallar ile bir grup olarak Avrupa
kltne mensup insanlar arasnda ok apc sosyal-psikolojik fark
lar vard: Dou Asyalla; ben'in daha byk bir btnn paras olduu
karlkl baml bir dnyada yaarlar; Batllar ise, ben'in blnmez bir
zgr eyleyen olduu bir dnyada yaarla: Doulular baanya, ait olduk
lan gruplara faydal olduu iin deer verirler; Batllar baanya kiisel
liyakat nianlar olarak deer verirle: Doulular uyum salamaya deer
verir ve bunu baardklardan emin olmak iin zeletiri yaparlar; Bat
llar bireysellie deer verir ve iyi gnmek iin aba harcarla: Doulu
lar teki insanlarn duygulanm ok daha iyi anlar ve kiiler aras uyumu
kurmaya alrlar; Batllar daha ok kendileini alamakla ilgilenirler
ve adalet uuna uyumu kurban etmeye hazrdrla: Doulular hiyerariyi
ve grup denetimini kabul ederler; Batllar eitlii ve kiisel eylem alam
m tercih ederle: Asyallar ekimeden ve tatnadan uzak duurlar; Ba-
70
tllar hukuktan siyasete ve bilime kadar her alanda muhakeme retorii
ne iman ederle:
Bu genellemelerden hibiri iki grubun tm yeleri iin geerli deil
dir elbet. Her toplumda, kendilerininkinden ok farkl, teki gruba daha
yakn bireyler vardr; belli bir toplumdaki her bireyin, yaam boyunca -
hatta bir gn iinde- bamszlk ve karlkl bamllk kutuplar aras
da gidip geldii olur. Ancak, bireyler kadar toplumlar arasndaki ve kendi
ilerindeki deiiklikle; Dou Asyallar ile Avrupa kltrnden insanlar
arasda ok gerek, otalamada elle tutulur farklar bulunduu olgusuna
kar bizi kr etmemelidi:
Bu toplumsal farklarn, antik Yunanllara ve inlilere zg farklarla
hemen hemen ayn olduunu syleyebiliriz. Eski inliler ile Yunanllar
arasndaki bilisel farklar. reten eer toplumsal koullar idiyse, ada
Dou Asyallar ile Batllar arasda da, eski inliler ve Yunanllar aras
dakilerle ten bilisel farklar bulmay bekleyebiliriz.
71
4. BLM
72
Bu soru-cevaplar Batllara sradan bir yoklama gibi grnebilir ama,
Asya standatlarna gre son derece sradd: Babann sorulan, olunun
dikkatini nesnelere yneltip zelliklerini sonnay amalyordu. Batllara
gre bu, bir ocuun dikkatini ynlendirmenin en doal yolu gibi grnse
de, Doulular iin yle deildir; nedenlerinin ise, alglama ve bili alanm
daki kltrel farklar asmdan derin anlamlar vardn:
Eski in filozoflar dnyay sreklilik gsteren maddelerden ibaret
grlerdi; eski Yunan filozoflar ise dnyay farkl nesnelerden ya da ayr
atomlardan olumu olarak gme eilimindeydi . Bir tahta paras inli
lere gre kesintisiz, yekpare bir malzeme, Yunanllara gre ise parack
lardan olumu bir maddeydi. Deniz kabuu gibi tuhaf bir para, inliler
tarafndan bir madde, Yunanllar tarafndan ise bir nesne olarak grlebi
lirdi. ada Asyallar da dnyay kesintisiz maddelerden olumu olarak
grrken, ada Batllarn nesneleri gnneye daha yatkn olduklarna
ilikin deliller bulunmas dikkat ekicidi:
Bilisel psikologlar Mutsuni lmae ve Dedre Gentne; belirli madde
lerden oluan nesneleri, iki yandan kklerden balayp yetikinlere
kadar uzanan eitli ya gruplarndan Japon ve Amerikallara gsterdiler
ve her birini nesne mi yoksa madde mi olduu asndan yansz bir biim
de betinledile: mein, mantardan bir piramit gsterip, katlmclardan
"bu 'dax'a" bakmalan" istedile: Sonra da onlara iki tepsi gsterdiler;
tepsilerin birinde sunulan nesneyle ay biimde ama farkl maddeden bir
ey (mein, beyaz plastikten bir piramit) , dierinde ise ay maddeden
ama biimi farkl bir ey (mein, mantar paralan) vard. Daha sonra ka
tlmclardan, kendi 'dax'lan ieren tepsiyi gstemeleri istendi.
Amerikallann "dax"n ays olan biimi semeye Japonlardan daha
yatkn olmalar, grdklei eyi bir nesne olarak nitelendirdiklerini gs
teriyordu. Japonlarn ise daha ok "dax"n ayns olan malzemeyi seme
leri, grdkleri eyi bir madde olarak nitelendirdiklerine iaret ediyordu.
Amerikallar ile Japonlar arasndaki farkllklar ok bykt. Otalama
olarak, deiik gsterimlerle yaplan birok denemede drt yandaki
Amerikal ocuklarn te ikisinden fazlas "dax" olarak bir baka nes
neyi seerken, ay seimi yapan dt yandaki Japon ocuklarn oran
te birin altndayd. Farkllklar yetikinlerde de eit derecede bykt.
73
ki yandaki ocuklar bile farklyd. Amerikal bebekler, nesneyi seme
ye Japon bebeklerden daha yatknd.
tibari deeriyle ele alndnda, lmai ve Gentner'n aratma sonu
lar, Batllarn ve Asyallarn kelimenin tam anlamyla farkl dnyalar
grdne iaret etmekte. Kadim Yunan filozoflar gibi, ada Batllar
da bir nesneler -ayr ve balantsz eyler- dnyas gyorla: Kadim in
filozoflar gibi, ada Asyallar da bir zdekler -kesintisiz madde kt
leleri- dnyas gryorla: Asyal bir mermer paras grd yerde,
Batl bir soyut heykel gryor; Asyaln beton grd yerde, Batl bir
duvar gryor. Batllar gze arpan nesnelere ve onlarn niteliklerine
odaklanan analitik bir ge sahipken, Doulularn maddelerdeki srek
lilie ve evredeki ilikilere odaklanan btncl bir g olduuna ia
ret eden -tarihsel, anlatsal ve sistematik bilimsel trden- daha pek ok
delil va:
Ann Arbo; Michigan'da, benim de yaadm neredeyse yz yllk ma
halledeki evlerin birou, beyaz ahap kaplamal ve gen atl ok ho
ii konutlard: Mahalle kurulurken, evlerin malzemesi Sears Roebuck
irketi tarafndan demiryolu istasyonuna nakledilmi, arddan numara
landrlm paralardan oluan bir yap-boz gibi birletirilmek zere tepe
ye atl arabalarla tanmt. ok gemeden, otomobil fabrikas yaadm
kasabaya yaklak altm be kilometre mesafede olan (hala yle) Hery
Ford, montaj hattn icat etti. Arabalarn para "atomlar'', hattn sabit bir
yerinde, iiler tarafndan srekli yinelenen, tamamen birbirinin ays
bir dizi hareketle bir araya getiriliyordu. Demir cevheri, Dearbon'daki
River Rouge fabrikasn bir ucundan giriyor ve iiler tarafndan basit
ilemlerle ergitilip kk paralar halinde imal edilerek bir araya getiril
dikten sonra, bir A-Model Ford halinde teki utan kyordu.
18. yzyl sonu ve 19. yzyl bandan itibaren Bat, zellikle de Ame
rika, imalat ve ticaret dnyalarn atomlatnnaya, yani modiUarize etmeye
balad. Tfekten mobilyaya kadar her eyin retimi, mmkn olduunca
standatlatnlm paralara ve en basit ekilde yinelenebilir hareketlere
blnyordu. Her alet, her usu; iinin her hareketi analiz ediliyor ve
azami derecede verimli hale getiriliyordu. Bir zanaatkar tarafndan yara
tlmas aylarca sren nesneler atk birka saatte retilebiliyordu. Zama
nn kendisi de modler bir paraya dnmt: Karbratiin cvatasn
skmaya dakika, bujileri takmaya iki buuk dakika aynlyordu.
74
19. yzyl sonlarndan balayarak, perakende sat maazalar mod
ler "zincirler" haline geldi. lkenin -ve sonu olarak dnyann- herhangi
bir yerindeki bir Sears'e, elli yl kadar sonra da bir McDonalds'a gidildi
inde, hepsinin raflarnda ayn mallar ya da ayn otunna yerlerini ve bur
gerleri gmek mmknd. (New Yorker dergisinin en beendiim karika
trlerinden birinde, iki yal Amerikal hanm bir otel kapcsna, "Buras
Cenevre Sheralon mu, yoksa Brksel Sheraton mu?" diye sorarla:)
Batllarn atomistik tutumu, toplumsal kuumlam doasna ilikin
anlaylarna kadar uzan: 1a dzey yneticilerin deerleri konusunda
ki anketlerinde Hampden-Tuner ve Trompenaars, katlmclara, bir irketi
grevleri organize eden bir sistem olarak m, yoksa birlikte alan insan
lar koordine eden bir organizma olarak m grdklerini sordu.
(a) Bir irket, ilevlerin ve grevlerin verimli bir ekilde icra edil
mesi iin tasarlanm bir sistemdir. sanla; makineler ve dier
donannun yardmyla bu ilevleri yerine getirmek zere istih
dam edilirle: alanlara icra ettikleri grevler karl cret
denir.
(b) Bir irket, birlikte alan insanlardan oluan bir gruptu: nsan
lan teki insanlar ve rgtle toplumsal ilikileri vard: leyi
bu ilikilere bald:
75
culuk, animizmin gl elerini korumaktadr: Hayvanlann, bitkilerin,
doal nesnelerin, hatta insan eliyle yaplan eylerin ruhu vard: Doay
vurgulayan reklamlar Asya'da, Bat'da olduundan ok daha baanld:
lnfiniti model lks arabasnn ABD' deki reklam kampanyasma otomobili
nin resimleri yeine, arabann isminin en sonda yer ald doa sahneleri
-ounlukla a1 arda dizilmi masrafl doa manzaras resimleri- ile ba
layan Nissan irketi, bu gerei byk bir d knkl pahasma ren
di. Kampanya tam bir fiyasko oldu. (Amerikal bir reklamc bu kampanya
hakknda, "Bununla birlikte, kayalarn ve aalarn sat epeyce a1t,"
diye bir nkte yapt.)
Kta Avrupas'nn toplumsal tutum ve deerlerinin Dou Asyallar ile
Anglo-Anerikallarnkinin o1asnda olmas gibi, Avrupa'nn entelektel
tarihi de Amerika ile ngiliz Uluslar Topluluu'nun entelektel tarihin
den daha biitncld: Resmi btnyle gren fikirle; Anglo-Anerika'da
Avrupa'dakinden ok daha enderdir. Anglo-Anerikan felsefecilerin ato
mistik, sradan dil analizi denilen alanla ilgilendii onlarca yl boyunca,
Avrupal felsefeciler giingbilim (fenomenoloji), varoluuluk yapsal
clk (stktralizn), post-stktralizn ve postnodenizmi yaratmakla
meguld. En byk siyasal, ekonomik ve toplumsal dnce sistemleri
ncelikle Kta Avrupas'nda dodu. Marksizm bir Alnan rnyd; sos
yoloji Fransz Auguste Conte tarafmdan icat edildi ve Alnan Max Weber
ile baarnn zirvesine tnnand. Psikolojide de byk resmi gren kuram
lara egemen olanlar Avrupallard: Avusturyal Freud ve svireli Piaget,
yirminci yzyln belki de en etkili psikologlard: Benim alanm olan sos
yal psikolojiye, iki Alnan, Ku1 Lewin ve Fritz Heider, en geni ve en kap
saml kuramlar ile katkda bulunmulard: Gecikmeli bir ekilde mensu
bu olduum psikoloji ekol, Rus psikologlar Lev Vygotsky ile Alexander
Luria tarafndan kurulan tarihsel-kltrel bir ekold:
Mesele yalmzca Anglo-Amerikan bilimcilerin geni kapsaml kuram
lar yaratma eilimi gstennemeleri deil; bu tr kuramlara olumlu anlam
da bir alejilerinin de olmasd: Amerikan psikolojisinin en byk ismi
kabul edilen B. F. Skinne; ar atonistik ekoln bir indirgemecisi ol
makla kalmayp, aslmda her trl kuramn uygunsuz -fazlasyla genel
ve ta1lmaz olgulardan ok uzak- olduuna inamrd. Byk fikirlerle
oynamaktan holanan, lisansst alma grubumdaki rencilerim, di
er renciler tarafndan "gece okulu metafizii" yapmakla sulamrlard.
76
Kuramlara yaknlk duyan Anglo-Amerikan sosyal bilimciler bile, genelde
byk kuramlardan holanmazla: Lisansst almalarm srasda sos
yoloji hocam, "ota apl kuramlar" hedef alnacak en doru dzey olarak
metheden Robet Meton'du. (Bir talyan aramacnn, bu szleri belki
de byk altndan glerek "otalama dzeyde kuramlar" olarak evirmesi
karsnda dehete kaplmt.)
D iJ N YAY I A LG I LA M A K
77
doum gnlerini nasl geirdikleri gibi, gndelik olaylan anlatmalarn
istedile: nemli bulgu elde ettiler. Birincisi, tm ocuklar bakala
rndan ok kendilerinden bahsetseler de, kendinden sz etme oran Ame
rikal ocuklarda inli ocuklara gre kattan fazlayd. kincisi, inli
ocuklar olaylar hakknda birok kk ayrnt vermi ve bunlar ksa
ca, duygusuz bir biimde betimlemilerdi. Amerikal ocuklar ise, kendi
alarndan ilgin olan ok daha az sayda olay daha keyifli bir biimde
anlatmlard. ncs, Amerikal ocukla; tercihler ve duygular gibi
kendi isel durunlanndan, inli ocuklara kyasla iki kat fazla sz etmi
lerdi. Ksacas, Amerikal ocuklarn tutumu, "Eee, senden sz ettiimiz
yeter; atk benden sz edelim," eklindeydi.
Asyallarn kendi bak alarna teki insanlarn ynsemesini de ka
tarak olaylar hakknda daha biilncl gre sahip olduklar, sosyal psi
kologlar Dov Cohen ve Alex Gunz tarafndan yaplan bir aratrmayla da
otaya konuldu. Bu aratrmacla; Kuzey Amerikal (ou Kanadal)
renciler ile Asyal rencilerden (Hong Kong, in, Tayvan, Kore ve eit
li gney ve gneydou Asya lkelerinden bir renci karm), kendile
rinin dikkat oda olduklan on farkl duruma ilikin -rnein, "utanm
olmalar" gibi- zgl rnekleri hatrlamalarn istedile: Kuzey Amerikal
la; sahneyi kendi zgn bak alarndan darya dnk olarak yeniden
oluturmaya Asyallardan daha yatknd. Asyallar ise, sahneyi nc a
lus bak asndan, bir gzlemci gibi hayal etmeye daha yatknd.
Bu blmde anlatlan aratrmalarda ve sorularn katlmclardan ba
zlarna ngilizce, bazlarna baka bir dilde sonlduu bizim aratmna
ekiplerimizce yiiiitlen tm aratmalarda, karlatrlabilirlii sa
lamak iin "geri-eviri" yntemini kullandmz belitmem gerekiyo:
Malzemeler A dilinde hazrlanp B diline evrildi. Daha sonra anadili B
olan bir uzman, malzemeleri yeniden A diline evirdi. Anadili A olan kii,
zgn metin ile geri-evrilen versiyonun anlam bakmndan zde olduu
na karar verdii durumlarda, malzemeler hazrland ekliyle kullanld.
zde deilse, ilemler yinelendi.
Yeni Japon rencim Taka Masuda'nn boyu 188 cm, arlysa 100 kg
kadard. Kendisi bir Amerikan futbolu oyuncusuydu (evet, Amerikan fut
bolu; bu, Japonya'da en gzde nc spor daldr). Sylemeye bile gerek
yok, sonbaharda Michigan'a gelmesinden ksa bir sre sonra, "On B
ykler" arasdaki ilk futbol maa gitmenin heyeca iindeydi. Oyuna
78
gerekten baylm, ama arkadalar davranlar onu ok armt .
Srekli nne dikilip grn kapatyorlard. Japonya'da herkesin ok
erken yata "arkasna bakmay" rendiini syledi hana. Bunun parano
yayla hi ilgisi yoktu - tam tersine, burada ama, yaptklarnn dier in
sanlar zevkini ya da rahat kannadmdan emin olmakt. Amerikal
rencilerin arkalarndaki kiilere kar umursamazl, ona akl sr ermez
bir kabalk gibi gnyordu.
Amerikan futbol fanatiklerinin d avram Masuda'y, Asyallarn dn
yaya geni al bir mercekten bakt, Batllann ise dar al bir tnel g
ne sahip olduu varsaynn snamaya sevk etti. Bunu, aldatc l
de basit bir yntemle yapt. 80. sayfada stte yer alan siyah-beyaz resme
henze; sekiz adet hareketli ve renkli sualt vinyetini Kyoto ve Michigan
niversitelerindeki rencilere gsterdi. Bu sahnelerin tmnde, daha
byk, daha parlak ve resimdeki her eyden daha hzl hareket eden,
"odak noktas" bir ya da birka balk vard. Ayrca her sahne, daha az
hzl hareket eden hayvanlarn yan sra, hitkile; kayala; kaharckla; vh.
iermekteydi. Yaklak yinui saniye sren sahnele; iki kez gsteriliyordu.
kinci gsterimden sonra, katlmclara ne grdkleri soruluyordu. Yant
lar neden sz ettiklerine gre kodlayordu: Odaktaki halk, dier hare
ketli nesnele; arka plan ve hareketsiz nesnele; vh.
Amerikal ve Japon katlmclardan odaktaki bala gndenne yapan
lar says hemen hemen eitti, ama Japonla; su, kayala; kabarcklar ve
hareketsiz bitkilerle hayvanlar da ieren arka plandaki unsurlara yzde
60 orannda daha ok gndene yapmt. Aynca Japon ve Amerikal kat
lmclar hareketli hayvanlarn devinimine hemen hemen aym sayda gn
denne yaparken, Japon katlmclarn hareketsiz arka plan nesneleri ara
sndaki ilikilere yapt gndenneler Amerikallarmkinden neredeyse iki
kat fazlayd. Belki de en anlamls, Japon katlmclarn ilk cmleleri ge
nelde otama gndenne yaparken ("Bir gle benziyordu"), Anerikallarm
ilk olarak odaktaki balkla ilgili bir cmle kurmaya kat daha yatkn ol
masyd ("Sola doru yzen byk bir halk, belki bir alabalk vard").
Her vinyette grdkleri eyleri helitmelerinin ardndan, katlmcla
ra, yars daha nce grdkleri, yars da hi grmedikleri doksan alt nes
neden oluan hareketsiz resimler gsterilerek, nesneleri daha nce gp
grmediklerini sylemeleri istenmiti. Daha nce gnn olduklar nesne
lerden bazlar zgn ortamlarnda, bazlar da yeni bir otan iinde gste-
79
Hatrlama Grevi
Tamma Grevi
80
riliyordu. Her iki tipin rnekleri, aada yer alan resimlerde griilebili:
Japonlarn daha nce grdkleri bir nesneyi zgn otamda gslcrildiin
de tamna yetenei, yeni bir otanda gsterilmesine kyasla nemli l
de daha yksekti; bu da, nesnenin ilk giild andan iti baren evresine
"bal" hale geldiini ve bellekte o ekilde kaldn gsteriyo: Amerika
llar iinse nesneyi ilk bataki otamnda m, yoksa yeni bir otamda m
grdkleri hi fark etmiyordu; bu da onlarn, nesneyi tmyle evresin
den ayn olarak algladklarm gsternektedi:
Bunu takip eden bir aratrmada Masuda ve ben, bu kez yalnz dou
tamay deil, ayn zamanda ilemden geinne hzm da lecek ekil
de, Amerikallarla Japonlara farkl balamlarda eitli trden hayvanlar
gsterdik. Japonlar yine arka plandaki deiikliklerden Amerikallara g
re daha ok etkilenerek, nesne yeni bir arka planda sunulduunda, zgn
arka planda sunulmasa kyasla ok daha fazla hata yaptla: Dahas, es
neler yeni bir arka planda sunulduunda Japonlarn yarg gc zayflar
ken, Amerikallarn yarglama hz etkilenmedi.
Sokakta bir adamn yol sormak iin yannza geldiini dnn. Siz bu ki
iyle konuurken, kocaman bir kontrplak tayan iki kii aranza giriyor.
Sizinle konuan adam kontvlan bir ucundan kavrayp uzaklarken, ye
l"ne geen adam -sanki batan beri sizinle konuan kii oymu gibi- ya
nzda kalyo: Sizce, bu deiimden sonra farkl biriyle konumakta ol
duunuzu fark edememe ihtimaliniz nedir? Bu iki adam tek yumta ikizi
olmadklar srece, byle bir hata yapmanza hi ihtimal olmadn d
nebilirsiniz. Aslna baklrsa, bu hileyle insanlar kandrmak ok kolay
dr. Aynca, genelde insanlar grmekte olduklar bir sahnenin byk l
de deiiklie uratlmasna kar dikkate deer bir biimde kaytszdr.
Film editrleri bu kolay etkilenirlie bel balarlar: Oyuncular belirli bir
sahnede, bir an nce gemi olmas gereken sahnedekinden biraz fark
l bir ekilde dururlar; sigarann kl ii nceki sahnede sonrakinden daha
uzundur, vb.
Doulularn alana kar Batllara gre daha dikkatli olduu kavram
nn bir ierimi de, Batllarn arka planda yer alan nesnelerdeki deiime
ve nesneler arasndaki de;imlere kar daha kr olmalarnn beklene
bileceidi: Ayrca, Batllarn n planda yer alan dikkat ekici nesne
lerdeki deiiklikleri kavramakta Doululardan daha hzl olmalarm da
bekleyebiliriz. Bu olasl ncelemek zere Masuda'yla birlikte, Japon ve
81
Amerikal katlmclara bilgisayarda hazrlaa ksa ve renkli film kliple
ri seyrettirdik. Klipler tam deilse de, neredeyse hirlirii aysyd. 83.
sayfadaki rnekte, bu resim iftlerinden birinin siyal-beyaz versiyonlar
yer alyor. Katlmc grevi, klipler arasdaki farklarn ne olduunu
bclitnekti. Birok bakmdan farkl olduklar griilebili: rnein, alttaki
helikopterin pervanesinin siyah paras bir resimde solda, dierinde ise
sadadr. Kalk halindeki Coneorde'un ini takmlar birinde aada, di
erinde yukardad: Nesneler arasdaki ilikiler de farkld: rnein,
helikopter ile tek notorl uak bir resimde daha yakmken, dierinde da
ha uzaktr. Son olarak, arka plan ayrntlar da farkldr: Kontrol kulesinin
ekli iki resimde ay deildi:
Beklediimiz gibi, Japon katlmclarn iki klip arasda ayt ettikleri
arka plan ve iliki farkllklar, Amerikallarnkinden ok daha fazlayd.
Amerikallar odaktaki, n plandaki deiimleri saplamaya daha yatkrnd.
Asyallar evreye Batllardan daha fazla dikkat gsteriyorlarsa, olay
lar arasdaki ilikileri daha dou alglamalar bekleyebilirdik. Bu hu
susu aratrmak amacyla, Li-j un Ji, Kaiping Peng ve ben, inli ve Ameri
kal katlmclarn nne blnm bir bilgisayar ekran koyduk. Ekran
sol tarafda, rastgele seilmi iki figrden birini imek hzyla gsterdik:
rnein, ematik bir madalya veya ematik bir ampul. Hemen arddan,
yine rastgele seilmi iki figrden birini ekran sa tarafda imek h
zyla gsterdik: rnein, bir iaret parma veya ematik bir jeton. Dene
melerden bazlarnda, solda ve sada beliren grntler arasda hibir
balant yoktu. rnein, solda ampul yerine madalya belirdiinde, jeto
nun sada belirmesi daha olas deildi. Dier denemelerde ise bir balan
t, kini zaman olduka gl bir balant vard. Katlmclara, her deneme
dizisinde balant ne kadar gl olduunu ve kararlarndan ne derece
emin olduklarn sorduk.
inli katlmcla; ekran solunda ve sanda beliren grntler ara
snda, Amerikallara gre daha gl balantlar buldular; kararlarna
duyduklar gven daha bykt ve zgvenlerinin gerek balant dere
cesiyle ayar, Amerikallarnkine gre daha iyiydi. En arpc ola, Ame
rikallarn edeiimi saptama almalarnda karar verirken her zamanki
gibi grdkleri ilk elemeden an etkilenme eilimini gsterneleriy
di. Szgelimi, eer ampul ilk denemelerde sklkla madalyayla eletiyse,
Amerikallar -yle olmadda bile- bunun genel anlamda kural olduu-
82
Havaalan filminden kare: Versiyon 1
83
nu belitiyorlard. inli katlmclarsa byle bir hataya dmyorlard.
Ji, Peng ve ben, Amerikallarn bir nesneyi balamdan inlilerden
daha kolay ayrp ayramadklan da aratrdk. (Analitik, tnel gii
alglama Larz baz avantajlan olmalyd!) ounluu inli ve Kore
li olan Dou Asyallar ile Amerikallarn nne, Witkin ve meslektalan
tarafndan "alan bamll " lmek iizere hazrlanan daha nce tarif
ettiim ubuk ve ereve Testi'ni koyduk. Asyallimn daha fazla alan ba
mls olmalarn bekliyorduk, gerekten de yle oldu. erevenin do
rultusundan etkilenmeden ubuun konumu hakknda karara vannakta,
Amerikallardan daha fazla zorlandla:
D N YAYI D E N E T L E M E K
Yaam basitse ve bir eyi baannak iin tek yapmaz gereken gznz
toptan aymnamak ise, yaam denetlenebilir demekti: Yaam kamaksa
ve farka bile varlmadan ans eseri deiimlere maruz kalyorsa, topun
nerede bulunduu nemli olmayabilir; o halde yaam kolayca denetle
nemez. Anketler, Asyallann kendilerini -Batllara gre- daha az dene
tim gcne sahip hissettiklerini gsteriyo: Durumlar denetleme abas
na ginnektense, onlara uyarlanmaya almay tercih ettikleri anlalyo:
Sosyal psikologlar Beth Morling, Shinobu Kitayama ve Yuri Miyamoto, Ja
pon ve Amerikal rencilere, yaantlarnda kendilerini bir duuma uyar
ladklar olaylarn yam sra, duumu kendilerinin denetledii olaylar da
anlatnalan istedile: Uyarlanma olaylann Japonlarda daha yaygn ol
duu anlalyordu, nk hatrladklar olaylar otalamada Amerikalla
rnkine gre daha yakn tarihliydi. Denetleme olaylar ise Amerikallarda
daha yaygn giinyordu, nk hatrladklar bu tr olaylar Japonlann
kine gre daha yak tarihliydi. Morling, katlmclanna her iki duumda
kendilerini nasl hissettiklerini de sordu. Japolar deil, ama Amerikal
lar bir duuma uyarlanmak zounda kaldklannda kendilerini ok kt,
kaygl ve yetersiz hissettiklerini sylediler.
Baka deliller de, denetim duygusunun Asyallar asndan, Batllar
daki kadar nemli olmadm gsteiyo: Asyalla; Asya kkenli Amerika
llar ve Avupa kkenli Amerikallar zerinde yaplan bir anket alma
s, yaamn denetim altnda tutma duygusunun Avupal Amerikallarda
zihinsel salkla yakndan ilikilendirildiini, ama Asyallar ve Asya k
kenli Amerikallarda bu ban o kadar da gl olmadn otaya koydu.
84
Ayrca, etrafta denetimin salanasna yardmc olabilecek baka insan
lan bulunmas, Asyallar Amerikallardan daha fazla mutlu ediyordu; ve
Batllar dolaysz, kiisel denetimin kendileri asndan ok nemli oldu
una inanrken, Asyallarn yalnzca tekilerle ay gemide olurlarsa so
nularm keulileri asndan daha iyi olacana inandklar anlalyordu.
rgtsel psikolog P. Christopher Earley, inli ve Amerikal ynetici
lerden, farkl koullar altnda yneticilik grevlerini yerine gennelerini
istedi. Yneticiler ya yalz balara; ya kendi gnplar dier yele
riyle, yani kendilerininkine benzer ilgi alanlarna sahip olan, lkeleinin
ayn blgesinden kiilerle; ya da bir d gubun yeleriyle, yani otak
ynleri varsa bile ok az olan, lkelerinin bir baka blgesinden kiilerle
birlikte alacaklar sanyorlard. Durum, yneticilerin aslmda ti.im ko
ullarda yalnz alacaklar ekilde ayarland. " grup" ve "d gup" ko
ullarnda katlncla; pefonnanslarnn bireysel dzeyde deil, sadece
gup dzeyinde deerlendirileceini dnyorlard. inli yneticile; i
grup yeleriyle birlikte altklarm dndklerinde, d grup yeleriy
le birlikte altklarm dnmelerine kyasla daha iyi pefonnans gs
terdiler. Amerikallar ise yalnz olduklarn dndklerinde en iyi pefor
mans gsterdiler ve bir i grupla m, yoksa bir d grupla m altklar
dncesi, pefomanslarnda bir fark yaratmad.
"Birlikten kuvvet doar" atasz Bat kkenli olabili; ama sosyal psi
kolog Susumu Yamuguchi ve meslektalar, Japon niversite rencileri
nin bu dstura Amerikal rencilerden daha sk sarldklarn gsterdi
le: Aratmacla; katlmclarna belirli bir grevin yeine getirilmesinde
"tatsz bir deneyimin", yani ac bir sv imenin etkilerini bulmakla ilgi
lendiklerini syledile: Katlmclar ya bir denetim kouluna ya da tatsz
deneyim kouluna tabi olacaklard. Hangi koula tabi olacaklar ekilecek
kurayla belirlenecekti.
Deneyde gerekten de iki koul vard, ama bunlardan biri "yalz ol
ma" dieri de "gup" kouluydu. Yalnz olan katlmclara, torbadan dt
kal ekecekleri, bunlardan her birinin zerinde tek rakaml bir say bu
lunaca syledi. Grup kouluda ise tm katlmcla; (yelerini aslda
hi grmedikleri) drt kiilik bir gup olduklara ve her birinin torbadan
bir kat ekeceine inanyorlard . Her iki kouldaki katlmclara, drt
kad zerindeki saylarn toplammn, ac svy kimin ieceini belir
leyecei akland. Yamaguchi ve meslektalar, katlmclara, talihsizler
8.5
arasnda bulunmalarnn ne kadar olas oldunu sordular. (Her iki ko
uldaki katlmclarn, yalnz ya da grup koulunda olma, olaslklarda
1erhangi bir fark yaratacan dnmeleri iin hibir nesnel neden yok
tu.) Japonlar gup koulunda tatsz deneyimden kutulmann daha yksek
bir olaslk olduunu dndle: Amerikal erkekler yalmzken kutulma
n daha kolay olacan dndle: Amerikal kadnlar ise Japonlar gibi
davranarak, bir grup iinde bulunduklarnda kutulma olasln daha
yksek olaca dndle:
Bu blunde daha sonra aklanacak aratll'na gibi Yamaguchi'nin
aratll'nas da, Batl erkeklerle kadnlar, Doulu erkeklerle kadnlara
kyasla birbirinden daha farkl olduklarm bulgulayan ender arannalar
dan biridi: Genelde, ya hem Batl hem de Doulu kltrlerde -hemen
hemen ayn boyutlarda- cinsiyet farkllklar bulunz, ya da her iki kl
trde de cinsiyetler arasnda fark bulmayz. Beklenecei gibi, bilisel ve
algsal farklarn toplumsal kkenlerine ilikin kurammz gz nne alm
dnda, her iki kltn kadnlan, erkeklere gre genelde daha btncl
bir ynseneye sahipti; ama bu her zaman deil, yzde elli oramnda bul
guladnz bir eydir ve cinsiyet farkllklar, kltrel faridlklardan her
zaman daha kkt: Deneylerde, cinsiyet farkllklar bulduumuz g
revlerle bulnadklanmz arasmdaki aynn niteleyemedik.
86
gidip, bir dolara bir piyango bileti almak isteyip istemeyeceklerini sordu.
Evet yant aldda, ya kiinin eline bir piyango bileti verdi, ya da bilet
koan uzatp kendisinin semesini istedi. ki hafta soma, bilet alan her
kesin yanma giderek, pek ok kiinin bilet almak istediini, fakat hi kal
madn syledi. Acaba bileti kendisine geri satmak isterler miydi, eer
isterlerse, ka paraya satarlard? Bileti kendi eliyle verdii kiiler yakla
k iki dolardan satmaya raz olurken, semesine "izin verilenler yaklak
dokuz dolara geri verdi.
rendiimiz pek ok eyden karlacak sonu, Asyallarn byle de
netim yamlsamalanna Batllardan daha az maruz kalmalarnn yan sra,
her trl denetim meselesiyle de daha az ilgilendikleridir. Ji, Peng ve ben,
edeiimi saptama testi ile ubuk ve ereve Testi'nin yeni versiyonla
ryla bu kavramlar snadk.
Amac, belirli bir nesnenin bilgisayar ekrannn sa tarafnda be
lirmesi ihtimalini, baka bir nesnenin solda grnmesini dikkate alarak
saptamak oldiu edeiimi saptama grevinde bir deiiklik yaparak,
katlmclara, bilgisayar ekrannn solunda sunulacak nesne zerinde de
netim olana ve her denemede, soldaki nesnenin grnmesi ile sadaki
nesnenin grnmesi arasndaki sreyi belirleme izni verdik. Amerikallar;
bu koullar altda inliler kadar ok sayda edeiin buldular ve inli
ler kadar kararlarna gvendiler: Aynca, Amerikallar grdkleri edeii
min derecesi hakknda hayli isabetli yantlar verirken, inlilerin denetim
sahibi olduklar denemelerde verdikleri yamtla; denetleyemedikleri du
runlara gre daha isabetliydi .
ubuk v e ereve Testi'nin deiik bir versiyonunda, ubuun de
netimini katlmclara vererek, kendilerinin dndrmesini saladk. Bu
koullar altnda Amerikallar kararlarnn doruluundan daha emin olur
ken, Dou Asyallarn gveninde bir art olmad. Aynca ilk balarda en
doru kararlan veren bir grup olan Amerikal erkekler; daha da isabetli
yamtlan verenler haline geldi. Dou Asyallar ve Amerikal kadnlarn ya
mtlanndaki doruluk, denetimin kendilerine verilmesinden etkilenmedi.
87
ST K R A R M I , D E G M M ?
Dnyan gelecei hakknda dnrken daima, imdi grd
mz ekilde hareket etmeyi srdrmesi dunmunda nerede ola
caksa orada bulunduu geer aklmzdan. Onun dz bir izgi ze
rinde hareket etmediini ( . . . ) ve ynnn durmadan deitiini
fark etmeyiz.
-FELSEFEC LlJDWIG WITIGENSTEIN
88
o zaman istikrar stisna, deiim ise kural olacakt: Tao'nun kendine z
g dngsel varsaymlar , karmakla ilikin bu kuramlardan domu
olabili: Ya da belki tan tersi olmutur: Dnyan srekli olarak nceki
durumlara dnmekte olduu inanc, karmakl k varsaymna yol am
olabili: Diyalektik bir ifadeyle sylemek gerekirse, muhtemelen her iki
trend de ilemekte ve birbirini bir dng iinde beslemektedir!
O dnemde Michiga'da reci olan Li-jun Ji ve Pekin niversie
si'nden meslektam Yanji Su ile birlikte, inliler ve Amerikallarn de
iim lakkdaki inanlarn inceledik. Bir almamzda, Michigan ni
versitesi rencileri ile Pekin nivesitesi rencilerine, baz meselele-in
kkl bir deiime uramasn ne kadar olas bulduklar sorduk. rne
in, "Lucia ile Jeff ay niversitede son snf rencileri. ki yldr bera
berle: Mezuniyetten sonra ayrlma olaslklar nedir?"
Deiim olaslnm ne olduunu soran bu tr drt madde vard. Dr
dnde de, inliler deiim olasln Amerikallardan ok daha yksek
tahmin ettiler. Otalama olarak, inliler deiimi yzde 50 civarmda ola
s bulurken, Amerikallar deiim olaslmn yaklak yzde 30 olduu
nu dndle:
kinci bir almada, Ji, Su ve ben, Pekinli ve Michiganl katlmclara
on iki grafiin yer ald bir bror verdik. Her grafik, dnya ekonomisinin
byme oran veya dnya apda kanserden lm oran gibi, belirli bir
dnemdeki bir trendi gsteriyordu. rnein: Kresel ekonomik byme
oranlar (gerek GSMH'de yllk deiim yzdesi) , 1995, 1997 ve 1999
yllarda srasyla yzde 3.2, 2.8 ve 2.0 idi.
Katlmclara, kresel ekonomik byme oranmm 2001 ylmda yk
selme, dme veya ayn kalna olasl hakkda ne dndklerini sor
duk.
Sunduumuz trendler ya atyor ya da dyordu; deiim oran ise
ya luzlayor ya da yavalyordu. 90. sayfadaki ekilde, pozitif ivmeli bir
byme erisi ile negatif ivmeli bir byme erisi yer alyo: Deiim ora
nndaki at ne kadar bykse, inlilerin trendin yavalama, hatta tersi
ne dnme beklentisinin o kadar fazla olacam dndk; nk belli bir
yde daha hzl bir deiim, yakm gelecekte tersine dHiiin habercisi
olacakt. Amerikallar iinse, hzlanmadaki atlar belirli bir ynde s
regelen bir hareketin zellikle giilii bir gstergesi ola0bilirdi. Dolaysy
la, olumlu ynde hzlana trendlerin deerlendirileside Amerikallarla
89
/
Pozitif vmeli Negatif vmeli
Byme Trendi Byme Trendi
90
Dorusal harekete kar dngsel hareket hakkndaki inanla; ok
uzun sreli deiim konsda da geerlidir. Thomas More'un 1516 ta
rihli siyasal denemesi, ksursuz hiikiimet biimi zerine speklasyonlar
ieri: More, kendi hayalindeki toplumu adlandrmak iin "topya" deyi
mini icat etmiti: topya, hem "hibir yer" hem de "iyi yer" anlama ge
len Yunanca bir kkten yaplan bir kelime oyunudu: More'un topya's,
Platon'un Devlet'i, Pritencilik, Shaker cemaatleri, Mornonluk, Ameri
kan ve Fransz devrimleri, komnizm ve faizm de dahil olmak zere, Ba
tl bululardan oluan uzun bir izginin ilk, ama kesinlikle sonuncu ol
mayan rneidir. Tevrat ve ncil'deki Cennet Bahesi'ne ilikir fikirler ve
Yeni Kuds vaadine gre ekillendirilen topyalar hari tutulursa, Batl
topyalar genelde be belirgin nitelie sahiptir ve bei de onlan, kusur
suz dnyann gemite var olduu ve tek umudumuzun u andaki dkn
durumunmzdan kutulup o mkemmellik ana geri dnmek iin abala
mak olabilecei eklindeki Konfys ve teki erken dnem inli d
nrlerin inancdan byk lde farkl kla:
Batl topyalar'da;
91
bakalm ne oldu - piyangodan Pontiac marka bir araba kazandm!" Ae:
"Eyvah ... Sadece vergileri bizi diiknler evine gndeneye yeter."
nsani ilerlemenin ynne ilikin varsaymlardaki farkllklar varl
koruyorsa ve insanlar tek bir insan yaan ynyle paralellikler
kuruyorsa, Batllarm kendi geleceklerinin srekli olarak tek bir ynde
-ktden iyiye veya iyiden ktye doru- ilerlediine inandklarn bul
gulayabilirdik. Dou Asyallar ise yaamlarnn talihin dnlerine -iyi
den ktye soma tekrar iyiye, ya da ktden iyiye sonra tekrar ktye- ta
bi olmas bekliyor olabilirlerdi. Bu olaslklar incelemek amacyla, Ji,
Su ve ben, Michigan ve Pekin niversiteleri rencilerinden kendi yaam
mutluluklarmm gidiatm tahmin etmelerini istedik. Onlara aralanndan
seim yapmalar iin on sekiz farkl trend gsterdik. Bunlardan alts iz
giseldi; dmdz yukar ya da aa, ama yol boyunca titreimliydi. On iki
si izgisel deildi; ya dunyor, ya da yaam deiiminin balangtaki y
nn tersine eviriyordu. Amerikallarn neredeyse yans, en muhtemel
gidiat yn olarak alt dorusal trendden birini seerken, inlilerin ter
cihlerinin te birinden az dorusald . (Bu tercihle; gruplarn yaam
gidiat hakknda birrnek iyimser ya da karamsar varsaymlara sahip ol
masna bal deildi. Her iki grubun da mutlulua ulaacaklarna ya da
sonunda mutsuz olacaklarna inanma derecesi eitli.)
Demek ki Dou Asyalla; tpk kadim atalan gibi, dnyan deiim
le dolu olduina ve gidenin geri dneceine inanyorla: Batllarn (ya
da en azndan Amerikallarn - bu noktada teki Batllara ilikin verile
re sahip deiliz) ise, her k bir inii olmas gerekmediine inandk
lar anlalyo:
3. Blm'de, ada Asyallarn toplumsal rgtlenme ve uygulama
larnn kadim inlilerinkine, ada Avupallann toplumsal rgtlenme
ve uygulamalarmn ise kadim Yunanllamkine benzediini gnntk.
Bu blmde, kadim inliler gibi ada Asyallarn da, dnyaya btncl
adan baktklarn grdk: Alann byk bir blmn, zellikle de arka
plandaki olaylan gyorlar; olaylar arasndaki ilikileri ustaca gzlem
liyorlar; dnyay karmak ve son derece deiken, bileenlerini de bir
biriyle balantl olarak dikkate alyorlar; olaylarn ar ular arasmdaki
dngler halinde hareket ettiini dnyorlar; ve olaylar zerindeki de
netimin bakalaryla egdm gerektirdiini hissediyorla: ada Bat
llar ise kadim Yunanllar gibi, dnyaya analitik, alonistik adan bak-
92
yorlar; nesneleri farkl \'e cvreleriden ayr olarak gryorlar; olaylar bir
ekilde hareket ediyorsa, l hareketin dorusal olduunu dnyorlar;
ve yle olmad zamanlarda bile, olaylarn kendi denetimlerine tabi ol
duunu hissediyorlar. Bu dnya grleri kavramsal adan farkl olmakla
kalmyo; dnya tam anlamyla farkl ekillerde giilyo: Asyallar byk
resmi gyor ve nesneleri evreleriyle ilikisi iinde ele alyorlar - o ka
dar ki, nesneleri evrelerinden grsel olarak aymak onlara zor gelebili
yo: Batllar ise alan kmserken nesnelere odaklanyor ve evrede, As
yallara gre tan anlamyla daha az nesne ve iliki gryorla:
Baz insanlar dnyaya geni al merceklerden bakp nesneleri ba
lamlar iinde giirken, dierleri ncelikle nesneye ve onun zellikleri
ne odaklamyorsa, bu iki insan tiinn olaylan olduka farkl ekillerde
aklamas olas grn: Geni bir bak asna sahip kiile; olaylan
karmak, birbiriyle ilintili balamsal etkenlerin sonucu olarak gnne ei
limindeyken, grece dar bir odaa sahip insanla; olaylan temelde nes
nelerin zellikleri asndan aklamaya yatk olabilirle: Bir sonraki
blmde, farkl dnya grlerinin ayn olay iin yaplan farkl trden ne
densel aklamalarla gerekten ilikili olup olmadn greceiz.
93
5. B L M
1 991 'de, Iowa niversitesi'nden Gang Lu adl inli bir fizik rencisi bir
dl yarmasn kaybetti. Kararn incelenmesi iin yeniden bavurduysa
da sonu alamad ve sonunda akademik bir grev elde etmeyi baarama
d. 31 Ekim'de, fizik bliim binasna girdi ve nce danmann, temyiz
bavurusunu inceleyen kiiyi, birka arkadan ve tesadfen orada bulu
nanlar, sonra da kendini vurdu.
O dnemde Michigan niversitesinde lisansst rencisi olan Mic
hael Morris, kampus gazetelerinde Gang Lu'nun davran hakknda ya
plan aklamalarn, neredeyse tmyle Lu'nun varsaylan niteliklerine
odaklandn fark etti - katilin psikolojik zaaflar ("ok kt mizal",
"karakterinin kt yn"), tutunlar ("silahlarn hakszlklar dzelt
mek iin nemli bir ara olduuna dair kiisel inanc") ve psikolojik so
nnlar ("kendini baarya ve yok etmeye gdleyen son derece dengesiz
biri", "engellenmeyle ilgili psikolojik bir sorun") . Morris, snf arkada
Kaiping Peng'e, ince gazetelerde cinayet hakknda ne gibi aklamalar
yapldn sordu. Aradaki fark bundan fazla olamazd. inli muhabirler
Lu'nun eyleminin balamyla ilgili nedenleri vurguluyorlard. Aklama
lar Lu'nun ilikilerine ("danmanyla geinemiyordu", "ldrlen
renciyle rekabet", "in topluidundan soyutlanma"), in toplumundaki
basklara ("inlilerin ' stn renci' eitim politikasnn kurban") ve
Amerikan balamnn zelliklerine ("ABD'de tabancalara kolay ulalma
s") odaklanmt.
94
Edindikleri izlenimin donl undan emin olmak iin, Morris ve Peng
New York Tines ve ince yny lanan World Journal gazetelerinde kan
olayla ilgili haberler zerinde siscmli bir ierik analizi yaptlar. Bu nes
nel ilem, balangtaki gzlemlerinin dou olduunu gsterdi. Farkl ne
densel atflar sadece ovenizm olarak m ni telenmeliydi? Amerikal mu
habirler tesadfen inli olan faili sularken, inli mlabirle; belki de
kendi ilerinden birini korumak amacyla, durumsal etkenleri suluyordu.
Tesadfen, "kontrol" ilevi gren bir baka toplu cinayet, aklama kalp
larndaki farkllklar yaralann ovenizm mi, yoksa dnya gii nii ol
duunu anlamamz salad.
Gang Lu'un cinayetlerini ileyip intihar ettii yl, Micligan' Royal
Oak kasabasda, Thomas Mcllvane adndaki Amerikal bir posta memu-
111 iini kaybetti. Kararn incelenmesi iin sendikasa bavurduysa da so
95
l olsayd cinayetin ilenip ilenmeyeceini sordular. rnein, "Lu bir i
bulsayd" veya "Mcllvane'in Royal Oak'da pek ok arkada veya akra
bas olsayd" bu trajediler nlenebilir miydi, diye sordula: Amerikal ve
inli katlmclar ok farkl yatlar verdiler. inlile; birok durumda ci
nayetlerin gereklemeyebileceini dnyorlard. Amerikallar ise ka
tilin iyice yerlemi kiilik zelliklerinin bu kymda kilit nem tada
inandklar iin, koullar farkl olsa bile cinayetlerin meydana gelebilece
ini dnme eilimindeydi.
D G U ' D A V E B AT I ' D A N E D E N S E L A T I F L A R
96
kendi anlattklar davranlarda bavurduklar trden yaratl atflarn
kullanl!-rak aklama yaptlar. Millc; zellikle nemli bir ek almada,
davranlar kltrel olarak onaylanan yoldan aklamay rennenin za
man aldn otaya koydu. Bu iki kltrden ocuklar arasnda, yaptklar
aklama trleri asmdan bir fark yoktu. Hintlilerle Amerikallar ak
lamalar, ancak ergenlikten sonra birbirinden ayrlmaya balyordu. Bu
incelikli aratnnanm son rtuunu yapmak iin Mille; kltrleri bir l
de Batllam olan Anglo-Hintlilere de sorular sordu. Bu grubun, ge
rek yaratla, gerekse balamlara yaptklar atfla; Hintlilerle Anerikal
larnkinin otasndayd.
97
Dme-Diren
o
1 t 1
Dme
o
1 t 1
Yzme-Hareket Etme
1 o
-
1
Yzme-arpma
1 e
Q-1
Bir kap iinde sv izlenimi veren bilgisayar grntlerindeki
devinim yrngeleri.
hafif bir nesne (bir "top") olarak yorumladlar. Onun altmdaki resimde,
dmekte olan daire st izgiyi geiyor ve alt izgide duruyordu. Ama
land gibi, katlmclar bu hareketi svyla dolu kabn dibine dmekte
olan ar bir nesne olarak grdle: Katlmclara, kendi dncelerine g-
98
re nesnenin hareketlerinin isel etmenlerden (nesnenin dmesine neden
olan, iindeki veya ona ai t bir eyden) ne lde etkilendii sonldu. Ha
reketlere daha ok isel etmenlerin neden olduunu dnen Anerikal
lam says inlilerden fazlayd.
99
Bu "hazrlamalar" etkili oldu. Amerikan kimlikleri ne karlan katlm
cla; Asyal kimlii ne karlanlara gre, nesnenin hareketinde isel ne
denleri daha nemli buldular.
100
ini ve bu tercihlerin karakter esneklii hakkndaki grlerle balantl
olabileceini gsterdiler. Hong Konglu ve Amerikal katlmclara, kavgac
ve mantksz biriyle anlamaya varmak zorunda kaldklan zaman, ne tr
hakemlii tercih edecekleri soruldu. Hong Konglu katlmcla; bir nc
tarafn, tatan taraflara somlar sorarak, karlkl olarak kabul edilebilir
bir karar vermeye alt sorgulayc hakemlii tercih etme eilimi gs
terirken; Anerikalla; taraflan avukatlarm temsil ettii rekabete dayal
hakemlii tercih etmeye daha yatknd.
101
atasz kitaplarndan ve sradan insanlar ile profesyonel psikologlarn
hem kendileri hem de bakalar hakkndaki tannlamalarndan, kiilii
betimleyen malzemeler topladlar. Bu malzemelere dayal olarak, Cheung
ve meslektalar, bir "inli Kiilii Deerlendirme Envanteri" olturdu
la: Bu envanteri, Hong Kong ve kta in'inde yaayan ok geni bir nfus
rneklemesine uyguladlar. Dt etken buldular; bunlardan kabaca,
Bat'daki Be Byk etkenin en glleri olan dadnklk, nevrotiklik
ve vicdanlla tekabl ediyordu. lgintir ki aratrmacla; Bat'da ge
litiilen testlerde ortaya kmayan bir etken de buldular; kiiler aras ve
isel uyumun srdrlmesiyle ilgili kiilik betimlemelerini kapsayan bu
etkeni, "in gelenei" olarak tanmladlar. Bat dillerine evilseydi, in
envanterinin bir versiyonunda bu etkenin bulunup bulunamayacam gr
mek heyecan verici olurdu. Uyum, kiilik hakkda kafa yorarken Bat
l aratrmaclar akla gelen ilk zellik deildi; ama bu boyut gene de
Batllar iin anlaml olabili:
T E M E L A T I F H ATA S I N D A N K A I N M A K
Doulular ile Batllarn, kullandklan kiilik boyutlar asndan ok da
farkl olmadklar giilyo: O halde Batllar davram aklarken kiilik
zelliklerine neden ok daha fazla arlk veriyorlar? Bunun yamt, Do
ulularn nemli durumsal etmenleri fark etmeye ve davranta bunlarn
da bir rol oynadm anlamaya daha yatkn olmalard: Sonu olarak da,
Dou Asyallar sosyal psikolog Lee Ross'un "Temel Atf Hatas" (ksaca
TAH) diye adlandrd eye daha az dyorlar.
Diyelim ki bir niversite rencisinden olas balara bir gnl
ne kamps gezdinnesinin istendiini ve bu hizmetine karlk ok dk
miktarda -asgari cretin bile altnda- bir para nerildiini, kendisinin de
bunu reddettiini grdnz. Bu rencinin yaklamakta olan Kzlha kan
ba kampanyasnda gnll olarak alacan dnr mydnz?
Herhalde hay: Buna karlk diyelim ki bir arkadanz, balara et
raf gezdinnesi iin baka bir renciye makul miktarda bir para -szge
limi, asgari cretin yzde 50 fazlas- nerildiini ve rencinin de bunu
yapmay kabul ettiini grm olsun. Sizce arkadamz, bu rencinin kan
ba kampanyasna katlaca dnr myd? Herhalde bunu, sizin
diei iin dndnzden daha olas bulurdu. Bu duumda, her ikiniz
de TAH' bir eidini sergilemi olurdunuz: Davran, ardndaki birincil
102
itici gii olan nemli bir durumsal etkenden -yani paradan- ok, kiinin
varsaylan eilimine atfetmek.
Bu hata --durumu gnnezden gelip, davran iin gl miza akla
malar icat etmek- son derece yaygmd: nsanlar ou zaman, nemli bir
mevki iin i gmesi yaparken grdkleri biinin doutan sinirli ol
duuna; zel bir patide (belki de hi kimseyi tamad iin) bir ke
ye ekildiini grdkleri biinin genelde olduka ekingen olduuna; iyi
bildikleri bir konuda, tandk bir topluluk nnde iyi bir konuma yapan
birinin parlak bir konumac ve de zgvenli biri olduuna inanmak gibi
bir hataya derler.
Bu hatann ilk somut deneysel katm otaya koyan kiile; tamm
sosyal psikolog Edward E. Jones ve meslektalaryd. 1967'de yaymlanan
bir aratmada, niversite rencilerinden, baka bir renci tarafdan
yazld ileri srlen bir konumay ya da denemeyi okumalarm istemi
lerdi. Bu dier renciyi "hedef" diye adlandralm. Hedefin, belirli bir
meselenin belirli bir ynn savunan bir konuma ya da deneme yazma
ya mecbur tutulduu aklanmt. rnein hedefe, siyaset bilimi dersin
de Castro'nun Kba'sdan yana bir deneme yazmas, ya da bir mnazara
dersinde esrar imenin yasallatrlmasa kar kan bir konuma yap
mas sylenmiti. Katlmclardan, denemeyi yazan veya konumay yapan
hedef rencinin gerek dncesinin ne olduunu belitmeleri isteniyor
du. Keskin durumsal kstlamala; katlmclara hedefin gerek giile
ri hakknda hibir ey bilmediklerini fark ettirmi olmalyd, oysa onlar
hedefin sylediklerinden mthi etkilenmilerdi . Eer hedef, Castro'nun
Kba'y ynetmesinden yana olduunu sylediyse, katlmclar onun ger
ekten bu dnceye meyilli olduunu varsaymlar; hedef, esrar iiminin
yasallamasna kar olduunu sylediyse, katlmclar onun gerekten bu
gte olduunu varsayma eilimi gstermilerdi.
Bu yalsamann, Dou Asyallarn bile kaplaca kadar gl oldu
u anlalyo: Sz konusu deneyin eitli versiyonlarna inlile; Japon
lar ve Koreliler de katld ve hedefin, denemede okuduklar grlerle r
ten tutumlara sahip olduu sonucna vardklan bulguland. Ama Dou
Asyallar ile Amerikallarn etki altnda kal arasnda bir fark var: Dou
Asyallar daha en bandan kendilerini hedefin yeine koyarlarsa, bu ha
tay yapmyorla: lncheol Cloi ve ben, katlmclar bizzat, belirli bir tavr
alarak ve belirli bir dt argmanlk diziyi kullanarak belirli bir konuda
103
bir deneme yazmalarn gerektiren bir koula tabi tuttuk. Ardndan, ken
dileriyle ayn dmuda olduunu bildikleri bir kii tarafndan yazlm bir
deneme okudular. Bu duum, Amerikallar kesinlikle etkilemedi: teki
insanlarn mizacyla ilgili karmlar, hedef kiinin durumunu sanki ken
dileri de aynen yaamamasna glyd. Oysa bu deneyim, Korelilere
hataya kar neredeyse baklk kazandrd.
Baka deliller de, durumsal etmenleri ne kannann Asyallar ze
rinde, Batllardan daha byk bir etkisi olduuna iaret ediyo: Ara No
renzayan, Incheol Choi ve ben, Amerikal ve Koreli niversite renci
lerinden, iki senaryodan birini okuduktan sonra, hedef kiinin birisine
otobiis biletini verip veneyeceini tahmin etmelerini istedik. Her iki se
na)'O da yle balyordu:
104
veya kiiye yneltirken, Asyallar daha geni bir bak asyla alana ve
nesne ile alan arasndaki ilikilere dikkat ederler. Batlla; olaylara nes
nenin neden olduunu varsayma eilimindeyken, Asyallar balama daha
byk nem atfetmeye yatknd:
105
Watanabe aynca hedefe ynelmenin Asyallardan ok, kiisel eyleyenlik
anlaylar dornltusunda, Batllara zg olduuna iaret eder. Olaylar
"geriye doru", nedensel analiz tarznda ekillendirmek, kendi hedefleri
ni bir nesneye gre belirleme ve onlar gerekletirmek zere planlar yap
ma zgrlne sahip kiilere daha doal giinr. Watanabe, Japonya'da
ikinci dil olarak ngilizce dersi veren Amerikal bir retmenin u szleri
ni aktarr: "Japon rencilerin kompozisyonlarn anlamak Amerikal
retmenler iin ok zordu; nk onlarda herhangi bir nedensellik gre
meyiz ve ( ...) neden-sonu ilikisi ABD'de temel nantkt:"
Batlla; iinde yaadkla dnyann daha az karmak olmasyla t
tarl bir biimde, dnyay kavramakta Doululara gre daha az etmenle
yetinirle: lncheol Choi ve meslektalar, inli fizik rencisinin cinayet
yksn Amerikal ve Koreli katlmclara anlattla: Choi ve meslek
talan bunun ardndan renci, profes; okul, vb. hakkda yz madde
lik bilgi verdiler ve katlmclardan bu kitle kymyla ilgisi olamayacak
etmenleri elemelerini istediler. Koreli katlmclar bu bilgi maddelerinin
sadece yzde 37'sini ilgisiz buldular. Ameikal katlmclar ise madde
lerden yzde SS'inin ilgisiz olabileceini dndle: (Aratnnaclar As
ya kkenli Ameikal katlmclar da incelediler ve onlarn grlerinin
Avupa kkenli Amerikallar ile Korelilerinkinin o1asda olduunu bul
guladla:)
Cloi ve meslektalar, ok sayda etmeni sonula ilgili grme eili
minin, bireyin dnya hakkdaki btncl inanlarn derecesine bal
olduuna dair deliller de buldula: Katlmclarndan, olaylarn ne derece
birbiriyle balantl olduunu gsteren bir "btncllk" souturnas
yatlamalar istedile: Baz rnekler yleydi:
106
G E R Y E B A KA R A K D E G E R L E N D R M E K T E N
KAINMA
Sovyetler Birlii'nin 1991 'deki k, ister alayl olsun ister profesyo
nel, ok sayda tarihiye, olduktan sonra kalmaz deilmi gibi g
rnen birka tarihsel olaydan biriydi. Roma nparatorluu'nun k,
nc Reich'm ykselii ve Amerikallarn aya Ruslardan nce gitmeyi
baannas, bunlar tahmin edecei hi sanlmayan yorumcular tarafmdan,
kanlmaz olarak deerlendirilegelmitir. Gemii "ngnneye" alr
ken, genelde iki sorunla karlarz: (1) en azdan geriye bakldnda,
olaylann baka trl gelieneyeceinin belli olduuna inanmak; (2) as
lnda, olaylarm bu ekilde gelieceinin nceden kolayca grlebilecei
ni dnmek.
nsanlarn bu hatalar yapmaya yatkm olduunu nereden biliyoruz?
Bilisel psikolog Baucl Fisclhoff, insanlarn belirli bir olayn sonucunu
nceden ne lde kestirebileceklerini abattklann ve olaylarn olaan
d sonulanna gerekenden daha az ardklanm gstermek iin zekice
bir yntem buldu. Katlnclara eitli tarihsel olaylarn sahnesini kur
maya yetecek kadar bilgi verdi. rnein, ngilizlerin Hindistan ze-in
deki denetimlerini salamlatnnaya altklar 1814 ylnda, Bengal'in
ne durumda olduunu anlatt . ngilizler Nepalli Gurkalar baskilaryla
baa kmak zoundaydla: ngiliz kumandan, dalk mtkalarn istila
ederek Gurkalar al etmeye karar vermiti. stila dnemindeki durumu
ayrntlaryla akladktan sonra Fischoff, katlmclara otaya ne gibi
sonularn km olabileceini sordu. Baka katlmclara da ayn bilgi
leri verdi, ama onlara gerek sonucu (kazanan ya da kaybeden olmad
m) da aklad. Bu katlmclara, kendilerine sylenmeseydi, bu sonucu
ne denli diinmii olabileceklerini sordu. Fischhoff, katlmclarn sonu
cu bilmeleri duummda, nceden dnm olma ihtimallerini genellikle
abattklan bulgulad.
lncheol Choi ve ben, kii dnyaya dair sarih nedensel modeller olu
turma eiliminde ise, geriye bakarak deerlendime yalgsndan kan
masnn daha kolay olabilecei sonucuna vardk. Sarih modeller birden
ok sonucu akla getirebilecek etmenleri otaya karabilir ve qolaysyla
da kii, belirli bir sonucun gerekleeceinden emin olma eilimini daha
az gsterebili: Dahas, kestirimleri yanl kt zaman arabili: a
klk ise, balantl olmas muhtemel etmenlein aratnlmas ve mo-
107
delin gzden geirilmesini balatabilir; bu da, dnyann daha dou an
lalmasna yol aabili: te yandan, modelleme daha az sarih ise ve bel
li bir sonula ok sayda etmenin balantl olabilecei dnlyorsa,
olayn o ekilde gereklemesinin nedenlerini dnmek kolay olabili:
Bu kavramlar, Koreliler ile Amerikallar karlatran bir dizi deneyle
snadk.
Bir aratnnada katlnaclara, son derece kibar ve dindar biri oldu
unu srarla belittiimiz gen bir ilahiyat rencisinden sz ettik. Vaaz
vermek zere kampse giderken, bir kap eiinde uzanm, yardm di
leyen bir adamla karlaan bu ilahiyat rencisinin vaaza ge kaldn
syledik.
Koul A'da, katlmclar ilahiyat rencisinin ne yaptn bilmiyor
lard; onlara hedefin yardm etmi olmasna ne kadar ihtimal verdikleri
ni ve yardm etmemise ne kadar aracaklam sorduk. Hem Koreliler
hem Amerikalla; hedefin yardm etmi olmas ihtimalini yaklak yzde
80 olarak tahmin ettiler ve yardm e tmemise ok aracaklarn belit
tile: Koul B'de, katlmclara ilahiyat rencisinin kurbana yardm et
tiini; Koul C'de ise katlmclara hedefin kurbana yardm etmediini
syledik. Koul 8 ve C'de katlmclara, rencinin -ne yapt sylenme
seydi- yardm etmi olmasna vereceklerini ihtimalin ne olduunu ve fiili
davranna ne kadar ardklarn sorduk. Yine, Koul B'de hem Koreli
ler hem de Amerikalla; rencinin yardm etmi olmas ihtimalini yakla
k yzde 80 olarak dndklerini sylediler ve her iki grup da yardm
etmesine armadn belitti. rencinin beklenmedik ekilde yardm
etmedii Koul C'de de Amerikallar rencinin yardm etmi olmas ih
timalini yzde 80 civarnda dndklerini sylediler ve bunu yapmam
olmasna ok ardklarn belittile: Buna karlk, Koul C'de Korelile;
rencinin yardm etmi olmas ihtimalini ancak yzde 50 olarak dn
dklerini sylediler ve bunu yapmam olmasna ok az ardklarn be
littile: Yani, Korelilerin armad duumda Amerikallar aknlk ya
ad ve Koreliler belirgin bir geriye dnk deerlendinne eilimi gsterdi;
birou aslda bilmedii bir eyi oatan itibaren bildiini dndn
belli etti. (Aratnmnzdaki senaryo, Princeton lahiyat Fakltesi'ndeki
reicilerle yaplan gerek bir deneyi betimliyordu. Bu aratnnaya kat
lan nazik genler -eer aceleleri yoksa- bir kap eiinde inleyen adama
108
yardm nenne eilimi gstermiti; aceleleri olduunda ise ou yardm
etmemiti.)
Choi ve ben, Doulularn hi beklenmedik sonular karsnda Ameri
kallar kadar amnadklarna iaret eden bir alma daha yaptk. Ame
rikal ve Koreli katlmclara baz aratmalan anlattk ve onlara her bir
aratrmayla ilgili ya bir hipotez ya da birbiriyle elien (biri aratmna
mn gerek sonucunu, dieri de tam tersini ngren) iki hipotez sunduk.
rnein, baz katlmclara gerekiliin zihinsel sal atrd varsay
mn inceleyen bir aratrmadan sz ettik. teki katlmclara ise, bu var
saym yam sra, iyimserliin zihinsel sal gelitirdiine ilikin alter
natif bir hipotezin de ele alndm syledik. Daha sonra, tm katlmclar
gerekiliin zihinsel sal gelitirdiine iaret eden gerek aratma
bulgularn okudu. Katlmclardan, bulguyu ne derece atc ve ilgin
bulduklarn belitmelerini istedik. Amerikallar birbirine zt iki hipotez
sunulduu zaman daha ok ardklann -ve aratmnay daha ilgin bul
duklann- belitirken, Koreliler gerek sonucu ngren tek hipotez yerine
birbirine zt iki hipotez sunulduunda ne daha ok ardlar; ne de daha
ok ilgi gsterdile:
Doulular; dnyann son derece karmak bir yer olduuna dair inanla
nnda geree Batllardan kesinlikle daha yakdr; Batllar ise kuku
suz, dnyaya ilikin sarih modellerinde ou zaman fazlasyla basit d
nrle: Doulularn gerektii kadar sk armamalar, ok saydaki olas
nedensel etmene daha fazla uyum gstemenin karlda dedikleri g
rece nemsiz bir bedel olabilir:
te yandan, basit modellerin -en azdan bilimde- en yararl model
ler olduu aikiird; nk bunlarn iiLlmesi, sonu olarak da dzel
tilmesi daha kolayd: Aristoteles'i fizik konusundaki emeleride
ou kamtlanabilir ekilde yanl knt: Ancak Aristoteles'in dnya
hakkmda smanabilir nermeleri varken, inlilerin yoktu: Fizikte hangi il
kelerin dou olduunu Batllar belirledi. inliler uzaktan etkileim ilke
sini anlam olsalar bile, bunu kamtlayacak bir ynteme sahip deildiler:
Kamt getirenle; balangta bu ilkeye inamayan ve aslna baklrsa tm
nesnelerin, tpk bilardo toplar gibi, sadece baka bir nesneyle temasa
getii iin hareket ettiini saptamaya alan Batl bilimciler oldu.
109
Batllarn bilimde gsterdikleri baar ile nedensel analizde bitakm
hatalar yapna eilimlerinin kayna aynd: Bireysel analarm peine
dme zgrl, insanlar, bu amalara ulanalan salayacak ekil
de duum modelleri oluturmaya iter; bu da olaylan, sonulardan olas
nedenlere, yani geriye doru incelemek yoluyla nodelledirmeye tevik
ede: Model, bilimde olduu gibi sistemli snamas yaplmsa, diizeltile
bili: Fakat Batllarn modelleri, balamn olas roln hafifleterek ok
kat bir biimde hedef nesne ve zellikleriyle snrl kalma eilimindedi:
Modellendirilen ey -ou kez byk bir kafa karkl yaratan- gnde
lik yaam olduunda, hatan anlalmas daha zordu: Yanl bir modelin
dzeltilmesi g olacakt: Bu yzden, bilimsel zihniyete dayal gemi
lerine karn Batlla; Temel Atf Hatas 'na ve insan davran tahmin
edilebilirliini abatna yanlna kar zellikle zayftrla:
Bir sonraki blmde greceimiz gibi, Batllarn yeledii basitlik
ile Doulularn varsayd karmaklk, nedensellik yaklanlarndan ok
daha fazlasn kapsa: Onlarn bu tercihleri, daha genel anlamda bilginin
rgtlenme biimlerine uzan:
1 10
6. BL M
D N YA SMLE R D E N M
O L U U R , F L LE R D E N M ?
lll
Aslnda, inlilerin kategoriletirmeye kar olumlu bir antipatisi ol
duu anlalyor. Kadim Taocu filozof Chuang Tzu'ya gre, "( ... ) terim ve
niteliklerin snrlarnn nasl belirlenecei sorunu, kiiyi tmyle yanl
yne gtr: Bilginin snflandrlmas veya snrlandrlmas, daha b
yk bilgiyi paralara bler." Tao Te ing de, kategorilere bel balanan
'
A G DA D N C E D E K AT E G O R L E R E K A R I
LKLER
Bir kez daha, eski Yunan ve eski in' deki ok farkl entelektel gelenek
ler rneiyle kar karyayz; ve bir kez daha eski filozoflarn zihinsel
alkanlklarn bugnn sradan insanlarnn alglama ve akl yriitme
sine benzeyip benzemediini sorabiliriz. Bilisel farkllklar konusunda
ki tarihsel delillere ve bunlarn toplumsal kkenlerine ilikin kuramnza
dayanarak, ada Batllarn (a) nesneleri kategorize etmeye Doulular-
1 12
dan daha byk bir ei lim gsterelerini; (b) yeni kategorileri, zellik
lerle ilgili belirli kurallar belirli dunnlara uygulayarak renmeyi daha
kolay blmalan ; (c) kategorilerin tevarnsal kullanna daha sk
bavurmalan, yani bir kategorinin belirli rneklerinden, baka rnek
lere veya bir btiin olarak kategoriye genelleme yapmalarm bekleyebi
liriz. Ayrca her olgunun dier tm olgularla potansiyel balantsna da
ir kalar gz nne alarak, Dolular dnyay alglanan ilikiler \'C
benzerlikler asdan dzenlemelerini, Batllara gre daha fazla bekle
yebiliriz.
Aadaki resimde gsterilen ii nesneye bir gz at. ki nesneyi bir
likte yerletirmeniz stenseydi, bunlar hangileri olurdu? Peki bu ikisi ne
den birbirine ait gibi grn iiyor?
-;.
- .
A B
1 13
Bir Batlysanz, byk olaslkla tavuk ile inein bir arada olmas ge
rektiini dnrdnz. Geliim psi kologu Liang-hwang Chiu, bu resim
dekine benzer iiliileri Amerikal ve inli ocuklara gsterdi. Chiu, Ame
rikal ocuklarn nesneleri, ayn "taksonomik" kategoride yer almalar,
yani her ikisine de ayn snflandmna terimi ("yetikinler", "gereler")
uygulanabilmesi nedeniyle gnplandrdklann bulgulad. inli ocuklar
ise, nesneleri ilikiler temelinde gruplandmnay tercih ediyorlard. Bu re
simde, inek ile otu bir araya getirmeyi yeledile; nk "inek ot yer."
Li-jn Ji, Zhiyong Zhang ve ben, resim yerine szckler kullanarak
ABD'deki niversite rencileri ile kta in'i ve Tayvanl niversite
rencilerini karlatrdmzda da benzer sonular elde ettik. Katlmc
lara ii szckten oluan diziler (r. panda, maymun, muz) sunduk ve
arasdan birbiriyle en yakdan balantl iki szc gstermelerini
istedik. Amerikal katlmcla; otak kategori yelii te.elinde gruplan
dnna yapmaya belirgin bir eilim gsterdiler: Panda ve maymun hayvan
kategorisine gire: inli katlmcla; tematik ilikiler temelinde (r. may
mun ve muz) gruplandmay tercih ettiler ve yantlarn ilikiler as
dan doruladlar: Maymun muz ye:
Batllar iin dnyay rgtlemenin doal yntemi, bunu kategoriler ve
onlar tanmlayan kurallara gre yapmak ise, o zaman Batllarn nesneler
arasdaki benzerlik alglarn, nesnelerin bir dizi kural uygulanarak s
flandnlabilme derecesinden byk lde etkileneceini dnebilir
dik. Ancak, kategoriler Dou Asyallarn dikkatini daha az ektiine gre,
onlarn benzerlik alglarnn daha ok nesneler arasndaki aile benzerlii
ne dayal olmas bekleyebilirdik.
Bu olasl samak zere, Ara Norezayan, Edward E. Smith, Beom
Jun Kim ve ben, Koreli, Avrupa kkenli ve Asya kkenli Amerikal kat
lmclara, 1 1 5. sayfadakilere benzer ematik figrler verdik. Her resim,
alttaki nesnenin zerine yerletirilmi iki nesne grubundan oluuyordu.
Katlmclarn yapmas gereken ey, hedef nesnenin hangi nesne grubuna
daha benzer olduunu sylemekti. Okumaya devam etmeden nce, siz de
ekildeki nesneler hakkda kendi kararz verebilirsiniz.
Korelilerin ou, hedef nesnenin soldaki guba daha benzer olduunu
dnrken, Avrupal Amerikallarn ou, sadaki gruba daha yakn ol
duunu dnd. Hedef nesneyle soldaki grup arasnda daha ak bir aile
benzerlii olduundan, Korelilerin (otalama yzde 60 orannda) nesneyi
1 14
Gup 1 Grup 2
Hedef Nesne
115
* * *
116
EGTM EVRES
Vens Satrn
c ed e hzl ,-e doru karar venliler; burada doru yal getiren, he nce
fazla z a a ald . katlmc grubu, pozitif eler konsda ei l dere
11 7
kat _fazla sfiandnua hatas yaptla: Kurallara gre sfiandmann Do
ululara, Batllardan daha zor geldii anlalyo:
(1) (2)
Aslanlann kannda Q enzimi vardr Aslanlarn kannda Q enzimi vardr
Kaplanlarn kannda Q enzimi vardr Zrafalann kannda Q enzimi vardr
(1) (2)
Aslanlann kannda Q enzimi vardr Aslanlann kannda Q enzimi vardr
Kaplanlann kannda Q enzimi vardr Zrafalarn kannda Q enzimi vardr
1 18
sonucu olarak da, sz konusu nesnelerin memeliler olduu aka hatrla
tldnda, farkllk ilkesi karmlar asndan daha nemli oluyordu. Ka
tegorilerin Doulular iin daha az dikkat ekici olmasnn olas bir sonucu
da, onlar Batllar kadar tiimevarmsal karsamalara gtnnemesidi:
N E S N E L E R D N YA S I N A K A R I LKLER
D N YA S I N D A B Y M E K
re hazr olacakt:
te yandan ilikile; iistii tlii olarak ya da aka, bir fiili gerekti
ri: Bir geili fiilin anlam renmek, genelde iki nesnenin ve onlar bir
ekilde birbirine balayan bir eylem tiiniin farkna varnay gerektiri:
"Frlatmak", bir nesneyi havadan yeni bir yere yollamak iin elinizi ve
kolunuzu kullanmak anlama geli: Sadece eyleme dikkat ekmek, kim
senin neden bahsettiinizi anlamasn salayamaz.
1 19
Grece belirsizlikleri nedeniyle, fiilleri ansaak daha gtr; bir
konumac baka biriyle iletiim kurduunda ya da bir kii baka biri
nin sylediklerini deiik szcklerle tekrar anlada, fiillerin anla
m isimlere gre daha ok deime eilimi gsterir; ve bir dilden dierine
evrildiide fiilleri don tanmlamak, isimlere gre daha zordu: Dahas,
fiillerin ve ilikileri betimleyen dier terimleri anlam, bir dilden die
rine basit isimlerden daha fazla farkllk gstcri: Bilisel psikolog Dedre
Gentne; " Fiiller son derece reaktiftir; isimler ise atl olma eiliminde
di;" der.
simlerle fiiller arasdaki bu farklar gz nne alndnda, Gent
ner'in, ocuklarn isimleri fiillerden daha abuk rendiine ilikin bul
gusu pek atc saylmaz. Aslna baklrsa, yeni yiimeye balayan o
cuklarn isimleri renme hz gnde iki kelimeye kadar kar. Bu, fiilleri
renme hzlaryla karlatrldnda, ok daha sratlidi:
Gentne; akla yak bir biimde, b byk isim avantajnn evrensel
olabileceini tahmin etti. Ancak yle olmad anlalyo: Geliim psi
koliguisti Tardif ve dierleri, Dou Asyal ocuklarn fiilleri isimlerle
yaklak ayn hzda ve isim saylan eylerin baz Lanmlaalanna gre,
isinlerde nemli lde daha hzl rendiklerini bulgulad. Bu arpc
fark altnda yatan eitli etkenler vardr.
Birincisi, fiiller Dou Asya dillerinde, ngilizcede ve dier birok Av
npa dilinde olduundan ok daha dikkat ekicidir. ince, Japonca ve Ko
recede fiille; gencide cmlenin ya banda ya da sonunda gelir ve bunla
n her ikisi de gze arpan konulanl r. ngilizcedeyse fiiller ounlukla
120
leri en kk bebeklerine kar davranlarnda bile ok byk farklar
gzlemlediler. Amerikal anneler nese etiketlerini ("domuzcuk'', "k
pekik") Japon annelerden iki kat fazla kullanyordu; Japon anneler ise
nezaket kurallarn relen toplnsal utinlere (mei, enpati ve selam
lama) iki kat fazla bavunyord. Amerikal bir anei bebeiyle konu
mas yle olabiliyordu: "Bu bir araba. Arabay grdn m? Sevdin mi?
Ne gzel tekerlekleri var." Japon bir anne ise yle sylyordu: "te! Bu
bir dt dt. Onu sana veriyorum. imdi de sen bana ve: Evet! Teekkr
ederim." Amerikal ocuklar dnyan genelde nesnelerle dolu bir yer ol
duunu renirken, Japon ocuklar dnyann geelde ilikilerle ilgili ol
duunu reniyorla:
ncs, bildiimiz gibi ortak bir zellikler dizisini paylaan nes
nelerin adlandrlmas, ocuklarn bir kategoriin bu zellikleri paylaan
esnelerde olutuunu remesiyle sonulan: Ayn zellikleri pay
laan nesnelerin adlandrlmas, onlar benzer zellikler dizisine dayal
baka kategoriler olutmmalarn salayacak zelliklere dikkat etmeye
de sevk eder. Geliim psikologlar Linda Smith ve meslektalar, on yedi
aylk ocuklar rasgele olarak, ya bir kontrol kouluna ya da dokuz hafta
boyunca, biimleriyle tanmlanan, aina olmadklar nesne kategorilerine
ait eylerle -rnein, "fincan"- tekrar tekrar oynayacaklar ve isimlerini
duyacaklar bir koula tabi tuttula: Bu, yeni yrmeye balam ocuk
lara, biime dikkat etmeyi ve herhangi bir tanmlayc zellikler dizisi te
melinde knelendirilebilen nesnelerden -deney ortam dda gr
lenler de dahil- kategoriler oluturmay retti. Sonu, eitilen ocuklar
aratmna ak boyuca yeni nesne isimlerini renmede gsterdikleri
arpc at oldu.
Drdncs, cins [jeneik] isimler (yani kategori adlar) ngilizce ve
teki Avrupa dillerinde ou kez szdizimiyle (sentaks) vurgulanr. Ko
su kularndan aldysa, "bir rdek", "bu rdek", "bu rdekler" ya
da "rdekler" diyebilirsiniz. Son s;lck cins isimdir ve bunu szdizimi
gsteri: Nornalde, bir nesneden mi, yoksa bir nesneler sfdan m sz
ettiinizi belitneniz zorunlu olsa da, kimi zaman bu ii balam da yapa
bilir. Acak incede ve dier Sinetik dillerde, iitein alabilecei biricik
ipular, balamsal ve pragmatik trdendir. rnein, az nce glden kp
badi badi yryerek yem slemeye gelen bir rdein varl, sz edilen
rdein, "bir rdek", "o rdekler" veya "rdekler" deil, "o rdek" oldu-
121
una iaret ede: Geliim psikologlan Susan Gelnan ve Twila Tardif, ngi
lizce konun anneler ile Mandarin incesi konuan anneler zerinde bir
alna yaptlar ve bir dizi balamda, cins isimlerin ngilizce konuan an-
nelerce daha yaygn kullald buldula:
Son olarak, Doulu ocuklarn nesneleri kategorize etmeyi Batl o
cuklardan daha ge rendiklerine ilikin dolaysz deliller vard: Geliim
linguisti Alison Gopnik ve Soonja Choi, Korece, Franszca ve ngilizce ko
nuan ocuklar, bir buuk yandan itibaren incelemeye aldla: Nesneyi
adlandmna ve sflandma becerilerinin Korece konuanlarda, ngilizce
ve Franszca konuanlara kyasla daha ge gelitiini bulguladla: Ara
tmacla; ara-ama yarglarn (rnein, bir kaptaki eyleri nasl
karacam kestinne) ve kategoriletirmeyi incelerken, ocuklara iki ayr
trden drder nesne gsterip (rnein, drt yass, sar dikdtgen ile dt
kk insan figr), "bu eyleri dzeltmelerini", yani anlaml olacak e
kilde bir araya getimelerini sylyorlard. ngilizce ve Franszca konuan
bebekler ara-ama grevleri ile kategoriletime grevlerinde hemen he
men ay yata ustalatla: Koreli bebekler ise kategoriletinneyi ara
ama yeteneklerinden neredeyse ay sonra rendile:
M Z A , ST K R A R V E K AT E G O R L E R
Eski Yunanllar kategorilere meraklyd ve bunlan kurallarn kefedilip
uygulanmasnda temel olarak kullarlard. stikrara da inar ve hem fi
ziksel hem de toplumsal dnyay sabit nitelikler ya da yaratl zellikleri
asndan kavrarlard. Bunlar birbiriyle balantsz olgular olmad gibi,
eski inlilerin kategorilere ilgi duymamalar, deiime inanmalar ve ge
rek fiziksel gerekse toplumsal nesnelerin davramm, nesnenin evresini
saran bir gler alayla etkileiminin sonucu olarak anlamlandrmalar
da bir rastlant deildi:
Dnya istikrarl bir yerse, onu anlamak iin kurallar gelitinneye ve
bu kurallar uygulanaca kategorileri belirlemeye almak yararl ola
cakt: Dnyay anlamakta kullamlan kategorilerin birou, nesnenin var
saylan niteliklerine gndenne yapar: Setlik, beyazlk, iyilik, rkeklik.
Doulular da kukusuz bu tr kategorileri kulla; ama onlan belirli nes
nelerden soyutlama eilimini daha az gsterirler: Kadim in felsefesinde
at beyaz ya da kar beyaz vard; ama neredeyse her eye uygulanabilecek
soyut, ayrlabilir bir kavram olarak beyazlk yoktu: Bat geleneinde, nes-
122
nelerin "kartr ve eletir" trde soyut niteliklerden oluan zleri vard:
Bu zle; balamdan bamsz davran hakkda gvenli kestirimlere ola
nak veri: Dou geleneinde ise nesnelerin, evresel koullan ve davra
n retmek zere etkileimlerde bulunan somut zellikleri vardr. Soyut
niteliklerin, belirli bir nesnenin zellikleri olmalar dnda bir gereklik
leri vanm gibi tatlmasa hi ilgi gsterilmemiti:
En nemlisi de, nesnelerin yaratl zellikleri Doululara gre mutla
ka istikrarl deildi: Bat'da, matematii zayf olan bir ocuun matema
tik yeteneinden yoksun, hatta belki "renme zrl" olduu dnl:
Dou'da ise byle bir ocuun daha sk almas, ya da belki retme
ninin daha fazla almas veya renme otamnn deitirilmesi gerek
tii dnlr.
123
di: Felsefi Aratrmalar adl kitabda Ludwig Wittgenslein, btn bu ge
re.dilik ve yeterlilik giriimini Bat'da yerle bir etti. Wittgenstein, Bat'n
en analitik dnrlerini bile tatmin edecek (daha dousu, dehete d
recek) ekilde, bir "oyun", "hkmet" veya "hastalk" gibi, kamak
ya da ilgin herhangi bir kategori iin gereklilik ve yeterlilik koullar
belirlemenin asla mmkn olmayacan ileri srd. Bir ey, elenceli ol
masa, tek bana oynansa, temel amac para kazanmak olsa bile, bir oyun
olabili: Bir ey, elenceli ya da birok kiinin keyifle etkileimde bulun
duu verimsiz bir etkinlik olsa bile, ille de bir oyun deildi: Wittgenste
in' bu retisine Dou'da hi ihtiya olmamt: Karmak kategorilerin
her zaman gerekli ve yeterli koullarla tanlananayacan belitilne
si, Dou'da hi aknlk yaratmayacaktr.
i y A PA N DiL Mi?
Dil kullamda Doulular ile Batllar arasdaki nenli farklar gz n
ne alndnda, dnyay fiiller/isimler asndan dzenleme eilimindeki
farkllklar dourann tek baa dil olmas mmkn mdr? Bilginin r
gtlenmesine ilikin bulgular kayna sadece, Bat dillerinin isimlerin
kullamn tevik etmesi ve bunun da nesnelerin snflandrlmasyla so
ulanmas, Dou dillerinin ise fiillerin kullanm tevik etmesi ve bu
nun da ilikilerin vurgulanmasa yol amas m mdr? Daha genel ola
rak, bu kitapta belgelenen bilisel farkllklann kan dil retmitir?
Aslna baklrsa, bu kitapta ele alnan trden bilisel farklar ile Hint
Avupa ve Dou Asya dilleri arasnda dikkate deer koutluklar vard:
ince ve Japonca bata olmak zere Dou Asya dillerinin birbirinden ok
farkl olmalarna karn, onlar Hint-Avupa dillerinden farkl klan pek
ok nitelii paylamalar nedeniyle, bu koutluklar zellikle apcdr.
Daha nce ele aldmz uygulamalara -iaret etme ve adlandma, fi
illerin cmlelerdeki yeri, isinlerin cins isim olarak belitilmesi, vb.- ek
olarak, dil kullamnn kategori kullamndaki farklarla tt pek
ok yn vardr.
Batllar kategori merak dile de yans: Belki de Bat dilleri bir ifa
denin genel bir youmunn dou olup olmadn daha belirgin bir biim
de gsterdii iin, "cins" (jenerik) isim tamlamalar ngilizcede inceye
gre daha yaygndr. Aslda, incede "sincaplar fndk yer" cnlesi ile
"bu sincap fd yiyor" cmlesi arasndaki fark anlatmann hibir yolu
1 24
yoktu: Yalnzca balam bu bilgiyi verebili: ngilizce konuanlar ise, s
z edilenin bir kategori mi, yoksa birey mi olduunu dilbilimsel gster
gelerden anla:
Yunanca ve dier Hint-Avrupa dilleri, nesnelerin zelliklerini -sadece
"lik" ekini ya da edeerini ekleyerek- kendi bana gerek nesnelere d
ntrneyi salar. Felsefeci David Moser bu uygulamann, zellikleri son
radan kuramsal aklamalar olarak ilev grebilecek soyut varlklar ek
linde dnmeyi kolaylatrabileceine iaret etmitir. Platon aslnda bu
soytlamalarn, fiziksel dnyadaki nesnelerin zelliklerinden daha byk
bir gereklii olduunu dnyordu. Soyutlamalarla ilgili bu denli bir
kuranlatnna, hibir zaman in felsefesine zg bir ey olmamtr.
125
bir deyi cmlesi, ngilizcede sklkla olduu gibi hemen zneye sramak
yerine, balam ve konu ile bala:
Batllara gre, eylemi yapan ben'dir; Doulular iinse eylem teki
lerle ahenk iinde giriilen, ya da bir gler alanda hareket halinde
ki ben'in sonucu olan bir eydi: Diller bu farkl eyleyelik tn iinde
banndm: Japoncada ve (en azdan eskiden) incede "ben" iin, kendi
ve teki arasmdaki ilikiyi yanstan pek ok ok farkl szck olduunu
hatrlaym. Bu anlamda meslektamla ilikilerimdeki "ben", eimle ili
kilerimdeki "ben", vb. vardr. Japonlar "ben" iin geerli zellikleri d
nmekte zorlarla: Belirli otalarda ve belirli insanlarla iliki halin
deyken kendileri iin geerli olan zellikleri dnmek onlara daha kolay
geli: Gramer aynca eylemin nasl meydana geldiine ilikin farkl bir
anlay da yanst: ou Bat dili, dille aktarla ben'in dnya zerinde
ki etkisi anlamda, "eyleyene dayal"dr: "Adam onu drd." (Bunun
bir istisnas spanyolcadr.) Dou dilleri ise genellikle grece edilgendir:
"Adamdan dt" ya da yalzca "dt."
Dilin kullamda, teki gubun yaklam duyduklarnda hem in
ce hem ngilizce konuanlar atan bir fark, birine bir daha ay isteyip
istemediini sormakla ilgilidi: incede, "Daha ier misin?" diye sorulu:
ngilizcede ise "More tea (Daha ay)? " diye sonlu: ince konuanlara
gre, iilmesinden bahsedilen eyin ay olduu aikard; bu yzden ay
demek gereksiz olacakt: ngilizce konuanlara greyse, onunla birlikte
yaplabilecek bir baka etkinlikten deil, ay imekten sz edildii aikar
olduundan, imeye gndenne yapmak tuhaf olacaktn:
126
tanesini gstennelerii istemitik. inli rencile; ABD'de ya da in'de
yayorlard ve ngilizce ya da ince sanulard.
Sapir-Whof hipotezi eer doruysa, iki dilli inlilerin hangi dilde s
andklan mutlaka bir fark yaratmalyd. ince snandklannda gruplan
dma temeli olarak ilikileri (maymun, muz); ngilizce snandklarnda
ise taksonomik kategoriyi (panda, maymun) tercih etme eilimini gster
meleri gerekiyordu. Fakat iki dilli olnan farkl biimleri vardr. Psiko
linguistle; kendi deyimleriyle, "egdml" iki dilliler ile "bileik" iki
dilliler arasnda bir ayrm yaparlar. Egdml iki dillile; ikinci bir dili
yaamlarnn grece ge bir dneminde renen ve bu dili kullanmalar
bir dizi balamla kstl olan kiilerdir. Bu tr insanlarn dnya hakknda
ki zihinsel betimlemelerinin bir dilden dierine deiebilecei varsayl:
Bileik iki dilliler ise, ikinci dili erken yata renen ve pek ok balam
da kullanan kiilerdi: Bu tr insanlarda zihinsel betimlemeler birbiriyle
kaynam olnald; nk sz konusu iki dil farkl ilevlerle veya sadece
farkl otamlarda kullanlmaz. inliler ile Tayvanllarn, tipik bir biimde
ngilizceyi grece ge yata rendikleri ve kullanm balamlar ou za
man okulla kstl kald iin, egdnl iki dilli olmalar beklenebilir
di. Hong Konglular ile Singapurlulann ise, ngilizceyi grece erken ya
ta rendikleri ve daha fazla balamda kullandklar iin, bileik iki dilli
olmalar daha olasyd. Buna ek olarak bu toplumla; zellikle de Hong
Konglular son derece Batllamt:
Farkl dillerin farkl zihinsel betimlemelere temel olutunnas nede
niyle dil dnyay anlamakta bir fark yaratyorsa, Sapir-Whof hipotezinin
desteklenmesini bekleyecektik: En azndan egdml iki dillilerin n
gilizce snandklarnda, ince sanmalanna kyasla szckleri farkl bir
biimde gruplandrnalar gerekiyordu. Bizim yaptrdmz gruplandnna
ileri gibi bilisel grevler asndan dil nemli deilse, o zaman her iki
grupta da hibir etkisi olmamasn bekleyecektik.
Sonularn bundan daha aikar olmas dnlemezdi. lk olarak,
ngilizce snanan Avrupa kkenli Amerikallar ile, gerek in'de gerek
se ABD'de ince snanan egdml ince konuanlar arasnda belirgin
farkllklar vard. Amerikallar gruplandnnada taksonomik kategori te
melini, ilikiler temelinden iki kat fazla kullandla: ince snanan kta ya
da Tayvan inlileri ise gruplandrmada ilikiler temelini taksonomik te
melden iki kat fazla kullandlar ve ister kendi lkelerinde, ister ABD'de
127
snanm olsunla; bu dunm deimedi. kincisi, snanma dili kta ve Tay
van inlileri arasnda byk bir fark yaratl. ngilizce snandklannda,
ilikiler temelinde gnplandmna yapmaya daha az eilim gsterdiler. G
rnen o ki, bu katlmclar asndan ngilizce, dnyay inceden farkl
bir biimde betimlemeye hizmet ediyordu.
Ancak, Hong Konglu ve Singapurlu bileik iki dilliler asdan iler
ok farklyd. lk olarak, gruplandrmalar Bat ynnde nemli bir dei
ime uramt: Hala taksonomik kategoriden ok, ilikileri temel alyor
lard, ama egdnl ince ve Tayvanca konuanlara gre, ok daha zayf
bir tercihti bu. Daha da nemlisi, bileik iki dilliler iin ince ya da ngi
lizce snanmak kesinlikle bi- fark yaratmyordu.
Sonuhrn tad anlam ok ak. Kltrn dnce zerinde dilden
bamsz bir etkisi var. Bunu, hem egdiiml hem de bileik ince ko
nuanlarn, snandklan dil ne olursa olsun, szckleri Amerikallardan
farkl bir biimde gnplandmnalan sayesinde anladk. Egiidml ve bi
leik iki dilliler arasndaki farkla; dilden bamsz bir kltr farkllna
da iaret ediyor. Batllam blgelerdeki bileik iki dillile; Bat ynnde
bir kayma gsteriyorlar - stelik gene snama dilinden bamsz olarak.
Aynca kltrden bamsz bir dil etkisi de aka grlyor - ama sadece
in ve Tayvan'daki egdmlii iki dillilerde. Bu kiiler ince veya ngiliz
ce snanmalanna bal olarak ok fakl yantlar veriyorla:
Bizim almamzla balantl olarak Sapir-Whof meselesine deneme
kabilinden bir yat -hem de hayli deneme kabilinden, nk biz sadece
tek bir zihinsel sre tn ele alan birka aratmnay tattk- farkl
diller farkl betimleme sistemleriyle makul bir biimde ilikilendirildii
srece, dilin dnceyi gerekten etkiledii eklindedi:
O halde, Dou Asyallar dnyay daha ok ilikiler asdan giir
ken, Batllarn dnyay kategoiler iinde gruplandmlabilecek duraan
nesneler asndan grme eiliminde olduklarna ilikin yeterince deli
limiz va: ocuk yetitinne yntemleri de hi kukusuz bu ok farkl viz
yonlann retilmesinde bir rol oynuyo: Dou Asyal ocuklar dikkatlerini
ilikilere, Batl ocuklar ise nesnelere ve onlar ait olduu kategorilere
yneltiyorla: Dil, en azndan dikkatin odaklanmasna yardmc olmakta
bir rol oynuyo; ama bu farkl ynelimlerin yaam boyunca stabilize edil
mesinde de muhtemelen bir rol va: Ne ki, dilin yapsyla ilgili, katego-
128
rilere kar ilikiler asndan betimlemeyi fiilen zorlayan hibir ey ol
mad anlalyo:
Bir sonraki blmde greceimiz gibi, dnyay anlamaya ynelik bu
ok farkl yaklamlar bilginin rgtlenmesiyle smrl deildi: Balam
szlatma ve nesne vurgusunun Batllarca, btnletirme ve ilikilere
odaklannamn da Doulularca yelenmesi, birbirinden ok farkl kann
tarzlarna yol anaktad:
1 29
7. BL M
130
lan) ile Mohistleri ya da Mo-tzu'nun takipileridi: Mantklar aslda
fonnel bir manta doru pek az ilerleme kaydetmi olmakla birlikte, in
felsefesindeki tm dier geleneklerin yandalarnn tersine, bilgiyle, salt
bilgi adna ilgilenmilerdir. Mo-tzu gelenei ise, bata gerekli ve yeter
li koulla; elimezlik ilkesi ve orta yolu darda brakma yasas olmak
zere, eitli mantksal eseleleri kucaklamt: Yine de, Mohistler bile
zenli bir mantksal kann sistemini olutumakta yetersiz kalmlardr.
Dahas, Mohistler geometride ilerlemelerine kar, hibir zaman onu Ba
tl tarzda fornelletinneni ve mantksal ziinlerin tretilmesine ola
nak verecek bir dizi temel ilkeyi asla gelitirmenilerdi:
Yunanllarm manta gsterdiklei ilginin en iyi aklamas, muhake
me asmdan yararn fark etmi olmaland: Giinen o ki, Mo-tzu'nun
hem mantkla ilgilenmesi, hem de nermeleri akla kavuturmak ve
dounun yanltan aynlmasa yardm etmek asdan muhakemenin
deerli olduuna inanmas bir tesadf deildi: Mo-tzu, herkes iin iyi
olan azamiletinnenin yntemlerini gelitinnek istemi ve aslnda kar-za
rar analizinin kaba bir versiyonunu da gelitiniti: Bu olgula; onu ruhen
kadim in veya kadim Yunan felsefesinden ok, ada Bat felsefesine
yaklatmr. Gelgeleli, eserinin bu ynlerinde bile Doulu bir ynsemeyi
korumutur. Dier inli filozoflar gibi o da, bir nennenin douluu ile
ahlakilii arasda aynn yapmamtr; ahlak zerindeki etkileri ne olursa
olsun, mantk asdan lmcl bir konumdur bu.
S birinci binyla gelindiinde, dnyay anlamaya ynelik mantkl bir
yaklamn hi izi kalmaz. Bunun yerine, duyusal izlenimlere ve saduyu
ya duyulan gven vardr. stelik -kimi zaman duyularn kantlarm yad
smaktan ok holanyor gibi gen Yunanllarn tersine- deneyime ay
kn den argmanlar kabul etmeye, Mantklar ve Mohistler bile hibir
zaman yanaamlardn: Greceimiz gibi, inliler akldan ok akla ya
kla bal kalmlard:
131
Edward E. Smith, Beom Jun Kim ve ben, bunun 2 1 . yzyl Asya'snda s
radan insanlar asndan hala ie kadar geerli olduunu gsterdik.
Aadaki iki tmdengelimsel argman zeinde dnn. Biri size
dierinden daha ikna edici mi grnyor?
132
ncl 1 : Hibir polis kpei yal deildir.
ncl 2: ok iyi eitimli baz kpekler yaldr.
Sonu: ok iyi eitimli baz kpekler polis kpei deildir.
1 33
Demek ki sonularn tipiklii ve akla yaknl uruna Dou Asyallann
mant bir yana brakmalar daha olsd: Sonularn arzu edilirlii adma
mant bir yana brakmalan da daha olasd:
William McGuire, insanlardan birbiriyle mantksal bir ilikisi olan
olaylarn gerekleme olasl konusunda karara vamalan istendiin
de, olaslk yarglarnn, bir btn olarak ele alnan inanlarm mantksal
tutarllm atracak ekilde birbirine uyduunu gsterdi. rnein, in
sanlara, (a) o yaz kuraklk olmasm ; (b) sularn ekilecei iin kurakln
sahillerin kirlenmesine yol amasn; (c) sahiller kirlenirse yetkililerin
kumsallar kapatmasn; ve (d) kumsallarn kapatlmasn ne kadar ola
s bulduklarn sordu. McGuire, zaman iinde, insanlarm birbirine bal
nermelere ilikin inanlarndaki mantksal tutarlln, ancak bunlarn
doruluk olasl hakknda dnmelerinin istenmesi duumunda yk
seldiini bulgulad. Yukardakine benzer bir dizi konu hakkmda olaslk
tahminlerini yapn'alarndan iki hafla sonra, katlmclarn eitli ner
melere verdikleri olaslkla; ilk bata zerinde dnme frsat bulama
dan verdikleri olaslklara gre, manta daha uygundu. Dolaysyla her
ne kadar insanlar kumsallarn kapatlmasn istemeseler de, kayda deer
bir gerekleme olasl bulunan ve doudan ya da dolayl olarak kum
sallarn kapatlabilmesi sonucunu douracak dier nennelerle balantl
olarak zerinde bir sre dndkten sonra, yaz deniz kysnda geirme
planlar konusunda daha karamsar hale geliyorlard.
Ara Norenzayan ve Beom Jun Kim, Dou Asyallarn arzu edilmeyen
bir sonucu ima eden bilgiler zerine kafa yonnalar sonunda, kanlarn
tatsz bir ynde deitirmeye daha az eilimli olacaklarn tahmin ettiler;
Dou Asyallar gndelik yaamdaki olaylara mantk uygulamaya pek al
km olmadklarndan, zerinde dnmeleri istenen teki nermelerle a
tan inanlarma bal kalabilirlerdi. Koreli ve Amerikal rencilere, bir
biriyle mantksal bir ilikisi olan nenneler verdile; ama olaslk yarglar
arasmdaki tutarlln sandn fark edememeleri iin, bunlar baka
nermelerin iine kartrdla: nein, aadaki nemeler soutuma
fonnunun eitli yerlerine dalm duumdayd:
134
Restoranlara ynelik daha sk hfzshha kurallar yeni eleman is
tihdam etmenin maliyetini ykseltecektir.
135
llarn ise elikisiz ataszlerini tercih ettiklerini grdk. Bu fark atasz
lerine ainaln yaratmadndan emin olmak iin, Yahudi ataszlerini
kullanarak bir alna yaptk. Benzer sonular elde ettik: Amerikallar
ile inliler eliki iermeyen ataszlerine eit derecede meraklyd, ama
inliler eliki ierenleri Amerikallardan daha ok beeniyorlard. (Bu
rada yine Yakn Dou ile Uzak Dou gelenekleri arasnda bir benzerlik
bulguladk: Yahudi ataszleri, incedeki gibi elikiler banndma ei
limi gsteriyordu.)
elikiye ynelik bu tercih farklarnn nedenleri derinlerde yatar. Do
u dncesinde, diyalektik diye adlandrlan, yani elikilere ve bunla
r zmeye, amaya veya her ikisinde de gerei bulmaya odaklanan ve
gemii kadim inlilere dek uzanan bir akl yrtme slubu vardr. Akl
ytnekle ilgili kat ve hzl kurallarn kullanmna bavumayan diya
lektikilie aykr dme tehlikesini gze alarak, Kaiping Peng'in dile ge
tinni olduu, akl yrtmek asndan nem tayan ilkeyi betimleye
biliriz.
Deiim lkesi. Doulu dnce gelenei, gerekliin durmakszn de
ien doasn vurgular. Dnya duraan deil, dinamik ve deiken bir
yerdir. Belli bir duunda olmak, sadece durumun deimek zere oldu
unun iaretidi: Gereklik srekli bir ak iinde olduundan, gereklii
yanstan kavramlar da sabit ve nesnel olmaktan ok, akkan ve zneldir.
elime lkesi. Dnya durmakszn deitii iin, srekli olarak kart
lkla; elikiler ve anormallikler yaratlmaktad: Eski ve yeni, iyi ve k
t, gl ve zayf her eyde mevcuttur. Aslna baklrsa, kartlar birbirini
tamamlar ve birbirini olutuu: Taocular, etkin bir uyumda var olan her
trl ak elikinin, kart ama balantl ve karlkl olarak birbirini de
netleyen iki ynn grle: "Tao hem 'var' hem 'yok' olarak kavram:"
Taocu ekoln kuucusu Lao-tzu'nun dile getirdii gibi: "Dnyadaki insan
lan tm gzellii gzellik olarak tandnda, irkinliin kabul kar
otaya; tm iyiyi iyi olarak tandmda, ktnn kabul kar ortaya. Ve
bylece, varlk ve yokluk birbirini retir... " Ya da kendisini bir siyaseti
ve .asker kadar bir dnr ve air de sayan, in'in uzun sreli lideri Mao
Zedung'un yazd gibi: " ... Bir yandan [kartlar) birbirine kar kar, te
yandan bunlar birbiriyle balantl, i ie gemi, birbirine nfuz etmi ve
birbirine bamldr ve bu nitelik de, kimlik olarak tanmlan:"
136
liki lkesi ya da Btncllk. Deiim ve kartln bir sonucu ola
rak, hibir ey yaltlm ve bamsz bir ekilde var olmaz; her ey ok
sayda farkl eyle balantldr. Bir eyi gerekten tanmak iin, onun
tm ilikilerini bilmemiz gerekir, tpk bir ezgi iine gml ayr ayn no
talar gibi.
Diyalektik akl yrtmenin ilkesi birbiriyle ilintilidir. Deiim e
liki reti; eliki de deiime yol aar; srekli deiim ve eliki, tek
paray dier paralar ve nceki hallerle ilikileriii gz nne almaks
zn tatnann anlamsz olduunu gsteri: Bu ilkeler ayn zamanda Do
u dncesinin bir baka nemli retisini de iinde barndrr; bu, ar
utaki nemeler arasndan srarla Ota Yolu bulmaktr. elikilerin yal
nzca gnte var olduu ve "A dorudur, B de yanl deildir"e inan
mak gerektii, gl bir varsaynd: "Byk bir hakikatin tam kart da
dorudu;" eklindeki Zen Budist zdeyite bu tutum benimsenmitir.
Birok Batlya bu kavramlar makul, hatta tandk gelebilir. Dahas
Kant, Fichte ve Hegel'den beri Bat dncesinde yeri olan bir tr diya
lektik gelenek vardr. (Geri Hegelci veya Marksist diyalektiiu -tez, an
titez ve sentez zerindeki vurgusuyla -Doulu diyalektikten daha "sal
drgan" olduu savunulmutur, nk harcanan abalar daima, elikiyi
kabul etmek veya amak ya da baz durumlar daha iyi anlamak amacyla
kullanmaktan ok, onu yok etmeye yneliktir.
Ne ki Batllar, Doulu diyalektik ruhuyla dorudan atan baz man
tksal ilkelere ballklarnn gcnn pek farknda deildirler. Bu ilkele
re, bir eyi baka bir ey deil, kendisi olarak kabul eden zdelik yasas
ile, bir nermenin hem doru hem yanl olamayacam kabul eden eli
mezlik yasas da dahildi: Dou'nun bu mantksal ilkeler ifti zerindeki
srar ile Dou'nun diyalektik ruhu, en azndan yzeyde, birbiriyle doru
dan tezat halindedir.
zdelik yasas, duumlar aras tutarllkta srarldr: A, balamdan
bamsz olarak A'dr. elimezlik yasas, bir neme ile onun yadsnma
snn ayn anda dou olamayacan syler: A ve A-olmayan, imkanszdr.
Btncllk ilkesi ise tam tersine, bir eyin bir balam iinde, baka bir
balamdakine kyasla farkl olduuna iaret eder; deiim ilkesine gre,
yaam srekli olarak bir varolu durumundan dieine geitir, dolaysyla
varolmak varolmamak; varolmamak da varolmaktr. Bir kii aile iindey-
137
ken, iadam rolnde olduundan tam anlamyla farkl biridir; zenginlik,
kapnn ardnda yoksulluk var demekti:
Modem Dou Asyallar kukusuz Batllarn ok sevdii mantksal
ilkelerin pekala farkndadr ve grdmz gibi, onlar baz balamlar
da kullanrlar da. Ancak, Dou Asyallara gre, elimezlik yasas sade
ce kavramlar ve soyutlamalar alannda geerlidi: Fomel olarak eliki
li grnyor diye sonularn yadsnmas yanl olabili; nk kavramlar
eylerin sadece yansmalardr ve kimi zaman gnteki bir elikinin
varln kabul etmek, ya u duumun ya da tam tersinin dou olduunda
srar etmekten daha akllca olabili:
elikiye ynelik bu iki tutum arasndaki farklarn, pek ok alanda
akl yrtme asndan baz ilgin sonulan vard:
138
Aristoteles'in daha ar bir cismin yere ilk nce decei eklindeki var
saymna kar iki argmandan hangisini tercih edeceklerini sorduk . .Ka
tlmclarn hepsi Michigan niversitesi'nde doa bilimleri lisansst
rencisiydi, ama hibiri fiziki deildi. ki argman da yle balyordu:
''Aristoteles, bir cisim ne kadar arsa, yere o kadar hzl deceine ina
yordu. Ne ki, byle bir varsaym yanl olabilir."
Birincisi, yani esas olarak Galileo'nun klasik mantksal argma y
le devam ediyordu: "Diyelim ki elimizde iki cisim var, ar ola A, hafif
ola da H diye adlandryouz. Aristoteles'in varsaymma gre A, H'dan
hzl der. imdi A ve H'n bir araya getirildiini varsayalm ... Peki im
di ne olur? Evet, H at A, A'dan ardr; bu yzden ilk varsayma gre,
A'nn tek bama dmesinden daha hzl dmesi gereki: Ama birlemi
cisimde ... [daha hafif olan] H, A zerinde bir 'fren' etkisi yapacak ve H
at A, tek baa A'dan daha yava decekti: Dolaysyla da ilk varsa
ymdan, H at A'n tek baa A'dan hem daha hzl hem daha yava d
ecei sonucuna varl: Bu sama olduuna gre, ilk varsaym yanl ol
maldr."
kincisi, yani btncl ya da diyalektik argman yle devam ediyor
du: " ... bu varsaym, fiziksel nesnenin dier balamsal etmenlerin her
trl etkisinden bamsz olduu inancna dayald: .. bu ise gerekte im
kanszd: Diyelim ki elimizde iki cisim var; a.r ola A, hafif ola da
H diye adlandmyonz. Bu ikisini iki farkl koula, szgelini A'y zgarl
havaya (R) , H'yi de sakin havaya (S) tabi tutarsak, R veya S bir fark yara
tacaktn: Bu tr balamsal etkiler her zaman var olduuna gre, ilk varsa
ymn yanl olmas gerektii sonucuna varrz."
Katlmclara ayrca, Tanr'n varlna ilikin iki argmandan han
gisini (mantksal olam m, btncl ola m) tercih ettiklerini sorduk.
"Mantksal" argman, kadim "kozmolojik" argmann bir versiyonuydu.
"Var olan her eyin bir nedeni olmas gereki: ( ...) Dolaysyla sonular
dan nedenlere geerken iki seeneimiz olmaldn: Biri, hibir nihai neden
olmaksz ( ...) sonsuz bir silsilenin izini srmektir; dieri ise, sonunda,
kanlmaz olarak var olan bir nihai nedene bavurmaktir. ( ...) Fakat eer
sonsuz silsilenin btn, birlikte ele aldda, herhangi bir ey taraf
dan belirlenmemi veya otaya karlmamsa, bu samadn: (... ) Dolay
syla bavunnamz gereken ( ...) varolu nedenini kendi iinde tayan ve
bariz bir eliki olmakszn, yokluu dnlemeyecek bir Varlk't:"
139
Tanr'n varla dair btncl, diyalektik argman ise yleydi:
" ( ... ) ki kii masann zerindeki fincana bakarken, birisinin kulplu bir
fincan, dierininse eer tam ters adan bakyorsa kulpsuz bir fincan gr
mesi gibi ( ... ) her ikisi de gerein ancak bir parasn grebilir. Nihai
gerek diye bir ey yok mudur? ... tm farkl bak alar bir araya ge
timenin bir yolu olmaldr. ( ...) Byle bir toplam ya da "btn", zel du
runla ilgili tm bak alarn kapsa; ama bir btn olarak gerei aa
kan: Bu olaanst "btn", hibir birey tarafndan tek bana tasar
lanamaz ya da bulunamaz. Dolaysyla, zorunlu olarak var olan, her trl
zel varl zerindeki stn bir Vadk'a bavurmamz gerekir... "
140
zarla; cezaevi kapasitesinin yetersiz kalmas duumunda bile, bu kiilerin
ieride tutulmalar gerektii sonucuna vardlar."
fade B: "Cezaevlerinin ar kalabalklamasna ilikin bir raporda,
yal mahkumlarn yeni sular ilemeleri olaslnn dk olduu ne
srlyo: Bu nedenle cezaevi kapasitesinin yetersiz kalmas durumunda,
ilk nce onlarn serbest braklmas gerekiyor."
Aadaki ifade ifti, mantksal anlamda elikili olmayan ifadelerin
tipik rneiydi:
fade A: "Bir sosyal psikolog gen yetikinleri inceledi ve kendilerini
ailelerine yakn hissedenlerin daha doyurucu sosyal ilikiler kurduklar
n ne srd."
fade B: "Bir geliim psikolou yeniyetme ocuklar inceledi ve anne
babalarna daha az baml ve aile balan daha zayf olan ocuklarn ge
nellikle daha olgun olduunu ne srd."
Kendileini ailelerine yakn hisseden genlerin daha doyurucu sosyal
ilikiler kurduklar doruysa, her ne kadar mantksal bir eliki iermese
de, aile balar zayf olan yenlyetmelerin daha olgun olduklar savnn da
doru olduunu herhalde dnmezdiniz.
Katlmclar ifadeleri inanlrlk derecelerine gre sraladla: fadeler
den yalnzca birini okumu olan katlmclarn sralamasna bakarak
rendiimiz gibi, her ifade ifti (hem inli hem de Amerikallara gre) biri
dieinden daha makul olan ifadelerden oluuyordu.
Katlmclarn ne gibi karsamalar yapmalar gerekiyordu? Bu olduk
a ak grnyo: Grnte elien nemelerin ikisini de okuyan ka
tlmclarn, sadece bir tanesini okuyanlara gre, her ikisini de ayn ayr
daha az inanlr bulmalan gerekirdi. Bu durum zellikle, akla daha yakn
olanlara trs den daha az makul nermeler asndan geerli olmaly
d. Fakat ne Amerikallar ne de inliler bu ekilde davrand. ki nerme
yi de gren inliler, her birine eit derecede inandklarn belittiler. Da
ha makul nemeyi, aksinin iddia edildiini grdklerinde, gmedikleri
zamana kyasla daha az inanlr ola-ak deerlendirdile: Daha az makul
nermeyi ise, aksinin iddia edildiini grdklerinde, grmedikleri zama
na kyasla daha inanlr buldula: Bu uygunsuz karsama, birbiriyle eli
en iki nennenin her birinde gerei bulma gereini duymann bir sonu
cu olabili: Amerikallar ise, iki nemeye duyduklar inanta birlemek
ye"ne aynldlar ve aksinin iddia edildiini grdkleinde, gmedikle-
141
ri zamana kyasla, akla yakn nermeye daha ok inandla: Bu durum,
iki elikili nermeden hangisinin dou olduuna karar veme gerei
ni duymann olas bir sonucu gibi gnyo: fakat bir eye, aksinin id
dia edilmedii zamana kyasla, aksi iddia edildiinde daha ok inanmak,
olduka kukulu bir karsamad: Benim tahminim, Amerikallarn kar
argmanlar gelitirmekte daha iyi olmalar nedeniyle bu ekilde davran
dklan ynnde. Bu, yaamlar boyunca uyguladklar bir beceri. nan
ma eiliminde olduklar bir nermeye kar zayf bir argmanla yz yze
geldikleri zaman, onu bir kenara atmakta hi glk ekmiyorlar: Somu
u ki, kar argmanlar gelitirmekteki rahatlklar, aksi iddia edildiin
de daha az salam gnnesi gereken bir nermeye olan inanlam g
lendinneye yaryor olabili: Gerekten de, Amerikallarn inlilerden da
ha fazla kar argman gelitirme eiliminde olduuna ilikin deliller va:
Aslnda, makul bulmadklar bir argmana saldmann kendileri iin ne
kadar kolay olduunu anlayamayan Amerikalla; kendi glerinden ha
bersiz olabilirler:
142
ni dnmlerdi. Tercihlerini hakl karmalar istendiinde Amerikal
la; seimi basit bir kurala gndermeyle hakl karlabilecek an utaki
nesnelerden birini tercih ederken, Asyal katlmclarn tercihi daha ok
uzlama nesnesinden yana oldu. Katlmclar yaptklar seimle tutarl ge
rekeler verdiler: Amerikallar daha ok kural temelli gerekeler verir
ken, inliler uzlama temelli gerekeler venne eilimi gsterdile:
Ksacas, Doulularn elikiye Batllarla ay tarzda yaklamadk
larna iaret eden bol iktarda delil va: Doulular uzlamac zmleri
ve bt iincl argmanlar daha fazla tercih ediyor ve grnte birbiriyle
elien her iki argma da desteklemeye daha hevesli gnyorla: Ter
cihlerini hakl kamalar istendiinde, egemen bir ilkeye gnderme yap
mak yerine, uzlamac Ota Yol tutumuna yneldikleri anlalyo: Ame
rikallarn elimezlik ilkesine daha byk ballnn ise sorgulanabilir
karmlara kar hibir garantisi olmad grlyo: Tan tersine Ameri
kallarn eliki fobisi, delillerin daha az ar uca ynelmeleri gerektii
ni gsterdii koullar altnda, yarglarnda kimi zaman daha da an uca
ynelmelerine neden olabiliyor. Bu eilim, Bat'nn an mantksal zihin
alkanlklar hakknda hem Doulu hem Batl dnrler ve toplumsal
eletinnenlerce sk sk dile getirilen yaknmalar yanstyo:
" B A R N U M E T K S " , D U Y G U V E M AT E M AT K
Sosyal psikolojinin en gvenilir gnglerinden biri, bize "Her dakika
bir enayi douyor" deyiini kazandran sirk sahibinin adyla anlan Bar
nn etkisidir. Herhangi birinin, kendi karakteri hakknda arpc bir i
grye sahip olduunuzu sanmas istiyorsanz, ona sadece una benzer
bir ey syleyebilirsiniz: "Her ne kadar genelde iyimser bir kiilie sahip
olsan da, kimi zaman -nedenini aka anlamakszn- hznleniveriyor
sun. ou kii senin hayli dadnk olduunu dnrken, aslnda ol
duka utanga birisin ...
"
Hemen hemen herkes olduka iyimser olduunu ama ara sra hzn
lendiini, giriken grndn ama aslnda utanga olduunu dn:
nsanlarn farkna varmad ey, bu z-alglamalarn ne denli yaygn ol
duudur; bu yzden psikoloun ya da kimi dmumlarda falcnn, ruhlar
nn derinliklerine inip gerei bulduunu zannederler. lncheol Choi'ye
gre, kii kendi kiilii hakknda ne dnrse dnsn, makul izleni
mini verecek kadar dikkatli bir biimde bu sahte kiilik betimlemelerinin
143
ierisine yerletirilmi olan yakn elikilerin fark edilememesi halinde,
bu duum kolaylamaktad: Eer yleyse, kendileri hakknda grnrde
elien kiilik betimlemelerini kabul eden Dou Asyallann, Bamum et
kisine daha ak olmas beklenebilidi. Bunu snamak zere Choi, Kore
lile ile Amerikallardan bir dizi lekte kendi kiiliklerini deerlendir
melerini istedi. ou kiinin kart zellikler olduunu syleyecei eyleri
ortaya kannak zere farkl lekler tasarlanmt. Choi katlmclardan,
souturmann bir blmnde ne denli kaba olduklann, bir baka bl
mnde de ne denli nazik olduklanm deerlendirmelerini istedi. Bakala
rndan daha nazik olduklarn syleyen Korelile; bakalan kadar kaba ol
duklarn da belirtme eilimi gsterdiler. Amerikallar ise bakalarndan
daha nazik olduklarm syledilerse, bakalar. kadar kaba olmadklarn;
ya da bakalarndan daha az nazik olduklarm syledilerse, bakalan ka
dar kaba olduklarn da belirtme eilimindeydi. Gnen o ki, Amerikal
larn nne olas bir elikiye iaret eden krmz bir bayrak kyo; Ko
relilerde ise pek yle olmuyordu.
Tutarszl daha da arpc biimde gsteren bir almada Choi, Ko
reli ve Amerikal katlmclara, birbirinin tam anlamyla, ya da tama yakn
kart olan bir sr ifade verdi.
Kiinin karakteri onun kaderidir; veya
Kiinin karakteri onun kadei deildi:
Kii ne kadar bilirse, o kadar inanr; veya
Kii ne kadar bilirse, o kadar az inam:
William Butler Yeats'in "Lapis Lazuli" adl bir iiri vard: zerine yapl
m oymada, da yamacndaki bir pagodann ats altnda iki. yal inliyi
gsteren deerli bir ta betimle:
Orada, dan tepesinde ve semalarda,
Bakyorlar btn o ackl manzaraya.
Biri hznl ezgiler istiyor;
144
Usta parmaklar balyor almaya.
Gzleri, krklar arasna gml gzleri,
O kadim, ldayan gzleri, sevinli.
145
kukusuz mantksal hatalara yol ayo; ama Batllarn eliki fobisi de
mantksal hatalar yaratabiliyor.
Doulularn matematik becerilerinde sahip olduu hret, aslda ok
yak lari llidi: Geleneksel in ve Japon kltr, eitimli kiinin ura
mas gereken alanlar olarak edebiyat, sanat ve mziin altn iziyordu.
Gen ve yal inliler ile Amerikallar incelerken, biz ve baka aratr
acla; sadece gen inlilerin Amerikallardan stn pefonnans gster
diklerini bulgulyouz. Benzer eitim grm yal inliler ve Ameikal
la; ateatikte benzer pefonnans gsteriyorlar.
Asya'da daha iyi matematik eitimi veriliyor ve Asyal renciler da
ha alkan. Dou'da, retmenin eitimi kariyeri boyunca devam edi
yor; retmenler Amerikal meslektalarna gre ders venneye ok daha
az zaman harcyorlar; yayg biimde kulhlan teknikler de Ameri
ka'dakilerde daha stn. (Asya'daki matematik eitiminin bu bakm
larda Avupa'ya stnl daha az belirgin.) Hem Amerika hem de As
ya'da, Dou Asya kkenli ocuklar matematik ve fen derslerine Avupa
kkenli Amerikallardan daha ok alyorlar. ocuklarn matematik der
sine ne kadar sk altklar noktasdaki fark, en azndan ksmen, Bat
llar genelde davramn sabit zelliklerin bir sonucu olduuna inanma
lannda kayaklamyor olabili: Amerikalla; becerilerin ya edinilmi ya
da edinilmemi nitelikler olduuna inanmaya yatkd; dolaysyla bakr
madeninden alt kannaya almann pek anlam yok, diye dnrler.
Asyallar ise dou koullar altnda ve yeterince sk almayla herkesin
matematii renebileceine inanma eilimindedi:
Ksacas, Asyallar matematik ve fen bilimlerindeki stnl para
doksal olmakla birlikte hi de elikili deildir!
Doulu ve Batllarn, dnyam" doasa ilikin temel varsaymlarda,
dikkat odada, karmak bir evrede ilikileri alglamak ve nesneleri
birbirinden ay1 etmek iin gereken becerilerde, nedensel atfn niteliin
de, dnyay kategorik veya ilikisel olarak dzenleme eiliminde ve for
mel mantk kurallar dahil olmak zere kurallar kullanma eiliminde bir
birinden farkl olduunu gsteren ok sayda delil sunmu bulunuyorum.
Bu savlann da iki byk soru douyor: Bu nemli midir? Devam
edecek midir? 8. Blm ilk soruyu, sonsz ise ikincisini ele alyo:
146
8. BLM
YA D N C E N N D O GASI
H E R Y E R D E AY N I D E G LSE ?
147
grlyo: Fay hatlan imdiye kadar sandmzdan ok daha derinlere ve
ok farkl yerlere uzanyor.
Bu N E M L M i ?
Fakat bu kitapta aklanan sonular, ounlukla laboratuar testlerine da
yanyor: Bulgularn gerek dnya dncesi veya davrannda hibir kar
l bulunmayan sera bitkilerinden te bir ey olduunu varsaymamz
iin bir neden var m?
Bu olduka adil bir soudur ve yantlamaya almak retici olacak
tr. Gerekten de, Doulular ile Batllarn olduka farkl dnd ve
davrand pek ok yaam alan vardr ve bu farklar btncJ. dnceye
kar analitik dnce hakkndaki iddialarmz asndan gayet iyi anla
lm durumdadr.
Tp. Bat'da tp, binlerce yl nce yaygn olan analitik, nesneye ynelik
ve mdahaleci yaklamlarn korumaktadr: nce rahatsz eden paray
ya da salgy bul, sonra yok et ya da deiti: Dou'da ise tp ok daha b
tncldr ve en azndan modem alara kadar cerrahi ya da dier cret
li mdahalelere eilim gstememitir. Salk, bedendeki elverili gler
arasndaki bir dengenin sonucudur; hastalk ise glerin karmak bir et
kileiminden doar ve ayn derecede karmak, genellikle doal, oun
lukla da bitkisel are ve nlemler yoluyla zlmesi gereki: Cesetlerin
kesilip bileen paralarna ayrlmas antik Yunanllar tarafndan balatl
m, 1aa'da bir ara verildikten sonra, son be yzyl boyunca Bat'da
da uygulanmtr. Terih, on dokuzuncu yzyla kadar -elbette Bat'dan
Dou'ya gimemiti:
Hukuk. Aadaki denklem zerinde dnn: lk olarak, bir toplu
mun mhendislere kar hukukular tercih orann tanmlayalm.
Toplumdaki hukuku says
148
ABD'nin hukukular tercih orann, Japonya'nn hukukular tercih
oranna bldmzde elde ettiimiz say 4 1 'dir!
ABD'de hukukulara gerekten ok sk bavuulur. Bat lkelerinde
bireyler aras atmalarn nemli bir blm yasal yzlemelerle z
lrken, Dou'da genellikle araclar yardmyla atmann stesinden ge
linir. Bat'da ama, adalet ilkesinin tatminidir ve atma zmnde ti
pik olarak otada bir doru, bir de yanl bulunduu ve bir kazanan, bir de
kaybeden olaca varsayl: Dou'da ise atma zmnn amac daha
ok, dmanl azaltmaktr ve muhtemel sonucun uzlama olaca varsa
yl: Batllar amalarn kabul ettirmek iin evrensel adalet ilkelerinden
dem vururlar ve yarglarla jrile; aa yukar benzer duumlarda herkes
iin geerli olduuna inandklar kararlar alma zorunluluunu hisseder
le: Dou'da ise tam tersine, esneklik ve davann zel koullanna byk
bir dikkat gsterilmesi, atmay bilgece zmenin esaslardr. Devrim
ncesi in'de bir yuttan dedii gibi: " ... inli bir yarg hukuku, soyut
bir varlk olarak deil, Albay Huang'a veya Binba Li'ye kiisel olarak
uygulanmas gerekecek esnek bir nicelik olarak dnebilir. Buna uygun
olarak, Albay Huang veya Binba Li'nin kiiliine karlk verecek kadar
kiisel olmayan bir hukuk gayri insanidi; dolaysyla hukuk bile olamaz.
inlilere gre adalet bir bilim deil, bir sanattr."
Tartma. Japon ynetim kuullarnda karar sreleri atma ve
uyumsuzluktan kanmak zere tasarlanmt: Toplantlarda liderin n
ceden salad gr birliinin onaylanmas dda ok az ey halledilir.
Japon yneticiler teki yneticilerle aralardaki atma ile sadece du
rumdan kama yoluyla ba etme eilimi gsterirken, Amerikallar ikna
etme giriimlerine Japonlardan ok daha yatkd: Dou'da mtecaviz ve
tehlikeli addedilen ey, Bat'da geree ulaman bir arac olarak ka
bul edili: Batllar fikirlerin serbest pazarna neredeyse dinsel bir imanla
balanrlar. Kt fikirle; en azdan uzun vadede bir tehdit oluturmaz,
nk alenen tatlabilirse, bunlar ne olduu alalacakt: Dou'da
byle bir varsaym eskiden hi olmad gibi, bugn de yoktur.
Bilim. Doksanl yllarda ABD' de yaayan bilim insanlan Nobel dl
leri'nin 44'n alrken, Japonya'n bilime aktard fonlar ABD'nin tam
yars olmasna karn, Japonlar sadece bir Nobel dl alabilmitir. Bili
me aktard fonlar Japonya'nn yars kadar olan Bat Almanya'dan 5 No
bel dll bilimci kmtr. Bilime Almanya'dan bile daha az fon aktaran
149
Frasa'n ise 3 Nobel dll bilimcisi olnutu: Japon biliminin grece
diik baars ksmen, daha yetenekli gen bilimciler yerine ota yalla
n desteklenmesine yol aan, yallara ynelik Konfys saygya yo
arka plan;
sorun;
hipotez veya nenne;
sama aralar;
deliller;
delillerin ne anlama geldii konusunda argmanlar;
olas kar argmanlarn iitlmesi;
sonu ve tavsiyele:
1 50
anlamalar ou kez, gelecek iin deneme kabilinden zerinde anlalan
klavuzlardr. Bu kart grler ou kez Doulularla Batllar arasmda
atmaya yol aa: Dnya pazarnda eker fiyatlar arpc bir biimde
dt srada, Avuslralya'nn bir szlemeyi gzden geirmeye yanama
mas zerine Japon ve Avustralyal i adamlar arasmda yaanan tatszl
hatrlayn. Japonla ne ikiyzlyd, ne de tamamen kedi karlarn g
zetecek ekilde davralard. Japon tedari kile; bu tiir meseleleri m
terileriyle birlikte ele alrlar. Tokyo'da kar yaarsa, film datmcl ar si
nema sahiplerinin seyirci saysm azalmasndan doan zararlarm telafi
etme eilimi gsterirler. letme profesrleri Hampdcn-Turcr ve Trompe
naars' iaret ettii gibi, "Analitik olarak madde madde bakldda, [b
tr uzlamac davran) maliyet asmdan verimli deildi: Fakat miileri
ile tedariki arasmdaki ilikiyi glendirici bir etken olarak bakldnda,
son derece aklcd:" Ksacas, Japonlar i ilikisine, zaman iide bala
mn d a dahil ederek btncl bir adan bakarla:
Uluslararas likiler. Bir in sava uan n Amerikan casus uayla
arpmas ve casus uan izinsiz olarak bir in adasna inmek zorunda
kalnas zerine, in ile ABD arasda, farkl nedensellik anlaylarndan
kaynaklanan uluslararas bir atma ba gsterdi. inliler casus uam
mreltebat esir alarak, ABD'nin olaydan tr zr dilemesini istedi.
Kazaya sava ua pilotunm i htiyatszlnn neden olduunu i leri sren
Amerikallar zr di lemeyi reddetti. Siyaset bilimci Peler Hays Gries ve
sosyal psikolog Kaiping Peng'in gzlemlerine gre, inliler asndan, ka
zan belli bir nedeni olduunda srar etmek iflah olmaz derecede srl
bir perspektif gstergesiydi. Kazayla ilgili olarak, A B D'nin sonuta i'i
gzetliyor olnas da ieren bir srii grn ya sra, zel casus ua
ile zel pilot ua arasndaki etkileimin bir gemii, vb. vard . Neden
selliin -inliler tarafdan baka olaylarda olduu gibi bu olayda da do
al olarak kabul edilen- kannakl ve belirsizlii gz niine alndn
da, ABD'ni en azndan bu olayn gereklemesinden duyduu iiziintyii
dile getirmesi gerekirdi. Doulular n , ne denli kastsz ya da dolayl olur
sa olsun, bakasa zarar veren herhangi bir eylem dolaysyla srarla zr
beklemelerinin {ve de Japon yneticilerin, denetleyemedikleri iler saqrn
iin "znt" fonnlii zerinde alatla; ama Gries ile Peg'i saptad
151
farkl nedensellik anlaynn bu atmada oynad rol, her iki taraftan
birok kiinin anlayamad sylenebili;
nsan Haklar. Batllar genelde bireyle devlet arasnda tek bir uy
gun iliki tr olduuna inandklar anlalyo; Bireyler ayr ayr birim
lerdir; birbirleriyle ve devletle belirli haklar; zgrlkler ve ykmllk
ler erevesinde bir toplumsal szleme yaparlar: Fakat Dou Asyallar
da dahil ou halk, toplumlar bireylerin toplam olarak deil, molekller
ya da organizmalar olarak grr; Bu nedenle, bireye ikin haklar anlay
ya ok azd; ya da hi yoktur. inlilere gre, haklarla ilgili herhangi bir
kavram btn, toplumun bir-birok deil, para-btn eklinde kavran
masna dayald; Bireyin ne kadar hakk varsa, bunlar onun toplam hak
lar iindeki "hisse"sinden ibarettir. Batlla; Dou Asyallarn insanlara
bireyler olarak hibir haklan yokmuasna davrandn grdklerinde,
genelde buna sadece ahlaki adan bakabilirle; Dou Asyal yetkililerin
davran ahlaka uygun olsun ya da olmasn -ve ben bireysel insan hak
lan diye bir eyin var olduu ve zaman zaman Dou Asya'da ihlal edildi
i konusunda ou Batlyla hemfikirim- farkl davranmann yalnz fark
l ahlak kurallarn deil, bireyin doasna ilikin farkl bir kavray da
gerektireceini anlamak, bu noktada nem ta; Farkl bir birey kavray
da, dnyay en temel metafizik dzeyde kesintisiz maddelerden ok, ayr
birimler olarak dnme eilimine dayan:
Dou Asyallarn ve dier karlkl baml halklarn da Batl davra
a kar ahlaki adan itirazlar olduunu kabul etmek nenlidi: Dou
Asyal renciler Batl dersliklerde kendilerini dncelerini ifade ede
cek kadar rahat hissettiklerinde, Batllarn dzensizlie, ilenen sula
ra, medyadaki iddet ve cinsellii ne karan grntlere zgrlk adna
hogr gstermeye bunca hevesli olmalar karsnda duyduklar deheti
dile getirirle: Haklar bireyden ziyade toplulua ikin olarak algland
iin, bu meselelerin insan haklar erevesinde ele alnmas gerektiini
dnrle;
Din. Pek ok dinsel farkllktan bazlar, Dou'nun "hem/hem de" an
layn aksine, Bat'nn "doru/yanl" zihniyeti asndan alalabili:
Dou dinleriin tipik zellii hogr ve dinsel fikirlerin karlkl nfu
zudur. Kore'de ve Japonya'da (ve devrim ncesi in'de), kii bir Konf
ysii, bir Budist ve bir Hristiyan olabilir. Dou' da dinsel savalar gre
ce ender olmuken, Bat'da yzyllar boyunca sregelmitir: Tektannelk
1 52
genellikle herkesin ay Tanr kavramna boyun emesinde srar ede: Yu
nanllarn bu konuda masum olduu ileri slebilir (ne de olsa, onlarn
pek ok tanrs vard ve herhangi bir bireyin hangisini tercih ettiine pek
aldr etmezlerdi) ve belki bu dorudur da. Dinsel savaa eilimli olanlar
brahim! dinlerdir. te yandan, Hristiyanl, Tanr'nn temel ynlerini
belirleyen bir ilahiyata sahip olmay gerekli bulan tek din olduu; kite
goriletinne ve soyutlama konusundaki bu srarn kkeninin Yunanllara
kadar zayor olabilecei de ne srlmt:
Dngler ve yinelenmeler birok Dou dininin ayrlmaz bir para
s iken, Bat'da daha az yaygndr. Yeniden doma, baz Dou dinlerinde
yer alsa da, Bat dinlerinde enderdi: Birok Dou dininde (bir derece
ye kadar Katoliklikte de) gnah, kronik bir durum saylr ve balana
bilir. Protestan geleneinde ise gnah, balanmas zor ya da kelimenin
tam anlamyla silinemez bir eydi: Hindistan'dan Batya dou gidildik
e, lmden sonraki olas duumlarn saysnda -Hinduizm ve Budizmin
neredeyse sonsuz reenkarnasyonlarndan, Katolik Araf' oklu dzeyle
rine ve cehennem emberlerine, oradan da Kalvinizmin ikili olaslna
[Cennet/Cehennem] kadar- arpc bir azalma olduu sylenebili:
Son olarak, bu kitapta tatlan delillerden ounun gndelik yaam
daki sorun ziimnden geldii unutulmamaldr. Japon yneticile; ie
en alt kademeden balar ve sk sk blmler arasnda grev deiimi ya
parak irketteki etkinliklere ilikin genel bir bak asna sahip olurla:
in'deki binala; hatta Hong Kong'daki gkdelenler ancak, nerilen bi
nann akla gelebilecek her trl ekolojik, topolojik, iklimbilimsel ve geo
metrik zelliini ezamanl ve birbiriyle ilikili olarak inceleyenfeng ni
uzmanlarnca ytlen ok geni kapsaml bir aratrmadan sonra ina
edili: malat ve ticarette atomistik, birbiriyle deitirilebili; birrnek,
modler yaklamn ncln BaLlla; zellikle de Amerikallar yap
mtr. Benim savm, laboratuarda bulguladmz bilisel farkllklarn ta
v; deer ve davra farkllklarna yol at deil, bilisel farkllklarn
toplumsal ve gdsel farkllklardan aynlamaz olduudu: nsanlar sahip
olduklar inanlara dnce tarzlar nedeniyle balanrlar ve iinde yaa
dklar toplumun doas nedeniyle o tarzda dnrler.
153
N S A N LAR NASIL D NM EL?
Yirminci yzyln balarda, dnrler ve psikologlar bir i blm yap
mlard. Psikologlara insanlarn nasl dndiin ve davrandn an
lamay kapsayan beinleyici grev, drlere ise insanlara nasl d
nmeleri ve davranmalar gerektiini sylemeyi ieren belirleyici grev
verildi. Tavsiye edilebilir sklkta olmasa da, dnrler zaman zaman in
sanlarn gerekte ne yaptklarm anlamak iin psikologlarn almalarna
bakmlardr. Ancak dnrler psikologlarn almalarn yaknda izle
mi olsalar bile, evrensellik inacndan vazgemelerii salayacak pek az
ey bulurlard. Burada anlatlan alman, psikologlar ve sonu olarak
dnrler zerinde de o etkiyi yaratacana inayorum.
Felsefenin gayri evrensellik gstergelerinden nasl etkilenebileceini
anlamak iin, 18. yzylda David H ume'un ileri srd tmevarm mu
ammasn ele alalm. Hume, gelecein gemi gibi olaca, bugiin bizi
besleyen yiyecein yarn da besleyecei varsaymn nasl doularz diye
sormutu. Bu sonu tmdengelimci hibir zm olamaz. "Bu yiyecek
beni bugn doyurdu; dolaysyla yarn da doyuracaktr" cmlesinin an
cak ihtimale dayal bir itibar vardr; bir tasn gerektirdii kesinlikten
yoksundu
Felsefeci Nelson Goodman, bu tmevarm muammasna getirilecek
zmn, tmevarnsal karm kurallar ile gerekte yaptmz zgl ka
rmlar arasnda dii.nsel denge aray olduunu ne srd. Tmdegelin
kurallaryla yaptmz da budur: Kabul edilemez bulduumuz karm
lar onaylamamz gerektiren her trl tmdengelim kuraln terk eder Ye
vazgemek istemediimiz bir kural yasaklad her trl soucu redde
deriz. Fakat "bizim" gibi akl yrtmeyen, hatta bizim onayladmz akl
yrtme ilkelerini onaylamayan kltrler olduunu varsayalm. Felsefeci
Stephen Stich, bunun d iisel denge ilkesini daradan ettiini gz
lemledi. Bir karm hakl m yoksa haksz m olduu konusunda hem
fikir deilsek, bu ilkeyi doru dnmenin klavuzu olarak deil, sadece
kiisel tercihin ifadesi olarak kullanabiliriz. Bunun bir zm, karm
lanmzda hakl ktmz, onlarn da kendi karmlarnda hakl oldu
unu sylemektir - onlarn karmlar bizimkilerden lniiyle farkl olsa
bile. Bu an grelilik konuna biirnek kolayd; ama kimse ona ger
eklen inanmaz. Eer bana birbiriyle gerekten elien iki nermeden her
birii doru olduuna iadnz sylerseniz, kibarca kendi a.nzdan
154
hakl olduunuzu, ama benim de kendi amdan hakl olduumu sylerim.
kimizden biri ikna olur mu? Muhtemelen hayr.
Fakat ben, olumasna yardmc olduum bu grelilik yatana yatma
ya hevesli deilim. Tam tersine, Asyal akl ytme kalplarnn Batl
lan akl ytme hatalarndan bazlarma ok deerli bir k tuttuunu
dnyonm ve Doulu dnceye bakmak iin ayn aynay tersine e
virmekte yarar olabileceine inanyonm.
Doulu dnce kalplaryla karlatrldnda zellikle akla ka
vuan birka Batl dnce alkanlma odaklanmakla yetineceim.
Biimcilik (formalizm). Bat dncesinin fomel, mantksal yakla
mnda mthi bir g var<l: Bilim ve matematik aka hma daya;
ama ne kadar dayand tatnaya akt: Francis Bacon, "Mantk fayda
szdr; bilimi oluturan yaratclkt;" diye yazmt . Betrand Russell da,
12. yzyl keilerinin tasnlarn kendileri kadar ksr olduu giin
dile getimiti. Ayn g paylama eiliminde olsam da, bu, tm insani
sonnlarn mantkla zlebileceine inanan, ama gerek dnya sorunla
rna yalnzca fornel mant uygulayabilen birinden gelen kafa kartrc
bir ifadedi: Bence bu, onun siyasal ve toplumsal meselelerle ilgili anali
zini naifletimitir. Rssell'n sonnumn ana nedeni, biim ve ierik ay
nn zerinde diretmesiydi, bylece mantk ilkelerini sadece biime uygu
layarak akl yrtiilebiliyordu. Bu, Batllara zg bir hastalkt: Felsefeci
S. H . Liu'nun dedii gibi, "inliler biimi ierikten ayramayacak kadar
rasyoneldi:"
Russell'la ilgili ikinci bir sonn, ou Batl gibi onun da, diyalektik
iliin "akl yi.irlme emalar" diye adlandrlabilecek ynnden byk
lde yoksun olmasyd. Geliim psikologlar Klaus Riegel ve Michael
Basseches tarafndan ("diyalektikilik" terimi kullalmakszn) bu tr
den pek ok ema tespit edilmiti. Bu psikologla; Jean Piaget'nin, akl
yiiiitnenin byk blmnn ergenlie gelindiinde yerine oturan szde
fornel operasyonla; ya da mantksal ilkeler araclyla gerekletirildi
i yolundaki gne katlmyorlard. Onlara gre, st dzey akl yiit
nenin byk blm, postfornel operasyonlar -daha karmak ve zgl
dnce ieriine mantksal kurallardan daha bal olan akl yrtme e
malar- araclyla gerekletiriliyordu. Bunlara "postformel" denmesi
nin nedeni, esas olarak fonnel operasyonlarn tananlaasudan sonra
gelitikleriin varsaylmasyd . Riegel de, Bassecles de, postformel ope-
1 55
rasyonlarn geliiminin mr boyu devam ettiine inanyorlard. Bassec
hes'in almasndan baz rnekler aadaki gibidir.
1 56
amtr. Yani bir kii ya cmetlik yznden ya da z kar tatmin dr
tsyle hareket edebili; ama hem cmetlik hem de zkarn tatmin ne
deniyle deil. Adam Smith, nl kapitalizm savunmasda bu bak a
sdan yle yazmt: "Bira yapmcsn, fnncn ya da kasabn size,
yani mteriye yiyecek iecek salamasnn nedeni sizi nemsemesi de
il, kendini nemsemesidir."
Ama biraz dnrsek, neden her iki gdyle de olmasn? Kukusuz,
birok tccar ncelikle kendi ailesini doyurmak iin ticarete gire; ama
ayn zamanda bakalarnn doyurulmasna yardm etmekten de holanr.
Bu, bizzat Smith tarafndan kabul edilmi, ama izleyicilerinin birou ta
rafndan gmezden gelinmi ya da takdir edilmemi bir gerektir.
Politikaclarn gdleri hakknda Amerikallara zg bir sinisizm var
dr ve bu, kiisel zgrlklerin korunmas asndan salkl olabilse de,
baz yanl deerlendirmelere yol aabilir. Lydon Johnson da, Richard
Nixon da, benim beendiim politikaclar arasnda yer almaz; ama her
ikisi de aslnda ciddi bir oy kayb yaratabileceine inandklar eyleri
yaptklar srada, toplumun byk bir blm onlarn bu ileri .siyasal ka
zan uruna yaptklarn dnyordu. Johnson, Kennedy'nin yuttalk
haklan yasalar iin mcadele ederken, birok kii onun siyasal yatnn
yapmaya alt kansndayd; oysa kendisi, Gney eyaletlerinin oylan
n bir kuak boyunca Cumhuriyeti Pati'ye kaptmakta olduunun -Ken
157
sayma ve nemli duumsal etkenleri hafife alma eilimidi: Eletimenler
kimi zaman bu eilimin bir hata olduunu bile kabul etmezler. Fakat Do
u Asyallar baz duumlarda bu hataya Amerikallardan daha az der
ler ve durum bir ekilde akla kavutuulduunda, hatay dzeltmeye
daha hazrdrla: Eletirmen iin, duum ya yledir ya byle. Ya durumun
sonularn g1111ezden geldikleri zaman Batllar yanlyordu; ya da du
runu gz nne aldklarnda Asyallar hataldr. zellikle de Amerikal
lan sadece ne kan nesneleri dikkate alp balamlar gz ard etmeye
yatkn olduunu gsteren verilerin nda daha makul olan tutum, bu tr
duumlarda Amerikallarn yanldm ve Asyallann hakl olduunu sy
lemekti:
Temel atf hatasna ilikin aratrmalarn, epistemolojik sonular te
sinde felsefi sonular vard: Bu almalarn ahlak bilimi asndan da
nemli olduu, John Doris, Gilbet H aman ve Peter Vranas gibi felsefe
cilerin yan sra birok psikolog tarafndan da vurgulanmt: Bu kiile;
Batl felsefe tarihinde byk bir rol oynam olan Aritoteles ahlak ile
fizii arasnda benzedik bulunduuna iaret ederle: Tpk nesneler gibi
nsanlarn da davranlarna, kendi zellikleri -ahlaki anlam tayan in
san davralar asndan bakldda, erdemleri ya da kt alkanlk
lar- neden olu: Aristoteles'in "erdem ahlak", Doulu inanlardan ok,
ahlaki davrala ilgili olan laik Batl dnceyle bada: Aristoteles'in
sistemi, sizi insanlarn iflah olmaz olduklarm varsaymaya veya davrau
n insanlarn niteliklerini deitirmek yoluyla deitirilmesi gerektiini
dnmeye tevik eder - bu, en iyi ihtimalle yaplmas ok g bir ey, en
kt ihtimalle de bouna bir abad: nsanlarn istediiniz (ou zaman
kendilerinin de istedii) gibi davranmalaru salamann kolay bir yolu,
onlar ilerindeki en iyi davran otaya karacak duumlar aramaya ve
kt davrau tevik edecek durumlardan kanmaya yreklendirmekti:
Ahlaki davran tevik etmeye ynelik byle bir yaklam, Batl bir bak
asndan ok, Doulu bak asna uygundu:
158
bili: ou kez iyi bir biti noktas da olabilir. Gelgelelim bu, amanszca
takip edilmesi gereken bir algoritma deildir. Bazen bir nerme gerein
tmn veya byk blmn barndrrken, dierinde gereklik pay ya
ok azdr ya da hi yoktur. Doulularn, birbiriyle elien iki nermeden
her birine itibar etmeye Amerikallardan daha yatk olduunu; belirli
bir nenneyi tek bana grmelerine kyasla, daha makul bir nermeyle
elitiini grdklerinde ilk nemeye daha ok inanma eklinde ciddi
bir hataya debildiklerini grmtk. Bunun mantksal bir zeminde sa
vunulmas neredeyse inkanszd; ama rahatlkla Ota Yolu bulmaya y
nelik srarn bir sonucu olarak grlebili: lncheol Choi, Doulularn e
likiye kar grece duyarszln, bir bilim insan iin gereken lde
merak duyma olaslklanm azalttm ileri sre: Bunun iyi mi, yoksa kt
m olduu bir tercih meselesidi; ama u anda Doulu toplumlar yne
ten insanlarn bilimciler yetitirebilmeyi istiyor grnmeleri, kesinlikle
anlamld:
Tartma ve Retorik. Tatmann gerei otaya kamak veya en azn
dan yararl olabilecek hipotezleri masada tutmak asndan verimli oldu
una ilikin Batl inanc ben de paylayoum. Batl tartma tarz ile
onun tevik ettii zihinsel alkanlkla; toplumlarn akl ve akgii
ll asndan nemlidir. Tatma ayn zamanda, bilim ve matematiin
de arlkl biimde dayand standat hipotez-delil-sonu retoriiyle el
ele y: Daha nce fiziki Alan Cromer'in "geometrik bir kant nihai
retorik biimidir" szlerini aktarmtm. statistiki ve psikolog Robet
Abelson, istatistii temelde retorik olarak betimleyen harika bir kitap yaz
mt. Bu eretilemelerin derinlikli ve dou olduuna inanyorum.
Kannaklk. Batl bir dn; "Evren ubuk kraker biimindeyse,
o zaman ubuk kraker biimli hipotezlerimiz olmaldr" demiti. Dou
du; ama eer ubuk kraker biimli bir hipotezle ie balarsak, evrenin
ubuk kraker biimli olmas iyi olu; aksi takdirde biiminin ne olduu
nu anlama ansmz otadan kalkar. ubuk kraker dndaki herhangi bi
ekil iin, en iyisi ie dz bir izgiyle balamak ve dousal hipotezin ok
basit olduu aklk kazandnda onu deitimektir. Asyallar dnyann
karmak bir yer olduu konusundaki inanlarnda kesinlikle hakldr ve
gndelik yaama bu tulumla yaklamak dou olabilir. Gene de bilimde,
konuyla ilgili akla gelebilecek her etkeni ho karlamaktansa, kannak
l ezip gemek yoluyla geree daha abuk yaklarsnz.
1 59
Kukusuz, bu blmdeki gibi kurala dayal gzlemle; ancak insanla
rn zihinsel alkanlklarnn kolayca deitirilebileceini dnyorsak
anlam tar. Peki, bu alkanlklar gerekten kolay deitirilebilir mi?
G RETM E V E S I NA M A
Eitimcile; teki kltrlerden gelen rencilere o kltrlerin becerileri
ni kazandmaya m almald; yoksa kendi kltrlerinde nemli olarak
tanmlanana n odaklanmaldr?
Amerikalla; Asyallarn ve Asya kkenli Amerikallarn gerek As
ya'da gerekse ABD'deki eitsel baarlarn duymaya o kadar alm
lardr ki, ABD'de yaayan Japon iadamlarnn ocuklarnn Amerikan
okullarnda "renme zrl" olarak deerlendirilip geri evrildiklerini
duyunca ok geirirle: Bu ocuklarn, Amerikal ocuklardan --rnein,
tarih derslerinde- beklenen en temel dzeydeki nedensel analizi yapama
malar, bilisel adan yetersiz olduklar inancna yol amaktad:
Nedensel analiz becerileri, Asyallarn zaman zaman Amerikal ei
timciler tarafndan yetersiz gld tek alan deildi: Analitik dn
me becerilerini renmek ve kendi dncelerinin geerliliine ilikin
bilinli dnceyi zorlamak asndan mnazara, nemli bir eitsel ara
t Bu g, Batl olmayanlar tarafndan gittike daha fazla paylalyo:
Genlerin, dnyann her yerinden, zellikle de Asya'dan ABD' deki mna
zara kamplarna gelmesiyle, mnazara eitimi kk apl bir Amerikan
ihra sektrne dnmektedir.
Birka yl nce, Stanford'da psikoloji renimi gren Heejung Kim
adnda Koreli bir lisansst rencisi, Amerikal hocalarnn snfta sz
almasn istemelerinden bkmt. Ke\disine hi durmadan, snfta sesini
kamamasnn, malzemeyi tam olarak anlamadnn bir gstergesi sa
ylabilecei ve ne olursa olsun, dncelerini dile getirip retim yesi
ile sf arkadalarnn tepkilerini duymasnn konuyu daha iyi anlamas
n salayaca syleniyordu. Kim buna inanmyordu. Tam tersine, kendisi
gibi dier Asyal ve Asya kkenli Amerikal renciler de malzemeyi te
melde szel olarak anlamadklan iin, konumann yararl olmayaca
dnyordu. Hi kukusuz Dou'da, konumaktan ok susmay bilgiyle
bir tutan uzun bir gelenek vardr. 6. yzyl bilgesi Lao-tzu'nun syle
dii gibi, "Bilen kii konumaz, konuan kii bilmez." Kim, bu fark, a
lmamzda analitik ve btncl dnce arasda yaplan aynn as-
1 60
dan aklyo: Dnyay aka kategorize edilebilecek belirli niteliklere
sahip srl sayda farkl nesnelere ayran analitik dnce, szel ifade
ye elverilidi: Nesneler ve aralarndaki ilikilerin ok daha geni bir sil
silesine yant veren ve nitelikler ya da kategoriler arasda ok daha az
keskin ayrmlar yapan btncl dnce ise, dilbilimsel temsile daha az
uygundu:
Kim, Asyallarn ve Asya kkenli Amerikallar dnceyi temsil
etmekte dili kullanmay grece zor buluyor olmalan ihtimalini samak
amacyla, insanlardan eitli trden sounlar zerken dncelerini dile
getirmelerini istedi. Bunun Avupal Amerikallar performans zerinde
hibir etkisi olmad. Ne var ki yksek sesle dnme zorunluluu, Asyal
ve Asya kkenli Amerikallar peformansu ok kt etkiledi. Sz ko
nusu alna, bu kitaptaki, Asyallar ve Batllar asdan dncenin
farkl doasa ilikin dier almalar kadar ikna edicidir ve uygulama
daki sonular son derece nemlidi: Asyallar ve Asya kkenli Amerika
lla; Amerikan snflarnda nasl eitilmelidir? Szel pefomans gster
melerini ve dncelerini snf arkadalaryla paylamalar istemek, bir
eit "smrgecilik" midir? Byle bir talebin, dnyaya kar btncl bir
yaklamla birlikte yyen becerileri zayflatma etkisi olabilir mi? Yoksa
saduyu gerei onlar, edinilmesi zor olsa da, szel sunum becerilerinin
kullanl olaca bir dnyaya hazrlamakla yetinmek mi gerekir?
Asyal biliin iki avantaj ne kyor: (1) Asyallarn belirli bir sahne
ya da balamda Batllardan daha ilk ey gmeleri; (2) sounlara btn
cl, diyalektik, Orta Yol yaklamlar. Bu becerileri Batllara retmenin
gerekip gerekmedii sousuu imdilik bir yana brakrsak, bilisel psi
kologlar David Meyer ve David Kieras'n almasda, algsal ve algsal
motor baarmdaki "dar boazlar" amann atc lde kolay olabile
ceini gsteren ipular vard: Farkl uyarclan daha geni bir dizisine
dikkat edip, onlara daha hzl ve doru bir biimde tepki gstermeyi, bi
raz eitimle insanlara retebilirsiniz. Akl yiiiitmeye btncl, diyalek
tik yaklalar bilisel ynleri ise, bana tmyle farkl bir mesele gibi
grnyo: Bunlar alg, felsefe, hatta mizaca ylesine yerlemitir ki, de
itirilebilecei kukulu giin: Gene de yanldm otaya karsa se
vnn.
161
eilimlerin dil temelli zeka testlerine szabilecei konusunda hemfikirdir
le: Belirli bir kltrde bile farkl sosyoekonomik konumlardaki insanlar
szcklerden farkl biimde etkilendiine gre, kltrler ve diller aras
daki karlatrmalar neredeyse anlamszlamaktadr. Bununla birlikle,
zeka szckler kullanlmaksz sandda farkl iiltrden insanlar
karlatnnann makul olaca konusunda gr birlii vard:
Yan sayfadaki ekle ve kutulara bir gz atn. ekilde, Cattell Kltr
el Etkiden Bamsz Zeka Testi ve Raven'in Progresif Matrisler Testi gibi,
kltrel bakmdan adil olduu iddiasndaki, iyi bilinen testlerde gle
ne benzer bir problem yer alyo: Sanan kiinin yapmas gereken, matri
sin iistndeki ilk birka nesneye bakarak, bir sonrakinin matrisin altda
verilen alt seenekten hangisi olacaa karar vemekti: Herkes daire,
kare ve genlerle daha nce karlat; bu yzden burada haksz bir
stnlk yok gibidi: llen, ham zeka olmald: Fakat bu kitapta ne
srlen fikirlerin da, bu testin Batllarn gl yanma hitap ettii
sylenebili: Yaplmas gereken, ilgili zellikleri belirlemek, bunlar na
sl sflandnlacaa ka!ar vennek ve kategorilerin nasl dzenlendiini
en iyi aklayan kural bulmaktan ibarettir.
Michigan niversitesi'nden Denise Park, Trey Hedden ve in Psikolo
ji niversitesi'nden Qichen Jing'in ynelimindeki bir aratnna ekibiyle
birlikte, Amerikal ve inli niversite rencileri ile daha yal insanlarn
zekas farkl yntemle sadm: (en azndan sounun incelenmi ol
duu Batl topluluklarda) IQ puanlaryla ilikili hz ve bellek testleri; il
gili karlatrma topluluunda (yine IQ puanlaryla yakndan ilikili) ge
nel bilgi pua yzdeleri; ve Cattell Kltrel Etkiden Bamsz Zeka Testi.
Daha yal Amerikallarla inliler gibi, gen Amerikallarla inlilerin de
otalanada ayn puanlan alaca ekilde, her grubu hz ve bellek as
dan eitledik (genler ok daha hzl, bellekleri de daha iyi olduundan,
bu deikenler asndan ya gruplan arasda eitleme yapmak mmkn
deildi) ; aynca bilgi konusunda da puan yzdeleri aynyd (daha yal
olanlar, genellikle olduu gibi, neklemelerinizde genlerden biraz daha
yksek bilgi puanlan aldlar) . Zekann ok farkl iki lmndeki bu e
lemeye kar, gerek gen gerekse yal Amerikalla; "kltrel etkiden
bamsz" testte inlilerden nemli lde daha yksek puan kazandla:
Aradaki fark ok bykt (istatistie aina okurlar iin syleyelim, stan
dart sapmann bete drdnden fazla). Cattll Testi'nin sonularn ciddi-
162
AL:J ld C@J
Dil ED F
L1J x
"Kltrel Etkiden Bamsz" IQ testi sorularndan bir rnek
163
kin bir iddiamz olsayd, ki yoktu) Amerikallarn inlilerden ok daha
zeki olduu sonucuna varrdk.
imdi de aadaki ekle bir bakalm. Snanan kiiden, stteki bloka
bakarak zerinde numaralar bulunan paralar uygun bir ekilde dzen
leyerek bir "koan ku" ve bir "uan ku" yapmas istendi. (Okuyucuyu
bunu yapna zahmetinden kutannak iin, yamdan altta verdim!) Bu so
ru, Eitsel Snav Hizmetleri kuumu tarafndan lise son snf rencileri
Koan ku Uan ku
164
lar genellikle olduka byk - tipik olarak bir standa1 sapmann nem
li ksm kadar.) Eer topluluklarn geliigzel rneklendiini varsaymak
iin herhangi bir neden olsayd (ki yoktur) , bu durum kimilerini, Dou
Asyallarn Avrupa kltne mensup insanlardan daha zeki olduklarn
ne srmeye tevik edebilirdi. Gerekten de etmitir. Tam da byle bir id
dia, Richard Hemstein ve Clarles Munay'in Bell Curve (an Erisi) adli
kitabnda -bu tr uzansal testler aka kltrden bamsz olduuna g
re, bu bulgunun, farklln genetik bir temele dayal olduuna dair gl
bir delil oluturduu iddiasyla birlikte- bir sr kuku gtrr neme
arasnda yer ah:
165
S ON SZ
PS KO LO J N N SO N U MU,
Z H N Y E T L E R ATIMASI MI?
166
kilde dnecek; yanl, nk bunun nedenleri biyolojik deil kltrel
olacak.) Yoksa bu farkllklar -binlerce yldr olduu gibi- srp gide
cek mi?
B AT I L I LA M A M I ?
Bat'da Fukuyama'nn grlerini paylaan pek ok kii var - bu dnce
belki de en ok, herkesin znde tam bir Amerikal olduuna, deilse de
yaknda olacaa inanan Amerikallar arasda yaygn. Bu inanc des
tekleyen pek ok yzeysel delil va: Dnyan her lkesinde insanlar kot
pantolon, tit, Nike ayakkab giyiyo; kola iiyo; Amerikan mzii din
leyip Amerikan filmleri ve televizyonlarm izliyor. (Fransa bile son zaman
larda Amerikan kkenli TV programlarnn ora toplamda yzde 25'e
indinue gereini duydu. te yandan, dil konusunda havlu atmak zonda
kaldlar ve ilkretim gren Fransz ocuklarn tm bundan byle ngi
lizce de renecek.) Asyal akademisyenle; Asya'daki yksek renimin
doas itibaryla gittike daha Batl olduu -analizi, eletirellii, mant
ve soun zmnde fornel yaklamlar vurgulad- konusunda beni
temin ediyorla:
Dou'da ocuklarn sosyallemesinin Batl kalba doru kaydna
ilikin baz deliller va: Harold Stevenson ve meslektalar, Pekin' deki be
lirli bir ilkokuldaki ocuklarn annelerini 80'li yllarn otasdan bala
yarak on yl akn bir sre izlemeye alarak, ocuklar iin ne istediklerini
sordula: Aratnna balad srada anneler, ocuklarnn iliki becerile
ri -bakalaryla uyum iinde kaynama yetenekleri- ile ilgileniyordu. On
yl sonra ise ou, Batl annelerle ayn eylere ilgi duyar hale gelmiti:
ocuum dnyada ilerlemesini salayacak becerilere ve bamszla sa
lip mi?
Birka yl nce Kaiping Peng, Nancy Wong ve ben, birok deer so
rutunuas gsterdii gibi, Doulularn bitakm "Batl" deerleri Ba
tllardan daha sk benimsediklerini fark etmeye baladk. Gerekten de,
Pekin niversitesi rencilerinin eitlik, yaratclk, bamszlk, geni
grllk ve farkl bir yaam tarzna Micligan niversitesi rencilerin
den daha fazla deer verdiklerini; Michiganl rencilerin ise z disiplinli
ve sadk olmay, hatta gelenee sayg gstermeyi, anne-babalar ile yal
lar onrlandmay Pekinli rencilerden daha ok nemsediini bulgula
dk! (Michigan niversitesi'den iki rencinin babas olarak deneyimim,
167
bu son bulgudan zellikle kuku duymama neden oluyor.) Bu tuhaf sonu
lar belki de ksmen, deer kontrol listelerinin, hatta tutum leklerinin,
deerlere ulamann ok da iyi yollan olmamasndan kaynaklannaktad:
st rtl olarak deerleri birbiriyle yartran senaryolar betimleyerek,
katlmclara bu duumlarda nasl davranacaklarn veya bakalann na
sl davrannalar tercih edeceklerini sorduumuzda, Asya zerinde ara
tma yapan Asyal ve Amerikal bilim isanlann sezgileriyle ten
sonular elde ettik. Fakat insanlar olmaya altklar veya olduklarn
syledikleri kii haline gelmeye eilim gsterdikleri fikrinde herhangi bir
doruluk pay varsa, deer anketleri gelecein bir gstergesi olabili:
S R EG E LE N AYR I LM A M I ?
168
nsnn temelinde yatan ayn tdplumsal deerlere atfediliyor. Birok Batl
gzlemci (aslnda, kimisi eski gzlemcilerin ta kendisi !) atk bu deerle
ri, irketlerin kltlmesine kar direni ve kukulu bir ekonomik gele
cei olan irketlerde arkadalara bor vermeye fazlasyla hevesli olmakla
sonulanan ykmllkler olarak gyo:
Japonya, il. Dnya Sava'ndan ksa bir sre sonra demokratik bir y
netim biimini benimsemi, ama anayasas Amerikallar tarafdan yazl
ntr ve bu ynetimin -en azdan ok yak zamanlara kadar- demok
rasiden ok oligariyi andrd sylenebilir. Ne olursa olsun, bir lkenin
demokrasiye bal kalna ihtimalinin bulunduunu syleyebilmek iin ne
kadar uzun bir siire demokrasiyle ynetilmesi gerektii pek ak deildir
- zellikle de ciddi ekonomik- gerginlikler olduu zamanlarda.
Elbette in, bu noktada demokrasiye pek az ilgi gsteriyor - ya da en
azmdan, demokrasiye inananlarn zerine ok byk bir i dt anla
lyo: in'in kapitalizmi kucaklamas da bu noktada inandrc olmaktan
uzak. Kore serbest piyasa uygulamalara daha yrekten bal gnyo;
ama demokrasinin bu lkede ancak be yllk bir gemii va: Her iki l
ke de kukusuz bilisel anlamda arlkl bir biimde Doulu olmay sr
dyo:
Huntington'n gzlemledii gibi, Batllar genelde modernlemeyi -
sanayilemeyi, daha karmak bir meslek yaps, atan refah ve toplum
sal hareketlilii, daha byk oranda okur-yazarl ve kentlemeyi- Ba
tllama ile kartrrla: Oysa Japonlar dndaki toplumlar pek Batl
olmadan modernlemi dummdad: Bunlarn arasnda Singapu; Tayvan
ve daha dk bir lde ran yer al: Modernlemenin getirebilecei tek
eyin daha fazla Batllama olacan varsayan herkesin, 2007'ye gelindi
inde intemette kullalan en yaygn dilin ince olaca ve baz iktisat
lar birka yl iinde dnya apndaki uluslararas hava trafiinin yans
kadarnn Pasifik Asya zerinden gerekleecei yolundaki tahminlerinin
karsnda durup bir dnmesi gerekiyo:
Ksacas, deerler birbirinden fakl olmaya devam ediyor ve yle ol
nad dnen herkes, kola imeyi ve bilgisayar yapmay Batlla
makla kartmyor demektir.
169
B i R N O KTA DA B U L U M A M I ?
1 70
lan hakkndaki hepimizin dncelerini dnme uratacaa kesin
likle inanyonm.
Eer toplumsal uygulamalar, deerle; inanlar ve bilimsel temalar
bir noktada buluacaksa, o zaman dnce srelerindeki farkllklarn
da buharlamaya balamas bekleyebiliriz. Aslda, toplumsal uygula
malardaki, hatta toplumsal ynsemenin geici hallerindeki deiimlerin,
insanlar alglama ve dnme tarz deitirebileceine ilikin delil
ler vard:
Birok aratnnanzda Asya kkenli Amerikallarn da yer aldn
hatrlay. Asyallardan ok farkl toplumsal deneyimlere sahip olmalar
nedeniyle, onlann alg ve dnce kalplar byk lde dier Bat
llarnkine benzemesini bekliyorduk. Gerekten de bu tip katlmclarn
algsal kalplar ve akl yiiiitme tarzlar her zaman Asyallarla Avupa k
kenli Amerikallarn arasnda bir yerdeydi ve bazen Avrupa kkenli Ame
rikallarnkinden ayt edilemiyordu.
Bilisel deiimin miimkiin olduunu gsteren dier almalarn kay
na, gerek anlamda iki kltrl insanlara ilikin aratnnalard: Delil
le; bu tip insanlar iki kltr arasnda orta dzey deer ve inanlara sa
hip olmakla kalmayp, bilisel srelerinin de ota dzeyde olabildiini
-ya da en azdan, her iki kltre zg akl yrtme biimlerinden bazen
birini, bazen dierini kullanabildiklerini- gsteriyo: Hong Konglularn
Miki Fare ve Amerikan meclis binas Capitol gibi Batl simgeler gsterile
rek "hazrlanabildiini" ve bu duumun tapaklar ve ejderha gibi Doulu
simgelerle hazrlandklar zamana kyasla, nedensel somlar daha Batl
bir tarzda ya tlamalarna yol atm hatrlayalm. Benzer ekilde, Asya
kkenli Amerikallar da, ilk bata Amerikal kimliklerini belirginletiren
bir deneyimlerini hatrlamalar istendiinde, fiziksel nedensellik hakk
daki somlar, Asyal kimliklerini ne karan bir deneyimlerini hatrla
dklar zamana kyasla daha Batl bir tarzda yantlyorlard.
Shinobu Kitayama ve meslektalar, bilisel srelerin baka bir kl
trde grece srl srelerde kalmas duumunda bile deiime urat
labileceine ilikin deliller buldula: Son derece zarif bir gsteride, Japon
ve Amerikal katlmclara bir karenin iine izilmi eitli izgi rnekleri
sundula: Daha sonra odann baka bir blmne alman katlmclara az
nce grdklerinpen farkl boyda bir kare gsterildi. Karenin iine, ya az
nce grdkleriyle ayn boyda, ya da ayn orantda bir izgi izmeleri ise
171
tendi. Amerikallarn ayn mutlak uzunlukta bir izgiyi daha doru izme
leri, balam daha iyi gzard edebildiklerini gsteriyordu. Japonlarn ise
grece ayn uzunlukta bir izgiyi daha doru izmeleri, nesneyi balam
la daha iyi ilikilendirebildiklerinin gstergesiydi. Ardndan Kitayana ve
meslektalar bir adm daha alarak, bir sre (genellikle birka ay) Japon
ya'da yaayan Amerikallar ile bir sre (genellikle birka yl) Amerika'da
yaayan Japonlarn davranlarna baktla: Japonya'da yaayan Amerika
llarda kesinlikle Japonlara doru bir kayna vard. Amerika'da yaayan
Japonlar ise yerli Amerikallardan neredeyse ay1 edilemez olmulard.
Bu aratmna, baka bir kltrde geirilen zamann bu denli arpc dav
ran deiiklerine yol atn tam olarak kantlamaz; bu verile; baka bir
kltrde yaayan insanlarn daha oraya gitmeden tpk onlar gibi olmalan
i htimali dahil, farkl ekillerde yorunlanabili: Fakat sonula; sadece bir
sreliine bir baka kltrde yaamak sayesinde bilisel srelerin dei
ime uratlabileceine dair gl bir izlenim veriyo:
Bir anlamda, toplumsal kstlamalar ve toplumsal ilgi bakmndan he
pimiz "iki kltiirl"yz. teki insanlarla balantlara ilikin farkndal
nz gibi, teki insanlarla ne kadar kaynamak istediimiz de zaman
zaman deiiklik gsterebili: Dier insanlara duyduumuz ilginin l
sndeki bu dalgalanan farkllklar, alglama ve dnce farkllklaryla m
ilikilidir? Sosyal psikolog Ulrich Khnen ve meslektalar, laboratuarda
yaplan basit toplumsal ynseme maniplasyonlannn dnme tarzmz
da bir etkisi olduuna iaret eden baz dikkate deer aratmalar yt
tle: rnein, katlmclarna bir paragraf okutup tm birinci ahs oul
adllar (biz, bize, bizi, bizim) daire iine aldrarak onlar karlkl ba
ml, kolektivist bir ynsemeye; tm birinci ahs tekil adllar (ben, ba
na, beni, benim) daire iine aldrarak da bamsz, bireyci bir ynsemeye
"hazrlamay" denedile: Sonuta Gml ekiller Testi'nde iaret edildi
i gibi, karlkl bamlla hazrlanan katlmclann, bamszla ha
zrlanan katlmclardan daha fazla alan bamls olduunu bulguladlar;
yani daha karmak bir balamda gizlenmi olan basit bir ekli tanmakta
daha fazla zorlanyorlard. Khnen ve Daphna Oysernan, ay manip
lasyonu kullanarak, insanlarn karlkl bamlla hazrlandktan son
ra -nesneyle alan arasnda kurduklan algsal "ba" sonucunda- iinde
belirli nesneler grm olduklar balamlar, bamszla hazrladklar
duumdakine kyasla daha iyi hatrlayabildiklerini bulguladla:
172
Hepimiz baz bakmlarndan kimi zaman daha Doulu, kimi zaman da
daha Batl gibi davranyoruz. Bu yzden, karakteristik toplumsal uygula
malarda bir kaymanm, tipik alglama ve dnce kalplarnda bir kayma
ya yol amas bekleebili:
Her birinin dierine doru hareket etmesi sayesinde de, bu ikisinin
bir noktada buluacama inanyorum. Dou ile Bat, her iki blgenin top
lumsal ve bilisel zelliklerinin temsil edildii, ama dnme uratld
karma bir dnyaya katkda bulunabilir - tpk bir gveteki tek tek ayt
edilebilen, ama btn deitirirken kendileri de deimi olan sebzeler
gibi. Bu gvecin her iki kltn en iyi ynlerini iereceini mit etmek
an iyimserlik olmayabili:
173
NOT LAR
Giri
175
31 "Onlarn evreni, iinde eyann eylemlerini... ": Neelam (1%2), s. 14.
31 : Munro (1985), s. 19.
Dnya kamak, olaylar birbiriyle ilikili. . .
32 Yunanllarn tm bilimsel keifleri iinde en nemlisi: Lloyd (1991).
32 Ywanllarn doay nasl icat ettiklerinin: Cromer (1993), s. viii.
33 Filozof Yu-lan Fung: Fung (1983) .
33 Manyetizma ve alastik rezonans hakknda: Needhan (1962), s. 60.
33 Salk, bedendeki gler dengesine: Hadighan (1994).
35 Bu nedenle, nesneleri kesin biimde snflandrma: Logan (1986), s . 122;
Moser (1996), s. 1 16.
35 inliler, nesnesin davrant: Nakanura (1964/1985), s. 189.
35 Doal dnya hakknda: Ara ( 1998).
35 Bu yk ister uydurma olsun ister gerek: Needlan (1962).
36 Eski inliler gibi: Lin ( 1936), s. 90.
36 inli filozof Mo-tzu: Cla ( 1967) , s . 47
36 Ksa sren o ara dnem dda, inliler: Becker (1986), s. 83.
36 Hindistan'n gl bir mantk gelenei vard: Becker (1986), s . 84.
1 76
44 Ve, tercih hakk verildiinde:Greene ( 1973).
44 Ama nerdiim griin: Kuramn ve ngiilerinin daha formel bir ilenii
iin, bkz. Nisbett, Peng, Choi ve Norenzayan (2001).
177
59 Japon rencilerin syledikleri: Masuda ve Nisbett (2001).
59 Benzer ekilde, Kaiping Peng ve Ploebe Ellsworth: Kaiping Peng ve Phoebe
Ellsworth'un yapt yaymlanmam alma, 2002.
60 Balagta ocuk nennun olacak: Bu rnei H. Kojima'ya borluyum
( 1984).
60 Grece bamsz ve grece karllkl baml toplumlar: yi kuramsal incele
meler iin. bkz. zellikle Doi (197 1/198 1 ) ; Hampden-Turer ve Trompena
65
65 Baka deliller ise zsaygun: Heie ve Lelman ( 1997).
Bir siireliine Bat 'da yaaya Japonlarn: Kitayama, Markus, Matsumoto
ve Norasakkuni L ( 1997) .
66 Dahas. Avrpa kltrleri arasndaki bu/arklar: Sowell (1978).
68 Sosyolog Robert Bellal: Bellah (1957/1985); Dien (1997; 1999) ; Lin
( 1936); Nakamura (1964/1985).
68 Dora Dien: Dien (1999), s. 377.
68 Bu, ... amaedir: Doi ( 1971/198 1 ; 1974).
69 Tarta taraflar davalarn: Leung (1987).
70 Pazarlk da Dou'u yksek balam: Bat ve Dou pazarlk sluplar ara
sdaki farklar iin, bkz. Colen ( 1997).
70 B gr, bir kiinin hedefini belirledii: Kinhide ( 1976), ss. 45-46, alnt-
layan: Cohen ( 1997) .
-o
70 Japonlarn awase: Kinlide ( 1 976), s. 40, alntlayan: Cohen (1997).
"Ksa erimli bilgelik: Cohen ( 1997), s. 37.
71 B toplumsal/arklarn: Bu, belirgin farklarn aralksz bir biimde var ol
duu anlamna gelmez. rnein, 1 1. yzyl Avrupa kylsnn pek fazla
bireyci olduu sylenemez ve gerek in gerekse Japonya'da, en azndan sa
natlar ve entelekteller asndan, bireycilie ok deer verildii dnem
le; olmutu:
178
73 18. yzyl sonu: Bradd Shore'un ( 1 996) Bat'da modlerlik konusunda ok
ilgin bir anlats vardr.
75 Orta dzey yneticilerin deerleri: Hampden-Tumer ve Trompenaars
( 1993).
77 Li-ju fi, Norbert Schwarz: Ji, Schwarz ve Nisbett (2000).
77 Michigan'daki laboratuarlarmzdan: Hedden ve dierleri (2000)
77 . . . arasnda fark yoktu: Fark, sadece genlerde istatiksel nem tayordu.
Yallar, daha gen insanlarla ayn ynde gl ama nemsiz bir trend gs
terdiler.
77 Geliin psikologlar ]essica Han: Han, Leichtman ve Wang ( 1 998).
78 Bu aratrnaclar Kuzey Amerikal rencilerden: Cohen ve Gunz (2002).
79 Buu, aldatc lde basit bir yntemle yapt: Masuda ve Nisbett (2001).
81 Japonlarn daha nce grdkleri: Algya bal uyaran kavramn Chalfone
ve Jolnson'a borluyum (1996).
81 B u iki adam tek yumurta ikizi olmadklar srece: Simons v e Levin ( 1997).
81 Bu olasl incelemek iizere: Masuda ve Nisbett (2002).
82 B meseleyi aratmak amacyla: Ji, Peng ve Nisbett (2000) .
82 Dier denemelerde ise: Ilml anm yzde 40'lk bir korelasyona, gl
arn ise yzde 60'lk korelasyona denk dyordu.
82 En arpc olan, Amerikallarn: Yates ve Curley (1996).
84 fi, Peng ve ben: Ji, Peng ve Nisbett (2000).
84 ounluu inli ve Koreli olan: Witkin ve dierleri (1954).
84 Anketler, Asyallarn kendilerini: Sastry ve Ross (1998).
84 Sosyal psikologlar Beth Morling: Morling, Kitayana ve Miyanoto (basl
yor) .
85 Asyallar, Asya kkenli Amerikallar ve Avrupa kkenli Amerikallar: Sastry
ve Ross ( 1998).
85 Yneticiler ya yalnz alacaklarn: Earley ( 1989).
85 "Birlikten lawve doar" atasz: Yanaguchi, Gelfand, Mizuno ve Zemba
( 1997).
86 Sosyal psikolog Ellen Langer: Langer ( 1975).
87 Bu yalsama kimi zaman yararl: Glass ve Singer (1973).
87 fi, Peng ve ben: Ji, Peng ve Nisbett (2000).
89 Li-jun ]i ve: Ji, Sun ve Nisbett (2001).
1 79
97 Hong Konglu sporcularn: Alntlar Fiona Lee ile yaplan kiisel iletiimler
sonucu elde edilmiti:
97 Morris ve Peng, videoda gsterilen: Morris ve Peng (1994) .
97 ... soyut ekilleri ... gsterdiler: Peng ve Knowles (baslyor); Peng ve Nisbett
(2000).
99 Ying-yi Hong ve meslektalan: Hong, Chiu ve Kung (1997) .
99 Peng ve meslekta: Peng ve Knowles (baslyor).
100 Ara Norenzayan, lncheol Choi: Norenzayan, Choi ve Nisbett (2002) .
100 rnein, kiilii: Erdley ve Dweck ( 1993).
101 Sosyal psikologlar Michael Morris: Morris ve dierleri (1999).
101 Batl kiilik testleri: Leung, Cleung, Zhang, Song ve Dong (baslyor);
McRae, Costa ve Yk (1996) ; Piednont ve Chae ( 1997); Yang ve Bond
(1990) .
101 Kltr psikologlar Ko-shu Yag: Yang ve Bond (1990) .
101 Bunun hemen ardndan: Cleung ve dierleri (baslyor) ; Cheung, Leung,
Law ve Zhang (1996).
102 Sonu olarak da: Ross ( 1977). Kimi zaman TAH, insanlann davrana teka
bl eden zellikler veya tutumlar karsamas anlamnda, "tekabl eilimi"
olarak adlandrlr (Gilbert ve Malone, 1995). Bu terim genelde, sz konusu
miza karsamasnn, sadece belirli bir aklama tipine ynelik tercih de
il de, gerek bir hata olduu kantlanamad zamanlarda kullanlr.
102 Bu durumda: Bu deney gerekten yaplmtr. nsanlan kampste gezdinne
karlnda ykl miktar para nerilen renciler ii yapna eilimi gste
rirken, dk miktar para nerilen renciler ayn eilimi daha az gsteri
yor. Ne ki, bu davranlan gzlemleyenler, ilk rnekte zamann cmerte
harcayan birini, ikinci rnekte ise insanlara yardm etmek konusunda son
derece gnlsz birini izlediklerini varsayyorlar. Nisbett, Caputo, Legant
ve Maracek (1973).
103 Bu hatann ilk somut deneysel kantn: rnein, Jones ve Harris ( 1967).
103 inliler, Japonlar ve Koreliler: Choi ve Nisbett ( 1998) ; Kitayama ve Masuda
(1997); Krull ve dierleri (1996)
103 lrcheol Choi ve ben: Choi ve Nisbett (1998)
104 Ara Norezayan, lncheol Choi: Norenzayan ve dierleri (2002).
105 Tarihi Masako Waanabe: Watanabe (1998).
107 Batllar, iinde yaadklar dyan daha az kamllk: Choi, Dala! ve
Kim-Prieto (2000).
107 Bilisel psikolog Baruch Fischhoff: Fischhoff (1975).
107 lncheol Choi ve ben: Choi (1998); Choi ve Nisbett (2000).
108 Bu arlltrmaya katlan nazik genler: Darley ve Batson ( 1973).
180
6. Blm : Dnya simlerden mi Oluur, Fiillerden mi?
ll 1
111 Rzgardaki deiim: Munro (1969), s . 41.
Eski inliler, bir snfn bir yesi: Moser (1996), s. 1 7 1 .
112 Kadim Taowfilozof Clwang Tzu'ya gre: Mote (197 1 ), s. 102.
1 12 Be renk kiinin: Alntlayan: Hansen (1983), s. 1 08.
1 12 Bir kategoriye ait bir nesnenin: Clan ( 1 967) ; Hansen (1983) , s. 34; Moser
(1996), s. l 71.
1 14 Chin, Amerikal ocuklarn: Cliu (1972)
1 14 Li-jun fi, Zhiyong Zhang ve be: Ji, Nisbett ve Zhang (2002).
1 14 Bu olasl snamak zere, Ara: Norenzayan (1999) ; Norenzayan, Smith,
Kim ve Nisbett (baslyor).
1 16 Bu olasl snamak iin: Norenzayan ve dierleri (baslyor).
1 16 Katlmclara, hayvanlar: Bu deney, AJlen ve Brooks'un gelitirdii ilem
lere dayanr.
1 18 Bu tr bir soru sorulan Batllarn: Osherson, Smith, Wilkie, Lopez ve Shafir
(1990) .
1 19 lcheol Cloi, Edward E. Smith ve ben: Choi, Nisbett ve Smith ( 1997).
120 Bili psikolou Dedre Gentner: Gentner ( 198 1), s. 168.
120 simlerle fiiller arasndaki bu farklar: Gentner ( 1982).
120 Geliin psikolengiiisti Twila Tardif: Tardif (1996) .
120 Birincisi, fiiller: Gopnick ve Cloi (1990); Tardif (1996)
120 Celi im psikologlar Anne Ferald: Fernald ve Morikawa (1993).
1 21 Amerikal bir annenin: Femald ve Morikawa (1993), s. 653.
122 Geliirn psikologlar Susan Gelman: Gelman ve Tardif (1998).
122 Nesneyi adlandrma ve snflandrma: Gopnik ve Choi (1990).
123 Dou'da ise byle bir ocuun: Stevenso ve Lee (1996).
124 Felsefi Aratrmalar adl kitabnda Ludwig Wittgenstein: Oysa, gerekli ve
yeterli koullar hakknda daha sko Aydnlanma dneminde bile pheci
lik vard.
124 "Cins ., isim tanlamalar: Lucy (1992).
125 Felsefeci David Moser: Moser (1996).
125 Dilbilim atropologu Slirley Erice Heatl: Heatl (1982).
126 Japonlar "ben" iin geerli zellikleri: Cousins (1989).
126 ngilizce koanlara greyse: Twila Tardif, bilgi ilem asdan keyfi. dil-
hilisel adan ise temel olan bu eleleceli dil farkna ia;ct etiti.
126 Dilbilin antropologlar: Whoi (1956).
181
7. Blm: "Ce N'est Pas Logique" mi,
"yi Bir Noktaya Deindin" mi?
130 "... Uygar dnyann": Graham ( 1 989), s. 6
130 "... inlilerin zihni": Liu ( 1974).
130 " in'de klasik eitimin amac": Lin (1936), s. 109.
131 Mantklar aslndaformel: Chan ( 1967).
131 Mo-tzu gelenei ise: Disheng (1990-91), s. 51; Lloyd (1990), s. 1 19.
131 Yine de, Mohistler bile: Disheng (1990-91), s. 49.
131 Dahas, Mohistler geometride: Disheng (1990-91), s. 5 1 .
131 Grnen o ki: Disheng (1990-91), s. 52.
131 Mo-tzu herkes iin iyi olan: Chan (l967a); Disheng (1990-91), s. 51.
132 Yaptmi iki aratrnayla: Norenzayan (1999); Norenzayan, Smith, Kim
ve Nisbe (baslyor) .
132 nceki deneyimleri: Sloman (1996).
132 Koreli, Asya kkenli Amerikal: Norenzayan ve dierleri (baslyor).
133 Koreli ve Amerikal niversite rencilerine: Norenzayan ve dierleri (basl
yor).
133 Gerek Koreliler gerekse Amerikallar: unu da belirtmemiz gerekir ki, bu a
lmada katlmclarn geersiz argmanlarn geerliliine ilikin yarglarna
da baktk. Koreliler ve Amerikallar bu argmanlar konusunda sonucun ak
la yaknlndan eit derecede etkilendiler. Bunun nedeni hakknda hibir
fikrim yok.
134 William McGrire, insanlardan: McGuire ( 1967).
134 Ara Norenzayan ve Beom ]rn Kim: Norenzayan ve Kim (2002).
135 Ka.iping Peng ve ben: Peng ( 1997) ; Peng ve Nisbett (1999).
136 Akl yrtmekle ilgili: Peng (1999) .
136 Gereklik srekli bir ak." Cao ( 1982); Liu (1988); Wang (1979).
136 Aslna baklrsa, kartlar birbirini: Chan (1967), s. 54.
136 Taocr ekoln kurucusu Lao-tzu: Lao-Zi (1993), s. 16.
136 Ya da kendisini bir siyaseti ve asker: Mao (1937/1962), s. 42.
137 elikilerin ralnzca grnte var olduu: Lin ( 1936), s. 1 10.
137 Geri Hegelci vera Marksist: Peng ve Knowles (baslyor).
139 Baka bir almada, Peng ve ben: Peng ve Nisbe (1999) .
140 Bu meseleyi incelemek amacyla: Peng ve Nisbe (1999).
142 Gerekten de, Amerikallarn inlilerden: Yates, Lee ve Bush (1997).
142 rgtsel psikologlar Briley: Briley, Morris ve Simonson (2000) .
143 Bu eilim, Bat 'nn ar mantkl: Korzybyski (1933/1994); Lin (1936);
Liu (19'/4); Nagashima ( 1973); Saul ( 1992).
143 lncheol Choi'e gre: Choi (2001).
145 Kaiping Peng ile meslektalar: Peng, Keltner ve Morikawa (2002).
182
4S rgtsel psilrologlar Richard Bagozzi: Bagozzi, Wong ve Yi (999)
46 Gen ve yal inliler ile Amerikallar: Geary, Salthouse, Chen vr Fan
(996); Hedden ve dierleri (baslyor).
149 inlilere gre adalet bir bilim deil: Lin (936), s. 80.
49 Japon yneticiler teki yneticilerle: Ohbuchi ve Takahashi (994).
49 Doksanl yllarda: French (200). Gene de, Nobel dll pek ok Amerika-
lnn baka bir lkede domu olduu dikkate almal.
so Bu tr eyler ABD'de olur: French (200).
s Dnya pazarnda ekerfiyatlar: Hampden-Tumer ve Trompenaars (993).
s Fakat milteri ilefirma arasndaki ilikiyi: Hampden-Turner ve Tropena-
ars ( 993), ss. 23- 24.
s Siyaset bilimci Peter Hays Gries: Gries ve Peng (200 ).
s2 inlilere gre, haklarla ilgili: Munro (98S).
52 Kore 'de ve Japoya'da (ve devrim ncesi i'de): Chan ( 1967), s. 3 1 .
53 te yandan, Hristiyanlu: Dyson ( 998).
54 Felsefeci Nelson Goodma: Goodman ( 965). Bu terim, felsefeci John
Rawls'un, ama kavram Goodman'ndr.
155 Felsefeci S. H. Liu'nu dedii gibi: Liu ( 974), s. 325.
56 Basseches 'i al4masndan baz rnekler: Basseches ( 984) .
57 ki deerli Mantk: "ki deerli mantk" kavramn, Alfred Korzybyski
183
160 B grii, Batl olmayanlar arasnda: Wilgoren (2001).
161 Birka yl nce, Stanford'da psikoloji:Kim (baslyor).
161 B becerileri Batllara: Meycr ve Kieras ( 1997).
162 Michigan niversitesi 'nden Denise Park: Park ve dierleri (2002).
165 Tan da byle bir iddia: Hen-nstein ve Murray (1994).
Sonsz
1 84
KAYNAKA
185
Borges, J. L. (1966). Oher lquisiios 1937-1952. New Turk: Washington Squ
are Press.
Briley. D. A., Monis. M. ve Simonson, J. (2000). "Reasons as can-iers of culure:
Dynanic vs. dispositional models of culural iniluence on decision making."
Joural ofCosuner Research 27, 157-178.
Cao, C. J. ( 1982). Explaatio of Zhwg Zi. Beijing: Zhong Hua Publishing Ho
use.
Clalarka plante, B. L. ve Johnson, M. K (1996) . "Feature menory and binding in
Cheug, F. M., Leung, K.,. Fag, R. M., Seng, W. Z., Zhang. J. X. ve Zhang, 1. P.
and Cltre. Honolulu: East-West Center Press.
186
Cohen, R. (1997). Negotiating Across Cultures: lntemational Communicationin
an lnerdependen World. Washington, D.C.: Uited States lnstitute of Pea
ce Press.
Cole, M., Cay, J., Glick, J. A. ve Slarp, D. W. (197 1). The Cultural Context of Le
aming and Thinking. New York: Basic Books.
Cole, M. ve Scribner, S. ( 1974). Culture and Thought: A Psychological lntrodcti
on. New York: Wiley.
Cousins, S. D. (1989). "Culture and self-perceptio in Japan and the United Sta
tes." ]oumal of Personaliy and Social Psychology 56, 124- 131.
Cromer, A. (1993). Unconunon Sense: The Heretical Naure of Sciencc. New York:
Oxford University Press.
Darley, J. M. ve Batson, C. D. ( 1 973) . "From Jensalen to Jericlo: A study of sit
ational and dispositioal variables in lelring belavio:" ]oumal ofPersonality
and Social Psychology 27, 100- 1 19.
Dershowitz, Z. (197 1 ) . "Jewish subcultural pattems and psyclological differ
entiation." lntemational ]ournal of Psychology 6, 223-23 1 .
Diamond, J . (1997). Gus, Germs, and Seel: The Faes of Human Societies. New
York: Norton.
Dien, D. S.-f. (1997). Confucianisn and Cultural Psychology: Conparing the Chi
nese and he ]apanese. Hayward, CA: Califomia State Uiversity.
-. (1999) "Chiese authority-directed orientatio ad Japanese peer group ori
entation: Questioning the notion of collectivisn." Review of General Psycho
logy 3, 372-385.
Disheng, Y. (1990-91). "Clina's traditional node of thought ad science: A criti
que of the theory that China's traditional tlouglt was prinitive tlouglt." Chi
nese Sudies in Philosophy, Winter, 43-62.
Doi, l. T. ( 197 1/1981). The Anatony of Dependence (2. bas.). Tokyo: Kodansla.
-. ( 1974). "Amae: A key concept for understanding Japanese personality structu
re." inde: R. l . Snith ve R. K. Beardsley (der.), ]apanese Cultre: fs Deve
lopment and Characterisics. Chicago: Aldie.
Doris, J. M. (2002). Lack of Character: Personality and Moral Behavior. New York:
Dyson, F. J. (1998, May 28). "Is God in the Lab?" New York Review of Books, ss.
Cambridge University Press.
8- 10.
Eagle, M., Goldberge; L ve Breitnan, M. (1969) . " Field dependece and nenory
for social vs. eutral ad relevat vs. irrelevat incidental stimuli." Perceptual
Earley, P. C. (1989). "East neets west neets mideast: Furtler exploratios of col
and Motor Skills 29, 903-910.
187
Erdley, C. A ve Dweck, C. S. ( 1993). "Clildren's implicit personality tleories as
predictors of their social judgnents." Child Developrnen 64, 863-878.
Ervin, S. M. ve Osgood, C. E. ( 1 954). "Second language leaming and hilin
gualism." ]ournal of Abnonnal and Social Psychology 49, Supplemen, 139-
146.
Fernald, A. ve Morikawa, H. ( 1 993). "Conmon Lhenes and cultural variations in
Japanese and American mothers' speech to infants." Child Developnent 64,
French, H. W. (2000, May 2). "Japan dehates culture of covering up." New York
Hill.
Fukuyama, F. (1992). The End of History and he Las Man. New York: Free
Tines, s. A l2.
Press.
Fung, Y. (1983). A History of Chinese Philosophy (D. Bodde, ev., vol. 1-2). Prin
ceton: Princeton University Press.
Galtung, J. ( 198 1). "Structure, culture, and intellectual style: An essay comparing
saxonic, teutonic, gallic and nipponic approacles." Social Science lnformati
on 20, 8 1 7 -856.
Gardner, W. L., Gabriel, S.ve Lee, A. Y. (1999). " 'l' value freedom, but 'we' value
relationships: Self-construal priming mirrors cuhural differ ences in
Geary, D. C., Salthouse, T. A., Chen, G-P. ve Fan, 1. (1996). "Are East Asian-ver
judgment." Psychological Science 10, 321-326.
188
Goodman, N. (1965). Fac, Fiction and Forecast (2. bas.). lndianapolis: Bobbs
Merrill.
Gopnik, A. ve Choi. S. (1990). "Do linguistic differences lead to cognitive diffe
rences? A cross-linguistic study of senantic and cognitive development." First
Language 10, 199-215.
Grahan, A. C. (1989). Disputers of he Tao. La Salle: Open Court Press.
Greene, L. R. ( 1973). "Effects of field independence, physical proxinity and eva
luative feedback, affective reactions and conpliance in a dyadic interaction."
Dissertation Abstracts lnternational 34. 2284-2285.
Gries, P. H. ve Peng, K. (2002). "Culture clash? Apologies East and West." Jour-
al ofCotenporary Chia 1 1 , 1 73 -178.
Hadinghan, E. (1994) . "The nunnies of Xinjiang." Discover 15, 68-77.
Hali, E. T. ( 1976). Beyond Cdture. New York: Anchor Books.
Hanilton, E. (1930/1973). The Greek Way. New York: Avon.
Hanpden-Tune; C. ve Tronpenaars, A. ( 1993) . The Seven Cultures ofCapialisn:
Valne Systes for Creating Wealth in the Uited States, lapan, Gernany, Fran
ce, Britain, Sweden, and the Netherlands. New York: Doubleday.
Han, J.J., Leicltnan .. M. D. ve Wang, Q. (1998). "Autobiograplical nenory in
Korean, Clinese, and Aerican children." Developrnental Psychology 34,
701-713.
Han, S. ve Slavitt, S. (1994). "Persuasion and culture: Advertising appeals in
individualistic and collectivistic societies." Joumal of Experimental Social
Psychology 30, 326-350.
Hansen, C. ( 1983). Language ad Logic inAncient China. Ann Arbor: University
of Michigan Press.
Hannan, G. (1998- 1999). "Moral plilosophy neets social psychology: Virtue et
hics and he fundamenal attribution error." Proceedings ofthe Aristotelestelia
Sociey 1998-99, ss. 3 15-331 .
Heath, S. R ( 1982). "What no bedtime story means: Narrative skills a t hone and
Hedden, T.. Ji, L., Jing, Q., Jia<', S., Yao, C, Nisbett, R. E. ve Park, D. C (2000).
school" Language in Society 1 1 , 49-79.
189
Heine, S. J. ve Lehman, D. R. ( 1997). Acculturation and self-esteem change: Evi
dence for a Westem cultural foundation in tle construct of self-esteem. Asya
Sosyal Psikoloji Demei'nin Kyoto'da (Japonya) yaplan ikinci toplantsnda
sunulan tebli.
Heine, S. J.. Lelnan, D. R., Markus, H. R. ve Kitayama, S. (1999) . "Is there a
universal need for positive self-regard?" Psychological Review 106, 766-794.
Heine, S. J., Lehnan, D. R., Peg, K. ve Greenholtz, J. (2002). What's Wrong witl
Cross-cultural Conparisofis of Subjective Likert Scales? : The Referece Gro
up Effect. Yaymlanmam elyaznas, University of British Colunbia, Vaco
uve; RC.
Hernstein, R. J. ve Murray, C (1994). The Beli Curve: lnelligece ad Class
Stncture in American life. New York: Tie Free Press.
Hofstede, G. (1980). Culture 's Consequeces: lnternatioal Dijfereces in Work-re
laed Values. Beverly Hills: Sage.
Holnberg, D., Markus, H., Herzog, A. R. ve Franks, M. (1997). Self-making in
American Adults: Content, Structure and Function. Yaymlannam elyazna
s, University of Michigan, Ann Arbo:
Hong, Y., Cliu, C. ve Kung, T ( 1997). "Bringing culture out in front: Effects of
cultural meaning system actiyatian on social cognition." inde: K. Leung, Y.
Kaslima, U. Kim ve S. Yamagucli (de:), Progress in Asian Social Psychology
l . Singapore:Wiley, 135- 146.
Hsu, F. L. K. (1953). Americans and Chinese: Two Ways of life. New York: Schu
man.
Vas ve F. L. K. Hsu (der.), Culture and Self (pp. 24-55). Londra: Tavistock
-. ( 1981). "Tle self in cross-cultural perspective." inde: A. J. Marsella, B. D.
tanding and Overcoming Group Cojlic. New York: Russell Sage Foundation.
Ji, L., Peng, K. ve Nisbett, R. E. (2000) . "Culture, control, and perception of re
lationships in the environment." Journal of Personaliy ad Social Psychology
78, 943-955.
190
Ji, L., Schwarz, N. ve Nisbett, R. E. (2000). "Culture, autobiographical nemory,
and social comparison: Measurement issues in cross-cultural studies." Perso
ality ad Social Psychology Bulleti 26, 585-593.
Ji, L., Su, Y. ve Nisbett, R. E. (2001). "Culture, prediction, and change." Psycho
logical Sciece 12, 450-456.
Ji, L.. Zhang, Z. ve Nisbett, R. E. (2002). Culture, laguage ad categorizaion.
191
Korzybyski, A. (1933/1994). Science and Sanity: An lnroducion o on-Aristote
leselian Systems and General Senantics. Englewood, NJ: lnstitute of General
Seman ties.
KrulL D. S., Loy, M., Lin, J., Wang, C-E, Chen, S. ve Zhao, X. (1996) . The fun
danental attribution error: Correspondence bias in independent and interde
pendent cultures. Uluslararas Kltrleraras Psikoloji Dernei'nin 13. Kong
resi'nde (Montreal, Quebec, Kanada) sunulan tebli.
Khnen, U, Hannove; B., Rder, U, Schubert, B., Shah, A. A ve Zakaria, S. (2000).
"Cross-cultral variations in identifying embedded figures: Comparisons from
the US., Gennay, Russia ad Malaysia." Joumal of Cross-Cultural Psycho
logy 32, 365-37 1 .
Khnen, U, Hanover, B. ve Schubert, B . (2001). "Tle semantic-procedural inter
face model of the self: Tle role of self-knowledge for contextdependet versus
context-indepedet modes of thinking." ]omal of Personaliy ad Social
PsychologJ' 80, 397-409.
Klnen, U. ve Aysera, D. (2002). Thiking About he Self lifleces Thikig
in General: Cognitive Cosequeces ofSalient Self-cocept. Yaymlanmam el
Lee, E, Hallalan, M. veHerzog, T. (1996). "Explaining real life events: How cul
Lao-Zi. (1993). The Book ofLao Zi. Pekin: Foreign Language Press.
192
-. (1991) "The invenion of naure." inde: G. E. R. Lloyd (de:), Mehods and
Problem.s i Greek Science. Cambridge: Canbridge Universiy Press.
Logan, R. E (1986). The Alphahe Ejfec. New York: Morrow.
Lucy, J. A. (1992). Gramnatical Categories and Cogniion: A Case Sdy of the
193
attributios for social ad physical evets." Journal of Persoality and Social
Mon-is, M. W. ve Peng, K. (1994). "Culture and cause: American ad Chinese
Arbor.
Mote, F. W. (197 1). ltellectual Foundatios of China. New York: Kopf Munro, D.
(1985). Introduction. inde: D. Munro, der., lndividualism and Holism: St
dies in Confucian and Taoist Values (ss. 1-34). An Arbor: Center for Chinese
Studies, University of Michigan.
Munro, D. ]. (1969). The Concept of Man in Early China. Stanford, CA: Staford
Uiversity Press.
Nagashina, N. ( 1973). "A reversed world: Or is it?" inde: R. Horton ve R.Finne
gan (der.), Modes of Thought. Londra: Faber and Faber.
Nakanura, H. (1964/1985). Ways of Thinking of Eastem Peoples. Honolulu: Uni
versity of Hawaii Press.
Nakayama, S. (1969). A History of]apanese Astronomy. Canbridge, MA: Havard
rences in social inference: Evidence from behavioral predictions and !ay theo
ries of behavior." Personality and Social Psychology Bulletin 28, 109-120.
194
Norenzayan, A. ve Kim, B. J. (2002). A cross-culural comparison of regulatory
focus and i ts effect on the logical consistency of beliefs. Yaymlanmam elyaz
mas, University of British Columbia, Vancouver. RC
195
Ross, L. (1977). "Tle inluitive psyclologist and his slortcomings." inde: L.
Berkowitz. (der.), Advances in Experimenal Social Psychology, C. 10 (ss. 173-
Sanclez-Burks, J., Lee, E, Cloi, 1., Nisbett, R. E., Zhao, S. ve Koo, J. (2002). Con
220). New York: Academic Press.
Saul, J. R. (1992). Voltaire's Bastards: The Dictatorship of Reason in the West. New
York: Random House.
Shih, H. ( 1919) . Chung-kuo che-hsueh ski ta-kang ('in Felsefesi Tarihinin Ana
hatlan') . angay: Commercial Press.
Slore. R ( 1996) . Culture in Mind: Cognilion, Culture and the Problem ofMeaning.
1 96
Tnnies, E ( 1887/1988). Commuity ad Society. New Brunswick, Oxford: Tran
saction Books.
Trafimow, D., Triandis, H. C. ve Goto, S. G ( 1991 ) . "Some tesis of the distinction
between tle private self and the collective self." ]ournal ofPersonality and So
cial Psychology _60, 649-655.
Triandis, H. C (1972). The Analysis of Subjective Culture. New York: Wiley.
-. (1994) Culture and Social Behavior. New York: McGraw-Hill.
-. (1995) lndividualism and Collectivism . Boulder, co: Westview Press.
Tweed, R. G. ve Lehan, D. (2002). "Learning considered within a cultural con
text: Confucian ad Socratic approaches." American Psychologist 57, 89-99.
Vranas, P. B. M. (2001). Respect for persons: An episteic and pragatic inves
197
in Japan and the U. S. Asya Sosyal Psikoloji Demei'nin ikinci konferansnda
(Kyoto, Japonya) sunulan tebli.
Yang, K S. ve Bond, M. H. (1990). "Exploring implicit personality tleories with
i ndigenous or imported constncts: The C!inese case." ]ournal of Persoaliy
198