Professional Documents
Culture Documents
Düşüncelerin Serüvenleri - Alfred North Whitehead PDF
Düşüncelerin Serüvenleri - Alfred North Whitehead PDF
D
KLLiYAT YAYINLARI
lhe advemures of ideas penguin, harmondsworth, l 933
dncelerin servenleri stanbul Z008
ara/c melinler: 000 l dnce: 00 l / ada bat dncesi: 001 /
whitehead klliyat: 001
yazan alfred north whiehead
trkesi yusuf kaplan
isbn 978-605-5976-00-Z
yaync sertifika no 0707-34-008811
birinci bask nisan Z008
KLLiYAT YAYINLARI
D
keresteciler sitesi, mchmet akif cad.
kestane sok. no: l merter/istanbul
tel: 0212. 642 74 84 faks: 0212. 554 62 07
www.kulllyalyaylnlarl.com.tr - kulllyal@kulllyatyaylnlarl.com.tr
DUUNCELERIN
SERUVENLERI
Yusuf Kaplan
D
KLLiYAT YAYINLARI 00001
KLLYAT MANFESTO
--- ---
Y
aklak iki yzyldr, kkl bir medeniyet buhran yayoruz. Tarihimizde yaad
mz bu ikinci medeniyet buhran, sarsc bir fetret dneminin zuhur etmesine
yol at.
Mool istilas, Hal Saldrlar ve Endls Medeniyeti'nin kmesinden sonra ya
admz birinci medeniyet buhran, temelde siyasi bir buhrand, bir fetret dnemine
dnmemiti. Bu buhran, insanlk tarihinin, Asya, Afrika ve Avrupa'dan oluan
merkezi corafyasndaki btn medeniyet geleneklerinin zerine oturarak, hem bun
lardan yararlanan, hem de akidevi, fikri 've siyasi btnleme gerekletiren Osmanl
tecrbesiyle rettiimiz ok yconl cevapla atk.
Rnesans ve Reformasyon'la balayan modem / sektiler Bat uygarl'nn gelitir
dii meydan okuma, dnyada btn medeniyetlere kar ykc bir saldr retmi,
Toynbee'nin deyiiyle, asr iinde, mevcut 26 medeniyetten 16'sn yok etmi,
9'unu ise fosilletirmiti.
iki yzyldr yaadmz ikinci medeniyet buhran, epistemolojik ve ontolojik bir
kopu ve ift ynl bir temasszlk dourdu: Hem lslam'la, hem de dier dnyalarla si
mlatif / s ve sahte ilikiler kurmamza yol at.
Sektiler Bat uygarlnn gelitirdii meydan okuma, Asya, Afrika ve Amerika k
talarnn yryn durdurdu; baz kadim medeniyet tecrbelerini tarihten sildi; ba
zlarn fosilletirdi ya da Japon ve in tecrbelerinde gzlemlediimiz gibi, neo-libe
ral ve neo-sekler meydan okumayla mutasyona uratt.
Neo-pagan Bat uygarl, ikinci sanayi devriminden bu yana byk bir felsefi kriz
yayor: Bu felsefi kriz, hayatn her alannda postmodem relativizm, atomlama ve ka
os eklinde kendisini gsterirken, insann, gezegenimizin ve kainatn geleceini tehdit
eden boyutlar kazanm durumdadr.
Dnyann, btn kltrlere varolu ve hayat hakk tanyabilecek, yeni bir mede
niyet tasavvuruna ihtiyac var.
ite biz, Klliyat Yaynlar olarak, hala ktann hem corafi, hem de fikri dina
mikler bakmndan kavak noktasnda yer alan Trkiye'nin bu medeniyet sramas
na nclk edecek tarihsel ben'e ve derinlie sahip olduuna inanyoruz ve bu sre
te zerimize den "rol" ve mkellefiyeti yerine getirmek amacyla yayn hayatna
atldk.
Hz. Mevlii.na'nn pergel metaforundan hareketle, bir ayan bizim medeniyet di
namiklerimize muhkem bir ekilde basan, dier ayayla btn medeniyetlere alabi
lecek kapsaml bir yaynclk projesiyle karnzdayz.
Klliyat Yaynlar, ilim, fikir ve sanat hayatmza gelenek kurucu, yeni bir soluk
getirmeyi amalyor. Bu srete, lkemizde, kltr, sanat, dnce ve ilim hayatnda
yaratc ve ufuk ac almlara nayak olabilecek, medeniyet dilimizin yeniden kurul
masna imkan tanyabilecek telif ve tercme eserlerle bir atlm gerekletirmeyi tasar
lyoruz.
Bat'da, Dou'da ve slam dnyasnda gzard ediler fikir, ilim ve sanat gelenekle
rini belli bir program dahilinde ve sistematik olarak ilk kez lkemizin gndemine ta
may hedefliyoruz.
Klliyat Yaynlar, Referans Metinleri, Ara/c Metinler ve Ana Metinler'den oluan
ana "damar"da yapaca yaynclkla ilim, fikir ve sanat hayatmza "nc" katklar
da bulunmay amalyor.
Referans Metinler "damar"nda, ilim, fikir ve sanat dnyasnn genel / btn res
mini sunabilecek, "ara/c" ve "ana" metinlerin anlalmasnda "anahtar" ilevi gre
cek, hem zl, hem de kapsaml ansiklopedi ve szlk almalar; Ara/c Metinler
"damar"nda, ana metinlerin anlalmasn kolaylatracak metinler; Ana Metinler
"damar"nda ise Dou, Bat ve slam medeniyet havzalarnn, gemite ve gnmzde
retilen ana klasik metinlerini yaymlayacaz.
Klliyat Yaynlar olarak temel ilkemiz udur: Btn' kavrayamadmz srece,
hem para'nn iinde kaybolmaktan, hem de btn' de paralamaktan kurtulabilme
miz, dolaysyla n mze yeni koridorlar aabilmemiz zordur.
NDEKLER
-- --
SUNU
"Btn" Kavrayarak "Para"lara Ruh fleyebilmek IX
1. KISIM
Sosyolojik Dncenin Servenleri 1
1. Blm: Giri 3
2. Blm: nsan Ruhu 11
3. Blm: Hmaniter deal 29
4. Blm: zgrln Grnmleri 49
5. Blm: G Kullanmn'dan kna'ya 79
6. Blm: Tarihsel Sezgi 99
2. KISIM
Kozmolojik Dncenin Servenleri 115
1. KISIM
Medeniyet Dncesinin Servenleri 269
NDEKS 333
"BTN" KAVRAYARAK
"PARA"LARA RUH FLEYEBLMEK
YUSUF KAPLAN
ren kii Socrates olmutu: Belki de, insanlk tarihinde ilk kez, hayat, hakika
ti ve varl, kainat'la ve dolaysyla, fiziktesi bir g'le / kaynak'la irtibatn
kopararak tasvir ve tarif eden dnr Socrates'ti.
nk ilk kez; Socrates'le birlikte hayatn merkezine insan, insann mer
kezine de "akl" yerletirilmiti. Socrates'in bilge kiilii, erdem aray, hik
met sevgisi, "akl" her eyin merkezine yerletirmesini; Tanr'y da, hakikati
de, hayat da aklayabilecek yegane aktrn, esas itibariyle "akl" olarak ko
numlamasn engelleyememiti.
Buradan geldiimiz nokta u: Antik / klasik Bat tecrbesini de, Kilise H
ristiyanlg tecrbesini de, modem / postmodem Bat sivilizasyonu tecrbesi
ni de aklayan en nemli, en belirgin ve kilit kavram, antroposantrizm, yani
insan-merkezciliktir.
te Eflatun'u da, Aristo'yu da tek noktada buluturan kilit kavram, bu
antroposantrizm kavramdr. Aristo metafizii dediimiz ey de, Descartes ve
ya Marx'n metafizii dediimiz ey de, antroposantriktir. Burada metafizik,
tabiat-stnden tabiat-altna indirilmi olsa da, herhangi bir teorinin her e
yi aklama gcne sahip olduu eklindeki bir metafizik algsdr. Bu anlam
da, Eflatun'un metafizii de, son kertede, antroposantriktir.
Socrates'le birlikte, byk ve kuatc varlk tasavvurunun bir paras olan
insan ve insann tabiatnn bir paras olan "akl" (ration), btn (=her eyi
aklama ve belirleme gcne ve kudretine sahip tek aktif varlk) katna yk
seltilmitir. Btn (asli olan), bir ekilde devre d braklarak, para (arzi)
olan, btn (asl) olarak konumlandrlmtr.
te, Whitehead ve eseri, tam bu noktada, bize esasl eyler syler: Kendi
terimlerimle ifade edecek olursam, Whitehead, btn kavran/a/mad srece,
para'nn her eyi parampara ve tarumar edeceini haykrr bize.
Burada, Whitehead'in nasl da postmodem durum'la zirve noktasna ulaan
izafilik sorununa ve izafilemenin postmodem srete neden olaca byk tr
blanslara ustalkl bir dille dikkat ektiini gryoruz. Whitehead'in dnce
sinin ve eserinin zeti olabilecek temel tez, bu para-btn ilikisine ilikin yap
t, bugn btn dnya iin hayati nem tayan bu nemli tespitte gizlidir. Bu
kitabn da, bu kitabn merkezinde yer ald btn Whitehead klliyatnn da
Xll / S U N U
tnlkl bir medeniyet fikri ve felsefesi zerinde kafa yormasna imkan tan
m ve adalarnn dier kltr ve medeniyetlere yaklarkenki oryantalist
bakalarn ayartc, ayartc olduu iin de snrlayc handikaplarna d
mesini nlemitir, Whitehead'in. Antik Yunan dncesini ve antik Yu
nan'dan nceki dier medeniyet tecrbelerinin birikimlerini, ksa bir sre
iinde yaratc ekillerde kavrayarak, "Batllardan" (Kilise'den) ok daha
esasl bir medeniyet atlmn ve almn Mslmanlarn gelitirmeyi baar
dklarn hibir ekince belirtmeden beyan etmesi, bunun mahhas bir gs
tergesidir.
Medeniyetlerin iki temel kurucu motorik'i vardr: Birinci motorik, yarat
c ruh; ikinci motorik ise kurucu irade'dir. Whitehead'in btnlkl medeni
yet ve insan/lk tecrbesi idraki, onun bu merkezi kitabnda, kitabn bal
na karak ifadesini bulmutur.
Elinizdeki kitabn balnda, Whitehead'in dnce serveninin kalk
noktasn oluturduunu sylediim btn-para ilikisi, ustalkl bir ekilde
zetlenmitir. Gl, kkl, snanabilecek, snandnda hakikaten tasavvur
ve tahayyl edilen sonucu verebilecek esasl bir fikriyat olmadan bir medeni
yet tasavvurunun gelitirilmesinden ve tatbikat sahasna konulabilmesinden
szedebilmek ok zordur. Baka trl sylendikte, Whitehead'in merkezi I en
nemli kitabnn balnn ilk teriminde "dnce"nin olmas, onun, dn
ce'nin / fikriyat'n, medeniyet fikrinin yaratc ruhunu oluturduunu; kitabn
balndaki ikinci terimin (serven'in) ise, medeniyet fikrinin kurucu irade
sini tekil ettiini dnmesinden kaynakladn syleyebiliriz.
Whitehead'in fikir at's konusundaki bu tespitlerden sonra, onun bu ki
tapta telaffuz ettii arpc fikirlerden bir kan burada birka cmleyle de ol
sa ne karmakta, hatrlatmakta yarar olabilir: Whitehead, tarihi, fikri at
lmlar ve almlar oluturan ve ayn zamanda, fikri atlmlarn ve almla
rn oluturduu "epoch"larn (yaratc dalgalarn / dnemlerin) yaptn d
nr. Fikri atlmlarn ve almlarn, dolaysyla, epoch'larn ise, ancak ser
ven ruhu tarafndan hayat ve hayatiyet kazandn syler.
Medeniyetlerin ykseli ve k nedenleri konusunda da arpc fikirler
gelitiren Whitehead, medeniyetlerin k anlarnda / zamanlarnda, hi-
"BT N" KAVRA YA RAK "PARA"LARA R U H F L E Y EB I L M EK / XV
sosyolojik
dncenin
servenleri
BRNC BLM
----
GR
GiRi / 5
le "ipleri" yeniden eline geirir; ama kimi zaman da kayalara vuran byk dal
galarn, yryn durdurmasyla artk bsbtn kaybeder elindeki "ipleri".
Roma mparatorluu'nun k', uzun bir umutsuzluk dneminden sonra
gerekleti. Oysa Buhar ve Demokrasi, umut ana aittir.
Bu iki tr "gei alar" arasndaki kartlklar mbalaa etmek kolaydr.
Bu mbalaa i/lem/i, halen mevcut olan kaynaklara dayanr. Peki, kimin
duygularn ifade ediyor bunlar? Kald ki, Roma'nn en kt d dnemle
rinde bile, barbarlar, hayattan kam alabilecek kadar memnundular hayatla
rndan! Attila ve srlerine gre, Avrupa'y istilalar, o zaman Avrupa'da ha
kim olan monoton pastoral hayattan kurtulabilmenin keyif verici bir dne
miydi. Ancak biz, dondurucu bir k gecesinde, rnein Kuzey talyan ehir
lerinin "duvar"larnda yanklanan gzclerin arklarn ve feryatlarn tecr
be ettik bir zamanlar. Bu rnekten kalkarak, ayrm/clk yapmak kolay gele
bilir; barbarlk ve uygarlk, birbiriyle badamaz; biz, uygarlktan yanayz. Bu
dnemde Orta Asya'nn sosyal durumu hakknda imdi bir eyler bilebildii
miz ve Padua ya da Aqueileia'nn surlarnda nbet tutan nbeti asker tasvi
rinin Hun'lar hi de doru bir ekilde tasvir etmedii iin burada dikkat ek
tiim noktay kabullenmekten vazgeiyorum.
Baaryla gerekletirilen her gei anda, yok olmaya yz tutan, alkan
lk haline gelen artc aptalca uygulamalar ve duygulara da, yeermeye ba
layan yeni karmak alkanlklara da rastlamak mmkndr. Bu iki kart ol
gu arasnda, ya yokolmaya yz tutan bir tehlikeden ya da hem kn acla
rn, hem de taze bir hayatn tatlarn ayn anda ieren uzun sren karklk
dneminden sonra oluan bir anari hatt uzanr. Bu anlamsz araclar hakkn
daki tahminlerimizde, her ey, bizim eletirel duru noktamza ba/m/ldr.
Baka bir deyile, bizim dnce tarihimiz, tarih dncemizden trer; dolay
syla, bizim entelektel duruumuza dayanr.
nsanlk, tabii ki, bsbtn aptal deildir; bu balamda, dier hayvan rk
larndan ayrlr. Yine de, hayvanlar dnyasnn tarihinde, hatta insann atas
olan hayvanlar arasnda, ister nceden ifade edilmi bir ama formunda ol
sun, isterse daha sonralar, zamanla ulalan bir yaklam biiminde olsun,
ada entelektel ifadeden mahrum davran biimleri tarihine misal tekil
8 / S O S YO LOJiK D NCEN i N SER VENLERi
NSAN RUHU
liklerin] biraz nce sz konusu ettiimiz son meseleleriyle ilgilenir. Her bir
dnemde, dnme biimlerinin genel bir formu vardr; ve bu fonn, tpk so
luduumuz hava gibi, ylesine effaf, ylesine her eye nffiz edici ve ylesi
ne zorunlu bir eydir ki, bunun farkna, ancak youn bir aba gsterdiimiz
zaman varabiliriz.
Kolayca ifade edilmeye msait bir rnek bulabilmemiz iin, bu mutlak
klliliin altna inmek zorundayz. rnein, siyaset teorisi alannda, klasik
Akdeniz medeniyetindeki alg biimlerindeki farkll gz nnde bulundu
run. Pericles'le Cleon, Aristo ile Byk skender, Marius ile Sula ve iero
ile Sezar arasndaki farkllklar dnn. Buna ramen, bunlarn hepsi de, b
tn siyaset teorisinin temelinde kk salan asli bir fikir konusunda hemfikirdi
ler. "Klasik" olarak nitelendirdiimiz Helenik ve Helenistik Roma uygarlkla
r tarihi boyunca, uygar bir insann uramasna yakmayan hizmetleri yeri
ne getirmekle ykml byk bir kle nfusunun var olmas gerektii evren
sel olarak kabul ediliyordu. Baka bir deyile, bu dnemde, uygar bir toplum,
tek bana kendi kendine yeter, kendi kendini besleyebilecek bir toplum de
ildi. Uygarlam kesimleri besleyebilmek, ayakta ve hayatta tutabilmek iin,
barbarlardan oluan byke bir snfn sosyal yapya dahil edilmesi gerekiyor
du. Kompleks bir ehir medeniyetinin, klelik kurumuna pratikte veya rtk
olarak ihtiya duyduu varsaym ylesine cihanmul olarak yaygnd ki, me
deni hayatn ilk merhalelerinin ekillenmesine izin veren artlarda ok iyi te
mellendirilmi bir gerekeye ve nedene dayandn varsayabiliriz. Mesela,
Msrllarn tulaya ihtiyalar vard; o yzden Yahudileri zaptetmiler ve esir
almlard. Babil kulesinin elik etmesiyle birlikte vuku bulan dillerin kar
mas meselesi, bugne kadar gelen destan formu itibariyle belki tarihsel ola
rak doru olamayabilir; ama bu, en azndan, ehirlerin inasnda mekanize in
san gc salayan kle nfuslar arasnda rklarn karmasn aklayabilen iyi
bir referans olarak grlebilir.
Antikitenin dnyasnda varolan temel siyasi kargaalarn ve sorunlarn
bugn de tam olarak ortadan kaldrlamadn gzlemliyoruz. Eflatun'un tar
tt her problem, bugn de canlln ve geerliliini koruyor. Ama yine
de, antikitede ve modern dnemde geerli olan siyasi teoriler arasnda gzle
iNSAN RUHU / 15
ramnn yrrle konulmas anlamna gelir. Her hangi bir zaman diliminde
insanlk, mutsuzluunun belirginlemesi zerine, bylesi bir program frsat
bilerek uygular ve bu programn doktrinlerinin yla aydnlanan hzl bir
deiim dnemi balatr. te Roma'l yneticilerin zihninde, bylesi bir insan
tabiatnn onuru kavram yava yava ekillenmi; bu kavray, bir bakma da
ha iyi bir ynetimin tesis edilmesini salayarak Marcus Aurelius gibi kiilerin
tahayyl ettikleri ilerin zirvesine ykselmelerini hzlandrmtr. Bu, hakika
ten, deerli bir moral gt; ama toplum, bunun devrimci bir yntemle tat
bik edilmesine kar diren noktalar gelitirmiti. nsan ruhunun entelektel ve
ahlaki azameti ideali, tam 600 yl boyunca kadim Akdeniz dnyasn byle
mi; ve insanln ahlaki fikirlerini, bir ekilde, dntrmt: Dinlere yeni
den ekil vermi, ama medeniyetin yeerdii yerlerdeki temel zaaflarn gr
meyi baaramamt. Bu, yeni bir hayat dzeninin afann nn soluk kal
masna neden olmutu.
1 .2.4. Bu ykseli ve k dneminin tam ortasnda Hristiyanlk dodu.
tik ekliyle Hristiyanlk, takn bir coku ve tatbik edilmesi zor bir ahlaki ide
aller diniydi. Allah'tan ki, bu idealler, Hristiyanln douundan hemen son
raki dnemden itibaren oluturulan literatr araclyla bugne kadar muha
faza edilebilmitir. Bu idealler, Bat uygarlnn evrimindeki unsurlardan biri
olan rakipsiz bir reform programn ina etti. nsanln gelimesi, orijinal H
ristiyanlk ideallerinin mnferit mntesipleri tarafndan daha fazla tatbik edi
lebilmesini salayacak ekilde toplumu dntrme sreci olarak tanmlanabi
lir. Artk toplum teekkl etmitir; ve ncil'lerin iine yaylan ahlaki emirlere
lafzi olarak balanmak, toplumun ani lm anlamna gelecektir.
Hristiyanlk, Eflatuncu insan ruhu doktrinini hzla iselletirdi. Artk fel
sefe ile din, kendi retilerinde birbirlerine kar uyumluydular. Bununla bir
likte, tabiatyla, dinin retileri, felsefenin retilerine gre ok daha hususi
lemi retilerdi. Burada karmzda, dnce tarihine hakim olan bir ilke r
nei var. Burada, bunun arkaplannda, az sayda insan tarafndan kimi zaman
kendinden emin bir ekilde, kimi zaman tereddt edilerek btn boyutlaryla
gerekletirilen ya da muhtemelen ikna edici bir gle evrensel bir formda
hibir zaman ifade edilemeyen genel bir fikir mevcuttur. Bu tr bir ikna edi-
1 8 / S O S YO LOJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R i
ci ifade, bir dahi'nin, szgelii, Eflatun gibi bir kiinin ans eseri ortaya k
yla gerekleir. Ancak, bu genel fikir, ister aka ifade edilsin, isterse bilin
yzeyinin altnda sakl kalsn, kendisini art arda gelen zel ifadelerle tecessm
ettirir. Klliliinin harikuladeliini kaybetmesi iin gizlenir, ama zel bir a
n mahhas artlarna zel olarak adapte edilebilmesiyle gcn belli eder.
Bu, insanl byleyen ve huzursuz bir an vicdanna seslenmesi nedeniyle
eylemler zerinde zorunlu olarak hususi bir ekilde kendini gsteren rtk bir
itici gtr. Cazibesinin gc, hususilemi ani davran ilkesinin eylerin d
zeninin tabiatndan neet eden daha kapsaml bir hakikatin muazzamln
temsil etme gereinde gizlidir; ki bu, insanln, belki de kendisini talihli bir
ifadeyle takdim edemese de, hissedebilme kabiliyetine sahip olma hakikatidir.
Hristiyanln -ve tabii her deerli dinin- bykl, "deiken etik" an
laynda gizlidir. Hristiyanln kurucular ve ilk mntesipleri, dnyann so
nunun yaklatna eksiz phesiz inanyorlard. Sonu, toplumu koruma d
ncesini akllarna bile getirmeksizin ideal imkanlara sayg duyan mutlak
etik kurumlarn itenlikle ve tutkuyla koruma kaygsyla hareket etmeleriy
di. Ancak, bunun sonunda, toplumun kmesi kesindi ve kanlmazd. "Tat
biki imkansz" ifadesi, anlamn kaybetmi bir ifadeydi; ya da daha doru bir
ifadeyle, pratik iyi/lik duygusu, mutlak fikirler zerinde younlamay dayat
mt. Beklenen son gelmiti: Ara merhaleler gz ard edilmiti.
Bu yaklam, dinin ilk kurucularndan ok ilk mntesiplerinin [havarile
rin] zihniyetinin ekillenmesinde ok daha etkili olmutu. Bu, havarilerin, ilk
inanlar, tm saflyla nakletmelerini mmkn klmt. Ancak, dini duygu
ya olduka hassas olmasna ramen, biraz kyameti inanlarn da karmasy
la din, daha sakin bi: atmosferde domutu. Uygun bir iklime ve sade bir ha
yata sahip olan bu dnemin Galile'li [Hristiyanln doduu zamanlarda
Musevilerin Hristiyanlara verdikleri isim olarak Filistin'li] kyls, ne zen
gindi ne de fakir: Tarihi ve dini kaytlar J kaynaklar aratrma alkanl ge
litirmesi nedeniyle, bir kylden beklenemeyecek kadar ayan- hayret bir
entelektel kiilikti. Roma lmparatorluu'nun koruyucu yaps nedeniyle
ierden ya da dardan gelebilecek saldr ve rahatszlklara kar korunuyor
du. Bu karmak sistemin korunmas konusunda bir ykmlle sahip deil-
i N SAN R U H U / 1 9
ama asl k, birka yzyl sonra gerekleti. nsanln bildii yegane sos
yal sistemin birdenbire k iin ortaya konacak herhangi bir gl aba
nn yol aabilecei etkiyi tahmin edebilmek hi de zor deil. Gklerin k
mesi bile bundan daha iyidir; ama tabii ki, bir gn kn kanlmaz bir ger
ek olduunu gzard etmek bouna bir ab_adr.
Farzedin ki, 1 9. yzyln ortasnda, Amerikan Sava'ndaki Konfedere
Devletleri'ni sarsan ok, ayn lde Kuzey Amerika'nn ve Avrupa'nn bt
nn de sarsm olsayd, ilerlemeci uygarln yegane umudu, yok olur gider
di. Yeniden canlanma ve dirili konusunda speklasyonlar yapabiliriz; ama bu
konuda hibir ey bilmiyoruz. Antik dnyadaki tehlikeler, gzle grlr ekil
de ok daha bykt.
1 .2.7. nceki blmn argman genel olarak yle zetlenebilir: Refor
mu nihayet uygulamaya koymak, reformcu kuan, ahlaki bakmdan ok da
ha erdemli ve stn olduklarn ispatlamaz. Ama bu, bu kuan, reform yap
c bir enerj iye sahip olduklar gereini kesinkes ortaya koyar. Ancak, artlar
bir hayli deimi olabilir; dolaysyla, imdi mmkn olan, o zaman mmkn
olmayabilirdi. Byk fikir, kendisini uygulamaya koyacak yeteri kadar iyi in
san yalnzca beklemeye koyulmak olarak alglanamaz. Dnce tarihine o
cuka bir baktr bu. Arkaplandaki ideal, hayata geirilmesini desteklemeye
msait gerekli toplumsal "geleneklerin" (greneklerin) tedrici olarak gelime
sini salamaya alr.
Sosyoloj ik teorinin bu ekilde ters yz olmasna, klelik varsaymndan z
grlk varsaymna kadar pek ok faktr katkda bulunmutur. Ama burada
asl ana faktr, Voltaire ile Rousseau'nun ana savunucular arasnda yer aldk
lar, Fransz Devrimi'nin ise nihai noktasn oluturduu, biraz nce de zikret
tiimiz, 18. yzyldaki kukucu, hmaniter hareket olmutur.
Dolaysyla, bir anlamda ve zellikle de btn kre-leinde yaylan bir
hareket olarak incelediimizde, din'in, bu kukucu, hmaniter hareketin ar
kaplann oluturduunu gryoruz: nsanl harekete geiren bu itici gcn
bir blm, yani dini r-otivasyon, bu hareketin arkaplann oluturan ana
araclardan biriydi. Btn bir Anglo-Sakson (ngiliz ve Amerikan) dnyasn
da, Wesley'ci Protestan canlanma, btn etkisi ve gcyle aktifti. Bu epizo-
i N S A N R U H U / 25
dun sosyolojik nemine tam olarak dikkat eken kii, byk Fransz tarihisi
Elie Halevy olmutu. Protestan Metodist Kilisesi'nin din adamlar, insanlarn
ruhunu te dnyada kurtarmay hedefliyorlard; ama tesadfi olarak, insanla
rn bu dnyada hislerini harekete geirecek yeni bir yn/elim vermilerdi in
sanlara. Bu hareket, yeni fikirlerden mnhasran yoksundu ve canl hissiyat
bakmndansa olduka zengindi. Dolaysyla, teolojik gelenekle modern ente
lektel dnya arasnda gittike genileyen blnmeyi gsteren ilk kararl at
lmd, bir mihenk tayd. llk Grek teologlarndan Jerome ve Augustine'e,
Augustine'den Aquinas'a, Aquinas'tan Luther'e, Calvin'e ve Suarez'e, Su
arez'den Leibnitz ve Locke'a kadar her byk dini hareket, asil bir akliletiri
ci ( rasyonalistik) merulatrmay beraberinde getirmekteydi. Teologlarla
hemfikir olmayabilirsiniz, -ki hepsiyle de hemfikir olmanz gerekten imkan
szdr- ama rasyonel tartmalara girimekte gnlsz olduklarndan ikayet
edemezsiniz. nk Orta alar, youn olarak tartmt. Luther, 95 Tez'ini
sonuna kadar savunmutu. Calvin, kurumunu kurmutu. Trene Konsl biraz
az, biraz ok ama 80 yl tartmt. Cokulu Hooker tartmt. Dort Syno
du'nda [Dort Kilise Meclisi Toplants'nda] Arminus yanllar ile Kalvenciler
kyasya tartmt.
Byk Metodist hareket, layk olduundan daha fazla vgy hak ediyor.
Ama Metodist hareket, anlama biimlerini aklayacak hibir entelektel in
aya ynelmemi olabilir. Bylelikle, belki de daha iyi bir yolu tercih etmi
olabilir. ngrleri makul olabilir. Her ne olursa olsun, Bat rklarnn inac
akla yneltmekte tereddt gstermeye baladklar bir zaman diliminde Me
todist hareket, dnce tarihinde ayan- dikkat bir hareketti. Son zamanlar
da, bilim adamlar ve eletirel filozoflar, Metodistlerin izinden gitmeye bala
dlar. lngiltere'de aristokrasi anda Metodistler, iilerin ve iilerle ilgile
nen kk esnafn dorudan sezgilerine, Amerika'da ise ileke ve soyutlan
m nc gruplara sesleniyorlard. Ayrca, pek ok zelliin suyzne kma
sna izin vermekle, stn bir baarya daha imza atmlard: nsanlarn karde
lii ve insanlarn ehemmiyetini canl bir gereklie dntren bir idrak bi
imi gelitirmilerdi. llerici rklar arasnda, bundan byle klelii imkanszla
tracak nihai etkili gc retmilerdi.
26 / S OS Y OLOJ i K D N C EN i N SER VEN L E R i
nizmann stn bir rnei olarak insann nemi, tabii ki, tartma ddr. Ama
burada sz konusu olan genel fikirleri ifade etmeye ve bunlarn davranlar ze
rindeki etkilerini gstermeye altmz zaman, attmz her admda tartma
byyor. Eflatun'un metafizik ruh kavramnn deruni tarihi, din ve sosyal teori
zerindeki etkileriyle birlikte bu grevi kesinkes yerine getiriyor.
nsan hayat, mevcut dili iin ok genel olan fikirleri yava yava kavra
yarak mesafe kateder. Bu fikirler, tek bana, birbirinden soyutlanarak kavra
namaz. au fikirler, birbirini izah eden ! aklayan fikirler sistemini kavrayabil
mek iin, eylerin genel tabiatn anlayabilmekle orantl olarak insanln
mesafe katettii gereinin kabul edilmesini gerektirir. Ancak, kavrayn b
tncllnn gelimesi, btn tedrici deiimler arasnda en yava olandr.
Bu gelimenin zihniyette yer etmesini salama grevi felsefeye aittir. Bu ko
nuda bir baar elde edilecekse, bu, byk fikirlerin hususiletirilmi bir ekil
de tatbik edilebilmesinin, vahi hayallerle kaba bir ekilde uygulanmasndan
tmyle kurtulunmasyla mmkn olaca anlamna gelir. Kartacallar, tica
retle itigal eden byk bir medeni milletti. Irki olarak insanln byk iler
lemi milletlerinden birine aitti. Suriye kylarndan btn bir Akdeniz hatt
na, Avrupa'nn Atlantik kysndan ngiltere'de Cornwall'deki maden yatak
larna kadar geni bir alan kapsayan bir corafyada ticaret yapmlard. span
ya, Sicilya ve Kuzey Afrika'ya hkmetmilerdi; ama yine de, Eflatun felsefe
yaparken, bu byk halk, Kfnat'n stn srlarn ve gcn kesbedebilmek
iin dini bir ile eylemi olarak ocuklarn, tanrlar Moloch'a kurban ediyor
lard. Anlamann btncllk kazanmas, bu tr bir vahiliin, gnmz uy
garl asndan kabul edilemez olduunu gsterir.
nsann Kurban Edilmesi ve nsann Kleletirilmesi, tevars eden insiya
ki davranlarn zorbalklar araclyla kendilerini ifade eden byk dini ku
rumlarn ve medeni kayglarn rnekleridir. Primitif kkenliler de dahil, do
rudan dini sezgiler / tecrbeler, gerekte mevcut topluma nf1z eden daha d
k uygulamalar ve sezgilerle ayn eylermi gibi bir izlenim oluturma tehli
kesiyle kar karyalar. Din, felsefeye itici bir g verir. Ama buna mukabil
Speklatif felsefe, bizi somut davran biimlerinden / gereklerden uzaklat
ran mutlak anlamlar neren tecrbelere kar yksek sezgi yetilerimizi korur.
28 / SOSYOLOJ i K D N C E N i N S ERVEN L E R i
HMANTER DEAL
!. Kr., Mary Bateson'n Medieval Englard balkl kitab; s. 100, 101, Londra: T. Fisher Unwin,
1903; ve New York: G. P. Putnam's Sons, 1 903.
H M AN ITER i DE A L / 3 1
Artk imdi zel hayat, btn zel biimlerinde Avrupa'nn sosyal hayat
na hakim olmaya balamt: zel Karar Verme, zel Mlkiyet, zel Tccar
larn Rekabeti, zel Elence Hakk. Her eylemin, ayn anda, hem zel bir tec
rbe, hem de kamu yararna olduu fikri bir kez daha yeniden domak zorun
dayd. Zira, "Ortaa zihni/yeti/"nin yok olmasyla birlikte bkknlk vermeye
balam ve sonunda yokolup gitmiti. insanlar, baktklar her yerde ve her
eyde "rekabet"in yazl olduunu gryorlard. Uluslar douyor; ve insanlar,
uluslar, uluslararas rekabet asndan alglyorlard. Ticaret teorisini aratr
yarlar; ve ticari etkileimi, rekabet asndan yorumluyorlar, sk pazarlklar
hafifletmeye alyorlard. Tabiatn cmertliini gda / besin alannda gr
yorlar ve yetersiz gda temini nedeniyle insanlarn kitleler halinde birbirleriy
le yartklarn mahede ediyorlard. Canl varlklarn saysz trlerinde ta
biatn ne denli mnbit olduuna tank oluyorlar; ve bunu, trlerin birbirleriy
le rekabet etmesi olarak izah ediyorlard. "Form" ve "harmonl" kavramlar Ef
latun iin ne idiyse, "bireysellik" ve "rekabet" kavramlar da 19. yzyl iin oy
du. Tanr, gkkuan, bir sembol olarak gkyzne yerletirmiti; ve renkle
rin dalm, doru okunduunda, "rekabet" olarak telaffuz ediliyordu. Reka
bet etmenin dl, "hayat"t [hayatta kalmak ve kazanmakt]. Baarsz rakip
ler yok oluyordu; ve bylelikle, tabiatn esiz hikmetlerinden ve gzelliklerin
den biri olarak sosyal bir sorun tekil etmemi oluyorlard.
imdi, yetersiz duygusal hmaniteryanizmin fazlasyla eksikliini gidere
cek eyin tam burada temin edildii apaikar ortadayd. Dnyada atma
[strife mcadele, kargaa], en az Uyum kadar gerekti. Eer, Francis Ba
=
sini kayp / kaybedilmi bir dava olarak terk etme eilimi her zaman mevcut
tu. "Glgeler, geip gider" der, mistik Din. Ama glgeler, ayn zamanda tek
rarlanr da; nsanln Tecrbesinde yer yer fsldayverir. "Skunetinizi de
vam ettirin, her ey gelip geecektir", diye cevap verir, Din bu duruma. Bu
yaklam en itenlikli bir ekilde benimseyen mistik din, Budizm'dir. Bu
dizm'in bu dnyadan umudunu kesmesine, mistiin derin skuneti tarafndan
gerekletirilen bu dnyann terk edilmesi program elik eder. Hristiyanlk,
Budizm'in bu dnyay olumsuzlayan bu yaklam ile zamansal / geici ak
iinde kaba bir Binylclk'ta zirve noktasna ulaan kendi tatbik edilmesi zor
idealleri arasnda salnp durmutur. Budizm ile Hristiyanlk arasndaki fark,
reform program ve bu dnyay terk etme pogram arasndaki farkllkta orta
ya kar. Din'in, bu geici olgunun ak srecinde canlanan baz ebedi muaz
zamlklar, kitlelerin anlamasn mmkn klacak ekilde fethedecei kehane
tinde bulunmama izin verin ltfen.
1 .3 .5 . 19. yzyln siyasi liberal inanc; bireyci, rekabeti atma doktri
ni ile iyimser uyum doktrini arasnda bir uzlamayd. Kainatn yasalarnn, bi
reylerin atmasnn harmonik bir toplumun ilerici bir ekilde gerekletiril
mesini dourduu anlayndan kaynaklandna inanlyordu. Bylelikle, bir
yandan btn bireyci insanlar arasnda durmamacasna bir yar yaanrken,
te yandan, nsan Kardeliine olan duygusal inancn kutsanmas mmkn
olabiliyordu. Teorik olarak, hibir elikiyle karlamakszn, inan ile uygu
lamann uzlamasnn mmkn olduu grlyordu. Ne yazk ki, bu libera
lizm, bir taraftan, Avrupa ve Amerika'da siyasi bir g olarak zafer stne za
fer kazanrken; te taraftan da, liberalizm doktrininin temellerini sarsacak ok
stne oklar yaanyordu.
Liberal doktrinlerin zaferi olmas gereken yeni endstriyel sistem, iyi ile
miyordu. llkin, ekonomik liberalizm doktrini tarafndan dayatlan artlarn
szkonusu olduu ngiltere'de gelitirilmiti. Bu noktada, imalat ve maden
endstrilerine yaklamlarnda ngiliz Muhafazakarlar, balangta, ngiliz Li
beraller kadar ortodokstu. Ancak, ne yazk ki, iki kuak sren bylesi bir ge
limeden sonra, sosyal yapnn temelinde kk salan, maden ocaklarnda, fab
rikalarda ve banliylerde grlen yaygn sefalet, kamu vicdann derinden
38 / S O S Y O LOJ i K D N C EN i N S E R V E N L E R i
btn zayflatmt.
Bizatihi din'in kendisi, her zaman, bu kavray ile despot-kleler eklinde
alglanan Tanr ve yaratklar eklindeki kavray arasnda gidip gelmiti. Bu
nunla birlikte ge 18. yzyl ile erken 19. yzyln demokratik liberalizmi, Sto
ac-Hristiyan dnce damarnn zaferiydi. 19. yzyln liberalizmi, Hume'un
ruh doktrini eletirisiyle, tatbikatta ileyen sistem olarak uzlamaz ve kat re
kabeti bireyciliin kyle, geim aralar konusunda nfus basksn n
gren Malthusu doktrinle, ilerlemenin motoru olarak zayf olann elimine
H M AN ITER i D E A L / 4 1
san, bu tutkuya bamlysa, elbette ki, onun zerine gitmelidir. Ama insanla
rn neden dierlerine tutkuyla balanmalarnn nlenmesi ya da bu tr makul
olmayan tutkular yznden hukuku saptrmamz gerektii konusunda bir ge
reke sunmaz bize. Hi phe yok ki, Hume'un ve modem zoolojinin bu
karsamalarndan ok, Bentham ve Comte'a sempati duyuyorum. Ama baka
bir eyi ispatlamasa da, Hume'un ve modem zoolojinin karsamalar, temel
kozmolojik ilkeleri yok sayarak ahlak, din ve hukukun apaikar bir temelini
bulduklarn dnmekle yanldklarn gsterir. Grnte, onlarn gzde
doktrinleri, en az metafizik dogmalara kar yapld kadar kukucu saldrla
ra aktr. Eflatun ve Din'i bir kenara brakmakla, kesinlie ulama yolunda
hibir ey kazanabilmi deiller.
Ya karm ayrtrmay hakl klmak, ya insana insan olmas hasebiyle
sayg duyulmasn ngren doktrinin yeniden ina edilerek hakl klnmasn
salayabilmek iin ok daha temel gerekelere ihtiya var. Dahas, yalnzca
"yaama deeri", kafi deildir: nk mutluluumuz iin korumaya en fazla
gnl verdiimiz trleri silip spren artlar var bir de.
1 .3.7. Auguste Comte, Pozitivizmini, bilimin, fizik ve ahlak biliminin te
min edici sonular zerine kurmutu. Comte, 1857'de ld. lki yl sonra da,
Darwin'in Trlerin Kkeni balkl kitab yaymland. Evrim Teorisi'nin son
raki evrelerinin insanlk Dini'ne uyarlanmaya kalklmasnn yol aabilecei
baz sorunlar tartmtk. Bu tr bir temel, snrl bir zamanda snrl bir top
lumdaki bir insan grubunun metodolojisini ekillendirmeye uygun olabilir.
Ama bu uygunluk, bak asnn uygun bir akla sahip olmasndan kaynak
lanmyor. badet eden pek ok kii, doan gnee doru ynelerek ant imek
le manevi tatmin amacna ulaabilir; ve bir dirilme, bir tazelenme hissedebi
lir. Ama yapt ii etkili bir ekilde -ister metafizik, isterse pragmatik olarak
olsun- faah edecek insicaml bir izaha muktedir deildir.
Fiziksel bilimleri zihinsel (mental) bilimlerle uzlatrma zorluunun yan
sra, fiziksel bilim, bizzat kendi temel doktrinlerini izahta da baz zorluklarla
karlar. Bu kafa karkl, talihinin ve hususiyetlerinin izini srdmz
Eflatuncu dini gelenekler iin mnhasran geerlidir. Fiziksel bilimleri, drt
ana bala ayrarak inceleyebiliriz: 1 -Varln srdren doru ve gerek ey-
44 f S O S YO LOJ i K D N C EN i N S ERVEN LERi
sz konusu olduu zaman, kafa karkl ortaya kar burada. Davranlar, bir
ehirde -rnein New York'ta-, bir ormanda, bir alt-tropik lde, bir Arktik
buzdanda bir hayli farkllk gsterir. Ayrca, daha telere yolculuk yapmak
gerekirse, davranlar, ay'da da, Gne'in atmosferinde de, youn bir yldz'n
i dnyasnda da, i-uzayda da farkllk arzeder.
Bunlarn hepsi, yzeysel, sama eylerdir. Hepimiz biliyoruz ki, molekl
lerdeki maddeleri tahlil ettiimiz zaman varolan kimya yasalar, ehirde de,
ormanda da, lde de, buzdanda da ayndr. Bu kimya yasalar, yeteri kadar
yaknlkta bir arada bulunan molekllerin karlkl davranlarnn ifadesidir.
Ama molekller, tahlil edilebilir. eyler, bir molekl kmesi, bo alan'daki
salnmlarndaki hareketlerinden olduka farkl davranabilirler. Buradaki
kimya yasalar, molekller aras ilikilerde geerlidir. Bo uzayda, enerji ak
n kontrol eden temel elektromanyetik yasalarla kar karya kalrz yeniden.
Bu noktada, derinlemesine nffiz abamz artk sona erdii iin, uzun bir ta
rihsel dilimi kapsayan geri-bak abamz burada noktalamamz gerekiyor.
Bununla birlikte, bu yasalarn, elektromanyetik hadiselerin evresinin bir
sonucu olduundan phelenmemiz iin bir neden yok. Bu kapsaml geriye
bak sreci, fikirlerin zdd bir durumu gsterir. Yasalar, davran sergileyen
eylerin karakterinin bir sonucudur: Onlar, Clement'in szn ettii "mte
rek grenekler"dir. Bu anlay, empoze edilen yasalarla artlandrlan karlk
l davranlara sahip eski verili eyler fikrinin yerini almaldr. D tabiat hak
knda bildiimiz ey, tabiattaki eitli vakalarn birbirlerinin tabiatlarna [ta
biatlarnn ekillenmesine] nasl katkda bulunduklar nokta-i nazarndan bil
diimiz eylerdir. Btn evre, vakalarn her birinin tabiatna katlr. Byle
likle, her bir vaka, ilk eklini, iinde varolduu evrenin karakterinden alr.
Ayrca her bir evreyi ekillendiren (condition) yasalar, bu evreyi oluturan
vakalarn yalnzca genel karakterini ifade eder. Bu, eylerin fonksiyon biim
leri asndan tanmlanmas doktrinidir.
Ama imdi, eriilemez Hristiyan ahlakna doru yaklam oluyoruz. n
san ruhunda itenlikle bytlen ve korunan idealler, eylemlerinin karakte
rini alrlar. Toplum iindeki bu etkileimler, bu yasalarn tatbik edildii vak
alar deitii:en sosyal yasalar deitirirler. Eriilemez idealler, bir reform
H M A N I T ER i D EAL / 47
ZGRLN GRNMLER
dart llere uyulmas ars da, kendi iinde elikili ve ayn lde zarar
ldr. Gelmi gemi btn toplumlarn artlarna uyabilecek ve uygulanabi
lecek ekilde bu sorunu zebilecek tek bir zm ihtimal ddr. Kendimizi
burada, meseleyi Bat uygarlna, Avrupa veya Amerika versiyonlarna
uyarlayabilecek ekilde nasl ele alp gelitirebileceimizle snrlamak duru
mundayz.
Kabaca konumak gerekirse, bu zmn temel nerisi, profesyonel nite
liklere sahip ve bu nitelikleri tam olarak hayata geirebilecek ekilde kurula
cak kurumlarn yaygn olarak datlmasn ngrr. Aktr ki burada, eitli
i'lerin mesleklere dntrlmesi (kanalize edilmesi) n arttr. Burada Mes
lek, fiilleri teorik analize tabi tutulan ve bu analizden karlan teorik sonu
larla deiiklikler yaplan bir megale anlamna gelir. Bu analiz, megalenin
amalarn ve bu amalara ulama fiillerinin adaptasyonunu dikkate almak zo
rundadr. Bu tr bir eletiri, eylerin tabiatlarna dair belli bir anlama abas
na dayanmaldr ki, ortaya konan eylemin [eletiri eyleminin] sonular kesti
rilebilsin. Dolaysyla, teoriye dayanan ngr ile eylerin tabiatlarnn anla
lmas abasna dayanan teori, bir meslek iin zorunlu olan iki temel esastr.
Keza, bir meslein amalar, basit bir belirlenmi amalar ynndan ibaret
deildir. Tbbn tarifi demek olan, hastaln tedavisi gibi bir genel ama ol
maldr. Ancak, insan bedeni, eitli yollarla biyolojik shhate kavuturulabi
lir de, daha kt bir duruma getirilebilir de. O bakmdan, her olayda, ksmen
eer elde edilebilirse kendine zg bir neme sahip olan, ksmen de elde edi
len eyin uygulanabilirliine dayanan zenle ve zellikle seilmi amalar lis
tesinin olmas kanlmazdr. ite bu nedenledir ki, bir meslein pratii, onun
teorik ncllerinin veya temellerinin anlalmasndan bamsz dnlemez.
Bunun tersi de dorudur, elbette. Bununla birlikte, yalnzca -rnein cerrahi
gibi- bir meslek alannda deil, ayn zamanda, ya bu meslein teorik olarak
aratrlmas ya da mevcut pratiine younlalmas gibi ilere ynelerek daha
fazla uzmanlamaya gidilmesinin gerekli olduunu dnyoruz.
Bir meslein anti-tezi, geleneksel faaliyetlere dayanan ve kiilerin dene
me-yanlma yntemleriyle trl deiikliklere maruz kalan, megale'dir. By
le bir megale bir Zanaat'tr, ya da yalnzca kas gcnn belli bir ynde gele-
66 / S O S YOLOJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R i
gun ilevleri konusunda byk bir cehalet gstermiti. Bu noktada bile Dev
let sulanamaz. nk, egemenlik hakkndaki mevcut siyaset felsefesi, ahla
ki otoritenin snrlar konusunda son derece zayftr. Elbette ki, fiziki bir gce
sahip olan herkes, ister haydut biri, ister hakim biri, isterse hkmran biri ol
sun, fiziksel olarak zor kullanma gcne de sahiptir. Ancak, moral otorite, ka
lc hakimiyeti her yere her bakmdan nffiz eden derinlikli bir erdemde apa
k ortada olan bu amalar elde etme yeteneiyle snrldr. Siyasi ballk, ra
dikal yeteneksizliin u cephelerinde ortadan kalkar.
Profesyonel kurumlarn ilevleri, burada biraz ayrntl olarak inceleme
konusu yapld; nk bunlar, modem toplum iinde bal bana bir yenilik
olutururlar. Bu kurumlarn, antik dnyada silik de olsa habercileri olan ku
rumlar vard: rnein, Atina'daki okullar gibi; zellikle de, Eflatun, Aristo ve
Stoaclar tarafndan kurulan okullarla, skenderiye'deki muazzam okul burada
zikredilebilir. Ayrca, biraz daha sonralar, Hristiyan Kilisesi'nin teologlar,
otorite iddias tahayyl edilebilecek en geni snrlara kadar uzanan dier
mesleki gruplar [Fransisken ve Benedicten tarikatlar vs.J kurdular. te bu ha
berci kurumlarla, Roma ve Bizans hukuk okullarndaki hukuki gelimeler ne
deniyledir ki, zgrlk ve ahlaki otorite asndan problemleri modem dn
yann balang temelleri, lskender ve Augustine'in yaad zamanlara kadar
erken dnemlere gtrlebilir.
1.4.7. u an ekonomik rgtlenme, insan ilikilerindeki en kkl sorunu
tekil ediyor. Yeni bir evreye giriyor ve kafa kartrc sonular ve sorunlar
douruyor. Aktr ki, yeni bir ey geliiyor. 19. yzyln bireyci liberalizmi
kt; hem de beklenmedik bir ekilde. Tccar orta snflar, honut edilecek
bir grup olarak hakim olduklar srece, doktrinleri apak belliydi. Endstri
leme ve eitim, byk miktarlarda modem zanaatkar tipi retir retmez, te
melleri byk bir sarsnt geirdi. Keza, byk sermaye ihtiyac, hukuki abra
kadabra yntemleriyle kime hesap verecei belli olmayan ticari irketler ret
ti. Bu sahte/kar kiiler, fizyolojik yollarla lmyorlard; ya gnll olarak ken
dilerine ktlk yaparak yok olup gidiyorlar, ya da iflas patlak verince kalp
ten gyorlard. Bu yeni "kii" tipi'nin bu arenaya girdirilmesi, liberal szle
me zgrl doktrininin anlamn dikkate deer bir ekilde deitirdi. Byle
72 / SOSYOLOJ i K D N CEN i N SER VEN L E R i
bir zgrl, insan kiileri iin istemek bir eydir; irket kiileri iin istemek
se, baka bir ey. Ve yine zel mlkiyet fikrinin, Sina Da'nn eteklerinde ve
hatta 18. yzylda bile ok basit bir anlam vard: lkel yollar, nemsiz kanal
lar, zel kuyular olduu; gelikin kredi sisteminin olmad zamanlarda, her
bir endstrinin kendi kendine yeter olduu -gerekte, dnyann imdiki gibi
olmad- zamanlarda, braknz imdiki hukuki abrakadabra yntemlerinin
varlndan sz etmeyi, zel mlkiyetin ne demek olduu ok akt. Gn
mzde zel mlkiyet, esas itibariyle hukuki bir ilemdir ve belli hukuki temel
lere sahip olmas yle dursun, temel hususiyetleri bsbtn belirsizdir. Bu tr
hukuki bir temel, muhtemelen, hatta kesinkes, bir toplumu dzenlemenin en
iyi yoludur. Ancak, biz bununla megulken, tabiatn sesi olduka snk yan
klanyor. Eflatun'un Republic'indeki karmak adalet fikirleriyle, gnmzn
karmak zel mlkiyet fikirleri arasnda arpc bir benzerlik vardr. Modern
zanaatkar, tpk eski zamanlarn Thrasymachus'u gibi, "glnn iradesi" ta
rif etmek olduka mnasiptir.
Elbette ki, mlkiyetin doas hakkndaki -kr krne kabul ya da kr
krne inkar'a dayanan- bu u yorumlar abartdr. Mutlak haklara sahip ve
btnyle tanmlanm d ilikiler kurmay mmkn klan szleme gcne
sahip mutlak birey kavram kmtr. nsan teki, varoluunun her annda,
evresinden koparlamaz bir varlktr. Durum'un tevars ettii evre, onun
iinde mndemitir; ya da tam tersi, yani, her durum, amaya alt evre
nin iinde mndemitir. Gelenek temelli bir toplumdan szleme temelli bir
topluma gei doktrini, yzeysel bir sosyolojik anlay yanstr. nk, gele
nek temelli statden ka yoktur. Bu stat, her bir durumda mndemi olan
sregelen mirasn / tevarsn yalnzca bir baka addr. Kanlmaz olarak, ge
lenek temelli stat, her zaman mevcuttur, kanlmaz bir arttr. te yandan,
tevars edilen stat, btnyle belirleyici deildir. Bireysel vurgu'yu belirle
me zgrl her zaman mevcuttur. Yksek-dereceli bir insan toplumunda,
her szleme mecburiyetinin anlamndaki zorunlu bir unsur olan gelenek te
melli bir gerek her zaman vardr. Gelenei varsaymayan bir szleme olamaz
ve spontane szleme'ye ak kap brakmayan bir gelenek de olamaz. Anglo
Amerikan Genel Hukuku'na hayatiyet kazandran hakikat, ite bu hakikattir.
Z G R L N G R N M LER! / 73
nan- izah biimlerini bilinsiz bir ekilde ithal [tevars) etmiti. Bu, gemiin,
gelecee frlatlan [yanstlan, nlanan] bir glgesiydi.
Hayatn ekonomik tarafna yeniden dnecek" olursak . . . Antik dnyada,
'kabileler arasnda ve devletler arasnda ekonomik ilemler mevcuttu; ayn za
manda, zanaatkarlarn, tccarlarn ve bankaclarn ekonomik faaliyetleri de
vard. Toplumsal faaliyet de, bireysel faaliyet de sz konusuydu. Szgelii, i
ero'nun yaad kiisel ekonomik krizler, Atticus'a yazd mektuplarda an
latlr; ve bu mektuplar, gnmze kadar muhafaza edilmitir. Bunlar, 1 8. yz
yldaki eitimli Avrupa'nn hususiyetlerinden birini yanstan Gibbon'n
Holdroyd'a yazd mektuplara ok benziyor. iero'nun olay, yeterince kar
mak. Bu, antik dnyann, bu balamda, nfz edilemez bir dnya olduu an
lamna gelmez. Atticus'un iero'nun parasal skntlar konusunda neler d
ndn bilmek iin bada kurup diz kerek biraz Latin edebiyat tedri
sat yapmak gerekir. Aradan 2.000 ksur yl gemesine ramen, bu meselede
iero'nun iler acs durumuna dostane bir kaygyla yaklamamak gerekten
zordur. iero, sakland p ynnn iinden kafasn dar kard anda;
bir asker, kellesini klla kopard zaman, belki de iflas etme karar alma ha
yalleri kuruyordu.
ite bu antik dnya, hem bizi bekleyen fiziksel gerekler asndan, hem
de sosyal karklklardan kaynaklanan endie dalgacklar asndan modem
bir dnyadr aslnda. O zamanlar insan zihni, fikir retmekte mstakil bir g
sahibiydi. Eflatun'dan Justinian'a kadar yaanan zaman aralndaki dnem
de, felsefi fikirlerimizin, dini fikirlerimizin, hukuki fikirlerimizin ve modem
hkmet rgtlenmesinin modelinin izlerini bulabiliriz. Mesela Pliny, kendi
sinin kurduu Gramer Okulu'nun ynetim kuruluna ailelerin de alnp aln
mamas gerektiini tartrken, bize, hi de yabanc olmayan tandk biri gibi
dir. Yine, Sidonius Apollinaris, ister kiliseye mensup olsun, isterse sektiler
dnyaya mensup olsun, pek ok New England beyefendisinin bir habercisidir.
Ancak, bu dnemde, fikirlerin mayalanmas, ak dnceden doan irket
bolluu nedeniyle toplumu dntrmeye yetecek kadar uzunca bir zamana
yaylma imkan bulamad. zellikle, Cenova'daki St. George Bankas, Bank
of England, Hindistan ve ark'taki byk ticaret kumpanyalar gibi muazzam
Z G R L N G R N M LERi / 75
G KULLANIMl'NDAN KNA'YA
hasna olursa olsun, ncller asndan nemsiz olan eyleri alglar ve ince
eyler hakknda karsamalarda bulunacak ekilde ilerler.
1 .5.3. Geliigzel basitletirmelere bir dier rnek de, Malthusu Nfus
Yasas'nn kullanm biimleridir. Herhangi bir makul aklamaya gre bu ya
sa, inkar edilemez bir geree iaret eder. Nfusun art, igdnn veya o
cuk bakmnn, ya da hayatta kalma konusundaki kontrol altna alma giriim
leri haricinde, geometrik ilerlemeyi andran bir yasa erevesinde ilerler. Yi
ne bu kontrol altna almalarn dnda, geometrik arttaki saysal faktr, gz
ard elemeyecek bir farklln yol at btnlemeden ok daha byktr.
Keza, gda, giysi, barnma gibi geim aralar, verili tiplerin ara-gereleri ta
rafndan sunulduu srece, bu trden ilave ara-gerelerin retimini artr
maktan baka bir ie yaramayabilir. Deiken bile olsa bu ilave retim, genel
aritmetik ilerleme tipine uygun olmak zorundadr. Ama geometrik ilerleme,
daima aritmetik ilerlemeyi geer. O halde, bu Malthusu Yasa'nn bir sonucu
olarak varlacak netice, nfusun, her zaman geim yollarndan fazla artaca
dr. Ksa istisnai dnemler hari, buradaki tahkikattan karlacak baka bir
sonu da, toplumun normal yapsnn, alk ve dier felaketler nedeniyle ar
t hz kesilen igcnn geimini salayan grece mreffeh bir aznlk tara
fndan ekillendirildii gereidir.
Eer doruysa, bu sosyolojik sonular, terimin burada kullandmz geni
anlamyla ticaret iin byk neme sahiptir. Zira her eyden nce, toplumun
normal yaps tanmlanmtr: Toplumun normal yaps, talihli aznlk ile ta
lihsiz ounluktan teekkl eder. Dolaysyla reticiler, uzun vadede bu tr t
keticilere uygun olacak ekilde retimlerini tasarlarlar. Keza, sosyal sistemi
iyiletirme midinin, fabrikalardaki sosyal artlar insani adan daha uygun
hale getirmeye bal olduu eklindeki yaklam terk edilmelidir. Bu, elbette
ki, eitli yerlerde ve zamanlardaki zaten az miktarlarda ve oranlarda olan yar
dmlar yoluyla mmkn olabilir. Ancak, uzun vadede, alk ve yoksulluk s
nrndaki kesimlerin, hi olmazsa geimlerini salayabilecekleri maalarla a
labilecekleri bir igc havuzu oluturulmaldr. Bu ucuz igcn kendi
avantajlarna olacak ekilde ktye kullanan fabrikalar, ticaretten . menedil
melidir. Dolaysyla, sosyal sistemi tam olarak iyiletirebilmek bir seraptr, ha-
84 / S O S YO L OJ i K D N C EN i N S E R V E N L E R i
meyen sahte bir gerektir. Dolaysyla, nfus artyla hayatn gerek duyduu
ihtiyalardaki yetersizlikler arasnda kurulan Malthusu korelasyon, burada
geerliliini yitirmektedir. Elbette ki, bu sonuca verilecek hazr cevap, nde
gelen Malthusularn her zaman kabul ettikleri, nfus artn kontrol altna
alma giriimlerinin kanlmaz olarak meseleyi ertelemek iin mdahale et
tii eklindeki cevaptr. Ancak Avrupa, hatta Bat Avrupa bile, geni bir
blgedir; ve bin yllk bir tarih, uzunca bir zaman dilimidir ki bu, imdiki
[modern) tarihsel dnemin mensup olduu uygarln btn gemi tarihinin
altda birlik bir blmdr. Ortaya kan plak gerek udur: Bu dnemde
ve bu blgedeki szde nfus artn durduran faktrler, Malthusu yasann
yalnzca bir ihtimal olarak geerli olabileceini, gereklememi ve hibir
nemi olmayan gerekler olduunu gsterir. Ayrca bu nfus kontrolleri, n
fus artyla dorudan orantl da deildi. Szgelii, byk veba salgnlar, ok
kt, sala kesinlikle zararl koullarn, farelerin, bceklerin ve mikropla
rn olaanst lde art gstermesinin sonularyd. Kara lm [Byk
Veba Salgn) zamannda, ar doum-oranlarn tartan bir Malthusu, ala
kasz samalklardan sz eden biri olarak grlrd. Sabun, su ve kanalizas
yon, bu durum iin kilitti. 30 Yl Savalar, Almanya'nn nfusunun tam ya
rsn telef etmiti. Bunun, pek az dikkate alnabilecek ama ou dikkate bi
le alnamayacak pek ok nedeni vard. Almanya'daki ar nfus art gibi bir
hadise yaand, bu nedenler arasnda hibir zaman zikredilmemitir. Elbet
te ki, Ortaalarda ve Rnesans dneminde Avrupa'da byk bir sefalet var
d. O yzden, szgelii, iftilerin isyanlar hakknda pek ok ey okuyoruz.
Ancak, iftilerin isyanna neden olan bu sefalet, nfus younluuyla oran
tl bir ekilde tmyle hakim olmu bir sefalet deildi. Dolaysyla, 1 6. yz
yln ilk yllarnda kalabalk bir nfus younluuna sahip olan Flanders'ler
[Ortaa'da Kuzey Fransa, Belika ve Gney Hollanda'y kapsayan blge], o
zamanlar byk isyanlarn patlak verdii Almanya'nn krsal blgelerinden
dikkat ekici lde daha fazla mreffehti. Elbette ki, bu kartln neden
leri zikretmeye deecek kadar aktr. Ama bu nedenler arasnda ortaya
kan gerek, Malthusu Yasa'nn, Avrupa'daki sosyoloj ik artlar aklamakta
byk lde yetersiz olduu gereidir.
86 / S OSYO LOJ i K D N CEN iN S E R V E N L E R i
deildi. Bu hadise, Avrupa'nn o zamana kadar ilk kez tank olduu en yet
kin / kudretli ynetici snfn -Canute ve Danimarkal yurttalarnn; Fransa,
ngiltere ve Gneydou talya'daki Narman Baronlar'nn kaynamas ola
rak yorumlanabilir en iyi ekilde. Bu kiiler, Avrupa'ya dzen getirdiler; ve
iyi bir dzen/ek, nfus artnn artlarndan biridir. nk bylesi bir dzen,
nfusun artmasnn yol at sonulardan kamak iin herha.ngi bir sebep
brakmaz insanlara. Ayrca, dnemin baz ana ilgilerinin miktarnn artmas,
burada konumuz asndan dikkat ekilmesi gereken bir nokta olamaz. Sz
gelii, Katolik Kilisesi'nin eitli faaliyetleri, ilmi tartmalar, Kutsal Roma
mparatorluu, mimari, Rnesans'n sanatsal ve edebi ilgileri ve Reformas
yon gibi olaylar, nfus artnn Malthusu teoriyi dorulayacak ekilde vuku
bulmadn gzler nne serer. Nfus artn baheden Tarih, yalnzca
ka biimi sunmutur: Genileyen ticaret, gelien teknoloji ve bo blgele
rin kullanlmas. Btn bu sosyolojik tasniflerin en nemlisi, medenilemi
toplumlar arasnda bu artlardan birine veya daha fazlasna sahip olanlar ve
hibirine sahip olamayanlar eklindeki tasniftir. Szcn en geni anlamy
la Ticaret, bu art da ihata ve ihtiva eder. Dolaysyla ticaret, baarl /
mreffeh bir medeniyet iin zaruri olan merkezi bir faktrdr. Genileme, ge
lime ve yeni / bo alanlarn kullanma alma abalar sona erdii zaman vu
ku bulan bir tutulma / duraksama sz konusu olur olmaz, bahsi geen toplum
lar (population) zerinde yava yava ve ilk bakta fark edilmeyen bir fela
ket belirmeye, bir samyeli esmeye balar. aresiz sefaletin perian ettii in
ile Hindistan, bu skntlar amay baardlar. Esen byk samyeli, byk fe.
laketler, Roma mparatorluunu kertti. Ortadou, kadim medeniyetlerin
harikalarn ve harikuladeliklerini kaydeden l ehirler deposudur. Merkezi
faktr, baka her eyden ok ticaretti. Ve ticaret, serven dolu bir aba ve a
lmayla geliir.
arlman'dan sonra, Feodal Sistem'in ilk asrlk yava gelimesi nede
niyle halklarn, ok byk bedeller deyerek hayatlarn srdrmeye altk
larn gryoruz. Bu olaylar, Malthus Doktrini'nin uygarln primitif aama
larndaki tatbikatnn rneini oluturur. Nfus artyla ba edebilmenin tek
yolu, bir baka orman daha yok etmekti ve bereketli toprak btnyle igal
G K U LLAN I M I ' N DAN I KN A ' Y A / 89
geirilmesine kad.ar sren bir zaman aral olarak belirlenebilir. Roma lmpa
ratorluu'nun k, siyasi kurumlarnn inie ve ke gemesinden kay
naklanmyordu. Bu tr devlet-sistemleri, uygarln d yzeyinde yalan ge
ici tedbirler ve zm yollardr. Bu baarszln gerek nedeni, Bat Avru
pa'nn, 1. S. 6. yzylda, 1. . 1 . yzyldakinden daha az medeni olmas ve 1.
. -drt asr nceki Dou Akdeniz medeniyetlerinin bir hayli gerisinde kal
masyd. Papa Byk Gregory, Sofokles'e, Aristo'ya, Arimed'e ve Eratasthe
nes'e elik edemeyecek kadar zayf, yetersiz biriydi. Byk Gregory, zaman
nn adamyd: Sanatta, dncede ya da insan davranlarnda varolmas ge
reken medeniyetin incelikleri, o zamanlar dmt, yok olmutu.
Bat mparatorluu, terimin btn anlamlarnda, genileme gcnden
yoksundu. Rhine'dan Tuna Nehri'ne kadar uzanan ormanlar nfuz edilemez
di. Bat yakasndaysa, Atlantik Okyanusu usuz bucaksz bir mehuld. ngil
tere'nin ele geirilmesi gibi kk bir istisna hari, fiziksel genileme ynn
de atlan btn admlar, Varus'un ve Augustus'un lejyonlarn kaybetmesin
den sonra birden bire durmutu. Bat mparatorluu, btn sonular ve yan
smalaryla, sosyoloj ik ilevleri ve d davranlar asndan yalnzca savun
mac [iine kapanm] bir kurumdu. Eitim sistemi, speklatif [felsefi] ser
venden mahrumdu. Metaforu ne kadar geniletirsek geniletelim, hibir an
lamda, bir Yeni Dnya kefedebilmi deildi. Ne yazk ki hayat, Kfnat'n s
rekli tekrarlanan mekanizmalarna kar ynlendirilen bir saldrdr. Bu tart
mann temel tezi udur: Sosyolojik savunmaya dayal bir yaklam, baarszl
a mahkumdur. Biz burada, hayatn talep ettii genilemeyi ve yenilii sunan
sosyal fonksiyon tiplerini tahlil ediyoruz. Hayat, ii;de varolduu evre'sinin
artlarnn izin verdii lde bu kusursuzlua ulama kaygs / amac olarak
anlald zaman anlalabilir yalnzca. Ama bu ama, elde edilen gerein
ok tesine uzanr her zaman. Ama, ne kadar dk ve temelde duygusal /
tensel olursa olsun, kusursuzlam eyler olgusudur. norganik. tabiat, sz ko
nusu olan gerein kabul edilmesi ile karakterize edilir. Tabiatta, toprak din
lenir; aacn kk ise srekli yenilenmesinin kaynaklarnn izini srer. Bat
lmparatorluu'nda byle bir iz srme kaygs yoktu. rkiltici kalntlar, akn
bir amatan yoksudu.
G K U L LAN I M l 'N DAN I KN A ' Y A / 93
2. Whitehead burada, Grekleri de Dou'ya ait grd iin byle bir fikir beyan ediyor. Aksi
takdirde, bu blmde buraya kadar medeniyetin en nemli kaynann Ortadou olduunu
ve Ortadou medeniyeti olmam olsa, insan yar-yamyamlktan kurtulamayacakt eklinde
zetlenebilecek grleriyle elikiye dm olurdu. Whitehead'in bu elikiyi gremeyecek
kadar rastgele bir dnr olmadn sylemek bile gerekmiyor.-ev. notu.
G K U LLA N I M I 'N DAN I KN A' Y A / 95
!erin yerleik zellii olmay srdrd. Bu, barbarizmden bir miras olarak kal
d. Ama bunun demoralize edici etkileri, medeniyetle birlikte artmt. Bu ka
dn erkek eitsizliinin, fiziksel stnlklere; ve kadnlarn, ocuklarn dou
mu ve bakm ile absorbe edilmeleri [bylelikle etkisiz hale getirilmeleri] ger
eine dayand anlalyor. Sonuta kadnlar, erkeklerin altnda bir dzeye
TARHSEL SEZG
ticaret terimi burada, birbirinden farkl faaliyeti iine alacak ekilde en geni
anlamyla kullanlmaktadr. zel durumlara hemen uygulanma kapasitesine
sahip herhangi bir yararl teori, iinde zel bir iin yeerebilecei toplumu ya
da belki de bir lkeler grubunu oluturan erkek ve kadnlarn uygun tepkile
rinin dorudan bilgisine baldr. Bu tartmada, bu tr ayrntl bir bilgi ak
tarabileceimi sylemiyorum.
Bununla birlikte geriye, dnyann imdiki artlarnda ticaret topluluu
nun genel baarsna katkda bulunacak genel zihniyet tipi meselesi kalyor.
Bu t r bir zihniyet tipi, elbette ki olduka karmaktr. Ama biz burada, sor
gulanmam tek bir unsurunu yani tarihsel ngry inceliyoruz ve onun ge
limesinin ve baarl olarak tatbik edilmesinin artlarn tartacaz.
Baz insanlar, olaanst bir zihin yapsna sahip olarak doarlar. Szgeli
i, matematii iyi olan ocuklar vardr; bunlar, en zor aritmetik ilemleri bir
rpda zverirler. Daha baka zel yetenekler de vardr. Mesela, baz insan
lar, bizzat gzlemledikleri olaylardan yola karak, bu olaylar ve bunlar do
uran artlar ok iyi bir ekilde resmederler. Bununla birlikte bankaclar, ka
siyerlerinin aritmetii iyi bilen kiiler olmasn tercih ederler. Eitilmi je
ologlar, yeraltnda maden arama ve inceleme yntemlerini bilen kiileri ter
cih ederler. Ayn ekilde, daha kapsaml ngr tiplerinin gelimesini sala
yacak genel eitim artlar vardr.
Elbette ki, insanlar, u u kabiliyetlere sahip olanlar ve olmayanlar diye
kesin izgiler/l/e ayrmak byk bir hatadr. Bu kaba blmlemeler aptalca
dr. nsanlarn ou, belli zelliklere sahip kiiler olarak doarlar. Ancak, bu
zellikler, uygun artlarda fiiliyata dklerek ortaya karlmazlarsa gizli ola
rak kalrlar. Belli kabiliyetlere sahip olmayan insanlara, hibir eitim bu ka
biliyetleri kazandramaz. Ama bu tr muayyen kabiliyetlere sahip insanlarn
bu kabiliyetlerini gelitirmeleri iin gerekli olan eitilme biimlerini tarta
biliriz. ngr, anlay kabiliyetine baldr. Pratik hayatta bu, bir kabiliyet
tir. Ama ngr kabiliyeti, anlama kabiliyeti ile gelitirilir. Byk lde,
anlay [idrak] , bilinli bir abayla kazanlabilir ve retilebilir. Dolaysyla,
ngrnn eitilmesi, anlay arac ile gerekletirilir. ngr, kavray'n
rndr.
1 02 / S O S Y OLOJ i K D N C E N i N SERVENLER!
kimsenin, sistemi bir btn olarak anlamaya ihtiyac yoktur. Burada, ngr
olmayacaktr; ama rutinin korunmasnda tam bir baar olacaktr.
imdi sra, sosyal hayatn rutine dayanmasnn hikmetini anlamaya bala
maya geldi. Topluma, rutin yoluyla, her bakmdan ve her ekilde nffz edile
medii srece, medeniyet yok olur gider. nce zekalarn rn olan pek ok
sosyolojik doktrin, bu temel sosyolojik gerekten bihaber olunduu iin ykl
mtr. Toplum, istikrar gerektirir; ngr, istikrar varsayar; ve istikrar, ru
tin'in rndr. Ancak, elbette ki, rutinin de snrlar vardr. Bu snrlarn
kavranmas ve ardndan uygulamaya konulacak alann belirlenmesi iin n
gr'ye ihtiya vardr.
Tam anlamann ve tam rutin'in oluturduu bu iki u'tan rutin, hibir za
man insan toplumunun iinde gerekletirilmez. Ancak, bu iki u'tan rutin,
anlama'dan ok daha nemli ve temel'dir. Burada, ksa vadeli akl'n kk
parltlar tarafndan deitirilen rutin'den sz ediyoruz. Eylemi kontrol eden
tam anlama nosyonu, aslnda, bulutlardaki bir idealdir; ve pratik hayatla gro
tesk bir ekilde elien bir eydir bu. Ama elimizin altnda, gzlerimizin nn
de, btnyle rutin'in hkmferma olduu saysz "toplum" rnei var. Szge
lii, bceklerin gelikin sosyal rgtlenmeleri, rutinin en keskin rnekleridir.
Bu tr rgtlenmeler, uzun vadeli kompleks amalara ulamay hedeflerler:
Bunlar, rnein, kzlerin klelerden, klelerin iilerden, iilerin sava
lardan, savalarn kapclardan, kapclarn kralielerden ve sair snfsal ola
rak farkllamasyla ilgilenirler. Bu rgtlenmeler, eer mnferit bceklerin
grece ksa mrleri, bir l/leme birimi olarak dikkate alnacak olursa, uzak
gelecein ihtiyalarn dikkate almak zorundadrlar.
Bu bcek toplumlar, hayata tutunma gc bakmndan olaanst baa
rl olmulardr. Bunlarn, onbinlerce, belki de milyonlarca yl geriye uzanan
son derece uzun bir gemie sahip olduklar anlalyor. Gelikin bir sosyal r
gtlenme ina edebilmek iin, insanln son derece yksek bir zeka dzeyine
ihtiya duyduuna inanmak byk bir hatadr. Bu hatann en zel rnei,
amalar, bizim analizimiz asndan belirgin olmayan bir sosyal rutinin bt
nyle aptalca olduunu varsayan yaygn anlaytr. Amalarn, muhtemelen
kendilerinin de bilemedikleri; ama yine de, ya kendi mstakil varolular ya
1 04 / S O S Y O LOJ i K D NC EN i N S ER V EN LERi
kozmolojik
dncenin
servenleri
BRNC BLM
-----
TABlATIN YASALARI
Elbette ki, bunlarn gerisinde uzun bir medeniyet hikayesi vardr. Mezo
potamya, Girit, Fenike, Hindistan ve in de, medeniyetin gelimesine byk
katklarda bulunmutur. Ancak, bilimsel ya da dini deerleri ne olursa olsun,
modem hayatmza giren medeniyet, bize, sonuta Msr, Yunanistan ve Filis
tin araclyla ulatrlmtr. Bu lkelerden Msr, 3.000 yllk muhkem bir
medeniyetten ykselen olgun bir teknoloji; Filistin, nihai dini kozmoloj i; Yu- .
ye olan Helenistik aa gei, yeni bir inac deha ynne / temaylne teka
bl eder: Bu srete, zel bilimler kurulmutur. llkeler tarif edilmi, metotlar
belirlenmi, doru dedksiyonlar vuzuha kavuturulmutur. Metodoloj ilerle
donatlm ve modem niversite profesrlerini andran ilim adamlarna dev
redilmitir. Tp doktorlar, matematikiler, astronomlar, gramerciler, teolog
lar, lskenderiye'deki okullarda alt yzyldan fazla damgalarn vurmular;
ders-kitaplar, risaleler, mnazara kitaplar ve teolojinin derin kavramlarn
tarif eden kitaplar yaymlamlard. Edebiyatn yerini, gramer ve kkl bir ge
lenein rn olan speklasyon [felsefe] almt.
Bu ilim adamlar, ilim tahsilini kurumlatrdlar. Ve ancak, bylelikle g
ven altna alabildiler. Bu dnrlerin almalar, Hristiyanln ykseli ve
lslam'n (Mahometanism) ykselii gibi iki byk devrime ramen, varlkla
rn ve hayatiyetlerini srdrebildiler. rettikleri bu byk gelenek, bu iki di
nin felsefi teolojilerine de kaynaklk etti. Bu iki dinin ortodoks ve heretik
sylemleri, bir ekilde uzlatrmalarna yardmc oldu.
Bat Roma mparatorluu'nda Helenistik dnceyle donanan Hristiyan
Kilisesi, Arktik Okyanusu'na kadar uzanan corafyalardaki muzaffer barbarla
rn ve uygarlam Bat Avrupallarn zihni ( intellect) birikimlerini iselle
tiraL Mslman fatihler, Akdeniz'in gneyi boyunca uzanan uzun hat'ta
Araplarn, Yahudilerin ve hanllarn zihniyetleriyle harmanlanarak renkle
nen Helenistik dnceyi [ve tabii ki Helenik dnceyi de] Afrika zerinden
lspanya'ya tadlar. lspanya'daki slami ve Musevi dnce gelenekleri, ls
kenderiye kltrnn Hristiyan versiyonuyla temasa getiler. Bu kaynama,
13. yzyldaki Hristiyan skolastisizminin ve 1 7 . yzylda da Spinoza'nn a
balaryla parlak bir zirveye ulat.
Helenizm'in z, zihinsel zevk, speklasyon ve "sylemsel" [manta daya
l] edebiyattr. Helenistik lskenderiye'nin z ise, younlama, dikkat, ciddiyet
ve zel konularla alakal zel dzen biimlerini aratrma kabiliyeti'dir: lskede
riye'nin o byk dnrleri, ya haklyd ya da hakszd; ya doru'ydu, ya da
yanl't: klit, geometri kitabn mantksal olarak tutarl yazm olabilirdi de,
mantksal olarak tutarl yazmam olabilirdi de: Batlamyus'un gkler doktrini
doru da olabilirdi, yanl da: Athansius, Arius'a; Cyril, Nestorius'a dorudan
1 2 0 / K O Z M OLOJ i K D N C E N i N SERVENLERi
oriler gelitirmek iin kafa patlatan speklasyon, yapay bir ekilde pheci ve
yerleik nyarg biimlerini tehdit ve tedirgin edicidir. Ama itici gcn, de
runi mutlak inantan (faith) alr ve akl tarafndan btnyle nf1z edilebi
lirdir. llmi aratrma ise, kabul edilen metodoloj ilere kat hassasiyet ve dikkat
gstermesi hasebiyle, inan (belief) konusunda yapay bir ekilde muhafaza
kardr. Ama zihin yaps, temel/den inkara meyleder. llim adamlar iin dn
yadaki makul konular, tecrit edilmi alanlarda, yani ya bu konuda ya da u ko
nuda yazlr. Sizin hassas aliminiz, kendi bilgi krntsyla "komu"sununkini
raptedildiini grd, komusunun hayali speklasyonlarndan irenir. Ken
di temel kavramlarnn yorumlandn, ters yz edildiini ve bsbtn dei
tirildiini giir. Kendi gelitirdii dncesinin gramerinin [dil'inin) ihlal
edildii geliigzel genellemelere dayal speklasyonlar nedeniyle atosunun
kral olma konumundan uzaklatrlmtr artk. Papa Vl. Andrian, Luther'in
teolojik eserlerinde, herhangi bir rencinin kolaylkla fark edebilecei say
sz hata olduunu beyan ederek, kendisinin tipik bir alim olduunu gsterme
ye almtr.
Yeni dnce eilimleri, ilmi aratrma ve renme alanna yeni materyal
ler kazandran sezgi patlamalarnn rn olarak ortaya kar. nce, acele ya
plan speklasyonlarn kkrtc etkileriyle balar. Sonra, ya hemen kabul edi
lebilir, ya da btn speklasyon ynsemelerinin ortadan kalkmasna yol aan
alimler arasnda trl kapmalar balatr. Papa X. Leo, Lutherci tartmalar
"keiler kapmas" diye tarif ettiinde, Atina dneminin yok olmaya yz tut
tuunu dillendirmi oluyordu.
Gereklerin ayrntl olarak aratrlmasna ya da genel mantk ilminin
kurallarna dayanan disiplin anlayndan yoksun olan speklasyon, genelde,
speklasyon tarafndan zedelenmemi saf ilmi aratrmadan daha kullansz
ve faydaszdr; llerici bir renim teebbsnde iki faktr arasndaki uygun
dengenin salanabilmesi, sz konusu dnemin karakterine ve kiilerin kapa
sitelerine baldr. Grek dncesinde bir bakma gzden karlan artc
nokta, kart grler veya unsurlar arasnda bir tidal ilkesinin iletilmemi
olmasdr: Oysa belli bir "abart"nn [ilk bakta "uuk" gibi grlen, genel ka
bullere, alkanlklara ve ltlere uymayan fikirlerin-YK], btn byk ile-
124 / KOZM OLOJ i K D N C EN i N SERVENLERi
gzle grlr bir ekilde hzla gelimeye balamasndan sonra ortaya kan ay
rm izgisini belirlemeye alyorum. Medeniyetin ilk evrelerinde, uygun za
man birimi, yz bin yllk bir zaman dilimidir. Sonraki evrelerde bu, on bin
yl, be bin yl, bin yl ve yz yla kadar ksalmtr.
Muhtemelen burada [medeniyetin douu asndan] pek ok nedenin r
tmesi sz konusuydu. Fakat bu nedenler arasnda, ilerlemeyi hzlandrmada
ki etkisi dolaysyla, ziraatn douuna yksek bir yer verilmi olmaldr. Kabi
levi ilginin ana konusu olarak havann bir anda geliigzel ekillerde deime
si gndeme geldi. Ziraatn douu, ayn zamanda, dikkati, bitkilerin filizlen
mesi ve yeermesine, bitkisel hayatn mevsimlerdeki deiikliklere ba/m/l
olarak gelimesine ynlendirdi. Bu, kabile yelerini, olup biten her eyi edil
gen bir ekilde kabul etmekten, olup bitenlerin ayrntlarn aktif bir ekilde
merak etmeye ve aratrmaya, olup biten eylere kar nlemler almaya ve
olup bitenleri anlama kabiliyetini kolaylatran keifleri bulmaya itti. Hepi
mizin de bildii gibi, tabii ki yeni durumlar, her kabilenin [ayn ekillerde ve
oranlarda] ilerlemesini gerektirmiyordu. Ayrca insan ynlar, istikrar sala
yacak baz gelenek ve greneklere ulamaya ve ilerlemeyi orada durdurmaya
her zaman eilimlidir." Ancak, insan hayat, belli baz problemlerin daha ak
tif bir zihni yapya sahip insanlarn -nerede bu tr insanlar varsa orada- kafa
snda ekillendii bir aamaya ulamt artk.
Varolan eylerde mevcut olan srlarn, yasa ve "uukluk" ile i ie geii
ni, ilgin ve ok zel ekillerde ifade eden bazen tuhaf, bazen rktc, bazen
de gzel efsaneleri daha ncekilerden miras olarak devralrz. te burada kar
mza kan problem, iyi ve kt sorunudur. Kimi zaman, yasa iyi; "uukluk"
ise kt. Kimi zamansa, yasa, demir gibi kat ve kt; "uukluk" ise masuma
ne ve iyi. Ancak, "vahi"lerin efsanelerinde yer alan, Job ile arkadalar ara
snda geen, ikisi arasnda arac ilevi gren David Hume'un Tabit Din Hak
kndaki Diyaloglar'na kadar eitli dnemlerin karakterini yanstan btn bu
tr anahtar metinlerde ayn problem tartlr: Bilim ve teknoloji, yasa'ya da
yanr. lnsan davran, [herhangi bir dneme hakim olan] itici gcn salad
gelenek ve grenekleri yanstr. O halde, Tabiat Yasalar fikriyle tam ola
rak nefyi kastediyoruz?
T A B i A T I N Y A S A L A R I / 127
2 . 1 .5. u an, Tabiat Yasalar'yla ilgili geerli olan drt temel fikir vardr:
1- kin olarak Yasa fikri, 2- Empoze Edilmi olarak Yasa fikri, 3- gzlemlene
bilen ardk bir dzen olarak, ya da baka bir deyile, Salt Tasvir olarak Yasa
fikri, 4- ve sonuncusu da, belli kurallara dayal (conventional) Yorum/lama
olarak Yasa fikri. tlkin, bu drt alternatif fikri, gnmzn bak asndan
tartmak uygun olacaktr. O zaman, medeni/lemi dncedeki Tabiat Yasa
lan fikrinin inili-kl tarihini anlamak iin ok daha iyi bir konumda ol
mu olacaz.
kin olarak Yasa fikri'yle, tabiatn dzeni, tabiatta bulunan varolular
mterek olarak kompoze eden gerek eylerin karakterlerini ifade eder d
ncesi kastediliyor. Bu eylerin tabiatn anladmzda, birbirleriyle olan
karlkl ilikilerinin ne olduunu bilebiliriz. Dolaysyla, eitli karakterle
rinde ortak unsurlar olmas hasebiyle, tabii olarak, birbirleriyle ilikilerinde
mukabil zdelikler (identities) olacaktr. Baka bir deyile, tabii eylerin
eitli karakterlerindeki baz ksmi rnt zdelii, bu eylerin karlkl
ilikilerindeki baz tabii rnt zdeliinden kaynaklanr. te karlkl
ilikilerdeki bu rnt zdelikleri, Tabiatn Yasalardr. Ya da yle syle
yelim: Bir Yasa, tabiat oluturan eylere hakim olan karakter sahibi baz
topluluklarn bir izahdr. Aktr ki bu fikir, "mutlak varlk"'n inkarn
ierir: eylerin, zorunlu olarak birbirlerine karlkl-baml olduklarn
farzeder.
Bu fikrin baz sonular vardr. Her eyden nce, bu sonulardan ilki, bi
lim adamlarnn, yalnzca gzlemlerinin basitletirilmi tasviriyle yetinmedik
leri, ayn zamanda, gzlemlediklerini izah etme yollar aradklar gereidir.
kincisi, tabiatn, her hangi bir yasaya tam olarak uymas / uygun olmas
beklenemez. Eer bahis mevzuu olan her ey, zorunlu olarak ortak karaktere
sahip olursa, o zaman, bu karakteri ifade eden karlkl mnasebet rnts
tam olarak belirginletirilecektir. Ancak, biz genelde, eylerin byk ksm
nn, zorunlu ortak karaktere sahip olduunu, ok az bir ksmnn ise sahip ol
madn dnebiliriz. Byle bir durumda, eer yasa belirginletirilemezse, bu
eylerin 'karlkl ilikileri, kopukluklar yaayacaktr. Pek ok rnein kafa
kartrc sonularyla ilgilendiimiz srece, yasann, istatistiki bir karaktere
1 28 / KOZM O L OJ i K D N CEN iN S E R V E N L E R i
sahip olaca sylenebilir. 19. yzylda bilindii gibi, imdi, fizikilerin kana
ati, fiziin yasalarnn ounun bu karakterde olduu ynndedir.
ncs, tabiatn yasalar, tabiat oluturan eylerin mnferit karakter
lerine bal olduu iin, eyler deitike, buna mukabil olarak yasalar da de
iecektir. Dolaysyla, modem fiziksel teorinin evrimci evren gr, tabiat
yasalarn, evreyi oluturan eylerle birlikte evrilen bir gr olarak alglama
ldr. Hal byle olunca, btn davran dzenleyen sabit ve ezeli yasalara ta
bi evren algs, terk edilmelidir.
Drdncs, lndksiyona neden baz snrlar koymamz gerektiinin bir
gerekesi olmaldr. nk bir evre'nin, byk lde, tabiatlarn ksmen
anlayabildiimiz varolulardan olutuunu varsayyorsak, o zaman, bu evre
ye hakim olan tabiat yasalar hakknda da beli bir bilgiye sahibiz demektir.
Ancak, bu ncln ve kin Yasa fikrinin dnda, gelecein bilgisine sahip
olamayz. Bu durumda, cehaletimizi itiraf etmeli ve ihtimaller hakknda olur
olmaz grler beyan etmeye kalkmamalyz.
Beincisi, kin Yasa fikri, tabiattaki ilgili eylerin karakterlerinin i-ie
irtibatl olmasnn sonucu olan ve i-ie irtibatl olmalar da karakterlerinin
bir sonucu olan makul bir metafizik doktrin ina edilmedii srece savunula
maz. Bu, bir llikiler doktrini ierir.
Son olarak kin Yasa fikri, btnyle rasyonalist bir doktrindir. Tabiat
anlama imkannn bir izahdr.
2. 1 6 lebari Yasa fikri, tabiatn nihai unsurlar olan varolular arasnda
. .
lcbari Yasa fikrin.i n izah, hem belli bir Deizm biimi nerir, hem de tam
tersi olarak, eer halihazrda gerekletirilmise, bylesi bir Deistik inancn
sonucudur. Szgelii, Newton'n aklamalarndan, bu Deistik problemle na
sl karlatn biliyoruz. Newton, gne sistemini oluturan "bnye"lerin ba
ntl davran biimlerinin, her eyin bal olduu ilkeleri empoze eden bir
Tanr'y gerektirdiini aka beyan etmiti. Ancak Newton, Yerekimi Yasa
s'nn, Tanr tarafndan empoze edilen nihai ilkelerin bir ifadesi olup olmad
konusunda kukuluydu; hatta kukulu olmaktan da te bir konumdayd.
Principia'snda gsterdii gne sistemi kavray'nn, Yasa empoze eden bir
Tanr'nn zorunluluunun yeteri kadar mutlak bir gerek olduunu dn
yordu. Newton, bu noktaya kadar kesinlikle haklyd: lcbari Yasa fikri, akn
lk empoze eden, bununla bantl bir Tanr anlay olmakszn anlamszdr.
Bu, ayn zamanda, Kartezyen bir doktrindir.
icbar! Yasa fikri, tabii olarak Descartes'n z / cevher nosyon'undan do
mutur. "Varolmak iin kendisinden baka bir eyi gerektiremeyen" ifadesi,
Descartes'n Principles of Philosophy balkl kitabnda geiyor. Btn bir Kar
tezyen Deizm aparats' ("aygt"), hakiki materyalizm ve icbar! yasa, fiziksel
ilikileri, sadece mekansal-zamansal karakteri olan bantl hareketler nosyo
nuna indirgemesine de elik ederek; Galile, Descartes ve Newton'n, kendisi
ni sonunda muzaffer bir konuma yerletiren modem bilimi balattklar basit
letirilmi Tabiat fikrini oluturur. Eer, baar gerein garantisi ise, insanlk,
dnme iine soyunduundan bu yana dier hibir sistemi, bylesi bir baa
rnn onda birine bile ulaamamtr. Modern bilim, yzyl iinde, insan
hayatn, mahrem dncelerini, teknoloj ilerini, sosyal davranlarn ve ha
yallerini dntrmtr.
Btn bir kavrayn bir paras olan Deizm'den kan sonu, Tabiat Yasala
rna tam olarak uyulacadr. Kesindir ki, Tanr neyi murad etmise, onu yap
mt. Ik olsun dedii zaman, k var/olmutu; ve bu, yalnzca istatistik! bir or
talamann taklidi deildi. Dolaysyla, istatistik fikri, bizim karma-kark algm
zn baz gereklerini aklayabilirse de, mutlak ve icbar! yasaya tatbik edilemez.
Hatta Descartes'tan nce bile, onun kesinlik sonucuyla birlikte bilimsel
aratrmann itici gcn oluturan, bir ekilde bir icbar! yasa olduuna dair
1 3 0 / K O Z MOLOJ i K D N CEN iN SERVENLERi
rtk bir inan vard. Peki, bu eitilmi insanlar, neden bilinebilecek eyler
olduuna inanmalydlar ki? kinlik doktrininin, Avrupa'da ve Mslman
Asya'da hakim olduunu dnn bir an. nsanlar, fiziksel ayrntlarn apai
kar "kaypakln" ele veren kl krk yaran bir gzlemlemenin tesine de ge
en kesin yasalar olduunu niin varsaymalydlar ki? Elbette ki, belli baz
apaikar muazzam btnlkler, dzenlilikler vard: Gndz geceyi takibediyor
ve yeniden geceye inklab ediyordu. Dalar, btn hametleriyle varlklarn
srdryorlar; doum, her zaman devam ediyordu. Ancak, bu muazzam d
zenlilikler, aka "kaypak" olan ayrntlar araclyla gerekletiriliyordu b
tnyle. "Vahiler", ite bu gerei grmlerdi ve o yzden ktcl eytanla
ra rpererek tapnyorlard. Ama ikinlik yasasn anlayan medenilemi in
san, tabiatn btn oluturucu unsurlarnn ortak karakter zelliklerinin ha
kimiyetinin yalnzca ksmi olduu sonucunu karmaldr. Ayrntl izah iin
sonsuz aratrma bounadr; nk bu, ihtimale izin veren hibir yaklama
dayanmaz. Eer gemiteki insanlar byle inanm olsalard, bugn bilim diye
bir ey olmazd. Hatta bugn bile, fizyoloj i hakknda ne kadar az ey biliyoruz!
Ayrca, tekil bir elektron, davran tahmin edilemeyen nadir bir "ku"tur: Bi
zim elektronlar hakkndaki bilgimiz, saylar milyonlar bulan kmelerle ilgi
lidir. Eer yasann hkmranln en ince ayrnty da grebilmek iin her za
man bir adm daha teye gtreceksek, baar'y beklememizi salayacak ne
tr bir gereke kalyor ki geriye? Gerekten de fizikiler, son aratrmalarn
da, bu "kaypakla" ilikin yeni izahlar ortaya koydular. Pozitivist doktrinde
eitim gren bu insanlar, daha fazla "yasa" aratrmann anlamsz olduunu
sylyorlar. Zihinsel davran psikoloj isi, Deistik icbar fikrinden hala baz iz
ler tad srece, bugn bile, midin kaybedilmesi nedeniyle bilimin ilerle
mesi duracaktr. Gnmzn felsefesinin dikkate deer bir blm, bu plak,
kabul edilemez sonucu ortadan kaldrmak iin derin argmanlar gelitirme te
ebbsne younlam durumdadr.
Son olarak, icbari Yasa fikrinin dnda, kinlik yasas da, Kfnat'n sr
git yasasz bir kaosun eiine srklenmemesi gerektiini kesinkes aklaya
cak bir neden / gereke ortaya koyamyor. Aslnda, kinlik Yasas'na gre
anlald ekliyle Kfnat, kendisi dnda kalan eylerle ( mevcudiyetlerle)
T A B I AT I N Y A S A L A R I / 1 3 1
bir dzene doru kanlmaz bir temayl gstermesini temin eden istikrarl
bir faaliyeti ierecek ekilde kendisini tezahr ettirmelidir: Eflatuncu "ik
na"ya ihtiya vardr.
2. 1. 7. Szn ettiimiz teoriden geriye kalan nc yasa, Pozitivist
Tabiat Yasas fikridir. Buna gre, bir Tabiat Yasas, tabii mevcudatn gzlem
lenebilir silsilesindeki gzlemlenebilir rntnn sabitlii, kalcl fikridir.
Dolaysyla Yasa, yalnzca bir Tasvir'den ibarettir. Bu doktrinin, cazip bir sa
delii vardr. nceki iki doktrin bizi, i ilikiler doktrini ya da Tanr'nn var
l ve Tabiat [mahiyeti] doktrini gibi, metafiziin tartmal meselelerine
gtrr.
Bu doktrin, mevcudatlar silsilesini dorudan kesbedebileceimizi varsayar.
Bu kesbetme ilemi, gzlemlenebilir mevcudat silsilesine dntrlerek tah
lil edilebilir. Ancak, bizim dorudan kesbimiz, yalnzca hususi mevcudat sil
sile halinde hususi gzlemlerde bulunmamzdan teekkl etmez; ayn zaman
da, silsileye dayal gzlemlerin nisbi, mukayeseli bilgisini de ierir. Dolaysy
la kesb, birikimsel ve nisbldir. Tabiat yasalar, nisbl / mukayeseli gzlemler sil
silesinde varolan gzlemlenmi rnt zdeliklerinden ( identity) baka bir
ey deildir. Dolaysyla, bir tabiat yasas, gzlemlenen mevcudat hakknda
baz eyler syler, daha fazla bir ey sylemez.
O halde, bilimin ilgisi, mterek abalarnda, gzlemlenen tekrarlar ilgi
lendiren her eyi ifade edecek basit izahlar araydr. Bilimin btn hikayesi
bundan ibarettir; btn mesele budur ve daha fazla bir ey deildir. te bu,
byk lde 1 9. yzyln ilk yarsnda gelitirilen ve o gn bugndr de etki
si srgit artan o muazzam Pozitivist doktrindir. Bu doktrin bize, mevcudat
srgit gzlemlememizi ve yapabildiimiz lde tasvir etmemizi syler. Bile
bileceimiz her ey bundan ibarettir. Yasalar, gzlemlenen gereklerin izah
dr. Bu doktrinin kkeni, Epikr'e kadar gider; metafizikten ve matematikten
uzak, plak geree inanan insana hitap eder ve onu cezbeder. Gzlemlenen
apaikar tecrbe gerekleri, anlalabilirdir;' ve baka bir ey deildir. Ayrca
"anlama", "basit tasvir" demektir.
Hi kukusuz ki, bu Pozitivist doktrin, bilimsel metodoloj i hakknda temel
bir gerei ierir. Szgelii, bilimsel genellemelerin en byne, Newton'n
1 3 2 / K O Z MO LOJ i K D NC EN iN S E R V E N L E R i
KOZMOLOJLER
lcbari Yasa Okulu, yalnzca Tasvir'e dayanan Pozitivist Gzlem Okulu ve son
olarak Konvansiyonel Yorum/lama Okulu. Bu okullarn her birinin, kendi
doktrinlerini onaylayan tehlikeli nedenler retebileceini gryoruz.
Dncenin gelimesinin nnde, o itici "parti-ruhu" davranndan daha
byk bir engel ve tehlike yoktur. Medenililik (urbanity), Eflatun'un mede
nililii, eer Eflatun'un Diyaloglar'na gvenmemiz gerekirse, Atina toplumu
nun medenililii, o zamanlarn entelektel dehasnn bir parasyd. Sonraki
alarn teologlarnn ksr hasmanelikleri, kendilerinden sonraki yzyllarda,
asla unutmamalar ve atlamamalar gereken baz nemli dnceleri gizledi;
ve bylelikle, onlarn dnceye yaptklar katklarn sunduu metafizik de
hay bizden de gizlemi oldu.
Burada, bu Tabii Yasa doktrinlerinin tarihini, temel ayrm noktalarn
ve gerekletirme kabiliyetleri olduklar halde gerekletirilemeyen uzlama
l/t/lerini belirleyen bir yaklamla silbatan gzden geireceiz. nceki
blmde, Eflatun'un, felsefi bir aklamasn yapt takdimi iktibas etmitik.
Bu aklama, buradaki konuya ok iyi giden bir aklama. O yzden alntl
yorum:
1 3 6 / K O Z M O LOJ i K D N C E N i N S E R V EN L E R i
"Baka bir eyi etkileyebilecek bir tr gce sahip olan ya da bir an baka
sndan etkilenebilecek bir ey, sz konusu meseleye ne kadar aykr olursa ol
sun ve etkisi ne kadar az ve anlk olursa olsun, gerek bir varolua sahiptir; ve
aka ifade ediyorum: varln haddi5, yalnzca gtr."6
Eflatun, Diyalog'unun ilerleyen blmlerinde, bir metafiziki olarak deha
snn zirvesine kar. Ama ayn zamanda, dil'i, gn.delik hayatn bilinebilirlik
lerinin tesine taan bir eyi ifade etmekte kullanrken, karlat glkle
bouur. Yeni bir dnce gelitirme mcadelesi srecinde dil'in sunduu zor
luklar bsbtn hatrlamakszn dnce tarihini incelemek yanltcdr.
Ayrca, Eflatun'a gre, Sofist'inkinin tam kart olan Filozof'un ayrt edi
ci zelliinin, her biri kendi muhkem temeli zerinde ykselen birbiriyle a
tan doktrinleri bir araya getirme, uzlatrma etin meselesi olduuna dikkat
etmek ilgintir. Dnce tarihinde, Speklasyon doktrini[n bizatihi kendisi],
en az, Speklasyon doktrinleri kadar nemlidir.
2.2.2. Yeniden Eflatun'un, "ve aka ifade ediyorum: varln haddi/ s
nr / tarifi, yalnzca gtr," aklamasna dnecek olursak. . .
Bu aklama, her bir varln zerine dardan empoze edilen, bu varlklarn
dierleri zerinde belirleyici bir nedensel eylemle irtibatlandrld lcbari Yasa
fikri asndan yorumlanabilir. Ancak, bylesi bir yorumlama, gerek ifadelen
dirmeyi, bu ifadelendirmede kullanlan kelime seimini gz ard eder. Eflatun,
"g kullanan ve g kullanmna tabi olan ey, varln tarifi /ladJ.i / snndr"
der. Bu, varln znn, dier varlklar zerinde gerekletirilen nedensel ili
kilerde mndemi / gizli olduu anlamna gelir. te bu, kinlik Yasas fikridir.
Dahas, Eflatun, birka cmle sonra yle devam eder: " . . . varlk, yani bilinen
varlk, bilgiyle, hareket eder; ve dolaysyla, hareket halindedir; zira, bizim zan
nettiimiz gibi, dinlenme / hareketsizlik halinde hareket edilemez . . . Varln
hayat'tan ve zihin'den mahrum olduunu ve- sonsuz bir sabitlikle / deimezlik
le anlamsz bir ekilde ylece kalakalabildiini tahayyl edebilir miyiz?"
5. slam dncesinde "tariP' olarak kullanlan bu kavram buraya tam gidiyor, o yzden "hadd
/ hudud" kavramn kullandm-ev. notu.
6. The Sophis, s. 24 7. Jowett evirisi.
KO Z M O LOJ I LER / 1 3 7
Olup bitenleri tasvir edebiliriz, ama bu tasvirle birlikte bilginin btn imkan
lar sona erer.
Lucretius, lcbari Yasa fikri ile ans fikri arasnda gidip gelir. Szgelii, "Bu
noktay da kavramak istiyoruz: Bedenler, kendi arlklarnn neden olduu
bolua doru kaydklar zaman, bilinmeyen bir zamanda ve bilinmeyen nok
talarda kendi aklarn deitirmek iin hibir ey yapamazlar. Bunu, sadece
ve sadece ynelim deiimi olarak adlandrabilirsiniz. Eer yollarndan sap-
maya alkn olmam olsalard, yamur taneleri gibi derin ukura decekler
di ve hibir arpma olmayacakt .ve ilk-balayanlar (mesela, atomlar) arasn
da bir darbe de vukua gelmeyecekti. Dolaysyla, tabiat hibir zaman hibir
ey retmeyecekti." 7
Ama Lucretius, ans teorisini, kat bir ekilde yle snrlar:8 "Yalnzca
canl mevcudat bu artlarla snrlansn diye, byle bir yasa, btn mevcudat
kendi snrlar iinde tutar."
Bu ar pozitivist doktrini reddetmek iin yneltilen eletirilerden biri, en
uzak yldz galaksilerini de ihata eden geni blgeler boyunca ve uzunca bir za
man dilimi sresince gerekletirilen dzenli evriminin en nemli ynnn,
yalnzca ansn rn olmasnn ihtimal d olduunu ne srer.
Bu eletiriye verilecek iki cevap vardr: Her eyden nce, oka zaman ve
geni bir uzay vardr. Burada sonsuzluktan sonsuzlua uzanan btn uzaylar
dan ve bir son says asndan kavranmayacak snrsz varolu ynndan s
zediyoruz. Snrl sayda artan tayclar olan Sonlu bir uzay ve zaman blge
sindeki, nceden varsaylan yol dzenlemelerinden szetmek, ne kadar basit
ya da ne kadar karmak olursa olsun, ayn ekilde ihtimal ddr ve gerek
ten de, buna kar snrsz ihtimallerin varlndan szetmek mmkndr.
Ancak burada, nceden varsaylan bir konseptten szetmiyoruz. Gerekte, s
nrl bir blgedeki bir vakay gzlemliyoruz. Bir vakann olmas zorunludur
ziksel atomlar olarak telaffuz eder. Hume ise atomculuk doktrinini, bilme fa.
aliyetinde sbjektif olarak verilen nihai elementlerin, tecrbe ak yoluyla
yol alan, anlar olarak ilikilendirilen; duygular, yanstmalar ve beklentileri
tahrik eden duygu izlenimleri olarak telaffuz eder. Ancak, Hume'a gre her iz
lenim, bilinmeyen nedenlerle ruhta ortaya kan hususi bir varolut1;1r. Epi
kr, atomculuk teorisini, Hume'un epistemolojisiyle yakndan irtibatl olan
bir epistemoloji zerinde/n temellendirmitir.
Pozitivizm, Hume'un kendisini lideri olarak grd atomculuunu her
bir taraftan kuatmtr. Bilimin grevi, her bir tecrbe aknda varolan ve
tekrarlanan gzlemlenebilir rnt zdeliklerinin bir formlasyonu olarak
aklanr. Ancak Hume, sbjektif tecrbe ile megul olduu iin, Epikr'n
daha objektif doktrinine ak olamayan bir sonu ilave edebilir. Hume, buna,
gemite gzlemlediimiz tekrarlarn, ayn zamanda, gelecekte de tekrarlana
bileceini bekleyebiliriz, grn ekler. Tam bu noktada, Hotspur'un sordu
u soru beliriveriyor zihnimizde: "yi ama, gelecekler mi? Ne zaman arma
y dnyorsunuz?" Glendower'in rneini izleyen Hume, bu soruya hibir
cevap vermez. Beklenen, tekrarlarn tekrarland gemite gzlemlenen bir
vakadr. Ama pozitivist bilim, yalnzca gzlemlenebilir gereklerle [vakalar
la) ilgilenir ve gelecee dair bir tahminde bulunma riskini asla gze almaz.
Eer gzlemlenebilir gerek, btn bilebildiklerimiz olursa, o halde, baka bir
bilgi yok demektir. htimal/iyat, bilgi iin,- izafi bir eydir. Pozitivizm doktri
ninde gelecee dair bir ihtimale yer yoktur.
Elbette ki, bilim adamlarnn ou ve pek ok filozof, kafa kartrc temel
sorular hesaba katma gereinden -ksacas, metafizikten- kanmak iin pozi
tivizm doktrinini kullanrlar; ve ardndan da, "gemi, aslnda gelecei belir
ler" diyerek metafizik iddiaya rtk bir ekilde sarlp bilimin nemini kurtar
maya kalkrlar.
Gerekten de, Hume'un da dikkat ektii gibi, insan hayat, bu gr be
nimsenmeksizin devam ettirilemez. Bylelikle, gnmzn pozitivist doktri
ni, kendisini, objektif ya da sbjektif bir atomculuk biimi zerinde/n temel
lendirir; ve buradan, bilimin temel iinin, gzlemlenen eylerin basit tasviri
nin gelitirilmesi / derinletirilmesi gerektii karsamasn yapar.
KOZM OLOJ I LER / 1 43
zah edici tasvire / tarife ulamaya iten bu arzu, bilim ile metafizik arasn
da bir etkileim retir. Metafizik doktrinleri, izah sunmaya muktedir olabil
mek iin deitirilirler; ve bilimin izahlar, bu bilimcilerin muhayyilesinde
dolaan popler metafizik terimlerle gerekletirilir.
Eflatun'un zamanndan gnmze kadarki dnce tarihinin bir yn, Ta
biat yasalarnn yorumu konusunda metafizikilerle pozitivistler arasnda ya
anan mcadeledir. lskenderiyelilerden pek ok bakmdan ayrlan Grekler, fi.
kirlerin sistematize edicileri olmaktan ziyade kaifleri olarak grlmtr. Do
laysyla, Eflatun'un bu konudaki yaklamnn, daha nceki iktibaslarda gz
lendii gibi yeterince ak bir ekilde tarif edilmemi olmas artc deildir.
Diyaloglar'nn baz ksmlarnda, Eflatun'un dikkati, anlamaya btnyle ak
olan ebedi fikirler dnyas ile ebedi formlara kesin bir aklkla katlamayan
duyular tarafndan ifa edilen ak/kanlk/lar dnyas arasndaki ayrma sabit
lenmitir. Bir noktaya kadar, hissedilebilir dnya, anlama'ya,kapaldr. Hisse
dilebilir dnyann :arihi, tam rasyonellemeyi baaramayan bir olgu meselesi
ne indirgenmitir. Bu, maarann duvarna yansyan glgeler mitini oluturan
Eflatun'dan, Hume'un (Treatise'n Hume'unun), Mili, Comte ve Huxley'in
kat pozitivizme kadar ok kk bir admdr aslnda. Temaylleri bakmn
dan Eflatun ile Modemler arasndaki temel ayrm (ki, bu bile balbana b
yk bir ayrmdr zaten), Eflatun'un fikirlerin d dnyasnn stn gereklii
ne vurgu yapan yaklamnn yerini, bu modemlerin ounun nominalizmi
nin almas gerektiidir.
Ancak, daha sonraki Diyaloglar'nda Eflatun'un ilgisi, kozmoloji zerinde
younlar ve alntdan da grlebilecei gibi, nihai karar ya da ilerleyen ya
, onun, kin Yasa ile lcbari Yasa arasnda orta bir konum benimsemeye s
rklemitir.
2.2.6. Bu, Eflatun'un, " . . . ve aka ifade ediyorum: varln haddi / tari
fi / snr, yalnzca gtr," nermesiyle ortaya koyduu daha sonraki temay
lyd. Bu nerme, kin Yasa fikrinin amentsdr.
Bu doktrinin tarihinde bir sonraki nemli dnm noktas, bazlarAOO ila
600 yl sonra yaayan lskenderiyeli teologlar tarafndan gerekletirilmitir.
Sektiler felsefi dnce tarihinde teolojinin deerini kmsemek bir alkan-
KOZM OLOJ I LER / 1 4 7
lan bir zorluk bu. Descartes, btn yeni dnce okulunun kurucularnn her
zaman yaptklar gibi, eski yntem ile kendisinin kurucusu olduu yeni yn
tem arasnda dengelemiti kendisini. Modern yaklam, 2.000 yllk bir zaman
dilimi boyunca kk salan Aristo Mant'nn tedrici olarak oluan etkisinden
kaynaklanr. Ayrca, Aristo'nun Mantk', szel cmlenin en basit form'unun
analizi zerine kurulmutur. Szgelii, "bu su, scaktr" cmlesi, hususi bir
banyo'daki hususi bir su'ya yksek-s nitelii atfeder. "Scak olmak" keyfiye
ti ise, bir soyutlamadr. Pek ok ey scak olabilir ve scak olan bir banyodaki
hususi bir eyi dnmeksizin "scak olma" keyfiyetini dnebiliriz. Ama,
gerek fiziksel dnyada "scak olmak" keyfiyeti, hakikaten scak olan somut
eylerin nitelii olarak gzkebilir yalnzca.
Keza, Aristo Mant'ndan alnan bak asn korumay srdrerek, fizik
sel dnyadaki gerek hususi bir eyin tam zelliklerini renmeyi talep ettii
miz zaman, buna verilecek uygun cevap, burada bahis mevzuu edilen tekille
tirilmi btnsellikler iinde birleen bu soyut karakteristikleri dizisi asn
dan ifade edilir.
Bu cevap, enfes bir ekilde basit / sade bir cevaptr. Ama bu, gerek ey
ler arasndaki irtibatllk sorununu tmyle dta brakyor, gz ard ediyor.
Dolaysyla, her hakiki ey, baka herhangi bir hakiki eye atf yapmakszn,
kendi iinde btn olarak alglanr. Bu tr bir nihai atomlar fikri ya da ni
hai monadlar fikri yahut da tecrbeden haz ve keyif alan nihai zneler fik
ri, gerek mnferitlerden oluan irtibatsz bir dnyay anlalamaz klar. Ka
inat, her eyin kendi hususi soyut karakterlerinin mecmuasn kendince
temsil ettii kendi mnferit dnyasnda ortak bir yer bulan ilikisiz hakiki
eyler ynna dntrlr. Ama hakiki bir ey, baka bir hakiki eyi ad
landramaz. Hakiki bir ey, bir nitelik, bir "kredi" kazanabilir; ama kiralk bir .
malikane asla. Bylelikle, Aristo'nun Tahmin ve llk Cevher / z doktrinle
ri, atfedilen zelliklerin bulutuu, ilk cevherlerin ayrt doktrinlere d
nmtr.
Btn modern epistemoloj iler ve btn modem kozmolojiler bu prob
lemle bouur. Onlarn doktrinlerine gre, dorudan temasla bilinemeye
cek arkaplanda gizli olan gizemli bir gerek vardr. Dorudan haz ve keyif'in
KOZM OLOJ I LER / 1 5 1
Kap doktrini ile Epikr'n gerek Boluk doktrini, baz ayrntlarda farklla
rlar. Ama her iki doktrin de, nihai gereklikler arasndaki empatik gerek
iletiim'in ifadeleridir. Bu iletiim, arzi / tesadfi deildir. Bizatihi Kap'a zel
liini kazandran bir unsur olan her bir fiziksel aktalitenin zorunlu tabiat /
mahiyetidir ve Kap'n zelliklerinin her biri, kendi tabiatlarn / mahiyetleri
ni kazanrlar. Eflatun'a gre, kendisinden soyutlanan eitli aktaliteleriyle
birlikte Kap, hibir ekle bizzat dahil olmaz. Ama Eflatun, Kap', "btn olu
larn bakc-annesi" olarak tasavvur eder. Ve ayn Diyalog'un ilerleyen satr
larnda, onu, "btn eylerin [mevcudatn] tabii dayana" olarak adlandrr.
Kap, formlarn, aktaliteleri de ihata etmesi nedeniyle alr ve hibir ekilde
bu aktalitelerden soyutlanmaz. Timaeus'ta tartld gibi, Kap, her birinin
kendi tabiatlarnda mevcut olan unsurlar olarak fiziksel dnyann pek ok ak
talitesinin alglan biimidir. Bu, aktalitelerin karlkl ikinliklerinderi
neet eden ikin yasa doktrinidir.9
Dolaysyla, sonunda, Eflatun'a gre Kap'n, Lucretius'a gre Boluk'un,
Leibnitz'e gre Tanr'nn kozmolojik teoride kendi rollerini oynadklarn an
layabiliriz. Ayrca genel izahatnda Newton, Lucretius'u Boluk ile Leib
nitz'i Tanr'y birbiriyle kesinkes irtibatlar. Zira Newton, Bo uzay, Tan
r'nn "drak Alan" olarak adlandrr. Bylelikle burada, Eflatun, Aristo, Epi
ktir ve Lucretius, Newton ve Leibnitz gibi birbirinden farkl dehalarn hayran
lk uyandran zekalarna tank oluyoruz. Modem kozmoloj iler, buraya kadar
tarttmz bu byk, klasik kozmolojilerin ayrntlandrlm varyasyonlar
dr. Bu kozmolojiler, farkl yasa fikirleri, gerek mnferitler / tekiller arasn
daki farkl iletiim fikirleri ve bu tr bir iletiimin elde edilmesi hasebiyle
farkl araclk temelleri olan fikirler etrafnda dnp dolar. Bu genel pren
9. Bu konuda, Descartes'n hareket konusunda pek ok kip eitliliklerine sahip olan tek bir
mnferit cismani cevher doktrinini mi, yoksa esas itibariyle geniletilmi ilikilerle birbirine
balanan pek ok eidi mnferit cismani cevher doktrinini mi kabul ettiini belirlemenin
son derece zor olmas olduka ilgintir. Descartes'n Felsefenin ilkeleri balkl kitabnn LX.
llkesi'nin Birinci Ksm hari, bu konuda kulland btn ifadeler mulaktr. Burada her cis
mani cevherden mulak olmayan bir ekilde szediyor; bylelikle -en azndan bu noktada- bu
tr cevherlerin okluuna karar vermi durumdadr. Ancak her ne suretle olursa olsun, her
iki yaklam da Descartes' iinden klmaz zorluklara srklyor.
K O Z M O LOJ I LER / 1 5 3
siplerden treyen ama insan hayat iin byk nem arzeden bir dier prob
lem de, eyler / varlklar emasnda insan ruhunun konumu doktrinidir.
Kozmolojik teorinin bu daha hususi problemi, elinizdeki kitabn nceki
ksmnn konusuydu. Bunun insanlk tarihinin seyrseferi zerindeki nemli
etkisi ve sonular, orada resmedilmiti. Ama genel kozmoloji probleminin,
pratik ilgi alannn dnda olduu dnlmemelidir. Deiik dnemlerdeki
insani faaliyetlerin ynelimleri ve ayn dnem iinde ayn ynelim taraftarla
r arasndaki srtmeler, insan kitleleri tarafndan poplerletirilen kozmolo
ji problemi iin retilen geliigzel ve hazr zmlerin sonucudur. Milyonlar
ca insan, Allah'n mutlak iradesinin emri olan ve her bir m'minin zafer ya
te yandan, bir baka nokta da, bu bak asn destekler. Fiziksel dnya
nn geometrik nitelii hakkndaki yorumumuzda rastlantsal bir seim unsuru
mevcuttur. Matematikiler, kliti metrik geometrinin temsil ettii her bir
blgenin, ayn zamanda, Eliptik metrik geometriyi de, Hiperbolik metrik ge
ometriyi de temsil ettiini ispat etmilerdir. Dahas, eer her bir geometri ti
pinden baladmzda, geri kalan iki tr geometri anlaynn ayn meseleyi
temsil ettiklerini ispat edebiliriz.
Ama baz matematikiler tarafndan bile yapld gibi bu matematiksel
hakikatin, rastlantsal bir "uzlama" (convention) olarak Tabiat Yasalar fik
riyle herhangi bir ilikisi olduu karsamasn yapmak, btnyle yanl bir
kavraytr. nk metrik geometri de ayn konuya uyarlandnda, her bi
rinin mesafe tanmlar olduka farkllk gsterir. Dolaysyla matematikiler,
eer kliti bir metrik geometrinin olduu yerde, baka bir mesafe tanmnn
olduunu, dolaysyla, baka bir ahenk tanmnn bulunduunu ve Eliptik
metrik geometri anlaynn ayn zamanda ayn konuya tatbik edildiini ispat_
etmilerdir. Bir konu iinde f;,rkl ilikiler sistemi vardr; hem de bu yle
sine ilikili bir ilikiler sistemidir ki, birinin mevcut olduu yerde dieri de
mevcuttur. Elbette ki, ayn zamanda, her ne kadar biraz zorlukla da olsa, bu
iki dizi' den herhangi biri asndan bir iliki dizisi'nin (set) tasviri yaplabilir.
Bizim seilmi olgular kmesine dikkatimizi ynlendirebileceimiz ak ger
ekliinin dnda burada "uzlamsal" [conventional belli ilkelere dayana
=
10. The Axioms of Projecive Geomery, Cambridge Matematik Dizisi, No. 4, Cambridge Uni
versity Press, 1 906. Burada, 1. Ksm, III. Blm'e atf yaplmtr.
1 5 6 / K O Z M OLOJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R i
yan farkl ayrma dikkat ekti. Bunlar; (1) btn szl iletiim biimleri
mizden nce gelen, varlndan zevk aldmz dorudan sezgilerimiz, (2) bu
tr szl formllerden diyalektik olarak yaplan karsamalarla birlikte, bu
sezgilerimizin szl ifadesi kon.usunda gelitirdiimiz edebi biimler, (3) me
denilemi bilincin aina olduu mmkn ilikiler ann uramas iin geli
tirilmi, btnyle tmdengelimsel olan bilimler dizisi.
3 numaral balk altndaki bilimler, tecrbeye "ara verme"nin ne demek
olduunun kefine dikkatleri eker; ve ayn zamanda, 2 numaral bala ait
olan szl formlleri sunmaya yardmc olur. Flsefedeki en byk tehlike, tu
tarsz formllerden yaplan diyalektik karmlarn dorudan kazanlan sezgi
leri ak dikkatlerden dlamas gerektii yaklamdr. Oysa soyut bilimler, di
lin tutarszlklarnn yol at kt etkileri ve linguistik tutarl varsayan bir
mantn rettii tehlikeleri dzeltme eilimi gsterirler.
NC BLM
BLiM VE FELSEFE
2 3.1. Bir anlamda, bilim ile felsefe, insan zihninin giritii byk teeb
bsn yalnzca bir ynn tekil eder. Burada, insanl, hayvan haya
tnn genel dzeyinin stne ykseltme grevinde bilim ile felsefenin ibir
lii yapmalar konusu zerinde younlaacam. Bu dk hayvan hayat
dzleminde, estetik sezginin ltlar, teknolojik kazanmlar, sosyolojik r
gtlenme ve tutkuyla birbirine balanma duygusu kendilerini gsterirler.
Blbller, kunduzlar, karnclar, ocuklarn bykleri tarafndan efkatle
beslenmeleri; btn bunlar, hayvanlar alemindeki hayatn bu dzelmede va
roluuna tanklk ederler. Tabii ki, btn bu fonksiyon grme biimleri, in
san hayatnda olaanst, llemez boyutlarda st dzlemlere tanr. n
san hayatnda bu tr eitli fonksiyon grme biimleri, zel durumlara daha
eitli ekilde adapte rnekleri sergilerler; bunlar, daha fazla kompleks ve
birbirleriyle daha fazla i ie gemitir. Hi kukuya mahal brakmayacak e
kilde bunlar, hayvanlar aleminde de vardr; gzlemlerimizle bunu aka g
rebiliriz.
imdiye kadar dorudan sahip olduumuz delillere gre, bu gezegendeki
canl varlklar arasnda, bilim ile felsefe yalnzca insanlara ait bir faaliyettir.
Her iki alan da, genel ilkelerin resmedilmesi olarak mnferit olgularn / ger-
160 / K O Z M O LOJ i K D N C E N i N SERVENLERi
kenara brakan grkemli bir tmevarmsal genellemenin bir rnei olan Aris
to'nun genel fiziksel evren algs henz alamamtr. nk iindeki her ey
de, gzlem'e bir bavuru ars ve abas vardr; gzlemlenmeyi bekleyen her
gzlem yaplmtr ve snrsz ekillerde tekrarlanma / tatbik imkanlar mev
cuttur. Aristo ve Epikr'le birlikte modern uygarln bilimi, olgunluk ana
ulamtr.
2.3.2. Aristo'nun doktrinlerinde, Eflatun'un kozmolojisinde btnyle
eksik olan kesin bir aklk sz konusudur. Elbette ki, Aristo da, Eflatun da
kendi dnce izgilerini yalnzca kendileri gelitirmi deillerdi. Onlarn ar
kasnda, Thales ve Pisagor'a ve hatta daha tesine giden -drt dnrler
kuann bulunduu bir tarih vard. Ayrca Aristo, yaklak 20 yl Eflatun'un
Akademi'sinde almt; ve fikirlerini, modern dnyann, speklasyonunu
[felsefesini], eletiri geleneini, tmevarmsal ve tmdengelimsel bilimlerini
ve dini kavramlarn ekillendirdii medeniyetini borlu olduu bu aktif ve
speklatif dnrler grubundan almt. Bunlar, Msr'n, Mezopocamya'nn,
Suriye'nin ve deniz-kkenli Grek [Girit] medeniyetlerinin karmak gelenek
lerinin aktarld dar kanallard. Eflatun'un Akademi'sinden ve onun Aristo
cu yan kolundan eitli dnce damarlar domutu; ki, bu dnce damar
lar daha sonralar lskenderiye'deki dnce okullar tarafndan .tabii ve bee
ri modern bilimlerin ilk aamasna dntrlmt.
anlk coku ve haz, hem de eyleme dnen bir arzu / itiha olan sbjektif his
fiili anlamna gelen "i / deruni mayalanma"yla irtibatldr. Bu, fikirlerin ge
litirilmesi abasndan neet eden yaratc fonksiyonunun verdii zevki, ruh
fikrinin iine ycelterek nakleden Eflatun'un Eros fikridir. Eros kelimesi
"Sevgi" demektir; ve Eflatun, Symposium'unda, ideal mkemmellie doru gi
den nihai arzu kavrayn tedrici olarak izah eder. Eflatun'un, Hidde t olarak
adlandrlabilecek, kusurlu gerekletiriminde korkularn arkasnda pusuya
yatan, ilave bir diyalog yazmasnn gerektii ok aktr.
Her ne kadar, Eflatun bu kayp Diyalog'u yazmay ihmal etmise de, Tabi
at'taki karkl ve dzensizlii gz ard etmemiti. Eflatun, stn Zanaat
kar'na Kadir-i Mutlak zellii atfetmeyi aka reddeder. Fikirlerin gelitiril
mesinin etkisi her zaman kalcdr ve yalnzca mmkn olduu lde byle
bir dzen retebilirler. Bununla birlikte Eflatun, bu konudaki fikrinde sebat
etmez; ve sanki stn Zanaatkar, dnyay kendi iradesine gre dzenliyormu
gibi yazar, zaman zaman.
Zaman zaman kazanlan, zaman zamansa yitirilen bu mkemmellik fikri,
Eflatun'un zamanndaki Grek dncesinin byk lde yaad baka bir
problemi daha gn na karr. Bu problem, pek ok ekil alabilir. Gzel
lii oluturan ey, bir mziksel melodinin gzellii mi, bir ant heykelin gzel
lii mi, yoksa Parthenon [Atina'da 1. . 4. yzylda Akropolis'te ina edilen
Byk Tapnak] gibi bir binann gzellii midir? Ayrca davrann hakll
eklinde zetlenebilecek baka bir gzellik formu daha vardr. Muhtemelen
bu naif form'da, soru'nun bir cevab yoktur; nk "yi", kendisinden daha
fazla sonlu olan eyler asndan tahlil edilemeyecek nihai bir hususiyettir.
Ama burada, Grek dncesinin, cevab konusunda hemfikir olduklar ben
zer bir soru daha sorulabilir: Hangi tr eylere bu kavram tatbik edilebilir; ve
zellikle de, hangi tr artlar, bunlarn hatrlanmas iin gerekli artlardr?
Greklerin bu iki soruya verdikleri cevap yleydi: Gzellik, karma eyler'e ait
tir; ve karma eylerin toplamndan (kompozisyonundan) oluan dzen, pek
ok bileeninin bir anlamda uygun oranlarda elde edilmesi halinde gzeldir.
te bu, Greklerin Harmoni / Uyum doktrinleridir; ve ne Eflatun ne de Aris
to, bu konuda yalpa yapmtr.
B i L i M VE FELSEFE / 1 69
bette ki, bu iki byk dnr de, gzlem yapmaktan kanmaya ya da mate
matiksel aratrmann kullanllln inkar etmeye kalkacak kadar aptal
deildi. Muhtemelen Aristo, yaad ada, matematiksel bilginin, fiziksel
bilginin amalar kadar istendiini dnmt. Daha fazla ilerleme, derin so
yutlamalar konusunda hibir pratik yarar olmayan merak duygusunu kkrt
maya yarayabilir diye inanyordu.
Matematiksel ilikiler hakkndaki bilginin, Tabiat'ta gzlenen iirti
batlln srlarn zebilecek bir anahtar olduunun ispatlanmas kaygs,
Eflatun'un kozmoloj ik speklasyonunun gerisinde yatan derin inant. Bir
pasajda, saysal oran/t/lar olarak orant doktrininin ifadeye muktedir ola
mayan baarsz aratrmalarda bulunan kiilerin kara cehaletlerini kna
mtr. Uyum'un tabiatnn esasl bir ekilde izah edilme ansnn aptalca
bir ekilde kaybedildiini aka hisseder. Eflatun'un tabiatn ak / gidia
t konusundaki speklasyonu, baz matematiksel inalarn [formllerin] fa.
razi olarak tatbik edilmesi fikrine dayanr. imdiye dek, tabii ki hatrlaya
bildiim kadaryla, Eflatun, her konuda, makul atlar yapt, ama hedefe isa
bet ettiremedi.
Her ne kadar Timaeus, olduka etkili olsa da, yine de, kendi dnemlerin
den sonraki yaklak 18 asr sresinde, Aristo'nun doru, Eflatun'un yanl ol
duunu gsterdi. Baz matematiksel formller, bilimsel fikirlerle i ie gemi
ti; ama Aristo, yaad zamanlarda, eserlerindeki son yenilemelerin dnda;
hibir ey Aristo'ya bu kadar olaanst bir ekilde aina gelmeyecekti. Aktif
bilim adamlarnn kozmolojik emalar, gerekte, Aristo'ya aitti. Bununla bir
likte, Eflatun'un kehaneti de, felsefenin bir dier nemli fonksiyonunu gzler
nne serer: Tabii glerin etkileimi hakkndaki gelimemizden / kaba anla
ymzdan uzak konulara ilgi duymaya kkrtr bizi. Gelecein bilimi, henz
tabiatta gzlenememi varsayma dayal ilikilerin karmakln izah eden
ncekilerin yaklamlar zerinde katedilecek hazr ilerlemeye baldr. Efla
tun'un matematiksel "speklasyon"larna, ltalyan Rnesans'nn edebi gele
neini takip eden ilim adamlarnn pr mistisizmi olarak yaklalagelinmitir.
Oysa hakikatte bunlar, srlar dnyasn kefetmeye alan akln geleceini
besleyen bir dehann rnleridir.
B i L i M VE F E L S E F E / 1 7 3
atnda mndemi gerekli faktr olan bir evreden ayr olarak, u geip giden
bir an bile varolabilirmi gibi, biz, alkanlklarmz dolaysyla, talardan, ge
zegenlerden ve hayvanlardan szeder dururuz. Bu tr bir soyutlama [ayrt et
me / tasnif ve tefrik], dnce iin zorunludur ve sistematik "evre"nin ihti
ya duyduu bir arkaplan varsaylabilir. Bu doru. Ancak, ortaya kan sonu
udur: eylerin nihai tabiatlarn tam olarak kavrama gcmzn ve dolay
syla, bu tr soyut ifadelerde varsaylan arkaplanlarn olmad bir yerde b
tn bilimler, tutarsz arkaplanlarn varln varsayan eitli varsaymlar bir
araya getirebilen bu kt alkanlktan ok zarar grr. Hibfr bilim, bizzat
bu bilimin kendisinin rtk bir ekilde varsayd bilinalt metafiziinden
daha gvende deildir. Mnferit ey, kanlmaz olarak, iinde bulunduu ve
varolduu "evre"sinin bir modifikasyonudur; dolaysyla, evresinden kopa
rlarak / kopuk bir ekilde anlalamaz. Baz metafizik atflar dndaki btn
akl yrtmeler, tehlikelidir.
2.3.6. Dolaysyla, Bilimin Kesinlikleri, yalnzca bir yanlsamadr. Bunlar,
kefedilmemi snrllklarla epeevre kuatlmtr. Bilimsel doktrinlerle me
gul olu biimimiz, bizim dnemimizin kaynam metafizik kavramlar tarafn
dan kontrol edilir. Bu durumda bile, srekli olarak beklenti yanllklarnn
iine srkleniriz. Ayrca, yeni bir gzlemsel tecrbe biimi elde edilir edil
mez, btn eski doktrinler, tutarszlklar sisinde unufak olur, kaybolur gider.
Terimin genel anlamnda bilimin kendisi demek olan bizim "koordinas
yon" sonrasnda ulatmz bilgimiz, iki tecrbe dzeninin bulumasyla te
ekkl eder. Birinci dzen, zel gzlemlerin dorudan, hemen ayrt edilmesiy
le oluur. Dier dzen ise, genel olarak Kainat' alglama biimimiz tarafndan
oluturulur. Bu iki dzen, srasyla, Gzlemlenebilir Dzen ve Kavramsal D
zen olarak adlandrlacaktr. Burada hatrlatlmas gereken ilk nokta, gzlem
lenebilir dzenin, mtemadiyen kavramsal dzenin sunduu kavramlar a
sndan yorumlanddr. Hangi dzenin ncelikli olduu sorunu, bu tartma
asndan akademik bir sorundur. Ayrt ettiimiz eylerin trleri demek olan
gzlemlenebilir dzeni tevars ederiz. Yine, onlar araclyla olup bitenleri
yorumladmz kabaca fikirler sistemi demek olan kavramsal dzeni de teva
rs ederiz. insann, hatta hayvanlar aleminin tarihinde, bu etkileimin bala-
1 7 6 / K O Z M O LOJ i K D N CEN i N S E R V E N L E R !
ileri, buna, belli bir mesafedeki g nosyonunu ilave etmilerdi. Ancak, her
iki alternatif de, btnyle ve tam olarak imdi'deki bir olguydu; yani, ister
yakn isterse uzak olsun, bu iki madde paralar arasndaki harici ilikiler ol
gusu. Buna muhalif dahili ilikiler doktrini, Newton'c trden "harici iliki
ler" varsaymna adapte edilen dil asndan tasvir / tarif edilmesi nedeniyle
arptlmt. yle ki, bu doktrinin, rnein F. H. Bradley gibi savunucular,
bu tuzaa dtler. Nasl ilikiler, iliki kurulanlarn tabiatlarn deitiriyor
sa, ayn ekilde, iliki kurulan eylerin de, belli bir ilikinin tabiatn deitir
dii unutulmamaldr. lliki, evrensel deildir. Bu, iliki kutulan eyler gibi,
ayn somutlua sahip bir olgudur. Sonucun etkisinin ikinlii fikri, bu gere
i ispatlar. Fiziksel ilev gnneler, zihinsel ilev gnneler ve gemi'in imdi
ile somut irtibatlln ifade eden ve ayrca mnferit olarak ayr/k olan fizik
sel gerekliklerin somut kompozisyonunu ifade eden bir tabiat doktrini geli
tirmek zorundayz.
Modern fizik, Basit Mekan doktrinini terk etmitir. Yldzlar, gezegenler,
madde kmeleri, molekller, protonlar, elektronlar, enerji miktarlar olarak
adlandrdmz fiziksel eyler / nesneler, bsbtn genileyen uzay-zaman'da
ki durumlarn srgit deiim halinde olan nesneleri olarak alglanrlar. ey' in
olduu yer olan ortak konuma'da bir odak blge vardr. Ancak, onun etkisi,
sonsuz uzay ve zaman boluunda sonsuz bir hzla kaybolur gider. Elbette ki
bu, tabiidir; ve eyin bizzat kendisi oraya yerletirildii iin deitirilen odk
blge'den szetmek gerekirse bu, belli amalar iin btnyle uygundur. An
cak, bu tr bir dnme biimini daha ileri gtrmek iin younlatmz za
man, zorluklar kendiliinden skn etmeye balyor. nk fizie gre ey,
yapt eydir; ve eyin yapt ey, bu farkllaan / ayrlan etki akmdr. Yine
odak blge, harici akm'dan ayrlamaz. Odak blge, anlk / kendiliinden bir
gerek olarak alglanmay iddetle reddeder. Bu, yalnzca odak blge'deki s
tn hakimiyeti nedeniyle szde harici akm'dan farkllaan ajitasyon durumu
dur. Ayrca, muayyen bir zaman annda bu fiziksel eylerin varoluunu tam
olarak nasl ifade edebileceimiz konusunda tam bir aknlk yaamaktayz.
nk odak blge'nin iinde ya da dnda olan her anlk nokta-olayda, bu
ey'e yklenilen deiim, baka bir noktadaki ey tarafndan gerekletirilen
B i L i M VE FELSEFE / 1 79
bu aba, nadiren olup bitenleri ifade edebiliyor; oklukla yanl tasvir ve tarif
ediyor ve yanl ilikiler kuruyor. Ancak, her zaman ayn cezbedici fenerler,
hep olduu yerde kalyor. Sistemler, bilimsel ve felsefi sistemler gelir gider.
Her snrl anlama yntemi, son noktasna kadar gtrlr. Zirve noktasna
ulatnda her sistem, muzafferane bir baar elde eder. D noktasna var
dndaysa, her eyi engelleyici bir krlk ve krleme retir. Anlamada yep
yeni retkenliklere geiler, muhayyilenin zenginlemesi iin gerekli olan sez
gi gcnn yaratc derinlerine bavurularak gerekletirilebilir. Sonunda -
her ne kadar bir son yoksa da- baarlan ey, nmze byk imkanlar ve fr
satlar sunan bakn alannn genilemesidir. Ancak, bu imkanlar ve frsatlar
azalr da, oalr da. Dnmeyen Tabiat'ta "doal seim", "israf"n bir baka
addr. Felsefe, artk son hizmetini gerekletirmelidir. Yalnzca hayvani haz
la snrl kalmayan, onun tesine geebilecek deerlere hassas varlklarn ya
rnn yol aabilecei ykmdan kaabilmek iin, ne denli zor olsa da, idraki
aratrmal, idrak gcne kavumann izini srmelidir.
DRDNC BLM
--Ga"\--
YEN REFORMASYON
!erdi. Bu olay, kaba glere ramen, bylesi bir harmoniyi, ancak byle bir
inanla salayabilmenin mmkn olduunu gsterdi. te bu, iddia ediyorum
ki, Pelagius ve Aziz Augustine'in alarndan yedi asr nce Eflatun'un geli
tirdii llahi Ltuf doktrinin apaikar bir rneidir.
Ama iddetin Gandi ile Vali tarafndan dramatik bir ekilde durdurulma
s, Hindistan'daki, lngiltere'deki, Avrupa'daki, Amerika'daki milyonlarca sa
ysz insann verdii etkili cevabn rnyd; ite bu, dini hassasiyetin, yani
ilahi inanca gsterilen balln, insanlarn zihinlerinde ve vicdanlarnda es
ki gcnden daha esasl bir gce sahip olduuna ehadet eder. Bu etkili ce
vapta, ngiliz lmparatorluu'nun ve daha da nemlisi, ok daha uzak bir yer
olmasna ramen Amerika Birleik Devletleri'nin Protestan nfuslarnn, bu
sreci destekleyici kendi rollerini oynamalarnn da katks oldu. u an, tari
hin eyrseferinin, dini saduyudan kaynaklanan serinkanl makuliyetine
bal olarak gelitii ve gerekletii bir zaman diliminde yayoruz. llk zafer
halihazrda kazanlmtr.
k ve dirili kontrast sz konusudur. Neyin ktn, neyin dirildi
ini tahmin edebilmek zorundayz. Benim tezim, yeni bir Refonnasyon'un
hzla gelimekte olduu eklindedir. Bu, yeniden-ekillenmedir; bunun ortaya
knn, olumlu mu yoksa olumsuz mu olduu, byk lde, grece, az sa
yda kiinin ve zellikle de Protestan din adamlarnn liderlerinin eylemleri
ne bal olacaktr.
Ben, ayrntlandrlm inan kimliinin elde edilebileceinin, hatta bu
nun arzulanabilir bir ey olduunun mmkn olduuna inanmyorum. Ama
metafizik ngrde sergilenen vurgu farkllklarndan ve tarihsel olaylara say
g duyan sempatik sezgi farkllklarndan kaynaklanan, kozmolojik tasavvuru
muzun gerektirdii bir tamamlanma / kemal noktas olarak nihai ilahi ikin
lik tema'sn rneklemek iin setiimiz samimi insani tecrbe ve genel tarih
teki mterek unsurlarla ortak bir anlamaya ulamak iin ina eitlilikle
rinin arasnda byle bir kimliin gerekletirilmesi mmkndr. Baka bir de
yile, eitli izah edici formller konusunda bir anlamaya varamasak da, dini
hakikatlerin niteliksel ynleri konusunda ve bunlarn metafizik teoride genel
koordinasyon biimleri konusunda anlaabiliriz.
Y EN i REFORMASYON / 1 83
erine kar mnferit olan nihai hkme J karara bavurmaktr. Tarih imdiye
kadar, evet tam olarak imdiye kadar, belli oranda bir yorum sunduu iin
otoriteye sahip olmutur.
Dolaysyla, sistematik dnceye saldr, uygarla ihanettir. Yine de, mo
dern mantalitemizin temellerini atan -rnein John Locke gibi- byk kafalar,
her ne kadar kendi tutumlarn yaslandrmalar gereken temelleri ksmen yan
l anlam olsalar da, geleneksel dogmatik teolojiye souk bakmalarnn bir
gerekesi vard. Bu byk dnrlerin gerek dmanlar, ayn lde ve g
le Teoloji'ye de, Bilim'e de, Metafizik'e de bulaan dogmatik nihailik doktri
niydi. Greklerden gnmze gelinceye kadar rasyonel dncenin metodolo
j isi, bu temel yanl anlama nedeniyle iptal edilmi, hkmsz klnmt. Bu
byk yanllklar, yalnzca dini dnceyle snrl deildir. Her yere, her d
nce sistemine bulamtr. Bunlarn total etkisi, her ada, dogmatik bir ni
hailik duygusu gelitirmek ve yaymak olmutur. Kesinlik vurgusu, son derece
yanl bir yere yaplagelmitir. Ayn ey, dogmatik red ii_n de geerlidir.
Eletirel dncenin balangcndan itibaren, kesin bilgi'nin kuku duydu
u konularla, yalnzca belirsiz grlerin mevcut olduu konular arasnda bir
ayrm yapldn gryoruz. Apaikar bir ekilde gelitirilen bu ayrmn a
fa, modern mantalitenin afadr. Bu, eletiriyi getirmitir. Byle bir nosyo
nu, ncil'in herhangi bir kitabnda (Baplarnda) ya da Yehova'nn zihninde
yahut da O'na inanan ve ibadet edenlerin herhangi birinin zihninde grebil
mek ok zordu/r. Ancak, bu yeni ayrmn ilk etkisi, ne yazk ki, byk bir ta
lihsizlik olmutu. Zira bu ayrm son derece basit ve aptalca bir ayrmd ve ke
sinliin alan da yanl anlalmt. Bu nedenledir ki, mesela Eflatun'u, o iler
lemi yana ramen dini kovuturmalar savunurken ve kendisini de konu
nun ehemmiyetini ve kendi ispatlarnn kesinliini hakllatrmaya alrken
gryoruz.
Sistematik teolojinin geliimine, en derin ve en kalc sezgilerimizin lin
guistik ifadeyle ilikisinin eletirel bir ekilde anlama abasnn elik etmesi
gerektiini ne sryorum. Dil, pratik fiillerin insana verdii heyecana bir
tepki olarak gelitirilmiti. Dil, ne kan olgularla (hakikatlerle) ilgilenir. Bu
olgular, ani amal eyleme yol aan duygusal tepki gryle birlikte, bilincin
Y E N i REFO R M A S YON / 1 85
benzer tarzdaki dini kanaatlerle birlikte her eyi bir arada tutmakta byk bir
avantaj vardr. Bylelikle birbirlerinden bir eyler renebilirler, bir eyler
dn alabilirler ve birbirlerinden tahayyl bile edemeyecekleri pek ok ey
kazanabilirler. Hepsinden de nemlisi, birbirlerini anlamay ve sevmeyi re
nebilirler.
"Din", her zaman "fke"nin bir baka ad olmak zorunda mdr? Dinin en
byk sosyal ideali, bir medeniyetin btnlnn (unity) ortak temeli olma
s gerektii gereidir. Ancak, byle bir yolla din, zorba glerin geici kav
galarnn tesinde yatan idrak gcn merulatrabilir.
Bu tartma, zirve evre zerinde younlat: Eflatun'un dncesi, sa
Mesih'in hayat ve Hristiyan teolojisinin ilk teekkl dnemi. Efsanevi ha
bercileri / ncleri ve modern miraslaryla birlikte bu 1 2 asrlk muazzam
dnem, Hristiyanlk dininin hikayesini tamamlamay gerektirir. Bu hikaye,
farkl idrak biimlerine ait fikirlerin etkileimiyle ilgilenir. Dini ruh, her za
man, izah edilmi, arptlm ve gmlmtr. Yine de, insanln medeniyet
yolcuu her zaman srecektir.
Teolojinin grevi, Dnya'nn, nasl yalnzca geici olgunun tesindeki bir
ey stne kurulduunu ve olup bitenlerin kaybolup gitmesinin tesindeki bir
eyleri nasl yaydn ve kkletirdiini gstermektir. Geici (temporal)
Dnya, sonlu baarlarn sahnesidir. Teolojiden, bizim sonlu tabiatlarmza
uygun olan kusurszluklarn ifadesi nedeniyle lmeyen ama bir ekilde yaka
lan hayatlarn iindeki unsurlar ifade etmesini istiyoruz. Bylelikle, hayatn
nee ve kederden ziyade tatmin biimlerini nasl ierdiini anlam olacaz.
NC KISIM
felsefi
dncenin
servenleri
BRNC BLM
--Q@'\ __
NESNELER VE ZNELER
etme hadisesi, yalnzca pek ok veri yna olan edilgen bir durumdan do
ar" nermesinin kusurundan ok zarar grmtr.
3 . 1 . 10. Yaratclk. Oysa bunun tam kart dorudur. Balang durumu,
tecrbe hadisesinin douunun nedeni olan bir aktivite faktrn ierir. Bu
aktivite faktr, "yaratclk" olarak tarif ettiim eydir. Balang durumu,
yaratclyla birlikte, yeni bir hadisenin ilk aamas olarak nitelendirilebilir.
Ayrca bu, bu hadiseye nisbetle "fiili dnya" olarak da tarif edilebilir. Yeni bir
hadise iin zorunlu olan nesneleri sunma kapasitesinin ve yeni bir hadisenin
temelde gerekli ilk evresi olan mterek tecrbenin ifadesi anlamna gelen
kendi muayyen btnlne sahiptir. Dolaysyla bu durumda, "gerek potan
siyellik" olarak tarif edilebilir. Burada "potansiyellik", edilgen kapasiteye;
"gerek" terimi ise, Sophist'teki Eflatuncu "gerek" tanmna gnderme yap
lan yaratc faaliyete atf yapar. Bu gerek durum, bu fiili dnya, bu ilk evre,
bu gerek potansiyellik, -artk nasl nitelendirirseniz nitelendirin bir btn
olarak, kendinde bizatihi mndemi olan yaratclkla birlikte aktiftir. Ama
204 / FELSEF D N C EN i N SERVENLERi
Krmz bir noktaya bakalm. Bir nesne olarak ve dier "yakn/dan ilgi"
faktrlerinden ayr olarak, bu krmz nokta, imdiki alg fiilinin yalnzca bir
nesnesi olarak, gemi ya da gelecek konusunda sessizdir. Bu krmz nokta
nn nasl doduu, nasl yok olaca, gemiin olup olmad, gelecein olup
olmayaca, bu krmz noktann kendi tabiat / mahiyeti tarafndan belirlen
mez. Sssz, plak, imdi ve anlk olarak durduklar srece, hibir alglamam
yorumunun materyali, bizzat alglama biimleri tarafndan temin edilmez.
Biz onlar yorumlarz; ama bu beceri iin teekkr, onlar dolaysyla deildir.
Son iki yzyln epistemolojileri, mecut konuma biimlerinin eletirilmek
sizin kullanlmas nedeniyle yabanc yaklamlarn zmnen dahil edilmesiyle
kullanlmtr. Dolaysyla, basit edebiyat formlarnn ska kullanlmas,
okumas keyif verici, anlamas kolay ama btnyle yanl bir felsefe rete
bilir. Bununla birlikte dilin kullanl biimleri, bizim bu plak alglama e
killeri hakkndaki bildik yorumlarmzn, hususi durumlarda yanlla ak
olsalar da, temelde, saduyuyu tatmin edici olduunu kantlar. Ancak, bu yo
rumlarn dayand delil, duyusal-algnn kaynat hissi-olmayan algnn
geni arkplanndan ve nplanndan neet eder ve o olmakszn hibir ey ol
maz. Btnyle mevcut gereklikle ilgili olan hibir kesin duyusal-alg idrak
edemeyiz.
nsan tecrbesinde en zorlayc hissi-olmayan alg rnei, bizim yakn ge
miimiz hakkndaki bilgimizdir. Burada, zerinde bir gn gemi ya da bir sa
at gemi yahut da bir dakika gemi anlarmza atf yapmyorum. Bu tr an
lar, kiisel varoluumuzun hadiselerinin mdahaleleriyle bulanklar ve kar
maklar. Ama yakn gemiimiz, bu hadise tarafndan ya da onunla mevcut
anlk gereklik arasna mdahalede bulunmayan herhangi bir alglanabilir
arac'dan yoksun olan tecrbeye giren bu kaynam hadiseler kmesi tarafn
dan ina edilir. Kabaca konumak gerekirse . . . Bu, saniyenin onda biri ile ya
rm saniye arasnda uzanan gemiimizin bu ksmdr. Bu, gemitir; ama yine
de buradadr. te bu, imdiki varoluumuzun temeli olan kesin benliimizdir.
Yine de mevcut hadise, bir yandan ben-kimlii iddiasnda bulunurken ve b
tn canl / yaayan faaliyetlerdeki gemi hadisenin bizzat tabiatn paylar
ken, te yandan onu deitirmekle, teki etkilere uyumlatrmakla, teki de-
206 / FELSEF D N C E N i N S E R V E N L E R i
Salt "hafza" szc hibir eyi izah etmez. Yeni bir hadisenin anndal
nn ilk aamas, duygularn tasdikidir. Gemi bir hadise tarafndan holan
lan / haz alnan bir durum olarak hissetme, balang noktasna / bilgiye
uyan sbjektif formla birlikte, hissedilen bir balang noktas / bir bilgi ola
rak yeni bir hadisede mevcuttur. Dolaysyla, eer A, gemi bir hadise ise,
fkeli A olarak tasvir edilebilir sbjektif bir formla birlikte D, A tarafndan
hissedilen bir balang noktas / bir bilgi ise, o zaman, bu hissetme -yani,
A'nn sbjektif bir fke form'uyla D'yi hissetmesi-, esas itibariyle, yeni bir
durum olan B tarafndan ayn sbjektif bir fke formu olarak hissedilir. f
ke, ardk tecrbe hadiseleri ile sreklilik ilikisi sergiler. Bu sbjektif for
mun sreklilii, B'nin A iin hissettii bir ilk sempatidir. Bu, tabiatn srek
liliinin temelidir.
imdi, fkeli adam hakknda sylediklerimizi biraz daha aalm. Bu fke
li insann fkesi, D balang noktasnn verdii sbjektif hissetme formudur.
eyrek saniye sonra bu fkeli adam, bilinli ya da bilinsiz olarak gemiini
imdi'deki bir balang noktas / bir bilgi olarak tecessm ettirmekte ve ge
miten bir bilgi olan fkesini imdi'de korumaktadr. Hissetme, bilin aydn
lanmasnn iine dt iin fkeli adam, gemi duygusunun hissi-olmayan
algsndan haz almaktadr. O, bu duyguyu, gemie ait olmakla objektif ola
rak, imdi'de devam etmekle ise formel olarak tadar. Bu sreklilik, doann
srekliliidir. Geleneksel doktrinler bunu inkar ettikleri iin bu konu zerin
de biraz ayrntl durdum.
Dolaysyla, hissi-olmayan alg, doann srekliliinin bir yndr.
3 . 1 . 1 5 . Hume'un Gelenek Doktrini. Hume, duygu izleniminde temel bir
faktr olarak g kullanma ve canllk doktrinine bavurur. Bu doktrin, sb
jektif formlar doktrininin, zel bir rneinden baka bir ey deildir. Keza Hu
me, "bir tecrbe hadisesinin g kullanma ve canllk zelliinin, ardndan
gelen hadiselerin karakterine girdiine inanr. ite "gelenek" doktrini bu var
sayma dayanr. Hume, bir hadise btnyle ayr/k olursa, bu karakter nakli
nin, eylerin tabiatnda bir temeli olmaz" der. Hume, hafzaya bavurmakla,
sbjektif formlarn srekliliini de iine alan gelecek'teki gemiin gzlem-
ldr. Bunu, grnmez, ekilsiz ve her-eyi ve her ekli alan bir ey olarak tas
vir edersek pek fazla yanlm olmayz. Bu, varln srdren bir mahaldir ve
btn tecrbe hadiselerinin yerletirilmesi iini stlenir. Onun iinde olup
biten her ey, kendi gemiinin zorlamasyla ve kendi ikin ideallerinin ikna
ediciliiyle artlandrlr ve belirlenir."
Bu tasvirde Eflatun'un Timaeus'unu, hemen hemen pek fazla deiiklik
yapmadan kullandma dikkat etmisinizdir. Ama bu, Eflatun'un ruh tasviri
/ tarifi deildir. Kap doktrini ile, yegane fonksiyonu tabiat olaylar zerine bir
btnlk empoze etmek olan Mahal doktrinidir. Bu olaylar, yer kmesi olma
s hasebiyle birliktedirler ve gerekliklerini (actuality fliliklerini) bu kme
=
kansal ilikiler alan olarak alglanmas gerektiinin genel izahdr. Bu, neden
herhangi bir hususi iliki sisteminin bu dnemde hakim olmas gerektiine
ilikin bir neden sunmaz. Ama bu izah, neden baz tek-biimli iliki sistemle
rinin ada dnya alglarmza hakim olmas gerektiine diiir bir neden su
nar. Aynca, esas faaliyet kaybolmutur. ada dnya, pasif ilikiler ve nite
liklerin znesi olarak tecrbeye dnr.
3.2.5. Kiiinat'n gereklikleri, her bir sre mnferit bir gerek olarak,
tecrbe sreleridir. Kil.inat, bu srelerin dil.ima gelien bir toplamdr. Btn
fil.illerin (agency) fliklerle / gerekliklerle snrl olduunu varsayan Aristo
cu doktrin, kabul edilebilir. Ayn ekilde, varoluun erek anlam "failde bir
aktr olmak"tr ya da baka bir ifadeyle "bir farkllk husule getirebilmektir"
eklindeki Eflatuncu yarg da kabul edilir. Dolaysyla, bir ey olmak, bir ger
ekliin analizinde bir faktr olarak kefedilebilir olmaktr.
Buradan kan sonu udur: Bu varlk kategorisine gre, bir anlamda, her
ey "gerek"tir. Bu anlamda "gerek" (real) szc, "bir arm, bir ses ya
da bir iaret olan bir szcktr" anlamna gelebilir yalnzca. Ancak, "gerek
letirme" terimi, kendi teekkllerinden pozitif bir faktr olarak burada sz
konusu olan "mevcudiyet''i (entity) ieren gerek / fiili mevcudiyetlere gn
dermede bulunur. Dolaysyla, her ey gerek olsa da, gerek hadiselerin, baz
hususi dizilerde gerekletirilmesi hi de kanlmaz deildir. Ancak, baz fiili
mevcudiyetlerde gerekletirilmi bir yerlerde kefedilebilir olmas gereklidir.
Fiziksel ya da kavramsal olarak, bir anlamda, gerekletirilememi hibir ey
yoktur. Dolaysyla, "gerek" terimi ayn zamanda, fiziksel ve kavramsal ger
ekletirmeler arasnda vcuda gelen farkllklara da iaret edebilir.
3.2.6. Herhangi bir gerek hadiseler dizisi, biri dierinde gerekleen ha
diselerin karlkl ikinlii taraf!ndan btnletirilir. Birbirlerini karlkl
olarak snrlayacak lde btnleirler. Aktr ki, bu iki hadise iftinin bu
karlkl ikinlik ve tahdid'i [birbirini snrlamas], genelde simetrik bir iliki
deildir. Zira adalar dnda, bir hadise, teki'nin geleceindedir. Dolay
syla, yeterli nedensellik mod'una gre, daha erken vuku bulan, daha sonra
vuku bulanda ikindir [mndemitir]; beklenti modu'na gre ise, yukarda
224 / FELSEF D NCEN i N S E R V E N L E R !
akland gibi, sonraki ncekinde ikindir. Bir btnlk'te bir araya gelen
bir olgu olarak alglanan herhangi bir hadiseler dizisi, rabta / ba olarak ad
landrlacaktr. Byle bir rabta'nn btnl, eer eitli hadiseler, her biri
dierinde farkl konumlarda Kfnat'a dalrlarsa, bu, geliigzel bir tasvirdir.
Eer rabtann btnl, hakim olucu bir nemi haiz olursa, farkl rabta tip
leri vcuda gelir; ki bunlar srasyla, blgeler, toplumlar, kiiler, kalc nesne
ler, dnyevi zler, canl organizmalar, olaylar, Tabiat'n muktedir olduu e
itli karmaklk yzeylerine benzer dier terimler gibi nitelendirebiliriz. Ge
lecek blmde, bu zel rabta trlerinden bir kan gstermek yeterlidir.
3.2. 7. Snrlama ve zgrlk', kendileriyle iritbatl bir ekilde gerekle
tirilen deerler ve ayrca onlar arasndaki antitezler asndan dnrz. An
cak, bunlar baka ekillerde inceleme biimleri de var. zgrl ya da snr
lama'y yahut da her ikisini birden uygun bir ekilde uzlatrma ilikisinin fi.
ziksel olarak gerekletirilmesini teekkl ettiren fiziksel eylerin tabiatnda
ne olduunu sorabiliriz.
Aslnda biz, alkanlk olarak, insann tarihini zgrlk ve snrlama a
sndan yorumlarz. Bu antitezin fiziksel vakalardaki gerekletirilme hadisesi
nin dnda, medenilemi insanln tarihi, fiziksel gereklerle hibir alakas
olmayan kavramlarla ilgilenen duygularn oyununun szkonusu olduu an
lamsz olaylar dizisidir.
ada hadiselerin nedensel olarak bamszl, Kfnat'taki zgrln
temelidir. ada dnyann kar karya kald yenilikler, ada hadiseler
den tecrit edilerek zmlenir. Burada, tam bir ada zgrlk mevcuttur.
Vuku bulan her eyin, baka bir eyin temelini oluturan bir art olduu id
dias doru deildir. Bu tr bir tam karlkl belirleyicilik konsepti, Kainat
"mecmua"sna / toplam'na ilikin bir mbalaadr. "Tedrici vakalar" ve
"karlkl alakaszlk" fikirleri, eylerin tabiatna gerek anlamda tatbik edi
lebilir bir mahiyete sahiptirler. Keza, sbjektif uyumazlklar formu tarafn
dan empoze edilen perspektif, baka bir ekilde, zgrln yolunu aar. n
ceki evre, kendisinden husule gelen hadisenin ilk evresini belirlemekte b
tnyle yeterli deildir. Bu yeni yaratmda ak gerekler olarak herhangi bir
ilevden alkonulan evredeki faktrler de mevcuttur. Dalga akm, kendisi
G E M i , i M D i , G E L ECEK / 225
gedeki bir hadise olabilir ve kendisinin de bir yesi olduu bu blgeyi, tek bir
blge olarak kavrayabilir.
llk ekilde analiz edilen bir blge, yasalarn dzenleyici dominant ilikiler
dizisi olduu muayyen Tabiat Yasalar'na tabi olarak idrak edilebilir. kinci
inceleme biiminde sentez, analizin yerine geer. Burada szkonusu edilen
blge, z'n, muayyen bir karmak isel nitelik olduu bir kalc btnlk
varsayar. Bu zorunlu karakter, ikinci yaklamda da grld gibi, bir blge
de hkmferma olan -birinci yaklamda grld gibi- Tabiat Yasalar dizi
sinden baka bir ey deildir. Her bir yaklam biimi de, blgeyi oluturan
pek ok hadisenin somut irtibatllna nfuz eden hakim karakter kimlii
zerin/d/e vurgu yapar. Blgenin btnl / birlii, iki yolla gerekleir: Bi
rincisi, kendisinde varolan eitli hadiselerin karlkl ikinliinden vcuda
gelen saf irtibatllk yoluyla. kincisi de, herhangi bir d hadisede eitli k
smlarnn benzer bir rol oynad nffiz edici karakter kimlii yoluyla. Dola
ysyla, kendi Tabiat Yasalar'na sahip olan buradaki blge kavram, birlikte
bir blge, Zorunlu Karakter'e sahip olan kalc cevher'in bir baka addr.
NC BLM
HADSELERN GRUPLANDIRILMASI
16. Bu "toplum" fikrinin, Descartes'n "cevher" fikriyle baz benzerlikleri var. Kr.: Descares'n
Principles of Philosophy, 1. Ksm, 5 1 -57. /lkel.eT. )
H A D i S ELERiN G R U PL AN D I R I L M A S I / 23 1
ylesi bir sonu karlabilir: Bir "insan", szcn sradan kullanmnn tam
anlamyla, burada tanmland gibi bir "ahs" deildir. Bir insan, sosyal ko
ordinasyonun eitli ksmlarnn davrannda hakim bir faktr olduu daha
geni bir toplum birliine / btnlne sahiptir.
Ayrca hayvansal ve bitkisel canl dnyay taradmz zaman, her tr be
denin mevcut olduunu grrz. Her bir canl beden, ahsi olmayan bir top
lumdur. Omurgallar da dahil hayvanlarn ounun, ahsi olan alt bir toplu
mun hakim olduu kendi sosyal sistemlerine sahip olduklar anlalyor. Her
ne kadar, elbette ki hakim ahsi toplumun hadiselerindeki zihinsel kutuplar,
insan zihniyetinin ykseklii seviyesine ykselemeseler de, yukarda verilen
ahsi tanma gre bu alt toplum, tpk "insan" gibi ayn tre mensuptur. Do
laysyla bir "kpek", bir anlamda bir "ahs"tr; bir baka anlamda ise, ahsi
olmayan bir toplumdur. Ancak, hayvanlar -ve btn bitkiler aleminin daha
dk hayat formlarnn, herhangi bir ierilmi ahsi toplum hakimiyetinden
mahrum olduu anlalyor. Bir aa, bir demokrasidir. Dolaysyla, canl be
denler, ahsi hakimiyet altnda yaayan canl bedenlerle zdeletirilemez.
"Hayat" ile "ahsiyet" arasnda zorunlu bir irtibat yoktur. "ahsi" bir toplu
mun, terimin genel anlamyla "canl" olmas, "canl" bir toplumun ise "ahsi"
bir toplum olmas gerekmez.
3.3.5. Kainat, deerlerini, toplumlarn toplumlaryla ve toplumlarn top
lumlarnn toplumlaryla ibirlii yapmas sonucunda kazanr. Dolaysyla bir
ordu, blkler toplumudur; blkler, insanlar toplumudur; insanlar, ahsi in
san tecrbesinin hakim toplumuyla birlikte hcreler, kan ve kemikler toplu
mudur; ve hcreler, protonlar gibi daha kk fiziksel mevcudiyetler toplu
mudur vs. vs. Btn bu toplumlar, etraflarn kuatan bir toplumsal fiziksel fa .
baml unsurlar olarak ilev gren kalc nesneler kompleksidir. Bizim iin,
bu daha geni toplum, tabii evrendir. Bununla birlikte onu, fiili mevcudiyet
lerden oluan irtibatsz btn'le zdeletirmenin bir mant yoktur.
Ayrca, bu kalc nesnelerinden her biri; rnein masalar, hayvan be
denleri, yldzlar vesaire, baml kalc nesneler de dahil alt / baml bir
evrendir. Bizim dorudan ayrtedici bir sezgiye sahip olduumuz tek yagane
ahsi toplum, bizim ahsi tecrbelerimizin oluturduu toplumdur. Biz, ay
rca her ne kadar biraz mphem de olsa, bedenlerimizin nceki ilevlerin
den gelen, tecrbelerimizin rn olan dorudan sezgiye ve d tabiatn
rn olan bedenlerimizin sahip olduu biraz daha mphem bir sezgiye sa
hibiz.
Tabiat, bize gzlemleme boluklarmz gsterir; ve ondan sonra, kar kar
ya kaldmz meydan okumaya kar bunlar harekete geirir. Szgelii, sra
dan fiziksel bedenlerimiz, bir "katlk" ierir. Ancak bu katlar, bir sre sonra
svlar ve svlar da gazlar. Gaz'n dnda, kat yeniden elde edilebilir. Ay
rca katlarn en kats, belli amalar iin, yapkan akkanlktr. Keza, nfGz
edilemezlik fikri de zor bir fikirdir. Tuz suda erir, ama biz onu yeniden elde
edebiliriz. Gaz, svyla kaynar. Molekller, atomlarn belli bir rnt ere
vesinde kaynamasndan doarlar. Gda, bedenle kaynar ve annda kayna
m bedensel bir g duygusu retir. Bu, zellikle akkan uyarclar iin ge
erlidir. Dolaysyla, dorudan nfGz edilemezlik tecrbemiz, gelitirilen mey
dan okumaya kar gelitirdii keskin statsn kaybeder.
3.3.6. Bir dier boluk, canl bedenlerle cansz bedenler arasndaki bo
luktur. Yine de canl bedenler, canszln kysna gelinceye kadar takip edi
lebilecek bir canlla sahiptirler. Ayrca inorganik maddenin ilevleri, canl
maddenin ilevlerinin ortasnda canllklarn devam ettirirler. Aka canl
olan bedenlerdeki koordinasyonun, nihai hadiselerde bizatihi ikin olan baz
fonksiyonlar ne kararak baarlabildii gzleniyor. Bu cansz maddeler iin
bu ilev grmeler, birbirlerini engellerler ve nemsiz bir nihai sonu retecek
ekilde devre d brakrlar. Canl bedenler rneinde ise koordinasyon, du
ruma mdahale eder ve bu iten fonksiyonlarn ortalama etkisinin hesaba ka
tlmas gerekir.
234 / FE L S EF D N C EN i N S E R V E N L E R i
GRN VE GEREKLK
eden bir ilevden, amalarn temelini tekil eden bir enstrman ilevine ge
er. Mnferit sre, artk kendi tamamlanma srecini nihayete erdirdiini
hissetmektedir: Cogito, ergu sum [Biliyorum, o halde, vanmJ. Ve Descartes'in
lgatesinde "cogiratio" terimi, salt entelektel / zihinsel anlama'dan daha faz.
la bir eydir.
Fiziksel kutbun ilk evresinin objektif ierii ile nihai evresinin objektif
ierii arasndaki bu farkllk, fiziksel ve zihinsel kutuplarn btnletirilme
sinden sonra, bu hadisenin "grn"n ina eder. Baka bir deyile "gr
n'', muayyen fiziksel dnyann dnm geirmesine imkan tanyan nitelik
ler ve koordinasyonlarn gerekletirildii zihinsel kutbun faaliyetinin sonu
cudur. Bu ideal olan ile aktel [fiili] olan'n kaynamasnn bir neticesidir; de
nize ya da yeryzne n hibir zaman dmedii bir zamanda.
3.4.3. Herhangi bir hadisede, Grn'n kendisinden doduu Gerek
lik'ten nasl bir farkllk arzettiini belirleyebilecek genel metafizik ilkeler
mevcut olmayabilir. Grn ile Gereklik arasndaki ayrmalar, szkonusu
edilen hadisenin evresine hkmeden sosyal dzen tipine bal olarak gerek
leir. Bu konudaki btn dorudan ve tahkiki bilgilerimiz, Kfnat'n [varolu
seyrseferinin] bu genel dnemiyle ve daha hususi olarak da, dnya yzeyin
deki hayvan hayatnn seyrseferiyle ilgili bilgilerdir yalnzca.
norganik bedenlerden ya da bo mekanlardan oluan toplumlar teekkl
ettiren hadiseler balamnda, ilk evrenin objektif bilgilerinde mndemi olan
gereklileri olumlayan ilevlerden zihinsel faaliyetleri ayran herhangi bir
nemli yolun olduuna inanmann bir mant yoktur. Perspektif elimansyo
nu, szkormsu dnemde bilfiil varolan "tabiat yasalar"na gre gerekletirilir.
Faaliyetlerin bu ekilde bir araya getirilmesi, fizik yasalarn ina eder. Buna
gre, gerekletirilebilir bir "grn" yoktur.
Ancak durum, dnya yzeyinin hayvan hayatnn bileenleri olan yksek
dzeydeki hadiseler iin olduka farkldr. Her hayvan bedeni, bir hissetme
organdr. Bu, hadiselerin hakim "ahsi" toplumunu da ieren canl bir top
lumdur. Bu "ahsi" toplum, hayvanlarn, mnferit tecrbelerinden tatmin ol
duu hadiselerden teekkl eder. Bu, insann ruhudur. Btn bnye organi
ze edilir. Bylelikle, genel mantalite koordinasyonu, sonunda bu ahsi toplu-
240 / FELSEF D N CE N i N S E R V E N L E R !
17. Bkz.: I l l . Kesim, I l l . Blm: 3.4., k i orada bunu Tahavvl / Deitirilme olarak nitelendir
mitim.
G R N VE G EREK L i K / 243
unsurlar, handiyse evrenseldir. Sradan bir ayna, hemen her odada, illzyona
yol aacak alglamalar retir.
kinci olarak, kendimizi normal heyecan biimleriyle snrlarsak, d olay
daki tek nemli faktrn, bedenin yzeyinin ilevlerini nasl etkiledii soru
su[nda gizli] olduu grlr. In, gze ve salkl normal bir bedene nasl
girdii sorusunun iaret ettii sorun, normal grsel duygudaki tek nemli fak
trdr. Ik, belki bin k yl uzaklktaki bir nebuladan geliyor olabilir; ya da
n kkeni, belki de iki adm tedeki elektrik lambasndadr; yanstma ve
krlma gibi karmak dzenlemelerden olumsuz etkilenmitir. Toplanmas,
younluu ve geometrik dzenlemesi gibi srelerle birlikte n gze nasl
girdiinden baka hibir eyin nemi yok, bu balamda. Beden, heyecanl "fa.
il"llerinin gemi tarihleri konusunda .son derece kaytszdr ve karakter serti
fikasna ihtiya duymaz.
Buradan karlacak sonu udur: Duyu-algsndan gelen dorudan bilgi,
btnyle hayvan bedeninin fonksiyonlaryla ilgilidir. Bedenlerin birlik duy
gusu, aslnda, bizim duyu-tecrbelerimize hkmeder. Ancak, bedensel organi
zasyon, bu fonksiyonlarn geometrik yaplaryla iyi belirlenmi geometrik ili
kiler kuran blgelerin karakteristiklerine nceki bedensel fonksiyonlardan te
vars eden duyularn btnyle tahavvln girdirir. Bu tahavvlde, tecrbe
edilen szkonusu hadise, hayvann ruhu olan ahsi hadiseler dizisine aittir.
Bedensel fonksiyonlar ve geometrik ilikilerle onlara uyumlu klnan rabta,
tecrbe edilen hadisede ikindir. Bu ilevlerde gsterilen mnferit hadiseler
den gelen niteliksel tevars, geometrik irtibatlaryla belirginletirilen blge
lerin karakteristiklerine tahavvl ettirilir. Bu doktrin, optik grntnn ana
!izinde ak seik bir ekilde ortaya konmutur; ki burada imge, gzn iinde
geometrik ilikilerce belirlenen blgede bulunur. Bu, dier varlk trlerinin
duyularnda biraz daha belirsiz olarak mevcuttur.
Ayrca, ruhun tecrbelerinin ahsi dizilerinde de, ahsi dizinin nceki
yelerinden tevars eden bir duyu-algsnn olduu da hatrlanmaldr. Keza,
duyu alglar, kendilerini sinir sisteminde ya da beyne komu olan blgelerde
de teekkl ettiriyor olabilirler. Ancak, son tahlil, Grn'nn retilmesiy
le birlikte, ahsi ruha ait olan hadiselere tahsis edilir.
244 / FELSEFi D N CEN iN SERVEN LERi
FELSEF YNTEM
19. Bkz.: Process and Reary balkl kitabm. Bundan sonraki blmlerde, bu kitaba PR olarak
atf yapacam. Ayrca Science and he Modem World balkl almama da baklabilir. Bu
kitab da bundan sonra SMW olarak zikredeceim.
250 / FE L S EFi D N CEN iN S E R V E N L E R i
rinde duruyor. Modem epistemoloj i bu prosedr iki ekilde izah eder ki, iki
izah da yanllar zerine kurulmutur. Bu yanllarn kkeni Greklere kadar
gider aslnda. Burada modem olan ey, bu iki izaha sanki her eyi aklyor
nuasa olaanst bir ekilde gvenilmesi ve yaslanlmasdr.
3.5.6. Burada szkonusu olan birinci yanllk, d dnyayla birlikte be
duyu organndan ibaret olan birka belli / kesin iletiim alannn varolduu .
varsaymdr. Bu da, veri araynn, duyu organlarnn, tercihen de gzlerimi
zin faaliyetleri tarafndan dorudan ne tr veriler sunulduu sorusuyla daral
tlaca varsaymna yol amaktadr. Bu duyu-organlar doktrini mulaktr,
genel geerdir ve yalnzca pratik olaylar iin nemlidir. zellikle btn pozi
tif bilimler (exact sciences) , bu verilerden doar. Bilimsel dnce kategori
leri ise "baka yerler"den kesbedilir.
Bununla birlikte canl tecrbe organ, bir btn olarak canl beden'dir. s
ter kimyasal, ister fiziksel, isterse paralayc olsun, bedeninin herhangi bir
parasndaki dengesizlik, btn organizmann kendisini yeniden dzeltmesini
FELSEFi Y N T E M / 255
21. Bkz.: PR, i l . Kesim, zellikle 4 v e 1 1 ile; iV. Kesim, iV. v e V . Blmler.
256 / FELS E Fl D N C E N i N S E R V E N L E R i
23. Bkz.: John Morley'in [lngiltere Babakan Gladstone'un hayatna dair yazd) Ufe of Glads
tone balkl kitab, X. Blm.
258 / FELSEFi D N C EN iN S E R V E N L E R i
25. Bla.: S. M. W.
26. Bk.: Essays on Tru:h and Realiy, VI. Kesim; On OuT Knowledge of Immediae Experience,
Appendix, s. 193.
FELSEF YNTEM / 2 6 1
dr. Mesela, bilinlilik, eer mevcutsa, sbjektif formun iinde bir unsurdur.
Tabii ki bu, Bradley'den bir hayli ayrldmz gsterir. Sbjektif form, ba
lang noktalar / bilgileri nedeniyle zne tarafndan idrak edilen bir nite
lik / keyfiyettir.
Bununla birlikte Bradley'in, sbjektif formun fonksiyonuna ilikin geli
tirdii yaklamlara genel anlamda katlyorum. Szgelii, u grleri katld
m grler: "Bu bilmeceler, hissetmediim ve benim nmde olan nesneler
olarak varolmadka ve aktif olarak bulunmadka, zlemezdir. Bu hissedi
len unsur, kullanlr ve beni tatmin eden bu nesnenin inasnda mutlaka kul
lanlmaldr."29
Benim amdan bu ifadede bir belirsizlik var, ama ben bu ifadede dile ge
tirilen yaklamn alternatif anlamna da katlyorum.
"nmdeki bir nesne olmayan" hissetme bileeni, sbjektif formdur. Eer
Bradley, sbjektif hissetme biimlerinin btnleme srecini belirlediini
sylemek istiyorsa, onun bu fikrine katlyorum. Sonu, Bradley'in de ifade et
tii gibi, yaratc srecin bakaldrsn sona erdiren nihai his demek olan "tat
min"dir.
Bununla birlikte Bradley'in, "hissetmediim ve benim nmde olan nes
neler olarak varolmadka" cmleciindeki durumu, ben "negatif kavray"
olarak adlandryorum. Bylesi bir kavray, sbjektif formun yaratc srece
yapt katk yoluyla gerekleen bir olgu olarak aktiftir; ama bu, nihai tatmin
bilgisine ulama imkanndan neet eden "nesne"sini gz ard eder. Bu nihai
karmak balang noktas, "beni tatmin eden obje" olarak tarif ettii eydir.
Onunla burada da hemfikirim.
Her zne-nesne durumunun somut olarak sergilenmesine kanlmaz ola
rak nfz eden "canl duygu" doktrini, Bradley'in doktrininden ok daha es
kidir. Bu doktrininin nvesini, genel niteliin, uygun bilgiye uygun olduu
konusunda srar eden Eflatun'da buluyoruz. Eflatun, "canl duygu"nun, plak
entelektel alg'dan soyutlanmasn rtk bir ekilde reddeder ve bylelikle
erdem'i bilgi ile zdeletirir. Psikolojide katedilen mesafeler, bilinli tefrik
30. nemli bir eser olan ]. H. Denison'n Emotion as he Basic of Ciliilization (New York, 1928)
balkl kitabna Moore'un yazd "Giri Notu"na baknz.
31. "Duygusallatrma" srecinin genel tasviri iin benim Symbolism, I ts Meaning an Effec ba
lkl kitabma baklabilir; ayrca PR balkl almamn il. Ksm, VIII. Blm' ile Ill. B
lm'ne de baklabilir.
264 / FELSEF D N C E N i N S E R V E N L E R i
32. Bu terim L. T. Hobhouse tarafndan Theory of Knowledge balkl kitabnn Birinci ve ikin
ci Blm'lerinde kullanlmtr.
FELSEF YNTEM / 265
bilir. Tarihsel gelenekteki dier kklerle ilikisi olan alternatif doktrin tale
binin kendisini bu terim seimleriyle snrlamas, baz temel varsaymlarn
asla yenilenmemesi gerektii iddiasna dayanr. Sadece kendilerini kutsal te
rimlerle ifade eden dnce ekollerine izin verilir. Makul olarak istenebile
cek ey, her bir doktrinin kendi lgatesini kendi geleneine dayandrarak
temellendirmesidir. Bu tr nlemlerin alnmas, yeni kavramsal araylara
kar gsterilen tepkilerin, bilinaltnda gizlenen dogmatizmin bir gstergesi
olduunu gsterir.
3.5.14. Felsefenin, delillerini incelemede bavurduu ana yntem, tasvir
edici genelletirmelerdir. Sosyal kurumlar, eitli karakteristikler yumandan
oluur. Szkonusu dnemin hususiliklerinde kksalan baz pek ok karakteris
tikleri temsil ederler. Felsefi genelletirme, bu hususiliklere nemli lde
uyanlar ne karr; uymayan geliigzel ve aykr olanlar ise geri plana iter
ve eler. Hususi bir olgudan ya da trlerden / tiplerden, rneklenen / varolan
deha'ya doru bir trman szkonusudur.
Bunun kart bir ilemin imkansz olduuna dikkatinizi ekerim. Bir
tr'den hususi bir olguya ya da trlere doru d szkonusu deildir. Zira ol
gular ve trler, genellerin / tmellerin bir araya getirme teebbsnn bir r
ndr. Hibir tr, z itibariyle, badaabilecei dier trlere iaret etmez.
Szgelii, bir belkemii fikri, emzikli ya da suda yzen bir ocuk nosyona ia
ret etmez. Yalnz bana alndnda, hibir omurgal tr, soyut imkanlar ola
rak bile memeliler ya da balklara iaret etmez. Bizzat tr'n kendisi tarafn
dan verilen form'lar iierdii iin, trleri de, rnekleri de yalnz bir tr ola
rak kefedilmez. Bir tr, baka trlerin potansiyel karmdr; ve mnferit bir
rnek, pek ok eyin yan sra, pek ok tr'n gerek anlamda birbirine kar
masdr. Kyaslama, birbirine karma yollarn gsteren bir emadr.
Dolaysyla Mantn ii, genelliklerin / tmellerin analizi deil, onlarn
paralarnn birbirine katlmalarnn analizidir.
Felsefe, genelliklerin btnletirilme imkanlar asndan genelliklere tr
manma abasdr. Yeni genelliklerin kefi dolaysyla, mevcut bilinen genel
liklerin retkenliine katkda bulunur; yeni btnletirme imkanlarn daha
bir grnr klar.
266 / FELSEF D N CEN i N S E R V E N L E R i
3.5. 15. Baz Byk ilkelerin zayf bir ekilde kavranmas bile, kendisini
olaanst duygusal bir gle donatmaya eilimlidir. Derin sezgi gcyle bu
tr kompleks hislerden doan hususi eylemler yuma, ilk evrelerinde sklk
la kaba ve berbattr. Son olarak, medenilemi bir dil, her bir kelimenin ken
di hususi zelliklerini tecessm ettirdii btn bir kelimeler kmesi retir.
Eer, btn bu trden eitli hususiliklerin mtereken katldklar bir btn
le ulamay arzularsak, ortak unsurlarn belirgin klabilme umuduyla btn
bir kelimeler kmesini bir araya getirmek zorundayz. Bu, felsefi genelletir
menin amac asndan zorunlu bir ilemdir. Bildik kelimeleri prematre bir
ekilde kullanmak, szkonusu kelimelerin bildik hususi armlarn kullan
makla gerekletirilen arzu edilen genelletirme giriimini snrlar.
Szgelii, ileyen hipotez'in, nihai gerekliklerin dou srecindeki olaylar
olduunu kabul edelim.33 Bu durumda, her biri kendi mnferitliiyle grlen
her bir olay, iki ideal soyut aba arasnda bir geittir; yani, ideal muhtelif e
itliliklerindeki bileenlerin, kendi mahhas btnlemelerindeki ayn bile
enlere dnt bir geittir. Bu srele ilgili iki ada doktrin mevcuttur.
Birincisi, hilikten bu nihai btnl ortaya karan d Yaratc doktrinidir.
kincisi de, Kfnat'ta bu geit'in hadiselerinden ve bu hadiselerin bileenle
rinden baka hibir ey olmadn varsayan, eylerin tabiatna ait olan meta
fizik ilkedir.
imdi bu son doktrini gzden geirelim. Buna gre Yaratclk kelimesi,
her bir olayn, yenilikte tezahr ve tecelli eden bir sre olduu fikrini ifade
eder. Ayrca eer kin Yaratclk ya da z-yaratclk gibi kavramlarla koru
nursa, akn Yaratc gibi bir kavram olduu izlenimi vermekten kanlm
olur. Ancak, salt Yaratclk kelimesi, bir Yaratc'nn varln ngrr; dola
ysyla doktrin, bir paradoksa ya da bir panteizm havasna brnr. Yine de
halen yeniliin douu, kken anlamn tamay srdrr. Ayrca bu, somut
nitelemesinin btn bir fiziksel gereklik nosyonu iin bildik bir ekilde kul
lanlma avantajna sahiptir. Dolaysyla bu, btn bir kompleks btnlk ka-
33. PR balkl kitabmda, yukarda zikredilen ikinci doktrin ayrntl olarak ilenmi ve geli
tirilmitir.
FELSEF Y NTEM / 267
medeniyet
dncesinin
servenleri
BRNC BLM
-- --
HAKKAT
olan snrl bir rnt zdelii sezgisi vardr. Bu zdelik nedeniyle subjektif
formun, bir nesnenin hissinin dierine nakledilmesi durumu szkonusudur.
Biri iin uygun olan, dieri iin de uygundur. "Bu, budur" nermesinin sezgi
sel olarak kabul, kontrastn bir yzndeki nesneden dier yzndeki zneye
naklini merulatrma biimini ieren bir subjektif formdur.
Bylelikle, gerek bir gereklik olarak nesne, dier nesneyle benzerlii ne
deniyle ortaya kan faktrlerinin grece deerlerinin yeniden ayarlanmas ve
gzden geirilmesi imkann yakalar. Baka bir deyile, Grn'e yak/n/la
an gerek bir olguya dnr. Bizatihi kendi doas nedeniyle faktrleri, sz
konusu varsaymlarda hissedilmez. Hakikati ksmi (partially = paral) olarak bil
mek, Kainat' tahrif ve tahrip etmek demektir. l O'a kadar ancak sayabilen "ilkel"
biri, kk saylarn nemini olaanst bir ekilde abartr; ayn ekilde, mil
yonlara ulanca muhayyilesi duran bizler de, ulatmz noktay oh.anst
bir ekilde abartrz. Bu, yanl bir ahlaki dzletirme abasdr; oysa, hakikati
btn boyutlanyla bilmek gerekir. Kk bir gerek, byk ktlklere yol aa
bilir. Ve bu byk ktlkler, byk yanllklar eklini alabilir. Hemi Poin
care, alakasz zamanlarda ve alakasz ekillerde kullanlan kesinlik arala
r'nn, bilimin gelimesini engelleyebileceine dikkat eker. Mesela, eer
Newton'n muhayyilesinde, modern gzlem tarafndan ifa edildii gibi Kep
ler'in Yasalar'nn yanllklar hkmferma olmu olsayd, dnya belki de,
hala Yerekimi Yasas'nn kefini bekliyor olacakt. O halde hakikat, mutlaka
tam vaktinde telaffuz edilmelidir.
4.1 .4. nsan tecrbesindeki hakikat ilikisine dair verdiimiz bu iki arp
c nek, varsaymlarla ve duyu-alglar yoluyla gerekletirilir. Varsaym, ya
basit, ya da daha basit nesnelerin kompleks bir rnts olabilen baz d nes
neleri vcuda getiren baz hususi gereklikler rdbtalannn soyut olarak "gerek
letirilebilme" imkandr. Bu gerekletirme, birincisi, kendisine hamledilen
ilevlerindeki muhtelif hadiseleriyle birlikte dnlen btn bir rabtayla il
gilenir. kinci olarak da, tm veya muhtelif hadiseleri yoluyla ebedi bir nes
nenin mnferit olarak vcuda getirilmesiyle ilgilenir. nc olarak da, he
nz hususiletirilmemi yan rabtalaryla birlikte mterek bir vcuda getirme
ilemiyle ilgilenir. Btn bu alternatifler, yalnzca eitli varsaym trlerinin
274 / M E D E N i Y ET D N C E S i N iN SERVENLERi
Ayrca biz, duyu formu olma noktasna gelen halet-i ruhiyelerin keyfiyet
lerini aslnda bebek iin fonksiyon gren bir duyu formu olarak gzlemleriz ve
yetikin kiinin gelimi aklnn gelitirdii bu kategoriden ayrrz onu. Sz
gelii bebee bakan annenin sevgi, nee, elence, depresyon ya da irkilme gi
bi duygusal ruh halleri, bebek tarafndan annenin yznde hemen ve doru
dan alglanr ve annda tepki verilir. Bizim epistemolojilerimizin bilgilerini
elde ettikleri derin dnce silsilelerinin, henz konuamayan bebeklerde ya
da kpeklerde veya atlarda gerekleme imkan kesinlikle imkanszdr. Bu tr
ruh hallerinin bu olaylarda dorudan idrak edilmeleri, dier duyu formlarn
da da ayn ekillerde gerekleir. Bu ruh hallerinin idraki, hayvan bedeninde,
bu duyu formlarnn naklindeki fonksiyon grmelerden olduka farkl ekil
lerde fonksiyon grr. Dolaysyla, eitilmi akl iin, [derece deil] tr farkl
l sz konusudur.
Ancak bebek, her ne suretle olursa olsun, annesinin nee ve sevincini bir
veri olarak hisseder ve onu etkileyici bir tonla tasdik ederek duyumsar. Bura
daki veri, gemi'ten, yakn gemiten gelir. Ve bu, annenin varoluu, bede
ni ve ruhunun kompleks gereini teekkl ettiren hadiseler rabtas tarafn
dan igal edilen mevcut blgenin zerine teksif edilir. Zira, bebek iin Gr
n, nee ve sevin keyfiyetini de ierir. Ve bu anlamda, gerek anne'yle sz
cn gerek ve tam anlamnda hakiki bir hakikat-ilikisine sahip olabilir ve
oklukla da sahip olur zaten.
4. 1 .6. Duyu-algsnn ada hadiselerle ilikisi, ayn zamanda, Grn
ile Gereklik arasndaki bir baka hakikat-ilikisi trdr.
Duyu-algs, salkl hayvan bedeninin normal fonksiyonlarndan neet
edebilir. ahsi ruhun eski hadiselerinin sonucunun miras da, keza bu salk
l normallii paylaabilir. Ayrca, sz konusu hususi beden ile ruh, bu hayvan
trlerinin korunmas iin normalde gerekli olan akkan enerjinin temel d
aktivitelerine tepkilerinin olumlanmasn paylaabilirler. Bu normallik artla
r gz nnde bulundurulduunda, ortaya kan grn, bu trn yaad
artlarn hayvan trlerine uygun olacaktr. Bu, tabiatn gereidir; ve Gr
n, kozmik dneme ve bu dnemdeki daha hususi artlara ait olan bir Tabi
at Kanunu meselesini ifade eder. Bu, ilk trdeki hakikat-ilikisi'ndekinden
278 / M E D E N i Y ET D N C ES i N i N S E R V E N L E R i
ok daha dolayl bir nitelie sahip olan Grn ile Gereklik arasndaki ha
klkat-ilikisi'dir. Bu, yapt atfta daha geni kapsaml, daha belirsiz ve daha
kaynam bir haklkat-ilikisi'dir. Kendine zg zelliklere sahip iyi artland
rlm mnferitlerin bu artlar altnda alglad eyi alglamaktayz.
4. 1 . 7. Herhangi bir haklkat-ilikisi'nde bir ayrm beliriverir. Gereklik,
gemi'te ilev grr; Grn ise imdi'de alglanr. Aysz bir gecede gky
zndeki snk kl Samanyolu, ada dnyann bir Grn'dr; yani, g
rnd haliyle bu dnyann Kap' iindeki byk blge'dir. Ancak, ilevi
Grn'te ortaya kan Gereklik, snrsz bir zaman yolculuuyla uzayn de
rinliklerine ve hayal dnyamza yolculuk yapan k-enerjinin akdr.
nmzdeki manzarada, belirsiz sonlu bir mesafede grnd ekliyle
Samanyolu'nun tesinde bizi ada dnyadan ayran ve tesine tayan bir
engel vardr: Peki, k-enerji'nin naklinin bu uzak aktivitesi, hala ada bir
olgu olarak varln srdrmekte midir? Belki de bunlar, olup-bitenleri dze
ne sokan bu uzak blgenin oluturduu hadiselerdir. Yldzlar birka gnl
ne gkyznde dans ederler, ama birka yl iinde klar snverir. ada
blgelerin Grn', gemi'le ve ada Gereklik'le kendine zg haklkat
ilikisi'ne sahiptir. Bu son hakikat-ilikileri, hakikat ilikisinin gemile ve
dzen trlerinin istikrarna dayal tecrbemizle temelini merulatran imaji
natif bir srama yoluyla tahmin edilebilir yalnzca.
Her ne kadar eski ile yeni, yani gemi, imdi ve gelecek fiziksel ve zihin
sel kutuplar iin ayn lde geerli olsa da, belki de hadiselerin karlkl i
kinlii, yine de zihinsel kutuplarn birbirleriyle ilikisinin tpk fiziksel ku
tuplardakiler gibi ayn perspektif yasalara tabidir. O halde, llebilir zaman
ve llebilir mekan, gemi ile gelecein karlkl iliki kurmalarna uy
gundur. Dolaysyla, Grn'n baz trleri konusunda ada dnyayla zi
hinsel ilikisinde bir aciliyet unsurunun varlndan szedilebilir. Duyu-alg
sna yerlemi duyu formlar gibi dier Grn trleri, fiziksel kutuplarn
karlkl ikinliinde ortaya kan perspektifi ifade eden zaman ve mekana
baldr.
Eer durum buysa, baz Gereklik trleri, dierlerine nazaran ada Ger
eklik'le daha dorudan bir ilikiye sahip olacaklardr.
H A K i K A T / 2 79
eylerin bir ekilde bizim duyularmzn o blgeleri algladklar gibi vuku bul
duuna ilikin inancmzn inandrc temellerine sahip miyiz? Her eyden n
ce, burada sz konusu edilen uyumluluk, tabiatn zorunluluklarndan domaz.
Yanl alglamalar bunun kantdr. ifte grnt ve n yansmasnn ve
krlmasnn sonucu ortaya kan imgeler, blgelerin grnnn o blgeler
de olup bitenlerle ilgisinin olmadn gsterir. Grnler, nihayetinde, hay
van bedeninin grd ilevlerle artlandrlr. ada blge iindeki bu i
levler ve vuku bulan bu olaylar, her ikisi iin de son derece gerekli olan onak
bir gemi'ten sregelir. O halde tam bu noktada, hayvan bedeninin ve d
blgelerin uyum iinde olup olmadklarn, normal artlar altnda grnle
rin sz konusu blgelerin iindeki tabiatlara uyup uymadn sormann tam
srasdr.
Bu uyumluluk durumunun elde edilmesi, hayvan hayatnn yksek trleri
balamnda tabiatn kusursuzlamasna bal olacaktr. Bu, elbette ki zorunlu
deildir. nk aktr ki, bu srete baarszlk da, trl mdahaleler de, ya
da yalnzca ksmi uyum salama durumlar da szkonusudur. Bununla birlikte
tabiatn, kendi iinde bir uyum temayl, kusursuzluk aray iinde olan bir
Eros ierip iermediini sormak zorundayz. Bu soru, dar hakikat-ilikisi kav
ramnn tesine gemediimiz srece tartlmaz.
KNC BLM
--M"\ --
GZELLK
rbesi olan subjektif duygular, ilerde de greceimiz gibi, zel bir incelemeyi
gerektiren bir snfa aittir. Tam anlamyla kusursuzluk, bu snfa ait duygula
rn dta braklmasn gerektirir. Biraz daha yakndan incelendiinde daha iyi
grebileceimiz gibi belli bir kusursuzlama trn gerekletiren hadiseler
den daha iyi olan kusurlu hadiseler de vardr. Aslnda, yksek ve dk ku
sursuzluktan ve dk kusursuzluun zerinde yer alan daha yksek bir kusur
suzluu amalatan bir kusurluluktan da szetmek gerekiyor. En maddi ve en
duygulandrc hazlar, yine de Gzellik trlerinin rettii hazlardr. Bu ba
lamda gerekletirilen bir gelime, uyumsuz duygular tecrbesi zerine kuru
lur. zgrln sosyal deeri, uyumsuzluklar retebilmesinde gizlidir. Kusur
suzluklarn tesinde kusursuzluklar vardr. Btn gerekletirme biimleri
sonludur ve btn kusursuzluklarn nihai noktas olan bir kusursuzlama yok
tur. eitli kusursuzluk biimleri kendi aralarnda uyumsuzdur. Dolaysyla,
Uyumsuzluk tarafndan Gzellik'e yaplabilecek -bizatihi tahripkar ve kt
olan- katk, tazeliini hala koruyan baz dier ideallerle uyum salayabilecek
bir ama deiimi sunan pozitif bir duygudur. Dolaysyla, Uyumsuzluun de
eri, Kusurluluun erdemlerine bir armaan olmasdr.
4.2.5. Antik Grek uygarlna yle bir bakmak uyumsuzluun deerini
resmedebilmek iin yeterlidir. llerleme yar, byk kusursuzlama ideali ta
rafndan balatlmt. Bu ideal, komu medeniyetlerin rettikleri idealler ze
rinde youn bir gelime kateden bir idealdi. Bu ideal, Greklerden nce de, o
zamandan bu yana da henz alamam insanlarn hayatlarnda gerek gzel
liini kazanan bir uygarlkta etkili olmu ve hayata geirilmiti. Grek sanat,
teorik bilimleri, hayat tari, edebiyat, felsefi ekolleri ve dini ritelleriyle bu
harikulade idealin her ynn ifade etme yar iindeydi. Kusursuzlama ger
ekletirilmiti, ama bu yzden esin de ortadan kaybolmutu. Art arada gelen
kuaklar tarafndan yaplan tekrarlar nedeniyle tazelik, yenilik duygusu yava
yava yok olmaya yztutmutu. Bilim ve bilimsel beeninin yerini macera tut
kusu ald. Helenizm'in yerine, dehalarn gdkletii Helenistik dnem yer
leti. Eer bir yandan, Barbarlarn kkrtc saldrlar olmam [ve pskrtl
memi], te yandan da, Hristiyanlk ile slam gibi iki byk dinin ykselii
gereklememi olsayd, Akdeniz medeniyetinin kaderinin ne olacan ta-
G ZE L L i K / 289
hayyl bile edemezdik. nk tam iki bin yl boyunca Greklerin sanat form
lar ruhsuz bir ekilde tekrarlann duruluyordu yalnzca. Stoac, Epikrc,
Aristocu, Yeni-Eflatuncu felsefe ekolleri, basit formlletirmelerle tartld:
Kuru, kurallara balanm tarihler yazld. Antik trenleri kutsayan, zahite
bir hayat tarz tarafndan desteklenen duraan bir ynetim srdrld. Derin
liksiz bir edebiyat retildi. Sorgulanmayan ncllere dayal, yalnzca ayrnt
lara gmlm bir bilim anlay gelitirildi. Serven ruhundan yoksun duyar
lklar tekrarlanp duruldu.
Bu tablo, aka olsun diye izilmi bir tablo deil. Btn o frtnal hayat
seyrseferine ramen Bizans lmparatorluu'nda, yaklak bin yl bu duraan
lk ve bu tekrar hkmferma oldu. Budizm gibi yeni bir dinin rettii canlan
maya ve Tatar igallerine ramen, ayn ey tam bin yl boyunca grkemli in
medeniyetinin de bana geldi. inliler ve Grekler, belli mkemmelliklere
ulam, her biri de hayran kalnmay hak eden devasa medeniyet tecrbeleri
retmilerdi. Ancak mkemmellik bile, kuru tekrarn ar ykn tayamaz
ve aamaz. Bir ilk kvlcmn yarataca younlua sahip bir medeniyeti re
tebilmek, bilimden daha fazla eylere ihtiya duyar. Yeni bir mkemmellik
aray demek olan serven duygusu kanlmazdr.
4.2.6. Bu sonuca armamz salayacak bir neden yok aslnda. Kendili
indenlik ve zgnlk, her fiili durumun zne aittir. Bu, mnferitliin (ken
dine zgln] stn bir ekilde ifade edilmesidir. Bunun uyum salayc sub
jektif formu, zgrlk hazzndan doan haz alma zgrldr. Yenilik, yara
tc bir ruh ve younlua zel bir dikkat gstermek bundan doar. Bir ahsi
hadiseler dizisinde, sonu grme kudretine sahip bir mkemmellik idealine tr
manma abas, byk varyasyonlarn btnyle denendii canlanma ve diri
li aamasndan daha sarsc bir yaratclk ruhu retir. Dolaysyla, burada ve
rilecek en bilgece t, ayn tr mkemmelliin btnyle ve srekli olarak
hayata geirilmesi abasna ara vermemek gerektiidir. Hadiseler toplumun
daki her hadise ve daha hususi olarak her ahsi toplumdaki her hadise, zihin
sel kutbun faaliyetlerinden doan Gri.n ile fiziksel kutbun tevars edilen
Gerekleri arasnda baz kartlklar bularak bu ruhu aratrr. Kendiliinden
lik en alt dzeye geldii zaman, pratikte nemsiz operasyonunun nihai izleri,
290 / M E D E N i Y ET D N C ES i N i N S E R V E N L E R i
HAKKAT VE GZELLK
hakikat-ilikisi, iliki kuran iki aktrn mterek baz faktrlere sahip olma
sn gerektirir.
Bizatihi kendisi asndan ve dier faktrlerden ayr olarak, hakikat-iliki
si konusunda zel bir nemin varlndan szedilemeyecei anlalyor. Bura
da belli bir snrl zdelie dayal plak bir gerein varl szkonusudur.
Bylesi bir gerekte, idrak edilen hadisedeki subjektif form trne zorunlu ola
rak tekabliyeti dikte edecek bir durum sz konusu deildir. Subjektif form
zerinde Gzelliin yaygnlatrlmas ynnden . bir hakikat-ilikisi olarak
bylesi bir etkinin niin var olmas gerektii meselesi ise daha fazla ak deil
dir. Baka bir deyile bir hakikat-ilikisi, hi de gzel olmak zorunda deildir.
Hatta tarafsz bile olmayabilir; kt olabilir. Bylelikle Gzellik, tabiat gere
i kendini-merulatrmak gibi tek bir amala ba baa braklr. Kfnat'taki
Uyumsuzluk, Gzellik biimlerinin badaabilir olmasndan deil eitli olma
s gereinden doar. Ama yine de, bir Gzellik biiminden dierine geite
belli oranda bir Uyumsuzluun kartrlmas gerekli bir faktrdr. imdi'deki
gemi ve gelecein objektif hayat, huzursuzluun kanlmaz bir unsurudur.
Uyumsuzluk, bir yenilik veya mit biimi ya da bir korku veya ac ekli alabi
lir. Yksek zihniyet trlerinde yersizletirme abas, subjektif form zerindeki
niteliksel karakterini zel bir yaknlkla, honutlukla ya da honutsuzlukla et
kiler. Kapsaml bir ama, tecrbenin muazzamlna yapt katk nedeniyle ta
biat gerei gzeldir. Bu, tecrbe eden znenin boyutlarn artrr ve onu y
rngesine alr. Dolaysyla, belli bir ama adna taptaze bir ey gerekletirme
abasnn tahrip edilmesi, grn itibariyle, Uyum'un kurban edilmesidir.
4.3.2. Hakikat-ilikisinin mmkn zamanszl, Gzelliin yaygnlama
snda Hakikat'in sahip olduu genel nem, ayan- dikkattir. Her ey sylen
dikten sonra hakikat-ilikisi, yine de Uyum'u gerekletiren basit ve dorudan
bir ifade biimi olma zelliini korur. Dier yollar dolayldr; ve dolaylln
kaderi de, evrenin merhametine kalmtr. Subjektif idrak biiminde temiz
lie benzer olan Hakikat hakkndaki kr bir gcn, yani istenmeyen uygun
suzluk olan ktln ortadan kaldrlmas sz konusudur. Beraberinde ta
d dorudanlk duygusu, bir kompleksin gzellii iin son derece gerekli
olan ayrks mnferitlikleri destekler. Yanllk, ypratc ve rtcdr.
H A K K A T VE G Z E L L i K / 299
baka hibir eyi amalamyoruz. Talihli deiimler "el ele, denekle ve yava
admlarla" gerekletirilegelmitir.
4.3.5. Sanat mmkn klan tecrbdeki faktr, uurdur.35 Elbette ki u
ur, tpk baka her ey gibi, bir anlamda, tarif edilemez bir eydir. uur, yalnz
ca kendisidir ve ne olduunun anlalabilmesi iin mutlaka tecrbe edilmeli
dir. Ancak te yandan, tpk tm dier eyler gibi, artlarn buluma noktas
nn znde resmedilen yeni doan bir niteliktir. Bu buluma noktasnn nite
liksel yndr. Hal byle olunca, uurun tecrbedeki buluma noktasndan
fkrd ayrntlarn analizinin yaplmasn talep edebiliriz.
uur, bir olgunun buluma noktasnn ve bu olgu hakknda gelitirilen
varsaymn bir sonucu olarak objektif ierikte vcut bulan bu niteliktir.
Kompleks nesneden, subjektif idrak biimine uyumlanarak girer. Fiili Durum
ile deal Durum, yani fiziksel kutbun rnleriyle tecrbedeki zihinsel kutup
arasndaki kartlkta mndemi olan bir niteliktir. Bu kartlk, tecrbedeki
zayf unsur ise, o zaman uur, orada yalnzca bir tohum olarak, rtk bir kapa
site olarak mevcuttur. Bu kartlk iyi tanmlandnda ve ne kmaya bala
dnda, hadise gelimi bir uur ierir. uur tarafndan retilen bu tecrbe,
sadece bir seimdir. Dolaysyla uur, bir dikkat biimidir. Semeci vurgunun
u noktasn retir. Bir hadisenin kendiliindenlii, temel grnmlerini, il
kin uur ynnde, ikincisi de uurlu bir dikkat alanna geecek fikirlerin re
timinde bulur. Dolaysyla uur, kendiliindenlik ve sanat i ie gemi olgu
lardr. Ancak, ak uurun iinde doan bu sanat, zayf uurda ya da tecrbe
nin uurd faaliyetlerinde daha yaygn bir ekilde dolama sokulan sanatn
hususilemesidir.
uur, bir tecrbe hadisesinin yapayln glendiren bir silahtr. tk Ger
eklie kyasla nihai Grnn nemini artrr. uurda ak ve anlalr olan
ey Grn'tr; uurda kolaylkla ayrt edilemeyecek ayrntlarla arkpalana
itilen ise Gerekliktir. uurlu bir dikkate szan ey, Gereklik sezgilerinden zi
yade, Gereklik hakkndaki varsaymlar yndr. Yanl yapmann sz konu-
35. Bk.: P. R., il. Ksm, VII. Blm, il. Altblm ve ili. Ksm, il. Blm, iV. Altblm ile
iV. V. Blmler.
H A K i K A T VE G Z E L L i K / 303
lan zerinde younlar. Dolaysyla insan bedeni, sanatn yegane konusu olan
bu grn'n deerini pekitirir. Bylelikle sanat eseri, Grnmeyen'den ge
len bir mesajdr. uurun keskinliinin ve dikkatinin yokolduu n cephenin
gerisinden gelen duygu derinliklerini zer. Olduka gelimi insan sanatnn
balang noktas, bylelikle, bedenin fizyolojik ilevlerinin rettii zlemle
rin ortasnda aranmaldr. Sanatn kkeni, yeniden-telaffuz zleminde gizli
dir. Baz tekrar biimlerinde, ahsi eylemlerimiz ya da kavraylarmz yoluyla
kendimizin ve atalarmzn duygusal hayatlarn yeniden yaamak iin gemi
i ve gelecei dramatize etmeye ihtiya duyarz. Fazla ileri gtrlmemek ar
tyla, ok da belirgin olmayan bir anlamda, ok uzak jeolojik dnemlerde ya
ayan atalarmzn hayat hikayelerinin zelliklerini dlyatandaki embriyoda
yeniden reten biyolojik bir kanun vardr. Dolaysyla sanat, oyun, dini rit
el, kabilevi trenler, dans, maara resimleri, iirsel edebiyat, nesir ve mzik
ten doan trensel evrimler geirmi bir kkene sahiptir.36 Bu listedeki her
bir ye, en basit formlarnda, gnlk hayatn mecburiyetleri srasnda birden
bire beliriveren canl bir tecrbeyi yeniden retme abalarn kutsar. Canl
olan duygu ve tecrbenin baz unsurlar, zorunluluklarndan arn/drl/r.
Akm sona ermitir, ama youn duygu cokusu varln srdrr. Temelde,
orijinal olan younlama, zor koullarn rn olarak ortaya kar; ancak bu,
sanatta, sanatn kkeni olan zorunluluu geri plana itmitir artk. Odysseus,
"glgeler altnda Homer'in Odysseus arksn sylerken iitirse, o zaman Ho
mer, serven dolu hayal dnyasndaki gezintilerini cokulu bir ekilde yeni
den-telaffuz etmektedir" demektir.
Medeniyetin sanatlar, fiziksel ve hayal gcne dayal pek ok kaynaktan
beslenir ve fkrr. Ancak btn bu kaynaklar, yceltmelerdir; ilkin hayatn
canllndan haz alma, basit zleminin ihtiya annda fkran yceltmelerin
yceltmeleridir.
Dikkatimizin odan birazck deitirirsek . . . Sanat, varoluunun baskla
rna gsterilen psikopatetik bir tepki olarak tasvir edilebilir. Bu nokta-i nazar
dan bakldnda Homer'in dinledii Odysseus, gelecekte vuku bulacak kar-
SERVEN
di. zel bir antik toplum rnei, statik bir ideal sunuyor ve btn dier im
kanlar gz ard ediyor. Bu ilem, antik dnyada dikkati dorudan sylenen ve
yaplan en iyiye ynlendirmek iin yeterli bir ilem olmaktan uzakt/r. O yz
den ortaya kan sonu, statik, baskc ve zihnin dk / kt alkanlklarn
yayan / yaygnlatran bir sonu olmutur.
Oysa Greklerin, hi de geriye-dnk ya da statik olmadklarn sylemem
gerekiyor. Komularyla karlatrldnda Grekler, tarihsel olmayan [syle
dikleri tarihsel / zamansal snrlarla snrl olmayan] tek toplumdu. Grekler,
speklatif/ felsefe yapan, servenci ve yenilie a't. Bizim yaptmz ama en
Grek[lere ait] olmayan ey, Grekleri taklit etmektir. Zira Grekler, takliti bir
toplum deillerdi.
Medeniyet fikrimizi kurarken kar karya kaldmz bir dier tehlike
de, mnhasran byk lde Gzel Sanatlarla ilgili olan pasif eletirel ni
telikler zerinde younlamaktr. Bu nitelikler, medeni bir toplumda nem
li bir unsurdur. Ancak medeniyet, Gzel Sanatlar deerlendirmesinden da
ha fazla bir eydir. Medeniyeti, mzelere ya da sanat atlyelerine hapsetme
meliyiz.
Burada, medeni bir toplumun Hakikat, Gzellik, Serven, Sanat ve Ba
r'tan [=Skunet'ten] oluan be temel nitelii tezahr ettirdii genel bir me
deniyet tarifi sunuyorum. Burada bu son nitelikle, yani Bar'la / Skunet'le,
siyasi ilikilere atfta bulunmuyorum. Gzel eylemin eylerin tabiatnda kk
sald fikrine dayanan bir zihinsel nitelikten szediyorum.
Bu fikirler tarafndan nerilen birbirinden farkl btn sorular bu ksa be
blmde tartmak elbette ki, imkanszdr. Bu blmde, medeniyette bu un
surlarn grd eitli ilevleri aydnla kavuturacak felsefe ve tarihle ilgi
li birka temel nokta zerinde younlaacam.
4.4.2. nceki blmden ve bu ksa "Bar" [Skunet] izahndan son
ra Hakikat, Gzellik ve Bar'n / Skunet' in, anlamlar asndan, bir an ye
terince ak olduunu kabul etmi olalm. O yzden burada, medeniyetin en
temel unsurlarndan olan Serven ve Sanat zerinde younlaacaz. Mede
niyetin hakim kavramlar olan bu iki faktrn en zayf olduu yer, ite bu
. rasdr.
S ERVEN / 309
rasyonundan doar. Bununla birlikte Eflatun, bize bir metafizik sistemi brak
mamtr.
Dolaysyla, bu yedi metafizik fikrin modem dnemde gelitirilmesi sre
cinde, z itibariyle bir sre olarak fiili durum fikrinden ie koyulmalyz. Bu
srete, kendisini yeni bir mevcudiyete dntren gemiin yok olmas de
mek olan bir fiziksel yan sz konusudur. Ayrca bir de, fikirleri hayata geiren
Ruh demek olan bir zihinsel yan da mevcuttur.
Bylelikle Ruh, sentez yoluyla eski ile yeni'nin harmanlanmasndan orta
ya kan yeni bir gereklik yaratr; bu, sonrasnda gelecee dnen idrak ve
beklenti alamdr. Bu kompleksin nihai sentezi, sakin bir ekilde mevcu
diyetini srdren Eros'un Ruh'tan elde edilmesini talep ettii yegane hedef
tir. Bunun iyilii, yeni bir btnlkte bulutuklarnda birbirlerini tahkim
eden pek ok duygunun gcnn hayata geirilmesinde gizlidir. Ktl ise,
birbirlerinin uygun bir ekilde genilemelerini engelleyen canl duygularn a
tmasnda gizlidir. Geliigzellii, ktlkten kanlan uyutunnada gizlidir.
Bylelikle, bu atlamalar dolaysyla, daha az ve daha snk duygular, nihai
Grn' olutururlar. Ktlk, mkemmellikle geliigzellik arasnda yer
alan mola yeridir. Ktlk, gcn gce kar kulland iddettir.
Aristo, daha sonralar btn felsefeye bulaan baka bir kavram ortaya
atarak bu statiklik yanlln felsefeye girdirmitir. Aristo, ilk cevherler'i, ni
telendirmenin izlenimleri olarak alglad statik temeller olarak dnmt.
insan tecrbesi rneinde ayn fikrin modem versiyonu, Locke'un fikirler iz
lenimini alglayan "bo bir kutu" olarak zihin metaforudur. Locke'a gre ger
eklik, sre'te deil, aksine srecin statik alglannda gizlidir. Aristo ve
Locke'un bu konudaki fikirlerine gre tek ilk cevher, dier bir ilk cevherin ta
biatnda bir bileen olamaz. Dolaysyla ilk cevherlerin i-ie gemilii, ilk
cevherlerin bizatihi kendilerinin temel gerekliinden yoksun olmaldr. Bu
doktrinle birlikte fiili durumlarn kavak noktas, btn bir modem felsefede
eitli ekillerde hem metafizik iin, hem de epistemoloji iin esasl bir prob
lem olmutur. Aristo Mant'nn kusuru, edatlar ve balalar gz ard ede
rek btn metafizik dncenin ana vurgusunu, isimler ve sfatlar zerinde
younlatrm olmasdr. Bu kitapta, Aristocu doktrin reddedilmektedir. S-
SERVEN / 3 1 1
recin bizatihi kendisi, fiili durumdur ve eski bir bo statik kutuya ihtiya his
setmez. Ayrca, gemiin sreleri de yok olurken, kendilerini her yeni hadi-
senin kompleks kkeni olarak canlandrrlar. Gemi, her yeni fiili durumun
temelinde yer alan gerekliktir. Sre ise, yaratc Eros'un operasyonu arac
llyla gerekleen idealleri ve beklentileriyle birlikte yeni bir birlik'in iin
de absorbe edilir.
4.4.3. imdi ikinci metafizik ilkeye geiyorum. Bu, her yeni fiili durum ha
disesinin tabiat itibariyle sonlu olduu doktrinidir. Btn mkemmelliklerin
uyumu olan bir totalite yoktur. Gerekletirilen her bir tecrbe hadisesi, ka
nlmaz olarak snrsz kart mmknler karmaasn dta brakr. Daima, mev
cG.t olan ve mevcG.t olacak olan "tekiler" vardr. Bu sonluluk olgusu, kt'nn
ya da kusurluluun bir sonucu deildir. Sonluluk olgusu, ya mterek olarak
kt'y reten ya da bu tr mterek noktay gerekletirmeye muktedir ola
mayan uyum imkanlarnn var olduu gereinden zuhur eder. Bu doktrin, g
zel sanatlarda bildik bir eydir. Ayrca, siyaset felsefesinde de bilinen -ya da bi
linmesi gereken- bir ey olmaldr. Tarih, mterek olarak gerekletirmeye
yatkn olmayan idealler sunan farkl idealist gruplarn arenas (theatre) olarak
grld zaman anlalabilir. Tarih, her bir idealist grubu birbirinden ayra
rak, ayr ayr doru ya da yanl olarak tarihsel bir yarg/lama/da bulunarak e
killendirilemez. Kt/lk, mterek bir ie soyunma hadisesinde gizlidir.
Bu i eliki ilkesinin, Tanr'nn mahiyeti idrakimizde nemli bir izd
m vardr. Tanr'nn mahiyetinin anlalamayaca meselesi, yzyllardan bu
yana teologlarn aina olduu bir meseledir. Bunun yan sra, herhangi bir be
lirleyici llahi mahiyeti kavrayabilmek ok zor olacaktr. Ancak ne kadar a
rtcdr ki, bilebildiim kadaryla i eliki fikri, hibir zaman llahi fiillere
tatbik edilmemitir. llahi Eros'u, her biri kendine zg bir zamanlamayla ger
ekletirilecek kendi sonlu gerekletirme ilemlerini yerine getirecek btn
ideallerin aktif olarak hayata geirili kayna olarak alglamak zorundayz.
Bylelikle bir sre, Tanr'nn kendi sonsuzluunun gerekletii bizatihi
Tanr'nn mahiyetinde / tabiatnda mndemi olmak zorundadr.
Burada, teolojinin izini srmek daha fazla gerekli deil. Ancak, dikkat e
kilmesi gereken nokta, i elikilerin kavramsal olarak gerekletirilmesinin
3 1 2 / M E DEN i Y ET D N C E S i N i N S E R V E N L E R i
servenci bir ruha sahip olan kiiler iin bir anlam ifade eder. Dolaysyla l,
kuru bir gemi bilgisi, bu bilgi/lenme/nin verecei mesaj n btn deerini yi
tinnesiyle sonulanr. Canl bir medeniyet, bilgilenmeyi gerektirir; ama bilgi
lenmenin tesinde, gizli olan bir eydir.
4.4.4. nc metafizik ilke, Mnferitlik [Bireysellik, Nev-i ahsna Mn
hasrlk] ilkesi olarak nitelendirilebilir. Bu ilke, Uyum doktriniyle ilgilidir. Bu
ilkenin atlanmas, yle sanyorum ki, bu doktrin konusunda yaplan geleneksel
tartmalardaki en byk boluktur. Gerekten de son zamanlarda, duyumcu al
g doktrininin hkmferma olmasyla birlikte, muazzam bir tecrbeyi karakte
rize eden modem Uyum (Harmoni) gr, en dk seviyesine dmtr. Bu
duyumcu doktrin, dikkati, byk nemi haiz grece plak nesnelerden ibaret
olan tecrbe'deki yalnzca niteliksel uyum zerinde younlatrr. Uyum'un tat
bik edilebilecei kompleks, yalnzca zamansal-mekansal duyular rnts ola
rak alglanr. Bylesi bir kompleksten doan bir Uyum kavray, evcil, mp
hem, grn ve niyeti bakmndan kusurlu, bayatlam bir gre dayanr. En
iyi durumlarnda, yalnzca yabanclk duygusunu canlandrr; en kt durumla
rnda ise, nemini bsbtn yitirir. Duygu dnyasnn derinliklerini kkrtabi
lecek cokulu, gl unsurlardan yoksundur. uurdaki nemine ramen duyu
algs, tecrbenin yapaylklarna ve yzeyselliklerine ait bir olgudur. Aristocu
ilk cevherler doktrininin en byk zarar verdii nokta, ite burasdr. Zira, bu
doktrine gre hibir ilk cevher, herhangi bir tecrbe hadisesinde gzlemlenen
nesneler kompleksine giremez. Dolaysyla ruhun nitelikleri, niversallerle s
nrlandrlmtr. Oysa, benim burada gelitirmeye altm metafizik sisteme
gre Aristocu doktrin, tamamyla yanltr. Gemie ait mnferit, gerek olgu
!ar, imdi'deki yakn tecrbemizin temelini tekil ederler. Bunlar, hadisenin
doduu gerekliktir; tutkularn kendisine doru ynelttii amalarn tevars
ettii duygu kaynan kendisinden ald gerekliktir. Tecrbenin temelinde,
mnferit gerekliklerden doan ya da onlara doru ynelen duygu med-ceziri
vardr. Dolaysyla, tecrbenin gc iin, her birinin kendine zg nemi haiz
olduu mnferit bir "o"su olan bileen faktrlerini ayrt etmemiz gerekiyor.
Hayatmzda, tevars gcyle bir araya getirilen pek ok hadisenin birlii
/ btnlemesi olarak tecrbe edilen kalc mevcudiyetler hakimdir. Bu tr
3 1 6 / M E DEN i Y ET D N C E S i N i N S E R V E N L E R !
dir. Dolaysyla, plak bir "o" vardr; imdi'ye kadar uzanan, kendisini pek
ok hadisesinden doan duygu zenginlii zerinde younlatran gemi'in
gerek olgusudur bu "o". Tecrbedeki faktrler olarak bu kalc mnferitlik
ler, duygu zenginliini, ama younluunu, gemiin derinliklerine ait olan
eylerin kalntlarn arkaplana iten dzenleyici gc kontrol eder. Tabii ki
bu, Descartes'n, kendi gelitirdii doktrine gre, az-ok alglarmza yapan
objektif gereklik'le (realitas objectiva) kastettii ey olmaldr.
Bu tr kalc mnferitliklere uurlu dikkati ieren kompleks bir tecrbe,
duyular rntsnden doan her eyin ok tesine geen duygu zenginlii
ni derhal serbest brakr. Byk Uyum, arkaplan'n birliinde / btnln
de irtibatlanan kalc mnferitliklerin uyumudur. zgrlk fikrinin, yksek
medeniyetleri bu kadar megul ve tedirgin etmesinin nedeni budur. nk
hangi anlamyla olursa olsun zgrlk, gl bir ekilde kendini-ifade etme
iddiasdr.
Bir tecrbe hadisesinin vcuda geliini oluturan srele ilgili bir tartma,
kalc mnferitlikler algsnn, hadisenin sona erdii nihai Grn'e ait ol
mas gerekir. nk balang aamasnda, gemi, eitli mnferit hadisele
rini harekete geirebilme gc nedeniyle sreci balatr. Bu, kendisinden ye
ni bir hadisenin doduu Gereklik'tir. Sre, Gereklik'le gerekletirilecek
sentez iin kavramsal bir konu sunan zihinsel kutbun harekete geirilmesini
kkrtr. Sonunda, kavramsal deerlendirmelerle sentez gerekletirerek "d
nm Gereklik" demek olan Grn ortaya kar. Grn, vurgu ve bir
araya getirme sreleriyle gerekleen bir basitletirme ilemidir. Dolaysyla
kalc mnferitlikler, duygusal ehemmiyetlerinin zenginliiyle birlikte npla
na karlar. Arkaplanda ise, mphem bir duygusal tona sahip bir evre sunan
belirsiz hadiseler yn gizlidir. Genel anlamda Grn, ilk Gereklik'ten
retilen bir Sanat eseridir. Grn, aslnda Gereklik'te sakl duran irtibat
lara ve irtibat zelliklerine vurgu yapt srece, Gereklik'le hakiki bir iliki
iine girmi olur. Ancak, bu arada Grn, Gereklik'te hibir karl ol
mayan irtibatllklar dourur, yeni irtibat zellikleri retir. Bu durumda tecr
SERVEN / 3 1 7
BRI / SKUNET
oluan evrelerden geen canllk ruhlarn korurlar. Yksek bir uura ulalr
ulalmaz, varolutan alnan hazza, ac, patlama, kayp ve trajedi duygular ka
rr. Harikulade gzelliin, mthi kahramanln ve olaanst cesaretin ya
va yava yokolmaya yztuttuu bir ortamda Bar / Skunet, kalclk sezgisi
olarak kendisini hissettirir. Trajediye duyarl olma duygusunu canl tutar ve
dnyay, kn tesinde bir gzelliin elde edilmesi abasna ikna eden
canl bir arac olarak grr trajediyi. Her trajedi, bir idealin aa kmasn
salar: "Ne olabilirdi? Ne olmutu? Ve Aslnda ne olabilir?" gibi sorular sor
durtur. Gzelliin korunakl alanlarna ynelten bu diriltici g, trajik kt
ile kaba kt arasndaki fark gn yzne karr. Trajedinin sunaca bu kat
ky idrak abasna ait olan bu deruni duygu, duygularn arnmas demek olan
Bar'tr / Skunettir.
4.5 .5. En derin Genlik tanm, trajedinin dokunmad Hayat'tr. Ve
genliin en enfes ieklenmesi, hasar grmemi tecrbenin mesafe katetme
sinden karlacak dersi bilmektir. Burada tartlmas gereken soru, Bar /
Skunet sezgisi, kendisini trajedide ifa etmenin tesinde kendisini nasl ifa
de eder, davurur, sorusudur. Aktr ki, kiisel hayatn daha erken dnemle
rine ilikin yaplacak gzlemler, burada en ak delili oluturur.
Genlik, kiisel honutluklarn ve kiisel honutsuzluklarn btn iten
likle zmsenmesi hadisesiyle temayz eder ve tefrik edilir. Acele haz, acele
ac, acele kahkaha ve acele gzya, acele bakm ve acele bakmszlk, acele
cesaret ve acele korku, genliin temel zellikleridir. Baka bir deyile, gen
lik, kendi ilerini ve ilevlerini hzla zmseme durumudur. Bu anlamda,
genliin mutlu bir dnem olarak nitelendirilmesi, aceleci bir nitelendirme
dir. Mutlu olmaktan ok, canl bir dnemdir genlik dnemi. Genlikten ok
genlik anlar, daha iyi yaanr. nk hafza, ok u rnekler hari, ltl
saatleri, parltl anlar hatrlamaya daha mtemayildir. Genlik, szcn s
radan anlamyla, hi de skunetli / barl bir dnem deildir. Genlik dne
minde hzn ve hayal krklklar daha baskn ve daha yaygndr. Dolaysyla,
yarn yoktur; yaayan bir felaket ans da yoktur.
Genliin dar-grll, 'tecrbesinin ktlyla rtr. Belki de tutar
sz bilgilerle dolu bilgilenme abasyla birlikte gerekletirdii eylemleri, ok
B A R I / S K U N ET / 323
sevilene aktarlr. Burada kiisel hayat, aka kendi tesine gemitir; ama
hususi gerekliklerle belli, kesin snrl ilikiler kurarak. Bu, ksmen, ayrnt
larn mnferitliinin objektif grnn estetik deeri asndan tad ne
me dayanr. Bu konu daha nce tartlmt. ahsi sevginin bu yn, bencil
mutluluk artna sk skya baldr.
Ama ebeveynlerin ocuklaryla ya da evlilik ilikisi gibi baz konum ya
knlklar, sevilen objenin potansiyellerinin kendisini dosta bir Kainat'n
iinde bulan bir iddia olarak tutkuyla hissedilen kendini-adama sevgisirete
bilir. Byle bir sevgi, dnyann uyumunun zel nesnelerde nasl gerekletiri
lebilecei hakknda gerekten youn bir duygudur. Bu, uyumsuzluun ynlen
dirdii gzel bir dnyada doru galip olduunda neyin vuku bulaca hakkn
daki duygudur. Bu, bu durumda, gzel bir sonu iin duyulan tutkulu bir arzu
dur. Bu tr bir sevgi, dikkati datc, sinirleri gericidir. Ancak byk bir ka
ramsarlkla karartlmad srece Kainat'ta derin bir ama duygusu ierir, by
lelikle bununla ilgili bir zafere ular. Bu, Genliin tac olan Bar / Skunet
ile Trajedi'nin temel bir mesele olan Bar / Skunet arasnda gezinen bir Eros
duygusudur.
4.5 . 7. Sosyal hayatn genel sal, formlletirilen ahlaki kavraylar ve
formlletirilen dini inanlarla dini kurumlar araclyla gerekletirilir. B
tn bunlar, hayatn mkemmellemesinin szkonusu mnferit kiinin hayat
nn tesine uzanan amalarda gizli olduu doktrinini apaikar bir ekilde ifa
de ederler.
Bu, elbette ki, hepsinin tmyle tutarl olmad byk bir hususileme
eitlilii sunabilen muazzam bir genelletirme doktrinidir. rnek olarak
Cumhuriyet'in btn gcn, canlln oluturan Romal iftilerin yurtse
verliine bakalm. Elbette ki, Regulus, Kartaca'ya ikence yapmak ve insanla
r ldrmek iin yeniden girmemiti; te dnyaya ilikin -ister Hristiyan
Cennet'i olsun, isterse Budist Nirvana's olsun- mistik fikirleri yaatmak iin
girmiti. Regulus, pratik bir adamd ve ideal hedefi, Roma Cumhuriyeti'ni bu
dnyada yeertmekti. Fakat bu ama, onun mnferit ahsiyetini ayordu,
nk bu ama iin o, dnyevi snrlarla snrl her doyumu btnyle kurban
ediyordu. Ona gre, dnyada yalnzca kiisel tatminle ifade edilemeyecek bir
326 / M E D EN i YET D N CESi N i N S E R VEN LERi
huna her zaman sahiptir. Bu, zirve noktasndaki Uygarla ait olan kendini
unutma aknlnn coku ve heyecann oluturan bu bidayetten beri varo
lan Eros'u ve bu nihai Gzellii eren Byk Hakikat'in (Great Fact) ikin
liidir.
eylerin / mevcudiyetlerin mahiyetinin kalbinde daima genlik ryas ve
trajedi mahsul vardr. Kfnat'n Serveni, bu ryayla balar, trajik Gzel
lik'le s rama yapar. Bu, Coku ile Skunet'in bulumasnn / birlemesinin
srrdr -strap, hedefine Uyumlarn Uyumu'na ulaarak vasl olur. Bu Nihai
Hakikat' in hakiki / yakin tecrbesi, Genlik ve Trajedi'yle birlemesiyle bir
likte oluan Skunet duygusudur. Dnya, bu yolla, birbirinden farkl hadise
ler iin mmkn olan mkemmelliklere doru [giden yolda] ikna gcn ka
zanr.
indeks
-- --
duyu(iar): 202, 242-245, 254, 277 7 5 , 76, 92, 95, 105, 1 1 1 , 1 20- 1 24,
algs: 243, 277 136-138, 146, 152, 1 53, 1 66-1 75,
algs ve heyecan: 242-245 1 89-192, 2 1 1 - 2 1 2 , 2 1 4-215, 227
Hume'un - doktrini: 254 Akademisi: 169
-sal alg: 202 -cu Eros: 75
dalizm: 2 14-2 1 5 -cu felsefe: 29, 36, 4 1 , 45
Descartes'ta - : 2 14-2 15 -cu-Hristiyan dnya tasavvuru:
Eflatun'da -: 2 14-21 5 36, 1 53
- e kar bakaldr: 2 14-2 1 5 -cu ruh doktrini: 2 1 1
Galileo'de -: 2 14-2 15 -culukta sosyal teori: 34
Hume'da -: 2 14-2 15 -da dalizm: 2 14-2 1 5
Newton'da -: 2 14-2 15 -un Augustine'e etkisi: 1 20
dnce: 1 2-19, 22-24, 26-28, 53-55, 58, -un bilim ve felsefeye katks:
6 1 , 63, 95, 1 1 7- 1 95 1 66- 1 75
denini -: 58, 63 -un demokrasi fikri: 6
dnme biimleri: 53 -un din fikri: 1 3 , 1 7 -20, 33, 43-
eletirel - : 55, 1 84 44
Grek-Msr'da bilim ve - rne -un Helenistik dnceye etkisi:
sans: 6 1 1 2 1 - 1 24
Grek -si: 1 2-19, 22-24, 26-28, -un Hristiyanlk zerindeki
1 1 7- 1 2 1 , 138-142, 166- 1 75 etkisi: 1 7- 1 9, 29, 36, 1 73, 1 89-
Grek -si ve atomculuk: 138-142 192
Helenik - ve ilerleme fikri: 1 1 7- -un insan ruhu fikri: 1 7, 33
121 -un kozmolojisi: 136-138
lslam v e Musevi - gelenei: 1 1 9 -un klelik fikri: 16
kadim -: 95 -un Tanr fikri: 13
kozmoloj ik - : 1 1 7-195 ve Cennet: 36
sekler felsefi - ve teolojinin de ve Kap teorisi: 152, 1 70, 2 1 1 -
eri: 146-148 2 1 2, 227
sistematik -: 55, 1 84 Yeni -culuk: 1 2 1 - 1 24
edebiyat: 55, 74-77, 105, 1 19 eitim: 50, 67-7 1 , 92
edebi hareketler: 75 modem siyaset felsefesi ve -: 67-
Gramer Okulu: 74, 1 1 9 71
gramer: 1 19 Ortaalarda - : 6 7
gramerciler: 1 19 retmenlik: 70
Latin -: 74, 105 Osmanl'da - sistemi: 92
zgrlk ve Rnesans -: 74-77 ekonomi(k): 6-8, 16-17, 7 1 , 76, 80-89,
Eflatun: 6, 13, 16, 1 7-20, 29, 33, 34, 36, 107-1 1 1
4 1 , 43-45, 47, 58, 59, 63, 7 1 , 74, -k adam: 107
340 / i N D E K S
ve fiziksel kutup: 39
gereklik: nc Ksm, Drdnc B
ve gereklik: nc Ksm,
lm, passim., 77, s
Drdnc Blm, passim.
kr - : s
trleri: 77 ve gereklik ayrm: 38-39
ve fiziksel kutup: 239 ve metafizik: 39-40
ve grn: nc Ksm, Dr ve zihinsel kutup: 38
dnc Blm, passim., g: 77.99
ve grn ayrm: 3S-39 ikna -: 77-99
ve metafizik: 39-40 kullanm: 77 -99
ve zihinsel kutup: 3S medeniyetler ve ikna -: 93-95
gezegenler ve Pozitivizm: 143-144 medeniyetler ve - kullanm: 93-
Gibbon: 5-7, 74 95
Gladstone: 3S, 39 gzellik: Drdnc Ksm, kinci ve
Gramer Okulu: 74, 1 9 nc Blm, passim.
gramer: 1 9
fikri: Drdnc Ksm, kinci B
gramerciler: 1 9
lm, passim.
Gregor (Papa, Byk): 9
tarifi: 84- 88
Grek(ler): 8-9, -8, 6 , 80, 9 1 , 94,
ve hakikat: Drdnc Ksm,
1 1 , 1 1 7 - 1 Z l , 138-14, 1 66- 1 75
nc Blm, passim.
bilim ve dnce rnesans: 6 1
ve ktlk: 90-93
denizciler: 9
ve kusursuzluk fikri: 87-S8
filozoflar: 80, 1 1 1
-!erde Tanr fikri: l - 1 7 ve sanat: Drdnc Ksm,
-!erde tarih fikri: 8-9 nc Blm, passim.
metafizii: 6-8 ve uyumsuzluk fikri: 88-89
uygarl: l Z- 1 9, ZZ-24, 6-8 ve ykclk: 90-93
uygarlnda kurucu fikir: zz.4 hafza: 68
ve klelik: 1 5 - 1 7 , z-6 hak: 7Z
i N DEKS / 343
ngiliz dncesi ve -: 2 1 -22, 24- ruh: Birinci Ksm, ikinci Blm, passim. ,
26 32, 40, 58, 1 7_9, 1 8 1 -183, 194-
ve Anglikan kilisesi: 24-26 1 95, 2 1 1 , 320-324
ve dinin andrlmas: 24-26 cevher nosyonu: 2 1 1
yeni -: kinci Ksm, Drdnc Eflatuncu - doktrini: 2 1 1
Blm, passim. Hristiyan - doktrini: 2 1 1
rekabet: 35, 37-38, 40, 44 Hume'un - doktrini eletirisi: 40
-i bireycilik: 40 Hume'un insan -u eletirisi: 32
-i atma: 37 insan -u: Birinci Ksm, ikinci
-e dayal toplum: 38, 44 Blm, passim.
Ortaalarn k ve -: 35 medeniyet fikri ve yaratc - :
uluslararas -: 35 320-324
ve hayat: 35 medeniyet fikri ve yenilik/gen
Republic (Devlet [Eflatun]): 58 lik -u: 322-324
resmetme fikri: 206-207 medeniyet ve dini -: 1 8 1 - 183,
romans'lar: 36 194-195
Roma imparatorluu: 5-7, 14-17, 22-24, tabiatn -u: 12
34, 4 1 , 5 1 , 60, 62, 63, 67-68, 88, rutin: 102, 103
9 1 , 92, 95, 1 19 ve sosyal sistem: 102
Augustus ( imparator): 9 1 , 92 Saf Akln Eletirisi (Kant): 330
Gibbon'n - tarihi: 5-7 Sami(ler): 1 1 8, 137
Kutsal -: 88 monoteizmi: 13 7
-nun k: 92 sanat: Drdnc Ksm, nc Blm,
Sezar (Julies): 14, 9 1 passim.
ve eitim sistemi: 92 ve gzellik: Drdnc Ksm,
ve Stoac hukukular: 41 nc Blm, passim.
Romal kapitalistler: 75 ve hakikat: Drdnc Ksm,
Roma uygarl: 5-7, 1 5 - 1 7 , 22-24, 71 nc Blm, passim.
kapitalizmin kayna olarak - : 16 ve uur: 302-303
-nda kurucu fikir: 1 5 - 1 7, 22-24 sanayi devrimi: 6-8, 39
-nda kurucu fikir olarak hukuk: buhar ve demokrasi a: 6-8
1 5 - 1 7, 22-24 talyan ehir devletleri: 6-8
Roma hukuk okullar: 7 1 sanayi toplumu: 38-39
v e Stoac hukuk: 1 6 Sebe Melikesi: 60
Rnesans: 6-8, 24-26, 34, 36, 67, 74-77, sefalet dnemi: 85
85 bir - olarak Ortaa ve Rne
bir sefalet dnemi olarak -: 85 sans: 85
kurucu fikir olarak -: 24-26 sekler(leme): 24-26, 67, 146-148, 1 83-
zgrlk ve -:- edebiyat: 74 77 1 86
3 5 2 / i N DEKS