You are on page 1of 222

Dnce Ufkunda Pupayelken

Edebiyat zerine Denemeler/ Denemeler zerine Yazlar


B O Y UT K IT A P L A RI 1 DN Y A ZlL A RI DlZ!St

F S UN AK ATLI IV
Dnce Ufkunda Pupayelken
Edebiya zerine Denemeler 1 Denemeler :erine Yazlar

Aoyut Kirrlar Y<yn YlinLtnLn


Uur Iliike

Sanat Ynetmeni
Mura One

Yayona Hazrlayan
Sulan l'..La

R( ku.hn her turlu yayn h ...kk Fkr ,- S..r Ewrllr K.nunu J!nq!nn
B)ur Ya)onlrk .-\ v .nr.
Tanrm aacyl;. yapl.c.k k. .lntl.-r .lnla.
y.yncnn vazl zn oln.h:n h..;hr yll. j!altl.rn.z.

1. Basm Ni.<an /999

Bask
llcyu Mabaaclk A..
Dnce Ufkunda Pupayelken

Fsun Akatl
indekiler

Dnce Ufkunda Pupayelken

Yazn Yaptlarnda FelsefeSorunlar 11


..........................................

Trk Romannda Aile 14


. . . ......... ...... ................................... . . . . . . . . . . .

Trk YaznndaK adn mgesi 25


................................... ...................

Yaznmda Deneme ve
Eletirinin Gnmzdeki Durumu zerine ................................38
Eletiri Ne Olmal .46
.......................................................................

Bir YlnSonunda Arzu 49


.................. ............................................

EdebiyatmznSon Yirmi Yl 57
........................ ............................

Nazm Hikmet ve Hikaye-Roman 65


. . . . ...... ....................................

YakupK adri zerine Bir-kiSz .71


...............................................

Yaayan Bir Aydn Olmak (Tarihten Gncellie) .......... . ......... 76


nceleme Yap, Denize At (Fethi Naci) . . . . . . . . ..... ............ . . . . . . ....... 81
Yama Edebiyatn Brei ..... ..................................................... . . 87
iire Yaklamak ....................... ................................................... 90
EletirininSesi (Mehmet H. Doan) .......................................... 93
Birsel'in Gnlnn Gizli Gl (K ular rtnmek) .................. 96
K urutulmu Felsefe Bahesi (Salah Birsel) .............................. 103
Yaptrma Byk . . . ...................... . . . . ...... . . . . ...... . . ......................... 107
te enlik Ateleri . . ............. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ........................... 110
Bir Bezginliin Ardndan ...... . . .................................................. 113
K ltr ve deoloji ............... . . . ................ . ................................... 117
imdiSaatK a? (Ferit Edg) ............................ . ...... ................. 122
Alter'natif: Aydn . . . . . ........................... . . . . . . . . . . . . . . . ....................... 127
Gerein inden Gemek ........... . . ........ . . . . . . . ......... ........... . . . . . . 132
BilgeK arasu'nun Denemecilii . . . . ...... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .......... 136
Bir Kltr kmmas (Hilmi Yavuz) . . . . . . . . . . . . . . .......... . . . . . . . . . . . . . . . . 140
Bir iirden (Turgut Uyar) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 144
Ezgili Yrek (Ruhi Su) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . .. . . . . . . . . . . /49
"Bile/Yazd" in Yazabildin mi' (Rcher Necatigil) . . . . . . . . . . . . .. . . /54
Derine Yazl Ciiinler (Tonris Uyar) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .................... /59
Yaamn Krlna Noktasinda DramSana; (Sevda ener) . . . . .. /62
Yarn ok Ge Olacak! ("Dtru Tiirke" ve im Yaln) . . . .. . . /65
Mi:ik ve MziinzinSonniar (FilizAli) . . ..... .... . . . . . .............. /72
c,:eviri: Dillerin Dili (Aki lJiiktrk) ........................ .............. /77
lXnccyi CanlTutan Dmenc (T S. Eliot) . . . . . . . . . . . . . . . . . ..... . . /7S
Edebiyatn SefasnSiirmek (VladimirNabokov) . . ............ . . . . . . /R4
;da. Dncc veS<nat . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . /S7
DenemeAtakta . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . ...... . . . . . . . . . . . /S9
Boaziine Snanlar . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . /92
TckAt Tek Mzrak (Nimet Arzk) . ... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ..... . /97
Woolt'un BirTek Roman Vardr . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . /99
Bir Metafor Olan k Hasralk (S usanSont<..d . . . . . . .................. 20 I
Sonnt<g'nHik<lyecilii . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 204
"Mao" Dnyada KadnSesini . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 207
Kuku Yabsna YelkenAmak (Lois Borges) ... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 2 10
OAnaAdanm (John Bergn) . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . ... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 2/3
!991 Simavi Edebiyat diilii Mina Urgan ilcNcrmi Uygur'un .. 2/6

Bir incelemi Cevdet Kudret, Bir Elctirnen: Fethi Naci . . . . . . . . . . 2/9


mrm boyunca yolumu aydnlatan,
sevgili hacarn Nusret Hzr'm ansna ,
kranla . ..
Yazn Yaptlarnda
Felsefe Sorunlar*

emen hemen drt yldr, be - on kiilik renci kmeleri


Hne "Sanat Yaptlarnda Felsefe Sorunlar" ad altnda bir
ders veriyorum. rencilerin ilgilerine ve birikimlerine bal olarak
kimi zaman bir seminer gibi yryen, kimi zaman ders saatlerinin
dna da taarak dzeyli yazn tartmalar nitelii kazanan bu der
se bir ders demeli mi? Kararszm. Belki ok geni anlamda bir ders
ti bu. Ad ile, ieriiyle, kapsamyla her retim dneminde beni
yeniden dndren, bir trl istediim kvamda kotaramadm,
iin garibi istediim kvamn ne olduunu da tam bilemediim bir
tedirginlik konusuydu. Baa bela bir tedirginlik deil, verimli olabi
lecek bir tedirginlik bu.
Sorun; "mmanuel Kant'ta A priori Kavram", ya da "Berkeley -
Hume Akmnn Epistemoloj ik kmazlar" trnden dar uzmanlk
konularna ilikin olmadndan, yaznla felsefenin ilikilerine ilgi
duyan kimselere de sesimi duyurabilirim umuduyla "Sanat Yaptla
rnda Felsefe Sorunlar" adl dersimden ve derdirnden sz aacam.
ilkin "Sanat" szcnn yerine "Yazn" szcn geirdim.
Yine de Yazn Yaptlarnda Felsefe Sorunlar denince ok belirgin ve
snrlanm konular kmyordu karma. rnein yazn yaptnn bi
zi kar karya brakt yapntsal balam ierisinde ortaya kabile
cek; "zgrlk nedir?", "insann yazgs", "samay yaamak", "iliki
lerdeki kii kutuplarnn amal ve amasz eylemlerinin etik sonu
lar", "insann dnyaya frlatlml", "bireyin tarihsellii" gibi so
runlar m ele alnmalyd? Yaznsal gereklik iinde biimlenmi, ku-

Dnya; Mart, 1979


rulmu bir sorun; metin yalnzca bir vesile sq.ylarak yapntsal bala
mndan soyutlanmal ve salt bir felsefe sorunu olarak m didiklenmc
liydi? Yoksa tek tek yazn yaptlarnn birer rneini oluturaca ya
nsal gereklik btnlkleri temele alnarak ve orada kalnarak, ya
amdaki gerekliin deirmenini dndrmeye kalkmakszn m ir
delenmeliydi sorunlar?
Felsefeyi bir st - dil olarak gren, felsefe yapmaktan da; tek tek
varlklara, durumlara, olaylara, kiilere, ilikilere deil, bunlarn
belli kurallarla birbirine balanm dizgeli btnselliklerinin dil
dztemindeki izdmlerine eilmeyi, yani bir dil zmlemesi et
kinliini anlayan bir felsefeci, kendisiyle tutarl kalacaksa, ikincisi
ne ynelmeliydi. Dil zmlemesi sznde "dil" ok geni anlamy
la kullanlm olduundan, yani yalnzca konuulan gnlk dilleri
(Trkeyi, Franszcay, Almancay) deil, dilbilimin eitli alar
dan yaklat dil olgusunu da deil, genellikle tm dilsel dizgeleri
(bilimleri, matematii, trl mantklar, yazn vb. ) de kapsadn
dan, az nce betimlediim felsefe yaklamnn yalnzca dil felsefesi
ile uraanlar iin geerli olabilecei, felsefenin baka dallarnda ise
ille de baka yaklamlarn gerekecei gibi bir yanl anlamay ya da
kar kmay bu yazda tartmyorum.
Byle olunca, dil zmlemelerini i edinen, ii "kavram ere
veleri oluturmak" olan bir felsefeci yazn yaptiarna eildiinde,
karsnda dilsel bir gereklik olarak hazr bulunan stelik gerekli
ini yalnzca dilsel alanda bulan yaptta ve o yapt yaznsal olma
yan yaptlardan ayran ve baka yaznsal yaptlada ortaklatran
zellikleri ne kararak kuraca bir kavram erevesinde deil de
nerede srdrme li etkinliini ? Belli bir yazn yaptnda belli bir b
tnsellikle biimlenen bir sorunu niin o yaptn dna, grngler
ve olgular alanna (o, gereklii dilsel olmayp -ok felsefi syleni
iyle- "ontik" trden olan alana) ta s n? Yok eer ille de varolana
varolan olarak, olup bitene olup biten olarak bakmak gibi bir ama
c varsa, o zaman da niye geleneksel felsefelerin, metafizikierin he
men hepsinin yapt gibi "evren"e ynelmesin de, bir yazn yapt
na tm evrensellikleriyle yansdklarn varsayd sorunsalikiara

12
Yozn Yaptlarnda Felsefe Sorunlar

eilsin? Yani niye grngye (fenomene) deil de glge grngyc


( epifenomene) baksn?
te bu ve buna balanan baka dncelerle yazn yaptlarndan
felsefe sorunlar kartnay brakp, yazn yaptlarnn dilsel gerek
lii iinde kalarak, yapntly yapntsall balamnda zmleme
ye, yorumlamaya, sz konusu balama felsefenin aralaryla yakla
maya, bir anlamda her bir yapt iin o yapta zg kavram ereve
leri oluturmaya giritim.
imdi yle inanyorum ki, az nce szn ettiim ilerden birin
cisini yapmak, yani nasl eskiden felsefeye "teoloj inin hizmetisi"
olarak baklmsa imdi de yazn yaptiarna "ancillae philosophia"
(felsefenin hizmetisi) gzyle bakarak, onlar ilerinden felsefe so
runlar bulup buluturmak iin malzeme olarak kullanmak felsefede
"edebiyat yapmak" oluyor.
"Meursault annesinin lmne niye kaytsz kald, ve sonunda
arab niye ldrd?" (A. Camus, Yabanc), "Elektra'nn zgrl
ile Orestes' in zgrl arasndaki ayrm nedir?" (J.P. Same, Sinek
ler), "Andronikos bir kahraman, oakim bir korkak myd?" (B. Ka
rasu, Uzun Srm Bir Gnn Akam), "Aysel kadn zgrl sa
vamnn bunalmn m yayordu?"(A. Aaolu, lmeye Yatmak)
gibi sorular, byle sorulduklarnda, felsefe sorunlar deil. Yazn so
runlar hi deil.
O zaman, "Yazn Yaptlarnda Felsefe Sorunlar" felsefede edebi
yat yapmak deil, edebiyatta felsefe yapmak amacna ynelik bir
ders olarak da ele alnabilir ve felsefe "usta"laryla felsefe "rak"la
rnn kar karya geip, yapntsal kiilerin ( roman-yk-oyun ki
ilerinin) yaamlar ve yaantlar zerine tartmalar, kssadan his
seler kartmalar, bu tartmada ustann raa yaamn dolamba
larn belietmesi yerine, yazn yaptnn kendi i gerekliini ve b
tnselliini felsefe asndan irdelemek yolu seilebilirdi.
Felsefeyle yazn ilikilerine baka alardan da yaklamak istedi
im bir dizi yazya giri olarak kendimle tarttm bu sorunu. Bil
mem baka ilgilenen, bir sz sylemek isteyen de kar m?

13
Trk Romannda Aile

debiyatta sosyoloj ik bir yaklamla zmlemeler yapmaya en


Eelverili trn aniat olduu rahatlkla sylenebilir. Bizi bir
btnl ve belli bir sreklilii olan yaam kesitleriyle kar karya
brakarak, zmlemelerimiz iin veri eitlilii salayan ise; aniat
tr ierisinde ykden ok romandr denebilir. Trk toplumunda
ki aile yapsn belirleyen ana etmenlerin snfsal ekonomik, blge
sel, ahlaksal bileenlerini, bilimsel yntemlerle irdeleyerek bugnk
aile sosyoloj isinin baat izgilerini ortaya koyabileceimiz gibi; belli
bal aile tiplerini tanmada bir arac olarak romancnn bize sundu
u yaznsal btnlk ierisindeki "aile" kavramnn nasl bir eit
leome gsterdiine de bakabiliriz. Ben bu yazda, Trk edebiyatnda
tarihsel ve/ya da yaznsal bakmdan bir yeri olabilecek romanlar ara
snda aile sorununa bir yanyla k tutmu, birtakm aile tiplerini,
yaamalar iinde ele alarak temelierindeki belirleyicileri saptamaya
ynelmi olanlarndan kimi rnekler zerinde durarak aile sorunsa
lnn yazndaki yansrnalarna deineceim.
ncelikle belirtmek gerekiyor ki, byle bir inceleme; belli tarih
dnemlerinde ya da belli sosyo-ekonomik koullarda Trk aile tip
lerinin gerekte ne yapda olduklarndan ok; edebiyata, romana
nasl yanstlm olduklarn rneklendirecektir.
Toplumun yaptamasnda temel kurumlardan biri olan "aile"yi
belirleyen nesnel etmenlere; romanda yansyan aile szkonusu ol
duunda, yazarn perspektifi, amacna elverili seme ve ayklama
lar, yaznsal kayglar ve dnya gr gibi st-biimlendiriciler ya
da st-belirleyiciler eklenmektedir. Bu st-belirleyicilerle gerek ai
le tipleri arasnda bir dolaym katman daha bulunmaktadr ki, bu-

14
nu da "anlat gelenei" diye adlandrabiliriz. nk romanc ou
kez romannda bir aile yapsn yanstrken, toplumdaki mevcut ai
le kadar -ve kimi zaman daha ok- tipleri aniat geleneinin sreci
ierisinde yerleiklik kazanm belli zelliklerle rannabilecek aile
modellerinden hareket etmekte, bu modelleri yeniden biimiendi
tip yeniden retmektedir. Bu nedenledir ki, zaman zaman yazn
mzda, belli dnemlerin egemen dnya grnn ya da buna kar
savam veren bir dnya grnn deerler dizgesini yanstan ide
olojik denebilecek yaklamlarn merceinden gsterilen aile yapt
larnn yinelenip oaltldna tanklk edebiliyoruz. Bylece aile
nin toplumbilimsel zmlenmesinin yansra bir eit edebiyat sos
yoloj isini de iin iine katmak gerekmektedir.
Ayrca byle bir yazda yaznsal zmleme ve deerlendirmele
rin ama gerei geri planda tutulduklarn, salt bir ierik zmle
mesiyle yerinildiini de kaydetmeliyim.
Szn ettiim "gelenek" esinin en belirgin biimde kendini
hissettiedii nokta, aile tipoloj ileri sunan romanlarda arln hemen
her zaman ahlak deerlerinin belirleyici rolne verilmekte olmasdr.
Trk romannda hangi sosyoloj ik yaplannay rneklendiren ai
le szkonusu olursa olsun, temelde vurgulanan belirleyici, toplu
mun iinde bulunduu deerler dizgesi , bu dizgenin dnmekte,
gelimekte ya da kmekte olduu olgusudur. Ya da daha doru bir
anlatmla, yazarn deerler dizgesine nasl bir yorumla yaklatna
bal olarak, bir aile modeli nerilmekte ya da eletirilmektedir.
Ailelerin yapsnn ve/ya da yazgsnn temelinde grlen ahlak
sorunsal; ksmen sosyo-ekonomik, ksmen buna balanabilecek ta
rihsel boyutlar ne karlan rntler ierisinde irdelenmektedir.
Bu sylediklerimizden hareketle, Trk romannda "aile" olgusu
na bakarken baz ana motiflerin saptanabileceini dnyorum.
Bunlar, anahtar ilevi yktenebilecek szcklerle adlandrabiliriz:
Osmanl, Gei Dnemi, Cumhuriyet, Batllama, Ky, Kasaba,
Kent, Kk Burj uvalk. Bunlar tarihsel dnemlerin ve sosyo-eko
nomik yaplanmalarn birer zemin olarak romanmda yansyan
belli bal rntlerine iaret edebilecek balklar olarak grlebilir.

s
Sonra bu zeminlere yerletirilebilecek ailelerin tek tek romanlarda
rastlanan eitlenmeleri ile belirli ahlaksal temalar ilenerek tan
tlmas, eletirilmesi, yarglanmas gndemdedir.
Romann yaznsal varln, yani i-yap sorunlarn, biimsel
ynlenilerini, kurmaca sorunlarn, yaam gereklii-yazn gerek
lii ikilenmesini ve sanatsal deer ltleri karsndaki durumunu
bu yaznn konuu dnda tutarak bir rneklendirmeye gitmek isti
yorum. Bu rneklendirmeye girecek yaptlar seerken konumuz ge
rei, aile tiplerinin aydnlatlmasna yardmc olmalarn gznn
de tutmann yan sra; Trk romancl asndan da, belli bir yeri
ve nemi olan romanclar ve romanlar ele almaya dikkat ettim.
* * *

Gerek anlamda Trk roman Ak- Memnu ile balamtr.


"Trk romannda aile"den szederken de ilk akla gelmesi gereken
romandr bu ayn zamanda. yleyse 20. yzyln hemen banda, bir
stanbul ailesi ile kar karyayz imdi. Ak- Memnu Melih bey ta
kmnn, yani btn yaam biimi zellikleri ve karmak bireyler
aras ilikileri ile bir ailenin romandr. Halit Ziya Uaklgil, Ak-
Memnu'da 1 9 . yzyln sonunda yaayan zengin ve aylak bir toplum
katnn yaam biimini, varlkl geleneksel Trk ailesinin "Batl"
yaama biiminin etkisi altnda zlp altst oluunu, yozlamas
n, bu toplum katnn yaad ve elendii yerleri (konaklar yal lar,
Boazii, Bykada, Gksu, Concordia vb. ) ; birey olarak btn so
mutluklaryla bu toplum katnn insanlarn, bu insanlarn sorunla
rn, dnyaya ve insanlara bak alarn, bu insanlar arasndaki
ilikileri anlatyor. 1 Bihter zenginlik zlemi iinde gen bir kadn
dr. Bu yzden, tam bir tketim gdlenmesi ile kendinden ok ya
l Adnan Bey i le evlenir. Bu evlilik uruna annesine ba kaldrr.
Adnan Bey kz ve olu ile birlikte yaamakta, hafta sonlarnda ye
eni Behll' yalsna konuk etmektedir. l zdivatan sonra Bihter'le

Fethi Naci. Trkiye'de Roman ve Toplumsal Deime. Gerek Yaynlar,


Istanbul, 1981, s. 61.

16
Trk Romannda Al e

birlikte annesi , kzkardei, enitesi de aileye katlr. Birinci derece


de yasak ak; yeen Behll ile Bihter arasndaki aktr. Bu serven
le Halit Ziya ahlaki sorumluluktan yoksun, eski deerleri yitirmi,
yenilerine sahip olamam bir genle, ekonomik deeri ahlaksal de
erlere stn tutan bir kadnn yasak akn dile getirir. Bu ise Trk
ailesine alafrangalk zentisinin musaHat ettii ahlaksal bir kn
sergilenmesidir aslnda, Ak- Memnu'da varlkl, "alafranga" aile
nin alternatifi olabilecek bir aileye rastlanmad gibi, dnemin ta
rihsel-toplumsal grnm de net izgilerle sunulmamtr. Halit
Ziya'nn amac toplumsal zmleme ve eletiriye arlk veren bir
roman yazmak deil, ele ald kesitin insanlarn ve bu insanlar
arasndaki ilikileri daha ok psikoloj ik boyutlarda derinletirmek
tir. Bundan tr de Ak- Memnu'daki aile tablosu en ince ayrnt
larna dek ilenmi olmakla birlikte, sosyoloj ik bir veri olarak ile
me sokulmadan nce baz arka plan incelemelerinin nda ne l
de bir genellik, tipiklik tayabilecei deerlendirilmelidir.
Batllk zentisi iindeki, alafranga tipler Trk romannda sk sk
ilenmi emalardr. Rantiye, varlkl alafrangaln yan sra yoksu
lun bu modaya ayak uydurma zlemi de Heyin Rahmi Grpnar'n
psevdi'sinin karakteristiidir. Bu romanda yeni gelimeye balayan
ticaret kapitalizminin aileye etkisi, bu ekonomik modelin paray tek
deer lt haline getiren bir ahlak anlayna sahip oluunun yol
at deerler yaziamas sergilenir. Romann kahraman Meftun ye
ni ekonomik modelin koullarnn belirledii yeni bir deerler dizge
sinin, yeni bir ahiakn temsilcisidir. Aile, Meftun'un bencilliini,
oportnizmini doyurmaya ynelik bir kurum olarak anlamldr an
cak. Nitekim Meftun para sahibi olabilmek iin zengin komusunun
kzyla evlenmek, oluyla da kendi kz kardeini evlendirrnek gibi bir
dolap peindedir. Bylece kurulan aileyi ksa bir sre sonra yine eko
nomik skntlar tehdit etmeye balayacaktr. Yabanc sermaye ve
Hristiyan aznlk eliyle gelien ticaret kapitalizminin belli bir tip
Trk ailesini biimlendirii ilk kez psevdi'de sergilenmektedir.
Batllama sorunu ile ekonomik gllk kazanma hevesleri
arasnda kurulan balantlar ve bunlarn aile yaplarn ne ekilde

17
etkileyebileceine ilikin rneklere Yakup Kadri Karaosmano
lu'nun yaptlarnda da rastlayabiliriz. zellikle Kiralk Konak ve So
dom ve Gomore bu bakmdan elverili rnekler oluturmaktadr.
Kiralk Konak'ta gei dneminin alkantlarn yaayan bir kona
n, kuak sresince izlenen k anlatlmaktadr. Kahraman
lardan Servet Bey "krkbe yanda bir zppeden baka bir ey deil
dir. Alafranga hayat ramna sabahtan akama kadar bin trl gara
bet yapan bir adam." Kz Seniha'y "koz olarak kullanp birtakm
iadamlaryla ilikiler kurarak zengin olmak sevdasndadr." Kars
na, "para yapmak, para yapmak ve bir an evvel kapa Avrupa'ya at
mak. Baka trls kar yol deil," der. "Seniha ise kurulu dzeni
beenmeyen, hazr deer yargianna kar kan, ama kiisel bir ba
kaldrmadan teye geemedii iin sonunda yenilen tipik bir geit
devri gencidir. Seniha'da yenilgiyle birlikte gemi zlemi bal
yor. .. " O ryen evre iinde birtakm gerekiere yaklaan tek kii
Hakk Celis'tir. "Onun iin imdi geride kalan alem, Seniha'lardan
Faik Beylerden, Naim Efendi'lerden, Sakine Hanm'lardan mteek
kil olan kark, mayasz ve rm alemdi."2 Tanzimat dnemi ai
lesinin temsil ettii hayat gr ile birlikte kn Yakup Kadri,
konan sata kartlmasyla simgeletirir. "Konak devrin deime
si ve byk hadiselerin sarsmsyla nihayet bir apartman hayatnda
sona erer. Konak mensuplar ise, eski terbiyeyi tam manasyla alm
yekpare psikoloj iye sahip olanlar hari, Birinci Cihan sava yllar
nn kozmopolit sofrasn kurarlar. Roman, bir devrin maddi ve ma
nevi dn konak ve sofra gibi iki sembolde hlasa cder."3
Sodom ve Gomore'de Bat hayranl, igal istanbulunun alkant
l ortamnda, itilaf kuvvetlerine uaklk kisvesine girer. Roman kii
lerinden Orhan Bey, Trk kadnlarn igal subaylarna peke eken
bir ibirliki tipidir. Fethi Naci bu dnemin karakteristiini yle
zetliyor: " 1 9. yzyln sonundaki alafranga zppeler, hazr para yi
yen, tketirnci tiplerdi; ttihat ve Terakki'nin 'Milli Burj uva' yarat-

2 a.g.y. S.SJ
3 Dr. Niyazi Ak. Yakup Kadri Karaosmanolu/lnsan-Eser-Fikir-slup.
Istanbul. 1960 s.I SS.

s
Trk Romannda Aile

ma abalar Bat kapitalizmine kar balaryla bal yeni tip alafran


galar yaratt; 'burjuva' olmayan bu tipler, ola ola 'ibirliki hain' ol
dular. Bylece alafrangalk varabiiecei son noktaya varm oldu."4
Sodom ve Gomore'de karlalan aile, igal istanbulunun bir aya
ukurda sosyetik ailesidir. Yakup Kadri'nin szkonusu ettiimiz
iki romanna ilikin ilgin bir saptama olarak Berna Moran'n, Ki
ralk Konak'n ve Sodom ve Gomore'nin ba kiilerinin Trk kz ol
malarn, yazarn Batltiamay daha ok kadnlarda yaratt
knt ile gstermek isremi olmasna balamasn anmak yerinde
olur.5 Yakup Kadri'nin bu iki roman Trk romanclnda eletirel
gerekliin ilk rnekleri saylabilir.
Ahlaki dknlk ve zellikle de kadnlarn iffetlerini kaybet
meleriyle toplumsal knt arasnda kurulan bu karlkl ballk
ayn dnem romanlarndan rnein Salahattin Enis'in Zaniye!er'in
de ve Peyami Safa'nn Szde Kzlar'nda da son derecede belirgindir.
Aile-yuva-diiku, diiku-iffet balant ve armlar Trk roma
nnda sk sk karlalan bir tematiktir.
* * *

rneklerimizde Batllamaya, Batlla ynelen, yergici eleti


ri Halide Edip Advar'n Sinekli Bakkal'nda, aile kurumu iinde bir
dou-bat sentezi yaratma abasna dnmekte. Roman Abdlha
mit dneminde, stanbul'un orta halli bir semtini anlatmaktadr.
Halide Edip'in peinde olduu dou-bat sentezi; dinsel eitimden
gemi Rabia ile onbe yldr Trkiye'de yaayan talyan Peregri
ni'ye kurdurttuu, Mslmanlk deerleriyle Batnn rasyonalizmini
mezceden ailede somutlanyor.
Yine ahlaksal deer atmasyla iie sunulan bir aile sorunsal
ile Sultan Hamid Derken'de karlalyor. lk defa bu romanda; sar
slan deer, cinsel ahiakn deil dnsel ahiakn bir deeridir. Nahit
Srr rik bu romannda bir ittihat ile karsnda savat, dne-

4 Fethi Naci. a.g.y. s.57


Berna Moran. "Alafranga Zppeden Alafranga Haine" Birikim dergisi, mays 1977

19
min egemen snfna mensup bir kza kurdurduu aile araclyla it
tihatnn siyasal idealine, rgtne ihanete srkleniini anlatr.
Toplumsal deerler dizgesindeki kkl sarsnt larn, ailede z
l biiminde yansmasma en tipik rneklerden biri Reat Nuri
Gntekin'in Yaprak Dkm'dr. Bu romanda geleneksel deer yar
glarnn ykl, para ve parann getirdii "asri yaama biimi"nin
ortaya kard yeni deer yarglarnn, daha dorusu yeni bir ahia
kn bir aile erevesi iersinde aniatlna tank oluruz. Artk Cum
huriyet dnemine gelinmitir ve tam bir deer bunalmna girilmi
tir. Batllama hevesinin aileler zerindeki kertici etkisi temas
ise hala srmektedir. Sz konusu zlme hala sosyo-ekonomik te
melerine oturtulmamakta "asrn icabat" denen ey yzeysel bir bi
imde yaanmaktadr.
Ailede yozlamann rneklerine Memduh evket Esendal'n
Ayal ile Kiraclar'nda da rastlamak mmkn. Yine Cumhuriyetin
ilk yllar szkonusudur. O dnem Ankarasnda "kk insanlar"n
yaamlarn, deer yarglarn sergileyen romanda yine yazluk iffet
siz kadnlarla ve onlarn kendilerini aldatmalarma gz gre gre gz
yuman kocalarla yanstlmakta. Bir yandan balangcndan bu yana,
Trk romannda artk tanklk kazandmz yozlama, dalma,
zlme temas ilenneye devam edilmekte, te yandan toplumsal
kurtulu iin bir mit olarak salam, mutlu evlilikler gsteril
mekte. Bunu romanda, anlatc ile Selime'nin gvenli yarnlara
umutla bakan evlilikleri temsil ediyor.
kinci Dnya Sava'nn Trk toplumundaki ve Trk ailesinde
ki etkisi "yeni zengin" tipi araclyla somutlanyor romanmzda.
Bunun tipik bir rneiMalide Edip'in Sonsuz Panayr'dr. Yine "pa
ra" ba deerdir. Paray elinde tutanlarn ise bu dnemde henz si
yasal arlklar yoktur. Geleneksel stanbul ailesinin belirledii
grg, zevk, lllk gibi deerler kaybolmutur. Bunlarn yerine
geen "galiz ve agzl zevkler" yerilmekte fakat siyasal ve snfsal
bir zmlerneye yine yer verilmemektedir bu romanda. Oysa sz
edilen dnemin para babalar, romann yazlndan ok ksa bir s
re sonra Trkiye'nin brokrat siyasal iktidar geleneine galebe a
lan egemen gleri oluturacaklardr.

20
T r k R o m ;n n J " Aile

Brokrasinin tipik saylabilecek bir aile modeliyle Samim Koca


gz'n lzmir'in Iinde adl romannda karlarz. nceki rnekleri
mizdekiterin aksine, Kocagz'n izdii aile, bireyleri arasnda sev
gi, sayg, efkat ve drstlk gibi deerlerin korunduu bir ailedir.
Yzylmzn bandan beri bir zlme-dalma sreci iersinde bu
lunduu romanclarmz tarafndan sk sk vurgulanan Trk ailesi
nin bozulmam "olumlu" bir rneidir, emekli Albay Nazif Tnaz
tepe, kars, olu, kzlar ve damatlarndan oluan memur ailesi.
* * *

Kyl ailesi, romanlarmzda bir aile modeli olmaktan ok bir


fon olarak yer almaktadr denebilir. Aile yaplar zerinde fazla
zenle durulmam, "balk", "namus", "kz karma", "treler" gibi
belirleyici motifler dolaysyla kimi aile kesitleri yanstlmtr. Ka
pitalizm-ncesi ya da feodal ilikilerden, sanayilemeye, kentleme
ye ynelen dnm ierisindeki krsal kesimin yaamn ele alan
ve "ky roman" diye adlandrlagen tr iinde, aile asndan fazla
bir eitlenme gzleyemiyoruz.
Trelerin, k rsal kesim ailesi iin baat belirleyici olma durumu
nu en belirgin biimde Bekir Yldz'n yklerinde izleyebiliyoruz.
Bu tipiklik bizi, krsal kesim sorunlaryla yakndan karlalabilecek
bir rnekten yararlanabilmek zere, burada bir roman yerine bir y
k kitabn ele almaya yneltti. Bekir Yldz'n Beyaz Trk adl ki
tabndaki "Namus" ve zellikle "Kara arafl Gelin" ykleri G
neydolu Anadolu'nun kendine zg zellikler gsteren aile trele
rinin tipik birer rnei saylabilir. "Namus"ta kadn kendisine teca
vze yeltenen kiiye teslim olmamak iin "namus belas" onu ld
recektir. Ama kocas, tecavz gereklememi de olsa tecavz teeb
bsnn kendisine ynelmesiyle bile "lekelenmi" saylan karsn,
yine "namus belas" vuracaktr. "Kara arafl Gelin"de ise bir "kan
balatma" sz konusudur. Ana, kzn; kocasnn ldrd ada
mn ailesine gelin vermek zorundadr.
Ayn kitaptaki "Tahir Usta" yks iki kardei, ii- iveren ili
kileri iersinde gstermekte ve ataerkil ailedeki kardelik kavram
ile ekonomik sistemin arpkln kartlatrmaktadr.

21
"Celp" yks, krsal kesim ailesinin Almanya'ya g ettiinde
karlaaca durumlardan birini rneklemek amacyla yazlmtr.
Bekir Yldz'n "Demir Bebek"inde ve kimi dier yklerinde de
karlalan bir emadr bu: Ky insan, gelimi kapitalist toplumsal
rgtlenmeye ayak uyduramamaktadr. Kars gece alt iin ev
de kalp bebee bakmak kocaya der ve o beceriksizliinden tr
biberonla ocuu boar.
Hilmi Yavuz'a gre "Bu hikayede nemli olan, yeni toplumsal
rgtlenme dzeninde ataerkil aile ii iblmnn deimesi olgu
sudur. Bebein lm, ilkel tresel toplum iinde kadna ait olan
bir grevi stlenmekten ve bu grevin nasl yerine getirileceini
bilmernekten ileri gelir."6
Bekir Yldz'n yaklam ematiktir. Yaznsal bakmdan da, top
lumbilimsel bakmdan da. Ailenin kadn bireyleri ezilir genellikle t
relerin basks altnda. Ne var ki, bunu salt nesnel gerekliin saptan
mas olarak yorumlamak g. Baknz Yldz Halkal Kle adl roma
nnda nasl yaklar soruna: Roman kahramannn, annesini evde is
ttmeyen karsna reva grd muamele dayaktr. Yine de; kendisi
nin deil, karsnn bir faist olduunu dnr. Roman kahraman
nn ky retmeni olan kaynpederi Cumhuriyetin getirdii yenilik
lerin savunucusu olmak durumundadr. Bu yolda-araf karp man
to giymesi iin- karsn kanlar iinde braknceva kadar dver, sonra
da yaralarn sarar, mantoyu giydirip ky alanna gtrr onu koluna
takarak, iftiharla. Bekir Yldz'n kadna ve aileye bak feodaldir.
Kemal Tahir'in Byk Mal'nda krsal blge insannn ne
kartlan zellii, cinsel deneyim araynda snr ve norm tanmaya
cak kadar gz kara oluudur. Aile kurumunu da neredeyse sadece
cinselliin yasal erevesi olarak grrz.
Orta Direk, Anadolu insann bir roman btnsellii ierisinde.
en canl, en somut, en gereki bir biimde yanstlmasnn baar
l bir rnei olarak kar karmza. Yaar Kemal Ali-Elif ve Mer
yemce'den -kar, koca ve erkein annesi- oluan kiilik aile ile

6 Hilmi Yavuz. Roman Kavram ve Trk Roman. Bilgi Yay. Ankara, 1977. s . 1 12.

22
T r k RomannJa A i l e

tarmsal ekonominin ilkel dzeyindeki bir kyll belgelemitir.


Yaznmzda. Ky ailesini tanmak iin, Orta Direk'i izleyen, Yer De
mir Gk Bakr ve lmez Otu ile tamamlanan leme, temsil edici
nitelikte bir bavuru kayna olabilir.
"zlemleri, dleri ve kleri" ile bir zenaatkar ailesinin tipik
portresini ise Orhan Kemal'in Eskici ve Oullar'nda bulabiliriz. Or
han Kemal zenaatkarln lp yerini fabrika iiliine brakmas
biiminde zetlenebilecek kanlmaz ekonomik dnm, dokuz
kiilik bir aileye bu serveni yaatarak tantr bize.
Tara ailesi, Tark Bura'nn Yamur Beklerken ve Dnemete ad
l romanlarnda tara kk burjuvazisi kimliinde kar karmza.
T.aral aile yapsn en ak biimde betimleyen romanlardan
biri olarak Adalet Aaolu'nun lmeye Yatmak'n anabiliriz. Ro
man kahraman Aysel'in babas Salim Efendi tipik bir tara tcca
rdr. "Adalet Aaolu'nun lmeye Yatmak' 1 930 yllarnda doan
Trk aydnlarnn roman. Batc cumhuriyet ideoloj isinin temel
lendirilmeye alld yllarda eitim grm, bu ideoloj i ile geti
rilmek istenen dnmler karsnda kyl ya da kk kasabal ai
lelerin geleneksel yaam slGplarn deitirmemekte direnmelerin
den doan elikileri yaam bir kuan roman da denebilir. Aa
olu, romann ba kiisi olan Aysel tipinde, eitim dzeyinde orta
ya konan Batc cumhuriyet ideoloj isi ile aile dzeyinde ortaya ko
nan geleneksel ideolojiyi kar karya getiriyor. Romancnn Trk
toplumunun bu iki kurumunu (aile, eitim) birbiriyle atan iki
toplumsal kesit olarak semesi rastlantsal deil... Geleneksel ide
oloj iyi dlatran aile kurumu ile Batc cumhuriyet ideoloj isini d
latran eitim kurumu, kadnn zgrl sorununun traj ik bir ol
gu niteliiyle alglanmasn olanakl klacak bir biimde atr."7
Aolu'nun lmeye Yatmak'n bir devam olarak gelien Bir D
n Gecesi adl romannda da eitli aile tipleriyle karlalr: K
k burjuva aydnlar; bilim adam mer, baldz ressam Teze!, l
meye Yatmak'tan tandmz doent Aysel, Aysel'in yeeni Ayen

7 a.g.y. s. 156- 157.

23
tpk mer'le Aysel'in evliliini yorumlayan "ne tmyle birlikte,
ne tmyle ayr olamayacaklar" gzleminde dile getirilen trden bir
iliki iindedirler. Aysel'in aabeyi lhan Dereli taral bir avukat
ken arsa speklatr, mteahhit ve nihayet "komprador burjuva
zi"nin bir yesi olmutur. arpk kapitalistleme srecinin ailedeki
yansmalarn Ilhan'n ailesiyle getiriyor yazar. "Birlemi Milletler
rtibat Subay" Emekli Albay Ertrk, kars Gnl, abias Ayten,
eniresiyle ( tmgeneral) birlikte, Amerika topra da inemi ka
nad damat ailesinin. General'in olu ile lhan'n kznn dn
dr romanda anlatlan; dolaysyla btn i ielikleriyle tanrz k
k burj uvann asker-sivil eitli kesimlerini.
* * *

Romanmzda, Cumhuriyete gei dnemi ailesinden sonra en


zengince kullanlan aile malzemesi son krk yln kk burjuva ke
siminden alnmtr. Sevgi Soysal'n Yeniehir'de Bir le Vakti adl
roman da bu bekte el alnabilir. Prof. Salih Bey, ei Mevhibe Ha
nm ve ocuklar Doan ile Olcay, romanmzdaki kk burjuva ai
lesi eitlernelerinin en canl rneklerinden biri olarak anlmal.
Demir zl, Ouz Atay, Selim ileri, Yusuf Atlgan gibi, balca
sorunsal olarak kk burjuva aydnn irdeleyen romanclarmz ise
aile zmlemesine ya hi girimemiler ya pek geri planda bir yer
vermiler bu kuruma. Aysel zakn Alnnda Mavi Kular ile bu gru
ba giriyorsa da Gen Kz ve lm adl romannda kk burjuva ai
le ekirdeini kadn perspektifinden irdeler.
* * *

Trk romannda aile olgusunu serimlerneye altm bu yazda


neredeyse yzyllk bir sre iinde eitlenen romanclmzdan
ancak tipik birka rnek zerinde durabildia. i malzemeden ha
reketle daha geni kapsaml ve eitli ayrntlarda odaklanan derin
lemesine incelemeler yaplabilecei kukusuz. Byle bir inceleme
iin, senpozyum bildirilerinin yol gstericiliinde birtakm varsa
ymlar oluturabilecei inancndaym.

24
Trk Yaznnda
Kadn imgesi

u yaznn balna baklarak, yzyllar ncesinden, szgelimi


BDivan ve Halk yaznlarndan bu yana Trk yaznnda kadn
imgesinin nasl, hangi deiik biimlerde karmza ktn incele
yeceim sanlmasn. Bylesi bir inceleme, yazn tarihileriyle top
lumbilimcilerin ibirliiyle gerekletirilebilir ancak. Hatta onlar da
zaman zaman insan bilimlerinin baka dallarnda uzman kiilerin
yardmn gerekseyeceklerdir. Oysa ben ne yazn tarihisiyim ne de
toplumbilimci; zel ilgi alan yazn eletirisi olan bir felsefeciyim yal
nzca. Bu yaznn erevesi ierisinde, yazn'n yapsal, biemsel, ge
nel olarak sanatsal sonniarna da pek yer olmayacak doallkla. Du
rum byle olunca, kadnn Trk yaznnda nasl yansdna -ya da
yanstldna-, eitli dnemlerdeki ve eitli toplumsal konumlar
daki yazarlarn kadna nasl baktna, kimi rnekler araclyla de
inmeye a!acam. Bylelikle, zellikle ele alacam Cumhuriyet
dnemi boyunca ve hemen ncesinde, Trk kadnnn geirdii de
iim ve dnmlere de, tketici ve en kuytu kelere kadar uzanan
nesnel bir k olmasa bile, yine de bir k debilecek belki.
Bu amaca ulaabilmek iin zellikle aniat yaptlarnn, yani ro
mann ve yknn elverili olacan dnyorum. iirin imgeye
oka yaslanan ve yapsal zellikleri ne karan kurgusal btnl
, arln ieriksel zmlerneye kaydnlmasn gerektiren byle
bir incelerneyi zorlayabilir nk. Ne var ki, yazn denince bir yana
braklmas olanaksz bir tr olan iirde de, kadn sorunu biiminde
olmasa bile, bir kadn imgesine, daha dorusu birok kadn imgele
rine rastladmz kukusuz. iirde kadnn nasl olduundan ok,
airin kadn nasl grdn saprayabilirim olsa olsa. Bu saptama

25
da, Trk Yazmnda Kadn mgesi balkl bir yaz iin tamamlayc
olur sanrm. Aniat yaptlarnda karlalan kadn imgelerine ge
meden nce, Trk iirinde kadn imgesi konusun.u yetkinlikle ay
dnlatan bir yazdan, Trk yaznnn nde gelen airlerinden Cemal
Sreya'nn "Sevgilinin Halleri" balkl denemesinden yararlanalm
yleyse. yle anlatyor Trk iirinde kadn imgesinin servenini
zetle Sreya:
Divan iirinde bir idedir sevgili, insani olandan syrlm, saf es
tetik planda varolmutur. Kadnn kleliidir divan airlerinde bu
tutumu yaratan. Sevgilinin ad yoktur. stnde btn gzellikleri
toplayan, varsaylm bir sevgilide olmas gerekeni anlatrlar.
Tanzimat iirindeki yenileme hareketi belli belirsiz bir z getir
meye alr. Bu iirde ak geri plandadr, dolaysyla kadn da. Bu
nunla birlikte sevgili yeryzne inmitir artk. Siyasal ve ynetici
kadrocia yer alm aristokrat bir Osmanl aydnnn sevgilisidir.
Servet-i Fnun iirinde kadn, romantik bir brokratn uzaktan
hayran olduu, zayf, solgun, veremli sanlabilecek, sisler iinde bir
varlktr. Estetik, hayat hilemektedir. Ak iirlerinde hayat oros
pular temsil eder. Hayat pistir, saknlmaldr. Sevgili sonsuz bir
"bikr-i afif''tir.
Akn bir tutku halinde iire akmas ilk Yahya Kemal ve Ahmet
Haim'le balamtr. Kadn artk diri ve diidir.
Hececilerde ise kadnn bazen aristokrat ya da yar-aristokrat bir
lstanbullu, bazen ky kz olduu grlyor. Kyl sevgili elma ya
nakl, salkl, neelidir. Bununla birlikte kyl kzna birinci kii
azndan ak iiri sylemekten ekinitir genellikle. Ona oban Ah
met aktr. air bunu, nc kii, bir tank olarak anlatr.
Ak Nazm Hikmet'te iiri besleyen ve insani olan byk l
de gelitiren bir edir. Bir dava adamdr o. Kadna arkadalk,
dostluk, dayanma deerlerini ykleyen ilk Trk airi Nazm Hik
met'tir. Kar ile sevgili ilk kez onda birleir.
1 940 yllarndaki iir devrimi kk insana eildiinden, sevgili
de halktan seilmeye balamtr. Sevgili artk hereyiyle somut, y
reimizde yaayan bir insandr. Herhangi bir kadndr. Toplumsal

26
Trk Yaznnd" Kadn Imgesi

snf deimitir. Bazen bir ofrn karsdr, bazen rejide alan bir
iidir, bazen okumu bir memur kzdr. Gerek bir insandr, er
demleriyle, kusurlaryla, gzelliiyle, irkinliiyle.
zellikle 1 955'den sonraki Trk iirinde ak temas, dolaysyla
kadn, yeni ykler, yeni zenginlikler kazanmtr. Trk toplumu,
toplumsal deerlerinin ve yasaklarnn byk bir bln cinsellik
stne kurmu bir toplumdur. Bu yzden kadnla erkek arasndaki
cinsel gerilim, baka lkelerdekine gre o yksektir Trkiye'de.
Bu bakmdan, Trk edebiyatnda 1955'e kadar erotizmin bulunma
mas bir ikiyzllkten baka bir ey deildir. 1 955 sonras dnem
de bu tabu da alm oluyor.
1 940- 1 960 yllar arasndaki Trk irinde ak temas, toplum d
zenine kar bir bakaldrma haline dnmtr. Hayatn ve dn
yann deitirilmesini isteyen yeni air, sevgili yi en yakn kimse, bir
eit silah arkada olarak grmek iin ona kar nitelii tanmakta
ya da karsnda sevgili nitelikleri grmek istemektedir artk.
* * *

Trk iirinde kadn imgesinin geirdii deiimleri bylece se


rimledikten sonra, kimi bakmlardan bu deiime koutluk gsterse
de, birok bakmlardan daha baka, daha karmak elerden olu
mu kadn imgeleriyle karlalan aniat trne geelim.
Trk yaznnda kadn imgesi konusunda, oka figrl bir tablo
izmeye giriirken, Trk romanna ve yksne baka alardan
yaklatmda yapmaya altm ierik zmlemelerinin, yorum
denemelerinin bana salad birikime yaslanyorum ncelikle.
Bunun iin, kadna genellikle bir ss nesnesi olarak, "gzel" ola
rak bakan, giderek kimi zaman gzel gen delikanl imgesiyle kadn
imgesini iie, birbiri yerine kullanan divan yaznnn da, yine her
zaman deilse de genellikle, kadn ak nesnesi , "yar" olarak gren
H3lk iirinin de zerinde hi durmayarak, hatta genellikle kocas
nn ei, gerektiinde sava arkada, ocuunun anas, ailesinin,
ocann koruyucusu, cemaatine sz geiren "hatun" kadn imgesi
ne rastladmz destan trn de bir yana brakarak, uzun bir

27
admla, asl Cumhuriyet dnemi zerinde durmak zere hemen
Cumhuriyet ncesine, Osmanlnn son dnemlerine atlayacam.
Cumhuriyet ncesi dneminde kadnn ve sorunlarnn, zaten ni
celik ve nitelik bakmndan ok gelimi olmayan aniat yaznmzda,
ancak dalayl yoldan ve deinmeler dzleminde yer alabildiini g
ryoruz. Yine de kadnn eitli sorunlarn gndeme getirmi, bula
nk da olsa kimi kadn imgeleri yaratm olmalar bakmndan nc
sayabileceimiz 1 9. yzyl yazarlar; errsettin Sami, Sami Paazade
Sezai ve Nabizade Nazm'dr. Bunlar Trk roman ve yk tarihinin
balarnda yer alan yazarlar ayn zamanda. emsettin Sami'nin ilk
Trk roman saylan Tuk-u Talat ve Fitnat'ta 'ka-g'n aksak
lklarn, grc usul evlenmelerin olumsuz sonularn konu edin
nesidir bizim iin anlmaya deer olan. Kukusuz yaznsal adan ol
duu kadar, sorunlarn nedensel temeliendirilmesi asndan da ilkel
saylacak bir rndr bu roman. Ama bir giritir yine de. 1 872 tari
hini tayan bu romandan sonra, Sami Paazade Sezai'nin 1 889'da
yaymlanan Sergzet adl romannda da kadn sorunu, yine dalayl
yoldan, bir esir kzn urad hakszlklarn yklenip knannas bi
iminde karmza kyor. Osmanl toplumundaki esir-cariye-odalk
kurumunun getirdii sorunlar, hizmetkar tabakasndan seilmi kii
ler araclyla, sonraki yazarlarca da ele alnacaktr. Balangta sa
yabileceimiz yazarlarn sonuncusu, 1 896'da yaymlanan Zehra'syla
Nilbizade Nazm. O da daha epeyce yl srecek olan Istanbul ailele
ri, Istanbul'un gece elenceleri, Boazii gezileri dolaylarnda kalyor
Zehra'da. lk gereki rnleri veren yazarmz olarak anlmakla ve
Karabibik adl uzun yksnde gney ky kylerine dek uzanmakla
birlikte, Nabizade'nin yap tlarnda da kadn, henz belli belirsiz bir
glge, yeterince ilennemi bir figran durumundadr.
* * *

Bu yazarn ilk adm saydmz yaptlarndan sonra, gerek ka


dn imgesi, gerek yazn asndan daha gelikin nclerine geiyo
ruz konumuzun. Kadn imgelerini karmak zere bavurduumuz
yaptlarnn ilk yaymlan tarihlerinin srasna gre ele alarak ksa
ca gzden geirelim bu yazarlar.

28
T r k Yaznnda Kadn lmg.:si

Halit Ziya Upklgil Trk yaznnn nemli bir romancs. Yapt


larnn yaymlan tarihleri 1 89 2'den 1 942'ye uzanyor. Halit
Ziya'nn yaptlarnda rastlanan balca kadn tipleri, yakndan tand
Istanbul yksek burjuva ailelerinin, balca erdemleri iffetleri olan
hanmefendileri ve ayn ailelere musaHat olan, hatta kimi zaman ka
tlmay baaran hafifmerep, erdemsiz kadnlar ve hlyal, romantik,
kederli, hassas gen kzlardr. yklerinde ise Halit Ziya daha ok yi
ne Istanbul kklerinin, konaklarnn emektarlar olan dad, besleme,
a, halayk, hizmeti, ahretlik durumundaki kiilerinin ezilmilikle
rini, yaam karsnda batan yenik dmlklerini anlatr.
Hseyin Rahmi Grpnar da 1 889- 1 943 yllar arasnda roman,
yk, oyun trnde pek ok yapt yaymianm bir yazar. Kadnn
sorunlarna -doallkla kendi dnemindeki kadnlarn- yaklamaya,
bir lde bu sorunlarn kkenine inmeye bile alm. Ancak bu
dnceleri yaptlarndaki kadn tiplerinden ok, yazarn azndan
yazlm blmlerde, makale dzleminde yansyor. Hseyin Rah
mi'nin kadn kiileri ounca, kenar mahallelerde yaayan, cahil,
bat! inanlarn tutsa, erkein dnyasnn dnda kalan tiplerdir.
Kadn-erkek eitlii konusundaki dncelerini dile getirebilmek,
zamannn toplumunda geerli deer yarglarn, hatta konuya ili
kin yasal hkmleri eletirebilmek iin zaman zaman, okumu, ay
dnlanm, erkek yanndaki aalanmlklarnn, eitsizliklerinin
bilincinde, bu duruma bakaldran kadn tipleri izip, onlarn azn
dan konutuu da oluyor (Sevda Peinde , Tebessm- Elem, Cad gi
bi) ama, genellikle Hseyin Rahmi'nin kadnlar da, kendisinin ya
zar olarak eletirdii, kar kt eitsizlikterin banaz savunucusu
durumundalar. Bylece kadnn ekonomik bamll, eitimden
yoksunluu, yasalar nnde erkeklerden aa tutulmas (rnein
erkein birden ok kadnla evlenmeye, karsn aldatmaya, istedii
anda boanmaya hakk olduu halde, kadnn bu haklarn hibirine
sahio olmay) yazarn dnce dzleminde dile getirip, kiileriyle
canlanrmad eletiriler olarak kalyor.
Bir Cumhuriyet dnemi yazar olarak karmza kan ve gerek
kadn sorunlarna eilmesi, gerek kadn tipleri ilemesi bakmndan

29
ilgi ekici bir yazar da, 1 909'dan yakn zamanlara kadar ok sayda
yap t yaymianm olan Halide Edip Advar. Bir kadn yazar olarak,
kadnn haklarna kavumas, zgrlemesi konularna zellikle
arlk veren Halide Edip, Cumhuriyet ncesinden balayarak, Ata
trk reformlarnn kadna salad hak ve zgrlkler dneminde
de yazmay srdrd iin, ele ald sorunlar da, yanstt kadn
imgeleri de eitlilik gstermektedir. M illiyeti kadn, adalaan
kadn, kiilikli kadn, baskya bakaldran kadn, halkn uyandrma
abasndaki lkc kadn imgelerine rastlanyer Halide Edip'de.
Ama Turanclktan Amerikancla, Mill iyetilikten Batcla e
itli ideoloj ik ynserneler gsteren tutarsz dnsel yaps, bu ide
oloj ileri bir bireime vardrmaya alt, en nemli roman saylan
Sinekli Bakkal da bile zmlemelerini ve nerilerini salam bir te
'

mele dayandrabitmesini engellemitir.


* * *

Cumhuriyet dneminin getirdii yenilikterin toplumsal ynn


den ok, ahlak, deerler, inanlar gibi styapsal sorunlarna arlk
veren, daha dorusu asl sorunu styap kurumlarndaki saliantda
arayan yazarlar, Cumhuriyetin ilk on-onbe ylnda ounluktadr.
Reat Nuri Gntekin, Yakup Kadri Karaosmanolu, Peyami Safa,
hatta ayn yaklam daha sonraki yllara da tayan ve srdren
Ahmet Harndi Tanpnar bunlar arasnda an labilir. Yaznsal dzey
leri ve deerleri birbirinden ok farkl olduu gibi, dnya grleri
bakmndan da ok ayr yerlere yerletirilebilecek bu yazarlar, kar
mza getirdikleri kadn imgesi bakmndan garipsenebilecek bir
benzerlik gsterirler. Bu benzerlik, erkek egemenliini veri kabul
eden, ataerkil, feodal ya da yar feodal ilikilerden, kadnn retime
dolayszca katkda bulunmas olanann -hi deilse yasalarca- ta
nnd, kadnn eskisine oranla daha yaygn apta eitim grebildi
i, dolaysyla bir lde zgrleme yoluna girdii Cumhuriyet d
neminin modern ailesine gei srecinin yaratt durulmam al
kantya balanabilir. Batllama eilimi ve abalar, eletiri hatta
knama konusu olur. Osmanlnn cmert, konuksever, ailesine ba-

30
T r k Yaznnda Kadn m c s i

l, iffetli, "mutl" kadn tipinin zlemi ekilir. Aile kurumu ve ahlak


-ki bununla kadn imgesi dolaynda hep cinsel ahlak kastedilmek
tedir- tehlikede grlr. Bu tehlike Reat Nuri'de ancak, ak krgn
l yznden de olsa, kendini bir lkye adayan erdemli, namuslu
genkz imgesiyle, lkletirilmi hatta biraz poplistce sayabilece
imiz bir biimde savuturulur. alkuu ile rneklenen bu iyimser
yaklamn dnda Reat Nuri de kadn rmenin, dalmann,
ahlaki kntnn tehdidi altnda grr. Bu knt, bu rme
temas ve kadnn bu afette stlendii rol, Yakup Kadri ve Peyami
Safa'da ok daha karamsar izgilerle belirlenir. Peyami Safa iin,
sarslan deerler slamiyerin deerleridir. Yaptlarnda fuha srk
lenen temiz aile kzlaryla, kadnlaryla karlalr. nerisi, slami
deerlere dnmek, sk skya yapmaktr.
Yakup Kadri; zaten baml ve aresiz durumdaki kadnn bu sar
sntdan salam kamayaca, iffetinin, erdemlerinin yerine gzel
liini, ssn, alp salmay geirecei ve sonu olarak da kt
yola decei kansndadr. Byle kadnlar anlatr. Yakup Kadri 'nin
yaptlarnda "cehennemi grnmde bir cinsel ortam yaratmak is
tediini, cinsellii gnah dncesine yatkn grdn ve gster
diini" belirten Selim leri, geleneksel ahlaka merkezi bir yer veren
bu romancmzn genel tutumunu yle zetliyor: "Yakup Kadri'de
dnemler, olaylar ve kiiler ykln boyunduruu altna girmiler
dir. Ykln iktisadi nedenleri ( 1 883 Ticaret Antlamas, ttihat
Terakki'nin yaratmak istedii milli burjuvazinin arabuk sava
vurguncusu, karaborsac kesilmesi vb.) bu yaptta dorudan doru
ya anlatlmaz. Nedenlerden ok sonularla ilgilenilir. Nedenler bir
eletirel gerekinin gzlemiyle aratrlm, yapta izdmleriyle
aktarlmtr. Seniha'y ahlaki ykla iten nedenler, bir adan ro
mann genel temas ve adalk sorunudur. Redingoda elele vermi
istanbulinli yksek zmrenin iktisadi knaz Seniha'y ahlak sar
sntsna srkler. Varlkl ama tredi zmreterin tutsakln kabul
eden Seniha gzelliin, sslln pahasn insani tkeniiyle der.
Seniha bir sonutur: Konak yaamasnn sonucu. nk Naim
Efendi kona Seniha'ya "gzel ve ssl" olmay retmitir. ktisa-

31 i
d! kmazlar bunu engeliernektedir konak asndan. Seniha iinse
bundan baka bir deer lt yoktur. Avrupa zlemi, Paris'e ka
da gzellie, sslle dknlkten doar. Bylelikle Akdeniz
kylar uygarlnda karlamayacamz iki zellik (klk, ssl
lk) istanbulin dneminin de yapayln dolayl yollardan da vu
rur Kiralk Konak'ta." 1
Yakup Kadri'nin, "eyalarmz, elbiselerimiz gibi ahlakmzn ve
terbiyemizin de rokokolat" yolundaki yaknmas, Cumhuriyetin
ilk onyllarnda seik bir ayrm yaplmakszn, batllama ile birlik
te adatamann da deer sarsntsndan sorumlu tutulmasnn
tipik bir rneidir. Bu yazarlarmzn gznde yozlama olarak de
erlendirilen deiim ve dnm, kadnn; yenilemenin, batlla
ma eiliminin yerleik deerleri sarsmas dzleminde, ahlaki sorun
sallk dzleminde ele alnmasna yol amtr.
Ahmet Harndi Tanpnar'da bile henz dou-bat kltr ikilemi
tartlmak ta, gemiteki kiilii silinmi kadn yerine, birey olma a
basndaki "yzyllk aile gemiiyle amansz bir savam veren" kadn
imgesi ileri srlmektedir. Ruh zmlemelerinden teye uzanma,
sorunlarn toplumsal ve bireysel olann diyalektik btnl zemi
ninde ele alnmas eilimleri yaznmda ok yeni balam, zellik
le son otuz-otuzbe ylda gelikin boyutlara uzanabilmitir.
* * *

Bylece zgrleme sreci ve abasndaki kadnn iktisadi-top


lumsal snfsal-entellektel konumu gznne alnarak gereki bir
biimde yazn yaptiarna yansmasnn rneklerini OrhanKe
mal'den bu yana yeni Trk yazn salayacaktr bize. Bununla birlik
te, dikkati ekmesi gereken bir nokta da, yaptlarnda aya yere ba
san, canl kadn imgeleriyle karlatmz yazarlarn bilinlendiril
mi ve zmlenmi dnya grlerine sahip olmalardr. Artk eklek
tik, bilimsel temeli olmayan ya da tutarszlklarla dolu dnya gr
leri yerine, u ya da bu biimde, u ya da bu derinlikte olsun, en ge
nel izgileriyle toplumculuktur Trk yazarlarnn dnsel ynelimi.

1 adalk Sorunlar, Selim lleri, Gnebakan Yay. !st. 1978. ss. 77 78.

32
T rk Ya z n n da K ad n I mg e s i

Roman ve yklerde karlatmz kadnlarn blgesel ve snf


sal farkllklarnn da bir anlam tayabilmesi ancak bu dnemde
olanaklanmtr. Bu nedenle krsal ve kentsel kesimlerdeki kadn,
kyl, ii, kk burjuva aydn kadn imgelerinin belirleyici izgi
leri, yetmibe yllk Cumhuriyet dneminin son krk ylnda ancak
glgelerden arnabilmitir. Kadn iktisadi, toplumsal, ruhsal, dn
sel, ahlaksal, cinsel sorunlar dzleminde de ancak bu dnemde yan
syabilmitir yaznmza doyurucu bir biimde. Bireyselle toplumsa
ln bir arada ele alnmas, ahiakn -ya da genel olarak styapsal ku
rumlarn- altyapsal temellerinden soyutlanmamas iledir ki, kadn
"imge"leri yaarlk yazanabilmiler, toplumbilimsel, ruhbilimsel,
felsefi aratrmalara veri olabilecek somutlua ulaabilmilerdir.
Yaznmza ii kz, ii kadn imgesi Orhan Kemal'le girer. Eme
iyle retime katlan kadnn, ii snfnn bir yesi olan kadnn,
smr dzeninde iinin karlat hangi koullar aynen, hangi
lerini kadnlndan tr ek boyutlada yaad ancak snfsal bir
yaklamla verilebilirdi. Orhan Kemal yks bize byle bir kadn
imgesini izmekte hemen ilk rnei oluturuyor.
Krsal blgenin kadn, kyl kadn, Trk yaznma Yaar Kemal
ve Fakir Baykurt romanclyla girmitir diyebiliriz. Baykurt'un Iraz
cas, Yaar Kemal'in Meryemcesi prototipieri olmulardr ky yazn
mzn. ileli, doayla savam veren, yaam savamnda erkein ya
nnda, ayn koullar payiaarak yer alan Meryemce ve Elif, toplumsal
dzen karsnda umarsz kalacaklardr. Tpk erkekler gibi. Meryem
ce toplumsal-snfsal konumunun yansra analyla, olunun onca
saygsn haketmi saygn bir ana tipi olarak izilmitir. Ky yaamn
anlatan yaptlarda, kadnn ana olmas etmeni hep arlk tar.
Fakir Baykurt'un lrazcas da ayn insancalkta, somutluu, eti
canyla yaayan bir kadn, yine bir anadr. Irazca anay; olu, gelini
ve torunlaryla kyde sz geen, ailesini ekip eviren, bin trl
ileyle, ar basklarla rl yaamnda, sonra, yine olunun kente
gmesiyle bir banalnda, dirlii dzeni altst olmuluunda ta
nrz. Artk Trk ky yaznnda kadn, insandr.

33
Kente dnmeden nce Gneydou Anadolu'yu zellikle treler
balamnda yaznmza getiren Bekir Yldz'n yklerine bir gz ata
lm. Geleneksel, feodal ya da yar feodal ilikilerin kalntlarnn en
youn bulunduu blgemiz olan Gneydou Anadolu'nun sorunsal
lnda Bekir Yldz'n kadn nasl gsterdiini Hilmi Yavuz'un bir
incelemesinden okuyoruz: " Yldz'n insanlar, manevi hayatlar
nn btnne egemen olan trelerin buyrultularn bilinsizce ka
bullenmek durumunda deillerdir. Bekir Yldz Trk hikayeciliinde
ancak son yllarda belirmeye balayan bir yaklamla, Anadolu insa
nnn treler karsndaki tavrn zmler. Bu trelcre bakaldra
mayan ya da hi deilse deitirilmesi dorultusunda bir aba gste
remeyenler, kadniard r. Bekir Yldz'n hikayelerinde, tre buyrultu
lar karsnda kadn ve erkein birbirinden farkl tavrlar son dere
ce nemlidir. Yldz bize ataerkil ve ilkel krsal topluluklarda kadnn
gvencesiz ve gsz kaln ve trelerin gereini yerine getirmek
ten baka bir kar yol bulamayn gsterir. Kara arafl Gelin'de,
kzn, kocasnn ldrd adamn ailesine vererek "kann bala
tan" kadn, bu gvencesizlii simgeler. Buna karlk treleri zorla
yan, deitirmeye alaniarsa sadece erkeklerdir."2
* * *

Krsal kesimden kente dnp; Cumhuriyetin ilk dnemindeki


yazarlarmzn yneldikleri evrelerin ve zmrelerin kadnm, imdi,
son yirmibe yllk yaznmda yeniden bulalm. Bu dnemde dikka
ti eken bir zellik, kadn imgesinin byk lde kadn yazarlarn
perspektiflerinden izilmesidir. Bylece, bulank imgelerin tesine
geernemi Halide Edip'ten sonra yeniden kadn gzyle kadnn ya
zma yansmas durumuyla kar karyayz. Cinsellik sorununun tr
l boyutlarna k tutan ve yanmzda -hel, bdn konusunda hi
ele alnmam ynleriyle "hangi seks?" sorununu irdeleyen Atilla l
han dnda, kent kadnm, zgrleme savamndaki, bilinlenme
.
bilinlendirme giriimindeki kadn, siyasal, toplumsal, iktisadi, en-

2 Krsal Toplulukra Trelerin atlay: Beyaz Trk, Hilmi Yavuz, in: Roman
Kavram ve Trk Roman, Bilgi Yay. Ankara, 1977. s. 1 1 0.

34
Trk Yaznnda Kadn Imgesi

tellektel, ruhsal, duygusal, ahlaksal alardan bir btn olarak de


erlendiren romanclarn ve ykclerin ou kadn yazarlar son yl
larn Trk yaznnda. Bu da konuya yeni olanaklarla baklmasn, ye
ni almlarn aydnlanmasn salamtr doallkla.
Cumhuriyetin ilanndan ve kadn hak ve zgrlklerine ilikin
reformlarn gerekletirilmesinden sonraki Atatrk dnemi Trki
ye'sinde kadnn zgrl sorunu, Adalet Aaolu'nun 1 973'de
yaymlanan lmeye Yatmak adl romannda derinlemesine ilenir.
Doent Aysel tipi, Atatrk Trkiyesinin aydn kadnnn yaad
dnm srecini ve bunalmlar btn boyutlaryla, somuta yan
styor. Batya dnk yenileme ideolojisiyle geleneksel aile kuru
munun deerleri arasndaki atmann, birey-toplum diyalektiine
dayanan bir zmlemesini buluyoruz Aysel'in kiiliinde. Sz ko
nusu romana Hilmi Yavuz yle yaklayor: "lmeye Yatmak ta te '

mellendirilmek istenen kadn zgrl sorunu, belirli bir tarih d


zeyinde, aile ve eitim kurumlar arasndaki atmada somutlanr;
geleneksel ideoloj iyi dlatran aile kurumu ile batc Cumhuriyet
ideoloj isini dlatran eitim kurumu, kadn zgrl sorununun
traj ik bir olgu niteliiyle alglanmasn olanakl klacak biimde a
tr. ieriin dayand bu yapsal ikilik, Aysel'de bir elime olarak
ortaya konur. Aysel geleneksel ideoloj i ile batc Cumhuriyet ide
oloj isi arasndaki bu uyumazl btnyle yaar. . . ''3
Sorunun baka grnmlerini ve boyutlarn, Nezihe Meri'de,
Leyla Erbil'de, Fruzan'da, Sevgi Soysal'da, arayabiliriz. Bulabiliriz de!
Kasabadan, kapal aile evresinden, kente okumaya gelen kzn
aydnlanma, dnyay tanma abalar, bocalamalar, kendi oluu
munu yaamasyla btnlemesi, Nezihe Meri'in Korsan kmaz
adl romannn Meli'sinde somuta izilmektedir. Meri'in ykle
rinde yine kasaba kkenli, kente yerlemi kadn, olanca kadnlc
yla, analyla, evini, ailesini, hatta mahallesini ekip eviren,
evresine mutluluk saan, yaama sevinciyle dolu, -szgelimi- bir
Hayriye olarak grrz.

3 a.g.y. ss. 1 56-57.


Leyla Erbil; erkein yannda, onu tartabilen, onun zaaflarn
tm aklyla grebilen, entellektellikte olsun, cinsel yaamda
olsun kiiliiyle erkein karsna dikilen fkeli kadn imgesini geti
rir. Artk kadn-erkek ayrm, zellikle kk burjuva aydn evre
lerinde, iyice yitirmitir keskinliini. Hatta neredeyse denge, kad
nn ar basmasyla, erkek aleyhine deiecek sanlr!
Fruzan'da belli bal iki kadn tipi merkezi nemdedir: lki, ba
taa srklenen yoksul kenar mahalle kzlar, yaam koullann zor
lamasyla bedenlerini meta olarak kullanmaya itilen kzlar ya da
"dm" kadnlar. Ark fuhu, nceki romanclarmzda olduu gi
bi bir ahlaksal yozlama, bir deer bunalm sorunu olarak deil,
toplumsal ve iktisadi temeleriyle ele alnmakta, bunun yannda, bi
rey dztemindeki ruhsal-duygusal yaantlar da ihmal edilmemekte
dir. Fruzann yaatt ikinci kadn imgesi, olanakszlklar ierisin
de tek bana ocuunu bytne, okutma, yaatma savamndaki
annedir. Yoksul kesimin insann, yoksulluk edebiyarndan da, slo
ganclktan da uzak, snfsal bir yaklamla yanstr yazar.
Sevgi Soysal'n kendine zg ironik slO.bu elden brakmakszn
tantt devrim pratiine atlm kadn, 2 Mart 97 'i izleyen fa
izan siyasal ortamn karanlnda aydnlklar aramaktadr. Kuram
sal birikimin gerekiere nasl uygulanaca, kk burjuva kkenli
aydnn sosyalizm iin yrtlen savama !<atlmas durumunda
karlat sorunlarn pratikte yol at sonular Sevgi Soysal'n
roman ve anlarnda aklkla tartlr. Eyleme girien, mahkum
olan, erkekle yanyana duran bilinli, devrimci kadn imgesidir Sev
gi Soysal'n getirdii.
* * *

Hemen hemen yzyla varan bir tarih dilimi ierisinde Trk ya


znnda kadnn nasl yansdn zetle tantmaya altm bu ya
zda, herbiri balbana uzun toplumbilimsel zmlemeler gerekti
recek bir ie -tiplerin derinlemesine incelenmesi iine- hi girime
dim. Amacm yalnzca, dnya yazn ierisinde nemli bir yeri oldu
una inandm ada Trk yaznma kadn imgesi asndan bakl
dnda nasl bir tabioyla kartaldn belli bal figrlerle ortaya

36
Tr k Y " z n n d a K a d n I m g e s i

koymakt. Yine zellikle belirtmek isterim ki, bu incelemede yazn


sal deer ltlerini hi hesaba katmadm. Salt ierik zmlemesi
nin salayabilecei verilerle yetinmeyi yeledim. B u incelemenin
vardrd sonucu zetlemek istersek, bence u nemli noktalarn
altn izmek gerekecek: ilkin; yaptlarnda kadn imgesini nasl iz
diklerine baktmz yazarlarn dnya grleri ve buna sk skya
bal olarak yaklamlarnn dar al ve tek boyutlu olup olmad,
kadn sorununu ortaya koyularnda da belirleyici etmen oluyor, bu
aka grlmekte . Sonra, yine ayn soruna bal olarak, Trk yaz
nnda kadn imgesinin iki ana dzlemde deerlendirilebilecei so
nucuna varyoruz: Biri, bir gei dneminin toplumsal, iktisadi, si
yasal btn alkantlarn bir deer bunalm, dolaysyla bir ahlak
sorunu olarak grp styapda yzdren bir bak asnn yanstt
kadn imgesi; br ise ada bilim ve felsefenin verileri nda
ele alnan, dolaysyla bireyi toplumsal balam ierisinde ve ilikile
rinin rntsnden soyutlamakszn roman ya da yk kiisi olarak
yeniden deerlendiren kadn imgesi .
Tarihsel v e snfsal yaklamn yntemsel salamlndan g ala
rak son krk yllk dnemin Trk yaznma birey-toplum diyalektii
ni, insann btnselliini getiren yazarlarn kaleminden kan kadn
imgesinin, ncekilere oranla ok daha gereki bir imge olduunu
syleyebiliriz. Kanmca bu belki, yazn asndan, sanatsallk asn
dan bakldnda ikinci derecede nem tayan bir zelliktir. Ama
insan bilimlerinin zmlemelerine yardmc olmas dnlebile
cek bir e olarak ele alndnda birincil nem kazanyor.

37
Yaznmzda Deneme ve
Eletirinin Gnmzdeki . .

Durumu Uzerine*
ugn burada yaznmda deneme ve eletiri konusunda ko
B numay seiimin bir nedeni, deerli hacarn Suut Kemal
Yetkin'le ortak ilgi alanmz, birok syleilerimizin konusunu bu
yaznsal trlerin oluturmasdr. Bildiiniz gibi Suut Kemal, sanat
tarihiliinin yan sra bir felsefeci ve edebiyatyd da. Bir felsefe
ci, eer yaznla da yakndan ilgiliyse, bu ilgisinin en ok dil alann
da somuta yansdn grebiliriz. Yaznsal tr olarak ise, felsefenin
ifadesine en ok olanak veren bir yaz eidi olarak karmza dene
me kyor. N itekim Suut Kemal Yetkin'in edebiyat kiilii de
kendini en ok denemelerinde yanstmaktadr. Fakat Yetkin'in de
nemeci ynn tantmay Sayn Hikmet Dizdarolu stlenmi ol
duu iin, ben konumamda daha ok tr genel olarak ele almaya
yneleceim. Bir de eletiriden szetmek istiyorum bu balamda.
Deneme ile snr izgileri belirlenemeyen, eskilerin deyimiyle bir
"tedahl" gsteren iki yazn tr nk deneme ile eletiri.
Bizim yaznmda gerek deneme, gerek eletiri olduka clzdr.
Ho, dnya yaznnda da dier trler yannda denemenin fazla bir
varlk gsterdiini sylemek mmkn deil ya ... Biz Trk yaznma
dnelim. Hemen ve hi ekinmeden syleyebilirim ki, denemenin
clzl nicelikseldir. Yani denemecimiz az, yaznmda deneme t
rnde yazlm yaptlarn says pek snrl. Buna karn, niteliksel
bakmdan dnya yaznndaki sekin deneme rnekleriyle rahata
boy lebilecek yetkinlikte bir deneme yaznmz var. Ayn eyi

* Bu yaz; 1 8-20 Kasm 1981 tarihlerinde, Ord. Prof. Suut Kemal Yetkin'in ansna,

Hacettepe niversitesinde dzenlenen "Sanat Tarihi ve Sanat Sorunlar Semine


ri"nde yaptm bir konumann memidir. Denemenin :mcak dil-biem tabannda bi
imlenen bir tr olduunu ne srdm iin, okuyacam z metnin bir yaz deil, bir
konuma olduunun belirtilmesi benim iin zellikle anlam ve nem tamaktadr.

38
baka yazn trleri iin, rnein roman iin, oyun iin henz iddia
edecek durumda olduumuzu sanmyorum.
Konuyu batan alalm. Nedir deneme? Suut Kemal Yetkin "De
neme" balkl bir denemesinde yle yaklayor konuya: "Deneme
kelimesini yeni bir edebiyat trne ilk defa ad olarak koyan Monta
igne olmutur. Bu ad koymaya tarih olarak 1 5 7 1 ylnn Mart ayn
gsterenler bile vardr. Burada 'Deneme', yeni bir edebiyat trn
deneme anlamna gelmektedir. Ama bu yeni edebiyat trn br
edebiyat trlerinden ayran snrlar nedir? Kimbilir, cevap belki de o
arkada kitabn (Montaigne'in Denemeler'i. F.A. ) iindedir. Monta
igne'in trl konular zerindeki dnceleri gzden geirilirse bu d
nceleri hibir plana uymadan, hibir eyi ispata kalkmadan, in
san ahlakllatrmak yoluna sapmadan, srf dnmekten zevk ald
, bu zevki bize de tattrmak istedii iin yazd anlalr. Deneme
lerin konusu btn hayattr, hayat tecrbeleridir. Bu tecrbeler in
san ruhu zerine eilen, grdn -grd ac da olsa- tatl bir dil
le, soyut szlere dmeden, delilsiz ispatsz anlatan grgl bir ada
mn hayatndan derlenmitir. Montaigne kitabnn banda, 'okuyu
cu, kitabnn konusu beni m ! ' demiyor mu ? Ama aldanmayalm, o is
tedii kadar kendisini anlatsn, kitabnn konusu sadece insandr."
Kendini anlatmak ya da kendince anlatmak, denemenin gelene
inde bulunan bir e. Byle olunca da, kimi an ve zellikle gn
lkleri de deneme kapsamnda dnebilmemize bir yol alyor.
Ancak burada karar verdirici e, dil ve biem olacaktr. Deneme
nin dil-ii bir olay olduu, neyi anlattnn kimi zaman yannda,
hatta kimi zaman da nnde, nasl anlattnn nemli olduu gz
den uzak tutulmamaldr.
Demek oluyor ki deneme yazarl bir tavr sorunudur temelde.
Bizde gnlk yazarl da son yllarda yaznsal etkinlikler arasnda
daha ok yer tutmaya balad. Ama ne zaman bir gnlk yaznsal bir
z tayorsa, ancak o zaman deneme kapsamnda grebiliyoruz onu.
Yaznmzdan somut birer rnek vermek gerekirse; Muzaffer Buy
ruku'nun gnlklerini deneme sayamayz da, Tomris Uyar'n Gn
dkmleri bal bana birer deneme niteliindedir.
* * *
Biraz da "denemeci tavr" diye szn ettiimiz yaklam biimi
ni aklamaya alalm. Nusret Hzr "Denemeye likin Bir Dene
me" balkl yazsnda diyor ki: "Deneme, konusunu derinliine
kavramak ya da tketmek savnda bulunmayan, ama ona dizgesiz
biimde, ou kez sylediklerini nemsemiyormu gibi davranarak
(vurgu bana ait, F. A.) yeni katkda bulunan bir yazn trdr de
nebilir. Tam anlamyla bilimsel olmayan, ama gene de -modalam
terimiyle- olduka iyi bir yaklam meydana getiren bu tanmda ge
en kvramlara ok ksa olarak bakalm: Deneme, konusunu derinli
ine kavramak savnda deildir dedik. Gerekten de bu tr, bilim
tekniinin kurallarna uymaz. Onda ne doa bilimlerinin ne insan
bilimlerinin bilimsel olmak iin zorunlu grdkleri yntemsel ura
lara tanklk etmeyiz. O, ele ald konuya yle bir dokunup ge
mek izlenimi brakr. Hatta byle bir izienim brakmaya zen gste
rir. Sylediklerini nemsemiyormu gibi grnr, dedik; bu sz son
tmcemize balayabiliriz. nk deneme, bilgi ya da gr bak
mndan aral ya da arasz olarak olumlu bir sonuca varabiliyorsa,
'konusuna katkda bulunabiliyorsa', bunu dizgesel olmayma bor
lu olduunu anlatmak ister. Neden? Bu sorunun yantnda, dene
menin gerek yapsnn ne olduu olgusu yatmaktadr. Bilim -bir
st-dil olarak felsefe de- yntemsel nedenlerden tr konusunu s
kca snrlar. Oysa deneme, byle bir snr tanmamak, kendini fan
tezisine kapp koyvermi grnmek istemektedir. nk o unlar
bilir. Bilmese de sezer: 1 - Her dizgeli bilgi dnsel bir btndr;
ama bilginin dizgesel olarak meydana gelmesinden nce bir uyan
ma, yoklama, snama, yar karanlkta arama alan vardr ki, burada
insan yetileri dizgesiz alr. . . te deneme, bir bakma bu etkinlik
ten pay alr diyeceim. Bilime dizgeselliinin yasaklad bir zgr
lkle, beklenmedik bantlar kurarak ya da bozarak, szkonusu bi
lim-ncesi psikoloj ik alana benzer biimde bilgi verir, dndrr,
merak uyandrr. 2- Denemenin zgrl onu ok kez dizgeli bilgi
nin amak istemedii ya da aamad snrlarn tesine gemeye g
trr. O zaman denemenin; belirli bir dizgenin alan dnda kalan
birok elerin aslnda o alandan olduunu gsterdiini, kimi du-

40
Y a z n m zdH Deneme ve Elcl i r i n n
G n m u zdeki D u r u m u zer i n e

rumlarda da o alan zenginletirdiini grrz. 3- Denemenin belir


lemeye uratmz dnsel yaps, onun dile nem vermesini ge
rektiriyor. Bundan u sonular kmaktadr: Bir yandan dar kafal
bilimciler ya da felsefeciler ona 'bilim deil, edebiyat! ' diyerek yk
sekten bakarken, te yandan bu dil kaygs onun dilin gelimesinde,
zenginlemesinde verimli katklarda bulunmasna yolamaktadr."
Grld gibi, Yetkin'le Hzr'n dnceleri birbirine olduka
yaklamakta. Biri yazn, biri felsefe alannda deneme yaznmza
katkda bulunmu olan her iki yazar da, denemeyi savsz, herhangi
bir ey kantlamaya almayan, dizgesellikten adeta zellikle ka
nan, ama buna ramen, hatta bundan tr, dncemizi zenginle
tiren, yaratclk gerektiren bir tr olarak gryorlar. Denemenin
konusu ister gnlk yaama ilikin olsun, ister bir yazn ya da felse
fe sorunu olsun, bu tavr deimiyor, "dil" deimiyor.
Kukusuz neredeyse, ne kadar denemeci varsa, hemen o kadar ay
r biemle karlalr. yleyse burada deimeyen "dil"le kasderrnek
istediim baka bir eydir. Deneme, dil iinde bir dil yaratyor; yle ki,
en havadan sudan bir konudan (rnein Rumeli Caddesindeki butik
lerden) da sz edilse, oul okuma gibi karmak bir yaznsal etkinlik
de gndeme gelse, Einstein'in Kant'tan gtrdkleri gibi bir etin ce
viz karsnda da kalnsa, bu dil ayn dzlemde i gryor. znellik
esi, kiinin kendi olarak kaldnn vurgulanmas, biernciliin bi
imlendiricilii ne karak, dili "deneme dili" olarak belirliyor.
Acaba denemenin dizgesizlik, plansz-programszlk, iddiaszlk,
znellik gibi bu genellikle pek olumlu saylmayan zellikleri, onu
gayr ciddi, geliigzel, alakalem, savruk diye niteleyerek hafifseme
mize zemin hazrlamaz m? zellikle buradaki gibi ounluunu bi
limle, felsefeyle, ciddi ilerle uraanlarn oluturduu "gzide" bir
topluluk nnde denemenin itibarn, saygnln savunmak, bu ka
yt-kuyut tanmaz, dizgine gelmez, patavatsz yazn trn "prezan
tabl" bir hale getirmek zor grnyor. Eer gerekten de, disiplin
kavramn kat snrlar ierisinde dondurarak kendine iar edinmi,
dizge ve bilimsellik kavramlarn hi de bilimsel olmayan bir biim
de, adeta metafizik bir biimde putlatrm kiiler arasnda olduu-

41
ma inansaydm, dpedz ekinirdim edebiyatn bu haylaz ocuunu
nnze getirmekten. Cesaretimi, ansna bir araya geldiimiz Suut
Kemal Yetkin'in kiilii gerei, hepsi de bilimin yansra sanata da
gnl kaplarn ak tutmu kiilerle konuuyor olmaktan alyorum
ve unu sylemek istiyorum: Deneme yazarl ciddi bir itir. Dene
me geliigzel dnce krntlaryla alakalem yazlmaz ve znde
savruk da hi deildir. Salt bu izlenimi brakahilrnek iin, makalenin
kald yerden balayarak kendini yeniden kurmak ynnde gster
dii ek abadr ite denemenin dilsel varlnn belirleyicisi.
Yaznmda deneme trn rneklendirmi belli bal adlarn
belki hepsini deil ama ounu ksaca anmak isterim burada. O za
man da grlecektir, sezilecektir en azndan, denemenin dn ala
nnda "mtenekkiren" gezen bir yazn tr olduu. Cumhuriyet d
nemini alyorum sadece. Ahmet Rasim'leri, Ebzziya Tevfik'leri, ib
nlemin Mahmut Kemal'leri brakyorum imdilik. Deneme yazn
mda nc adl karlarz ilkin: Suut Kemal Yetkin, Sabahattin
Eybolu ve N urullah Ata. Trk okuru denemeye olduu kadar, sa
nat, edebiyat, felsefe, kltr, dil sonnlarna da byk lde bu ka
lemler araclyla snmaya balamtr. Yani 1 940'lardan bu yana.
Daha sonralar deneme yaznmzn zellikle iki ana kanaldan bes
tendiine tank oluyoruz: Yazn ve felsefe. Felsefe konularn deneme
diliyle yazmakta ve meslekten olmayanlara da okutup sevdirmekte
en ok emei geen, kukusuz Nermi Uygur'dur. Nusret Hzr ve Ma
cit Gkberk'in denemeleri, daha ok felsefi, daha az yaznsal zellik
tar. Daha gen kuaktan Afar Timuin'i Uygur'un, Hilmi Yavuz'u
Hzr ve Gkberk'in izgisinde sayabiliriz. yle sanyorum ki, yazn
kkeniilere gemeden nce Azra Erhat ve Vedat Gnyol'u da bura
da anmak gerekiyor. Onlar, Eybolu geleneinin srdrcsdrler.
Yaznc denemeciler iersinde ilkin Oktay Akbal' anmak iste
rim. Denememize lirik bir tad onunla girmitir. Sonra airler geliyor.
iirimiz denememizi, her zaman iirsel bir biimde olmasa da, epey
c e etkilemitir. Melih Cevdet Anday, Orhan Veli Kank, Behet

Necatigil, Atilla lhan, Ahmet Oktay ve Cemal Sreya, denemeci


liimizde adlar anlmadan gedemeyecek bir yer tutarlar. Necatigil

42
Yaznm da Deneme ve Eletirinn
Gnmzdeki Durumu zerne

ve Sreya tek deneme kitaplaryla Trk deneme yaznnn ke ta


larn olutururlar. Atilla lhan, zellikle "Hangi..." dizisiyle, dene
meye aratrma-inceleme, belge kullanma boyutlarn katmtr. En
gen kuaktan Enis Batur da incelemeci, belgelemed yaklamyla,
air denemeciler listesinde yerini alr. ykcler iinden, deneme
yazar olarak da yaznmda yeri bulunan biirka ad sralayabiliriz.
Leyla Erbil, Adalet Aaolu, Selim leri, Nedim Grsel, Hulki
Aktun ve gnlkleriyle Tomris Uyar. Felsefe ve yazn kkenli de
nemecilerimizi sayp dkerken, bir yazar zellikle darda tuttum.
air ve felsefeci Salh Birsel'in, btn br denemecilerimizden ay
rlan bir zellii var nk. Onun deneme yazarl, btn br et
kinliklerinden nde geliyor. nce denemeci. Birsel'i en katksz ve
katksz, en zgn denemeci olarak, deneme konusunda syledikleri
mizin en tipik temsilcisi olarak gryorum. Tipik ama, deneme t
rnde tipik olmak atipik olmay ierdii iin, bir o kadar da atipik.
Ksa denemeleriyle olsun, 'Salah Bey Tarihi' toplu adn verdii ta
rihsel-toplumsal perspektifli kitaplaryla olsun, en bilimsel teknikler
le alp; en irazeden km grnen rnleri veren odur. Son ola
rak denemenin bir baka zelliine de Birsel'in gelitirdii "elen
gr-iit" yntemi vesilesiyle deineyim. "bsen Neden Denemeci
Deildir" adl denemesinde yle diyor: "Papini, inli yazar Lin-Yu
tang' yle tanmlar: 'Lin-Yutang ak ve iten bir insan. Onun pro
fesrlk, diplomatlk ya da bilgilik tastcln gremezsiniz. Ciddi
sorunlardan szederken bile glmser.' Bu denemecinin de tanm
dr. Akszldr denemeci, gnlszdr, itendir. Bakalarnn ol
duu kadar kendi kusurlarn da sergilemekten ekinmez. Bunlarn
iinde ba eken de Montaigne'dir. O, filozof, bilgin ve ermi olma
dn ikide bir yineler. .. u da var ki, denemeciler kendilerinden
aarken bakalarndan da szetmi, bakalarn da anlatm olurlar.
Yeniden Montaigne'e bavuracak olursak bize: 'Her insanda insanl
n L'iiin halleri vardr,' diyecektir. . . Denemelerin bir zellii de g
leryzlu ulmalardr. Ama bu gleryzll, bu yaama sevincini
herkeste bulamazsnz. Herkeste bulunmayan bir baka zellik de

43
Frenklerin "humour" szcyle karladklar ince alaydr. Bana so
rarsanz -sormayacanz bilirim- denemede en geerli ey de budur."
Konuman balamadan nce eletiri zerine de birka sz sy
lemek istiyorum. Eletiriden sadece deneme ile ahabal bala
mnda szedeceim. Zaten; yaznmda eletiri denince, hi olmaz
sa benim kanmca, yle uzun boylu malzememiz de yok. Deneme
yaznmz iin clz demitim. Ama bunun niceliksel bir belirleme
olduunu da hemen eklemitim. Eletiri yazmz ise hem nicelike
hem nitelike clz, ksr. Denemede, herhalde kimilerini de unuta
rak saydm adlarn onda birini bile tutturamam eletirmenlerimiz
arasndan. yisi mi iki, bilemediniz ad vereceime hi vermeye
yim. Eletiriye ilikin olarak syleyeceklerim, bir disiplin olarak
eletiriyi (literary critisism) deil, bizzat kendisi yaznsal bir tr
oluturan eletiriyi, yani deyim yerindeyse, deneme-eletiriyi ilgi
lendirmektedir. ncelikle unu sylemeliyim:
Yaygn bir kanya ve bu kanya hak verdirebilecek kimi eletiri
yaklamiarna baklrsa; sanat yaptn koyar ortaya ve sonra artk
sra eletirmene gelir. Onun grevi, her yaptn zerine ya akbaba
gibi ya balars gibi konmak ve yapda okuyucu arasnda iletken ya
da yaltkan bir "eletiri tabakas" oluturmaktr. Ben sanmyorum
ki, gerek bir sanatnn ya da kendini bilen okurun birbirleriyle
iletiim kurmak iin byle bir aracya gereksinimleri olsun. Yazar,
neyi nasl yazmas gerektii konusunda direktifler almaya gereksin
me duymayaca gibi, ne dediini okurlarna kendinden daha iyi
aktaracak, "his lerine tercman" olacak bir iyilikseveri de ( ! ) tebes
sm le karlayacaktr.
yleyse nedir eletirinin anlam ve ilevi? Ne olabilir? Eletiri
nin bir amac; bir sanat grn, yani bir sanat yaptnn sanatsal
deerinin ltleri zerine bir gr, rneklendirrnek ya da bir r
nekten kalkarak zmlemeler ve deerlendirmeler yapmak yoluy
la byle bir gr temellendirmek olabilir. rnein Lukacs'n,
Fischer'in, Caudwell'in, Eliot'un E. M. Forster'n dilimize de ev
rilmi olan kitaplarnda, eletiri denen disiplinden beklenebilecek
bu tr bir iievin yerine getirildiini grrz.

44
Y a z n m d a Deneme ve Elet i r i n i n
G ii n m i." z d c k i D u r u m u z e r i n e

Eletiri iin dnlebilecek ikinci bir ama da ya tek tek sanat


yaptlarn ya da yaptlaryla bir yazar ele alarak bir edebiyat incele
mesi, bir tantma, ele alnan yaptlar arasnda balantlar kurmay ve
bir sanat izgisi belirlemeyi gzeten bir deerlendirme yapmak olabi
lir. Okurun okuduu bir yapta ya da tand bir yazara yeni bir k
altnda bakmasn, edebiyatla, sanatla, tankln daha bir derinle
re gtrerek ilgilenmesini salayabilecek, dolaysyla okur-yazar ili
kileri bakmndan anlaml olabilecek tek eletiri tr de budur.
Andre Gide'in Dostoyevski'si, Onarnuno'nun Cervantes'i, John
Cruikshank'n Bakaldrma Edebiyat okunduktan sonra, Dostoyo
yevski'yi, Cervantes'i, Camus'y, yeniden, yeni bir bakla okuma
olanaklar alabilir ki, bir tr okuduunu znierne eitimi olmak
bakmndan kiiye okur bilinci kazandrmann en etkin yoludur bu.
Bence zerinde durulmas gereken bir nokta da udur: Yaznsal
metnin tartlmayan bamszl, bana buyrukluu; eletirinin
bunca tartlan snrlarn kendiliinden ve daha batan ortadan
kaldrmakta, eletirinin zgrln gvence altna almaktadr.
nk, eletiri yazs da bir yaznsal metindir. Yaznsal metinleri ve
sayet altna alamyoruz da, eletiri yazlar zerindeki vesayet hakk
mzdan nasl bunca emin olabiliyoruz? Yaznsal metinlerle eletiri
yazlar birbirlerini darda brakan alanlarda bulunmuyorlar ki.
Hepsi yazn alannn iindeler ve bir ortaklaalklar da var ou za
man: Yaznsal olmak. Aradaki fark gibi deerlendirilen karakter, as
lnda aradaki ortaklktr: Yaznsal metinterin konusu "dnyalar"dr
diye dnlyor; eletiri yazlarnn konusu ise bu yaznsal metin
ler. yi ama, yaznsal metinler de bir "dnya" oluturmuyorlar m ?
Bylece, deneme ile eletirinin rtt alanda kalarak, ken
dirnce bir belirleme yapmaya ve son krk yl iersinde deneme yaz
nmzn sunduu genel grnme yetersiz de olsa bir k drme
ye altm. Beni dinlediiniz iin teekkrler efendim.

45
Eletiri Ne Olmal ?

azetelerde, dergilerde gn gnne okuyup getiimiz, el


G altnda bulundurup da, daha youn bir ilgiyle yeniden ele
almak olanan ou kez bulamadmz incelemelerin, denemele
rin, eletiriterin kitap olarak yaynlanmas nemli bir dnsel ge
reksinmeyi karlyor kanmca. Bu tr yaynlarn oalmas ve ilgi
grmesi de bu kanm destekleyici bir gsterge. Byle derlemelerin,
yazlarn tek tck yaynlannn etkisine yeni bir boyut ekiedii de
sylenebilir. rnein, hemen aklma sca scana Sath Birsel'in
art arda yaynlanan, birbirinden ilgin deneme-inceleme kitap
lar geliyor. Hilmi Yavuz'un "Felsefe ve Ulusal Kltr", Mmtaz
Soysal'n "Gzel Huzursuzluk"u ayr ayr trlerde ve enilerde yeni
almlar getirmediler mi dnmze?
Bu tr yaz derlemelerinden en son, Fethi Naci'nin "Edebiyat Ya
zlar"n1 okudum. Sz ona getirmek istiyorum. Kitaptaki yazlarn
hepsini daha nce okumutum. ounu da iyice hatrlyordum. yine
de bu yeni okuma Fethi Naci'nin yazar kiilii zerindeki dncele
rimi btnleyici, eletirinin ne olup ne olmamas gerektiiyle ilgili
dncelerimi de aydnlk bir rnekle destekleyici oldu. Bu yazy sa
dece Fethi Naci'nin edebiyat anlayyla benimki temelden uyutu
u, dncelerinin ouna katldm, "ben . .. " diye balad cmle
lerine karlk "ben de . . . " diyesim geldii iin yazmyorum. O kadar
la kalsayd, btn bunlar kendisine sylerdim. Bunlardan te, sizle
re de syleyeceklerim var. Onun iin yazyorum.
Bu kitab okuyunca; bir dnya gryle bir edebiyara bak tav-

Edebiyat Yazlar, Fethi Naci, 1976.

46 1
rann nasl btnletiini, diyalektik dncenin aslnda nasl ema
tik, dogmatik devirmecilie taban tabana zt dtn apaydnlk
bir biimde kavryor insan. Sanat kalnarak da sosyalist olunabile
ceini, sosyalizmin kt sanata vize vermeyeceini, bir insan seve
'
meyenin tm insanlar hi sevemeyeceini drst bir dnce ada
mnn bamsz tavryla aka ortaya koyuyor, temellendiriyor,
olumlu ve olumsuz rneklerle kantlyor Fethi Naci. "Gnceli yaz
mak", "dnyann deitirilmesi savana katlmak" gibi, kimi sapma
lara ve saptrmalara yol aan sorunlara, bamszln toplumculuu
nun temeline koymu bir yazarn dnsz cesaretiyle aklk getiri
yor. Bunlarn, nasl olursa edebiyatn iinde olabileceini gsteriyor.
Bylelikle de bir baka doruyu daha getirmi oluyor. Sosyalist kal
narak da edebiyattan anlamann, doru deerlendirmeler yapmann,
sanat yaptnda bireyin nemini ve deerini gzetmenin mmkn
olduunu. Sonra bir de bakyoruz, "Roger Garaudy ve Ak", "Nazm
ile Piraye" gibi yazlarnda, eletirmen ve incelemeci Fethi Naci'nin
arkasna gizlenip duran bir iirsellie yakalanvermiiz . . .
Fethi Naci'nin yazlarndaki e n nemli zellik de, kuramla uygu
lamann diyalektik birliidir. zmlenmi bir kuramsal yaklamn
eletirilerinde yansmas, bu eletirilerin znellikle kstlanm, te
melsiz yan tutmalar olmaktan uzak kalmalarn salyor. Kendisine
yakn bir anlayla, eli yz dzgn edebiyat eletirisi yapan tek tk
yazardan onu ayran zellik de, bu kuramsal salamln arl ol
maktadr. Ama bu ayrcalnn yan sra, nsan Tkenmez'den bu
yana bir yol da amtr Fethi Naci. Edebiyat eletirisinde, kalaba
lklarn yeledii, panayr kargaal ierisindeki, yanp snen ne
onlarn yapaylyla klanan caddelerle kesirneksizin, dmdz de
nize kan bu yolda yrmenin erdemini tayanlar da vardr artk.
Eletiri ve incelemeleriyle Insan Tkenmez'den bu yana sosyalist
gerekilii Trk edebiyatna, yntem ve bak tarz olarak, kuram
sal temelleriyle yerletirme abasn srdren bir eletirmeni, bir d
nce adamn bireycilikle, znellik! e, burjuvalamakla sulama tav
rnn; boynuzun kula gemesi olarak aklanamayacan rnekler
apak gsterdiine gre, bir kulaktan girip brnden kmaktan

47
te yanks alamayacak, yeteneksiz bartlarn edebiyatn sustuu
alanlar enledirme gayretkelii olarak yorumlanmas gerekiyor.
Kitapta yer alan yirmi be yaznn on yedisi eletiri. Bunlarn d
nda kalan, yazn kuramma ve yazarn yaama bak biemine ili
kin yaztarla gelen dncelerin, tek tek yaptlarn ele alnd bu
on yedi yazda nasl rneklendirildii, soluklandrld, yansnid
incelenirse Trkiye'de eletirinin Fethi Naci ile en yetkin temsilci
lerinden birini bulduu teslim edilecektir.
197 1 'de yaynlanm olan "On Trk Roman"ndan sonra, "Ede
biyat Yazlar"nda Yaar Kemal'in baka iki yaptn, Tark Dursun
K., Adalet Aaolu, Fruzan, Sevgi Soysal, Ahmet Harndi Tanp
nar, Ylmaz Gney, mer Polat, Samim Kocagz ve Reat Nuri
Gntekin'in yaptlarn ele alyor Fethi Naci. yle alyor ki, sekiz
yldr srdrmekte olduu " 1 00 soruda" dizisi yaynlar arasna " 1 00
Soruda Trk Roman"n katsa da okusak artk dedirtiyor.

48
Bir Yln* Sonunda Arzu

irka yldr zellikle Trk ykcl zerinde almalarm


Bsrdrmekteyim. Adet olduu zere yl sonu deerlendirme
leri yaplrken, ben de ykclmz zee alarak, kendi kendime,
bir yln yaznsal etkinliklerinin bende brakt toplumsal izlenimi
evirip eviriyordum kafamda. yk, roman, aniat derken; eletiri
de, tartmalar da br yaznsal etkinlikler evresinde yazlp izilen
ler de t dnceme. Girebildikleri kadar sraya-dzene sokup,
okura da iletebilmeyi istedim bu konulara ilikin skntlarm, bek
lentilerimi, dnce krntlarm. Bir yerden balayaym sze:
Yaznmzn son elli ylnda ykclmzn genel izgisiyle
hep belli bir ortalama dzeyin zerinde varln srdrd rahat
lkla sylenebilir sanyorum. Trleraras bir karlatrmaya gidecek
olursak, ayrntlara dalmakszn, yle bir genel grnm saptanabi
lir: Yaznmzn iirden yana yoksul ya da iirden yoksun olduunu
kimse ileri sremez. Hatta denebilir ki, en verimli tr iirdir yazn
mzda. Bunu ister kimilerinin yapt gibi ok eskilere dayanan bir
iir geleneimizin bulunmasyla aklayalm, ister nedensel/tarihsel
bir aklamann her durumda geerli olmayabileceini dnelim
(ki ben byle dnmeye eilimliyim) sonu deimeyecektir ve ya
zn sorunlarn dnenlere, yazp-izeniere pek az konuda nasip
olan bir "asgari mterek", iir konusunda -hi olmazsa bir Trk i
irinin tartma gtrmeyecek biimde varolduunda- salanmtr.
Hemen bu noktadan balayarak, grler, deerlendirmeler eit
lenecek, atacaktr ya . .. eitlensin, atsn! in bu yn imdilik,
bu yaz erevesinde beni ilgilendirmiyor. Olabildiince nesnel bir

1981

49
saptamayla giriyornn trler aras karlatrmaya: iirimiz bugn ve
yarn iin yaznmz onurlandracak bir yetkinliktedir. Gelgelelim
"iirimiz" ne demektir? Mal bulmu maribi gibi sarlverdiimiz "as
gari mterekimiz" kaygan bir dzlemde yer almyor mu acaba? Tabii.
Pek ivedilikle varlm bir ortaklaaikt varsaydm. "iirimiz" diye
konutuumuz srece koruyabileceimiz, znemizi airlerimizle so
mutladmz anda yitirivereceimiz bir glge-grng ( epifenomen)
bu anlama. Varsn yle olsun; yle olsun da, birka satrlna nes
nellie svanmn bile sonu gelmesin. Yaznda nesnellik yapay bir
tavr olduundan, nesnellikte tutarl kalnamaz. Bunu bilir bunu sy
lerim ben. znellikse drstln, tutarln, salklln temelidir.
( Bir ayra amalym galiba hemen. imdi bu znellik -nesnel
lik terimleri hi yoktan bama i aabilir. znellikten murat, "pa
a gnller" deildir pek tabii; nasl ki "nesnellik" de, ounluun -
isterse ezici ounluun olsun- grne ters dmeyecek yaklam
demek deildir. Asl tartlacak, kuramsal uzantlar olabilecek so
runlar tartmayz bizler genellikle. Batlnn "intersubjektiflik" de
dii, uylam/uzlam parametreli, sade suya znelliin de katneriisi
olabilecek bir kavrama "nesnellik" deyip kmakta saknca grme
yiz rnein. Oysa, bylesi bir durumda yaklam "nesne" ile deil,
olsa olsa birden ok sayda znenin -szleri nesneye uygun uymasn
az birlii etmesiyle temellendirilmekte ve pekitirilmektedir. Be
nim savunduum znellik ise, kanlmaz olarak bir ucundan zne
ye bal bulunmakla birlikte, br ucu mutlaka nesneye ilikin
olan, temelini orada bulan bir yaklamdr. Bu aklamann zerine
bir de yorumsama sorunlarn, oul okumann sorunlarn vb. ko
yarsak, nesnellik-znellik safiamasnda taraf olmaktan medet um
mann pek havada kalacan kestirrnek bilmem kolaytar m?)
Evet, zneilikle bakyor ve nesnel bir sonuca vanyorum imdi:
Varlnda, verimliliinde, dzeyidiinde anlaacamz umduum
"iirimiz"de bir takm doruklar var. te bize; iir, yazn trleri iin
de en baarl saylacamz alandr dedirten de bu doruklar. Bu do
ruklarn kimliklerinde anlamayacamz dnyor ve konu u an
da burada dmlenmedii iin rneklerneye girimiyorum. Ho,
rneklerneye girisem de tartma m alacak ? Karalayclk, yoksa-

50
Bir Y!n Sonunda Arzu

yclk gibi kolayn ucuzu bir devrimbazlkla yazn dergisi kotarabi


lenlerin, ciddi tartmalarda ipe sapa gelir tek szleri olamaz ki! Ba
knz Edebiyat '8 1 dergisinin Ocak saysnda Edip Cansever'i akls
ra hir paragrafta harcayveren imzaszn dn ve beeni dzeyine !

Bir ibret ve utan belgesidir yaznmz iin bu. iiri tartmyorlar,


;iink alverileri iirle deil. Simavi dlnn verildii kii Ho
ncros da olsa ayn yaveleri geveleyebilcceklerdir. Durum ackldr,
isterseniz glntr de. Ama daha nemlisi, tehlikelidir. yle bir
arcna almtr ki, mahalle kahvesi bu arenaya oranla bilimler aka
demisi dzeyine ykselir. iir, yazn, estetik sorunlaryla kim, hangi
birikimiyle uracak bu eit dergilerde? Gelsin "holdingler"den des
t ek grd sayltsyla Edip Cansever'in iirine bulasn balk fr
as; dnsn, Enis Batur'un tanlad gibi ("Ak mektup Tarznda
Aklama"/Yazko Edebiyat, Say 1 5 . ) babas general diye, ii rek
lamclk diye, cinsellii -varsayalm ki- kendilerininkinden farkl
hir ynseme gsteriyor diye, Paris'te yayor diye (aslnda btn bu
kiiler kendilerini fersah fersah ayor diye) Trk yaznma ciddi
emeklerle katkda bulunmak abasndakileri boyasn! Demek ki,
szmona yaznmz tartlyor, gerekte retilen ise bayann aa
s bir mahalle dedikodusu. iyisi mi ylm olaym ben (mesela! ) bu
yldrma taktiklerinden de, dayayaym srtm "holdingler"e (mese
la! ) , yryen kervandakilerle srdreyim syleimi.
iirimizdeki doruklarn yannda yetenekli, hem en azndan Trk
iirini zmsemi, hem kendi iirini oluturma yolunda, kendi sesi
ni getiren daha yolun banda saylabilecek airlLr de var. Bu da, i
ir damarnn kurumadnn bir imi olarak nem tayor konumuz
balamnda. te yandan mantar gibi ortaya kp yiten ya da ur gi
bi byyen, has iiri kemiremese de yaznsal ilev asndan zararl,
engelleyici, habis olabilen bir iir oaltlmakta. Hep ayn iirin al
tna deiik imzalar attklar duygu ve izlenimini veren kalabalk bi
rileri var. Bunlar ne karp "Kt iir kazand ya, oh ya," diye
ranlar var: Kendileriyle oynamayanlada ke kapmaca oynama
sevdallar . Ksa erinierde iyi iir kt iiri ne zaman nerede kova
bilmi ki, 1 970-BO'ler Trkiye'sinde kovsun! iirin bilgiyle hi al
verii olmadn sanan, dn bir bugn iki deyip satr kranlar var:

s
Bunlar da krebe oynuyorlar. Demek ki iki belirgin izgi izieniyor
iirimizde: 1 . Doruklar ve doruklara trmanmann kmaz olmayan
yolunu bulacana bel balanabilecek olanlar, 2. Nitelike onlar
bastran, ve gerek bir yaznseverin ruhunu, umutlarn karartan bir
yn "muzahrafat" imzalayanlar. Sradan, ortalama, renksiz, prlt
sz iir rnekleri ise bu iki belirgin izginin dnda araya kaynyor
lar. Bu ynsernelerin kii adlaryla somuta balanmasnda yine g
rler kartlaacak ve yine bu yaznn asl sorunu bu olmadndan,
konuyu datmamak iin rneksiz geiyorum.
ykclmzle iirimizin son dnemlerinin karlatrlmasn
da gzettiim aync zellik, ite bu noktada gsteriyor kendini. y
kclmzn izgisi ok zikzakl, ok inili kl deil iirimizde
olduu gibi. Tek tk "ok kt" yk kitab kyor. Biraz daha ok
"sradan, ortalama, yle-byle"nin tesine geemeyen kitaplar ya
ynlanyor. Ama bir bunlar kadar da kalc, zgn, ilgin, dnya ya
znnda yeri olan sekin yk rnekleriyle yanyana durabilecek
rnler veriliyor. Bundan da nemlisi, kt yk pazar kurulmad
Trkiye'de. Kkrtmalar, desteklemeler, ksteklemeler, iiri ald
lde hedef almyor yky. Bunun nedenini tam zmleyebildi
imi syleyemem. Ama sonu umut verici: Yeteneksiz bir ykc,
yeteneksizliine prim vererek kendisini pazarlayan dergi yneticile
ri, eletirmenler, alayl avukatlar bulmaynca ya birka abalamadan
sonra ekiliyor; ya da alyor emek veriyor, dzeltip gelitirmeye
alyor kendini, gelebilecei yere kadar gelebiliyor hi deilse.
Bilmem pek mi iyimserim i Dergilerde okuduum krnn kt
s ykler bu iyimserliimi biraz olsun glgelememeli mi? Sonra yi
ne dergilerde yklerini ilgiyle izlediim kimi yazarlarn bir trl bir
kitapla ortaya kamamalar, kabilmi bir-iki kitaplaryla, umut
vermenin epeyce tesine gemi kimi ykclerin seslerinin kesil
mi grnmesi, daha daha, balbana bir yazn olay saylmas ge
reken, belki biraz olaan d incelmi ve gelimi bir yazn bilinci
ne ses yneiten ama en azndan sorgulanmas, irdelenmesi, tartl
mas ile zmsenip sindirilebilecek olan kimi kitaplar karsndaki
anlalmaz duvar suskunluunun bu iyimser yaklamm kukunun
trpsyle biraz drtmesi yerinde olmaz m? Doru ! Yazn ortam
mda aniat da etkenlik bakmndan pek parlak bir durumda deil

52
Fl i r Y l n S o n u n d a A r z u

galiba. Yine de diretiyorum: rkln yky ana drme


hevesinde grnmemesi, bu trn yaznmda daha rahat soluklan
masna olanak veriyor hi deilse.
Romanla karlatrldnda yknn yerine ve durumuna bak
tmda da ilgisiz kalnmamas gerektiini dndm bir ayrm
dikkatimi ekiyor: yknn ciddi, ateli tartmalara pek konu ol
mamasna karlk, romanmz - ilamaallah- tartlyor. Ciddi bir
biimde olmasa da, adamakll ateli tartlyor. Ama bir kartra
lm 1 98 I 'de yaplan roman tartmalarn; ne reniyoruz, hangi
retken almlara tanklk ediyoruz, nasl bir kazanla kyoruz bu
tartmalardan ? Yine bir kr d deil mi?
Birka odak var. Birisi: "Trkiye'de roman var m - yok mu?" ya
da "Trkiye'de ne kadar futbol varsa o kadar roman var" oda ! Bu
na nasl drt elle sarlnd akl almaz bir ey. Varsa-yoksa tartma
y saptrma, laf ebelii, mugalata! Kim atm bu sz ortaya? Fethi
Naci! Haydi, srasdr, deitirelim u bilinen deyii: Bir akll bir
kuyuya bir ta atyor, krk deli karmaya alyor. Fethi Naci ylla
rn Trk romanyla uramakla tketmi bir eletirmen. Herhalde
satrlarnn arasnn okunnas zahmetini hak edecek kadar emei
var yaznmzda. Bildiimiz kadaryla, usunu yitirmi falan da deil.
"Biz yazyoruz, biz yazyorsak demek ki roman vardr" mantyla
kendisine kar kanlarn roman yazdklarn pek tabii biliyor. Za
ten derdi de o deil m i ? "Messes roman nizam"n altst etsin et
mesin, beyz sayfalk, ok ciddi tartmalar getirebilecek bir kitap
yazyor Trk roman zerine ve "nesnel" bulunmuyor, geitiriliyor.
Futbol karlatrmasn kurcalamak daha kolay deil mi? Ama ya
zar lt peindeymi, dnya roman i le Trk roman karlatrld
nda ifte lt sorununun ne ktn getiriyormu gndemimi
ze, bu sorun da amda romann, dnyada da bizde de klasik l
tlerin yeniden gzden geirilmesini gerektirecek dnmler,
belki "kriz"ler yaadn tartmamza yol aarm . . . Kimse umursa
myor bunlar. Yantlar: "Ben varm, bakalar yok" yada "Bizde
eletirmen var m ki roman olsun ?" (Ne demekse bu ! )
kinci bir odak: "Yakn evresini yazmak, dedikodu roman" Tar
tma dzlemi yine roman sorunsal evresinde deil, Selim leri'nin
kiiliine dil uzatmay tarihsel misyon edinen Edebiyat '81 ayrala-

53
rnda biimlenince, belki anhml bir tartmaya konu edilebilecek
olan yaam-yazn ilikileri sorunsal da kuytuda kalmaya yarglanyor.
nc bir odak: "Bir Dn Gecesi - Ses Sese Kar karlatr
mas" dzleminde yaratlmak istendi ki, yazn ve yazn eletirisi a
sndan herhangi bir yaklama olanak vermeyen bu tezgahta doku
nan kumatan ka kii yabanlk giysi dikinebildi, dikindi de ne ol
du ? te yine Bir Dn Geesi bugn ve yarn iin kendi ayaklar
zerinde yerinde duruyor; acaba hangi acnn hangi askerleri hangi
balk sahada talimde imdi?
Romann nnde duran gndeme getirilmi tek yaznsal sorun,
imdilik, lt sorunu. Dnya roman grngesinden Trk roman
na baklarak irdelenmesi gereken ve henz yanalmayan bu sorun,
ardndan, sreci ierisinde romann geirdii ve geirmekte olduu
dnmler, yeni bir/baka roman, yeni bir/ok aniat sorunlarna
eklemlenebilecek. Bunlar tartldka yeni almlar olanaklanacak.
ykclmz iin ise, dnya yksnn gerisinde kalmak,
onunla boy lecek durumda olmamak gibi bir sorunla karlam
yuruz. Trler aras zel yerini, romanla karlatrdmzda bu nokta
da belirleyebiliriz ykmzn bugnk durumunun. Sz konusu olan,
bir yazar yartrma olmamal son zmlemede. nk bu da, Trk
yazn iinde kalndnda zaman zaman gndeme getirilen "Sait Faik
ald m almad m" tartmas kadar anlamsz olur. Sorun; yetime,
yarma, ama vb. deildir ki. Bir izgi ve o izginin Trk ya da dnya
yaznnda yerleebilecei dzey dnlmelidir. Ancak o dzeyde; dil,
kurgulama, biem zellikleri, yapsal rnt ve yaratlan "dil dnya"
balamnda yaplacak kimi karlatrmalar, belirlemeler ve deerlen
dirmeler eletirel etkinliin anlam bir ilevi olarak grlebilir.
Romanda bir Tolstoy'umuz, bir Dostoyevski'miz, bir Balzac'mz,
bir Proustumuz yok derken haklyz. Ancak, bana yle geliyor ki bu,
Trk romannn bir sorunu olarak kalmyor, dnden bugne tr ola
rak romann bir yan olgusu halinde biimleniyor. Ondokuzuncu yz
ylda bizde ilkellii tartlmaz romanlar yazlrken, Bat ba yaptlar
n vermitir, doru. Ama bu saptaym geerliliini her durum ve ko
ulda srdrmeyecek; yalnzca bir dneme ilikin tarihsel bir saptama
olarak deerlendirilmesi daha doru olacaktr kansndaym. imdi

54
B ir Y l n Sonunda Aru

kabaca -ok kabaca- iki yol grlebilir Trk romannn nnde: Ya


yzyl geriden (gemiten) bugne Bat roman izgisini adm adm
izleyecek, kendi Balzac'n, Proust'unu, Tolstoy'unu yazmakla tutacak
yolunu nce -ki bu, olanakszl bir yana, en hafif bir deyimle abes
olurdu-; ya da romann (hatta ok daha kuramsal bir genellii gerek
siyorum burada: imdilik "anlat"nn diyeyim) bugn artk sunduu
dil/kurgu erevelerine ynelecek, bunlar eitlendirecek, giderek
yaratacak. Bunun yaplabildii, yaplamad, yazarken ve okurken
nelerle kartald ise apayr bir sorun olmal. Bugn artk Franszn
da Proust'u yok. Proust, Franszn deil, ya da. Franszn Butor'u, Sar
raute'u, Robbe-Grillet'si, Vian' var szgelimi. Rusun, Dostoyevski'si
olmad gibi, izleyebildiimizce, atlml bir yeni aniat serveni de
yok galiba. Marquez, Morante, Rulfo gibisi bizde yok ama; bir zaman
lar Stendhal'i, Mann' olmu olanlarda da yok. Bugn artk bu ad to
kuturmann dayandnlabilecei gerek bir kuramsal taban kalmad.
Roman trn dnden bugne, sreci iinde, tarihsel/yaznsal
bir grngeden yorumlamaya ynelecek tartmalar ve bu tartma
larn Trk romannn kuramsal art-dzlemine tutabiiecei klar,
kukusuz romanmzn bugnk sorunlar iin de aydnlarc olacak
tr. Ama yine ykye dnecek olursak; "anlat" teriminin zaman
zaman gnmz romann da kuatt (rnein Camus'nn kendi
si, bizim roman dediimiz yaptiarna aniat demiyor mu?), yk t
rne de kuramsal bir taslak ereve oluturduu gznne alndk
ta; dnya yaznyla yanyana durduumuzda da yzmz yere gelmez.
Dnya yksndeki "dev" adlar, bir Dostoyevski'nin, bir Proust'un
adlar kadar yldrmaz bizi ykclmz asndan diyorum. Belki
bu, dndke zerinde deiiklikler yapmay gerekseyeceim ya
da hepten deitireceim, u ya da bu ynlerde snayacam bir sor
gulama varsaym imdilik benim iin. Yine de istiyorum ki, ele
tirmen, be ykc, iki romanc, yani bir avu yazar olsun bir araya
gelelim de, havanda sularla birlikte birbirimizi dvmeyi brakalm,
romanmzn ve ykmzn bugn bize sunduu sorunsallklar "an
lar" genel balamnda irdeleyelim; kuramsal zmlemelerimizi z
gn rnekler zerinde yapacamz uygulamal aratrmalarla sna
yalm, verimli bir yaznsal tartma ortam yaratalm. Bunun yazn
evremize salayaca dnsel almlarn yan sra, yazn ortam-

55
mz bulandran, kirleten atlak sesleri susturmakta olmasa da iyice
etkisizletirmekte nemli bir ilevi olabileceini ummak istiyorum.
Bylesi bir canlln getirecei ivme; iir, deneme, eletiri gibi an
lat-d yaznmz karsndaki aldrszl da kmldatabilecek, en
azndan kastl deer krlklerini kendi kelerinin karanlna
mahkum edebilecektir diye dnyorum.
Sraladm ve gerekelendirdiim dileklerim bir igzarlk, bir
bilgilik taslama olarak deerlendirilirse gerekten hakszla ura
m olacam. nk, her yazn erinin kendi yazsn yazmak, r
nn vermek konusunda kendi sorumunu sonuna kadar stlendi
ini dnemez deilim. Ne kimselere dev datmak gibi bir had
dini bilmezlie svanyorum, ne de giriilecek iin, kolay stesinden
geliniverecek, belirlenmi snrlanm, tanmlanm. bir alan tara
mas olacan safdilce uman bir gen hevesli cokusuyla yazyorum
bu yazy. Aslnda genlik de, coku da, heves de epey gerilerde kal
d benim iin. Yitirmediklerim yalnzca, yazma gnl vermi bir
eletirmenin sorum bil'nci, yaznmza kazandrlan her zgn yapt
la yeniden kvlcmlanan gnen duygusu ve alan bo bulan/sanan
Erostrate'ca giriimlerin uyandrd fkedir.
Btn bir yl okuduum yazlar iinde, nerimi ynlendirmem
de olduu kadar, dncemi biimlendirmemde de bana katklar
olanlar az deildi. Hemen aklma Melih Cevdet Anday, Fethi Na
ci, Tahsin Ycel, Ferit Edg, Ahmet Oktay, Selim leri, Murat Bel
ge, Enis Batur geliveriyor. Bakalar da vardr, listeyi uzatmayaym.
Kuak atmalarnn zerinde kalnabilecek bir tartma dzlemi
oluabilir gibi grnyor bana byle bir ortamda.
1 982'yi, 1 9 8 1 'den caha verimli bir dnme yl klabilecek mi
yim kendime, kendim iin izdiim alma izlencesiyle, bilemiyo
rum. Belki bunun iin de anlaml bir etki leimi, bir iletiimi zl
yorum ite.

56
Edebiyatmzn
Son Yirmi Yl

illiyet Sanat Dergisi yirmi yan bitirmi. Yldnmleri;


M geri dnlere, muhasebelere, kimi karlatrmalara vesi
le olur her zaman. Bu vesileyle de, benden, edebiyatmzn son yir
mi yl zerine bir yaz istedi dergi yneticileri. Bir dkm, bir ince
leme, bir aratrma sz konusu deil burada. ylesi uzun bir hazrlk
dnemi gerektirir ve sonunda hatr saylr hacimde bir kitap olur
du. Benimki yalnzca, her ann iinden yaadm bir dnemin iz
lenimlerini amnsayp ku uuu, projeksiyon sistemlerinden biri
ile, bir harita tasla zerine izdrmek olabilir. Benim denemeci
liim yirmi drt, eletirmenliim on dokuz yanda bu yl. Demek
yanstlmak istenen dnemle akran saylrz. 1 97 2'de doan ocuk
lar bugn niversite rencisi ve yeni edebiyat okurlar oldular (ol
dularsa tabii! ) . Onlar iin edebiyatmzn yirmi yllk gemii, 70'le
rin edebiyat; 1 972'de, onlarn bugn durduu yerde duran bizler
iin SO'Ierin edebiyat neyse, o. Kimi unutulmu, kimi unututmaya
yz tutmu, kimi zamana kar dayanklln kantlam adlar var
d SO'Ierin edebiyarndan 70'lere uzanan.
Ayn ey, 1 992'den bakldnda, 70'lerin edebiyat iin de sz
konusu olacak elbet. Dalar, tepeler, dzlkler, bozkrlar, vahalar...
b i r hznl harita. Her anmsayta bi r hzn yok mudur? Yirmi yl
lk bir gemii anmsayn hznne, bir inanmazlk, bir aknlk da
katlyor. yle ya, yirmi yl ncesinin iei burnunda genleri olan
bizler, artk ieimiz burnumuzda olmasa da, hala gen sayyoruz
kendimizi ve ardmda yirmi yllk; unutulularla, silikleen yzte
rin fotoraflaryla, yitip gidilerle, suya yazllarla yaral bir edebi
yat gemii . . . Bakalm enlik atelerine, havai fiekiere de rastlaya
cak myz yolumuzu tacak?

57
Bizim kuan yirmili yalarnda, yirmi yllk edebiyat gemii
1 950- 1970 yllar arasna rastlyordu ve toplumsal-siyasal fonda, bi
ri "demokrasiye gei", biri "kansz ihtilal" olmak zere, iki alkan
tl yer alyordu. "Ky edebiyat" miyadn doldurmant ve Orhan
Kemal, Yaar Kemal, Kemal Tahir, Sabahattin Ali, Sait Faik, Hal
dun Taner, Atilla llhan, Memduh evket Esendal, Sabahattin
Kudret Aksal, Tahsin Ycel, Oktay Akbal, Tark Dursun K., Neca
ti Cumal, Nezihe Meri, Orhan Veli, Melih Cevdet, Oktay Rifat,
Faz! Hsn Dalarca, Behet Necatigil, Salah Birsel, llhan Berk,
Turgut Uyar, Cemal Sreya, Edip Cansever. . . gibi adlar, o yllarm
zn gndeminde en arlkl yeri tutuyorlard.
Sonraki yirmi yln siyasal-toplumsal fonunda iki askeri darbe ve
acs yreklerden silinmeyecek gen lmleri ile bir cefa gemii yer
almakta. Bu dnemin balarnda, yani 70'li yllarda edebiyat, etkin
liini en canl biimiyle dergilerde srdrd. Pek ok amatr edebi
yat dergisi kar ve genlerin tartna gndemini de, besin ve esin
kaynaklarn da bu dergiler oluturdu. Kurumsal bir yaps olan tek
dergi, Trk Dil Kurumu'nun yaymlad, aylk Trk Dili Dergi
si'ydi. Varlk, Dost, Papirs, Yeni Dergi, Milliyet Sanat, Deiim,
ada Eletiri, Yaz, Yeni nsan, Gergedan, Argos, Gsteri, Def
ter . .. bunlar, son yirmi ylda sadece benim izleyebildiklerim, anm
sayabildiklerim. Yeni a, Yordam, iir Sanat, Dnm, Tan Seki
si, iir At gibi daha kk bir okur kitlesine seslenenler de vard.
Yine edebiyat gndeminde nemli bir yeri olan bir baka kaynak
da, dllerdi. Bir ksm hala srgelen, bir ksm ise artk verilmeyen
bu dllerin en nemsenenleri: Trk Dil Kurumu'nun Roman, i
ir, Hikaye, eviri, Oyun, deneme (sonradan Deneme, Eletiri, Ge
zi ayrlmt) dlleri ( 1 955 - 1 980); Sait Faik Hikaye Armaan
( 1 955'ten bu yana) ; Yeditepe iir Armaan ( 1 955- 1 984) ; Orhan
Kemal Roman Armaan ( 1 972'den bu yana) ; Necatigit dl
( 1 980'den bu yana) ; Haldun Taner yk dlleri ( 1 987'den bu ya
na); Sedat Simavi Edebiyat dlleri ( 1978'den bu yana) idi. lgi
duyanlar, son yirmi yl iinde bu dllere deer grlen yazar ve ya
ptlar renmekte, eksik ve kabataslak da olsa, edebiyat dnyam
zn son yirmi yllk gndemi hakknda bir fikir edinebilirler.

58
Edcbiyatmzn Son Yirmi Yl

Kukusuz bundan daha iyisi, ayn yllarda edebiyatmz zerine


yazlanlar okumak olur. O halde, saym-dkm benzeri bir ie ergc
girieceksek, buradan girielim. "Trkiye'de eletiri var m? Ne ka
dar var?" tartmalar bir yana; gen okurun, okuma sreci iinde
kendi seimini yaparak, edebiyat zerine yazanlar izlemesi bsb
tn yararsz olmasa gerek ! Ahmet Oktay, Berna Moran, Fethi Na
ci, Memet Fuat, Doan Hzlan, Mehmet H. Doan, Atilla zkrm
l, Vedat Gnyol, Akit Gktrk, Ahmet Cemal, Konur Ertop,
Asm Bezirci, Rauf Mutluay yllardr bu ie emek veren yazarlarmz.
1 972-92 dneminin zellikle ikinci yarsnda iir alannda nitelik
sel bir "seyrelme" olduu ve sonradan "kinci Yeni" diye adlandrlan
iir hareketi ile karlatrldkta, glgeli bir iir dnemi yaand be
nim kiisel dncem olabilir. Bunun tartlabilmesi iin, iir anla
ylarnn ortaya konmas ve rneklerin deerlendirilmesi gerekecek
tir. Byle ksa bir "ufuk turu" yazsnda bu yaplamayacana gre,
ben her zamanki gibi, nesnel dayanakl da olsa son zmlemede z
nel saylabilecek kiisel sememin sonucunu zetleyeceim burada:
1 972- 1 992 dnemi, bir nceki dneme oranla, prlts snk sa
ylabilecek bir dnemdir. Bu yirmi yla en gl k; iiri bir nce
ki dnemde yaplanm olanlardan ( Melih Cevdet, Oktay Rifat,
Turgut Uyar, Edip Cansever, Cemal Sreya,Ece Ayhan, Metin
Elolu, lhan Berk, lk Tamer, Ahmet Oktay gibi) dmtr.
Ayn iirsel gce ve salamla sahip olduunu ileri srebileceimiz
bir akm ya da harekete rastlayamyoruz son yirmi yllk dnemde.
Ama tek tek has airleri, vazgeilmez iirleri yok mu 70'li ve 80'li
yllarn? Kukusuz var. iir, darboazlarda direnmeyi srdrd, sr
dryor. Son yirmi ylda, benim deerlendirmeme gre, zamana
meydan okuyacak airler ile, onlarn yannda ayr bir kmede top
layabilcceimiz zamann airleri ve belki baka bir bek oluturabi
lecek "zamane airleri" iir rettiler. Trk iirine adlarn yazanlar
oldu, iiri dalgalandranlar, havlandranlar oldu, bu arada iiri inci
tenler de oldu. Bana, "70'den bu yana be air se" deselerdi, iim
kolay olurdu: Hilmi Yavuz, Murathan Mungan, Metin Altok, s
met zel, Hulki Aktun adlar zerinde duraksamazdm. Hemen ar-

59
dndan, on has air daha sayabilirdim: Gven Turan, Mehmet Ta
ner, Enis Batur, Lale Mldr, Seyhan Erzelik, Turul Tanyol,
Adnan Azar, Haydar Erglen, avkar Altner, Turgay Kantrk.
Sonra; Ali Cengizkan, Ahmet Erhan, Turgay Fieki, Egemen
Berkz, zdemir nce, Orhan Alkaya, Cevat apan, Refik Durba
ve Ataol Behramolu, Sreyya Berfe, Yaar M ira, Sunay Akn,
Ahmet Telli, Sina Akyol gibi farkl yata, fakl eilimde adlar da,
nesnel bir yirmi yl listesine eklernem gerektiini dnrdm.
Ama ne yazk ki okura, adn unutmu olduum iin sonradan ok
zlebileceim birileri ile, adlarn zellikle anmadm karton air
leri ayrt edecekleri bir ipucu veremiyorum bu yazda.
1 972- 1 992 dneminin, dzyaz ve aniat edebiyatmz bakmn
dan, iirin son yirmi yl ile karlatrldkta, daha soluklu, daha ve
rimli bir dnem olduunu rahatlkla syleyebiliriz sanyorum. De
neme ile balayaym: Trk edebiyatnda deneme trne, son yirmi
yl iin, Salah Birsel damgasn vurmak gerekir. Yllarn airi ve de
nemecisi Birsel, 1 975'de "iir ve Cinayet" ile balatt kartmay,
" 1 001 Gece Denemeleri" ve "Salah Bey Gnl" dizileri ile, ara
lksz srdrd; deneme yaznmz, yirmiyi akn cins kitapla ta
landrd. Nermi Uygur, Hilmi Yavuz, Onat Kutlar, Ferit Edg, Ah
met Oktay, Selim leri, Enis Batur, Aydn Uur. . . bu trn sekin
ve dzeyli rneklerini kitaplatran yazarlar oldular son yirmi yln.
Roman ve hikaye trn birarada ele alacak olursak; son yirmi
yln en dikkate deer olgularndan biri, edebiyatmzdaki kadn ya
zar patlamasdr diyebiliriz. Kadn yazarlar bizim edebiyatmzda, z
gl bir kadn edebiyatnn temsilcileri olarak grnmyorlar. Bir
ok kadn yazar arasnda yalnzca Erendiz Atas ve belki nci Aral,
ayn zamanda birer "kadn edebiyat yazar" saylabilirler. Ama ne
olursa olsun, 70 ncesi yirmi yllk dnemde, yaznsal deeri tart
lmaz iki kadn yazarmz varken (Nezihe Meri ve Sevim Burak),
son yirmi ylda b u say yirmiyi am v e kadn yazarlarn byk bir
ounluu, son dnem aniat edebiyatmzn en nemli ketalar
n oluturmulardr.

60
E cl c h i y a t m z n S o n Y i r m i Y l

Nezihe Meri, 70 sonrasnn da nde gelen yazarlarndan biri ol


may srdrd. Sevim Burak ise, bence asl nemini "Yank Saray
lar" ( 1 965) ile ortaya koymutu; 70 sonras dnemde yaymlanan
kitaplar "Yank Saraylar"n bysn yakalayamad.
70 sonras: nceki dnem edebiyatnn marj da yeralan yazar
lardan Peride Celal'n yaznsal bir aama yapt ve deerli roman
ve hikayeleriyle kendini kabul ettirdii bir dnem oldu.
Adalet Aaolu, oyun yazar olarak tannan biriydi; ama roman
c ve hikayeci olarak, edebiyatmzn 70 sonras dneminin bir ka
zancdr. 1973'de yaymlanan "lmeye Yatmak" adl ilk roman
"Bir Dn Gecesi' ( 1 979) ve "Hayr" ( 1 987) ile birlikte bir le
me oluturdu ve bu roman, yazarn baar grafiinde en yksek
noktalara yerleti . Aaolu'nun dier roman arasnda "Yazso
nu"nun da Trk edebiyatnda nemli bir yeri olduuna inanyorum.
Aaolu sz konusu dnemde de hikaye kitab yaymiad ve ba
arsn bu trde de kantlad.
Dnemin sekin yazarlarndan Leyla Erbil, geri ilk iki hikaye
kitabn 70 ncesi dnemde yaymlamt; ama 1 969 tarihini ta
yan "Gecede" ile birlikte, en nemli yaptlar son yirmi yllk dne
min verimleri arasndadr. "Tuhaf Bir Kadn" (uzun hikaye ), "Ka
ranln Gn" ve "Mektup Aklar" Trk romannn en ilgin ya
ptlarndandr.
Pnar Kr, tam anlamyla bir 70 kua yazardr. Be roman ve
iki hikaye kitabyla, gerek romanda, gerek hikayede, son yirmi yln
en nde gelen edebiyatlarndan biri oldu. "Bir Cinayet Roman"
ve "Ak Olmayan Sular" (hikayeler) yazarlnn en olgun verim
lerini ierir.
Edebiyatmzn, kendini btnyle hikaye trne adayan yazar
Tomris Uyar'dr. Sekiz hikaye kitabnn yansra, edebiyat tad ta
yan "gndkmleri" ile de son dnem edebiyatmzn en sekin ya
zarlar arasnda yer alan Uyar, kendine bir dil, okuruna bir dnya
yararn olmann hakl onurunu tamaktadr.
Fruzan, sz konusu dnemin ilkyllarnda "Parasz Yatl" adl
hikaye kitab ile grkemli bir k yapan, sonra "Kuatma" ve "Be-

61
nim Sinemalarm"la kendisine balanan byk umutlar boa kar
mayan deerli bir hikayecisi Trk edebiyatnn. Romanlarnn ayn
baar izgisini tutturduu sylenemezse de, hikayelerinin yaratt
byl atmosferle, kalcln oktan gvence altna almtr.
Dnemin ve edebiyatmzn byk kayb ve i burukluu olarak
hep hatrlanacak iki kadn yazar daha anmalym burada:
Sevgi Soysal da ilk iki kitabn 70 ncesinde yaymlam olmak
la birlikte, yazarln asl 70 sonrasnda kantlamtr. Gerek "Bar
Adl ocuk"ta yer alan hikayeleriyle, gerek her biri, zamannda top
lumsal ve yaznsal yanklar uyandran romanyla, edebiyannzda
"tez" ile yaznsall birarada kotarabilen sayl yazarlardan biri oldu.
Sevgi Soysal gibi ok gen yata kaybettiimiz bir deerli edebi
yat da Tezer zl'dr. Tezer zl, "ocukluun Souk Geceleri"
ve "Yaamn Ucuna Yolculuk" adl kitaplaryla, az bulunur bir du
yarl, kat kat derinlcen ve boyutlanan bir edebiyat tadyla okura
ileten ok zel bir yazard.
Son yirmi yln Trk edebiyatma gl damgalarn basan bu ya
zarlarn yannda: Afet Ilgaz, Seluk Baran, Ayhan Bozfrat, Nazl
Eray, Ayla Kutlu, Aysel zakn, Nursel Duruel, nci Aral, Erendiz
Atas, Feyza Hepilingirler, Melisa Grpnar, Latife Tekin, Zeynep
A vc, Buket Uzuner gibi birok deerli kadn yazar daha sayabiliriz ki,
dnemin bir kadn yazarlar dnemi saylmasna katklar azmsanmaz.
Sz konusu dnemde, roman ve hikaye alannda sesini duyurmu
pek ok erkek yazarmz da var elbet. nceki dnemden 70 sonras
na da uzanan Yaar Kemal, Haldun Taner, Tahsin Ycel, Atilla l
han, Yusuf Atlgan, Demir zl, Adnan zyalner, Muzaffer Buy
ruku, Orhan Duru, Erdal z, Erhan Bener, Demirta Ceyhun, Ne
cati Cumal, Vs'at O. Bener, dnemin balangcnda art arda ya
ymlad hikaye ve romanlaryla ok nlenen Bekir Yldz gibi pek
ok yazara; yeri zellikle 70 sonrasnn edebiyatnda belirlenecek us
talar ve genlerden eklemek istediklerimi yle sralyorum: Ouz
Atay, Bilge Karasu, Ferit Edg, Selim leri, Hulki Aktun, Necati
Tosuner, Gven Turan, Nedim Grsel, Orhan Pamuk, Mahir z
ta, Ahmet Altan, Krat Baar, Mario Levi. Bu adlar arasna kat-

62
Edchiyamzn Son Yirmi Yl

mak isteyebileceim, ama unuttuum yazarlar olabilir. Ancak san


myorum ki, bu ondrt saysn yirminin zerine karabileyim.
Bilge Karasu, Ferit Edg ve Selim Ileri, ustalardr. Onlarn da,
Necati Tosuner'in de, 1 970'den nce de kitap yaymlam olmala
rna karn, arlklar son dnemdedir. Ustalar arasna Ouz Atay'
da katmak gerekir. Yine gen yata kaybettiimiz ve deerini l
mnden sonra, ama hakkyla teslim ettiimiz bir yazar. "Tutunama
yanlar" adl romanna, szn ettiimiz dnemin adeta bir klasii
gzyle baklyor.
Bilge Karasu, 70 sonras dneminin, sessiz ve derinden giden, dil
ve yap ustas bir yazar. "Uzun Srm Bir Gnn Akam"ndan "K
lavuz"a, be kitab da birer mcevher gibi yerleti aniat yaznmza.
Ferit Edg 70'den sonra: "Bir Gemide", "lk" ve "Eylln
Glgesinde Bir Yazd" adl anlatlaryla kendine zg izleklerini sr
drrken, tekniklerini ve biimini de gelitirdike gelitirdi. "Kim
se" ( 76) ile "O" ( 7 7 ) ise, bence onun bayaptlar olarak grlmesi
gereken iki ok zgn roman.
Selim Ileri, edebiyata ok gen yata gnl veren, 1 968'den bu
yana srekli olarak aniat yaznmza yeni zenginlikler kazandran
has bir yazar. Hikayelerinde olsun, romanlarnda olsun, okuru kar
karya getirdii duyarlklar, ancak ve ancak onun inceliklerle r
l dnyasndan szlerek geldiinde hedefini bulabilecek derinlik
lerle ykldr.
Hulki Aktun'u, dnemin ilk yarsnda, nitelikli bir hikayeci
olarak tandk. 1 980'den sonra iki de roman yaymlad. Dnemin
sonlarna yakn bir tarihte, "gizli iir" tad da anlald ! Edebiya
tmzn en titiz, en kl k rk yaran, en zevkli yazarlarndan biri ola
rak sekinleti.
Nedim Grsel, yurtdnda yaamann nimetlt>rini de, klfetleri
ni de tadan bir yazar. Yaptlarnn ou, iyi yaynevleri tarafndan
yabanc dillerde yaymlanyor. Belki de son yirmi yllk edebiyatmz
iinde, Orhan Pamuk'tan baka kimse yok onun olanaklarna sahip
olan. Buna karlk, Trk edebiyat iindeki yeri, dnya piyasasn
daki yeri ile paralel dzeyde saylmyor.

63
Orhan Pamuk ise, edebiyatmzn son on ylnn tansklarndan
biri. Drt romanyla, imdiden Trk edebiyatnda kendine sarslmaz
bir yer edinmi grnyor. Yayn hayatnda, batl bir yazar tutumu
iinde olmas, onun yazgsn pek ok meslekdandan farkl bir bi
imde belirledi ve Pamuk'un kitaplar, dnyaya alma frsatn bul
dular. Ama bunu talihin ho bir cilvesinden ibaret saymak haksz
lk olur. Orhan Pamuk, "Cevdet Bey ve Oullar'nn uyandrd
umutlar, zellikle "Beyaz Kale" ve "Kara Kitap" ile glendirerek,
kendini kantlam durumdadr.
1 950- 70 dnemi iin, varoluuluktan sz etmeden bir panora
ma izmek nasl tuhaf karlanacaksa; son yirmi yl iin de, yolu
Frankfurt Okulu'ndan, Hermeneutik'ten, Yapsalclk'tan, Postmo
dernizm'den gemeyen bir ufuk turu, yle yadrganacaktr. Varsn
yadrgansn! Edebiyatn i sorunlar ( isterseniz, "sorunsallar") ile,
ortaya konmu rnler arasnda gzetilmesi gerektiini dnd
m dzlem farklln, ben yalnzca bu "genel tablo" yazsnda de
il, btn yazlarmda, bir temel ilke olarak gzetegeldim. Ne ken
dimi kuramsal tabana oturtmaktan holanrm, ne edebiyatlar.
Ltufidr okurlar, bu tercihimi bana balayacaklardr, eminim.
Yirmi yllk bir dnemin muhasebesini, artlar eksileriyle, ge
rekeleriyle, rneklemeleriyle, birka sayfaya sdrmak kolay i de
il. Benim bu yazda denediim; kendi belleimin, gedikleri olabi
lecek kaytlarna ve elbet kendi beeni ve deer yarglarma daya
narak, dergi okurlarna edebiyatmzn son yirmi yllk serveni ze
rine bir fikir verebilmekti. ster istemez, bu fikir benim kiisel fik
rim olacak. Ama sanyorum ki, benim verdiim tutamaklar ve ipu
lar kullanlarak, ayn tablonun eitlernelerini elde etmek de mm
kn olacaktr.

64
N azm Hikmet ve
Hikaye Roman

ukusuz, Nazm Hikmet'in en nemli ve onu byk yapan


Kverimi iir alanndadr. Ama artk bliyoruz ki o, mzikten ti
yatroya, gazetecilikten resim sanatna, bilimsel-ideolojik dnce
retiminden siyasal eylemcilie ve nihayet hikaye ve romana uzanan
geni bir ilgi yelpazesi iinde devinmi ve olaanst yeteneklerine
eklenen dinamik cokusu ile sanatn btn trleri zerinde -en azn
dan- kafa yormu, birou ile de dorudan doruya megul olmutur.
Nazm Hikmet'in hikaye ve romaniarna bugnn aniat sanat
nn deerlendirme kriterleri ile yaklaldnda, Trk edebiyatnn
btnsellii ierisinde nemli bir yer tutmadklarn sylemek ka
nlmazdr. Ama gerek onun yaznsal kimliinin btnl iinde, ge
rek zamanndaki etkileri bakmndan, hatta iirine tad roman ya
da hikaye unsurlarn zmleyebilmek asndan hikaye-roman pers
pektifi ierisinden Nazm'a bakmak bsbtn yararsz olmayacaktr.
Elimizde bulunan mektuplar, kendileri kronik literatrnn
(yani iine gnlk, an, mektup trlerini yerletirebileceimiz bir
alann) son derece ilgi ekici ve deerli rnekleri olmakla kalmaz
bize, onun sanat, edebiyat, sanat felsefesi ve tabii bu arada hikaye
ve roman hakkndaki dncelerini de ulatrrlar. Bu mektuplar
okuduumuzda saptyoruz ki, Nazm 'n iirden sonra en ok kafa
yorduu trler hikaye ve romandr. O, edebiyat pratii iinde zgn
yorumlaryla da besledii marksist sanat felsefesini, aniat tr iin
de de teorik ve pratik dzlemde rneklendirmeye alm ve asl
nemlisi, iirine bu trn kimi elerini tamtr.
nemli olan bir baka nokta, Nazm'n bu trler iin dnp
yazdklaryla, yaznsal deerlerini bugn de koruyan kimi romanc ve

65
hikayecilerimizi etkilemi olmasdr. Hatta onlar, hi deilse belli bir
dnemlerine kadar, onun edebiyat anlaynn uygulamasn yapm
lardr diyebiliriz. Sabahattin Ali, Nazm Hikmet'le tant sralar
sadece hikaye yazyordu. Romana girmesinde Nazm'n tevik ve tel
kinlerinin byk etkisi olmutur. Orhan Kemal ise, gene Nazm'la
tanana kadar, pek baarl olmayan iirler yazmaktayd. Nazm ona
adeta hocalk etmi, roman ve hikaye alannda teorik ve pratik do
nanm salamtr. Kemal Tahir derseniz, Nazm'la mektuplamaia
rna bakarak onun da sanatnn en etkili yol gstericisi ve eletirme
nin baka birisi olmadn rahatlkla syleyebilecek durumdayz.
Nazm Hikmet'in, edebiyatn ana sorunlarndan birine, hatta
balcasna, yani gerei yanstma ve yorumlamann yntemine ba
k yledir: "Edebiyatta modern realizm, uurlu olarak edebiyat sa
hasna diyalektik materyalizmin tatbikidir." Ve edebiyatn dier b
tn sorunlarnn zmnde bavurduu bu klavuzu, edebiyarmz
da btn boyutlaryla pratie dken ve yaar klan i lk yazar Nazm
Hikmet olmutur. Ondan nce gelip gemi ve rnlerinde belirli
felsefi/doktriner ynserneler grlm yazarlar, bu felsefi/doktriner
ynserneleri salt ileti lmesi gereken mesajlar olarak deerlendiriyor
lard. Dnya grn sanatn yalnzca zle ilgili sorunlarnda ilet
mek, bir btn olan sanat rnnn biim sorunlaryla bu dnya
grn birlikte youramamak, genellikle biimsel baarszlkla
sonulanyordu. Sanat adna giriiimi eylemlerin giderek sanat d
, ilevsiz, zamana dayanksz kalmasnda, yazarlarn dnya grle
rini sanatsal olarak yanstma baarszlklarnn olduu kadar, o
dnya grn btn boyutlar ve baka alanlara uzantlaryla kav
ramahaki yetersizliklerinin de pay bulunabilir.
Nazm Hikmet, kendi yaad dnem iinde de, bugn de bu
sorunlar bilinte am pek az sayda yazarmzdan biri ve tartma
szca en bydr. unu da ekleyebilirim: iirine bakldnda o,
yalnzca kendi dnya grn paylaan airler arasnda klasmana
sakulabilecek figrlerden biri deildir. Trk ve dnya i irinde her
trl dnsel ve sanatsal ynsemenin temsilcisi olan airlerle bira
rada ele alndnda da nemini ve bykln korur.

66
Nezm Hikmet ve H i k " y e / R o m

Sanat ve propaganda konusunda yle diyor: "air, mesela Bad


ler, Malarme, Verlen mitsizliklerinden, lmn hayattan gzel ol
duundan, gemi zamanlarn hasretinden, vefasz sevgililerinden,
Allah'n kudretine sndklarndan, sarholuun meziyetlerinden,
hatta olanclktan bahsederler ve bunu ustaca sylederse propagan
da olmuyor; ama bunlarn aksini ne kadar ustaca sylerse sylesin, bir
air propagandac oluyor." Burada ilgi ekici olan nokta, Nazm'n
her iki tarafta yer alan sanatlardan bahsederken "ustaca" niteleme
sini kullanmasndadr. Baka bir yerde de unlar okuyoruz: "Bence
bugn yeni realist edebiyatn en n planda gznnde tutulmas la
zm gelen taraf, tesircilii, reticilii, okuyucuyu hayatta, pratikte
daha messir klabiirnek iin ona yol gstericiliidir. Bunu ite, ok
usta bir surette yapmak lazm. Aksi takdirde roman roman olmaz, i
ir iir olmaz sadece panfile, yahut vaaz ve nasihat olur ki, bunlar da
lazm olmakla birlikte, iir, roman, hikaye nevine dahil deildir."
zn yanstlmasndaki ustalk Nazm'a gre ylesine nemlidir
ki, bu aamadaki baarszlk yazar hem sanat dna drmekte,
hem de dalayl olarak, dnya gryle kurduu bilin bann ye
niden gzden geirilmesini gerektiren muhtemel bir yanl kavra
may iaret etmektedir. Bylece, edebiyatn, hikaye ve romann da
biim sorunlarna geilir. Nazm Hikmet hikaye ve roman trleri
zerinde dururken de, konuyu iire getirirken de biimsel olanakla
rn tespiti ve fayda potansiyelini aramaktan yanadr. Trler arasn
daki asl ayrm "kemiyette deil, keyfiyette" grdn syler. Ya
ni roman roman yapan, onun hikayeden uzun olmas deildir. N i
celiksel deil, niteliksel bir ayrmn farkna varmak gerekmektedir.
Sorunun byle konuu, hikaye ve romann biim olanaklaryla
iir arasnda rasyonel balantlar kurulabilmesini salar. Baknz ne
diyor: "Hatta deil yalnz byk, kk hikaye ve roman, bunlarla
iir arasndaki esasl farklar da byle. Zaten iir ile dier edebiyat
nevileri arasnda fark byle grmeye baladm iin, her eyden
evvel bence bir kemiyet meselesi olan !isan meselesindeki ayrl
kaldrmaya alyorum."
Bu alma yeni bir iirsel platformun biimcephesini ina etme
yannda, kendilerinden yararlanlrken sorunlarnn ortaya kar!-

67
mas bakmndan hikaye ve romana da yararl olur. Yine Nazm 'n
kendi szlerine bakyoruz: "Ayn mevzu, romanda birok kaln hat
larn kuvvetle inkiaf ve mimarisi demektir. Halbuki hikayede bir
tek kaln hat etrafnda ince ince izgilerin sarmadola olmalar var.
Tek kaln hattn mimarisiyle kurulan mevzu,ka sayfada ilenir
se ilensin, hikayedir. Buna mukabil, birok kaln hatlarn mimari
siyle kurulan ayn mevzu, ayn sayfa iinde de olsa -bu sayfa mikta
rnn bir asgari haddi vardr elbette- romandr.
Konkre konualm. Roman, h ikaye, kk hikayedeki mterek
vasflardan biri de merakla okunabilmesidir. Yani nefes alabilmek
yaamann nasl en iptidai ve bahse dahi, mnakaaya dahi demez
malum art ve hakikati ise, hikaye ve romann bizi alakayla srk
lernesi de yledir. Bu alaka, bu merak sade, yalnz ve mutlaka poli
siye bir entrika olmayabilir. Vaka ve hadise ve insanlar ve bunlarn
terkibi o surette kurulabilir ki, srprizli, esrarengiz kaziyeler ve d
nm noktalar olmadan da, daha ilk satrda yahut ilk dnemete bi
ze 'Ha, sonu malum' dedirtneden kendini okutabilir."
Kemal Tahir'e Sardere'den sz ederken de yle diyor: "En ha
riz taraf, en gzel hususiyet, muhaverelerdeki sluplatrmadr. a
krn ky konumasn mkemmelen taklide, meddahla dmeden
vermisin. Bu byk bir zorluu yenmektir." Sonra yine Kemal Ta
hir'e bir de unu sylyor: "Argoyu, galat szle"ri nasl bir unsur ola
rak, gerekince ve ok defa geni manada stilize ederek kullanyor
sak, iveyi de yle, ancak bir unsur olarak kullanabiliriz. Kullanma
ya mecbur deiliz, ama kullanabiliriz."
slup konusudaki dncelerine bakalm Nazm Hikmet'in
"Fakat bu i (yani slup kurma) bir inkiaf merhalesinde zddna d
nyor ve kt manasyla slGpkarlk, slupuluk oluyor. .. Bugn ar
tk romanda ve hikayede parlak pasaj , parlak cmle telakkisi lm
tr. Tolstoy'un Harp ve Sulh'nde, Anna Karenina'da parlak ve te
mayz eden pasaj lar vardr, fakat Tolstoy roman kurarken bu pasaj
lar iin kurmamtr." Yine romann ve hikayenin temel sorunlarn
dan biri olan kii, tip ve konu balantlar ile ilgili olarak da dn
m ve yle belirtmi bu dnceleri: "Evvela tip, sonra mevzu ka-

68
Nazm Hikmet ve H i k a y e / R o m a n

ziyesi mevzu ile tipin vahdetini inkara varabilir ve son devir baz
Fransz romanlarnda olduu gibi, muharriri mcerret, geveze ve uy
durma psikoloj izme gtrebilir. Enmuzeci tip (rnek tip) ancak mu
ayyen bir devirde, muayyen bir snfn -en muvaffak timsaliyle Don
Kiot- mahhaslatrlmas olabilir."
Romanda bir tez savunulmas, ya da romann -hikayenin "sosyal
ierik"li olmas, Nazm'n benimsedii dnya gr ve o grn sa
nat felsefesi asndan neredeyse bir zorunluluktur. Onun da gerek
yazm olduu romanlarda, gerek eidi yerlerde belirttii edebiyada
ilgili dncelerinde rtl olarak bu kabul grmek mmkn. An
cak, sanatn gerek anlamn iinde duyan ve gerek bir yaratclk
tan nasiplenmi olan Nazm Hikmet bunun olas tehlikelerini de el
bet grmekteydi. Bunu da yle dile getiriyor: "Roman ve hikaye ok
derin, geni ve inklap bakmndan derecesine gre sosyal mesele
leri ele aldka, klasik manasnda fkra istibdadndan ve formalizm
den kurtuluyor. Roman mutlak olarak ne fkra etrafnda, ne tipler
etrafnda kuralm. Roman ve hikayeyi tipleri, insanlar, fkralar ve
fkracklaryla diyalektik bir gzle tetkik edilip iine faal olarak ka
rtmz hayatn artistik tespiti in'ikas zerinde kuralm."
Bir yerde edebiyatn btn trleri arasndaki asgari ortaklklar
dan birinin hikaye edicilik olduunu ileri sren Nazm Hikmet, i
irinde hayli kulland tahkiye sanatn (Jkond ile Siya U; Bener
ci Kendini N iin ldrd; Taranta Babu'ya Mektuplar, Simavne
Kadsolu eyh Bedreddin; Kurtulu Sava Destan; Memleketim
den nsan Manzaralar gibi) dorudan rnler, romanlar ve hikaye
lerle de denemitir. ama, bata da sylediim gibi, onun sanatna
btnsel biryaklamla baktmzda bu rnleri edebiyat asndan
kayda deer bir nem tamamakta. Nazm Hikmet hikaye ve ro
man konusundaki dncelerini, zellikle biimsel adan, ayn
alanda yazd rnlerde btn zenginliiyle kullanm deildir.
Byle olunca da, yazldklar dnem de dnlrse, olduka sra
dan rnlerle kar karya kalnmaktadr. Ama bu dnceleri, i
irinde belirginlikle uygulama alanna kmaktadr. Tabi i bir de et
kiledii yazarlarda. Adam Yaynclk Nazm Hikmet'in btn eser-

69
F S U N A K A

leri dizisinde bu romanlar ve hikayeleri de yaynlad. Kan Konu


maz, Yaamak Gzel ey Be Kardeim ve Yeil Elmalar adl ro
man (ki Behet Necatigi t'in Edebiyatmda simler Szl'nde
Yeil Elmalar'n yedi yazardan derlenmi olduu sylenmektedir) ve
eitli adlarla 1 920'den itibaren eitli dergilerde yaymlam oldu
u 104 hikayesinin derlendii bir kitap, getiimiz yl ulair hale
geldi. Aratrma ve inceleme yapmak isteyenler iin bu yaynlarn
yararl olaca kukusuz. Ben bunlarn tek tek ele alnp incelenme
si yerine, Nazm 'n edebi kimliinde roman ve hikaye trleri ile
ilikisinin yeri zerine konumann daha geerli olacan dn
dm. Konumam, Hulki Aktun'tan alntladm ve aynen katl
dm bir cmle ile bitirmek istiyorum: "H ikaye ve roman stne,
hikaye ve roman iin deil, iiri yararna dnm adeta. zellik
le de "realitenin vesikalarndan kompozisyonlar, terkipler ve beste
ler ve gereklerin abidesini yapmak iin ulat gz kamatrc yer:
Memleketimden nsan Manzaralar" yararna.

70
Yakup Kadri zerine
Bir ki Sz

akup Kadri'nin edebiyatmzdaki birincil nemi, romancl


Yndan kaynaklanmaktadr. Dolaysyla, gerek romanlar,
gerek romanc olarak kiilii, eitli kiilerce farkl yaklamlarla in
celeme/deerlendirme konusu yapld. Bunlarn bana en ilgi ekici
gelenlerini hemen sralamak isterim:
rnein Fethi Naci, Trkiye'de Roman ve Toplumsal Deime de '

Kiralk Konak, Hkm Gecesi , Sodom ve Gomore , Yaban, Ankara ve


Bir Srgn romanlarn; Batllama sorunu, ttihat ve Terakki ve
Hrriyet ve tilaf'n eletirisi, aydnlada kyller arasndaki uu
rum, Cumhuriyetin ilk yllarnn eletirisi vb. alarndan inceler ve
ok geni olmayan bir oylum iersinde Yakup Kadri romanclnn
canalc noktalarnn doyurucu bir yorumunu getirir.
Selim leri adalk Sorunlan'nda, "Eletirel Gerekilik Asn
dan Konak" bal altnda u saptamalar yapar: "Konak yaamas,
onun yaptnda aydnn bir trl sorunlar kavrayamamasnn nede
ni gibidir. Konaktan kt iin aydn, rnekse kylnn gznde
srekli 'yaban' kalmtr. Konak, yazarmzn gzlemevidir ayn za
manda; toplum, toplumsal sorunlar, tarihi dnm noktalar, deiim
srecindeki dnemler ve resmi adatama abalar hep konan
dolaylarnda saptanmtr." (s. 7 1 - 2 ) ; "Yalnz romancnn konak ya
amasna yaknlk duyduunu da syleyemeyiz. Tersine, "Hep O ar
k' konak yaamasnn kesin bir yergisidir; bylelikle Yakup Kadri
son romannda yksek zmrenin de aristokratik onurluluktan yeni
zengin karc kimliine brnn anlatarak, kona gerekten ki
raya verir, hem de ykclara. .. Kald ki, kaba bir genellerneyle Yakup
Kadri'nin her eyi kargla andn syleyebiliriz. Bir ilen romanc-

71
sdr o; btn zamanlarn ilencin yrngesinden deerlendirir"
(s.73 ); "Yakup Kadri"nin kona gzlemevi semesini pek ok nede
ne balayabiliriz. Yazar, toplum tarihimizdeki deiimierin romann
yazmtr. Politik, tresel deiimierin birey yaamndaki etkileri,
tepkileri Yakup Kadri'nin zerinde oka durduu bir sorundur"
(s.74); "Nihayet 'Hkm Gecesi', politik eylem iinde kendi yerini
arayan Kerim'in yalnzlna dnr. yle bir yalnzlk ki, temelin
de bireysel ve kiisel nedenler deil, dorudan doruya toplumsal so
runlaryatmaktadr. Bir tarihi dikkatiyle ziilmi sahici portreler, ya
pntsal kiilerin psikolojisen derinlemesine bak, bizi lkedeki po
litik yaamn korkunluuna yaklatrr . . . Hep 'vahi Asya'ya da 'ha
in Avrupa' olarakyaam aydn, 1 9 1 0- 1 9 1 3 yllarnn genelgrn
m iinde kendi k yolunu arar" (s.79). Bunu izleyen, "Hakk Ce
lis"in Gnl Tarihi'balkl blm de okuyunuz. Kitabn 1 1 9. say
fasna kadar, Selim leri'nin Yakup Kadri'nin romanclna ilikin
/

olarak, gerek bir yazn bilincini yanstan derinlemesine deerlen-


dirmelerini, adeta bir roman okuma doyumuyla izliyoruz.
nc bir Yakup Kadri incelemesi rnei, Berna Moran'n
Trk Romanna Eletirel Bir Bak adl kitabndaki ilgili blmlerdir:
"Kiralk Konak", (s. 1 5 1 -69), "Yaban'da Teknik ve deoloj i, (s. 1 70-
84); "AlafgranfaZppeden Alafranga Haine," (s. 2 19-26). Bu yazla
r, Yakup Kadri'nin romancln aydnlatan ok yetkin deerlen
dirmeler olarak anyorum.
Bu balamda bir de, Toplum ve Bilim dergisinin 24., K, 1 984
saysnda yaynlanm "Aydnlarn Kibri" balkl yazy anmak iste
rim. skender Savar, Yakup Kadri'den szetmenin kanlmaz ol
duu bir konuya, aydnlar "sorunsal"na, ok zgn bir yaklamla
geliyor karmza bu yazsnda. Yazannza ilikin birka saptaymn
almlamak isterim: "Bir romanc olarak gerekten g bir durumla
kar karyadr Yakup Kadri: Btn tezahrlerini yadsd bir gele
nek, siyasal adan olumlad, kendi eylemi olarak benimsedii
Kurtulu Sava'n dourmutur. Ancak 'dnya gr', bu eylemi
anlatmasna, Zoraki Oiplomat'ta dvel-i muazzama'ya ynelttii
'Nasl oldu? Ne oldu da "hasta adam" can havliyle silkinip toparla-

72
Yakup Kadri zerine Bir-Iki Sz

narak ve btn balarndan syrlarak birdenbire ayaa kalkverdi?'


sorusunu edebi dzlemde yantlamasna izin vermez"; "Byk bir
olaslkla, szkonusu aydnlar, Batllamay semenin, Yakup Kad
ri'nin yaamnn sonunda dedii gibi, 'hayatn realitelerinden' uzak,
'soyut bir dnya gr'ne tutsak olmak demek olacan ngre
memilerdi (kendilerini Batllamann ierisinde bulan aydnlar,
F.A )/Geri Yakup Kadri hayatn realiteleri ile temas etmekle bu
soyut dnya grnden kurtulduunu ima ediyor ama ben metin
lerinde byle bir kurtulua iaret edecek bir ize rastlamadm."
Yakup Kadri denir denmez, dosyasnda yldzianm olarak yer
alan bu derinlemesine dnsel emek rnleri dururken; yaznsaL
sosyoloj ik, tarihsel, siyasal boyutlada ykl bir roman birikimini
dar bir oylum ierisinde zedeme abasna girirnek bana ters geldi.
Bu nedenle dikkatleri Yakup Kadri'nin, zerinde daha az durulmu
bir baka ynne ekmek zere onun an yazar kimliine ksaca de
inmeyi daha anlaml buldum.
Yazarn son krk yl ii nde yaynlanm be an kitab var: Zora
ki Diplomat ( 1 955), Anamn Kitab ( 1 95 7 ) , Vatan Yolunda ( 1 958),
Politikada 45 Yl ( 1968 ) , Genlik ve Edebiyat Hatralar ( 1 969). Ben
bunlarn ilk ikisi ile sonuncusunu okuyabildim yalnzca. Balba
na ilgin bir tr oluturan an yaznmz, Yakup Kadri Karaosma
nolu gibi gazetecilikten diplomatla, edebiyatlktan politikacl
a (hatta ideologlua) uzanan ok ynl bir kiiliin kalemiyle
mutlaka zengin boyutlar kazanmtr.
"Btn Eserleri" dizisinde yer alan nsz'de yle deniyor: "
nce Balkan, ardndan da 1 . Dnya savalar, bu savalada gelen y
km, Yakup Kadri'de bir deiime yolaacak, sanatn 'ahsi ve muh
terem' olduu dncesinden yava yava uzaklaacaktr." Dorusu;
gerek okuduum romanlar, gerek yukarda andm inceleme/ele
tiri yazlar bu yargya hak verdirmiyar deil. Ama, "Yine de," diyo
rum, "Yakup Kadri'de bile, yine de "sanat ahsi vemuhterem' deil
midir hala . . . acaba?" Ve baknz, arayan buluyor! Yakup Kadri'ye
verelim sz, Anamn Kitab'nn nsznden okuyalm: "nsan ko
cadka ocukluunu ve ilk genlik an yeniden yaamaya balar

73
demiler. Meer ne kadar doru szm bu. Geri, ihtiyar adam, ha
yatnn o uzak devirlerine hayali ile dnyor ama, gemiteki heye
canlarn, sevin ve aclarn, dnk, bugnk olaylarn uyandrd
duygularm gibi btn canlln ve scakln tekrar hissede
rek. sanki elli yl, altm yl telerde kalan ocuk, koa adaya geri
ye dnp ypranm, anm kalbnn iine giriyor ve orada eski
gevrek sesiyle glp alamaya balyor. te ka zaman var ki, ben,
hep bu sesi dinler olmuumdur. Bandan geenleri hi bilmeyen,
ektiim mihnetlerle hi ilgisi olmayan bu ocuk bana neler syl
yor ? Hangi dnyann yanklarn getiriyor? Anlamaya lzum gr
myorum. O iime girdii andan beri, kendimi ondan ayrt edemi
yorum ve kendi derdimi, kendi dnyan unutup onunla har neir
oluyorum. Hatta, arada bir, bana yle geliyor ki, ocuun anlattk
lar benim anlatabileceklerimden daha nemli, daha dokunakldr
ve be-alt ykazlk macerasnn baz blmleri benim altm yl
lk maceramdan daha ibret verici kssalarla doludur. Bu benliimin
derinliklerine ini macerasnn hikayesi elinizde tuttuunuz kitap
hacmi iinde sona ermeyecektir sanrm. nk, ben, hala soluk so
lua derinlikierime doru inip durmaktaym. mrm vefa ederse,
okurlarma, ikinci bir Anann Kitab'nda belki romanlarnn b
tn anahtarlarn vermi olacam." (s. l S -6).
"Muhterem"lik, gayr ahsilikle zedelenmiyordu zaten (ya da
"toplumsal"lkla) ; bir an kitabnda ister istemez "ahsi"lik de by
lece dngeri edince, romanclmzn byk stad Halit Ziya im
di ks ks glmyor mudur? "te ! ", demiyor mudur, "gryorsunuz,
sanat yine de (son tahlilde ! ) ahsi ve muhterem'dir."
Yakup Kadri'nin mutlaka okunnas gereken bir baka an kitab
da Genlik ve Edebiyat Hatralan'dr. Mehmet Rauf, ehabettin S
leyman, Refik Halit, Ahmet Haim, Yahya Kemal, Cenap ahabet
tin, Sleyman Nazif, Abdlhak Hamid, Tevfik Fikret, Abdlhak
inasi ve Halide Edip'le ilgili ok zgn perspektifli anlarn yer al
d bu kitap, yazma ilgi duyanlar iin bir hazine deerindedir. Hem
de Yakup Kadri romanclnn kilit temalarndan biri olan aydn
lar sorunsal zerine, ( . Savar'n kimilerine iaret ettii) romanla-

74
Y a k u p K a d r i z e r i n e B i r - k i S ii z

rndakine eklenebilecek daha somut ipular verir bize.


An yazarl, ya;arn tavrna bal olmak zere, denemecilie
olduka yaklaan bir bierne brnebiliyor zaman zaman. Yakup
Kadri'nin denemeci kimlii ise, "mensur iir" diye anlan Eren!erin
Bandan ve Okun Ucundan'da apaktr. An ve yada deneme ya
zarlnn ilgin bir bilekesini de, onun pek az zerinde durulan bir
baka yaptnda buluruz: Alp Dalarndan ve Miss Chalfrin' in Alb
mnden 'de kinci bir Yakup Kadri ana temasna: Dou-Bat sorun
.

salma klar debilir bu kitapta derlenen yazlardan. Kendisi yle


diyor bu kitabn nsznde: " 'Alp Dalarndan', arkl gzyle
Avrupa'nn, 'M iss Chalfrin'in Albm' de, Garpl gzyle arkn
kabataslak bir tablosudur ve her ikisi de benim fikri gelimemden
iki esasl merhalenin mterek iaretini tekil etmektedir."
Bu yazda Yakup Kadri'yi tantmak deil, romancl yan sra
edebiyat kiiliini dncelerimizde btnletirebilmek iin
nemli olduunu sandm bir baka ynne iaret etmek amacn
gttm. tabioyu btnlemek isteyenlere, yazmda andm kaynak
lara bavurmalarn salk veririm.

75
Yaayan Bir Aydn Olmak
(Tarihten Gncellie)

ergilerde ve gazetelerde yaynlanm yazlar biraraya getirip


Dkitap yapmaktan holanmadm iin, imdiye kadar yaz
dklarm yaynlandklar yerde brakmtm," diyor Murat Belge
Tarihten Gncellie adl kitabnn nsznde. Ne kadar iyi etmi bu
ilkeyi bozmakla. Hem bence, srf " iinde yazldklar genel perspek
tif bir btnlk oluturduu iin" deil, tek balarna ele alnp
okunduktannda da, gazete-dergi sayfalarnda kalp gzden kam
olsalard ok hayflanlacak nefis yazlar var bu kitapta Belge'nin.
Tarihten gncellie, gncellikten de kalcla uzanan saptamalar,
yorumlar, sonuca varmalar, bugn yaayan btn Trk aydnlar
iin son derece ilgin. lgin olmakla kalsayd ben de bu kitab "il
gin" bulmakla kalrdm belki . Ama uyarc, dndrc, doyuru
cu ve zaman zaman elendirici boyutlada ierikleniyor bu "ilgin"
nitelemesi. "yi", "kt", "doru", "yanl", "tuhaf', "ayrks" vb. ni
yetine muz gibi kullanlabilen "ilgin" szcnden kanmay
mn bir nedeni var burada. Gnlk yaam iinde nnden geip
gittiimiz, nmzden geip giden, altmz, kanksadmz, do
laysyla ilgin bulmay akl edemediimiz kimi olgular zerinde du
rarak, bunlar berrak bir dnce mercei altnda irdeleyip zm
teyerek okurun ilgisini ynlendiriyor, biimiendiriyor yazar.
lgilerini -daraltsa da, daraltmasa da- snrlandran ve kendine,
sekinlik dzeyleri tartlabilir sekinterin -ancak onlarn- girip
kabildii yapay bir dnya yaratarak dnen, eyleyen bir aydn ste
reo-tipini biraz uyarr m Tarihten Gncellie, yoksa "Saolsun Mu
rat da, nelerle uram" hafifsemesine mi hedef olur, bilemeyece
im. Bildiim u ki, bizim alglamadmz gerek, biz alglamyoruz

76
diye gerek olmaktan kmyor ve beenelim beenmeyelim, iinde
yaadmz toplumu belirlemekten geri durmuyor. Yaadn yo
rumlama gerei duymakszn, irkinliklerin ve bayalklarn stn
de kaldklarn, bulamadklarn varsayarak avunan aydn tipine
bir uyar, bir ar var kitaptaki yazlarda. Bir yandan da aydn kim
lii sorgulanmakta.
Yakn zamana kadar bir akademik kimlik de tayan Murat Bel
ge'nin etkinliklerini ve bu etkinliklerin rnlerini izlemi olanlar,
onun "aydn"lnn "sekin"liinden, "rafine"liinden ve dzeyin
den kukulanlamayacan iyi bilirler. Bu kitab da okurlarsa gre
cekler ki; "Ben televizyon seyretmiyorum", "Trk filmlerine girmi
yorum", "Popler olan her eyden uzaktaym" tavr pek yzeysel bir
devekuu-aydn cilas olarak kalyor ve zerine klan bu eylemlerin,
iine inilmekle de aydnn aydnlna hale! gelmiyor. Tam tersine,
"Ben Trkiye'de yayorum"un bir aydna tad sorunlarn, ola
naklarn, ykmlerin, sorumlarn, aclarn, mutluluklarn bilinci,
kafay kumdan karnakla kazanlr ancak. "Tenezzh" etmenin gu
rurunu aarak "tenezzl" etmenin onuruna ulamak da ince bir izgi
sidir aydnn. Her eyden nce byle bakyorum Belge'nin kitabna.
Bir sre Cumhuriyet gazetesinin Kltr-Yaam sayfasn ynet
miti Murat Belge. Orada da kltr birikiminden, tarihten kalkan
ama gncellie de mutlaka uzanan bir yaklamn rnlerini eit
li kalemlerden okuyorduk. Bir dnce kvrakl, birikimleri ilev
sel klma abas, biraz da -zerine yaftas yaptrlmadka- ya alg
lanmayan ya burun kvrlan akl karal mizah vard o sayfada. De
mek, demitim, Murat Belge denemecilie de, denemecilere de ya
knlk duymaya balad. Sevinmitim. Sevdiim, deer verdiim bir
yazarn "makale"den denemeye gemesi kadar beni sevindiren ey
azdr. Hele bir de -deyim balansn- denemeyi "kvrabiliyorsa"!
Eh, Murat Belge de, elhak kvryordu bu ii. Devam edememesi
yazk oldu o sayfann. Bu kitapta da ayn yaklam, ayn dnme
ve yazma zellikleri dikkati ekiyor. Tarihten Gncellie tam da bir
denemeler kitab olmu.
Acaba yazarn deneme tr karsndaki tavr nasl? Bunu kitabn
nsznde ve ilk iki yazsnda okuyoruz: "Modas gemi bir tr gibi

77
grnyordu deneme. Fazlasyla kiiseldi; bir adam oturuyor, hayat
hakkndaki 'kan'larn yazyordu. Bense bu ada herhangi bir z
nellie yer brakmayan bilimsel bir sylemin geerliliine inanyor
dum. Denemeciliin bir eit entellektel tehircilik (ekshibisyo
nizm) ierdiinden de kukum vard," (s.3) diyor. Ak yreklilikle
ortaya koyduu bu dncelerin tedirginliini ben de yaamtm bir
sralar. M. Belge ile en azndan ik ortak ynmz var sanyorum bu
tedirginlii besleyen: Akademik yetiimimiz ve sosyalist dnya gr
mz. Sonra, aslnda ne birinin ne brnn deneme yazmaya en
gel olmayacan, tersine, deneme trnn bir olanak olarak deer
lendirilebileceini grmz ikimiz de. Farkl yollardan giderek de
olsa. Belge bunu "tesbih" zerine dnrken bulmu. "Hayat sanki
'tarihi' ve 'gndelik' olmak zere ikiye ayrmtk ve birinciye alabil
diine nem verirken ikinciye hi aldrmyorduk . . . Gndelik hayat
teoride ihmal edilince, pratikte bir deiiklik yaratlmasna imkan
kalmad. Somut bugn, soyut bir yarn uruna feda edildi," (s. lO) di
yerek gerekelendiriyor kendisinin denemeye ynelmesinin amac
n. Benim deneme yazartnn da, tam byle olmasa da benzer bir
dnsel temeli var. Ancak, urada ayrlyorum Belge'den: O diyor
ki, "Denemecilik geleneimizde slup kaygs dnceden nce ge
lir. .. Onlarn (Ata ve Eybolu) bu 'belle-lettriste' tutumuna kar
lk ben bir gazetecilik profesyonelliine erimeyi hedefledim. Bu yz
den. .. bir eyi iletme kaygs, gzel bir slupla iletme kaygsnn n
ne geiyor. Szn ettiim 'yazma pratii'nde znesi olmayan bir
sylem gelitirmeye altm nk" (s. l l ). Ben byle yapmadm
dorusu. "znesi olmayan bir sylem" gelitirmeyi hi mi hi ama
lamadm gibi, bir dnceyi iletme kaygsnn, gzel bir slupla
iletme kaygsyla badatrlamayacan ya da g badatrlabile
ceini de dnmedim. Tersine, deneme denen trn, bir eyi ilet
rnede sluptan g alacan dndm. Beni brakalm imdi; ne
dndm, ne yapmak istediimi, ne kadar baardm. Konu
muz bu deil. Ama genelde, denemecilikte, ben inanyorum ki s
llpla, iletilen dnceyi birbirinden ayramayz, birine ncelik vere
meyiz. ya da veririz vermesine de, o kan ey deneme olmaz. Ya

78
Yaayan Bir A yd n O l m a k
(Ta r i hten G n c c l l ie)

mensur iir gibi bir ey olur ya kuru bir makale. Deneme zaten bir dil
tutumunun dlamas, balbana bir slup sergilernesidir nk.
Nitekim Belge de nszde byle sylyor sylemesine ya, yazla
rnda ben bir slup tkezlemesine, dnceyi iletmek uruna dilden
fedakarlk edildiinin bir rneine rastalamadm. Murat Belge J oy
ce'un "glnden" szederken bir yerde yle diyor: "Nedir bu
'g' olmak ? ok mu byk bir gnah? 'Kolay' olmaktan daha b
yk bir gnah olduunu sanmyorum." (s. 1 04 ) . Altn bir sz bu. Ha
ni derler ya, ereveletilecek bir sz. Ben de ayn formlle soraym:
Bir yazda slubun ne kmas ok mu byk bir gnah? Hibir s
lubun olmamas, yavanl daha m az gnah? Ya dilin, slup kayg
sndan arnaym derken saydamlap sonra da tuzla buz olmas, g
nahlarn en by deil mi?
Hem u pek tutulduum "kolaylk-glk" llerine bir kez da
ha deindii hem de dil/biem-ierik sorununa k tuttuu iin bir
yeri daha alntlayacam Belge'den: "Zor anlalan eyler yazmak
veya dnmek, neredeyse toplumsal bir sutur./phesiz zor ania
lmak diye bir ama olamaz. Ayn zamanda, syleyecei fazla birey
olmamasn, kolay deil de zor ve anlalmaz szler yazarak rtmeye
alanlarn bulunmad sylenemez. Ama bunu, yani gerekten
karmak ve zerinde kafa yorulmas gereken bir sorunu gerektii gi
bi anlatanla, incir ekirdei doldurmaz bir ierii gereksiz termino
loj iler ve kavramlar iinde boan birbirinden ayrdetmek bu kadar
da g bir ey deildir." (s. 1 1 9-20). Yine bir koutluk kurmay de
neyeyim: denemecinin kendine kurduu, dil iinde bir dil olan s
lupla, birtakm yavelerine yaldz ekmek iin yazlarna yldzlar,
martlar, hazan yapraklar trenlerin sluplar birbirinden ko
layca ayrdedilivermiyor mu?
Tarihten Gncellie, "Kltr stne", "Sanat ve Edebiyat Yazla
r", "Entellektel Mekanlar"; "ada M itler", "Tarih ve Zaman",
"Mzik-Arabesk-Fotoroman, Gndelik Hayat", "Magazin ve Sy
lemler" balkl yedi blmden oluuyor. Uzunlu ksal seksen yedi
yaz var kitapta. Bunlar arasnda "Sanat Nedir? Sorusuna Yeni Bir
Bak" gibi kuramsal arlkl, ok nemli bir perspektif getiren yaz-

79
lardan tutun da "Kat Paralara Yazlan Yazlar"dan kalkp kk k
k analizler getirenlerine; son yllarda yaygn bir gncellik kazanp
bu gncellii yzeysel yaklamlarla srdren "ecinsellik"le edebiya
tn ilikilerinden tutun, "Kahr Mektubu stne Metin nceleme
si"ne ya da "lrsem Kabrime Gelme''ye (bu sonuncular ayn za
manda birer mizah baars ); "Brueghel ile Brecht" balkl ciddi ve
derinlikli bir dnce yazsndan,"Onu Sevmiti . .. " gibi gayr ciddi
ve nemsiz grnen, oysa ok ilgin olan bir dnce yazsna vara
sya pek ok eitlilik ve/ama bu eitlilik iinde bir birlikte karla
yorsunuz: Ayn sorgulayc, irdeliyici ve kvrak dnce, ayn kk
l bir birikime dayali eletirel bak, ayn dz, akc ve/ama incelik
li, "humor"dan yoksun olmayan slGp, ayn "yaayan aydn" tavr.
Murat Belge'nin denemeye gnl ve kalem "indirmekle" kazan
dklarn okuruyla paylaabildii, zgn ve anlaml bir yapt Tarih
ten Gncellie, Okunmamas eksiklik olur.

80
nceleme Yap, Denize At!

etiimiz yl, roman tartmalarnn eitli dzey ve dzey


G sizliklerde sk sk gndeme geldii bir yl oldu. Genel ola
rak roman trnn dnyada ve bizde bugn kar karya bulundu
u, kuramsal dzlemde ele alnmas gerekecek sorunlar pek ilgi gr
medi. Bunun yerine, ne bugn ne yarn iin verimli olma olana
bulunan, ksr ve szmona gncel sahte sorunlar imal edildi; grl
t-patrtyla bunlar tartld. Bir yandan da yine bu tartmalar ya
ratanlar, tartmalarn dzeysizliinden kendileri ekvac oldular.
Bir rportajda sylenen bir sz, bir soruturmaya verilen yantlardan
biri, ekitirilip sndrlerek polemik konusu yapld, zerine sy
lenmedik sz braklnad da, roman zerine dolayszca gneele ili
kin olmayan bir dnce, verimli olabilecek bir neri ya da btn
lk tayan bir yaznsal yaklam karsnda akl almaz bir duvar sus
kunluuna snld. Benim asl merak ettiim ise u: Bu dilsiz duvar
acaba ayn zamanda sar m? Yoksa zaman m kollanyor?
Bunlar yeniden dnmeme yol aan; "Trkiye'de ne kadar fut
bol varsa o kadar roman vardr," gibi bir sz zerine yer yerinden
oynarlan Fethi Naci'nin, (ayn Fethi Naci'nin) Trkiye'de Roman
ve Toplumsal Deime adl 5 1 7 sayfalk yaptnn hibir kprt uyan
drmamas oldu. Romanmz zerine onca ahkam kesen kimi "d
nr" romanclarmzn, sz Trkiye'de asl, eletirmen olmadna
getirip dayandran yazarlarmzn sesleri-soluklar kmamasn, Fet
hi Naci'nin bu yaptnda ileri srlen dncelerin hepsine can g
nlden katldkianna m balamalyz yoksa? Ben sz konusu yapt
byle genel olarak ele alan bir yaz yerine, yaptn tartma gndemi
ne getireceini umduum sorunlardan birka, zerine (en azndan

81
romann ve eletirinin kuramsal sorunlar zerine ya da kitapta de
erlendirmesi yaplan romanlardan kimileri zerine) daha derinle
mesine zmlernelere girien baka yazlar yazmay isterdim. Ama
baktm ki be ay getii halde bu ok nemli kitabn pek bir yanks
olmad yazn evrelerinde; hi olmazsa bir zet-tantma yazsyla bu
almaya ilikin kiisel izlenimlerimi okurlara duyuraym dedim.
Fethi Naci'ni kendi ynetimindeki Gerek Yaynevi'nin 1 00 so
ruda dizisinin 50. kitab Roman ve Toplumsal Deime. Temeldeki
anlay gerei bilimsel el-kitaplarn kapsayan bu dizi ierisinde F.
Naci'nin kitabnn ayrks bir yeri var. Bunu bir yerde kendisi de be
lirtiyor ya, bir defa dar anlamda "bilimsel" saylamaz bu inceleme,
nk bilimselliin gerektirdii lde "nesnel" deil (zaten Fethi
Naci gerek bir edebiyat olduu iin, hi nesnellik savnda bir
eletirmen olmad); ikincisi, bu kitaptaki kimi sorularn dzenleni
i bile yazarn genel "bilgi"ler veren bir el-kitab yazmak niyetini ta
madn daha batan ortaya koymakta. Cevabnn ynsernesi
"tahtnda mstetir" denebilecek trden sorulara rastlyoruz kitapta.
rnekse: "Soru 52. Gnmzde kyden sz aan kimi romanlarn
edebiyat asndan baarszlkianna neden olan etkenler (etmenler
mi denmeliydi ? F. A.) nelerdir?"; "Soru 73. Ouz Atay Tutunama
yanlar'da kk burj uva dnyasn mmkn olan tek dnya olarak
alnca, byle bir dnya ile atan aydnlarn sonu ne oluyor?"; "So
ru 95. Trk romannda niin "tipik" kiiler yok?" Bunlarn yan s
ra, "falancann filan roman niin baarsz {ya da baarl) bir ro
mandr?" gibi kategorik sorular da var Fethi Naci'nin kendi yantla
masna sunduu! Gerek bu eit sorularda, gerek salam ve tutarl
bir yazn bilinci ile ilek ve kvrak bir zekann el ele verdiini gr
dmz kimi yantlarda Fethi Naci karmza kendine gveni tam,
szn saknmaz bir eletirmen kimliiyle kyor. Kuru bir serimle
yicilikten, ask yzl bir ahkamclktan alabildiine uzak, yer yer
ironik, yer yer cokulu ve duygulu bir anlatmla kaleme alnm bu
kitaptan, Trk roman zerine renilebilecek pek ok ey var ku
kusuz. ama ben, hi de bundan daha az nemli saymadm bir zel
liin altn izmek istiyorum: Bir iktisatnn bir edebiyat eletirme-

82
I n c e l e m e Yap D e n i z e A

ni olmas durumunda, artk iktisada deil, edebiyada uramasnn


bir zorunluluk olduunun bilinciyle yazyor Fethi Naci. Bir sosyo
log, bir tarihi, bir psikolog olsayd da byle yapacakt besbelli. Bu
zelliin gzard edilmemesi; edebiyat olarak, romanc, ykc
olarak (olduklar halde ) , tarih filozofu, toplumbilimci, iktisat ke
silenlerin yanllnn ak bir biimde kavranmasna ok yardm
c olabilir. Fethi Naci'nin Trk romanna baat olarak "toplumsal
deime" asndan yaklamasna, incelemesinin ana eksenini "top
lumsal"a yerletirmesine karn; dil, kurgu, biem, tipierne gibi do
rudan doruya yazn-ii sorunlar darda brakmamas ve deerlen
dirmesini son zmlemede her zaman yaznsal ldere dayandr
mas, hep en n planda yaznsall kollamas, okuru da srekli ola
rak bu yolda dnmeye ynlendirmesi bence en az, dolayszca ro
man ve romanlar zerine syledikleri kadar nemli.
Trk Roman ve Toplumsal Deime onbir blmden oluuyor. Bi
rinci blmde genel olarak roman tr, Batda romann ortaya k
ve Trkiye'ye girii, Trkiye'de romann gelime sreci gibi genel
konular zerinde duruluyor. kinci blm, romann Trkiye'ye gel
dii sradaki ana toplumsal alkanty ve bunun romanmza yans
masnn rneklerini ele alyor: Batllama abalar ve bunun roma
na yansmas. Sonraki blmlerde tarihsel grngeden bir beklen
dirmeye gidilmi: ttihat ve Terakki, Kurtulu Sava ve Cumhuriye
tin ilk yllar. Altnc ve onuncu blmler Trk toplumundaki
nemli dnm noktalarn, sarsntlar derinden duyulan deiimie
rin romana yansmasnn rneklerini bir araya topluyor: VI. Blm
Demokrasinin Gelii ve Gidii ve 27 Mays; X. Blm- 1 2 Mart Ola
y ve 1 2 Mart Romanlar. VII., VIII. ve IX. blmlerde toplumsal s
nf ve zmreler asndan Trk romanna eilinmi: Ky Romanlar,
i Snf ve Romanlarmz ve Romanlarmzda Kk Burj uvalar
( aydnlar da buraya giriyor). Xl. ve son blm, Deiik Konular ba
l altnda, 1 872- 1 980 yllar arasnda yaynlanan romanlarn, Tr
kiye'de verilen roman dllerinin birer dkmn, yazarn en be
endii yirmi roman ve balangcndan bugne Trk romannn ge
nel bir deerlendirilmesini kapsyor. Bunun dnda zellikle zerin-

83
de durulup tartlmas gereken ok nemli konularn ele alnd
drt soru var bu blmde: Roman sorunlar-toplum sorunlar; ro
manda ayrntnn nemi ve yaadn yazmak; roman kiileri-ya
amdaki kiiler; tipik kiiler ve romanda "imge" kullanm sorunlar
na eiliniyar bu sorularda. Fethi Naci'nin roman ve Trk roman
hakkndaki temel dncelerini, genel olarak edebiyara yaktama
tavrn en ok bylesi genel yazlarndan reniyoruz. Birinci blm
deki son iki sorunun yant da bu balamda dnlmeli.
Tek tek romanlar ve romanclar zerinde durduu her biri ba
msz birer yaz olarak grlebilecek yantlarnda, titiz incelemeler
sonucu vard yarglarda ise, bu yaklamn yaznsal eletiri uygula
mas dzleminde rneklendirilmesi szkonusudur artk. Bu blm
lerde de yazarn ok dikkate deer saptamalar, deerlendirmeleri
ile karlayoruz. Eletirdii romanlarn yirmi beini bilmiyorum
ben, and yazarlarn da drdnden hibir ey okumamtm. Bildi
im romanlada ilgili zmleme ve deerlendirmeler bana yle bir
gven verdi ki, tanmadm Erhan Bener'i ve Tark Bura'y ilk fr
satta okurnam gerektiini, Erol Toy ile mer Polat' ise okumama
y srdrmekle iyi edeceimi dndm hemen. Sonra, benim Atil
la lhan romannda, ancak son romanndan sonra bugn artk
grebildiim aksaklk ve "yanl"lklara, Fethi Naci'nin ta Kurtlar
Sofras'ndan alarak dikkati ekmesini, kendi payma bir eyler re
nerek okudum. "Atilla lhan'n kiileri psikoloj ik gereklikten yok
sundur; bunun iin de "yaamazlar', yazarn dncelerini 'naklet
mekle' yetinirler," (s.246) ; "Atilla lhan roman iiliini kms
yor, 'retmen-yazar' olmak istiyor," (s. 237); " Trkiye'de sosya
lizmin olanakszl kansn uyandrmaya alyor," gibi saptamala
r yapabilmek iin Dersaadet'le Leman' beklemek gerekmezmi
meer. Halit Ziya, Mithat Cemal, Tanpnar gibi yazariara ilikin
dncelerimle Fethi Naci'ninkiler arasnda yaknlk lar, hatta teka
bller buldum. Daha yakn dnemde Yaar Kemal, Adalet Aao
lu, Sevgi Soysal, Pnar Kr gibi kimi yazariara ilikin deerlendir
melerine de byk lde katlyorum. Buna karlk Ferit Edg'nn
romaniarna ve zellikle Ouz Atay'n Tutunamayanlar'na Fethi

84
I n c e l e m e Yap D e n i z e A t

Naci'ninkinden daha geni al ve hareket noktas farkl bir grn


geden baklmasnn daha uygun olacan dnyorum. Sonra, ol
duka seici, kolay roman beendirilemeyen bir eletirmen olan ya
zarn, Ayla Kutlu'nun Ka'na ilikin deerlendirmeleri bana biraz
abartl geldi. Ka kt bir roman deildi belki ama, iyi bir roman
da deildi. Bunu Fethi Naci'nin lirizme, temiz (vck vck olma
yan) romantizme olan, bilegeldiimiz tutkunluuna verdim. Benim
de "Bir grte tanmtm onu," gibisinden antrmalara kaplver
diim ok olur ama, Ayla Kutlu'nun romann ortalamann zerine
kartmaya Dranas armnn yetmesi biraz fazla olmu (ikinci
bir arm Cemal Sreya'ya kadar uzansa da ! ) .
Kitaptaki yz sorununun en az eliisi iin bu trden gr farkl
lklar, deerlendirme eitlenmeleri, dolaysyla tartma olana
szkonusudur. Bu da Trkiye'de Roman ve Toplumsal Deime'nin,
Trk romann "retmek"ten ok, Trk roman zerinde dn
drrnek (ama gerekten dndrmek) gibi bir ilevi olduunu
aka ortaya koyuyor.
Fethi Naci'nin dili ve biemi de, yaptyla diyalog kurmay -ko
laylatrmann tesinde- zevkli bir ura klacak lde rahat, akc,
esprili. Ukalalktan eser yok bu biernde -ki bylesine iddial bir ya
ptta bu iticilikten kamabilmek azmsanmayacak bir baardr. An
latm, gizliden gizliye de olsa aslnda ince duyarlklarn yazar olan
edebiyat Fethi Naci'yi ele veriyor kimi yerde: "Bir sevda trks
gibi" diye balamtm yazya, o trknn adn da ylemek mm
kn: 'Il n'y a pas d'amour heureux' "- ( Mutlu ak yoktur-Aragon,
F.A. ) (s. 240); kimi yerde de sivri dilli , romancnn gznn yana
bakmayan eletirmenin zekas ne kyor "Sonra, nedir o Trke!
Daha birinci sayfann 4. satrnda 'Yatamda dolanp duracam ! '
diye bir tmce! Yatak deil sanki Harran ovas ! " (s. 2 1 6 ) .
Kitapta krkalt romancnn yaptlar kimi zaman btnlkleri
asndan, kimi zaman belli bir ynleriyle ele alnp deerlendirilmi.
Dorudan doruya, altmsekiz roman zerinde duruluyor. Fethi Na
ci'nin "yok" olduunu syledii iddia edilen (ben herhangi bir yaz
snda byle bir sz ettiine rastlamadm ya! ) Trk romanna yllarn

85
verdii anlalyor. Ne paradckslu bir yazg! Hele bu altmsekiz ro
man, zerlerine yaz yazacak kadar, inceden ineeye en az birer kez da
ha okumak zere ka altmsekiz roman okuduktan sonra setii d
nlecek olursa; bu yzlerce romann yardan pek ounun okun
mas iin insanda manga! gibi yrek gerektii de hesaba katlrsa, Fet
hi Naci'nin, kendisiyle yaplan bir konumada "lrsem grmeden
romanda mmid ettiim feyzi/Yazlsn seng-i kabrimde roman mah
zun ben mahzum," demesine yerden ge hak vermemek elde deil!

86
Yama Edebiyatn Brei!

ethi Naci'nin, edebiyatn niin bir bilim olmadn anlatan


Fbir yazs yaynland Politika'da tabii bunu durup dururken
yazmam. Edebiyatn neler olmadn yazacak olsa hi konu skn
ts ekmez insan. Demirta Ceyhun "edebiyat bir bilimdir" demi de
onun zerine dayanarnayp sarlm kaleme anlalan Fethi Naci. e
itli dnrlerden, yazarlardan rnekler getirerek edebiyatn edebi
yat olduunu kantlamaya alm. Aransa bir o kadar daha rnek
bulunur, ya da bin deiik adan yaklalarak gsterilebilir edebiya
tn bilim olmad. Nitekim sanatn, bilimin ve felsefenin alan ve i
levlerinin ne olup ne olmad konusunu Fethi Naci'ninkine e bir
kaygyla sistematik olarak inceleyen bir yaz yaynlanmt Soyut der
gisinde (Bilimsellik Dknl, Metin Altok. Soyut, ubat 1 975,
Say 76. ) . Demek bir eyin kendisinden baka bir ey olmadn bk
madan yinelemek, yazarn yazgs bizde. vedilikli grevi stelik.
Edebiyatn, ya da genel olarak sanatn, bilim olduunu syleyen
sadece Ceyhun mu? Ona katlan pek oklar var. Hem kimileri
Ceyhun gibi edebiyat "insanolunu tekbana ve balbana ken
dine konu edinen bir ura" olarak grdkleri iin deil, baka n
cllerden kalkarak edebiyatn bilim olduu yargsna varyorlar. Ta
rihsel geliimin diyalektiinden ve altyap-styap etkileimlerin
den hareket ederek iirin tkenecei, romann burjuva toplumu ile
birlikte ortadan kalkaca, ilevini yitirecei gibi kehanetlerde de
bulunuyor. Ceyhun'un ncl de doru, szn ettiim kehanetle
ri savuran kimi marksistlerin temele aldklar diyalektiin yasalar
da. ama doru ncllerden hareket etmek, doru sonulara varma
y zorunlu klmaz. Doru ncller, doru sonularn sadece gerekli

87
kouludur, yeterli koulu deil. rnein, eitli renklerdeki boyala
rn kimyasal bileikler olduu dorudur ama, bundan resim kimya
dr sonucu kmaz. Tpk niceliksel birikimlerin niteliksel deiim
lere dntnn doru olmasndan, insann 70 yl yaadktan
sonra karga haline dnecei sonucuna varlamayaca gibi.
O halde biraz abartl rneklerle eitlendirdiimiz bu mantksal
atlamalarn ve temel yaktrmalarn nedenini nerede aramalyz?
Burada iki tutumu birbirinden ayrmak gerekiyor: Acaba edebiyatn
bir bilim olduu trnden savlar, birer yarg mdr, yoksa birer ne
ri midir? Birincisi kabul edilirse, i greli olarak basitleiyor. Fethi
Naci'nin yapt gibi, durum saptamasnn duruma aykr olduunu
gsterirsiniz i biter ve burada gerek bir tanedir. kinci durumda ise
iler biraz daha atallayor. nk artk sz konusu edilen, olan de
il, olmas gerekendir. Olmas gerekenle ilgili neriterin ya da di
rektiflerin yanln, kmazn ya da bounaln gstermek ise
hem daha zor, hem de vanl yorumlara aktr: Belki en iyi ve inan
drc yol, yine edebiyatn, sanatn, felsefenin ne olduklarn bir kez
daha gstermek ve edebyat, sanat, felsefe olarak kalmalarnn ger
eklie ynelmede salad olanaklarn, bunlarn hepsini bilime
indirgemek durumunun dauraca kstlama ve bilginin alann da
raltma sonucuna ak farkla stnln ortaya koymak olabilir.
Bana yle geliyor ki, bilim olmayan eylerin, bu arada edebiya
tn, genellikle sanatn ve daha da yaygn olarak felsefenin bilim ol
duklarn kantlamaya almann temelinde -bu ister bir yarg, ister
bir neri olsun- psikoloj ik bir neden bulunmaktadr. Sanatn ve bi
limin insan yaamndaki yerleri, nemleri ve ilevleri ak seik bir
biimde bilinlendirilmedike, biri ya da br daha deerli, daha
nemli, daha "hayati" imi gibi gelebilir kiiye. O zaman da, daha az
deerli ve nemli grleni, -szmona- ierisinde hulunduu g
szlkten ve etkisizlikten kurtarmak iin brne indirgemek -ya
da ykseltgemek- ve zendirmek eilimleri bagsterir. Eskiden in
san etkinlikleri iinde ayrcalkl yer sanatnd. Gzel konumaktan
tutun da, pazarlamaya, yneticilie, ocuk bakrnma kadar trl
trl eylerin birer sanat olduu ileri srlrd. Bylece sanatlarn

88
Yama Edebiyatn Brci

says bol keseden oaltlmt. imdi ise revata olan, bilim. Ayn
psikoloj ik tavrla ba keye bilim geirilip, btn baka bilgi alan
larn ve insan erkinliklerini belirleme, ynetme ve kendi iinde
eritme grevi ona veriliyor. Oysa bilimin dili olsa, bu daraltmacl
a ve yadsycla nce o isyan ederdi. yle ya, bilimin nnde da
gibi kendi sorunlar, kendi ileri dururken, stelik yaps da elver
mezken, ne diye edebiyatn, sanatn, felsefenin sorunlarn ve ilev
lerini de yklensin? stelik zengin ve karmak gerekliin salt ba
nt bilgisiyle aklanmasyla yetinilerek, boyutlarnn bir ksmnn
yok saylmas, bilimin de temelinde bulunan diyalektiin ilkelerine
aykr dmez mi?
Dorusu akla, bu bilim havarilerinin psikoloj ileri bakmndan,
bir de u ikinci olaslk geliyor: Edebiyat bilim olunca, artk edebi
yatn gereklerini yerine getirmek zorunda kalmayacak, ama ne de
olsa drt ba marnur bir bilim de olamayacak. Edebiyara u desen,
ben uarnam deveyim diyecek, ko desen, koamam ki, ben kuum
diyecek: bylece iler kolaylaacak, bir tr belge dkm, rportaj
kaytlarnn aktarlmas, sosyoloj ik verilerin deerlendirilmesi vb.
bu "bilimsel edebiyat"n malzemesi olacak ve bugn bu ilerden an
layanlarca edebiyattan saylmayan birok kalem abas, tepeden in
me yoluyla kendini edebiyat olarak tescil ettirecek. Bylece, herkes
nasl reisicumhur olabiliyorsa, sanatkar da olabilecek artk!

89
iire Yaklamak

elli bir iir ya da air zerine yazarken, k noktas olarak


Biir anlaylar, akmlar, trler, hatta dnya grleri alnn
ca baz yanlglara dlmesi kanlmaz oluyor. Hatta iir akmlar
ve iir anlaylar zerine yazarken bile, akmlar- ii, anlaylar-ii
ayrmlar gzden uzak tutmamak iin mmkn mertebe gevek bir
dizgeletiricilik benimsenmelidir diye dnyorum. Bir iiri, ya da
bir airin iir tavrn anlamak, giderek zmsemek, onu u ya da bu
akmn, anlayn ierisine yerletirip brakmak demek olmasa ge
rek. Byle yaplnca iiri dokuyan ok eitli iplikler birbirine yap
p, tutarn tutarn kaln izgiler oluturuyor. Oysa iir, kaln izgiler
de kaybolan, kendini ancak ok ince izgilerde veren birey.
iire giden bireinci (sentezci) yol, kentlerin-kylerin ierisin
den gemeyen, onlar sadece yaamasz tabelalar, oklar olarak ze
rinde tayan karayolu asfaltlarna benziyor. Bu yollarda hep kiilik
siz benzin istasyonlar, "meyhane" deil "restorant" olan uraklar
bulunur. Bu uraklardan da ne ky olur ne kasaba! Kenar mahalle
lerine, kmazlarna, cra kelerine girip kan dolambal, inili
kl sokaklardan gemeksizin bir kent nasl tannmazsa, zmle
yici (analizci) yola giritrneksizin iire de varlamyor.
Benzetmeyi iir zerine yazlan yazlarn isabetlilii ynnde sr
drecek olursak; akmlardan, dnemlerden yola kan yazlar bire
inci tutumlarn terketmedike, hi olmazsa gevetmedike, szko
nusu ettikleri akmlarn ancak nc-beinci derecedeki airleri
iin geerli olabilecek yarglara varabiliyorlar. Bu airler ise, bir k
kaynann n yanstmakla kalan, sonra da yrngeden ayrlnca
-yani yrnge merkezi ban alp gidiverince- snen yldzlardr. Ka-

90
lclklar yoktur. Akmlar lr, akmlarda ve akmlarla akanlar yi ter,
adiarna akm balayanlar, iire iir damarndan kan verenler yaar.
Alalm ikinci yeniyi. kinci yeni akm dnemini kapad. kinci
yeni airlerin birounun ad bile kalmad belleklerde. iir tavrla
rn ikinci yeniye kar olmakla belirleyen, iirin heyecann bu kav
gayla yaayan airlerin kimi silindi, kimi airlikle deil inatla "iir"
yazmaktalar. Ama Turgut Uyar, Edip Cansever, Cemal Sreya, Ece
Ayhan, lhan Berk, lk Tamer bugn ve yarn iin hibir ey yi
tirmi deiller iirlerinden, airliklerinden. nk ne imdi, ne
ikinci yeninin hummal gnlerinde iirlerini karayolunun trafiine
karmamlard.
Bireinci yaklamn yanlgsna bir rnek de Memet Fuar'n bir
yazsndan vereyim: iiri semesini, sevmesini bildiini yllarca der
gisiyle, yllklaryla, yazlaryla kantlam olan bir yazar bile, iiri bir
dizgeye balamak istediinde yanlabiliyor. yle iki iir tavr, iir
anlay saptyor Memet Fuat: "Bir yanda aklk, su gibi akan bir
dil, yaama cokun bir ballk, te yanda imgelere dknlk, de
rinlik, ie dnklk" ( Politika, 18 Austos 1 976) Ve buna kout iki
izgiden sz ediyor: Birinci izgi: Nedim Yahya Kemal Nazm
Hikmet-Orhan Veli (ve genellikle Garip) , ikincisi; eyh Galip
Ahmet H3im - Necip Faz! - Faz! Hsn - Ahmet Muhip - kinci
Yeni akm.
Birinci izgiden Yahya Kemal'i alalm:
"Insanlar anlald . Cihann da srr yok
Kalsayd tirkeimd.e bugn tek bir altn ok
En tatl bir hayal iin a:mazdm ufkuma
Dalsn yaknda gzlerim artk son uykuma

Grdm ve anladm yaamak macerasn


Bakiyse ruh eer dilemezdim bekasn"
"Yaama cokun bir ballk" yok bu iirde sanrm. Son dizeye
baklrsa "dilin su gibi akp gittii" de pek sylenemez. kinci izgi
ye atfedilen "derinlik" ve "ie dnklk" ar basyor. Ikinci izgi-

91
nin bu zellikleri ve hele imgelere dknlk, Yahya Kemal'in pek
ok iirinde de temel bir nem tar. Bu iiri benim rastgele, ezber
den verdiim bir rnek sadece.
kinci izginin ar ucu olarak grlen kinci Yeniden Cemal
Sreya'ya bakalm:
Biz eskiden de en aa byleydik senlen
Bir bulut geiyorsa onu grrdk
Bir minarenin keyfine diyecek yoksa onu
Bir adam boyuna yoksulluk ediyorsa onu
Ne zaman hrln, barn, sevginin akna
Bir cigara atmsak denize
Sabaha kadar yand durdu. "
te size "aklk", "yaama cokun birballk", "su gibi akan bir
dil" Birinci izginin nitelikleri !
Niye sdrmal iiri, airleri izgilere? N iye zedemeli onlar kate
gorilere, kataloglara tktrmal? iir bir dnyadr, bir yaama ve ya
atma biimidir. Oizgeler, emalar, kategoriler ise dondurulmu, so
yutlanm kavramlarn alannda ie yarar. Kt felsefelerin, metafizik
Ierin alandr oras. Orada iirin ()sine yer yoktur. iir en kavramla
trlmaz, en dondurulmaz, en dizgeletirilmez olandr nk. Ve yal
nzca iir de deil, btn edebiyat, gerek, halis edebiyat da byledir.

92
Eletirinin Sesi*
(Mehmet H. Doan)

aznmzn en clz dallarndan birinin deneme tr olduunu


Y yineleyip duruyorum ya, eletiri de yle. Denemeec yazlm
da olsa, "bilimselce" yazlm da olsa, eletiri vey evlat yaznmzda.
Yaynclarn kat darlndan, pahallktan zaten canlar burunlarn
da iken, eletiri kitab yaymlamak gibi bir angaryaya pek zor yanaa
caklar tartlmayacak kadar ak. Ho, bolluktayken de deneme
eletiri yaptiarna pek iltifat eden yoktu ya! Bir yandan talebin kst
l olduu dncesi arz da kstlandrmakta etken olurken, bir yan
dan da eletirinin her trlsnn zerine ekecei imeklerden, yl
drmlardan abartl bir lde rklmesi, eletiri trnn baka ya
zn daliarna oranla iyiden iyiye gclk kalmas sonucunu douruyor.
Eletiri yazs yazlnyor mu? yi-kt yazlyor da, okunuyor da.
Ama bu yazlarn kitaptamas sz konusu olunca i ciddiye biniyor.
Eletirmenin dnsel ve yaznsal kiilii, eletirinin ne olup ne ol
mamas gerektii, nasl yaplmas, nasl yaplmamas gerektii zeri
ne, yani eletiri zerine, yeni kurarnlar gelitirmenin, eski kurarnlar
eelemenin, stmann, canlandrmann oklarna dpedz eletiri
yazmaktan daha ekici gelmesi belki de bu yzdendir. Sonu: dene
menin yannda eletiri de "istenmeyen tr" Bari bu iki vey ocuk,
yazg birlii edip, karde karde geinseler ya, ne gezer! Denemenin
pek ses ettii yok ama, eletiri kendini denemeden ayrk tutmak,
onunla kartrlmamak, stnln, etkenliini ille de kantlamak
istiyor ou zaman. Molla desinler istiyor kendisine. Btn bu hay
huy i erisinden syrlp gnyzne kma bahtllna (kimbilir bel
ki de h bir bah tszlktr) eriebilmi olan deneme-eletiri kitaplar

Milliyet Sanat; Kasm, 1979

93
titizlikle okunmal, deerlendirilmeli, tartlmal, yerlerine yerleti
ritmeli ki, yaznmda tkanklk yapan bir kanal alsn; denemeye,
eletiriye br trlerle bir "frsat eitlii" tannsn. Belki o zaman, ki
mi yazn sorunlarn daha elverili, daha salkl bir ortamda yeniden
dnme-tartma olana doar.
Mehmet H. Doan'n Birikime Dayanmak adl yaptn bu anlam
da; yerinde sayma tartmn, yry tartrnma geirme yolunda atl
m sayl admlardan biri olarak gryorum. Kitabn ieriine girme
den nce, daha balangta, bir eletirmenin yazlarn dergi-gazete
stunlarnda unutulmaya, ya da aradan zaman getike yalan-yanl
annsanmaya terketmeyip bir araya getirmesini , okurun karsna
btnlkl, ele gelir bir yazlar toplamyla kmasn ilkece dorulu
yorum, hatta yaznmza nemli bir hizmet olarak deerlendiriyorum.
Birikime Dayanmak'ta Mehmet H. Doan'n eletirileri ve eleti
ri zerine denemeleri yer alyor. "Eletiri Meydan Okuyor" balkl
birinci blmde on iki yazs var. Gerek bu yazlardan, gerek kitabn
banda "nsz Gibi" bal altnda yaymlad grmede, sorula
ra verdii karlklardan, Mehmet H. Doan'n eletirmen kiiliinin
biraz ksknlk, biraz krgnlk ve bir o kadar da kzgnlk izgileriy
le biimlendii izlenimi ediniliyor. Dorusunu sylemek gerekirse,
bu genel tavr pek i stc bir etki brakmyor okuyann zerinde.
Niin yazar hep bir "meydan okuma", ta gediine oturtma, olas
saldrlar gsleme, geri evirme tetikteliinde diye dnyorsu
nuz. Bir gerginlik yaratyor bu kitapla okur arasnda. Hi olmazsa ilk
blmde, iin iin "imdi hr kt kacak" diye kayglanp duruyor
insan. Neyse, hr falan kmadan bitiyor da eletirinin meydan oku
mas, biraz rahatlam olarak yeniden eiliyoruz bir takm nemli
dorulara deinen yazlara. Szn ettiim hrn biemi bir yana,
Mehmet H. Doan, yazn eletirisi etkinliinin sanatlarn ou ta
rafndan gerei gibi deerlendirilmediinden yaknmakta hakl gr
nyor. Yazn yaptlarnn trl alardan, trl dzlemlerde deer
lendirilmesini ieren, yani tantma yazs olmann tesine geen
eletiri trn gereksiz bulanlara; eletiriyi, eletirmenin yarglk
taslad, sanary sank sandalyesine oturttuu bir etkinlik sayarak,
bu haddini bilmezlie bakaidranlara cevap olabilecek ciddi, sorum-

94
Eletirinin Scsi
(Mehmet H Doan )

luluk yklenmi bir kitap Birikime Dayanmak.


"Sanatnn ncl", "ann Tan Olmak" balkl yazla
r Mehmet H. Doan'n sanat, yazn nasl anlad, eletiri yazla
rnda ele ald yaptlara yaklamn hangi lderin belirledii ko
nusunda okura yeterli ipucu salayan yazlar. Yazar, eletiride kat ve
ucuz kalplarn, klielemi reeteleri n geersizliin i inandrc bir bi
imde temellendirerek, yazma yalnzca yaznsal ltlerle yaktama
tutumunun savunusunu yapyor, rneklerini veriyor yazlarnda. l
kece byle bir tutumun benimsenmesi, kanmca tek tek yaptlarn
ele alnd eletiri yazlar zerinde tartlabilmesinin zorunlu n
koulu. Bu koul yerine geldikten sonra; yazarn zmlemelerine,
yargianna katlalm-katlmayalm, sesine kulak vermemiz, syledik
leri zerinde dnmemiz, tartmamz bouna olmayacak, yazn or
tammza bir canllk, eletiri yaznmza bir katk salayabilecektir.
Kitabn birinci blmnde yer alan yazlardan "Aa Aatr"
brlerinden ayran bir zellik mi var, yoksa Mehmet H. Doan'n
tavr ayn kalnakla birlikte, dncelerini Vasconcelos'un delilie
vgs olan "Kayk" roman ile rneklendirmesi mi bende byle bir
izienim uyandrd bilemiyorum. Ama galiba bu yaz oldu bende Do
an'n hemen btn yazlarnda arayp da bulamadrnn ne oldu
unu artran. Galiba ben, denemecide olduu gibi elctirmendc
de biraz "delilik" aryorum. Mehmet H. Doan ise yazlarnn he
men hepsinde o kadar resmi, o kadar teklifli, o kadar atk kal ki,
rktt belki beni.
Birikime Dayanmak'n ikinci blmnde yazar "Trk Edebiyat
zerine" genel bal altnda: Nazm Hikmet, Sabahattin Ali, Ke
mal Tahir, Sevgi Soysal, Bilge Karasu ve Peyami Safa zerine yaz
d inceleme-eletiri yazlarn toplam. Kitabn son iki yazsnda,
Halikarnas Balksnn kiiliine, yazarn Balkya ilikin dnce
ve duygularna arlk verilmi.
Mehmet H. Doan'n Tekrarn Tekran'ndan sonra yaymlad
bu ikinci deneme-eletiri kitabnn da yaznmzdaki eletiri kanalla
rndan birini temsil etmesi bakmndan hak ettii ilgiyi greceini,
ciddilii ve drstl ile okura gven vereceini ummaktaym.

95
Birsel'in Gnlnn
Gizli Gl
(Kular rtnmek)

u yl benim iin Salah Birsel yl oldu. 1976 ylnn 1 Ocak


Bgn iir ve Cinayet'le baladm Birsel serveni, Kahveler
Kitab ve Ah Beyolu Vah Beyolu'nu evde kimseye kaptrmadan oku
yabilme oyununun tetikteliiyle srd. Dnp Drt keli gen'i ilk
kez, Kendimle Konumalar' ve Gnlk' yeniden okudum. iirin Ilke
leri'nin ikinci basmyla Kular rtnrnek'in kmasn beklerken de
Birsel'in iir kitaplaryla idare ettim. Beni asl sarann onlar olmad
n biliyorum ama, kendimi Birsel'in yaz dnyasna kaptrdmdan
mdr nedir, onlardan da eskiden alamadm baz tadlar aldm ol
du. Derken Kulan rtnrnek yetiti. Bu yazda ondan sz edeceim.
Birsel' i okumann byk bir keyif olduunu sylememi hafiflik
sayanlar olabilir. Hi de deil. Onun yazdklarnn okura ynelik
amac tam da byle gerekleir. Okumann bana, 'zevkle', 'seve
rek', 'takdirle', 'renerek', 'kazanarak' zarflar yerine, tmn de
ieren bir anlamda, "keyifle" zarfn bilerek yaktryorum. "Elen
celi olann temelinde bilgi vardr. Baka bir deyile, bi lgiye gler
yzle varlr" demiyor mu Birsel de? (Kular rtnmek, s. 1 87 )
Kular rtnmek'e ilikin deerlendirmelerimin arasna ara sra
znel bir e de karacak bu yazda. Bunu imdiden biliyorum. n
k Birsel' in dile, yazya (yazma iine) bakyla akyor benim bak
m. Dili ehliletirmek (Kk Prensle tilkisini hatrlayn! ) yolunda
benimsedii yaklam, baka yaklamlar arasnda beni en sndran;
sevindireni. Tek yazma ve dile yasianma yolu Birsel'inki ya da benim
ki olmadna gre, bunca bulumay biraz da znellikle yorumlamarn
kadar doal ne olabilir? Bu bir su deil, taksirdir, ille knanacaksa !

96
Dilden, yazdan amken, oradan srdreyim diyeceklerimi. ki
noktaya deinmek istiyorum. Biri, yazarken yelenen, seilen tavr,
en genel anlamyla "slup", br de bu tavrla kout giden, onu pe
kitiren, szcklerden szck, deyilerden deyi semeler.
Birsel'in yazarlk tavr kendi syleyiiyle "glmece-gldrme
ce"cidir. Buna aslnda yergi, ironi, aktrma, sokuturma, ineleme
giriyor. Her okur sevmez byle bir tavr. Hele ar ballk sevdann
yldzlar hi barmaz Birsel'le. Tadna varmak iin tavrn zn ya
kalamak, ardna gizleneni semek gerekiyor. Dorusu ya, Salah Bir
sel'de okurun nabzn kollamak gibi bir kayg da aramakla bulunmaz.
Ama onun yle kendine zg bir szck, deyim seii, sz sze ula
y, kendine bir dil kuruu vardr ki, satrlarn arasn okutur oku
makta usta olana.
Birsel'in "akl banda"ln teslim ettii Hilmi Yavuz'u "yazla
rndan biraz bilimsellii eksiltmesi, onun yerine kendi gnln biraz
daha boca etmesi" yolunda uyarmas akl banda okura bir uyardr.
Beni okurken ukalal brak, kafan gnlne at demeye gelir. By
le yaplnca da; glmece-gldrmecenin, ince alayn, yergiciliin al
tndan, onlarla birlikte dokunmu olan sindirilmi bir kltr biriki
mi, iyiden iyiye hassaslam bir edebiyat beenisi, utanga bir bilge
lik ve drstlkle anlamda bir itenlik srayla skn ederler. Bunla
r teker teker rneklendirmeye alacam.
Yalnz nce, hep dil yoluyla, dil yordamyla kotarlm bu kita
bn dil zelliklerine bir paragraflna uramak isterim. Dil sorunu
nu yle uzun uzadya dillendirmiyar Salah Birsel gnlnde. Bir
yerde ksacak "Trkeyi elimden geldiince salam bir temele
oturtmak iin szcklerle savaa girimiimdir ben" ve "Bir dil kl
klarndan arnd lde byr" (s. 7 1 ) demi gemi. Klktan
kla da fark var bence. rnein; nedir ki, ne var ki, u var ki ba
larndaki 'ki' ekini klk diye attn sylyor. Benim bu klksz
syleyie alabilmem pek zor olmutu. te yandan, pekala klkt
saylabilecek "faal-fayrak", "fertek fertek", "fellek fellek", "pyrm
pyrm", "atapuma" gibi szckler (mi demeli, ne demeli ?) Birsel'in
syleyiine zelliini, enisini veriyor. Hani o, bor orbasna ko-

97
nan krema gibi ! yle aklayaym: nasl gnl okurken kimi yer
de anlam ardnda anlam aramak gerekiyor, yzeyden birka katman
derine iniliyorsa ( rnekse: 30 Ekim, s. 1 96), bu Birsel'ce szckle
rin karinesiyle de dmdz okumann uygun admlar yerine, bir ka
nat rpverip kanmann ferahlna varlyor. Sal:3.h Birsel'in sz
cklerle savann utkularndan rnekler de pek ok Kular rtn
rnek' te. "akaralmaz alglar", "( lafn) en filintas", "ki tap attr
mak", "pencid zorba", "en karanfilli anlar", "perdah tutmak",
"evetlik gstermek" gibi syleyilere ne buyrulur? Bir umutsuzluk,
karamsarlk annda "Kpek ok, hem kpek yok" grgrna giriver
menin tad, "kt azanlar saaklar sarm" sznn onikidenlii,
kzlan, yerilen kiilere "Dnyann en spanak adam", "gnl kara,
aya karncal", "ktr-bomcu", "makarnac", "kakaval" diye sv
menin damtkl kolay m elde edilir? Alverii dille olann, yani
dilden alp dile verenin "Ahmet Rasim Trkenin tadn kara
kara yazar. " (s. 7 2 ) diye kadir bilirlik gstermesi de, "Edebiyat d
yazarlar! . . bu gibilerin yazlarnda szckler ireti gibi durur. Asks
kopmu pantalon. Ha dt ha decek." (s. 74) diye tirizlenmesi de
apayr bir saygnlk tar.
Sal:3.h Birsel'in gnlnde bulduum ve altn izmek gereini
duyduum zellikleri rneklendirecektim, 'bir paragraf' diye dile
daldm -paragraf benim deil mi- kendimi zorlamasam daha da
kacam yoktu. rnein 24 Aralk ( 1 975 ) gnyle gelen 've' szc
ne ilikin dncelere ne kadar sevindiimi, "sadre ifa olma"nn
Trkesi olarak "gs iyiletirici"yi gnlerce dilimden drmedi
imi anlatmak isterdim! yisi mi aldm notlara dneyim.
Birsel'in gnlnde kendini iten ie sezdiren iyi sindirilmi bir
kltr birikiminden sz edecektim nce. Kii adlar dizininde 359
ad saydm, 95'ini hi bilmiyorum. Ama bu bilgisizliimin iime sal
d rkntyle gnlk yazarnn kltr nnde eitiyor deilim.
Aslnda, yz okurun doksan dokuzunun tanmad, tanyamayaca
kiilerden, okuma olana bulamayaca kitaplardan sz edip du
ranlara ok tutulurum. Ne var ki, tepkisel bir tutum olarak kltr
dmanl da etmem. Bir adam okumay yazmay bir yaam kipi

98
Birse l ' i n G n l nn G iz l i G l
(Kular rnmek)

(modus vivendi) haline getirmise ve gnlk yazyorsa ve gnl


nde yazarlardan, kitaplardan sz etmenin ekonomisini yapyorsa,
tecahl riyakarane derim ben onunkine. Beni itenler, dipnot vel
velecileri, ok tankl kalem savclar, beyni midesine gaz yapan ki
tap oburlardr. Salah Birsel'in onlarla uzaktan yakndan ilgisi yok
tur. O, "usta bir denemeci olduunu aklamak"tan, akladn
gnlnde yindernekten (s. 200) geri kalmayacak kadar tevazu
dan arnmay bilmi bir yazar olduu halde, "Yabanc kitap adlarn
gnlme doldurmak da iyiden iyiye canm skyor. Bykleornek
duygusu veriyor bana. Okurlarmdan utanyorum." (s. 1 7 ) der.
Uzun lafn ksas, Birsel'in kltrnden sz ettiim zaman, ne Fran
szca bilgisini, ne Abdlhamit'in j urnalcilerinden balina avclarna
dek uzanan "curiosites"sini kasdediyorum ben. Tam tersine, gz ka
matrmayan, ie sinen, yazlarn dnce alevinde sttnz za
man tten bir incelik, incelmiliktir onunki. Bir gzlk deil, gz
merceidir ki; yazlarnda yansyan hassaslam edebiyat bilinci de,
utanga bilgelik de oradan odaklanr. Sz oraya getireceim.
Birsel'in zellikle iire, genellikle edebiyara ilikin saptamalar,
deerlendirmeleri, deinmeleri bana ok nemli geldi (bunun
"nemlidir"in kibarlatrim olduunu herkes anlar artk ! ) . yle
bir alntyla balamak isterim: "Edebiyatta i lk adm, iyi bir iiri k
tsnden ayrabilmektir." (s. 202). Bir masal trncesini artryor
bana. Az gitmiler, uz gitmiler, bir de ardiarna bakmlar ki bir ar
pa boyu yol almamlar. . . Sonraki admlarda, bir st snfa geenle
re anlatr artk: "Ancak kt azanlar biimcidir." "Biim kazan
mam z, bir kme gereten baka bir ey deildir." (s. 73).' 2 1
Ocak ( 1 97 3 ) gnl uzuncad r. z-biim zerine samalayanlarn
deil, Cemal Sreya'nn 'biim'e farkl bir anlam ykledii bir ko
numann konu edilmesiyle dzey yksek tutulmutur. Birka tm
ceyle, hala gncelliini yitirmeyen bu sorunun kalbine varlmtr.
Yine 2 1 Ocak'n sz Kemal Tahir'e getiren son paragraf; Salah
Birsel'in, Cemal Sreya'nn, Fethi Naci'nin, edebiyatmzn bu
gerek "connaisseur"nn bir bulumasn haber veriyor. Akl iin
tarik birdir! Kemal Tahir'in yaptlarnn Batl anlamda roman ol-

99
mamasndan te, lafazanlna da taklyar BirseL 26 Temmuz
( 1 974)da "Azndan bal aktan" Kemal Tahir'in Yedinar Yayla
s'na, Kelleci Memet'le Kurt Kanunu yannda alk tutmayacan
yazm. Tutsam tutsam bir iki at pat diyor. Kitab da "an an an"
diye betimliyor. Edebiyat gnl olmamasna niyetlenilmi bir
gnlkte de bu kadar yazlrd!
Birsel bir baka yerde de Ata'tan sz ayor: "imdiler Ata'n
yazlarna burun kvrlmas da zavall Ata'n bugnn tanrlarn
vecek durumda bulunmamasndandr. Bana sorarsanz Ata, bu
vglerle deil, edebiyat anlaytn salamlyla byktr." (s. 84)
diyor. Gryoruz ki Birsel tanlamada birden ciddilemektedir. Ne
Ata' yadsmak slnda yardm umabilir kimse ondan, ne de
Ata klt havarileri. Bunun gibi, gnlndeki Sait Faik'e, Leyla
Erbil'e, Atilla lhan'a, Fruzan'a, smet zel'e, Selim leri'ye ilikin
deinmeleri de ince elenmitir onun. Eletiri deil yarg vermedir
yapt ama, sorumunu tayarak bylesi ksa deinmelerin stesin
den gelmek hayran brakr insan. Ne var ki Salah Birsel, hayranl
n da yaratma olay gibi tek bana gerekleeceini syler (s. 1 20).
Madem yledir, bunun sorumunu da ben tarm.
Kulan rtnrnek'te iir zerine sylenenler de heyecan verici
dir. rnein, "Ben iirin kendi sesine baka sesler kartrmak iste
mem." (s. 90) sz, geri aruzla heceye kar sylenmitir
. ama muz
gibi kullanlabilir. Sonra diyor ki Birsel:
"Bir azann grevi !
Bu olsa olsa iir yazmaktr.
Bundan bakas o ozan insan olarak bytrse de, ozan olarak
kendisine bir ey katmaz." (s. 93 ) Bunu okuyunca zerime anszn
bir umutsuzluk bastrd. Kendini nce ozan olarak ( ben air derim)
gren, yle duyan, yle yaayan ka kii kald? Herkes grev yap
yor. Rastgele !
Sonra zellikle beni yakndan ilgilendiren bir ey sylyor Bir
sel: "oklar dizelerle hi ilgilenmiyor, iirin btnne bakyor sa
dece. Btn, benim bildiim ok aldatcdr. Bir dizenin gzelliine
varamayan, btnn de gzelliine varamaz." (s. 93 ). iiri okuyan
lar kadar, yazanlar iin de dizelerle ilgilenmenin verimliliine ina-

100
B i rse l ' i n G n l n n G i z l i G l
(Kular rtnmck)

nyorum ben de. Btn, gerekten de altac olabiliyor. Dizeyi bilen


air, btn kurtaramaclnda bile airliini koruyor. Dizeyi bola
yan ise, ksalk uzunluk bakmndan deil, ruh bakmndan destan
yazyor. belki Salah Birsel'in destan sevrnemesi de (bunu ilk Gn
lk'nde yazar) dizeye ballndandr.
Kular rtnrnek'te iirle ilgili sylenenlerden, son olarak an
mak istediim de, iir zerine yazmak konusudur. 30 N isan
( 1 974 )da Birsel, "Dn korkuyla dnd m: Artk kimseler iir ze
rine bir eyler yazmyor. Bu korkun bir an eiinde olduu
muzun belirtileri midir?" (s. 1 40) diyor. Bir de iirin artk kendi d
ndaki llerle deerlendirildii gereine iaret ediyor. Korkuyu
paylamak, sanatn sanatszlamasndan dehete kaplnak l En yet
kin sanatlar ve eletirmenler bile hala bununla m kalacak acaba?
Evet, am beni rktyor!
Bu gnlkte bir de 'utanga' diye nitdediim bir bilgeliin, za
man zaman satriatn sezdim ben. 'Utanga' nitelemesi, 'zaman
zaman'dan tr seilmitir. Hikmetler savurmay sevmiyar Birsel
besbelli. Ama, "Gerein eitlilii btn yaammca aklm elmi
tir benim." (s. 1 1 0) szyle zetlenebilecek bir bilgece bak, "nsan
lar kendi gereklerini deil, bakalarnn gereklerini aklamaya ba
ylrlar." (s. 93 ) gibi, "Putlatrlan kiilerle putlat ranlar arasnda
okluk hibir dnce birlii yoktur. (s. 96) gibi zdeyie szlerle
kendini aa vurup vurup, satrlarn gerisine ekiliyor. Bir edebiyat
adamyla olduu kadar, bir dnce adamyla kar karya bulundu
umuzu, baka eylerden anlamamsak, buralardn anlayabiliriz.
Bir gnlkte, hele zel bir gnlk olmas murad edilmi bir gn
lkte, itenlik aranr. tenlikse, mayonezin ya limonu gibidir. K
vam kat m bir uval mayonez berbat olur! Birsel'in gnlnde
itenlik sorunu daha da yokua srlmtr. nk alay, yergi, iro
ni, itenliin inandrcln ok zorlar. Bunun stesinden gelindi
ini, hem de bilinli olarak gelindiini gryoruz. rnein, gnl
yayniayp yaynlamamak sorunu drt kez gndeme gelmitir.
Bakalm: 1 . "Gnlm yaynlamamaya, hi deilse lmeden n
ce byle bir ey yapmamaya (ldkten sonra da bunu kim yapar?)
kesin karar vermeliyim." (s. 75) (Ayra iindeki soru, Kular r-

101
tnmek kitabnn Birsel yaarken gnyzne kacann gizli mu
tucusudur! ) , 2. Gnlm hi mi hi yayniatmamaya karar ver
dim bugn." (s. 1 10) . 3. kiyzll brakmalym. Bu gnl el
bet yaynlansn diye tutuyorum. Yayniatacan bildiimden de en
ifrit olduum kimselere, cart curt tenlere, maa beyi gibi kurulan
lara, kaz koz aniayanlara azm bozmuyorum." (s. 1 45 ) . 4. "Ey okur
bu gnl okurken bil ki -bu gnl kendim iin deil, senin iin
yazdn artk iyice aklamalym- her eyi anlatmak isteyen bir
yazar bile her eyi anlatamaz." Yazarn kendini bir itenlik snav
na soktuunun ve kendinden de, okurdan da tama yakn not alma
s gerektiinin belgelerinden biridir bu rnek. 27 ubat ( 1 973 ) g
n bu snav okur nnde deil de, dolmu ta verilir. Okura da dotay
l yoldan bildirilir (s. 89) . Eer bu rnekler size doyurucu gelmediy
se, Salah Birsel'in itenlik konusunda sylediklerine bakalm: O,
sadece kendisine iki yzl bir yazar olmadndan tr "sunturlu
bir aferin" ekmekle yetinir (s. 204 ). tenlik iin de unlar syler:
"Bana yle geliyor ki, itenlik (ayrntlarda yaamaktan bakas de
ildir bu) insanolunun dnyadaki sreci boyunca bir iki kez yaka
lanrsa yakalanr. teki zamanlarmda hep yapnacklarla, hep
yalboyalara brnerek kyoruz tandklarmzn, dostlarmzn,
eimizin karsna. Dahas, kendi karnda ayn ehizlerle gerdan
kryoruz" (s. 208 ) . Gryorsunuz, bana pek sz kalmyor!
Yazarnn bir "journal intime" olmasn istedii, sonunda da ola
madndan hafif tertip yaknd bu gnlk, bence edebiyat gnl
ile zel gnln bir alam olmu. Kii hep edebiyada har ne
irse, zel gnl de edebiyada har neir olacaktr elbet. zel ya
am okuma-yazmaya boulmu ( okuma-yazmayla soluklanan de
meliydim tam tersine) adamn turaca zel gnlk, bu kadar zel
(intime) olur, olursa. Birsel zel gnlk iini daha yalanaca ylla
ra brakyor. Bense, o yllarda da yine zel, edebiyat gnl yaza
can sanyorum onun. Sanyorum ve umuyorum. Deil mi ki
"kendisini gzlemleyen kendini gzlemlemek" istemektedir!
Kulan rtnrnek zerine (ve dolaysyla) daha syleyeceklerim
vard. Fazla dalmak istemedim. Zaten bir yaznn hibir vakit so
na ermeyeceini Salah Birsel de sylyor.

102
Kurutulmu Felsefe Bahesi
( Salah Birsel)

azn trleri arasnda denemenin garip bir yeri var. "Garip"in


Y iki anlamnda da. Hem yadrg baklyor ona, hem de pek
elinden tutan yok. Roman romandr, iir iirdir, yk ykdr...
Peki deneme nedir? Bu soru yantsz kaldka, denemeye okur da ya
ymc da pek rabet etmemekte kararllar sanki. Oysa pekala, ayn
yntemle, "deneme de denemedir" denip klabilir bu tanmlama
iinin iinden. stelik en salam tanmlar, ak bir totoloj i bii
mindeki tanmlardr -hibir ey retmeseler de! Sorun, bana kalr
sa, denemenin ne olduu konusunda aydnlk bir yere varlamam
olmasndan deil; bunun da temelinde yatan bir baka olgudan kay
naklanyor. Deneme, br yazn trlerinin niceliksel bakmdan ol
duka gerisinde kalmakta. Bu bizim yaznmda olduu gibi, dnya
yaznnda da byle. rnekler yeterince eitlenmedike de rgtl
bir deneme yazn oluamyor. nk ne id zerine yazn ya da
eletiri kurarnlarnda bir aklama bulunmayan bir yazn tr, ku
ramsal ve yntemli yaklamlar yerine klgsal -klgsal olunca da t
mevarmsal- yordamlarla evrilip eviriirnek durumunda kalyor.
Deneme tr, deneme dili zerinde bu ksack yaknmann te
sine geen bir deneme denernekte olduumdan -bunu mutulamak
tan ( ! ) te sz uzatmayarak, okura herhalde benim bu konuda sy
leyeceklerimden ok daha yararl olacak, stelik tadna varmasn
bilene gerek bir yaznsal mutluluk verecek bir deneme kitabndan
haber getirmek istiyorum.
Salah Birsel Trk deneme yaznma en ok emei gemi yazar
lardan biri deil, en ok emei gemi yazardr. br denemecileri
mizi hafifseme, beenmeme anlamnda sylemiyorum bu sz. Bir

103
durumu saptyorum yalnzca. br denemecilere bakarsak: kimi a
irdir, deneme de yazar; kimi felsefecidir, deneme de yazar, kimi -Bir
sel'in "ok kr" diyerek kendini ayr bir yere koyduu- bilim ada
m ya da aratrmaclardandr, deneme de yazar. Oysa Salah Birsel
aslnda denemecidir, iir de yazar, inceleme de yapar, hatta bir ro
man da yazmtr. Bilgi alannda, insanlarn be bin yl sonra bula
bilecekleri bir yntein, "elen-gr-iit" ynteminin ncln
yaparak, okurlarna "kimi bilgiler sunmakta, ama onlar elendir
neyi de savsaklamamaktadr" Tabii bu szle belki de benim sand
m gibi kimselere ta falan atlyor olmayabilir. Ama kuku yok ki,
Salah Birsel'in denemelerinde amac, u ya da bu bilgileri ille de
rensinler diye ne yapp yapp okurlarn gnln etmek deildir. De
nemeden murat, kiinin belki hi iine yaramayacak kimi bilgileri,
hi merak etmedii ya da merak etmeyi aklndan geirmemi oldu
u kimi konular vesile ederek, dndrc olabilmek, dmdz ya
anp geilenlerdeki bit yeniklerini grebihneye yneltmek, kafa
larda reklenmi drtnesen yz yl uyuyabilecek ylanlar uyandr
mak, tembel ruhlarn iine kurtlar serpmek ve btn bunlar yazn
sal bir dzlemde yapmaktr. Yani muzur bir itir aslna bakarsanz
denemecilik. Durduk yerde "frldak sars ile dalavere fstkisi ara
snda", "opur ve sevimsiz" renklerle, "kurutulmu felsefe bahele
riyle", Galata Kads eytan Emin Efendinin verdii "Bir kii mr
nn on yln bakasna satabilir" fetvasyla, Melih Cevdet'in Raha
t Kaan Aac gibi insann rahatn karnaya yarar. Dilin gc
nn yetmedii dnsel bir i olmadndan tr de, yazar iinin
erbab ise elhak her mazarratn stesinden gelebilir. Bylece umul
madk kazanlar salar okuruna, onun yaam grgsn geniletir,
bak ufkunu durduu yerden telere kaydrr.
te Kurutulmu Felsefe Bahesi, deneme trnn bu hnerlerini
ve daha benim akl edemediim nice yararlarn ve zevklerini yet
kinlikle sergileyen bir bahe. Salah Birsel'in Kular rtnrnek adl
gnl zerine yazdm bir yazda; bu kitab okurken kiinin kafa
sn gnlne atmas gerektiinden sz etmitim, "byle yaplnca
da, glmece-gldrmecenin, ince alayn, yergiciliin altndan, on-

1 04
K u r u t u l m u F e l s e fe B a h e s i
(SaLih Birscl )

larla birlikte dokunmu olan sindirilmi bir kltr birikimi, iyiden


iyiye hassaslam bir edebiyat beenisi, utanga bir bilgelik ve d
rstlkle anlamda bir itenliin srayla skn ettiklerini" sylemi
tim. Demek ben daha o zamandan, Kurutulmu Felsefe Bahesi iin
de ayniyle yinelenebilecek zellikleri bir bir saptam oluyorum.
( nsann eline her zaman art arda on bir nefis deneme okumak fr
sat gemiyor; okurlar byle bbrleniimi kendimi bilmezliime
yarnayp da, yaznsal bir hazzn akrkeyifliine verecek olurlarsa
hak bilir davranm olacaklardr. )
Kurutulmu Felsefe Bahesi'nden "lstanbul'dan Roma'ya Ayakla
Yolculuk"u okursanz: "romanclarn, ykclerin, denemecilerin,
azanlarn ii(nin) lmszletirmek (olduunu) , bunun iin de ev
leri, sokaklar, meydanlar, kprleri ve de insanlar boyuna kucak
Ianna al(dklarn), ya da Orhan Veli'nin Dalgac Mahmut'u gibi
her gn, alar sabah, gkyzn boya(dklarn)" reneceksiniz.
"Yitik Kuak" balkl yazda: Scott Fitzgerald, kars Zelda,
Gertrude Stein, Proust sanki yazarn ve bizim ortak dostlarmzdr
da, tatl tatl ekitirilirler. Ama Fitzgerald' n "nsan yreini sat
mal. Ben de bunu yaptm." dediinden yola karak Birsel sz ba
ka bir yere getirir sonunda: "Ah benim surat ask ve fkeye binmi
kolarm! Kime ve neyi anlatmal? Btn sanatlar bunu yapyor.
Yreklerini, gzlerini, kulaklarn, ellerini, ayaklarn satyor. Sizse
yaamndan bir eyler datmaya, kara badanndan bir eyi bl
trmeye alan sanatlarn kaba etine sunturlu bir tekme indir
mek iin kelerde bekliyorsunuz./ Ne bileyim, belki sizin de hakk
nz var. O kadar pusark, o kadar gldr guldur, o kadar lm ok
gnler yayoruz ki kimseler edebiyara kulak asmyor. Kulak kesilen
kk bir aznlk ise iirde iirden baka, romanda romandan baka,
denemede denemeden baka bir ey aryor."
"Ziya Osman Fotorafda" adl deneme eit eit fotoraflar
dan aar, Gandhi'den Kel Hasan'a, Apollinaire'in nl Giaconda
tablosunun hrsz olarak yakalandnn resminden, Abdlhamit'in
"ben sizin hereyinizi m, siz benim hibir eyim deilsiniz" diyen res
mine kadar pek ok fotorafn izienimlerini sergiler. ama mutluluk-

105
lar, mutluluk maskeleri peindeki fotorafnn Ziya Osman'n fo
torafn ekmeyi reddetmesi zerine, "en gzel fotoraflarn ekil
memi fotoraflar olduu"na gelir sz sonunda.
"Kurutulmu Felsefe Bahesi" balkl denemede, kitaplardan
iekler toplayp binbir iek dzenlemesinden haber verirken,
bahelerde gezerken sz "Byle bir dnyada ister kurutulmu, is
ter kurutulmam olsun elbet felsefe bahelerine gerek duyulmaya
cayla" balar BirseL Bu kitabn byle bir dnyaya atm olmak
tadr bu szyle; balk m okur, halik mi okur, karmayacaktr ar
tk iin orasna.
"Frldak Sars" da, dostluk zerine ileri geri dncelere salar
okuru. Dostluklarla vakit yitirmek yerine neyle vakit kazanlaca
n sylemez ama, zaten bir devalar ve ifalar kitab deildir bu. Ba
ta da sylediim gibi, dertsiz baiara bile dert aar. Nerede kald ki
dostluklar elinden ekmedii kalmayana derman ola!
"Saman pleri" anlar, gnlkler, z yaam ykleri, itiraflar,
yazya dklm mahremiyetler zerine ksa bir denemedir. Yazarn
bu konu zerine daha pek ok birikmi sz olduunu dndrr.
"znl Boalar" kitabn en etkili yazlarndan biri, "Ktlk
lerin beii olan kara karanlk sadece bilgiyle aydnlatlamaz, onun
bir de sanat rnne ynelik sevgiyle pekitirilmesi gerekir" diyor
BirseL Varak- mihr vefay kim okur, kim dinler!
Bu denemeler kitabndaki her yaz her okura ayn sesi getirme
yebilir. Ama yaznmzn en clz dal olan deneme trnn, bu us
ta elinden km rneklerinden birinde deilse brnde, mutlaka
ekici bir yn, allandan deiik bir tad ve yaznsal bir doyum bu
lacaktr okur diyorum.

106
"Yaptrma Byk"*

alah Birsel, Salah Bey Tarihi dnda kalan denemelerine


S " 1 00 1 Gece Denemeleri" genel adn vermi. imdilik,
" 1 00 1 Gece Denemeleri" dizisinde yedi kitap var: iir ve Cinayet,
Kurutulmu Felsefe Bahesi , Paf ve Puf, Halley Kimi Kurtanr, Ameri,
kal Tolswy , Bir ZavaU San At ve Yaptrma Byk.
Yaptrma Byk'n kapsamna, Birsel'in 1 969'da yaynlanm ve
tiryakilerinin ounun eline geernemi (olsa gerek) Kendimle Ko,
numalar da alnm. Bylece yazarn denemeciliinin dn ile bu
'

gnn bir arada bularak deerlendirme frsat da yaratlm oluyor


okur iin.
Kendimle Konumalar' okuduum yl, benim de deneme yaynla
maya baladm yldr. Yeniden okurken, hemen hibir zaman ne
redeyse hibir konuda, yakarn brakmayan nostalj inin hazzyla dol
dum. Moda haline getirilmesi ile bile yreim soumamt nostal
j iden ya, Kendimle Konumalar n ancak on alt yl neeye uzanan
'

"gemi"lii deildi sanrm beni asatan. stelik Birsel'in dene


meleri, zerlerinden hi zaman gememicesine taze. Diliyle, bie
miyle, "ruh"uyla. .. Herhalde "Doru Dnce plikleri" ile hem de
surat sallandrmakszn i ileyenierin gnmzdeki nedretine bir
kez daha hayflanmamd beni asatan.
Deneme nedense ve neredeyse, bir trl kendini yazdracak de
nemeci bulamyor, bulduunu oaltamyor bizim yaznmzda. Sa
lah Birsel "Lots iekleri" adl denemesinde: "Ama Ata, Yetkin,
Eyboiu gibi ka denemecimiz var? Modaya uyarak, 'Bir adaya e-

* Yaptrma Byk SaLih Birsel, zgr Yayn Datm, stanbul, 1985 .

107
kilmeniz gerekse, yannza Trk denemecilerinden kimlerin yapt
larn alrsnz?' gibilerden bir soruyu bana da sorsalar, ilk adlar ara
sna bu denemeciyi yerletirir, sonra da dururdum. Ama Haim'i,
Falih Rfk'y unutmamaya da pek dikkat ederdim" (s. 139) diyor.
Bugn ka kii ekieyebiliyoruz bu listeye ? Birsel'in kendisini; bile
mediniz iki yazar daha ( ama yine ayn kuaktan) ve duruyoruz.
Kendimle Konumalar dan, "Ttnsz Cigara lmek", "Ik, Biraz
'

Daha Ik", "Kimileri Gnlk Sever" ve hele, ille de "Yaamann


Korkuluklar" balkl denemeleri ok dnerek okuyor insan. "Ki
mileri yaama yerine, yaamann betimlemesiyle yetinebilirler.
Ama genlikte bu, herkesin bana gelebilir. nsanolu, yaamn
iinde olduu sre onu pek deerlendiremez. Sanatlarn bir yaa
ma felsefesine varmalar, daha ok ileri yalarda, yani yaamann d
na ktklar ya da bir kenarna i tildikleri yllarda gerekleebilir,"
(s. I 2 7 ) szleri zerinde takl kaldm beni uzun sre. "Acaba" de
dim, "denemecilik iin dndklerimin bir yant burada buluna
bilir mi ?" Bilemedim.
"Mary Pickford" adl denemede, konuma dili ile yaz dilinin ay
rmlarna deinen Birsel'in bu konu zerindeki uzun dnce ve ey
lem serveninin ilk izlerini yine "Kendimle Konumalar"da srmeye
balyoruz. "Kzlderililerin Dn" balkl deneme, "Gldesteleri
sevmem," gibi gayet Ata'ca bir trnce ile balyor. Birsel'in yazn
konularna ilikin dnceleri, hep denemeci kaleminin kvrakly
la deinilip geilivermi izlenimini braksa da, hacldeden gemitir.
Yaptrma Byk'ta on yedi deneme yer alyor. Artk yazar iyiden
iyiye konudan konuya srayp zplamakta, uan kaan bir dil ile bi
emi adalandrmaktadr. Denemeleri zerine tek tek eilip her bi
ri zerine bir muhabbet koyultnann yeri buras deil. Ancak bir
tek yazdan bir tek alntyla, denemecilik iinin ve Birsel yazcl
nn koronerine uzanmadan sze nokta koyamayacam; balanal
"Ben yazlarmda sadece insanlara engel atmaya alrm. On
larn dncelerine, szlerine, dlerine, mutluluklarna, aclarna,
sevinlerine ve ayran iilerine ei lirim. Bir baka deyile, yaanla
n yeniden yaatmaya bakann. Akl baka yerde olanlardan, kale-

108
Yaprma Byk

me gelmezlerden, ters-perslerden, gnl belasna denlerden tutun


da anakyalayclara, hkmklara, deli raziyelere, iyilik pehlivanla
rna, diktatrlere, maabeylerine, uzaktan merhabaclara dein her
kes benim tenceremde pier. Bir insann belli bir zaman paras
iinde bir yerlerde yaam olmas, belli sokaklardan gemesi, belli
insanlarla konumas, tartmas, selamlamas ne gzel ey: Bunla
rn topu dnyann Pendbuhara yol hallaryla denmesinde, tari
hin tarih olmasnda kl rm kiilerdir" ("Mostra", s.83 ) .

109
te enlik Ateleri

alah Birsel'in " 1 00 1 Gece Denemeleri", onuncu kitaba ula


S t. Kediler'in yan sra, Balam Yaynlar'nn yeni basklarn
yapt Amerikal Tolstoy ve Halley Kimi Kurtarr' da oradan bura
dan, yeniden okudurn. Birsel'i okumak, yzrnek ya da bisiklete bin
rnek gibi; bir kez renildi mi, bir daha unutulrnuyor. Ama ren
meye balamann ilk adm Kediler olabilir mi, bilmem. Bu okuma
denizine, "Salah Bey Tarihi"nden girrnek en iyisi bence. Orada su
lar s olduundan deil, tam tersine akntya, burgaca, s deiirn
lerine, sz gelimi Boavi ngr Mngr'da, o olmad. Sergzet-i No
no Bey ve Elmas Boavi'nde alacaksnz ki " 100 1 Gece Deneme
leri"nin rzgarn bodoslamadan almayasnz.
Kediler'de yer alan on dokuz denemenin altsnda, "Eskiden z
mir'de" blm iinde -moda deyimiyle- "nostaljik taklyor" BirseL
zmir-Karyaka yllarndan, kendi ocukluk-genlik zmir'inden
ayor. Ama Birsel'i bilen bilir; asamalarda, hznlerde doyasya
oyalanmaz o. Duygu adam hi deilmi de tepeden trnaa akl/ze
ka adamym gibi tannsn ister. iiri de lkeler'i de hep yle deil
midir? Ne var ki, mptela bir okur, onun gzlerden bucak bucak ka
rp satr aralarna saklad burukluklar bulmasna bulacaktr da,
oyunu kuralna gre oynamak belas, fa etmeyecektir!
Yine de Kediler ilk Salah Birsel deneyiminiz alacaksa, ben derim
ki an 1 48. sayfay ... "Ben Niin Salah Birsel'im" ile balayn... "Es
kiden zmir'de" blm ile srdrn okumanz. Sonra baa dner,
"Porno Pornoya Kar"dan, bismillah girersiniz Birsel serveninize.
Kediler size " 1 001 Gece Denemeleri"nin kapsn kapal tutarsa, "nan
kr hayvanlar" derim ben onlara! Deneme dnyas, ihtiyar dnyamz-

1 10
dan bile daha engebelidir. Dzayak okumalarla, ayanzn kendi ken
dine sizi maksudunuza ulauraca bellenmi yollarla gnenecekler
denseniz, iir denince manzume, aniat denince menkbe okuyun.
Deneme okumayn. nk Birsel'de sizi tkezletecek olan zgn dil
biem dolambalar, szck soslar, deneme denince, Birsel'inki kl
nda olmasa baka klkta, r,asl olsalar kacaktr karnza.
Ehliletirilemeyen, gcn, yazan da okuyan da yadrgatacak
elerle bileyen bir trdr deneme. Meer ki bir efendi kaleminden
ya da kalem efendisinden km ola!
Salah Birsel, "Benim Szcklerim" balkl denemesinin sonunu
yle balyor: "Ben, bu yaznn kaldrmn bana atlan talarla r
dm. / istedim ki yazlarmda bu ve buna benzer szcklere rastla
yanlar sarmaakn olmasnlar ve de btn bilgisizliklerini ortaya
dkp al pancar kesilmesinler./Kald ki, ben bu szckleri okluk
yazm sse ve pse vurmak, ondan alaysama uaklar havalandr
mak iin kullanyorum./Bilmem anlatabildim mi?" (s. 1 4 7 )
Anlatabilmesi, b u konuya 1 00 1 denemeden b i r deneme ayrm
olmasyla deil, anlamaktan gocunmayacak okura seslenmesiyle
mmkndr bence. nk, niformay sevmez grnsek de dme
sini eridini deitirip "te bu niforma deil" diyerek yazn rn
lerine giydirmek istiyorsak, biz aslnda niforma seviyoruz demektir.
yle olunca da sivi lden sivil biemli Birsel'in deneme derelerinden
getirdii sularn disiplinsizce alamasndan tedirginlik duymamz
doal olur.
ki eyi birbirinden ayrt etmek ok nemli: Hibir disipline
bal olmayp st dzeyde kuramsal ahkam yanlsamas uyandrmak
amacyla abese kalem rmek baka eydir; "yazy sse ve pse
vurmak, ondan alaysama uaklar havalandrmak" amac gtmek
ise ok daha baka bir eydir.
Birsel, "Otel" yazsnda, Edip Cansever'in Oteller Kenti'nin kur
delesini yle keser: "Edip'e gre dnya koskoca, usuz bucaksz, ay
nak aynak bir oteldir. nsanlar da oteldir. Bir otel odasnda, odann
soluk alp verilerine yreklerini uydurmulardr. Bir uzaklk yakn
lk hesab iinde bkmadan, usanmadan ayak deitirirler. ki kiiy-

l ll
seler karlkl oturuyorlardr. nk herkes, herkes gibi karlkl
dr./Yaam her eyden nce de sevgidir. Gelgelelim, insanlarn sev
giyi sevgiyle yktklarna inanr Edip. Ona gre ak birlikte yaa
mak, yaam birlikte sslemektir. Byk aklar ise sevmemenin i
gdsel bir lgnldr. Bir de var ki aklar birbirlerine benzemedi
i vakit var olurlar. iirde yaamn bir orkestra olduu da aklanr.
En nde borazanlar, daha arkada yayl ve nefesli sazlar, gitarlar,
obualar, ziller. Ak kalm bir piyanodan ykselen sol la si do ses
leri de mutluluu btnler." (s. 5 1 /52-3 ) .
Ey benim yazm bitirir bitirmez Kediler'i kucana alacak akll
olur! Keyfinde gzmz yok. Ancak sen sen ol, buradan Kurtulmu
Felsefe Bahes i'ne Paf ve Puf a ya da 1 00 1 geceden herhangi birine
,

uzan. zerine de kallavi bir Kahveler Kitab ekmeden Salah Bey'i


okudum deme.

1 12
Bir Bezginliin Ardndan

arlk dergisinde yazdm yazlara, "Tenha Yolun Ortasn


V da" st baln koydum. Bu ay nihayet -herhalde- kacak
deneme/eletiri kitabnn ad da bu. Uzunca bir sredir neredeyse
bir sapiant haline geldi "tenha yol" bende; yazdm-yazacam her
eye bu ad vermek istiyorum.
Aslnda hibir ey yazmak istemiyorum. Ya da yle demek daha
doru: yazmamak istiyorum. Kim okuyor, kim okuyacak yazdklar
m? Yalnzca benim yazdklarm deil bakalarnn yazdklarm, be
nim okuduklarm, benim szn etmek, zerinde konumak isteye
ceim yazlar, kitaplar kim okuyor, kim okuyacak? Yaynclar, ede
biyat-sanat dergisi karanlar deli midir, nedir? Tenha yolun ortasn
da -terin yapraklar bile deil- varak- mihr vefa olarak duruyor
yazl sayfalar!
Ama yaznayp da ne yapabilirim ki ben bu saatten sonra? D
nceyi, duyguyu, acy, fkeyi, kvanc, keyfi payiamann tek yolu
beliemiim yazmay. Okumak, bakmak, grmek, seyretmek, dinle
mek yollar elbet ak; ama sra sz almaya, tepki vermeye gelince,
ancak yazyla yapagelmiim bunu otuz u kadar yldr. imdi yol
tenha, lo, hatta ou zaman karanlk diye, hi mi kmamal da
rya? Yeni bir yol, yeni bir dil mi bulmal ? Ge!
Gnlk yazmak istiyorum. Gnlk tutmak deil de, yazmak.
Ka yldr, ka defa baladm baladm, srdremedim. bret belge
sine dnveriyor gnlklerim. ikayetname ! Ne tatsz bir ey.
stelik, yaymlanabilir nitelikte olmaktan kmalar, pamuk iplii
ne bal. Artk sk sk doz kontrol kaveriyor elimden. Medya sar
holuu iinde yaaya yaaya, kimisi tiryaki, kimisi mptela, kimisi

1 13
hasta, kimisi akn olmu bireylerle, bireyliini yitirmi veya yitir
mek tehdidi altnda kiilerle ileitimi zorlamak, Don Kiot'luk bile
deil diye dnyorum sk sk. Umutsuzluk, vazgeme, terketme
duygularndan baka duyguya yer kalmyor iimde. Bir de fke tabii.
fke tabii, nk mikro ve makro saygszlklarn muhatabsnz her
an. Ve sevginiz "lemeyecek kadar yaral" !
Derken, kap alnd. Dev boyutlu bir kitap girdi odama. Masa
mn zerine kuruldu. Baulacak kadar sklyordum. Sayfalarn e
virmeye baladm, bezgin bir alkanlkla. Tam 1 300 sayfa evirdim.
saat gemi, dakika gibi. Tuhaf! Bungunluum dalm, ye
rini cokuya, sevince benzer bir eyler almt. Bir hayranlk duyu
yordum. imde btn o kasvetten, bir tek naho duygu esintisi kal
mt sadece: utanyordum.
Ahmet Oktay, u ii nde yaadmz seviyesizlik kaosundan,
benden daha m az etkileniyordu acaba? Be ki! nk o, mzmz bir
yaknmay sreenletirip biteviye o deer erozyonunu solumak ye
rine, kapam kepenklerini, ok zahmetli bir almay gze alarak,
Trk edebiyatnda ei olmayan bir eser kartmt ortaya. Karl
olmayacak bir hizmetti bu. deyemeyeceimiz bir hizmet. stelik
Ahmet Oktay, yedii zaman, air zamanndan yiyordu.
Cumhuriyet Dnemi Edebiyat* ( 1 923-1 950), balanp bitirilecek
bir kitap deil kukusuz. Bir bavuru kitab; ama imdiye kadar ede
biyat alannda hazrlanan bavuru kitaplarnn hepsinden ok fark
l. Bir defa ok daha kapsaml, sonra daha sistematik, daha derine
ynelik. Bir de, Ahmet Oktay'n ve baka eletirmenlerin deerlen
dirmelerini, yaklamlarn ieriyor.
Ahmet Oktay bu ok nemli kitab u alakgnll satrlada ta
ntyor: "Bu kitap, edebiyat tarihine zg izgiler tayor olsa bile,
bir edebiyat tarihi deildir. ( ... ) Bir Tarih'in stesinden gelmesi ge
reken biimlerin, biemlerin, iziekierin ve anlamlarn haritasn
karma temel grevi, belki bir mr iinde bile yerine getirdemezmi
gibi grnyor bana. Bu yzden, elinizdeki almaya, olsa olsa kap
saml bir Bavuru Kitab ad verilebilir. Belki onu bile yerine getire
memitir. ( . . . ) N ihayet aratrmac da bir insan ve her insan gibi bil-

1 14
Il i r B c z g i n l i i n A r d n d a n

gisinin, zevkinin, yorum gcnn snr var. ( . . . ) Ben her kesimde;


zellikle profesyonellerin dnyasnda; tutucu, liberal ve solcu sy
lemler balamnda, yaznsal deerleri karlkl olarak kabul edilmi,
zamanlarnda etkileri olmu, gen kuaklarda iz brakm ( ... ) kiile
ri gznnde bulundurdum. Bunun dnda hibir nyargm, nka
bulm ve nseimim olmad."
Cumhuriyet Dnemi Edebiyat: "Edebiyatn Arka Alan", "Edebi
yat Ortam ve Araylar" ve "Yazarlar/Yaptlar/rnekler" balklarn
tayan ana blm le btnleniyor. Son blmde elli yazar ince
lenmi ve yaptlarndan rneklere yer verilmi. 1 950 sonras dnem
ise, ayn yaklam ve yntemle, ikinci, nc ciltlerde ele alnacak.
Demek, tenha yolun ortasnda da yazlabiliyormu, birilerine kar
deilse bile, Trk edebiyatma kar bir grev duygusuyla byle yo
un bir aba iine girilebiliyormu. te bende mahubiyetin, kskn
l ve bezginlii bastrarak elime kalemi tututurmasnn hikayesi !

* * *
Tiyatronun, bilgisini rencilerine ve okurlarna hep kltrle ve
zevkle yaurarak sunan hacas Sevda ener de yazlarn bir kitapta
toplam. Oyundan Dnceye**, tiyatro zerine dnd ren, tiyat
royu dnce ile yeniden anlamlandran, analiz kadar scntezin de
vazgeilmezliini serimleyen, gerek bir tiyatro insannn kitab. s
telik ak, duru bir dille, anlattnn tadn kartarak ve tadna var
clrarak yazlm. Yllar nce, Sevda ener'in "Efkar ve Grgr" balk
l bir yazsn okumutum. ini seven insann o iten ne keyifler s
zp damtabildiine ve o keyfi "nc ahslara" bile nasl bir ken
diliindenlikle geirebildiine esiz bir rnek olarak hep hatrlarm.
Bazen kck bir yaz, onu yazann beyin-yrek birlikteliinin
aydnlk bir fotoraf olabiliyor. Oyundan Dnceye'nin iinde
byle birka yaz daha var: "nsan Geitlerde Snayan Sanat: Dram
Sanat", "Tiyatroda Estetik Uzakln ada Yorumu", "Otosan
sr" bunlardan bazlar. ener'in "Tiyatro Sanatnn ilevi" balkl
yazsndan bir almy oaltarak, baka sanat dallarnn 'tiyatro ile
pek ilgilenmeyen' sekinlerine ve tiyatro ile 'ok ilgilenen' tiyatro

1 15
taktisyenlerine postalamak geldi iimden. nk onlarn bu kitab
okuyacaklarn hi sanmyorum.
"Seyirci sahnedeki oyunun hem payda, hem seyircisi olarak in
san olmann tm potansiyelini yaar. Bir yandan, iinden, sahnede
ki eyleme katlarak snrlarn zorlar ve glendiini duyar, bir yan
dan da sahneyi seyrederek soukkanlln korumasn, blinli ve
esnek kalmasn renir. Kendini ve evresini tanmann sevincini
yaar. Yaama katlmann mutluluunu duyar. Eylemin heyecann
paylar, glendiini grr. Derinlii anlamann gururunu, kendi
ne ve evresine egemen olmann gvenini duyar. Btn bunlar bi
rey iin stn bir zevk, toplum iin uzun vadeli yarar salar."
Baktm, daha aydnlk bir gne uyanmm. Gnm aydnla
tanlar, tenha-menha demeyip, dnme yolunda, yazma, okuma,
gerek zenginlikleri paylama yolunda yryteler. Bir heves, u
verir gibi oldu iimde.

* Cumhuriyet Dnemi Edebiya t (1923-1950) Ahmet Oktay 1 Kltr Bakanl


Yaynlar; Sanat-Edebiya t Dizisi, Ankara 1993
* * Oyundan Dnceye-Prof. Dr. Sevda ener 1 Gndoan Yaynlar, Ankara 1993.

l l6
Kltr ve deoloji
(Ahmet Oktay)

ltr ve dnce dnyamz asndan nemli bir kitap ya


Kynlandnda, Gergedan'n "Ayn Kitab" sayfalarnda ya
zn dna da alarak, o kitap zerinde durmann gerekliliine ina
nyorum. On ay iinde, te bir orannda bu tr kitaplar getirdim
gndeme. Bu ay yine, kltr gndemimize kuatc bir yaklamla
eilen yazlarn bir araya topland nemli bir kitap var elimde:
Ahmet Oktay'n Kltr ve deoloji'si.
Ahmet Oktay, air kimliinin yannda, bir dnce adam ola
rak da kltr yaammda kendine zg bir yeri olan, ciddi, sorum
lu bir yazar. iir dndaki yaz rnlerini, 198 1 'den bu yana kitap
laurarak okurlarn yararlanaca derli toplu kaynaklar haline getir
mekte. Kltr ve deoloji, Oktay'n bu balam ierisinde deerlendi
rilecek beinci kitab. Bir Aray'n Yazlan, Bir Yaz'nn Araylan
( 1 98 1 ), Yazn, letiim, deoloji ( 1 982), Yazlanla Okunan ( 1 983 ) ve
Toplumcu Gerekiliin Kaynaklan ( 1 986) toplu olarak deerlendi
ri ldiinde, yazarn birikimi, dnya gr, alma, inceleme, ara
trma yntemleri konusunda berrak bir gre varlabilir. Andm
kitaplarn sonuncusu, byk blmyle, geni bir aratrma ve ele
tirel deerlendirme niteliindedir. Bu kitap, amac o olmasa da,
drt drtlk bir akademik almann, bir "tez"in (agregation) yet
kinliini tamaktadr. lk ise daha ok, yazarn kendi deyiiyle,
"yaz(n) balamnda" dnlm, yle kurulmu yaptlar.
Bu yazda zerinde duracamz Kltr ve deoloji de onlarn bir
srei. zellikle Yazn, letiim, deoloji i le bu son kitap birbirini b
tnler nitelikte. unu belirtneden gememeliyim: Ahmet Oktay'n
srekli bir okuyucusu iseniz, hangi balamda ve dzlemde sz alrsa

1 17
alsn, onun hep bilimsel bir dorulanabilirlik ve i tutarllk, belli
bir ilkeler manzumesine dayal bir bak ve yntem, bunlara bal
olarak da bir eit akademik dil ve biem kaygs tadn ayrmsa
msnzdr. Bunun, onun dzyazsna kazandrd "arlk", kuku
suz olumlu anlamda bir arlktr. Ama ne de olsa bir arlktr yine
de. Hem yk, hem sunuluu bakmndan biraz ardr, hemen her
zaman arbaldr Ahmet Oktay'n yazs.
Kltr ve Ideoloji'deki yazlarn kimilerinde, biraz "hafiflik" bulu
nabilirdi, ho da olurdu, diye dndm okurken. Oysa o, bir yaz
sn "felek utansn" diye bitiriyorsa, oraya bir tarih dlmelidir. Yi
ne de bu beklenti m, benim birazdan fazla kiisel yelemelerime ba
lanabilir. Yoksa, Ahmet Oktay'da bulduumuz drstlk, ciddiyet,
sorumluluk ve hesab satr satr verilebilecek (yazarn verebilecei)
yaznsal/dnsel ltler; bulamadmz rahatln, humour'un,
"air mizac"nn, belki bir nebze "uuk"luun hissedilen eksikliini,
hi kukusuz baka ve saygdeer bir alternatifle gidermektedir. De
diim gibi; bu, Oktay'a ynelttiim bir eletiri olmaktan ok, ayn
hahelerde gezinen birinin, kendi admna benzer adm aray. Bir
yaurt yiyiin bile trl trls olduktan sonra, yaz iinde tavrla
rn eitlenmesinden doal ne olabilir ?
ie yaadmz kltr olgular, rnleri - hasyla, yozuyla - bir
ortam oluturuyorlar, bizi soluduumuz hava gibi evreleyen. Bilin
etkinlikleriyle ne kadar biimlendirebiliyor, etkileyebiliyor, deiti
rebiliyoruz bu ortam? Ya bilin etkinliklerimiz, nasl biimleniyor,
etkileniyor deiiklie uruyor "teneffs ettii" bu kltrle? Kltr
ve Ideoloji'deki yazlar; ite bu, kimi durumda (kimileri iin) dirim

sel, kimi durumda ise en azndan st belirleyici olan bu ortam', bu


ortamdan doan ideoloj i kategorilerini yetkinlikle sorguluyor.
Sunu'ta, zerine eildii sorunlara kendisini yneiten temel
motiv'i yle formllendirmi yazar. "Gnn sorunlar, yarnn so
runlardr" (s.S ) . Ayn dnceyi, bakml bir biimde yanstan
Asimav'dan aktaryor bir kez daha baka bir yerde: "Bugnk yaa
mmdr yarnki yaammz" (s. 1 9 ) . Bunun nemini duyumsamak;
tarihin -ve ondan nce de, bir tarihin olabilmesinin n koulu ola-

1 18
K l t r v e l d c o L, j i
(Ahmet Oktay)

rak tarihin birey dztemindeki izdmnn: bellek'in -nemini


duyumsamaktadr. Kitapta yer alan yazlarn hemen hepsinin altna
bu kaygnn denmi olduunu sylemek, bence hi yanl olmaz.
Byle bakldnda; "arkc konu ve Ajda"dan "Kentler, Mezar
lar Vesaire"ye, "La Boheme'de Ben de Oynadm"dan "Beauvoir ile
Sartre"a, "Zaman Yaamak", "Bluejean zerine eitleme", "ntiha
rn evresinde''den "Otoriter Aydn"a, ok geni bir ufku tarayan 28
ilgin yaznn, okurla neyi, niin, ne adna paylamak/tartmak iste
dii daha bir akla kavuur. "Eve ekilme, yeteneklerini gelitire
bilecei, dnyay zerke yorumlayabilecei bir retici yalnzlk getir
miyordu bireye. Baudelaire'in szn deitirerek sylersem, kalaba
lklar iinde yalnz deildi, yalnzlk kalabalkt," (s. 26) sznn alt
n izdii paradaksun oluturduu tehdit, ii dnce retmek ve ile
rnek olanlar iin, bu balamda bir felsefe sorunu haline gelir artk.
Ahmet Oktay, ele ald sorunlar kendi ilerinde irdelerken, ki
mi zaman da o vesileyle ok nemli ayralar ayor ve pek az ayd
nmzn gze alabildii/ald (bu deyimi kullanm bile, ylgnn
tek odaktan salnmadnn bir gstergesi ) bir akszllkle kimi
tabulara dil uzatyor: "Trkiye'de baz yazarlar, kitle kltr ya da
popler kltr kavramn post-burj uva ya da ge-kapitalizm dn
cesine zg saptrc bir kavram olarak gryorlar. Oysa folklor ge
nel deyimi altnda toplanan halk kltr'ne ait kimi biimlerin k
msenemeyecek lde popler zellikler tad ve salt elendir
me amacna yneldii gznnde bulundurulduunda, kavramn
kendisinin ok yeni olduu varsaylsa bile, imgeledii olgunun ok
eskilere dayandn kabul etmek gerekir. Gelgelelim, szkonusu ya
zarlar, byle bir yaklam benimsememektedirler. Bu yazarlar, as
lnda bilimsel adan hibir snfsal ierii bulunmayan halk szc
ne ve bu szcn her koulda sadece yoksullar anlamn rettii
inancna yaslannaha ve ok eitli toplumsal grup ve katmanlar
dan olumasna ramen, halkn egemen snf(lar )a kar koyan s
rekli ve btnsel bir kltr yaratabildiini, dahas yarnki gelikin
kltrn de buradan doacan ne srmektedirler" (s. 40). zgr
dnen bir kafann dz ve salkl bir dnce yolunu izleyerek

1 19
vard ve apak ortaya koyduu sonular ise (s.40-45) bence bir
poJemik baars olmaktan ok te, dnce dnyamzn yakn d
nn ve bugnn salkl deerlendirmek isteyen yeni yetien ku
aklara, deerli bir ibrettir.
Tm dnyada TV'ye yklenen, kitlelerin uyumlandrlmas
amacna hizmet etme rolnn (s. 6 5 ) olumsuz yanlar yannda,
olumlu" ("maniple edici deil, zgrletirici/bilinlendirici bir i
lev" - s.67 ) yanlarnn da dnebilmesine olanak veriyor Oktay'n
"TV ve Roman" balkl yazs. Uyumlanlacak/uyumlandrlacak
ortam, uyumlanlas bir ortam mdr? Nereye kadar, ne lde, kim
ler iin? gibi sorularn dolaysz ve dalayl biimde dnlmesine
yol amas, tek bana bi le nemli bana kalrsa.
"Kentler, Mezarlar Vesaire" ile "Zaman Yaamak" balkl yaz
lar, zellikle, zerlerinde uzun uzun dnlecek, youn ve derinlik
li sorunlar barndryorlar. Bu kitapta benim ilgim, zellikle bu iki
yaz ile "intiharn evresinde" zerinde odakland. Yaznn banda
Ahmet Oktay'n "ar"lndan szederken yaptm genelleme, her
genelierne gibi, "istisnalarla malul"d elbet. zellikle "intiharn
evresinde", yazarn kafasnn yannda yreini de grdmz bir
yaz. stelik, air Ahmet Oktay' da seebiliyoruz satr aralarnda.
Hemen, yeri gelmiken, bu yaznn nnden ya da ardndan
okumanz hararetle nereceim iki kitap daha var (stelik ikisi de
"Ayn Kitab" idi benim iin ve bu vesileyle, bu yazda da edebiya
ta kaamak bir engel atabilmi olmann kaamak sevincini tadyo
rum imdi ! ) : Birincisi; Adalet Aaolu'nun, Kasm aynda yaynla
nan Hayr . . adl yeni roman. Hayr .'n Aaolu "romanografisi"
. . .

iinde zel ve sekin bir yeri olduuna inanyorum. Bu romann ba


kiisi, lmeye Yatmak ve Bir Dn Gecesi'nden tandmz Aysel.
"Aydn imiharlar ve Gelecein Bakaldrs"konulu bir almas
var Aysel'in. Romann eksen motifini oluturuyor. Hayr . . ' n .

okunmamas, gerek bir eksiklik olur. Deil mi ki bizi zenginletire


cek rnlerle admba karlamyoruz.
imihar olgusunu kavraymza yeni boyutlar katacak ikinci bir
okuma ise, bizi yine Ahmet Oktay'la kar karya getiriyor. Bu kez,

120
Kltr ve Ideoloji
(Ahmet Oktay)

yine Kasm'da yaynlanm bir iir kitab elimizdeki: Yol stndeki


Semender.
"Edemediimiz
ve edebileceimiz
tm intiharlar
ateten gzleriyle bakyorlar
yolun stndeki
bir s emender gibi. "
Bylece, Kltr ve deoloji'den yola karak oluturulabilecek ve
rimli zihinsel retim srelerinden biri iin bir program nerisine
varm olduk. Etkin okur, yalnz tketici deil, reticidir de; yle ol
maldr, diyoruz. Elbet okurken ve okumayla gerekletirilebilecek
trden bir reticilik szkonusu burada. Ahmet Oktay'n, kltrn
bir tketim meta haline gelmesi olgusunu sorgulad bu kitab,
okurunu, tam da bu apraz iersinde, tketicilie deil reticilie
konumluyor. Kimilerine, o kadar da yalnz olmadklarn duyumsa
tacak bir kitap; kimilerinin yoluna huzme huzme klar drecek.
Azmsanacak ey mi?

121
"imdi Saat Ka ?"*
(Ferit Edg)

imdi Saat Ka? , Ferit Edg'nn ikinci deneme kitab. Bir an


lan atsna dayandrlm olmakla birlikte, Yazmak Eylemi
de nce Edg'nn denemeci kaleminden kmt. Ders Notla
r'ndan denemeci yanna aina olduumuz yazar, bu yeni kitap da
ha geni bir ilgi grngesinden tantyor okura. Ders Notlan ve Yaz
mak Eylemi, yazarn yazya, yazma nasl bakt, nasl yaklat ko
nusunda, ipucu olmay aan ipular veriyordu. imdi Saat Ka'ta,
resim sanat da gndeme geliyor. Edg'nn gndeminde hep var
olan ama okurun Ferit Edg birikimine bir kitap kapsamnda ilk kez
katlan yeni bir alm bu. Yazlarn (otuzbe yaznn) onu, doru
dan resme-ressama ilikin. Yine de bu denemelerin btnlnden
alnan mesaj , yazn olsun resim olsun, sanat yaptnn sanatsallna
ynelik bir ilgi younlamasnn mesaj . Yine de, yazlarn konusu
ne olursa olsun, ne kan ve belirleyici bir izlek gibi btn kitabn
dibini deyen ana rnt: Yazma eylemi, (yazy) kurma eylemi.
Daha ilk sayfalarda okuyoruz: "Sanat yaptnn, kendisinin d
nda bir mesaj yoktur, yaamn kendisinin de bir mesaj olmad
gibi," ki tr "g" yazar ayrt ediyor Edg. Benim de nemle zerin
de durduum, alt defalarca izilesi bulduum bir ayrm bu. Birinci
tr yazarlar, "gnlk olaylardan gerekliklere, gerekliklerden ger
ekiere uzanan ve okuyucunun sezgisini, dncesini, dnyaya ba
kn deitiren, onda bu deime zlemini uyandran yaptlar" ve
rirler diyor yazar; ikinciler ise, "kendi kendilerine {dolaysyla oku
yucuya) glk yaratan"lardr. Bunlarn "edip" olup olmadklar ko-

* imdi Saat Ka: Ferit Edg/ Ada Yaynlar, lstanbul 1986.

122
nusunda kukularm var benim. Edg onlara "edip", birincilere "ya
ratc" ya da "gerek" yazar diyor. Her iki tr iin de, yaznmzdan
rnekler dnmek mmkn. Bu ii imdi Saat Ka'n ve bu yaznn
okurlarna brakarak ayn denemenin son cmlesini almlamak is
tiyorum: "Gerek bir yazarn bundan ( 'nasl yazmak?' sorusundan)
daha nemli bir baka sorusu/sorunu/sorunsal yoktur." Bu deneme
ler kitabnda ilerlendike, Ferit Edg'nn birincil sorununun da
tam bu olduu grlecektir: "Nasl yazmak?" Ben de bu kitab lay
knca, bu soruyu hep kafann ardnda tutarak okumaya altm.
"imdi Saat Ka?" zaman zerine gerekten nefis bir denemenin
ad, Turgut Uyar'n bir dizesi Tanpnar'n dorusu ve tamam ne
iindeyim zamann/ ne de bsbtn dnda" olan dizesiyle btn
leerek bu denemenin atsn oluturuyor. Turgut Uyar bir de y
le der zaman iin: "Hatal bir sekstam gibi. Kahramandk. Baa
klmazdk. Acrdk." Melih Cevdet Anday'n o unutulmaz. "le
Uykusundan Uyanrken"ine tutunuyor sonra Edg, zamanla hesap
lamasnda ve alabildiine felsefece bir konuyu, filozoflardan deil,
airlerden, yazarlardan el alarak sorguluyor. "Bergson ve Heidegger
yant deil soru getirdiler bana," diyor. Bu cmlede, bir yazlk mal
zeme gizli. Tpk bu tek denemede, bir kitaplk malzeme bulunduu
gibi. Bu yazy okuyan da, yine yaznn son cmlesiyle srdrecektir
dnmesini: "yi ama, 'imdi saat ka?"'
-Van Gogh gibi- "Acdan ve Yalnzlktan Gelen Bir Adamn
Resimleri zerine Notlar" bana hi tanmadm bir ressam getir
di. u bizim Francis Bacon olmayan bir Francis Bacon bu. ok il
gin bir okuma yaants kaydettim. Grsel bir malzemeyi, hi gr
meyen birine (bu bir kr de olabilirdi) dille aktarmak, hi de olma
yacak bir i deilmi. Byle bir ey okumutum... neydi, neredeydi,
bir trl kararnyorum imdi. Ama ok etkilemiti beni. Kr bir
adam bir tablo satn alyor ve kendisine bu tabioyu her gn yeni
den anlatacak birini tutuyordu. anlatc gen bir kzd ... sonra ne
oluyordu, bilmiyorum. Bir de galiba Tony Richardson'un ynettii
"The Entertainer" diye bir film vard. Laurence Olivier ile Alan
Bates'in aynadklar bir filmdi. Kr bir adamd Olivier. evresini

123
hep anlattryordu ... Tam Ferit Edg'lk konulard bunlar da. Oku
yun, aracaksnz.
"Susmuyordu, Alyordu"da "yazmann, yaratmann 'niin ?'den
ok 'nasl?'da yattna inanan" yazar, bu kez "niin yazmak?" sor
guluyor. Kafka'dan yola karak. Belki hep okurla arasna mesafe
koyan, hatta kendiyle arasna mesafe koyan bir yazar diye dn
msnzdr Ferit Edg'y, sadk bir okuru iseniz. Bu kitapta sk sk
"Acaba yle mi ?" diye soracaksnz kendi kendinize. Benimki de ne
ukalalk! Nereden karyorum yle dnm olabileceinizi? Ken
dim iin oktan zdm sorular niye ortaya atyorum? Belki u
radan aldm cesaretle: "Duyarlk . . . Biliyorum, birok ada sa
nat (ressam, ozan, mziki, yazar) rafa atmlardr bu szc./
Ama duyarlk olmadan iletiim nasl salanabilir?"
"G .G. Marquez'e Mektup Var", "Dubuffet ld. Olsun. Ben
Gene ( De) Bir Mektup Yazdm Ona", "ok Yaayan Arif Dino'ya
mr Ksa Bir Mektup" ve "Borges ile Dte", Onat Kutlar'n Yeter
ki Karannasn' iin yazlm "Hepimize Mektuplar" balkl deneme
ile bir utan birleiyorlar. Mektup yazabiirnek de yazma eylemine
girmiyar mu? Ferit Edg yazarak, dnerek, dleyerek didikliyor
"mektup"u da.
"zdeleme"den bir blm aynen aktaraym istedim sizlere:
"Sanat, yeni br dnya yaratr. Renklerle, biimlerle ya da szck
lerle artr. Bu aknlk iinde okur, dinleyici ya da seyirci yep
yeni bir dnya kefeder. Bu "keif" Christoph Colomb'un
Amerika'y kefinden daha az heyecanl deildir. nk her iki r
nekte de varolduu halde bilinmeyen bir dnya kefediliyordur./ Bu
dnya ile zdelemenin ise, ilk aamada olana yoktur. Colomb,
Hindistan'a gideyim derken Amerika'ya ayak basmtr. Okur iin
de durum budur. Bir yapta (bu yapt, ister yaznsal bir yapt, iir, y
k, roman olsun, ister grsel bir yapt, ister bir mzik yapt ) bir
bilinmeze yolculuk gibi yaklalr. Yol aldka bunlar ayrmsanmaya
balar. Sonunda ise, o yaptta kendimizi bulmaktan ok, ben
liimizin, kiiliimizin, yaam deneylerimizin, anlar birikimimizin
kk paracklarn buluruz./ Siz siz olun, hibir sanat yaptyla,

124
"imdi Saat Ka '"
( Fe r i t Edg)

hibir roman kiisiyle, hibir iirle zdelemeyin. Yoksa, Hindis


tan'a doru yola kar ve . .. Hindistan'a varrsnz."
Yazarn, kendi deyimiyle "dost-doru" felsefe yapt denemele
rin says az deil. ykc Ferit Edg de felsefe yapar. Ama ne den
emeci kimliiyle felsefeye abananlardan o, ne ykc kimliiyle.
nk, Flaubert'in Kafka iin dedii gibi, "O daha yaamn iine
girmeden, yaam onun iine girmi," gibi yazyor. Felsefe bilimlerin
mi hizmetisiymi ? O onyedinci yzylda kald!
Kitabn ok gzel bir baka yazs da: "Modigliani: Tek Ynl Bir
Ressam, ok Ynl Bir tiraf." Belki de hem bir sanatda, bir yazar
da ya da bir insanda ite bu heyecan seviyorum .. . ve belki, imdi
Saat Ka'n yazlarnda, yer yer deil, hep bu heyecan buldum. Scak
bir kitap imdi Saat Ka diyeceim, Modigliani scaklnda.
"Etkiye Tepki", tek kelimeyle, ok "yerinde" bir yaz. stediler
bunu, btn edebiyat derektifleri (haydi sofistikeletirmeyelim kav
ram) polisleri, istediler! Niin "bugne dein kimsenin Yakup Kad
ri'nin, Halide Edip'in, Samim Kocagz'n, lhan Tarus'un, Fakir
Baykurt'un, Talip Apaydn'n, Baaran'n etkisi altnda kaldklar
yazarlardan, airlerden szetmedii" dnlmeye demez mi ?
"Sanatta Kara Mizah Olgusu" ok ilgin, ok keyifli bir yaz.
Karasyla akyla mizahtan yana fakir olan bir edebiyatn lkesinde
bu yazy okumak, belki de yeni okumalara almak olacaktr.
Camus zerine sylenenler, yazlanlar arasnda, Trk okuru iin en
uyarc olanlarndan biri de, kukusuz Edg'nn "Umudun Peindeki
Yazar". Camus bir moda deildi, demode de olmayacak. Bugn ba
layanlar onu nasl okumal ? Bir yol, bu deneme ile birlikte okumak.
"Sanat ve Nevroz" balkl yaz ve zellikle "Nevrozun
Dili/Sanatn Dili" blm, olduka yaygn bir kafa karkl (con
fusion) bulunan bir alanda, aydntatc ayrmlar getiren bir deneme.
imdi bu yazya Fikret Mualla'ya ilikin olduu iin resim yazs m
diyeceiz; yoksa Ferit Edg'nn btn resim yazlarnda olduu gibi,
bir sarat sorununun sorgulanmas arlkta olduu iin, bir estetik,
bir sanat felsefesi yazs m diyeceiz? Belki her ikisi de; ve ilgisi do
rudan plastik sanatlara ynelik olmayan okurun bu kitapla ilikisini

1 25
yine de canl tutan, ite bu yaklam yazarn. Bir baka rnek de,
"Acnn Resimleri"
"Freya"nn Atlyesinde Sokrat ile Konumalar", sevimli bir y
k gibi yazlm. Yine de Sakrat'n sorular ve yantlar (kurmacalk
paylar ve lleri ne olursa olsun) sanat sorunlarna klar
dryor.
"Ana Dili mi, Terbiyeli Arap Dili mi?", 'Ayp' ve "Msteh
cen'den 'muzr'a" balkl yazlar, kltr yaammzn gndemindeki
kimi konulara ada bir aydnn sorumluluu, drstl ve toksz
ll ile eiliyor. Bu yazlar asl okumas ve etkilenmesi gereken
ler, Edg'nn okuru deillerdir. Olmayacaklar da. Okumaz'larn da
hatr kalmasn demi, kayda geirmi yazar onlara hitabn.
Kukusuz bu kitapla ilgili olarak syleyeceklerimi, sylemek is
tediklerimi bu yazyla tketiyor deilim. Gnl istiyor ki okunsun,
konuulsun, tartlsn imdi Saat Ka . Birka kiide merak uyandr
sam yeter bana. yle dar ufuklarla, ylesine kstlandrlm, er
eveli yayoruz ki!
unu da sylemeden gemek istemiyordum aslnda: Bu kitap;
kad, cildi, kapa, basks ile de sekinleiyor. Zarflara nem ver
meye vermeye, zevksizliklerin yaygnlamasna, kabul grmesine
kaplar ardna kadar aan, tencerede piirip kapanda yemeyi er
dem sayan "aydn"larmz belki fuzuli lks bulacaklar bu kitab. Ben
ce bir kitabn da pekala k ve zarif olmaya hakk vardr. Hele bunu
haketmise! Mazrufu yan sra zarf da bir mesaj tayor imdi Saat
Ka.'n. Ama yalnz kitap severler iinmi... Ya kimin iin olsayd?!

126
"Alternatif: Aydn"*
(Enis Batur)

nis Batur hibir zaman "halka inen" bir yazar olmad.


EYazlarn izleyenler, bunun, amalanp da baarlamam bir
i olmadn, hatta tersine, Batur'un tavrnn, alt kaln kaln izil
mi epeevre bir dnszlk olduunu ayrnsamlardr.
"epeevre dnszlk"ten kasdim; saa da sola da, "ini lecek" veya
"klacak" dzeylere de, i ve d yazn ynlendiricilerine de dn
szlk. Okunmay, sevilmeyi, benimsenmeyi herkes ister kukusuz.
Batur da istiyordur. Ama eminim, bu onun birinci derdi deil. Ken
dinde misyon vehmedenlerden olmamakla birlikte, kapsamn ken
di belirledii bir misyanun sorumunu tayor nk. Ne var ki onun
yazarlnda; "sorum", "misyon" gibi etik kavramlar da ikincil dz
lemde yer alyor. Bu da, bir paradoks gibi grnse de, yazarlk ahlak
bakmndan Enis Batur'u dpedz "ahlak" klan bir tutum. "Bir
yazarm ben," diyor besbelli, "nce de, sonra da !". Byle olunca,
amacn arac geerli klmas, aracn amaca uygun dp dmemesi
gibi sorunlar gndeme bile gelmiyor. nk amala ara zdetir,
btnlemitir bu tutumda. Yaz'nn yaz d uzantlar hep ilinek
sel kalacaktr.
Bir sre nce, Erturul zkk'n bir yazsnda, toplumumuzda
yeni yeni kendilerini gsterip duyurmaya balayan "yuppie"lerin
(gen, kentli profesyoneller! ) Enis Batur'suz edemedikleri gzlemini
okumutum. lgisiz kalamyorlarm bu yazar karsnda; ya ok se
viyor, ya nefret ediyorlarm. Dorusu bylesi bir moda figr olarak

* Alternatif: Aydn, Enis Batur. Hil Yayn, Istanbul 1 985.

127
dnemiyorum ben Batur'u. Yuppie'lerin kltr yaammda sz
sahibi olmaya baladklarn da sanmyorum. zkk'n bu savn
dorulayacak kiisel bir gzlemim de olmad. Ama, edebiyada il
gilerinin derinlere inmesi pek olas olmayan ('olas'y doru kul
lanyorum; 'mmkn' anlamnda deil 'muhtemel' anlamnda! ) yup
pie'ler bir yana; yazn evrelerinde gerekten de Enis Batur karsn
da bylesi ikili bir tutum gzlenebiliyor. Onu yabanc, Batl, birey
ci -ya da bireyselci- yeniliki, snob, anlalmaz (bunlarn biri-ikisi ya
da hepsi) bulanlar var; ciddi, kltrl, nemli, dnsel arlkl,
ulalmaz ve yine anlalmaz bulanlar var. Bu tutumlarn ikisi iin de
(ama zellikle birincisi iin), "bir rkntnn, deiik kiilik
yaplarnda farkl davuran bir ifadesi" tans geerli olabilir. Daha
snrl bir kme iin ise, belki gerekten samimi birer okur tavr bu
lunabilir bu yarglarn gerisinde. Birkac yl nce Vivet Kanetti'nin
"Kltr Terr" balkl bir yazsnda Enis Batur, okurlarn rkt
rnek, sindirmek, terarize etmekle sulanyordu. Bir yazar deerlen
dirirken, ancak okuru btnyle edilgin sayyorsa bir geerlik kazan
abilir bylesi topyekun yarglar. Oysa, misyonerlie kalkmayan
yazarlar okuru etkin, katlmc, hatta retken varsayarlar.
Tabii okurun etkini de var, edilgini de. Okur olarak, ok s
tmzde ya da tamamen dmzda grdmz bir yazar okurken
nesnel kalabilmemiz g, hatta neredeyse olanakszdr. Nesnel kal
mak yle dursun, dnceleri tartabilecek bir zemin bile kayacak
tr okumamzn nnden. O zaman da ister istemez, edilgin okur ol
maya itilmi oluruz. Gln Ad'nn haftalarca ok satan listelerinin
ban tttuu bir garip lkede, kimi yazarlarmzn etin, anlalmaz,
"enigmatik" damgasyla, yaamalarn ve yazmalarn srdr
melerine seyirci kalmak beni tedirgin ediyor. Bunu deitirmek iin
yapabileceim bir ey, elbette yok. Hem zaten, ben de bir misyon
yazar deilim. Ama dnmek istiyorum, dnebilmek istiyorum;
nedir, saylar -be binle, bilemediniz on binle snrl okur kir
Iemizin gdlenme dinamii ? Gln ad'n kimler okuyor?
Sevinelim mi, yerinelim mi? Bu nasl bir okumadr ki, ayn okurlar,
diyelim bir Bilge Karasu, bir Enis Batur, bir Leyla Erbil karsnda

128
A l ternatif Aydn

saflar gevetiveriyorlar? Eco'nun ans( ! ), diyelim bir Yourcenar'da,


bir Borges'de niin tecelli etmemiti? Gerekten garip, ok garip bir
lkedeyiz. Gln Ad benim iin doyulmaz (elbette "doyumsuz"
deil, doyulmaz ! ) bir edebiyat leniydi. Ama ben, ne zaman temsil
edici, tipik bir Trk okuru oldum k i ? Yazn bilinci, yazn beenisi
mi ykseliyor, yoksa dengesiz beslenme tehlikesi douran, edilgin
okuru tevik eden, -Murat Belge'nin deyimiyle "eurobesque"- bir
kltr dalgalanmas m yayoruz?
Bu sorular tartmak ve/ya da yantlamak deil amacm burada.
Enis Batur'a dneceim. kal neredeyse bir yl olmu bir kitab
var Batur'un elimde. Bu kitapta bizi ok eitli konularda, bu arada
az nce andm konular evresinde de, dnmeye, tartmaya
ynlendirebilecek nemli yazlar var. Katlp katlmamaya, beenip
beenmemeye karar vermeyi okuma sonrasna ertelesek de, Alter
natif Aydn' okuma ve dnme gndemimize alsak diyorum. Belki,
artk "yeni" olmak anlamnda "gen"lii yava yava geride brak
makta olan ilgin bir yazar tanmakta ve yazn-kltr yaammz
iinde belli bir yere yerletirmekte bu kitap bize, Batur'un br
kitaplarndan daha ok yardmc olacaktr.
Gerekten de, nasl air Enis Batur benim iin, brleriyle deil
ama Kandil'le ve Sarn'la Trk iirindeki yerini belirlemise;
dnr ve denemeci Enis Batur da okuruna, iir ve ldeoloji'yle ,

Tahta Troya yla belki daha g alr bir i letiim aral sunuyordu
'

da, Alternatif Aydn'la bu aral daha iletken bir malzemeyle


demi diye dnyorum. Yaznn banda vurguladm dnsz
lkten dn vermeden elbet. Bu iletken malzemenin iletkenlii;
dil-dnce rnts kadar, sz alan konularn "corafyas" ile de
salanm sanrm.
Kitabn tam ad: Kltr ve Gelenek, Dou ve Bat, alk ve
Tarih Bilinci nnde Alternatif: Aydn. Batur'un biraz da hayflan
mayla, "Roland Barthes takviyeli bir Ahmet Mithat Efendi'cilik"
diye adlandrd bu "edebiyat-d" denemeler (ki edebiyat-d"lk
lar yalnzca konular dolaysyladr), yarn bilemem, bugn iin,
clz kltr ortammda bir alkalanma yaratmas gereken (bek-

129
lenen demek iin geciktim! ) yazlar. "Yarn bilemem," deyiim, bu
yazlarn kalclndan duyduum kiisel bir kukuyu belirtmiyor;
Enis Batur'un insann iine hzn veren u sznden etkileniyorum:
"Belki yarn, basmakalp yaklamlarn, denetleyici ve ahlak zih
niyetlerin, nyargl ve ufuksuz bir perspektifin egemen olmayaca
bir kltr ortamnda airin, yazarn szn ya da suskusunu bamba
ka bir boyutta ele alma olana doacaktr" (s. 10). Ama bence, elin
den dilinden geliyorsa ne mutlu; "air, denemeci, yk ya da roman
yazar, iki rnn arasnda" susmamal, sz almal.
Alternatif Aydn'da irili ufakl 30 kadar yaz yer alyor. Aydnn
Yeri/ Felsefe, Dnce, Dil/ ehir, Tarih, Kltr balkl ana
blmde toplanm yazlar. Bu tr kitaplar iin yazlrken, yazlar
tek tek tartmann pek fazla anlam yoktur. O bakmdan, Enis
Batur'un dzyazsnn ve bu kitap szkonusu olduuna gre; genel
likle edebiyat-d dzyazsnn, dnce ufkumuza getirebilecei
almlara iaret etmf'kle yetinmek istiyorum bu yazda. Benim
genelde ve zelde (bu kitap iin) syleyecekterime ok yakn eyleri
Batur; "Aydnlar ve Demokrasi", "Aydnlar ve Ahlak", "Alternatif:
Aydn", "Agah'n Srr" balkl yazlarnda sylemi. Belki de en
ok, aydn kavramnn sorguland, yargland yazlar heyecan
landrd beni kitapta.
"Sisli Bulvar Gerekilii" de dzeyli, hakl, akll polemie r
nek olacak bir yazs Batur'un. "Baharat Divan", biemiyle de ken
dini setiren ok keyifli bir deneme. Doru ! "Kiinin glme gerek
sinimi duymamas, onu gln olmaktan kurtarmaya genellikle yet
mez." Az bile!
"Ahmet Say'a Yantlar" ibretle okunnal Batur'un. Daha do
rusu, sorular ibretle okunmal. Kltr evremizin bir kesimini ok
iyi tantyor, anlatyor bu sylei.
"Felsefe, Dnce, Dil" blmnde, meslekten felsefeci olmayan
ada bir aydnn, felsefeye ynelik "doru" ilgisinin rnekleri
okunabilir. Felsefemiz de ok ksr olduundan; teknik felsefe konu
larndan ok daha ilevsel olarak dnce yaammza geirilebile
cek; dil, dnce, iir, yaam ile felsefe ilikilerinin tartldtna

130
Alternatif Aydn

pek az rastlarz; ya da pek az rastladmzdan felsefemiz ksrdr. Enis


Satur'un bu blmde yer alan yazlar da, zellikle bu bakmdan
nemli grnd bana. "G Anlalr Olan" balkl yaz, gncel
liini yllardr koruyan ve hi olmazsa bizlerin yaam srelerimiz
iinde yitirmeyecee benzeyen bir okuma-yazma sorunsaln kur
calyor. Veciz bir Zen hikayesiyle noktalanm bu yaz. Dirimsel bir
dizgi yani var yalnz, galiba. rdein bacaklarnn uzatlnas sz
konusu olsa gerek, ksaltlmas deil. Evet, sylenecek en veciz sz
sylenmi bu konuda: "Eer anlyorsanz, her ey olduu gibidir.
Eer anlamyorsanz da, her ey gene olduu gibidir" (s. 1 5 2 ) .
Son blm, 1 2 paradan oluan tek bir deneme: stanbul iin 1 2
kvlcm. Ksack bir "ufuk turu" yaplm b u yazda; kitap iin de
ho bir fina! olmu. Ben, alternatif: Aydn' okumakta epeyi gecik
tim. Ama okumu olmaktan, gecikmemi bir sevince/kvanca ben
zer bireyler duydum. Bu yazy da, okumakta gecikmi olabi lecek
bakalar iin yazdm. Aydn(lk) okumalara!

131
Gerein inden Gemek

irka ay nce, yine bu stunlarda, Alternatif: Aydn


Bdolaysyla szetmitim Enis Batur'dan. Denemeci Enis Batur
zerine imdi de sylemek istediklerimin pek ounu o yazda sy
lemitim. Evirip evirip tekrarlamann gerei yok. Zaten hepimizin
her yazdmz, aa be yukar ayn kiiler okumuyor mu? Meer
ki, "hepimiz" kapsamna girip girmeyecei de ayr bir tartma konusu
olabilecek biri ka ve rakamlar n bein kat kat stne tara!
Bu sefer gecikmedim; Babil Yazlan'n, yaynlanmas n izleyen
makul bir sre iinde okudum. Ksa zaman aralyla Enis Batur'un
denemecilii zerine ikinci bir yaz yazmakta bir saknca grmediim
iin, bu yazda Babil Yazlan'ndan sz amay istedim. Bunun birinci
nedeni, kitab ok ilgin bulmam ve okurlara da salk vermek is
temem olmal. Kukusuz o da var. Ama birinci nedenim, biraz daha az
zgeci ! Yazn zerine yaznsal deneme trne birka fazla okur kazan
drmak, tre kazanlm okuru da biraz zora komak istiyorum aslnda.
Batur'u da, kitabn da bu "karanlk emellerime"-alet etmeme iriraz
olan kmaz herhalde. Zaman zaman edebiyat dnmek, iyi olur.
Babil Yazlar'nda 29 yaz var. Arka kapak yazsn okursanz (ya
da kimi tantma yazlarn) , kitabn ikinci blmn, "sanat-korku"
ilikisini ileyen bir zincirleme denemenin oluturduunu renir;
"Giacometti'nin bir yontusu, Klee'nin bir deseni, Fellini'nin bir il
mi zerine kurulu" olup "yaratc kiinin 'kriz' karsndaki tavrnn
deildii" bu blm, Babil Yazlan'nda bouna ararsnz! Demek ki,
bu 29 yaz, birinci blm oluturuyormu.
ok geni spektrumlu bir konu eitlennesi buluyoruz bu
yazlarda. Ama gerek "gerek" ana izlei, gerek yazlarn sralan,

132
serpilmilikten kurtaryor, btnlyor kitab. Ana izlek; gerein
yzleri, ayrtlar, gerein bileimine giren, bileimini bozan, onu
paralayan eler dolaynda eklemleniyor. N itekim, kitabn sonun
daki kk kavram dizininde yer alan 28 kavramdan 25'i bu sorun
saln balarnma giriyor. Yine de sarslmaz bir dizgesellik aramamal
bu yazlarda. Ad stnde, "deneme" bunlar nk.
"Gerek" sorununa yeniden dnmek zere, "deneme"den
Batur'un ne anladn ve yapt i zerine dnrken neler bul
duunu anlatan "Deneme" balkl ilk yazy anmalym. Bu yaz; Ay
na'dan Babil Yazlan'na tm bir Enis Batur dzyazsna, srgl bir
kap ayor. Dilinden, bieminden, tutumundan, tavrndan bir kesit
adeta. Belki tek eksii, br yazlarnn ounda bazen "fazla" olan
dr: tandmz-tanmadmz, evrilmi-evrilmemi btn o
"ad"lar! iir ile denemeyi, kalem aynatt bu iki tr nasl telif edi
yor acaba Batur? Belki de kitabn, deneme konusunda beni en
heyecaniandran satrlar unlar: "ki tr birbirine kartrmak elbet
te istemem, bunun iin biri anonim iki ayr dil, iki ayr slup da ara
rnam ama, aramak istemem. stelik, iki trn belli durumlarda bir
birlerine karmalarna deil de gemelerine ses kartmam. iirden
deneme esini, denemeden iirseli btn btne kovmak iin konu
lan ltleri kvrak, alm getirici, dourgan bulmam nk" (s. 1 0).
"Babil Cezas" balkl yaz, kitapta yer alan eitli tarihlerde
yazlm yazlar toplamna bir "ndeyi" olarak dnlm. Aziz
Nesin'den Umberto Eco'ya, Samuel Becket'ten Necip Faz!
Ksakrek'e, daha daha Piyale Madra'lara uzanan clctirici, sor
gulayc, yorumlayc szn amlad, yzeyi halkalanan dzlernin
kat yerlerinde, hep gerek ve "taallukat" bulunuyor.
"Dil ile Anlam'n, bir o kadar da Dil ile Hakikat'n yzyze gel
dii noktadayz ite. Hakikat'n barndrd anlam, Anlam'n barn
drd Hakikat, Dil ile rtyor mu? Nedir dile gelen? Hakikat'n
kendisi mi, yalnzca bir paras ya da biimi mi? Yazdklarmz, sy
lediklerimiz yazmak, sylemek istedikterimizin aynas m? Doruyu
mu dile getiriyorum, doru mu dile geliyor, doru dile gelir mi, dilin
kendi bana bir dorusu mu var? Yoksa, Proust'un dedii gibi, 'en

133
gzel kitaplar, bir tr yabanc dil ile yazlm olanlardr,' sznde mi
mahfuz duruyor doru ?" (s. 1 7 ) ve bu sorular daha da boyutlan
dran bir canalc, "tekinsiz" soru daha: "Dil gerei olduu gibi kap
sar m, yoksa onu kendi gerekliinde mi gerekletirir?" (s. 19).
Edebiyat dnen, edebiyata dnen herkes iin son deree kkr
tc bir soruturmann izini keyifle srerken, ileri bir noktada birden
tkezledim. "Gerein teki Stats"nde, Kristeva'nn yaratt
"tersi dnlemeyenin dile gelii" olarak tanmlanabilecek "vreel"
kavramn oluturan sfatlar, "vrai (gerek) ve reel (hakikat)" diye
rek aklam yazar. Bu doru deil. Kitabn kilit kavram ikilisinde
byle bir temel hata beni ok artt. Tam tersi olmalyd dorusu.
Hatta biraz daha farkl bir biimde aklanmalyd. Yani, rnein
yle: Gereklik-Gerek ( Realite-Reel}/Hakikat-Hakiki (Verite
Vrai ). 1 4 1 . sayfaya gelinceye kadar, kavramlarda byle bir kark
ln izine rastlanmadna gre, belki de maddi bir hata sz konusu.
nk dikkat ve titizlikle ayrtlar zerinde durulan, evresel alan
ince ince taranan zeksel kavramlar bunlar kitabn.
Enis Batur gerein iinden geerken tama yakn bir kavram en
vanterini harmanlyor kitabnda. Yaznsal ya da sanatsal gerekliin
zglln irdelerken uzak durduu yalnzca bir kavram var gibi
geldi bana: inandrclk. Yazarn "gereksi", "gerek gibi grnen",
"vrai-semblable" gibi adlandrmalar altnda szettii ey, acaba
benim "inandrclk" ya da "yaznsal metnin i-inandrcl" diye
dndm eyin ayn m? Sanyorum neredeyse rtyor kav
ramlarmz. Belki o, kullanaca szcn fazla znel tnlamasndan
kand. yle ya, "gereksi" olan, bamszca, bir ey, bir durum, bir
nesnelliktir; oysa "inandrc" olan her neyse, hep inanmas ya da
inanmamas gndeme getirilecek biri, bir znellik, girer devreye.
"inandrclk", atlamadmsa, bir kere 33. sayfasnda geiyor Babil
Yazlar'nn. Oysa kitabn tartt, dne dne nemini vurgulad
balca sorunlardan biri bu.
"Kurmaca"y anlatan bir blmde, buraya zellikle almlamak
istediim bir "altn sz" var: "Gerein yksn deil, yknn
gereini gstediimiz yerdir yaznsal metin" (s. 29).

134
G e rein I i nden Gemek

Kitabn en ilgin, en retici yazlarndan biri "Gerein Hal


leri" diyorsam, bu yazda deinilip geilmi ok dndrc (E.
Batur olsa, burada "dndrtc" derdi ve eylemi niin bir aracya
devrettiini dndrtrd bana! ) ve usuz bucaksz bir kuramn
ekirdei olabilecek bir noktaya da mutlaka dikkatleri ekmeliyim:
"Belli roman kiiliklerinin 'gerek hayat'taki kimliklerini bilmek
neye yarayabilir? Belki de yazarn prizma'snn ana kr( l)ma
yasalarn renmeye. Ama, eninde sonunda 'gerek hayat'tan
tandmz biri, bizim de prizma'mzdan szerek tandmz dn
dmz kii deil midir?" (s. 24-5).
Bir b3ka ilgin yaz da "Erratum" Bu yaz 1 986'dan sonra yazl
sayd. Ferit Edg'nn "Borges ile Dte"sinin post scriptum'unu da
rnekleri arasna keyifle katabilirdi Batur, sanyorum.
"Trk Yaznnda 'Cambaz' ve 'Denge' imgeleri", daha geni
tutulsa, rnekler biraz alsa iyi olurmu. Ama bu yaznn son parag
raf yine okura (eletirmene de) ok nemli ve ak bir mesaj ileti
yor: "D gerein yazn gereine geiimini grebilmek iin,
metinlerin nasl yazlmas gerektiini buyuran bir eletiri anlayn
dan ok, onlarn nasl okunnas gerektiini aratran bir eletiri an
layna gereksinme duyul(maktadr)" (s. 74 ) .
"Gerei neeleyen Gerei ncelemek" v e "Gerein teki
Stats" de ok nemli iki yazs kitabn. Babil Yazlar'ndan
yorulursanz, "ldkten Nice Sonra Sahibini Rahatlatmak in Bir
Geceliine Geri Dnen Kedi"yi sona brakn. Ben olsam, kitab o
yazyla bitirirdim! En son o yazy okursanz, yorgunluunuzdan
yaknmasnz nk.
Okur iin, okuyup geitmekle okunmu saylamayacak, ii kolay
kolay bitmeyecek bir kitabn "kymeti harbiyesi" ne olabilir?
Okuruna gre deiir bu. Armut pimiyor, azlara dmyor. Oras
yle. Ama yazn sorunlarna ilgi duyanlarn, Trkiye'de Trkede,
byle bir kitap bulabildiklerine sevinmeleri gerekir.

135
Bilge Karasu'nun
Denemecilii

ilge Karasu'nun felsefesi ve edebiyat ( felsefecilii ve


B edebiyatl ) zerine yazmak istiyorum.
Felsefe ve edebiyat . . . kisi de, gerek anlamsal yaplaryla, gerek
tarih iindeki varolu biimleriyle, kltr yaratan insann aniarsz
olunmam etkinlikleri. 'Onlarsz olunmaz' demiyorum, 'onlarsz
olunmam' diyorum. Bilerek. Hem felsefeyi, hem edebiyat kltr
varlnn birer alan olarak sunmak yerine birer insan etkinlii o
larak sunmay yeleyiim de vurguyu etkinlik zerine vermek is
teyiimden. Bu iki etkinlii "kltr yaratan insan"la balant iinde
ele almak isteyiim de bouna deil. Amacm, felsefeyi ve edebiyat
(daraltlm bir anlamda) kltr yaratmayan insann -hatta kltr
almlamayan, kltre kapal insann- etkinlik alanlarnn dnda,
onlardan bamsz tutmak m? Varolu koullar bakmndan "dn
da"? Belki. Ama "bamsz"? Hayr.
Aslnda "insan" dediimizde bir tr ad vermi oluyoruz. Kltr
yaratmayan ya da kltre kapal diyerek ayr bir kategori iinde tut
ma gereini duyduumuz "insan"( lar) durumunda ise, tr deil
birey( ler) -isterseniz kiiler- sz konusudur. Tmel ile tikel arasnda
ayn adla adlandrlmadan doan bu kayma arzidir. Tr ad olarak
"insan"dan sz edildiinde kltr yaratmayan ya da kltre kapal
olan "kimse"lerin varl, insann belirli ve daraltlm bir anlam
daki "kltr" ile gerekleebilir (ve gereklemi) ilikisine bir
parantez amamz gerektirmezdi bile. Geelim ... Talebin ve arzn
belli bir tarihsel ve corafi noktada son derece azalm olmas, in
sann kltrle -ya da daha da daraltalm; felsefeyle, edebiyatla- al
veriini yok sayacak ya da kukuyla karlayacak bir u karamsarla
srklememeli bizi. Hi olmazsa kuramsal dzlemde ...

136
Koyunlarmza, yani felsefe ile edebiyara dnecek olursak; bu iki
"etkinliin" birbirleriyle etkileimlerinin, her ikisi bakmndan da
"hassas" bir kavuma blgesi yarattn dnyorum. teden beri
bu blge karsnda ben de "hassas"laveririm. Hasbelkader ben de
felsefeci ve edebiyatym ya; mii mn otuz yla yaknn vakfet
tiim bu iki alan birbirleriyle kesimedike, rtmedike, ilerin
den ,veya zerlerine- konuup yazmakta pek zorlanmadm. Ama ne
zaman tehlikeli yaknlamalar, mutlu-mutsuz, talihli-talihsiz
beraberlikler sz konusu olduysa -gerek kendi dnsel ve yaznsal
etkinliimde, gerek bakalarnkinde- gzm/gnlm drt ama
durumunda hissettim kendimi.
( te hemen rnekleyivermiim i lk fark: felsefeci kalemim sz
uzatmaya, dolandrmaya eilimli; daha dorusu edebiyat gzlm
yle gryor. Edebiyat kalemim ise felsefecinin denetimi karsn
da hrnlap kestirme yollara girmeyi semek istiyor. Neredeyse
kavga ! )
Kestirmeden sylcyivcrcyim syleyeceimi: B i r edebiyat
rnnn iinde felsefe, bir felsefe yaptnn iinde edebiyat,
olaanst bir uyum iinde sarmallanmamlarsa, hangisi kazanta
ve baskn grnrse grnsn; ortaya kan yapt da, felsefe ve6-
veya edebiyat da yara alyor, zaafa dyor.
Bu ii kavgaya-nizaya gtrmeden, hak yedirmeden, felsefeyi
edebiyatla, edebiyat felsefeyle karde karde geindirerek yazan ve
bylece de yazdndan katmerli kazanmlar ve doyurnlar derien
mesine olanak veren ustalarn says ok deildir. Onlarn da her
atta ayn kuu vurmalar gtr.
Felsefeyle edebiyatn uyumlu birlikteliinin en firesiz kurula
bilecei ve serimlenebilecei tr, deneme olabilir diye dnrm.
Tabii iirde, aniat tii iinde de yer bulabilir felsefe kendine.
Ama deneme; edebiyatn yaratc etkinlik olarak bir eit egzersiz
alan olduu gibi; felsefenin, iine en az klk deitirerek gire
bilecei, dolaysyla da en zorlanmaszca kabul grebilecei yazn
tii olsa gerek.

137
Felsefenin edebiyatn diliyle konutuu, kurmaca ile 'karma
mad', yant giriimlerini ya da nerilerini ierebildii; ama soru
sormakla/sordurmakla, ya da soru olmakla da kalabildii bir tr
deneme.
Trk edebiyatnn, yazsnda en ok 'felsefe' tayan ama fel
sefeyi edebiyatma tatmayan, denge ve doz ayarn meleke haline
getirmi ustas Bilge Karasu'nun Ne Kitapsz Ne Kedisiz balkl de
nemeler kitabn okuyun. Bu yazy ben o kitap iin yazdm.
Karasu'nun baka yazdklarn da okumusanz, biliyorsanz; onun
anlatda yapmad neyi (neleri) denemede yaptn ayrt edip fel
sefe-edebiyat ilikisinin Karasucasn daha net grebilirsiniz. Yok
eer br Bilge Karasu yaptlarn -zellikle de Uzun Srm Bir
Gnn Akam 'n, Gm Kediler Bahesi'ni, Ksme Bfesi'ni- oku
nanz Ne Kitapsz Ne Kedisiz nceleyecekse; kurmaca yaptnda,
aniat iinde, felsefenin; hangi kostmle saygn bir konuk, hangi
kostmle bir yaam yolu arkada olarak bulunabileceini pek az
zahmetle kavrayabileceksiniz.
Kitapta Karasu'nun sekiz denemesi yer alyor. "mge retiminde
Roman Hala ilk Srada" balkl deneme romana, romanda retilen
imgelere ilikin olduu kadar; genelde imge retimine, "imge"nin
anlamiandrma etkinliindeki zeksel yerine, nemine ilikin geni
bir sorun alanna aryor okuru. Bu yaznn hemen ardndan,
kitapta benim favorim olan "Bilge Karasu Adl Birinin 50. Ya z
erine Metin Tasla" okunsa, "Bu biri (adn tadm biri) , rnein,
krk dokuz yanda, 'imgeler' diye tutturdu. nsann, kendine gster
mek istedii kendi imgesini, bakalarna iletmek istedii kendi im
gcsini, bakalar zerine kurduu imgeyi, bakalarnn kendi zerine
kurmu olabilecei imge zerine kendi kurduu imgeyi, inceden in
ceye ayrmaya alt." szleri zerinde tekrar tekrar dnise belki
Karasu'nun bal bana bir kuram, bal bana bir kitap olu
turabilecek imgeler gr ile daha scak balar kurulabilir.
Ama ben urackta okura Ne Kiapsz Ne Kedisiz'i zetlemeye, ya
da "tantmaya" kalkmak niyetinde hi deilim.
Birka alntyla balayacam sz. niyetim de, iim de kkrtclk:

138 1
B i l g e K a ;, s u ' n u n D c n c m c c i l i i

"Kitap araclyla zenginlik ya da beeni incelii gsterisi, kitap


dnda yaam bilmeme (kitap dnda bir yaam unutmak), bil
gililiiyle vnmek. . . Pek anlamsz grnd bunlar bana." (s. l l )
* * *

"Yaamak pek ok eyden kopmasn renmektir de." (s. 1 2)


* * *

"Avc da, av da, kendileri zerine bir eyler dnrler elbet;


ama av avcdan, avcy avdan sormak gerekir; mutlaka! " (s. 1 2)
* * *

"Kii yalandka "tarih"ini kurgulamaya iyiden iyiye sarlyor.


Gemiini eliyor, eiyor, eletiriyor; anlamlar kurmaya, balar bul
maya alyor bu karmak rgde; kendi yaam olduu iin srek
liliini , kesintisizliini yllar yl, deimez (en deimez) ilke diye
grd bu yaamda, saltk olarak kendinin, sandndan ne kadar
daha az-nemli olduunu, kendi pay diyebileceinin ne kadar az
yer tuttuunu sezmeye balamann ylgs iinde, gemiini 'rp
maya' balyor." (s. 70)
* * *

"Yaammzn 'mze'sini, genellikle, 'inan'larmz ayr raflara,


dostluklarmz ayr raflara yerletirerek kurmaya alr gibiyizdir.
Oysa, daha batan, hepsini bir gzel kartrn birbirine . . . " (s. 80)
* * *

"Oysa bbrlenmek neye yarar. lmn eitleyiciliini unut


maya, olsa olsa." (s. 89)
* * *

"Bir (kitab ) anlatmak: Sayfalar, kitaplar, eritler dolusu; ya da


birka tmce, birka izgi . . . Ne biri yeter, ne br. Belki ikisi de
gevezelik. Okuyan karar verir; elbet, kendi hesabna." (s. 94)

1 39
Bir Kltr karmas
(Hilmi Yavuz)

il i Yuz Nisan aynda bi klt r karmas yapt. Zaman


H rler n ayr turuyorum drt ktapla gelen Hlm_ Yavuz
bahar iinde. Kltr karmas, yazarn, kltr, felsefe, yazn zeri
ne denemelerini (belki burada makale demem gerekirdi, ama yine
de ben deneme diyeceim) bir araya getiren ve bir arada yaym
lanan kitapla gerekleiyor. Ben bu yazda, Kltr-zerine'yi ele
almak istiyorum. dierleri de ayr yazlarn konusu olabilir.
Yazarn 1 9 7 5'de yaynlanan Felsefe ve Ulusal Kltr adl kitabn
dan Kltr zerine'ye alnan yazlarn, "nemli deiikliklerle
yeniden yazldklar" belirtiliyor sunu yazsnda. Dolaysyla bir
ikinci basm olarak grlmemeli bu yapt.
"Trk Kltr zerine" adl yazda ulusallk-dinsellik, ulusuluk,
halklk, Batclk-evrenselcilik, Anadoluculuk, Osmanlclk kav
ramlar zerinde duruluyor. En azndan, kltr felsefesi asndan,
son yzyln belli bal ynsemelerini, araylarn saptayan bir yaz
bu. Ama benim gibi, "telgraf slubu" geleneinden gelen ve uzun
(etrafl) yazmaktan ok sklan biri iin bile, konunun ok geni kap
samn dndmde, fazla ksa, kamprime gibi gelen bir yaz. Hil
mi Yavuz'un, geni bir alma iin ald kimi notlar izlenimini
veriyor. Dolaysyla, kavram zmlemesinden ok, dkmne
ynelik bir hazrlk alnas iin yararlanlabilir durumda. Yine de,
bu kk yaznn nemli bir nerisi var ki, beni en ok o ilgilendir
di: Sorun, Trk kltrnn kkenierinin saptanmas gibi, bir
bana ele alnacak basit ve tarihsel bir sorun olmaktan ok, bir
temellendirme sorunu olarak kyor karmza. Bir temellendirme
ise, gemite varolan bir kltrn bulgulanmas, aydnla kar!-

140
mas anlamnda edilgin deil, gemite varolan kltrlerden yarar
lanarak ortaya bir yap karmak anlamnda etkin bir uratr.
Bunun iin de, nce, iinde yaadmz toplumu, bu toplumun
yapsal zelliklerini dikkate almak, bunlarn gemi kltrlerle olan
kkl derin yapdaki balantlarn ortaya koymak gerekir: Ulusal
kltr temellendirmek iin tutulacak yol, dnden bugne gelmek
deil, tam tersine, bugn'den dn'e gitmektir" (s. 6 ) .
"Ulusal Felsefe zerine" balkl yaz, e n retken Trk felsefecisi
Hilmi Ziya lken'in, Trkiye'deki dn iletiimi ortamnn ksr
lna aldrmakszn, sabrla gelitirdii kuramsal aklamalarndan
birine: Felsefenin evrensel, tefekkrn (dnce retiminin) ulusal
olduu savna dayanyor ve u smunu asal kabul ediyor: "Bir Os
manl-Trk felsefesi niye yok? Ulusal tefekkrmz niin bir felsefe
retemedi?" (s. 2 ) .
nc yazda ( "Ulusal Tefekkr zerine") : "Yksekretimin,
930'larda yeniden rgdeniinde Trkoloj i ve slam Felsefesi,
bilimsel statlerini yitirmi ikincil alanlar olarak grnyor: Bir tr
'kopma'nn gerekletirilmek istendiine tank oluyoruz burada.
Cumhuriyetin resmi ideoloj isinin akademik tayclarnn gznde,
Trkoloji ve slam Felsefesinin stats yok. retimi yaplmakla
birlikte, yeni yetien cumhuriyet kuann bilim ve fikir adam
larnn grmezlikten geldikleri alanlar Trkoloj i ve slam fel
sefesi . . . " (s. 23 ) deniyor. arpc ve hzl geriye dnk deiimierin
altnda (traj ik bir iranisi var bu ifadenin bu balamda! ) , yk
sek retimin 980 sonrasna bakldnda, Cumhuriyetin resmi
ideolojisinin hasl ettii "ideolojik boluk"un anszn, soluk aldr
mamacasna doluvermesi de bir baka "horror" ( ! ) uyandrmyor
mu? Dnlmeli. Ne yazk ki "dnme", hep kriz anlarnda, can
havliyle gerekletirilen bir edim olduka, salkl zmler yerine
ifratlar ve tefritler gelgiti kanlmaz oluyor.
Ahmet Harndi Tanpnar zerine be yaz var kitapta. Yazarn
973 ylnda Selahattin Hilav'la Tanpnar zerine srdrd bir
tartmay da izieyebilir okur bu yazlardan. O yllarda, edebiyat
larn Marksizmlerini sorgulamak-bulgulamak ve tartmak daha

141
bir revatayd. Hilmi Yavuz gerek Tanpnar', gerek Kemal Tahir'i,
birtakm yaktrmalarn tesinde, anlaml yaklamlarla ele almt.
Sait Faik de "toplumculuk"la ilikisinin akla kavuturulmasn
bekleyen bir yazardr edebiyatmzda. Onun bir ey bekledii yok ya,
edebiyatmz Hilmi Yavuz'unki dzeyinde bir "Sait Faik ve Mark
sizm" yazs gereksinmesi iindedir.
Yavuz'un Kemal Tahir' e ilikin dnce ve deerlendirmelerini,
bu yaznn dar kapsam iinde tartmaya kalknarn yersiz olur. An
cak, "Kemal Tahir zerine" balkl yazdaki "Ahmet Mithat Efen
di romancl" sorunu (ss. 74-9), bence gncellie arlmas
gereken bir sorun. Yirmi yl iinde, "gereki Trk romancsnn
(ne) Trk toplumuna ilikin somut tarihsel gereklikleri ilemi bir
roman gelenei; (ne de) tarihe, ekonominin zel koullarna eil
mi, toplumsal yaam derinlemesine ve genilemesine incelemi bir
bilim gelenei (vardr)" gibi eksiklikler tamamlanm olamaya
cana gre, hala m Ahmet Mithat Efendi olmak gerekiyor? Daha
da rknc: Hep mi Ahmet Mithat Efendi olmak gerekecek? te
bu sorular, Kemal Tahir'in kendisinden ve romanclndan daha
ok ilgilendirdi beni dorusu. Bu sorulardan da ok, Kemal Tahir'in
edebiyat konularndaki dncelerini nemsemi/nemsiyor olan
larn ve Yavuz'un bu sorulara cevaplar.
"Roman pure", "roman gibi roman" diye anlyorum ben, biraz
kabalatrarak. yle sanyorum, daha dorusu umuyorum ki, hi ol
mazsa romanc gibi romanclarmz Artk ahmet Mithat Efendi'yi
ve Kemal Tahir'i pek rneksemiyorlar.
Yavuz'un bir baka ilgin yazs da: "Lumpen Kltr zerine: Ne
O, Ne teki." Kitle kltr zerine, ok uyarc, dndrc bir yaz
bu. Dnenlerimiz arasnda, Murat Belge'nin de bu konuya zaman
zaman ok keyifli yazlada eildiini hatrlyorum. Ne o, ne teki ...
ne Doulu, ne Batl ya da hem o, hem teki ! Belge, lumpen kl
trnn metastaslarna "eurobesquc" diye bir ad da bulmutu. Yavuz,
yazlarnda hep arbal, mesafeli durmay seer. Oysa bu konu, "ne
o - ne teki" kategorisi iinde (ne ar ciddiyet ve kuramsallk, ne
salt sululuk) yazlmay istiyormu gibi geldi bana. O zaman; bira,

142
B ir K l t r k a r m a s :
Hilmi Yavuz

Blent Ersoy, devre-mlk rneklerinin tad da daha ok kacakt!


Yavuz'un kendi yazarlk tavrnn en belirgin zelliklerinden biri olan
ciddiyeti, arbll elden brakmasn istemek, beklemek benim ne
haddime. Ama ince ve keskin humorunu, kendisini sadece yazlary
la tanyabilenlerden esirgemesi hakszlk gibi geliyor bana bazen.
Kltr zerine'nin ikinci blmnde, Hilmi Yavuz'la yaplm
konumalar yer alyor. Konumalar, yazarn geni birikimini yanst
maya elverili kimi konular zerinde younlatrlm. kisi ("Kl
tr, Gelenek ve Tasavvuf zerine" olanla "Fikir Adamlar ve
Dnce retimi zerine" olan) Sefa Kaplan'la yaplm. Bildiim
(daha dorusu duyduum) kadaryla Sefa Kaplan, Tercman ve
Yeni Haber gazetelerinden tannan bir gazeteciymi. imdilerde
demokratlk adna bu tr karlamalara ska rastlar olduk. Bu ol
gudan alnacak bir ders de var (ben kendi payma, o dersi alp ii me
sindirmeye alyorum): Kimi zaman, btn btne aykr dn
yalarn insanlar arasnda, ayn dnyann yakn-uzak blgelerinde
yaayanlar arasnda olduundan daha yansz, daha verimli bir
iletiim kurulabiliyor. Bunun sonucu olarak, rnein, Yavuz'un Sefa
Kaplan'la "Kltr, Gelenek ve Tasavvuf zerine" yapt konuma
son derece ilgin ve aydnlatc olmu.
En kapsaml konuma ise, "Bilim, Bilim Tarihi, Trkiye'de Bilim
zerine" Bu konuya ilgi duyanlarn mutlaka ok yararlanacaklar
bir metin km ortaya. Yararlanacaklar ve konunun kurumsal dz
lemdeki yansmalarn tartarak belki bir yerlere varacaklar. Konu
mann, bilim ve uzmanlk ilikilerinin tartld son blm ise,
blbna bir kltr sorunsal olarak ele alnmas gereken ve
amzn profilinde belirleyici yeri olan bir konuya ekiyor bizi.
Kltr zerine nin dnce yaammza bir canllk ve kalite ge
'

tireceine, getirmesi gerektiine inanyorum. Okurlarn, yalnzca


szn ettiim bu kitapta deil, "Yavuz karmas"nn br iki
kitab Felsefe zerine ve Yazn zerine'de de ok yararl dnsel
malzeme bulacaklarn ve aslnda bu kitab bir eit "trilog
ya"olarak dnlp birarada deerlendirilmelerinin zmlcyici
bir yaklama ok yardm edeceini belirtmek isterim.

143
Bir iirden
(Turgut Uyar)

airi ya da mrnn baharnda i ir yazml olan bol bir top


lumuz biz. iiri ya da ll-uyakl sz severiz. Hepimiz Ziya
Paa an en az bir bende, rak iesinde balk olsam' bilir, syleriz.
Hayatn olgular, kaderin cilveteri karsnda, hakl ktmzda, ye
nik dtmzde, "Ne demi air?!" deriz. iirle vr olmuuzdur.
Ama te yandan da, iirin katledilii karsnda l topra serpilmi
tir zerimize. lkemizde akla smaz bir iir beenisizlii kol gezer.
Uzun sre, cumartesi akamzerleri evierimize konuk olan televizyon
airinin peltek ve takti'li okuyuuyla adlarn bize ilk kez duyurduu
mteairlerin yavelerine tepkisiz kalmz da, hatta kimbilir, bu se
viyesizlikten bir iir doyumu salaymz da "air bir halk" olmamz
la eliip durmutur. Bu kadar da deil. iir kitab; sat, dolaysyla
yaynlanmas en g olan kitaptr. Deme yaynevi, iir kitabn
2000'in zerinde basmak cesaretini bulamaz kendinde kolay kolay.
Ama yine de birileri bir yerlerde iir yazmakta, yaymlamakta,
birileri de onlar okumakta. Byle byle de renilir iir, bir i ir be
enisi, sezgisi gelitirilebilir elbet. Ne var ki, bu sreci hzlandra
cak, bilintendirecek ve asl nemlisi, kt iir salgnnn kanl
mazcasna yol at iir kirlenmesi tehlikesinden bir lde koru
yabilecek inceleme, eletiri, deneme trnden yaptlarn deerini
ve nemini azaltmaz bu kendiliindenlik olana.
Turgut Uyar'n Bir iirden adl kitabn okurken bir kere daha
dndm bunlar. Eletiri yaznmda en ihmale urayan tr, iir
dir. iir zerine ok az yazlmakta, yazlanlarn da pek az yukarda
szn ettiim ilevi yerine getirerek bir nitelii tutturabilnektedir.
ya pek kuramsal, soyut dnceler ileri srlr, bir eit ulalmaz-

144
lk tlne sarp sarmalanr iir, ya pek sade suya yazlarla, iirin i
iriyeti tehdit edilerek, o "aklama" ad verilen tatszlklarla iin
keyfi karlr.
te Turgut Uyar, iiri, ok uzun zamandan beri eksiklii duyu
lan bir yaklam biimiyle ele alyor Bir iirden'de. Yirmibir airden
birer temsil edici iir semi ve incelemelerini bu rneklerle kurmu
ve/ya da desteklemi. Bir iirden inceleme dizisinden km. Evet
yirmi yetkin inceleme-eletiri yer alyor kitapta; ama akademik bir
iticilikten alabildiine uzak, yazarnn air kimliini ve duyarln
kiiliksiz bir nesnellik gayretkeliiyle banayan bu yazlar birer de
neme de saylabilir rahatlkla. Eletiri/deneme yaznmza parlak bir
katk olarak deerlendirilebilir.
nsz yerine yazlan "Zincir"i ben, yazarn btn airlere bak
ndaki temel iir anlaynn, balar kuran, ltleri biimlendiren
dncesinin zinciri olarak anladm. "iir zerine, gerekten yeni
olan iirle, yeni bir eyler renebiliriz ancak; iir zerine yazlanlar
la deil," sz bu zincirin ilk halkasdr. Yeri geldike, inceledii a
irlerden biri vesilesiyle yeni halkalar ekleyecektir bu zincire:
" . . . bir airin bildirisi ... , sylediklerinin kapsamndan ok, seip
kulland biimlerle, bu biimleri kullanmaktaki yetenekleri ile
bantldr."
" . . .baz iirlerin yazgsn kusurlar ve zayflklar yapar: Kt kul
lanlan ve kaarlanm bir ustaln yapmadn."
"Aslnda her iir bir hikayeden kar, her iirin bir konusu var
dr. . . bu kanlmazdr. Szlerin, imgelerin ve simgelerin altnda ya
tar o."
"iir ( ... ) hayata katlan, daha dorusu hayat ( ... ) iire katlmas
gereken bir etkinlik( tir)."
"kinci Yeni denilen iirin hakll, arl biraz da bu yzden
dir: Kk de olsa, byk de olsa, bir 'insan' dramnn varln gz
den karmamak. Gzden karmamak deil, yaayp durmak."
" . . . Srekli yazan, iiri ura edinmi bir airin yazdklarnda il
kin birer kusur olarak -iir gemiine, ortak llere vurulduunda
beliren durumlar, nicelie bal olarak sonunda bir zellik, o airin
zellii haline gelirler."

145
" . .. iire, genellikle sanata dein bir baka gerek ... : Sanat yapt
iin 'aynyle vakl" olgusu ( ... ) geerli (deildir). Ortaya kan, ne
kadar yetkin ve ne kadar gerek olursa olsun, bir kerecik "vakl" ol
musa yapt deeri tamaz."
Ve bu zincirin son baklas da udur:
"nk air, iiri i edinen, hayat birimi belleyen kiidir. Ve her
iire, kendisiyle birlikte yaayabilen, geliebilen bir dirim koyar."
* * *

Turgut Uyar, her airden bir belirleyici iir semekle birlikte,


eletirisinin snrlarn bu yntemle izmiyar her zaman. Dorusu ya,
kalemini hi korkak altrmyor, lafn hi mi hi gevelemiyor azn
da. Yarglar, tamlar, temellendirmeleri ve izmeye kalktnda
szckle iziverdii air portreleri belirgin ve keskin, (bunu sylemek
bana dmezse de) bir o kadar da isabetlidir. Yer yer air Turgut
Uyar'n kalemini dn alr ve o kalemle, deneme tadnn klarn
da -glgelerinde daha bir canlandrr yazsn. Grelim, bakalm:
Abdlhak Harnit "birtakm zentilerin adamdr" Uyar'a gre,
"Monoklu ve Lsyen Hanm ile, Tark' ve Makber'i ile. Yargs ga
yet aktr: "Hamit'in kt deil, sadece kt deil, stelik gln
bir air olmad sylenemez." ama yine de, gln-mln, airdir
Hamit! Oysa,
"Mehmet Emin hibir l ile air saylamaz," ya da "Mehmet
Emin hibir yoruma imkan brakmayacak kadar i lkel bir airdir."
Yahya Kemal gibi bir airi Turgut Uyar o kadar pes, o kadar din
gin bir sesle, yle canal c noktalarn ne kararak, yle kendin
den emin bir iir kavraynn nda koyuverir ki ortaya . .. Bu ka
dar olur. "Yahya Kemal bir tutarllktr. Usul usul ve kendiliin
den uzlar Osmanll i le. Kknn iinde bulunduu mazi, be
reketli ve salam deildir. Yahya Kemal, bir ulusun bu yzden
ektii skntnn youn ama kiisel bir birikimidir. Pek vlen
tarih bilgisi . . . tarih bilinci deildir, bilgisidir." Yahya Kemal'in ko
ruduu ve ycelttii kltr, "bir kltr bile deildir. Bir aznln
'yaama biimi'dir belki." Turgut Uyar'n Yahya Kemal'de tuttuu
yan ya da bulduu iir, onun "ikame" Osmanll brakp "temiz ve

146
Bir iirden
( Turgut Uyar)

soylu alaturka musikinin tad incelmi duygu -Osmanllna"


vard yerdedir: Erenkynde Bahar'n, Kanlcann htiyarlar'nn
Yahya Kemal'ini yabana atmaz Uyar. Hayr, atmaz.
Faruk Nafiz, (hi olmazsa Han Duvarlar) karsnda mfiktir,
insafldr Uyar. Benim olmayacam kadar. Ama haksz bir dorula
maya, beenmeye dek vardrmaz elbet bu efkatini: "Han Duvarla
r'n sevmemiz biraz da kendimizi balamak istememizdendir. O,
bize en azndan bir vurdumduymazln zr belgesi gibi geliyor. Yu
muak, acemi ve balatc."
Orhan Seyfi iin u kadar bile yetmez mi: "Hazin bir andr Or
han Seyfi iirimizde. Gsz ve saydam."
Kemalettin Kamu, Uyar'a gre "incedir, krkgnlldr, incin
nelerin ve gurbetin airidir, kenarlara kuytulara ekilmenin, silinip
ac ekmenin ve bunlar en gzel sylemenin airidir aslnda." Bir
Selim leri kiisi gibi, diyeceim geldi bunu okurken. yle ya, "ga
riplik, yalnzlk, bahtszlk ve sitem duygusu ... " Turgut Uyar bunu
burada brakmyor ama, uyaryor: "Bu arada, baz dnemlerde, baz
duygularn, duyarlanmalarn taknma olabilecei, ister istemez ta
knna olabilecei gzden kamamaldr. Btn sorun, bu taknna
t kiilikle badatrmak, ortaklaa hale getirmek yahut belirgin
lememi bir ortaklaaln karmaasndan salam uzantlar kar
maktr," diye ekliyor.
Necip Faz!? "O tam anlamyla yalnzln, byk ve duyulmu, ta
dlm bir yalnzln, kendinin semedii, onaylamad artlarn far
kna varmadan iine fledii bir yalnzln adamdr, hatta lsdr."
Nazm Hikmet'e "bir i irden" yaklamam Uyar. "Onun iiri ve
kiilii konusunda bir tek iirle dnmek zor, hatta imkansz," di
yor. Bu btnln, onun, iirini hayatndan karmasna balana
bileceini dnyor. Turgut Uyar'n kendisinin de dorulad ve
benimsedii bir iir anlaydr bu. airin "hayatnda ne varsa iirin
de de var," olsun ister. Nazm, belki de bu baat zelliinden tr,
"mevcut olmasa idi, iiri icad edecek, bulacak adamdr. stelik sa
dece Trkede ve Trke ile." Nazm'n belli bal zelliklerini sra
lar: "ok salam bir gvde, ok salam bir ruh yaps, ok iyi bili
nen sorunlar, ok iyi karlan bir izdm ve ok derinden bir in-

147
sanilik, dnszlk." "Her zaman gurbette" olan bu airi, bu "muha
cir"i iki trnceyle zetler Uyar sonunda: "Ve mutlaka, mutlaka Tr
e imgelerle, Trke duygulanmalarla hasretlenir. Terhis zlemi e
ken bir kurra neferidir sanki."
Bedri Rahmi bundan iyi anlatlabilir miydi, bilmiyorum ... Yok bi
liyorum, anlatlamazd: "Bize bile 'turistik' gelen bol nakl bir heybe."
Ahmet muhip ile lhan Berk arasnda nasl bir yaknlk buluna
bilir? Turgut Uyar bunu sormuyor. Ama yant var Bir iirden'de
bunun. Ahmet Muhip iin "denebilirse o, korkun bir iir gzlem
cisidir. Objesi hayat deildir, iirdir... " diyor. "Her eyin 'adn' se
ver, her eyin armn," diyor. Tek derdi airin, "byk ol
sun"dur yazarn saptamasnca.
Turgut Uyar'n gzyle Cahit Stk, " 1 935'lerde bulua ermi, ak
l ve hayal gc a bir kuan", "bir parack isyan duygusu ya da afa
canlk tayan itaatli bir izci obas'nn "en iyi, en yetkin temsilcisi
dir." "Ortada, kararsz, hece, rak ve 'Beikta'la yerellemeyi kvran,
'bovericilii', 'sevimli hayta'l kullanmakta usta, gerektiinde ok
uslu ve dzene uygulanan igveyidir." Ve Turgut Uyar, iirin kalc
lnn ltn de, -Cahit Stk zelinde ve iir genelinde- satr ara
larnda belirlemektedir: "Bir yerde, birden toplum eskiriverir airi."
Klebi'yi seviyor T. Uyar, besbelli. Onun temsil ettii iir tavr
n m seviyor daha ok ve daha temelde, diye dnmmdr za
man zaman. Eletirisi ise yaln ve ok aklaycdr: "Kendi ustal
na boyun edi." 'Kusurlu iir'e vardr Turgut Uyar hep, "korkulu us
talk"tr onu iirde tedirgin eden. Bir iirden, onun bu genel kans
aklda tutularak okunursa daha da iyi anlalr.
Bir iirden bir polis roman deil ki biraz anlattm diye tad kasn.
Tad kamayacak, salad halis edebiyat doyumu tavsamayacak bir
kitap. iirin bylesine knhn bilen birine, hadi rastladk diyelim;
ama onlar yle nadir yanadar ki iirden konumaya, hele hele iir
zerine yazmaya, Bir iirden gibi bir frsat kimbilir bir daha ne zaman
geer ele. Trk edebiyatnda incelemelerin genellikle taknd ke
sinlemeci retmen tavrn yanna yaklatrmam olmasyla da ayr
ca sckinleiyor bu kitap. Edebiyat skc deildir, zevklidir. Bunu ha
trlyorsunuz, hissediyorsunuz okurken. Hikmet deil; ama nedret!

148
Ezgili Yrek
(Ruhi Su)

uhi Su'yu sesiyle, trkleriyle, mzik alanndaki etkinlikle


R riyle tanmak baka; kii olarak, dnsz, gerek bir aydn,
dnya gr ile yaamn btnletirmi ada bir bilge olarak ta
nmak baka; Ezgili Yrek'le tanmak ise daha da baka. Ezgili Yrek,
Ruhi Su'nun gerekten ok byk bir kayp olan lmnden sonra,
plaklaryla yanyana konunca, onun kalc kimliini zihinlerimizde
btnlememizi salayacak ok nemli bir kitap.
Ruhi Su, kimi gazetelerde alakalem ifade edildii gibi bir "halk
mzii sanats" deil; ada, aydn, yeteneini eitimiyle btn
lemi bir mzisyendi. Tek szckle, mzisyen. Bunu bylece bilmek
iin onun konserlerini, plaklarn dinlemi olmak da yeterli elbet.
Ama Ezgili Yrek okununca, adanm bir rnrn ne demek olduu
ok derinden kavranyor. Mzie adanm, inanlan dorulara
adanm, kendi iini en iyi yapmaya adanm bir rnrn anlamnn
ses kaytlarndan izlenebilmesi pek olanakl deil. ok boyutlu d
nmenin rn yazl belgelerden izlenmesi ise, yazlarn dorudan
doruya rettiklerinin yan sra; dolayl olarak, toplumcu bir aydn
sorumluluunun ne olduu, erdemin ne olduu, onurun ne olduu
konusunda paha biilmez eyler retiyar okuyana. retmenin en
iyi yolu rnek vermektir. rnek veriyor, rnek oluyor.
Ruhi Su'nun yazlarn, kendisiyle yaplm konumalar Ezgili Y
rek'te birarada okuduumda, dncem kendiliinden hocam Nusret
Hzr'n felsefeden, aydn olmaktan, bilinlilikten szedildiinde her
zaman vurgulayarak belirttii grlerine kayd. Baknz o ne diyor:
"Felsefe her insann kendi kiisel etkinliinin ne biim bir etk i nlik
olduunun bilincine varmasna yarar. nsan srnn bir bireyi ol-

149
maktan karr . .. Byk topluluk olmak, el ele verip desteklemeli,
dayanmal dnmek ve etkinlikte bulunmak baka eydir; kabul
lerle, eletirilerek aydnlatlmam kabullerle dnmek baka ey
dir . .. Srleme tehlikesine kar etkili bir aratr felsefe" "Felsefesiz
olunamaz m? Olunur. Herkes felsefesiz, iini tam olmak zere yapa
bilir. Ama felsefe de, bu iin anlamnn, ilevinin bilinli bir biimde
belirlenmesine, iin temiz, ar yaplabilmesine yardm etmesi bak
mndan yararl ve gereklidir" (Bilimin Inda Felsefe, Adam Y. 1985,
s. 1 8. ) "Entellektelliin z, bana sorarsanz, ii ciddiye almaktr"
(a.g.y., s. 23 ). Bu sylenenleri Trk kltr ve sanat yaamndan adlar
vererek rneklendirrnek gerekirse, Ezgili Yrek'i okuduktan sonra ilk
akla gelecek kiilerden birinin Ruhi Su olaca kukusuz.
Onu bundan yaklak on yl kadar nce aadaki satrlada an
latmaya almm: "Sanatsal duyarlna ve ustalna bilgisini,
bilgisine bilincini katp kotaran bir sanat Ruhi Su. Halkn iinde
yaad ve iinde yaatt her eyi iletmeye, duyurmaya arac olan
trklerin derleniinden syleniine kesintisizce uzanan yorum s
reci, yzlerce yllk gemiten gnmze tazeliini yitirmeyen ger
ek sanat tayabiliyor, trkleri tek halkn olmann tesinde; her
halkn klabiliyor. Bu, salt trklerin kendilerindeki sadelikten ve
itenlikten gelseydi, her trk syleyenle gelirdi. Ruhi Su ile gel
mesi, mzikle szn birlikteliini kuran, saiarn yozdan seen ve
yerelden evrensele kpr atan bir sanatnn yetkisiyle, yeteneiy
le, dnya gryle ve akyla aklanabilir"
Ezgili Yrek, kendime pay karmak olarak anlalmasndan e
kinmeme karn sylemek zorundaym, yanlmadnn ok boyut
lu, ayrntlarda derinleen bir kant oldu. "Birlikte Yaamak" ba
lkl nszde Cevat apan'n Ruhi Su'ya yakr bir sadelik ve ya
lnlkla niteledii gibi niteleyeyim: "Bu gzel kitap" ... Evet, bu g
zel kitap blme ayrlm: iirler/Yazlar/Konumalar.
iirler zerinde ayrca durmayacam, Ruhi Su airlik iddiasnda
olmayan, ama zaman zaman, taan duyarln kk, gzel iiriere
de yanstan bir sanatyd. "k benim air tabiatm, k orta yere,"
dedii anlarn rnleridir bu kitaba alnan iirler. "air tabiat" yad-

150
Ezg i l i Yrek
(Ruhi Su)

snamazd zaten. "Trkden iire gei, bir kltr deiimidir. iir


daha ileri bir kltrn sanatdr," (s. 8 1 ) diyor bir yazsnda. Burada
"trk"den kast, "halk iiri" denegelen szl gelenein rnleridir.
Bir btn olarak, sz ve mziiyle birlikte trk dediimiz rnleri
deil, "halk iiri" demeyi uygun bulmad sz rnlerini kasteder
Ruhi Su. "Daha ileri bir kltrn sanat"na ynelmesinin rnekle
ridir iirleri, sadece sz dzeyinde kalndkta. Ama asl kalc olan
Ruhi Su, mzisyen Ruhi Su'dur.
Kitabn "Konumalar" blm de ilgin, kukusuz. ama sorular
la ynlendirilmemi olduklar iin, ben asl "Yazlar" blm zeri
ne kuruyorum Ezgili Yrek zerine dncelerimi. Yine de, eitli ki
ilerin eitli yaklamlarla yaptklar syleilerden, anlaml bir Ru
hi Su imgesine varmak mmkn oluyor. zellikle Zeynep Oral'n 1
Mays 1 984 tarihli syleisini (Ss. 1 73 ), Su'nun "iirler, Trk ler"
balkl yazsyla birarada okumanz salk vereceim. Bunlarla, in
san Ruhi Su'yu tanyacaksnz.
Benim, birka rnek vererek dikkatinizi ekmek istediim b
lm, "Yazlar" blm. i zerinde kl krk yararcasna, yorulmak
szn dnmektir Ruhi Su'yu Ruhi Su yapan biraz da. Greceksiniz.
"cracy kalc ve yaratc saymamak bizim yar aydnmza vergi,"
(s. 74) diyor ya, icrac zerine dndkleri, yazdklar dikkatle ir
delenirse ok iyi anialacaktr hakll:
"Garbn an teknii bizim iin iyi bir idealdi, aldk. Ve onunla
ark sesimizdeki psrkl atmaya alyoruz. Bu teknii yalnz ec
nebi arklarn syleyebilmek iin aldmz dnlemez. O halde,
baka sahalarda olduu gibi Garbn an tekniini de arklarmzn
karakterini belirttii nisbette sesimizde kullanalm. Bu karakteri
bozmasna msaade etmeyelim" (s. 46) . "yi bir icrac, kulland
enstrmann btn imkanlarna sahip olan kiidir. nsan sesi de bir
enstrmandr. Bir arkcnn da ark sylemeye balamadan nce
uzun bir teknik eitim grmesi, sesine bu imkanlar kazandrmas la
zmdr" (s. 54 ). "Trkler de tpk operalar ve lied'ler gibi eitli ko
nularda ve deiik biimlerde olduundan, onlar gibi renkli ve de
iik bir icray zorunlu klar. Bunun da bir yetki, bir hner ii oldu-

151
u aktr. insan sesi alglarn en soylusudur. Hibir alg insan se
sinin aniatma gcne sahip deildir. Fakat insan sesi de dahil, kul
land algnn gerektirdii yeteneklerden yoksun kii, hem kul
land enstrman hem de o enstrmanla yapt ii yozlatrr. ar
k sylemeyi meslek olarak seven bir insan iin, bu -en azndan- bir
klasik eitim, bir ses eitimi, szn kurallarna gre bir ark syle
me eitimi ve sonsuz bir insan sevgisi demektir" ( Ss. 69). "Bana,
"Sen bu trkleri nasl sylediini anlat," dedikleri zaman, bunlar
dan baka syleyecek bir ey gelmiyor aklma. Ksacas, 'Bu benim
terbiyem idibdr' diyemiyorum" (s. 70).
Birka rnek de Ruhi Su'nun daha genel konulara uzand yaz
lardan vermek isterim. Szgelimi, bugn yeniden gncellik kazanm
olan laiklik sorununa bak onu, ta 1963'te: "Yeryznde laik bir
devlet olmann kadrini sanrm bu bizim halk kadar bilecek ok az
insan kalmtr. nk dnyada bu mesele szkonusu olmaktan ok
tan kmtr" (s. 59). Veya, yine trklerden yola karak dnd
, yandad bir baka soru: "Trklerde hzn ve mizah niye var?"
(s. 48-52). Sonra, halkla bunca iie yaam ve duymu bir sanat
nn poplizme kar o kesin tavr, "halk gibi sylemek" yavesine ce
vab: "yi yorum, iyi icra, kullanlan enstrmann ( insan sesi de bir
enstrmandr), btn yeteneklerine sahip olmakla yaplabilir. Bir
kompozitr keman iin, piyano iin, ya da ses iin bir eser yazs,
bunlar en iyi icra edebilecek (alabilecek ya da syleyebilecek) o
kompozitrn kendisidir diye bir ey sylenemez. Bir eser hangi saz
iin yaplmsa, ancak o sazn btn glklerini yenmi bir insan o
eseri olumlu bir ekilde icra edebilir. nk bestelemek ayr bir i,
icra etmek yine ayr bir itir. Halk da bir besteci olarak bu kuraln d
nda deildir. te bundan dolay "Halk gibi sylemek" sz de ye
rinde bir sz deildir. Ne halk diye belirli bir kii var ne de halkn
btnn ifade edebilecek belirli bir syleyi var. Eer kltrmzle
birtakm imkanlar kazanmsak, illa da bu imkanlardan mahrum in
sanlar gibi sylemeye neden zenelim? Olacak i mi bu ? Daha ileri
nin daha geriyi taklit ettii nerede grlm? Bunun altnda sahte
bir halk sevgisi, geleneki bir tutum sezilmiyor mu?" (ss. 6 1 - 2).

152
Ezgi l i Yrek
( Ru h i S u )

Sonra, okseslilik zerine dndklerinden kimi rnekler:


"okseslilie kendi trklerinin eliinde girmesi hem halka daha
ilgin gelir, hem de sanatya bu kurallar iinde kendi diliyle dn
meyi retir. Geri sadece trklerin arnonize edilmesi Bat mzii
ya da bir mziin gelecei demek deildir ama, bu anlamdaki bir m
zie hem yolunu aan, hem kiiliini kazandran bir abadr. Bat
teknii ile ilenmi mziimizi dinlerken de kendi dilimizi ve kendi
yaantlarmz bula bula oksesliliin tadn anlamaya alacaz ve
bylece Bat mzii iindeki yerimizi alacaz" (s. 65-6). "Devrimci
mzik, mziimizin okseslilie gitmesi sorunudur" (s. 1 40).
Ksa bir yazda tketilecek gibi deil Ezgili Yrek'le dnce yaa
mna kazandrlanlarn sayp dklmesi. Ruhi Su'nun giderayak biz
lere brakt bu son arnann gereince deerlendirilmesiyle ka
zanlacaklar o kadar ok ki, benim yazm bir haber verme olmann
bir adm tesine geemez.

153
"Bile/Yazd" in
Yaza/Bildim mi?

ehet Necatigit'in 20 ubat 1 979'da "Sevgiyle" diyerek ad


B ma imzalam olduu Bile/Yazd'y elime aldmda, okuyup
bitirdiimde ayr ayr heyecanlar yaam, bunlarn bir paracn
olsun yazya dkebilmeyi ok istemitim. Dzensiz aralarla, sol st
kesine "Bile/Yazd iin Yaza/Bildim mi?" diye yazdm bo kat
larn nnde saatler geirdiimi , yazdklarm sakladm, kimileri
ni de buruturup attn anmsyorum. Bir trl elimden kama
dyd o yaz. Benzeri bir tutukluu, Beyler iin yazmaya kalktmda
da yaamtm. Bir paras, iir zerine yazmann -benim iin- ta
d glkten geliyorduysa bu tkank ln, bir paras da -bunu bu
gn, imdi anlyorum ancak- Necatigit'in yazdklarm okuyaca,
acaba nasl bulaca, ne diyecei endiesinden kaynaklanyordu.
13 Aralk 1 979 gn Necatigil'i kaybettik. Trk yaznnn bu ger
ek bilgesi, duyarln ustalyla bileyen sekin airi, son yapt olan
Bile/Yazd'da, iir dnyasna nasl bakt, bu dnyay kendisi iin na
sl yeniden biimlendirdii konusunda ok deerli tutamaklar veri
yordu bize. Hi yzyze gelmemi olmama karn, ok yakndan tan
dn duyumsadm, yazma gemez gnl vermi olanlarn yoluna,
belki gz kamatrmayan ama ta telere uzanan yumuatlm aydn
lyla k tutmu olan Necatigil'i, ndan yararlanmay deneyen
herkesin ve benim yazma ynelmi ben'imin hocas bellediimden,
bu yazy saygn ansna bir tahrir devi olarak sunmay, kaytlara
gememi de olsa, ille denmesi gereken bir gnl borcu saydm.
* * *

Oluum; ubat, 1980.

154
Kitabnda yer alan blmleri Necatigil, nsznde kendisi tan
tyor. Birinci Blmde "Trkenin ok ynl anlatm olanaklarna
tank, tek szckte ya da szckler aras anlam kaymalarna yasla
nan iircikler, iir ular var. Bir dizede, birka dizede braklm bu
iirsiler boy atsalar serpilselerdi geni iir boyutlarna ularlard.
Bunlar Divan iirlerinin mfred'leri, msra- berceste'leri gibi de d
nlebilir" diyor. iir ular alfabetik dzenle sralanm. Bir ka
rnek almakla yetineceim bu blm iin.
* Ardmdan dklen su-ben gidince nem kalr"
* Benim sizinle olmam ka iire oturdu."
* Bir kimse acya saygs yoksa, insan olas deil
* Bir yerde olmaynca orada yoksak, ne yapaym nce olmalar
* ok ey dmzda geer iimizden
* diye biliyorsunuz, bir ey demiyoruz.
-

* Herkesin bir yeri olduu yerde bir otel olmak


* Kim nereye yaknsa oras ona ufuk
* iire dizilip lmeyenler. .. vurdumduymazlk
* Yazdmsa yazacam varmtr benden nce orada
* * *

Bu iir ular iyice hazrlyor okuru Bile/Yazd'y okumaya. Diliy


le, dncesiyle, iire bakyla kap nnde bir scak tanma ki, ar
tk ieri girince iletiim soumayacak, kapy bacay ak brakmaz
sanz. kinci Blm, "iir tanmlar ve gzlemleri" bal altnda
toplanm zdeyisel-iirsel iir tanlarndan oluuyor. birka rnek
de bu blmden alyorum:
* iir bir kartmadr uyuyan topraklara uyumaylardan.
* iir, kapatmalada dolu bir haremi ele gne amak gibi.
* Yalnzlklardaki gibi, iirlerdeki kalabalk da bir uyumsuzluktur.
* iir yananlar ve kendini yakanlada dolu dnemlerde iten bir
yan gsterir.
* Baz airterin lmne yanarz, ancak onlarn iirleridir ki yl
lar sonra souklarda gene str bizi.
* Bir airin yakndmz yan ya dilidir, ya dilsizlii.
* * *

155
"Bir iir binasnn girdisi kts" altbaln tayan nc B
lmdeki yazlar artk bize Necatigit'in dnsel yapsn daha bir
aklkla tantyor, bundan da te, ele ald her konu zerinde de
rinden di.indrmekle, kimi tlden kimi abadan dokunmu gzba
larmz aralyor, biz ayak diremezsek bazen zyor bile.
"Ben" adl ilk yazda ben'in sen'le ilikileri eeleniyor, neler
kyor sen'in ardndan, ben'in altndan! "Ben sen yokuz biz varz an
cak Epika lkesinde geer. Lirika'da ise ben biz yokuz sen varsn de
mek daha doru" diyor air. "Btn iir sen zerine kurulu" Sen'in
edebiyattaki isel, hatta belki rtl, yerini ilk olarak sait Faik'e
ilikin birka satr yazarken dnmtm. Onu bireyselcilikle su
layanlara kar, sait Faik ben'in deil, sen'in yazardr, gibi bir eyler
sylemeye almtm. Sonralar, edebiyatn ( iyi ki) tketemedii
bu sen'i ok dndm. imdi, ksack bir yazda adeta sen'in poeti
kasn buluverince, gnlm Necatigit'in br denemelerinde de
hep bu eit, "felsefi" diyebileceimiz bir boyutu aramaya durdu.
"Sanatnn Ruh Says"nda buldum bunu rnein, "iir Burla
r"nda da; ama "zeletiri" yazs, "Niin Yazyorsunuz?"la birlikte
bize drst ve itenlikli bir (bu kez) 'ben' felsefesinin kaplarn a
makla, daha ilevsel bir yer tutuyor Bile/Yazd'nn btnlnde.
Eer felsefeden, mutlak ve nihat hakikatlerden oluan bir dizge,
ya da byle hakikatiere ulatran biryntem anlamyorsak -ki ben
hibir zaman kendimi bu felsefe (a(aa)ma(tan)ta(na)sna kaptr
mamakla olsun vnebilirim-; ve eer felsefeden, gerekliin ancak
dil dzleminde yansd boyut ve ller ierisinde zmlenmesini
(baka bir syleyile, dilsel bir anlam zmlemesini) anlyorsak -ki
(artk bunda da; vnlecek birey yok ya! ), ben bunu anlyorum-,
Necatigit'in "iirle Sava", "iir ve Szckler" ve "Sesbilgisi Notla
r" adl yazlarna rahatlkla birer felsefe denemesi olarak bakabiliriz,
yaznsallkianna ek bir okuyula. O zaman grrz ki, "iir burla
r"nn "hikmet"inde saylmas gereken air, felsefenin hikmetinin
nice zamandr "hikmet"te deil, dilsel kuruluta demirlediini de
me felsefeciden daha aydnlk, daha doru biimde kavramtr.

156
" B i le/Yazd " I i n
Yaza/B i l d i m m i ?

Gerek "iir binasnn girdisinde ktsnda" yer alan, gerek "Dn


den Bugne Konumalar" blmnde derlenen dnceleri, Necati
gil'in daha dne kadar iir savana, kendi deyimiyle "geri karakol
larda" deil; hep iiri, hep yeniden, hep her boyutuyla didik didik
edereek, kurmay rtbesiyle ve ate hattnda katldn kantlamak
ta. Onun, sz gelimi, "iir Anlaym, Dil Tutumum" gibi ya da
"kinci Yeni" gibi kimi yazlarnda sylediklerine katldn ne s
recek deilim ama; yazarn her szne, her grne katlmamak,
bylesi bir dnce yaptn ok nemli bulmaya, yaznsal bak te
melinde onunla anlamaya, tekrar tekrar okumalardan vazgeilmez
kazanlada kmaya engel deil. Kendi payma benim Bile/Yazd'dan
saladm kazanlarn bir parac, iire ilikin olarak beslediim
naizane dncelerimin demek ki bsbtn karavana eyler olma
dna gven getirmek idiyse, daha by; yaamn iirine ve nere
deyse iiri kadar da poetikasna adam bir gerek airin dn dn
yasna, kah ak tuttuu, kah aralad kaplardan girebilmekti.
"Hayat blnmez, salam bir ak olmaktan kt, bir mozaik ha
lini ald: inde cam krklar, ta paralar, dkntler, herey var.
Ben bu mozaikten renkli talar, deiik maddeleri alp alp brak
yorum. Bence iirde fevkaladelie gitmek aleladelik olmutur. ( . . . )
Ksa insan mrnde hayattan daha orijinal ne olabilir." diyerek
kendi iirini zetliyor bir bakma Necatigil. nsanlar iin olan iiri,
kendi de bir insan olan (ve/yani bir tanr olmayan) airin iirini ya
ama byle kout tutarken; "iir iin en nemli sorunun biim soru
nu olduuna da deinmeliyim. Biimi kusursuz bir iir, Odise'de an
latlan kaptansz, dmencisiz, yani zsz, bildirisiz bir Phaiak gemi
si gibi kolayca limana girebilir" demesi, baka bir yerde de buna "
iir, kesin bir aklama, bir bildiri deildir; amaz doru, dorultu
deildir, tek yn deildir. Dilediimiz yollara, yolculuklara ak e
itli ynlerdir, trl dorultulardr. Ben dndrc yanlarn o
altm, yatrm ve abalar oka, okgen bir iirden yanaym. iiri
arlatrp, atraksiyonlara, sslere yatrp, z havaszlktan ba
mak deildir bu. Ve iiri dndrc yapan ey, kimi szckler ara
snda, belki hemen grlemeyen hesapl bir rgdr, dikkatli bir

157
trafiktir"i eklemesi, yaam-yazn ilikilerinin ne olduunu, ne olma
dn en "inat" renciye bile tek derste belietecek kadar ak-se
ik, duru bir bildiri deil de ne ?
Necatigil anlatyor; Dou sylencesinde Kaknus diye bir ku
varm. Bat sylencesinin Phoenix'i benzeri bir kumu bu anla
lan. lm, kanatlarn rpa rpa tututurduu ateten yanarak
olurmu. Klnden bir yumurta, bundan da yeni bir Kaknus oluur
mu. "Her air bildii, hatta bilmedii uzak kaknuslarn kaltm sr
drcs olarak, bu altn zincirde bir halka oluturur" diyor. iiri
mizin (iiri, yalnzca yazmasyla deil, dnmesiyle de) ata Kaknus
larndan biri oldu Behet Necatigil. Zincir biryerinden kopmadk
a duracak, zincir bir de kopunca . . . zaten ne kalacak?

158
Derine Yazl Gnler
(Tomris Uyar)

on on drt yln, gnlerden gn seip dkmtr Tomris


S Uyar nmze. Ilk yazl gnn tarihi 1 5 Mart 1 97 5. O gn
den bugne, drt kitaplk gn birikti. Son drt yldan setii gn
lerin dkm Yazl Gnler'de. Yazl Gnler'in ardndan, nceki
gndkm: Gnd.km' 75'i, Sesler, Yzler, Sokaklar'. Gnlerin
Tortusu'nu yeniden okudum.
Yaadmz gnleri, toplumca iinden getiimiz/geemedii
miz sarsntlar, bunalmlar ve hikayeci Tomris Uyar ile, dnen,
duyan, yaayan "Tomris diye biri''ni bu toplam iinde yeniden b
tnlemek, gerekten ok ilgi ekici ve doyurucu bir yaznsal yaan
t oldu. Yazl Gnler'i okuyaniara ve okuyacak olanlara, kendilerini
bu yaantdan yoksun brakmamalarn hararetle salk veriyorum.
Gnlk; her an, yazann da, okuyann da elinden kamaya ei
limli, serke bir yazn tr. Kah denemeye dnebiliyor, kah yk
leiyor, kah arbal bir ke yazs klna brnyor... Zaman za
man da, gnlkln bilip duruluyor, bir sre iin. Hangi gnl
okursanz okuyun, bu byle. Tabii bir edebiyatnn kaleminden
km olmak kouluyla. Edebiyat, bir edebiyat gnl tutabiie
cei gibi. Franszlarn deyiiyle, bir "journal intime", yani bir kiisel
yaam tutana da yazabi!ir. Onun gnlnn ayrt edici niteliini
konularnda deil, bieminde aramak gerekir. Nitekim, gn olup
denemeye gz krpmas, gn olup bir yknn rzgaryla havalan
mas, gnn gnlerden seip gn etmesi de, btn btne, biem
le alveriinin bir sonucudur.
Ne var ki, gnlk ile baka yazn trleri arasndaki ayrm, salt bir
biem ayrl olmakla kalmaz. Baka yazn trleri iin hi de vazgc-

159
ilmez olmayan; gndelik gereklerle balantllk, sahicilik, kiisel
lik, itenlik eleri bir gnlkte ille de aranr. Bunlar da ilk bak
ta insana doal, scak, stesinden gelinmesi kolay eyler gibi gr
nderse de, aslnda gnl yaznsallk lt karsnda etin s
navlara sokarlar.
Tomris Uyar, kukusuz, snavlar oktan geride brakm bir ya
zar. Ipek ve Bakr'dan Yaza Yolculuk'a uzanan hikayecilik servenini
izlemi olanlar, onun kendi tuzaklarn kendi kazan, kendi bozan, s
navsa, ancak kendi kendine kurduu zorlu baraj larla, kendi snav
na giren bir yazar olduunu bilirler.
te gndkmleri, yazarln, dilini, biemini ar ve ince bir
iilikle yetkinletiemi bir hikayecinin, kendini saydamlatrma
anlarnn verimleri. O yzden edebiyatnn hi tad kamyor, kii
sellii srtmyor, itenlii yapay ve taknma doygusu vermiyor.
ncekilerde olduu gibi, 1 984 sonundan 1 988 sonuna dek uza
nan gnlerin dkmn kapsayan Yazl Gnler'de de, pek ok dei
ik konuya deiniyor Uyar. Kah neeli, grgr, kah bungun, buruk olu
yor. Oipte ise hep "gittike zorlaan soluk alma koullarna, gittike
ryen bir dil ve dnce ortamna" kar, isyana varan bir direni.
Yazma zerine, dil zerine, yazn zerine epeyi sz var Uyar'n
Yazl Gnler'de. Bylece gnler, gerek yaamdaki gibi, "edebiyat
gnl" ile "kiisel gnlk"n harman olduu bir "dkm"de der
lenmi. Yaadmz ok genel deerler sarsntsnn, derdi gn ya
z, dil, edebiyat olanlarn yaamnda ek boyutlada yansd, gerek
ten de soluk almay bsbtn gletiedii yadsnamaz. Uyar'n bu
konudaki vurdumduymazlktan yaknmalarna hak vermek iin, il
le edebiyat olmak gereknedii bir bilinse!
Buna pek ok baka ey de balanabilir. rnein: "Toplumumuz
da sa ve sol ya da gerici ve ilerici kesimlerin yansra, cahillerle ay
dnlar da birletiren ortak bir konu var: aydn dmanl." saptarna
sna hak vermemek elde mi? Saflar, yalnzca aydnn, gerek enrel
lektelin karsnda sklayor. sterseniz siz de, bunun bir neden mi,
bir sonu mu olduu zerine dnebilirsiniz, sonusuzca.

160
D e r i n e Y a z l G n l e r
( T o m r i s U y a r )

Baz yazlarda (herbiri birer "yaz" ayn zamanda, bu yazlm


gnlerin. rnein, "Benim hesabma gre gnn tarihi 36 Aralk
1 984, yani yeni bir yla girdiim falan yok" diyorsa, o gn o kadar
la brakmyor. Btnlyor. ) savunulanlara, kar klanlara katl
yorsunuz. Bazlarna katlmyorsunuz. Sz gelimi ben. 'Balzac B ile
mi Balar?"a, "Halit Ziya Eskidi mi ?"ye, "Yazma Hastal"na, "Ve
rimlilik"e "Arpack"a, "etin Altan G itti, Kalmad"ya ve birok sa
trarasna olanca kafam ve yreimle katlyorum da; Marguerite
Duras ile Marguerite Yourcenar'n M arguerite ortak paydasnda bir
letirilmelerine, "dl m, lke m i ?" yazsndaki kimi imalara,
rmcek Kadnn Opc filmine yneltilen eletiriye, "Dilin Eti,
Szcn Kemii" balkl yazda Hilmi Yavuz'un iiri iin syle
nenlere itiraztarm var. Ama Yazl Gnler'i okurken nemli olan,
Tomris Uyar'la bir noktada anlamamz deil. Bir yaama kltr,
bir dnme tutumu, bir "ahlak" ile karkarya gelerek kendimiz
le, yazarla ve kendi gnlerimizle bir sorgulama, hesaplama, tart
ma ilikisini canlandrmak iin; "her duygunun yarsyla yetinebi
lenler"den deilsek, yetinmezliklerimizi paylamak iin; yetingen
lik, ylgnlk, edilginlik kapmzdaysa, silkinip kendimize bir moral
armaan sunmu olmak iin okuyabiliriz. Yazl Gnler'i.
Belki bu okumann sonunda kimi okur, yklerinden ve eski
gndkmlerinden tand Tomris Uyar sesinde belli belirsiz bir
atallanma, satraralar hrnlklar, biraz stten alan bir ton sezip,
benim gibi, bu deiik sesi hafife yadrgayabilir. Kimi okur ise, ter
sine, Tomris Uyar'dan artk tam da bunu bekliyor olabilir. Ama ne
olursa olsun, hangi izienim ar basarsa bassn, kusursuz bir Trke
ile (kusursuzluun ve kusursuzlukta iddialln itici olmayp erdem
katna ykseldii tek alandr bu), dilin tadn kararak, zekayla ve
duyarlkla yazlm bu gnler; dnsel bir ferahlamann yansra,
yaznsal bir doyum da kazandracak okuyana. Bunun artk, "ben
ce"si, "belki"si yok!

161
"Yaarnn Krlma
Noktasnda Dram Sanat"
(Sev da ener)

anat-kltr alanlarnda yazlan uzmanlk kitaplarnn tuhaf


S bir kaderi oluyor. bir ksm okur, "uzmanlk kitab bu, ar
dr!" deyip uzak duruyor; szkonusu alanla yakn ilgisi olanlar ise,
"benim nasl olsa bildiim konular bunlar, renmesi gerekenler
okusun" gibi bir tutum taknabiliyor.
Sevda ener'in Yaamn Krlma Noktasrula Dram Sanat adl ki
tabnn bu kaderi payiamas yazk olur diye dndm iin yaz
yorum bu yazy. enr'e ya da kitabna yazk olmaz elbet. Kitab
ar -ya da hafif- bulacan sand iin okuma gndemine almak
tan kamacak okura yazk olur.
Tiyatro sanatna ilgi duyan seyirci-okura ve o sanada i ie ya
ayan tiyatrocuya olduu kadar, genel olarak sanata, sanatn anla
mna, insann sanada alveriinin boyutlarna ilgi duyan her oku
ra, bekleyebileceinin tesinde keyifli ve bir o kadar da verimli bir
okuma sreci armaan ediyor bu kitap. Sevda ener'e sorarsanz,
rencilerinin ve dostlarnn yakndan bildii o engin tevazuu ile,
felsefenin ehli olmadn syleyecektir size. inanmayn! Yaamn
Knlma Noktasnda Dram Sanat, ad konmam bir felsefenin zm
leyici, kuatc ve btnleyici yaklam ile bakyor tiyatroya ve ti
yatronun, dram sanatnn, ancak yle bakldnda grlebilecek
almlaryla tantryor okurunu.
Felsefe dediiniz de zaten; ille filozoflar, Kant', Compte'u, He
gel'i yorumlamak deil; asl, onlarn kendi alanlarnda yaptklarn,
sizin kendi alannda yapmanzdr: Doru sorular sormak, tutarl
ve sistemli dnmeyi etkinlie geirerek mmkn ve muhtemel
cevap nerileri zerinde tartmak ve bunu, tm abanzn merke-

162
zinde bulunan 'insan' iinde yer ald balarnlardan soyutlamaks
zn, soyutlamadnz her admda denedeverek baarmak.
Yaarnn Krlma Noktasnda Dram Sanat, daha adndan balaya
rak, tiyatroya felsefenin aydnlatc, saydamlatnc yla bakyor.
Okuru, edinilmi nyarglarla, basmakalplarla, gnn geerli -ama
geici- modalaryla balarn koparmaya, en azndan onlarla kyas
ya hesaplamaya aryor. Bunu yaparken de yazar ok cesurca,
ak, duru, anlalr bir dil kullanyor. Cesurca diyorum, nk e
ner'in ne dediini anlayacanz iin, ona soru sorabilir, kar ka
bilirsiniz; onunla tartabilir, onu sktrabilirsiniz. Otoritesiyle sizi
yldrp sindirmek, kafanz kartrp sylemini ve kendisini sorgula
namaz bir gizemle yceltmek yerine; tiyatronun da, sanatn da, fel
sefenin ve her trl dnsel etkinliin de ilgi ve sevgiyle yaktaa
cak her lmlnn harc olabilecei gereini koyuyor nnze.
Yllarn deneyiminden, ok iyi haznedilmi bir kltr biriki
minden szlp damtlm bir kitap okuyunca, drst ve has bir en
tellektel ile karlanca, hi olmazsa bir kitap okuma sresince,
nasl dalyor evrenizi sarmalayan kltr"smog"u, nasl aydnlan
yar sanata, tiyatroya baknz . . . srf bunun iin bile, kendinize bir
ans vermeye deer.
Kald ki, dram sanat, dramatik, traj ik ve komik olann z, tiyat
ronun bu yapsal ana kavramlarnn alar boyunca geirdii dn
mler ve amz tiyatrosunda tadklar anlam konusunda kkl,
rneklerle temellendirilen bilgiler yer alyor kitapta. Keyfin tesinde
kazanlsnz. Dnya tiyatrosu Sofokles'ten, Shakespeare'den lones
co'ya, Aristofanes'ten ehov'a, Orrenmatt'a mercek altna alnyor.
Yazar bu serimlerneye dayandrd analiz ve yorumlarn sahibi
olarak kendisinin nerede durduunu, nasl baktn da aklkla di
le getirmi: "Ben tiyatro sanat deyince insana zg olanla insana
layk olan birlikte dndren, bunu da insan eylemi ile snavarak
yapan bir sanat anlyorum. zellikle yaamn krlma noktalar de
diim kritik anlarnda alnan ya da alnamayan kararlarn, giriilen
ya da giriitemeyen eylemlerin, yaplan ya da yaplamayan ilerin,
alnan ya da alnamayan sonularn, insana, insan ilikilerine an-

1 63
lam kazandrdn, tiyatro sanatnn bu anlam zerinde durduu za
man gerek ilevini yerine getirebildiine inanyorum.
Bundan baka, kimi anahtar saptamalar da yer alyor bu kitapta.
rnein; "Shakespeare'in kahramanlar seimleri ve eylemleri ile
deil, eylemlerinin nedenleri ve sonular ile seyircinin gzn
aan, onlar uyaran kahramanlardr." ya da "Uyumsuz tiyatronun
kiileri insanlklarn koruma abalar ile dramatik anlam kazanr
lar." ya da "ehov'un yanstmak istedii dnya artk Shakespeare'in
tutkulu insanlarnn hareketli dnyas deildir. nsann dram gn
lk olaylarn altnda yatan, gnlk ilikileri etkileyen umut krklk
larnda, zlemlerde gizlidir." Ancak, bu kadar yalnlkla ve netlikle
ifade edilmelerine ramen, ener'in yarglar ematizmin kurulu
undan, kstlayclndan ve saptrclndan da alabildiine uzak
duruyor. Yaayan, smanmaya elveren, zihin aan dncelerle k
yor yazar karnza.
Artk tiyatronun ne olduunu, insanla, toplumla, yaamla nasl
bir iliki kurmu ve kurmakta olduunu ve dolaysyla neyin/nelerin
tiyatro olmadn, 'gzel', 'orijinal', 'etkileyici', 'arpc', 'allma
m', 'modern', 'yaratc' sfatlarnn teker teker ya da hep birlikte, bir
yapt ya da gsteriyi 'tiyatro' klmaya neden yetmeyeceini aydnlk
ta tartabilmemizi salayacak gvenilir bir kaynak var elimizde.

164
Yarn ok Ge Olacak!
("Doru Trke" ve iar Yaln)

nlk gazetelerin, edebiyat dergilerinden de, kitaplardan


G da daha ok okura ulama avantaj ndan; imdilik "durumu
ciddiyetini muhafaza eden" ve pek uzak olmayan bir gelecekte kay
bedeceimiz korkusunu yreklerimize ( ilgili ve duyarl yreklere el
bet) salan Trkemizi korumak, kurtarmak, bakma almak yolunda
yararlanmak ok byk bir nem tamaktadr. iar Yaln'n nce
leri Milliyet, sonra da Yeni Yzyl gazetelerinde yaymlad dil ya
zlar, ineyle kuyu kazareasma da olsa, bu amaca hizmet etmektey
di. Pek ok okuru ondan "doru Trke"nin yansra dil duyarl l,
dil sezgisi, dil bilinci konularnda feyiz almaktayd. Bu okurlarn bir
ksm iin de bu yazlar yrek serinleticiydi. Hi kimsenin umurun
da olmadn dnerek ldrma raddelerine geldiimiz Trke ci
nayetlerinin iar Yaln'n umurunda olduunu grmek, bilmek, ol
duka (kelimeyi doru anlamyla kullanyorum, "ok" anlamnda
dei l ! ) etkili bir teselliydi.
Ne yazk ki bir sredir, her Pazartesi bu yazlada hastamzn ba
nda bulumak, kayglarmz paylamak, ifa umuduna gz krpmak
imkanndan mahrum kaldk. Umalm ki, yayn kurulunda Trke
nin akbetinden kayg duyan birilerinin bulunduu bir gnlk gaze
te iar Yaln'a stunlarn asn ve eitici-retici ilevinin yann
da zevkli, elendirici de olan, tadna doyulamayarak okunan bu de
erli yazlar meraklsna yeniden ulasn, merakszn da gzne tak
lp gnln elsin.
Gnlk gazetenin ok kii tarafndan okunmak avantaj nn ya
nnda, ok ksa mrl olmak gibi bir dezavantaj da var tabi i. Yan
llar dzelmedike, bkmadan usanmadan dorular tekrar etme li ya-

165
zar. Etmeli ki, bugn gzden kaan, yarn, brgn, bir gn yakalan
sn. Sonu gelmez tekrardan daha elverili ve yazarn zamanna, aba
sna insafl bir yol da; gnlk yazlarn kalclk kazanmas, dnp d
np baklabilir, okunabilir olmas iin bir kitapta toplanmasdr.
Metis Yaynevi ok yerinde bir kararla iar Yaln'n dil yazla
rn kitaplatrm. imdi Do;ru Trke elimizin altnda. Onu Trk
edeki dorularmz-yanllarmz denetlemekte kullanabiliriz; ba
mz sktnda referans olarak kullanp yanlta direnenin gzne
sokabiliriz; ondan hi bilmediimiz baz kelimeleri renebiliriz (r
nein ben iki kelime rendim: "tezebzb" (s. 25) ve "ilak" (s. 54 ).
Birincisinin hem kararszl, hem karmaa v e karkl ifade eden
bir anlam varm; ikincisinin de, daha yeni Trkede, yine herkes
e pek bilinmeyen "tarlk" kelimesiyle ifade ettiimiz, "laf oldu
u yerde dolandrma" diye anlatabileceimiz bir anlam varm.
"Dnd" yerine "Dnn gerekletirdi" demek gibi. Benden da
ha gen yataki ler, hatta akranlarm ve benden be-on ya byk
ler, eminim daha da ok kelime reneceklerdir. nk ben, zel
ilgim ve merakm dolaysyla, Osmanlcann girdisini ktsn,
"knh"n bilmesem de epeyice kelime ve yanltan kanabilecek
kadar kural bilirim. ) .
Daha baka neler yapabiliriz bu kitapta, bakalm: Yazarnn "iz
meden yukar kmak" diye niteleyerek kimi bilgiler verdii yerlerde
olsun, msra, beyit alntlaryla olsun, Trke konusunun dnda ya
da etrafnda dolaabilir, bilgi daarcmz zenginletirebiliriz. Do
rusunu bilsek de, gerekesini bilmediimiz iin tereddde debile
ceimiz kelime ve ifadelerle ilgili bilgi ve sezgilerimizi pekitirebili
riz. Nihayet, yaznn banda da sylediim gibi, Trkenin barbar
ca tahribi karsnda elimiz kolumuz bal, aresiz kalma telamz
(varsa tabii) iar Bey'in himmetiyle biraz yattrabilir ve kendimize
esasl bir, trkenin tadn kara kara okuma ziyafeti ekebiliriz.
iar Yaln bir dil uzman olmadn sylyor. "Aslnda hukuk
uyum fakat ocukluumdan beri merakm dil, yaz ve edebiyat ol
mutur. Bu merakm dolaysyla Trk dili zerinde pek ok kitaplar
okudum, arap harflerini rendim, eski edebiyatmz derinlemesine

166
Yarn ok Ge Olacak
( " Doru Trke" ve iar Yaln

inceledim. ( . . . ) Bylece dil ve edebiyat konularnda, bir uzman ka


dar olmasa da, kmsenemeyecek bir bilgi ve birikim edindim."
diyor. ngilizce ve Franszcay anadili kadar, Latince dahil birka
bat dilini de okuduunu aniayacak kadar bildiini gene kendisin
den reniyoruz. Hemen ardndan Franszlarn bir deyimini aktar
yor: "Krler lkesinde tek gzller kraldr." Bu deyim lkemizde
yalnzca Trke, dil konularnda deil, birok baka konuda, doru
suyla erisiyle fikir reten, kalem aynatan pek ok kii iin uygun
debilir. ama iar Yaln' okuduktan sonra onun "tek gzl"ler
den olduuna inanmak iin, ya gzsz ya ok akgz olmak lazm!
Her tevazua hemen inanacak kadar tene olanlar, kendileri yksel
neye alacak yerde, yksektekini kendi yanlarna ekmeyi (yle
gstermeyi) yeleyen akgzlerdir nk. Abdurrahman elebiie
rin kol gezdii lkemizde, bu ada hi layk olmadn "eserinde"
gsteren biridir iar Yaln hi kukusuz.
Eski dil-yeni dil kampiamasndaki tarafn da aklyor yazar:
"Ben ar z veya ar Trkeciliin, yabanc KKENLi kelime d
manlnn dilimizi fakirletireceini, birok nanslar ifade edebil
me imkann kaldracam dnyor ve bu itibarla da dilimize yer
lemi, halkmzca benimsenmi ve yzyllarca kullanlm Farsa ve
Arapa (ve daha baka) kkenli kelimeleri kullanmakta hibir sa
knca grmyorum." (s. 3 7 ) diyor. Grne katlrsnz, katlmaz
snz; o sizin bileceiniz itir. ama bu aklama, bir kamp manifesto
su deil, tartmaya (en azndan insan kendi tutumu zerinde d
nmeye) aran drst bir aklamadr.
Ben ii gc dille, derdi gn Trke olan bir insanm. Yazarlk
hayatnn onbe yllk ilk yarsnda bugnkne gre ok daha radi
kal bir ar trkeci idim (z trke deyimini hibir zaman benimse
med im, kullanmadm) . Yabanc kkenli kelime kullanmama ilkesi
adna, iar Yaln'n yazlarnda rneklerini verdii banazlklara
dmemeye hep zen gsterirdim; ama itiraf edeyim ki, o ilke ben
den ok fedakarlklar da istemitir. Zaman iinde benim dil tutu
mumda da bir "lmlanma" oldu. Bunu byle sylemeyi hala "itidale
temayl ettim" demeye; hala mmkn, zorlamasz ve gzel olabildi-

1 67
i her yerde ar Trke kullanmay, Osmanlca ya da Bat kkenli
kelimeleri kullanmaya tercih ediyorum. Ancak artk kalemimin ya
nnda bir kken derektr bulundurmuyorum; damak tadn perhiz
le kstlamyorum. Ne var ki, yine de bu konuda iar Yaln kadar
bamsz davrannay semedim, semem de. Yabanc kkenli keli
melerden ve kurallardan makul bir lde kamarak da zenli, do
ru ve gzel Trke yazlabileceine, konuulabileceine inanyorum.
Ar Trkeciliin bir yazar ille de fakirletireceini dnmyorm.
N i teki m bu dncemi destekleyen pek ok rnek de var. Sanyo
rum iar Yaln eski edebiyatmzia ilgilendii lde ilgilenmemi
Cumhuriyet sonras edebiyatmzla. Hele 1 940'lar-SO'ler sonras ede
biyatmza baya vey evlat muamelesi yapm. Belki onun iin bi
raz uzak duruyor yeni Trkeye. Belki rnein Oktay Rifat', Turgut
Uyar', Behet Necatigil'i, Murathan Mungan' da Baki'yi, eyh Ga
lip'i, Yahya Kemal'i, Ahmet Haim'i tand kadar tansayd; diye
lim Bilge Karasu'yu, Nezihe Meri'i, Tomris Uyar', Hulki Aktun'u
kendini vererek okusayd, dilimizin bugnk, insan gerekten tero
rize eden perian manzarasn deitirme, dil bilincini oluturma ya
da gelitirme yolunda onlardan rneklere de bavururdu.
iar Yaln'n "Trk- slam sentezcisi, yeni Osmanl, kinci
Cumhuriyeti, liberal, demokrasi ve insan haklar havarisi falan"
olmayp "radikal Cumhuriyeti, Kemalist, demokrat solcu, laik, j a
koben" olduunu tam da bu nitelemelerle belirtmesi, ayrldmz
yegane noktann, Trke konusunda onun "ar z Trke" anlay
nn, benimkinden biraz daha geni bir alana iaret etmesi olduu
nu ortaya koyuyor. ama Trkeyi seven, aziz tutan, onun zerine
titreyen ve brakn bugnk gibi yerden yere vurulmasn, ona toz
konmasn sindiremeyen biri iseniz, bu duygularnz ve tepkilerini
zi aynen paylaahildiiniz biri ile temelde anlamamanz mmkn
deildir. Hele o, "Dil hereyden nce bir ahenktir. ( ... ) Dil konu
sunda benim btn arzum ve zlemim, dnyann en gzel, en
ahenkli ve en mantkl dillerinden biri olan Trkemizin, Trkiye
Cumhuriyeti Devletinin resmi dilinin, Kagarl Mahmut'larn, Ali
ir Nevai'lerin, Fuzuli'lerin, Baki'lerin, eyh Galip'lerin bize yadi-

168
Yarn ok Ge Olacak
( " Doru Trke" ve iar Y a l n

gar olan "ses bayramz"n, kuaklarn birbirlerini anlarnalarna


izin verecek ve genlerimizi yazl kltrmzn gz kamatrc mi
rasndan mahrum brakmayacak ekilde, zengin ve ortak kelime ha
zinesi yle, doru konuulmas ve doru yazlmas ( ... )dr. "(s. 39) di
yorsa, bu szlerin altna imza atlmaz da ne yaplr.
Ben de zaman zaman, frsat ve yer bulduka dil sorunumuz ze
rine, Trke yanllar zerine yazlar yazyorum. Bu yazlarnn ba
zlarnda iar Yaln'n deindii konularn bazlarna ben de dein
dim. Elbet onunki kadar engin bir birikim ve derin bir vukufla de
il, ama doru ve gzel bir Trkeyle konuanlar, yazanlar ok ve
dikkatle dinlemek, okumak suretiyle kazanlm bir dil sezgisiyle.
Yaln'n dediince:" . . . bu konularda sadece kurallara deil, eski ve
yeni mehur yazarlarn (zellikle bugn iin, "mehur" yerine "iyi"
sfatn geirerek-F.A. ) yazlarna ve Trkeyi iyi konutuklar bili
nen kimselerin konumalarna bakmak gerekir. Bir de Trkenin
sel ikast ve dilin dehas dediimiz bir ey vardr ki, bunlarn hakkn
vermek biraz bilgi, biraz tecrbe, biraz zevk, biraz sezgi ister." (s. 9)
Dil sorunumuzun tutkulu bir sahiplenicisi olarak, Doru Trk
e'de dile getirilen ikayetleri n pek ou ile benim de sk sk kulam,
beynim trmaland, isyanm doruklara kt. "Hukuku, evrak, erzak,
teviki, merak" yerine "hukuu, evra, erza, tevii, mera" der
mesine ve yle yazlmasna nasl tahamml edeceimi bilemedim.
Ayr veya bitiik yazlmas gereken 'da'larn ve 'ki'lerin bir trl ge
rektii gibi yazlarnamasnn acsn yalnzca zavall rencilerimden
karabildim. En beendiim ke yazarlarnn "Damokles" yerine
"Demokles" yazdklarm, en yaknlarmn, uyarlarma ramen "ku
zin" yerine "kuzen" dediklerini grp sineye ektim. Olur olmaz yer
lerde karma kan apostroflar gzm oydu. Uzatma (ya da incelt
me) iaretleri kaldrlm diye bir tevatr kt; kim, ne zaman, niin,
ne hakla kaldrmsa o iareti, hibir kural tanmayanlarn bu revat
re mal bulmu maribi gibi sarlarak dilimizin ahengini mahvetmele
rine dinleyici kaldm. "Adalet eski bakan", "Paris eski byiikclisi",
"szde Ermeni soykrm" gibi tamlamal kalplarn aziara knaa-

169
casna yerlemesiyle ileden ktm, mcadele ettim. nsanlarn tane
ile saylmas gaf( let) idi elbet; ben resmi bir azdan, insanlarn ste
lik keside de ifade edilebileceini, "Svas'ta otuz ksur vatandm
zn katledildiini" duydum "Gzaltna alma"nn "gzlem altna al
ma" eklinde dzeltildiini( ! ), "infaz" n "ldrme" anlamna geldii
ni ( ! ) dinlerken televizyonumu krmak istedim.
te btn bunlar ve daha pek oklar iar Yaln'n kitabnda
sabrla, tatl-sert bir slupla eletiriliyor, dzeltiliyor, gerekeler de
gsterilerek akllara nakolunsun diye defalarca altlar iziliyor.
Yazar tek bana adeta bir kurum gibi alyor, rpnyor, m
cadele ediyor. Kitabnn biryerinde, bileik kelimelerin ne zaman
bitiik, ne zaman ayr yazlaca konusundaki belirsizlikle ilgili ola
rak, kimin neye gre karar vereceini dnrken yle bir yol
nermi: " . . . Kim yapacak bunu? Dil uzmanlarndan, yazarlardan,
sanatlardan, bilim adamlarndan oluacak bir ura ya da Akade
mi. Hatta niin bizim de Fransz Akademisi gibi kendi kendilerini
yenileyecek 40 "layemut"umuz olmasn? Ama ilk yeleri hangi Ric
helieu seenek ???" (s. 2 7 ) .
Bu yalnzca bitiik ve ayr yazlmas gereken kelimeler iin deil,
Trkenin doru ve gzel kullanlmas ile ilgili her konuda geerli
bir yol olarak dnlebilir bence. Virgl dergisinin 6. ( Mart 1998)
saysndaki yazsnda Blent Somay, Yaln'nkine ok benzeyen bir
neri getiriyor: Bir "Dil Kurultay" Bakanlna ya da en azndan
fahri bakanlna da iar Yaln' aday gsteriyor. Blent Somay'n
bir Richelieu olup olamayacana ben karar veremem elbet, ama
adayn ("fahr!"ye raz olmamak kaydyla! ) yrekten desteklerim.
Yazm bitirmeden nce, iar Yaln'n Yeni Yzyl'daki stunu
nu brakmasndan sonra ilendii iin onun kaleminden kurtulan
crmlere birka rnek vermek istiyorum ki, sorunun neminin s
rekliliini bir kere daha vurgulam olaym:
"Yreindeki onlar gibi olmak istemiyorum handikap gn getik
e daha da artyordu." (22 Mart 1 998 tarihli Hrriyet'ten)/ "ahamet
kuu" (23 Mart 1998 tarihli Yeni Yzyl'dan./ "Jstifike etmek" (Bir

1 70
Yarn ok Ge Olacak
( " Doru Trke" ve iar Y a l n

TRT kanalndaki iddet-ikence konulu programa katlan bir ke


yazarnn azndan) / "Allende kendisini 'pimankar bir priten' ola
rak tanmlyor." (25 Mart 1 998 tarihli Milliyet'in Sanat sayfasndan).
Son olarak, iar Yaln'n Camus'den alntlad, btn yazar
larn ve aydnlarn iar ed inmesi gereken nefis bir cmleyi aktarmak
istiyorum okurlara. Bu ayn zamanda Doru Trke adl baucu kita
bnn da z saylabilir:" nsann gerek anayurdu anadilidir. Ben
anadilimin snrlarnda nbet tutarm."

171
Mzik ve
Mziimizin Sorunlar

u yazda edebiyat alannn biraz dna acaz. kp da


B gideceimiz yer pek uzak saylmaz yine de. Iki bakmdan ya
kn hissedebiliriz kendimizi hala edebiyata: nce elbet, mzik ile
edebiyatn sanatlar iinde birbirleriyle olan akrabalndan; sonra
da, Filiz Ali'nin dille, yazyla kurduu ilikinin, bir deneme yazar
tavr ve bilinciyle kurulmu olmasndan.
Mzik ve Mziimizin Sorun/an, tematik esasa gre dzenlenmi
bir kitaplkta, rafnda olduka yalnz kalacak belki. Ama kitaplarn,
trlerine gre sraland bir kitaplkta, yeri kesinlikle deneme ki
taplarnn arasnda olacak. Orada hi yadrganmayacak, kendine
pek ok dost bulacak.
Filiz Ali'yi mziksever okurlar mutlaka tanyorlar. Gazete-dergi
yazlarndan, radyo programlarndan. imdi yazlarnn gneellikle
snrl olmayanlarnn bir kitapta toplanm olmas; hem zamann
da o yazlar karm olanlar iin, hem kimi konularda tekrar ona
bavurmak isteyenler iin byk bir kazan. Tabii, byk kentleri
mizde bile, Batyla karlatrldnda, byklkleriyle hi bada
mayacak lde kk ve kstl kalan mzik dnyasna adm ata
mam olanlar ve simgesel turneler dnda, Trkiye'de de bir mzik
dnyasnn varlndan habersiz kalanlar iin de yepyeni bir ufuk
ayor Ali'nin kitab. TRT-3'n kimbilir hangi "mlahazalar"la Ba
t mzii yayn saatlerini ksmasndan bu yana, mzikseverin daha
da oraklaan dnyasna, Mzik ve Mziimivn Sorunlar gerek bir
mjde olarak girecek. Belki bu ayn kitab olarak deil ama mutla
ka aylarn kitab olarak.

172
Mzik ve
Mziimizin Sorunlar

Mzik zerine Trkiye'de ilk kez zgn, anlaml, ufuk ac bir


kitap yaynlansn da, biz "alanmza girmez" diyerek ona ilgisiz kala
lm, bu, her ay bir kitap yazs yazmay stlenmi birinin, en azndan
kendinde balamayaca bir sorumsuzluk olurdu. stelik, bir sa
nat-kltr ortamnda varlk gsterip de, s bir uzmanlama kaygs
ve kuruntusu ile, "alan"larn snrn kaln kaln izmek, kendi iin
de eliki barndran bir tutumdur benim anlaymca. Edebiyata il
gi duymayan mzisyenler, resimden anlamadklarn gslerini ge
re gere "itiraf eden" yazarlar, mzik etkinliklerinden uzak duran res
samlar, "kendi alanlar"nda hangi derinliklere ulaabilirler? Bu, on
larn kendi sorunu deyip geemeyiz. Bu, Trkiye'de yaanan gclk
kltr hayatnn bir sorunudur. Hepimizin sorunudur. Kitabn ba
nda, Filiz Ali'nin. zkrml ile yapt bir sylei yer alyor. Bu so
runa o syleide de deinilmi. Filiz Ali, aydnlarn bu "kendi alan
larna" kapall sorununu bir kendini eitme sorunu olarak gr
yor. te ben de, Mzik ve Mziimizin Sorunlar n byle bir eitim
'

iin bulunmaz bir ara olarak deerlendiriyorum.


Kitapta drt blm var: ada Mzik/Mzik Eitimi/Trki
ye'nin Mzik Sorunlar/Portreler.
"ada Mzik" blmnn ilk yazs, "Mzikte adalk ze
rine." Bu ksack yazdan reneceimiz pek ok ey var. Yazarn
son derece sistemli, planl, k bir dnme biimini yetkinlikle
yanstan akc, kiilikli dili ve bieni, daha bu ilk yazdan okuru e
kecek, saracaktr. Ortaadan 20. yzyla, hangi temel dnce
rntleriyle iliki iinde servenini srdrd mzik? Kilise ve akl
c yaklam, Dou dnyas ve mzik, duygusal yaam balantlar, fe
odal toplum ve snflarn ayn mzikle ortaklamalar, aristokrasi ve
denekli saray mzii, 1 9. yzyl, sanayi devrimi, orta snf burjuva
zisinin melez bir mzik tr oluturmas ve nihayet 20. yzylda tm
arlyla yaanan kopukluk . .. Btn bu sreci, ekonomik dei
kenierin rol ile iie, ak bir tablo halinde sunuyor yazar.
"Yeniden Dou mu?" balkl yazda yine bir ufuk turundan son
ra, "20. yzyl bitiminde izleyici ile besteciyi yeniden birbirine yak-

173
latran/ .. ./ temelde srekli tekrara, uzun sreli zaman birimleri iin
de en az oranda deiiklie dayanan 'minimalist' Oluum Mzii"
ve bu mziin temsilcilerinden Phil G lass zerinde duruluyor.
"Afrika Mzii", "Caz Sanat Afrika Kkenli Bir Gelenekten
Dodu" balkl yazlar bir arada, caza kuatc ve derli toplu bir ba
k iin nemli tutamaklar veriyor okura. "Amadeus" yazs, Ama
deus'u tiyatroda ve/ya da sinemada seyredenler iin ayr bir anlam
da tayor. Peter Shaffer'in Mozart-Salieri atmasna yaklamn,
bir de, oyunu Peter Hall'un rej isiyle izlemi olan Filiz Ali'nin yoru
muyla okumak, Mozart' ve Salieri'yi felsefi konumlaryla yeniden
dnmek isteyenler iin ok ilgi ekici.
"John Cage ve James Joyce" yazs, en azndan Joyce'un yz su
yu hrmetine merakn ckmeli edebiyat okurunun. "Kim bu John
Cage demeyin. amz bestecilerini, zellikle Avrupal birka ku
ak besteciyi, Viyana Atonal okulunun ya da 300 yl akn Alman
kltrel egemenl iinin basksndan kurtarm ilk Amerikal beste
cidir John Cage. / .. ./ James Joyce'un szleriyle yapmak istediini ve
yaptn, John Cage bir bakma seslerle yapmakta. Finnegan's
Wake iin yazd nzikte, 72 deiik kanaldan ayn anda verilen
72 deiik ses izgisi duyulmakta. Cage bu sesleri, Wake'de belirti
len yerlerde banda alm. /. . ./ John Cage Trkiye'de tannyar mu?
James Joyce kadar bile tanndn sanmyorum. /.. ./ Bat mzii ile
uraanlarn bile John Cage'le ilgilendikleri yoktur. Deli samas
yargsndan kurtulamaz kolaylkla Cage lkemizde. Ya 70'e de
gelse, birka kuak besteci ve yarumcu onun at yolda yrme
ye devam etse de John Cage, Trkiye iin hi mi hi nemli deil
dir" (ss. 7 7 , 80, 8 1 ) .
"ada Mzik" blmnn son yazs "Theodorakis, "ada
Fareli Kyn Kavalcs" "Politik Mzik" ve Theodorakis konusun
da ciddi bir mzikinin ne diyeceini merak etmelisiniz bence.
Theodorakis'ci iseniz de, deilseniz de !
"Mzik Eitimi" blm, "Trkiye'nin Mzik Sorunlar" bl
m ile birlikte; Filiz Ali'nin kendi deneyimleriyle de canlandrarak,

174
Mzik ve
M z i i m i z i n S o r u n l ct r

rneklerle amlayarak ok nemli sorunlara deindii, zmler


nerdii, ilgilileri ve "ilgisiz'leri uyard yazlada btnleniyor. Ya
zlarda elenceli eler de bulmak mmkn. Nee Karabcek, Nur
Yolda, ad verilmeyen bir "mzik eletirmeni"nin bir piyano resita
li iin yazd yazdan paralar, okumanz enlendiriyor. "Mzikte
bayalk politikas"na kar yazarn birka kez yineledii "Zararn
neresinden dnsek kardr" arsn, belki epeyi umutsuzca, ama y
rekten destekliyorsunuz. 2. blmdeki "Bir Helikon Vard". "o
cukluumuzun Aye Abla's" ve 1 936-58 yllar arasnda Ankara
Devlet Konservatuarnda keman ve oda mzii retmenlii yapm
ola Lico Amar' tantan "kran Borcunu demek" adl yazlar ta
dklar nostalj ik tadlarn da tesinde, hem hznle hem keyifle
okunan yazlarndan kitabn.
"Trkiye'nin Mzik Sorunlar" blmnde Filiz Ali'nin, blm
le ayn ad tayan uzunca yazs, "Toplum ve Mzik", "Opera Nasl
Kurtulur", "Trkiye'de Mzik Olanlarla Olmayanlar", "bret Verici
Bir yk","Piyanist Olmal m ?" gibi, genel sonnlar ele alan yaz
larn yan sra, belirli konserlerin ardndan yazlm birka eletiri
yazs da var. Ama hepsinde, yazldklar gnn gncelliiyle snrl
kalmayan, konusuna alabildiine hakim ve mesleinin ykledii
aydn sorumluluunu tm hcrelerinde tayan bir mzikinin,
elinde hi mi hi ereti kalmayan kalemiyle alt ustaca izilmi sap
tamalar, deerlendirmeler, uyarlar bulabilirsiniz.
"Portreler" blmnde mzisyeni tanyoruz: dil Biret, Ali
Doan, Uurtan Aksel. Bir piyanist, bir ellist, bir arpist. Gnl is
tiyor ki, Filiz Ali zaman iinde baka sanatlarmzn da portreleri
ni izsin, tannmaya deenieri onun kalemiyle tanyalm. Bir Fer
hunde Erkin'i, bir Suna Kan', bir Grer Aykal', bir Saim Akl' ...
Son yazy okurken, Filiz Ali'nin bir srrn kefettim! zellikle
saklad bir srr deil de, mzik eletirmeni Filiz Ali'nin; dzgn,
akc, ak bir dille yazmann tesinde, nasl bu kadar "gzel" yazd
nn srrn. Kendirnce elbet. Yaz yle balyor: "Oldum olasya va
purda, otobste, dolmuta, kar karya ya da yan yana oturduun

175
insanlarn yaam yklerini, huyunu suyunu merak eder, davran
zelliklerini incelemeye alrm. Yar aralk pencereden dary s
zen bir bak zerine bir eit yk canlanverir kafamda" (s. 244 ).
Demek yalnz kaleminin kvraklyla deil, "insan"a ynelik il
gisinin biimlenii ile de belirlenebilir bir edebiyat kuma tad
yazarn. Ama ilk kez byle bir kuma karsnda, "Niye edebiyat
alanna girmiyor?" diye hayflanmyorum. Filiz Ali kendi iini o ka
dar mkemmel yapyor ki.

176
eviri: Dillerin Dili
(Akit Gktrk)

eviri"nin, ii gc okumak-yazmak olanlarn dnyasnda,


onsuz olunmaz bir yeri var kukusuz. Ka dil bilirlerse bil
_
sinler, eviri okuyarlar onlar. Ustelik dil bilenler, byk bir olas
lkla, etkin bir biimde de katlyorlar urasndan burasndan, evi
ri etkinliine. Yabanc bir dil bilmeyenierin ise, eli mahkum eviri
lerle harneir olmaya.
Yaz taranda bezi olmayanlar, okumay ise ancak bir yan ura
olarak deerlendirenler ounluu olutururlar her lkede ve hele
bizimkinde. Gktrk'n, evirinin sorunlarn enine boyuna sergi
leyen, tartan bu kitabnda, yalnzca birinci bekteki "entellekt
eller" iin deil, ikinci bekteki "aydnlar" iin de ilgin olabilecek
konular yer alyor. (Adlandrmalar, etiketlendirmeler, zaman za
man balbana bir kltr sorunsal oluturuyor toplumumuzda. i
gc okumak yazmak olanlara "entellektel"; okumayla-yaznayla
pek alverileri olmasa da, renim dzeyleri, sosyal ve ekonomik
statleri asndan belli bir tabaka oluturanlara "aydn" denmesi
dndrc deil mi? Bu durumu baka bir dile eviremezsiniz
kolay kolay. Dahas; "entellektel aydnlar", "aydn entellekteller"
ve bunlarn kartlar, drt birbirinden ayr "okur-yazar" cinsi olu
turuyorlar ki, bu da zgn bir fenomen! stelik her birine somut r
nekler dnvermek pek mmkn.) Bir etiket uydurmama izin ve
rilirse, "dz aydn"lar da, her gn, en azndan televizyonlarnn kar
snda bir eviri anarisi ile kar karyalar. Yine de onlarn, Dille
rin dili'nden medet uromalarn beklemek fazla iyimserlik olur.
Somut durumun somut deerlendirilmesinden yola k larak,
"son zmlemede", entellekteller iin yazlm hir k i tap Akit

177
Gktrk'nk. eviri yapanlar ve eviri okuyanlar, her ikisini de i
edinenler iin. Yazarn Okuma Ura (ada Yay. 1979) adl kita
b metin dztemindeki bir iletiimin, yani "okuma"nn yap talar
n dyordu. eviri: Dillerin Dili, ayn dn evrenine yeni bir a
lm niteliinde. eviribilim; dilbilimle, dil felsefesiyle, filoloj ilerle,
toplumbilimin ve ruhbilimin i lgili dallaryla alverii iersinde, on
lardan aldklaryla eklemlenerek bir btnsellik sunan, gen bir
aratrma alan. Elimizdeki yapt da, zgl olarak bu alan, yazn e
virisine ilikin bellibal sorunlarn irdeliyor.
Ne var ki; Akit Gktrk'n, gerek Okuma Ura ile, gerek bu ki
tab ile gndeme getirdii sorunlar, zgllklerinden bir lde uzak
latrarak, daha geni bir perspektive yerletirmek eilimindeyim ben.
Trke okuyan okur iin gerek ve somut durumun da bu olduuna
inanyorum. Her iki yapt da, bilimsel nitelikleri bakmndan hangi
zgl alann mal olurlarsa olsunlar, ilevsel nitelikleri bakmndan,
'
bir bilin oluturmaya katkda bulunuyorlar: Birinci! olarak bir dil bi
linci; buna bal olarak da bir dnce ve iletiim bilinci. kinci! ola
rak ise, bir yazn bilinci ya da bir yazn bilincinin bir bileeni.
Byle olunca da geni anlamda, birer felsefe sorunu olarak eil
rnek mmkn Gktrk'n gndemindeki sorunlara. eviri: Dillerin
Dili'ni de byle deerlendiriyorum: Bir iletiim felsefesi kitab bu.
Trke kitaplmzda dizgesel bir yerletirmeye gidersek, inann
en esnek bir yaklamla bile, bir felsefe rafn g doldurabiliriz.
Kukusuz Trk bilim adam da, bilimin ulussuzluu gerei, kendi s
nrlar belirlenmi alannda srdryor aratrmasn. Ama yapt,
henz yeterince eitlennemi bir kitaplkta, dnya kitaplnda sa
hip olacandan daha zel bir iievle ykmleniyor.
Ben niversitede hocalk yaptm yllarda, tescilli felsefe kitap
larndan ok, felsefeye yeni almlar getiren dil ve dnce aratr
malarnn rnlerini tantmaya alrdm felsefe rencilerine. Ta
bii bu dediim, niversitenin niversite olduu, ucundan ucundan
olabildii yllard. Yine bir niversite olsa, o niversitenin de bir
felsefe blm olsa, felsefe rencilerine ilk on kitap iinde Akit
Gktrk'n yaptlarn veririm. Hem, gerek anlamda felsefe yap-

178
eviri Dillerin Dili
( Akit Gktrk)

may renmelerine katks olur diye, hem de gnmzde felsefenin


en temel sorunu olan dil ve iletiim konularna duru bir yaklamla
eitebilsinler diye.
Okuma Ura'nn nsz'nde yle bir paragraf var: "alma
nn btn yazn aratrmas ile retimini, kat kalplardan, kesin
lemelerden, geliigzel yorum uygulamalarndan ayr grmek, yazn
etkinliinin yaamdan ayrlmazln gstermek yolunda bir aba
dr. Bu aba, bu konularda retici bir dneeye drt olabilirse,
amacna byk lde ulam olacaktr" (s. 8) . retici dneeye
drt, bugn Trkiye'deki felsefe abalarnn birinci gereksinimi
dir. Bunun iin, eviri: Dillerin Dili de birka ynden, ama zellik
le, destekiediim trden bir felsefe etkinlii olmas bakmndan, be
nim alanma giriyor. Yani ilgi alanma!
Kitabn ieriine ilikin bir anahtar Giri'te veriyor yazar: "Bu
alma, kendi snrlar lsnde, yazn evirisinin genel eviribi
lim iindeki yerini belirlemeye ynelik bir abadr. Byle bir ama
la, ilk blmde eviri, bir metin kuramndan yola klarak, ge
nel iletiim asndan ele alnm, sonraki blm ise, gene metin
kuram izgisinde, yazn evirisinin kendine zg konumu ile sorun
larn berimlerneye ayrlmtr. Yedinci blm de, eviri eletirisi
nin kuramsal temeli, yntemleri, ltleri konusunda aklamalar,
gzlemler, neriler ieriyor" (ss. 10- 1 1 ). Daha sonra, rnein Schi
leiermacher'e uzanarak, "eviri, okurun yazara gtrtmesi mi, ya
zarn okura gtrtmesi mi olmaldr?" gibi temel bir sorudan tutun;
dilde edeerlilik'in, dzanlamsal/yananlamsal/metin tr gelenek
leriyle ilgili/ dil kullanmsali biimsel edeeriilik gibi (s. 76'da sra
lama eksiktir) be ayr dzeyde ele alnabilecei zerinde dnme
ye kadar, pek ok dev karabilirsiniz kendinize.
Kitabn, yazn-kltr-dil balamnda retici dneeye drt i
leviyle, yani "doru" okunmas, yalnz eviri sorunsal zerinde de
il; genel olarak dil, iletiim, dnce sorunlar zerinde de, silke
lenmi, tazelenmi, bilenmi bir bilin sonucu veriyor. Bu arnaa
na giden yolda, skclk ve zorlayclkla kesinlikle ilgisi olmayan,
zevkli bir okuma abas, cabadan armaannz oluyor.

179
Bilimin, felsefenin, "entellektel etkinliin"; ille de tozlu, gri,
ask suratl, rktc, itici, snob, fildii kule mnzevisi klkl olma
yacann ve asl yle olmadnda saygn, etkin, zendirici, ilevsel
olacann prl prl bir rnei Akit Gktrk'n kitab.

l llll
Dnceyi
Canl Tutan Deneme
(T. S. Eliot)

sa bir sre nce yitirdiimiz deerli dnce ve yazn ada


Km Akit Gktrk'n zenli evirisiyle dilimize kazandrd
Eliot Denemeler'inin 2. Basks elimde. lk basks 1 96 1 'de yayn
lanmt. Bu yeni baskya "Dante" balkl deneme eklenmi yalnz
ca. Gktrk, "kinci Basma nsz"de, ilk basmda yer alan be de
nemeyi yeniden gzden geirdiini, yer yer dzeltmeler yaptn
sylyor. Yine de, Eliot'un Denemeler'inin, kendisinin yaynlanan
ilk eviri kitab oluu dolaysyla kimi kusurlar barndrd dn
cesinde. Oysa, kitab okuyanlar greceklerdir ki, en karmak sorun
larn bile rahatlkla anialmasn salayacak durulukta, akc bir
Trkesi var Gktrk'n. evirinin pratiine olduu kadar, kura
mma da emek vermi, dil bilinci ok gelikin bir akademisyenin ti
tizliidir, onu yapt iin yetkinliinden kukuya dren. Elimiz
deki eviri, Eliot'un dncesini olanca saydamlyla okura aktar
makta sk rastlamadmz bir baar kaydediyar oysa.
Dnsel ierii youn yazlarda, anlam bulandracak ya da a
tallandracak syleyi biimlerinden kanmann yan sra, okuru
zora komamaya da zen gstermek gerekiyor. zellikle okuma al
kanlnn ok yerlemedii ve kuramsal arlkl metinlerin hep bi
raz rknt ile karland evrelerde, yazara/evirmene ek bir i de
ykleniyor: Metni bir de pedagojik adan gzden geirip kimi r
tular yapmak. Akit Gktrk'n, niversite hocal deneyiminin
elvermesiyle, bu ilevi de doal bir tutum olarak benimsemi oldu
u grlyor.

181
Denemeler'in okunmasndan ikili bir yarar salanabilir. Bunlar
dan biri yazn ve eletiri kurarnlar ile ilgilenen birinin, 20. yzyln
bu alanda yetitirdii en nemli kiilerden biri olan T S. Eliot'un
dnceleri ile tanmas ise; dieri, iir, eletiri ve genel olarak ya
zn zerine yeniden dnmeye, dnce retmeye, (varsa) yerleik
dnceleri, yarglar snamaya yneltmesidir.
Bence, zellikle kitabn ilk iki yazs "Gelenek ile Bireysel Yeti"
ve "Eletirinin Grevi" bylesi bir egzersiz iin ok elverili. Snrla
r daha dar tutulmu olan "Hamlet", "Metafiziki Ozanlar", "Willi
am Blake", "Dante balkl denemeler de, salt ele aldklar konuyu
aydnlatmakla kalmamakta; okurun, yazn bilincini ve okuma dene
yimini geniletip gelitirmesine katkda bulunmaktadrlar. rnekse,
"Dante"den u satrlar okuyalm: "Birisi kp Dante'nin iirinin de
erlendirilebilmesi iin bu iirdeki atnn, felsefenin, st rtl
sylenenlerin anlalmas gerektiini syleyebilir; te yandan, oza
nn iirini sunmakta kulland bu atnn, okunn iirden tat duy
masn salamak grevinde olmadn, iirden duyulacak tadn do
rudan doruya iirin kendisinden doduunu ileri srenler de kabi
lir. Bu yanl yarglarn ikincisi daha yaygndr. Belki de birok kim
senin Komedya stne bildiklerinin Infemo ile, giderek Infemo'nun
birka blmyle snrl kalmasnn nedeni budur. Tanrsal Komed
ya'dan tat duymak sonu gelmez bir sretir. ilkokuyuta belki de hi
sevemezsin iz; ama ilk okuyuta yer yer sizi iinizden sarsan bir iir yo
unluuyla arplrsanz, gitgide daha ok artan bir bilme, renme
isteiyle yanarsnz; tembelsen iz bir diyeceim yok tabii" (s. 83 ).
Eliot lkemizde tutucu bi r ozan v e dnr olarak bilinir. Bu
yzden de geleneklerin srdrcl misyonunu yklenmi evre
lerin entellektel kesimlerinde daha bir rabet grr. Denemeler'in
okunmasyla belki bu imge bir lde deiebilecektiL Akit Gk
trk'n de bir uyars var bu konuda: "Bu noktada Eliot'un gelenek
iliiyle ilgili bir aklama yapmak gerekir belki. Bu gelenekilik,
bizde ounun sand gibi, bir gemi yobazl deildir. Devingen
bir tarih anlay zerine kurulmutur. Gelenek, sanatnn bugn
tapmas gereken bir put ya da donmu kalp deil, bugnk yarat-

182
Dnceyi Canl Tutan Deneme
(T S Eliot)

larla srekli deiiklie urayan esnek bir dizgedir. /.. ./ Gemi, ye


ninin yaratlmasna katks orannda anlamldr, yoksa salt gemi
olduu iin deil" (ss. 25-6).
Eliot'un yazlarnn dnsel ieriine, getirdii kavram zmle
melerine okumamzda arlkl bir yer vernemizi nerirken, bu tr bir
yeniden ele alma ve deerlendirmeyi kasdediyorum. Bylesi bir uya
rnn da altnda "Gelenek ile Bireysel Yeti''nin yeniden okunma
s, hi kukusuz, ufuk geniletici olacaktr. rnein Eliot; "Hibir aza
nn, hibir sanatnn tek bana tam bir anlam yoktur. Onun anla
m, deerlendirilmesi, lm ozan ve sanatlada olan bann deer
lendirilmesidir. /. ../ Bunu yalnz tarihsel deil, estetik eletirinin de
bir ilkesi olarak sylyorum" (s. 29) diyorsa; siz belki "lm ve yaa
yan sanatlada ba", "yazarn, azann lke ve dnya yazn iindeki
yeri" gibi ltler zerinde de dnmeye ynelebilirsiniz.
Sonra, yine Denemeler' i okurken, size baka bir yerlerden tandk
gelen "Nesnel Karlk Kuram"nn babasnn Eliot olduunu gr
verirsiniz. Bu sorun zerine dnrken, hibir sanatnn, hibir
'aheser'in dokunulmaz olmadn, bir eletirmenin, rnein Eli
ot'un kp, deerinden ve byklnden kuku duyulamaz sanlan
bir Hamlet'i pekala sarsabileceini grrsnz.
Deneme okurluunun, okurun dncesini zgrletirici bir ya
n vardr, hep olmutur. T. S. Eliot'un Denemeler'ini, ngiliz yazny
la, yazarn ele ald airlerle, yaptlada fazla bir nsiyetiniz olmasa
bile okuyun. Denemeler, ou zaman vesile oluturan yazlardr. d
nmeye ve sonra baka trl dnmeye, dnmenin kapsam ve
snrlar zerinde yeniden dnmeye, dnmeyi boyudandrmaya
vesiledirler. Eliot'unkiler de yle. Onlardan elde edeceiniz bilgisel
kazanm ise, birikiminiz hanesine yazlacak.

183
Edebiyatn Sefasn Srmek
(Vladimir Nabokov)

debiyat Dersleri, ad stnde, Nabokov'un niversite dze


E yinde verdii derslerden bir seme ile biraraya getirilmi do
kuz yaznsal zmlerneyi kapsyor. Ne var ki, "ders" szcnn
uyandrabilecei tm olumsuz/sevimsiz armlar ilk yaznn ilk
trncesiyle kovmaya balayan ve 268 sayfa boyuna bir kez bile
semtine uratmayan bir kitaptr elimizdeki. lkemizde bugn bir
niversite hocas ya da rencisi olup da, bir "ders"in byle de ya
plabileceini, biraz i ezikliiyle glgelenen bir hayranlkla karla
mamak g. Hele bu iniversiteliler, Nabokov'la konular arasnda
uzak yakn bir balant kurabiliyorlarsa. Ama bu sz balad yer
de brakacam. "Ders" szcnn bizdeki olumsuz armlar ile,
Nabokov'un derslerine, onun amad kaplar zorlayarak girmeye
almak, durduk yerde iin tadn karabilir nk. Oysa, Edebiyat
Dersleri'nin en vazgeilmez yan ite tam da bu tad.
Nabokov, gerek romanlaryla, gerek dnya yaznnda yeri olan
kimi yaptiara getirdii zmleyici yorumlarla, yzylmzn byk
bir yazn ustas, kukusuz. Ama onun kurmaca etkinliinde olsun,
zmleme etkinliinde olsun ne kard ve nde tuttuu birin
cil deer: Tad. Edebiyatn keyfi. Usta romanc, nemli kurarnc ve
tam bir ehl-i keyf.
Edebiyat Dersleri'nde Flaubert, Tolstoy, Kafka, Turgenyev, e
hov ve Cervantes'in yaptlarn ele alyor yazar ve her birinde, oku
yana edebiyatn engin bir zevk kayna olduunu ta iten duyumsa
tan, heyecanl, srkleyici birer serimierne yapyor. yle ki, Nabo
kov'u okuduktan sonra, onunla birlikte ktnz yollarda rastlad
nz Madame Bovary , Anna Karenina, 1van tlyi'in lm, Deiim,
Babalar ve Oullar, ukur, Kk Kpekli Kadn, Mart ve Don Qu
ijote ile snrl kalmyor edebiyatn "tadn kartma" yaamnz. Ka-

184
lamaz. Yzme renen biri denizi daha ok sever; yeni bir stil dene
yen yzcnn gznde yzrnek yeni bir anlam kazanr ya, Edebiyat
Ders leri'ni okuduktan sonra, aklnz kolay kolay alamayabilirsiniz
edebiyattan. Szgelimi, Peki, ya Dostoye vski- Karamazof Kardeler;
ya Woolf-Deniz Feneri, Tanpnar-Mahur Beste, Sait Faik, Marquez,
Faulkner, Stendhal, Kundera, Karasu, Cortazar, Bll, Aaolu,
Durrell, Rilke, Ileri . .. Ya Sebastian Knight'n Gerek Yaam (Nabo
kov) ?" deyip gezebilirsiniz. Yalnz unutmayn, yazar tarafndan da
bata uyarldnz: "Kendimizi aldatmayalm; unutmayn ki edebiya
tn hibir pratik deeri yoktur" (s. l l ).
Bir edebiyat gnlls iin, armaan paketinin zerinde okuyaca
u not, en az o armaan kadar deerli olmal: "Bu derslerde u ha
rika oyuncaklarn -edebiyat bayaptlarn n- i dzenini gzler nne
serneye altm. Sizi, romanlar, kendilerini roman kiileriyle zde
letirmek gibi ocuka, ya da yaam renmek gibi yeni-yetmelie
zg, ya da art arda genellemeler sralamak gibi akademik bir amala
okumayan iyi okurlar katna karmak istedim. Kitaplar, biimleri,
dlem zenginlikleri, sanatlar iin okumayy retmek istedim. Size
bir sanatsal doyum rpertisi yaatmak, kitaptaki kiilerin deil, yaza
rn heyecanlarn paylamay retrnek istedim" (ss. 267-8).
imdi biraz gezinelin Nabokov'un "snf'nda: "Emma Bovary
denen kz hi yaamad. Madame Bovary kitab ise sonsuza dek ya
ayacak. Kitaplar kzlardan ok daha uzun mrldr" (s. l l ) diyor
sa, kulak verelim. Biraz sonra dersin daniskasm alacaz: "Flaubert
Fransa'sndaki koullar ya da Flaubert'in bunlar yorumlay nasl
olursa olsun, kitapta olup bitenler yalnzca Flaubert'in zihninde
olup bitmektedir" (s. 1 3 ). Tabii bunun yalnz Flaubert iin deil,
btn has yazarlarn has yaptlar iin geerli olduunu karsamak,
dersi verenin deil, alann ii.
Ancak, Nabokov'un her dediine kavuk sallamak zorunda da
deiliz elbet. Ben, kendi payma, hafiften balayarak, size Nabo
kov'a katlmakta glk, byk glk, olanakszlk grdm bir
ka noktay sralayvereyim. rnein, "Flaubert olmadan Fransa'da
Mareel Proust, rlanda'da James Joyce olamazd" (s. 3 3 ) diyor Na
bokov. Bilemem! Kafka iinse, yle diyor: "amz Alman yazar
larndan en bydr. Onun yannda Rilke gibi airlerle Thomas

185
Mann gibi yazarlar cce ya da aldan aziz heykelleri gibi kalrlar"
(s. 1 2 5 ) . Kafka'nn byklne szm yok, yok ama Rilke ile Tho
mas Mann' ona kurban edecek kadar deil. Hele bu kadar aala
yc yaktrmalarla? Hayr! Sonra Nabokov, Dostoyevski'yi Pu
kin'den, Tolstoy'dan, hatta Turgenyev'den "ok daha alt dzeyde
bir sanat" sayyor (ss. 75/7 7 ) . Ph! Sinirlendirici ! Ne var ki, Na
bokov, ona katlsanz da katlmasanz da, saygnz hatta hayranl
nz esirgeyemeyeceiniz bir yazar.
Yirminci yzyla damgalarn vurmu sayabileceimiz iki dce
ant karsnda da son derece horgrl. Marx'n ve Freud'un d
ncelerine katlnarnakla kalmyor, kmsyor onlar. Marx iin,
"sanatlara kar olan tutumunda gerek bir philistine" (s. 1 3 ) diyor
( Philistine: Dar kafal F.A. ) : Freud iinse, "karanlk alardan kal
ma o arlatan doktor" (s. 69). Bu, bamsz ve zgr dnme hak
kn sonuna kadar elinde tutmak adna gerekli grd radikal bir
tepki midir, yoksa gerekten zerinde inceden ineeye dnlm
bir kar k mdr? Elimizdeki kitaptan yeterince anlalmyor.
Ama, Edebiyat Dersleri'nde bizi ilgilendirmesi gereken, Nabo
kov'un doal bir hakk olarak ortaya koyduu entellektel seimle
rinden ok, yaznsal yaklam ve zmlemeleri olmaldr. rnein,
genel olarak Tolstoy'da "zaman" ve zel olarak Anna Karenina'daki
zamanlama zerine yazlan sayfalar, balbana zgn ve ok ok
parlak bir kurarn deerindedir. Birka trnceyle ok yaln bir biim
de zetleviverdii "tek-kuakl, ok-kuakl" romanlar ayrm, "kur
maca" kavramna getirdii amlamalar, bilin ak, anmsama gibi
sorunlara yaklam, yap-izlek-izleke-imge dzeni zmlemeleri,
yazma gnl vermi bir okur bulduunda, onun okuma yaamn Na
bokov'dan nce/Nabokov'dan sonra diye ikiye blecektir.
Yapt Trkeye Fatih zgven ve N ihai Akbulut evirmiler.
Birlikte deil; kimi yazlar biri, kimilerini br. Hem kuramsal bir
arlk tayan, hem kendi iinde bir biemi, yaznsal bir kvrakl,
ince bir zekay barndran bu yazlar tadyla tuzuyla Trkeye geir
mek kolay olmasa gerek. "Macera" ya da "serven" yerine,tam ye
rinde "sergzet" szcn bulup karan Fatih zgven'e (s. 85 ) ,
yazarn szck oyununa "Tolst-Oynar, tolstoynar" karln bulan
Nihai akbulut'a bravo. Hem de sadece bunlar iin deil !

186
"ada Dnce ve Sanat"

lastik Sanatlar Dernei'nin a Dnce Sanat" adl ya


Pyn birka bakmdan ilgimi ekti. Demek, kltr etkinlikle
"

ri kapsamnda, 1 99 1 ylnn Mart, N isan ve Mays aylarnda bir dizi


konferans ve panel dzenlemi. Kitap, bu konuma ve tartmalarn
metinlerinden oluuyor. Bu etkinliklerden hi haberim olmamt.
Oysa imdi, bu kitab kartrrken, bazlarnn karmak istemeveee
im kadar ilgin olduunu gryorum. Bu tr etkinliklerin, sadece
katlma frsat bulanlarn yaradanabiiecei -onlarn da bellek kapa
sitelerine havale edilmi-scmerelerle yerinmemeleri gerekir. Ama
ou zaman, ya olanaklar elvermez, ya coku yitirilir ve bildiriler,
tartmalar a Dnce ve Sanat" gibi somut bir sonuca ulaa
"

madan dalr, savrulur gider. Grlen o ki, szl dnce alveri


lerinin yazya geirilmesinden verimli tartma zeminleri doabilece
ini ummak ve bylesi abalar desteklemek hi de bouna deil.
Plastik Sanatlar Dernei'nin bu derlernesi beni, Trkiye'nin
kompartmanlarda yaayan entellektelleri zerinde bir kez daha d
ndrd. (Tabii eer, kompartmanlarda yaamak entellektel ol
mak, kavramlar aras bir eliki dourmuyorsa ! ) Bizde plastik sanat
lar ile edebiyat, bunlarn herbiri ile mzik arasnda iletiim ve etki
leim, sfra yakn bir dzeyde seyredegelmitir. Sanatlada felsefe
nin, ya da sanatlada felsefecilerin yldzlar ise bir trl bulumaz.
"ada Dnce ve Sanat" adl kitapta, bu kronik tkanklklarn
bir lde aldna tank olunuyor. Bence Dernein kltr etkin
liklerinin en umut verici yan da bu. pek Aksr Duben, Giri ya
zsnda, "Sanatn her dalnda kavramsal yap felsefeden kaynaklan
d iin ada dnce ve sanatn tartmasn farkl fakat dn-

187
ce sistematiinde ayn kaynaklar paylaan disipliniere ak tutma
y bu tartmaya kazandraca zenginlikler asndan tercih ettik"
diyor. Gerekten de konferans tartmalar okuduunuzda, bu yolda
nemli bir adm atldn greceksiniz.
Kompartmanlardan kp ortak bir platformda bulumann ne
mine inananlar iin: Deniz engel'in "Postmodernizm ve Teori"
balkl konuma metni, Vasf K. Kortun ve Hseyin B. Alptekin
imzalarn tayan "Yrngede kan: Bir Baka Beriki" ve Cevat
arpan, llber Ortayl, Jale Parla ve H ilmi Yavuz'un tarttklar
"Kltrler Aras Etkileim" konulu panelin metni, zellikle reti
ci, aydnlatc ve dndrc blmleri kitabn. Jale Necdet Er
zin'in, Dilek Dalta'n konumalar da "postmodern"in kavram ana
lizi ve uygulamalar konusu iin elverili birer ereve oluturuyor.
Dikkatli ve temkinli okurlar; Hasan Blent Kahraman'n "Yeni
Bir Gerekilik Olarak Resim" balkl uzun tutulmu konumasn
dan, gerek bir entellektel dnce abasyla, malumatfurulukla
yaldzlanm taslama entellektellik arasndaki fark ayrmsama ko
nusunda yararlanabilecekler sanrm. Entellektelliin ocukluk has
talklarndan biri olan isim serpitirme ("name dropping") her zaman,
her gz boyamyor. Fakat kukusuz, asl Sezer Tansu'un "ada
trk Resminde Gelime Dinamikleri" balkl, balyla herhangi bir
balants kurulamayan birka dakikalk konumasnn metni, bu cid
di ve dzeyli kitabn iinde gerek bir nazar boneuu sayimal .

188
Deneme Atakta

eneme edebiyatn vey eviaddr diye dnr, bunu orada


Dburada syler, yazarm. Hatta bir defasnda daha da abartp
evlatlk yazgsyla kout tutmutum denemenin yazgsn. Haksz de
ilim: anl anl romann, zarif ve gnl elici hikayenin, szme
edebiyat olan iirin yannda, denemeye ou kez arka sralarda, tah
tay zor grecei bir yer verilir. Geen yl televizyonda edebiyat ze
rine, birer saatlik iki ak oturuma katlmtk be edebiyat arka
damla; deneme zerine, ancak son drt dakikada kopuk kopuk
be sz edebildik. Ben yine vey evlat teranesinden dem vurdum,
onlar katlmadlar bana. Denemeyi ok severek okuduklarn syle
diler. Edebiyatlar denemeyi sever elbet. Sevdikleri konulara el
atar denemeci; kalem ehliyse, sevmedikleri, ilgilenmedikleri bir ko
nuyu bile keyifle okutur onlara. Edebiyat vardr, yani kendileri ve
ileri vardr denemenin iinde bir biimde. Onun iin severler.
Ama edebiyat olmayan okura denemeyi sevme frsat ne kadar
veriliyor? Mesele burada. insanlarmzn zaten vakti dar! Okumaya
ayracaklar vakti, "doru drst" bireyler okuyarak deerlendir
mek isterler. "Haydi biraz da edebiyat okuyaym" diyerek "doru d
rst"e bir parantez asalar bile, zerinde konuulan, zerinde konu
abilecekleri bireyleri yelerler. Deneme yaya kalr bu yolda.
Sonra, bu vakti ok dar olan "insanlarmz" dnmeyi, hele he
le dndrlmeyi klfet sayarlar. Deneme ise, bir dnceyi kornp
rime etmeyi deil, etkin okurla dnce pasiamay amalar. alm
atarsa da atar... ama "gole giden bir kaplan" deildir ou kez.
Sonra, bu "insanlarmz" ciddidirler. Olur olmaz hafifliklerden,
sululuklardan holanmazlar, molla kalemindendirler. Denemecilere

189
gelince, en arbais bile, ciddiyeti ancak slupta koruyabilir. Yaz
dklar ey, yazlacak ey midir bakarsanz? Sap derken saman deyi
verirler. Tanm bu; ad stnde denemenin. Byle olunca da, b
yklerin iine karmasn, kardelerinin lokmasna ortak olmasn,
ayak altnda dolamasn diye itip kakyorlar onu.
Ben de, neredeyse yirmi be yldr kalem yorduum denemeye
itibar kazandrmak iin, biraz da bencil bir gayretkelikle, her frsat
ta bu trn olanaklarndan, almlarndan, ufkunun, yelpazesinin
geniliinden , tadndan tuzundan, zenginliklerinden dem vurup du
rurum. Denemenin ustalarn amnsatp "insanlarmz" hevesien
dirrnek isterim. Salah Birsel derim. Ata derim, Umberto Eco, Oc
tavia Paz, Nermi Uygur, Papini, Enis Batur . . . derim. Gnlkleri,
anlar katarm iin iine . . . lle de okusunlar denemeyi, tanmadan
reddetmesinler isterim.
te yine frsat bu frsat... Son zamanlarda sevindirici bir gelime
izieniyor deneme yaznnda. Okumaya isteklileri n saysnda bir art
olmuyor mu bilmem; ama yazarna pek an hret salamayan bir
tr olmasna karn, denemeye kalem renler oalyor. oal
mak birey deil de, eitleniyor, zenginleiyor, yeni ynserneler ka
zanyor denememiz. Ne denir; deneme yaz, denize at . . .
Aydn Uur'un yazlarn Gergedan v e Argos'da zevkle izliyor
dum. Grmediim baz yazlarn da ekleyerek kitaplatrm onlar
Uur. Kefedilmemi Kta; dnmeye enmeyen bir ada ayd
nn gzyle, bir sosyal bilimcinin gzlyle, doma byme ehir
li birinin grgsyle, tertemiz, lezzetli bir Istanbul Trkesiyle, ince
bir mizah duygusuyla yazlm denemeleri biraraya getiriyor.
Gndelik yaam, yaamn kysnda deil, ta gbeinde yer alan,
onunla rtmesine bilemediniz bir paspartutuk pay kalm bir hen
gamedir ve gndelik yaam, ancak denemeci yazar. Aydn Uur'un,
zihniyet kalplarmzn grngesinden (perspektiv) gzlediklerini
okumak, inann ok keyifli. Denemelerin kimisi bir projektr g
cnde ("Feminizm, Erkek ve Kimlik") , kimisi, kl-ty denip geile
bilecek ayrntlardan bir sosyoloj ik analiz retecek ineeliktc ("Bu
Bir Kl Olmayabilir") ve hepsi ok zekice.

190
Deneme Atakta

Bir deneme kitab daha okudum. "Teknoloj i , dil ve iletiim ze


rine denemeler" alt (ya da st) balyla: Ay rei. Yazar Musta
fa Arslantunal. Okumay ve dnmeyi bildiini hemen anlyorsu
nuz bu gen yazarn. Bunlar kadar, neredeyse daha da nemli (ama
tabii bunlara sk skya bal) bir ey daha: yazmay da biliyor. s
telik kvrak, lezzetli, uan bir biemi var. Bilgisayar, yapay zeka, si
likon, makine, sibernetik, bilim vb. gibi souk bulunabilecek konu
lar zerine scak, okunakl yazlar. Deneme tr iin reklam adeta
Arslantunal'nn kitab. lk yazsnn biraz "bilmi " edas rktme
meli okuru. Hemen alyor, elenerek, elendirerek yazyor. Hem
de son derece skc kitaplar devirmeden kapsndan bakamayaca
nz ok ilgin konulardan ayor.
Ben kitab bitirdiimde, sonucu yine kendime yonttum. "As
lan Mustafa Arslantunal ! " diyeceime, "Yaasn deneme ! " dedim
durdu m.

191
Boaziine Snanlar

niversite yaynlarnn geni okur kitlelerine ulamas, da-


U tm vb. yetersizliklerinden tr genellikle g oluyor.
Bunlar arasnda, zgl (spesifik) konularn ele alnd yaptlar, o
meslekten olmayan okurlar iin belki zaten ok ilgi ekici deil.
Ama yleleri var ki, dar akademik evrelerde kalp ilgi gstermesi
beklenebilecek daha ok sayda okurun bunlardan habersiz kalma
s, kitabn asl amacyla badamyor. Benim de bir rastlantyla ele
geirdiim Boaziine Snanlar adl yapt bunlardan biri. "Trki
ye'ye ltica Eden Alman lim, Siyaset ve Sanat Adamlar" alt-bal
, kitabn ieriini belirleyici ve aklayc.
1 933-53 yllar, iltica eden Almanlar bakmndan kukusuz ok
zel bir nemi olan yllard. Ama bir haka adan, Trkiye iin de,
zellikle Trk dn, bilim, sanat yaam iin de ok nemliydi bu
yllar. Hitler Almanyasndan anti faist olduklar iin, Yahudi ol
duklar iin ya da Yahudi olan elerinden ayrlmay kabul etmek is
temedikleri iin kaan saylar olduka kabark Alman aydnlar
nn, Trkiye'de kaldklar sre iinde bilim ve sanat kurumlarmz
da srdrdkleri etkinliklerin, elli yl sonra bugn (ya da ok yakn
bir dne kadar) hala canl kalan izlerine rastlamak mmkndr.
zellikle o yllarda yeni kurulan Trk niversiteleri, Dar-l F
nundan niversite'ye gei aamasnda, bu damardan nemli lde
beslenmi, destek grmtr. Benim renci olduum yllarda, ko
nuk Alman profesrlerinin dnemi, stanbul ve Ankara niversite
lerinin ve Devlet Konservatuarnn altn a olarak deerlendirilir
di. Ben de, bu konuklardan birinin, Felsefe Profesr Hans Reichen
bach'n asistanlndan yetimi olan, onun dnce izgisini izleyen

192
ve ileyen bir hocann, Prof. Nusret Hzr'n yannda yetitiim iin
kendimi o gelenein nc kuaktan bir akrabas sayarm. Biraz da
bu nedenle, Trkiye'nin bak asndan tanm olduum bu Alman
beyinlerinin Trkiye servenini, kendilerinden birinin bak asn
dan da tanma frsatn salayan bu kitap, bana daha da ilgin geldi.
Hitler'in iktidar ele geirmesiyle birlikte karlan ve "Devlet
Memuriyetinin Meslek Olarak fasna Yeniden Dn Kanunu" gibi
anlaml ( ! ) bir ad tayan yasa, Neumark'n "Trk-Alman mucizesi"
diye and bu ilgin kltr temasnn ilk dolaysz adm olmu. Ne
umark bunu; "Balarda bu yasann olduka esnek anlaml hkmleri
ne dayanlarak, sonradan hibir yasal dayanak olmakszn, Alman bi
lim ve sanatnn birok temsilcisinin memuriyet stats -geici ya da
kesin olarak- kaldrld veya kendi mesleinde almasna tamamen
mani olundu. Nazilerin batan houna gitmeyen veya zamanla onla
rn gzne batan yksek okul retmenleri, gazeteciler, sanatlar vb. ,
eer zaten rki nedenlerle derhal ilerinden atlmadlarsa, memurluk
statlerini yitirdihen sonra -parti veya onun dier organlar tarafn
dan "tahamml kabil olmayan kii" ilan edilip iten atlana kadar
daha birka yl kendi mesleklerinde alabildiler" diyerek aklyor.
Trkiye'deki gen Cumhuriyet Hkmetinin aklc ve ilerici
kltr politikasnn bu kiilere olanak tanmasndan sonra, meslek
lerini Trkiye'de yrtmeleri iin kendileriyle anlamalar yaplan
Almanlar, Neumark drt bekte topluyor:
" 1 . Ari olmayanlar veya Nazilerin gsterdii tm abalara kar
n Ari olmayan elerinden boanmaya raz olmayanlar,
2. Nazi rej imine kar savaan faal Katolik gruba mensup olan
lar,
3. Politik eilimleri ve bylece iktisat politikas alannda da tu
tumlar, kalp ve beyinleriyle liberal olan kiiler,
4. Sosyal Demokrat mlteciler."
Bunlar arasnda tarihi Ernst Engelberg'in dnda hi komnist
bulunmadn yazar ayrca belirtiyor. niversite retim yeleri
nin says yetmi dolaylarnda, ynetici grevi stlenen sanatlarn
says ise on kadarm. Tabii zaman iinde bu saylarda kimi dei
meler olmu.

193
Kitabn yazar olan ktisat Profesr Fritz Neumark'n iktisadi
grnn ve buna bal olarak biimlenen siyasal eiliminin bu ki
tap balamnda tartma konusu edilmesi fazla bir anlam tamaya
cak. Sadece, o yllar Trkiye'sini, mlteci Almanlarn konum ve ta
vrlarn vb. deerlendiriinde, ancak liberal denebilecek bir dnya
gr perspektivinin egemen olduu sylenebilir. "Son zamanlar
da kanmca ok fazla abartlan Trkeyt- yenileme hareketi" gibi,
aktan aa bir tutuma iaret eden ifadelere ise kitapta ok sk
rastlanmyor. Kald ki, belli bir dneme tankl ve bu dnemin
anlarn dile getiren bir yaptta kiisel ve znel bir bak asna yer
leilmesi byk bir saknca saylmaz.
Fritz Neumark bu ilgin yaptnda Alman bilim adamlarnn l
kelerinde kar karya kaldklar durumu, Trkiye'ye nasl ve ne ko
ullarla kabul edildiklerini ayrntlaryla anlattktan sonra, Trk hal
kna ilikin gzlem ve tanlamalara da yer veriyor. Almanlada ve ge
nel olarak Batllada karlatrldklarnda Trklerin "daha fazla psi
koloj ik duyarlk sahibi" daha "insancl, tabii, scak ve kibar" olduk
larn itenlikle belirttikten sonra; i konularnda pek aceleci dav
ranmadklarna, bakalarnn zel hayadaryla fazlaca ilgili oldukla
rna, ok ehl-i keyif olduklarna, pazarln ne kadar geerli bir yn
tem olduuna vb. da ineelikle iaret etmi. Ama kitapta asl ilgiyi
ekmesi gereken, bizi deil, kendilerini anlatt blmler.
Sz konusu mltecileri, aralarnda Avusturyallar ve eski Avus
turya-Macaristan Krallndan olanlar da bulunduu iin, genel
olarak "Alman dili konuan mlteciler" diye anan Neumark, bu ki
ileri bilim adamlar ve sanatlar olmak zere iki bekte ele alm.
llkin iktisat ya da hukuk fakltelerine mensup olan meslektalarn
ele alyor ve Rpke, Rstow, Kessler, lsaac, Dobretsberger ve
Schwarz gibi kiilerin ayrntl portrelerini iziyor. Bunlardan baka,
Honig, Strupp, Hirsch gibi kiilere de ksaca yer vermi. stanbul
niversitesi Edebiyat Fakltesinde alan Almanlar arasnda; Re
ichenbach, Spitzer "ve onun peinden Trkiye'ye gelen havarileri",
Ernst von Aster, Helmut Ritter, Walther Kranz gibi Trk okurlar
nn kitaplarndan tanyabilecekleri, her biri kendi dallarnn nl

194
Boa z i i ' n e S n a n l a r

ve nemli birer temsilcisi olan kiiler tantlyor. Bir baka sekin


bilim adam da Richard von M ises. O da gelmi meer o sralar Tr
kiye'ye. Sonra pek ok tp var.
"Politikaclar, Uygulamaclar, Sanatlar" bal altnda tantt
bekte ise, "Trkiye'ye kaan tek apl politikac" diye and,
Rusya'da tutsak kalm, Almanya'da iki kere toplama kampna atl
m ve oradan stanbul'a kam olan Ernst Reuter ilgi ekici bir tip.
Sonra, yksek kadernede sanayileme sorunlar uzman olarak Tr
kiye iin alan Max Von der Porten, sava balayana kadar Trk
hkumetine danmanlk yapan Fritz Baade ve Hans Wilbrand gibi
uygulamaclar, Martin Wagner, Holzmeister, Oelsner gibi mimar
lar tanyoruz.
Kitapta Trkiye'nin sanat hayat iin byk nemi olmu ve ad
larn tm sanat sevenlerin mutlaka bildii sekin Alman sanatla
rna da yer verilmi. Trk Tiyatrosuna ve Devlet Operasnn kurul
masna ok deerli katklarda bulunmu olan Karl Ebert bunlarn
banda yer alyor. Ebert tantlrken satrlarn altndan yine, olduk
a tutucu bir dnya grne sahip olan Fritz Neumark'n tiyatro
sanatn yorumlay biimi beliriyor: " 1 97q'da Edinburgh'da bir fes
tival dolaysyla izlediim sahneleni biimlerini grdkten sonra,
Ebert'in bundan yarm yzyl nce Shakespeare komedilerinin ve
trajedilerinin zne, bugn bu oyunlar ii bo fiyakalarla ve politik
gzlemlerin keyfi, anakronik dntrmleri ile donatan ve byle
likle yazarn dncelerine ve amalarna geni apta baka anlam
veren -eer arptan demezsek- baz ynetmeniere nazaran, ok da
ha fazla yaklam olduuna kanaat getirdim." Tabii bu grler
Ebert'i deil, N emuark' balyor.
Daha sonra, Suna Kan, Ayla Erduran gibi deerli kemanclar
mz yetitirilmi olan Lico Zamar'n, konservatuarda retmenlik
ve orkestra eflii yapm olan Praetorius'un, eitimci ve koro efi
olarak grev yapan Edouard Zuckmayer'in ve Trkiye'de uzun sre
kalmam olmasna karn Trk mzik hayatndaki gelimeleri do
layl ya da dolaysz biimde ok etkilemi bir kii olan besteci Paul
Hindemith'in tantldklar bir blm okuyoruz.

195
Neumark'n bu ok ilgi ekici yapt; "Trkiye Cumhuriyeti;
Atatrk'n nderliinde yeni amalar ve kurumlar{Trk makamla
r, zellikle polis ve mahkemeler/Mlteciler ve 'nc Rayh'n
Trkiye'deki resmi temsilcilikleri ile ilikileri/niversite dnda
yaant/kinci Dnya Savanda Trkiye/nc Rayh'n sonu
Dnya Savann sonu/Geriye dn ve baka yere gidi/Geriye Ba
k: Almanca konuan mlteciterin trk kltr ve ekonomi yaam
zerindeki etkisi/O gnk ve bugnk Trkiye" balkl blmlerle
btnleniyor.
Trkiye'de kald uzun yllar iersinde dilimizi ok iyi renmi
olan Neumark, kitabn yine de Almanca olarak kaleme alm. e
viriyi yapan efik Alp Bahadr'n olduka akc, Neumark'n stu
bunu ve hatta neredeyse bir lde kiiliini yanstt izlenimini
veren lml bir dili var. Gzel ve temiz bir Trkeyle evrilmi olan
kitabn kimi sayfalarnda rastlanan akl almaz dil yaniiarna ("s
'
tanbul'daki ikametgahmz srasnda" gibi ) bir anlam vermek ok
g. Neyse ki bu yanllarn says olduka az. Bunun (ve nszde,
kitapta yer ald sylenen fotoraflarn izine rastlanmamasnn) d
nda, yaym zenle gerekletiritmi saylabilir. Bu kitabn salan
mas biraz arayp taramay, soruturmay gerektiriyorsa da, zahmeti
ne deer diyeceim.

196
Tek At Tek Mzrak

imet Arzk, kiisel tarihini olduu kadar, hatta daha ok,


N hep belli bir deerlendirme, yerine koyma, eletirme ban
yosunda ykad krk ksur yllk gzlemlerini anlatyor anlarnda,
400 sayfalk iki cildin tavsamayan bir ilgi ile okunabilmesinde bu
znellik banyosunun byk pay var. Cumhuriyetin maddi ve ma
nevi ergenlik dneminden balyoruz, i lgi odamz biraz babo
bir biimde dolatran bu objektifin grp setiklerini biriktirmeye.
anlarda zaman dizinsel bir sra gzetilmedii gibi, zaman iinde ile
ri-geri gidi dnler, artndan te belli bir ynteme de balan
mam. Buna karn, yine de olduka btnlkl bir resim kalyor
elimizde Tek At tek Mzrak'tan. Gayr ahsi bir ykleme ile varla
mazd bu sonuca. Btnl salayan da, okuyann yorum zgrl
nn koullarn ve snrlarn belirleyen de; Arzk'n kaleminden
yansyan zapt rapta gelmez, srye uymaz, szn saknmaz, kl
yutmaz kiilii. Bu kiilik; sayfalar, giderek satrlar arasnda belirgin
leiyor, okuru sivri dili, etrefil slGbu (ama bu, zellikle benimsen
mi bir slup gerekten) ve -yazarn kullanabilecei bir deyimle
"arrogance" ile irmesi beklenebilecekken, btn bunlarla kaynap
perinlenmi drstl, dnszl, parlaktan ok keskin zekas
ile kendini kabul ettiriyor.
Duygulanmalara, aclara, kahrlara kendini kaptran, hele bun
lar kullanan bir yazar hi deil Nimet Arzk. Ama gerekten, ok
grm ok geirmiliin satriarna dek sindii bir kitap Tek At Tek
Mzrak, Ci lalara, yaldzlara, ayrcalklara, bunlar hafifseverek srt
dnmek, snobluu bir zmre ile paylamak yerine, kendi snobluu
nu o zmreye ramen imal etmek, her boyay kazmak, her ar ta-

197
n altn kaldrmak gibi dikkate deer bir zellii var yazarn. nsa
nn, yaklamn benimsesin benimsemesin, her dediine katlsn
katlmasn, bu tavra sayg duymas, bu sese kulak asmas da, ku
kusuz, kedinin penesi altndaki cieri mundar diye tepmesindeki
ekicilikten kaynaklanyor.
"Anlarn gn na kmas, arkeolaj ik bir kalnrnn gn
na kmas gibi. Toprakta yzyllar boyunca barnm ta, s z lar
bence. Benim de iimde yle bir sz var," diyor yazar. Kendi
deyimiyle, "tarihi lkenin tarihine dalank bir aileyi'' tarihin iine
yerletirme abasnn salt "sz" ile stesinden gelinebilmise, yine
iyi! "Havanda dvlm deiik baharat gibi, her ey karlktr i
te, karmakark," diye yazan da ayn kalem deil mi?
nsan bu anlar okurken, yer yer balantlar gevek bulabilir,
hatta kimi balantlar kuramayabilir, ok ilgin bir pasaj n ortalk
yerinde eksik braklmlna fkelenebilir, kimi tandk port
rderin izgilerini kendindeki imgeyle tam rttrmeyebilir; ama
bir an kitab iin nemli olan; anlarn, sahibinin anlar olmasdr.
Gereklik duygusu, her zaman gerekliin ta kendisi demek olmasa
da, znellikle damgal bir yaz trnde, yaplan zaten hep budur.
Tek fark, kimi anlarn nesnel tanklk iddias ve zentisinde ol
masndadr. Nimet Arzk ise, buna tevessl etmeyecek kadar
dirayetli.
I. cildi ben, Il. ciltten daha derin bir ilgiyle okudum. Kukusuz,
ilgilerin yneldii dnemler, olaylar ve konular kiiden kiiye ok
deiebilir. Il. cilt, daha yakn bir dnemi didikliyor. "66 sandalye",
"Bat Basn-Bala-Politika", "mrn l ik eyrek Yzyl", "Kyden
Indim ehire", "almaya Balyorum", "Eski Osmanl Aileleri"
balkl blmler zellikle dikkate deer Il. ciltte. I. ciltte ise, on
blmn onu da ayn youn ilgiyle okunuyor. "Polanya lmedi
Daha" blm ise, bence bu iki cildin 'masterpiece'i.

198
Woolfun
Bir Tek Roman Vardr

irginia Woolf'un bir tek byk, derin, youn roman var


Vdr. Onu yazmaya, yalnz yazarlk yaamnn yllarn deil,
tm mrn vermitir. Yaptlarnda yanstt hep, kiilerinin bi
lin ierikleridir ve bu, bir eksiiyle, "her ey" demektir. Olanak
olarak ve gereklemi olarak "varolan" her ey. Eksik braktm,
yaamn kendi istenciyle noktalayarak tamamlamtr Woolf. Bir
sre olarak yaanmam bir lmn, bilinte izdm olmaz n
k. Sadece onun olmaz.
Bir yaam boyu biriktirilmi alglar, izlenimler, etkiler, arm
lar, duygular, aclar, anlar, tepkiler. . . Deniz Feneri'nde, Dalgalar'da
ve Mrs . Dalloway'de (Trkeye evrilmi bu romannda) ite
bunlar harmaniarntr Woolf. Szn etmeye altm o tek ve
byk romana akan bilin rmaklardr bunlar.
Mrs . Dalloway, ilk kez 1 97 7'de, Tomris Uyar'n Trkesiyle ya
ymland. imdi, letiim Yaynlar'ndan kan 3. basks elimizde.
Yirminci yzyln bayaptlarndan olan bu romann olaanst ba
arl evirisi, okurun, kendi dilinde yazlmam bir yazn yapt
karsndaki muhtemel ansszlklarn radikal bir biimde ortadan
kaldryor. ncelikleri ince ince gzeten bir duyarln dnya yazn
na bu armaann Tom ri s Uyar, yaratclndan ltlar tayan bir
ustalkla aktarm Trke'ye.
Mrs . Dalloway aslnda, teki gnler gibi bir gnn romandr.
Ama o gn, Virginia Woolfun haddesinden getikten sonra, artk
zgn ve benzersiz bir gn olmutur. Yazlrken, alabildiine ngiliz
olan bir gndr bu, ve bir o kadar da evrenseldir. Okunduunda,
dnya okurunu en duyarl yerlerinden yakalayan bir gn olur kar.

199
Bunun nedenini, yine baa dnerek aklamak mmkn grnyor.
Bilin ierikleri yazma malzeme olduklarnda, corafi ve toplumsal
snrlar ayorlar kukusuz.
Ahmet Cemal bir yazsnda Christopher Isherwood'un Tek Ba
na Bir Adam' iin, "bir yalnzlk senfonisi" diyordu. zni olursa, bu
gzel tanmlamay ben, Clarissa Dalloway' in ve Septimus Warren
Smith'in -bu iki mutlak yalnz'n- roman iin ... ya da, Virginia
Woolf romanclnn tm rnlerini kucaklayan o tek roman iin,
bir defalna kullanmak istiyorum: Woolfun bir mr boyu yazd
o esiz roman, "bir yalnzlk senfonisidir."
Yazarn yle bir cmlesini alntlam T. Uyar nsznde: "Fel
sefe bir romana yedirilmemise, bu trncenin altn kurun kalemle
izebiliyorsak, gvenle diyebiliriz ki, ya felsefede biryanllk vardr,
ya romanda, ya da ikisinde birden." (s. 5 ) Eer Mrs . Dalloway ' da bir
"felsefe" varsa, bunu "szn z" olarak damtma abas bouna.
Felsefe; gnlk yaama yle bakan o gzde, dil olarak bilin dolay
mna yaslanan ve ayklayp setii malzerneye o biimi veren yazar
sezgisindedir. Yani, yerli yerinde. Romannsa, bir felsefeyi , bir re
tiyi, bir hikmeti allayp pullamakla hibir alp verecei yoktur. O
sadece, bir tedirginlii, her an bozulma tehlikesi iindeki bir ince
cik dengeyi anlatr ... aktarr.

200
Bir Metafor Olarak Hastalk

een ay iinde, edebiyada felsefenin rttkleri bir alann


G yazar olarak niteleyebileceimiz Amerikal denemeci/fel
sefeci Susan Sontag'n iki kitab birden yaymiand Trkede. Biri
bir yk kitab: Ben, Vesaire (ev: Gkin Takn-Can Yaynlar).
br ise, felsefe ve imbilim (semiyotik) soslu, kapsaml bir dene
me: Bir Meafor Olarak Hastalk.
Susan Sontag, edebiyada felsefe gibi , her ikisi de ierden tannn
ca, kah birinin, kah brnn ayartc ekimine kaplp zaman za
man ikisinin de dna dlmesi ok anlalr olan iki alan arasnda
gidip gelen bir yazar: Bir Meafor Olarak Hastalk' okurken, kimi za
man evinde ve rahat olduunu duyumsuyor insan onun; kimi zaman
da belli ki tedirgin ve hrn bir konuk. Ama burada uzunca kalaca
iin benimsemeye, sahiplenmeye alyor sanki "ikinci ev"ini.
Bu izienimimin geree uygunluunu snayabilmek iin, kitabn
aslna da bir gz atabilmek isterdim. nk elimizdeki eviri, "ya
banclk"n asl metinde bu kadar belirgin olmayabileceini dn
dryor. Isnail Murat'n dili, Sontag' nkinin (baka kitaplarndan
Ingilizcesini bildiim ve Gkin Takn' n Ben, Vesaire evirisin
den, Trkeye gei imkann rebildiim kadaryla) anlatm g
cn, biemini ve anlalrln aktarmakta yer yer enikonu zorla
nyor. Byle olunca da, asln arpttn ya da tamamen yanl
yansttn sanmadm eviri; Trkedeki zorlanma, tkezleme ve
bulanklklaryla, bu denemenin belki zn deil, ama "etki"sini
bir lde deitiriyor sanrm. rnein literatrde "Drt Hlt Ku
ram" ya da "Mizalar retisi" olarak geen konunun "Humoral
Kuram" diye anlmas, belki o kadar nemli deil ya da terimierde

201
ulalan belli bir uylam zemininden on yl kadar geriye gittiimiz
bir dnemde evirmenin, "imgelem"i bir yetinin ad olarak deil, o
yetinin bir rnnn ad olarak kullanmas belki pek az kiiyi ra
hatsz edecek; ama bu tr aksamalar oaldka ve satrlarn arka
sndan baka bir dilin sentaks yaps ya da evirinin teyel iplikleri
srttka, yazarla aranzda saydam olmayan bir tabaka bulunduunu
aklnzdan karamyorsunuz.
Bir Metafor Olarak Hastalk, ister toplumsal, ister bireysel birer ol
gu olarak kar karya kalnan/bulunulan durumlarn, nesnel varo
lu dzlemlerinden zihinsel kavran dzlemlerine geerken uradk
lar anlamlandrlma, yorumlanma konaklarnda brnebildikleri k
lklar zerinde dnmemiz iin ok ilgi ekici bir rnek oluturuyor.
Nesnel varolu dzleminde bulunan; nesnenin, olgunun, iliki
nin katksz kendisidir. Burada bu, genel olarak "hastalk." zel ola
rak da "kanser" ve "verem." Zihinsel kavran dzlemine aktanlmak
ise, basite, dil dolaymndan gemek demektir. Nasl bir nesneden
koku duyumunu alabilmemiz iin onun bir gaz yaymas, o nesneyi
grebilmemiz iin k yaymas ya da yanstmas gerekiyorsa ve na
sl nesnenin kendisi koku ya da k deilse; benzer ekilde, bir nes
neyi, olguyu, ilikiyi dnebilmemiz iin, bunlarn dil kalplarna
dklmesi, zihinsel kavraymza kodlanarak girmesi gerekir. Dil
dolaym ise, ou durumda salt bir ad vermeden ibaret kalmayan
karmak bir sretir. te metaforlar, bu bir dzlernden dierine ak
tarlma ara-dzlemi sayabileceimiz dil dzleminde karmza kan
o karmak srecin elemanlardr.
Susan Sontag, okurunu bu srecin oluumu, ileyii ve dalayl ya
da dolaysz etkileri zerinde dnmeye ynlendiriyor. Bunu da ku
ram dzeyinde deil, bir model oluturmaya ok elverili bir rnek
zerinde gerekletiriyor. rnei hastalklardr. zerlerine ok e
itli imgeler retilmi, metaforlara en zengin malzemeyi oluturmu
verem ve kanser zerinde zellikle duruyor. Bunu yaparken; edeb
yatn, felsefenin, ekonominin, politik retorik'in, militarizmin vb.
verem ve kanser evresinde retilen imgelere katksn geni bir
kapsam iinde, rneklendirerek ele alan Sontag, eski Yunan'dan

202
B i r M e t a fo r O l a r a k H a s t a l k
(Susan Sonntag)

Nietzsche'ye, Thomas Mann'dan, Kafka'dan Wilhelm Reich'a,


Shelley, Keats ve Byron'dan O'Neill'e, Katherine Mansfield'e kadar
pek ok yazar ve dnrn bu hastalklarn "kavram"laryla etkile
iminin adeta bir dkmn veriyor.
Kitab okurken, Trk edebiyatnn bu konu balarnndaki zen
gin eittemeli rneklerinden tutun da. AIDS'in etrafnda imdiden
hatr saylr "sylence" ya da metaforlar tremi olmasna, halk ara
snda vererne "incehastalk", kansere "incitmebeni" adlarnn takl
m olmasnn anlamna, tmrlerden "selim" ya da "habis" olarak
sz edilmesinin antropomorfik imlernelerine varasya pek ok yerli
arm da deerlendirme frsat buluyorsunuz.
Bir Metafor Olarak Hastalk, temelde bir imbilim incelemesi.
Okuyunca gryorsunuz ki, imbilim, yaadklarmzn btnyle d
nda ve zerinde kalan, ancak uzmanlarn ilgilendirebilecek, salt
kuramsal bir konu deilmi. Tersine, o da insan ve yaam anlamak
iin bir alet, bir "organon" ite. Felsefeden, imbilimden, kuramsal
olan/grnen her eyden rkyor, uzak durmaya alyoruz ou
muz. rknty daha teye gtrenlerimiz bir basamak daha atla
yp ii, bu konularn kendileriyle ve uraanlaryla, bo iler ve aya
gereklerden kesik "entel"ler diye alay etmeye kadar vardryor
lar. Oysa rklen, kanlan, hafife alnan ey, biraz biraz yakndan
bakacak olursak, dnmedir. Dnmek istemiyoruz. Bizi dn
meye yneltecee benzeyen herhangi bir eyin gndeme gelmesine
bile tahammlmz yok.
"Biz" diyorsam; hala okumaktan, yazmaktan, eviri yapmaktan,
tartmaktan, eletirmekten, ksacas dnmekten vazgememekte
direnen, 80 sonras Trkiyesi'nin deerler sisteminde bsbtn yal
nzlaan, ayrkslaan bir avu okur-yazar dta tutmam gerektiini
biliyorum elbet. Dta tutuyoruro ama; "biz" kim, onlar kim? Bir da
ha dnmeli. Sontag' lardan, Eco' lardan, Barthes' lardan tabii "bi
zimkiler"den de - ilham ve destek alarak.

203
Sontag' n Hikayecilii

usan Sontag' n kuramsal yazlarnda yansyan kimlii, edebi


S yatlna gre daha bir n planda yer alr. Ya da o yanyla
daha ok tannr. Oysa kendisi, kurmaca rnlerine de bir o kadar
nem veriyor. Dilimize evrilen iki yaptnn biri bir inceleme ( Bir
Metafor Olarak Hastalk/ev. smail Murat-BFS Yaynlar, 1 988.)
br ise bir ykler kitab olduuna gre, belki Trkiye'de Son
tag' n yazar kiiliinin iki cephesi C arlk tayacaktr. Gkin
Takn evirisiyle Trke'de yaymlanan yk kitabnn ad Ben,
Vesaire. Dorusu, olduka ilgin bir ykcyle karkaryayz. Ben,
yazarn aniat trndeki yaptlarndan hibirini daha nce okuma
dm. Ama Ben, Vesaire; dnr Sontag'la sanat Sontag arasnda
kimi balantlar kurabilmem iin yeterli oldu sanyorum.
Kemiklemeye, deimezlie hep meydan okuyan ve bu meydan
okuyuu bizzat kendi dnsel ve sanatsal etkinliine de yzde yz
bir drstlkle uygulayan biri Sontag. Bu izienimimi tabii ki olum
lu deerlendiriyorum. Ne var ki, yklerini okuduumda, ayn zel
liin kimi zaman onun kusurlarna da kaynaklk ettii kansna var
dn sylemeliyim. Deneme-yanlmalarn ve araylarn ykler
de yansy biimi, izgisi oturmu ve yazn alannda admlarn g
venli atan bir yazardan ok, kurmacay "hobi" edinmi bir "pazar
gnleri yazar"n karyor adeta karmza.
Gkin Takn'n Sunu yazsnda Gore Vidal'den almlad u
satrlar, benim Ben, Vesaire hakknda dndklerimle neredeyse
birebir akyor: "Yahudi kkenli bir Amerikal olan Susan Sontag,

(Ben, Vesaire Susan Sontag/ ev. Gkin Takn; Can Yaynlar,


1988. 259 sayfa)

204
teki Amerikan yazarlarndan batan sona farkl olmak ister. Ken
disini Joyce, Proust ve Kafka'nn varisi grmek eilimindedir. .. Ya
zar olarak benimsernek istedii imaj la, yaptlar arasnda garip eli
kiler szkonusudur./... / Dncesindeki hz, kendine zg mizah ve
samalyor gibi alglanmaktan hi ekinmemesi, M iss Sontag' in ni
telikleri arasnda saylabilir. Ne yazk ki zeki ve kltrl olduu l
de yetenekli deildir. Ama Susan Sontag' n Avrupa ve Amerika
yazn arasnda bir kpr olut-urduunu kabul etmek gerekir." (s. 6)
Kitapta sekiz yk yer alyor. Dnyay (ya da biraz daraltalm,
kiilerinin iinde yaad toplumu) ve insan panayr aynalarnda
seyreden ve seyrettiren bir yazarn kaleminden km bu ykler.
"Robot", "Tazelenen Eski Yaknmalar" ve "Yavrucak" adl yk,
gerekten derinlikler tayan, zmleyici yanlar ar basan, dn
drc ve yer yer enikonu ho ykler. zellikle "Yavrucak" birbi
rini izleyen psikoterapi ( ya da analiz) seanslarnn, tek tarafl ve za
man kaymalaryla yanstlmas zerine kurulu zgn sylemi, ince
humoru ile, Sontag' n en sevdiim yks oldu.
"Tazelenen Eski Yaknmalar" "rgt ruhu" zerinde dnmesi
zellikle gereken, "kii olma" sreci srekli bir tehdit altnda bulu
nan "68' liler" iin ok ilgi ekici ve uyarc bir metin. Robot ise,
toplumsal rolleriyle rlm klflarndan iyice sklanlar iin geici
bir ferahlk bile salayabilen dndrc bir fantezi.
te yandan, Sontag'n ancak bir "pazar gnleri yazar"nn akl
na esiverince kullanmakta duraksamayaca trden "bulu"lar, ya
ktrmalar ve pastilerle kurulu ykleri, adlarn andm dier
nn baar izgisinden olduka uzak. rnein "Dr. Jekyll" adl
yk, z olarak, ilgin bir atmay yakalamken ve ok iyi bir y
k olabilecekken, yazar tarafndan Dr. Jekyll-Mr. Hyde metaforuna
kurban edilmi gibi geldi bana.
"Amerikan Ruhlar"ndaki "ruh"lar ykye hibir ey katmadk
tan baka, "Bayan Yassyz", "Bay mstehcen" tiplernelerindeki
sembolizm, Sontag' n dzeyinde bir yazar iin, yavanln tesinde,
artc bir banailik ieriyor. "in'e Bir Gezi Tasars" ile "Klavuz
suz Yolculuk"u, ak syleyeyim, hi anlayamadm.

205
bu eletiriterime karn, Ben, Vesaire'yi zaman zaman ok elene
rek, zevkle okuduumu sylemeliyim. Anlayamadm ilk ve son y
k hari, dierleri kadar baarl bulamadklarmda bile, ok zekice
toplum talamalar, dndrc zmleme ve eletiriler yakaladm.
Kitabn sonuna eklenmi olan Susan Sontag' la sylei de, yzy
lmzn ikinci yarsnn bu nemli dnr-yazarn tanmak iin ya
rarl ipular veriyor. Trke'de yeni yaymlanan yazarlarn biraz ol
sun tanttlmas iin, bu kitapta olduu gibi "Sunu"larn, "Syle
i"lerin, hatta daha kapsaml incelemelerin yapda birlikte sunul
mas, yaygnlamasn umduum, ok yararl bir uygulama.
Gkin Takn, bu olduka g yazar gerei gibi kavramamza
olanak veren, akc Trkesi ve ifade esneklii ile okumamz zevk
li klan baarl evirisinden tr kut!anmal.
Ben, Vesaire ile ilgili olarak sylemek istediim son sz Son
tag' n entellektel bir yazar olduu hep ak,lda tutularak, ykleri
nin ardndaki eletirel mesaj lar, satraras saptamalar karlmazsa;
Ben , Vesaire'den salanan eksik yaznsal doyuma baka boyutlar ka
tlarak okuma zenginletirilebilir.

206
"Mao" Dnyada
Kadn Sesleri

aka Ateler Latin Amerikal kadn hikayecilerden on dr


B dnn yklerinden bir seme ile oluturulmu bir antoloj i.
Baka lke yaznlarn tanmak, y a da daha dorusu, baka lke ya
znlar hakknda bir fikir edinebilmek iin antoloj ilere bavurmak
iyi biryoL Hele sz konusu "baka lke"ler, dilleriyle, kltrleriyle,
tantm etkinlikleriyle "komu kaps" sayabildiklerimizden deilse.
Geri son onyl iinde Latin Amerika yaznndan dilimize epeyi
yapt evrildi. Onlar da pek yabancmz deiller artk. Ama yine de
iki sorun kalyor bir Latin Amerika Kad n Hikayecileri antoloj isine
hakl varlk nedeni salayan: Bir; eviriler genellikle romanlar ak
taryor dilimize, dolaysyla ykcleri tanma frsatmz pek olmu
yor. ki: Latin Amerika yaznn tanm saylmayz; Marquez'i, Fu
entes'i, Borges' i ... tanm saylrz (diyelim! ). Oysa byle bir anto
loj i, fikir vermek bakmndan daha geni spektrumludur.
Bu nc varlk nedeni de, kitaba ksack bir nsz yazan Isa
bel Allende'den: Bu antoloj i, kadn yazarlar anroloj isidir ve "yaa
maya mahkum olduklar bu 'mao' dnyada cinselliin, erkin, yk
selme hrsnn, adaletsizliin rtl kalm anlamlarn yorumlama
ya alan kadn sesleri."
Bu antoloj iyi ilgiyle, merakla elime aldm almasna; yine de ister
istemez lkemiz yaznnn, zellikle de lkemiz yk yaznnn dnya
daki konumu ile, bu konumun yabanc dillerdeki antoloj ilerde yans
y biimiyle bir karlatrma esintisi geldi geti fikrimden. "Acaba"
dedim, "bu Alberto Manguei (antolojiyi derleyen) hangi lderle,
hangi nesnellikle seti bu yazarlar?" yle ya, zaman zaman elimize
geen, yabanc bir lkede, yabanc bir dilde yaymlanm, Trk air-

207
!erinden, ykclerinden rnleri derleyen sekilerde kimlerle, ne
lerle karlamyoruz? Kim, ne iin, ne adna, hangi ltlerle hazrl
yor bu sekileri? Nice zgn sesleri, ada dnya yazn katnda du
ran rnekleri adayveriyorlar da, bazen temsil edici nitelik tamak
yle dursun, Trk yaznndaki yerlerini ancak bu eit antolojilere
girmesiyle salaniayan rneklere sayfalar ayryorlar, deil mi?
Ama Alberto Manguel'in "Giri" yazs, bu eit kayglarm b
yk lde giderdi dorusu. Belli ki, yaznsal yaklam baka yakla
mlarn nne alacak kadar has bir edebiyat kendisi de. Zevkle
okunan "Giri"inin sonunda yle diyor: " ama btn semeler
grecedir, btn seimlerse gizemli. nsan seki yapmaya iten ne
denler, sonradan anlalr, kak tanrlar bize neyi sevip neyi sevme
yeceimizi retcikten sonra. Yani bir seki, szmona ilediini i le
ri srd izlehen ok, sekiyi yapann sesini, beenisini, anlarn
yanstr. Kiisel bir sevginin paylalmas, bu sekinin yaplmasn
hakl karacak tek neden." Bu ak yrekli ve sapma kadar "edebi
yata" giri, salam bir referanstr bence Baka Ateler iin.
Kitab okunnaya deer klan nemli bir zellik de, evirdii ya
zarlarn, dilimize Trkenin binbir lezzetini brakarak okunmasn
salamaktah ustalna apka kardmz Tomris Uyar' n kale
minden gemesi.
Baka Ateler'deki ykcterin lkelerine gre dalm yle: Ko
lombiya'dan bir, Brezilya'dan drt, Arjantin'den be, Meksika'dan
yazar yer alyor sekide. Son yknn yazarnn milliyetini sapta
yamadm. Galiba o da Meksikal. Ancak ne bu dkmden, ne de tek
tek yklerden kalkarak lkeleraras karlatrmalar yapmak, u ya
da bu Latin Amerika lkesi yaznnn kendine zg, aync izgileri
ni Sf!.Ptamak mmkn. Zaten byle bir amacmz da olmamal.
Sekiyi hazrlayan A. Manguel'in neredeyse bilgece bir uyars
var okuyana: "Yllar yl, btn Latin Amerika lkelerinin Carmen
Miranda filmlerinin setine benzediini sananlar, imdi de ayn l
kelerin ya Gabriel Garcia Marquez'in Macundo'suna, ya da sava
aclar eken El Salvador'a benzediini sanmaktalar. ( ... ) Latin
Amerika diye bir yer yoktur. Latin Amerika yazn diye bir yazn da.

208
" M ao" Dnyada
Kadn Sesleri

Arj antin yazn vardr. Venezuela yazn, Brezilya yazn; Peru'nun


da, Kolombiya'nn da, Uruguay'n da kendi yaznlar vardr. Bu ya
znlardan her biri kendi bana yeermitir, yazglar da birbirinden
ok farkldr. ilili lsabel Ailende ile Meksikal Juan Rulfo arasn
da, Alman yazar Gnther Grass ile !talyan yazar Elsa Morante ara
snda bulunabilecek ortak noktalardan ok daha azn bulabilirsiniz.
'Latin Amerika' ou okurun (beni de katn) tembellikten tr
kulland bir yaftadr."
Kulamzda bu kpeyle okuduumuzda, ne kan izlenim; La
tin Amerika ykclnde de "geleneksel"den "modern"e, des
tans'dan fantastik'e, humor'dan hzne, ok eitlenneli ykle
me tavrlarnn seilebildiidir.
Antropolojik, sosyoloj ik yaklamlar bir yana koyup edebiyat co
rafyas gibi ne edebiyata, ne de corafyaya fazla bir hayr dokunmaya
cak bir alandan da el etek ekersek, Baka Ateler karsnda yaplacak
tek ey, ykleri yk gibi okumak ve alnabilecek edebiyat tatlarnn
peine dmek. Byle baknca da, benim iaret etmek isteyeceim bir
ka noktayla bu yaznn sz noktalanacak gibi grnyor:
Kitabn tek Kolombiyal yazar Albalucia Angel'in "Guerrillero"
adl yks, bu yazar kk sayfa iinde tantmaya, baka yazla
rn merak ettirmeye yetiyor. Youn ve ok etkili bir aniat bu. "Me
tonimi ya da Kocann ntikam", Brezilyal Rachel De Queiros'un
ilgin, psikoloj ik gzlemin vurucu etkisini okurun gzne sokmak
szn kullanan, deyim yerindeyse- "entellektel" bir yks.
"Latin Ak"da, "Gece Ziyaretisi" de, "alnt Parti" de ho, il
giye deer, belli bir dzeyin stnde ykler, ama ille de "Gle y
knme"! Baka Ateler, baka hibir ey iin deilse, Brezilyal yazar
Clarice Lispector'un bu olaanst yksn barndrd iin
uzunca bir sre baucunda tutulabilir. Bu sre, yine Brezilyal Lygi
Fagundes Telles'in "Tigrela"sndan Meksikal Elena Garro'nun
"Btn Su Tlaxcaltecalar'da" adl yksnden devirilecek hazlar
iin, biraz daha uzatlabilir hatta! yle ki sonunda insan, pek de ba
ylmayarak okuduu kimi ykler iin, sekiyi hazrlayana takaza
etmenin hakszlk olacan dnr.

209
Kuku Yakasna
Yelken Amak

zylmzn en dndrc yazarlarndan biri olan Jorge


Y Luis Borges' i ilk kez 1 982'de, Tomris Uyar evirisiyle aym
lanan lm ve Pusula adl yk kitab ile tand Trk okuru. Sonra
1 985' te, Fatih zgven, Borges' in on yedi yksn evirdi. le
rinden birinin adyla yaymland: Yollar atlianan Bahe. Bu kitap
larn ikisi de, yazarn eitli kitaplarndan seilip derlenmi ykle
ri kapsyordu. Kum Kitb i le ilk kez bir Borges kitab, zgn btn
sellii iinde aktarlm oluyor dilimize. On yk var bu kitapta.
Borges karsnda tedirgin, tetikte, temkinli davranmak yle ka
nlmaz ki, bu one bir anlam vermeli miyiz sorusuyla bile saatler
ce uramak-ve tabii ki bir sonuca ulaamamak-naiv bir kl krk
yarma saylmamal. On' ve kitabn niin "Kum Kitab" olduu
nu dnmekten vazgemesek de, ilerleyelim.
Borges konusunda bavuracanz herhangi bir kaynakta, onun
yazarlnda ayna, labirent, ikiz gibi iziekierin belirleyiciliinden sz
edildiini okuyabilirsiniz. Bu anahtar, snrsz bir imgelemin, snr
landrlmam bir kltr evrenini sahiplenen bir "intellekt"in rn
leri olan Borges yklerine uyar uymasna; ama atnz her kap
nn ardnda, alp almamas fark etmeyen bir baka kap bulursu
nuz yine de. Anahtara deil, tlsmi bir sze gereksinim vardr o ka
plardan gemek iin.
1 7. yzyldan bu yana rasyonalizm ile beslene beslene, kendine
akla uygun bir deney dnyas, bu dnyay aklamaya ve ynetme
ye elverili bilimler, bu dnyada yaamay kolaylatran teknikler
yaratm olan yzylmz iin ok tedirgin edici bir uselendir Bor
ges. "Metafizik ve doast, bilimin ve deneyin tesi ancak fante-

210
zilere konu olabilir" diye dnen salim kafal 20. yzyl aydn; bi
limkurguyu, fantastik ruh havalandrmalarn, hatta belli bir dozu
amamak kaydyla simge ve allegoriler yoluyla dnyasnn salam
atsnn biraz esnetilmesini kabul edebilir. Holanabilir bile bun
lardan. Ne var ki, Borges ii tadnda brakmaz! Onunla kuku ya
kasna yelken amaya cret edenin atld serven; belge ve bilgi
birikimlerinin, kurarn ve klg rntlerinin bolukianna dtk
e, mantn rastlantnn burgalarna kaptrdka, bir karabasana
dnecektir.
Borges, pervaszca kurgulamakta ve uydurmaktadr. Yani yapt
nn, temelde, bin yldr edebiyatn yapmakta olduundan bir far
k yoktur. Ancak o belki de, hep gerein iinde kalnarak ya da
gerein kendisiyle oynanan bir oyunun kurallarn bozmutur.
Gerek' le -gerek' in kendisiyle- bir alp veremedii yoktur; ama in
sandaki gereklik duygusunu zedeler. Gerek denilenin, gerekte,
geree ynelik her bir alg ve bilin odanda oluan gereklik
duygusundan baka bir ey olup olmad sonsu da hep cevapsz
kaldndan; zedelenen, btnl bozulan ve paralar aykr bir
dzende yeniden kurgulanan o 'ey', Borges' in dnyasndan ve ka
leminden size bir tehdit olarak uzanr.
Borges ile ilikisini ok derinletirmek istememi bir okura, bu
szlerim paranoid bir okuma yaklamnn abartlm sonular gibi
gelecektir. Byle dnenler hakl olabilir. Byle dnmekte de...
Borges' le ok sk fk olmaktan kanmakta da ! Yine de, tarihin, za
mann ve bellein; zorunluluk ve rastlant eksenlerinin aykr dz
lemlerine yerletirilen "ayna"larda bi.irnebilecekleri fantastik ve ba
rak kisveleri yazan Borges'e ilgisiz kalmann, insana baz nemli ey
ler kaybettireceine inanyorum ben. Tersinden sylersem: Borges' in
yklerini zmeye almann, dille kurulan bir dnyaya bakma a
sndan olduu kadar, bir dnyay dille ve dilde kurma etkinliini
kavrama asndan da nemli eyler kazandracan dnyorum.
Kum Kitab'ndaki yklerin hepsini ayn youn i lgi ile okudum
sa da, hepsinden youn entellektel hazlar devirmedim dorusu.

211
Bu kitapta benim Borges imgemi pekitiren ykler zellikle: "te
ki", "Baka eyler Daha Var" ve "Armaan Gecesi." Bir baka okur,
baka yklerde bana kapal kalm gizler ve tatlar bulabilir kuku
suz. rnei "UNDR", "Ayna ve Maske" gibi yklerde ne kan;
tek szck ya da tek satra indirgenmi bir "mutlaklk" motifi gibi
kabalistikler ya da tek yzl disk, sonsuz sayda sayfas olan kitap gi
bi "olanaksz" geometriler ilgiyle didiklenebilir.
Mnir Gle'nin evirisi, Borges "ruhunu" yanstmaya ok elve
rili geldi bana. Kitabn banda yer alan "evirenin Notu" da ok
aklayc ve inandrc. Ancak bu notta sylenenlerin, dipnotta
neden yinelendiini anlayamadm.
"Yazarn Notu" da, iyi niyetli bir yaymcnn notu gibi duruyor
kitabn banda. Ta ki, sayfann arkasn ve zellikle de son satrla
rn okuyasnz: "Yllar boyu, insanolu bir boluu imgelerle, iller
le, krallklarla, dalarla, krfezlerle, gemilerle, adalarla, balklarla,
odalarla, aletlerle, ylczlarla, atlarla, insanlarla doldurur. lmn
den az nce, usanmaz izgi labirentinin kendi yznn imgesini
oluturduunu anlar." te size bir labirent... bir de ayna. Borges,
"Kendim ve dostlarm iin ve zamann akn yumuatmak iin ya
zyorum" diyor. Okuyana ise, "zamann akn yumuatmak iin"
etkili ve srekli bir borges kr gerekebilir. Ben Kum Kitab ile bir
likte, onun hemen ardndan, lm ve Pusula' y ve Yollar atallanan
Bahe'yi de okumanz salk veririm.

212
"O Ana Adanm"*

B
erger' i n Trke'ye evri l m i b i rka k i tabndan hangi s i n i
okumu l)lursanz o l u n , bCyCk bir ulas l k la .O Ana Adanm
ad yla yaymlanan bu yeni Bergl' r sek isinc de kaytsz kalamaya
ccksn zd r. Ama ze l l i k l e l1dme Biimleri ve Ve Yzlerimiz, Kalhim ,
Fowj!;raj1a: Kadar K.a Omrl ilc ilgi lend i yseniz, O Ana Adanm
b n lmazlk kazanmal sizin i i n . Berger'dan i lk kez bi rty ukuya
cak ulanlar i i n de bir u k adar arpc ulacak tr sannn bu k i tap.
Sekide yer alan yazlar, yazarn Ahna Lool<ing, Aoher Wa:v o.f
Tclling . The Look o.f Things adl k i tabndan derlenmi. Hangi ya
:: larn. hangi ldere giire se i lece i ; bu yazlarn "imdi ve bura
da" okuyacak olanlara ne ler tayacam n d CCnlmesi, bunun yan
s ra i lcttii mesajlar kadar "yazar" l da iinem tay<n Berger' i tan t
mak ta hang i lerinin en tems i l ed i c i saylabi leceinin hesaha kat lma
'
s , Cstcsi nden kolay gel i nebilecek hir i dei l. Bu bak mdan, se k i n i n
en hyk anslarndan b i ri , Metis Yaynlarn n derlemcyi hazrlar
ken yazarn kend isiyle ortak alna olana bu lahi l m i olmas.
sununda on dokuz yaz sem ikr cvirnenlcrin de ohnca iize
'
ni esirge m e melcri so nucu, nefis bir denemder k i tab olumu.
Berger; yaarken hakan, bak tn giiren, grd zerine dnen,
sonra dnerek, haktklarn yaaym bir yazar. Bu drt eylem : bakma,
,!iirme, d nme ve yaama eylemleri, hem kendi ilerinde, hem bir
bi rleri zerine katlanmak malzemesi n i uluturuynrlar yazlarn.
nsan n aklna u nl "esse esr perci p i i " ( var olmak, alglanm
olmakt r ) mottos dym sk s k O Ana Adanm' okurken. Ama

() Aa Arlan-.Joln Berger/Yayna I L: rlay;nlar: Yurd;ur S; l wn M J'l' ( irsoy.


tvle is Y;ynLr, Is . 1 %1-l.

:n
bu artk iki yz ksur yl ncesinin, idealizm i u noktasna gtrm
"tekbenci" (solipsist) mottosu olmaktan ok uzak. Tam tersine, bir
imgeler ann --zellikle de grselliklerinin alt izilmi imgeler
ann-- gereklii zaman ve mekan iindeki somut varolulada
belirleyen alglama yaklamdr artk sz konusu olan.
zmleyici ve biretirici bir tavr; bakmaya, grmeye, dn
meye ve yaamaya geirildiinde; "esse est percipii" neredeyse dev
rimci bir ierik kazanarak, felsefeyi hayatla bartrr.
Gerekten de John Berger'in bu yazlada yapt, halis bir felse
fedir. Tabii felsefeden, salt kuramsal ve "teknik" bir etkinlik kastet
memek kouluyla.
Felsefenin telala, gen beyinierin oluma ve gelime srecinin
dna kovulmak istendii gnmz Trkiye'sinde, ben, resmi eiti
min cevaz verdii felsefe krntlarndansa, O Ana Adanm' taki gi
bi; sanattan cinsellie, kavramdan nesneye, ky deneyiminden e
hir yaantsna, toplumsala ve bireysele . .. uzanarak bir bakma ve
grme tavrna dnen saptamalar, bin kez daha hakiki ve zgn
felsefe sayyorum.
Size Berger sekisinin yalnzca bir yazsndan, yazarn babasnn
lmnden sonra onun yznn ve bann izimlerini yapma dene
yimini anlatt ilk yazdan birka alnt aktararak rneklemek isti
yorum bu kitaptan bekleyebileceklerinizi: "imdi babamn hayat,
izmekte olduum kadn dikdrtgeni kadar sonluydu; ama kadn
iinde, herhangi bir izimden ok daha sonsuz, gizemli bir yolla, ki
ilii ve alnyazs domutu." (s. 10) / "yk nisyana kar kazanlan
bir zaferdir; mzik bir odak sunar; izim gzden kaybolua meydan
okur." (s. 1 2 )/ "Fotoraflar, yanmza alarak, yaamlarmza, tart
malarmza, anlarmza sokarak kullanrz; fotoraflar harekete gei
ren bizizdir. Oysa bir izim ya da resim, bizi durmaya ve kendi zama
nna girmeye zorlar. Fotoraf duraldr, nk zaman durdurmutur.
izim ya da resimse, zaman kuatt iin duraldr." (s. 1 2 ) .
zeinde grnmterin yer ald bu sekiden bi r trnce daha ek
lemek iyi olabilir rneklerimize: "Grnmlerin tutarllk iinde ol-

2 14
duunu syler sylemez, bu tutarllk'n dilinkinden ok da deiik
olmayan bir birlik dncesini akla getirdiini fark ediyoruz." (s. 1 1 4)
Gryorsunuz; zmlenen, aslnda yine dil'dir. Her felsefe etkin
liinde yaplan da bu deil mi? Bu kez sz konusu olan dil, gzn di
li. Berger sekisini, bir de bu gzle okumak ilginizi ekecek sanrm.
O gzle, ya da bu gzle, O Ana Adanm' gzden karmaman
za yardmc olmak istedim. Kitapta ayrc, sz edilen grnmterin
gzde canlanmasn salamak zere resim ve fotoraflar da yer al
yor. Ama ayn amaca yazlar, neredeyse grsel unsurlardan daha de
rin bir yolla ulayor.

2 5
Simavi Edebiyat
1 995
dl Mina Urgan ile
Nermi Uygur'un
u yl Sedat Simavi Edebiyat dl, yllarca, akademik kim
B likleriyle olduu kadar, yazar kimlikleriyle de kltr yaam
mz klandrm olan iki "hoca"n yaptlar arasnda paylatrld.
M ina Organ' n Virginia Woolfu ve Nermi Uygur'un Tad Damam
da's, edebiyat dnyasnn dl bucanda bulutular.
"Hoca" szcnn arm alanna giren ne kadar karanlk im
ge, bulank glge, kekre tat varsa hepsini sprp berrak sulada y
kayan, mesleklerinin saygnlna adlaryla, yaptlaryla saygnlk ka
tan iki aydnlk "hoca" kisi de, yalnzca dershanelerde karianna
oturmu olanlarn deil, kitaplarn okuyan, okuduktan sonra kendi
ni, okumadan ncekinden farkl duyumsayan herkesin hocas.
Bulutuklar yer yalnzca 1 995 Simavi Edebiyat dl deil; fel
sefe, kltr, edebiyat, sanat gibi, toplumumuzun ufkunda gittike
seilemezleen; nleri, klaryla delmekte zorlandklar kaln bu
lutlarla gittike kapanan deerlerin zengin, verimli, heyecan verici,
prl prl aydnlk dnyas. O dnyann kapsn ister Mina Ur
gan' n, ister Nermi Uygur'un kitabnn kapan kaldrnakla arala
yalm; ieri szldmzde, paha biilmez yaantlarla, asl biz
dlleneceiz.
* * *

M ina Urgan, ngiliz edebiyat profesr. Onun Shakespeare ve


Hamlet' ini, ngiliz Edebiyat Tarihi ni okursanz, bir ders kitabnn,
'

bir akademik inceleme metninin size uzak, ar, souk, yabanc ge


lebilecei yolundaki kayglarnzn ne kadar bouna olduunu daha
ilk sayfalarda greceksiniz. Baka hibir ey iin olmasa, srf bunun
iin hayranlk duyar insan bylesi almalara. stelik renilmele-

216
riyle ne ufuklar a lacak, ne kadar zenginleiiecek bilgiler, yorum
lada karlaacaksnz.
Simavi dln alan Virginia Woolf, amzn bu ok nemli
yazarn, yetkin bir uzmann mercei altnda tantyor bize. Woolf'u
hi okumadnzsa, bu inceleme size onun karmak dnyasnn ve
ok youn, ok katmanl, yaamla iie edebiyatnn anahtarlarn
verecektir. Bu anahtarlarla; nce Mrs. Dalloway' in mi olur artk,
Dalgalar' n m olur, Perde Aras'nn m, kapsn amak iin sabrsz
lanacak, edebiyatn en acyla ykl olannn bile, nasl doyulmaz
bir haz kayna olduunu kendiniz kefedeceksiniz.
Virginia Woolf yabancnz deilse, birka kitabn biliyorsanz,
Urgan'n bu incelemesi size apayr bir zevk verecek. Onca acyla ya
zlm o kitaplar, Woolf'u yeniden dnecek, deerlendireceksiniz.
Bununla kalmayp, belki edebiyatn hayatla ilikilerini, yazma eyle
minin sanclarn ve hazlarn, okumann boyutlarn ve uzanabile
cei kuytular evirip evireceksiniz kafanzda. Yani tam bir len.
Kitap 18 blm. lk 5 blmde Woolf'un yaam ve kiilii, son
raki 3 blmde feminizmle ilikisi, eletirmen yan ve roman trn
de yapmak istedii deiim anlatlyor. Son 10 blmn herbirinde
ise, Woolf'un ou dilimize de evrilmi yaptlarn tek tek ele alp
incelemi Mina Urgan.
Woolf iin yazd u szler, kendisi iin de aynen geerli sayla
bilir diye dnyorum: Virginia Woolf'un eletiri yazlarnda
ok bilmi akademik eletirmenlerin ukalalnn en kk bir izi
grlmez. Bir krsden konuurcasna iddial tavrlar taknmadan,
okuyucularyla sohbet edercesine yazar. Tpk Montaigne gibi, o da
"]e n'enseigne point; je raconte" (ben retmiyorum; anlatyorum)
diyebilirdi."
* * *

Nermi Uygur yakn zamana kadar stanbul niversitesi Felsefe


Blmnde retim yesiydi. imdi de Marmara niversitesinde
srdryor ders vermeyi. Bir felsefeci, bir dnr, bir kltr adam.
Yaptlarn izleyenler, onun felsefeyle yaam arasndaki ilikileri
gizli dikilere kadar kurcalamay i ve zevk edindiini bilirler. Her-

217
kese syleyecek sz olan, mesleini, meslekda olmayanlada da -
hele onlarla- iletiime sokmay amalayan ve bunu kendine zg bi
emi ile, bir dil ustasmm mahareti mahareti ile baaran ender felse
fecilerdendir.
Uygur "retim-retme" kavramlannn kltr alanndaki etkin
likler/etkenlikler iin kullanlnasma hakl olarak kar kyor; ama
ben onun iin, ok zel bir anlamda, zgn felsefe retimi de olan
bir yazar demek istiyorum.
te: Felsefenin ars , Dilin Gc, Dnyagr, Gnele , Yaa
ma Felsefesi , Bunalmdan Yaam Kltr deneme biemi ve tad ile
yazlm, herkesin iine girip dolaabiiecei kitaplan. Hepsinin
iinde kendi "felsefe"sinin izleri, izlekleri, yollan, yardamlan var.
Kuram-Eylem Balam , Kltr Kuram, Dil Ynnden Fizik, Fizik Fel
sefesi , belki biraz daha hazrlkl bir okura seslenen yaptlardr; ama
hep aym akc, hatta si.i rkleyici, yalm, duru biemle yazar. Zahmet
li okumalan bile zevkli klar.
Tad Damamda, "Bir Okur-Yazann Kitap Okuma Servenleri"
alt baln tayor. "Kitap"la, "okuma"yla ilgli dncelerin geni,
engin denizinde yelkenli-yelkensiz btn tekneleri konuk etmeye
hazr. Kimi pek yreklenemez, kylarda dolarm; ne gam ! Kimi
usuz bucaksz "te"lere alabiliyor ya.
"Kitapl Amlar", "Yazann Okuduu", "Hangi Kitaplan Okuma
y Seviyorum", "Yaamdan Kitaba, Kitaptan Yaama", "Kendi Ki
taplm" balkl blmler iin ben "tad damamda" kald diyece
im. ' Kitap'a kendininkine benzer, ya da kendininkinden baka,
farkl yaklamlarla karlamaktan heyecan duyacak okur iin bir
hazine Tad Damamda. zdeyi ler, benzetiler, sade ve iten duy
gu esintileri, derin, nemli dnce ulan ... sz niye sakmmal-: ki
taba, okumaya ilikin, enine-boyuna felsefe bulacak okur bu yapt
ta. Dil iinde, dille soluk alp veren, yazmsall dnsellii ile ko
ut giden halis denemeler okuyacak. Daha ne ister.

2 18
Bir ncelemeci: Cevdet Kudret
Bir Eletirmen: Fethi Naci

9 9 6 Sedat Simavi Vakf Edebiyat dl, inceleme nite


liinde iki yapt arasnda bltrld. Cevdet
Kudret' in Trk Edebiyatnda Hikaye ve Roman' ile Fethi Naci'nin Bir
Hikayeci: Sait Faik-Bir Romanc: Yaar Kemal adl kitab arasnda bir
tercih yapmaktansa; edebiyat incelemesinde iki ayr tavrn en sekin
temsilcilerinden birer rnek yapt dllendirmek, seici kurul ye
lerinin oy ve gnl hirliiyle benimsedikleri bir yaklam oldu.
Bir hukuku ve bir iktisat. .. Trkiye'nin ncelikle edebiyat
olarak tand bu iki deerli yazarmzn art-yetiimlerinde birer bi
lim disiplininin bulunmas, kukusuz onlarn edebiyatlklarn
ikinci plana atm deil. Ama aratrmac, incelemeci ve eletirmen
olarak, lt ve sistemlerini biimlendirmelerinde nemli bir etken
olmu. Yaptlar okunduunda; tavr ve sluplarndaki farklln
gerisinde, salam hir temel, drst, hesab verilebilen bir yaklam
ortaklnn ne kmas bundan. Her ikisi de hep edebiyada soluk
alp vermi, zellikle aniat trnn Trk edebiyatndaki verimleri
ni didik didik etmeye mrlerini adam bu iki sekin yazarmzn
ahslarnda, Simavi Edebiyat dl de ciddiyet ve nemini bir kez
daha sergiiemi oluyor.
* * *

Cevdet Kudret, edebiyara iirle girmi ve 60 yl akn bir sre


dir, zellikle edebiyat incelemesi alanndaki titiz almalaryla bir
yetke durumuna gelmi, youn birikimli ve saygn bir yazar. dle
deer grlen yapt, ciltlik bir almasnn nc cildi. Bu, ad
geen kitabn, yaym tarihi dolaysyla bu yl dle aday olabilme-

219
sinden doan bir sonu. Yoksa, kukusuz, ciltlik bir yaptn bir
cildini dierlerinden ayr tutmak anlamn tamyor. Trk Edebiya
tnda Hik.ye ve Roman'n 3 . cildi, 1923 - 1 959 yllar arasndaki o
tuzbe yllk bir dnemi kapsyor. Cumhuriyet dneminin onyeei
roman ve yk yazarnn incelendii kitapta, rnek yklere ve ro
man paralarna da yer verilmi. Edebiyannzda bu tr derleyici in
celeme ve rnekleme almalarnn yok denecek kadar az olmas
gz nne alndkta, Cevdet Kudret' in bu almas, eitim asn
dan da, ak, anlalr, derli toplu bir bavuru kitab olarak ayr ve
vazgeilmez bir nem tamakta.
Cevdet Kudret' in, kendini ve znelliini hibir ekilde yanstma
d Trk Edebiyatnda Hik.ye ve Roman adl incelemesiyle, Fethi Na
ci'nin kitab arasndaki en arpc ayrlk; Bir Hik.yeci . . . Bir Roman
c . . . 'da, neredeyse Sait Faik ve Yaar Kemal kadar, yazarn kendisini
de tanma olana yaratlm olmasnda. Bunu, kukusuz, Fethi Na
ci'nin incelemesinde trnak iinde "bilimsellik", trnak iinde "nes
nellik" eksiklii, dolaysyla bir kusur olarak sylyor deilim. Nasl
yle sylerim ki, edebiyara ve eletiriye benim yaklamm; Cevdet
Kudret'in dengeli, dingin, nesnel tutumundan ok daha fazla, Fethi
Naci'nin gcn biraz da znelliiden alan, seici, ayklayc, taraf
tutucu tutumuna yakndr! te, kaderi hep yanl anialmak olan bir
konu! Edebiyat eletirisinde znelliin, nesnellii dtalamayan bir
tutum olduunu, seicilik ve ayklaycln, hrnlk ve naclanlktan
deil, tarafllktan kaynaklandn, taraflln ise, ahslarn deil,
u ya da bu edebiyat tavr, seim ve bieminin tarafnda yer almak
demek olduunu anlatmakta ben hep ok zorlandm.
Ama kah cokulu, ince duyarlkl, kah fkeli, hrn, szn sa
knmaz bir eletirmen diye tannan Fethi Naci'nin bu son kitab;
kendisi de bir yazar olan eletirmenin, bir yazara ve yaptma yakla
rken, kendisi olarak yaklamasnn ne demek olduuna, bulunabi
lecek belki de en iyi rnek. Titiz bir kafa ve yrek emeinin rn
olan bu kitap, polemikler d bir Fethi Naci'yi ve onun yaznsal tu
tumunu, bilene bilmeyene kendisinden daha iyi nlatacak.

220
FSUN AKAT L I
1 94/ ylnda dodu. Ankara C niversitesi.
Dil-Tarih ve Corafya fakliltesi Felsefe B
lmn bitirdikten sonra ayn blme asis
tan olarak girdi. Daha sonra Eitim faklil
tesi Gzel Sanatlar Blmnde ve Haccte
pc (iniversitesi felsefe Blmnde akade
mik kariyerini srdrd. !H yllk niversi
te hocal dneminde Felsefe Tarihi, Sanat
Felsefesi. Bilgi Teorisi ve Dil Felsefesi dcrs
leri verdi. 1 9 7 1 ylnda Master. 1974" de
eddiyat felsefesi konusunda hazrlad
bir tezle doktora derecesi ald. 1 9H3 yln
da. do(cntlik aamasndaykcn. niversite
den istil ederek ayrld. stanbul'a yerlcti.
1991 "e kadar reklam sektrnde metin ya
zar olarak c;altktan sonra, 1 99 1 "de stan
bul ehir Tiyatrolarna girdi. Bir sre Ila
Dramaturg ve Kltr Etkinlikleri sorumlu
su olarak grev yapt. 1 99H"de Yeditepe
C"niversitcsi Tiyatro Blm Bakan ola
rak nivcrsiteye dnd.
Simavi Edebiyat dlleri. Sait faik Hikaye
Armaan, Beh(et I'\ccatigil iir dl.
Bankas Edebiyat dlleri ve Atife Jale Ti
yatro dlleri se(ici kurullar yesidir.
1 9(H"dcn bu yana Dost. Soy111. Varlk. . 1 /il
ll'el Sallaf vb. dergilerde: !'olitika. . Vi.z.

Cunbtlriret gazetelerinde pek "Ok yaz


yayn lam. bunlarn bir ksmna kila p iarn
da yer vcrnitir.
Kitaplar: Niin Diyalektik < (."a.da "
J'/1/{ar. 1977: Aydu Kita/}('/ "i tl l'llltln.
1 9HOl. Yaz Bana Neler Gelir 1 . \ t lti "
)'ll/lar. 1 9Hl. Bir Pencen.-den 1 . \ t ltllll
l "tyuclk. 19H2l. Edebiyat Dclkrl 1 . 1/i
Yay11far. 1 9H7 l. Felsefe Kylarnda
< Afc Yayulan. 1 9H9 . Zanans:1. Y:mlar
( 'Y"ttjJ Kredi 'Y"tt l'lllltir. I 'N l. Tlnha Yu
lun Ortasnda < ( !.fal' t l l "lllltln. l ' !' h .

You might also like