Professional Documents
Culture Documents
F S UN AK ATLI IV
Dnce Ufkunda Pupayelken
Edebiya zerine Denemeler 1 Denemeler :erine Yazlar
Sanat Ynetmeni
Mura One
Yayona Hazrlayan
Sulan l'..La
R( ku.hn her turlu yayn h ...kk Fkr ,- S..r Ewrllr K.nunu J!nq!nn
B)ur Ya)onlrk .-\ v .nr.
Tanrm aacyl;. yapl.c.k k. .lntl.-r .lnla.
y.yncnn vazl zn oln.h:n h..;hr yll. j!altl.rn.z.
Bask
llcyu Mabaaclk A..
Dnce Ufkunda Pupayelken
Fsun Akatl
indekiler
Yaznmda Deneme ve
Eletirinin Gnmzdeki Durumu zerine ................................38
Eletiri Ne Olmal .46
.......................................................................
EdebiyatmznSon Yirmi Yl 57
........................ ............................
12
Yozn Yaptlarnda Felsefe Sorunlar
13
Trk Romannda Aile
14
nu da "anlat gelenei" diye adlandrabiliriz. nk romanc ou
kez romannda bir aile yapsn yanstrken, toplumdaki mevcut ai
le kadar -ve kimi zaman daha ok- tipleri aniat geleneinin sreci
ierisinde yerleiklik kazanm belli zelliklerle rannabilecek aile
modellerinden hareket etmekte, bu modelleri yeniden biimiendi
tip yeniden retmektedir. Bu nedenledir ki, zaman zaman yazn
mzda, belli dnemlerin egemen dnya grnn ya da buna kar
savam veren bir dnya grnn deerler dizgesini yanstan ide
olojik denebilecek yaklamlarn merceinden gsterilen aile yapt
larnn yinelenip oaltldna tanklk edebiliyoruz. Bylece aile
nin toplumbilimsel zmlenmesinin yansra bir eit edebiyat sos
yoloj isini de iin iine katmak gerekmektedir.
Ayrca byle bir yazda yaznsal zmleme ve deerlendirmele
rin ama gerei geri planda tutulduklarn, salt bir ierik zmle
mesiyle yerinildiini de kaydetmeliyim.
Szn ettiim "gelenek" esinin en belirgin biimde kendini
hissettiedii nokta, aile tipoloj ileri sunan romanlarda arln hemen
her zaman ahlak deerlerinin belirleyici rolne verilmekte olmasdr.
Trk romannda hangi sosyoloj ik yaplannay rneklendiren ai
le szkonusu olursa olsun, temelde vurgulanan belirleyici, toplu
mun iinde bulunduu deerler dizgesi , bu dizgenin dnmekte,
gelimekte ya da kmekte olduu olgusudur. Ya da daha doru bir
anlatmla, yazarn deerler dizgesine nasl bir yorumla yaklatna
bal olarak, bir aile modeli nerilmekte ya da eletirilmektedir.
Ailelerin yapsnn ve/ya da yazgsnn temelinde grlen ahlak
sorunsal; ksmen sosyo-ekonomik, ksmen buna balanabilecek ta
rihsel boyutlar ne karlan rntler ierisinde irdelenmektedir.
Bu sylediklerimizden hareketle, Trk romannda "aile" olgusu
na bakarken baz ana motiflerin saptanabileceini dnyorum.
Bunlar, anahtar ilevi yktenebilecek szcklerle adlandrabiliriz:
Osmanl, Gei Dnemi, Cumhuriyet, Batllama, Ky, Kasaba,
Kent, Kk Burj uvalk. Bunlar tarihsel dnemlerin ve sosyo-eko
nomik yaplanmalarn birer zemin olarak romanmda yansyan
belli bal rntlerine iaret edebilecek balklar olarak grlebilir.
s
Sonra bu zeminlere yerletirilebilecek ailelerin tek tek romanlarda
rastlanan eitlenmeleri ile belirli ahlaksal temalar ilenerek tan
tlmas, eletirilmesi, yarglanmas gndemdedir.
Romann yaznsal varln, yani i-yap sorunlarn, biimsel
ynlenilerini, kurmaca sorunlarn, yaam gereklii-yazn gerek
lii ikilenmesini ve sanatsal deer ltleri karsndaki durumunu
bu yaznn konuu dnda tutarak bir rneklendirmeye gitmek isti
yorum. Bu rneklendirmeye girecek yaptlar seerken konumuz ge
rei, aile tiplerinin aydnlatlmasna yardmc olmalarn gznn
de tutmann yan sra; Trk romancl asndan da, belli bir yeri
ve nemi olan romanclar ve romanlar ele almaya dikkat ettim.
* * *
16
Trk Romannda Al e
17
etkileyebileceine ilikin rneklere Yakup Kadri Karaosmano
lu'nun yaptlarnda da rastlayabiliriz. zellikle Kiralk Konak ve So
dom ve Gomore bu bakmdan elverili rnekler oluturmaktadr.
Kiralk Konak'ta gei dneminin alkantlarn yaayan bir kona
n, kuak sresince izlenen k anlatlmaktadr. Kahraman
lardan Servet Bey "krkbe yanda bir zppeden baka bir ey deil
dir. Alafranga hayat ramna sabahtan akama kadar bin trl gara
bet yapan bir adam." Kz Seniha'y "koz olarak kullanp birtakm
iadamlaryla ilikiler kurarak zengin olmak sevdasndadr." Kars
na, "para yapmak, para yapmak ve bir an evvel kapa Avrupa'ya at
mak. Baka trls kar yol deil," der. "Seniha ise kurulu dzeni
beenmeyen, hazr deer yargianna kar kan, ama kiisel bir ba
kaldrmadan teye geemedii iin sonunda yenilen tipik bir geit
devri gencidir. Seniha'da yenilgiyle birlikte gemi zlemi bal
yor. .. " O ryen evre iinde birtakm gerekiere yaklaan tek kii
Hakk Celis'tir. "Onun iin imdi geride kalan alem, Seniha'lardan
Faik Beylerden, Naim Efendi'lerden, Sakine Hanm'lardan mteek
kil olan kark, mayasz ve rm alemdi."2 Tanzimat dnemi ai
lesinin temsil ettii hayat gr ile birlikte kn Yakup Kadri,
konan sata kartlmasyla simgeletirir. "Konak devrin deime
si ve byk hadiselerin sarsmsyla nihayet bir apartman hayatnda
sona erer. Konak mensuplar ise, eski terbiyeyi tam manasyla alm
yekpare psikoloj iye sahip olanlar hari, Birinci Cihan sava yllar
nn kozmopolit sofrasn kurarlar. Roman, bir devrin maddi ve ma
nevi dn konak ve sofra gibi iki sembolde hlasa cder."3
Sodom ve Gomore'de Bat hayranl, igal istanbulunun alkant
l ortamnda, itilaf kuvvetlerine uaklk kisvesine girer. Roman kii
lerinden Orhan Bey, Trk kadnlarn igal subaylarna peke eken
bir ibirliki tipidir. Fethi Naci bu dnemin karakteristiini yle
zetliyor: " 1 9. yzyln sonundaki alafranga zppeler, hazr para yi
yen, tketirnci tiplerdi; ttihat ve Terakki'nin 'Milli Burj uva' yarat-
2 a.g.y. S.SJ
3 Dr. Niyazi Ak. Yakup Kadri Karaosmanolu/lnsan-Eser-Fikir-slup.
Istanbul. 1960 s.I SS.
s
Trk Romannda Aile
19
min egemen snfna mensup bir kza kurdurduu aile araclyla it
tihatnn siyasal idealine, rgtne ihanete srkleniini anlatr.
Toplumsal deerler dizgesindeki kkl sarsnt larn, ailede z
l biiminde yansmasma en tipik rneklerden biri Reat Nuri
Gntekin'in Yaprak Dkm'dr. Bu romanda geleneksel deer yar
glarnn ykl, para ve parann getirdii "asri yaama biimi"nin
ortaya kard yeni deer yarglarnn, daha dorusu yeni bir ahia
kn bir aile erevesi iersinde aniatlna tank oluruz. Artk Cum
huriyet dnemine gelinmitir ve tam bir deer bunalmna girilmi
tir. Batllama hevesinin aileler zerindeki kertici etkisi temas
ise hala srmektedir. Sz konusu zlme hala sosyo-ekonomik te
melerine oturtulmamakta "asrn icabat" denen ey yzeysel bir bi
imde yaanmaktadr.
Ailede yozlamann rneklerine Memduh evket Esendal'n
Ayal ile Kiraclar'nda da rastlamak mmkn. Yine Cumhuriyetin
ilk yllar szkonusudur. O dnem Ankarasnda "kk insanlar"n
yaamlarn, deer yarglarn sergileyen romanda yine yazluk iffet
siz kadnlarla ve onlarn kendilerini aldatmalarma gz gre gre gz
yuman kocalarla yanstlmakta. Bir yandan balangcndan bu yana,
Trk romannda artk tanklk kazandmz yozlama, dalma,
zlme temas ilenneye devam edilmekte, te yandan toplumsal
kurtulu iin bir mit olarak salam, mutlu evlilikler gsteril
mekte. Bunu romanda, anlatc ile Selime'nin gvenli yarnlara
umutla bakan evlilikleri temsil ediyor.
kinci Dnya Sava'nn Trk toplumundaki ve Trk ailesinde
ki etkisi "yeni zengin" tipi araclyla somutlanyor romanmzda.
Bunun tipik bir rneiMalide Edip'in Sonsuz Panayr'dr. Yine "pa
ra" ba deerdir. Paray elinde tutanlarn ise bu dnemde henz si
yasal arlklar yoktur. Geleneksel stanbul ailesinin belirledii
grg, zevk, lllk gibi deerler kaybolmutur. Bunlarn yerine
geen "galiz ve agzl zevkler" yerilmekte fakat siyasal ve snfsal
bir zmlerneye yine yer verilmemektedir bu romanda. Oysa sz
edilen dnemin para babalar, romann yazlndan ok ksa bir s
re sonra Trkiye'nin brokrat siyasal iktidar geleneine galebe a
lan egemen gleri oluturacaklardr.
20
T r k R o m ;n n J " Aile
21
"Celp" yks, krsal kesim ailesinin Almanya'ya g ettiinde
karlaaca durumlardan birini rneklemek amacyla yazlmtr.
Bekir Yldz'n "Demir Bebek"inde ve kimi dier yklerinde de
karlalan bir emadr bu: Ky insan, gelimi kapitalist toplumsal
rgtlenmeye ayak uyduramamaktadr. Kars gece alt iin ev
de kalp bebee bakmak kocaya der ve o beceriksizliinden tr
biberonla ocuu boar.
Hilmi Yavuz'a gre "Bu hikayede nemli olan, yeni toplumsal
rgtlenme dzeninde ataerkil aile ii iblmnn deimesi olgu
sudur. Bebein lm, ilkel tresel toplum iinde kadna ait olan
bir grevi stlenmekten ve bu grevin nasl yerine getirileceini
bilmernekten ileri gelir."6
Bekir Yldz'n yaklam ematiktir. Yaznsal bakmdan da, top
lumbilimsel bakmdan da. Ailenin kadn bireyleri ezilir genellikle t
relerin basks altnda. Ne var ki, bunu salt nesnel gerekliin saptan
mas olarak yorumlamak g. Baknz Yldz Halkal Kle adl roma
nnda nasl yaklar soruna: Roman kahramannn, annesini evde is
ttmeyen karsna reva grd muamele dayaktr. Yine de; kendisi
nin deil, karsnn bir faist olduunu dnr. Roman kahraman
nn ky retmeni olan kaynpederi Cumhuriyetin getirdii yenilik
lerin savunucusu olmak durumundadr. Bu yolda-araf karp man
to giymesi iin- karsn kanlar iinde braknceva kadar dver, sonra
da yaralarn sarar, mantoyu giydirip ky alanna gtrr onu koluna
takarak, iftiharla. Bekir Yldz'n kadna ve aileye bak feodaldir.
Kemal Tahir'in Byk Mal'nda krsal blge insannn ne
kartlan zellii, cinsel deneyim araynda snr ve norm tanmaya
cak kadar gz kara oluudur. Aile kurumunu da neredeyse sadece
cinselliin yasal erevesi olarak grrz.
Orta Direk, Anadolu insann bir roman btnsellii ierisinde.
en canl, en somut, en gereki bir biimde yanstlmasnn baar
l bir rnei olarak kar karmza. Yaar Kemal Ali-Elif ve Mer
yemce'den -kar, koca ve erkein annesi- oluan kiilik aile ile
6 Hilmi Yavuz. Roman Kavram ve Trk Roman. Bilgi Yay. Ankara, 1977. s . 1 12.
22
T r k RomannJa A i l e
23
tpk mer'le Aysel'in evliliini yorumlayan "ne tmyle birlikte,
ne tmyle ayr olamayacaklar" gzleminde dile getirilen trden bir
iliki iindedirler. Aysel'in aabeyi lhan Dereli taral bir avukat
ken arsa speklatr, mteahhit ve nihayet "komprador burjuva
zi"nin bir yesi olmutur. arpk kapitalistleme srecinin ailedeki
yansmalarn Ilhan'n ailesiyle getiriyor yazar. "Birlemi Milletler
rtibat Subay" Emekli Albay Ertrk, kars Gnl, abias Ayten,
eniresiyle ( tmgeneral) birlikte, Amerika topra da inemi ka
nad damat ailesinin. General'in olu ile lhan'n kznn dn
dr romanda anlatlan; dolaysyla btn i ielikleriyle tanrz k
k burj uvann asker-sivil eitli kesimlerini.
* * *
24
Trk Yaznnda
Kadn imgesi
25
da, Trk Yazmnda Kadn mgesi balkl bir yaz iin tamamlayc
olur sanrm. Aniat yaptlarnda karlalan kadn imgelerine ge
meden nce, Trk iirinde kadn imgesi konusun.u yetkinlikle ay
dnlatan bir yazdan, Trk yaznnn nde gelen airlerinden Cemal
Sreya'nn "Sevgilinin Halleri" balkl denemesinden yararlanalm
yleyse. yle anlatyor Trk iirinde kadn imgesinin servenini
zetle Sreya:
Divan iirinde bir idedir sevgili, insani olandan syrlm, saf es
tetik planda varolmutur. Kadnn kleliidir divan airlerinde bu
tutumu yaratan. Sevgilinin ad yoktur. stnde btn gzellikleri
toplayan, varsaylm bir sevgilide olmas gerekeni anlatrlar.
Tanzimat iirindeki yenileme hareketi belli belirsiz bir z getir
meye alr. Bu iirde ak geri plandadr, dolaysyla kadn da. Bu
nunla birlikte sevgili yeryzne inmitir artk. Siyasal ve ynetici
kadrocia yer alm aristokrat bir Osmanl aydnnn sevgilisidir.
Servet-i Fnun iirinde kadn, romantik bir brokratn uzaktan
hayran olduu, zayf, solgun, veremli sanlabilecek, sisler iinde bir
varlktr. Estetik, hayat hilemektedir. Ak iirlerinde hayat oros
pular temsil eder. Hayat pistir, saknlmaldr. Sevgili sonsuz bir
"bikr-i afif''tir.
Akn bir tutku halinde iire akmas ilk Yahya Kemal ve Ahmet
Haim'le balamtr. Kadn artk diri ve diidir.
Hececilerde ise kadnn bazen aristokrat ya da yar-aristokrat bir
lstanbullu, bazen ky kz olduu grlyor. Kyl sevgili elma ya
nakl, salkl, neelidir. Bununla birlikte kyl kzna birinci kii
azndan ak iiri sylemekten ekinitir genellikle. Ona oban Ah
met aktr. air bunu, nc kii, bir tank olarak anlatr.
Ak Nazm Hikmet'te iiri besleyen ve insani olan byk l
de gelitiren bir edir. Bir dava adamdr o. Kadna arkadalk,
dostluk, dayanma deerlerini ykleyen ilk Trk airi Nazm Hik
met'tir. Kar ile sevgili ilk kez onda birleir.
1 940 yllarndaki iir devrimi kk insana eildiinden, sevgili
de halktan seilmeye balamtr. Sevgili artk hereyiyle somut, y
reimizde yaayan bir insandr. Herhangi bir kadndr. Toplumsal
26
Trk Yaznnd" Kadn Imgesi
snf deimitir. Bazen bir ofrn karsdr, bazen rejide alan bir
iidir, bazen okumu bir memur kzdr. Gerek bir insandr, er
demleriyle, kusurlaryla, gzelliiyle, irkinliiyle.
zellikle 1 955'den sonraki Trk iirinde ak temas, dolaysyla
kadn, yeni ykler, yeni zenginlikler kazanmtr. Trk toplumu,
toplumsal deerlerinin ve yasaklarnn byk bir bln cinsellik
stne kurmu bir toplumdur. Bu yzden kadnla erkek arasndaki
cinsel gerilim, baka lkelerdekine gre o yksektir Trkiye'de.
Bu bakmdan, Trk edebiyatnda 1955'e kadar erotizmin bulunma
mas bir ikiyzllkten baka bir ey deildir. 1 955 sonras dnem
de bu tabu da alm oluyor.
1 940- 1 960 yllar arasndaki Trk irinde ak temas, toplum d
zenine kar bir bakaldrma haline dnmtr. Hayatn ve dn
yann deitirilmesini isteyen yeni air, sevgili yi en yakn kimse, bir
eit silah arkada olarak grmek iin ona kar nitelii tanmakta
ya da karsnda sevgili nitelikleri grmek istemektedir artk.
* * *
27
admla, asl Cumhuriyet dnemi zerinde durmak zere hemen
Cumhuriyet ncesine, Osmanlnn son dnemlerine atlayacam.
Cumhuriyet ncesi dneminde kadnn ve sorunlarnn, zaten ni
celik ve nitelik bakmndan ok gelimi olmayan aniat yaznmzda,
ancak dalayl yoldan ve deinmeler dzleminde yer alabildiini g
ryoruz. Yine de kadnn eitli sorunlarn gndeme getirmi, bula
nk da olsa kimi kadn imgeleri yaratm olmalar bakmndan nc
sayabileceimiz 1 9. yzyl yazarlar; errsettin Sami, Sami Paazade
Sezai ve Nabizade Nazm'dr. Bunlar Trk roman ve yk tarihinin
balarnda yer alan yazarlar ayn zamanda. emsettin Sami'nin ilk
Trk roman saylan Tuk-u Talat ve Fitnat'ta 'ka-g'n aksak
lklarn, grc usul evlenmelerin olumsuz sonularn konu edin
nesidir bizim iin anlmaya deer olan. Kukusuz yaznsal adan ol
duu kadar, sorunlarn nedensel temeliendirilmesi asndan da ilkel
saylacak bir rndr bu roman. Ama bir giritir yine de. 1 872 tari
hini tayan bu romandan sonra, Sami Paazade Sezai'nin 1 889'da
yaymlanan Sergzet adl romannda da kadn sorunu, yine dalayl
yoldan, bir esir kzn urad hakszlklarn yklenip knannas bi
iminde karmza kyor. Osmanl toplumundaki esir-cariye-odalk
kurumunun getirdii sorunlar, hizmetkar tabakasndan seilmi kii
ler araclyla, sonraki yazarlarca da ele alnacaktr. Balangta sa
yabileceimiz yazarlarn sonuncusu, 1 896'da yaymlanan Zehra'syla
Nilbizade Nazm. O da daha epeyce yl srecek olan Istanbul ailele
ri, Istanbul'un gece elenceleri, Boazii gezileri dolaylarnda kalyor
Zehra'da. lk gereki rnleri veren yazarmz olarak anlmakla ve
Karabibik adl uzun yksnde gney ky kylerine dek uzanmakla
birlikte, Nabizade'nin yap tlarnda da kadn, henz belli belirsiz bir
glge, yeterince ilennemi bir figran durumundadr.
* * *
28
T r k Yaznnda Kadn lmg.:si
29
ilgi ekici bir yazar da, 1 909'dan yakn zamanlara kadar ok sayda
yap t yaymianm olan Halide Edip Advar. Bir kadn yazar olarak,
kadnn haklarna kavumas, zgrlemesi konularna zellikle
arlk veren Halide Edip, Cumhuriyet ncesinden balayarak, Ata
trk reformlarnn kadna salad hak ve zgrlkler dneminde
de yazmay srdrd iin, ele ald sorunlar da, yanstt kadn
imgeleri de eitlilik gstermektedir. M illiyeti kadn, adalaan
kadn, kiilikli kadn, baskya bakaldran kadn, halkn uyandrma
abasndaki lkc kadn imgelerine rastlanyer Halide Edip'de.
Ama Turanclktan Amerikancla, Mill iyetilikten Batcla e
itli ideoloj ik ynserneler gsteren tutarsz dnsel yaps, bu ide
oloj ileri bir bireime vardrmaya alt, en nemli roman saylan
Sinekli Bakkal da bile zmlemelerini ve nerilerini salam bir te
'
30
T r k Yaznnda Kadn m c s i
31 i
d! kmazlar bunu engeliernektedir konak asndan. Seniha iinse
bundan baka bir deer lt yoktur. Avrupa zlemi, Paris'e ka
da gzellie, sslle dknlkten doar. Bylelikle Akdeniz
kylar uygarlnda karlamayacamz iki zellik (klk, ssl
lk) istanbulin dneminin de yapayln dolayl yollardan da vu
rur Kiralk Konak'ta." 1
Yakup Kadri'nin, "eyalarmz, elbiselerimiz gibi ahlakmzn ve
terbiyemizin de rokokolat" yolundaki yaknmas, Cumhuriyetin
ilk onyllarnda seik bir ayrm yaplmakszn, batllama ile birlik
te adatamann da deer sarsntsndan sorumlu tutulmasnn
tipik bir rneidir. Bu yazarlarmzn gznde yozlama olarak de
erlendirilen deiim ve dnm, kadnn; yenilemenin, batlla
ma eiliminin yerleik deerleri sarsmas dzleminde, ahlaki sorun
sallk dzleminde ele alnmasna yol amtr.
Ahmet Harndi Tanpnar'da bile henz dou-bat kltr ikilemi
tartlmak ta, gemiteki kiilii silinmi kadn yerine, birey olma a
basndaki "yzyllk aile gemiiyle amansz bir savam veren" kadn
imgesi ileri srlmektedir. Ruh zmlemelerinden teye uzanma,
sorunlarn toplumsal ve bireysel olann diyalektik btnl zemi
ninde ele alnmas eilimleri yaznmda ok yeni balam, zellik
le son otuz-otuzbe ylda gelikin boyutlara uzanabilmitir.
* * *
1 adalk Sorunlar, Selim lleri, Gnebakan Yay. !st. 1978. ss. 77 78.
32
T rk Ya z n n da K ad n I mg e s i
33
Kente dnmeden nce Gneydou Anadolu'yu zellikle treler
balamnda yaznmza getiren Bekir Yldz'n yklerine bir gz ata
lm. Geleneksel, feodal ya da yar feodal ilikilerin kalntlarnn en
youn bulunduu blgemiz olan Gneydou Anadolu'nun sorunsal
lnda Bekir Yldz'n kadn nasl gsterdiini Hilmi Yavuz'un bir
incelemesinden okuyoruz: " Yldz'n insanlar, manevi hayatlar
nn btnne egemen olan trelerin buyrultularn bilinsizce ka
bullenmek durumunda deillerdir. Bekir Yldz Trk hikayeciliinde
ancak son yllarda belirmeye balayan bir yaklamla, Anadolu insa
nnn treler karsndaki tavrn zmler. Bu trelcre bakaldra
mayan ya da hi deilse deitirilmesi dorultusunda bir aba gste
remeyenler, kadniard r. Bekir Yldz'n hikayelerinde, tre buyrultu
lar karsnda kadn ve erkein birbirinden farkl tavrlar son dere
ce nemlidir. Yldz bize ataerkil ve ilkel krsal topluluklarda kadnn
gvencesiz ve gsz kaln ve trelerin gereini yerine getirmek
ten baka bir kar yol bulamayn gsterir. Kara arafl Gelin'de,
kzn, kocasnn ldrd adamn ailesine vererek "kann bala
tan" kadn, bu gvencesizlii simgeler. Buna karlk treleri zorla
yan, deitirmeye alaniarsa sadece erkeklerdir."2
* * *
2 Krsal Toplulukra Trelerin atlay: Beyaz Trk, Hilmi Yavuz, in: Roman
Kavram ve Trk Roman, Bilgi Yay. Ankara, 1977. s. 1 1 0.
34
Trk Yaznnda Kadn Imgesi
36
Tr k Y " z n n d a K a d n I m g e s i
37
Yaznmzda Deneme ve
Eletirinin Gnmzdeki . .
Durumu Uzerine*
ugn burada yaznmda deneme ve eletiri konusunda ko
B numay seiimin bir nedeni, deerli hacarn Suut Kemal
Yetkin'le ortak ilgi alanmz, birok syleilerimizin konusunu bu
yaznsal trlerin oluturmasdr. Bildiiniz gibi Suut Kemal, sanat
tarihiliinin yan sra bir felsefeci ve edebiyatyd da. Bir felsefe
ci, eer yaznla da yakndan ilgiliyse, bu ilgisinin en ok dil alann
da somuta yansdn grebiliriz. Yaznsal tr olarak ise, felsefenin
ifadesine en ok olanak veren bir yaz eidi olarak karmza dene
me kyor. N itekim Suut Kemal Yetkin'in edebiyat kiilii de
kendini en ok denemelerinde yanstmaktadr. Fakat Yetkin'in de
nemeci ynn tantmay Sayn Hikmet Dizdarolu stlenmi ol
duu iin, ben konumamda daha ok tr genel olarak ele almaya
yneleceim. Bir de eletiriden szetmek istiyorum bu balamda.
Deneme ile snr izgileri belirlenemeyen, eskilerin deyimiyle bir
"tedahl" gsteren iki yazn tr nk deneme ile eletiri.
Bizim yaznmda gerek deneme, gerek eletiri olduka clzdr.
Ho, dnya yaznnda da dier trler yannda denemenin fazla bir
varlk gsterdiini sylemek mmkn deil ya ... Biz Trk yaznma
dnelim. Hemen ve hi ekinmeden syleyebilirim ki, denemenin
clzl nicelikseldir. Yani denemecimiz az, yaznmda deneme t
rnde yazlm yaptlarn says pek snrl. Buna karn, niteliksel
bakmdan dnya yaznndaki sekin deneme rnekleriyle rahata
boy lebilecek yetkinlikte bir deneme yaznmz var. Ayn eyi
* Bu yaz; 1 8-20 Kasm 1981 tarihlerinde, Ord. Prof. Suut Kemal Yetkin'in ansna,
38
baka yazn trleri iin, rnein roman iin, oyun iin henz iddia
edecek durumda olduumuzu sanmyorum.
Konuyu batan alalm. Nedir deneme? Suut Kemal Yetkin "De
neme" balkl bir denemesinde yle yaklayor konuya: "Deneme
kelimesini yeni bir edebiyat trne ilk defa ad olarak koyan Monta
igne olmutur. Bu ad koymaya tarih olarak 1 5 7 1 ylnn Mart ayn
gsterenler bile vardr. Burada 'Deneme', yeni bir edebiyat trn
deneme anlamna gelmektedir. Ama bu yeni edebiyat trn br
edebiyat trlerinden ayran snrlar nedir? Kimbilir, cevap belki de o
arkada kitabn (Montaigne'in Denemeler'i. F.A. ) iindedir. Monta
igne'in trl konular zerindeki dnceleri gzden geirilirse bu d
nceleri hibir plana uymadan, hibir eyi ispata kalkmadan, in
san ahlakllatrmak yoluna sapmadan, srf dnmekten zevk ald
, bu zevki bize de tattrmak istedii iin yazd anlalr. Deneme
lerin konusu btn hayattr, hayat tecrbeleridir. Bu tecrbeler in
san ruhu zerine eilen, grdn -grd ac da olsa- tatl bir dil
le, soyut szlere dmeden, delilsiz ispatsz anlatan grgl bir ada
mn hayatndan derlenmitir. Montaigne kitabnn banda, 'okuyu
cu, kitabnn konusu beni m ! ' demiyor mu ? Ama aldanmayalm, o is
tedii kadar kendisini anlatsn, kitabnn konusu sadece insandr."
Kendini anlatmak ya da kendince anlatmak, denemenin gelene
inde bulunan bir e. Byle olunca da, kimi an ve zellikle gn
lkleri de deneme kapsamnda dnebilmemize bir yol alyor.
Ancak burada karar verdirici e, dil ve biem olacaktr. Deneme
nin dil-ii bir olay olduu, neyi anlattnn kimi zaman yannda,
hatta kimi zaman da nnde, nasl anlattnn nemli olduu gz
den uzak tutulmamaldr.
Demek oluyor ki deneme yazarl bir tavr sorunudur temelde.
Bizde gnlk yazarl da son yllarda yaznsal etkinlikler arasnda
daha ok yer tutmaya balad. Ama ne zaman bir gnlk yaznsal bir
z tayorsa, ancak o zaman deneme kapsamnda grebiliyoruz onu.
Yaznmzdan somut birer rnek vermek gerekirse; Muzaffer Buy
ruku'nun gnlklerini deneme sayamayz da, Tomris Uyar'n Gn
dkmleri bal bana birer deneme niteliindedir.
* * *
Biraz da "denemeci tavr" diye szn ettiimiz yaklam biimi
ni aklamaya alalm. Nusret Hzr "Denemeye likin Bir Dene
me" balkl yazsnda diyor ki: "Deneme, konusunu derinliine
kavramak ya da tketmek savnda bulunmayan, ama ona dizgesiz
biimde, ou kez sylediklerini nemsemiyormu gibi davranarak
(vurgu bana ait, F. A.) yeni katkda bulunan bir yazn trdr de
nebilir. Tam anlamyla bilimsel olmayan, ama gene de -modalam
terimiyle- olduka iyi bir yaklam meydana getiren bu tanmda ge
en kvramlara ok ksa olarak bakalm: Deneme, konusunu derinli
ine kavramak savnda deildir dedik. Gerekten de bu tr, bilim
tekniinin kurallarna uymaz. Onda ne doa bilimlerinin ne insan
bilimlerinin bilimsel olmak iin zorunlu grdkleri yntemsel ura
lara tanklk etmeyiz. O, ele ald konuya yle bir dokunup ge
mek izlenimi brakr. Hatta byle bir izienim brakmaya zen gste
rir. Sylediklerini nemsemiyormu gibi grnr, dedik; bu sz son
tmcemize balayabiliriz. nk deneme, bilgi ya da gr bak
mndan aral ya da arasz olarak olumlu bir sonuca varabiliyorsa,
'konusuna katkda bulunabiliyorsa', bunu dizgesel olmayma bor
lu olduunu anlatmak ister. Neden? Bu sorunun yantnda, dene
menin gerek yapsnn ne olduu olgusu yatmaktadr. Bilim -bir
st-dil olarak felsefe de- yntemsel nedenlerden tr konusunu s
kca snrlar. Oysa deneme, byle bir snr tanmamak, kendini fan
tezisine kapp koyvermi grnmek istemektedir. nk o unlar
bilir. Bilmese de sezer: 1 - Her dizgeli bilgi dnsel bir btndr;
ama bilginin dizgesel olarak meydana gelmesinden nce bir uyan
ma, yoklama, snama, yar karanlkta arama alan vardr ki, burada
insan yetileri dizgesiz alr. . . te deneme, bir bakma bu etkinlik
ten pay alr diyeceim. Bilime dizgeselliinin yasaklad bir zgr
lkle, beklenmedik bantlar kurarak ya da bozarak, szkonusu bi
lim-ncesi psikoloj ik alana benzer biimde bilgi verir, dndrr,
merak uyandrr. 2- Denemenin zgrl onu ok kez dizgeli bilgi
nin amak istemedii ya da aamad snrlarn tesine gemeye g
trr. O zaman denemenin; belirli bir dizgenin alan dnda kalan
birok elerin aslnda o alandan olduunu gsterdiini, kimi du-
40
Y a z n m zdH Deneme ve Elcl i r i n n
G n m u zdeki D u r u m u zer i n e
41
ma inansaydm, dpedz ekinirdim edebiyatn bu haylaz ocuunu
nnze getirmekten. Cesaretimi, ansna bir araya geldiimiz Suut
Kemal Yetkin'in kiilii gerei, hepsi de bilimin yansra sanata da
gnl kaplarn ak tutmu kiilerle konuuyor olmaktan alyorum
ve unu sylemek istiyorum: Deneme yazarl ciddi bir itir. Dene
me geliigzel dnce krntlaryla alakalem yazlmaz ve znde
savruk da hi deildir. Salt bu izlenimi brakahilrnek iin, makalenin
kald yerden balayarak kendini yeniden kurmak ynnde gster
dii ek abadr ite denemenin dilsel varlnn belirleyicisi.
Yaznmda deneme trn rneklendirmi belli bal adlarn
belki hepsini deil ama ounu ksaca anmak isterim burada. O za
man da grlecektir, sezilecektir en azndan, denemenin dn ala
nnda "mtenekkiren" gezen bir yazn tr olduu. Cumhuriyet d
nemini alyorum sadece. Ahmet Rasim'leri, Ebzziya Tevfik'leri, ib
nlemin Mahmut Kemal'leri brakyorum imdilik. Deneme yazn
mda nc adl karlarz ilkin: Suut Kemal Yetkin, Sabahattin
Eybolu ve N urullah Ata. Trk okuru denemeye olduu kadar, sa
nat, edebiyat, felsefe, kltr, dil sonnlarna da byk lde bu ka
lemler araclyla snmaya balamtr. Yani 1 940'lardan bu yana.
Daha sonralar deneme yaznmzn zellikle iki ana kanaldan bes
tendiine tank oluyoruz: Yazn ve felsefe. Felsefe konularn deneme
diliyle yazmakta ve meslekten olmayanlara da okutup sevdirmekte
en ok emei geen, kukusuz Nermi Uygur'dur. Nusret Hzr ve Ma
cit Gkberk'in denemeleri, daha ok felsefi, daha az yaznsal zellik
tar. Daha gen kuaktan Afar Timuin'i Uygur'un, Hilmi Yavuz'u
Hzr ve Gkberk'in izgisinde sayabiliriz. yle sanyorum ki, yazn
kkeniilere gemeden nce Azra Erhat ve Vedat Gnyol'u da bura
da anmak gerekiyor. Onlar, Eybolu geleneinin srdrcsdrler.
Yaznc denemeciler iersinde ilkin Oktay Akbal' anmak iste
rim. Denememize lirik bir tad onunla girmitir. Sonra airler geliyor.
iirimiz denememizi, her zaman iirsel bir biimde olmasa da, epey
c e etkilemitir. Melih Cevdet Anday, Orhan Veli Kank, Behet
42
Yaznm da Deneme ve Eletirinn
Gnmzdeki Durumu zerne
43
Frenklerin "humour" szcyle karladklar ince alaydr. Bana so
rarsanz -sormayacanz bilirim- denemede en geerli ey de budur."
Konuman balamadan nce eletiri zerine de birka sz sy
lemek istiyorum. Eletiriden sadece deneme ile ahabal bala
mnda szedeceim. Zaten; yaznmda eletiri denince, hi olmaz
sa benim kanmca, yle uzun boylu malzememiz de yok. Deneme
yaznmz iin clz demitim. Ama bunun niceliksel bir belirleme
olduunu da hemen eklemitim. Eletiri yazmz ise hem nicelike
hem nitelike clz, ksr. Denemede, herhalde kimilerini de unuta
rak saydm adlarn onda birini bile tutturamam eletirmenlerimiz
arasndan. yisi mi iki, bilemediniz ad vereceime hi vermeye
yim. Eletiriye ilikin olarak syleyeceklerim, bir disiplin olarak
eletiriyi (literary critisism) deil, bizzat kendisi yaznsal bir tr
oluturan eletiriyi, yani deyim yerindeyse, deneme-eletiriyi ilgi
lendirmektedir. ncelikle unu sylemeliyim:
Yaygn bir kanya ve bu kanya hak verdirebilecek kimi eletiri
yaklamiarna baklrsa; sanat yaptn koyar ortaya ve sonra artk
sra eletirmene gelir. Onun grevi, her yaptn zerine ya akbaba
gibi ya balars gibi konmak ve yapda okuyucu arasnda iletken ya
da yaltkan bir "eletiri tabakas" oluturmaktr. Ben sanmyorum
ki, gerek bir sanatnn ya da kendini bilen okurun birbirleriyle
iletiim kurmak iin byle bir aracya gereksinimleri olsun. Yazar,
neyi nasl yazmas gerektii konusunda direktifler almaya gereksin
me duymayaca gibi, ne dediini okurlarna kendinden daha iyi
aktaracak, "his lerine tercman" olacak bir iyilikseveri de ( ! ) tebes
sm le karlayacaktr.
yleyse nedir eletirinin anlam ve ilevi? Ne olabilir? Eletiri
nin bir amac; bir sanat grn, yani bir sanat yaptnn sanatsal
deerinin ltleri zerine bir gr, rneklendirrnek ya da bir r
nekten kalkarak zmlemeler ve deerlendirmeler yapmak yoluy
la byle bir gr temellendirmek olabilir. rnein Lukacs'n,
Fischer'in, Caudwell'in, Eliot'un E. M. Forster'n dilimize de ev
rilmi olan kitaplarnda, eletiri denen disiplinden beklenebilecek
bu tr bir iievin yerine getirildiini grrz.
44
Y a z n m d a Deneme ve Elet i r i n i n
G ii n m i." z d c k i D u r u m u z e r i n e
45
Eletiri Ne Olmal ?
46 1
rann nasl btnletiini, diyalektik dncenin aslnda nasl ema
tik, dogmatik devirmecilie taban tabana zt dtn apaydnlk
bir biimde kavryor insan. Sanat kalnarak da sosyalist olunabile
ceini, sosyalizmin kt sanata vize vermeyeceini, bir insan seve
'
meyenin tm insanlar hi sevemeyeceini drst bir dnce ada
mnn bamsz tavryla aka ortaya koyuyor, temellendiriyor,
olumlu ve olumsuz rneklerle kantlyor Fethi Naci. "Gnceli yaz
mak", "dnyann deitirilmesi savana katlmak" gibi, kimi sapma
lara ve saptrmalara yol aan sorunlara, bamszln toplumculuu
nun temeline koymu bir yazarn dnsz cesaretiyle aklk getiri
yor. Bunlarn, nasl olursa edebiyatn iinde olabileceini gsteriyor.
Bylelikle de bir baka doruyu daha getirmi oluyor. Sosyalist kal
narak da edebiyattan anlamann, doru deerlendirmeler yapmann,
sanat yaptnda bireyin nemini ve deerini gzetmenin mmkn
olduunu. Sonra bir de bakyoruz, "Roger Garaudy ve Ak", "Nazm
ile Piraye" gibi yazlarnda, eletirmen ve incelemeci Fethi Naci'nin
arkasna gizlenip duran bir iirsellie yakalanvermiiz . . .
Fethi Naci'nin yazlarndaki e n nemli zellik de, kuramla uygu
lamann diyalektik birliidir. zmlenmi bir kuramsal yaklamn
eletirilerinde yansmas, bu eletirilerin znellikle kstlanm, te
melsiz yan tutmalar olmaktan uzak kalmalarn salyor. Kendisine
yakn bir anlayla, eli yz dzgn edebiyat eletirisi yapan tek tk
yazardan onu ayran zellik de, bu kuramsal salamln arl ol
maktadr. Ama bu ayrcalnn yan sra, nsan Tkenmez'den bu
yana bir yol da amtr Fethi Naci. Edebiyat eletirisinde, kalaba
lklarn yeledii, panayr kargaal ierisindeki, yanp snen ne
onlarn yapaylyla klanan caddelerle kesirneksizin, dmdz de
nize kan bu yolda yrmenin erdemini tayanlar da vardr artk.
Eletiri ve incelemeleriyle Insan Tkenmez'den bu yana sosyalist
gerekilii Trk edebiyatna, yntem ve bak tarz olarak, kuram
sal temelleriyle yerletirme abasn srdren bir eletirmeni, bir d
nce adamn bireycilikle, znellik! e, burjuvalamakla sulama tav
rnn; boynuzun kula gemesi olarak aklanamayacan rnekler
apak gsterdiine gre, bir kulaktan girip brnden kmaktan
47
te yanks alamayacak, yeteneksiz bartlarn edebiyatn sustuu
alanlar enledirme gayretkelii olarak yorumlanmas gerekiyor.
Kitapta yer alan yirmi be yaznn on yedisi eletiri. Bunlarn d
nda kalan, yazn kuramma ve yazarn yaama bak biemine ili
kin yaztarla gelen dncelerin, tek tek yaptlarn ele alnd bu
on yedi yazda nasl rneklendirildii, soluklandrld, yansnid
incelenirse Trkiye'de eletirinin Fethi Naci ile en yetkin temsilci
lerinden birini bulduu teslim edilecektir.
197 1 'de yaynlanm olan "On Trk Roman"ndan sonra, "Ede
biyat Yazlar"nda Yaar Kemal'in baka iki yaptn, Tark Dursun
K., Adalet Aaolu, Fruzan, Sevgi Soysal, Ahmet Harndi Tanp
nar, Ylmaz Gney, mer Polat, Samim Kocagz ve Reat Nuri
Gntekin'in yaptlarn ele alyor Fethi Naci. yle alyor ki, sekiz
yldr srdrmekte olduu " 1 00 soruda" dizisi yaynlar arasna " 1 00
Soruda Trk Roman"n katsa da okusak artk dedirtiyor.
48
Bir Yln* Sonunda Arzu
1981
49
saptamayla giriyornn trler aras karlatrmaya: iirimiz bugn ve
yarn iin yaznmz onurlandracak bir yetkinliktedir. Gelgelelim
"iirimiz" ne demektir? Mal bulmu maribi gibi sarlverdiimiz "as
gari mterekimiz" kaygan bir dzlemde yer almyor mu acaba? Tabii.
Pek ivedilikle varlm bir ortaklaaikt varsaydm. "iirimiz" diye
konutuumuz srece koruyabileceimiz, znemizi airlerimizle so
mutladmz anda yitirivereceimiz bir glge-grng ( epifenomen)
bu anlama. Varsn yle olsun; yle olsun da, birka satrlna nes
nellie svanmn bile sonu gelmesin. Yaznda nesnellik yapay bir
tavr olduundan, nesnellikte tutarl kalnamaz. Bunu bilir bunu sy
lerim ben. znellikse drstln, tutarln, salklln temelidir.
( Bir ayra amalym galiba hemen. imdi bu znellik -nesnel
lik terimleri hi yoktan bama i aabilir. znellikten murat, "pa
a gnller" deildir pek tabii; nasl ki "nesnellik" de, ounluun -
isterse ezici ounluun olsun- grne ters dmeyecek yaklam
demek deildir. Asl tartlacak, kuramsal uzantlar olabilecek so
runlar tartmayz bizler genellikle. Batlnn "intersubjektiflik" de
dii, uylam/uzlam parametreli, sade suya znelliin de katneriisi
olabilecek bir kavrama "nesnellik" deyip kmakta saknca grme
yiz rnein. Oysa, bylesi bir durumda yaklam "nesne" ile deil,
olsa olsa birden ok sayda znenin -szleri nesneye uygun uymasn
az birlii etmesiyle temellendirilmekte ve pekitirilmektedir. Be
nim savunduum znellik ise, kanlmaz olarak bir ucundan zne
ye bal bulunmakla birlikte, br ucu mutlaka nesneye ilikin
olan, temelini orada bulan bir yaklamdr. Bu aklamann zerine
bir de yorumsama sorunlarn, oul okumann sorunlarn vb. ko
yarsak, nesnellik-znellik safiamasnda taraf olmaktan medet um
mann pek havada kalacan kestirrnek bilmem kolaytar m?)
Evet, zneilikle bakyor ve nesnel bir sonuca vanyorum imdi:
Varlnda, verimliliinde, dzeyidiinde anlaacamz umduum
"iirimiz"de bir takm doruklar var. te bize; iir, yazn trleri iin
de en baarl saylacamz alandr dedirten de bu doruklar. Bu do
ruklarn kimliklerinde anlamayacamz dnyor ve konu u an
da burada dmlenmedii iin rneklerneye girimiyorum. Ho,
rneklerneye girisem de tartma m alacak ? Karalayclk, yoksa-
50
Bir Y!n Sonunda Arzu
s
Bunlar da krebe oynuyorlar. Demek ki iki belirgin izgi izieniyor
iirimizde: 1 . Doruklar ve doruklara trmanmann kmaz olmayan
yolunu bulacana bel balanabilecek olanlar, 2. Nitelike onlar
bastran, ve gerek bir yaznseverin ruhunu, umutlarn karartan bir
yn "muzahrafat" imzalayanlar. Sradan, ortalama, renksiz, prlt
sz iir rnekleri ise bu iki belirgin izginin dnda araya kaynyor
lar. Bu ynsernelerin kii adlaryla somuta balanmasnda yine g
rler kartlaacak ve yine bu yaznn asl sorunu bu olmadndan,
konuyu datmamak iin rneksiz geiyorum.
ykclmzle iirimizin son dnemlerinin karlatrlmasn
da gzettiim aync zellik, ite bu noktada gsteriyor kendini. y
kclmzn izgisi ok zikzakl, ok inili kl deil iirimizde
olduu gibi. Tek tk "ok kt" yk kitab kyor. Biraz daha ok
"sradan, ortalama, yle-byle"nin tesine geemeyen kitaplar ya
ynlanyor. Ama bir bunlar kadar da kalc, zgn, ilgin, dnya ya
znnda yeri olan sekin yk rnekleriyle yanyana durabilecek
rnler veriliyor. Bundan da nemlisi, kt yk pazar kurulmad
Trkiye'de. Kkrtmalar, desteklemeler, ksteklemeler, iiri ald
lde hedef almyor yky. Bunun nedenini tam zmleyebildi
imi syleyemem. Ama sonu umut verici: Yeteneksiz bir ykc,
yeteneksizliine prim vererek kendisini pazarlayan dergi yneticile
ri, eletirmenler, alayl avukatlar bulmaynca ya birka abalamadan
sonra ekiliyor; ya da alyor emek veriyor, dzeltip gelitirmeye
alyor kendini, gelebilecei yere kadar gelebiliyor hi deilse.
Bilmem pek mi iyimserim i Dergilerde okuduum krnn kt
s ykler bu iyimserliimi biraz olsun glgelememeli mi? Sonra yi
ne dergilerde yklerini ilgiyle izlediim kimi yazarlarn bir trl bir
kitapla ortaya kamamalar, kabilmi bir-iki kitaplaryla, umut
vermenin epeyce tesine gemi kimi ykclerin seslerinin kesil
mi grnmesi, daha daha, balbana bir yazn olay saylmas ge
reken, belki biraz olaan d incelmi ve gelimi bir yazn bilinci
ne ses yneiten ama en azndan sorgulanmas, irdelenmesi, tartl
mas ile zmsenip sindirilebilecek olan kimi kitaplar karsndaki
anlalmaz duvar suskunluunun bu iyimser yaklamm kukunun
trpsyle biraz drtmesi yerinde olmaz m? Doru ! Yazn ortam
mda aniat da etkenlik bakmndan pek parlak bir durumda deil
52
Fl i r Y l n S o n u n d a A r z u
53
rnda biimlenince, belki anhml bir tartmaya konu edilebilecek
olan yaam-yazn ilikileri sorunsal da kuytuda kalmaya yarglanyor.
nc bir odak: "Bir Dn Gecesi - Ses Sese Kar karlatr
mas" dzleminde yaratlmak istendi ki, yazn ve yazn eletirisi a
sndan herhangi bir yaklama olanak vermeyen bu tezgahta doku
nan kumatan ka kii yabanlk giysi dikinebildi, dikindi de ne ol
du ? te yine Bir Dn Geesi bugn ve yarn iin kendi ayaklar
zerinde yerinde duruyor; acaba hangi acnn hangi askerleri hangi
balk sahada talimde imdi?
Romann nnde duran gndeme getirilmi tek yaznsal sorun,
imdilik, lt sorunu. Dnya roman grngesinden Trk roman
na baklarak irdelenmesi gereken ve henz yanalmayan bu sorun,
ardndan, sreci ierisinde romann geirdii ve geirmekte olduu
dnmler, yeni bir/baka roman, yeni bir/ok aniat sorunlarna
eklemlenebilecek. Bunlar tartldka yeni almlar olanaklanacak.
ykclmz iin ise, dnya yksnn gerisinde kalmak,
onunla boy lecek durumda olmamak gibi bir sorunla karlam
yuruz. Trler aras zel yerini, romanla karlatrdmzda bu nokta
da belirleyebiliriz ykmzn bugnk durumunun. Sz konusu olan,
bir yazar yartrma olmamal son zmlemede. nk bu da, Trk
yazn iinde kalndnda zaman zaman gndeme getirilen "Sait Faik
ald m almad m" tartmas kadar anlamsz olur. Sorun; yetime,
yarma, ama vb. deildir ki. Bir izgi ve o izginin Trk ya da dnya
yaznnda yerleebilecei dzey dnlmelidir. Ancak o dzeyde; dil,
kurgulama, biem zellikleri, yapsal rnt ve yaratlan "dil dnya"
balamnda yaplacak kimi karlatrmalar, belirlemeler ve deerlen
dirmeler eletirel etkinliin anlam bir ilevi olarak grlebilir.
Romanda bir Tolstoy'umuz, bir Dostoyevski'miz, bir Balzac'mz,
bir Proustumuz yok derken haklyz. Ancak, bana yle geliyor ki bu,
Trk romannn bir sorunu olarak kalmyor, dnden bugne tr ola
rak romann bir yan olgusu halinde biimleniyor. Ondokuzuncu yz
ylda bizde ilkellii tartlmaz romanlar yazlrken, Bat ba yaptlar
n vermitir, doru. Ama bu saptaym geerliliini her durum ve ko
ulda srdrmeyecek; yalnzca bir dneme ilikin tarihsel bir saptama
olarak deerlendirilmesi daha doru olacaktr kansndaym. imdi
54
B ir Y l n Sonunda Aru
55
mz bulandran, kirleten atlak sesleri susturmakta olmasa da iyice
etkisizletirmekte nemli bir ilevi olabileceini ummak istiyorum.
Bylesi bir canlln getirecei ivme; iir, deneme, eletiri gibi an
lat-d yaznmz karsndaki aldrszl da kmldatabilecek, en
azndan kastl deer krlklerini kendi kelerinin karanlna
mahkum edebilecektir diye dnyorum.
Sraladm ve gerekelendirdiim dileklerim bir igzarlk, bir
bilgilik taslama olarak deerlendirilirse gerekten hakszla ura
m olacam. nk, her yazn erinin kendi yazsn yazmak, r
nn vermek konusunda kendi sorumunu sonuna kadar stlendi
ini dnemez deilim. Ne kimselere dev datmak gibi bir had
dini bilmezlie svanyorum, ne de giriilecek iin, kolay stesinden
geliniverecek, belirlenmi snrlanm, tanmlanm. bir alan tara
mas olacan safdilce uman bir gen hevesli cokusuyla yazyorum
bu yazy. Aslnda genlik de, coku da, heves de epey gerilerde kal
d benim iin. Yitirmediklerim yalnzca, yazma gnl vermi bir
eletirmenin sorum bil'nci, yaznmza kazandrlan her zgn yapt
la yeniden kvlcmlanan gnen duygusu ve alan bo bulan/sanan
Erostrate'ca giriimlerin uyandrd fkedir.
Btn bir yl okuduum yazlar iinde, nerimi ynlendirmem
de olduu kadar, dncemi biimlendirmemde de bana katklar
olanlar az deildi. Hemen aklma Melih Cevdet Anday, Fethi Na
ci, Tahsin Ycel, Ferit Edg, Ahmet Oktay, Selim leri, Murat Bel
ge, Enis Batur geliveriyor. Bakalar da vardr, listeyi uzatmayaym.
Kuak atmalarnn zerinde kalnabilecek bir tartma dzlemi
oluabilir gibi grnyor bana byle bir ortamda.
1 982'yi, 1 9 8 1 'den caha verimli bir dnme yl klabilecek mi
yim kendime, kendim iin izdiim alma izlencesiyle, bilemiyo
rum. Belki bunun iin de anlaml bir etki leimi, bir iletiimi zl
yorum ite.
56
Edebiyatmzn
Son Yirmi Yl
57
Bizim kuan yirmili yalarnda, yirmi yllk edebiyat gemii
1 950- 1970 yllar arasna rastlyordu ve toplumsal-siyasal fonda, bi
ri "demokrasiye gei", biri "kansz ihtilal" olmak zere, iki alkan
tl yer alyordu. "Ky edebiyat" miyadn doldurmant ve Orhan
Kemal, Yaar Kemal, Kemal Tahir, Sabahattin Ali, Sait Faik, Hal
dun Taner, Atilla llhan, Memduh evket Esendal, Sabahattin
Kudret Aksal, Tahsin Ycel, Oktay Akbal, Tark Dursun K., Neca
ti Cumal, Nezihe Meri, Orhan Veli, Melih Cevdet, Oktay Rifat,
Faz! Hsn Dalarca, Behet Necatigil, Salah Birsel, llhan Berk,
Turgut Uyar, Cemal Sreya, Edip Cansever. . . gibi adlar, o yllarm
zn gndeminde en arlkl yeri tutuyorlard.
Sonraki yirmi yln siyasal-toplumsal fonunda iki askeri darbe ve
acs yreklerden silinmeyecek gen lmleri ile bir cefa gemii yer
almakta. Bu dnemin balarnda, yani 70'li yllarda edebiyat, etkin
liini en canl biimiyle dergilerde srdrd. Pek ok amatr edebi
yat dergisi kar ve genlerin tartna gndemini de, besin ve esin
kaynaklarn da bu dergiler oluturdu. Kurumsal bir yaps olan tek
dergi, Trk Dil Kurumu'nun yaymlad, aylk Trk Dili Dergi
si'ydi. Varlk, Dost, Papirs, Yeni Dergi, Milliyet Sanat, Deiim,
ada Eletiri, Yaz, Yeni nsan, Gergedan, Argos, Gsteri, Def
ter . .. bunlar, son yirmi ylda sadece benim izleyebildiklerim, anm
sayabildiklerim. Yeni a, Yordam, iir Sanat, Dnm, Tan Seki
si, iir At gibi daha kk bir okur kitlesine seslenenler de vard.
Yine edebiyat gndeminde nemli bir yeri olan bir baka kaynak
da, dllerdi. Bir ksm hala srgelen, bir ksm ise artk verilmeyen
bu dllerin en nemsenenleri: Trk Dil Kurumu'nun Roman, i
ir, Hikaye, eviri, Oyun, deneme (sonradan Deneme, Eletiri, Ge
zi ayrlmt) dlleri ( 1 955 - 1 980); Sait Faik Hikaye Armaan
( 1 955'ten bu yana) ; Yeditepe iir Armaan ( 1 955- 1 984) ; Orhan
Kemal Roman Armaan ( 1 972'den bu yana) ; Necatigit dl
( 1 980'den bu yana) ; Haldun Taner yk dlleri ( 1 987'den bu ya
na); Sedat Simavi Edebiyat dlleri ( 1978'den bu yana) idi. lgi
duyanlar, son yirmi yl iinde bu dllere deer grlen yazar ve ya
ptlar renmekte, eksik ve kabataslak da olsa, edebiyat dnyam
zn son yirmi yllk gndemi hakknda bir fikir edinebilirler.
58
Edcbiyatmzn Son Yirmi Yl
59
dndan, on has air daha sayabilirdim: Gven Turan, Mehmet Ta
ner, Enis Batur, Lale Mldr, Seyhan Erzelik, Turul Tanyol,
Adnan Azar, Haydar Erglen, avkar Altner, Turgay Kantrk.
Sonra; Ali Cengizkan, Ahmet Erhan, Turgay Fieki, Egemen
Berkz, zdemir nce, Orhan Alkaya, Cevat apan, Refik Durba
ve Ataol Behramolu, Sreyya Berfe, Yaar M ira, Sunay Akn,
Ahmet Telli, Sina Akyol gibi farkl yata, fakl eilimde adlar da,
nesnel bir yirmi yl listesine eklernem gerektiini dnrdm.
Ama ne yazk ki okura, adn unutmu olduum iin sonradan ok
zlebileceim birileri ile, adlarn zellikle anmadm karton air
leri ayrt edecekleri bir ipucu veremiyorum bu yazda.
1 972- 1 992 dneminin, dzyaz ve aniat edebiyatmz bakmn
dan, iirin son yirmi yl ile karlatrldkta, daha soluklu, daha ve
rimli bir dnem olduunu rahatlkla syleyebiliriz sanyorum. De
neme ile balayaym: Trk edebiyatnda deneme trne, son yirmi
yl iin, Salah Birsel damgasn vurmak gerekir. Yllarn airi ve de
nemecisi Birsel, 1 975'de "iir ve Cinayet" ile balatt kartmay,
" 1 001 Gece Denemeleri" ve "Salah Bey Gnl" dizileri ile, ara
lksz srdrd; deneme yaznmz, yirmiyi akn cins kitapla ta
landrd. Nermi Uygur, Hilmi Yavuz, Onat Kutlar, Ferit Edg, Ah
met Oktay, Selim leri, Enis Batur, Aydn Uur. . . bu trn sekin
ve dzeyli rneklerini kitaplatran yazarlar oldular son yirmi yln.
Roman ve hikaye trn birarada ele alacak olursak; son yirmi
yln en dikkate deer olgularndan biri, edebiyatmzdaki kadn ya
zar patlamasdr diyebiliriz. Kadn yazarlar bizim edebiyatmzda, z
gl bir kadn edebiyatnn temsilcileri olarak grnmyorlar. Bir
ok kadn yazar arasnda yalnzca Erendiz Atas ve belki nci Aral,
ayn zamanda birer "kadn edebiyat yazar" saylabilirler. Ama ne
olursa olsun, 70 ncesi yirmi yllk dnemde, yaznsal deeri tart
lmaz iki kadn yazarmz varken (Nezihe Meri ve Sevim Burak),
son yirmi ylda b u say yirmiyi am v e kadn yazarlarn byk bir
ounluu, son dnem aniat edebiyatmzn en nemli ketalar
n oluturmulardr.
60
E cl c h i y a t m z n S o n Y i r m i Y l
61
nim Sinemalarm"la kendisine balanan byk umutlar boa kar
mayan deerli bir hikayecisi Trk edebiyatnn. Romanlarnn ayn
baar izgisini tutturduu sylenemezse de, hikayelerinin yaratt
byl atmosferle, kalcln oktan gvence altna almtr.
Dnemin ve edebiyatmzn byk kayb ve i burukluu olarak
hep hatrlanacak iki kadn yazar daha anmalym burada:
Sevgi Soysal da ilk iki kitabn 70 ncesinde yaymlam olmak
la birlikte, yazarln asl 70 sonrasnda kantlamtr. Gerek "Bar
Adl ocuk"ta yer alan hikayeleriyle, gerek her biri, zamannda top
lumsal ve yaznsal yanklar uyandran romanyla, edebiyannzda
"tez" ile yaznsall birarada kotarabilen sayl yazarlardan biri oldu.
Sevgi Soysal gibi ok gen yata kaybettiimiz bir deerli edebi
yat da Tezer zl'dr. Tezer zl, "ocukluun Souk Geceleri"
ve "Yaamn Ucuna Yolculuk" adl kitaplaryla, az bulunur bir du
yarl, kat kat derinlcen ve boyutlanan bir edebiyat tadyla okura
ileten ok zel bir yazard.
Son yirmi yln Trk edebiyatma gl damgalarn basan bu ya
zarlarn yannda: Afet Ilgaz, Seluk Baran, Ayhan Bozfrat, Nazl
Eray, Ayla Kutlu, Aysel zakn, Nursel Duruel, nci Aral, Erendiz
Atas, Feyza Hepilingirler, Melisa Grpnar, Latife Tekin, Zeynep
A vc, Buket Uzuner gibi birok deerli kadn yazar daha sayabiliriz ki,
dnemin bir kadn yazarlar dnemi saylmasna katklar azmsanmaz.
Sz konusu dnemde, roman ve hikaye alannda sesini duyurmu
pek ok erkek yazarmz da var elbet. nceki dnemden 70 sonras
na da uzanan Yaar Kemal, Haldun Taner, Tahsin Ycel, Atilla l
han, Yusuf Atlgan, Demir zl, Adnan zyalner, Muzaffer Buy
ruku, Orhan Duru, Erdal z, Erhan Bener, Demirta Ceyhun, Ne
cati Cumal, Vs'at O. Bener, dnemin balangcnda art arda ya
ymlad hikaye ve romanlaryla ok nlenen Bekir Yldz gibi pek
ok yazara; yeri zellikle 70 sonrasnn edebiyatnda belirlenecek us
talar ve genlerden eklemek istediklerimi yle sralyorum: Ouz
Atay, Bilge Karasu, Ferit Edg, Selim leri, Hulki Aktun, Necati
Tosuner, Gven Turan, Nedim Grsel, Orhan Pamuk, Mahir z
ta, Ahmet Altan, Krat Baar, Mario Levi. Bu adlar arasna kat-
62
Edchiyamzn Son Yirmi Yl
63
Orhan Pamuk ise, edebiyatmzn son on ylnn tansklarndan
biri. Drt romanyla, imdiden Trk edebiyatnda kendine sarslmaz
bir yer edinmi grnyor. Yayn hayatnda, batl bir yazar tutumu
iinde olmas, onun yazgsn pek ok meslekdandan farkl bir bi
imde belirledi ve Pamuk'un kitaplar, dnyaya alma frsatn bul
dular. Ama bunu talihin ho bir cilvesinden ibaret saymak haksz
lk olur. Orhan Pamuk, "Cevdet Bey ve Oullar'nn uyandrd
umutlar, zellikle "Beyaz Kale" ve "Kara Kitap" ile glendirerek,
kendini kantlam durumdadr.
1 950- 70 dnemi iin, varoluuluktan sz etmeden bir panora
ma izmek nasl tuhaf karlanacaksa; son yirmi yl iin de, yolu
Frankfurt Okulu'ndan, Hermeneutik'ten, Yapsalclk'tan, Postmo
dernizm'den gemeyen bir ufuk turu, yle yadrganacaktr. Varsn
yadrgansn! Edebiyatn i sorunlar ( isterseniz, "sorunsallar") ile,
ortaya konmu rnler arasnda gzetilmesi gerektiini dnd
m dzlem farklln, ben yalnzca bu "genel tablo" yazsnda de
il, btn yazlarmda, bir temel ilke olarak gzetegeldim. Ne ken
dimi kuramsal tabana oturtmaktan holanrm, ne edebiyatlar.
Ltufidr okurlar, bu tercihimi bana balayacaklardr, eminim.
Yirmi yllk bir dnemin muhasebesini, artlar eksileriyle, ge
rekeleriyle, rneklemeleriyle, birka sayfaya sdrmak kolay i de
il. Benim bu yazda denediim; kendi belleimin, gedikleri olabi
lecek kaytlarna ve elbet kendi beeni ve deer yarglarma daya
narak, dergi okurlarna edebiyatmzn son yirmi yllk serveni ze
rine bir fikir verebilmekti. ster istemez, bu fikir benim kiisel fik
rim olacak. Ama sanyorum ki, benim verdiim tutamaklar ve ipu
lar kullanlarak, ayn tablonun eitlernelerini elde etmek de mm
kn olacaktr.
64
N azm Hikmet ve
Hikaye Roman
65
hikayecilerimizi etkilemi olmasdr. Hatta onlar, hi deilse belli bir
dnemlerine kadar, onun edebiyat anlaynn uygulamasn yapm
lardr diyebiliriz. Sabahattin Ali, Nazm Hikmet'le tant sralar
sadece hikaye yazyordu. Romana girmesinde Nazm'n tevik ve tel
kinlerinin byk etkisi olmutur. Orhan Kemal ise, gene Nazm'la
tanana kadar, pek baarl olmayan iirler yazmaktayd. Nazm ona
adeta hocalk etmi, roman ve hikaye alannda teorik ve pratik do
nanm salamtr. Kemal Tahir derseniz, Nazm'la mektuplamaia
rna bakarak onun da sanatnn en etkili yol gstericisi ve eletirme
nin baka birisi olmadn rahatlkla syleyebilecek durumdayz.
Nazm Hikmet'in, edebiyatn ana sorunlarndan birine, hatta
balcasna, yani gerei yanstma ve yorumlamann yntemine ba
k yledir: "Edebiyatta modern realizm, uurlu olarak edebiyat sa
hasna diyalektik materyalizmin tatbikidir." Ve edebiyatn dier b
tn sorunlarnn zmnde bavurduu bu klavuzu, edebiyarmz
da btn boyutlaryla pratie dken ve yaar klan i lk yazar Nazm
Hikmet olmutur. Ondan nce gelip gemi ve rnlerinde belirli
felsefi/doktriner ynserneler grlm yazarlar, bu felsefi/doktriner
ynserneleri salt ileti lmesi gereken mesajlar olarak deerlendiriyor
lard. Dnya grn sanatn yalnzca zle ilgili sorunlarnda ilet
mek, bir btn olan sanat rnnn biim sorunlaryla bu dnya
grn birlikte youramamak, genellikle biimsel baarszlkla
sonulanyordu. Sanat adna giriiimi eylemlerin giderek sanat d
, ilevsiz, zamana dayanksz kalmasnda, yazarlarn dnya grle
rini sanatsal olarak yanstma baarszlklarnn olduu kadar, o
dnya grn btn boyutlar ve baka alanlara uzantlaryla kav
ramahaki yetersizliklerinin de pay bulunabilir.
Nazm Hikmet, kendi yaad dnem iinde de, bugn de bu
sorunlar bilinte am pek az sayda yazarmzdan biri ve tartma
szca en bydr. unu da ekleyebilirim: iirine bakldnda o,
yalnzca kendi dnya grn paylaan airler arasnda klasmana
sakulabilecek figrlerden biri deildir. Trk ve dnya i irinde her
trl dnsel ve sanatsal ynsemenin temsilcisi olan airlerle bira
rada ele alndnda da nemini ve bykln korur.
66
Nezm Hikmet ve H i k " y e / R o m
67
mas bakmndan hikaye ve romana da yararl olur. Yine Nazm 'n
kendi szlerine bakyoruz: "Ayn mevzu, romanda birok kaln hat
larn kuvvetle inkiaf ve mimarisi demektir. Halbuki hikayede bir
tek kaln hat etrafnda ince ince izgilerin sarmadola olmalar var.
Tek kaln hattn mimarisiyle kurulan mevzu,ka sayfada ilenir
se ilensin, hikayedir. Buna mukabil, birok kaln hatlarn mimari
siyle kurulan ayn mevzu, ayn sayfa iinde de olsa -bu sayfa mikta
rnn bir asgari haddi vardr elbette- romandr.
Konkre konualm. Roman, h ikaye, kk hikayedeki mterek
vasflardan biri de merakla okunabilmesidir. Yani nefes alabilmek
yaamann nasl en iptidai ve bahse dahi, mnakaaya dahi demez
malum art ve hakikati ise, hikaye ve romann bizi alakayla srk
lernesi de yledir. Bu alaka, bu merak sade, yalnz ve mutlaka poli
siye bir entrika olmayabilir. Vaka ve hadise ve insanlar ve bunlarn
terkibi o surette kurulabilir ki, srprizli, esrarengiz kaziyeler ve d
nm noktalar olmadan da, daha ilk satrda yahut ilk dnemete bi
ze 'Ha, sonu malum' dedirtneden kendini okutabilir."
Kemal Tahir'e Sardere'den sz ederken de yle diyor: "En ha
riz taraf, en gzel hususiyet, muhaverelerdeki sluplatrmadr. a
krn ky konumasn mkemmelen taklide, meddahla dmeden
vermisin. Bu byk bir zorluu yenmektir." Sonra yine Kemal Ta
hir'e bir de unu sylyor: "Argoyu, galat szle"ri nasl bir unsur ola
rak, gerekince ve ok defa geni manada stilize ederek kullanyor
sak, iveyi de yle, ancak bir unsur olarak kullanabiliriz. Kullanma
ya mecbur deiliz, ama kullanabiliriz."
slup konusudaki dncelerine bakalm Nazm Hikmet'in
"Fakat bu i (yani slup kurma) bir inkiaf merhalesinde zddna d
nyor ve kt manasyla slGpkarlk, slupuluk oluyor. .. Bugn ar
tk romanda ve hikayede parlak pasaj , parlak cmle telakkisi lm
tr. Tolstoy'un Harp ve Sulh'nde, Anna Karenina'da parlak ve te
mayz eden pasaj lar vardr, fakat Tolstoy roman kurarken bu pasaj
lar iin kurmamtr." Yine romann ve hikayenin temel sorunlarn
dan biri olan kii, tip ve konu balantlar ile ilgili olarak da dn
m ve yle belirtmi bu dnceleri: "Evvela tip, sonra mevzu ka-
68
Nazm Hikmet ve H i k a y e / R o m a n
ziyesi mevzu ile tipin vahdetini inkara varabilir ve son devir baz
Fransz romanlarnda olduu gibi, muharriri mcerret, geveze ve uy
durma psikoloj izme gtrebilir. Enmuzeci tip (rnek tip) ancak mu
ayyen bir devirde, muayyen bir snfn -en muvaffak timsaliyle Don
Kiot- mahhaslatrlmas olabilir."
Romanda bir tez savunulmas, ya da romann -hikayenin "sosyal
ierik"li olmas, Nazm'n benimsedii dnya gr ve o grn sa
nat felsefesi asndan neredeyse bir zorunluluktur. Onun da gerek
yazm olduu romanlarda, gerek eidi yerlerde belirttii edebiyada
ilgili dncelerinde rtl olarak bu kabul grmek mmkn. An
cak, sanatn gerek anlamn iinde duyan ve gerek bir yaratclk
tan nasiplenmi olan Nazm Hikmet bunun olas tehlikelerini de el
bet grmekteydi. Bunu da yle dile getiriyor: "Roman ve hikaye ok
derin, geni ve inklap bakmndan derecesine gre sosyal mesele
leri ele aldka, klasik manasnda fkra istibdadndan ve formalizm
den kurtuluyor. Roman mutlak olarak ne fkra etrafnda, ne tipler
etrafnda kuralm. Roman ve hikayeyi tipleri, insanlar, fkralar ve
fkracklaryla diyalektik bir gzle tetkik edilip iine faal olarak ka
rtmz hayatn artistik tespiti in'ikas zerinde kuralm."
Bir yerde edebiyatn btn trleri arasndaki asgari ortaklklar
dan birinin hikaye edicilik olduunu ileri sren Nazm Hikmet, i
irinde hayli kulland tahkiye sanatn (Jkond ile Siya U; Bener
ci Kendini N iin ldrd; Taranta Babu'ya Mektuplar, Simavne
Kadsolu eyh Bedreddin; Kurtulu Sava Destan; Memleketim
den nsan Manzaralar gibi) dorudan rnler, romanlar ve hikaye
lerle de denemitir. ama, bata da sylediim gibi, onun sanatna
btnsel biryaklamla baktmzda bu rnleri edebiyat asndan
kayda deer bir nem tamamakta. Nazm Hikmet hikaye ve ro
man konusundaki dncelerini, zellikle biimsel adan, ayn
alanda yazd rnlerde btn zenginliiyle kullanm deildir.
Byle olunca da, yazldklar dnem de dnlrse, olduka sra
dan rnlerle kar karya kalnmaktadr. Ama bu dnceleri, i
irinde belirginlikle uygulama alanna kmaktadr. Tabi i bir de et
kiledii yazarlarda. Adam Yaynclk Nazm Hikmet'in btn eser-
69
F S U N A K A
70
Yakup Kadri zerine
Bir ki Sz
71
sdr o; btn zamanlarn ilencin yrngesinden deerlendirir"
(s.73 ); "Yakup Kadri"nin kona gzlemevi semesini pek ok nede
ne balayabiliriz. Yazar, toplum tarihimizdeki deiimierin romann
yazmtr. Politik, tresel deiimierin birey yaamndaki etkileri,
tepkileri Yakup Kadri'nin zerinde oka durduu bir sorundur"
(s.74); "Nihayet 'Hkm Gecesi', politik eylem iinde kendi yerini
arayan Kerim'in yalnzlna dnr. yle bir yalnzlk ki, temelin
de bireysel ve kiisel nedenler deil, dorudan doruya toplumsal so
runlaryatmaktadr. Bir tarihi dikkatiyle ziilmi sahici portreler, ya
pntsal kiilerin psikolojisen derinlemesine bak, bizi lkedeki po
litik yaamn korkunluuna yaklatrr . . . Hep 'vahi Asya'ya da 'ha
in Avrupa' olarakyaam aydn, 1 9 1 0- 1 9 1 3 yllarnn genelgrn
m iinde kendi k yolunu arar" (s.79). Bunu izleyen, "Hakk Ce
lis"in Gnl Tarihi'balkl blm de okuyunuz. Kitabn 1 1 9. say
fasna kadar, Selim leri'nin Yakup Kadri'nin romanclna ilikin
/
72
Yakup Kadri zerine Bir-Iki Sz
73
demiler. Meer ne kadar doru szm bu. Geri, ihtiyar adam, ha
yatnn o uzak devirlerine hayali ile dnyor ama, gemiteki heye
canlarn, sevin ve aclarn, dnk, bugnk olaylarn uyandrd
duygularm gibi btn canlln ve scakln tekrar hissede
rek. sanki elli yl, altm yl telerde kalan ocuk, koa adaya geri
ye dnp ypranm, anm kalbnn iine giriyor ve orada eski
gevrek sesiyle glp alamaya balyor. te ka zaman var ki, ben,
hep bu sesi dinler olmuumdur. Bandan geenleri hi bilmeyen,
ektiim mihnetlerle hi ilgisi olmayan bu ocuk bana neler syl
yor ? Hangi dnyann yanklarn getiriyor? Anlamaya lzum gr
myorum. O iime girdii andan beri, kendimi ondan ayrt edemi
yorum ve kendi derdimi, kendi dnyan unutup onunla har neir
oluyorum. Hatta, arada bir, bana yle geliyor ki, ocuun anlattk
lar benim anlatabileceklerimden daha nemli, daha dokunakldr
ve be-alt ykazlk macerasnn baz blmleri benim altm yl
lk maceramdan daha ibret verici kssalarla doludur. Bu benliimin
derinliklerine ini macerasnn hikayesi elinizde tuttuunuz kitap
hacmi iinde sona ermeyecektir sanrm. nk, ben, hala soluk so
lua derinlikierime doru inip durmaktaym. mrm vefa ederse,
okurlarma, ikinci bir Anann Kitab'nda belki romanlarnn b
tn anahtarlarn vermi olacam." (s. l S -6).
"Muhterem"lik, gayr ahsilikle zedelenmiyordu zaten (ya da
"toplumsal"lkla) ; bir an kitabnda ister istemez "ahsi"lik de by
lece dngeri edince, romanclmzn byk stad Halit Ziya im
di ks ks glmyor mudur? "te ! ", demiyor mudur, "gryorsunuz,
sanat yine de (son tahlilde ! ) ahsi ve muhterem'dir."
Yakup Kadri'nin mutlaka okunnas gereken bir baka an kitab
da Genlik ve Edebiyat Hatralan'dr. Mehmet Rauf, ehabettin S
leyman, Refik Halit, Ahmet Haim, Yahya Kemal, Cenap ahabet
tin, Sleyman Nazif, Abdlhak Hamid, Tevfik Fikret, Abdlhak
inasi ve Halide Edip'le ilgili ok zgn perspektifli anlarn yer al
d bu kitap, yazma ilgi duyanlar iin bir hazine deerindedir. Hem
de Yakup Kadri romanclnn kilit temalarndan biri olan aydn
lar sorunsal zerine, ( . Savar'n kimilerine iaret ettii) romanla-
74
Y a k u p K a d r i z e r i n e B i r - k i S ii z
75
Yaayan Bir Aydn Olmak
(Tarihten Gncellie)
76
diye gerek olmaktan kmyor ve beenelim beenmeyelim, iinde
yaadmz toplumu belirlemekten geri durmuyor. Yaadn yo
rumlama gerei duymakszn, irkinliklerin ve bayalklarn stn
de kaldklarn, bulamadklarn varsayarak avunan aydn tipine
bir uyar, bir ar var kitaptaki yazlarda. Bir yandan da aydn kim
lii sorgulanmakta.
Yakn zamana kadar bir akademik kimlik de tayan Murat Bel
ge'nin etkinliklerini ve bu etkinliklerin rnlerini izlemi olanlar,
onun "aydn"lnn "sekin"liinden, "rafine"liinden ve dzeyin
den kukulanlamayacan iyi bilirler. Bu kitab da okurlarsa gre
cekler ki; "Ben televizyon seyretmiyorum", "Trk filmlerine girmi
yorum", "Popler olan her eyden uzaktaym" tavr pek yzeysel bir
devekuu-aydn cilas olarak kalyor ve zerine klan bu eylemlerin,
iine inilmekle de aydnn aydnlna hale! gelmiyor. Tam tersine,
"Ben Trkiye'de yayorum"un bir aydna tad sorunlarn, ola
naklarn, ykmlerin, sorumlarn, aclarn, mutluluklarn bilinci,
kafay kumdan karnakla kazanlr ancak. "Tenezzh" etmenin gu
rurunu aarak "tenezzl" etmenin onuruna ulamak da ince bir izgi
sidir aydnn. Her eyden nce byle bakyorum Belge'nin kitabna.
Bir sre Cumhuriyet gazetesinin Kltr-Yaam sayfasn ynet
miti Murat Belge. Orada da kltr birikiminden, tarihten kalkan
ama gncellie de mutlaka uzanan bir yaklamn rnlerini eit
li kalemlerden okuyorduk. Bir dnce kvrakl, birikimleri ilev
sel klma abas, biraz da -zerine yaftas yaptrlmadka- ya alg
lanmayan ya burun kvrlan akl karal mizah vard o sayfada. De
mek, demitim, Murat Belge denemecilie de, denemecilere de ya
knlk duymaya balad. Sevinmitim. Sevdiim, deer verdiim bir
yazarn "makale"den denemeye gemesi kadar beni sevindiren ey
azdr. Hele bir de -deyim balansn- denemeyi "kvrabiliyorsa"!
Eh, Murat Belge de, elhak kvryordu bu ii. Devam edememesi
yazk oldu o sayfann. Bu kitapta da ayn yaklam, ayn dnme
ve yazma zellikleri dikkati ekiyor. Tarihten Gncellie tam da bir
denemeler kitab olmu.
Acaba yazarn deneme tr karsndaki tavr nasl? Bunu kitabn
nsznde ve ilk iki yazsnda okuyoruz: "Modas gemi bir tr gibi
77
grnyordu deneme. Fazlasyla kiiseldi; bir adam oturuyor, hayat
hakkndaki 'kan'larn yazyordu. Bense bu ada herhangi bir z
nellie yer brakmayan bilimsel bir sylemin geerliliine inanyor
dum. Denemeciliin bir eit entellektel tehircilik (ekshibisyo
nizm) ierdiinden de kukum vard," (s.3) diyor. Ak yreklilikle
ortaya koyduu bu dncelerin tedirginliini ben de yaamtm bir
sralar. M. Belge ile en azndan ik ortak ynmz var sanyorum bu
tedirginlii besleyen: Akademik yetiimimiz ve sosyalist dnya gr
mz. Sonra, aslnda ne birinin ne brnn deneme yazmaya en
gel olmayacan, tersine, deneme trnn bir olanak olarak deer
lendirilebileceini grmz ikimiz de. Farkl yollardan giderek de
olsa. Belge bunu "tesbih" zerine dnrken bulmu. "Hayat sanki
'tarihi' ve 'gndelik' olmak zere ikiye ayrmtk ve birinciye alabil
diine nem verirken ikinciye hi aldrmyorduk . . . Gndelik hayat
teoride ihmal edilince, pratikte bir deiiklik yaratlmasna imkan
kalmad. Somut bugn, soyut bir yarn uruna feda edildi," (s. lO) di
yerek gerekelendiriyor kendisinin denemeye ynelmesinin amac
n. Benim deneme yazartnn da, tam byle olmasa da benzer bir
dnsel temeli var. Ancak, urada ayrlyorum Belge'den: O diyor
ki, "Denemecilik geleneimizde slup kaygs dnceden nce ge
lir. .. Onlarn (Ata ve Eybolu) bu 'belle-lettriste' tutumuna kar
lk ben bir gazetecilik profesyonelliine erimeyi hedefledim. Bu yz
den. .. bir eyi iletme kaygs, gzel bir slupla iletme kaygsnn n
ne geiyor. Szn ettiim 'yazma pratii'nde znesi olmayan bir
sylem gelitirmeye altm nk" (s. l l ). Ben byle yapmadm
dorusu. "znesi olmayan bir sylem" gelitirmeyi hi mi hi ama
lamadm gibi, bir dnceyi iletme kaygsnn, gzel bir slupla
iletme kaygsyla badatrlamayacan ya da g badatrlabile
ceini de dnmedim. Tersine, deneme denen trn, bir eyi ilet
rnede sluptan g alacan dndm. Beni brakalm imdi; ne
dndm, ne yapmak istediimi, ne kadar baardm. Konu
muz bu deil. Ama genelde, denemecilikte, ben inanyorum ki s
llpla, iletilen dnceyi birbirinden ayramayz, birine ncelik vere
meyiz. ya da veririz vermesine de, o kan ey deneme olmaz. Ya
78
Yaayan Bir A yd n O l m a k
(Ta r i hten G n c c l l ie)
mensur iir gibi bir ey olur ya kuru bir makale. Deneme zaten bir dil
tutumunun dlamas, balbana bir slup sergilernesidir nk.
Nitekim Belge de nszde byle sylyor sylemesine ya, yazla
rnda ben bir slup tkezlemesine, dnceyi iletmek uruna dilden
fedakarlk edildiinin bir rneine rastalamadm. Murat Belge J oy
ce'un "glnden" szederken bir yerde yle diyor: "Nedir bu
'g' olmak ? ok mu byk bir gnah? 'Kolay' olmaktan daha b
yk bir gnah olduunu sanmyorum." (s. 1 04 ) . Altn bir sz bu. Ha
ni derler ya, ereveletilecek bir sz. Ben de ayn formlle soraym:
Bir yazda slubun ne kmas ok mu byk bir gnah? Hibir s
lubun olmamas, yavanl daha m az gnah? Ya dilin, slup kayg
sndan arnaym derken saydamlap sonra da tuzla buz olmas, g
nahlarn en by deil mi?
Hem u pek tutulduum "kolaylk-glk" llerine bir kez da
ha deindii hem de dil/biem-ierik sorununa k tuttuu iin bir
yeri daha alntlayacam Belge'den: "Zor anlalan eyler yazmak
veya dnmek, neredeyse toplumsal bir sutur./phesiz zor ania
lmak diye bir ama olamaz. Ayn zamanda, syleyecei fazla birey
olmamasn, kolay deil de zor ve anlalmaz szler yazarak rtmeye
alanlarn bulunmad sylenemez. Ama bunu, yani gerekten
karmak ve zerinde kafa yorulmas gereken bir sorunu gerektii gi
bi anlatanla, incir ekirdei doldurmaz bir ierii gereksiz termino
loj iler ve kavramlar iinde boan birbirinden ayrdetmek bu kadar
da g bir ey deildir." (s. 1 1 9-20). Yine bir koutluk kurmay de
neyeyim: denemecinin kendine kurduu, dil iinde bir dil olan s
lupla, birtakm yavelerine yaldz ekmek iin yazlarna yldzlar,
martlar, hazan yapraklar trenlerin sluplar birbirinden ko
layca ayrdedilivermiyor mu?
Tarihten Gncellie, "Kltr stne", "Sanat ve Edebiyat Yazla
r", "Entellektel Mekanlar"; "ada M itler", "Tarih ve Zaman",
"Mzik-Arabesk-Fotoroman, Gndelik Hayat", "Magazin ve Sy
lemler" balkl yedi blmden oluuyor. Uzunlu ksal seksen yedi
yaz var kitapta. Bunlar arasnda "Sanat Nedir? Sorusuna Yeni Bir
Bak" gibi kuramsal arlkl, ok nemli bir perspektif getiren yaz-
79
lardan tutun da "Kat Paralara Yazlan Yazlar"dan kalkp kk k
k analizler getirenlerine; son yllarda yaygn bir gncellik kazanp
bu gncellii yzeysel yaklamlarla srdren "ecinsellik"le edebiya
tn ilikilerinden tutun, "Kahr Mektubu stne Metin nceleme
si"ne ya da "lrsem Kabrime Gelme''ye (bu sonuncular ayn za
manda birer mizah baars ); "Brueghel ile Brecht" balkl ciddi ve
derinlikli bir dnce yazsndan,"Onu Sevmiti . .. " gibi gayr ciddi
ve nemsiz grnen, oysa ok ilgin olan bir dnce yazsna vara
sya pek ok eitlilik ve/ama bu eitlilik iinde bir birlikte karla
yorsunuz: Ayn sorgulayc, irdeliyici ve kvrak dnce, ayn kk
l bir birikime dayali eletirel bak, ayn dz, akc ve/ama incelik
li, "humor"dan yoksun olmayan slGp, ayn "yaayan aydn" tavr.
Murat Belge'nin denemeye gnl ve kalem "indirmekle" kazan
dklarn okuruyla paylaabildii, zgn ve anlaml bir yapt Tarih
ten Gncellie, Okunmamas eksiklik olur.
80
nceleme Yap, Denize At!
81
romann ve eletirinin kuramsal sorunlar zerine ya da kitapta de
erlendirmesi yaplan romanlardan kimileri zerine) daha derinle
mesine zmlernelere girien baka yazlar yazmay isterdim. Ama
baktm ki be ay getii halde bu ok nemli kitabn pek bir yanks
olmad yazn evrelerinde; hi olmazsa bir zet-tantma yazsyla bu
almaya ilikin kiisel izlenimlerimi okurlara duyuraym dedim.
Fethi Naci'ni kendi ynetimindeki Gerek Yaynevi'nin 1 00 so
ruda dizisinin 50. kitab Roman ve Toplumsal Deime. Temeldeki
anlay gerei bilimsel el-kitaplarn kapsayan bu dizi ierisinde F.
Naci'nin kitabnn ayrks bir yeri var. Bunu bir yerde kendisi de be
lirtiyor ya, bir defa dar anlamda "bilimsel" saylamaz bu inceleme,
nk bilimselliin gerektirdii lde "nesnel" deil (zaten Fethi
Naci gerek bir edebiyat olduu iin, hi nesnellik savnda bir
eletirmen olmad); ikincisi, bu kitaptaki kimi sorularn dzenleni
i bile yazarn genel "bilgi"ler veren bir el-kitab yazmak niyetini ta
madn daha batan ortaya koymakta. Cevabnn ynsernesi
"tahtnda mstetir" denebilecek trden sorulara rastlyoruz kitapta.
rnekse: "Soru 52. Gnmzde kyden sz aan kimi romanlarn
edebiyat asndan baarszlkianna neden olan etkenler (etmenler
mi denmeliydi ? F. A.) nelerdir?"; "Soru 73. Ouz Atay Tutunama
yanlar'da kk burj uva dnyasn mmkn olan tek dnya olarak
alnca, byle bir dnya ile atan aydnlarn sonu ne oluyor?"; "So
ru 95. Trk romannda niin "tipik" kiiler yok?" Bunlarn yan s
ra, "falancann filan roman niin baarsz {ya da baarl) bir ro
mandr?" gibi kategorik sorular da var Fethi Naci'nin kendi yantla
masna sunduu! Gerek bu eit sorularda, gerek salam ve tutarl
bir yazn bilinci ile ilek ve kvrak bir zekann el ele verdiini gr
dmz kimi yantlarda Fethi Naci karmza kendine gveni tam,
szn saknmaz bir eletirmen kimliiyle kyor. Kuru bir serimle
yicilikten, ask yzl bir ahkamclktan alabildiine uzak, yer yer
ironik, yer yer cokulu ve duygulu bir anlatmla kaleme alnm bu
kitaptan, Trk roman zerine renilebilecek pek ok ey var ku
kusuz. ama ben, hi de bundan daha az nemli saymadm bir zel
liin altn izmek istiyorum: Bir iktisatnn bir edebiyat eletirme-
82
I n c e l e m e Yap D e n i z e A
83
de durulup tartlmas gereken ok nemli konularn ele alnd
drt soru var bu blmde: Roman sorunlar-toplum sorunlar; ro
manda ayrntnn nemi ve yaadn yazmak; roman kiileri-ya
amdaki kiiler; tipik kiiler ve romanda "imge" kullanm sorunlar
na eiliniyar bu sorularda. Fethi Naci'nin roman ve Trk roman
hakkndaki temel dncelerini, genel olarak edebiyara yaktama
tavrn en ok bylesi genel yazlarndan reniyoruz. Birinci blm
deki son iki sorunun yant da bu balamda dnlmeli.
Tek tek romanlar ve romanclar zerinde durduu her biri ba
msz birer yaz olarak grlebilecek yantlarnda, titiz incelemeler
sonucu vard yarglarda ise, bu yaklamn yaznsal eletiri uygula
mas dzleminde rneklendirilmesi szkonusudur artk. Bu blm
lerde de yazarn ok dikkate deer saptamalar, deerlendirmeleri
ile karlayoruz. Eletirdii romanlarn yirmi beini bilmiyorum
ben, and yazarlarn da drdnden hibir ey okumamtm. Bildi
im romanlada ilgili zmleme ve deerlendirmeler bana yle bir
gven verdi ki, tanmadm Erhan Bener'i ve Tark Bura'y ilk fr
satta okurnam gerektiini, Erol Toy ile mer Polat' ise okumama
y srdrmekle iyi edeceimi dndm hemen. Sonra, benim Atil
la lhan romannda, ancak son romanndan sonra bugn artk
grebildiim aksaklk ve "yanl"lklara, Fethi Naci'nin ta Kurtlar
Sofras'ndan alarak dikkati ekmesini, kendi payma bir eyler re
nerek okudum. "Atilla lhan'n kiileri psikoloj ik gereklikten yok
sundur; bunun iin de "yaamazlar', yazarn dncelerini 'naklet
mekle' yetinirler," (s.246) ; "Atilla lhan roman iiliini kms
yor, 'retmen-yazar' olmak istiyor," (s. 237); " Trkiye'de sosya
lizmin olanakszl kansn uyandrmaya alyor," gibi saptamala
r yapabilmek iin Dersaadet'le Leman' beklemek gerekmezmi
meer. Halit Ziya, Mithat Cemal, Tanpnar gibi yazariara ilikin
dncelerimle Fethi Naci'ninkiler arasnda yaknlk lar, hatta teka
bller buldum. Daha yakn dnemde Yaar Kemal, Adalet Aao
lu, Sevgi Soysal, Pnar Kr gibi kimi yazariara ilikin deerlendir
melerine de byk lde katlyorum. Buna karlk Ferit Edg'nn
romaniarna ve zellikle Ouz Atay'n Tutunamayanlar'na Fethi
84
I n c e l e m e Yap D e n i z e A t
85
verdii anlalyor. Ne paradckslu bir yazg! Hele bu altmsekiz ro
man, zerlerine yaz yazacak kadar, inceden ineeye en az birer kez da
ha okumak zere ka altmsekiz roman okuduktan sonra setii d
nlecek olursa; bu yzlerce romann yardan pek ounun okun
mas iin insanda manga! gibi yrek gerektii de hesaba katlrsa, Fet
hi Naci'nin, kendisiyle yaplan bir konumada "lrsem grmeden
romanda mmid ettiim feyzi/Yazlsn seng-i kabrimde roman mah
zun ben mahzum," demesine yerden ge hak vermemek elde deil!
86
Yama Edebiyatn Brei!
87
kouludur, yeterli koulu deil. rnein, eitli renklerdeki boyala
rn kimyasal bileikler olduu dorudur ama, bundan resim kimya
dr sonucu kmaz. Tpk niceliksel birikimlerin niteliksel deiim
lere dntnn doru olmasndan, insann 70 yl yaadktan
sonra karga haline dnecei sonucuna varlamayaca gibi.
O halde biraz abartl rneklerle eitlendirdiimiz bu mantksal
atlamalarn ve temel yaktrmalarn nedenini nerede aramalyz?
Burada iki tutumu birbirinden ayrmak gerekiyor: Acaba edebiyatn
bir bilim olduu trnden savlar, birer yarg mdr, yoksa birer ne
ri midir? Birincisi kabul edilirse, i greli olarak basitleiyor. Fethi
Naci'nin yapt gibi, durum saptamasnn duruma aykr olduunu
gsterirsiniz i biter ve burada gerek bir tanedir. kinci durumda ise
iler biraz daha atallayor. nk artk sz konusu edilen, olan de
il, olmas gerekendir. Olmas gerekenle ilgili neriterin ya da di
rektiflerin yanln, kmazn ya da bounaln gstermek ise
hem daha zor, hem de vanl yorumlara aktr: Belki en iyi ve inan
drc yol, yine edebiyatn, sanatn, felsefenin ne olduklarn bir kez
daha gstermek ve edebyat, sanat, felsefe olarak kalmalarnn ger
eklie ynelmede salad olanaklarn, bunlarn hepsini bilime
indirgemek durumunun dauraca kstlama ve bilginin alann da
raltma sonucuna ak farkla stnln ortaya koymak olabilir.
Bana yle geliyor ki, bilim olmayan eylerin, bu arada edebiya
tn, genellikle sanatn ve daha da yaygn olarak felsefenin bilim ol
duklarn kantlamaya almann temelinde -bu ister bir yarg, ister
bir neri olsun- psikoloj ik bir neden bulunmaktadr. Sanatn ve bi
limin insan yaamndaki yerleri, nemleri ve ilevleri ak seik bir
biimde bilinlendirilmedike, biri ya da br daha deerli, daha
nemli, daha "hayati" imi gibi gelebilir kiiye. O zaman da, daha az
deerli ve nemli grleni, -szmona- ierisinde hulunduu g
szlkten ve etkisizlikten kurtarmak iin brne indirgemek -ya
da ykseltgemek- ve zendirmek eilimleri bagsterir. Eskiden in
san etkinlikleri iinde ayrcalkl yer sanatnd. Gzel konumaktan
tutun da, pazarlamaya, yneticilie, ocuk bakrnma kadar trl
trl eylerin birer sanat olduu ileri srlrd. Bylece sanatlarn
88
Yama Edebiyatn Brci
says bol keseden oaltlmt. imdi ise revata olan, bilim. Ayn
psikoloj ik tavrla ba keye bilim geirilip, btn baka bilgi alan
larn ve insan erkinliklerini belirleme, ynetme ve kendi iinde
eritme grevi ona veriliyor. Oysa bilimin dili olsa, bu daraltmacl
a ve yadsycla nce o isyan ederdi. yle ya, bilimin nnde da
gibi kendi sorunlar, kendi ileri dururken, stelik yaps da elver
mezken, ne diye edebiyatn, sanatn, felsefenin sorunlarn ve ilev
lerini de yklensin? stelik zengin ve karmak gerekliin salt ba
nt bilgisiyle aklanmasyla yetinilerek, boyutlarnn bir ksmnn
yok saylmas, bilimin de temelinde bulunan diyalektiin ilkelerine
aykr dmez mi?
Dorusu akla, bu bilim havarilerinin psikoloj ileri bakmndan,
bir de u ikinci olaslk geliyor: Edebiyat bilim olunca, artk edebi
yatn gereklerini yerine getirmek zorunda kalmayacak, ama ne de
olsa drt ba marnur bir bilim de olamayacak. Edebiyara u desen,
ben uarnam deveyim diyecek, ko desen, koamam ki, ben kuum
diyecek: bylece iler kolaylaacak, bir tr belge dkm, rportaj
kaytlarnn aktarlmas, sosyoloj ik verilerin deerlendirilmesi vb.
bu "bilimsel edebiyat"n malzemesi olacak ve bugn bu ilerden an
layanlarca edebiyattan saylmayan birok kalem abas, tepeden in
me yoluyla kendini edebiyat olarak tescil ettirecek. Bylece, herkes
nasl reisicumhur olabiliyorsa, sanatkar da olabilecek artk!
89
iire Yaklamak
90
lclklar yoktur. Akmlar lr, akmlarda ve akmlarla akanlar yi ter,
adiarna akm balayanlar, iire iir damarndan kan verenler yaar.
Alalm ikinci yeniyi. kinci yeni akm dnemini kapad. kinci
yeni airlerin birounun ad bile kalmad belleklerde. iir tavrla
rn ikinci yeniye kar olmakla belirleyen, iirin heyecann bu kav
gayla yaayan airlerin kimi silindi, kimi airlikle deil inatla "iir"
yazmaktalar. Ama Turgut Uyar, Edip Cansever, Cemal Sreya, Ece
Ayhan, lhan Berk, lk Tamer bugn ve yarn iin hibir ey yi
tirmi deiller iirlerinden, airliklerinden. nk ne imdi, ne
ikinci yeninin hummal gnlerinde iirlerini karayolunun trafiine
karmamlard.
Bireinci yaklamn yanlgsna bir rnek de Memet Fuar'n bir
yazsndan vereyim: iiri semesini, sevmesini bildiini yllarca der
gisiyle, yllklaryla, yazlaryla kantlam olan bir yazar bile, iiri bir
dizgeye balamak istediinde yanlabiliyor. yle iki iir tavr, iir
anlay saptyor Memet Fuat: "Bir yanda aklk, su gibi akan bir
dil, yaama cokun bir ballk, te yanda imgelere dknlk, de
rinlik, ie dnklk" ( Politika, 18 Austos 1 976) Ve buna kout iki
izgiden sz ediyor: Birinci izgi: Nedim Yahya Kemal Nazm
Hikmet-Orhan Veli (ve genellikle Garip) , ikincisi; eyh Galip
Ahmet H3im - Necip Faz! - Faz! Hsn - Ahmet Muhip - kinci
Yeni akm.
Birinci izgiden Yahya Kemal'i alalm:
"Insanlar anlald . Cihann da srr yok
Kalsayd tirkeimd.e bugn tek bir altn ok
En tatl bir hayal iin a:mazdm ufkuma
Dalsn yaknda gzlerim artk son uykuma
91
nin bu zellikleri ve hele imgelere dknlk, Yahya Kemal'in pek
ok iirinde de temel bir nem tar. Bu iiri benim rastgele, ezber
den verdiim bir rnek sadece.
kinci izginin ar ucu olarak grlen kinci Yeniden Cemal
Sreya'ya bakalm:
Biz eskiden de en aa byleydik senlen
Bir bulut geiyorsa onu grrdk
Bir minarenin keyfine diyecek yoksa onu
Bir adam boyuna yoksulluk ediyorsa onu
Ne zaman hrln, barn, sevginin akna
Bir cigara atmsak denize
Sabaha kadar yand durdu. "
te size "aklk", "yaama cokun birballk", "su gibi akan bir
dil" Birinci izginin nitelikleri !
Niye sdrmal iiri, airleri izgilere? N iye zedemeli onlar kate
gorilere, kataloglara tktrmal? iir bir dnyadr, bir yaama ve ya
atma biimidir. Oizgeler, emalar, kategoriler ise dondurulmu, so
yutlanm kavramlarn alannda ie yarar. Kt felsefelerin, metafizik
Ierin alandr oras. Orada iirin ()sine yer yoktur. iir en kavramla
trlmaz, en dondurulmaz, en dizgeletirilmez olandr nk. Ve yal
nzca iir de deil, btn edebiyat, gerek, halis edebiyat da byledir.
92
Eletirinin Sesi*
(Mehmet H. Doan)
93
titizlikle okunmal, deerlendirilmeli, tartlmal, yerlerine yerleti
ritmeli ki, yaznmda tkanklk yapan bir kanal alsn; denemeye,
eletiriye br trlerle bir "frsat eitlii" tannsn. Belki o zaman, ki
mi yazn sorunlarn daha elverili, daha salkl bir ortamda yeniden
dnme-tartma olana doar.
Mehmet H. Doan'n Birikime Dayanmak adl yaptn bu anlam
da; yerinde sayma tartmn, yry tartrnma geirme yolunda atl
m sayl admlardan biri olarak gryorum. Kitabn ieriine girme
den nce, daha balangta, bir eletirmenin yazlarn dergi-gazete
stunlarnda unutulmaya, ya da aradan zaman getike yalan-yanl
annsanmaya terketmeyip bir araya getirmesini , okurun karsna
btnlkl, ele gelir bir yazlar toplamyla kmasn ilkece dorulu
yorum, hatta yaznmza nemli bir hizmet olarak deerlendiriyorum.
Birikime Dayanmak'ta Mehmet H. Doan'n eletirileri ve eleti
ri zerine denemeleri yer alyor. "Eletiri Meydan Okuyor" balkl
birinci blmde on iki yazs var. Gerek bu yazlardan, gerek kitabn
banda "nsz Gibi" bal altnda yaymlad grmede, sorula
ra verdii karlklardan, Mehmet H. Doan'n eletirmen kiiliinin
biraz ksknlk, biraz krgnlk ve bir o kadar da kzgnlk izgileriy
le biimlendii izlenimi ediniliyor. Dorusunu sylemek gerekirse,
bu genel tavr pek i stc bir etki brakmyor okuyann zerinde.
Niin yazar hep bir "meydan okuma", ta gediine oturtma, olas
saldrlar gsleme, geri evirme tetikteliinde diye dnyorsu
nuz. Bir gerginlik yaratyor bu kitapla okur arasnda. Hi olmazsa ilk
blmde, iin iin "imdi hr kt kacak" diye kayglanp duruyor
insan. Neyse, hr falan kmadan bitiyor da eletirinin meydan oku
mas, biraz rahatlam olarak yeniden eiliyoruz bir takm nemli
dorulara deinen yazlara. Szn ettiim hrn biemi bir yana,
Mehmet H. Doan, yazn eletirisi etkinliinin sanatlarn ou ta
rafndan gerei gibi deerlendirilmediinden yaknmakta hakl gr
nyor. Yazn yaptlarnn trl alardan, trl dzlemlerde deer
lendirilmesini ieren, yani tantma yazs olmann tesine geen
eletiri trn gereksiz bulanlara; eletiriyi, eletirmenin yarglk
taslad, sanary sank sandalyesine oturttuu bir etkinlik sayarak,
bu haddini bilmezlie bakaidranlara cevap olabilecek ciddi, sorum-
94
Eletirinin Scsi
(Mehmet H Doan )
95
Birsel'in Gnlnn
Gizli Gl
(Kular rtnmek)
96
Dilden, yazdan amken, oradan srdreyim diyeceklerimi. ki
noktaya deinmek istiyorum. Biri, yazarken yelenen, seilen tavr,
en genel anlamyla "slup", br de bu tavrla kout giden, onu pe
kitiren, szcklerden szck, deyilerden deyi semeler.
Birsel'in yazarlk tavr kendi syleyiiyle "glmece-gldrme
ce"cidir. Buna aslnda yergi, ironi, aktrma, sokuturma, ineleme
giriyor. Her okur sevmez byle bir tavr. Hele ar ballk sevdann
yldzlar hi barmaz Birsel'le. Tadna varmak iin tavrn zn ya
kalamak, ardna gizleneni semek gerekiyor. Dorusu ya, Salah Bir
sel'de okurun nabzn kollamak gibi bir kayg da aramakla bulunmaz.
Ama onun yle kendine zg bir szck, deyim seii, sz sze ula
y, kendine bir dil kuruu vardr ki, satrlarn arasn okutur oku
makta usta olana.
Birsel'in "akl banda"ln teslim ettii Hilmi Yavuz'u "yazla
rndan biraz bilimsellii eksiltmesi, onun yerine kendi gnln biraz
daha boca etmesi" yolunda uyarmas akl banda okura bir uyardr.
Beni okurken ukalal brak, kafan gnlne at demeye gelir. By
le yaplnca da; glmece-gldrmecenin, ince alayn, yergiciliin al
tndan, onlarla birlikte dokunmu olan sindirilmi bir kltr biriki
mi, iyiden iyiye hassaslam bir edebiyat beenisi, utanga bir bilge
lik ve drstlkle anlamda bir itenlik srayla skn ederler. Bunla
r teker teker rneklendirmeye alacam.
Yalnz nce, hep dil yoluyla, dil yordamyla kotarlm bu kita
bn dil zelliklerine bir paragraflna uramak isterim. Dil sorunu
nu yle uzun uzadya dillendirmiyar Salah Birsel gnlnde. Bir
yerde ksacak "Trkeyi elimden geldiince salam bir temele
oturtmak iin szcklerle savaa girimiimdir ben" ve "Bir dil kl
klarndan arnd lde byr" (s. 7 1 ) demi gemi. Klktan
kla da fark var bence. rnein; nedir ki, ne var ki, u var ki ba
larndaki 'ki' ekini klk diye attn sylyor. Benim bu klksz
syleyie alabilmem pek zor olmutu. te yandan, pekala klkt
saylabilecek "faal-fayrak", "fertek fertek", "fellek fellek", "pyrm
pyrm", "atapuma" gibi szckler (mi demeli, ne demeli ?) Birsel'in
syleyiine zelliini, enisini veriyor. Hani o, bor orbasna ko-
97
nan krema gibi ! yle aklayaym: nasl gnl okurken kimi yer
de anlam ardnda anlam aramak gerekiyor, yzeyden birka katman
derine iniliyorsa ( rnekse: 30 Ekim, s. 1 96), bu Birsel'ce szckle
rin karinesiyle de dmdz okumann uygun admlar yerine, bir ka
nat rpverip kanmann ferahlna varlyor. Sal:3.h Birsel'in sz
cklerle savann utkularndan rnekler de pek ok Kular rtn
rnek' te. "akaralmaz alglar", "( lafn) en filintas", "ki tap attr
mak", "pencid zorba", "en karanfilli anlar", "perdah tutmak",
"evetlik gstermek" gibi syleyilere ne buyrulur? Bir umutsuzluk,
karamsarlk annda "Kpek ok, hem kpek yok" grgrna giriver
menin tad, "kt azanlar saaklar sarm" sznn onikidenlii,
kzlan, yerilen kiilere "Dnyann en spanak adam", "gnl kara,
aya karncal", "ktr-bomcu", "makarnac", "kakaval" diye sv
menin damtkl kolay m elde edilir? Alverii dille olann, yani
dilden alp dile verenin "Ahmet Rasim Trkenin tadn kara
kara yazar. " (s. 7 2 ) diye kadir bilirlik gstermesi de, "Edebiyat d
yazarlar! . . bu gibilerin yazlarnda szckler ireti gibi durur. Asks
kopmu pantalon. Ha dt ha decek." (s. 74) diye tirizlenmesi de
apayr bir saygnlk tar.
Sal:3.h Birsel'in gnlnde bulduum ve altn izmek gereini
duyduum zellikleri rneklendirecektim, 'bir paragraf' diye dile
daldm -paragraf benim deil mi- kendimi zorlamasam daha da
kacam yoktu. rnein 24 Aralk ( 1 975 ) gnyle gelen 've' szc
ne ilikin dncelere ne kadar sevindiimi, "sadre ifa olma"nn
Trkesi olarak "gs iyiletirici"yi gnlerce dilimden drmedi
imi anlatmak isterdim! yisi mi aldm notlara dneyim.
Birsel'in gnlnde kendini iten ie sezdiren iyi sindirilmi bir
kltr birikiminden sz edecektim nce. Kii adlar dizininde 359
ad saydm, 95'ini hi bilmiyorum. Ama bu bilgisizliimin iime sal
d rkntyle gnlk yazarnn kltr nnde eitiyor deilim.
Aslnda, yz okurun doksan dokuzunun tanmad, tanyamayaca
kiilerden, okuma olana bulamayaca kitaplardan sz edip du
ranlara ok tutulurum. Ne var ki, tepkisel bir tutum olarak kltr
dmanl da etmem. Bir adam okumay yazmay bir yaam kipi
98
Birse l ' i n G n l nn G iz l i G l
(Kular rnmek)
99
mamasndan te, lafazanlna da taklyar BirseL 26 Temmuz
( 1 974)da "Azndan bal aktan" Kemal Tahir'in Yedinar Yayla
s'na, Kelleci Memet'le Kurt Kanunu yannda alk tutmayacan
yazm. Tutsam tutsam bir iki at pat diyor. Kitab da "an an an"
diye betimliyor. Edebiyat gnl olmamasna niyetlenilmi bir
gnlkte de bu kadar yazlrd!
Birsel bir baka yerde de Ata'tan sz ayor: "imdiler Ata'n
yazlarna burun kvrlmas da zavall Ata'n bugnn tanrlarn
vecek durumda bulunmamasndandr. Bana sorarsanz Ata, bu
vglerle deil, edebiyat anlaytn salamlyla byktr." (s. 84)
diyor. Gryoruz ki Birsel tanlamada birden ciddilemektedir. Ne
Ata' yadsmak slnda yardm umabilir kimse ondan, ne de
Ata klt havarileri. Bunun gibi, gnlndeki Sait Faik'e, Leyla
Erbil'e, Atilla lhan'a, Fruzan'a, smet zel'e, Selim leri'ye ilikin
deinmeleri de ince elenmitir onun. Eletiri deil yarg vermedir
yapt ama, sorumunu tayarak bylesi ksa deinmelerin stesin
den gelmek hayran brakr insan. Ne var ki Salah Birsel, hayranl
n da yaratma olay gibi tek bana gerekleeceini syler (s. 1 20).
Madem yledir, bunun sorumunu da ben tarm.
Kulan rtnrnek'te iir zerine sylenenler de heyecan verici
dir. rnein, "Ben iirin kendi sesine baka sesler kartrmak iste
mem." (s. 90) sz, geri aruzla heceye kar sylenmitir
. ama muz
gibi kullanlabilir. Sonra diyor ki Birsel:
"Bir azann grevi !
Bu olsa olsa iir yazmaktr.
Bundan bakas o ozan insan olarak bytrse de, ozan olarak
kendisine bir ey katmaz." (s. 93 ) Bunu okuyunca zerime anszn
bir umutsuzluk bastrd. Kendini nce ozan olarak ( ben air derim)
gren, yle duyan, yle yaayan ka kii kald? Herkes grev yap
yor. Rastgele !
Sonra zellikle beni yakndan ilgilendiren bir ey sylyor Bir
sel: "oklar dizelerle hi ilgilenmiyor, iirin btnne bakyor sa
dece. Btn, benim bildiim ok aldatcdr. Bir dizenin gzelliine
varamayan, btnn de gzelliine varamaz." (s. 93 ). iiri okuyan
lar kadar, yazanlar iin de dizelerle ilgilenmenin verimliliine ina-
100
B i rse l ' i n G n l n n G i z l i G l
(Kular rtnmck)
101
tnmek kitabnn Birsel yaarken gnyzne kacann gizli mu
tucusudur! ) , 2. Gnlm hi mi hi yayniatmamaya karar ver
dim bugn." (s. 1 10) . 3. kiyzll brakmalym. Bu gnl el
bet yaynlansn diye tutuyorum. Yayniatacan bildiimden de en
ifrit olduum kimselere, cart curt tenlere, maa beyi gibi kurulan
lara, kaz koz aniayanlara azm bozmuyorum." (s. 1 45 ) . 4. "Ey okur
bu gnl okurken bil ki -bu gnl kendim iin deil, senin iin
yazdn artk iyice aklamalym- her eyi anlatmak isteyen bir
yazar bile her eyi anlatamaz." Yazarn kendini bir itenlik snav
na soktuunun ve kendinden de, okurdan da tama yakn not alma
s gerektiinin belgelerinden biridir bu rnek. 27 ubat ( 1 973 ) g
n bu snav okur nnde deil de, dolmu ta verilir. Okura da dotay
l yoldan bildirilir (s. 89) . Eer bu rnekler size doyurucu gelmediy
se, Salah Birsel'in itenlik konusunda sylediklerine bakalm: O,
sadece kendisine iki yzl bir yazar olmadndan tr "sunturlu
bir aferin" ekmekle yetinir (s. 204 ). tenlik iin de unlar syler:
"Bana yle geliyor ki, itenlik (ayrntlarda yaamaktan bakas de
ildir bu) insanolunun dnyadaki sreci boyunca bir iki kez yaka
lanrsa yakalanr. teki zamanlarmda hep yapnacklarla, hep
yalboyalara brnerek kyoruz tandklarmzn, dostlarmzn,
eimizin karsna. Dahas, kendi karnda ayn ehizlerle gerdan
kryoruz" (s. 208 ) . Gryorsunuz, bana pek sz kalmyor!
Yazarnn bir "journal intime" olmasn istedii, sonunda da ola
madndan hafif tertip yaknd bu gnlk, bence edebiyat gnl
ile zel gnln bir alam olmu. Kii hep edebiyada har ne
irse, zel gnl de edebiyada har neir olacaktr elbet. zel ya
am okuma-yazmaya boulmu ( okuma-yazmayla soluklanan de
meliydim tam tersine) adamn turaca zel gnlk, bu kadar zel
(intime) olur, olursa. Birsel zel gnlk iini daha yalanaca ylla
ra brakyor. Bense, o yllarda da yine zel, edebiyat gnl yaza
can sanyorum onun. Sanyorum ve umuyorum. Deil mi ki
"kendisini gzlemleyen kendini gzlemlemek" istemektedir!
Kulan rtnrnek zerine (ve dolaysyla) daha syleyeceklerim
vard. Fazla dalmak istemedim. Zaten bir yaznn hibir vakit so
na ermeyeceini Salah Birsel de sylyor.
102
Kurutulmu Felsefe Bahesi
( Salah Birsel)
103
durumu saptyorum yalnzca. br denemecilere bakarsak: kimi a
irdir, deneme de yazar; kimi felsefecidir, deneme de yazar, kimi -Bir
sel'in "ok kr" diyerek kendini ayr bir yere koyduu- bilim ada
m ya da aratrmaclardandr, deneme de yazar. Oysa Salah Birsel
aslnda denemecidir, iir de yazar, inceleme de yapar, hatta bir ro
man da yazmtr. Bilgi alannda, insanlarn be bin yl sonra bula
bilecekleri bir yntein, "elen-gr-iit" ynteminin ncln
yaparak, okurlarna "kimi bilgiler sunmakta, ama onlar elendir
neyi de savsaklamamaktadr" Tabii bu szle belki de benim sand
m gibi kimselere ta falan atlyor olmayabilir. Ama kuku yok ki,
Salah Birsel'in denemelerinde amac, u ya da bu bilgileri ille de
rensinler diye ne yapp yapp okurlarn gnln etmek deildir. De
nemeden murat, kiinin belki hi iine yaramayacak kimi bilgileri,
hi merak etmedii ya da merak etmeyi aklndan geirmemi oldu
u kimi konular vesile ederek, dndrc olabilmek, dmdz ya
anp geilenlerdeki bit yeniklerini grebihneye yneltmek, kafa
larda reklenmi drtnesen yz yl uyuyabilecek ylanlar uyandr
mak, tembel ruhlarn iine kurtlar serpmek ve btn bunlar yazn
sal bir dzlemde yapmaktr. Yani muzur bir itir aslna bakarsanz
denemecilik. Durduk yerde "frldak sars ile dalavere fstkisi ara
snda", "opur ve sevimsiz" renklerle, "kurutulmu felsefe bahele
riyle", Galata Kads eytan Emin Efendinin verdii "Bir kii mr
nn on yln bakasna satabilir" fetvasyla, Melih Cevdet'in Raha
t Kaan Aac gibi insann rahatn karnaya yarar. Dilin gc
nn yetmedii dnsel bir i olmadndan tr de, yazar iinin
erbab ise elhak her mazarratn stesinden gelebilir. Bylece umul
madk kazanlar salar okuruna, onun yaam grgsn geniletir,
bak ufkunu durduu yerden telere kaydrr.
te Kurutulmu Felsefe Bahesi, deneme trnn bu hnerlerini
ve daha benim akl edemediim nice yararlarn ve zevklerini yet
kinlikle sergileyen bir bahe. Salah Birsel'in Kular rtnrnek adl
gnl zerine yazdm bir yazda; bu kitab okurken kiinin kafa
sn gnlne atmas gerektiinden sz etmitim, "byle yaplnca
da, glmece-gldrmecenin, ince alayn, yergiciliin altndan, on-
1 04
K u r u t u l m u F e l s e fe B a h e s i
(SaLih Birscl )
105
lar, mutluluk maskeleri peindeki fotorafnn Ziya Osman'n fo
torafn ekmeyi reddetmesi zerine, "en gzel fotoraflarn ekil
memi fotoraflar olduu"na gelir sz sonunda.
"Kurutulmu Felsefe Bahesi" balkl denemede, kitaplardan
iekler toplayp binbir iek dzenlemesinden haber verirken,
bahelerde gezerken sz "Byle bir dnyada ister kurutulmu, is
ter kurutulmam olsun elbet felsefe bahelerine gerek duyulmaya
cayla" balar BirseL Bu kitabn byle bir dnyaya atm olmak
tadr bu szyle; balk m okur, halik mi okur, karmayacaktr ar
tk iin orasna.
"Frldak Sars" da, dostluk zerine ileri geri dncelere salar
okuru. Dostluklarla vakit yitirmek yerine neyle vakit kazanlaca
n sylemez ama, zaten bir devalar ve ifalar kitab deildir bu. Ba
ta da sylediim gibi, dertsiz baiara bile dert aar. Nerede kald ki
dostluklar elinden ekmedii kalmayana derman ola!
"Saman pleri" anlar, gnlkler, z yaam ykleri, itiraflar,
yazya dklm mahremiyetler zerine ksa bir denemedir. Yazarn
bu konu zerine daha pek ok birikmi sz olduunu dndrr.
"znl Boalar" kitabn en etkili yazlarndan biri, "Ktlk
lerin beii olan kara karanlk sadece bilgiyle aydnlatlamaz, onun
bir de sanat rnne ynelik sevgiyle pekitirilmesi gerekir" diyor
BirseL Varak- mihr vefay kim okur, kim dinler!
Bu denemeler kitabndaki her yaz her okura ayn sesi getirme
yebilir. Ama yaznmzn en clz dal olan deneme trnn, bu us
ta elinden km rneklerinden birinde deilse brnde, mutlaka
ekici bir yn, allandan deiik bir tad ve yaznsal bir doyum bu
lacaktr okur diyorum.
106
"Yaptrma Byk"*
107
kilmeniz gerekse, yannza Trk denemecilerinden kimlerin yapt
larn alrsnz?' gibilerden bir soruyu bana da sorsalar, ilk adlar ara
sna bu denemeciyi yerletirir, sonra da dururdum. Ama Haim'i,
Falih Rfk'y unutmamaya da pek dikkat ederdim" (s. 139) diyor.
Bugn ka kii ekieyebiliyoruz bu listeye ? Birsel'in kendisini; bile
mediniz iki yazar daha ( ama yine ayn kuaktan) ve duruyoruz.
Kendimle Konumalar dan, "Ttnsz Cigara lmek", "Ik, Biraz
'
108
Yaprma Byk
109
te enlik Ateleri
1 10
dan bile daha engebelidir. Dzayak okumalarla, ayanzn kendi ken
dine sizi maksudunuza ulauraca bellenmi yollarla gnenecekler
denseniz, iir denince manzume, aniat denince menkbe okuyun.
Deneme okumayn. nk Birsel'de sizi tkezletecek olan zgn dil
biem dolambalar, szck soslar, deneme denince, Birsel'inki kl
nda olmasa baka klkta, r,asl olsalar kacaktr karnza.
Ehliletirilemeyen, gcn, yazan da okuyan da yadrgatacak
elerle bileyen bir trdr deneme. Meer ki bir efendi kaleminden
ya da kalem efendisinden km ola!
Salah Birsel, "Benim Szcklerim" balkl denemesinin sonunu
yle balyor: "Ben, bu yaznn kaldrmn bana atlan talarla r
dm. / istedim ki yazlarmda bu ve buna benzer szcklere rastla
yanlar sarmaakn olmasnlar ve de btn bilgisizliklerini ortaya
dkp al pancar kesilmesinler./Kald ki, ben bu szckleri okluk
yazm sse ve pse vurmak, ondan alaysama uaklar havalandr
mak iin kullanyorum./Bilmem anlatabildim mi?" (s. 1 4 7 )
Anlatabilmesi, b u konuya 1 00 1 denemeden b i r deneme ayrm
olmasyla deil, anlamaktan gocunmayacak okura seslenmesiyle
mmkndr bence. nk, niformay sevmez grnsek de dme
sini eridini deitirip "te bu niforma deil" diyerek yazn rn
lerine giydirmek istiyorsak, biz aslnda niforma seviyoruz demektir.
yle olunca da sivi lden sivil biemli Birsel'in deneme derelerinden
getirdii sularn disiplinsizce alamasndan tedirginlik duymamz
doal olur.
ki eyi birbirinden ayrt etmek ok nemli: Hibir disipline
bal olmayp st dzeyde kuramsal ahkam yanlsamas uyandrmak
amacyla abese kalem rmek baka eydir; "yazy sse ve pse
vurmak, ondan alaysama uaklar havalandrmak" amac gtmek
ise ok daha baka bir eydir.
Birsel, "Otel" yazsnda, Edip Cansever'in Oteller Kenti'nin kur
delesini yle keser: "Edip'e gre dnya koskoca, usuz bucaksz, ay
nak aynak bir oteldir. nsanlar da oteldir. Bir otel odasnda, odann
soluk alp verilerine yreklerini uydurmulardr. Bir uzaklk yakn
lk hesab iinde bkmadan, usanmadan ayak deitirirler. ki kiiy-
l ll
seler karlkl oturuyorlardr. nk herkes, herkes gibi karlkl
dr./Yaam her eyden nce de sevgidir. Gelgelelim, insanlarn sev
giyi sevgiyle yktklarna inanr Edip. Ona gre ak birlikte yaa
mak, yaam birlikte sslemektir. Byk aklar ise sevmemenin i
gdsel bir lgnldr. Bir de var ki aklar birbirlerine benzemedi
i vakit var olurlar. iirde yaamn bir orkestra olduu da aklanr.
En nde borazanlar, daha arkada yayl ve nefesli sazlar, gitarlar,
obualar, ziller. Ak kalm bir piyanodan ykselen sol la si do ses
leri de mutluluu btnler." (s. 5 1 /52-3 ) .
Ey benim yazm bitirir bitirmez Kediler'i kucana alacak akll
olur! Keyfinde gzmz yok. Ancak sen sen ol, buradan Kurtulmu
Felsefe Bahes i'ne Paf ve Puf a ya da 1 00 1 geceden herhangi birine
,
1 12
Bir Bezginliin Ardndan
1 13
hasta, kimisi akn olmu bireylerle, bireyliini yitirmi veya yitir
mek tehdidi altnda kiilerle ileitimi zorlamak, Don Kiot'luk bile
deil diye dnyorum sk sk. Umutsuzluk, vazgeme, terketme
duygularndan baka duyguya yer kalmyor iimde. Bir de fke tabii.
fke tabii, nk mikro ve makro saygszlklarn muhatabsnz her
an. Ve sevginiz "lemeyecek kadar yaral" !
Derken, kap alnd. Dev boyutlu bir kitap girdi odama. Masa
mn zerine kuruldu. Baulacak kadar sklyordum. Sayfalarn e
virmeye baladm, bezgin bir alkanlkla. Tam 1 300 sayfa evirdim.
saat gemi, dakika gibi. Tuhaf! Bungunluum dalm, ye
rini cokuya, sevince benzer bir eyler almt. Bir hayranlk duyu
yordum. imde btn o kasvetten, bir tek naho duygu esintisi kal
mt sadece: utanyordum.
Ahmet Oktay, u ii nde yaadmz seviyesizlik kaosundan,
benden daha m az etkileniyordu acaba? Be ki! nk o, mzmz bir
yaknmay sreenletirip biteviye o deer erozyonunu solumak ye
rine, kapam kepenklerini, ok zahmetli bir almay gze alarak,
Trk edebiyatnda ei olmayan bir eser kartmt ortaya. Karl
olmayacak bir hizmetti bu. deyemeyeceimiz bir hizmet. stelik
Ahmet Oktay, yedii zaman, air zamanndan yiyordu.
Cumhuriyet Dnemi Edebiyat* ( 1 923-1 950), balanp bitirilecek
bir kitap deil kukusuz. Bir bavuru kitab; ama imdiye kadar ede
biyat alannda hazrlanan bavuru kitaplarnn hepsinden ok fark
l. Bir defa ok daha kapsaml, sonra daha sistematik, daha derine
ynelik. Bir de, Ahmet Oktay'n ve baka eletirmenlerin deerlen
dirmelerini, yaklamlarn ieriyor.
Ahmet Oktay bu ok nemli kitab u alakgnll satrlada ta
ntyor: "Bu kitap, edebiyat tarihine zg izgiler tayor olsa bile,
bir edebiyat tarihi deildir. ( ... ) Bir Tarih'in stesinden gelmesi ge
reken biimlerin, biemlerin, iziekierin ve anlamlarn haritasn
karma temel grevi, belki bir mr iinde bile yerine getirdemezmi
gibi grnyor bana. Bu yzden, elinizdeki almaya, olsa olsa kap
saml bir Bavuru Kitab ad verilebilir. Belki onu bile yerine getire
memitir. ( . . . ) N ihayet aratrmac da bir insan ve her insan gibi bil-
1 14
Il i r B c z g i n l i i n A r d n d a n
* * *
Tiyatronun, bilgisini rencilerine ve okurlarna hep kltrle ve
zevkle yaurarak sunan hacas Sevda ener de yazlarn bir kitapta
toplam. Oyundan Dnceye**, tiyatro zerine dnd ren, tiyat
royu dnce ile yeniden anlamlandran, analiz kadar scntezin de
vazgeilmezliini serimleyen, gerek bir tiyatro insannn kitab. s
telik ak, duru bir dille, anlattnn tadn kartarak ve tadna var
clrarak yazlm. Yllar nce, Sevda ener'in "Efkar ve Grgr" balk
l bir yazsn okumutum. ini seven insann o iten ne keyifler s
zp damtabildiine ve o keyfi "nc ahslara" bile nasl bir ken
diliindenlikle geirebildiine esiz bir rnek olarak hep hatrlarm.
Bazen kck bir yaz, onu yazann beyin-yrek birlikteliinin
aydnlk bir fotoraf olabiliyor. Oyundan Dnceye'nin iinde
byle birka yaz daha var: "nsan Geitlerde Snayan Sanat: Dram
Sanat", "Tiyatroda Estetik Uzakln ada Yorumu", "Otosan
sr" bunlardan bazlar. ener'in "Tiyatro Sanatnn ilevi" balkl
yazsndan bir almy oaltarak, baka sanat dallarnn 'tiyatro ile
pek ilgilenmeyen' sekinlerine ve tiyatro ile 'ok ilgilenen' tiyatro
1 15
taktisyenlerine postalamak geldi iimden. nk onlarn bu kitab
okuyacaklarn hi sanmyorum.
"Seyirci sahnedeki oyunun hem payda, hem seyircisi olarak in
san olmann tm potansiyelini yaar. Bir yandan, iinden, sahnede
ki eyleme katlarak snrlarn zorlar ve glendiini duyar, bir yan
dan da sahneyi seyrederek soukkanlln korumasn, blinli ve
esnek kalmasn renir. Kendini ve evresini tanmann sevincini
yaar. Yaama katlmann mutluluunu duyar. Eylemin heyecann
paylar, glendiini grr. Derinlii anlamann gururunu, kendi
ne ve evresine egemen olmann gvenini duyar. Btn bunlar bi
rey iin stn bir zevk, toplum iin uzun vadeli yarar salar."
Baktm, daha aydnlk bir gne uyanmm. Gnm aydnla
tanlar, tenha-menha demeyip, dnme yolunda, yazma, okuma,
gerek zenginlikleri paylama yolunda yryteler. Bir heves, u
verir gibi oldu iimde.
l l6
Kltr ve deoloji
(Ahmet Oktay)
1 17
alsn, onun hep bilimsel bir dorulanabilirlik ve i tutarllk, belli
bir ilkeler manzumesine dayal bir bak ve yntem, bunlara bal
olarak da bir eit akademik dil ve biem kaygs tadn ayrmsa
msnzdr. Bunun, onun dzyazsna kazandrd "arlk", kuku
suz olumlu anlamda bir arlktr. Ama ne de olsa bir arlktr yine
de. Hem yk, hem sunuluu bakmndan biraz ardr, hemen her
zaman arbaldr Ahmet Oktay'n yazs.
Kltr ve Ideoloji'deki yazlarn kimilerinde, biraz "hafiflik" bulu
nabilirdi, ho da olurdu, diye dndm okurken. Oysa o, bir yaz
sn "felek utansn" diye bitiriyorsa, oraya bir tarih dlmelidir. Yi
ne de bu beklenti m, benim birazdan fazla kiisel yelemelerime ba
lanabilir. Yoksa, Ahmet Oktay'da bulduumuz drstlk, ciddiyet,
sorumluluk ve hesab satr satr verilebilecek (yazarn verebilecei)
yaznsal/dnsel ltler; bulamadmz rahatln, humour'un,
"air mizac"nn, belki bir nebze "uuk"luun hissedilen eksikliini,
hi kukusuz baka ve saygdeer bir alternatifle gidermektedir. De
diim gibi; bu, Oktay'a ynelttiim bir eletiri olmaktan ok, ayn
hahelerde gezinen birinin, kendi admna benzer adm aray. Bir
yaurt yiyiin bile trl trls olduktan sonra, yaz iinde tavrla
rn eitlenmesinden doal ne olabilir ?
ie yaadmz kltr olgular, rnleri - hasyla, yozuyla - bir
ortam oluturuyorlar, bizi soluduumuz hava gibi evreleyen. Bilin
etkinlikleriyle ne kadar biimlendirebiliyor, etkileyebiliyor, deiti
rebiliyoruz bu ortam? Ya bilin etkinliklerimiz, nasl biimleniyor,
etkileniyor deiiklie uruyor "teneffs ettii" bu kltrle? Kltr
ve Ideoloji'deki yazlar; ite bu, kimi durumda (kimileri iin) dirim
1 18
K l t r v e l d c o L, j i
(Ahmet Oktay)
1 19
vard ve apak ortaya koyduu sonular ise (s.40-45) bence bir
poJemik baars olmaktan ok te, dnce dnyamzn yakn d
nn ve bugnn salkl deerlendirmek isteyen yeni yetien ku
aklara, deerli bir ibrettir.
Tm dnyada TV'ye yklenen, kitlelerin uyumlandrlmas
amacna hizmet etme rolnn (s. 6 5 ) olumsuz yanlar yannda,
olumlu" ("maniple edici deil, zgrletirici/bilinlendirici bir i
lev" - s.67 ) yanlarnn da dnebilmesine olanak veriyor Oktay'n
"TV ve Roman" balkl yazs. Uyumlanlacak/uyumlandrlacak
ortam, uyumlanlas bir ortam mdr? Nereye kadar, ne lde, kim
ler iin? gibi sorularn dolaysz ve dalayl biimde dnlmesine
yol amas, tek bana bi le nemli bana kalrsa.
"Kentler, Mezarlar Vesaire" ile "Zaman Yaamak" balkl yaz
lar, zellikle, zerlerinde uzun uzun dnlecek, youn ve derinlik
li sorunlar barndryorlar. Bu kitapta benim ilgim, zellikle bu iki
yaz ile "intiharn evresinde" zerinde odakland. Yaznn banda
Ahmet Oktay'n "ar"lndan szederken yaptm genelleme, her
genelierne gibi, "istisnalarla malul"d elbet. zellikle "intiharn
evresinde", yazarn kafasnn yannda yreini de grdmz bir
yaz. stelik, air Ahmet Oktay' da seebiliyoruz satr aralarnda.
Hemen, yeri gelmiken, bu yaznn nnden ya da ardndan
okumanz hararetle nereceim iki kitap daha var (stelik ikisi de
"Ayn Kitab" idi benim iin ve bu vesileyle, bu yazda da edebiya
ta kaamak bir engel atabilmi olmann kaamak sevincini tadyo
rum imdi ! ) : Birincisi; Adalet Aaolu'nun, Kasm aynda yaynla
nan Hayr . . adl yeni roman. Hayr .'n Aaolu "romanografisi"
. . .
120
Kltr ve Ideoloji
(Ahmet Oktay)
121
"imdi Saat Ka ?"*
(Ferit Edg)
122
nusunda kukularm var benim. Edg onlara "edip", birincilere "ya
ratc" ya da "gerek" yazar diyor. Her iki tr iin de, yaznmzdan
rnekler dnmek mmkn. Bu ii imdi Saat Ka'n ve bu yaznn
okurlarna brakarak ayn denemenin son cmlesini almlamak is
tiyorum: "Gerek bir yazarn bundan ( 'nasl yazmak?' sorusundan)
daha nemli bir baka sorusu/sorunu/sorunsal yoktur." Bu deneme
ler kitabnda ilerlendike, Ferit Edg'nn birincil sorununun da
tam bu olduu grlecektir: "Nasl yazmak?" Ben de bu kitab lay
knca, bu soruyu hep kafann ardnda tutarak okumaya altm.
"imdi Saat Ka?" zaman zerine gerekten nefis bir denemenin
ad, Turgut Uyar'n bir dizesi Tanpnar'n dorusu ve tamam ne
iindeyim zamann/ ne de bsbtn dnda" olan dizesiyle btn
leerek bu denemenin atsn oluturuyor. Turgut Uyar bir de y
le der zaman iin: "Hatal bir sekstam gibi. Kahramandk. Baa
klmazdk. Acrdk." Melih Cevdet Anday'n o unutulmaz. "le
Uykusundan Uyanrken"ine tutunuyor sonra Edg, zamanla hesap
lamasnda ve alabildiine felsefece bir konuyu, filozoflardan deil,
airlerden, yazarlardan el alarak sorguluyor. "Bergson ve Heidegger
yant deil soru getirdiler bana," diyor. Bu cmlede, bir yazlk mal
zeme gizli. Tpk bu tek denemede, bir kitaplk malzeme bulunduu
gibi. Bu yazy okuyan da, yine yaznn son cmlesiyle srdrecektir
dnmesini: "yi ama, 'imdi saat ka?"'
-Van Gogh gibi- "Acdan ve Yalnzlktan Gelen Bir Adamn
Resimleri zerine Notlar" bana hi tanmadm bir ressam getir
di. u bizim Francis Bacon olmayan bir Francis Bacon bu. ok il
gin bir okuma yaants kaydettim. Grsel bir malzemeyi, hi gr
meyen birine (bu bir kr de olabilirdi) dille aktarmak, hi de olma
yacak bir i deilmi. Byle bir ey okumutum... neydi, neredeydi,
bir trl kararnyorum imdi. Ama ok etkilemiti beni. Kr bir
adam bir tablo satn alyor ve kendisine bu tabioyu her gn yeni
den anlatacak birini tutuyordu. anlatc gen bir kzd ... sonra ne
oluyordu, bilmiyorum. Bir de galiba Tony Richardson'un ynettii
"The Entertainer" diye bir film vard. Laurence Olivier ile Alan
Bates'in aynadklar bir filmdi. Kr bir adamd Olivier. evresini
123
hep anlattryordu ... Tam Ferit Edg'lk konulard bunlar da. Oku
yun, aracaksnz.
"Susmuyordu, Alyordu"da "yazmann, yaratmann 'niin ?'den
ok 'nasl?'da yattna inanan" yazar, bu kez "niin yazmak?" sor
guluyor. Kafka'dan yola karak. Belki hep okurla arasna mesafe
koyan, hatta kendiyle arasna mesafe koyan bir yazar diye dn
msnzdr Ferit Edg'y, sadk bir okuru iseniz. Bu kitapta sk sk
"Acaba yle mi ?" diye soracaksnz kendi kendinize. Benimki de ne
ukalalk! Nereden karyorum yle dnm olabileceinizi? Ken
dim iin oktan zdm sorular niye ortaya atyorum? Belki u
radan aldm cesaretle: "Duyarlk . . . Biliyorum, birok ada sa
nat (ressam, ozan, mziki, yazar) rafa atmlardr bu szc./
Ama duyarlk olmadan iletiim nasl salanabilir?"
"G .G. Marquez'e Mektup Var", "Dubuffet ld. Olsun. Ben
Gene ( De) Bir Mektup Yazdm Ona", "ok Yaayan Arif Dino'ya
mr Ksa Bir Mektup" ve "Borges ile Dte", Onat Kutlar'n Yeter
ki Karannasn' iin yazlm "Hepimize Mektuplar" balkl deneme
ile bir utan birleiyorlar. Mektup yazabiirnek de yazma eylemine
girmiyar mu? Ferit Edg yazarak, dnerek, dleyerek didikliyor
"mektup"u da.
"zdeleme"den bir blm aynen aktaraym istedim sizlere:
"Sanat, yeni br dnya yaratr. Renklerle, biimlerle ya da szck
lerle artr. Bu aknlk iinde okur, dinleyici ya da seyirci yep
yeni bir dnya kefeder. Bu "keif" Christoph Colomb'un
Amerika'y kefinden daha az heyecanl deildir. nk her iki r
nekte de varolduu halde bilinmeyen bir dnya kefediliyordur./ Bu
dnya ile zdelemenin ise, ilk aamada olana yoktur. Colomb,
Hindistan'a gideyim derken Amerika'ya ayak basmtr. Okur iin
de durum budur. Bir yapta (bu yapt, ister yaznsal bir yapt, iir, y
k, roman olsun, ister grsel bir yapt, ister bir mzik yapt ) bir
bilinmeze yolculuk gibi yaklalr. Yol aldka bunlar ayrmsanmaya
balar. Sonunda ise, o yaptta kendimizi bulmaktan ok, ben
liimizin, kiiliimizin, yaam deneylerimizin, anlar birikimimizin
kk paracklarn buluruz./ Siz siz olun, hibir sanat yaptyla,
124
"imdi Saat Ka '"
( Fe r i t Edg)
1 25
yine de canl tutan, ite bu yaklam yazarn. Bir baka rnek de,
"Acnn Resimleri"
"Freya"nn Atlyesinde Sokrat ile Konumalar", sevimli bir y
k gibi yazlm. Yine de Sakrat'n sorular ve yantlar (kurmacalk
paylar ve lleri ne olursa olsun) sanat sorunlarna klar
dryor.
"Ana Dili mi, Terbiyeli Arap Dili mi?", 'Ayp' ve "Msteh
cen'den 'muzr'a" balkl yazlar, kltr yaammzn gndemindeki
kimi konulara ada bir aydnn sorumluluu, drstl ve toksz
ll ile eiliyor. Bu yazlar asl okumas ve etkilenmesi gereken
ler, Edg'nn okuru deillerdir. Olmayacaklar da. Okumaz'larn da
hatr kalmasn demi, kayda geirmi yazar onlara hitabn.
Kukusuz bu kitapla ilgili olarak syleyeceklerimi, sylemek is
tediklerimi bu yazyla tketiyor deilim. Gnl istiyor ki okunsun,
konuulsun, tartlsn imdi Saat Ka . Birka kiide merak uyandr
sam yeter bana. yle dar ufuklarla, ylesine kstlandrlm, er
eveli yayoruz ki!
unu da sylemeden gemek istemiyordum aslnda: Bu kitap;
kad, cildi, kapa, basks ile de sekinleiyor. Zarflara nem ver
meye vermeye, zevksizliklerin yaygnlamasna, kabul grmesine
kaplar ardna kadar aan, tencerede piirip kapanda yemeyi er
dem sayan "aydn"larmz belki fuzuli lks bulacaklar bu kitab. Ben
ce bir kitabn da pekala k ve zarif olmaya hakk vardr. Hele bunu
haketmise! Mazrufu yan sra zarf da bir mesaj tayor imdi Saat
Ka.'n. Ama yalnz kitap severler iinmi... Ya kimin iin olsayd?!
126
"Alternatif: Aydn"*
(Enis Batur)
127
dnemiyorum ben Batur'u. Yuppie'lerin kltr yaammda sz
sahibi olmaya baladklarn da sanmyorum. zkk'n bu savn
dorulayacak kiisel bir gzlemim de olmad. Ama, edebiyada il
gilerinin derinlere inmesi pek olas olmayan ('olas'y doru kul
lanyorum; 'mmkn' anlamnda deil 'muhtemel' anlamnda! ) yup
pie'ler bir yana; yazn evrelerinde gerekten de Enis Batur karsn
da bylesi ikili bir tutum gzlenebiliyor. Onu yabanc, Batl, birey
ci -ya da bireyselci- yeniliki, snob, anlalmaz (bunlarn biri-ikisi ya
da hepsi) bulanlar var; ciddi, kltrl, nemli, dnsel arlkl,
ulalmaz ve yine anlalmaz bulanlar var. Bu tutumlarn ikisi iin de
(ama zellikle birincisi iin), "bir rkntnn, deiik kiilik
yaplarnda farkl davuran bir ifadesi" tans geerli olabilir. Daha
snrl bir kme iin ise, belki gerekten samimi birer okur tavr bu
lunabilir bu yarglarn gerisinde. Birkac yl nce Vivet Kanetti'nin
"Kltr Terr" balkl bir yazsnda Enis Batur, okurlarn rkt
rnek, sindirmek, terarize etmekle sulanyordu. Bir yazar deerlen
dirirken, ancak okuru btnyle edilgin sayyorsa bir geerlik kazan
abilir bylesi topyekun yarglar. Oysa, misyonerlie kalkmayan
yazarlar okuru etkin, katlmc, hatta retken varsayarlar.
Tabii okurun etkini de var, edilgini de. Okur olarak, ok s
tmzde ya da tamamen dmzda grdmz bir yazar okurken
nesnel kalabilmemiz g, hatta neredeyse olanakszdr. Nesnel kal
mak yle dursun, dnceleri tartabilecek bir zemin bile kayacak
tr okumamzn nnden. O zaman da ister istemez, edilgin okur ol
maya itilmi oluruz. Gln Ad'nn haftalarca ok satan listelerinin
ban tttuu bir garip lkede, kimi yazarlarmzn etin, anlalmaz,
"enigmatik" damgasyla, yaamalarn ve yazmalarn srdr
melerine seyirci kalmak beni tedirgin ediyor. Bunu deitirmek iin
yapabileceim bir ey, elbette yok. Hem zaten, ben de bir misyon
yazar deilim. Ama dnmek istiyorum, dnebilmek istiyorum;
nedir, saylar -be binle, bilemediniz on binle snrl okur kir
Iemizin gdlenme dinamii ? Gln ad'n kimler okuyor?
Sevinelim mi, yerinelim mi? Bu nasl bir okumadr ki, ayn okurlar,
diyelim bir Bilge Karasu, bir Enis Batur, bir Leyla Erbil karsnda
128
A l ternatif Aydn
Tahta Troya yla belki daha g alr bir i letiim aral sunuyordu
'
129
lenen demek iin geciktim! ) yazlar. "Yarn bilemem," deyiim, bu
yazlarn kalclndan duyduum kiisel bir kukuyu belirtmiyor;
Enis Batur'un insann iine hzn veren u sznden etkileniyorum:
"Belki yarn, basmakalp yaklamlarn, denetleyici ve ahlak zih
niyetlerin, nyargl ve ufuksuz bir perspektifin egemen olmayaca
bir kltr ortamnda airin, yazarn szn ya da suskusunu bamba
ka bir boyutta ele alma olana doacaktr" (s. 10). Ama bence, elin
den dilinden geliyorsa ne mutlu; "air, denemeci, yk ya da roman
yazar, iki rnn arasnda" susmamal, sz almal.
Alternatif Aydn'da irili ufakl 30 kadar yaz yer alyor. Aydnn
Yeri/ Felsefe, Dnce, Dil/ ehir, Tarih, Kltr balkl ana
blmde toplanm yazlar. Bu tr kitaplar iin yazlrken, yazlar
tek tek tartmann pek fazla anlam yoktur. O bakmdan, Enis
Batur'un dzyazsnn ve bu kitap szkonusu olduuna gre; genel
likle edebiyat-d dzyazsnn, dnce ufkumuza getirebilecei
almlara iaret etmf'kle yetinmek istiyorum bu yazda. Benim
genelde ve zelde (bu kitap iin) syleyecekterime ok yakn eyleri
Batur; "Aydnlar ve Demokrasi", "Aydnlar ve Ahlak", "Alternatif:
Aydn", "Agah'n Srr" balkl yazlarnda sylemi. Belki de en
ok, aydn kavramnn sorguland, yargland yazlar heyecan
landrd beni kitapta.
"Sisli Bulvar Gerekilii" de dzeyli, hakl, akll polemie r
nek olacak bir yazs Batur'un. "Baharat Divan", biemiyle de ken
dini setiren ok keyifli bir deneme. Doru ! "Kiinin glme gerek
sinimi duymamas, onu gln olmaktan kurtarmaya genellikle yet
mez." Az bile!
"Ahmet Say'a Yantlar" ibretle okunnal Batur'un. Daha do
rusu, sorular ibretle okunmal. Kltr evremizin bir kesimini ok
iyi tantyor, anlatyor bu sylei.
"Felsefe, Dnce, Dil" blmnde, meslekten felsefeci olmayan
ada bir aydnn, felsefeye ynelik "doru" ilgisinin rnekleri
okunabilir. Felsefemiz de ok ksr olduundan; teknik felsefe konu
larndan ok daha ilevsel olarak dnce yaammza geirilebile
cek; dil, dnce, iir, yaam ile felsefe ilikilerinin tartldtna
130
Alternatif Aydn
131
Gerein inden Gemek
132
serpilmilikten kurtaryor, btnlyor kitab. Ana izlek; gerein
yzleri, ayrtlar, gerein bileimine giren, bileimini bozan, onu
paralayan eler dolaynda eklemleniyor. N itekim, kitabn sonun
daki kk kavram dizininde yer alan 28 kavramdan 25'i bu sorun
saln balarnma giriyor. Yine de sarslmaz bir dizgesellik aramamal
bu yazlarda. Ad stnde, "deneme" bunlar nk.
"Gerek" sorununa yeniden dnmek zere, "deneme"den
Batur'un ne anladn ve yapt i zerine dnrken neler bul
duunu anlatan "Deneme" balkl ilk yazy anmalym. Bu yaz; Ay
na'dan Babil Yazlan'na tm bir Enis Batur dzyazsna, srgl bir
kap ayor. Dilinden, bieminden, tutumundan, tavrndan bir kesit
adeta. Belki tek eksii, br yazlarnn ounda bazen "fazla" olan
dr: tandmz-tanmadmz, evrilmi-evrilmemi btn o
"ad"lar! iir ile denemeyi, kalem aynatt bu iki tr nasl telif edi
yor acaba Batur? Belki de kitabn, deneme konusunda beni en
heyecaniandran satrlar unlar: "ki tr birbirine kartrmak elbet
te istemem, bunun iin biri anonim iki ayr dil, iki ayr slup da ara
rnam ama, aramak istemem. stelik, iki trn belli durumlarda bir
birlerine karmalarna deil de gemelerine ses kartmam. iirden
deneme esini, denemeden iirseli btn btne kovmak iin konu
lan ltleri kvrak, alm getirici, dourgan bulmam nk" (s. 1 0).
"Babil Cezas" balkl yaz, kitapta yer alan eitli tarihlerde
yazlm yazlar toplamna bir "ndeyi" olarak dnlm. Aziz
Nesin'den Umberto Eco'ya, Samuel Becket'ten Necip Faz!
Ksakrek'e, daha daha Piyale Madra'lara uzanan clctirici, sor
gulayc, yorumlayc szn amlad, yzeyi halkalanan dzlernin
kat yerlerinde, hep gerek ve "taallukat" bulunuyor.
"Dil ile Anlam'n, bir o kadar da Dil ile Hakikat'n yzyze gel
dii noktadayz ite. Hakikat'n barndrd anlam, Anlam'n barn
drd Hakikat, Dil ile rtyor mu? Nedir dile gelen? Hakikat'n
kendisi mi, yalnzca bir paras ya da biimi mi? Yazdklarmz, sy
lediklerimiz yazmak, sylemek istedikterimizin aynas m? Doruyu
mu dile getiriyorum, doru mu dile geliyor, doru dile gelir mi, dilin
kendi bana bir dorusu mu var? Yoksa, Proust'un dedii gibi, 'en
133
gzel kitaplar, bir tr yabanc dil ile yazlm olanlardr,' sznde mi
mahfuz duruyor doru ?" (s. 1 7 ) ve bu sorular daha da boyutlan
dran bir canalc, "tekinsiz" soru daha: "Dil gerei olduu gibi kap
sar m, yoksa onu kendi gerekliinde mi gerekletirir?" (s. 19).
Edebiyat dnen, edebiyata dnen herkes iin son deree kkr
tc bir soruturmann izini keyifle srerken, ileri bir noktada birden
tkezledim. "Gerein teki Stats"nde, Kristeva'nn yaratt
"tersi dnlemeyenin dile gelii" olarak tanmlanabilecek "vreel"
kavramn oluturan sfatlar, "vrai (gerek) ve reel (hakikat)" diye
rek aklam yazar. Bu doru deil. Kitabn kilit kavram ikilisinde
byle bir temel hata beni ok artt. Tam tersi olmalyd dorusu.
Hatta biraz daha farkl bir biimde aklanmalyd. Yani, rnein
yle: Gereklik-Gerek ( Realite-Reel}/Hakikat-Hakiki (Verite
Vrai ). 1 4 1 . sayfaya gelinceye kadar, kavramlarda byle bir kark
ln izine rastlanmadna gre, belki de maddi bir hata sz konusu.
nk dikkat ve titizlikle ayrtlar zerinde durulan, evresel alan
ince ince taranan zeksel kavramlar bunlar kitabn.
Enis Batur gerein iinden geerken tama yakn bir kavram en
vanterini harmanlyor kitabnda. Yaznsal ya da sanatsal gerekliin
zglln irdelerken uzak durduu yalnzca bir kavram var gibi
geldi bana: inandrclk. Yazarn "gereksi", "gerek gibi grnen",
"vrai-semblable" gibi adlandrmalar altnda szettii ey, acaba
benim "inandrclk" ya da "yaznsal metnin i-inandrcl" diye
dndm eyin ayn m? Sanyorum neredeyse rtyor kav
ramlarmz. Belki o, kullanaca szcn fazla znel tnlamasndan
kand. yle ya, "gereksi" olan, bamszca, bir ey, bir durum, bir
nesnelliktir; oysa "inandrc" olan her neyse, hep inanmas ya da
inanmamas gndeme getirilecek biri, bir znellik, girer devreye.
"inandrclk", atlamadmsa, bir kere 33. sayfasnda geiyor Babil
Yazlar'nn. Oysa kitabn tartt, dne dne nemini vurgulad
balca sorunlardan biri bu.
"Kurmaca"y anlatan bir blmde, buraya zellikle almlamak
istediim bir "altn sz" var: "Gerein yksn deil, yknn
gereini gstediimiz yerdir yaznsal metin" (s. 29).
134
G e rein I i nden Gemek
135
Bilge Karasu'nun
Denemecilii
136
Koyunlarmza, yani felsefe ile edebiyara dnecek olursak; bu iki
"etkinliin" birbirleriyle etkileimlerinin, her ikisi bakmndan da
"hassas" bir kavuma blgesi yarattn dnyorum. teden beri
bu blge karsnda ben de "hassas"laveririm. Hasbelkader ben de
felsefeci ve edebiyatym ya; mii mn otuz yla yaknn vakfet
tiim bu iki alan birbirleriyle kesimedike, rtmedike, ilerin
den ,veya zerlerine- konuup yazmakta pek zorlanmadm. Ama ne
zaman tehlikeli yaknlamalar, mutlu-mutsuz, talihli-talihsiz
beraberlikler sz konusu olduysa -gerek kendi dnsel ve yaznsal
etkinliimde, gerek bakalarnkinde- gzm/gnlm drt ama
durumunda hissettim kendimi.
( te hemen rnekleyivermiim i lk fark: felsefeci kalemim sz
uzatmaya, dolandrmaya eilimli; daha dorusu edebiyat gzlm
yle gryor. Edebiyat kalemim ise felsefecinin denetimi karsn
da hrnlap kestirme yollara girmeyi semek istiyor. Neredeyse
kavga ! )
Kestirmeden sylcyivcrcyim syleyeceimi: B i r edebiyat
rnnn iinde felsefe, bir felsefe yaptnn iinde edebiyat,
olaanst bir uyum iinde sarmallanmamlarsa, hangisi kazanta
ve baskn grnrse grnsn; ortaya kan yapt da, felsefe ve6-
veya edebiyat da yara alyor, zaafa dyor.
Bu ii kavgaya-nizaya gtrmeden, hak yedirmeden, felsefeyi
edebiyatla, edebiyat felsefeyle karde karde geindirerek yazan ve
bylece de yazdndan katmerli kazanmlar ve doyurnlar derien
mesine olanak veren ustalarn says ok deildir. Onlarn da her
atta ayn kuu vurmalar gtr.
Felsefeyle edebiyatn uyumlu birlikteliinin en firesiz kurula
bilecei ve serimlenebilecei tr, deneme olabilir diye dnrm.
Tabii iirde, aniat tii iinde de yer bulabilir felsefe kendine.
Ama deneme; edebiyatn yaratc etkinlik olarak bir eit egzersiz
alan olduu gibi; felsefenin, iine en az klk deitirerek gire
bilecei, dolaysyla da en zorlanmaszca kabul grebilecei yazn
tii olsa gerek.
137
Felsefenin edebiyatn diliyle konutuu, kurmaca ile 'karma
mad', yant giriimlerini ya da nerilerini ierebildii; ama soru
sormakla/sordurmakla, ya da soru olmakla da kalabildii bir tr
deneme.
Trk edebiyatnn, yazsnda en ok 'felsefe' tayan ama fel
sefeyi edebiyatma tatmayan, denge ve doz ayarn meleke haline
getirmi ustas Bilge Karasu'nun Ne Kitapsz Ne Kedisiz balkl de
nemeler kitabn okuyun. Bu yazy ben o kitap iin yazdm.
Karasu'nun baka yazdklarn da okumusanz, biliyorsanz; onun
anlatda yapmad neyi (neleri) denemede yaptn ayrt edip fel
sefe-edebiyat ilikisinin Karasucasn daha net grebilirsiniz. Yok
eer br Bilge Karasu yaptlarn -zellikle de Uzun Srm Bir
Gnn Akam 'n, Gm Kediler Bahesi'ni, Ksme Bfesi'ni- oku
nanz Ne Kitapsz Ne Kedisiz nceleyecekse; kurmaca yaptnda,
aniat iinde, felsefenin; hangi kostmle saygn bir konuk, hangi
kostmle bir yaam yolu arkada olarak bulunabileceini pek az
zahmetle kavrayabileceksiniz.
Kitapta Karasu'nun sekiz denemesi yer alyor. "mge retiminde
Roman Hala ilk Srada" balkl deneme romana, romanda retilen
imgelere ilikin olduu kadar; genelde imge retimine, "imge"nin
anlamiandrma etkinliindeki zeksel yerine, nemine ilikin geni
bir sorun alanna aryor okuru. Bu yaznn hemen ardndan,
kitapta benim favorim olan "Bilge Karasu Adl Birinin 50. Ya z
erine Metin Tasla" okunsa, "Bu biri (adn tadm biri) , rnein,
krk dokuz yanda, 'imgeler' diye tutturdu. nsann, kendine gster
mek istedii kendi imgesini, bakalarna iletmek istedii kendi im
gcsini, bakalar zerine kurduu imgeyi, bakalarnn kendi zerine
kurmu olabilecei imge zerine kendi kurduu imgeyi, inceden in
ceye ayrmaya alt." szleri zerinde tekrar tekrar dnise belki
Karasu'nun bal bana bir kuram, bal bana bir kitap olu
turabilecek imgeler gr ile daha scak balar kurulabilir.
Ama ben urackta okura Ne Kiapsz Ne Kedisiz'i zetlemeye, ya
da "tantmaya" kalkmak niyetinde hi deilim.
Birka alntyla balayacam sz. niyetim de, iim de kkrtclk:
138 1
B i l g e K a ;, s u ' n u n D c n c m c c i l i i
1 39
Bir Kltr karmas
(Hilmi Yavuz)
140
mas anlamnda edilgin deil, gemite varolan kltrlerden yarar
lanarak ortaya bir yap karmak anlamnda etkin bir uratr.
Bunun iin de, nce, iinde yaadmz toplumu, bu toplumun
yapsal zelliklerini dikkate almak, bunlarn gemi kltrlerle olan
kkl derin yapdaki balantlarn ortaya koymak gerekir: Ulusal
kltr temellendirmek iin tutulacak yol, dnden bugne gelmek
deil, tam tersine, bugn'den dn'e gitmektir" (s. 6 ) .
"Ulusal Felsefe zerine" balkl yaz, e n retken Trk felsefecisi
Hilmi Ziya lken'in, Trkiye'deki dn iletiimi ortamnn ksr
lna aldrmakszn, sabrla gelitirdii kuramsal aklamalarndan
birine: Felsefenin evrensel, tefekkrn (dnce retiminin) ulusal
olduu savna dayanyor ve u smunu asal kabul ediyor: "Bir Os
manl-Trk felsefesi niye yok? Ulusal tefekkrmz niin bir felsefe
retemedi?" (s. 2 ) .
nc yazda ( "Ulusal Tefekkr zerine") : "Yksekretimin,
930'larda yeniden rgdeniinde Trkoloj i ve slam Felsefesi,
bilimsel statlerini yitirmi ikincil alanlar olarak grnyor: Bir tr
'kopma'nn gerekletirilmek istendiine tank oluyoruz burada.
Cumhuriyetin resmi ideoloj isinin akademik tayclarnn gznde,
Trkoloji ve slam Felsefesinin stats yok. retimi yaplmakla
birlikte, yeni yetien cumhuriyet kuann bilim ve fikir adam
larnn grmezlikten geldikleri alanlar Trkoloj i ve slam fel
sefesi . . . " (s. 23 ) deniyor. arpc ve hzl geriye dnk deiimierin
altnda (traj ik bir iranisi var bu ifadenin bu balamda! ) , yk
sek retimin 980 sonrasna bakldnda, Cumhuriyetin resmi
ideolojisinin hasl ettii "ideolojik boluk"un anszn, soluk aldr
mamacasna doluvermesi de bir baka "horror" ( ! ) uyandrmyor
mu? Dnlmeli. Ne yazk ki "dnme", hep kriz anlarnda, can
havliyle gerekletirilen bir edim olduka, salkl zmler yerine
ifratlar ve tefritler gelgiti kanlmaz oluyor.
Ahmet Harndi Tanpnar zerine be yaz var kitapta. Yazarn
973 ylnda Selahattin Hilav'la Tanpnar zerine srdrd bir
tartmay da izieyebilir okur bu yazlardan. O yllarda, edebiyat
larn Marksizmlerini sorgulamak-bulgulamak ve tartmak daha
141
bir revatayd. Hilmi Yavuz gerek Tanpnar', gerek Kemal Tahir'i,
birtakm yaktrmalarn tesinde, anlaml yaklamlarla ele almt.
Sait Faik de "toplumculuk"la ilikisinin akla kavuturulmasn
bekleyen bir yazardr edebiyatmzda. Onun bir ey bekledii yok ya,
edebiyatmz Hilmi Yavuz'unki dzeyinde bir "Sait Faik ve Mark
sizm" yazs gereksinmesi iindedir.
Yavuz'un Kemal Tahir' e ilikin dnce ve deerlendirmelerini,
bu yaznn dar kapsam iinde tartmaya kalknarn yersiz olur. An
cak, "Kemal Tahir zerine" balkl yazdaki "Ahmet Mithat Efen
di romancl" sorunu (ss. 74-9), bence gncellie arlmas
gereken bir sorun. Yirmi yl iinde, "gereki Trk romancsnn
(ne) Trk toplumuna ilikin somut tarihsel gereklikleri ilemi bir
roman gelenei; (ne de) tarihe, ekonominin zel koullarna eil
mi, toplumsal yaam derinlemesine ve genilemesine incelemi bir
bilim gelenei (vardr)" gibi eksiklikler tamamlanm olamaya
cana gre, hala m Ahmet Mithat Efendi olmak gerekiyor? Daha
da rknc: Hep mi Ahmet Mithat Efendi olmak gerekecek? te
bu sorular, Kemal Tahir'in kendisinden ve romanclndan daha
ok ilgilendirdi beni dorusu. Bu sorulardan da ok, Kemal Tahir'in
edebiyat konularndaki dncelerini nemsemi/nemsiyor olan
larn ve Yavuz'un bu sorulara cevaplar.
"Roman pure", "roman gibi roman" diye anlyorum ben, biraz
kabalatrarak. yle sanyorum, daha dorusu umuyorum ki, hi ol
mazsa romanc gibi romanclarmz Artk ahmet Mithat Efendi'yi
ve Kemal Tahir'i pek rneksemiyorlar.
Yavuz'un bir baka ilgin yazs da: "Lumpen Kltr zerine: Ne
O, Ne teki." Kitle kltr zerine, ok uyarc, dndrc bir yaz
bu. Dnenlerimiz arasnda, Murat Belge'nin de bu konuya zaman
zaman ok keyifli yazlada eildiini hatrlyorum. Ne o, ne teki ...
ne Doulu, ne Batl ya da hem o, hem teki ! Belge, lumpen kl
trnn metastaslarna "eurobesquc" diye bir ad da bulmutu. Yavuz,
yazlarnda hep arbal, mesafeli durmay seer. Oysa bu konu, "ne
o - ne teki" kategorisi iinde (ne ar ciddiyet ve kuramsallk, ne
salt sululuk) yazlmay istiyormu gibi geldi bana. O zaman; bira,
142
B ir K l t r k a r m a s :
Hilmi Yavuz
143
Bir iirden
(Turgut Uyar)
144
lk tlne sarp sarmalanr iir, ya pek sade suya yazlarla, iirin i
iriyeti tehdit edilerek, o "aklama" ad verilen tatszlklarla iin
keyfi karlr.
te Turgut Uyar, iiri, ok uzun zamandan beri eksiklii duyu
lan bir yaklam biimiyle ele alyor Bir iirden'de. Yirmibir airden
birer temsil edici iir semi ve incelemelerini bu rneklerle kurmu
ve/ya da desteklemi. Bir iirden inceleme dizisinden km. Evet
yirmi yetkin inceleme-eletiri yer alyor kitapta; ama akademik bir
iticilikten alabildiine uzak, yazarnn air kimliini ve duyarln
kiiliksiz bir nesnellik gayretkeliiyle banayan bu yazlar birer de
neme de saylabilir rahatlkla. Eletiri/deneme yaznmza parlak bir
katk olarak deerlendirilebilir.
nsz yerine yazlan "Zincir"i ben, yazarn btn airlere bak
ndaki temel iir anlaynn, balar kuran, ltleri biimlendiren
dncesinin zinciri olarak anladm. "iir zerine, gerekten yeni
olan iirle, yeni bir eyler renebiliriz ancak; iir zerine yazlanlar
la deil," sz bu zincirin ilk halkasdr. Yeri geldike, inceledii a
irlerden biri vesilesiyle yeni halkalar ekleyecektir bu zincire:
" . . . bir airin bildirisi ... , sylediklerinin kapsamndan ok, seip
kulland biimlerle, bu biimleri kullanmaktaki yetenekleri ile
bantldr."
" . . .baz iirlerin yazgsn kusurlar ve zayflklar yapar: Kt kul
lanlan ve kaarlanm bir ustaln yapmadn."
"Aslnda her iir bir hikayeden kar, her iirin bir konusu var
dr. . . bu kanlmazdr. Szlerin, imgelerin ve simgelerin altnda ya
tar o."
"iir ( ... ) hayata katlan, daha dorusu hayat ( ... ) iire katlmas
gereken bir etkinlik( tir)."
"kinci Yeni denilen iirin hakll, arl biraz da bu yzden
dir: Kk de olsa, byk de olsa, bir 'insan' dramnn varln gz
den karmamak. Gzden karmamak deil, yaayp durmak."
" . . . Srekli yazan, iiri ura edinmi bir airin yazdklarnda il
kin birer kusur olarak -iir gemiine, ortak llere vurulduunda
beliren durumlar, nicelie bal olarak sonunda bir zellik, o airin
zellii haline gelirler."
145
" . .. iire, genellikle sanata dein bir baka gerek ... : Sanat yapt
iin 'aynyle vakl" olgusu ( ... ) geerli (deildir). Ortaya kan, ne
kadar yetkin ve ne kadar gerek olursa olsun, bir kerecik "vakl" ol
musa yapt deeri tamaz."
Ve bu zincirin son baklas da udur:
"nk air, iiri i edinen, hayat birimi belleyen kiidir. Ve her
iire, kendisiyle birlikte yaayabilen, geliebilen bir dirim koyar."
* * *
146
Bir iirden
( Turgut Uyar)
147
sanilik, dnszlk." "Her zaman gurbette" olan bu airi, bu "muha
cir"i iki trnceyle zetler Uyar sonunda: "Ve mutlaka, mutlaka Tr
e imgelerle, Trke duygulanmalarla hasretlenir. Terhis zlemi e
ken bir kurra neferidir sanki."
Bedri Rahmi bundan iyi anlatlabilir miydi, bilmiyorum ... Yok bi
liyorum, anlatlamazd: "Bize bile 'turistik' gelen bol nakl bir heybe."
Ahmet muhip ile lhan Berk arasnda nasl bir yaknlk buluna
bilir? Turgut Uyar bunu sormuyor. Ama yant var Bir iirden'de
bunun. Ahmet Muhip iin "denebilirse o, korkun bir iir gzlem
cisidir. Objesi hayat deildir, iirdir... " diyor. "Her eyin 'adn' se
ver, her eyin armn," diyor. Tek derdi airin, "byk ol
sun"dur yazarn saptamasnca.
Turgut Uyar'n gzyle Cahit Stk, " 1 935'lerde bulua ermi, ak
l ve hayal gc a bir kuan", "bir parack isyan duygusu ya da afa
canlk tayan itaatli bir izci obas'nn "en iyi, en yetkin temsilcisi
dir." "Ortada, kararsz, hece, rak ve 'Beikta'la yerellemeyi kvran,
'bovericilii', 'sevimli hayta'l kullanmakta usta, gerektiinde ok
uslu ve dzene uygulanan igveyidir." Ve Turgut Uyar, iirin kalc
lnn ltn de, -Cahit Stk zelinde ve iir genelinde- satr ara
larnda belirlemektedir: "Bir yerde, birden toplum eskiriverir airi."
Klebi'yi seviyor T. Uyar, besbelli. Onun temsil ettii iir tavr
n m seviyor daha ok ve daha temelde, diye dnmmdr za
man zaman. Eletirisi ise yaln ve ok aklaycdr: "Kendi ustal
na boyun edi." 'Kusurlu iir'e vardr Turgut Uyar hep, "korkulu us
talk"tr onu iirde tedirgin eden. Bir iirden, onun bu genel kans
aklda tutularak okunursa daha da iyi anlalr.
Bir iirden bir polis roman deil ki biraz anlattm diye tad kasn.
Tad kamayacak, salad halis edebiyat doyumu tavsamayacak bir
kitap. iirin bylesine knhn bilen birine, hadi rastladk diyelim;
ama onlar yle nadir yanadar ki iirden konumaya, hele hele iir
zerine yazmaya, Bir iirden gibi bir frsat kimbilir bir daha ne zaman
geer ele. Trk edebiyatnda incelemelerin genellikle taknd ke
sinlemeci retmen tavrn yanna yaklatrmam olmasyla da ayr
ca sckinleiyor bu kitap. Edebiyat skc deildir, zevklidir. Bunu ha
trlyorsunuz, hissediyorsunuz okurken. Hikmet deil; ama nedret!
148
Ezgili Yrek
(Ruhi Su)
149
maktan karr . .. Byk topluluk olmak, el ele verip desteklemeli,
dayanmal dnmek ve etkinlikte bulunmak baka eydir; kabul
lerle, eletirilerek aydnlatlmam kabullerle dnmek baka ey
dir . .. Srleme tehlikesine kar etkili bir aratr felsefe" "Felsefesiz
olunamaz m? Olunur. Herkes felsefesiz, iini tam olmak zere yapa
bilir. Ama felsefe de, bu iin anlamnn, ilevinin bilinli bir biimde
belirlenmesine, iin temiz, ar yaplabilmesine yardm etmesi bak
mndan yararl ve gereklidir" (Bilimin Inda Felsefe, Adam Y. 1985,
s. 1 8. ) "Entellektelliin z, bana sorarsanz, ii ciddiye almaktr"
(a.g.y., s. 23 ). Bu sylenenleri Trk kltr ve sanat yaamndan adlar
vererek rneklendirrnek gerekirse, Ezgili Yrek'i okuduktan sonra ilk
akla gelecek kiilerden birinin Ruhi Su olaca kukusuz.
Onu bundan yaklak on yl kadar nce aadaki satrlada an
latmaya almm: "Sanatsal duyarlna ve ustalna bilgisini,
bilgisine bilincini katp kotaran bir sanat Ruhi Su. Halkn iinde
yaad ve iinde yaatt her eyi iletmeye, duyurmaya arac olan
trklerin derleniinden syleniine kesintisizce uzanan yorum s
reci, yzlerce yllk gemiten gnmze tazeliini yitirmeyen ger
ek sanat tayabiliyor, trkleri tek halkn olmann tesinde; her
halkn klabiliyor. Bu, salt trklerin kendilerindeki sadelikten ve
itenlikten gelseydi, her trk syleyenle gelirdi. Ruhi Su ile gel
mesi, mzikle szn birlikteliini kuran, saiarn yozdan seen ve
yerelden evrensele kpr atan bir sanatnn yetkisiyle, yeteneiy
le, dnya gryle ve akyla aklanabilir"
Ezgili Yrek, kendime pay karmak olarak anlalmasndan e
kinmeme karn sylemek zorundaym, yanlmadnn ok boyut
lu, ayrntlarda derinleen bir kant oldu. "Birlikte Yaamak" ba
lkl nszde Cevat apan'n Ruhi Su'ya yakr bir sadelik ve ya
lnlkla niteledii gibi niteleyeyim: "Bu gzel kitap" ... Evet, bu g
zel kitap blme ayrlm: iirler/Yazlar/Konumalar.
iirler zerinde ayrca durmayacam, Ruhi Su airlik iddiasnda
olmayan, ama zaman zaman, taan duyarln kk, gzel iiriere
de yanstan bir sanatyd. "k benim air tabiatm, k orta yere,"
dedii anlarn rnleridir bu kitaba alnan iirler. "air tabiat" yad-
150
Ezg i l i Yrek
(Ruhi Su)
151
u aktr. insan sesi alglarn en soylusudur. Hibir alg insan se
sinin aniatma gcne sahip deildir. Fakat insan sesi de dahil, kul
land algnn gerektirdii yeteneklerden yoksun kii, hem kul
land enstrman hem de o enstrmanla yapt ii yozlatrr. ar
k sylemeyi meslek olarak seven bir insan iin, bu -en azndan- bir
klasik eitim, bir ses eitimi, szn kurallarna gre bir ark syle
me eitimi ve sonsuz bir insan sevgisi demektir" ( Ss. 69). "Bana,
"Sen bu trkleri nasl sylediini anlat," dedikleri zaman, bunlar
dan baka syleyecek bir ey gelmiyor aklma. Ksacas, 'Bu benim
terbiyem idibdr' diyemiyorum" (s. 70).
Birka rnek de Ruhi Su'nun daha genel konulara uzand yaz
lardan vermek isterim. Szgelimi, bugn yeniden gncellik kazanm
olan laiklik sorununa bak onu, ta 1963'te: "Yeryznde laik bir
devlet olmann kadrini sanrm bu bizim halk kadar bilecek ok az
insan kalmtr. nk dnyada bu mesele szkonusu olmaktan ok
tan kmtr" (s. 59). Veya, yine trklerden yola karak dnd
, yandad bir baka soru: "Trklerde hzn ve mizah niye var?"
(s. 48-52). Sonra, halkla bunca iie yaam ve duymu bir sanat
nn poplizme kar o kesin tavr, "halk gibi sylemek" yavesine ce
vab: "yi yorum, iyi icra, kullanlan enstrmann ( insan sesi de bir
enstrmandr), btn yeteneklerine sahip olmakla yaplabilir. Bir
kompozitr keman iin, piyano iin, ya da ses iin bir eser yazs,
bunlar en iyi icra edebilecek (alabilecek ya da syleyebilecek) o
kompozitrn kendisidir diye bir ey sylenemez. Bir eser hangi saz
iin yaplmsa, ancak o sazn btn glklerini yenmi bir insan o
eseri olumlu bir ekilde icra edebilir. nk bestelemek ayr bir i,
icra etmek yine ayr bir itir. Halk da bir besteci olarak bu kuraln d
nda deildir. te bundan dolay "Halk gibi sylemek" sz de ye
rinde bir sz deildir. Ne halk diye belirli bir kii var ne de halkn
btnn ifade edebilecek belirli bir syleyi var. Eer kltrmzle
birtakm imkanlar kazanmsak, illa da bu imkanlardan mahrum in
sanlar gibi sylemeye neden zenelim? Olacak i mi bu ? Daha ileri
nin daha geriyi taklit ettii nerede grlm? Bunun altnda sahte
bir halk sevgisi, geleneki bir tutum sezilmiyor mu?" (ss. 6 1 - 2).
152
Ezgi l i Yrek
( Ru h i S u )
153
"Bile/Yazd" in
Yaza/Bildim mi?
154
Kitabnda yer alan blmleri Necatigil, nsznde kendisi tan
tyor. Birinci Blmde "Trkenin ok ynl anlatm olanaklarna
tank, tek szckte ya da szckler aras anlam kaymalarna yasla
nan iircikler, iir ular var. Bir dizede, birka dizede braklm bu
iirsiler boy atsalar serpilselerdi geni iir boyutlarna ularlard.
Bunlar Divan iirlerinin mfred'leri, msra- berceste'leri gibi de d
nlebilir" diyor. iir ular alfabetik dzenle sralanm. Bir ka
rnek almakla yetineceim bu blm iin.
* Ardmdan dklen su-ben gidince nem kalr"
* Benim sizinle olmam ka iire oturdu."
* Bir kimse acya saygs yoksa, insan olas deil
* Bir yerde olmaynca orada yoksak, ne yapaym nce olmalar
* ok ey dmzda geer iimizden
* diye biliyorsunuz, bir ey demiyoruz.
-
155
"Bir iir binasnn girdisi kts" altbaln tayan nc B
lmdeki yazlar artk bize Necatigit'in dnsel yapsn daha bir
aklkla tantyor, bundan da te, ele ald her konu zerinde de
rinden di.indrmekle, kimi tlden kimi abadan dokunmu gzba
larmz aralyor, biz ayak diremezsek bazen zyor bile.
"Ben" adl ilk yazda ben'in sen'le ilikileri eeleniyor, neler
kyor sen'in ardndan, ben'in altndan! "Ben sen yokuz biz varz an
cak Epika lkesinde geer. Lirika'da ise ben biz yokuz sen varsn de
mek daha doru" diyor air. "Btn iir sen zerine kurulu" Sen'in
edebiyattaki isel, hatta belki rtl, yerini ilk olarak sait Faik'e
ilikin birka satr yazarken dnmtm. Onu bireyselcilikle su
layanlara kar, sait Faik ben'in deil, sen'in yazardr, gibi bir eyler
sylemeye almtm. Sonralar, edebiyatn ( iyi ki) tketemedii
bu sen'i ok dndm. imdi, ksack bir yazda adeta sen'in poeti
kasn buluverince, gnlm Necatigit'in br denemelerinde de
hep bu eit, "felsefi" diyebileceimiz bir boyutu aramaya durdu.
"Sanatnn Ruh Says"nda buldum bunu rnein, "iir Burla
r"nda da; ama "zeletiri" yazs, "Niin Yazyorsunuz?"la birlikte
bize drst ve itenlikli bir (bu kez) 'ben' felsefesinin kaplarn a
makla, daha ilevsel bir yer tutuyor Bile/Yazd'nn btnlnde.
Eer felsefeden, mutlak ve nihat hakikatlerden oluan bir dizge,
ya da byle hakikatiere ulatran biryntem anlamyorsak -ki ben
hibir zaman kendimi bu felsefe (a(aa)ma(tan)ta(na)sna kaptr
mamakla olsun vnebilirim-; ve eer felsefeden, gerekliin ancak
dil dzleminde yansd boyut ve ller ierisinde zmlenmesini
(baka bir syleyile, dilsel bir anlam zmlemesini) anlyorsak -ki
(artk bunda da; vnlecek birey yok ya! ), ben bunu anlyorum-,
Necatigit'in "iirle Sava", "iir ve Szckler" ve "Sesbilgisi Notla
r" adl yazlarna rahatlkla birer felsefe denemesi olarak bakabiliriz,
yaznsallkianna ek bir okuyula. O zaman grrz ki, "iir burla
r"nn "hikmet"inde saylmas gereken air, felsefenin hikmetinin
nice zamandr "hikmet"te deil, dilsel kuruluta demirlediini de
me felsefeciden daha aydnlk, daha doru biimde kavramtr.
156
" B i le/Yazd " I i n
Yaza/B i l d i m m i ?
157
trafiktir"i eklemesi, yaam-yazn ilikilerinin ne olduunu, ne olma
dn en "inat" renciye bile tek derste belietecek kadar ak-se
ik, duru bir bildiri deil de ne ?
Necatigil anlatyor; Dou sylencesinde Kaknus diye bir ku
varm. Bat sylencesinin Phoenix'i benzeri bir kumu bu anla
lan. lm, kanatlarn rpa rpa tututurduu ateten yanarak
olurmu. Klnden bir yumurta, bundan da yeni bir Kaknus oluur
mu. "Her air bildii, hatta bilmedii uzak kaknuslarn kaltm sr
drcs olarak, bu altn zincirde bir halka oluturur" diyor. iiri
mizin (iiri, yalnzca yazmasyla deil, dnmesiyle de) ata Kaknus
larndan biri oldu Behet Necatigil. Zincir biryerinden kopmadk
a duracak, zincir bir de kopunca . . . zaten ne kalacak?
158
Derine Yazl Gnler
(Tomris Uyar)
159
ilmez olmayan; gndelik gereklerle balantllk, sahicilik, kiisel
lik, itenlik eleri bir gnlkte ille de aranr. Bunlar da ilk bak
ta insana doal, scak, stesinden gelinmesi kolay eyler gibi gr
nderse de, aslnda gnl yaznsallk lt karsnda etin s
navlara sokarlar.
Tomris Uyar, kukusuz, snavlar oktan geride brakm bir ya
zar. Ipek ve Bakr'dan Yaza Yolculuk'a uzanan hikayecilik servenini
izlemi olanlar, onun kendi tuzaklarn kendi kazan, kendi bozan, s
navsa, ancak kendi kendine kurduu zorlu baraj larla, kendi snav
na giren bir yazar olduunu bilirler.
te gndkmleri, yazarln, dilini, biemini ar ve ince bir
iilikle yetkinletiemi bir hikayecinin, kendini saydamlatrma
anlarnn verimleri. O yzden edebiyatnn hi tad kamyor, kii
sellii srtmyor, itenlii yapay ve taknma doygusu vermiyor.
ncekilerde olduu gibi, 1 984 sonundan 1 988 sonuna dek uza
nan gnlerin dkmn kapsayan Yazl Gnler'de de, pek ok dei
ik konuya deiniyor Uyar. Kah neeli, grgr, kah bungun, buruk olu
yor. Oipte ise hep "gittike zorlaan soluk alma koullarna, gittike
ryen bir dil ve dnce ortamna" kar, isyana varan bir direni.
Yazma zerine, dil zerine, yazn zerine epeyi sz var Uyar'n
Yazl Gnler'de. Bylece gnler, gerek yaamdaki gibi, "edebiyat
gnl" ile "kiisel gnlk"n harman olduu bir "dkm"de der
lenmi. Yaadmz ok genel deerler sarsntsnn, derdi gn ya
z, dil, edebiyat olanlarn yaamnda ek boyutlada yansd, gerek
ten de soluk almay bsbtn gletiedii yadsnamaz. Uyar'n bu
konudaki vurdumduymazlktan yaknmalarna hak vermek iin, il
le edebiyat olmak gereknedii bir bilinse!
Buna pek ok baka ey de balanabilir. rnein: "Toplumumuz
da sa ve sol ya da gerici ve ilerici kesimlerin yansra, cahillerle ay
dnlar da birletiren ortak bir konu var: aydn dmanl." saptarna
sna hak vermemek elde mi? Saflar, yalnzca aydnn, gerek enrel
lektelin karsnda sklayor. sterseniz siz de, bunun bir neden mi,
bir sonu mu olduu zerine dnebilirsiniz, sonusuzca.
160
D e r i n e Y a z l G n l e r
( T o m r i s U y a r )
161
"Yaarnn Krlma
Noktasnda Dram Sanat"
(Sev da ener)
162
zinde bulunan 'insan' iinde yer ald balarnlardan soyutlamaks
zn, soyutlamadnz her admda denedeverek baarmak.
Yaarnn Krlma Noktasnda Dram Sanat, daha adndan balaya
rak, tiyatroya felsefenin aydnlatc, saydamlatnc yla bakyor.
Okuru, edinilmi nyarglarla, basmakalplarla, gnn geerli -ama
geici- modalaryla balarn koparmaya, en azndan onlarla kyas
ya hesaplamaya aryor. Bunu yaparken de yazar ok cesurca,
ak, duru, anlalr bir dil kullanyor. Cesurca diyorum, nk e
ner'in ne dediini anlayacanz iin, ona soru sorabilir, kar ka
bilirsiniz; onunla tartabilir, onu sktrabilirsiniz. Otoritesiyle sizi
yldrp sindirmek, kafanz kartrp sylemini ve kendisini sorgula
namaz bir gizemle yceltmek yerine; tiyatronun da, sanatn da, fel
sefenin ve her trl dnsel etkinliin de ilgi ve sevgiyle yaktaa
cak her lmlnn harc olabilecei gereini koyuyor nnze.
Yllarn deneyiminden, ok iyi haznedilmi bir kltr biriki
minden szlp damtlm bir kitap okuyunca, drst ve has bir en
tellektel ile karlanca, hi olmazsa bir kitap okuma sresince,
nasl dalyor evrenizi sarmalayan kltr"smog"u, nasl aydnlan
yar sanata, tiyatroya baknz . . . srf bunun iin bile, kendinize bir
ans vermeye deer.
Kald ki, dram sanat, dramatik, traj ik ve komik olann z, tiyat
ronun bu yapsal ana kavramlarnn alar boyunca geirdii dn
mler ve amz tiyatrosunda tadklar anlam konusunda kkl,
rneklerle temellendirilen bilgiler yer alyor kitapta. Keyfin tesinde
kazanlsnz. Dnya tiyatrosu Sofokles'ten, Shakespeare'den lones
co'ya, Aristofanes'ten ehov'a, Orrenmatt'a mercek altna alnyor.
Yazar bu serimlerneye dayandrd analiz ve yorumlarn sahibi
olarak kendisinin nerede durduunu, nasl baktn da aklkla di
le getirmi: "Ben tiyatro sanat deyince insana zg olanla insana
layk olan birlikte dndren, bunu da insan eylemi ile snavarak
yapan bir sanat anlyorum. zellikle yaamn krlma noktalar de
diim kritik anlarnda alnan ya da alnamayan kararlarn, giriilen
ya da giriitemeyen eylemlerin, yaplan ya da yaplamayan ilerin,
alnan ya da alnamayan sonularn, insana, insan ilikilerine an-
1 63
lam kazandrdn, tiyatro sanatnn bu anlam zerinde durduu za
man gerek ilevini yerine getirebildiine inanyorum.
Bundan baka, kimi anahtar saptamalar da yer alyor bu kitapta.
rnein; "Shakespeare'in kahramanlar seimleri ve eylemleri ile
deil, eylemlerinin nedenleri ve sonular ile seyircinin gzn
aan, onlar uyaran kahramanlardr." ya da "Uyumsuz tiyatronun
kiileri insanlklarn koruma abalar ile dramatik anlam kazanr
lar." ya da "ehov'un yanstmak istedii dnya artk Shakespeare'in
tutkulu insanlarnn hareketli dnyas deildir. nsann dram gn
lk olaylarn altnda yatan, gnlk ilikileri etkileyen umut krklk
larnda, zlemlerde gizlidir." Ancak, bu kadar yalnlkla ve netlikle
ifade edilmelerine ramen, ener'in yarglar ematizmin kurulu
undan, kstlayclndan ve saptrclndan da alabildiine uzak
duruyor. Yaayan, smanmaya elveren, zihin aan dncelerle k
yor yazar karnza.
Artk tiyatronun ne olduunu, insanla, toplumla, yaamla nasl
bir iliki kurmu ve kurmakta olduunu ve dolaysyla neyin/nelerin
tiyatro olmadn, 'gzel', 'orijinal', 'etkileyici', 'arpc', 'allma
m', 'modern', 'yaratc' sfatlarnn teker teker ya da hep birlikte, bir
yapt ya da gsteriyi 'tiyatro' klmaya neden yetmeyeceini aydnlk
ta tartabilmemizi salayacak gvenilir bir kaynak var elimizde.
164
Yarn ok Ge Olacak!
("Doru Trke" ve iar Yaln)
165
zar. Etmeli ki, bugn gzden kaan, yarn, brgn, bir gn yakalan
sn. Sonu gelmez tekrardan daha elverili ve yazarn zamanna, aba
sna insafl bir yol da; gnlk yazlarn kalclk kazanmas, dnp d
np baklabilir, okunabilir olmas iin bir kitapta toplanmasdr.
Metis Yaynevi ok yerinde bir kararla iar Yaln'n dil yazla
rn kitaplatrm. imdi Do;ru Trke elimizin altnda. Onu Trk
edeki dorularmz-yanllarmz denetlemekte kullanabiliriz; ba
mz sktnda referans olarak kullanp yanlta direnenin gzne
sokabiliriz; ondan hi bilmediimiz baz kelimeleri renebiliriz (r
nein ben iki kelime rendim: "tezebzb" (s. 25) ve "ilak" (s. 54 ).
Birincisinin hem kararszl, hem karmaa v e karkl ifade eden
bir anlam varm; ikincisinin de, daha yeni Trkede, yine herkes
e pek bilinmeyen "tarlk" kelimesiyle ifade ettiimiz, "laf oldu
u yerde dolandrma" diye anlatabileceimiz bir anlam varm.
"Dnd" yerine "Dnn gerekletirdi" demek gibi. Benden da
ha gen yataki ler, hatta akranlarm ve benden be-on ya byk
ler, eminim daha da ok kelime reneceklerdir. nk ben, zel
ilgim ve merakm dolaysyla, Osmanlcann girdisini ktsn,
"knh"n bilmesem de epeyice kelime ve yanltan kanabilecek
kadar kural bilirim. ) .
Daha baka neler yapabiliriz bu kitapta, bakalm: Yazarnn "iz
meden yukar kmak" diye niteleyerek kimi bilgiler verdii yerlerde
olsun, msra, beyit alntlaryla olsun, Trke konusunun dnda ya
da etrafnda dolaabilir, bilgi daarcmz zenginletirebiliriz. Do
rusunu bilsek de, gerekesini bilmediimiz iin tereddde debile
ceimiz kelime ve ifadelerle ilgili bilgi ve sezgilerimizi pekitirebili
riz. Nihayet, yaznn banda da sylediim gibi, Trkenin barbar
ca tahribi karsnda elimiz kolumuz bal, aresiz kalma telamz
(varsa tabii) iar Bey'in himmetiyle biraz yattrabilir ve kendimize
esasl bir, trkenin tadn kara kara okuma ziyafeti ekebiliriz.
iar Yaln bir dil uzman olmadn sylyor. "Aslnda hukuk
uyum fakat ocukluumdan beri merakm dil, yaz ve edebiyat ol
mutur. Bu merakm dolaysyla Trk dili zerinde pek ok kitaplar
okudum, arap harflerini rendim, eski edebiyatmz derinlemesine
166
Yarn ok Ge Olacak
( " Doru Trke" ve iar Yaln
1 67
i her yerde ar Trke kullanmay, Osmanlca ya da Bat kkenli
kelimeleri kullanmaya tercih ediyorum. Ancak artk kalemimin ya
nnda bir kken derektr bulundurmuyorum; damak tadn perhiz
le kstlamyorum. Ne var ki, yine de bu konuda iar Yaln kadar
bamsz davrannay semedim, semem de. Yabanc kkenli keli
melerden ve kurallardan makul bir lde kamarak da zenli, do
ru ve gzel Trke yazlabileceine, konuulabileceine inanyorum.
Ar Trkeciliin bir yazar ille de fakirletireceini dnmyorm.
N i teki m bu dncemi destekleyen pek ok rnek de var. Sanyo
rum iar Yaln eski edebiyatmzia ilgilendii lde ilgilenmemi
Cumhuriyet sonras edebiyatmzla. Hele 1 940'lar-SO'ler sonras ede
biyatmza baya vey evlat muamelesi yapm. Belki onun iin bi
raz uzak duruyor yeni Trkeye. Belki rnein Oktay Rifat', Turgut
Uyar', Behet Necatigil'i, Murathan Mungan' da Baki'yi, eyh Ga
lip'i, Yahya Kemal'i, Ahmet Haim'i tand kadar tansayd; diye
lim Bilge Karasu'yu, Nezihe Meri'i, Tomris Uyar', Hulki Aktun'u
kendini vererek okusayd, dilimizin bugnk, insan gerekten tero
rize eden perian manzarasn deitirme, dil bilincini oluturma ya
da gelitirme yolunda onlardan rneklere de bavururdu.
iar Yaln'n "Trk- slam sentezcisi, yeni Osmanl, kinci
Cumhuriyeti, liberal, demokrasi ve insan haklar havarisi falan"
olmayp "radikal Cumhuriyeti, Kemalist, demokrat solcu, laik, j a
koben" olduunu tam da bu nitelemelerle belirtmesi, ayrldmz
yegane noktann, Trke konusunda onun "ar z Trke" anlay
nn, benimkinden biraz daha geni bir alana iaret etmesi olduu
nu ortaya koyuyor. ama Trkeyi seven, aziz tutan, onun zerine
titreyen ve brakn bugnk gibi yerden yere vurulmasn, ona toz
konmasn sindiremeyen biri iseniz, bu duygularnz ve tepkilerini
zi aynen paylaahildiiniz biri ile temelde anlamamanz mmkn
deildir. Hele o, "Dil hereyden nce bir ahenktir. ( ... ) Dil konu
sunda benim btn arzum ve zlemim, dnyann en gzel, en
ahenkli ve en mantkl dillerinden biri olan Trkemizin, Trkiye
Cumhuriyeti Devletinin resmi dilinin, Kagarl Mahmut'larn, Ali
ir Nevai'lerin, Fuzuli'lerin, Baki'lerin, eyh Galip'lerin bize yadi-
168
Yarn ok Ge Olacak
( " Doru Trke" ve iar Y a l n
169
casna yerlemesiyle ileden ktm, mcadele ettim. nsanlarn tane
ile saylmas gaf( let) idi elbet; ben resmi bir azdan, insanlarn ste
lik keside de ifade edilebileceini, "Svas'ta otuz ksur vatandm
zn katledildiini" duydum "Gzaltna alma"nn "gzlem altna al
ma" eklinde dzeltildiini( ! ), "infaz" n "ldrme" anlamna geldii
ni ( ! ) dinlerken televizyonumu krmak istedim.
te btn bunlar ve daha pek oklar iar Yaln'n kitabnda
sabrla, tatl-sert bir slupla eletiriliyor, dzeltiliyor, gerekeler de
gsterilerek akllara nakolunsun diye defalarca altlar iziliyor.
Yazar tek bana adeta bir kurum gibi alyor, rpnyor, m
cadele ediyor. Kitabnn biryerinde, bileik kelimelerin ne zaman
bitiik, ne zaman ayr yazlaca konusundaki belirsizlikle ilgili ola
rak, kimin neye gre karar vereceini dnrken yle bir yol
nermi: " . . . Kim yapacak bunu? Dil uzmanlarndan, yazarlardan,
sanatlardan, bilim adamlarndan oluacak bir ura ya da Akade
mi. Hatta niin bizim de Fransz Akademisi gibi kendi kendilerini
yenileyecek 40 "layemut"umuz olmasn? Ama ilk yeleri hangi Ric
helieu seenek ???" (s. 2 7 ) .
Bu yalnzca bitiik ve ayr yazlmas gereken kelimeler iin deil,
Trkenin doru ve gzel kullanlmas ile ilgili her konuda geerli
bir yol olarak dnlebilir bence. Virgl dergisinin 6. ( Mart 1998)
saysndaki yazsnda Blent Somay, Yaln'nkine ok benzeyen bir
neri getiriyor: Bir "Dil Kurultay" Bakanlna ya da en azndan
fahri bakanlna da iar Yaln' aday gsteriyor. Blent Somay'n
bir Richelieu olup olamayacana ben karar veremem elbet, ama
adayn ("fahr!"ye raz olmamak kaydyla! ) yrekten desteklerim.
Yazm bitirmeden nce, iar Yaln'n Yeni Yzyl'daki stunu
nu brakmasndan sonra ilendii iin onun kaleminden kurtulan
crmlere birka rnek vermek istiyorum ki, sorunun neminin s
rekliliini bir kere daha vurgulam olaym:
"Yreindeki onlar gibi olmak istemiyorum handikap gn getik
e daha da artyordu." (22 Mart 1 998 tarihli Hrriyet'ten)/ "ahamet
kuu" (23 Mart 1998 tarihli Yeni Yzyl'dan./ "Jstifike etmek" (Bir
1 70
Yarn ok Ge Olacak
( " Doru Trke" ve iar Y a l n
171
Mzik ve
Mziimizin Sorunlar
172
Mzik ve
Mziimizin Sorunlar
173
latran/ .. ./ temelde srekli tekrara, uzun sreli zaman birimleri iin
de en az oranda deiiklie dayanan 'minimalist' Oluum Mzii"
ve bu mziin temsilcilerinden Phil G lass zerinde duruluyor.
"Afrika Mzii", "Caz Sanat Afrika Kkenli Bir Gelenekten
Dodu" balkl yazlar bir arada, caza kuatc ve derli toplu bir ba
k iin nemli tutamaklar veriyor okura. "Amadeus" yazs, Ama
deus'u tiyatroda ve/ya da sinemada seyredenler iin ayr bir anlam
da tayor. Peter Shaffer'in Mozart-Salieri atmasna yaklamn,
bir de, oyunu Peter Hall'un rej isiyle izlemi olan Filiz Ali'nin yoru
muyla okumak, Mozart' ve Salieri'yi felsefi konumlaryla yeniden
dnmek isteyenler iin ok ilgi ekici.
"John Cage ve James Joyce" yazs, en azndan Joyce'un yz su
yu hrmetine merakn ckmeli edebiyat okurunun. "Kim bu John
Cage demeyin. amz bestecilerini, zellikle Avrupal birka ku
ak besteciyi, Viyana Atonal okulunun ya da 300 yl akn Alman
kltrel egemenl iinin basksndan kurtarm ilk Amerikal beste
cidir John Cage. / .. ./ James Joyce'un szleriyle yapmak istediini ve
yaptn, John Cage bir bakma seslerle yapmakta. Finnegan's
Wake iin yazd nzikte, 72 deiik kanaldan ayn anda verilen
72 deiik ses izgisi duyulmakta. Cage bu sesleri, Wake'de belirti
len yerlerde banda alm. /. . ./ John Cage Trkiye'de tannyar mu?
James Joyce kadar bile tanndn sanmyorum. /.. ./ Bat mzii ile
uraanlarn bile John Cage'le ilgilendikleri yoktur. Deli samas
yargsndan kurtulamaz kolaylkla Cage lkemizde. Ya 70'e de
gelse, birka kuak besteci ve yarumcu onun at yolda yrme
ye devam etse de John Cage, Trkiye iin hi mi hi nemli deil
dir" (ss. 7 7 , 80, 8 1 ) .
"ada Mzik" blmnn son yazs "Theodorakis, "ada
Fareli Kyn Kavalcs" "Politik Mzik" ve Theodorakis konusun
da ciddi bir mzikinin ne diyeceini merak etmelisiniz bence.
Theodorakis'ci iseniz de, deilseniz de !
"Mzik Eitimi" blm, "Trkiye'nin Mzik Sorunlar" bl
m ile birlikte; Filiz Ali'nin kendi deneyimleriyle de canlandrarak,
174
Mzik ve
M z i i m i z i n S o r u n l ct r
175
insanlarn yaam yklerini, huyunu suyunu merak eder, davran
zelliklerini incelemeye alrm. Yar aralk pencereden dary s
zen bir bak zerine bir eit yk canlanverir kafamda" (s. 244 ).
Demek yalnz kaleminin kvraklyla deil, "insan"a ynelik il
gisinin biimlenii ile de belirlenebilir bir edebiyat kuma tad
yazarn. Ama ilk kez byle bir kuma karsnda, "Niye edebiyat
alanna girmiyor?" diye hayflanmyorum. Filiz Ali kendi iini o ka
dar mkemmel yapyor ki.
176
eviri: Dillerin Dili
(Akit Gktrk)
177
Gktrk'nk. eviri yapanlar ve eviri okuyanlar, her ikisini de i
edinenler iin. Yazarn Okuma Ura (ada Yay. 1979) adl kita
b metin dztemindeki bir iletiimin, yani "okuma"nn yap talar
n dyordu. eviri: Dillerin Dili, ayn dn evrenine yeni bir a
lm niteliinde. eviribilim; dilbilimle, dil felsefesiyle, filoloj ilerle,
toplumbilimin ve ruhbilimin i lgili dallaryla alverii iersinde, on
lardan aldklaryla eklemlenerek bir btnsellik sunan, gen bir
aratrma alan. Elimizdeki yapt da, zgl olarak bu alan, yazn e
virisine ilikin bellibal sorunlarn irdeliyor.
Ne var ki; Akit Gktrk'n, gerek Okuma Ura ile, gerek bu ki
tab ile gndeme getirdii sorunlar, zgllklerinden bir lde uzak
latrarak, daha geni bir perspektive yerletirmek eilimindeyim ben.
Trke okuyan okur iin gerek ve somut durumun da bu olduuna
inanyorum. Her iki yapt da, bilimsel nitelikleri bakmndan hangi
zgl alann mal olurlarsa olsunlar, ilevsel nitelikleri bakmndan,
'
bir bilin oluturmaya katkda bulunuyorlar: Birinci! olarak bir dil bi
linci; buna bal olarak da bir dnce ve iletiim bilinci. kinci! ola
rak ise, bir yazn bilinci ya da bir yazn bilincinin bir bileeni.
Byle olunca da geni anlamda, birer felsefe sorunu olarak eil
rnek mmkn Gktrk'n gndemindeki sorunlara. eviri: Dillerin
Dili'ni de byle deerlendiriyorum: Bir iletiim felsefesi kitab bu.
Trke kitaplmzda dizgesel bir yerletirmeye gidersek, inann
en esnek bir yaklamla bile, bir felsefe rafn g doldurabiliriz.
Kukusuz Trk bilim adam da, bilimin ulussuzluu gerei, kendi s
nrlar belirlenmi alannda srdryor aratrmasn. Ama yapt,
henz yeterince eitlennemi bir kitaplkta, dnya kitaplnda sa
hip olacandan daha zel bir iievle ykmleniyor.
Ben niversitede hocalk yaptm yllarda, tescilli felsefe kitap
larndan ok, felsefeye yeni almlar getiren dil ve dnce aratr
malarnn rnlerini tantmaya alrdm felsefe rencilerine. Ta
bii bu dediim, niversitenin niversite olduu, ucundan ucundan
olabildii yllard. Yine bir niversite olsa, o niversitenin de bir
felsefe blm olsa, felsefe rencilerine ilk on kitap iinde Akit
Gktrk'n yaptlarn veririm. Hem, gerek anlamda felsefe yap-
178
eviri Dillerin Dili
( Akit Gktrk)
179
Bilimin, felsefenin, "entellektel etkinliin"; ille de tozlu, gri,
ask suratl, rktc, itici, snob, fildii kule mnzevisi klkl olma
yacann ve asl yle olmadnda saygn, etkin, zendirici, ilevsel
olacann prl prl bir rnei Akit Gktrk'n kitab.
l llll
Dnceyi
Canl Tutan Deneme
(T. S. Eliot)
181
Denemeler'in okunmasndan ikili bir yarar salanabilir. Bunlar
dan biri yazn ve eletiri kurarnlar ile ilgilenen birinin, 20. yzyln
bu alanda yetitirdii en nemli kiilerden biri olan T S. Eliot'un
dnceleri ile tanmas ise; dieri, iir, eletiri ve genel olarak ya
zn zerine yeniden dnmeye, dnce retmeye, (varsa) yerleik
dnceleri, yarglar snamaya yneltmesidir.
Bence, zellikle kitabn ilk iki yazs "Gelenek ile Bireysel Yeti"
ve "Eletirinin Grevi" bylesi bir egzersiz iin ok elverili. Snrla
r daha dar tutulmu olan "Hamlet", "Metafiziki Ozanlar", "Willi
am Blake", "Dante balkl denemeler de, salt ele aldklar konuyu
aydnlatmakla kalmamakta; okurun, yazn bilincini ve okuma dene
yimini geniletip gelitirmesine katkda bulunmaktadrlar. rnekse,
"Dante"den u satrlar okuyalm: "Birisi kp Dante'nin iirinin de
erlendirilebilmesi iin bu iirdeki atnn, felsefenin, st rtl
sylenenlerin anlalmas gerektiini syleyebilir; te yandan, oza
nn iirini sunmakta kulland bu atnn, okunn iirden tat duy
masn salamak grevinde olmadn, iirden duyulacak tadn do
rudan doruya iirin kendisinden doduunu ileri srenler de kabi
lir. Bu yanl yarglarn ikincisi daha yaygndr. Belki de birok kim
senin Komedya stne bildiklerinin Infemo ile, giderek Infemo'nun
birka blmyle snrl kalmasnn nedeni budur. Tanrsal Komed
ya'dan tat duymak sonu gelmez bir sretir. ilkokuyuta belki de hi
sevemezsin iz; ama ilk okuyuta yer yer sizi iinizden sarsan bir iir yo
unluuyla arplrsanz, gitgide daha ok artan bir bilme, renme
isteiyle yanarsnz; tembelsen iz bir diyeceim yok tabii" (s. 83 ).
Eliot lkemizde tutucu bi r ozan v e dnr olarak bilinir. Bu
yzden de geleneklerin srdrcl misyonunu yklenmi evre
lerin entellektel kesimlerinde daha bir rabet grr. Denemeler'in
okunmasyla belki bu imge bir lde deiebilecektiL Akit Gk
trk'n de bir uyars var bu konuda: "Bu noktada Eliot'un gelenek
iliiyle ilgili bir aklama yapmak gerekir belki. Bu gelenekilik,
bizde ounun sand gibi, bir gemi yobazl deildir. Devingen
bir tarih anlay zerine kurulmutur. Gelenek, sanatnn bugn
tapmas gereken bir put ya da donmu kalp deil, bugnk yarat-
182
Dnceyi Canl Tutan Deneme
(T S Eliot)
183
Edebiyatn Sefasn Srmek
(Vladimir Nabokov)
184
lamaz. Yzme renen biri denizi daha ok sever; yeni bir stil dene
yen yzcnn gznde yzrnek yeni bir anlam kazanr ya, Edebiyat
Ders leri'ni okuduktan sonra, aklnz kolay kolay alamayabilirsiniz
edebiyattan. Szgelimi, Peki, ya Dostoye vski- Karamazof Kardeler;
ya Woolf-Deniz Feneri, Tanpnar-Mahur Beste, Sait Faik, Marquez,
Faulkner, Stendhal, Kundera, Karasu, Cortazar, Bll, Aaolu,
Durrell, Rilke, Ileri . .. Ya Sebastian Knight'n Gerek Yaam (Nabo
kov) ?" deyip gezebilirsiniz. Yalnz unutmayn, yazar tarafndan da
bata uyarldnz: "Kendimizi aldatmayalm; unutmayn ki edebiya
tn hibir pratik deeri yoktur" (s. l l ).
Bir edebiyat gnlls iin, armaan paketinin zerinde okuyaca
u not, en az o armaan kadar deerli olmal: "Bu derslerde u ha
rika oyuncaklarn -edebiyat bayaptlarn n- i dzenini gzler nne
serneye altm. Sizi, romanlar, kendilerini roman kiileriyle zde
letirmek gibi ocuka, ya da yaam renmek gibi yeni-yetmelie
zg, ya da art arda genellemeler sralamak gibi akademik bir amala
okumayan iyi okurlar katna karmak istedim. Kitaplar, biimleri,
dlem zenginlikleri, sanatlar iin okumayy retmek istedim. Size
bir sanatsal doyum rpertisi yaatmak, kitaptaki kiilerin deil, yaza
rn heyecanlarn paylamay retrnek istedim" (ss. 267-8).
imdi biraz gezinelin Nabokov'un "snf'nda: "Emma Bovary
denen kz hi yaamad. Madame Bovary kitab ise sonsuza dek ya
ayacak. Kitaplar kzlardan ok daha uzun mrldr" (s. l l ) diyor
sa, kulak verelim. Biraz sonra dersin daniskasm alacaz: "Flaubert
Fransa'sndaki koullar ya da Flaubert'in bunlar yorumlay nasl
olursa olsun, kitapta olup bitenler yalnzca Flaubert'in zihninde
olup bitmektedir" (s. 1 3 ). Tabii bunun yalnz Flaubert iin deil,
btn has yazarlarn has yaptlar iin geerli olduunu karsamak,
dersi verenin deil, alann ii.
Ancak, Nabokov'un her dediine kavuk sallamak zorunda da
deiliz elbet. Ben, kendi payma, hafiften balayarak, size Nabo
kov'a katlmakta glk, byk glk, olanakszlk grdm bir
ka noktay sralayvereyim. rnein, "Flaubert olmadan Fransa'da
Mareel Proust, rlanda'da James Joyce olamazd" (s. 3 3 ) diyor Na
bokov. Bilemem! Kafka iinse, yle diyor: "amz Alman yazar
larndan en bydr. Onun yannda Rilke gibi airlerle Thomas
185
Mann gibi yazarlar cce ya da aldan aziz heykelleri gibi kalrlar"
(s. 1 2 5 ) . Kafka'nn byklne szm yok, yok ama Rilke ile Tho
mas Mann' ona kurban edecek kadar deil. Hele bu kadar aala
yc yaktrmalarla? Hayr! Sonra Nabokov, Dostoyevski'yi Pu
kin'den, Tolstoy'dan, hatta Turgenyev'den "ok daha alt dzeyde
bir sanat" sayyor (ss. 75/7 7 ) . Ph! Sinirlendirici ! Ne var ki, Na
bokov, ona katlsanz da katlmasanz da, saygnz hatta hayranl
nz esirgeyemeyeceiniz bir yazar.
Yirminci yzyla damgalarn vurmu sayabileceimiz iki dce
ant karsnda da son derece horgrl. Marx'n ve Freud'un d
ncelerine katlnarnakla kalmyor, kmsyor onlar. Marx iin,
"sanatlara kar olan tutumunda gerek bir philistine" (s. 1 3 ) diyor
( Philistine: Dar kafal F.A. ) : Freud iinse, "karanlk alardan kal
ma o arlatan doktor" (s. 69). Bu, bamsz ve zgr dnme hak
kn sonuna kadar elinde tutmak adna gerekli grd radikal bir
tepki midir, yoksa gerekten zerinde inceden ineeye dnlm
bir kar k mdr? Elimizdeki kitaptan yeterince anlalmyor.
Ama, Edebiyat Dersleri'nde bizi ilgilendirmesi gereken, Nabo
kov'un doal bir hakk olarak ortaya koyduu entellektel seimle
rinden ok, yaznsal yaklam ve zmlemeleri olmaldr. rnein,
genel olarak Tolstoy'da "zaman" ve zel olarak Anna Karenina'daki
zamanlama zerine yazlan sayfalar, balbana zgn ve ok ok
parlak bir kurarn deerindedir. Birka trnceyle ok yaln bir biim
de zetleviverdii "tek-kuakl, ok-kuakl" romanlar ayrm, "kur
maca" kavramna getirdii amlamalar, bilin ak, anmsama gibi
sorunlara yaklam, yap-izlek-izleke-imge dzeni zmlemeleri,
yazma gnl vermi bir okur bulduunda, onun okuma yaamn Na
bokov'dan nce/Nabokov'dan sonra diye ikiye blecektir.
Yapt Trkeye Fatih zgven ve N ihai Akbulut evirmiler.
Birlikte deil; kimi yazlar biri, kimilerini br. Hem kuramsal bir
arlk tayan, hem kendi iinde bir biemi, yaznsal bir kvrakl,
ince bir zekay barndran bu yazlar tadyla tuzuyla Trkeye geir
mek kolay olmasa gerek. "Macera" ya da "serven" yerine,tam ye
rinde "sergzet" szcn bulup karan Fatih zgven'e (s. 85 ) ,
yazarn szck oyununa "Tolst-Oynar, tolstoynar" karln bulan
Nihai akbulut'a bravo. Hem de sadece bunlar iin deil !
186
"ada Dnce ve Sanat"
187
ce sistematiinde ayn kaynaklar paylaan disipliniere ak tutma
y bu tartmaya kazandraca zenginlikler asndan tercih ettik"
diyor. Gerekten de konferans tartmalar okuduunuzda, bu yolda
nemli bir adm atldn greceksiniz.
Kompartmanlardan kp ortak bir platformda bulumann ne
mine inananlar iin: Deniz engel'in "Postmodernizm ve Teori"
balkl konuma metni, Vasf K. Kortun ve Hseyin B. Alptekin
imzalarn tayan "Yrngede kan: Bir Baka Beriki" ve Cevat
arpan, llber Ortayl, Jale Parla ve H ilmi Yavuz'un tarttklar
"Kltrler Aras Etkileim" konulu panelin metni, zellikle reti
ci, aydnlatc ve dndrc blmleri kitabn. Jale Necdet Er
zin'in, Dilek Dalta'n konumalar da "postmodern"in kavram ana
lizi ve uygulamalar konusu iin elverili birer ereve oluturuyor.
Dikkatli ve temkinli okurlar; Hasan Blent Kahraman'n "Yeni
Bir Gerekilik Olarak Resim" balkl uzun tutulmu konumasn
dan, gerek bir entellektel dnce abasyla, malumatfurulukla
yaldzlanm taslama entellektellik arasndaki fark ayrmsama ko
nusunda yararlanabilecekler sanrm. Entellektelliin ocukluk has
talklarndan biri olan isim serpitirme ("name dropping") her zaman,
her gz boyamyor. Fakat kukusuz, asl Sezer Tansu'un "ada
trk Resminde Gelime Dinamikleri" balkl, balyla herhangi bir
balants kurulamayan birka dakikalk konumasnn metni, bu cid
di ve dzeyli kitabn iinde gerek bir nazar boneuu sayimal .
188
Deneme Atakta
189
gelince, en arbais bile, ciddiyeti ancak slupta koruyabilir. Yaz
dklar ey, yazlacak ey midir bakarsanz? Sap derken saman deyi
verirler. Tanm bu; ad stnde denemenin. Byle olunca da, b
yklerin iine karmasn, kardelerinin lokmasna ortak olmasn,
ayak altnda dolamasn diye itip kakyorlar onu.
Ben de, neredeyse yirmi be yldr kalem yorduum denemeye
itibar kazandrmak iin, biraz da bencil bir gayretkelikle, her frsat
ta bu trn olanaklarndan, almlarndan, ufkunun, yelpazesinin
geniliinden , tadndan tuzundan, zenginliklerinden dem vurup du
rurum. Denemenin ustalarn amnsatp "insanlarmz" hevesien
dirrnek isterim. Salah Birsel derim. Ata derim, Umberto Eco, Oc
tavia Paz, Nermi Uygur, Papini, Enis Batur . . . derim. Gnlkleri,
anlar katarm iin iine . . . lle de okusunlar denemeyi, tanmadan
reddetmesinler isterim.
te yine frsat bu frsat... Son zamanlarda sevindirici bir gelime
izieniyor deneme yaznnda. Okumaya isteklileri n saysnda bir art
olmuyor mu bilmem; ama yazarna pek an hret salamayan bir
tr olmasna karn, denemeye kalem renler oalyor. oal
mak birey deil de, eitleniyor, zenginleiyor, yeni ynserneler ka
zanyor denememiz. Ne denir; deneme yaz, denize at . . .
Aydn Uur'un yazlarn Gergedan v e Argos'da zevkle izliyor
dum. Grmediim baz yazlarn da ekleyerek kitaplatrm onlar
Uur. Kefedilmemi Kta; dnmeye enmeyen bir ada ayd
nn gzyle, bir sosyal bilimcinin gzlyle, doma byme ehir
li birinin grgsyle, tertemiz, lezzetli bir Istanbul Trkesiyle, ince
bir mizah duygusuyla yazlm denemeleri biraraya getiriyor.
Gndelik yaam, yaamn kysnda deil, ta gbeinde yer alan,
onunla rtmesine bilemediniz bir paspartutuk pay kalm bir hen
gamedir ve gndelik yaam, ancak denemeci yazar. Aydn Uur'un,
zihniyet kalplarmzn grngesinden (perspektiv) gzlediklerini
okumak, inann ok keyifli. Denemelerin kimisi bir projektr g
cnde ("Feminizm, Erkek ve Kimlik") , kimisi, kl-ty denip geile
bilecek ayrntlardan bir sosyoloj ik analiz retecek ineeliktc ("Bu
Bir Kl Olmayabilir") ve hepsi ok zekice.
190
Deneme Atakta
191
Boaziine Snanlar
192
ve ileyen bir hocann, Prof. Nusret Hzr'n yannda yetitiim iin
kendimi o gelenein nc kuaktan bir akrabas sayarm. Biraz da
bu nedenle, Trkiye'nin bak asndan tanm olduum bu Alman
beyinlerinin Trkiye servenini, kendilerinden birinin bak asn
dan da tanma frsatn salayan bu kitap, bana daha da ilgin geldi.
Hitler'in iktidar ele geirmesiyle birlikte karlan ve "Devlet
Memuriyetinin Meslek Olarak fasna Yeniden Dn Kanunu" gibi
anlaml ( ! ) bir ad tayan yasa, Neumark'n "Trk-Alman mucizesi"
diye and bu ilgin kltr temasnn ilk dolaysz adm olmu. Ne
umark bunu; "Balarda bu yasann olduka esnek anlaml hkmleri
ne dayanlarak, sonradan hibir yasal dayanak olmakszn, Alman bi
lim ve sanatnn birok temsilcisinin memuriyet stats -geici ya da
kesin olarak- kaldrld veya kendi mesleinde almasna tamamen
mani olundu. Nazilerin batan houna gitmeyen veya zamanla onla
rn gzne batan yksek okul retmenleri, gazeteciler, sanatlar vb. ,
eer zaten rki nedenlerle derhal ilerinden atlmadlarsa, memurluk
statlerini yitirdihen sonra -parti veya onun dier organlar tarafn
dan "tahamml kabil olmayan kii" ilan edilip iten atlana kadar
daha birka yl kendi mesleklerinde alabildiler" diyerek aklyor.
Trkiye'deki gen Cumhuriyet Hkmetinin aklc ve ilerici
kltr politikasnn bu kiilere olanak tanmasndan sonra, meslek
lerini Trkiye'de yrtmeleri iin kendileriyle anlamalar yaplan
Almanlar, Neumark drt bekte topluyor:
" 1 . Ari olmayanlar veya Nazilerin gsterdii tm abalara kar
n Ari olmayan elerinden boanmaya raz olmayanlar,
2. Nazi rej imine kar savaan faal Katolik gruba mensup olan
lar,
3. Politik eilimleri ve bylece iktisat politikas alannda da tu
tumlar, kalp ve beyinleriyle liberal olan kiiler,
4. Sosyal Demokrat mlteciler."
Bunlar arasnda tarihi Ernst Engelberg'in dnda hi komnist
bulunmadn yazar ayrca belirtiyor. niversite retim yeleri
nin says yetmi dolaylarnda, ynetici grevi stlenen sanatlarn
says ise on kadarm. Tabii zaman iinde bu saylarda kimi dei
meler olmu.
193
Kitabn yazar olan ktisat Profesr Fritz Neumark'n iktisadi
grnn ve buna bal olarak biimlenen siyasal eiliminin bu ki
tap balamnda tartma konusu edilmesi fazla bir anlam tamaya
cak. Sadece, o yllar Trkiye'sini, mlteci Almanlarn konum ve ta
vrlarn vb. deerlendiriinde, ancak liberal denebilecek bir dnya
gr perspektivinin egemen olduu sylenebilir. "Son zamanlar
da kanmca ok fazla abartlan Trkeyt- yenileme hareketi" gibi,
aktan aa bir tutuma iaret eden ifadelere ise kitapta ok sk
rastlanmyor. Kald ki, belli bir dneme tankl ve bu dnemin
anlarn dile getiren bir yaptta kiisel ve znel bir bak asna yer
leilmesi byk bir saknca saylmaz.
Fritz Neumark bu ilgin yaptnda Alman bilim adamlarnn l
kelerinde kar karya kaldklar durumu, Trkiye'ye nasl ve ne ko
ullarla kabul edildiklerini ayrntlaryla anlattktan sonra, Trk hal
kna ilikin gzlem ve tanlamalara da yer veriyor. Almanlada ve ge
nel olarak Batllada karlatrldklarnda Trklerin "daha fazla psi
koloj ik duyarlk sahibi" daha "insancl, tabii, scak ve kibar" olduk
larn itenlikle belirttikten sonra; i konularnda pek aceleci dav
ranmadklarna, bakalarnn zel hayadaryla fazlaca ilgili oldukla
rna, ok ehl-i keyif olduklarna, pazarln ne kadar geerli bir yn
tem olduuna vb. da ineelikle iaret etmi. Ama kitapta asl ilgiyi
ekmesi gereken, bizi deil, kendilerini anlatt blmler.
Sz konusu mltecileri, aralarnda Avusturyallar ve eski Avus
turya-Macaristan Krallndan olanlar da bulunduu iin, genel
olarak "Alman dili konuan mlteciler" diye anan Neumark, bu ki
ileri bilim adamlar ve sanatlar olmak zere iki bekte ele alm.
llkin iktisat ya da hukuk fakltelerine mensup olan meslektalarn
ele alyor ve Rpke, Rstow, Kessler, lsaac, Dobretsberger ve
Schwarz gibi kiilerin ayrntl portrelerini iziyor. Bunlardan baka,
Honig, Strupp, Hirsch gibi kiilere de ksaca yer vermi. stanbul
niversitesi Edebiyat Fakltesinde alan Almanlar arasnda; Re
ichenbach, Spitzer "ve onun peinden Trkiye'ye gelen havarileri",
Ernst von Aster, Helmut Ritter, Walther Kranz gibi Trk okurlar
nn kitaplarndan tanyabilecekleri, her biri kendi dallarnn nl
194
Boa z i i ' n e S n a n l a r
195
Neumark'n bu ok ilgi ekici yapt; "Trkiye Cumhuriyeti;
Atatrk'n nderliinde yeni amalar ve kurumlar{Trk makamla
r, zellikle polis ve mahkemeler/Mlteciler ve 'nc Rayh'n
Trkiye'deki resmi temsilcilikleri ile ilikileri/niversite dnda
yaant/kinci Dnya Savanda Trkiye/nc Rayh'n sonu
Dnya Savann sonu/Geriye dn ve baka yere gidi/Geriye Ba
k: Almanca konuan mlteciterin trk kltr ve ekonomi yaam
zerindeki etkisi/O gnk ve bugnk Trkiye" balkl blmlerle
btnleniyor.
Trkiye'de kald uzun yllar iersinde dilimizi ok iyi renmi
olan Neumark, kitabn yine de Almanca olarak kaleme alm. e
viriyi yapan efik Alp Bahadr'n olduka akc, Neumark'n stu
bunu ve hatta neredeyse bir lde kiiliini yanstt izlenimini
veren lml bir dili var. Gzel ve temiz bir Trkeyle evrilmi olan
kitabn kimi sayfalarnda rastlanan akl almaz dil yaniiarna ("s
'
tanbul'daki ikametgahmz srasnda" gibi ) bir anlam vermek ok
g. Neyse ki bu yanllarn says olduka az. Bunun (ve nszde,
kitapta yer ald sylenen fotoraflarn izine rastlanmamasnn) d
nda, yaym zenle gerekletiritmi saylabilir. Bu kitabn salan
mas biraz arayp taramay, soruturmay gerektiriyorsa da, zahmeti
ne deer diyeceim.
196
Tek At Tek Mzrak
197
n altn kaldrmak gibi dikkate deer bir zellii var yazarn. nsa
nn, yaklamn benimsesin benimsemesin, her dediine katlsn
katlmasn, bu tavra sayg duymas, bu sese kulak asmas da, ku
kusuz, kedinin penesi altndaki cieri mundar diye tepmesindeki
ekicilikten kaynaklanyor.
"Anlarn gn na kmas, arkeolaj ik bir kalnrnn gn
na kmas gibi. Toprakta yzyllar boyunca barnm ta, s z lar
bence. Benim de iimde yle bir sz var," diyor yazar. Kendi
deyimiyle, "tarihi lkenin tarihine dalank bir aileyi'' tarihin iine
yerletirme abasnn salt "sz" ile stesinden gelinebilmise, yine
iyi! "Havanda dvlm deiik baharat gibi, her ey karlktr i
te, karmakark," diye yazan da ayn kalem deil mi?
nsan bu anlar okurken, yer yer balantlar gevek bulabilir,
hatta kimi balantlar kuramayabilir, ok ilgin bir pasaj n ortalk
yerinde eksik braklmlna fkelenebilir, kimi tandk port
rderin izgilerini kendindeki imgeyle tam rttrmeyebilir; ama
bir an kitab iin nemli olan; anlarn, sahibinin anlar olmasdr.
Gereklik duygusu, her zaman gerekliin ta kendisi demek olmasa
da, znellikle damgal bir yaz trnde, yaplan zaten hep budur.
Tek fark, kimi anlarn nesnel tanklk iddias ve zentisinde ol
masndadr. Nimet Arzk ise, buna tevessl etmeyecek kadar
dirayetli.
I. cildi ben, Il. ciltten daha derin bir ilgiyle okudum. Kukusuz,
ilgilerin yneldii dnemler, olaylar ve konular kiiden kiiye ok
deiebilir. Il. cilt, daha yakn bir dnemi didikliyor. "66 sandalye",
"Bat Basn-Bala-Politika", "mrn l ik eyrek Yzyl", "Kyden
Indim ehire", "almaya Balyorum", "Eski Osmanl Aileleri"
balkl blmler zellikle dikkate deer Il. ciltte. I. ciltte ise, on
blmn onu da ayn youn ilgiyle okunuyor. "Polanya lmedi
Daha" blm ise, bence bu iki cildin 'masterpiece'i.
198
Woolfun
Bir Tek Roman Vardr
199
Bunun nedenini, yine baa dnerek aklamak mmkn grnyor.
Bilin ierikleri yazma malzeme olduklarnda, corafi ve toplumsal
snrlar ayorlar kukusuz.
Ahmet Cemal bir yazsnda Christopher Isherwood'un Tek Ba
na Bir Adam' iin, "bir yalnzlk senfonisi" diyordu. zni olursa, bu
gzel tanmlamay ben, Clarissa Dalloway' in ve Septimus Warren
Smith'in -bu iki mutlak yalnz'n- roman iin ... ya da, Virginia
Woolf romanclnn tm rnlerini kucaklayan o tek roman iin,
bir defalna kullanmak istiyorum: Woolfun bir mr boyu yazd
o esiz roman, "bir yalnzlk senfonisidir."
Yazarn yle bir cmlesini alntlam T. Uyar nsznde: "Fel
sefe bir romana yedirilmemise, bu trncenin altn kurun kalemle
izebiliyorsak, gvenle diyebiliriz ki, ya felsefede biryanllk vardr,
ya romanda, ya da ikisinde birden." (s. 5 ) Eer Mrs . Dalloway ' da bir
"felsefe" varsa, bunu "szn z" olarak damtma abas bouna.
Felsefe; gnlk yaama yle bakan o gzde, dil olarak bilin dolay
mna yaslanan ve ayklayp setii malzerneye o biimi veren yazar
sezgisindedir. Yani, yerli yerinde. Romannsa, bir felsefeyi , bir re
tiyi, bir hikmeti allayp pullamakla hibir alp verecei yoktur. O
sadece, bir tedirginlii, her an bozulma tehlikesi iindeki bir ince
cik dengeyi anlatr ... aktarr.
200
Bir Metafor Olarak Hastalk
201
ulalan belli bir uylam zemininden on yl kadar geriye gittiimiz
bir dnemde evirmenin, "imgelem"i bir yetinin ad olarak deil, o
yetinin bir rnnn ad olarak kullanmas belki pek az kiiyi ra
hatsz edecek; ama bu tr aksamalar oaldka ve satrlarn arka
sndan baka bir dilin sentaks yaps ya da evirinin teyel iplikleri
srttka, yazarla aranzda saydam olmayan bir tabaka bulunduunu
aklnzdan karamyorsunuz.
Bir Metafor Olarak Hastalk, ister toplumsal, ister bireysel birer ol
gu olarak kar karya kalnan/bulunulan durumlarn, nesnel varo
lu dzlemlerinden zihinsel kavran dzlemlerine geerken uradk
lar anlamlandrlma, yorumlanma konaklarnda brnebildikleri k
lklar zerinde dnmemiz iin ok ilgi ekici bir rnek oluturuyor.
Nesnel varolu dzleminde bulunan; nesnenin, olgunun, iliki
nin katksz kendisidir. Burada bu, genel olarak "hastalk." zel ola
rak da "kanser" ve "verem." Zihinsel kavran dzlemine aktanlmak
ise, basite, dil dolaymndan gemek demektir. Nasl bir nesneden
koku duyumunu alabilmemiz iin onun bir gaz yaymas, o nesneyi
grebilmemiz iin k yaymas ya da yanstmas gerekiyorsa ve na
sl nesnenin kendisi koku ya da k deilse; benzer ekilde, bir nes
neyi, olguyu, ilikiyi dnebilmemiz iin, bunlarn dil kalplarna
dklmesi, zihinsel kavraymza kodlanarak girmesi gerekir. Dil
dolaym ise, ou durumda salt bir ad vermeden ibaret kalmayan
karmak bir sretir. te metaforlar, bu bir dzlernden dierine ak
tarlma ara-dzlemi sayabileceimiz dil dzleminde karmza kan
o karmak srecin elemanlardr.
Susan Sontag, okurunu bu srecin oluumu, ileyii ve dalayl ya
da dolaysz etkileri zerinde dnmeye ynlendiriyor. Bunu da ku
ram dzeyinde deil, bir model oluturmaya ok elverili bir rnek
zerinde gerekletiriyor. rnei hastalklardr. zerlerine ok e
itli imgeler retilmi, metaforlara en zengin malzemeyi oluturmu
verem ve kanser zerinde zellikle duruyor. Bunu yaparken; edeb
yatn, felsefenin, ekonominin, politik retorik'in, militarizmin vb.
verem ve kanser evresinde retilen imgelere katksn geni bir
kapsam iinde, rneklendirerek ele alan Sontag, eski Yunan'dan
202
B i r M e t a fo r O l a r a k H a s t a l k
(Susan Sonntag)
203
Sontag' n Hikayecilii
204
teki Amerikan yazarlarndan batan sona farkl olmak ister. Ken
disini Joyce, Proust ve Kafka'nn varisi grmek eilimindedir. .. Ya
zar olarak benimsernek istedii imaj la, yaptlar arasnda garip eli
kiler szkonusudur./... / Dncesindeki hz, kendine zg mizah ve
samalyor gibi alglanmaktan hi ekinmemesi, M iss Sontag' in ni
telikleri arasnda saylabilir. Ne yazk ki zeki ve kltrl olduu l
de yetenekli deildir. Ama Susan Sontag' n Avrupa ve Amerika
yazn arasnda bir kpr olut-urduunu kabul etmek gerekir." (s. 6)
Kitapta sekiz yk yer alyor. Dnyay (ya da biraz daraltalm,
kiilerinin iinde yaad toplumu) ve insan panayr aynalarnda
seyreden ve seyrettiren bir yazarn kaleminden km bu ykler.
"Robot", "Tazelenen Eski Yaknmalar" ve "Yavrucak" adl yk,
gerekten derinlikler tayan, zmleyici yanlar ar basan, dn
drc ve yer yer enikonu ho ykler. zellikle "Yavrucak" birbi
rini izleyen psikoterapi ( ya da analiz) seanslarnn, tek tarafl ve za
man kaymalaryla yanstlmas zerine kurulu zgn sylemi, ince
humoru ile, Sontag' n en sevdiim yks oldu.
"Tazelenen Eski Yaknmalar" "rgt ruhu" zerinde dnmesi
zellikle gereken, "kii olma" sreci srekli bir tehdit altnda bulu
nan "68' liler" iin ok ilgi ekici ve uyarc bir metin. Robot ise,
toplumsal rolleriyle rlm klflarndan iyice sklanlar iin geici
bir ferahlk bile salayabilen dndrc bir fantezi.
te yandan, Sontag'n ancak bir "pazar gnleri yazar"nn akl
na esiverince kullanmakta duraksamayaca trden "bulu"lar, ya
ktrmalar ve pastilerle kurulu ykleri, adlarn andm dier
nn baar izgisinden olduka uzak. rnein "Dr. Jekyll" adl
yk, z olarak, ilgin bir atmay yakalamken ve ok iyi bir y
k olabilecekken, yazar tarafndan Dr. Jekyll-Mr. Hyde metaforuna
kurban edilmi gibi geldi bana.
"Amerikan Ruhlar"ndaki "ruh"lar ykye hibir ey katmadk
tan baka, "Bayan Yassyz", "Bay mstehcen" tiplernelerindeki
sembolizm, Sontag' n dzeyinde bir yazar iin, yavanln tesinde,
artc bir banailik ieriyor. "in'e Bir Gezi Tasars" ile "Klavuz
suz Yolculuk"u, ak syleyeyim, hi anlayamadm.
205
bu eletiriterime karn, Ben, Vesaire'yi zaman zaman ok elene
rek, zevkle okuduumu sylemeliyim. Anlayamadm ilk ve son y
k hari, dierleri kadar baarl bulamadklarmda bile, ok zekice
toplum talamalar, dndrc zmleme ve eletiriler yakaladm.
Kitabn sonuna eklenmi olan Susan Sontag' la sylei de, yzy
lmzn ikinci yarsnn bu nemli dnr-yazarn tanmak iin ya
rarl ipular veriyor. Trke'de yeni yaymlanan yazarlarn biraz ol
sun tanttlmas iin, bu kitapta olduu gibi "Sunu"larn, "Syle
i"lerin, hatta daha kapsaml incelemelerin yapda birlikte sunul
mas, yaygnlamasn umduum, ok yararl bir uygulama.
Gkin Takn, bu olduka g yazar gerei gibi kavramamza
olanak veren, akc Trkesi ve ifade esneklii ile okumamz zevk
li klan baarl evirisinden tr kut!anmal.
Ben, Vesaire ile ilgili olarak sylemek istediim son sz Son
tag' n entellektel bir yazar olduu hep ak,lda tutularak, ykleri
nin ardndaki eletirel mesaj lar, satraras saptamalar karlmazsa;
Ben , Vesaire'den salanan eksik yaznsal doyuma baka boyutlar ka
tlarak okuma zenginletirilebilir.
206
"Mao" Dnyada
Kadn Sesleri
207
!erinden, ykclerinden rnleri derleyen sekilerde kimlerle, ne
lerle karlamyoruz? Kim, ne iin, ne adna, hangi ltlerle hazrl
yor bu sekileri? Nice zgn sesleri, ada dnya yazn katnda du
ran rnekleri adayveriyorlar da, bazen temsil edici nitelik tamak
yle dursun, Trk yaznndaki yerlerini ancak bu eit antolojilere
girmesiyle salaniayan rneklere sayfalar ayryorlar, deil mi?
Ama Alberto Manguel'in "Giri" yazs, bu eit kayglarm b
yk lde giderdi dorusu. Belli ki, yaznsal yaklam baka yakla
mlarn nne alacak kadar has bir edebiyat kendisi de. Zevkle
okunan "Giri"inin sonunda yle diyor: " ama btn semeler
grecedir, btn seimlerse gizemli. nsan seki yapmaya iten ne
denler, sonradan anlalr, kak tanrlar bize neyi sevip neyi sevme
yeceimizi retcikten sonra. Yani bir seki, szmona ilediini i le
ri srd izlehen ok, sekiyi yapann sesini, beenisini, anlarn
yanstr. Kiisel bir sevginin paylalmas, bu sekinin yaplmasn
hakl karacak tek neden." Bu ak yrekli ve sapma kadar "edebi
yata" giri, salam bir referanstr bence Baka Ateler iin.
Kitab okunnaya deer klan nemli bir zellik de, evirdii ya
zarlarn, dilimize Trkenin binbir lezzetini brakarak okunmasn
salamaktah ustalna apka kardmz Tomris Uyar' n kale
minden gemesi.
Baka Ateler'deki ykcterin lkelerine gre dalm yle: Ko
lombiya'dan bir, Brezilya'dan drt, Arjantin'den be, Meksika'dan
yazar yer alyor sekide. Son yknn yazarnn milliyetini sapta
yamadm. Galiba o da Meksikal. Ancak ne bu dkmden, ne de tek
tek yklerden kalkarak lkeleraras karlatrmalar yapmak, u ya
da bu Latin Amerika lkesi yaznnn kendine zg, aync izgileri
ni Sf!.Ptamak mmkn. Zaten byle bir amacmz da olmamal.
Sekiyi hazrlayan A. Manguel'in neredeyse bilgece bir uyars
var okuyana: "Yllar yl, btn Latin Amerika lkelerinin Carmen
Miranda filmlerinin setine benzediini sananlar, imdi de ayn l
kelerin ya Gabriel Garcia Marquez'in Macundo'suna, ya da sava
aclar eken El Salvador'a benzediini sanmaktalar. ( ... ) Latin
Amerika diye bir yer yoktur. Latin Amerika yazn diye bir yazn da.
208
" M ao" Dnyada
Kadn Sesleri
209
Kuku Yakasna
Yelken Amak
210
zilere konu olabilir" diye dnen salim kafal 20. yzyl aydn; bi
limkurguyu, fantastik ruh havalandrmalarn, hatta belli bir dozu
amamak kaydyla simge ve allegoriler yoluyla dnyasnn salam
atsnn biraz esnetilmesini kabul edebilir. Holanabilir bile bun
lardan. Ne var ki, Borges ii tadnda brakmaz! Onunla kuku ya
kasna yelken amaya cret edenin atld serven; belge ve bilgi
birikimlerinin, kurarn ve klg rntlerinin bolukianna dtk
e, mantn rastlantnn burgalarna kaptrdka, bir karabasana
dnecektir.
Borges, pervaszca kurgulamakta ve uydurmaktadr. Yani yapt
nn, temelde, bin yldr edebiyatn yapmakta olduundan bir far
k yoktur. Ancak o belki de, hep gerein iinde kalnarak ya da
gerein kendisiyle oynanan bir oyunun kurallarn bozmutur.
Gerek' le -gerek' in kendisiyle- bir alp veremedii yoktur; ama in
sandaki gereklik duygusunu zedeler. Gerek denilenin, gerekte,
geree ynelik her bir alg ve bilin odanda oluan gereklik
duygusundan baka bir ey olup olmad sonsu da hep cevapsz
kaldndan; zedelenen, btnl bozulan ve paralar aykr bir
dzende yeniden kurgulanan o 'ey', Borges' in dnyasndan ve ka
leminden size bir tehdit olarak uzanr.
Borges ile ilikisini ok derinletirmek istememi bir okura, bu
szlerim paranoid bir okuma yaklamnn abartlm sonular gibi
gelecektir. Byle dnenler hakl olabilir. Byle dnmekte de...
Borges' le ok sk fk olmaktan kanmakta da ! Yine de, tarihin, za
mann ve bellein; zorunluluk ve rastlant eksenlerinin aykr dz
lemlerine yerletirilen "ayna"larda bi.irnebilecekleri fantastik ve ba
rak kisveleri yazan Borges'e ilgisiz kalmann, insana baz nemli ey
ler kaybettireceine inanyorum ben. Tersinden sylersem: Borges' in
yklerini zmeye almann, dille kurulan bir dnyaya bakma a
sndan olduu kadar, bir dnyay dille ve dilde kurma etkinliini
kavrama asndan da nemli eyler kazandracan dnyorum.
Kum Kitab'ndaki yklerin hepsini ayn youn i lgi ile okudum
sa da, hepsinden youn entellektel hazlar devirmedim dorusu.
211
Bu kitapta benim Borges imgemi pekitiren ykler zellikle: "te
ki", "Baka eyler Daha Var" ve "Armaan Gecesi." Bir baka okur,
baka yklerde bana kapal kalm gizler ve tatlar bulabilir kuku
suz. rnei "UNDR", "Ayna ve Maske" gibi yklerde ne kan;
tek szck ya da tek satra indirgenmi bir "mutlaklk" motifi gibi
kabalistikler ya da tek yzl disk, sonsuz sayda sayfas olan kitap gi
bi "olanaksz" geometriler ilgiyle didiklenebilir.
Mnir Gle'nin evirisi, Borges "ruhunu" yanstmaya ok elve
rili geldi bana. Kitabn banda yer alan "evirenin Notu" da ok
aklayc ve inandrc. Ancak bu notta sylenenlerin, dipnotta
neden yinelendiini anlayamadm.
"Yazarn Notu" da, iyi niyetli bir yaymcnn notu gibi duruyor
kitabn banda. Ta ki, sayfann arkasn ve zellikle de son satrla
rn okuyasnz: "Yllar boyu, insanolu bir boluu imgelerle, iller
le, krallklarla, dalarla, krfezlerle, gemilerle, adalarla, balklarla,
odalarla, aletlerle, ylczlarla, atlarla, insanlarla doldurur. lmn
den az nce, usanmaz izgi labirentinin kendi yznn imgesini
oluturduunu anlar." te size bir labirent... bir de ayna. Borges,
"Kendim ve dostlarm iin ve zamann akn yumuatmak iin ya
zyorum" diyor. Okuyana ise, "zamann akn yumuatmak iin"
etkili ve srekli bir borges kr gerekebilir. Ben Kum Kitab ile bir
likte, onun hemen ardndan, lm ve Pusula' y ve Yollar atallanan
Bahe'yi de okumanz salk veririm.
212
"O Ana Adanm"*
B
erger' i n Trke'ye evri l m i b i rka k i tabndan hangi s i n i
okumu l)lursanz o l u n , bCyCk bir ulas l k la .O Ana Adanm
ad yla yaymlanan bu yeni Bergl' r sek isinc de kaytsz kalamaya
ccksn zd r. Ama ze l l i k l e l1dme Biimleri ve Ve Yzlerimiz, Kalhim ,
Fowj!;raj1a: Kadar K.a Omrl ilc ilgi lend i yseniz, O Ana Adanm
b n lmazlk kazanmal sizin i i n . Berger'dan i lk kez bi rty ukuya
cak ulanlar i i n de bir u k adar arpc ulacak tr sannn bu k i tap.
Sekide yer alan yazlar, yazarn Ahna Lool<ing, Aoher Wa:v o.f
Tclling . The Look o.f Things adl k i tabndan derlenmi. Hangi ya
:: larn. hangi ldere giire se i lece i ; bu yazlarn "imdi ve bura
da" okuyacak olanlara ne ler tayacam n d CCnlmesi, bunun yan
s ra i lcttii mesajlar kadar "yazar" l da iinem tay<n Berger' i tan t
mak ta hang i lerinin en tems i l ed i c i saylabi leceinin hesaha kat lma
'
s , Cstcsi nden kolay gel i nebilecek hir i dei l. Bu bak mdan, se k i n i n
en hyk anslarndan b i ri , Metis Yaynlarn n derlemcyi hazrlar
ken yazarn kend isiyle ortak alna olana bu lahi l m i olmas.
sununda on dokuz yaz sem ikr cvirnenlcrin de ohnca iize
'
ni esirge m e melcri so nucu, nefis bir denemder k i tab olumu.
Berger; yaarken hakan, bak tn giiren, grd zerine dnen,
sonra dnerek, haktklarn yaaym bir yazar. Bu drt eylem : bakma,
,!iirme, d nme ve yaama eylemleri, hem kendi ilerinde, hem bir
bi rleri zerine katlanmak malzemesi n i uluturuynrlar yazlarn.
nsan n aklna u nl "esse esr perci p i i " ( var olmak, alglanm
olmakt r ) mottos dym sk s k O Ana Adanm' okurken. Ama
:n
bu artk iki yz ksur yl ncesinin, idealizm i u noktasna gtrm
"tekbenci" (solipsist) mottosu olmaktan ok uzak. Tam tersine, bir
imgeler ann --zellikle de grselliklerinin alt izilmi imgeler
ann-- gereklii zaman ve mekan iindeki somut varolulada
belirleyen alglama yaklamdr artk sz konusu olan.
zmleyici ve biretirici bir tavr; bakmaya, grmeye, dn
meye ve yaamaya geirildiinde; "esse est percipii" neredeyse dev
rimci bir ierik kazanarak, felsefeyi hayatla bartrr.
Gerekten de John Berger'in bu yazlada yapt, halis bir felse
fedir. Tabii felsefeden, salt kuramsal ve "teknik" bir etkinlik kastet
memek kouluyla.
Felsefenin telala, gen beyinierin oluma ve gelime srecinin
dna kovulmak istendii gnmz Trkiye'sinde, ben, resmi eiti
min cevaz verdii felsefe krntlarndansa, O Ana Adanm' taki gi
bi; sanattan cinsellie, kavramdan nesneye, ky deneyiminden e
hir yaantsna, toplumsala ve bireysele . .. uzanarak bir bakma ve
grme tavrna dnen saptamalar, bin kez daha hakiki ve zgn
felsefe sayyorum.
Size Berger sekisinin yalnzca bir yazsndan, yazarn babasnn
lmnden sonra onun yznn ve bann izimlerini yapma dene
yimini anlatt ilk yazdan birka alnt aktararak rneklemek isti
yorum bu kitaptan bekleyebileceklerinizi: "imdi babamn hayat,
izmekte olduum kadn dikdrtgeni kadar sonluydu; ama kadn
iinde, herhangi bir izimden ok daha sonsuz, gizemli bir yolla, ki
ilii ve alnyazs domutu." (s. 10) / "yk nisyana kar kazanlan
bir zaferdir; mzik bir odak sunar; izim gzden kaybolua meydan
okur." (s. 1 2 )/ "Fotoraflar, yanmza alarak, yaamlarmza, tart
malarmza, anlarmza sokarak kullanrz; fotoraflar harekete gei
ren bizizdir. Oysa bir izim ya da resim, bizi durmaya ve kendi zama
nna girmeye zorlar. Fotoraf duraldr, nk zaman durdurmutur.
izim ya da resimse, zaman kuatt iin duraldr." (s. 1 2 ) .
zeinde grnmterin yer ald bu sekiden bi r trnce daha ek
lemek iyi olabilir rneklerimize: "Grnmlerin tutarllk iinde ol-
2 14
duunu syler sylemez, bu tutarllk'n dilinkinden ok da deiik
olmayan bir birlik dncesini akla getirdiini fark ediyoruz." (s. 1 1 4)
Gryorsunuz; zmlenen, aslnda yine dil'dir. Her felsefe etkin
liinde yaplan da bu deil mi? Bu kez sz konusu olan dil, gzn di
li. Berger sekisini, bir de bu gzle okumak ilginizi ekecek sanrm.
O gzle, ya da bu gzle, O Ana Adanm' gzden karmaman
za yardmc olmak istedim. Kitapta ayrc, sz edilen grnmterin
gzde canlanmasn salamak zere resim ve fotoraflar da yer al
yor. Ama ayn amaca yazlar, neredeyse grsel unsurlardan daha de
rin bir yolla ulayor.
2 5
Simavi Edebiyat
1 995
dl Mina Urgan ile
Nermi Uygur'un
u yl Sedat Simavi Edebiyat dl, yllarca, akademik kim
B likleriyle olduu kadar, yazar kimlikleriyle de kltr yaam
mz klandrm olan iki "hoca"n yaptlar arasnda paylatrld.
M ina Organ' n Virginia Woolfu ve Nermi Uygur'un Tad Damam
da's, edebiyat dnyasnn dl bucanda bulutular.
"Hoca" szcnn arm alanna giren ne kadar karanlk im
ge, bulank glge, kekre tat varsa hepsini sprp berrak sulada y
kayan, mesleklerinin saygnlna adlaryla, yaptlaryla saygnlk ka
tan iki aydnlk "hoca" kisi de, yalnzca dershanelerde karianna
oturmu olanlarn deil, kitaplarn okuyan, okuduktan sonra kendi
ni, okumadan ncekinden farkl duyumsayan herkesin hocas.
Bulutuklar yer yalnzca 1 995 Simavi Edebiyat dl deil; fel
sefe, kltr, edebiyat, sanat gibi, toplumumuzun ufkunda gittike
seilemezleen; nleri, klaryla delmekte zorlandklar kaln bu
lutlarla gittike kapanan deerlerin zengin, verimli, heyecan verici,
prl prl aydnlk dnyas. O dnyann kapsn ister Mina Ur
gan' n, ister Nermi Uygur'un kitabnn kapan kaldrnakla arala
yalm; ieri szldmzde, paha biilmez yaantlarla, asl biz
dlleneceiz.
* * *
216
riyle ne ufuklar a lacak, ne kadar zenginleiiecek bilgiler, yorum
lada karlaacaksnz.
Simavi dln alan Virginia Woolf, amzn bu ok nemli
yazarn, yetkin bir uzmann mercei altnda tantyor bize. Woolf'u
hi okumadnzsa, bu inceleme size onun karmak dnyasnn ve
ok youn, ok katmanl, yaamla iie edebiyatnn anahtarlarn
verecektir. Bu anahtarlarla; nce Mrs. Dalloway' in mi olur artk,
Dalgalar' n m olur, Perde Aras'nn m, kapsn amak iin sabrsz
lanacak, edebiyatn en acyla ykl olannn bile, nasl doyulmaz
bir haz kayna olduunu kendiniz kefedeceksiniz.
Virginia Woolf yabancnz deilse, birka kitabn biliyorsanz,
Urgan'n bu incelemesi size apayr bir zevk verecek. Onca acyla ya
zlm o kitaplar, Woolf'u yeniden dnecek, deerlendireceksiniz.
Bununla kalmayp, belki edebiyatn hayatla ilikilerini, yazma eyle
minin sanclarn ve hazlarn, okumann boyutlarn ve uzanabile
cei kuytular evirip evireceksiniz kafanzda. Yani tam bir len.
Kitap 18 blm. lk 5 blmde Woolf'un yaam ve kiilii, son
raki 3 blmde feminizmle ilikisi, eletirmen yan ve roman trn
de yapmak istedii deiim anlatlyor. Son 10 blmn herbirinde
ise, Woolf'un ou dilimize de evrilmi yaptlarn tek tek ele alp
incelemi Mina Urgan.
Woolf iin yazd u szler, kendisi iin de aynen geerli sayla
bilir diye dnyorum: Virginia Woolf'un eletiri yazlarnda
ok bilmi akademik eletirmenlerin ukalalnn en kk bir izi
grlmez. Bir krsden konuurcasna iddial tavrlar taknmadan,
okuyucularyla sohbet edercesine yazar. Tpk Montaigne gibi, o da
"]e n'enseigne point; je raconte" (ben retmiyorum; anlatyorum)
diyebilirdi."
* * *
217
kese syleyecek sz olan, mesleini, meslekda olmayanlada da -
hele onlarla- iletiime sokmay amalayan ve bunu kendine zg bi
emi ile, bir dil ustasmm mahareti mahareti ile baaran ender felse
fecilerdendir.
Uygur "retim-retme" kavramlannn kltr alanndaki etkin
likler/etkenlikler iin kullanlnasma hakl olarak kar kyor; ama
ben onun iin, ok zel bir anlamda, zgn felsefe retimi de olan
bir yazar demek istiyorum.
te: Felsefenin ars , Dilin Gc, Dnyagr, Gnele , Yaa
ma Felsefesi , Bunalmdan Yaam Kltr deneme biemi ve tad ile
yazlm, herkesin iine girip dolaabiiecei kitaplan. Hepsinin
iinde kendi "felsefe"sinin izleri, izlekleri, yollan, yardamlan var.
Kuram-Eylem Balam , Kltr Kuram, Dil Ynnden Fizik, Fizik Fel
sefesi , belki biraz daha hazrlkl bir okura seslenen yaptlardr; ama
hep aym akc, hatta si.i rkleyici, yalm, duru biemle yazar. Zahmet
li okumalan bile zevkli klar.
Tad Damamda, "Bir Okur-Yazann Kitap Okuma Servenleri"
alt baln tayor. "Kitap"la, "okuma"yla ilgli dncelerin geni,
engin denizinde yelkenli-yelkensiz btn tekneleri konuk etmeye
hazr. Kimi pek yreklenemez, kylarda dolarm; ne gam ! Kimi
usuz bucaksz "te"lere alabiliyor ya.
"Kitapl Amlar", "Yazann Okuduu", "Hangi Kitaplan Okuma
y Seviyorum", "Yaamdan Kitaba, Kitaptan Yaama", "Kendi Ki
taplm" balkl blmler iin ben "tad damamda" kald diyece
im. ' Kitap'a kendininkine benzer, ya da kendininkinden baka,
farkl yaklamlarla karlamaktan heyecan duyacak okur iin bir
hazine Tad Damamda. zdeyi ler, benzetiler, sade ve iten duy
gu esintileri, derin, nemli dnce ulan ... sz niye sakmmal-: ki
taba, okumaya ilikin, enine-boyuna felsefe bulacak okur bu yapt
ta. Dil iinde, dille soluk alp veren, yazmsall dnsellii ile ko
ut giden halis denemeler okuyacak. Daha ne ister.
2 18
Bir ncelemeci: Cevdet Kudret
Bir Eletirmen: Fethi Naci
219
sinden doan bir sonu. Yoksa, kukusuz, ciltlik bir yaptn bir
cildini dierlerinden ayr tutmak anlamn tamyor. Trk Edebiya
tnda Hik.ye ve Roman'n 3 . cildi, 1923 - 1 959 yllar arasndaki o
tuzbe yllk bir dnemi kapsyor. Cumhuriyet dneminin onyeei
roman ve yk yazarnn incelendii kitapta, rnek yklere ve ro
man paralarna da yer verilmi. Edebiyannzda bu tr derleyici in
celeme ve rnekleme almalarnn yok denecek kadar az olmas
gz nne alndkta, Cevdet Kudret' in bu almas, eitim asn
dan da, ak, anlalr, derli toplu bir bavuru kitab olarak ayr ve
vazgeilmez bir nem tamakta.
Cevdet Kudret' in, kendini ve znelliini hibir ekilde yanstma
d Trk Edebiyatnda Hik.ye ve Roman adl incelemesiyle, Fethi Na
ci'nin kitab arasndaki en arpc ayrlk; Bir Hik.yeci . . . Bir Roman
c . . . 'da, neredeyse Sait Faik ve Yaar Kemal kadar, yazarn kendisini
de tanma olana yaratlm olmasnda. Bunu, kukusuz, Fethi Na
ci'nin incelemesinde trnak iinde "bilimsellik", trnak iinde "nes
nellik" eksiklii, dolaysyla bir kusur olarak sylyor deilim. Nasl
yle sylerim ki, edebiyara ve eletiriye benim yaklamm; Cevdet
Kudret'in dengeli, dingin, nesnel tutumundan ok daha fazla, Fethi
Naci'nin gcn biraz da znelliiden alan, seici, ayklayc, taraf
tutucu tutumuna yakndr! te, kaderi hep yanl anialmak olan bir
konu! Edebiyat eletirisinde znelliin, nesnellii dtalamayan bir
tutum olduunu, seicilik ve ayklaycln, hrnlk ve naclanlktan
deil, tarafllktan kaynaklandn, taraflln ise, ahslarn deil,
u ya da bu edebiyat tavr, seim ve bieminin tarafnda yer almak
demek olduunu anlatmakta ben hep ok zorlandm.
Ama kah cokulu, ince duyarlkl, kah fkeli, hrn, szn sa
knmaz bir eletirmen diye tannan Fethi Naci'nin bu son kitab;
kendisi de bir yazar olan eletirmenin, bir yazara ve yaptma yakla
rken, kendisi olarak yaklamasnn ne demek olduuna, bulunabi
lecek belki de en iyi rnek. Titiz bir kafa ve yrek emeinin rn
olan bu kitap, polemikler d bir Fethi Naci'yi ve onun yaznsal tu
tumunu, bilene bilmeyene kendisinden daha iyi nlatacak.
220
FSUN AKAT L I
1 94/ ylnda dodu. Ankara C niversitesi.
Dil-Tarih ve Corafya fakliltesi Felsefe B
lmn bitirdikten sonra ayn blme asis
tan olarak girdi. Daha sonra Eitim faklil
tesi Gzel Sanatlar Blmnde ve Haccte
pc (iniversitesi felsefe Blmnde akade
mik kariyerini srdrd. !H yllk niversi
te hocal dneminde Felsefe Tarihi, Sanat
Felsefesi. Bilgi Teorisi ve Dil Felsefesi dcrs
leri verdi. 1 9 7 1 ylnda Master. 1974" de
eddiyat felsefesi konusunda hazrlad
bir tezle doktora derecesi ald. 1 9H3 yln
da. do(cntlik aamasndaykcn. niversite
den istil ederek ayrld. stanbul'a yerlcti.
1991 "e kadar reklam sektrnde metin ya
zar olarak c;altktan sonra, 1 99 1 "de stan
bul ehir Tiyatrolarna girdi. Bir sre Ila
Dramaturg ve Kltr Etkinlikleri sorumlu
su olarak grev yapt. 1 99H"de Yeditepe
C"niversitcsi Tiyatro Blm Bakan ola
rak nivcrsiteye dnd.
Simavi Edebiyat dlleri. Sait faik Hikaye
Armaan, Beh(et I'\ccatigil iir dl.
Bankas Edebiyat dlleri ve Atife Jale Ti
yatro dlleri se(ici kurullar yesidir.
1 9(H"dcn bu yana Dost. Soy111. Varlk. . 1 /il
ll'el Sallaf vb. dergilerde: !'olitika. . Vi.z.