Professional Documents
Culture Documents
ADO RN O
AHLAK FELSEFESNN SORUNLARI
TheodorW. Adorno (1903-69) "Frankfurt Okulu" yada "Eleti
rel Kuram" olarak anlan dnce hareketinin en nemli yele
rindendir. Babas, Protestanla gemi Yahudi kkenli bir arap
imalats, annesi Fransz/Korsika kkenli bir opera sanatsyd.
Katolik bir aileden gelen annesi tarafndan nfus ktne Wie-
sengrund-Adorno olarak kaydettirilen Adorno, 1943'ten itiba
ren sadece anne soyadn kullanmtr.
Frankfurt'ta mzik ve felsefe renimi grd. Siegfried Kra-
cauer, Gyrgy Lukcs, Ernst Bloch ve Walter Benjamin gibi dne
min radikal yazarlarnn etkisi altnda Marksizme yaklat, ancak
herhangi bir siyasal partiye katlmad. Dncesinin oluumun
da asl nemli olan figrler, besteci Arnold Schnberg ile Frank
furt Toplumsal Aratrmalar Enstits'nn yneticisi Max Hork-
heimer'di. Adorno da 1930'larn banda Enstitye katld. Nazi-
lerin Almanya'da iktidar almalarndan sonra ngiltere'ye, ardn
dan ABD'ye g etti. Burada, kendi ynetimindeki bir alma
grubuyla, sonradan ayn balkla yaymlanacak olan Otoriter K i
ilik (The Authoritarian Personality, 1950) aratrmasn ynetti.
Savatan sonra Frankfurt'a dnerek Horkheimer'le birlikte Enstit'
y yeniden kurdu. Dier nemli yaptlar, Philosophie der neuen
Musik (1949; Modern Mziin Felsefesi), Dialektik der Aufkl
rung (Horkheimer ile birlikte, 1947; Aydnlanmann Diyalektii,
Kabalc) ve sthetische Theorie'dir (1970; Estetik Kuram).
Trkede ilk kez 1998'de yaymladmz Minima Moralia, Sa
katlanm Yaamdan Yansmalar kitabyla tannan yazarn bir ma
kale sekisi olan Edebiyat Yazlar'ru (2004) ve Sahicilik Jargonu'
nu (2012) yaymladk. Adorno'nun Negative Dialektik (1960)
adl eseri de Metis yayn programndadr.
Metis Yaynlar
pek Sokak 5, 34433 Beyolu, stanbul
Tel: 212 2454696 Faks: 212 2454519
e-posta: info@metiskitap.com
www.metiskitap.com
Yaynevi Sertifika No: 10726
Metis Felsefe
A H LA K FELSEFESNN SO R U N LA R I
Theodor W. Adorno
ISBN-13: 978-975-342-874-3
THEODOR W. ADORNO
metis
NDEKLER
7 Mays 1963
BAYANLAR BAYLAR,
BAYANLAR BAYLAR,
Geen derste ahlak ve etik kavram lar zerine son dakikalarda yaptm
telal yorum lan ayrntl olarak ele alacam vaat etmitim. nk
aratrm ak zere olduum uz genel alana dair daha iyi bir kavraya
ulamamzda, belki de bir btn olarak znenin dorultusunu anlamay
kolaylatrm am zda fayda var. Ahlak kavramnn, ncelikle kkeni "t-
reler'd e olduu iin, baka bir deyile bir lkedeki kamusal tre ile bire
yin ahlaki, etik bakmdan doru davran, ahlaki hayat arasnda bir
uyum olduunu varsayd iin sorunlu olduunu hatrlayacaksnz. Bu
uyumun, yani Hegel'in "etik olann tzsel doas" adn verdii eyin,
iyinin norm larnn dorudan doruya varln srdrmekte olan bir
topluluun hayatnda temellendii ve garantilendii yolundaki bu inan
cn gnm zde artk varsaylm ayacam aklamtm sizlere. Bunun
balca nedeni de udur: Topluluk artk bireyle olan ilikisinde ylesine
baskn bir g kazanm ve saysz sre bizi ylesine btn btne
uyum salam aya zorlam tr ki kendi bireysel yazgmz ile nesnel koul
larn bizlere dayatt eyler arasnda artk bir uyum yaratlmas m m
kn deildir. G elgelelim geen sefer ahlak kavramnn eletirisi babn
dan size anlattklarm zerinde dndmde bana tatmin edicilikten
uzak geliyorlar zira bizi ahlaktan duyduum uz rahatszlk hissinin kal
bine gtrmyorlar. M esele tre (Sitte) ile bireysel ahlak arasndaki s
zel, filolojik balantlar meselesi deil aslnda. Daha ziyade Simmel'in
diyecei gibi, ahlak teriminin "alameti farika"s (cachet) meselesi bura
daki. Ahlak gibi felsefi bir kavram bunu anlamanz ok nemli
kendi saf anlamyla zde deildir. Bunun tesinde, illaki o anlama in-
dirgenemeyen bir hleye, bir yananlam lar katm anna sahiptir. Ve ahlak
kavram aslnda belli bir ahlaki katlk anlayyla, greneksel bir darlk
ve bir dizi verili fikre uym a anlayyla balantldr ki artk sorunlu ha
le gelen de bu anlaytr. "Ahlakl" ve "ahlaksz" terimlerinin gndelik
kullanm da cinsellik m eseleleriyle ilintilendirilm eye balamas ve bu
m eselelerin de psikanaliz ve genelde psikoloji tarafndan oktan alm
olmas zerinde dnrseniz, ahlak kavram nda devreye giren kstla
m alar konusunda genel bir fikir edinm i olursunuz. Georg Bchner
Woyzeck'iQk gayet derin ve esprili bir pasajda anlatmtr bunu: Yzba
varlnn her zerresiyle insana doru drst bir adam olduunu his
settiren W oyzeck'i gayrimeru bir ocuk yapt iin azarlarken Woy-
zeck'in ahlaksz olduu iddiasyla "iyi bir adam" olduu iddias arasnda
gidip gelir. W oyzeck'e neden ahlaksz olduunu izah etmeye alrken
srekli "ahlaktan nasibini almam olduu iin ahlaksz olduu" totolo-
jisine der. Yani Yzbada bu ahlak anlaynn ahlaki iyilik fikrinden
btnyle ayrlm olduunu grrz. W oyzeck'in hem iyi bir insan ol
duunu hem de ahlaksz olduunu iddia etmekte kesinlikle hibir eli
ki grm ez.' Nietzsche'nin ahlak denen eye ynelttii btn itiraz bu tr
fikirlere dayanr. M eseleyi Nietzsche'nin terim leriyle formlletirecek
olsam, ahlak kavram nn bilinli veya bilinsiz olarak "ileci idealler"
ekline brnm fazladan bir arlk tad iin sakatlanm olduunu
sylerdim muhtemelen. stelik bu idealler iin herhangi bir gereke, en
azndan gerekten derinlii olan rasyonel bir gereke bulmak mmkn
deildir aslnda; bu idealler arkasnda envai eit bulank ve aibeli
karn yatt birer faadan te bir ey deildir.2 Bugnlerde "ahlak" keli
mesi karsnda hissettiim iz diren konusunda, geen sefer kalk nok
tam olan ve bugn hakknda daha syleyeceklerim olacak ahlak-"tre"
balantsna gre daha net bir fikir verebilir bu.
"Ahlak" terim inin yerine "etik" terimini geirme giriimlerine yol
aan ey, ahlaki olan kstl, dar ve alm bir ileci idealle eitleme ko
nusundaki bu gnlszlktr. Bu etik kavraynn insanlarn kendi m i
zalaryla uyum lu yaamalar gerektii fikrini ierdiine ve dolaysyla
bu tr bir ahlak kavraynn dardan zorla dayatlan bir ahlaka kar
bir nevi panzehir sunarm gibi grndne dikkatinizi ekmitim.
Ancak bu panzehirin de baz sorunlar olduunu da sylemitim. En ba
sitinden, btn bu etik kavray ancak (temelde, olumsuz bir anlamda
da olsa kendisine etik, ahlaki bir hareket olarak bakan) Varoluuluk te
orisiyle birlikte tam olarak gn na km olan bir ey ierir. Zira
doru hayat, doru eylem fikri burada kiinin zaten naslsa yle davran
mas gerektii anlayna indirgenmektedir. D olaysyla kiinin kendi
ethos'una, m izacna gre davranm as gerektii sylenerek, salt varolu
u, yapsnn yle deil de byle oluu davrann kstas haline getiri
lir.1 lgintir, bu inancn kkleri Kant'ta bulunabilir; zira kiilik kavram
ilk defa onda geri onun yazsnda bu kavram n ayrntl olarak tart
mam z gereken epey farkl bir anlam vardr canalc bir etik katego
ri olarak ortaya kar. Kant'ta kiiliin bir kiiyi oluturan her eyin so
yut, genel kavramsal birlii gibi bir anlama geldiini hemen belirtmek
isterim. Daha dorusu, kiilik, eyleyen insann, salt ampirik, salt var
olan, doal bir varlk olarak kiiye deil de, Kant teoriyi izleyerek,
onun tesine geen btn her eye karlk gelen btn belirleyenlerine
atfta bulunur. Nitekim kiilik, kiinin ampirik-st olan ve ayn zam an
da her kii, ya da Kant'm kendisinin dedii gibi, her rasyonel varlk ze
rinde balayc olmas gereken evrensellii ifade eden btn ynleri de
mektir.4 Kendisiyle zde, kendi iinde tamamlanm gl insan ola
rak kiilik ite bu noktadan itibaren ortaya kar ve yeniden kurm as il
gin olabilecek olan bir sre izleyerek, etik olan kavramn yerinden
ederek etik norm lar yerine kendisini koyar. Dem ek ki burada en batan
beri gerilim ve elikilerle ilgili olan bir alanla, yani bireyin kar ve
m utluluk taleplerini btn insanlk iin balayc olan nesnel normlarla
nasl badatrm ak gerektii sorusuyla karlayoruz. Bu kiilik kavra
mnn sorunlu olan yan, bu gerilimlerin bir kenara atlp yok ediliveril-
meleri ve doru hayat yaam ak iin tek yaplmas gerekenin kendin ol
mak ve kendinle zde olmak olduu gibi bir grnt yaratmalardr.
Daha nce de belirttiim gibi bu zdelik, insan bireyinin bu katksz
zdelii yeterli olmad iin, mtekabil bir unsur olarak devreye, ele-
tirellikten yine gayet uzak bir biimde, salt verili bir eymiesine kl
tr kavram sokulur. Daha sonra, bu etik fikriyle uyumlu olarak, "in-
san 'n burada kendimizi klie alannda bulduumuz iin kasten kul
lanyorum bu klieyi u ya da bu kltrel deeri, kendi kendisiyle z
delii, kendi varlyla uyumu tem elinde gerekletirdii sylenir. Bu
etik kavray ahlaki veya etik sorunlar hakkndaki her trl derin d
nme abasnn temelini oluturmas gereken sorunun yani kltr ve
kltrn dnt hal doru hayat gibi bir eye izin veriyor mu yoksa
aslnda tam da byle bir hayatn ortaya kmasn gittike daha fazla en
gelleyen bir kurum lar a m olmu durum da sorusunun altn oyma
ya alr. Bu etik anlay, Jean-Jacques Rousseau'nun yazlaryla dn
yaya gelen ve sonradan Fichtenin zellikle vurgulad5 koca bir sorun
lar demetini bir kenara atar. Bu sorunlar bu szde uyumlulatrc anla
ylar lehine ortadan kaldrlverir.
imdi bu etik anlayyla ilgili sylediklerimi biraz daha iddial fel
sefi terimlerle yeniden form lletirm em gerekseydi, daha nce syledi
im eyi tekrar eder, yani etiin vicdann vicdan azab olduunu syler
dim. Bu nermeyi yorum layacak olsaydm da, ahlakn soluklam te
olojik fikirlerden beslendiini (Nietzsche bunu ilk netletirenlerden bi
riydi) ve teolojik kategorilerin soluklamasndan beri de ayn minvalde
bir ey yaratm a ynnde eitli giriimlerde bulunulduunu sylerdim.
Felsefeciler ahlaki olann zn, hibir akn unsura bavurmakszn,
baka bir deyile, salt organik, doal varlmzn tesine gemeye a
lmakszn salt ikin kategoriler ierisinde, yani doaya ait, kendimizi
iinde bulduum uz salt varolua ait kategoriler ierisinde bulmaya a
lmlardr. Bu da ahlak doann bir vehesine evirir. Ama doa kate
gorilerinin, doal olarak var olduu haliyle varolu kategorilerinin by
le dolaysz, ilkel bir biim de ahlaki olanla zdeletirilmesi geersizdir.
Ve insanln herhangi bir anlam varsa, bu anlam insanlarn doal yara
tklar olarak dolaysz varolularyla zde olmadklarnn kefinden iba
rettir. imdiye kadar sylediklerimden sonra, burada yaptmz trden
gzlem lerin neden etik kavram ndansa ahlak kavram na daha uygun
dtklerini kulaa biraz eski moda gelme riskini gze alarak sy
lediimi biraz daha iyi anlayabiliyorsunuzdur. Bunun nedeni hibir e
kilde geleneksel ahlak m azur gsterm ek ya da yeniden tesis etmek iste
mem deil. Yazdklarm beni bu m invalde herhangi bir pheye kar
korum aya yeter herhalde. Fakat genel ile tikel, ampirik varolu ile iyi
olan, baka bir deyile, insan olm a yazgm zn salt varoluun tesine ge
en vehesi arasndaki gerilimleri, en iyi, ncelikle ve azami bir keskin
likle Kant felsefesinde gelitirilm i olan ahlak kavram iletecektir. Ksa
cas doru hayatla, doru eylem le balantl olarak ortaya kan btn
gerek sorun ve glkleri, etik kavram yla kyas bile edilemeyecek l
de drst bir biim de ve tabiri caizse, ondan ok daha keskin hatl ve
saf bir biim de kuatabilecektir. Asl derdim sizlere ahlak felsefesindeki
bir dizi sorunu sunmak olduu iin zaten bizi sorunlarla yzletirm e
yen herhangi bir eyi tartmann anlam da yoktur , burada da glk
lerle, gerek elikilerle uratm zdan btn bunlar szde uyumlu
etik kavram bal altnda deil de ahlak bal altnda tartmamz
daha iyi olacak bana kalrsa. Bir etken daha var burada. Doru hayat so
rusu olarak tarif edilebilecek soru, ahlak kavramnn uzun ve hi de k
m senem eyecek bir gelenee, sade suya tirit, kk burjuva tavrlarla
lekelenm em i bir gelenee sahip olm akla vnebilecei bir sorudur.
M ontaigne gibi yazarlara kadar giden ve en nl temsilcisi Dk de la
Rochefoucauld olan Fransz ahlaklar geleneinden bahsediyorum. La
Rouchefoucauld insanlarn trelerini, davran ve detlerini zm le
m esi anlam nda bir ahlak olarak betim lenebilir kesinlikle, ama terimin
pejoratif anlam yla hibir ekilde ahlak filan deildi. Vaiz deildi, ya
da bir kez daha N ietzsche'yi alntlayarak sylersek, "Sckingen'in Ah
lak Borazancs" deildi.6 imdiye kadar zerinde durduumuz term i
noloji m eselesiyle ilgili bu kadar konum ak yeterli.
Ahlaki sorunlar, ahlak sorununu, demek zgrlk ile yasa arasnda
ki ilikiyi ele alabilmek iin glkleri rtbas etm ekten her ne pahasna
olursa olsun kanm am z gerektiini sylyorum. Tam da sorunlar rt
bas etm eye ynelik nazeninliklerin sona erdii noktada ortaya kan e
likilerle yzlemem iz gerekir. Bu bakm dan kendimi ahlaki sorunlarla
ilgili tartm ann tarihsel olarak ortaya kma ekline sempati duyarken
buluyorum galiba. Ahlaki sorunlarn daima, ahlaki davran normlarnn
topluluk hayatnda apak ve sorgusuz sualsiz kabul edilen eyler ol
maktan ktklar zaman ortaya km olduklarn syleyebiliriz m uhte
melen. N itekim teorik bir disiplin olarak ahlak kendim ize koyduu
m uz grevin teorik meseleler zerinde dnm ek olduunu hatrlatmak
isterim tam da bir halkn hayatnda geerli olan ve genelde kabul g
ren tre ve kullanm larn bylece tre kavramna dnm oluyo
rum dolaysz otoritelerini yitirdikleri zam anlarda ortaya kar. Hegel'
in "M inerva'nn baykuu umaya ancak alacakaranlk ktnde ba
lar" iddias7, en ok ahlak sorunlar hakknda dnme iin geerlidir.
Platon'un felsefesi btn felsefi ilgisinin burada bahsetmekte olduu
muz anlamda ahlaki sorunlarn hkm altnda olduu sylenebilecek
felsefelerin ilkiydi. Bu felsefenin tarihsel olarak ortaya knn Atina
polis'inin zlyle rtmesi tesadf deildir. stelik, felsefesinin
m uhafazakr bir ynelimi olduunu, yani hi deilse bir noktaya kadar
bir zam anlar Attika toplum unun geleneksel erdem leri olmu davran
kurallarn ve idealleri tabii bu ad verebiliyorsak dncede yeni
den yaratm a giriimini tem sil ettiini sylemek Platon'a hakszlk et
mek olmaz. G elgelelim sz geen davran kurallar ilev grmemeye
balamt ve Platon'un felsefesi de bu kurallarn yokluuna kar srd
rlen bir polem ik olarak tasarlanm t mr boyunca Sofistlerle gir
dii tartmalar hatrlam am z yeter.8 Max Scheler'in biimcilik hakkm-
daki kitabnda da geen sefer de bahsettiim gibi dnce nesnesi
haline getirilmeyen tzsel bir mevcut kural ve dsturlar btn olarak
etik ile felsefi bir disiplin olarak etik arasndaki ayrm bulabilirsiniz.
Szn esirgemeden yle der Scheler: "Birinci anlamda" tzsel bir
kurallar toplam olarak "etik, her trl ethos'un vazgeilm ez elikisi
iken" bu elikiliin ne demek olduu zerinde birazdan duraca
m "ikinci anlamda etik nispeten nadir rastlanan bir eydir." Ben ol
sam "nadir rastlanan" deil de tarihsel bir sre iinde her zaman ge bir
aam ada ortaya kan bir oluum derdim. Bu etiin "k k e n l e r i der
Scheler, "deimez biimde m evcut bir ethosun zlmesiyle balant
ldr." Ve bu fikrin Steinthal'in kitabnda enine boyuna tartlm oldu
una iaret eder.9 Gelgelelim bunu hemen burada, imdi belirtmekte
fayda var bence bununla anlamamz gereken ey, eski ve kymetli bir
eyin kaybedilmi olduu, bugn ilemez hale geldii ve felsefenin g
revinin onu yeniden diriltm ek olduu deildir. Scheler'in teorisi bu nok
tada da, baka yerlerde de dpedz m uhafazakrdr ve yeterince ilen
memitir. unu da eklem ek gerekir ki bir ulusun trelerinin, Nazilerin
deyimiyle Brauchtum (det) biim ine brnmeleri ve bireylerin bilinci
ve eletirel zihin emei artk onlarla uyumlu olmasa da varlklarn sr
drm eleri ok da az rastlanan bir ey deildir. Am a bu tr detler zgr
lemi, zerk dnce karsnda kendilerini ne srmeyi srdrdkleri
anda, onlara artk eski, gzel ve doru eylerin kalntlar gzyle bak
mak m m kn olmaktan kar nk imdi artk zehirlenmi ve kt bir
eyin zelliklerine brnmlerdir. A lntladm pasajda Scheler etik
ideallerin zlm esinden (Zersetzung) 10 bahseder; ama felsefenin bal
bana bir temaya dntrd, benim ahsen hi iim olmayacak bu
ifadenin zellikle de ahlakla ilgili alm alarda tekrar tekrar kullanld
n greceksiniz. Bu ifadeyi ne zaman duysanz greceksiniz ki He-
gel'in tabirini bir tr ksaltm a olarak kullanacak olursak Dnya Tini
artk onlar iinde barndrm az olduktan sonra bile kolektif fikirler ek
line brnerek yaamay srdren trden etik veya ahlaktan daha yoz
bir ey olmad gereini bastrmak iin kullanlmaktadr. nsan bilin
cinin ulat durum ve toplumsal retim glerinin durumu bu kolektif
fikirleri bir kere terk ettikten sonra bu fikirler baskc ve iddet ieren ni
telikler kazanrlar. Felsefeyi burada ifade ettiim iz tr dncelere zor
layan ey de geleneksel trelerde bulunan bu zorlama unsurudur; bu t
releri (Sitten) ahlakla (Sittlichkeit) atm a haline getiren de yozlama
teorisyenlerinin ahlanp vahland ahlak k falan deil, bu iddet
ve ktlktr.
Bu bask unsuruna muhtemelen ilk kez, A lm anya'da pek tannmayan
ve on dokuzuncu yzyl sonlarnda, kabaca Veblen'le ayn sralarda ders
ler veren nemli Amerikal sosyolog W illiam Graham Sumner tarafn
dan Folkways adl bir kitapta dikkat ekilm itir.11 Zaten genelde bu bas
k boyutu konusunda sosyologlar ahlak felsefecilerinden daha bilinli
olmulardr. Toplumsal olan ile ahlaki olan eitleyecek lde ileri gi
den Durkheim da, toplumsal olann farkna daima "can actyor olma-
s"ndan, baka bir deyile, baz kolektif norm larn bireylerin kar ve ta
lepleriyle atyor olmasndan varldn sylediinde ayn dorultuda
dnyordu.12 Yerel detlere uymay reddeden yabanclarn veya ba
kalarnn alay, saldr ve tacizlere maruz brakld szde "halk mahke-
meleri"nin hl varln srdrd tara blgelerindeki baz halk det
leri de bu babtandr.13 Bu detlerden dosdoru igal altndaki lkelerde
igal kuvveti hangi lkeden geliyor olursa olsun dman askerle
riyle sam im iyet kuran kzlarn salarn kesm e uygulamasna, oradan da
insanlara Rassenschande adn a14zulm edilm esine ve tm benzer arlk
lara giden bir yol vardr. Faizm in yapt korkun eylerin byk l
de, tam da akldan koparlm olduklar iin bu irrasyonel ve iddetli
zelliklere brnm olan halk detlerinin uzantsndan te bir ey ol
madn syleyebiliriz ki bizi teorik dnceye zorlayan da budur.
Bu rnek sizleri ahlak felsefesinin temel sorunu diye tarif edeceim
eyin ne olduunu fark etm eye belki biraz kaba ve sert bir biimde
tevik etm ek iin yeterlidir. Tikel olan, tikel karlar, bireyin davran,
tikel insan ile onun kar kutbundaki evrensel/tm el olan arasndaki
ilikidir bu sorun. Herhangi bir yanl anlamay nlemek iin en batan
unu sylemem gerekir ki evrensel ile tikel arasndaki bu atmada b
tn kabahati en batan evrensele, btn iyilikleri de bireye yklersek
yanl bir ey, kaba bir hata yapm oluruz. phesiz toplumsal atm a
larda hemen her zaman bireyi ezen evrensel yasaym da, insani olan bi
reyin talep ve norm larnda yatyorm u gibi grnr. Ama ileride, evren
sel olann daima, kuvvet ve zorlam ann artk herhangi bir rol oynam ad
ahlaki bir toplumu temsil etme yolunda rtk bir iddias olduunu
grme frsatn bulacaz. te yandan, ayn bastrm a ve kuvvet uygula
ma m ekanizmalarnn bireyin taleplerinde, toplum la ilikisi iinde ken
dini ortaya koym a tarznda da i banda olduunu greceiz. Her hal
krda, insani etkileim in seyri iinde genel kar ile tikel karlarn bir-
birleriyle nasl iliki kurduu sorunu, etiin temel sorunudur; Kant bu
nu benim size yaptm aklam alarda kullandm biimde ifade etm e
se bile Kant etiinin de temel sorunudur. u nedenle temel sorunudur.
Bu arada bazen etik, bazen ahlak diyeceim iin beni balamanz ge
rekecek. Zira durm adan ahlak kelimesini tekrarlamak sinirimi bozuyor,
ama bu konuda herhangi bir yanl anlamay nleyecek kadar ey sy
ledim herhalde. Kant'ta ahlak sorunlar her zaman, doal, ampirik insan
bireyi ile sadece ve sadece, zgrln de temel bir niteliini oluturdu
u akl tarafndan belirlenen akl sahibi insan arasndaki ilikiler sorunu
etrafnda dner. Dem ek ki bu ilikinin temel zelliklerinden biri evren
sel olan ile tikel olann ilikisidir. Etik davran veya ahlaki ve ahlaksz
ca davran daim a toplum sal bir fenom endir baka bir deyile, insan
larn birbirleriyle ilikilerinden ayr olarak etik ve ahlaki davrantan
bahsetmenin kesinlikle hibir anlam yoktur; salt kendi iin var olan bi
rey de iibo bir soyutlamadr. yleyse bundan kan sonu udur: ah
lak sorunu denen sorunu oluturan ey evrensel/tm el kar ile tikel
kar, tikel bireylerin karlar arasndaki rtme diyebileceimiz top
lumsal sorundur. Bu ikisi birbirinden ayrlamaz ve hangisinin nce gel
dii sorusu zannedilebilecei kadar nemli deildir. Etik hakknda d
nrken, evrensel iindeki tikel konusunda kendiliinden sahip olunan
kavray, tikelin arzi, olumsal, psikolojik olduu ve bu haliyle de srf
doal bir varlk olarak tikel insan zerinde odakland iin [etik] norm
lar yum uatm a ve datm a eiliminde olduu eklindedir. te yandan,
evrensel/tm el olan tikel olana uymadnda, kendini tikeli iermeyi
baaramayan bir soyutlama olarak sunmu olur ve dolaysyla tikelin
haklarn grmezden geldiinden insanlar iin hibir esasl gerekli
i olmayan iddetli ve dsal bir ey gibi grnr. Dolaysyla kendim i
zi iki im knszlkla kar karya buluruz. Bir yandan, psikolojik olarak
tecrit edilmi olan insann arizi doasn grrz; bu insan i hayat ta
rafndan yle koullandrlm tr ki zgrlk gibi bir eyi elde edebil
mesi pek olacak ey deildir. te yandan, soyut normun yaayan insan
lar karsnda yle bir nesnel gereklie brnm olduunu grrz ki
insanlar onu yaarl olacak bir biimde kendilerine mal etmekten ciz
kalrlar. Bu iki imknszlkla zgllkleri iinde nasl hesaplaaca
mz; onlar hakknda nasl dneceim iz ve ne gibi olas zm ler ke-
fedebileceim izdir ite teorik bir disiplin olarak ahlak veya etikle ilgili
dncenin kapsamn tanmlayan ey.
Bayanlar Baylar, ele aldmz konuya genel bir giri bbndan daha
fazla bir ey syleyem eyeceim . Bunun peinden bir liste karabilir ve
ya katedilecek alann genel bir grnm n sunabilirdim. yi bir bilim
adamnn yapmas gerektii gibi m eseleleri sm flandrabilir ve en genel
kavramlardan balayarak belli sorular incelemek zere sistematik bir yol
tutturabilirdim . Am a byle bir niyetim yok. Size bunun makul bir ak
lamasn sunmak, bu derslerde elde edilebilecek eyin snrlarn aar,
dersler metafizik ve epistemolojiyi de ierecek ekilde genilerdi ki do
rusunu sylemek gerekirse bu da bana ok cazip gelirdi. Ama size vaat
ettiim gibi ahlak felsefesinin sorunlarm tartacamz noktaya asla
ulaamazdk. O yzden sizlere ahlak felsefesinin sorunlarna dair genel
bir grnm izm ektense ahlak alann oluturan sorunlar ve zorunlu
elikilerden bazlar hakknda bir eyler anlatmam salayan sinir ula
r zerinde konumay tercih etm emi bir alm a varsaym olarak kabul
etmenizi rica edeceim. Bu durum da byle bir genel grnm izme a
basn, ahlaki nermeler arasnda bu tr bir m antksal hiyerari olutur
may biraz kom ik bulabilecek asabiyette olanlar bulunabilir aranzda.
Ama tartm alarm z tesadfe terk etm ek istiyor da deilim. Kant'n di
yecei gibi "bir rapsodi bestecisi misali" bir dizi sorun sabitlemek gibi
bir arzum yok. Belli bir organizasyonun art olduuna eminim hepiniz
katlacaksnzdr. Garip grnse de bugn genler organizasyona, belli
bir trden sistem atik dnceye, mesela benden daha fazla ihtiya du
yuyorlar. Zira ben tam da felsefi sistem kavram na kar iddetli bir isya
nn iinde bym , btn dnce ekli bu isyanla tanmlanm bir ku
aa mensubum. Sizler herhangi bir dzene ve em niyete duyulan inanc
btnyle sorunlu bulurken, biz ok fazla dzenden ve ok fazla em ni
yetten kurtulm ak durum undaydk. Yanlmyorsam sizlerin genelde ben
den ok daha byk bir dzen ihtiyacnz var belki de sadece bir em
niyet ihtiyacdr bu, bilmiyorum. Ama her halkrda size bu ihtiya yok
mu gibi davranm ama nezaketini gsterm ek isterim. Size etik bir sistem
sunamayacam veya sunmak istem ediim iin daha dorusu yle
demek: belki sunabilirdim, ama kesinlikle istemiyorum , eserinde ah
lak sorununu dier varolu alanlaryla en keskin kartlk iine yerleti
ren ve bahsettiim iz atk ve elikilerin yazlarnda en elle tutulur bi
imde grnd dnre bakarak hi deilse bir noktaya kadar kendi
mize bir yn tayin etmem iz faydal olacaktr. Bu yzden de derslerimde
byk lde ve gl bir biimde Kant zerinde durmak istiyorum,
sonra da sizinle tartm ak zere Kant'm baz tanm larn dikkatinize su
nacam. Gnm zde ahlaki norm larn doas sorunu, bugn doru ha
yatn mmkn olup olmad meselesi veya grecilik ve nihilizm denen
sorunlar gibi daha dolaysz grnen bir dizi sorunu ancak Kant'm ahlak
felsefesi kategorilerinin bir blm hakknda konutuktan sonra, yani
dersimizin ikinci blmnde, sonlara doru ele almaya balayacaz.
Ama bunu da ancak K an tla ilgili tartm alarm z sayesinde eletirel ola
rak dnebilecek hale geleceim iz bir dizi kategoriyi tecrit ettikten
sonra yapacaz.
Bu balam da Kant'm ahlak zerine balca iki eserini aranzdan ne
kadar ok kii okursa o kadar iyi olacak. Hepinizin bunu yapmasn bek
lem ek makul olur mu bilemiyorum. Bu kitaplar okurdan S a f Akln E le
tirisi kadar ok ey talep etmez. ki eserden bahsediyorum, Ahlak M eta
fiziinin Temellendirilmesi ve Pratik A kim Eletirisi. Bu eserler zerin
de alm aya baladnzda greceksiniz ki aralarndaki fark akla
mak o kadar da kolay deil. Kant'm kendisi, adeta Ahlak M etafizii ken
di eletirel bak as iin bir tr hazrlkm da Pratik Akim Eletirisi
sz konusu bak as bir kere elde edildikten sonra giriilen sistematik
bir icra imi gibi konum utur.15Ama bu iki eyin rttn grecek
siniz. Ayrca genelde, basit denen felsefe eserlerinde sk sk grlen bir
eyle karlacaksanz. Basit m etinler sadece gerek sorunlarn zerin
den atlayp sizi saysz noktada sipsivri ortada braktklar iin basit g
rnmektedir, bunu neden sonra anlarsnz. D olaysyla sizden ricam u
ki Ahlak M etafiziinin Temellendirilmesi'nm Kant'n ahlak felsefesi
ne ulamann bir nevi kolay yolu olduunu zanneden adaylarla karla
tnz snavlarda yerleiklik kazanm baz gelenekler geliyor aklma
bu noktada , ricam u ki m mknse kendinizi A hlak M etafizii ile s
nrlamayp Pratik A kim Eletirisi'ni de okuyun. Hatta iyice ileri gidip
eer sadece birini okuyabilecekseniz, ok daha derin ve okum aya deer
olan Pratik Akln Eletirisi ile balamanz tavsiye edebilirim. Ama bu
derslerde A hlak M etafiziinden alnm bir dizi formlle de karlaca-
nz sylememde fayda var. Bir sonraki derste Kant'm ahlak tartm a
sndaki kalk noktasna, yani "Ne yapmalym?" sorusuna ve bu soru
dan doan sorunlara bakacaz ki sz konusu soru da S a f Akln Eletiri
sinde, "Transandantal Yntem retisi" blmnde gemektedir. Onun
pratik denen felsefesinin sorunlarna girmeden evvel bu soru hakknda
dnm emiz gerek. Teekkr ederim.
UUNCU DERS
14 Mays 1963
BAYANLAR BAYLAR,
Geen sefer buradaki tartm alarmz Kant'm ahlak felsefesini ele alma
biim iyle balantlandrarak bir tr ereve sunma sz vermitim siz-
lere, szm yerine getireceim. G elgelelim bu balamda yntem hak
knda birka ey sylemek isterim genel olarak yntem hakknda de
il ama, ad hom ines* yntem hakknda; homines derken de sizleri oldu
u kadar kendimi de kastediyorum. zellikle verdiim derslerle ba
lantl olarak ortaya kan belli bir glkten bahsediyorum. Bu glk,
dsal olarak, derslerime katlan insanlarn dier derslerdeki gibi not
alamadklarn, dolaysyla eve gtrebilecekleri siyah-beyaz bir ey
bulamadklarn fark etmeleri biimine brnyor. eitli vesilelerle
bunun byle olduunu duydum ve grdm, hatta geenlerde st ne ka
dar kapatlarak da olsa bir rom ana bile girdi.1 Bu mesele zerinde biraz
durm ak istiyorum. Elinize salam bir ey gemesi ihtiyac duymanz
gayet iyi anlyorum, zellikle de alm alarnza balarken salt renme
ile felsefeyi renme ki bu da K anta gre felsefe yapmay ren
mekten baka bir ey deildir 2 arasndaki ayrm zerine dnme fr
sat bulamam olduunuz dikkate alnrsa. te yandan, burada gayet
ciddi ve dikkate deer baz glkler olduunun farkna varmanz ge
rek; tercih ettiim yaklamn "rapsodik" veya keyfi olmadn syl
yor, "ilk olarak", "ikinci olarak", "nc olarak" eklinde akl yrt
myorsam, size bir dizi tanmlayc nerme sunm uyorsam bunun felse
fi adan takndm tavrn esasyla ilgili bir ey olduunu sylerken ga
yet samimiyim. Bu derste renebileceklerinin tesinde yazlarma da
bakma zahmetine girmi olanlarnz varsa, bunun byle olduunu ve
neden baka trl olam ayacan hemen grm olmallar. Ama iki ey,
BAYANLAR BAYLAR,
Doa yasalarna uygun olan nedensellik dnda baka bir nedensellik yok
tur. Bundan dolay da olan her ey bir kurala gre kanlmaz olarak takip etti
i bir nceki durumu ngerektirir.5
Ama nceki durumun kendisi de olmu (daha nce var olmad bir zaman
da ortaya km) bir ey olmaldr: zira eer her zaman var olmu olsayd, so
nucu da her zaman var olmu olur, daha yeni ortaya km olmazd.6
O halde her ey sadece doa yasalarna uyumlu olarak oluyorsa, her zaman
nispi [subalternen] balang olacak, hibir zaman bir ilk balang olm ayacak
tr ve sonu olarak da birbirinden doan nedenler sz konusu olduunda dizinin
tam am lanm as diye bir ey sz konusu olm ayacaktr.8
* Lat. Sonradan dikkate alnmas gerekecek olan sorun; ikinci derecede nemli.
-.n.
burada kendiliindenlik, ilk aamada pozitif olarak daha te bir koul-
layc etkenin verilem eyecei balatc faaliyet, bamsz faaliyet gibi
bir ey anlam na gelir. Aslnda S a f Akln Eletirisi' nin genelinde, kendi
liindenlik fikir retim iyle ilgili yetidir ve bu yzden de bilincin ve do
laysyla insan zihninin kendisinin retici yetisini temsil eder. "Transan
dantal Yntem retisi"nde okuyabileceiniz zere, Kant tpk btn
saygn filozoflar gibi, szel tanmlar pek sevm ez.16 Bu kavram en ba
ta epey kstl bir anlam da gndeme getirip fikirlerle snrlar. znelliin
temel m otiflerinden biri, hatta diyebiliriz ki en temel motifi olduu iin,
kendine hakl olarak zihnin bu faaliyetini daha geni alanlara uygulama
serbestisi tanr.17 Kant'n evrensel nedensellik aleyhine ve zgrlkten
doan nedensellik ve dolaysyla da etiin temel kavram olarak zgr
lk kavram lehine gelitirdii argman budur.
Antitez yledir: "zgrlk yoktur; dnyadaki her ey sadece doa
yasalarna uygun olarak olur/m eydana gelir."18Antitezin bu ekilde for-
m lletirilmesinde, Kant'n nedensellii zgrle kart olarak tanm
larken, daha nce de iaret ettiim gibi, onu aka doadaki nedensel
likle eitlediini grebilirsiniz. K ant ise yle: "Transandantal anlam
da zgrln," baka deyile, tezin kantlanm asndan kt ekliy
le zgrln "dnyadaki olaylarn ona uyarak ortaya kabildii
zel bir tr nedensellik olarak, yani bir durumu m utlak anlamda balat
m a ve dolaysyla o durumun bir dizi sonucunu balatm a gc olarak
zgrln var olduunu varsayalm; o zaman, bir dizinin mutlak ba
langcnn bu kendiliindenlikte olmasnn da tesinde bu kendiliin-
denliin diziyi m eydana getirme belirleniminin kendisinin, yani neden
selliin kendisinin de m utlak bir balangc olaca sonucu kar."19 u
nu aklam amda fayda var: Burada eletiriye tabi tuttuu nclden yo
la kldnda, transandantal anlam da zgrlk bir kategori olmakla
ayn kapya kar; bu bakmdan nedensellie benzer. Yani zgrlk (ki
eylemi, yasalardan bamsz olay akm da kapsar), bilgimizin ve onun
la birlikte fenomenal dnyann ona gre dzenlendii temel bir katego
ri haline gelir. Eer bunu "transandantal" terim inin bu aklamasna
balarsak, Kant'n dncesi aka yledir: Kategoriler, yani deneyi
mime dzen getirebilmek iin muhta olduum temel kavramlar, zihni
min temel mobilyas, dnyay yasalara uygun olarak dzenlememi ve
bylece dnyay yasalarn hkm altndaym gibi deneyimlememi
salayan koullardan baka bir ey deildirler. imdi zgrlk ner-
vus probandi' de budur bir kategoriye, transandantal bir ilkeye, ge
nelde nesnelere dair bilgim in temel bir nkouluna evriliyorsa, bu de
mektir ki yasaya uygunluun zdd bizatihi kategorilerden biri haline
28 Mays 1963
BAYANLAR BAYLAR,
BAYANLAR BAYLAR,
A kl, doasndan gelen bir eilim yznden kendi ampirik uygulanm ala
nnn tesine geip srf fikirler sayesinde her trl bilginin nihai snrlarna ka
dar gitm ek ve kendine yeterli sistem atik bir btnfun kavranmas] iindeki se y
rini tam am layana kadar da tatmin olm am ak gibi saf bir kullanm a cret etm eye
itilir .8
Kant'n burada akln "doasndan gelen bir eilim "den bahsettiini oku
duumuzda, onun bir btn olarak on sekizinci yzyldan, zellikle de
Rousseau'dan dn ald doa kavramn doru anlarsak, psikolojik
bir eyden aklmz mutlak noktasna bizzat kendimizin itmesine yol
aan bir "doamz" olduu fikrinden te bir anlamnn olduunu fark
ederiz. "Doa" burada, bunun yerine, kat anlamyla, akln kendi z
yznden deneyimin olas snrlarnn tesine gitmeye itildii anlam n
da alnmaldr. Bu dnce, Bayanlar Baylar, aslnda olaanst makul
ve olaanst aydnlatc bir dncedir. Kant'n nc atky ele al
ma tarzn aklnza getirecek olursanz, bunun sonsuza kadar gidecek
argman bir noktada kesmekle ayn kapya ktn hatrlarsnz. Kant'
n kendisinin de bu tr vesilelerde byle ifadeler kullanmaktan ekin
m ediini dnp deyimletirerek syleyecek olursak, sanki Kant akla
burjuva ynelim inin bir vehesi olarak az ama z bir ekilde "l
kede otur, sadakatle al," ve "Ar harcam a yaparsan deyem eyece
in borlarn altna girmi olur, sonunda da iflas edersin," der gibidir bi
raz. Gelgelelim, argman bu ekilde snrlam ann tatmin edicilikten
uzak bir yan vardr, nk bir bakm a akla aykrdr bu argman. R as
yonel argman hattn bir noktada kesm ek akln seyrini izlemesine izin
verm ek gerekliliiyle, bu seyrin herhangi bir dsal etken tarafndan as
kya alnmamas gerekliliiyle badamaz. Bu byledir, nk akln do
al sonucu hakikat fikridir. Akl esasen bilincin, amac hakikat olan ve
ya hakikati tam mlayabilm em iz olan cisimlemesidir. ayet kesintiye
urathrsa, askya alnrsa ve asl amacndan, yani hakikat arayndan
vazgem esi gerektii sylenirse, o zaman saf rasyonalite akim kendi
doasnn gereklerini karlamasn engelliyor demektir. Aslna baklr
sa atklar retisinde olan tam da budur; bu reti btnyle tatmin
edici deilse ve Kant daha sonra incelediimiz trde argmanlar ele
alyorsa da btn bunlarn altnda bu tr btn keyfi kesintilerin, haki
kat araynn yolunu kesen her trl engelin9, aslnda hakikat kavram
nn mutlak [zorunlu] olduu akl kavram yla badamadnn hatrlan
mas vardr. te bunun iindir ki, Bayanlar Baylar, Kant'n sklkla "do
ann eilimi" veya "akln yakaland elikiler" gibi tabirler kullan
mas son derece ciddiye alnm aldr bana kalrsa. Yani, akln ilerleyii
nin byle, Kant'n arda bulunduu ekilde kesintiye uratlmasn
aklla badatrm ak, tpk kesintisizce ilerlem esini aklla badatrmak
kadar zordur ve Kant'n gayet makul bir biim de savunduu gibi, ayn
lde kesin olarak elikilere yol aar. Bence btn atklar sorunu
nu ancak bu br yakadan incelediim iz zaman burada sz konusu ola
nn ne olduunu doru drst kavrayabiliriz.
Kant burada, mesele aslnda teorik ilgi meselesi olduu halde, yo
rum yapmakszn, akln "speklatif ilgisi"nden bahseder, ama Kant'n
terminolojisi konusunda unu belirtm ekte fayda var ki, olanaklhk ala
nnn tesine getiinde, akn bir biimde kullanldnda teorik akla
her zaman "sp ek latif demektedir. Bu da speklatif kavramnn onun
iin aalayc, hor grc tnlar olduu anlamna gelir, oysa takipi
leri bu kavram belki artk anlayabileceiniz nedenlerle tekrar dev
reye sokmulardr. nk Fichte ve Hegel Kant'n burada akldan bek
ledii kendi kendini snrlamann akl kavram nn kendisiyle aslnda
badam adn fark etmilerdir. Kant devamla, "speklatif bir biim
de", yani transandantal fikirlerle balantl olarak "kullanlrken saf ak
ln kazanabilecei b a a ry ... bir kenara brakmak" istediini syler ve
bunun yerine bu nihai kavram larn (Tanr'nn, irade zgrlnn ve
ruhun lmszlnn) teorik bakm dan herhangi bir ekilde ilgin
olup olm adn aratrm aya giriir. M eseleyi yle form lletirir (ki bu
alnt daha nce Kant'n birlii hipostazlatrm asndan bahsederken ne
kastettiim e dair de bir fikir verebilir):
Speklatif bir biim de kullanlrken saf akln kazanabilecei baar m e sele
sini im dilik bir kenara brakp sadece zm e ulatrlm as sa f akln nihai ama
cn ister ulalsn ister ulalm asn dier btn amalar onun yannda ancak
birer ara olarak grlebilir oluturan sorunlar aratracam .10
Bu en yksek am alarn, akln doas gerei, belli bir birlikleri olm aldr ki
bu ekilde birletiklerinde, insanln daha yksek hibir ilg iy e tabi olm ayan il
gisini gelitirebilsinler."
Zira onun da-dnk ifadeleriyle, yani eylem lerim izle ilgili fenom enleri
ihlal ed ilem eyecek ve o olm akszn akl ampirik herhangi bir biim de kullan
m am zn im knsz olaca lde tem el nem de olan bir dstura uygun ola
rak tpk doann tm dier grnm leri gibi, yani deim ez yasalara uygun
olarak izah etm em iz gerekir .15
SEVGL M ESLEKTALAR,
BAYANLAR BAYLAR,
Buna karlk bu ikinci tip yasalar, amalar akl tarafndan btnyle a p ri-
ori verilen v e bize ampirik olarak koullu deil de mutlak bir biim de buyrulan
sa f pratik yasalar sa f akln rnleri olacaktr .8
BAYANLAR BAYLAR,
Dersimiz yine kesintiye uram ak durum unda kald, ama Kant'm ahlak
felsefesi yaklamn yeniden ina etme giriim im izin ortasnda olduu
muzu hatrlayacaksm zdr, ben de kaldmz yerden devam etm ek isti
yorum .1 u iddiay hatrlatarak balayaym: "Akl buyruk niteliinde,
yani nesnel zgrlk yasalar niteliinde yasalar sunar."2 Bu nerme
bnyesinde sktrlm bir biime brnm bir eliki barndrr, n
k Kant'a gre zgrlk tam da yasalara tabi olmayan bir eydir, ki bu
da sizi hazrlam ak istediim diyalektiin kalk noktasn kavramanza
yardmc olabilir belki. Zira sizlere tekrar tekrar, ok eitli alardan
diyalektiin yapt eyin, buradaki tek bir nermede grdmz e
likilerin ierimlerini izleyerek zmek olduunu gstermeye altm.
Nitekim Kant'm felsefesinin erdem lerinden biri ki Kant'taki bu tr
elikili, bariz biimde elikili nerm eleri bu kadar vurgulamamn ne
deni de budur , diyalektik hakknda netlie ulamamz salamasdr;
bu felsefenin bu tr statik ve dolaysyla statik elikileri, bir tr senko-
pasyon diyebileceimiz bir ey iinde belirm elerine izin vermek yerine
am lam a giriimini temsil ettiini gryorsunuzdur. Bu zgrlk yasa
lar bu tabir Kant'm btn ahlak felsefesini gayet veciz biimde zet
ler "bize belki hibir zaman olm asa da olmas gerekeni syleyen
yasalardr; sadece olanla iliki kuran doa yasalarndan farklar da bu
rada y a ta r... "3 Kant burada bir btn olarak ahlak felsefesinin apore-
tik doas iin bu ok nem lidir zgrlk ile yasa arasndaki eliki
ye dikkatle dinleyin nk Kant'm btn ahlak felsefesinin eksen
noktas budur bu iki unsuru bu tek cmlede bir araya getirip yasa un
surunun var olana deil de sadece olmas gerekene uygulanaca ekil
de zme kavuturarak hkim olmaya alr. G elgelelim bunu mutlak
bir titizlik ve m utlak bir katlkla yapmas gerekir. Ne var ki bu buyruk
lara uyup uym am aya karar vermek bunlarn yneltildii insan bireyle
rine braklm tr bu da onlar doa yasalarndan keskin biim de ay
rr. Dolaysyla ampirik dnyada herhangi bir eyin bu yasalara uygun
olarak yaplp yaplm adn saptamaya gerek yoktur. Doadaki fiili
olaylara hkm eden yasalardan ibaret olan doa yasalaryla bunun ara
snda tam bir kartlk sz konusudur. Tartmann devamn daha iyi
kavrayabilm ek iin bunu not etmenizi rica edeceim. Kant bundan son
ra da zgrlk alan kavrayn snrlar, ki bu snrlama bir dizi neden
le son derece nemlidir. Bir kere, Kant'n buradaki sorunlarn ne kadar
bilincinde olduunu ve bunlarla ne kadar samimiyetle yzletiini gs
terir. Ancak, ikinci olarak, bu kstlam ada rtk bir mulaklk sz konu
sudur. Buray size yksek sesle okum am lazm, Bayanlar Baylar, nk
bu sorularn hakkn ancak onlar zgl m etinler balam nda inceledii
mizde verebiliriz; nispeten zl, canalc nem de ve youn metinler
zerinde odaklanp onlar adeta bir bytele incelemek hep ie yarar.
Bence tek verim li yaklam byle m ikrolojik bir yntem ile felsefi bir
sistem inas arasnda kurulacak ibirliidir; bir sistem ierisindeki da
ha byk denen trden sorunlara dair ulalacak "ortalama" bir kavray
daha en batan ar saygl bir tavr taknm a riskini beraberinde getirir.
Her halkrda Kant yle devam eder:
A kln kendisinin, yasalar koym asn salayan eylem ler srasnda, baka et
kiler tarafndan belirlenip belirlenm edii ve duyusal itkiler karsnda zgrlk
adn alan eyin, daha yksek v e daha uzak ilevsel nedenler karsnda yine d o
a haline dnp dnm edii pratik alanda bizleri ilgilendirm eyen sorulardr,
nk biz akldan sadece ve sadece bir davran k u ral talep etm ekteyiz; bizler
yaplm as veya yaplm am as gereken zerinde dndm z srece bir kena
ra brakabileceim iz speklatif bir sorudan ibarettir bu soru.
Burada sze unu iaret ederek balamak gerek: Kant burada bizati
hi kendisinin nerdii zm daha te bir koula tabi klmakla kalmaz
birazdan dorudan dneceiz buna , ayn zam anda (ki bu Kant iin
son derece nemlidir), daha te her trl soruturmay da bu noktada
keser; kendi soruturm asn burada keser. Kendi analizini kesintiye u
ratm a ynndeki bu tuhaf eilime ileride dneceiz. Kant'n burada
"baka etkiler" ve "daha yksek ve daha uzak ilevsel nedenler karsn
da [zgrln] yine doa haline dnp dnmedii" derken kastettikle
ri birbirine zt iki yorum a aktr. Bunlardan birincisi buna bir btn
olarak balam a bakarak karar vereceiz, buradaki dz cmlelere bak
mak yetm ez bir btn olarak Kant m uhakem eyle tutarldr: Burada
Kant doaya ait daha uzak bir niyeti, zgrlk alemiyle rten bir ni
yeti kastetmektedir. Buna gre, doa kendini bize tmyle asayd, ek
sik bilgim iz Kant'a gre sadece mutlak, ilahi bir bilince uygun olan tr
den bir bilgi verseydi, o zam an bu trden bilgide ahlakn temsil ettii
am alar krall, doaya dair bilgim izin tem sil ettii aralar krallyla
rtrd. stelik, Kant ikisi arasndaki ayrl tahamml edilmez gr
d iin de rtrlerdi. Bu pasaj bir btn olarak Kantn sistemi
nda incelediim izde kan olas anlam budur. G elgelelim metnin dz
lafzna bal kalndnda ki bu sk sk olur , demin temas ettiimiz
ikinci bir yorum ortaya kar. Bu yorum K antta "doa teriminin m u
laklna dayanr ve bu zgrlk yasalarnn genel belirleyici etkenler
sisteminin paras olarak genel doa erevesine ait olduklarn ima ed
er. Demek ki ahlak yasas, bir baka deyile, bir veridir, kendi kendim i
zi kar karya bulduum uz hazr bir ey, Hegel'in deyimiyle domu,
bym ve kkenlerinde doann nedenselliine tabi kalm olan bir
eydir. Bunu psikanalizde stbenin, vicdann drtlerin dinamikleri ve
ekonom isi ile, bir zdelem e m ekanizm as ile, yani bizatihi doa ala
nna ait olan kategorilerle aklanm asyla kyaslayabiliriz. Kant'n by
lelikle P ra tik A kln E le tir is i 'ni altta veya bir kenarda yatt sylenebi
lecek eye am olup olmad, ahlak yasasnn evrensel geerliliini
nom inalist bir ruhla ontik, fiilen var olan belirleyicileri kapsayacak e
kilde geniletip geniletmedii, yahut tam tersine, zgrlk alan ile do
a alan arasndaki elikinin zm nn daha yksek bir doa kavra
mnda, yani ilahi ve dolaysyla iyicil bir doada aranmas gerektiini
dnp dnm edii ak bir sorudur.
Baylar Bayanlar, Kant sisteminin uzmanlar iin ar basan ihtimal
Kant'n benim deyim im le ikinci yorumu kastetmesi ise bu ikinci ihtima
li neden dikkate alma zahmetine girdiim i sorabilirsiniz pekl3; o yz
den de bu metodolojik mesele zerinde bir iki dakika harcamam iyi ola
cak. Ele aldm z sorunun tarafsz biimde her iki yn de iaret eder
mi gibi grnm esinin yan sra, frsattan istifade filologlarn benim se
dii tavrlar eminim ounuzun m utlak biim de geerli olduunu
dndnz ve vazgem ekten azap duyacanz lde sayg duy
manz retilmi tavrlar ahsen paylam adm sylemek isterim.
zellikle de zihinsel rnlerin esas itibaryla yaratclarnn irade ve ni
yetine bavurarak akla kavuturulabilecei eklindeki grlerini
paylamyorum. Byle bir bavurunun bir dizi olas yanlg kaynan
beraberinde getirdiini, bunlardan birinin, belki de en kaba olannn da,
yazarn irade ve niyetinin m utlak bir kesinlikle saptanamamas olduu
nu dnyorum (keza, eer doru bilgi almsam, hukuk uzm anlarnn
akln hl kurcalam akta olan ey, yani hukuki yorumlarda bulunurken
yasa-koyucunun niyeti denen eyi karm ak da ayn lde im knsz
dr). Fakat bunun ardnda daha da derin bir kayg yatyor: Bizim burada
bahsettiim iz gibi ciddi ve sorumluluk gerektiren meselelerle ilgili ar
gm anlarda sz konusu olan sadece Kant'n dem ek istedii ey deil,
savunduu fikirlerin ki bence burada Kant gibi bir filozofun byk
ln grm ekteyiz savunmu olabilecei her trl zgn kanaati
ayor olmasdr. Bu kanaatlerin z, kavramn nesnel hareketinden, ya
ni argmann nesnel katlndan, nesnel akla yatknlndan ibarettir.
Bana kalrsa orta snf salonlarnn entelektel versiyonu denebilecek
bir eye dnp de, zihinsel rnlerin, eskiden plastik bstleriyle sz ko
nusu salonlar ssleyen byk dnrlerin, airlerin ve bestecilerin
mlk olduunu sylemek tam bir nyargdr. Bu salonlar artk ortadan
kalkm olabilir, ama grnmez biimde, ruhen hl yayor olabilirler
ve bu grnm ezlik yol atklar feci sonular daha da feciletiriyor ola
bilir. Biz bunun yerine, zihnin nemli bir rnnn reticisinin zihinsel
abas ile iin iine dahil olan nesnel fikirlerin bir bileimi olduunu ve
genelde zihinsel etkinliin idealinin bu olduunu sylemeyi tercih et
meliyiz. Dahas, Bayanlar Baylar, bu nesnel zn ahlaki bir doas var
dr; size bunu neredeyse bir dstur gibi sunmak isterim. Bir zihinsel r
nn z, onda, bireysel dnrn iradesinin konuya, konunun uygula
d zorlamaya, btnyle ortadan kalkm a lsnde dalm olmasdr.
Dnsel rnler onlar yaratan kiinin ve niyetin ifadesi deildirler, o
niyetin eldeki nesnel m alzem enin hakikati iinde snmlenmesini tem
sil ederler.6 M etinlerin kendilerinde, zellikle nemli metinlerde bu
nesnel m alzemenin her ne olursa olsun yazarn kendi amalarnn kuv
vetinden daha byk bir kuvvet ve arlk olduuna inanmamn nedeni
de bu. Sonu olarak bir metnin felsefi bir yorum unun grevi, yazarn bu
konuda dnm olabilecei herhangi bir eye deil (nk bu dn
celer tikel ve bir bakm a geici bir bak asndan te bir eyi temsil et
mezler) form lletirildii ekliyle atm a halindeki kuvvetlerin bu
rnne hakkn vermektir, diyeceim. Bu yzden de bu meseleyi bu
kadar enine boyuna aklam aya altm, umarm ayn zamanda genel
yorum lam a yaklam m a da bir k drmtr.
Kant'n, doann, amac iki ikici ilkeyi birletirmek olan daha yk
sek niyeti ile ilgileniyormu gibi grndn sylemitim. Ama dier
yorumu da kastetmi olabileceini de sylemitim. O zaman hangi yo
rum un doru olduuyla ilgili kararn "doa" terimine verdiimiz anla
ma bal olacam fark etmi olmalsnz. Doa kavramnn Kant'n fel
sefesindeki farkl anlamlarn aratrmak ve genelde doa derken ne
kastettiini gstermek ok nemlidir; ama ncelikle filolojik mahiyette
olacak byle bir aratrm adan imdiye kadar faydalanabilmi deiliz.
Kant'n doa kavram mulaktr. Kant'taki "ey" szcnn m ulakl
nda bu m ulakla dair bir ipucu bulunabilir belki. Bir yandan, D in g
an sich , kendinde ey anlam na gelir, yani fenom enler olarak alglad
m her eyin bilinmeyen, mahut nedeni. Nitekim akn bir eydir, bana
asla btnyle verilmeyen bir ey. te yandan, bir ey kurulmu bir ey
dir; duyum larmn etkileim i, yani varoluun m alzemesinin alglama ve
dnm e biim lerim le etkileimi boyunca varln srdren bir ey
olarak doan bir nesnedir. ayet doa eyler alannda olan her eyin ci
simlem esinden baka bir ey deilse, ya da Kant'n Aydnlanma ile ilgi
li denem esinde kulland terimle, bir dnya kavram ise, o zaman, ge
nelde bilindii zere, kendinde ey gibi kavram lara uygulanan ikiciliin
ayns doa kavram na da geniletilebilir.7 Bu da Kant'n felsefesinde
doann, her eyin toplam gzyle baklan ve bu haliyle de hibir za
man benim iin mevcut olmayan dnya kadar mulak olaca anlamna
gelecektir. D olaysyla Kant'ta doa bir yandan kurulmu, koullanm
olan, deneyimin cisimlemesi olan eydir. Ve "Salt Akln Snrlar in
de Din"de isel bir insani ilke olarak, arzulam a yetisi olarak, bodosla
madan radikal ktlkle bile eitlenir.8 Gelgelelim , te yandan, bir ken
dinde ey olarak, bu biraz ki ifadeyi kullanmam a izin verecek olursa
nz, varoluun tem elinin ta kendisidir. Baka bir deyile, hepimizde h
km sren ve bizlere neyin iyi neyin kt olduunu iaret ettii varsay
lan mutlaktr. Bu iaretler bizatihi iyi olanla eitlenir, nk kkenleri
insana damgasn vuran eyde, yani akldadr. Bu balamda Kant'ta ak
im bizatihi iyinin organ olduunu ve iyinin akldan baka hibir organ
olmadn hatrlam anzda fayda var. Bundan da, akln, kendini koru
madan, insan ihtiyalarnn karlanm asndan ayrlamayaca sonucu
kar. Zira akln bize, Kant'a gre koulsuz ve m utlak olan yasay sundu
u varsaylr ve modern dnemde btn felsefe tarihinin bunu savun
mu olduu dnlrse size Spinoza ile tam zdd olan Hobbes'u ha
trlatmam yetecektir , Kant bu konuda kendini kandracak son kiidir.
Bu akim z kendini korumadr. Kant'n "btn tasarm larna elik ede
bilmesi gereken 'dnyorum '"9 kavram nda bile bu kendini korum a il
kesini iitebiliriz burada yceltilip salt mantksal zdelik ilkesine,
kendini koruma, zde bir benlii korum a fikrine dntrlm bile
olsa iitebiliriz. te yandan, Kant yine bu kendini korum a ilkesini fiilen
aa bir ilke olarak grp sulamtr. A h la k M eta fizi in in T em ellen di-
r ilm e s i 'nin nl bir pasajnda da kiinin kendi hayatn koruma abalar
n makul ve rasyonel, ama salt ahlak yasasndan kmadklar iin de ke
limenin soylu, hatta mutlak anlam yla ahlakd olarak tarif eder.10 By-
lece burada u elikiyle kar karya kalrz: Bir yandan akl aslnda
kendini koruyan znenin kimlii olduundan kiinin kendi hayatn ko
ruma karndan ayrlamaz, ama te yandan akl kendini korumann
karlarna kar kabilmelidir. Bu basit, hatta bariz eliki Kantn tart
tm z iki doa kavram ndaki ikicilie neden tahamml edem eyecei
ni ve neden, daha sonralar kullanlm aya balayan bir kavramla bunlar
aarak (au fh eben ) daha yksek bir kavram haline getirmeye kendini
mecbur hissettiini aka grmenizi salamtr muhtemelen. Daha
yksek bir ilke veya birlik iinde uyum veya sentez yaratm a ihtiyac, ve
ya felsefe tarihinin aklam a kabilinden sunarak bizlere hoa vakit ge
irttii bu trden basm akalp benzer baka eyler deildir meselesi. D a
ha ziyade, hem bir yandan kendini korum a modeline hem de te yandan
yol at zararl sonular ve elikiler yznden bu kendini korumann
belli tezahrlerini snrlam aya dayal bir ey olarak akl kavramnn
mulaklyla kar karya bulur kendini. Bu mulaklk da bizi sz ko
nusu ikiciliin tesine gemeye, en azndan byle bir usuln btn bu
bariz elikiyi gidermeye yetip yetmeyeceini dikkatle aratrmaya zor
lar. Baka bir deyile, uzlatrma unsuru o mehur uyuma, tutarl bir sis
teme ya da o trden bir eye duyulan ihtiyatan ok, tarif ettiim trden
bir elikinin rasyonel dnme sreci iin taham ml edilemez olm a
sndan kaynaklanr. Fakat Kant bu dnce hattn sizlere gsterebilmi
olduumu um duum bir salamlkla takip ettikten sonra adeta "buraya
kadar" dercesine bir jest yaparak meseleyi bir kenara brakr ve sonra da
"belki bir ey daha," der ki, ite Kant'taki zgl burjuva unsura da tam
burada ularz: "Bunun bizim iin hibir pratik nemi yoktur, dolay
syla da onunla daha fazla ilgilenmem ize gerek yoktur."
imdi bu "kesip atma", koparm a srecine dair bir-iki ey sylemek
istiyorum. Birincisi, bu, Kant'm felsefesinin yapsnn ok sk karla
lan bir zelliidir ve halefleri Kant'm tam da bu ynne isyan etm iler
dir. Kant ile Fichte ve sonraki btn idealistler arasndaki ayrm tek bir
jestle zetlem ek isteseydik, hazm edem edikleri eyin ite bu kopu n,
Kant'n "bununla ilgilenmemiz gerekmiyor" dedii n olduunu syler
dim. Onlar da buna yle cevap vermilerdi: "Biz en ok tam da bizi il
gilendirm ediini sylediin eyle ilgileniyoruz." stelik bu kopu iin
size sunduum neden en nemli neden bile deildir; zira Kant'n ahlak
felsefesinin btn yaps, esasen, tayin edici bir biimde bu kopu zeri
ne, yani Kant'n ahlak yasasnn verli doasnn daha te sorgulamaya
ak olmamas gerektii zerindeki srar zerine kurulmutur. Bu ba
km dan biraz paradoksal bir biimde "krmz" gibi duyu verilerinde
karlalan durumu hatrlatr bize. nk burada da veri tezahr ettii
zaman, srf orada olduu iin daha te bir tartma mmkn deildir.
Bu kesip atma jesti, Kant'n btn ahlak felsefesi iin yle merkezi bir
nem dedir ki zerinde biraz daha durmamz gerek; nk bu jest son de
rece karmak unsurlarn younlatrlm bir versiyonunu temsil eder.
Bu sylediklerim den sonra hem en o otoriter jesti fark edeceksiniz; ah
lak yasasnn size grevinizi yapmanz gerektiini, tereddt etmemeniz
gerektiini, ya da Kant'n sevdii deyimle, artk kaam a ( vern n fteln )
brakp bu yasaya tm dier verili olgulara gsterdiiniz saygy gster
m eniz gerektiini, baka bir deyile, sadece "lkede oturup drst bir
hayat srmeniz" gerektiini syledii zaman devreye giren otoriter jest
ten bahsediyorum . Bu sadece ahlak yasasna itaat edip onun niye bura
da olduuyla kafanz yorm ayn dem ek deildir. D aha ziyade, var o lm a -
snr aslnda geerliliinin en gl kant olmas demektir. Sadece koy
duu kurallarn doasn deil m eruiyetini de tartmaya yetkili olm a
mz gerekir kukusuz. H o r rib ile dictu*, bir psikolog Kant'm argmann
bu noktada inceleyecek olsa, burada bir savunma m ekanizm asyla kar
latmz syler ve hi de haksz olmazd. Kant'n dev ve vicdann
kkenleri hakknda dnrken kendini biraz rahatsz hissettiini gr
yoruz, nk burada zerkliin kalbine bir yaderklik unsuru yerlem i
tir. Bu nedenle de Kant kendini savunacak ekilde davranm akta ve y
le demektedir: "Allah akna, burada duralm yoksa evrenselleri kurtar
mak iin harcadm onca aba olmas gereken alanna geri kayacak, bu
da dikkatle kurduum felsefi hiyerarinin en st katn btnyle m ah
vedecek." Buradan Kant'm geerliliini sorgusuz sualsiz kabul ettii
btn zorlam a m ekanizm alarnn bir eletirisine geebiliriz. Aslnda
psikanaliz bir psikolojik masaj teknii deil de gerekten toplumsal ele
tiri gibi bir ey sunduu zamanlarda, btn etik norm larn srf var olduk
lar iin kabul grmeleri gerektii fikrine itiraz etmi, bu normlar say
damlatrm aya ve onlara rasyonel bir gereke salamaya almtr. Bu
bakmdan Freud'un psikolojizm inin Papa'dan daha Katolik, m uhtem e
len hi okumad Kant'nn kendisinden de daha tutarl bir Kant oldu
unu syleyebiliriz. Ama hikye byle bitmez. Bu Kant kopu bir ha
kikat unsuru da ierir. Bir kere, Kant, haleflerinin tersine, ksaca zde-
liksizliin bilinci diyebileceim iz eye sahipti ki gelitirdii ahlak fel
sefesi iin ok nemli bir zelliktir bu. Kant'm transandantal felsefe sis
temi burada bir btn olarak Kant'm felsefesinden bahsediyorum
mesela Fichte'nin ok kat bir biimde yapt gibi her eyi stn bir il
keden karsadn varsaymaz. nk K anta gre bilgi karsanabilir
ve karsanam az birer unsurdan olutuu iindir ki bu unsurlar arasnda
ki etkileim in kendisi, bilginin ve eylem in cisimlemi hallerinin kendi
si saf bir biim de karsanamaz. D olaysyla Kant'm pozitif olarak var
olan eylerle, verili dnyayla karlatnda taknd tuhaf teslimiyet
tavr sadece bu yaderklik unsurunu iermez. br taraftan bakldnda,
akl var olan her eyin ve her eylem in kendi rn olduu iddiasnda bu
lunduu srece, akln mutlak iddialarna snrlar koyma fikrini de ierir.
Demek ki paradoksal bir biimde. Kant yaderklii iddetle eletirmi ol
sa da, ben-olmayan, dolaysyla da yaderk olan her eye bir bakma da
ha ok sayg duymu ve bunlarn kendilerini idealist felsefelerde oldu
undan daha gl bir biimde ortaya koym alarna izin vermitir. Bu
felsefeler ben-olm ayan Kant'tan daha fazla tanrlar tanmasna ama onu
benin iinde massettiklerinden orada zndrr ve dolaysyla rasyo
nel olarak onaylamaya ve m erulatrm aya alrlar.
4 Temmuz 1963
BAYANLAR BAYLAR,
Transkripsiyon
9 Temmuz 1963'
rad eyi/isten ci b elli bir yasaya uym ann sonucu olarak ortaya kabilecek
her trl tevikten mahrum braktm iin, geriye eylem lerin evrensel yasann
kendisine uymalarndan baka bir ey kalmaz ki iradenin tek ilk esi de bu olm a
ldr. Yani ancak kendi dsturumun evrensel bir yasa olm asn da isteyeb ilece
im ekilde davranm alym .6
Nitekim Kant burada (bir kez daha eldeki fenom ene ok yakn sularda
dolatn grmekteyiz) bu duygunun ayrt edici zelliini tammlaya
almaktadr. Ve onu paradoksal bir ifade kullanm am a izin verirse
niz akli bir duygu olarak tanmlar; yani ancak aklla, aklilikle kar
karya kaldm zaman uyanan bir duygu olarak. Bunu duygusal bir
yansma, akl ilkesinin kendisinin yansm as olarak dnebiliriz. Bu
bakm dan saygya zgrlm ile yasa arasndaki (hem kendi iinde,
kendi aklilii iinde yasa hem de bu sayg sayesinde ondan bana gelen,
zerim de hkm sren buyruk jesti arasndaki) dolaym layc ba ola
rak baklabilir.
imdi resimli bir bulmaca karsnda olabilecei gibi, hakl olarak
unu sorabilirsiniz elbette: "Saatlerdir bize P ra tik A k im E le tir is i 'nin ve
genelde Kant'n ahlak felsefesenin merkezi kavram nn zgrlk oldu
unu anlatp duruyorsunuz. yi de imdi bu zgrlkten geriye ne kal
d?" Bana hem bu soruyu hem de bu eletiriyi yneltmekte haklsnz.
Tarttmz buyrua zorunluluun dam gasn vurmu olduunu, zo
runlu bir em ir klnda karm a ktm ve son olarak, ona sayg duy
mam gerekm esinin sadece bu olasl bir kez daha glendirdiini fark
etmisinizdir. Aslnda burada zgrle kalan tek aklk kendimi bu
saygdan, bu yasaya uym aclktan, bu em irden syrmam olurdu. Bu da
ok tuhaf olurdu. nk onun tanmn ciddiye alacak olursanz Kant
felsefesinde zgrln tek menzili bu negatiflikle kstlanm olurdu.
Bu durum da da zgrce davranp btn evrenselliiyle ahlak yasasnn
zgrlk ilkesiyle uyum salamas gerektii fikrini bir kenara koydu
um da zgr olurdum. Bunun nasl hayata geirilecei ve belli durum
larda nasl davranm am gerektii zerinde dndmde u ortaya
kar: Bu zgrlkten geriye tam bir domuz gibi davranm a frsatm dn
da hibir ey kalmaz. lave bir etken daha vardr ki o da udur: Btn bu
nesnel rasyonaliteler, buyruklar, sergilemek zorunda olduum sayg vb.
cephanesi sayesinde etrafm yle bir kuatlr ki kendi sahici zgrl
m, hatta yanl eyler yapm aya ve tam bir domuz gibi davranmaya
ynelik bu sefil zgrlk bile, ondan geriye hibir ey kalm ayacak bir
noktaya varana kadar m utlak bir asgariye indirgenir. Bunun da, Bayan
lar Baylar, Kant etiine ynelik her trl eletiriye dahil etmek zorunda
olduum uz ve bastrlam ayacak canalc bir imas vardr. Bu da udur:
Kant'n felsefesi ie zgrlk koyutlam asyla balar ve ondan muazzam
bir pathos ekip karr, ama anlamn enine boyuna ele alma sreci ie
risinde bu zgrlk kle kle yok olma noktasna kadar gelir ve bu
felsefe zgrlkten btn btne vazgeerek sona erer bu salt biim
se] bir tarzda, bariz bir biimde otoriter veya hiyerarik fikirlere bavur
m akszn yaplsa bile durum budur. Burada askda tutulan iki unsur, ya
ni zorunluluk veya yasa unsuru ile zgrlk unsuru arasnda, zorunlu
luk unsuru zgrlk unsurunu fiilen yer bitirir. Btn bireysel ekono
mik znelerin akld davranm a zgrlne sahip olduklar iktisat
alannda da ayn durum sz konusudur. Nitekim, iadam parasn ar
ur edebilir, ii de ie gitmek yerine uyuyakalabilir ikisinin de by
le bir zgrlkleri vardr. Ama bu zgrlkten istifade etmeye alma-
yagrsnler, iadam iflas edecek, ii de iten atlacaktr! Dolaysyla
gerekliin, iinde yaadm z toplum sal gerekliin zorlaycl, z
grle galebe alarken, zgrlk de uzak ufuklara, "Bir yerlere m il
letlerin boaz boaza geldii o uzak Trkiye'ye" srgn edilir. Pratik
akln yapsnda rtk olarak bulunan bask unsuru budur demek ki. s
telik, soyutluu yznden zgrlk unsurundan kat kat daha gl ol
duu da ortaya kar. Bu da Kant etiine ynelik kaba yanl anlamaya,
yani buyruun, birinin davula vura vura "Yapmalsn, yapmalsn!" di
ye haykrm asna indirgenmesine yol am tr Thomas Mann'n B u d
d en b ro o k s A ile si romannda, durm adan kategorik buyruktan dem vurur
ken rencilerine eziyet etmeyi bir an bile brakmayan okul mdr
W ulicke'nin tasviri bu bakm dan esizdir. Yemek sonras nutuklar eken
tiplerin sergiledii idealizmde de yine Kant felsefesinin parodisi sz ko
nusudur; Kant'n kendisinin aaal denecek lde ciddi formllerini
Alm an Em peryalizm i anda retilen kasvetli klielerle kyaslad
mzda pek de haksz saylam ayacak bir parodidir bu.
Kantm konumunun bu olduunu kabul etmek zorundayz bana ka
lrsa. Bahsettiim iz sayg bizi yasann geerliliine geri gtrr, dolay
syla da yasann kendisi zerinde temellenmitir. Kant bu saygyla bir
likte devreye giren yaderklik sorununu phesiz fark etmitir; akli arzu
lama yetisi olarak iradeyle analoji yaparak saygy akli bir duygu olarak
gsteren bir fenom enoloji gelitirmeye alm asnn nedeni de budur.
Btn bunlar yle diyerek zetleyebilirim: Kant'n pratik felsefeyi i
leme tarznda dnp dolap zgrlk unsurunu m mkn olduunca
azaltm a eilimi sz konusudur. zgrlk en bata kendini o kadar da
yatr ki deist felsefede Tanrnn durum una benzeyen bir durum sz ko
nusudur. Zaten en bata Tanr da zuhur eder: Dnyay O yaratmtr ve
bu yzden de kendisine m uazzam bir hrmet gsterilir, ama sonunda o
da. bugnk tabirle, tekmeyle merdivenin dibine gnderilir. Baka bir
deyile, zgrlk yasann kkenlerinde son derece grkemli bir rol oy
nad iin, i yasay daha ayrntl ilemeye geldiinde kendini bir ke
nara itilmi vaziyette bulur. zgrlk potansiyel olarak bertaraf edilir;
ve sre ierisinde grrz ki Kant ne zaman doal olanla ahlaki olann,
doal dnyayla manevi dnyann nihai birlii gibi bir ey olduunu art
koar gibi olsa, tem elde unu dnmektedir: Doann ideal yasas eti
in de modelidir ve kendinde dnya, kendinde ey, aslnda yasa denen
eyin ta kendisidir kavranabilir karakter teorisinde de tekerrr eden
bir inantr bu. Bu yasa kavram S a f A kln E letirisi' nde sadece fenom e
nal dnyaya karlk geliyordu ve kendinde eyi zellikle dlyordu.
Kant etii, yasann menzilini btn kapsayacak ekilde genileterek,
son szn bu yasa fikrinin dn alnd doann zorlayc karakterin
de olmasn tem inat altna alr. Yani, Kant etiinin kendisi, kendisinin
doa zerinde m utlak egemenliini ilan ederek, temel ilkesinin doay
bastrm ak ve onun kontrol altnda tutulmasn salamak olduunu be
yan ederek, doaya tabi kalr. Bu da dem ektir ki insand doann tabi
olduu yasalarn kr, zorlayc doas, Kant etiin kendisini de iere
cek ekilde geniletilir. Aa yukar unu sylemek meru olacaktr:
inde yaadm z toplum, grnteki zgrlk dnyas, aslnda do
al dnyann devam ndan baka bir ey deildir. nk insand doa
ya yansttm z trden kr, organik zorunluluklara bamlyzdr.
Bayanlar Baylar, sizlere Kant etiiyle ilgili olarak anlatmak istedi
im en nemli meseleleri artk aklam olduumu dnyorum. Ar
tk ncelikle bir iyi etii ve bir sorumluluk etii karsnda bir miza eti
i hakknda konum aya gem ek istiyorum. Kant'n etiin her trl ni
yetten azade olmas gerektii yolundaki iddiasnn dolaysz sonucudur
bu sorun. Buna bir de unu eklem ek isterim (bir sonraki derste sanrm
bu konuda daha fazla ey syleyeceim): Kant etii, kat haliyle, kendi
ni bir btn olarak trm zn refahndan bam sz hale getirmeyi
amalar. Bu dem ektir ki P ra tik A kln E le tir is in in son blmnde in
sanlk kavram yeniden devreye sokulsa da, mutlu bir toplumun yaratl
mas bile, Kant'n ahlak felsefesinin en nemli pasajlarnda aka da
rda braklmtr. D olaysyla Kant etiinin ilkesini yle formlletire-
biliriz: Bu etik sadece, znel, insani am alara da amil olan bir rasyona-
liteden btnyle bam sz nesnel bir aklla ilgilenmektedir. Akln bu
nesnellii nihai amaca da am ildir ve en bata akln varlnn nedenini
de ierir. Ama bununla, elikilerle dolu son derece karm ak bir soruna
gelmi oluyorum; sorumluluk, iyi ve miza etikleri zerinde syleye
ceklerim e gemeden nce bununla ilgili hi deilse birka sz etmek
zorunda kalacam.
ON DRDNC DERS
16 Temmuz 1963
BAYANLAR BAYLAR,
* Nicolai Hartmann'a ait bir terim. Bilme yetisinin gerek nesne zerine odaklan
d duruma karlk gelir. Nesnenin zihnindeki grntsne odaklanan intentio obli-
qtd mn kartdr, -.n.
* * Lat. Saf eylem, -.n.
kendini nasl kantlayaca sorusudur. Baka bir deyile, kendisini ras-
yonalite asndan kantlyor mudur, yoksa akla yabanc bir ey muam e
lesi mi ediyordur? Bunun yan sra ierikle de ilgilenmediini ilave ede
bilirim. Kant, Platon'un duyusallk karsndaki "beden ruhun m ezar
dr," ifadesinde8 de grebileceimiz onaylam am a tavrn paylam yor
du. Aksine, kiinin kendi mutluluunu salam a devini de dev tanm
na dahil ederek, etik ierik konusunda belli bir hogr bile gsteriyor
du. Kant sadece ilkenin kendisi sz konusu olduunda taviz vermeye
yanamaz. Bu bakmdan ruh gibi, lmsz olduu, en yksek iyi oldu
u iin arzunun nesnesinin lm szlk olmas gerektiini syleyen ge
lenein mirass olduunu gsterdiine iaret etm ek gerek. znellik il
kesinin normalde en yksek iyi olarak grlen ey olmas gerektii fik
rinin kkeni, sadece yzeysel tarihsel bir anlamda deil, derin bir an
lam da da Hristiyanlktadr. Temelinde ruhun mutlak tzsellii fikri ya
tar ki, o da ruhun lm szl fikrine, sa tarafndan kurtarlan ruh fik
rine baldr. Bu fikir seklerletirilip soyutlatrlarak kendi bana var
olan ahlak yasas haline gelir. Ayn fikir burjuva ethosunun snrsz a
lma ethosunu da ierir ki bu da H ristiyanln belli bir kolundan, Lut-
hercilikte ve zellikle de Kalvincilikte gittike etkili hale gelen takdiri
ilahi anlayndan gelir. Seilmilerden olup olmadn kimsenin bil
medii ve kiinin herhangi bir umudu olabilm esi iin azami abay sarf
etm esi gerektii fikridir bu. Bu umudun ancak ufkun ok uzaklarnda, o
da son derece soluk ve adeta bir an eklinde belirmesi, Kantn Protes
tanlkla paylat bir eydir. Protestanln daha sofu temsilcileri genel
Protestan inancnn bu vehesinden rahatsz olmulardr; Kant' felsefe
sinin umuttan yoksun olmasyla eletirenler onlard. Heinrich von Kle-
ist'n Kant okuduktan sonra gsterdii nl tepki de ayn balamn r
ndr.9 Bu tepki ok nemli bir hakikat ierir ki o da umut kavramnn
sahiden de ierdii belirsizliktir. Ama K ant buna Beethoven'i hatrlatan
bir ekilde cevap verir: Bu cehennem, ki yeryzndeki yaammzn
byle olduunu kabul etm em iz gerekir, son sz olamaz. nsan doas
nn kendisi her eyin bundan ibaret olmad, daha baka bir ey olm a
s gerektii gibisinden bir vaat ierir. Bu anlamda Tanr'nm varlnn
Kant'n kendisinin de sert bir eletiriye tabi tuttuu ontolojik kant ya
amaya devam ediyor diyeceim ben. Snrsz alma ile saf miza (G e-
sin n u n g) arasndaki dolaym layc ba, K a n t etikte snrsz alma
kavram yla tam am en soyut bir biim de kaynaan dev kavram bata
olm ak zere en st kavram larn oluturduu takm a dahil edilerek yara
tlr. Zira mutlak bir kavram olarak dev snr tanmaz, nk herhangi
bir verili dzene yerlemi olm ayan bir m utlaktr ve bu sonsuz veya s
nrsz doas sayesinde de bu asla sona erm em e niteliine sahiptir. u
nu belirtm ek isterim ki Kant'nki gibi bir felsefe asla toplumda olup bi
teni tekrar etm ekle yetinmez; mevcut toplumu eletirm e ve ona m m
kn olana dair alternatif bir grnt ya da grntsz bir grnt yan
stacak bir ayna tutma eilimindedir. Burada da bunu, biimcilik ilke
siyle gayet yaratc bir biim de birlemi halde grrz. Gerekliin
dzeltici ilevi burada ama ile ara arasndaki ilikide aranr. O sralar
da ortaya km akta olan yksek-kapitalist toplum da Kant'n a ger
ekten de ngiltere'deki Sanayi Devrim i'nin birinci aamasyla rt-
mektedir Kant btncl ilevsellik ynndeki eilimi fark etmitir.
Yani, toplumsal alandaki her eyin bir ara hizm eti grd dier ey
ler iin sadece ilevsel bir deeri vardr. te Kant felsefenin pathosu,
her eyin sadece bir ara olma eilimiyle atan bir ama aramasndan
gelir. Niyete ynelttii ve daha nce bahsettiim eletiride de vardr bu.
Ama bu noktadan baktnzda bunun zddna son derece gerek bir an
lam, daha nce bahsetm ediim ama Kant'n ahlak felsefesinde ok
nemli olan bir anlam verebilirsiniz. Bedel ve deerden bahsediyorum.
Bu da ilevsel olan, baka bir ey uruna var olan ve mbadele edilebi
lir olan her eyin bir bedeli olduu fikridir phesiz bedel kavram da
mbadele srecine dayaldr. te yandan Kant'n ahlak yasasna gre,
ahlaki eylemde olduu gibi sadece kendi iin var olan ve kendi iin
meydana gelen her ey de, Kant'n deyimiyle "haysiyet" (W rde) sahi
bidir. Bu haysiyet kavramnn, fikrin yozlaarak u ya da bu kimsenin
srf kendini nemli veya arlkl grd iin haysiyetli olduunu id
dia ettii o paspal gsteriilie dnt on dokuzuncu yzyldaki te
zahrlerinden ok farkl bir tns vardr. Buna ampirik haysiyet kavra
m denebilir ve buna bugn de ara ara rastlayabiliriz, ama Kant'n kas
tettii eyin gln bir taklidinden ve tam anlamyla tersine evrilm e
sinden baka bir ey deildir.
Bu toplumsal meselelere Kant'n felsefesini deerden drm ek iin
girmiyorum. Bir felsefenin eletirisi ancak hakikatinin eletirisi olarak
mmkndr. Pozitif veya negatif bir biimde salt u ya da bu toplumsal
durumla balantl olduuna iaret etm enin hibir eletirel gc yoktur.
te yandan Kant'ta karlatm z trden en soyut ayrt edici zellikle
rin bile iinden ktklar gerek toplumsal matris iinde birer yeri var
dr. Ve Kant'n ahlak felsefesinin soyut kavram larna, onlarda doru
dan grlmese de altlarnda yatan tzde gizli olan somut zglln bir
ksm n yklem ek mmkndr. Bunun da iki vehesi vardr. Birincisi,
Kant ahlak felsefesi kendine burjuva diyebilir son derece pozitif bir
anlamda, tarife smaz lde glenmi bir zgven anlamnda. nsan
znesinin kendi kendine zgrce yasa koymas gerektii, onun saf m i
zacnn dnyann yasas olduu fikri, her trden gelenekiliin ve her
trden korporatist, feodal veya m utlakiyeti dzenin zt kutbunda yer
alan bir ilkedir. Hatta K antn ahlak felsefesinin soyut doasnn, verili
koullarn, bilim sel denebilecek koullarn snrl pozitivizm ine kyasla
toplum sal olduunu da syleyebiliriz. Kant'ta gzlemlediimiz soyut
lua geiin, toplumun gittike rasyonellem esini ve insanla davran
klavuzu hizmeti vermi kr, organik unsurlardan kurtulmasn ifade et
tiinin dnlebilmesi anlam nda bizatihi somut olduunu da ekleye
biliriz. Soyutluun btn alarda grlen tem el bir fenomen deil, ta
rihsel ve deyim yerindeyse toplumsal bir kategori olduu eklindeki bu
igr, mmkn olan en byk gle Marx tarafndan dile getirilmi bir
igrdr; Kant'm teorisi de bu tezin akla gelebilecek en iyi snanma
yollarndan, en m uhteem rneklerinden biridir. Kant'ta kendini her tr
den vesayetten ekip kurtarm ak isteyen gen burjuva snfnn patho-
sundan, zgveninden bir eyler olduunu aka hissedebiliriz. Bu
pathos, Kant'm ahlak felsefesinin temeli olarak teolojiyi eletirdii ve
sonu olarak bu ahlak felsefesinin Kant'm "insanln kendi bana at
olgunlam am lk durumundan kurtulmas" ile ilgili nermesinin an
lamn yanklad yerlerde iyice ne kar." Kant'n yasa kavramnn
en baskc vehelerinde bile bu motifin yanklarn hissetmiyorsanz, bir
btn olarak ahlak felsefesinde ilerlikte olan son derece karmak ve
incelikli ayrmlar anlamay baaram am snz demektir. Ayrca Kant'n
ahlak felsefesi, Rousseau'nun kapsaml etkisi altnda kalm olmas gi
bi zgl bir anlam da da burjuvadr. Bu genelde bilinir de, Kant'n felse
fesinin Rousseau'daki insan akimn dnyadaki m utlulukta tedrici bir
ilerleme salamay baaram am olduu yolundaki inanca ilgin ve son
derece zgn bir boyut katt o kadar iyi bilinmez. Bana kalrsa btn
felsefe tarihlerinde grdmz gibi bunlara iaret edip durmaktansa
Kant'n bu Rousseaucu fikirlerle ne yaptn grm ek daha ilgin ola
caktr. nk Kant insann akl yeteneinin insanln mutluluundaki
o tedrici art salamaya uygun ara olm adm retir. Bu iki eyi,
aklla m utluluu birbirine uydurm aya alm amam z gerektiini syler.
Bunun yerine, hi deilse bireysel davran, daha dorusu zel hayatn
etii sz konusu olduunda akim hedefinin srekli artan bir refahtan
baka bir yerde aranmas gerektir. Geen sefer mutlaklatrlm akl
kavram nn (znel kar alan ile nesnel ahlak alann ayrt etmeyi baa
rabilsek bile) yol aaca glkleri aklam aya almtm hatrlarsa
nz. Balca glk de ahlaki bir toplumun doann evrensel olarak bas
trlm asna yol aacak olmasyd. Bu size Kant'taki hakikat unsurunun
nerede olduunu gsterebilir belki. Bask ilkesine ynelik, doaya d
man ve onu bastrm ay arzulayan akl ilkesine ynelik bu kukuculuk
eiliminin Rousseaucu fikirlerin Kant zerindeki son derece olumlu et
kisini gsterdiini ekleyebiliriz. Kant'n bundan yapt karm udur:
nsanln ya da hi deilse tek bireyin bir btn olarak insanln du
rumu Kant'ta biraz farkl ve daha karm aktr yasa kavram na uygun
yaam aktan baka nihai bir amac yoktur ve bu da akln btn belirleyi
ci zelliklerinin stn birliini temsil eder.
Bugn miza etiinin bu yan zerine, yani zel hayat, isellik ve
burjuva toplum unun arasnda balantlar zerine odaklanm aya karar
verdim. Bu karar verdikten sonra da "burjuva" gibi kavramlarn genel
de ok belirsiz bir biimde kullanldn eklem ek isterim. Sylenmesi
gereken ilk ey, burjuva toplum unun kendisi iinde isellie tepkisel bir
tavr olarak baklmas gerektii, yani bunun esasen burjuvaziye zg
bir ey olarak deil diyalektik olarak grlmesi gerektiidir. Evrensel
ilevselcilik ve bunun tam am laycs olarak, d gerekliin, iine hepi
mizin yakaland baskn mekanizm asna kar bir protesto kabilinden
insanlarn kendi ilerine ekilm e eilimi hakknda zaten bir eyler sy
lemitim. sellik bireyin d dnyann bunaltc gcne kar bir tepki
olarak ekildii bir snak haline gelir. Ancak bu anlamda iselliin i
levsel dnyann bir ilevi olduunu syleyebiliriz. Bu da doal olarak,
aslnda en bata iselliin ortaya knn rtk vaadinin teolojik koz
mosun zlmesi herhangi bir dolaymlayc geile yum uatlm a
m dolaysz bir kopu olmasyla el ele gider. Kapal denen kltrler
de, Hegel'in term inolojisiyle "tzsel" kltrlerde, insanlarn davran
tarz az ok sorunsuzdur, izleyecekleri eylem yolu apaktr. Byle kl
trlerde isellie yer yoktur; aranzdan bir klasik dnem filolounun
kp klasik bir yazarn iselliin m evcudiyetini gsterecek ekilde yo
rumlanabilecek u ya da bu pasajna iaret edeceini beklesem de inan
yorum ki bu kavramn antik dnemde bilinmediini sylersem fazla ile
ri gitmi olmam. Bu olasl inkr da etm ek istemem. Sadece u m eto
dolojik uyarda bulunm ak isterim: Antik dnemde bu tr motifler p
hesiz grlyordu, ama soluduklar hava, iinde var olduklar iklim H
ristiyan dnyasnn iklim inden o kadar btn btne farklyd ki anlam
sal olarak zde olan terim ler bile bam baka bir anlama gelebiliyordu.
Nitekim Homeros ve Tacitus, Boccaccio ya da Chaucer gibi yazarlar
veya D o n Q u ix o te'y\, on yedinci yzyl ba ngiliz romanlarn okursa
nz, bugn burjuva dediim iz eyin, yani rgtl kentli bir piyasa eko
nomisiyle kurulan dolaysz ilikinin ayn ortak ekirdeiyle karlar
snz. Ancak te yandan, K antm zam annda burjuva koullarn Alm an
ya'da dier Batl lkelerde olduu kadar gelimi olmadn unutm a
mak nemlidir. Dnce alannda btn burjuva kategorilerinin ve fi
kirlerinin yaratlm, hi deilse ima edilmi olduklar, canl olduklar
dorudur, ama ekonomik gerekliin burjuvazinin zgvenine ayak uy
duramam olduuna ve burjuvazinin, ngiltere ve Fransada elde ettii
iktidar konum larna burada henz ulaamam olduuna hi phe yok
tur. Burjuvazi kavram gerek dnyadaki gelim elerden nce ortaya
kmtr ki bu genelde Almanya'daki durum un son derece karakteristik
bir zelliidir. Bu da burjuvaziyi, daha gelikin bir gerekliin her za
man daha gelikin fikirler zerinde bir fren ilevi grebildii Bat lke
lerindekinden daha fazla radikalletirmitir. Am a ayn zam anda daha s
nrl hale de getirm itir nk gereklik hissi iine ayn derecede girm e
m itir ki, bu bakm dan pekl, M orgenstem 'in iirinde ay iin syledii
gibi, ahlakn "btnyle Alman bir konu" olduunu syleyebiliriz.12Ya
ni ahlak, daha dorusu bu daha dar anlamda dev, aslnda sadece Alman
dnce alannda var olmaktadr. Kant'n adalarndan sadece birini
rnek verecek olursak, Hume'u, Hume'un ahlak felsefesini okursanz g
rrsnz; iklim o kadar farkldr ki ikisinin de ayn eyden bahsettii
hissine kaplmanz zorlar. Her halkrda, bireyin ahlaki davrannn
d gereklik zerinde tayin edici bir biim de etki edebilecei fikri
Kant'ta kesinlikle yoktur. Bireyin d gereklik karsndaki sahiden ik
tidarsz oluu unsuru, Kant'ta saf isellik inasnn canalc isel nko
ullarndan biridir kukusuz. Ahlaki zne en batan beri dnyann ina
snda hibir rol oynamaz; tarihin ekillenmesi hakkm daki son derece
soyut baz fikirler saylmazsa (ki bu fikirlerde de ahlaki znenin somut
tarihsel glerle ilikisi hibir rol oynamaz) dnya zerinde hibir etki
si yoktur. Bu etkisizlik yznden de ahlak zorunlu olarak bir miza m e
selesine, temelde, eylem lerinin burada ve imdi dnyann seyrini dei
tirm ekten ciz olduundan kesinlikle em in olan insanlarn yapaca tr
den eyleme dnr. Bu iktidarszlk, Alm an idealizmindeki btn ah
lak felsefesi klliyatnda grlebilir. Miza sadece kendi iin var olan
bir eydir; gerekleim ini kendinde bulur ve toplum un rgtlenmesinde
etkisiz kalr. Bunun karlnda da bir anlam da nispeten toplumun teh
didi altnda kalmaz. Onun pathosu her eyin bir ara haline geldii ve
hibir eyin ama olarak kalm ad bir toplum u eletirmektir. Ama te
yandan da bu fikre diyalektik kartn ilave etm ek gerekir ki bu da ak
ln, kendi kendine yasa koyan yetinin, bylece kendi iinde bir ama ha
line geldii ve dolaysyla, geen sefer iddia ettiim gibi, hedeflerinden
herhangi birini kendisi dndaki dnyada gerekletirebilme konusun
da m itsiz olduu iin bir feti olup kt fikridir. zgrlemi yurtta
n muazzam pathosu iktidarszlk hissiyle i ie geer; bu ikiz tema
Kant'n etiinde derinlere kk salmtr. Bayanlar Baylar, hem miza
etiinin hem de sorumluluk etiinin altnda yatan sorunlara dair kaba
taslak bir sunu yaptm zannederim. zellikle de bu iktidarszlk hissi
miza etiini eletirm emizi hakl klar, nk bu etik bize somut hibir
ey sunmay baaramaz; baka bir deyile bize ahlak ilkeleriyle ilgili bir
yntem, genel bir ahlaki ilkeyi belli bir vakaya uygulamamz salaya
cak bir yntem sunamaz. te yandan bunu sylememe bile gerek yok
aslnda ahlaki ilkeler belirlem e iinin (c a su istr y ) arac amala hakl
karm a ilkesini izleyerek grecilie teslim olmu olduu ve dolaysy
la olum suzlua ve ktle yol at tekrar tekrar gsterilmitir. Kant
ahlaki ilkeler belirleme iine, dsturun evrensel karakteri zerinde d
nmenin yeterli olduunu syleyerek direnecekti. Yani, her an ilkemin
evrensel bir yasa-koym a ilkesi haline getirilip getirilemeyecei zerin
de gerekten dnrsem, o zaman sorun halledilmi olacakt. Ama ge
lin bu dersin kalan son birka dakikasn bunu sylemeye ayrsam iyi
olacak galiba kategorik buyrua gre davranm ann hi mmkn olup
olmad, hatta herhangi birinin her an ve her eylem konusunda bunu
yaptm hayal edip edem eyeceiniz zerinde dnelim. nce bir ds
turu izlediinizi dnelim byle davranacak biri bir insandan ok
ucube olacak olsa da byle dnelim. Sonra da dsturunuzun evrensel
bir yasann temeli olup olam ayaca konusunda kafanz netletirmeye
alalm . K ant em ay uygulayacak olursam, bu gerekten de elimin
altnda sonsuzca dallanp budaklanan toplumsal olaslklar, yani sonsuz
tercihler olduunu ve gerekten de dsturum ile bu evrensel yasa ara
sndaki ba kuracak durum da olduumu varsaym ak demek olacaktr.
Baka bir deyile, kategorik buyruk kt zerinde gerekten m evcuttur
ama kat, isel Kant anlamda aslnda geerli deildir. Bunun nedeni
de, rtk olarak, verdiim yargy dorulayabileceim, dsturumun by
le evrensel bir yasa iin uygun bir temel olup olm adn belirleyebile
ceim varsayld halde, gerekte verdiim yargnn saysz dnceyi,
insan bireylerinin kapasitesinin tesinde kalan dnceleri gerektirm e
sidir. nk bunun iin m uazzam m iktarda bilgi gerekecektir ki bunun
apak bir ahlaki olgu olarak var olduu ileri srlemeyecektir.
ON ALTINCI DERS
23 Temmuz 1963
BAYANLAR BAYLAR,
BAYANLAR BAYLAR,
Bu son dersi gnm zdeki ahlak felsefesinin doas hakknda bir eyler
sylem ek iin kullanmak istiyorum. Bu da, miza etii ve sorumluluk
etii ile ilgili tartm am da sizler iin ikna edici hale getirmeye alt
m nerme, yani yanl bir hayatta doru bir hayatn mmkn olm ad
nermesi nda konu hakknda bir eyler sylemenin mmkn ol
duunu varsaymak demek. Bu arada, bu cmleyi formlletirmemden
ok sonra N ietzschede, cmle yaps ok farkl olsa da benzer bir ner
me kefettim .1 Bugn ahlak felsefesinin m m kn olup olmad sorusu
hakknda tek syleyebileceim ey, bunun esasen ahlak felsefesinin ele
tirisini bilinli hale getirmekten, sunduu seeneklerin eletirisinden ve
iinde barndrd atklarn farkna varmaktan ibaret olduu olurdu.
Bu derslerde sizlere bunu yapm ann bir modeli gibi bir ey sunmaya a
ltm. Bence bundan tesini vaat etmek, drst kalarak mmkn deil
dir. ncelikle de ahlak felsefesi alannda gelitirilebilecek dncelerin
doru hayata ynelik kanonik bir plan oluturmak iin kullanlabilece
ini kimse vaat edemez, nk hayatn kendisi o kadar ekilsizlemi, o
kadar arptlm tr ki onda kim se doru hayat yaayabilecek veya bir
insan olarak kaderini gerekletirebilecek durum da deildir. Hatta dn
yann rgtlenme tarz gz nne alndnda, en basit drstlk talebi
nin bile neredeyse herkesi zorunlu olarak protesto etmeye gtrmesi ge
rektiini syleyecek kadar ileri gideceim neredeyse. Bugn hayatlar
mz nasl srdrmemiz gerektiiyle ilgili sorular doru drst forml-
letirebileceim iz koullan yaratmak, bu durumu zerini yara ban
dyla kapam ak yerine bir bilin meselesi haline getirmekle mmkn
olacaktr bana kalrsa. Belki de sylenebilecek tek ey, bugn doru ha
yatn, en ileri zihinlerin i yzn grp eletirel olarak terih ettikleri
yanl hayat biimlerine direnm ekten ibaret olduudur. Bu olumsuz re
etenin dnda herhangi bir klavuzluk gerekten tasarlanamaz. unu
de ekleyeyim: Bu iddia olumsuz olsa da bu sm estr boyunca tartt
mz Kant emirden hi de daha biimsel deildir. Yani i yz grl
m olan her eyin kararl bir biim de yadsnm asn, dolaysyla da bi
ze dayatlan eylere, dnyann bizden yapt ve yapmaya niyet ettii
her eye kar direnme gc zerinde odaklanmay kastediyorum. Bu
m eseleler zerinde dnp onlara en batan kar km a gcnden, bir
de kendi gszlmzn bilincinde olm aktan baka pek az ey ka
lm aktadr bizlere. Dnyann bizden yapt eye direnmek sadece d
dnyaya (ona direnmeye btnyle yetkili o ld u u m u z gerekesiyle)
kar koym ay iermez bu tr btn giriim ler yalnzca iimizde
oktan i banda olan "dnya hali" ilkesini pekitirecek ve sadece k
tlerin iine yarayacaktr. Kendim izin kar saflara katlm aya tene par
alarna direnebilm ek iin kendi direni glerimizi de seferber etm e
miz gerekir. Hatta unu bile syleyeceim: Grnte zararsz bir ey
yapp kendi kendim izi m ahkm ettiim iz sinemaya gitme eylemine bi
le aslnda u farkndalm elik etmesi gerekir: Bu tr eylem ler aslnda
kazandm z igrlere ihanettir ve hayatta kalabilmemizi ve uyum
gstermem izi salamak iin olmamz ve kendi kendimizi oldurmamz
gereken eye dntrecek srelere dahil edecektir bizi tamam, bel
ki ok kk bir derecede ama bunlarn kesinlikle birikimsel bir etkisi
vardr. Dem ek istediim u ki bu kar saflara katlm a ayarts, aziz ol
mayan hi kim senin btn btne uzak duram ayaca bir eydir. Ama
bugn bir azizin hayat bile netamelidir. Devaml saflara katlm aya a
rlrz; rica ederim, saflara katlm aktan kanm anz gerektiini syledi
imde sofuluk filan tasladm dnmeyin. Belki de yle bir durum-
dayzdr ki saflara katlmann beraberinde getirecekleri zerinde dn
meye baladm zda ve yol aabilecei sonularn bilincine vard
mzda, yaptmz her ey zihnim izde olup biten ve yanla katkda
bulunan her ey baka trl olabileceinden sadece ok az farkl ola
caktr. Am a bunu bile syleyince ok fazla kibir sergilemi oluyoruz
size bunu sylyorsam, aslnda ekm ek yerine o m ehur talar atmak
iin deil, byle bir dnme srecinin nim etleri hakknda abartl iddi
alarda bulunm a niyetiyle sylyorum. O halde bu diren, onu elim izde
ki soruna uygulayacak olursam, iyzn grdmz soyut katla
direnm eyi de kapsayacak ekilde geniletilmelidir; demek ki, bugnler
de doru hayat deyince kastedilebilecek eyin bir nkoulu olarak ta
nm layacam bu dnme srecinin ayrlm az bir paras Gregers Wer-
le gibi davranmam am z gerektiidir. Nitekim direni fikri, Yal Werle
ve Dr. Relling gibi hasm larn anlattm sinizm lerine kar olduu ka
dar soyut ahlaka kar da eletirel olan bir unsur ierir. te yandan, hem
vicdana hem de sorum lulua sk skya sarlm azsamz doru hayatn ta-
sarlanam ayaca da aktr. O halde bu noktada kendimizi sahiden de
elikili bir durum da buluyoruz. Hem ahlaki normlara, zeletiriye,
doru-yanl sorusuna, hem de byle bir zeletiriye giriebileceine
gveni olan otoritenin yanlyor olabilecei hissine sk skya sarlm a
mz gerekiyor. Bu noktada "insanlk" terim ini kullanmak istemiyorum,
nk canalc meseleleri srf onlar hakknda konuarak eyletiren ve
dolaysyla sahteletiren ifadelerden biridir bu. nsancl Demei'nin (Hu
m anist Union) kurucular beni yelie davet ettiklerinde, "cemiyetiniz
kendine Gayri nsani D em ek adn verse m uhtemelen ye olurdum,
ama kendine 'insancl' diyen bir cemiyete giremem," diye cevap verm i
tim. D olaysyla burada bu terimi kullanm am gerekiyorsa yle diyebi
lirim: Kendi zerine dnen bir insanln ayrlmaz bir paras, kendi
mize yoldan sapm a izni verm em em iz gerektiidir. Yolundan amayan
bir sebat, deneyim den rendiim izi dndm z eye sk sk sarl
m a unsuru olmak zorundadr; ama bir yandan da sadece bir zeletiri
unsuruna deil, iimizde kendi kendini kuran o amansz, uzlamaz eye
ynelik bir eletiri unsuruna da ihtiyacm z vardr. Baka bir deyile,
ncelikle ihtiya duyulan ey kendi yanlabilirliimizin farknda ol
maktr; bu bakm dan kendi zerine dnme unsurunun bugn eskiden
ahlak kategorileri denen eylerin asl m irass haline geldiini syleye
ceim. Bu da dem ektir ki, bugn znel olarak doru bir hayat ile yanl
bir hayat arasnda bir tr eik, bir ayrm olduunu bir ekilde syleyebi-
liyorsak, kendim izi en ksa zam anda u soruyu sorarken bulmamz
muhtemeldir: Bir kii bir yandan kendi ait olduu grubun tek olumlu
grup olduunu ve dier gruplarn inkr edilmesi gerektiini syleye
rek bakalarna krlemesine vurm akta mdr? Yoksa kendi snrlar
mz zerine dnerek bizden farkl olanlarn hakkn vermeyi ve ger
ek adaletsizliin her zaman tam da kendini doru, bakalarn ise yan
l grdn noktada bulunacan fark etm eyi renebilm em iz m m
kn m? Dolaysyla bugn bireylerden istenecek canalc ey iddiac
lktan kanm akm gibi geliyor bana ki bunun ucu da Heidegger'in
"kararllk"nda ( E n tsc h lo sse n h e it ) hl grlen trden lm ve m ey
dan okuyan benlik m etafiziine kadar gider.2 Baka bir deyile, beni s
k rsan z ve Eskilerin rneini izleyerek bir belli bal erdemler liste
si yapm am isteyecek olsanz, size m uhtem elen biraz kapal gelecek bir
ey syler, "aklma tevazudan baka bir ey gelmiyor," derdim. Ya da
baka trl sylersek, bir vicdanm z olmaldr, ama kendi vicdanmz
zerinde srar etmeyebiliriz. rnein, kendinizi bir komitede bulacak
olursanz bir komite yesi olduunuzu varsayarsak, ki bugnlerde
hepiniz bir komitenin yesi olacaksnz, oyunun ad bu ve birinin "vic
danm unu ya da bunu yapmama elvermiyor," dediini duyacak olursa
nz, bu insana m m kn olduunca gvensiz yaklamalsnz. Ama hep
sinden nemlisi, iimizden "bizim duruumuz byle, baka trls
m m kn deil"3 dem ek geliyorsa, bizatihi kendimiz de ayn ekilde g-
venilmem eyi hak ederiz, nk bu jestte de ayn ekilde kendini koyut
haline getirme, kendini pozitiflik olarak ortaya koyma tavr grlr ki,
bu da aslnda hem kendini korum a ilkesinin zerini rtmekten hem de
ayn anda ahlaklym gibi grnmeye alm aktan baka bir ey demek
deildir (eletirel analizimle bunlarn zaten rttn gstermi ol
duumu umuyorum bu arada).
te yandan diren, somut biim leriyle yaderklie de direnmek de
mektir. Bugn bu dardan dayatlan saysz ahlak biimi anlamna ge
liyor. Bugn pozitif ahlakn brnd biim kendi soyut teorik daya
nandan kamtr, tpk dinle olan balantnn kopmu olmas gibi. E s
kiden ahlaki buyruklar saydam, rasyonel bir biimde felsefede temelle-
nirdi. Ama artk durum byle deil. Bu gelim eler yznden toplumun
genelinde yaygn olan ahlak biimleri, kavram lar ortadan kaldrldn
da her zaman ortaya kan o kt ve baskc ehreye brnmlerdir.
Tzleri buharlamtr, ama insanlar hl bunlardan medet umup onlar
fetie dntrmektedir. Bence bunun en feci rnekleri cinsel ahlak ala
nnda bulunuyor (E in g rijfe 'deki bir incelem ede bunlar analiz etm i
tim4) nsan deneyiminin bu alannda eskiden geleneksel cinsel ahlaka
dayanak ilevi grm olan dinsel fikirler, insanlarn ou asndan,
iddetli bir sarsnt geirmi durumda. ncelikle evliliin kutsal bir ba
olduuna dair inan var aklmda. te yandan, erotik olann, K antn h
l iddia ettii gibi, bakalarnn haysiyetini alaltan bir ey olduu artk
hi de apak bir ey deildir. Bunun dar grl bir nyarg olduu gs
terilmitir. Bununla birlikte, artk nerecek hibir eyi olmayan bir cin
sel ahlak, Christine K eeler ve arkadalar ile ilgili yazlarda5 ve de ya
knlarda denetleme kurulunun ZDF televizyon kanalna dayatt, ayrn
tlarn D e r S p ie g e l 'in son saysnda okuyabileceiniz6 davran kuralla
rnda grebileceiniz trden ahlaki infiallerden beslenerek gemi azya
alm durumda. Bu tr kurallar bir felakettir, nk nesnel tini, yani in
sanlarn gnmzde maruz kald bulank ve tam da o nedenle amansz
ve baskc normlarn cisim lem i halini dpedz yeniden kodlamakta-
drlar. Bugn ahlaki olann doru drst bir kalk noktas olacaksa bu
da bu tinin gnmzde bulunabilecek btn tezahrleri karsnda al
nacak tavizsiz ve kararl tavr olmaldr. Halihazrdaki ahlaki infial ie
risinde dolam a giren sloganlar, dostum Habermas'm M erk r'de ya
ymlanan yazsnda (bu yazya dikkatinizi ekerim )7 ll ama nfuz
edici eletirel bir incelemeye tabi tuttuu sloganlar hatrlataym. Pozitif
dinler insanlar zerindeki glerini artk byk lde yitirdi, ama Ni-
etzsche'nin bir zam anlar onlar hakknda gayet masum bir ekilde syle
dii ey artk evrenselleti ve nesnel tini, genel kltrel bilinci ierecek
ekilde geniledi. Dinler gerilerken, kstlayc ve baskc gleri toplu
mlunuzdaki hayat igal eden sessiz, szsz, tem elsiz zihin durumuna
aktarld. D iyebiliriz ki insanlar bugnlerde nerede ahlaki pozlar taknp
bir iyi fikrine bavursalar, bu iyinin, ktle direnmek demek olm ad
her yerde, ktln rtsnden baka bir ey olm ad grlm ekte
dir. Bunu derken sadece bireyleri deil, kitle iletiim aralarnda yaz
lan, halka sunulan ve yanklanan her eyi kastediyorum. Strindberg'in
"Ktden nefret etm edike iyiyi nasl sevebilirim ki?"8 ifadesi geerlili
ini iki kere kantlad, ama tam bir felaket biiminde. Bir yandan, iyi
adma ktye duyulan nefret ykc bir gce dnt; te yandan da iyi,
ktye kendisinin foyas olarak bakm ak yerine, bal bana kt haline
geldi. Bugn her yerde ideolojinin brnd ekil budur fiilen; tpk
ahlaki ideolojilerin i banda olduu her yerde D oudaki egemen
ideolojiyi hatrlataym o szde pozitif, iyi, kahramanca modellerin
hkm srmesi gibi. Bu arada "modeller" (L e itb ild ) terimi de zaten ger
eklik hakknda her eyi sylyor. Nasyonal Sosyalistlerde "arndrma"
{R ein igu n g), "ihya" (W ie d e rh e rste llu n g ), "yenilenme" (E rn e u e ru n g ) gi
bi terimlerin bu kadar tayin edici roller oynam olmas bouna deildir.
Bu ideolojinin siyaseten kafasnn kesilmi olduu ve artk aznlklara
dorudan saldram ad doru olsa da, her an atlp her trl sapmaya
saldrmaya ve ezmeye hazr olabilir. Bu ideolojinin miras her eyden
nce anti-entelektalizm in brnd saysz biimde grlebilm ekte
dir. Bunlar arasnda hi de en zararszlarndan saylamayacak biri de, in
sanlarn karsna srekli taleplerle kp onlara dnecek zaman brak
m ayarak dnceyi bloke etme alkanldr: yi de bu konuda ne yapa
caksnz? Sonra ne oluyor? Bu benim ne iime yaryor? Bu fikirle kim
ilgilenir ki? Kant'n akl eletirisinin bugn hl canlln koruyan un
surlar m uhtem elen tam da bu tr fenom enlerin eletirisi niteliindeki
unsurlardr.
Bu tr bir eletiriye gei aslnda Nietzsche'nin baarsdr. Nietzsc-
he'nin esiz nemi, iyi'de kt'nn mevcudiyetini ifa etmi ve bylece
ktnn toplum un pozitif kurum lan ierisinde, zellikle de farkl ide
olojiler ierisinde somut biimlere brnmesini eletirmi olmasndan
gelir. Bu bence akla gelebilecek her trl karanlk ve gerici eilimin
onun belli nerm elerine yaslanm olm asndan ok daha nemlidir.
Sunduu eletiri de mesela, ideolojileri en b lo c mahkm eden ama ideo
lojilerin i ileyilerine, yalanlarna Nietzsche kadar derinden girmeyi
asla baaramam olan M arksist teoriden ok daha incelikli ve zgldr.
Btn bunlarn altnda yatan glk, kukusuz, kiiye zel bir etiin
gldr; yani bireyin davranlar nesnel iyi ve ktyle ba kurmay
oktandr brakmtr. Gelgelelim, beni burada yanl anlamamanz ok
nemli. Nietzsche'nin notunu drmek gibi bir niyetim yok nk;
dorusunu sylemek gerekirse, byk denen filozoflar arasnda en ok
eyi ona hatta Hegel'den bile ok ona borluyum. Buna ramen zel
likle ahlak felsefesi hakkndaki diyalektik bir derste sizlere Nietzsche'
nin ahlaka ynelttii eletiri ile ilgili birka diyalektik sz etmek gibi bir
borcum olduunu dnyorum. Her halkrda, burjuva ahlaknn, ba
ka bir deyile yozlap bir ideolojiye, pis ileri gizleyen bir maskeye d
nm olan ahlakn soyut olumsuzlamasmn tesine gemedii iin
eletiriyorum Nietzsche'yi. Buna, karlat bireysel ahlak sorunlar
hakkndaki analizinin onu doru hayata dair bir nerme ina etmeye g
trmem i olduunu da ekliyorum. Nietzsche, bunun yerine toptanc bir
tavr benim seyerek ortaya, aslnda km sedii ahlakn negatif ayna
im gesinden te bir ey olmayan bir pozitif ahlak karmtr. Samalk
noktasna varacak lde younlatrlm baskc bir ideolojide neyin
yanl olduunu anladm zda bile, bugn, Kltr Endstrisi anda,
ondan doru bir ahlak karm ak m mkn deildir. Nietzsche'de tzsel,
nesnel bir tin olmad iin pozitif bir ahlak zaten o buna ahlak de
mezdi m uhtem elen var olamaz. Baka bir deyile, toplumun durumu
ve o toplum da zihnin ulat fiili durum gz nnde bulundurulduun
da, Nietzsche'nin onun karsna kard norm lara somut biimde ula-
lamyordu ve dolaysyla bu norm larn dardan dayatlmas gereki
yordu. Fiili retileri asndan en pozitif eseri olan Z e rd t 'te kulland
dilin J u g e n d stil 'in ruhunu yanstm as bouna deildir; On Emir'e
antrm alarla dolu bir tr Kitab M ukaddes taklididir bu. Yeni deerler
den, dikmeyi nerdii yeni levhalardan bu dille bahseder. Oysa aslnda
tek bir bireyin srf kendi znel kaprislerine dayanan yeni normlar ve ye
ni em irler ina etm eye ynelik bu giriim inin kendisi, tam da bu em irle
rin gszlklerini, daha en batan keyfi ve arzi olduklarn gsterir.
Nietzsche'nin akim daki idealler soyluluk ( V orn eh m h eit ), gerek z
grlk, cm ertlik erdemi, m esafe btn bunlar kendi ilerinde harika
deerlerdir, ama zgr olmayan bir toplumda gerekletirilmeleri m m
kn deildir, ya da en iyi ihtim alle ancak pazar leden sonralar, yani
zel hayat iinde gerekletirilebilirler. Ynn en altndakilerin dei
iklik olsun diye "soylu" olmaya altklarn dnsenize! Nietzsche
"tabii tabii yle!" deyip bu itiraz bir kenara koyuverirdi. Ama yneten
ler bile, bakalarnn em eini kontrol ettikleri iin, genel fecaatten by
le bir soyluluk sergileyemeyecek kadar paylarm alm olacaklardr. n
de gelen iadam larndan biri cidden sadece estetik bir jest olarak de
il Nietzsche'nin koyutlad kadar soylu olm aya alacak olsayd,
kukusuz iflas ederdi. Yapt i onu fiilen tam da soyluluun zddna iter.
Nietzsche'nin keskin kulaklan vard, o yzden de birileri ona unu sy
lemeliydi: Soyluluk kavram kendi iinde soylu-olmama lekesini tar,
nk soylu kii kendi gznde soylu olan ve bakalarna da yle g
rnmek isteyen kiidir. D olaysyla bu norm larn hepsi aslnda, bir bur
juva toplumunda dorudan gerekletirilem eyecek feodal deerlerdir.
Krn hkim iyeti altnda btnyle gszlem i Romantik birer ideal,
kaybolmu deerleri yeniden ele geirmeye, yeniden yaatmaya yne
lik giriimlerdir. A m a ayn zam anda krn bu hkim iyetinin iine de ya
rarlar. nk Nietzsche'nin insan derken, stinsan diye verken kastet
tii kii bu arada stinsann o korkun ve barbar c o n d o ttie r e * Cesare
Borgia m odeline dayal olmas bouna deildir bugn sanayinin g o -
g e tte r' * ya da yneticisi olurdu. Baka bir deyile, Nietzsche bu yeni de
erleri 1870 sonras yllarn W ilhelm im paratorluuna kar kma niye
tiyle gelitirmi olsa da, bu deerler nesnel olarak onun kendi niyetle
ri hilafna genilem eci bir em peryalizmin ideolojisi olarak kalm lar
dr. rnein Nietzsche'nin acm aya duyduu dm anlk tamamen Scho-
penhauer'in acma etiinin soyut bir olum suzlandr ve nc Reich
ile genelde totaliter devletler tarafndan herkesten ok Nietzsche'yi deh
ete drecek biimde snanmtr. te yandan Nietzsche'nin acma ah
lakna ynelik eletirisinin bir hakikat unsuru ierdiini kabul etmemiz
gerekir. nk acm a kavram acmam zn nesnesinin kendini iinde
bulduu negatif gszlk konumunu st kapal olarak muhafaza eder
ve onaylar. A cma fikri ona duyulan ihtiyac yaratan koullar deitir
mekle ilgili hibir ey iermez; onun yerine, Schopenhauer'de olduu
gibi, bu koullar ahlaki retinin iinde zm senip onun balca temeli
olarak yorumlanrlar. Ksacas, hipostazlatrlr ve deim ez m uam ele
si grrler. Buradan, birine gsterdiiniz acmann her zaman o kiiye
kar bir hakszlk unsuru ierdii sonucunu karabiliriz; o kii sadece
acmamz deil, iktidarszlk hissini ve acma eylem inin sahteliini de
deneyimler. Kendi basit deneyim leriniz zerinde dnp bir dilenciye
birka kuru verdiiniz zaman hissettikleriniz zerinde kafa yorarsanz,
ne kastettiim i ve Nietzsche'de neye itiraz ettiimi gayet iyi anlarsnz.
Yanl bir dnyada doru davran olm adn bu da gsterir; hele ki k
k burjuvaziye ynelik Nietzscheci bir tiksintiyle dolu olmayan doru
bir davran bugn kesinlikle mmkn deildir. Nietzsche'nin ahlak fel
sefesinin gaddarlklarm savunmak gibi bir niyetim kesinlikle yok; za
ten yukarda sylediklerim den sonra kim senin byle dneceini de
zannetmiyorum. Yine de bunlar da bir hakikat unsuru ierir ki o da u
dur: Gce ve smrye dayal bir toplum da gerekelendirilmemi, iten
gelen ve ak bir iddet, deyim yerindeyse "kefaret kabilinden iddet"9,
kendini iyi diye gerekelendiren iddetten daha masumdur. G kullan
mak ancak kendini g la d iu s d e i, yani T anrnn klc olarak yanl anlad -
Btn Bat fe lsefe geleneinde Sokrates ahlak felsefesin in , etiin asl kuru
cusu olarak tannmtr. A m a Bat felsefesin in tarihinde yaz yazm am tek kii
odur. phesiz bu da ahlak konusunda benim sedii konum la balantldr...
Sokrates'in felsefesin in arlkl olarak pratik bir ynelim i vard ve insan davra
nlarna ynelikti [.. .] Tem elinde yatan fikir de uydu: Yaayan, konuulan sz
hitap ettii zgl k iiye kendi adna cevap verebilirken, yazl sz btn insan
lara ayn nazarla bakar, ayrm yapmaktan cizdir, hibir soruya cevap verem ez
ve deim eden kalr. (19 Aralk 1956 tarihli ders, Theodor W. Adorno A rivi,
Vo 1344)
N isa n 1 9 9 5
EDTRN NOTLARI
BRNC DERS
KNC DERS
NC DERS
DRDNC DERS
BENC DERS
ALTINCI DERS
YEDNC DERS
SEKZNC DERS
DOKUZUNCU DERS
ON BRNC DERS
ON KNC DERS
2 Bkz. Max Scheler, D er Form alism us in d er Ethik und die m ateriale Wer
tethik, N euer Versuch d er G rundlegung eines ethischen Personalism us.
G esam m alte Werke, Cilt 2, 4. Basm, Bern, 1954, s. 176-8.
3 Bkz. W VII, s. 71-72.
4 Adorno bu noktada 22 Ocak 1957 tarihli dersine dnyor: "Ahlak M etafi
ziinin Temellendirilmesi'nde. Kant ie, Hegel iin bile bir model olutur
mu olabilecek bir ekilde balar. e 'doal bilin' ile, sadece sahip oldu
um ahlaki sezgiler olgusu ile balar ve buradan soyut bir dnce sreci
izleyerek bu sezgilerin eletirel bir analizine, kategorik buyrua ve ahlak
yasasnn saf tanmna varr" (Vo 1421).
5 Bkz. Aristoteles, Ethica N icom achia, V. Kitap, 14, 1137a-1138a.
6 W VII, s. 28.
7 Kategorik buyruun baka tanmlar iin bkz. Yedinci Ders, 10. Not.
8 On sekizinci yzylda yaam air Ludwig Hlty'nin bir dizesi: " 'b' im
mer Treu und Redlichkeit".
9 Bkz. G elecekteki H er Trl M etafizie Prolegom ena, 36: "Zira doay
sadece ve sadece grnlerin, yani bizdeki tasarmlarn toplam olarak
biliriz; dolaysyla da kurduklar balarn yasasm ancak bizdeki balar
nn ilkelerinden, yani bir bilin iindeki zorunlu birlemelerinin (ki bu da
deneyimi mmkn klar) artlarndan tretebiliriz" (W V, s. 187-8).
10 22 Ocak 1957 tarihli dersinde Adomo bu meseleyi daha btnlkl olarak
ele alr: "Kant daha sonralar, P ratik Akln Eletirisi' nin canalc nemdeki
bir pasajnda, kategorilerin zbilincin birliinden, saf akim ilkelerinin de
sentetik birlikten karsanabilmesinin aksine ahlak yasasnn karsanma-
snm mmkn olmadnn farkna varmtr. Kategorik buyruk, Kant'a
gre matematiksel doa bilimlerini kategoriler asndan ve nihai olarak
da zbilincin birlii asndan aklayan saf akln eitli ilkelerinin kar-
sanabildii gibi mantksal olarak karsanamaz. Son tahlilde bir bakma
bir olgu olarak ahlak yasasna dnmek zorunda kalrz" (Vo 1421-2).
ON NC DERS
ON DRDNC DERS
1 Teybin ilk ksm kayp olduu iin "istiyorum" fiili tahminen eklendi.
Adorno dinleyicilerine bir nceki derste sylediklerini hatrlatyor. Bu
ders iin hazrlanan anahtar tabirler igdden feragat fikri ile balyor:
"16. VII. 63 Ekler. / Temeldeki igdden feragat fikri: telafi uzun vade
de. / Tasarruf Motifi: sermayenin oluumu. / erdii hakikatsizlik: hem
psikolojik adan hem de topluma ynelik olarak genel bir telafinin orta
ya kmay" (Vo 8814-15).
2 Bkz. Adomo'nun M inima M oralia'daki notu "Haz lkesinin Berisinde", s.
64.
3 Bkz. W X, s. 480-8 ( 64 vd.).
4 Bkz. Benedictus de Spinoza, E thica, Ksm IV, nerme 20. O pera. Werke,
lateinisch und deutsch, Haz. Konrad Blumenstock, Darmstadt, 1980, s.
414. Latincesi suum esse conservare eklinde.
5 Bkz. W VIII, s. 553-4.
6 Bkz. W VIII, s. 25.
7 Adorno burada ncelikle, Freud'un "uygarln huzursuzluklar" kavray
nn, takntl nevrozlar ve "gndelik hayatn psikopatolojisi" zerine
yapt almalar temelinde gelitirdii ktmser yorumuna itiraz ediyor.
Halbuki Freud'un hastalarn tedavi teknikleri hakkmdaki yazlarnda psi
kolojik sorunlara diyalektik bir yaklam gelitirilir: Analiz almasnn
hi bitmeyen grevi igdden feragati ortadan kaldrmaktr. (Bkz. "Erin
nern, Wiederholen und Durcharbeiten ve "Die endliche und die unendli
che Analyse", Studienausgabe, Ergnzungsband, s. 205-15 ve s. 351-92).
8 Schopenhauer'in olumsuz bilano imgesi iin bkz. Zrcher A usgabe, Cilt
II/2, Blm 46: "Von der Nichtigkeit und dem Leiden des Lebens", s. 671
ve s. 678. Ayrca bkz. Horkheimer: "Felsefe kendi hesabn vermek zo
rundadr ve bilano olumsuz olduu iin, sonunda aziz hakl kar. Dn
yaya gvenen aldanr. Schopenhauer'in reform ve devrim konusundaki
gvensizlii mevcut haliyle dnyann yceltilmesi anlamna gelmez"
("Schopenhauer und die Gesellschaft", G esam m elte Schriften, c. 7, Vort
rge und Aufzeichnungen 1949-1973 iinde, haz. Gunzelin Schmid No-
err, Frankfurt a. M., 1985, s. 48).
9 Bkz. On kinci Ders, s. 122.
10 Brecht'in oyununda "iyi insan" en Te, "hem iyi olup hem de hayatta kal
mann" barndrd glkleri amak iin "kt iadam" ui Ta klna
girer [bkz. Bertolt Brecht, Sezuan'n yi nsan, ev. Adalet Cimcoz, stan
bul: zlem, 1975 - Tr. .n.). Brecht'in "Ktlk Maskesi" iiri yledir:
"Duvarmda bir Japon oymas asl/ Srma rengi cilayla ssl kt bir cin
maskesi/Anlayla bakyorum alnnn/ kt olmann ne zahmetli olduu
nu iaret eden/ imi damarlarna" (G esam m elte Werke, Frankfurt a. M.,
Cilt 3, s. 850). Ayn tema Sezuan'n iy i in san n n 7. Sahnesinde de ele al
nr.
ON BENC DERS
ON ALTINCI DERS
1 Belirli yarg ile dnmsel yarg arasndaki ayrm iin bkz. Yarg G c
nn E letirisi, Sunu, IV. Blm, "Yasalar A Priori Koyan Yeti Olarak
Yarg Gc" (W IX, s. 251-3).
2 Almanya'da ar scaklarda okullarn kapatlmasn gerektiren bir yasa
vard -I n g . .n.
3 Henrik Ibsen, H ortlaklar, II. Perde, ev. brahim Yldz, Ankara: mge,
2001 - Tr. .n.
4 Bkz. Henrik Ibsen, Smtliche Werke in deutscher Sprache, Berlin, tarih
siz, haz. ve sunan: Georg Brandes, Julius Elias ve Paul Schlenther. Ador
no, Ibsen'in de onay verdii bu versiyonu kullanm. Schlenther, H ortlak
la r,B ir H alk Dman ve Yaban rdei' ne yazd sunuta yle der: "Ba
yan Alving hakikati doru zamanda sylemeyi baaramad iin trajik bir
kahraman haline gelmiken, H alk Dman hakikati syledii iin trajiko
mik bir kahraman haline gelmitir. lk rnekte hakikatsizlik felakete yol
aarken, kincisinde ayn sonucu hakikatlilik yaratr. ki oyunu kyaslad
mzda yaratlr bu eliki. reti asndan bakldnda bu eliki bir
sonraki oyun olan Yaban rdei'nin konusudur; bu oyundaki zm de
elikinin zlemez doasym gibi grnmektedir" (Ibsen, Smtliche
Werke, s. xxxi).
5 Bu motif iin bkz. Yaban rdein in sonu, Smtliche Werke, s. 343 ve ay
rca s. 222. Ayrca bkz. bu ders, s. 159.
6 Bkz. M inim a M oralia, s. 43. Ayrca bkz. Birinci Ders, 3. Not.
7 Kaytta yanllkla "gezeitigt" yazlm ama bu sorunu "younlatrmak"
anlamna gelecei iin biz bu fiilin yerine "beseitigt, yani "ortadan kal-
drma'y koyduk.
8 Franz von Sickingen (1483-1521) nce imparatora hizmet ettikten sonra
Reform dneminin balarnda Protestan olarak Katolik prenslere kar sa
valara katlan harami bir barondu. Trier kuatmasnda lmcl bir yara
almt. Romantik, afili bir asi olarak nam salm ve Alman edebiyatnn
eitli eserlerinde bu imgeyle yer almtr -n g. .n.
9 Bkz. Roland Pelzer, Studien ber H egels ethische Theoreme, A rchiv f r
P hilosophie, Cilt 13, no 1-2 (Aralk 1964), s. 3-49.
ON YEDNC DERS
BREYSELLK YE KLTR
eviren: Tuncay Birkan
AHLAK FELSEFESNN
Ahlak Felsefesinin Sorunlar, Adorno'nun 1963 tarihinde Kant'n ahlak
felsefesinden hareketle verdii on yedi dersi bir araya getiriyor. Ador
no'nun salnda yaymlad kitaplarnn dnda, Almancada 90'l
yllarda yaymlanmaya balam, ders notlarndan, teyp kaytlarndan
ve yazlarndan oluan geni bir klliyat vardr. Bu klliyatn ciltlerin
den biri olan Ahlak Felsefesinin Sorunlar, bir yandan Minima Mora-
lia'nn yazarnn "Bugn doru hayat mmkn mdr?" sorusu etra
fndaki aratrmasn, dier yandan da, ok daha zor bir almas olan
Negatif Diyalektik'teki belli bal temalarn ounun ilk kez ortaya ko-
nuluunu temsil eder - derslerin nemi buradan gelir.
"Ahlak sorununu etie indirgemek bir tr el abukluu yaparak ahlak
felsefesinin tayin edici sorununu, yani birey ile genel'in ilikisini gz
SORUNLARI
den kaybettirmek demektir. Btn bunlarn imas udur: Kendi et-
hos'umla, mizacmla uyumlu yaamam ya da gnmzn k m k
tabiriyle kendimi gerekletirmem, doru hayat yaratmaya yetecektir.
Bu da ideolojinin ve yanlsamann daniskasdr.
"Bu derslerde size pratik bir doru hayat klavuzuna benzer bir ey su
namayacam. zel olsun siyasi olsun -siyaset alan ahlak alanyla
ok yakndan balantldr zira- dolaysz sorunlarnza dolaysz deva
bulmak gibi birey beklerseniz yanlm olursunuz. Ahlak felsefesi
teorik bir disiplindir ve bu haliyle de ahlaki hayatn yakc sorunlarn
dan ayr tutulmaldr..." T. W. Adorno.
ISBN-13: 978-975-342-874-3
METS FELSEFE