You are on page 1of 300

GOETHE VE AGI*

GEORG LUKACS, ( 1 885 1 97 1 ) 20. Yzyln en nemli felsefeci,


- ,

edebiyat eletinneni, estetiki ve Marksist teorisyenlerinden bi


ridir. Yaam boyunca siyasi alanda da aktif olan Lukacs, Marksist
teori ve felsefeye zellikle "eyleme" ve "snf bilinci" kavram
lan etrafnda yapt katklarla bilinir. Bunlann dnda zellikle
roman tr ve gerekilik konusu zerine almalanyla edebiyat
eletirisi alannda ve estetik konusunda verdii eserler, yalnzca
sz konusu alaniann bayaptlar saylmakla kalmaz, tarih ince
lemeleri olarak da nemlidir. Frankfurt Okulu'nun yolunu aan
ve Bat Marksizmi'nin kuruculanndan saylan Lukacs'n felsefe
zerine almalan yalnzca Marksizm zerinde deil, Varolu
uluk zerinde de belli bir etki salamtr. Balca eserleri ara
snda Tarih ve SnfBilinci (1923), Roman Kuram (1920), Akln
Ykm'nn (1954) yer ald Lukacs'n 1946'da yazd Goethe
ve a da ierdii konularda kendinden sonra yazlan hemen
hemen her almay etkilemi ve tartlagelmitir.

FERIT BURAK AYDAR, ingiliz Edebiyat mezunu. Yaynlanm


30'un zerinde evirisi arasnda, lan Watt, Romann Ykselii
(Metis), John Reed,Balkanlarda Sava (Pencere), Edward Said,
Balanglar (Metis), P. de Man, Krlk ve gr (Metis), V.
Lenin, Devlet ve Devrim (Metis) var.

*SEL YAYINCILIK 1 DNSEL


*SEL YAY N C L K
Piyerloti Cad. 11 1 3 emberlita - Istanbul
Tel. (0212) 516 96 85 Faks: (0212) 516 97 26
http://www.selyayincilik.com
E-mail: halklailiskiler@selyayincilik.com

*SEL YAY1N C 1 Ll K: 481


DNSEL : 06

ISBN 978-975-570-496-8

GOETHE VE AGJ
Georg Lukacs
Trkesi: Ferit Burak Aydar

Kitabn zgn Ad:


Goethe and his Age

Sel Yaynclk. 2011


Ferit Burak Aydar, 20 1 O

Gene/ Yayn Ynetmeni: lrfan Sanc

Dizi Editr: Bilge Sanc - M. Onur Doan

Editr: Bilge Sanc

Kapak ve teknik hazrlk: Glar Tun

Kapak grseli: Joseph Wright, An Experiment on a Bird in the

Air Pump (1768) adl eserindeh detay.

Birind Baski: Mays 20 1 1

Bask ve Cilt: Yaylack Matbaas

Fatih Sanayi Sitesi. 12/197-203


Topkap-lstanbul. 567 80 03
Georg Lukacs

Geethe ve a1
Trkesi: Ferit Burak Aydar
NDEKLER

Onsz ................................. ....................................................... 7

l. BLM

Minna von Bamhelm . .


................................... ....... ........... 21

2. BLM
Gen Werther'in Aclan ................................................... . p

3.BLM
Wilhelm Meister'in raklk Yllan .
..... . . . .................. 59

4. BLM

Schiller le Goethe'nin Yazmalar... .......................... 8r

5. BLM
Schiller'in Modem Edebiyat Teorisi . 121
...................... .

6. BLM

Hlderlin'in Hyperion'u .
....................... ........................ 163

7. BLM
Faust nceleneleri ..... ........................................................ 187
nsz

Bu kitapta bir araya getirilen denemeler I 930'larda yazlm,


yalruz Faust incelemeleri I 940'ta tamamlanmtr. Hal byle olunca,
imdi yaynlanmalarnn hakl bir gerekesi olup olmad sorusu
gndeme gelmektedir. Alnan edebiyat ya da kltr sorununun tar
tld bugn, bu tr meselelerin incelenmesine ya da yeniden in
celenmesine dair her eye kulak tkayanlarn nyarglaryla ok sk
karlayoruz . Alman kltr sorunu genel olarak soyut dzlemde
ortaya koyulmakta ve bu nedenle ister istemez soyut ve yanl bir
ekilde cevaplanmaktadr. Cevaplardan biri tm Alman kltrnn
aka reddedilmesidir. Bu tutum, faizm kart bir beyan olarak
ok radikal grnmektedir. Ama gerekte bu radikallik olduka p
helidir, zira Alman kart bir tutum gerekten faizm kartlnn,
hatta gericilie kar bir tutumun teminat mdr? Alman kart si
yasetilerin, yazarlarn vb. saflarnda aktan gericiler, hatta faistler
yok mu? Eer modem Alman hmanizm-kartlnn manevi atalar
olduklar gerekesiyle Nietzsche ya da Spengler'i reddedip, dier
yandan Ortega y Gasset konusunda heyecan duyarsak , elimize ne
geer? Nitekim dier uta da sorun bir o kadar pein hkml bir
ekilde ortayakoyulmaktadr. Son yllardaki siyasi gelimelerin fel
sefe ve edebiyat konusundaki yarglarmz hibir ekilde etkilerne
mesi gerektii sylenmektedir. iddiaya gre, Hitler'in Almanya'da
on yldan fazla hkm srebilmi olmas, Goethe'den Rilke'ye

7
kadar Alman edebiyatnn bizler asndan tad anlam hibir e
kilde deitinnemelidir.
Her iki u da soyuttur. Ne kesin olarak knama, ne de olgularn
zerinde yeerdikleri toplumsal topraktan kopartlmas, Alman kl
ttirnn dnn ve bugnn nasl grmemiz gerektii, bu konuda
eletirel bir yaklamn gnmz kltrnn demokratik temelde
yenilenmesini nasl etkileyecei noktasnda bir zm salayabilir
ya da cevap retebilir.
Sorunu somut ekilde formle etmeye alalm. Engels bir ke
resinde Almanya ile Fransa'nn feodalizmin tasfiyesinden ulusal bir
liin ve burjuva demokrasisinin ortaya kna kadarki geliimini
karlatrn ve Franszlarn her ada tarihsel sorunlara ilerici bir
zm bulurken, Alnanlarn gerici bir zm bulduu sonucuna
varmt.
Alnanya iin can alc tarih, Kyller Sava 'nn yaand 1525
y !dr. Daha ncesinde Alexander von Humboldt da Almanya 'nn
geliiminin yolundan sapt dnm noktas olarak bu tarihe iaret
etmiti. Fransa ve ngiltere'de byk kyl ayaklanmalarnn yenil
giye uramas bu lkelerin ileriye doru geliim izgi.sini kesintiye
uratnazken, Almanya'da kyllerin yenilgisi sonular yzyllar
boyunca grlecek ulusal bir felakete yol amtr.
Mutlak monari Bat'da (ve Rusya'da), dalma srecine girmi
olan feodalizm iindeki snf mcadelelerinin bir rnyd ve mut
lak monariyle birlikte ulusal birliin kurulmasna ynelik ilk adm
atlmt. Almanya'da Kyller Sava'nn baanszl, rnein Po
lonya 'da olduu gibi soylularn feodal demokrasisine deil, yine
mutlak monarinin bir trne yol amt. Fakat bu monari zgl
trde, tmyle gerici ve ulus-kart bir nitelikteydi: Kk Alman
prenslikleri. Bu prensiikierin zaferi ve pekitirilmesi Alman ulusu
nun feodal paralanmlnn srdrlmesini ve kalclatrlmasn
ifade ediyordu. Kk prensiikierin zerklii yzyllar boyunca
Alman ulusal birliinin nndeki en ciddi engel oldu. Bu prensiik
Ierin grnteki bamszlk lan, grnte bamsz olan politika
lar Almanya'y uzunca bir sre Avrupa d politikasnn pasif

8
nesnesine. Avrupa savalarnn nuharcbe alanna dntrd. Bu
vesileyle, burada Alman tarihilerinin uydurduklar efsanelere yant
olmas adna unu vurgulamak gerekiyor: Bu adan Prusya tipik
bir kk Alnan prensliiydi; dolaysyla ulusal birliin nnde bir
engel tekil ediyor ve d mdahaleye ak kap brakyordu. eriden
deerlendirildiinde, bu gelime burjuva kltrnn douunun ok
yava bir hzda gerekletii; onun yerine nnfesih bir yar-feoda
liznin ortaya kt anlamna gelir. Bu tr toplwnsal koullarn ilerici
bir ulusal kltrn oluumunu her adan engelledii sonucuna var
mak ii ayrntl bir tartmaya gerek yoktur.
Alnanya'nn gerek kltrel gerekse de ekonomik ve siyasal a
dan modern burjuva varoluuna uzanan yolu neden ok ge yr
dn bu durum aklar. 1848'de Alnanya'da burjuva devrimin
sorunlar somut biimde gndeme geldiinde, Bat'da ykselen pro
letarya halihazrda snf ncadelesinde ilk byk savarnlarn ver
mekteydi. yle ki talya'y saynazsak burjuva devrimin temel
sorunununun ulusa.l birliin yaralllmas eklinde ortaya kt tek
yer Alnanya'yd. On yedinci yzyl ngiliz ve on sekizinci yzyl
Fransz Devrimi zaten fevkalade gelimi olan ulusal devletlerde
gereklemiti, yle ki bu devletler devrimler srasnda ve sayesinde
nihai biimlerine kavutular. Dolaysyla feodalizmin kaldrlmas ve
zellikle de kyllerin zgrlemesi her iki devrinde de n planda
yer alr. 1870'in gerici temeldeki ksmi zmn mmkn klan
Alman devriminin bu kendine zg niteliiydi.
Tm bunlarn sonucunda. Almanya'da toplumsal ilerleme ve
ulusal kalknna Fransa'da olduu gibi birbirini karlkl olarak des
tekleyip tevik etmemi, aksine birbirine kart konunda yer alm
tr. Bu yzden, kapitalizmin geliimi bile, iinden ulusal nderlii
ele alabilecek bir burjuva snf kartamamtr. Kapitalizm egemen
ekonomik ileyi haline geldiinde, hatta emperyalizme dnt
nde bile, siyasal nderlik "eski gler"in elinde kalmtr.
Dier yerlerde olduu gibi Almanya'da da kk devletlerin
mutlakyetilii eskiden bamsz olan feodal soyluluun iinden
hir saray soyluluu, bir brokratik soyluluk ve bir askeri soyluluk

9
kard. Kyl savann hemen ncesinde gerekleen Sickingen
isyan,1 eski trde feodal kk soyluluun ortaya kard son ba
msz hareketti. O gnden sonra -giderek ender hale gelen birka
istisnay saymazsak- aristokrasinin brokratikletiini ve giderek
soysuzlatn grebiliriz. Elbette ayn sre Fransa' da da yaand.
Ama oradaki srecin toplumsal nitelii Almanya'nnkiyle taban ta
bana zttr. Fransa'da (ve ngiltere'de) burjuva kltr aristokrasiyi,
hatta aristokrasinin en gerici unsurlarn bile giderek artan lde
etkiledi, bylece birinin bu geliimin etki alan dnda kalmas hzla
aykr bir durum haline geldi. Oysa Almanya'da -zellikle de son
radan kurulacak olan imparatorluun tarzn belirleyen Prusya'da
Junker* ideolojisi burjuva entelijansiyann belirleyici katmanlar
zerinde etkisini brakt. En yzeysel gnlk alkanlklardan dnya
gr [ Weltansclauung] meselelerine kadar her yerde burjuva en
telijansiyann Junkerlerin ideolojisine hapsolduunu grebiliriz.
Bu sre modem Alman "zihniyeti"ni tmyle aklar, ama bu
rada bu "zihniyet"in zmlenmesine ayracak yerimiz yok. Okurun
dikkatini onun baz temel zelliklerine ekmekle yetinelim. rnein,
yurtta cesaretinin yokluunun ulusal bir zellik olduu Bismarck ta
rafndan bile kabul edilmitir. Nitekim bunun brokrat soyluluun ve
saray soyluluunun ayrt edici iaretlerinden biri olduu tartlmaz
bir gerektir. Bu zellik, karar alma sorumluluunu tek bana st
lenmekten korkarken ayn zamanda astarna ynelik insanlk d
zulm {stlerine de tam tersi) ile yakndan ilikilidir. Alman burju
vazisinin siyaset alannda mzmin iktidarszlnn kkleri bu geli
ime de dayandn lmaldr. Alman burjuvalan "dzen" istiyorlar, ama
bu dzeni herkesin ve her eyin hizmetine girerek yaratyorlar. Uak
lk, Bizans oyunlar, ikbal avcl her geen gn Alman burjuvazisi
nin temel zellii haline gelmektedir ve bu zellikler yurtta
gururunun neredeyse hi bulunmadn gstermektedir.

1 Macerac valye Franz von Sickingen 'in 1 522 ylnda nderlik ettii isyan.
* Junker :Alman Soylusu

lO
Almanya'nn birlii gerici bir tarzda kurulduktan sonra, bu geri
kalmlk ideolojik adan ters bir rolde ( Umstilisiermg) ortaya
kt, sanki modem demokrasinin elikilerini "daha ileri bir birlik"
iinde amak (autheben) iin tam da bu Almanya greve arlm
gibi. Anti-demokratik dncenin ilkin bir dnya gr olarak tam
da bu Almanya'da gelimi olmas, emperyalist dnemde Al
manya'nn gerici ideolojinin oluumunda nc rol oynam olmas
tesadf deildir.
Fakat belirleyici olan, Almanya'da ge gelien kapitalizmin son
rasnda ok hzl ilerleyerek Reich' nde gelen emperyalist devlet
lerden biri haline getinni olmasdr. yle ki Almanya, smrgeleri
ve nfuz alanlar lke iindeki kapitalizmin gcn ve iddiasn kar
lamayan bir devlet haline gelmitir. Almanya'nn iki dnya sava
yla dnyann yeniden paylalmasn dayaunaya alm olmasnn
nedeni son kertede budur. Her iki giriimin de zorunlu olarak baan
sz olmas yalnzca gerek g dengelerinin sonucu deildi, zira bu
g dengesinin rgtlenmesi zaten Almanya'nn i ve d politikas
nn gittii ynn sonucuydu. nceden dnme ve aba harcama ye
rine kk hesaplar ve ei grlmedik bir mezalim; kapsaml strateji
yerine taktik-teknik dalavereler, ite Alman siyasetinin hem savata
hem de barta temel zellikleri bunlardr. Clausewitz'in dedii gibi
eer sava gerekten de siyasetin baka aralarla devam ysa, o zaman
Alman savalar Almanya'nn geliiminin patolojik, arpk vehele
rinin younlam bir imgesini sunmaktadr.
Alman kltrnn radikal bir deerlendinneye tabi tutulmas ge
rektii aktr; mesele yalnzca bunun nasl yaplacadr. Genel af
nasl zm deilse, mutlak red de ziim deildir. Almanya 'nn kl
trel evriminin ilerleme ile gericilik arasnda bir mcadelenin sonucu
olduu eklindeki basit gerei hakikaten somut bir tarzda kavramak
ve uygulamak arttr; Almanya'da gerici eilimler kltr alannda
egemen hale gelmeye baladnda orada, ideolojik deerlendinne
de balamaldr. Ama bu ayn zamanda, Alman yaamndaki ilerici
eilimlerin gnlk yaamda Avrupa yenilenmesine ynelik her ei
limin mttefki olmas anlamna gelir, tpk kendi kendini yenilcyen
her demokratik kltrn Bat 'nn gerici ideologlannda dnanlar
sezmesi gibi. Alman gericiliini deerlendirirken salam temellerde
bir radikallik ancak tarihsel somutluk yoluyla elde edilebilir.
Bylece sorumuzu somut bir ekilde ortaya koyabilecek konuma
geldik: Alman kltrne kar tutumumuz nedir? Ya da, daha kesin
bir ifadeyle, bu kitabn snrlar iinde kalmak adna ve stnkr
bile olsa cevaplanamayacak hibir soru sormamak adna, Goethe
ana kar tutumumuz nedir? Bu soru uzun bir sredir edebiyat
dnyasnda, zellikle de Birinci Dnya Sava 'ndan bu yana Angio
Sakson edebiyatnda tartlmaktadr.
Dstur tandktr: Potsdam'a kar Weimar. Sorunu bu ekilde
formle etmek bile onun arpk niteliini ortaya sermeye yetmek
tedir. Nasl ngiliz kltrnn Shakespeare'e ya da Fransz klt
rnn Racine'e "geri dnmesi" artk mmkn deilse, ayn ekilde
Alman kltrnn de Goethe'nin Weimar'na "geri dnmesi" mm
kn deildir. Weimar kltr gerek azameti gerekse de snrl nite
likleri bakmndan ekonomik ve toplumsal adan geri kalm, siyasi
adan bask altna alnm ve paralanm olan Alman ulusunun iz
lerini tar. Bu gemiten (kesin olarak mazide kalm olan bu ge
miten) bir imdi yaratacak ve muvakkat evrimi silecek hibir
zm tasavvur edilemez.
Elbette unu sornak ayrdr: Weimar kltr imdiki Alman kl
tr iin ne adan ynlendirici bir rol oynayabilir? Alman ruhunun
Prusyallatrlmasna kar bir kltrel denge, bir kar g olmas
ne lde mmkndr'? Gerek soru budur. Ama burada da bizi
ciddi zorluklar bekliyor. Her eyden nce, Almanlar iin Goethe ve
Schiller'i "kefetmek" abes kaacaktr. Tm Alman kltr yzyl
akn bir sre boyunca Goethe ve Schiller'in glgesinde geliti. Fa
izm bile Alman edebiyat tarihinden ancak Bme ve Heine'yi sile
bildi; Goethe ve Schiller merkezi konumlarn korudular. Fakat bu
yzden durum daha da sorunlu grnmektedir. Zira ilk bakta sanki
Alman egemen snfnn, hatta tm Alman halknn yanl gelii
minde Goethe ve Schiller'in de suu varm, Almanlarn insanla
kar iledikleri sulara alet olmular gibi grnmektedir. Aslnda,

12
akgz ya da ahmaka alntlarla rnein Hlderlin'i faizmin ata
larndan biri yapan yalnzca faistler deildi. ilerici yazarlar da Go
ethe ve Schiller'in Almanya'nn arpk ve gerici geliiminde su
orta olduunu yazm ve onlar Alman gericiliinin ncleri haline
getinnekten ekinmemilerdir (tabii bunu yaparken onlar da bala
mndan kopartlan ve abartlan ya da arptlan alntlardan medet
ummulardr).
Eer bu bariz yanllarn arkasnda Alman edebiyatnn klasik d
nemini tamamen arptan yzyllk, sistemli bir tarihsel tahrifat ol
masayd, bu konuda tek bir yorumda bile bulunmaya demezdi.
Dolaysyla tarihin, edebiyatn ve felsefenin gerek bir bilgisi; eitli
ekillerde arptlm katmaniann altndan zgn olan, bugn ze
rinde ciddi, ilerici, bir etkide bulunabilmesi iin, dn ve bugn olduu
haliyle ekip kartacak bamsz-tarafsz bir aratrma zorunludur.
Franz Mehring, Lessing zerine almasnda2 on sekizinci yz
yl sonu ile on dokuzuncu yzyl bandaki Alman edebiyatma ye
gane doru yaklam sunar. Bu edebiyat Almanya'da burjuva
demokratik devrim iin ideolojik hazrlktr. Ancak Lessing'den
Heine 'ye tm dnemi bu adan ele aldmz takdirde Alman ede
biyatndaki gerekten ilerici ya da gerici eilimleri alglayabiliriz.
Mehring'in sorunu ortaya koyu tarz dorudur. Ayrca Mehring
aratrmann takip etmesi gereken yolu da ksmen bile olsa gster
mitir. Almanya'nn evriminin kendine zg koullar, lkenin eko
nomik, toplumsal ve siyasal geri kalml incelenmelidir, ama
bunlar Alman edebiyatnn karakteristik geliimini hem olumlu hem
de olumsuz anlamda belirleyen geni uluslararas balam nda de
erlendirilmelidir. Byk Fransz Devrimi, Napoleon dnemi, Res
torasyon dnemi ve Temmuz Devrimi, Almanya'nn kltrel evrimini
neredeyse Almanya'nn i toplumsal yaps kadar derinden etkileyen
olaylardr. Kayda deer her Alman yazar kendi lkesinin geliim top
randa ykseldii gibi, ayn zamanda biZ?..at zmsedii ve daha da
gelitirdii dnya apndaki bu olayiann ruhsal aynas, olan biteni u
ya da bu lde idrak eden adayd.
2 Die Lessing-Legende, 1 893.

13
Elbette byk tarihi olaylarn yazar deil, ayn zamanda bunlarn
hazrlklannn ve sonrasnn da yazardr; burada -Mehring'in bak
asnn tesine geerek- Almanya'nn ekonomik ve toplumsal geri
kalmlnn zellikle de edebiyat ve felsefenin geliimiyle balantl
olarak yalnzca bir olumsuzluu deil, ayn zamanda airler ve d
nrler iin belli avantajlan da ifade ettiini fark etmemiz gerekiyor.
Olumsuz yan aktr. Goethe ve Hegel gibi devler bile klasik Alman
edebiyatn epeevre saran darkafalln baskc atmosferinden ken
dilerini tmyle kurtaramamlard. Mevcut byk sorunlan tmyle
ideolojik bir dzleme oturtma meselesine gelince (kk bujuva dar
kafall koullaryla ok yakndan ilintili bir ey), ilk bakta bunun
cesur bir sorgulama ve bu sorulara verilmi yantlar enine boyuna
dnmek bakmndan da nemli bir yarar salayabilecei aka g
rnmemektedir. Tam da iir ve teorinin belli sorunlannn toplumsal
temelleri ve sonular bu noktada pratik hayatta hemen belirgin hale
gelmcdii iin, tahayyl, zeka ve ilkirlerin oyunu iin -daha gelimi
Bat toplumlarndaki adalannn bilmedikleri trde-grece snrsz
grnen nemli bir alan ortaya kt.
zetlersek, evrimin elikili hareket yasalarnn, diyalektik yn
temin ana ilkelerinin Almanya'da tam da Lessing'den Heine'ye uza
nan dnemde bilinir hale gelmi olmas, Goethe ve Hegel'in bu
yntemi burjuva dncesi iinde eriilebilecek en yksek seviyeye
tam olmalar tesadf deildir. (Dnya Edebiyatmda Rus Gerek
ifii adl kitabmda Rus edebiyatnn ve felsefesinin evrimini ana
hatlaryla ortaya sermitim. Orada 1850'lerin Rus dnderi er
nievski ve Dobrolyubov 'un devrimci demokrasi ile sosyalist dnya
gr arasndaki gei figrleri olduunu gstermitim.) Buradan
kan sonu, burjuva dncesinin son ilerici dnemlerinden birinin,
son entelcktel devrimlerden birinin Almanya' da Goethe anda ger
eklemi olduudur. Keza bu geliimin, en gelimi felsefe yntemi
olan Marx ve Engels'in diyalektik materyalizminin kcfiyle (yani
yine Almanlara ait olan bir eyle) talandrlm olmas da tesadf
deildir. Tevekkeli deil, Lenin Hcgclci diyalektii Marksizmin
kaynandan biri olarak nitelendimlitir.

14
Elinizdeki kitap bu sorunlar karmaasn her ynyle kapsaml
bir ekilde analiz etme iddiasnda olmadndan, bu ilikilerin ana
lizi bu nszn snrlarn aar. Dolaysyla on dokuzuncu yzylda
Almanya 'nn geliiminin bu zgl niteliklerine ilikin sorunlar, bu
dnemin Alman gerekileri zerine incelemelerini yaynladmda
ayrntl ekilde ele alacam. Burada klasik Alman edebiyat tari
hinin gerici tahrifatnn etrafnda dnd can alc sorunlarn ksa
bir zetini verebilirim yalnzca. Bylece bu kitabn okurlar Alman
ya'nn geliiminin bu dneminde ilerleme ile gericilik arasndaki
muharebenin nemini aka grebilir.
lk can alc sorun dnya apndaki Aydnlanma hareketine kar
alnan tutumdur. Bir yandan, gerici edebiyat tarihi, Almanya'nn ge
liimini Fransa'nn geliimiyle dmanca bir tarzda kar karya
gctirncye ve Almanya'nn ulusal yeniden douunun byk ilerici
ideologlarna Fransz aleyhtar ovenist bir tutum yaktrmaya a
lmaktadr. Dier yandan, on sekizinci yzyl sonuna obskrantist
(bilinemezci) ve Aydnlanma-dman olan bir ideoloji (szm ona
Romantizm ncesi teorisi) gizliden gizliye tanmaktadr.
Lessing konusunda, Mehring bu sahte retilerin ilkini zaten
rtmtr. Lessing'in Comeille ve Voltaire'e ynelik eletirilerinin o
dnemde Almanya'nn ulusal kurtuluu asndan merkezi nitelikte
olan bir sorunla balantl olduunu gstermitir: Versay'a ykneo
kk Alman saraylannn szde kltrne kar mcadele. Mehring
bu savan Lessing asndan, yalnzca Sofokles ve Shakespeare'in
deil, her eyden nce ve te, Diderot'nun bayra altnda yrti
dn kantlamtr. Bu tahrifat "Frtna ve Atlm" dnemi sz ko
nusu olduunda daha da ileri gitmektedir. Gen Goethe, Schiller ve
hana Herder'in yazlarndan yaplan balarnndan kopartlm alnt
larn yardmyla Fransz aleyhtar Alman ovenizminin tavan yapt
n gryoruz. Ama aslnda Montesquieu, Diderot ve Rousseau da
bu hareketin entelektel hamileridir ve szm ona Fransz aleyhtar
tutum burada kk saraylarn ulus aleyhtar niteliine kar daha da
ak bir ekilde ortaya konmaktadr. Voltaire'e kar Shakespeare sa
vunusu ancak bu balamda tmyle anlalabilir. Voltaire'in, olgun
Gocthe'nin manevi geliiminde oynad rol Goethe'nin yaz, mektup
ve konumalarndaki saysz blmle dorulannaktadr. htiyar Go
ethe'nin ada Fransz edebiyatma (Merimce, Hugo, Stendhal, Bal
zac) kar tutumundan bahsetmeye ise gerek bile yok.
"Frtna ve Atlm"n Aydnlanma 'ya kar szde muhalefeti teo
risi de bir o kadar mesnetsizdir. Resmi Alman tarih tahrifat, bir yan
dan "Frtna ve Atlm"da bulunan tarihi dnya grn Aydnlan
ma'nn szde tarihilik kartlyla kar karya getirneye alr.
Dier yandan, akl ile duygular arasndaki mekanik kartlktan ha
reket eder ve bylece o dnemki Alman edebiyatnn szde akld
lna varr. Bu tezi burada ayrntl olarak rtmeye gerek yok.
Yalnzca yukarda diyalektiin ortaya kna ilikin sylenenleri
hatrlatnakla yetinelim. Alman Aydnlanmas 'nn akldl olarak
tarif etmenin moda haline geldii ey, genellikle diyalektie giden
yolda bir ileri admdr: O zamana kadar egemen olan biimsel man
t ama giriimidir. Kukusuz bu giriimde Aydnlanma'nn ege
men felsefi cilirnirde bir kriz kendisini gsternektedir: Daha ileri
bir dnce dzeyire gei. Ama bu da tm Aydnlanma'nn pay
lat uluslararas bir eilimdir, tek fark Alman Aydnlanmas'nn
ortaya kan son akm olarak bunda nc rol oynamasdr. rnein
Engels , Diderot'da ve Rousseau'da bu diyalektik aamann son de
rece gelikin trlerine iaret eder.
Tarihsekilik sorunu bu sorunla yakndan ilikilidir. Aydn
lanma'nn tarihsekilik kartl Romantik gericiliin uydurduu
bir efsanedir. Bu efsannin ne kadar rk olduunu anlamak iin
Voltaire ya da Gibbon gibi yazarlar dnmemiz yeter. Elbette bu
rada da Alman Aydnlanmas cephesi daha fazla gelime katetmitir.
Fakat bu noktada gerekleenler, Romantik szde-tarihselciliin
iddia ettii ynde deildir. rnein Herder'in tarihsel evrensellii
Hcgcl'in diyalektik dnya grnn bir ncsdr. Bu kitaptaki
Werther zerine deneme, akl ile duygular arasndaki szde kartl
ele almaktadr.
Tm bunlar, gen Goethe'nin Aydnlanma'nn genel evrim s
recinir ve onun iindeki Alman Aydnlanmas 'nn paras olduunu

16
gayet ak bir ekilde gstcnnektedir. Goethe kendi payna, Fransz
Devrimi'nin ideolojik temellerini atan o byk srecin ba savunu
cusu ve ona elik eden bir olguydu. Bu yzden Goethe'nin (ve
Schiller'in) genlii, dnya leinde ilerici bir hareketin organik
ve nemli bir bileenidir.
Gerekten de gen Goethe'nin karakteri gerici Goethe efsanesi
nin en zayf noktasdr. Zira gen Gocthe'nin kurulu dzene kar,
o dnemin Almanya'sna kar isyan o kadar bilinen bir hikayedir
ki resmi edebiyat kanallar tarafndan bile tmyle reddedileme
mektedir. Dolaysyla ef.;;ane, Goethe'nin sonraki geliiminde daha
iyi bir hasat vem1itir. Toplumsal hayata yabanclamasyla balayp,
Fransz Devrimi'ne ncfrctinc, oradan da modem irrasyonalist (akl
dc) "yaam felsefesi"nin [Lebensphilosophie] nde gelen isim
lerinden biri, Schopenhauer ve Nietzsche'nin manevi atalar ve
ayrca sluplatrln gerekilik-kartlnn edebi kurucusu olan
bir Goethe 'ye vanrz. Bu tarihi efsane o kadar yaygn ve etkilidir ki
faizm aleyhtar ilerici yazarlar bile etkilemitir.
Tm bu efsaneleri rtmek iin yeni bir Goethe biyografisi zo
runludur. Bu noktada kendimizi neredeyse bir telgraf yazar gibi en
nemli hususlarla snrlandrmak zorundayz. Bir kez daha, Geet
he'nin talya'ya ak hayatndaki bir hsrandan, Charlotte von Stein'a
duyduu akn girdii kmazdan tr deil, Weimar prensliinde
Aydnlanma ilkelerine gre sosyal reformlar yapma giriimi saray,
brokrasi ve Karl August'un3 direnii karsnda baarsz olduu iin
katn dile getiren Mehring'in hakkn vermek gerekir. (Burada ay
rntlarna inerneyecek olsam da, kendi aratrmalarm sonucunda
Mchring'in, Almanya'da o dnemde mmkn olan kamusal yaam
dan Gocthe'nin hayal krklna urarlna dair yorumunda tama
men hakl olmakla kalmayp, bu giriimin ve baarszlnn
Mehring'in bilmedii alanlar da kapsarlna ikna oldum.) Goet
he'nin sonrasnda gelen istifasnn, kamusal hayattan el etek ekme
sinin kkleri burada sakldr ve o dnemki Almanya'nn toplumsal

3 Karl Augus: Sachscn-Weimar-Eisenach Dk.

17
geri kalmlnn gl bir eletirisini iemektedir. Dolaysyla
Goethe'nin geri ekilmi olmas ne Aydnlanma ilkelerinin ne de
onun toplumsal amalannn yadsnrnasn deil. daha ziyade kk
prenslikleri ilerlemeye dman olan o dnemki Almanya'nn bir
reddini iermektedir. Bu kitabn okurlar burada Goethe'nin ann
byk toplumsal meselelerine kar tutumu hakknda somut analiz
ler bulacaklardr. Elinizdeki gibi bir derleme yaps gerei bu so
runlarn eksiksiz ve kapsaml bir tablosunu sunamayacak olsa da,
Goethe'nin sorunlan gerekte nasl formle ettii ve verdii yantn
ana izgilerinin grlr hale gelecei aktr.
Goethe'nin Fransz Devrimi'yle ba bu sorunlar kamaasyla
yakndan ilikilidir. Et:c;ane, hareket noktas olarak Goethe'nin Fran
sz Devrimi'ne ilk tepkilerini, kendisinin -hadi ak konualm- s
ve vasat komedyalarn almaktadr. Sonrasndaki daha olgun tutum
lan ise tmyle gz ard edilmektedir. Bu tutumlarn z yle zet
lenebilir: Fransz Devrimi'nin toplumsal amalarn kararl bir
ekilde desteklerken, bu amalar gerekletirne yolundaki pleb
yntemlerini bir o kadar kararl bir ekilde reddetmek. Goethe'nin
yaklamyla gen ada Hegcl'in yaklamnn benzerlik gster
dii birok sonndar biridir bu. kisi de Fransz Devrimi'nin patlak
veriinin ve zaferinin tm dnya kltr iin yeni bir a anlarnma
geldiini anlamt; ikisi de kendi abaladklan alanlarda bu ideo
lojik dnemecin sonularn olabildiince tam bir ekilde izmeye
almt. Kitabmzn okurunun gzlemleyecei zere, olgun Go
ethe'nin gerekilii d dnemin byk olaylarn kavraynn or
ganik bir rndr.
Goethe'nin Hegel 'le (hatta daha da ncesinde, Schiller ve Schel
ling'le) ilikileri dnya gr sorunlarna kap aralamtr. Yeni
Kanln egemen olduu dnemde, Goethe'nin felsefi olmayan,
hatta felsefe kart tutumuna gndemede bulunmak modayd.
"Yaam felsefesi" Almanya'nn emperyalist dnemdeki egemen en
telektel akm haline geldiinden beri, Goethe'nin felsefi hreti
muazzam artmtr. Fakat buradan doan gerek ilikilerin anlal
mas iin bu kadar yetmez. Nietzsche'den balayp Gundolf ze-

18
rinden Spengler ve Klages'e, Chamberlain ve Rosenberg'e kadar
her biri Gocthe'yi egemen akldc ve gerici dnya grnn ku
rucusu yapmtr. Maalesefburada bu sorunu enikonu deerlendir
memiz mmkn deil. Ama yine de Faust incelemelerimin okura
bu sorunu zmek iin doru yntemi ve yaklam gstereceini
umuyorum: Goethe'yi, Hegel'le yan yana ve ona paralel olarak, o
dnemde hayat bulmakta olan tarihi diyalektiin byk bir simas
olarak gmek.
Kitabmda tm bu sorulara ayrntl cevap vernem durumunda
bile Goethe sorununun tmyle hallolmayacan sylememe gerek
yok. Bunun iin zel olarak Goethe zerine bir incelemeye ihtiya
var. Ben yllar boyunca byle bir monograf yazmay planladm,
hatta hazrlklarn bile yaptm. Ama maalesef sava srasnda talih
siz bir olay sonucu ilgili tm materyallerimi kaybettim. Bu yzden
imdilik bu grevi bir kenara braktm. Dolaysyla okura bu ince
lemeleri belli bir ihtiyatla sunuyorum.
Bu ihtiyatllk Goethe'nin ann temel zelliklerine en az Goet
he'nin kiiliine olduu kadar uymaktadr. Bu yazlarda Schiller ve
Hegel'in kiiliklerinin ancak belli ksmlan genel hatlaryla sunul
maktadr ve ben Lessing ve Herder'i ciddi bir ekilde ele almadan
Goethe'nin ann bir taslann bile yarm kalacann pekaJa far
kndaym. Eer Hlderlin de eksik deilse -okunn grecei gibi, ef
saneleri yok etmek Hlderlin rneinde de Goethe'de olduu kadar
byk bir grevdi- Fransz Devrimi 'nin ok daha radikal bir yank
snn Goethe ve Hegel'de olduundan daha fazla duyulduu eilim
lerden birini gstememize yardmc olduu iindir. Ayrca bu analiz
Goethe'nin Almanya'sndaki tm bu eilimlerin trajik baarszlnn
nedenlerini aa karmak bakmndan nemlidir.
Bu giri kabilinden ifadeler son derece kabataslaktr. Kitabn ken
disi ok paral bir malzeme yru sunmaktadr. Ne var ki burada
dnya kltrnn ilerici bir dnemini -ana hatlaryla- ele aldmzn
ak hale geldiini umuyorum. Nasl ngiltere'de ve Fransa'da bur
juva devriminin ideolojik hazrl (Hobbes'tan Helvetius'a kadar)
materyalist felsefeyi yaratt ysa, materyalist felsefe de sonrasnda mo-

19
dem diyalektik dncenin temellerini atmttr. Dahas buna paralel
olarak, tam da Goetbe'nin iirsel retiminde on sekizinci yzyln
byk gerekilii ile on dokuzuncu yzyln byk gerekilii ara
snda bir kpr kurulmutur. Bu sayede insanln dnce dnyas
ve sanat muazzam bir atlm sergilemitir.
Tm bunlardan sonra, bahsettiimiz tm bu eylerin ne denli
nemli ve gncel olduunu gstermek iin ayrntl bir kanta ihtiya
olduunu dnmyorum. Gemiin, zellikle de yakn gemiin
dnya apnda tarihsel akLrolarn yeniden incelemeden, yeniden de
erlendirmeden yeni bir ideolojik, kltrel ve edebi ynelim mmkn
deildir. Eer bu zamana kadar Almanya 'ya egemen olmu olan ge
rici akmlarn nfuzuna kar lafta deil, gerekten savamak istiyor
sak, klasik Alman edebiyatnn ve felsefesinin yaratt kltrel,
ideolojik ve edebi mcadeleleri bilmek mutlak bir zorunluluktur.

BUDAPETE
ubat, 1947

20
BRNC BLM

Minna von Bamhelm

Alman iirinin ve felsefesinin en byk dnemi olan on sekizinci


yzyldan on dokuzuncu yzyla uzanan gei dneminin bir tr bu
lutlarda yryen muharebc olduu ve bu adan Attila ve Aetius'un
dm savalarnn Kataton savan uzaydaki ruhlar olarak sr
drdkleri efsaneye benzedii sk sk sylenmitir ve yanl da sayl
maz. Bu benzetme Aydnlanma iin daha da geerlidir. ngiltere'de
"anl Devrim" Puritanlk ideolojisiyle zafer kazand. Bylelikle eko
nomik adan ilerici kapitalizm, saysz feodal kalnt varln sr
drse de zgrle kavutu; ngiliz Aydnlanmas'nn tek yapt
ngiliz kapitalizmini akln egemenlii ynnde ideolojik adan ileri
itmeye almak oldu. Fransa'da ise daha kararl ve teorik adan so
nuna kadar giden Aydnlanma, ayn hedefi ekonomik gelimenin feo
dal ve bujuva gler arasndaki geici ilerici dengeyi oktan bozduu
ve devrimci bir kalkmann giderek yakc hale geldii mutlak mo
narinin egemenlii dneminde savundu. Dolaysyla bu Aydnlanma
hareketlerinin ikisi de gerek toplumsal ve siyasal ilerlemeye kopmaz
balarla balyd. Alman Aydnlanmas 'nn ise byle ak ve belirle
yici bir toplumsal temeli yoktu: Alman halknn on sekizinci yzylda
yaad ey, uyaruna ve kendini kefetme yolundaki bilin ve vic
dand. Kkleri tarihte olan geri kalm koullardan tr, en fazla
gerek bir toplumsal devrim hakknda dnlebilir, ama asla ente
lektel adan ona hazrlk yaplamaz. Bu yzden Alman Aydnlan
mas Fransz Aydnlanmas'nn parlak baarlarndan yoksundu: leri
bir materyalizm ve atcizm, devrimci idealler sisteminin plcb pratik-

21
GOETIIF VE (A<Jl

lerine dntrlmesi ve bu suretle zgl i zorluklarn ve elikilerin


kahince ortaya k. Alnan Aydnlanmas 'nn bu tartlmaz zaaf
larnn gelecek iin gerekten verimli olan unsurlar da ierdii (r
nein bir diyalektik dnce rnesansnn balangc ve sanatsal
dzlemde on dokuzuncu yzyln birok sorununun ngrlmesi),
gerek bakalar gerekse de benim tarafndan defalarca gsterilmitir.
Bu nedenle Alman Aydnlanmas ok sayda nemli sima karm
olmasna ramen, dnya apnda tarihsel anlamda onun en saf, en
zengin, en derin ve en kusursuz ifadesi Mozart'n mziidir. Eer dar
anlamyla edebiyat ve tarihin smrlar iinde kalrsak, Fransa'da Bayle
ve Fontcnelle'den Diderot ve Rousseau'ya kadar uzanan srete ger
ekletii ekliyle kesintisiz bir organik byme resmi elde etmeyiz.
Tersine, Alman Aydnlanmas 'n saf haliyle cisimletiren yegane kii
Lessing'dir, ama o da gerek yaad dnemde gerekse de lmnden
sonra yalnzca sa deil, sol tarafndan da, ksacas Nikolay ve Men
delssohn'dan Jacobi, Friedrich Sellegel ve Kierkegaard'a kadar her
kes tarafndan yanl anlalmtr. (Bu balamda, Lessing kadar
heybetli bir isim olmayan Wieland'n uyumlu Aydnlanma figrne
yzeysel olarak bile bakmak mmkn deildir). Lessing'den nce
Aydnlanma hala tm direnme niyetlerine karn Alman sefaletinn
[misere]4 darl ve kararszl nedeniyle snrlanmt. Ve Lessing'
den hemen sonra, hatta onun yaad dnemde, modem Alman kl
trnn ikinci ideoloJik baharn douran o gei hareketi son derece
elikili bir tarzda Hainann ve Herder'le, Frtma ve A tlm 'la, Ja
cobi'yle vb. balad. Dolaysyla Lessing'in toplumsal olarak yalnz
l ve benzcrsizlii, kendisinin yaratc yazlarndaki ve dncesin
deki biim ve ierik sorunlarnn tmnde grlebilir. te bu nedenle
uluslararas dzlemde ele alndnda, kendisine kyasla her biri uz
lamayla malul olan Aydnlanma'nn nceki tm aamalarndan kesin
bir ekilde ayrlr; Voltaire 'le farkll buradan gelmektedir. (Daha
byk bir tarihsel uzaklkta, Voltairc'in uzlamalarnda da griilen
pozitif diyalektii Almanya 'da kavrayan ilk kii H cine 'ydi.) Lessing

4 Heinc'nin buldugu ve Marx'la Engds'in sk sk kullandklar hir kclne.

22
MINNA VON BARNHELM

ise Didcrot'nun muadili olduuna inanyordu ve bu yzden zel ola


rck Rousscau'cu sorunu ok az kavramt; keza Rancau nun dnya
snn sorunlarndan da bihaberdi.
Bireysel eleri ancak dikkatli bir diyalektik tefekkrden sonra s
nrllklar olarak adlandrlabilecek olan Lessing'in tarihi kiiliinin
tm bu izgileri, kendisiyle Mozart'n konumunun benzerliine iaret
eder. Gerek Lessing gerekse de MozartAlman Aydnlanmas'nn erken
dnem ideolojisinin kararszln amt; ikisinde de ne i zaaf hissi
artk cesarete ve gvene ket vuruyordu ne de henz parlak perspektif
lerine ileride olduu gibi akl aleminin glgesi dmt. Bu -ok
genel- tarihsel ilikiden, mzik ve edebiyat gibi farkl alanlarda birbi
riyle ilintili eilimlerin nasl ortaya ktn daha ileride greceiz.
Lessing'in Alman Aydnlanmas'ndaki konumu "artk yeter" ilc
"henz deil" arasnda bir gei noktasn temsil ederken, kendi ya
am da Minna von Barnize/m'in ortaya kt Breslau dneminde
son derece karakteristik bir gei noktasna sahiptir. Mesele Lessing'in
kkenieri ile yaamnn son aamasnn kasveti arasnda bir gei nok
tas sorunu deildir. Lcssing olgunlua Brcslau'dan nce erimiti,
hatta Breslau' dan sonra bile, kendisine mit verici ve uygun bir eylem
olana sunan makul ve anlaml bir yaan sm1ek konusunda tekrar
tekrar umutland oldu. Fakat Lessing gerekten zgr bir yazar
olmak isteyen ilk nemliAlnan yazaryd ve bu noktada da, toplum
sal konumu bakmndan Diderot'ya yaknd. Breslau'da, Yedi Y l Sa
va'nn tepe noktasnda, Lessing A lbay Tauentzien'in yazman
olmutu ve elikili grnse de, hayatnda grece en zgr hissede
bildii dnem buydu. Mehring o dneminAlmanya'snda, kalburstii
subaylann. ou aratnnac ve yazar da dahil olmak zere siviller
kitlesine kyasla ok daha az dar grl ve kltrsz olduuna dikkat
ekniti. Yalnzca Lessing'in Tcllheim' ve Galotti subaylar deil,
Schiller'in Ferdinand' da byledir. Bu olumlu durumu burada ayrn
tl olarak analiz ederneyecek olsak da, onun rn olan Minna von
Bartle/m Lessing'in sonraki edebi rnlerinde (ne Emilia Galolli nin'

tr.jedisinde ne de yalln -son derece erken bir vakitte- serinkanl

23
GOETHE VE AGl

bilgeliini ve mtevekkilliini tayan Nathan'nda) bir daha baa


ramad kendinden emin bir kesinlik saar etrafa.
Mitna von Barnhelm'in mziksel ve ahlaki anlay, onun miza
cnn bir yansmas olarak bu yaam riintsnden domutur. Yak
lak elli yl nce Paul Ernst bu eserin mziksel niteliine dikkat
ekmiti. Elbette bu grn somut deeri, eserin mzikalliini ka
rakterlerin nyargl bir ekilde hiyerarik dzenlenmesine indirge
rnesi nedeniyle azalmakta, bylece "Tellheim'n mclodisi Werner
tarafndan yaklak bir oktav daha pes alnmaktadr". Bu ilkenin bu
komedya gibi son derece farkllam bir eseri aklayamayacak kadar
soyut olmas yle dursun, bu hiyerari ancak ortodoks bir Prusyal
yorumuyla savunulabilir gzkmektedir, yani: Eer Prusyal bir yurt
sever olarak "hakl bir dava" olduuna inand iin anavatan adna
savaan Tcllheim. Werner'in askeri maccraperestliini hakl olarak
kmserse.
Oyunun bu tr bir yoruma izin vermediini birazdan greceiz.
Ernst'in gn gibi aikar olduunu dnd husus, yani Tellhc
im'n askeri karyerine kar tutumuna daha somut balamlarda
daha yakndan bakacaz. Ama nemli durumlardan bazlarn ve
bunlarn diyalogdaki yansmalarn ele alrken, bu komedyann ger
ek yazlnn ok daha karmak olduunu ve ast-st eklinde bir
toplumsal hiyerariye asla indirgenemeyeceini daha imdiden
aka grebiliriz. Zira Minna ve Francisca'nn durumu Ernst tara
fndan Tellheim, Werner ve Just'unkiyle ayn ekilde yorumlanr.
Gerekte ise Francisca'nn stn bir insanlk sergiledii birok
durum bulunabilir. rnein iki kzn Tellheim'n handa olduunu
rendikleri an, Minna onu bulduunu dnerek sevinir, an1a Fran
cisca ilkin onun talihsizliini yreinde hisseder. Minna kendi ken
dine, "ben yalnzca am. ama siz iyisiniz'' der. Ya da Minna, Tell
heim'a akn doru yolunda rehberlik etmek iin -onuru Tellheim'
yoksul ve pheli bir insan olarak zengin bir kadnla evlenmekten
alkoyar- kendisinin yoksul ve mirastan mahnm olduunu syle
yerek aklarn don bir cmele oturtmaya alt an. Francisca

24
MINNA VON BARNHEL.M

yle der: "Evet. en ince bcncillii nasl da gklere kartr bu kim


bilir." Minna 'nn kendisinden daha ilkel Francisca'dan farkl olarak
kt insanlarda da iyi ynler bulabilmesi, Ernst'in dedii gibi, bir
ahlaki terbiyenin iaretidir; ama Marliniere valyesi rneinde
Francisca'nn gelinemi ahlak duygusunun hedefi skalayp ska
lanad tartmaya aktr. Aynsn Francisca'nn Minna tarafndan
uydurulan Tellheim entrikasna direnii iin de syleyebiliriz.
Nitekim Tellheim ve Werner'in ahlaki hiyerarisi iin de ayns
geerlidir. Yukarda bahsedilen temel sorun dnda, ki bu rnekte
de esnek olmayan bir stn ve adi ahlak aynm yoktur. yalnzca ok
aktif bir mnavebeli hareket vardr. Werner'in subaylarn kadnlarla
ilikileri konusundaki akac ve sulu laflarnn Tellheim tarafndan
hakl olarak aypland dorudur, ama Werner de bunun yakksz
bir davran olduunu hemen anlar. Fakat Tellheim abartl bir eref
anlayndan tr, Werner'in bor para teklifini ona borlu kalma
mak iin reddcttiinde, Werner Tellheim 'a hakl bir kzgnlkla ken
disine zaten borlu olduunu, nk savata birka kez onun
hayatn kurtardn hatrlatr. Burada ahlaki stnlk kesinlikle
Werner'den yanadr. Burada ahlaki yanl ve dorunun mnavebeli
hareketinin bu koruedyann belirleyici yazm ilkesi olduunu gr
yoruz. Bu tam da kritik somut durumlarda soyut ahlak ilkelerinin,
reetelerin ve yasaklarn ahlaki mphemliine tekrar tekrar k tu
tulmasnda sakldr. Ayn iki insan farkl durumlarda kar karya
geldii her seferde de ayn ilke geerlidir. Mesela yoksul Tellheim
zengin Minna'ya yle der: "Tm mutluluunu bir kadna borlu ol
maktan utanmayan biri deersiz bir insandr." Minna kurduu entika
ile dunmu tersine dnm gibi gsterdiindeyse Tellheim'a yle
der: "Tm mutluluunu bir adama borlu olmaktan utarmayan biri
deersiz bir mahlfktur." Her durumda "ahlak" olann hatal olmas
komedyann doas gereidir.
rnekleri dilediimiz gibi arttrabiliriz. Mima von Bamhelm'in
btn ve son derece benzersiz yazm, tan da soyut ahiakn verili
bir somut duruma dayanan, insana zg bimde somutlam ve bi-
nOETHE VE ACI

reysellemi ctie dnmne dayaldr. Elbette ahlak ve etik diya


lektii tm byk dramalarn, aslnda tm byk edebiyatn ilk te
melidir. Tm gerek atmalarn temelidir. atma ancak evrensel
ahlaki neme ve yasaklarn birbirine kart olduu kantlandnda
ortaya kabilir. (Kant'n ahlak felsefesinin en ciddi snrlarndan biri
bu tr atmalarn varln, hatta tasavvur edilebilirliini bile red
detmesidir.) Bunlar her trl insani ve toplumsal varolu iin merkezi
nitelikte olan kanlmaz bir sorunu oluturmaktadr. Her snfl top
lum farkl snflar iin kendiliinden farkl ilkeler ve yasaklar retir
ve bylece atmalar gnlk hayatn ayrlmaz paras haline gelir.
Eer mevcut ekonomik yap alr, insanlar arasnda yeni ilikiler or
taya kar ve eski ahlak yeni bir ahlaka dnrse o toplumun geli
imi bunlar aar. Fakat bu tr atmalar ancak mcadele yoluyla,
insan yaamnda toplumsal-tarihsel alternatiflerin ortaya koyulma
syla gerekleir. Oresteia'da tmyle bilinli ve dile getirilmi ol
duu gibi, Antigone'da da bariz, gnlk hayatn paras olan bir
gerektir. atma ilkin insanlar, birbiriyle elien ahlaki sistemieric
kar karya geldiklerinde, bu durumda bir tercih yapmak zorunda
kalarak, gerekli tm sonular kam1aya hazrlandklarnda keskin
bir nitelie briinr. Bu atmada ahlaki alan kendi kendini datr.
Bir ahlaki sistemin tarihsel tahakkm dneminde onun ilkelerine
uymak bir n kabul olarak alnrken, atma iindeki insana hangi
altcmatifin kendi zorunluluu olarak, ona kiisel adan uyacak bir
buyruk olarak, onun zel kiilii iin balayc bir grev olarak ta
nyaca seenei sunulur. Mesela Antigene erkek kardeini yasay
ineyerek defuctmeyi tercih eder ve onun kiisel yaam bu tercihin
sonularyla anlamlanr. Dolaysyla etik tutum ahlaki ykmllk
ler arasndaki atmalardan doar.
Beeri toplumun tarihsel evriminde elbette yalnzca elikilerin
ierii deimez, ayn zamanda -onlarla birlikte ve onlar araclyla
biimleri de deiir. Rnesans ahlak, her ikisinde de etik znelliin
karar edimiyle ve sonularyla snrl olduu iki ahlak sisteminin nes
nel polis alternatifinin tesine gemiti. Toplumsal evrim bir alternatif

26
MINNA VON llARNIIELM

olarak er ilkesinin seilebilirliine bile olanak venniti (Edmund,


lll. Richard). Bu geliinle birlikte, doal olarak, ahlak ile etik ara
sndaki karlkl ilikinn biimi ve ierii kkten deimi, ama el
bette atmann temel yapsnda kkl bir devrim yaanmam.
Lessing'in bu soruna dair derin tarihsel kavray, Sofokles ile Sha
kespeare arasndaki estetik bany ayrt edebildiini gstermektedir
-daha ok Aristoteles' in teorisi temelinde ve tm biim farkllklarna
ramen- ve bu zmncn, atmann biim ve ieriinin tarihsel dn
mnde deimeyen etkenin tannmasn da ierir.
Deiimin iinde deimeyen bir eyin olduunu kabul etmesine
karn, Lcssing'in estetik ve etik tutumu Shakespeare'e dair yeni bir
eye de iaret eder. Yeni olan ey atmann koruedyann manevi
dnyasna aktarlmas deildir, her ne kadar birazdan greceimiz
gibi bu biimle balants olsa da. Lessing, Maliere'in Misanthro
pe'una erdemi hor grlebilir hale getirdii iin kar kan Rous
seau'yla polemie girer. ncelikle Lessing glmenin amacndaki
doruluu onun arlndan ayrr -bu rnekte Alceste figr- ama
buna ek olarak, komcdyada glme ile alay kar karya getirir. Bu
rada daha imdiden ahlaktan etie bir gei sz konusudur. Alay Mo
liere'de olduu gibi erdemin arlklarn hedefaldndan, komedya,
Rousseau'nun dnd gibi, ahlak kart deil, sahici ahlak ko
nyan bir ilkedir. Alayla kyaslandnda grnte hedefi bakmndan
daha belirsiz olan glme, insan pratiinin btnn hedef alr; ayrca
burada znelliin yce yargc olarak gzktnden, yenilenmi bir
katharsis ilkesi haline gelir. Lessing bu farkl katharsisi tamamen Ay
dnlanmac anlamda "tutkularn hnerli ustala dnm" olarak
yorumlar. ok kesin hedct1eri olan alayn dorudan niteliinin aksine,
glmenin evrensellii kendisini bir aydnlanmac katharsis ilkesi ha
line getirir...Onun gerek evrensel yararll glmenin kendisinde;
her tutkunun ve modann altnda gln olan sapama yeteneimizin
gelimesinde. kutsal arballn aln krklklarnda bile en iyi ni
telikler ile en kt nitelikerin i ie getiini derhal ve aba gster
meden alglayabilmemizdc sakldr."

27
GOETHE YE AGI

Burada. bu etik adan katharsisi koruedyann daha ncesinde


zaten iirsel bir ifade bulup bulmarln ve bulduysa ne oranda bul
duunu aratrnakla ilgilenmiyoruz. Burada nemli olan, Lcssing'i
glmenin bu katharsisi ilevini bu denli gl bir ekilde teorik ola
rak vurgulamaya hangi toplumsal ve ahlaki ihtiyalarn zorlarln
anlanaktr. Bu yeni teorik tutumu, bu yeni sanatsal sorunu yzeye
kartan bu yeni hayat gereinin Rnesans'la birlikte ortaya kan
u tehlike olduuna inanyoruz: Artk kendisini dayatan atmalarda
er olann ilke olarak seilmesi dnda, ahlaki adan doru bir e
kilde seilen erdem de bir insaniyetsizlik ilkesini saklayabii ir. Rne
sans asndan, M akyavelli'nin kendi saik ve sonular diyalektii ve
mant olan ayr bir eylem alan olarak siyaseti kefetmesinin so
nucu, Shakespeare'in hayatn iinde resmettii yeni atmay -yani
ahlaken er bir dsturun mmkn olduunu- gnnek oldu. Lessing'in
inceledii yeni sonm, on yedinci ve on sekizinci yzyl dolduran ve
Fransz Devrimi'yle sonulanan o byk snfmcadelelerinden do
mutu . Aydnlanma, ilk bata, rnein devrimci Pritenlikle ya da
devrimci Kalvenizmin ve onun Katolik muadilierinin yerini alan
Stoac felsefenin yeni ve devrimci bir yorumuyla dini bir renge sahip
olan bu hareketin ilk aksiyomlarn seklerlctirmiti. Shakespeare'le
yaplacak bir karlatrma yeni biinlendirici unsurun kendisini gs
termesine olanak tanr. Shakespeare'in eserlerinde toplumsal olarak
etkili eylem diyalekti i Makyavelli 'nin kefettii gerek yaplardan
domutu. Mesela Julius Caesar' da, Makyavclli'nin reel politikas
nn (Caesar 'n ldlmesinden sonra Antony'nin de iini bitirmenin
gerekip gereknedii sorununda) szcs Stoac B rutus deil, Epiku
rosu Cassius'tur. Dini-devrimci (ya da kardevrinci) ideolojilerin
seklerlemesi ilkin siyasi ve ahlaki Stoaclk sorununu Aydnlanma
ahlak felsefesinin merkezine yerletirir. Bu nedenle Diderot' nun Se
neca 'yla bir teorik tartna kaleme alm olmas, bu sonmlarla alakah
olan elikiterin Rousseau 'yu sk sk megul etmesi ya da bir kuak
sonra, bir siyasi Stoaclk tragcdyacs olan AHieri'nin ortaya km
olmas tesadf deildir.

2R
M I N N A VON B A R N H F. l M

Lessing' in kendi i dnyasnda bu sorunlarla boumao; Breslau


dneminden nce balamtr. Lcssing'in Pliloas' tam da Makya
vclli'nin reel politikasnn ahlaki Stoaclkla kiisel birliini temsil
eder - bu rnekte koulsuz olarak kendini feda etme. Hkmdarn
intihar, yurtsever ve siyasal bir kar acmaszca gerekletime sai
kiyle yaplan Stoac trdc bir ahlaki edimdir. Lessing gen kahrama
nn tmyle sahici ve inanm biri olarak sunar, ama her trl tavizi
ilkesel olarak reddeden bu kahramanln insaniyetsizlii hakknda
kendi grlerini saklamaz. Lessing'in iinden geen dncelerin
Kral Aridaeus'un Philotas 'a syledii u szlerde ifade bulduu ke
sindir: "Kader size bir taht nasip etti ! Kader size gl ve soylu bir
halkn mutluluunu baletmek istiyor; size! Bana ise ne korkun bir
gelecek yle! Halknz an hrete ve ayn zamanda sefalete boa
caksnz! Mutlu tebaadan daha fazla zafer sayacaksnz."
Bu dramatik taslan izgisi Alnanya'da birok takliti bu ldu.
Lessing iin yalnzca epizodikti. Mesela Nathan, valye Tapnak
s 'na yle der: "Byk! Byk ve iren ! " Tabiatyla Rienzi tra
gedyasnn ilk plan ve sonraki Spartaks proj esi tamamlanm
olsayd, Plilotas'ta hi olmayan devrimci toplumsal ve siyasal sa
ikler ne lde i fade bul urdu, kesin olarak bilinemez. Her halkarda
1 770'te Lessing kahraman olarak Spartaks'n, "en iyi Romal kah
ramann gzlerinden farkl gzlerle grdn" yazmtr Ramlcr'e.
Gen Schiller, bir devrimin nderi olarak Brts' i.i m, yoksa Ca
talina'y m semek gerektii konusuna kendisinin deimez ikilemi
olarak ok daha fazla kafa yonnutur. Schiller kendi genlik gelii
mini esasl bir ekilde masaya yatrd Don Carlos'ta. siyasal Stoa
cln mmkn olan trlerinin hepsini ortaya senni, onun en yce
ve en dierkarn erdemi insaniyetsizlie dntren ahlaki eilimini
diyalektik bir ekilde incelemiti. Kralienin Marki Posa'ya cevab
' Schiller'in nihai yargs olarak alnabilir.

Atldn soylu diye grdn bu greve.


Bunu reddetme .
Seni tan yonn ve bunun iin uzun zamandr
GOET I I E VE AI

Can attn biliyorum.


B inlerce kalp krlm, senin ne umrunda
Yeter ki gururun okansn.
Ama imdi, imdi seni anlamay reniyorum! Sen,
Yalnzca hayranlk peinde kotun.

Kukusuz Jakobenliin i sorunlar burada, Aydnlanma'y hem


olumlu hem de olumsuz anlamda zaten am olan bir Alman ahlak
aynasnda imdiden gzkmektedir. Ama tm farkllklara ramen,
bu Stoaclk eletirisi bir yandan Lessing'inkinden dodu, dier yan
dan -fazlasyla Alman karakterine ramen- Stoac bir devrimci ahia
kn gerek sorunlarnn birounu yakalamt. Bu noktada Anatale
France' n Tanrlar Susam/ar'ndaki Gamelin' i dnmek yeter.
Fakat Lessing' in kendisinde, bu ahlaki takmyldz da tmyle
farkl bir biimde ortaya kar. Lessing Almanya'nn koullarn, dev
rimde gelecee dair zorunlu soyut bir idealden daha fazlasn algla
yamayacak kadar soukkanl bir ekilde gzlemlemiti. Fakat ayn
soukkanl gzlem gcyle, her insanlk tezalrnn Almanya'daki
kk devletlerin mutlaluyetilii tarafndan yz kzartc bir ekilde
bastrldn da grmt. Kendiliinden ortaya kan tablo u soruyu
gndeme getirmiti: Bu gerekliin her gn rettii u rneklerde
nesnel adan gsz olan halkn insanlk gururu nasl kurtar labilir?
Emilia Ga/otti. Stoacln Lessing iin bu meselede nasl bir nem
kazandn gsterir. Elbette ok gl bir farkllama tam da bu
oyunda ortaya kmaktadr. Grlerine bal Stoaclar olan Appiani
ve Odoardo Galotti, mutlakyetil iin iddet dolu ve yozlatnc ala
nndan uzak durmaya alrlar. Oyun bunun pratikte ne denl i olanak
sz olduunu gsterir. Emilia'nn sonu -burada ayrntlarna gireme
yeceimiz ok tartlan dramaturj i sorunlar- Stoac intihar, baka
aresi olmayan bir ahlakd kapris kurbannn son sna olarak
gsterir. Sorunumuz (Stoac ahiakn insancl bir etikle ilikisi) a
sndan asl nemli olan, Emilia 'nn duygusal dnyasnn hi de
Stoac ynel imli olmamasdr. Babasyla son diyalounda masumi-
MINNA VON BARNHELM

yetin her gten daha stn olduunu iddia eden babasna u yant
verir: "Ama her trl ayartmadan daha stn deildir. G! G! Kim
gce kafa tutabilir? Burada g denen ey hitir: Ayartma gerek g
tr. Baba ben kansz deilim, yle scak ve gen bir kann var ki.
Benim hislerim de his. Ben hibir eyi temsil etmiyorum. Ben hibir
ie yaramam. Grimaldi' nin evini biliyorum. Oras bir haz evi." Stoac
babas diyaloun sonunda onu bakladnda, hayatn dier Stoac
anlam, aka, baka herhangi bir ahlaki k olmayan bir durum
dan mitsizce k yolu olarak gzkr."
Lessing Emilia Galotti' de o dnemin Almanya'snda insani an
lamda onurlu, ama fiilen iktidarsz olma durumu iin son bir snak
olarak tm Stoaclk diyalektiini gelitirecek ansa sahip deildi.
Fakat bu takmyldzAlmanya 'nn yaamnda ve iirlerinde bir sorun
olarak yaamaya devam etti. Yalnzca Jerusalcm 'in intiharn ve
Werther'i dnmek yeter. Eschenburg'a bir mektubunda Goethe'nin
romanna ynelttii eletiride Lessing yle yazar (bu arada, bu ele
tiri intihan, ezilmi bir halkn ayaklanmasna benzeterek teorik olarak
merulatrr): "Bir Yunan ya da Romal gencin kendi hayatna bir
gn bu tarzda ve byle bir nedenle son verebileceini dnyor
. musun'? Kesinlikle hayr." Lessing'in elilik epizodunu tmyle gz
ard etmi olmas, Almanya'nn minyatr mutlakyetiliiyle srekli
bir gerilla savanda bykle ulaan ve en byk aalamalarda
bile insani zn her zaman koruyan bir adan1da rahatlkla anlala
bilir. Belli ki Werther'in bu atmasn, Stoac intiharn geerli bir
zm olduu gerekten ar durumlardan biri olarak grmyordu.
Fakat bu dnce silsilesinin bir sonucu olarak, bizzat Goethe daha
1775'te, Werher'in ikinci basksna, deyim yerindeyse, bir dstur
olarak ekiedii bir iirde benzer bir ahlaki yargya varmt. iiri
Werther'in okura uyarsyla sonlandrr: " nsan ol ve peimden
gelme."
Stoac ahiakn evrensel niteliini ortaya koyan ey, onun ikinci
ilevi, yani gnlk yaamdaki ilevidir. Bir yandan, o ada srd
riilmesi zor olan kiisel yaam iin vazgeilmezdi, ama dier yandan

31
<iOETHE VE A I

mantksal adan fark edilmesi ahiakn insanlkdla dnmne


kar mcadelenin ednk bir ifadeye brnd birtakm isel
elikiler ortaya koyuyordu. Siyasal ahlakta bu eilim zaten Philo
tas'tan Marki Posa'ya kadar aka ortaya konmutu. Ama aslolan
bu dnmn diyalektiinin, toplumsal koullann pisliine kar
pasif bir ekilde kendi i btnln savunmakla yetinen ahlaki
znede bile her zaman gizli bir tehlike oluturduunu tark etmektir:
Bu tehlike, dsal insanlkdla isel insanlkdlkla yant ver
mek, insann ruhunun kendi insani btnln savunurken nasr
lamasna izin vermektir. Bu tr elikilerle bir baka adan Minna
von Bamhelm ' deki ahlaki saiklerden bazlarn ele alrken de kar
lamtk. imdi bunlara odaklanacaz, nk aada gster
meye alacamz gibi, Mima von B am helm de kompozisyon,
'

diyalog konusuna yaklam vb. Stoac ahiakn elikili nitelii ct


rafnda dnmektedir ve bu eserin temel deeri tam da bu ahlaki a
tmalarn etik olarak alm olmasnda sakldr.
Bu sorunu ele almak iin ncelikle Tellheim n i varoluuna ge
nelde olduundan daha yakndan ve gereki bir ekilde bakmak zo
rundayz. Yukarda, Tellheim' n, Wemer'i askeri kariyerini devan
ettinnek istedii iin ahlaki gerekelerle nasl paylarln grmtk.
Anavatan ve "hakl davalar" konusunda syledikleri kulaa ok ho
gelir, ama o dnenn Prusya'snda Baltkl Tellheim iin nasl bir ger
ek ahlaki temel salayabilir? Tellheim sonrasnda Minna'ya kendi
yaamndan bahsettiindc, bu tr aal laflar duymayz, duyulma
mas da isabet olur. Onun yerine, hi eip hkmeden, askerliinin k
kenlerini ve ilerideki yaam iin hanndrd olaslklar anlatr. "Ben
isteyerek -ama hangi siyasal nedenlerle olduunu bilmem- ve her
onurlu insan iin bir sre bu grevde ansn denemenin, hanndrd
tm tehlikeleri grmenin. soukkanllk ve kararln ne olduunu
renmenin iyi olduu dncesiyle asker oldum . Ancak ar zorun
luluk beni bu deneyden bir meslek, bu tesadfi megaleden bir zanaat
kannaya zorlayabilirdi . Ama artk beni zorlayan hibir ey olmad
ndan, tek arlum bir kez daha soukkanl ve kanaatkar bir adam
M I NNA VON BARNHELM

olmak." Anavatan hakknda tck bir kelime bile etmez ve "hakl bir
dava"dan mulak bir ekilde bahsedilse bile, en fazla, oktan miadn
doldurmu bir genlik hayali olarak grlr; kendisinin tmyle ve
aka ifade ettii kendi kendini inceleme ve kendi kendini eitme
iin bir vesileden baka bir ey deildir demek yanl olmaz. Elbette
bunu sylemek, gen Tellheim ' n kararllnn tesadfi ya da anlam
sz olduu anlamna gelmez. Daha ncesinde belirttiimiz gibi, Al
manya sz konusu olduunda geri uluslarn bugne kadarki geliimi
unu gstennektedir: Ulusal uyann ilk safhalarnda ordunun, onurlu
ve temiz insanlar iin her trl sivil grevden daha iyi bir faaliyet
alan salad dnemler olmutur. Bunu kabul etsek bile, yine de
Tcllheim'n Werner'in macerapcrestliini byle sert bir ekilde yar
glama hakkn nereden bulduunu sorabiliriz. Tel lheim 'n vicdannn
rahat olmasnn yasland gerek "hakl dava", stlerini ineyerek
kendini riske atma pahasna insanca ianc toplamasdr. Werner'de ne
se.lenin basit bir macera. Tellheim iin ise riskler tayan isel bir ah
laki eitim meselesi olduu dorudur. Fakat i kisi mevki ve
cntclektel ya da ahlaki dzey zerinden karlatrlrsa, Werner'i
temize kartacak bol miktarda etken bulunabilir.
Tellheim ' n ordudan atld ve kendisine ynelik sulamalarn
olduu dnemde manevi ve ahlaki durumunu doru bir ekilde anla
mak iin, asker olarak yaamnn i kkenine biraz daha yakndan
bakmalyz. Tellheim iin mesele "dorusuyla yanlyla benim
lkem" ya da "hakl bir dava" meselesi deildir, belli koullar altnda
onuru da dahil olmak zere hepsini feda etmek zorunda braklabilir.
Yukarda aktarlan alntdan hemen nce, Tellheim soruna ilikin g
rn hi eip biikneden ifade eder: "Byk olana hizmet etmek
tehlik elidir ve yol at aalanma, aba ve klelie demez." Do
laysyla onun Stoacl tam da bu tr nesnel olarak ngrlebilir,
hatta beklenen durumlara direnmck iin gerekli insani gc ona ka
zandm1ak amacyla vardr. Bu yzden onun Stoacl ayn za
manda daha byk gler karsnda aresizce kurban edilen bir
insann idcolo. ik z savunmasdr. Gelgelelim bu ideoloj i aslnda
GOEl i i E VE (AGI

Tcllhcin ' byk aba gsterilmesyle yabanc ve dman bir dnya


karsnda ayakta tutabilir; ama Minna 'yla karlar karlanaz ve
onun varl nedeniyle, gerek bir sanimiyet testine girince, Stoac
tutumu ker ve uzun zamandr bastrlan ve gsz bir isyan ha
linde olan duygular kendisine yaplan adaletsizlie kar patlama
sna olanak tanr. Bu olay, kaderi karsnda Minna'y dehete
dren bir glme krizi eklinde olur. "Senin gln kadar korkun
bir lanet grmedim hayatnda"; "insan dmanl nn korkun g
l bu ! " Ama Minna fevkalade zeki ve ctiktir, dehete kaplm
halde kalamayacak kadar salandr. Yan aka Othello rneini zik
reder, ama son derece insani ve samimi bir ciddiyetic devam eder:
"Ah. bo gzlerini her zaman onur hayaletine diken, dier tm his
lere kar nasrlaan ateli, eilmez insanlar! Buraya bak, Tellhein,
bana bak ! " Bu, Tellheim ' derinden -katharsise yol aacak ekilde
etkiler. Kendini kaybetmi bir halde yant verir: "Ah, evet! Ama
syler misiniz gen hanmefendi, bu Arap nasl oldu da Venedikli
lerin hizmetine girdi? Onun kendi vatan yok muydu? Neden klcn
ve kann yabanc bir devlet iin heba etti?"
Burada Tellheim ' n bir traj edisi araya sokulabilirdi. Bu trajedi
elbette yalnzca ufukta gzkmektedir, ama oyuna iki kere nemli
ve tamamen yeni bir ton kalmaktadr. Bir yandan bu yeni ton burada
bir komedyann sz konusu olduunu gstermektedir, her ne kadar
son tah lilde bunun temeli bir tragedya da doumbilecek olsa da.
'
Dier yandan, son tahlildc traj ik volkanik patlamann deimez epi
zodik unsurunun durumun i mantndan kaynaklandn ve kendi
kaderleriyle burada bu ekilde karlaan insanlarn temel doalarna
ters dmeycceini de vurgulamaktadr. Eer gerekli tm sonular
kartlsayd (biimsel vehelerle alakah olarak mmkn olanlar
gibi), serencan bu olurdu. Bu olgu deien derinlikte dzeylere da
yaldr. lk bakta, "pcdagojik" amalarla seilen geliiminin insani
koullarnn elikili nitelii nedeniyle bir adann mahvolmasnn,
bir tragedyann yalnzca dsal ve biimsel ngrcklil iklerini yerine
getirecei aktr. Bu tr bir insan traj ik felaket iinde kendi benliini

34
M I NNil VON BARNJ I E LM

tanyamadan ve bu bedene gereklemi bir sanat escrini karaktcrize


eden beden ve anlam veremeden yaa:nn koullar tarafndan ezi
lebilir. Modern dnemde bu tr birok trajedinin olmas Lessing'i
bunlara bir tane daha eklemeye itmi olamazd. Lessing' in kendi
sinde trajediye kar elikili bir hissin egemen olduunu biliyoruz.
Lessing en nemli trajedi teorisyenlerinden biriydi; yaad d
nemde hayatn nesnel toplumsal ve tarihsel temellerinin trajedilere
gebe olduunu ok iyi biliyordu. Kendisini dorudan bu temellere
adar adamaz, trajedileri alglam ve tragedyalar yaratmt. Ama
daha derin bir dzeyde -bunu teorik bir tarzda dorudan ifade etme
mi olsa bile- insani glerin bu trajedileri aan insanlarda etkili ol
duunu hissetniti . Hayata ve iire bir veda olan Nalhan 'da bu tr
bir manevi g olarak bilgelii sahneye tamt. Fakat olay rgs
bir dizi Romantik ve ihtimal d atmadan -pratik alanda son de
rece tehlikeli olan atmalardan- oluan bu oyunun, insan zekasnn
ve gerek bilgeliin her zaman bu atmalarn tehlikeli ularn tr
pleyebildii ve ahlaki bir tavizde bulunmadan gerek insaniyet d
zeyinde, insani bir kendi kendini incelemeye bavurarak bunlar
zebildiine dair iirsel kant retmesi bekleniyordu.
Komedyamzda bu ilev Minna 'ya aittir. Minna da bilgelie sa
hiptir, ama hayatn tmn aka gren ve onun zerine kan trde
bir bilgelik deildir bu; Nalhan 'daki gibi soyut ve cansz olmayan
bir teorik stnlk biimi de deildir. Daha ziyade, derin ve derin
lemesine dnlm bir yaam deneyiminden kaynaklanmaktadr.
Dosdoru bakldnda, Minna ' mn bilgelii hi de bilgece deildir;
gerek bir insann ancak toplumla i ie ve sevgi yoluyla gerek
letirilebilecek anlaml bir hayata doru sehatkar drtsdr. Dola
y syla onun bilgelii somut, sorunlu bir gereklii kendisine mal
etmek deil, ayn zamanda tek bakta onda en iyi olan alma ve tam
da bu sayede olanaklarn kefetme ve gerekletirme konusunda
kullanma drtsdr. Fakat bu olumlu nitelikler hibir yerde bir
"ideal karakter" halin.: gelmez. M inna yanlabilir; insanlar ve du
rumlar hakknda gerek olmayan dncelere sahip olabilir. Ama

35
GOETI I E VE AI

onun parlak anlay tekrar tekrar bu hatalarn stesinden gelir; onun


etik sahicilii tahayyldeki yani muzafferane bir ekilde aar ve
hakikate dntrr; tpk Tellheim 'n kat ahlaki Stoac sapiants
nn onun nesnel doruluunu sk sk kendisine ynelik yaniiara
dntrmesi gibi. M irna'da hibir eyin yok edemeyecei sarsl
maz bir cesaret vardr ve bu nedenle en traj ik atmalar duyarl
lkla, zarafetle ve kararllkla, ortal velveleye vermeden yaar.
Alman Aydnlarmas 'nda en iyi insani unsurlar onda ifadesini bulur.
Minna ve Tellheim arasndaki bant ve kartln yan sra, ko
medyada bir baka temel tm daha ortaya kar: Tellheim 'm traj ik
eilimini yavalatmak ve engellemekle kalmayp, bunu kat ahlaknn
paralanma srecinde deerinin korunmasm ve artmasn salayacak
ekilde yapan kar-g. Erdemli olmak iin artk isel bir etik ayg
tna ihtiya duymayan Minna'nn cisimletirdii ancak tarihsel ahlak
muhafz klmaya alan bir etik tarafndan ynetilen ve hala dekadan
bir dnyada, Tellheim'n Stoaclk ahlak hibir eydir. Her iki tnnn
da karlkl olarak dahil edilmesi, olay rgsnn dsal ele alnna
bir isel anlam, manevi bir nem katan ilk eydir. Bir koroedyann
gerektirdii iyi son burada bir "mutlu son" deildir, hele hele Frede
rick rej iminin yceltilmesi hi deildir. Zarafete dnm akln zo
nnlu nihai zaferinin aydnlanmac peri masaldr; ve gerekliin tm
uyumsuz eleri iinde doruyu tanyarak dnyann nihai uyumuna
'
sarslmaz bir gven duyacak konuma gelmi olan ve yaad tm ta
lihsizliklere ramen' inancn koruyan Lessing'in dnya grnn
en derin dzeyidir. Bu inancn Nalhan 'da bilgelik biimine, insan
Soyunun Eitimi'nde palinjenezi (yeniden dou) biimine, Spinoza
syleminde panteizme vb. brnm olmas son kertede tali bir so
nndur. Lessing 'in hayatnn ortasnda, yaam tarznn onu mutlu kl
d dnemde (gereki ekilde deerlendirildiinde ok ilintili bir
olgu), dnyann nihai uyumuna olan inanc Minna von Bamhelm ' de
gerekten varla brnm ve dnyay aydnlatm olan fevkalade
dnyevi bir peri masal biimine brnr.
M INNA VON BARNHF.LM

Bu dnya gr Lcssing ' i Mozart'a balar. Aralarndaki bant


derin ve evrenscldir. Tmyle ideoloj ik bir dzeyde, bu dnya gr
belki de bir o kadar sade bir ekilde temayz eder, hatta bazen dier
eserlerde bunda olduundan daha da sade bir ekilde kendisini gs
terir (rnein Sihirli Flt ve Bilge Nathan 'a kyasla). Ama Lessing'in
eserleri arasnda Mbma von Bamhelm 'in yeri benzersizdir, nk
ayn zamanda bu ideoloj ik ilikiyi sanatsal o larak da gsterir. M
zikle, zellikle de Mozart' n mziiyle kartln tam da bu komed
yada, tam da olduka tipik ekliyle Lessingi diyaloun biimsel ve
entelektalist ele alnnda ok belirgin grnd dorudur. Zira
koroedyann tm yaps, ahlaki sorunlarn kavramsal bir biimde s
rarla ortaya konmas ve bu sorunlar zmek iin gsterilen bitmez
bilmez. her an yenilenen etik aba gerekten de parlak ve uuan bir
iirsel atmosfer yaratmakla birlikte, bu atmosfer -ilk bakta byle
grnmektedir- Mozart tarznda bir mzik bestesiyle mmkn olan
en byk kartl oluturur.
Yine de sz konusu ilikinin tam da bu eserde bulunabileceini
dnyoruz. Zira Minna von Barnl elm ' de dil ve diyaloun "ente
lekt a list" ele alnnn benzersiz bir nitelii vardr; btnl
iinde, ana hatlar bakmndan, szgelimi Natlan'daki dramatik na
zmlarda olduu gibi, fikirterin sabitlenmesi iin bir ara dei ldir.
Tersine, tm komedyann yaz l sonu gelmez bir gelgit iinde
Stoac bir ahiakn yanl, ahlak.iletirici grlerinin ve esnemez ei
limlerinin bir insan etii araclyla yadsnnas (l Hegelci an
lamda: aufleben*) iin abaladndan, zelde hibir entelektel
formlasyon tmyle entelektel dzlemde yakalanamaz, sabitle
nemez ve kusursuztatn lamaz. Daha ziyade, zgl entelektel for
mlasyon ya merkezindeki insan davr,ann ortaya seren insani ve
etik kar etkiler altnda boulur ya da yeniden zuhur ettii takdirde

* Autleben: Tez-antitez-sentez ilikisini tarifeden "korumak" ve "ortadan kaldnnak"'


"ykseltmek"' ve "amak" gibi kart anlamlar barndran, Hegel'in iererek amak
ya da korumal yadsma anlamnda kulland Almanca kelime.

37
GOETI I E VE A(i l

-kendi ikin mantnn deil. dier insani atmalarn itkisiyle- lic


et nunc (burada ve imdi) somut insanda dnm bir ey olarak
bunu yapar. Dolaysyla biimsel anlamda ayn yadsnma kaderini
yaamtr ama ierik bakmndan egemen olan somut "baka-bir
ey-hali:e-gelmilik"tir. Dolaysyla diyaloun bu ekilde ortaya
kan dorudan entelektelletirici biimi, verilen her kar ln Les
singci olm-as, aka, parlak ve effaf ekilde ekillenmi olmas ve
karaktcrlerin bireyselliklerinin kiisel ifade tarzlarndan ok varo
lularnn ahlaki ieriinde tezahr etmesi sayesinde daha da artar.
Bylece diyaloun biimi srdrlen nkteli bir slup araclyla
kendi entelektalist niteliini yadsr. Nkte, insani ifadeden maddi
her eyi kartr, onu belli ama fornle edilmemi bir hedefe don
zgrce szlen bir eye dntrr.
Bu eilim, diyaloun Nalhan 'da olduu gibi insanlarda ve ili
kilerinde cisimleen bir ideoloj ik sistemi ortaya sermek iin deil ,
ortaya koyulan sorunlarn insani z tarafndan belirlenen b i r i di
namik dahilinde zlemierin pitoresk ve mizahi bakalamn sa
lamas amacyla daha da artar. te bu nedenle tartma, tezieric
antitezlerin atmas, gerek hayattan kar ve ona geri dner, sonra
yeniden tanmlanarak bir kez daha dolaysz bir biimde sahne alr.
sonra bir kez daha benzer bir kader yaar. Bylece ahlak eletirisi,
insani ve dinamik ? ir kiisel etie kat bir Stoacln dayatlmas
-ta diyaloa kadar- Nalhan'daki ideolojik ilkeden ya da Emilia Ga
lotti' deki somut sosyal dramaturj i ilkesinden tamamen farkl bir
yazma ilkesi retir. Bu tr bir diyalog ancak eylemin nihai temeli
Emilia Galolti'de olduu gibi hadiselerin ikin olarak zorunlu yan
yana getirilii deil, bu diziyi kapsayan ve destekleyen, eitli du
rumlardaki "olanakszlklarn" hepsini, bunlarn balantlarn ve
zmlerini daha derin -denilebilir ki felsefi-tarihsel- zorunluluk
dzlemine tayan bir ideoloj ik temel olursa mmkndr. Nalhan'da
bu dorudan felsefi bir tarzda gerekleir; Minna'da ise yazy ta
yan ey ideoloj ik temele sahip olan, diyaloglarn hibirinde doru
dan yer almasa da, oyunun btnn kontrol eden bir duyarllkr.
M I N N A VON BARNH E L M

Diyaloglarda b u sayede Mozart 'nki gibi mziksel b i r nitelik or


taya kar. Mozart librettolan onun mziinin "felsefi-tarihi'' etkisi
asndan ne kadar ilintili olursa olsun, akl alemine dingin gvenin
nihai temeli farkldr ve ok daha derinlerdedir; bu gven bizatihi
mzie kk salmtr. Milma von Bamhelm Aydnlanma edebiya
tndaki benzersiz konumunu, Lessing'in bu eserde salt szckle. salt
barikulade dzeydeki kavramsal, epigramatik diyalog ileyiiyle ge
lecee olan inanc destekleyebilecek ve sahici bir ekilde akla geti
rebilecek, am a bir yandan da zorluklarn ve engellerin hibirini
darda brakmayacak bir aunosfer yaratmay baann olmasna
borludur. Sz konusu atmosfer bu mstakbel eilimler asndan
trajik baarszlk olanan ierebilir ve bu olana gayet ciddi bir
ekilde temsil edebilir, ama onu direnilmez btnset bir akmn k
ylarna da gtrr ve tam bir deneyimin paras yapar.
Daha ncesinde, Lessing'in kendi edebi almasn Mozart'n
mziine bylesine ideal bir ekilde yaknlatrmasn salayan sa
natsal adan sahici aralarn ideolojik temellerini ortaya koymaya
almt k. Onun eserleri, hayatn en derin ihtiyalarnn ortaya
koyduu ahlaki sorunlarn her zaman onlara en salam ama en hafif
d izgileri kazandran nkteli bir diyalog tarz edinnesiyle somut
iirsel ekle brrunektedir. Ardndan bu sorunlar neredeyse hi dile
getirilmeden kiisel etik dzleminde zlmektc ve bylece btn
sel hareketin ahenk! i ak iinde massedilnektedir. Keskin fikirterin
asl duygu aniarna dnerek akl alemine doru kar durulmaz
hareketi bir sreliine durdunnasyla ortaya, diyalogdaki o enfes
"melodi" ve "vokal" ilikisi ve onun geliimi kar. Fakat konuma
nn parlak keskinlii bu btnsel atmosferde zlyor grnse de,
ortadan kalkmaz. Tersine, her ikisi de dier ksmi alann elerini s
rekli olarak asimile eder, yekdicrini trdeletirir ve bu eleri kendi
alemlerine zenginlemi bir biimde yeniden yollar. Bu kar lkl
nfuz etme yoluyla. sahici bir dolaymszlk atmosferi yaratlr ve
uygun bir vokalin eliiyle keskin d hatlar tarafndan kcskinletiri
len. dcrinlctirilen ve zenginletirilen bu atmosfer giderek ykselir.
GOET H F VE A G I

His ve duyarllk anlar aka hatlar izilmi "melodiler" alanna


ykselmeyi bir an bile brakmaz ve burada onlar glendirip, derin
letirip, zenginletirerek yerlerini bulurlar.
Bu ifadeterin hepsinin yalnzca benzetme olduunu bliyonm;
sonuta edebiyat edebiyattr, mzik de mziktir. Ama tam da bu tr
benzetmeler kendilerini bize gerek bir ey olarak dayatarak bu eserin
(genel "felsefi-tarihi" ilikinin tesine geerek) Moz.art "mzikal
liini" gsterir. Dolaysyla Mitma von Bamhelm'in ne srd m
zikal niteliinin genelde mzik ile iir arasnda balantlarla alakas
yoktur: rnein sk sk analiz edilen iir dilinin (bu ister lirik iir
olsun ister operaya benzeyen retorik dramatik iir olsun) mzikal ni
telii. Keza ok derin bir mzikalitesi olan Thomas Mann 'n eserle
rindeki Wagnerci "ana motif'in rol de benzer bir ey sunmaz. "Ana
motif' dil ve yazm tekniinin zenginletirilmesidir, ama hibir za
man sanatsal yapnn ya da almlamann sanatsal denetiminin merkezi
ilkesi haline gelmez. ( Dnemin benzer akmlannda Wagner'den ba
msz olarak ortaya kt kesin olan edebi ''ana motif'in gen Tho
mas Mann' da kukusuz etkilem olan bsen'de de bulunuyor ol
masndan hi bahsetmiyorum.) Her halkarda, Thomas Mann'n yaz
slubunda mzie yaknlktan bahsedilecekse, tmyle farkl trde
bir mzik ve dolaysyla slubunda tmyle farkl trde bir mzikal
yaknlktan bahsedilmelidir; burada mesele Mitma von Bamhelm' in
Mozart'a ideal-sanatsal yaknln nitclendirmc meselesidir. Tm
kasvetli tehlikelerin've tm karanlk ngrlerin canl gler olarak
gerekliklerini, ilerleyen yaamn kar konulmaz gc olarak akl
cln zarafetini zaytlatmadan dans temposunda stesinden gelen
kvrak parlaklk: Bu komedyadaki Mozart nhun temeli budur ve
bu bir benzetme deildir. Aydnlanma'da en byk ve en byleyici
olan ey, Mozart figrndeki en byk ve en enfes eyle buluur.

40
KNC BLM

Gen Werther' in Aclar

Werther' in yaynland yl olan 1 774 yalnzca Alman edebiyat


asndan deil, dnya edebiyat asndan da nemli bir tarihtir.
Fransa'y felsefe ve edebiyat alanndaki ideoloj ik nderliinden ge
ici sreliine mahnm brakan Almanya'nn bu iki alandaki ksa
sreli ama fevkaladc nemli hegemonyas ilk kez Wertler'in dnya
apnda elde ettii baaryla aka grnr hale gelmiti. Kukusuz
Alman edebiyat Wertler'den nce de dnya edebiyat iin nemli
eserler retmiti. Bu noktada yalnzca Winckelmann'dan, Les
sing'dcn ve Goethc'nin Gtz von Berlicl ingen ' inden bahsetmek ye
terl idir. Ama Wertler' in dnya zerindeki olaanst yaygn ve
derin etkisi A lman Aydnlanmas ' nn nc roln aka gzler
nne senniti.
Alman Ayd nlanmas m? Bujuva tarihyazmnn edebiyat efsa
nelerinin ve ondan beslenen kaba sosyolojinin "tedrisatndan" gemi
olan okn bu sz artmaktadr. Gerekten de hem burjuva edebiyat
tarihinde hem de kaba sosyolojide bir yandan Aydnlanma'nn dier
yandan "Frtna ve Atl m''n -zellikle de Werther' in- birbirine ta
mamen kart olduu artk kliclemi bir griitr. Bu edebiyat ef
sanesi ilkin Romantik yazar Madame de Stael 'in Almanya zerine
yazd nl kitapla balad . Ardndan ilerici burjuva edebiyat tarih
ileri devreye girdiler ve Georg Brandes 'in bilindik eserleri aracl
yla, bu efsane szde-Marksist kaba sosyoloj iye szd. Gundolf,
Korff, Strich vb. gibi emperyal ist dnemin burjuva edebiyat tarihi
lerinin bu efsaneyi evkle beslediklerini sylemeye gerek yok. Ay-

41
GOET H E VE AGJ

dmianma ile Alman klasisizmi arasna bir in Scddi ekmek. Aydn


lanma 'y alaltp Romantizmde sonradan ortaya kan gerici eilim
leri ne kam1ak iin en iyi ideolojik ara deil midir?
Bir tarihi efsane, gerici burjuvazinin devrimci Aydnlanma 'ya
duyduu nefret kadar derin bir ideolojik ihtiya zerine ina edildi
inde, bu tr tarihsel efsaneleri yaratanlarn tarihin bariz gerekli
iyle ilgilcnmeyeceklerini ve efsanelerinin en temel gerekiere bile
aykr olmasnn onlarn hi mi hi umrunda olmadn sylemeye
gerek yok. Wertler sorununda mesele tastamam budur. Zira burjuva
edebiyat tarihi bile Richardson ve Rousseau'yu Wertler 'in edebi
selefieri olarak gnnek zorunda kalmlardr. Elbette burj uva ede
biyat tarihilerinin hem Richardson, Rousseau ve Goethe arasnda
edebi bir ba olduunu dnmeleri hem de Wertler ilc Aydnlanma
arasnda her trl ba reddetmeleri bu tarihilerio entelektel d
zeyinin temel gstergesidir.
Kukusuz akll gericiler burada bir eliki olduunu hissediyor
lar. Ama bulduklar k yolu, Rousseau'yu zaten Aydnlanma' nn
muarz olarak ekip almak ve gerici Romantizmin atas haline ge
tirmektir. Ama Richardson sz konusu olduunda, bu "bilgelik" bile
ilemez. Richardson tipik bir burjuva Aydnlanma figiiyd . Avru
pa' daki byk baarsn tam da ilerici burjuvalar arasnda elde et
miti; Avrupa Aydnlanmas 'nn ideolojik ncleri olan Didcrot ve
Lessing gibiler Ricadson' cokuyla karlamlard.
O halde, bu tariHsel efsanenin ideolojik ierii nedir? On doku
zuncu yzyln hangi ideolojik ihtiyacn karlamas amalanmtr?
Ne kadar aayla ifade edilirse edilsin. ierik kayda deer derecede
deersiz ve soyuttur. Bu ierik, Aydnlanma'nn gya yalnzca "akl"
[Verstand] dikkate alm olmasdr. Almanya ' daki "Frtna ve Atlm"
hareketinin akln zorbalna kar "his", "ruh" ve "igd"nn is
yan olduu dnlr. Bu ksr ve bo soyutlama burjuva rm
lnn akld eilimlerini yceltmeye ve burjuva evriminin dev
rimci dneminin tm geleneklerini arptmaya yarar. Brandes t
rnde liberal edebiyat tarihileri arasnda bu teori eklektik ve tchli-
< i l:N( W F. RTI I E R ' i N ACILA R I

kelidir, dcvrinc dnemin burjuvazisine kar on dokuzuncu yzy


ln artk dcvrmci olmayan burjuvazisinin ideoloj ik stnln sa
vunur. Bunun nedeni sonraki geliiminin gya "daha somut'' olmas
ve gya "ruh"u da dikkate alm olmasdr. Aktan gericiler ne ko
ulda olursa olsun Aydnlanma'ya saldnnakta ve en ufak bir utanma
olnadan iftiralar yadnnaktadrlar.
Aydnlaruna'nn bu meum "akl"nn z nedir? ok ak ki
amansz bir din eletirisidir, felsefenin ilahiyatla kirletilmesinin, feo
dal mutlakyetiliin kurumlarnn, feodal-dini lmllk ilkelerinin
vb. amanszca eletirilmesidir. Aydnlanmaclarn bu amansz m
cadelesinin artk gericilemi olan burjuvazi asndan ideolojik ola
rak katlanlmaz hale gelmi olduunu anlamak zor deildir. Ama
buradan, bilimde, sanatta ve hayatn genelinde devrimci burjuvazi
nin ncs olarak Aydmlanmaclarn, yalnzca insan aklnn sna
vndan ve hayatn gerekleriyle yzleme snavndan geen eyleri
kabul ettikleri iin insann duygusal yaamn kmserlikleri ya da
hor grdkleri sonucu karlabilir mi? Soruyu aka ortaya koy
mann bile bu tr gerici inalarn soyut ve savunulamaz niteliin i
gsterdiine inanyoruz. Bu inalar yalnzca, tm kralc gelenekiere
sahte ve duygusal bir vurguda bulunan ve bu sahte duygusall Ay
dnlanma 'nn halk kart geleneklerine de yayan devrim sonras
kralclk (lejitimizm) asndan akla yatkn grunektcdir. rnein
Chateaubriand' n kklerini Rousseau ve Goethc'de arayan burjuva
edebiyat tarihilerinin ve kaba sosyologlarn aksine, Marx "on se
kizinci yzyln inceltilmi iipheciliini ve Voltaire'ciliini on do
kuzuncu yzyln inceltilmi duygusalcl ve ronantizmiyle en
iren ekilde birletiren cdebiyat"dan dem vurur.
Bizatihi Aydnlanma dneminde sorun ok farkl bir ekilde ortaya
konrnun. Yerimiz enikonu bir tahlil iin ok snrl olduundan yal
nzca tek bir rnek seecek olursak: Lessing tragedyac Corncille' in
hclll teorisine hem de pratiine hangi adan kar kmt? Kalk
noktas tam da Comeillc'i tragedya anlaynn insanl kd olduu,
Comeille ' i n insan ruhunu ve insann duygusal yaamn grmezden
GOET H E V E AGI

geldii, dnemin saray ve aristokrat geleneklerine kendini kaptnn


olduundan bize cansz ve tmyle entclektalist inalar sunduudur.
Diderot ve Lessing gibi Aydnlanma simalarnn edebi-teorik mca
delesi bu tr aristokrat gelenekiere karyd. Her zaman bu gelenek
Iere (hem entelektalist duygusuzluklarna hem de akldlklanna)
kar mcadele etmilerdi. Lessing'in klasik tragedyann duygusuz
luuna kar mcadelesi ile rnein din sorununda akln haklarn sa
vunmas arasnda en ufak bir eliki yoktur. Zira her byk
toplumsal-tarihsel devrim yeni bir insan yaratr. Dolaysyla bu ideo
lojik atmalarda sonn nefret edilen, tiridi km olan eski insana
kar, bu somut insan iin mcadeledir. Ama hibir yerde (gerici d
ncelerin mazereti fantazisi hari) iki soyut ve yaltk insan zellii
arasnda (igdye kar akl ) bir mcadele grlmez.
Ancak gerekte hibir zaman var olmam olan bu tr tarihi efsa
neleri ve elikileri tarumar ederek Aydnlanma'nn gerek i eli
kilerini anlamaya giden yolu aabiliriz. Bu gerek elikiler de aka
binde burjuva devriminin elikilerini ve de toplumsal ierii ve itici
gleriyle beraber burjuva toplumun ortaya k, ilerleyii ve geli
iminin elikilerini ideolojik olarak yanstr. Ve elbette toplumsal ha
yatta, bu elikiler sonsuza dek deimez ve kat deildir. Daha ziya
de bu elikiler toplumsal evrimin eitsizliine denk decek ekilde
son derece eitsiz bir tarzda ortaya karlar, evrimin belli bir aama
snda grlinte tatmin edici bir tarzda zlrler, ama toplumsal ge
liimin sonraki bir aamasnda daha karmak bir biim altnda
nevzuhur ederler. Aydmlanmaclarn edebi polemii, Aydnlanma
edebiyatnn bizzat Aydnlanmaclar tarafndan eletirilmesi -gerici
edebiyat tarihi kastl bir soyutlamayla "argmanlann" bu eletiri
lerden almtr- bizatihi toplumun evriminin elikilerinin. Aydnlan
ma'nn farkl akmlar arasndaki atmalarn ve onun eitli
aamalarndaki atmalarn yansmalarndan ibarettir.
Lessing' in Voltaire'e kar mcadelesinin niteliine dair bu gerici
tarihsel efsaneleri ilk ykan Mehring oldu. Vollaire ' in geri ve zararl
ynlerinin Lessing tarafndan Aydnlanma 'nn daha ileri bir aama-
OFN WF.RT H E R ' I N A C I L A R I

sndan eletiriidiini ikna edici bir ekilde gsterd i . Rousseau konu


sunda bu sorun zellikle ilgintir. Rousseau 'da burjuva devriminin
pleb yntemleriyle gereklemesinin ideolojik ynleri i l k kez ne
kar ve bu hareketin i diyalektiine uygun olarak, sk sk kk
burjuva gerici unsurlarla i ie geer; ou zaman kafas kark plcb
cilik devrimin toplumsal ieriini arka plana iter. Rouseaau'nun Ay
dnlanmac eletirmenleri (Voltairc, d' Alembcrt vb., ayrca Lcssing)
Rousseau sz konusu olduunda bu toplumsal ieriin safl konu
sunda srar etmekte sonuna kadar haklydlar; ama bu polemikte Ro
ussscau'daki, onun plebciliindeki pozitif yeni eleri ou zaman
gz ard ettiler : Burjuva toplumunun elikilerine reyn halindeki
diyalektik yaklam. Rousseau'nun edebi almas ondaki bu temel
eilimlerle ok yakn ilikilidir. Dolaysyla Richardson'n burjuva
gnlk yaamnn i dnyasn ve elikilerinin temsilini hem ente
lektel hem de sanatsal olarak ok daha yksek bir seviyeye kar
mtr. Lessing Rousscau'ya kar Richardson ' ou zaman koruyup
Mendclssohn 'la birlikte destekliyorsa, bunun nedeni Aydnlanma'nn
bu yeni, daha ileri ve daha elikili aamasnn ok temel baz zel
liklerini karm olmasdr.
Gen Goethe'nin almalar Rousseau'nun izgisinin bir deva
mtdr, ama elbette Alnan tarznda devamdr ve birtakm yeni eli
kiler ierir. zgl Alnan zellii, Alnanya'nn sosyo-ekonomik geri
kalmlyla, Alnan sefaletiyle fmisere] kopmaz ekilde birbirine
bal olmasdr. Ancak bu Alnan sefaletinden bahsetmek nemli ol
makla beraber, bunu kabaca basiletirneye kar da tetikte olmal
yz. Elbette Alnan edebiyat Franszlarn toplumsal-siyasal amal
lndan ve salamlndan yoksundur, dahas ngiltere'de olduu
gibi ileri ve her ynyle gelimi bir burjuva toplumunu yanstmaz.
Tabiatyla , geri kalm ve paral bir yapya sahip olan Alnanya'da
hayatn basitliinin. bayalnn izlerini tar. Dier yandan, bur
juvazinin evrimindeki elikilerin on sekizinci yzyldaki Alnan
edebiyatnda bu denli tutkulu bir his ve canl ifade bulmadn unut
mamak gerekiyor. Yalnzca b urjuva dramasn dnmek yeterlidir.

4S
fiDETi l E VE (IlGI

ngi ltere ve Fransa'da ortaya kmtr; ama bu lkelerde ne toplum


sal ierii ne de sanatsal biimi bakmndan Lessing' in Emilia Ga
lotti 'dc, zellikle de gen Schiller'in Haydutlar ve Hile ve Sevgi'de
ulat ahikalara ulanamtr.
Kukusuz gen Gocthe devrimci deildi, gen Schil ler ' in dev
rimcilii anlamnda bile devrimci deildi. Ama geni ve derin tarih
sel anlamda, burj uva devriminin temel sorunlaryla isel olarak
ilgilenmesi anlamnda, gen Goethe'nin eserleri Avrupa Aydnlan
mas 'nn devrimci zirvesini, byk Fransz Devrimi iin ideolojik
hazrl ifade eder.
Wertler'in merkezinde devrimci burj uva hmanizminin balca
sonnu vardr: nsan kiiliinin zgr ve tam geliimi. Fcuerbach bir
keresinde yle demiti: ''Bizim idealimiz ksrlatrlm, bedensiz,
soyut bir varlk olmamaldr; bizim ideal imiz eksiksiz ve gerek
insan, kusursuz ve tmyle ekillenmi insan olmaldr." Felsefe def
terlerine bu cmleyi alan Lenin bunun, "ileri burjuva demokrasisinin
ya da devrimci burjuva demokrasisinin" ideali olduunu syler.
Gen Goethe'nin sorunu formle edi tarzndaki derinlik ve ev
rensellik, kiilik ile burjuva toplumu arasndaki kartl o dnemin
Alnanya 'snn kk prensliklerinin yan-feodal mutlakyetiliinc
zg olarak deil, genel anlamda burjuva toplwnuna ait olarak g
ryor olmasnda sakldr. Gen Goethe'ni n mcadelesinin hedefinde
aka, insan ki i liinin bastrlmasnn ve snrianmasnn ada
Almanya'da tezaHr eden somut biimleri vardr. Ama onun kavra
ynn derinlii, yalnzca arazlar eletirmekle, bariz tezahrleri po
lemiksel olarak tarif etmekle yetinmemi o lmasnda sakldr. ann
gnlk yaamn, o dnemin itici glerini ve temel elikilerini yle
derin bir anlayla resmetnitir ki eletirisinin ierii geri kalm Al
manya ' nn koullarnn eletirisinin ok tesine gemitir. Werther' in
tm Almanya ' da cokuyla karlanmas kapitalizmin daha ileri bir
aamasndaki lkelerin sakinlerinin Werthc r ' in kaderinde neyi do
rudan yaayp gnn olduklann gstennektedir: tua res agitur lan
Iatlan senin hikiiyendir].

46
GEN WERTHE R ' I N ACILARI

Gen Goethe kiilik ilc toplum arasndaki kartla dair ok


geni ve kamtak bir anlaya sahipti. Kendisini kiiliin gelimi
nndeki dorudan toplumsal engelleri gstermekle snrlamyordu,
alnalarnn geni bir ksmn ve zn aka bunlara ayrmt.
Goethe toplumsal snflarn feodal katnanlamasnda ve ayrlma
snda insan kiiliinin geliimi nnde dorudan ve temel bir engel
gnnt ve buna uygun olarak o toplumsal dzeni keskin bir hi
civle eletirmiti.
Ama ayn zantanda burjuva toplumunun da ( evrimiyle kiilik so
rununu ok hararetli bir ekilde ortaya koyan toplunmn da), kiiliin
geliimini srekli engellediini gnnt. Burjuvazinin dar snf.<;a)
anlamda kiiliin geliimine hizmet eden ve "braknz yapsnlar"
zgrln yaratan yasalar, ayn zamanda, kiiliin gerek gelii
mini acmaszca yok eden yasalardr. retici glerin geliiminin
vazgeilmez temeli olan kapitalist iblm gelimi kiiliin maddi
zeminini olutururken, ayru zamanda insan varln boyunduruk
alLina alr ve onun kiiliini cansz uzmaniamaya bler. Gen Go
ethc 'nin bu ilikilere dair ekonomik bir kavraytan yoksun olduu
aktr. Dolaysyla bu geliimin gerek diyalektiini insan kaderleri
zerinden temsil etmesini salayan iirsel dehasna ok daha fazla
deer vermemiz gerekir.
Joethe gerek insanlardan, gerek insan kaderlerinden yola k
tndan, tm bu sorunlar bireylerin kiisel kaderlerinde tezahr et
tikleri o somut karmaklk ve dolaym iinde kavranut. Ve kahra
mann znel olarak kayda deer derecede farkllam biri olarak
yarattndan, bu sorunlar ideoloj i alemine derinden giren ok kar
mak bir tarzda ortaya kar. Ama ilikiyi her yerde grmek mm
kndr ve sz konusu karakterler tarafndan bile u ya da bu ekilde
bilinli olarak kavranmtr. rnein Werthcr sanat ile doann ili
kisinden bahseder: "Yalnzca doa alabildiine zengindir ve yal
nzca doa byk sanat yaratr. Kurallar lehine ok ey sylene
bilir, yle ki burjuva toplumu vmek iin sylenenlerin hemen hepsi
geerlidir."

47
GOET I I E VE i\(i J

Temel sorun her zaman insan kiliinin birleik ve kapsaml ge


liimidir. htiyar Goethe kendi genliini anlatt Dicltung und
Wa lrl eit 'ta bu atmann esas temellerini tmyle incelcnitir. Bu
rada, Rousseau ve Herder ' in ardndan onun genlik yl larn en de
rinden etkilemi yazar olan Hamann'n dncesini tahlil eder ve
bakalarnn olduu kadar onun da genliinin temel ilkesi olan he
defi kendi szckleriyle ifade eder. "Bir insann baarmaya alt
her ey, ister eylemle, ister szle, ister baka yolla tezahr etmi
olsun, onun birleik glerinin tamamndan domaldr; yaltk olan
her ey zararldr. M uhteem bir dstur, ama uymas zor."
Werther'in temel iirsel ierii bu dsturu gerekletirme mca
delesidir, gereklemesinin nndeki i ve d engellere kar m
cadeledir. Estetik adan bunun anlam yukarda bahsi geen
"kurallar"a kar mcadeledir. Burada da kat metafizik antitezler
eklinde dnmeye kar tetikte olmalyz. Werthcr ve onunla bir
l i ktc gen Goethe "kurallar"a dmandr. Ama "kurallarn olma
mas" Werther iin byk ve derinden hissedilen bir gereki l ik
demektir; Homeros, Klopstock, Goldsmith ve Lessing'e hayranlk
demektir.
Etik kurallarna kar isyan yine de daha fkeli ve ateli dir. Bur
juva evriminin esas izgisi loncasal ve yerel ayrcalklar yerine b
tnlkl bir ulusal hukuk sistemini gerektirir. Bu byk tarihsel
hareket, insan eyleminin btnlkl evrensel yasalarna duyulan
talep olarak etiktc lle yansmasn bulmaldr. Alnanya'nn sonraki
geliiminin seyrinde bu toplumsal eilim en yksek felsefi ifadesini
Kant ve Fichte ' nin idealist ctiinde buldu. Ama bu eilim -elbette
gerek hayatta flisten biimlerde tezahr eden bu eilim- Kant ve
Fichte ' den ok nce ortaya kmt.
Bununla birlikte tarihsel adan bu eilim ne kadar zorunlu olur
sa olsun, kiiliin geliimini de engellemiti. Kan t ' n ve Fichte 'nin
bahsettii anlamda etik, btnlkl bir kurallar sistemi, toplum iin
tutarl bir ilkeler sistemi, temel itici ilkesi eliki olan bir sistem ke
fetmeye alr. Bu toplumda hareket eden. genel olarak kurallar sis-

4H
G E N <; WE R r H E R ' I N i\ Ci l . i\ R I

temini i lkesel olarak tanmaya zorlanan birey bu ilkelerle somut du


rumlarda srekli atmaya ginnek zorunda kalr. Ve elbette bunun
nedeni, Kan'n dnd gibi, insann temel egoist dTtlerinin
onun soylu etik dsturlaryla elinesi deildir. Aksine, eliki sk
sk ortaya kar ve konumuzia ilintili olan durumlarda, yalnzca en
soylu ve en iyi insani hislerden doar. Hegelci diyalektik -kukusuz
idealist bir biimde- insan tutkusu ile toplumsal evrim arasndaki
elikili karlkl eylemin grece yeterli bir imgesini dnsel ola
rak kavramay ancak ok sonra baarmtr.
Ama en iyi dnsel kavray bile gerekliin kendisinde ger
ekten var olan bir elikiyi etkisizletirenez. Ve bu hayati elikiyi
derinden yaayan gen Goethe'nin kua, bunun diyalcktiini d
nsel adan kavram o lmasa bile, kiiliin zgr geliimi nn
deki bu engele hararetle saldnnt.
Belki de gen Goethe' nin arkada Friedrich Heinrich Jacobi,
etik alanndaki bu isyan Fichte'yc ak bir mektubunda en ak e
kilde ifade etmiti. yle der: "Evet, ben lm deindeki Desde
mona ' nn yapt gibi yalan sylemek isteyen, Orestes klna
blirnp Pylades gibi yalan sylemek ve aldatmak isteyen, Timo
leon gibi cinayet ilernek isteyen, Epaminondas ve Jan de Witt gibi
yasalar ineyip verdii szleri yutmak isteyen, Otho gibi intihar
tercih etmek, Davud gibi tapna yamalamak ve evet, Sebt gn
baaklar kopannak isteyen ateist ve Tanrsz biriyim; ama bunu yal
nzca a olduumdan ve insanlar yasalar iin deil, yasalar insanlar
iin yapldndan yapmak isteyen biriyim." Jacobi ise bu isyan
"insann soylu hakk, haysiyetinin iareti" olarak adlandrr.
Werther'in etik sorunlarnn hepsi bu isyann bayra altnda ger
ekleir; bu isyanda devrimci burjuva hmanizminin i elikileri
diinya edebiyatnda byk bir iirsel yaratmda tezahr eder. Bu ro
manda Goethe eylemi kayda deer derecede ekonomik bir tarzda
dzenlemitir. Neredeyse her zaman, bu eliki i erin. insan arzular
ile topl umsal yasallk arasndaki elikilerin gn na kt ka
rak terler ve olaylar semii. Aslnda neredeyse her zaman, isel

49
G O ET I I E V I:' A(;

olarak adi hibir ey, asosyal ya d a ant -sosyal herhangi bir ey ier
meyen duygular arasndaki bu atmalar ve kendi iinde anlamsz
ve geliime ket vurucu olarak gr lp (feodal toplumda toplumsal
katmanlarn ayrlmas gibi) reddcdilnemesi gereken, aksine burjuva
toplumunun tm yasalarnn genel snrlarn ieren yasalar se
miti . Goethe sevdiini ve rakibini ldm1esi Werther 'in intiharnn
traj ik muadili olan ak gen uan trajik kaderini birka kalem dar
besiyle, bir-iki ksa sahnede muhteem bir sanatkarlkla ortaya serer.
Daha nce de belirtilen Werther gnlerine ilikin sonraki tasvirinde,
i h tiyar Goethe ahlaki intihar hakkn hala isyankar ve devrimci ola
rak gryordu. Bu hususta Montesquieu ' ya bavurnu olmas ok
ilgintir ve dahas Wertlzer'i Aydnlanma 'ya balamas bakmndan,
ok bilgilendiricidir. Werther'in bu hakkn savunulmas iin kulaa
daha da devrimci gelen bir mazereti vardr. ntiharndan ok nce,
bu karar almasndan ok nce, sevdiinin nianls Albert' le intihar
hakknda teorik bir tartna yapmt. Bu sessiz yurtta doal olarak
bu hakk reddetmiti. Werther baka eyler dnda unu da savunur:
"Bir despotun katlanlmaz boyunduruu altnda inim inim inleyen
bir halk, eer sonunda ayaa kalkar ve zincirlerini koparrsa, zayf
bir halk olarak nitelendirilebilir mi?"
Gen Gocthe'de hmanist ideallerin gereklemesi iin yryen
bu trajik mcadele, abalarnn popler ynyle [ Volkstiimliclkeit]
yakndan balantldr. Tam da bu bakmdan gen Goethe, Voltai
re' in incelikli aritokratik yaklanuna kart olarak Rousseau 'cu
eilimlerini geniletir. Voltaire'in nemi Goethe asndan sonradan,
sk sk hayal krklna urayp el etek ektiinde nemli hale ge
lecektir. Rousseau' nun kltrel ve edebi eceresini en ak ekilde
Marx ' n Jakobenizm hakkndaki u szleri i fade edebilir: "Bw:ju
vazinin diimanlaryla plehe houmanm bir yoludur; mutlakyet
ilik, feodalizm ve flistenlik."
Tekrarlayacak olursak, siyasi adan gen Goethe hibir ekilde
devrimci bir pleb deildi, Alnanya'da mmkn olan snrlar dahi
linde bile, gen Sch il ler ' in devrimci plcb olmas anlamnda bile de-

50
G F N (' W E RT I I E R ' i N AC I LA R I

ldi . Dolaysyla ondaki plcb e siyasal bir biimde deil. daha


zi yade hmanist ve devrimci ideallerin hem feodal mutlakyetiliin
katmanl toplumuna hem de filistenlie kartlk olarak gzkr.
Wertlzer'in tamam. burjuva devriminin hazrlanmas s rasnda or
taya km olan bu yeni adama, burj uva toplumunun geliiminin
yaratt -ama ayn zamanda trajik ekilde ykma mahkum ettii
insan n evrensel faaliyetinin uyanna parlak bir vgdr. Bu yeni
adam dramatik dzlemde katnant toplumla ve flistenlikle srekli
olarak arpc ekilde kar karya getirilerek oluturulnutu. Bu
yeni ortaya kan beeri kltr sk sk "st snflar"n kusurluluu.
ksrl ve kltrszlyle ve f listen burjuvazinin durgun, cansz
ve kk egois yaamyla kar karya getirilir. Bu kartlklarn
her biri hem gerek ve canl bir hayat anlaynn hem de sorunlan
nn esasl bir ekilde dnlmesinin yalnzca halkn kendisinde bu
lunduuna dair parlak bir olumlamadr. Canl bir insan olarak, yeni
dnyann bir temsilcisi olarak. aristokrasinin ve mistenliin lce
talamasna kar kan Werther deildir, zaman zaman halktan si
malar da bunu yapar. Werther bu canszla kar her zaman popl er
ve canl olan temsil eder. Ve ok zgrce araya sokulan kltrel e
ler (resim sanatna. Homeros, Ossian, Goldsnith 'e vb. yap lan atflar)
her zaman bu ynde iterler: Werthcr ve gen Goethc asndan, Ho
meros ve Ossian byk popler airlerdir, yalnzca ve benzersiz e
kilde emekiler arasnda var olan retken yaamn iirsel yansmalan
ve i fadeleri di r.
Gen Goethc bu e i l i m araclyla, almasnn bu ierii ze
rinden bujuva de vri m i n i n halk dev ri mci ideallerini i lan etmiti,
oysa kendisi ne pleb ne de siyasi adan devri mc iydi. Gerici ada
lar bile Wertler' dck i bu e i li m i hemen sczm i ve bunu uygun e
ki lde deerl en di m1i l crdi. rnei n Lessi ng' l c girdii polemikte nain
salm olan ortodoks papaz Goeze, 'Vertler gibi kitaplarn Ravail
lac' n (I V. Henry ' nin kati l i ) ve D a n i ens ' i n (XV. Louis'nin suikast
g i riinci si ) anneleri olduunu yazmt. Keza uzun yllar sonra Lord
Bristol bu kitabyla birok insan sctalete s rk l edii iin Goehc'yc

51
GOETI-IE VE AGI

saldnnt. Dier durumlarda ok nazik, temkinli olan ihtiyar Go


ethe'nin bu sulamalara sevindirici bir dobralk da ieren bir kaba
lkla yant venni ve akn lordu egemen snfn tm gnahlaryla
mahkum etmi olmas ok ilgintir. Bu tr deerlendinneler Wert
her'i Schiller'in aktan devrimci genlik oyunlanyla ayn dzeye
koymutu. htiyar Goethe bu oyunlar hakknda dmann son derece
karakteristik bir szn de unutmamt. Bir Alman prensi bir kere
sinde ona, Yce Tann dnyann yaratlmasyla Schiller'in Riiubern'i
gibi bir eyin douuna yol aacan bilseydi, asla dnyay yarat
mazd demiti.
Dman cephesinden gelen bu szler "Frtna ve Atlm"n
byk eserlerinin gerek nemini burjuva edebiyat tarihinin sonraki
zrc yorumlarndan ok daha iyi aklamaktadr. Werther'deki
halk-hmanist isyan, Fransz Devrimi'nin hazrlk dneminde bur
juva ideoloj isinin en nemli devrimci ifadelerinden biridir. Onun
dnya apndaki baars devrimci bir eserin baarsdr. Wertler
gen Goethe'nin zgr ve evrensel dzeyde gelimi insan iin
( Gtz' de, Promete fragmannda, Faust'.in ilk taslaklarnda da ifade
ettii eilimler iin) verdii mcadeleterin son noktasdr.
Wertler'i Goethe'nin kendisinin abucak stesinden geldii ge-

ici, abartl, duygusal bir ruh halinin ifadesi olarak grp gemek
eserin nemini yanl bir ekilde kmsemek olur. Werther'den yal
nzca yl sonra Goethe'nin "Werthercilik" zerine Triumph der
Empjindsamkeit adnda akac bir mizahi parodi yazd dorudur.
Burjuva edebiyat tarihinde Goethe'nin burada yalnzca Roussse
au'nun Helofse'ini ve kendi yazd Werther'i duygusallk sprnt
leri olarak tarifettiinden bahsedilir. Ama Goethe'nin burada yozlap
doallk kartlna dnm olan Wertherci ruhun aristokratik ve
sarayl paradisini alaya ald gz ard edilir. Werther'in kendisi aris
tokratik toplumun cansz irkinlii karsnda doaya ve halka snr.
Paradinin kahraman gereinden korktuundan ona teatral, yapay
bir doa ayarlar ve ciddiyetsiz duygusallyla halkn canl gleriyle
hibir alakas yoktur. Dolaysyla Triumph der Empjindsamkeit tan
GEN WERTHER'N ACILARI

da Werther'dcki popler ana izlei vurgular; eserinin "abartl" e


leri zerine deil, eserin "eitimli" snflam kastsz etkisi zerine bir
parodidir bu.
Werther'in dnya apndaki baars burjuva devriminin edebi
alandaki zaferidir. Bu baannn sanatsal temeli Werther'in on seki
zinci yzyln byk gereki eilimlerini sanatsal olarak birletiriyor
olmasna yasJanr. Gen Goethe sanatsal adan Richardson ve Ro
usscau'nun izgisini selefierinin ok tesine tamtr. Onlann izlek
lerini devralmtr: BurJUVa gnlk yaamnda hissin i dnyasn
temsil etmek ve bylece bu i dnya iinde feodaJ topluma kart ola
rak yeni ortaya kan insan anahatlaryla ortaya sermck. Rousseau
d dnyay (manzara hari) mel bir ruh haline ayntnrken, gen
Goethe d dnyaya, toplum ve doa dnyasna dair nesnel ve ak
bir deerlendinne miras almt; yalnzca Richardson ve Rousse
au'nun deil, Fielding ve Goldsmith'in izgisini de devam ettirmiti.
Dandan, teknik bir adan bakldnda, Werther on sekizinci
yzyln ikinci yarsnn znelci eilimlerinin doruk noktasdr. Bu
znelcilik romanda yapay bir ey deildir, aksine hmanist isyann
yeterli sanatsal ifadesidir. Fakat Werther'in dnyasnda ortaya kan
her eyi Gocthe byk gerekilerden rendii ei grlmedik bir
esneklik ve basitlikle nesnelletinniti. Ancak Werther'in sondaki
ruh halinde Ossian 'n belirsizlii, popler bir figr olarak kavranan
Homeros'un berrak esnekliinin yerini alr. Gen Goethe bir yaratc
olarak tm eserlerinde bu Homeros'un rencisi olarak kalmtr.
Ama Goethe'nin byk genlik roman, seleflerininkini yalnzca
sanatsal ynyle deil ierik bakmndan da aar. Grdmz
zere, devrimci hmanizm ideallerinin ilan deil, bu ideallerin tra
jik elikisinin kusursuz fonni.ilasyonu sz konusudur. Dolaysyla
Werther yalnzca on sekizinci yzyln byk burjuva edebiyatnn
doruk noktas deil, ayn zamanda on dokuzuncu yzyln byk
gereki edebiyatnn da ilk byk habercisidir. Chateaubriand' ve
arkadalann Werther'in edebi halefleri olarak gren burjuva ede
b iyat tarihileri kitabn nemini tarafl bir ekilde azaltrlar. Wert-

53
GOETI I E VE ('A(l l

ler'in gerek eilimlerini gerici romantizm deil, o n dokuzuncu


yzyldaki hmanist ideallerin traj ik gerileyiinin byk yazarlar
olan Balzac ve Stendhal srdrntr.
Werther'in atmas, Werther'in trajedisi bujuva hmanizminin
trajedisidir ve kiiliin zgr ve tam geliimi ile burjuva toplumu
arasndaki zmsz atmay gstermektedir. Doal olarak burada
bu traj edi devrim ncesi, yar feodal, siyasi adan paral, mutla
kyeti biimleriyle karmza kar. Ama burada bile sonrasnda
daha belirgin ekilde ortaya kan bu atmalarn anahatlar ok
ak ekilde grlebil ir. Zaten nihayetinde bunlar gerekte Werther' i
yok eden atmalardr. Kukusuz Goethe sonradan tezahr edecek
olan byk trajedinin yalnzca mulak ekilde grnen anahatlarn
formle etmiti. Bu sayede izleini son derece sk bir ereve iine
sktrmas ve tematk olarak kk bir dnyann {handiyse kra
zg ve kapal, Goldsmith ve Fielding tarznda bir dnyann) tem
siliyle snrlandrabilmiti. Ama bu dsal olarak dar ve kapal dn
yann oluumu zaten B alzac' n baarlarnn ardndan on dokuzuncu
yzyl romannn znde yeni esini oluturan o dramatik nitelii
iinde tayordu.
Wertler genelde bir ak hikayesi olarak grlr. Bu don mudur?
Evet, Wertler dnya edebiyatndaki en byk ak hikayelerinden bi
ridir. Ama ak trajedisinin gerekten byk iirsel ifadelerinin hepsi
gibi, Werther de bir ak trajedisinden ok daha fazlasn sunar.
1
Gen Goethe ak atmasna kiiliin geliimi iin mcadelenin
tm byk sonniarn organik olarak sokmay baannt . Wert
her ' in ak traj edisi hayatta genellikle blnm, ksmi, soyut bir
tarzda ortaya kan tm o tutkularn traj ik bir patlamasdr. Ama
Werther'de bunlar tutkulu akn atei iinde trde, parlak ve canl
bir ktle halinde birlemitir.
Burada temel vehelerden yalnzca birkama eilebiliriz. nce
likle Gocthe, Werther' in Lotte 'ye akn, kahramann popler, feo
dal izm kart yaam tarzn sanatsal adan en st ifadeye dniitr
mt. Goethe bu iliki sayesinde gnlk yaamla temas kurduunu

54
GF.N W ERTHER 'iN ACILARI

sonralar bizzat sylemiti. Ama daha da nemlisi eserin yazldr.


lk blm Werther'in aknn douunu tasvir eder. Werthcr aknn
zmsz elikisini fark ettiindcn, gnlk yaamda, kendine s
nak arar ve bir sefarettc almay dahi kabul eder. Orada yetenekleri
tannmasna karn, aristokratik toplumun burjuvazinin karsna dik
tii engelleri aamaz. Werther ancak bu giriiminde baarsz olduktan
sonra Lotte ile trajik yeniden karlamas gerekleir.
Bu noktada eserin en byk hayranlarndan birinden bahsetmek
ilgin olabilir: Napoleon Bonaparte. Wertler'ini Msr seferine bile
yannda gtrm olan Napoleon, bir ak trajedisine toplumsal bir a
tmay dahil ettii iin Goethe'yi paylamt. htiyar Goethe nazik ve
ince ironisiyle, byk Napoleon'un Wertler'i hakikaten de byk bir
dikkatle ineelediini ama bunu dava dosyalarna bakan bir yarg gibi
yaptn sylemiti. Napoleon 'un eletirisinin Werther sorununun
geni ve kapsaml niteliine dair yanl bir deerlendirme olduu ak
tr. Elbette Werther bir ak trajedisi olarak bile, o dnemin sorununun
byk ve tipik bir ifadesi olurdu. Ama Goethe'nin daha derin niyetleri
vard. Tutkulu bir ak anlatrken, kiilik geliimi ile burjuva toplumu
arasndaki zmsz elikiyi gstermiti. Ve bunu yapabilmek iin,
insan faaliyetinin tm alanlarnda bu atmay grmemizi salamas
gcrekniti. Napoleon 'un eletirisi -kendi bak asndan anlalr olsa
da- Werther'deki bu trajik elikinin evrenselliini reddcder.
te kitap bu grnteki sapma sonrasnda bir felaketle biter. Fe
laketin kendisine deinmek gerekirse, Lotte'nin de Werther' i sevdi
ini ve kendi duygu patlamas sonucu bu akn bilincine vardn
unutmamamz gerekiyor. Zaten fel akete yol aan tam da budur. Lottc
iinin ehli ve saygn bir adamla olan evliliine igdsel olarak tutu
nan ve kendi duygularnn farkna vardnda panie kaplp geri e
kilen bir burjuva kadndr. Dolaysyla Wert11er' in trajedisi yalnzca
bir mutsuz ak trajedisi deil, ayn zamanda burjuva evliliinin i e
likisinin kusurs uz ifadesidir: Tarihsel olarak ayn dnemde ortaya
kan bireysel aka dayal burjuva evlilii, sosyo-ekonomik niteliin
den tr, akla zmsz bir eliki iindedir.

55
GOETI I E VE ('AGI

Goethe bu ak trajedisinin toplumsal ynlerini hem ihtiyatl hem


de sade bir ekilde vurgulant. Sefarette cisimleen feodal top
lumla bir atmann ardndan, Wcrther ekip gider ve Odysseia'dan
Odysseus 'un eve dndkten sonra oban la yapt insanca ve yol
daa konumann getii blm okur. Ve intihar gecesinde Wert
her ' in son okuduu kitap, o dnemki devrinci burjuva edebiyatnn
doruk noktas olan Lessing'in Enilia Ga/oui'sidir.
Gen Werther 'in Aclar dnya edebiyatndaki en byk ak hi
kayelerinden biridir, nk Goethe dnemin btn atmalarn bu
ak trajedisinin iinde younlam bir ekilde verneyi baarmtr.
Tam da bu nedenle Wertler' in anlam belli bir dnemin aslna
sadk tasvirini aar ve ann tesine geen bir etkide bulunur. Ec
kermann ' la bu etkinin nedeni zerine yapt bir sohbette, ihtiyar
Goethe yle demiti: "Bu eseri yakndan incelediinizde, hakknda
ok ey sylenen Werther ann, dnya kltrnn scyrine deil,
daha zgr ve ikin bir doa hissiyle kendisini bulmaya ve yalan
m bir dnyann kstlayc biimlerine uyarlamaya alan her bi
reyin yaam srelerine ait olduu dorudur. Engellenmi mutluluk.
ket vurulmu faal iyet, tatmin edilmemi arzular, bunlar belli bir d
nemin zaaflan deil, tek tek her insann zaaflardr. Bu nedenle, ha
yatnn bir dneminde Wertler ' in adeta kendisi iin yazlm
olduunu hissetp emi biri iin ziilmemek elde deildir."
Goethe Wertler' in bu "ann tesinde" niteliini biraz abart
m, romann n e minin sakl olduunu dnd bireysel at
mann tam da burj uva toplumunda kiilik ile toplum arasndaki
atma olduu gereini gizlemitir. Fakat tam da bu tek yanllk
sayesinde, Wertler' in burjuva toplumu yaad mddete var ola
cak olan derin evrenselliini vurgulamtr.
htiyar Goethe, Fransz dergisi Globe'da kendisi hakknda ya
zlm bir yazy okuduunda, Tasso'nun "Werther' in younlatrl
m hali" olarak adlandrlnasn cokuyla destcklemiti. Haklyd
da. Zira Fransz eletirmen Werther'den Goethe'nin on dokuzuncu
yzyln ileri dnemine ait retimine varan balayc izgiye gayet

56
G EN WERTI I ER ' i N A< ' I L A R I

doru bir ekilde dikkat ekmiti. Tasso "da Wertler'in sonniar art
urlr ve daha youn bir ekilde ulara ilerletilir; ama tam da bu ne
denle atmann zm saflktan nemli lde daha uzaktr.
Werther insan kiilii ile burjuva toplumu arasndaki elikiyle sar
slr; ama ruhunu burj uv a toplumunun er gerekliiyle uzlap kir
letmeden saf trajediyle yok olur.
Edebiyattaki bu atmann traj ik zm, uzlamann neden ol
duu tkanklktan ziyade kahramanca bir patlama olduu lde
Tasso'nun trajedisi on dokuzuncu yzyl romannn byk kurma
casna bir girizgahtr. Dolaysyla Tasso'nun soyizgisi Balzac'tan
gnmze kadar uzanan byk on dokuzuncu yzyl romannn
nde gelen izieklerinden biri haline gelir. Bu romanlarn kahraman
larnn byk bir ksm iin -elbette mekanik ve abloncu bir tarzda
kavramamak kaydyla- "Werther ' in younlatnlm hali" denile
bilir. Bu kahramanlar Werther'inkiyle ayn atmalardan tr yok
olurlar. Ama onlarn k daha az kahramanca. daha sefilcc, daha
uzlamac ve tavizkardr. Wcrther tam da hmanist-devrimci ideal
lerinin hibirinden vazgcmeyecei iin, bu konularda taviz nedir
bilmedii iin intihar eder. Bu dosdoruluk ve tutarllk onun trajc
disine bugn bile bu kitabn yok edilemez byleyiciliini oluturan
o parlak gzellii katar.
Bu gzellik yalnzca gen Goethc'nin dehasnn sonucu deildir.
Tm burjuva toplumunda yaygn olan bir atma nedeniyle malvol
mu olmasna karn Wertler'in hala burjuva geliiminin devrim n
cesi kahramanlk dneminin rn olmasndan kaynaklanmaktadr.
Nasl ki Fransz Devrimi ' nin kahramanlar lmlerine l l
parlayan kahramanlklaryla, ama ayn zamanda tarihsel adan zo
runlu yanlsamalarla gittilerse, ayn ekilde Wcrther de Fransz Dev
rim i ncesi hmanizmin kahramanca yanlsamalarnn afanda
ger gider.
Tm biyograficilcrinin zerinde anlat izaha gre, Goethe ok
gemeden Werthcr aamasn geride brakr. Buna phe yok . Ayn
ekilde Goethe'nin sonraki geliiminin sk sk Wertler' in ufkunun

57
GOET H E VE A(;

ok tesine getiine de phe yok. Uocthc devrim ncesi dnemin


kahramanca yanlsamalarnn dalma bizzat ;; a hit olmutu, ama
hmanist ideallerine ei grlmedik bir ekilde skca tutunmu,
bunlar burjuva toplumuyla elikileri iinde daha kapsaml ve zen
gin bir biimde tasvir etmiti .
Goethe Wertler'deki lmsz ve son derece temel eye duy
duu hissi her zaman korudu. WertJer'i ou biyograficisinin kas
tettii kaba anlamda, yani byyen, gereklii gnneye balayan
ve genlik hayallerinden syrlan bir burj uva olmas anlamnda a
mamt. Goethc ilk yaynlanndan elli yl sonra Werther'e bir
nsz yazmak istediinde, Trilogie der Leidenschafi'n heyecan ve
rici ilk ksmn yazmt. Bu iirde genlik kahramanyla ilikisini
u ekilde tarif ediyordu:

"arldk, ben kalmaya, sen aynimaya


Sen yoluna gittn ve ok az ey kaybettin."

htiyar ve olgun Goethe'nin bu melankolik ruh hali Wertler'i


nasl atnn diyalektiini en ak ekilde gstermektedir. Toplu
mun evrimi Werther' in tutarl derecede saf trajedisinin olaslk s
nrlarnn tesine gemiti. Byk gereki Goethe bu gerei hibir
zaman reddetrne i. yle ki gerekliin znn derinden kavranmas
her zan1an onun byk iirinin temeli olmutur. Ayn zamanda, hem
kendisinin hem dC insanln bu kahramanca yanlsamalann geip
gitmesiyle neler kaybcttiini de duyumsamtr. Werther' in parlak
gzelliinin insanln geliiminde asla geri gelmeyecek bir dnemi
karakterize ettiini hissetmiti: Byk Fransz Devrimi'nin dou
unu mutulayan afak.

1936
NC BLM

Wilhelm Meister ' in raklk Yllan

Goethe'nin Wilhelm Meister', on sekizinci yzyldan on doku


zuncu yzyla edebi geiin en nemli rndr. Modem romann
geliimindeki her iki dnemin de hem sanatsal hem de ideolojik a
dan temel zel liklerini Wilhelm Meister' da bulabiliriz. Greceimiz
gibi, Wertler' in son ve esas halinin 1 793-95 yllar arasnda, Fransa
'da iki a aras devrimci gei krizinin doruk noktasna vard d
nemde yazlm olmas tesadf deildir.
Kukusuz bu romamn kkenieri daha da geriye gitmektedir. 777
yl romann balang tarihi olarak ve belki de bu roman yazma y
nndeki ilk giriimler olarak alnabilir. 785 ylna gelindiinde ro
man n alt blm olan Wilhelm Meister 'm Tiyatrocu/uu ["Wilhelm
Meister'n Tiyatro Misyonu"] yaz lmt bile. Uzun zaman nce kay
bolmu ve ans eseri 1 9 l O'da bulunmu olan bu ilk taslak, raklk
Yllan'nn yeni, geisel niteliini gsteren sanatsal ve ideolojik sa
ikleri irdelemek iin mevcut olan en iyi aralar salar.
lk edisyon hala gen Goethe'nin ruhuyla tasarlanm ve yazl
mtr. Odak noktasnda, tpk Tasso'da olduu gibi, airin burjuva
dnyasyla ilikileri sorunu vardr: Werther'in Weimar dneminin
balangcndaki isyanyla daraltlan ve ayn zamanda derinletirilen
bir sorun.
Dolaysyla ilk tasiaa tamamen tiyatro ve drama sorunu damga
vunnuhr. Elbette tiyatro burada iirsel bir ruhun burjuva dnyas
nn yoksullam ve dzyazsal kapatlmlndan kurtuluu dernek
tir. Gocthc kahraman hakknda yle der: "Bu sahne onun mabedi;

59
<IOETH E VE ('ACil

her havada rahat ve gven iinde, dnyay bir fndkkabuunda, his


lerini ve gelecekteki eylemlerini bir aynadaym gibi. arkadalarnn
ve kardelerinin, kahramaniann ve doann bir bakta grlebilecek
grkemlerini dnchilecei bir kutsal mekan o lmayacak myd?"
Sonraki baskda sorun tm kiiliin hmaniste gelitirilmesinin
burjuva toplum dnyasyla ilikisini kapsayacak ekilde geniletilir.
trakltk Yt llan ' nn kahranlan tiyatroya gitmeye kesin olarak karar
verdiinde, sorunu u ekilde i fade eder: "Eer kendi ruhum crufla
doluysa iyi demir retmek neye yarar, eer srekli kendimle atma
halindeysem bir lkeyi dzene kavutumak neye yarar?" Bu nok
tada onun kararnn arkasndaki saik, verili toplumsal koullar al
tnda ancak tiyatronun insani yetilerini tmyle gelitirebileceini
grmesidir. Dolaysyla tiyatro ve dramatik iir burada kiiliin
zgr ve tam geliimi iin yalnzca birer aratrr.
rraklrk Y llan ' nn olay rgsnn tiyatronun tesine gemesi, ti
yatronun Wilhelm Meister iin "misyon" deil, yalnzca bir gei aa
mas olmas bu tiyatro anlayyla tan1amen uyumludur. lk basknn
tm ieriini oluturan tiyatro yaamnn tasviri; romann yalnzca ilk
ksmn kapsar ve aka olgunlam olan Wilhelm bunu bir hata, he
deften sapma olarak grr. Dolaysyla kitabn yeni basks geile
yerek tm toplumun ta.wiri haline gelir. Elbette Wertler'de de burjuva
toplumunun sureti gzkr, ama yalnzca kallramann isyankar znel-
'
liinin yansmasnda. Willeln Meister 'm Tiyatroculuu temsili bak-
mndan ok daha riesneldir, ancak kavramsal genilii yalnzca tiyat
royla ve dramayla dotayl ya da dolaysz olarak balantl olan top
Itmsal glerin ve toplumsal trterin ifadesine olanak tanr. Dolay
syla Goethe'nin hem biim hem de ierik bakmndan tm burjuva
toplumunun nesnel temsiline sramas yalnzca raklk Yllar 'nda
gerekleir. Onun hemen ncesinde ksa bir hiciv iiri olan Reineke
Fucls ( 1 793) gelir: Goethe'nin yeni ortaya kan burjuva toplumunun
ok ynl bir hicivscl tablosunu sunduu kk bir aheser.
Dolaysyla tiyatro btnn paralarndan yalnzca bir tanesi ha
line gelir. Aslnda ilk baskdan epeyce bir ksm korumutu : Karak-
W I L I I ELM M EISTF. R " IN ('IRAKLI K Y ILLA R I

terierin ou, olay rgsnn plan, bir dizi zgl sahne vb. Ancak
Goethe bir yandan, gerek bir sanatsal umursamazlkla, sadece ti
yatronun merkezi neminin talep ettii ilk taslaktaki her eyi saf
d braknt (Wilhelm Meistcr ' n yazd oyunun icras, genel
olarak iirsel geliiminin ayrntl tasviri, Fransz klasisizmi zerine
tartmalar vb.). Dier yandan ilk baskda yalnzca epizodik nemi
olan birok ey derinletirilir ve aktif ekilde n plana kartlr,
zellikle de Ham/et icras ve onunla balantl olarak tm Shakes
peare sorununun ele alnmas.
Grnte bu yalnzca tiyatro ve dranann nemini daha da vur
gular. Ama yalnzca grnte, nk artk Shakespeare sorunu Go
ethe iin tiyatro alannn ok tesine geer. Onun iin Shakespeare
tmyle gelikin bir insanlk ve kiilik hissine ulama ynnde
byk bir eitmendir; onun oyunlan hmanizmin byk dnemle
rinde kiilik geliiminin nasl baarldn ve imdiki zamanda nasl
baarlmas gerektiini gsteren modellerdir. O dnemki Shakes
peare cralar zorunlu olarak bir tavizdi. Wilhelm Meister, Shakes
peare'in ada tiyatronun tesine ne kadar getiini her zaman
hisseder. Mmkn olan her tarzda Shakespeare'de temel olan ne
varsa kurtarnaya alr. Mesela raklk Y llar nda Wilhelm Mc
'

ister'in teatral heveslerinin tepe noktas olan Hamfet icras, tiyatro,


drama, hatta genel olarak iirin byk, kapsaml sorunlar ann
(kltr, kiilik geliimi ve insanlk) yalnzca bir yan, bir paras ol
duu gereini ifade eder.
Dolaysyla tiyatro raklk Yllar nda her adan yalnzca bir
'

gei aamasdr. Toplumun gereki tasviri, bujuvazinin ve aris


tokrasnin eletirisi ve rnek hmanist yaamn ifadesi, insanla
giden yol olarak tiyatro alana kadar gerek bir ilerleme kaydede
mezdi. Willelm Meister 'm Tiyatrocu/uu'nda toplumun her tasviri
hala tiyatroyla ilikilidir. Bu eserde burjuva yaamnn darl Wil
he lm 'in iirsel hevesleri asndan eletiriliyordu; soyluluk sanatn
ham isinin bak asndan grlyorrlu vb. raklk Yllan'nda ise
Wilhelm tiyatronun kendisinde yol at hayal krklklarn acyla

61
GOET I I F VE ( A G !

tarif ettiinde. Jamo onu yle uyarr: '"Bil iyor musun dostum . . . sen
iyatroyu deil, dnyay tasvir edi yorsun ve senin iddetli fra dar
belerin iin tm toplumsal durumlarda yeterince karakter ve eylem
bulman isterdim." Meseleleri bu ekilde ifade etmek elbette yalnzca
romann ikinci blm iin deil. ayn zamanda teatral ksmn re
vzyonu iin de geerlidir. Mesela raklk Yllar 'nn yaynlann
dan sonra neml i eletirmen Friedrich Schlegel kaledeki sahne
hakknda yle yazar: "Meslekta kontun onu (bir aktr) toplumsal
ayrnn derin uurumunu aarak s caka selamlamasna olanak ta
nyan ey gerek bir akt; baron ve barones birinci sradadr, biri ap
tallkta, dieri ahlaki kabalkta; kontesin kendisi en fazla makyajn
byleyiciliini merulatnnak iin ho bir frsat salar ve toplumsal
mevki yi gz nne alarak bu aristokratlar yalnzca daha adamakll
kaba olmalar bakmndan icraclara tercih cdilnel idirler."
Bu romanda hmanist ideallerin gereklemesi. "tmyle insani
sorun sz konusu o lduunda soyu ve toplumsal nevkyi tm h
kmszlyle reddetmenin ve bunu hak ettii gibi, yani konu hak
knda tek bir kelime etmeden yapmann" ( Schiller) zorunluluunu
tekrar tekrar kantlar. eitli snflarn ve onlar temsil eden tiple
rnelerin tasviri ve eletirisi raklk Yllar ' nda her zaman bu temel
bak asndan ilerler. Dolaysyla bu eserde burjuvazinin eletirisi
yalnzca zgl olarak Alman kklnn ve darlnn eletirisi
deil, ayn zamanda kapitalist iblmnn, ok youn uzmania
mann ve bu iblm yoluyla insann paralanmasnn da eletiri
sidir. Bujuva, der Wilhelm Meistcr, kamusal bir kiilik olamaz. "Bir
burjuva onur kazanabilir ve gerek olduunda zihnini gelitirebilir,
ama istedii gibi hareket ettiinde, kiilii mahvolur. . . . ' Siz nesi
niz?' diye soramaz, yalnzca ' Elinizde neyiniz var? Ne zekanz, ne
bilginiz, ne yeteneiniz, ne kadar beceriniz var?' diye sorar. . . Ya
rarl olmak iin yaltk yetenekleri kusursuzlatrnaldr ve daha
imdiden doasnda hibir uyum olmad ve olamayaca varsa
ylnaktadr, nk kendisini bir eklde yararl hale gctinnek iin
geri kalan her eyi bovernesi gerekmektedir."

.,
W ILHELM MEISTE R ' I N lRAKLlK Y I LLARI

Burjuva edebiyat tarihilerinin yle hevesle zerine atiadkiar


Goethc'nin .. soyluluu yceltmesi" traklk Yllan'nda te bu h
manist adan sunulur. Wilhelm Meister'n biraz nce alntlad
mz ayn satrlarda, aristokratik yaam tarznn kiiliin zgr ve
tam geliiminin nnden burjuva yaamda mahkum ettii engelleri
ne kadar iyi kaldrdndan ayrntlaryla bahsettii dorudur. Fakat
Goethe'nin gznde soyluluk yalnzca bir srama tahtas olarak,
bu kiilik geliimi iin uygun koul olarak bir deere sahiptir. Wil
helm Meistcr bile -Gocthe'nin kendisinden bahsetmiyoruz- bu s
rama tahtasnn illa srama anlamna gelmediini ve bu koullarn
hibir ekilde otomatiknan gereklie dnmediini aka grr.
Hmanist toplumsal eletiri yalnzca kapitalist iblmn deil,
tersine, toplumsal mevkilerin varl ve bilincinden kaynakl tm
kstlamalardan tr insan doasnn kstlanmasn ve bozulmasn
da hedef alr. Friedrich Schlegel'in bu romandaki "yceltilmi" aris
tokratlar nasl deerlendirdiini grdk. Kaledeki saimeden hemen
sonra, Wilhelm Meistcr konu hakknda bizzat w1lar syler: "Zen
ginlik miras alan tamamen rallat bir hayata kavuur. . . genellikle bu
mallar esas ve en nemli ey olarak grmeye alr ve doann bab
ettii bir insanln deerini o kadar ak bir ekilde gremez. Aris
tokratlarn astiarna kar, hatta birbirlerine kar davranlarn
belirleyen ey dsal ayrcalklardr; birbirlerine makam, mevki, k
yafet ve maiyet gsterisine izin verirler, ama kendi liyakatlan iin
aynsn yapmazlar."
Romann ikinci blmnde elbette aristokrat toplum znde
farkl bir tablo sunar. zellikle de Lothario ve Nathalie'dc Goethc,
hmanist ideallerin gereklemesini cisimletirir. Tam da bu nedenle
bu figrler daha sorunlu olanlardan ok daha soluktur. Fakat Goethe
soylu olmann ve servet miras almann kiiliin evrensel geliimi
iin sunduu olanaklardan yararlanlmas hakknda ne dndn
Lotbario'nun hayatnda olaanst bir aklkla gsterir. Lothario
dnyay dola r, ama ayn zamanda Amerika' da Washington la yan
yana zgrlk savana katlr. Kendi mlkne sahip olduunda,

63
GOETIIE VE A( I

nne gnll olarak feodal ayrcalklar kaldm1a hedefini koyar.


Roman hiyerarik toplum asndan bakldnda hepsi de "yanl
birliktelikler'' o lan bir dizi evli likle, yani aristokratlar ile burj uvalar
arasnda evliliklerle sonlanr. Dolaysyla Schiller, hmanist idealler
nda toplumsal mevkinin "hkmszl"nn kantn grmekte
haklyd.
Ama ilk basknn gzden geirilmesi, soyluluun hmanist hale
geldii ve burjuvazinin onunla kaynat bu tamamen yeni dnyay
sergilemekle kalmaz, ayn zamanda ilk ksm la, teatral ksmla da bir
leir. Kitabn ilk basksnda Philine ok da nemli olmayan tali bir ka
rakterdir. kinci baskda da ok byk bir rol oynamaz, ama karakteri
fevkaladc derinleir. Romanda kendiliinden, doal bir insanla ve
insani uyuma sahip olan tck fgrdr. Goethe derin bir gereki likten
tr onu halktaki kumazln, ustaln ve uyum yeteneinin tm
zellikleriyle donatr. Ama bu gamsz kurnazla Philine'de her zaman
gveni lir bir insani igd elik eder; hibir zaman teslim olmaz ya
da tm havailiine ramen asla defom1e olmaz ve bklmcz. Aynea
Goethe' ni n en derin yaam hissini, doay ve insan deerlendirme
tamru , Spinoza'dan alp insaniletirdii "amor dei intellectualis"i Phi
line zerinden ifade ettiini gm1ek ok ilgintir. Philine tarafndan
kurtarlan yaral Wilhelm ahlaki nedenlerle onu gndermek istedi
inde, "Sen aptalsn," diyerek dalga geer: "Asla renemeyeceksin.
Ben senin iin neyin iyi olduunu daha iyi biliyorum. Kalacam ve
hi kprdamayacam. Asla i nsanlarn minnetine bel balamadm, sc
ninkine bile; ayrca seni seviyorsam, bundan sana ne?"
Olduka benzer bir tanda, ama ok farkl ve sanatsal bir renklen
dirmeyle, ihtiyar Barbara karakteri (kadn uak ve Wilhelm'in ilk ak
Marianne'n patan) raklk Yllar 'nda derinletirilir. lk sahne
lerde, sevimsiz zellikleri ok daha keskin ve dramatik bir ekilde te
mayz eder. Ama Wilhelm ' i Marianne'n lmnden haberdar ettii
sahnede, yoksul domu bir kz gnaha ve ikiyzlle zorlayan, ar
dndan ykma srkleyen topluma ynelttii sulama gerekten traj ik
bir azarnet kazanr.

64
W I L I I E I..M M E I ST E R ' I N lRA K Ll K Y t i. Li\ R t

Bu romanda hmanist ideal lerin gereklemesi , zgl sn flar ve


temsi lcilerini yarg layacak standartlar sunmakla kalmaz, ayn za
manda tm romann itici gc ve eylem kstas haline gelir. Wilhelm
Meister'de ve kitabn dier birka karakterinde, kendi yaamlarnda
hmanist idealleri gerekletinne drts onlarn eylemlerinin az ok
bilinli saikidir. Tabiatyla bu tespit, romandaki tm karakterler iin,
hatta ounluu iin bile geerli deildir. Elbette birou bencilce
saiklerle hareket eder ve daha ali ya da daha adi kiisel karlannn
peinde koarlar. Ama bu hedeflerin romanda nasl gereklctirildii
ya da gerekletirilenedii her zaman hmanist ideallerin bilince
karlmasyla yakndan iliki lidir.
Gocthe bu eserde birbiriyle i ie gemi bireysel yaamlarn tm
krdmn resmeder. Sulu olsun ya da olmasn traji k bir ykma
uram olan insanlan resmeder; hayat hilik iinde kaybolan kiileri
tasvir eder; kapitalist iblmnn getirdii uzmaniamann kiilik
lerinin bir ynn ileri dzeyde kemikletirdii ve insanlklannn geri
kalann tmyle kreittii karakterler izer. Akabinde, dierlerinin
hayatnn hil ikte kaybolduunu ve kiiliin ekirdeinde ortaya
kan ve ayn zamanda tm bireyi srekli olarak harekete geiren ha
reketin oluturduu btnlkl bir merkez olmamasndan tr de
ersiz bir israf iinde kaybolduunu gsterir. Bireysel yaamiann bu
kstasa gre i ie gemesini salayarak. yalnzca ama yalnzca bunda
verimli bir hayat seyri grerek ve geri kalan her eye, her baarya,
bilinli olarak saptanm hedeflerin her elde ediliine ilgisizce ve
nemsiz bir ey gibi yaklaarak (dier alardan birbirlerinden ok
farkl olan Werner ve Serlo karakterlerini dnn), Goethe eserin
btnnde dnya grn eyleme dntrr.
Dolaysyla Gocthc bu romanda insana ve insann kiiliinin ger
ekl emesine ve geliimine dnya edebiyatnn baka hibir esc
rinde gnnediiniz bir a k l k la ve derinlikte odaklanr. E lbette bu
dnya gr Gocthe'nin ahsi mal deildir. Rnesans'tan bu yana
tm Avnpa edebiyatma egemen olmutur ve ayrca tm Aydnlanma
ede biyatnn ekirdeini oluturur. Ama Goethe romannn zel ni-
CiOETI I F VE ( A G I

telikieri unlardr: Bir yandan bu dnya griinn bilinci felsefe,


tm ve eylemle srekli artrl r, bylece tm yaratc dnyann biln
li itici gcii haline gelir. Dier yandan, Goethe nmze tmyle
gelikin kiiliin gerekletirilmesini somut koul larda gerek in
sanlarn gerek hir bvmesi olarak getirir. Rnesans ve Aydnlanma
dneminde hayali kurulmu olsa da burjuva toplumunda hibir
zaman topyadan teye geememitir bu. Rnesans ve Aydn
lanma 'nn edebi eserleri ya zellikle uygun koullarda kiiliklerini
ok ynl bir ekilde gelitirmeyi ve insani geliimlerinde uyumu
baaran zgl insanlar yaratmtr ya da bu topya y bir topya ola
rak sunduklarnn aka farkndadrlar ( Rabclais'dcki Thelemc ma
nastn).
Dolaysyla Fransz Devrimi'nin nsan hedeflerinin bu olumlu
sonucunun somut bir edebiyat eseri biimindeki ifadesi Goethe'nin
romanndaki yeni ve zel olan eydir. Bylece hem bu idealin ger
ekletirilmesinin aktif yn hem de toplumsal nitelii n plana
kar. Goethe'nin griine gre, insan kiilii ancak aktif ekilde
geliebilir. Ama eylem her zaman toplum iindeki insanlarn aktif
etkileimini ima eder. Doal olarak, ileriyi grebilen bir gereki
olarak Goethe gznn nnde duran burjuva toplumunun, zellikle

de sefil ve geri Almanya 'nn bu ideallerin toplumsal dzeyde ger


ekletirilmesine herhangi bir zamanda ya da herhangi bir yerde
ilerleycbi leceine dair herhangi bir yanlsama tamaz. H manist
faaliyetin toplumdul nitelii burjuva toplumunun gereki bir kav
ranndan organik bir ekilde doamazd; dolaysyla bu toplumun
gereki bir tablosunda onun z deviniminin organik ve kendiliin
den bir iin olamazd. Dier yandan. Goethe kendisinden neek
ya da sonraki birka insanda griilen aklk ve derinlikle bu ideal
lerin yine de toplumsal hareketin zorunlu iinleri olduunu lisset
miti. Gerek burjuva toplumunun gnlk hayatta bu ideallere kar
tutumu ne kadar yabanc ve dmanca olursa olsun, yine de bunlar
bu toplumsal hareketin topranda yetimitir ve bu geliimm yol
at her eyin en deerli kltrel rn konumundadr.

66
W I LI I E L M 1 E IST E R ' I N I R A K I . I K Y i l L A R I

te Goethe topluma dair anlaynn bu eliki itemclinc uygun


olarak. burjuva toplumunun iinde bir tr ''ada" yaratmt. Ama bu
adada sadece bir ka gnck yapay kaacaktr. B urjuva toplu
munda topyac kalmas kanlmaz olan hmanizm gibi bir idealin
gerekletirilmesi ister istemez ka bir nitelie sahip olmak zo
rundadr. Zira hibir gereki bu gereklemcyi burjuva toplumun
daki olaylarn normal seyrinin gereki bir tasviriyle birletiremez.
Fakat Goethe'nin ''adas" toplumda faaliyet gsteren bir grup aktif
insandr. Her birinin yaanu gerek temellerden ve varsaymlardan
sahici ve hakiki bir gerekilikle doar. Bu tr insanlarn bir araya
gelip birlemeleri bile gerekd olarak tarif edilemez. Goethe'nin
sluplatrmas bu birleime belli sabit biimler vermesinden -geri
sonradan ironik bir ekilde kaldrlr ama- ve bu "ada"y toplum
iinde toplum, tm burjuva toplumunun tedrici dnmnn hc
resi olarak temsil etme giriiminden ibarettir. Sonrasnda, hemen
hemen ayn tarzda, byk topyac sosyalist Fourier, efsanevi bir
mi lyoner sayesinde bir falanster kumay baard takdirde, bunun
kanlmaz olarak sosyalizminin tm dnyaya yaylmasna yol aa
ca hayalini kurmutu.
Goethe'nin "ada"s ancak karakterlerin geliimi yoluyla ikna
edebilir. Goethe ' nin ustal hmanizmin gerek olumlu gerek olum
suz tm sorunlarn hayatn somut koullarndan. belli insanlarn
somut deneyimlerinden karm olmasnda yatar. Ve bu idealler
onun eserinde hibir zaman hazr halde, topyac, zaten var olan bir
biimde gzkmez, evrimlerinin belli kritik dnm noktalarnda
belli insanlarn daha da gelimesi ndeki eler olarak her zaman ok
kesi n aktif ve psikolojik bir iieve sahiptir.
Ancak Goethe'de hmanist ideallerin bu ekilde ifade edilmesi
kesinlikle bilinli unsurun saf d edilmesi anlamna gelmez. Ter
sine. Goethe bu adan Aydnlanma 'nn tutarl bir takipisidir; insani
geliimin bilinli rehberliine, eitime kayda deer bir nem atfeder.
Kulenin karmak mekanizmas. didaktik mektuplar vb. bu bilinli
derecede eitici i lkeyi vurgulamaya yarar. Baz ok nce ve akllca
GOETHE VE AGI

dokunularla, birka ksa sahnede, Wilhelm Meister 'n daha batan


denetlendiini ve belli bir ynde ilerietiidiini ima eder.
Bu eitimin benzersiz olduu dorudur: Tm vastlann kendi
liinden bir zgrlk iinde gelitirecek olan insanlar eitmeyi
amalar. Goethe insan yaamnda yntemsel planlama ile ans, tm
insan faaliyetlerinde bilinli ynlendirmeyle zgr kendiliindenlii
birletirmeye almtr. Bu nedenle mesela "kader"den, her trl
kaderci tevekklden nefret, romanda srekli vaaz edilen bir eydir.
Mesela romandaki eitimciler ahlaki "buyruklar" dan tiksindiklerini
daima vurgularlar. nsanlar kendilerine dayatlan bir ahlaki koda k
lece uymak zorunda deildir; zgr, organik kendiliindenlik yo
luyla toplumcul hale gelmeli ve kendi bireyselliklerinin ok katl
geliimini dier insanlarn mutluluk ve kadaryla uyumlu hale ge
tinnelidirler. Wilhelm Meister'in vennek istedii ders Kant'n ahlak
teorisine kar -zmnen de olsa- byk bir polemiktir.
Dolaysyla "gzel ruh" ideali romann bu ksmlarnn merke
zinde yer alr. Bu ideal aka ilk kez altnc kitabn balnda kar
mza kar: "Gzel Bir Ruhun tiratlar". Ama "gzel ruh" idealini
bir rahibenin itiraflarnda gm1ek, Goethe' nin niyetlerini yanl an
lamak, incelikli ve ironik nanslar gzden karmak olur. Goet
he' deki "gzel ruh" farkndalk ["bilin"] i le kendiliindenliin,
dnyevi faaliyet ile abenkli bir ekilde gelitirilmi i yaam n uyum
lu birliidir. Rahi b znellii ve saf iednkl bakmndan ilk k
smda yer alan arayi iindeki birok karakter (Aurelia ya da Wilhelm
Meister'n kendisi gibi) kadar ulardadr. Saf iednkle snan
bu znelci aray burada greli olarak Werner, Laerdes ve hatta
Serio 'nun bo ve paral pragmatizminin bir benzerini hakl karr;
ancak yalnzca greli olarak. Wilhelm Meister' n eitimindeki dnm
noktas tam da Gocthe'nin, sonradan Hegel ' in Tnin Grngiibili
mi "nde yapt gibi, bo ve soyut diye malklm ettii saf iednk
lkten uzaklamasndandr. Geethe 'nin rahibeye ynelik bu eletiriyi
ok ince ve hassas dokunulada aktard dorudur. Ama bu ekleme
nin yazdaki yeri zaten Geethe'nin eletirisinin ynn gstermek-
WILHELM M EISTER'IN lRAKLlK Y I LLARI

tedir; itira flar Wilhelm'e deyim yerindeyse saf isel geliimindeki


kriz zamannda, Aurelia 'nin trajik k dneminde bir ayna olarak
tutulur. Ve itiraflarn sonunda Goethe biraz daha sade hale gelir. Ro
manda eitim ilkesinin kiiletirilmi hali olan barahip, rabibenin
akrabalarn -Lotharia, Natalie ve dierleri- ocukluklannda onlardan
bel li bir mesafede tutar ve onun etkisi altna girmemelerine dikkat
eder. e dnklk ve faaliyet kartln aan gerekten "gzel ruh"
un karakteri, her eyden nce, Lothario ve Nathalie gibi sirnalarda ve
Wilhelm Meistcr'n kendi itiyaklannda ifade bulur.
Fakat Wilhelm Meister'da ifade edilen polemik yalnzca yuka
rda bahsi geen iki yanl ucu hedef almaz; ayn zamanda, Roman
tik eilimiere kar ve onlarn tesinde bir mcadeleyi mutular.
Goethe'nin yle tutkuyla zledii yeni hayat iiri, gnbegn eylem
yoluyla hayata hkmeden ahenkl i insann iiri, grdmz gibi,
zaten kapitalizmin dzyazsnn tehdidi altndayd . Goethe'nin in
sanlk idealinin bu dzyazyla atma halinde olduunu grmtk.
Fakat Goethe bu dzyazy mahkm etmekle kalmaz, ayn zamanda
ona kar kr isyan da mahkm eder. isyan krdr, Romantizm iiri
sahtedir, nk Goethe'ye gre, burjuva yaamnda yeri yurdu yok
tur. Bu yersiz yurtsuzluk zorunlu olarak batan karc iirsel bir
gce sahiptir, zira tam da kapitalizmin dzyazsna kar dorudan
ve kendiliinden isyana tekabl eder. Fakat bu doruluk batan
karc olsa da, verimli deildir; dzyaznn stesinden gelmez, daha
ziyade atlatr, onun zsel sorununu grmezden gelir ve bylece ra
hatsz edilmeden serpilip gel imesine olanak tanr.
Ksr romantizmin almas tm romana sirayet etmitir. Wil
hel m' in tiyatro ak bu mcadelenin ilk aamasdr; "Gzel bir
Ruhun tiraflan"nn dini Ronantizmi de ikincidir. Yersiz yurtsuz,
Ro mantik ve iirsel karakterler olan Mignon ve arp, romantizmin
en ileri iirsel kiiletirilnelcri olarak tm romanda gezinirler. Go
ethe'ye bir mektubunda Schiller bu sirnalarn arka plann oluturan
fi kirl eri olaanst bir ineelikle belirtir. "Mignon ve arpnn kor
kun derecede dokunakl ve pratik adan korkutucu kaderlerinin

(: 9
OOE"I l l l:' VE ( /\(i l

izini, teorik adan korkutucu olanda. ak ln canavarlarnda snnek


ne gzel bir fikir. . . M ignon ' un ve arpnn peinden ayrlmayan bu
korkun kaderler ancak aptal hurafelerin tezgahnda retilir."
Bu karakterlerin batan kartc romantik gzellii, Ronantik
lerin ounluunun neden Goethe'nin incelikli bir ekilde vurgu
lanm polemiini gz ard ettiini ve neden Wilhelm Meister'n
Romantik romanlarn sk sk taklit ettikleri bir model haline geldi
ini a klar. Ancak ilk Romantikler arasndaki en tutarl dnr
olan Nova! is, Goethe' nin romanndaki bu eilimi aka tanm ve
ona kar sk bir mcadele yriitmtr. Bu polemiinden yalnzca
birka kayda deer para aktaracaz. ''Temelde lmcl ve aptal
bir kitap . . . sunum ne kadar iirsel olsa da, iirsellikten alabildiine
uzak . . . . Ekonom ik doa gerekten varln srdren yegane tr-
dr. . . . i ir tm kaba gldrnn soytarsdr. . . . Wilhelm Meister
znde iiri hedef alan bir Candide'dir." Goethe 'nin Romantizm
kart eilimleri bu ateli polemikte Mignon ve arpnn heyecanl
taklitlerinde olduundan ok daha iyi kavranmtr.
Novalis ardndan ok tutarl bir ekilde Wilhelm Meister' iirsel
dzeyde amaya, yani hayatn iirinin dzyazya kar gerek bir zafer
kazand bir roman yazmaya alt. Heinricl von O.fierginden hibir
zaman tamanlanamad. Ama tasiak lara bakldnda, tamamlansayd
neye benzeyecei gayet ak bir ekilde grlmektedir: Gerekliin
gereki kavranrun her izinin buhar olup uaca rengarenk bir si
hirli gizencilik ptlsu; halihazrda sluplatr lm olan bir gereklik
ten tz ve biimi olmayan bir ryalar iiiemine giden bir yol.
Hmanist Goethe 'nin mcadelesi gerekliin dalp riiyalara,
salt znel netlumlara ya da ideallere dnt her durumu hedef
almt. Her gerek romanc gibi, ideallerin gerekl ikle mcadelesini
ve gereklikte gereklenelcrini nde gelen izieklerinden biri olarak

almt. Wilhelm Meister 'in eitimindeki belirleyici dnm nokta


snn tam da gerek lie kar salt isel. salt znel tutumu terk etme
sinde ve nesnel gereklii anlama ve gerekl ie olduu gibi aktif
ekilde kat lna abasndan oluuunu gnntk. Wilhelm Meis-

70
W I L I I EI .M M E ISTFR ' I N <," I R i\ K LI K Y I L I /\ R I

rer 'm raklk Yllan bir eitici ronandr: eri, gerek lii pratik
dzey de anlamak iin insann eitilmesidir.
Bir kuak sonra Hcgcl, Estetik'te bu gr (insan gereklik iin
cimey i ) roman teorisinin merkezine koymutu. yle diyordu
Hegel: "Bu roman edebiyat yeniden ciddi bir ey, gerek tzc sahip
bir ey haline gelmi olan valyeliktir. Dsal varoluun tesadtilii
salam ve gvenli bir burjuva devlet ve toplum dzenine dnr,
bylece artk polis, yarg, ordu ve hkmet valyenin yaratt ha
yali hedeflerin yerini alr. Dolaysyla modem romanda yer alan kah
rananlarn valyelii de dnr. Ak, mizah ve hrs gibi kendi
znel hedefleri olan ya da dnyay ilerietme idealleri bulunan bi
reyler olarak, kurulu dzenle ve nlerine her ynden engeller diken
gerekliin dzyazsyla kartlk iindedir. " Ardndan, ortaya kan
elikileri ayrntl ekilde tasvir eder ve u sonuca varr: "Fakat mo
dem dnyada bu mcadeleler bireyin mevcut gereklik iin eitil
mesinden, geirdii raklktan baka bir ey deildir. Onlar gerek
anlamlarn bu ekilde edinirler. Bu tr bir rakln sonu undan
oluur: zne genlik lgnlklarna dalar ve istekleri ya da dn
ccleri ne olursa olsun, kendisini mevcut koullara ve ondan doan
aklcla uyarlar, dnyann birbirine ball na/i ieliine girer
ve orada uygun bir bak as edinir. "
Hegel ' in Geethe' nin romanna yapt antrma aktr. Ayrca
Geethe'nin sorma ilikin saptamasnn zne de dokunur. Ama bur
juva toplumunun bir dier, ok daha i leri bir aamas iinden konu
ur; iir ile dzyaz arasndaki mcadelede dzyaznn zaferinin
oktan karara baland ve insan ideallerinin gerekletirilmesi an
lay nn tmyle deitirilmesi gerektii bir aama. Hegel ' in iir
ile dzyaz, ideal ilc gereklik arasndaki m cadelenin sonucuna
ili kin olarak bu tanm. on dokuzuncu yzyln ilk yarsnda yazl
m olan byk burjuva gereki romaniarna tmyle uygulanabi lir
k buna Goethc 'nin sonraki romanlar Giiniil Yakmlrklan ve Wilhelm
l.feister 'm Seyahat Y1 1/a n da dah ildir.

71
UOETI lE V I: (,."A(il

Willelm Meister 'm traklk Yllan bu mcadelenin doas


Fakat
ve sonucu hakknda baka bir bak asn daha halen korur. Wil
lelm Meister 'tn raklk Yllar 'n n yazar hmanizm ideallerinin
insan doasnn derinlik lerine kk saldna inand gibi, ayn za
manda yeni domu olan burj uva toplumunda, Fransz Devrimi d
neminin burjuva toplumunda bu ideallerin gereklemesinin zor ve
muhtemelen ancak tedrici ve aamal ekilde olmakla birlikte yine
de mmkn olduuna da inanyordu. raklk Yllar ' nn Goethe'si
elbette hmanizmin idealleriyle kapitalist toplumun gereklii ara
sndaki somut eliki leri idrak etmiti, ama bu elikilerin dman
lk derecesinde uzlamaz, ilkesel o larak zmsz olduunu dn
myordu.
Burada Fransz Devrimi ' nin A lman klasik felsefesinin ve iirinin
tm byk simalar zerinde olduu gibi Goethe zerinde de derin
bir ideoloj ik etkide bulunduunu gryoruz. Kapitalist dzyaznn
kanlmaz zaferine ilikin olarak sylediklerini yukarda aktard
mz ihtiyar Hegel bile, Fransz Devrimi dnemine ilikin olarak
yle dem iti: "Enfes bir gndoumuydu. Dnen tm varlklar
bu a kutladlar. O dnemde cokun bir duygu egemendi; ilahi
olann dnyayla gerek uzlamas sanki imdi gereklemi gibi
dnyay sarsan bir nanevi cokuydu bu." Wilhelm Meister'dan
hemen sonra yazlnu olan Hermann 'la Dorotlea iirinde ok so
ukkanl ve ihtiyatlt bir adama yle dedirtir:

Zira yeni doan gnein ilk parlts ufuktan ykseldii ve her


kese bahedilecek insanlk haklarndan, ruha nee veren hrriyetten
ve candan alkianan nusavattan bahsedildii vakit, kalbinin co
tuunu, gsniin daha ferah ve daha temiz duygularla arptn,
kim inkar eder ki ! O zaman herkes kendi benliine sahip olacan
ummutu; birok lkeleri ksk vrak balayan, ve ucu yan gelip otu
ran menfaat dknlerinin e linde bulunan balar, zlr gibi ol
mutl. O heyecanl gnlerde btn mil letler gzlt!rini, oktan beri
tekm i dnyanm paytaht olan. ve o anda da bu muhteem unvan

72
W l l I I F L M M f l<iTER IN ('I R A K LI K Y I LI ARI

her zamandan daha fazla hak eden, o esiz ehre cvrilmem


miydi?5

Wille/m Meiser'da insanlk ideali ile gereklik arasndaki ili


kiyi bu inan belirler. Kukusuz Goethc, Fransz Devrimi'nin pleb
yntemlerine inamnyordu; bunlan kesin bir dille reddetmi, dahas
hibir zaman anlarnarnt. Fakat Goethe burjuva devriminin top
lumsal ve insani ieriini reddctrnemiti. Tersine, insanln kendi
gcyle kendisini canlandma. bin yllk toplumsal geliimin ona
dayatt prangalardan kurtulma yeteneine duyduu inan o d
nemde hi olmad kadar b>lyd. Wi/lelm Meister'n eitim fkri
birey olarak her insann iinde uyku halinde olan glerin verimli
bir faal iyete, kiiliin geliiminin gerektirdii gereklik anlayna
ve gerekl iin kavrannasna uyand rlabilrnesini salayan bu yn
temlerin kefdir.
Wilhelm Meister' da eitim fkrinin gerek temsilcisi olan bara
hip, Goethe' nin bu anlayn en ak ekilde ifade eder: "Ancak
tm insanlar birlikte insanl oluturur; ancak tm gler kolektif
olarak dnyay oluturur. ou zaman birbirleriyle atma halin
dedirler ve bunlar birbirlerini yok etmeye alrken. Doa onlar
zapterler ve yeniden retir. . . . Her doal eilim nemlidir ve geli
tirilmelidir . . . . Bir g dierlerini ynctir, ama h ibiri dierlerini
ckillcndircmez. Kendini kusursuzlatona gc yalnzca doal ei
lim de vardr; hala bir eyler retrnek isteyen ve bir etkisi olan ok
az sayda insan bunu anlar." Ve barahip insan doasna ilikin bu
anlaytan ve onun duygular ile geliim olanaklan arasndaki i li
kiye dair anlayndan radikal ve etkili bir tarzda tm pratik sonu
lar kanr. yle der: ..Eitirncinin grevi hatadan saknnak deil,
yanl yne sokulnu olanlara rehberlik etmek, hatta hatasn so
nuna kadar yaayp grmesine izin vcmektir; bu, retmenin bil
geliidir. Hatasn yalnzca ksmen deneyen biri ender bir zevk-

5 Hcnnann'la Dorthca. ev. Recai Bilgin. MEB Yay. 1 944. s. 44.

73
tiOETHE V F. ':\Gl

micesine ondan zevk alr, ama hatasn sonuna kadar tketen biri
eer deli deilse ili aki hatasn anlar."
Bu anlay, yani insan duygularnn zgrce geliiminin -onlara
hi iddet uygulamayan dzgn bir rehberlie sahip olduundan
ahcnkli bir kiilie ve zgr insanlar arasnda ahenk li bir ibirliine
varmas gerektii dncesi, Rnesans ve Aydnlanma'dan bu yana
byk dnrler iin gzde bir nefhumdur. Kapitalizmde insan
geliiminin bu zgrlnden gerekletirilebilir o lan ey -ekono
mik faaliyetin feodal toplumun prangalarndan kurtar lnas- daha
ileri kapitalist lkelerde zaten baar lm olan bir gereklik olarak,
aklc, dnml i fadesini Fizyokratlarn ekonomik sistemlerinde
ve ngiliz klasik iktisadnda bulmu bir gereklik olarak gzk
nt. Ama tam da burjuva toplumunda gerek leebilir olan h
manist ideallerin bu alannn pratikte bu ekilde gereklemesi ve
teorik fornlasyonu, bal b ulunduklar sosyo-ekonomi k temel
lerle elikilerini aka ortaya sermiti. Bu zlmez elikinin
tannnas sonraki byk gerekilerio edebiyatnda, Balzac ve
Stendhar n eserlerinde sk sk grlm ve sonradan Hegel tara
fndan estetik dzeyinde fom1le edilmiti . Bu elikiyi tmyle
kavramsal bir dzlemde yok etme ya da ana ve zgr kapitalist

rekabet dnyasna uygun bir "kiilik ahengi" ina etme giriimleri


on dokuzuncu yzyln uydurna apolojetiine ve ii bo akadeniz
nine kap aralanl t.
Tm bu gelineler bu soruna dair mmkn olan tutumlar tket
meye -en azndan ksa bir sre- yetmedi. Giderek ak ve belirgin
hale gelen bu elikiler temelinde, sorunlara iitopyac zm giri
im leri ortaya kabilniti. Bu giriimler insan duygularnn ahenkli
geliiminin zengin ve tmyle alm bir kiilie dnmesinin yeni
bir toplumsal dzeni (sosyalizm) varsaydnn az ok anlalnasna
dayalyd. Fourier bu eilimin en kayda deer tensi lcisidir. nsann
iinde doutan gelen kt ya da habis bir duygu olmadn byk
bir evkle ve inatla tekrarlant . Her duygunun insann iinde ve
dier i nsanlarla olan kolektif yaamnda ahcrgc kavutuu insan

74
W I I I I E I .M M I I ST E R ' IN lRA K Ll K Y I LLARI

duygularnda bir dengey nceki toplum salayamamt. Fourier iin


sos yalizmin grev her eyden nce bu ahcngi salamakt.
Elbette Gocthe'dc topyac sosyalizmden bahsedilemez. Goct
he'de topyac sosyalizm bulma ynndeki tm abalar (s ene
baz Gri.in 'den gnnzdek versiyonlanna kadar), onun niyetlerinin
tahrif edilmesine yol aacaktr. Gocthe bu elikinin ancak derin de
neyimine varabiimi ve bu elikiyi burjuva toplumnun erevesi
iinde iitopyac bir tarzda zmek, yani kendi eserlerinde hmanist
ideallerin gereklemesinin ya da gereklemcleri ynndeki eili
min mmkn gziikt insan geliimi elerini ve eilimlerini vur
gulamak iin tekrar tekrar giriimlerde bulunmutu. Fransz
Devrimi 'nin Goethe'nin en iyi adalarnda insanln slah iin
uyandrd umutlarn grkemi, Willelm Meister'de bu umutlarn
gereklemesinin sosyal karakterin i yaratmt: H ayatlarnda bu ide
alleri pratie geiren ve doas ve yaam tar yaklaan dzenin e
kirdei olarak grlen u sckn insanlarn olduu "ada".
Bu anlayn dayal olduu eliki Willelm Meister' in hibir ye
rinde aka i fade edilmemitir. Ama tm ikinci blmn swmmunun
altnda bu elikinin deneyimi yatmaktadr. Bu blmn tmnn i
irsel olarak tasavvur edilmesindeki son derece ustalkl ve derin iro
nide grlebilir bu. Goethe bu "ada"daki bir grup insann bilinli
derecede eitimsel ibirlii sayesinde insanlk idealinin gereklemc
sini salamtr. Ve buraya kadarki izahmuzdan bu zlemierin hem
ieriinin hem de gereklemesi unudunun Goethe'nin en derin ideo
lojik ballklaryla ilikili olduu aktr. Barahibin yukarda bah
settiimiz teorileri bizzat Goethe'nin grleridir: onun doa ve
toplumun geliimin diyalektiine ilikin tm anlayyla ok yakndan
ihkilidir. Ama Gocthc ayn zamanda, barahibin bu ballklarnn
Nathalie ve Jamo gibi nemli karakterler tarafndan eletirilmesine
de olanak tanr. Ayrca bir yandan Goethe 'nin Wilhelm (ve dierlcr
nin) kuledeki eitimindeki bilinli rehberliini olay hikayesindeki en
nemli etken yapmas. ama dier yandan bu rehberlie -didaktik
mektuplar meselesi vh. - neredeyse bir oyun olarak, toplumun bir 7.a-

75
GOETIIE VE AI

nanlar ciddiye ald, ama artk nemsizleen bir ey olarak bak


mas hi de tesadf deildir.
Dolaysyla Gocthe bu ironiyle insan ideallerinin gereklemesi
nin (hem gerek hem gerek d, yaanm ama topyac) niteliini
vurgular. Bu eserde gerekliin kendisini resmetmediinin bilincin
dedir, en azndan kendi deneyimleri byle syler. Daha ziyade kendi
deneyimlerinden hareketle, insan trnn olaanst rneklerinde
tekrar tekrar karmza kan insanln en iyi eilimlerinin bir sen
tezini yaratmakta olduuna dair kesin bir yargya ular. Goethe'nin
sluplatrmas tm bu eilimleri ikinci blmlin kk toplumunda
bir araya getirmi olmasndan ve bu younlatn lm gereklii bur
juva toplumunun geri kalannn karsna bir topya olarak karm
olmasndan ibarettir. Ama bu topyada tek tek her birey gerekten de
yaad toplumun barndan domutur. Bu ironi yalnzca bu e
lerin ve ei l i mlerin olumlu anlamda younlatrlmasnn getirdii
abartl karakteri gereklik dzeyine indim1eye yarar. Dolaysyla Wil
lelm Meister'da "aristokrasinin yceltilmesi"nin gerek temelleri,
Goethe' nin soyluluun ekonomik yaam asndan temel olan birka
eyi ve eitimli hmanist soyluluun baz kltrel eilimlerini bu
tabloya dahil etmi olmasnda sakldr.
Dolaysyla Wi/lelm Meister ideoloj ik adan iki an srurnda
dr. Burjuva hmanist ideallerin traj ik krizini ve bunlarn bujuva
1
toplumunun erevesi dna tamasnn -geici olarak topyac
tarzda- balang dn ifade eder. Bu kritik geliimin Goethc tarafndan
sanatsal kusursuzluun parlak renkleriyle ve felsefi umudun zevkiyle
ifade edilmi olmas, grdmz gibi, Fransz Devrimi ' nin zgl
bir yansmasyd. Ama bu renklilik devrimci burjuvazinin en iyi tem
silcileri iin burada alm olan trajik uurumu yok edemedi . Wil
lelm Meister gerek manevi gerekse de sanatsal olarak ok ksa bir
gei ann, gei krizinin rndr. N asl dorudan bir selefi
yoksa, gerek bir sanatsal halefi de olamazd. On dokuzuncu yzyln
ilk yarsnn byk gerekilii "kahramanlk dnen"i sona erdik
ten, bu dnemin paras olan elikili umutlar suya dtkten sonra

7(
W I LH E L M M E I STE R ' I N 'I R A KL I K Y IL LA R I

ortaya kt. Dolaysyla Schelling'in estetik teorisi ( 1 804- 1 805 yl


lar nda gel itirilmitir) bu eserin roman trnn geliimi asndan
benzersiz nemi olduunu vurgulamakla hakldr. Schelling bir tek
Don Qu!jote ile Wilhelm Meister n gerek anlamyla en st estetik
'

deerde romanlar olduunu syleyecek kadar ileri gider. ok da hak


sz saylmaz. zira insanln iki byk gei krizi bu iki romanda en
st ideoloj ik ve sanatsal i fadesini bulmutur.
Wi/lelm Meister'n slubu bu gei niteliini ok ak ekilde
gsterir. Bir yandan Aydnlanma romannn eleriyle doludur.
Fakat yalnzca bu romandan deil, ayn zamanda olay rgsn
"yapay bir makine" (bir kule vb. ) araclyla ilerietirken Rnesans
sonras "edebi epik"ten de yararlanr. Sk sk olay rgsn on ye
dinci ve on sekizinci yzyln rahat yntenlcriylc, yani zorunlu an
geldiinde aklanan yanl anlamalada (Therese' nn kkenleri).
serbeste bavurulan tesadfi kar lamalada vb. b irletirir.
Goethc'nin Wilhelm Meister 'm raklk Yllar 'ndan Wilhelm
Meister 'm Tiyatrocu/uu'na geiteki revizyonuna daha yakndan
baktunzda, on dokuzuncu yzyl roman asndan belirleyici ola
cak eilimleri grrz. Her eyden nce dramatik sahnelerde eyle
min younlatn, kii lerle olaylarn daha sk. daha dramatik bir
birlik oluturduunu gryoruz. Bu eilim sonrasnda Balzac tara
fndan. on yedinci ve on sekizinci yzyl romanndan farkl ve mo
dem romann temel bir zellii olarak teorik dzeyde ifade edilen
ve hayata geirilen bir eilindir. Wilhelm Meister 'm Tiyatrocu
/uu'nda ve raklk Y llar ' nda Philine ve M ignon gibi figrlerin
ortaya kn ve geliimini karlatrrsak, Goethe' de bu dramatik
eilimi ok ak ekilde grrz. Ayrca yapt revizyon da hibir
ekilde dsal bir ey deildir. Goethe bir yandan bireysel fgrlerini
eskiye kyasla daha fazla i devinin ve atmas olan karakterler
olarak yaratr, karakterlerini gelitirir ve younlatrr (szgelimi
nc eki son Barbara sahnesini karlatrn). D ier yandan, temel
eleri daha younlam bir biimde sunmaya heves eder ki bu
temel eler eskisine kyasla her adan daha karnaktr. Bylece

77
CiOETI I E VF AI

epizodik ks mlar ksaltn ve bunlardan geriye kalanlar ok daha


sk bir ekilde ve ok daha eitiilikle esas olay rgsne bala
mtr. Bu revizyonun i l ke leri Ham/et zerine tartmada eksiksiz
bir ekilde takip edi lebilir, zellikle de Wil hel m ' in Ham/et' in sahne
uyarlamasndan bahsedip olay rgs ve kiilerde sreksiz olan yo
unlamak iin telkinlerde bulunduu Serlo'yla konumasnda.
Tm bunlar on dokuzuncu yzyln ilk yarsnn gereki roma
nnn yazma ilkelerine olduka yaklar. Ama yalnzca yaklar. Go
ethe on yedinci ve on sekizinci yzylda olduundan ve kendisinin
ilk versiyonda denediinden daha karnak karakterler ve daha kar
mak insan ilikileri yaratmak istemiti. Ama bu karnaklk sonraki
gereki romann analitik karakterine neredeyse hi benzemiyordu.
hatta Gocthe'nin sonradan yazd Gnl Yakm / k /ar ' nda olduun
dan da az benziyordu. Goethe raklk Yllar nda karakterlerini ve
'

durumlar olaanst hafif dokunulada izmi, ama klasik etkisi


yaratacak bir esneklik ve netlik katmt. Tm dnya edebiyatnda
bu kadar az zel likle ve bu tr ekonomik aralarla bu kadar fazla d
ve i yaam edinmi olan baka bir karakter daha yoktur. Goethe bu
tr figrlerin yaamlarndan yalnzca birka ksa sahne alr, ama bun
lar yle younlatrlm ve ykldr ki tm karakter tm zenginli
iyle bir dnm annda grnr. Tm bu sahneler i eylemle dolu
olduu ve dolay yla epik neme sahip olduundan, kiinin canl
zellikleri ve dier insanlarla ilik ileri hakknda bilinli ekilde i fade
edilenden her zam a n daha fazlasn ierir. Bylece Goethe en ince
likli aralarla ve ar vurgulamayla gerekletirdii younlana iin
byk olanaklar yaratr. Olaylarn bir dnm noktasnda gizli zen
ginliin bilinli hale getirilmesine olanak tanr. Mesela Gocthe, Phi
line Fricdrich ' le birlikte oyuncu kunpanyasn terk ettikten sonra,
onlarn ayrlnasnn topluluun dalmaya balamasnn nedenlerin
den biri olduundan bahseder. O zamana kadar Phil ine'in kumpan
yadaki birletirici bir unsur olduu hakknda tek kelime edilme
mitir; hatta insanlam oyunbaz ve ciddiyetsiz bir tarLda davmnntr.
Ama okur geriye dnp baktnda, Phi line ' in ganszlnn ve en

7R
WIL l l E! M M E I STf:R ' I N ( I R A K I I K Y I L L A R I

akrak l nn tam da b u etkiyi dourduunu aka grr. Wilhelm


Meister' n en anlaml ve duygusal adan karnak olan zl ve
canl bir ekilde sunabilmesi, aniat sanat tarihinde yeni bir zirvedir.
Wilhelm Meister' n ncesinde, ama zellikle de sonrasnda, toplu
mun btnsellii kapsam bakmndan daha btnlkl ve derinlii
bakmndan daha ateli derecede irdeleyici bir gereklkle ifade edil
miti. Bu adan Wilhelm Meister ne Lesage ya da Defoe'yla ne de
Balzac ya da Stendhal ' le karlatrlahilir. Ama Goethe'nin yazn
nn ve karakter iziminin klasik kusursuzluu ve canl tutumlulu
uyla kyaslandnda, Lesage yavan, Balzac ise kafas kark ve
enebaz grnr.
Schillcr bu esiz kitabn slup bakmndan benzersizliini mek
tuplarnda ok teraseti i bir ekilde birka kez ortaya koyar. Bir yerde,
"soukkanl ve derin, ak ama anlalmaz, tpk doa gibi'' der. Ne
var ki mesele hi de teknik "ustal k" meselesi deildir. Goethc'nin
yazsnn yksek kltrel dzeyi bizatihi hayat konusunda yksek bir
kltrel dzeye, yaamn idaresi ve insanlarn birbirleriyle ilikisi ko
nusunda yksek bir dzeye yaslanr. Eer sunum ok incelik! i ve ni
tclikliyse, ok esnek ve aksa, bunun tek nedeni Goethe' nin i nsana
ve insan ilikilerine dair kavraynn gerek, derinlernesine dnl
m bir duygular kltrne dayal olmasdr. Goethe insann at
malarn, duygu deiimlerini ve kiisel iliki leri vb. ifade etmek iin
kaba duyumsal ya da szde incelikti analitik aralara bavunna gerei
duymaz. Schiller de bu zellii ne karr. Son kitapta Lotbari o, The
rese, Wilhelm ve Nathalie arasndaki ilikinin karrnaklklarndan
bahsederken yle yazar: "Bu sahte iliki nasl daha incelik! i, nitelikli
ve soylu bir tarzda zlebilirdi, bilmiyorum. Richardson ve dierleri
bu incelik li hisleri ortaya dkerek olay karmaktan ne kadar memnun
olur ve bunu ne kaba bir ekilde yaparlard ." Fakat Richardson ' n on
dokuzuncu yzyln ikinci yarsnn ve zellikle de emperyalist d
nemin edebiyatnn genel dzeyini misli misli atm unutmamamz
gerekiyor. Goethe ' nin ustal insanlarn en temel zelliklerini derin
den kavram olmasnda. onlarn tipik lde yaygn ve ayrt edici

7
GO ETI !E VE f\(jf

derecede bireysel zelliklerini irdelemesinde, bu ilikileri, kartlklar


ve nanslar tutarl bir ekilde dm:rck sisternalize etmesinde ve
tm bu zellikleri onlar karakterize edebilecek canl bir olay rg
sne dntrebilmesinde sakldr. Bu romandaki kiiler neredeyse
tamamen hmanizm ideali mcadelesinin etrafnda, iki yanl u (es
rime hali ve pratiklik) sorunu etrafinda kmelenmitir. Fakat Goet
he'nin yanl ulara kar zaferi temsil eden Lothario ve Nathalie'dcn
balayarak Jarno ve There'den Werer ve Me! ina'ya kadar farkl "ey
lemcileri" nasl izdiine dikkat etmeliyiz. Bu dizideki hi kimse bir
birine benzemez, ama farkllklar bilgie, entelektel-analitik bir
tarzda da deildir. Benzer ekilde, yazardan hibir yorum insani nem
hiyerarisine, kendiliinden ortaya kan hmanist ideal hiyerarisine
mdahale etmez. Modem romanda ei benzeri olmayan bu yaz tarz
(geri sonraki temsilcilerinden birka Goethe 'yi baz ynlerden ge
ride brakmtr) bizim iin yok edilemez bir m irastr. stelik ok gn
cel bir mirastr, zira sosyalist gerekiliin byk grevlerinden biri,
nemli manevi ve duygusal gelimeleri hem soukkanl bir ekilde
ahenkli, hem de duyumsal adan canl bir biimde resmetmektir.

so
DRDNC BLM

Schiller ile Goethe'nin Yazmalan

nemli sanatlarn kendi pratikleri ve bu pratii derinletirme


ynndeki teorik abalarna dair braktklan belgeler her ?.aman son
dcreec nemli olmutur. Bunlar hem estetik anlaymzn geliimi
hem de pedagoj k bir grev olan sanatn bi.iyi.ik sorunlarn okur kit
lesine sunmak asndan nemlidir. in doas gerei. sanatsal re
tim in en mahrcm sorunlarn incelemenin en iyi yolu tan da byk
sanatlarn kendil iinden tankhklanna, mektuplarna, konumala
rna. gnlklerine vb. bakmaktr. En ok nem tayan ve teorik a
dan kavranmas en zor olan sorunlar, rnein dorudan hayattan
alnan malzemelerin sanatsal anlamda yeniden yaratlmasyla i lgili
sorunlar, bu belgelerde sanatsal yaratma organik ekilde bal olan
somut bir tarzda gzkr. Bylece sanat eserlerini ilk izdmleri
ve ara aamalarn, tamamlanm eserlerle kar latrmak suretiyle
oluum aamasnda inceleyebilir, teorik nctletirmenin ve pratik iler
Ietmenin sanatsal deerini adm adm takip edebiliriz. nemli sanat
larn retim srecine dair bu belgelerde eletiri ve edebi mirasm z
asndan henz kefedilmemi bir hazine mevcuttur. Bu mirasn
daha derinlemesine ve daha youn bir tarzda incelenmesi sanatsal
sorun larn anlalmasndaki birok kabalatrmay engelleyebilir.
Elbette bu mirasa da eletirel yaklamak gerekir. Bu belgelere,
dey im yerindeyse yaratm srecinin ve yaratc yntemin sorunlarn
deneysel bir tarzda aratran renciler olarak yaklarnanu gerekse
de, bu tr belgelerin sonulan teori ve pratiimize dorudan uygu
Ianamaz. Kapitalist an sanaln gel iimi asndan genel anlamda

s
GOF.TI I E V F (AG l

uygun olmayan koullar, sanat hakknda yalnzca sanal larn don


eyler syleyebilecci gibi yaygn bir n yargya yol amtr. nemli
sanatlar yaadklar dnemin byk sanatsal sorunlarn azam
mahremiyetle ve pratikle ok sk balant iinde dile getirdikleri
oranda, bu nyargnn arkasnda geerli bir hakikat vardr. Ama bu
sorunlarn fom1le editnesi dorudan pratikle o kadar sk baa sa
hiptir ki sanallarn grlerini atlye dorulanndan evrensel estetik
dorularna dntrmek iin ncelikle enine boyuna incelememiz
gerekir.
Bu tamamlayc aratnna, bu eletirel deerlendinne iki dzeyde
ilerlemelidir: Tarihsel ve sistematik-estetik. ok ileri bir farkndalk
dzeyinde olsa bile, burjuva sanat asndan tam da dorudan sa
natsal al masnda ortaya koyduu sorunlarn tarihsel temelini ger
ekten aka gnnek neredeyse olanakszdr. ada yaamdan
ald malzeme belli bir tarzda tanmlanr ve koullanr; estetik so
runlar fonnle etme noktasnda belli bir gelenein paras olarak
doar. Bu malzeneye kar tutumu ve bu estetik gelenein olumlu
mu olumsuz mu olduundan bamsz olarak, her ikisini birden be
l irleyen gerekten belirleyici toplumsal kategoriler hakknda gerek
ten kafas net olmadan ve birok durumda bu tr bir netlie ulama.K
iin abalamadan, bu karnak durumda kendi yolunu bulmaya a
l r. Estetik ve sistematik adan bakldnda, bu belgelerin pratik
nitelii, sanatsa l biinin genel sorunlar ile dorudan pratiin teknik
sorunlar arasmda entelcktel adan bir ayrm yapma kaygsnn na
diren duyulduunu gstennektedir. Tersine, bu belgelerin ekicilii
ve bilgi lendirici nitelii tam da biimsel sorunlarn dorudan pratik
ve teknik sorunlarla ilikili olarak grlmesinde sakldr. Ama on
lardan gerekten verimli bir ey renmek iin. retmen bu ilikiyi
kavramsal olarak analiz etmeyi ve byk sanatlarn kendi eserleri
hakkndaki grleri karsnda hem tarihsel hem de eletirel ar
landa sistematik bir mesafede dunnay rennelidir.
Bu trde belgelerin en nemli derlemelerinden olan Goethe ile
Schil ler arasndaki yaznalar da ok ak ki bu adan istisna de-

s
SC! l l LLER L E GOHI I E ' N i YAZ l MALA R I

ildr. Elbette belli anlamda benzersiz bir derlenedir, zira Goethe ve


Sch illcr yaadklar dnemin en nemli yazarlar olduk lar gibi. ayn
zamanda sanatn teorik sorunlarna ilikm anlaylaryla da fevkalade
i leri bir felsefi geliimin zirvesindeydilcr: A lnanya'da diyalektik
idealizmin geliimi, Kan'tan He gel ' c sanat teorisi ve felsefesinin
geliimi. Goethc ve Schiller' in teorik eserleri A lnan felsefesinin ve
estetii nin Kan t ' n znel idealist diyalektiinden Hegel ' in nesnel
idealist diyalektiine doru gel iimindeki en nemli aamalardan bi
rini oluturur.
Son derece gelikin estetik teorinin sanatsal yaratnn en ince ay
rntlarna duyulan derin ilgiyle ciddi ve sk bir ekilde birletirilmesi
bu yaznalarn benzersiz nitel iini oluturnaktadr. Goethe ve
Schi l ler yaptklar teorik ve pratik ibirliinde yalnzca kendi tamam
lanm ve tamamianna aamasmdaki eserlerini karlkl olarak clc
tim1cni, ayn zamanda sanalsal biimin nihai ilkelerini ve edebi
trleri karaktcrize eden ve birbirinden ayran nihai ilkeleri bulmak
iin abalamlardr. Ama onlarn mirasn tarihsel ve eletirel d
zeyde ineeieneyi zorunlu klan ey tam da Goethe ve Schiller'in a
balarnn entelektel temelini oluturan byk felsefi kltrdr. Zira
onlarn felsefi kltr yeni ve neml i sorunlarn fonnlc ediliindeki
azametiyle, ama ayn zamanda bu sorunlan arptp ba aa e
virme konusundaki kamlmaz idealist eilimiyle Alman klasik d
nem inin diyalektik idealizminin kltrdr.
Bu sorunlarn sistemli ve eletirel bir tarzda incelenmesi iin kal
k noktas ancak Gocthe ve Schiller'in byk bir sanat yaratma ve
ona teorik temel kazandm1a abalarnn kkeninin bulunduu d
nemin tarihsel bir analizi olabilir. Yaznalar 1 794- 1 805 yllar ara
sndaki dnem kapsamaktadr. Schiller bu dnemde Wallenstein' dan
Demetrius fragnanna kadar oyunlarn, estetk yazlarn ve balad
larn yazmtr; Goethe iin ise llermann 'fa Dorothea'y yazma,
epik iir projeleri, baladlar, Die nali'irlicle Toclter, Faust alnasna
Yeniden balama vb. dnemiydi. Burjuva edebiyat tarihileri Schillcr
ile Goethc arasndaki bu ibirlii dnemine genellikle "klasik" adn

n
GOET I I E V E AG I

verir ve genlik dnemlerindeki gereki geliimleriyle keskin bir kar


tlk tekil ettiini sylerler. Yzeysel adan bakldnda, bu kart
l destekleyecek bir dolu argman vardr, zellikle de Goethe ve
Schiller'in bizzat ifade ettiklerinin ou.
Ne var ki bu keskin kartlk hakl deildir. Gocthe ile Schiller'in
genlikleriyle sonraki geliimleri arasnda bir kartlk olduu doru
dur. Ama bu kartlk biimsel estetik motiflere ya da znel psikoloj ik
motitlere (olgunluk, toyluk vb., tabii burjuva edebiyat tarihilerine
gre) indirgenemez. Daha ziyade, burjuva snfnn geliimindeki iki
tarihsel aama arasndaki kartla ve ayrca balantya iaret eder.
Gerek Goethe'nin gerek Schiller'in genlik dnemi Aydnlanma'nn
devrim ncesi dneminin sanatsal adan son zirvesiydi. Genlik ya
zlar ve ayn zamanda bunlara elik eden sanat teorileri on sekizinci
yzyl Fransz ve ngiliz Aydnlanmas 'na dayanr. Aydnlanma dne
mine, burjuvazinin Fransz Devrimi 'nden nceki evrim dnemine
zg olan sanatsal gerekiliin son kayda deer zetini oluturur.
Dier yandan Goethc ve Schiller'in klasik ad verilen dnemi, burju
vazinin devrim sonras dnemde, yani Balzac ve Stendhal gibi en
byk gereki yazarlarn olduu ve Heine'de Avrupa apnda neme
sahip son temsilcisini bulmu olan dnemde, burjuvazinin sanatsal ge
liiminin ilk doruk noktasyd. 1 789- 1 848 aras bu dnem ana hatla
ryla ayn zamanda byk bir gerekilik dnemi olarak grlmelidir,
her ne kadar bu gerekilik birok temel zellii bakmndan Aydn
lanma gerekiliinden ayrlyor ve (zellikle de Schiller'de) birok
aamas bakmndan ok sorunlu olup ounlukla tam tersine dn
yor olsa bile. Goethe ve Schiller ' in ortak abalarnn teori ve pratii
devrim ncesi Aydnlanma edebiyatyla devrim sonras gerekilik
edebiyat arasndaki kpry oluturur. Goethe'nin eserleri ilk dnem
den ikinci dneme bir organik gei edebiyat olarak zel likle nem
lidir. Goethc ve Schillcr ' in giilerini analiz ederken, bu devrim
sonras aamada edebi yaratcla ilikin birtakm nemli sorunlarn
onlarn eserlerinde 7.aten ortaya ktn ve her zaman ilgin ve ou
zaman da derin nitelikte zmler bulduunu greceiz.

X4
SC I I I L L E R I LE GOET I I E'NiN YA ZlMALARI

Goethe ve Schiller'in geliimindeki bu aaman n zgl nitelii


ancak toplumsal temeli zerinden anla labilir. Buna "devrim son
ras aama" adn vennekle, Fransz Devrimi'nin patlak vcmesi gibi
byk bir olayn onun biim ve ierik sorunlar zerinde belirleyici
etkide bulunduunu vurgulam oluyoruz. Zira bu aamann zgl
nitelii tam da Fransz Devrimi'yle ayn zamanda balam ve tm
dnemin evrimindeki eitli aamalar takip etmi olmasdr.
Fransa'da devrimci altst olularn byk edebi i fadeleri Napo
leon'un dliyle birlikte bu dnem kapandktan sonra ortaya k
mken ve ileri derecede sanayi lemi ngiltere bile bu gelimeye
kar nemli edebi tepkilerini ok sonra vemliken, ekonomik ve
siyasi adan geri kalm olan Almanya'daki yazarlar dnya apn
daki bu olaya hemen ve son derece ileri bir edebi dzeyde yant ver
milerdi. Kukusuz bu hzl tepki Almanya'nn geri durumuyla
yakndan ilikilidir. O dnemde Almanya 'da kapitalizmin ge ge
limilii nedeniyle burjuva devrimi henz bir siyasi gereklik ha
line gelmemiti ve gncellic sahip deildi. Ama kapitalizm Fransz
Devrim i ' n i n hazrlk dnemine ideolojik o larak katlan ve imdi
devrimin hazrlanmasndan devrimin kendisine geie kendi me
rebince, iirsel ve felsefi olarak tepki gstermek zorunda olan grece
ok sayda burjuva eliti kartacak kadar gelimiti. Almanya'nn
bu orantsz geliimdeki ekonomik ve siyasal gerikalml Alman
ya'da tepkinin kendine zg niteliini ve dolaysyla en st iirsel
ifadesinin zgl niteliini belirlemiti: Goethe ve Schiller'in yaratc
sorunlar ve zmleri. Fransz Devrimi 'ne tm Almanlarn tepki
sinin belirleyici zellii esasen ideolojik nitelikte olmasyd. Teori
n in pratie dnmesi ok nadir bir istisnayd ( Georg Forster. )
Bunun sonucu, devrimci snfn (burjuvazinin) kendi iindeki eli
klerin hem devrimden nce hem de sonra Fransa'da olduundan
kan lmaz olarak ok daha yumuak olmasyd.
Snflar arasndaki kartlklarn daha gsz olmas ierii farkl
o lm akla birlikte ideoloj i alannda Fransa 'da ancak devrim ncesi
dn emde mlimkn olan trde sorunlara ve zmlere yol amt.

85
OOETI I E VE A(i t

Yan i tmyle genel bir insani bak asndan ( feodalizmin bask


altna ald toplumun tm katmanlarnn nderi olarak burjuva s
nfnn bak asndan) ortaya konulan sonnlard. Sorunlarn byle
genel ve burjuva tarlda ortaya konulmas ve bunlara verilen sentetik
yantlar haliyle burjuva snfnn iindeki eitli akmlar arasnda
ok keskin kartlklar olmasn dlamyordu. Ama siyasal eylem
zaman nesnel adan henz gelmediinden, tmyle ideolojik dz
lemde araclk ediyordu. Bu durumun genel nitelii yalnzca sorun
larn ortaya konulmas ve zmnn bylesine genel bir burjuva
ve sentetik nitelik edinmesinde deil, ayn zamanda bunlarn idealist
ve topyac nitel iini belirlemi olmasnda da tezahr etmiti .
Alman bujuvazisinin bu genel durumu, toplumda nc ideolojik
rol oynam olmasna ramen ekonomik ve siyasal zayfl, burjuva
ideologlarnn nde gelen katmanlar arasnda en nemli temsilci
lerini Gocthe ve Schiller' de bulacak olan akm dourmutu. Bu
akm Almanya 'da peyderpey b ir burjuva ekonomik ve siya<>al yaan
biimi yaratarak burjuvazinin ve soyluluun nde gelen unsurlann
birletirnc eilimindeydi. Baka bir deyile, 789'un belli toplum
sal sonularn devrim olmadan baarnaya alyordu. Burjuva
devriminin hedeflerinin gereklemesi iin devrimci yntemleri:
zellikle de Engels'in verdii adla, ''plebler"in harekete geirilme
sini kesinlikle reddediyordu. Ama ayn zamanda, 789'un ekonomik
. ve siyasal ana1arn kabul etmiti ve Alnanya'da bujuvazinin kl
trel adan en ileri unsuru ile aristokrasinin burj uvatam olan ve
feodalizmi tasfiye etmek isteyen kesiminin ortak nderliinde feo
dalizmin tedrici olarak. adm adm ortadan kaldrlmasn savunu
yordu.
Fransz Devrimi 'ne kar bu tutum, devrimci yntemlerin reddi
ile devrimin toplumsal ieriinin kabulnden doan bu program, Go
ethc ve Schiller'in Weimer-Jena ibirliinin ortak temelini ve Alnan
"klasisizni"nin. yani 789'dan 848' e Avrupa edebiyatnn gelii
mindeki ilk aamann toplumsal ve ideolojik temelini oluturur. Son
tahlilde Goethe ilc Schiller arasndaki dostluun kilidi onlarn temel
SCI I I LLE'R l L E <IOETl l E " N l N YAZ l M A L A R I

ekonomik v : siyasal grlerinin ve amalarnn rtyor olmasyd .


Biraz paradoks olsa da, bunun siyasal hir dostluk, kltrel ve ideoloj ik
alanda bir siyasal gbirlii oluumu olduu sylenebilir. Dolaysyla
ortak abalarnn nitelii ibirliklerinin hem olaanst derecede
derin ve samimi niteliini, hem de dostluklannn snrlarn (burjuva
edebiyat tarihilerinin ya mulaklatnnaya ya da "derin" psikolojik
tezlerle aklamaya alt snrlar) aklar.
Bu tr edebi efsaneterin yaratlmasna ihtiyar Goethe'nin de belli
bir katk sunduu dorudur. Schiller ' le dostlu&'ll nndeki engeller
ve dostluklarnn tedrici douu hakknda Annalen'de yazdklarndaki
sakatlk, talyan seyahatinden sonraki bak1 asn Schiller'in "Frtna
ve Atlm" yaklamyla kar karya getimi olmasndan kaynak
lanmaktad r, zira Weimer ve Jena'da karlat Schiller oktan Hay
dutla r n ve
' Hile ve Sevgi'nin airi Schillcr olmaktan kmt. Goethe
ve Schiller'deki ortak toplumsal eilim, dostluklarndan yllar nce
sine dayanr, ama Fransz Devrimi'nin yol at farkllklar bu ortak
eilimin yine toplumsal olarak belirlenen mevcut kiisel farkllklar
galebe alabilmesi iin ilkin Alman aydnlar arasna szmalyd.
Goethc Kampagne in Frankreicl balkl anlarnda bu farkllk
lara, yol ayrlkiarna dair canl bir tablo sunar. Smmering, Huber
ve Forster' le birlikte yapt Mainz ziyaretini anlatr '!C bu ziyaret
srasnda gncel olaylara olabildiince az deinmek iin youn aba
harcadklarndan bahseder. " Siyasi meseleler hi tartlmad. ki
mizin de ortak dncesi, ' birbirimize dokunmayalm' ynndeydi.
Zira cumhuriyeti hislerini tamamen terk etmedikleri takdirde, tam
da bu duygulara ve sonularna kesin olarak son verecek olan bir
orduya katlacam akt."
Kiisel i likilerinde incel ikli diplomasi, doal olarak nesnel a
dan var olan elikileri uzun sre uzlatramaz ya da yattramazd.
Gocthe, Wieland ve Herder arasndaki kadim dostluun tam da bu
dnemde bozulduu bilinmektedir; keza Mainz'daki olaylar Schilkr
il e genl ik arkada Huber arasndaki dostluun aniden kopmasna
da yol amtr.

X7
OOETH E VE i\GI

Fakat kiisel ortaklklarn sonlanmas yalnzca birtakm yolda


larn Fransz Devrimi'n in etkisi altnda sola dnmesi eiliminde
deil, kart eilimde de tezahr etti. Bu noktada yalnzca Goet
he ' nin Ko nt Stolberg, Schlosser vb. ile olan ihtilafndan bahsetmek
yeterlidir. Goethe dostu Meyer'e yazd mektupta kendi bak a
sn ok ak bir ekilde ifade etmitir. Schiller'le dostluu bala
dktan iki yl sonra yazlan bu mektubun konusu, August Wilhelm
Schlegel ' in Goethc ve Schiller'in meslekta evresine kabuldr.
Goethe konu hakknda yle yazar: ''Maalesef baz demokratik te
mayllcri o lduu imdiden grlmektedir. Bu yzden baz mesele
leri hemen arptmakta ve baz eyleri kavramas en az kklemi
aristokratik dnme tarznda olduu kadar engellenmektedir."
Keza Fritz von Ste in 'a (Charlotte von Stein 'n olu) yazd, bu g
rlerle tamamen rten bir mektupta, ok nesnel ve soukkanl
bir tarzda, Schiller ' le dostluunun balangcn ''naho siyasetin ve
lanet taraf tutma ruhunun her trl dosta ve dnsel ilikiyi yok
etme tehdidinde bulunduu dnemdeki" bir ibirlii olarak selamlar.
Toplumsal ve siyasal eilimlerinin kar lkllnn Gocthe ve
Schiller arasndaki kkl farkllklar bir an iin olsa ortadan kald
ramayacan sylemeye bile gerek yok. Bu bakmdan, dostluklar
daha batan belli alardan snrlanmt . Daha ilk andan itibaren
Goethe znde evrimci olan Aydnlanmac ve hmanist bir bak
asna sahipti:: Gerekilii sayesinde tm Fransz Devrimi bo
yunca bu genel bak asn muhafaza etmeyi ve ideolojik ynden
yeni koullara uyarlamay baarnt. Schiller ise devrimci hma
nizni ve feodal-mutlakyeti Alnanya'ya ideolojik saldrs Fransz
Devrimi ' nden bile nce baarsz olmu bir kk burj uva ve idea
list dcvrimciydi. Genlik ideallerinin suya dmesi sonucunda,
Fransz Devrimi 'ne kar birok ynden Goethe'ninkine benzer bir
tutum almt. Ama ierk bakmndan bu benzerlie karn. tutu
munda yine de kk burjuva idealist nans korumutu ve yarat
cl n en neml i meselelerine dair tm sorunlarda ve gndelik
hayat n tm sorunlarnda kendisini gstenniti. Dolaysyla Meh-
SC'I I I LLER I L E GOETI I E ' N i N YAZlMA L A R I

ring, Schi llcr'in Goethe 'nin arkada Christiane Vulpius'a kar dar,
kk burj uva, ahlak tutumunu. Goethe ilc kendisi arasndaki
artan soukluun nedeni olarak grmekte haksz deildi.
Fakat bunu uyumsuzluun nedeninden ok bir emaresi olarak
gnnek gerekir. Goethc ve Schiller ' in kiisel ilikileri zerine eitli
beyan lar ( Goethe ' nirkiler genellikle sonradan, Eckennann ' la ko
numalarnda; Schiller' inkiler ise ayn dnemde Kmer ve Hum
bold 'a yazlm mektuplarda yer alr), bu farkllklarn her zaman
var olduunu ve zaman iinde daha da derinletiini gstenncktedir.
Bu kartlk daha dostluklarn balatan esas konuma srasnda (Go
ethe' nin Metamorplose der Pjlan::en' i zerine konumada) tezahr
etmiti. Schiller bu konumada Goethe 'nin "ilkel grngsn" bir
deneyim olarak deil, yalnzca bir fikir olarak grp, onun yan-ma
teryalist diyalektiini Kant terimiere evirni olsa da. hemen bir
kopu yaanmasnn nne gemek iin her i ki tarafn da epeyce dip
lomasiye bavunnas gerekiyordu. Ayn kartlk tm yaratc yn
temlerine sirayet etmitir. Geethe'nin yaratc yntem ilkelerine dair
sonradan yapt nitelendirmeler hemen her zaman -genellikle kabul
edilmesc de- Schillcr i hedef almt; elbette, poJemiksel sivrilikleri
ounlukla ak bir ekilde kendini belli eder (nein Schiller ve
Romantizmi birlikte "zorlama yetenekler a" altnda topladnda).
Oacthe'nin ilerleyen yllarda dile getirdii yalnzca birka ok
nemli sz aktaracaz: "air evrensel olanda tikel olan m aryor,
yoksa tikel olanda evrensel olan m gryor, bu ok nemlidir. lk
yntem tikel olann ancak evrensel olann rnei olarak deer ta
d alegoriyi dourur. kinci yntem ise gerekten iirin doasdr;
evrensel olan dnmeden ya da evrensel olana atfta bulunmadan
tike l olan i fade eder. Bu tikel olan canl bir ekilde kavrayan biri
farknda olmadan ya da sonra farknda olarak evrensel o lan da
bu lur." (Maximen und Re.flexionen)
Elbette dnya grleri ve yaratc sorunlarn bu kartl ibir
liine engel deildi. hatta zaman ?.aman ibirliini son derece verimli
hale getiriyordu. Bir yandan Schiller' in kendi yaratc sorunlarnn
( iOETI I E V l' <:AGI

idealzmle ilikisi konusunda ok bilinli olduu ve her zaman Go


cthe'nin yardmyla bunu dzeltme denline dt dikkate alnd
nda bu ok daha geerlidir. Bu bak asndan, Schi ller ' in Die
Kraniche des /bykus adl baladnda yapt dzcltme hakknda mek
tupla yaptklar tartma son derece i lgintir. Schiller'in Goethe'nin
eletirisinden en basit gerekleri -mesela tumalarn sr halinde u
tuklarn- rendii, ama ayn zamanda bu bilgiden baladnn iirsel
nitelii iin hankulade bir abukluk ve azi m le yararland bir tart
madr bu. Dier yandan, Schiller'in almasndaki idealist zellikleri
genel olarak reddetmesine ve ayrntlar konusundaki eletirilerine
karn, Goethe Schiller ' in kt mek tekil edici nalzerneden zsel
olana arabuk i lerteyiine ve bu ze canl bir iirsel ifade kazandr
masna ok byk hayranlk duyuyordu. Mesela Goethc, Ren 'e yap
t seyahatte elale zerine gzleminin Schiller ' i n Der Taucler
baladndaki tasvirini tmyle doruladn yazar Schiller'e. Schil
ler'in yant ok karakteristiktir: "Doann bu vehesini hibir yerde
gzleme imkan bulamadm, ama Homeres'un Charybdis tasvirini
dikkatle inceledin ve belki de beni doaya bu yaklatrd."
Yazmalarda iki dnemi aka ayrt edebiliriz. Ayrm izgisi
aa be yukar Schiller ' in Weimar ' a yerleme dnemine denk
dmektedir. Souma. zellikle Goethe asndan belirgin gzk
mektedir. Teorik ve pratik eletirisiyle Wal/enstein ' n yaratlmasna
aktif bir ilgi gstererek Schillcr'in sonraki oyunlarna ynelik ele
tirisinin ksa, kiar iltifattarla snrl olmas, te yandan Schiller' in
Goethe hakknda daha yakn arkadalarna eletirel ifadelerine kar
n, Faust ' un yaratlna ateli ve eletirel bir i lgi gstem1i olmas
son derece karakteristiktir.
Dolaysyla zetleyecek olursak, Goethe ile Schiller arasndaki
ibirliinin kapsamn belirleyen eyin tophunsal ve siyasal balant
olduunu syleyebiliriz. Bu ibirliinin merkezinde bir bw:juva kla
sik sanat yaratma giriimi vard. Byk teorik sanat sorunlarn net
letinne giriimleri mnhasran bu pratik iirsel grevin hizmetine
koulmutu. Ve bu ekliyle Goethe ve Schiller, aada greceimiz

90
S('( l l LLER l i . F <lOETII F 'N iN YAZlMALARI

gibi. en genel sanat yasalarn ( tari hsel koullanmalarndan bamsz


bir tarzda eitli edebi trleri yneten yasalar ) saptamak iin Yunan
sanatnn teori ve pratiine ilikin analizlerinden yararianm olduk
lan oranda, peinde kotuklar sanatn Fransz Devrimi ' yle balayan
byk an i fadesi olduunun her zaman farkndaydlar.
Schiller Prologue to Wallenstein'da sanatn o dnemki bu duru
nunu ve bu ada sanatn grevini ok ak bir ekilde i fade etmiti:

Ve imdi yzyln bu arbal sonunda,


Gerekliin kendisi iir haline gelmiken . . .
Sanat, glgeler sahnesinde, imdi
Daha ykseklere bile umaya alabilir, hatta almaldr,
Tabii eer hayat sahnesinde utanmak istemiyorsa.

Goethe ve Schiller'de bu eilimin karlkl nitelii, daha ibirl


inc girimelennden nce, Fransz Devrimi'nin etkisi altnda balam
olmas bakmndan daha da barizdir. Goethe Wilhelm Meister n
'

Schiller'le yakn dostluu balamadan nce zaten anahatlaryla ta


namlamt ve Wilhelm Meister tam da yukarda tarif edildii ekliyle
toplumsal sorunlara ilikin tutwnu bakmndan en programatik eser
dir. Kapitalizmin tarma yaylmas ve feodal kalntlarn gnll tas
fiyesi ynnde cokulu bir propagandayla; aristokrasinin ilerici
temsilcileriyle eitimli burjuvazinin temsilcilerinin birlemesi y
nnde cokulu bir propagandayla sonlanr. (Eserde aristokratlarla bur
juvalar arasnda evlilik vardr.. ) Kukusuz
Wilhelm Meister ilk kez
devrim ncesi dnemde ( 1 778-85) tasavvur edilmiti, ama ilk Wil
helm Meister yalnzca sanat ve tiyatro analiziyle ilgilenir; byk top
lwnsal perspektif ikinci tasiaa aittir. Hegel ' in hakl o larak burjuva
toplumunun devasa hicivsel tasvirini grd Reineke Fuchs adl
komik epik iir de, Goethe'nin Schiller'lc ibirlii balamadan nce
tamamlanm l. Ayn dnemde Fransz Devrimi 'nin pleb eilimlerini
hede f alan ok zayf komedyalann (Die Au,/geregten ve Der Biirger
general) yazlm olmas, Goethe'nin yukarda analiz ettiimiz siyasal
konumunun zorunlu tamamlaycsn oluturur.
91
UOETI I E V E A I

Schiller 'in nem l i i irsel retiminin Gocthe'yle ibirlii nden


sonra balad dorudur, her ne kadar ncesinde bu yeni eilimin
aka i fade edilmi olduu Die Gtter Grieclenlands gibi birka
iir yazlm olsa da. A ma Schiller 'in tarihi yazlar da yukarda an
lattmz eilimlerin hizmetindeydi zaten. Alall der Niederlan
de' nin nszndc, bir burjuva "rnek devrim"in, olmas gerektii
gibi bir devrimin tarif edilmekte olduu aktr. Otuz Yl Sava Ta
rihi burjuva devriminin bir dier nemli sorunuyla i lgilenir: Alnan
ya'nn ulusal birliinin feodal paralanml ve birlii yeniden
salama abalar. Schiller'in Kant' la mnakaas, estetik zerine
yazlar, Mehring'in de doru bir ekilde gzlemledii gibi, Fransz
Devrimi'nin sorunlaryla entelektel bir mnakaadr. Ve Schiller'in
teorik ve estetik taaliyetinin -don, daha Goethe'yle ibirlii iinde
olduu dnemde- modern burjuva sanatnn zgl nitelik lerine il i
kin bir felsefe teorisine varn olduu bilinmektedir: ber naive
und sentinentalisclze Dtchmg (Naif ve Duygusal iir zerine).
Bu eilimler ortak teorik ve pratik faaliyetleri srasnda iki ya
zarda da daha glendi. Grlerinin teorik , pratik ve poleniksel
propagandas iin ortak yaynlar kard lar: Die Horen, Musenal
manacl, Propy/aen, Weimar tiyatrosuna bir oyun repertuar olu-
turna giriimleri vb. Yazmalarnda, zellikle de i lk ksmnda, bu
ortak faaliyete (bir burjuva klasik sanat iin mcadele) ilikin kendi
i teorik tartn a lar yer almaktadr.
Bu tartmalarm merkezinde hiim sorunu vardr. Bu nedenle ve
Goethe ile Schi ller biim sorununun zm iin model ve temeli
hep Yunan sanatnda aradklarndan, ortak faaliyetlerine genell ikle
'klasisizm" ad verilmektedir. Fakat ileride, Goethe ve Schi ller'in
hibir ekilde antika taklit etmeye almadklarn, yalnzca an
tikan biim yasalarn incclcyip modern an airlere sunduu
nalzeneye uygulama dcrdinde olduklarn tekrar tekrar greceiz.
Antikan basit taklidinin bu ekilde tesine geilmesi, dsal zel
liklerini taklit ederek antika mekanik ek ilde bir model olarak
grnenin tesine geilmesi. zaten Alnanya 'da Lessing tarafndan

()2
SC' I I I LLER I LE <JOFTH E ' N i N YAZ lMALARI

baarlmt. Ama Goethe ve Schiller antikaa ilikin yaklam la


rnda nemli bir adan Lessing' in (ve Winckelmann'm) tesine
gemilerdi . Hirt' in6 teorisini gelitirerek, antika sanatnn temel
bir ayrt edici zellii olarak karakteristik kategorisini gelitimi
lerdi. Ama H irt'in aksine, karakteristikten yalnzca tek bir gzellik
esi karmaya abalarn, bylece karakteristik ile Winckel
naru 'n ve Lessing'in gzellik anlaynn diyalektik bir sentezine,
tmyle ahenkli ..soylu sadelik ve soukkanl azamet''e ulanaya
almlard. (Bu sentez giriimleri en ak ekliyle Goethc'nin Der
Sammler und die Seinigen denemesinde ifade edilmi tir.)
Bu abalarn dnemin zgl sorunlaryla ilikisi Goethe ve
Schiller tarafndan aka tannm ve tekrar tekrar ifade edilmiti .
Goethe Literarische Sansculottismus ( 1 795) adl ok ilgin bir de
nemede, klasik bir yazarn ne olduu ve Almanya'dan neden keli
menin gerek anlamyla klasik bir yazar olamayaca sorusunu
sorar. yle yazar: "Kesin kavramlarla konuurken ya da yazarken
kulland szckleri birletirmeyi temel grev addcden biri klasik
yazar, klasik eser tabirlerini nadiren kullanacaktr. Bir klasik ulusal
yazar ne zaman ve nerede ortaya kar? Kendi ulusunun tarihinde
byk olaylarn ve sonulannn ahenkli ve anlaml bir birliini bul
duunda, vatandalarnn ruhunda byklk, duygularnda derinlik,
eylemlerinde g ve deer bulma abasm bouna girimediinde;
ulusun ruhuyla dolmu bir halde, kkl bir dehayla, hem gemii
hem de bugn iinde hissedebildiinde; ulusunu daha yksek bir
kltr dzeyinde bulup kendi eitimi ok daha kolaylatnda;
nnde hirok toplanm malzeme, selefierinin kusursuz ya da ku
surlu abalarn grp. deneyimlernek iin ar bedel demesi ge
rek meyen birok i ve d durumla karlatnda, ite o zaman
hayatnn en iyi yllannda kafas d erli toplu bir halde byk bir eser
l.asavvur ve cra edebilir." Ayrca Goethe klasik yazarn toplumsal
koullarnn retimi iin feodalizm in kkten tasfiyesinin ve burjuva
devriminin toplumsal ieriinin gereklemesinin zorunlu olduunu

l Alays l l rt ( 1 759- 1 R 1 6 ) : Arkeolog ve sanat tarihs.

l)J
< i O E-T I I E VE At.l

aka gnniit. Genel siyasi izgisi n in bir sonucu olarak, hu i


gry ancak olumsuz bir biimde dile getirdii dorudur, ama yine
de syledii ok aktr. yle der: "Almanya'da klasik eserlerin
yolunu deyecek olan devrimleri arzulamak istemiyoruz."
Klasik sanatn sorunlarn biim perspektifinden ortaya koyma
ve zme zorunluluunu belirleyen ey, Gocthe ve Schiller'in top
lumsal ve siyasal duruma ve onun sonniarna il ikin bu kavray
laryd. Ama bu zorunluluun ayn zamanda tarihi ve toplumsal olan
daha derin nedenleri vard. Aydn lanma'nn toplumsal eletirisinin
belli akmlarn devam ettirerek, Goethe ve Sch i ller kapitalizm in
gel i i m i n i n sanatn geliimine olumsuz etkisi hakknda ak bir i
gr elde etmilerdi. (Schil ler 'in Estetik E{titim zerine Bir Dizi
Mektup'ta kapitalist iblmnn istenmeyen etkileri zerine ana
lizini dneli m . ) Kapitalist iblm toplum ilc sanat arasndaki
dorudan i l i kiye hizmet eder ve bu suretle kamusal taleplerin ve
riml i etkisini, alcln genel koullarn, iir malzemesinin toplum
sal hazrlann, sanatsal trterin dorudan toplumsal belirlenimini
vb. yok eder. B i imi paralayp yok eden dorudan burjuva eil i m
Iere kaplp gitmek istemeyen yazar kendisine yaslanmal ve biime
dair tm nemli sorunlar sz konusu olduunda akntya kar yz
melidir. Goethe modem airin bu durumuna ilikin olarak Schiller'e
yle yazmtr: "Maalesefbiz modemler bile ara ara air olarak do
uyoruz ve gerekten ne olduumuzu bilmeden insan soyu iindeki
'
yerimiz konusunda sknt yayoruz; zira yanlyor da olabi lirim
ama zgl belirlenimler gerekte dardan gelmeli ve koullar ye
tenei belirlemelidir. Neden nadiren ( Yunanlardaki anlamyla) epig
ram yazyoruz? nk buna deer ok az ey buluyoruz. N eden
epikte nadiren baarl o luyonz? nk dinleyenimiz yok . Ve son
olarak, neden teatral eseriere olan heves bu kadar gl? <;nk
b i zde drama yegane sanat biimid ir, bu alandaki gerekten artan
prati k imdiden zevk alma umudu sunmaktadr."
C Jocthe ve Schiller'e gre, biim sannlarnn genel olarak bu
lanklamasna. sanatn klece bir ampirik gereki lik ile yapmack

'>4
S C I I I l . L E R ll E GOFT I I E ":>.IN YAZlM A L A R I

bir idealist hayalperestlik arasnda gidip gelmesne yol aan: modern


edebiyatla ve sanatta trlcnn genel olarak birbirine karmasna ve
kartnlmasna yol aan ey ite bu topl umsal durumdu, Goethe'nin
talep ettii "dardan belirlenim"in yokluuydu. Schiller bu konuda
Gocthc'ye yle yazar: Modem dnemde birok yetenekli sanat
nn sanat iirselletirme eiliminin, bizimk i gibi bir ada estetie
ulamann tek yolunun iir olmasyla ve bunun sonucunda, ruha
sahip olduunu iddia eden tm sanatlarn -tam da yalnzca iirsel
bir duyarllkla uyandrlm olduklarndan- grsel olan temsil eder
ken bile yalnzca iirsel tahayyllerini gsterdikleri gereiyle ak
lanp aklananayacan soruyorum. amzda iirsel ruh sanatsal
yantda byle sakncal bir tarzda bclirlenmeseydi fena olmazd.
Ama iir sanat bile trlerinin kavramndan epeyce sapm olduun
dan (onu taklit sanatlaryla temasa geiren yegane ey), iir kuku
suz sanat iin iyi bir rehber deildir; en i yi i h ti malle. sanat
zerinde olumsuz bir etk ide bulunabilir (onu yaygn zelliklerin
zerine kartarak), ama olumlu ve aktif bir etki deil (nesneyi belir
leyerek) ." Schiller'e gre, bu durum modern sanatta yanl bir ikilie
yol amt : Bir yandan, temsil edilecek nesnenin zel nitel iklerine
nfuz euneden dorudan, ampirik gereklie ball: dier yandan
ampi rik gereklii idealiste amas.
Ayn durum edebi ttirlerin srekli birbirine karmasna yol a
mlt r. Goethe Schiller'e yazd bir mektupta yle der: "Biz mo
demlerin edebi trleri kantrmaya bu kadar eilimli olmamz, hatta
bunlar ayrmaktan tmyle aciz olmamz beni gerekten artyor.
. . . Sanat tm gcyle gerekten ocuka, barbarca, yavan olan bu
eil imiere direnmelidir; bir sanat eserini dier bir sanat eserinden
kaln izgilerle aynnal. her birinin niteliklerini ve kendine zg
vas flarn korumaldr. tpk byle yaptklan iin bu tr sanatlar
haline gelmi ve byle kalm olan antikadakiler gib. Peki, ge
niyi zerinde szld dalgalardan kim ayrabilir? Rzgara ve
akntya kar ancak kk kulalar atlabilir." Ve Goethe tm mo
dem sanatn resme. tn modem edebiyatn dramaya meylettiini

J5
GOETHE VE (i\I

ve bylece plastik ve epik sanatn biimlerini datp paraladn


ayrntlaryla gsterir.
Bu deerlendirmeler nda ve ayrca klasisizmin belli elerini
i fade ettiklerine phe olmadndan, Goethe ve Schillcr'in klasik ol
duklann iddia etmek ok ekici griinmektedir. Fakat bu sanatlarn
biim araylarn klasisizmden ibaret grmek sanat anlaylarn faz
lasyla kabalatmak olacaktr. Birazdan Balzac ' n Stendhal eletiri
sinde resimsel ve dramatik olana ynelik ayn ei limleri modem
romann alaneti tarikalanndan biri olarak deerlendirdiini grece
iz. Goethe ve Schiller elbette bu eilimiere kar savamlard. Ama
bu on lan "klasiki" yapmaya yetmez. Zira Stendhal bile bu eilimiere
kar ok eletirel bir tutum almt, zellikle de Balzac 'a kar.
Klasik eilimlerin almas, Goethc ve Schiller'in trleri mekanik
ve kat bir ekilde birbirinden ayrlan sntlandnnalar olarak grme
meleri gereinde tczahr etmiti. Goethe ve Schiller yalnzca tr
lerin birbirinden sk skya ayrlnas gerektiini deil, ayn zamanda
diyalektik iliki, diyalektik balant iinde olmalar gerektiini de
kavramlard. ( Bu diyalektiin zellikle de Schiller'de briind
idealist nitelik, sonradan greceimiz gibi, sorunun ortaya konma
ve zlme tarznda baz tahrifatlar ieriyordu, ama bu durum yn-

temsel olarak trler arasnda keskin klasiki ayrmlar amalannn


nne gememiti. ) Traj ik e ile epik e arasndaki i likiye dair
Schil ler'in Goethe'ye yazd birka cmleden bahsetmekle yetine
cciz. "Bir sanat tr olarak iir ile onun alt trleri arasnda, her
zaman sanatta olduu gibi doada da ok incelikli ho bir atma
doduunu belirtmeliyim. Bu ekliyle, iir sanat her eyi hissedilir
biimde imdiki zamana ait klar ve bylece epik airi bile gemi
niteliklerinin silinmemesi kaydyla olaylar bu ekilde temsil etmeye
zorlar. iir sanat bylece imdi olan her eye de bir gemi niteli
kazandrr, yakn olan her eyi ( ideal olann dzleminde sunarak)
uzaklatm ve bylece oyun yazarn bireysel gerek lii belli bir
uzaklkta tutmak ve ruha malzeneye ilikin olarak bir iirsel zgr
l k salamak zorunda h rakr. Dolaysyl a ragedya en i l eri aama-

9
SCII ILLER i LE GOETI I E ' N i N YAZlMALA R I

snda her zaman epik katna ykselme eilimi gsterecek ve ancak


bu ekilde iir olacaktr. Ayn ekilde, epik iir de drama derekesine
dme eilimi gsterecek ve ancak bu ekilde iirsel zelliklerinin
kavramn tmyle dolduracaktr. Her ikisini de iir eseri yapan, bun
lar birbirine yaknlatran tam da budur. . . . Sanatn gerek grevi
tam da bu karlkl yakniamay snrlarn karmas ve kantrl

mas derekesine dmekten kurtarrnaktr. Genel olarak, sanatn doruk


noktas her zan1an karakter ile gzellii, saflk ile bo ll uu, birlik ile
evrcnsellii vb. uzlatrmaktr." Bunun ardndan Schiller, Goethe'nin
tragedyaya alan bir epik iir olarak Hermann 'la Dorothea'sn ve
epik iire alan bir drama olarak lphigenie'sini analiz eder.
Edebi trterin bu diyalektik ve karlkl etkisi, birbirlerini kar
lkl olarak zenginletirrneleri, devrim sonras dnemde edebiyat
teorisi ve pratiinin tipik bir zelliiydi. Trler teorisi asndan ba
k ldnda, bu etkene yaplan vurguda ve ayn zamanda haddinden
fazla deer biilmesinde Romantik estetiin balang aamalarn
bile grebiliriz. ou romantik yazar ve edebiyat teorisyeni bunun
farknda olmasa bile, bu eilim tam da klasik biimin saflnn ve
yalnhnn artk hkmedemedii modern burjuva yaamnn artan
elikilerinden domutu.
On dokuzuncu yzyln ilk balarnda tm Avrupa edebiyatn
gark etmi olan Romantik hareketin kar konulmaz nitelii, tam da
ykselen yeni hayatn organik ve zorunlu bir rn olmasna da
yanmaktadr. Daha nce de vurguladmz gibi, Romantizm biim
lerin diyalektik i ie geiini ayrm izgilerinin silinmesi noktasna,
neredeyse trterin tamamen karmas ve yok edilmesi noktasna
kadar ilerletniti; bylece ortaya kna srecindeki yeni hayat bi
imlerinin yeni eilimine ar abartl bir ifade kazandrmt. I 789-
1 848 dneminin gerekten byk yazarlarnn ortak eilimi tan1 da
Yaratc yntemlerine ve kendi edebiyat teorilerine yeni hayat bi
imlerinin zorunlu bir sonucu olarak bu Romantik eilimi dahil et
nclcriydi. Fakat bu yalnzca almas gereken bir etkendi ve bu
Romantik eilimi ana srecinde byk ve yeni bir edebi biim ya-

97
GOETI IE VE AGI

ratmaya almlard . Ronantizmle mcadele ayn zamanda yen


hayat biimlerinde iirsel hakimiyet ncadelesiydi.
Ronantiznlc bu mcadele o dnemin tm nemli yazarlarnn
teori ve pratiini etkiledi. Balzac nsanlk Kom edya s na yazd n
'

szde, Walter Scott ' n Romantizminin kendi yaratc alnas a


sndan anlamn ok ak bir ekilde gsterir; ayrca bu Ronantizmi
byk toplumsal gerekilik dorultusunda ancak Romantizmin ei
limlerini diyalektik ynden younlatrarak ve yadsyarak. amann
mmkn olduunu da gstem1iti. Stendhal ' in Parma Manastm ' na
ynelik son derece nemli eletirisinde, Klasisizn ve Romantizm
dnda ikisinin sentezi iin abalayan nc bir edebi yol olduunu
aka i fade eder. yle yazar: "On yedinci ve on sekizinci yzyln
kat edebi yntemleriyle modem toplumun bir tablosunun sunulabi
leceini dnmyorum. Dramatik enin, alegorinin, in1genin, tas
virin, diyaloun kullanlmas kanmca modem edebiyat iin mutlak
zorunluluktur."
Bu eilimlerin Goethe ve Schiller'de sonradan Balzac ya da Hei
ne'de o lduu kadar ak ve bilinli derecede grl emeyeceini sy
lemeye b ile gerek yok. Zaten Avrupa sanatnn byk bir akm
o larak Romantik edebiyat hareketi, onlar ibirliine giritikten sonra
balamtr. Goethe ve S chiller birlikte ancak Alnan Romantizminin
balanglarna, Schlegel kardelerin Romantik sanat teorisini for
mle etme giriimlerine, Tieck'in ilk eserlerine vb. tanklk edebil
milerdir. Ayrca Schlegel 'in edebiyat teorisinin Schiller tarafndan
tmyle reddedilmi olduu bilinen bir gerektir. Bu eilimlerin
znn Schi ller' in eserinde olduu gibi Goethe' nin eserinde de kar
mza kmas ve byk Avrupa edebiyatnn sonrasndaki temel
sorununun -Romantik eilimleri ama ve byk gereki bir btn
selliin tek bir csine dntrme f Authcbcn]- bal bana bir
edebi akm olarak Romantizmin ortaya kndan nce onlarn eser
lerinde zaten var olmas (zellikle de Wilhelm Meister ' la ve Schil
ler ' in konuya dair analizini ve eletirel mektuplarn karlatnnz)
olduka i lgintir.
SCHILLER iLE GOETI I E'NiN YAZlMALARI

Elbette sz konusu baar onlarda da bu dnemin sonraki byk


yazarlarnda olduu kadar kusurluydu. zellikle de Romantik mo
tiflerin Avrupa apnda byi.ik bir edebiyat akm olarak ortaya
kndan nce aka sergilendii Schiller'in sonraki oyunlar
bun larn gerekten stesinden gelmeyi nadiren baamut. The
Bride ofMessina Schiller'in antikadaki anlamyla esere zorunlu
luk ykleme ynndeki tm giriimlerine karn yine de ilk "kader
dramas"dr rschicksalsdrama]. The Maid ofOrleans ise yerel ren
kle mucize iirinin [ Wunderlyrik] birleiminin mthi etkisi yoluyla
dramatik biim birliinin daln gstermektedir, tpk sonrasnda
Victor Hugo'nun, Tieck'in Romantik oyunlarnn yapt gibi. Ne
var ki Romantik motifleri akn bir eye indirgeme eilimi Goethe
ve Schiller'in teori ve pratiine egemen olmutu. Ve bu eilm on
larn tm slup sorunlarna ilikin tutumlann (Romantik eilimlerin
zmserrmesi ve almas ile edebiyatn biim ve ieriini belirleyen
etken olarak ada yaanun tannmasyla ilintili olan tutumlarn)
zsel olarak belirlemiti. ( htiyar Goethe 'nin Romantizmi kesinlikle
reddetmesinin bu sorunla hibir alakas yoktur. Gerici ve bilinemczci
hale gelmi olan Alman Romantizmini reddetmiti, ama hayatnn
sonlarna doru Walter Scott, Victor Hugo, Manzoni gibi isimlere
epey ilgi duymutu. )
Dolaysyla Goethe v e Schiller ' in iirsel itiyaklar v e edebi bi
imin safl iin yrttkleri teorik mcadele el ikili bir ikilik
iinde ilerlemiti. Bir yandan kalk noktalar, tm modem sanatn
ortaya kt tarihsel koullar dikkate alndnda, doas gerei ku
surlu ve sorunlu olmak zorunda olduu iddiasyd. birlii yaptklan
dnemde estetik zerine yazdklar byk denemeler (Goethe 'nin
Der Sammler und die Seinigen'i ve Schiller'in Naifve Duygusal iiri
Oerin e si) bu iddiaya teorik bir temel kazandm. Schiller'e bir mek
'

tubunda Goethe u yorumda bulunur: "Tm modem sanatlar ku


surlu/ar sn fna mensuptur ve dolaysyla az ok ayr balklar
alt nda decrlendirilmelidirler. (Goethe bu denemesinde modem sa
na t larn tipik kusurlarn sistematikletinncyc almt. Aada-

99
GOETJ-IE VE AI

kiler bu sistemdeki "balk"lardr. -G.L. ) . . . imdi eer M ichelan


gelo 'yu jantaznac, Correggio 'yu arlk ve Rafael'i karakterci ya
parsak, o zaman bu balklar olaanst bir derinlie kavuur, zira o
zaman bu kayda deer insanlar kendi snrllklar iinde deerlendi
ririz ve yine de on lan kral olarak ya da tm trlerin byk temsilcileri
olarak grrz." Burada Goethe modern sanatn sorunlu niteliini
Schiller ' in nl denemesinde vurguladndan da fazla vurgulamt,
nk bu nitelii Rnesans'ta da (stelik ok daha ileri dzeyde) ke
fetmeye almt, oysa Schiller Shakespcare'e naif, yani slup ba
kmndan Yunanlara benzer ve deer bakmndan onlara e bir sanat
muamelesi yapmt. Dier yandan, Goethe ve Schiller antika il
kesel adan ulalamaz bir model olarak ya da antika sanatnn ku
sursuzluunu ada sanat iin daha batan olanaksz bir ey olarak
grmemilerdi. Tersine, antika incelemesi, antika sanatnn estetik
nermelerinin kefi ve tatbiki bir estetik farkndalk yaratarak, biimi
yneten yasalann tmyle net bir ekilde anla lnasn salayarak
modem ada sanatn sorunlu niteliini amaya yarayacakt.
te yandan elbette bu sanat teorisinin idealist yan burada olduka
barizdir. Goethe ve Schiller ' in zaman zaman yaadkJan an top
lumsal geliimi ile modem sanaln sorunlu nitelii arasndaki ilikiye
dair olaanst derin ve parlak igrler gelitirdikleri dorudur. Ama
sanatsal biim sonnunu toplumsal evrimin bir rn (elbette mekanik
bir rn deil) olarak tasavvur edememilerdi. Sanatsal biimin top
lumsal belirleniminin Goethe ve Schiller'in sanat teorisinde gerekten
de nemli bir rol oynad dorudur, ama felsefi tutumlarndaki idea
lizmin bir sonucu olarak, derin igrlerinden gerekli tm sonular
doru bir ekilde karmay baaranamlard. idealist topyaclktan .
kkleri toplumsal gereklikte olan hastalklardan sanatsal bilinci sa
altarak kurtulabilecekleri yanlsamasndan ve modem sanatn sonnlu
niteliinin meseleye biimsel ynden yaklaarak a labilecei yanl
samasndan kendilerini kurtaramamlard .
te Goethc v e Schiller'in estetiinde klasiki zellik kendisin i
burada gsterir. antikaa geri dnte deil. Antikan sanatsal il-
SCII I L L E R iLE GOETHE ' N N YAZ l M A L A R I

kclerine dair aratmalar tmyle hakl ve zorunlu bir eilimdi; bu


ol mada n gerekten byk bir sanat yaratmak zor, sanatsal biimin
yasalarn bilmek ise olanakszd. Marx Yunanlar insanln "nor
mal (ya d, nonn belirleyen) ocuklar" olarak adlandrm ve Yu
nanlann byk sanatsal yarat l arn "normlar ve ulal maz modeller"
olarak gnnt. Marx asndan bu norm elbette ancak "belli a
lardan" geerliydi. Yani Marx, toplumsal gereklik temelinde sana
tn belli bir dneminin biim ve ieriini douran zgl koullarn
kesin ve somut bir ekilde incelenmesi gerektiini sylemiti; sa
natsal evrimin belli bir dneminde kullanlabilecek biimlerin ve
bunlarn nasl kullanlabileceinin aka anialmasn talep edi
yordu. yle yazyordu: "Zorluk yalnzca bu elikilerin genel ola
rak formle edilmesindedir. Bunlar belirlcndii anda aklanmtr
da." Goethe ve Schi l l er in temeldeki idealist tutumlar bu belirle
'

meyi kesin bir tarzda gerekletirmelerini engellemiti.


Bu sorunu doru bir ekilde ortaya koyup zme konusundaki
bu baarszln arkasnda, elbette, bir toplumsal zorunluluk vardr:
TUm modem sanatn zorunlu olarak sonmlu nitelii. Marx "kapita
list retimin sanat ve iir gibi bell i manevi retim daliarna dman"
olduundan bahseder. Tm nemli modem sanatlar bu dmanl
hissetmilerdir, stelik kapitalist retim ilerledike daha derinden
hissetmilerdir. Bu adan da, Fransz Devrimi dnemi ve ngilte
re'de ayn dnemde muzaffer bir ekilde ilerleyen sanayi devrimi
dnemi modem burj uva sanatnn ve estetiinin geliiminde derin
bir uurumu ifade eder. On sekizinci yzyln byk gerekilerinin
biim sorununa fazla kafa yormadan, gndelik burjuva yaamn
edebiyada btnletirirken ve modem roman yaratrken duyduklar
naf coku bitmi ve bu gerekliin sonnlu nitelii ve onun iin ye
terli sanatsal biimler zerine zorlama bir tefekkre kap aralarntr.
Bu tefekkr ikili bir dzlemde ilerler, ama sanat lar ve sanat
teorisyenleri nadiren onun ikili ve elikili niteliinin farkna vara
bilirler (asla tam olarak deil, belli bir lde). u iki sorunun i ie
geirilmesi sz konusudur: Ya sanat yasalar sistemi antika ince-

101
GOETHE VE AI

teyerek oluturulmal. bylece sanat modem yaamn zgl niteli


ini ifade edebilmelidir (bu durumda antikan incelenmesi nodern
hwjuva am biimlerini ve biim yasalarn kefetmeye ve ina et
meye yarar), ya da bu bilgi evrensel "tarihst" yasalar sisteminin
kefine yol anal ve bylece bir klasik sanat bugn bile -modem
yaamn sanat karsndaki sorunlu ve dmanca niteliine karn
yaratlabilmelidir. Dolaysyla mesele yaratc ekilde yenilenen an
tika biimlerinin yardmyla burjuva mevcudiyetinin toplumsal
adan sorunlu niteliinin stesinden gelme meselesidir.
Modem sanat lardan Balzac 'n etkili bir ekilde izledii, keza
Goethe'nin de Wilhelm Meister'da ve Faust'ta takip ettii ilk yol mo
dem roman teorisine. modem yaamn tm sorunlu elerinin ve sa
natsal olmayan irkinliinin amansz ifadesine, bu sonnlu nitelin
sonuna kadar gtrtmek suretiyle sanatsal adan almasna vard .
Balzac yine d e son derece sorunlu bir estetik enin varln srdr
d inancn aka hissetmi ve buna net bir i fade kazandrmt.
Sanatsal iman beyanlar, zellikle de Mehul aheser hikayesi bu
yolu zgl olarak modem sanat ilkelerinin vaaz ettii gibi tutarl bir
ekilde sonuna kadar gtrmenin kendi kendine dalmaya, sanatsal
biimi yok etmeye varacan aka gstermektedir.
D ier yolun ise modern yaamn en derin sorunlarndan belli
oranda tiksiruneye, bu sorunlardan belli oranda kamaya yol amas
kanlmazdr. Zira eer modern yaamn malzemesi antika sana
tnn izgi aklna, k6mpozisyonun antikadaki yalnlna ve
dzenliliine sahip olan bir sanat eserine yol aacaksa, o zaman mal
zemeyi iindeki sorunlu unsurlardan temizlemek ve bylece modem
yaamn merkezi sorunlarndan belli bir uzakla yerletirnek gere
kir. Goethe'nin kukusuz en byk escrlerinden biri olan ve estetik
adan antikan yalnlna ve azametine en ok yaklat Her
mam 'la Dorotlea bu ikinci yolun tipik rndr. Ama bu hedefe
ancak urunda abalad epik iiri bir idi! ile snrlama pahasna
ulamtr. Mcrsiyc, hiciv ve idilin modern duygusal iirin tipik bi
imleri olduunu tasvir eden ve gsteren Schiller 'in Nai(ve Duygu-

1 02
SCI IILLER ILE GOETHE'NN YAZlMALARI

sal iir' indeki derin igiiy farknda olmadan -ne o ne de Schller


bunun farkndayd- onaylamt . Antika biimine ramen Her
mam 'la Dorothea en az Wilhelm Meister kadar sorunlu ve duygu
saldr, ama farkl bir tarzda.
Hermam 'la Dorothea ile Wilhelm Meister arasndaki bu kartlk
Goethe ile Schiller arasndaki yazmalarda nemli bir rol oynad .
kisi de Wilhelm Meister' n Alnanya'da modem burjuva yaamnn
sorunlarn canl bir btnsellik iinde ve kapsaml bir tablo halinde
sunmaya alan ilk byk rnek olduunun; Wilhelm Meister'la yeni
bir tr olarak modem romann doduunun farkndayd. kisi de bu
romann byklnn tam da bu sorunlarn btnn byk bir epik
birlik iinde sunmas olduunun, Wilhelm Meister'n biimin srekli
olarak epiin azametine yaklat bir roman olduunu kavramt.
Bylece modem romann temel zelliklerinden birini tanmlard.
Hegel sonrasnda roman "modem epik" olarak adlandrmt. Ama
Goethe ve Schiller romann bu eiliminin epik katna ykselememe
sinin, romann "kusur"u deil, temel bir zellii olduunu grmemi,
grememilerdi. Burada ancak burj uva ada tm sanatn sanatsal
adan sorunlu niteliinden bahsedildii lde; zorunlu olarak son
derece elikili olan bir izlein yeterli sanatsal ifadesinin ancak bur
juva roman gibi kendi kendine elien bir biimle yaplabilecei ta
nnd lde bir kusurdan bahsedilebilir. Bu biimin byk ve
eksiksiz nitelii tam da sorunlu izlein inatla sonuna kadar gtrl
yor olmasnda sakldr.
Wilhelm Meisler'n yksek kusursuzluk dzeyinde bile, Gocthe
ve Schiller romann sanatsal biiminin bu sorunlu niteliini tanm

lard . Ve biimsel olguyu, yani bir cpik iir katna ykselme eilimini
ve bu eilimin baarszln aka grmlerdi. Ama antika epii
idealinden yana nyarglarn koruyan Schiller ve Goethe, bu doru
yargy hatal bir ekilde Wilhelm Meister'n "kusuru" olarak deer
lendirmilerdi. Goethe bir keresinde Wilhelm Meisler' hiddetle
"szde epik" olarak nitelendirniti. Schiller kitabn kendisinde b
rak t izlcnimi kesin olarak zetiedii bir mektupta bu tek yanl g-

1 03
OETHE VE AGI

rn gerekesini aka belirtir. yle yazar: "Yakn dnemde Me


ister' yeniden okudum, dsal biimin her eye ramen ne denl i
nemli olduundan hi bu kadar ctkilenmemitin. Meister'n biimi,
genel olarak romann biimi gibi, yalnzca iirsel deildir; tmyle
akl alanna dahildir, onun tm taleplerine boyun eer ve tm snr
ltklarn paylar. Ama bu biimden yararianm ve en iirsel halle
rini bu biinle ifade etmi olan gerekten iirsel bir ruh olmasndan
tr ortaya kan sonu, doru bir ekilde nasl i fade edecein bi
lemediim iirsel atmosfer ile dzyaz atmosferi arasnda tuhaf bir
salnmdr. Ben Wilhelm Meister'n (yani romann) belli bir iirsel
cesaretten yoksun olduunu, nk bir roman olarak her zaman an
la tatmin etmeye altn ve yine, gerek bir aklktan yoksun
olduunu (fakat bunun iin bell i oranda bir talep dourur), nk i
irsel bir ruhtan doduunu sylemek istiyorum." Ardndan, Wilhelm
Meister'n bu sorunlu niteliini Hermann 'la Dorothea'nn kusursuz
luuyla yan yana getirir: ''Meister' da Hermmn' bu denli byleyici
klan eyi kim hissetmez? lkinde sizin ruhunuzdan hibir ey, hibir
ey eksik deildir. Kalbi iirin gleriyle h eyecanlandrr ve bize s
rekli yenilenen bir haz verir, ama He1-mann beni iirin ilahi dnyasna
gtrrken ve bunu yalnzca saf iirsel biimi araclyla yaparken,
Wilhelm Meister gerek dnyadan ayrlnama hibir zaman izin ver
miyor."
Schiller'in bu kartl yalnzca biim sorununa indirgemi ol
mas ve iki eser arasndaki biim farklarnn gerisinde bizatihi ha
yatn ieriine ilikin iki farkl tutumun yattn grmemi olmas
ok karakteristiktir; bylece, dier alardan olduka derin olan
biim anlayn idealist bir tarzda arptmtr. Fakat Goethe'nin bu
eletiriye tamamen katldn ifade ederek tepki vermi olmas da
ok karakteristiktir. yle yazar Goethe: "Hermann 'n sizin hnerli
elierinizde olmas beni memnun ediyor. Meister hakknda syledik
terinizi ok iyi anlyorum; tm bunlar ve daha fazlas doru. Bana
en ok sknty veren tam da bu kusurlu nitelii oldu. Saf bir biim
yardmc olur, destek kar, oysa saf olmayan biim her yerde engel

1 04
S('HI LLER I L E GOETHE'NIN YAZlMALARI

ve kstek olur. Ama bir daha biim ve konu meselesinde bu kadar


kolay aldanmayacam ve dehann bize hayatn gznde bahede
bi lecei eye odaklanacaz." Dolaysyla Goethe burada Wilhelm
Meister' bir "hata" olarak grr. Hi tereddt etmeden ikisi de Her
matn 'la Dorothea ' y Wilhelm Meister'a; bir idil derekesine d
iilm epik iiri byk modern romana tercih etmilerdi.
Eer bu kararlar teoride ve pratikte gerekleseydi ve nemli bir
tarzda kalclasayd, o zaman ortak eilimlerindeki klasisizmden
bahsetmemiz mmkn olabilirdi, her ne kadar Hermam 'la Dorothea
doas gerei Goethe ve Schiller'in biim konusundaki evkierinden
tr olduunu dndklerinden ok daha az klasik olsa da. Aynca
Gocthc antika biimlerine dair bilgisi temelinde "gerekten klasik"
eserler yaratma giriiminde bulunduunda baarsz olmutu. ada
yaam gerekten unutamayacak ya da bir kenara atamayacak kadar
modem gereki bir sanatyd. Hermam 'la Dorotlea varoluunu
ve biimini en az Die natrliche Tochter (bilinli derecede klasik
ynelimi olan bir drama) kadar Fransz Devrimi'ne borludur. Ve
neredeyse tamamen biim bilgisi ve cokusundan domu olan Go
ethe'nin projelerinin tamamlanmadan kalm olmas (rnein Aclil
leis) tesadf deildir. Schiller'e gre, bu biim eilimi ok daha
tehlikeli hale geldi (Die Braut von Messina ' da olduu gibi), ama
onun eserlerinde de dnemin byk sorunlar her zaman sonraki
oyunlarnn temelini olutunnaktadr (ulusal birlik sorunu vb.).
Fakat Goethe ve Schiller ' in "klasiki" eilimini salt bir "kusur"
olarak grecek olsaydk, kart, yanl ve tarihsel-olmayan uca va
rrdk. Goethe ve Schiller'in bu elikili tutumunun arkasnda on
dokuzuncu yzylda modem sanatn byk merkezi sorunu sakldr:
Burjuva yaamnn irkinliini ve sanatsal olmayan niteliini sanat
sal olarak ama giriimi. Modem sanatn bu dneminin geliimini
doru bir ekilde anlamak istiyorsak -Goethe ve Schiller'in ibirlii
burjuva sanatnn bu son ykseliini balatr ve birok adan da
donk noktasdr- o zaman "klasisizm"lerindeki eilimleri doru bir
ekilde deerlendirmek zorundayz, zira sorunlam zmlerindeki

lOS
GOETHE VE AJ

ka clcre ve idealist arptnalara ramen bu eilimlerin bir


mazereti vardr.
Goethe'de bu sorunlar Schiller'de olduundan ok daha aleni ve
netti. Goethe tm yaam boyunca byk bir gerekiydi. Hayatn
ieriinin klasisizn dzleminde saflatnlmas modem hayatn onun
nne kard esas traj ik elikilerden ve atmalardan bilinli bir
ekilde kanmak anlamna geliyordu. Goethe Schiller'e tragedya
yazamadndan bahsettii bir mektubunda bunu gayet ak bir e
kilde ifade eder: "Gerek bir tragedya yazp yazmayacan bilecek
kadar kendimi iyi tanmadm dorudur; ama bu ie girirnekten
korkuyorum ve buna girimenin bile beni yok edeceine neredeyse
eminim." Goethe modem hayatn elikilerinin nihai sonularndan
kanmasnn kkenierinin hibir ekilde sanatsal kayg larda, biime
dair ilkelerde sakl olmadn burada ok ak bir ekilde syler. Sa
natsal kayglar Goethe'nin modem yaam karsndaki temel tutu
munun sonulardr ve en byk eserlerini tam da kritik anl arda
kendi yaam igdsnn stesinden gelmi olmasna borludur.
Schiller'de sorun daha karmaktr. Schiller hayati esi, trajik
keskinlii bakmndan 'eliki' olan doutan bir tragedyacyd. Do
laysyla Schiller ' in klasiki eilimi salt biim dncesinden do
mu grnmektedir, ama bu yalnzca grntr. Bu eilim devrim
sonras dnemin sorunlarna kar siyasal tutumundan, feodalizmin
devrilmesi iin devrin1ci yntemleri reddetmesinden domutu.
Bylece ann en derin trajik sorunlarn ilgilendii izieklerden
dlam oldu; Wilhem Tcll 'i genliinin dran1alaryla karlatrd
mzda bu siyasal dnn biimsel estetik sonular aka gr
lr. Dier yandan, Schiller ' in felsefi idealizni, modem hayatn
sorunlarna slup bakmndan egemen olma sorununu doru tarzda
fonnle etmi olmasn da tahrifata uratmt.
Goethe ve Schillcr'in adalarnn kk fotorafik doalclna
kar srekli mcadeleleri hakl ve doruydu. Ama Schiller'in fetseti
idcalizmi bazen bu mcadeleyi arptm ve "Hakikat" ilc "Gerek
lik" arasnda kat ve dlayc bir kartla dntm1t. Bride of

1 06
SCH I LLER i LE GOETHE'NiN YAZlMALARI

Messina'ya yazd sunuta. sanatn gereklikle ilikisi konusunda


yle diyordu: "Sanat her trl gereklikten daha doru ve her trl
olgudan daha gerek olabilir. Dolaysyla sanat gerekliin tek bir
esini bile bulduu ekilde kullanamaz, eseri tiin paralan bakmn
dan ideal olmaldr, tpk btn bakmndan gereklie sahip olmas
ve doayla uyumlu olmas gerektii gibi." Felsefi adan bir idealist
olan ve znel idealizmden nesnel idealizme geiin yolunu arayan
Schiller, dolaysz gerekliin kk yeniden retiminin tesine
geme giriimini, sanat tarafndan ifadeye kavuturulmas gereken
hayatn zsel belirlenimlerini hayatn kendisinden tamamen kopar
mak ve bunlar fikirler dnyasmn bileenleri olarak tasavvur etmek
dnda baka bir yolla formle edemezdi. Schiller'de sorunlann bu
genel idealist tahrifat, tarihsel yaarnn elikilerinin nesnel olarak
barikulade bir ekilde kavranmas ile bu sorunlarn ahlak bir ere
veye hapsedilmesi arasnda, felsefi adan onu Hegel' in en nemli
nclerinden biri haline getiren nesnel bir idealizm ile Kant' n znel
ideali7.minin basit bir takipisi, yorumlaycs ve uygulaycs olmak
arasnda yalpalyor olmasyla- daha da glenmiti. Sonu olarak,
Schiller'in sanatsal pratikleri Kant ile Hegel arasndaki orta yolcu
felsefi konumunun eksiksiz bir yansmasdr. Drama edebiyatnn
Shakespeare' den beri grmedii trde abidevi, barikulade dzeyde
kapsaml tarihsel tasvirlerin yan sra, Kan'tan mlhem kk, znel
ahlak eilimin tahrif ettii byk tarihi ilikileri grrz onda. r
nein Kralie Elizabeth ' in ilk bata Maria Stuart iin nasl byk ta
rihsel tarzda tasavvur edildiini ve sonra evrildii yeri dnebiliriz.
Dolaysyla Goethe ve Schiller iin tm bu ideoloj ik tahrifatlara
karn hakl olan temel sorun, modem yaanun gerekten byk e
likilcrinin kavranmas ve temsili, gnlk yaamn ayrntlarna
kk ve ok yakndan bal ln safbiimiyle byk sorunlarn sa
nats al ifadesinin nnde bir engel tekil ettiinin fark edilmesiydi.
Modern burjuva yaamn sanata bu adan tehlikeli derecede eli
kili bir malzeme sunuyor olduunu fark etmeleri iin de ayns ge
erlidir. Bu iki anlamda dorudur. idealist felsefi eilimlerine karn
Schi ller ' in bu ifte tchl ikey -kk szde gerek i l i k ve ii bo

1 07
UOETHE VE AG I

idealist sluplatrma (retorik, hayali olan vb. )- aka grdn


ve bu ikinci trde ei limin kendi yaratc eserleri iin tad tehli
kenin tamamen farknda olduunu gzlemlemek ok ilgintir. rne
in Wallenstein' yazarken bu tr bir yavanla dmekten kork
mutu. Goethe'ye bu yavanln, "eski retorik tarza dnme korku
sundan ve nesneye yaknl koruma konusunda fazla endieli bir a
badan kaynaklandn" yazmt. "Dolaysyla eer iki tehlikeden de
(diizyazsal ve retorik olan) ayn ekilde kanmaya almak gereki
yorsa, saf i irsel bir duruma erimek baka bir yerde olduundan ok
daha zorunludur."
Goethe ve Schiller bu zorluklardan tam da antika sanatnn il
kelerini genel olarak sanat ilkeleri olarak inceleyerek kurtulmaya
almt. Ama bu aray yalnzca grnte salt biime dair bir in
celemeydi. Goethe ve Schillcr'in zerinde altklan biim kavram
belirleyici ierik sorunlaryla ok yakndan ilikiliydi. B iim ilc ie
rik arasndaki diyalektik ilikiye dair formlasyonlar ne kadar hatal
ve idealist lde arptlm olsa da, temel eilimleri bu diyalektik
ilikiyi tanmlama ynndeydi.
Goethe'ye yazd bir mektupta Schiller ortak heveslerini iki
madde halinde ortaya koyar. lki sanatn konusunun tanmdr: "u
anda, konunun mutlak kesinlii kavramndan hareket etmek bana
byk bir avantaj gibi grnyor. Zira kt konu tercihinden tr
istenilen sonucu vermemi olan tm sanat eserlerinin bu tr bir bc
lirsizlikle malul ve dolaytsyla keyfi bir nitelie sahip olduunu gs
terecektir." Goethe'nin bundan byle ou zaman da kl krk yarc
bir kesinlikle takip ettii sanat konusu sorununun bu analizi, zg l
olarak biim sorununun, edebi trler sorununun somutlatrlmasna
vamut. Schiller yukanda aktarlan gzlemi tamamlayarak, yle
yazar: "Bu nem1eye bir bakas daha, yani her durumda konunun
bir sanat tiiri.ine uygun aralarla tanmlanmas gerektii, bunun her
sanatsal trn zel snrlar dahilinde yaplmas gerektii nem1es i
eklendii takdirde, konu seimlerinde yanl ynlendirilnckten ka
nmak iin yeterli bir kstasa ulalr." Dolaysyla Goethc ve Schil-

108
SCi fiLLER iLE GOET H E ' N I N YAZlMALARI

ler iin dar anlamyla biim sorunlannn bile sanatsal konunun do


asndan doduunu gryoruz.
Goethe ve Schiller'in Yunanlardan rendikleri ey esasen ( r
nein on yedinci yzyl Fransz klasisizminin ou zaman yapt
gibi) tikel biimsel karakteristikler deil, daha ziyade her sanat ese
rinin setii konunun temel belirleyicilerini [Bestimmungen] ak
ve zorunlu bir tarzda ifade etmesi gerektii eklindeki temel sanatsal
nerrneydi. Sanat yalnzca genel hatlaryla bu temel belirleyicilerle
ba olan ya da hi ba olmayan ayrntlar iinde kaybolmamal,
aksine bu belirleyici leri tamamen ve gerek ilikileri iinde telaffuz
etmelidir; zira bu ilkelerin ifade ediliinde her trl mulaklk ya
da znel kapris, sanat iin lmcl olacaktr.
eitli edebi trterin zgl nitelii bu temel yasadan karlmak
tadr. Nesnelerin zgl nitelii, temel belirleyicileri arasndaki ili
kinin zgl nitelii belli sanatsal ifade biimleri ngrr. Sanatsal
ifadenin bu tipik biimleri edebi trlerdir. Goethe ve Schiller'in, ya
zmalarnda, her izlei hangi biim altnda azami, hatta mmkn
olan yegane yeterli ifadeyi bulabileceini kefetmek iin ayr ayr
ne kadar evkle ve derinlemesine incelediklerini grmek ok ilgin
tir. Bir baka balamda Goethe ve Schiller'de trterin ayrlmasnn
kesinlikle ok kesin olduundan, ama hibir ekilde kat ve mekanik
olmadndan bahsetmitik. Schi l ler'in talyan k lasiki Alfieri'nin
tragedyalara dair eletirisi, her ikisi iin de bir konunun zel e
lerini soyut bir ekilde aynnann, ilgili edebi trn yasalanna uyuyor
olsa bile hi de yeterli olmadn gsterir. Yunan sanatndaki temel
belirleyicileri aynna grevini klasiki anlamda, yani byk bir ger
ekilik anlamnda ve soyut bir slup anlamnda tasavvur etmemi
lerdi. Al fieri iin Schiller yle der: "Her halkarda onun bir olumlu
zellii olduunu tanmak zorundaym. her ne kadar bu bir eletiri
ierse de. Bir konudan iirsel anlamda nasl yararlanacan bilir ve
bunu ayrntlaryla gelitirme arzusunu uyandrr: Kendisinin tatmin
olmadna ilikin kesin bir kant, ama yine de konuyu dzyazdan
ve tarihten baaryla kopam1 olduunun bir iareti ."

1 09
GOETHE VE AGI

Goethc ve Schiller'in Aristotcles'in poetikasna ilikin yaptklar


yeni ve derinlemesine bir incelemeyle ilintili olan edebi trler teoris i
d e kalk noktasn bu merkezi sorundan alr. Schiller son derece a
da bir anlamda, yani modem sanattaki ifte tehlikeye kar mca
delesi anlamnda Aristoteles ' e duyduu sempatiyi i fade eder:
''Aristoteles ya dsal biime klece bal olan ya da her trl biimi
boveren herkes iin gerek bir cehennem zcbanisidir." Ve Schil ler
her trl iirin merkezi sorununu hikayede [Fabel], olaylar arasn
daki baiantda grm olduu iin Aristoteles ' i zellikle ver.
Schiller incelemeleri ve Wal/enstein zerine iirsel almasnn so
nucu olarak, bu sorunu yle formle etmiti: "Kendi mesleim ve
Yunanlarn tragedyaya yaklam tarzlar zerine dndke, mese
lenin dm noktasnn bir iirsel hikaye bulma sanatnda sakl ol
duunu daha iyi gryorum. Modernler g bela ve endieli bir
ekilde tesadfi olaylarla ve ikincil koullarla ilgileniyorlar ve ger
eklie olabildiince yaklamaya alarak bo ve nemsiz eyleri
yk cdiniyorlar. Bylece gerekten iirsel olan her eyi iinde barn
dran derin hakikati kaybetme riskiyle kar karya geliyorlar. Ger
ek bir durumu taklit etneyi ok isteseler de, iirsel bir tasvirin tam
da mutlak anlamda doru olduu iin asla gerekl i kle rtemeye
ceini dnmyorlar."
S chiller Goethe'nin bir epik iir (Die Jagd) projesine i likin ele
tirisinde ( ihtiyar Goethe 'nin yazaca hikaye iin malzemesini
kard i ir), Goethe ve S chiller ' in yazmalarnda sanatsal yaratya
bu derecede nemli kar k, hikayenin, olay rgsnn epikte
ve drama edebiyatndaki hayati roln ne kadar ciddi ekilde deer
lendirdiini grebi liriz. "Plann byk bir merakla bekliyorum. Ra
hat,.z edici olan ksm, bana olan ayn eyin Humboldt'un da bana
gelmi olmas, oysa ncesinde bu konuda hi yazmamtk. Planda
tekil bir epik olay rgs olmadn dnyor. Sen bana bundan
ilk bahsettiinde, ben de hep gerek olay rgsn beklcdim; bana
aktardn her ey yalnzca bir girizgah olarak ve bu tr bir olay r
gsnn alan temel bireysel figrler olarak grnyordu, ama tam

1 10
S C H ILLER I LE GOET H E ' N N YAZlMALARI

eylemin balamak zere olduunu dnrken. bitiriyorsun." te


burj uvazinin gerileyi dnemine damga vumm olm aniat tarznn
-bir muhiti ve bu muhite zg olan genel bir olay tasvir ederek ger
ek bir bireysel hikayeden (tam da bireyselliiyle ltmel ilkeleri ba
kmndan malzemesinin tipik sorununu ifade eien hikayeden)
beklenen yaratc bulutan ve ekillendinneden saknabileceini d
nen bir tarzn- bugn bile geerliliini koruyan kekin bir eletirisi.
Goethe ve Schil ler tabiatyla edebi retim sonnu nun bu temel
tanmyla yetinmemilerdi. Esas abalan tam da ep k ile drama ede
biyat arasndaki derin kklcre sahip i farklln myin iinde sakl
olduunu kefetmeye ynelmiti. Goethe mektupa yryen uzun
ve olaanst derecede ilgin bir tartmann zeti nahiyetinde, ksa
ama nem li incelemesi Epik ve Dramatik Siir zeine ' yi yazmt.
Bu eserde hem ortak hem de farkl ynlerini vurglayarak epik ve
drana edebiyatnn en genel biimsel yasalarn fonnle etmeye a
lmt. "Gerek ep ik yazar gerekse de dran1a yazm, ikisi de iirin
genel yasalanna. zellikle de birlik yasas ve gelme yasasna ta
bidir; aynca ikisi de benzer konular iler ve ikisi de eitli motif
lerden yararlanabilir. kisi arasndaki temel fark, tpik yazar olay
tmyle gemile kalm olarak aktarrken, drama yazarnn tmyle
imdide gibi temsil etmesidir."
Goethe bunun ardndan epik ile drama edebiyt arasndaki en
derin belirleyici farkiara deinir. Ve kalk noktas olarak iki trn
temsili kiilemelerini (epik iir okuyan kimse, atC1li konumac ve
mim oyuncusu) alarak bu kartl zellikle esnekbir tarzda sunar.
(Goethe'de de bu biimsel farklarn ve onlan kiihtirenlerin idea
list bir zerklik edinmi olmas, her ikisinin de tollumsal temelle
rinden belli bir lde koparlm olmas bu katln temelde
doru olduunu belirleyici derecede deitinnez. )Goethe olay r
gs incelemesinde, iirdeki mmkn olan eylen motiflerini sis
tem liletirerek ve arlkl olarak epik ya da dramttik olan her iki
trde de bulunabilecek elerden ayrarak bu kartl somutlatr
n t. Artk. gemi ile imdi arasndaki kartl Goethc'yi olay

lll
GOETHE VE AGI

rgsn ne karan ilerici motifleri zgl anlamda dramatik ola


rak ve gemie ait olup olay rgsn hedefinden belli bir uzaklkta
tutan eleri esasen epik olarak gm1eye ittii ok basit ve barizdir.
Goethe bu antiteze Homeros iirlerini, zellikle de Odysseia'y
inceleyerek ulamt ve iki tr arasndaki kartla ilikin bu anla
yn kendisinin modem roman anlayyla ne kadar yakndan ilikili
olduunu gzlemlemek (her ne kadar romann biimini sorunlu ola
rak grp Wilhelm Meister' sadece sahte bir epik iir olarak deer
lendirmi olsa da) ok ilgintir. Antika epii ile modem roman
arasndaki kartl dourmu olan tm toplumsal koullarn dn
mnden tr, gemile ilintili motif, modern roman asndan
antika epiinden tmyle farkl bir anlam edinmiti. Sorun top
lum iinde bireylerin mcadelesi olduunda, modern romanda bu
motifn egemen olmas modern burjuva romannn merkezi sonn
larndan birinin eksiksiz bir yansmas dr: Pozitif ve aktif bir kah
raman yaratnann olanakszl sorunu. Antika epik iirinde
gemile ilintili motif, byk ortak bir ulusal ve toplumsal kaderi
yerine getirmen in nesnel zorluuydu (zellikle de lyada da ) Bur
' .

juva romannda bu motif bireysel olann toplumsal koullara tabi


klnmasn, bireyin hayatndaki bariz olumluluklar zincirinde top
lumsal zorunluluun. ortaya kn ifade eder. Schiller Wilhelm Me
ister' deki en pozitifkarakter olan Lothario'mn neden ana kahraman
olmasnn mmkn olmadn ok ilgin bir tarzda analiz etmiti.
Esasen biimsel ve psiko1oj i k nedenleri belirttii dorudur, ama bu
argnann gerisinde byle tamamen pozitif olarak tasavvur edilen
bir karakterin burjuva yaamda eylemin merkezi olmasnn ve ken
disini eylem yoluyla ifade etmesinin mmkn olan1ayaca; Wilhelm
Meister'm tam da zaaflar ve kusurlarndan tr tm gereklii ku
caklayan ve tm asli insan trlerini ve insan ilikilerini znseyen
bu eylem trnn temsilcisi olmaya ok daha uygun olduu eklin
deki doru his vardr.
Goethe ve Schi ller'in yazmalar srasnda ok farkl ekillerde
formle ettikleri bu karlatrna epik ve dramatik edebiyatn en

1 12
SC! l l L L E R i L E GOETI-I E ' N N YAZlMALARI

nemli zgl sorunlarndan bazlarna uygulanmt. Burada tm bu


uygulamalar belirtmek olanakszdr. Biz burada yalnzca birka ka
rakteristik rnekten bahsedeceiz. rnein Goethe epik ile dramatik
serimierne arasndaki byk farkll vurgulamt. yle yazar:
"Epik iirin yle byk bir avantaj vardr: Serimlenmesi ne kadar
u zun olursa olsun asla aire zorluk karmaz; Odyseia'da ok zekice
yapld gibi eserinin merkezine bile yerletirebilir. Zira bu geriye
don hareket bile yararldr; ama kanaarince serimierne drama ya
zar iin tam da kendisinden srekli ilerleme beklendii iin bir sorun
tekil etmektedir ve bence en iyi drama konusu serimlemenin zaten
gelimenin bir paras olduu konudur."
Schiller bu igrleri durmadan kendi eserine ve bu eserin teorik
formlasyonuna uygular. Ve dramatik inann bu sorunlarn enine bo
yuna dnerek, sonrasnda burj uva tragedyasnn geliimi asmdan
(zellikle de Hebbel ve bsen'de) son derece nemli hale gelmi olan
dramann analitik biimine giderek yaklamt. Schiller bu konu hak
knda yle yazar: "Bugnlerde tragedya iin Kral Oidipus takine
'

benzer bir konu bulmakla urayorum. yle bir konu olmal ki aire
ayn faydalar salarnal. Bu faydalarn yalnzca birinden bahsetsem
bile muazzandr: Eseri en karmak trde eyleme dayandrmak, zira
trajik biimden her adan nefret eden bu eylem zaten geride kalmtr
ve dolaysyla tragedya iin tmyle kapsam ddr. Buna bir de ya
anm olanlarn, geri alnamaz olduundan, doas gerei ok daha
korkun olduunu ve bir eyin olmu olabilecei korkusunun ruha et
kisinin bir eyolabilecei korkusunun etkisinden ok farkl olduunu
da ekleyin. Oidipus deyim yerindeyse yalnzca bir trajik analizdir. Her
ey zaten ortadadr ve yalnzca aa kartlr. Olaylar ne kadar kar
mak ve koullara bal olursa olsun, bunu en basit olay rgsyle
bile ve son derece ksa zamanda yapmak mmkndr." Burada da an
tikan ve onun sanatsal ilkelerinin incelenmesinin modem sanatn

zgl ihtiyalar tarafndan nasl belidendii aka grlebilir.


Goethe ve Schiller'in gzlcmleri, bu izgide ilerleyerek zel bir
konunun genel olarak iirsel uyarlana, zelde de epik ya da dramatik

1 13
GOETI I E VE AGI

uyarlama iin uygun olan vchelerine odaklandklarnda zel likle


ilgintir. Burada da Goethe ve Schiller'in eletirisi sonraki edebiyatn
yanl ve sanat deeri olmayan eilimlerinden birounu nceler ve
bugn iin de gncel bir neme sahip olmay srdrr. Yalnzca tek
bir rnek vereceim. Goethe Achilleis' i iin teorik bir temel ararken,
"Hektor'un lm ile Yunanlarn Troya'dan ayrlmalan arasnda hala
bir epik iir olup olmadn" sorar. kard en ilgin sonu, "byk
bir kaderin gereklemesinin bir rnei o larak Troya 'nn fethi ne
epiktir ne de trajik ve ancak ileriye ya da geriye doru bir mesafeden
gerek bir ep ik eserde grlebilir. Vergilius 'un retorik ve duygusal
deerlendirnesi burada konu ddr." Bu tr gerekletirme rnek
leri yaratma giriimi, sonraki burjuva edebiyatnn tipik zaaflarndan
ve slupsal yetersizliklerinden biridir. (Salammhb'yu, Zola 'nn belli
yazlarn vb. dnebiliriz.)
Dolaysyla Goethe ve Schiller'de antika incelemesi yoluyla
sanat yasalarnn soruturulmasnn temel izgisi her zaman zgl
olarak modern sanata dair bir teoriyi amalant ya da en azndan
modem sanatn sorunlaryla yakndan ilikiliydi, stelik biimsel ve
izleksel kartln en tazla olduunun grnd noktada bile. Bu
temel gerek Goethe ve Schiller'in sanat teorisinin bazen burjuva
yaamnn zgl irkinliini ve zgl olarak sanat deeri tamayan
niteliini epeyce biimsel bir dorultuda, gerekilikten uzaklaan
bir dorultuda amaya alm olmas nedeniyle geerliliini yitir
mez. zelde Goethe ve Schiller ' i n formlasyonlarn (ou zaman
abartl ve ardr) fazla dz anlan1yla alnamal, adalarnn kaba
gerekiliine kar tetikte olmal ve birok burjuva yarumcunun
yapt gibi tmyle gerekilik kart bir eilim karmaktan ka
nmalyz.
Goethe ve Sch iller'in ilk bata dzyazyla yazlm salnelerin
nazma evrilmesinin (biri Wallenstein'da dieri Faust'ta) vcsile ol
duu deiiklikler zerine ilgin biimsel gzlemleri, somut nite
likleri bakmndan biimciliin tam kartdr. Bunlar nazm bii
miyle alakah olan ve bu suretle iirsel davururu teorisinin ve ierik

14
SCI-tiLLER iLE GOETHE'NiN YAZlMALA R I

ile biim arasndaki karlkl etkinin anlalmasnn somutlamasna


katkda bulunan ierik ve yap deiikliklerini gsterir. Burada bu
ok kayda deer gzlemlerden yalnzca bazlann aktarabiliriz, ama
bunlar Goethe ve Schiller'in kusursuz bir biim araynn tam da
anda geici sreliine edebiyata hknetmi olan ve ilerinden
birkann bugn bile biroklannn zihninde hayali bir varolua
sahip olmaya devam ettii biimseki deneyierin kartma iaret et
tiini gstermek iin gayet yeterlidir. Schiller'in Wallenstein' dz
yazdan nazma dntrrken yaad deneyimler hakknda
yazdklar budur: "iirde biim ve ieriin (dsal olarak da olsa)
bu denli yakndan ilikili olduuna hibir zaman bu kadar ak bir
ekilde ikna olmamtm. Dzyazm iirsel ve vezinli dile dn
trdmden, ncesine gre tan1amen farkl yasalara tabi olduumu
gryorum; artk dzyaz versiyonunda tmyle yerinde gzken
motiflerin birounu kullanarnyorum bile; bunlar yalnzca dzya
znn organ olduu ortak basit anlay iin iyiydi. Ama nazm kesin
olarak tahayylle ilikiler gerektirir ve motiflerimden birka konu
sunda daha iirsel olmam gerekti. Eer sradan olann tesine ge
mek istiyorsak, her eyi en azndan ilk bata nazmla tasavvur
etmeliyiz, zira yavanlk hibir zaman nazm tarznda olduu kadar
gn na kmaz . . . . Bir drama yazarken vezin yine de bu azameti
ve nemi fark eder, bylece tm karakterleri ve durumlar tek bir
yasaya gre deerlendirerek ve i farkiarna karn onlara tek bir
biim vererek, airi ve okurlarn en karakteristik ve ayrk unsurlar
dan bile evrensel ve tmyle insani bir ey talep etmeye zorlar. Her
ey trsel iir anlayyla birlctirilmelidir ve vezin bu ilkenin hem
temsilcisi hem de arac olarak hizmet eder, zira her eyi kendi yasas
altnda toplar. Bu ekilde, iirsel retim iin gerekli atmosferi yara
tr; kaba olan ey gider, zira ancak manevi olan ey bu unsurla ya
ratlab ilir."
Bu sanat teorisinin temel eilimini deerlendirirken belirleyici
bak as u olmaldr: ada yaamdan tm kanma elerine
karn, Goethe ve Schiller kananadklar malzemeyle uraarak,

1 15
GOETI I E VE AI

bu malzemenin sanat deeri tamayan niteliinin stesinden gele


rek modern hayatn irkinliini ve sanat deeri tamayan niteliini
yok etmeye almlard ve bylece on dokuzuncu yzyln ilk ya
rsnn nemli gerekileriyle ayn yolu izlemilerdi, hatta o yolu
atklar bile sylenebilir. Gereklikle ok yakndan ilikili olan.
ok ada eleri izieklerinden temizlemelcri, byk tarihsel an
lamda bu iziekierin ada niteliinin zne dair hibir ey dei
tinnedi. Bazen bu temizlik izlei ylesine semavi bir soyut uzakla
tamtr ki onun mevcut gereklikle ilikisini alglamak zor olduu
gibi, ierii bakmndan bile arptlmtr (rnein Die natrliche
Toclter.) Fakat bu iliki yine de bakidir ve konunun Goethe ve
Schillcr 'e gre temeli oluturan toplumsal eliki dzeyine itilmesi
ada ve gncel izlen geni gereki evrede ele alnmasna yol
aabilir. Mesela Goethe arkada Meyer'e Schiller'in Wallensteit '
hakknda ok ilgin bir mektup yazar. nsz olarak, "ordunun as
kerlerinin antikadakilerin korosu gibi, g ve arlkla temsil"
edildii "Wallensteins Lager"i koyduu iin Schiller'i ver, "nk
ana oyunun sonunda nemli olan ey, hizmetinformii/n deitirir
deitirnez askerlerin artk onun yannda olmamasdr. ok daha
ar bir tarzda ve dolaysyla sanat iin daha nemli bir tarzda, Du
mouriez'in tarihidir bu . . . "

Dolaysyla Goethe ve Schiller ' in tutumlarndaki diyalektik e


liki gerekilik ile "klasisizm" arasndaki yzeysel bir atmada
sakl deildir. Szde klaiki pratiklerinin hepsinin temeli olan bu
diyalektik eliki, daha ziyade byk burjuva sanatnn en derin e
likisidir, zellikle de 1 789- 1 848 aras dnemde. Bu hem Goethe ve
Schiller klasik yaklamlarn verimli bir tarzda takip ettiklerinde
hem de klasik biim idealinden uzaklap klasik biim yoluyla ste
sinden gelinemeyecek iziekiere grnte tutarszlkla yaklatkla
rnda kendisini gsterir. Bu zahiri tutarszlk derinlerde, Goethe ve
Schillcr' in klasisizminin doasnda sakldr. Schiller' in Romantizm
ncesi ve Romantik eilimlerinden zaten bahsetmitik ve burada o
dnemde kendi ann Paris'ini temsil etmi olmas gereken bir iz-

116
SOl i L L ER i L E GOETI I E ' N iN YAZlMALARI

lekle srekli oynam olmasndan yalnzca geerken bahsedeceiz.


Goethe' de elbette bu ifte eilim daha aktan grlebilir. ok uzun
bir arann ardndan yeniden Faust zerine al maya tam da Schil
lcr' le ibirlii dneminde balam olmas tesadf deildir. Goethe
ve Schiller'in Faust'un slubunu gelitirirken kendi klasik eilim
leriyle belli bir eliki sergiiemi olmalar bizi artmamaldr. As
lolan Goethe'nin tam da bu esere geri dnm olmas, Schiller'in
bunu cokuyla karlamas ve bununla ilintili biim sorunlannn teo
rik ve pratik dzeyde netletirilmesi noktasnda ibirlii yapm ol
masdr.
Klasik sanat teorisi asndan teorik tutarszln ortaya k r
nein Goethe u satrlar yazdnda ok ak bir ekilde grlr:
"Ben bu barbarca yazmla kendimi daha rahat hissediyorum ve en
ileri talepleri gerekletimektense bunlara yalnzca deinmeyi ter
cih ediyorum." Ama sonraki eserleri bu "barbarca yazm"n tam da
yasalar bakmndan Goclhe ve Schiller'in estetiinin nemli temel
sorunlaryla ok yakndan ilikili olduunu gsterir. Goethe'nin Fa
ust'a uygulamada biim yasalarn drama ya da tragedya bilgisinden
deil, epik edebiyat bilgisinden kartm olmas, trlerin diyalektik
i ie gemilii konusunda yukanda aktanlan szlerin Goethe ve
Schil ler iin biimci bir fikir j imnastii olmayp, modem sanatn
zgl sorunlarna dair bilgiden kaynaklandn gstemektedir. Do
laysyla yukarda aktarlan pasaj la balantl olarak, Goethe yle
yazar: "Paralarn ho ve elendirici olmasna ve zerine dn
lecek bir malzeme sunmasna zen gsteriyorum; btne gelince,
her zaman bir para olarak kalacak olan btn iin, yeni epik iir
teorisi benim iin yararl olabilir." (Goethe ve Schiller'in estetiinde
paralarn greli zerklii dramadan farkl olarak epiin temel bir
zelliidir.) Goethe'nin bu gzlernleri, Faust'un zaten yazlm olan
paralar zerine Schillcr'in mektuplannda dile getirdii, btnn
gel iiminin ancak modem yaamn btnselliinin temsili dorul
tusunda ilerleyebileceini vurgulad eletirisini tamamlar. Goethe
Faust'un btnsel anlaynn epik niteliini vurgulamakla, Schil-

1 17
GOETI-I E VE AGI

ler 'in bu doru ifadesinden en nemli eserinin izlcinc ilikin olarak


nihai sonular karnt yalnzca.
Faust'un "barbarca bir yazun" olarak nitelendirilmesi srekli ola
rak vurguladrniz Gocthe ve Schiller ' in epik iirin konusu olarak
modem yaam konusunda sahip olduklar eliki li tutumu aka
gstennektedir. Fau..'it'un ikinci blmndeki Helen figr (Gocthe
bu karakteri bu dnemde izmeye balamtr) bir konu malzemesi
olarak grlen modem burjuva yaamla mcadelelerini belki de en
esnek ekilde i fade etmektedir. Bu mcadeleyi ciddiye alarak, yani
Yunan Helen figrn Faust' un barbarca ve ortaa-bujuva orta
mna yerletirerek, Faust efsanesinin ieriinin ve genliindeki
Faust tasavvurunun ok tesine gemiti. Bylece tamamlanm Fa
ust'un toplumun gerek temeliyle ya da Goethe ve Schiller' in "kla
sisizm"inin temel nesnel ynelimiyle ne lde balantl olduunu;
burada gn na kartlan Goethe ve Schillcr ' in tm dnce ya
psnn gzle grlr gerek elikili niteliinin, toplumda derin
kklerc sahip olan elikinin yalnzca tezahr olduunu aka g
rebiliriz.
H elen' in trajedisi konusunda Goethe yle yazar: "Ama imdi
kadn kahramannn durumundaki gzell ik beni o kadar cezbediyor
ki onu bir irkin birine dntrecek olmak beni derinden yaralyor.
Aslnda balatlm olan eye ciddi bir trajedi yerletinnek hi iste
miyorum." Schiller 'in bu mektuba yant, modem sanatn byk so
nnuna kar her ikisinin Be tutumunu aka ifade etmektedir: "Ama
eer gzel figrler ve durumlar ortaya karsa, onlar barbarlatr
mann kt olaca dncesine kafan takma. Bu durum Faust'un
ikinci ksmnda daha da sk karmza kabilir ve bu konuda iirsel
vicdann sonsuza dek susturman en hayrls olur. Btnn ruhunun
sana dayatt ele aln barbarca vehesi ne onun yce ieriini yok
edebilir ne de gzell iini silebilir; ancak btn farkl bir tarzda be
lirleyip ruhun bir baka melekesi iin hazrlaya bilir. Esere zgl e
kiciliini verecek olan ey tam da motiflerdeki daha yce ve soyl u
edir ve Helen bu dramada ona szacak olan tm gzel figrler iin

1 18
SCJ-I!LLER i L E GOETI-I E' N I N YAZ l M A LA R I

bir senboldr. Dier barbarlarda olduu gibi saf olmayandan saf


olan derekesine inneye almaktansa bilinli olarak saf olandan saf
olmayana i lerlemek ok nemli bir stnlktr. Dolaysyla Fa
us/'unda her zaman yumruk hakkm ortaya koymalsn."7
Gocthe ve Schiller 'in Goethe'nin en nemli eserine ilikin de
erlendinneleri ile bilinli ekilde forn1le ettikleri sanat anlaylar
arasndaki elikiyi byle drste itiraf etmeleri ve ayrca burada
meselenin teori ile pratik arasndaki basit bir eliki meselesi olma
dn fark etmeleri, estetik zerine bu yorumlarn doasn ve an
lamn ok ak bir ekilde gstennektedir. Burada mesele Goethe
ve Schiller'in kendilerinin gremedikleri btnlkl bir elikinin
entelektel dzlemdeki yansmasdr: Burjuva sanatnn son ilerici
ve derin elikilere sahip dneminde zirveye ulamak isteyen ve ula
an byk airler olarak Goethe ve Schiller'in durumu. Teorileri ve
eserleri, burjuva snfnn Rnesans'tan Aydnlanma'ya ilk -deyim
yerindeyse, naif- ykseli dnemi ile zaten bilinli derecede elikili
olan 1 789- 1 848 aras son ykseli dnemi arasndaki kpry olu
tunnaktadr. Goethe ve Schiller ' in grlerinin tarihsel analizi bu iki
dnem arasnda dolaymlayc rol oynadklarn aka gsterir. N e
yaptklarnun tmyle farknda olan Goethe ve Schiller, burjuvazinin
Rnesans'tan Aydnlanma'ya ykseli dneminin tm mirasn alm
ve bunu on dokuzuncu yzyln banda, Fransz Devrimi ' ni takip
eden dnemdeki yeni sorunlar zerinden dntnnlerdi. Dolay
syla onlar hem Aydnlanma'nn mirass hem de onu aan yazar
lard . Grlerinin ayrntl bir ekilde incelenmesi, btn bakmn
dan atklar bir dnemin doal olarak baz alardan zaaflar ve n
yarglarnn esiri olmaktan kurtulamadklarn gsterecektir (mesela
Wilhelm Meister' yazmak iin bavurulan baz yntemler ve Schil
ler ' in bu yntemleri "epik mekanizma" olarak onaylamas.) Bu tr
bir inceleme baz alardan Aydnlanma'nn ak ve militan ruhuna
kyasla geri ekildiklerini de gsterecektir. N itekim yeni dnemin

7 Faus ilc yumruk anlamna gelen "fs" arasnda kelime oyunu yaplyor.
GOETHE VE AGI

sorunlarn ortaya koyma ve zme tarzlar bakmndan da benzer


bir eliki gzleneblir. Goethe ve Schiller'in burada baz daha byk
sorunlar temelinde ksaca incelediimiz sanat teorilerindeki eliki
ler, burjuva toplumunun geliimindeki iki dnemin dnm nokta
sndaki bu dururndan kaynaklanmt. Sanat teori lerinin elikili
niteliindeki toplumsal temelleri bu ekilde tarihsel bir analize tabi
tutmadan, bu teorileri amz asndan gncel hale getirmek mm
kn olmayacaktr. Goethe ve Schiller' in bugn iin tadklan deer
ancak tarihsel balamlarn, toplumsal temellerini anlarsak, ancak
bu grleri yaltk grmeyip, byk bujuva sanatlarn sanata d
man olan kapitalist toplumun niteliine kart bir byk gereki l ik
iin yrttkleri kahramanca mcadelenin eleri olarak kavrarsak
gnmze ayn canllkla aktarlabilir. Dolaysyla Goethe ve Schiller
arasndaki yazmann entelektel ierii yalnzca zamansal adan
byk bir dnm noktasnn estetik teorilerini anlamak iin son de
rece nemli bir tarihsel belge deil, eletirel, tarihsel ve sistematik
incelemeyle mevcut pratik ve teorik abalarmz tevik edip en ve
rimli tarzda zenginletirecek olan nemli, bugn asndan da nem
tayan bir estetik miras olacaktr.

1 20
BENCi BLM

S chiller ' in Modern Edebiyat Teorisi

Burjuva smfnn ortaya kndan bu yana, modem edebiyat teo


risinin geliimi, zgl niteliklerinin teorisi ve bunlarn merulatni
mas antika teorisinin geliimiyle ok yakn ilikili olmutur. Bu
tarihsel benzerlik olmadan. srfmodem edebiyatn ykseliinin i ve
d koullar temelinde bir modem edebiyat teorisi yaratabilmek iin
burjuva snfnn egemenliinin ok salam, ok kesin olmas gere
. kiyordu. Fakat burjuva toplumunun ekonomik temellerinin bariz hale
geldii dnemde, burjuva ideolojisi zaten zrc dnemine girmiti;
o dnem edebiyatnn ideoloj ik ve sanatsal olanaklarm ona denk
den toplumsal koullar eletirel bir deerlendirme temelinde bi
limsel adan nesnel bir incelemeye tabi tutmak artk yeterince taraf
sz ve cretkar deildi. H ege! estctiindeki edebiyat ve sanat teorisinin
heybetli dnya-tarihsel senteziyle sonianan byk burjuva edebiyat
teorisi dnemi, tmyle antika sanat kanonu olarak, her trl ede
biyat ve sanatn ulalmaz modeli olarak gren anlaya dayal dr.
Rnesans'tan klasik Alman idealizmi ana kadark i modem
edebiyat ile antika edebiyat arasndaki karlatrmann eitli
aamalarn, yntemlerini ve sonularn sralamak ise bu almann
kapsamna girmiyor.
Sch iller ' in bu geliimdeki zgl yerini doru bir ekilde belir
lem ek iin, ncelikle, on allnc yzyldan on sekizinci yzyla ka
darki bu edebiyat teorisi dncelerinin esas olarak felsefi-tarihsel
analiz dzeyine ok nadiren ykselen safampirik ya da soyut teknik
CiOET I I E VE ( A G

niteliktc olduunu saptamakla snrlamak z.orundayz. Ardndan, ok


ksa bir zetle, en azndan, edebiyat teorisindeki bu benzerliin top
lumsal temel n oluturan ana motifleri sralamak ve analiz etmek
zorundayz.
Dorudan biim ve ierik sorunlarna ilikin olarak, erken dnem
burjuva edebiyat antikadan ok ortaan mirasn devralmt. Bu
gayet anlalabil ir, zira modem burj uva snf gerekten de ekonomik
adan ortaan kentli orta snfnn iinden km ve sonrasnda
feodal sistemi ykan g haline gelmiti. Burj uva edebiyatnn ilk
byk temsilcilerinin gerileyen feodal sistemle en keskin ideoloj i k
atma iine girdii v e bu mcadeleden tmyle yeni sanatsal yarat
biimlerinin doduu yerde bile, bu yeni edebiyat bu ortaa biim
lerine ve ieriine (rnein Ariosto, Rabelais, Cervantes) bal kal
mtr (elbette ou zaman eski ideolojileri ve onlarn sanatsal ifade
tarziamu yok eden hicivsel, ironik biimde.) Modem novella, modem
roman, modern Shakespeare'ci drama, modem lirik biimi (vezin
vs.}, hepsi de ortaada ortaya km olan biimler dnyasndan paha
biilemez bir miras korumaktadr. Elbette antika modellerinin az
ok dondan alglanmasndan doan bir dizi nemli biim vardr:
Klasik drama, hiciv, didaktik iir, kaside, destann yenilenmesi vb.
lk dnemki modem burj uva edebiyat teorisinin, analizlerinde nere
deyse tamamen bu sonraki biimleri hesaba katp dierlerini barbarca
biimsiz olarak skartaya karm olmas olduka karakteristiktir (Vol
taire ' in Shakespeare deerlendim1esine baknz.) Bujuva edebiyat
iin zellikle karakteristik olan yeni biimler, en bata da roman, ne
redeyse tmyle edebiyat teorisinden ayr olarak gelimi ve onun
tarafndan gnnezden gelinmitir.
Elbette bu antika idealini sanatsal b ir bak asndan bile de
imez olarak tahayyi.il etmemek gerekir. Burjuva snfnn geliimi
ve tahkimi srasnda, giderek bansziap feodal soylulua kar
mutlak nonariyle ittifaktan kurtulmas srasnda, onun antika
idealinin biim ve ierii deiniti. Tarihsel adan i fade edersek.
ideal giderek Roma'dan Yunani stan 'a kaymt; Seneca'nn yerini

1 22
SCI I I LL E R ' iN MODERN EDEBiYAT TEORiSi

Sofoklcs, Vergilius'un yerini Homcros vb. almt. ok eitsiz ve


elikili bir tarzda, eitli geri dlerle ilerlemi olan bu aktarm
her trl kaba sosyolojik ablonlatrmann, biimsel anlamda al
nan belli eilimlerin belli snfsal tutumtarla ilikilendirilmesinin ne
denli yanl olduunu kantlamaktadr.
Antika modeli, burjuva snfnn bamszlk ve siyasal iktidar
mcadelesinin zorunlu siyasal idealiydi. Antika polis' i burjuva
devrincilerinin her geen gn daha da fazla siyasal modeli haline
geliyordu ki bu gelime pratik ifadesini byk Fransz Devrimi'nde
bulacakt. Kukusuz antika toplumu ile modem toplum arasndaki
farkll apak bir tarzda ortaya sermi ve antika po/is' inin ve
polis yurtta idealinin modem burjuva devriminin ve modem bur
juva toplumunun ieriini ya da biimini salamak konusunda ne
kadar baarsz olduunu; ne lde onun kahramanlk dneminin
(zorunlu) cppesi, (zorunlu) yanlsamas olduunu canl bir ekilde
gsteren pratik bir ifadeydi bu. Marx yle der: "Robespierre, St.
Just ve partileri, gerek klelie dayal olan antikaa ait gereki
demokratik topluluk ile bwjuva toplumunun azat edilmi kleliine
dayal olan modem tinselci-demokratik temsili devleti birbirine ka
ntrdklar iin mahvolmulardr." Bu kahramanca yanlsamann
derin toplumsal zorunluluu, burjuva gereklii karsndaki ilk za
ferinin hemen ardndan, yeniden -bu sefer elbette farkl biimlerde
ve ksmen (ama yalnzca ksmen) deimi bir ierikle- Napoleon
dneminde egemen ideoloji haline gelmi olmasnda da grlebilir.
Marx burjuva siyasal ve toplumsal bilinteki zorunlu yarlnaya
ilikin temel analizinde, bu zorunlu yanlsamann toplumsal temelini
igriil bir tarzda ortaya serer. Bu yark modem burjuva toplumunun
kendi devletiyle ilikisinden, burjuva toplumunun bireysel ferdinin
bu devletle ilikisinden ve kapitalist altyapnn devlet styapsyla zo
runlu ilikisinden kanlmaz olarak domutu. Marx bu ilikiler hak
knda unlar yazar: "Siyasal devletin gerek geliimine ulat
yerde, insan yalnzca dnce ve bilin bakmndan deil, gereklikle,
hayatm iinde de ikili bir hayat yaar: Biri semavi, dieri yeryznde;

1 23
GOETI I E VE AGI

biri bir kamusal varlk olarak deere sahip olduu svasal topluluk
iindeki yaam, dieri dier insanlar ara olarak gren, kendisi br
ara derekesine dm ve dman glerin oyunca haline gelmi
olan bir zel alrs olarak hareket ettii bwjuva toplum iindeki ya
am. Siyasal devletin bujuva toplumuyla en az gkyznn yery
zyle ilikisi kadar tinselci bir ilikisi vardr. Bujuva toplumuyla ayn
kartlk iindedir ve dini n dind dnyann snrlarn at ekilde,
yani bu dnyay tanyp yeniden oluturarak, onun tarafndan tahak
km altna alnmasna izin vererek burjuva toplumunu aar. nsan en
yakm gereklii bakmndan, bujuva toplumunda dind bir varlktr.
Kendisi iin ve bakalan iin gerek bir birey olarak deere sahip ol
duu burada o sahici olmayan bir olgudur. nsann bir tr-varlk ola
rak deere sahip olduu devlette ise hayali bir egemenliin hayali bir
yesidir; gerek bireysel yaamndan kopartlm ve gerek olmayan
genellikle doldurulmutur." Ama ayn zamanda bu ilikiden yurtta
ve bujuvann yine de gereldikte koparlamaz bir birlik oluturduu
kmaktadr; "yark" her zaman ayn bireyde gerekleir. Ve bu ger
ek birlikte burjuvazi her zaman gerekten egemendir,. her ne kadar
bilin iin "yark" zorunlu olmasna, bilin -yanlsamal ya da iki
yzl ekilde- yurtta egemenmi gibi davranmasna karn.
Kapitalizmde toplumsal iblm bu elikiyi ok daha ileri bir
dzeyde yeniden retir. Zira toplumsal faaliyetin eitli alanlarn
giderek uzmanlatrr, gorece zerklii arttm ve bu geliimin seyri
iinde, devleti bireysel brjuvann ksmi karianna kar olan bir
"genelliin" tinselci blgesinde daha da yukar karr. Devletin bur
j uva toplumu karsnda zerklii, hayali genel karlarn burj uvann
gerek ksmi karlan karsndaki stnl yanlsamas, kapita
lizmde en az ikisi arasndaki gerek karlkl iliki ve gerek eko
nomik kalknmann ona elik eden tm yanlsamalar karsndaki
gerek stnl kadar toplumsal iblmnn zorunlu bir rn
dr. Elbette burada da her yanlsamay ve her yanl bilin ifadesini
ortak bir paydaya indirgeyen mekanik yaklamdan uzak dunnalyz.
On yedinci ve on sekizinci yzyldaki sava burjuvazinin kahra-

\ 24
SCH I LLER ' i N MODERN EDEB iYAT TEORiSi

manca yanlsamalar, i leri burjuva toplumunun zaten bariz olan e


liki lerinin zrc tarzda gizlenmesinden ok farkl bir eydir.
Burj uvazinin ykseli anda, ada bir siyaset teorisinin ge
liimi iin antika polis' ine geri dn ve onun deneyimlerinin
analizi aka ilerici bir harekettir. Polis demokrasisinin mstakbel
bir devrimci grev olarak mnk.iin olduu ve burj uva sn fnn dev
rimci taleplerinin gereklemesinin onun ekonomik varoluunun al
tnda yatan gerek elikileri zebilecei eklinde ifte bir yanlsa
ma vardr. Ama bu yanlsamann arkasnda burjuvazinin en iyi ideo
lojik nderlerinin kahramans ve amansz mcadelesi yatmaktadr.
Oolaysyla bu rnekte uzak gemie geri dn sonrasndaki bir
ideal olarak ortaaa Romantik geri dne fazlasyla kart bir ile
rici topyaclktr, zira bu geri dn aslnda, bu akmn samimi tem
silcilerinin kapitalist toplumun el ikilerini ekonomik adan bu
elikilerin henz hayat bulmad bir aan1aya indirgeyerek zme
isteine dayalyd.

II

Antika bir model ve rnt olarak alan siyaset ve toplum teo


risi bir yanlsamaya dayalysa, o zaman bu snf mcadelesiyle ba
lantl olarak ortaya km ve bu siyasal anlayla dorudan balan
tl olan edebiyat teorisinin, ikinci g dzeyine ykseltilmi bir ya
nlsama olmas gerekir. Ancak bu ifte yanlsama bile bu teoriyle
burjuvazinin geliiminin byk ada sorunlarnn edebi dzey an
lamyla muhteem ve samimi bir ifade kazanm olmasna engel
oluturn1ad. nsann kapitalist iblm nedeniyle alaltlmasna
kar hmanist mcadele tam da Yunan edebiyatnda ve sanatnda
kendine parlak bir rnek buldu, zira bunlar bu tr bir toplumsal ya
pnn bu tarafnda durmaya devam eden bir toplumun ifadeleriydi
ve onu n zgr yurttalar bakmndan bu adan tekti. Dolaysyla
i ns ann i btnlne yeniden kavumas iarn bayrana yazan
br hareketin ideali ve modeli olarak hizmet edebilirdi. Keza impa-

1 25
GOET I I E VE i\G I

ratorluk Roma'sndan alnma sanatsal modellerin yerini Homeros'un


ve Yunan tragedyalarnn alm olmas da bu gelimede nemli bir
rol oynamtr. Zira antikan erken dnem ve klasik edebiyat gens
ler halinde yaayan toplumun belli kalntlarnn hala aktif ve canl
olduu bir topluma ve sorunlarna ifade kazandrr. Dolaysyla on
sekizinci yzyln airleri ve teorisyenleri doadan ve insan yaam
nn doallndan bahsettiklerinde, alarnn doallktan uzakl
ve yozlamlyla savatklannda, gzlerinin nnde her zaman
iin yalnzca barbar doa durumu deil, aksine tam da insanln ev
rimindeki bu dnem vardr.
Dolaysyla edebiyat yaratsnn bir ideali olarak, antika ideali
soyut sluplatrma ilc dolaysz gereklie klece tutunan doalclk
arasndaki kartln yadsnmasn ima eder. Burjuva edebiyatndak
bu kartlk kazara ya da salt edebi veya sanatsal temellerde ortaya
kmaz. Tersine, kapitalist toplumun eliki leri tarafndan dunnadan
retilir ve yeniden reti lir. yle ki kapitalist toplum ne kadar geli
irse, kutuplan da o kadar geliir: Giderek soyutlaan ve ii boalan
slup ve dorudan yzeylere sadk kalan gittike klelemi ve fo
torafk doalclk.
Kapitalist toplumun temel elikisi, yani toplumsal retim ile bi
reysel el koyma arasndaki eliki bu toplwnun toplumsal niteliinin
gerek itici glerini burjuva yazar iin giderek anlalmas zor hale
getirmektedir. Yzeyde yalmzca salt kiisel, salt zel olaylar do
rudan grlr; bu zel kaderlere mdahale eden, son tabiilde onlar
belirleyen toplumsal gler burj uva gzlemci iin giderek dah a
soyut, giderek daha muammal bir biime brnr. Kapitalist eko
nomi yaygnlatka, styap biimleri (zellikle de devlet) birey
lerin gerek yaamnn zerine ykselti lmi olan semavi biimlere
daha ok brnr ve burjuvann yurtta yan giderek daha fazla an
lamsz bir soyutlama haline gelir. Ayrca buna paralel olarak burjuva
giderek yaltk bir "atom" olarak gzkr ve nesnel toplumsal ger
eklik bu grne ne kadar az tekabl ederse. o da kendisini bt
biim iinde o kadar ok dorudan gsterir. B urjuva ideoloj isinin

1 26
SC'I I I L LE R ' iN MODERN EDE B I YAT TEORiSi

zrci.i eilimleri doal olarak bu elikilerden kendi amalar u


runa, kapitalizmin elikilerini saklayp hayatn sonniarna -znel
olarak- drst bir ekilde yaklamaya kararl olan bu ideologlar bile
ctkilemek iin yararlanr. Toplumsal yaamn grn ile z ara
sndaki gerek ilikiyi gerek ilikileri iinde kavramak (ve sonu
olarak i fade kw..andrmak) burjuva bil in iin giderek zorlatndan,
burjuva edebiyatnn sanatsal yaratm sreci bu iki yanl uta gide
rek daha da kutuplamak zorundadr.
Bu kartlk Aydnlanma'da zaten vardr, ama yalnzca reym ha
linde. Edebiyatta yanl u lar zaten mevcuttur, ama ok kuvvetli kar
gler de hala i bandadr. Toplumsal elikileri acmadan tehir
etme cesareti hala mevcuttur. Fransz Devrimi 'nin hazrlk dneminin
ve bizatihi devrimin kahramanca yanlsamalan tam da bujuva devri
minin tamamlanmas bu an byk dnrleri ve airleri tarafndan
zaten hissedilmi ve gl bir ekilde dile getirilmi olan elikileri
aaca yanlsamasndan -tarihsel adan meru ve verimli bir yanl
sama- olutuu iin bu daha da geerlidir.
On sekizinci yzyln ikinci yarsnda Yunan sanatnn teori ve pra
tiini eylerin zn yeniden reten byk yeni gerekilik iin model
olarak gren eletirel sesler oald. Shakespeare adna Lessing dra
mada, zellikle de Comeille, Racine ve Voltaire'de grlen soyut idea
lizasyona kar savaa nderlik etti. Ama Lcssing'in dnme tarz;
antika iirinin gerek gereklerinin, Aristoteles 'in poetikasnn Sha
kespeare (ve Sofokles) tarafndan znde karland, oysa Fransz
klasikilerinin bu gerekleri yerine getirmelerinin soyut bir karikatr
dourmu olduu ynndedir. Herder ve gen Goethe ise zellikle de
Homeros'ta sanatsal adan yozlam ve rm imdinin ksmen
soyut, ksmen entipften edebiyatma kar sahici, gereki ve ayn za
manda abidevi ve popler ulusal iir idealini grrler.
Anlikan gerekiliine duyulan saygnn artmas hibir ekilde
estetik biimler alanyla snrl olmayp, Yunanlarn enfes derecede
naif ahlaki akszll ile burjuva toplumunun bo, abartl ve
sahte uzlamlan arasnda bir kartl da kapsayacak ekilde ilerler.

1 27
GOETI IE VE A(il

Adam Ferguson bu trde son derece i l gin ve bilgilendirici bir kar


latrma sunar ki Schiller'in bundan etki leuni olmas yksek bir
ihtimal olduundan burada tmyle aktarmak yararl olacaktr: "Bi
zim sava sistemimizle Yunanlarn sava sistemi arasndaki fark, ilk
romanslarnzm gzde karakterleriyle (yada n n ve her antika ii
'

rinin karakterleri arasndaki farktan daha ok deildir. Yw1an fablnn


kahraman stn bir g, cesaret ve hncrle mcehhez olup sorun
yaamadan ldrmek iin dmann her zaafndan yararlanr. . . .
Tm airler iinde hiddetli bir sevginin duyglarn ifade etmesini
en iyi bilen air olarak nadiren acuna hissi uyandnnaya alr. Hek
tor acma uyandrmadan der ve bedeni her Yunan tarafndan tahkir
edilir."
Ardndan Ferguson'un "incelikli nezaket"in ve "kl krk yarc
onur"un modern elikilerine ilikin ayrntl analizi gelir. Ferguson
modem kahramana ilikin zl bir ifadede yle der: "Zafere ula
t takdirde, askeri cesareti ve kahramanl kadar cmertlii ve
nezaketiyle de doast hale getirilir." Oysa Yunan kahramanda
durum farkldr: "Yunan iirinin kahraman husumet ve dmanca
duygular ilke edinerek ilerler. Sava dsturlar Amerika' nn boz
krlarnda egemen olan dUsturlarn aynsdr. Ondan cesur olmas
beklenir, ama dmanna kar her trl hileye bavurm as serbesttir.
Modem romans kahraman stratejileri ve tehlikeleri kmser ve
ayn ahsta grnte apayr karakterleri ve eilimleri birletirir:
Gaddarl k ile nezaket, kan sevgisiyle efkat ve acma duygular."
Schiller' in antika iiri ile modern iir arasnda kurduu kart
lktaki belirleyici bir noktada tam da bu sorundan bahsetmesi ok il
gintir. Sorun ele al tarz toplumsal adan Ferguson'unkinden
ok daha soyuttur, ama akabinde, aada greceimiz gibi, bu c
likiden slupla ilgili sonulan ok daha ak bir ekilde karr. Naif
ve Duygusal iir zerine adl denemesinde Ariosto ile Homeros'tan
iki sahncyi karlatnr. Homeros'ta Glaukos ile Diomedes muharebe
meydannda karlarlar; Ariosto 'da ise valye alicenapl d
manla baskn kar. "Baka alardan farkl olan bu iki rnek kal-

1 28
SCI-IILLER " IN MODERN EDEBiYAT TEORiSI

himizde hemen hemen ayn etkiyi brakr. nk ikisi de ahlaki hissin


duygu karsndaki soylu zaferini resmeder ve duygularn naifliiyle
bize dokunur. Ama iki air bu benzer lniere ilikin tasvirlerinde
nasl da ayrlrlar! Ahiakn yalnlnn artk hkme sahip olmad
ileri bir dnyann yurtta olan Ariosto, bu olay aktarrken aknl
n ve hislerini gizleyemez. Bu ahlak ile kendi an karakterize
eden ahlak arasndaki farkllk hissi onu alt eder. Nesnesini resmet
rneyi aniden brakr ve kendi kiiliiyle ortaya kar." Homeros ise
olay gayet basit ve dorudan bir dille aktarr, kiisel olarak grn
mesi ya da duygusal bir yargda bulunmas sz konusu deildir;
''adeta her gn olan bir olay aktarmaktadr, hatta gsnde atan bir
kalbi yok gibidir." Kuru bir doruculukla devam eder:

Ama Kronosolu Zeus tam o sra,


Glaukos'un aklm bandan ald,
Tydeusolu Diomedes' le deiti silahlarn:
Altn tunla deiti,
Yz kzl(ik silah dokuz kzlk silahla.
(/yada, 1 33-37, s. 1 79)

Antika gerekiliinin ahlaki akszlln ycelten bu sa


trlarda, tm bu teorisyenler adalan olan byk burjuva gerek
ilerine bir adan hakszlk etmilerdir. Burjuvazinin ykseli
dnemi boyunca, alannn toplumsal olgularna mthi bir taraf
szlkla yaklam ve bunu eserlerinde ifade etmi olan nemli ger
ekiler her zaman olmutur.
Ama bu hakszlk da belli bir doruluk pay ierir ki bu pay
dnya-tarihsel anlamda hakldr. Zira modern gerekiterin ada
gereklie dair tasvirlerindeki tarafszhkta belli bir kinizm (Ri
cardo'nun kulland anlamda), gizli bir kmseme, insann bur
juva toplumunda aalanmasna kar bir horgr ister istemez
Vardr; bu hissin Homeros'ta olmamas Balzac'taki varl kadar
toplumsal bir zorunluluktu.

1 29
GOETHE VE AI

B urada, erken dnem Yunan gerekiliiyle kartlk iinde, bur


juva gerekiliinin zmsz elikisi gn na kar. Antika
idealinin mutucular resmedi len gerekliin parlak ve olumlayc
bir resmini, zsel olan gerek ve derin bir kavrayla sunabilecek
bir gerekilik talep ederler. Fakat burjuva gerekiliinin derin sa
natsal elikisi tam da burjuva toplumunun bu ekilde olumlanma
snn gerekten byk ve sahici ideolojik temsilcileri iin mmkn
olmamas gereinde sakldr. Burjuva toplumunun olumlanmas
ykseli dneminde bile hep "her eye ramen" bir olumlama ol
mutur. Burj uva gerekiliinin en ak ekilde tam da en byk
temsilcilerinde tezahr eden i elikileri ayn zamanda burjuvazinin
gereki edebiyat iin pozitif kahraman sorununu oluturur; edebi
yatn en byk temsilcilerinin bile zemedikleri bir sorundur bu.
Burj uva edebiyat ancak idealize ederek pozitif bir kahraman ya
ratabilir. Bir burjuvann -zrc bir ss gzknedii takdirde- byk
bir gereki edebiyat eserinin kahraman olabilmesinin tek yolunun
az ok ironik, mizahi ve hicivsel olarak tasvir edilmekten gemesi,
burjuva toplumunun zyle, yani yurtta ile burjuvann almaz ikilii
ve elikili birliiyle alakaldr. Burjuva snfnn byk gerekileri
iin kahramann yurtta yann bir eserin merkezine gereki bir e
kilde tmyle poziti f bir tarzda, ironi, hiciv ya da mizah olmakszn
yerletirmek olanakszdr. Cervantes Don Qu(iote'de "ideal adan
pozitif' kabramann ylesine hicivsel bir rneini sunmutur ki bu
rnee bir daha eriilememitir. Ancak feodal kalntlara kar snf
mcadelesindeki belli somut durumlar, belli koullar altnda gereki
bir ekilde, tmyle pozitif bir tarzda pozitif bir burjuva tipierne ya
ratmay mmkn klmaktadr, yani eylemin merkezinde bykl
deil, soyluluun ayartmaianna ve hasklarna kar direnii oldu
unda. Ama bu rneklerde bile belli bir idealist abart neredeyse ka
nlmazdr (Richardson.)
Burjuva snfnn bu genel durumundan sluplu, yapay, ideali st
ve ackl bir edebiyatn kanlmaz zorunluluu domutu. Milton ' n
ep ik iirleri ve dramalar ile Addison ' un Cato'sundan Alferi ' n in

1 30
SC H I LLER ' IN MODERN EDEBiYAT TEORiSi

cumhuriyeti klasisizmi ve Shelley'nin devrimci idealist pathos'una


kadar bu trde bir idealist slup -elbette srekli deiimden gee
rek- gereki toplumsal edebiyatn byk akmnn yannda zorunlu
olarak varln srdrd. Schiller'in iirleri de bu snfa dahildir.
Pozitif kahramann bujuvazinin yurtta yannn temsilcisi olarak
idealist tarzda cdebiyata aktarlmas, eriilmez modelini gereki ede
biyattan da ok Helcnizmde, Yunan tragedyasnda bulmaldr. Ama
bu rnek modelin gerisinde, fevkalade effafbir aln altna saklanm
olan bir toplumsal sorun vardr: Antika yaamnn kamusal nitelii
ve onun estetik sonucu olarak, Yunan tragedyasna egemen olan
byk lekli ama gereki, siyasal ve ayn zamanda insani atmosfer.
Yunan tragcdyacs kendine ne tr bir konu seerse sesin, bu konu
her zaman aka kamu yaranna bir konu olarak ele alnabilir.
Bujuva insandaki yurtta ve burjuva eklindeki yanima, insann
gerek maddi yaamyla balantl sorunlar salt zel alana atar ve
kamusal pathos iin bir izlek olarak yalnzca yurttau yce semavi
soyutlamasn sunar. Bujuva edebiyat, hayatn kamusal alanyla zel
alann birletirecek sanatsal adan yeterli arac hibir z.aman bula
mamtr. Ya tikel ve zel olann ifadesini AHieri'nin en tutarl ekilde
yapt gibi kararllkla reddetmitir, ya da Lcssing'in ve "Frtna ve
Atlm" dneminin Almanya'snda olduu gibi, toplumsal koullarn
gereki bir temsili temelinde, bunlarn iinde kamusal olan ne varsa
organik olarak gelitinneye almtr. lk durumda, potansiyel tra
gcdyalarn byk lekli, ama cansz ve soyut anahatlar yaratlmur.
kinci rnekte ise, karaktcrlerin zgl nitelikleri, bireysel kaderler her

zaman zorunlu olarak zmsz, tesadfi niteliini korur. Lessing'in


Emilia Ga/otti'nin sonunda zmsz psikoloj ik olumsallklar labi
renti nde yolunu kaybetmi olmas, gen Schillcr 'in oyunlarnn salt
tesadf eseri baarl ya da baarsz olan bir olanaksz entrikalar deb
Iizi oluturmasndan daha tesadfi deildir. Ve gerekten de, incele
nen nesne ne kadar kamusalsa, kamusal olanla zel olann sentezi o
kadar ciddi bir ekilde dcnenmektedir (Fiesco. Don Cm/os.)

131
GOETi lE V E AG I

III

Schiller kendi geliiminin seyri iinde b u sorunun giderek daha


da farkna vanr. The Bride ofMessina'ya yazd sunuta, bu sorunu
merkeze alr. Sonraki dnemin genel eilimine bal kalarak, estetik
bir sorun olan dramatik sluptan yola kar ve bu tragedyadaki de
neyin bir korodan yararlanarak modem dramada eksik olan kamusal
veheyi geri getinnesini salar. F akat hakl olarak bu estetik farkl
ln iki a arasndaki toplumsal farklardan kaynaklandn syler.
Antika tragedyas hakknda yle yazar: "Kahramanlarn ve kral
larn eylemleri ve kaderleri kendi iinde zaten kamusaldr ve antik
an basitlii iinde daha da byleydi. Dolaysyla antika traged
yasnda koro daha ok bir doal organd; kukusuz gerek yaamn
iirsel nitelin bir sonucuydu. Modem tragedyada ise sanatsal bir
organ haline gelir; iirin retilmesine yardmc olur. Modem air
artk koroyu doada bulmaz; o bunu sanatsal olarak yaratp takdim
etmelidir. . . " Dolaysyla tragedyada koro artk gereki bir sanatsal
yaratma arac deil, daha ziyade idealist bir sluplatrma aracdr,
zira "harcalem modem dnyay antikan iirsel dnyasna dn
trr."
Schiller hemen devamnda, dramann byk kamusal iiri iin
malzeme olarak grlen modem yaamn, iirsel yaratm iin by
lesine olumsuz olmasilm nedenlerine dair eksiksiz ve znde doru
bir tasvir sunar. Szleri devrimden uzaklamas sonucunda malze
mesinin nom1alde olduundan daha olumsuz hale geldiini de gs
terir: "Krallarn saraylar artk kapal. Mahkemeler ehirlerin kapla
rndan evlerin i mekanlarna ekilmi; canl szn yerini yaz
alm; insanlar, elle tutulur canl kitle kaba bir g olmaktan knca
devlet haline gelmi ve bu suretle soyut bir fkre dnm; tanrlar
insann barna geri dnmtr. air saraylar yeniden amal, mah
kemeleri yeniden ak alana kannal, tanrlar yeniden canland r
nal dr; gerek yaamn yapay erevesinin ortadan kaldrd her
eyi ihya etmelidir. . . "

3
SC'I I ILLER ' I N MODERN EDEBiYAT TEORS i

Schiller'in modem burjuva toplumuna ve dolaysyla modem


iirc kar tutumundaki eliki burada aka gn yzne kmakta
dr. Fakat yine burada Schiller ' in snrlannn hibir ekilde salt ki
isel olmad, daha ziyade bujuva hmanizminin trajik elikilerin
den kaynakland da grlmektedir. Schiller modem burjuva yaa
mnn ancak devrimle kamusal bir yne (antika temelinde sarf et
tii kendi iddialar anlamnda) kavutuunu aka alglar. nsanlar,
der, bugn devlette bir soyutlama haline gelmektedir; tek istisna kil
lenin "kaba bir g olarak hareket etmesi"dir, yani devrimdir.
Schiller'in burada byk bir air olarak formle ettii ve byk
drama iin malzeme olarak yeterliliine tanklk ettii modem bur
juva toplumunun zne ilikin bu kayda deer lde derin igr,
burjuva hmanizminin trajik elikisini aka gstermektedir. Zira
burada gn na kan ey, burjuva devriminin srdrlmesinin
pleb biimlerinin ve ieriinin reddinin bu byk hmanistlere iirsel
olarak bile kapal tuttuu her eydir: iir sanatnn -zellikle de dra
mann- ufkunun Yunanlara denk bir tarzda geniletilmesi. Durumla
nndaki traj ik e bu reddin toplumsal adan zorunlu olmas ve
mesela illa Schiller'in kiiliindeki "psikolojik-sosyolojik" neden
lerden tii olmamasyd. Bu reddi benimsemeyen bireyler her za
man vard. Bunlar birey olarak bujuva devriminin nihai sonulan
karsnda rkp geri ekilmemilerdi (rnein Almanya' da Georg
Forster ve Hlderlin.) Fakat ok daha belirleyici olan, bu dnemde
bujuva snfnn byk akmnn bujuva devriminin plebe srd
rii lmesini bu ekilde reddetmesinin zorunlu olmasyd: Goethe,
Hegel ve Balzac'n akm ile karlatnldnda Forster ve Hlderlin,
burjuva devriminin sonuna kadar gtrtmesine olan ballkianna
karn. yine de yalnzca epizodik fgrlerdir. Ve bu nesnel, toplum
sal-tarihsel zorunluluk bujuva snfnn en byk ideolojik temsil
cilerinin bile pleb unsuru reddetmeleri nedeniyle felsefi ve sanatsal
dzeyde birok ey kaybetmeye yazgl olmalaryla bir deiiklik
Yaamaz. Keza bu kayplar ve redleri ara ara fark etmeleri de (me
sela Schillcr 'de olduu gibi) bir etkide bulunmaz. Bu plcb eilim-
GOETHE VE AGI

lerden ayrlmalarnn zorun luluu, Bat Avrupa ' da tam da bu d


nemde yollarn ayrlm olmas, pratik ve siyasal anlamda, bujuva
devriminin srdrlmesinden yana pleb Jakoben eilimlerin Ba
beuf'teki proleter ve devrinci eilimlerin ilk skn ediine dn
mesinde tezahr eder.
Schilller bu pleb eilimiere kar tavr almt. Byk ve dolay
syla kanlmaz olarak kamusal dramatik yaratnn konusu olarak
dnlen modem burjuva yaamnn olumsuz nitelii eklindeki
tarihsel ve maddi sorunu zernemi olmasnn nedeni budur. Ka
musal bir ey ieren modem yaamn zelliklerini gelitinneye a
lmam, bunun yerine sanatsal aralarla, salt zel alann idealist
ekilde geniletilerek kamusal alan haline getirldii yapay bir muhit
yaratmaya almt. Yapay olarak sluplatrlm kamusal alann
bu yapay muhitine, salt zel ilikileri ayn ekilde bu tr bir znelci
abartya tabi tutulan dramatik figrler yerletirmesi gerekiyordu.
Dolaysyla Schiller'de: "Koronun kendisi tekil bir ey deil, ev
rensel bir kavramdr. . . . Koro eylemin dar alann terk eder ve hayat
tan byk sonular karmak ve bilgeliin retilerini dile getirmek
iin gemie ve gelecee, uzak zamanlara ve halkiara ve genel olarak
insanlara uzanr." Schil ler bu ekilde kamusal olan ile zel olann,
tikel olanla genel olann gerek sanatsal birliini baannann mm
kn olduu konusunda hibir yanlsarna tamyordu; bu dnce ya
psndaki netlii bir kez daha gsterir. "iirin iki esi olan ideal ve
mantk ya birlikte yakn bir birlik halinde ya da yan yana hareket et
melidirlcr, aksi takdirde iir mahvolur." Dolaysyla Schiller'in kendi
kard sonulara gre, koro ancak sanatsal sonular dourabi l ir;
"konumaya hayat katt gibi, eyleme de dinginlik katar." htiy ar
Schiller'in zel hayat kamusal hale getirme, byk dramann nal
zernesi olarak grlen modem burjuva yaann olumsuz nitelii nin
stesinden gelme ynnde kaydettii byk ilerleme, cstctikletirici
bir klasisiznle sonulanr.
Bu balanda Alman klasisizmi zel bir konuma sahiptir. Bur
juva yaamnn elikisine ve bunlarn edebiyat sanatna sunduu

1 34
SCI I I LLER ' I N MODERN EDEBiYAT TEORiSi

son derece olumsuz malzemcyc karn yine de Yunanlara yarar bir


sanat yaratmak iin antika taklit eder. Ama Hclenizmin bir daha
geri dnmeyecek ekilde gemite kalm olmas Alman klasisizmi
asndan giderek ak hale gelir ve buradan modern iirin doasna
ilikin uygtn sonular karlr. Bu aklk Fransz Devrimi'nin de
erlendirilmesiyle yakndan balantldr. Yukarda da belirtildii
zere, Marx polis demokrasisini modem burjuva toplum temelinde
yeniden yaratmaya alan radikal Jakobenlerin traj ik yanlsamaia
nna zellikle dikkat ekmiti. Alman klasisizminde devrimin ideo
lojik olarak reddi, elbette bir yanl bilin ruhuyla, benzer bir yol
izler: Gen Hcgel ' in geliimi Almanya'da o dnemde iki etkenin
ne denli i ie getiini mthi bir aklkla gsterir. Bir yanda Fran
sz Devrimi ' ne ve yenilenen antikan kltrel programna verilen
onay, dier yandan devrimci yntemlerin Termidorcu reddi ve an
tikan kesin olarak gemite kald inanc . Gen Hegel'in ngiliz
siyasal iktisacima olan youn ilgisinin Yunanlara verilen deerin de
itii dnemin merkezinde olmas olduka manidardr. Hegel'in
iktisat anlay Schiller'de yoktu; tarih felsefesine ilikin sorunlarn
her zaman tmyle ideolojik bir larzda formle etmiti, oysa bu
ideolojik al altnda ou zaman takdire ayan bir tarihsel bilgi y
n saklyd. Antik Yunan ' geri dndrlemez ekilde mazide kal
m olarak gren anlaya ilikin olarak, Estetik Mektuplar' da yle
yazar: "Yunan hmanizmi olgusu, kukusuz, bu seviyede devam et
mesi ya da daha ileriye tanmas mmkn olmayan bir st snrd.
. . . Yunanlar bu dzeye erimilerdi ve daha yksek bir kltr d
zeyine ilerlemek iin, onlarn, tpk bizler gibi, doalarnn btn
selliini teslim etmeleri ve hakikati farkl ve ayr yollardan aramalan
gereki yordu."

IV

Elbette o dnemin Almanya 'snda bile antikaa ilikin bir dev


ri nc i ve Jakobcn anlay hala vard. Balca ideoloj ik temsilcisi ge-

1 35
GOET II E VE AI

lccein Mainz ' li Jakoben devrimeisi Georg Forster'd. Forster ' n


retleri gen Friedrich Schlegel tarafndan Romantizm ncesi d
nemde ksmen yeniden canlandr lmt. Almanya ile Fransa arasn
daki toplumsal ve siyasal fark iara tekabl edecek ekilde, bu
teorinin Almanya'da bugne ilikin olarak belirgin bir ktmser ni
telie sahip olmas kanlmazd. Zira Almanya'da antika ideali
nin pratik ve devrimci tarzda gereklemesi sz konusu olamazd.
Dolaysyla antika ile imdi arasnda yaplacak karlatrmann
o dnemin Almanya 'snn tm edebiyat ve kltrnn sert ve ac
masz bir ekilde mahkUm edilmesiyle sonulanmas kanlmazd.
Goerg Forster 'n o gnlerde ok etkili olan edebi, kltrel ve si
yasal yazlarndaki izgisi buydu. B urjuva felsefe tarihi her zaman
sessizlikle geitirse de, gen Hegel zerinde byk etkide bulundu.
A nsiclten vom Niederrlein adl eserinde modem resmin en byk
rnlerini analiz eden Forster, antika sanat ile modem sanat, an
tika yaam ile modem yaam bir kartlk temelinde karlatrr:

"Yunan figrleri ve Yunan tanrlan artk insan trlerinin biimnc


tekabl etmemektedir; onlar iirimizdeki Yunan sesleri ve adlar
kadar bize yabancdr. Phidias 'n iki ustalk eseri olan Minerva ve
Jpiter ' in ilahi kusursuzluu hakknda sylenen ey gayet doru
olabilir; ama azametli balar gzmzde gkyzne deen bu eser
ler orada ne kadar heybetli dururlarsa ya da otururlarsa, tahayyl
mz iin o kadar korkunfurlar; yce olann idealleri olarak ne kadar
kusursuz olurlarsa, bizim zayflmza o kadar tuhaf grnrler.
Yalnzca kendileri iin var olan insanlar, bu devasa ilahi varlklarn
gznn iine bakacak, onlarla aralarnda bir ba olduunu hissc
decek ve bu ilikiden tr, ihtiya durumunda onlardan yardm
bekleyecek kadar cretkar bir bilince sahipti. Bizim yoksulluumuz
durumu deitiriyor. Biz srekli yokluk iindeyiz, ama hibir zaman
kendi glerimiz temelinde hareket etmiyoruz. Sefaletimizi yak
nabileceimiz, tm elikileri, hatalar ve gizli arzularyla kalpleri
mizi aktabileceimiz, srekli yakarlarmz ve gzyaiarmzla

1 36
SC'H I L L E R ' I N M O D E R N E D E B i YAT TEO R i S I

yardmn v e merhametini kazanabileceimiz (nk biz sabrl ve


merhametliyiz) bir srda bulmak, ite hayatlarmzn balca gayesi
budur ve ite bu nedenle kendi surelimizde tanrlar yaratyoruz . . . .
Zayflar kusursuz olan kucaklayanazlar; kendilerini aniayp sevc
bilecek ve iletiim kurabilecekleri kendileri gibi bir varlk ararlar.
Sanatlarmz ite bu insan trne aitler ve bunun iin alyorlar."

Bu grn, tm ada Alman edebiyatnn klece ve zayf ola


rak grlp reddedilmesi gerektii imasn tad aktr. Paris Ja
kobenlerinin antika ideali burada, karsndaki her eyi lye
dntren bir M edusa kafasdr. Gen Friedrich Schlegel ksmen
Schiller' in estetik yazlarndan etkilendiinden, ama siyasi ve estetik
grleri bakmndan Forster' n temsil ettii akmdan daha da fazla
etkilendiinden, Yunan iiri zerine yazlarnda daha belirsiz, daha
seyreltilmi derecede ideoloj ik ve estetik biimde bu retileri can
landrp propaganda etmeye baladnda, Schiller ona mthi bir
fkeyle kar kmt. Banda olduu dergileri Schlegel'e kapatm
ve onu dzyaz ve naznla yazlm eserlerinde alaya almt.

Gallomania'run souk atei daha yeni msaade istemiti ki


imdi Yunan lgnlnda bir dieri, bu kez scak bir ate
patlak veriyor.
Yunanistan, neydi ki o? Akl, l, aklk. Bu yzden baylar,
Bize Yunanistan' dan bahsetmeden nce bir daha dnn!
Deerli bir davay savunuyorsunuz; ama biraz akllca
yapn ltfen
Bylece kendinizi ele gne gldrp klmeyin.

Schiller antika adna gsterdii abalarn tepe noktasnda, Ja


kobenlerin Helenizm ihyasru aka redderler ve bunu "Yunan l
gnl" olarak nitelendirir.
"Yunan lgnl"na kar mcadele klasik Alman felsefesinin
Aydnlanma'dan domu olan eski bir mirasdr. Yalnzca Alman
adalarn deil, ada Fransz ve ngiliz eletirmenlerini de aan
1 37
GOETI I E VE A(i l

Lessing, devrim ncesi Aydnlanma 'nn doruk noktasnda antika


canlandnnay amalayan yeni ideali, azami ilkesel aklkla tanm
lam ve Fransz klasisizmini ve onun dramadaki halefierini ( rnein
Voltaire) zleri bakmndan derinden gayri-k lasik ve gayri-Yunan
olarak mahkm etmiti. Lessing' in Fransz klasisizmine ynelik
eletirisi, onu anti ka ilc imdi arasnda ara bir balant olarak gr
meyi reddetmcsi, yani feodalizm ilc buz:juvazi arasnda zorunlu bir
balant halkas olarak burj uvazi i le aristokras arasnda snflar aras
uzlama salayan mutlak monariyi reddetmesi, bu andan itibaren
modem edebiyat teorisi asndan belirleyici hale gelir. Bu zellikle
de bir ulusal edebiyatn ancak Versailles ' taklit eden ve ulusal birlie
engel oluturan kk saraylarn kltrne kar bir burjuva devrimci
kavga edebiyat olarak geliebilecei Almanya iin geerlidir.
Fakat bu red Almanya'da snflarn ve snf mcadelesinin geli
iminin zgl koullar altnda gerekleir. stelik bu gl ve sa
lam teorik reddc karn, bu koullar klasik tragedya slubuyla tam
bir kopuu olanaksz hale getirir. yle ki bu geleneklerden kopu
"Frtna ve Atlm"da Lessing'in kendisinde olduundan daha tam
grnmektedir. Ama zellikle de Goethe, ilk Weimar dneminde,
Iphigenie, Tasso. Elpenor fragmanyla birlikte klasik tragedyann
kkten deitirilmi ve iselletirilmi devamna dner yeniden.
Bu gelime dikkate alndnda, Racine 'in oyunlarnda psikoloj ik
isellctirmc eilimi zellikle nemlidir ve bu denemenin zorunlu k
salna karn Gocthe' niri oyunlarnn bu dnemde iselletirme ba
kmndan Racinc'i epeyce at vurgulanmaldr. Dsal ve uzlam
sal ahlak sorunlarnn grnte sa!L psikoloj i k sonn iara dn
nne ramen, bu sorunlarn burj uva ve sarayl nitelii ve onlar ta
rafndan dolaymlanan, Goethe'nin ina ve slubunun bu nitelii
ok barizdir (zellikle de air ve sarayl hami sorununun raj ik a
tmay oluturduu Tasso' da). Bu sorunlar ve onlarn belirledii
slup Alman dramasnn sonraki geliiminde tali bir slup akm
olarak olduka nemli bir rol oynar. (Burada yalnzca Grillpar1.er
ve Hcbbels'in The Ring ofGyges' n dnmek yeterlidr.)

1 3R
SOliLLER ' N MODERN EDEBI YAT TEORISi

Ama Alman dramasnda "Fransz slubu"nun devam ettirilmesi


bununla snrl deildir. slupsal bir geliim izgisine yaplan gn
dennc ( Racine-lpligenie-Gyges) klasik tragedyann ortaya koyduu
slup sorununun "sarayl" sfatnn yaptnlmasyla halledilemeye
ceini gstennektedir. XIV. Louis ann sarayl sanat, Fransa'da
soyluluk ile burjuvazi arasndaki byk snf mcadelelerinin sonu
cuydu; yalnzca bu mcadelenin eitli eilimlerinin deil, farkl aa
malarnn da sanatsal ifadesiydi. (Corneille ile Racine'i karlatr
mak yeterlidir.) Bu mcadclelerin geliiminde snflarn nesnel ei
lim lerine ve doasna, burjuva bileenin her bir sonuta kendisini
daha da hissettirmesine tekabl eder. Voltaire'in klasik tragedyay
Aydn lanma'nn organ yapma giriimi, sonucu ne denli sorunlu
olursa olsun, hibir ekilde yalnzca slup asndan bir taviz deil
dir. Keza Fransz Devrimi dramasnn -dorudan hazrlanmasnn ve
uluslararas alandaki etkilerinin dramasnn- biim bakmndan tam
teekkll bir dnmden getikten sonra yeniden klasik traged
yayla birletii bilinen bir tarihsel olgudur. Bu adan, M .-J. Chenier
ve Aifteri 'ye gndernede bulunmak yeterlidir.
Keza Schillcr'in de bu hareketten etkilendii aktr. Schiller'in
genliinin Stoac Jakoben idealizmiyle eletirel bir karlamay
ifade eden Don Carlos' u, slup asndan klasik tragedyan gelii
mindeki bu aamayla yakndan ilikilidir. ok ince bir duyarlla
sah ip olan Wieland, Fransz tarzna sempati duyuyor olsa bile, bir
ko numa srasnda Schiller'in dikkatini bu ilikiye ekmiti. Schiller
ise hararetle kar km ve farklar vurgulamt. kisi de ksmen
hak lyd, zira Don Car/os bir yandan klasik tragcdyann bu gelii
minde yalnzca tck bir eilimden etkilenmiti, dier yandan slubunu
belirleyen tam da Alnanlarn Stoac burjuva-devrimci idealizm so
nnuyla uzlama tarzlaryd. Fakat Wieland, bu ilikiyi ortaya koy
makla, byk farklar vurgulama zorunluluuna ramen, belli bir
lde haklyd.

Antikan yeniden canlandr lmas Goethe ile Schiller ' in ibir


lii dneminde farkl izgilerde ilerlcr. Goethe'de lphigenie- Tasso
GOETI I E VE AG I

izgisinin devam ettirilmesi olmad gibi. Schiller'de de Don Car


los izgisinin devam ettirilmesi deildir. Almanya iin (Fransz Dev
rim i ' yle ilik ili olarak) devrim sonras bir aamaya iaret eder.
Dolaysyla antikan ihyas, i irde burjuva yaamn abidevile
tim1e ynnde bir giriim haline gelir. Goethe'nin Wilhelm Meis
ter', Hermam "la Dorotlea's, Reynard the Fox'u ve Schiller'in
oyunlar, The Walk, Song of the Beli gibi iirleri istisnasz bu hedef'in
peine der. ou durumda Yunan iirine yaknlk olduka asgari
dzeydedir. kisinin de abalar, yorum ve slup bakmndan tm
farkiara karn tam da modem burjuva yaamnn zgl niteliklerini
ak ve somut bir tarLda ileme eilimindedir. Antika idealinin ko
runmas ve giderek daha fazla vurgulanmas, bir yandan yksek z
gveni ve ykseliteki burjuva snfnn giritii byk talepleri i fade
etmektedir. Antikaa olan bu i lgisinde, modem alanda antikan
taklit edilebilecei ve antika sanatnn karsna deeri bakmndan
ona denk bir modem sanatn kart labilecei konusundaki zgven
vardr.
Dier yandan, antikaa olan ilgileri, analizlerinde sanatsal ya
ratm koullarna, eitli sanat trlerinin nesnel ve znel varsaym
Iarna ve bunlarn temel yasalarnn incelenmesine geri dne iaret
eder. Burada mekanik taklit teorisine duyulan tepki en ileri aama
sna ular. Schiller ve Goethe eitli edebiyat trlerini nihai ilkel e
rine kadar incelemeye ve bu ilkelerden sz konusu sanatsal trlin
doasndan kaynaklanan en genel estetik yasalarn karnaya a
lrlar. Helenizm bu incelemelerdeki zorunlu modeli temsil eder.
zira rnlerinde tikel olann elle tutulur ve gereki i fadesi ile ev
rensel ve zsel olann aka kavranmasnn birliini ierir. Schiller
ve Goethe kendilerini bu birliin sanatsal yasalarnn teorik anali
zine adam olsalar bile, bunu yapmakla her zaman modem burju va
yaamnn abidevi iirsel temsi li iin sanatsal koullara ulanaya
alyorlard. Dolaysyla egemen eilimleri bakmndan zgl ola
rak sanatsal ilkeleri aka kavram olmalar ne hayattan uzak b ir
estetizmdir ne de biimle oyun oynamaktr. aksine burjuva edebi-

1 40
SCH I LLER " N MODERN EDEBI YAT TEO R I S I

yatnn geliimini yalnzca kk ayrntlarn eksiksiz ekilde gz


lernlemnesi gibi sanatsal olmayan bir derekeye dmekten (bu yak
laan tehlikeden) kurtarma giriimidir.
Baka bir yerde, Gocthe ile Schiller arasndaki ibirliinin somut
estetik sorunlarna ilikin zel ve ayrntl bir analiz sunmutuk. Bu
rada ise baz temel zelliklerine ksaca dikkat ekmekle yetineceiz.
Bu ibirliinin olumsuz ynleri, zell ikle de Schiller 'de grlen
olumsuz ynleri, genel anlamda iyi bilinmektedir. Marx ve Engels,
Lasallc'n Sickingen'ine ynelttikleri eletiride, Schiller'in tiyatro
oyun larnn iflah olmaz idealist zaatlarna dair keskin ve igrl
bir deerlendirme sunarlar. Bu zaaflar Schillcr'in yaratc iirsel g
cndeki herhangi bir kusurdan deil -felsefi iirleri en soyut fikir
terin bile onun iin nasl kiisel ve elle tutulur, davurumcu ve canl
hale geldiini gstermektedir- kendisinin yaratm tarzndaki temel
bir eilimden kaynaklanr. Matthison 'un iirlerine ilikin deerlen
dirmede, Schiller bu eilimi en keskin ve u biimde ortaya serer:
air "bu nedenle ruhtaki belli bir duygunun zorunlu sonucu olmas
gereken koullar retir. imdi bir znenin oluumunda trlerin ni
telii dnda hibir ey gerekli deildir; dolaysyla air zel olarak
farkl benliklerimizden deil, iimizdeki trlerden hareketle seslen
dii oranda hislerimizi belirleyebilir. Ama bireyin iindeki saftrlere
gerekten seslendiinden emin olmak iin, ncelikle onun iindeki
bireyi silmi olmas gerekiyordu." Birey ile tr arasndaki bu kaba
ve dlayc kartlkta, Schiller ' in iirsel zaaflarnn temeli olarak
kat ve soyut niteliiyle znel idealizmi bir kez daha buluyoruz.
Fakat bizim bu zaaflar kabul etmemiz, ne bir air ne de bir d
nr olarak Schiller ' i n deerini azaltr. Entipften, fotorafik,
yapay doalcla kar mcadelesi idealist abart derekesine ne
kadar sk dm olursa olsun, bu temelde yine de adil ve estetik
adan ilerici bir mcadeleydi. Schiller ' in bu mcadelede burjuva
ede biyatnn sonraki gerileyiinin temel bir eilimini tespit etmekte
ne kadar baarl olduu belki de en ak ekilde Engels' in Lasalle'n
Sic-kingen oyununu eletirdii mektupta grlmektedir. B i lindii

141
GOET I I E VE AI

zere, bu oyun tmyle Schiller'in etkisi altnda yazlnt ve


Marx 'la Engels slubundaki Schiller'ci idealizmi ok sert bir e
kilde eletirmilcrdi. Ama Engels ayn zamanda Lasalle' resmettii
dnemin temel eilimlerini aka vurgulad iin takdir etmiti
(elbette ierik bakmndan ok nemli bir hata ierir: Kyl harc
ketinin hafife alnmas.) ''Temel karakterler amzdaki belli snf
larn ve akmlarn ve dolaysyla belli fikirlerio temsilcisidir ve
saiklerini bireylerin kk arzularndan deil, aksine tam da onlar
da doum1U olan tarihsel akmdan alrlar. . . . u an egemen olan
ucuz bireyselletim1e eilimine kar kmakta sonuna kadar hakl
snz. Bu eilim zekaya hakaretten baka bir ey deildir ve yok
olu yolundaki takliti edebiyatn temel bir zelliidir."

Schiller'in modem edebiyat nitelendim1ek iin bulduu zgl


forniilasyonlar Schiller'de grnd ekliyle Alman idealizminin
hem bykln hem de snrl lklarn tar. Schiller Naifve Duy
gusal iir zerine adl byk escrinde iki tr airi birbirinden ayrr:
Doayla birlik ve uyum halinde olan airler ve yalnzca bu birlik
peinde koan airler. Bu snflandrmann felsefi ve tarihsel temeli
bizim ayrntl olarak incelediimiz antika ile modem a arasn
daki ayrmdr. Dolaysyla Schiller, tpk kendisinden sonra gelen
Hegel gibi, estetiinde Shakespeare'i Vico'nun geriye dn teorisi
zerinden deerlendirir: slup bakm ndan antikala ilintili bir
air, kahramanlk ann bir airi olarak grr.
Schiller ' in iki dnem arasndaki temel farklla dair anlay .
kapitalist iblm kltrnn akl ile hislerin ayrlmasna ve do
laysyla insann doadan yabanclamasna yol at ynndedi r
Bu yabanclama tarihsel adan tezahiir etmedii mddete ( mc
in Yunanlarda olduu gibi), air naif kalabilir. Ama mevcut oldu
unda, air onu sanat yoluyla amaya altnda, yaratc l
doayla birlikten deil, onun iin gereklemesi mmkn o lmasa

1 42
SCHILLER " iN MODERN E D E B i YAT TEORiSi

da bu birlik arayndan kaynaklandnda, air modern ve duygu


saldr. "imdi eer bu iki durumu insanla mmkn olan en tam
ifadesini kazandrmaktan baka bir ey olmayan iir kavramna uy
gularsak, insann tm gleriyle hala ahenkli bir birlik halinde ha
reket ettii, doasnn btnlnn kendisini tmyle gereklik
iinde i fade ettii doal basitlik durumunda, airi yaratacak olan
e:v gerein en ek<iiksiz taklitidir, oysa bu ahenk li birliin yalnzca
bir fikir olduu kltr durumunda airi yaratacak olan ey gerek
liin ideal katna ykseltilmesi ya da ayn ey demek olan, idealin
temsilidir."
Dolaysyla Schiller idealizmi basite; modern edebiyatn zgl
yaratma tarz olarak tanmlar. Bu formlasyon -yalnzca keskin pa
radoks nitelii bakmndan deil, ayn zamanda ierii ve metodolo
j isi bakmndan da- Schil ler'in idealist arpklna ve snrllklarna
iaret eder. Ama bu sorunlar ve zellikle de Schiller 'de gerekilie
ilikin problemler, i lk bakta zanedildii ve sonraki yorumcularn
dnd kadar basit ve s lo sloya dorusal deildir.
Schiller' in gerekliin iirsel tasvirini yalnzca naif aire ve do
laysyla antikaa atfettii dorudur. Fakat onun modem aa zg
bir yaratma tarz olarak "idcalin temsili" tanm yalnzca idealizmin
egemenliinin beyan deildir, ayn zamanda modern gerekilie
ilikin bir dizi zgl farkll derinden anlamak iin bir kalk noktas
salamaktadr. Hepsinden te, Schiller modern yaamda zsel ve ger
ek olan elle tutulur derecede iirsel bir tarzda i fade etmenin mthi
zor olduunu gsterir. Bu sonnu kendisinden nceki teorisyenlerin
hepsinden daha ak bir ekilde alglar ve dahas mthi bir igr
ve derinlik le analiz eder. Ancak onunla tm sorun idealist bir tarzda
altst olmu grnr. Burjuva yaamnn temel belirleyicilerini iirsel
adan somut bir tarzda yzeye kannak iin burjuva yaamnn en
tip ften dzyazsna yeterince derin bir ekilde dalmak zonnda olan
modern airin zor ve ou zaman insanst aba gerektiren grevini
analiz etmek yerine, Schiller sonnu idealist bir yne eker. Dorudan
hayattan alnan tikeller ile onlarn iinde sak l ve onlar asndan

1 43
GO ETI I E VE AG I

temel olan asli belirleyiciler arasndaki somut diyalektik ilikiyi gn


na karmaz. Daha ziyade, tikel olann gerekliini salt bir vesile
olarak, deneyiine uymayan ve dolaysyla hayata tmyle kart ola
rak tasavvur edilen temel zelliklerden, hayatn i irselletirilmi y
zeyine geri dn mmkn klan salt bir araclk olarak grr.
Schiller sanatta ideal olann dotayl bir temsilini grdnden, doal
olarak, grn ile z arasnda bir kpr kurmak ister, ama teorisinin
yanl kalk noktasndan tr baarl olamaz. Yine de yzeyin ger
eki aktannnn yalnzca zsel eleri ifade etmenin bir arac ol
duu gr, kukusuz gerek olan, ama dorudan verili olmayan bu
zscl zelikler olmadan, her sanat eserinin kklk ukurunda kay
bolacan ve iirsel niteliinden kanlmaz olarak feragat edecei
gr, gerekilik teorisi asndan -elbette materyalist bir tarzda
ba aa evri lmi haliyle- kalc bir baarya iaret eder.
Fakat Schiller modem, duygusal trde airi somutlatrrken ok
daha ileri gider ve modem airin gereklik karsndaki muhtemel tu
tumlann sistemli bir ekilde sralar. Ama bu srdrme ve somutla
trma ediminde bile, Schiller ' in ynteminin ikili nitelii kendisini
gsterir. Beyanlarn mtemadiyen znelletirir ve bylece nesnel ol
gular srekli znel dnce ve duygu tarzianna dntrr. Naif olan
ile duygusal olan arasndaki kartl, iki kltr arasndaki kartl
iki duygu tarz arasndaki kartlk eklinde znelletirdii gibi, dier
somutlatnnalannda da ayn yolda i lerler. Schiller duygusal iirin
trn birbirinden ayrr: Hiciv, mersiye ve idi!. Burada da sorunu
yle bir tarzda znelletirir ki sorun edebi trler sorunu olmaktan zi
yade hicivsel, mersiye ve idi! duygu tarzlan sorunudur. durumda
da Schiller iin mesele modem burjuva toplumunda ideal ile gerek
lik, z ile grn arasndaki uyumsuzluk, yazarn bu uyumsuzluu
h iciv isyanyla m, mersiye melankolisiyle mi, yoksa idillik tevek
klle mi at ve iirsel dzeyde zsel olan modem burjuva yaam
nn dzyazsn egosunun yaratc faaliyetini uygulayarak, kendi akt if
mdahalesiyle, tasvir edilen olaylara kar tutumunu ifade ederek
nasl aktard sorunudur.

1 44
SC'HILLER 'N MODERN EDEBi YAT TEORiSi

Yine, Schiller ' in sonna ilikin formlasyonundaki znel idealist


snr lar aa karmak ve eletinnek son derece kolay ve dahas
uygundur. Ama yalnzca bununla snrl bir eletiri ok s ve y
zeysel kalacaktr. Zira dnemlerin ve edebi trlerin irdelenmesine
ilikin byk nesnel sorunlarn bu ekilde znelletirildii her du
rumda. Schiller'de bu sorunlarn hakl ve derin. gerekten diyalektik
bir ekilde geniletildiini de grrz. Hiciv, mersiye ve idilin yas
land bu duygu tarzlarnn felsefi temeli ne kadar idealist olursa
olsun, kartln ortaya konmas yine de kapitalizmin ekonomik ve
ideoloj ik durumunun eksiksiz bir yansmasdr.

VI

idealist felsefede ideali ampirik toplumsal gereklie kart bir


ey olarak gren anlayn gerek toplumsal kkleri vardr. Her trl
insan faaliyeti asndan temel olan, hatta insan emeinin zgl ni
teliiill de oluturan durum (yani ama maddi hayatta gerekleme
den nce zihnimizde vardr) kapitalist toplumda zel bir biime
brnr. Belirleyici zellii toplumsal retim ile bireysel el koyma
arasndaki kartlktr. Bu elikiden toplumsal adan gerekli birey
sel amalar ile bireyin bilgisi olmadan ileyen yasalar arasndaki
eliki ortaya kar. (Bireysel olarak sper karlar peinde komann,
tam da karn gerekleme srecinde kar orannda dmeye yol a
tn hatrlayalm.) Kapitalist toplumun bu merkezi elikisiyle ya
kndan balantl olan eliki ise kapitalist iblm ile devrimci
burjuvazinin hmanist idealleri arasndaki elikilerdir. Kapitalist
toplumun ortaya k asndan zorunlu olan kahramans kendi
ken dini aldatma diyalektii, ama ile gereklemesi, insan n top
lumsal gereklikten beklentileri ile bu gerekliin kendisi arasndaki
bu ilikiye yeni bir boyut katar. Kukusuz kapitalizm ncesi her top
lum un genel tarifi udur: nsanlar gerekten de kendi tarihlerini ken
dileri yaparlar, ama "bu zamana kadar (yani snfl toplumda) kolek
tif bir irade ve ortak bir plan olmadan" olmutur bu. Kapitalist top-

1 45
GOET I IE V E AGI

lurnda ise bu kartlk zellikle u bir biime brnr ki bunun ideo


lojik ifadesi de tastamam idealdir.
deal. kapitalist retimi toplumun egemen ekonomik biimi yap
may amalayan iktidar mcadelesi dneminde, hmanist iddialar
ile feodalizmin ve feodal mutlakyetiliin toplumsal gereklii ara
sndaki bir kartlk olarak gzkr; kapitalizmin egemen olduu
ada ise, kapitalist sistemin i elikilerinin (bunlarn en nemli
Ierini yukarda sraladk) bir yansmas olarak. Kapitalizmin evrimi
ve elikilerinin ilerlemesiyle birlikte, burjuva hmanizminin ide
allerini burjuva toplumunun gerekliinden ayran ve her geen gn
daha da almaz hale gelen mesafe ister istemez bu topluma ve onun
nasl temsil edildiine etkide bulunur. Bujuvazinin ana geliim iz
gisinde bu ideallerin giderek bo, giderek uzlamsal hale gelmesi
ve giderek daha fazla ikiyzllk iermesi kanlmazdr.
deal ve gereklik ikiliinin burjuva ideolojisi yoluyla almas
mmkn deildir. Burj uva geliiminin ge aan1asndaki gereki
terin grnte ona kar elde ettikleri zafer ancak ssz bir l im
gesi, tm canlandrc ve yce unsurlarndan koparlm bir gerek
lik, kamusal alanda reddedilen, ama gizliden gizliye yine de bilin
siz bir ekilde kullanlan dikkatle gizlenmi ideal kstasn, daha ek
siksiz bir analizin her zaman kefedecei bir gereklik retebilir.
rnein Flaubert ya da Mauppassant' dnelim. Birok nemli
gereki, iirsel yaratlanndaki hayata ideal yaratsyla yaklamak
zonnda brakldnn farkndadr. rnein Balzac insanlk Kaned
yas nn nsznde yle yazar: 'Tarih gereklik gibidir ya da ger
'

eklik gibi olmaldr. oysa roman 'daha iyi dnya' olmaldr. A ma


bir roman eer bu yce yalanda hakikati ayrntl olarak surunazsa,
bir hitir."
Marx burjuva devrimi ile proleter devrimi arasndaki farklar ele
alrken her zaman bu zel fark vurgulant. i snfnn, der Marx.
"gerekletirecek idealleri yoktur; ke gemi olan burjuva top
lumuntn barnda zaten gelimi olan yeni toplumun unsurlarn z
grletirnesi yeterlidir." Bu demektir ki devrinci proletaryann

1 46
SC'I I ILLE R ' N MODERN EDEBI YAT TEORiSI

kararl ve bilinli eylemleri evrimin gerek yasalarnn ve nesnel ger


ekliin eilimlerinin doru bir ekilde tannmas zerinde ykselir.
Evrimi bilinli ekilde srdm1ck ve hzlandrmak iin bu eylemiere
ve bunlardan kaynaklanan durumlara uygulanan ve her zaman uy
gulanmas gereken kstas nesnel gerekliin anlalmasndan kar
tlr. Abart l idealizm ve yaltaka anpirizm ikilemi, burjuva bilincin
de son tabii lde alamaz olan bu ikilem, pratikte proletaryann dev
rimci eylemiyle alr, zira proletarya bu ikilemin nesnel toplumsal
temellerini ortadan kaldrr.
Ama toplumsal temellernin ortadan kaldrlmasyla burjuva
idealinin yadsnmas, bunlardan doan yanl alternatiflerin szde
sorunlar olarak tehir edilmesi, bu idealle ilgili tm sorunun yalnzca
burjuva snfyla snrl o la bir szde-sorun o lduu anlamna gel
mez. Burj uva toplumunda grn ve z diyalektii ok zel bi
imlere brnr. Fakat bu diyalektik i likinin nesnel gereklii,
kapitalist toplumdaki zgl tezahrlerinin sonlanmasyla doada ve
toplumda son bulmaz. Burjuva estctiinde ideal kavramnn arka
snda ayn zamanda z dolaysz ve elle tutulur bir tarzda ifade eden
bir dsal biim aray sorunu da vardr. Bu sorun kapitalist eko
nomi ve onun insanlarn zihnindeki ideolojik yansmas ortadan
kalktktan sonra bile zmszln korur ve dorudan verili ve
gn gibi aikar bir eye dntrii lemez. Aksine, bu sorun gerek
akl ve saflyla ancak toplumsal varolu zerindeki kapitalist
snrlamalarn (ve onlarla birlikte ve onlarn ardndan ideoloji ala
nndaki kafa kartrc szde-sorunlarn) ortadan kalkmasndan
sonra ortaya koyulabilir. Ancak ondan sonra estetik alannda gr
n ile z arasndaki diyalektiin gerekten materyalist zm
Aln an klasik estetii tarafndan -tm idealist tahrifatlara ve top
Itmsal adan kanlmaz szde-sorunlara karn- bu konuya dair
hangi nemli hazrlk almasnn yapldn gsterebilecektir.
Schiller'in ideal ile gerekli k arasndaki kartln evrimindeki
tarihsel konumu, ann gelime aamas tarafndan (snfnn avan
gardnn kahramanlk yanlsamalar dneminin balamasyla) belir-

1 47
GOF.T H E VE AGl

lenir. Fakat bu dnemin kesin olarak kapanmasnn grnr hale


gelmesine henz izin vermemi bir balangtr bu. ( Schillcr, Na
polcon ana gelmeden lmtr.) Onun konumunu belirleyen ey,
kapitalizmin elikilerini i lk kez tmyle olgunlatrm olan gerek
kapitalist iblmnn yaygnlamaya balamasyd (ngiltere'de
sanayi devrimi.) Dolaysyla onda ideal ile gereklik arasndaki kar
tlk zaten burjuva devrimci hmani7..ninin idealleri ile bizatihi bur
juva toplumu arasndaki kartlktr; ancak ikinci s rada feodal
kalntlarn varl sorunun temel fomlasyonunu belirler. Dier
yandan, bu kartlk Schiller'de idealden yana umutsuzluk vurgu
suna henz sahip deildir; bu Romantik ktmserlii sonradan -en
belirgin ekliyle Solger ' in estetiinde- edinecektir.

VII

Schiller burjuva yaamnn nemli toplumsal belirleyicilerinin


anlamnn kendi estetik kategorileri asndan temel almas bak
mndan; bu toplumsal belirleyicilerin varln ve onlarn estetik
yansmalarn tereddtsz kabul etmesi ve bunlar inceleyerek mo
dem edebiyatn zgl niteliklerini gelitirmesi bakmndan Hegel'in
estetikteki ncsdr. Ayrca, burjuva sanatnn yapsn ve zgl ni
teliini deerlendirmekle yetinmeyip, burjuva geliim aanasn hem
aniayp hem de deerini hiebilmesini salayacak bir evrensel sanat
kstas peinde komas bakmndan Hegel 'in selefidir.
Aada Schiller'i bu adan Hegel'den ayran farklardan da bah
sedecciz. imdilik yntemsel benzerliklerine deinmek nemlidir.
Dnemlere ve edebi trlere (duygu tarzlanna) ilikin sorunlarn yn
temsel olarak znelletirilmesi sz konusu olduunda, Schiller'de
Kant'n znel idealizminin bastrlmam izlerini gnnek le kalma
yz, bu znelletirme ayn zamanda Tinin Grngbilimi' nin meto
doloj isinin nemli bir habercisidir. Bizzat Hegcl'de de grdmz
ayn kafa kartnc ikilii gsterir: Tarihsel kategorilerin grnte
dolaymsz ve temelsizce genel felsefi kategorilere dnm.
SC' H I LLER ' N MODERN E D E B i YAT TEORiSi

Fakat burada da bu kafa kantrc ikilik gerek dcrinlikten ileri


gelir. Hegcl 'deki bu "bilin biimleri" hakknda Marx hakl olarak
yle der: "Ama bu (Tnin Grngiibilimi-G.L.) insann yabancla
masn koruduu oranda . . . tm eletiri eleri onda sakldr, ou
zaman Hegelci bak asn misli misli aan bir tarzda hazrlamr ve
ilen ir." yle devam eder: "Bu zel ksmlar -hala yabanclam bir
biimde olsa da- din, devlet, sivil hayat gibi tm alaniann eletirel
elerini ierir."
Schiller ' in modem sanatn sorunlanna yaklamnn da bu tr bir
gerek derinlii vardr. Duygusal iir trleri olan hiciv, mersiye ve
idili "bilin biimleri"ne dntrr. rnein hicivden deil, hiciv
yazarnn duygu tarznn temel zelliklerinden, tm edebi trlerde
hiciv perspektifini douran duygu tarzndan bahseder. Bu ekilde
Schiller'de hiciv, mersiye ve idi! yazarlan modem airin modem ya
ama zorunlu ve tipik yaklam trlerini, cisimletirmesi gereken bu
"bilin biinleri"ne dnr. de hmanist ideal ile kapitalist
gereklik arasndaki kartln, doasn yukanda incelediimiz bir
kartln eitleridir. yle der Schiller: "air konu olarak eylerin
doadan uzakln ve gereklik ile ideal arasndaki elikiyi ald
nda hicivseldir. . . . air ideal ile gerek olan ilkinin temsilinin ege
men olduu ve yaratt hazzn egemen his haline geldii ekilde
kar karya getirdiinde, ben ona mersiye airi diyorum . . . . Ya doa
ve ideal olan znt nesneleridir . . . ya da ikisi de gereklik olarak
temsil edilmesi bakmndan zevk nesneleridir. lki dar anlamda mer
siye, dieri ise kel imenin geni anlamyla idi/dir." (Doal ve ideal
olann -Rousseau ve Kan'taki anlamyla- Schiller iir hemen hemen
eanlaml olmas burada yoruma gerek brakmayacak kadar aktr.)
Bu ifade modem iirin en derin duygusal temellerini ustalkla or
taya serer. ideal ile gereklik arasndaki kartlk, Marx' n Ricardo
zerine bir cmlesini deitirerek sylersek, felsefeden gereklie
deil, aksine toplumsal gereklikten felsefeye getiinden, bu e
liki. ama bilinli ama bilinsiz, her trl burjuva yaratcln tene
lidir. Elbette Schiller ' in doru bir ekilde grd gibi, bu eliki,

149
GOETI-IE VE AGI

airin yaratc escrini gdleyen gerekliin yansmasn sanatsal


olarak ifade ettii edebi trden bamszdr Belli airlerde bu duygu
tarzlarnn Schiller' i n analizinde olduundan ok daha serbest e
kilde i ie getii dorudur: rnein Tolstoy' un Anna Karenina 'sn
daki kr idilleri, klerinin toplumsal zorunluluunun mersiyc
atmosferiyle evrilidir ve Tolstoy' un Moskova'da ve Petersburg' da
kendisini kapitalizmin iterteyiine uyariayan aristokrasiye verdii
hicivli tasvir olmadan olanakszdr. Balzac 'n eski rejimin soylulu
unun son kalntlarnn geriteyiini resmederken sunduu temsil
lerde de mersiye, idi! ve hiciv ayrlmaz ekilde i ie gemitir.
Nitekim Dickens, Gonarov ve on dokuzuncu yzyln dier byk
gerekilerinde de bu duygu biiminin benzer bileimlerini -tam
da bu n- gryoruz. B ir yazarda birinin. dier yazarlarda dier
lerinin baskn olmas (Turgenyev'de idi l, Flaubert'te hiciv vb.) ya
da birounda nn birden bulunmamas Schiller'in modem ede
biyatn temel zelliklerine ilikin nitelendirmesindeki zekice ig
rleri hibir ekilde riitmez. Zira bir btn olarak alndnda,
Schiller'in belirledii eilim bu edebiyatta egemendir. Hatta bu
eilimlerinden hibirinin bulunmad yerlerin hemen hepsinde, on
dokuzuncu yzyln burjuva gerekilii ruhsuz doalclk. gerek
l iin yzeyinin mekanik bir kopyas derekesine dmtr. Son ola
rak unu da ksaca belirtelin, Balzac'a ilikin yorumlarnda Engels
de onun yazlarnn zellikle mersiye ve hiciv nitelii tadn vur
gular: "Onun byk eseri sekin toplumun geri dnlmez geriteyii
zerine benzersiz bir nersiyedir. . . . Fakat buna ramen onun hic vi
hibir zaman, derin sempati duyduu erkek ve kadnlar. yani aris
tokrasiyi ele aldnda olduu kadar cretkar deildir."

V lll

Yalnzca edebi trlerlc ilik i l i sorunlar deil, ayn zamanda ta


rihsel dnemlere ilikin sorunlar da Schiller tarafndan "bilin bi
imleri'' olarak zncl lctirilmiti . Dolaysyla analizimizi Schi lle r ' in

1 50
SCI I I I .LER ' i N MOr>ERN EDEBiYAT TF.ORISi

tarihsel dnemleri ele alrkenki temel kategorilerini kapsayacak e


kilde geniletmeliyiz: N aif ve duygusaL Burada Schiller ile Ttnin
Griingiibilimi'nin yaratc ve kafa kartrc ikilii arasndaki me
todolojik balant, buraya kadar ele aldmz sorunda olduundan
da barizdir. Schiller'de naifve duygusal e her eyden nce antik
a iiri ile modem iirin temel veheleri arasndaki ilkesel ayrmn
tarihsel dnemletirme kategorileridir. Bu uygulama dikkate aln
dnda, Schiller'in Shakespeare'e naifbir air muamelesi yapma
snda alacak bir yn yoktur.
Zorluk ilkin kelimenin dar anlamyla modem yazarlarn anali
zinde, on sekizinci yzyln ve kendi dneminin gerekilerinin ana
lizinde ortaya kmaktadr. Burada iki dnemi idealist bir tarzda
kar karya getirmesindeki katlkla, iki dnemi iki yaratclk il
kesine ("gerekliin taklidi" ve "ideal olann temsili") dntnne
sindeki katlkla Schiller'den alnr. Eer Schiller kendi anlayn
tutarl bir ekilde ilerietmek isteseydi, yaad an edebiyalndan
her trl naiflii, her trl gereklik taklidini ve dolaysyla keli
menin gerek anlamyla her trl gerekilii atnas gerekecekti.
Ama genel olarak sanatn nitelii, zel olarak da modem sanat ko
nusundaki igrs bu tr kat ve arpk sonular karmasna izin
verneyecek kadar kapsaml ve derindi. Tersine, onun modem iir
anlay iirin zgl gerekiliinin somut niteliklerine dair derin
bir kavray barndrr.
Schiller ' in naif iir deerlendirmelerinde bu doru gzlemler ve
sezgi ler kendisini daha da gl bir ekilde hissettirir ve tam da ana
lizinin zenginlemesi ve derinlemesi sayesinde paralamakla tehdit
eder. Schiller kendisinin slupsal naif iir kstasnn (gerekliin
taklidi) birtakm modem yazarlarda gzle grlr ekilde var oldu
unu ve kendisinin modern edebiyatta gerekliin ele aln anla
yna taban tabana zt bir konumda olduunu aka grr. Schiller
ince cleyip sk dokuyan ve drst bir yazar olduundan, bu gerei
kendi emasyla atsa bile kabul etmemesi mmkn deildi. Ni
tck m Schiller kendi cmas iin fevkaladc uygunsuz olan bu ger-

151
GOETHE VE AGI

ein tutarl bir analizini sunacak kadar ileri gider. Gerekliin tak
lidinin (naif iir ilkesinin) her gerek iir iin vazgeilmez olduunu
ve aslnda genel bir sanat ilkesini temsil ettiini kabul eder. Dola
ysyla yle der: "Her gerek deha ya naiftir ya da deha deildir.
Onu deha yapan naifliidir. . . . Ancak dehalara bilinenin snrlan d
nda kendini evinde hissetme, doann tesine gemeden doay
geniletme frsat verilmitir." imdi eer Schiller'in gerekilii,
yani gerekliin sanatsal tasvirini, naif airin zgl retim tarz ola
rak grdn dikkate alrsak, o zaman kendisinin burada -teorisi
nin temel izgisiyle farknda olmadan elikiye den bilinsizce
z eletirel bir tarzda- "ideal o lann dalayl temsili"nde elikili bir
ekilde aka grlen gereki akm ortaya kard aktr.
Byk tarihsel anlamda gerekilii, yani Homeros'un ve Yunan
tragedyaclarnn, Shakespeare, Fielding ve Goetle'nin gerekili
ini bal bana sanatn bir ilkesi olarak ortaya koyar.
Ama Schiller'in naif ile duygusal olan arasndaki ayrm ve kar
tlk anlay nesnel adan bir emadan ok daha fazlasdr: Modem
iirin zgl niteliinin bir belirleyicisidir, kukusuz idealist ve dola
ysyla elikili, ama yine de derin bir belirleyicidir. Bu ekliyle, ya
ad dnemin gerekliinin elikilerinin derin entelektel bir
yansmasdr. Bu nesnel derinlik Schiller'i sonraki geliiminde, ka
pitalist ada kendiliinden gerekiliin naif edebiyatnn sorunlu
niteliine dair igrye kavuturur. Homeros ile Ariosto'yu kar
latnrken, kendi dneminde na if airin kaderinden bahseder: "Bu
na if trde airler bu yapay ada artk nadiren kendi yerlerindel er.
Dolaysyla bu ada artk pek de mmkn deiller ya da en azndan
ancak kendi alarnda dizginlerinden boanmalar ve ans yzlerine
glp bunun olumsuz sonularndan kurtulmalar durumunda mm
kndr. Onlar asla toplumun iinden kamazlar, onun dndan ara
ara zuhur ederler, ama daha ok mucizeye yol aan yabanclar olarak
ya da doann gnahkiir ve edepsiz evlatlar olarak."
Dolaysyla Schiller naif iirin gerek iiri olduu konusunda
bizzat dile getirdii iddiasna kar kyor grnmektedir. Zira bu-

1 52
SCH ILLER' iN MODERN EDEBiYAT TEORiSI

rada modem burjuva toplumunda naif airin edebiyatn merkezi bir


figr olarak toplumsal adan olanak iz olduunu syler, oysa
Schiller ' in teorisine gre tam da byle olmas gerekir. Eer naif air
var o labilirse, "tesadfi" bir olgu, tuhafbir yabanc, bir edebi ilgin
liktir ancak.
Kukusuz burada bir eliki vardr. Ama bu eliki de gerekliin
kendisini, kapitalist toplumun ekonomik yapsn yanstmaktadr.
Hem bir modem gerekilik teorisi olarak duygusal "ideal olann
temsili"nin i elikileri hem de ebedi zorunluluk ile naif "gerek
liin taklidi''nin mevcut olanaklan arasndaki elikiler byk sanat
ile kapitalist toplum arasndaki nesnel elikinin hissedilmesine, ka
pitalist toplumun Marx tarafndan aka ifade edilmi ve salam
kantlarla desteklenmi olan sanat dmanlnn hissedilmesine da
yaldr. ki elikiyi de enine boyuna dnmek, bunlarn yalnzca
modem burjuva sanatnn ayn temel elikisinin farkl ifadeleri ol
duunu fark etmemize yol aacaktr. Schiller kar karya getirdii
naif ve duygusal edebiyat ilirlerindeki ayn elikileri farkl ynler
den gstermekle, kapitalist toplumda edebiyatn sorunlu niteliini
hissetmeyi baarr ve modem gerekiliin slup sorunlarnn
zmnn eiine varr.
Ama Schiller eikte kalmaya mahkt1mdur, zira onun idealist fel
sefi yntemi bu elikiterin elikili ama gerek birliine ulamasna
izin vermez. Sanatn geliiminin tarihsel ve sistemli bir diyalektii
ancak materyalist temelde mmkndr. Ancak bu temelde hem sa
natn tarihsel elerinin abartlarak tarihst varlklar haline gelme
sinden hem de gerekliin sanatsal yansmasnn evrensel, nesnel
yasalannn tarihsel grecelie indirgenmesinden kanmak mm
kndr. Ancak bu temelde birlii ve eitlilii, olgularn kalc ve
geici unsurlarn somut ve canl etkileimleri iinde, bunlar birbi
rine kartrmadan, birbirinin iinde datmadan ve bir in Seddi'yle
ayrmadan kavramak mmkndr.
Schiller yntemi sayesinde bu son yaklam benimsernek zo
rund a kalmt, ama grdmz gibi iirsel deneyiminin yaratc

1 53
GOETH E VE ACil

bir ekilde genelletirilmesi ou zaman onu kendi ynteminin dar


snrlarnn tesine gemeye itmiti. Gelgelelim modem edebiyana
naif ile duygusal olan ayrnaya devan etmesi nedeniyle, bunlarn
diyalektik birliini cntelektel olarak kavrayamant. Bunu yap
naktan acizdi, nk zsel olann iirsel kavrann dolaysz ve hiss
sedilir grn dnyasndan kesin olarak ayryor ve karlkl olarak
dlayc ekilde kar karya getiriyordu . te bu nedenle onun
"ideal olann temsili" ok kat idealist niteliini korumaya ve "ger
ekliin taklidi" gr, byk bir sanatn varln insan kltrnn
ancak ilk aamalarnda mmkn klan dolaysz grn dnyasyla
snrl kalmaya mahkumdu. Schiller gerek ilikilere dair parlak i
grlerini yntemine ramen edinmiti. Fakat sonular sistemlile
tirirken ynteminin izdii ereveye hapsolmaktan kurtulamamt.
Schiller'in ynteminin snrllklar, kendisinin aamad Kant
lyla ok yakndan ilikilidir. Ama tarihsel geliimin gerek diya
lektii Hcgel ' in nesnel idealizminin temsil ettii idealizmin en st
aamasnda bile tmyle kavranamazd . Tinin Grngbilimi'nin ta
rihi diyalektiinin kusuru; zorunluluk esini, tipik biimlerini ve
ze ait elikilerini "sonsuz bir sre"in "ebedi anlar", "tarihst bir
tarih" haline getirerek, yani tarihin kiilemelerini dorudan mantk
kategorilerine dntrerek tanyabildii aamalan ancak, gerekten
zaman zaman nesnel olarak tanyabiliyor olmasdr.
Ortaya kan "bilin biimleri"nin ierii ou zaman kayda deer
lde derin ve eksiksizdir. Ama bu ieriklerin nesnel hakikatini elde
etme yntemi bazen gerek ilikil eri ba aa evirir, arptr ve gi
zemliletirir. stelik bu iki anlamda olur. Bir yandan, gerek tarihs el
sreten ayr olduundan, artk onw en genel temel zelliklerinin yan
snalar olarak gzkmezler, bunun yerine, birbirleriyle dorudan di
yalektik iliki iinde, eit derecede zerk "bilin biimleri" olarak
gzkrler. Bunun zorunlu sonucu, bu "bilin biimleri"nin i ie ge
iinin gerek tarihsel srecin dnsel kavran olmak yerine, ondan
bamsz bir diyalektik geliim olarak gzknesine yol aan gerek
ilikilerin arptlmasdr.

1 54
SCI I I L LE R ' N MODERN EDEBiYAT TEORiSi

Dier yandan ve bununla yakndan balantl olarak, bu tr "bi


lin biimleri" ou zaman bu yksek soyutlama dzeyine tekabl
edecek kadar bile zsel olmayan bir dizi ampirik zellie sahiptir.
ilkin. "bilin biimi" idealist yntemle gerekliin zemininden ko
parlr; ardndan, bu ekilde koparlan ban, ampirik aksesuarlarn
yardmyla yanayla yeniden tutturulaca varsaylr. Ama ne akse
suarlar ne de ssler yntemdeki atia kapatabi lir. Bu ilem tarz
birlii yeniden salayacana, tarih ile mantk arasnda yanardner
bir alacakaranlk kua yaratr.
Dolaysyla tarihsel srecin gerek, diyalektik aamalarnn yan
smalar olarak, idealizm nedeniyle zerk, arptlm ve esnemez
hale getirilmi olan "bilin biimleri" gerek srecin gerek ei
limlerine kyasla ok daha kat ve dlayc bir kartlk halindedir.
Dier yandan, zerk zihinsel imgeler olarak, bu tr sentezlerin ta
rihsel gerekliin yerini aldnda olduundan daha kolay, daha az
srtmeyle -ou zaman yanl bir tarzda olsa da- birletirilip mec
zedilebilirler. Dolaysyla bunlar yansttklar varsaylan gereklik
ten hem daha katdr hem de daha esnektir. Marx hakl olarak,
"Hegcl ' in sonraki eserlerinde grlen eletirel olmayan pozitivizm
ve bir o kadar eletirellikten uzak idealizm"in Tinin Grngbi
limi'nde zaten bulunduunu syler.
Schiller'in yntemi , tarihsel dnemleri duygu tarzlar eklinde
znelletirmesi, Tnin Griingiibilimi'yle byk bir benzerlik gs
termektedir. Tarihsel ve teorik-estetik analizierin bu kafa kartnc
alacakaranl bu eserde de baskndr. Tnin Grngbilimi ' nde var
olan ok kat bir ayrunn ve ok yzeysel bir birletirmenin elikili
ikilii (hem iyi hem de kt yanlar) Schiller'de de grlebilir. ok
kat bir ayrm yapma sorunundan yukarda ayrntl olarak bahset
mitik. ok aceleci senteziere varma sorununun kkleri de yine
Schiller ' in genel olarak sanatn, zelde de modem sanatn zne
ilikin derin kavraynda ve bunlar arasndaki ilikilere dair idealist
yaklamnda sakldr.
GOET H E VE AI

IX

B ir yandan Schiller'in naif ve duygusal olan birbirleriyle kat


bir tarzda kar karya getirmi olduuna, dier yandan yalnzca
naif unsurun ("gerekliin taklidi") airi gerekten air yapt so
nucuna ulatma halihazrda dikkat ekmi bulunuyoruz. Schiller
asndan bu tutum hibir ekilde, doru bir ekilde gzlemlenrni
olgulann arlnn ona dayatt bir taviz deildir. Tersine, onun
olgun edebiyat teorisinin merkezi kiisel ve nesnel sorununun (Go
ethe'nin kiiliiyle ve eserleriyle uramasnn) zorunlu sonucudur.
Byk, "e bed i" trler olarak naif ve duygusal air kartlnn t
mnn Schiller' in biyografk ynden Goethe' nin edebi pratiini ken
disininkiyle karlatrmasndan doduuna phe yoktur. Modem
iirin zgl niteliini gelitirip kendi zgll iinde, antika ii
rinin yan sra tarihsel adan zorunlu ve meru olduunu gstermek
eklindeki etkileyici tarihsel fikir, kendi edebi pratiklerini Goethe'nin
kinin yan sra merulatran kiisel sorunla neredeyse kopmaz e
kilde i ie gemitir. Bu belirleyici kartln yeni . eidinin bu
biyografik aklamas, yani Goethe'yi naifbir air, Schiller'i duygusal
bir air olarak gren anlay, bu yntemsel sonniann kiisel kaynak
lann gstermektedir. Birincisi, estetik kategoriler katna ykseltilmi
olan "bilin biimleri"nin ok fazla ampirik zellikle sslenmi ol
mas - bunu yukanda Schiller'in metninin Tinin Grngbilimi'yle
yntemsel ilikisinin bir vehesi olarak ele aldk. kincisi (bu da
Schiller' i Hegel 'le ilikilendirmektedir), temel kategorilerin (naifve
duygusal) elikili ve dalgal bir tarzda hem sanatn evrimindeki tm
dnemleri kapsayan evrensel estetik kategoriler hem de buna doru
dan ve zlmemi bir kartlkla tarihsel dnemlerin zgl nitelik
lerini, zgl farkllklarn nitelendiren belirleyiciler olmas .
Fakat burada nemli olan biyografk aklama deil, bu eliki
lerin nesnel ieriidir. Bunlar Schiller'in modem edebiyat anlay
nn idealist arpklnn ve parlak derinliinin yeni bir vehesin i
ifade etmektedir. Schiller nadir grlen bir igryle Goethe' ni

1 56
SCHILLER ' IN MODERN EDEBiYAT TEORiSi

ideolojik ve sanatsal bireyselliini kavrarnt. Deyim yerindeyse


Goethe'nin varoluunun zetini sunduu bir mektupta, Goethe'nin
tm faaliyetine klavuzluk eden "byk ve gerekten kahramanca
fikir"den bahseder: "Siz adm adm, basitten daha karmak rgt
lenmelere trmanyorsunuz ve en sonunda doann tm yapsnn
malzemelerinden, en karmak olan ina ediyorsunuz: nsan. Onu
handiysc doada yeniden yaratarak, onun sakl tekniini kefetmeye
alyorsunuz." Goethe'nin insann zne dair bu tr bir anlay te
melinde Schiller iin yalnzca naifbir air deil, ayn zamanda naif
airin prototipi haline gelmesinin kanlmaz olduunu sylemeye
bile gerek yok.
Fakat Goethe'ye dair bu gr Schiller' in anlaynda ifte bir e
likiye yol amt. Bir yandan, gerek bir idealistin katlyla, naif
kavramn an zorlarn ve onu modem olann tm temel zellikle
rinden mahrum brakmt. yle ki onun asndan naif ve duygusal
olann ayrt edici zellii, doayla dolaysz olarak var olan ya da geri
dndrlemez ekilde kaybedilmi birliktir. "Doa bu iyilii naif
aire yapm, ona her zaman blnmemi bir birlik olarak hareket
etme, her an kendi kendine yeten ve kusursuz bir btn olma ve ger
ek dnyada insanl tm deeriyle temsil etme iyiliini yapmtr.
Duygusal airi ise, soyutlamayla onda yok edilen birlii kendi aba
laryla yeniden kurma, onun kiiliinde insanl tamamlama ve s
nrl bir durumdan snrsz bir duruma geme gcyle, daha dorusu
hayati itkiyle donatmtr." Dier yandan, Schiller ortaya serdikleri
duygusal unsurlar ve eilimler hakknda herhangi bir yan lsamaya
kaplamayacak kadar Goethe'nin eserlerine ainayd. Yazd dene
mede bunu ok ak bir ekilde ortaya koyar, ama -nihai sonucu ba
kmndan gelitirilmemi olsa da- Goethe'de bunun yalnzca naifbir
air tarafndan duygusal iziekierin ele alnmas sorunu olabileceini
de eklemeden gemez. Fakat bu erhe ramen, bu ekilde Goethe'nin
kendi andaki ve modern gerekiliin geliimindeki zgl konu
munu derin ve zgn bir tarzda tanmlar. "Grnen o ki, bu tmyle
Yeni ve zel zorluu olan bir grevdir (yani duygusal konularn naif

1 57
GOETI!E VE AGI

air tarafndan ele alnnas-G.L.); zira antikada ve naif dnyada


byle bir malzeme yoktu ve modem dnyada air olmayacakt." Bu
adan bakldnda Schiller, Wertler. Tasso vb. eserlerin zgl nite
liini byk bir duyarllkla analiz eder.
Fakat burada meselenin yalmzca malzeme sorunu olduu, ayn
zamanda malzemenin nasl ele alnd sorunu olmad doru
mudur? Goethe Homeros'taki anlamyla, hatta Shakespeare'deki an
lamyla naifbir air olarak adlandrlabilir mi? Eserinin daha igrl
bir analizi Schiller'in byle bir derinlik ve dorulukla hicivsel, mer
siye ve idi! olarak tanmlad modem gerekiliin temel zellikle
rini vermez mi? Goethe'ye dair analizinde Schiller'in emasnn
elikileri yzeyde yeniden gzkr. Hem duygusal his tarznn tam
da modem gerekiliin temeli olmasnn hem de Schiller'in gerek
iliin yasasn ancak naif air iin geerli klmas gereinin bilin
cinde olunmamas vardr. Goethe rnei tam da Schiller'in anlaynn,
kendi bilinli niyetlerine ve kendi anlaynn idealist arptmaianna
kart olarak nerede gerekten doru ve derin olduunu gstermekte
dir. Goethc'nin gerekilii onlarn ibirlii dneminde tam da idilde
(Hermann 'la Dorothea) ve hicivde Reynard the Fox tezahr eder ve
Goethe'nin, yani Wertl er' in Wilhelm Meister'n, Gnl Yaknlkla
,

n 'nn, Triology ofPassion'n yazarnn da Schiller 'in tasavvur ettii


byk tarihsel anlamda bir mersiye airi olduunu gstermek iin ay
rntl bir analize gerek yoktur.

Fakat Schiller ' in teorisindeki en derin eliki, kendi temel kav


ran1larnn tarihsel ynleriyle estetik ynleri arasndakidir. Schillcr
n aif ile duygusal olan kar karya getirirken, ''dnem farkndan zi
yade slup farkn dnmenin zorunlu" olduunu vurgular. Ama bu
tr szler naif ile duygusal ayrmndaki en derin nesnel temelin yine
de tarihsel dzlemde olduu gereini deitim1ez. Antikan ge
mite kalm bir ey, geri getirilemez ekilde kayp bir ey olarak

1 58
SCI-IILLE R ' N MODERN EDEBiYAT TEORiSi

grlmesi, Schiller'in tarih anlaynn ve dolaysyla imdiye dair


yargsnn en nemli ynlerinden biridir. Yunan kltrnn ve sa
natnn geri dndrlemez ekilde gemite kalm niteliini nasl
bir kararllkla kendi tarih felsefesinin merkezine koyduunu, Jako
benlerin antikan devrimci ihyas konusundaki heveskarlna
kar nasl bir dmanlkla savatn biliyoruz. Keza "doa" kav
ramnn, akl ve duygunun birlii, doayla birlik anlaynn onun
tarih felsefesinde tarih-ncesi bir doa d urumu deil, aksine tam da
klasik Yunan anlamna geldiini de biliyoruz. (Burada da tarih fel
sefesi Hegel'inkiyle yakndan ilikilidir. )
Schillcr yine Hcgel'den nce davranarak ierik konusunda mo
dem iirin antika iirini amas gerektiini, zira modem yaamn
antika birok adan geride braktn ve ierik bakmndan zen
ginletiini gsterir. Bunu gsterirken ak rneini verir ve yle der:
"Doay soylulatrmaktan ziyade terk eden mest olmay savunma
dan, cinsler arasndaki iliki ve ak duygusu konusunda doann an
tikadakilerin bahettiinden daha soylu bir nitelie muktedir
olduunu varsayabileceimizi umalm." Daha da ilgin olan, antik
an karsna ierik bakmndan daha zengin olarak yalnzca Sha
kespeare ' i deil, ayn zamanda Fielding' i de kartmasdr. Ortaada
ve modem ada insan znelliinin daha retken, daha aktif roln
vurgulamas bu kartlkla ilikilidir ki bu da Schiller ' i yeniden He
gel 'in estetiindeki dnernletim1enin bir habercisi yapmaktadr. Sz
lerinin nesnel ieriine gelince, bu konuda bile Schiller ' in tarihsel
ilikilere dair derin bir hissi ideolojik inatarla nasl birletirdiini
grmek iin Engels'in Ailenin, zel Mlkiyelin ve Devletin Kkeni
kitabn hatrlamamz yeterlidir.
Schiller ' in Hegel estetii karsndaki konumunun zgll,
antika (naif olan) yalnzca gemi olarak deil, ayn zamanda
gelecek olarak da grmesinde ve naif ilke ile duygusal ilkeyi ayr
makla yetinmeyip, bunlarn sentezi iin de abalamasnda kendisini
gsterir. Goethe'yi naif bir air olarak deerlendirmesiyle yakndan
balantl olarak, Schiller bu denemede naif ile duygusal olann bir

1 59
GOETHE VE AGI

sentezini, yeniden diriltilmi bir naiflik iinde birlik olacaklarn


varsayar. Bizimle ilikileri iinde doann nesnelerine dair yle
der: "Biz eskiden neysek onlar da imdi odur; onlar olmamrz gereken
eylerdir. Biz onlar gibi doaydk ve kltrrnz bizi akl ve zgr
lk yoluyla doaya geri gtrrnelidir." Daha da somut bir ifadeyle:
"Modem airlerin izledii bu yol genel olarak insanlar tarafndan,
hem trler hem de bireyler tarafndan izlenmesi gereken yolla ay
ndr. Doa nsan kendisiyle birletirir; sanat ise onu bler ve par
alar; ideal zerinden birlie geri dner." Dolaysyla duygusal ilke
yeniden naif olana, insann doayla birliine geri dndrecei var
saylan byk bir tarihsel gei ilkesidir.
Burada da bir kez daha Schiller'in dncesinin paradoksal de
rinliini gsteren bir dizi sakl eliki vardr. Zira Schiller belli yer
lerde kendi "doa" anlayn Helenizmin tesine geecek ekilde
genel letirerek, tpk bu dnemin birok nemli airi ve dnr
gibi, bujuva toplumunun elikilerinin yadsmmasnn ancak bujuva
toplumunun dnda mmkn olduu eklindeki mulak, kark, hi
bir zaman tmyle bilinli olmayan dnceyi sergiler. Fakat bu n
seziler ve yanlsamalar Schiller'in bujuva devriminin ideallerinin
gereklemesinden duyduu bujuva-hmanist umutlardan ayr tu
tulamaz. Schiller Jakoben yanlsamalara kesin olarak kar kmasna
karn, bu yanlsamalardan en temel olanlan yine de paylamaktadr:
Bujuva toplumunun "saf' biiminin kapitalizmin bu elikilerinin
yadsnmasna yol aaca umudu. Schiller' in bu elikileri ve bun
larn kendi eserlerine etkisini tandn yukanda grmtk
Bu balamda Schiller'i antika anlay ile Hegel estctiindeki
anlay arasndaki fark, kiisel anlaylar arasndaki bir farktan ok
bujuva hmanizminin geliiminde iki aama arasndaki farktr: Ter
midor ve Napolcon dnemi ile Napoleon 'un dnn ardndan
gelen dnem, "Kutsal ttifak" ve Restorasyon dnemi arasndaki fark.
Hegel'in estetiinde bujuva toplumunun ok daha gelikin bir tarzda
gzkt aktr, yle ki kahramanlk dneminin yanlsamalan daha
fazla geliim iin tad potansiyeller bakmndan kesin olarak son-

1 60
SCH I LLER ' N MODERN EDEBiYAT TEO R I S i

Jann olarak grlndidir. Bu adan, dier etkenierin H ege! ' in ya


nlsamalardan greli zerkliinde hala bir rol oynadn sylemeye
bile gerek yok: rnein kendisinin tmyle gelimi nesnel idealizmi,
kapitalist toplumun ekonomik yapsna dair derin igrs vb. Fakat
bilgi ynnden kaydedilen bu ilerleme yalnzca Hegel'in Schiller'e
kyasla kaydettii kiisel bir ilerleme deil, hepsinden te burjuva
toplumunun daha da ilerlemesinin dnsel yansmasdr.
Gelgelelim Schiller'in Goethe deerlendim1esi bu yanlsamal
felsefi-tarihsel anlayta byk bir rol oynar. Burjuva toplumunun
geliiminin onun temel elikilerinin yadsnrnasn douracan n
gren yanlsama bakmndan Goethe fgr, onun naifbir air olarak
karakteri, bir tr garanti, imdiye salam bir ekilde kk salm olan
bu olasln gelecekte gereklemesi iin bir umut oluturur. Oact
he'ye dair byle bir deerlendirme o dnemki Alman entelijansiya
snn elit kesimiyle snrl deildir. Friedrich Sellegel devrimci
genlik dnemini atktan sonra, Fransz Devrimi'nde, Fichte' nin
WissenschaftsleJre'sinde ve Goethe'nin Willelm Meister'nda yz
yln egemen eilimini grr. Bu tr anlaylar burj uva toplumu
nun ieinin, Alman klasisizminin nne koyduu yanlsamal
perspektifleri ortaya serer: Burjuva devriminin taleplerinin ve so
nularnn gereklemesi, yani feodal kalntlarn devrimci ve g
nll tasfiyesinin devrimci olmayan bir tarzda gereklemesi.
nceki sayfalan okuyan okurlar Schiller'in yanlsamalanyla a
maya alt temel elikinin, kapitalist iblmnn yaratt e
liki olduunu zaten biliyorlar. Schiller de denemesinde bundan
insan kltrnn nndeki bir engel olarak bahseder. "Birok insa
nn ruh hali yorucu ve tketici almayken, dier yandan gsz
letirici hazdr." Schiller bu toplumsal durumun iir asndan iki
tehlike barndrdn dnr ki tmyle haksz da saylmaz: Sa
natn yalnzca haz ve rahatlan1a salamak iin var olduu gr ve
yalnzca insan ahlaken yceltmeye hizmet etmesi gerektii gr.
Schiller bu iki grn de belli bir hakllk pay ierdiini kabul
eder. Ama ayn zamanda, modem ada bu ilkelerin ileyiinin

61
GOETHE VE AI

ancak iirin ve edebi kltrn ktlemesine yol aabileceini de


kabul eder. Dolaysyla yalnzca kendi ana ait olmayan kltrel
tehlikeleri de gayet doru bir ekilde deerlendirir. Onun analizleri
bujuva edebiyatnn sonraki geliimi ve kamuyla ilikileri iin geni
perspektifler salar.
Schiller'in arad ve bulduuna inand bu dururodan kurtulu
unun tmyle idealiste ve arpk olduu dorudur. Doru bir e
kilde tand eilimleri toplumsal kklerine dek inceleyemez.
Schiller bunlar idealizm ve gerekilik eklinde iki "salt tinsel" ei
lime indirger ve tek yanll ve bu tek yanllk iindeki atmay k
tln kayna olarak grr. te bu nedenle gereki ve idealist
olann zihinsel ve duygusal sentezinde, bunlarn tek yanl niteliinin
almasnda bu elikinin stesinden gelmenin yollarn arar. te bu
nedenle -tpk eskiden Estetik Mektuplar 'daki "estetik durumu"nda
olduu gibi- kurtuluu entelektel ve ahlaki bir elitten oluan bir ev
renin topyac hayaline kata grr. "almadan aktif olan, vecde
gelmeden idealize edebilecek, hayatn tm gerekliklerini olabildi
ince az snrlamayla birletiren ve olaylarn yemi olmadan akna
kaplabilen insanlardan oluan bir snf aramamz" gerekecektir.
Ancak bu tr insanlardan oluan bir snf her trl almann bir an
lna, bir mre yay\lan almann kalc olarak yok ettii insan do
asnn gzel birliini muhafaza edebilir (Schiller'in idealist snrll
kendisini en arpc ekilde burada gsterir: Kapitalist iblmnn
kltr zerindeki ykc etkisinin eletirisi onda almann kltre
dman bir ilke olarak mahkiim edilmesine dnr.-G.L.); yalnzca
bylesi, salt insani olan her eyde, hisleriyle evrensel yarg yasalanDI
verebilir. Bu tr bir snfn gerekten var olup olmad ya da benzeri
dsal koullarda gerekten var olan snfn isel olarak bu kavrama
tekabl edip etmedii ayn bir konudur ve burada yeri yoktur." Dola
ysyla Schiller'in byk balanglan burada da idealist bir kmaza
varr. Onun zengin, derin ve verimli analizinin son sz bir kez daha
"yce sefalete ka"tr.

/ 935
1 62
ALTINCI BLM

Hlderlin'in Hyperion'u

"Ah, bana bir bayrak ver! .. Hibir iime yaramayan tm bu yalnz


ak yerine zerinde onurumla kanm dkebileeeim bir Termopil..."

Hlderlin'in ihtiam Helenizmin, airi olmasndan gelir. H


dcrlin'in eserlerini okuyan herkes onun Helenizminin Rnesans ve
Aydnlanma srasnda ngrlen parlak antika topyasndan daha
farkl, daha hiiznl ve daha strapl olduunu hisseder. Ama onun
antik Yunan anlaynn, ne on dokuzuncu yzyln skc, uydurma,
akademik klasisizmiyle ne de Nietzche'nin ve emperyalist dnemin
Yunanistan'a yaklamndaki histerik canavarlkla ortak bir yn
vardr. Dolaysyla Hlderlin'in grndeki kilit husus bu Hele
nizm zgl niteliklerine ilikin anlaynda sakldr.
Marx, Fransz Devrimi srasnda antikaa duyulan saygnn top
lumsal temelini mthi bir berraklkla ortaya sermiti: "Burjuva top
lumu kahramanlktan uzak olsa da, yine de bunu yaratmak iin
kahramanla, fedakarlk ruhuna, terre, i savaa ve uluslar ara
snda savaa ihtiyac vard. Nitekim burjuva savalar burjuva-s
nrl ieriini kendilerinden saklamak ve tutkularn byk tarihi
trajedinin yksek dzeyinde tutmak iin ihtiya duyduklar idealleri
ve sanat biimlerini, keza yanlsamalarn Roma Cumhuriyeti'nin
arbal klasik geleneklerinde buldular."
Burjuvazinin kahramanlk dneminden kahramanlktan uzakla
n dneme gei srasnda Almanya 'nn zgl durumu yle zet
lenebilir: lke haHi gerek bir burjuva devrimi iin olgunlam

1 63
GOETI-IE VE AGI

olmaktan uzakt, ama en iyi ideologlarnn zihninde bu "yanlsama


lar"n kahramanca alevinin yannas kanlmazd ve ayrca Robes
pierre ve Saint-Just'un hayalini kurduklar polis cumhuriyetinin
kahramanlk andan kapitalist dzyazya trajik geiinin bir n
devrim olmadan tmyle topyac ve ideolojik bir tarzda gerek
lemesi gerekiyordu.
Tbingen seminerinde gen renci Fransa'nn devrimci yol
larla zgrletii byk gnlere mthi bir cokuyla tanklk etmi
lerdi. Genliin verdii evk ve cokuyla zgrlk onuruna bir aa
diktiler, etrafnda dans ettiler ve byk zgrlk mcadelesi idealine
lme kadar ballk yemini ettiler. Bu gen de (Hegel, Hlderlin,
Schelling) sonraki geliimlerinde, Fransa'daki olaylarn seyrine
Alman tepkisinin ne olabileceine dair tipik bir rnei temsil edi
yordu. Schelling mrnn sonlarna doru, 1 848 Devrimi 'nin ha
zrlk dnemi srasnda yeniden canlanan bir Romantizmin, iren
bir gericiliin dar grl bilinemezciliinde kayboldu. Hegel ve
Hlderlin devrimci yeminlerini yutmadlar. Ama sra bunu gerek
letirmeye geldiirde, aralarndaki yorum farklar burj uva devrimi
nin hazrlanmasnn Almanya' da takip edebilecei ve takip etmek
zorunda olduu ideoloj ik yollar aka gstermektedir.
Fransz Devrimi 'nin fikirlerinin Hegel ve Hlderlin tarafndan
dnsel adan zmsenmesi, Paris'te Robespierrc'in kafas kesil
diinde ve Temlidor, onun ardndan da Napoleon dnemi geldiinde
hala gereklemi olmaktan uzakt. Bu yzden onlarn dnya gr
nn tahkimi, Fransa'nn devrimci geliimindeki bu dnm noktas
temelinde baarlmalyd. Termidor' la birlikte burjuva toplumunda
antikan kahramanlk biiminin dzyazsal ierii, ilericilii ve
ayrca . -bundan ayrlmaz ekilde- korkunluuyla giderek daha da
ak bir ekilde n plana kt. Ve Napoleon dneminin deien kah
ramanca nitelii Alman ideologlarn zmsz bir ikilemlc kar
karya getirdi: Bir yandan, Napoleon Fransa's ulusal byklk iin
ancak muzaffer devrimin topranda serpilip geliebilecek olan par
lak bir idcaldi, ama dier yandan bu ayn Fransz egemenlii Al-

1 64
IILDERLI N ' N HYPERION'U

m anya 'ya en derin ulusal dalma ve aalanma durumunu getir


mi ti. Almanya' da Napolcon 'un fetihlerinin karsna 1 793 'tekine
benzer bir ekilde anavatann devrimci tarzda savunulmasn kar
tacak olan burjuva devriminin nesnel koullan bulunmadndan,
ulusal kurtulu ve zgrlk isteyen reym halindeki burjuva-dev
rimci zlem, gerici Romantizme yol amas kanlmaz olan zm
sz bir ikilem dourmutu. "Fransa'ya kar yrtlen tm
bamszlk savalar, gericilikle kol kola giden bir yeniden dou
etiketini tamaktadr." (Marx)
Ne Hegel ne de Hlderlin bu romantik gericilie kaymt. Ama
onlarn Termidor sonras durumla entelcktel dzeyde hesaplama
lar taban tabana zt ynde gelimitir. Ksaca deinecek olursak,
Hegel Tennidor sonras dnemle ve burjuvazinin geliiminin dev
rimci dneminin sonlanmasyla uzlar ve felsefesiri tam da dnya
tarihindeki bu dnm noktasnn anlalmas zerine ina eder. Bl
derlin ise Temlidor sonras gereklikle hibir ekilde uzlamaz; polis
demokrasisinin yeniden canlandnlmasn amalayan eski devrimci
ideale sadk kalr ve onun ideallerine, r ve dnce dzeyinde bile
yer tanmayan bir gereklikle bozulur.
elikili bir tarzda, iki yaklam da Almanya'da burjuva dev
rimci dncenir dengesiz geliimini yanstmaktadr. Bu dengesiz
geliim -Hcgel' in idealist ve ideolojik bir tarzda "akl oyunu" olarak
nitelendirdii ey- zellikle de Hegel'i snfnn ideolojik geliimi
nin ana akmna katan Termidor sonras gereklie uyum salay
nda tezahr eder. Bu noktadan sonra daha fazla entelektel gelime
ancak burjuva devrinci dnce yntemlerinin proleter devrimci
yntemlere dnm salandnda (yani Hegel'ir idealist diya
lektii Marx tarafndan ayaklan stne oturtulduunda) mmknd.
Hlderlin'in uzlamazl trajik bir knaza vard : Unutulmu biri
olarak igalci Temidorculuun Termofl 'inde Jakoben dnenrlin
idea lleri uruna yalnz, iirsel bir Leonidas gibi dt.
Hegel' in uyumu bir yandan elbette Bem dneminin devrinci
cumhuriyetiliinden bir ayrlmaya yol aar. Bu onu Napoleon iin
GOETI I E Y E AI

duyduu cokudan Prnsya'nn meruti monarisinin seflliiyle en


telektel bir uzlamaya gtrr. Ama dier yandan, ayn yol -idealist
derecede arpk ve ters evrilmi bir tarzda da olsa- burjuva toplu
munun diyalektiinin entelektel adan kefine ve derinletirilme
sine gtrr. Hegel 'de klasik ngiliz siyasal iktisad ilk kez dnya
tarihinin diyalektik kavranmn bir esi olarak gzkr ki bu yal
nzca ideolojik bir biimdir, Hegel iin kapitalizmin diyalektiinin
imdinin diyalektiinin temeli haline geldiinin idealist bir yans
masdr. Jakobenlerin servet eitsizliine kar mcadele idealleri
ve kapitalist zel mlkiyete dayal toplumda ekonomik eitlik ya
rlsanalan yerini, (Ricardo'dan mlhem) kapitalizmin elikilerinin
sinik bir ekilde grlmesine brakr. "Fabrikalar ve manfaktr tam
da bir snfn sefaletine dayaldr" diye yazar Hegel gncel olaylarn
deerlendirilmesine dndkten birka yl sonra. Gerekletirilecek
bir ideal olarak polis cumhuriyeti kaybolur gider. Yunanistan b ir
daha a<>la geri dnmeyecek bir ey olarak mazide kalr.
Hegcl' in intibaknn dnya apnda tarihsel nemi tam da -onun
dnda yalnzca Balzac 'ta grdmz bir yaklamla burjuvazinin
devrimci geliimini btnlkl bir sre olarak, hem devrimci Terr
dnemini hem de Termidor ve Napoleon 'u zorunlu aamalar olarak
gren bir yaklamla kavran olmasdr. Devrimci burjuvazinin kah
ramanl k dnemi Hegel'de -tpk antikan yapt gibi- artk t
myle mazide kalm bir ey, ama i lerici olduu dnlen imdinin
kahramanca olmayan dzyazsnn ve ekonomik ve toplumsal eli
kileriyle birlikte ileri burjuva toplumunun ortaya k iin mutlak
zorunlu olan bir gemi haline gelir. Bu anlayn hem Prusya ve Al
manya' daki durumun sefaletine uyum salamann yanllanndan hem
de idealist diyalektiin tm gizemliletirrnelerinden yara alm olmas
dnya apnda tarihsel neminden bir ey kaybettirmez. Aksine tm
kusurlanna karn, gelecee ve materyalist diyalektiin gelitirilme
sine varan byk yollardan biridir.
Hlderlin bunu doru bir yol olarak grmeyi her zaman reddet
miti. Ama onun dnceleri bile Ternidor'dan sonra ortaya kan

\ 66
HLDERL I N'iN HYPERION'U

gerekl ikten etkilenmiti. Hegel' in tarihsel metodoloj iye dnd


Frankfurt dnemi, tam da aralanndaki ikinci, daha olgun ibirlii
ve dayanma dnemidir. Ama Hldcrlin asndan Termidor sonras
gelimeler, ideal Helenizm anlaynn ileci unsurlannn skartaya
kartlmasn, Fransz Jakobenlerinin ylmaz Spartal ve Romal er
dem ine kar bir model olarak Atina'nn daha fazla vurgularunasn
anlatr. Hlderlin hala bir cumhuriyetidir. Sonraki eserlerinden Em
pedokles'te bile eserin kahraman, kendisine taht teklifinde bulunan
Acragantines'e "artk krallar anda deiliz" yantm verir ve (gi
zemci biimlere brndrd doru olsa da) insanln kkten
devrimci bir tarzda yenilenmesi idealini vaaz eder.

Atalarnn dudaklarndan dklen, sana retilen her eyi,


Yasalar ve adetleri, antika tanrlarnn adlarn
Cesaretle unut onlar ve yeni domu bir insan gibi
lahi Doa'ya evir gzlerini!

Bu doa Rousseau ve Robespierrc' in doasdr; Hlderlin zel


mlkiyet sorununu ak bir tarzda ortaya atmasa da, yeniden doal
hale gelmi bir toplum vastasyla insann, kendisinin ihtiyalarn
karlayan toplumla ve doann kendisiyle kusursuz ahengini yeni
den kuran bir toplumsal dnm hayalidir. "deal olan doann eski
halidir" der Hldcrlin' in Hyperion'u biraz Schiller'i hatrlatan bir
tarzda, ama devrinci atei bakmndan onun ok tesine geerek.
Blderlin asndan Helenizm tam da yaayan gereklik olan ideal
dir: Doa. "Eskiden halklar ocuksu bir uyumla balarlard," diye
devam eder Hyperion. "Ruhlarn uyumu yeni bir evrensel tarihin
balangc olacaktr."
"Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz iin!" Yunanlarn Trk bo
yu nduruundan kurtulu iin devrimci mcadelesine katlan Hype
rio n'un toplumsal ideali budur. U lusal kurtulu iin devrimci sava
hayali olan bu idealin ayn zamanda tm insanl n kurtuluu iin
bir sava olmas beklenmektedir: Byk dt!vrimin radikal topya-

7
GOETHE VE AGI

clarnn hemen hepsinin (rnein Anacharsis Cloots) Fransz Cum


huriyeti' nin savalarndan bekledii ey. Hyperion yle der:
"Kimse halkmz yalnzca bayrandan tanyor olmasn; her eyin
batan yenilenmesi gerekiyor, her eyin tepeden tmaa deitiril
mesi gerekiyor; hazzn her yan ciddiyetic dolu olmal, alma hep
nee samal ! Hibir ey, en harcalem ey bile ruhsuz, tanrlardan
uzak olmamal ! Sevgi ve nefret ve azmzdan kan her ses sradan
dnyay hayretler iinde brakmal ve tek bir an bile olsa bize kt
gemiimizi hatrlatmaya cesaret edememel i ! "
Dolaysyla Hlderlin burjuva devriminin snrlarn v e eliki
lerini hi dikkate almaz. te bu nedenle onun toplum teorisi gizem
cilik ukurunda kaybolmaya mahkumdur: Toplumda gerek bir
altst oluun ve insanln gerek bir yenilenmesinin kafa kantrc
nsezileriyle dolu bir gizemcilik. Bu nseziler devrim ncesi ve
devrimci Fransa'nn birbirinden kopuk topyac lannnkinden bile
daha topyac ve gizemcidir, zira kapitalist adan gelimemi bir
Almanya'da Hlderlin snrl ve elikil i kapital ist ufkun tesine
iaret eden toplumsal eilimlerin tohumlarn ve balanglarn
somut bir ekilde sezinleyemez. Onun topyas salt ideoloj iktir.
Altn an geri dn hayalidir, burjuva toplumunun geliiminin
nsezisinin yanlsamal bir tarzda bu toplumun tesinde bir eyin,
insanln gerek kurtuluunun topyasyla birletii bir hayaldir.
Her yerde, zellikle de Hyperion ' da, Hlderl i n ' in hi durmadan
devletin gereinden fazla bytlmesine kar mcadele ettiini ve
onun gelecein devletine dair topyac anlaynn, zne indirgen
diinde, Almanya'nn ilk liberal ideologlarnn, rnein Wilhelm
von Humboldt'un dncesine ok yaklatn belirtmek ilgin ola
caktr.
Bylece Hlderlin asndan toplumsal yenilenmenin dayana
ancak yeni bir din, yeni bir kilise olabilir. Almanya' nn toplumsal
geliiminde onun topyalarnn temelleri bulunamaz: Nesnel nedeni
burjuva gerekliinde var olmamas, znel nedeni ise kapitalizm i
ama eiliminde olan bir geliimin tohumlannn Hlderlin'in utku

168
HLDERLIN ' IN HYPERION'U

dahilinde yer almasnn mmkn olmamas. Bu yzden toplumsal


yenilenmenin kaynan yeni bir dinde aramas kanlmazd. Eski
dinlerden tamamen kopmasna karn Hldcrlin'in yeni bir dine dn
mesi bu dnemde burjuva devrimini sonuna kadar gtrmek isteyen,
ama ayn zamanda onun zorunlu sonucundan (tm toplumsal ve kl
trel sonularyla kapitalizmin skn etmesi) kaan tm devrimciler
iin kanlmazdr. Robespierre'in "Yce Varlk" lqilt, dine bu e
kilde kanlmaz geri dnn pratikteki en byk tarihsel meidir.
Hlderlin 'in de bu ikilemden kurtulamam olduu aktr.
Hypcrion devletin etkisini snrlamak istese de, kendi toplumsal ide
allerinin tayci' olmas beklenen yeni bir kilisenin ortaya kmasn
hayal etmeyi srdrr. Bu anlayn kanlmazl ve ayn zamanda
burjuva devrimci nitelii Hegel 'in de devrimin kapitalist geliiminin
tmyle tannmasna gei dnemindeyken, yeni bir din fikrine ka
plm olmasnda tezahr etmektedir. Bu din, "sonsuz strabn ve
kartnn tm yknn kabul edildii ama sorunsuzca ve gerek bir
tarzda zld" bir dindir. "Artk zgr bir halk vardr ve Akl,
kendisi ve zgiin azameti temelinde safbiimine biirnecek cesarete
sahip olabilecek ahlaki bir tin olarak gerekliini yeniden dirilte
cektir."
te llyperion'un ideolojik erevesi budur. Eylemin kalk nok
tas Yunanlarn l 770'de Rus donanmasnn desteiyle Trklere kar
ayaklanma giriimidir. Bu izlen elikili nitelii (hem devrinci
hem de gericidir) Hlderlin'in tarihsel durumu iin son derece te
meldir. Ama tasvir ettii durumun gerici eilimleri hakknda ig
ryc sahip olmas bakmndan da son derece temeldir. Bu igr
J....rtulu savann ulusal devrimcilerinin Rusya konusundaki yanl
samalarndan karlatrlamaz derecede daha ferasetli ve ilericidir.
Hlderlin' in sava kahramanlar Rus yardmn, yanlsamalara ka
plmadan, Makyavelci ve gereki bir siyasi tuturula deerlendirir
ler. Trk donannas Ruslar tarafndan yok edildiinde, "Bylece
bir zehir dierini yok etti" der Hyperion. Dolaysyla Hlderlin bu
adan da Romantik bir gerici deildi.

1 69
GOETHE VE AI

Romann i olay rgsn ekillendiren ey Hlderlin ' in dev


rimci topyasn gerekletirmek iin rekabet eden iki eilimin ideo
loj ik mcadelesidir. Sava kahraman Alabanda birtakm Fichte'ci
temel zelliklere sahip biri olarak silahl ayaklanma eilimini temsil
eder. Romann kadn kahran1an olan Diotima ise dini ve ideoloj ik,
barl Afkliirwg (Aydnlanma) eilimini cisimletirir. Hyperion 'u
halknn eitmeni yapmak ister. lk bata atma, sava ilkenin
zaferiyle sonulanr. Hyperion si lahl ayaklanmay hazrlamak ve
gerekletirmek iin Alabanda'ya katlr. Alabanda'nn hreti onu
bu zamana kadarki mtefekkir hareketsizlii nedeniyle kendi ken
dini knarnaya sevk eder. "ok aylak, ok uuk, ok uyuuk biri ha
line geldim. Evet, doru zamanda yumuak olmak iyidir, ama yani
zamanda yumuak olmak irentir, nk korkakadr ! " Dioti
ma'nn: "Fethedeceksin an1a ne iin olduunu unutacaksn" ikazna,
Hyperion u cevab verir: "Klelik ldrr, ama hakl bir sava her
ruhu canlandrr." Diotima da Hlderlin-Hyperion'un bu noktada
kar karya geldii traj ik atmay grr. "Senin tm ruhun itaat
etmeni emrediyor; ona itaat etmemek ou zaman ykma yol aar,
ama kukusuz itaat etmek de yle."
Ve felaket balar. B irka muzaffer muharebenin ardndan isyan
clar Isparta'y (eski adyla Sparta) ele geirirler. Ama fetbin ardn
dan yama ve katliamlar gelir ve aldatlm hisseden Hyperion
isyanclara srt evirir. "Aslnda cennetimin kurulmas grevini bir
avu hrsz takmna vermek o laanst bir projeydi." Ksa sre
sonra, isyanclar ar bir yenilgi yaar ve datlrlar. Rus donanma
snn muharebelerindc Hyperion lme koar, ama bouna.
Hlderlin'in silahl devrime kar tutumu Almanya'da yeni de
ildir. Hyperion 'un zaferden sonra gelen tvbekarl, Schiller'in
Karl Moor'unun Haydutlar'n sonundaki zntsn daha i leri bir
dzeyde tekrarlar: "Benim gibi iki insann ahlaki dnyann tm ya
psn yerle bir etmesi . . ." Yunan meftunu klasiki Hlderlin ' in bi
linli yaamnn sonuna dek Schillcr'in genlik oyunlarna byk
deer vcnni olmas tesadf deildir. Bu saygy oyunlarn yazl

1 70
I ILDERLI N ' N 1-IYPERION 'U

eklini analiz ederek gcrckelendirse de, gerek neden sorunlan


benzer ekilde formle etmclerinde, bir Alman devrimi arzulama
larnda ve ayn zamanda -buna bal olarak- bu tr bir devrimin ol
gularndan ve sonularndan korkup uzaklamalarnda sakldr.
Fakat bu benzeriikierin yan sra, sorunlara yaklamlarndaki fark
llklan da vurgulamak gerekir. Gen Schiller yalnzca devrimci yn
temlerin sertliinden deil, ayn zamanda devrimin ieriinin
radikal liinden de korkup geri ekilir. Dnyann -burjuva toplumu
nun- ahlaki temellerinin bir devrimle yerle bir olabileceinden kor
kar. Hlderlin ise byle bir korku duymaz: Burjuva toplumunun
grnr tezahrlerinden herhangi birine isel olarak ballk hisset
mez. Grdmz gibi, onun murad tam da imdiden geriye hibir
ey brakmayacak olan dnya apnda radikal bir devrimdir. Tpk
devrimin idealist ideologlar gibi, devrimci yntemlerden korkup
uzaklar, zira bu ekilde, imdinin ktlklerinin baka bir biim
altnda devam edeceini dnr.
Hlderlin'in bu trajik uyumsuzluu kendisi asndan alabilir
deildi, zira Almanya' da snflar arasndaki ilikiden kaynaklan
yordu. Polis demokrasisinin yenilenmesine il ikin tarihsel adan
zorunlu tm yanlsamalara karn, Fransa'nn devrimci Jakobenleri
cvk ve enerjilerini devrimin demokratik-pleb eleriyle, kentlerin
kk burjuva ve yar-proleter kitleleriyle ve kyllkle olan bir
liklerinden alyorlard. Bu unsurlara yaslanarak, Fransz burjuvazi
sinin bencilce adiliine, korkaklna ve agzllne kar
savaabilmi (elbette geici sreliine ve ok elikili bir tarzda) ve
burjuva devrimini pleb izgide ilerletcbilmilerdi. Bu pleb yntem
lerinin burjuva-kart nitelii Hlderlin'de aka grlebilir. Ala
banda burjuvazi hakknda yle der: "Biz sizin bir ey isteyip
istemediinizi sommyoruz. Kleler ve barbarlar, siz asla bir ey is
temezsiniz! Bizim derdimiz sizi ilerietmek deil, nk bu boa
krek ekmek olur! Biz yalnzca insanln muzaffer ilcrleyiine
ayak ba olmanz engellemeye alyoruz." 1 793 Paris'indeki bir
devrimci Jakoben, pleb kitlelerin cokusu ve galeyan iinde bu tr

171
GOET H E VE AGI

szler sarf edebilirdi. 1 797 Alnanya'snda ise bu tr bir gr umut


suzluk saan zc bir yalnzlk denekti, zira bu szlerin nuhatab
saylabilecek, ideolojik bir yank bulabiiecei bir toplumsal snf
yoktu. Mainz ayaklanmasnn yenilgisinden sonra, Georg Forster
en azndan devrimci Fransa'da kendine bir snak bulabilmiti.
Hlderlin iin ise ne ieride ne de darda snacak bir liman vard.
Devrimin yenilgisinin ardndan Hyperion'un umutsuz bir gizemcilik
ukurunda kaybolmas ve Alabanda ile Diotima'nn onun d
nn ardndan yok olmalan artc deildir. Tevekkeli deil, Hl
derlin ' i n bir sonraki ve ayn zamanda son byk eseri olan
Empedok/es tragedyas konu olarak gizemci fedakarh semitir.
Gericiler her zaman Hlderlin'in dnya grnn bu gizemci
paralanndan medet ummulardr. Resmi Alman edebiyat tarihi
uzun sre Hlderlin'e Romantizmin ikinci akmnn (rnein Haym)
bir temsilcisi muamelesi yaptktan sonra, emperyalist ada aka
gerici bir tarzda yeniden kefedilmi ve gericiliin ideolojik amala
rna malzeme edilmitir. Dilthey, Helenizn ve kla'iik Alman felse
fesinin etkilerini Fransz Devrimi'nin etkisinden tmyle kopartan
basit bir dalavereyle ve Fransz Devrimi 'nin etkisini nemi bakmn
dan bir epizot derekesine drerek Hlderlin'i Schopenhauer ve Ni.,
etzschc'nin selefi haline getirir. Gundolf zaten Hlderlin'de ile
birbirinden aynr. "Edinilmi deneyim" devrimci olan her eydir, "salt
geici" olan her eydir; bu bakmdan, "esas" Hlderlin'i anlamak iin
alakasz olan her eydir. "Esas" Hlderlin "Orfeusu bir mistiktir".
Gundolfta da izgiler Hlderlin' den Nietzsche'ye ve onun da tesine
geerek Stefan George tarafndan "bedenin ilahiletirilmesine" varr.
Gecikmi Jakobcnizme verilmi traj ik bir kurban olan Hlderlin,
Gundolf ta rantiyeci asalakln bir selefi haline gelir. Hlderlin ' in
insann siyasal, toplumsal ve kltrel zgrlk kayb zerine trajik
mersiyesi Stefan George'un yozlam Park(vrik'iyle sonulanr. ki
[mstakbel] despot katili Harmodius ve Aristogiton'u model alan
Hlderlin'in Helenik ve cumhuriyeti dostluk klt estetiki, deka
dan, ecinsel George evresinin bir n temsiline dntrlr.

1 72
I ILDERLIN'iN HYPERION'll

Gerek Dilthey gerekse de Gundolf, Hlderlin'in hayatnn ve


rlerinin "dnyevi-geici" vehelerini danda brakarak onun asli
zne ulaabileceklerini dnrler. Hlderlin rinin yasl mersiye
ynnn, Yunanistan' n yok olmas isteinin, tek kelimeyle iirinin
asli zelliinin tmyle dnyevi-geici olduunu biliyordu. Hype
rion yle der: "Ama bu ac, baka hibir acya benzemeyen bu ac,
bayatlarmz anlamn yitirdiinde oluan sonu gelmeyen bir t
myle yok olma hissidir. Bu anda kalp yle der: ' n aa, derinlere
in! Senden geriye bir ey kalmad. Tek bir iek dikmedin, tek bir
dikili aacn yok ki arkamda bir iz brakyorum diyebilesin. . . . Artk
yeter! Yeter! Themistokes ile birlikte bym olsaydm ya da Sci
piolar arasnda yaam olsaydm, ruhum kesinlikle hayatn bu y
nn bilemeyecekti."
zgrlemi bir anavatan iin (tabii kendi kulland anlamyla)
ise Hlderlin kahramanca bir lm kutlar:

Ah, beni de aln, katn saflarnza,


Aln ki bir gn sradan bir lmle gp gitmeyeyim!
Bou bouna lmemek dileim,
Fedakarlk sunanda leyim

Anavatan iin...

Ve zafer lklan duyulur: Sava


Bizim savamz! Yaamaya devam, gzel vatan
lm dnme! Senin iin
Sevgili, bir deil binler dt.

Keza bir air olarak kendi kaderini, ruhunun en azndan bir temel
taleb inin gerekleme zlemini de kutlar:

Siz kudretliler, bana yalnzca tek bir yaz verin!


Bir de trkm olgunlatnnak iin bir gz,

1 73
GOET I I E VE AGI

Bylece tatl oyunla dolu kalbirn


O zaman daha isteyerek lebilir.
Hayattayken ilahi hakkndan mahrum braklan ruh
Aada Orcus'ta bile huzur bulamaz.
Ama ben bu kutsal eyi baarrsam
Kalbimin istei olan iiri,

O zaman ho geldin, glgeler dnyasnn huzuru!


Yayl sazlar elik etmese bile
Yeraltna yolculuumda, halimden memnunum; bir defa
Tanrlar gibi yaamalydm, fazlasna gerek yok.

Burada sylenenlerin hibiri tek bana ele alnamaz. Hlderlin


ok sahici bir airdir, her zaman deneyiminin anlk ve somut gerek
esini tekrarlar, bu yzden dile getirdii bireysel deneyimin nihai te
mellerini srekli soyut terimlerle tekrarlamaya ihtiyac yoktur.
zellikle de Hlderlin'de iirsel tatmin aray biimsel-sanatsal an
lamda anlalamaz. Biim ve ierik burada da birbirinden ayn gr
lemez. iirsel baar iirin merkezi ieriinin bir ekilde hayattayken,
o hayattayken gerekleeceini varsayar. iirinin tm atmosferini Ja
koben ilkeler oluturur. Ancak snfsal bakyla tm perspektifi da
ralm ya da kreimi olanlar belirleyici bu atmosferi alglayamazlar.
Peki, doann gizemcilii, doa ile kltrn, insan ile tanrln
Yunan deneyiminde birlemesine ne demeli? Hlderlin'in Dilthey
ve Gundolf'tan ctkilenmi olan modern bir hayrannn verecei
cevap muhtemelen budur. Hlderlin'in doa ve Yunanistan kltic
rinin Rousseau'cu ve Robcspierre'ci niteliine zaten deinmitik.
Byk iiri The Arclipelagus'ta (Gundolf'un Hlderlin yorumunda
kalk noktas olarak ald eser), Yunan doas ve ondan doan
Atina kltrnn azameti ok gl bir mersiye patlos'uyla ifade
edilir. Ama iirin sonlarna doru, Hlderlin malvolmu Yunanistan
konusundaki zntsnn nedeni hakknda ayn derecede etkileyici
bir pathas ile ve ayn derecede sulayc mersiyeyle konuur:

1 74
HLDERLIN'N HYPERION'U

Hcyhat! Karanlkta dolanr, Orcus'taki gibi,


Tannsal bir yan kalmam soyurnuz. nsan yalnzca
Kendi kouturmasnda, ve gmbrdeyen atlyede
Sadece kendini duyabilir, ve gl kollaryla delimenler
Soluksuz alrlar; ama tanrlan gibi,
Daha verimsiz kalr hep yoksullarn emei.

Bu anlay Hlderlin'de ne tesadfidir ne de benzcrsizdir.


Yunanlar zgrlk mcadelesinde yeniJip Hyperion hayal krk
lna uradktan sonra, romann sonunda Almanya zerine korkun
derecede sulayc blm, insann sefalcte, erken dnem Alman ka
pitalizminin dar filistenliine gerileyii zerine fkeli kaside balar.
Kltr ve doann birlii olarak Yunanistan' zikretmek Hlderlin
iin her zaman ann mahkUm edilmesidir, beyhude bir eylem a
ns, bu sefil gereklin yok edilmesi iin bir ardr.
Dilthey ve Gundolf'un analizinin "incelii", Hlderlin'in yaa
mnda ve eserlerinde byk toplumsal trajedinin tm izlerini silmeleri
edebiyat tarihinin kahverengi gmlekiiieri tarafndan Hlderlin'in ha
trasnn son derece demagojik ve kastl bir ekilde arptlmasnn
temelini olutunr. Nasl faist ideologlar bilinsiz ya da henz bilinli
olmayan kk burjuvay yollarnn umutsuzluuyla halyorlarsa,
yazarizer SA' c lar da gerekten umutsuzlua dm olan bu sa
mimi Alman devrimcisinin hatrasn, umutsuzluklannn gerek top
lumsal sebebini silip, nc Reich ve "kurtarc" Hitler tarafndan
"selamet"e tanklk edernemeleri zerine umutsuzluk eklinde ak
layarak kirletmiti.
Alman faizminin elinde Hldcrlin'in bana gelen budur. Alman
fai st yazarlar arasnda Blderlin' i nc Rei ch ' n nemli bir selefi
olarak idol haline getirmek bugn nezaketten saylmaktadr. Tabia
tyla bu iddiay somut bir tarzda gerekletirmek, faist ideolojinin
kantn Hlderlin'de somut bir ekilde gsterme giriimi ciddi zor
Lukl ar ierir. Biimci, her trl ierikten arndrlm, sanat iin sanat
yaklam Hlderlin'deki biimsel vehelere hayran olmasna, gr-

1 75
GOETHE VE AGI

nte dorudan herhangi bir i eliki olmadan szde gizemci Yuna


nistan anlayn idealize etmesine olanak tanyan Gundolf iin oldu
undan ok daha ciddidir. (eliki "yalnzca" Gundolf'un Hlderlin
imgesiyle gerek Hlderlin arasndayd.)
B u temelde Rosenberg Hlderl i n ' i "sahici" Alman arzularnn
bir temsilcisi haline getirir. Hlderlin'in dnem eletirisini "burju
vazinin" faist temelde eletirisine dntrerek onu Nasyonal Sos
yalizm 'in toplumsal demagojisine balamaya alr. "Hlderlin, bu
adamlar henz her eye kadir burjuvalar o larak egemen olmad,
byk ruhlar peinde koan Hyperion, onlarn alkanlklar, ilim
leri ve dinleri yznden barbar haline geldiini sylemek zorunday
ken bile bu insanlarn gadrine uramad m? Hyperion zanaatkarlar,
dnrleri, papazlan ve mevki sahiplerini grm, ama hibir insan
bulamamt, yalnzca i birl ikten yoksun, i drtleri olmayan,
hayat btnlne sahip o lmayan paral varlklar vard." Ama Ro
senbcrg de bu toplumsal Hlderlin eletirisini olabildiince az so
mutlatrmaya alr. Tm bu byk hareket bir bolua atlayla
son bulur. Hlderlin basite Rosenberg'in sama "estetik irade"sinin
bir temsilcisi olarak damgalanr.
Tumturakl laflarla olgulardan endieli bir ekilde kanmann
karm, sonrasnda ortaya kan faist Blderlin imgesinin evrimini
karakterize eder. Bir dizi denemede, Hlderlin' in hayatnda "byk
bir dnm noktas" kefedilir: "On sekizinci yzyl" reddetmesi,
Hristiyanla ve bununla birlikte faist ve Romantik "Alman ger
eklii"ne dnmesi. Hlderlin faizme perev ilevi grecek ekilde
ina edilmi bir Romantizmde, Novalis'ten Grres' e uzanan bir di
ziye dahil edilir. Bu tarihsel tahrifatn deerini, Nasyonal Sosyaliz
min resmi yannn bile bunu "sapkn" ve "hatal" olarak reddetmek
zorunda kalm olmas gstermektedir. Bunu Nationalsozialistiscle
Monatslefte'dc Meister Eckart, Hlderlin, Kierkegaard ve Nictzsc
he'nin Nasyonal Sosyalist dnya grnn byk selefieri olarak
sunulduu Matthes Ziegler imzal bir makalede gryoruz. Baumler
ise bariz tarihsel yalaniara gerek duymadan, yalnzca baz "ak kah-

1 76
HLDERL I N ' I N HYPERION 'U

vcrengi" rtularla Kierkegaard' n romantik, antikapitalist, akld


gizemci zelliklerini gelitirmeyi baanmken, Ziegler'in makalesi
herkesin bildii kaba gereklerin arkasna saklanm laf kalabal
ndan teye gidemez. Alntlarda somut her trl eyden srarla ka
narak, yalnzca Hlderlin' in ada kltre ("burjuvazi"ye) mu
halcfetine ve bir cemaat biimi zlemine odaklanr. Ve gerek top
lumsal temelini ve gerek toplumsal ieriini bildiimiz bu zlemi
eip bkerek bunu Hitler zlemine, nc Reich ngrsne d
ntrr. zetle yle yazar: "Gelecein cemaatinin oluumuna ka
tlma olana tanmadan insanlardan kendisini ayrmak zorunda
kalmak Hlderlin'in trajedisiydi. Zamannda yanl anlalan, ama
iinde gelecei bir kesinlik olarak tayan yalnz bir adam olarak
kald. Yeniden dou ya da yeni Yunanistan istei yoktu, ama Hel
las'ta yaad dnemin Almanya'snda kreltimi olan yaama
kar kahramanca bir Nordik tutumu, iinden gelecein cemaatini
karabilecek tutumu yeniden kefetmiti. Kendisini o dnemin di
li yle ve anlayyla ifade etmek zorundayd. te bu nedenle bizler,
bugnn insanlar, amzn deneyimiyle ekillenmi olan bizler
iin onu dzgn bir ekilde anlamak ou zanan zordur. Ama bizim
Reich'n oluumu iin yrttmz mcadele, Hlderlin 'in henz
zaman gelmedii iin ulaamad ayn baar iin mcadeledir."
Nasyonal Sosyalist edebiyat tarihine uygulanabilir bir standarda
bile lldnde nesnel sonu son derece ackldr; Hlderlin 'i
hemen hemen hi anlamadm Ziegler bizzat azndan karr. Nas
yonal Sosyalist yazarlar Hlderlin imgesini Dilthey ve Gundolf'ta
hile olduundan daha soyut hale getirmek, gerek toplumsal ve ta
rihsel gerekse de bireysel zelliklerden daha da malrum brakmak
zorunda kalrlar. Alman faistlerinin Hldcrlin'i, (yine son dnen
lerde tekrar tekrar iftiraya maruz kalan) Georg Bchner' den hemen
hemen hi ayrt edilemeyen bir tr Romantik airdir. Bchner de
''kahramanca ktmserliin" bir bakarakterine ve dolaysyla Ni
etzsche ve Baumlcr tarafndan temsil edilen "kahramanca gerek
iliin" bir selefne dntrlmtr. Tarihin faist tahrifatnda her
figr "kahverengi" hale gelir.
1 77
GOETHE VE AGI

Bu tahrifatlarn "metodolojisi" kastl bir ekilde olmasa bile bir


sonuca iaret etmektedir: Liberal izm in Alman tarihini anlama aciz
lii ile faist emperyalizm tarafndan giderek bilinli bir ekilde tah
rif edilmesi arasndaki isel iliki. Haym ' n "Romantizmin ya n
rn" olarak Hlderlin yorumuna Dilthey kar kar, ama bunu
yalnzca Hlderlin'i yzyln sonundaki dekadan ge kalm Ro
mantiklerden biri ve Nietzschc'nin selefi haline getirmek iin yapar.
Gundolf daha da ileri gider ve onu Stefan George'un selefi haline
getirir. Nasyonal Sosyalistler ise bu deforme traj ik devrimci imge
sini, alan Almanya'nn faist hapishanesinin n cephesine aslacak
bir ss olarak kullanmak iin, o dnemde hibir ekilde kesinlikle
gerici olarak nitelendirilemeyecek olan Hlderlin'in romantik ve an
tikapitalist zelliklerini arptrlar.
Yeni ortaya kan kapitalizme ynelttii eletiriler ksmi Roman
tik zellikler tasa da, Hlderlin znde bir Romantik deildir. ikti
sat Sismondi'dcn gizcmci air Novalis'e kadar Romantikler kapita
lizmden ka basit bir tccar ekonomisinde grrler ve anarik ka
pitalizmin karsna "dzenli" ortaa, mekanik iblmnn kar
sna zanaatkar emeinin "btnsellii"ni karrlar, oysa Hlderlin
burjuva toplumunu baka bir adan eletirir. Romantik bir tarzda, o
da kapitalist iblmnden nefret eder. Ama onun gznde aalan
mann savalmas gereken en nemli zellii zgrln kaybedil
mi olmasdr. Ve bu zgrlk anlay onda burjuva toplumundaki
dar siyasal zgrlk anlayn amaya alr (elbette yukanda gr
dmz gibi, gizemci biimlerde ve mulak bir topyac ierikle).
Dolaysyla Hlderlin ile Romantikler arasndaki farkllk -Yunanis
tan'a kar ortaa- yalnzca bir konu farkl l deil, ayn zamanda
ideolojik ve siyasal bir farkllktr.
Hlderlin antika Yunanistan' ndaki bayramlar kutlarken, ha
yatn yok edilmi demokratik kamusal niteliini de kutlar. Bu adan
Hlderlin genlik arkada Hcge l ' le (onun dnmnden nce)
ayn yolu takip etmekle kalmaz, ayn zamanda ideolojik olarak Ro
bespierre ile Jakobinler' in izdii izgide il erler. Robespierre "Yce

1 78
IILDERLIN'N HYPERION ' U

Varlk" kltrrn getirilmesi zerine Konvansiyon'da yapt byk


konumada yle der: "Yce Varlk'n gerek rahibi doadr; onun
tap na evren, kl t erdem, bayramlan da evrensel kardelik ban
daha da sklatrmak ve temiz, duyarl kalplerin hrmetini iletmek
iin onun gzleri nnde birleen byk bir halkn cokusudur."
Ayn konumada Yunan bayran1lanndan zgrlemi bir halkn er
dcmini ve mutluluunu gerckletirmeyi amalayan demokratik
cumhuriyeti bir eitimi glendirmenin rnei olarak bahseder.
Hlderlin' in gizemciliinin Robespierre'in kanlmaz ve kah
ramanca yanlsamalarn misli misli at dorudur. Ayrca gizem
cilic bir ka ve bir ka gizemcilii olduu da dorudur: lm
arzusu, kendini feda ederek lm, doayla birlemenin bir arac ola
rak lm arzusunun gizemcilii. Ama Hlderlin'deki bu doa gi
zemcilii hibir ekilde hepten gerici deildir.
Aslnda Rousseaucu devrimci kkeni her zanan alglanabilir.
Hlderlin' ir mistisizme kann dorudan kalk noktas, tam da
idealist heveslerinin bu toplumsal adan zorunlu umutsuz trajedisini
kozmik bir trajediye dntrmek zorunda kalmasnda sakldr. kin
cisi, onun kendini feda etme gizemcilii aka panteist ve dir kart
bir nitelie sahiptir. lme gitmeden nce Alabanda, hayatn "hibir
tanrnn yaratmadn" syler. "Eer bir mlekinin eli beni ekil
lcndirdiyse, o zaman bu arac istedii gibi yok etsin. Ama hayatlar
yok edilemez, kkeni bakmndan ilahi, her trl gten ve sanattan
stn ve dolaysyla sonsuza dek incitilcmezdir." Nitekim benzer bir
tarzda. Hyperion'a veda mektubunda, Diotima "lmn bize verdii
ilahi zgrlkten" bahseder. "Eer bir bitki haline gelirsem, kayp
ok byk olur mu? Hayr, yine var olmaya devam edeceim. Her
keste grlen ebedi akn tm doalara katld yaam alanndan
nasl silinebilirim? Tm varlklar birbirine balayan birlikten ken
dim i nasl koparabilirim?"
Eer modem okur on dokuzuncu yzyl bandaki Alman doa
gizemcilii hakknda tarihsel adan doru bir perspektif edinmek
isterse, o dnemde doa ve toplum diyalektiinin elbette idealist ve

1 79
GOETHE VE AGI

gizemci biimlerde kefedilip gelitiriidiini unutmamaldr. Goet


he'nin, gen Hege l ' in ve gen Schelling'in doa felsefesi dnemidir.
(Marx "Schelling'in genliindeki drst dnceleri"nden bahse
der.) Gizemciliin ilahiyat gemiinden tanan ar bir ykten iba
ret olmad, aksine sk sk ve ou zaman ayrt edilmesi zor bir
tarzda, diyalektik dncenin ha.la mehul olan gelecekteki yntem
lerini gizlcycn idealist bir pus olduu bir dnemdir. Nasl burjuva
zinin geliiminin balangcnda, Rnesans'ta ve Bacon' n yeni
ortaya kan materyalizminde, yeni bilginin sarholuu takn ve
hayali biimlere brnyorsa, imdi de diyalektik yntemin afa
nda "herkesin bir yudum da olsa itii" bir felsefe ortaya kar
(Hegel.) Marx ' n Bacon'n felsefesi hakknda syledii ey gerekli
deiiklikler yapldnda bu dnem iin de geerlidir: "Madde, b
tnsel insana iirsel adan duyumsal bir parlaklkla glmser; afo
rizmac reti ise hala ilahiyatn mantkszlklaryla doludur."
Hlderlin'in kendisi diyalektik yntemin oluumunda ok akti fbir
rol oynar; yalnzca Hegel ve Schelling'in genlik arkada deil, ayn
zamanda onlarn felsefi yol arkadadr. Atina zerine nemli syl
evinde, Hyperion Heraklitos'tan da bahseder. Heraklitos'un "kendi
iinde farkllam Bir"i onun iin dncenin kalk noktasdr: "Bu,
gzelliin zdr ve o bulunmadan nce, felsefe diye bir ey yoktu."
Dolaysyla Blderlin iin de felsefe ile diyalektik zdetir.
zde olduu doru, ama gizemcilikte kaybolup giden idealist
bir diyalektiktir bu. Ve gizemcilik Hlderlin'de zellikle barizdir,
nk giderek, varoluunun toplumsal trajcdisini kozmik lekte
yceltmek ve kendi durumunun tarihsel knazndan anlaml b ir
lmle kurtulma grevini nne koymutur. Fakat gizemci bulut
larn arasnda kaybolan bu perspektif ayn zamanda tm an temel
bir zelliidir. Hyperion'un ve Empedokles' in sonu en az Wilhelm
Meister 'n Seyahat Yllan ' ndak i Makarie ya da Balzac' n Louis
Lambert ve Seraphitus Seraphita karakterlerinin sonu kadar gizem
cidir. Nasl ki byk gerekiler Balzac ve Goethe'nin eserlerinden
kopartlamayacak olan bu gizemci perspektif eserlerinin temel ger-
HLDERLIN ' N HYPERION'U

ekiliini silemezse, ayn ekilde Hlderlin'in lm gizemcilii de


onun kahramanca mersiyesinin temelindeki devrimci nitelii yok
edemez.
Hlderlin tm zamanlarn en saf ve en derin mersiye airlerinden
biridir. Schiller mersiye konusundaki nemli tannnda yle der:
"Mersiyede zntnn tek kayna ideal olann uyandrd coku
olmaldr." Ve belki de ok iddetli bir tarzda, Schiller tmyle k
isel bir kaderin hznn yaayan tm mersiyecilc:ri mahkiim eder
(rnein Ovidius).
Hlderlin'in iirlerinde bireysel ve toplumsal yoksunluklar na
di ren baanlan trajik bir uywn sergiteyecek ekilde birleir. Hlder
lin hayat boyunca baarsz oldu. Yoksun Alman entelijansiyasnn
iinde bulunduu genel gei aamasnn tesine hibir zaman ge
emedi: zel retmenlik. Aynca bir retmen olarak da kendisine
bir hayat kurmay baaramad. Schiller'in hayrhal koruyuculuuna
karn ve dnemin en nemli eletirmeni olan AW. Schlegel ' in
mspet eletirilerine ramen, bir air olarak hibir zaman tannnad
ve geimini salayamad . Suzette Gontard'a duyduu byk ak,
trajik derecede zc bir el etek ekme ile sonularid. Hem d hem
de i yaam o kadar umutsuz ve aresizdi ki o dnem yaam bir
ok ada ve biyografi yazar genliine son nokta koyan delili
inde bile mukadder derecede zorunlu bir ey alglamlardr.
Ama Hlderlin 'in iirlerinin mersiyeci zntsl hibir zaman ta
rumar olmu kiisel yaam iin kk hesaplarta misillerneye d
nmez. Hlderlin temel zlemlerinin baanszl aklamak iin
toplumsal zorunluluu kozmik ekilde gizemliletirmi olsa da, bu
ayn zamanda kiisel zlemlerinin baarszlnn yalnzca byk
genel baanszln kanlmaz sonucu olduu hisini de ifade eder.
Onun iirlerine yaylm olan mersiycci hznn kalk noktas her
zaman budur.
Devrimci bir tarzda ihya edilmesi gereken yok ()lmu Yunanistan
ile ada Almanya'nn sefil durumu arasndaki kartlk, onun ma
temin in kalc ama her zaman farkl ekillerde zuhur eden ieriini

181
GOETHE VE AI

oluturur. Dolaysyla onun mersiyesi, ana ynelik dokunakl ve


kahramanca bir sulamadr, ne kadar acnas olsa da kiisel bir ka
derin znel ve lirik feryad deil.
Kendi snflannn kahramanlk dneminin devrimci "yanlsa
malar"n kaybetmi olmann en iyi burjuva aydnlarda yol at
ikayettir bu. Yalnzla yaplan bir veryansn, zel hayatn tm an
larnda kendisini gsterse de ekonomik ve toplumsal geliim tara
fndan yaratlm olduundan almaz bir yalnzln yol at bir
elem ldr.
Burjuvazinin devrimci atei snmtr. Ama byk devrimin
kahramanca atei orta snf iin her yerde iin iin yanmaya devarn
eden ruhlar dourmutu. Fakat onlarn evk ve ateleri artk snf
bir btn olarak alevlendirmez. Jakobenizmin devrimci alevi Hl
derlin'de olduu gibi Stendhal' n Julien Sorel'inde de hala yannak
tadr. Bu gecikmi Jakobenin durumundaki umutsuzluk Hlderlin 'in
kaderinden dsal anlarnda derin farkllk gsterse de, Julien'in ka
deri bir mersiye feryad deil, daha ziyade ikiyzl ve Makyevelci
aralarla Restorasyon dneminin rezil toplumuna kar yrtlen
bir iktidar mcadelesi olsa da, umutsuzluk yine de ayndr ve benzer
toplumsal kkenieri vardr. Julien Sorel de baansz bir hayatn so
nunda szde kahramanca ve trajik bir lme kamann; utan verici
ikiyzl bir hayatn ardndan topluma pleb ve Jakoben bir horg
ryle yaklanann tesine geemez.
Bu son gecikmi Fransz Jakobenin brnd yaratc biim
ironik ve gcrekiydi. ngiltere'de bu tr ge gelenler de klasik, ilahi
ve mersiye zellikleri gsterir: Keats ve Shelley. Ama Keats' in ka
deri dsal olarak bile Hlderlin'e benzeyen birok zellik sergiler
ken, Shelley'nin ufkunu yeni bir gne deler; onun mersiye
feryadna yeni bir nee szar. Keats en byk iir fragnannda alak
yeni tannlar tarafndan devrilen Titanlarn kaderinin yasn tutar.
Shelley de bir antika tanrsnn kaderini, sefil yeni tanrlarn altn
an eski tanrianna kar mcadelesini (altn a, ''Satrn'n ege
menlii" birok mitoloj ide zel mlkiyet ve devletten nceki d-

1 82
HLDERL I N ' i N HYPERION'U

nemi anlatr) ve zincire vurulmu Prometheus' un yeni tanr Zeus'a


kar mcadelesini iirselletirir. Ama Shelley'de yeni gasp tanrlar
yok edilir ve ilahileri insanln kurtuluunu kutlar. Shelley ykselen
yeni gnei, proleter devriminin gneini daha o dnemde az da olsa
grebilmiti. Prometheus'un kurtuluunu kutlayabilmiti, nk
daha o dnemde ngiltere halkn kapitalist smrye kar ayak
lanmaya arabilmiti:

Tohum ek - ama hibir zorbaya bitirme;


Varlk edin - ama hibir dzenbaza yamalatma;
Elbise doku - ama hibir avareye giydirme;
Silahlan - tah arnrnl savan iin.

Shelley'de insanln kurtuluu iin gerek mcadeleye gei


olasl, kendi snflar iin ok ge domu olan Jakobenlere ken
disini gsterir.
ngiltere'de 1 8 1 9 civannda bir devrimci deha iin, en azndan
iirsel bir ryet olarak toplumsal adan mmkn olan ey, on seki
zinci yzyln sonunda Almanya' da hi kimse iin mmkn deildi.
O dnemde Almanya'nn ierideki ve dnya genelindeki durumu
nun elikilerinden tr Alman burjuva entelijansiyasnn genelde
takip ettii yol, Romantik bilinemezciliin manevi bataklna sebep
olmutu. Goethe ve Hegel'in uyum salamas burjuva dncesinin
en iyi mirasn kurtarm ve devam ettirmiti, her ne kadar birok
adan arpk ve entipften bir biimde olsa da. Hlderlin'in kah
ramanca uzlamazlnn onu umutsuzca bir knaza srklernesi
kanlmazd. Hlderlin bir selefi olmayan ve o lamayacak, gerek
ten benzersiz bir airdi. Fakat kusurlarn ve mulillklarn vg
yamuruna tutarak onun ansn kirletenlerin kastettii anlamda
deil, trajik durumu artk burjuva snf iin tekrarlanabilir olmad
iin benzersizdir.
Hlderlin sonrasnda Shelley' nin izinden gitmeseydi Hlderlin
olmazd, olsa olsa dar bir klasik i liberal olurdu. Arnold Ruge Cor-

1 83
GOETHE VE AI

respondence of 1843'teki mektubuna Hlderlin'in Almanya zerine


nl atyla baladnda, Marx u yant verir: "Aziz dostum, mek
tubunuz gzel bir mersiye, nefes kesici bir at; ama siyasi adan
hi deeri yok. Hibir halk umudunu yitirmez; uzun bir sre umudu
yalnzca aptalla dayal olsa bile, geen yllarn ardndan bir bak
msn tm sahte dilekleri ani bir zcka parltsyla gereklemi."
Marx' n vgs Hlderlin iin de geerlidir, zira Ruge onun aln
tsn entipften bir tarzda deitirmekten teye gemez. Marx 'n
eletirisi, bu eletirinin temeli, yani iinde bulunduu durumun nes
nel umutsuzluu bizatihi tarih tarafndan yadsndktan sonra Hl
derlin'in atn canlandrm olan herkes iin geerlidir.
Hlderlin'in iirsel seletleri olamazd. On dokuzuncu yzyln
sonraki mersiyecileri bir yandan ok daha kiisel kaderlere alarlar,
dier yandan alarnn sefaletine yaktklar atta, insanla olan
inantarm Hlderlin 'de olduu denli bir saflkla korumalan mmkn
deildir. Bu kartlk Hlderlin' i on dokuzuncu yzyln genel olarak
yanl olan ikileminin ok tesine tar: Ne yavan bir iyimser ne de
umutsuz, akld bir ktmserdir. Onun slubu ne akademik klasiki
nesnelcilik ne de belli belirsiz, izlenimci bir znelcilik derekesine
der; onun iirleri ne kuru kuruya ve didaktik derecede entelekteldir
ne de semavi ve dnceden yoksundur.
Hlderlin'in lirizmi bir fikirler lirizmidir. Onun kalk noktasn,
bir dnya gr seviyesine ykseltilmi (ve elbette idealist bir tarzda
gizemliletirilmi) olan burjuva devriminin i elikisi belirler. e
likinin iki yn de iirinde vardr: Jakoben Helenik ideal ve iren
bujuva gereklik. Hlderlin 'in yok edilemez bykl, toplumsal
varoluu iin temel olan zmsz elikiye slup ynnden mthi
bir ekilde hkmetmi olmasnda sakldr. Jakobenizmin terk edilmi
bir barikatnda gecikmi bir ehit olarak cesurca dmekle kalmam .
ayn zamanda bu ehitlii -bir zamanlar devrimci lan bir snfn en
gzide evlatlarnn ehitliini- lmsz bir ezgiyle ifade etmiti.
Hlderl in'in Hyperion roman da bu lirik ve mersiye nitelii ne
sahiptir. Epik olmaktan ok alamakl ve sulaycdr. Ne var ki

1 1<4
IILDERLIN'N H YPERION'U

Hyperion da rnein Novalis'in Heinrich von Ojierginden inde ol


' '

duu trde bir lirik zlme gren burjuva eletirmenler yanlyorlar.


Hlderlin slup bakmndan bile romantik deildir. Teorik dzeyde
Schiller' in antika airini (modem "duygusal" iire kart olarak)
"naif' olarak gren anlaynn tesine geer. Ama bunu devrimci bir
nesnelcilik dorultusunda yapar. yle yazar: "Epik iir grnte
naif olsa da anlam bakmndan kahramancadr. Byk ernellerin mc
taforudur."
Hlderlin'in tarihsel trajedisi sanatln da etkiler, yle ki epik
kahran1anl hibir zaman bir balangcn tesine gemez ve byk
ernellerin yalnzca hznl metafortarm dillendirebilir. Epik doluluk
eylemden aktrlerin ruhlarna aktanlmak zorundadr. Ama Hlderlin
bu i eyleme ok nesnel ekil verilebilir bir karakter atfeder ve bu ka
rakter ancak anlaynn trajik derecede elikili temellerinden tr
mmkn olan bir younlua sahiptir. Bu adan da. baanszl yal
nzca kahramanca olmayp, ayn zamanda kahramanca bir ezgiye de
dntrlr. Goethe'nin kapitalist gereklie uyum salamak ge
rektiini vaaz eden "eitici roman"mn karsna, bu gereklie kah
ramanca direnmeyi reten bir "eitici roman" kartr. Hlderlin,
mesela Tieck ya da Novalis gibi, Wilhelm Meister'n dnyasnn
"dzyaz" sn Romantik bir tarzda "iirselletirmek" istemez; daha
ziyade, Alnan paradigmas olan byk burjuva romannn karsna
yurtta roman projesini karr.
Hyperion slup asndan da bu trn umutsuz derecede sorunlu
nitel iinin izlerini tar. Yurtta epikle tasvir etme giriiminin baa
rsz olmas kanlmazd. Ama bu baarszlktan hem lirik hem de
epik olan benzersiz bir slup ortaya kt: Kahramanlk "yanlsama
lar"nn sndktcn sonra burjuva dnyann seflliini derinden
mahkum etmenin nesnel slubu. Hlderlin'in lirik roman (eylemi
neredeyse yalnzca "metaforik"tir) slubu bakmndan bile burjuva
zinin evriminde yaltk kalr. Saf i eylem baka hibir yerde bu denli
elle tutulur ve nesnel bir tarzda ekillendirilmemitir; airin lirik tu
tumu baka hibir yerde epik bir escre bu denli yedirilmemitir.

1 85
GOETHE VE AGI

Novalis'in aksine Hlderlin ann byk burjuva romann hi


bir zaman eletirmcmiti. Gelgelelim Wilhelm Meister'a kartl
daha derindir, zira bunun karsna tmyle farkl trde bir roman
karr. Gocthe'nin roman on sekizinci yzyln Fransz ve ngiliz
burjuva romannn toplumsal ve slupsal sorunlarndan organik ola
rak karken, Hlderlin sorunu hayatn burj uvazi tarafndan dn
trlmesini amalayan devrimci ideallerin bir yurtta destan
yaratma giriimine yol at noktada, Milton 'n klasik esnekliklc
yurttan zorunlu idealist varoluunu ve kaderini tasvir etmek ama
cyla byk ama baarsz bir giriimde bulunduu noktada ele al
mt. Fakat M ilton'n elde etmeye abalad epik esneklik,
muhteem lirik tasvirler ve saf lirik-ackl patlamalar dourur.
Hlderlin burjuva bir dnyada destan yaratma amacnn umutsuz
o lduunu daha en batan kabul eder. Romann gereklerine uygun
olarak, karakterlerini ve kaderlerini gnlk burjuva yaamnn bir
ortamna (ne kadar sluplatnlm olsa da) yerletirir. Bylece yurt
ta burjuvalar dnyasndan tmyle koparnadan tasvir etmek zo
runda kalr. dealize edilmi yurtta a tam anlamyla maddi bir yaam
vermeyi baaramasa bile, yine de yurtta tasvirinde gerekten esnek
bir yaratya seletlerinin hepsinden ok daha fazla yaklar.
Onun tarihsel ve kiisel trajedisi, yani burjuvazinin kahramanlk
"yanlsamalar"nn artk gerek devrimci kahramanln bayra ola
mayaca, yalnzca bu trden bir kahran1anlk zleminin bayra
olabilecei tam da bu (greli) baarnn slupsal adan nvarsay
mn oluturur. Bir burjuva airinin ifade ettii duygusal atmalar
hibir zaman onun eserlerinde olduu kadar salt duygusal, salt zel
ve kiisel olmaktan bu kadar uzak, bu denli dorudan kamusal olma
mtr. Hlderlin'in lirik ve mersiye nitelikleri tayan roman -ka
nlmaz baarszlna ramen, tam da baarszlndan tr- bur
juvazinin geliimi srasnda yurtta zerine yazlm en nesnel epik
iirdir.

1 934

1 86
YEDiNC BLM

Faust ncelemeleri

Pukin Faust'u modem yaamn lyada 's olarak adlandnr. Bu


muhteem nitelendirmeyi, "modem" szcn vurgulayarak so
mutlatrmak gerekiyor. Zira gnmz dnyasnda artk antikada
olduu gibi dncenin ve iirsel retimin tm belirleyenlerini do
rudan b ireyden karmak mmkn deildir. Entelektel derinlik,
toplumsal ve beeri kategorilerin btnscllii ve sanatsal kusursuz
luk artk naifve bariz bir birlik tekil edemez; aksine, bu eler bir
biriyle keskin bir kartlk iindedir. Goethe bu atan eilimleri
uzlatrarak, kelimenin gerek anlamyla benzersiz bir eser ortaya
karmt. Kendisi de bizzat bu eseri "ei benzeri bulunmaz bir
eser" olarak adlandrmt.
Faust bir adamn kaderini anlatr, ama iirin gerek ierii tm
insanln kaderidir. Byk bir gei ann en nemli felsefi so
runlar nmze getirilir, stelik yalnzca kavramsal dzlemde de
il. Ayn zamanda nihai insan ilikilerinin elle tutulur derecede
srkleyici (ya da en azndan gz alc derecede dekoratif) temsil
leri yle ayrlmaz derecede i ie geerek. Ve bu ilikiler giderek so
nnlu hale gelir. Bozulmanu duyarl ve tinsel bir birlik ancak ilk
ksmda galebe alabilir. Entelektel ierik, topluma, tarihe ve doa
tarihine dair keifler, ilikilerin biimlerin ve karakterlerin mantkl
bir liini gerer ve giderek artan bir oranda onu paralama eilimi
gsterir. Bu, on dokuzuncu yzyl edebiyatnn geliimindeki genel
sretir; bu sre biimler dnyasnn birliini ve gzelliini bozar,
byk yeni gerekiliin amanszlna onu feda eder ve bu suretle
"sanatsal dnemin sonunu" getirir.
1 87
GOETHE VE AI

Faust'un ikinci ksmnn tamamlanmasnn Balzac 'n La Peau de


Clagrin 'inin yaynlanyla hemen hemen ayn dneme denk gelmes i
tesadf deildir: "Sanatsal dneme" son veren gereklik Balzac'n
eserinde henz fantastik-romantik biimlerde gzkr, oysa Faust!ta
"sanatsal dnem''in byk gerekilii fantastik-alegorik biimlerden
ayrlr. Balzac 'ta hem gerek hem hayali olan kapitalist yaamn nite
liinin ifade bulduu modem romann fantastik girizgahn grrz.
Goethe'de ise burjuva edebiyatnda biimsel kusursuzluun son d
neminin son fantastik tonlann buluruz. Gerek Balzac gerekse de Go
ethe bu yeni yaamn taknn, eski biimlerin bentlerinin bu dev
dalga tarafndan paralann benzer ekilde yaar. Ama Balzac bu
bilgi temelinde yeni bir epik biim yaratmak adna bizatihi bu taknn
i kuvvet izgilerini kavramaya alrken, Goethe yeni tasavvur edi
len eski biimler araclyla dalgay kontrol etmeye alr.
Fakat bu tr bir giriim yeterince baanl olamaz. Paradoks gibi
grnse de, Balzac' n nihai zmnn epik edebiyatn nde gelen
modem- geleneklerine yaknl Faust'un miras alnan herhangi bir
biime yaknlndan daha fazladr. lk blm zaten epik ya da dra
matik edebiyatn tesine geer; ikinci blm iin bu daha da geerlidir.
Faust ne dramatiktir ne de epik; hele hele Faust'un ardndan on do
kuzuncu yzyln sonunda yarat lan trde lirik izlenimci tablolarn bir
derlernesi hi deildir (Lenau). Faust "ei benzeri bulunmaz bir
eser" diE

I. Kketler

Fakat edebiyat tarihi asndan bu tr bir nitelendinne ("ei ben


zeri bulunmaz bir eser") bir tanm deil, bir sorundur. "Ei benzeri
bulunmaz" olann yalnzca bir merak nesnesi, salt biyografik bir olgu
olmad yegane an, kayda deer bir tarihsel srecin kalc bir mo del
olarak onda yansd, zorlu, hatta zlmez kiisel sorunlard an
umutsuz bir bireysel kurtulu olmad, aksine esizliiyle ve nonn
lar amasyla zorunlu olduunu kantlad andr.

1 88
FAUST NCELEMELERI

Dolaysyla -yani yalnzca flolojik nedenlerle deil- bir kkenler


tarihi bu noktada zellikle nemlidir. htiyar Goethe Faust'un elli
altm yldr zaten aklnda olduunu sk sk sylemitir. Edebiyat
tarihileri arasnda bu iddiann doruluu ciddi bir tartma konusu
olmutur. Biz bu tartmay manasz buluyoruz, zira Goethe hem
haklyd hem de haksz. Kukusuz daha genliinde Faust'un ev
rensel bir iir olduunu h issetmiti. Onu cezbeden ey tam da efsa
nenin ierdii olanaklard. Ama genliinde tasavvur ettii iiri
yazmad da bir o kadar aktr. Goethe'nin hayat ve deneyimle
riyle birlikte Faust'un bymesi, basite bir olgunlama sreci, ya
da ilk tohumun geliimi deildir; ayn zamanda, radikal bir dn
mdr. te bu nedenle Goethe'nin on yllar boyunca eserini tekrar
tekrar bir kenara brakm ve uzun bir sre eserini yalnzca bir frag
man olarak grm olmas, Faust zerine almann srekliliiyle
de elimez, Goethe'nin aslnda btnlkl bir Faust plannn ol
mad, yalnzca baz salnelerin dizi halinde gelitiritip dzenlen
dii ynndeki beyanlaryla da. (Baz durum larda, doru sra bile
belirsizdi. "Orman ve Maara" sahnesi ilkin 1 790 fragnannda g
zkr, ama gerek yerine ancak 1 808' de koyulur.) Daha ge tarihte
bile, baz nemli deiiklikler vardr, zellikle de ikinci blmde
Helena'nn ortaya kna ilikin olarak (bunun dramatik kurgusu
"Eski Walpurgis Gecesi"nin yazlmasna yol amtr). Fakat tm
bunlar, deiiklikler olsa da, deimez bir temel gerei dlamaz;
ayr ca bu gr, soyut bir forml olarak deil, somut bir belirlenim
olarak, bir ufuk, zgl nitelikte bir geliim hakknda bir perspektif
olarak anlalmaldr. Kaderinin genel hatlarn koruyarak, sorunlara
dair kk, "el altndan" dnmler gerekletimck, hatta tedrici
bir ekilde tam kartma bakalamalarn salamak ve bu suretle
Faust figrnn birliini korumak mmknd.
Efsanenin temeli bu tr bir kkenler tarihini kolaylatrr. Gorki,
Faust gibi efsanelerin, "hayal gcnn rnleri" deil, zorunlu ve
ger ek olgularn yasalaryla sonuna kadar uyumlu abartlar" oldu
unu sylerken gayet haklyd. Bunlar zne kavuturolmu ve bu

1 89
GOETHE VE AGI

dzeyde halkn iirsel abasyla somut karakteriere brndrlm


olan hayatn byk, gerek ve tarihsel eilimleridir. Gen Goethe
bu karakterlerde bir an en derin (canl ve elle tutulur) sorunlarn
gm1t; ama ayn zamanda bunlarda kendi hayatnn ve ann
en sanc l sorunlarnn sembollerini de grmt.
Dolaysyla kendi kaderini bu efsaneyle zdeletirmesi ve bu
efsaneden doan efsanenin ilk dnm bir "ie yanstma" deil,
kendi znelliini yabanc bir izlee yersizce aksettirme deil; ulusal
zbilincin, hatta insanln zbilincinin zgl, bamsz bir gelii
midir. Goethe 'nin, zellikle de gen Gocthe'nin a folklorik mit
geleneklerini hala organik olarak rnek alabilecek durumdayd. zel
olarak gen Goethe kendi a ve kuandan birok kiiden, gzde
izieklerinin bu trde popler mitler (Faust, gezgin Yahudi, Promet
heus) ya da halk geleneinin katkda bulunduu tarihi simalar (Mu
hammed, Sezar, Gtz von Berlichingen) olmas bakmndan ayrlr,
yani kiinin ya da en azndan dnemin bu tr bir popler gelenek
aurasna sahip olduu iziekler seer. Dolaysyla rastgele izlei olan
dramatize edilmi tarih i anekdotlarla ya da "Frtna ve Atlm"n
rnlerinde grlen gnllik yaamn mnfert olaylaryla keskin bir
kartlk iindedir.
Bu tr bir halk gelenei auras byk iziekierin geliimi asn
dan son derece faydaldr. Efsanenin organik birliini bozmadan,
efsane ile imdi arasndaki ban daha da sklamasn salar. Ayrca
folklorn byk iziekler zerine dntrc etkisi aralksz oldu
undan, byk bir airin almas halkn zihinsel ve iirsel faali
yetiri meru bir ekilde devam ettirebilir. Bu yolla, halk geleneini n
organik bir devam olarak, bireysel airin yeni anlay da, nde
gelen karakterlerin insani izgilerinin yok olmadan yalnzca dei
tii bymeye ve kendi kendini deitirmeye olanak salar.
Ama elbette tm efsaneler ayn deerde deildir, adan aa
deiir. Her biri farkl bir canllk ve imdiye kk salmlk derece
sine sahiptir ve dolaysyla i dnm iin farkl olanaklar sun ar.
Gen Goethe'nin bal olduu efsaneler (Gtz ve Faust gibi ik i

1 90
FAUST i NC E LE M E LERI

temel istisna hari) kutsal kitaptan alnmadr ve kelimenin geni an


lamyla dini ya da klasiktir. Dolaysyla bu efsaneler ilkin ortaa
devrimlerine ve Cronwell'e kadarki modem dnemin balangia
rna hkmetni, ama Klopstock'un Messias' nn ilk bataki byk
baarsna karn gen Goethe' nin Alnanya'snda gerileneye ba
lam olan deiken muhayycl takmyldzlarndan kmtr. Bun
lardan ikincisi Rnesans'tan itibaren Avrupa'nn manevi canlan
nn bir bayrayd ve Fransz Devrimi srasnda ve Napoleon d
neminde Bat Avrupa'daki son "kahramanca yan lsama"nn temeli
olmutu.
Dolaysyla Refom ve Kyl Savalar dneminden beri ilk kez
bu dnemde entclektel yaama uyann olan Almanya'da burj uva
devriminin tm ideoloj ik unsurlan, her yerdeydi, her alanda hisse
diliyorrlu -ou zaman byle olduu kabul edilmeden- ve gen Go
ethe'nin eserini zenginletirniti. Ama bujuva devriminin olgunla
mam olmas, gelecekteki uzakl, eski efsane izieklerinin canl
ln etkilemi ve karakterlerini cansz, soyut karakterler haline ge
timiti. Dolaysyla bu karnak iziekler gen Goethe'de yalnzca
lirik paralar, yalnzca duygu ve dnceler dournutu. Nitekim
bu hissedilen dnceler aktrlerden ok daha fazla can bulmutu.
Nitelii bakmndan Avrupaldan ziyade Alman olan iki istisna di
yebileceimiz Gtz ve Faus efsanelerinin byk eserler dournu
olmas tesadf deildir. (iir ve Hakikat adl eserinde Goetle bu konu
tercihlerinin kendiliinden ve benze kkenini bizzat kabul eder.) Ef
sanelere ve yar efsanevi gemie ball gen Goethe'nin gncellik
konusundaki derin igdsne tanklk etmektedir. Strasburg'da
"Gotik" olana duyduu ilginin ortaala hibir alakas olmad gibi,
romantizmin habercisi de deildir. Goethe aslnda tamamlam ol
duu iki byk genlik projesinde Almanya 'nn ortaadan kurtul
mak iin verdii ilk (ve son) byk mcadeleye (Reforn, Alman
Rnesans), kk prenslikler ile soyluluk arasndaki mcadeleye,
Kyl Sava 'na atfta bulunur. ( 1 776 ylna ait olan Hans Sachsens
poetiscle Sendung iiri bu kayglarn bir yansmasdr.)

191
<JOET I I E VE At.l

Gen Goethe'nin dehas zaten bu iziekieri semi olmasnda g


rlmektedir: Setii konular tali, salt zel niteliktc olmayp, doru
dan kiisel deneyimlerinden kartlmtr ve en nemli ulusal
eil imlerle kendiliinden akr. Bujuva Almanya'nn manevi uya
n -siyasal uyannn ok tesinde bir mevzi- bu iir tarafndan
yeniden kkenierine balanr: Organik geliim bann kopartld
dneme. Bu an iirsel uyan tarihin ban ideolojik adan ye
niden yakalayacaktr. Bu gemie geri dn, gerekten de yeni bir
eye doru zorunlu bir balang, tarihsel mirasn bir muhasebesidir.
Hibir halk bu koul olmadan kendisini yenileyemez. Ama ken
disini nasl yeniledii, kendisini gemite hangi noktaya ve nasl ba
Iad, neyi miras olarak grd son derece nemlidir. Romantizmde
ortaaa dn bir yandan ulusal uyantaki gerici eilimlerin bir
emaresiyken, dier yandan Almanya'nn sonraki ideolojik geliimini
yanl ynlendiren ciddi bir engeldir. Radikal demokrat dnceden
tamamen uzak durmu biri olan Friedrich Hcbbel, ortaaa bu geri
dn yine de reddeder. Shakespeare 'in bykl ona gre eski
ngiliz tarihinin khnemi unsurlarna deil, etkileri o dnemde hala
hissedilen Gl Savalan 'na geri dnmesinde sakldr. Nitekim Goethe
Alman airlerinden de Alman tarihiyle ayn ilikiyi kurmalarn bek
ler: "Alman ulusunun henz gsterecek bir yaam tarihi olmadn,
yalnzca bir hastalk tarihi olduunu kabul etmek o kadar zor mu,
yoksa i organlarn yemi olan Hohenstaufen barsak kurdunu al
koll suda saklayarak hastalnn iyiletirilebileceine hakikaten
inanmal myz?" Walter Scott'n eserlerini okurken, ihtiyar Goethe
benzer sonulara varr. Yalnzca Scott'n yeteneklerine deil, ngi liz
tarihinin zenginliine de hayran olur ve bunu Alman tarihinin yok
sulluuyla kar latrr. Alman tarihi izieklerinin eksikliinden tr,
Gtz von Ber/ichingen 'den neredeyse hemen sonra zel alana bir
kay gereklemesinin nedenlerinden biri budur.
Gen Goethe'nin tarihsel kavrayna gre, Gz ve Faust "yaba
nl bir anarik ada kendi ayaklar zerinde duran adamlar" olarak
hem znel hem de nesnel dzeyde tarihsel adan bir btn olutu-

1 92
FAUST iNCELEMELERi

nrlar. Her ikisi de Rcfonn ana aittir; her ikisi de gen Gocthe'nin
ulusal, siyasal ve ideolojik zgrlk zleminin, okbiimlilii ve de
rin lii bakmndan, patlos'u ve snrllklan bakrnndan Almanya' da
tm bir an zgrlk arzusunun sembol olan bir zlemin tarihsel
adan elle tutulur ifadeleridir. Gtz'n siyasal ve toplumsal adan
gen Goethe iin temsil ettii eyi, Faust tm ideolojik sorunlar ve
bunlarn hayata geirilmesi noktasnda temsil eder.
te bu nedenle Gtz' de zgrlk diyalektii entelektel ve si
yasal adan ok kark olup, Faust'un genlik dnemi taslann
neden paral kalmaya mahkUm olduunu cevaplamak noktasnda
neml i bir yere sahiptir. Alman tarihinin, insan zgrlnn ve
onun siyasi ifadesinin kavranmasndaki snrllklar -gen Goet
he'nin genliinin en nemli ideologlar olan Herder ve Justus M
ser'le ortak olan snrllklar- belli kiilerin bireysel snrllklan ve
kusurlar deil, daha ok Almanya'nn kendi geliiminin zorunlu
bir ideolojik yansmasdr. Bat 'da ngiltere ve Fransa'nn, Dou 'da
ise ulusun siyasal birliinin znde tamamlanm olduu ve kapi
talizmin ekonomik geliiminin burjuva-demokratik devrimi gncel
hale getirdii Rusya'nn aksine, Almanya'nn geliimi bir eliki
banndryordu, yani yeni ortaya kan burjuva toplumu i lkin ulusal
birlii salamak zonndayd, ulusal birliin gerekletirilmesi Al
manya'run burj uva-demokratik devriminin temel sonnu haline gel
miti (Lenin).
Almanya'daki bu zgl durum, kapitalizmin ge gelimesinin
sonucu olarak devrimci demokratik eilimleri zayflatmt. ngil
tere 'de Pritenlcr, Fransa'da ise Jakobenler arasnda yer alp, de
mokratik devrimi burjuvaziye ramen gerekletiren pleb kitleler
gen Goethe'nin Almanya'snda reym halinde bile yoktu. Bu ne
de nle avangart ideoloji, en ileri o lan bile, Fransa'da ve ngiltere'de
devrimin hazrlk dnemi iin ok temel nitelikte olan cesareti gs
termemiti. Devrimci cesareti ancak herhangi bir etkiye sahip ol
mayan tek tk bireylerde grrz. Ancak Alman proletaryasnn
nde gelen teorisyenleri Almanya'nn devrimci ve demokratik d-

1 93
GOETHE VE /\GI

nn iin etkili bir program sunabilmilerdir: Komn ist Mani


festo da ve Neue Rheiniscle Zeirwg'da.
'

te bu nedenle nceki devrimiere geri dn ancak Engels'in


Kyller Sava 'nda etkili ve tarihsel adan eksiksiz bir tarzda ifade
bulabilmiti. (Elbette 1 840'lann demokratik hareketinde birka se
lef vardr, rnein Zimmermann.) Gen Goethe asndan Kyller
Sava'n bir demokratik devrim ve bununla balantl olarak de
mokratik devrimi zgr ve birleik bir Almanya'nn temeli olarak
kavramak olanakszdr. Balangtan sonuna kadar Goethe, tpk
nemli aydnlanmaclarn ou gibi, genel olarak devrime, zelde
de demokratik devrime kar olumsuz bir tutum taknmtr. nde
gelen aydnlanmaclar gibi, ezilen halkiara byk ve derin bir sem
pati duymutur; tpk onlar gibi, ezenleri serte eletirmitir. Kah
ramanca straplar, hatta belli bireylerin kahramanca isyann
gerekten kavramay baarmtr. Ama en iren toplumsal dzenin
bile "tabandan" devrimci dnm onun tabiatma aykrdr. Tpk
Hobbes gibi, o da isyanc halk "puer robustus sed malitiosus" (gr
bz ama yaramaz ocuk) olarak grr.
Bu almaz snrllna karn, ge domu ama hzl gelimi
olan Alman Aydnlanmas ok gemeden, kapitalist medeniyette iler
lemenin pleb temelli eletirisinin etkisi altna girer. Lessing yine de
Rousseau'ya kar znde olumsuz ve eletirel bir tavr alr. Ama Her
der ve Goethe'nin (tpk gen Kant gibi) ona hayati bir borcu vardr.
Elbette gen Goethe yalnzca Rousseau 'nun bir mezi olarak gr
lemez; ama onun Alman yurtseverlii, anavatann paralanmlna
duyduu kzgnlk, ou zaman, Rousseau'nun vurgulanyla, Kyller
Sava'nn galiplerini, Reform'dan nasiplenenleri, prensleri, Alman
saraylannn siyasetini, ahlakn, kltrn, medeniyetini hedef alr.
Bu "tabandan" eletirinin Goethe'de Sickingen'in, Gtz'n vb. aris
tokratik demokrasisinin bir savunusu haline gelmesi onun perspekti
fini mulaklatrr ve kartrr, Marx ' n "sefil adam" adn verdii
genliinin gerici kahramann idealize etmeye iter. Ama bu plebc
ve Rousseau'cu nefret st dnyann, kk saraylarn dnyasnn

1 94
FAUST i NCELEM ELERi

amansz derecede gereki bir tablosunu dourur: Kofluu ve ahlak


szl, kk hesapl ve bencillii, Alman ulusunun en iyi aba
lar n yok etmesiyle gereki bir tablo. Pozitif kar-imge,
aadakilerin salkl dnyas, kk soyluluk tarafndan siyasi a
dan yanl bir tarzda temsil edilirken, bu kar imgenin ince ve gerek
zelliklerinin ou, burjuva ve pleb yalnlnn ve drstlnn
rndr, saraylarn sahte kltrne kar bir isyandr. Bu bak a
sndan Gtz, Lessing'in Emilia Galotti si' ile Schiller' in Kabale und
L iebe si arasnda bir kprdr, gen Goethe ikisinin de sulayc pat
'

has'undan ne kadar uzak durursa dursun.


Gtz'n soyguncu valyelii gen Goethe iin yalnzca bir sem
boldr, yeni insann dizginlenmemi, ket vurolmam zgrlk ihti
yacnn, Almanya' da burjuva toplumunun ideolojik avangardmm bir
ifadesidir. Toplumsal ve siyasal farkllamada gelime kaydcdilme
mcsi yalnzca kendilerine yaslanan bu ideologlarn yaltlmasn do
urdu. ("Ne zmrelerden ne de snflardan bahsedilebilir, olsa olsa
bir zamanlar var olmu zmreler ve henz domam snflar vardr"
der Marx.) Dman onlarn karsnda aka sarayl feodalizm bii
minde durmaktadr. Burjuva devrimcileri olarak, yeni ortaya kan
burjuva snfn filistenlikten arndm1ak derdindedirler. Ama aydnlar
kitlesi ksmen sarayl ruhuyla kirlenmi, ksmen de sulandrlm Ay
dnlanma'nm kksz epigonluuna batmtr ki o da son tahtilde fi
listenlikten baka bir ey deildir. "Kendi ayaklar zerinde duran
adan1" ideali byle ortaya kar. Gen Goethe'nin iirsel zgnl
bir "gerekilik zaferi" dourur: Kahramanndan yana lirik nyarg
sna ve bu karakteri idealize etmesine karn. yalnzca Gtz' n ye
nilgisini deil, ayn zamanda bu yenilginin de zorunlu olduunu grr
ve nyarglarna ramen bunun toplumsal ve tarihsel belirleyicilerini
iirsel yollardan tehir eder. Gtz isyanna ve sonularna ilikin de
erlendirmesi ne kadar znel olursa olsun, bu isyann iirsel temsili
aslna sadktr ve tarihsel adan sahicidir. te bu nedenle Marx, Gtz
figrn kesin bir dille reddetmesine karn, Goethe' nin bu eserine
kar olumlu bir tutunl alabilmi tir.

1 <>5
GOETI-IE V E AI

"Kendi ayaklar zerine duran adam" fikri Faust'ta daha da geni


ve derindir. Efsaneye bal kalmak iin, Goethe'nin sorunu tm ev
rensellii iinde ortaya koymas gerekir. Bu adan, Goethe'nin son
raki deerlendirmesi, yani hem kamusal hem de zel yaamn, hem
"byk" hem de "kk" dnyann temsiline daha en batan beri
niyet ettii kukusuz dorudur. Sonraki crann da gsterdii gibi
(kinci Blm, I. ve IV. Perde), Faust'taki "byk dnya" Gtz'de
sarayl yaarnnda tasvir edilen dnyadan bakas olamaz. Bu dn
yay elli-altm yl sonra da bir o kadar kesin ekilde reddeder; yal
nzca "kendi ayaklar zerine duran" valyelere dair yanlsamalar
iz brakmadan kaybolmutur. Burada valyeler, tpk saraylar, Ki
lise vb. gibi, bir daln semboldr.
Fakat bunun farkna varma uzun bir geliimin rndr. Ulja
ust'ta ve Gezgin Yahudi fragnannda "byk dnya"ya yaplan gn
dermeler Alman on altnc yzylnn, doum sanclar ve dkler
andaki yeni bir Almanya'nn temsilindeki bir evrensekiliin o
dnemde ancak Gtz'n arka plannn geniletilmi bir tekraryla
sonulanabileceini gstermektedir. Gtz ve Werther bu kaostan
km Almanya'da nasl yok oldularsa, ilk fragnandaki Faust da
bu dnyada yle yok olacakt.
Gen Goethe'nin Faust'unun bir fragman olarak kalmasnn zo
runlu olduunu aklamak iin elbette bu argman yeterli deildir.
Faust'un ilk versiyonunun trajik olmadn gsteren belgesel bir
kant yoktur; ama tersini gsteren bir belge olmad da dorudur.
Gtz ve Faut'un tarihsel arka plannn ayn olduunu ancak yer yer
dolaysz izleksel sonularda gryoruz, ama bu iki eserde de gr
len traj ik atmosfer asndan nem arz ettii dorudur. Fakat Fa
ust'ta ok farkl kapsamda ve derinlikte sorunlar ortaya koyulur ve
ortak toplumsal-tarihsel sorunlara ilikin olarak, bunlarn zm
szl (ya da ancak trajik dzeyde zlebilirlii) Gocthe'nin Fa
ust'un gerek ekirdeine ulamak iin radikal derecede yeni bir
tarzda enine boyuna dnmek ve hissetmek zorunda kald sorun
lar tketmekten uzaktr.

1 96
FAUST NCELEMELE R

Doay anlama sorunu, genel olarak bilgi sorunu ve dnce ile


eylem arasndaki iliki sorunu (bu son tahlilde yalnzca tek bir
sorun oluturur) Faust'ta n planda yer alr. Efsane zaten tm bu
sorunlar ortaya koymutur, ama yalnzca arpk bir tarzda. Bu bir
tesadf deildir, zira Faust efsanesinin tm gelenekleri "dman
lkc"den gelir. "Dman" Luthercilerdir, Rnesans efsanesini -or
taadan kurtulmu olan insann her eye kadirlik, snrsz faaliyet,
hayattan sonuna kadar zevk alma vb. iin sonu gelmez taleplerinin
dourduu trajik atmalar- dini bak asndan (bu tr hevesierin
gnah olduunu syleyen adan) ele alm olan Refonn'un ateli
destekiteridir ve onlar Rnesans' n traj ik kahramann korkutucu
bir caydrcya dntnnlerdi.
Elbette Rnesans efsanesinin zgn bykl ve derinlii de
bu arptmalara yansr. Marlowe gibi byk bir air ok erken tarihte
zgn efsanenin gerek ruhunu canlandnnaya almt. Ama bunu
ihya etme giriimi yeterli iirsel ve entelektel gten yoksundu;
ou zaman dsal ynlerine odaklanlmt: cadlk, arlatanlk,
tumturakl konuma, sihir ve gizem. Bylece karl etkili ve kalc
olamanut.
Alman Aydnlarmas 'nn byk simalar Lessing ve Goethe
Marlowe'u tanmyorlard ve Faust efsanesini Aydnlanma ruhuyla
gerek ieriini kurtarmak iin bamsz bir ekilde ele almlard.
Bu tr bir canlanma tmyle organik ve meruydu, zira Aydnlanma
Rnesans'n gerek ve meru varisidir. Ama ayn zamanda, bu giri
imin temel anlay kkl bir ekilde dnilinneyi gerektinnesi
kanlmazd, zira iki yzyllk bir geliimin sonucunda Faust efsa
nesinin ortaya koyduu tm sorunlar byk bir dnm yaamtr
(yaratc kiilik, iyi ile kt, bilgi ve yaam ve benzeri sorunlar).
Lessing'in projesi, tepe noktasndaki Aydnlanma asndan ef
sanede kkl bir deiiklie iaret eder. Ktnn cezbedicilii salt
grn derekesine der; Faust'un eytanla maceras, onunla yap
t antlama yalnzca bir ryadr; son olarak, bilgiyle hayatn ilikisi
sorunlu deildir,

1 97
GOETHE YE AGI

Gen Gocthe efsaneye ok daha baldr. Ama Aydnlanmac an


lamnda Lessing kadar eletirel olmasa da, er hakknda ve errin
insanlk tarihindeki derin elikili rol konusunda farkl ve daha
derin bir perspektife sahiptir, ama bu da reym halindedir. Bu uyu
mazlk Alman Aydnlanmas'nn geliimini yanstr. Almanya'nn
zgl koullar altnda. Aydnlanma'nn belli zc eilimleri gen
Goethe'de ve Herder'de idealist diyalektie geiin ilk iaretlerini
dourmutur. Burjuva dncesinin nihai noktasna don bu iler
leyii bazen son derece geri koullar altnda tezahr eder (ama bun
lar bazen blnmtr ve yalnzca grnte geridir). elikinin
giderek yaamm ve bilginin temeli olarak anlalmas bu hareketin
merkezinde yer alr. Almanya' da diyalektiin ortaya kn burada
stnkr bir ekilde de olsa analiz etmemiz mmkn deildir; yal
nzca birka atfla yetinmek zorundayz. ncelikle, Hamann kart
larn birlii dncesini canlandmHtr; Hamann ve gen Goethe
bunu Giordano Bnno 'dan aldkiarna inanyorlard. Ardndan, alttan
alta Vico'nun etkisi vardr ki Goethe onu talya'da ilk okuduunda
Hanann' hatrlamt, oysa Hamann her adan bu byk talyal
nn yalnzca zayfbir yanksdr. Ardndan, bilinli ekilde tasavvur
edilmemi olsa da, bizzat byk aydnlanmaclarm. zellikle de Ro
usseau 'nun diyalektii vardr. Keza diyalektik dorultusunda iler
leyen Spinoza'nn etkisi vardr. Tm bu dnce akmlar gen
Geethe'nin dnya grn derinden etkilemitir.
Dolaysyla Alman Aydnlanmas Hamarn, Herder ve zellik
le'de Goethe ile yeni, elikili derecede yksek bir geliim aama
sna ular. elikinin hayatn ve dncenin merkezi olduu kefi
btnsel yaam srecinin tarihselletirilmesiyle ayrlmaz ekilde
birbirine baldr. Doada ve toplumda geliim merkezi sorun haline
gelir ve bu srete Almanlar Hegel'e varan bu felsefi dnmle
yeni bir tarih biliminin yaratlmasnda nc rol oynarlar. Elbette bu
yeni bilim ksmen Aydnlanma eilimlerinin bir devan ve daha da
gelitirilmi halidir (Montcsquieu, Gibbon vb.), ama ksmen de ta
rihilii evrensel bir dnya grne dntrr. Bu adan, bu ha-

1 98
FAUST iNCELEMELER

reket Aydnlanma'dan daha ileri gider; fiziki bilimlerdeki ykselen


uluslararas devrimin bulgulanndan, yeni ortaya kan evrim re
tisi nden yararlanr vb.
Elbette tm bu eilimler gen Goethe' de imdilik yalnzca sezgi
sel ve kank bir biimde vardr. Duygusal olarak kavranan bu ei
limlerin btn Goethe'nin Faust efsanesine kar tutumunu belirler.
Bu eilimler Faust izleini Gtz'de mmkn olduundan ok daha
derinlere ve ykseklere tar; hem efsane ayla hem de Goethe'nin
ayla balantldr. Gen Goethe'nin Gottfried Amold'un kafirliklcr
tarihine, Paracelsus'a, Helmont'a vb. ilgisi, Faust izleini ele almas
asndan entelektel kalk noktasn oluturur, tpk Gtz von B er
lichingen otobiyografisinin Gtz oyununu dourmu olmas gibi.
Dolaysyla gen Goethe zgn efsaneye Lessing'den ok daha
fazla yaklar, stelik yalnzca daha iirsel bir ballk anlamnda
deil, zellikle de Rnesans ruhunu, Lutherci revizyonlarn bozduu
zgn dnce ieriini yenilernesi anlamnda da. Ama bu yenileme
Alman Aydnlanmas 'nn ruhundan, biraz nce bahsettiimiz diya
lektik dnce dorultusundaki gei ann eilimlerinden domu
tur. Bu yeni dnya grnn bilinli teekkl Goethe'nin Faust
zerine tm hayatn adad almasnn temelidir; almann aa
malar iirin geliimindeki eitli aamalarn biim ve ieriini belir
ler. Bu hususu dikkate alrsak, bu dnm srecinde Goethe' nin
felsefi geliiminin bu geiin yaanmasnda belirleyici rol oynam
olmas temel niteliktedir; tarihsel ve toplumsal kampteksin yeniden
dnlmesi bu grevin yalnzca bir parasn oluturur.
Goethe'nin sorunlarn, karakterlerin vb. temel komplekslerine ili
kin olarak tm hayatna yaylan bu faaliyetinin sonularn inceleme
miz gerekecek. Bunu yaparken, yalnzca iirin geliimindeki en kayda
deer dnm noktalarn irdelememize yardmc olacak belli vehe
leri -bilinli bir tek yanllkla- ne karnakla yetineceiz.
ncelikle, bilgi sorunu gelmektedir: Urfaust'un balca felsefi
ieriini oluhran Tin sahnesi. Burada diyalektik dnce ynn
deki reym halinde eilim, metafizik dnme biimiyle keskin ve

1 99
G O ETH E VE AGI

dorudan bir tarzda arpr. Bu yeni dnce ynteminin duygusal


uyaru,;, gen Goethe'nin her trl akademik, skolastik ve metafizik
dnceyi kesin olarak reddetmesine yol aar. Gocthe bu kartilda
ilk Rnesans doa flozoflarnn, alarnn skolastik dncesini
reddetmelerine epeyce yaklar. Bylece herhangi bir tarihsel tahri
fat olmadan, kendi entelektel geliiminin en derin atmalarn
Rnesans kahramannn azndan dile getirebilir. Bu dnemde Go
ethe anlak ve akl sentezinden, sezgisel bilgiyi btnsel bili sreci
iinde dzenlemesinden, tefekkr ve kategorilerinin almaz zorun
luluunu ve onunla birlikte ezamanl ve kanlmaz bir ekilde bun
lar ama zorunluluunu doru bir ekilde anlamaktan uzaktr. te
bu nedenle gen Goethe -tpk Hamann, Jacobi, Lavater ve dier
genlik yoldalar gibi- sezgisel bilgiyi analitik tcfek.krle keskin ve
dlayc bir tarzda kar karya getirir. Halen esasen duygusal olan
bak asndan, diyalektik nsezisinin anlam udur: Evrenin birli
inin, hem etkileyen hem de etkilenen bir birliin akln blc e
lerini kesin olarak reddederek ve bunlara taban tabana zt olarak
sezgisel adan kavranmas. Ama Hamann ve onunla birlikte gen
Goethe'nin adalarnn ounluu bu sezgi retisiyle gerici so
nulara varmken (grlerini bu seviyede dondunnulard), Go
ethe hayatn aktif ve elikili niteliini gerekten anlamann
yollarn arar. Dicltung und Walrleit bizim bu arayn ve onunla
zorunlu olarak balantl olan ada renirnin reddinin. Faust ef
sanesiyle balca temas noktasn oluturduunu gnnemizi salar.
Ama bu erken aamada bile, gen Goethe'nin eletirel ihtiyatl
ln grebiliriz. Goethe'nin Faust'u bu yolu Goethe'den ok daha
radikal bir tarzda sonuna kadar gtrr. Ve bu radikal derecede ele
tirel ruh hali, Tin tragedyasna yol aar. Faust gen Goethe ile ayn
eyi zler: Salt dnsel olan, l nesnellii ve doa bilgisi ile insan
faaliyeti arasndaki kopukluu aan bir felsefe. Dolaysyla Rne
sans doa felsefesi anlamnda makro-kozmik ilikilere dair ba dn
drc algsnn ardndan, Faust derin bir hayal krkl iinde yle
der:

200
FAUST NCELEMELERi

Bu ne oyun! Ne yazk! Bir oyun ancak!


Sonsuz doa, seni nerede smsk tutaym?

Faust bu bilgiye erime zlemi iinde, Tin' i yaratr. Ama burada


trajik uurum alr. Faust bouna kendisinin ard Tin'e sonsuz
derecede yaklatn hisseder; tin onu u szlerle ezer:

Sen, tasavvur ettiin tine benzersin, ancak,


Bana deil! (36)

Dolaysyla Gtz'de olduu gibi Uifausl'ta da trajik tin tm esere


yaylmtr. Kadn ile erkek arasndaki trajik atmann genlik tem
silinin burada Gretchen tragedyasnda en paral ve uyumsuz bii
mine brnm olmas tesadf deildir (bu konudan daha sonra
ayrntl ekilde bahsedcceiz). Bu trajedi U1Jaust'a, Fragman 'n
ilk redaksiyonuna damga vurur. Eer ak trajedisini dorudan kendi
iinde dnrsek, temsili Urfaus/'ta zaten tarndr. Sonradan ekle
nenler yalnzca bu trajedirin olgun Goethe'nin dnya grndeki
felsefi-tarihsel ilikilerin byk rntsyle btnletirilmesine hiz
met etmiti. Ama bu ilikiler rnts olmadan, yasl ve trajik bir
grnme sahip olmamas kanlmazd. Urfaust'un sonunda yal
nzca Mephistopheles'in Gretchen'e dair szlerinin duyulmu ol
mas uygundur: "Yargland!"; yukardan gelen "Kurtuldu!" yant
yalnzca 1 808 ylna ait son redaksiyanda gzkr.
Urfaust ile 1 790 fragmann douran Fausl almasna geri
dn arasnda Goethe Weimar'da bakanlk yapm ve ayrca
talya 'ya gitmitir. Kendi dnya grn siyasal faaliyete dn
tone giriimi baarsz olmu ve derin bir hayal krklna yol a
mt. Ayrca elbette deneyiminin ve tarihsel-toplumsal ufkunun
(sonulan ancak ok sonradan bilinli olarak tezahr etmitir) azami
dzeyde zenginlemesine yol amt. Fakat Weimar dnemi ayn

1 Goethe. Faust, ev. smet Zeki Eybolu, Sosyal Yay. 200 1 , s. 34. Bu kitaptan
yaplan alntlarn sayfa numaralar bundan sonra metnin iinde verilecektir.

20 1
GOET II E VE AI

zamanda doa bilimleriyle sistemli olarak ilgilenmeye ve genlii


nin duygusal sezgiciliini amaya balad dnemdir. Bu ilgi n
celikle pratik ihtiyalardan doar, ama daha Weimar'da ve talya'da
yeni doa bilimi alannda baz nemli keiflere; doann btnlkl
bir geliim sreci olarak kavranmasna tank olur.
Bu muhteem balang imdiden Weimar'da kesin bir dnya
gr eklinde billurlamaya balam olsa da, talya seyahati Go
cthe iin her eyden nce bir ihya demekti, kendi kiiliinin tahkimi,
air olarak geri dn, sk sk kesintiye urayan yaratc retiminin
geri dn demekti. Dolaysyla talya'da esas vurgunun yeni eser
lerin yaratlmasna deil, Weimar dnemi srasnda, hatta ncesinde
balam olan eski fragnanlarn (/pligenia. Egmont, Tasso ve
Faust) tamamlanmasna yaplm olmas hibir ekilde tesadf de
ildir.
Tm bu eserlerden yalnzca Faus tamamlanmamt. Yine, bu
bir tesadf deildir. Goethe 'nin genliinde yazd fragman zerine
almas radikal bir ideoloj ik deiiklie iaret eder, ama henz
bunu etkili bir ekilde hayata geirebildiini henz gstermez.
"Orman ve Maara" sahnesi ve ayrca Faust ile Mephistopheles ara
sndaki diyaloun ilk fragman, bu deiikliin ynn gayet ak
bir ekilde grnlemizi salar. Sonrasnda gelen evrensel iir ekil
lenmeye balar; Faust'un plan Urfaust'un saf trajcdisini amaya
balar. Sonradan greceimiz gibi, trajedinin yzeysel olarak red
dedilmesi deildir bu. Goethe'nin hayatn adad eser en azndan
bu dier byk airlerinki kadar saysz ve derin trajediler ierir.
(Tam da bu dnemde Egmon ve Tasso nihai biimlerine brnr.)
Ama Goethe iin trajik olan artk nihai bir ilke deildir; Goethe bi
reysel trajediler yoluyla muzafferane ilerleyen evrensel bir evrim
sreci olduunu alglar.
Bu ideolojik deiim en ak ekilde yeni sahne "Orman ve Ma
ara"da tezahr eder. (Goethe'nin kendisini iinde bulduu gei
aamasnn yansmalarndan biri, 1 790 Fragman ' nda Gretchen tra
jcdisinin bu kritik sahnesinin hala trajedinin psikolojik geliimine

202
FAUST iNCELEMELER

ket vuran tmyle rastgele bir mekana yerletirilm i olmasdr;


ancak 1 808'de deimemi haliyle, ama ideolojik ve dramatik de
recede insani dnm noktas olarak doru yerinde gzkr). Ancak
bizi burada salt ideolojik taraf ilgilendiriyor. Faust doaya snr
ve imdi orada Tin'in karsna kard soruya tmyle farkl bir
yant bulur. Faust'un szleri Goethe'nin Weimar'da vard ve tal
ya' da gelitirip derinletirdii yeni doa anlayn yanstr. Bu sz
ler dorudan Tin'e gndennede bulunur ve U1:{aust'taki ilk trajik
karlamann dolaysz yoldan felsefi ve iirsel olarak devam etti
rilmesi ve almasdr:

Ey yce ruh, verdin bana ne dilcdimse,


evirdin yzn bouna bana
alevlerin iinde, bana yneldiinde.
Sen verdin devlet olarak grkemli doay,
bana, onu duyma, tadna varma gcn.
Yalnzca souk bir duyarllkla bakmay deil
yreinin derinlerine nneyi salayan, sensin,
bir dostun gnlne girer gibi ona baktran. ( 1 90)

te Faust'u bugn elimizde olan evrensel iire dntrme y


nnde atlan ilk adm buydu. Ama tal ya'da ve hemen ardndan
gelen Weimar dneminde, Goethe dnya hakkndaki yeni bilincin
den tm sonular karacak ve bunu iirsel ve felsefi adan doa
nn ve insan yaamnn tm olgularna uygulayacak durumda
deildi. Bunun iin, bir yandan Avrupa'daki siyasal altst oluu
Fransz Devrimi'nden Napoleon'un dne kadar yaamas, dier
yandan Almanya' da ortaya kan yeni diyalektik felsefeyle kendisini
bilinli ekilde zdeletirmesi zonnluydu.
talya'dan dndkten sonra, Goethe hem felsefi hem de siyasi
dzlemde grnte kart bir yol izler. Fransz Devrimi'nden duy
duu korkuyla resmen kendisini kaybetmitir. Sk sk bilimsel ara
trmasnn salt ampirik niteliini vurgular, hatta bazen ar vurgular.

3
GOETHE VE AI

Felsefi geneliernenin her trl etkisinden muaf kalmak ister. Fa


ust'un evrensel iirinin bu gei aamasnda tamamlanamayaca
aktr; belli bir anlamda, 1 790 Fragman' Urfaust'tan bile daha
paraldr. Grdmz gibi, daha i leriye doru geliiminin ynne
iaret eden baz nemli sahneler iermektedir, ama Goethe bu yeni
salnelerin felsefi ve iirsel mahiyetin i sonulan bakmndan bel ir
lemeyi baaramamtr. Dier yandan, Urfaust'un saftrajedisini a
maya baladn h isscderek, Gretchen trajedisinin son sahnelerini
atlar; Fragman Grctchen trajedisinin ortasnda, iirsel adan orga
nik bir sonuca varmadan sonlanr.
Fakat gereklik ok gemeden, Goethe'nin yeni geliim aama
snn iinde tczahr ettii yzeysel emarelerin yalnzca bir grn
temsil ettiini ve belirleyici, hala alttan alta ileyen akmlar sakla
rln gsterdi. Burada Goethe'nin Fransz Devrimi'ne kar tutu
mundaki deiiklikten aynntl olarak bahsetmemiz mmkn deil;
bir kez daha belirleyici vehelerinden bazlarn vurgulamakla ye
tinmek zorundayz. Bu adan, Goethe iin ilk byk okun Fransz
Devrmi deil, Gerdanlk Skandal ( 1 785) olduunu vurgulamak
zellikle nemlidir. Bu skandal Goethe'ye Fransa'daki egemen st
tabakann derin tefesshn ve tm rej imin acizliini gstermiti.
Goethe'nin Fransz Devrimi'nin pleb eilimlerini reddettii genel
o larak bilinmek.1:edir. Ama Valmy bombardmannda2 ( 792) dnya
tarihinde yeni bir an baladn aka grd de bilinmektedir.
Birka yl sonra ise, Fransz Devrimi'nin yaratt yeni burjuva top
lumunu ve devletini giderek artan bir sempatiyle grmeye bala
mt. Bu yaknlk, sonunda, Napoleon 'a olan hayranlna, o
dnemin Almanya'sna kar Napoleon'u desteklemesine kadar
vard. Dolaysyla Goethe yalnzca devrimi baanya ulatrmak iin
bavurulan plebe yntemleri, belli pleb taleplerini reddeder. Ama
Fransz Devrimi ' nin esas toplumsal ieriini her geen gn daha da
onaylar. Goethe'nin Mephistopheles'e sylettii (sonrasnda metin
den atlan) u szler olduka karakteristiktir:

2 Paris zerine ilerleyen Prusya ordusunu durduran muharebe.

204
FAUST NCELEMELERI

Yalnzca genliin bilgelii


ve erdemsiz cumhuriyetler olsayd,
Dnya en byk hedefine yaklard.

(Burada "erdem"in Devrim'in Robespierre'ci aamasna iaret


ettiini sylemeye gerek yok.)
Goethe'nin talya yolculuundan sonraki felsefe kart eilim
leri bir grnten baka bir ey deildir. ok gemeden, Schiller'le
arkadalnda Goethe iin klasik Alman felsefesini kavramak adna
youn aba harcad bir dnem balar. Nitekim klasik Alman fel
sefesi de bu dnemde kritik gelime aamasna giriyordu: Fichte ile
gen Schelling'in sahneye ktklar ve Schillcr'in estetik yazlannn
ekillendii dnem. Alman felsefesinde Kant ve Fichte'nin znel
idealizminden Schelling ve Hegel'in nesnel idealizmine geiin ba
lad; idealist diyalektiin oluma dnemidir bu. Goethe hibir
zaman kendisini bu felsefenin herhangi bir akmyla tmyle z
deletirmez, ama gen Schelling'in doa felsefesi giriimlerine
derin bir sempati duyar ve sonrasnda dnceleri Hegel'in nesnel
diyalektiiyle derin paralellikler gsterir.
talya yolculuundan sonraki dnemin felsefe kart eilimle
rinin ne lde yzeysel olgular olduu, bir grnten ibaret ol
duu en ak ekilde 1 790 ylna ait Faust-Fragman'nn edebi
etkisinde grlebilir. Bu eser edebiyat evrelerinde epey souk kar
lanmt: nemli filolog Heyne, Schiller'in ocukluk arkada
Wieland, Huber, hatta felsefe ncesi dneminde bizzat Schiller ele
tirel ve temkinli yaklamlard . Oysa Fichte, Schelling ve Hegel
gibi klasik Alman felsefesinin tm nemli temsilcileri Fragman'
cokuyla karlam v e evrensel b i r iir olarak nemini hemen kav
ramlard. Ayrca bu etki felsefi devrimin en st kesimleriyle snrl
kalmad ve bu hareketin gen takipilerinc de yayld. Tarihi Luden
I 806 ylndaki bir sohbetinde, Goethe 'ye rencilik yllarnda gen
felsefeci kuan tutumunu aktarmt. Fichte ve Schelling'in
rencilerinin kendi lerini u ekilde ifade ettikleri sylenir:

205
GOETHE VE AGI

"Eer bu trajcdi bir gn tamamlanrsa, tm dnya tarihinin tinini


temsil edecektir; gemi, imdi ve gelecei kucaklayan insanlk ya
amnn gerek bir imgesi olacaktr. nsanlk Faust'ta idealize ola
caktr; insanln temsilcisi haline gelecektir."

Dante'yc atfla Faust Fragmam'n "ilahi tragedya" olarak ad


landryorlard.
Bu tragedyann felsefe hareketinin temsilcileri arasndaki yank
lannda, bu hareketin Goethe'nin kendi geliimiyle eanll, yukanda
ana hatlaryla gsterneye altmz gibi, aka grlebilir. Ama
Goethe bu andan itibaren bilinli ekilde felscfeyc dnse de, yeni or
taya kan sistemlerden hibirine koulsuzca balanmadn, daha
ziyade yeni nesnel diyalektiin btn srecinden beslenmeye devam
ettiini tekrarlamak gerekiyor. Bu geiin de kendi genlik eilimle
riyle ve onlarn entelektel ve edebi temsilcileriyle, zellikle de Her
der'le kesin bir kopu gerektiriyor olmas tesadf deildir. Fakat bu
kopu yalnzca Alman Aydnlanmas'nn ge aamasnn belli zgl
eilimleriyle bir koputur. Gocthe aydnlanmaclarn ideolojisinden
asla kopmamtr. Onun felsefesi Aydnlanma'nn diyalektik ynnde
almasn ifade eder ki bu eilim Hegel'de bile olmad denli de
itirilmeden korunmu bir Aydnlanma miras ierir. Schelling'in
yapt gibi kkl bir kopu Goethe'ye tamamen yabancyd.
Dolaysyla bu organik bir kprdr, on sekizinci yzyln ideo
lojisinin kiisel dzlemde korumal olarak yadsnnas ve on doku
zuncu yzyla tannasdr. Onun ideolojik konumunun benzersizlii
burada sakldr: Montesquieu ve Voltaire, Rousseau ve Diderot gele
nei (materyalizm eilimleri de dahil) onda asla lmez; ama nihai
geliimi Hegel'e ve Balzac'a doru olur, hatta ara ara topyaclarn
fikirler alanna bile yaklar.
Goethe'nin bu felsefi altst olua dair bilinlilii, Faust'un ilk
ksmnn tamamlanmasnn ideoloj ik temelini oluturur ( 1 806;
1 808'de yaynland). Fragman'da st kapal sylenenler burada
apak bir gereklie dnr. Goethe Faust ile Mephistopheles ara-

206
Fi\UST iNCELEMELERi

sndaki ilk byk diyaloglar bitirir ve bunu yapmakla, ilk kez Mep
histopheles'in Gretchen trajedisindeki yerini doru bir temelc otur
tur: Gretchen trajedisi odak noktas olmaktan kar ve bunun yerine,
Faust'un yaamndaki, insanln geliimindeki hayati bir traj ik
sahne haline gelir. Ayrca hayr ile er arasndaki byk mcadeleyi
bireylerin kaderinin zerine kartan "Gkte Prolog" ilk kez bu d
nemde yazlmtr. Ancak imdi Faust aka evrensel bir iir haline
gelir. Gerek sanatsal gerekse de ideolojik adan tamamlayc bir
ikinci blmn mutlak zorunluluu ancak birinci blme ilikin bu
anlaytan doar.
Nitekim ikinci blm iin alma da aslnda bu dnemde ba
lamtr. (Goethe csasen Helena 'nn epizoduna odaklanmt, ama
dier birok epizodun da bu dnemde ortaya km olmas mm
kndr. ) Fakat bir kez daha, ikinci blmn tasla hazrlanmadan
nce uzun bir ara verir. Ayrntl yazma ve gelitirme konusundaki
ciddi almaya ancak 1 8 1 6' da geri dner ve bu i ancak Goethe 'nin
hayatnn son yllannda tamamlanr. iiri siyasal, toplumsal ve ta
rihsel dzeyde Gtz'n dnyasna balayan ksmlarn (kinci
Blm, I . ve IV. Perde) kesin biimini en son alan ksmlar olmas
kukusuz tesadf deildir. Burada Goethe tarih konusundaki gr
lerini kesin olarak netletirmek adna en zorlu i mcadeleleri ver
mek zorundayd. Tm almann sonu ksm zihninde uzun
zamandr netti ve aslnda znde ok daha nceleri tamamlanmt,
tpk Faust'un yeniden canlandnlnu antika gezisi gibi.
Yal Goethe ikinci blmn eyleminin anlamn birinci bl
mn "hayattan zevk alma" ilkesine kart olarak, "eylemden ve ya
ratmaktan zevk almak" olarak formle eder. Ama bu iki zevk trn
hem entelektel hem de iirsel adan net bir ekilde kavrayabilmek
iin, Fransz Devrimi'nden Restorasyon dnemine kadar tm tarih
sel dneme ilikin kesin bir gre, kapitalizmin geliiminin sonu
larna dair bir perspcktife ihtiya vard. Zira ancak bu tr bir
perspektifiirsel ifadesini Gtz'de bulan genlik dneminin tarihsel
anlayn kesin olarak ama olana salard. Faust'un ikinci bl-

207
uUI:THE VE AGI

mnn siyasal ve toplumsal eleri, yukarda tekrar tekrar vurgu


ladmz gibi, ilk eserle ayn dnyay temsil eder. Ama tarih zerine
tarihsel anlay ve perspektif tmyle deimitir. Dolaysyla bu
tarihsel tablonun temsili dar, Alman muhitini aar, ama zgl Alman
niteliini kaybetmez. Artk Gocthe Alman feodalizminin kne
zg olgular eletinnekle kalmaz, ayn zamanda genel olarak feo
dalizmin gerileyii, saraylarn yaamndaki k hakknda derin
ve kapsaml bir tablo sunar ve ayrca onu gerekten paralayan di
namikleri ortaya serer: Kapitalizm yoluyla retici glerin geliimi.
te bu nedenle Goethe hakl olarak Eckem1ann'a ikinci blmn
de znde ok nceleri tasavvur edildiini syler. "Ama" diye de
ekler, "bunu imdi, dnyann gerekleri hakknda kafam ok daha
netletikten sonra yazyor olmam benim iin en hayrls."

2. nsan Trlerinin Dramas

1 790 Fragman' Faust ile Mephistopheles arasnda eserin yeni


redaksiyonunun programn ifade eden u szlerle balayan bir di
yalog ierir:

Ne varsa tm insanlkla bllen


Ona katlmak, tadn karmak isterim, ben,
Ruhumla en yksei, derimi kavramak,
nsanln kvancn, acsn gsne ymak,
Benliin onun benliiyle geniletme!<,
Sonunda, onun gibi, dalmak, yok olmak. (92)

Bu szler aka Faust'u benzersiz bir evrensel iir haline getiren


zgl fonnlasyonu ifade eder: Merkezde bir birey vardr ve onun
deneyimleri, kaderi ve geliimi ayn zamanda tm trlerin ilerleyi
ini ve kaderini temsil eder.
Fakat bu fonnlasyonu daha kesin ve somut hale getinnek arttr.
Zira iirdeki her gerekten ve derin lde tipik figr tm insanln

208
FAUST NCELEMELER

sorunlann anlatr. Ama her biri bunu yalnzca karakterinin, deyim


yerindeyse, tek bir yanyla, yalnzca en stn iirsel geliimin bir
ifadesi olarak, yalnzca tm eserin yatay bir tr genelletirilmesi
olarak yapar. Gerek bir insan olarak gzkmek iin, her edebi figr
gerekten zgl, tikel olmal ve genelin yalnzca gz ucuyla grl
mesine izin vermelidir. Tm dnyay, tm dnya srecini yanst
maya alan her trl bilgie, ansiklopedik aba karakterlerin ve
durumlann iirsel dirimselliini yok edecektir. Bu durum Milton
gibi byk bir airdc ve kukusuz Klopstock'ta bile grlr. Dante
ise srecin birliini, nesnel gerekliin hiyerarisini yalnzca birinci
ahsn ve onun rehberleri Vergilius ve Beatricc'in znel ruh halleri
ve tcfekkrlerinde resmcder: Hayatn zenginlii, insan faaliyeti,
dnyann i dramas Dante'nin nnden geen yzlerce somut bi
reysel karakterde ifadesini bulur.
Bir Faust trajedisi izleine ilikin olarak, "ilahi komedya" ve
"insanlk komedyas", aradan geen yzyliann yol at tm kar
tlklara ramen birbirine yaklar.
Faust'un sefaletten selamete uzanan uzun yolculuu insanln
evriminin bir zetini oluturmak, ama bunu yaparken kahramann
bireyselliini, tarihsel ve insani somutluunu yok etmemek, geli
iminin eitli aamalarnn soyut kavramsal genellernelere varma
masna zen gstermek zorundadr.
Bu anlay Faust'u dier byk epik ve dramatik aheserlerden
ayrr ve "ei benzeri bulunmaz bir eser" haline getirir. Ama -gr
nte paradoksal, aslnda ok doal bir tarzda- bu anlay, eserin
yazmnn altnda sakl olan ilikileri anlamamza ve iirin tarihsel
kklerini kefetmemize olanak tanr.
Geethe'nin Faust ve Hegel'in Tinin Grngbilimi eseri Alman
ya'da klasik dnemin en byk sanatsal ve entelektel baarlan ara
sndadr. (Grngbilimi'nin 1 807'de, yani Faust'un ilk blmyle
hemen hemen ayn dnemde tamamlandn belirtmek ilgin ola
caktr.) Bizim iin burada esas olan Hegel'in almasnn yntemsel
ksm, Engels tarafndan "ruhun paleontolojisi ile embriyolojisi ara-

209
GOETHE VE AGI

snda paralell ik" olarak, "bireysel bi lincin insan bilincinin tarih bo


yunca getii aamalarn zet bir yeniden retimi olarak tasavvur
edilmi eitli aan1alan zerinden evrimi" olarak nitelendirilir.
Ama Hegel 'in Grngiibilimi eseri yalnzca, dnemin tm ei
limlerini en zl ekilde meczeden ve o dnemde eriilebilecek en
st dzeye kartan rndr. B u esere gelene kadar ortaya kan
eserler uzun sreden beri grlmektedir. Herder 'in ldeen 'i [Bir n
sanlk Tarihi Felsefesi iin Fikirler, 1 784-9 1 ] zaten bu ynde atlm
bir admd, her ne kadar Herder sz konusu diyalektik sorunlar an
lamak konusunda baarsz olduundan amacna ulaamam olsa
da. idealist diyalektikte tarihin bireyin yaamnda ksaltlm, zet
biimde grnd dncesi, Kant ve Fichte'de zaten reym ha
linde vardr. Schelling de doadaki ve toplumdaki tarihsel sreci
"ruhun uzun yolculuu" olarak, kendisine geri dn olarak kavrar
ve felsefi dncenin dnyann alglanmasndan dnyann yeterince
bilinmesine doru getii eitli aamalar zihninde canlandrr.
Fakat tm bu eilimler yalnzca reym halindedir ve gerek ifa
delerini, yntemsel adan ilerlemi halini ancak Hegel ' in Grng
bilimi nde bulur. Burada birbiriyle balantl tarih anlay kesiir
'

ve i ie geer. Birincisi, bireyin dnyay basite alglayndan felsefi


adan kusursuz bir ekilde kavrayna doru tarihsel i lerleme vardr.
kincisi, insanln en ilkel balanglarndan Hegel' in zamanndaki
kltrel dzeye, byk Fransz Devrimi ' ne ve onun Napoleon tara
fndan gasp edilmesine ve bu depremden doan modem bujuva top
lumuna doru tarihsel i lerleme vardr. Ve son olarak, tm bu tarihsel
geliim insann kendi eseri olarak kavranr: nsan emeiyle kendini
yaratr. Marx Grngbilimi'nin byklnn temel gstergesi ola
rak u hususu zellikle vurgular: Hegel burada "emein zn anlar
ve gerek olduu iin tam anlamyla insan olan nesnel insan kendi
emeinin sonucu olarak kavrar."
Marx 'a gre, bu sre ancak insan "tm trsel glerini gerek
ten dsallatrd" iin olanakldr. Bu iddia da Faust sorununun
genel bir felsefi fornlasyonudur. Bu trsel glerin bireyde nasl

210
FAUST iNCELEMELER

orta ya kt, nasl gelitii, hangi engelleri at, hangi kaderle


karlat, doal ve toplumsal-tarihsel dnyann ondan bamsz
bir gereklik olarak ona nasl etki ettii, aym zamanda onun kendi
kendini yaratan faaliyetinin rn ya da ( doa rneinde) nesnesi
olduunu, bu srecin kalk noktasnn ne olduu ve nereye gittii,
ite Faust'un izlei budur.
Sylemeye bile gerek yok, Goethe Hegel'i de aarak, bireyi tem
sil edilen srecin dorudan grnr arac olarak kavrar. Hegel a
sndan bireyin bilinci trlcrin evriminin younlam bir imgesidir.
te bu nedenle eserinde evrim srecinin eitli aamalan bireysel
olarak byk bir kavramsal nctlikle nitelendirilen "bilin biim
leri"nde cisinleir. Ama eer trlerin kkeni bireyde zet bir biimde
gzkecekse, o zaman trlerin bu ksaltlm evrimindeki ardk ka
tegorilerin ve aamalarn kavramsal dizisi mutlak felsefenin mantk
sal ve nesnel ardklk ve ayr lk silsilesine sahip olamaz. Bu silsile
paralanmal ve yerine, bireyin bilincinin geliimine bal olan yenisi
koyulmaldr. Nonnal nantksal dnce asndan bakldnda bu
yntem keyfi bir eye yol asa da, yeni ardklk dzeni, btnn
(yani trlerin) bireydeki younlam yansmas, bu tr bir zette g
rnteki arpk tefekkre duyulan ihtiyacn bu evrime zg mant
zeri nden anlalmaldr. Tinin Grngbilimi'ndc "bilin biim
leri"nin emberinde kafa kartrc grnen ey (Paris'teki Terr,
Diderot' nun Rameau'sundan sonra gelir ve onu da Antigone takip
eder) ancak bu zet mant asndan meseleye yaklar ve eitli
somut aamalarda kat dzenleme ilkesini ayrt edersek anlalr hale
gelir.
Faust'un yazm da bu tarzda tasavvur edilir. Goethe Faust'ta
bir "fikri" cisimletinneye altn her zaman reddetniti. Goet
he'nin bu tr beyanlar saf ampiristlere kar savunmasyla yalnzca
grnte elimcktcdir. rnein tarihi Ludcn 1 790 Fragman' nn
her trl felsefi amlamasn reddedip okurlardan yalnzca tikel
olanlara odaklanmalarru isterken, Gocthe filozoflarn escrindeki
cntelektel odak noktasn bulmaya altklarna dikkat ekmiti.

211
GOETI I E VE AGI

"Peki, bu ihtiyac ne dourdu? Kukusuz Fragman'n kendisi. Ye


terli grdnz tikel hususlar bakalann tatmin etmedi ama bu
yzden kitab bir kenara atmadlar, aksine ona tutundular ya da ara
ara tekrar ellerine aldlar. Dolaysyla bu kk kitapta onu kaplayan
ve odak noktasna iaret eden bir ey, her yerde tezahr eden bir
fikir olmal." Goethe burada iirsel fkrin ne olduuna dair kendi
dncesini ak bir ekilde tarif eder: Dnya kavrayndaki temel
meselenin younlam olduu odak noktas; tm paralar arasn
daki ilikinin btnlkl ve kavranabilir olmasna ve bu suretle bi
reyselletirilmesinin elle tutulur somutluunu kaybetmeden genel
trsel niteliini edinmesine temle salayan, aka temsil edilme
yen, hatta kavram olarak ifade bile edilmeyen grnmez bir odak
noktas.
Goethe'nin bu yazm i hakikatini, bireyin ve trlerin evrimin
deki sorunlann akmas sayesinde edinir (bu ne mekanik ne de e
matiktir). air Goethe bireysel olandan yola kar ve eserin att
her adm bireysel olan zerinden merulatnlmaldr, aksi takdirde
bireysel karakterin birlii dalr. Ama evrimin farkl aamalarnda
gerekleen sre, ardklk silsileleri, fuzuli ya da aikar olduu
gerekesiyle atianan ara aamalar, bu diyalektik sre, bireysel olan
aar ve hakikatini trlerin kendisinin tarihsel, toplumsal ve antro
poloj ik evriminde aktarr.
Olay rgsnn fantazisi sanatsal ve organik birlik dzeyine yk
seltilmi olan birey ile trler arasndaki bu diyalektik birlikten do
mutur. Tm eylem bazen, bireyin adaletsiz imdinin hapishane
parmaktklarn sabrszca tkrciatt yerde inatla durur; ilirlerin ev
rimi bir srama gerekletirdiindeyse fersah fersah ilerler. Dolay
syla Faust'ta tpk Grngbilimi'nde olduu gibi fantastik-sreksiz.
znel-nesnel zaman ve zaman silsilesi vardr. Goethe de bunun bilin
cindedir. Helena'nn fragmann yaynlanmasnn ( 1 826) ardndan,
Wilhelm von Humboldt'a yle yazar: "Zaman zaman bunun ze
rinde almaya devam ediyorum, ama bu eser zamann tamlnda

212
FAUST NCELEMELER

tamamlanabilir ancak, zira Troya' nn dnden Missolonghi'nin3


el geiriliine kadar olan tam bin yln doldunnu durumda. Do
laysyla bunu daha ileri bir anlamda zaman birlii olarak grebiliriz;
mekan ve eylem birliine ise geleneksel anlamda sk skya uyul
maktadr."
Bu fantazinin kkleri Goethe'nin gerekiliinde sakldr. Go
ethe hibir zaman trsel olan abartmaz, birey karsnda zerk bir
varlk kazanmasna ya da bireysel karakterlerin tikelliini mulak
latrmasna izin vermez. Goethe insan trnn gerekliini souk
kanl ve gereki bir tarzda grr. yle yazar: "Aklc dnya,
dunnadan zorunlu olan reten ve bu suretle, tesadfi olana bile hk
meden byk, lmsz bir birey olarak grlmelidir." Ve; tam da
Faust zerine alt dnemde, Schiller 'e yle yazar: "Doa dip
siz bir kuyudur, nk tek bir insan doay anlayamaz ama tm in
sanlk pekala anlayabilir." Bu ideolojik temel zerinde tasavvur
edilen trsel fantezi, doalc yavanlktan uzak gerek bir muhit sa
lamaya hizmet eder. Zira fantastik durumdan ve sorunlarn artrd
bireysel karakterierden, bir bask olmadan trsel olann yksekliine
ve tipikliine ykseltilir.
Dolaysyla insan trlerinin bu iirsel Grngbilimi'nin Fa
ust'un bireysel bilinci ve karlerindeki seyri kendiliinden, canl ve
her trl bilgie mantktan ve bilgie "tamlk''tan uzaktr; snr
lanmadan, romantik, balad sramalarla ara aamalarn zerinden
atlar. Ama ayn zamanda hem bireysel olan hem de trsel olan ayn
ekilde kucaklayan derin bir tarihsel, toplumsal ve dolaysyla ger
ekten insani zorunlulukla doludur.
Goethe Faust'u tragedya olarak adlandnr, ama gerekte bundan
daha fazlasdr: Trajik olann ayn anda hem onaylanmas hem de
yadsnmasdr. Faust'un bireysel kaderi tek bir trajediden daha faz
lasn ierir (Tin, Grctchen, Helena 'nn, Sonu), ama trlerin evrimi
asndan her biri yalnzca bir gei aamasdr. Olgun Goethe'nin

3 Gocthc'nin bu satrlan yazd srada Trklerin eline gemi olan Bir Yunan
kalesi.

213
GOETI I E VE AI

tragedya karsndaki bu tutumu ou zaman yanl anlalmtr,


hatta zaman zaman Gocthe'nin kendisi tarafndan bile. Bir keresinde
Schiller'e tragedyann "patoloj ik bir ilgiyi" varsaydm ve salt tra
j ik bir konuyu ele alma "giriimi"nin onu "yok edebilecei"nden
emin olduunu yazmt. Schiller bu rnekte, Goethe'nin doasn
Goethe'nin kendisinden daha iyi anlar. "Tm iirlerinizde" diye
yazar, "kusursuz bir trajedi iin yeterli olan tm trajik gc ve de
rinlii gryorum; hislere gelince, Wilhelm Meister' da bir trajediden
daha fazlas vardr." zetle, eer Goethe bir tragedya yazarryorsa,
"bunun nedeni iirsel zorunluluklarn dnda bir yerde ararn1aldr"
der. On yllar sonra, ikinci blmn tamamlanmasnn ardndan,
Goethe traj ik olana kar tutumunda ok daha nettir. Zelter'e "uz
lamaz olann kendisine tmyle abes grndn" ve bu adan
"salt trajik olann kendisini ilgilendirmediini" yazar.
Burada evrensel iirin felsefi yeri bilinli ekilde sabinir. Goethe
on dokuzuncu yzyln (bazen "pan-trajik" ad verilen) sahte derinli
inden ve tek yanl ktmserliinden olduu gibi, ayn dnemin genel
olarak trajik olann zorunluluunu reddeden ya da en iyi ihtimalle onu
znelletirmeyc alan liberal edebiyat ve felsefesinin klie iyimser
liinden uzaktr. Goethe ve Hegel bunda tam da trler ile birey ara
sndaki ililci sorununu grrler. Trterin evrimi trajik deildir, ama
nesnel adan zorunlu saysz bireysel trajedi yaayarak ilerler.
Gerek Goethe gerekse de Hegel insan trnn ortaan pran
galanndan kurtulduu takdirde sonsuz kusursuzlua eriebileceine
inanan Aydnlanmac gre sahiptir. kisi de bu inanlarn saysz
kez dile getirmilerdir. Goethe'nin Valmy konusundaki kanaatini ve
Fransz Devrimi'nin "muzaffer afa"nn Hegel'in felsefesinde b
rnd yeri bir kez daha hatriatmakta yarar var. Ama insan tr
nn ilerlemesine duyulan bu Aydnlarn1ac inan onlarda zsel bir
deiiklik yaar ve iinden getikleri tarihsel olaylardan tr zgl
bir nitelik kazanr. Kapitalist toplumun Fransz Devrimi'nden doan
somut elikileri dnyay alglama ve dnme tarzlarnda temel bir
yer edinir. Ne bu elikileri nuHiklatrnaya ya da azaltnaya a-

214
FAUST i NCELEMELERi

t rlar, ne de tarihin nihai bir ilkesi olarak uyumsuz niteliklerini


kabul ederler. Bununla birlikte, insanln ilerlemesine ilikin olarak
tasavvur edilebilecek en ileri burjuva perspektife varrlar; ancak
Fourier gibi sosyalist topyaclarla birlikte sosyalizm ncesi an,
zellikle de kapitalizm ann elikileri zerine daha ileri bir pers
pektif mmkn hale gelir.
Bu anlay Goethe ve Hegel' in bireysel olann ve trlerin kade
rini alglaylanndaki fark belirler. lki konusunda, gerek Hegel ge
rekse de Goethe duygusallktan barikulade ekilde uzaktr. Goethe
bir keresinde Eckermann'a yle der (biraz nce aktardmz Zel
ter' e mektubun tamamlaycs mahiyetindedir bu): "nsan yeniden
tarumar edilmelif Her mstesna insann yerine getirmesi gereken
bir grevi vardr. Bir kez bunu yaptnda, artk yeryznde bu ki
iye ihtiya yoktur . . . '' Hegel tarih felsefesinde ayn dnceyi yle
ifade eder: 'Tikel olann dnya tarihinde kendi kan vardr; sonlu
bir eydir ve bu ekilde yok olmaldr. Benzeriyle mcadelesinde
kendisini tketen ve ksmen yok olan tikeldir o. Ama mcadeleden,
tikel olann ykmndan evrensel olan doar." Dolaysyla hem Go
ethe hem de Hegel iin, insan trlerinin kesintisiz ilerleyii bireysel
trajedilerin zincirinden doar. Bireyin mikro-kozmosundan doan
trajediler ilirlerin makro-koznosundaki kesintisiz ilerlemenin aa
kmasdr: Bu hem Faust hem de Tinin Grngiibilimi iin ortak
bir felsefi etkendir.
Birey ile tr arasndaki bu tr bir etkileimin iirsel temsili bu
elikili birliin yeterli iirsel davurumsal arac olarak balad fan
taziyi dourur. ou yarumcunun hem ierik hem de biim konu
sunda yanl anladklan ey budur; zellikle de salt bireysel ahlak
kstasn ti.irlerin bak asndan zorunlu olarak bu dzeyi amas
gereken evrim aarnalarna ve geilerine -Kant tarzda- uygulam
olan Friedrich Theodor Vischer. Dolaysyla Ariel ' in ve perileri n
(doann ahlaki unursamazlnn ve insan evriminin doal niteli
inin sembol) Faust'a Gretchen trajedisini amasnda yardmc ol
duu ikinci blmn balangcn hatal bulur:

215
GOETHE VE AI

ster iyi, ister kt,


Yumuatr yreimi dara den. (280)

Viseber burada Faust'ta pimanlktan eser olmamasna itiraz


eder. Ama Gretchen trajedisi srasnda, Goethe tekrar tekrar ve ok
gl bir ekilde buna ifade kazandm: Korkun Gn sahnesinde,
Faust'un Gretchen' i kurtanna giriiminde ve Faust'un "Ah, keke
hi domasaydm!" dedii umutsuz lyla doruk noktasna ula
an bu giriimin baanszlnda.
Viseber de Grctchen trajedisinin ancak "hayattan zevk" aama
snda, "kk dnya" aamasnda trajik elikilerin tepe noktas ol
duunu gz ard eder; trlerin evriminin tam da btn bakmndan
bu dnyann almasn gerektirdii gereini gz ard eder. Bu a
knlk yalnzca Gretchen iin deil, ayn zamanda Faust'un kendisi
iin de trajiktir (bunu daha sonra ayrntl bir ekilde ele alacaz);
fakat bireysel trajedilere ilgisiz olan trlerin kaderi iin bu tr bir
ilerleme zorunludur. Faust trajedisi bu zorunlulukta -Goethe'nin
Weislingen' de, Clavigo' da vb. ele ald basit bireysel ahlaki pi
manlktan daha dcrine uzanan bu zorunlulukta- sakldr.4 Viseber'in
itiraz Faust'u Weislingen derekesine indirgerneye alr.
Dolaysyla "byk dnya"run, "eylemden ve yaratmaktan zevk
almann" temsilinin Ariel ve perilerin bu fantastik sahnesiyle ba
lamas gayet mantkldr. Bu sahnede trterin bu birey-tesi, ahlak
st ykselii byk bir iirsel aklkla ifade edilir. (Bireysel ve
ahlaki sorunlarn Goethe' nin ilk taslaklarnda hala gzknesi il
gintir, ama eserinin seyri iinde bunlar atlmtr.)
Fakat bunun tesinde, Faust'un fantastik nitelii, ok geni ve
serbest bir anlamda olsa da, tarihse/dir. En cretkar ampirik ola
nakszlklarna ramen, tarihin gerek zemininden asla ayrlmayan,
yalnzca esas zelliklerini lirik. ackl ya da hicivsel olarak, dnemin
mizacn bir kenara atmadan artran halk efsanesinin tarihselliine

4 Ayn adl eserin ( 1 774) balca figr olan Clavigo ve Gtz'deki Weisl in gen
karakteri hem zayfhem de inansz aklardr. (ngilizceye cvircnin notu . )

216
FAUST iNCELE MELERi

sahiptir. Goethe' nin iiri tikel zellikleri bakmndan efsaneden


byk oranda ayrlmasna ve aktarlan elerinin birounu tam
kartma dntrmesine karn, yine de fo lk yaratmnn (bir halkn
kaderini temsil edebilecek byk bir figrn yaratlmasnm) deva
mdr. Goethe 'nin eseri efsane yaratc, tarihsel popler fantazisini
glendirir, onu iirde muhafaza eder ve lmszletirir. Zira Go
ethe'nin efsanedeki deiiklikleri ounlukla ortodoks Lutherci ar
ptmalarn ve efsaneye bulatrdklar pislikterin temizlenmesidir.
te bu nedeille Wagner, Valentin vb. gerek karaktcrlerin tarihsel
adan son derece sahici olmas dnda, Mephistopheles bile bir on
alLnc yzyl Gotik hayaletidir:

Bulank bir dnemde genliini geiren


Derebeylik, papazlk kargaasnda yaayansn (392)

Fakat bu fantastik tarihsellik "kk" ve "byk" dnyada farkl


ilevlere sahiptir. Goethe ilk blm ile ikinci blm arasndaki bu
slup farkll konusunda Eckerrnann'a grn aka ifade et
mitir: "lk blm neredeyse tamamen zneldir; daha kafas kark,
daha ateli bir bireyden yola kar. . . . kinci blmde ise neredeyse
hibir ey znel deildir; burada ortaya kan ey daha ileri, daha
byk, daha parlak, daha hissiz bir dnyadr. . . . "
lk blmde, fantastik oyunlarn -Mephistopheles'in rolne ra
men- aka ayrt edilebilir bir rol oynad tmyle kapal, tarihsel
adan sahici bir gereklik dnyas vardr nmzde; bazen zel ola
rak fantastik olana ayrlm sahnelerde (Byclcrin Mutfa, Wal
purgis Gecesi), bazen gereki tr resimlerinin hayalete (Auerback'n
arap mahzeni) dnmnn sonucu olarak. Gelgelelim tpk
Gtz'de olduu gibi, Faust'un ilk blmnn temeli de on altnc
yzyl Almanya'snn gereki bir temsilidir, tek fark burada daha he
yecanl, daha dramatik, iirsel adan daha ileri bir dzeyde olmasdr.
Goethe'nin "byk dnya" konusundaki nesnellii artk bu tr
bir gerekilii srdrcmez. Dolaysyla zsel, tipik zellikler, yal-

217
GOETHE VE A(H

nzca bunlar temsil edilir. Burada Goethe'nin gerekilii, verili ve


gerek olarak tasavvur edilen bu tr bir muhitin, birey Faust'un ey
lemlerine denge ilevi grebilecei bir temsile tevessl eder. te bu
nedenle -ieriin tm tarihsel sadakatine karn- her ey fantastik
olana ge bedir: Artk gerek olan i le hayali bir gereklik arasnda bir
snr yoktur; nmzde hayali bir gereklik vardr.
iirsel temsilin bu tarz Goethe 'nin nesnelliiyle, trlerin kade
rine verdii ncelikle yakndan ilikilidir. ilk blm n naif tarihs
elcilii dnrol bir tarihselcilic, dolaysz tarih ise yaanm bir
tarih felsefesine dnr.
Bu dnm yapy, tny ve slubu belirler. lk blm ou
zaman "Frtna ve Atlm"n slubuna yaklaan, ama her zaman do
laysz ekilde dramatik o lmay srdren balad tr bir dramadr.
kinci blmde drama da dnmldr. Fakat bu durum epie dn
t anlamna gelmez, zira on altnc yzyln gerileyen feoda
lizmi (Gtz dnemi) dramatik derecede canl bir imdi olarak, bizim
huzurumuzda hareket eden bir dizi insan o larak karmza kar,
ada bir anlatc tarafndan aktanlan gemie ait bir ey zerine
bir rapor olarak deil. Fakat sonraki geliim (Goethe'nin kendi d
nemi) seslenilen an altnc yzyl aydnlatr ve effaf hale getirir.
Bunun yaanmasnn nedeni Goethe'nin zamanna zg toplumsal
kategorilerin ya da duygularn ona yarstlm olmas deil, yalnzca
tarihin sonraki geliimi asndan bakldnda bariz hale gelen feo
dalizmin dal zaten aka hayali niteliini gsterdii iin: Bu
yzden dolaysz ekilde temsil edilen imdi, tarihsel adan doru
bir perspektiften grlen Gtz dnemidir. Bu dnem artk isyanc
valyelerin bak asndan deil, Goethe'nin genliinin gzde
kahramanlarnn bile dalma olgular olarak, hayaletler arasnda
hayaletler olarak gzkt geni tarihsel perspektiften deerlen
dirilir. Dolaysyla imdinin btnsellii o dnemde gerekten de
kendi iinde var olan, ama sonraki tarihin bizim iin ak ve anlalr
hale getirdii zellikleri ortaya serer. te bu nedenle ikinci blmn
tarihsel temelleri (I. ve IV. Perde), antikan lm danslannda ol-

218
FAUST iNCELEMELERi

duu gibi yalnzca salt bireylerin deil, toplumsal trlerin de ortaya


kt grotesk bir lm dansdr, insanlarn bile hayalet olarak g
zkt ve bylece Mephistopheles'in hakl olarak yle diyebildii
bir lm dansdr:

Kanmca burada afsunlara gerek yok,


Ruhlar bu mekana kendiliinden geliyorlar.

Bu malzemenin iki perdeye datlmas bile tesadfi deildir ya


da yalnzca tekni k nedenlerden kaynaklanmaz. Bu daha ziyade fel
sefe tarihinin, gerileyen ortaan toplumsal ve insani ieriinin
temposu sorunudur. lk perdede, antikan ruhu bu hayali dnyay
ideolojik ynden infilak ettirir, sonra Goethe nc perdede bunu
yeni iirin ortaya kn ve bireysel akla kadnn insani vakarnn
kefini kapsayan gerek kahramanlk ayla karlatnr. Tarihsel
adan doru bir tarzda feodalizmi n tam kalbinde ayrcalkl bir feo
dal "ara dnya" olarak tasvir edilen drdnc perdede ise gerek
mezar kazcsn buluruz: Kapitalizm.
Fakat bu ideolojik infilakn da gerek ekonomik bir tarihsel ze
mini vardr ve Goethe bunu doru bir ekilde anlar: Mephistopheles
tarafndan kat parann bulunmas ve yrrle koyulmas. (leride
neden burada onun -yani kapitalist retkenliin geliimi rneinde
olduu gibi, Faust'un kendisinin deil- nclk yaptn inceleye
ceiz.) Goethe'nin derin kavray., retimin ekonomik ve toplumsal
koullarnda bir devrim olmadan, k andaki feodalizmin kar
maasnn parann ortaya kyla ancak artabilecei gereinde
kendisini gsterir (burada kat para yalnzca genel olarak parann
gzle grlr bir semboldr}. Parann egemenlii yalnzca feoda
lizmin dadn hzlandrmaya yarar ve imparator bile ilk esrimenin
ardndan kat parann etkisi hakknda unu sylemek zorunda kalr:

Seziyorum, bu gmlcr bolluunda


Eskiden neyseniz ylesiniz yine. (345)

219
GOETHE VE AGI

Ve drdnc perde bize daln daha ileri bir aamasn gsterir.


Herkesin herkese kar sava; k halindeki ortaan i sava
lan, Kyl Savalar'nn yenilgisi ve Otuz Yl Sava Almanya'nn
yaamak zorunda olduu rme koullarn yaratr: Eskiden vasal
konumunda olan kk prensierin egemenlii ve birlie sahip ol
mayan, gsz ulusun imparatorluk ats altnda szde birlemesi.
Bu daln tam ortasnda, antikan gzellii iki kez grke
mini gsterir: B irinde hayalet olarak, ikincisinde gereklik olarak.
Geethe Helena'ya seslenme esini efsaneden alm, ama entelek
tel ieriini tmyle dntrrnt. Efsanenin zgn halinde
Mephistopheles Helena 'y eytani bir hayalet olarak arr; gr
n ve Faust'la yaamas, Faust iin kendi "epikrc" arlklan
nn doruk noktasn temsil eder. Efsanenin Helena epizodu, bize
aktarlan versiyonlarda, Lutherci Reform 'un Rnesans ruhuna kar
mcadelesinde nemli bir etkendir.
Goethe bu ilikiyi tamamen tersine evirir. Reform dneminin
anlaylar, o dnemde Almanya'da ortaya kan yar-gizemci doa
felsefesinin zlemleri ikinci blme gelindiinde epey geride kal
mtr. Goethe asndan Helena bir gereklik olarak antikan ye
niden douunu ifade eder ve bununla ortaan hayali dnyas
olduu gibi tehir edilir: Yava yava ykselen ve parlayan ka
ranlk alemini sonsuza dek datan yeniden dou.
te bu nedenle -efsanenin aksine- Helena'nn her iki seferde de
bizzat Faust tarafndan aTilmas son derece nemlidir. Meselenin
yalnzca onun hayaletini am1aktan ibaret olduu ilk seferinde
bile Mephistopheles yalnzca akl verebilir ve Faust'un dikkatini
grevin zorluklanna eker:

Helena'lar kolayca arlr buraya sanyorsun


Altn akalann kat grntleri gibi. (349)

Gerek Helena yeniden uyandrldnda ise, Mephistopheles


pasif ve aciz bir izleyici haline gelir ve bir ortaa hayaleti olarak,

220
FAUST NCELEM ELERI

antikala hibir ortak ynnn olmad ve olamayaca ironik bir


tarzda tekrar tekrar vurgulanr.
Dolaysyla Paris'i grmek isteyen sarayl feodal toplumu e
lendirmek zere ilkin yalnzca Helena hayaleti anlr. Goethe, He
len a karsnda Faust ile onun (Mephistopheles de dahil olmak
zere) tm ortaa maiyeti arasndaki keskin kartl ok ak bir
ekilde vurgular. Helena 'nn grn tm bu maiyet asndan
dier birok saray elencesinden yalnzca biridir. Paris ve Helena
sarayn gzellik anlay asndan eletirilir; izleyiciler iin "gzel
dir, ama rafne" deildir. Gerileyi iindeki feodal mutlakyetilik
asndan antikan diriltilmesi gerekten verimli olamaz, yeni bir
gereklik esine iaret edemez. Tersine, Faust, Helena hayaletinde
bile yllardr arzulad ykselen yeni gereklii grr:

Burada ayak basyoruro yere, burada tm gerekler.


Buradan savaabilir insan ruhu ruhlarla.
Varslln katlanmas, byklk byle salanr.
Helena ok uzaktayd, imdi ok yaknda!
Kurtaracam onu, benim olacak iki kat daha . . .
Onu tanyan ondan yoksun kalamaz. (373)

Faust' un Helena hayaletini ele geirme giriimi felaketle sonia


mr. Faust'un bilinsizce de olsa tck bir zlemi vardr: Gerek Hele
na'ya ulamak, antika gzelliini canlandrmak. Helena'nn ikinci
grnnde ise ilkinin hayali niteliine kart olarak tam da bu ger
eklii temsil etmesi amalanr.
Msveddeleri sk sk revize eden Goethe uzun sre bu geilere
almt. rnein Zelter'e yle yazar: "Yeterince hazrlk yapl
dndan, Helena artk fantazmagorik ve zerine yerletirilmi deil,
aksine aklla estetik uyum iinde bir dizi olutunnu grnecei,
doal olarak yerine oturan nc bir perde oluturabilir." Bu
"aklla estetik uyum" nedir? Goethe srayla unlar gstermeye a
lr: Birincisi, antika gzellii olan Helena bir sihir rn ya da

22 1
GOETHE VE AI

bir gz yanlsamas deil, gerekten doal bir yaratdr; ikincisi,


ada yaamn nanevi ve insani temelini, gerekten yeni ve ve
rimli olan bir ey iin kalk noktasn oluturur; ncs, tam da
bu nedenlerle o ayn anda hem gemitir hem de imdidir. Dolay
syla bu zellikleri gelitirilen eski Walpurgis gecesi, Mcphistophe
les ' in kaba duyumsal sefahatlerle Faust'u geici olarak Grctchen
trajedisindcn uzaklatmlay baard birinci blmdeki ortaan
Walpurgis gecesi gibi sembolik-fantastik bir epizot deildir. Daha
ziyade Helena 'nn gerek grn iin organik, ideal estetik ha
zrlktr. (Bunu yukarda dlen kaytlarla anlamak gerekir.)
Dolaysyla eski Walpurgis gecesi en ak ekilde trlerin evri
minin "grngbilimsel" tarihini ifade eder. znel adan, Faust'un
Helena'ya yaklamdr; ama nesnel adan Yunan gzelliinin ilkel,
hala doal, ksmen arkl balanglardan balayan evrimidir. Bunu
ayrnt laryla izleyebilmek iin daha kapsaml yorumlara ihtiya
vardr. Goethe'nin zgn plan Faust'u antika Hadcs'ine indirmek
ve Proserpina'nin yardmyla Helena'y hayata dndrmekti. Son
radan bu plann deitirdi. Faust elbette Proserpina'ya Walpurgis
gecesi srasnda iner, an1a karlamaianna tanklk etmeyiz. Bunun
yerine, doal glerin etkileimi sonucunda, en soncia Galatea'nn
muzaffer gzellii gzkr. Balangcn ejderhalarndan, sfenksle
rinden, ccclerinden, denizden doan gzelliin muzafferane iler
leyiine giden yol, yukanda geen Zalter'e mektupta belirtildii
zere, Goethe' nin programnn gereklemesidir. imdi, Helena
nc sahnede ahsen gzktnde, varl artk bycln
rn deil, daha ziyade eski Walpurgis gecesinde tankhk ettiimiz
doal srecin sonucudur. Gzellik bir kez doadan gelince, He
lena'nn grn artk Galatea 'nn douundan daha byk bir ef
sane deildir.
Helena sahnelerinin z yeni olann, zgl olarak modem olann
ortaadan kurtanim olan bir insanlk tarafndan antikan te
mellk edilmesinden douudur. Helena artk gerektir, artk bir ha
yalet deildir, ama nasl bir gereklie sahiptir? Eski Walpurgis

222
FAUST NCELEMELERi

gecesi bile rya ile gereklik arasnda salnr ve "gngbilimsel"


fantastik bir zaman silsilesine sahiptir. Winckelmann' a -ve ayrca
Goethe'ye gre- Alman uyumunun ve biim kusursuzluunun te
mel i olan antika zgrlnn sona gelmesiyle balar zaten. Ger
ek antikan knn ardndan, antika cumhuriyetiliinin
nihayet yok olduu sava olan Pharsalus muharebesinden uzun sre
sonra, antika gzelliinin doum sreci gzmzn nnde dra
matik bir ekilde yineleniyorsa, bu sre ister istemez rya ile ger
eklik arasnda, oynayanlan da gerek karakterler ile hafzann
hayaletleri arasnda salnmak zorundadr.
Dolaysyla Helena sahnelerinin gereklii, gzken ve ekille
nen antika gzelliinin ince yzeyidir; gemie ait glerin ve
henz domam olan glerin insanln gelecei iin verdii m
cadeleyi gizleyen aldr. Helena'nn gerek bir kralienin vakar ve
hametiyle, imdiye ait bir hisle dolu olduu ve gzelliinin dire
nilmez gcnden emin olduu dorudur; ama Mephistopheles
Phorkyas olarak ona bir sz dellosunda kendi gemiini, bu kyas
kabul etmez sembolik figre dnmesini salayan ksmen elikili
eitli efsaneleri hatrlattnda, varl kendisi iin gerek d, ne
tameli ve ematik hale gelir:

Ben bir grnt olarak onun grntsne balandm.


Bu bir dt, nitekim sylenenler de yle.
te geiyorum kendimden, grntye dnyorum. (492)

Bu gerekdlk atmosferi Euphorion sahnesinin balangcnda


daha da ak bir ekilde tezahr eder. Euphorion 'un abasnn tra
jedisi henz gn na kmamtr. Faust'un dalnas gereken
hayali bir dnya hakknda bariz bir hisse sahip olduu bir anda her
ey hala gzel ve umutlu gzkiir.

Bitsin artk bu iler!


Sevrnem yardakl,
istemem maskaral. (534)

223
GOETHE VE AGI

Ama bu gerekdlk, imparatorluk saraynn gerekdl na


taban tabana zttr. Bu ikincisi i rmlnden tr bir hayalet
gibi parlayan ampirik bir gerekliktir, ilki ise modem insanln k,
aklk ve gzellik iin asrlar sren mcadelesinin ideal doruk nok
tasdr; gerek olarak koyutlanan en yce gereklik ideali, ama yal
nzca koyutlanan gereklik, an1pirik olarak gerek olan deil. Ve bu
nedenle gereklik tarafndan yadsnr, yeniden yok edilir.
Euphorion sahnesinin ilevi bu ykmdr. Euphorion'un Byron' la
benzerlii ya da benzemezlii hakknda birok ey yazlmtr. Ku
kusuz Byron'n Missolonghi'deki lm Euphorion sahnelerinin
nihai biimini almasn salam t. Ama bu figrn Byron' referans
erevesi olarak gren salt filolojik izah, bu salnelerin tarihsel, fel
sefi ve iirsel ieriini yeterince aklamaz. Bunu yapmak iin, Go
ethe'nin Byron ' nasl grdn, onu neden antikan yine
trajedilerle dolu bir yeni gelecee doru yenilenmesinin tesine
geen bu yeni an temsilcisi olarak grdn aklmzda tutmak
zorundayz.
Eckermann' la bir konumasnda Goethe yle der: "Byron ne
klasik ne de romantiktir, aksine imdi gibidir. Byle birine sahip
olman lazmd." (Dolaysyla burada Klasisizm ile Romantizm ara
snda bir uyum arayan her aklama yanhttr.) Goethe nceki bir
konumasnda Byron'n bu klasik-olmayan ve romantik-olmayan
modemliini nasl tasavvur ettiini daha da somut ekilde aktarr.
Byron'n "sembol"n u ekilde formle eder: "ok para, sfr oto
rite." Dolaysyla onu liberal anarik bir bireyciliin en byk tem
silcisi o larak, antikan son yeniden douu olan Goethe ve
Napoleon dnemini takip eden reym halindeki kapitalist an
ideolojik temsilcisi olarak grr.
Gocthe bu yeni an artk onun kendi iirinin aal dnemi ol
madn ok gl bir ekilde hisseder. Ama tarih felsefesi asn
dan onaylanmas gereken meru ve ilerici bir eyin karsnda
o lduunu da b ir o kadar belirgin ekilde hisseder. Dolaysyla
Byron ' n "saf insan kltr" iin bir deer olduunu reddeden Ec-

224
FAUST iNCELEMELERI

kennann'n darkafal itirazlarna kar her zaman Byron' savunur.


"0 halde, seninle ayr dndmz sylemek zorundaym" der
Goethe, "Byron'n cesareti, korkusuzluu ve azamet, tm bunlar
geli tirici deil mi? Onu her zaman kesinlikle saf ve ahlaki olanda
aran1aya kar dikkatli olmalyz. Byk olan her ey biz onun far
kn a vardmz anda gelitirir."
Ufukta gzken yeni an sembol olan bu fgr, klasik hayal
dnyasn antika gzelliinin ortaan hayaletler dnyasn par
alad gibi paralar. Euphorion' n grnnden bile nce, Phork
yas klndaki Mephistopheles yle der:

Hzla kurtulun sylentilerden!


Eski tanrlar topluluunu,
B rakn gitsin artk, gemi hepsi. (53 1 )

Dolaysyla Euphorion'da en modem an ideolojisini tamam


lanm, ama trajik ekilde yenilmi bir biimde buluruz. Ama bu
yle bir yenilgidir ki ardndan bir kez daha yeni ykseliler gelmeli
ve ezilen fgr onu yaratan ayn topraktan her daim yeniden ve ye
niden retilmelidir. te bu nedenle koronun Euphorion'un lm
iin yakt at u szlerle biter:

Kim baarabilir bunu? Uursuz bir soru,


Yazgs klk deitirmi,
En mutsuz bir gnde
Tm halkn kan alad, sustuu.
Siz, yeni arklar syleyenler
Uzun sre boyun emeden duranlar;
Yetitirir bu toprak yeniden,
Eskiden olduu gibi bylelerini. (542-3)

Bu anlay engin ve azametlidir. zel olarak Goethe'ci nitelii,


antikan iliyasnn belli bir tek yanllkla, yalnzca estetik ve ahlaki

225
GOETHE VE AGI

adan, son "kahramanlk yanlsamalar"nn bir giysisi olarak g


rlmesinde sakldr. Devrimci Terr dneminin ve ayn zamanda t
myle farkl Napoleon dneminin antika anlay, Goethe'nin
sembolik dzeyde temsil edilen tarih imgesinde yoktur, ama nesnel
olarak bu tarihsel geliim olmadan felsefi ve iirsel adan asla kendi
doruk noktasna ulaamazd. Bu balamda, Goethe sonraki yaa
mnda Hegel 'den ok daha tutarszdr, zira Hegel asndan Fransz
Devrimi gemi olarak, tarihsel diyalektikteki zorunlu halka olarak
zorunluydu; yle ki Grngbilimi.'nde Fransz Devrimi ufukta g
zken yeni an dorudan temelini oluturur. Goethe Fransz Dev
rimi ' nin toplumsal ve siyasal ieriini her zaman onaylamt ve
ya ilerledike bu onay daha da kararl biimlere brnr; ama dev
rimin siyasi seyrini tutarllkla rcddetmiti. Bu adan, mrnn so
nuna kadar bir Aydnlanma ocuu olarak kald. Fakat unu da
unutmamak gerekiyor, Aydnlanma'nn Fransz varisleri, gelecek
perspektifleri ok daha ileri olan byk topyaclar da devrimin si
yasi seyrini her zaman gerekletirilemez ve zararl olarak grm
lerdi.
Dolaysyla Goethe'nin Fransz Devrimi'nin ieriine ,i.ar
olumlu tutumu Faust'ta ancak tesadfi ve dolayl ekilde, mesela
Fransz mltecilerin, eitli trde "eski zamanl"lann ok byk bir
horgryle alaya alndklan birinci blmn Walpurgis gecesinde,
ya da Euphorion sahnelerinde veya ileride greceimiz gibi Fa
ust'un son monolounda bir perspektif olarak tezahr eder.
te bu nedenle ikinci blmn tarihsel tablosu siyasi eylem a
sndan eksiktir. Faust'un imparatorluk saraynda hareket etmeyi hi
becerernediini sylemeye gerek yok. lmnden sonra ortaya
kan fragnanlar bunu, metnin kendisinden de bariz ekilde gster
mektedir. Goethe taslaklardan birinde Faust'un azndan imparatora
baz devasa planlarn aktartr. mparator bir ey anlamadan dinler.
Mephistopheles durumun olanaksz hale geldiini grnce, Faust'un
biimine brnr ve trl sanalklar yumurtlar. Bunun zerine
hem imparator hem de saray bu yeni sihirbazn derinlii ve azameti

226
FAUST iNCELEMELERi

karsnda kendinden geer. Faust antikan ortadan kalkmasnn


ardndan hayata dndnde, doay boyunduruk altna almak iin
ekonomik ve teknik mcadeleden baka bir eyle ilgilenmez.
Bu son sahnenin hazrlk ksmlarnda, Faust'un insani derecede
mtevekkil tonu arpcdr. Her trl zevki reddeder: "Zevk insan
alaltr." an-erefi umursamaz: "an eref deil, yalnzca eylemdir
nemli olan." Goethe Mephistopheles'e "sa'nn eytan Tarafndan
Batan kartlmas"nn parodisini bile yaptm ve Faust' a "dnya
mn kraliyederini ve tn1 ann" teklif eder. Ama Faust redderler ve
yeni planlan iin bir eylem alanndan baka bir ey i stemez. Burada
da baz fragnanlar eserin kendisinden daha nettir; Faust bunlann
birinde Mephistopheles ' le yollarn ayrr.
htiyar Gocthe'nin bu toplumsal faaliyet anlay Faust klliya
tnda, zellikle de F.T. Viseber tarafndan sk sk eletiri konusu edil
mitir. yle ki Vischer, Goethe'nin ikinci blm nasl yazmas
gerektii konusunda ahkfun kesecek kadar ileri gider. Vischer, Fa
ust'un Kyl Sava 'na katlmasm ve bunu devrimin her trl "deh
et''inden kanmak isteyen bir liberal olarak yapmasn ister.
Faust'un daha ncesinde yollarn ayrm olduu Mephistopheles
ise isyanc harekete szmak ve bir "radikal" olarak hareketi u nok
talara tamak, Faust'un da isterneyecei ama mesul olaca "an
lklar" kkrtmalyd. Dolaysyla Faust'un pimanl sonunda
arnmasna yol aacaktr. Faust'un ikinci blmde pimanlk gibi
salt bireysel ahlaki kategorilere bavurmay daha batan reddettiini
grmtk. Viseber' in anlaynn znelci ve ahlak darl bir li
beral tarih felsefesini ifade eder ki buna gre Mephistophelesi il
kcnin gerek temsilci lerinin plcb devrimciler olmas gerekirdi:
Mnzerler ve Robespierreler.
Tutarl bir devrimci demokrasinin taleplerini hibir ekilde an
lamanlasna karn Goethe bu tr bir anlayn ok tesindedir. B u
anlayn snnndaki ruh hallerinin genlik eseri Gtz'de ara ara kar
mza kt dorudur. Ama bu eseri Aydnlanma'nn devrim n
cesi nderinin eseri olduundan , bu ruh hallerinin ok farkl bir
GOETHE VE AGI

anlam vardr. Viseber'in ideali Maximilian Klinger'in Faust'unda


gerekletirilmiti. Burada bir "Frtna ve Atlm" yazannn Fransz
Devrimi karsndaki hayal krkl, dal aka grlmektedir.
Goethe'nin demokratik devrim yoluna girmesi mmkn deildi,
ama nemli eserlerinin hibirinde bu seenee kar liberal ya da
gerici bir mcadeleye tank olmayz. Onun dehas, topyac eler
banndrmakla birlikte, bir k yolu bulmay baanr: Kapitalizmin
retici gleri gelitirmesi.
Viseber bu alteatifi de karakteristik bir ekilde reddeder.
Faust'un pratik faaliyet yoluyla bir uzlamaya imza atm olmakta
hakl olduunu dnr. Kapitalizme kar tutumu Goethe'ye oranla
kyaslanamayacak derecede olumlu ve eletiriden uzak olan liberal
Viseber bylece -kk burjuva ve romantik bir tarzda- tam da Fa
ust'un sonunda en soylu olan eyi eletirir: Kapitalizmin dzyaz
snn tam merkezinde yeni ve pratik bir kahramanln, yeni ve derin
bir atmann kefi.
Ama Viseber ikinci blmn en muhteem iirsel anlarn dik
katsizce atiasa da, liberal romantik nyarglarna ramen en azndan
gerekleri doru bir ekilde grr. Emperyalist dnemin gerici lo
mantii Friedrich Gundolf, Goethe'nin genlik "isyankarl"ndan
geri adm atm olmasna o kadar fkelenir ki metnin sonu ksmn
doru dzgn anlamay bile baaramaz ve Faust'un en sonda "dev
let hizmeti"nc girdiini dnr.
kinci blmn sonu ksm, yaianan Goethe'nin topluma ili
kin baknn organik bir rnyd. Onun son dnemlerindeki be
yanlarndan haberdar olan hi kimse bu sona aramaz. Goethe
kurtulu savalarnn karmak yanlsamalarn ironik bir ekilde
reddeder, ama sonradan iyi karayollar ve demiryollarnn ister is
temez Almanya'nn birliini salayacan dnr. Kapitalizmin
btn teknik ve ekonomik baarlarna youn bir ilgi gsterir, hatta
Tuna-Ren kanalnn. Svey ve Panama kanallarnn yapldna
tank olacak kadar uzun yaayabilmeyi istediini syler. te Goet
he'nin Amerika Birleik Devletleri'nin yeni yeni ykselite olmasn

228
FAUST i NCELEMELERI

kskanlkla da olsa tanmas -o dnemde Almanya'da ok ender


grlen bir eydir- buraya oturur.
Bu perspektifGoethe'nin retici glerin bylesine dizginsiz ve
dev admlarla geliiitinin siyasal devrimi gereksiz hale getireceine
inanmasn mmkn klar. Bu onun dnya grnn en nemli ek
silderinden ve snrl lklanndan biridir ki bunun yansmalan m doa
felsefesinde, diyalektik anlaynda, evrime yapu a n vurguda ve
her trl "felaket teorisi"ni reddediinde de grebiliriz. (Fakat bizim
bu tek yanll gryor olmamz, Goethe'nin doa felsefesinin r
nein Georges Cuvier'inkine kyasla ok byk bir ileri adm oldu
unu grmemizi engellememelidir. ) Nitekim tam da bu tek yanldk
onun sk sk vurguladmz bu benzersiz konumuyla (Aydnlanma
ile on dokuzuncu yzyl arasnda kendine zg bir kpr kurmu
olmasyla) sk skya ilikilidir.
Goethe 'nin bu snrlln ne kadar eletirirsek eletirel im, bir ey
kesindir: Onun iirsel "tin grngbilimi", feodalizmin fantazmago
rik varoluundan insan yetilerinin gerek geliiminin dnyasna, insan
faaliyetinin gerek dnyasna gtren g olarak retici glerin ger
ek geliimiyle sona erer. leride greceimiz gibi, Goethe bu ilerle
menin kapitalist biiminin acmasz niteliini hafifletmek iin hibir
ey yapmaz; ama ayn zamanda, burada insan faaliyetinin gerek ala
nnn ilk kez tezahr ettiini de gsterir. Ancak bu pratik ve tekdze
son hem balangta ortaya konulan ve trajedi asndan zlmez
olan Rnesans sorununa hem de Tin sahnesinin trajedisine yeterli bir
yant sunar. Faust anlayyla Aydnlanma epistemoloj isine Les
sing'den daha az bal kalan ve Rnesans geleneklerine daha sk sa
nlan Goethe, sanayinin geliiminin salad modem teori-pratik
birliine bir srama tahtas bulmutu.
Kukusuz bu yalnzca yanta ilikin bir perspektiftir. Goethe'nin
ufku kapitalizmle snrldr. Bu yzden onun derin entelektel ve i
irsel drstl plak ve uzlamaz antitezler biiminde bir sunuma
yol aar. Nitekim kapitalist faaliyet gerekten de Faust'un hayat
boyu duyduu zlernin gereklemesidir, ama ayn zamanda ve bun-
GOETHE VE AGI

dan ayrlmaz ekilde, bu faaliyet Mephistopheles iin antikala il


gili sahnelerde neredeyse salt bir seyirci derekesine dtkten sonra
yeni ve byk bir faaliyet alan oluturur. Dolaysyla ei modem
an yaps ahenksiz ve elikili bir biimde karmza kar. Bir
yandan, nmzde Euphorion'un devrimci genliini buluruz, dier
yandan kr yal bir asrlk nar olarak Faust vardr. Kavramsal bir
tarihsel akla kavuamadan, Goethe kapitalist an hem yal
hem gen, hem bir balang hem de bir son olduunu hisseder.
Tm bu sorunlar karmaas iinde, elikiler aka temsil edilir,
ama zmsz kaldklar gibi, Goethe'n in eserinde baka hibir
yerde olmad kadar uyumsuz bir ekilde kar karya gelirler. Fa
ust'un son monolounda yer alan trajik elikiterin zlmesinin
ancak gelecee ait bir i olduu aktr. Faust'un umut dolu szleri,
dile getirildikleri gerek durumla keskin bir kartlk iindedir: l
mlerin ruhlar Mephistopheles ' in talimatyla Faust'un mezarn
kazarken, Faust insanl ileriye tayacak olan byk retken a
lmalar hayal eder. En sondaki semavi Hristiyan aknh, ileride
ayrntl ekilde greceimiz gibi, Goethe'nin tarih felsefesinin ve
dnr-air Goethe'nin bildii gerek dnyada temelde zlmez .

olan hayat elikilerine dair nihai sonulann entelektel ve estetik


adan zorunlu sonucudur. Dolaysyla salt dnyevi bir son bekleyen
eletinnenlerin hepsi de yalnzca grnte Goethe'den daha radi
kaldirler; bu talebin gerisinde, znde, s bir liberal dnya gr
vardr, yani kapitalist hayatn tm elikilerine kapitalist toplumun
kendi snrlar iinde bir "zm" talebi. Goethe'nin vizyonu kar
latrlamaz derecede daha derindir: insanda, insanlkta ve onun ge
liim inde yozlatnlamaz bir cevher olduuna inanr. Kapitalist
geliim biimi altmda bile (ve buna ramen) bu cevherin koruna
cana inanr.
FAUST I NCELEMELER

3. Faust ve Mephistopheles

nsann iindeki bu cevher iin mcadele Faust'un gerek olay


rgi.isnn konusudur ki yukarda bunun tarihsel ve toplumsal er
evesini izdik. Bu mcadele Faust ile Mephistopheles arasndaki
delloya younlamtr. Bu dellonun konusu ve ana aamalan ne
lerdir?
Mephistopheles kendi programn "Gkte Prolog"da aka or
taya koyar. Bu program onun insana ve insann akldan nasl yarar
landna dair anlayna dayaldr:

Us diyor bu parltya, tm hayvanlardan,


Daha hayvan olmak iin yararlanyor ondan. (28)

Bu szler onun hayat grn ve iradesinin ynn aka ta


nmlamaktadr. Goethe'nin somut temsili -nitekim onun iirsel derin
lii tam da burada tezahr eder- asla soyut bir ilkeye indirgeneme
yecek olan ok eitli renklere brnr ve bylece Mephistopheles
yalnzca er ilkesinin tecessm olarak deil, canl bir iirsel figr
olarak ortaya kar. te bu nedenle onun karakterini "tanmlama" gi
riimlerinin tm beyhudedir ve yanl ynlendiricidir.
Faaliyetinin apn, kuvvet alann belirlemek ok daha nemli
dir. Onun amac, tpk efsanede olduu gibi, Faust'un ruhunu ele
geinnektir. Ama bu amac somutta sunarken, Goethe'nin efsaneden
radikal ideoloj ik kopuu apak hale gelir. Efsane hala byk oranda
ortaaa aittir; kalk noktasn insan ruhu iin atma halinde olan
zerk ve son derece kart ilkelerden alr: Hayr ve er. Lessing'in
hayal oyunu bile bu keskin ve diyalektik-olmayan ayrmdan belli
eleri korur; oysa Lessing Aydnlanma'nn zirve dneminde yaa
yan biri olarak bu mcadelede yalmzca zahiri bir eliki grr.
Goethe' de dello tmyle iseldir. Mephistopheles ancak
Faust'un kendi psikolojik-tarihsel geliiminin bir vehesini olutur
duu lde gce sahiptir. Ve Goethe'nin byk iirsel baars buna
GOETHE VE AGI

ramen Mephistopheles' i yalnzca Faust'un bir bileeni olmakla


kalmayp, bariz ve zerk izgilere sahip bir figr haline getirme
sinde sakldr. Fakat Mephistopheles'in eytani esi insani alann
dnda yatan bir ey olarak bilinli bir ekilde saf d edilir. (Bu
efsanede dsal ve sihirli olan her eyin Goethe'nin Faust'undan
atlm olmasnn nedeni budur. Eserin seyri iinde bu eleme daha
kat hale gelir. rnein Uifaust'taki "Auerbach 'm arap Mahzeni"
sahnesini sonraki versiyonuyla karlatrmamz bu adan yeterli
olacaktr.) Gerekten de Goethe, Mephistopheles'e kendi eytani
doasn tekrar tekrar reddettirecek ve ironik bir ekilde bastrtacak
kadar (rnein "Cadlar Mutfa"nda) ya da ona ciddi ciddi Faust'un
kurtulu yolunun ya da lanetlenrnesinin yalnzca Faust' a bal ol
duunu, eytanla ya da herhangi bir eytani etkiyle alakas olmad
n sylettirecek kadar ileri gider. Mesela Faust'la konumasnn
ardndan en nemli diyalounun sonunda Mephistopheles yle der:

Ve o bile kendisini eytara teslim etmemiti,


Daha hala malvolmas gerekiyordu.

Doast nitelikleri bu ekilde yadsma eilimi Faust'un salt


yeryzne, dnyaya ball ve ondan tesini reddediiyle etkili bir
ekilde srdrlr. Balangtaki nemli diyalogda Mephistopheles
yle der:

ok az ilgilendirir beni te dnya;


nce sen, bu dnyay ykntya evir,
teki sonra ortaya ksn.
Bu topraktan fknyor benim kvanlanm,
Bu gne aydnlatyor aclanm.
Bir gn aynlabilirsem bunlardan,
Ne olmu, olmam bana ne.
Artk istemiyorum dinlemek . . . (369)

232
FAUST NCELEMELERi

[kinci blmn sonunda daha da kesin bir dille:

Kapaldr bize teye bakan pencere,


Salaktr gzlerin i oraya diken, krptran,
Bulutlarn zerinde kendine benzerler dnen,
Burada evresine bakmal, yere smsk basmal,
Dilsiz deildir bu dnya yetenekli olan iin.
Gerekir onun sonsuzluk iinde dolamas! (622)

Dolaysyla Faust da Mep hi stoph eles de esasen ateisttir. B ir kez


daha, Goethe' nin efsanenin tarihsel sahiciliinden ne kadar ok ya
rarlandn gryoruz. Faust bu szlerle, br dnyay tmyle yok
eder, eylemi radikal bir ekilde yeryzne oturtur, ama yine de ta
rihsel rengini korur. Zira zgl anlamda Goetheci niteliine karn
bu trde dnceler Paracclsus, Giardano Bruno ve Verulaml Fran
cis Bacon'n ana tekabl eder.
Fakat bunun tesinde, Goethe'de efsane, insann iindeki eytani
ve iblise olanaklara kar insann cevherinin korunmas ve kalc
latnlmas iin bir mcadeleye dntrlr.
Goethe'nin Faust'unda eytann kendisi gzknez (sonradan at
lan "Walpurgis Gecesi" fragnanlarnda gzkr). Goethe' nin ey
tan'n azndan dile getirdii iirsel adan muhteem beyitler onun
znn salt altn arzusu ve cinsellik olduunu gsterir. Bu iki "yce
iyiliin" peinden komas eytan 'n bilgeliidir, yani Mephistophe
les' in yukarda aktarlan szlerle insan aklnn kullanld yerler ola
rak tarif ettii eyin seyreltilmemi ve mutlak kusursuzluudur.
Mcphistopheles sadece bu ilkenin tali bir temsilcisidir, ama tam da
yeralt dnyas hiyerarisinde eytan 'dan daha aada olduundan,
eytan'n kendisinden daha tinselletirilmi ve daha tinseldir. eytani
ilkeleri tinsel adan yeterince yksek bir seviyeye karmal, ulvi
letirmelidir ki Faust'la ortak bir ey lem alannda buluabilsin ve ou
zaman dsal bir ekilde de olsa Faust'un i sorunlarna eriebilsin.
Dolaysyla "eytani bilgelii" damtarak insani dile aktarmal dr.
GOETIIE VE M'il

Ancak bu ekilde Mephistophelesi ilke Faust'un (ve Goct


he 'nin) znelliinin bir devindinci gc haline gelebilir. te bu ne
denle Mephistopheles'te Goethe'nin kendi zelliklerinden bazlann
kefctmi olan Ampere'nin eletirisine Goethe onay verebilmitir.
te bu nedenle Mcphistophcles' in hazrcevaplarndan birou nes
nel adan dorudur, hatta Goethe 'nin derin inanlann dile getirir.
rnein Goethe Mephistopheles ' in "Maskeli Yry"te grnme
sini salar ( 1 8 1 8) ve en derin dncelerini yle dile getirtir:

Onun hayatn bize yaamamz iin


verildiini anlamasn saladm . . .
Hayattayken, hayatn tadn karalm!

Yalnzca geliimin somut bir aamasndaki kesin ilev bir duy


gunun, dncenin ya da eylemin insani mi yoksa eytani mi oldu
unu bel irler. Bazen yaltk an temelinde bu konuda bir karara
varmak mmkn bile deildir, ancak aa serdii ve ancak sonra
grlr hale gelecek olan srecin yn temelinde mmkndr.
Bu diyalektik Goethe'nin insanln geleceine olan sarslmaz
inancnn temelidir. Hayr ile er arasndaki mcadele ileriye don
evrimi dourur; er bile nesnel i lerlemenin arac olabilir. Mephi
stopheles'in kendisine ilikin olarak syledii "her zaman er iste
yip, hep iyilik douran o gcn bir parasym" eklindeki nl sz,
bu Goethe'ci dnya grnn en zl ifadesidir. Elbette bu Goet
he'nin buluu deildir. Birok Aydnlanma dnr, zellikle de
kapitalist geliimin zgl ynlerinden hayati kar olanlar (Mand
eville) bu gr aka dile getirmilerdi. Ama bu gr ancak Fa
ust'ta ve "akl oyunu" olarak Hegel ' de Fransz Devrimi'ni takip
eden diyalektik ilerlemeye duyulan yeni inancn temeli haline geldi.
Dolaysyla Faust iin her zaman belirsiz, daimi bir tehlike arz
eden sonulan olan bir mcadele ortaya kar. yiliin tohumlar
erde sakl olabilir, ama ayn zamanda en yce duyguda eytani bir
ey de sakl olabilir, hatta eytani olan ondan bile doabilir. te Fa-

234
FAUST i NCELEMELERI

ust ' un i dramasm oluturan ey bu iki ucu keskin bak arasndaki


dcngelemedir. Ama dier tm traj ik, dramatik bilgeliklerde olduu
gibi, bu daimi ve tehlikeli salnm nihili7me yol amaz. Goethe, He
gel' in felsefi alanda yaptn iirsel alanda yaparak, ahlaki ve top
lumsal greedii btnsel diyalektii n bir esi haline getirir.
Hayr ile er diyalektiinin bu yeni biiminin ilkin kapitalizmin
en igrl gzlemcileri tarafndan alglanm olmas tesadf de
ild ir. eytan' n salt altn arzusu yaygn ve genel bir eilirndir ve
snflara blnm btn toplumlar iin geerlidir. nsann bir
"uzants" olarak, insann insanlar ve koullar zerindeki iktidan
olarak parann zel olarak kapitalizmdeki anlam ise yalnzca Mep
histopheles tarafndan temsil edilir:

Ben alt aygr satn alsam,


Benim olmaz n onlarn erki?
Ben gerek bir insan olmama karn,
Yirmi drt ayam varm gibi gezerim. (94)

Gen Marx bu ksm kapitalizmin bir tanm olarak yorun lamt.


Ekonomik ve Felsefi Elyazmalan nda [1844 E/yazma/an] yle bir
'

analiz sunar: "Para yoluyla elde edebildiim ey, satn alabildiim,


yani parann satn alabildii ey, parann sahibi olarak beni ben ya
pandr. Parann vasflar parann sahibi olarak benim (parann sahi
binin) kendi vasflarmdr ve temel glerimdir. Demek ki ne
olduum ve ne yapabileceim hi de bireyselliim tarafndan belir
lenmiyor. Ben kendim irkinim, ama kendime en gzel kadn satn
alabilirin. Demek ki irkin deilim, nk irkinliin etkisi, iticilii,
para karsnda yok olur. Ben bireysel yaradlma gre topalm, ama
para bana yirmi drt bacak veriyor. yleyse topa! deilim. Ben habis,
ikiyzl, vicdansz, aptal bir adamm, ama paraya sayg gsterildi
inden sahibine de gsterilir. En byk iyilik paradr, dolaysyla sa
hibi de iyidir. Ayrca para beni ikiyzllk zahrnetinden kurtaryor,
bylece drst kabul ediliyorum. Aptaln biriyim, an1a para her eyin

235
GOETHE VE AGI

gerek ruhu olduundan, para sahibi hi aptal olabilir mi? Dahas


para sahibi kendine akll kiileri satn alabilir; insan, aklllardan daha
gl olunca onlardan daha akll da olmaz m? Ben ki, para saye
sinde, insann isteyebilecei her eye sahip olabilirim, o halde btn
insani yetilere de sahip deil miyim? Bu durumda para benim btn
yeti eksiklerimi kartianna dntrmez mi?"
Eer Mephistopheles'in zellikle de birinci blmde sihirle ya
ratt etkileri dnrsek, burada znde var olan ey, Marx' n ana
liz ettii ekliyle insan eyleminin apnn para sayesinde sihirle
geniletilmesidir. kinci blmde, Mephistopheles antika ele alan
blmlerde geri plana ekilir. Ama ikinci blmn dier sahnele
rinde tm senaryonun "byk dnya" senaryosuna dnmne te
kabl eden rol aka, toplumsal olan bir eyin somut ifadesi haline
gelir. Dolaysyla yukanda grdmz gibi, gerileyen feodal dn
yada Mephisto, parann genel olarak d koullar zerindeki ege
menliinin sembol olan kat parann mucidi haline gelir. Ve
retim aralarnda bir devrim olmadan, retici glerde bir gelime
olmadan, bu koullann rmesi ve dalmas parann szmasyla
hzlanr.
Son olarak, Mephisto'nun sihrine bavurmakla, Faust kendi faa
liyet alannn doann insan eylemine tabi klnmas olduunu grr.
Fakat bu noktada, Mephisto da onun en soylu zlemlerinin aynlmaz
bir yareni haline gelir. Mephistopheles'in yardm feodalizm iin
deki kapitalist "ara dnya"y dourrnakla kalmaz, ayn zamanda
uzants ve geliimi de eytarm sunduu bu yardmdan trdr.
Faust'un bir liman vardr ve salam bir ticaret yapar ki Mephisto
da bu ticarette yrtme organ ilevi grr:

Aklk verir dnce gcne deniz . . .


El abukluudur orada ii beceren.
Balk tutulur, bir gemi yakalarur,
Bu ilk ele geirince,
Kanayla ekilir drdncs de;
FAUST NCELEMELER

Ktleir beincisinde durum,


Gc olann hakk da olur.
Ne diye sorulur burada, nasl sorulmaz.
renemedim, ne olduunu gemiciliin:
Sava, alveri, soygunculuk,
Aynlmaz birbirinden bu zl. (608)

Philemon ile Baucis ' in pasoral kk mlk Faust'un byk


mlkne zorluk kartnca, Mephisto Faust'a benzer bir yardmda
bulunur. Faust zavall yallarn maduriyetini engellemek ve onlan
baka yere gndermek ister. Ama onlar buna nza gstermezler ve
dolaysyla Mephisto ile yardmclan mlkszletirmeyi zorla ger
ekletirirler. Mephisto' nun Faust'a sunduu yardm -Faust'un
byk eserini gerekletirilebilir hale getiren yegane yardm- her
yerde sermayenin "ilkel birikim" ini tanmlayan ve on sekizinci yz
yln nemli ngiliz yazarlan tarafndan edebiyatta ve gazetelerde
muhteem bir ekilde tasvir edilen zellikleri sergiler. Ama ancak
Mephisto'da bu zelliklerin hepsi tek bir sembolik fgrde youn
lamtr.
Kapitalizmin eytani ve sinik vehelerinin Mephisto'da ne k
mas, onun kapitalizmin temsilcisi olduu, hatta kapitalizmin yal
nzca "kt zellikleri"nin temsilcisi olduu anlamna gelmez. Ne
var ki burada Mephistopheles'in karakterinin ksmen kapitalist te

melini zellikle vurgulamak zorundayz, nk Faust klliyatnda


hibir yerde -Marx'n aktardmz szleri haricinde- onun karak
terinin bu can alc ynnn anlaldn gremiyoruz. (Birka ro
mantik gerici eletirmenin, rnein Wilhelm von Schtz'un bu
soruna deinmi olmas ok az ey ifade ediyor, zira yazd her ey
tahri fat zerine kuruludur.) Fakat Faust ile Mephistopheles arasnda
Goethe tarafndan temsil edilen ahlaki ve manevi dello ister iste
mez burada ana hatlann izdiimiz temelin ok tesine geer, her
ne kadar tezahrlerinden birou buna indirgenebilir olsa da. Bu
dello insan yaamnn tm nemli sorunlanru kapsar; Mephistop-

237
GOETIIE VE AGI

hclesi elerin ve eilimlerin Faust' un ruhuna etkisindeki dramatik


derecede etkin bir aa-yukan hareketi gsterir. Ve yalnzca mca
delenin btn seyri tanr ile eytan arasndaki bahse cevap salar,
Faust'un kaderinin sonunu gsterir ve insan soyunun gelecekteki
olaslklan zerine Goethe'ci perspektifi ortaya koyar.
Altn ve cinsellik: te Goethe'nin eytan' nn "bilgelii" bundan
ibarettir. Onun hedefi -Mephisto' nun sihrinin ve sinizminin hizmet
ettii hedef- insamn hayvaniletiri lmesidir, "manevi bir hayvan kral
l" yaratlmasdr (Hegel).
Burada Goethe' nin efsaneden ayrlmas zellikle barizdir. Orta
a dindarl asndan -Lutherci ortodoksluk ortaadan epeyce
ey barndrr- cinsellik, insann doal varoluu gnahtr. Dolaysyla
doann kendisi bile eytann alandr; eytan arz kresinin, "dnya
krall klarnn ve onun tm grkemlerinin" efendisidir. Ve insan
ancak Hristiyan br dnyann ileci ilkelerine uyarak ibiisi bo
yunduruk altna alabilir. Dier yandan, Aydnlanma ve ocuu Go
ethe asndan, doayla -hem insan bilgisi ve faaliyetinin alann
oluturan d dnyayla hem de insann kendi doutan gelen zyle
tmyle kart bir iliki vardr. Goethe asndan ikisi de tm insan
geliiminin ve byklnn organik temelini oluturur. te bu ne
denle Goethe ortaa dnya grnn bariz kalntlanna dman
olmakla kalmaz. ayn zamanda dier alardan ilerici olan ada
lannda bile onu uzaktan da olsa hatrlatan her eyi reddeder. te bu
nedenle birok yorurncunun yapt gibi, Goethe ile Kant arasndaki
zsel bir ilikiyi Faust'a tamaya almak yanltr. Bir yandan.
genliinin ilk dnemlerinden itibaren, Goethe doann bilinemez
lii, kendinde-eyin bilincmezlii eklindeki Kant ncm1eyi red
detmiti. (rnein Merck'e bir mektubunda yle yazar: "Doa bu
ekilde var olur: Anlalmam, ama anialamaz deil.") An1a belki
daha da ateli bir ekilde, Kant'n insamn ampirik ve fiziki doa
sndaki "kkl er" anlayn reddeder.
Bu antitez yukarda analiz ettiimiz trajik Tin sahnesiyle elii
yor grnmektedir. Fakat bir kez daha. Tin 'in onun hakknda Goet-

238
FAUST i NCELEMELERi

he'nin doa felsefesinin temel noktasn oluturan eyden daha faz


lasn ifade etmediini vurgulan1ak gerekir: Doann sonu gelmez
dnm ve kendi kendini yenilemesi. Tin Faust'la ilikiyi nerede
reddeder? Hangi bilginin olanaksz olduunu dnr? Gen Geet
he' nin burada kahramans, trajik ynden beyhude bir bilgi aray
olarak temsil ettii ve ayn zamanda stesinden geldii, insan ile
doann dorudan gizemci zdeletirilmesidir.
Bu "stesinden gelne"yi biz de biliyoruz. lk sahnesi. Faust'un
dorudan bilginin genlik biimini at ve doaya dair doru bil
giye ulaan bir yol izledii "Orman ve Maara" sahnesidir. Ama
Faust (ve onunla birlikte Goethc) MHi kendisinin "felsefi doa du
runu"nda bulur. Bu bilgi hala Faust'un hayatnn yol gsterici ilkesi
olarak hizmet gremez. Tersine, bu onu baka bir trajediye gtrr.
( leride, bu sahnenin Gretchen trajedisinin dnm noktasn olutu
ruyor olmasnn tesadf olmadn greceiz.)
Bir sonraki sahneyi, ikinci blmn ilk sahnesini analizimizin
seyri iinde zaten grdk. Bu sahnede Goethe insann ve ahiakn
tesinde doann saaltc gc olduunu gsterir. Fakat burada Tin
sahnesinin traj ik ikilemine daha ak ve daha somut bir yant da
verir. Artk saaltlm olan Faust gnein douunu grr. Gne
nlanyla kr olan Faust (eskiden Tin'in grnyle kr olduu
gibi) yzn evirmek zorunda kalr. Ama sonu artk traj ik bir a
tma deildir. Faust artk doay anlamaktan ve doann keyfini
srmekten alkonduuna inanmaz. Doa karsnda haz alan ve an
layan bir tutum -"Gne arkamda"- sergiler: "Renkli suretiyle hayat
karmzda." Bu, doa felsefesinin yeniden douunun ve onun yeni
estetiin douuyla yalundan ilikisinin iirsel ifadesidir: Doa bil
gisinin geliiminde gen Marx tarafndan Schelling'in genliinin
"drst fk irleri" ad verilen dnem. Tm sahne Helena trajedisinin
felsefi girizgah ilevi grr, tpk "Orman ve Maara"nm Gretchen
trajedisinin dnm noktasn oluturmas gibi.
Yukanda bahsedilen iki sahne eserin btn asndan ne kadar
nemli olsa da, bal bana dramatik deildir. Bunlar zet duraklar,

239
GOETHE VE AGI

dnm noktalar, tefckkr noktalardr. Her ikisi de monoloa da


yaldr; her ikisinde de Mephistopheles yoktur. ("Orman ve Ma
ara"da sona doru ortaya kar; dierindeyse hi grnmez.)
Ancak Faust'un banda doay anlama giriimi trajedinin odak
noktasn oluturur; ancak sonda doann anlalmas Faust ile Mep
histopheles arasnda son belirleyici tartmann temelini oluturacak
toplumsal eylemle akr.
Goethe'nin doa karsndaki tutumunu doru bir ekilde anla
mak yalnzca Faust'un ideolojik yaps asndan nemli deildir;
ayn zamanda, Faust ile Mephisto arasndaki ilikinin anlalmas
iin de vazgeilmezdir. Zira Faust yorumculan arasnda Mephis
to'yu Tin' in adam olarak gren bir ekol vardr (ilk temsilcisi Kuno
Fischer'dir). Bu tezin pratikte bir deer tamamas bir tarafa
("Gkte Prolog"u anlamsz hale getirmekte ve en fazla, Goethe'nin
ok savsak bir ekilde alp gzden geirilen eserde bizzat at
anlayn kalntlarn deitirmeden braktn gstermektedir),
tm Goethe'ci doa anlayn Hristiyan ve ortaac bir doa an
layna dntrr. Zira bu rnekte, Tin bir doa ilkesi deil, bir
eytani ilkedir. Geleneksel Faust efsanesinde ortodoks Lutherci ei
limlerin nevzuhur etmesidir ve Goethe'yle hibir alakas yoktur.
Goethe'nin doa anlaynn temel fikri doann insandan ve ir
sann grlerinden (ahlaki ya da dier trl) bamszldr. El
bette, bu ekilde tasavvur edilen doann, ikinci blmn birinci
sahnesinde bir saaltc g olarak tezahr ediyor olmas gerein
den, Goethe'nin idilik bir doa anlay olduu sonucu kmaz. Tm
trajedi asndan kartlacak sonu, daha ziyade, insann doa g
leriyle iddetli ve her an deien mcadelesidir. Eer en sonda,
Mephisto bir perspektif olarak Faust'un tm mrn adad al
malarn doal gler araclyla yok etmeyi nne koyuyorsa, bu
ekilde doann ve Goethe'nin doa anlaynn yalnzca tek bir y
nn -alayc bir mbalaayla, ama yine de adil bir ekilde- ifade
etmi olur. Baladlarnn onu Fausl zerine almaya geri dndren
bir sanatsal etken olduunu Goethe bizzat sylemitir. Goethe'nin

240
fAUST iNCELEMELER

doann idilik olmayan, tekinsiz gzellikte, batan kartc, ama


teh ditkar ve ykc ynn ne lde alglayp iirsel adan yeterli
bir tarzda ifade ettiini fark etmek iin Erlknig gibi baladlar d
nmek yeterl i olacaktr.
Elbette Goethe' nin bu baladlar doay kendi iinde tasvir et
mekle kalmaz, ayn zamanda doa ilc insan arasndaki dsal etki
leimi de tasvir eder. Bylece Goethe asndan doaya hkmetme
mcadelesi nemini her zaman korur. Esaslar her zaman traj ik ve
traj ikomik atmalardr ve bu atmalar insan tarafndan en mah
rem srlar ve yasalar kavranmad takdirde otomatikman ykc
hale gelen glerin salverilmesinden doar ("Sihirbazn ra").
Burada da Goethe'nin temel dnce izgisi Hegel'inkine para
lel ilerler. nsan eyleminin sonucu her zaman nesnel adan insann
duygularyla hareket ederken niyetlendiinden baka bir eydir. Be
eri toplumun hareketi ve geliimi bireylerin duygularndan yola
kar, ama sonular bireyleri aar ve kendi eylemlerinin sonularna
bal hareket eden insanlan yaratr. Bu anlay Faust'un tm yap
sna sirayet etmitir ve Goethe'nin her trl salt bireysel ahlak, en
telektel ve iirsel o larak amasnn neden zorunlu olduunu
aklayan sebeplerden biridir. Mephisto yle der:

Sonunda, hala daha kendi yarattmz.


Canllara barnlyz.

Goethe'yc gre, insan kendi i likiler anda yaar. Ayrca insan


doann bir parasdr, makro-kozmosla ayru doal glerin iledii
bir mikro-kozmostur. Goethe insann duygularn -dorudan bakl
dnda- bilinmeyen kaynaklardan neet eden. ara ara (grnte te
sadfi bir ekilde) alevlenen ve bir kez serbest kaldnda ngrlc
meyen bir hedefe doru yol alan bir tr doal g o larak grr.
Ama Goethc asndan duygu yalnzca doadandr, ama doayla
zde deildir. Zira duygular tm kltrel yaam kucaklar ve onun
en ileri hedefleriyle ilikilidir. Kltrde ilerleme, ama ayn zamanda

4
GOETHE VE AGI

tehlikeleri, ykm, kaosa ve barbarla dnm duygular olmadan


olanakszdr. Duyguya hakim olunmas, yceltimi, insan trnn
gerekten byk hedeflerine yneltilmesi. te Goethe'nin etii
budur! Kant darkafallarn zannettiinin aksine, Goethe asla ah
lakd deildir; hele hele radikal darkafallarn iddia ettii gibi,
asosyal hi deildir. Onun ahlak, her duyguya kendisini ifade edip
trlerin karna olacak ekilde gelime olana tanyacak bir yol
arar. Duygularna hakim olmak derken, Kant gibi bunlarn kat bir
ilekelikle bastrlmasn anlamaz. Daha ziyade, Rnesans'n
byk adamlar ve ayrca Fourier gibi, insanlar arasndaki ilikilerin,
duygularn insan faaliyeti iinde snanmasnn insanlan kendileri
hakknda gerek bir bilinlilie, yani potansiyellerinin tmyle ge
limesine, aa serilen duygularn ahenkli bir dengesine varaca
bir insanlk ve insan ilikileri durumunu kasteder. stelik bu ahenk
yle bir tarzda olmaldr ki insann i ahengi dier insanlarla uyu
munun devindirici gc olmaldr.
Goethe yaad ada bu itiyaklarn ister istemez atmayla
ykl olduunun, hatta trajik bir nitelii olduunun tmyle farkn
dadr. Ama bu farkndalk onu bu arzulardan vazgemeye gtrmez.
Bir yandan, insan ilikilerine dair, bu tr eilimlerin ona gerekle
ebilir grnd topyac imgeler tasarlar. (ki Wilhelm Meister
de farkl ekillerde olmakla birlikte bu soruna verilmi yantlardr.)

Dier yandan, bu geliim olanaklarndan (grece) bir azami yi, (g-
rece) bir taml gerekletiren bireysel kaderleri resmeder. Faust
bu iki eilimin bir sentezidir.
Ancak bu perspektiften bakarak Faust ile Mephistopheles ara
sndaki dello anlalr hale gelebilir. "Gkte Prolog" hayr ile er
(Tanr ile eytan) sorununu tm insanlk asndan nesnel olarak
formle eder; Faust'un kaderi burada yalnzca bir rnek olarak g
zkr. Faust klliyatnda bahis konusunda grece az tartma vardr,
ama znel ve ahlaki sonucu iin ayns sylenemez. Yorumcular Fa
ust'la bahsi kazanann Mephistopheles olup olmadn ya da
Faust' un son szlerinin ("Dur, bekle biraz, ne gzelsin") bahis ko

2
FAUST NCELEMELERi

ullarn karlayp karlamadn sk sk gndeme getinnilcrdir.


Gerekte Faust ile Mephisto arasndaki karlama, bahis asn
dan bile, yalnzca muharebe meydannda bir karlamadr, bir a
tmadr. kisi de bahsi kabul etmesine karn, ayn szlerden
tamamen farkl anlamlar karrlar. K1ephisto Faust'a hayatn zevk
lerini, hayattan tmyle keyif almay nerir ki bu durum Faust'un
nceki aratrmac yaamyla elimekle kalmaz, ayn zamanda -
soyut adan, ama yalnzca soyut adan bakldnda- Faust'un z
lemine denk der. Somutta ise, Faust'un aklnda farkl bir ey
vardr: Hayattan keyif almak deil (bu yalnzca bir aratr), bireysel
potansiyellerinin gerekletirilmesi, dntrlnesi ve bylece dn
yada snanarak, gereklie nfuz etmeyi, renmeyi ve hkmetmeyi
renmesidir. Hem soyut bilgiden hem de dolaysz sezgisel bilgiden
hayal knklna urayan Faust umutsuzlua kaplarak, tutkulu bir
ilecilik kart olur. Ama o zaman bile, en derin temayllerinin t
myle farknda olmamasna karn, salt hazcl, hayattan -Mephi
stopheles'in anlad anlamyla hayattan- duyumsal haz almak iin
keyif alnay kmser.
Gocthe 'nin hayat ve hayattan keyif almay nasl anlad ou
zaman yanl anlalmtr, oysa zaman zaman bu konuda grlerini
mulakla hi yer brakmayacak ekilde dile getirmitir. Yalnzca
tek bir rnek vermek istiyorum, Weimar'daki ilk yllarnda Lava
ter' e yazd mektuptan bir para: " . . . Dnyann ok renkliliinden
bir paray tekilerle birlikte san1imi bir ekilde zevk alarak yaa
dm. Rahatszlk, umut, ak, emek, sefalet, macera, can sknts,
nefret, aptallk, haz, beklendik ve beklenmedik eyler, derin ve s
olan eyler, tpk zar atm gibi . . . "

Bu Goethe'ci yaarn ve yaamdan keyif alma anlay Faust'un


Mephistopheles ile bahse girdii u szlerde yanksn bulur:

Bir gn, kmltsz uzanrsam tembel yatana,


Yok olup gittim demektir!
Bir gn kandrabilirsen beni martarak,

24
GOETHE VE AGI

Kendi kendimi becnir duruma getirirsen,


O, benim son gnm olsun!
Bahse girerim bu konuda. (88)

"Dur, bekle biraz", bu zlernin nihayete ermesi olarak tasavvur


edilir. Goethe'nin gereklik anlayna gre ise, gerekleebilir de
ildir. Ve iirde bile gereklemez. Faust'un son szleri bir fantazi
dir, bir gelecek vizyonudur. ite yalnzca ama yalmzca bu vizyona
atfla (yani u an yaanan ana deil) yle der:

Diyebilirdm ben o ksack sreye:


Dur, gitme, sen ne gzelsin ...
Byle yksek bir mutluluun nduygusunda
Tadna vanyorum bu en st ann. (629)

Goethe burada, tpk hemen nceki msralarda olduu gibi, kul


land dille bile gereklemenin ada-olmayan, dilek kipi niteli
ini vurgular. ("isterdi", "diyebilirdim", "nduygusunda" der.)
Mephistopheles'in cevab bunu daha da vurgular. Onun asndan
Faust'un cokusu tamamen anlalmazdr. Burada hibir tatmin gr
mez, hayattan keyif almann zerresi bile yoktur; ihtiyar Faust'un
cokusunu yatan kaynakl bir kafa karkl durunt olarak grr:

Bu son, kt, bo evreyi de,


Alkoymak istiyor bu yetersiz adam.
Tm gcyle bana kar direnen kii,
Zaman sryor etkinliini, yatyor kumsalda,
Bu yal, saat duruyor imdi. (630)

kisi arasndaki mcadelenin ilerleyii burada gayet aktr. Faust


hibir zaman Mephistopheles' in umduu gibi "yatmaz kurnsalda";
gerekte olmasa da ryct halinde grd tatmin ile Mephistophe
les'in inand hayattan keyif almakla hibir alakas yoktur ve hibir

244
FAUST iNCELEM ELERi

zaman da olmamtr. Hayattan keyif almann anlam sorunu sz


konusu olduunda, Faust ve Mcphistopheles her zaman birbirleriyle
yanrlar.
Gelgelelim aralanndaki dello sahte bir mcadele deildir, zira
Mephistophelesi eler Faust'un en ulvi anlarnda bile vardr.
Mephistopheles'in horgrs ou zaman Faust'un i dnyasnda
verdii mcadelelcrin nne geer ve tek tek her durumda Mephis
to'nun hatal olup olmad, hatta savata yenilip yenilmedii bile
kesin deildir.
Deiik durumlarda doal olarak farkl bir yaknlk ve uzaklk
vardr, belli vurgular farkl birleimler sergiler. Mephistopheles'in
Faust asndan temsil ettii tehdidin ritmi hi de basit bir alalan
izgi oluturmaz; hele hele bu ritim biri yce dieri adi, bir zel di
eri kamusal eylem alanlarnn ritmiyle hi ayn deildir. "Cadlar
Mutfa"nda, "Auerbach'n arap Mahzeni"nde, tpk "Walpurgis
Geccsi"nde (ideal ierii bakmndan, yalnzca ilk iki sahnenin fan
tastik bir younlamasn temsil eder) olduu gibi, Mephisto reh
berdir, oysa Faust bazen ilgili, bazen skkn bir gzlemcidir. Ayn
ekilde, Helena 'nn grn haricinde, Faust saray sahnelerine
isel olarak katlmaktan ziyade kysndan kesinden bylar; bu
rada da Mephisto balca aktifkarakterdir. Salt duyumsal hazzn bu
sahnelerde uyandrlan tm baya igdleri (aksnncaya tksrn
cya kadar yemek, iki, fuhu), kariyerizmin tm kk tutkular
(byclk ve arlatanlk olarak tarihsel biimlerinde) Faust'un
zsel doasna asla belirleyici bir etkide bulunmaz. Dier yandan,
daha nce grdmz gibi, Mephistophelcs ' in antikan yeniden
douundaki rol salt bir koroya indirgenir. Dolaysyla Goethe'nin
hayattan keyif alma ve bedensel haz anlayn anlamak iin Fa
ust'un Helena'ya aknn Goethe tarafndan antikadaki anlamyla
naif ve drst olan (ama gizli kapakl olmayan) bir duyumsallk ze
rinden ifade edildiini vurgulamak nemlidir. Nitekim bu, rnein
Y.T. Fischer' i ahlaki adan fkelendinnitir. Dolaysyla Faust ile
Mephistopheles arasndaki kartlk hi de ilekelik ile bedensel

245
GOETHE VE AI

hazclk arasnda bir kartlk deil, hayattan duyumsal zevk almann


erevesi iinde insani olan ile eytani olann somut ve gerek di
yalektiidir.
Dolaysyla -tam da olumsuzluu bakmndan estetik ve ahlaki
anlamda son derece nemli olan bu ara oyunlar haricinde- Faust ile
Mephisto arasndaki dellonun sonianma noktas vardr: Yuka
_nda ele aldmz bahis, Gretchen trajedisi ve Faust'un pratik faali
yet alan.
"Kk dnya"nn tm sorunlar, kiiliin geliimine dahil olan
herkes, nihayet Gretchen trajedisinde toplanr; toplum ve tarih ancak
arka plan olarak, muhit olarak belirir. Bu trajcdinin nemi o kadar
byktr ki, zellikle de tm eserin sonu ksm ancak bu temelde
anlalabilir olduundan bunu ayn olarak ele almamz gerekir. Bu
rada trajediyi Mephistopheles ile ilikilendiren vehesine yalnzca
geerken deinebiliriz.
Faust'un Auerbach'n arap mahzeninden sklm bir seyirci
olarak getiini, orada var olan aleni plak ehvetin hayata duyduu
zlemle alakas olmadn sylemitik. Gelgelelim Faust'un Gretc
hen'e duyduu ak -ki bu ok derin bir "grngbilimsel" zellik
tir- en batan itibaren o yce ve belirleyici insan ilikisi deildir,
ancak eylem srasnda bu hale gelir. Faust sinik ve insanlk d ol
gulanyla en baya cinsel hazdan manevi ve fzikl tutkulu aka
kadar bireysel akn en temel aamalarnn hepsinden geer. (Burada
da Faust'un ateli ak zet bir biimde insan soyunda akn dou
unu temsil eder; Gretchen trajedisini gen Gocthe'deki dier ak
temsillerinden ayran da budur.) Snfl toplumda ak ilikilerindeki
Mephistocu elerin varl -bunu daha sonra ayrntl bir ekilde
ele alacaz- hemen hemen kanlmaz olduundan (zellikle de bu
rnekte olduu gibi, aklarn toplumsal durumu ve eitimi ok
farkl olduunda), Faust ile Mephisto arasndaki mcadelenin yo
unluu ak ilikisinin younlamasna ve daha da gelimesine pa
ralel olarak artar. te bu nedenle ncesinde "Orman ve Maara"
sahnesini Faust'un Gretchen'e duyduu akn dnm noktas olarak

246
FAUST INCELEMELER

adlandrdk. Faust bu aktan yalnzla kaar. Ak ve doa tefekk


rnden duyulan coku ona Tin 'i i-:;eren trajediyi ie dnk ekilde
amasn salayan o manevi ve duygusal itkiyi verir. Ayrca Gretc
hen'e duyduu saf ve soylu ak alevlenir. Onu kurtarmak iin Gretc
hen'i terk eder, ama ayn zamanda ona kar zlemle yanp tutuur.
Mephisto imdi sinik bir ekilde her itkiyi kendini kandrma olarak
tehir etse de, Faust' un zleminin yalnzca plak cinsel ynn
grse de, Faust'un i atmasnn en derin zne olmasa bile en
azndan merkezi bir sorununa deinir.

Mephistopheles: lml olmaktan kurtulmak,


Sonra yksek bir sezgi (bir iaretle)
Sylemeye dilim varmyor, tamamlamak.

Faust: Tuu sana be!

Mcphistopheles: Demek bunu beenmiyorsunuz!


Sizin, utancnzdan tuu demeniz doru.
Soylu kulaklara soysuz szler duyurulmamal,
Soylu gnller soyluluktan geemezler. ( 1 93)

Mephistopheles'in burada grece hakl olduu aktr. ok ben


zer ekilde, etkileyici dzyaz sahnesi "zgn Gn"de, "o ilk deil"
szleri ve "onu ykma srkleyen kimdi, ben mi sen mi?" szleri
gerekten de pimanlktan kvranp duran ve Mephistopheles t
myle hakl olduundan verecek bir kar cevap bulamayan Fa
ust'taki ahlaki atmann merkezini gerekten aydnlatr.
Goethe'nin bu ak trajedisi temsilinin derinlii ve genilii, ha
yatn tm ahlaki sorunlarnn dolayl ya da dolaysz olarak onda
ifade bulmas ve Mephistopheles 'in Faust'un tereddtleri ve pat
has'una ramen kendi sinizmini byk bir hakllkla hemen her
yerde geerli klabilmesinde tczahr eder. Yalnzca bir rnek daha
verelim. Mephisto, Gretchen'i batan kartabilmek iin, Faust'un
Martha Schwerdtlcin' n kocasnn ldne dair yalanc tanklna
247
GOETHE VE AGI

ihtiya duyar. ilkin Faust sahte beyanda bulunmay rcddeder, ama


bunun zerine Mephisto ilgin ve derin bir argman sunar. Bu ar
gman, Mcphisto'nun planlannn gereklemesi iin bu beyann
pratik gerekliliini vurgulamaktan ziyade, Faust iin ok daha mer
kezi bir sorunu ortaya koyar:

Be mbarek adan ! Daha koyduum yerdesin!


Yaamnz boyunca ilk kez mi,
Yalanc tanklk etmi olacaksnz?
Siz tanry, dnyay, iinde yaayanlar,
Banda, gnlnde olanlar,
Vargcnzle, yrekten, tanmlanadnz m?
Bunu atak bir alnla, serin yrekle yapmadnz m?
inizi yoklarsanz, iyice, dosdoru,
Birden aklama gerei duyarsnz ki, burada
Ancak bay Schwerdlein 'in lmn biliyorsunuz. ( 1 74-5)

Dolaysyla tm ak trajedisi kelimenin en geni anlanuyla Mep


histopheles zerinden dner. Mephistopheles akn en derin ekir
deine doal olarak nfuz edemez -Gretchen zerinde dorudan bir
etkide bulunanadn kabul eder- an1a tm ak trajedisi yine de her
yerde onun etkisi ve eytani eleriyle doludur. Birinci blm n so
nunda syledii korkun "benimle gel!" laf bazlar tarafndan
Faust karsnda kesin bir zafer olarak yorunlanmsa da, bu, b
tnsel durumun zorunlu bir estetik ve ahlaki sonucudur.
kinci blmn son sahneleri ok farkl bir ekilde geliir. Dsal
olarak, daha fazla monolog gze arpar; isel olarak ise belki de
daha dranatik ve traj iktir. Monolog zerine bir vurguyla ina edil
mitir, nk Mephisto kiisel olarak en kritik i mcadeleye,
Faust'un ona kar yrtt traj ik mcadeleye dorudan katlmaz.
Grdmz gibi, Faust kendisini pratik olana, doann boyundu
ruk altna alnnasma vakfetnitir. Dnyadan alnan estetik zevki
bile amtr, elbette ona alm ama henz yok edilemeyen bir ey

24&
FAUST NCELEMELER

olarak davranr. Ama Mephistopheles'in ruhu pratik eyleme, yani


ins anlk iin ortaan eytani ve sihirli kaosundan mmkn olan
yegane k yoluna, bireysel ak iin olduundan bi le daha fazla
tehdit tekil eder. Bu noktada, yalnzca yukarda analiz etmi oldu
umuz kapitalizmle derin i ilikisini dnmemiz yeterli olacaktr.
Faust'un suu -rnein Philemon ve Baucis'in ykmnda- bu
sahnelerde, Gretchen trajedisinde olduu gibi bireysel deildir. Me
seleyi bu ekilde kavramak birok yarumcunun yzeyselliini gs
tem1ektedir. Philemon ile Baucis' in lmnn ardndan Faust'un
Mephistopheles' e lanet okuduu dorudur, ama sonraki i mcade
lelerinin Gretchen'i kurtarmaya alt dnemde yaad bireysel
ahlaki pinanhkla artk hibir alakas yoktur. Bu mcadeleler daha
derine yaylr ve tm balamla, onun davran eklinin, Philemon
ilc Baucis'in ykmn zorunlulukla douran durun1un tm toplumsal
ve insani temelleriyle alakahdr.
Faust'un bu noktada karlat ey znt'nn teccssmdr.
Kendi tinsel balannda o, Mephistopheles'in uladr: Onun g
rnnn anlam ve mahiyeti tm insanln ilerleme abasnn ki
birliliidir; tek fark, Mephisto'nun aksine, onda bu eilimin alayc
bir sinizmde deil, drste umutsuz ve karamsar bir biin1de ifa
desini bulnasdr. znt fgr, insann emellerini gerckletinne
olana asndan, Hegel'in tabiriyle "sefil sonsuzluklar''na olan i
grlen bakmndan, bunlar ilkesel olarak baannann olanaksz
lna ilikin olarak bir i umutsuzluu cisimletirir:

Ele geirdin1se bir kimseyi ben,


Yarar gelmez ona dnyada bir nesneden,
Sonsuz bir karanlk kaplar ortal,
Ne doar ne de batar gne . . .
Bilmez yararlanmay da
Bunca zenginliinden,
Mutluluk, mutsuzluk kayg verir ona,
Alk eker bolluk iinde,

249
GOETHE VE AI

Brakr kvanc da, znty de


Baka bir gne, yarna erteler,
Gelecee balanmtr yalnz,
Bu yzden bitmez onun ii de. (623)

Faust bu ayartmay, Mephistopheles'in drst bir umutsuzlua


dnm olan sinik "bilgelii"ni de kararllkla reddeder. Fakat
Faust bunu, onun da kendisinin en derin zlemlerinin eytani bir
kankatrn ifade ettiini hissetmeden yapar:

ekil git! Ne kt yineleme bu,


En usluyu bile deliye evirir. (623)

Zira Faust hemen ncesinde en derin psikolojik inanc olarak


unu ifade ettiinin bilincindedir:

Dolarken kvan da duyabilir ac da,


Hep mutluluk iinde kalrnamal ! (622)

Dolaysyla znt 'nn Faust karsnda psikoloj ik ya da ahlaki


bir otoritesi yoktur. Yapabilecei tek ey onu fiziksel olarak kr et
mektir, ama dier birok erkek gibi manevi yndeiJ kr etmek sz
konusu deildir.
Fakat Faust'un muzaffer bir ekilde katland bu mcadele, ken
disinin yalnzca znel dzeyde, ancak eilim, istek dzeyinde s
tnle sahip olduu bir baka mcadeleyle yakndan ilikilidir.
Philemon ile Baucis'i ieren epizod ile znt'nn ortaya k
arasnda, kapsnn nnde baz pheli hayaletimsi sesler duyduk
tan hemen sonra, Faust hayatn gzden geirmek ve yeni bir prog
ram belirlemek ister:

Bo grntler gibi bouk sesler,


Sunlan atamadm, uzaklatramadm,

50
FAUST NCELEM ELER

Kovabilsem yolurudan byy,


Unutabiisem byc szlerini, durabiisem
Karnda senin ey doa! Bir kii olarak
O zaman emee deerdi bir insan olmak.
te byleydim karanlklar iinde, dolamadan,
Ar szlerle kendime de, dnyaya da svmeden nce.
imdi grntlerle dolmu ortalk
Kimse bilmiyor bundan kurtulmann yolunu. (620)

Faust'un Mephistopbeles ile gemiinden ilk kez aka bahsettii,


Mephistophelesi sihri reddetmeye ilk kez karar verdii yer burasdr.
ahlaki sorunlarna gelince, znt'yle olan sahnede znel d
zeyde baarl olur. Onu sihir yardmyla ortadan kaldrma armsunu
bastrr, ama kendisinin sihirden kurtulabilecei konusunda ok az
yanlsamas vardr: "Cinlerden kamann zor olduunu biliyorum."
znt 'nn ayartmasn reddedip kendisini tm gcyle lmeden
nce tamamlamay umduu byk greve adadnda, Mephistophe
les ile ruhlarndan yardm almaya hi tereddt etmeden devarn eder.
Artk kusursuzlatnlabilirliinin snrlarna yaklatndan,
Faust'un reddetmek istedii ve ancak smrl lde reddedebilecei
bu sihir nedir? Yzeysel modem deha klt Faust'un "insanst" ni
teliini tam da bu sihirde grr. Hermann Trck'e gre, Faust sihri
reddettikten sonra bir filistenden baka bir ey deildir. Bu Schopen
bauer 'dir, Goethe deil. Schopenhauer asndan deha bir "monstrum
per excessum", anln bir yaratyd; Goethe iin ise, tmyle ge
limi normal insandan baka biri deildi. Gerekte ve ayrca Go
ethe'nin grne gre, Faust hibir zaman kendisini sihirden
kurtarmaya alt sahnelerde olduu kadar yksekte durmaz.
Faust'ta sihrin anlam hibir zaman iirsel kesinlikle tanmlan
maz. Daha nce grdmz zere, Faust'un kendisi bunu Mephi
stopheles ile yapt anlamann bir sonucu olarak tasavvur eder:
zgl biimiyle tm baanlarn gerekletirmesini salayan g
lerin toplam olarak. Ve ite tam burada -iirin doruk noktasnda,

251
GOETI I E VE AGI

teknik ve ekonomik faaliyetin doa glerine hkmetmek iin ya


rarl olduu noktada- Mephistopheles'in yukanda da bahsettiimiz
kapitalist esi belirleyici bir nem kazanr. Tekrarlayalm: Mephi
stopheles yalnzca bu deildir. Mephistopheles adeta bir deha gibi
ayrlmaz biimde bir ortaa heyulasdr. Nitekim iirsel genelle
menin dehas tam da onun ynettii alemin bykl ve genili
inde sakldr. Mephistopheles tm toplumsal gleri ve ayrca
"manevi hayvanlk krallnn" eilimlerinin ya da en azndan ola
naklarnn hkm srd toplumsal glere dntrlm olan
doal gleri ve insan duygularn kontrol eder.
Dolaysyla Mephistopheles'in Gretchen karsnda hibir oto
ritesi yoktur. "Onun zerinde hibir etkim yok!" der. Onun varlna
ancak ona hediyeler vererek, merakn uyandrarak, kibrine, ss tut
kusuna oynayarak, Martha'nn araclndan yararlanarak, iinde
sakl olan tm kt igiidleri uyandrarak szabilir. Onun gc, var
olan her trl potansiyel ktln, tm sakl ktlk eilimlerinin
geree dntrlmesine hemen yardm edebilmesinden gelir.
Sil'ri ise bu amaca uygun tm d aralar -sayesinde ok derin kk
leri olmayan tm psikoloj ik direnileri mthi kolaylkla alt edebil
mesini salayan aralar- zerinde snrsz egemenlie sahip olma
sdr.
Ama Goethe, Mephistopheles'in byl inalannn gerek ah
laki zlerine uygun olarak hareket eden insanlardan hibir fark ol
madn her zaman vurgular. Dolaysyla Mephistopheles'in teki
mparator karsnda zafer kanp korsanlk eylemlerine girime
sini ve Philemon ile Baucis'i yok etmesini salayan sihirli yardm
sunan ..alegorik serseriler" Habebald, Eilebeute ve Haltefast psiko
lojik adan vahi paral askerlerden baka bir ey deillerdir ve bu
ikincisi ile dnemin ..drst askerleri" arasndaki fark bir gerek
likten ziyade szcklerle alakaldr. ("Bilmeyen yoktur ne olduunu
doruluun, Bakalarn smrmek derler onun adna." [589])
Ancak d glerinin, bireysel eylem alanlarnn geniletilmesi on
larn sihirli gzknesini salar. Marx ' n Mcphistopheles'in alt ay-

252
FAU ST NCELEMELER

gr hakkndaki yorumu sayesinde bu sihrin toplumsal mahiyctini


yeterli ekilde kavrayabiliriz.
Dolaysyla Faust kendisini sihirdcn kurtarmaya altnda,
yalnzca kendi gcyle, kendi faaliyetiyle hakk olarak grd eyi
pratikte gerekletirebilecei nom1al bir hayat peinde komaktadr.
Fakat Goethe'nin bildii, Faust'un da phelendii zere, bu ola
nakszdr. Mephisto 'nun yardm olmasayd, Faust alma odasnn
umutsuz acizliine geri dnmek zorunda kalacakt. Bu geri dnn
bir kapitalist irkette mhendis olarak tali bir pozisyonu kabul etmek
olup olmamas sorun asndan nemsizdir.
Goethe incelikli ve dikkatli yaklamyla bu bak asn hem
balangta hem de sonda vurgular. Faust'un tm ideolojik atma
larn sralad ilk byk monolounda baka eylerin yan sra
unu da syler:

Ne param var, ne malm, ne soyluluum,


Ne grkemim, nm bu yeryznde.
Daha ok yaamak istemez, byle, bir kpek del
Bu yzden verdim kendimi bycle. (3 1 )

znt'nn yer ald sahneden nce, yalnz gzkmez, aksine


drt yal kadndan yalnzca biridir. Fakat bunlarn (Yoksulluk,
Bor ve Sknt) Faust'un eiini geemez: "eride zengin bir adam
yayor. . . " Dolaysyla salt Faust zengin ve gl olduu iin -Mep
histopheles 'in yardm sayesinde- yalnzca znt 'yle, ideolojik
ktmserlikle mcadele etmek zorunda kalr, ama Yoksulluk ya da
Bor'la ayns olmaz. Sonrasnda kartlan bir fragnanda bu daha
da ak ifade edilir. Daha nce de belirtildii zere, Faust burada
Mephistopheles ile balarn kesin olarak koparmak ister. Fakat
Mephisto meseleyi trajik olarak alglanaz:

Herkes kendinde yeterince bilgelik olduunu dnr;


Ama parann eksikliini daha abuk hisseder.

253
GOETHE VE AI

Goethe snfl toplumda ve zellikle de kapitalizmde bireyin bu


durumunun her zaman farkndayd. Bunu eserleri, mektuplar ve ko
numalarndaki saysz pasaj la destekleyebiliriz. Ama biz yalnzca
tek bir karakteristik rnek vereceiz. Goethe yallnda, Soret ilc
"radikal aptal" Bentham hakknda derin bir sohbet etmiti. Soret sa
vunmaya gemi ve Goethe ngiltere'de yaam olsayd, onun da
suiistimalleri tehir eden biri olacan sylemiti. Goethe hemen
Mcphistopheles'in tarzn ve tonunu benimseyerek "Beni ne zanne
diyorsunuz?" diye yant vermiti. "ngiltere' de yaayan biri olarak
suistimalleri bulup kartp, herkesin gz nnde tehir ederek,
bunlar zerinden mi geinecektim? Ben ngiltere'de dosaydm,
aylk 30 bin sterlin geliri olan zengin bir dk ya da piskopos olur
dum."
Hem Faust'un sonu hem de onun teori-pratik birlii zlemi ve
insan trnn Mephistopheles'in aktif yardm olmadan baarmas
nesnel adan olanaksz olan pratik ilerleyii, tam da pratik faaliyetle
gerekleir. Burjuva toplumunda retici glerin geliimi ancak ka
pitalizm altnda mmkndr. Tam da bu nedenle Faust'un isel ola
rak sihirden uzaklama giriimi beyhudedir. Tam da bu nedenle
onun insanlk iin parlak bir gelecek hayali ancak hayalden ibarettir.
Ama hayaln ierii ok nemlidir. Goethe gibi Faust da tm
devrimiere kardr. Ama bu bilinli arzu, Mephistophelesi sihirle
balarn kopard -en azndan znel olarak- burada, insan trnn
en byk amalar, onun bu zamana kadar ancak kendisinde, ancak
kendi kiiliinin g liiminde gerekletirdii amalar peinde ko
arken (elbette insan trleri iin), ilk kez dile getirilir: Karde bildii
dier insanlarla birlikte bu amalar gerekletirrnek iin zgrlk
temelinde mcadele etmek. te bu nedenle balsin "tamamlanmas"
ile sonlanan son diyalou -eytani ilkenin zel olarak reddinin en
yksek ve en kesin biimi olarak- son derece nemlidir:

Geni alanlar ayorum milyonlarca insana,


Gvenli deilse de almaya oturmaya elverili.

254
FAUST iNCELEM ELER

ksn kuduran dalgalar kyda seddin stne,


Deniz kabanp yardnda, deldiinde bu engeli,
Alan gedii kapatmak iin koacak halk.
yle! Bsbtn bu dneeye verdim kendimi,
Budur bilgeliin son yargs da:
Yaamn deerini bilen zgrln de,
Her gn yeniden kazanlmasna alr.
Sakncalar iinde geecek burada,
ocukluk, olgunluk, yallk yllar, deerli a.
Gnnek isterdim byle bir kaynamay ben,
zgr yerde, zgr bir halkla birlikte. (629)

Gereklikle bu hayalin taban tabana zt olduunu zaten biliyoruz:


Faust bu ekilde konuurken, lmlerin ruhlar Mephistopheles'in
emriyle onun mezarn kazarlar. Ne az da olsa yumuatlan ne de
(grnr ekilde) dolayrn1anan bu eliki, tam da Goethe'de sk sk
tespit edebildiimiz kapitalist ilerlemenin deerlendirilmesindeki
tinsel mphemlie denk der. Kapitalizmin sosyo-ekonomik yaa
mn teorik olarak kavrayanayan Goethe, insanln geliimindeki
elikili roln iirsel sezgisiyle ifade eder. Tam da ahenksizliinin
zmsz ve zlemeyen niteliinde, Faust'un gelecek hayaline
elik eden ve onu aniayan ykmn acmasz ritmi Goethe'nin g
rne yeterli ifadeyi kazandrr.
Dolaysyla Goethe iin meselenin hibir zaman kapitalizm n
cesi idilin yktimasndan duyulan romantik znt meselesi olma
dn vurgulamak nemlidir (zaten bu nedenle Philemon ve
Baucis ' i ykt iin Faust hi sululuk duymaz). Goethe kapitalist
evrimin sorunlarn Hegel ve Ricardo gibi grr. Sanatsal adan
taban tabana zt olan kartlklar ideal olarak dolaymiayan ey,
Mephistophelesi ilkeyi retici glerin kapitalizmdeki geliimin
den, en nemli ve doru ynlendirilmi olan insan faaliyetinden
ayrmann nesnel olanakszldr. Tpk H ege! ve Ricardo gibi, Go
ethe de bu yolun sonradan insanl Mephisto'dan gerekten kurta-

255
GOETI I E VE AGI

racak gleri dourabileceini dnemezdi. Ama Faust yaamn


adad eserini Mephistopheles'in eliyle gerekletinnek zorunda ol
duundan, onun eytani sapknlnn ve hatta ykmnn (yani tr
lerin deil, bireyin yaamn adad eser) olanan da eytann eline
venniti(?).
Bu kannak elikiler nesnel adan Goethe'nin perspektifinden,
yani bujuva bilincinin eriebilecei en ileri perspektiften bakldnda
nesnel adan zmszdr. Goethe'nin iirsel bykl bunlar
zmsz niteliklerini hibir ekilde azaltnadan temsil etmi olmasnda
sakldr. Bu adan Ricardo ve Hegel kadar hakikate baldr.
Goethe nesnel gerekliin keskin uyumsuzluklarnn karsna
yalnzca gelecein znel hayalini karabilir. Ama bu hi de kk
bir ey deildir, zel likle eliki ieriden de keskinletii iin.
Faust'un Mephistopheles ile atmasnda insani zn aynen koru
yabilmesi, Mephistophelcs'in dandan fcthcdilemediinin tamamen
ak hale geldii, nesnel dzeyde bile -Mephistopheles'e ramen,
kapitalizme ramen- insanln eytani olana kayp "kumsalda yat
maya" mahkum olmad inanc iin gerek bir temel, bir perspektif
salad bir durumda daha ak ve safhale bile gelebilir.
Fakat Goethe asndan "grngbilimsel olarak" kurulabilecek
ve dolaysyla ikna edici bir tarzda ifade edilebilecek, gelecee dair
bir perspektif olarak estetik adan tanklk edilebilecek yegane
umuttu. te bu nedenle Kant ahlak bekiliine kaymadan, znel
eyi Faust'un selametindeki belirleyici etken olarak gnnekte so
nuna kadar haklyd.,.Eckennann' la bir sohbetinde sonu ksmnn
nl dizelerini tm eserin anlalmasnn kilidi olarak grr:

Canla bala kim urarsa,


Kurtarabiliriz onu biz. ( 646)

Goethe tand dnyada Mephistopheles ile baarl bir eki lde


savaabilecek bir nesnel toplumsal g gremediinden, bu tr bir
gce iirsel ifade kazandnnak istemiyordu.

256
FAUST NCELEM ELER

4. GretcJen Trajedisi

U1.1aust ve 1 790 Fragman ' na hala Gretchen trajedisi egemendir.


Sonra ki, tamamlanm versiyonda oranlar deise de, halk tahay
ylnde ar basan ite bu trajedidir. Faust'un geni, kitleler ze
rinde ki etkisi asndan, Grctchen trajedisi, dorudan bilgi ve
eytanla anlama trajedisiyle birlikte bugn hala egemendir. Byk
oranda hakl bir egemenliktir bu. Trlere ait olann yalnzca bir arka
plan oluturduu ve yalnzca olay rgsnn dorultusunu ve tipik
karakterizasyonun zgl biimini belirledii "kk dnya"nn do
laysz iirsel davurumu, ikinci blmdeki "byk dnya"nn sk
skya nesnelletirilmi felsefi ve iirsel derinliinin yaratt izle
nin1dcn daha gl olmak zorundadr.
Gen Goethe'nin tm iirinin genel hatlarna nasl bir aklkla
ya da mulaklkla yaklatndan bamsz olarak, o dnemde bile
iirsel adan en ok Gretchen trajedisinden etkilendiine phe
yoktur. Bu anlalabilir, zira bu, gen Goethe 'nin zerine yeterince
bir eyler ina edebilecei bir temeldi. Gerekten de yalnzca onun
ilk yazlarnn deil, ayn zamanda o dnemin tm Alman edebiya
tnn merkezi bir izleiydi.
Goethe Dicltung und Walrheit'ta genlik arkada Heinrich
Leopold Wagner' ir kendisinin Gretchen trajedisi hakknda anlat
tklarndan yararlanarak intihal yaptndan bahseder. Buna ne l
de gerekten intihal denebilir? Wagner an ruhuna uygun olarak
batar kartlm olan bir kzn trajik kaderini sunar: Burjuvazinin
ve kk burjuvazinin soyluluk tarafndan smfsal bask altna al
nnn arpc bir rnei. O dnemde birok benzer oyun yazlmt
ki bunlarn iinde gen kuan yazd en nde gelen eserler Rein
hold Lcnz'e aittir. Bu snfsal bask rneinin ele alnnn en ileri
rnei Lessing' in Emilia Galotti'si ile Schiller'in Hile ve Sevgi'sidir.
Bu izlein poplerlii hibir ekilde tesadfi deildir. Richard
son'dan Beaumarchais'nin Figaro'suna kadar Aydnlanma dnemi
ngiliz ve Fransz edebiyatnda da nemli bir rol oynar. Soyluluk ile

257
GOET I I E VE AGI

burjuvazi arasndaki snf atmasnda, ezilen snfhenz yeterince


gelinedii oranda, gze batan mnferit adaletsizlik rnekleri ister
istemez n plana kartlmalyd. Bu noktada Voltaire'in adalet adna
byk almalarn ve onun Almanya ' daki zayf benzerleri olan
Lessing ' in Rattungen' ini ve gen Lavater' in ortaya kn dn
mek yeterlidir. Burjuva kzlarnn aristokratlar tarafndan batan
kartlmas ve sonrasnda ortaya kan trajediler, feodal egemenlie
kar henz yeterince gelimemi isyann nemli bir parasn olu
turnlaktadr. Ve tm bu eilimlerin Fransa'dan ok burjuvazinin
daha zayf olduu Almanya'da n plana kmasnn kanlmaz ol
duu aktr.
Dolaysyla toplumsal adan bakldnda burjuva bakirenin tra
jedisi yozlam feodalizm in yol at birok suistimalden yalnzca
biridir. Fakat iirsel yarat asndan bakldnda, bu izlek yle ya
rarldr ki Alman Aydnlanmas 'nn balca dramatik izlei haline
gelmesi hi de tesadf deildir. Hepsinden te, elle tutulur ve zl
bir tarzda, basknn en iren zelliklerini muhayyilemizde yeniden
canlandrmann kolay olduu tipik bir mnferit rnekte younlat
m. Bu zellikler tm burjuvazinin (en az gelikin unsurlarnn bile)
kendiliinden nefretini uyandrabilir. Bunu yapmakla bu izlek tam
da tipik zorunluluu toplumsal kesinlik ve canllkla ayrma olana
n; kendisinin gsterdii en eitli biimleri iirsel olarak iaret
etme olanan sunar (rnein Lessing ve Schiller'deki saray, Lenz
ve Wagner'deki subay yaam, Lenz'deki eitmenler vb). Ayrca bu
izlek en nemli anqtezi azami verimiilikle sunar: ki ahlak, yani
soyluluun ahlaki dknlii, ahlaki nihilizmi ve burjuvazinin top
tanc ahlaki duyarll. Son olarak, bujuvazinin zayfl, soyluluk
karsndaki acizlii bu izlektc geree tamamen sadk bir ekilde
sunulabilir; ama onlarn ne iddetli ne de sahte o lan pasif ve sahici
kahramanlna baaryla ifade kazandrabilir. Dolaysyla "Frtna
ve Atlm"n siyasi olarak en ateli oyun yazar olan gen Schiller'de
bile prensler tarafndan askerlerin satlmas ak trajcdisinde yaluzca
bir epizot oluturur.
FAUST INCELEMELERI

Goethe'nin genlik iirleri de bu akmn parasn oluturur, ama


onun daha batan itibaren esiz bir konumu ve soruna ilikin esiz
bir formlasyonu vardr. adalanndan daha derin ve geni bir ey
sunar: Genel olarak burjuva toplumunda ak ilikisinin eletirisi.
Engels burjuvaziye ekonomide nderlii veren toplumsal depremin
modem ak ve evlilik biimlerini de yarattn, ama ayn zamanda
-ayn sosyo-ekonomik zorunlulukla- bunlarn gerek hayatta g
rlmesini ok nadir istisnalar haline getirdiini aynntlanyla anlatr.
Gen Gocthe'nin yaratc eserleri iin kalk noktasn oluturan ite
burjuva toplumunun bu i elikisidir. Ve o bunu genel eilimine
uygun olarak insan kiiliinin tam geliimi asndan yapar ki bu
sorun da kapitalizmin ortaya knn ve burjuva devrimlerinin ol
gunfamasmn gndeme getirdii meseleler si ls ilesinin bir paras
dr. Fakat ayru burjuva toplumunun ekonomik ve toplumsal yaps
bu sorunlara her trl zm olanaksz klar. Gen Goethe'nin ak
trajedileri, derinden yaanan bireysel kaderler, bu iki gruptan da top
lwnsal elikilerin farkl bileimlerini sunar. Cinsel ilikileric ilgili
olarak snf atmas sorunu, adalannn n plana kard bu
sorun, onun iin de nemli bir etken olmaya devam eder; ama bu
btnselliin yalnzca etmenlerinden yalnzca biri olarak.
Bujuva toplumunun egemen snflan arasnda bireysel ak ve ev
lilik birliinin ender gereklemesinin -Engels bu sorunun pleb kat
manlar ve zellikle de proletarya arasnda olduundan ok farkl
olduunu sk sk tekrarlarntr- ekonomik ve toplumsal temelleri var
dr. Ama bu gerekleme bireysel rneklerde ancak krizler ve trajedi
yoluyla olur. atan toplumsal eilimler mcadelelerini insaniann
duygusal hayatnda, dncelerinde ve toplumsal faaliyetlerinde ser
gilerler. Bu elikiterin en ilkel biimi yeni ortaya kan tutkulu ak
ile bireyin ekonomik ve topturnsal esenlii arasndadr. Kabaca ifade
edecek olursak, ak ve evliliin bireyin "kariyer"ine yararl olup ol
madyla ilgili bir sorundur; burada "kariyer", kaba maddi baar
arayndan kiiliin isel almna, en adi ve dar bencillikten ger
ekten rajik atmalara kadar ok eitli trlerde olabilir.

259
GOETH E VE AI

te gen Gocthe Gtz ve C/avigo'da sorunu bu ekilde ortaya


koyar. Clavigo'da sorun daha yaln ve basit grnr; Wcislingen'de
ise meseleyi Adelheid ' a duyduu sevgi karmaklatrr. Ama Adcl
heid'a duyduu sevginin "kariyer" sorunuyla yakndan ilikili oldu
unu atlamamalyz: Weislingen valyelerin, Gtz ve Sickingen 'in
muhalefet saflarna katlacak m, yoksa sarayda tannma peinde mi
koacak'? Goethe gerek nedenleri dikkatlice dengelesc de her iki du
rumda da gnl tmyle kurban edilen kziann yanndadr. Weislin
gen ve Clavigo gsz kimseler olarak, insani deerlerini kantlama
ya sra geldiinde yz kzartc bir baarszlk sergileyen ikircikli ka
rakterler olarak tasvir edilir. Goethe'de bu tr bir karakterizasyon
kendisi hakknda bir yargdr, ama tek yanl ve basitletirilmi bir yar
gdr. Bu basitletirme tm sempatisiyle evrili kurbanlarn, iirsel
tasvirlerinde soluk benizli ve kansz grnmelerinde de tezahr eder.
Gtz'n iirsel gerekliinde, Adelheid Maric'ye kar zafer elde et
mekle kalmaz; iirsel bir figr olarak daha canl, daha tam, daha ikna
edici, daha heyecan vericidir.
Bunun nedeni tam da airin kendisi hakkndaki yargsdr. Go
ethe burada esasen sulama temelinde i lerler ve sorunu en karmak
ve psikoloj ik adan en derin ynleriyle dnmez. Ama bunu kendi
varlnda da zaten bu ekilde deneyimlemitir. Gocthe'nin insann
potansiyellerinin geliimini nasl kavrarln biliyoruz. Bu geliim
ak olmadan olanakszdr. ileke insan eksik insandr. Bireysel
akn tutkusu, tam da hem en temel, en doal tutku olduundan hem
de mevcut bireyselltirilmi biimiyle kltrn en nadide eseri ol
duundan, deliimi bir "mikro-kozmos" olarak, kendi i inde bir
ama o larak deerlendirildii srece, insan kiiliinin en sahici ta
mamlann ifade eder. Bu dzeye ancak ak her eyi nne katp
srkleyen bir dalga (en kusursuz halinde bireyin en soylu manevi
ve ahlaki abalarn kapsayan bir dalga) haline geldiinde ve kiilii
birletiren akn gc insandaki her eyi mmkn olan en st dzeye
ulatrdnda eriebilir.

260
FAUST iNCELEMELER

Goethe'nin lirik ak iiri ou zaman bu dnya hissini iirsel a


dan kusursuz bir biimde ifade eder. Die Metamorphose der P_flan
zen adl iiri bu hissin kendi dnya grne, zellikle de kendi doa
felsefesine ne dere( e yakndan bal olduunu en ak ekilde gs
terir. Bu didaktik bir felsefi iir deildir. Goethe bitki dnyasnn
evrimini Christiane Vulpius'a bir aniama eklinde iirsel olarak
izah etse de, Christiane soyut bir izahn ina edilmi ve kurmaca bir
dinleyicisi deildir. Akn byrnesi ve doas yasas gerek iirsel
gerekse de entelektel anlamda dorudan ve organik bir ekilde Go
ethe'nin doa olgularna ilikin iirsel ve entelektel scrimlemesin
den doar. te bu nedenle Goethe iirini u ekilde bitirebilir:

Ayrca unu dn, tanklmzn tohumundan


Tatl huy iimizde yava yava nasl dodu,
Dostluk kalplerimizden nasl fkrd
Ve sonunda ak nasl iek ap meyve verdi.
Doann hislerimize ne kadar eitli biimler verdiini
Dn, kah bu, kah u sessizce evriliyor!
Bugnden de zevk almaya bak! Kutsal ak
Kafadarln en asil meyvesini, eylerin benzer bak arzu
luyor,
Bylece, ahenk iinde tasavvurla,
ift birieebilir ve daha yksek dnyalar kefe kabilir.

Kiiliin en uyumlu geliimini ne karan bu uyumlu ak ideali


burjuva toplumunun topranda gelirnitir. Ama bu idealin gerek
lemesi bizatihi onun yaratt toplumsal gerekliin geliimi nede
niyle engellenir. Ve bu dorudan yalnzca ekonomik ve toplumsal
etkenlerden (rnein evliliin ekonomik mahzurlar gibi) ya da al
mas zor olan snfsal anlamda d farkllklar ve kltrdeki i fark
llklardan kaynaklanmaz: Kiilik geliiminin ikin mant da
burjuva toplumunda bu idealin gereklemt.sine snrlar koyar.

2
GOETHE VE AI

Bu adan bakldnda, burjuva toplumunda erkek ile kadn ara


snda gerek eitliin olanakszh en vahi olandan en tinsel olana
kadar ok eitli biimlerde gzk.r. Ak olmadan, kiiliin kendi
kendine kusursuzlamas olanakszdr ya da en azndan ok eksiktir.
Ama snflara blnm bir toplumda, kadn ilc erkek arasndaki
derin manevi ve bedensel yoldaln ait olduu bu kendi kendini
kusursuzlatrma, insann aile, e ve ocuklar olmadan dizginsiz ve
serbest bir varoluu kendisine dayatt yalnz bana bir geliimi
gerektirir. Bu tespit en azndan araynn banda, (kanlmaz) ya
nlma aamasnda, yani kendisi iin uygun olan eylem yolunu (dn
yann ve kendi potansiyellerinin verili gerekliklerine hkmetmesi)
bulana kadar dorudur.
Dolaysyla snflara blnm bir toplumda olgunlamam bir
birlik, en derin ve en sahici aka dayal olsa bile, zlemeyen traj ik
atmalann balang noktas haline gelebilir. Eer birliktelik s
rerse, bunun paras olan delikanl kurban olacaktr; eer dizginlen
mi geliim olanaklarnn basks altnda paralanrsa, o zaman kz
kurban edilmelidir.
Gen Goethe'nin ak trajedilerinin ana hatlar bunlardr. Go
ethe'nin derin insan ahlak ve her zaman tetkteki sorumluluk hissi
nedeniyle abuk reddetme, genliinin mkerrer ana motifi haline
gelmiti. Tam da ok erken yata bu atmann farkna vardndan,
kanlmaz ayrlk her zaman onun en youn, en zenginletirici ve
en mutlu akna glgesini drmt. Goethe on sekiz yanday
ken, Kathe Schnkopf'a duyduu youn akn doruk noktasnda,
arkada Behrisch'e yle yazar: "Kendime sk sk yle diyorum:
Eer o imdi senin olsayd, lmden baka bir ey ona sahip k
man ya da onu kucaklan1an engelleyebilir miydi? Neler hissetti
imi, dndklerimi dnnce; sona geldiimde, Tanrya dua
ediyorum ki onu bana vermesin."
Burada genel olarak maddi etkenierin hibir rol oynayamaya
ca, gen Goethe'nin Friederike Brion'dan Lili Schnemann'a
kadar uzanan sonraki ak trajedilerinin tmnn arketipi vardr. Go-

262
FAUST INCELEMELERI

cthe Stella adl oyununda bu hislerinin tm karnak i diyalektiini


sunar. Fernando tarafndan terk edilen Cecilia ' ya unu syletir: "O
ben i hep sevdi, hep! Ama benim akmdan daha fazlasna ihtiya
duyuyordu. Onun isteklerini de paylanarn gerekiyordu. . . . Bir kza
balanan erkee yazk . . . . Ben onu bir tutsak olarak gryorum.
Onlar bile hep byle diyorlar. Kendi dnyasndan bizimkine geliyor,
oysa bu dnyayla hibir ortak yan yok. Kendisini bir zanan alda
uyor, gzlerini aann ise vay haline!"
Bu tr durumlarda doallnda ortaya kan bilinsiz kandnna
nn ve aldanmann eitli biimleri de bu oyunda byk bir ustalkla
sunulur. Eer Goethe kendi durumunda erkek kahramanlarn. bu
atmalara yol aan tm motifterin ikna edici ifadeleri haline ge
tinneyi baarsayd, eer Fernando' nun karakter iziminde yalnzca
akn, tereddiidn ve sadakatsizl iin psikolojisiyle snrl kalma
sayd, o zaman Stella'da dnemin en byk ak trajedilerinden bi
rine imza atabilirdi.
Egmont ve Vor Gerichf iiri ( 1 776-77) ayn atmann en az
onun kadar traj ik olan bir baka ynn gsterir. Burjuvazinin st
katmanlarndan kzlar ak trajedisinin ancak masum kurbanlar ola
bil irken, pleb kzlar ak tm belirsizliiyle, gvensizliiyle, tm
toplumsal ve psikolojik sonularyla kabul edecek cesarete sahip
tirler. Burjuva toplumunun nyarglarn gururla redderlecek ve tn
gelip geiciliine ramen akn kendisinde, sevrnede ve sevilmede
kendi zbilinliliklerini ve kendi ahlaki dayanaklarn bulacak ce
sarete sahiptirler. Annenin tela iindeki sylenmelerine, ahlaksz
biri haline geldiine dair sulamalanna Klarchen gururla u cevab
verir: "Ahlakszlk m? Egmont'un sevdii ahlaksz m?" Ve yuka
rda bahsi geen iirde, Goethe evlenmemi annesine unu syletir:

Rahmimdeki bu ocuun
Kimden olduunu sana sylemeyeceim.
"Utan! " diyerek, "Kaltak" diyerek suratma tkrdn,
Ama ben onurlu bir kadnm.

263
GOETHE VE AGI

Gretchen'in trajedisi tm bu dramalarn en tipik alandr. Goet


he'nin Grctchcn 'de olduu gibi Faust'ta da yalnzca ak duygusuna
deil, akn (en hafif ve yan bilinli balanglardan en derin traje
diye kadar) tm geliim aarnalarna da ifade kazandrdna dikkat
ekmitik. Evrimin tm byk eilimleri Faust'un kiiliinde top
lanmtr. Hayata dnmesiyle Gretchen'e yaklatnda, dorudan
bilginin ve eytanla yapt anlamann henz alamam olan
zc yk srtna biner. Ve Grctchen' le mutluluun doruunda,
onun kiiliinin ve yaknlnn verdii cokuyla kendinden geen
Faust, iinde yenilmez bir isten bulunduunu gsterir: Daha ile
riye, daha teye gemek! Faust kendisi kabul etmek istemese bile
Gretchen' in "kk dnyasnda" uzun sre kalamayacan bilir.
Ama burada ayrlma drtsnn mesela bir Weislingen 'in ya da
Clavigo'nun d toplumsal baar hedefleriyle veya Fernando'nun
tamamen znel huzursuzluuyla hibir ortak yn yoktur. Onda me
sele aslnda dinrnek bilmez bir kusursuzluk drtsdr.
Dolaysyla Gretchen'e duyduu sevgi Faust'un kendisini a
sndan da traj iktir. Trajik younlama en ak ekliyle, atmay
reten kart glerin artk Gocthe'nin dier genlik dramalarnda
olduu gibi apayr karakterler biimine brnrnyor olmasnda g
rnr. Faust'un yukar trmanma abas ve Gretchen'le ilikisi bir
birini karlkl olarak hem glendirir hem de yok eder. Faust'un
aknda bir dnm noktas olan yukanda incelediimiz sahne bu
zmsz traj ik baianty gsterir. Faust Gretchen'den onu kurtarmak
iin kaar; ka ve yalnzlk onun ruhuna, dnya grne yeni ve
beklenmedik bir itki verir. Ama tam da Gretchen'e duyduu aktr
onu yukarlara tayan, dolaysyla ka boa kartlr, elbette
Mephistopheles'in de yardmyla. Dolaysyla Faust'un aknn en
yksek ve en tinselletirilmi aamas Gretchen'in trajedisi asn
dan mukadder hale gelir. Faust'un kaderinin tmyle farknda ol
mas bir ey deitim1ez; onun farkndal yalnzca durumun
zmsz niteliinin znel bir bilincidir. Doal-felsefi ateliliin

264
FAUST NCELEM ELER

doruk noktasnda bile Faust'un dnya gr Mcphistopheles'in si


nizminc yant veremez; ahlaki ikilemi zmeyi baaramaz:

Ne nemi var, onun kollan arasnda cennet sevincinin?


Brak onun gsnde snaym,
ektiim hep onun zlemi deil mi?
Bir kaak deil miyim ben? Yersiz yurtsuz
Amasz, tedirgin, insanlktan uzak,
Kayadan kayaya dklen bir avlan gibi,
Uuldayan, fkesinden kuduran, uuruma yuvarlanan? . . .
Olsun gereken neyse, gecikmesin!
ksn onun yazgs da benim stme,
Yuvarlansn uuruma benimle. ( 196)

Gretchen'de de tipiklik dzeyinin ayn derecede yksek olduunu


gryoruz. O ne Klarcn gibi bir kadn kahramandr ne de her iki Maria
gibi cansz bir kurbanlk koyundur. (Toplumsal snfbakmndan bile,
iki u arasndadr.) Alt orta snftan bir kzn tm manevi ve ahlaki n
yarglan ve zaaflan onda mevcuttur. Ama ayn zamanda hisleri mutlak
ve deimezdir, ball koulsuzdur ve kiiler, hatta fkirler konu
sunda bile hisleri net, dierkarn ve cesurdur.
Nesnel adan aynlmaya gtren -ok karmak- etkenin tam da
burada tezahr ettii dorudur. "Orman ve Maara"daki doruk nok
tasndan sonra Faust'un Gretchen'le ideolojik uyuma peinde ko
tuu dorudur. Sonrasnda mehur hale gelen Tanr zerine sylemin
de kendisinin (ve Goethe'nin) tmyle ikin panteizrnini Gretchen'in
dini zihniyetine uyarlama konusunda epey bir yol kat etse de, bunu
ne pahasna olursa olsun psikolojik ve manevi bir birlik salamak is
teyen bir an salt taklitilii olarak deil, daha ziyade Goethe'nin
kendisinde ou zaman grlen Spinozacln polemikten uzak
tutma ve nihiliste bir aldrmazlk deil, eer varsa samimi bir inancn
huzurunda byk hogr gsterme eilimi olarak grmek gerekir.
Gretchen'in u szlerinin ifte anlam olmasnn nedeni budur:

265
GOETHE YE AGI

Hepsi gzel, doru ve iyi bunlarn,


Rahip de byle diyor aa yukar,
Yalnz szler biraz deiik. (203)

Vecd annda, ikisi de znel dzeyde psikoloj ik ve tinsel bir


uyuma ularlar; ama nesnel adan, onlar ayracak uurum farknda
olmasalar da imdiden almaktadr. Bir yandan derin bir samirniyet
ve karlkl kendini ama, dier yandan hem kendini hem de kar
taraf aldatma (snflara blnm bir toplumda en yce biimiyle
de olsa akn temel zellikleridir bunlar) ieren karmak diyalekti
n kayna budur. Dolaysyla Cecilia Stella'da yle der: "Biz er
keklere inanyoruz! Eer tutku anlarnda kendilerini aldatyorlarsa,
biz niye aldanmayalm ki?" Ve Gretchen' in zaten hapiste olduu
traj ik olayn doruk noktasnda, Faust yle der: "Onun suu iyi olma
hatasn yapmasyd!"
Ama Gretchen'in Faust'un felsefesini anlamamas ya da kendi
dk kltr seviyesiyle yanl yorumlamasnn da iki yn vardr
ki durumunun merulatrlmas ve trajedisi buralarda ifadesini
bulur. Faust'u "sen Hristiyan deilsin" szleriyle azarladnda, bu,
kukusuz, entelektel adan bir kk burjuva kzn anlaysz ser
zeniidir; ama insani ve ahlaki adan Faust'un kiliirin en yksek
aamasndaki belirleyici trajik noktay ifade eder: Mephistopheles
ile arasndaki kopmaz ba. Faust bunu ancak utanarak ve kaarnakl
bahanelerle karlayabilir, zira Mephistopheles' in onun iin vazge
ilmez hale geldiinin farkndadr ve "Orman ve Maara" sahne
sinde bunu kendine itiraf etmitir. Dolaysyla burada kastsz trajik
samirniyetsizlii amann olanakszl Faust ile Gretchen arasn
daki entelektel farkta ya da Grctchen'in Faust'u tmyle aniaya
mamasnda deil, daha ziyade Mephistophelcsi enin en yksek
irsan zlemlerde bile yer almasnda sakldr.
te bu nedenle Mephistopheles Faust'un aknn ;:n yksek ideo
lojik ve ahlaki kabaryla karlatnda, aknn, acma ve merha
metinin derinliine ramen. sinik bir ekilde, yatan ve ondan

266
FAUST iNCELEMELER i

alnan zcvkin sonularna dikkat ekmekte byk oranda (grece)


hakldr. Mephistopheles 'in hem ievi hem de snrlan burada ken
disini gsterir: Gretchen' in z onun iin eriilmezdir; keza, Fa
ust'un gerek i eliki lerinin zn de anlamaz, ama bu trajedinin
yollar yine de tmyle onun "bilgeliinin" talaryla delidir.
Gretchen Mcphistophelcs iin eriilmez olduundan, onun ak da
sorunsallktan tmyle uzaktr. Ve Gretchen'in trajedisi onun kuku
duymadan ve hi dnmeden yaad aknn dz ve dar niteli
inden yle bir zorunlulukla doar ki, Faust'un trajedisinin kendi
sini hayatnn eserine adama arzusuyla, aknn vecd halindeki
mutluluu arasnda paralanm olmasndan bir fark yoktur.
Dolaysyla Goethe'nin tiplctinnesinin muazzaml yalnzca
tm elerinin trajik tepe noktasna kadar evrilmelerinin gerek ha
yata sadakatinden deil, ayn zamanda onun ortaya seriliinin, basit
ya da basit olmayan motiflerinin her zaman derinden tipik kalma
snda da sakldr. Sonu, akn tm tarihinin (yar tesadfi kkenie
rinden kanlmaz derecede trajik paralanna kadar tm tarihinin)
geliiminin tm nemli aamalar bakmndan burada ifade edilmi
olmasdr. te bu nedenle Gretchen, tpk "Frtna ve Atlm"n dier
kadn kahramanlar gibi, batan kartlan ve batan karlmas d
ne yol aan alt toplumsal katmanlara mensup bir kz olmaldr.
Ama Goethe'nin "Frtna ve Atlm"n tm toplumsal motiflerini
ieren bu de dair tasviri daha derinlere uzanr. Bu de yol
aan geliim hem daha eksiksizdir hem de dramatik elikileri ba
kmndan daha zengindir. "Frtna ve Atlm" iin yalnzca iki olanak
vard: Ya teklifsizce batan kartp ehvetin tatmin edilmesinden
sonra terk etme, ya da akna sadk kalan, ama snfsal katmanla
mann direnilmez gc karsnda duramayan gerek ak. Gretchen
trajedisi bu iki dizi motifi Goethe'nin kendi yksek dzeyinde bir
letirir. Faust Gretchen'i sonuna kadar sevmeye devam eder. Ama
tutkusu arttka, ona sadakati azalr, nk Gretchen' i aan gelii
minin eleri ona duyduu tutkunun glenmesine ve tatminine pa
ralel olarak glenir. Ve Gretchen ona duyduu ak iin onurunu ve

267
GOETHE VE AGI

varln feda eder ama ayn zamanda en ok ihtiya duyduu anda


hapishane sahnesinde ak ve k"Urtarc olarak beklenmedik bir e
kilde ortaya kan Faust'a tutk"lllu bir ekilde bal olmasna ramen,
Faust'un aknn sona geldiini de hisseder:

Nerede senin sevgin


Nerde kald?
Kimdir seni bu duruma getiren? ...
Sana zorla sokuluyormuum,
Beni geriye itiyormusun gibi geliyor bana,
Oysa sen o 'sun, tatl, sevecen bakyorsun. (27 1 )

Uzlamaz uurumlanyla her eye kadir tutkusunun traj ik dalga


lanmalanna, akn bu psikoloj ik-manevi geliimine girer Mephi
stopheles. Bunu yrtp paralayan Faust, Gretchen'in dnyevi, pratik
kurtuluu iin bastnr. Bu noktada, Gretchen nihai kararn verir:
Mephisto 'yu vazgeilmez gren bir Faust tarafndan kurtarlmaya
caktr. te bu nedenle yukandan bir ses "Kurtuldu!" diye barabilir.
Gretchen'in bu -akn- kurtuluu 1 808 versiyonuna eklenmi
olup Urfaust'ta yer almaz ve en az Faust'un sonraki akn kurtuluu
ve kusursuzluu kadar eserin tam halinin "grngbilimsel" teme
linin bir parasn oluturur. Her iki durumda da, mesele Faust'un
sonraki yaama inanc deil, her trl insan kusursuzluunun -bu
ister Faust'unki ister Gretchen'inki gibi olsun- onun bildii toplum
sal-tarihsel gereklik iinde olanaksz olduunu tanmas ile bir gn
bu sorunlar kendisinin de bilmedii bir tarzda zecek olan insan
ln gelecekteki geliimine olan sarslmaz inancnn iirsel sente
zidir. Ama Goethe'nin ufkunu belirleyen burjuva toplumu olduun
dan, bu gelecee dair topyac bir tablo bile izemez. ( Wilhelm Me
ister 'in Seyahatleri Faust'un geliiminin son aamasn daha geni
ve somut bir tarzda sunar, ama "gnahlarndan arnma" sorununa
deinmez.) Dolaysyla Goethe'nin gelecee olan inancnn basit
bir inan olarak kalmas zorunluydu, bu ekliyle herhangi bir somut

268
FAUST iNCELE M ELERI

sanatsal gereklik retenezdi. Bu onun nihai imgelerden biri olarak


Katalik cenneti tercih etmesini aklar: Entelektel ve fel sefi-tarih
sel adan bakldndan keyfi bir tercih.
Goethe' nin kendisi basit inanca i fade kazandrrnakla sanatsal
mulaklk asndan byk bir tehlikeyle kar karya kalacan
hissetmiti. Eckerrnann' la bir konumasnda, "eer iirsel niyetle
rine kesin olarak tanmlanm Hristiyan dini figrler ve anlaylar
araclyla salkl ve snrlayc bir tutarllk biimi kazandm1a
saydn" kolaylkla bu tehlikenin kurban olabilirdin der. Goethe
iirsel eilimlerinin bu tr nitik kiiletirmelerinde her zaman s
nrsz bir i zgrlk sergilenili : Her trl nite azam i tinsel z
grlkle yaklamt. Bir keresinde Jacobi'ye yle yazmt: "Bana
gelince, doann trl eitli eilimlerini gz nne alarak, bir d
nme tarzndan vazgeeniyorun. air ve dnr olarak, polite
istin; ama bilimci olarak panteistim ve her birire dieri kadar
balym." Bir kez bu varsaymlar kabul edildiinde, Hristiyan cen
neti doal olarak on altnc yzyln genel tonundan donakta ve
bunun Katalik nitelii bu mitolojinin daha da elle tutulur olmasnn
sonucu olarak ortaya kmaktadr.
Fakat tm bunlar yalnzca biimseldir ve Katalik nitoloj inir ta
nanen dsal olan mevcut iziekiere maddi bir i fade arac olarak hiz
met edebilecei iki etken daha vardr. Bunlar Faust'ta her zanan
nemli olan i hareket ve iirsel olarak alglanabilirlik i fadesidir.
Katalik cennetin hiyerarik nitelii Goethe'ye bu i hareket iin ya
pl bir sahne salar. Bu genel anlamda, Dante'de zaten mevcuttur.
Fakat iirinde yalnzca air hiyerarik yapda yukar doru hareket
eder; onun dnda -ruhlarn Araf'tan ayrlmas gibi birka istisna
haricinde- her ruha belli bir yer tahsis edilir. Dolaysyla bu hiyerari
Dante 'nin iinde hareket ettii bir balamdr yalnzca; Dante bu
balam iinde isel olarak deiir ve dsal olarak bir yerden bir
yere hareket eder. Goethe' de ikisi de ok daha dinamik gzkr,
tabii sahnenin zll buna izin verdii oranda. Daha fazla b
yme ve sregelen geliim Faust rneinde aka mevcuttur. Go-

269
GOETHE VE AI

ethe'de kurtarlan ruhlar cennette zgrce dolanrlar. Mater Gloriosa


Gretchen'e yle der:

Gel! k daha yksek gk katlarnal


Seni sezmise gelir ardndan. (653)

Dolaysyla Goethc'nin cenneti yalnzca estetik ve biimsel an


lamda Katoliktir; ierii bakmndan ondaki insan soyunun ebedi
kusursuzluu anlaynn uzantsdr. Goethe'nin somut olarak tem
sil ederneyecei bir birliin semboldr: nsann gerek tatmini ve
snrsz ilerleyiinin salad birlik.

Btn olup bitenler,


Birer simgedir ancak.
Eriilmez olanlar,
Burada birer olay,
Anlatlmaz olanlar,
Burada birer olgu. (653)

Goethc, Katalik inayet kavramyla ayn ekilde yukardan gelen


bir ey olarak ilgilenir ve ona dnyevi ve akn bir nitelik kazand
rarak sezilemez ekilde kartma dntrr. Goethe'nin tm eserin
kilidi olduunu syledii dizeleri bir kez daha hatrlayalm. yle
devam eder:

Badanca onunla sevgi


Yukardan fkran, gelen,
Karlar onu mutlular topluluu
Yrekten doan bir sevecenlikle. (646)

Ak burada hala sembolik adan mulak grnmektedir, ama


grn bakmndan Katalik olan bu muhit inayete benzeyen bir
eyi antrr. Ama bu yank bile kendi kendini yok eder. Yalnzca
grnte Hristiyan olan ve znde panteist bir evrim diyalektii

270
FAUST NCELEMELERI

ima eden aktardmiZ son dizelerin tmyle dnyevi bir tnyla son
lanmas tesadf deildir:

Sonsuz kadnlk ise


Bize stnlk veren. (653)

Keza tm iirin Faust ile Gretchen aknn birliiyle sonlanmas


da tesadf deildir. Bu topyac olmakla birlikte, ierii bakmndan
dnyevi bir perspektiftir. Sonu ksmndan nceki birka sz Goethe
iin tipik olan ince ve zarif slupta ifade edildii ekliyle anlamn
ak hale getirir. Gretchen Faust'un ykseliini ve arndrlmasn
alglar ve Cennet Kraliesi'ne u ricayla dner: "Onu eitmeyi bana
bahet." Bu ricann ardndan Mary'nin yukarda aktardmiZ cevab
ve son dizeler gelir. Dolaysyla Faust asndan cennet sonraki ya
ama aktarlan geliimin son noktasdr; bu geliimin doruk noktas.
Gretchen'le yeniden birlemesidir. Geri kalan hepsi muhit, dolaym,
sstr. Gretchen Faust'un abasndaki kusursuzluk ruhudur, tpk
K.larchen'in lme giden Egmont iin zgrlk ruhu olmas gibi.
Peki, Faust'un (imdiden, ykselii srasnda "kutsanm ocuk
lar"n eitneni haline gelmi olan Faust'un) Gretchen'den rendii
nedir?
Burada Goethe 'nin ileri yanda insan kusursuzluu anlaynn
son derece nemli bir eidini ve geliimini gryoruz. ki eilimin
stnlk mcadelesi sz konusudur burada ve Goethe asndan me
se lenin doasndan kan sonu, bu iki eilim arasnda yalnzca bir
baka denge biimi sorunu olabileceidir, birinin tmyle kabuln,
dierinin ise tmyle reddini ieren kat bir tercih deil.
lk eilim insann eitli yetilerinin a?..ani geliimidir, ustalk d
zeyinde kusursuzlatrlmasdr. Her faaliyeti pratik olarak, nesnel
gereklikle bilinli ekilde younlam bir etkileim olarak tasav
vur eden Goethe asndan bunun anlam gerekliin derin ve geni
bir ekilde kavrannasdr. kinci eilim, bu yetilerin geliimindeki
insani i uyumdur. Pratik alanda ustalk -kapitalist iblmnn i
eilimiyle uyumlu olarak- insanlardan parlak uzmantama canavar-

27 1
GOETHE VE AGI

lar yaratmamaldr. Ayrk ve egemen yetilerin ilerlemesine tm in


sann ahenkli bymesi elik etmelidir.
Hamann' n Goethe' nin genlik geliimine derin etkisi bu te
melde anlalr hale gelir. Goethe bu etkiyi yle tarif eder: "nsann
baam1aya alt her ey, ister szle, ister eylemle, ister baka bir
yolla olsun, tm glerinin birliinden kmaldr; ksmi olan her
ey mahzurludur. Muhteem bir dstur, ama uyulmas zor. . . Konu
urken insan imdilik tek yanl olmaldr; ayrma olmadan iletiim
de bilgilendirme de olmaz."
Goethe iinde yaad gerektiktc bu iki eilimin elikili, hatta
uzlamaz olduunu biliyordu, her ne kadar ancak sentezleri insanlar
gerekten uyumlu ve tam hale getirebilir olsa da. Olgunluunun en
mutlu dneminde, birliklerini ( Willelm Meister 'n raklk Yilla
r'nda) bir toplumsal topya biimine brndrmt. Ama sonraki
on yllarn toplumsal deneyimleri; retici gleri gelitirmesi nede
niyle roln herhangi bir duygusal erh dmeden kabul ettii ka
pitalizm deneyimi ve kapitalizmin toplumsal elikilerine dair
igrs onu bu meselede ihtiyatl bir ttum almaya itmiti. Willelm
Meister 'm Seyahatleri ve Fausl'un ikinci blm onun genliin
deki frtnal uyum taleplerini ve olgun erkeklik dneminin topyac
hayallerini kesin olarak reddeder. Ama Goethe'nin reddi, deyim ye
rindeyse, yalnzca "reel politika"yd, yalnzca pratikti, yalnzca n
ceki umutlarnn ilkesel olarak reddi olmayan eyin bir ifadesiydi.
Bu ideal gelecee dair perspektifinin merkezi izlei olmay sr
drd. Fakat Goethe ada gereklik asndan bunun yalnzca bir
ideal olduunu biliyordu.
Gelgelelim Goethe doa gleri zerinde tahakkm ve dolay
syla insan trnn srekli geliimini salayan ayrk insan yetileri
nin -tam da bu ayrkhk kazanm ada ve ayrklk araclyla- pratik
geliimini kabullenip onayladka, insan uyumunun ve kusursuzlu
unun -bir baka trde nesnel red temelinde olsa bile- iinde ger
ekletii gerek eilimleri ve eylemlilikleri gerekliin iinde her
yerde daha aktif bir ekilde arar hale gelmiti.

272
FAUST NCELEMELER

Oacthe'nin dnya grnn demokrat ve pleb yanlarndan biri


burada ortaya kar. yle dcr: "nsan, yeteneklerinin ve kabiliye
lerinin snrlar iinde hareket ettii srece tam olamaz, ama eer
vazgeilmez olan uyum eksikse iyi vasiflar bile muliiklar, etki
sizleir, yok olur. Bu talihsizlik modem ada daha da sk grle
cektir. . . " Bu iddia her trl manevi aristokrasinin nemli bir reddini
ierir ki deha kltnden bahsetmiyorum bile. Goethe insann farkl
yelilerinin tek yanl ve devasa geliiminin yol at insan uyumu
nun paralann telafi edebilecek eyi, i tatmini estetik bilinte
bulan insanlarda kefetmemiti. Daha ziyade, hayatn yaratt ve
dolaysyla garanti ettii idealinin gereklemesini, varolu koullar
kukusuz onlara en yksek manevi geliim olanan tanmayan,
ama ikin yetenei, yetilerinin kendiliinden bir uyum iinde geli
mesine olanak tanyan belli insanlarda, arlkl olarak pleblerde
aramt.
Goethe bunu Rousseau'cu bir ideal olarak grmekten ve evrimi
bu dzeye indirme isteinden uzakt. Bu tr figrlere duyduu mu
habbet ve sayg, onlar yetenek ve zeka bakmndan aar kapitaliz
min rnleri karsndaki (greli) insani stnlklerini anlamas,
tam da onlarda o hayalini kurduu insani uyurnun mmkn ve elde
edilebilir olmasnn gerek bir garantisini grmesinden kaynaklan
maktadr. Bu uyum, tm insan yetilerinin geliiminin en yksek aa
mas dr.
Dolaysyla Goethe'nin insan kusursuzluunun bu biimini ege
men toplumsal snflardan ok pleb saflarnda, erkeklerden ok ka
dnlar arasnda bulmas tesadf deildir. Goethe'nin kadn karak
terlerinin yok edilemez cazibesi -ister Iphigenia ister Philine, ister
Klarchen ister Ottilie, ister Natalie ister Dorothea olsun- tam da bu
insan kusursuzluuna dayaldr ki nemli kiilerinkiyle kyaslard
nda son derece snrldr, ama youn derecede ahenklidir. Goethe
burada da Rousseau' cu deildi, her ne kadar bu konuda Rousse
au'nun toplum eletirisinden ok ey renmi olsa da. Egmont'u
Klarchen'in ya da Faust'u Gretchen'in entelektel dzeyine indir-

273
GOETI ! E VE A I

mek b i r a n b i l e Goethe'nin aklna gelmemiti. Romantiklerin b u


trde daha ilkel b i r kusursuzluk zlemi bile ona v e dolaysyla kah
rananianna tamamen yabancdr.
Ama bu kadn fgrlerde genel olarak insan kusursuzluunun
asli bir esini grmt; bu kusursuzluk bir dizi zelliin, bi lhassa
da ahlaki zelliin nesnel gereklii muazzam bir naharet, yetenek
ve bilgelik gsterisiyle fetbeden insanlarda olduundan daha ileri
ve daha rnek bir dzeyde tezahr eden bir kusursuzluktu. nsanl
n geliiminin ileriki aanalannda en yksek entelektel kazanm
larn, b ireysel yetenekierin i ve d seriliminin kadnlarn i
k.llsursuzluuna, ahlaki ve estetik uyumuna bu kazanmlardan her
hangi birinden vazgemeden ulaacan hayal ediyordu.
Bu kartlk tm hayat boyunca Goethe'nin kafasn megul etti.
Tasso'da zm hWi yer yer sarayl ve estetik bir tada sahiptir. Lelr
jalzre tm toplumsal dsallklarla kararl bir kopua iaret eder (top
lumsal adan bakldnda, bu eserde her evlilik bir yanl
birlikteliktir). Burada yksek bir manevi dzeyde youn bir insan
uyumuna erien ve bu rnekle -Fourier tarznda- propaganda etkisi
yaratnay amalayan kk bir gnp insann topyasn sunar.
Ancak sonradan, gzlerinin nnde gelien kapitalist toplum
hakknda daha net bir igr elde ettikten sonra, "kk dnya" ile
"byk dnya" arasnda keskin bir kartlk olduuna hknetti. Go
ethe'nin erotik olan ile onun iirsel ifadesi konusundaki gr a
sndan her zaman temel olan iki dnya arasndaki bu uunmun,
"gncel talepler"e olan koulsuz ball dikkate alndnda daha
da almas kanlnazd, zira bu talepleri ne grmezden geliyor ne
de bunlara kar savayordu, nk o hibir ekilde Romantik de
ildi. Fakat bu kartlk vurgu bakmndan arttka, ayn zan1anda
kavransal-topyac, iirsel-akn bir biimde bunu zme zorunlu
luu da artt. Dolaysyla sonu ksmndaki Katolik cennet "byk
dnya"nn sonsuz kusursuzluuyla birlemi "kk dnya"dan
domu o l an insan uyumu ve kusursuzluu ile karlkl yardm ve
"eitme"yc dayal olan kiiliin daimi geliinidir; bu i lerlemenin

274
FAUST iNCELEMELERi

Mephistophclesi glere hi ihtiyac yoktur. Faust tm bunlar


cennet"tc Gretchen'den ..renmek" zorundadr.
Bu kusursuzlua giden yol Faust'un takip ettii pratik faaliyet yo
luydu. Daha nce de belirtildii zere, Goethe tarafndan Faust'un
..,
sonraki pimanln deil, daha ziyade doayla, hayatla, eylemle
yeni bir iliki yoluyla trajik yaralarnn iyiletirilmesini tasvir etme
sinin nedeni budur. Ve trajediyi amann bu yolu kurbann herhangi
bir ekilde unutulmasn ya da nemserneden terk edilmesini deil,
aksine tam da bu dnyada, ada toplumda bu tr atmalarn
zmsz niteliinin ccsaretlt: tannmasn ve tm insanlk adna bun
larn hepsinin stesinden gelecek olan bir zm konusundaki srarc
talebi ifade eder. Helena ortadan kaybolduunda, giysileri Faust iin
onu "adice olan her ey"in zerine arabuk tayan bir sihirli bulut
haline gelir; cradaki kayalkl bir zirveye indikten sonra, bu giysile
rinin yava yava bulutumsu suretiere dntn grr, nce Juno,
Leda ve Helena, ardndan da son bir sima:

Toplanyor, beni srkleyen, byleyen bir grnt m?


Genlik gnlerimden kalan oktandr zlediim gm,
Yce varlk, iimin derinlerinden fkran
Anmsatyor bana, yumuak bir coku, Aurora 'nn akn,
Kolay sezilen, ok az anlalan ilk bak,
Ele geirilince tm varsllktan ok parlayan.
Ykseliyor bu talk grnt ruh gzellii gibi,
zlmyor, havann en yksek katna kyor,
Gnlmn en gzel yann da, alp gtryor. (550)

Ruhunda bu sureti -Gretchen-Aurora (afak) suretini- tayan


Faust artk ona "dnyann krallklarn ve tm az.ametlerini" verecek
olan Mephistopheles 'in ayarmalarn elinin tersiyle iter ve kiisel
feragat ve salt pratik faaliyet davasna ballk yolunu izlemeye
karar verir. Dsal ve psikoloj ik bir adan bakldnda, Gretchen'in
"kk dnya"sndan ve onun youn alenginden en uzak olduu

27
GOETHE VE AGI

noktadr bu. Fakat Goethe'nin tarih felsefesi asndan bakldnda,


tam da burada doru yola girer. Tam da burada Faust'un Meph i
stophelesi gce en ileri bil inle ve en byk abayla kar kt
muharebe alan karmza kar, her ne kadar imdilik trajik ve bcy
hude bir tarzda olsa da. Ama bu trajedi ayn zamanda salt trajik ola
nn tesine iaret eder. Faust pes ederken insan kiiliinin en i
ekirdeini korur ve insan soyunun akn ve topyac kurtuluuna
giden yolu aar.
"Sonsuz kadnlk ise bize stnlk veren": Yalnzca iirin deil,
ayn zamanda airin, Goethe'nin de son sznn bu olmas tesadf
deildir. nsann yeryznde kusursuzluunun mmkn olduunu
son kez dile getirir burada; bu kusursuzluk fiziki ve manevi bir ki
ilik olarak insann kusursuzluudur, d dnyay egemenlii altna
almas ve kendi doasn niteliini reddetmeden tinsellik, kltr ve
ahenk katna ykseltme zerine kurulu bir kusursuzluktur.
Plato'nun Sempozyum ' u ve Dante'nin Beatrice' inden bu yana
ak hibir zaman bir dehann dnya grnde bu denli arla
sahip olmamtr. Ama Platon ve Dante'nin ak znde br dn
yaya aittir ve ilecidir. Somadan Marksizmin " kayna" haline
gelen eimierin ada ve savunucusu olan Goethe ise znde t
myle ikindir, tmyle bu dnyasaldr. Sonu ksmnn estetik a
dan Katalik biimi ancak gerici romantikleri ya da s liberalleri
yanla sevk edebilir.

5. slup Sorunlar: "Sanatsal Dnem "in sonu

Faus estetik adan da "ei benzeri bulunmaz" bir eserdir. Faust


ne dramatik ne de epiktir, ama iki trn de en iyi zelliklerini ken
dinde toplar.
Goethe ve Schiller ibirlii yaptklan dnemde dramatik olan ile
epik olan arasnda aynm yapmak iin belirleyici kavramlar gelitir
milerdi. Aralarndaki temel farkn, epikte her eyin gemi olarak,
tiyatroda ise her eyin imdi olarak sunulmas olduunu belirtmi-

276
FAUST NCELEMELER I

terdi . Bu adan bakldnda, Faust hakl olarak dramatik diye ad


landrlabilir. Dramatik olann bu stnln zorunlu olarak ortaya
koyan ey, tam da yazrun "griingbilimsel" slubu, "bilin biim
leri"nin ardklm ieren bir tarih felsefesi perspektifidir. Tasvir
edilen ey ne bir aamadan dierine gei ne de gemi ya da gele
cee dair fikirlerdir, aksine yalnzca verili aamann hissedilir mev
cudiyetidir. Bu anlamda, Fatst bu esnek zerklikle [Aufsich-gestellt
Sein], karakterlerin ve durumlarn bu esnek oluumuyla dramatik
temsilin asli iaretlerinden birini gren Hegel'in estetik tutumuna da
denk der.
Faust'ta ilevi sonradan yaanacaklar iin geiler ya da ternetler
yaratmak olan herhangi bir sahnenin olmarnas Goethe'nin slubuna
tamamen uygundur. "Cadlar Mutfa" belki de bu tr bir eyin tas
vir edildii yegane sahnedir; olgun Faust'un gen bir adama dn
mi.idr. Bir kural olarak, biz her zaman evrimin daha ileri aama
syla kar karya geliriz ve sonrasnda buna -dramatik olarak
kendi glerinin pitoresk ve tinsel serilii denk der ve zorunlu ola
rak kendi iinde organik ekilde nceki aamadan kan bir ey ola
rak tasavvur edilir.
"Eski Walpurgis Gecesi" gibi sahneler ya da kinci Blm IV.
Sahne'de Faust' un treni gibi sahneler yalnzca grnte geiler
dir, son sahnelerde retim alan ya da Helena'nn ortaya k iin
hazrlklardr. Gerekte ikisinin de kendi bamsz tinsel ve dramatik
zorunluluu vardr; ikisi de zerk olan ve kendilerine kk salm
belli "bilin biimleri"ni de temsil eder. Bu salnelerin ilkinde an
tika gzelliinin ("grngbilimsel") ortaya k tasvir edilir.
kincisinde ise, bu dalma srecinde dalma ve paralanma sre
cindeki feodalizm imgesi; atlaklannda onu yutacak olan kapitaliz
min yetitii bir feodalizm. Arzi olmak bir tarafa, tren sahnesinin
bize Helena'nn yeralt dnyasndan kurtuluundan daha ok gs
tcrilmiyor olmas Goethe'nin slubunun temel zelliidir. Trenin
olduunu ancak imparatorun bapiskoposla konumasndan re
niriz. Bize zorunlu ve zerk bir "bilin biimi" olarak gsterilen ey,
GOETHE VE AI

yalnzca gereklemesinin tarihsel muhitidir. Akn son bile, elle tu


tulur bir pitoresk ve dramatik mevcudiyete sahiptir. Ama iin para
doksal yan, eserin btnnn epik niteliini douran ey gerek
anlamyla bu dramatik yazma ilkeleridir.
Bu yaz slubuna Goethe'nin u szleri syledii Eckermann'la
bir konumasndaki kesinlik damga vurur: "Bu perde de akabindc
tamamen zgn bir karakter edinir, yle ki kk mstakil bir dnya
gibidir, geri kalanna dokunmaz ve btne ancak ncesiyle ve son
rasyla gevek bir iliki iinde baldr."
"Dolaysyla" dedim (Eckermann-G .L.), "geri kalanla tamamen
uyumlu olacaktr; nk temelde Auerbach ' n arap Mahzeni, Cad
lar Mutfa, Brocken, Danna Meclisi, Maskeli Balo, Kat Para,
Laboratuar, Eski Walpurgis Gecesi ve Helena kukusuz birbirini et
kileseler de, kendi iinde bir btn olduklanndan karlkl baml
lklar ok olmayan kk mstakil dnyalardr. air alacal bulacal
bir dnyaya ifade kazandrma derdindedir ve bir nl kahraman ef
sanesinden istedii ne varsa onlar birbirine balayacak bir tr ip ola
rak kullanr. Odysseia ve Gi/ B/as iyin de ayrus geerlidir."
"Tmyle haklsn" der Goethe "ve bu tr bir yazda mesele bi
reysel olgularn anlaml ve ak olmas, ama btnn karlatrla
maz kalmasdr. Fakat tam da bu nedenle, zmsz bir sorun gibi,
insanlar srekli yeniden zerine dnmeye itecektir."
Bu yalnzca zaten neredeyse tamamlanm eserin gecikmi bir
ekilde merulatnlmas deildir. Tersine, bu fikirler tam da Goethe
genlik fragnan zerine almasna .ciddi olarak geri dndnde,
ilk blm tamamladnda ve ikinci blmn belli paralarna ba
ladnda akla gelir. Bu abalarla balantl olarak, ama yalnzca
bunlara atfla deil, Goethe ve Schiller epik ve dramatik ilkeler ara
sndaki farkll ve zorunlu etkileimi kavramsal dzeyde aka
irdelerler. Schiller bu fikir alveriinde, paralarm btn iindek i
zerklii sannundan bahsetmeye balar ve bunu epik edebiyatn
nemli bir zellii olarak grr. Goethe'ye yle yazar: "Tm sy
lediklerinizden, paralarn zerkliinin epik iirin temel zellikle-

27R
FAUST i NCELEMELER

rinden biri olduu benim andan giderek daha ak hale geliyor."


Birka ay sonra, Goethe bu fikri aka Faust'un yazlma uygular.
Schiller'e yle yazar: "Her zarnarki gibi, niyetlerime ve planlanma
ok iyi yant veriyorsunuz; ancak bu barbarca yazyla kendimi daha
rahat hissediyorum ve en byk talepleri gerekletirmektensc yal
nzca geerken deinmeyi dnyorum . . . . Paralann ho ve e
lendirici olmasna ve dnlecek malzeme sunmasna dikkat ede
ceim; her zaman bir para olarak kalacak olan btn e gelince, yeni
ep ik iir teorisi benim iin yararl olabilir."
Bu ifade tarznn ideolojik temelini zaten biliyoruz: Goethe'nin
tragedya karsndaki tutumu. nsanln evriminin tipik aamalann
karlkl ilikisi ve btnsellii artk trajik olmayan bir dizi trajedi
olarak tecrbe ettii iin, bu dnya anlay, eer hem youn hem
de yaygn dzeyde evrensel bir ifade bulacaksa bu tr bir cpik-dra
matik biime varmak zorundayd : ki ilkeden hibirinin baskn ol
mad ve her ikisinin diyalektik ilikisinin benzersiz bir birlik ve
dinamik denge yaratt bir biim. Zira iki ilkenin en kk ayrn
tsna kadar i ie geiini izlememek, rnein Faust'un btnn
bireysel dramalardan oluan bir epik olarak ya da paralar ep ik olan
byk bir drama olarak tasavvur etmek yzeysellik olacaktr. Hayr,
her para dramatiktir, zira insan trnn kaderi (insanln evrimin
deki bir aamarun kaderi) onda i elikilerinin ikin diyalektii te
melinde gzlerimizin nnde gerekleir, ou zaman gerekten de
traj ik ya da trajikomik bir tarzda. (Ancak "Auerbach'n arap Mah
zeni" komedisi bir istisna tekil eder.) Ama dier yandan, her para
ayn zamanda epiktir; zira kahramana birka sahnede hem bir insan
trnn hem de bir evrim aamasnn zorunlu doruluunu aktar
mak iin, bu atmalarn toplumsal muhitine, toplumsal nesnelerin
duraan evresine dramatik adan zorunlu olann, tamamen dra
matik olann ok tesine geen bir epik tamlk kazandm1ak zorun
ludur. Dolaysyla tekil paralar kk zerk dnyalar oluturacak
ve gerek dramada olanaksz olan, en geni Shakespearc'ci biimde
bile olanaksz olan bir zerklik edinecek ekilde dzenlenir. Sha-

279
GOETHE VE AGI

kespeare'deki ok geni ekilde tasavvur edilen tekil epizot bile her


zaman yalnzca dinamik bir gei noktas olarak kalr ve btnsel
yapdaki bu ilevden tr {ve sunumunun i dinarnizn ve drama
tik huzursuzluu nedeniyle) asla bu tr bir zerk tamlk edinemez.
Ayn ekilde, epik ve dramatik ilkeler Faust'un btnnde i ie
geer. Faust'un btn byk lekte, Wilhelm Meister tarznda bir
eitici roman olarak grlebilir. Ve her epik eser gibi, bu "modem ha
yatn lyada's" da ok eitli dramalar ierir. (Aristoteles Homeros 'ta
bunu grm ve vurgulamt; Schiller de aynsn Wilhelm Meister
iin yapar.) Fakat Faust zel bir durum oluturur, zira bu dramalar
btn iirde reym halinde, olanaklar olarak bulunmakla kalmaz,
ayn zamanda iirin kendisinde dramatik kusursuzlua kavuur.
Btnsel anlayn bu ikili nitelii yukarda bahsettiimiz bir et
kenle de vurgulanr: Belli sahnelerde, hatta belli salnelerin bilei
ninde dramatik eylemin "kesintiye urama"s. Dramatik enin bu
"kesinti"sinin isel olarak dramatik bir biime sahip olmas durumu
daha da kannak.latnnaktadr. Ama btnn dramatik ilkesini yal
nzca eylemin deimez ve esnek varl deil, ayn zamanda ka
rakterlerin izimi, eylem halindeki tek bir kahramana gerekten
dramatik bir tarzda younlama da belirler. Faust eylemleriyle, olay
rgsnn tm asli zelliklerini kendinde younlatrm olan iir
deki en nemli simadr. Ama o bir roman kahraman olarak insani
bir anlamda her zaman kendisinden daha byk olan sirnalann gl
gesinde kalan Wilhelm Meister gibi olaylara ynelik tepkileri kayda
geiren bir tumusol kadndan ibaret deildir.
Epik ilkeyle dramatik ilkenin bu ekilde i ie gemesi ve kay
namas modem edebiyatn genel bir eilimi olup Faust'ta yalnzca
en zl ve paradoks biimine kavumutur. Modern drama -dier
incelemelcrimde sk sk gsterdiim gibi- giderek "romanlar" ve
Balzac hakl olarak dramatik eyi on sekizinci yzyl romannn
aksine modem romann ayrt edici zellii olarak grr. Bu tespiti
yaparken, her eyden te Walter Scott'a atfta bulunur. Bu kukusuz
dondur. Ama bu geliirnde Gocthc'nin teorik ve pratik roln gz

280
FAUST NCELEMELER

ard etmek yanl olur. Balzac ' n insanlk Komedyas ' na yazd
mehur nszden hemen hemen elli yl nce Goethe ve Schiller,
epik ile dramatik enin zorunlu etkileimini, o dnemde henz or
taya kan yeni edebiyatn asli bir esi olarak ayrntl olarak ele
almlard. Goethe'nin yaratc eseri bu yeni edebiyatn ortaya k
nda belirleyici bir nc rol oynar. Balzac'n romandaki dramatik
eye vurgusunun -entelektel dzeyde imdiyi ele alan roman bile
bilinli olarak tarihselletirmesine denk den bir vurgu- dorudan
Walter Scott'a atf olduunu belirtmitik. Ama Scott ' n tarihsel ro
mannn atasnn tam da Goethe'nin Gtz von Berliclingen'i oldu
unu unutmayalm.
Goethe'nin eserlerini (Faus dahil) on sekizinci yzyl ile on do
kuzuncu yzyl arasnda kurduu estetik kpry grmeden anla
yamayz. Bu kpr, Aydnlanma'nn tamamna erdirilmesi ve
almas ve ayn zamanda Walter Scott ve Byron, Balzac ve Stendhal
iin tinsel ve estetik hazrlk anlamn tar.
Bu nemli ba vurgularken, e lbette, Goethe'yi modem edebi
yatn bu tipik temsilcilerinden zel olarak ayran derin uurumu gz
ard etmemeliyiz. ihtiyar Goethe sahip olduu estetik alglayclkla,
yalnzca Byron, Walter Scott ve Manzoni ' nin deil, ayn zamanda
Balzac ve Stendhal 'in de nemini kavramt, stelik ilk eserlerin
den itibaren. Gelgelelim Goethe antika sanat ile modem sanat
arasndaki ayrm noktasna da dikkat ekmiti. Heine, Goethe'nin
lmyle birlikte "sanatsal dnemin sonu"nun baladn sylerken
tamamen hakldr. (Belinski de Rus edebiyatnda Pukin dnemini
benzer ekilde deerlendirir.) Hem Goethe' de hem de Pukin' de g
zel1iin ve alengin iirsel sunumda egemen olmas asla salt estetik
bir sonn deildir, daha ziyade bir toplumsal varolu ve zorunlu ola
rak ona tekabl eden ileriye iaret eden bilin sorunudur. Sonraki
iirlerde gzellik sonnunun estetik formlasyonu egemen olsa da,
tarihsel zorunluluunun zerinde ykseldii byle bir toplumsal
taban yoksa, ortaya epigonlann soluk sanatndan (an byk so
nnlarndan kopuk bir sanattan) baka bir ey kmaz.

28 1
GOETHE VE AGI

Gocthe' nin (ve ayrca Pukin ' in) "sanatsal dnemi" bu tr bir
sanattan daha uzak olamazd. Faust gibi kapsayc bir tarihsel gei
in e n nemli sorunlarn derinlikte kavrayan evrensel bir iirin, bi
imsel estetizmin her trHisne yabanc olduu aktr. Goethe'de
gzelliin nitelii antikada ve (halihazrda zayflam bir biimde)
Rnesans'ta olduu gibi, artk tmyle naif, kendiliinden organik
deildir. Gzellik peinde komasnn tm kendil iindenliine kar
n, Gocthe' deki bu eilim ayn zamanda ana kar, yeni gelien
kapitalizmin sanat dmanlna kar bir mcadeleye iaret eder
(insann insanlkdlt, insann paralanmas).
Bu mcadelenin iki yn ve ilevi vardr. Goethe ann eili
mine kar bu insan sahiciliini, o basit ve dorudan, duyumsal ve
naif, aklc ve tinsel, antika sanatnn gerek albenisini -biimselci
ve sarayl tahrifatlarn zarar vermedii bir albeniyi- oluturan o dos
doru ahlaki ifade tarzn korumaya almt. Ama ayn zamanda
kar eilinlerin, basite halkn kt beenisi olarak, sansasyon ak
olarak, kaba konu ve benzeri eyler aray olarak tasavvur cdile
meyeceini, daha ziyade airin kendisine bu tr iziekler ve onlara
tekabl eden biimler (ya da biimsizlikler) dayatan hayatn mal
zemelerinden kaynaklandn hisseder. te bu nedenle hayatn
iinde ve zellikle de ann nemli olgularnda insani olann bu
basitliini, iirsel sunumun bu ekonomisini -ki bu her zaman insan
tavrnn bir yansmas dr- kefctmeyi ve bu gzelliin o dnemdeki
hayattan bile karlabileceini gstermeyi nemli grr.
Goethe'de bu eilimlerin tarihsel geliimini ortaya koymak bu
incelemenin kapsamn amaktadr. Biz burada birka genel ifadeyle
yetinmek zorundayz. rnein Goethe'nin genlik geliimi ile kla
sik dnemi arasnda burj uva edebiyat tarihinin genellikle iddia ettii
kadar byk bir kayma olmadn vurgulamak gerekir. Gen Go
ethe'nin yazlan asndan kritik olan halk iirini kalk noktas ola
rak alm olmas, her eyden nce, Homeros' u bir halk airi olarak
kavramasndan kaynaklanr. Shakespeare ve halk trklerinin yan
sra, Pindar' n kasideleri, Yunan tragedyas vb. de hayatnn ilk d-

282
FAUST NCELEM ELER

nemlerinde yol gsterici bir rol oynamtr. Onun antikaa geri d


n, zellikle de Schiller'le ibirlii yapt dnemde, asla tmyle
estetik deildir ve asla tek bana sanatsal biimden hareket etmez,
aksine her zaman gerekliin, insanlarn ve onlarn karlkl iliki
lerinin gereki bir gzlemiyle balar. Goethe asndan sanatsal bi
imler her zaman insan znn ve insan i likilerinin en genel ve en
soyut sentezlerinden baka bir ey deildir. rnein bir yerde yle
der: "Motif adn verdiimiz eyler aslnda tezahr etmi ve yeniden
tezahr edecek olan, yalnzca airin tarihsel olduunu gsterdii
insan ruhunun olgular dr."
Bu btnsel anlay iinde, antikan Goethe asndan zel bir
yeri vardr ve stelik yalnzca sanatsal biimlerinin kusursuzluu
bakmndan deil. Antika tmyle estetik anlamda lmsz bir
model ve standart olarak gm1ez. Tersine, Goethe'nin grne gre
bu biim kusursuzluu yalnzca bir gerekliin sonucudur: nsann
z ve ilikileri antikada -ve dolaysyla antika sanatnda- im
dide olduundan daha saf bir ifadeye kavumutu. Goethe erken
dnem Romantizmde hayatn, hayat hissinin ve dolaysyla sanatn
yeni sanat-kart tarzda kartnlmas eilimlerini grr. Winckel
mann zerine byk yazs bu eilimleri olumlu olann beyan ve
olumsuz olana kar bir savunma program biiminde zetler. Go
cthe'nin "klasisizm"inin kklerinin hayatn kendisinden ve hayat
ideoloj ik ve estetik adan eksiksiz yanstmasndan geldiini gs
terecek birka pasaj aktarmakla yetinelim.
" . . . srekli ykselen doann nihai rn gzel insandr. Doann
onu ancak nadiren retebildii dorudur, nk onun fikirlerine kar
t birok koul vardr ve tam da kadiri mutlak olmas nedeniyle
uzun sreli kusursuzluu olanaksz hale gelmektedir. . . . Bunun kar
snda sanat vardr; zira doann zirvesine yerletirilmekle insan
kendisini doann kusursuz hali olarak grr ve kendisinde yeni bir
zirve yaratmas gerektiini dnr. Bunu yapmak iin kendisine
tm kusursuzluklar ve erdemleri vererek ve seim, dzen, uyum
ve anlama seslenerek glen ir. . . . Sanat eseri bir kez yaratldnda,

283
GOET H E VE A(il

bir kez dnyann huzurunda ideal gereklii iinde durduunda, ka


lc bir etki, en azami etkisini yaratr. Zira tinsel olarak glerin b
tn iinden syrlp gelerek muhteem olan her eyi, sevgiye ve
takdire ayan her eyi zmser ve insani biimi canlandrarak insan
kendisinin stne kartr, onun yaam ve eylem alannn snrlann
izer ve onu gemii ve gelecei anlayan bir imdide tanrlatrr."
Goethe'nin ve ann bu hmanizmi -evrensel ilerlemenin itici
gleri olarak insan fiziki varoluundan toplumsal varoluuna, en
basit faa liyetinden sanat ve bilime kadar tam ve derinden anlal
nas olarak hmanizm- insan szcn, Engels'in dedii gibi,
"belli bir ekilde vurgulayarak" kullanr. Bu pathas Fransz Devri
mi'nin ve onun Aydnlanma tarafndan ideoloj ik adan hazrlan
masnn sonucudur. Bir yandan, tm "dsal" ayrmlar (toplumsal,
rksal vb.) artk genel kavram karsnda, somut hmanist insan
ideali karsnda hkmsz gzkr. Dier yandan, bu a insan
gcnn snrsz olanaklarna, insann ideal olarak kendisini ve ev
resini dntrlle yeteneine olan inanc besler. "O [bilin - G.L.]
onun saf kiiliinin ve tm gerekliin yalnzca tinsel olduunun
bilincindedir; dnya yalnzca onun iradesidir ve bu irade genel ira
dcdir. Yani bo irade fikri deil , gerek bir genel iradedir," der Hegel
Gningbi/imi'nde Fransz Devrimi iin.
Alman klasisizmi doal olarak her eyden te bu geliimin
youn, isel ynn ve dolaysyla insann oradaki rolnn altst
oluunun estetik, ahlaki ve genel anlamda kltrel niteliini vurgu
lar. Dolaysyla sanat ve estetiin merkezi yeri -"sanatsal dnemin"
teori ve pratii- insann neminir bu ekilde artrlmasna, trlerin
ve bireyin evriminin bir hedefi olarak, bu soylu kavram mulak
latrp karrnaklatracak eilimler ierdii oranda ondaki yeni ve
eski her eye kar bir mcadele olarak insann evrensellii ve
uyumu iin byle bir talebe dayaldr. te bu nedenle Engels, Go
ethe'nin bu dnemdeki "insan" szc kul lanmn hudut tayin
eder ve l 840' larn renksiz ve gsz terrninolojisinden kesin olarak
ayrr. (Sylemeye bile gerek yok, sonradan tarihsel koullarn daha

284
FAUST NCELEMELER

da radikal bir dnm yaamasyla birlikte, Gocthc'nin gerek kav


ramlarndan daha da uzaklalmtr.) Bu terminoloji konusunda En
gels yle der: "Goethe elbette bunu yalnzca ann ve sonradan
Hegcl'in kulland anlamda insan sfatn, pagan ve Hristiyan bar
bariara kart olarak, zellikle de Yunanlara atfeden anlamda ve bu
terimler Feuearbach 'la birlikte gizemli felsefi anlamna brnmeden
ok nce kullanmt. zel olarak Goethe'de, bu terimler genellikle
felsefi olmaktan ok uzak ve bedensel bir anlama sahiptir."
Goethe bu tr bir dnya gr temelinde yaamnda antikan
aal tarznda sluplatrmaya deer bir insanl kefedebiimi ve
sanatsal sluplatrma olmadan tasvir edebilrniti. Goethe'nin kla
sisizminin ikili nitelii Hermann 'la Dorothea atnda bizatihi in1-
dinin iirsel temsili iin bir talep olarak ve airin Homerosularn
sonuncusu olmay kabul olarak ifade edilir. Bu onun sz konusu
eilimlerin doruk noktasnda, Schiller ' le ibirlii dnemde antika
stilinde "sluplatrma"snn zdr. Zaten bu nedenle Schiller ' in
Der Spaziergang'nn son dizeleri bu yaygn ruh halini doru bir e
kilde ifade eder (Goethe'nin bunu Schiller'den ok daha iyi bir
tarzda resmettii dorudur):

"Ve Homeros gnei, bak! Bize de glmsyor."

Goethe ve Schiller ibirlii yaptklar dnemde bile gerek sanat


adna son rpnlara nderlik ettiklerinin, savunmada olduklannn
farkndadrlar (ve bu farkndalk Goethe'de yalandka daha da
artar); ama an eilimlerine kar gerek sanatn mevzilerini ko
rumak iin kahramanca abalar sergiler ler. Kapitalizmin genel etkisi
gereklie yayldka, bu mcadele daha da zor hale gelir. Zira top
lumsal ilikiler giderek soyutlatndan, insan znn gzelliini
ekip almak, kapitalist iblmnn yol at paralanmla ra
men insann btnln grmek ve sanatsal olarak ifade etmek
daha olanaksz hale gelir.

285
GOETHE YE AGI

te bu nedenle Wilhelm Meister ' n sonraki Gocthe iin mmkn


olan epik sanatn snrlarn imdiden parampara eder. Ve bu snr
lar cesaretle parampara etmi olmas temel niteliktedir, zira do
ruluun onun iin her zaman biimsel kusursuzluktan daha fazla
deeri vardr. Biimsel kusursuzluk onun iin insan hakkndaki
nihai dorunun bir ifadesi olarak deer tar. Biim bile elbette m
cadele vermeden teslim etmez. Son derece karmak hale gelmi
olan toplumsal ierii yeterli bir aniatsal tarzda i fade etmek iin,
ok gevek olay rgs inalan ve zerk ksa hikayeleriyle romann
en eski biimine geri dnmeye abalar. Ama Seyahatler'de bu m
cadele beyhudedir.
Grdmz gibi, Goethe Faust'ta ok zgl bir sorunu ortaya
koyar. Bu izlein kendisi -insani zn ve yalnzca zn kurtuluu; bi
reyin trajik adan kurban edilmesi yoluyla insan trnn kurtuluu
antika tarznda elle tutulur bir ekilde nihayeti engeller: sel ve
dsal olann, ahlak ve eylemin, tinin ve duyumsalln dolaysz birlii.
"Kk" dnya ile "byk" dnyann ak ve net bir ekilde bir
birinden ayrlmas bu nihayete ermenin olanakszln gsterir. An
tikada byle bir ayrm yoktu. Antikada bireysel yaamn "kk
dnyas" ancak "byk dnya"ya girdii oranda var olur (Antigo
ne'da ak); antikan "byk dnya"snda ise "kk dnya"nn ki
isel yaamnn kkleri her yerde grlebilir. Fakat antika dnya
snda bile bu durum sanat asndan grlmedik derecede elverili
olup antika polis cumhuriyetierinin gerileyiiyle birlikte ortadan
kalkar. Ama Rnesans'ta Shakespeare' le birlikte karmak ama este
tik ve insani adan dolaysz bir yeniden dou yaar. Sanatsal iziekler
sz konusu olduu oranda, burjuvazinin erken dnem aamasndaki
mcadelesi. dnemin "byk dnya"snn, burjuvazinin ahlaken daha
saf ve insani adan stn "kk dnya"snn polemikscl kartlk
iinde olduu feodal mutlakyetiliin kkten reddine iaret eder.
Doruk noktasna Fielding, Goldsmith ve Goethe' nin Werther' inde
ulaan bu sanat, Goethe'nin genlik oyunlar Gtz ve Egmont'un in
alarnda da ok nemli bir rol oynar.

286
FAUST iNCELEM ELER

Fakat ngiltere 'de Sanayi Devrimi ve byk Fransz Devrimi


burjuvazi tarafndan "byk dnya"nn fethini gncel hale getirir.
Romantizm dar anlamyla bu sorunlara arpk ve gerici bir bilinle
yaklar ve sonu olarak, yeni toplumsal durumun yansmalarn
gerek biim gerekse de ierik bakmndan ister istemez tahrip ederek
sunar. Ancak Hoffmarn'da ve dahas Balzac'ta kapitalizmin irkin
yeni yaamnn sorunlar ve onun "byk dnya"snn sorunlar yeni
malzemenin ruhuna uygun olarak ele alnr. Dolaysyla bu yeni
sanat ve estetik, korkun ve ,rrotesk olandan, arpk-yce ve kor
kun-komik olandan doar. Kapitalist an artan barbarlnn pa
radoksal derecede klasik, sanatsal adan tam ifadesi budur.
Yaianan Goethe gerekte olduu haliyle yeni aa, kendisinin
anlad kadaryla hakikate bal bir ifade kazandrmaya alr.
Ama ayn zamanda bu malzernede hala var olan gzellik elerini
kefetmeye de abalar. Bylece herhangi bir estetik ssleme olma
dan, kapitalist hayatn sonnlarn, zlerini reddetmcden, deerini
dnneden ya da arptmadan resmeder. Ama btn z zerinden,
sakl insani cevher zerinden grr ve ardndan bu cevher yaznn
btn hala antikan insan gzellii yasalarna tabi kalmas iin
hissedilir ekilde mevcut grnr. te bu ncdcn1e Goethe'nin a
balar, yeni an zgl sorunlarn derinlemesine irdelediinde bile
(rnein Faust'un kinci Blm'nde), "sanatsal dnem"e aittir.
Goethe ve Schiller ibirlii halinde olduklar dnemde bile, ar
zuladklar gzelliin safhaliyle antika gzellii olamayacann
farkndaydlar. kisi asndan da gzellik zaten barbarla kar bir
mcadeledir, barbarlk karsnda (ksmi) bir zaferdir. Schiller bu
yeni durumu. Goethe'nin Faust'taki Helena epizodu zerine al
t dnemde yazd bir mektupta derin ve kapsaml bir ekilde tarif
eder. Genel hatlaryla bu yle bir tariftir ki sonraki dneme de, ikinci
blmn btnne de uyar, her ne kadar dnemler arasnda barbarca
eler hem sanatsal hem de toplumsal adan daha da glenmi
olsa da. Schillcr y Ic yazar:

287
GOETHE VE AI

"Ama eer gzel figrler ve durumlar ortaya karsa, onlar bar


bariatrmann kt olaca dncesiyle kendinizi skmayn. Bu
durum Faust'un ikinci ksmnda daha da sk karmza kabilir ve
bu konuda iirsel vicdannz sonsuza dek susturmak en hayrls
olur. Btnn ruhunun sana dayatt ele aln barbarca yn ne
onun yce ieriini yok edebilir ne de gzelliini silebilir; ancak
btn farkl bir tarzda belirleyip, ruhun bir baka melekesi iin ha
zrlayabilir. Esere zgl ekiciliini verecek olan ey tam da motif
lerdeki daha yce ve soylu edir ve Helena bu oyunda ona dahil
olacak tm gzel figrler iin bir semboldr. Dier barbarlarda ol
duu gibi saf olmayandan saf olana ykselmeye almaktansa bi
linli olarak saf olandan saf olmayana ilerlemek ok nemli bir
stnlktr. Dolaysyla FaiSt' unda her zaman yumruk lakkm or
taya koymalsn."
Goethe ve Schiller'in klasik dnemlerinde bile, barbarca eyi
reddederken hi de gzleri balanm bir ekilde ve koulsuzca "kla
siki" olmadn gryoruz. Elbette bu barbarca e iinde farkl
lamalar yaratmak zorunludur. Burada Goethe ve Schiller tm
modern sanat sorunlu, antikaa kyasla barbarca olarak grrler;
ihtiyar Goethe'nin ise ann henz ortaya kan yeni sanatnda bu
eilimlerin salt niceliksel artndan daha fazlasn grd aktr.
Fakat Schiller'le ibirlii dneminde ve somasnda da byk mo
dern sanatn bir barbarlk esi olmadan asla mmkn olmadnn
farkndadr. Onun iin mesele yalnzca tm bu eilimlerden zsel
olan koruyan eyi -dolayl yollardan da olsa- kurtarmaktr: Zaten
bilip tandmz insann ifade edilmesi. Dolaysyla Goethe bu d
nemde (Diderot'un Rameau'su zerine szlerinde) Shakespeare' in
ve Calderon 'un verimli sanatsal eilin1lerinin zorunlu alglan ze
rine yazar: "Bu barbarca stnlklerin doruk noktasnda cesaretle
yolumuza devam etmekle ykmlyz, zira muhtemelen antikan
stnlklerine hibir zaman erimeyeceiz."
Bunun mmkn olmasnn nedeni Goethe'nin sanat anlaynn
her zaman hayata bir ar, rnein bir Balzac' n somaki gereki-

288
FAUST NCELEM ELERi

liinde olduundan farkl ve elbette daha dolaysz bir ar ierme


sidir. Sonraki geliimi doru bir ekilde ngren Schiller'in belirttii
gibi fark, Go ethe' nin saf olandan saf olmayan derekesine dmesi
dir, oysa Balzac saf olan saf olmayann ikin diyalektiinden ekip
karmaya alr. Bu kartl vurgularken, mesel e bir estetik deer
yargsnda bulunma deildir, en azndan esas bu deildir, iki dne
min zorunlu sanatsal eilimlerini anlama meselesidir. Goethe'nin
sanatsal gereklik anlay, grdmz gibi, hayatn ahenksizlik
lerinin haffletilmesini ima etmez. Fakat a ileri gtren elikiler
karsnda farkl bir tutumu ima ettii dorudur ve zaten bu da ta
rihsel olarak koullanmtr. Goethe asndan arl Aydnlan
ma' dan tamamen farkldr. Ama ona gre dnya henz bu
elikilerle parampara olmamtr; daha ziyade, akln gerekle
(tiril)mesine doru srekli bir evrim sreci iinde ilerler. te bu ne
denle Yunanlar asndan naifbir ekilde duyumsal hayat algsndan
domu olan gzellik, onun iin yalnzca en stn talepten, iirsel
yaratnn en ileri epistemoloj ik ilkesinden domutur. Gzellik
(ahenk ve akl) btnn dnlmesinden damaldr ve bu, ger
eklie yabanc bir ilke olmadndan, aksine onun btnsel hare
ketinden kartlan bir ilke olduundan, tm tikel olgulara
uygulanabilir olmaldr - kukusuz karmak, dalayl ve barbarca
elerle ssl bir tarzda.
Sonraki byk gerekilcrle Goethe arasndaki bu dnya gr
fark, onlarn yardmyla byk bir tem1inal sanat yaratan "sanatsal
dnem"in estetik yasalarnn son savunucusunun o olduunu, oysa
dierlerinin yeni gereklie kahramanca bodoslama daldklarn ima
eder. Goethe yalandka "sanatsal dnem"in i lkelerinin ona ok
daha bariz ve savunmac gzkmek zorunda olduu aktr. Bunlar
Faust'un ikinci blmnde nihayete ererlcr.
Gzlemlerimizin birinci blmden ok ikinci blmle alakah ol
duunu sylemeye gerek yok, her ne kadar birinci blmde en genel
slup sorunlar aka hayat ve sanatsal biimin tarihsel diyalektii
tarafndan koullandrlm olsa da. Temel biimiyle birinci blm

2R9
GOET I I E VE AGI

kendiliinden "Frtna ve Atlm" dneminden doar, ama ancak


"sanatsal dnem"de kusursuz hale gelir. Fakat bu kusursuzluk Go
ethe'nin genliinde igdsel olarak balad eyin bilinli bir sa
natsal devamndan ibarettir.
B irinci blumn dramatik biimi gen Goethe ve onun "Frtna
ve Atlm" yoldalan iin mmkn olan en ileri biimdir. Zengin ve
kapsaml bir hayatn dramatizasyonu Gtz'de diyalog biiminde bir
tarihsel roman haline gelmitir. Bu romann yalnzca belli paralar
dramatiktir, ama bunlar bile her zaman bakarakteri iermez, aksine
ou zan1an ondan tmyle bamszdr. Dier yandan Faust'un ilk
blmnde eylem hepsi de kendi iinde dramatik olan, az ok ksa
ama her zaman zl sahnelere blnr. Bu sahnelerin neredeyse
hepsi Goethe'nin lirik iirinin kayda deer bir ksmnn balads ni
teliine sahiptir. Aslnda bu iir bile nadiren gerekten tarafszdr,
her halkarda dier lirik airlerde olduundan ok daha az tarafsz
dr. Genellikle isel bir dramatik gerilim ann ve zmn resme
der ve marzara (ya da onu tetikleyen bir baka vesile), ifade edilen
lirik duygu trne gre, ancak bu i dinamii hzlandrmaya ya da
yavalatmaya yarar. Bylece Goethe'de lirik, balad ve dramatik e
arasndaki en akkan geileri buluruz.
Goethe'nin slubunun halk trkleriyle ilikisi son derece ka
rakteristiktir. yle der: "Halk trklerinin en hakiki deeri motif
lerinin dorudan doadan alnm olmasdr Ama kltrl air bile
doru anlamak kaydyla bu avantajdan yararlanabilir. Fakat ilki her
zaman bir avantaja sahiptir, zira doaya yakn insanlar zl anlatm
kltrl insanlardan daha iyi anlarlar."
Az ve z olann peinde komak Goethe'nin iirinin nemli zel
liklerinden biridir. Wieland Gtz eletirisinde bunu vurgulan1t. En
saf ve en kusursuz biimine birinci blmde, zellikle de retc
hen ' in karakterinde ve konumasnda eriir. Younlam sahnele
rinden her biri onun traj ik geliim seyrinde zorunlu bir aamadr,
zl halk trksyle lirik ekilde sentezlenmi dramatik bir dm
noktasdr. Tm sahnenin yalnzca lirik bir monlog olduu yerde

290
FAUST NCELEMELER

bile ("Huzurum kalmad" y a da "Ah, insaf et"), znde lirik olma


d gibi ne salt znel ne de salt tarafsz deildir; aksine ileriye doru
akan, esnek ve sembolik, karakter yaratc dr.
Goethe' nin hafif ve dalgal, lirik ve zl anlatmnn Faust'un
btnsel plan asndan vazgeilmez olan o tanl tm toplumsal
muhite verdiini grmek harikuladedir. Goethe an tarif ederken
ok daha tasarruflu davranarak burada en az Gtz'deki kadar sahici
ve canl, dahas yalnzca epik adan betimsel deil, ayn zamanda
dran1atik adan balad zellikleri de olan bir on altnc yzyl tablosu
yaratmt. Gen Goethe'nin baka bir yerde ancak ara ara baard
ey -bal ad esinden gerekten pitoresk ve dramatik bir sunum, me
sela Gtz'n belli Adelheid sahnelerinde olduu gibi- burada tm
eserin kusursuzca gerekletirilmi slubu haline gelir.
slup sz konusu olduunda kendisini hemen hemen hi tekrar
etmemesi Goethe'nin temel zelliidir; sanatsal adan bir kez ba
mlan .cy (ok yksek dzeyde olsa bile) asla rutinlemez. nemli
eserlerinin her biri, izlek ve ierikten tretilen ve organik olarak ge
litirilen son derece bireysel bir sluba sahiptir. Goethe 'nin bir za
manlar kendi "nesnel dncesi" olarak adlandrd bu benzersiz
nitelik buradan kendisini gsterir. cat ve yaratrnn zneden deil,
nesneden yola kmas gerektiini srarla savunmutur. Burada belli
oranda abartl bir adaletsizlikle, air ile amatr sanat merakls ara
sndaki kritik kartl grr: "Amatr sanat merakls asla nesneyi
tasvir etmez, yalnzca nesne hakknda hissettiklerini tasvir eder.
Nesnenin niteliini gzden kanr."
lk blmn devam ve tamamlanmas ancak airin bu tr bir
nesnel yaklam temelinde mmknd, stelik btne dair nceden
tasavvur ediln bir plan yoktu ve temel fikir eserin gelitirilmesi
srasnda tekrar tekrar byk deiiklikler geirmiti. Gen Goethe
kukusuz btne dair en genel anlaya sahipti ve bir bir sahneler
yazarak ve bunlar bir dizi yaratacak ekilde birbirine ekleyerek iler
lemiti. Ama efsaneden kartlan yeni Faust onun iin "nesnel" hale
geldiinden, Goethe sonrasndaki cntelektel almay iirsel yn-

29 1
GOETHE VE AGI

den neredeyse hibir deiiklik yapmadan yrtmesini salayan bir


sanatsal gereklie ve hakikate erimitir; yalmzca balangta ef
saneye ok sk ballk gsterdiinden baz kk deiiklikler yap
mtr.
lk blmn balad andran nitelii "kk dnya"nn "grn
gbilimsel" evrimi iin olduka yeterli bir biim sunmutu. kinci
blmdeki slup sorunlan daha zor ve sorunludur. Bu adan, unu
unutmamak gerekiyor: Goethe'nin insan soyunun kaderini somut
olarak tek bir irsann kaderinde younlatrma eiliminin radikal
yenilii, ister istemez, paradoksal sonularn ancak "byk dn
ya"nn temsilinde sergiler. Onun yeterli sanatsal tasviri, toplumsal
ve tarihsel gerekliin balca nesnel elikilerini, zellikle de zgl
kapitalist biimi iinde tanmas ve irdelemesi, bir yandan kapsarnn
biimi infilak ettirdii (Balzac' n insanlk Komedyas) bir snrsz
l zorlar - trleri temsil eden bireysel figrn ortadan kalkmasnn
zorunlu olduu bir kapsamdr bu. Dier yandan, biraz nce bahse
dilen toplumsal elikiterin tasviri, kaba dolayszl iinde, bireysel
belirlenimlerinin bolluu iinde, Goethe'nin dnya grnn aa
mad bu estetik snrlarn tesire geecektir.
Goethe insan soyunun evrimini ierikle ilgili olarak btn ba
kmndan resmetneye altndan, ama ayn zamanda tam da bu
irik iinde "sanatsal dnem"in zaten sorunlu olan gzellik talep
lerini gerekletirmeye altndan, sonu, kendisinde bile ncl
olmayan ve hibir zaman tekrarlanmayan bir slup olur; iirsel a
dan muhteem, ama (iirin tasavvur edildii durumdan tr) bir
kanon ya da model hizmeti gremeyecek bir slup. "Ei benzeri bu
lunmaz eser" nitelendirmesi bu oklu ve dalgal anlan1da birinci b
lmden ok ikinci blm iin geerlidir.
Bu blmde belirleyici olan "byk dnya"daki insan anlay
dr. Buna gre, bireyin kaderi artk herhangi bir dolaym olmadan
insanln evriminin bir zeti olmaldr. Bu ayna tutna her insana
ve dahas eylemlerinin, duygu veya dncelerinin her birine paral
bir vehe kazand rr. Goethe ideolojik tutumunda belli bir deiiklik

292
FAUST i N C ELEMELERi

de ima eden bu yeni grevi aka grmt. Faust'un ikinci b


lm iin bir "beyan" tasla hazrlar. Bu ksmn entelektel ve es
tetik adan kritik nemi olan dizeleri yledir:

nsan hayat iir gibidir:


Bir balangc, bir de sonu vardr,
Ama bir btn oluturmaz.

Goethe burada paradoksu, dneminin tm sanat biimlerini in


filak ettinne arzusunun zglln basite dile getirir. Zira -kendi
doa felsefesinde insandaki geici, her an deien ve kendi kendini
dntren eyi onaylam olsa da- air iin her insan tam da yal
nzca bir balangc ve sonu olduu iin deil, ayn zamanda sonuna
kadar yaanan bir kader yoluyla inandrc ve kesin bir temel d
izgilere sahip olduu iin de her zaman bir btnd. Ama bu adan
karakterler batan itibaren bilinli olarak bireysel d izgileri da
tan farkl bir perspektifle oluturulur.
Bu yeni gzlemlerne tarz ve onun slupsal ifadesi bir anda or
taya kmam, aksine Goethe'nin eserinde yava yava gelimitir.
Birinci blmn Gtz dneminin slup sorunlaryla organik balar
olduunu grmtk kinci blmn de slup asndan ncileri
vardr: Goethe'nin Maskeli Balo su ve zellikle de muhteem frag
'

nan Pandora ( 1 807'de, yani tam da Faust'un birinci blmnn


tamamlanmasnn ardndan yazlmtr). Goethe 'nin bu eserini ve
ona etki eden ideolojik ve sanatsal etkilerin zgl niteliini daha
yakndan analiz etmemiz mmkn deil; burada da birka gzlemle
yetinmek zorundayz. Szde yan rnler -bu rnekte, Maskeli Ba/o
Goethe'de her zaman ok nemlidir ve anlam dolaysz estetik de
eriyle llemez. Goethe, dnemlerinin her birinde entelektel ve
iirsel deneyimleri bakmndan o kadar zengindir ki temel eserlerine
hepsini birden dahil etmesi olanakszdr. te bu nedenle nemli
eserlerin byk fragnanlarnn yan sn bazen epizodik olan, ama
nemsiz olmayan deneyimlerin resmedildii ve bazen rastgele bi-

293
GOETI-IE VE AGI

reysellii iinde sonrasnda meyve verecek olan sanatsal eilimlerin


glendirici araclarnn ncileri olan geliigzel bir biimde ya
zlm taslaklar bulmamzn nedeni budur. Goethe (Zelter'e bir mek
tubunda) Faust'un ilk blm asndan genlik eseri Satyros'un
neminden bahseder.
Saray iin yazlm olan Maskeli Balo Goethe'ye, geliiminin
farkl bir aamasnda, dncesinin ve dnyaya dair iirsel deneyi
minin sonularn bu tr yan rnlerle ifade etme olana tanr.
Gerek estetik gerekse de entelektel adan bu Maskeli Balo dier
lerinden epeyce farkldr ve farkl deerleri vardr. Ayn eserde, bo
sarayl iltifatlar derin ve nemli dnce ifadeleriyle mnavebeli
olarak karmza kar. Tek ortak zellikleri alegorik biimleridir.
Ama Goethe'nin iirsel adan doruk noktasnda olduu yerde, ale
gori asla kuru ve ksr deildir. Bir yandan ssl ve iirseldir nk
resimsel yzeyi, kayda deer insan trlerinin resimsel jestlerini mu
hafaza eder. Dier yandan, tam da bu alegorik biimden tr,
bazen ifade bakmndan dikkate deer bir iirsel ve zl soyutla
maya eriir.
Pandora bu eilimlerin byk deere sahip bir iirde topland
ilk Goethe eseridir. Temel sorunu, Faust'un ikinci blmne bir
gei, bir nsz olmasndandr. Dnce ile eylem arasndaki kar
tl sunar ki Goethe'nin zihrini her zaman fevkalade kurcalam
bir sorundur bu. (Yalnzca Tasso'yu dnmemiz yeterlidir.) Fakat
burada ikinci blmn habercisi olan ve orada daha ileri bir dzeyde
ele alnan bir dizi yeni ve nemli diyalektik etken ortaya kar. Pro
metheus fgrnde eylemin ok daha gl vurgulanmas ve somut
lamas zellikle nemlidir. Dier yandan, bu eserde bile Goethe
eylemin snrlar, insan evriminin kusursuzluuyla ilikisi sorunla
rn iler; Prometheus' la ilikisi iinde Epimetheus'un greli me
rulatulmas mesela. Son olarak, Goethe bu eserde ayn zamanda
bir sentez, iki ucun daha yksek bir birliini arar. O dneme gelin
diinde, bu sentezin yeryznde gerekletirilebilir olduunu d
nmeye ok daha az eilimli olduundan, h ala raklk Yllar

294
FAUST iNCELEM E L E R i

temelinde, air heveslilerinden oluan kk bir topluluk iinde bi


reyin estetik ve etik kusursuzluu temelinde ilerler.
Pandora fragman olarak kald. Grnen o ki, o dnemde soru
nun iirsel formlasyonu Goethe'yi entelektel yantlardan daha ok
cezbetmiti. Biimsel adan, fragman antikaa bal kalr - biza
tihi izlen belirledii bir etken. Ama bu ok tekil bir antikadr,
onun slubu Maskeli Balo'nun biimsel eleriri zaten bnyesinde
toplar ve onun iinde Goethe "barbarca stnlkler"den kararllkla
yararlanr.
slup asndan Goethe' nin bu gei dneminde Calderon'a ve
ilintili olduunu dnd ark iirine olan youn ilgisi byk
nem tar. Her ikisinde de gl entclektel soyutlamalarn ssl
ve firsel ifadesi iin uygun olan eler ve insann ve insan ilikile
rinin kapsaml bir ekilde tipikletirilmesini bulur. Fakat Goethe'nin
tm bu eilimlerde yalnzca tamamlayc bir ey, yalnzca ana
kpriiler, ann koullandrd iziekierin zgl niteliine kprler
grdn de unutmamak gerekir: Yalnzca "barbarca stnlkler."
Goethe'nin grne gre ne spanya ne de ark, Yunan sanatnn
merkezi konumunu amtr; bu adan, Romantik eilime hibir
belirleyici tavizde bulunmamtr. Ama Faust'un ikinci blmnde
insani eyi ifade etmek iin dolayl aralar benimsernek zorunda
kaldndan, o edebiyatta bu eserinin yeni ve benzersiz slubu iin
kalk noktalar aramtr.
Maskeli Balo ' nun bu derirletirilmi biimi ikinci blmn te
melini oluturur. Alegorik e doal olarak nde gelen bir rol oynar.
Ama Goethe'nin alegori anlay her zaman iirsel adan sahicidir
ve bu biimin standart ve ksr kavrann bir hayli aar. ok daha
ncesinde, Meyer'e alegori konusunda yle yazmt: "Bunlarn
hepsi nemli figrler, ama gsterdiklerinden daha fazlasna iaret
etmiyorlar ve dahas olduklarmdan daha fazlas da deiller." Bu an
lamda ikinci blmn birka figr alcgoriktir, ama bu hi de on
larn birok yarumcunun dnd gibi, hissedilir grnlerine
yabanc bir "derin anlam" n deifre edilmesi iin bir takm kodlar-

295
GOET H E VE /\GI

dan ibaret olduklar anlamna gelmez. (htiyar Goethe'nin "eklenmi


gizemler" konusunda sarf ettii belli ironik laflar bu zararda yal
nzca ksmen suludur.) Belli baansz ayrntlar haricinde, alegori
kullanm trlerin karlerindeki temsili rollerinin esaslarn ak ve
belirgin bir tarzda ifade eden ve trsel nitelii dorudan grlr olan
ve -Goethe'nin baka eserlerinde olduu gibi- kiiliin tedrici seri
lii, trsel olann tedrici geliimi yoluyla bariz hale gelmeyen ka
rakterlerin son derece dorudan tipikletirilmesini temsil eder.
te bu nedenle ikinci blmn birok sahnesi, birinci blmn
hemen hemen tamamnn ve Goethe'nin dier iirlerinin ounun
sahip olduu his ve deneyim zerinde o dolaysz ve heyecanlandrc
etkiye sahip deildir. Gelgelelim ikinci blmn katl ve souk
luu ve ayrca iirsel anlalmazl efsanesi bir hurafeden ibarettir.
Figrler elbette son derece tipiktir, ama ounluu iten ie sahi ve
dorudur. atmalar, kartlklar ve elikiler hibir ekilde yu
muatlmai ya da dekoratif gzellie kurban edilmez. On altnc
yzyl Alnanya'snn tablosu muhteem ekilde kapsanldr; sa
mimi bir Eski Alnan resmi deil ( Gtz' de olduu gibi), fcodaliznin
lm dansnn muhteem bir tarihsel freskidir. Fakat bu resim gen
lik eserindekinden daha az doru deildir, aksine tam tersi geerlidir.
Mesela Philemon ve Baucis epizodunu ele alalm. Kapitalist yayl
mann tm asli motifleri ve zellikleri (kapitalizm ncesi idi! zerine
ykc saldr da dahil) btnyle oradadr, insani, ahlaki ve iirsel
ynleri bakmndan tmyle gelikindir ve ne yumuatlr ne de az
altlr. Dier yandan bireysel sknt ya da bireysel gnah deil,
byk bir tarihsel zorunluluun seyri tasvir edilir.
kinci blnn slup asndan zorluklar ve uyunsuzluklar,
Goethe'nin yeni dnya grnn, kendi yeni nesnelliinin bir so
nucu olarak dayatlm olan ifade aralarnn, hala kendisine egemen
olan eski iirsel zelliklerle atmaya girmi olmasnda sakldr.
slup asndan yeni niyet, tutarl bir ereveyi geni derecede, akc
pitoresk bir retorikle birletiren ve alegorik derecede younlam
figrlerine sonuna kadar kendini ifade etme olana salayan edebi

296
FAUST iNCELEMELER I

modellerle balantldr. Fakat burada da Goethe eski zl anlatmn


muhafaza eder, bu sayede bazen mkemmel derecede balad zellik
leri tayan sahneler retebilir (mesela ilerinde yalnzca znt 'nn
Faust'a eriebildii drt ihtiyar kadnn sahnesi). Ama bu zl anla
tm, hayati neme sahip ierii bu ksa, zl, neredeyse geerken
ifade etme tarz, bazen u sonucu dourur: Kayda deer elere ye
tersiz bir pitoresk vurgu yaplr, ksmen fark edilmeden geerler ve
bylece kolaylatrrnalar gereken kavray engellerler.
Bu uyumsuzluk Goethe' nin "hafif dokunular"la tasvir etme ei
limi nedeniyle daha da ilerler. Bu eilim genliinde var olan ve ile
riki yalarnda da devam ettirdii bir eilimdir. ok daha nceden
kaleme ald bir ksa hikayede Goethe i irsel niyetlerinden yle
bahseder: "zel amalar olmadan kiiyi karakterize eden hafif doku
nular gerekten de korunmaya deerdir. . . . Ancak insanl dingin
bir tefekkr iinde anlamaktan holanan biri bu tr dokunulara hsn
kabul gsterecektir." Bunun okurdan ciddi talepleri vardr. Faust'un
Gretchcn'in bulutlar arasnda suretini grdne inand ve yukarda
ayrntl olarak incelediimiz ksma atfta bulunuyoruz. kinci bl
mn tamamnda Gretchen'den bahsedilen yegane yer buras oldu
undan, ancak ince ve byk bir insani algsall olan okurlar
buradaki sreklilii grebilir.
Goethe bu adan da "sanatsal dnem"in son temsilcisi olduunu
kantlar. Ne pahasna olursa olsun insann ve insan ilikilerinin i
yaamn ancak sanatsal biim araclyla ifade etmeye ve her trl
yorumdan uzak durmaya alr. "Aklk, n ve glgelerin dz
gn datlmasdr" dcr Goethe Hamann 'dan alnt yaparak ve bu
suretle en nemli edebi eilimlerinden birini ifade eder. Ama bu
"hafif dokunular" ilkesi ancak iirin canl malzemesinin -tasvir edi
len insan asndan- gerekten trde olduu noktada etkili bir e
kilde hayata geirilebilir. Trsel zelliklerin iirsel soyutlanmas ve
bunlardan hissedilir ekilde bariz insan tekilliine geri dn (ale
goriletinne eilimi bunun ifadesidir), birey ile evresindeki tarihsel
dnya arasndaki bu trdeliin paraland pitoresk bir atmosfer
GOETHE V E AGI

-kendisini dorudan ifade eden ve dorudan yorumda bulunan (r


nein ealderan'da olduu gibi) dekoratifbir retoriin delici nn
ve derin glgelerinin verili ifade arac olarak gzkt bir atmos
fer- yaratr. Ama Goethe hala olabildiince bu tr keskin sanatsal
kartlklardan kanmaya ve eski parlak klar ve yumuak glgeler
slubunu (insanl "o cevher"den uzaklamarlan dorudan tasvir
eden yntemler) koruyup trlerin evriminin en genel ilikilerini bile
(burada yapay ekilde geri getirilmitir) bireylerin diline evrneye
alr. Dolaysyla zorunlu hale gelmi olan ifadenin nesnel talepleri
ile airin znel adan merak uyandran ifade tarz arasnda aynnlar
ba gsterir.
Gocthc'nin byk halefieri bu tutukluu artk hissetmezler. Me
sele btnn anlalmas iin zorunlu olan toplumsal ya da tarihsel
il ikileri dorudan bir tarzda ifade etme olduunda, Balzac ve Tols
toy gibi byk yaratclar sanatsal tasviri yer yer kararllkla terk
etmek ve salt kavramsal aklama yoluyla ilerlemek noktasnda en
ufak bir phe duymazlar. "Sanatsal dnem"in biimsel snrlarn
paraladklar ve kapitalizmin dzyazsn tamamen farkl ekillerde
amaya altklan doru olmakla birlikte, onlarn eserlerinde t
myle farkl trde sanatsal zorluklar ve uyumsuzluklar ba gsterir
ki bunlarn analizi bu dncelerin kapsam dndadr.
Dolaysyla Faust'un ikinci blmnde Goethe'nin yaratc g
cnde bir gerilemeden bahsetmek, ya da zgl niteliini aklamak
iin bundan yararlanmak yanl olur. Ama ikinci blmn batan
sona sorunlu olduu da reddedilemez. Sorun belirttiimiz gibi an
layta, malzemenin slupla paradoksal ve uyumsuz ilikisinde sak
ldr. Goethe retorik yolunu tutmaya ne kadar uzak olsa da, dekoratif
bir tipikletirme, szcklerle bir dekoratif arka plan resmi kanl
mazdr. Merkezi izlek ve slup esi olarak trler, ou zaman birey
asndan keskin ve soyut grnen geiler gerektirir; bu geilere
Goethe her zaman tam bir insani somutlatrma salamay baara
mamtr. sel olarak, iirsel adan baarl olsa bile, anlay yle
ok eyi varsayar ki gerekten dorudan bir etkide bulunamaz. r-

298
FAUST iNCELEMELER

ncin Faust ile Helena'nn karlamasnda, Goethe Helena'ya or


taada ortaya kan yeni bireysel ak biimini yaama olana sa
lar. Goethe bunu Helena 'ya Faust'un kalesinde birdenbire, dilin
onun kadim kulann bilmedii bir kafyeye sahip olduunu sy
lettirerek armc ve ok incelikli bir tarzda rcsmeder: "Kayna
yor sesler birbiriyle sz kulaa varnca." Ve Goethe bize Faust ve
Helena'nn yeni ortaya kan akn yle bir tarzda sunar ki ortaa
iirinin ve modem iirin kafyeli bentleri diyaloglarnda antika
iirinin yerini alr:

Helena: yleyse syle, byle gzel nasl konuabilirim?


Faust: ok kolay bu, szler iten gelmeli.
zlemle dolup tanca insann gnl,
Bakmarak sorar evresine.
Helena: Kim benimle diye. (5 1 7)

Ama dekoratif ve alegorik anlamn ondan doan insani kendili


indenlikle bu ekilde karlamas elbette her yerde bulunamaz.
kinci blmde, insani geiler bulundurmayan souk ve sert ksm
lar da vardr; bunlar alegorik enin ok fazla baskn olduu ksm
lardr (Birinci Sahne'deki Maskeli Balo.) Ayrca Goethe'nin iirsel
deerlerinin tm eserin btnnn slubuyla tamamen uyumlu
hale getirilemez.
Tm bu uyumsuzluklar Faust'un ikinci blmnn gerekten
de byk bir an sonu olduunu gstermektedir. Birok yorumcu
Faust'un sunum tarzn bir "eski a slubu" olarak adlandrr ve
grece hakldr. Ama burada bir insandan ziyade bir dnyann eski
lii sz konusudur. Kusursuzlatrlamayacak olann nihai sanatsal
kusursuzluudur. "Sanatsal dnem"in yksek bir sanatsal dzeyde
kendi kendini datrnasdr; gerekten "ei benzeri bulunmaz" bir
retimdir.

1 940

299

You might also like