Professional Documents
Culture Documents
TFRRY EAGLETON
1943'te Salford'da dogdu. Olduk.ya yogtm bir Katolik ejilimi aldllctan sonra,
Raymond Williams'tan da dersler alacaga Cambridge Oniversitesi'ne girdi. K1~
sa bir siire burada lngiliz. Edebiyan BOiiimii 'nde ogretim tiyeligi yaptJ.. Mane~
hester tlniversite.si 'ndeki ogretim. iiye:ligini ha.Ia stirdiinnekted.i.r. Ntw Left Re~
view ve New Stat~sman de~gilerine yillanhr yaZllanyla kadada bulunrn.a.kladtr.
Eagleton, ilk iki kitabmda. Shakespeare and Society (1961) ve Exiles and Emig~
rt.r"te (1970) ed.ebiyatJ. Katolikliklt sosyalizmin ilgin~ bir sentezini y:aparak
yak.J Ol¥yordu. Sonraki ydlarda ooylesi bir sentez. aray1~ndan koparak Althusser
ok:ulunun edebiyat kuranu alanmdaki en onemli adJ. Pierre Macherey'nin izini
stirecek, "btiti.inltik", "organi.klik." ve "yansuna" gibi Hegel kokenli k.a.vramla~
nn edcbiyal yaplllanna ~ozi.imlemekte kullandmalanna ka.J11 ~kacakl1~ Mar-
xism and Literary Criticism (1976; Etkhiyar Elejtirisi Ozerine. ~ev.: H. Go-
ne~. EI~1iri Yay., tarihsiz.) adh yapLilnda Ma!ksist gelenekl.eki benzer egilim-
leri sen .bir bi~imde ele~rdi. Criticism and ltkology (1976; Ell!~riri VI! i«olo~
ji, ~ev.: E. Tanm..S. Oztop~; heti~im Yay., l9&5)kitabmda ise yaplsa1Cihl1an
esinlenen bir "metinbilimi'• kavrayt~ma maddeci ve bilimsel bir i-terik. kazan- . ·
dmnak i'rin, edebiyat yap1t1 ile ideolojiler anumdaki "yans1tma" kavrammm
ku~adlg1 k.ann~tkhktaki iH~Ieri inultdi.
Eaglea:on, metni "~Iklamaya" 'rah~ SO'lerdeki bilimsel yOne.limini yav~ ya-
vq teik ederek metni •'kultanma.ya•• aguid.c veren, daha siya.sal bir yakl~un1
benimsedi. Walter Benjamin or Towards a Rnolu.tionary Criticism (1981), Li-
rerary Theory (1983; Edtbiyat Ku.rann-Girij. ~ev.: Tuncay Birbn. Aynn11 Yay.,
2004) ve TM Function of Criticism (1984; EleitiriniTI Gor~vi, ~ev.: !srnail Se-
rin, Ark Yaymlan, 1998) gibi yap1tlannda, Benjamin'in yam sua, Mikhail
Bakhtin, Derrida, Wi.ugenstein, Foucault ve feminist hareketin bu siyasal
yakl~m1 bUyU.k <H~de etkiledigi gorilliir.
Edebiyal kuranu alarundaki bu ~wpnalannm yanmda. edebiyat ''pratigine" de
bula§Dlq) Brech, and Compmay (yay:Imlanmads) ve Saint Oscar (1990) adh iki
oyun ve tek romam olan Sai11t.1 aNI SC'Itt>lar.t'l (1987; Azi:ler vt Alimler., ~ev.:
0. Akmhay,Aynntl Yay., 1998) yaznu§tlr.
Dt<i ER YAPITLARI: Myth..s of Power: A Marxist Study b/ the Bromls (1975);
The Rape of Clarissa (1982; Clarissa•run lgtaJi); AgaiiJSt The Grain (1985);
Shakespear~ (1986; William Shakespeare, ~ev.:A. CUneyt Yalaz, Bogazi~i O'ni-
versitesi Yay., 1998); The Ideology of The Auth~tic (1990; Estetigin ilkoJoii.ri,
~ev.: Billend GOzk:in vd.. Doruk Yay., 2002); ltkology: An Introduction (1991;
ideoloji-Giril. ~ev.: Muttalip Ozcan, Aynn11 Yay., 1996); Heathcliff and TM
Grec.t Hunger (1995); The lllusioruof Po.stmotkrnism (1996; Postmotkrnizmin
Yamlsamalan, t;ev.: Mehmet Ku~ Aynnb Yay., 1999); Th~ Gat~ueper
(200 1; Kap' Be~isi, ~tev.: Gok~en Ezber&.Rana Kahrarnan, Bilge Killrur Sanat,
2002): The Itha of Cu ltr..u. (20C(); Kill tur Y(munlan, c;ev.: Ozge <;elik, Aynnu
Yay... 2005) Sweet Violt11ce- Th~ Idea of tlu Tragic, 2003 (Aynnta Yaymlan 'nm
programma alUlllll§llr).
Aynnu:452
/11Ctlt~ dizi.ri: 199
KUltU:r Yorumlan
Terry Eaglttorr
!ngili!-CCden ~viren
Otgt 9tliJ:
Yay ana haur1ayan
MYgt Karalom
Kitabm ozgilit adJ
Tht /d~a Df Culturt
Blackwtll/2000
baslillDldan ~vrilmi~-
e Terry Eagleton
Bu kilabm T~e yayun hakbr1
A)'TIIltl Yaymlan 'na aitlir.
Kapak illUstrasyonu
St~in, Allan
Kapak dUzeni
Arslan Kahrama11
])fulti
A.. Tanstl Mrm~cu
Basb vecilt
StM Ofstr (0 212) 613 38 46
Birinci ~as1m 2005
Baskl adedi 2000
ISBN 975-539-446-X
AYRNn YAYINL.ARl
. . "'"""·I)TiNiyayin\ari.c:om.lr & in!o@aynnhyayinlari.com.lt
Du.dM!)·e \tpC$1 St. No.: 23/l 34400 c;rmbalil1t1st Tel.: (0 212.) 518 76 19 F.W: (0 212) 516 4517
Terry Eagleton
Ktilttir Yorumlar1
,
Edward Said e
i~indekiler
• K1~ MasaJJ, 9QV.: Turan Oflaz~tu. KOitOr Baka.nllgt Yaytnlan. Ankara, 1979, s. 71
,.. FJrttna, s:ev.: can YOcel, Adam Yay., istanbul, 1991, s. 50.
11
da her §eyiyle dunyevi dayan1khhg1 temsil ettigine gore. daha diya-
lektik bir ktiltiir-doga etkile§imi~ Francisco'nun gemi enkazmdan
yuzerek ~.tkan Ferdinand betimlemesinde bulunabilir:
Bag1§laym. ama
Cenkle~irken gordiim onu dalgalann s1rtmda
At biniyordu adeta. Dii~manca sulan yanp
Dort nala gidiyordu. Kar§asma dikilen
En azgm siivarileri hep devire devire ...
Ba-§1 dimdi.kti oyle, kopuklerin iizerinde,
Kollan bir ~ift kUrek, voltahyordu sahile.
Sahil ki egilmi§ti, oyuk kayallklanyla
Kurtarmaya sanki onu. Hi~ ku~kum yok, efendim,
Sagsalim ~t.tknu~lardrr karaya.
II. Bo1Un1, I. Sahne
12
bagh olarak da ''organik''tir. Ancak zamanla, mekanik seri tiretimi
kar~tlamaya b~lar ve "insanstz imalat bOltimleri"nde oldugu gibi,
us1ahg1 ktit;ilmseyici bir anlam ahr.
Ktiltiir aslen <;ift~ilik anlamma geliyorsa. hem dtizenlemeye
hen1 de kendiliginden btiyiimeye. geli§meye i§aret eder. Ktilttirel
olan degi~tirilebilendir; ancak. degi~tirilecek bu ~eyler kendi ozerk
varolu~lanm ellerinde tutarlar ve bu da dogan1n boyun egmezligi-
ne uygundur. Bununla beraber kiilttir, kurallara uymakla da ilgilidir
ve bu da dtizenleruni§ olanta dtizenlenmemi§ olan arasmdaki etki-
le~imi i~erir. Kurallara uymak. fizik yasalanna uymaya benzemez;
~iinkii o kurahn yarattcJ bir uygulamasliU kapsar. 2-4-6-8-10-30 sa-
yiian kuralh bir diziyi temsil edebilir pek§Ja, yalmzca alt~km oldu-
gumuz dizilerden degildir o kadar. Ol~iistizlilgtin sanctlanyla geri-
lemenin sonucunda, kurallann uygulanl§tna ili~kin hi~bir kural kal-
mayabilir. Zaten, boyle bir a~1k u~luluk olmadan kurallar kural. ke-
Iimeler de kelime ohnazd1. Ancak bu, bir hareketin her durumda
kurall ara uyma sayJlabilecegi anlamrna da gelmez. Kurallara uyrna,
ne anaqi ne de otokrasiyle ilgilidir. Kiiltiirler gibi kurallar dane tti-
miiyle rastlanhsaldtr ne de kesin olarak belirleruni~tir: ba~ka bir de-
yi~le~ her ikisi de ozgiirltik dii~iincesini ir;erir. Ktilturel gorenekler-
den tiimtiyte muaf biri. bunlara kOle olan birinden daha ozgtir de-
gildir.
Oyleyse kiilttir dti§tincesi,. ikili bir redde i~aret eder: Bir yandan
organik detenninizmin. diger yandan cia tinin ozerk1iginin reddi.
Bu dti~i.ince hem dogakihg111 hem de idealizmin reddidir: ilkine,
dogada onu a~an ve geyersjz kllan ~eyler bulundugu i~in: digerine
de en prensipli insan eyleminin bile mtitevaz1 kokenleri biyolojimi-.
ze ve dogal ~evremize kadar uzandt~t ir;in kar§t ytkar. Kiilttirfin (bu
a~1dan doga gibi) hem betimJeyici hem de degerlendirici bir terim
olabilmesi, yani ger~kten gosterilen geli~im kadar gosterilmesi ge-
rekeni de imlemesi, hem dogalcthgt hem de idealizmi bu bir;imde
reddetmesiyle ilgilidir. Kavram detern1inizme ne kadar yiiz c;evirse
de hadecilige kar~1da aytll derecede temkinlidir. Ne insanlar s;ev-
relerinin onemsiz bir iiriiniidiir, ne de r;evreleri insanlann keyifle-
rince §ekil verecegi yumu~ak ~amurdur. Kiiltiir dogayt degi~tirse de
13
bu, kesin smulan yine doga taraf1ndan belirlenen bir tasand1r.
"Ktiltiir"' kelimesi tam da yapma ve yapdrna. rasyonalite ve kendi~
ligindenJik arasmdaki bir gerilimi i~erir. Bu gerHim, Aydmlaruna '-
nm soyutlaruru~ ak.lmt yerdigi gibi, c;ag~ bir~ok dti~iincenin ktil-
ttirel indirgemecili~ine de meydan okur. Evrim ve devrim arasinda-
ki siyasi tezata bile -bunlann ilki "organik" ve "kendiliginden",
ikincisi yapay ve istenendir [vou.lu ]- gonderme yaparken, bu bey~
lik antitezin d1~1na nastl t;tkabilecegimizi de gosterir. Kelime garip
bir bi'timde, buyiime ve hesaplamay1, ozgilrliik ve zorunlulu~u. bi-
linc;:li planlama d~iincesiyle planianamayan fazla dti§lincesini har-
manlar; ve bu, kelime i~in g~erli olabiliyorsa, imledigi baZI faali-
yetler i~in de g~erlidir. Ozgtirlillc ve determinizm aras1ndaki kar-
~lthgl krracak bir pratik arayan Friedrich Nietzsche 'nin yoneldigi
§ey sanat olmu~tur. Sanat~I, sanauru icra ederken kendini sadece
ozgiir ve zorunlu, yarat1c1 ve klsttlannu~ hissetmekle kalmaz; bun~
lann her birini rugeri a~1s1ndan da hisseder ve bu eski parampar-ta
kar~1thklan karar verilemezlik noktasma kadar ta~rr.
Kelime olarak k:tilttirtin her iki durumla da yfizle~ti~i ba~ka bir
anlamt daha vardu. Benligimizdeki bir bOlilruneyi _i~leyen ve incel-
ten yanuruzla, bOyle bir incelbnenin saf maddesini olu~turan her
~eyimiz arastndaki bOlOruneyi de imleyebilir. Ktiltiir. ki~isel kliltiir
olarak ele ahndtgmda, yiiksek ve al~ak yetiler, irade ve arzu. ak.Jl ve
tutku aras1nda bir ikilik varsayar ve bWlu hemen denetim altma al-
mayt onerir. Doga a.rttk sadece dtinyanm degil, benligin de tehlike-
li bir bi~ilnde i~tah kabartan oztidtir. Kiilttir gibi bu kelime de hem
~evremizdekiler hem de i9imizdekiler anlamma gelir ve i~indeki
ylkl.ct itk.iler rahatl1kla dt~Indaki anar~ik gti~lere e~deger sayllabilir.
Bu nedenle kiiltilr kendine hakim ohna kadar kendini ger~ekl~tir
me meselesidir de. Kendini goklere ~tkardtgt kadar disiplin alt.Ina
da ahr; estetik ve ~iJecilik bir aradadrr. insan do~as1 pancar tarlas1
degild.ir; yine de tipla bir tarla gibi i~lenmesi gerekir- bu ytizden,
'ktiltur' kelimesi dogaldan tinsele kaydlkya. ikisinin aras1ndaki ili~
kiye de i~aret etmeye ba§lar. Bizler ktiltlirel varhklar oldugumuz
k:i\d~r. tizerinde ~al1~tJgmuz dogamn da bir part;astylz. Ashnda,
''kllltt~r·· keJimesinin benligimiz ve ~evremiz aras1ndaki farkltllgt
1·1
aydmlatmaya r;ah§mast gibi, "doga" kelimesinin ama~larmdan biri
de bize bunlar arasmdaki siirerligi arumsatmaya ~ah§maktlr.
Bu kendi kendini ~ekillendirme stirecinde eylem ve edilginlik,
emek harcanarak ula~tlanla salt olarak verilen bir kez daha, bu se-
fer ayru bireylerde birle§ir. Ttpkt onun gibi ~ekillendirilebildigimiz
i~in do~aya benzeriz; ama bunu kendi kendimize yapabildigimiz
i~in de ondan aynhnz. Dunyaya bir dereceye kadar kendini yanslt-
ma ozelligimizi sWlartz ki bu da do~anm geri kalarunm yooeleme~
yecegi bir hedeftir. Kendi kendimizi geli~tiren olarak, ellerimizde-
ki ~amuruz; hem kurtanct hem de kurtanlan, ayrn bedendeki aziz
ve gi.inahka.nz. Kendi kaderine terk edilen gtinah.k.ar doganuz, ne
kendiliginden ktilttiriin gilzelligine yiikselebilir ne de bOyle bir gii-
zellige zorlanabilir; daha yak, dogarun kendini a§mastm te§vik et-
mek i9in onun i9kin egilimleriyle i§birligi yapmahdrr. incelik gibi
kiilttir de stirekli olacaksa, ins an dogasmdak.i bir potansiyeli temsil
etmelidir. Ancak ktiltiire gereksinim duyulmasi, dogarun bir ~eyler~
den yoksun oldugunu gosterir -dogal olan diger canlllann seviye-
lerinin uzerine ytkma kapasitemiz gereklidir, yiinkii dogal durumu-
muz bu canhlannkinin aksine hi~ de "dogal degildir-~'. "Kiiltiir"
kelimesinde ortiik olarak tarih ve siyaset varsa, teoloji de vard.Jr.
BunWlla birlikte geli~im yalruzca kendi kendimize yapt1gnntz
bir ~ey olmayabilir. Bu, bize yap1lan bir §ey de olabilir, ozellikle de
siyasi devlet tarafmdan. Devlet, geli~mek i.yin yurt~lanna uygun
tinsel n1iza~lan a~tlamaltdrr ve bu da kiilttir dii~tincesinin ya da Bil-
dung'un [egitim] Schiller'den Matthew Amold'a kadar uzanan es-
ki bir gelenekle imledigi §eydir. 2 Sivil toplwnda, bireyler kar~It yl-
karlarm harekete g~irdigi kronik bir husumet halinde y~arlar. Bu-
nunla beraber devlet, bu kar~1tlarm uywnlu bir bi~imde uzl~abil
dikleri a~kln alandrr. Ancak bunun ger~kle~mesi iyin devlet sivil
toplumda zaten i~ ba~Inda olmah. kinini yati~ttrmali ve duyarhgrru
artmnahdrr; ve bu siire~ de ktilttir olarak bildigimiz §eydir. Ktilttir
hepimizin i~inde yatan ideal ya da kolektif benligi, devletin evren-
sel alanmda en tistiin bi9imiyle temsil edilen bir benligi ozgtirle~ti-
2. Bu ku§agrn degerli bir anlatrsr David Lloyd ve Paul Thomas'rn Culture and the
State'inde (New York ve Londra. 1998) bulunabilir. Ayrrca bkz. lan Hunter. Cultu-
re and Government, Londra, 1988, 3. btilum.
15
rerek bizi siyasi yurtta§hga haz1rlayan ahllli bir egitimbilim ~e§i
didir. Coleridge, uygarhg1 geli~im temeline dayandrrma geregine
paralel olarak "insanllglmlZl tarumlayan bu nitelik ve yetilerin bir-
biriyle uyum halindeki ilerlemesi·'nden soz eder ve "Yurtta~ olabiiM
mek ir;in insan olmahy1z" der. 3 Devlet kiilttirii. ktilttir de ortak in-
sanhgJmizt cisimle~tirir.
Kiiltiirti siyasetin tizerine ~Ikarmak ...Once insan sonra yurtta~
olmak- siyasetin, daha derin bir ahHiki boyutta yoJ ahnas1 ve egiti-
tnin kaynaklanndan yarar1anarak bireyleri iyi miza~h. sorumluluk
sahibi yun~lara donti~tiirmesi gerektigj anlamma gelir. Bu, biraz
yiiksek bir perdeden de olsa, yurtta~ s1rnfm retori.~idir. Ancak bu
noktada "insanhk", ~atl§madan uzak bir topluluk anJamma geldigi
i~in tehlike alUnda olan, ktilttirtin siyasete gore onceligi degil, be-
lirli bir siyaset tilrtine gore onceligidir. Kiilttir ya da devlet, prema-
tUre titopya tiirleridir; mucadele yi imgesel bir dilzeyde yok ettikle-
ri i~in siyasi diizeyde ~ozmelerine de gerek kalmaz. Siyasi a~1dan
hi~bir ~ey, siyasetin insanl1k ad.Ina ele~tirilmesinden daha masum
olamaz. insanlan siyasi yurtta~hga hazulamak i~in ahlak:i bir ku-
lu~ka doneminin gerekli oldugunu ifade edenler aras1nda, kolonyal
topluluklarm kendi kendilerini sorumlu bir bi~imde yonetecek de-
recede "uygar'' hale gelinceye kadar onlann bu hakkmt gormezden
gelenler de vard.tr. Bu gibi ki~iler siyasi bagimsJzhk i~in yap•labile-
cek en iyi hazrrhgm zaten siyasi bagimsJzhk oldugu ger9egini goz
ard1 ederler. Qyleyse, insanhktan ktiltiire, ktiltiirden siyasete dogru
yol alan bir durumun, kendi siyasi egilimi aracll1gtyla asll hareke-
tin di~er y<5ne dogru oldugunu ortaya koymast ironiktir- kUlttirel
~lkarlan yoneten genellikle siyasi ~lkarlardtr ve bu yolla tikel bir
insanltk versiyonunu tarurnlarlar.
Oyleyse kliltiir, ortak insanhgnruzt sekter siyasi benliklerimizin
siizgecinden ge~irir; tini duyulardan kurtanr, degi~mezi ge~ici
olandan ~ekip ahr ve birligi ~~itlilikten kopanr. Kendi kendini iyi-
le~tinnek kadar. huysuz, dilnyevi benliklerimizi tiimuyle ortadan
kaldmnayan ama daha ideal bir insanhk aracJhgtyla i~ten i~ incel-
3. S. T. Col&ridg&, On the Constitulion of Church and State, 1630, yeni bask1
Princeton. 1976, s. 42~43.
1(,
ten bir benlik bOltinmesine de i§aret eder. Devlet ve sivil toplum
arasmdaki -burjuva yurt~1n kendini oyle gostermeyi istedigi ~ey~
le aslmda oldugu §ey arasmdaki- ur;urum korunur~ hatta derinle~ti·
rilir. Nasll k.i devlet sivil toplumun tikel alaru i9indeki evrensel var~
hksa, ktilttir de her birimizin icrinde i~ b~mda olan evrensel bir oz-
nelliktir. Friedrich Schiller'in Letters on the Aesthetic Education of
Man (1795) [insanm Estetik Terbiyesi Ozerine Mektuplar] 4 adh
eserinde ifade ettigi gibi:
Her ferdin, i~inde kabiliyetine ve kaderine gore temiz ve ideal bir in-
san ta§1d1g1 soylenebilir. Varhgmm btiytik vazifesi de biitiin degi~me
lerde onun degi~meyen biitfinfine uygun kalmastdrr. Kendjsin~ az veya
~ok her ~ah1sta gosteren bu ideal insan, devlet tarafmdan temsil edilir.
insanlardaki ~e~itliligi gidermeye \=3h§an nesneye bagh ve aym zaman-
da da dinamik bir §ekil.
18
bic;imde yapmaktadu. Uygarhk sanat, kent ya~anu, kentsel politika-
Iar. kanna~Lk teknoiojiler vb. anlanuna geliyorsa ve ge~mi~te olan-
larm bir arum ilerisi oldugu dti~iini.iltiyorsa, birbirinden aynlmaz
bir birrimde betimleyici ve nonnatiftir. Bildigimiz hayat anlamma
gelir; ama bu hayat1n barbarhktan tistiin oldugunu one siirer. Uy-
garhk sadece kendi i~inde bir geli~im evresi degil, kendi i~inde sii-
rekli evrilen bir geli~imin ta kendisiyse, kelime. bir kez daha olgu
ve degeri birle~tirir. Varolan her ili~ki ~ekli bir deger yarg1s1na i~a
ret eder: ~tinkti manuksal olarak daha ancekilere dayanan bir geli§-
me olmahdlf. Her une" olurs~ olsun hem dogrudur, hem de onceki
halinden ~ok daha iyidir.
Astl sonm. "uygarhktt kelimesinin betimleyici ve nonnatif yan-
lanmn birbirinden aynlmaya ba~lamasJyla ortaya ~lkar. Terim as-
hnda sanayi oncesi Avrupas1 'mn orta s1n1f tenninolojisine aittir;
terbiyeyi, inceligi, politesse'yi [n~zaketJ ve ili§ki konusundaki in-
celikli bir rahathg1 andurr. Bu yi.izden hem bireysel hem de toplwn-
saldtr: Geli~im ki~iligin uyumlu. ~ok yonlii ilerleyi§iyle ilgilidir~ an-
calc. kiinse bWlu tek ba~1na ger~ekle~tiremez. Zaten ki~iligin·birey-
.L...:
sel anlammdan toplumsal anlam.Ina ge~esine yol arran da uisanla ..
rm bunu tek ba~larma yapamayacaklaruu fark etmeye b~lamalan
du. Ktiltiir belirli toplumsal ko~ullar gerektirir ve bu ko~uliardan
biri devlet olursa. ktilttir siyasi bir boyut da kazanabilir. Ticaret, ktr-
sal harnhg1 kanp insan1 karma~Ik ili§kilere sokarak onWl kaba taraf-
larml yonttugu i~in geli§im ile el ele gider. Ancak, bu iyimser kapi-
talist sanayi ~agm1n va(isleri, kendilerini olgu olarak uygarhg1n de-
ger olarak uygarhlda uyumlu olduguna ikna etmekte zorlanacaldar-
du. Waverley romaru· ya da Rheims Katedrali'yle ayru dtizeyde bir
kUlttirel ba~an olarak de~erlendirmek son derece gti~ olsa da, gen~
baca temizleyicileri arasmda testis kanserine yakalamna egilimi de
erken kapitalist sanayi toplumunun olgulanndandu.
Ote yandan, XIX. yiizyllm sonlarmda ••uygarhk" kar;lilllmaz
olarak, kimi Iiberallerin gOztinden dii~mesine yetecek emperyalist
bir gortintitn kazarum~ttr. Bu ylizden, toplumsal ya~a.rrun nasll ol-
• Waverley, Sir Waller Scott'un 1814 y1llnda yay1mlanan romam. Tarihi ror:Qan
tOrunun ilk ornegi olarak gosterilir. (y.h.n.)
19
dugundan -;ok nas1l olmast gerektigini ifade eden ba~ka bir kelime-
ye gereksinim duyu1mu~ ve Almanlar da bu gereksinimi kar~Ilamak.
i<;in Frans1zcadan culture kelimesini alm1~lardu. Boylece Kultur ya
da Kiilttir, romantik. erken donem Marksistlerin kapitalist sanayiye
ilk ele~tirisi olmu~ttn-. YarattCl ak1l, makul terbiye ve dost~a bir ke-
lime olan uygarhk, ha~metli, tinsel. el~tirel ve prensipli ktiltiire ne-
~e ve rahathkla tercih edilmi~tir. Bunlardan ilki ~ozumleyici Fran-
stzsa, ikincisi de basmakahp Ahnandtr.
Halihaz1rda. uygarhk daha yagmact, a~gozlii ve yoz goriindtik-
ye ki.ilttir dti§iincesine daha ele~tirel bir tutum dayatthr. Kulturkritik
[ktilttirel ele~tiri] uygarhkJa uyum degil sava~ halindedir. Bir za-
manlar kiiltiiriin ticaretle bir arada oldugu dti~iiniiliirken art1k bir-
birlerinden gittik<;e uzakla~makta.d.trlar. Raymond Williams'm da
ifade ettigi gibi, "6nceleri, toplumu ic;ten baglayan ogrenme stire-
cini kar~Ilayan kelime, XIX. ylizy1lda radikal ve stkmt1h degi~im
sanctlan ~eken bir topluma g6steri1en son derece anlamh tepkinin
odak noktast haline gelmi~tir.'~ 7 6yleyse~ 11 ktilttir"tin ortaya cr•kma-
suun nedenlerinden biri. "uygarhk"tn bir "deger-terim" olarak gi-
derek daha az makul goriinmeye ba~lamastdtr. B una bagh olarak
XlX. yiizyllm sonlan giderek artan bir Kultu1pessimismus'a [kiiltii-
rel karamsarltk] tarukhk eder. Bunun belki de en temel belgesi. Os-
wald Spengler'tn Decline of the West adh ~ah~mas1, daha kti~tik in-
giliz yanstmast ise F. R. Leavis in son derece anlamh bir bi~imde
1
22
saglar. Rad1kal romantiklere gore, "organik" kiilttir giintimiiz topltt-
muna ele~tiri getirebilirdi; Edmwtd Burke gibi dti§tinenlere gore ise
bu, giinlimiiz toplumunun bir e~retilemesi olacagmdan onu bu tip
olumsuz ele~tirilerden koruyabilirdi. Modem oncesi topluluklarda
gorebileceginiz bir birli~in emperyal Britanya •da da oldugu one sti-
rtilebilir. Modem devletler. modem oncesi devletleri hem ideolojik
hem de ekonomik ama~lan i~in yagmalar. Bu anlarruyla kiiltiir "son
derece uygunsuz. kendi kendisine kar§l bOltinmti§ bir kelimedir...
Batt uygarhgxnm hem temeli~ hem de kar~Ittdrr" .1) Tarafs1z dii~tin
cenin dogal oyunu olarak. bencil toplwnsal ~1karlan zaytflatabilir.
Ancak. bunu toplumsal btittin ugruna yaparsa, ele§tirdigi toplumsal
dtizeni peki§tirmi§ olur.
Ya§am tarz1 olarak ktiltiir. terbiye olarak kiiltiir gibi, olgu ve de-
~er arasmda karars1z bir bi~imde gidip gelir. Bir anlamda. ister Ber-
berilerin is~er berberlerinki olsun. geleneksel bir ya~am bic;in1ini ta-
rumlamaktan ba~ka bir ~ey yapmaz. Ancak topluluk~ gelenek. kok-
liiltik ve dayam~ma. onayladlglmtz varsayllan -en azmdan postmo.-
demizme kadar oyleydi- kavramlar oldugundan, boyle bir ya~am
bi~iminin saf varhgmda. ba~ka bir deyi~le~ bu ya~arn bi~imlerinin
saf t;:ogullugwlda, olumlaytcl bir ~eyler oldugu yontinde bir dii~iin
ce olabilir. Gtintimiizde ki.ilttirel gorecilik k.Jh~mda b~ gosteren
§ey, hem "uygarhk"tan hem de "kiiltiir"tin evrenselci anlammdan
gelen betimleyici ve norrnatifin kayna§mastdrr. Boyle bir "postmo-
dem" goreciligin modemlikteki bu tlir muglakllklardan kaynaklan-
masz ironiktir. Romantiklere gore) y~amm tum tarzlanrun oZtinde
ktymetli bir ~ey varchr; "uygarhk" ona zarar vermekle me~gulse, bu
hafife ahnacak bir §ey degildir. B5ylesine bir 'biittinltik' §iiphesiz
bir mittir; antropologlar bize 'cen heterojen a1t~kanl.tklann. dii§iince
ve eylemlerin", ktiltiirlerin gortinii~te en "ilkel"inde "yan yana yer
alabildigini .. H gosterdiler arna i§e daha heyecanla kalkt§anlar onlar-
dan bekleneni yaparak bu uyany1 duymazdan geldiler. Geli§im ola~
rak ktiltiir olabildigince aynmc1yken ya.§am tarzt olarak killttir ay-
nmct degildir. Ozgiin bir bic;imde insanlardan kaynaklanan her §ey,
13. Young, Colonial Desire, s. 53.
14. Franz Boas. Race, Language and Culture, 1940, yeni bask1 Chicago ve
Londra, 19B2,s.30.
23
bu insanlar kim olursa olsun guzeldir. Bu onem1e Alabamalt Ahlaki
Safllk Analanndan <;:ok Navajolar gibi insanlan dti~iindugiintizde
dogrudur. Ne var ki, bu aynm ktsa siirede ortadan kalktl. Uygarhk
olarak ktiltiir, geri ve ileri arasmda yapt1g1 aynm1 erken donem ant-
ropolojiden alrm§ttr. Buna gore., bazt killttirler digerlerinden a~lk.fia
iistiindti. Ancak, tart1~ma a~mland1k~a kelimenin antropolojik anla-
ffil degerlendiriciden yak betimleyici hale geldi. Sadece bir ~e~it
ktilUir olmak kendi i~inde bir degerdi; ama bir ktiltilrii digerinin iis-
ttine rrtkarmak, Katalanca gramerinin Ara~anmkinden tis tUn oldu·
gunu savwunak kadar anlamstzdi.
B una kar§m. posnnodemistJere gore btitiin y~am t.arzlan muha-
lif ya da azmh.k gruplara ait olduklarmda ovulecek. ~ogunJuga ait
oldukJarmda ise azarlanacaktu. Bu nedenJe, postmodem "kimlik
politikalan". (erken romantik radikaller i~in. gee; postmodem radi-
kallerden farkh olarak. ttimuyle manttkstz bir hareket olan) Iezbi-
yenligi i~erir ama milliyetttiligi i~nnez. c;ogm1luk hareketlerinin
ya da konsenstislerin.in her zaman gerici olduguna inanma sa~mah
gmdan korunan ilk grup. siyasi devrim ~ag1ndan sag -r•ktl. Aynt ta-
rihin daha az co~kulu olan daha sonraki bir evresinde filizlenen
ik.inci grup, radikal kitle hareketlerine olan inancm1 yitirdi; elinde
her zaman hat.J.rlayacag1 birka~ degerli hareket kaldt. Bir kuram
olarak postmodemizm. XX. ytizyllm ortalannda gortilen btiyiik
u1usaL ozgiirl~me hareketlerinin ardtndan gelmi~tir ve her ikisi de
hem ger~ekten hem de mecazen, bunlar kadar buyiik siyasi kan§tk-
hklan arumsamayacak kadar gen~tir. "Postkolonyalizrn.. kavram1
ashnda, ezilenleri destekletnekle birlikte siyasi devrim gibi kav-
ramlardan ku~ku duyan BatJ kuramcilannm. antikolonyal mticade-
lelerioi zaten tamamlamt~ ccOt;Uncti Dunya" toplumlan ittin duy-
duk.lan endi~eye i§aret eder. Aynca, §U anda bir tilkenin vatanda~la
nnt oldtinnekle me~gul olmayan "0-ri.incu Dtinya" uluslanyla da-
yaru§ma halinde hissetmek, daha kolaydJr belki de.
Ktiltur kavranuru ~ogull~ttnnak, kavrarrun olumlu anlarrum
korumayJa kolayca bagda~t.Inlamaz. Humanist kendini geli~tinne
olarak ktilttire ve hatta. omegin, Bolivya klilttirUne merakh olmak
kadar basittir. <;unkil bOyle karma§lk bir olu~um ~ok saytda incelik-
li nitelik ta~unaya baghdtr. Ancak biri, comert bir ~ogulculuk ru-
huyJa, orne gin, "polis kantini kiiJtlirif', "cinsel psikopat kiilti.irli" ya
da uMafya ktilttirti"nti de dahil ederek ktiltiir dii~tincesini yllanaya
ba~lad1gtnda, bunlann kiiltiirel bi~imler olarak kabul goreceginden
pek emin olamay1z. <";tinkU ktiltiirel biffiinler ya da aslmda? bu ttir
bi~imlerin son derece zengin ~e~itliliginin bir par~as1 oJmalan,
bunlann ktiltlirel bir;iinler olarak da kabul gorecekleri anlrun1na
gelmez. Tarih boyunca, ~ok ~e§itli i~kence kiiJttirleri varolmu~tur
am a en samimi ~ogulcular bile bllilun insan deneyirninin renkli ~
§itliligine bir omek daha oldugunu dogrulamaya yana~mami~Jardu.
<;ogulculugu kendi ir;inde bir deger olarak gorenler saf bi~imciler
dir ve omegin rrk~rhg1n varsayabilecegi bi~imlerin §a~utrct bir bi-
r;imde yarattc1 ~e~itliligini fark etmedikleri ac;tktrr. Her dununda,
postmodem dii§tincenin biiyuk bir bOliirnti gibi ~gulculuk da bu
noktada kendi ozde~ligiyle garip bir bir;imde i~ i~edir; farkh kim~
likleri yav~ yav~ yok etmekten ziyade ~ogaltlr. Melezle~tirmenin
onko~ulunun safhk olmasr gibi~ -;ogulculugun onko~ulu da ozde~ ..
liktir. Daha sert bir dille, yaln1zca saf bir kiilttir melezle~tirilebilir.
Ancak, Edward Said'in de ifade ettigi gibi. "Btittin kiiltiirler ir; i.;e~
dir; hi9biri tek ve saf degildir. hepsi melez~ heterojen, son derece
farkhla~hnhnt§Ur ve hi~biri tek parr;a degildir~?. 15 Bu arada, hitrbir
irlSan kiilti.irunun kapitalizmden daha heterojen olmadtgmr da
arumsamak gerek.
"KUitiir" kelimesinin birinci onemli varyant.I antikapita.list ele~
tiri ve ikincisi ya~am tarzt kavramm1 daraltarak yogulla~tmlmas•
ise, ii¢nctisti de sanat alarundaki tedrici uzmanla~mastdlr. Bu nok-
tada bile kelimenin kapsarm genel entelektiiel faaliyeti (bilim, fel-
sefe. akademik ~ah~ma vb.) kapsayacak §ek.ilde geni~letilebilecegi
gibi yalruzca mtizik, resim ve edebiyat gibi daha "yarallct" olduk-
lan varsaydan ugr~Ian i<;ine alan bir alana da daraltdabilir. "Kiil-
ttirlii" insanlar bu anlamda kiiltiir sahibi ki~ilerdir. Kelimenin bu
aniam1 da ~arp1c1 bir tarihsel geli~imi imler. Bir yandan bilim, fel-
sefe~ siyaset ve ekonominin arhk yarat1c1 olarak nitelendirilemeye-
cegini ortaya koyar, diger yandan da --ctok daha basit bir bi~imde
15. Edward Said, Culture and Imperialism, Lond ra, 1993, s. xxix IKOitor va
Emperyalizm, ~tlv.: Necmiye AIpay, Hill Yay., istanbul, 19981-
25
soyleyecek olursak- Uygar·' degerlere artik yalmzca fantezide
11
27
ara~salhk sm;lamas1 kar~•smda zorlukla ayakta durabilir. Aslmda,
tam da bu fayda olmayanda sakh bir siyaset vardlr- fayday1 hor
gorerek bir ya.na atacak bo§ zamana ve ozgtirlu~e sahip olanlarm
aristokrat siyaseti ya da toplumu degi~im degerinin tistunde gonnek
isteyenlerin titopik siyaseti.
Aslmda, burada sozii edilen kiiltiirden ~ok, belirli bjr kiiltiirel
degerler se~kisidir. Uygar ya da geli~mi~ olmak incelikli duygular,
dtmh tutkular, ho§ tutwnlar ve a~lk. gorti~liiltik.le kutsarunt§ ohnak-
tu. Digerlerinin ~Ikarlanna kar~t. i~kin bir duyarhhkla rasyonel ve
ol~tilti d.av£anmak. kendini disipline etmeye ~ah§mak ve kendi ben-
cH flkarlannt btitiiniin iyiligi ugruna feda etmeye hazrr olmaktu.
Bu fonniilasyonlardan bazllan ne kadar gorkemli olurlarsa olsunlar
siyasi a~1dan masum degildirler. Buna kar~1n. geli~mi~ birey §tiphe
uyandrracak ~ekilde, biraz muhafazakar bir liberal gibi goriintir ve
sank.i insanhk i<rin genel bir paradigma SWlan BBC yayJncilandlr.
Devrim uygarhg1n bir par~as1 olsa da, uygar birey kesinlikle siyasi
bir devrimci gibi goriinmez. Sanki biittin tutkulu karular irrasyonel-
mi~ gibi, "maJeur, kelimesi bu noktada "ikna edilebilir, ya da "uz-
la~maya razt" anlamma gelir. Kultiir tutkudan ~ok duyarhhgm tara-
ftndadrr; ba~ka bir deyi~le, ofkeli kalabahklardan c;ok bir tarz sahi-
bi olan orta smtflann. Dengenin onemini goz ontinde bulWldurdu-
gumuzda, uk~1bga kar~1 bir itirazm kar§tUyla dengelerunesinin ge-
rekmemesini anlamak gilyttir.lrk~Jhga kesinlikle kar§J dunnak pek
de ~ogulcu bir yakla~Jm gibi goriinmez. Ol~iiliiltik her zaman bir
erdem oldu~undan, ~ocuklann fuhu~ yapmasuu pek ho~ kar~Ilama
mak buna ~iddetle kar§t ~Jkmaktan daha uygun gorlinecektir. Bu
durumda eyle_m yeterince beHrgin bir tercih ktimesini imledigin-
den, ktilti.iriln bu yorumu ka~tnllmaz olarak angaje olmaktan daha
yansJtJctdu.
Bwtlar, en azm~ Friedrich Schiller'in "insan ruhwtun ... mu-
hayyile kuvvetine ... bu geni~ diyanna hi~bir ~ey korunanu~. bunun
sonucu olarak. hi~bir ~ey de 9•kanlmarn1~ oldu~undan, gereklendir-
meyen bu duruma boj bir sonsuzluk denilebilir: fakat bu sonsuz bir
bo~lukla asia kan~tmlmamahdtrH diyerek sundugu estetik kavranu
i~in dogru gibi gortintir. 16 Estetik durwnda, insan, biittin yetilerine
11
29
Bu ashnda, Williams'm Culture and Sociery 1780-1950'de pe~ine
dii~tiigii, Avrupa Kullurphilosophie'sinin [ktilrur felsefesi] yerli tn-
gili2 yorumunun ayrmtth bir taslaguu ~lk.aran anlat.J.dtr. Bu dti~tin
ce akuru. giderek par~alanan kii1ttirtin ~e~itli anlamlanru birle§tir-
mek i~in verilen mticadele olarak gorulebilir; kiiltiir (sanat anJa-
mtnda) belli bir zarafetteki Ya.§am standardm1 (terbiye olarak ktiliti-
rii) tarumlar ve kiiltiirtin (toplumsal ya~am anlammda) tamammda
bu standarda ula~mak da siyasi degi§imin gorevidir. Bunun sonu-
cunda, estetik ve antropolojik alan yeniden birle~ir. Coleridge'dan
F. R. Leavis 'e kadar, daha kapsamh, toplumsal a~1dan daha sorum-
lu kulttir anlay1~1 kararh bir bit;imde oyunda tutulur; ancak bu. yal-
nlzca kavranun daha uzmanl~1ru~ (sanat olarak ktilttir) bir anla-
m•yla tantmlanabilir ve bu an lam da ktilttirii stirekli onun yerini al-
makla tehdit eder. Arnold ve Ruskin. kiiltiUiin bu iki anlam1run js-
tikrarh.bir diyalektiginde, toplwnsal degi~im olmadan sanat ve "za-
rif ya~amum bi.iytik bir tehHke alt1nda oldugwut teslim ederler; yi-
ne de sanat1n bOyle bir doni.i~umtin ne yaztk ki r;ok az say1daki
ara~lanndan biri olduguna inarurlar. ingiltere de bu kiiltiir felsefe-
9
sini ger~ek bir siyasi gli'f i!fin -i~~i smtfl hareketi- kullanan Willi-
am Morris 'e kadar, soz konusu tehlikeli anlamsal k.tstrdongii kinla-
mamt~ttr.
Keywords'tin yazan Williams, kag1da dOlaiigti degi~ikliklerin i~
mantJgmi pek iyi bilmiyordur belki de. 'Otopik ele~tiri olarak ktiltti-
ru. bir ya~am tarzt olarak ktiltiirti ve sanatsal yaratl olarak kiiltiiril
birbirine baglayan bir ~ey var nud1r? Cevap elbette olumsuz: bun-
lann he psi ger'fek uygarhk olarak kiiltiirtin -insan1n kendi geli~imi
nin btiyi.ik anlaus•- ba~anstzhg1na farkh bi~imlerde gosterilen tep-
kilerdir. Bu hikaye sanayi kapitalizminin a~mlarunastyla inandrrtct-
hgun yitirmeye ba~lar? biraz iyimser bir ge~mi~ten miras kalan bir
efsane haline gelirse. kiilttir dti~tinc~si de pek ho~ olmayan alterna-
tiflerle kaqt kar~1ya kahr. Elbette ki.iresel alanda etkili ve toplumla
ilgili kalmay1 siirdilrebilir; anca"'k, ne yaztk ki yok olma tehlikesiy·
le kar~I kar~1ya olan c:ezbedici bir yann imgesi haline gelmek i~in
i'r kararttct bugilnden ~ekilir. Benzer bir ba~ka imge de. ne kadar
§a~trtJCt olsa da, ger~ekten varolmadtgmt gormezden gele-
meyecegimiz kurtanlmt~ bir gelecegi anduan eski ~taglardtr. B u,
hem inarulmaz derecede yaratJCI hem de siyasi a~tdan zaylflaulnu~
olan.utopik ele§tiri olarak kiilttirdtir ve her zaman, son derece ylkt-
ct ele~tirilerle Realpolitik 'le arasma ordtigti ele~tirel mesafenin
i'Yinde kaybolma tehlikesiyle kar~1 kar~1yadrr.
Di~er taraftan ktilttir, benzer ttim soyutlamalara tt1vbe ederek ve
somutl~arak Bavyera. Microsoft ya da Bt:~man [Botswana ~nm ilk
yerlileri] kiilttirii ha1ine gelerek ayakta kalabilir. AncaJr bu risk ki.il-
ttire~ daha c;:ok ihtiya~t duydugu belirliligi sagladl.~1 oranda norma-
tifligini kaybettirir. Romantiklere gore, kUltiirtin bu anlam1 nonna-
tif giictinti korur. <;tinkti, bu Gemeinschaft [topluluk] bic;:irnleri, pra-
tik ve yarat1c1 bir sanayi kapitalizmi Gesellscha/t'Inin [toplum]
ele~tirisi i~in kullarulabilir. Buna kaqm postmodem dti~tince, bu
~rr1 duygusal yolu seytigi iyin nostaljiden hi~t ho§lanmaz; Walter
Benjamin gibi birinin nostaJjjye bile devrirnci bir anlam ytikleyebj-
lecegini unutur. Postmodem kuram i~in degerli olan. bu kiilttirlerin
temel icteriklerinden c;ok forme] ctogulluklandrr. Aslmda. icterikten
yoksun olduklan stirece, ortada tercih edilecek bir §ey de olamaz.
Q.inkii bOyle bir tercihin kendisi de k:tiltlire bagh olmaltdlf. Ktilttir
kavramt ele~tirel kapasitede kaybettiklerini be1irlilikte kaz.arur; ya-
plmCihk ak.1mmm sallanan sandalyesinin ytiksek modernist bir sa-
nat eserinden daha sosyal bir sanat bi~imi olmas1 gibi; ama yalmz-
ca ele§tirel tisttinliik pahas1na.
Uygarhk olarak killttir krizine gosterilen ii~iincti tepki. daha on-
ce de degindigimiz gibi, btittin kategoriyi bir avu~ sanatsal ~all~ma
ya indirgemektir. Bu noktada ktilttir, degerleri genet kabul gonnu~
sanatsal ve entelektiie] ~ah§malar ktilHyatJ ile bu ~ah~malan tireten,
yayan ve dtizenleyen kurumlar anlamma gelir. Ke1imenin bu olduk-
~a yeni anhunmda, kiilttir hem bulgu hem de -;oztimdtir. Killttir bir
deger vahas1ysa, soztimona c;oztimler sunar. Bilim ve sanat yarau-
Cih~tn ku~atllnu§ topraklanrun ayak.ta kalmay1 ba~arm•§ yegane iki
b01gesiyse, ba~tm1z btiyi.ik beladadrr. Hangi top1umsal ko§ullar al-
tlnda yarat1c1hk mtizik ve ~iire tutsak; bilim, teknoloji, siyaset, i§ ve
ev ya$amt da olesiye bogucu bir hale gelir? Marx' m dine yoneltti-
gi §U tinlti soru, bu ktilttir dii§tincesine de yoneltilebilir: Bt1ylesine
31
act bir yabanclla§ma hangi a§lanhgm zavalh telafisidir?
Yine de .minor· kliltiir dii~iincesi. bir tarihsel krizin beJirtisi ol~
dugu kadar ~oztimiidiir de. Ya~am tarz1 olarak kiiltiir gi bi, Aydtn-
lanma soyutlamalanndan biri olan uygarhk olarak ktilttire nitelik
kazandtnr. ingiliz edebiyat ele~tirisinin Wordsworth'ten Orwell'e
uzan.an en verimli ~agtannda, toplwnsal ya~anun tamam1nm niteli-
gine ili~kin duyarh bir indeks sunan sanat, ozellikle de glindelik di-
lin sanau olmu~tur. Kelimenin bu anlanunda kiiltiir, bir ya~am tar-
Zl olarak kiiltiitiin duyumsal yaktnhguta sahipse, uygarhk olarak
kulttiriin nonnatif egilimini de miras almt~tlr. Sanat iyi ya§ami yan-
Sltabildigi gibi olc;ebilir de. Bu anlamda. gerc;ekle arzulanant radi-
kal bir siyaset ~dastyla birle~tirir.
Ktiltiiriin ii~ farkh anlanu birbirinden kolay kolay aynlmaz.
Ele~tiri olarak ktiltur bo§ bir hayalin Otesine ge~ecekse. ula§may1
arzulad1g1 dostluk ve doyumun bir anlamda habercisi olan giinti-
mtiz pratiklerine yonelmelidir. Bunlan k1smen sanatsal tiretimde,
ktsmen de fayda mant1gma daha tamamen batmamt~ marjinal ldil-
turlerde bulur. Ele~tiri olarak kiiltiir, ktilti.irtin diger anlamlann1 da
i~inealarak, ('kOtii'' iitopyanm yalruzca hiiztinli.i bir ozleme, ayak-
lan yere basmayan bir "§6yle olursa daha iyi olmaz mt"ya dayanan
salt ~art kipinden uzak durmaya ~ah~Jr. Bunun siyasi e~degeri ~u1
solculuk olarak bilinen, buglinii hayal bile edilemeyecek kadar al-
tematif bir yann ugruna olumsuzlayan olgunla~nwru~ dii.zensizlik-
tir. Buna kar~1n "iyi" iitopya, bugi.inde mevcut ve potansiyel olarak
onu donti~ttinne yetisine sahip olan gii~lerde, bugilnle yann arasJn-
da bir koprli buJur. Cazip bir gelecek aynt zamanda uygulanabi1ir
olmahdtr. En aztndan ger<;ekten varolma erdemine sahip alan daha
utopik bir ktiltiir ~e~idi, ktiltiirtin diger anlamJanyJa birle~erek i~kin
bir ele~tiri haline gelebilir ve kendi yaratt1g1 normlara gore deger-
lendirdigi bugiiniin yetersiz oldugu kantstna varabilir. Kiiltiirtin bu
anlanu da hem ger~egin ifadesi hem de arzulanarun habercisi ola-
rak olgu ve degeri birle~tirir. Gen;ek kendisiyle ~eli~eni i\eriyorsa.
"ktiltiir" terimi her iki durumla da ytizle~mek zorundadiT. Bir duru-
• Yazar bu kavram1 az1nllk anlam1n1n yam s1ra gOniOk dildeki "kO!f(ik" ve mOzik·
teki "minor tonlar· gibi anlamlanm da bannd1ran en geni~ antam1yla kullanmak-
tadlr. (y.h.n.)
mun, kendi mantrguta bagh kahnaya ~ah~uken aynr zamanda onu
nasii bozdugunu gosteren yap1~oziim, basitc;e bu geleneksel i~kin
ele§tiri dti~tincesine daha yakrn zamanda verilen bir addu. Radikal
romantiklere gore sanat, imgelem, yerel ktilttir ya da "ilkel" toplu-
Juklar siyasi toplumun tamanuna yaylltnas1 gereken yaratict enerji-
nin gostergeleridir. Romantinnin hemen arkasrndan gelen Marksiz-
me gore, yaratlci enerjinin pek de yliceltilmemi~ bir bi~imi i~r;i SI·
rufmm enerjisidir ve bu da tiriinii oldugu toplwnsal dtizeni degi~tir
me yetisine sahiptir.
Ktilttirtin bu anlanu, uygarhk kendisiyle ~eli~kili gorlimneye
ba~ladJ.gtnda ortaya ~1kar. Uygar top!um a~mlandrk<;a~ bazt kuram-
cllanna, diyalektik dii~iince olarak bilinen, ~arp1c1 yeni bir dti~tin
ceyi dayatmaya kadar gider. Bu. sanki, belirli bir ayrba gosterilen
tepk.idir. Diyalektik dii§iincenin ortaya ytkma nedeni, uygar11g1n
baz1 insan yetilerini ger11ekle§tirirken bazllannt da tehlik.eli bir bi-
t;imde basttrd1g1 ger~egini goz ardt etmenin her get;en gtin biraz da-
ha imkanstz hale gelmesidir. Bu yeni entelekti.iel a1r~kanhgr besle-
yen, bu iki sUre~ arasrndaki ic; ili~kidir. "Uygarhk" kelirnesini bir
deger-teritne hapsederek ve ~agda~ toplumla klyaslayarak bu ~eli~
kiye gerekc;:eler bulabilirsiniz. Bu. muhtemelen, ingiliz uygarh~1
hakk:Jnda ne dli§tindii~ti soruldugunda Gandhi 'nin aklma gel en §ey-
dir: ·~Bence ~ok iyi bir fikir olurdu bu." Bastlnlan yetilere "kiiltiir",
bastuanlara da Uygarhk" denebilir. Bu hareketin erdemi~ her §e-
11
36
tarzt olarak kiiltiiriin antropolojik anlam1 da ilk kez ilgi gormeye
ba~lar. Tartt~maya konu olan ya~am tarz1 da genellikle l(uygarla~~
manu~" olan1dtr. Daha once de belirttigimiz gibi, terbiye olarak
ktilti.ir barbarhgtn ztddtyken. y~am tarz1 olarak kliltiir ozde~i ola~
bilir. Herder, Geoffrey Hartman'a gore, ktiltiir kelimesini modem
an1amda kiilttir ozde§ligi, her tarafa yay1Imas1 ve insarun koklti ya
da evinde gibi hissetmesine yol a~mas1yla karakterize edilen sos-
yal, popUlist ve gelenek~i bir ya~am tarz1" olarak ilk kez kulJanan
ki~idi.r. K1saca ktilttir, di~er insanlardtr.23 Fredrich Jameson' In da
22
22. GQofft~y Hartman. Th~ Fat~ful Question of Culture, New York, 1997, s. 211.
23. Bu deyi~. Raymond Williams'1n OniO MKitleler ve diger insanlar" formlilasyo-
nuna gonderme yapar. Culture and Society 1780-1950, Londra, 1958 (yeni bas-
k! Harmondsworth. 1963), s. 289.
24. Fredric Jameson. ·an'Cultural Studies··. Social Text. say1: 34. 1993, s. 34.
37
ha sonra. 'yabanlar't "geli~me ~amasmdaki bir emperyalizmin var
etti~i gibi bi.iyiik bir alg•sal yarulsamayla" kurulan komplo, antro~
polojinin gorevinin bir par-ras• haline gelecek; "yabanlan kavram-
sal a<;tdan altinsan otekiliklerine hapsederek toplwnsal olu~umlan
ru aksatacak ve fiziksel olarak tasfiye edecektir".2S
Romantik killfur yorumu zamanla ~'bilimsel'' olana dogru evril-
di. Yine de, aralarmda temel benzerJikler vard1. ilkinin ''halk"t~
kendi toplumunun derinliklerinde yatan ba§hca altktiltiirleri ideal-
le~tinnesi, topraklarmda degil de yurtdt~mda ya~ayan ilkel tiplere
kolayhkla aktanlabilir. Hem halk hem de ilkeller, ge~§in gunti-
miizdeki kalmtllan, sanki giintimiizde meydana gelen zarnan klrll-
malanyla birdenbire ortaya t;tklvermi~ garip arkaik varhklardtr.
Romantik organizmaciltk antropolojik i§levsellik bi~iminde yeni-
den ~ekillendirilebilir; boyle •'ilkel" ktiltlirleri tutarh ve ~e1i~kisiz
olarak gorur. "Ya~am tarzmtn tamam1" deyi§indeki utamam1" keli-
mesi muglak bir bi~imde olgu ve gen;ek aras1nda gidip geHr; hem
dt§mda bulundugunuz i~in blitiinlinii kavrayabilece~iniz, hem de
sizinkinden yoksun bir btitiinluge sahip bir ya§am biyimi anlam1na
gelir. Bu ytizden kiilttir bi1inemezci. atomcu ya~a~n bi~iminizle il-
gili yargtlarda bulunur ama bunu ~ok uzaktan yapar.
Dahas1, ktilttir dii~iincesi, dogal geli~me egilimine uzanan eti-
molojik kokenlerinden bu yana, her zaman bilinci merkezsizle§tir-
me yollanndan biri olmu~tur. En dar anlamty1a insanhk tarihinin en
gtizel, en incelikli bilince sahip iirtinti anlarruna ge1se de, geni~ an-
laml buna tamamen Zit bir noktaya i~aret eder. Organik sure~ ve
gizli evrim gibi yansunalart olan kiiltiir, toplumsal ya~am1n bizim
sec;tigimiz de~il bizi ser;en -adet, akrabahk. dil, ritiiel, rnitoloji gi-
bi- nitelikleri anlamma gelen, sozde determinist bir kavramdrr. Oy-
leyse~ kiilttir dii~tincesinin suadan toplumsal ya~anun hem ast1 hem
de Ustii olmas1, hem onunla k.tyaslanmayacak kadar bilint;li hem de
ondan ~ok daha az taluninlenebilir olmast ironiktir. Buna kar~In
"uygarhk.. , kentleri batakhklardan kwtaran ve gokytiziine katedral-
ler yiikselten ko1ektif bir tasan olarak, toplumsal ya~amm temsilci-
25. Jairus Banaji, "The Crisis of British Anthropology", New Left Review, say1: 64
(Kas•miArahk. 1970).
38
si oldugu ve onun bilincinde oldugu hissi yaraur; rasyonel yanstt-
ma ve ~ehir planlama auras1 vardlr. Marksizmin yaratt1g1 skandal,
klsmen, uygarhg1 ktilttir gibi gonnesine, ktsacasi, Marx 'm deyi§iy-
le soz konusu temsi1cilerin "arkadan desteklemeye" dev am ettigi
insanl1gm siyasi bBin~sizliginin toplumsal stire~lerin tarihini yaz-
masma dayarur. Ktsa bir siire soma Freud'la birlikte, son derece uy-
gar bir bilin9 onu pratige gec;iren gti~leri ortaya ~Ika.rmak i~in ye-
rinden edilmi§tir. Kapital ele~tinnenlerinden biri, yazarm onay1yla
~u yorumu yapmt~trr: "Uygarltk tarihinde bilin~li ogeler gen;ekten
ikincil bir rot oynuyorsa, konusu uygarhk olan ele§tirel bir incele-
menin de bilincin herhangi bir bi~imine? herhangi bir ~ey kadar da-
yandtgl ya da onun sonucu oldugu ayllctrr" .16
Oyleyse ktiltOr. madalyonun diger yiiztinde uygar y~am oldu-
~unun fark1nda olmaksJzm, herhangi bir edimde bulunabilmemiz
i~in muglak bir bi9imde varobnas1 gereken, dogru saytlan inan~ ve
egilimlerdir. Dogal olarak gelir; beynimizle alglladigJmlz degil, ke-
miklerimize i~lemi~ olandtr. Cyleyse. kavramm "ilkel" toplum in-
celemelerinde ooylesine Slcak kar~llanmaSl ~a~utiCl de~ildir. Ant-
ropologJarm goztinde bu toplum1ar mit, ritiiet akrabahk sistemleri
ve atalanndan kalma geleneklerinin kendileri yerine dti~iinmesine
izin verirler. Bu adeta, i'rgiidii, adet, dindarhk ve ataJardan kalma
yasalann kendi kendine i§ledigi, analitik uslamlamarun bumunu
sokmad1g1 Burke'~li bir titopyada y~ayan ingiliz orfi hukukunun
ve Lordlar Kamaras1'run Fiji versiyonuydu. Bu nedenle, "yaban
dti§tince"nin kUlttirel modernizm i'rin ozel bir onemi vardtr; T. S.
Eliof1n bereket ktiltlerinden Stravinski 'nin bahar ayinlerine kadar
her ~ey burada Aydmlaruna rasyonalitesinin muglak bir ele§tirisini
bulabilir.
Kuramsal iki altematiften birini se~ek yerine ikisinin de tadt-
ru ~tkarabilir, bu "ilkel" kiilttirlerde bOyle bir rasyonalitenin hem
ele~tirjsini hem de olumlamasuu bulabilirsiniz. Bu kiiltiirlerin so-
mut, duyurnsal saytlan dti~tince ah§kanhklan Batt'run ruhsuz akh-
na sect bir ele~tiri getirdiyse, bu, o dil~iinceyi bilin~sizce de olsa.
olanca kahhgtyla cebir ve dilbilimin yonetiyor olmas1ndandu. Cla-
26. Aktaran a.g.y., s. 79.
3
ude Uvi~Strauss 'unyap1sal antropolojisi, bu uilkelleri'' hem i<;imi-
zi rahatlatacak kadar bize benzer, hem de yarp1c1 bir bi~imde biz~
den farkb olarak sunabilmi~tir. Ay ve Diinya tasanmlan varsa. bu-
nu nukleer fizigin incelikli kanna~Ikhgiyla da yapular.17 Gelenek ve
modemlik uygun bir bi~imde hannanlanabilirdi; bu. yapJsalcdtAtn
ytiksek modernizmden miras aldtgt ve yanm birakttgt bir tasanyd1.
Bu ytizden, en yenilik~i zihniyet en arkaik olana katt1mak i'rin don·
gtistinti tamamladt; ashnda bazl romantik dii~iiniirlere gore~ yozla~
mt~ Batt ktilttirti ancak bu yona yenilenebilirdi. Tamamen 9okme
noktas1na gelen uygarhk, kendini yalmzca kiilttir ptnanndan taze-
leyebilirdi; ileri gidebilmek i~in geriye bakacaku. Bu yiizden.
modentizm tarihi geri vitese aldt, gelecekte bir ge~mi~ imgesi
buldu.
YaptsalcJhk, kokenlerinin izini emperyalizme kadar stirebilen
tek edebiyat kuramt dah de~ildi. Alt1nda otekinin de anla~Llabilir
olup olmadt~na clair merakh bir ~iiphe yatan yorumbilim de, insan
biJincinin derinliklerindeki atalarla ilgili altmetni giin ytiziine tr•ka-
ran psikanaliz de bu tasanyla ilgilidir. Mitolojik ya da arketipik
ele§tiri de hemen hemen ayru §eyi yapar. BWlmua beraber, onde ge-
len savunuculanndan biri eski bir Frans1z somurgesinden olan post-
yapJsalctltk, aslen Avrupamerkezci bir metafizik olarak gordtigii
~eyi sorgular. Ktilttirtin melezligine ve a<rtk ut;lulu~una bu bi~imde
kavu~acagt dti~iincesiyle hareket eden postmodem kurama gore
hi~bir ~ey istikrarh, modem oncesi, s•ktca birle~mi~ bir kulttir dti·
§tincesinden daha cazip olamaz. Ancak. modem oncesi ve sonras1,
postmodern kura.nun one siirdugunden daha fazJa birbirine benzer.
Ortak noktalan, ashnda ktilttire gosterdik1eri yogun hazen de abar-
tJh sayg1du. Ashnda kiiltiiriin modemden ~ok modem oncesi ve
sonras1 bir dti~iince oldugu iddia edilebilir: modem ~attda filiztense
de bilyiik oltriide ya geymi~ten bir iz ya da gelecekten bir iimittir.
Modem oncesi ve sonras• dtizenler aras1ndaki baglant1, ~k
farklt sebeplerden dolayt olsa da, ktiltiirlin her ikisi i~in de toplum~
sal ya~amtn ba~at diizlemi olmastdtr. Kiilttir, geleneksel toplumlar-
27. Bkz. Claude Lltvi·Slrauss. AnthropoJogia Structurale, Paris. 1958 ve Yaban
Do~once, Yap1 Kredi Yay., istanbul, 2000.
40
da geni§ bir alan kaphyorsa. bunun nedeni i~inde b~ka
tiirden fa-
aliyetlerin de siirdiigti. giderek yayllan bir ara~tan c;ok bir "dtizlem"
o1mastdrr. Siyaset, cinsellik. ekonomik tiretim hata bir ol~iide anla-
mm sembolik dtizenine hapistir. Antropolog Marshall Sah1ins'in,
Marksist alt/i.istyapt modelini arumsatan gozlemlerine gore "Kabi-
le ktilttirlerinde ekonomi, yonetim, ritiiel ve ideoloji farkh 'sistem-
ler' olarak gOriinrnez".14 Postmodem dtinyada kiiltiir ve toplumsal
ya~am yine yak.In miittetiklerdir; ancak bu kez siyasetin gosterile~
tirilmesi. ya~am tarzmm ttiketicile~tirilmesi, imajm merkezile~tiril
mesi bi~imindeki meta estetigi ve kiiltiirtin genel meta tiretimiyle
nihai btitiinle~mesi ~eklindedir. Y~amma gtindelik algtsal deneyim
ic;in kuiiandan kavramlardan biri olarak ba~Jayan ve ktsa bir stire
sonra sanat alamnda uzmanla~an estetik, art1k dongiisiinii tamamla-
mt~ ve gtindelik kokeniyle tekrar birle~nli~tir; k:tiltiiriin iki anlanu-
run -sanat ve toplwnsal y8_§am- tarz. moda, reklarnclltk, medya ve
benzerlerinde birle~mesi gibi.
Bu arada ortaya ~Jkan §ey modemizmdir ve modenlizmin
goz.Unde kiiltiir, kavrarnlann en ya~amsal olaru degildir. Aslmda
kendirnizi, biiti.in moda deyi~lerimizin -bedensellik,farklJlJk, yerel-
lik, imgelem, kiiltiirel ozde§lik- ozgiirle§tirici bir siyasetin yetki ala-
rundan ~ok ontindeki engeller olarak goriildtigii bir zamanda dti~lin
mek gu~ti.ir. Aydmlama i~in kUitiir, kabaca, dtinya vatanda~hgu1a
adrm atmamizl engelleyen geriye doni.ik baglar anlamma geliyordu.
Mekan duygumuza. gelenek nostaljimize, kabile toplwnundan ya-
na tercihlerimize, hiyerar§iye gosterdigimiz sayg1ya i~aret ediyor-
du. Farkhhk biiytik olc;ude, btittin insanlann e~it hak.lara sahip ol-
dugunu yadstyan gerici bir oltretiydi. Sezgi ya da bedenin erdemi
ugruna alda kar~1 gen;ekle~tirilen bir saldtn, aktls1z bir onyargtnm
kontratiydz. imgelem dtinyay1 oldugu gibi gonnemizi ve buna bag-
h olarak da onu degi~tinnek ic;in harekete ge<ymenuzi engelleyen
bir zihin hastahg1yd1. Ve Kiilttir ad1na Doga 'y1 yadstmak hi~ ~tip
hesiz sonunda barikat1n yanh~ tarafinda kalmaku.
Hir; ~Uphesiz. kiiltiir konumunu ha.Ia koruyordu; ancak, modem
~ag a~mlandJk-;ap bu konum ya muhalif ya da tamamlaytctydl. Kiil-
28. Marshall Sahlins, Culture and Practical Reason, Chicago ve Londra, 1976, s. 6.
41
ttir ya siyasi ele~tirinin zay1f bir bic;imi haline geldi ya da rnoder-
nizrnin giderek daha az tedbir aldlg1, polansiyel olarak ylk.tcl, tin-
sel, sanatsal ya da erotik ttim. enerjileri i~ine boca edip sifonu ~eke
bilecegi korw1akh bir alan oldu. Kultiir artlk birisinin ne olduguna
de~il ne olabilece~ine ya da daha once ne olduguna ili~kin bir ta-
rumlamaydJ.. Kelime, kendi grubunuzdan ~ok kwal tan1mayan mu-
halifteriniz i~in ya da XIX. ytizytla y~t1k~a t;ok uzaklarda ya~a
yan ve daha az sofistilce insanlar irrin kullaruldi. Ktiltiir, arttk, top-
lumsal varolu~u tarumlamak yerine ak.Jct bir dille belirli bir toplwn
'te~idinden bahseder. Andrew Milner'm da belirttigi gibi~ "'kiilttir'
ve 'toplum' sadece modem, sanayile~mi~ demokrasilerde hem siya-
setten hem de ekonomiden dl~laruru~UI... modem toplumun farkh
ve suadt~t bir bi"imde asosyal oldu~u. ekonomik ve siyasi yaianu-
nm da karakteristik olarak 'kurals1z' oldugu ve 'deger ir;ermedigi '.
k.Jsaca, kiiltiirstiz oldugu anla~Iltr''.'-9' Bu nedenle kiiltiir kavranunuz
kendine ozgti modem bir yabancila~maya. toplumsalm ekonomi~e.
yani maddi y~ama yabancll~masma dayanrr. uKultiir'\ yalruzca
gtindelik varolu§u. degerleri tiiketmi~ gibi gortinen bir toplumda.
maddi yeniden iiretirni dt~mda brrakabilir; yine de kavramm o ya-
§antmm ele~tirisi haline gelebilmesinin tek yolu da budur. Ray-
mond Wiliams 'm da ifade ettigi gibi kulttir bir kavram olarak. "bir-
takun ahlaki ve entelektiiel faaliyetlerin. yeni bir toplum ~~idini
harekete g~iren itkilerden pratikte aynldtg1mn fark edilmesiyle"
ortaya ~lkar. Bu kavram daha sonra "yah~UilCJ ve canland!nc1 bir
alternatif olarak ... pratik toplumsal yargt slir~leriyle el degi~tire
cek insani fist yarg• makanu'' haline gelir. 30 Bu nedenle kti1tiir, rro-
ztim sundugu bOltinmenin ayru zamanda semptomudur. Psikanali-
zin ~upheci yorumu olarak. ~ifas1 oldugu hastahgm ta kendisidir.
46
B~ka bir bakt~ a~1sma gore kiiltiir, farkh ortamlara uygun o1a-
rak nasd hareket edilecegini tarti~mayt sa~ayan ortiik dtinya bilgi-
sidir. Aristoteles'in phronesis'i [pratik bilgelik] gibi, bir ~eyin ne-
deninden ~ok nasdmt bilmek; ger~ekligin kuramsal haritasllll ~~
kannantn aksine bir dizi orttik anlay1~ ya da pratik tavsiyedir. Ktil-
tiirii <;ok daha ozgiil bir bi~tmde, John Frow'un deyi§iyle, "bir top-
lumsal grubwt ger~ekliginin (ya da gert;:ekliklerinin) kuruldu~u ve
korundu~u ttim pratikler ve temsiller" bir;iminde gorebilirsiniz;
10
47
meye haklaruz olur. Ne var ki, bu tanuna g5re itfaiye binalann1n ve
umumi tuvaletlerin de kiiltiir dii~iincesine dahil edilmesi gerekir,
~tinkti bunlar da birer kunundur -bu durumda ktiltiir, toplumla ay-
ru s1mrlara ula§lf ve kavramsal kesinli~ini kaybetme tehlikesiyle
kar§l kar~1ya kahr. Killttirel olmayan bir kurum bulwunadlg..na go-
re, "ktiltiirel kurwn" deyi§i bir anlamda gereksiz tekrar olacakttr.
Bununla birlik.te sendikalann k.olektif anlamlan ifade etmeleri ne-
deniyle killtiirel kurumlar olduklan, ancak umumi tuvaletler i~in
bOyle bir dtll"WllWl soz konusu ohnachg1 savunulabilir. Williams'm
The Long Revolution~ daki kiilttir tarum1 "tiretimin dlizenlerunesi,
ailenin yaplSl, toplwnsal ili~kileri ifade eden ve yoneten kurumla-
nn yaptst, toplum iiyelerinin ileti§im kunnalanm saglayan karalcte-
ristik bi-rimler"i i~erir.u Bu ta.runun fazlasiyla comert davranarak
hemen hemen hi~bir ~eyi di~anda buakmad1~ma ~iiphe yoktur.
Williams, ayru ~ah§manm b~ka bir yerinde be1ir1i ve kolayca
kavranabilir olmayan sezgisel ozellikler ~Jyan, uduygu yaplst"
olarak kliltiir bi~iminde bir tanun daha ljnerir ki bu, yan ~eli§kili bir
kavramdlr. Williams, bunu, toplwnun ~·genel orgtitlenmesindek.i
tUm ogelerin tszel ya~am tarzlanrun sonucu" olarak nitelemekte ve
"ya§am tarn biitiinti.ndeki unsurlar arast ili§kilerin incelendi!i ktil-
tiir kuranu'? olarak tanunlamaktadrr. l" Nesnelligi ve duygusalhgt
ci.iretkar bir §ekilde birle~tiren '"duygu yap1s1'", kiiltiirtin hem mad-
di ger~eklik hem de ya§anan deneyim olarak ikiligini tartl~maya ~
h~ma yollarmdan biridir. Zaten, killtiir dti~iincesinin karma§lkhguu
hi~bir ~ey, sava§ sonras1 ingilteresi'nin en tarururu~ kuramc1sJ Ray-
mond Williams "m kiilttir kavrarruru farkh zamanlarda bir biitiinltik
standard!, zihin ah~kanhgt. sanat, genel entelekttiel gel~me, Ya§am
tarzmm tamann~ anlamlandlnc1 sistem~ duygu yaptsl. y~am tarzin-
daki unsurlarm kar§thk.h ili~kileri ve ekonomik tiretim ve aileden
siyasi kurumlara kadar her ~ey anlammda tarumlam1~ olmasmdan
13. Raymond Williams, Ths Long Revolution, londra, 1961, yeni bask1 Har·
mondsworth, 1965, s. 42.
14. A.g .e., s. 64 ve 65. Buraya ki§isel bir not du~ek istiyorum. Williams, ekolo·
ji kavram1n1 bu kadar moda olmadan QOk daha uzun zaman once ke~felmi~ ve
bana, bunu daha tince hig duymamt§ olan bana, bir keresinde "ya~yan bir sis·
temdeki ogalerin kar;•hkh ili§kileri" olarak tammlam1~t1. Buradaki kOitOr tamm1 da
buna ilgin~ bir bi~mde yakm.
daha canh resmedemez.
A1tematif olarak, k\ilttirti tozsel olarak degil i~levsel olarak, bir
toplwnun maddi ihtiya~lan a~lSmdan fazla olan her ~ey bic;.iminde
:tarumlamaya ~h§abilirsiniz. Bu kurama gore, yiyecek degil ama
gtine~te ku rutubnu~ domatesler kiilttireldir; emek de gil ama i~ba·
§mda giyd i giniz kabaralt botlar kiiltiireldir. Pek ~ok ortamda giyi ·
·nik olma.k fiziksel gerek.lilik sorunudur, arna ne ttir giyindiginiz de-
'tildir. Fazla olarak kUlttir dti§tincesinin, Williams '1n anlamlandrr-
ma ve gereksinim arasmdaki oranlamas1ndan pek de farkh olmayan
bir yarn vardu; anc~t fazla olanla olmayaru birbirinden ay1Ill1a so-
runu goz korkutucudur. insanlar tiitiin ya da Taoizm nedeniyle..
1izerlerinde maddi olarak. daha fazla baskl yaratan meseleler nede-
niyle oldugundan daha tereddtitsiiz ayaklanabilirler. Ktiltiirel tire-
tim genel meta tiretiminin bir par~1 haline geldikten sonra, zorun-
lwuk alamrun nerede bittiAini ve ozgtirltik alarurun nerede ba§la<h-
l!ru soylemek her zaman oldugundan daha zordur. Ashnda, dar an-
lanuyla ktilttir genellikle iktidan me§ru1~tnmak i~in -yani, ideolo-
jik olarak- kulJaruldigmdan bu gibi durumlarda soz konusll ayruru
yapmak da hi~bir zaman kolay olmanu~tlr.
<;a.Anruzda. lctilti.irtin dar ve geni~ an1amlan arasmdaki ~ats~ma
run tikel olarak paradoksal bir bi~im oldugu varsayllu. Yerel, son
derece sJntrh bir kiHtiir kavranu, evrensel olarak htzla geni§lemeye
ba~laml§tlr. Geoffrey Hartmant1n The Fateful Question of Cultu-
re' da i§aret ettigi gibi, art1k "goriinttileme ktiltiirii, silah ktiltiirii,
bizmet kiilttirti, mtize ktiltwii, pervasiZh.k kiiltiirti. futbol ktiltiirii ...
somtirge kliltiirii, act ktilttirii, amnezi ktilttirii ve benzerleri"ne sahi-
biz.15 'cKafe killtfuii'~ gibi bir deyi§ yaln1zca insanlarm kafelere git-
mesine degil, baz1 insanlarm bu kafe ziyaretlerinin. buyiik bir ola-
sahkia di§ doktoruna rutin kontrole gitmekten farkh olarak,. ya§am
bi~imlerinin bir par~as1 oldu~una ~aret eder. Buna ba~h olarak. ay-
ru yer, meslek ya d.a nesilden insanlar bir ktilttir olu~tunnazlar; an-
cak konu~ma ah~kanhklanru, folkloru, protokolleri, deger yargtla-
nru. kolektif bir benlik imgesini pay!~maya b~ladlklannda bir
k:Ulttir olu~tururlar. 0~ insandan olu§an bir ktilttirle kar§lla§mak ga-
15. Geoffrey Hartman. Ths Fat6ful Question of Culture, New York. 1997, s. 30.
49
riptir; ti~ yiiz ya da ii~ milyon insandan olu~antyla de~il. Bir ~irke
tin ktiltiirti hastahk izni politikasm1 kapsar ama sthhi tesisat1n1 kap-
samaz~ hiyeraqik park yeri diizenlemelerini kapsar ama bilgisayar
ku11arunuru kapsarnaz. FarklJ bir diinya gorti~ti olu§turan tOm bo-
yutlannt i~ine ahr ama bu esasen yegane gonne bi~imi degildir.
Ne kadar dar ya da geni~ olursa olsun. bu kullanim iki dtinyamn
da en kotti bi~imlerini birl~tirir. "Polis ktiltiirif' hem ~ok muglak
hem de .yok dt~IayiCtdu; polislerin ba§Imn alt1ndan ~1kanlan aynm
gozetmeksizin kapsarken, sozgeli~i itfaiyecilerin ya da flamenko
dans~llann1n tamamen farkh bir tiir oldugunu ima eder. Ktiltiir bir
zamanlar fazlastyla dJ~]aYJCI bir kavram olsa da artik <;ok az ~eyi dt~
~mda buakan bir terimin gev~ekligine sahiptir. Ama ayru zamanda.
a~1n uzmanla~m1~tu; daha klasik bir ktiltiir dti~fi.ncesiyle bunu gi~
dermenin yollann1 aramak yerine., modem ya~am1n parcraiarunas1 ~
ntn itaatkar bir yansimas1du. Bir yorumcu (ger~ekten kt~kJrtict olan
mektubunda) ~oyle yaza.r; "Her birey, daha once gorillmemi~ bir
ozbilinc;lilikle kendisine odaklruuyor ve dili. sanat1, edebiyatt, fel-
sefesi? uygarhg1 ve 'kiiltiirti 'nde otekine kar~1 mticadele etmeye ha-
zrrlanlyor."'6 c;agda~ kimlik politikalan ic;in iyi bir tarum olabi1ecek
bu cumle, Frans1z entelektiielJerinden yazar Julien Benda tarafin-
dan 1927 'de yazl11ru~ttr.
Kiilttir dii~i.incesinin bugiinlerde -zaten ne zaman degildi ki-
krizde oldugunu iddia etmek teh1ikelidir. Ktiltiir ve kriz, Laurel ve
Hardy gibidir. Yine de~ Hartman' 1n kiilttir ve bir ktilttir ya da terci-
hen Ktilttir ve kiiltiir aras•ndaki ~au~ma olarak ifade ettigi, ciddi bir
degi§im kavrama stzma~ttr. Geleneksel olarak, kiilttir, kii~tik tikel-
ciliklerimizi daha geni~ kapsamh, her ~eyi i~ine alan orta durumun
i<;ine gommenin bir yoluydu. Evrensel ozneligin bir bi~imi olarak.
yalruzca ortak insanhgtmiz yoluyla payl~tl~Imlz degerlere i~aret
ediyordu. Eger sanat o1arak ki.ilttir onemli olduysa, bunun nedeni
ktilttiriin bu degerleri dam1tarak ak:tanlmaya uygun forma sokm~
olmasJndandt. Okurken ya da gozlemlerken ya da yazarken. ampi-
rik benliklerimizi tUm toplumsal, cinsel ve etnik olumsalhklanyla
birlikte asktya aldlk ve boylelikle de evrenselozneler ha1ine geldik.
16. Julien Benda. The Treason of the Intellectuals, Paris. 1927, s. 29.
F4ARICAIKiihiir YOfUDtlva
50
YUksek ktiltlirtin bakt~ a~ISl, ttpk1 Tanrmmki gibi her yerden ve
hi~bir yerdendi.
Ne var ki, 1960'lardan itibaren "kiiltiir" keJimesi ekseninden
sapmaya b~larm§ ve tamamen z1ddma yonelmi§tir. ArtJ.k~ ozgtil bir
kimligin -ulusal, cinsel, etnik. bOlgesel- a§klnhgindan <;ok olwnla-
rnasl anlammdadrr. Bu kimliklerin hepsi bastmldildariill dii§tindiik-
lerinden, bir zamanlar konsensiis zemini olarak gortilen §ey ~ati§
ma alaruna donti~ttirtilmti~ttir. Czetle, ~oziimtin bir parc;as1 olan
ktiltiir, sorunW1 bir par~s1 haline gelmi~tir. Arttk. siyasi ~eki§meyi
'l()ztime ula~tmna arac1, birbirimizle insanhgm temsilcileri olarak
yOzle~ebilecegimiz daha yiiksek ya da derin bir boyut degil, siyasi
~ati§ma terminolojisinin bir parc;as1d1r. Edward Said, "Apollon'cu
itsaletin uysal toprak.Ianrun yakmmdan bile geymeyen killttir, se-
heplerin kendilerini gtin ytiziine ~tJkardtklan ve birbirleriyle miica-
tlele ettikleri bir sava~ alaru haline bile gelebilir'' diye yazarY Son
yinni otuz Y•ldtr dtinya gtindemine egemen ii~ radikal siyaset bi~i
rni i~in -devrimci milliyetc;ilik, feminizm ve etnik mucadele- gos-
lcrge. irnge, anlam. deger. kimlik, dayam~ma ve kendini ifade etme
l>)arak kiilttir, siyasi miicadelede olduk~a reva~tadu; ama gtictin al-
tcmatifi olarak degil. Bosna ya da Belfast'ta kiilttir, yalruzcaJs.a-
set~lartnizda dinlediginiz ~ey de gil, ugruna oldtirdtigiiniiz ~eydir.
KUlttir y\icelikten kaybettigini pratiklikten kazanrr. Bu ko§ullar
nltmda, iyi ya da kotti, hic;bir §ey lctilti.irtin gunluk ya§amdan son
derece uzak oldugu yontindeki bir ele~tiriden daha dtizmece ola-
rnaz.
B.u sarstcl anlam kaymas1n1 ashna uygun yans1tan bazl edebiyat
ele§tirrnenleri, buna uygun olarak. Tudor dramasmdan gen~lik der~
p,ilerine g~mi§ ya da Pascal'lanru porno dergilerle degi§ toku§ et-
rni§lerdir. Bir ~iirin kafiyesini, ol~Ustinii bulma tizerine egitim gor-
tni.i§ olanlan, postkolonyal ozne. ikincil narsisizm ya da Asya 'ya
Uzgii i.iretim tarz1 gibi manikilrsuz ell ere lay1k gordiigi.imtiz mesele-
ler konsunda nutuk c;ekerken izlemekte insruu biraz rahatstz eden
bir ~ey vardu. Ancak, hain btirokratlann yaptlgl gibi, birc;ok sozde
uzman akademisyen bu ttir agrr sorulan bir yana b1rakmi§, belk.i de
17. Edward Said, Culture and lmpena/ism, London, 1993. s. xiv.
51
onlann alttndan kalkacak kadar iyi yeti~tirilmemi~ ki~ilerin kucagl-
na atm1~lardrr. Edebiyat alaiunda egitim gonnenin bir~ok getirisi
olabilir; ne var k.i sistematik dii~iinme bunlardan biri degildir. Bu
alanlan birle~tiren ~ey Oznellik dii~uncesi oldugu stirece, edebiyat-
tan kiiltiirel politikalara bu get;i~ kesinlilde tutarsJzhkla nitelend.iri-
lerek ge~i§tirilemez. Kiiltur.. toplumsal oznellik alan• anlamtna ge-
lir; ideolojiden daha geni§ ama toplumdan daha dar.. ekonomiden
daha soyut ama kuramdan daha somut bir alan. Bu nedenle oznel 4
Poete m audit (1884) adh yap11ta ku llan 1Im 1§1 1r. Lanetli §air kavram 1, bir z aman lar
kAhin ve pey:Jamber olarak gorulen ~irin art1k bu konumunu yitirdigini, a~g1 bir
konuma itildigini ima eder. (y.h.n.}
53
s1z degildir; eger din kiilt, duyumsal sembolizm. toplwnsal birlik,
kolektif kimlik, pratik ahlak ve tinsel idealizm bil~imi ve entelek-
ttieller ile halk arasmda bir bag sunuyorsa. killttir de ayru bag1 su-
nar~ Yine de killtiir, en azmdan iki nedenle, dinin i~ler aciSl bir al-
tematifidir. Dar sanatsal anlanuyla. niifusun ~ok kti'fllk bir kesimiy-
le suurhdu; geni§ toplwnsal anlanuyla tam olarak, kadm ve erkek-
lerin en azmdan uyum ictinde Ya§adlltl her yerdedir. Din, uyruk, cin-
siyet. etnik koken ve benzerlerine ili~kin bu ikinci anlaJillyla kiiltiir,
ac1I11as1z bir milcadele alaruchr. Buna bagh olarak kiiltiir pratikle§-
tik~e. uzla§tmCl bir rol oynayamaz hale gelir; ne kadar uzl~tJ.nci
olursa o kadar etkisiz kahr.
A~lkgoz ve inan~s1z postmodemizm. hayali bir uzla~madan ~k
ger~ek bir ~tJ~ma olarak kiiltiirii tercih eder. B u elbette postmoder-
nizmin bulu§u de~ildir; bwm ilk defa, uzun zaman once Marksizm
ongonnti§ttir. Yme de, geleneksel killrur dU§tincesine bu bi~imde
meydan olrumarun skandal yaratan sonu<;lanru abartmak gti~tiir.
Daha once de degindigimiz gibi, bu d~tince tam olarak toplumsal
ve maddinin ztddl olarak ortaya ~llam~t.J. Materyalistler kirli pen-
~elerini buna da atarlarsa, hi~bir §eyin~ en kutsal sayllarun bile en
ki.i~tik bir kutsalltAt kalmaz. Kultiir, degerin, ona kar§I bir kaya par-
~as• kadar duyars1z bir toplumsal dtizende korunmak i~in ba§mt
soktugu yerdi; ktskan~hkla korunan bu ozel oolge tarihselcilerin ve
materyalistlerin saldms1na u~asa bile, ku§atma altmda kal~ ken-
di insani degerinden b~ka bir ~eymi~ gibi goriiniiyordu. En azm-
dan, de~eri sanat ch§Jndaki diinyada aramay1 uzun zaman once bi-
rakanlara bOyle gortintiyordu.
Sosyolojinin ya da iktisatm "politik''le~mesi kimseyi §~utmaz;
dogas1 gere~i toplurnsal olan bu incelemelerin bu tiir meseleleri
gtindeme getirmesi zaten beklenir. Ancak, ktiltlirti siyas ile§tirmek,
onu ger~k benliginden kopannak ve bWlun sonucunda da kiiltiire
zarar vennek gibi g~riintir. Edebiyat kuranu olarak bilinen belli
oranda zarars1z akademik soylemin gtintimtizde bu kadar yaygara
koparmasllllll nedeni de icesinlikle budur. Ogretmenler odasmdaki
hall kanla, bir klsnn korkutucu bi~imde benimkine benzeyen bir
kanla kaphysa, bunun nedeni baz1 dolaplar ~vireo birinint Sir Wal-
54
ter Raleigh'in ~iirine yakl~tnuntzin feminist ya da Marksist~ feno~
menolojik ya da yapt~oztimcti olup olmamas1 iizerinde fazla dur-
masl de!ildir. Bunlar Whiteha11 ya da Beyaz Saray'dakilerin uyku-
SWlU ka~uan sorunlar ya da tiniversite hocaruz1n size bir yl1 ya da
mezuniyetinizden sonra arumsatabilecegi meseJeler bile degildir.
Ancak toplumlar, iktidarlaruu hakh 9lkannak iyin kuJlandtklan de-
gerlere zarar verenleri izlerken serinkanh1Iklarin1 pek koruyamaz-
lar. i§te bu, aslmda, "ktilttir" kelimesinin ba§hca anlamlanndan bi-
ridir.
Yme de postmodernistlerin lctilttir anlay1~1,. acunastzca saldrr-
dlklan evrensel .ldilttir kavrammdan tamamen farkh de~ildir. Bu
kUltUr kavramlanrun ne biri, ne de digeri ger~ekten ozele§tireldir.
Kimi perakendecilerin indirim yapmast gibi. kibir1i killttir de bunu
sadece degeri i~in yapmaz; t1pla, Batl Yorkshire'h guvercin merak~
hlannm sanatsal tiretiminin. Ban Yorkshire'm gtivercin merakltst-
mn ktiltilliinti ~iipheli
duruma dii~tinnek de~il. dogrulamak anlanu~
na gelmesi gibi. Aynca, bu postmodem anlayt§a gore kiiltiirler ge-
nellilde somut evrenseJier, tam da postmodernistlerin sufladltt ev-
renselciligin yerel versiyonlandrr. Batl Yorkshire 'It giivercin me-
rakb1anrun i~inde y~adlklan bu koca dtinya kadar konfonnist, dt§-
laytcl ve zorbaca olarnayacak1anna ~tiphe yoktur. <;ogulcu bir ktil-
tUr, ~gulculugun dii~manlarmm i~eri girmesini onleyebibnek i~in.
her dwumda dt~laytcl olmahdlr. Marjinal topluluklar belli bir oran-
da daha geni~ olan kiiltiirfi, genellik.le de son derece hakh sebepler-
den, bogucu ve basklc1 bulduklanndan "yilksek" ya da estetik kiil-
tUri.in kallCl niteliklerinden biri Olan ftO~unlugun ah~kanhklanndan
bo~larunama bali, hepsinin ortak noktas1 haline gelebilir. Bu neden-
le aristokratlar ve muhalifler zavalh burjuvazinin kellesini teslim
etmek i~in i~bir1ili yapabilirler. Hem se~kincilerin hem de konfor-
mist olmayanlarm bala~ a~1smdan. varo~lar son derece steril bir yer
gibi goriintir.
ironik bir bi~imde Birl~ik Devletler olarak adlandtnlacak top-
lulugu olu~tumtak iizere altkiiltiirlerin bu iilkeye hiicum etmesi ilk
bakl~ta, insarun gOzlerini kama~trran bu ~ekicili~in karutt olarak
gorulebilir. An~ bu altldiltiirlerden bazllanru bir arada tutan di-
55
gerlerine duyduklan has1mbk oldujundan, klasik kiiltiir kavraml-
nm nefret ettikleri kiiresel kapanmuru yerel terimlere aktarmay1 ba-
~arabilirler. Sonu~ en k(jtii olasdllda. hemen hemen ayru (jzellikle-
ri kiiij:tik ~apta sergi1eyen bir dizi mini-dtinyarun, kendi benzerligi
ve zorlaYlCl mantzgtyla Aydtnlanma 'nm tek evrenine meydan oku-
dugu bir r;e~it ~ogulla~t1nhru~ konformizmdir. Komtinitaryanizm
bu dwuma iyi bir omektir~ evrensel rasyone1itenin zulmiine u~a
mak yerine. leapt kom~Wluzun merakh bala~larmdan yakaruZl kur-
taramaz hale geJirsiniz. Bu arada, yonetimdekl siyasi sistem tek bir
kar~1ta sahip olmaktan degil hiziple~rni~ ~ok ye~itli muhalif grupla-
ra sahip olmaktan cesaret alabilir. Bu altkiilttirler modemligin ge-
tirdigi yabanclla§mayl protesto etseler de bunu kendi par~alanma
lannda yeniden tiretirler.
Bu tur kimlik politi.kalanru savunanlar? estetik degeri koruyan-
lan sanat olarak .lctiltiirtin (jnemini ~ok fazla abartiyorlar diye ele~
tirir, ama kendi]eri de siyaset olarak kiiltilriin roliinti abarurlar. As-
lmda kiilttir, postmodernizmin giindeminin ilk sualarma yerl~tir
di~i tiirden -grevler. yolsuzlu~a kar§t kampanyalar, sav(ij kar~Ltt
protestolar gibi aslmda pek de merkezi bir konumda olmadt~t~ hat-
ta ilgisiz oldugu- politikalann aynlmaz bir parc;:astdtr; ancak bunun
nedeni yalntzca, postmodernizmin bu tiir politikalara sempati duy-
masldl!. Yine de. her ~eyi i~ine ald1~1 varsaydan postmodemizmin,
bunlann ~ogu tizerine soyleyecek ~ok az §eyi vardtr. Francis Mul-
hern' e gore, gUntimUzde kli1 ttirel ar~turnalar "Siyasete kiiltiirel
pratik dt§mda ya da siyasi dayaru~aya kiiltiirel farkhhk tikelcilik-
leri d~mda bir alan blfakmamaktadrr.n18 Ne ttim siyasi meselelerin
kUJttirel ne de ttim kiiltiirel farkhhklann siyasi ohnachgt goriilebilir.
Buna ba~th olarak~ devlet. sm1f, siyasi Orgiitlenme ve benzerlerini
ktilffirel mesele1ere tabi 1alarken, reddetti~i bu ola~an siyasi mese-
lelere ay1racak pek vakti olmayan geleneksel ktilttirel ele~tirinin
onyargslanru kendisi de tekrarlamt~ olur. Alenen Amerikah o1an bir
siyasi gundem, evrenselciligi afaroz olarak goren bir hareket
tarafmdan evrenselle§tirilir. Kultiirel ele§tiri ile 9a~1nuz ktilttirelci-
18. Francis Mulhern. "The Potitics of Cultural Studies'", der. Ellen Meiksins Wood
ve John Bellamy Foster, In Defense of H;storyic;inde. New York, 1997. s. 50.
56
liginin b~ka bir ortak noktas1 da, siyasi bir deyi~le, kiilttirtin altm-
da ne yatUgllll merak etmemeleridir; devletin ~iddet ve baskt aygl-
tl. Zaten, radikal de~i~imi sonunda bozguna ugratacak olan ~ey kill-
tarden ~ok bu ayg1tttr.
KimJik ya da dayaru~ma olarak, kti~iik harlle yazdan kiilttirp te-
rimin antropolojik anlanuyla biraz ili~k.ilidir. Ancak, ikincinin nor-
rnatif egilimi olarak gordtigti ~ey kadar nostaljik organizmacut~tyla
uyu~maz. Ayru ~ekilde, estetik ldiltiirtin hem nonnatif egilimine
hem de s~kinciligine dii~mandlr. Kliltiir artJk, Matthew Amold'm
yllcelttigi anlamiyla, y~amm el~tirisi degit egemen ya da ~ogun
luktaki bir ya~am tarzuun ikincil konurnda olan b~ka bir ya~am
tarz1 tarafmdan e1e~tiri1mesidir. Ytiksek kfiltiir siyasetin etkisiz kar-
~Jtlyken, kimlik olarak ktiltiir siyasetin diger yollardan devamtdtr.
Kii1ttir'e gore kiiltiir korii koliine sekterdir; ktiltiire gore ise Kiil-
tur'un tarafstzhgt sahtedir. Kof bir evrenselcilikle kor bir tikelcilik
arasmda kalrru§ gibi gOriiniiriiz. Eger Ktilttir fazlastyla yersiz yun-
suz ve soyutsa~ kiiltiir bir yere yerle~meye ~ok daha merakhdu.
The Fateful Questions of Culture'da Amerika'ya g~ eden bir
Alman Yahudisi SJfahyla yazan Geoffrey Hartman, diaspora kavra-
muu toy bir postmodemist edastyla ideall~tirmeyi reddeder. "Ev-
sizlik daima bir lanettir" sozi.i, ulussuzlugu tannsalhga yakm go-
renlerin y(izfine tam zamamnda indiribni~ bir tokatttr. Ancak, Hart-
man 'm ge9mi~i, pe~imizi buakmayan ait olma arzwnuzu yatl~t.Iran,
kiiltiirii bO.tUnliik ve kimlik olarak goren halk~J dti§iincelerden de
ayru derecede ~uphe etmesine yol at;ar. Bu SlJllfh somutla~tmriarun
ZKldJ Yahudidir; temelsiz, kokstiz, korkww derecede kozmopolit ve
bu nedenle de Kulturvolk [halk kiiltiirti] i~in tam bir yiiz karaslChr.
Postmodern kurama gore ktiltilr artlk bir muhalif, azulllk meselesi
ya da etnik temizleyiciden ~ok Yahudi taraftan olabilir; yine de ke-
lime bu temizligin tarihiyle kirle~tir. insanhgm geli~iminin en
kanna§tk bic;:imine i§aret eden kelime, Nazi donerninde? insanl1gm
en a~za ahmnayacak ~a~Ilamalan i~in kullarulnu~tlr. Eger kiiltiir
,jmparator1uk ele~tirisi anlanuna geliyorsa, onlann kurulU§U anlanu-
na da gelir. En ·zehirli bi~imleriyle ktiltiir, grup kimliginin saf ozii-
57
nti overken; daha mandarin· anlanuyla Killttir, siyasi olanla arasln-
daki il~kiyi kibirle ink& ederek illegal bir bi~imde onun su~ orta-
~1 haline gelebilir. Theodor Adomotnun da ifade ettiAi gibi, mutlak
btittinle§me olarak Kiiltiir ideali, manttkh ifadesini soyJanmda bu-
lur. Kiilt\iriln bu iki bi~imi politik ohnadJgt iddialan a~1smdan da
bitbirine benzer; y\iksek ktiltiir bu tiir giinlillc ili~kileri ~kml~trr
mast nedeniyle, k.olektif kimlik olarak kiilttir ise (hepsinde ohnasa
da baZI fomtilasyonlarda) i~giidtisel bir ya~am tarzmm dokusunda
siyasetin ustti de!ll astt olmas1 nedeniyle.
Yine de illegal bir bi~imde su~ orta~1 olarak Killtiir, bu hikaye-
nin yalruzca bir yoniidfir. Bir taraf~ Killtiir"tin i~inde soykmma
kar~1 tarukhk eden r;ok ~ey vardtr. 6te yandan, ldiltiire] ara~lar sa-
dece dt~lay1c1 bir kim1i~e de~il. bOyle bir kimlHU koJektif olarak
protesto edenlere de i~aret eder. Nazilerin bir soykrrrm kiilttirii ol-
duysa, Yahudilerin de bir direnii lciilttirti olmu~tu. Kelimenin her
iki anlanu da muglak oldu~wulan, herhangi biri digerine ka.r~1 ko-
layca harekete g~irilemez. Ktiltiir 'le kiilttir aras1ndaki ~atlak, kiil-
ttirel bir t;atlak de~ildir. Hartman'1n umutla bekledigi gibi~ yalruzca
kUlttirel arar;larla da onanlamaz. Maddi bir tarihe dayarur; kof bir
evrenselcilikle dar bir tikelcilik ve ktiresel pazar gti~lerinin anar~i
si ile onlarm kar~1smd.a ayakta kalma miicadelesi veren yerel fark-
hhk ktiltleri arasmda kalrru§ bir dtinyaya dayarur. Bu yerel kirnlik-
leri lcu~atan. gil~ler ne kadar ya!m3C1 olursa, bu k.imlikler de o .ka-
dar patolojik hale gelir. Bu biiytik mucadele, ah13ki ve etik, zonm-
luluk savunuculan ve erdem savunuculan, Kant~Ilarla komtinitar-
yanistler arasmdaki entelektiiel tarn~malar ilzerinde de etkili o1ur.
Ttim bu durumlarda, zihnin uzanabildi~i ktiresel alamn enginli~iy
le insanltguruzm klsttlan arasmda gidip geliriz.
Zilmin kiiresel alanuun enginligine i~aret eden anahtar kelime-
lerden biri imgelemdir. Belki de edebiyat ele~tirisi terminolojisin-
deki b~ka hi~bir kelime bu kadar SIJlll"Sizca olwnlu degildir. ''Top-
luluk" gibi "imgelem" de herkesin onayladJgJ, esrarengiz bir bi~im
de insanda ~uphe uyandlran kelimelerden biridir. imgelem, digerle-
• Qin Halk Cumhuriyeti'nin resmi dili, ayn1 zamanda eski Cin'de yOksek devle
gijrevtisi anlanuna ge\en ke\ime, aristokralik olorite yagn~•m1an iyin kullamllyor.
(y.h.n.)
58
riyle empati kurabilme yetisidir; ornegin, imgelem aracthgtyla ba~
ka bir kiiltiirtin bilinmeyen topraklanna el yordanuyla varabilirsi-
niz; daha dogrusu, herhangi bir kultliliin. <;iinkti bu yetinin kapsa-
IDl evrenseldir. Ancak bu. onlann aksine, sizin nerede durdugunuz
sorusunu cevapstz btralar. Bir anlamda, imgelem hi~bir konwnu
temsil etmez; yalruzca, di~erleriyle payla~tlgt co§kulu ortak duygu-
da ya§ar ve Keats 'in "negatif yeti"si gibi, duygu~hk yoluyla her-
hangi bir y~am fonnuna girebilir. Oyleyse, Tann gibi bu yan-tan-
nsal yeti de hem her ~ey hem de hi~bir ~eydir; hem her yerde hem
de hi~bir yerdedir; bir asalak gibi ba~kalanntn y~ fonn1anndan
beslenen, yine de bu y~am fonnlanrun her birine Slfayla ginnesi-
ni saglayan kendini arka pJanda rutma yetisiyle onlardan ~km
oJan, kendine ait sabit bir ozde~ligi olmayan saf bir duygu yoksWl-
lu~. Bu yiizden~ imgelem ayru anda hem merkezile~ir hem de mer-
kezsizle~ir; tam olarak, siz.i farkh ozde§liginizden ~lkararak evren-
sel bir otorite olarak sunar. Kendisi ke~fettigi ktilrurlerden biri sa-
ydamaz; ~iinkti kultiirleri k~fetme faaliyetinden b~ka bir ~ey de~
fi,Idir. imgelemin se~ici olmarnas1 onu istikrarh bir ozde~likten da-
ha az yonlii yapar; ancak istikrarh ozde~liklerde goliilmeyen de,gi~
ken bir c;:ok yonltiltige de sahiptir. Kendi i<;inde bir ozde~likten crok
biitiin ozde~Iiklerin bilgisidir ve bu nedenle bir ozde~likten daha az
olmakla beraber ondan ~ok daha fazlasn1tr.
Bu tiltfetide liberal bir emperyalizm bif1imi bulmak gticr de~ildir.
Bir anlamda, Bau·run farkh bir t)zde§ligi yoktur, ~iinkti. buna ihti-
yact yoktur. Yonetici olm.arun gtizelligi, kim oldu~unuza kafa yor~
mayt gerektinnemesidir; f1linkti zaten bildi~iniz ~eylere inanarak
kendinizi kandmrstruz. Farkh olan diger kfiltiirlerdir; kendi ya§am
bicriminiz normdur ve bunun bir "k\iltiir'' oldu~u kesinlikle s5yle~
nemez; daha r;ok, diger ya§am tarzlarmm rum c;ekicilikleri ve kor~
k:u veren ~sizlikleriyle onlan kiiltiir olarak ortaya ~Jkaran standart-
tu. Batl ktiltiiruyle de~il. Bah uygarhgtyla ilgili bir meseledir; bu
deyi§, bir yandan Bat.I 'run tikel bir y~am tarzJ o1duguna, diger yan-
dan da evrensel bir ya§am tarzmm merkezi olduguna i§aret eder.
1mgelem ya da kolonyalizm, diger ktiltiirlerin kendilerini, sizin ise
onlan bildiginiz anlanuna gelir. Bu sizi rahatsJZ edici derecede on-
59
lardan daha az yerle~ik yaps a da onlara kar§l bili§sel ve siyasal bir
ti.sttinlUk de saglar ve bunWl pratik sonucu onlann da orada UZWl
zamandan beri ya~tyor olmamaland.u.
Kolonyalist k~•la~ma Kiilfur'tin killtiirle kar~tl~mastdtr; ev~
rensel olmakla beraber endi'e verici bir bi~imde yayiiJDJ~ ve istik~
rarstz bir gti~ ile dar gorii§lti olmakla beraber, en azmdan Kliltfir ba~
kunh eJierini ona atana kadar giivenli bir varhk halinin kar~da§ma
SJ. Bunun, s6zde ftOkktilttirciilillde ili~kisini gorebilirsiniz. Toplum
farkh kiilttirlerden meydana gelir ve bir anlamda bu kiiltiirlerden
b~ka bir §ey degildir~ buntmla beraber~ utoplumu denen, hi~bir yer-
de ozgtil bir kiilttir olarak ortaya ~lk:mayan ancak btitiin kiiltiirlerin
Ol~iitu ve matrisi olan ~km bir olu~tur. Bu anlamda~ toplum daha
c;ok klasik estetik~ilerin sanat eserine benzer; benzer bir bi~imde
e~siz tikellerinden ote bir ~ey de~ilclir, ama ayru zamanda bu tikel~
lerin gizli yasas](ilr. Bir yerlerde, neyin ktiltiir sayiiaca~I. onlara
hangi yerel haklarm tarunacagl gibi ~eyleri belirleyen ortlik ol~lit
gruplan vardu. Ancak, bu gizli otorite ete kemi~e biiriinemez: ~tin
kti kendisi bir kUltiir degil, bir kiiltiiriin olabilirligini yaratan ko~ul~
lardll'. imgelem ya da kolonyalizminfolie de. grande.w-·sfl [ihti§am-
h ortii] gibi, biitlin ktiltOrlerin biinyesinde yer al.Ir; ancak bunun ne~
deni yalruzca. hepsini ~mas1drr.
Aslmda, imgelem ve Ban arasmda i~el bir ba~ vardrr. Richard
Ro1ty ~unlan yazar:
Ban§ ve ekonomilc verimliligin b~ ~a gitmesinin nedenleriyle, gu-
venlik ve duyguda§hgm ba~ b~a gitmesinin nedenleri aymdJr. l§ler ne
kadar z.orl~rrsa sizin de o kadar korkmaruz gerekir; i~inde bulundugu~
nut. durum ne kadar tehlikeli bir hal alusa, kendinizi ozde~le~mekte
zorland1g1mz insanlann ne durumda oldugunu du~tinmeye aytrd1gm1z
zarnan ya da ~aba da o kadar azabr. Duygusal egitim yalmzc~ gev~e
yebilen ve bunu herhangi bir ~yi dinleyebilecek kadar uzun siire ko-
ruyabilen insanlarda i~e yarar. 19
61
lan olmayacak.u. Yarauc1 duyguda~hgm en onemli kaynagt somiir-
geciliktir. <;linkii somtirgecilik. en olmayacak ktiltiirleri az yok ben-
zer k~ullarda geli~iguzel bir araya getirir. Blr lctilturtin ba~ka bir
kUltiirle. yerel ozgillillderinin yaru stra her ikisinin de sahip oldugu
baz1 ozeL yetiler araclhg.yla diyalofa girebilecegini hayal etmek de
hatadrr. Bunun nedeni, ozgtiltik diye bir ~yin olmamastdll'. Btitiin
yereller g~irgen ve at;tk u~ludur; diiler baglamlarla ortti§fir. gortt-
nti~te uzak olan konumlarmt ailevi benzerlikleriyle ele verir ve
muglak bir bi~imde aynt derecede belirsiz ~vrelerine gecterler.
Ancak. bumm bir ba~ka nedeni de, ba~ka birisinin ne hissettigi-
ni anlayabilmeniz i~in kendi kabugunuzu .kmnak zorunda olmayl-
~llllzdrr; aslma balahrsa baZI zamanlarda bu kabuga daha da go-
mtilmeniz gerekir. Ome4in. kolonyalizmden ~ok ~ekmi§ bir toplu-
mun. kendini b~ka bir somiirgeyle dayaJU§JOa i~inde hissetmesi
i~in yalruzca Hyerel" deneyimini goz ontinde bulundunnast gere.kir.
Elbette teme1 farkla.r olacaktu; ama XX. yilzy11m b~1annda irlan-
dahlan, aym donemde Hintlilerin nasd hissettigini anlarnak i-rin ba-
zt gizemli sezgisel yeti1ere ba~vunnalan gerekmerni~ti. Burada,
ldiltiireL farklan feti~le~tirenler~ gericilerdir. Bu toplurnlar kendi
ktiltiirel tarihlerini bir siireligine asklya alarak de~il, onWl bir par-
~ast olarak otesine g~ebildiler. Sizi an1amak i~in kendim olmayt
brrakacak olursam geriye sizi anlayacak kimse kalmaz. Beni anla-
maruz7 hissettiklerimi kendi i~inizde yineleme degil, son derece
zorlu bir ii olan ararrnzdald ontolojik engeli a~abilece~inizi farz et-
me meselesidir. Buna inarunak, kendi ya~antJma her anlamda ha~
kim oldugwnu. kendime kaf§t son derece a~Jk oldugumu ve tek so-
runun da sizin bu a~ak.hguna eri~menin bir yolunu bubnaruz oldu-
~u varsaymakbr. Ama, ben aslmda Y3§anuma her anlamda hakim
degilim; hazen brrakm dii~iincelerimi, hislerirn konusunda bile bti-
yUk bir yarulgtya dti~ebilirim; beni benden ~k daha iyi anlayabilir-
siniz ve beni anlamaruzm yolu neredeyse benim kendimi anlarna-
nun da yoludur. Anlamak., bir empati bi-;imi degildir. Kimyasal bir
fonntilti, onunla ernpati kurarak anlamam. Bugtine kadar kimseye
kolelik etmedigim i~in bir kOleye duygu~ olamayacak ya da ka-
dm olmadrgun i~in kadrn olmarun getirdigi acdan anlayamayacak
62
degilim. Buna inarunak, anlamarun dogas1yla ilgiJi acemice roman-
tik bir hata yaprnak olur. Ancak, bu gibi romantik onyargllan~
kimhk politikalanrun baz1 bi~imlerine gore yargtda bulunma al.t§-
kanhgmm, bala ayakta ve iyi durumda oldugu a~Iktlr.
Bu empatik. hatalar her ne olursa olsun, Batt kiiltiiliintin diger
ldilttirleri hayal etrnede esefle kar~tlanacak bir ba~ariSlzltk
goster-
digi dogrudur. Bu, hi¥bir yerde uzayll fenomenindeki kadar belie-
gin degildir. Uzayhlarm en can slklc1 taraft bu kadar bildik olmala-
ndtr. Kendimizinkinden tamamen farkh y~am bi~imlerini algda-
madak.i yetersizliAimizin can sllact ispaUdlrlar. Sogan bi~iminde
kafalan ve ti~gen g5zleri olabilir: donuk~ tekdtize bir ses tonuyla
konu§abilirler ya da etraflanna le§ gibi bir sii1fiir kokusu yayabilir-
ler. Aksi takdirde, Tony Blair 'e benzerlerdi zaten. I§xk luzmda se-
yahat etme yetisine sahip olan bu yaratlklar sonunda kafalara. kol-
lara, bacaklara, gOzlere ve sese de sahip olabilirler. Uzay gemileri
kara delikleri bile a~abilir ama Nevada <;alii 'nde genelli.lde du~er
ler. Hayal bile edemeyeeegimiz kadar uzak galaksilerde yapllmala-
nna ra~en, bu gemiler topraklarunizda ugursuz yaruk izleri brra-
lar1ar. Gemidekilerin insan genlerini inceJemek gibi bildik bir me-
raklari vardtr ve genellikle BM Genel Sekreteri gibi dtinya ban§t-
run gerekliligine ili~n yuvarlak. basmakallp laflar ederler. Bize
hayal bile edemeyecegimiz kadar yabanct adetleri iizerine mutfak
penceresinden i~eriyi gozetler ve takma bir di§ kar§tsmda bir uzay-
hya ozgii o heyecanh merak duygusuna kapdular. Ashnda. g~men
btlrosu yetkilileri buna dikkat etseler iyi olur~ ileti§im kUiabildigi-
miz yarahklar do~al olarak uzaylt degildir. Ger~ek u:zayhlar, farla-
na bile varmadan yiizydlardlr srrt.tffilzda ta§Idtklannuzdtr.
Son olarak. ktiltiir ve iktidar arasmda ba~ka bir baglantJ daha
vardn. Hi~bir siyasi iktidar salt baskl yoluyla ayak:ta kalmay1 b~a
ramaz; aksi takdirde ideolojik gtivenilirliginden ~ok §ey kaybede-
cek ve kriz donemlerinde teblike1i bir bi~imde savunmas1z kalacak-
or. Yonetimindekilerin nzasiDI korumak i~in, onlan bir grup graftk
ya da istatistjksel tablo olarak g6rmektense yalondan tan1IJ1as1 ge-
rekir. Do~ru otorite, hukuku i~selle~tinneyi de gerektirdiginden. ik-
tidarm i~ine s1zmaya ~all~UgL ~ey, biittin ozgiirltigti ve mahremiye-
tiyle~ insan oznelliginin ta kendisidir. Ba~anh bir yonetim, yaln•z-
ca kadm ve erkeklerin oy verme davram~lariJU ya da sosyal ama~
laruu degil, gizli gizli neleri arzuladlk.lanru ve nelerden nefret ettik-
lerini de bilmelidir. Eger onlan i~eriden yonetecekse. ic;eriden ha-
yal de ennelidir. Hic;bir bili~sel bic;im, ytirejtin kanna§Ikhklarm•
resmetme konusunda sanatsal ktiltilr kadar becerikli de gildir. Bu
nedenle, XIX. ytizyJla dogru, ger~ekr;i roman hir;bir pozitivist sos-
yolojiyle ktyaslanamayacak kadar grafiksel ve kanna~J.k bir top-
lwnsal bilgi kaynagL haline gelir. Yiiksek ktiltiir, yonetici sllliftn bir
komplosu degildir; bu bili~sel i~levi yerine getirdi~i zamanlar oldu-
gu gibi, bazen de altiist edebilir. Ancak, iktidardan habersiz gibi go-
riinen sanat eserleri, tam da kalbin sesine gosterdikleri bitmek tti-
kerunek bilmez ilgileri nedeniyle iktldara hizmet edebilir.
Yine de~ geriye donup Foucaultculara sinsi baskmm son moda-
Sl gibi goriinen bu bilgi rejimlerine sevecen bir nostaljiyle bakma-
ya ba~layabiJiriz:.
Yonetici giiyler konsensiisu koruyabildikleri sii-
rece bask! yo luna gitmezler; ancak bu olasdlk. diinyadaki zengin ve
fakirler arasmdaki m;urum derinle~meye devam ettigi takdirde, ge-
lecek binydm giderek yeralt.J.ndaki stgmaklarma inen. otoriter kapi·
talizmi i~in bir hayal gibi goriinmektedir. Bu kapitaHzm, giderek
daha teh1ikeli hale gelen iy ve dJ~ dti~manlar taraf1ndan, ~ilrtiyen bir
toplwnsal manzarayla ku§abhr ve sonunda son derece aytk bir im-
tiyaz savunmas1 ic;in konsensiise dayah y<>netim roliinti oynamay1
btraku. Bu i~ karartlc1 oJas1hga kar~1 koyacak bir~ok gu~ vardu.
Ancak ktilttir ilk akla gelenlerden biri degildir.
64
Ill
Ktilttir sava~lart
67
a~mas1 nedeniyle bile i<tilttir"di.ir.
Bu anlamda, Ktilti..ir bir ttir romantik sembol, yerelde vticut bu-
lan sonsuzdur. Dunnadan donen dtinyarun i~aret ettigi, zamanla
sonsuzlugun, duyularla tinin~ devinimle devinimsizligin kesi~tigi
noktad1r. Tanrmm insana yara~u olduguna karar verdigi yer olarak
se~ilmek nasll Dtinya gezegeninin iyi ta1ihiyse, Geist' in [tinin) ete
kemige btirunecegi yer olarak. se~ilmek de Avrupa 'run iyi talihiydi.
Oyleyse simgeyi yorumlarken yapu~uruz gibi, Ktilttir'ti yorurnlar-
ken de bir ~e~it ikili kodlama kullanmah ve kiilti.irti hem kendisi
hem de ba~ka bir ~ey, hem ozgiil bir uygarhgm hem de evrensel ti-
nin iirtinu olarak kavramahy1z. Sozgelimi. Madame Bovary'de ea-
rn s1kdan ta~rah bir ev hannrundan ba~ka bir ~ey gorememek ne ka-
dar acemice bir okumaysa. Bau KUirurii'nti yalruzca ozgiil, ktiltiire
bagh bir y~antnun kayd1 olarak g6nnek de o kadar aptalca bir oku-
madlr. Ashn<.la, bir eserin yiiksek ktilttire ait oldugunu one stinnek.
daha pek ~ok ~eyin yant sua dogast geregi aktanlabilir oldugunu,
ona i~kin baglanundan (otobus biletleri ve siyasi bildirilerin aksi-
ne) a)4nlabildigini iddia etmektir. Boylesi indirgeyici bir okumayJ
onleyen, bu yerel. malzemeyi daha anlamh hale getiren ve buna
bagh olarak okuyucuya, bu eseri ytiksek kiiltiir o~arak algdamast
durumunda ne yapacagun gosteren bir model sunan estetik bi~im
dir. Bic;imin bir eserin ogelerini daha btiyiik bir btitiine tikellikleri-
ne zarar vermeden baglamast gibi,. Ktilttir de ozgtil bir uygarhkla
evrensel jnsanhk arasmdaki bir baga i~aret eder.
En etkili iktidar bit;imlerinin hepsi gibi yi.iksek kiilttir de kendi-
ni yalmzca ahlaki bir inant; bi~imi olarak sunar. Yiiksek kiiltiir, da-
ha pek ~ok ~eyin yant srra, hak.im bir duzenin kendisi i9in ta~, yaz1
ve sesten bir ozde~lik kunna yollarmdan biridir ve esinledigi gibi
gozdag• da verir. Pall Mall.daki kuliiplerin guvenJik gorevlileri gi-
bi, rolii" yalmzca insanlan i~ri btrakmak degildir. Kaynaklan bu
toplumsal i~levlerle kesinlikle snurlandtnlamaz; sJnnlandtg•n• ha-
yal etmek de genetik safsatanm en naif bic;imi, ayru zamanda da
yUksek ktiltiirtin gticilnti abartmak ve ironik bir bi~imde ona Hi§kin
idealist bir gorti~ti onaylamak olurdu. Yi.iksek ktilttir, en onemsiz
ideolojik silahlardan biridir ve bu da ideolojiden tamamen bagun-
68
stz oldugu yonundeki yanllsamruun temelinde yatan ozdiir. Egitim
ya da cinsellige nazaran 'tOk daha az onemlidir. Bu a1anda ~h~an
siyasi radikallerin~ kendilerini burada bulmalan ya da ozellikle bu
alanda yetenekli olmalan dt~mda, hic;bir mazeretleri olamazdl.
Oyleyse, Kiilttir'tin kendi kendini nasd anladtgiru goz online
allrsak. onun kendinde neyi biiytik bir ytiz karas1 olarak gordugilnii
anlamak giicr olmayacaktir. A~•k.l;a tikel olduklanndan.· killtikler
yalruzca kendilerinin yansunalandtrlar ve bu farkhhklar olmadan
yok olup giderlerdi. Evrensel Ki.iltiir'le ozgtil kiiltiirler aras1ndaki
bu tezaun eninde sonunda yaru ltJct olduguna ~tiphe yoktur. <;tinkii
sat farkhhk saf ozde~likten farks1zdrr. Ya§anan dfinyarun. diger
hepsinden farkh bir yere koyulmast onu bir c;e~it evrensel haline
getirirdi. Evrensel konsenstislin Htiranl1k''uu reddetmekle beraber,
bazen kendi kapah, ozerk. Slkl sda kodlanrru~ diinyalannda bunun
mikrokozmik hir versiyonunu yeniden iiretmeye kadar gidebilen
marjinal ya oa tninor ki.ilttire benzerlerdi. Bununla beraber, tikellik
meselesine gelecek olursak. kiilttirtin iki versiyonu arasutda onem-
li bir fark vard1r. Ozde~l ik olarak kiiltiir hem evrensellige, hem de
bireysellige kar~Idtr:. daha fJOk kolektif tikellige deger verir. Kiil-
ttir'iin bak.1~ a~Istna gore, kultur varolu~un rastlanhsal tikellerini
yok yere gasp eder -toplumsal cinsiyet, etnrk koken. milliyet, top-
lumsal koken. cinsel egilim vb.- ve onlara zorunluluk ytikler.
Ktiltiiriin bagrma basttg• tikel degil, o son derece farkh hayvanp
yani bireydir. Aslmda, bireyselle evrensel aras•nda dolays1z bir ili~
ki oldugunu dii§lintir. Diinyarun tini, en yogun bi~imde bir ~eyin e~
sizliginde hissedilebilir; ancak. bir ~eyin ashnl acrJga 'rlkarmak
onun rastlantisal tikellerini ~1kanp aunak anlamma gelir. Benim
kendi ozde§ligimi olu~turan. insan tininin kendi ozde§ligidir. Beni
ben yapan oZtim, yani ait oldugum ttirdur. Ktilttir insanhg1n. kendi-
ni ozgiil eserJerde bireyselle~tiren tinidir; Kiiltiir soylen1i bireysel
ve evrenseli, benligin en hassas noktastnt ve insanhgtn hakikatini
tarihsel a~uian tikelin dolay1mJ olmaks1zm birle~tirir. Aslmda hiy-
bir ~ey evrene saf haliyle, dJ~anyla hicrbir ili~kisi olmayan evren ka-
dar benzeyemez. Evrenselt bireyselin yalruzca kar~1tl degil, para-
digmasad•r da.
Bir ~eyin tam quidditas'mda [ne 'lik)., onun kendine ozgii ashn-
da ve tadtnda, salt tikeJlerin hepsini a~kml~trran ~eyin kar~tsmda
olwuz. Bireysellik evrenselin arac1yken tikeller tarnamen rastlantt-
saldrr. Bu nedenle, orta~agda astl ve anzi aras1nda yapllan aynm bu
kez Kiilrur'le kiilttirtin yiizle~mesi bi~itninde yeniden kar§Imtza ~~
kar. Bunlardan ilki, bireyi evrenselle~tirirken. dogru ozde§ligini
gen;ekle§tirir; ikincisi ise yalruzca olumsal bir ya~am tarz1. her za-·
man farkh bir bi~imde ger~kle§mesi mtimktin olan zamansal ve
mekansal bir rastlanttdu. Hegel' in one siirebilecegi gibi "idea"run
i~inde ger~ekten bir ~ey de~ildir. Bu nedenle yiiksek ki.ilttir. birey-
sel ve evrensel arasmda. stir~teki tUm keyfi tikelleri atlayarak, do-
layslz bir devre olu§turur. Bir sanatsal kanon, insanhg1n ortak ru-
hoodaki e~sizlikleri karutlayan indirgenemeyecek kadar bireysel bir
eserler dizisi olan bafka ne vardu? Ya da, liberal hiimanizm etigini
du~iintin; buna g~re, evrensel insanlt~m ~l}'lCISI haline gelmek
i~in, belki de sanatm donti§tiiri.lcii giicti yoluyla, srradan tikelligimi
a§tlgunda en e~siz bi'fimiyle kendim olwum. Sanat, her ~eyi kendi
evrensel ozleri bi~iminde tekrar yarabr ve bu yolla onlan e~siz bir
bi~imde kendileri yapar. Bu siir~te onlan olumsalhktan. zorunlulu-
ga. bag1mlthktan ozgiirltige ~evirir. Bu simyasal surece direnen her
§ey, tikelci artlklar gibi bir kenara supiiriiliir.
Bu ogretinin modem, ironik bir versiyonu Richard Rorty'nin
~alt§masmda bulunabilir. 3 iyi bir pragmatist olarak Rorty, savundu-
gu kiiltiirel gelenegin -Bat1h7 burjuva, liberal7 aydin, sosyal demok-
ratikten postmodem reformizme- tiimiiyle olumsal oldugunu tes-
lim eder. Bu gelenek, her zaman farkb bir bit;imde de meydana ge-
lebilirdi ve ~tiphesiz Rorty'nin mutlaka bu gelenegin i~inde biiyti-
mti.§ ohnas1 da gerelanezdi. Yme de. Rorty bu kiiltiirel gelenegi ev-
rensel bir iyi olarak benimser. Evrensel temelleri yoktu..r; bununla
beraber, Musltiman bir koktendinci bu gelenekten haberdar olsay-
di, belki de benimserdi. Rorty'nin yapbgl, klsaca, olumsalhgi
olumsalhgirn yok etmeden evrensellige ytikseltmektir. Bt1 nedenle
3. Ozellikle bkz. Richard Rorty, Irony, Contingency, snd Solidsdty, Cambridge,
1989. [ironi, Olumsalllk ve Dayaru~ma, ~ev.: Alev TOrker, Mehmet K09{)k, Aynnl1
Yay.. 1995]
70
tarihseJciHgini, Batt ideoJojisini mutlakla~urmastyla bag~ltnr.
Ashnda, tarihsel goreciligi mutlakiyet~iliginin temelidir. Eger hi~
bir ldiltiir metafizik a~tsmdan garanti vermiyorsa. arasmdan sec;im
yapdacak: rasyonel temeller de olamaz-; bu durumda, esk.i Sofistler
gibi, i~inde kendinizi buldugunuz herhangi birini de s~ebilirsiniz.
Ancak, bu, s~im i~in rasyonel bir itki olmadt~mdan, varolu~~u ac-
te gratuit [sebepsiz davraru~] gibi, kendi i~inde bir ttir mutlak hali-
ne gelir. BWla kar§m, bazt pragmatistlere gore de kendinizi i~inde
buldu~unuz ldiltiirii s~tiginizi mantlksal olarak soyleyemezsiniz.
9inku oncelikle orada olmaruz, sizin "se~im"inize dayan1r.
Rorty 'nin olwnsah evrensele yUkseltmesinin, ideolojinin en tipik
jesti. oldugu one stirtilebilir; ironik kendi kendinin farklnda olu§unun
olwnsah yazgtstndan kurtannasw iimit eder gibidir. AsJmda tiim
yapttg1 "modernist", hakikatin bireyin iyeliginde olmadtg1 bir ide-
oloji anlay1~mdan posbnodemist, bireyin yapmay1 b1rakmadan da
yapu~mm yanh~ oldugunu bildigi bir ideoloji anlayJ§I i~in ka'i111ak.-
trr. Yarulsama epistemolojisi yerini kinizm episte1nolojisine btralru.
Bireyse1lik ozciiliigtindeki tikeli yok ediyorsa, evrensellik de
soyutiamas1ndakinden kw1ulur. Ancak bu soyutlama, bireysellikle
.mti.k.enunel bir uyum i~indedir. Ashnda, insanhk tini yalruzca bi-
reysel cisimle§Jnelerinde varolur; bunWl ba~ka bir ad1 da §iiirdir.
Bu nedenle yiiksek kiiltiir genelligin eze1i dti§marudtr. Rasyonel ar-
.gumanm a1tematifi oldu~ gibi alai kavrarrunm da altematifidir as-
lmda; §eylerin verdikleri hisler ve lezzetler ugruna fayda ve soyut-
lamaYJ. bir yana iter. Soyut rasyonalizmin siyasi solun elinde bir si-
laha donfi§Jneye ba§lad1g1 bir zamanda ortaya t;lknu§tlr ve bu ne-
denle de onu O.stti kapah bir bi~imde ele§tirir. Ancak, bireye ne ka-
dar baghysa tiimliyle tikel olana da -~imdiye kadar biitiinun birligi-
ne dahil edilmemi§ olan yalkantd1 yerel ~Ikarlara da- o kadar dti~
~mandrr.
Ashnda, evrenselin genellikle yapt1g1 §ey, tarihsel olarak tikel
olaru gasp etmek ve sonsuz hakikat olarak sumaktrr. Olumsal bir ta-
.rih -Ban 'runki- aslmda insanhgm tarihi haJine gelir. Ne var ki, Ka-
:te Soper'm da hatJrlattlgt gibi, "'insanbk'a ili§kin evrenselci soy-
·lemler aslJnda, onlarm, hepimiz i~in ortak olan hakkmdaki dti~lin-
71
celerinde kavimci bir egilim olu~nmnayt goze almakur; zira bu
soylemler herhangi bir bili~, ihtiya~ ve duygululuk yaptsuu payla-
~un temeli.nden yoksun olaca!mdan, di!erlerinin ac1 ve yoksunluk-
lanrun siyasi a~dan duyarstzca ilunal edilmesinin oni.inii ar;abilir."4
Ba~ka bir deyi~le, evrense11ik. evrensel olarak terk edilen olmak de-
gildir. Postmodem dii~tiniirler bu nedenle ashnda bir bit;imde anti-
evrenselci olmah: kavranun, ~ogulculugun ger~k ruhundaki prag-
matik olarak verimli kullarumlanru verimli olmayanlardan aylrt et-
meJidirler. Eger evrensellik, dogu Sibirya 'daki Tunguslarm Noel
Coward •m bir eserinde kendilerinin aslma sadlk bir yanslffiasuu
buhnalan anlanuna geJiyorsa, reddedilmelidir; eger Tun~uslarm da
Almanlar kadar -;ok ac1 ~ektikleri anlanuna geliyorsa kabul ed.ibne-
Jidir. Antropolog Ruth Benedict'in ifadesiyle~ ashnda tipik Batth.
"insan dogas1 ve kendi ktilttirel standartlanrun denkligi itirazs1z ka-
bul edilebilir";' ancak bu tiir hatalann Bati•ya ozgti olmadtguu
unutmamak. gerekir. Benedict'e gOre, yabanc1y1 insan olmayan ola-
rak tarumlayan bir'fok ldiltUr vardrr. Kavimcilik konusunda kavim-
ci olunmarnahdli.
Birey ve evrenselin birli~inin siyasi bir kar§1hg1 vardtr ve bu da
ulus~devlet olarak. bilinir. Modemligin b~hca siyasi biyimi, birey
ve evrensel arasJndaki her an bozulabilecek bir mtizakeredir. Ulus-
Iar. 8run gelip g~iciliginden stynhp zaruri olan stattisiine ytiksel-
mek i~in devletin evrerueJle~me siirecine arac1bk etmesine ihtiya~
duyarlar. Bu nedenle, "ulus-devlet" terimindeki tire(-) kiiltiir ve si-
yaset, etnik ve yerle~ik arastndaki baglantLya i~aret eder.6 Ulus,
devletin birlik ~ekline sokmast gereken s1rurlan belirsiz bir ~eydir;
bu nedenle. kontrolti son derece gti~ olan O~eleri tek bir egemenli-
~in ~bs1 altJ.nda uzl~trracakt.Ir. Bu egemen1ik Akhn kendi tiitiimti
oldu,lundan~ yerel olan. evrensele yiik.seltilir. Ancak bu s\iret; dlin-
yarun dort bir yamnda ger~elde§eceginden, birka~ hareketin milli-
yet~ilikten daha uluslararas1 oldu~u gOz ijniinde bulunduruldugun-
da, ulus bu anlamda da ktiresel statUstine ytikseltilir.
4. Kat-e Soper, What is Nature?, Oxford, 1995, s. 65.
5. Ruth Benedict, Patterns of Culture. 1935, yeni bask1 Londra, 1961. s. 4.
6. 8u 1ire (·) ile blrle'§Hrrne ozerine baz1 yararh yorumlar i~in, bkz. Tzvatan Todo-
rov, Human Diversity. Cambridge, Mass., 1993, 3. bolum.
72
Bu nedenle kabile iiyeligi yerini diinya vatanda§h~mabrrak.tr.
Ancak. ayru anda dtinya vatan~1 olmaruz gerektilinden, insanh-
lnmzm k.ISitlan goz oniinde IJulunduruldugunda, yereli lS.kartaya
9Jkarmak yerine ona yeni bir anlam ytikleriz. Bu. en azmdan, ev-
renseli ozgtil yoluyla arayan ve her ulusu kendi 9apmda b~anh go-
ren rornantik milliyet~iliklerin amactdrr. Buna kar~m. baz1 Aydm-
lamnacl ulus modelleri, yerel farkhh.k.lara kar~I ~ok daha sert olabi-
lirler; bOyle bir 6zgiinltiltii evrensel ozgtirlti~e engel olarak gortip
kil~iirnseyebilirler. Bu nedenle, bOlgesellik rasyonalitenin altmda
ezilir. Ancak, bu kez dti~tince olarak ktilttir on plana trlkarsa, bunWl
nedeni biiyiik Ol~Ude halihazirdaki kiiltilrlerin dUnyarun siyasi are-
nasmda daha onemli bir rol oynuyor olmalandlr. Artik kiilttirler
ulus-devletin temeli haline gelmeye b~hyorlar, yine de onlan ~an
bir ulus-devletin.
Siyasi devlet1er birbirlerinden farkhdrr, ama bu fark.lar her za-
man dUnyayt yerinden oynatacak kadar onemli degildir. Onemli
olan, yurtta§hk haklartruzi taruyan bir devletin vatan~t olmaruz-
du, onlan giivence alttna alan tikel dtizeheklerine de~iJ. As1mda,
Prans1z olmak ~ilili olmaktan dogal olarak daha ~k arzulanan bir
~y degildir. Ne var ki. ki.ilttirel bir deyi§le, bu ulusa de~il de §una
ait olmak o kadar ya~amsal bir onem ~rr ki, insanlar pek ~ok kez
bu mesele ugruna Oldtirmeye ya da oirneye haz1td1r. Siyaset birl~
tirense, kiiltiir de farkhla~ttrandJr. Bir diktatorltiktense demokrasi-
·mn iiyesi olmayt yeglemenin rasyonellige aykm olmadig1 dti§iinti-
lfirse. bu ktiltiirel ozd~likten ~ok §unun ye~lerunesi rasyonellige
aykmrur. Boyle bir se9imi, bir kiilttirel ~zd~lil!in di~erine Ustiinlii-
j"tine dayandlrarak hakh gostermeye ~ah~an uk~1hk ve ~ovenizm~
bu se~imi gerekyelendirmeye ):alt§an dtizmece giri§imlerden ba§ka
bir ~ey degiJdir. Ancak, cinsel partner s~iminizin rasyonellige ay-
kln olmas1 nasll ona kar§t bir argiiman degilse, kiiltiirel bir ozde§-
lik se~iminin rasyonellige aykln olmast da ona kar§l bir argtiman
degildir. Bu insanlar dogu~tan digerlerinden iisttindiir gibi bir deger
yargtsma i~aret eunedigi, diger gruplan dl§lamadlgt ya da kendisi
gibi olmayan insanlarla bir arada olrnay1 ogrenmenin bireyin egiti-
minin en onenlli yanlarmdan biri oldu~u ger~~inin iisttinii (:)rtme-
73
digi s\irece, bir insa1un kendisi gibi birinin ~li~inden ho~lanmasJ~
run elbette k()tti bir tarafL yoktur. Her durwnda, killtilrel baghhk.la~
ruruz, ister kend.i grubumuzdak.i ister digerlerindeki olson, ka~l~
maz olarak. irrasyonel degildir; ~tinkti rasyonelli~e aylandrr. Part-
ner s~imimiz i~in gerek~ler sunabildigimiz gibi. bazen bu tiir se-
~imlerimizi de gerek~elendirebiliriz. Ancak, nihai olarak bu tiir se-
~timler gerek~lerimize indirgenemez; bu. herhangi birinin sevgili-
nizi sevmeden de sizin sevgilinizi neden sevdiginizi anlayabilme-
sinde a<;t~a gortiltir.
Ulus-devlet, ktiltiir dti~iincesini tam anlanuyla ovmez. Buna
kar~m. tikel bir ulusal ya da etnik kiilttir. yaln1zca devletin birle~ti·
rici ilkesiyle en verimli haline gelir. yoksa kendi b~ma buna gucii
yetmez. Kiiltiirler dogalan geregi eksiktir ve ge~ekten kendileri
olabilmek i~in devletin tamamlayicJhgma ihtiya~Jan vardu. Bu ne-
denle, en az1ndan romantik milliyet~ilik i~in. her etnik grup yalruz-
ca biricik olmas1 nedeniyle kendi devletini kurma hakkma sahiptir.
<;unkii devlet etnik. ozde~ligi gen;ekle~tinnenin en ustiin yoludur.
Bu nedenle birden ~ok k:Ultiirii i~ren bir devlet, hepsine adil dav-
raruna konusunda ka~1mlmaz olarak b~ans1z olacakttr. Kiilttir ve
siyaset arasmda i~sel bjr ba.g oldugu yontindeki bu varsayun, mo.
dem diinyada, farklt ulusal gruplann ayru toprak par~asmm ege-
menliiti i~in birbirleriyle yan~arak yarattlklan karg3.§aya hizmet
eder. Aslmda, milliye~ilik dii~lincesini esasen farklt ktlan daha
~ok, toprak egemenlitine degil -eski ~ag ve Ronesans sava~'fllann
dan ~ina olduklarmuzm aksine--- tikel bir toprak par~as1 tizerinde
y~ayan ozgtil bir grubun egemenligine ili~kin bir iddiadu. Bu du-
rumda, tehlikede olan oncelikle toprak de gil cumhuriyet~ili.ktir; an-
cak, insanlann kendi kaderlerini kendilerinin tayin etmeJerini t)nle-
yen, topraklannda kolonyal bir giictin bulunmaszysa, rrk, anavatan
ve toprak btittinliigtiyle ilgili argtirnanlann nastl da demokratik
cwnhuriyet'ri argtimanlann yerini aldtguu gormek kolaydrr.
Oyleyse, ulus-devlette ideal bir bi~de birle~tirHen ethos· ve
soyut haklar, etnik e§sizlik ve siyasi evrensellik. topluluk ve birlik,
halk ve kozmopolit aydmlardrr. ideal bir bi~imde, yerel ba~hhklar,
• (Yun.) Deger ve inan~ar sistemi. (~.n.)
74
adetler ve yakmlddar -tek kelimeyle~ ktiltiir- korunmu~ ve bunu si-
yasi birlik izlerni~tir. Ger~kte, her ~ey bu kadar uyumlu degildir.
~imdi bizden, bir zamanlar kiilttiriin daha dar gorii~lti alanmda gos-
termemizi bekledikleri dayan1~may1 daha ytiksek. daha evrensel bir
diizeyde yeniden sergilememizi istiyorlar. ArUk, onceden e§e dos-
ta) mekarun btiyiistine ve kabilenin soykiiti.iAune sakladtg1m1z bti-
tiin o enerjiyi siyasi alanda kullarunayt ogreruneliyiz. Ulus-devlet
fizgtir, ~it yurtta~lardan olu~an potansiyel olarak evrensel bir top-
lululuga ornek olu§turan yerdir- romantik semboliin de diinya ru-
hrutu somutla~tmna olmast gibi. Devrimci bir Franstz vatand~t
olarak sizi selamlayanpatriaydt [anavatan]; ama anavatan Fransiz-
Iar dl§mda kimseyi i~eri almayan Aklm ve Ozgtirlugiin yeriydi.
Muhakkak, yalmzca belli ktiltiirler -ilkel klancdigt c;oktan a~JP ter-
biyeli bir g5riinti~e dogru evrjlenler- bu yiiksek siyasi bi~imlere ev-
sahipligi etti. Dogas1 hi~bir zaman degi§imden nasibini almayan
Kalibanlar her zaman olacaktl. KOltiir ve siyaset arasmdaki bu has-
sas dengeyi korumarun hie; de kolay olmadtgJru inkar eden hi~bir
§eY yoktu. Bir taraftan? hit;bir siyasi devlet bir olc;tide farkh etnik
~vreye tutunamaz. Siyaset ktiltiiiiin itaatkar hizmet<;isi degildir;
kiilUir siyasetin tirUntidi.ir. Diger taraftan~ devlet bir ktiltiirtin birli-
~ni yalruzca ir;sel <;eli~kilerini bastrrarak temsil edebilir. <;eli§kinin
nasll temsil edildigi ba~a bela bir sorudur, ozellikle de Marx gibi siz
de siyasi devletin ~eli~k.inin iiriinii olduguna inamyorsaruz. Oyley-
se, devlet yalmzca garip bir hornoeopathf yoluyla semptomu oldu-
au durwna deva olabilirdi.
Tabii, bundan ba~ka zorluklar da vardlr. Ulusal ya da siyasal
milliyet~iligin standartlarJnl ytikselunesi i~in kimi zaman etnik
milliyetyilik elveri~lidir. <;agda§ postkolonyal devletln blittinltigti-
nti mitolojik kokenlere dayam.as1 bWla omektir. Ote yandan devle-
tin daha evrensel-rasyonel bir bi~im aray1~1yla etnik kiilttirtin ola-
naklarma saldtrmast otoritesini gii!flendirmekten ~ok evrensellikten
uzakla~ma tehlikesini yarattr. '~Devlet" ve Ulus" tireyle kolay ko-
14
75
temelindeki devletin etnik gii~leri uyaruk tuttnas1 gerekiyorsa, on-
Ian kontrol altmda tutmas1 da gerekir. insanlanil u~a can verdi-
gi devletten ~k ulustur~ ama devletin bakt~ atrisma gt>re bu itk.i
hem menmuniyet duydugu kuvvetli bir bagdJr hem de korkun~ de-
recede fanatiktir. Bir anlamda kiiltiir. siyasetten daha eski olmakla
beraber onun kadar esnek degildir. Kadm.lar ve erkekler tiimiiyle si-
yasi meselelerden ~ok ktiltUrel ve maddi meseleler yiiztinden so-
kaklara dOktiiOr1er -kiiltiirel varolu~ tinsel ()zde~li~i~ maddi varo-
lu~sa fiziksel ozde~Iigi ilgilendirir-. Diinya vatan~lan haline gel-
memiz ulus-devlet aracdt&J.yla ger~ekle~ti, ama bu siyasi t>zde~lik
bi~iminin de k:iiltiirel olanlar kadar koklU giidiileri nasJI saglayabil-
di~ini gormek ~k zordu.
Kiiresel ozd~ligin bu antafi i'fin fazlastyla soyut kalan bir me-
sele oldu!unu d~iiniiyorsamz, ~imdiye kadar bir Katolilde kar§t-
Ia~manu~suuz demektir. Guntimiizun yeni diinya vatan~1 bir i~
letme yoneticisi oldugu kadar1 ekolojik aktivisttir de. Bu. yerel ve
ktiresel, romantik pieta ~~ann· hat.Irlarunast ve Aydmlanma evrensel-
ligi arasmdaki baglardan ~k ekolojik politikalarca 1srarla yeniden
piyasaya sliliilmektedir. Her dununda, birc;ok kadm ve erkek ulus-
Januasi dayaru~ma iffin mucadele verdi ve hatta oldu. Topluluklar
yalruzca yerel meseleler de~ildir. Yme de, "<;ok y~a Avrupa Birli-
~i!" diye bagrrarak kendini barikatlarm online atan kad1n ve erkek-
Jer hayal etmek ~u an iffin zordur. Asd mesele~ bu ik.ilinin (ulus-dev-
let) ideal bir ~ozOmuniin giderek daha fazla ku~atma altJna almdi~t
bir donemde siyaset tanlanmtzm ve ktilttir bir;imlerimizin ama~tz
hale gehni~ olmasu:hr. Omegin, bir "'i~Ietme killtiirii"nden soz edi-
Jebilir ama bu bir ~eyleri bu bi~imde yapmaruzt kolektif bilinffte
me~rula~tuan bir ktilti.ir degil. bir ~eyleri bir i~Ietmeye ozgti bi-;im-
de yapmaruz anlanuna gelir.
Klasik milliyetyiligin vizyonu her biri kendini karutlamaya gi-
den farkh yolwm kendi ~izen, ulus olarak bilinen e~siz~ hiir iradeli '
tikellerden olu~an bir diin.yaydt. Bu yiizden, bu bakl~ ayiSl estetik
79
giineyi arastndakiler de dahil olmak tizere, zamanun1zm baz1 temel
siyasi 'taU§malarma don~tiirtildii. Estetik olarak kiiltiir ve antropo-
lojik olarak kUltiir artJk yalruzca akademik bir tartl~ma yaratmakla
kalrnaytp jeopolitik bir eksen olu~tunnaktalar; aslmda, Bat! ve Ote-
kiler aras1ndaki farkt temsil ederler. Ancak bu ayru zamanda, daha
genel olar~ liberal uygarltk: ve sava~tlgl daha birle~ik buttin bi-
'timler -milliyet'tilik, yerlicilik, kimlik politikalan, neofa~izm, a§J~
n dinsel tutuculuk, aile de~erleri, komtinitaryanist gelenekler ve
ekolojik ak.tivistler ve New Age'ciler diinyas1- arasmdaki farktrr.
Bunu ugeli~mif' ve uaz geli~m.if' kesimler arastndaki bir ~atl§ma
olarak gormek aslmda bilyiik bir yarulgtdlr. Bu birle~ik. bit;imlerin
~ogu, crokuluslu kapitalizm olarak bildi~imiz, kliltiirti ozel bir ayin
toplulu~u ya da silah kuUibti kadar klosttofobik olabilen, daha ge-
ni~ birle~imlere gosterilen tepkilerdir. Liberal degerlere kar~1 daya-
ru~ma olarak killtiir7 kuzeye kar~1 gtiney, meselesiyse, omegin, is-
lamct liberalizmin ABD'nin a~rr1 tutucu Htristiyanh~llU reddetme-
sine ya da Hint sosyalizminin Avrupa Irk~tllgma kaq1 ~lkmasma ne
anlaro verecegimizi kestinnek zordur. Kibirle kendini ustiin saydl-
~1 anlarda ne dii§tinlirse dti§iinsfin, diinyarun kuzeyinin aydm de·
~erler iizerinde tekeli yoktur. Yme de ktilttirtin bu ik.i anlanu arastn-
da s\iregiden sav~ artlk kiiresel bir mesele haline gelmi~tir.
Kiiltiir 'iin bakl§ a~1sma gore, bir gay haklan grubuyla neofa~ist
hticrenin ortak noktalan bir anlamda far.klan kadar ~arp1c1du. tkisi
de kiilttirti ele~tiriden ~ok kolektif kimlik. nastl olursa olsWl y~am
tarztyla ilgili bir de!er bi~iminden yok farkl1 bir y~am tam olarak
tarumlar. Bu noktada Kiiltiir, omegin, bir gay haklan grubu ya da
sendikadan daha -ro~ulcu gortiniic. Aslmda, Kultiir'iln ~e~itlilili bi-
raz yarulUcidlr. <;Unkii savwtdugu Hkeler genellikle az say1da ve
mutlaktrr ve gay haklan gruplan da tam olarak ho~goiiilU bir ~o!ul
culugu desteklemek i~in vardu. Buna duyduklan inancm klsmen,
bi~imsel olarak basktc1 ama ic;erik olarak yeterince aydm olabilen
Killttir ·den kaynakland1j!1 dogrudur. Uygarhk olarak Ktilttir liberal,
ozgiirle~tirici ogretileri icrerir ve bunlarm gecr. genellikle de gontil-
stiz miras~llan da k.imlik politikalan<hr. Gtiniimiizde, atalarma ne
kadar klzgtn olursa olsun, Aydlnlaruna'ya bir dereceye kadar bor~-
so
lu olmayan hic;bir siyasi ozgiirle§me oJarpaz. Ne var ki, dt§lananJar
uygarla~~ goriinmeye rnahkfundur. c;iinkii tarunmak i~in ver-
~kleri sav~ genellikle~ birle~ik ya da rnilitan bi~imlerin liberal
geli§im i~in pek de ho§ olmachgau varsayar. Bu ytizden dl~l~a
lanru ne kadar yiiksek sesle protesto ederlerse~ bu dt~lama da o ka-
dar hakh g<miniir. Ne var ki, onlan ilk etapta bu militanlt~a zorla-
yanlarm liberal uygarh~n pek de takdir edilmeyen yanlan oldugu-
nu. arumsamakta fayda var. Tanmmak it;in miicadele veren ktiltiirler
geneJiikle ya ~lktrr ya da kendisine ironik yakJ~bilecek du-
rumda degildir ve bunun sorumlulu~ onlan bundan ahkoyanlann
sutJna ytiklerunelidir. Ancak, karma§lkhk da, kendi kendine ironik
~abilmek de her ~eye ra~en erdemdir. Herhang~ birinin ll-
marhanelik basta seviyesine indirgenirken ironik bi~imde olama-
masz, onWl durumu Uzerine ele§tirel bir yorumdur; ironi degil. KiiJ-
Ulriin bOyle erdemler gosterecek durumda olmas1~ ki kiiltiir genel-
likle bu durwnda degildir, bu ger~gi degi~tirmez. Oyle olsaydJ,
killtiirel bir kimligin ironi ve ozele~tiriyle ugra§ma yetenegine ba-
karak, giivenli bir bicrimde kurulup kurulmadtgtru anlardtk zaten.
Kimlik politikalan paradoksu klsaca? bir kimli~e, ondan kurtul-
ma t>zgiirliigt.ine sahip ohnak i~in gereksinim duymamzdrr. Bir
kimlige sahip olmaktan daha kotti olan tek ~ey, bir kimli~e sahip ol-
mamaktlr. Kimliginizi olumlarnak i~in t;ok fazla enerji hare~
bir kimliAiniz olmadt~llll hissetmekten iyidir. Ancak, bu iki durum-
da da olmamak, daha cazip bi1e olabilir. Biitiin radikal politikalar
gibi kimlik politikalan da kendi kendini g~ersiz kllar; kim oldugu-
nuzu c;ok fazla dert etmemeye ba§ladtgJruzda, ozgtir olursunuz. Bu
anlamda, gelenekse1 suuf po1itikalannda oldugu gibi, ama~la ara~
t;atl~rr. Swfstz bir topluma yalruzca, suuf belirlemelerini ciddiye
alarak. ul~abilirsiniz; onlan yok sayan liberal bir tavrr]a deit_il. En
srradan kimlik politikas1 ~~itleri, geli~imini c;oktan tamaml3IIll~ bir
kimli~in digerleri tarafmdan bastmlchguu iddia edenlerdir. Daha
c;ok ilgi uyandtran kimlik polit.ikas1 bic;imleri, ne obnay1 istedigini-
zi Hzgtirce belirleme konusunda digerleriyle e§it haklara sahip ol-
mayi talep ettiklerinizdit. Bu yiizden, farklJ.b~a ili~k.in herhangi bir
otantik olumlamamn evrensel bir boyutu vardrr.
81
Eger gay haklan ve benzeri gruplan militanh~a zorlayan, libe-
ral geli~imin pek de isteruneyen yanlanysa; bWlun tersi de dogru-
dur. Ktilttir'ti rahatsJZ edici bir ozbilin~lili~e iten kiiltiirlerin htzla
~o~almasu:llr. Uygarhk giindelik y~anun goze yarpmayan rengi ol-
dugunda daha iyi i~ler ve kendisini nesnele~tirmeye zorlannu~ his-
settmesi, onu ele~tirenlere fazJas1yla hak vermesi anlamma gelir.
Bu dururnda Kulttir kendisini, ba~ka bir ktilttir gibi gorecele§tirmek
tehlikesine atar. Bu~ giintimiizde her zamankinden daha a~lk bir bi-
~timde gortilebilir. Hlrsla ve daha saldugan bir d1~ po1itikayla deni-
ze a~llan Ban uygarhgt, tam da kiilttirel tabakalanrun par~alara ay-
nbna tehlikesiyle kar~1 kar~1ya kald.Jg1 srrada bu tasanst i~in biraz
tinsel me~ruluga gereksinim duyar. B iitiin topluluklan kOklerinden
kopardlk~a. yaygm yoksullugu ve i~sizligi besledik~e, geleneksel
inan!f sistemlerini .-;okerttik~e ve btiyiik g09 dalgalan yaratttk~a bu
yapulcu politikalar da etrafa, savurunaya dayah, militan bir dizi alt-
kli\ttir sac;ar ve bun1ar da Batl toplumunu iyten par~lar. Bu politi-
kalar, diger ulkelerde de benzer gtit;ler yaratular. Bu. sozde kimlik
politikalanrun tiimtinti topJumsal istikrarsJzhga gosterilen salt
olumsuz bir tepki olarak gormek degildir. Aksine, bazt bierimleri sa-
det":e Raymond WilJiams 'm "uzun devrim" dedig.i ~eyin i1eri ~a
malandrr. Yine de sonu~? tam da evrensel otoritesini olumlarnaya
gereksinim duydugu anda Bau kiiltfuiintin eli kolu bagh lca.lmasJdl!.
Ktilttir, de~erlerine meydan olrundugunda daha fazla goriinmez ka-
lamaz. ideal Ktiltiir birliginin ktilrurler eratt§masJyla aras1 giderek
daha fazla a~ahr ve killtti.rlere bu c;au~may1 ~ozmeyi oneremez.
Sonras1 da giiniimtiztin tinlti Kiiltiir krizidir.
Ancak, bundan ba~ka gtierliikler de vardu. Oncelikleri dtinyevi,
rasyonalist, materyalist ve faydac1 olan bir ya~am tarznun bu de-
gerlere uygun bir kiilttir yaratmas1 gti~fttir. Bu de~erler dojalan ge-
regi anriktilrurel degil midir? Bu" hi~ ~tiphe yok ki kendi ilkel pra-
tiklerinden hir;bir zaman ikna edici bir 1dilttirel ideoloji ~•karama
ml~ oJan sanayi kapitalizminin her zaman ba~1ru agnth. Bunun ye-
rine bu amac; ic;in romantik humanist gelenegin sembolik kaynakla-
nn• somlirmeye zorlandl ve ooylelikle iitopik idealiy1e ijtrenrr edim-
selligi aras1ndaki uyu~mazhg1 gosterdi. Oyleyse Ktihtir, ka~uulmaz
82 F6ARKA/KOIWr Yoromhn
olarak par~ah bir kapitalizrn i~in hem fazlastyla bf.ittin, hem de faz-
lastyla ahlakh bir nosyondur. Ciddi tinsel retorig.iyle srradan giinde-
lik y~am dili arastndaki gi.iliin~ u~uruma dikkat ~ekme tehlikesiy-
le kar§l kar§tyadtr. Tannya yaz11Iru~ bir Avrupa Bidigi mar~t sade-
ce ytiz k.Izartict olurdu. Yme de ~oktan gordli~iimtiz gibi, Ktilttir di-
ne dayanan kGklerinden uzak.la§ttgmda. bu koklere slkt slki sanl-
mak kendisini ilgisizligin kollanna atmak anlamma bile gelse,
6ltimciil derecede zaytf dii~er.
Aijaz Ahmad'in de ifade ettigi gibi, kendini "Kutsal htifak im-
gesin. "gen¥le§tiri1mi~ Hrristiyan Alemi" ya da "Beyaz Adamlar
Kuliibii" bi¥iminde yeniden ~ekillendiren ku~atdrm~ bir Avrupa ha-
yal etmek imldinstz degildir.' Kiilttir 'tin bu pan;alardan bir biittin
yapn1as1 gerekiyorsa -kavgact Batt, ktiltiliiin btittin yanlt~ anlamla-
n olarak gordilgi.i ~eye kar~t- ortak k.lasik, Hlristiyan, liberal hUma-
nist miras1n yeniden canJanmast sonunda ~apulcu barbarian pus-
kftrtmeyi saglayabilir. Gtizel sanatlar anlanunda Kiiltiir 'lin bu ~e
kilde yeniden sahneye ~etirmede onemli bir rol oynamast beklene-
bilirdi; Vergilius ve Dante ~yle ilgili tartt~malann sadece akademik
mese1eler olmamas1run altmda da kesinlikle bu vardrr. NATO ve
Avrupa Birli~i gibi ittifak.lar, ozellikle de tinsel anlamda ktilttirti tti-
mi.iyle y~amsal goren islamct has1mlarla y-i.izle~irken, baglanru ge-
nellikle btirokrasi, ortak siyasi ama~lar ya da ortak ekonomik ~lkar
lardan biraz daha saglam bir §eyle birbirine tutturmahdrrlar. Bu
baglamda. Bat1 kanonW1a ait k.itaplara ili§kin tartl~malar yeni bir
anlam kazamr ve din. her ~eye ragmen, tek ba§ma, insanhk tarihi-
nin bugtine kadar gordtigii en gii-;lii ideolojik siJahtlr.
~air Seamus Heaney bir roportajmda ~una kar~1 ~:tkar:
85
dtinyaya yonelik faaliyet1eridir. Diger taraftan, Ktilttir 'ii dine bag-
lamaya yonelik her giri~im artr.k. iirtin markaruzt digerlerinin dinse1
a~m tutuculuguyla kaqt kar~1ya brrakma tehlikesini beraberinde
getirir; ytiksek liberal hlima.nist temelden aynh.r ve utan~ verici bir
bi~imde kar~ttlanruzdan farkstz hale gelirsiniz. A~tn Helenizm din
fanatikleri kar~tstnda b~anstz olacak, ama ~rrt ibranilik sadece
onlara benzeyecektir. Modemligin terk etti~i ~eylerin t>~retisi olan
dinsel a~rrt tutuculuk, kadm ve erkeklerin kendi toplumlanru sa-
vurunaya yonelik militan bir harekete g~elerine yol ac;acakttr;
bununla beraber bir doz Dante ya da Dostoyevsk.i bunu yapamaz.
Bau'tdaki tek sorun, bu tiir bagnazhklarm savunmalan beklenen li-
beral de~erleri hi~e saymalanchr. Bu nedenle Ban uygarhg1 bOyle
bir sekterli~i. onu yaratan kendi siyasi ve ekonomik politikalan bi-
le olsa, reddetmelidir. Geli~mi~ kapitalist dtizenlerin, yabancd~ma
ve sosyal yapmtn ~okti~iinti bir 'eiit kolektif sembolizm ve rittiel-
le savu§turmanm yarn srra grup dayaru§masJ, yogun rekabet~ efsa-
nevi kahramanlar panteonu ve bastmlnu§ enerjilerin bir .kamaval
havasmda sahverilmesiy1e tamamlarnaya ihtiyac; duyduklan dogru-
dur. Ancak bu. Ktiltur 'tiin estetik. yoniinti ktiltti.rtin kolektif boyutuy-
la geleneksel bir bi~irnde birle~tiren~ merakhlan i~in hem sanatsal
bir deneyim hem de bir y~am tarzuun tamanu ha1ine gelen sporla
saglantr. Sporsuz bir toplumun siyasi sonuc;Jarm1 tahmin etmeye
~alt~mak ilgin~tir.
Nasll ki dayan1~ma olarak ktilttir Ktilttir'ti kar1~1kltga iterse.
postmodern ya da kozmopolit kiilttir de onu ayru derecede tehdit
eder. Bir anlamda, ytiksek ve postmodem ktiltiir, Babh toplumlann
kiiltilrel "egemen"i olmak ic;in giderek daha fazla kayna~maktadrr.
ArtJky kapitalist oncelikler tarafmdan dar bir ~r~eveye hapsedil-
memi~ tek bir yiiksek ktiltiir bile yoktur; bu da Deniz SigortacJhgt-
mn sponsorlugunda oldugu s\irece Flrllna,yi sahneleme konusunda
hi~ sorun y~amayacagllliz anlamtna gelir. Her durumda, postmo-
dernizm. minor sanat ve onun kitlesel ya da poptiler benzerleri ara-
smdaki s1mn devamh aJ;mdlnru~ttr. Postmodem klilttir antiaristok-
rat olabilir ama demokratik bir bi~imde se~kinciligi kiic;timsemesi
rahat~a muhafazakar degerlerin olwnlanmasJyla ayru yere yerle§ti-
B6
rilebilir. Her ~eye ragmen, degeri, muhafazakar gorii~lii toplumlar-
da h§Ia reva~ta olan meta bi~iminden daha amans1zca e~itleyen hi~
bir §ey yoktur. AsJmda~ ktiltiir ticarile~tirHdikc;e, pazar disiplininin
bu bic;imde dayattlmas1, pazardaki tireticileri saggorti, yenilik kar-
§tthgt ve kan~tkhgm getirdigi bir sinirlilik hali gibi muhafazakar
de~erlere iter. Pazar, topJwnun hem son derece ozgtirle§mi§, hem
de derinden gerici oldugunu dogrulamak i~in en iyi dtizenektir. Ti-
cari kiUtiir, se~kinci oldugunu dU~tindtigti i~in ktic;timsedigi yiiksek
kU.ltiiriin birc;ok degerini savunur. Ticari kiiltiir bu degerlere goi ka-
~tlrtci bir antise~kinci hava verebilir ama yiik:sek kiiltiir bunu ya-
pamaz.
Ayn1 §ekil4e k.imlik 1\.i.ilttirii de posunodem ya da ticari ktiltlirle~
gay t\iketiciliginde oldugu gibi, Ortti~ebilir. Kimlik olarak ktilttirler,
akademik be§eri bilimler ic;inde bir kriz yaratmak i~in, yiiksek klil-
ttire giderek daha fazla saldlnnaktadrr. Ne var ki, ytiksek killtiir mi-
nOr sanattan crok birtaknn tinsel degerler anlamma geliyorsa, post-
modemizm de Bau 'run ahlaki ve metafizik temellerinin alt.Jru, tam
da bu temellerin en sag lam olrnast gereken zamanda oymakla me~
guldiir. Bu muazzam ironi, durup dii~iiruneye deger. Batt'run otori-
tesini dlinyamn geri kalamna dayatmasma araclltk eden serbest pa-
zar i~lemleri, kendi topraklannda, giderek daha ~iipheci hale gelen,
ku§kucu bir ktiltiiiiin ortaya ~1kmasma ve bu da bu kiiresel i§lemle-
re me~ruluk mask.esi kazandlflllak icrin gerekli olan tinsel otoritenin
("Kiiltiir") yok olmasma neden olur. Ytiksek kiiltiir postmoder-
nizmden ho§larunayabilir, ancak boyle bir ktiltiiriin dol~unma izin
veren toplumsal diizene verilen destekte postmodemizmin de par-
ma~I vardrr. Bu arada. bu pazar ktilttiriintin kurbanlan militan tikel-
cilik bi~imlerine giin ge~tikcre daha fazla yonelirler. Ott yonlu bir
etkile~imde, meta olarak ktilttir, kimlik olarak kiilttilii diinyaya ge-
tinnek icrin tinsellik olarak ktilti.irti yok eder.
Ki.iresel olc;ekte. bununla ilgili r;ati§ma meta olarak killttirle
()zde§lik olarak kiiltiir arasmdakidir. Bach ya da Proust yiiksek kUI-
tWi.i., kiilttir endustrisinin ayartmalar1, dini bir ikon ya da ulusal bir
bayrakla. maddi bir gil~ olarak rekabet edemez. Freudcu bir deyi~
le, annd1nC1 olarak ldiltiir §ehvetli tatrnin olarak: kiilttire eski canh-
87
hg1m yeniden kazandmna giicfine sahip de~ildir. Aynca psikolojik
temellere.. hem vah~i hem de ozgiirle~tirici patolojik itkilerle hare~
kete ge~irilebilen kimlik politikalan kadar dayarunaz. Gelenegi, is-
tikrarh ki~iligi ve grup dayaru~mas1m kii~tik gonnesine ragmen
postmodemizmin bu tUr poHtikalardan duydugu ~tiphe hep ayakta-
dtt~ gelenekte tarihin degi~tirilemezligi, dayan1~manm zorlama bir
konsensusten ba~ka bir ~ey olmad•~nu du~tinmesi bir yamlg1 bile
olsa. Bu, neofa~izm ya da Kuzey Dakota isa .MiJisleri i~in g~erli
olabilir ama Afrika Ulusal Meclisi i~in ge~erli degildir. Postmoder-
nizm, bu ttir farkhllklar i~in ~ok az kuramsal dayanak bulabilir ve
bu nedenle i~~i Sllllfl hareketini de Utah 'm a~rr1 tutuculan ve Uls-
ter 'in loyalist'leriyle· beraber tarihin ~5pltigiine atrna tehlikesiyle
kar~1 ~1yacbr.
XX. ytizydm sonlanna dogru, Bati biiti.in insanh!Jn savunucusu
olarak ileri do~ru cesur bir ad1m atnu~tu. Ktilti.ir, denilebilir ki, ar-
t:Ik ktilttirlerin savtmucusudur. Tikel. Hegelci jargonda, evrensele
yiikseltihni§tir -tikeli hem gti~lendiren hem de 11okertmekle tehdit
eden bir hareket. Her tikel yans1mak iyin b~ka bir tike le gereksi-
nim duyar~ bu, So!uk Sava§ 'm son derece uygun bir bi!fimde gider-
digi bir gereksinimdir ve Bat.I kendisine altematif oJan her §eyi ez-
dik~e. daha zay1fbir ozd~lik olup ~1kar. Rosa Luxembourg emper-
yalizmin fethedilecek tek bir toprak par~asm1n bile kalmayaca~I bir
noktaya kadar geni~leyecegini ve kendi Uzerine 'tOJcmeye b~laya
cagtru Hng6rmu~ttir. Bu. her ne kadar fazlastyla naif ve masum bir
gorti~ otsa da stmrlan belli olmayan bir sistemin. kar krizine olma-
sa da kimlik krizine ginnesinin muhtemel oldugu dogrudur. Bir ke-
limeden fazla bir ~ey olmayan bir sistem, yok oJmadan kendisini
nas1l evrenselle~tirebilir? Bir sistem rum kar~1tlanm olumsuzluyor
gibi gorundti~u bir noktaya kadar geni~lediginde ve artlk bir sistem
olmaktan neredeyse ~1kt1gmda meydana gel en ~ey, postmoder-
nizmdir. BtiUinltik, yeterince geni~lediginde, rastlantisal tikellerin
salt evsahibi haline gelir. Ancak. rastlant1sal olmalan nedeniyle bu
tikellerden hi~birjnin bir digerine kar~I oldugu soylenemeyece~in-
.. Kuzey lrlanda'mn lngiltere"yle alan siyasi birliginin devam etmesini isteyen Ku-
zey irlandall Protestanlar. (~.n.)
88
den sonunda he psi ~tiphe uyandtran bir bi~imde benzer goriinmeye
ba§lar ve u~ bir noktaya itilen farkhh.k garip bir bi~imde Ozd~ligi
andmnaya b~lar. Diinya ne kadar canh bir bi~imde tikelte~irse, bi-
rOmeklik de o kadar sllac1 bir bic;imde artar; kendilerini benzer
yOntemlerle son derece farkh bir bi~imde yeniden yaratmaya ~~
fan postrnodem kentler gibi. B Wla kar§J? bugtin1erde diinya}'l bOlen
1eyin onu birle~tirmesi bek.lenen stir~ler oldugu savunulabi1ir. 6r-
negin, ktireselle~rneci gtitrler. potansiyel bir tehdit olu~turan gticr
bloklarlllln ~k say1da lcti~tik. zay1f ulusa aynlarak dagildJ~uu g(}r-
mekten son derece memnundw ve hazen bu dagllmada onlann da
pannagt vardJr. Farkhhklarm. bir anlabda oldugu gibi, anlamh bir
yapt olu~turacak. ~ek.ilde birbirlerine eklemlenrnesinin yoJu, yani
farkliltkla tlzde~li~in arastru bulan nasll bir yaptdu? Ancak, bu an-
lamda bir eklemleme ba§anstzhk.la sonu9larursa, aruk bir sistem
yoksa, her ~eyin ~arp1c1 bir birrimde farkh1~t.Igt bir dtinyada nu, gi-
derek daha fazla aynlla~tlgl bir dtinyada ffil y~adJgnnlZl SOylemek
gii'tl~ir. Her durumda. kar§Jla§tuma yapabilecegimiz genel bir
nosyon olmadtk~a ozgfi.lliik de olmaz; genellik tikellik ugnma siir-
gtin ediJirse. sonunda tikeJin de genellikle beraber yok olmasmdan
~ka bir §ey beklenemez.
Ne var ki Bau 'mn kendi kimHgi i~in endi~elenmesine §im~lik
gerek yoktur. c;iinkti, kendi ki.iltiiliinti evrenselle~tirmesi hem onu
barbar yabancdara kar§l korumasuu. hem de otoritesine meydan
okuma curetini gosteren rejimleri ezmesini gerektirir. Ban kiilruru
potansiyel olarak evrenseldir ve bu da d.igerlerinin deger1eri i~in
kendininkilere kar§l ~lk.Ugt anlanuna de gil, sadece digerlerine, ken-
di degerlerinin ozUnde onlann degerlerinin de oldugunu arumsattl-
gi anlamma gelir. Bu. yabanct bir kimligi di~erlerine zorla kabul et-
tinneye ~alt§mak degil, sadece gizlice i~lerinde ta§tdtklan ki§iyi
arumsatmakur. A.ncak, bu evrenselligi destekleyen politikalar katrt-
mlrnaz olarak partizandrr ve Batt?ya bir stireli~ine idare edebiJece-
ji bir ozde§lik verirler. Yine de Batl, tam da ktiltiirtintin postmodem
~iiphecilik ve militan tikelciligin kutsal olmayan bir ittifaloyla i~er
den zay1f dU§tirtildiigti noktada, kendini evrenseJle~tinnek zorunda-
dlr. Aynca. Bat1 kendini, Davud•a gozdajtt verip hakstzca alt etmek
89
isteyen Golyat• olarak tarumladiktan sonra, uygar ktiltiiriiyle ger~ek
davran1~1 arasmdaki u~wum utan't verici bir bi'timde onemli hale
gelir ve bu da bu ttir btittin kiiltiirel idealizmlerin tehlikelerinden bi-
ridir. Bu ttii idealler her ne kadar vazg~ilmez olsalar da genellikle
yalrnzca onlara ula~mak i~in ne Jcadar yetersiz kaldtgm1z1 gostere-
ceklerdir.
Bu noktada, postmodernizm ye1i~kili bir guvenilirlilc kazan1r.
Postmodemizm oJmas1 gerekenden t;ok olaru anlatu; bu idealizm
kadar gerekli bir ger~ek'tiliktir. Ancak:, ikisi de digerine gore ~arplk
olmaya mahkfundur. Postmod-ernizm, ktilttirel idealizmden farkh
olarak. kiistah ve a~tkgozdtir; ama bu pragmatizm ona pabahya pat-
Jar. Diger insanlarm konwnlanru temelsiz brrakrna konusunda ~ok
beceriklidir ama bunu kend.i kendini temelsiz brrakmadan da yapa-
maz ve bu hareket her ne kadar Berkeley ya da Brighton'daki tari-
hi anlardan biri gibi gortirunes e de ktiresel i~erimleri bWldan ~ok
daha onemsizdir. Boyle bir pragmatizm Batl ~y1, di~er insanlann te-
mellerini zaytflatma konusundaki antimetafizik istekliliklerinden
~ok buyiik bir rahats1zhk duymayan a~m tutucular kar~1s1nda i~te
ve dl~ta savunmas1z brrakrr. Bat1 'ya~ eylemlerini savunmas1 i~in
ktilttirel bir savurunadan ba~ka bir ~ey b1rakmaz -"biz beyaz Bat.lll
burjuvalar i~te buyuz. ister begenin ister begenmeyin'~- ki bu da
felsefi a~1dan zaytf oldugu kadar, dunyarun bu kesiminin art1k as-
hnda kendisi i~in istedigi korkwl~ kiiresel otorite goz onund.e bu-
lWiduruldugunda da absurd ve uygunsuz goliiniir.
Kendi kendinize atadt#llllz gorev insanhgm geri kalannu dogru
ahlaki davra.Jn~
konusunda egitmekse, kendinize daha etkili gorti-
nen bir iki gerek~e buhnaruz bwtdan ~ok daha maku1 olacaktrr. Ne
var ki. Tannn1n iradesi, Baurun Kaderi ya da Beyaz Adamlann
DlinyayL Uygarl~tuma Misyonu a~1smdan daha saghkh bir kendi-
ni us.salla~turnanm, geli~mi~ kapita1izmin pragmatik~ gozU a~II.nu~,
kesinlikle metazifik olmayan ortaminda yank! uyandmnayaca~t
kesindir. Bu gerekc;eleri kotiiye kullanan, onlardan kazan~ sagla-
• Golyat, zorballgJ ve basktethgtyla nam salma~. dsv yap1h bir Filisft komutan1d1r.
Kilab1 Mukaddes'1e {1. Samuel 17) Davud'un onu bir sapan ve ~f<ll la~tyla
OldOrdOga anlahhr. (y.h.n.)
maya ~h§makta olan sisteinin ta kendisidir. Kapitalizm dogas1 ge-
regi antitemelcidir; katt olan her ~eyi buharla~ttnr ve bu da Batt'mn
hem i~indeki hem de dt~mdaki a~rr1 tutucu reaksiyonlan la~kutu.
Bu yiizden, Misyonerlik ve ozgiirle~e~ For rest Gump [Forrest
Gwnp]·ve Pulp Fiction [Ucuz Romanr·, olmak iizere ikiye aynlan
Bat1 kiiltiirii kendisi d1~1ndaki diinyayla ytizle~irken daha da zaytf
dU~er. "Altktiltlir" terimt daha pek ~ok ~eyin yarn srra, bu kopuk-
lugu bilin9sizce reddetme yollanndan biridir; hemen tarunabilen
bir ustlctiltiirle tezathga i~aret eder. Ancak, modern topJumlar ashn-
da birbiriyle kesi~en bir dizi altkiilttirden meydana gelir ve tikel alt-
killtiirlerin hangi nonnatif kiiltilrel dtinyadan aynldtklanru sijyle-
mek her ge~en gOn biraz daha zorla~mak.tadtr. Eger h1zmahlar ve
mor sar;hlar bir a1tlctiltiir meydana getiriyorlarsa, biitiin ~ocuklann
yerli ebeveynlerin dollerinin birle~imi oldugu daha pek ~ok yerde·
ki aikeler de bir altkliltiir meydana getirir.
Antitemelcilik onceJlerinden ger~ekten daha ho~gorti1ii olmakla
beraber ree1 pazar kazanct da sa~layan hazct, ~ogulcu, acrtk u~lu bir
ktiltiirdtir. Ne var ki bu ahlaki ortam. sonunda, kasan1z1 yalntzca
onu doldunna hakktmzt gtivence alttna alan otoriteyi yok etme pa-
hastna doldunnantza yarar. Geli§mi~ kapitalizm, sank.i kimligin lii-
tuflanndan yararlanrnasmt engelleyen ger~ekten sadece bu ozgur-
liikmii~ gibi. benligin 5zgiirltigti ugruna saglam temellere oturmay1
gozden ~J.karmaya zorlanu. Bu. soz konusu sistemin daha parlak
dOnemlerinde lizerinde dti~tirunek zorunda kalacagm1 hissettigi bir
se~nek de~ildi. Ancak antitemelci dii~iince, §liphesiz, karanhk bir
ticari komplodan fazlastdtr. Ostelik kiiltiiriin (diinya ve degerler
· sistemiy1e ilgili olanlar gibi) kotti niyetli bak.t~ aq1sma, kritik ele§-
tiriler saglayabilir. Kolektif bir kimligin kozmik bir destegi oldugu-
nu varsaymak, bu ttir kavramlara kar~1 temk.inli dayanl§ma ktilttir-
leri olsa da, tehlikelidir. Feminist yakla~unlarm biiytik bir bOliimti
soz konusu duruma ornektir. Yine de kim oldugunuz artJk sizin i~in
hayati bir mesele olmad.tg1 i~in ozlerden ve temellerden vazge~me-
• Winston Groom, Forrest Gump, ~ev.: Mehmet Harmanc1. inkllap Kitabtvi, istan-
bul, 1995.
•• Dana Polan. Ucuz Roman, ~ev.: Alper <;;eker. Parantez Yay., istanbul. 1997.
91
nizle. sadece istedi~iniz ki~i olmak i~in kim oldugunuzdan ger~k
ten emin olmaruz gerektigini hissettiginiz i~in Ozlerden ve temeller-
den vazg~meniz arasmda onemli bir fark var<hr: K.itn oldugWtuzu
bilrniyorsaruz ve Batt'daysaruz, endi§elerunemenizi soylemek i~in
hazrrda postmodemizm vardtr; ama diinyanm pek de zengin olma-
yan bir kesimindeyseniz, kim oldugunuzu bulmaruz1 olanakh klla-
cak ko~ullan sizin yaratmaruz gerekebilir. Bu aray:I~m geleneksel
isimlerinden biri, postmodem kuranun be~enisine pek de uygwt ol-
mayan~ devrimci rnilliyetc;:Hiktir. Tabiri caizse. melez olmayan ti-
kelligi temsil eder; kozmopolitlik de bunun tam tersi olarak tantm-
lanabilir. Klsaca, antitemelciJilderini ucuza elde edebilecek ki~iler
oldugu gibi, modemligin gtindeminden g~en yollarmda zorluldan
a~arak ilerleyen, modemHkle o yolda ilerlemeyenlerden ~ok daha
fazla alay edebilecek durumda olanlar da vardu.
Her durumda, sonunda. baztlanrun kim oldugundan fazlastyla
emin oldugu, baztlanmnsa hemen hemen hi~ emin olamadJkJan bir
dtinya kar§Ullza -;.lkar ... birbiriyle kesinlikle ili~kili iki durwn. As-
1mda, postmodem kfiltlir tipik olarak hem kimlik poJitikalanru hem
de iffetli ozne ktiltiinti i~erir. Ku~kusuz, postmodemizmin, ~eytamn_
ete kemige biiriinmii~ hali olabilece~ini dti~iinen aile de~erlerinden
Siyonizme, komiinitaryanizmden islamiyete pek ~ok Ozde~Iik poli-
tikast bi~imi vardrr. Ancak. bu noktada bi1e bazt benzerliklere dik-
kat etmeliyiz. Hem postmodern kiilUir hem de kimlik olarak kiiltiir,
kiiltiirel ve siyasah birle~tinne e~ilimindedir. Ytiksek ktiltiiiiin ev-
renselci iddialan kar~ISmdaki tikelci ~iipheleri acrtsmdan da birbir-
lerine benzerler. Postmodemizm evrenselci degil kozmopolittir ki
bu da apayn bir meseledir. Postmodemizmin ktiresel alaru melez-
ken evrenselcili~in alaru iiniterdir. Evrensel ulusalla bagda§rrken
--Omegin. evrensel ktilttir kendisini ulusal ktilttirlerin en giizel sanat
eserlerinin sergilendigi bir galeri olarak goriir- para ve ~okuluslu
~irketler kadar kozmopolit kUlttir de ulusal snurJan a~ar.
Hem postmodem ki.ilttir hem de ozde~lik kiiltiirii. it;in sanat eser-
lerinden fazlast soz konusudur; postmodemizmde "y~am tarzt••,
ozde~Jik olarak ktiltiirde ya~arrun bi~imleri. Postkolonyal dtinya
soz konusu oldugunda, bunlarclan ba§ka baglantLlarla da kar~uruza
92
~tkar. Postmodern Ban 'da ortaya ylkan ve kendi kimlik krizini yan-
sJtan bir kiilttirel gOrecilik? aynlikyllJ~Jn ve iisUinci.ilii~i.in en dog-
matik bic;imlerine destek vererek postkolonyal uluslara yayllabilir.
Meera Nanda 'run da i§aret ettigi gibi. hakikatin kiiltiirle baglantdt
oldugunu savunan postmodem ogreti, sonWlda, "bir zamanlar iit;tin-
cii di.inya denen yerin bir~ok kesiminde luzla bf.iytiyen antimoder-
nist, yer1ici ve ktilttire/dine esk.i canhllgllll yeniden kazandmnay1
ama~layan hareketler i~n kuramsal temel olu~turacak ve bunlar
Uzerine ilerici bir yorum yapabilecek" hale geJebilir. 12 Paris 'te.
epistemolojik radikalizmin son noktas1, herhangi bir yerdeki otok-
rasiyi hakhla~trrmak olabilir. Garip bir tersine ~vinneyle, kiiltlirel
gorecilik kUltiirel mutlakiyet9iii~in en tehlikeli birrimlerini onayla-
maya ba§layabilir ve her ktilttirel di.inyarun bir digeri kadar giizel
oldugunu savunan bu yardtrnsever bah§ a~tstyla. bu kiiltiirel dtin-
yalarm herhangi birinde mu.tlakla§tuabilecek bir manuk saglar.
BenzeJ; bir uyu~mazhk Kuzey irlanda' da gozlenlebilir; Ulsterli
ac;1kgoz bir1ik taraftarlan ~okkiiltiirliili.ik dilini konu~may• ogren-
mi~lerdir.
Postmodemizmin ikna edici goriirunesinin nedenlerinden biri,
hem Kulttir'iin hem de ki.ilttiriin en kotii ozelliklerinden ka~llllrken.
bir yandan da bunlann daha cazip niteliklerini korumaYJ. vaat etme-
sidir. Posnnodemizm yi.iksek ktiltfuiin kozrnopolitligine sahip olsa
da s~kinciligini reddeder; y~ama bi~imi olarak ktilttiriin popiiliz-
mine sahip olsa da organizmact nostaljiye tahanunul edemez. Ytik-
sek kiilttir gibi postrnodemizrn de estetikten h~larur ama bu kano-
nik yap1nt1dan ~ok tarz ve hazla ilgilidir; ancak ayru zamanda, ka-
. seller ve kitaplar kadar kullipler, modaevleri, mimari ve all~ veri§
merkezlerini de i~eren uantropolojik" bir ktiltiird\ir. Ya~am tarz1
olarak ktilttir gibi tikeli over, ama bu tikel kahc1<lan ~ok g~ici, tek
par~adan ~ok melezdir. Ne var ki postmodemizm dtinyarun nere-
sinden olursa olsun buldugu her halkla ilgili olan1 ve anadilini kul-
lanaru olumladtgmdan, tikelciligini mekana kar§J kibirli bir kaytt-
0
nedeni kismen~ Batt'nm, her zaman postmodem olabilecek bir du-
rumda olmastdrr. Oyleyse, XX. yilzyllda, modernligin ozgiirle~me
tasansmm buytik bir bOliimti -tamanu olmadJg1 kesin olsa da- Ba-
u'run Sllll.flanru ~arak kolonyal yonetimden bag11Ds1zhklanru iste-
yen insanlara ula§DU§tu.
Postkolonyal kurarrun buyiik bir bOliimti -tabiri caizse, Batt
postmodemizminin Dt§i§leri Bakanhg1 gibi hareket eden, deniza§I-
n ticaret sorunlanyla ilgilenen ooliimti- bu cesur modemlik devri-
nin postkolonyal dililyada da postkolonyalist dunyadaki kadar de-
mode oldugundan emindir. Bugtin ozgtirllik, adalet ve ozgtirle~me
den ~ok melezlik, etnik koken ve ~ogu1luktan bahsetmemizin nede-
ni de budur. Ancak bu. kolonyalist ve kolonyal dtinyalann tarihle-
rini tehlikeli olabilecek kadar yaniiUCl bir bi9irude e§zamanh hale
de getirir. Ger~ek ~udur ki ozgiirle§me tasanst, kaderleri hala Batt-
h sermaye gore belirlenen postkolonyal uluslan
degi~ikliklerine
her zaman oldugu kadar ilgilendirir. Ne var ki yana~malanrun poli-
tik ve ekonomik bi~imlerinin ~ogu degi~rni§ olabilir. Bu yalruzca.
Bau'run, bu tasany1 arkasmda bxrakllgma inanarak digerlerininkini
baltalamada biiytik bir rol oynamasmdan kaynaklamr. Modernligi
g~mi~te b1rakmak gelecegi engellemeye yarar. Eger bu garip za-
man yarpitmalarmdaki birileri modemlige yeti~mek i~in r;ok h1zh
ko~mak. zorundaysa, bunun nedeni lusmen digerlerinin kendilerini
onun onunde gormeleridir. Bu noktada, kimin "modem" oldugunu
soylemenin giir;liigii ortadadrr.
Kapitalizm kesinlikle goriindiigti kadar ~agda§ olmadxgx gibi.
kimlik kiiltiirti biS:imleri de goriindtikleri kadar arkaik degildir. Bu-
gtinlerde, eski ve saygtdeger gortinen bir dizi gelenegin ~a~lltlCI de-
recede yakln bir ge~mi~in tirtinii oldugu ve Habermas 'Ia ortaya r;1k-
t1g1 sarulan ~ok say1da j~goruntin ashnda Herakleitos 'a kadar uzan-
dtgl gers:egine ah~maya b~hyoruz. Btitiin ozd~lik kiilttirlerinin
belki de en azimlisi olan milliyet~iligin r;ogunlukla atavik oldu~u
dogrudur ama bu farkh bir meseledir. Atavizmi bir yana buakusak,
milliyetcrilik ttimtiyle yeni, Shakespeare' den bile yeni bir bulu§tur:
her ne kadar Shakespeare, umodern" bir Bau'run ve milliyet~iligin
repertuarma, genellikle "ge~mi~e doniik" bir dtinyarun tenninoloji-
102
sine ait olsa da.
Mil1iyett;i1igin kolektif oznesini kabilecili~e geri doni.i~ olarak
gorebilirsiniz. Ancak postbireyselci bir di.inyayt ne kadar ongorii-
yorsamz bunu da o kadar gorebilirsiniz. Milliyet~ilik bakJ~lannt
(genellikle kurgusal) bir ge~i§e ~eviriyorsa~ bunu biiyUk ()!.-;tide,
hayali bir gelecekte tuzla ilerlemek i~in yapar. Gelecek tizerlnde
hak iddia etmenin bir yolu olarak ge~mi~i yeniden kurgulayan bu
tikel zaman ~arp1tmasJ giintimiizde bazt cesur popiiler demokrasi
denernelerinden sorumlu oldugu kadar. korkun~ derecede ~ok say•-
daki bagnazhk ve katliamdan da sorwnludur. Ozde~lik politikalan
ttim siyasi kategorilerin en faydasJzca amorf o1antdu; ~tinkti, ken-
dilerini kabilesel geleneklerinden azat etmek isteyenler kadar onla-
n yok etmek isteyenleri de kapsar. Ancak, bu ttir bir siyaset sonsuz
bir ~imdi i~in ge~mi~i ve gelecegi tasfiye etmekle me~gul bir post-
modemizm tarafJndan da. kendisini terimin biraz daha fukh bir an-
lanuyla ebedi goren Ktiltiir taraf1ndan da uygun bir bi~imde ifade
edilemez. Ktiltiir bizi kurtaranuyorsa, bwmn nedeni~ kendini ger-
~kten tarihi olarak g<>rmemesi ve bu yiizden dtinyevi meselelere
kan~maya haklarun olmamastdu.
Ktiltiir gelecek onylllarda daha geni~ bir yer kaplayacaga ben-
zer, ama bu, Matthew Amold'tn kulagma ho~ bir ezgi gibi gelse de
kesinlikle ho§ kar~llanmaz. Her ne kadar ktilttir gtintinttizde bir
olwnlama aract haline gelmi§se de, yeni egemenlik bi-:imieri de
k~fetmi~tir. Nihayetinde kiilttir sava~larmm ii~ degil dort yonlii ol-
dugunu hatulamahy1z. XX. ytizytlda se~kin eserler venni~ bir dire:..
ni§ kiiltlirti de vardrr. Direni~ ktilttirtiniin kendi b~nta bir kategori
o1mas1 zorunlu degildir; aksine, yiiksek kiilttir, postmodern kliltiir
ya da oze~lik killtiirii ya da bu ti~ilnun ~e§itli permtitasyonlanyla
Uretilebilir. XX. ytizyllda, Rus avangardt 'nda, Weimar' da ve
1960'larm kar~Iktiltfuiinde ~~it ~e~it tti.yekler attml§, ancak, onu
destekleyen siyasi g\i'tler ne zaman bozguna ugratllsa solmu~tur.
Bu deneyimden radikal kulttiriin ba~arisimn ya da b~artsiZhgirun
sonunda tek bir etken taraftndan belirlendigini bilecek kadar ~ok
§ey ogrenmi~tir; daha kapsamh bir siyasi hareketin kaderi.
~·Ken dine ozgu bir bi~mi olmayan (nesne). §ekilsi2
103
IV
Ktilttir ve doga
105
antropolojiden ~rkanlacak tek ders, suadr~I esnekligimizdir. Rasyo-
nel ya da vah~i bir hayvandan ~ok esnek, her ~ekle giren. kendi
kendini ~ekillen<liren bjr hayvan oldugumuzu di.i~tiruneye b~hyo
ruz.'>l insan bu "biz"in ABD d1~mdakileri de kapsay•p kapsamadl-
gllll merak ediyor dogrusu. Co~kulu bir bi~imde kendi kendini ~e
killendiren ABD'nin tarihi en ~ok esneklikten yoksunlugu ile tant-
mr~ ~unkti monoton bir biyolojik gereksinim, k1thk ve siyasi baskt
dongiistinden biraz daha fazlasJdtr ve buna hercai Batt'nm da etki-
si olabilir. Bu, aslmda. tarih boyunca insanoglunun ~ok biiytik bir
~o~unlugunun tipik deneyimi olmu~tur ve giiniimiizde de hala oy-
ledir. Olup bitenler Vtrginia Oniversitesi 'nden nasll goriintiyorsa.
katJksJz monotonlukta rsrar, insan anlatrsmr b~dondiliiicii bir yeni-
den yaratrmdan «;ok daha fazlast olarak nitelemi~tir. Bey in uyu~tu
rucu tekrar bu hik~yede en az ABD moda endUstrisinin degi~ken
yeniden bulu~lan kadar onemli bir rol oynanu~ur.
Amerikan bedenfeti~i. hazc1hkla ptiritenligin garip bir kan~uru
drr- bu ~iiphesiz hit; ~~JrhCl degildir; ~nkii hazcthk ptiritenlerin
nefretini uyanduan haz dii~Oncesidir. Bu yiizden. ABD.de siiper-
marketlerin kap1Iannda "Bu dOkkan•n ~evresindeki 25 m.lik alanda
sigara i~rnek yasak.tlr .. yaz1h tabelalara ya da ~i§man Noel Babala-
nn art1k reva9ta olrnadtgl, diyet yapmaya biiytik bir ozen gosteren
kesimlere rastlayabHirsiniz. Amerikah orta smtfm sigara korkusu
bir ary1<lan son derece manllkhdu; ~iinkti sigara oldUrticli olabi1ir.
Ancak sigara i~mek aym zamanda bedensel alaruna ftOk onem ve-
ren ve Pekin'dekinden farkh olarak. gereksinim duydugundan yOk
daha fazlasma sahip olan bir toplumda, bir bedenin bir di~eri uze-
rinde ona salduarak ya da onu kir1eterek yarathgt fiziksel obnayan
etkiye i~aret eder. Bir Amerikah etraf1ruzdaki be~ metrekarelik a1a-
na yakla~acak oJursa. agzmdan hemen belli belirsiz bir u Afedersi-
niz" Jaf1 -;•kar. ABD'nin patolojik sigara korkusu, ger-;ekte akciger
kanseri kadar da diinyevi olmayan bir korkudur. Alien'in [Yarattk.
2. Richard Rorty, ·Human Rights, Rationality and Sentimentality·, dar. Obrad Sa-
vic, The Politics of Human Rights i9inde, londra. 1999, s. 72. Rarty bu deneme-
sinde, evrensel bir insan dogast kavram.ntn yalmz.ca rasyone!lik. dO~Onoosine
dayanabil&c80ini varsayryor gibi goronur. k.i bu da soz konusu durumdan «;ok
uzak1tr.
106
James Cameron, 1986] igrenr; yaratJ!-lan gibi sigara iymek ve kan-
ser de. varolu~unuzun can evinde nasilsa kendilerini belli etmeyi
beceren Ollimciil Htekilik krrmulandrr. Bu aslmda yiyecek ve i¥e-
cek i~in de g~erlidir; Amerikab orta suuf artik bunJara da korku ve
tirpertiyle yakl~maktad1r. Bu son derece tehlikeli maddelerin iyi-
nizde oyuklar ayan k1nntdan art1k ulusal bir nevroz haline gelmi§-
tir. Uyumak da bedenin kontrol edilemeyen gti~lere teslim edilme-
sidir. Bu da Amerikahlarm yatakta k.alamtyor1annt~ gibi goriinme-
Ierinin nedenlerinden biri olabilir (~iiphesiz bir digeri de kar gtidi.i-
stidtir). Hillary Clinton geyenlerde dam~manlanyla §afak sokmeden
kahvaltl etmi§ti.
Amerikan kiiltiirel ara~ttnnalanrun bu karnavalvari, sere serpe
uzanmt§, ~ehvet dii~ki.inii ve muhafazakar ptiriten bedenin temsil
etmedigi her ~eyi temsil eden beden kar~tsmda bOylesine biiyiilen-
mesinin nedeni belki de budur_ Eger bedenin biitlin pisli~inden an-
ttlmast gerekiyorsa, siyasi olarak dogruluk [politial 'orrectness]
olarak bilinen soylem feti~izmi nedeniyle dilin de antt1mas1 gere-
kir. G~enlerde Standish, Michigan' dak.i bir adam nelue dii~mti~ ve
neredeyse boguluyonnu~. Kurtanhr kurtanlmaz bir kaduun ve ~
cugun ontinde kiifretmekten dolayt tutuk1anrnJ§. Bu su~ verilen
maksimum ceza ise doksan gilil hapis. Amerikan yarauc1 yaz1 ders-
lerinin gozdesi olan bu renksiz~ yanm ag1z, sanatsiz olmast ozellik-
le tasarlarum§ dil. tarzdan duyulan piiriten ~tipheyi yansrur ki bu da
losrrhkla aynt ~eydir_ BHI Clinton'• a~lksozlii Cumhuriyet~ilerin
goztinde gosteri~t;i bir oglan durumuna dti~tiren, oral sekse dii~kiin
lii~ii kadar ka~amak yarutlanyd1. Bu. aylkst>zliilugiin neredeyse
Tannsalhkla bir tutuldugu bir topluma gosterilen tepkilerden biri
olarak postyap1salc1 mu~lakllgm, ABD~deki b~ansm1 biraz olsWI
a~dclar belki. ABO' de hi~bir ciddi tarihsel olay beysboldan ahnan
basit bir egretileme olmadan tamam sayllmaz. Bi~imi yalancdlk
olarak goren, burjuva toplumunWI erken donemlerinden kalma bir
§tiphe, hayallerin esiri olmakla beraber bi~ime yine de gereken one-
mi venneyen bir ulusta haHi ~ok yaygtndrr. Amerikan soy1eminde,
formel ve gtindelik arasmdal akademik diinyanm barok jargonuyla
gOndelik dilin agz1 bozuk a~1k saytkltgt arasmda bir orta yol vardtr.
107
James~i bir aynmla, Avrupa tarzt, espritlielligi ve canhhgtyla ho§
olabilir ama Amerika iyidir ve bOyle bir erdemliligin can stktcl be-
delini Odemeye haz•rhkh olmah dar.
Bu ABD'de hala biiytik ol~Ude muhafazakar, uysal. yiice goniil-
lii olan kamusal soylemi de etk.iler: "1973 'ten bu yana Amerikah
ailelere gururla hizmet ediyoruz"; "Etkile~imle btiyil.yen ~ocuklann
mutlulu~u i~inn (bir m•su gevregi reklammdan); "Dogrulugun ve
diliiistltigun mi.ikemmel bile~imi olan Amerikalt". Bu, slklnt1 ve
olumsuzlugun ideolojik olarak ytkJct saylldt~t bir topluma uygun
olarak iyimser, abartth bir dildir. Kapita!ist tiretimin daha erken bir
doneminin maswn istekliligi ve b~anya olan sonsuz inanc1yla do-
lu, duyarh, ahlak¥I retorigi kinik bir bi~imde tiiketimci alan giinii-
muze kadar uJ~nu§tlf. Ulus amans1z bir iradecilik. hasta.ltgma ya-
kalarunt~tlr; maddi k.Isttlamalara ofkelenir ve Fichteci bir idealist
hayalcilikle. ger~ekten denerseniz bu smulan ylkabilece~inizi sa-
vunur. Bir afi§teki ~ocuk, c•<;ocuklara cinsel tacizde bulunan liS
kiloluk birinden daha gut;lfiyiim,. diye yalan sfiyler. Bir i~letme yo-
neticisi. "'Yapamtyorum' lafnu duymaktan ho~laruntyorum" diye-
rek isyan eder. B u, ba~ans1zhk ya da Isttraba kucak a~an bir topJum
degildir. Bir komedyen ziyaret ettigi hastanede, sanki hastahk.
Arneri.kan kar~lttynu~ gibi, "Umanm burada basta biri yoktur" di-
ye haykJnr. <;ocuk televizyon programlan, smtma ve kahkahalarla
dolu bir ~tlgmbk, ~arplk bir dtinyayt inamlmaz derecede t~Jlt1h gos-
tererek ytiliiten son derece didaktik bir ara~tlr. B urada, son derece
bayagt bir bi~jmde, kendi yocugunuza ovguler duzmeniz bile bek·
Ienir. Amerikah politikacllar ~evirdikleri karanhk i~leri hakh gos·
tennek i9in ha.J.a TanrJsalhgm ytiksek perdeden dilini kullarurlar.
Po1itikaciiann bu dili kullanma bi~imleri kar§lStnda. Frans1zlar gi.il-
mekten yerlere yatar, ingilizler de utanc;tan b~lanru one egerlerdi
herhalde. Ger~ek olmast i~in, his teatrall~tirilmelidir. Az ya da
imah konu~maya alt§lan olmayan bir kiiltiirde, hissedileri her §ey
hemen dt~salla~t•nlacakt•r. Kamusal retorikte enflasyon ya~anir
ken, ozel konu~malar neredeyse tti.miiyle sessizlige gomiiliir. "One-
rimi reddetti. Ne kadar 1srar ettiysem de karannda diretti"' §eklinde-
ki bir ifade gen~lere ozgli bir Amerikan ingilizcesinde "1-Ih .. yaptl,
108
ben de £Hey!' falan diye kald1m oyle, ama o da 'Asia' falan oldu ya-
ni,., halini ahr.
Avrupa determinizmi, insanlann tarihin yo~unluguntd~n bogul-
duklan bir durumda ortaya ~Jklyorsa, Pilllerikan iradecilig1 de tarili-
sizlikten havastz kaldtklan bir durumda ortaya ~tkar. Ne zaman is-
terseniz kendinizi yeniden yaratabilirsiniz: bu Richard Rorty'yle
bir felsefe saygmhgma kavu~an ho~ bir fantezidir. Anayasa Mahke-
mesi Ba~yargtct, Clinton'a ili~kin su~Jamalan Senato'ya sunarken
tizerinde tiiziige uygun siyah ciibbesine ekledigi birka~ a1t1n sans1
§erit de vard1; bu eklemeleri Gilbert ve Su1livan'tn lolanthe'sinin
yahn zamanlardaki bir gosteriminden esinlenerek yapnu~tl. Evre-
nin y~1n1, Tannrun onu ~ok yak.Jn bir zamanda yaratt1grm savunan
inan~lanyla bagda~tJ.nnaya ugra~an Arnerikah Monnonlar. Tann-
run dtinyayt oldugw1dan daha y~h gortinecek bir bi9imde yarattJ-
~ru one siirerler. Evren~ antikact agz•yla~ "eskitilmi§''tir ve bu bazt
Amerikan gelenekleri i~in de ge~rlidir. Ashnda Monnonizm, daha.
pek ~ok §CYin yam sua, isa Mesih 'in Amerikalt olmarug., mo-
demoncesi Sami trktndan geldigi yontindeki skanda.la g~sterilen
kestirme bir tepkidir. ABD tarih tarafmdan gorece olarak ne kadar
kts1tlarunanu~ olsa da co~rafi a~uian o kadar izole edilmi~tir; bu,
AB D 'nin son derece beceriksiz oldugu bir konudur. Diinyadaki en
dar gorti~lii toplwnlardan biri olarak, Kanada (hemen hemen ayru
durumdadu) ve Latin Amerika (son derece fark.l1drr) <h~1nda her ye-
re kapahd1r; dt§andan nasd goriindiigii hakktnd.a inarulmayacak lea-
dar az bir ftkri vard1r. Geryekiistil bir ~i~manhga sahip insanlar
Amerika sokaklarmda gontil rahathgtyla dolaruyorlarsa, bunun ne-
deni klsmen bOyle bir §eyin dtinyanm b~ka hi~bir yerinde gortil-
medigi konusunda en kii<;Ok bir fikirleri bile olmamasJdlr. Ameri-
kahlar "Amerika" kelimesini, Danimarkahlann "Danimarka" keli-
mesini ya da Malezyaltlann "Malezya" kelimesini kullandiklann-
dan ~ok daha s1k kullarurlar. Hi~ §tiphesiz, diger tilkelere bir foto~
raf makinesi objektift ya da bir bombardtman U<;agi carmndan ba-
karsan•z olaca~t budur.
Postmodem "kiilttirelcilik''in -insan ili~kilerindeki her ~eyin
kiiltur meselesi oldugunu savunan ogreti- bilyUk bir boltimil bu
baglama geri dondilgtimtizde anla~llu hale gelir. K1saca. killttirelci-
ler kiiltiirelle~tirilmi§ olmahdtr ve tarihselle~tinne konu.sundaki
postmodem 1srar, postmodem kuranun kendisine yonelmi~tir. Bi-
yolojicilik. ekonomicilik, tlzctiltik gibi en ~agda§ indirgemecilikle-
re katllan kulttirelcilik. Do~a ve kiiltiir arasmdaki diyalektikle ilgi-
li bir mesele degildir. <;iinkii. Doga her durwnda kiilttireldir. Ome-
~in. kanamarun ya da Mont Blanc'1n ktilttirel oldugunu one silrme-
nin ne anlama geldigi a~1k de~ildir. Kanama ve Mont Blane kav-
ramlannm zengin i~erirn yillderiyle kiilrurel olduklan dogrudur,
ama bu tamamen gereksiz bir tekrardrr. Zaten bir kavram ktilttirel
ohnaz dane olur? Yine de oyle olmad1gun hayal edebilir miydiniz?
italyan filozof Sebastiano Tirnpanaro ·nun ifade ettigi gibi, "'Biyo-
lojik~ daima 'toplumsal' tarafmdan dengelenen bir ~ey olarak su-
nuldugu ic;in. 'biyolojik'in hi~bir ~ey. ~toplumsar1nsa her §ey oldu-
gunu one stinnek ... idealist bir safsata olmaz Jruydl.."3
Kate Soper What is Nature' da kiiltiirelci davarun manoksal tu-
tarslzhgmi g5stenni~tir. B u dava sadece i§aret ettigi noktay1 a~lkll
ga kavu~turabilmek i~in. reddettigi biitiin ger~eklilderin. varhguu
kabullenmeye zorlannu~ttr. Bu "metafizik antido~alc1hk"a gore do-
ga, cinsiyet ve beden tiimiiyle uzl~nn1n tirtintidtir- bu durumda,
ornegin, bizden bir cinsel rejimin digerinden daha ozgtirle~tirilmi~
oldugw1a ili~kin bir yargtya vannanuzt nas1l olup da bek.leyebildik-
lerini anlarnak gi.i~rur:' Her durumda, neden her ~ey b~ka bir ~eye
de~il de kiilttire indirgenebilirdir? B u son derece onemli hakikatin
do~ruLugunu nasll ortaya koyanz? Ktilttirel yollardan do~ru oldu-
gunu varsayabiliriz, ama bu ayru zamanda her ~eyin oziinde din ol-
dugunu ve bunu da kutsal kitaplarda yazanlardan bildigimizi iddia
etmeye benzemez mi?
Boyle bir kulttirel gorecilikle ilgili ba~ka sorunlar da dile getiri-
lir. Her ~eyin kiilttirel a~1dan gorece oldugu yoniindeki inanc1n ken-
disi de ktilttirel bir ~er~eveye bagh mtd1r? Baghysa, bunu Tannsal
bir hakikat olarak kabul etmek gerekmez; bagh degilse, iddias1n1
kendisi ~tirtittir. Aynca bu onenne reddettigi bir evrensel g~erlili-
115
leyen hayvanlar i¥in de. Bedenlerimiz, sembolik bir ara~ i~inde ha-
reket ettiklerinden ve belirli bir maddeden olu~tuklanndan kiiltiir,
toplurn ya da teknoloji olarak bildigimiz §eylerde duyumsal Slmrla-
rmin ~ok daha otesine ge!fme yetisine sahiptir. <;unkii, sembolik dii-
zene giri§imiz -dil ve beraberinde getirdikleri- kendirnjz ve belir-
leyiciligimiz arasmda dogal bir oyun b~latrr ve tarihsel varhklar
olarak bi1inen i~sel olarak ztvanadan ~tknu~. kendisiyle ozde~ ol-
mayan yaratiklar haline geliriz. Tarih, stmrlar dahilinde, kendi be-
lirlenimlerini belirleyebilecek bi~imde yaratJlmi§ bir hayvarun ba-
~ma gelenlerdir. Sembol tireten bir yarat1ga ozgti olan §ey, kendisi-
ni ~masmm dogasmda mevcut olmasiChr. Sembol, kendimiz ve
maddi ~vrelerimiz arasmda kendisine bir faaliyet alaru a~ar ve bu
alan da onlan tarihe donti~ttinnemize izin verir. ~iiphesiz. sadece bir
sembol degil; oncelikle, bedenlerimizin ~ekillendirilmesinde ~ok
yonlii bir ~ah~ma kadar buna zemin olmas1 i~in gerekli ileti~im yolu-
dur. Dil duyulanm1zm hapishanesinden kurtulrna.rruZI saglar: ancak,
ayru zamanda bizi tehlikeli bir bi~imde duyularun1zdan kopanr.
Marx'm kapitalizmi gibi dil de hemen yeni ileti~im olanaklan-
nm ve yeni somtiri.i tarzlanrun kaptsJm a~ar. Duyumsal varolu~un
can SiklCI mutluluk bah~elerinden gostergesel ya~amm insant n~e
lendiren, tehlikeli uzamma g~i~ bir felix culpa [kutlu hata]. Adem
ve Havva 'runki gibi a~a~1 degil, yukan dti~ti~tii. Hem sembolik
hem de somatik• hayvanlar oldugumuzdan, potansiyel oJarak ev-
rensel olmakla beraber ne yaz1k ki kJSith da oldugumuzdan. a~1n
bir kibir kapasitesine sahibiz. Bizi bedenimizin duyumsal ktsitla-
nndan kurtaran sembolik varolu~umuz, kendi kendimizi a~mamtzl
ve 9ozmemizi saglayabilir. Yalntzca dilsel bir hayvan ntikleer silah-
lar yapabilirdi ve yalruzca maddi bir hayvan bOyle bir tehlikeye
maruz kalabilirdi. Melekle canavar arasmda kalm1~ iki ya~ay1~h
hayvanlar olarak, doga ve ktilttiriin, maddilik ve anlarn1n ~k da
muhte~em bir sentezi de~iliz.
Bu belki de estetigin -anlam kar§IStnda btiyU.lii bir esneklige sa-
hip ozgtin madde formunun; glindelik, ikili ya~amlannuzda yakala-
mayt b~aramadtgmuz duyumsal ve tinsel birligin- cazibesine ka-
• (Fr.) Bedenle ilgili olan. (~.n.)
116
p1lmamtzm kokenlerinde bir yerlerde yauyordur. Psikanalitik kura-
ma gtivenecek olursak, bedensel gereksinimlerimizin dilsel talep
dtizeyine yiikselmesi. bilin~alu olarak bildij!intiz kendi kendimize
sonsuza dek yabanct kalmanuza yol a~ar. Ancak bir trajediye donu-
§ebilecek bu daimi potansiyelde ayru zamanda en biiyiik ba~anlan
mtzm kaynag1 da yatar. Vombatlarm ya§amt bizimkinden ~k daha
az tehlikeli olsa da bizimki kadar btiytileyici degildir. Vombathk ta-
raftan liberaller bunu faztas1yla kibirJi bir iddia olarak gorebilirler
ama, vombatlarm gizlice tstt.rap ve esrik.lik dolu bir i~sel ya~am
stirdiiklerini One stirenler kesinlikle yarulmaktadrr. Yaln1zca belirli
karma~tk ileti~im bi~im1erini ger~ekle§tinne yetisine sahip hayvan-
lar bir i~sel ya§ama sahip olabilirler. Ve yalruzca kanna~Ik ileti§im
bi~imlerini ger~ekle§tirebilenler, srr tutabilirler. insanlar kaplanlar-
dan daha zararhdtr. <;tinkii sembo1ik soyutlama gti~lerimiz, daha
pek ~ok ~eyin yaru 811'3, kendi ttiriimtizden birini oldiirme konusun-
. daki duyumsal ket vunnalaruruza baskm ¥tkmanuzt saglar. Sizi
~1plak. ellerimle bogmaya kalksayd1m, muhtemelen yalruzca hasta
ebneyi ba§anrdun. Bwmn sizin it;in pek ho§ oldugu soylenemese
de, Oliimcii1 olmad1g1 kesindir. Ancak dil. fiziksel ket vunnalarm
hi~bir i~e yaramad1g1 90k uzak yerlerden dahl size zarar vermeme
olanak tanrr. Dilsel hayvanla diger hayvanlar arasmda kesin bir ay-
nm yoktur, ama ironik hayvanla diger hayvanlar aras1nda dipsiz bir
u~urum vardu. honik olmalanm saglayacak. kadar zengin bir sem-
bol ik ya~anuya sahip olan yarat.Iklar siirek.li tehlike alundadtr.
Bu ktilttir ve tarih kapasitesinin yalruzca kendi dogam1za yapt-
Jan bir ek olmawgm•. onWl tam kalbinde yatuguu gormek onemli-
dir. Ktilttirelcilerin savundugu gibi, ger~ekten yalmzca ktilttirel var-
llklar ya da dogalctlann inan.d1g1 gibi yalruzca doj!al varllklar ol-
sayd•k. ya~antllaruruz da bu kadar gergin olmazd1. Asll SOTWl, do-
gayla ktiltiirtin tam ortasmda -psikanalizi bOylesine ilgilendiren bir
noktada- olmarruzdJr. Ya§antl laruruzt gli~l~tiren ktiltiirtin doganuz
de~il. dogazruzla ilgili olmasultr. Ktilttiriin yapt.lgt basit~e doganm
ayagm1 kaydrrmak degildir; onu tamamlamanm hem gerekli hem
de sorgulay1ct yoludur. Do~u~tan ktilttirel varhklar ya da kendi ken-
dine yeten dogal varl•klar degil, hayatta kalmak i9in ktilttire mec-
117
bur o1an zavalh bir fiziksel dogaya sahip yarat1klanz. Ktiltiir bizim
dogarn.Iztn kalbindeki u~urwnu kapatan bir "tamamlaytct"drr ve
buna bagh olarak. maddi ihtiya~lanrntz kiilttir a~lStndan yeniden §e-
killenir.
Oyun yazan Edward Bond dogu~tan gelen "biyolojik beklenti-
lerimiz"den bahseder -bebek, .. hazlfhkstzh~t nedeniyle ona ozen
gosterilmesini, ona yalmzca yiyecek degil duygusal a~tdan gtiven
de verilmesini, onu i~ine almak i~in bekleyen ve bunu naszl yapa-
caguu bilen bir diinyaya gelmeyr· bekler.~ Bu kelimelerin Bond'un
Lear oyununa yazdtgt omozde g~esi, biraz sonra deginecegimiz
~eyler goz ontinde bulunduruldugunda, belki de ~~JI1ICI degildir.
Bond bOyle bir toplumun dogru bir "ktiltiir"' olu~turacagnu savu-
nur; ~gda~ kapitalist uygarhk terimini reddetmesi de bundand1r.
Bebek lctilttirle kar~tl~ngmda. dogast yok olmaz, donu~tir. Bu. fi..
ziksel varhguruza ek olarak anlam denen bir §eye sahip olmamaz
degildir; bir §empanze de mor bir yelek giyebilirdi. Daha ~ok, be-
dense] varolu~wnuzu anlamm izlemesiyle. varolu~un kendisiyle
daha fazla ozde~ kalamamastdtr. Fiziksel bir jest. dili g~i~tinne
yollanndan biri degildir. <;i.inkti, bujest yalruzca dilin i~inde bir jest
saydu.
Biittin bunlar kiilttirelciler taraftndan dogru bir bi~imde vurgu-
larunt§llr. Ama ktilttir her istedigini, iyi ya da kotti, yapamaz. Do~a
yalruzca ktiltiirtin §ekillendirdi~ ~amur degildir; zaten, oyle olsay-
dJ bunun politik sonu~lan felaket olurdu. Bir .kiiltiir, Marx'tn utiir
oluf*umuz dedigi ~ey nedeniyle duydugumuz yemek, uyku, bann-
ma, lSJnma. fiziksel biitiinltik, arkada~hk, cinsel doyum, bir ol~tide
saygulltk ve giivenlik, act, JSltrap ve basktdan kurtulma, kendi ka-
rarlanm kendisi alma gibi gereksinimleri bastmnaya ~ah§liSa ted-
birsizlik etmi~ olur. Doga ktiltiir tarafmdan ~ekillendirilse de ona
diren~ gosterir ve gereksinimleri bOylesine gonnezden gelen bir re-
jimin kar~1s1nda gii~lti bir siyasi direnat olmasun bekleyebiliriz. Do-
gal gereksinimler ne kadar farkh ktilttirel bi~imlerden gelirlerse
gelsinler, sadece, birer beden oldugumuz i~in sahip oldugumuz ge-
reksinimler. bun.lara kar~t c;tkan toplumlara siyasi olarak kar~t ~Ikt-
6. Edward Bond, Lsar. Londra. 1972, s. viii.
lacag1 da dti§tintiiUrse, siyasi refah 5l~titleridir.
Buna kar~m. insanhgm dogasmm ktilti.ir oldugwtu savunan og~
reti siyasi a~1dan muhafazakar olabilir. Kiiltiir ger~kten bizim do~
gam1Z1 tepeden t1rnaga §eki1lendiriyorsa. o dogada baslac1 bir kfil~
ttirle miicadele edecek hi~bir ~ey yoktur. Michel Foucault tiimiiyle
iktidar tarafmdan olu~turulan ~eyin iktid.ara nasd diren~ gosterebil~
digini a~Iklarken buna benzer bir sorunla kar~uruza Cfikar. Elbette,
tikel Jdilttirlere gosterilen direncin biiyiik bir ooliirnii de ktilttireldir.
Bir anlamda tiimiiyle kiilttirden beslenen taleplerden kaynaklarur.
Yine de tiir varhgtmtzda sakh siyasi ele~tiriyi terk etme konusunda
acelecilik etmemeliyiz; ozellilde de iktidarm kendisini hem ktiltti-
rel k.imliklerimizi hem de fiziksel biittinliigiimiizii gasp ederek ko-
rudugu bir dtinyada. Sonu~ta bOyle rejimler ayncahklanru kiilttirel
haklan ihlal ederek degil. i§kence, silahh gW;:ler ve Oltim yoluyla
korurlar. i§kencenin yurt~hk haklarunt ~ignedigini one stirmek.,
i§kence kar§ttllgl davasma sahip ~Ik.tldtgmm en ik.na edici karuu
degildir# Bir kiJltiiriin haklanru ~igneyen §ey her ne olursa olsun sa-
dece kiilttirel sebeplere dayanarak su~lanamaz.
Doga-ktilttir etkile~imine ili~kin en yarulbct kuramsal ~h~ma
Kral Lear'dir: Klztmn, ihtiyact olmad•gi halde ma~o kabadayllan
maiyetinde tunnasma ~Iki§mas1 tizerine Lear. tamamlayicJhk ola~
rak ktiltiire ba~vurarak §Oy!e kar§Jllk verir:
Yoo, sakm ihtiyac;lan 80z etmeyin bana!
En sefil dilencinin bile
lhtiyacmdan fazlas1 bulunur ~lkmmda.
1htiyacJ olandan fazlasm1 vennezsen dogaya,
Hayvamnkinden fado kalmaz insan hayatmm da.
II. Bolum. IV. Sahne
Pa~lak anlanndan biri olan bu sahnede, Lear, belirli bir fazla yarat-
marun insarun dogasmda oldugunu fark eder. Kendini a§mamasJ,
katJ. maddi gereksinimin otesindek.i bir fazlarun tadllll 'tlkannamasi
insan i~in dogal olmazdi. insan dogas1 dogal olarak dogal degildir,
haddini sadece oldugu ~ey nedeniyle ~ar. insanlan, y~amlan katl
*William Shakespeare, KraJ Lear. Ozdamir Nullw ~virisi. Remzi Kitabevi. istan-
bul. 1987, s. 118.
119
bir bi~imde ttirlerinin gereksinimleriyle belirlenen "hayvanlar"dan
ayuan da budur. iC1imizdeki, fiziksel olarak ayakta kalmanuz i~in
gerekli mimimum gereksinimleri a~ma egiliminin hicrbir gerek,esi
yoktur; sadece, doganuz gere~i. istegin gereksinimi a~rnamas1na
~are arayt~anm bir partras• olarak kiilttirti olu~turuyoruz. Belirli bir
savurganllk. oldugumuz ~eyin aynbnaz bir par~asuhr. Bu yiizden,
edimsel bir durum gizli bir ger~kle~tirilmemi~ potansiyele bagh-
du. Tarihsel hayvanlar olmanuzm nedeni de budur.
Yine de, ne biiyiik bir mtisriflik? Kral Lear, daha pek ~ok ~eyin
yam s1ra, ~k daraltmadan ya da a~mya kar;madan bu soruyu ce-
vaplamanln gti~liigtine yogurua~an bir ~ah~madar. Salt bedensel va-
rolu~urnuzu a~an en belirgin fazlanuz dildir ve oyun da zaten ~m
bir karakter kalabahg•yla b~Iar. Lear' in hilekar k.Jzlan Goneril ve
Regan. yalan soyleme retorigi konusunda birbirleriyle yan~rrlar; iki-
si de pek az olan sevgilerini muthi~ bir aba.rtlyla dile getirirler. Bu
sozsel savurganhk lozkarde~leri Cordelia 'y1 tehlikeli bir dil yeter-
sizligine siirtikler. Diger taraftan Lear'in ~m kibri yalruzca onWl
acimasiz bir dogaya itilmesiyle yola getirilebilir. i~inde kopan frr·
tmalar ve Jstuap bedeninin siJUrlarmm at;tga tr•kmasma sebep olur
ve doga ona fani bir beden olarak var edildigini arumsatlr. Glouces-
ter 'in deyi~iyle Lear, "hissederek gonne"yi, kibirli bilincini do~al
bedenin duyumsal klsttlanna geri ~ekmeyi o~renmek zorundadu.
Yaliuzca bedeni~ ortak insanhg1m1zm arac1m yeniden deneyimleye..
rek. kendini hissederken digerlerini hlssetmeyi de ogrenecektir.
Ne var ki. Goneril ve Regan'tn oyununda oldugu gibi, sadece
bedensel olmak, kendi do!aruzan tutsag1 olmaktan ba~ka bir ~ey de-
Aildir. Di~erlerinin gereksinimleri taraf1ndan bedenle suurlarun1~
olmanazla. bedensel arzulanruzlll edilgen bir i~levinden ba~ka bir
~ey olmamaruz arasanda ince bir rrizgi vardJr. Lear'in ba~lardaki
"'ktilti.irelciligi". gostergeler, unvanlar ve gii~ arac•hg•yla bir siirti
~ey yigiyor, bo~ yere tem.sillerin ge~ekliAi belirleyebilecegini ha-
yal ediyorsa, Edmund gibi bir uzmarun dogalcJhgt da kar~t tehlike-
ye dikkat rreker. Dogay1 degerden trok olgu, manipiil ~ edilecek an-
lamsJz bir madde olarak gorenler it;in Edmund bir kiniktir; ona go-
re degert dtinyanm anlamsizhgma keyfi olarak ytiklenen ktiltiirel
120
bir kurgudur yalmzca. Oyleyse olduk1an ~eye ihanet edemeyenler-
de tak.dire deger oldugu kadar tehli.k.eli bir ~ey de vard.tr. "Gokkub-
bedeki en bakir ydd1z goz krrp1yorsa alr;:aklt~una, oldugum ki§i ol-
mallyJm·· diyen Edmund tam anlamlyla bir deterministtir. Goneril
ve Regan, ba§langt~tak.i ikiytizltili.iklerinin ard.Jndan, sonur;:ta mi-
za.r;larma kaplanlar ya da tornadolar [avc1 ur;:ag1] kadar amanstzca
sadlk hale gelirler.
Buna kar~m. Cordelia 'n1n kend.ini oldugundan farkh gostere-
memesi bir de~er g5stergesidir. Bununla beraber, ger~ek yiizlerini
saklayan, yaruJsamalar yaratan ve altiist olmu§ krala duyulanru ge-
ri vermek ir;:in dili sorwnsuzca kullanan Kent, Edgar ve Soytan 'run
kurtartCl eylemleri de oyledir. Ancak, kendi nllZ3CllllZ kar~lSmda
kayttsJz kalmaruzm ydac1 bir yolu oldugu kadar yaratlCI bir yolu da
vardrr. <;tinkti jjldilttir''iin kurgulan bedensel merhamet i~in kulla-
rulabilir. Bununla birlikte. kendi mizacm1za sadtk kalmantzm hem
yarat1c1 hem de yJkiCJ bir yolu da vardrr. Kii1tiiriin, ya da insan bi-
1incinin, guvenilir o1abi~esi i~in merhametli bedene demir atnu§
olmas1 gerekir; "beden'' kelimesi hem bireysel zaytflt~muzt hem de
soysal varl~lllliZl anunsattr. Ancak, ktilttir nihai semboHi <iltim
ol an dogal bed.ene indirgenmemelidir. <;tinkti bu, sonu~ta. ya kendi
hazlanruzm pe~ine dti~ttigtinuz vah~i bir av ya da duyulann di§m-
daki hic;:bir ~eyin ger~ek olrnadtgllll dii~iinen kinik bir materyalimt
haline gelebilir. Oyunda da dille ilgili benzer bir sonm vardrr ve bu
Shakespeare oyunlarmda stkc;:a rastlanan, savurgan bir bir;:imde i~
Jevsel olmayJa daralt1cJ bir bi~imde i~levsel o1marun ortasuu bulma
sorunudur. Kent'in fazlastyla sade konu~mast Oswald'm ziippece
diliyle tezat ol~turur; Goneril'in soylemi stirekli basitken Ed~
gar 'mki ~~lrtlci derecede inceliklidir.
Shakespeare oyunlannda her zaman oldugu gibi burada da ~1n
kavram1 son derece mug1akbr; hem insanhgimtzm hedefi hem de
onu ~mam1za yol a~an ~eydir. Ktiltiiriin a§lflSJ ortak duygu kapa-
sitemizi daralur: duyulanmlZI digerlerinin sefaletini ke~fetmeye
kapat1r. Lear'in sezgisel olarak yaprnay1 agrendigi gibi, yalruzca
bedendeki IStlrabi hissedebilseydiniz, bunun sonucWlda a~1n ke!i-
mesinin anlanu ~ok daha farkh olurdu:
121
t~te size kaytts1z yiireklerinizi iyil~tirmenin ilac1:
Bu zavalhlarm ~ektiklerini siz de ~ekin ki,
thtiyac1mzdan fazlasm1 onlara verip
Tannlann ~imdikinden daha adil oldugunu gosterebilesiniz.
Ill. Bohim, IV. Sahnc"
125
riyle. akademik ~evrenin dt~tnda olmadtklan surece. bunun muha-
lefet ve anl~marun, kanaat getinne ve gorli~ degi§tirmenin ger-rek
toplumsal diinyadaki hali oldugunu unutmu~ gibi gortintirler.
Ne var ki,liberal hUmanist bu beraberelikten ~tok fazla teselli ~tt
karmamalldtr. Liberal htimanistin hatast farkh baglamlardan gelen
insanlarm ortak degerlere sa hip olabi lecegi konusunda 1srar etmesi
degil, bu degerlerin k\iltiirel bir yap1ntmm her zaman en onemli
parc;as1 oldugunu hayal etmesidir. Ba§ka bir hatas1 da bu de~erlerin
her zaman~ ne kadar yandtJCt bir klhga biiri.irunti~ olurlarsa olsWl-
lar, kendi uygarhgmm de~erleri oldu~unu varsaymastdu. Merha-
met ya da oomertli.k. gibi kategoriler, hem ktilttirel ozgull~tinneye
gereksinim duyarlar. hem de bu nedenle tikel bir ldiltiire ait ola-
mazlar. Onlan olumlu yapan ~ey ~tiphesiz bu degildir. <;unkti aym
~eyler §iddet ve dti~manltk ir;in de soylenebilir. Ancak kii ltiirelci,
boyle deger1erin herhangi bir an lama gelemeyecek kadar gene! ol-
dllklannt (jne stinneden once durak.samahdlr. <;tinkti bu durumda,
farkhl1g1 ovme ve bask1ya diren-; gosterme de herhangi bir anlama
gelemeyecek kadar geneldir.
Algtlanrruzm bu diinyada algllannuzdan ba~ka ~eyler de oldu-
gunu haber venneleri gibi, dikkatli bir kiilttir okwnas1 da bu dunya-
da kti.lttirden ba~ka ~eylerin de oldugunu gosterir. Bu. en azmdan,
postmodernizmin vansleri ne one si.irer1erse siirsiinler, modemligin
en iyi kuramctlanndan baztlanrun vardtgi sonu~tur. Marx. Nietzsc-
he ve Freud anlamm kokeninde anlamh giicii.n yatttg1m ve yalruz-
ca semptomatik bir okwnanm bu gticlin izlerini ortaya ~Jkaracagm1
one surerler. Anlarnlar her zaman guce kap1ld1klanndan -gti~ onla-
n pan;alar, bozar ve yerlerini ahr- salt yorumbilgisi ya da yorwn
kurarn1 idea1ist kalmaya mahkumdur. Bu dti§iintirlere gore, btitiin
onemli olaylar anlamm huzursuz konjonkturtinde, gti~ler de goster-
gesel ve ekonomik (en geni§ anlanuyla) olanm konjonkttirtinde ha-
reket eder. Kad1n ve erkekler ya~am\anm yaln1zca ktiltiirle, sozti
edilen kelimenin daha kapsamh anlam1 bile olsa. stirdtiremezler.
Kiilturun iyinde her zaman onu alttist eden ve duraksatan, ~arplta
rak ~iddetli ya da anlams1z bir soz haline getiren ya da sa1t anlam-
stzhk kalmtrst brrakan bir ~eyler vardtr. ister Kant'm bilgiyi mum-
126
ktin ktlan k<>§ullan ya da Nietzsche'nin gil-; istemi, ister Marx~tn ta·
rihsel materyalizmi, Freud'un birincil siire~leri ya da Lac.an'tn Ger-
-;ek'i olsun, k\iltiirden once olan her §ey daima bir anlamda onunla
e~zamanltdlr da. <;iinkii onun ne oldugunu yalruzca killti.irii b~Jan
gtcmdan itibaren okuyarak soyleyebiliriz. Kiiltiirtin bumWlu Siirten
ve siirekli onu ydcrnakJa tehdit eden her §ey yaln1zca, tabiri caizse,
ktiltiiiiin ortaya ~1kUg1 zamana dogru geri giderek yeniden kurula·
bilir. Bu anlamda. hi~ ~iiphesiz, anlanu es g~emeyecegi gibi sem-
bolik alana da indirgenemez.
Marx'a gore ktilti.iriin tek bir kokeni vardrr ve bu da doga iize-
rindeki emektir. Bu emegin, Marksizme gore somtirii anlanuna gel·
mesi, Walter Benjamin 'in uygarltga ili~.kin her belgenin ayru za-
manda barbarhgan kayd1 oldugunu ifade eden bilgece deyi§inde ya-
tan anlamlardan biridir. Marx 'a gore kii1ttir genellikle soyunu inkar
eder: Oedipal 'rOCUk gibi, soyundan aldlklanru yeterli gonniiyorsa,
her a~1dan daha iistUn bir soydan geldigine inanmay1 yejtler. Ne var
ki ktilttirti dunyaya getiren anlam degil gereksinimdir. Ancak daha
sonra, toplum kaltct bir kurumsal kiilttirti destekleyecek kadar ge-
li~tiginde, o kiilttir pratik ya§amm ger~ek otonomlu~unu tistlenme-
ye b~lar. Marksizme gore bu otonornluk bi9imsel bic yarulsama-
dan ~ok tarihsel bir olgudur.
Emek gibi ideoloji i~in de iktidar ve anlamm kar~lla~mas1 gere-
kir. ideoloji, iktidann anlamlanchrma tizerinde etkili oldugu her
yerde ortaya c;1kar~ anlanu deforme eder ya da bir grup ~Ikara bag-
Jar. Walter Benjamin yerytiztinde tek bir dilenci bile kalsa mitin
ayakta kalacagm1 ifade eder ve bu da §lipbesiz adaletsizlik varoldu-
gu siirece ideolojinin de ka~1mlmaz oldugu anlanuna gelir. Mark-
sizm. kad1n ve erkeklerin biiyiik Ol~ude ki.ilttirle ya~ayabildikleri ve
maddi zorunluluk itkisinden kurtulduklan bir zamarun gelmesini
timit eder. Ancak, burada ironik bir ima varsa, bWlun nedeni mad-
di zorunluluk kar§lSinda kay1ts1z kalrnak i.-;in birtaklffi maddi onko-
~ullar gerektigini anlamas1dll'. Toplumsal ya§anun estetize edilmesi
-kad1n ve erkeklerin gii~lerinin btiyiik bjr bOltimtinii yalruzca ha-
yatta kalmaktan ~ok kendilerini memnun etmek i~in kullanmalann-
da- sadece estetikle ger~ekle§tirilemez.
127
Marx 'a gore ya~ayanlann dti~tincelerine bir kabus gibi -;oken
tarih. aslmda daha ~ok "tarih(jncesi"dir; Nietzsche de ldi~iimseyici
bir tavrrla "sa~mahgm ve rastlanurun bu zamana kadar 'tarih' adly-
la antlan korkun~ egemenligi'" der.' Nietzsche'nin se~tigi terim
-soyktitiik- su~. i~kence ve intikamm barbar anlat.Is1m kar~dar ve
ktiltiir de bu anlaurun kana bularum~ meyvesidir. "YeryiizUnde att·
lan her kti~tik adnrun bedeli tinsel ve fiziksel i~kenceyle odenmi~
tir... Btitiin 'iyi ~eyler'in altmda ne ~ok kan ve vah~et yattyor!')j
Soylci.ittik, saygtn dti~tincelerin hi9 de saygm olmayan kokenlerini,
i§levlerindeki tehlikeyi meydana ~Ikanr; dli~iincenin karanhk yan-
lanm aydmlatrr. Nietzsche·ye gore ah13k. ashnda Freud i~in de,
ger-rekten yiiceltmedir. Yine de bu. ahlakl daha az degil. daha ~ok
otantilc yapar. William Empson '1n da bilgece dile getirdigi gibi, "En
ince arzular en basit olana i~kindir; zaten, i~kin olmasalardt yanh~
olurlard1. ''9 Bunu en iyi anlayan dti~Unce tarz1 tamamen gOsteri~tir.
Freud 'un <:Jzgilnliigii yalmzca kUitiirii ya da ahlak1 de~il. uygar-
hgin tamanunt bOyle gormesinden gelir. Sistine ~apeli yticeltmey~
se, ttotinet imalatt da oyledir. Bu.rada. Freud·un en cesur hareketi
"ktiltilr" ve "sivil toplwn", deger alaru ve zorunluluk alan• arasin-
daki klasik kar~1thgt ttimtiyle y1kmas1d1r. Her ikisinin pek de ho~
olmayan kokleri Eros'a dayamr. Freud'a gore anlamlar kesinlikle
anlamlardtr ve sabula de§ifre edilmeleri gerekir. tUJ.Cak, bu stirecin
tama.rruru altiist etmek ayn1 zamanda onu bedensel gur;Ier arasmda-
ki yogun bir ~ati§ma olarak gormektir. Killrur ve do~a. gostergesel
ve be dense], yalntzca ~atl~mada bir araya gelir; sembolik dtizende.
beden hic;bir zaman tam olarak kendi evindeymi~ gibi hissetmez ve
bu duzene sokulmasnun onda yol a~t.J.gt travmadan da hic;bir zaman
ttimiiyle kurtulamayacaktJr. Freudcu itki akJL ve bedenle arasmdaki
ince <tizgide bir yerlerdedir; do~ayla ktilttiriin kesi~ti~i altiist olmu~
noktalarda, biri k~lstnda digerini temsil eder. Freud. bedeni daima
7. Friedrich Nietzsche, ·Beyond Good and Evir. der. Walter Kaufmann, Basic
Writings of Nietzsche ioinde, New York. 1968, s. 307. liyinin ve KotOnOn
6tesiru:le, Bir Gei9Cek Felsefesini Af/§1 Q$V.: Ahme1 inam, Say Yay.• 2004]
8. Friedrich Nietzsche. won thB Genealogy of Morals~ a.g.e., $. 550 VG 498.
(Ahlakm SoykOtaga Ozerine Bir Kavga Yaztst, c;ev.: Ahmet inam, Say Yay.• 2004]
9. William Empson, Some Versions of Pastoral. Londra, 1966, s. 114.
128
kurgusal bir temsil olarak ele alrnas1 a~asmdan "ktilttirelcindir. An-
cak, bu temsiJin vermek zorunda oldugu kOtii haber,. kiilttirel an-
lamlaruruZl i~eriden ~·tan ve sonunda SliTa kadem basmalarma
yo! a~bi1ecek gil~lerle ilgilidir.
Bunlarm ~ogu biitiin uygarhklann sonunda kendi kendilerini
yok ettigini savunan son derece i~ karart.Ic1 bir kuramsal ~h§ma
olan Civilisation and its Discontents'te (Uygarhgm Huzursuzlu~ur
olduk~a at;:lk bir bic;imde ifade edilmi~tir. Freud bize hem temel bir
saldrrganbk hem de temel bir narsisizm yerl~tirir ve uygarhk da
bunlann yiiceltilmesiyle meydana getirilir; i~gudiisel doyumu terk
etmeyi gerektirir. Bu ytizden de gu~lerimizi uywnlu bir bi~imde ge-
li~tirmekten ~ok uzak olan kUitiir, bizde, Freud'un Hstirekli ir;sel
rnutsuzluk" dedigi duruma yol a~ar. Bu bakl§ a~tsma gore. kiiltilriin
meyveleri hakikat, iyiJik ve giizellikten ~ok su~luluk, sadizm ve
kendi kendine zarar vermektir. Dogay1 egemenligi altma alan ve bir
ktiltiir yaratan, insanhk birliginin kurucusu Eros'tur. Ne var ki bu-
nu, i~inde Thanatos ya da aliim dtirttisii sakh olan saldrrganlt~nruz
la birle§erek yapar. Uygarhga zarar veren ~ey, onun §eytani ama~
larma kanar ve onu kunnaya alet olur. Eros'u bu yolla ne kadar yti-
celtirsek? kaynaklanru da o kadar ttiketir ve onu sadist stiperegonun
pen~elerine b1raktnz. Stiperegoyu gii~lendirerek? su~lulu~wnuzu
artlnr ve Oliimcul bir kendinden tiksirune killttiriinti besleriz. Ktil-
ttiri.i harekete geyiren, klsmen. biitiin kiilttirlerin altmda yatan ~ey,
ol iimdlir. Eger oltim bizi ileri gottiriirse, bunu yalmzca ktilttirtin
heniiz ortalarda oJmadtgi, mutlu savunmasJz1t~ haline geri dondtir-
mek i~in yapar.
Oyleyse bunlar g~ modemligin verdigi dersler arasmdadJr.
Ktiltlirtin i~inde i~b~mda olan baz1 gli~ler -arzu, egemenlik. ~id
det, kincilik- anlamlannuzt ~ozmek, tasanlannuz1 alttist etmek ve
bizi amans1zca karanbklara gommekle tehdit ederler. Bu gti~ler
kiilttiliin tamarnen dt~mda kalmaz: daha ~ok ktilttirle do~a arasJn-
daki gergin ortamda ortaya ~Lkarlar. Marx 'a gore emek, bir kiiltur
tireten do~ayla kurulan ili§ki bi~imlerinden biridir. Ancak, bu eme-
~in ortaya ~danasma yol a~an ko$ullar nedeniyle. kliltlir kendi i~in-
• Uygarltgm Huzursuzf~u. QSV.: Haluk Ban~. Metis Yay., 2000.
129
de ~iddet ve ~eli§k:iye aynhr. Nietzsche'ye gore, doga tizerinde ege-
menlik kurma sava~lffilz, bilin~lerimiz tizerinde de potansiyel ola-
rak feci bir egemenli.k kunna.rruzt gerektirir; -;:tinkii. uygarhk miica-
delesinde bilin¥lerimizi de i~gudtilerimizden kurtarmaya ~ah~mz.
Freud'a gore, kti~iik ~u~un bedeni ve ~evresindekiler arasmdaki
ak.l~, hayatta kalmas1 i~in gerek.li balam ve yeti~me faaliyetleri. hi~
bir bedenin veya nesnenin asla yeterince doyuramayacag1 kurtlar
gibi a~ bir arzunun tohumlanru atar.
Doga yalruzca ktilttiriln Otekisi degildir, onun ic;inde siireduran
bir aglfhktJ.r da; insan oznesini ba~t.an sona kesen i~l bir gedik
a-rar. Yalruzca kendi dogal enerjilerimizi bu amaca yonlendirerek
kiilttiril Dogadan -rekip alabiliriz; bu anlamda. kiiltiirler sadece kOl-
tiirel ara~Iarla kurulmazlar. Ancak. bu egemen enerjiler genellikle
durdWlllrnas1 neredeyse imkanstz ve ktiltiirun ya~amuu stirdiirebil-
mek i~in gereksinim duydugundan c;ok daha fazla bir devinimli1ik
yarat1rlar. Aynca bu devinimlili~ e~it derecede bir saldlrganhkla
k:endimize de ~virebjliriz. Bunun ~~~~nda, kultiirtin olu~umunda.
her zaman sonunda kendini g~rsiz lalan bir §eyler oldugu soyle-
nebilir.
italyan filozof Sebastiana Timpanaro ~unlan yazar:,
130
kile de kolektife de i~aret edebilir. Bizi tiirtimuze baglayan. bilin-;:-
li olmadig1 gibi ki~isel de olmayan kahtsal, tamamen belli karakte-
ristik.lerdir ve bu. s~emize asia izin verilmeyen bir yazgu:br. Bu-
raya kadar, dayaru§rnanuzm semboltidlir. Ancak, beden ayru za-
manda bireyseldir; ashnda bireyle§menin belki de en temel ilkesi-
dir. Beden farkh. yerel ve son derece smrrh oldugu ve tam anlanuy-
la olmasa da tiiri.iniin bedenine slla~tp kalmadt~ i~in. korkun~ de-
recede savunmas1z haldeyiz. Aynca. r;ocukken digerlerinin beden-
lerine, asia tam anlanuyla degil, ama neredeyse hapsoldugwnuzdan
sonunda son derece muhta~ ve istekli olup ~Iktyoruz.
B~eri bedenler. bu ktnlganhgt telafi etmek i~in, kiiltiir dedigi-
miz dayaru~ma bi~irnleri olu~tunnak ZOllUldadrr. Bunlar bedenin
dogrudan yapabilecegi her ~eyden daha inceJikli olmakla beraber
onun duyumsal denetiminin tehlikeli bir bi~imde otesindedir. Ortak
bir ki.iltiiliin olu~turulabilmesinin tek nedeni, bedenlerimizin btiytik
ol~Ode birbirine benzemesidir ve buna bagh olarak da bir evrensel
olan di~erine dayantr. Marx'1n da tespit ettigi gibi, ktilturden ~ok
daha derin bir dtizeyde yer alan bireyler oldu~umuz i~in toplumsal-
hk bizden dogar. Elbette, be§eri bedenlerin tarihleri, toplwnsal cin-
siyet. etnik koken, psikolojik. kapasite gibi yonlerden farkhhk gos-
terirler. Ancak. aralanndaki potansiyel olarak evrensel iJi~kileri ilk
etapta olanakh k.Jian kapasiteler a~JsJndan -dil. emek, cinsellik-
farkhhk g6stennezler. Toplumsal olarak olu~turuJrnu~ bedene ili~
kin postmodem ktilt, mil1iyet~ilige getirdi~i onca pratik ve yarat•c•
ele§tiriye ragmen. ktiresel direni§e ili~kin bir siyaset dii~tincesinin
reddiyle yak.Jndan ili§kilidir- ve bu. k\iresel egemenlik siyasetinin
hit;bir z.aman olmadtgl kadar talepkar oldu~u bir donemdir.
131
v
Ortak bir ktilttire dogru
2. T.S. Eliol, NotBs Towards thB Definition of Cuhura, Londra. 1948, s. 120. Bu
~all ~mayla ilgili di~er referanslar, al1nt1lardan sonra parantez iQinde verilecektir.
yals~ansn ba~l1g1 al9CikgonuiiOiukle olorilerli~in ilgin~ bir kani1m1: ·notlar• ama
•tansma· dogru.
3. Raymond Williams, Culture and Society 1780-1950, Londra, 1958, s. 234.
• XIV. y0zy1l ingilteresi'nde ba~ayan ve zirai topraklar1n merala§lsnlmass ya da
ba~ka bir a~1dan s()ylenecek olursa koylonon molksozle~tirilmesini hedef tutan
iktisadi hareketin •QiiJeme Kanunlan· ya da "'BOyOk Qilleme· de denilen siyasi
boyulu. (y.h.n.)
133
Eliot'a gore killtiir yalruzca bir y~am tarz1 degit "bir topluluk-
tak.i 1nsanlarm, be§ikten mezara, sabahtan ak~ama ve hatta uykuda
oldugu zamandaki ya§am tarzlarmm tammmdzr" (s. 31). Buna, uy-
kuda olmak Oze1lilde eklenebilir. Eliot'a gore ktiltiirtin bu anJanu
aslmda bilin~li oldugundan ~ok daha bilint;sizdir. Eliot' a gtire. bir
ktilttir uasla btittintiyle bilintrli olamaz- her zaman bizim bilincine
ula~abildigimiz ktilttirden fazlas1dlr ve her zaman tasarilanm1zm
bilin~siz zemini oldu~dan. tasarlanamaz ... Klilttir. bilinttlili~e ka-
dar btitUntiyle yeniden uyandudamaz ve btitiintiyle bilincine ula§tt-
guruz ktilttir asia ktilttirtin btittinii degildir" (s. 94. 107). Bu anlay1~
dogru oldugu kadar kullaru~hdu da. Eliofa gore ktiltiir, Wittgens-
tein'Jn y~am bit;imi anlayt~ma benzer bir bi~imde, kendini btitti-
niiyle nesnelle~tiremez yiinki.i btittin nesneJle~tirmelerimiz ancak
bilin.yli insan deneyimini mtimkiin k.Ilan ko~ullardadrr. Heideggerci
bir deyi~le, belirli anlama edimlerinin meydana gelmesine ilk etap-
ta izin veren ve bWlWl sonucwula bu edimler taraf1ndan tamamen
kavranamayan bir uon-anlayJ~lar"' ktimesidir. Ancak bu. Eliot i~in
uygun bir konum olsa da, bunun nedeni popiiler kfilttir dii~iincesi
ne baghh~lyla poptiler kapasitelere ili~kin muhafazak3r gorii~tintin
~atJ§masldii. Eliofa ge>re insanoglu ne t;ok fazla ger~klige dayana-
bilir, ne de ~ok fazla entelektiiel dil§iinceye varabilir. Bu nedenle
popiiler kiiltiir, bir bi~imde varolabilmek i~in. btiytik m~ude bilin9-
siz bir rnesele olmahdrr- ve y~amm gtizelligi kadar zihinden ~ok
kalp ati~lannda ya§anan bir sUrece de i~aret eden bir kelime olarak
"ktiltur, elimizin altmdadu. Eliot nefret uyandtracak kadar kfi~iim
seyici bir di1le ~unlan yazar:
134
olarak davranmamn gti¥Uigi.i dayamlmaz bir gerilim yaratrnarm~ ol-
sun.•
Soz konusu birey herhangi bir bi~imde davramr, herhangi bir pratik
tavn benimser ve buna ek olarak belirli diizenli faaliyetlere katdlf. Bu
faaliyetler, bireyin bir ozne oJarak biiti.in bilinciyle ozgurce se~tigi dti-
§i.incelerin "bagh oldugu'' ideolojik aygJ.tlardandir. Tannya inamyorsa
ayine kahlmak. i~in kiliseye gider, diz ~ker, dua eder, gtinah ~lkanr,
gunahlannln bagJ~lanmasJ i~in papazm onercligi kefareti yerine getirir
(bu bir zamanlar kelimenin ah~Ilrnt§ anlam1yla maddiydi), dogal ola-
rak pi~manhk duyar vb.'
135
cinde alma dereceleri arasmdaki farkhhktu. insanlann biiyiik 90-
gunlugu inand1klanrun farkmda bile olmadan inanu. inany ve dav-
ram~ birligi sa~hkh bir poptiler ktilttir i~in ~arttu~ tinsel olarak far-
kmda bir birey i~in de~il. Son derece bilin~li bir tercihi niteleyen de
bu ikisi arasmdaki gerilimdir; sonunda herhangi bir ortak y~anu
a~an ideallere ul~amad1k~a mticadele devam eder. Bu nedenle
davram~larm ve bilincin altiist olu~u tinsel iisrunliik gostergesidir;
bu ikisi yalruzca yabanda ya da azizde birl~iktir.
Eliot, Notes Toward the Definition of Culture'da §U itirafta bu-
lunur:
sahip killtiirtin -daha bilint;li bir dtizeyde olmakla beraber ayru ktil-
ttirtin- geli~mesini sa~larnak·~ olacaktir (s. 37). Kendinden entin bir
burjuva kar§tt.t olarak Eliot, hem ortak inan~ hem de ger~ek bir kill·
tiir iletimi i~in gerekli siireklilige zarar veren atomcu bir kuram ol-
dugunu d~iindtigu ir;in frrsat e§itli~ine ve s~kinlerin yetene~e g~
re mevki sahibi obnalanna dayanan liberal toplwn kurammrru red-
deder. Bunun yerine~ geleneksel yonetici sllllf, kendi killttiriinti ko-
ruyarak ve nesilden nesile aktararak, geli§mi~ tinsel ve sanatsal bi-
lincin gortinen yiizti olacaktrr ve ashnda sadece kendisini de~il ktil-
tUrUn btittintinti de ayakta tutacak.trr. Ktilttirtin ust diizeyleri daha
• 9o1sk 01k9, ~ev.: YS¥f GOnen~. Yaba Yay., 2000.
138
fazla kiilttire degil, sadece "daha bilinyli bir kiilttire ve daha fazla
kUltiirel uzmanla~maya" sahip olacaktrr (s. 48). Boylelik.le, .. ktil-
tiir" kelimesinin iki temel anlanu toplumsal olarak dag1t.Ihr; sanat-
sal ve entelekttiel ~a1t~malar kiilliyatt olarak ktilti.ir se~kinlerin ko-
rumasmdayken antropolojik anlammda ktiltiir de halka aittir. Ne
var ki ya~amsal olan9 bu iki kiilttir biyiminin birbirine kan~arak
uremesidir; Eliot'a gore, "daha yiiksek olan bu ktiltilr dtizeyinin
hem kendi i~inde de~erli oldugu hem de daha alt duzeyleri zengin-
le~tirdigi" dli~iintilmelidir."Bwtun sonucWida kiilttir dongtisel bir
i~leyi~ kazanacak, her s1mf digerlerini de besleyecektir"' (s. 37).
Edmund Burke 'ten gelen saygtn bir gelenekte, "kiiltiir", bizi ge-
leneksel bir y~am bic;imine. genellik.le bilin~sizce baglayan duygu
ali~kanltklarma i~aret eder. Antirasyonalist Eliot'm da teslim ettigi
gibi, bunlar salt dii§tinceler olarak ktilttirden ~ok daha zorlayt.ctdtr.
Rasyonalist sola dii§tince hakimdir; kiilttir de muhafazakarhgm bu
dti~iinceler yerine onerdigi her ~eye ornek te~kil eder; adet, terbiye,
gelenek, iygtidii, sayg1. Eliot'a gore bir endiistri "i~~inin bilin~li
zihnini me~gul etmekten 'fOk ilgisini -;ekecekse. iiyelik iyin birta-
klm kendine ozgti ya§am tarz1, kendini ovme ve rittiel biftimleri de
olma1tdrr" (s. 16). insamn aklma jartiyerlerini yapraz baglanu~. diz-
lerine de zit takrm~ maden i~yileri geliyor. Ancak, fazlastyla utanv
verici olsa da, siyasi sol da kendini geleneksel olarak ortak bir ki.il-
tiire adanu~ ve dii~tinceleri maddi ya~amm U§ag1 olarak gonnti§tii.r.
Eliot kiiltiirlin bilinysiz bile§enlerine deger veriyorsa, Raymond
Williams da verir:
139
Williams'a gore bir ktilttir asia tamamen bilin~lendirilemez, ~iinkti
asia tamamen ger~ekle§tirilemez. Yap1SJ geregi a~1k u~lu olan bir
~ey asla tam bir btitUn haline getirilemez. Killttir asla biitiintiyle
kendi bilincinde olmayan ortak anlamlar ve faaliyetler a~Hhr; an-
cak, toplumun ve buna bagh olarak da insanhg1n tamanunm "bilin-
cinde geli~me.,ye dogru ilerler. Ortak bir kiilttir b6yle anlamlann
birlikte, btitiin tiyelerinin katduruyla yapthnasllll gerektirir~ Eliot' a
gore. yapun1 imtiyazh bir azmh~a btra.lalsa bile o kiiltiir ortaktu.
WiUiams'a gore ortak bir kiilUir bir azmh~n de~erleri ~eki11endir
di~i ve ~o~unlugun da bunlan ahp pasif olarak ya~ad1~1 bir lctilttir
degil. tiyelerinin kolektif bir pratikle silrekli olarak yeniden yapug1
ve yeniden tarumladt~1 bir kiiltiirdfir. Bu nedenle "ortakla~a kiiltiif'
terimini tercih eder.
Williams '1n ortak ktilttir kavram1 radikal toplumsal de~i§imin
aynlrnaz bir par~astdtr. Ortak sorwnluluk etigi, toplwnsal ya~amm
btittin duzeylerinde, maddi iiretim de dahil olmak: tizere, demokra-
tik tam kauluru ve ktilttir yaratma stirecine katthrnda e§itligi gerek-
tirir. Ancak bu bilin~li siyasi faa1iyetin tirtinu, ironik bir bi~imde,
belli bir bilint;sizliktir. Williams'1n onak ktilttiri.i EI iot' mkinden
hem daha fazla hem de daha az bilint;lidir: Daha fazla, ~tinkii biittin
iiyelerinin aktif katdimlfll gerektirir; daha az, ~iinkti bu i§bi rligiyle
iiretilecek ~ey ne onceden tasarlanabilir ne de yaptm a~amasmda
tam olarak bilinebilir. Bu, ahHlki bir te~vikten ~ok mantiksal bir ~·
kanmlama gerektirir: Se~kinlerin yaratt1g1 kiilttir bilinebilir ve on-
gl>rulebilir; son derece kanna~1k bir i~birli~inin yaratt1~1 kiiltUrse
ne bilinebilir ne de 5ngoriilebilir. Williams bunun dogrulu~unu
Hktiltilr" teriminin "bilin~siz" bile~enini harekete ge~irerek goste-
nr:
140
li~me egilimi. Ashnda nihai vurgu da hem egretileme hem de oJgu ola-
rak, bu geli§meye yerle~tirilmelidir.9
9. A.g.e., s. 335.
141
ktilttirel populistlerin 3filk~a kavrayamad1klan bir noktadu~ Pu~
kin' i ha1k i~in kavranabilir hale getinnenin hem btiyiikltik taslamak
hem de gereksiz oldugW\u dti~\intirler. ~tinku onlara gore Pu~k.in'in
halkla hi~bir ilgisi yoktur. Ser;kinciler gibi ktiltiirel poptilistler de
ktiltiirel anlamlann sabit oldu~unu varsayarlar. Yme se~kinciler gi-
bi onlar da uburjuva killrutii"yle, dogal olarak bu kokenden gelen
sahiplenici bireysellik gibi ogretiler anlammda, Verdi~yi takdir et-
mek gibi, dogal olarak i5yle olmast gereklnedigi halde genellikle bu
ktilttirle Sirurlanmt~ degerlerle kan~unrlar. Buna kaqm Eliora go-
re, yil.ksek ktiltiir degerlerinin kitlelerin bilinr;siz davraru~laruun
stizgecinden g~tikten soma bii yiik bir degi~ime ugramas1 soz ko-
nusu bile olamaz. Hem Eliot hem de Williams ortak bir ki.iltiirti tek~
tip bir ki.iltlirle k.Jyaslar; her ikisi de ger~ek bir kiiltiiriln e~ilSizligi
ni ve ~gullugunu vurgular; ancak. Eliofa gore bu e§itsizlik ironik
bir bi~imde diizeylerin sert yaptsmdan kaynaklanrr; hepsi aytu bi-
~imde deneyimlemeyecektir, 9tinkti. he psi ayru derecede katllmaya-
caktrr. Williams ise ldiltilrtin tamarnmdaki her bir bireyin tam katJ~
l untrun imkanstz olduguna kat1 \makla beraber ortak. bir kiiltti.riin
t;e§itliligini ~ok fazla eyleyen i~nnesinin sonucu olarak gortir.
Bekleyebilecegimiz ~ey "basit bir ktilttir e~itligi (ozde~lik anlamJn-
da) degil, daha ~ok kanna~1k bir uzmanla~nu~ geli~meler sistemidir
- bunun tamarru ktilttirtin tamamuu olu~turacakttr ama bu sistem.
bir btittin olarak, i~inde ya~ayan bir birey ya da grup ir;in kavrana-
bilir ya da bilin(fli olmayacakttr." 10 Eliot'a gore kiiltiir i~rik alj:tstn-
dan ortaktlr, ~i.inku monar§i yanhs1, larsalc1 ve Anglo-Katoliktir;
Williams'a gore ise kiilttiriin ortakl1g1 en ~ok siyasi bir;irninde ya-
tar ve bu ortak katJlunc1 bi~im ktiltiirel deneyimle bagd~tt~J gibi
mantlksal olarak da onu gerektirir.
Williams'1n killttir anlay1~1 ~ogulcularla komiinitaryanisler. 11
melezlik olarak kii1tOr ve ozde~lik olarak ktiltiir arasmdaki gunceJ
taru~malan aydmlaur. Eliot'1n ilk komunitaryanislerden oldugu bir
ina9 toplulugunu ve ortak. bir kiiltiirel soyu savundugu one siiriile-
10. s. 238.
A.g.~ .•
11. i~in, bkz. Will Kymlicka, Liberalism, Community,
Bu mucadalelsrin anlat1s1
and Culture. Oxford, 1989 ve Stephan Mulhall ve Adam Swift. Liberals and Com·
munitarians, Oxford, 1992.
t42
bilir. Bu durumun gtintimtizdeki kar§ttlan arasmda hem klasik Jibe-
railer, hem de posnnodern ~ogulcular yer altr ve ortak noktalan bel-
ki de iki gruptan herhangi birinin kabul etmek istemeyece~i kadar
~ktur. Ne var lei, Williams'tn ortak kiiltiir kurarm bu eksene yer-
le§tirilemez. Postmodernistler tarafmdan organik~i bir nosta.lji ola-
rak bir ko~eye at1lamaz; bunun nedeni ktsmen tiim i~rimleri dev-
.rimci olan siyasi donti§iimler gerektirmesi, klsmen de ktiltiliii turn-
le~ik bir bilttin olarak degil "'r;ok kann~1k bir uzmanla~nu~ geli§-
meler sistemi" olarak gormesidir. E~er ortak bir ktiltiirse, birle~ik.
degildir. Aynca, radikal melezciler ve liberal ~ogulcular bu duruma
il;tenlikle kucak a~amazlar, r;tinkii onlarm begenisine hitap etmeyen
bir toplwnsal karakter ta~tyan inan~ ve eylem gerektirir. Willi-
ams'm konwnu paradoksaldu; bu kanna~Ik ki.ilttirel geli§me ir;in
gerekli kO§Ullar sadece utoplulu~ anlamlann dedigi §eylerin siya-
Si olarak korurunastyla saglanabilir. Williams kar;amakh bir bir;im-
de toplulu!un anlarnlan derken aslmda toplumsal kurumlan kast
eder ve bu da elbette ortak inan~, ba~hllk ve pratik gerektirir. Mad-
di tiretimi duzenleyen de dahil olmak tizere kallhm kanallan, bu
ktiltiirel -re~itliliiti a~1~a .-rlkaracak bi~imde yalruzca tam kat.IluncL
bir demokrasi yoluyla sonuna kadar a~:tk hale getirilebilirdi. K•sa-
ca, gerr;ek bir ktiltiirel ~ogulculuk olu~turrnak itrin, ortakla§a yapt-
lan bir toplumcu hareket gerekir. <;aida§ kiilttirelcili_gin goztinden
ka~an da i§te budur. Williams~m konwnu §tiphesiz ~gda~ killtiirel-
cilige hem gaiip bir bi~imde artakalan, hem de olumlu bir bi~imde
arkaik gelir; sorun aslmda haHi ona yeti§mek zorunda olmam.tzchr.
Oyleyse Williams'a g(jre en onemli ~ey lctiltiirel politikalar de ..
~il kiiltiir politikastdir. Politika1ar, sonucu kiiltiir alan durumdur.
Ktilttirti ik.incil bir konuma yerle~tiren kaba bir Marksist ldilttir kav-
ramtru reddetti~i i~in. bunun ontolojik bir 6greti degil pratik bir
buyruk oldugunu dti~iintir. Bir Tory olarak kendi kiilturel idealleri-
ne ters dti§en bireyci bir toplumsal dtizene pratik.te bagh alan Eliot,
bu tlncelikJer duzenini tehlikeli bir bit;imde gozden ka~lllf. Ashn-
da. gtintimiiztin kimlik politikalannm ~ok biiyiik bir bOliirnti de ay-
m ~eyi yapmak.tad1r. Evrensel e§itlik siyaseti gibi b~ok iyi ~eyle
beraber ktilttirel farkhllk.lan serbest buakma fikrini bile beraberin-
143
de getirir. ironik bir bir;imde, kimlik politikalan yanda~larmm bir-
~ogu buna ya dti~man ya da kayttstzdirlar. Ozgiil bir bi~imde kiil-
tiirel olan birtakun siyaset bi~imleri anlammda, "ktiltiirel politiJca..
lar" diye bir ~ey yoktur. Buna kar~m. killttir dogas1 geregi siyasi de-
gildir. Bir Bretonya ~k §arklst stiylemenizin, Afro-Amerikan sana-
b iizerine bir sergi a9J1amzm ya da lezbiyen oldu!Wluzu a~Jklama
ruzw. dogasa geregi siyasi bir taraft yoktur. Bunlar do~as1 geregi ve
hi~bir zaman siyasi de~ildir; yalruzca, genelJikle pek de ho~ olma..
yan i5zgill tarihsel ko~ullar altmda bu hale gelirler. Yalruzca bir ege-
menlik ve direni~ stirecine yakalandlklan zaman siyasi hale gelirler
- aksi takdirde zararsiZ olan bu meseleler bu ya da ~u sebepten sa-
v~ alaruna doner. Bir kfilrur politikastrun nihai amac1. bunlan o za-
rarsiZ hallerine geri dondUm1ektir, b0ylelik1e siyasi mticadele can
sLiacr bir bi~imde ilginiz.i dagltmadan §arlo soyleyebilir. resim ya·
pabilir ya da sevi~ebilirsiniz. Kendisiyle nasll b~a r;Ikaca~tru bil-
meyen baz1 kimlik politikalan yan~Jan oldugu do~dur. arna bu
onlarm sorunu, bizim degiL
Artakalan, egemen ve dogmakta olan ldiltilr bi~irnleri arasmda
Williams·m yapt1~1 iinlii aynm bu kitabm ilgilendigi bazt konular-
da yanktsJJU bulur. Williams artakalanm arkaikle ozde~ olmadJgun
savwtur; yine de pratikte ikisini birbirinden aymnak gti¢ir. Arka-
ikten farkh olarak, artakalan hal§ ~imdiki zamarun aktif bir fi~esi,
egemen bir kiilttirtin tamamen bagda~amadt!J deger ve deneyimle-
rin bir ifadesidir. Ktrsal topluluk ve orgtitlti din, WiJliarns'm bu olu-
~wnlara verdigi omelder arasmdadrr. Ozde~lik olarak kiilttiriin ya
da dayam§ma olarak kiiltiitiin btiyiik IX>ltimti bu anlamda artakalan-
dtr- gelenekselci direni~in ~imdiki zamandaki, gtictinli "g~mi~te
ki bazt toplwnsal ve ktiltiirel kurum ya da olu~umlar"dan alan 11 ve
Williams '1n deyi~iyle ya ''kaq1t'' ya da "altematif' olabilen toprak-
landlr. Milliyet-;ilik daha pek trok ~eyin yaru srra kar~1t bir artaka..
Ian kiiltiir bi~imiyset New Agecilik. de alternatif bir artakalan kiil-
tiir bi~imidir. Ancak. bOyle hareketler gelecelin potansiyel haberci-
leri oldu~u kadar §imdiki zamarun da iirlintidtir. Ashnda giintimtiz-
147
~imde de~i§ken~ ~ok yonlii ve gelip ge~iciydi. Kiiltiir aruk biiyiik
ol~tide stireduran ve ttimtiyle tikelci olan ikinci bir doga.. ydJ. Geli-
11
149
ve psikolojik fakirle~meye gosterilen bireysel bir duygusal tepkiyi
onaylamak. muhalif entelekttieller ve fakirler arasmdaki ideolojik bag~
Ian kopannakttr.••
153
Dizin
154
anlanual de~itim 10 ~·n dinseltutuculuk 80: Jlelenizm 86;
anlamsaJ kJSJrd~n,gU 30 tutucu Htristiyanhk 80; tumcular 88, 90:
anlamsa.l sapma 18 tutuculuk 86, 98
anomi 148 ~k 144
uniaristokra.t 86 askeri onak.hk 66
anlibilimsel 112 ~kin 26. S9, 70, 136
antievrensdci 72 ~ktn alan J5
antikapitalisl eiCftiri 2S ~lonl~hnna. 58
anlikolonyal hareket 17 ~kmhk 10. 12
;uuikolonyal mOcadele 24 Asya S4
anlikolonyalisl22 Asya'ya lizgU Uretim S I
antikUitilicl 82, J12 abcrki1149
antikUltUrel ilkcllik 149 atavik 102
NUikUitUrelci 124 ataviztn 102
antimctafi zik 90 aleist sol 85
anliftlodemisl 93 Blomcu 38, 138
antirasyonalisl 139 aura 39
antis~kinci 87 avangard 78, 99, 145, 146
anlitcmelci 91, 92, 98 Avrupa 19, 30, 3S, 67, 68, 83, :84, 108:
antilez 14, 20 Birli~i 76, 83, 96; burjuva.zi:si 52; ckLer·
antr-opolog 23, .39, 41, 46, 72, 1.32 minizmi J09; Jrlc.;JIJ~I 80: ktlllllrtl 21, 84:
antr-opoloji 36, 37, 38, 106 muhafazak.arh!• Ill
antropolojik 24, 30, 37, 43, 45, 93; anlamda Avrupah 21, 53, 83, &4, 96, 12S
kUilUr 139: i~levsellik 38; olarak kUliOr Avrupamerkezci 40
ao Avuuralya 44; futbolu 44: .kUiti.lrU 44
apolitikle~tirilmi~ 98 AVU$tralyahlar 44
Apollon'cu .SI Ay ve DUnya tasanmlan 40
ar~sal rasyonaJitc 26 Aydmlaruna J4, 18, 20, 32, 41. 76, 80, 97;
Ar~a 24 evrenselli~ 94: rasyonaliles:i 39
Araplar 125 Aydmlanma'run e.vrenselli~i 21
Archer, Margaret44 Aydanlanmact ulus modelleri 73
Ariell1 aydlnlar 70, 74, 79, 80, 99, 13:5, 147, IS2
anndtnc• olarak. kUILUr 87 ayna imgeJer I SO, IS I
aristokrasi 141 aynhk~Jhk 93
arhlo.kral Zl. 28, 55, 85, 150: kiJitlli 151; azgeli~; 80
$aJlal 146 azmhk 24, S7, 13S, 13&, 140: puplan 27:
aristokrati7,m 21 kil.ltUrl.l 13?; uygarh!• 146
Aristoteles 4?
Arjantinli 61 B
arbik 38, 40, ?~, 102. 143, 144 Bach 87
Arkan.sash 113 Bacon, Francis 9
.arketipik el~tiri 40 Bahar Ayini 39
arlo'abahk 38 Balzac 66
Arnold 30, 43, SJ, 8S, 101 Bangkok 9S
Arnold, Ma1thew 10, 15, 21, 27, 29, 51. 85, barbae 128; g~c:beleri 137; yaban.c:dar 89
103 barbarhk37, 6?, 84, 127
Arnoid'cu 97 bant I 46, JSO
arz.u 14, 129 ban~seva 1?
~!• tabakadan olanlar 52 barok 107
155
Barlhes 149 bilin~li
planlama ~Uncesi 14
Ball 12. 24, 36, 37, 39, 59, 60, 61, 71, 12, bilinc;lilik olarak. ktJlll1r 135
80, 82. 83, 84, 86, 87, 88, 88, 89. 89, 91, bilin~sizlik. 140, 141
92. 98, 100, I01, 102. 103, 106, 111, bilinemez.ci 38
148-, ISO: el~si 21: ideolojisi 71,; bili~sel59, 64
kUJtUrtl40, S9, 61, 63, 66, 68, 82. 89, birey JS, 16, 18, 46, 50, .53, 53, 61, 69, 71,
91: toplumu 37,99: uygarhlt23, 59, 61, 72. 135. 136, l37. 142
8~ 86,99 bireyci 100, 143
B&tlh 66, 70, 72, 86, 102. 148, 151~ bireyla UISl y~ 67
entclekiUeJier 146: libenllez 95; sol 148 bire.yl~me 131
Baurun Kaderi 90 bireysell<), 20, 77, 94, 121, 130, 131
Bavyera 31 bireysel geli~e 35
BBC28 bireyselci1ik 151
beden 110, liS bireyseUqtiren 69
\)eden feti~i106 bircysellik 69, 70
bedenin sl:iylemi 122 bireyseiJik 6zcillU.~ 71
bedensel112. 117, 120, 121; s~lcr 128: birineil S'Urev 121
varol~ 118, 120 birle~ik f~ gotik 35
bedens ellik 41 bulik 74
Belfa.sC 51 buJik «iii t41
bcli.rlenmi~ Z7 birOmeklik 89
bel irltl ik 31 biyolojicilik. 1l0
B~ Julien50 biyQlojik lOS, 106, 110, 118
Benedict, Rulh 72 BlAir, Tony 63
Benjamin. Walter 31, 127 Blake, WJIIiam 99
benlilin ~z.gUrlUJU 91 BM Genel Sekrettti 63
benli.k 14, as. 16, 27, 113 bt)lgesel S1
benlik. imgesi 49 blll&e.sel ~ 97
Ben!lwn, Jeremy 112 b~Sige3e1Hk 73
Berberiler 23 Bolivya kUltUrU 24
berebt killtleri 39, 138 blUUnme 130
Berbtey9C> Bond, Edward 118
Berliot 34 Bosna51
be~ bedenler 131 Botswana 31
be~ bilimler 53, ll2 Bourdieu, Pieae 136
betimlcyici 13, 18, 19, 23, 24, 123 Brandford 95
Beyaz Suay 55 Bretonya 144
bi~imciJ.~ 25 Brighton 90
Bildung 15 Britanya23
bilgi rejimleri 64 Burghu21
bilgisayar 50 burjuva 21, 66, 70, 100, 101; kar.pu 131;
bilim 25, 26, 31: felsefe.cileri 112.; i.mgesi kUltUrU 142; CSnce$i 94; sanan 66;
112 tophnnu 107: yurt~ 11
bilirnlcwgu 43 burjuvazi SS
bilirnsd 31, 3S Bmk.e, Edmund 23, 39, 111, 139
bilin~ 141 Burkt{U muhafazakirlar 141
bil~alt11l7, 138 btlrokrasi 83
bilinein Undiliiindenlili 85 bUrolaat 51
bili~li insan deneyimi 134 Bu~nun ktJ.hUrtl 31
IS6
butUnl~me oluak kUllUr idcali s' CuJh,n and Socidy 1780-1950 30, 47, 146
blUUniUk 2J, 34, 2! cwntnu:iyet~i 74
BDyU.k Asyalthk &4 cumhuriyet~lcr 107
Byron. Lord 21 c:umhuriyel~lik 74
c;-c D
~ai~ lcii..ICUtelcilik 143 Danimark£ 109
~~~ toplum 33 Danimarkahlar 109
~~uns.all14 Dante 66, 67, 83, 84, 86
Cameron, James 107 da"i'TaJlll birJiy 136
cu 138 davram~ olarak. kUliUr 136
cebir39 davraru~al136
ceheMem melekleri 52 Davud 89
~eliiki 15 dayarupna. 51
~vre ldrlili!i 152 dayaru¥l'lact 141
0\ateaubriand 84 dayaru~a killttirU 91
¢tlik. bal~h~\ 47 dayaru~a olarak kUintr 80, 86. 94, 132.
~ilec .ili.k. 14 144
cinul SO, Sl; doyum 118: c!ilim 69; dayatmaca 124
i~gUdU 130; partner 73: politika 78; DecfiM of~~ w~st 20
pdkopa1ldUtUrl1 25; rejim 110: tac:iz I OS, defonnasyon 124
lOB deler 19, 32. 51, S4, 101, 123, 124, 144,
eir.seJiik41, 69, JO.S, J.ll 152; alaru 128; gtisterse.si 12.1: yarglSl 19
cinsiyet 54, 110 de~erlendirici 2A
ciruiy~lik 112 deAeder sistemi 19, 91
Cilleme Kanunlan 133 deier-terim 33, 123, 133
Ointon. Billl07, 109 dqi~im dclcri 26, 95, 122
Ointon, Hillary 107 deli~ktn toplum bi~im.Jeri 96
cocafit09 demokra!i73, 143
co l;rafi da!allm 99 demokrasiler42
oop-atyaa 12 demolaatik 74, 86, 97
~lulcu 27, 55, 80, 91, 151 den.eyimleme 46
~lulcular 142 dtrnitr cri 100
~!ulculuk 25, 72, 80 Derrida 12
~~ull~bnlnu~ konformizm 56 determinist 38, 121
~!\lltuk 31, 10~ 142 d~izm U, 14, 123
~lunluk 140 devlet 15, 16, 1?, 17, 17, 19, S6, S1, 72, 75,
~!unluk. hareketleri 24 76,94
~k gelipni¥1it. 35 devlet iktidan 147
~k tarafuhk 27 devrim 14, 28
~kldll1tlrclUDk 60 devrUnci26,28,3l,3~ 7~ 78,99,143
tokkUltUrlt1148 devrimci milliyeJ¢1ik 51, 78, 92. 148, ISO
9Qkki11Wr1UlDk 17, 78, 93 devrimci siyaset 53, 149
~kuluslukapiraJizm 77, 78, 80, 152 dia.spora 57
~kuluslu ~ilketler 92, 96 didaktik 108
Corak Ulk~ 138 dijital televizyon I SO
Coleridge 16, 20, 30 ~rltlk73
Cordelia 120, 121, 122, 123, llS dil107, 117, 120, 121, 131, 152
Cowatd, Noe172 dilbilim 39
157
dilsel 116, IL7 duyumsal tszgtiiiUk 95
dilsel hayvan 117 duyum.saJ sembolizm 54
din 53, 54, 83, 84, 85, &5, 87, 99, 100, 101, duywnsal vacolu~ 116
110, 133, 134, 13.S, 136, 136, 137, 145,
147 E
dindar 112. 141 edebi ele~tiri 52
dinduhk 39 ~debi ve sana1sal kUIU1r 8.3
dini kUililr J37 t:debiyat 25, 46, 50, 52, 52, 53; e!~lirisi 58:
dini muhafa?.,.aki\rhk 137 CICllinncnleri Sl: el~tinnenligi S2:
dinset 18, 151 kuranu 40, 54
dinsel olorile 10 Edgar, David 121, 133, 149, 150, 1.51
dircni!i kt.llliiril 58, 103 cd ilginlik. l S
dircni~~i 152 edimscl67, 120
dl~ po litika 82 edimsellik 82
disiplin 14 Edmund 120, 121, 123
dt~lay•ca SS egemcn killttir 145
d•,salla.ljllnlma 108 cgcmenlik 129
diyaleklil< Jl. 12, 98, 110 ejilim IS, 34,69
diyalektik. dii~Once 33 ¢~itim :sist~u 36
do~a 9. 11, 12, 13, 13, 14, IS: bilimleri c~ilimbilim 16
ll2: kiJitUr diyalektili lOS; ldlltilr etlt- egoiZill 124
ilqimi 119 euelileme 140
do~al 14, 15, 29; bilirnler 147; ~e~ 13, ev..orisizm 22
145: geli~mc egilimi 9 38 eklemleme 89
dogaiCI ctik 123 ekoloji 150
dojalcalar 117 ek.olojik. 112; aktivist 16, 80; politib. 76
dogalc•hk 13, 120, 122, 123 ekonomi 25
do!a.II~tlm\a l Ll, 113 ekonom.icilik 110
dogma.lik 27 ekonomik 102
dogmatik kUillli c:lci lik 130 ekonomik Jeger 147: kUIWr 22: Un::tim 41,
Do,iu BlokU 152 48
Doing What Comes Naturally 113 elc~tirel20, 31, .39
Dostoycvski 86 clc~tird altkiJIUir 52
DUnya Bankasa 66 el~tiri 17, 32; dO~Uncesi 33; olarak kUIItir
dUnya vatand~t 73, 76, 95 32
dllnyamn tini 69 ~l~tiriler 9 J
dOnyevi d::\yantk.hhk 1~ liberaliun 137: cl~timten 52
papazlar J35 Eliot. 1'. S. 35, 39, 132, !33. 134, 135, 136,
dOnyevi l~li rilmi ~ I 0 l 137, 138, 139, 140, 14l, 142, 143
dtinycvilc~tinnc 53 c.ntck49, 127, 129, 131, 150
du~Unce olarak. kUitOr 73. 85, 141 cmck~i killelcr 53
dO~i.lnUmsel 13 8 empati S8, 62, 113
duygu~ 62. L23, 124 tn\patik 63
duygud~hk 59.61 cnlperya123, 36, 14'&
duygusal doyum 152 emperya list 19, 36
du:ygu y.apas1 olarak. kUltUr 48 emperyalizm 38, 40, 59, 88
duywnsal21, 32. 35, 39, 77. 94, 116, 116, entpirik 50
117, 120, 131 Empson, William 128
dU)'Wllsal bOlilniUk 34 endtislri 139
158
enflas)'On 108 evn.:nselcilik SS, 56, SS, 78, 99
enfom1~yon ISO evrenseller Ill
cnsest34 evrenselle~e 72
entelektUel 10, 25, 33, 42, 47, 50, 54, 58, evren$elle~tinne 61, 89
133, 134, 152: ~al1~malar 31: gcli~im 18: evrcn~cUik 72
geli~me 48: ilcrlcme 18 cvrenscl-uygar hk.-olarak.-ki.lllilrUn
entelektiJeller 34, 113, 149, ISO Avrupamerkez.ciligi 22
cntelekttieller s1mf1 137 evrim 14
cntemasyonalizm 94 evrimsel 37
epistomolojik II, liS: ku~kucu 12S: evsizlik 98, ISO
radikalilJll 93 eylem 1!5
cril 148 eylem olarak kOitilr SS
erkek dayaru~mast 44 eylenllilik Jl, lOS
erken d6nern antropoloji 24
crken kapitalist sanayi loplwnu 19 F
crlcen romantik radik.aller 24 fanatik. 27
Enncni 113 fanatizm 84
Eros 128, 129 !ani bedcn 122
erotik42 Fanon 149
erotikl~tirilme 147 fantezi 33
es:aret 84 farkmdahk 137
C-fillik~i 122, 138 fark.hhk 41. 65, 69, 81, 89, l13, 126, 131
e~itlik~lik 94 Farrel, Frank 100
~i1siz.lik 142 faydac1 21, 53, 82
es.ki ~at 74 faz.la 119, 120
Cfsiz bireysellik 77 felix culpa 116
estelik 14, 28, 29, 29, 30, 35, 41, 43, S6, felsefe 25, SO, 101
57, 57' 68, 76, 78, 79, 86, 116, 127. 137; felse:fi 11, 29
anlamda kOitllr 84: ki.iltllr 26, 55: olarak feminisl 55, 91
kt.lllilr 80: yapmll 77 feminizm 51, 99, 100
cstelik/yararh ik.ilik 46 fenomen 52, 63
eslelik~ 26,60 fenomenolojik 55
csteLize 35, 127 Fcrdmand 12
etjk 58, 96, 140 feti~le~Linne 97
etik materyalisller 125 Fichte 36, 101
etimolojik 9, 10, 18, 38 Fiji 39
ctki1~im 108 film 66
etnik36, 37, 50, 51, 72, 15, 76, 96, 149: fin de sikl~ 145
azmhk. 97: ~sizlik. 74: go~ 152; grup fn'Sa[ ~itligi 138
145: koken 54, 69, 99, 102. 131: ki..IIUlr F1rtma 11, 86
36, 74, 7S; milliyel~ilik 75: mUcadele Fish, Stanley 113
51: ozd~lik 74: ten1izleyici S7: lenlizlik fizikscl butUniUk. 118
66 fiziksel ijzde~lik. 76
evrenscl 59, 60, 68, 70, 71, 73, 75, 77, 95, fizyoterapist 44
96, 97, 99, 111, llS, 116, 130: deger flamcnko 50
olarak kOitUr 95: e~itlik siyaseLi 143; flaubert 67
konsen~s 69: J...iiiHir .5.5, 69; ozgUrlllk folie de grande11r 60
73: oz.ne SI: oznelik. SO: rasyonelile 56: folklor 49
topluluk 94 Fon"esr Gtunp 91
159
Foucaull, Michel 119 Gloucester 120
Foucaullcular 64 g~78, 98
Francisco 12 g~ dalgalara82
Fransa 18 g~en78
Fra1mz. 18, 20, 40, SO, 73, 7S g~en btlrosu 63
Fransazca 20 Godard 148
Frans1zlar 108 GO(lhe 52, 66, 67, 84
Freud, Sigmund 34, 39, 126, 127, 128, 129, Golyad 90
130, 149 Goneril 120, 121
freudcu87 gorecde~tiime 37
Freudcu itki 128 gortlntUleme kUIIUril 49
Frow, John 47 gosrergebili.m 149
fUlbol Jcl.lltUrU 49 g~stergebilimscl 45
g~stergeler SJ. 52, 120, 116, 126, 128
G g~stergesellqtirilmc 147
Galli 96 gooteril~tirilme 41
Gandhi 33 grafik 63
Gasset, Ortega y 145 grafiti 45
gay 87~ haklan 82; haklan grubu 80 Gramsci 149
ge~ modcmlik 129 Grek83, 8S
ge~ pos trnodem radikaller 2A Grek dramas1 83
ge~i~ imgesi 40 grev 56
Gtmz, CliO"ord 45 grotesk 150
Geist68 grup dayan1pn:as1 86
gelcnck 21, 23, 40, 99, 1:3.9, 152 gU~ istemi 12.7
gelcnek~i 37 Guevara 148
gelcnckscl toplwnlar 41 gUndelik diJ 107: y~am 137: ya.pm
gelc:nek.sclci 144 anlanunda killlUr 149
geli~im olarak.killtUr 23 gUvenlik 118
gelipni-§ kapitalizm 90 gt1Zel sanatlar 35, 66, 83
gcli~mi~ kapita.lizmin tUketici kUltthi1 79 gtlzellik. 43
geli~mi~ kapit.alizm ve kimlik 91
G~tMirrschaft 31 H
gen~l~ lirilmi~ Httistiyan Alemi 83 Habermas 102, 149
genellik 89 habiru.s 136
genetik. 68 hakemlik sistemi 44
ger~ek 38, 127 hakika13S. 69, 71, 71, 93, 98, 110, 111,
ge~ek uygarhk. olarak kWtUr 30 129
ger~ek~i 11, 60, 1'17: epistemoloji 111 : haJk~ 57
roman 64 Hall, Srurt 46
ger~ek~iler l 00 Hartman, Geoffrey 37, 49, 50, 57, SS
ger~ek~ilik90 Harvey, David 12
ge~eld ik 22, I 00 hayalcilik 108
ger~siU 109 haz 112
gerek.sinim 46, 49 haz ld.IIIU 112
gcrici 35. 41 ha.zcl9)
G~:sdi5!Chaft31 hazcllak 106
Gilbert ve Sullivan I 09 Haz.Jiu 52
&izU ~Y!iM 38 Heaney, Seamus 83, 84
160
Heg.el70 idea.lizrn 13, 90
Hegelc:i 88 idcaller 27
heg£mon)•a 17 ideoloji 41, 49, 52, 68, 71, 84, ll4, 127,
Heideggerci 134 135
Helen 83 ideolojik 17, 53, 53, 108, 138, L48, 150:
Helenizm 85 gUvenilirlik 63: silah 83
Herakleitos 102 i.k.ili kodlama 68
Herder 21, 22, 36, 37 ikincil narsisiun Sl
heterojen 23, 2S ikon 87
hijyen 105 iktidar 49, 63, 64, 68, 97, 119, 127
Hil\distan 61 iktisat 54
Hint sosyalizmi 80 ileri lupit.alizm 79
Hintliler 62 ileai~im 34, 114, 116, 117
Huistiy.an 83, 135, 137: kil!UirO 134: Ro.nu ilkel 21, 23, 34, 36, 38, 82, 149: klanc1hk
lmpara~orluiu &4 73: lci..lltilr 22; topluluklar 33; toplu.m 39
Huistiyanlar 134 ilkelci 22
Haristiyanhk 85, 134, 135 ilkelcilik. 22
Hlrvat 114 ilkeli eylem anlammda kUIHir 85
hiy.crar~i
41, 147 illceller 38, 40
hiycrar~ik 50, 137 ilkellik 146
hiyerar~ik bir killtUr 13S illegal 58
hizrnetldlhilii.l 49 imajm merkelilqtirilmesi 41
Hobbes, Thomas 112 imalat 12
Hobbe-st;U 123 imge 12, 30, Sl, lSO
Hoggan, Richard 145, 146 imgclem 33, 41, SS, S9, 60, 138
Ho.mcros 45, 66 imgesel 16
homoeopahty 75 imparar:orluk 57, 77
Hong Kong 78 inan~ nesne1eri 134
Horatius '~lar 61 indirg.emed 112, 136
Ho-rkhcimer, Max 145 indirgeyici 68
hulru.k 9. 46, 63 lngiliz cdc:biyal• ele~tirisi 32: ~-1i Partisi
ht.llnanizm 101 122: ldUWrtl44: uygarhp33
H1.utgry JacKs 44 lngilizce 18, 44, 65, 114
lngilizler 17, 20, 30, 39, 45, 108, 133
I~i lngillc:re 30, 146, 148
loltmth~ 109 inorganik toplumlar 35
uk.74 lnsarnfl Est~tilr. Terbiyesi Oz.eriu M~lcwplar
ukt;dlk 25, 28, 73, ISO 17
tbranilik 85 insan dops1 14: haklan ISO, I 52: kO UtlrU
ivgUdi.139, 130, 139 2S: 6me. 17: Bznelligi 63: tini 69
i~gUdllsel doyurn 129 insanm ozi.l 53
i~kin 28, 33 insanhk. tini 71
i(j-Sel 115. 116, 117, 124, 130 irade 14
i~seUqtim1e 63 iradecilik. 13, 108
idea 70 trlandahlar 61, 62
ideal benlik IS ironi 114
ideal toplum 138 ironlk 16, 81
idealist 68, 108, 110, 126, 148 ironik. hayvan 117
idcalill felsefc 53 irrasyonel 28, 74
163
kurgusa1129 Marx 31, 33, 39, 75, 94, 95, 116, 118. 122.
Kuual tnifak intgesi 83 126, 127, 128, 129, 131
kutsal kitaplar 110 Mass Civilisalion and Minoriry Culture 20
Kuzey Amerika 99 · masiOrbaS)'On 65
Kuzey Dakota fsa Milisleri 88 matematiksoel 101
Kuzey lrlanda 93 materyalist 10, 54, 60, 82
mareryalizrn 121
L mazo~ist beden 122
Lacan 127 McDonald's 78
Latin Amerika 109 mcdya 41. 45, 146
Lalince 10 mekanik seri Uretim 13
Lawcl ve Hardy 50 mekinsal70
Lear 118, I 19, 120, 121, 122, 123, 125 melez 25, 93, 147
leavis.. F. R. 20, 30, 137, 145 melez o1mayan tikellik. 92.
Leavi~i 137 melezle~linne 25
Leningrad 84 melezJik. 78, 96. 102
Le••i, Primo 125 melezJik. o1aralc. kllltilr 142
Uvi-Strauss, Cl311de 40 mcrlwncl126
1ezbiyen 144 merhamctli bcden 121
lezbiycnlik 24 merkezi 56, 59
liberal 19, u.59, 66, 70, 79, 80, 80, 82, merk.ezsiz 59
86, 149: burjuva top1umu 94: ~ogulcular merk.ezsizle~tinne 38
143; ~o~ulcuJuk.Ul; geli~im 81; hUman- meta 35, 87, 94: esreri~i 4 I; o1arak kOittlr
ist 83, 126; hllinanizm 27: hUmani:zm 87: Oretirni 41, 49 145
etigi 70: 1oplum 138; uygarhk 80, 81 meLafizik40, S3, 53, 71, 87,90
Iiberallec 117 meLafitik antido!alcJhk 110
LordJar Kamaras1 39 metafizik harekeuizlik 112
loyalist 88 melhe~i 27
luxembourg, Rosa 88 Michigan 107
lyotaTd, Jean-Fran~ois 77 Microsoft 31
mikrokozrnik 69
M militan tikelcilik. 87, 89
ma~o1uk44 militer 8.3
Madam~ Bovory 68 milliyet 69
maddeci 21 milliyetyilik 2A, 36, 72, 74, 78, 80, 97, 99,
maddi. ilerleme 18: varolu~ 76; zenginlik 102, 103, 131, 144
101 Milner, Andrtw 42, 44
Madonna98 Milton 65
matya ld.llwrtl 2.5 mimari 93
Maleeya 109 mini-dUnya 56
Malezyalalar 109 minor kllllili' 32. 69, 133
mtmdarin 51 minor sanat 86, 87
mantJks.a.l 71, 124, 140 MtsJr 61
marjinal 55, 69 misyonerlik 91
marjinal k:i.l.ll\.tr 32 nut 39, 53, 127
nuujinall~tirilen 65 mitoloji 34. 38
Marksist 10, 20, 41, 55 mitolojik el~tiri 40
Marksist ktliiOr 143 moda 77, 125
Marksizrn 27, 33, 39, S4, 127 mod.a endi.btrisi I 06
164
ntodem 17, 36, 37, 40, 42, SO, 70, 74, 91, nesnelle~tinnc: 134
100, 101, 103: ~a~ 17, 41, IS 1: dcvlet Nevada ~610 63
23; kUitUrel antropoloji 22: liberaller nevroz. 107
125: oncesi 23, 36, 40, 109: oncesi New Age 80
devlet 23; sanat 34: sonras1 40: loplwn New Agecilik 144
42 New York. 12
m.odemist 31, 71, 145 Nielzsche, Friedrich 14, 126, 127, 128, 130
m.odemizm 22, 26, 40, 42, 98 nirvanik 29
m.odcmlik 21, 23, 34, 35, 40, 41, 56, 72, Noel Babalar 106
77. 86, 92, 102, 126 nominalist 100
monar~i 67, 142 norm 59
ntonar~ist
66 nom1atif 18, 19, 23, 32, S7, 91, 123, 124
Mont Blanc 110, 111 nonnatif yol36
Monlanala Beyaz. H1ris1iyan Avcdar nonnatiflik 31
Demeti79 nostalji 31, 41, 64, 94, 143
Mormonizm 109 nostaljik. organizmacd1~1 57
Mormonlar 109 Nou..r Toward 111~ D~finition of Cultur~ 136,
Morris, William 30, 3:5 138
Moskova 84 Nuer killtUrtl 4.5
Mozan 98 nilldeer fi:r:ik 40
muhafazakar 28, 66, 86, 107, 108, I 19, 134 nUideer silahlar 116, 152
muhafazakirhk. 139
muhakeme 34 0-6
muhalefet 126 Oakshott. Michael 111
muhalif24, 41, 42, 55, S6: 150 olabilirlik. 29
muhayyi!e kuvveti 28 olgu 32, 38, 123, 124, 127
muhle~em gotik 3S olgWlluk s1andarda 47
Mulhern, Francis 56, 96 otumlaylcl 23
mWiu\.lzler 94 oiWJual 67, 70 71
Musevi 85 olumsalhk. 70
MUsiUman 70 On th~ Con.rtihtrion D/Church and State 20
mutlak.S8 onlolojik 100, 115, 143
mutlakiyet~ilik 71 onlolojik engel 62
mUze k(lllUrt149 oral seks 107
mOzik. 25, 31 organik. 13, 21, 35, 105, 138; bir y~am
larll olarak ktliiUr d\l~llnc~i :W; bUyUme
N 136: detenniniun 13; egetileme 141:
Nabuk.adnezar Ill k\.llti.lr 22. I41: sUr~ 38
Nanda, Meera 93 organik~i 143
narsisi1m 129 organizmac1 nostalji 93
NATO 61,83 orgUtlcnme 48
NATO yUksek kiJIUirU 66 orguuu din 144
Navajo 24 orta smtr 28, 67, 85, 105, 106, 107, 147
Nu.i 57, 58, 78 oru suur terminolojisi 19
Nazi Aln1anyas1 94 o~a~ 70, 100 147
negal if yeli 59 ortak. bir kOltUr 135: deJerler 36: dil36:
neof~ist hUcre 80 elki 77: kUIIUr 140, 143, 151
neof~i7.m 80, 88 orta-solliberal demokrallar 111
nesnclejtimte 82 Orwell32
165
Oswald 121 p
ot.antik 128 Pall MaJt 68
otantik olun\lama 81 panteon 86
otokra.si 13, 93 paradigma 26, 28, 69
otonornJutuk 127 paradoksal49
ot()pilc 18 Paris 78.93
otorite 59, 60, 75, 82, 87, 89, 91 panizan 89, 123
otoricer IS2 partizanllk 27
ororiter kapitalizmi 64 Pascal Sl
oedipal127 pastoralcilik 123
oedipal vah~et 20 patolojik 53, 1~
Mce kUIItlrU 99 patolojik idti. II
~~etisel sisr.em 152 patri.:a 75
lSI9U1UIUk 28 paz.ar 66, 87, ISO; gU~Ieri 149: k1Jhi1rtl 87
oiUrn dUrtUsu J29 pazarlama 147
bn-anlBYlilar 134 Pekin 106
orfi hukuk 39 pembe dizi 66, 99
Otcki 37, 114 llS, 130 pervas1zhk killtartl 49
atekiler ~o. 124 philisline S2
ijtekilik 38, 107 phronesis 41
ozbitin~ so Picasso 10
02:bilin~lilik 82, 13S piercing 105
ot<:U 114 pitta 76
<Szctmuc 110 Pleb S2
<Szd~l~ tirme 124 pleb f&.iizmi 85
ozde.$1ik. 25, 59, 89, 149: ktllturleri 92. 99, po~l~ maudil S2
102. 151; olank kUllUr 69, 79, 92, 95, polis kantini kUltUrtl 25
98, 99, 142, 144, 150: politikalart 79, poUs k\lltUrU SO
92, ]03, 148 politik. 53, S4, 94, 102, Ill, 118; saj 11:
~zel mUikiyet 67 sol10
azel sa!llk sigonast 133 politik.a S3, 9& 143
oul~tirel SS politikJ~tirilmi~ kUll11r 149
6zel~tiri 81 Po1ixenes 11
ozerk 34. 69 Pope. Alexander 66
~te;lik 142 poplll~ L0,36, 71, 84,8S,86,99, 123.
(S~]ik ktlltUrU 103 124, 137: demokrasi 103; duygu 99:
ozgUl kirnlik 99: .ki.lltOr 69, 97~ y~am bi~i- iNn~ 11~; kUll\lr 22, 43, 99, 134, 136,
mi olarak lcUlti.lr 9S 147, 1SJ: Y8i3J1l Wll olaralc kUitUr 132
ozgUile§tinne 126 popUlist 21, 37, 52, 65, 132. 138, 146
ozgillUik 45, 89, 94 popWizm 93
6zgOc irade 10 1 pQmo 51
ozgUrl~me 102 Portekil: 84
otgUdqtirici t)peti SO Pono &4
otgiirlCitirme 15 poslbireysel103
ozgutlUk 11, 13, 14, 26, 28, 102 poslemperyal 148, lSI
ome 101, 115, 135 postkolonyal 78, 79, 98, 102; dev let 15;
ozne lcUIIUrU 92 d'Unya 92: ~zne S 1; uluslar 93: yazm ISO
~znellik 17, Sl posOc.olonyaiist 102
omeye donu~ 149 poslkolonyaliz:m 24, 78, 94
166
p<~slkoJonyaJJikJ49 103: meJezciJer J43: poJil:ika 79, 8J, 97:
postmodem 25, 40, 41. n.
86, 87, 89. 101, prolc.sto olarak. kU1tUt I.So-: romantik.Jcr
102, lOS, 110, 112, 132, 145, 148; Batt 22 33: :siyasel 51
93; fWOiulclar 143: g~recelik. 23; kent 89: radikaller 66, 97
kimlik politikalan 24: kUit l 31: kUitUr Raleigh, Sir Walter 54
79, 86, 92, 98, 98, 99, 103, 147, 149: rasllant1s.al likelier 88
ld.lltUrelcilik 109; lruram 31, 57; model rasyonalisl82
ISO: olreti 93: reformizm 70; sol 149 rasyorudist sol 139
J)Qslmodc:miulcr 24, S$, 57, 71r 143 rasyonaJite 14, 39, 73, ?9
postmodemizm 22, 23, 26, 27, 36, 54. S6, rasyonalizm 10 I
79, 86,87,88,90,92,93,95,98, 100, rasyonel28, 71, 75, 97, 106; c:l~tiri 22;
103, 126, 145, 146, 150 yanuema 39
postsiyui Bata 150 ra.syonelle.$tirmc S3
P<Jstyap1salc1 107 ra.syonellik 73, 74
postyarusalcahk 40 R~alpolitik 3J
pozilivist 112. reel pazar 91
pozitivist sosyoloji 64 refah 34,60
po.zitivizm 37 Regan 120, 121
pfl.gmatistler 70, 71, IOS, 111 ugga~ 78
pragrnatizm 90, 111 rejim 119
pratik ahlik 54 reklarnc1hk 41
pr.uik. ideolojiler 46 re~im 2.5, l44
Pfemalure Ulopya 16 re(orik 16
Primitive Crdturc 46 Rheirns Kaledlali 19
prise d~ position 96 ritUel 38, 39. 41, 86, 138, 139
proletarya 31 Ritz46
proleter 146 roman 125
proleter kUitUr 141 romantik: antikolonyalist sempali 22:
Ptote-Slall ! 0 1 .hUmanist gelenek 27: irOJJi 29; .kOIUlr
Protestanhk 100 38: milliy~iler 36, 73 74, 17: organiz..
Prol~slan Yiiruyiqii 41 macJhk. 38
prot~IO 81 r<Jmantikler 20, 22. 23, 26, J I, 40, 62, 68,
proro-postmarksist 4S 75,76,82
Proust 87 romantikle~tirilme 22
provokatif ISO romanti7m 16, 33
psikanaJilik J17 Ronesans 74
psikanaliz40, 42, 117, 149 Rony, Richard 60, 61, 70, 71, 105, 109,
psikolojik 88, 130, 150 I 13., 114
psik.olojik ka.J•asite 131 ruhhan uruf1 137
pUriten 107 Rus avangardJ 103
pUritenlik 106 Ruskin '26, 30, 35
Pu.pcin 142
Pynchon, Thomas 125 S-~
sadi:zm l29
Q-R wfarkhhk69
qkidditas 70 sat ijzd~lik 69
Racine 66 sa!gorUliliUk 130
radikal21, 32, 53, 78, 122, 140, 141, 151: sa~hk bakanhga )$
aktivistler 147: e~itli~ilik 66: kil.liUr sahiplenici bireysellik 142
167
Sahlins, Marsh:tll 41 Silili 73
Said, Edward 25, 51 simetri 26, 27
Sami 109 simsayasal70
sanat 19. 25, 26, 29, 30. 31, 32. 33, 3S, 36, suuf 41, 44, 56, 81, 139, 146, 147:
41, 46, 47, 48, so, 52, 54, 60, 61, 64, 70, mUcadelesi 36: polilik.alan 81, 1.52
77, 79, 92, 133, 133, 145, ISO; eseri simfsal22
124: 4>larak killttlr 34. 50, 56 sm1fs•:t toplum 81
sanat~1 14 iirketl~me 37
sanatsal 18, 32, 4~ 47, S4, SS, 8<1, 124: bil· Sup 114
in~ 138: ~ah~ma 31; imgelem 35: kanon sistem 88, 91
70: kt111Ur 64, 124: ve enleleklUel sistematik diJ~Unme 52
~ah~nudar kUlliyall olaralc kUltU:r 139: Sistine ~apel 12&
yaratJ. olarak k\lltOr 30 sivil toplum IS, 17, 128
sanayi 45: kapitalizmi 26, 30, 31, 53, 82: siya5al 59, 92
toplumu 37 siyasal milliye~ilik 75
Sapir. Edward 44 siya.set 15, 16, 25, 26, 27, 28, 31, 32, 41,
sava~ 152: ~1U 56: sonra."a tngillere 48 42,57,65, 74 73, 74, 75, 76, 7&, 79,96,
Schiller, Friedrich 15, 17, 26, 28, 29 97, 103, 144, 146, 147: dU~cesi 131;
Schleiennacher 61 felsefecisi 125: olarak ldlltllr 56
ScMnberg 147 siyasi 16, 17, 19, 21. 24, 27, 28, 29, 30, 32,
~kinci 45, 78. 84, 87, 132, 137, 141 35,36,36,39,47,48,51,5~53,65,66,
s~kinciler SS, 65 142 72, 72, 73, 76, 85, &6, 95. 96, 99, 103,
sc~k.incilik57, 86 93 106, 119, 122, 123, 124. 137, 140, 142.
~k.inler 85, 138, 139, 140 143, 144. 146. 148. 149, 153: adalet 26:
~ehir planlama 39 alan 61: ara~salhk 27: baguns1Zhk 16;
~hvetli tatmin olarak kt.lltUr 87 benlik 16; bildiri 68: birlik 75, 84;
s~int~trJ 6S ~a.IJ.~malar 80, 99: 411kar 16; dayam~ma
sekter 16, 51, 86 LSI; devlel 15, 73, 75: devrim ~aA• 24:
scmbolik 116, 127: a.rat; 115; dllz.en 116, dirent; 118; d\lzen 26; ele~tiri 42, 119;
128: .soyutlanu 117 evrensellik: 74; gil~ 78, 98; ilaidar 63;
sembolizm 152 k:ar~1tltk 14: kriz ~7: mOcadele 144:
Senato 109 muhalefet 1S2: olarakdogruluk. 107:
sendilca 48. 80 Olgutlenmc 56: ozgUrl~me 81; partiler
sendikalar 47 99; prOieslo 104: radikaller 69: ...d.ah
serbest pu.ar 87 ll9: sistem S6: sol71, 139, 146: toplum
sermaye 94 33: Ulopya 77; yurt~bk 16
~eylan 92 siyasil~tinnek 54
~eyt.ani 34 siyonizm 92
sezgisel 48, 121 sofisl~e 34, 42
se7.giscl yetilcr 62 Sofistler 71
Shak~pear~ II, 66, 67, 102. 103, 121, So!uk Sav~ 88, 146
122. 123 sol 66, 149, ISO: kiillurc1 karamsarl1k 145:
Shelly 53 rasyonalistler 141
Sibirya 72 solcu ldlliUr 146
~iddel 116, 129 solculuk 32
~iir 31. 53, 71, 138 somatik 116
fiirsellik 45, 85 somllr!e 62
silah kUIU.IrU 49 somUrge ki.lliUril 49
silah lcuiUbU 1!0 somilrgeeilik 36, 61
168
somUrll 34, 116, 124, 127 Tannnm lradesi 90
somUrulme yetisi 34 Tannnm ozgUrlUgil100
somut birey 95 T81Ulsa1 110
Soper, Kate 71, LOS, 110 unnsal eylcmlilik II
sosyal31, 37; den\olaasi 149; demokratik Tannsal irade 100
70 Tannsalhk 10, 57, 107, 108
so:syalist 94, 95, 96, 149; enlemasyonali7.m Taoim\49
61, 9S: hareket 94 wih IS, 25, 128
sosyalizm 33, 35, 95 tarih.i sapma 18
sosyolog 46 tarihin degi~tiritemezligi 88
sosyoloji 37, 44, 54 t.arihin sonu 145
sosyolojik kuram 44 wihoncesi 34, 128, 146
~venizm 73 tarihsel 11, 25, 29, 33, 36, 53, 61. 69, 71,
:soykmm 58, 84 116, 145; gorecilik 71: hayvan 120; kriz
soykuun klllturu 58 3~ 36: ld..tl«<r 67: mateT)·alizm 127:
soylcUttlk 128 milieu 67
soylem feti$itmi 107 tarihselciler 71, 54, 124, 125
soylem kw"arm 149 tarihselcilik ll2
s-Oylemsel53 tarihselle~tirme 110
Soytan 121 1arihsellik Ill
soyut haklar 74: rasyonalizm 71: topluluk.- ~Mihsonras• 79
lar 97; yurt~ 95 lcalrelle~tirilme 108
soz uydwma 46 lek Waf11llk 27
soz.sel 120 1ekil JJO
spekiilatif 136 leknokrasi lOS
Spengler, Oswald 20, 145 leknoloji 19, 31, 116
spor 45, 86, I OS, 133 telos 18
St. Pctcrsbwg 84 temelci 125
SLaliniztn 146 lcrnirligin tarihi 57
Standish 101 1'ennyson 53
slalUko 17 teolog 100
Slciner, George 84, 145 teoloji IS
Stcndhal 65, 66 terbiye olarak kUitW' 23
Stravinski, Igor 39, 43, 99 terminoloji 51
mq J28 Tlrana/Q.r 129
su~ oltap olarak kUit\lr 58 The Fateful Questions ofCultllre 49, 57
su~luluk 129, 152 The Long Revolfltion 48
sUperego 129 The Uses of Literacy 145
siipermarketler 106 ticaret 102, 145
suppl~ment 12 ticaret ruhu olarak. ldlllilr I SO
surekli i~sel mu1suzluk 129 ticari killttir 79, 81
sUrrealist ~iir 47 ticaril~tirilme 87
~Dpheci 42 tikcl 17, 29, 49, 59, 60, 69, 70, 71, 73, 74,
~iiphecilik 89 76, 77, 88, 96, 103, 113, 115, 126, 133:
allki.IIU!r 91; insanhk versiyonu: killlilr-
T ler 67, J19
Ta.ine 52 tikelci 148
lamamlay1c1hk olarak killtilr 119 tikelci ar11klar 70
Tann 26, 51, 53, 68, 83, 100, lOS, 109, 135 tikelcilik 50, 56-58, 77, 78, 85, !>S, 95, 99
169
tikelltr &8 U-0
tikellepne 9S Ucuz Re~mara 91
tik.eUik 89 Ulster 88, 93
tunalhane 81 ulus 72, 76, 99, 108
lunpanaro, Seba.;liano 11 0, 130 ulusal 18, 45, 51, 87, 92, 107: birlik 77;
lin 17, 27 68, 84 ekonomik 17; ldiltUr 74~ milliyet.yilik 75:
tinin ~zerklili 13 &zgUrlevn.e mUcadeleleri ~jalll48;
tinsel 10, 14, 20, 42, 61, 66, 82, 83, 116, o7.g'{h"Jt4me hareket.leri 24
128, 136; alan 61: bilin~ 138; deJ:erler ulu~uk78
87; idmWt. 54; ilellemt. 18; mil,af IS; \llus-devlet 36, 72, 73, 74, 76, 77, 78, 94,
oloritc 87: ~zd~ik 76; relorik. 83; 96. 97, 145, 151
ustUntWt 136: astyap1 as ulussuzluk 57
tinseJlik as U$Sall~u.rma 90
tinseUik. olank k:WtUr 87 Utah 88
tiranltk. 69 uygar 16, 18, 18, 26, 28, 39, 61; a1lnllt
Totyo78 114; ktllrttrU 90: 1oplum 33
Tolstoy 67 uygarl~ma 22
topluluk 58, 74, 96, 14S, 151 uygarl~manu~ 37, 52
toplum 116, 137 uygarll.k.l8, 19, 20, '21. 22. 23, 21. 31, 38,
tOp1wnsa11l. 19, 20, 30, 31, 32, 35, 36, 39,40,50,61,68,8~84. 126,127,128,
38,38.39,40,41,4S,SO,S4,64,67,68, 129, 130, 145, 145
96, 110, 126, 113. 139: alan 147: birlik Uygar/lg11t Hrawsuzlulu 129
54~ birlik i b i 36; ~ 29; cinsiyel69, uygarllk olarak kUltUr 24, 32. 79, 79, 80,
131; de!erler 151; det,i~im 30, 140: 95,98, 132, ISO
dUun 22, 33, 54, 61, 87, 137, 143: eg~ uygarhkJar 129
men 147; elt4tiri 17: geli~im stireci 18; uz.l~ma28
g~eklik. 26: ~ 17; hayvan 123: uzrnanl~ geli$meler sistemi 142
istikruslthk 82: karaklu 143; k~ 69; uzun devrim 82
ldlltUr 22; ol~wn lcUhUrU 97: Omellik. O~cU. OUnya 24, 100
alaru 52; smd' 141: ~mdlar 138: sis~em univusite SS, 99
ler 46: varol~ 42:. yarg• 42; y~am 11, uretim bi~ 100
79, U4, 127, lSI, 152 uretim sistemi 147
toplumsalbk 131 Ust s:uuf 85
toprak. egemenlij.i 74 Ust s:unf k.Ullllitl 133
Tory66, 143 Ustdil114
«Szsel49 UstkWWr 91
Trilling, Liane114S UStUnctllUk 93
1\Jareg ld1Jeort14S Ustyapl JO
Tudor dramaSJ. S1 Utopik. 22, 8~ ele~tiri olarak kUIWr 30, 31:
IUbti.cit~tiribne 41 Utopi.k. siyasd 28
IUkcticilik. 98, 146, 147 Ulopya 26
tungusla:r 12
tUr o1w; 118 v
TUrk44 varolll$ 26
nnarhllk~Jlar Ill varolu~u 71
lUtSakhk imgesi 114 varo~lar SS
Tylor, E.B. 46 v~hk haklan 36
Venli 142
Vagilius 66, 83
170
Kendine ym'&A do~al varhklar rOlmadtgtmt.z gibi~ _dOQU§tan kUimrel 'Vafhldar
da deOill~. H~yatta ltalmak lQin dogay'la aram~tzdaiKi u~urt.!l· mu ktl turle
kapatma:k zor~:;~nd~1z . Eaglelen, her zamanki a.k'c' ve ~rp, 1c1 anlat1m1yl~,
b~f1 esi:ne mee.bur o dugumul ~Oilt(l·r mu§OneesjliJ(n gegmif~n gOnOmuze
·zi:ni sO li'Y'or. F-arkh kUit01r ytHurnlannt titlzlikfe, 'rdeleyerek tarittmay,a
a~arken , bir y,a:ndan toplum _ta~ar, lmlarlna,. b;r yandiEJn da it!feGif Qj~nl· n
be trleyicdigine <;:fkka.t rQektyor.
Egemenr k kurm.a/direnrne· sUre~leri~r.~de, ashnda dogas1 geregi pol;tlk
Be,. g:etirf~i~ni de ortaya ko.yan
~olma.yan; ildlltot,un pol'itikanr rn arac1 ha.li1
Eagleton, omegin, ~~ndtrti evrensene,tirme ~sinda olan Batt kutlUrunun
yeni dunya du:zeninda klasik san~t ·eserinde o'ldugu rgibi bof,unun g'.e(i~mesi
'gln her 'bUefe,nin ·stikr.an .gereldf dQ§iln~~ siy-! e diger klOlrltJrlerin 1§1erine
bumunCJ soku~unu ve kend evi sayc:hg1 dunyay~ istecfiQi g1bi duzenl·emey~
kaJk1~1n gozler 0niltte. s,eriyot. B,iztere, ~~insani o1an hi~lr ~y· bane. yabanel
degW' sezunun bugOn e~ki tncel.ijinden o:ld~kga uz.akla§mt§- bit ~ekih:t~e
1
'YeryUz:Onde her geri Kalm~~ bolge 91.kartarnn~z i~in tehdit o'U§tiJrabrli'rte
donU§li..llrU'Iu§uA,O Jiz.letlyor ve i'ster itsteme~ du§'(indirOyor.
'Ki:irlt,iJrQn dia, mi'lliye~t9ilik~ kl.UtOrelci.likf se.qkinciUk, dogal,cuh k ulus-devl·et,
1