You are on page 1of 171

y

TFRRY EAGLETON
1943'te Salford'da dogdu. Olduk.ya yogtm bir Katolik ejilimi aldllctan sonra,
Raymond Williams'tan da dersler alacaga Cambridge Oniversitesi'ne girdi. K1~
sa bir siire burada lngiliz. Edebiyan BOiiimii 'nde ogretim tiyeligi yaptJ.. Mane~
hester tlniversite.si 'ndeki ogretim. iiye:ligini ha.Ia stirdiinnekted.i.r. Ntw Left Re~
view ve New Stat~sman de~gilerine yillanhr yaZllanyla kadada bulunrn.a.kladtr.
Eagleton, ilk iki kitabmda. Shakespeare and Society (1961) ve Exiles and Emig~
rt.r"te (1970) ed.ebiyatJ. Katolikliklt sosyalizmin ilgin~ bir sentezini y:aparak
yak.J Ol¥yordu. Sonraki ydlarda ooylesi bir sentez. aray1~ndan koparak Althusser
ok:ulunun edebiyat kuranu alanmdaki en onemli adJ. Pierre Macherey'nin izini
stirecek, "btiti.inltik", "organi.klik." ve "yansuna" gibi Hegel kokenli k.a.vramla~
nn edcbiyal yaplllanna ~ozi.imlemekte kullandmalanna ka.J11 ~kacakl1~ Mar-
xism and Literary Criticism (1976; Etkhiyar Elejtirisi Ozerine. ~ev.: H. Go-
ne~. EI~1iri Yay., tarihsiz.) adh yapLilnda Ma!ksist gelenekl.eki benzer egilim-
leri sen .bir bi~imde ele~rdi. Criticism and ltkology (1976; Ell!~riri VI! i«olo~
ji, ~ev.: E. Tanm..S. Oztop~; heti~im Yay., l9&5)kitabmda ise yaplsa1Cihl1an
esinlenen bir "metinbilimi'• kavrayt~ma maddeci ve bilimsel bir i-terik. kazan- . ·
dmnak i'rin, edebiyat yap1t1 ile ideolojiler anumdaki "yans1tma" kavrammm
ku~adlg1 k.ann~tkhktaki iH~Ieri inultdi.
Eaglea:on, metni "~Iklamaya" 'rah~ SO'lerdeki bilimsel yOne.limini yav~ ya-
vq teik ederek metni •'kultanma.ya•• aguid.c veren, daha siya.sal bir yakl~un1
benimsedi. Walter Benjamin or Towards a Rnolu.tionary Criticism (1981), Li-
rerary Theory (1983; Edtbiyat Ku.rann-Girij. ~ev.: Tuncay Birbn. Aynn11 Yay.,
2004) ve TM Function of Criticism (1984; EleitiriniTI Gor~vi, ~ev.: !srnail Se-
rin, Ark Yaymlan, 1998) gibi yap1tlannda, Benjamin'in yam sua, Mikhail
Bakhtin, Derrida, Wi.ugenstein, Foucault ve feminist hareketin bu siyasal
yakl~m1 bUyU.k <H~de etkiledigi gorilliir.
Edebiyal kuranu alarundaki bu ~wpnalannm yanmda. edebiyat ''pratigine" de
bula§Dlq) Brech, and Compmay (yay:Imlanmads) ve Saint Oscar (1990) adh iki
oyun ve tek romam olan Sai11t.1 aNI SC'Itt>lar.t'l (1987; Azi:ler vt Alimler., ~ev.:
0. Akmhay,Aynntl Yay., 1998) yaznu§tlr.
Dt<i ER YAPITLARI: Myth..s of Power: A Marxist Study b/ the Bromls (1975);
The Rape of Clarissa (1982; Clarissa•run lgtaJi); AgaiiJSt The Grain (1985);
Shakespear~ (1986; William Shakespeare, ~ev.:A. CUneyt Yalaz, Bogazi~i O'ni-
versitesi Yay., 1998); The Ideology of The Auth~tic (1990; Estetigin ilkoJoii.ri,
~ev.: Billend GOzk:in vd.. Doruk Yay., 2002); ltkology: An Introduction (1991;
ideoloji-Giril. ~ev.: Muttalip Ozcan, Aynn11 Yay., 1996); Heathcliff and TM
Grec.t Hunger (1995); The lllusioruof Po.stmotkrnism (1996; Postmotkrnizmin
Yamlsamalan, t;ev.: Mehmet Ku~ Aynnb Yay., 1999); Th~ Gat~ueper
(200 1; Kap' Be~isi, ~tev.: Gok~en Ezber&.Rana Kahrarnan, Bilge Killrur Sanat,
2002): The Itha of Cu ltr..u. (20C(); Kill tur Y(munlan, c;ev.: Ozge <;elik, Aynnu
Yay... 2005) Sweet Violt11ce- Th~ Idea of tlu Tragic, 2003 (Aynnta Yaymlan 'nm
programma alUlllll§llr).
Aynnu:452
/11Ctlt~ dizi.ri: 199
KUltU:r Yorumlan
Terry Eaglttorr
!ngili!-CCden ~viren
Otgt 9tliJ:
Yay ana haur1ayan
MYgt Karalom
Kitabm ozgilit adJ
Tht /d~a Df Culturt
Blackwtll/2000
baslillDldan ~vrilmi~-
e Terry Eagleton
Bu kilabm T~e yayun hakbr1
A)'TIIltl Yaymlan 'na aitlir.
Kapak illUstrasyonu
St~in, Allan

Kapak dUzeni
Arslan Kahrama11
])fulti
A.. Tanstl Mrm~cu
Basb vecilt
StM Ofstr (0 212) 613 38 46
Birinci ~as1m 2005
Baskl adedi 2000
ISBN 975-539-446-X

AYRNn YAYINL.ARl
. . "'"""·I)TiNiyayin\ari.c:om.lr & in!o@aynnhyayinlari.com.lt
Du.dM!)·e \tpC$1 St. No.: 23/l 34400 c;rmbalil1t1st Tel.: (0 212.) 518 76 19 F.W: (0 212) 516 4517
Terry Eagleton
Ktilttir Yorumlar1
,
Edward Said e
i~indekiler

I. KOLTOR YORUMLARI .........·••••.....•.•..•..•••• 9


D. KOLTOR KR1ZLERL ............................... 43
m. KOLTOR sAVA~LARI .................•••........•• 65
:rv. KOL'TO'R VE DOGA ..........
, . Ill ....... 1-04-
Ill ........ II .......

V. ORTAK BlR K0LT0RE DOGRU ...................... 132.

- D.tz.tr..l • ............................................. 153


I
Kiiltiir yorumlar1

"Killtiir"un ingilizcedeki en ~Ik kelimelerden biri oldutu


soylenir; bazen de Zit anlaml1S1 sayllan terim -yani doga- en kar-
m~lk kelime Wlvaruyla onurlandmhr. Her ne kadar bugiinlerde do-
.~ay1 kiilttirtin rurevi saymak moda olsa da kliltiir etimolojik a~lClan
dogadan tiiremi~ bir kavramdu'. Ozgtin anlamlanndan. biri H~ift~i­
lik, ya da do!!al geli§me e~iJimidir. Ayru §ey huk.uk ve adalete ili§-
kin kelimelerimiz kadar "sennayen, "stok", "fmansal" ve '"sterlin"
gibi terimler i~in de g~erlidir. "KiiltlirH ile ayru kokten gelen 11 CO-
ulter", saban demirinin agzt demektir. insan faaliyetlerinin en ince-
liklisine i§aret eden kelimemizi emek ve tanmdan [agriculture], ge-
lijim [cultivation] ve iltiinden [crops] ahnz. Francis Bacon, "ktiltilr
ve zilmin i§lemnesr" derken, uhayvansal ve zihinsel aUk arasmdaki
farkhhk m1?'' diye duraksatacak, imah bir ifade kullanmt~tlr. "Ktil-
tiir" burada faaliyet anlanunda kullarul~trr ve bir olu~a i~aret et-
meye b~lamastna daha ffOk zarnan vard.Jr. Zaten daha soma da
muhtemelen Matthew Amold'a kadar, "ahHiki" ve "entelektiiel" Sl-
fatlan gibi kullamlrru~. tek ba§ma "ktilttir",. kendi i~inde bir soyut-
lama olamami§tU.
Qyleyse. giiniimiiziin poptiler deyi~lerinden "kiiltiirel materya-
Iizm'', etimolojik a~1dan, gereksiz bir tekrar i~rrnektedir. "Kiiltiir''
b~lang1~ta tiin1tiyle materyalist bir siireci imlemi~. zamanla meca-
zi olarak tinsel meselelere kaymt~tu. Buna bagh olarak kelime,
kendi anlam haritasmt ~lkanrken insanhgm ktr ya~ammdan kent
ya~amtna, domuz besiciliginden Picasso ·ya. toprag1 i~lemeden ato-
mu par~alamaya uzanan tarihsel degi§imini de ge,zler ~ntine serer.
Marksist tabirle, altyapt ile iistyapryt tek bir kavranun ~at.ISJ altmda
toplar. Belki de ge~mi§imizin klthg• ve kurulugudur .. geli§mif'
[cultivated] insan oldugumuzu farz ettnekten ald.Jguruz hazztn
kaynag.t. Bunun yamnda, kelimenin anlamsal degi~imi de olduk~a
paradoksaldu: Kent sakin1eri "geli~mi~". ge~ekten toprag1 i~leye­
rek ya§amlanru stirdtirenlerse geli~memi~tir. Toprag1 i~leme konu-
sunda geli§enlerin kendilerini geli~tinne olanaklan daha azdrr. Ta-
nm, kiiltiire zaman b1rakmaz.
••Ktiltiir" kelimesinin Latince kokti, tanmda geli~imden ik&net
etmeye, tapmaktan korumaya kadar bir~k anlama gelen colere' dir.
"ik§met etme" anlanu Latince colonus'tan gelir ve gtiniimtize ~'ko­
Lonyalizm" bi~iminde ula~mt§tu. Bu nedenle, Kultur ve Kolonya-
lizm gibi b~hklar da klsmen bU" tekrarlama jyerir. Bunun yarunda,
modern ~agdaki kiiltiir dii~iincesinin. solan ~kmhk ve tannsalhgm
yerini tutmaya ba§lamastna ko~ut olarak colere de once Latince
cultus olmu~, daha soma da dini bir terim olan "ktilt" [cult] haline
gelmi.§tir. Ktiltlirel hak.ikatler -insanlarm ister yiiksek deneyimleri,
ister gelenekleri olsun- bazen kutsal hakikatlerdir; korunur ve say-
gi goliirler. Oyleyse ldiltiir, dinsel otoritenin gorkemli konumunu
miras almi~t.Jr. Bununla beraber, ktilttirtin i~gal ve istila ile de ger-
gin, huzursuz bir ili§k.isi vardtr~ kavram sfirekli olarak bu pozitif ve
negatif kutuplar aras1nda gidip gelir. Ayru zamanda hem politik so-
to
lun aynlmaz par~alanndan, hem de politik sagm y~amsal gerekle-
rinden biri olan nadir dti§tincelerdendir ve bunun sonucu olarak son
derece karrn~lk ve muglak bir toplumsal tarihe sahiptir.
"Kliltiir" kelimesi ~ok onemli bir tarihsel de~i~imi izledigine
gore, baZI temel felsefi mese1elerin de ~ifresidir. Bu kavramda 5z-
gtirltik ve determinizme, eylemlilik ve dayanlld1hga, degi§im ve
kimlige, verilen ve yarattlana ili~kin pek rrok soru muglak bir bi-
r;imde odak noktast haline gelir. Killttir, aktif dogal geli~me egilimi
an1amma geldigine gore yapay ve dogala. diinyaya yapttklaruruz ve
diinyarun bize yaptiklan arasmdaki diyalektige de i~aret eder. Epis-
temolojik a~ulan "gerrrek~i" bir dti~iincedir; zira bizim otemizde bir
doga ya da saf bir madde oldugunu gosterir. Bunun yarunda, .. ~a
edici" bir boyutu da vardu; ~iinkii bu saf madde insan deneyimine
gore anlamlL bir §ek.le sokulmaluhr. Oyleyse asd mesele, k:tiltiir-do-
ga ~1thgmm yapu;oztime ugraulmasmdan 90k "kiilttir" teriminin
zaten boyle bir yap1~oztim oldugunun fark edilmesidir.
Daha diyalektik bir bala~ a~Jstyla soylersek, dogay1 donti~tur­
mek i~in kullandtgtmtz k\ilttirel ara~larm kendileri ashnda dogadan
tiiretilmi§lerdir. Shakespeare'in The Winter's Tale'indeki [Kt~ Ma-
sallt Polixenes bu dwumu ~ok daha ~iirsel bir bi~imde §5yle ifade
eder:

Olsun; dogayt geli§tiren ar~lar da


dogarun kendi yarattJ.gt ara¥1ardrr ancak:
dogaya katklda bulundugunu soylediginiz sanat da
dogarun kendi yaratttgi bir sanattu... Dogayt onaran,
daha dogrusu, deii§tiren bir sanattu bu;
ama sanatm kendisi dogad!r.
IY. BolUm., IV. Sahne

Doga ktilttir iiretir, kiiltiir de dogay1 degi~tirir: Bu, kiiltfuii, dogarun


siirekli bir kendini degi~tirme aract olarak goren tinlii son donem
Shakespeare komedilerinin bilinen motiflerinden biridir. Tem-
pest'tak.i [Flrtlila]- Ariel her §eyiyle Tannsal eylemliligi, Kaliban

• K1~ MasaJJ, 9QV.: Turan Oflaz~tu. KOitOr Baka.nllgt Yaytnlan. Ankara, 1979, s. 71
,.. FJrttna, s:ev.: can YOcel, Adam Yay., istanbul, 1991, s. 50.

11
da her §eyiyle dunyevi dayan1khhg1 temsil ettigine gore. daha diya-
lektik bir ktiltiir-doga etkile§imi~ Francisco'nun gemi enkazmdan
yuzerek ~.tkan Ferdinand betimlemesinde bulunabilir:

Bag1§laym. ama
Cenkle~irken gordiim onu dalgalann s1rtmda
At biniyordu adeta. Dii~manca sulan yanp
Dort nala gidiyordu. Kar§asma dikilen
En azgm siivarileri hep devire devire ...
Ba-§1 dimdi.kti oyle, kopuklerin iizerinde,
Kollan bir ~ift kUrek, voltahyordu sahile.
Sahil ki egilmi§ti, oyuk kayallklanyla
Kurtarmaya sanki onu. Hi~ ku~kum yok, efendim,
Sagsalim ~t.tknu~lardrr karaya.
II. Bo1Un1, I. Sahne

Yiizme. soz konusu etkile~ime uygun bir imgedir. ~tinkil ytizticti.


her kaban~mda bedenini su yiizeyinde tutarak hayatta kalmasuu
saglayan akmllya, dalgalan aktif bit;imde ku1lanarak kendisi yaratrr.
Ferdinand da1galarla yalruzca "sutlanna binmek" it;in '~cenkle~ir";
hi~ esnek o1mad.Igt gibi insan bedenine de "dO.§manca" davranan,
hastm, boyun eymez okyanusta dort nala gider, onu yarar, devirir;
kollan bir ~jft ktirek gibidir. Zaten okyanus uzerinde etkili olmasi-
na olanak saglayan da ~te bu diren~tir. Derridact "ek"le [supple-
ment] peki§en her ~eye zaten dahil olan doga kendi a~kulltgmm
ara.~lann1 kendisi iiretir. Daha sonra deginecegimiz gibi~ kliltiir de-
digimiz fazlada garip bi~imde gerekli bir ~eyler vardlr. Doga her
zaman bir anlamda kiiltiirelse, kiiltiirler de kendileriyle doga ara-
smdaki stirekli ah~veri~ten, yani emek dedigimiz ~eyden olu~urlar.
Kentler ah~ap. kum. demir, t~. su gibi ma1zeJuelerden kurulur ve
bu nedenle de k1r ya~anu ne kadar killttirelse onlar da o kadar do-
galdJr. Cografyact David Harvey, New York kentinin "dogal olma-
yan" hi~bir yan1 olmadagm1 savwlUr ve kabile toplumlannm doga-
ya, Batl'dan ~'daha yakm" oldugunun soylenebileceginden ku§ku-
ludur.1 "imalat" kelimesi oztinde el becerisi anlamma gelir ve buna
--------
1. David Harvey, Justice, Nature and th.e Geography of Difference, Oxford. 1996,
8. 186-188.

12
bagh olarak da ''organik''tir. Ancak zamanla, mekanik seri tiretimi
kar~tlamaya b~lar ve "insanstz imalat bOltimleri"nde oldugu gibi,
us1ahg1 ktit;ilmseyici bir anlam ahr.
Ktiltiir aslen <;ift~ilik anlamma geliyorsa. hem dtizenlemeye
hen1 de kendiliginden btiyiimeye. geli§meye i§aret eder. Ktilttirel
olan degi~tirilebilendir; ancak. degi~tirilecek bu ~eyler kendi ozerk
varolu~lanm ellerinde tutarlar ve bu da dogan1n boyun egmezligi-
ne uygundur. Bununla beraber kiilttir, kurallara uymakla da ilgilidir
ve bu da dtizenleruni§ olanta dtizenlenmemi§ olan arasmdaki etki-
le~imi i~erir. Kurallara uymak. fizik yasalanna uymaya benzemez;
~iinkii o kurahn yarattcJ bir uygulamasliU kapsar. 2-4-6-8-10-30 sa-
yiian kuralh bir diziyi temsil edebilir pek§Ja, yalmzca alt~km oldu-
gumuz dizilerden degildir o kadar. Ol~iistizlilgtin sanctlanyla geri-
lemenin sonucunda, kurallann uygulanl§tna ili~kin hi~bir kural kal-
mayabilir. Zaten, boyle bir a~1k u~luluk olmadan kurallar kural. ke-
Iimeler de kelime ohnazd1. Ancak bu, bir hareketin her durumda
kurall ara uyma sayJlabilecegi anlamrna da gelmez. Kurallara uyrna,
ne anaqi ne de otokrasiyle ilgilidir. Kiiltiirler gibi kurallar dane tti-
miiyle rastlanhsaldtr ne de kesin olarak belirleruni~tir: ba~ka bir de-
yi~le~ her ikisi de ozgiirltik dii~iincesini ir;erir. Ktilturel gorenekler-
den tiimtiyte muaf biri. bunlara kOle olan birinden daha ozgtir de-
gildir.
Oyleyse kiilttir dti§tincesi,. ikili bir redde i~aret eder: Bir yandan
organik detenninizmin. diger yandan cia tinin ozerk1iginin reddi.
Bu dti~i.ince hem dogakihg111 hem de idealizmin reddidir: ilkine,
dogada onu a~an ve geyersjz kllan ~eyler bulundugu i~in: digerine
de en prensipli insan eyleminin bile mtitevaz1 kokenleri biyolojimi-.
ze ve dogal ~evremize kadar uzandt~t ir;in kar§t ytkar. Kiilttirfin (bu
a~1dan doga gibi) hem betimJeyici hem de degerlendirici bir terim
olabilmesi, yani ger~kten gosterilen geli~im kadar gosterilmesi ge-
rekeni de imlemesi, hem dogalcthgt hem de idealizmi bu bir;imde
reddetmesiyle ilgilidir. Kavram detern1inizme ne kadar yiiz c;evirse
de hadecilige kar~1da aytll derecede temkinlidir. Ne insanlar s;ev-
relerinin onemsiz bir iiriiniidiir, ne de r;evreleri insanlann keyifle-
rince §ekil verecegi yumu~ak ~amurdur. Kiiltiir dogayt degi~tirse de
13
bu, kesin smulan yine doga taraf1ndan belirlenen bir tasand1r.
"Ktiltiir"' kelimesi tam da yapma ve yapdrna. rasyonalite ve kendi~
ligindenJik arasmdaki bir gerilimi i~erir. Bu gerHim, Aydmlaruna '-
nm soyutlaruru~ ak.lmt yerdigi gibi, c;ag~ bir~ok dti~iincenin ktil-
ttirel indirgemecili~ine de meydan okur. Evrim ve devrim arasinda-
ki siyasi tezata bile -bunlann ilki "organik" ve "kendiliginden",
ikincisi yapay ve istenendir [vou.lu ]- gonderme yaparken, bu bey~
lik antitezin d1~1na nastl t;tkabilecegimizi de gosterir. Kelime garip
bir bi'timde, buyiime ve hesaplamay1, ozgilrliik ve zorunlulu~u. bi-
linc;:li planlama d~iincesiyle planianamayan fazla dti§lincesini har-
manlar; ve bu, kelime i~in g~erli olabiliyorsa, imledigi baZI faali-
yetler i~in de g~erlidir. Ozgtirlillc ve determinizm aras1ndaki kar-
~lthgl krracak bir pratik arayan Friedrich Nietzsche 'nin yoneldigi
§ey sanat olmu~tur. Sanat~I, sanauru icra ederken kendini sadece
ozgiir ve zorunlu, yarat1c1 ve klsttlannu~ hissetmekle kalmaz; bun~
lann her birini rugeri a~1s1ndan da hisseder ve bu eski parampar-ta
kar~1thklan karar verilemezlik noktasma kadar ta~rr.
Kelime olarak k:tilttirtin her iki durumla da yfizle~ti~i ba~ka bir
anlamt daha vardu. Benligimizdeki bir bOlilruneyi _i~leyen ve incel-
ten yanuruzla, bOyle bir incelbnenin saf maddesini olu~turan her
~eyimiz arastndaki bOlOruneyi de imleyebilir. Ktiltiir. ki~isel kliltiir
olarak ele ahndtgmda, yiiksek ve al~ak yetiler, irade ve arzu. ak.Jl ve
tutku aras1nda bir ikilik varsayar ve bWlu hemen denetim altma al-
mayt onerir. Doga a.rttk sadece dtinyanm degil, benligin de tehlike-
li bir bi~ilnde i~tah kabartan oztidtir. Kiilttir gibi bu kelime de hem
~evremizdekiler hem de i9imizdekiler anlamma gelir ve i~indeki
ylkl.ct itk.iler rahatl1kla dt~Indaki anar~ik gti~lere e~deger sayllabilir.
Bu nedenle kiiltilr kendine hakim ohna kadar kendini ger~ekl~tir­
me meselesidir de. Kendini goklere ~tkardtgt kadar disiplin alt.Ina
da ahr; estetik ve ~iJecilik bir aradadrr. insan do~as1 pancar tarlas1
degild.ir; yine de tipla bir tarla gibi i~lenmesi gerekir- bu ytizden,
'ktiltur' kelimesi dogaldan tinsele kaydlkya. ikisinin aras1ndaki ili~­
kiye de i~aret etmeye ba§lar. Bizler ktiltlirel varhklar oldugumuz
k:i\d~r. tizerinde ~al1~tJgmuz dogamn da bir part;astylz. Ashnda,
''kllltt~r·· keJimesinin benligimiz ve ~evremiz aras1ndaki farkltllgt
1·1
aydmlatmaya r;ah§mast gibi, "doga" kelimesinin ama~larmdan biri
de bize bunlar arasmdaki siirerligi arumsatmaya ~ah§maktlr.
Bu kendi kendini ~ekillendirme stirecinde eylem ve edilginlik,
emek harcanarak ula~tlanla salt olarak verilen bir kez daha, bu se-
fer ayru bireylerde birle§ir. Ttpkt onun gibi ~ekillendirilebildigimiz
i~in do~aya benzeriz; ama bunu kendi kendimize yapabildigimiz
i~in de ondan aynhnz. Dunyaya bir dereceye kadar kendini yanslt-
ma ozelligimizi sWlartz ki bu da do~anm geri kalarunm yooeleme~
yecegi bir hedeftir. Kendi kendimizi geli~tiren olarak, ellerimizde-
ki ~amuruz; hem kurtanct hem de kurtanlan, ayrn bedendeki aziz
ve gi.inahka.nz. Kendi kaderine terk edilen gtinah.k.ar doganuz, ne
kendiliginden ktilttiriin gilzelligine yiikselebilir ne de bOyle bir gii-
zellige zorlanabilir; daha yak, dogarun kendini a§mastm te§vik et-
mek i9in onun i9kin egilimleriyle i§birligi yapmahdrr. incelik gibi
kiilttir de stirekli olacaksa, ins an dogasmdak.i bir potansiyeli temsil
etmelidir. Ancak ktiltiire gereksinim duyulmasi, dogarun bir ~eyler~
den yoksun oldugunu gosterir -dogal olan diger canlllann seviye-
lerinin uzerine ytkma kapasitemiz gereklidir, yiinkii dogal durumu-
muz bu canhlannkinin aksine hi~ de "dogal degildir-~'. "Kiiltiir"
kelimesinde ortiik olarak tarih ve siyaset varsa, teoloji de vard.Jr.
BunWlla birlikte geli~im yalruzca kendi kendimize yapt1gnntz
bir ~ey olmayabilir. Bu, bize yap1lan bir §ey de olabilir, ozellikle de
siyasi devlet tarafmdan. Devlet, geli~mek i.yin yurt~lanna uygun
tinsel n1iza~lan a~tlamaltdrr ve bu da kiilttir dii~tincesinin ya da Bil-
dung'un [egitim] Schiller'den Matthew Amold'a kadar uzanan es-
ki bir gelenekle imledigi §eydir. 2 Sivil toplwnda, bireyler kar~It yl-
karlarm harekete g~irdigi kronik bir husumet halinde y~arlar. Bu-
nunla beraber devlet, bu kar~1tlarm uywnlu bir bi~imde uzl~abil­
dikleri a~kln alandrr. Ancak bunun ger~kle~mesi iyin devlet sivil
toplumda zaten i~ ba~Inda olmah. kinini yati~ttrmali ve duyarhgrru
artmnahdrr; ve bu siire~ de ktilttir olarak bildigimiz §eydir. Ktilttir
hepimizin i~inde yatan ideal ya da kolektif benligi, devletin evren-
sel alanmda en tistiin bi9imiyle temsil edilen bir benligi ozgtirle~ti-
2. Bu ku§agrn degerli bir anlatrsr David Lloyd ve Paul Thomas'rn Culture and the
State'inde (New York ve Londra. 1998) bulunabilir. Ayrrca bkz. lan Hunter. Cultu-
re and Government, Londra, 1988, 3. btilum.

15
rerek bizi siyasi yurtta§hga haz1rlayan ahllli bir egitimbilim ~e§i­
didir. Coleridge, uygarhg1 geli~im temeline dayandrrma geregine
paralel olarak "insanllglmlZl tarumlayan bu nitelik ve yetilerin bir-
biriyle uyum halindeki ilerlemesi·'nden soz eder ve "Yurtta~ olabiiM
mek ir;in insan olmahy1z" der. 3 Devlet kiilttirii. ktilttir de ortak in-
sanhgJmizt cisimle~tirir.
Kiiltiirti siyasetin tizerine ~Ikarmak ...Once insan sonra yurtta~
olmak- siyasetin, daha derin bir ahHiki boyutta yoJ ahnas1 ve egiti-
tnin kaynaklanndan yarar1anarak bireyleri iyi miza~h. sorumluluk
sahibi yun~lara donti~tiirmesi gerektigj anlamma gelir. Bu, biraz
yiiksek bir perdeden de olsa, yurtta~ s1rnfm retori.~idir. Ancak bu
noktada "insanhk", ~atl§madan uzak bir topluluk anJamma geldigi
i~in tehlike alUnda olan, ktilttirtin siyasete gore onceligi degil, be-
lirli bir siyaset tilrtine gore onceligidir. Kiilttir ya da devlet, prema-
tUre titopya tiirleridir; mucadele yi imgesel bir dilzeyde yok ettikle-
ri i~in siyasi diizeyde ~ozmelerine de gerek kalmaz. Siyasi a~1dan
hi~bir ~ey, siyasetin insanl1k ad.Ina ele~tirilmesinden daha masum
olamaz. insanlan siyasi yurtta~hga hazulamak i~in ahlak:i bir ku-
lu~ka doneminin gerekli oldugunu ifade edenler aras1nda, kolonyal
topluluklarm kendi kendilerini sorumlu bir bi~imde yonetecek de-
recede "uygar'' hale gelinceye kadar onlann bu hakkmt gormezden
gelenler de vard.tr. Bu gibi ki~iler siyasi bagimsJzhk i~in yap•labile-
cek en iyi hazrrhgm zaten siyasi bagimsJzhk oldugu ger9egini goz
ard1 ederler. Qyleyse, insanhktan ktiltiire, ktiltiirden siyasete dogru
yol alan bir durumun, kendi siyasi egilimi aracll1gtyla asll hareke-
tin di~er y<5ne dogru oldugunu ortaya koymast ironiktir- kUlttirel
~lkarlan yoneten genellikle siyasi ~lkarlardtr ve bu yolla tikel bir
insanltk versiyonunu tarurnlarlar.
Oyleyse kliltiir, ortak insanhgnruzt sekter siyasi benliklerimizin
siizgecinden ge~irir; tini duyulardan kurtanr, degi~mezi ge~ici
olandan ~ekip ahr ve birligi ~~itlilikten kopanr. Kendi kendini iyi-
le~tinnek kadar. huysuz, dilnyevi benliklerimizi tiimuyle ortadan
kaldmnayan ama daha ideal bir insanhk aracJhgtyla i~ten i~ incel-
3. S. T. Col&ridg&, On the Constitulion of Church and State, 1630, yeni bask1
Princeton. 1976, s. 42~43.
1(,
ten bir benlik bOltinmesine de i§aret eder. Devlet ve sivil toplum
arasmdaki -burjuva yurt~1n kendini oyle gostermeyi istedigi ~ey~
le aslmda oldugu §ey arasmdaki- ur;urum korunur~ hatta derinle~ti·
rilir. Nasll k.i devlet sivil toplumun tikel alaru i9indeki evrensel var~
hksa, ktilttir de her birimizin icrinde i~ b~mda olan evrensel bir oz-
nelliktir. Friedrich Schiller'in Letters on the Aesthetic Education of
Man (1795) [insanm Estetik Terbiyesi Ozerine Mektuplar] 4 adh
eserinde ifade ettigi gibi:
Her ferdin, i~inde kabiliyetine ve kaderine gore temiz ve ideal bir in-
san ta§1d1g1 soylenebilir. Varhgmm btiytik vazifesi de biitiin degi~me­
lerde onun degi~meyen biitfinfine uygun kalmastdrr. Kendjsin~ az veya
~ok her ~ah1sta gosteren bu ideal insan, devlet tarafmdan temsil edilir.
insanlardaki ~e~itliligi gidermeye \=3h§an nesneye bagh ve aym zaman-
da da dinamik bir §ekil.

Oyleyse, bu dti§iince gelenegine gore ktiltur ne toplumdan ayn ne


de toplurnla birllir. Bir taraftan toplumsal Ya§atnl ele~tirse de ate
yandan ona su~ ortakhg1 eder. Gerc;ege yiiz c;evim1emi~tir daha; in-
giliz "Ktilttir ve Toplum.. ku§agmJn giderek a<;InlanmasJ gibi, daha
soma yapacaktu bunu. Ashnda, Schiller~e gore ktilttir, daha sonra
"hegemonya" adm1 alacak §eyin i~leyi~idir~ insan ozneleri yeni bir
devlet bic;iminin gereksinimlerine gore ~ekillendirir, siyasi bir dti~
zenin uysal, 1hmh, ahHikh, ban~sever, sak.in. tarafs1z eyleyenleri
olarak yeniden yarattr. Ancak kiilttir bunu ger~ekle~tirebilmek i~in
i.-;kin bir ele~tiri ya da yapit;oziim gibi de hareket edebi1meli, toplu-
mun tinin devinirnlerine kar§I direncini i<;ten kuabilmek i~in gti-
nahkar bir top1umda yer almahdtr. Daha soma, modem c;agda ise~
gorkem1i bir erdem ya da ideolojik bir silah, tecrit edilmi§ bir top-
lmnsal ele~tiri bi<;imi ya da ttimtiyle statiikoya hapsedilmi~ bir sti-
ref haline ge)ecektir. B u noktada, tarihin daha erken ve daha iyim-
ser bu anmda, kiiltiirii he1n ideal bir ele~tiri hem de geryek bir top-
lumsal gil¥ olarak gonnek hala miimktindUr.
Raymond Williams, "ktiltiir" kelimesinin karma~1k tarihinin pe-
~ine dii§mti~, kelimenin ti~ temel modem anlam1 oldugunu fark et-
4. Friedrich S~iller, insanm Estetik Terbiyesi Ozen"n6 M6ktuplar. yev.: Melahat
OzgO, M.E.B., Istanbul, 1943. s. 25.
f20NJKCI.:Ir Yorumlan 17
mi~tir.s Etimolojik kokeni kusal emek olan kelime, tlnceleri "terbi-
ye" gibi bir anlan1 ta~n; XIX. yUzydda ise, genel bir entelektiiet,
tinsel ve maddi ilerleme stirecini kar~llayan "uygarhk"la hemen he-
men e~anlamh hale gelir. Bir dii~tince olarak ktiltiiriin, terbiye ve
ahlaln e~deger saymasa anlamhdu; hahya tilktinnemek kadar sava~
esir1erinin kafalanm u~unnamak da uygar olmarun bir par~astdlr.
Kelime terbiyeli olmalcla ahlillt davrarunak: aras1ndaki muglak ba·
g1nt1ya i~aret eder. Bu bagxnu. omegin ingilizcedeki "gentleman"
kelimesinde de gorulebilir. "Uygarllk"1n e~anlamhst olarak: "ki.il-
rur" dunyevi olana ragbetin. ilerici kendini geli~tinnesiyle Aydm-
laruna 'mn genel ruhunun bir par<;as1yd1. Uygarhk daha ~ok Frans a
kol: ~nli bir kavranl<.h -giiniimuzde de oldugu gibi, uygar olman1n
Frans1zlann tekelinde oldugu dti~tinillmii~tiir- ve hem tedrici top-
lumsal geli~im stireci hem de a~Jnland.Igt iitopik telos anlamma ge-
liyordu. Fransa kokenli uuygarhk .. , tipik olarak siyasi, ekonomik ve
teknik y~amt kapstyordu. Buna kar~m. Alman kokenli 11 ktilttir",
dinsel. sanatsal ve ente1ektiiel olanla daha s1ntrh bir a1ana i~aret
ediyordu. Bunun yanmda, kelime toplun1un taJnammdan -rok bir
grubun ya da bireyin entelektiiel geti~imi anlamma da gelebiliyor-
du. 11 Uygarhk" ulusal farklan onemsemedi; "ktiltilr"se bunlan vur-
guladJ. "Kultiir'' ve "uygarhk" arasmdaki gerHim, Ahnanya ve
Fransa arasu1daki rekabetle ~ok yakmdan ili~kiliydi.'
XIX. yuzyll1n sonlannda kavranun ba§tna i.i~ ~ey gelir. Bunlann
ilki, "uygarhk'"m e~anlamllst o1maktan ~1karak zit anlamhst ha1ine
gelmesidir. Bu, nadir gortilen bir anlamsal sapmadrr ve ~ok onemli
bir tarihi sapmayt da resmeder. HKtilti..if' gibi "uygarhk" da. ktsmen
betimleyici, ktsmen normatiftir; bir ya~am bicrimini tarafs1z bir bi-
t;imde imleyebilir ("inka uygarhgt") ya da bir ya~am fonnunu in-
sanhgi, aydmlaJunasl ve inceligi nedeniyle ortiik bir biftimde ove-
bilir. Stfat hali olan "uygar''".. gtinumuzde bunu son derece a~tk bir

5. Bkz. Raymond Williams, Keywords, Londra, 1976, s. 76·82. Williams.'IO 7. notla


balirtilen ciltte yer alan ve 1953 gibi olduk~ erken bir tarihte yaz1lm1§ bu dena-
made, kultor konusuna giri~ <;all~ma/ar1n1n bOyOk bir bolumOnO tamamlam1~ ol·
dugunu gormek ilginc.
6. Bkz. Norbert Elias. Uygarfll< Sureci, (feV.: Ender Ate~man, ileti~im Yay., istan-
bul, 2000.

18
bic;imde yapmaktadu. Uygarhk sanat, kent ya~anu, kentsel politika-
Iar. kanna~Lk teknoiojiler vb. anlanuna geliyorsa ve ge~mi~te olan-
larm bir arum ilerisi oldugu dti~iini.iltiyorsa, birbirinden aynlmaz
bir birrimde betimleyici ve nonnatiftir. Bildigimiz hayat anlamma
gelir; ama bu hayat1n barbarhktan tistiin oldugunu one siirer. Uy-
garhk sadece kendi i~inde bir geli~im evresi degil, kendi i~inde sii-
rekli evrilen bir geli~imin ta kendisiyse, kelime. bir kez daha olgu
ve degeri birle~tirir. Varolan her ili~ki ~ekli bir deger yarg1s1na i~a­
ret eder: ~tinkti manuksal olarak daha ancekilere dayanan bir geli§-
me olmahdlf. Her une" olurs~ olsun hem dogrudur, hem de onceki
halinden ~ok daha iyidir.
Astl sonm. "uygarhktt kelimesinin betimleyici ve nonnatif yan-
lanmn birbirinden aynlmaya ba~lamasJyla ortaya ~lkar. Terim as-
hnda sanayi oncesi Avrupas1 'mn orta s1n1f tenninolojisine aittir;
terbiyeyi, inceligi, politesse'yi [n~zaketJ ve ili§ki konusundaki in-
celikli bir rahathg1 andurr. Bu yi.izden hem bireysel hem de toplwn-
saldtr: Geli~im ki~iligin uyumlu. ~ok yonlii ilerleyi§iyle ilgilidir~ an-
calc. kiinse bWlu tek ba~1na ger~ekle~tiremez. Zaten ki~iligin·birey-
.L...:
sel anlammdan toplumsal anlam.Ina ge~esine yol arran da uisanla ..
rm bunu tek ba~larma yapamayacaklaruu fark etmeye b~lamalan­
du. Ktiltiir belirli toplumsal ko~ullar gerektirir ve bu ko~uliardan
biri devlet olursa. ktilttir siyasi bir boyut da kazanabilir. Ticaret, ktr-
sal harnhg1 kanp insan1 karma~Ik ili§kilere sokarak onWl kaba taraf-
larml yonttugu i~in geli§im ile el ele gider. Ancak, bu iyimser kapi-
talist sanayi ~agm1n va(isleri, kendilerini olgu olarak uygarhg1n de-
ger olarak uygarhlda uyumlu olduguna ikna etmekte zorlanacaldar-
du. Waverley romaru· ya da Rheims Katedrali'yle ayru dtizeyde bir
kUlttirel ba~an olarak de~erlendirmek son derece gti~ olsa da, gen~
baca temizleyicileri arasmda testis kanserine yakalamna egilimi de
erken kapitalist sanayi toplumunun olgulanndandu.
Ote yandan, XIX. yiizyllm sonlarmda ••uygarhk" kar;lilllmaz
olarak, kimi Iiberallerin gOztinden dii~mesine yetecek emperyalist
bir gortintitn kazarum~ttr. Bu ylizden, toplumsal ya~a.rrun nasll ol-
• Waverley, Sir Waller Scott'un 1814 y1llnda yay1mlanan romam. Tarihi ror:Qan
tOrunun ilk ornegi olarak gosterilir. (y.h.n.)

19
dugundan -;ok nas1l olmast gerektigini ifade eden ba~ka bir kelime-
ye gereksinim duyu1mu~ ve Almanlar da bu gereksinimi kar~Ilamak.
i<;in Frans1zcadan culture kelimesini alm1~lardu. Boylece Kultur ya
da Kiilttir, romantik. erken donem Marksistlerin kapitalist sanayiye
ilk ele~tirisi olmu~ttn-. YarattCl ak1l, makul terbiye ve dost~a bir ke-
lime olan uygarhk, ha~metli, tinsel. el~tirel ve prensipli ktiltiire ne-
~e ve rahathkla tercih edilmi~tir. Bunlardan ilki ~ozumleyici Fran-
stzsa, ikincisi de basmakahp Ahnandtr.
Halihaz1rda. uygarhk daha yagmact, a~gozlii ve yoz goriindtik-
ye ki.ilttir dti§iincesine daha ele~tirel bir tutum dayatthr. Kulturkritik
[ktilttirel ele~tiri] uygarhkJa uyum degil sava~ halindedir. Bir za-
manlar kiiltiiriin ticaretle bir arada oldugu dti~iiniiliirken art1k bir-
birlerinden gittik<;e uzakla~makta.d.trlar. Raymond Williams'm da
ifade ettigi gibi, "6nceleri, toplumu ic;ten baglayan ogrenme stire-
cini kar~Ilayan kelime, XIX. ylizy1lda radikal ve stkmt1h degi~im
sanctlan ~eken bir topluma g6steri1en son derece anlamh tepkinin
odak noktast haline gelmi~tir.'~ 7 6yleyse~ 11 ktilttir"tin ortaya cr•kma-
suun nedenlerinden biri. "uygarhk"tn bir "deger-terim" olarak gi-
derek daha az makul goriinmeye ba~lamastdtr. B una bagh olarak
XlX. yiizyllm sonlan giderek artan bir Kultu1pessimismus'a [kiiltii-
rel karamsarltk] tarukhk eder. Bunun belki de en temel belgesi. Os-
wald Spengler'tn Decline of the West adh ~ah~mas1, daha kti~tik in-
giliz yanstmast ise F. R. Leavis in son derece anlamh bir bi~imde
1

Mass Civilisation and Minority Culture aduu verdigi c;ah~mastdlr.


Ba~hktaki baglanu, hie; soze gerek brrakmadan, c;arpiCl bir tezata
i~aret ediyor.
Ne var ki. kiilti.ir etkin bir ele~tiri olacaksa, toplumsal yamn1 da
korumahd1r. Eski bireysel geli~im anlamma kesinlikle geri done-
mez. Coleridge'In On the Constitution of Church and Stale'indeki
iinlii antitezi -"Geli~im ve uygarhk arasmdaki siirekli aynm ve ara
sua goriilen tezat"- kelimenin ontimtizdeki onylllarda b~ma gele-
cek bir~ok ~eyi onceden haber verir. Aydrnlanma 'run kalbinde do-
gan kiiltiir kavram1, oedipal vah~etle birlikte atalanna kar~1 sava~t1.
7. Raymond Williams. ~The Idea of Culture", der. John Mcilroy ve Sallie Westwo-
od, Border Country: Raymond Williams in Adult Education, Leicester. 1993, s. 60.
20
Uygarl1k soyut, yabaJlctla~mi~. part;alanm.I§, mekanik, faydac1,
maddi stirece duyulan bo§ inancm esiri; ktiltiir ise biitiinsel, orga-
nik~duyumsal, kendinde ama9h ve ge~mi~i kapsayiCJydt. Bu yiiz-
den. ktiltiir ve uygarhk arasmdaki ~at1~ma, gelenek ve modernlik
arasmda siirmekte olan ~eki~menin bir par9as1 oldu. Ancak bu, bir
dereceye kadar da dUzmece bir sava~t1. Matthew Arnold ve taki~i­
lerine gore. ktiltliriin kar~Ill bizzat uygarhgrn yaratugr bir anar~iy­
dL Tiimtiyle maddeci bir toplum oniinde sonunda kendisine zarar
verecek saf, ofkeli insanlannt da yaratacaktL Ktilttir bu asilerden
anmrken, kendini, ki.i~i.irnsedigi uygarhg1n irndadma ko~arken bu-
lacaktt. iki kavram arasmdaki siyasi baglar herkesin bildigi gibi i9
i~e ge9mi§ olsa da uygarhk ttimiiyle burjuvayken ktiltiir hem aris-
tokrat hem de popi.ilistti. Lord Byron gibi o da, Volk'a [avam, halk]
icrten bir sempati duymas1 ve Burgher'i [kentli] ki.icrtimseyerek be-
gerunemesiyle, genelde radikal bir aristokratizrn ttirtiniin temsilci-
siydi.
Kavramm bu volkisch [halkcri] doni.i§il, Williams 'm pe~ine dil§-
ttigu geli~menin ikinci ogesidir. Ktiltiir. Alman idealistlerinden iti-
baren ozgi.in bir ya~axn tarz1n1 ifade eden modem rullrunm1 ta~lffia­
ya ba~lar. Herder·e gt1re bu. Aydmlaruna ·nm evrenselligine yonelik
bilin9li bir saldtnd1r. 0, kliltiiri.in evrensel insanh~m btiyi.ik. tek
yonlti anlattsl degil. her biri ozgtin evrim yasalanna sahip bir dizi
ozgiil ya~am bil;iminin toplanu anlamma geldigini savunur. Aslm-
da, Robert Young'm da ifade ettigi gibi, Aydmlanma'run bu gorii§e
tamamen kar§t ~1khg1 soylenemez. Aydmlanma, kendi degerlerini
tehlikeli bir bit;imde gorece hale getiren baz1 yollardan Avrupah ol-
mayan kiilttirlere de a~Ilabihni~ ve onun baz1 di.i~iintirleri sonraki
donem "ilkel'' idealini Bah ele~tirisi bi9irninde onceden ger~ek.le~­
tinni~tir.=~ Ancak Herder, ''ki.ilttir'' kelimesinin bu iki anlanu arastn-
daki mticadeleyi a~1k9a Avrupa ve kolonyal Oceki 'ler arasmdaki ~a­
ti~maya baglar. Herder. gtiya daha tisttin olan Avrupa kiiltiirti aracl-
hgtyla torunlann1 rnutlu eune ~ereti ugrWla ya~arru~ ya da olme-
s. Bkz. Robert J. C. Young, Colonial Desire, Londra ve New York, 1995, 2. bo·
lum. Bu. modern kullur du~uncesi ve ~upheli imalan i~in ula~bileceginiz en iyi
giri~ yazdanndan biridir. Aydmlanma'nrn kulturel goreciliginin nereye kadar gitti·
Oin i g~rmek i~in. Swifl'in GO/iver'in Seyahatleri iyi bir ornek1ir.
21
mi~ udiinyarun dort bir kt)~esi"ne ili~in iddialarla evrensel-uygarhk-
olarak-ktilt\irtin Avrupamerkezciligine kar~I r;danaya ~ah~rr. 9
Herder, "Bir ulusun dti~Unce ak.J~Ulln aynlmaz bir par9as1 say·
d1gx ~ey, ikinci bir ulusun aklmtn ucundan bile ge~memi~ .. bir u~tin­
ctisii tarafmdansa zararh olarak niteJendirilmi~tir" der. 10 Oyleyse.
farkh bir ya~arn tarzt olarak kultilr du~tincesinin kokeni. sindirilmj~
"yabanc1" toplumlara duyulan romantik antikolonyalist sempatiye
dayarur. Egzotisizm~ XX. yilzyxlda modemiz.min ilkelci nitelikle-
rinde, modern kiilttirel antropolojinin btiyiimesiyle el ele giden bir
ilkelcilik anlayl§IIlda yeniden su ytizline <;Ikacaktrr; daha sonra da
popiiler kiiltiiiiin romantikle~tirilmesiyle. "ilkel" lctilttirlerin once-
den oynadtgt a-rlklaytct. kendiliginden. tabiri caizse utopik roUi gli-
ntimi.izde postmodemizm k•hgmda oynayacakttr. 11
Herder, postmodemizmin ilk i~aretlerlni veren, diger §eylerin
arastnda g~ donem romantik dti§iinii§iin can damaram olu§turan
ttkiiltur" kelimesini ~ogulla~tumay1 onerir ve farkh uluslann ve do-
nemlerin kiilturlerinin yaru sua bir ulustaki farkh ekonomik ve top-
lumsal kiilttirlerden bahseder. Keli1nenin bu anlam1. XIX. ytizyllm
ortalanndan itibaren yava~ yava~ kabul gonneye ba~Iayacak ve an-
cak XX. yuzy11m ba~lannda kahc1 hale gelebilecektir. Uygarhk" 11

ve "ktilttir.. kelimelerinin donti*titnlti olarak kullan1m1. ozellikle


antropolog1ar tarafmdan siirduri.ilse de kiilttir art1k neredeyse terbi-
yenin Zlddtdlr. Kozlnopolit degi I SJmfsaldu~ zihinden crok daha de-
rinlerden gelen kalp atJ~Iannda ya§anan bir ger~ekliktir ve bu ne-
denle de rasyonel ele~tiriye k.apahd1r. Uygarla~marun art1k bir kav-
rrundan lfOk uyabanlar''m ya~am bi9imlerini betimleme yollanndan
biri olmas1 ironiktir. 12 Garip bir tersine t;evirmeyle, yabanlar ktiltiir~
lii, uygarlar kiiltiirstizdtir. uKtiltiir", "ilkel" bir toplumsal diizeni ta-
nunlayabiliyorsa, kendi toplums.al dtizeninizi idealize etmenizi de
9. Bkz. a.g.e., s. 79.
10. Johann Gottfried von Herder, Ref/actions on ths Philosophy of the History of
Mankind. 1784-91, yani bask1 Chicago. 1968. s. 49.
11. Bkz. orn~in, John Fiske, Understanding Popular Culture, Londra, 1989 v-e
Reading the Popular. londra, 1989. Bu durum Ozarine ele~tirel bir yorum i~in,
bkz. Jim McGuigan, Cultural Populism. Londra, 1992.
12. KOIIOrel anlropoloji konulann1 kolay anla~11lr bir bi~imda i~leyen bir kaynak
i!(in, bkz. John Bealtie, Other CuHurss, Londra, 1964.

22
saglar. Rad1kal romantiklere gore, "organik" kiilttir giintimiiz topltt-
muna ele~tiri getirebilirdi; Edmwtd Burke gibi dti§tinenlere gore ise
bu, giinlimiiz toplumunun bir e~retilemesi olacagmdan onu bu tip
olumsuz ele~tirilerden koruyabilirdi. Modem oncesi topluluklarda
gorebileceginiz bir birli~in emperyal Britanya •da da oldugu one sti-
rtilebilir. Modem devletler. modem oncesi devletleri hem ideolojik
hem de ekonomik ama~lan i~in yagmalar. Bu anlarruyla kiiltiir "son
derece uygunsuz. kendi kendisine kar§l bOltinmti§ bir kelimedir...
Batt uygarhgxnm hem temeli~ hem de kar~Ittdrr" .1) Tarafs1z dii~tin­
cenin dogal oyunu olarak. bencil toplwnsal ~1karlan zaytflatabilir.
Ancak. bunu toplumsal btittin ugruna yaparsa, ele§tirdigi toplumsal
dtizeni peki§tirmi§ olur.
Ya§am tarz1 olarak ktiltiir. terbiye olarak kiiltiir gibi, olgu ve de-
~er arasmda karars1z bir bi~imde gidip gelir. Bir anlamda. ister Ber-
berilerin is~er berberlerinki olsun. geleneksel bir ya~am bic;in1ini ta-
rumlamaktan ba~ka bir ~ey yapmaz. Ancak topluluk~ gelenek. kok-
liiltik ve dayam~ma. onayladlglmtz varsayllan -en azmdan postmo.-
demizme kadar oyleydi- kavramlar oldugundan, boyle bir ya~am
bi~iminin saf varhgmda. ba~ka bir deyi~le~ bu ya~arn bi~imlerinin
saf t;:ogullugwlda, olumlaytcl bir ~eyler oldugu yontinde bir dii~iin­
ce olabilir. Gtintimiizde ki.ilttirel gorecilik k.Jh~mda b~ gosteren
§ey, hem "uygarhk"tan hem de "kiiltiir"tin evrenselci anlammdan
gelen betimleyici ve norrnatifin kayna§mastdrr. Boyle bir "postmo-
dem" goreciligin modemlikteki bu tlir muglakllklardan kaynaklan-
masz ironiktir. Romantiklere gore) y~amm tum tarzlanrun oZtinde
ktymetli bir ~ey varchr; "uygarhk" ona zarar vermekle me~gulse, bu
hafife ahnacak bir §ey degildir. B5ylesine bir 'biittinltik' §iiphesiz
bir mittir; antropologlar bize 'cen heterojen a1t~kanl.tklann. dii§iince
ve eylemlerin", ktiltiirlerin gortinii~te en "ilkel"inde "yan yana yer
alabildigini .. H gosterdiler arna i§e daha heyecanla kalkt§anlar onlar-
dan bekleneni yaparak bu uyany1 duymazdan geldiler. Geli§im ola~
rak ktiltiir olabildigince aynmc1yken ya.§am tarzt olarak killttir ay-
nmct degildir. Ozgiin bir bic;imde insanlardan kaynaklanan her §ey,
13. Young, Colonial Desire, s. 53.
14. Franz Boas. Race, Language and Culture, 1940, yeni bask1 Chicago ve
Londra, 19B2,s.30.
23
bu insanlar kim olursa olsun guzeldir. Bu onem1e Alabamalt Ahlaki
Safllk Analanndan <;:ok Navajolar gibi insanlan dti~iindugiintizde
dogrudur. Ne var ki, bu aynm ktsa siirede ortadan kalktl. Uygarhk
olarak ktiltiir, geri ve ileri arasmda yapt1g1 aynm1 erken donem ant-
ropolojiden alrm§ttr. Buna gore., bazt killttirler digerlerinden a~lk.fia
iistiindti. Ancak, tart1~ma a~mland1k~a kelimenin antropolojik anla-
ffil degerlendiriciden yak betimleyici hale geldi. Sadece bir ~e~it
ktilUir olmak kendi i~inde bir degerdi; ama bir ktiltilrii digerinin iis-
ttine rrtkarmak, Katalanca gramerinin Ara~anmkinden tis tUn oldu·
gunu savwunak kadar anlamstzdi.
B una kar§m. posnnodemistJere gore btitiin y~am t.arzlan muha-
lif ya da azmh.k gruplara ait olduklarmda ovulecek. ~ogunJuga ait
oldukJarmda ise azarlanacaktu. Bu nedenJe, postmodem "kimlik
politikalan". (erken romantik radikaller i~in. gee; postmodem radi-
kallerden farkh olarak. ttimuyle manttkstz bir hareket olan) Iezbi-
yenligi i~erir ama milliyetttiligi i~nnez. c;ogm1luk hareketlerinin
ya da konsenstislerin.in her zaman gerici olduguna inanma sa~mah­
gmdan korunan ilk grup. siyasi devrim ~ag1ndan sag -r•ktl. Aynt ta-
rihin daha az co~kulu olan daha sonraki bir evresinde filizlenen
ik.inci grup, radikal kitle hareketlerine olan inancm1 yitirdi; elinde
her zaman hat.J.rlayacag1 birka~ degerli hareket kaldt. Bir kuram
olarak postmodemizm. XX. ytizyllm ortalannda gortilen btiyiik
u1usaL ozgiirl~me hareketlerinin ardtndan gelmi~tir ve her ikisi de
hem ger~ekten hem de mecazen, bunlar kadar buyiik siyasi kan§tk-
hklan arumsamayacak kadar gen~tir. "Postkolonyalizrn.. kavram1
ashnda, ezilenleri destekletnekle birlikte siyasi devrim gibi kav-
ramlardan ku~ku duyan BatJ kuramcilannm. antikolonyal mticade-
lelerioi zaten tamamlamt~ ccOt;Uncti Dunya" toplumlan ittin duy-
duk.lan endi~eye i§aret eder. Aynca, §U anda bir tilkenin vatanda~la­
nnt oldtinnekle me~gul olmayan "0-ri.incu Dtinya" uluslanyla da-
yaru§ma halinde hissetmek, daha kolaydJr belki de.
Ktiltur kavranuru ~ogull~ttnnak, kavrarrun olumlu anlarrum
korumayJa kolayca bagda~t.Inlamaz. Humanist kendini geli~tinne
olarak ktilttire ve hatta. omegin, Bolivya klilttirUne merakh olmak
kadar basittir. <;unkil bOyle karma§lk bir olu~um ~ok saytda incelik-
li nitelik ta~unaya baghdtr. Ancak biri, comert bir ~ogulculuk ru-
huyJa, orne gin, "polis kantini kiiJtlirif', "cinsel psikopat kiilti.irli" ya
da uMafya ktilttirti"nti de dahil ederek ktiltiir dii~tincesini yllanaya
ba~lad1gtnda, bunlann kiiltiirel bi~imler olarak kabul goreceginden
pek emin olamay1z. <";tinkU ktiltiirel biffiinler ya da aslmda? bu ttir
bi~imlerin son derece zengin ~e~itliliginin bir par~as1 oJmalan,
bunlann ktiltlirel bir;iinler olarak da kabul gorecekleri anlrun1na
gelmez. Tarih boyunca, ~ok ~e§itli i~kence kiiJttirleri varolmu~tur
am a en samimi ~ogulcular bile bllilun insan deneyirninin renkli ~­
§itliligine bir omek daha oldugunu dogrulamaya yana~mami~Jardu.
<;ogulculugu kendi ir;inde bir deger olarak gorenler saf bi~imciler­
dir ve omegin rrk~rhg1n varsayabilecegi bi~imlerin §a~utrct bir bi-
r;imde yarattc1 ~e~itliligini fark etmedikleri ac;tktrr. Her dununda,
postmodem dii§tincenin biiyuk bir bOliirnti gibi ~gulculuk da bu
noktada kendi ozde~ligiyle garip bir bir;imde i~ i~edir; farkh kim~
likleri yav~ yav~ yok etmekten ziyade ~ogaltlr. Melezle~tirmenin
onko~ulunun safhk olmasr gibi~ -;ogulculugun onko~ulu da ozde~ ..
liktir. Daha sert bir dille, yaln1zca saf bir kiilttir melezle~tirilebilir.
Ancak, Edward Said'in de ifade ettigi gibi. "Btittin kiiltiirler ir; i.;e~
dir; hi9biri tek ve saf degildir. hepsi melez~ heterojen, son derece
farkhla~hnhnt§Ur ve hi~biri tek parr;a degildir~?. 15 Bu arada, hitrbir
irlSan kiilti.irunun kapitalizmden daha heterojen olmadtgmr da
arumsamak gerek.
"KUitiir" kelimesinin birinci onemli varyant.I antikapita.list ele~­
tiri ve ikincisi ya~am tarzt kavramm1 daraltarak yogulla~tmlmas•
ise, ii¢nctisti de sanat alarundaki tedrici uzmanla~mastdlr. Bu nok-
tada bile kelimenin kapsarm genel entelektiiel faaliyeti (bilim, fel-
sefe. akademik ~ah~ma vb.) kapsayacak §ek.ilde geni~letilebilecegi
gibi yalruzca mtizik, resim ve edebiyat gibi daha "yarallct" olduk-
lan varsaydan ugr~Ian i<;ine alan bir alana da daraltdabilir. "Kiil-
ttirlii" insanlar bu anlamda kiiltiir sahibi ki~ilerdir. Kelimenin bu
aniam1 da ~arp1c1 bir tarihsel geli~imi imler. Bir yandan bilim, fel-
sefe~ siyaset ve ekonominin arhk yarat1c1 olarak nitelendirilemeye-
cegini ortaya koyar, diger yandan da --ctok daha basit bir bi~imde
15. Edward Said, Culture and Imperialism, Lond ra, 1993, s. xxix IKOitor va
Emperyalizm, ~tlv.: Necmiye AIpay, Hill Yay., istanbul, 19981-

25
soyleyecek olursak- Uygar·' degerlere artik yalmzca fantezide
11

rastlanabilecegini. Bunun da toplumsal geryek<;ili.k tizerine yak1C1


bir yorwn oldugu a~tktu. Yaratic1hga yalmzca sanatta rastlansayd1,
bunun nedeni ba~ka hi~bir yerde bulurunamast m1 olacaktt? Kti1ttir~
sadece bilim ve sanat. bir av11~ insanla strnrlt kiit;lik faaliyetler an-
lruruna geldiginde. dti~Unce gi.i~lenmekle birlikte bir anlamda da
zaytflar.
Bu. son derece onemli bir toplumsal anlanu ta~1yamayacak: ka-
dar kmlgan ve hassas olan sa.nattn, kendine boyle bir anlam ylik-
lendigini fark edip.. bir de Tann, mutluluk ya da siyasi adaletin ye-
rini almaya zorlanrnastyla da itrten ylktlan modernizmin anlat1st ha-
line gelmesine yoJ a~ar. Sanatl kaygm1n bu ezici ag1rhgmdan kur-
tannanm yollanm arayan. ona tum u~ursuz rtiyalanm unutrunnaya
~alt~an ve bOylece pek de onernli olmayan bir ozgtirllik kazandtran
postmodemizmdir. Daha once de romantizm eski kafahlar arasin-
da; estetik killttir i~inde siyasete bir altematif bulmayt, donii~ttiliil­
mti~ bir siyasi dtizen paradigmast bulmay1 denemi~ti. Bu goriindii-
gti kadar zor degildi. <;tinkii o zaman i~in sanatin tiim amac1mn
uama~slzhgl" oldugu goz oniinde bulundurulursa, en abartih este-
tik~inin bir anlamda kendini tiimiiyle bWla adarrn~ bir devrimci ol-
du~u da, kapitalist faydarun tam tersi dian kendini olumlayan deger
dti~iincesine goni.ilden bagh oldugu da soylenebilir. Bu durumda
sanat~ iyi y~ama onu temsil ederek de~il yalruzca kendisi olarak,
gosterdigiy1e degil soyledigiyle t>mek te§kiJ ediyordu; ama~stzca
kendini memnun eden varolu~unun rezilligini degi~im degerinin
sessiz bir el~tirisi ve aracrsal rasyonalite olarak sunuyordu. Ancak
sanabn insanllk ic;in oynadlgl rollin yticeltilmesi ka~trulmaz olarak
kendi ytklm•na neden oluyor, ome~in, romantik sanat~1ya onun si-
yasi onemiyle ~att~an ~k1n bir statu kazandtnyor ve rum iitopyala-
nn tehlikeli tuzaklannda oldu~u gibi, iyi y~am imgesi giderek
kendi gen;ek ula§llmazhgirun yerine g~eye ba~hyordu.
Kiilttir. ba~ka bir anJamda da kendi y1k.lmm1 haz1rhyordu. Onu
sanayi kapitalizminin el~tirisi haline getiren btittinltigti, simetriyi,
insan yetilerinin ~ok yonlii geli~imini do~lamasiydL Bu biiUin-
ltik, Schiller'den Ruskin'e kadar. i~bOliimunun insan gu~Jerinin ge-
26
li~imini ktsttlayan ve sJnulayan dengesiz etkileriyle k1yaslarur.
Marksizm de bir dereceye kadar bu romantik humanist gelenekten
beslenir. Ancak kiiltiir ozgtir, kendini menmWl eden~ aynm yap-
maksJzJn tum insan yetilerini bagrma basan bir tin oyunuysa, parti-
zanhga da kesinlikle ytiz ~evirir. Kendini bir ~eye adamak geli~me­
mi§ olmakt1r. Matthew Arnold kii1ttiiiin toplumsal ilerleme oldugu-
na inanm1~ olsa bae Amerikan it; Sava§J 'ndaki kole1ige ili~kin tar-
tt~mada taraf tuttnay1 reddetm..i~tir. Ktiltlir siyasetin panzehiridir;
denge ~gns1yla fanatik dar gorii~ti yumu~atu; benligi tarafh, den-
gesiz. mezheJ>'ti her §CY tarafmdan lekelenmekten sakince korur.
Ashnda. postmodemizmin liberal hiimanizmden ho~lamnarnasmm
altmda. bu gorii§tin katt konumlar kar~tsmda duydu~ "rogulcu te-
dirginlikten fazlast, belirJenmi~i dogmatikle kan~tumas1 yatar. Kiil-
tiir bir kapitalizm ele~tirisi olabilir; bununla beraber, kapitalizmin
kar~Itlanrun da ele~tirisidir. Bu durumda ona ~ok yonlli ideallerinin
ger~ekle~mesi i~in yogun ve emek harcanarak olu§turulan tek taraf-
h hir siyaset gerekecektir; ancak bu kez de ara\=lar amaca ayktn dti-
§CCektir. Ktiltiir, adalet i~in yaygara koparanlann, btittinti -yani,
hem kendi hem de yoneticilerinin ~tkarlannt- kendi k.Jsmi ~tkarla­
nnJn usrunde tutmalannt gerektirir. Oyleyse bu ~1karlann birbiriy-
te ~eli§tigini anlayamayacaktrr. Bu nedenle ktiltiiriin aztnhk grupla-
nna gosterilen adaletle ili~kili hale ge1mesi, gtinlimiizde de oldugu
gibi, kesinlikle yeni bir geli~medir.
Partizanh~tn bu bi11imde reddedihnesinde, kiiltii.r siyasi a~1dan
tarafstz bir kavram gibi gortiniir. Ancak, ~ok tarafhhga duydugu bu
formeJ baghhk tam da en ar;1k §ekliyle partizan oldu~u noktadu.
Kiiltlir hangi insan yetilerinin ger~ekte~tirilmesi gerektigi konusuy-
la ilgilenn1ez ve buna bagh olarak da i~erik dtizeyinde ger~ekten ta-
rafsaz goriintir. Yalmzca bu yetilerin uyumlu bir bi~imde ger~ekle~­
liriJmesi gerektigini vurgular; her biri digerini akt1hca dengeleme-
lidir ve bu bi~im dtizeyinde bir siyasete i~aret eder. Doga1 olarak
birligin r;au~maya ya da simetrinin tek taraflthga yeg olduguna.
l~tUa. ~k daha inarulmaz bir bi~imde, bunun siyasi bir konum ol-
madt~tna da inanrnanuz isteniyor. Benzer bir bit;imde, bu gii~ler
yalmzca kendi iyilikleri i~in gen;ekle~tirileceginden, ktiltiir siyasi

27
ara~salhk sm;lamas1 kar~•smda zorlukla ayakta durabilir. Aslmda,
tam da bu fayda olmayanda sakh bir siyaset vardlr- fayday1 hor
gorerek bir ya.na atacak bo§ zamana ve ozgtirlu~e sahip olanlarm
aristokrat siyaseti ya da toplumu degi~im degerinin tistunde gonnek
isteyenlerin titopik siyaseti.
Aslmda, burada sozii edilen kiiltiirden ~ok, belirli bjr kiiltiirel
degerler se~kisidir. Uygar ya da geli~mi~ olmak incelikli duygular,
dtmh tutkular, ho§ tutwnlar ve a~lk. gorti~liiltik.le kutsarunt§ ohnak-
tu. Digerlerinin ~Ikarlanna kar~t. i~kin bir duyarhhkla rasyonel ve
ol~tilti d.av£anmak. kendini disipline etmeye ~ah§mak ve kendi ben-
cH flkarlannt btitiiniin iyiligi ugruna feda etmeye hazrr olmaktu.
Bu fonniilasyonlardan bazllan ne kadar gorkemli olurlarsa olsunlar
siyasi a~1dan masum degildirler. Buna kar~1n. geli~mi~ birey §tiphe
uyandrracak ~ekilde, biraz muhafazakar bir liberal gibi goriintir ve
sank.i insanhk i<rin genel bir paradigma SWlan BBC yayJncilandlr.
Devrim uygarhg1n bir par~as1 olsa da, uygar birey kesinlikle siyasi
bir devrimci gibi goriinmez. Sanki biittin tutkulu karular irrasyonel-
mi~ gibi, "maJeur, kelimesi bu noktada "ikna edilebilir, ya da "uz-
la~maya razt" anlamma gelir. Kultiir tutkudan ~ok duyarhhgm tara-
ftndadrr; ba~ka bir deyi~le, ofkeli kalabahklardan c;ok bir tarz sahi-
bi olan orta smtflann. Dengenin onemini goz ontinde bulWldurdu-
gumuzda, uk~1bga kar~1 bir itirazm kar§tUyla dengelerunesinin ge-
rekmemesini anlamak gilyttir.lrk~Jhga kesinlikle kar§J dunnak pek
de ~ogulcu bir yakla~Jm gibi goriinmez. Ol~iiliiltik her zaman bir
erdem oldu~undan, ~ocuklann fuhu~ yapmasuu pek ho~ kar~Ilama­
mak buna ~iddetle kar§t ~Jkmaktan daha uygun gorlinecektir. Bu
durumda eyle_m yeterince beHrgin bir tercih ktimesini imledigin-
den, ktilti.iriln bu yorumu ka~tnllmaz olarak angaje olmaktan daha
yansJtJctdu.
Bwtlar, en azm~ Friedrich Schiller'in "insan ruhwtun ... mu-
hayyile kuvvetine ... bu geni~ diyanna hi~bir ~ey korunanu~. bunun
sonucu olarak. hi~bir ~ey de 9•kanlmarn1~ oldu~undan, gereklendir-
meyen bu duruma boj bir sonsuzluk denilebilir: fakat bu sonsuz bir
bo~lukla asia kan~tmlmamahdtrH diyerek sundugu estetik kavranu
i~in dogru gibi gortintir. 16 Estetik durwnda, insan, biittin yetilerine
11

16. Schiller. insanm Est9tik Terbiyesi O:zerine Mektup/ar, s. 104.


28
bakrlmaytp tek, stnn1t bir yetisinin kusurlanyla dikkate alJrursa, Sl-
fudu'';17 bizse daha s;ok sonsuz bir olabilirlik ha)inde, bi.ittin belir-
Ienimlerin nirvanik bir degillemesine tak.lhp kaldlk. Kiiltiir ya da
estetik, hi~bir ozgiil toplumsal ~lkarm tarafun tutmaz ve tam da bu
nedenle gene1 olarak harekete g~iren bir yetidit. Nasll olursa olsun
her eylemin yaratJct kaynagt olarak, eyleme r;ok fazla kar~t ~tkmaz.
"ins an tabiatmdan her tiirlii suun uzakla~tJ.ran ktilttir, 1 is ter iste-
mez' ayn ayn gorunti~lerden de stntr1an uzakJ~trracak:tJ.r ve i~te
bunun i~indir ki bu rub bali, insanhgm hi~bir hareketini ozellikle
korumadtgmdan her birine hi-r fark gozetmeden davrarur; o her
mUmktintin de sebebi oldugundan, ayn o1arak hi~bir ~eyi tercih et-
mez.."l'l Adeta, agzmdan bir kelime ~Jkmadan hi~bir ~ey an1atama-
dt!J eskiden oldugu gibi, ktiltiir tek kelime etmez; onu dilsiz bua-
kacak kadar stmrsrz bir retorik yetenegine sahiptir. Her olasthgt SI-
mrlanna kadar geli§tirirken, bizi hareketsiz brrakma tehHkesini gO-
ze ahr. Bunun bir benzeri de romantik ironinin fel~ edici etkisidir.
i~ eyleme g~meye geldiginde, bu dogal oyunu kesin ve apar;tk. bir
al~akhkla kapatmz; ama en azmdan bunu diger olastltklann farktn-
da olarak yapanz ve bu yarattc1 potansiyelin SUlUSiz anlay1~1run~
yapllgJmJz her neyse onu haberdar etmesine izin veririz.
Oyleyse SchiUer'e gore kiilttir, eylemin hem kayna_g1 hem de
degillemesidir. Prati~imizi yarahct Iotan ~eyle pratigin dtinyevi o1-
mast arasmda bir gerilim vardu. Matthew Arnold' a gore, benzer bir
~ek.ilde, ktiltur hem mutlak bir tamamlama ideali hem de bu sonu-
ca ula~maya t;ah§an tamamlanmarru~ tarihsel stireytir. Estetigin ~ok
yOnltilligi.i, bize belirleruni§Li~i a~1smdan ktilttirle ~eli§en eylemleri
esinledikt;e. her iki durumda da, kiiltiir ile kiiltUrtin ete kemige bil-
Iiinrnesi arasmda temel bir u~urum vamu~ gibi gtirtinur.
~'Kulttir" kelimesi tarihsel ve felsefi bir ibare oldugu kadar, si-
yasi bir ~tJ~ma alarudu da. Raymond Williams 'Jn da ifade ettigi
gibi: "Dti~tincelerin kann~tklt~ (kelime anlanuyla) genel insanltk
ilerlemesiyle tikel bir ya~am tarz1 arasmdaki ve bu ikisiy1e sanat ve
zek.a arasmdaki ili~kilerle ilgili karm~tk bir argtimana i~aret eder... 19
17. A.g.e., s. 117.
18. A.g.e., s. 119.
19. Williams. Keywords. s. 81.

29
Bu ashnda, Williams'm Culture and Sociery 1780-1950'de pe~ine
dii~tiigii, Avrupa Kullurphilosophie'sinin [ktilrur felsefesi] yerli tn-
gili2 yorumunun ayrmtth bir taslaguu ~lk.aran anlat.J.dtr. Bu dti~tin­
ce akuru. giderek par~alanan kii1ttirtin ~e~itli anlamlanru birle§tir-
mek i~in verilen mticadele olarak gorulebilir; kiiltiir (sanat anJa-
mtnda) belli bir zarafetteki Ya.§am standardm1 (terbiye olarak ktiliti-
rii) tarumlar ve kiiltiirtin (toplumsal ya~am anlammda) tamammda
bu standarda ula~mak da siyasi degi§imin gorevidir. Bunun sonu-
cunda, estetik ve antropolojik alan yeniden birle~ir. Coleridge'dan
F. R. Leavis 'e kadar, daha kapsamh, toplumsal a~1dan daha sorum-
lu kulttir anlay1~1 kararh bir bit;imde oyunda tutulur; ancak bu. yal-
nlzca kavranun daha uzmanl~1ru~ (sanat olarak ktilttir) bir anla-
m•yla tantmlanabilir ve bu an lam da ktilttirii stirekli onun yerini al-
makla tehdit eder. Arnold ve Ruskin. kiiltiUiin bu iki anlam1run js-
tikrarh.bir diyalektiginde, toplwnsal degi~im olmadan sanat ve "za-
rif ya~amum bi.iytik bir tehHke alt1nda oldugwut teslim ederler; yi-
ne de sanat1n bOyle bir doni.i~umtin ne yaztk ki r;ok az say1daki
ara~lanndan biri olduguna inarurlar. ingiltere de bu kiiltiir felsefe-
9

sini ger~ek bir siyasi gli'f i!fin -i~~i smtfl hareketi- kullanan Willi-
am Morris 'e kadar, soz konusu tehlikeli anlamsal k.tstrdongii kinla-
mamt~ttr.
Keywords'tin yazan Williams, kag1da dOlaiigti degi~ikliklerin i~
mantJgmi pek iyi bilmiyordur belki de. 'Otopik ele~tiri olarak ktiltti-
ru. bir ya~am tarzt olarak ktiltiirti ve sanatsal yaratl olarak kiiltiiril
birbirine baglayan bir ~ey var nud1r? Cevap elbette olumsuz: bun-
lann he psi ger'fek uygarhk olarak kiiltiirtin -insan1n kendi geli~imi­
nin btiyi.ik anlaus•- ba~anstzhg1na farkh bi~imlerde gosterilen tep-
kilerdir. Bu hikaye sanayi kapitalizminin a~mlarunastyla inandrrtct-
hgun yitirmeye ba~lar? biraz iyimser bir ge~mi~ten miras kalan bir
efsane haline gelirse. kiilttir dti~tinc~si de pek ho~ olmayan alterna-
tiflerle kaqt kar~1ya kahr. Elbette ki.iresel alanda etkili ve toplumla
ilgili kalmay1 siirdilrebilir; anca"'k, ne yaztk ki yok olma tehlikesiy·
le kar~I kar~1ya olan c:ezbedici bir yann imgesi haline gelmek i~in
i'r kararttct bugilnden ~ekilir. Benzer bir ba~ka imge de. ne kadar
§a~trtJCt olsa da, ger~ekten varolmadtgmt gormezden gele-
meyecegimiz kurtanlmt~ bir gelecegi anduan eski ~taglardtr. B u,
hem inarulmaz derecede yaratJCI hem de siyasi a~tdan zaylflaulnu~
olan.utopik ele§tiri olarak kiilttirdtir ve her zaman, son derece ylkt-
ct ele~tirilerle Realpolitik 'le arasma ordtigti ele~tirel mesafenin
i'Yinde kaybolma tehlikesiyle kar~1 kar~1yadrr.
Di~er taraftan ktilttir, benzer ttim soyutlamalara tt1vbe ederek ve
somutl~arak Bavyera. Microsoft ya da Bt:~man [Botswana ~nm ilk
yerlileri] kiilttirii ha1ine gelerek ayakta kalabilir. AncaJr bu risk ki.il-
ttire~ daha c;:ok ihtiya~t duydugu belirliligi sagladl.~1 oranda norma-
tifligini kaybettirir. Romantiklere gore, kUltiirtin bu anlam1 nonna-
tif giictinti korur. <;tinkti, bu Gemeinschaft [topluluk] bic;:irnleri, pra-
tik ve yarat1c1 bir sanayi kapitalizmi Gesellscha/t'Inin [toplum]
ele~tirisi i~in kullarulabilir. Buna kaqm postmodem dti~tince, bu
~rr1 duygusal yolu seytigi iyin nostaljiden hi~t ho§lanmaz; Walter
Benjamin gibi birinin nostaJjjye bile devrirnci bir anlam ytikleyebj-
lecegini unutur. Postmodem kuram i~in degerli olan. bu kiilttirlerin
temel icteriklerinden c;ok forme] ctogulluklandrr. Aslmda. icterikten
yoksun olduklan stirece, ortada tercih edilecek bir §ey de olamaz.
Q.inkii bOyle bir tercihin kendisi de k:tiltlire bagh olmaltdlf. Ktilttir
kavramt ele~tirel kapasitede kaybettiklerini be1irlilikte kaz.arur; ya-
plmCihk ak.1mmm sallanan sandalyesinin ytiksek modernist bir sa-
nat eserinden daha sosyal bir sanat bi~imi olmas1 gibi; ama yalmz-
ca ele§tirel tisttinliik pahas1na.
Uygarhk olarak killttir krizine gosterilen ii~iincti tepki. daha on-
ce de degindigimiz gibi, btittin kategoriyi bir avu~ sanatsal ~all~ma­
ya indirgemektir. Bu noktada ktilttir, degerleri genet kabul gonnu~
sanatsal ve entelektiie] ~ah§malar ktilHyatJ ile bu ~ah~malan tireten,
yayan ve dtizenleyen kurumlar anlamma gelir. Ke1imenin bu olduk-
~a yeni anhunmda, kiilttir hem bulgu hem de -;oztimdtir. Killttir bir
deger vahas1ysa, soztimona c;oztimler sunar. Bilim ve sanat yarau-
Cih~tn ku~atllnu§ topraklanrun ayak.ta kalmay1 ba~arm•§ yegane iki
b01gesiyse, ba~tm1z btiyi.ik beladadrr. Hangi top1umsal ko§ullar al-
tlnda yarat1c1hk mtizik ve ~iire tutsak; bilim, teknoloji, siyaset, i§ ve
ev ya$amt da olesiye bogucu bir hale gelir? Marx' m dine yoneltti-
gi §U tinlti soru, bu ktilttir dii§tincesine de yoneltilebilir: Bt1ylesine
31
act bir yabanclla§ma hangi a§lanhgm zavalh telafisidir?
Yine de .minor· kliltiir dii~iincesi. bir tarihsel krizin beJirtisi ol~
dugu kadar ~oztimiidiir de. Ya~am tarz1 olarak kiiltiir gi bi, Aydtn-
lanma soyutlamalanndan biri olan uygarhk olarak ktilttire nitelik
kazandtnr. ingiliz edebiyat ele~tirisinin Wordsworth'ten Orwell'e
uzan.an en verimli ~agtannda, toplwnsal ya~anun tamam1nm niteli-
gine ili~kin duyarh bir indeks sunan sanat, ozellikle de glindelik di-
lin sanau olmu~tur. Kelimenin bu anlanunda kiiltiir, bir ya~am tar-
Zl olarak kiiltiitiin duyumsal yaktnhguta sahipse, uygarhk olarak
kulttiriin nonnatif egilimini de miras almt~tlr. Sanat iyi ya§ami yan-
Sltabildigi gibi olc;ebilir de. Bu anlamda. gerc;ekle arzulanant radi-
kal bir siyaset ~dastyla birle~tirir.
Ktiltiiriin ii~ farkh anlanu birbirinden kolay kolay aynlmaz.
Ele~tiri olarak ktiltur bo§ bir hayalin Otesine ge~ecekse. ula§may1
arzulad1g1 dostluk ve doyumun bir anlamda habercisi olan giinti-
mtiz pratiklerine yonelmelidir. Bunlan k1smen sanatsal tiretimde,
ktsmen de fayda mant1gma daha tamamen batmamt~ marjinal ldil-
turlerde bulur. Ele~tiri olarak kiiltiir, ktilti.irtin diger anlamlann1 da
i~inealarak, ('kOtii'' iitopyanm yalruzca hiiztinli.i bir ozleme, ayak-
lan yere basmayan bir "§6yle olursa daha iyi olmaz mt"ya dayanan
salt ~art kipinden uzak durmaya ~ah~Jr. Bunun siyasi e~degeri ~u1
solculuk olarak bilinen, buglinii hayal bile edilemeyecek kadar al-
tematif bir yann ugruna olumsuzlayan olgunla~nwru~ dii.zensizlik-
tir. Buna kar~1n "iyi" iitopya, bugi.inde mevcut ve potansiyel olarak
onu donti~ttinne yetisine sahip olan gii~lerde, bugilnle yann arasJn-
da bir koprli buJur. Cazip bir gelecek aynt zamanda uygulanabi1ir
olmahdtr. En aztndan ger<;ekten varolma erdemine sahip alan daha
utopik bir ktiltiir ~e~idi, ktiltiirtin diger anlamJanyJa birle~erek i~kin
bir ele~tiri haline gelebilir ve kendi yaratt1g1 normlara gore deger-
lendirdigi bugiiniin yetersiz oldugu kantstna varabilir. Kiiltiirtin bu
anlanu da hem ger~egin ifadesi hem de arzulanarun habercisi ola-
rak olgu ve degeri birle~tirir. Gen;ek kendisiyle ~eli~eni i\eriyorsa.
"ktiltiir" terimi her iki durumla da ytizle~mek zorundadiT. Bir duru-
• Yazar bu kavram1 az1nllk anlam1n1n yam s1ra gOniOk dildeki "kO!f(ik" ve mOzik·
teki "minor tonlar· gibi anlamlanm da bannd1ran en geni~ antam1yla kullanmak-
tadlr. (y.h.n.)
mun, kendi mantrguta bagh kahnaya ~ah~uken aynr zamanda onu
nasii bozdugunu gosteren yap1~oziim, basitc;e bu geleneksel i~kin
ele§tiri dti~tincesine daha yakrn zamanda verilen bir addu. Radikal
romantiklere gore sanat, imgelem, yerel ktilttir ya da "ilkel" toplu-
Juklar siyasi toplumun tamanuna yaylltnas1 gereken yaratict enerji-
nin gostergeleridir. Romantinnin hemen arkasrndan gelen Marksiz-
me gore, yaratlci enerjinin pek de yliceltilmemi~ bir bi~imi i~r;i SI·
rufmm enerjisidir ve bu da tiriinii oldugu toplwnsal dtizeni degi~tir­
me yetisine sahiptir.
Ktilttirtin bu anlanu, uygarhk kendisiyle ~eli~kili gorlimneye
ba~ladJ.gtnda ortaya ~1kar. Uygar top!um a~mlandrk<;a~ bazt kuram-
cllanna, diyalektik dii~iince olarak bilinen, ~arp1c1 yeni bir dti~tin­
ceyi dayatmaya kadar gider. Bu. sanki, belirli bir ayrba gosterilen
tepk.idir. Diyalektik dii§iincenin ortaya ytkma nedeni, uygar11g1n
baz1 insan yetilerini ger11ekle§tirirken bazllannt da tehlik.eli bir bi-
t;imde basttrd1g1 ger~egini goz ardt etmenin her get;en gtin biraz da-
ha imkanstz hale gelmesidir. Bu yeni entelekti.iel a1r~kanhgr besle-
yen, bu iki sUre~ arasrndaki ic; ili~kidir. "Uygarhk" kelirnesini bir
deger-teritne hapsederek ve ~agda~ toplumla klyaslayarak bu ~eli~­
kiye gerekc;:eler bulabilirsiniz. Bu. muhtemelen, ingiliz uygarh~1
hakk:Jnda ne dli§tindii~ti soruldugunda Gandhi 'nin aklma gel en §ey-
dir: ·~Bence ~ok iyi bir fikir olurdu bu." Bastlnlan yetilere "kiiltiir",
bastuanlara da Uygarhk" denebilir. Bu hareketin erdemi~ her §e-
11

yiyle bugtine dayand1g1 halde, kiilttiriin bugtiniin ele~tirisi oJarak da


hareket edebilmesinden gelir. Toplumun ne yalntzca otek.isi ne de
("uygarhk" gibi) ozde~idir; tarihsel stirecin dogasma hem paralel
hem de ayk1n hareket eder. Kiilttir muglak bir fantezi ya da doyurn
degil, tarihten beslenen ve tarihin ic;:inde y1kiC1 bir bi~imde i~ goren
bir dizi potansiyeldir.
Asll marifet bu kapasitelerin nas1l ortaya ~JkanlacagJnt bilmek-
tir. Marx'1n buna onerdigi ~oziim sosyalizm olacaktlr. Marx'a go-
re, bugtiniin kapitaliZininden ~lkanmlarda bulunmad.L~ takdirde
yanrun sosyalizmi guvenilir temellere oturtulamaz. Ancak, tarihin
olumlu ve olumsuz yanlannm birbiriyle bu kadar yak.Indan ili~kili
oldugunu dti~iinmek tslah edici oldugu kadar esinleyicidir de. So-
P30N/Kiilrilr Yanlmb.n
33
mtiren ya da somiirtilenler yeterince ozerk, dti~tinen. pratik ve ya-
ratJCI insanlar olduklan siirece; bask•. somiirii gibi kemanizmalar
bir i§e yaramayacaktrr. Varolmayan yaratic1 kapasiteleri basunnaya
gerek yoktur. ~iiphesiz, bu nedenler sevinmek i~in yeterli degildir.
Somiiriilme yetisine sahip olmalan goz onunde bulunduruldugunda
insanlara inanrr beslemek gariptir. Yine de yiikselme diye bildigi-
miz daha iyidl kUltUrel pratikler adaletsizHgin varolu~una it;kindir.
El bebek giil bebek yeti~tirdiginiz, sizi somtirmesine izin verdiginiz
~ocuk. ileride ~evresine kar~J adaletsiz biri olup ~·kabilir. Biitiin
ktil tiirler t;ocuk yeti~tirme, egitim. refah, ileti~im, ~thkh destek
gibj pratikler i~nnelidir. Aksi takdirde. kendile .ini yeniden tirete-
mezler ve bunun sonucunda, daha pek c;ok ~eyin yam sua istismar
edici uygulamalar da geli~tiremezler. ~tiphesiz, ~ocuk yeti~tinne
sadist~e. ileti~im ~arp1k. egitim son derece zorbaca olabilir. Yine
de, hitybir ktiltiir ttimiiyle olumsuz olamaz. <;tinkil. §eytani amar;la-
nna ula~mak i~in, her ktiltiir daima erdemli davrruu~lan sezinleten
kapasiteler beslemek zorundadtr. i~kence bir ~§it muhakeme. in-
isiyatif ve zeka gerektirir ve bunlar ayn1 zamanda i~kenceyi ortadan
kaldumak i~in de kul1arulabilir. Bu anlamda. btittin ktilttirler kendi-
siyle ~eli~ir. Bu umutsuzluk kadar umut ir;in de bir nedendir, ~Unkti
her ktilttiliin kendisini donti~ti.irebilecek gti~leri besledigi anlamma
gelir. Bu gtic;ler gokten zembille irunez.
Kiilturtin bu ti~ anlam1 farkh yollardan da etkile~ime ge~er. Or-
ganik bir ya~am tarlt olarak killtiir dti~iincesi de en az Berlioz ka-
dar .. 'ytiksek" ktilttire aittir. Kulttirlti entelektiiellerin, dejenere top-
lumlanru yeniden canlandirabilmek it;in iirettikleri bu kavrrun, ilk
otekini gosterebilir. Yabanlan Oven bir konu~ma duydugunuzda so-
fistike insanlar arasmda oldugunuzdan emin olabilirsiniz. Duyum-
sal bUttinltige ili~kin ruyalanmtzln alt1nda hangi ensest arzulann
olabilecegini. asia sahibi olamayacagtmtz bedenleri nas1l tutkuyla
arzuladigJmtzi ortaya ~1karmak yine sofistike birine, Sigmund Fre-
ud'a du~mti~ttir. Btitiinltigtin hem somut gen;ekligi hem de bulamk
bir gorusil olan ktilttir, bu ikiligi bir yerinden yakalar. Moden1 sa-
nat ilkel bir modernli~i ya~atmak i~in bu tarihoncesi caglara ait
kavramlara doner ve mitoloji de ikisi arasmda bir eksen saglar. <;ok
I~JARKA/KG!blr Yonunla.n
34
geli~mi~ler ve az geli~mi~ler garip ortakllklar kurarlar.
iki ktiltiir kavrarru daha fark.h bi~imlerde de birbirleriyle ili§ki-
lidir. Sanat olarak ktiltiir yeni bir toplumsal varolu~un habercisi ola-
bilir; ancak. durum garip bir bi~imde dongiiseldir, ~iinkti toplumsal
degi~im olmadlg1nda sanat da yok olma tehlikesiyle kar~t kar~tya­
dlr. Sanatsal imgelem, bu argiimana gore, yalruzca organik bir top-
lumsal dtizende ortaya fflkabilir ve modemligin kurak topraklarm-
da kok salmayacak.trr. Bireysel geli~me, ktiltiiriin toplumsal anlanu-
na giderek daha fazla bagh hale ge1ir. Amerikah Henry James veT.
S. Eliot da, kendi "inorganik'~ toplumlanru daha yapmactkh, do-
lambar;h ve ffOk katmanh bir Avrupa iffin btrakrrlar. Eger ABO bir
kiiltiir olarak kabul edilirse, bu. tlimliyle dunyevi bir kavramdu;
Avrupa 'run temsil ettigi ktiltiir ise yan-dini bir kavramdu. Sanat.
kendisini yaln1zca miizayede salonlannda goklere ylkaran ve soyut
mantlgt duyumsal dtinyayt c;1plak buakan bir toplumla Oltimctil bir
uzl~1m i~indedir. Aynca, hakikatin hi~bir faydast olmadtg1n1 dti~ii­
nen ve degerden de yalruzca sattlabilecek §eyleri anlayan bir top-
lwnsal dtizen taraf1ndan kirletilmi~tir. Sanatm ayakta kalmas1 i~in
siyasi a~Idan gerici ya da devrimci olmak. zamaru~ Ruskin 'e gore,
muhte~em gotik 'in. birle~ik feodal Gotik 'in korporatif dtizenine ge-
ri almak ya da William Morris'le beraber meta bi~imini geride bt-
rakan bir sosyalizme ileri alrnak gerekir.
Ne var ki, ktilttiriin bu iki anlamtnin ~au~maya mahkfim oldu-
gurtu dii§iinmek ko1aya ka<;mak olur. ~ok geli~rni~lik eylemin dii~­
maru degil midir? Sanaun getirdi~i tecrit edilmi~. kii~iik aynntdara
dayanan, a~Ik golii~lii duyarhhg1n hi~ daha geni§. daha belirgin
baglannnlarda bjze uymad1g1 olmaz nu? Saghk bakanl1~ma genel-
likle bir ~air getirilmez. ilgimizi toplumsal ar;tdan bilin~li sanat
eserlerine yoneltsek bile, giizeJ sanatlann talep ettigi yogwtla§ma
bizi bu tiir can stkiCI meseleler afftsmdan lasltlamaz m1? Bunun,
ktilttiriin daha gemeinschafllich [ortak] anlamn1a gelince, sanat o1a-
rak ktiltilrJe ili~kili degerlerin aktarurun1 da topluma nasd dayatti-
giru gormek glir; degildir. Toplwnun estetize edilmi§ yorumu olan
ya~am tarzt olarak kiiltiir, toplumda estetik yaptnttyla ili~kilendirdi­
gimiz birligi, duyumsal yak1nhg1 ve yatt§madan kurtulu§u bulur.
35
Bir topJum tiiriinti tarumladrgt san1lan ktilti.ir kelimesi. aslmda o
toplumu hayal etmenin nonnatif yoludur ve ge~mi~tekL vah~i top-
raklardaki ya da siyasi gelecektek.i diger toplumsal konwnlan mo-
del alarak kendinizinkini tasarlama yollanndan biri olabilir.
Kiilttir postmodemizmin popiiler kelimelerinden biri oldugu
halde en onemli kaynaklan h3.la modem oncesinden kalmadu. Bir
dti§tinceye gore. ktiltiir dort tarihsel kriz noktasmda onem kazan-
rnaya ba~lar: Degersjzle~tirilmi~ bir toplumun goriiniirdeki tek al-
tematifi haline geldiginde; koklti bir toplumsal degi~im olmadan.
sanat ve zarif bir ya~am anlanunda ktilttirtin varolmas1 bile imkan-
stz goriiruneye ba~ladrgmda; bir toplulugun ya da bireylerin ktiltti-
riin siyasi a~tdan kurtulu§unun yollanru arayabilecekleri ko~ullan
saglad1gmda ve emperyalist bir gii~. egemenlik altlna aldtgt insan-
lann ya~am tarzlar1n1 kabul etmeye zorlandJglnda. Bu dii~tinceyi
XX. yiizyii gundemine en kararh bic;imde yerle§tiren bunlarm son
ikisidir. Modern kulttir kavramtnuzt~ btiytik ol~tide. milliyet~ilik ve
somiirgecilige ve bununla beraber emperyal giiciin hizmetinde bti-
ytiyen bir antropolojiye boryluyuz. Hemen hemen ayru tarihsel
noktada~ Batt'da "kitle·· kulttiriintin ortaya c;lkmas1 kavr.ama ekstra
bir aciliyet kazandrrnu~ur. Yalruzca etnik farkhhg1 nedeniyle siya-
si haklara sahip farkh bir etnik kiiltiir dti~tincesi, ilk kez Herder ve
Fichte gibi romantik milliyet~ilerle ortaya ~lkar0 ve kUltiir, ornegin
sm1f mficadelesi. vatanda~hk haklan ya da a~hk: yardtffil olmadtgl
surece milliyet'iilik i~in ya§amsal onem ta§Ir. Bir bala~ ac;Jsina go-
re, ilkel baglan modem bile~imlere uyarlayan milliyetc;iliktir. Mo-
dern oncesi ulusun modern ulus-devlete ge~it vermesiyle, gelenek-
sel rollerin yap1s1 toplumu bir arada tutamaz hale gelir ve onak dil,
egitim sistemi. ortak degerler v b. anlammda ktiltlir toplurnsal birlik
ilkesi olarak i~in i~ine girer.21 Ba~ka bir deyi~le, kiiltiir siyasi olarak
dikkate ahrunas1 gereken bir giiy haline geldi~inde, dti§ilnsel olarak
da dikkat ~ekmeye ba~lar.
XIX. yiizytl kolonyalizminin a~ullanmastyla e~siz bir ya~am
20. Bu tor bir romantik milliye1~iligin ele~tirisi i~n. bkz. Terry Eagleton. "Nationa·
lism and the Case of Ireland", Nsw Left RBview, sayt: 234 (Mart/Nisan, 1999).
21. Bu durum i~in. bkz. Ernest Gellner, Thought and Change, Londra, 1964 ve
Nations and Nationalism. Oxford. 1983.

36
tarzt olarak kiiltiiriin antropolojik anlam1 da ilk kez ilgi gormeye
ba~lar. Tartt~maya konu olan ya~am tarz1 da genellikle l(uygarla~~
manu~" olan1dtr. Daha once de belirttigimiz gibi, terbiye olarak
ktilti.ir barbarhgtn ztddtyken. y~am tarz1 olarak kliltiir ozde~i ola~
bilir. Herder, Geoffrey Hartman'a gore, ktiltiir kelimesini modem
an1amda kiilttir ozde§ligi, her tarafa yay1Imas1 ve insarun koklti ya
da evinde gibi hissetmesine yol a~mas1yla karakterize edilen sos-
yal, popUlist ve gelenek~i bir ya~am tarz1" olarak ilk kez kulJanan
ki~idi.r. K1saca ktilttir, di~er insanlardtr.23 Fredrich Jameson' In da
22

savundugu gibL kultiir daima '"bir Oteki du~tincesidir (bunu kendi


kendim i~in bile farz edebilirim)".l-4 Viktorya donemi insanlaruun
kendilerini bir "kiilttir" olarak dti~iiruni.i~ olmalann1n pek de ge~er­
liligi yoktur; bu. kendilerini bir ~evre olarak gordtik1eri anlam1na
gelmese de, ktilttiri.i, pek ~ok benzeri arastndan tek olas1 ya~arn for-
Jnu olarak gordukleri anlamma gelir. Birilerinin ya~ad1g1 diinyay1
ktilttir olarak tammlamak onu gorecele~tirme riskini de beraberin-
de getirir. Kendi ya~am tarz1 in.sana basit~e insani gelir; etnik, ken~
dine has, suadt~l alan diger insanlannkidir. Benzer bir §ekilde, ken~
di gorii~leri manttkh digerlerininkiyse a§tndir.
Antropoloji bilimi Bau'ntn diger toplumlan me§ru inceleme
nesnelerine donti§ttinneye ba~ladtgl bir zamana i~aret ediyorsa, si-
yasi krizin gen;ek gostergesi bunu kendine de yapma ihtiyact his-
settiginde ortaya 'flkar. <;tinkti yabanlar, vah~i tutkulanna gore ha-
reket eden, gizemli, klsmen anla~thr yarattklar, Bati topluntunda da
vardtr ve bunlann da itaatkarhk anlayt§Inin nesnesi olmalan gere-
kecektir. Sosyolojinin kendi kendinin bilincinde "bilimsel" ilk oku-
lu olan pozitivizm, sanayi toplumunun ka~trultnaz bir §ekilde gide-
rek d.aha fazla ~irketle~mesinin ve zaptedilemez proletaryruun dal-
galarl harekete ge~iren gu~ler kadar kar~1 durulamaz oldugw1u an-
lamasL gerektigini evrimsel bir yasa olarak gozler online serer. Da-

22. GQofft~y Hartman. Th~ Fat~ful Question of Culture, New York, 1997, s. 211.
23. Bu deyi~. Raymond Williams'1n OniO MKitleler ve diger insanlar" formlilasyo-
nuna gonderme yapar. Culture and Society 1780-1950, Londra, 1958 (yeni bas-
k! Harmondsworth. 1963), s. 289.
24. Fredric Jameson. ·an'Cultural Studies··. Social Text. say1: 34. 1993, s. 34.

37
ha sonra. 'yabanlar't "geli~me ~amasmdaki bir emperyalizmin var
etti~i gibi bi.iyiik bir alg•sal yarulsamayla" kurulan komplo, antro~
polojinin gorevinin bir par-ras• haline gelecek; "yabanlan kavram-
sal a<;tdan altinsan otekiliklerine hapsederek toplwnsal olu~umlan­
ru aksatacak ve fiziksel olarak tasfiye edecektir".2S
Romantik killfur yorumu zamanla ~'bilimsel'' olana dogru evril-
di. Yine de, aralarmda temel benzerJikler vard1. ilkinin ''halk"t~
kendi toplumunun derinliklerinde yatan ba§hca altktiltiirleri ideal-
le~tinnesi, topraklarmda degil de yurtdt~mda ya~ayan ilkel tiplere
kolayhkla aktanlabilir. Hem halk hem de ilkeller, ge~§in gunti-
miizdeki kalmtllan, sanki giintimiizde meydana gelen zarnan klrll-
malanyla birdenbire ortaya t;tklvermi~ garip arkaik varhklardtr.
Romantik organizmaciltk antropolojik i§levsellik bi~iminde yeni-
den ~ekillendirilebilir; boyle •'ilkel" ktiltlirleri tutarh ve ~e1i~kisiz
olarak gorur. "Ya~am tarzmtn tamam1" deyi§indeki utamam1" keli-
mesi muglak bir bi~imde olgu ve gen;ek aras1nda gidip geHr; hem
dt§mda bulundugunuz i~in blitiinlinii kavrayabilece~iniz, hem de
sizinkinden yoksun bir btitiinluge sahip bir ya§am biyimi anlam1na
gelir. Bu ytizden kiilttir bi1inemezci. atomcu ya~a~n bi~iminizle il-
gili yargtlarda bulunur ama bunu ~ok uzaktan yapar.
Dahas1, ktilttir dii~iincesi, dogal geli~me egilimine uzanan eti-
molojik kokenlerinden bu yana, her zaman bilinci merkezsizle§tir-
me yollanndan biri olmu~tur. En dar anlamty1a insanhk tarihinin en
gtizel, en incelikli bilince sahip iirtinti anlarruna ge1se de, geni~ an-
laml buna tamamen Zit bir noktaya i~aret eder. Organik sure~ ve
gizli evrim gibi yansunalart olan kiiltiir, toplumsal ya~am1n bizim
sec;tigimiz de~il bizi ser;en -adet, akrabahk. dil, ritiiel, rnitoloji gi-
bi- nitelikleri anlamma gelen, sozde determinist bir kavramdrr. Oy-
leyse~ kiilttir dii~tincesinin suadan toplumsal ya~anun hem ast1 hem
de Ustii olmas1, hem onunla k.tyaslanmayacak kadar bilint;li hem de
ondan ~ok daha az taluninlenebilir olmast ironiktir. Buna kar~In
"uygarhk.. , kentleri batakhklardan kwtaran ve gokytiziine katedral-
ler yiikselten ko1ektif bir tasan olarak, toplumsal ya~amm temsilci-
25. Jairus Banaji, "The Crisis of British Anthropology", New Left Review, say1: 64
(Kas•miArahk. 1970).
38
si oldugu ve onun bilincinde oldugu hissi yaraur; rasyonel yanstt-
ma ve ~ehir planlama auras1 vardlr. Marksizmin yaratt1g1 skandal,
klsmen, uygarhg1 ktilttir gibi gonnesine, ktsacasi, Marx 'm deyi§iy-
le soz konusu temsi1cilerin "arkadan desteklemeye" dev am ettigi
insanl1gm siyasi bBin~sizliginin toplumsal stire~lerin tarihini yaz-
masma dayarur. Ktsa bir siire soma Freud'la birlikte, son derece uy-
gar bir bilin9 onu pratige gec;iren gti~leri ortaya ~Ika.rmak i~in ye-
rinden edilmi§tir. Kapital ele~tinnenlerinden biri, yazarm onay1yla
~u yorumu yapmt~trr: "Uygarltk tarihinde bilin~li ogeler gen;ekten
ikincil bir rot oynuyorsa, konusu uygarhk olan ele§tirel bir incele-
menin de bilincin herhangi bir bi~imine? herhangi bir ~ey kadar da-
yandtgl ya da onun sonucu oldugu ayllctrr" .16
Oyleyse ktiltOr. madalyonun diger yiiztinde uygar y~am oldu-
~unun fark1nda olmaksJzm, herhangi bir edimde bulunabilmemiz
i~in muglak bir bi9imde varobnas1 gereken, dogru saytlan inan~ ve
egilimlerdir. Dogal olarak gelir; beynimizle alglladigJmlz degil, ke-
miklerimize i~lemi~ olandtr. Cyleyse. kavramm "ilkel" toplum in-
celemelerinde ooylesine Slcak kar~llanmaSl ~a~utiCl de~ildir. Ant-
ropologJarm goztinde bu toplum1ar mit, ritiiet akrabahk sistemleri
ve atalanndan kalma geleneklerinin kendileri yerine dti~iinmesine
izin verirler. Bu adeta, i'rgiidii, adet, dindarhk ve ataJardan kalma
yasalann kendi kendine i§ledigi, analitik uslamlamarun bumunu
sokmad1g1 Burke'~li bir titopyada y~ayan ingiliz orfi hukukunun
ve Lordlar Kamaras1'run Fiji versiyonuydu. Bu nedenle, "yaban
dti§tince"nin kUlttirel modernizm i'rin ozel bir onemi vardtr; T. S.
Eliof1n bereket ktiltlerinden Stravinski 'nin bahar ayinlerine kadar
her ~ey burada Aydmlaruna rasyonalitesinin muglak bir ele§tirisini
bulabilir.
Kuramsal iki altematiften birini se~ek yerine ikisinin de tadt-
ru ~tkarabilir, bu "ilkel" kiilttirlerde bOyle bir rasyonalitenin hem
ele~tirjsini hem de olumlamasuu bulabilirsiniz. Bu kiiltiirlerin so-
mut, duyurnsal saytlan dti~tince ah§kanhklan Batt'run ruhsuz akh-
na sect bir ele~tiri getirdiyse, bu, o dil~iinceyi bilin~sizce de olsa.
olanca kahhgtyla cebir ve dilbilimin yonetiyor olmas1ndandu. Cla-
26. Aktaran a.g.y., s. 79.

3
ude Uvi~Strauss 'unyap1sal antropolojisi, bu uilkelleri'' hem i<;imi-
zi rahatlatacak kadar bize benzer, hem de yarp1c1 bir bi~imde biz~
den farkb olarak sunabilmi~tir. Ay ve Diinya tasanmlan varsa. bu-
nu nukleer fizigin incelikli kanna~Ikhgiyla da yapular.17 Gelenek ve
modemlik uygun bir bi~imde hannanlanabilirdi; bu. yapJsalcdtAtn
ytiksek modernizmden miras aldtgt ve yanm birakttgt bir tasanyd1.
Bu ytizden, en yenilik~i zihniyet en arkaik olana katt1mak i'rin don·
gtistinti tamamladt; ashnda bazl romantik dii~iiniirlere gore~ yozla~­
mt~ Batt ktilttirti ancak bu yona yenilenebilirdi. Tamamen 9okme
noktas1na gelen uygarhk, kendini yalmzca kiilttir ptnanndan taze-
leyebilirdi; ileri gidebilmek i~in geriye bakacaku. Bu yiizden.
modentizm tarihi geri vitese aldt, gelecekte bir ge~mi~ imgesi
buldu.
YaptsalcJhk, kokenlerinin izini emperyalizme kadar stirebilen
tek edebiyat kuramt dah de~ildi. Alt1nda otekinin de anla~Llabilir
olup olmadt~na clair merakh bir ~iiphe yatan yorumbilim de, insan
biJincinin derinliklerindeki atalarla ilgili altmetni giin ytiziine tr•ka-
ran psikanaliz de bu tasanyla ilgilidir. Mitolojik ya da arketipik
ele§tiri de hemen hemen ayru §eyi yapar. BWlmua beraber, onde ge-
len savunuculanndan biri eski bir Frans1z somurgesinden olan post-
yapJsalctltk, aslen Avrupamerkezci bir metafizik olarak gordtigii
~eyi sorgular. Ktilttirtin melezligine ve a<rtk ut;lulu~una bu bi~imde
kavu~acagt dti~iincesiyle hareket eden postmodem kurama gore
hi~bir ~ey istikrarh, modem oncesi, s•ktca birle~mi~ bir kulttir dti·
§tincesinden daha cazip olamaz. Ancak. modem oncesi ve sonras1,
postmodern kura.nun one siirdugunden daha fazJa birbirine benzer.
Ortak noktalan, ashnda ktilttire gosterdik1eri yogun hazen de abar-
tJh sayg1du. Ashnda kiiltiiriin modemden ~ok modem oncesi ve
sonras1 bir dti~iince oldugu iddia edilebilir: modem ~attda filiztense
de bilyiik oltriide ya geymi~ten bir iz ya da gelecekten bir iimittir.
Modem oncesi ve sonras• dtizenler aras1ndaki baglant1, ~k
farklt sebeplerden dolayt olsa da, ktiltiirlin her ikisi i~in de toplum~
sal ya~amtn ba~at diizlemi olmastdtr. Kiilttir, geleneksel toplumlar-
27. Bkz. Claude Lltvi·Slrauss. AnthropoJogia Structurale, Paris. 1958 ve Yaban
Do~once, Yap1 Kredi Yay., istanbul, 2000.

40
da geni§ bir alan kaphyorsa. bunun nedeni i~inde b~ka
tiirden fa-
aliyetlerin de siirdiigti. giderek yayllan bir ara~tan c;ok bir "dtizlem"
o1mastdrr. Siyaset, cinsellik. ekonomik tiretim hata bir ol~iide anla-
mm sembolik dtizenine hapistir. Antropolog Marshall Sah1ins'in,
Marksist alt/i.istyapt modelini arumsatan gozlemlerine gore "Kabi-
le ktilttirlerinde ekonomi, yonetim, ritiiel ve ideoloji farkh 'sistem-
ler' olarak gOriinrnez".14 Postmodem dtinyada kiiltiir ve toplumsal
ya~am yine yak.In miittetiklerdir; ancak bu kez siyasetin gosterile~­
tirilmesi. ya~am tarzmm ttiketicile~tirilmesi, imajm merkezile~tiril­
mesi bi~imindeki meta estetigi ve kiiltiirtin genel meta tiretimiyle
nihai btitiinle~mesi ~eklindedir. Y~amma gtindelik algtsal deneyim
ic;in kuiiandan kavramlardan biri olarak ba~Jayan ve ktsa bir stire
sonra sanat alamnda uzmanla~an estetik, art1k dongiisiinii tamamla-
mt~ ve gtindelik kokeniyle tekrar birle~nli~tir; k:tiltiiriin iki anlanu-
run -sanat ve toplwnsal y8_§am- tarz. moda, reklarnclltk, medya ve
benzerlerinde birle~mesi gibi.
Bu arada ortaya ~Jkan §ey modemizmdir ve modenlizmin
goz.Unde kiiltiir, kavrarnlann en ya~amsal olaru degildir. Aslmda
kendirnizi, biiti.in moda deyi~lerimizin -bedensellik,farklJlJk, yerel-
lik, imgelem, kiiltiirel ozde§lik- ozgiirle§tirici bir siyasetin yetki ala-
rundan ~ok ontindeki engeller olarak goriildtigii bir zamanda dti~lin­
mek gu~ti.ir. Aydmlama i~in kUitiir, kabaca, dtinya vatanda~hgu1a
adrm atmamizl engelleyen geriye doni.ik baglar anlamma geliyordu.
Mekan duygumuza. gelenek nostaljimize, kabile toplwnundan ya-
na tercihlerimize, hiyerar§iye gosterdigimiz sayg1ya i~aret ediyor-
du. Farkhhk biiytik olc;ude, btittin insanlann e~it hak.lara sahip ol-
dugunu yadstyan gerici bir oltretiydi. Sezgi ya da bedenin erdemi
ugruna alda kar~1 gen;ekle~tirilen bir saldtn, aktls1z bir onyargtnm
kontratiydz. imgelem dtinyay1 oldugu gibi gonnemizi ve buna bag-
h olarak da onu degi~tinnek ic;in harekete ge<ymenuzi engelleyen
bir zihin hastahg1yd1. Ve Kiilttir ad1na Doga 'y1 yadstmak hi~ ~tip­
hesiz sonunda barikat1n yanh~ tarafinda kalmaku.
Hir; ~Uphesiz. kiiltiir konumunu ha.Ia koruyordu; ancak, modem
~ag a~mlandJk-;ap bu konum ya muhalif ya da tamamlaytctydl. Kiil-
28. Marshall Sahlins, Culture and Practical Reason, Chicago ve Londra, 1976, s. 6.
41
ttir ya siyasi ele~tirinin zay1f bir bic;imi haline geldi ya da rnoder-
nizrnin giderek daha az tedbir aldlg1, polansiyel olarak ylk.tcl, tin-
sel, sanatsal ya da erotik ttim. enerjileri i~ine boca edip sifonu ~eke­
bilecegi korw1akh bir alan oldu. Kultiir artlk birisinin ne olduguna
de~il ne olabilece~ine ya da daha once ne olduguna ili~kin bir ta-
rumlamaydJ.. Kelime, kendi grubunuzdan ~ok kwal tan1mayan mu-
halifteriniz i~in ya da XIX. ytizytla y~t1k~a t;ok uzaklarda ya~a­
yan ve daha az sofistilce insanlar irrin kullaruldi. Ktiltiir, arttk, top-
lumsal varolu~u tarumlamak yerine ak.Jct bir dille belirli bir toplwn
'te~idinden bahseder. Andrew Milner'm da belirttigi gibi~ "'kiilttir'
ve 'toplum' sadece modem, sanayile~mi~ demokrasilerde hem siya-
setten hem de ekonomiden dl~laruru~UI... modem toplumun farkh
ve suadt~t bir bi"imde asosyal oldu~u. ekonomik ve siyasi yaianu-
nm da karakteristik olarak 'kurals1z' oldugu ve 'deger ir;ermedigi '.
k.Jsaca, kiiltiirstiz oldugu anla~Iltr''.'-9' Bu nedenle kiiltiir kavranunuz
kendine ozgti modem bir yabancila~maya. toplumsalm ekonomi~e.
yani maddi y~ama yabancll~masma dayanrr. uKultiir'\ yalruzca
gtindelik varolu§u. degerleri tiiketmi~ gibi gortinen bir toplumda.
maddi yeniden iiretirni dt~mda brrakabilir; yine de kavramm o ya-
§antmm ele~tirisi haline gelebilmesinin tek yolu da budur. Ray-
mond Wiliams 'm da ifade ettigi gibi kulttir bir kavram olarak. "bir-
takun ahlaki ve entelektiiel faaliyetlerin. yeni bir toplum ~~idini
harekete g~iren itkilerden pratikte aynldtg1mn fark edilmesiyle"
ortaya ~lkar. Bu kavram daha sonra "yah~UilCJ ve canland!nc1 bir
alternatif olarak ... pratik toplumsal yargt slir~leriyle el degi~tire­
cek insani fist yarg• makanu'' haline gelir. 30 Bu nedenle kti1tiir, rro-
ztim sundugu bOltinmenin ayru zamanda semptomudur. Psikanali-
zin ~upheci yorumu olarak. ~ifas1 oldugu hastahgm ta kendisidir.

29. Andrew Milner, Cultural Materialism, Melbourne, 1993, s. 3 ve 5.


30. Williams. Culture and Society, s. 17.
42
II
Ktiltiir krizleri

"Ktilttir" kelirnesinin hem c;ok geni~ hem de dar kapsamh ohnasi-


run son derece kullani§h oldugu sonucuna kar§l <;danak oldukc;a
giir;ttir. Antropolojik anlanu sa<; stilleri ve ic;ecek ah§kanhklanndan
e§inizin anne veya babas1mn kuzenini tarif etme bir;iminize kadar
her ~eyi k.apsarken, kelimenin estetik anlamt Igor Stravinski yi 9

i~rmek1e beraber bilimkurguyu kapsamaz. Bilimkurgu~ "kitleu


kiiltilriine ya da poptiler ktiltiire, yani antropolojik ve estetik arastn-
da mu~lak bir biyimde giclip gelen bir kategoriye aittir. Buna kar-
~m. estetik anlam1n <;ok muglak. anrropolojik olarunsa ~ok klsJtla-
)'ICJ oldugu dti~ilntilebilir. Amoldc1 bak.l~ at;:tsi kiiltiirii mtikemmel-
lik, gtizellik ve incelik, dti~tintilen ve s<:\ylenenlerin en iyisi olarak
ele ahr, nesneyi ger~kten oldugu §ekliyle gortir vb. ama kesinlik.-
43
ten fazlas•yla uzakt1r. BWla kar~tn, ktiltiir yalmzca Tiirk fizyotera-
pistlerin y~am tarznn imledigindeyse rahats1z edici derecede belir-
li gorilnecektir. Bu kitabm savt~ bizi hareketsiz ktlacak kadar geni~
ve rahatstz edecek kadar kau ktiltilr kavramlan arastnda stkt~tp kal-
d•guntz ve bu alandaki en acil ihtiyacmuzm her ikisinin de d1~1na
~1krnak oldugudur. Margaret Archer "sosyolojideki temel kavram-
1ar aras1nda en zay1f analitik ge1i~imi" gosterenin ktilti.ir kavranu
oldu~unu ve "sosyolojik kuram it;indeki en karars1z rolii oynadigt ..
nt~' ifade eder.' Soz konusu duruma il~kin ba~ka bir iddia da Ed-
ward Sapir'inkidir: "Kiilttir davraru~ bi~imleri a~1S1ndan tanmllarur
ve kultiirun it;erigini o1u~turan bu bi'fimler sonsuz saytdadu. ''2 Bun-
dan daha ~a~aah ve bo~ bir tan1m one siinnek olduk~a gfi'f olurdu
herhalde.
B ir ya~atn bi~imi olarak ktilttiriin k.apsanu nedir? Bir ya~am bi-
~imi, ktiltiir say1Iacak kadar geni~ ve ~e~itli ya da dar olabilir mi?
Raymond Williams kiiltiirtin kapsrurumn "'genellikle bir SJntftn ala~
nmdan -;ok bir dilin alanty1a orant1h o1dugunu .. dii~tiniir.) Bu gorti~
elbette tart1~mahdar: ingilizce c;:ok saylCla kiilttirti kapsar. ote yan-
dan posunodem kultiirtin k.apladtgi diller ~ok ~~it1idir. Andrew
Millner'a gore, Avustralya ktilttirti "Avustralyahlann digerlerinden
farkh olarak yapt1klan §eylerden olu§ur: Plaj ve barbekti~ erkek da-
yant~mast ve ma~oluk. Hungry Jack's. hakemlik sisteini ve Avustu-
ralya futbolunun kurallan."4 Ancak ne plajlar ve barbekiiler ne de
mat;oluk. ne yaztk ki, Avustralya ~yla snurh kalmadlgtndan. "fark~
h" bu_ noktada Hazel.. an1amma gelemez. Milner'm dti§tindiiriicti
listesi Avustratya'ya ozel alan maddelerle oraya ozel olmayan ve
bu yuzden digerlerinin arasmda hemen goze c;arpanlarla kan~ttnr.
"lngiliz kultiirti" Warwick Kalesi'ni i~erir ama auk su borusu ima-
lattru gene1likle kapsamaz; bir koyliinun ogJe yemegini kapsar ama
1. Margaret S. Archer. Culture and Agency, Cambridge, 1996, s.1.
2. Edward Sapir, The Psychology of Culture, New York, 1994, s. 84. c;ok ~~il!i
kOitOr lammlan i9in. bkz. A. L. Kroeber ve C. Kluckhohn, "Culture: A Crilical Re·
view of Concepts and Definitions·. Papers of the Peabody Museum of American
Archaeology and Ethnology, C. 47, Harvard, 1952.
3. Raymond Williams. Culture and Society 1780·1950, Londra. 1958, yeni baskr
Harmondsworth, 1963, s. 307.
4. Andrew Milnor. Cultural Materialism, Melbourne. 1993. s. 1.
44
kazanc1n1 kapsamaz. Goriinii~e gore her ~eyin i~ine siipiiriildtigli
gen~ kapsamh antropolojik taruma ragmen, bazt ~eylerin kiiltU.rel
olamayacak kadar srradan oldugu baztlanrun da neredeyse hi~bir
farkhhg1 olmadtgt hissedilir. ingilizler at1k su borulanru Japonla-
nnkiyle he1nen hemen ayn1 bi~imde imal etmelerine ragmen, tire-
tim stireci boyunca allmh ulusal kosttimleri tizerlerinde ohnadtgtn-
dan ve CO§kUlU geleneksel tiirkiiler soylemediklerinden, hem ~iir­
selJikten yoksun hem de ozgiilliikten uzak olan auk su borusu yapt-
nu, kulttir kategorisinin dt§Jnda kahr. Yine de Nuer ya da Tuareg
ktilttirlerine ili§kin bir ar~t1rma, kabile ekonomisini de kapsaya-
bilirdi. Ktilttir dogal olarak verilenden ~ok insan taraftndan kurulan
her ~ey anlamma geliyorsa. mantJksal olarak medya kadar sanayiyi
de, sevi~me ya da eglerune bicrimleri kadar lastik ordek yap1m bi-
yimlerini de i~ennelidir.
At1k su borusu imalatt gibi pratikler, belki de anlamlandLrLCL
pratikler olmadtklarmdan killttirel olmay1 da ba~aramazlar. Bu, kiil-
tfui.in l970'Jerde popiiler olan lasa omurlti gostergebilimsel tantm-
larmdan biridir. Ornegin CJifford Geertz, kiiltiiri.i insanhgm taJuhp
kaldtgt anlamlandtnna a~lan olarak goriir.' Raymond Williams kill-
ttirden "toplumsal diizenin iletildigi, yeniden f.iretildiiU. deneyim-
lendigi ve ke§fedildigi... anlamlandutct bir sistemn olarak bahse-
der.6 Bu tantmtn alttnda anhunlandtnnarun basit bir yanstma ya da
temsilin otesinde aktif bir dogaya sahip oldugu yonundeki yaptsai-
CJ gljrii~ yatar. Bu, Williams 'tn kUitiirtin diger toplurnsal siire~lerin
kurucusu oldugu yoniindeki proto-postmarksist 1srarma da uyar.
Boyle bir formtilasyon. bir ~eyi kast edecek kadar ozgiil ("anlam-
landuici'') olma avantajtna sahip olmakla beraber se~kinci olama-
yacak kadar geni~ kapsamhdrr. Hem Voltaire'i hem de votkayt i~i­
ne alabilir. Ancak. araba yaptmt, anlamlandtrma gerektiren her in-
san pratigi gibj, bu tantmtn dt~tnda kahyorsa, spor da bu tan1m1n dl-
~mda kahr. Yine de, araba yap1min1n Homeros 'un destanlan ve gra-
fitiyle ayn1 ktilttirel kategoride yer aldtgtru soylemek son derece
gu~ttir. Ashnda Williams anlamland1nnarun bu farklt dereceleri ya

5. Clifford Geertz. The lnterpretafi(Jn of Cultures, londra, 1975, s. 5.


6. Raymond Williams. Culture, Glaskov, 1981, s. 3.
45
da daha ~ok anJamland1nna ve "gereksinim'' dedigi ~eyin farkh
oranlan arasmda aynm yapmak ister. Tum toplumsal sistemler an-
lamlandmna gerektirir. Ancak anlamland1nct faktortin fonksiyonel
faktor i~inde ueridigi'' durumlarda. mesela ed.ebiyatla soz, soz uy-
durma aras1nda ya da televizyonJa telefon arasmda. fark vardtr. Ba-
nnma bir gereksinim sonucu ortaya t;:Jkar ama toplumsal farkhhk-
lann bu konuda onem kazanmaya ba~lamas1yla anlamlandtnCl bir
sistem haJine gelir. Ayru ~ekilde, aceleyle ati~trrdtguuz bir sandvi9
de bo~ bir zamamruzda Ritz' de keyfini r;1kararak yediginiz yemek-
ten aynhr. Hir; kimse Ritz'e yalruzca a~ oldugu i~in gitmez. Oyley-
se. tiim toplumsal sistemler anlam.Jand1nna gerektirir, ama bunlann
hepsi anlamlandmcl ya da "ki.iltiirel" sistemler degildir. Bu son de-
rece onemti bir aynmdtr: Bizi, hem klskan~ltkla k.endini dt§anya
kapata.n. hein de kendini her ~eye a~arak faydas1zca kapsaytcx hale
gelen kiilti.ir tan1mlanndan kurtanr. Oeryekten, bu. gelenek.sel este-
tikJyararh ikiliginin yenilenmi~ bir bi~imidir ve bu ikilige yonelti-
len al1~llnu~ itiraza a~lkttr.
Kiilttir tistiinkorti bir ifade yle, ozgiil bir grubun y~am tarzm1
olu~turan degerler, adetler, inan~lar ve pratikler bile~igi olarak
ozetlenebilir. Antropolog E. B. Tylor'm Primitive Culture'daki tin-
Iii ifadesine gore kiilttir, ubilgiyi, inanc1, sanati, ahlakt, hukuku.
idetleri ve bireyin toplumun bir uyesi olarak. kazand1g1 diger tum
yeti ve ah~kanhklan ic;eren karma~1k biitiin"diir.1 Ancak. '"diger ttisn
yetiler" pervas•zca her gori.i~e a~Iktu: Kiilttire1 ve toplwnsal, etkin
olarak ozde~ hale gelir. Kiiltiir, genler arac1hgtyla aktanlamayan
her ~eydir. Bir sosyologun ifadesine gore, insantn "kendine ogreti-
len ~eyler,. oldugu yontindeki inan'rtlr. 8 Stuart Hall de kiiltlirii "ya-
§anmt~ pratikler" ya da ..bir toplwn, grup ya da SIDifa kendi varo·
lu~ ko~ullanru deneyimleme, yorun1lama ve anlamlandtnna olana-
g• saglayan pratik ideolojilerH bi~irninde goren benzer bi~imde CQ•
mert bir bak1~ a~1s1 sunar. 9
7. E. B. Taylor, Primitive Culture, londra, 1781). C. 1. s. 1.
8. Zygmunt Bauman. ~Legislators and lnterpre1ers: Culture as Ideology of Intel·
lectuals", der. Hans Haferkamp, Social Structure and Culturs i9inds, New York,
1
1989. s. 315. Yasa Koyucular ile Yorumcular, Modernite, Postmodernite ve
Eotelel<tueller Uzerine, ~ev.: Kema~ Atakay, Metis Yay., 1996.)
9. Stuart Hall. WCulture and the State", Open University. The State and Popular

46
B~ka bir bakt~ a~1sma gore kiiltiir, farkh ortamlara uygun o1a-
rak nasd hareket edilecegini tarti~mayt sa~ayan ortiik dtinya bilgi-
sidir. Aristoteles'in phronesis'i [pratik bilgelik] gibi, bir ~eyin ne-
deninden ~ok nasdmt bilmek; ger~ekligin kuramsal haritasllll ~~­
kannantn aksine bir dizi orttik anlay1~ ya da pratik tavsiyedir. Ktil-
tiirii <;ok daha ozgiil bir bi~tmde, John Frow'un deyi§iyle, "bir top-
lumsal grubwt ger~ekliginin (ya da gert;:ekliklerinin) kuruldu~u ve
korundu~u ttim pratikler ve temsiller" bir;iminde gorebilirsiniz;
10

~ift1ik bahk~Ihgtnt muhtemelen d.I§mda b1rakacak bu anlay1~1n kri-


keti de dt~lama olas1hgt vardtr. Elbette kriket de bir toplumun ken-
disine ili§kin imgesinin bir par~as1 o1abilir; ancak siirrealist ~iir ya
da Orange marches [Protestan Ytiriiyti~u]· gibi tam olarak temsili
bir pratik de degildir.
Raymond Williams, erken donem deneme1erinden birinde. "ol-
gunluk standard• dli§lincesi"ne diger klasik klilttir tarumlan arasm-
da yer verir. 11 Daha sonra~ Culture and Society 1780~1950'de dort
farkh kiiltiir an1anu sunar: Bireysel bir zihin alt§kanhgt olarak; top-
lumun tarnamuun entelektiiel geli~mi~Hk durumu olarak:; sanat ola-
rak ve bir grup insaiUn ya§am tarzuun tamanu olarak. 1z Bunlardan
ilkinin t;:ok dar, sonuncusunun da ~k geni~ oldugu dU.§iintilebilir:
ancak Williams 'tn bu son tannru yapmaslllln siyasi bir nedeni var-
du. Zira ktiltiirti sanat ve entelekttiel y~amla SJmrlamak i§9i struft-
ru bu kategoriden di§lama riskini de beraberinde getirir. Ote yan-
dan, tan1mtn SJnulartru kurum1an da i~erecek bif1imde geni~lettigi­
nizde -omegin, sendika1ar ve kooperatifler- i§~i suufmtn esasen
sanatsal o1masa da zengin, karma~1k bir kfilttir tirettigini one stir-
Culture ic;inde, Milton Keynes. 1982, s. 7. Kultur Ozerine argOmanlann degerli bir
bzeti R. Billington, S. Strawbridge, L. Greensidas ve A. Filzsimos, Culture and
Society: A Sociology of Culturllda (Londra, 1991) bulunabilir.
10. John Frow, Cultural Studies and Cultural Value. Oxford, 1995, s. 3.
• Protestan Prens Orange'h Ill. William'1n 1690'da Katolik Kral II. James'in ordu·
lanm yendigi Boyne Sava~1'n1n y1ldonumunu kutlarnak amac1yla yap1lan yOrO·
10§. Boyne Sava~1 sonunda Ill. W~liam tahta ge~i~, daha da onemlisi Katolik
1rlanda'da Protestan hakimiyeti kurulmu~tur. (y.h.n.)
11. Raymond Williams. '"The Idea of Culture", dar. John Mdlroy ve Sallie West·
wood, Border Countty:·Raymond Williams in Adult Education i!finde, Leicester,
1993, s. 61.
12. Williams, Culture and Society, s. 16.

47
meye haklaruz olur. Ne var ki, bu tanuna g5re itfaiye binalann1n ve
umumi tuvaletlerin de kiiltiir dii~iincesine dahil edilmesi gerekir,
~tinkti bunlar da birer kunundur -bu durumda ktiltiir, toplumla ay-
ru s1mrlara ula§lf ve kavramsal kesinli~ini kaybetme tehlikesiyle
kar§l kar~1ya kahr. Killttirel olmayan bir kurum bulwunadlg..na go-
re, "ktiltiirel kurwn" deyi§i bir anlamda gereksiz tekrar olacakttr.
Bununla birlik.te sendikalann k.olektif anlamlan ifade etmeleri ne-
deniyle killtiirel kurumlar olduklan, ancak umumi tuvaletler i~in
bOyle bir dtll"WllWl soz konusu ohnachg1 savunulabilir. Williams'm
The Long Revolution~ daki kiilttir tarum1 "tiretimin dlizenlerunesi,
ailenin yaplSl, toplwnsal ili~kileri ifade eden ve yoneten kurumla-
nn yaptst, toplum iiyelerinin ileti§im kunnalanm saglayan karalcte-
ristik bi-rimler"i i~erir.u Bu ta.runun fazlasiyla comert davranarak
hemen hemen hi~bir ~eyi di~anda buakmad1~ma ~iiphe yoktur.
Williams, ayru ~ah§manm b~ka bir yerinde be1ir1i ve kolayca
kavranabilir olmayan sezgisel ozellikler ~Jyan, uduygu yaplst"
olarak kliltiir bi~iminde bir tanun daha ljnerir ki bu, yan ~eli§kili bir
kavramdlr. Williams, bunu, toplwnun ~·genel orgtitlenmesindek.i
tUm ogelerin tszel ya~am tarzlanrun sonucu" olarak nitelemekte ve
"ya§am tarn biitiinti.ndeki unsurlar arast ili§kilerin incelendi!i ktil-
tiir kuranu'? olarak tanunlamaktadrr. l" Nesnelligi ve duygusalhgt
ci.iretkar bir §ekilde birle~tiren '"duygu yap1s1'", kiiltiirtin hem mad-
di ger~eklik hem de ya§anan deneyim olarak ikiligini tartl~maya ~­
h~ma yollarmdan biridir. Zaten, killtiir dti~iincesinin karma§lkhguu
hi~bir ~ey, sava§ sonras1 ingilteresi'nin en tarururu~ kuramc1sJ Ray-
mond Williams "m kiilttir kavrarruru farkh zamanlarda bir biitiinltik
standard!, zihin ah~kanhgt. sanat, genel entelekttiel gel~me, Ya§am
tarzmm tamann~ anlamlandlnc1 sistem~ duygu yaptsl. y~am tarzin-
daki unsurlarm kar§thk.h ili~kileri ve ekonomik tiretim ve aileden
siyasi kurumlara kadar her ~ey anlammda tarumlam1~ olmasmdan
13. Raymond Williams, Ths Long Revolution, londra, 1961, yeni bask1 Har·
mondsworth, 1965, s. 42.
14. A.g .e., s. 64 ve 65. Buraya ki§isel bir not du~ek istiyorum. Williams, ekolo·
ji kavram1n1 bu kadar moda olmadan QOk daha uzun zaman once ke~felmi~ ve
bana, bunu daha tince hig duymamt§ olan bana, bir keresinde "ya~yan bir sis·
temdeki ogalerin kar;•hkh ili§kileri" olarak tammlam1~t1. Buradaki kOitOr tamm1 da
buna ilgin~ bir bi~mde yakm.
daha canh resmedemez.
A1tematif olarak, k\ilttirti tozsel olarak degil i~levsel olarak, bir
toplwnun maddi ihtiya~lan a~lSmdan fazla olan her ~ey bic;.iminde
:tarumlamaya ~h§abilirsiniz. Bu kurama gore, yiyecek degil ama
gtine~te ku rutubnu~ domatesler kiilttireldir; emek de gil ama i~ba·
§mda giyd i giniz kabaralt botlar kiiltiireldir. Pek ~ok ortamda giyi ·
·nik olma.k fiziksel gerek.lilik sorunudur, arna ne ttir giyindiginiz de-
'tildir. Fazla olarak kUlttir dti§tincesinin, Williams '1n anlamlandrr-
ma ve gereksinim arasmdaki oranlamas1ndan pek de farkh olmayan
bir yarn vardu; anc~t fazla olanla olmayaru birbirinden ay1Ill1a so-
runu goz korkutucudur. insanlar tiitiin ya da Taoizm nedeniyle..
1izerlerinde maddi olarak. daha fazla baskl yaratan meseleler nede-
niyle oldugundan daha tereddtitsiiz ayaklanabilirler. Ktiltiirel tire-
tim genel meta tiretiminin bir par~1 haline geldikten sonra, zorun-
lwuk alamrun nerede bittiAini ve ozgtirltik alarurun nerede ba§la<h-
l!ru soylemek her zaman oldugundan daha zordur. Ashnda, dar an-
lanuyla ktilttir genellikle iktidan me§ru1~tnmak i~in -yani, ideolo-
jik olarak- kulJaruldigmdan bu gibi durumlarda soz konusll ayruru
yapmak da hi~bir zaman kolay olmanu~tlr.
<;a.Anruzda. lctilti.irtin dar ve geni~ an1amlan arasmdaki ~ats~ma­
run tikel olarak paradoksal bir bi~im oldugu varsayllu. Yerel, son
derece sJntrh bir kiHtiir kavranu, evrensel olarak htzla geni§lemeye
ba~laml§tlr. Geoffrey Hartmant1n The Fateful Question of Cultu-
re' da i§aret ettigi gibi, art1k "goriinttileme ktiltiirii, silah ktiltiirii,
bizmet kiilttirti, mtize ktiltwii, pervasiZh.k kiiltiirti. futbol ktiltiirii ...
somtirge kliltiirii, act ktilttirii, amnezi ktilttirii ve benzerleri"ne sahi-
biz.15 'cKafe killtfuii'~ gibi bir deyi§ yaln1zca insanlarm kafelere git-
mesine degil, baz1 insanlarm bu kafe ziyaretlerinin. buyiik bir ola-
sahkia di§ doktoruna rutin kontrole gitmekten farkh olarak,. ya§am
bi~imlerinin bir par~as1 oldu~una ~aret eder. Buna ba~h olarak. ay-
ru yer, meslek ya d.a nesilden insanlar bir ktilttir olu~tunnazlar; an-
cak konu~ma ah~kanhklanru, folkloru, protokolleri, deger yargtla-
nru. kolektif bir benlik imgesini pay!~maya b~ladlklannda bir
k:Ulttir olu~tururlar. 0~ insandan olu§an bir ktilttirle kar§lla§mak ga-
15. Geoffrey Hartman. Ths Fat6ful Question of Culture, New York. 1997, s. 30.
49
riptir; ti~ yiiz ya da ii~ milyon insandan olu~antyla de~il. Bir ~irke­
tin ktiltiirti hastahk izni politikasm1 kapsar ama sthhi tesisat1n1 kap-
samaz~ hiyeraqik park yeri diizenlemelerini kapsar ama bilgisayar
ku11arunuru kapsarnaz. FarklJ bir diinya gorti~ti olu§turan tOm bo-
yutlannt i~ine ahr ama bu esasen yegane gonne bi~imi degildir.
Ne kadar dar ya da geni~ olursa olsun. bu kullanim iki dtinyamn
da en kotti bi~imlerini birl~tirir. "Polis ktiltiirif' hem ~ok muglak
hem de .yok dt~IayiCtdu; polislerin ba§Imn alt1ndan ~1kanlan aynm
gozetmeksizin kapsarken, sozgeli~i itfaiyecilerin ya da flamenko
dans~llann1n tamamen farkh bir tiir oldugunu ima eder. Ktiltiir bir
zamanlar fazlastyla dJ~]aYJCI bir kavram olsa da artik <;ok az ~eyi dt~
~mda buakan bir terimin gev~ekligine sahiptir. Ama ayru zamanda.
a~1n uzmanla~m1~tu; daha klasik bir ktiltiir dti~fi.ncesiyle bunu gi~
dermenin yollann1 aramak yerine., modem ya~am1n parcraiarunas1 ~
ntn itaatkar bir yansimas1du. Bir yorumcu (ger~ekten kt~kJrtict olan
mektubunda) ~oyle yaza.r; "Her birey, daha once gorillmemi~ bir
ozbilinc;lilikle kendisine odaklruuyor ve dili. sanat1, edebiyatt, fel-
sefesi? uygarhg1 ve 'kiiltiirti 'nde otekine kar~1 mticadele etmeye ha-
zrrlanlyor."'6 c;agda~ kimlik politikalan ic;in iyi bir tarum olabi1ecek
bu cumle, Frans1z entelektiielJerinden yazar Julien Benda tarafin-
dan 1927 'de yazl11ru~ttr.
Kiilttir dii~i.incesinin bugiinlerde -zaten ne zaman degildi ki-
krizde oldugunu iddia etmek teh1ikelidir. Ktiltiir ve kriz, Laurel ve
Hardy gibidir. Yine de~ Hartman' 1n kiilttir ve bir ktilttir ya da terci-
hen Ktilttir ve kiiltiir aras•ndaki ~au~ma olarak ifade ettigi, ciddi bir
degi§im kavrama stzma~ttr. Geleneksel olarak, kiilttir, kii~tik tikel-
ciliklerimizi daha geni~ kapsamh, her ~eyi i~ine alan orta durumun
i<;ine gommenin bir yoluydu. Evrensel ozneligin bir bi~imi olarak.
yalruzca ortak insanhgtmiz yoluyla payl~tl~Imlz degerlere i~aret
ediyordu. Eger sanat o1arak ki.ilttir onemli olduysa, bunun nedeni
ktilttiriin bu degerleri dam1tarak ak:tanlmaya uygun forma sokm~
olmasJndandt. Okurken ya da gozlemlerken ya da yazarken. ampi-
rik benliklerimizi tUm toplumsal, cinsel ve etnik olumsalhklanyla
birlikte asktya aldlk ve boylelikle de evrenselozneler ha1ine geldik.
16. Julien Benda. The Treason of the Intellectuals, Paris. 1927, s. 29.
F4ARICAIKiihiir YOfUDtlva
50
YUksek ktiltlirtin bakt~ a~ISl, ttpk1 Tanrmmki gibi her yerden ve
hi~bir yerdendi.
Ne var ki, 1960'lardan itibaren "kiiltiir" keJimesi ekseninden
sapmaya b~larm§ ve tamamen z1ddma yonelmi§tir. ArtJ.k~ ozgtil bir
kimligin -ulusal, cinsel, etnik. bOlgesel- a§klnhgindan <;ok olwnla-
rnasl anlammdadrr. Bu kimliklerin hepsi bastmldildariill dii§tindiik-
lerinden, bir zamanlar konsensiis zemini olarak gortilen §ey ~ati§­
ma alaruna donti~ttirtilmti~ttir. Czetle, ~oziimtin bir parc;as1 olan
ktiltiir, sorunW1 bir par~s1 haline gelmi~tir. Arttk. siyasi ~eki§meyi
'l()ztime ula~tmna arac1, birbirimizle insanhgm temsilcileri olarak
yOzle~ebilecegimiz daha yiiksek ya da derin bir boyut degil, siyasi
~ati§ma terminolojisinin bir parc;as1d1r. Edward Said, "Apollon'cu
itsaletin uysal toprak.Ianrun yakmmdan bile geymeyen killttir, se-
heplerin kendilerini gtin ytiziine ~tJkardtklan ve birbirleriyle miica-
tlele ettikleri bir sava~ alaru haline bile gelebilir'' diye yazarY Son
yinni otuz Y•ldtr dtinya gtindemine egemen ii~ radikal siyaset bi~i­
rni i~in -devrimci milliyetc;ilik, feminizm ve etnik mucadele- gos-
lcrge. irnge, anlam. deger. kimlik, dayam~ma ve kendini ifade etme
l>)arak kiilttir, siyasi miicadelede olduk~a reva~tadu; ama gtictin al-
tcmatifi olarak degil. Bosna ya da Belfast'ta kiilttir, yalruzcaJs.a-
set~lartnizda dinlediginiz ~ey de gil, ugruna oldtirdtigiiniiz ~eydir.
KUlttir y\icelikten kaybettigini pratiklikten kazanrr. Bu ko§ullar
nltmda, iyi ya da kotti, hic;bir §ey lctilti.irtin gunluk ya§amdan son
derece uzak oldugu yontindeki bir ele~tiriden daha dtizmece ola-
rnaz.
B.u sarstcl anlam kaymas1n1 ashna uygun yans1tan bazl edebiyat
ele§tirrnenleri, buna uygun olarak. Tudor dramasmdan gen~lik der~
p,ilerine g~mi§ ya da Pascal'lanru porno dergilerle degi§ toku§ et-
rni§lerdir. Bir ~iirin kafiyesini, ol~Ustinii bulma tizerine egitim gor-
tni.i§ olanlan, postkolonyal ozne. ikincil narsisizm ya da Asya 'ya
Uzgii i.iretim tarz1 gibi manikilrsuz ell ere lay1k gordiigi.imtiz mesele-
ler konsunda nutuk c;ekerken izlemekte insruu biraz rahatstz eden
bir ~ey vardu. Ancak, hain btirokratlann yaptlgl gibi, birc;ok sozde
uzman akademisyen bu ttir agrr sorulan bir yana b1rakmi§, belk.i de
17. Edward Said, Culture and lmpena/ism, London, 1993. s. xiv.

51
onlann alttndan kalkacak kadar iyi yeti~tirilmemi~ ki~ilerin kucagl-
na atm1~lardrr. Edebiyat alaiunda egitim gonnenin bir~ok getirisi
olabilir; ne var k.i sistematik dii~iinme bunlardan biri degildir. Bu
alanlan birle~tiren ~ey Oznellik dii~uncesi oldugu stirece, edebiyat-
tan kiiltiirel politikalara bu get;i~ kesinlilde tutarsJzhkla nitelend.iri-
lerek ge~i§tirilemez. Kiiltur.. toplumsal oznellik alan• anlamtna ge-
lir; ideolojiden daha geni§ ama toplumdan daha dar.. ekonomiden
daha soyut ama kuramdan daha somut bir alan. Bu nedenle oznel 4

ligin bir dahnda -edebi ele~tiri- egitim gormti~ olanlann cehennetn


meleklerinin i~aretlerini ya da bir ah~veri~ merkezindeki gooterge-
leri tartl~mak i~in en iyi bak1~ a<ytsma sahip ki~iler oldu.klanna inan-
mak akllstzca olabilir ama manttksJz degildir.
Avrupa burjuvazisinin alt1n cragmda . Edebiyat bu toplumsal oz-
nelligin ~ekillenmesinde onemli bir rol oynad1g1ndan edebiyat ele~­
tirmenligi siyasi a~1dan hitt de onemsiz bir ro1 degildi. Tabii bu du-
rutn. Johnson, Goethe, HazJitt ya da Taine i9in ge~erli degildi. Asll
sorWl, oznel dtinyaya en incelikli ifadesini kazandJran ~eyin -sana-
tm- aynt zamanda imtiyazh bir azmhkla stnuh, az rastlanan bir fe-
nomen olmasxydJ.. Bu ytizden o donemde birinin ele~tirmen olarak
tiimtiyle onemli mi yoksa ttimtiyJe gereksiz mi oldugunu kestinnek
gti9Ie§mi~ti. Bu anlamda kiiLtiir, dayanxlmaz bir paradokstur; hem
<;ok onemlidir -birkat; ki~i ki.iltiire ~apka ~tkarmaktan fazlas1n1 yap-
Ugt i~in- hem de yOk onemsiz. Bu kar§tthk1ann daima birbirlerine
bag1mh oldugu dii§iiniilebilir: Pleb'lerin [~ag1 tabakadan olan1ar]
ve philistine 'lerin [uygarla§mamx~ olanlar] ktiltiire ayuacak zaman-
Ianntn olmamasi, degerinin olas1 en at;Ik karutJydt; ancak bu,. ele~­
tinneni stirekli muhalif bir konuma yerle~tirdi ve bu konum hi~bir
zaman ya~anacak en rahat konum olmanu~tu. Kulrur"den kiilture
g~i~ bu sorunu, muhalif duru~unu korumakla beraber populist bir
tav1rla bir1e~tirerek ~ozmti§tti; art1k tam bir ele~tirel altk:iilttirdti. Yi-
ne de, bu ya~am tarz1nda sanat son derece olurnlu bir rol oynuyor-
du. Prototipik poete nraudit'in [1anetli §airr yapamad1gm1 yapabi-

• Qagda~ toplumun d1~1na itilmi~. burjuva kultoronon s1gl1g1na nufuz edebilm~k


i!(in bu s1mftn nefretini 02erine ~ekmi~ ki~iler olarak kavram/a~tlnlan deyim. Ilk
kez Paul Verlaina tarafandan, simgeci ~irlerin trajik ya~arnlanm konu alan Les
lir, dayaru§rnarun tad1n1 ~lkanrken grubun dt~1nda kalabilirdiniz.
Anlamdaki bu kaymarun radikal dogast koJay kolay ge~i§tirile­
mez. Daha klasik anlarruyla ktiltiir, yalruzca politik olmayan anla-
nuna gelmez. ashnda politikan1n antitezi olarak kurulmu.~tur. Poli-
lik olmayJ§t hem tesadtifi, hem de zorunludur. "~iir"in kamusahn,
~nradruun, siyasinin, soylemselin, faydac1mn kar~ttt olarak yeniden
tarumlandtgt an, ingiliz Edebiyau Tarihi'nde Shelly ve Tennyson'm
).!en~lik donemi arasmda bir yerlere yerle~tirilebi1ir. Belki de her
h)plwn kendisi i~in bu dtinyevi meselelerden, bir stireligine de olsa
uzak ve insanm oztine aracdtk eden bir alan yaratu. Bu alana veri-
len ad, tarihsel a~1dan ~e~it1ilik gosterir; buna mit, din, idealist fel-
sefe ya da daha gtincel bir deyi~le Ktiltiir, Edebiyat ya da Be§eri Bi-
limler denebilir. Bireyin en mahrem deneyimiyle, "neden yokluk
yerine bir §eyler var?" gibi varolu~un en temel sorulan arastndald
ili§k.iyi gtiylendiren din. zamarunda bu amaca en iyi bi~imde hizmet
etmi~tir. Ashnda din, bir Avrupallnm kolay kolay itibar etmeyecegi
ideoloj ik onemini Amerika gibi dindar toplumlarda hal a stirdiir-
mektedir. Ktnlgan tek bir dti~tince tizerinde duran ktilttir, i~levleri­
ni yerine getinnesini saglayacak donarumdan yoksWldur ve ondan
rrok ~ey beklendiginde - Tarmn1n, metafizigin ya da devrimci siya-
setin zavalh vekili olmasJ istendiginde- patolojik semptomlanru
gl;)stermeye ba§layabil ir.
Bu nedenle ktilttir enflasyonu, dlinyevi bir 9agm oyki.istiniin bir
par~astdJr. Bir zarnanlar da.ha. teknik ve pratik soylemlere emanet
edilen Edebiyat -her ~eyin edebiyat1!-, Amold'dan bu yana agtr
ahlaki, ideolojik ve hatta siyasi gorevlerin miras~ISHilr. Sanayi ka-
pitalizmi, metafizik degerlerin gozden dil§mesinin online rasyonel-
le§tinne ya da dtinyevile§tirmeyJe gerremez. Bu nedenle de dtinye-
vi etkinligin kendini me§rul~tmnak i~in gerek duydugu teme1i yti-
lilttir. Din, emek¥i kitleler tizerindeki etkisini yitiriyorsa, Kultiir ha-
lihazrrda ikinci s1mf bir vekildir ve bu da Amold'tn ¥all~masmm
i§aret ettigi tarihi doniim noktas1drr. Bu dii~tince tarnamen manttk-

Poete m audit (1884) adh yap11ta ku llan 1Im 1§1 1r. Lanetli §air kavram 1, bir z aman lar
kAhin ve pey:Jamber olarak gorulen ~irin art1k bu konumunu yitirdigini, a~g1 bir
konuma itildigini ima eder. (y.h.n.}

53
s1z degildir; eger din kiilt, duyumsal sembolizm. toplwnsal birlik,
kolektif kimlik, pratik ahlak ve tinsel idealizm bil~imi ve entelek-
ttieller ile halk arasmda bir bag sunuyorsa. killttir de ayru bag1 su-
nar~ Yine de killtiir, en azmdan iki nedenle, dinin i~ler aciSl bir al-
tematifidir. Dar sanatsal anlanuyla. niifusun ~ok kti'fllk bir kesimiy-
le suurhdu; geni§ toplwnsal anlanuyla tam olarak, kadm ve erkek-
lerin en azmdan uyum ictinde Ya§adlltl her yerdedir. Din, uyruk, cin-
siyet. etnik koken ve benzerlerine ili~kin bu ikinci anlaJillyla kiiltiir,
ac1I11as1z bir milcadele alaruchr. Buna bagh olarak kiiltiir pratikle§-
tik~e. uzla§tmCl bir rol oynayamaz hale gelir; ne kadar uzl~tJ.nci
olursa o kadar etkisiz kahr.
A~lkgoz ve inan~s1z postmodemizm. hayali bir uzla~madan ~k
ger~ek bir ~tJ~ma olarak kiiltiirii tercih eder. B u elbette postmoder-
nizmin bulu§u de~ildir; bwm ilk defa, uzun zaman once Marksizm
ongonnti§ttir. Yme de, geleneksel killrur dU§tincesine bu bi~imde
meydan olrumarun skandal yaratan sonu<;lanru abartmak gti~tiir.
Daha once de degindigimiz gibi, bu d~tince tam olarak toplumsal
ve maddinin ztddl olarak ortaya ~llam~t.J. Materyalistler kirli pen-
~elerini buna da atarlarsa, hi~bir §eyin~ en kutsal sayllarun bile en
ki.i~tik bir kutsalltAt kalmaz. Kultiir, degerin, ona kar§I bir kaya par-
~as• kadar duyars1z bir toplumsal dtizende korunmak i~in ba§mt
soktugu yerdi; ktskan~hkla korunan bu ozel oolge tarihselcilerin ve
materyalistlerin saldms1na u~asa bile, ku§atma altmda kal~ ken-
di insani degerinden b~ka bir ~eymi~ gibi goriiniiyordu. En azm-
dan, de~eri sanat ch§Jndaki diinyada aramay1 uzun zaman once bi-
rakanlara bOyle gortintiyordu.
Sosyolojinin ya da iktisatm "politik''le~mesi kimseyi §~utmaz;
dogas1 gere~i toplurnsal olan bu incelemelerin bu tiir meseleleri
gtindeme getirmesi zaten beklenir. Ancak, ktiltlirti siyas ile§tirmek,
onu ger~k benliginden kopannak ve bWlun sonucunda da kiiltiire
zarar vennek gibi g~riintir. Edebiyat kuranu olarak bilinen belli
oranda zarars1z akademik soylemin gtintimtizde bu kadar yaygara
koparmasllllll nedeni de icesinlikle budur. Ogretmenler odasmdaki
hall kanla, bir klsnn korkutucu bi~imde benimkine benzeyen bir
kanla kaphysa, bunun nedeni baz1 dolaplar ~vireo birinint Sir Wal-
54
ter Raleigh'in ~iirine yakl~tnuntzin feminist ya da Marksist~ feno~
menolojik ya da yapt~oztimcti olup olmamas1 iizerinde fazla dur-
masl de!ildir. Bunlar Whiteha11 ya da Beyaz Saray'dakilerin uyku-
SWlU ka~uan sorunlar ya da tiniversite hocaruz1n size bir yl1 ya da
mezuniyetinizden sonra arumsatabilecegi meseJeler bile degildir.
Ancak toplumlar, iktidarlaruu hakh 9lkannak iyin kuJlandtklan de-
gerlere zarar verenleri izlerken serinkanh1Iklarin1 pek koruyamaz-
lar. i§te bu, aslmda, "ktilttir" kelimesinin ba§hca anlamlanndan bi-
ridir.
Yme de postmodernistlerin lctilttir anlay1~1,. acunastzca saldrr-
dlklan evrensel .ldilttir kavrammdan tamamen farkh de~ildir. Bu
kUltUr kavramlanrun ne biri, ne de digeri ger~ekten ozele§tireldir.
Kimi perakendecilerin indirim yapmast gibi. kibir1i killttir de bunu
sadece degeri i~in yapmaz; t1pla, Batl Yorkshire'h guvercin merak~
hlannm sanatsal tiretiminin. Ban Yorkshire'm gtivercin merakltst-
mn ktiltilliinti ~iipheli
duruma dii~tinnek de~il. dogrulamak anlanu~
na gelmesi gibi. Aynca, bu postmodem anlayt§a gore kiiltiirler ge-
nellilde somut evrenseJier, tam da postmodernistlerin sufladltt ev-
renselciligin yerel versiyonlandrr. Batl Yorkshire 'It giivercin me-
rakb1anrun i~inde y~adlklan bu koca dtinya kadar konfonnist, dt§-
laytcl ve zorbaca olarnayacak1anna ~tiphe yoktur. <;ogulcu bir ktil-
tUr, ~gulculugun dii~manlarmm i~eri girmesini onleyebibnek i~in.
her dwumda dt~laytcl olmahdlr. Marjinal topluluklar belli bir oran-
da daha geni~ olan kiiltiirfi, genellik.le de son derece hakh sebepler-
den, bogucu ve basklc1 bulduklanndan "yilksek" ya da estetik kiil-
tUri.in kallCl niteliklerinden biri Olan ftO~unlugun ah~kanhklanndan
bo~larunama bali, hepsinin ortak noktas1 haline gelebilir. Bu neden-
le aristokratlar ve muhalifler zavalh burjuvazinin kellesini teslim
etmek i~in i~bir1ili yapabilirler. Hem se~kincilerin hem de konfor-
mist olmayanlarm bala~ a~1smdan. varo~lar son derece steril bir yer
gibi goriintir.
ironik bir bi~imde Birl~ik Devletler olarak adlandtnlacak top-
lulugu olu~tumtak iizere altkiiltiirlerin bu iilkeye hiicum etmesi ilk
bakl~ta, insarun gOzlerini kama~trran bu ~ekicili~in karutt olarak
gorulebilir. An~ bu altldiltiirlerden bazllanru bir arada tutan di-

55
gerlerine duyduklan has1mbk oldujundan, klasik kiiltiir kavraml-
nm nefret ettikleri kiiresel kapanmuru yerel terimlere aktarmay1 ba-
~arabilirler. Sonu~ en k(jtii olasdllda. hemen hemen ayru (jzellikle-
ri kiiij:tik ~apta sergi1eyen bir dizi mini-dtinyarun, kendi benzerligi
ve zorlaYlCl mantzgtyla Aydtnlanma 'nm tek evrenine meydan oku-
dugu bir r;e~it ~ogulla~t1nhru~ konformizmdir. Komtinitaryanizm
bu dwuma iyi bir omektir~ evrensel rasyone1itenin zulmiine u~a­
mak yerine. leapt kom~Wluzun merakh bala~larmdan yakaruZl kur-
taramaz hale geJirsiniz. Bu arada, yonetimdekl siyasi sistem tek bir
kar~1ta sahip olmaktan degil hiziple~rni~ ~ok ye~itli muhalif grupla-
ra sahip olmaktan cesaret alabilir. Bu altkiilttirler modemligin ge-
tirdigi yabanclla§mayl protesto etseler de bunu kendi par~alanma­
lannda yeniden tiretirler.
Bu tur kimlik politi.kalanru savunanlar? estetik degeri koruyan-
lan sanat olarak .lctiltiirtin (jnemini ~ok fazla abartiyorlar diye ele~­
tirir, ama kendi]eri de siyaset olarak kiiltilriin roliinti abarurlar. As-
lmda kiilttir, postmodernizmin giindeminin ilk sualarma yerl~tir­
di~i tiirden -grevler. yolsuzlu~a kar§t kampanyalar, sav(ij kar~Ltt
protestolar gibi aslmda pek de merkezi bir konumda olmadt~t~ hat-
ta ilgisiz oldugu- politikalann aynlmaz bir parc;:astdtr; ancak bunun
nedeni yalntzca, postmodernizmin bu tiir politikalara sempati duy-
masldl!. Yine de. her ~eyi i~ine ald1~1 varsaydan postmodemizmin,
bunlann ~ogu tizerine soyleyecek ~ok az §eyi vardtr. Francis Mul-
hern' e gore, gUntimUzde kli1 ttirel ar~turnalar "Siyasete kiiltiirel
pratik dt§mda ya da siyasi dayaru~aya kiiltiirel farkhhk tikelcilik-
leri d~mda bir alan blfakmamaktadrr.n18 Ne ttim siyasi meselelerin
kUJttirel ne de ttim kiiltiirel farkhhklann siyasi ohnachgt goriilebilir.
Buna ba~th olarak~ devlet. sm1f, siyasi Orgiitlenme ve benzerlerini
ktilffirel mesele1ere tabi 1alarken, reddetti~i bu ola~an siyasi mese-
lelere ay1racak pek vakti olmayan geleneksel ktilttirel ele~tirinin
onyargslanru kendisi de tekrarlamt~ olur. Alenen Amerikah o1an bir
siyasi gundem, evrenselciligi afaroz olarak goren bir hareket
tarafmdan evrenselle§tirilir. Kultiirel ele§tiri ile 9a~1nuz ktilttirelci-
18. Francis Mulhern. "The Potitics of Cultural Studies'", der. Ellen Meiksins Wood
ve John Bellamy Foster, In Defense of H;storyic;inde. New York, 1997. s. 50.

56
liginin b~ka bir ortak noktas1 da, siyasi bir deyi~le, kiilttirtin altm-
da ne yatUgllll merak etmemeleridir; devletin ~iddet ve baskt aygl-
tl. Zaten, radikal de~i~imi sonunda bozguna ugratacak olan ~ey kill-
tarden ~ok bu ayg1tttr.
KimJik ya da dayaru~ma olarak, kti~iik harlle yazdan kiilttirp te-
rimin antropolojik anlanuyla biraz ili~k.ilidir. Ancak, ikincinin nor-
rnatif egilimi olarak gordtigti ~ey kadar nostaljik organizmacut~tyla
uyu~maz. Ayru ~ekilde, estetik ldiltiirtin hem nonnatif egilimine
hem de s~kinciligine dii~mandlr. Kliltiir artJk, Matthew Amold'm
yllcelttigi anlamiyla, y~amm el~tirisi degit egemen ya da ~ogun­
luktaki bir ya~am tarzuun ikincil konurnda olan b~ka bir ya~am
tarz1 tarafmdan e1e~tiri1mesidir. Ytiksek kfiltiir siyasetin etkisiz kar-
~Jtlyken, kimlik olarak ktiltiir siyasetin diger yollardan devamtdtr.
Kii1ttir'e gore kiiltiir korii koliine sekterdir; ktiltiire gore ise Kiil-
tur'un tarafstzhgt sahtedir. Kof bir evrenselcilikle kor bir tikelcilik
arasmda kalrru§ gibi gOriiniiriiz. Eger Ktilttir fazlastyla yersiz yun-
suz ve soyutsa~ kiiltiir bir yere yerle~meye ~ok daha merakhdu.
The Fateful Questions of Culture'da Amerika'ya g~ eden bir
Alman Yahudisi SJfahyla yazan Geoffrey Hartman, diaspora kavra-
muu toy bir postmodemist edastyla ideall~tirmeyi reddeder. "Ev-
sizlik daima bir lanettir" sozi.i, ulussuzlugu tannsalhga yakm go-
renlerin y(izfine tam zamamnda indiribni~ bir tokatttr. Ancak, Hart-
man 'm ge9mi~i, pe~imizi buakmayan ait olma arzwnuzu yatl~t.Iran,
kiiltiirii bO.tUnliik ve kimlik olarak goren halk~J dti§iincelerden de
ayru derecede ~uphe etmesine yol at;ar. Bu SlJllfh somutla~tmriarun
ZKldJ Yahudidir; temelsiz, kokstiz, korkww derecede kozmopolit ve
bu nedenle de Kulturvolk [halk kiiltiirti] i~in tam bir yiiz karaslChr.
Postmodern kurama gore ktiltilr artlk bir muhalif, azulllk meselesi
ya da etnik temizleyiciden ~ok Yahudi taraftan olabilir; yine de ke-
lime bu temizligin tarihiyle kirle~tir. insanhgm geli~iminin en
kanna§tk bic;:imine i§aret eden kelime, Nazi donerninde? insanl1gm
en a~za ahmnayacak ~a~Ilamalan i~in kullarulnu~tlr. Eger kiiltiir
,jmparator1uk ele~tirisi anlanuna geliyorsa, onlann kurulU§U anlanu-
na da gelir. En ·zehirli bi~imleriyle ktiltiir, grup kimliginin saf ozii-

57
nti overken; daha mandarin· anlanuyla Killttir, siyasi olanla arasln-
daki il~kiyi kibirle ink& ederek illegal bir bi~imde onun su~ orta-
~1 haline gelebilir. Theodor Adomotnun da ifade ettiAi gibi, mutlak
btittinle§me olarak Kiiltiir ideali, manttkh ifadesini soyJanmda bu-
lur. Kiilt\iriln bu iki bi~imi politik ohnadJgt iddialan a~1smdan da
bitbirine benzer; y\iksek ktiltiir bu tiir giinlillc ili~kileri ~kml~trr­
mast nedeniyle, k.olektif kimlik olarak kiilttir ise (hepsinde ohnasa
da baZI fomtilasyonlarda) i~giidtisel bir ya~am tarzmm dokusunda
siyasetin ustti de!ll astt olmas1 nedeniyle.
Yine de illegal bir bi~imde su~ orta~1 olarak Killtiir, bu hikaye-
nin yalruzca bir yoniidfir. Bir taraf~ Killtiir"tin i~inde soykmma
kar~1 tarukhk eden r;ok ~ey vardtr. 6te yandan, ldiltiire] ara~lar sa-
dece dt~lay1c1 bir kim1i~e de~il. bOyle bir kimlHU koJektif olarak
protesto edenlere de i~aret eder. Nazilerin bir soykrrrm kiilttirii ol-
duysa, Yahudilerin de bir direnii lciilttirti olmu~tu. Kelimenin her
iki anlanu da muglak oldu~wulan, herhangi biri digerine ka.r~1 ko-
layca harekete g~irilemez. Ktiltiir 'le kiilttir aras1ndaki ~atlak, kiil-
ttirel bir t;atlak de~ildir. Hartman'1n umutla bekledigi gibi~ yalruzca
kUlttirel arar;larla da onanlamaz. Maddi bir tarihe dayarur; kof bir
evrenselcilikle dar bir tikelcilik ve ktiresel pazar gti~lerinin anar~i­
si ile onlarm kar~1smd.a ayakta kalma miicadelesi veren yerel fark-
hhk ktiltleri arasmda kalrru§ bir dtinyaya dayarur. Bu yerel kirnlik-
leri lcu~atan. gil~ler ne kadar ya!m3C1 olursa, bu k.imlikler de o .ka-
dar patolojik hale gelir. Bu biiytik mucadele, ah13ki ve etik, zonm-
luluk savunuculan ve erdem savunuculan, Kant~Ilarla komtinitar-
yanistler arasmdaki entelektiiel tarn~malar ilzerinde de etkili o1ur.
Ttim bu durumlarda, zihnin uzanabildi~i ktiresel alamn enginli~iy­
le insanltguruzm klsttlan arasmda gidip geliriz.
Zilmin kiiresel alanuun enginligine i~aret eden anahtar kelime-
lerden biri imgelemdir. Belki de edebiyat ele~tirisi terminolojisin-
deki b~ka hi~bir kelime bu kadar SIJlll"Sizca olwnlu degildir. ''Top-
luluk" gibi "imgelem" de herkesin onayladJgJ, esrarengiz bir bi~im­
de insanda ~uphe uyandlran kelimelerden biridir. imgelem, digerle-
• Qin Halk Cumhuriyeti'nin resmi dili, ayn1 zamanda eski Cin'de yOksek devle
gijrevtisi anlanuna ge\en ke\ime, aristokralik olorite yagn~•m1an iyin kullamllyor.
(y.h.n.)
58
riyle empati kurabilme yetisidir; ornegin, imgelem aracthgtyla ba~­
ka bir kiiltiirtin bilinmeyen topraklanna el yordanuyla varabilirsi-
niz; daha dogrusu, herhangi bir kultliliin. <;iinkti bu yetinin kapsa-
IDl evrenseldir. Ancak bu. onlann aksine, sizin nerede durdugunuz
sorusunu cevapstz btralar. Bir anlamda, imgelem hi~bir konwnu
temsil etmez; yalruzca, di~erleriyle payla~tlgt co§kulu ortak duygu-
da ya§ar ve Keats 'in "negatif yeti"si gibi, duygu~hk yoluyla her-
hangi bir y~am fonnuna girebilir. Oyleyse, Tann gibi bu yan-tan-
nsal yeti de hem her ~ey hem de hi~bir ~eydir; hem her yerde hem
de hi~bir yerdedir; bir asalak gibi ba~kalanntn y~ fonn1anndan
beslenen, yine de bu y~am fonnlanrun her birine Slfayla ginnesi-
ni saglayan kendini arka pJanda rutma yetisiyle onlardan ~km
oJan, kendine ait sabit bir ozde~ligi olmayan saf bir duygu yoksWl-
lu~. Bu yiizden~ imgelem ayru anda hem merkezile~ir hem de mer-
kezsizle~ir; tam olarak, siz.i farkh ozde§liginizden ~lkararak evren-
sel bir otorite olarak sunar. Kendisi ke~fettigi ktilrurlerden biri sa-
ydamaz; ~iinkti kultiirleri k~fetme faaliyetinden b~ka bir ~ey de~
fi,Idir. imgelemin se~ici olmarnas1 onu istikrarh bir ozde~likten da-
ha az yonlii yapar; ancak istikrarh ozde~liklerde goliilmeyen de,gi~­
ken bir c;:ok yonltiltige de sahiptir. Kendi i<;inde bir ozde~likten crok
biitiin ozde~Iiklerin bilgisidir ve bu nedenle bir ozde~likten daha az
olmakla beraber ondan ~ok daha fazlasn1tr.
Bu tiltfetide liberal bir emperyalizm bif1imi bulmak gticr de~ildir.
Bir anlamda, Bau·run farkh bir t)zde§ligi yoktur, ~iinkti. buna ihti-
yact yoktur. Yonetici olm.arun gtizelligi, kim oldu~unuza kafa yor~
mayt gerektinnemesidir; f1linkti zaten bildi~iniz ~eylere inanarak
kendinizi kandmrstruz. Farkh olan diger kfiltiirlerdir; kendi ya§am
bicriminiz normdur ve bunun bir "k\iltiir'' oldu~u kesinlikle s5yle~
nemez; daha r;ok, diger ya§am tarzlarmm rum c;ekicilikleri ve kor~
k:u veren ~sizlikleriyle onlan kiiltiir olarak ortaya ~Jkaran standart-
tu. Batl ktiltiiruyle de~il. Bah uygarhgtyla ilgili bir meseledir; bu
deyi§, bir yandan Bat.I 'run tikel bir y~am tarzJ o1duguna, diger yan-
dan da evrensel bir ya§am tarzmm merkezi olduguna i§aret eder.
1mgelem ya da kolonyalizm, diger ktiltiirlerin kendilerini, sizin ise
onlan bildiginiz anlanuna gelir. Bu sizi rahatsJZ edici derecede on-
59
lardan daha az yerle~ik yaps a da onlara kar§l bili§sel ve siyasal bir
ti.sttinlUk de saglar ve bunWl pratik sonucu onlann da orada UZWl
zamandan beri ya~tyor olmamaland.u.
Kolonyalist k~•la~ma Kiilfur'tin killtiirle kar~tl~mastdtr; ev~
rensel olmakla beraber endi'e verici bir bi~imde yayiiJDJ~ ve istik~
rarstz bir gti~ ile dar gorii§lti olmakla beraber, en azmdan Kliltfir ba~
kunh eJierini ona atana kadar giivenli bir varhk halinin kar~da§ma­
SJ. Bunun, s6zde ftOkktilttirciilillde ili~kisini gorebilirsiniz. Toplum
farkh kiilttirlerden meydana gelir ve bir anlamda bu kiiltiirlerden
b~ka bir §ey degildir~ buntmla beraber~ utoplumu denen, hi~bir yer-
de ozgtil bir kiilttir olarak ortaya ~lk:mayan ancak btitiin kiiltiirlerin
Ol~iitu ve matrisi olan ~km bir olu~tur. Bu anlamda~ toplum daha
c;ok klasik estetik~ilerin sanat eserine benzer; benzer bir bi~imde
e~siz tikellerinden ote bir ~ey de~ilclir, ama ayru zamanda bu tikel~
lerin gizli yasas](ilr. Bir yerlerde, neyin ktiltiir sayiiaca~I. onlara
hangi yerel haklarm tarunacagl gibi ~eyleri belirleyen ortlik ol~lit
gruplan vardu. Ancak, bu gizli otorite ete kemi~e biiriinemez: ~tin­
kti kendisi bir kUltiir degil, bir kiiltiiriin olabilirligini yaratan ko~ul~
lardll'. imgelem ya da kolonyalizminfolie de. grande.w-·sfl [ihti§am-
h ortii] gibi, biitlin ktiltOrlerin biinyesinde yer al.Ir; ancak bunun ne~
deni yalruzca. hepsini ~mas1drr.
Aslmda, imgelem ve Ban arasmda i~el bir ba~ vardrr. Richard
Ro1ty ~unlan yazar:
Ban§ ve ekonomilc verimliligin b~ ~a gitmesinin nedenleriyle, gu-
venlik ve duyguda§hgm ba~ b~a gitmesinin nedenleri aymdJr. l§ler ne
kadar z.orl~rrsa sizin de o kadar korkmaruz gerekir; i~inde bulundugu~
nut. durum ne kadar tehlikeli bir hal alusa, kendinizi ozde~le~mekte
zorland1g1mz insanlann ne durumda oldugunu du~tinmeye aytrd1gm1z
zarnan ya da ~aba da o kadar azabr. Duygusal egitim yalmzc~ gev~e­
yebilen ve bunu herhangi bir ~yi dinleyebilecek kadar uzun siire ko-
ruyabilen insanlarda i~e yarar. 19

Bu son derece gerc;ekc;i materyalist bakJ§ ~1sma gore, ancak kese-


niz doluysa yarat1c1 olabilirsiniz. Bizi bencillikten kurtaran refahtrr.
19. Richard Rorty. ~Human Righ1s, Ralionalily and Sentimentality", dar. Obrad
Savic, The Politics of Human Rights ~inde, Londra. 1999, s. SO.
60
K.tthk dunununda maddi gereksinirnlerimizin d1~ma ~tkmamtz
gU~Je~ir; ancak, herhangi bir rnaddi fazlarun ortaya r;lkmas1yla ba~M
ka biri olmarun nasd bir ~ey oldu~unu bilen yarattc1 fazlarun it;in-
de., diinyaya b~kasuun gozlerinden bakabiliriz. XVIII. yiizy1ldaki
"uygarhk"ta oldu~u gibi, xrx. ytizyddaki "ktilttir"den farkh ola-
rak, burada tinsel ve maddi siireft el ele gider. Bugiin yalmzca Batt
geJ'(!ekten empati kurabilir. c;:tinku
kendini bir Arjantinlinin ya da
bir so~amn yerine koymaya vakti olan yalruzca Bau 'dlr.
Bu kuram, bjr taraftan Kiiltilr'ii gorece hale getirir; refah i~jn­
deki her toplumsal dlizen Ktiltiir'e eri~ebilir ve Batt'run refaht ta-
rihsel olarak olumsalsa, uygar erdemleri de oyledir. Diger taraftan.
NATO siyasi alan i~in neyse, kuram da tinsel alan ic;in odur. Ban
. uygarll~ bir killttirtin kendine ozgi.iliiguyle k.tsitlanmamt§tu. OnlaM
n ic;eriden anJarna yetisine sahip oldugwtdan biittin bu kiiltiirleri
~ar -Schleiermacher'in yorumbilimcisi gibi, onlan onlardan daha
iyi anlar- ve bu nedenle de o.nlann iyiligi iyin i~lerine miidahale et-
me hakk.1na sahiptir. Bat1 kiilttirti kendini evrenselle~tirdik~e bu
rntidahaleler bir ktilttirtin digerinin i§lerine burnunu sokmas1 gibi
g()Ii.inmemeye ve insanhg1n kendi evini dtizene sokmast gibi gel~
meye b~layabilir. Yeni Dtinya Dtizeni'nde. k.lasik sanat eserinde
oldugu gibi. biitiintin. geli§mesi i~in her bile§enin istikran gerekir.
Horatius'c;ulann Unlii ~'lnsani olan hi~bir ~ey bana yabanc1 de~il­
dir" sozii bugiin artJk. o kadar incelikli olmasa da, "Yeryiiztindek.i
her geri kalml~ bOlge ~IkarlarJmLz i~in tehdit olu§turabilir" ~ek.lin­
de de~i~tirilebilir.
Rorty'nin yaph~1 gibi, ezilmi§ toplumlann digerlerinin ne his-
sediyor olabilece~ini hayal etmeye ayrracak zarnanlan olmachgma
inarunak bir hatachr. Aksine, tam da bu ezildiklerinin bOyle bir
dllygud~hk beslemelerini sagladz~1 ftOk fazla durwn vardlr. Bu.
daha pek ~ok ~eyin yarn sn-a, sosyaJjst enternasyonali.zm olarak bi-
linir. Sosyalist enternasyonalizme gore, yalruzca, ozgiirltik ir;in
benzer bitrimde ezilmi~ ktiltiirlere ortakhk kunnayt onerdiginizde
ba.§anna umudWiuz vardu. irlandalllar baguns1zbklarmdan once,.
M.tstr, Hindistan ya da Afganistan 'Ia yakmdan ilgilenselerdi, bunun
nedeni bo~ zamanlanru harcamak i~in daha iyi bir yol bulamama~

61
lan olmayacak.u. Yarauc1 duyguda~hgm en onemli kaynagt somiir-
geciliktir. <;linkii somtirgecilik. en olmayacak ktiltiirleri az yok ben-
zer k~ullarda geli~iguzel bir araya getirir. Blr lctilturtin ba~ka bir
kUltiirle. yerel ozgillillderinin yaru stra her ikisinin de sahip oldugu
baz1 ozeL yetiler araclhg.yla diyalofa girebilecegini hayal etmek de
hatadrr. Bunun nedeni, ozgtiltik diye bir ~yin olmamastdll'. Btitiin
yereller g~irgen ve at;tk u~ludur; diiler baglamlarla ortti§fir. gortt-
nti~te uzak olan konumlarmt ailevi benzerlikleriyle ele verir ve
muglak bir bi~imde aynt derecede belirsiz ~vrelerine gecterler.
Ancak. bumm bir ba~ka nedeni de, ba~ka birisinin ne hissettigi-
ni anlayabilmeniz i~in kendi kabugunuzu .kmnak zorunda olmayl-
~llllzdrr; aslma balahrsa baZI zamanlarda bu kabuga daha da go-
mtilmeniz gerekir. Ome4in. kolonyalizmden ~ok ~ekmi§ bir toplu-
mun. kendini b~ka bir somiirgeyle dayaJU§JOa i~inde hissetmesi
i~in yalruzca Hyerel" deneyimini goz ontinde bulundunnast gere.kir.
Elbette teme1 farkla.r olacaktu; ama XX. yilzy11m b~1annda irlan-
dahlan, aym donemde Hintlilerin nasd hissettigini anlarnak i-rin ba-
zt gizemli sezgisel yeti1ere ba~vunnalan gerekmerni~ti. Burada,
ldiltiireL farklan feti~le~tirenler~ gericilerdir. Bu toplurnlar kendi
ktiltiirel tarihlerini bir siireligine asklya alarak de~il, onWl bir par-
~ast olarak otesine g~ebildiler. Sizi an1amak i~in kendim olmayt
brrakacak olursam geriye sizi anlayacak kimse kalmaz. Beni anla-
maruz7 hissettiklerimi kendi i~inizde yineleme degil, son derece
zorlu bir ii olan ararrnzdald ontolojik engeli a~abilece~inizi farz et-
me meselesidir. Buna inarunak, kendi ya~antJma her anlamda ha~
kim oldugwnu. kendime kaf§t son derece a~Jk oldugumu ve tek so-
runun da sizin bu a~ak.hguna eri~menin bir yolunu bubnaruz oldu-
~u varsaymakbr. Ama, ben aslmda Y3§anuma her anlamda hakim
degilim; hazen brrakm dii~iincelerimi, hislerirn konusunda bile bti-
yUk bir yarulgtya dti~ebilirim; beni benden ~k daha iyi anlayabilir-
siniz ve beni anlamaruzm yolu neredeyse benim kendimi anlarna-
nun da yoludur. Anlamak., bir empati bi-;imi degildir. Kimyasal bir
fonntilti, onunla ernpati kurarak anlamam. Bugtine kadar kimseye
kolelik etmedigim i~in bir kOleye duygu~ olamayacak ya da ka-
dm olmadrgun i~in kadrn olmarun getirdigi acdan anlayamayacak
62
degilim. Buna inarunak, anlamarun dogas1yla ilgiJi acemice roman-
tik bir hata yaprnak olur. Ancak, bu gibi romantik onyargllan~
kimhk politikalanrun baz1 bi~imlerine gore yargtda bulunma al.t§-
kanhgmm, bala ayakta ve iyi durumda oldugu a~Iktlr.
Bu empatik. hatalar her ne olursa olsun, Batt kiiltiiliintin diger
ldilttirleri hayal etrnede esefle kar~tlanacak bir ba~ariSlzltk
goster-
digi dogrudur. Bu, hi¥bir yerde uzayll fenomenindeki kadar belie-
gin degildir. Uzayhlarm en can slklc1 taraft bu kadar bildik olmala-
ndtr. Kendimizinkinden tamamen farkh y~am bi~imlerini algda-
madak.i yetersizliAimizin can sllact ispaUdlrlar. Sogan bi~iminde
kafalan ve ti~gen g5zleri olabilir: donuk~ tekdtize bir ses tonuyla
konu§abilirler ya da etraflanna le§ gibi bir sii1fiir kokusu yayabilir-
ler. Aksi takdirde, Tony Blair 'e benzerlerdi zaten. I§xk luzmda se-
yahat etme yetisine sahip olan bu yaratlklar sonunda kafalara. kol-
lara, bacaklara, gOzlere ve sese de sahip olabilirler. Uzay gemileri
kara delikleri bile a~abilir ama Nevada <;alii 'nde genelli.lde du~er­
ler. Hayal bile edemeyeeegimiz kadar uzak galaksilerde yapllmala-
nna ra~en, bu gemiler topraklarunizda ugursuz yaruk izleri brra-
lar1ar. Gemidekilerin insan genlerini inceJemek gibi bildik bir me-
raklari vardtr ve genellikle BM Genel Sekreteri gibi dtinya ban§t-
run gerekliligine ili~n yuvarlak. basmakallp laflar ederler. Bize
hayal bile edemeyecegimiz kadar yabanct adetleri iizerine mutfak
penceresinden i~eriyi gozetler ve takma bir di§ kar§tsmda bir uzay-
hya ozgii o heyecanh merak duygusuna kapdular. Ashnda. g~men
btlrosu yetkilileri buna dikkat etseler iyi olur~ ileti§im kUiabildigi-
miz yarahklar do~al olarak uzaylt degildir. Ger~ek u:zayhlar, farla-
na bile varmadan yiizydlardlr srrt.tffilzda ta§Idtklannuzdtr.
Son olarak. ktiltiir ve iktidar arasmda ba~ka bir baglantJ daha
vardn. Hi~bir siyasi iktidar salt baskl yoluyla ayak:ta kalmay1 b~a­
ramaz; aksi takdirde ideolojik gtivenilirliginden ~ok §ey kaybede-
cek ve kriz donemlerinde teblike1i bir bi~imde savunmas1z kalacak-
or. Yonetimindekilerin nzasiDI korumak i~in, onlan bir grup graftk
ya da istatistjksel tablo olarak g6rmektense yalondan tan1IJ1as1 ge-
rekir. Do~ru otorite, hukuku i~selle~tinneyi de gerektirdiginden. ik-
tidarm i~ine s1zmaya ~all~UgL ~ey, biittin ozgiirltigti ve mahremiye-
tiyle~ insan oznelliginin ta kendisidir. Ba~anh bir yonetim, yaln•z-
ca kadm ve erkeklerin oy verme davram~lariJU ya da sosyal ama~­
laruu degil, gizli gizli neleri arzuladlk.lanru ve nelerden nefret ettik-
lerini de bilmelidir. Eger onlan i~eriden yonetecekse. ic;eriden ha-
yal de ennelidir. Hic;bir bili~sel bic;im, ytirejtin kanna§Ikhklarm•
resmetme konusunda sanatsal ktiltilr kadar becerikli de gildir. Bu
nedenle, XIX. ytizyJla dogru, ger~ekr;i roman hir;bir pozitivist sos-
yolojiyle ktyaslanamayacak kadar grafiksel ve kanna~J.k bir top-
lwnsal bilgi kaynagL haline gelir. Yiiksek ktiltiir, yonetici sllliftn bir
komplosu degildir; bu bili~sel i~levi yerine getirdi~i zamanlar oldu-
gu gibi, bazen de altiist edebilir. Ancak, iktidardan habersiz gibi go-
riinen sanat eserleri, tam da kalbin sesine gosterdikleri bitmek tti-
kerunek bilmez ilgileri nedeniyle iktldara hizmet edebilir.
Yine de~ geriye donup Foucaultculara sinsi baskmm son moda-
Sl gibi goriinen bu bilgi rejimlerine sevecen bir nostaljiyle bakma-
ya ba~layabiJiriz:.
Yonetici giiyler konsensiisu koruyabildikleri sii-
rece bask! yo luna gitmezler; ancak bu olasdlk. diinyadaki zengin ve
fakirler arasmdaki m;urum derinle~meye devam ettigi takdirde, ge-
lecek binydm giderek yeralt.J.ndaki stgmaklarma inen. otoriter kapi·
talizmi i~in bir hayal gibi goriinmektedir. Bu kapitaHzm, giderek
daha teh1ikeli hale gelen iy ve dJ~ dti~manlar taraf1ndan, ~ilrtiyen bir
toplwnsal manzarayla ku§abhr ve sonunda son derece aytk bir im-
tiyaz savunmas1 ic;in konsensiise dayah y<>netim roliinti oynamay1
btraku. Bu i~ karartlc1 oJas1hga kar~1 koyacak bir~ok gu~ vardu.
Ancak ktilttir ilk akla gelenlerden biri degildir.

64
Ill
Ktilttir sava~lart

.. Killtiir sava§lan" deyi§i populistler ve s~kinciler, kanon savunu-


culan ve farkllllk tutkunlan~ gozlerinin feri sorunii~ erkekler ve
baks1z yere marjinall~tirilenler aras1ndalci biiyiik muharebeleri ak-
la getirir. Ne var ki, Ktiltiir 'le ki.iltlir aras1ndaki ~ti~ma arttk basil
bir tarum muharebesi de gil~ kiiresel bir sav~trr. Yalruzca ak.ademik
politikalarla degil, ger~k politikalarla da ilgilidir. Yalruzca Stend-
hal ve Seinfeld ya da ingilizce bOltimtinfin koridorlannda gorebile-
ceginiz Milton'm uyaklanru inceleyen §U kaba saba adamlarla ve
masttirbasyon iizerine k.itaplar yazan §U gen~, parlak. §eyler arasJn-
daki bir mticadele de~ildir. Bu, yeni binydm gene! diinya siyaseti-
nin bir parr;as1d!r. Buna ragmen kiiltiir, daha sonra gorecegimiz gi-
bi, siyasi olarak haJa egemen degildir; en zengin ii~ ki~inin setvet-
F50N/KGII:ilr Yorumbn 65
lerinin toplanurun en fakir 600 milyon ki§ininkine e§it oldugu bir
dtinyayla ~ok yakmdan ili§k.ilidir. Kiiltiir sav~lan. Racine 'in ve
pembe dizilerin gorece degerleriyle degil, etn.ik temizlik gibi konu-
larla ilgi1i bir meseledir.
Frederich J~eson, yerinde bir deyi~Ie, "NATO yUksek kiiltii-
rii" diye yazar. 1 Peki ama neden? NATO, her ~eye ragmen, misyon
tiretligi gjbi yiiksek kiiltiir iirebnez ve eger NATO yiiksek kiiltiirii
yalruzca "Ball killtiirti" demenin ba~ka bir yoluysa, pek de Bat1.h
olmayan dunyada da epeyce yi.iksek ktilttir vanhr. Giizel sanatlar ve
zarif ya§am Batt 'run tekelinde degildir. Giinumuzde~ killtiir de ge-
Jeneksel burjuva sanauyla suurlandrrdamaz; ~k daha ~e~itli, pazar
tarafmdan yonlendirilen bir alan1 yevreJer. 2 Nas1l "k.itle" radikal ol-
mayan anlanuna gelmiyorsa, ••y\iksek"in de ticari olmayan anlamt-
na gelmedigi a~lktlr. "Ytiksek"' ve ual~ak" kiiltiir arasmdaki strur,
hem neredeyse herkese hi tap eden. hem de bir dizi etkileyici b~ya­
plt kazandrran film gibi tiirler tarafmdan a~mdtnbn•~ur.
Her durumda, Batt y\iksek ktilrurunde NATO 'nun ooceliklerine
aylan dti§en bir~ok §ey vardtr. Dante, Goethe ve Stendhal epeyce
bir yeniden yaztmdan gefllleden askeri ortakl1gm edebi kana<hna
hizmet eder hale getirilemez. Ytiksek kiiltiirii gerici gibi goren ra-
dikaller, onun btiyiik bir bOltimtintin Dtinya Bankast'run sol kana~
dma gore iyi oldugunu wmturlar. RadikaJ1erin yakmmas.1 gereken
genelde bOyle bir kliltilrtin i~erigi de gil i~levidir. itiraz edebilecegi~
miz yam, imtiyazh bir grubun tinsel ni~aru olarak kullarulnn§ olma~
SJ(Iu; Alexander Pope 'un Tory" ya da ·Balzac ·m monar§ist olmas1
de~il. Poptiler ktiltiiriin btiyiik bir ooliimii de ayru §ekilde muhafa-
zakardu. Bir btittin olarak kanonik edebiyatm degerlerinin siyasi
duzeni destekledigi soylenemez. Homeros liberal bir htimanist de~
gildi; Vergilius burjuva degerlerini savwnnadl; Shakespeare radikal

1. Fredrich Jameson, ~Marx's Purloined Letter·, Ghostly Demarcations iginde,


Londra, 1999, s. 51 .
2. YOks.ek kuiiOr/al~ak kultor kar~rtllgmr krran etkili bir antitez i~n. bkz. John
Frow, Cultural Studiss and Cultural Value, Oxford, 1995, s. 23--6 .
.. ingiliz Devrimi'nden ( 1649-1660) sonra parlamentoda kra.hn yetkilerinin korun-
maslm. hatta geni§letilmesini savunan grup, XIX. yOzydm sonunda gunumOzun
Muhafazakar Partisi'ni kurmu~tardu. (y.h.n.)
FSARKAIICGI~ Yomnlan
66
e§itlik!filige ovgiiler dtizdu, Samuel Johnson Karayipler •deki toplu
isyana ana~ tuttu; Flaubert orta siruft bor gordii ve Tolstoy'un da
OZel millkiyete ayrracak zamam yoktu.
Onemli olan eserlerin kendileri degil, kolektif olarak yorumlan-
ma bi!fimi, eseri meydana getirenin kolay kolay tahmin edemeye-
cegi yorwnlanma biyimleridir. Hepsi, insan tininin sonsuz birligi-
nin, yarat1c1 olamn edimsel olana iistliigi.ini.in. dti~tincelerin duygu-
lara gore astltgtmn, bireyin evrenin merkezi oldugu ger!feginin, ka-
munwt bireyler arast ya§am kar§tSmdaki ya da pratik olarun iizerin-
de uzun uzun dti~tiniilen kar§tsmdaki gorece onemsiz1iginin ve bu
tor diger modem onyargdann karutt olarak sunulur; ancak ~k fark-
h bir'bi~imde de yorumlanabiJirler. Degersiz olan Shakespeare de-
Iii, eserlerinin baz1 toplumsal kullarumlandtr. Monar§i kurumuna
ytinelik bir saldrrmm, kraJi!fenin yoldan ~tlknu~ bir zavalh oldu~u­
nu gostennesi gerekmez. Her dununda, Dante ve Goethe taraftarla-
nrun bir~o~. onlann yazdtklanrun tek kelimesini bile okumanu~­
trr. Bu anlamda da onemli olan bOyle bir ktiltiiriin i~erigi degil gos-
terdigid.ir. Bugiin gnsterdigi ~ey, daha olwnlu pek ~ok §eyin yaru Sl-
ra, belli bir "terbiye"nin s(jzde barbarh~n yeni bi~imlerine kar~t
savunulmasidlr. Ancak~ barbarhgm bu yeni bi~imleri, paradoksal
olarak, tikel kultiUler olarak da gOriilebiliyorsa, bir Ktiltur'e kai§t
ld.ilttir kutupl~mast ortaya ydcar.
Bu noktada Kultiir hemen hemen kiiltU.rsiizltikttir; ashnda, de-
gerleri berhangi bir tikel ya~am bi~iminin degerleri degil, yalruzca
insan ya~ammm de~erleridir. Bu insanltgm kendini tiimtiyle cisim-
le§tinneyi s~tigi yer, Avrupa olarak bilinen ozgtil bir tarihsel kiil-
tiir de olabilir. Ancak, bunun tarihi nedenlerinin tamamen olwnsal
oldu~ da iddia edilebilir. Her durumda, Ktilttir 'fin de~erleri evren-
sel olmakla beraber soyut olmadlgmdan., bir yere yerl~meden ge-
li§emezdi. Tikel ktiltiirleri ~kmla§tlran, ama bunu do~ast geregi
yer ve zamana ba~h olmadtgt i~in yapan ktilttir, bu anlamda man-
tlkla kar~tla~ttnlabilir. Kant'm kategorik buyrugWlun Kore 'ye ozgii
bir versiyonu olmayabilirdi. Buna kar§m, kiilttiriin tarihsel mili-
eu,stiyle [c;;evre] ironik bir ili~kisi vardrr; kendini ger~ek.le~tirmek
i~in o yevreye ihtiyacx varsa~ yalruzca evrensele dogru bu ~evreyi

67
a~mas1 nedeniyle bile i<tilttir"di.ir.
Bu anlamda, Ktilti..ir bir ttir romantik sembol, yerelde vticut bu-
lan sonsuzdur. Dunnadan donen dtinyarun i~aret ettigi, zamanla
sonsuzlugun, duyularla tinin~ devinimle devinimsizligin kesi~tigi
noktad1r. Tanrmm insana yara~u olduguna karar verdigi yer olarak
se~ilmek nasll Dtinya gezegeninin iyi ta1ihiyse, Geist' in [tinin) ete
kemige btirunecegi yer olarak. se~ilmek de Avrupa 'run iyi talihiydi.
Oyleyse simgeyi yorumlarken yapu~uruz gibi, Ktilttir'ti yorurnlar-
ken de bir ~e~it ikili kodlama kullanmah ve kiilti.irti hem kendisi
hem de ba~ka bir ~ey, hem ozgiil bir uygarhgm hem de evrensel ti-
nin iirtinu olarak kavramahy1z. Sozgelimi. Madame Bovary'de ea-
rn s1kdan ta~rah bir ev hannrundan ba~ka bir ~ey gorememek ne ka-
dar acemice bir okumaysa. Bau KUirurii'nti yalruzca ozgiil, ktiltiire
bagh bir y~antnun kayd1 olarak g6nnek de o kadar aptalca bir oku-
madlr. Ashn<.la, bir eserin yiiksek ktilttire ait oldugunu one stinnek.
daha pek ~ok ~eyin yant sua dogast geregi aktanlabilir oldugunu,
ona i~kin baglanundan (otobus biletleri ve siyasi bildirilerin aksi-
ne) a)4nlabildigini iddia etmektir. Boylesi indirgeyici bir okumayJ
onleyen, bu yerel. malzemeyi daha anlamh hale getiren ve buna
bagh olarak okuyucuya, bu eseri ytiksek kiiltiir o~arak algdamast
durumunda ne yapacagun gosteren bir model sunan estetik bi~im­
dir. Bic;imin bir eserin ogelerini daha btiyiik bir btitiine tikellikleri-
ne zarar vermeden baglamast gibi,. Ktilttir de ozgtil bir uygarhkla
evrensel jnsanhk arasmdaki bir baga i~aret eder.
En etkili iktidar bit;imlerinin hepsi gibi yi.iksek kiilttir de kendi-
ni yalmzca ahlaki bir inant; bi~imi olarak sunar. Yiiksek kiiltiir, da-
ha pek ~ok ~eyin yant srra, hak.im bir duzenin kendisi i9in ta~, yaz1
ve sesten bir ozde~lik kunna yollarmdan biridir ve esinledigi gibi
gozdag• da verir. Pall Mall.daki kuliiplerin guvenJik gorevlileri gi-
bi, rolii" yalmzca insanlan i~ri btrakmak degildir. Kaynaklan bu
toplumsal i~levlerle kesinlikle snurlandtnlamaz; sJnnlandtg•n• ha-
yal etmek de genetik safsatanm en naif bic;imi, ayru zamanda da
yUksek ktiltiirtin gticilnti abartmak ve ironik bir bi~imde ona Hi§kin
idealist bir gorti~ti onaylamak olurdu. Yi.iksek ktilttir, en onemsiz
ideolojik silahlardan biridir ve bu da ideolojiden tamamen bagun-
68
stz oldugu yonundeki yanllsamruun temelinde yatan ozdiir. Egitim
ya da cinsellige nazaran 'tOk daha az onemlidir. Bu a1anda ~h~an
siyasi radikallerin~ kendilerini burada bulmalan ya da ozellikle bu
alanda yetenekli olmalan dt~mda, hic;bir mazeretleri olamazdl.
Oyleyse, Kiilttir'tin kendi kendini nasd anladtgiru goz online
allrsak. onun kendinde neyi biiytik bir ytiz karas1 olarak gordugilnii
anlamak giicr olmayacaktir. A~•k.l;a tikel olduklanndan.· killtikler
yalruzca kendilerinin yansunalandtrlar ve bu farkhhklar olmadan
yok olup giderlerdi. Evrensel Ki.iltiir'le ozgtil kiiltiirler aras1ndaki
bu tezaun eninde sonunda yaru ltJct olduguna ~tiphe yoktur. <;tinkii
sat farkhhk saf ozde~likten farks1zdrr. Ya§anan dfinyarun. diger
hepsinden farkh bir yere koyulmast onu bir c;e~it evrensel haline
getirirdi. Evrensel konsenstislin Htiranl1k''uu reddetmekle beraber,
bazen kendi kapah, ozerk. Slkl sda kodlanrru~ diinyalannda bunun
mikrokozmik hir versiyonunu yeniden iiretmeye kadar gidebilen
marjinal ya oa tninor ki.ilttire benzerlerdi. Bununla beraber, tikellik
meselesine gelecek olursak. kiilttirtin iki versiyonu arasutda onem-
li bir fark vard1r. Ozde~l ik olarak kiiltiir hem evrensellige, hem de
bireysellige kar~Idtr:. daha fJOk kolektif tikellige deger verir. Kiil-
ttir'iin bak.1~ a~Istna gore, kultur varolu~un rastlanhsal tikellerini
yok yere gasp eder -toplumsal cinsiyet, etnrk koken. milliyet, top-
lumsal koken. cinsel egilim vb.- ve onlara zorunluluk ytikler.
Ktiltiiriin bagrma basttg• tikel degil, o son derece farkh hayvanp
yani bireydir. Aslmda, bireyselle evrensel aras•nda dolays1z bir ili~­
ki oldugunu dii§lintir. Diinyarun tini, en yogun bi~imde bir ~eyin e~­
sizliginde hissedilebilir; ancak. bir ~eyin ashnl acrJga 'rlkarmak
onun rastlantisal tikellerini ~1kanp aunak anlamma gelir. Benim
kendi ozde§ligimi olu~turan. insan tininin kendi ozde§ligidir. Beni
ben yapan oZtim, yani ait oldugum ttirdur. Ktilttir insanhg1n. kendi-
ni ozgiil eserJerde bireyselle~tiren tinidir; Kiiltiir soylen1i bireysel
ve evrenseli, benligin en hassas noktastnt ve insanhgtn hakikatini
tarihsel a~uian tikelin dolay1mJ olmaks1zm birle~tirir. Aslmda hiy-
bir ~ey evrene saf haliyle, dJ~anyla hicrbir ili~kisi olmayan evren ka-
dar benzeyemez. Evrenselt bireyselin yalruzca kar~1tl degil, para-
digmasad•r da.
Bir ~eyin tam quidditas'mda [ne 'lik)., onun kendine ozgii ashn-
da ve tadtnda, salt tikeJlerin hepsini a~kml~trran ~eyin kar~tsmda
olwuz. Bireysellik evrenselin arac1yken tikeller tarnamen rastlantt-
saldrr. Bu nedenle, orta~agda astl ve anzi aras1nda yapllan aynm bu
kez Kiilrur'le kiilttirtin yiizle~mesi bi~itninde yeniden kar§Imtza ~~­
kar. Bunlardan ilki, bireyi evrenselle~tirirken. dogru ozde§ligini
gen;ekle§tirir; ikincisi ise yalruzca olumsal bir ya~am tarz1. her za-·
man farkh bir bi~imde ger~kle§mesi mtimktin olan zamansal ve
mekansal bir rastlanttdu. Hegel' in one siirebilecegi gibi "idea"run
i~inde ger~ekten bir ~ey de~ildir. Bu nedenle yiiksek ki.ilttir. birey-
sel ve evrensel arasmda. stir~teki tUm keyfi tikelleri atlayarak, do-
layslz bir devre olu§turur. Bir sanatsal kanon, insanhg1n ortak ru-
hoodaki e~sizlikleri karutlayan indirgenemeyecek kadar bireysel bir
eserler dizisi olan bafka ne vardu? Ya da, liberal hiimanizm etigini
du~iintin; buna g~re, evrensel insanlt~m ~l}'lCISI haline gelmek
i~in, belki de sanatm donti§tiiri.lcii giicti yoluyla, srradan tikelligimi
a§tlgunda en e~siz bi'fimiyle kendim olwum. Sanat, her ~eyi kendi
evrensel ozleri bi~iminde tekrar yarabr ve bu yolla onlan e~siz bir
bi~imde kendileri yapar. Bu siir~te onlan olumsalhktan. zorunlulu-
ga. bag1mlthktan ozgiirltige ~evirir. Bu simyasal surece direnen her
§ey, tikelci artlklar gibi bir kenara supiiriiliir.
Bu ogretinin modem, ironik bir versiyonu Richard Rorty'nin
~alt§masmda bulunabilir. 3 iyi bir pragmatist olarak Rorty, savundu-
gu kiiltiirel gelenegin -Bat1h7 burjuva, liberal7 aydin, sosyal demok-
ratikten postmodem reformizme- tiimiiyle olumsal oldugunu tes-
lim eder. Bu gelenek, her zaman farkb bir bit;imde de meydana ge-
lebilirdi ve ~tiphesiz Rorty'nin mutlaka bu gelenegin i~inde biiyti-
mti.§ ohnas1 da gerelanezdi. Yme de. Rorty bu kiiltiirel gelenegi ev-
rensel bir iyi olarak benimser. Evrensel temelleri yoktu..r; bununla
beraber, Musltiman bir koktendinci bu gelenekten haberdar olsay-
di, belki de benimserdi. Rorty'nin yapbgl, klsaca, olumsalhgi
olumsalhgirn yok etmeden evrensellige ytikseltmektir. Bt1 nedenle
3. Ozellikle bkz. Richard Rorty, Irony, Contingency, snd Solidsdty, Cambridge,
1989. [ironi, Olumsalllk ve Dayaru~ma, ~ev.: Alev TOrker, Mehmet K09{)k, Aynnl1
Yay.. 1995]
70
tarihseJciHgini, Batt ideoJojisini mutlakla~urmastyla bag~ltnr.
Ashnda, tarihsel goreciligi mutlakiyet~iliginin temelidir. Eger hi~­
bir ldiltiir metafizik a~tsmdan garanti vermiyorsa. arasmdan sec;im
yapdacak: rasyonel temeller de olamaz-; bu durumda, esk.i Sofistler
gibi, i~inde kendinizi buldugunuz herhangi birini de s~ebilirsiniz.
Ancak, bu, s~im i~in rasyonel bir itki olmadt~mdan, varolu~~u ac-
te gratuit [sebepsiz davraru~] gibi, kendi i~inde bir ttir mutlak hali-
ne gelir. BWla kar§m, bazt pragmatistlere gore de kendinizi i~inde
buldu~unuz ldiltiirii s~tiginizi mantlksal olarak soyleyemezsiniz.
9inku oncelikle orada olmaruz, sizin "se~im"inize dayan1r.
Rorty 'nin olwnsah evrensele yUkseltmesinin, ideolojinin en tipik
jesti. oldugu one stirtilebilir; ironik kendi kendinin farklnda olu§unun
olwnsah yazgtstndan kurtannasw iimit eder gibidir. AsJmda tiim
yapttg1 "modernist", hakikatin bireyin iyeliginde olmadtg1 bir ide-
oloji anlay1~mdan posbnodemist, bireyin yapmay1 b1rakmadan da
yapu~mm yanh~ oldugunu bildigi bir ideoloji anlayJ§I i~in ka'i111ak.-
trr. Yarulsama epistemolojisi yerini kinizm episte1nolojisine btralru.
Bireyse1lik ozciiliigtindeki tikeli yok ediyorsa, evrensellik de
soyutiamas1ndakinden kw1ulur. Ancak bu soyutlama, bireysellikle
.mti.k.enunel bir uyum i~indedir. Ashnda, insanhk tini yalruzca bi-
reysel cisimle§Jnelerinde varolur; bunWl ba~ka bir ad1 da §iiirdir.
Bu nedenle yiiksek kiiltiir genelligin eze1i dti§marudtr. Rasyonel ar-
.gumanm a1tematifi oldu~ gibi alai kavrarrunm da altematifidir as-
lmda; §eylerin verdikleri hisler ve lezzetler ugruna fayda ve soyut-
lamaYJ. bir yana iter. Soyut rasyonalizmin siyasi solun elinde bir si-
laha donfi§Jneye ba§lad1g1 bir zamanda ortaya t;lknu§tlr ve bu ne-
denle de onu O.stti kapah bir bi~imde ele§tirir. Ancak, bireye ne ka-
dar baghysa tiimliyle tikel olana da -~imdiye kadar biitiinun birligi-
ne dahil edilmemi§ olan yalkantd1 yerel ~Ikarlara da- o kadar dti~­
~mandrr.
Ashnda, evrenselin genellikle yapt1g1 §ey, tarihsel olarak tikel
olaru gasp etmek ve sonsuz hakikat olarak sumaktrr. Olumsal bir ta-
.rih -Ban 'runki- aslmda insanhgm tarihi haJine gelir. Ne var ki, Ka-
:te Soper'm da hatJrlattlgt gibi, "'insanbk'a ili§kin evrenselci soy-
·lemler aslJnda, onlarm, hepimiz i~in ortak olan hakkmdaki dti~lin-
71
celerinde kavimci bir egilim olu~nmnayt goze almakur; zira bu
soylemler herhangi bir bili~, ihtiya~ ve duygululuk yaptsuu payla-
~un temeli.nden yoksun olaca!mdan, di!erlerinin ac1 ve yoksunluk-
lanrun siyasi a~dan duyarstzca ilunal edilmesinin oni.inii ar;abilir."4
Ba~ka bir deyi~le, evrense11ik. evrensel olarak terk edilen olmak de-
gildir. Postmodem dii~tiniirler bu nedenle ashnda bir bit;imde anti-
evrenselci olmah: kavranun, ~ogulculugun ger~k ruhundaki prag-
matik olarak verimli kullarumlanru verimli olmayanlardan aylrt et-
meJidirler. Eger evrensellik, dogu Sibirya 'daki Tunguslarm Noel
Coward •m bir eserinde kendilerinin aslma sadlk bir yanslffiasuu
buhnalan anlanuna geJiyorsa, reddedilmelidir; eger Tun~uslarm da
Almanlar kadar -;ok ac1 ~ektikleri anlanuna geliyorsa kabul ed.ibne-
Jidir. Antropolog Ruth Benedict'in ifadesiyle~ ashnda tipik Batth.
"insan dogas1 ve kendi ktilttirel standartlanrun denkligi itirazs1z ka-
bul edilebilir";' ancak bu tiir hatalann Bati•ya ozgti olmadtguu
unutmamak. gerekir. Benedict'e gOre, yabanc1y1 insan olmayan ola-
rak tarumlayan bir'fok ldiltUr vardrr. Kavimcilik konusunda kavim-
ci olunmarnahdli.
Birey ve evrenselin birli~inin siyasi bir kar§1hg1 vardtr ve bu da
ulus~devlet olarak. bilinir. Modemligin b~hca siyasi biyimi, birey
ve evrensel arasJndaki her an bozulabilecek bir mtizakeredir. Ulus-
Iar. 8run gelip g~iciliginden stynhp zaruri olan stattisiine ytiksel-
mek i~in devletin evrerueJle~me siirecine arac1bk etmesine ihtiya~
duyarlar. Bu nedenle, "ulus-devlet" terimindeki tire(-) kiiltiir ve si-
yaset, etnik ve yerle~ik arastndaki baglantLya i~aret eder.6 Ulus,
devletin birlik ~ekline sokmast gereken s1rurlan belirsiz bir ~eydir;
bu nedenle. kontrolti son derece gti~ olan O~eleri tek bir egemenli-
~in ~bs1 altJ.nda uzl~trracakt.Ir. Bu egemen1ik Akhn kendi tiitiimti
oldu,lundan~ yerel olan. evrensele yiik.seltilir. Ancak bu s\iret; dlin-
yarun dort bir yamnda ger~elde§eceginden, birka~ hareketin milli-
yet~ilikten daha uluslararas1 oldu~u gOz ijniinde bulunduruldugun-
da, ulus bu anlamda da ktiresel statUstine ytikseltilir.
4. Kat-e Soper, What is Nature?, Oxford, 1995, s. 65.
5. Ruth Benedict, Patterns of Culture. 1935, yeni bask1 Londra, 1961. s. 4.
6. 8u 1ire (·) ile blrle'§Hrrne ozerine baz1 yararh yorumlar i~in, bkz. Tzvatan Todo-
rov, Human Diversity. Cambridge, Mass., 1993, 3. bolum.

72
Bu nedenle kabile iiyeligi yerini diinya vatanda§h~mabrrak.tr.
Ancak. ayru anda dtinya vatan~1 olmaruz gerektilinden, insanh-
lnmzm k.ISitlan goz oniinde IJulunduruldugunda, yereli lS.kartaya
9Jkarmak yerine ona yeni bir anlam ytikleriz. Bu. en azmdan, ev-
renseli ozgtil yoluyla arayan ve her ulusu kendi 9apmda b~anh go-
ren rornantik milliyet~iliklerin amactdrr. Buna kar~m. baz1 Aydm-
lamnacl ulus modelleri, yerel farkhh.k.lara kar~I ~ok daha sert olabi-
lirler; bOyle bir 6zgiinltiltii evrensel ozgtirlti~e engel olarak gortip
kil~iirnseyebilirler. Bu nedenle, bOlgesellik rasyonalitenin altmda
ezilir. Ancak, bu kez dti~tince olarak ktilttir on plana trlkarsa, bunWl
nedeni biiyiik Ol~Ude halihazirdaki kiiltilrlerin dUnyarun siyasi are-
nasmda daha onemli bir rol oynuyor olmalandlr. Artik kiilttirler
ulus-devletin temeli haline gelmeye b~hyorlar, yine de onlan ~an
bir ulus-devletin.
Siyasi devlet1er birbirlerinden farkhdrr, ama bu fark.lar her za-
man dUnyayt yerinden oynatacak kadar onemli degildir. Onemli
olan, yurtta§hk haklartruzi taruyan bir devletin vatan~t olmaruz-
du, onlan giivence alttna alan tikel dtizeheklerine de~iJ. As1mda,
Prans1z olmak ~ilili olmaktan dogal olarak daha ~k arzulanan bir
~y degildir. Ne var ki. ki.ilttirel bir deyi§le, bu ulusa de~il de §una
ait olmak o kadar ya~amsal bir onem ~rr ki, insanlar pek ~ok kez
bu mesele ugruna Oldtirmeye ya da oirneye haz1td1r. Siyaset birl~­
tirense, kiiltiir de farkhla~ttrandJr. Bir diktatorltiktense demokrasi-
·mn iiyesi olmayt yeglemenin rasyonellige aykm olmadig1 dti§iinti-
lfirse. bu ktiltiirel ozd~likten ~ok §unun ye~lerunesi rasyonellige
aykmrur. Boyle bir se9imi, bir kiilttirel ~zd~lil!in di~erine Ustiinlii-
j"tine dayandlrarak hakh gostermeye ~ah~an uk~1hk ve ~ovenizm~
bu se~imi gerekyelendirmeye ):alt§an dtizmece giri§imlerden ba§ka
bir ~ey degiJdir. Ancak, cinsel partner s~iminizin rasyonellige ay-
kln olmas1 nasll ona kar§t bir argiiman degilse, kiiltiirel bir ozde§-
lik se~iminin rasyonellige aykln olmast da ona kar§l bir argtiman
degildir. Bu insanlar dogu~tan digerlerinden iisttindiir gibi bir deger
yargtsma i~aret eunedigi, diger gruplan dl§lamadlgt ya da kendisi
gibi olmayan insanlarla bir arada olrnay1 ogrenmenin bireyin egiti-
minin en onenlli yanlarmdan biri oldu~u ger~~inin iisttinii (:)rtme-
73
digi s\irece, bir insa1un kendisi gibi birinin ~li~inden ho~lanmasJ~
run elbette k()tti bir tarafL yoktur. Her durwnda, killtilrel baghhk.la~
ruruz, ister kend.i grubumuzdak.i ister digerlerindeki olson, ka~l~
maz olarak. irrasyonel degildir; ~tinkti rasyonelli~e aylandrr. Part-
ner s~imimiz i~in gerek~ler sunabildigimiz gibi. bazen bu tiir se-
~imlerimizi de gerek~elendirebiliriz. Ancak, nihai olarak bu tiir se-
~timler gerek~lerimize indirgenemez; bu. herhangi birinin sevgili-
nizi sevmeden de sizin sevgilinizi neden sevdiginizi anlayabilme-
sinde a<;t~a gortiltir.
Ulus-devlet, ktiltiir dti~iincesini tam anlanuyla ovmez. Buna
kar~m. tikel bir ulusal ya da etnik kiilttir. yaln1zca devletin birle~ti·
rici ilkesiyle en verimli haline gelir. yoksa kendi b~ma buna gucii
yetmez. Kiiltiirler dogalan geregi eksiktir ve ge~ekten kendileri
olabilmek i~in devletin tamamlayicJhgma ihtiya~Jan vardu. Bu ne-
denle, en az1ndan romantik milliyet~ilik i~in. her etnik grup yalruz-
ca biricik olmas1 nedeniyle kendi devletini kurma hakkma sahiptir.
<;unkii devlet etnik. ozde~ligi gen;ekle~tinnenin en ustiin yoludur.
Bu nedenle birden ~ok k:Ultiirii i~ren bir devlet, hepsine adil dav-
raruna konusunda ka~1mlmaz olarak b~ans1z olacakttr. Kiilttir ve
siyaset arasmda i~sel bjr ba.g oldugu yontindeki bu varsayun, mo.
dem diinyada, farklt ulusal gruplann ayru toprak par~asmm ege-
menliiti i~in birbirleriyle yan~arak yarattlklan karg3.§aya hizmet
eder. Aslmda, milliye~ilik dii~lincesini esasen farklt ktlan daha
~ok, toprak egemenlitine degil -eski ~ag ve Ronesans sava~'fllann­
dan ~ina olduklarmuzm aksine--- tikel bir toprak par~as1 tizerinde
y~ayan ozgtil bir grubun egemenligine ili~kin bir iddiadu. Bu du-
rumda, tehlikede olan oncelikle toprak de gil cumhuriyet~ili.ktir; an-
cak, insanlann kendi kaderlerini kendilerinin tayin etmeJerini t)nle-
yen, topraklannda kolonyal bir giictin bulunmaszysa, rrk, anavatan
ve toprak btittinliigtiyle ilgili argtirnanlann nastl da demokratik
cwnhuriyet'ri argtimanlann yerini aldtguu gormek kolaydrr.
Oyleyse, ulus-devlette ideal bir bi~de birle~tirHen ethos· ve
soyut haklar, etnik e§sizlik ve siyasi evrensellik. topluluk ve birlik,
halk ve kozmopolit aydmlardrr. ideal bir bi~imde, yerel ba~hhklar,
• (Yun.) Deger ve inan~ar sistemi. (~.n.)

74
adetler ve yakmlddar -tek kelimeyle~ ktiltiir- korunmu~ ve bunu si-
yasi birlik izlerni~tir. Ger~kte, her ~ey bu kadar uyumlu degildir.
~imdi bizden, bir zamanlar kiilttiriin daha dar gorii~lti alanmda gos-
termemizi bekledikleri dayan1~may1 daha ytiksek. daha evrensel bir
diizeyde yeniden sergilememizi istiyorlar. ArUk, onceden e§e dos-
ta) mekarun btiyiistine ve kabilenin soykiiti.iAune sakladtg1m1z bti-
tiin o enerjiyi siyasi alanda kullarunayt ogreruneliyiz. Ulus-devlet
fizgtir, ~it yurtta~lardan olu~an potansiyel olarak evrensel bir top-
lululuga ornek olu§turan yerdir- romantik semboliin de diinya ru-
hrutu somutla~tmna olmast gibi. Devrimci bir Franstz vatand~t
olarak sizi selamlayanpatriaydt [anavatan]; ama anavatan Fransiz-
Iar dl§mda kimseyi i~eri almayan Aklm ve Ozgtirlugiin yeriydi.
Muhakkak, yalmzca belli ktiltiirler -ilkel klancdigt c;oktan a~JP ter-
biyeli bir g5riinti~e dogru evrjlenler- bu yiiksek siyasi bi~imlere ev-
sahipligi etti. Dogas1 hi~bir zaman degi§imden nasibini almayan
Kalibanlar her zaman olacaktl. KOltiir ve siyaset arasmdaki bu has-
sas dengeyi korumarun hie; de kolay olmadtgJru inkar eden hi~bir
§eY yoktu. Bir taraftan? hit;bir siyasi devlet bir olc;tide farkh etnik
~vreye tutunamaz. Siyaset ktiltiiiiin itaatkar hizmet<;isi degildir;
kiilUir siyasetin tirUntidi.ir. Diger taraftan~ devlet bir ktiltiirtin birli-
~ni yalruzca ir;sel <;eli~kilerini bastrrarak temsil edebilir. <;eli§kinin
nasll temsil edildigi ba~a bela bir sorudur, ozellikle de Marx gibi siz
de siyasi devletin ~eli~k.inin iiriinii olduguna inamyorsaruz. Oyley-
se, devlet yalmzca garip bir hornoeopathf yoluyla semptomu oldu-
au durwna deva olabilirdi.
Tabii, bundan ba~ka zorluklar da vardlr. Ulusal ya da siyasal
milliyet~iligin standartlarJnl ytikselunesi i~in kimi zaman etnik
milliyetyilik elveri~lidir. <;agda§ postkolonyal devletln blittinltigti-
nti mitolojik kokenlere dayam.as1 bWla omektir. Ote yandan devle-
tin daha evrensel-rasyonel bir bi~im aray1~1yla etnik kiilttirtin ola-
naklarma saldtrmast otoritesini gii!flendirmekten ~ok evrensellikten
uzakla~ma tehlikesini yarattr. '~Devlet" ve Ulus" tireyle kolay ko-
14

lay birle~ez. c;iinkii farkh diizeylerde hareket ederler. Yurt~hk


• Bir hastah~ln ancak benzeriyle tedavi edilebilece~i varsay1m1na dayanan yOn-
tern. (y.h.n.)

75
temelindeki devletin etnik gii~leri uyaruk tuttnas1 gerekiyorsa, on-
Ian kontrol altmda tutmas1 da gerekir. insanlanil u~a can verdi-
gi devletten ~k ulustur~ ama devletin bakt~ atrisma gt>re bu itk.i
hem menmuniyet duydugu kuvvetli bir bagdJr hem de korkun~ de-
recede fanatiktir. Bir anlamda kiiltiir. siyasetten daha eski olmakla
beraber onun kadar esnek degildir. Kadm.lar ve erkekler tiimiiyle si-
yasi meselelerden ~ok ktiltUrel ve maddi meseleler yiiztinden so-
kaklara dOktiiOr1er -kiiltiirel varolu~ tinsel ()zde~li~i~ maddi varo-
lu~sa fiziksel ozde~Iigi ilgilendirir-. Diinya vatan~lan haline gel-
memiz ulus-devlet aracdt&J.yla ger~ekle~ti, ama bu siyasi t>zde~lik
bi~iminin de k:iiltiirel olanlar kadar koklU giidiileri nasJI saglayabil-
di~ini gormek ~k zordu.
Kiiresel ozd~ligin bu antafi i'fin fazlastyla soyut kalan bir me-
sele oldu!unu d~iiniiyorsamz, ~imdiye kadar bir Katolilde kar§t-
Ia~manu~suuz demektir. Guntimiizun yeni diinya vatan~1 bir i~­
letme yoneticisi oldugu kadar1 ekolojik aktivisttir de. Bu. yerel ve
ktiresel, romantik pieta ~~ann· hat.Irlarunast ve Aydmlanma evrensel-
ligi arasmdaki baglardan ~k ekolojik politikalarca 1srarla yeniden
piyasaya sliliilmektedir. Her dununda, birc;ok kadm ve erkek ulus-
Januasi dayaru~ma iffin mucadele verdi ve hatta oldu. Topluluklar
yalruzca yerel meseleler de~ildir. Yme de, "<;ok y~a Avrupa Birli-
~i!" diye bagrrarak kendini barikatlarm online atan kad1n ve erkek-
Jer hayal etmek ~u an iffin zordur. Asd mesele~ bu ik.ilinin (ulus-dev-
let) ideal bir ~ozOmuniin giderek daha fazla ku~atma altJna almdi~t
bir donemde siyaset tanlanmtzm ve ktilttir bir;imlerimizin ama~tz
hale gehni~ olmasu:hr. Omegin, bir "'i~Ietme killtiirii"nden soz edi-
Jebilir ama bu bir ~eyleri bu bi~imde yapmaruzt kolektif bilinffte
me~rula~tuan bir ktilti.ir degil. bir ~eyleri bir i~Ietmeye ozgti bi-;im-
de yapmaruz anlanuna gelir.
Klasik milliyetyiligin vizyonu her biri kendini karutlamaya gi-
den farkh yolwm kendi ~izen, ulus olarak bilinen e~siz~ hiir iradeli '
tikellerden olu~an bir diin.yaydt. Bu yiizden, bu bakl~ ayiSl estetik

• Hlristiyan ~atlnda oiO isa'nm vocudunu kollannda tulan Mery911l batimleme-


si. Bu 1ema lsa'ya yakar1~ oykOsOnden kaynaldanmaktad1r. Ae1y1, a~1rba~hh~1 ve
kahrarnanca bir kabulleni~i yansrtrr. (y.h.n.)
76
dii§'iinceyle biiytik bir benzerlik gosterir. Aslmda, estetik yapmu,
her ~yin, modemJigin en zor lu sorunlarmdan birinin -bireysel ve
. evrensel arasmdaki can slklct ili~kinin- di~er onemli ~ztimiiydii.
Sanata giderek daha az zaman ayrran bir toplumda estetik mesele-
lerin bOylesine slk ortaya ~Jkmasuun nedeninin bu olduguna §iiphe
yoktur. Sanat eserinin vaadi SOz konusu ili§kiYi tamamen faxkh bir
bi~imde ele almaktt~ sanat eserini, yalruzca moda olan ve duyulara
hitap eden tikeller aracrhgtyla varol~ adeta ozel biittinHik olarak
kavrayt§m yol af(!gi hem kof bir evrenselciligi hem de kt>r bir ti-
kelciligi reddetmekti. Yapmtmm evrensel "yasa"si, bilejiminde bu-
1~ par~lanrun diizenleni~inden daha fazlas1 de~ildi. Yasaya uy-
gunluk, bu anlamda, hakiki ozgiirltiktiir; par~alanrun hur iradeye
serbest~e sahip olmas1 sanat eserinin genel yasas1 ya da biyimiyse,
o, ortak etkinin sonucundan ba~ka bir §ey deitildir. Oyleyse buras1,
soyut bi~imin. e§siz bireyselligin a~lk bir ~ekilde dile getirilmesin-
den b~ka bir ~ey oJmadigl, hem duyumsal hem de sozde kavram-
sal bir dtinyaydl. Bu bireylerin her biri kendini, digerlerini belirle-
.yerek be_lirledi ve bu da bir ttir siyasi titopyarun habercisiydi. Ulus-
devlet. ktilttirii ktiresel ~iyasetle bagda§tlrabilseydi, Kiiltiir de ev-
rensel ve ozgtille ayru derecede baJ!~udJ.
· Ulus-devletin temelini olu§turan kliltiir, ~imdi onun mahvmm
'hn.bercisidir. Ktilttir 'tin korumaya ald.Igt ulusal birlik, ktilttir tarafm-
da.n par~lanmaktadJr. Romantik miUiyet~ilerin zamarunda ~k sa-
ytda ulus-devlete son derere iyi bir bi~imde hizmet eden ktiltiir~l ve
siyasal birlik miti ve elbette ~ok say1daki antikolonyal harekbt, .;ok-
ldiltUrliiltigun ortaya ~~~a~tndan sonra kolay kolay ayakta kalamaz.
Hiy §tiphesiz, ~okkillttirltiliik bir anlamda, yalruzca ayru taribin ge-
lecek zamandaki ironik tekerriiriidiir. Tekil ktiltiirelHzde~liklerinde
gUvende olan ulus-devletler, k.olonyal t>zneler yaratt.Jlar ve bunlann
torunlan g6pnen olarak: ulus-devletlere kat.Lidllar. Bunun sonucun-
da ulus-devlet, imparatorlugu ilk etapta olastlalan ktilrurel birligi
tehlikeye atrru~ · oldu. Ulus-devletin birlf.§ik ktilttirti "yukandan"
tehlikeye atddtgt gibi ayru anda "~ag1dann da ku§atllnu~tl. <;oku-
. l~slu kapitalizm ulusal ktilttirleri, ulusal ekonomllere yaptlgt gibi.
'k6zmopolitle§tirerek zay1flat1r. Jean-F[an~is Lyotard'tn da ifade
77
ettigi gibi; 41 Biri reggae dinliyor, western izliyor; (jgJeyin McDo-
nald's tiriin1eri, ak§am da yerel yemekler yiyor; Tokyo 'da Paris pa.t-
fiimu stiri.iyor ve Hong Kong'da 'eski moda' giysiler giyiyor.''"
G~en diinyay1 dola~uken. dtinya kozmopoliti dol~1r. G~en
evine gidemez, oysa kozmopolitin gidecek bir evi yoktur.
G5~. ~okkOltOrliilii~lin populer versiyonuysa, kozmopolitizm de
se~k.inci versiyonudur. ikisi de ayn1 kiiresel ekonomik sistemin urti-
ntidiir. Ancak~ ~okuluslu kapitalizm kadm ve erkekleri geleneksel
ba~lanndan kopararak ve kimliklerini kronik bir krize stitiikleyerek
tecrit ve kaygtya yol a~an, bu ideal kozmopolitli~i h1zla ~ogaltrnay­
la m~gul oldugu snada, tepki yoluyla, savunmaya dayah dayaru~­
ma ldiltiirlerini besler. Diinya ne kadar avangardla~usa. o kadar da
arkaild~ir. Melezlik yaylld1k~. dalalet ~1ghk.lan da ytikselir. Tok-
yo'daki Parizyen parftimtin her bir damlasJna kar~1llk gen~ bir Na-
zi caniye ya da orta Ya§h bir komtin.itaryanist filozofa rastlanabilir.
Ulus-devletin k.ahb1 bir kere ~atlad'lktan sonra~ bu ~er~eveye hi'rbir
zaman tam olarak oturmayan, en basit olarak cinsel po1itikalardan
tutun da her tiirlii kiiltiirel politika geli~me ortarruna kavu~ur. An·
cak, kozmopolitlik komtinaJiige kapllanru kapaursa. biri geregin-
den fazla, digeri gereginden az ozde~Jik i~eren ulus<;uluk ve esteti·
gin ge~ici yoziilmeleri, bir yanda "kotti" bir evrenselcilik. diger yan-
da da "kotti" bir tikelcilik olmak i.izere aynhr. Ayru zamanda, ktil-
ttir ve siyaset arasmdaki ili~ki degi~eye ba~lar.
Buna, daha pek ~ok yerin yaru srra, postkolonyal kuramda da
rastlanabilir. Ulus-devlet her zaman ktiltiir ve siyasetin sahte uyu-
mu olduysa, devrimci mi1liyet9ilik ~ok. daha farkh bir meseleydi.
Burada, modem tarihin en muhte~em ba~ar1s1na ula~an radikal ha-
reketinde, ktilttir donu~tiirticil bir siyasi gti(J haline gelebilirdi. Post-
kolonyalizm, kelimeden de anla~llacag1 gibi, bu tarihi andan, dev-
rimci milliyet~iligin bir dizi ulus-devlete hayat verdigi andan he-
men sonra gelir; bu nedenle de, kronolojik bir deyi~le, milliyet~ili­
gin, devrimciligin ve hatta zaman zaman ideolojik ve siyasi olanm

7. Jean-FranQOiS Lyotard. The Postmodem Condition, Manchester, 1984, s. 76


(Postmodem Durum. Bilgi Ozerine Bir Rapor, ~ev.: Ahmel Ci~dem. Vadi Yay.,
2000).
78
,arkasxndadir. Ancak, bu kronolojik olgu, ki bunun i~in postkolon-
yal kurarru pek de su~Iayamay1z~ kendi tercihiyle radikal politika-
lara ili~k.in meselelerden ~ok ldilturel k.imlige ili~kin meselelerle
uygun bir bit;imde birl~ebilir. tipki tarih sonras1 kuzeyin postko-
lonyal giineyle kal1lla~mast gibi. Ktsaca? killtiir bir zarnan1ar ~ok
yakmdan ili~kili oldugu siyaseti kap1 dl§art edebilir.
Oyleyse, kOltiir sav~laruruz, uygarhk olarak ktiltiir, ()zd~lik
olarak kiilttir ve ticari ya da postmodem ola.rak ldilttir arasmda ol-
mak iizere ii~ yonliidiir. Bu ii~ tiir, 6zetle iisttinliik~ degerJer sistemi
ve ekonomi bi~irninde tarumlanabilir. Adorno, bunlan gorecek ka-
dar ya~asayd.t. muhtemelen, iit;e aynhru~ Ozgiirlilgiin birle§emeyen
par~alan olduklanru s6ylerdi. Postmodemizm ve ozde§lik politika-
lariiUn daha aydm bi~imleri bir~k a~1dan bitbirleriyle ili§kili oldu-
pndan, bu aynm dengesizdir. Ancak burada tlnemli olan, diyeJim
ki, Montanah Beyaz Htristiyan Avcdar Dernegi ile Michael Jack-
son arasmdaki farktlr. Bu rasyonalite derecesi ar;tsmdan degil, kim-
lik olarak kiiltiir ve geli§mi§ kapitalizmin tiiketici ktiltlirii anlamm-
da postmodem ktiltilr arasmdaki farktrr C'ileri" kapitalizm demek
biraz haddini bilmezlik olur ~tiinlcti ne kadar ileri oldu~ hakkmda
hi~bir ftkrimiz yok). Uygarhk olarak ktilttir7 kiilttirtin bu iki anlamt-
na da meydan okur. Uygarhk olarak ktilttir yalruzca estetik bir me~
sele de~ildir, daha ~tok bir y~am tarzmm tamammm birt.akJm usta~
hklt yapmttlarla cisimle§ti~ini dfi§tiniir. Gene! kurallarm Onemi,
uygarh~n Olrrutti olmalarmdan kaynaklarur, yoksa temel bir de~er
t,ta§nnalanndan degil. Toplumsal ya§anu gasp eden sanatla de gil, bir
toplumWl ula~mayt arzuladtgt iyi bir ya§ama i§aret eden sanatla il-
giJi bir meseledir. Sanat ne ultruna yruJaruguruzJ tammlar, yoksa ug-
runa y~adtgmuz §ey sanat degildir. Bu nedenle d~. hem ar;Ik
hem de kapahdrr; sanatm ya§amm hizmetinde oldu~unu dti§tinmek
nastl bir c<>mertliktir ve tek ba§Ina sanatm ne ugruna y~arnaya de-
Aecegini tantmladt~Jnl hayal etmek de nasll bir darkafabllk!
GtintiJntizde olup bitenler, kiiltiiriin bu anlanurun ozd~lik ·ota-
rak ktiltiirle arasmdaki saldl!gan tart1~maya hapsedilmesi degildir
yaln1zca. Killtiirtin liberal ve komtinalci versiyonlan arasmda bir
~§rna her zaman vard1 zaten. Bu daha ~k. diinyrunn kuzeyiyle

79
giineyi arastndakiler de dahil olmak tizere, zamanun1zm baz1 temel
siyasi 'taU§malarma don~tiirtildii. Estetik olarak kiiltiir ve antropo-
lojik olarak kUltiir artJk yalruzca akademik bir tartl~ma yaratmakla
kalrnaytp jeopolitik bir eksen olu~tunnaktalar; aslmda, Bat! ve Ote-
kiler aras1ndaki farkt temsil ederler. Ancak bu ayru zamanda, daha
genel olar~ liberal uygarltk: ve sava~tlgl daha birle~ik buttin bi-
'timler -milliyet'tilik, yerlicilik, kimlik politikalan, neofa~izm, a§J~
n dinsel tutuculuk, aile de~erleri, komtinitaryanist gelenekler ve
ekolojik ak.tivistler ve New Age'ciler diinyas1- arasmdaki farktrr.
Bunu ugeli~mif' ve uaz geli~m.if' kesimler arastndaki bir ~atl§ma
olarak gormek aslmda bilyiik bir yarulgtdlr. Bu birle~ik. bit;imlerin
~ogu, crokuluslu kapitalizm olarak bildi~imiz, kliltiirti ozel bir ayin
toplulu~u ya da silah kuUibti kadar klosttofobik olabilen, daha ge-
ni~ birle~imlere gosterilen tepkilerdir. Liberal degerlere kar~1 daya-
ru~ma olarak killtiir7 kuzeye kar~1 gtiney, meselesiyse, omegin, is-
lamct liberalizmin ABD'nin a~rr1 tutucu Htristiyanh~llU reddetme-
sine ya da Hint sosyalizminin Avrupa Irk~tllgma kaq1 ~lkmasma ne
anlaro verecegimizi kestinnek zordur. Kibirle kendini ustiin saydl-
~1 anlarda ne dii§tinlirse dti§iinsfin, diinyarun kuzeyinin aydm de·
~erler iizerinde tekeli yoktur. Yme de ktilttirtin bu ik.i anlanu arastn-
da s\iregiden sav~ artlk kiiresel bir mesele haline gelmi~tir.
Kiiltiir 'iin bakl§ a~1sma gore, bir gay haklan grubuyla neofa~ist
hticrenin ortak noktalan bir anlamda far.klan kadar ~arp1c1du. tkisi
de kiilttirti ele~tiriden ~ok kolektif kimlik. nastl olursa olsWl y~am
tarztyla ilgili bir de!er bi~iminden yok farkl1 bir y~am tam olarak
tarumlar. Bu noktada Kiiltiir, omegin, bir gay haklan grubu ya da
sendikadan daha -ro~ulcu gortiniic. Aslmda, Kultiir'iln ~e~itlilili bi-
raz yarulUcidlr. <;Unkii savwtdugu Hkeler genellikle az say1da ve
mutlaktrr ve gay haklan gruplan da tam olarak ho~goiiilU bir ~o!ul­
culugu desteklemek i~in vardu. Buna duyduklan inancm klsmen,
bi~imsel olarak basktc1 ama ic;erik olarak yeterince aydm olabilen
Killttir ·den kaynakland1j!1 dogrudur. Uygarhk olarak Ktilttir liberal,
ozgiirle~tirici ogretileri icrerir ve bunlarm gecr. genellikle de gontil-
stiz miras~llan da k.imlik politikalan<hr. Gtiniimiizde, atalarma ne
kadar klzgtn olursa olsun, Aydlnlaruna'ya bir dereceye kadar bor~-
so
lu olmayan hic;bir siyasi ozgiirle§me oJarpaz. Ne var ki, dt§lananJar
uygarla~~ goriinmeye rnahkfundur. c;iinkii tarunmak i~in ver-
~kleri sav~ genellikle~ birle~ik ya da rnilitan bi~imlerin liberal
geli§im i~in pek de ho§ olmachgau varsayar. Bu ytizden dl~l~a­
lanru ne kadar yiiksek sesle protesto ederlerse~ bu dt~lama da o ka-
dar hakh g<miniir. Ne var ki, onlan ilk etapta bu militanlt~a zorla-
yanlarm liberal uygarh~n pek de takdir edilmeyen yanlan oldugu-
nu. arumsamakta fayda var. Tanmmak it;in miicadele veren ktiltiirler
geneJiikle ya ~lktrr ya da kendisine ironik yakJ~bilecek du-
rumda degildir ve bunun sorumlulu~ onlan bundan ahkoyanlann
sutJna ytiklerunelidir. Ancak, karma§lkhk da, kendi kendine ironik
~abilmek de her ~eye ra~en erdemdir. Herhang~ birinin ll-
marhanelik basta seviyesine indirgenirken ironik bi~imde olama-
masz, onWl durumu Uzerine ele§tirel bir yorumdur; ironi degil. KiiJ-
Ulriin bOyle erdemler gosterecek durumda olmas1~ ki kiiltiir genel-
likle bu durwnda degildir, bu ger~gi degi~tirmez. Oyle olsaydJ,
killtiirel bir kimligin ironi ve ozele~tiriyle ugra§ma yetenegine ba-
karak, giivenli bir bicrimde kurulup kurulmadtgtru anlardtk zaten.
Kimlik politikalan paradoksu klsaca? bir kimli~e, ondan kurtul-
ma t>zgiirliigt.ine sahip ohnak i~in gereksinim duymamzdrr. Bir
kimlige sahip olmaktan daha kotti olan tek ~ey, bir kimli~e sahip ol-
mamaktlr. Kimliginizi olumlarnak i~in t;ok fazla enerji hare~
bir kimliAiniz olmadt~llll hissetmekten iyidir. Ancak, bu iki durum-
da da olmamak, daha cazip bi1e olabilir. Biitiin radikal politikalar
gibi kimlik politikalan da kendi kendini g~ersiz kllar; kim oldugu-
nuzu c;ok fazla dert etmemeye ba§ladtgJruzda, ozgtir olursunuz. Bu
anlamda, gelenekse1 suuf po1itikalannda oldugu gibi, ama~la ara~
t;atl~rr. Swfstz bir topluma yalruzca, suuf belirlemelerini ciddiye
alarak. ul~abilirsiniz; onlan yok sayan liberal bir tavrr]a deit_il. En
srradan kimlik politikas1 ~~itleri, geli~imini c;oktan tamaml3IIll~ bir
kimli~in digerleri tarafmdan bastmlchguu iddia edenlerdir. Daha
c;ok ilgi uyandtran kimlik polit.ikas1 bic;imleri, ne obnay1 istedigini-
zi Hzgtirce belirleme konusunda digerleriyle e§it haklara sahip ol-
mayi talep ettiklerinizdit. Bu yiizden, farklJ.b~a ili~k.in herhangi bir
otantik olumlamamn evrensel bir boyutu vardrr.
81
Eger gay haklan ve benzeri gruplan militanh~a zorlayan, libe-
ral geli~imin pek de isteruneyen yanlanysa; bWlun tersi de dogru-
dur. Ktilttir'ti rahatsJZ edici bir ozbilin~lili~e iten kiiltiirlerin htzla
~o~almasu:llr. Uygarhk giindelik y~anun goze yarpmayan rengi ol-
dugunda daha iyi i~ler ve kendisini nesnele~tirmeye zorlannu~ his-
settmesi, onu ele~tirenlere fazJas1yla hak vermesi anlamma gelir.
Bu dururnda Kulttir kendisini, ba~ka bir ktilttir gibi gorecele§tirmek
tehlikesine atar. Bu~ giintimiizde her zamankinden daha a~lk bir bi-
~timde gortilebilir. Hlrsla ve daha saldugan bir d1~ po1itikayla deni-
ze a~llan Ban uygarhgt, tam da kiilttirel tabakalanrun par~alara ay-
nbna tehlikesiyle kar~1 kar~1ya kald.Jg1 srrada bu tasanst i~in biraz
tinsel me~ruluga gereksinim duyar. B iitiin topluluklan kOklerinden
kopardlk~a. yaygm yoksullugu ve i~sizligi besledik~e, geleneksel
inan!f sistemlerini .-;okerttik~e ve btiyiik g09 dalgalan yaratttk~a bu
yapulcu politikalar da etrafa, savurunaya dayah, militan bir dizi alt-
kli\ttir sac;ar ve bun1ar da Batl toplumunu iyten par~lar. Bu politi-
kalar, diger ulkelerde de benzer gtit;ler yaratular. Bu. sozde kimlik
politikalanrun tiimtinti topJumsal istikrarsJzhga gosterilen salt
olumsuz bir tepki olarak gormek degildir. Aksine, bazt bierimleri sa-
det":e Raymond WilJiams 'm "uzun devrim" dedig.i ~eyin i1eri ~a­
malandrr. Yine de sonu~? tam da evrensel otoritesini olumlarnaya
gereksinim duydugu anda Bau kiiltfuiintin eli kolu bagh lca.lmasJdl!.
Ktilttir, de~erlerine meydan olrundugunda daha fazla goriinmez ka-
lamaz. ideal Ktiltiir birliginin ktilrurler eratt§masJyla aras1 giderek
daha fazla a~ahr ve killtti.rlere bu c;au~may1 ~ozmeyi oneremez.
Sonras1 da giiniimtiztin tinlti Kiiltiir krizidir.
Ancak, bundan ba~ka gtierliikler de vardu. Oncelikleri dtinyevi,
rasyonalist, materyalist ve faydac1 olan bir ya~am tarznun bu de-
gerlere uygun bir kiilttir yaratmas1 gti~fttir. Bu de~erler dojalan ge-
regi anriktilrurel degil midir? Bu" hi~ ~tiphe yok ki kendi ilkel pra-
tiklerinden hir;bir zaman ikna edici bir 1dilttirel ideoloji ~•karama­
ml~ oJan sanayi kapitalizminin her zaman ba~1ru agnth. Bunun ye-
rine bu amac; ic;in romantik humanist gelenegin sembolik kaynakla-
nn• somlirmeye zorlandl ve ooylelikle iitopik idealiy1e ijtrenrr edim-
selligi aras1ndaki uyu~mazhg1 gosterdi. Oyleyse Ktihtir, ka~uulmaz
82 F6ARKA/KOIWr Yoromhn
olarak par~ah bir kapitalizrn i~in hem fazlastyla bf.ittin, hem de faz-
lastyla ahlakh bir nosyondur. Ciddi tinsel retorig.iyle srradan giinde-
lik y~am dili arastndaki gi.iliin~ u~uruma dikkat ~ekme tehlikesiy-
le kar§l kar§tyadtr. Tannya yaz11Iru~ bir Avrupa Bidigi mar~t sade-
ce ytiz k.Izartict olurdu. Yme de ~oktan gordli~iimtiz gibi, Ktilttir di-
ne dayanan kGklerinden uzak.la§ttgmda. bu koklere slkt slki sanl-
mak kendisini ilgisizligin kollanna atmak anlamma bile gelse,
6ltimciil derecede zaytf dii~er.
Aijaz Ahmad'in de ifade ettigi gibi, kendini "Kutsal htifak im-
gesin. "gen¥le§tiri1mi~ Hrristiyan Alemi" ya da "Beyaz Adamlar
Kuliibii" bi¥iminde yeniden ~ekillendiren ku~atdrm~ bir Avrupa ha-
yal etmek imldinstz degildir.' Kiilttir 'tin bu pan;alardan bir biittin
yapn1as1 gerekiyorsa -kavgact Batt, ktiltiliiin btittin yanlt~ anlamla-
n olarak gordilgi.i ~eye kar~t- ortak k.lasik, Hlristiyan, liberal hUma-
nist miras1n yeniden canJanmast sonunda ~apulcu barbarian pus-
kftrtmeyi saglayabilir. Gtizel sanatlar anlanunda Kiiltiir 'lin bu ~e­
kilde yeniden sahneye ~etirmede onemli bir rol oynamast beklene-
bilirdi; Vergilius ve Dante ~yle ilgili tartt~malann sadece akademik
mese1eler olmamas1run altmda da kesinlikle bu vardrr. NATO ve
Avrupa Birli~i gibi ittifak.lar, ozellikle de tinsel anlamda ktilttirti tti-
mi.iyle y~amsal goren islamct has1mlarla y-i.izle~irken, baglanru ge-
nellikle btirokrasi, ortak siyasi ama~lar ya da ortak ekonomik ~lkar­
lardan biraz daha saglam bir §eyle birbirine tutturmahdrrlar. Bu
baglamda. Bat1 kanonW1a ait k.itaplara ili§kin tartl~malar yeni bir
anlam kazamr ve din. her ~eye ragmen, tek ba§ma, insanhk tarihi-
nin bugtine kadar gordtigii en gii-;lii ideolojik siJahtlr.
~air Seamus Heaney bir roportajmda ~una kar~1 ~:tkar:

(Avrupah) miras bi~imlerini, neredeyse militer bir anlamda ctlkanrsa-


mz, Grek, Helen, Yahudi ki.iltiiriinii ~1kanrsamz -her ~ye ragmen,
edebi ve sanatsal kiiltlir ahla.k.i ktiltiirii, yani, adaleti, ozgiirlilgii, guzel-
Jigi ve ~ki k~fimizle neredeyse aym zamana rastlar, bunlar Grek dra-
masmda da vard!r, Yahudiligin kutsal k.itaplannda da vardrr- btitiin
bunlan 't1kar1rsamz yerlerine ne koyacaks1mz?'
8. Aijaz Ahmad. YRaconciling Oerrida: Speclers of Marx and Oecons~ructive Po-
litics•, dar. Sprinker, Ghostly Demarcations i~nde, New York, 1999, s. 100.
9. Richard Kearney, Visions of Euro~. Dublin, 1992, s. 83.
83
Heaney~ bu crok de-gerli gelenekleri. onlan bir avucr ideoloji gibi ~o­
pe atacaklara kar~t korumakta hak.hdlr. Ne var ki Heaney, Avrupa
kt.iltiliii homojen bir mirasffil§. hi.;bir olwnsuz yaru ya da -;eli~kisi
yokrnu~ gibi kom1~ur. Avrupa aslmda bir~ok uygarhgm be~igiyse,
tam da bu yfizden, en azmdan Oztir dileme nezaketi de gosterebilir.
Dante, Goethe ve Chateaubriand'tn anlatist oldugu kadar, hi~ ~tip­
he y ok kt esaret, soylonm ve fanatizmin de tarihidir ve bu korkun~
sakh yiiz ktilttirel harikalanndan biitlintiyle aynlamaz. Avrupah hU-
manist gelenek insarun ozgtirle~me davasma tekrar tekrar hizmet
etmi§tir; ancak, dJ~laytct bir kimligi tarumlamak i~in kullaruldlkla-
rmda. tinin bu etkileyici eserleri uygar de~erlerin dti§maru haline
gelir. Aynca Heaney de ahlaki ldilttiliin St. Petersburg' da son bul-
du~u izlenirnini yaratacak kadar usta degildir; tistelik, George Ste-
iner"e gore, St. Petersburg'da son bulan kafelerdir:

Bizim Avrupam1z tUm krizlere ve degi§ik.liklere ragmen, hila §3§lrt1Cl


derecede HJ.ristiyan Roma tmparatorlugu'dur... Portekiz'in batlsmdaki
Porto"dan Leningrad'adogru bir ~gi ~kerseniz, tabii ki Moskova'ya
d£gil, Avrupa?nm dort bir yamndaki gazeteleri bulabilece~jniz, satran~
ya da .domino oynayabdeceginiz, tek bir fincan kahve ya da kadeh §a-
rap lSmarlamakla butun giiniinlizii orada oturarak, konu§arak, okuya-
rak., Qah~arak g~irebilece.giniz, k.afe denen bir ~eye ~Lkabilirsini:z.. M-
ya'nm ba§lang1c1 olan Moskova'nm asia bir kafe'si olmaml§tlr. 10

St. PetersbW"g'da kahvenizin tadllll ~tkanrken. Biiyiik Asyabhktan


btijka bir ~eyi olmayanlar, hem kafeinden hem de dominodan yok-
sun olanlar, giderek barbarllga batanlar tizerine bir §eyler dil§iinti-
vermek adettendir.
Siyasi birlik baglanru birbirine tutturmak i~in ne yaztk ki este-
tik anlamda kiilttir yeterli degildir. insanhgm Shakespeare' i incele-
yerek kurtan1abilece~i dti~iincesinin her zarnan biraz gfilOn~ bir ya-
ru vardt. BOyle s~kinci bir ktiltfuiin, gef¥ekten popliler bir gu~ ol-
mak i~in, dini yolu s~esi ger~kten gereldidir. Bau'run ideal ola-
rak ih.tiyacl olan ~Y insanlann hayat memat meselesi olan sadakat-
lerini kazanacak bir ~tiltiir versi yonudur ve bu sadakatin geleneksel

1o. A.g.e., s. 43.


84
ismi, tam olarak, dindir. Hi~bir ktiltiir bi~imi, ~km deger1eri popii-
ler pratiklere, se~kinlerin tinselJigini kitlelerin sadakatine baglama
konusunda daha etki1i olmarm~trr. Din oteki dtinyahk oldugu i~in
degil, bu oteki dtinyallgtru pratik bir ya§am bi~iminde cisimle§tir-
di~ i~in etk.ilidir. Bu yiizden, Ki.iltiir'le kiiltiir, mutlak degerlerle
giindelik y~am arasmda bir bag kurabilir.
Matthew Arnold bunu hemen fark etti ve ideolojik i§levlerini
yerine getiremeyen bir Huistiyanltgm yerine Kwtiir'ii onerdi. Bu-
nunla beraber dinin, ~k yonlti geli~im anlarrunda kii1ttirii, ilke1i ey-
Iem anlammda kiiltiirle birle~tirdigini fark etmesi de uzun siirrnedi.
Hrristiyanhgm ogretileri "ho~ bir akla yatkmllkn ya da "Helenizmn
meselesiyse~ ayru ~ekilde ~1~1 olrnayan gOrevler ya da "ibranilik"
meselesidir de. Bu yiizden, ktiltiirtin iki anlamt -uyumlu geli§me
(Grek) ve fanatik baghhk olarak (Musevi}- uygun bir bi~Yimde har-
manlanabilirdi. tl' ibranilik Helenizmin tatstz bir evrensellige yone-
lik oltimcu1 egilimini telafi edebilseydi, ayru ~ekilde He1enizm de
tbrani1igin korle~tirici tikelcilik egilimini yumu§atabilirdi. Buna
bagh olarak, aristokrat bo§kafallhk ve pleb f~izmi de ayru §ek.ilde
uzak tutulabilirdi. Bilincin kendili~ndenligi (Helenizm) ve sertligi
(ibranilik) birbirini dengelemelidir; bunlann ilki iist Sllllftn hoppa-
hgmdan, digeri de orta snufm darkafahltAmdan gelir. Bu. dti§tince
olarak ktiltiir ile eylem oJarak ktiltiir aras1nda bir denge de saglar-
dl. Bunlarm ilkine, siyasi bir kriz doneminde daha fazla tahammtil
edilemez, ama kii1tiir, krizin bir par~as1 olan a~mya ka~ma egilimi-
ni kontro1 alUna alabilirdi.
Ne var ki, saglad1~1 ~ztim k!g1t iistiinde kaldt. Bir taraftan, di-
ni eski canlthg1na kavu~tunnaya yonelik her giri~im. Amold'm §i-
irsellik.Je hafiflettig~ versiyonu bHe, surekU olarak kapitalist dunye-
vil~tirme taraf1ndan sabote edilmi~tir. Dtinyevile~tirilmi~ bir altya-
puun dinin istikran i.yin gerekli olan tinsel iistyapryi ~okertmesiyle
dinin itibar kaybebnesine yol a~an ateist sol deAil. kapitalizmin bu
11. Robert Young, Arnold' a gtlre ibranili~in bir g&§it ilkellik {philistinism) oldu~una
i§arel eder ~Onku "ilkel· (philistine} esasen "Yahudi olmayan• anlamma gelir-,
bu da Yahudllerin Yahudi amad•g•m gosterir. Se91mi~ insan rolunll daha sonra
geli~mi~ ingilizler allr. Bkz. Colonial D~sire, s. 58.

85
dtinyaya yonelik faaliyet1eridir. Diger taraftan, Ktilttir 'ii dine bag-
lamaya yonelik her giri~im artr.k. iirtin markaruzt digerlerinin dinse1
a~m tutuculuguyla kaqt kar~1ya brrakma tehlikesini beraberinde
getirir; ytiksek liberal hlima.nist temelden aynh.r ve utan~ verici bir
bi~imde kar~ttlanruzdan farkstz hale gelirsiniz. A~tn Helenizm din
fanatikleri kar~tstnda b~anstz olacak, ama ~rrt ibranilik sadece
onlara benzeyecektir. Modemligin terk etti~i ~eylerin t>~retisi olan
dinsel a~rrt tutuculuk, kadm ve erkeklerin kendi toplumlanru sa-
vurunaya yonelik militan bir harekete g~elerine yol ac;acakttr;
bununla beraber bir doz Dante ya da Dostoyevsk.i bunu yapamaz.
Bau'tdaki tek sorun, bu tiir bagnazhklarm savunmalan beklenen li-
beral de~erleri hi~e saymalanchr. Bu nedenle Ban uygarhg1 bOyle
bir sekterli~i. onu yaratan kendi siyasi ve ekonomik politikalan bi-
le olsa, reddetmelidir. Geli~mi~ kapitalist dtizenlerin, yabancd~ma
ve sosyal yapmtn ~okti~iinti bir 'eiit kolektif sembolizm ve rittiel-
le savu§turmanm yarn srra grup dayaru§masJ, yogun rekabet~ efsa-
nevi kahramanlar panteonu ve bastmlnu§ enerjilerin bir .kamaval
havasmda sahverilmesiy1e tamamlarnaya ihtiyac; duyduklan dogru-
dur. Ancak bu. Ktiltur 'tiin estetik. yoniinti ktiltti.rtin kolektif boyutuy-
la geleneksel bir bi~irnde birle~tiren~ merakhlan i~in hem sanatsal
bir deneyim hem de bir y~am tarzuun tamanu ha1ine gelen sporla
saglantr. Sporsuz bir toplumun siyasi sonuc;Jarm1 tahmin etmeye
~alt~mak ilgin~tir.
Nasll ki dayan1~ma olarak ktilttir Ktilttir'ti kar1~1kltga iterse.
postmodern ya da kozmopolit kiilttir de onu ayru derecede tehdit
eder. Bir anlamda, ytiksek ve postmodem ktiltiir, Babh toplumlann
kiiltilrel "egemen"i olmak ic;in giderek daha fazla kayna~maktadrr.
ArtJky kapitalist oncelikler tarafmdan dar bir ~r~eveye hapsedil-
memi~ tek bir yiiksek ktiltiir bile yoktur; bu da Deniz SigortacJhgt-
mn sponsorlugunda oldugu s\irece Flrllna,yi sahneleme konusunda
hi~ sorun y~amayacagllliz anlamtna gelir. Her durumda, postmo-
dernizm. minor sanat ve onun kitlesel ya da poptiler benzerleri ara-
smdaki s1mn devamh aJ;mdlnru~ttr. Postmodem klilttir antiaristok-
rat olabilir ama demokratik bir bi~imde se~kinciligi kiic;timsemesi
rahat~a muhafazakar degerlerin olwnlanmasJyla ayru yere yerle§ti-

B6
rilebilir. Her ~eye ragmen, degeri, muhafazakar gorii~lii toplumlar-
da h§Ia reva~ta olan meta bi~iminden daha amans1zca e~itleyen hi~­
bir §ey yoktur. AsJmda~ ktiltiir ticarile~tirHdikc;e, pazar disiplininin
bu bic;imde dayattlmas1, pazardaki tireticileri saggorti, yenilik kar-
§tthgt ve kan~tkhgm getirdigi bir sinirlilik hali gibi muhafazakar
de~erlere iter. Pazar, topJwnun hem son derece ozgtirle§mi§, hem
de derinden gerici oldugunu dogrulamak i~in en iyi dtizenektir. Ti-
cari kiUtiir, se~kinci oldugunu dU~tindtigti i~in ktic;timsedigi yiiksek
kU.ltiiriin birc;ok degerini savunur. Ticari kiiltiir bu degerlere goi ka-
~tlrtci bir antise~kinci hava verebilir ama yiik:sek kiiltiir bunu ya-
pamaz.
Ayn1 §ekil4e k.imlik 1\.i.ilttirii de posunodem ya da ticari ktiltlirle~
gay t\iketiciliginde oldugu gibi, Ortti~ebilir. Kimlik olarak ktilttirler,
akademik be§eri bilimler ic;inde bir kriz yaratmak i~in, yiiksek klil-
ttire giderek daha fazla saldlnnaktadrr. Ne var ki, ytiksek killtiir mi-
nOr sanattan crok birtaknn tinsel degerler anlamma geliyorsa, post-
modemizm de Bau 'run ahlaki ve metafizik temellerinin alt.Jru, tam
da bu temellerin en sag lam olrnast gereken zamanda oymakla me~­
guldiir. Bu muazzam ironi, durup dii~iiruneye deger. Batt'run otori-
tesini dlinyamn geri kalamna dayatmasma araclltk eden serbest pa-
zar i~lemleri, kendi topraklannda, giderek daha ~iipheci hale gelen,
ku§kucu bir ktiltiiiiin ortaya ~1kmasma ve bu da bu kiiresel i§lemle-
re me~ruluk mask.esi kazandlflllak icrin gerekli olan tinsel otoritenin
("Kiiltiir") yok olmasma neden olur. Ytiksek kiiltiir postmoder-
nizmden ho§larunayabilir, ancak boyle bir ktiltiiriin dol~unma izin
veren toplumsal diizene verilen destekte postmodemizmin de par-
ma~I vardrr. Bu arada. bu pazar ktilttiriintin kurbanlan militan tikel-
cilik bi~imlerine giin ge~tikcre daha fazla yonelirler. Ott yonlu bir
etkile~imde, meta olarak ktilttir, kimlik olarak kiilttilii diinyaya ge-
tinnek icrin tinsellik olarak ktilti.irti yok eder.
Ki.iresel olc;ekte. bununla ilgili r;ati§ma meta olarak killttirle
()zde§lik olarak kiiltiir arasmdakidir. Bach ya da Proust yiiksek kUI-
tWi.i., kiilttir endustrisinin ayartmalar1, dini bir ikon ya da ulusal bir
bayrakla. maddi bir gil~ olarak rekabet edemez. Freudcu bir deyi~­
le, annd1nC1 olarak ldiltiir §ehvetli tatrnin olarak: kiilttire eski canh-
87
hg1m yeniden kazandmna giicfine sahip de~ildir. Aynca psikolojik
temellere.. hem vah~i hem de ozgiirle~tirici patolojik itkilerle hare~
kete ge~irilebilen kimlik politikalan kadar dayarunaz. Gelenegi, is-
tikrarh ki~iligi ve grup dayaru~mas1m kii~tik gonnesine ragmen
postmodemizmin bu tUr poHtikalardan duydugu ~tiphe hep ayakta-
dtt~ gelenekte tarihin degi~tirilemezligi, dayan1~manm zorlama bir
konsensusten ba~ka bir ~ey olmad•~nu du~tinmesi bir yamlg1 bile
olsa. Bu, neofa~izm ya da Kuzey Dakota isa .MiJisleri i~in g~erli
olabilir ama Afrika Ulusal Meclisi i~in ge~erli degildir. Postmoder-
nizm, bu ttir farkhllklar i~in ~ok az kuramsal dayanak bulabilir ve
bu nedenle i~~i Sllllfl hareketini de Utah 'm a~rr1 tutuculan ve Uls-
ter 'in loyalist'leriyle· beraber tarihin ~5pltigiine atrna tehlikesiyle
kar~1 ~1yacbr.
XX. ytizydm sonlanna dogru, Bati biiti.in insanh!Jn savunucusu
olarak ileri do~ru cesur bir ad1m atnu~tu. Ktilti.ir, denilebilir ki, ar-
t:Ik ktilttirlerin savtmucusudur. Tikel. Hegelci jargonda, evrensele
yiikseltihni§tir -tikeli hem gti~lendiren hem de 11okertmekle tehdit
eden bir hareket. Her tikel yans1mak iyin b~ka bir tike le gereksi-
nim duyar~ bu, So!uk Sava§ 'm son derece uygun bir bi!fimde gider-
digi bir gereksinimdir ve Bat.I kendisine altematif oJan her §eyi ez-
dik~e. daha zay1fbir ozd~lik olup ~1kar. Rosa Luxembourg emper-
yalizmin fethedilecek tek bir toprak par~asm1n bile kalmayaca~I bir
noktaya kadar geni~leyecegini ve kendi Uzerine 'tOJcmeye b~laya­
cagtru Hng6rmu~ttir. Bu. her ne kadar fazlastyla naif ve masum bir
gorti~ otsa da stmrlan belli olmayan bir sistemin. kar krizine olma-
sa da kimlik krizine ginnesinin muhtemel oldugu dogrudur. Bir ke-
limeden fazla bir ~ey olmayan bir sistem, yok oJmadan kendisini
nas1l evrenselle~tirebilir? Bir sistem rum kar~1tlanm olumsuzluyor
gibi gorundti~u bir noktaya kadar geni~lediginde ve artlk bir sistem
olmaktan neredeyse ~1kt1gmda meydana gel en ~ey, postmoder-
nizmdir. BtiUinltik, yeterince geni~lediginde, rastlantisal tikellerin
salt evsahibi haline gelir. Ancak. rastlant1sal olmalan nedeniyle bu
tikellerden hi~birjnin bir digerine kar~I oldugu soylenemeyece~in-
.. Kuzey lrlanda'mn lngiltere"yle alan siyasi birliginin devam etmesini isteyen Ku-
zey irlandall Protestanlar. (~.n.)

88
den sonunda he psi ~tiphe uyandtran bir bi~imde benzer goriinmeye
ba§lar ve u~ bir noktaya itilen farkhh.k garip bir bi~imde Ozd~ligi
andmnaya b~lar. Diinya ne kadar canh bir bi~imde tikelte~irse, bi-
rOmeklik de o kadar sllac1 bir bic;imde artar; kendilerini benzer
yOntemlerle son derece farkh bir bi~imde yeniden yaratmaya ~~­
fan postrnodem kentler gibi. B Wla kar§J? bugtin1erde diinya}'l bOlen
1eyin onu birle~tirmesi bek.lenen stir~ler oldugu savunulabi1ir. 6r-
negin, ktireselle~rneci gtitrler. potansiyel bir tehdit olu~turan gticr
bloklarlllln ~k say1da lcti~tik. zay1f ulusa aynlarak dagildJ~uu g(}r-
mekten son derece memnundw ve hazen bu dagllmada onlann da
pannagt vardJr. Farkhhklarm. bir anlabda oldugu gibi, anlamh bir
yapt olu~turacak. ~ek.ilde birbirlerine eklemlenrnesinin yoJu, yani
farkliltkla tlzde~li~in arastru bulan nasll bir yaptdu? Ancak, bu an-
lamda bir eklemleme ba§anstzhk.la sonu9larursa, aruk bir sistem
yoksa, her ~eyin ~arp1c1 bir birrimde farkh1~t.Igt bir dtinyada nu, gi-
derek daha fazla aynlla~tlgl bir dtinyada ffil y~adJgnnlZl SOylemek
gii'tl~ir. Her durumda. kar§Jla§tuma yapabilecegimiz genel bir
nosyon olmadtk~a ozgfi.lliik de olmaz; genellik tikellik ugnma siir-
gtin ediJirse. sonunda tikeJin de genellikle beraber yok olmasmdan
~ka bir §ey beklenemez.
Ne var ki Bau 'mn kendi kimHgi i~in endi~elenmesine §im~lik
gerek yoktur. c;iinkti, kendi ki.iltiiliinti evrenselle~tirmesi hem onu
barbar yabancdara kar§l korumasuu. hem de otoritesine meydan
okuma curetini gosteren rejimleri ezmesini gerektirir. Ban kiilruru
potansiyel olarak evrenseldir ve bu da d.igerlerinin deger1eri i~in
kendininkilere kar§l ~lk.Ugt anlanuna de gil, sadece digerlerine, ken-
di degerlerinin ozUnde onlann degerlerinin de oldugunu arumsattl-
gi anlamma gelir. Bu. yabanct bir kimligi di~erlerine zorla kabul et-
tinneye ~alt§mak degil, sadece gizlice i~lerinde ta§tdtklan ki§iyi
arumsatmakur. A.ncak, bu evrenselligi destekleyen politikalar katrt-
mlrnaz olarak partizandrr ve Batt?ya bir stireli~ine idare edebiJece-
ji bir ozde§lik verirler. Yine de Batl, tam da ktiltiirtintin postmodem
~iiphecilik ve militan tikelciligin kutsal olmayan bir ittifaloyla i~er­
den zay1f dU§tirtildiigti noktada, kendini evrenseJle~tinnek zorunda-
dlr. Aynca. Bat1 kendini, Davud•a gozdajtt verip hakstzca alt etmek
89
isteyen Golyat• olarak tarumladiktan sonra, uygar ktiltiiriiyle ger~ek
davran1~1 arasmdaki u~wum utan't verici bir bi'timde onemli hale
gelir ve bu da bu ttir btittin kiiltiirel idealizmlerin tehlikelerinden bi-
ridir. Bu ttii idealler her ne kadar vazg~ilmez olsalar da genellikle
yalrnzca onlara ula~mak i~in ne Jcadar yetersiz kaldtgm1z1 gostere-
ceklerdir.
Bu noktada, postmodernizm ye1i~kili bir guvenilirlilc kazan1r.
Postmodemizm oJmas1 gerekenden t;ok olaru anlatu; bu idealizm
kadar gerekli bir ger~ek'tiliktir. Ancak:, ikisi de digerine gore ~arplk
olmaya mahkfundur. Postmod-ernizm, ktilttirel idealizmden farkh
olarak. kiistah ve a~tkgozdtir; ama bu pragmatizm ona pabahya pat-
Jar. Diger insanlarm konwnlanru temelsiz brrakrna konusunda ~ok
beceriklidir ama bunu kend.i kendini temelsiz brrakmadan da yapa-
maz ve bu hareket her ne kadar Berkeley ya da Brighton'daki tari-
hi anlardan biri gibi gortirunes e de ktiresel i~erimleri bWldan ~ok
daha onemsizdir. Boyle bir pragmatizm Batl ~y1, di~er insanlann te-
mellerini zaytflatma konusundaki antimetafizik istekliliklerinden
~ok buyiik bir rahats1zhk duymayan a~m tutucular kar~1s1nda i~te
ve dl~ta savunmas1z brrakrr. Bat1 'ya~ eylemlerini savunmas1 i~in
ktilttirel bir savurunadan ba~ka bir ~ey b1rakmaz -"biz beyaz Bat.lll
burjuvalar i~te buyuz. ister begenin ister begenmeyin'~- ki bu da
felsefi a~1dan zaytf oldugu kadar, dunyarun bu kesiminin art1k as-
hnda kendisi i~in istedigi korkwl~ kiiresel otorite goz onund.e bu-
lWiduruldugunda da absurd ve uygunsuz goliiniir.
Kendi kendinize atadt#llllz gorev insanhgm geri kalannu dogru
ahlaki davra.Jn~
konusunda egitmekse, kendinize daha etkili gorti-
nen bir iki gerek~e buhnaruz bwtdan ~ok daha maku1 olacaktrr. Ne
var ki. Tannn1n iradesi, Baurun Kaderi ya da Beyaz Adamlann
DlinyayL Uygarl~tuma Misyonu a~1smdan daha saghkh bir kendi-
ni us.salla~turnanm, geli~mi~ kapita1izmin pragmatik~ gozU a~II.nu~,
kesinlikle metazifik olmayan ortaminda yank! uyandmnayaca~t
kesindir. Bu gerekc;eleri kotiiye kullanan, onlardan kazan~ sagla-
• Golyat, zorballgJ ve basktethgtyla nam salma~. dsv yap1h bir Filisft komutan1d1r.
Kilab1 Mukaddes'1e {1. Samuel 17) Davud'un onu bir sapan ve ~f<ll la~tyla
OldOrdOga anlahhr. (y.h.n.)
maya ~h§makta olan sisteinin ta kendisidir. Kapitalizm dogas1 ge-
regi antitemelcidir; katt olan her ~eyi buharla~ttnr ve bu da Batt'mn
hem i~indeki hem de dt~mdaki a~rr1 tutucu reaksiyonlan la~kutu.
Bu yiizden, Misyonerlik ve ozgiirle~e~ For rest Gump [Forrest
Gwnp]·ve Pulp Fiction [Ucuz Romanr·, olmak iizere ikiye aynlan
Bat1 kiiltiirii kendisi d1~1ndaki diinyayla ytizle~irken daha da zaytf
dU~er. "Altktiltlir" terimt daha pek ~ok ~eyin yarn srra, bu kopuk-
lugu bilin9sizce reddetme yollanndan biridir; hemen tarunabilen
bir ustlctiltiirle tezathga i~aret eder. Ancak, modern topJumlar ashn-
da birbiriyle kesi~en bir dizi altkiilttirden meydana gelir ve tikel alt-
killtiirlerin hangi nonnatif kiiltilrel dtinyadan aynldtklanru sijyle-
mek her ge~en gOn biraz daha zorla~mak.tadtr. Eger h1zmahlar ve
mor sar;hlar bir a1tlctiltiir meydana getiriyorlarsa, biitiin ~ocuklann
yerli ebeveynlerin dollerinin birle~imi oldugu daha pek ~ok yerde·
ki aikeler de bir altkliltiir meydana getirir.
Antitemelcilik onceJlerinden ger~ekten daha ho~gorti1ii olmakla
beraber ree1 pazar kazanct da sa~layan hazct, ~ogulcu, acrtk u~lu bir
ktiltiirdtir. Ne var ki bu ahlaki ortam. sonunda, kasan1z1 yalntzca
onu doldunna hakktmzt gtivence alttna alan otoriteyi yok etme pa-
hastna doldunnantza yarar. Geli§mi~ kapitalizm, sank.i kimligin lii-
tuflanndan yararlanrnasmt engelleyen ger~ekten sadece bu ozgur-
liikmii~ gibi. benligin 5zgiirltigti ugruna saglam temellere oturmay1
gozden ~J.karmaya zorlanu. Bu. soz konusu sistemin daha parlak
dOnemlerinde lizerinde dti~tirunek zorunda kalacagm1 hissettigi bir
se~nek de~ildi. Ancak antitemelci dii~iince, §liphesiz, karanhk bir
ticari komplodan fazlastdtr. Ostelik kiiltiiriin (diinya ve degerler
· sistemiy1e ilgili olanlar gibi) kotti niyetli bak.t~ aq1sma, kritik ele§-
tiriler saglayabilir. Kolektif bir kimligin kozmik bir destegi oldugu-
nu varsaymak, bu ttir kavramlara kar~1 temk.inli dayanl§ma ktilttir-
leri olsa da, tehlikelidir. Feminist yakla~unlarm biiytik bir bOliimti
soz konusu duruma ornektir. Yine de kim oldugunuz artJk sizin i~in
hayati bir mesele olmad.tg1 i~in ozlerden ve temellerden vazge~me-
• Winston Groom, Forrest Gump, ~ev.: Mehmet Harmanc1. inkllap Kitabtvi, istan-
bul, 1995.
•• Dana Polan. Ucuz Roman, ~ev.: Alper <;;eker. Parantez Yay., istanbul. 1997.

91
nizle. sadece istedi~iniz ki~i olmak i~in kim oldugunuzdan ger~k­
ten emin olmaruz gerektigini hissettiginiz i~in Ozlerden ve temeller-
den vazg~meniz arasmda onemli bir fark var<hr: K.itn oldugWtuzu
bilrniyorsaruz ve Batt'daysaruz, endi§elerunemenizi soylemek i~in
hazrrda postmodemizm vardtr; ama diinyanm pek de zengin olma-
yan bir kesimindeyseniz, kim oldugunuzu bulmaruz1 olanakh klla-
cak ko~ullan sizin yaratmaruz gerekebilir. Bu aray:I~m geleneksel
isimlerinden biri, postmodem kuranun be~enisine pek de uygwt ol-
mayan~ devrimci rnilliyetc;:Hiktir. Tabiri caizse. melez olmayan ti-
kelligi temsil eder; kozmopolitlik de bunun tam tersi olarak tantm-
lanabilir. Klsaca, antitemelciJilderini ucuza elde edebilecek ki~iler
oldugu gibi, modemligin gtindeminden g~en yollarmda zorluldan
a~arak ilerleyen, modemHkle o yolda ilerlemeyenlerden ~ok daha
fazla alay edebilecek durumda olanlar da vardu.
Her durumda, sonunda. baztlanrun kim oldugundan fazlastyla
emin oldugu, baztlanmnsa hemen hemen hi~ emin olamadJkJan bir
dtinya kar§Ullza -;.lkar ... birbiriyle kesinlikle ili~kili iki durwn. As-
1mda, postmodem kfiltlir tipik olarak hem kimlik poJitikalanru hem
de iffetli ozne ktiltiinti i~erir. Ku~kusuz, postmodemizmin, ~eytamn_
ete kemige biiriinmii~ hali olabilece~ini dti~iinen aile de~erlerinden
Siyonizme, komiinitaryanizmden islamiyete pek ~ok Ozde~Iik poli-
tikast bi~imi vardrr. Ancak. bu noktada bi1e bazt benzerliklere dik-
kat etmeliyiz. Hem postmodern kiilUir hem de kimlik olarak kiiltiir,
kiiltiirel ve siyasah birle~tinne e~ilimindedir. Ytiksek ktiltiiiiin ev-
renselci iddialan kar~ISmdaki tikelci ~iipheleri acrtsmdan da birbir-
lerine benzerler. Postmodemizm evrenselci degil kozmopolittir ki
bu da apayn bir meseledir. Postmodemizmin ktiresel alaru melez-
ken evrenselcili~in alaru iiniterdir. Evrensel ulusalla bagda§rrken
--Omegin. evrensel ktilttir kendisini ulusal ktilttirlerin en giizel sanat
eserlerinin sergilendigi bir galeri olarak goriir- para ve ~okuluslu
~irketler kadar kozmopolit kUlttir de ulusal snurJan a~ar.
Hem postmodem ki.ilttir hem de ozde~lik kiiltiirii. it;in sanat eser-
lerinden fazlast soz konusudur; postmodemizmde "y~am tarzt••,
ozde~Jik olarak ktiltiirde ya~arrun bi~imleri. Postkolonyal dtinya
soz konusu oldugunda, bunlarclan ba§ka baglantLlarla da kar~uruza
92
~tkar. Postmodern Ban 'da ortaya ylkan ve kendi kimlik krizini yan-
sJtan bir kiilttirel gOrecilik? aynlikyllJ~Jn ve iisUinci.ilii~i.in en dog-
matik bic;imlerine destek vererek postkolonyal uluslara yayllabilir.
Meera Nanda 'run da i§aret ettigi gibi. hakikatin kiiltiirle baglantdt
oldugunu savunan postmodem ogreti, sonWlda, "bir zamanlar iit;tin-
cii di.inya denen yerin bir~ok kesiminde luzla bf.iytiyen antimoder-
nist, yer1ici ve ktilttire/dine esk.i canhllgllll yeniden kazandmnay1
ama~layan hareketler i~n kuramsal temel olu~turacak ve bunlar
Uzerine ilerici bir yorum yapabilecek" hale geJebilir. 12 Paris 'te.
epistemolojik radikalizmin son noktas1, herhangi bir yerdeki otok-
rasiyi hakhla~trrmak olabilir. Garip bir tersine ~vinneyle, kiiltlirel
gorecilik kUltiirel mutlakiyet9iii~in en tehlikeli birrimlerini onayla-
maya ba§layabilir ve her ktilttirel di.inyarun bir digeri kadar giizel
oldugunu savunan bu yardtrnsever bah§ a~tstyla. bu kiiltiirel dtin-
yalarm herhangi birinde mu.tlakla§tuabilecek bir manuk saglar.
BenzeJ; bir uyu~mazhk Kuzey irlanda' da gozlenlebilir; Ulsterli
ac;1kgoz bir1ik taraftarlan ~okkiiltiirliili.ik dilini konu~may• ogren-
mi~lerdir.
Postmodemizmin ikna edici goriirunesinin nedenlerinden biri,
hem Kulttir'iin hem de ki.ilttiriin en kotii ozelliklerinden ka~llllrken.
bir yandan da bunlann daha cazip niteliklerini korumaYJ. vaat etme-
sidir. Posnnodemizm yi.iksek ktiltfuiin kozrnopolitligine sahip olsa
da s~kinciligini reddeder; y~ama bi~imi olarak ktilttiriin popiiliz-
mine sahip olsa da organizmact nostaljiye tahanunul edemez. Ytik-
sek kiilttir gibi postrnodemizrn de estetikten h~larur ama bu kano-
nik yap1nt1dan ~ok tarz ve hazla ilgilidir; ancak ayru zamanda, ka-
. seller ve kitaplar kadar kullipler, modaevleri, mimari ve all~ veri§
merkezlerini de i~eren uantropolojik" bir ktiltiird\ir. Ya~am tarz1
olarak ktilttir gibi tikeli over, ama bu tikel kahc1<lan ~ok g~ici, tek
par~adan ~ok melezdir. Ne var ki postmodemizm dtinyarun nere-
sinden olursa olsun buldugu her halkla ilgili olan1 ve anadilini kul-
lanaru olumladtgmdan, tikelciligini mekana kar§J kibirli bir kaytt-

12. M89ra Nanda, "Against Social De(con)slruction ol Science: Cautionary Tales


from the Third World ... dar. Ellen Meiksins Wood va John Bellamy J=oster, Jn Dil-
flm.ss of History ~inda, New York, 1997, s. 75.
93
stzhkla birle~tirir. Postmodemizmin halkla ilgi1i olana sempatisi
mtilkstizlere olan baghhgmdan ~k. dayaxu~ma olarak kiiltfude ol-
dugu gibi, hiyerar~ilerden duydugu §iipheden gelir. E~itlik~iligi,
metantn tiri.inti oldugu kadar ona kar§L bir direni§tir de.
Benzer ~eyler kozmopolit1ilde entemasyonalizm aras1ndaki fark
ic;in de soylenebilir. Evrenselcilik ytiksek ktilttire, kozmopolitlik
ktiresel kapitalizm kiiltiirtine aitken enternasyonalizm o dtinyaya
kar§I politik bir direni~ bi~imidir. Sosyalist "Dunya i§c;ileri, birle-
§in!" slogan1, entemasyonalizm ve dayan1§may1, giintimilzde birbi-
rinden giderek daha fazla aynlan iki ogretiyi birle~tirir. Entemasyo-
nalizm arttk kapitalist sistemin bir par~ast~ bu sisteme kar~1 koyan
dayaru~malarsa genellikle yereldir. Arttk koklerinden kopanlrru~.
anavatant olmayan gO\men postkolonyalizmi, bir zamanlar enter-
nasyonel emek hareketiydi. Ve entemasyona1izmi yozla~rna, Yahu-
di taraftarhg1, kokstizlUk. komplo olarak sunan da Nazi Almanya-
st'nda dibe vuran ktiltUrel ideoloji, Kultur'du. t~~i snuf1 hareketi
her ne kadar kendisine bir anavatan gostennemi~ olsa da, k.a~Iml­
maz olarak bunlardan birine yerle§tirildi; bu da i~~i s1ruft harek.eti-
nin ti.kel ve evrensel aras1ndaki ili~kiyi ~ok daha farkh bir bi~imde
kavramasma izin verdi. Evrensel topluluk ama~. entemasyonalizm
ara~ta; ancak i~c;iler her zaman~ sennayenin sonsuz hareketliligine
k1yasla, belli bir yere bagh olduklanndan ama~lara da arnrylara da
yalruzca yerel ve t>zgtil yoluyla_ ula~abildiler.
Ktsaca. sosyalist hareket daha once ulus-devletin yapmaya ~a­
h§hgt §eyi yapmt§, tikel ve evrenseli birle~tirmi~. ama bunu o dev-
leti dize getirmek i~in mucadele etmeyi gerektiren bir yolla gerc;ek-
le~tirmi~tir. Sosyalist dii~tinceye gore, her yan1yla ktiresel ilk tire-
tim tarZl olan kapitalizm. daha olumlu bir evrensellik ugruna bazt
ko~uJian feda etmi~tir. Ancak en azmdan Marx'a gore. bu evrensel-
lik bireysel crzgii\li.ik duzeyinde ger~ekl~tirilmeliydi. Komtinizm,
nostaljiyle burjuva oncesi doneme gerileme degil, liberal burjuva
toplumunun yaratt1g1 ozgtir, geli~imini tamam1arru~ bireyler arasln-
daki bir ili~ki olacakt1. Evrensellik olu~turulabilseydi, ·bu yalruzca
duyumsal bir tikellik iyinde ve yoluyla yapllabilecekti, onu devre
dt§l buakmay1 deneyen "koru·· bir Aydmlanma evrense11igiyle de-
gil. Postmodemizm evrensel tikelcilikse, sosyalizmin vizyonu ev-
renselci tikelle~medir. Kapitalist evrenselcilik, i~ini farkh bir~ok
ktilti.irti aralanndak.i farkhllklara aldmnadan birbirine eklemleyerek
yapmi§tl. Bu fark.hhklann iizerine evrensel bir ktilttir in~a ederek
bu olgunun avantajlanndan yararlanmak da sosyalizme kahm~tl.
Bu nedenle, kapitalizm i~in bir olgu olan §ey, sosyalizm i~in bir de-
~er ha1ine gelecekti. Marx, soyut yurtta§ln somut bireyden aynlma-
sma ya da degi§im degerinin kul1arum degerinin duyumsal ozgtillti-
gunden soyutlanmasJna kaq1 oldugu gibi, evrenselligin farkhhktan
soyutlanmasma da kar§Idtr.
Sosyalist entemasyonalizm varhgun artlk an1amh bir bi~imde
stirdiinnez. Ancak bu, ktiltiiiiin defolu bir evrenselcilikle ayn1 dere-
cede kusurlu bir tikelcilik kar§Jsmda tercih edilmeyen se~nek ol-
masm•n nedenlerinden yalmzca biridir. Sosyalist dti~iinceye gore,
evrense1lik yerele i~kindir, onun altematifi degildir. Her ne kadar
iki mucadele farkl1 bi'fimler alsa da Brandford •da ugruna mticade-
le verdiginiz §ey Bangkok'ta mticadele verenleri de ilgilendirir. Ev-
rensel deger olarak Ktilttir'le ozgtil bir ya§am biyimi qlarak ktiltti-
rtin iLia ki birbirlerine dti~man olmalan gerekmez. Ezilenlerin dar
gOrti~ltiltigtinti onlarm siyasi ko~ullanna vererek mazur gOrenler
bunu hazen Wluturlar. Bu ozriin ger~ekten de baz1 dayanaklan var-
dJ.r; ancak. ezilenlerin ~ogu. -ozellikle de sosyalist i~tri kadm veer-
kekler inan¥larma ragmen degil inan~lan nedeniyle kuresel bir ba-
Ja~ arrisim, dar g6rti§e tercih etmi~lerdir. Bu inanttlardan yoksmt
olanlann, bu inan~Iara sahip olanlan temizlerunesi gereken kafuler
olarak gonnelerine ragmen. bu inan~lara sahip olanlann ~ok farkh
Hgreti ve ktilttirlerden insanlara sempati duymalarma yol a'tffil~hr.
Bu ho~gaiiisiizltigti ko~ullara baglamak da ancak sosyalist gelenek-
lerden habersiz olan ve bunlan kiirrtimseyen Batth liberallerden
beklenir.
Zaten bu, dtinya vatand~1 olma ve yerel bir kilise cemaatine
mensup olma aras1nda yapdan bir se~im degildir; ke§ke farkh du-
rumlarda ve farkh amaftlarla her ikisi de olmam1za neden olsayd1.
Bu a~1dan hem uygarltk olarak ktilttir, hem de ozd~lik olarak kUI-
ttir dogmatiktir; ytink.ti, yalruzca Ozetleyici bir bak1§ a~tismm ya da
95
yalruzca ozgtil bir prise de position,un [tavrr almantn] gerrerli ola-
bilecegi konusunda tsrar ederler. Ashnda. yalruzca birbirlerinin ter-
sidirler. Ger~ek ~udur ki giderek ool\inmfi§ ve farkhl~tmlJIU§ dtin-
yalarda y3.§amaya b~hyoruz ve ger~ege stikfinetle boyun egntek
zorunday1z. ister komiinitaryanistin mahallesinin sokaklan, yerlici-
nin anavatan1, ~okuluslu §irketlerin dtinyas1 ya da sosyaJistin ulus-
lararast dayaru~mas1 olsun. toplwnWl "belirlenmif' bir geni~ligi
yoktur. Biitii.n bu alanlar esnek ve i~ i~edir ve arllk neredeyse hep-
si ayru anda bir~oguyla ili~ki i~indedir. Raymond Williams 'tn da
ifade ettigi gibi. "Bir dizi toplumsal ama~Ja, farkh meseleler ve ka-
rarlar ic;in farkh boyutlarda topluluklann belirlendi~i, yeni degil-
ken toplum bi~imleri bulmahytz."13 Bu, kendini Galli bir Avrupah
olara.k tanunlayan ve ulus-devletin ger~ekten etkili bir siyaset i~in
hem fazlastyla hantal hem de onemsiz oldugunu soylemekten asla
yorulmayan birisinden kesinlikle beklenmeyecek bir ifade degild.ir.
Oyleyse, kiiltiirel ya da etnik bir melezlik kadAr jeopolitik bir
melezlik de vardu ve bunu kavramak bizi hem Ktiltiir 'Un hem de
kiiltii.Jiin otesine ~tyabilir. Eger ki.iltiirler klostrofobik olabiliyor-
sa. bunun nedeni iiyelerinin daha geni~ siyasi topluluklara katrlma-
lanru sa~layacak ara~lardan yoksun olmalan olabilir. Yerel baglan-
mizm yogunlugu bir dereceye kadar. daha yaygm bir yabancda§-
madan kaynaklarur. Ama bu, baz1Ian yerel alan, bazllanysa olma-
yan? en t;ok tart1~mallllz gereken y~ayan baglamruzm bir kombi-
nasyonudur. AB gibi uluslarilsti.i diizenle ili§kilerimizi en az1ndan
§imdilik nasd "ya§adlguruzn, kWtiirel bir meseleden ~ok siyasi bir
meseledir. Ancak bu ili~ki hem daha yerel. daha ktiltiirel ortahklar-
la hem de ttimtiyle evrensel olan etik bagllltklarlffilzla ortii§tir. Bu
dtizenlerden her birinin hi~ sorun c;lkannadan digerleriyle bag~a­
ca~mt ya da her zaman tikel bir duzende srralanacag101 hayal etmek
gerekmez. Francis Mulhern bize "kimlik", "topluluk'" ve llevren-
sel'' arasmdaki kar~1thg1n hi~ de basit olamayaca~uu arumsaur;
kimlik sadece insan varolu~unun evrensel geregi oldugu i~in de~il,
hepimiz bu kimliklerin bil~imi oldugumuz i~in.
Mulhern, toplululdann, "degi~ken dtizeni herhangi bir ger~ek
13. Raymond Williams. Towards 2000.Londra, 1983, s. 198.
96
toplumsal olu~wn
ktilttiiiinti btiytik ol<rtide belirleyen kolektif oz-
14
de~l~me yerleri de gil pratikleri" oldugunu savunur. Aslmda, ye-
rel olduklan kadar evrensel de olabilirler ve kavrarru bunlarm ilkiy-
le Slnirlarnak onu feti§le§tirmek olur. "Soyut topluluklar~'dan soz
eden ya da ulusu "bildik yabancllar toplulugu" olarak gorenler ola-
bilir. u Siyaset ve ktiltiir aras1ndaki ili§kiler de ba~lama gore, benzer
bir bi<rimde degi~kenlik gosterebilir. Siyasetin her zaman ktiltiire
kaq1 tisttinltik sagladigi ya da -bir avu~ killtiirelci dii~Unce gibi- bu
~ncelikler duzenini tersine ~vinnek i~in yeterJi oldugunu savunan
bir Aydtnlanma varsaYJ.nu olamaz. K1saca, rasyonel ve duygusal,
kentsel ve ktilttirel aras1nda, zamarunda "ulus-devlet"teki tirenin
sag lama almaya ~tah~tigl, bOyle bir k.imlik liiyas1 artik olamaz. As-
lmda, zamarunda bu tireyi saglamla~t.Irmaya yardtm eden milliyet-
~ilik arttk, daha geni§ uluslararas1 bir toplulukta iktidarm demokra-
tik bir bit;imde devredilmesi olarak, bu tirenin kaldmlmasiiU sagla ..
yabilir.
Ne var ki radikal politikalar hem Ktilttir'tin defolu evrenselligi-
ne. hem de ktilttirtin kusurlu tikelligine ba~ka yollardan da meydan
okur. Bunu, omegin, btirunltik ve partizanh!t1 basit kar~ttlar olarak
gormeyi reddederek yapar. Kfilttir'e gore btittinltik, Amoldcu bir
ruhla ya§ami istikrarh ve btitiin olarak gorenlerin tarafs1z bak.I~ a~tL­
SidiL Ktsaca, tek ge~rli bak.J§ a-;:tsl hi~bir yerden baktlitinizda sa-
hip oldugunuz bak.J~ a~ISidtr. Herhangi bir yerden bakarsaruz bakJ~
a~truz, ozgiil kiilttirlerinki gibi. kacu"lthnaz ola.rak tarafl1 ve ~arp1k
olur. Buna kar~m radikaller, bolgesel ylkarlar]a ktiresel tarafstzhk
arasmda bir se9im yapmak gerektigini dti~i.irunezler; kadtnlann, et-
nik azmhklann ya da i~~i sm1f1 hareketinin kendi y.tkarlannt gaze-
ten amaylarm1 desteklemeye ~tah~rrken daha genet bir ozgtirle§me-
yi gormeye b~Iarnalan gibi. Tikel toplumsal gruplar artJk ortak yl-
karlar• partizanl•klannda bile ta~•yabilirler. Toplum kendi tistiinde-
ki imtiyazh bir noktayla degil, kendi i~indeki tabi bir noktayla ozet-
lenebilir. Bir durumun tamamtnin manttgt, yalnJzca, ona ozgtil bir
14. Francis Mulhern, "Towards 2000, Or News From You-Know-Where·, dar.
Terry Eagleton, Raymond Wtlliams: Critical PsrspectivBs iginde, Oxford, 1989, s.
66.
15. Bkz. Paul James, Nation Formation, Londra, 1996, 1. bolum .
. 1'70NJKOla.1r Yorumbn 97
a-;tdan bakanlar tarafmdan de~ifre edebilir. <;unkti ozgiirltige u1~~
mak i~in bu bilgiye en ~ok ihtiyact olanlar onlardn. Dedi~imiz gi-
bi~ on lac o konumsalhgtn hakikatle mutlaka -;au~t.LgmJ reddeden sa~
de bir deyi§in ne oldugunu bilebilecek bir konumdalar.
Kliresel bir deyi~le, Batl~ Jdiltlir sava~lanru kazanacak: kadar iyi
bir konwna sahip gibi goriinmez. Uygarhk olarak kiiltiirtin arkastn-
da bu kadar biiyiik. bir silah giicil olmasaydJ, en azmdan bu sonuca
varabilirdik. Ytiksek. ktilttir etkili bir siyasi gti~ olamayacak kadar
seyreltilmi~se. postmodem ldiltWiin btiytik bOltimti de fazlastyla Ia-
nigan. kokstiz ve apolitikle~tirilmi§tir. islamla klyaslandlklannda
ikisi de iyi g(jJiirunez; ~iinkii islam kiiltiiriin koklerinin tarihe da~
yandt!llll ve ka~mtlmaz olarak siyasi oldugunu du~tintir. Bu aynca,
-;ok saytda insarun ugruna olmeye hazrr oldugu bir ya§am bi~imi~
dir; aktlhca bir po1itika olmayabilir~ ama bu konuda Mozart ya da
Madonna tizerine soylenebilecek.lerden fazlast oldugu kes1ndir. Uy·
du ileti~iminin mucizeleri kutsal yazllar kar~tsmda sontik kahr. Ay-
nca, iki boyutlu postmodem ktilttir postkolonyal diinyaya yaylldtk-
~a oradaki ktiltiirel tikelciligi. tepki aracthg1yla korilldeyebilir.
Postmodemizm, en azmdan daha kuramsal yanlanyla~ Ball i~in
kendi kibirli kimliginin gururunu loracak iyi bir yol olabilir. Ancak.
postkolonyal dtinyaya kurnaz bir tiiketicilik bi~iminde ul~tigmda.
oradaki geleneksel kimlikleri ve topluluklan pek de yarat1c1 olma-
yan kriz bi~imlerine siirtikleyebilir. Boyle krizlerin zevkten Uouis-
sance] ~ok evsizlik. g~ ve i~siz1ikle i~i vardrr ve sonsuz bir a~1k
gorti§ltilu~e sahip bir modernizmin ytireklendirmeye ~ah~tJ.g1 en
son ~ey olan ~In tutuculugu besleyebilir. Batt' daki a§JO tutuculu-
gun ku~att1g1 bOigelerde de hemen hemen ayru ~ey meydana gelir.
Oyleyse, daha ilginy bir diyalektikle, a~m tutuculuk ve antitemel~
cilik kesinlilde gorOndtiklerinin tam tersidirler. Bunlardan i.kincisi
sonunda, istemeyerek de olsa. birincisinin hizmetine girebilir. Ka-
pitalizmin kesin zaferi -kendi kiiltiiliiniin dtinyarun en ilcra ko~ele­
rine bile SIZd1gm• gormek- onw1 i~in son derece tehlikeli de olabi-
lir.
Yiiksek lct.iltur, ozde~Iik oJarak ktiltiir ve postmodern killttir ara~
s1ndaki mticadele. yerele kar~1 kozmopolit meselesi degildir. <;tin-
98
kii bunlan9 li~ti de farkh bi~imlerde birle§tirir. Ytiksek ktiltiir koz-
mopolit olabilir7 ama temelleri genellikle ulusa da dayarur; ozde~­
lik ktilttirleri yerelle§tirilmi§ olabilecekleri gibi feminizm ya da ls-
lam kadar evrensel de olabilirler. Postmodem ki.iltiir, daha once de-
gindigimiz gibi, bir tOr evrenseUe§tirilmi~ tikelciliktir. Bu klilttir
tipleri arasmdaki taru§malardan hi~biri aslmda '•ytiksek" killttir "al-
~, ktilttir tart.I~mas1 degi]dir. <;iinkii, sozde yiiksek ktiltiir bu SlDl-
n giderek daha fazla ~ar ve ozde~lik kiiltiirtiniin kutsal yapmt.tlan
kadar popUler ik:onlan da vard.Ir. Benzer bir bi~imde postmoder-
nizm de popiilerden belirli bir gruba ozgii olana, a~1kgozden avan-
garda uzarur. Bu olu§umlar aras1ndaki farkltlddardan hi~biri cogra-
fi dagllundan kaynaklanmaz. Yiiksek kiiltfui.i hem Asya'dalci hem
de Kuzey Amerika 'daki, ister yerel ister kozmopolit olsun, iiniver-
sitelerde ve aydmlar aras1nda bulabilirsiniz. Postmodernizm de ay-
ru yerlerdedir; aynca diskolara ve al1~veri~ merkezlerine de ugrar.
Bununla beraber ozde§lik olarak kiiltiir, altkiiltiirlerde, populist si-
yasi partilerde ve belki de yoksunla~anlar aras1nda filizlenir.
Yine de Ki.ilttir 'le ktilttir arasmdaki siyasi ~atJ.§ma giderek daha
jeopolitik bir hale de gelir. Ytiksek ve popi.iler ki.ilttir arasmdak.i en
btiyilk anl~mazltklar Stravinski 'yle pembe dizi aras1nda degit Ba-
h uygarhgt ile hesaba katmadtg• pek r;ok ba§ka yerdedir. Bu b~ka
yerlerde kar§IStna ~1kan §ey kiiltiirdiir; ama milliyet~ilik, gelenek,
din. etnik koken ve popiiler duygunun kan§Iffil olarak. ktiltiirdlir ve
Batt 'run goziinde geli~im olarak nitelendirilemez; onun tam kaql-
smda yer ahr ve bu dii§manlardan kendi topraklannda da vardu.
Kiiltiirii militanhgtn tersi olarak g6renler, ktilttir ve militanhgm bir-
birinden ayrllamayacagiru dti§iinenlere meydan okurlar. Bat.I toplu-
mu yerel topluluklan ve geleneksel duygulan sayg1stzca kti~tik
gordilk9e, arkastnda ifin i9in yanan bir ofke lctilttirti uyand1nr. Ya-
pay bir evrenselci1ik ozgill kimlik1eri ne kadar kii~limserse, bu kim-
·lilder de o kadar sert bir bi~imde ifade edilir. Bu ytizden her konum
gittik.~e digerini ko§eye Slkl~ttnr. Ktiltiir, devrimci William Blake 'i
zamandan aytrarak ifade ettiginde, onu Gozlerinin Feri ~onmii§ Er-
kek bi~iminde anmak Ozde~lik olarak kiilttir i~in son derece kolay
olur; ozde§lik olarak kiiltiir kendini ball degerli siyasi kaynaklar-
99
dan yok yere mahrum brrakrr.
Btitlin bunlarm arastnda neyin "modern" oldugunu. neyin olma-
dJgmt anlamak gti~ttir. "Kiireselle~me" dernier cri'dir [yeni moda],
ama onun geli~ini ~ok uzwt zamandrr bekleyen bir tiretim bi~imi­
nin son evresi de olabilirdi pek.ala. Batt modemdir. ama kendini
me~rula~tumak iyin kullandtgt din ve ytiksek ktiltiir gelenekselci-
dir. Biyimsel ahlaknu bir ~~tJc;tincti Dtinya" toplumundan. I. yiizy1l
Filistini 'nden altr. Kim1ik politika1anrun baz1 biyimleri --Omegi.Jt,
feminizm- modemligin iirtiniiyken, baztlan da (komtinitaryanizm,
islami a~m tutuculuk) son bir timitle modernizme direnir. Ban me-
rak.hlanna gore kentteki en yeni olmasa da olwnlu son oyun olan
postmodemizm bile makul bir bi~imde ge-~ donem burjuva diinya-
Slillil bitkin kiilttilii olarak gori.ilebilir.
Postmodemizm alternatif olarak. oldukya geleneksel bir inan~
olarak. da goriilebilirdi. Bazt arrllardan! orta~agda ontolojik ger~ek­
yilere sav~ a~an nominalist grubun"Son saldtrtstdrr. Ashnda, Frank
Farrel hem modemjzmin. hem de postmodernizmin ger~ekten gee;
donem orta~ag kokenli oldu~unu ikna edici bir bi~imde savurunu~­
tur.1~ Orta-;ag teologlan dtinyarun zay1f ve belirsiz oldu~unu dti~ti­
nenler ve gti~lti ve belirli oldugunu dti~iinenler olmak tizere ikiye
ooliirunti~Ierdi; bu bahsin ucunda Tannnm ozgtirlU~ti vardlr. Eger
dunya kendisine iy.kin anlamlar a~lsmdan zenginse~ Tannrun onun-
la istedigi ~eyi yapma ozgurliigii ve buna bagh olarak da kudreti.
son derece smuh goriiniir. Ne var ki ger~eklik hem keyfi hem de
muglaksa, Tannsal iradeye kar~t koyamaz ve Tannnm mutlak oz-
gtirltigu korunmu~ gibi gortintir. Ya Tannrun bu dtinyarun i~kin ni-
teliklerine gtire hareket ettigine ya da dtinyanm Tannnm ona bah-
~ttiklerinden ba~k.a hi~bir niteligi olmad1gma inarursuuz. Bu, eski
bir ahlili SOfWlWl" Tann bir §eyi iyi oldugu iyin mi ister yoksa o
§ey Tann onu istedigi i~in mi iyidir,. sorusunun bir versiyonudur.
Katolik gelenek genellikle ilkine, "gen;ek~i" olana baghyken; ikin-
cisi, "in~a edici" konum, Prctestanh~a ge9ecektir.
Bu nedenle, modern, Protestan bireyci bilin9 bir anlamda Tann-
11
ya vekalet etmeye ba~Iar; gti~lir~ anlamlardan ve duyumsal nite-
16. Bkz. Frank Farrell, Subjectivity. Realism and Postmodemism, Cambridge,
1996.
100
,liklerden soyWlmu~ bir di.inyaya keyfi anlam bah~eder. Rasyona-
lizm dtinyada yalmzca zay1f, kavramsal, matematiksel bir belirlilik.
bulabilir. Bu. maddi zenginligini yagmalasa da ona bireyin bitmek
tukerunek bihnez verimliligi i~in bir~ok i~lerunemi~ madde buakrr.
Bu ome, artik anlam ve degerin biricik kaynagl(lJr ve mutlak, Tan-
JUWlkine benzeyen ozgiirltigti lasitlamalara dayanamaz. Onu smrr-
layan yalruzca yaratttg.t birtalam amar;lardtr. Bu amar;lar her zaman
onun egemen denetiminden ka~abilir ve b~ma bela olmak i~in ge-
ri dOnebilirler. Ne var ki, bu sorun bile, Fichte 'nin kibirli ogretisin-
de oldugu gibi, istenenden de uzakla§abilir. ~uphesiz son burjuva
·fantezisi olan bu ogretiye gore~ ozne kendi sliDilarDll yahuzca on-
tan utkuyla a~ma eylemindeki ozgiirltigiinu ger~kle~tirmek i~in
1arat1r. Boylece, btitti:n kararlar, ozgtir iradeye uyar. Gerr;ek alan
yalruzca emegimle harmanladigim ya da ki~isel olarak dogrulugu-
nu ispatlayabilecegim §eylerdir. Bli azimft Protestan htimanizrnine
gore dtinyanm kendi b~1na bir anlanu yoktur; asia kendi evinizde
gibi hissedemeyeceginiz karanhk, korkutucu. konuksevmez bir
yerdir. Her §eyin eninde sonunda iyiye varacagma duyulan inan~
clan evrensel kendi evindeli~e kar§• olarak, aslmda trajik olan bu
felsefe, oztinde komediden b~ka bir ~ey degildir.
Amo1d ve digerleriyle. Ktiltiir 'tin bir ye~it din ikamesi haline
geldigini gordtik. Ashnda bu7 daha §a~trt.Icl bir bi~imde7 modem ve
postmodern ya~rurun diinyevil~tirilmi§ ktiltiirfi i~in de dogru ola-
biliL Postmodernlik ger~ekten Protestan11g1n gecikmi~ bir bi~imiy­
se, bu onu modemlikle ayru eksene ~eker? farkh kutuplara iunez.
Ne var k.i iki ktiltiirtin aynld1~1 nokta, ozgtirltige yonelik kar~1t tu-
tumlandrr. Postmodernistlere gore bu kavram, Whig'Ierin"' btiytik
anlat1lanyla beraber, g(jzden dti~mti§ bir modemlige aittir. Postma·
demlik modemlig.in bir ad1m oniindeyse, bir anlamda bir ad.un da
gerisindedir. Modemlik. modernl~me tasans1 kolonyali zm tarafin-
dan -ba~ka bir deyi~le, Bat1 n1n modemle~me tasans1 tarafmdan-
7

askL ya ahrun~~ bir~ok dlinya ulusunun hala en btiytik arzusudur.


Her zaman postmodem olabilecek bir durumda de~iilerse, bunWl
" XVII. ve XVIII. yozy1llarda krala kar~J parlamentonun OstoniOgOnO savunan ve
~nradan yerini Liberal Parti'ye bJrakan siyasaC par1i ve onun taraftarlar1na ver·
lien ad. (y.h.n.)

0
nedeni kismen~ Batt'nm, her zaman postmodem olabilecek bir du-
rumda olmastdrr. Oyleyse, XX. yilzyllda, modernligin ozgiirle~me
tasansmm buytik bir bOliimti -tamanu olmadJg1 kesin olsa da- Ba-
u'run Sllll.flanru ~arak kolonyal yonetimden bag11Ds1zhklanru iste-
yen insanlara ula§DU§tu.
Postkolonyal kurarrun buyiik bir bOliimti -tabiri caizse, Batt
postmodemizminin Dt§i§leri Bakanhg1 gibi hareket eden, deniza§I-
n ticaret sorunlanyla ilgilenen ooliimti- bu cesur modemlik devri-
nin postkolonyal dililyada da postkolonyalist dunyadaki kadar de-
mode oldugundan emindir. Bugtin ozgtirllik, adalet ve ozgtirle~me­
den ~ok melezlik, etnik koken ve ~ogu1luktan bahsetmemizin nede-
ni de budur. Ancak bu. kolonyalist ve kolonyal dtinyalann tarihle-
rini tehlikeli olabilecek kadar yaniiUCl bir bi9irude e§zamanh hale
de getirir. Ger~ek ~udur ki ozgiirle§me tasanst, kaderleri hala Batt-
h sermaye gore belirlenen postkolonyal uluslan
degi~ikliklerine
her zaman oldugu kadar ilgilendirir. Ne var ki yana~malanrun poli-
tik ve ekonomik bi~imlerinin ~ogu degi~rni§ olabilir. Bu yalruzca.
Bau'run, bu tasany1 arkasmda bxrakllgma inanarak digerlerininkini
baltalamada biiytik bir rol oynamasmdan kaynaklamr. Modernligi
g~mi~te b1rakmak gelecegi engellemeye yarar. Eger bu garip za-
man yarpitmalarmdaki birileri modemlige yeti~mek i~in r;ok h1zh
ko~mak. zorundaysa, bunun nedeni lusmen digerlerinin kendilerini
onun onunde gormeleridir. Bu noktada, kimin "modem" oldugunu
soylemenin giir;liigii ortadadrr.
Kapitalizm kesinlikle goriindiigti kadar ~agda§ olmadxgx gibi.
kimlik kiiltiirti biS:imleri de goriindtikleri kadar arkaik degildir. Bu-
gtinlerde, eski ve saygtdeger gortinen bir dizi gelenegin ~a~lltlCI de-
recede yakln bir ge~mi~in tirtinii oldugu ve Habermas 'Ia ortaya r;1k-
t1g1 sarulan ~ok say1da j~goruntin ashnda Herakleitos 'a kadar uzan-
dtgl gers:egine ah~maya b~hyoruz. Btitiin ozd~lik kiilttirlerinin
belki de en azimlisi olan milliyet~iligin r;ogunlukla atavik oldu~u
dogrudur ama bu farkh bir meseledir. Atavizmi bir yana buakusak,
milliyetcrilik ttimtiyle yeni, Shakespeare' den bile yeni bir bulu§tur:
her ne kadar Shakespeare, umodern" bir Bau'run ve milliyet~iligin
repertuarma, genellikle "ge~mi~e doniik" bir dtinyarun tenninoloji-
102
sine ait olsa da.
Mil1iyett;i1igin kolektif oznesini kabilecili~e geri doni.i~ olarak
gorebilirsiniz. Ancak postbireyselci bir di.inyayt ne kadar ongorii-
yorsamz bunu da o kadar gorebilirsiniz. Milliyet~ilik bakJ~lannt
(genellikle kurgusal) bir ge~i§e ~eviriyorsa~ bunu biiyUk ()!.-;tide,
hayali bir gelecekte tuzla ilerlemek i~in yapar. Gelecek tizerlnde
hak iddia etmenin bir yolu olarak ge~mi~i yeniden kurgulayan bu
tikel zaman ~arp1tmasJ giintimiizde bazt cesur popiiler demokrasi
denernelerinden sorumlu oldugu kadar. korkun~ derecede ~ok say•-
daki bagnazhk ve katliamdan da sorwnludur. Ozde~lik politikalan
ttim siyasi kategorilerin en faydasJzca amorf o1antdu; ~tinkti, ken-
dilerini kabilesel geleneklerinden azat etmek isteyenler kadar onla-
n yok etmek isteyenleri de kapsar. Ancak, bu ttir bir siyaset sonsuz
bir ~imdi i~in ge~mi~i ve gelecegi tasfiye etmekle me~gul bir post-
modemizm tarafJndan da. kendisini terimin biraz daha fukh bir an-
lanuyla ebedi goren Ktiltiir taraf1ndan da uygun bir bi~imde ifade
edilemez. Ktiltiir bizi kurtaranuyorsa, bwmn nedeni~ kendini ger-
~kten tarihi olarak g<>rmemesi ve bu yiizden dtinyevi meselelere
kan~maya haklarun olmamastdu.
Ktiltiir gelecek onylllarda daha geni~ bir yer kaplayacaga ben-
zer, ama bu, Matthew Amold'tn kulagma ho~ bir ezgi gibi gelse de
kesinlikle ho§ kar~llanmaz. Her ne kadar ktilttir gtintinttizde bir
olwnlama aract haline gelmi§se de, yeni egemenlik bi-:imieri de
k~fetmi~tir. Nihayetinde kiilttir sava~larmm ii~ degil dort yonlii ol-
dugunu hatulamahy1z. XX. ytizytlda se~kin eserler venni~ bir dire:..
ni§ kiiltlirti de vardrr. Direni~ ktilttirtiniin kendi b~nta bir kategori
o1mas1 zorunlu degildir; aksine, yiiksek kiilttir, postmodern kliltiir
ya da oze~lik killtiirii ya da bu ti~ilnun ~e§itli permtitasyonlanyla
Uretilebilir. XX. ytizyllda, Rus avangardt 'nda, Weimar' da ve
1960'larm kar~Iktiltfuiinde ~~it ~e~it tti.yekler attml§, ancak, onu
destekleyen siyasi g\i'tler ne zaman bozguna ugratllsa solmu~tur.
Bu deneyimden radikal kulttiriin ba~arisimn ya da b~artsiZhgirun
sonunda tek bir etken taraftndan belirlendigini bilecek kadar ~ok
§ey ogrenmi~tir; daha kapsamh bir siyasi hareketin kaderi.
~·Ken dine ozgu bir bi~mi olmayan (nesne). §ekilsi2
103
IV
Ktilttir ve doga

AClyl hi~ hissetmeden elinizi kesmenizin ne kadar olas1 oldugu


ar;Lkur. Ellerini makineye kapt.aran insanlar bazen §a§ktnhgmdan
kurtulup kendisine olaru ayrrt edinceye kadar bir uzvunu ac1 ~ek­
meksizin kaybederler. Siyasi protestocular hi~bir §ey hissetmeden
kendilerini ate§e venneleriyle de tarururlar; tutkularuun yogunlugu
ac1lanmn online g~mi§tir. Bir ~cuga herhangi bir kabahati yiiztin-
den yav~~a vursamz aglamaya ba§layacakur, ama oyun oynarken
lfOk daha htzh bile vursamz duyacag1mz tek §ey keyifli bir kahk.a-
ha olacaktir. Diger yandan, bir ~ocuga gert;ekten sert bir bi~imde
vuracaJaru~ gibi bile yapsamz, muhtemelen yine aglayacakt1r. An-
lamlar fizi.ksel tepkileri ~ekillendirebildikleri gibi onlar tarafmdan
kas1tlanarlar da. Yoksullarm bObrek Ustli bezleri genellikle, daha
104
fazla stres ~ktiklerinden, zen_ginlerinkinden daha biiyiiktiir. Ancak
yoksulluk, bObrek ustti bezlerini yoktan var edemez. Doga-ktilrur
diyalektigi de i~te buna benzer.
Kend.ilerini ate~e verenler.. bu yaruldar onlan oUime gottirecek
kadar kotii olsa da act ~ekmeyebi1irler. Bu anlamda, doga ktilttir
kar~•smda nihai bir zafere sahiptir ve bu da genellikle iliUm olarak
bilinir. Bu nedenle oltimtin farkh ktilttirlerde ~ehitlik, tannlara leur-
ban etrne, kutsayarak 1stuaptan kurtanna, uzun siiredir kahnruZl ~­
ken akrabalanmz i~in keyifli bir tizgiirliik, do~al biyolojik son, ev-
renle bir olma, nihai faydas1zhgm sembolti gibi neredeyse sonsuz
yorwnu vardJr. Ne var ki, oliimii anlasak da, SOllU!fta oliiyoruz.
Oltim soy1ernin smtndtr; Uriinu de~il. Do~amn bir par~s1dJr ve
Kate Soper'in deyi~iyle ·'msan eylemlili~inden bagunstz madcli ya-
pllar ve si.ir~ler (yani, insanJarm yaratt1g1 iirtinler degildir)" anla-
mma gelir ve ugti~Ieri ve nedensel erk.Jeri her insan pratigi i~in ge-
rekli olan kO§uldur~·. 1 Kalifomiya sendromu da diyebilecegimiz,
bunu inkar edecek dtizeyde bir kibir, ahlak <h§mda her §eyin hak-
ktndan gelebilecek utkulu bir teknokrasiden beklenir. ~liphesiz,
Amerikah orta smtfm beden saplanttSl da bundan kaynaklamr ve bu
SUllfln zihnini me~gul etmeye baytldtgi hernen hemen her ~eyde or-
taya ~tkar: kanser, diyet yapma, sigara i~me, spor yapma, hijyen.
formunu korurna. gasp~ cinsellik, r;oeuklara yonelik cinsel taciz vd.
ABD'deki yaymevleri, ba~hj1 "beden" kelimesini i~rmeyen edebi
~al•§malara bugiinlerde pek ragbet etmiyor. BunWl nedeni belk.i de
pragmatist bir toplumun sonunda yalruzca dokunabildigi ve ellerin-
de tutabildigi §eylere inarunaya b~Jamas1d1r.
Ancak, inceltebileceginiz, piercing, silikon ya da dovme yaph-
rabileceginiz bedenin Tann vergisi olmas1, Amerikan kendini yarat-
ma rtiyas1 i~in ayru zamanda bir ytiz karas1du. Bedenin ki.ilttirel bir
yap1 oldugunu savunan postmodern 1srarda bundan da fazlast var-
du; beden, yarabci yonuncunun e1lerindeki r;amur oldugu kadar
masoriin ellerindeki ovulacak ~eydir de. Organik olana giderek da-
ha fazla merak. saran r;evrelerde, "dogal" kelimesi garip bir antipa-
ti uyandmr. Amerikah filozof Richard Rorty•e gore, "Tarih ya da
1. Kate Soper, What is Nature?, Oxford, 1995, s. 132-3.

105
antropolojiden ~rkanlacak tek ders, suadr~I esnekligimizdir. Rasyo-
nel ya da vah~i bir hayvandan ~ok esnek, her ~ekle giren. kendi
kendini ~ekillen<liren bjr hayvan oldugumuzu di.i~tiruneye b~hyo­
ruz.'>l insan bu "biz"in ABD d1~mdakileri de kapsay•p kapsamadl-
gllll merak ediyor dogrusu. Co~kulu bir bi~imde kendi kendini ~e­
killendiren ABD'nin tarihi en ~ok esneklikten yoksunlugu ile tant-
mr~ ~unkti monoton bir biyolojik gereksinim, k1thk ve siyasi baskt
dongiistinden biraz daha fazlasJdtr ve buna hercai Batt'nm da etki-
si olabilir. Bu, aslmda. tarih boyunca insanoglunun ~ok biiytik bir
~o~unlugunun tipik deneyimi olmu~tur ve giiniimiizde de hala oy-
ledir. Olup bitenler Vtrginia Oniversitesi 'nden nasll goriintiyorsa.
katJksJz monotonlukta rsrar, insan anlatrsmr b~dondiliiicii bir yeni-
den yaratrmdan «;ok daha fazlast olarak nitelemi~tir. Bey in uyu~tu­
rucu tekrar bu hik~yede en az ABD moda endUstrisinin degi~ken
yeniden bulu~lan kadar onemli bir rol oynanu~ur.
Amerikan bedenfeti~i. hazc1hkla ptiritenligin garip bir kan~uru­
drr- bu ~iiphesiz hit; ~~JrhCl degildir; ~nkii hazcthk ptiritenlerin
nefretini uyanduan haz dii~Oncesidir. Bu yiizden. ABD.de siiper-
marketlerin kap1Iannda "Bu dOkkan•n ~evresindeki 25 m.lik alanda
sigara i~rnek yasak.tlr .. yaz1h tabelalara ya da ~i§man Noel Babala-
nn art1k reva9ta olrnadtgl, diyet yapmaya biiytik bir ozen gosteren
kesimlere rastlayabHirsiniz. Amerikah orta smtfm sigara korkusu
bir ary1<lan son derece manllkhdu; ~iinkti sigara oldUrticli olabi1ir.
Ancak sigara i~mek aym zamanda bedensel alaruna ftOk onem ve-
ren ve Pekin'dekinden farkh olarak. gereksinim duydugundan yOk
daha fazlasma sahip olan bir toplumda, bir bedenin bir di~eri uze-
rinde ona salduarak ya da onu kir1eterek yarathgt fiziksel obnayan
etkiye i~aret eder. Bir Amerikah etraf1ruzdaki be~ metrekarelik a1a-
na yakla~acak oJursa. agzmdan hemen belli belirsiz bir u Afedersi-
niz" Jaf1 -;•kar. ABD'nin patolojik sigara korkusu, ger-;ekte akciger
kanseri kadar da diinyevi olmayan bir korkudur. Alien'in [Yarattk.
2. Richard Rorty, ·Human Rights, Rationality and Sentimentality·, dar. Obrad Sa-
vic, The Politics of Human Rights i9inde, londra. 1999, s. 72. Rarty bu deneme-
sinde, evrensel bir insan dogast kavram.ntn yalmz.ca rasyone!lik. dO~Onoosine
dayanabil&c80ini varsayryor gibi goronur. k.i bu da soz konusu durumdan «;ok
uzak1tr.
106
James Cameron, 1986] igrenr; yaratJ!-lan gibi sigara iymek ve kan-
ser de. varolu~unuzun can evinde nasilsa kendilerini belli etmeyi
beceren Ollimciil Htekilik krrmulandrr. Bu aslmda yiyecek ve i¥e-
cek i~in de g~erlidir; Amerikab orta suuf artik bunJara da korku ve
tirpertiyle yakl~maktad1r. Bu son derece tehlikeli maddelerin iyi-
nizde oyuklar ayan k1nntdan art1k ulusal bir nevroz haline gelmi§-
tir. Uyumak da bedenin kontrol edilemeyen gti~lere teslim edilme-
sidir. Bu da Amerikahlarm yatakta k.alamtyor1annt~ gibi goriinme-
Ierinin nedenlerinden biri olabilir (~iiphesiz bir digeri de kar gtidi.i-
stidtir). Hillary Clinton geyenlerde dam~manlanyla §afak sokmeden
kahvaltl etmi§ti.
Amerikan kiiltiirel ara~ttnnalanrun bu karnavalvari, sere serpe
uzanmt§, ~ehvet dii~ki.inii ve muhafazakar ptiriten bedenin temsil
etmedigi her ~eyi temsil eden beden kar~tsmda bOylesine biiyiilen-
mesinin nedeni belki de budur_ Eger bedenin biitlin pisli~inden an-
ttlmast gerekiyorsa, siyasi olarak dogruluk [politial 'orrectness]
olarak bilinen soylem feti~izmi nedeniyle dilin de antt1mas1 gere-
kir. G~enlerde Standish, Michigan' dak.i bir adam nelue dii~mti~ ve
neredeyse boguluyonnu~. Kurtanhr kurtanlmaz bir kaduun ve ~­
cugun ontinde kiifretmekten dolayt tutuk1anrnJ§. Bu su~ verilen
maksimum ceza ise doksan gilil hapis. Amerikan yarauc1 yaz1 ders-
lerinin gozdesi olan bu renksiz~ yanm ag1z, sanatsiz olmast ozellik-
le tasarlarum§ dil. tarzdan duyulan piiriten ~tipheyi yansrur ki bu da
losrrhkla aynt ~eydir_ BHI Clinton'• a~lksozlii Cumhuriyet~ilerin
goztinde gosteri~t;i bir oglan durumuna dti~tiren, oral sekse dii~kiin­
lii~ii kadar ka~amak yarutlanyd1. Bu. aylkst>zliilugiin neredeyse
Tannsalhkla bir tutuldugu bir topluma gosterilen tepkilerden biri
olarak postyap1salc1 mu~lakllgm, ABD~deki b~ansm1 biraz olsWI
a~dclar belki. ABO' de hi~bir ciddi tarihsel olay beysboldan ahnan
basit bir egretileme olmadan tamam sayllmaz. Bi~imi yalancdlk
olarak goren, burjuva toplumunWI erken donemlerinden kalma bir
§tiphe, hayallerin esiri olmakla beraber bi~ime yine de gereken one-
mi venneyen bir ulusta haHi ~ok yaygtndrr. Amerikan soy1eminde,
formel ve gtindelik arasmdal akademik diinyanm barok jargonuyla
gOndelik dilin agz1 bozuk a~1k saytkltgt arasmda bir orta yol vardtr.
107
James~i bir aynmla, Avrupa tarzt, espritlielligi ve canhhgtyla ho§
olabilir ama Amerika iyidir ve bOyle bir erdemliligin can stktcl be-
delini Odemeye haz•rhkh olmah dar.
Bu ABD'de hala biiytik ol~Ude muhafazakar, uysal. yiice goniil-
lii olan kamusal soylemi de etk.iler: "1973 'ten bu yana Amerikah
ailelere gururla hizmet ediyoruz"; "Etkile~imle btiyil.yen ~ocuklann
mutlulu~u i~inn (bir m•su gevregi reklammdan); "Dogrulugun ve
diliiistltigun mi.ikemmel bile~imi olan Amerikalt". Bu, slklnt1 ve
olumsuzlugun ideolojik olarak ytkJct saylldt~t bir topluma uygun
olarak iyimser, abartth bir dildir. Kapita!ist tiretimin daha erken bir
doneminin maswn istekliligi ve b~anya olan sonsuz inanc1yla do-
lu, duyarh, ahlak¥I retorigi kinik bir bi~imde tiiketimci alan giinii-
muze kadar uJ~nu§tlf. Ulus amans1z bir iradecilik. hasta.ltgma ya-
kalarunt~tlr; maddi k.Isttlamalara ofkelenir ve Fichteci bir idealist
hayalcilikle. ger~ekten denerseniz bu smulan ylkabilece~inizi sa-
vunur. Bir afi§teki ~ocuk, c•<;ocuklara cinsel tacizde bulunan liS
kiloluk birinden daha gut;lfiyiim,. diye yalan sfiyler. Bir i~letme yo-
neticisi. "'Yapamtyorum' lafnu duymaktan ho~laruntyorum" diye-
rek isyan eder. B u, ba~ans1zhk ya da Isttraba kucak a~an bir topJum
degildir. Bir komedyen ziyaret ettigi hastanede, sanki hastahk.
Arneri.kan kar~lttynu~ gibi, "Umanm burada basta biri yoktur" di-
ye haykJnr. <;ocuk televizyon programlan, smtma ve kahkahalarla
dolu bir ~tlgmbk, ~arplk bir dtinyayt inamlmaz derecede t~Jlt1h gos-
tererek ytiliiten son derece didaktik bir ara~tlr. B urada, son derece
bayagt bir bi~jmde, kendi yocugunuza ovguler duzmeniz bile bek·
Ienir. Amerikah politikacllar ~evirdikleri karanhk i~leri hakh gos·
tennek i9in ha.J.a TanrJsalhgm ytiksek perdeden dilini kullarurlar.
Po1itikaciiann bu dili kullanma bi~imleri kar§lStnda. Frans1zlar gi.il-
mekten yerlere yatar, ingilizler de utanc;tan b~lanru one egerlerdi
herhalde. Ger~ek olmast i~in, his teatrall~tirilmelidir. Az ya da
imah konu~maya alt§lan olmayan bir kiiltiirde, hissedileri her §ey
hemen dt~salla~t•nlacakt•r. Kamusal retorikte enflasyon ya~anir­
ken, ozel konu~malar neredeyse tti.miiyle sessizlige gomiiliir. "One-
rimi reddetti. Ne kadar 1srar ettiysem de karannda diretti"' §eklinde-
ki bir ifade gen~lere ozgli bir Amerikan ingilizcesinde "1-Ih .. yaptl,
108
ben de £Hey!' falan diye kald1m oyle, ama o da 'Asia' falan oldu ya-
ni,., halini ahr.
Avrupa determinizmi, insanlann tarihin yo~unluguntd~n bogul-
duklan bir durumda ortaya ~Jklyorsa, Pilllerikan iradecilig1 de tarili-
sizlikten havastz kaldtklan bir durumda ortaya ~tkar. Ne zaman is-
terseniz kendinizi yeniden yaratabilirsiniz: bu Richard Rorty'yle
bir felsefe saygmhgma kavu~an ho~ bir fantezidir. Anayasa Mahke-
mesi Ba~yargtct, Clinton'a ili~kin su~Jamalan Senato'ya sunarken
tizerinde tiiziige uygun siyah ciibbesine ekledigi birka~ a1t1n sans1
§erit de vard1; bu eklemeleri Gilbert ve Su1livan'tn lolanthe'sinin
yahn zamanlardaki bir gosteriminden esinlenerek yapnu~tl. Evre-
nin y~1n1, Tannrun onu ~ok yak.Jn bir zamanda yaratt1grm savunan
inan~lanyla bagda~tJ.nnaya ugra~an Arnerikah Monnonlar. Tann-
run dtinyayt oldugw1dan daha y~h gortinecek bir bi9imde yarattJ-
~ru one siirerler. Evren~ antikact agz•yla~ "eskitilmi§''tir ve bu bazt
Amerikan gelenekleri i~in de ge~rlidir. Ashnda Monnonizm, daha.
pek ~ok §CYin yam sua, isa Mesih 'in Amerikalt olmarug., mo-
demoncesi Sami trktndan geldigi yontindeki skanda.la g~sterilen
kestirme bir tepkidir. ABD tarih tarafmdan gorece olarak ne kadar
kts1tlarunanu~ olsa da co~rafi a~uian o kadar izole edilmi~tir; bu,
AB D 'nin son derece beceriksiz oldugu bir konudur. Diinyadaki en
dar gorti~lii toplwnlardan biri olarak, Kanada (hemen hemen ayru
durumdadu) ve Latin Amerika (son derece fark.l1drr) <h~1nda her ye-
re kapahd1r; dt§andan nasd goriindiigii hakktnd.a inarulmayacak lea-
dar az bir ftkri vard1r. Geryekiistil bir ~i~manhga sahip insanlar
Amerika sokaklarmda gontil rahathgtyla dolaruyorlarsa, bunun ne-
deni klsmen bOyle bir §eyin dtinyanm b~ka hi~bir yerinde gortil-
medigi konusunda en kii<;Ok bir fikirleri bile olmamasJdlr. Ameri-
kahlar "Amerika" kelimesini, Danimarkahlann "Danimarka" keli-
mesini ya da Malezyaltlann "Malezya" kelimesini kullandiklann-
dan ~ok daha s1k kullarurlar. Hi~ §tiphesiz, diger tilkelere bir foto~­
raf makinesi objektift ya da bir bombardtman U<;agi carmndan ba-
karsan•z olaca~t budur.
Postmodem "kiilttirelcilik''in -insan ili~kilerindeki her ~eyin
kiiltur meselesi oldugunu savunan ogreti- bilyUk bir boltimil bu
baglama geri dondilgtimtizde anla~llu hale gelir. K1saca. killttirelci-
ler kiiltiirelle~tirilmi§ olmahdtr ve tarihselle~tinne konu.sundaki
postmodem 1srar, postmodem kuranun kendisine yonelmi~tir. Bi-
yolojicilik. ekonomicilik, tlzctiltik gibi en ~agda§ indirgemecilikle-
re katllan kulttirelcilik. Do~a ve kiiltiir arasmdaki diyalektikle ilgi-
li bir mesele degildir. <;iinkii. Doga her durwnda kiilttireldir. Ome-
~in. kanamarun ya da Mont Blanc'1n ktilttirel oldugunu one silrme-
nin ne anlama geldigi a~1k de~ildir. Kanama ve Mont Blane kav-
ramlannm zengin i~erirn yillderiyle kiilrurel olduklan dogrudur,
ama bu tamamen gereksiz bir tekrardrr. Zaten bir kavram ktilttirel
ohnaz dane olur? Yine de oyle olmad1gun hayal edebilir miydiniz?
italyan filozof Sebastiano Tirnpanaro ·nun ifade ettigi gibi, "'Biyo-
lojik~ daima 'toplumsal' tarafmdan dengelenen bir ~ey olarak su-
nuldugu ic;in. 'biyolojik'in hi~bir ~ey. ~toplumsar1nsa her §ey oldu-
gunu one stinnek ... idealist bir safsata olmaz Jruydl.."3
Kate Soper What is Nature' da kiiltiirelci davarun manoksal tu-
tarslzhgmi g5stenni~tir. B u dava sadece i§aret ettigi noktay1 a~lkll­
ga kavu~turabilmek i~in. reddettigi biitiin ger~eklilderin. varhguu
kabullenmeye zorlannu~ttr. Bu "metafizik antido~alc1hk"a gore do-
ga, cinsiyet ve beden tiimiiyle uzl~nn1n tirtintidtir- bu durumda,
ornegin, bizden bir cinsel rejimin digerinden daha ozgtirle~tirilmi~
oldugw1a ili~kin bir yargtya vannanuzt nas1l olup da bek.leyebildik-
lerini anlarnak gi.i~rur:' Her durumda, neden her ~ey b~ka bir ~eye
de~il de kiilttire indirgenebilirdir? B u son derece onemli hakikatin
do~ruLugunu nasll ortaya koyanz? Ktilttirel yollardan do~ru oldu-
gunu varsayabiliriz, ama bu ayru zamanda her ~eyin oziinde din ol-
dugunu ve bunu da kutsal kitaplarda yazanlardan bildigimizi iddia
etmeye benzemez mi?
Boyle bir kulttirel gorecilikle ilgili ba~ka sorunlar da dile getiri-
lir. Her ~eyin kiilttirel a~1dan gorece oldugu yoniindeki inanc1n ken-
disi de ktilttirel bir ~er~eveye bagh mtd1r? Baghysa, bunu Tannsal
bir hakikat olarak kabul etmek gerekmez; bagh degilse, iddias1n1
kendisi ~tirtittir. Aynca bu onenne reddettigi bir evrensel g~erlili-

3. Sebas1iano limpanaro. On Materialism. Londra. 1975, s. 45.


4. Bkz. Soper. What is Nature?. 4. bOlOm.
ge btiytik bir ozlem duyuyonnu~ gibi goriirunez mi? Killttirel gore-
ciler evrenseller babsinden ho~lanmazlar. Ancak: bOyle bir konu~ma
yalmzca BatJ 'run degil, bir~ok kiilti.irel sistemin aynlmaz bir par~a­
Sidu. Bu, ikili kar~Ithga sozUin ona dii~man olan bir postmoder-
nizm. ister inansm ister inarunasm, yerel ve evrenselin kesinJikle
~at1~madtg1 birka'r anlamdan biridir. Evrenseller bahsi bu yerel sis-
temlerde, dili zenginle~tirerek ve bazJ tiretken farkllhklan zorunlu
kJ.larak verimli bir bi~imde i§ gortiyorsa, bu sansiir niye? Bir~ok
kiiltiirel gorecinin deste.kledigi bir ogreti olan pragmatizm, bunWl
i~in bir dayanak sagJayamamJ§ gibi goriiniir. Pragmatizm kuramla-
nn do~luguna onlardan ~Ikanlabilecek ~eylere gore vanyorsa.
kiilttirel gorecilik gibi bir ogretiyi benimsemesi gariptir; ~ pra-
tik bir fark yaratmaz. Aslmda. Wittge~stein'm one stirebilecegi gi-
bi, biiti.in yollan kapatu ve her ~eyi oldugu gibi buaktr. Baz1 ktiltii-
rel goreciler tutarhhkytlar kadar pragmatist degildirler; bir inanc1n,
diger inan~lannuzla tutarb oldu~u stirece dogru oldugunu dti~tiniir­
ler. Ancak, bu yarg1ya vannak i~in tam da rutarhhk~Ihgm reddetti-
gi gerc;ek~i epistemoloji gerekli degil midir? inan~larimiZtn tutarh
oldugunu nasil ortaya koyabiliriz? Zaten, btitiin kiiltiirler goreceliy-
se, ayru zamanda kavimcidir de -bu ac;tdan, tek gtinab ke~isi Batt
degiLdir.
Dogahn, ktiltiirelin sinsice dogall~tJnlmasJndan b~ka bir §ey
olmadigml savunan, koklii bir postmodem ogreti vardi.r. Bu ogreti-
nin kanama ya da Mont Blane 'I a nasll bir ili~kisi oldugunu anlamak
ger~ekten ~ok zordur. Yme de bu iddia slk~a ortaya attltr. Bugiin-
lerde zorunlu olarak uyartci t.JCnak i~areUeriyle ~er~evelemnesi ge-
reken dogal kelimesi basit~e ktiltiirel ac;ulan dondurulan, durdwu-
lan, kutsanan, tarihsellikten t;Ikanlan, kendiligindenli sagduyuya
donti§ttiriilen ya da dogru kabul edilen hakikattir. BWlun kiiltiirtin
biiytik bir bOltimii i~in ge~erli oldugu dogrudur. Ancak, kiiltiiriin ta-
mamt kendisini ebedi ve degi~tirilemez sarunaz; bu, ki.iltiliii politik
a~tdan ~ok daha serke~ hale getirebilecek bir olgudur. Ogretilerinin,
Nabukadnezar'Jn dinamik geli~im doneminden oldugunu sanan or-
ta-sol liberal demokrat1ar da vardrr. Edmund Burke 'ten Michael
Oakshott'a kadar, son iki ytizytl boyunca Avrupa muhafazakarltgi-
run egemen ideolojilerinden biri metafizik hareketsiz1ik de~il. ta-
rihselcilik olmu~tur. Bazt kiiltUrel t>nyargllar ger~ekten de en az
sanna~Ik ya da midye kadar yap1~kandrr. Yabani otlann kokiinti ka-
zunak, cinsiyetr;i1igin kokiinti kaztmaktan kolaydrr. Bir kiilttirtin ta-
marmru de~i~tinnek, bir nehre set ~ekmek ya da bir da~1 yerle bir
etmekten ~ok daha fazla emek ister. En azmdan bu anlamda, doga
ktilttirden yak daha uysaldlr. Her durumda, insanlar dogal saydllda-
n §eylere kar§t her zaman kayttstz kalarak sabtr gostermezler. Tifo
dogaldtr, ama biittin giictimOzle onun kOkiinU kaz1maya ~ah§Inz.
DQgarun son derece pervas1zca esnek oldugu bir ~agda, dogayt
§U dindar Wordsworth~u terimlerle ebedi, ka9mdmaz ve sessizce
sabreden bir madde olarak degerlendinnek gariptir. Aslmda, "do-
ga1"In a~agt1aytct postmodem kullanuru, postmodemin doganm in-
sam basta eden lanlganbgmt ekolojik a~1dan teslim etmesiyle il-
ginr; bir bir;imde ~tl~rr. Bin;ok killtiirel fenomen, bir yagmur onna-
nmdan daha uzun siire ayakta kalmay1 ba~ann1~t1r. Gunifmuztin
egemen doga kurarru slire~. mucadele ve sonsuzun varyasyonlann-
dan biri olmu~tur. Do~ay1 karikarurize etmekten vazgerrmeyenler
doga k~ifleri degil, dogarun stiredurdugunu ve hareketsiz oldugu.-
nu one sUren profesyonel ktilttir savwmculanchr ve be~eri bilimler
alamnda ~ah~anlara benzerler. <;unkii bilimi yere sennenin onlara
verecegi kendilerini Osttin gorme zevki i~in, pozitivist, tarafstz. in-
dirgemeci vb. olarak modast ge~~ bir bilim imgesini korumaktan
vazg~eyenler de yalruzca onlardu. B~eri bilimler doga bilimle-
rini her zarnan kiie;timsemi§tir; bu antipati bir zamanlar bilim adam-
Janru kulaklanndan tiiy fl§loran~ ceket dirsekleri deriyle yamarun1~
tarifsiz hootikler olarak gorme halini ald1ysa da, art1k bunun a~km
bilgiden ~tiphe etmenin k1h~1 oldugunu varsaymaktad1r. Bu antibi-
Jimsel tavnn tek sakmcast, en ilgin~ bilim felsefecileri tarafmdan
uzun bir siire kabul gonnti~ olmas1drr.
Kiiltiirelcilik, Thomas Hobbes'tan Jeremy Bentham'a kadar, in-
sanhgJ zehirli bir antikiilttirel anlayi§la sabit bedensel arzulann salt
kalabahgt olarak gormti§ bir do~alcthga gosterilen anla~Iltr bir ~~­
n tepkidir. Bu dogalct1Lk ayru zamanda. acxyt ve hazzt iisttin gi5ren
hazel bir ogretiydi- bu ironiktir, ~tink(i az ~ok farkh bir haz ktiltii,
112
ktilti..irelcilikte de ortaya t;tkar. Ne var ki ktilttirelcilik, he:.:n ktilttirel
entelekti.iellere gore alttan alta kendi t;Lkarlanru gozeten, hem de
bazt yonlerden tutarSIZ bir o~etidir. <;unkii do~ah bir yandan kara-
lamaya t;ah~uken bir yandan da yeniden iiretir. Ktiltiir de bunu yap-
ttgtnda, dogayla ayru rolti oynuyormu~ gibi goriiniir ve bize dogal
gibi gelir. Her ne kadar ktilttirelcilik biitO.n ger~ek kUltiirlerin bir
anlamda keyfi olduklanna da i~aret etse de bu, en azmdan tikel bir
ki..il ttir i~in dogrudur. H erhangi bir ktilttirel varhk olmak zorunda-
yim; ozgtil bir kiiltiirel varhk de~il. Oyleyse Enneni obnamda ka-
t;:mllmaz olarak ironik bir §eyler var. <;unkii her zaman i~in Arkan-
sash olma olasth~Lm da vardl. ama o zaman da oldugum ki§i ola-
mayabilirdim. Her ~eye ra~en Ermeni olmam benim it;in t;ok do-
~al ve Arkansash olma olasthg•m•n hi~bir onemi yok.
Ti.imtiyle ktilttirel yarat.tklar oldugumuzu one sunnek bir yandan
ktilttiri..i mutlakl~tlnrken bir yandan da di.inyayt gorecele§tirir. Bu
biraz da dtinyarun temelinin ak.I§ oldugunu iddia etmeye benzer.
Benligimi b~tan sona saran, olu~turan ger~ekten ktiltiirse. "kUitii-
rel varhk olan ben" olmadtguru hayal etmek benim i~in zordur; bu
sadece ~i.ilttiriimiin goreceligine ili~kin bir bilginin beni hayal et-
meye <;agudtAt ~eydir. Ashnda bu sadece ba~ka bir anlamda ldiltii-
rtin -yarattc1 imgelem- hayal ettigimi savundugu ~eydir. insan na-
SII hem kti1ttir1ii hem de ktiltiirlti olabilir; bir ya§am tarzt taraftndan
kaytmlmaz olarak ~ekillendirildigi halde diger ya~am dtinyalarma
nasll yarat1c1 bir empati besleyebilir? Her nasJlsa. beni tarum.layan
farkhhk ka~1smda kay1ts1z kalmanrn bir yolunu bulrnak zorunday-
mi~lm gibi gortintiyor ki bu da ~ok rahat koruyabilecegim tavular-
dan biri degil.
Ktilttirelciler. Richard Rorty gibi boylesine ironik bir tavn dti-
§iinsel olarak destekleyenlerle Doing What Comes Nat.urally·nin
yazan Stanley Fish gibi. daha kaygt verici olmakla ber.aber daha
akla yatkm bir bi~imde. kiilttirtim bu yollardan ge~iyorsa onu mut-
lak olarak "dogalla~ttnnarun'' benim i<;in dogru ve kar;mtlmaz oldu~
gunu savunanlar olmak tizere ikiye aynhr. Oyleyse. b~ka bir ktil-
tiire ili~kin herhangi bir anlayl§ yalruzca kendi i<;imde bir hareket
olacakttr. Kendi ktiltiiriimtize ya tutsak kahnz ya da onu a~kmla~ti-
F'SO.X:tiiCilr Ymunb.n 113
nnz ki bunu da yalntzca ironik bir zihin ah§kanhjttni geli§tirme yo-
luyla yapabiliriz. Bunlardan ikincisi uygar azmhga mahsus bir ay-
ncah.ktrr. Aslmda, toplumsal y~am ~k geni~ bir alana yaydsaydi,
i§levini yerine getiremez hale gelirdi. Bu yiizden, Rorty'nin ironi
ve popiiler inan~ arasmda yapbgt aynm, Althusser 'in kuramtn iki-
ligi ve ideoloji aynffilmn yalruzca farkh bir versiyonudur.
iki durumun da goremedigi ~ey, bunun, kiilttirel belirleyicileri-
mize kar~1 kay•ts•z kalan bir c;~it tuhaf kfiltiirel hayvan olu~umu­
zun bir partyasi oldugudur. Bu. kiiltiirel belirlenimimizden ayn bir
§ey degildir, yalruzca onun i~leyi~inin bir par~:as1du. Kiiltfuiimtizti
a§klnl~tuan de gil, olu~turan bir ~eydir. Takmd1gun ironik bir tavrr
degil, bilincin dogasintn bir par~as1drr. "Ozcti" bilin~ kiiltiirel §ek.il-
lendinnenin otesinde bir bilinc; degil, ktiltiirel olarak §ekillendirilen
kendine donti§lti bilin~tir. Burada ~arp1k olan, Wittgenstein'•n one
siirebilecegi gibi bizi kendine tutsak eden bir resimdir - bir r;e§it
hapishane olarak orttik bir ktilttir e~retilemesi. Burada. bir tutsakhk
imgesine tutsak oluyoruz. Her biri farkh bir bilinc; bi!fimine §ekil
veren farkh ktilttirler vardrr ve sorun artlk bunlann birbirleriyle na-
sil ileti§im kurabilecekleridir. Ancak., bir ktilttire ait olmak. sadece
dogast geregi atyik utylu bir baglam1n bir par~tast olmakttr.
Dilin engebeli zemini gibi, "kiilttirler"in ui~leme" nedeni tam
olarak, ge¥irgen, muglak hatlara sahip, belirsiz, oztinde tutarstz ol-
malan; kendileriyle ttimi.iyle ozde~le~ememeleri ve stntrlanmn da
yeni ufuk.Jara gore stirekli olarak degi§mesidir. Bazen kar§thkh ola-
rak anla§tlmaz olduklanna §tiphe yoktur. Ancak, kar~1hkh olarak
anl(ijthr olabildikleri zamanlar da vardtr ve bunu saglayan ildsinin
de terctime edilebilecegi ortak bir tistdil degildir; bu ingilizcenin
S1rp-H1rvat diline sadece. ik.isini de kapsayan ti~tincfi bir dil saye-
sinde terctime edilebilmesinden daha fazla bir ~ey degildir. Sonu~­
ta "oteki" benim anlayt~lmm dt~tnda kal1yorsa, bunun nedeni ktil-
tiirel farkldtk degil, sonu~ta otekinin kendisi i<fin de anl~Ilmaz ol-
rnasid.Jr.
Durumu en -ragn§Imsal haliyle ifade eden, onde gelen Otekilik
uzmanlannuzdan biri olan Slavoj Zifek'tir. Zi!ek'e gore, farkh
ktilttirler arasmd.aki ileti§imi olanakh kllan, Otekine ti.imtiyle eri§e-
FSARKA/IOO!Iilr Y(X\lmtm.
114
bilmemizi onleyen smtnn salt epistemolojik de~il. onrolojik olma-
stdu. Bu. i~leri iyile~tirmekten ~ok kottile~tiriyor gibi gortintir. An-
cak~ Zi!ek'in i~aret etti~i nokta 6tekine eri~memizi zorla§llran ~e­
yin. Otekinin ilk etapta asia tam olmamast, asia bir baglam tarafm-
dan tiimuyle belirlenmemesi degil, her zaman bir dereceye kadar
"ac;tk·~ ve "degi§ken.. olmasuJrr. Bu, yabanct bir kelimenin anlama-
ru i¥kin muglakhga nedeniyle kavrayamamaya benzer; yoksa dilsel
yetersizJigimiz nedeniyle degil. Oyleyse, her ktiltiirtin kendisini
kavrayamad1g1 ya da kendisiyle ozde§le§emedigi i~sel bir kor nok-
tasJ vardar ve bunWl ne oldugWlu ~ozmek, Zi!ek'in bakt~ a~1sma
gore, o killttilii tiimuyle anlamaktu.
Oteki, kendi i~inde yerinden kopanl<hga, baglanu tarafandan ta-
mamen k1satlamnad1gl noktada olanca derinligiyle kar~uruza <rikar;
~iinkti bu kendi kendine saydam olmama hali bizim i~in de g~er­
lidir. Otekini. onun beni endi§elendiren yalWlm, gizemli dogasi-
run, onun i~in de bir sorun oldugunun farklna vardtglffida an1anm.
ZiYek'in de ifade ettigi gibi~ uBu nedenle, bu iki yoksWlluk -be-
nimki ve Otekininki-· Ortii~mediginde evrenselin boyutlan o.rtaya
~dear... benim ve eri~ilemez Otek.inin ortak yanuruz, ikimizin de go-
ztinden ka~. X 'i temsil eden bo~ bir gostergedir. ns Evrensel, kim-
ligimdeki gedik ya da ~atlakttr. Bu catlak kimligimi kendi iyinden
Ote.kine acar. tikel bir baglamla ttimuyle ozde~le~mem.i engeller.
Ancak bu, bir baglama ait olma bi~imimizdir, bir baglamdan yok-
sun olma degil. Ozgiil bir durumla "ziVanadan ~Ikacak .. insanhk
durumuna aittir. Evrenseli tikel bir it;erige bu bi~imde baglamayJ
izleyen ~iddetli rahats1zhk, ozne olarak insan diye bildigimiz ~ey­
dir. insanlar somut ve evrensel, beden ve sembolik ara~ konjonktti-
rtinde hareket ederler ama bu evinizdeki mutlulugu yakalayabilece-
giniz bir yer degildir.
Diger taraftan doga her a~adan kendi evinizde gibi hissettme ha-
lidir. Yalmzca bizim i~in de gil; bedenleri belirleyici baglamlan kar-
~tsmda kay1ts1z kalmak i~in son derece klstth bir gtice sahip olan
diger hayvanlar i~in de ooyledir. Yani, esasen ktiltiir aracdtgayla i~-
5. Slavoj ~%ek, The Abyss of Freedom/Ages of tha World, Ann Arbor, 1997, s. 50
ve 51.

115
leyen hayvanlar i¥in de. Bedenlerimiz, sembolik bir ara~ i~inde ha-
reket ettiklerinden ve belirli bir maddeden olu~tuklanndan kiiltiir,
toplurn ya da teknoloji olarak bildigimiz §eylerde duyumsal Slmrla-
rmin ~ok daha otesine ge!fme yetisine sahiptir. <;unkii, sembolik dii-
zene giri§imiz -dil ve beraberinde getirdikleri- kendirnjz ve belir-
leyiciligimiz arasmda dogal bir oyun b~latrr ve tarihsel varhklar
olarak bi1inen i~sel olarak ztvanadan ~tknu~. kendisiyle ozde~ ol-
mayan yaratiklar haline geliriz. Tarih, stmrlar dahilinde, kendi be-
lirlenimlerini belirleyebilecek bi~imde yaratJlmi§ bir hayvarun ba-
~ma gelenlerdir. Sembol tireten bir yarat1ga ozgti olan §ey, kendisi-
ni ~masmm dogasmda mevcut olmasiChr. Sembol, kendimiz ve
maddi ~vrelerimiz arasmda kendisine bir faaliyet alaru a~ar ve bu
alan da onlan tarihe donti~ttinnemize izin verir. ~iiphesiz. sadece bir
sembol degil; oncelikle, bedenlerimizin ~ekillendirilmesinde ~ok
yonlii bir ~ah~ma kadar buna zemin olmas1 i~in gerekli ileti~im yolu-
dur. Dil duyulanm1zm hapishanesinden kurtulrna.rruZI saglar: ancak,
ayru zamanda bizi tehlikeli bir bi~imde duyularun1zdan kopanr.
Marx'm kapitalizmi gibi dil de hemen yeni ileti~im olanaklan-
nm ve yeni somtiri.i tarzlanrun kaptsJm a~ar. Duyumsal varolu~un
can SiklCI mutluluk bah~elerinden gostergesel ya~amm insant n~e­
lendiren, tehlikeli uzamma g~i~ bir felix culpa [kutlu hata]. Adem
ve Havva 'runki gibi a~a~1 degil, yukan dti~ti~tii. Hem sembolik
hem de somatik• hayvanlar oldugumuzdan, potansiyel oJarak ev-
rensel olmakla beraber ne yaz1k ki kJSith da oldugumuzdan. a~1n
bir kibir kapasitesine sahibiz. Bizi bedenimizin duyumsal ktsitla-
nndan kurtaran sembolik varolu~umuz, kendi kendimizi a~mamtzl
ve 9ozmemizi saglayabilir. Yalntzca dilsel bir hayvan ntikleer silah-
lar yapabilirdi ve yalruzca maddi bir hayvan bOyle bir tehlikeye
maruz kalabilirdi. Melekle canavar arasmda kalm1~ iki ya~ay1~h
hayvanlar olarak, doga ve ktilttiriin, maddilik ve anlarn1n ~k da
muhte~em bir sentezi de~iliz.
Bu belki de estetigin -anlam kar§IStnda btiyU.lii bir esneklige sa-
hip ozgtin madde formunun; glindelik, ikili ya~amlannuzda yakala-
mayt b~aramadtgmuz duyumsal ve tinsel birligin- cazibesine ka-
• (Fr.) Bedenle ilgili olan. (~.n.)

116
p1lmamtzm kokenlerinde bir yerlerde yauyordur. Psikanalitik kura-
ma gtivenecek olursak, bedensel gereksinimlerimizin dilsel talep
dtizeyine yiikselmesi. bilin~alu olarak bildij!intiz kendi kendimize
sonsuza dek yabanct kalmanuza yol a~ar. Ancak bir trajediye donu-
§ebilecek bu daimi potansiyelde ayru zamanda en biiyiik ba~anlan­
mtzm kaynag1 da yatar. Vombatlarm ya§amt bizimkinden ~k daha
az tehlikeli olsa da bizimki kadar btiytileyici degildir. Vombathk ta-
raftan liberaller bunu faztas1yla kibirJi bir iddia olarak gorebilirler
ama, vombatlarm gizlice tstt.rap ve esrik.lik dolu bir i~sel ya~am
stirdiiklerini One stirenler kesinlikle yarulmaktadrr. Yaln1zca belirli
karma~tk ileti~im bi~im1erini ger~ekle§tinne yetisine sahip hayvan-
lar bir i~sel ya§ama sahip olabilirler. Ve yalruzca kanna~Ik ileti§im
bi~imlerini ger~ekle§tirebilenler, srr tutabilirler. insanlar kaplanlar-
dan daha zararhdtr. <;tinkii sembo1ik soyutlama gti~lerimiz, daha
pek ~ok ~eyin yaru 811'3, kendi ttiriimtizden birini oldiirme konusun-
. daki duyumsal ket vunnalaruruza baskm ¥tkmanuzt saglar. Sizi
~1plak. ellerimle bogmaya kalksayd1m, muhtemelen yalruzca hasta
ebneyi ba§anrdun. Bwmn sizin it;in pek ho§ oldugu soylenemese
de, Oliimcii1 olmad1g1 kesindir. Ancak dil. fiziksel ket vunnalarm
hi~bir i~e yaramad1g1 90k uzak yerlerden dahl size zarar vermeme
olanak tanrr. Dilsel hayvanla diger hayvanlar arasmda kesin bir ay-
nm yoktur, ama ironik hayvanla diger hayvanlar aras1nda dipsiz bir
u~urum vardu. honik olmalanm saglayacak. kadar zengin bir sem-
bol ik ya~anuya sahip olan yarat.Iklar siirek.li tehlike alundadtr.
Bu ktilttir ve tarih kapasitesinin yalruzca kendi dogam1za yapt-
Jan bir ek olmawgm•. onWl tam kalbinde yatuguu gormek onemli-
dir. Ktilttirelcilerin savundugu gibi, ger~ekten yalmzca ktilttirel var-
llklar ya da dogalctlann inan.d1g1 gibi yalruzca doj!al varllklar ol-
sayd•k. ya~antllaruruz da bu kadar gergin olmazd1. Asll SOTWl, do-
gayla ktiltiirtin tam ortasmda -psikanalizi bOylesine ilgilendiren bir
noktada- olmarruzdJr. Ya§antl laruruzt gli~l~tiren ktiltiirtin doganuz
de~il. dogazruzla ilgili olmasultr. Ktilttiriin yapt.lgt basit~e doganm
ayagm1 kaydrrmak degildir; onu tamamlamanm hem gerekli hem
de sorgulay1ct yoludur. Do~u~tan ktilttirel varhklar ya da kendi ken-
dine yeten dogal varl•klar degil, hayatta kalmak i9in ktilttire mec-
117
bur o1an zavalh bir fiziksel dogaya sahip yarat1klanz. Ktiltiir bizim
dogarn.Iztn kalbindeki u~urwnu kapatan bir "tamamlaytct"drr ve
buna bagh olarak. maddi ihtiya~lanrntz kiilttir a~lStndan yeniden §e-
killenir.
Oyun yazan Edward Bond dogu~tan gelen "biyolojik beklenti-
lerimiz"den bahseder -bebek, .. hazlfhkstzh~t nedeniyle ona ozen
gosterilmesini, ona yalmzca yiyecek degil duygusal a~tdan gtiven
de verilmesini, onu i~ine almak i~in bekleyen ve bunu naszl yapa-
caguu bilen bir diinyaya gelmeyr· bekler.~ Bu kelimelerin Bond'un
Lear oyununa yazdtgt omozde g~esi, biraz sonra deginecegimiz
~eyler goz ontinde bulunduruldugunda, belki de ~~JI1ICI degildir.
Bond bOyle bir toplumun dogru bir "ktiltiir"' olu~turacagnu savu-
nur; ~gda~ kapitalist uygarhk terimini reddetmesi de bundand1r.
Bebek lctilttirle kar~tl~ngmda. dogast yok olmaz, donu~tir. Bu. fi..
ziksel varhguruza ek olarak anlam denen bir §eye sahip olmamaz
degildir; bir §empanze de mor bir yelek giyebilirdi. Daha ~ok, be-
dense] varolu~wnuzu anlamm izlemesiyle. varolu~un kendisiyle
daha fazla ozde~ kalamamastdtr. Fiziksel bir jest. dili g~i~tinne
yollanndan biri degildir. <;i.inkti, bujest yalruzca dilin i~inde bir jest
saydu.
Biittin bunlar kiilttirelciler taraftndan dogru bir bi~imde vurgu-
larunt§llr. Ama ktilttir her istedigini, iyi ya da kotti, yapamaz. Do~a
yalruzca ktiltiirtin §ekillendirdi~ ~amur degildir; zaten, oyle olsay-
dJ bunun politik sonu~lan felaket olurdu. Bir .kiiltiir, Marx'tn utiir
oluf*umuz dedigi ~ey nedeniyle duydugumuz yemek, uyku, bann-
ma, lSJnma. fiziksel biitiinltik, arkada~hk, cinsel doyum, bir ol~tide
saygulltk ve giivenlik, act, JSltrap ve basktdan kurtulma, kendi ka-
rarlanm kendisi alma gibi gereksinimleri bastmnaya ~ah§liSa ted-
birsizlik etmi~ olur. Doga ktiltiir tarafmdan ~ekillendirilse de ona
diren~ gosterir ve gereksinimleri bOylesine gonnezden gelen bir re-
jimin kar~1s1nda gii~lti bir siyasi direnat olmasun bekleyebiliriz. Do-
gal gereksinimler ne kadar farkh ktilttirel bi~imlerden gelirlerse
gelsinler, sadece, birer beden oldugumuz i~in sahip oldugumuz ge-
reksinimler. bun.lara kar~t c;tkan toplumlara siyasi olarak kar~t ~Ikt-
6. Edward Bond, Lsar. Londra. 1972, s. viii.
lacag1 da dti§tintiiUrse, siyasi refah 5l~titleridir.
Buna kar~m. insanhgm dogasmm ktilti.ir oldugwtu savunan og~
reti siyasi a~1dan muhafazakar olabilir. Kiiltiir ger~kten bizim do~
gam1Z1 tepeden t1rnaga §eki1lendiriyorsa. o dogada baslac1 bir kfil~
ttirle miicadele edecek hi~bir ~ey yoktur. Michel Foucault tiimiiyle
iktidar tarafmdan olu~turulan ~eyin iktid.ara nasd diren~ gosterebil~
digini a~Iklarken buna benzer bir sorunla kar~uruza Cfikar. Elbette,
tikel Jdilttirlere gosterilen direncin biiyiik bir ooliirnii de ktilttireldir.
Bir anlamda tiimiiyle kiilttirden beslenen taleplerden kaynaklarur.
Yine de tiir varhgtmtzda sakh siyasi ele~tiriyi terk etme konusunda
acelecilik etmemeliyiz; ozellilde de iktidarm kendisini hem ktiltti-
rel k.imliklerimizi hem de fiziksel biittinliigiimiizii gasp ederek ko-
rudugu bir dtinyada. Sonu~ta bOyle rejimler ayncahklanru kiilttirel
haklan ihlal ederek degil. i§kence, silahh gW;:ler ve Oltim yoluyla
korurlar. i§kencenin yurt~hk haklarunt ~ignedigini one stirmek.,
i§kence kar§ttllgl davasma sahip ~Ik.tldtgmm en ik.na edici karuu
degildir# Bir kiJltiiriin haklanru ~igneyen §ey her ne olursa olsun sa-
dece kiilttirel sebeplere dayanarak su~lanamaz.
Doga-ktilttir etkile~imine ili~kin en yarulbct kuramsal ~h~ma
Kral Lear'dir: Klztmn, ihtiyact olmad•gi halde ma~o kabadayllan
maiyetinde tunnasma ~Iki§mas1 tizerine Lear. tamamlayicJhk ola~
rak ktiltiire ba~vurarak §Oy!e kar§Jllk verir:
Yoo, sakm ihtiyac;lan 80z etmeyin bana!
En sefil dilencinin bile
lhtiyacmdan fazlas1 bulunur ~lkmmda.
1htiyacJ olandan fazlasm1 vennezsen dogaya,
Hayvamnkinden fado kalmaz insan hayatmm da.
II. Bolum. IV. Sahne

Pa~lak anlanndan biri olan bu sahnede, Lear, belirli bir fazla yarat-
marun insarun dogasmda oldugunu fark eder. Kendini a§mamasJ,
katJ. maddi gereksinimin otesindek.i bir fazlarun tadllll 'tlkannamasi
insan i~in dogal olmazdi. insan dogas1 dogal olarak dogal degildir,
haddini sadece oldugu ~ey nedeniyle ~ar. insanlan, y~amlan katl
*William Shakespeare, KraJ Lear. Ozdamir Nullw ~virisi. Remzi Kitabevi. istan-
bul. 1987, s. 118.
119
bir bi~imde ttirlerinin gereksinimleriyle belirlenen "hayvanlar"dan
ayuan da budur. iC1imizdeki, fiziksel olarak ayakta kalmanuz i~in
gerekli mimimum gereksinimleri a~ma egiliminin hicrbir gerek,esi
yoktur; sadece, doganuz gere~i. istegin gereksinimi a~rnamas1na
~are arayt~anm bir partras• olarak kiilttirti olu~turuyoruz. Belirli bir
savurganllk. oldugumuz ~eyin aynbnaz bir par~asuhr. Bu yiizden,
edimsel bir durum gizli bir ger~kle~tirilmemi~ potansiyele bagh-
du. Tarihsel hayvanlar olmanuzm nedeni de budur.
Yine de, ne biiyiik bir mtisriflik? Kral Lear, daha pek ~ok ~eyin
yam s1ra, ~k daraltmadan ya da a~mya kar;madan bu soruyu ce-
vaplamanln gti~liigtine yogurua~an bir ~ah~madar. Salt bedensel va-
rolu~urnuzu a~an en belirgin fazlanuz dildir ve oyun da zaten ~m
bir karakter kalabahg•yla b~Iar. Lear' in hilekar k.Jzlan Goneril ve
Regan. yalan soyleme retorigi konusunda birbirleriyle yan~rrlar; iki-
si de pek az olan sevgilerini muthi~ bir aba.rtlyla dile getirirler. Bu
sozsel savurganhk lozkarde~leri Cordelia 'y1 tehlikeli bir dil yeter-
sizligine siirtikler. Diger taraftan Lear'in ~m kibri yalruzca onWl
acimasiz bir dogaya itilmesiyle yola getirilebilir. i~inde kopan frr·
tmalar ve Jstuap bedeninin siJUrlarmm at;tga tr•kmasma sebep olur
ve doga ona fani bir beden olarak var edildigini arumsatlr. Glouces-
ter 'in deyi~iyle Lear, "hissederek gonne"yi, kibirli bilincini do~al
bedenin duyumsal klsttlanna geri ~ekmeyi o~renmek zorundadu.
Yaliuzca bedeni~ ortak insanhg1m1zm arac1m yeniden deneyimleye..
rek. kendini hissederken digerlerini hlssetmeyi de ogrenecektir.
Ne var ki. Goneril ve Regan'tn oyununda oldugu gibi, sadece
bedensel olmak, kendi do!aruzan tutsag1 olmaktan ba~ka bir ~ey de-
Aildir. Di~erlerinin gereksinimleri taraf1ndan bedenle suurlarun1~
olmanazla. bedensel arzulanruzlll edilgen bir i~levinden ba~ka bir
~ey olmamaruz arasanda ince bir rrizgi vardJr. Lear'in ba~lardaki
"'ktilti.irelciligi". gostergeler, unvanlar ve gii~ arac•hg•yla bir siirti
~ey yigiyor, bo~ yere tem.sillerin ge~ekliAi belirleyebilecegini ha-
yal ediyorsa, Edmund gibi bir uzmarun dogalcJhgt da kar~t tehlike-
ye dikkat rreker. Dogay1 degerden trok olgu, manipiil ~ edilecek an-
lamsJz bir madde olarak gorenler it;in Edmund bir kiniktir; ona go-
re degert dtinyanm anlamsizhgma keyfi olarak ytiklenen ktiltiirel
120
bir kurgudur yalmzca. Oyleyse olduk1an ~eye ihanet edemeyenler-
de tak.dire deger oldugu kadar tehli.k.eli bir ~ey de vard.tr. "Gokkub-
bedeki en bakir ydd1z goz krrp1yorsa alr;:aklt~una, oldugum ki§i ol-
mallyJm·· diyen Edmund tam anlamlyla bir deterministtir. Goneril
ve Regan, ba§langt~tak.i ikiytizltili.iklerinin ard.Jndan, sonur;:ta mi-
za.r;larma kaplanlar ya da tornadolar [avc1 ur;:ag1] kadar amanstzca
sadlk hale gelirler.
Buna kar~m. Cordelia 'n1n kend.ini oldugundan farkh gostere-
memesi bir de~er g5stergesidir. Bununla beraber, ger~ek yiizlerini
saklayan, yaruJsamalar yaratan ve altiist olmu§ krala duyulanru ge-
ri vermek ir;:in dili sorwnsuzca kullanan Kent, Edgar ve Soytan 'run
kurtartCl eylemleri de oyledir. Ancak, kendi nllZ3CllllZ kar~lSmda
kayttsJz kalmaruzm ydac1 bir yolu oldugu kadar yaratlCI bir yolu da
vardrr. <;tinkti jjldilttir''iin kurgulan bedensel merhamet i~in kulla-
rulabilir. Bununla birlikte. kendi mizacm1za sadtk kalmantzm hem
yarat1c1 hem de yJkiCJ bir yolu da vardrr. Kii1tiiriin, ya da insan bi-
1incinin, guvenilir o1abi~esi i~in merhametli bedene demir atnu§
olmas1 gerekir; "beden'' kelimesi hem bireysel zaytflt~muzt hem de
soysal varl~lllliZl anunsattr. Ancak, ktilttir nihai semboHi <iltim
ol an dogal bed.ene indirgenmemelidir. <;tinkti bu, sonu~ta. ya kendi
hazlanruzm pe~ine dti~ttigtinuz vah~i bir av ya da duyulann di§m-
daki hic;:bir ~eyin ger~ek olrnadtgllll dii~iinen kinik bir materyalimt
haline gelebilir. Oyunda da dille ilgili benzer bir sonm vardrr ve bu
Shakespeare oyunlarmda stkc;:a rastlanan, savurgan bir bir;:imde i~­
Jevsel olmayJa daralt1cJ bir bi~imde i~levsel o1marun ortasuu bulma
sorunudur. Kent'in fazlastyla sade konu~mast Oswald'm ziippece
diliyle tezat ol~turur; Goneril'in soylemi stirekli basitken Ed~
gar 'mki ~~lrtlci derecede inceliklidir.
Shakespeare oyunlannda her zaman oldugu gibi burada da ~1n
kavram1 son derece mug1akbr; hem insanhgimtzm hedefi hem de
onu ~mam1za yol a~an ~eydir. Ktiltiiriin a§lflSJ ortak duygu kapa-
sitemizi daralur: duyulanmlZI digerlerinin sefaletini ke~fetmeye
kapat1r. Lear'in sezgisel olarak yaprnay1 agrendigi gibi, yalruzca
bedendeki IStlrabi hissedebilseydiniz, bunun sonucWlda a~1n ke!i-
mesinin anlanu ~ok daha farkh olurdu:
121
t~te size kaytts1z yiireklerinizi iyil~tirmenin ilac1:
Bu zavalhlarm ~ektiklerini siz de ~ekin ki,
thtiyac1mzdan fazlasm1 onlara verip
Tannlann ~imdikinden daha adil oldugunu gosterebilesiniz.
Ill. Bohim, IV. Sahnc"

~ehvete doymu~lara, b34kaJann1 dii~iinmeden bollukta ytizenlere,

Vurdumduymaz, ka}'ltSlZ ya~amlanyla,


Siz Tannlann ilkelerini hi11e saytp kole edenlere
GOsterin gtictintizii vakit ge~irmeden,
Ortadan kalksm bu dengesizlik.
Herkes ihtiyac1 kadar edinsin artl.k.
IY. Boli.im. I. Sahne""

Lear a~1nhgm o kadar ileri safhalarma kadar gitmi~, ~Ilgm arzusuy-


Ia geryekten o kadar yabancll~m·~ttr ki, onu iyile~tirmek mizactm
zorla degi~tinnek anlamma gelir ve bu da itrinden sa~ ~tkamayaca­
~~ bir sllr~tir. Bu ~rrthktan kurtulmarun daha yap1c1 bir yolu. tn-
giliz i~~i Partisi 'nin eski giizel giinlerinde, zenginligin esash, geri
~evrilmez yeniden da~1tmu dedigi ~eydir. Bu dranun miza~ ve ktil-
rur Uzerinde yo~unla~masuun siyasi i~erimleri ttimiiyle e§itlik~idir.
A~mhk zararh oldu~u kadar yaratlcu:hr dave bu da sonunda Cor-
delia~ run babasm1 affetmesiyle simgelenir. Shakespeare i~in mer-
hamet ol~iiyii ka~umak, klsasa klsas degi§im de~erinin reddi. her
~eye ragmen gerek1i olan bic a§1nhkt1r.
Marx'1n 1844 Elyazmalarl Ekonomi Politik ve Felsefe'si- gibi
Kral Lear de radikal bir politikaya. bu politikanm bedendeki yan-
sunalanndan yola ~akarak uJ~rr. Ancak bu, gtiniimtizde bi.iyiik ra~­
bet g()ren bedenin soylemi de~ildir. Burada sozli edilen mazo~ist
beden de gil, fani bedendir. E~er Lear kiilttirel bir yap1 olaralc doga-
nm iyice farkmdaysa, bu ideolojinin stmrlanna kar~1 da tetiktedir;
doga1cll•~m tehJikelerinden ka~ i~in acele ederken, bOyle bir
ldiltUrelci k.ibri ku~kulu hale getiren ortak, savurunastz, t;iirtiyen,
• A.g.e., s. 133.
..,.. A.g.a., s. 164.
••• Karl Marx, 1844 E/yazmalar1 Ekonomi Politik ve Felsefe, ~ev.: Kenan Somer,
Sol Yay.• Istanbul. 1993.
122
dogal, inadma maddi bedenle ilgili ~eyleri ktic;timser. Ancak oyun,
olgudan degere ya da dogadan ktiltUre dogrudan bir t;dcanm yapt-
labilecegine inanan dogalclltga kaqt da ayru derecede temkinlidir.
Edmund"un Hobbes~u determinizminden Cordelia 'run cUmert pas-
toralcili~ine, anlams1z bir madde ongortistinden s•mrs1z bir uyum
vizyonuna kadar, her zaman "doga"run bir yorumu oldugunu bi1ir.
Dogadan ktilttire g~i~, olgudan degere g~i~ degildir; ~tinkti doga
zaten her zaman i'rin bir deger-terimdir.
Qyleyse bu, herhangi bir dogalct etige temel ol~turan kayadrr.
Goriinli~e gore argiimantmtza maddi bedenler olarak nastl oldugu-
muzdan ba~lay1p ne olmanuz gerektigine dogru devam edemeyiz.
c;tinkti nas1l oldugumuza dair yorumwnuz her zaman kac;uulmaz
olarak degerlendirici olacaktu. Soz konusu olan durum gibi, parti-
zan bir yorumcu i-rin soz konusu olan durum gibi bir durum olma-
dlguu savunan ldilttirelci epistemolojiye izin veren de budur. Kill-
tiir gibi doga kavramt da betimleyici ve nonnatif arastnda muglak
bir bi~imde gidip gelir. insan dogas1 sadece betimleyici bir katego-
riyse. insanoglunun yapttgi her ~eyi kaphyorsa, dogadan deger 'ri-
karamayJz. <;unkii, yapttk.laruruz t;e~itli ve t;eli§kilidir. Eger, popii-
ler akla gore, ahlaki apdan z.aydhk uinsani''yse. merhametlilik de
ayru olyiide ''insani"dir. Ancak. insan do~as1 zaten bir deger-terim-
se, ondan ahlak.i ve siyasi de~erler ~lkarma stireci anlarns•z bir kl-
sudoogi.i diir.
Shakespeare, kendi yolwulaki bu a-;:mazdan haberdar olsa da
bunun dt§ma ttlkan kiilrurelci yola sapmaya raz1 degildir. Bu bizi
eninde sonunda dogalCihktaki kadar tok say1da felsefi sorunla b~
ba§a btraku. Kiiltiirii yalmzca dogarun b.ir uzanus1 olarak gormek,
Dogay1 yalruzca bir ktilttirel yap• olarak gormek kadar zordur. Sha-
kespeare son derece llygwt bir bi~de komtina.l. beden temeline
dayanan ve ktiltiir odakh bir insan dogas1 kavramma sanhr. Aynca,
en incelikli kUlttirel degerlerin bir dereceye kadar bu dogaya dayan-
dtgina inamr. Orne gin merhamet, ahl§ki bir deger olmak.la beraber
yaradt1t§tan maddi olarak bir ba~kasuun gereksinimlerine duygu-
da~ olabilen ve hayatta kalmak i~in bunu yapmas• gereken toplum-
sal hayvanlar olmarruz nedeniyle harekete ge~er. Lear'in dti~i.ince-
123
lerinin merkezinde yatan da olgu ve deger? ktilttir ve doga aras1nda
bOyle bir i~sel ili~lcidir. Yme de dogu~tan kar~Illkh olarak duyguda~
hayvanlar olmarruz tabii ki her zaman terimin ahlaki anlanuyla
merhamet gosterdigimiz anlamtna gelmez. Aksine, btitiin antiki.iltti-
relci iddialar, bu nonnatif anlamda otekileri gerfekten hissetti~i­
mizde, bize tamamen tesadtifi bir ktilttirel gelenekten kalan bir er-
demi uygulamak.tan ~ok dogam1za ait bir kapasiteyi ger~ekle§tirdi..
gimiz yontindedir.
Ne var ki bu. doganuzm ahlaki ve siyasi a~tdan en olwnlu ka-
pasitelerini nasd ozde~le§tirdigimiz sorusunu yamts1z buak1r. Bu
noktada. ktilturelciler~ bunun mantaksal bir 91kanm stireci aracll1·
g1yla ya da her ~eye ragmen bizi bu ktiltiirel dogrultudan ~ok ba~ka
bir §eye itecek. deger i~enneyen bir doga ta.mnu yoluyla yap1lama·
yacag1m one siirmekte hakhlar. Sonuc; olara.k. bunu yalruzca argti·
man ve karut yoluyla saglayabiliriz. i§le tam da bu nokta.da, hi~
bek.lerunedik bir bit;imde, ktilttir kelimesinin daha duyarh anlanu
kendine dU~en rolu oynar. Genellik.le degerli olduklan du~untilen
hem "yi.iksek" hem de poptiler sanatsal <;alt~malann <;e~itlilikleri
goz ontinde bulunduruldugunda, hangi ahllli amac;larm destekle·
necegine ili~kin soruya tarukhklanndaki benzerlik ~arpictdrr.
Bu tarukhk kesinlikle kabul gormti~ ya da su gotiinnez degildir;
sanatsal ktilttirtin, en iyi olasthkla §tipheli, en kotti olaslltkla nefret
uyanduan ahlak.i degerJeri savunan gii~lii p~alan vardu. Ka1dt k.i,
yliksek kiiltiir, daha once de degindigimiz gibi, bogazma kadar so-
miirii ve mutsuzluga batm1~trr. Yine de geli~imin en kesin yolu ola·
rak. i§kence ve deforrnasyonu savWlan ya da insan deneyimlerinin
en degerlileri olarak rrapulculuk ve ac;h~L kutlayan bir avu~ sanat
eseri vard•r. Bu olgu~ tuhafhklanru gormezden gelmemize yetecek
kadar a~tk~ ortadadtr. Kiilttirelci ya da tarihselci bir bakl~ ac;1.s1na
gore, neden bunun boyle olmasJ gerekir? Bu dayatmact konsensus
niye? Ger~tekten yerelimiz, sadece klsa omurlti k\iltiliel ko~ullarsa.
ki ttirlerin tarihinde bunlardan milyonlarca vardlr, sanatsal kulttir
yU.zyiLLardtr nas1l olur da neredeyse hi~bir ahlaki degeri dogrula-
maz? Bu anlamda kiiltiir, genelde, bazt kotu istisnalan ve sayiSIZ
farkh kulrurel tarztyla, a<;gozlti egoizmi iyiligin ya da cinuiligi CO·
124
mertligin tizerine niye ctikarmarni~tJr?
Ktiltiiiiin olagantistii karrna~1k bir ahtaki tart1~ma alaru oldugu-
na §tiphe yoktur: ama esk.i destanlann erdemli bulduklan ~ey ku~­
kusuz Thomas Pynchon'm· yaphgl ~ey degildir; lct.ilti.irlerin Uzerin-
de tart1~tJ~1, zalimlik ya da iyilik saydan ~eydir ve bu noktada. or-
negin. esk.i kole sahipleriyle modem liberaller arasmda btiytik fark-
hltklar olabilir. ~tiphesiz. ayru ktiltiir i~inde de <;ati~malar olabilir.
Lear, CordeHa'run onu "baglJIIk derecesine gore" sevdigini soyle-
mesini kmc1 bulur ama bu tam anlam1yla ~efkattir: Cordelia ona
ka.q1 duygulanrun akraballk ili~kilerin kaynakland1gm1 ve bunun
da Lear ona nasll davran1rsa davrans1n onun Lear'e insanca davran-
masml gerektirdigini anlatmaya 9ah~lf. Yine de en geni~ diizeyde,
ahlaJci yargdar ktiltorler aras1nda biiytik ol9tide tutarhhk gosterir ve
bu da dilbaz tarihselciler arasmda moda oldugu gibi kolayca bir ya-
na atllamaz. Ve bu da ahlaki degerlerin, yiizy11lar boyunca biiyiik
bi~; degi~iklik gostennemi§ hayvans1 doganuzla ili§kili oldugwlll
dii~finen etik materyalistler ifin bir siirpriz degildir.
iyi ya~am1 neyin olu~turdugu tizerine bir tarti~maya girdigimiz-
de, ba§vurdugumuz §ey sonu~ta soyut ilkelerden 90k kamtlar ola-
caktu. Buradaki sorun, ne ~e~it bir kanttin kar~tt gorti~teki birini ik-
na etmeye yetecegidir ve bu noktada, daha dar anlanuyla ktilttir
ahbik ya da siyaset felsefecisinin otmazsa olmazzdlr. Sonu~ olarak,
kar§uuzdakini yere serecek bir iddia ortaya atamazsintz; yalmzca
kaf§Imzdaki konu~mactya. omegin, Araplarm §iir ya da Avrupahla-
nn roman ktilliyatmdan bahsederek bundan ne anlad:l~ru sorabilir-
siniz. E~er biri gen;ekten felaketin 9agd1~1 bic kavram oldugunu
(jne stirerse~ ornegin, ana Primo Levi 'nin.. kitaplanru okuyup oku-
madtgmi sorarak kendinizi can sJkiCI ag1z dala§larmdan koruyabi-
Jirsiniz. Gtiniimfiziin modaya uygun birtrok epistemolojik ku§kucu-
su, temelci iddialan 9iirtitme konusundakl kuramsalc1 isteklilikle-
• Amerikah poslmodern yazar. Nobel Edebiyal OdOIO'ne aday gosterilen, yDzyl-
fln en iyi romanc&larmdan biri say1lan yazann burada bahsedilen ozelli~i ozel ya-
~mlnl bir su gibi kendine saklamas1d1r; bugOne dek on altt ya~mda ~eklirdiOi bir
foloOrafm1n d1~1nda tek bir gorOntOsO yakalanabilmijtir, ki bu da s1rtmdan yekil·
mi~tir. (y.h.n.)
.. Auschwitz'den sag yiKan yirmi dort ki~iden biri olan, o donemde ya~daklanm
anlat11g1 ozya~moykOsel kitaplar~yla Onlenen yazar. (y.h.n.)

125
riyle. akademik ~evrenin dt~tnda olmadtklan surece. bunun muha-
lefet ve anl~marun, kanaat getinne ve gorli~ degi§tirmenin ger-rek
toplumsal diinyadaki hali oldugunu unutmu~ gibi gortintirler.
Ne var ki,liberal hUmanist bu beraberelikten ~tok fazla teselli ~tt­
karmamalldtr. Liberal htimanistin hatast farkh baglamlardan gelen
insanlarm ortak degerlere sa hip olabi lecegi konusunda 1srar etmesi
degil, bu degerlerin k\iltiirel bir yap1ntmm her zaman en onemli
parc;as1 oldugunu hayal etmesidir. Ba§ka bir hatas1 da bu de~erlerin
her zaman~ ne kadar yandtJCt bir klhga biiri.irunti~ olurlarsa olsWl-
lar, kendi uygarhgmm de~erleri oldu~unu varsaymastdu. Merha-
met ya da oomertli.k. gibi kategoriler, hem ktilttirel ozgull~tinneye
gereksinim duyarlar. hem de bu nedenle tikel bir ldiltiire ait ola-
mazlar. Onlan olumlu yapan ~ey ~tiphesiz bu degildir. <;unkti aym
~eyler §iddet ve dti~manltk ir;in de soylenebilir. Ancak kii ltiirelci,
boyle deger1erin herhangi bir an lama gelemeyecek kadar gene! ol-
dllklannt (jne stinneden once durak.samahdlr. <;tinkti bu durumda,
farkhl1g1 ovme ve bask1ya diren-; gosterme de herhangi bir anlama
gelemeyecek kadar geneldir.
Algtlanrruzm bu diinyada algllannuzdan ba~ka ~eyler de oldu-
gunu haber venneleri gibi, dikkatli bir kiilttir okwnas1 da bu dunya-
da kti.lttirden ba~ka ~eylerin de oldugunu gosterir. Bu. en azmdan,
postmodernizmin vansleri ne one si.irer1erse siirsiinler, modemligin
en iyi kuramctlanndan baztlanrun vardtgi sonu~tur. Marx. Nietzsc-
he ve Freud anlamm kokeninde anlamh giicii.n yatttg1m ve yalruz-
ca semptomatik bir okwnanm bu gticlin izlerini ortaya ~Jkaracagm1
one surerler. Anlarnlar her zaman guce kap1ld1klanndan -gti~ onla-
n pan;alar, bozar ve yerlerini ahr- salt yorumbilgisi ya da yorwn
kurarn1 idea1ist kalmaya mahkumdur. Bu dti§iintirlere gore, btitiin
onemli olaylar anlamm huzursuz konjonkturtinde, gti~ler de goster-
gesel ve ekonomik (en geni§ anlanuyla) olanm konjonkttirtinde ha-
reket eder. Kad1n ve erkekler ya~am\anm yaln1zca ktiltiirle, sozti
edilen kelimenin daha kapsamh anlam1 bile olsa. stirdtiremezler.
Kiilturun iyinde her zaman onu alttist eden ve duraksatan, ~arplta­
rak ~iddetli ya da anlams1z bir soz haline getiren ya da sa1t anlam-
stzhk kalmtrst brrakan bir ~eyler vardtr. ister Kant'm bilgiyi mum-
126
ktin ktlan k<>§ullan ya da Nietzsche'nin gil-; istemi, ister Marx~tn ta·
rihsel materyalizmi, Freud'un birincil siire~leri ya da Lac.an'tn Ger-
-;ek'i olsun, k\iltiirden once olan her §ey daima bir anlamda onunla
e~zamanltdlr da. <;iinkii onun ne oldugunu yalruzca killti.irii b~Jan­
gtcmdan itibaren okuyarak soyleyebiliriz. Kiiltiirtin bumWlu Siirten
ve siirekli onu ydcrnakJa tehdit eden her §ey yaln1zca, tabiri caizse,
ktiltiiiiin ortaya ~1kUg1 zamana dogru geri giderek yeniden kurula·
bilir. Bu anlamda. hi~ ~iiphesiz, anlanu es g~emeyecegi gibi sem-
bolik alana da indirgenemez.
Marx'a gore ktilti.iriin tek bir kokeni vardrr ve bu da doga iize-
rindeki emektir. Bu emegin, Marksizme gore somtirii anlanuna gel·
mesi, Walter Benjamin 'in uygarltga ili~.kin her belgenin ayru za-
manda barbarhgan kayd1 oldugunu ifade eden bilgece deyi§inde ya-
tan anlamlardan biridir. Marx 'a gore kii1ttir genellikle soyunu inkar
eder: Oedipal 'rOCUk gibi, soyundan aldlklanru yeterli gonniiyorsa,
her a~1dan daha iistUn bir soydan geldigine inanmay1 yejtler. Ne var
ki ktilttirti dunyaya getiren anlam degil gereksinimdir. Ancak daha
sonra, toplum kaltct bir kurumsal kiilttirti destekleyecek kadar ge-
li~tiginde, o kiilttir pratik ya§amm ger~ek otonomlu~unu tistlenme-
ye b~lar. Marksizme gore bu otonornluk bi9imsel bic yarulsama-
dan ~ok tarihsel bir olgudur.
Emek gibi ideoloji i~in de iktidar ve anlamm kar~lla~mas1 gere-
kir. ideoloji, iktidann anlamlanchrma tizerinde etkili oldugu her
yerde ortaya c;1kar~ anlanu deforme eder ya da bir grup ~Ikara bag-
Jar. Walter Benjamin yerytiztinde tek bir dilenci bile kalsa mitin
ayakta kalacagm1 ifade eder ve bu da §lipbesiz adaletsizlik varoldu-
gu siirece ideolojinin de ka~1mlmaz oldugu anlanuna gelir. Mark-
sizm. kad1n ve erkeklerin biiyiik Ol~ude ki.ilttirle ya~ayabildikleri ve
maddi zorunluluk itkisinden kurtulduklan bir zamarun gelmesini
timit eder. Ancak, burada ironik bir ima varsa, bWlun nedeni mad-
di zorunluluk kar§lSinda kay1ts1z kalrnak i.-;in birtaklffi maddi onko-
~ullar gerektigini anlamas1dll'. Toplumsal ya§anun estetize edilmesi
-kad1n ve erkeklerin gii~lerinin btiyiik bjr bOltimtinii yalruzca ha-
yatta kalmaktan ~ok kendilerini memnun etmek i~in kullanmalann-
da- sadece estetikle ger~ekle§tirilemez.
127
Marx 'a gore ya~ayanlann dti~tincelerine bir kabus gibi -;oken
tarih. aslmda daha ~ok "tarih(jncesi"dir; Nietzsche de ldi~iimseyici
bir tavrrla "sa~mahgm ve rastlanurun bu zamana kadar 'tarih' adly-
la antlan korkun~ egemenligi'" der.' Nietzsche'nin se~tigi terim
-soyktitiik- su~. i~kence ve intikamm barbar anlat.Is1m kar~dar ve
ktiltiir de bu anlaurun kana bularum~ meyvesidir. "YeryiizUnde att·
lan her kti~tik adnrun bedeli tinsel ve fiziksel i~kenceyle odenmi~­
tir... Btitiin 'iyi ~eyler'in altmda ne ~ok kan ve vah~et yattyor!')j
Soylci.ittik, saygtn dti~tincelerin hi9 de saygm olmayan kokenlerini,
i§levlerindeki tehlikeyi meydana ~Ikanr; dli~iincenin karanhk yan-
lanm aydmlatrr. Nietzsche·ye gore ah13k. ashnda Freud i~in de,
ger-rekten yiiceltmedir. Yine de bu. ahlakl daha az degil. daha ~ok
otantilc yapar. William Empson '1n da bilgece dile getirdigi gibi, "En
ince arzular en basit olana i~kindir; zaten, i~kin olmasalardt yanh~
olurlard1. ''9 Bunu en iyi anlayan dti~Unce tarz1 tamamen gOsteri~tir.
Freud 'un <:Jzgilnliigii yalmzca kUitiirii ya da ahlak1 de~il. uygar-
hgin tamanunt bOyle gormesinden gelir. Sistine ~apeli yticeltmey~
se, ttotinet imalatt da oyledir. Bu.rada. Freud·un en cesur hareketi
"ktiltilr" ve "sivil toplwn", deger alaru ve zorunluluk alan• arasin-
daki klasik kar~1thgt ttimtiyle y1kmas1d1r. Her ikisinin pek de ho~
olmayan kokleri Eros'a dayamr. Freud'a gore anlamlar kesinlikle
anlamlardtr ve sabula de§ifre edilmeleri gerekir. tUJ.Cak, bu stirecin
tama.rruru altiist etmek ayn1 zamanda onu bedensel gur;Ier arasmda-
ki yogun bir ~ati§ma olarak gormektir. Killrur ve do~a. gostergesel
ve be dense], yalntzca ~atl~mada bir araya gelir; sembolik dtizende.
beden hic;bir zaman tam olarak kendi evindeymi~ gibi hissetmez ve
bu duzene sokulmasnun onda yol a~t.J.gt travmadan da hic;bir zaman
ttimiiyle kurtulamayacaktJr. Freudcu itki akJL ve bedenle arasmdaki
ince <tizgide bir yerlerdedir; do~ayla ktilttiriin kesi~ti~i altiist olmu~
noktalarda, biri k~lstnda digerini temsil eder. Freud. bedeni daima

7. Friedrich Nietzsche, ·Beyond Good and Evir. der. Walter Kaufmann, Basic
Writings of Nietzsche ioinde, New York. 1968, s. 307. liyinin ve KotOnOn
6tesiru:le, Bir Gei9Cek Felsefesini Af/§1 Q$V.: Ahme1 inam, Say Yay.• 2004]
8. Friedrich Nietzsche. won thB Genealogy of Morals~ a.g.e., $. 550 VG 498.
(Ahlakm SoykOtaga Ozerine Bir Kavga Yaztst, c;ev.: Ahmet inam, Say Yay.• 2004]
9. William Empson, Some Versions of Pastoral. Londra, 1966, s. 114.

128
kurgusal bir temsil olarak ele alrnas1 a~asmdan "ktilttirelcindir. An-
cak, bu temsiJin vermek zorunda oldugu kOtii haber,. kiilttirel an-
lamlaruruZl i~eriden ~·tan ve sonunda SliTa kadem basmalarma
yo! a~bi1ecek gil~lerle ilgilidir.
Bunlarm ~ogu biitiin uygarhklann sonunda kendi kendilerini
yok ettigini savunan son derece i~ karart.Ic1 bir kuramsal ~h§ma
olan Civilisation and its Discontents'te (Uygarhgm Huzursuzlu~ur
olduk~a at;:lk bir bic;imde ifade edilmi~tir. Freud bize hem temel bir
saldrrganbk hem de temel bir narsisizm yerl~tirir ve uygarhk da
bunlann yiiceltilmesiyle meydana getirilir; i~gudiisel doyumu terk
etmeyi gerektirir. Bu ytizden de gu~lerimizi uywnlu bir bi~imde ge-
li~tirmekten ~ok uzak olan kUitiir, bizde, Freud'un Hstirekli ir;sel
rnutsuzluk" dedigi duruma yol a~ar. Bu bakl§ a~tsma gore. kiiltilriin
meyveleri hakikat, iyiJik ve giizellikten ~ok su~luluk, sadizm ve
kendi kendine zarar vermektir. Dogay1 egemenligi altma alan ve bir
ktiltiir yaratan, insanhk birliginin kurucusu Eros'tur. Ne var ki bu-
nu, i~inde Thanatos ya da aliim dtirttisii sakh olan saldrrganlt~nruz­
la birle§erek yapar. Uygarhga zarar veren ~ey, onun §eytani ama~­
larma kanar ve onu kunnaya alet olur. Eros'u bu yolla ne kadar yti-
celtirsek? kaynaklanru da o kadar ttiketir ve onu sadist stiperegonun
pen~elerine b1raktnz. Stiperegoyu gii~lendirerek? su~lulu~wnuzu
artlnr ve Oliimcul bir kendinden tiksirune killttiriinti besleriz. Ktil-
ttiri.i harekete geyiren, klsmen. biitiin kiilttirlerin altmda yatan ~ey,
ol iimdlir. Eger oltim bizi ileri gottiriirse, bunu yalmzca ktilttirtin
heniiz ortalarda oJmadtgi, mutlu savunmasJz1t~ haline geri dondtir-
mek i~in yapar.
Oyleyse bunlar g~ modemligin verdigi dersler arasmdadJr.
Ktiltlirtin i~inde i~b~mda olan baz1 gli~ler -arzu, egemenlik. ~id­
det, kincilik- anlamlannuzt ~ozmek, tasanlannuz1 alttist etmek ve
bizi amans1zca karanbklara gommekle tehdit ederler. Bu gti~ler
kiilttiliin tamarnen dt~mda kalmaz: daha ~ok ktilttirle do~a arasJn-
daki gergin ortamda ortaya ~Lkarlar. Marx 'a gore emek, bir kiiltur
tireten do~ayla kurulan ili§ki bi~imlerinden biridir. Ancak, bu eme-
~in ortaya ~danasma yol a~an ko$ullar nedeniyle. kliltlir kendi i~in-
• Uygarltgm Huzursuzf~u. QSV.: Haluk Ban~. Metis Yay., 2000.
129
de ~iddet ve ~eli§k:iye aynhr. Nietzsche'ye gore, doga tizerinde ege-
menlik kurma sava~lffilz, bilin~lerimiz tizerinde de potansiyel ola-
rak feci bir egemenli.k kunna.rruzt gerektirir; -;:tinkii. uygarhk miica-
delesinde bilin¥lerimizi de i~gudtilerimizden kurtarmaya ~ah~mz.
Freud'a gore, kti~iik ~u~un bedeni ve ~evresindekiler arasmdaki
ak.l~, hayatta kalmas1 i~in gerek.li balam ve yeti~me faaliyetleri. hi~­
bir bedenin veya nesnenin asla yeterince doyuramayacag1 kurtlar
gibi a~ bir arzunun tohumlanru atar.
Doga yalruzca ktilttiriln Otekisi degildir, onun ic;inde siireduran
bir aglfhktJ.r da; insan oznesini ba~t.an sona kesen i~l bir gedik
a-rar. Yalruzca kendi dogal enerjilerimizi bu amaca yonlendirerek
kiilttiril Dogadan -rekip alabiliriz; bu anlamda. kiiltiirler sadece kOl-
tiirel ara~Iarla kurulmazlar. Ancak. bu egemen enerjiler genellikle
durdWlllrnas1 neredeyse imkanstz ve ktiltiirun ya~amuu stirdiirebil-
mek i~in gereksinim duydugundan c;ok daha fazla bir devinimli1ik
yarat1rlar. Aynca bu devinimlili~ e~it derecede bir saldlrganhkla
k:endimize de ~virebjliriz. Bunun ~~~~nda, kultiirtin olu~umunda.
her zaman sonunda kendini g~rsiz lalan bir §eyler oldugu soyle-
nebilir.
italyan filozof Sebastiana Timpanaro ~unlan yazar:,

(... ) ~itli tarihsel yorumlarla belli toplumlardalci a~ insan varolu~u­


nun ktsahg1 ve kmlganhil, insarun kli~liklugti ve zay1fhgtyla evrenin
sonsuzlugu arasmdak.i tezat edebi eserlerde farklt bi~imlerde ifade
edilmi§tir,. ama insanhk geregi cinsel iygudu. y~m ilerlemesiyle ba~
gosteren yetersizlikler {psikolojik sonu~lanyla beraber). digerlerinin
oliimi.i durumunda insamn olmekten ve lStuaptan korkmaSl gibi belli
ba §h deneyimlerde ba§vurulan yo liar hala pek de farkh degil, kay1p. 10

Gtinumilztin dogmatik kiilttirelciliginde boylesi bir saggoriilulti~e


pek s1k rastlarunaz. Bizi hem tarihteki atalartm1za hem de diger
kiilttirlerden benzer varolu~lara derinden baglayan JSttrap ~ken, fa-
ni, muhta-;: beden daha yo)( bir kiiltiirel farkhhk ve ooltinme ilkesi-
ne donU~ttirtilmii~tiir. Bedenin garip bir bi<rimde ikili bir stattisti
vru:d1r~ hem evrensel hem de bireysel. Asl1nda "beden'' kelimesi te-

10. limpanaro. On Materialism. s. 50.

130
kile de kolektife de i~aret edebilir. Bizi tiirtimuze baglayan. bilin-;:-
li olmadig1 gibi ki~isel de olmayan kahtsal, tamamen belli karakte-
ristik.lerdir ve bu. s~emize asia izin verilmeyen bir yazgu:br. Bu-
raya kadar, dayaru§rnanuzm semboltidlir. Ancak, beden ayru za-
manda bireyseldir; ashnda bireyle§menin belki de en temel ilkesi-
dir. Beden farkh. yerel ve son derece smrrh oldugu ve tam anlanuy-
la olmasa da tiiri.iniin bedenine slla~tp kalmadt~ i~in. korkun~ de-
recede savunmas1z haldeyiz. Aynca. r;ocukken digerlerinin beden-
lerine, asia tam anlanuyla degil, ama neredeyse hapsoldugwnuzdan
sonunda son derece muhta~ ve istekli olup ~Iktyoruz.
B~eri bedenler. bu ktnlganhgt telafi etmek i~in, kiiltiir dedigi-
miz dayaru~ma bi~irnleri olu~tunnak ZOllUldadrr. Bunlar bedenin
dogrudan yapabilecegi her ~eyden daha inceJikli olmakla beraber
onun duyumsal denetiminin tehlikeli bir bi~imde otesindedir. Ortak
bir ki.iltiiliin olu~turulabilmesinin tek nedeni, bedenlerimizin btiytik
ol~Ode birbirine benzemesidir ve buna bagh olarak da bir evrensel
olan di~erine dayantr. Marx'1n da tespit ettigi gibi, ktilturden ~ok
daha derin bir dtizeyde yer alan bireyler oldu~umuz i~in toplumsal-
hk bizden dogar. Elbette, be§eri bedenlerin tarihleri, toplwnsal cin-
siyet. etnik koken, psikolojik. kapasite gibi yonlerden farkhhk gos-
terirler. Ancak. aralanndaki potansiyel olarak evrensel iJi~kileri ilk
etapta olanakh k.Jian kapasiteler a~JsJndan -dil. emek, cinsellik-
farkhhk g6stennezler. Toplumsal olarak olu~turuJrnu~ bedene ili~­
kin postmodem ktilt, mil1iyet~ilige getirdi~i onca pratik ve yarat•c•
ele§tiriye ragmen. ktiresel direni§e ili~kin bir siyaset dii~tincesinin
reddiyle yak.Jndan ili§kilidir- ve bu. k\iresel egemenlik siyasetinin
hit;bir z.aman olmadtgl kadar talepkar oldu~u bir donemdir.

131
v
Ortak bir ktilttire dogru

Uygarhk olarak.lctilrur ile dayaru~ma olarak kiiltiirtin genellikle can


dti~rnanlan oldu~una deitiruniftik. Bununla betaber, T.S. Eliot'tn
~ah~masJnda oldugu gibi. garip, gti~lii ortakhklar kurduldan da
olur. 1 Eliot bir ytiksek ktilttir uzmaru olmasmm yam srra poptiler bir
y~am tarzl olarak ktilttitiin de destek~ilerindendir; bi.itiin zeki s~­
kinciler gibi o da tam anlanuyla bir poptilisttir. Postmodem kuram
ne dti-§\intirse du~tinsiin. bu durumlar arasmda mantlksal bir ~eli~ki
yoktur.
Eliofm ktilttir tizerine yaz1lan, kavramdaki stirek1i kaymay1
mukenunel bir bi~imde resmeder. Ktilttirle "her ~eyden once antro-
1. Yaz1m1n izleyen b<i/umlerindeki ahnt1lar i~in bkz. "Eiiol and a Common Cultu·
re·. der. Graham Martin, Eliot in Psrspsctivs, Londra. 1970.
132
pologlann kastettigi ~eyi, yani ayru yerde bir arada y~ayan tikel
bir insan toplulu~unun y~am tarllfil" kast etti~ini ifade eder.l Ama
~~marun ba~ka bir yerinde, akhndaki en list deger-terim kiiltiir-
mu~ gibi, UKtiltiir, basit~e hayatJ. y~amaya deger lolan ~ey olarak
bile tarumlanabilir'' der (s. 27). Bu iki anlam arasmda gid.ip gelme-
ler bir anlamda, bir toplumun sanat. terbiye, din ve dti§iincelerinin
bil~iminin tamanu olarak kUltUrdur ve her iki taruma da ~ekilebi­
lir. Herne kadar bize ba~ka yerlerde, ~li~ki1i bir bi~imde, "ktllttl-
riin olmayacagm1 stsyleyebilecegimiz" {s. 19) bir donemin gelece~
gi ogretilse de bir toplwnun kiiltiilii, belirli bir zamanda ''o toplu-
mu toplwn yapan ~eydir" (s_ 37). Eliot, "kiiltiiriin ktiltiir i~indeki
kalttsal iletimi"nden bahsederken yapug1 gibi, kelimenin mug1aklJ-
~ru bazen a'ttk~ somtiliir (s. 32).
Raymond Williams, Eliot'1n bir y~am tarz1 olarak kii1Uirle ne
ifade etmeye ~h~ttllm• a~Ildamaya b~ladtginda, ingiliz1erin gele-
neksel kiirek ~kme, yat ve at yanflan, lahana ha§lamas1 ve Elgar
gibi bir dizi b~hk sualadtgma i~aret eder. B unlar. ironik bir bi~im­
de alternatifldiltiir .tarununa ~lkar; Williams!m igneleyici deyi~iy­
le, "spor, yiyecek~ biraz da sanat"a.' Aslmda, bu degi~imin ilgin~
bir bi~imde yarulttct bir etkisi vardrr. E1iot minor kiilttiriintin, kt.H-
tiirtin tamamma yarar saglad•~mt one stirmek ister. An~ bu du-
rumun kabul edilebilirligi minor ktilttirle ne kast edildigine baglt-
d.tr. Eger ktiltiir.. sanat ve entelektiiel ya~amsa, bunJan destekleme-
si goz oniinde bulunduruldulunda. kiiltiirel se~kinin sonunda top-
1umun tamanuru gel~tirebi1ecegini one siinnek mtimktind\ir. Ancak
list struf ktiltiilii, ome~in. <;itleme Kanunian ·ru· ve ozel sagltk si-
gortasnu i~eriyorsa, bunlann buttin toplwnsal dtizeylerde bir zen-
ginl~meyi nastl saglayacagini anlamak daha gti~ttir.

2. T.S. Eliol, NotBs Towards thB Definition of Cuhura, Londra. 1948, s. 120. Bu
~all ~mayla ilgili di~er referanslar, al1nt1lardan sonra parantez iQinde verilecektir.
yals~ansn ba~l1g1 al9CikgonuiiOiukle olorilerli~in ilgin~ bir kani1m1: ·notlar• ama
•tansma· dogru.
3. Raymond Williams, Culture and Society 1780-1950, Londra, 1958, s. 234.
• XIV. y0zy1l ingilteresi'nde ba~ayan ve zirai topraklar1n merala§lsnlmass ya da
ba~ka bir a~1dan s()ylenecek olursa koylonon molksozle~tirilmesini hedef tutan
iktisadi hareketin •QiiJeme Kanunlan· ya da "'BOyOk Qilleme· de denilen siyasi
boyulu. (y.h.n.)

133
Eliot'a gore killtiir yalruzca bir y~am tarz1 degit "bir topluluk-
tak.i 1nsanlarm, be§ikten mezara, sabahtan ak~ama ve hatta uykuda
oldugu zamandaki ya§am tarzlarmm tammmdzr" (s. 31). Buna, uy-
kuda olmak Oze1lilde eklenebilir. Eliot'a gore ktiltiirtin bu anJanu
aslmda bilin~li oldugundan ~ok daha bilint;sizdir. Eliot' a gtire. bir
ktilttir uasla btittintiyle bilintrli olamaz- her zaman bizim bilincine
ula~abildigimiz ktilttirden fazlas1dlr ve her zaman tasarilanm1zm
bilin~siz zemini oldu~dan. tasarlanamaz ... Klilttir. bilinttlili~e ka-
dar btitUntiyle yeniden uyandudamaz ve btitiintiyle bilincine ula§tt-
guruz ktilttir asia ktilttirtin btittinii degildir" (s. 94. 107). Bu anlay1~
dogru oldugu kadar kullaru~hdu da. Eliofa gore ktiltiir, Wittgens-
tein'Jn y~am bit;imi anlayt~ma benzer bir bi~imde, kendini btitti-
niiyle nesnelle~tiremez yiinki.i btittin nesneJle~tirmelerimiz ancak
bilin.yli insan deneyimini mtimkiin k.Ilan ko~ullardadrr. Heideggerci
bir deyi~le, belirli anlama edimlerinin meydana gelmesine ilk etap-
ta izin veren ve bWlWl sonucwula bu edimler taraf1ndan tamamen
kavranamayan bir uon-anlayJ~lar"' ktimesidir. Ancak bu. Eliot i~in
uygun bir konum olsa da, bunun nedeni popiiler kfilttir dii~iincesi­
ne baghh~lyla poptiler kapasitelere ili~kin muhafazak3r gorii~tintin
~atJ§masldii. Eliofa ge>re insanoglu ne t;ok fazla ger~klige dayana-
bilir, ne de ~ok fazla entelektiiel dil§iinceye varabilir. Bu nedenle
popiiler kiiltiir, bir bi~imde varolabilmek i~in. btiytik m~ude bilin9-
siz bir rnesele olmahdrr- ve y~amm gtizelligi kadar zihinden ~ok
kalp ati~lannda ya§anan bir sUrece de i~aret eden bir kelime olarak
"ktiltur, elimizin altmdadu. Eliot nefret uyandtracak kadar kfi~iim­
seyici bir di1le ~unlan yazar:

tlgisini toprak ya da deniz ya da makineyle ve birkarr insan, haz ve go-


revle dogrudan ili§kisine yoneltmi~ buytik ins an kalabahklan i~in (bir
Hlristiyan ki.iltlirii i~in) ik.i ko~ul gereklidir. li.k olarak, inan~ nesneleri
Uzerine dii§iinme kapasiteleri dii~i.ik oldugundan, Hlristiyanhklan, hem
rutin ve donemsel dini gerekleri yerine getinnede de kom~ulanna kar-
~1 geleneksel davram~ kahplannda da neredeyse bUtiiniiyle ger~kl~­
tirilebilir. t:kinci olarak, y3..1amlannm Hrristiyan ideallerine ul~m~
i~in ne kadar lasa oldugunu algllamakla beraber, dini ve toplumsal ya-
§antllan onlar i~in do gal bir biitiin olu§turmah ki bOyIeee Hrristiyanlar

134
olarak davranmamn gti¥Uigi.i dayamlmaz bir gerilim yaratrnarm~ ol-
sun.•

Bu, ba§ka bir yerde "Her ~ey


goz onUilde bulunduruldll~unda, in-
sanlarm btiytik 9oglllllugunun ya§amllli dogdugu yerde stirdlirmesi
daha iyi olur" (s. 52) diyen bir yazann sesidir. Bu, Eliot'm tarukol-
du~u bir ~eye dayanara.k verdi~i bir tavsiye degildir~ yukanya ali-
nan pasajda Eliot. Hrristiyanhgm ne oldugWlu pek anlamasaruz da
kendinizi bu yola adanu~ bir Hlristiyan olabileceginize i~aret eder.
Ktilti.ir bi.iyi.ik ol~tide rittiel gereklerini yerine getirme ve davram~
meselesi olmahdtr. <;unkti, bir9ok insan soztinti etmeye degecek bir
ozbilin~Hlik kapasitesinden yokswtdur. Bu arada. Louis Althus-
ser'in kendiliginden davrant§ olarak ideoloji tammm1 antmsatmak-
ta fayda var. Bu tamm da benzer bir bi9imde dini bir bi~im ahr:

Soz konusu birey herhangi bir bi~imde davramr, herhangi bir pratik
tavn benimser ve buna ek olarak belirli diizenli faaliyetlere katdlf. Bu
faaliyetler, bireyin bir ozne oJarak biiti.in bilinciyle ozgurce se~tigi dti-
§i.incelerin "bagh oldugu'' ideolojik aygJ.tlardandir. Tannya inamyorsa
ayine kahlmak. i~in kiliseye gider, diz ~ker, dua eder, gtinah ~lkanr,
gunahlannln bagJ~lanmasJ i~in papazm onercligi kefareti yerine getirir
(bu bir zamanlar kelimenin ah~Ilrnt§ anlam1yla maddiydi), dogal ola-
rak pi~manhk duyar vb.'

Althusser 'e gore, ideoloji dfi~uncelerden ~ok


pratiklerle ilgilidir;
burada, kitlelerin ideolojisiyle aydmlar kuramt arasmda ortiik bir
farkl1hk vardtr. Eliot da benzer bir bi~imde, bilin~Jilik olarak kiiltiir
dii~uncesini kesinlikle reddetmez; yalruzca. bunWl egitimli bir
ziimrenin tekelinde oldugunu dti~iintir. Althusser'in kuramcdan
neyse, Eliot'm dtinyevi papazlan da odor. Ancak balk ve aydmJar
farklz ktiltiirler olu~turmaz. Ayru ktilttir, halk taraftndan bilin9sizce
ve azmhk taraf1ndan kendini yans1tma azelligiyle sonuna dek y~a­
tJltr. Bu nedenle ortak bir ktiltiir hiyeraqik bir kiiltiirle tamamen
bagda§tr. Onemli olan. ktilttir ~~itleri arasmdaki de~il. kendi bilin-
4. T.S. Elio1, The Idea of a Christian Society, Londra, 1939, s. 28·9.
5. Louis Althusser, Lenin and Ph;Josophy, Londra, .1971, s. 167. (Lenin ve
Felsefe. ~v.: Murat Beige, BOienl Aksoy, Erol Tulpar, lleti~im Yay.~ 20041

135
cinde alma dereceleri arasmdaki farkhhktu. insanlann biiyiik 90-
gunlugu inand1klanrun farkmda bile olmadan inanu. inany ve dav-
ram~ birligi sa~hkh bir poptiler ktilttir i~in ~arttu~ tinsel olarak far-
kmda bir birey i~in de~il. Son derece bilin~li bir tercihi niteleyen de
bu ikisi arasmdaki gerilimdir; sonunda herhangi bir ortak y~anu
a~an ideallere ul~amad1k~a mticadele devam eder. Bu nedenle
davram~larm ve bilincin altiist olu~u tinsel iisrunliik gostergesidir;
bu ikisi yalruzca yabanda ya da azizde birl~iktir.
Eliot, Notes Toward the Definition of Culture'da §U itirafta bu-
lunur:

l~imizde en bilin~li ve geli1mi~ olamn bile yine inan~ ve davram~tn


ayJ.rt edilemedigi bir dtizeyde y~ad1g1 yontindeki ... yansttma, hayal
gi.iciimuzun ondan yararlanmasma izin veri.rsek, altust edici olabilir...
B ir bakt~ a~ISina gore din in ki.iltur, ba~ka bir bak.t§ a~1sma gore ise kiiJ-
turun din oldugunu yans1tmak son derece rahatsLZ edici olabilir (s. 32).
Pierre Bourdien'nlin deyi~iyle, killttir habitus'tur.~ Ancak. ayru za-
manda, ~eli~kili bir bi~imde, yetenekli oldugumuz ~eyi en incelikli
yans1tma bi~imidir. I. l:X)ltimde de~in.di~imiz gibi. kelime hem or-
ganik buyumeyi hem de onun aktif egilimini kapsar. Ve Eliot, spe-
kiilatif ve kendili~indenin bu bi9imde harmanlarunasmdan rahatstz
goruntir. Ktilttir nasii aynt anda hem tizerinde dti~tiruneye gerek bi-
le duymad1gmuz ~eyler, hem de bilincimizin en incelikli meyvele-
ri olabilir? Din, ya da ytiksek ktilliir, ya~am tarzt olarak. kliltiire da-
yaruyorsa, ona indirgenme tehlikesiyle de kar~t Jcar~tyadtr ve a~lan
degerini de bu nedenle kaybeder. Bununla beraber, kokleri giinde-
lik y~arna uzaruruyorsa, nasll etkili olabilir? Benzer bir bi~imde,
inan¥1arun yalruzca davraru~sal
ah§kanhklannu tammlamarun ra-
hatlattct gibi goriinen bir ba~ka yoluysa, horlamamdan daha kutla-
nast bir baghhk degildir. Eliot, "inancm davraru'' etkileyecek kadar
gii~lU oldugu gibi. davraru~1n da inancJ etkileyecek kadar gii.~lii'' ol-
dugWlu ifade eder: 7 Davraru~ olarak ktilttir, bir avurr insarun bir~ok
insarun ya~amma sa~lamca yerle~tirdi~i ve besledi~i bir dizi inan~-

6. Bkz. Pierre Bourdieu, Outline of a Theory of Practice, Cambridge, 1977.


7. T.S. Eliot. Ths/dea of a Christian Society, s. 30.
136
trr. Ancak mesele, onermenin tabii sonucundan, yani inancm davra~
ru~1 ttiketme olasllt~mdan ka~mrrken inanc1 davraru~ta somutla~trr­
maktlr. Aynca soz konusu inan~lar. ister d.ini ister estetik olsun. so~
nunda gtindelik y~anu ttimiiyle a§ar ve bu nedenle gtindelik ya~
~amda cisiml~meleri ancak Jasmi olabilir. Bu yiizden, bu inan~la~
nn giindelik y~arm ele§tirmesine izin veren §ey ayru zamanda on~
lan gtindelik y~ama s.unsJkl bagJarnay1 ba~aramayan ~eydir.
Oyleyse Eliot'1n kendine has bir Ktiltiir/ktilttir sorw1u ve kendi~
ne has bir ~oztimti varchr. Salt s~k.inci bir tavrrla tercihini ktilttir
k.aqth olarak Ktilttir yontinde kullanamaz; ~tinkii. yeni filizlenen
bile§keleri poptiler y~ama dahil etmedik~e hi~bir azmhk kiilttirti~
nun ayakta kalamayacagtru fark edecek kadar zekidir. Can Siktcl bir
kitle demokrasisi ~agmda, ytiksek ktilttir ancak bu yolla siyasi bir
gti~ haline gelebilir. Ancak, insanlann biiyillc ~ogunlugu hemen he-
men hi~ dii§iimntiyorsa, ytiksek kiilttir bWlu nasll yapabilir? Eliot.
uherkesi egitme konuswuJa bu kadar aceleci davrarunamiz''ln sade-
ce "gelecegin barbar g~ebelerine mekanize kervanlannda kamp
kurmalan" iyin ortam hazrrladt~J bir toplum manzaras1 kar~tsmda
iimitsizlige kapthr (s. 108). Ancak. bu felaketle sav~maya haztr
Leavis((i tepkinin -yiiksek ktiltiirdeki c;atlaklan kapatmak. ve kiiltii-
rel kendini savunma i~in bir azmhk yeti~tirmenin- biy de yeterli bit
strateji olmadtgllll dti~tinmekte hak11dtr.
EJiot, kUIUir konusunda bu kadar ~abuk havlu atmaya raz1 degil-
dir: ancak, e~er Killtiir kitleler i.izerinde bir kere daha etkili olacak-
sa, dini kiilttir halini almak zorunda kalacaglfll dii~tintir. Bu neden~
le Eliot'm dini muhafazakarh~I Leavis'in dunyevi liberalizminden
hem daha ~k hem de daha az ge~ekctidir: Daha ~k. ~Yiinkii halkm
edebi eserlerden trok y~am tarzlanyla yonlendirildiginin farktnda~
dtr; daha az, ~linlcti Eliot'm benimsedigi ya~am tarzt -H•ristiyan-
hk- en azmdan bir ytizylldrr kitleler kar§tsmda itibar kaybediyor-
du. Yine de bilinyli fark.lndabgt kendiliginden davraru~la birl~ti­
ren, her ~eycfen once dindir ve bu birlik hiyerar§ik bir top1umsa1 dli-
zene dogrudan uyarlanabilir. T.S. Eliot' tan pek de farkh olmayan
bireylerden olu§an ve ruhban Siruftna benzeyen bir entelekttieller
snuf1 tinsel degerleri bilin.;:li olarak besleyecektir. Bu degerler hal-
137
ka yaydacak ve balk da bunlan ya~arunt~deneyimlerinin ritminde
ve dokusunda dolayh olarak, dii§iintimsel olmayan b.ir bi~irnde ya-
~ayacaktlr. Bir~ok insana gore Klilttir, bilin~siz bir konformizrn ri-
ttielidir. Azmltgm degerlerinin k.itlelere dogrudan swmlmas1 soz
konusu bile olamaz: "Ktiltiirtin <laha bilin~li bir ooltimiintin meyve-
lerini herkesin takdir ettnesini ama~lamak verdi~iniz ~eyi kirletmek
ve onWl degerini di.i§linnektir" (s. 106-7).
Oyleyse, Eliot' a gore ortak bir ktiltiir kesinlikle e~itlik~i degil-
dir. Azmhk ve k..itleler ortak degerleri payl~Iyorlarsa da bunu bilin-
cin fark.h duzeylerinde yaparlar. Notes Towards the Definition of
Culture'da Eliot §oyle yazar: uBenim ktiltii.r anlay~una gore, nufu-
sun tamanu lctilttiiel faaliyetlerde aktif bir rol oynamamalld1r - tii-
mii ayru faaliyetlerde ya da ayn1 dtizeyde yer almamahdrr'• (s. 38).
Eliot 'm ~iirlerinin okuyuculan da benzer bir bi~imde derecelendi-
rilebilir. Bir~k okuyucu bereket ktiltlerini ya da Aeneis'i aru§bran
engin bilgileri kavrarken tyogwduk imgelemin dokunakh muanuna-
lan arac1llgJyla sadece bir i~ yolculuga ~Lkar. Caz.t ve mtizikholleri
oven safkan bir poptilist olan Eliot. ikinci rurden seyircilerin ~ok.
daha onemli oldu~una inarur. <;Unkii kiiltlir ya da ideoloji. zihinden
~ok bilin~altl yoluyla i~ g5rtir. Kendi ~iirlerinin a~unlanabilir an1a-
nu kaqtsmda ger~ekten kayllsizdrr ve bu The Waste Land [<;orak
Ulk.e]· notlanrun tam bir parodi olmas1mn nedenlerinden biridir.
Oyleyse, Eliot'm ideal toplwnunda buttin toplumsal sm1flar ay-
ru ktilttirii payla~n. Ancak. se~.kinlerin gorevi 0rganik bir bile~ime
11

sahip killtiirtin -daha bilint;li bir dtizeyde olmakla beraber ayru ktil-
ttirtin- geli~mesini sa~larnak·~ olacaktir (s. 37). Kendinden entin bir
burjuva kar§tt.t olarak Eliot, hem ortak inan~ hem de ger~ek bir kill·
tiir iletimi i~in gerekli siireklilige zarar veren atomcu bir kuram ol-
dugunu d~iindtigu ir;in frrsat e§itli~ine ve s~kinlerin yetene~e g~
re mevki sahibi obnalanna dayanan liberal toplwn kurammrru red-
deder. Bunun yerine~ geleneksel yonetici sllllf, kendi killttiriinti ko-
ruyarak ve nesilden nesile aktararak, geli§mi~ tinsel ve sanatsal bi-
lincin gortinen yiizti olacaktrr ve ashnda sadece kendisini de~il ktil-
tUrUn btittintinti de ayakta tutacak.trr. Ktilttirtin ust diizeyleri daha
• 9o1sk 01k9, ~ev.: YS¥f GOnen~. Yaba Yay., 2000.
138
fazla kiilttire degil, sadece "daha bilinyli bir kiilttire ve daha fazla
kUltiirel uzmanla~maya" sahip olacaktrr (s. 48). Boylelik.le, .. ktil-
tiir" kelimesinin iki temel anlanu toplumsal olarak dag1t.Ihr; sanat-
sal ve entelekttiel ~a1t~malar kiilliyatt olarak ktilti.ir se~kinlerin ko-
rumasmdayken antropolojik anlammda ktiltiir de halka aittir. Ne
var ki ya~amsal olan9 bu iki kiilttir biyiminin birbirine kan~arak
uremesidir; Eliot'a gore, "daha yiiksek olan bu ktiltilr dtizeyinin
hem kendi i~inde de~erli oldugu hem de daha alt duzeyleri zengin-
le~tirdigi" dli~iintilmelidir."Bwtun sonucWida kiilttir dongtisel bir
i~leyi~ kazanacak, her s1mf digerlerini de besleyecektir"' (s. 37).
Edmund Burke 'ten gelen saygtn bir gelenekte, "kiiltiir", bizi ge-
leneksel bir y~am bic;imine. genellik.le bilin~sizce baglayan duygu
ali~kanltklarma i~aret eder. Antirasyonalist Eliot'm da teslim ettigi
gibi, bunlar salt dii§tinceler olarak ktilttirden ~ok daha zorlayt.ctdtr.
Rasyonalist sola dii§tince hakimdir; kiilttir de muhafazakarhgm bu
dti~iinceler yerine onerdigi her ~eye ornek te~kil eder; adet, terbiye,
gelenek, iygtidii, sayg1. Eliot'a gore bir endiistri "i~~inin bilin~li
zihnini me~gul etmekten 'fOk ilgisini -;ekecekse. iiyelik iyin birta-
klm kendine ozgti ya§am tarz1, kendini ovme ve rittiel biftimleri de
olma1tdrr" (s. 16). insamn aklma jartiyerlerini yapraz baglanu~. diz-
lerine de zit takrm~ maden i~yileri geliyor. Ancak, fazlastyla utanv
verici olsa da, siyasi sol da kendini geleneksel olarak ortak bir ki.il-
tiire adanu~ ve dii~tinceleri maddi ya~amm U§ag1 olarak gonnti§tii.r.
Eliot kiiltiirlin bilinysiz bile§enlerine deger veriyorsa, Raymond
Williams da verir:

Ki.iltiir, bir yandan ya~amrken, her zaman klsmen bilinmeyen, klsmen


de fark edilmemi§ olarak kalanchr. Bir topluluk olu~tunnak. her Zaman
bir k~if yapmakhr. <;unkii bilin~ yarahdan once gelemez ve bilinme-
yen deneyimin bir formiilii yoktur. Bu nedenle, iyi bir topluluk, y~a­
yan bir kiiltiir, ortak gereks.inimimiz olan bilin~ ilerlemesine katktda
bulunan herkese hem yer a~ar hem de onlan aktif olarak t~vik eder...
Her bag, her deger uzerinde biitlin dikkatimiz!-, dii~iinmemiz gerekir;
gelecegi bilmedigimizden, onu neyin zenginle§tirebileceginden de as-
ia emin olamay1z.'

8. Williams, Culture and Society, s. 334.

139
Williams'a gore bir ktilttir asia tamamen bilin~lendirilemez, ~iinkti
asia tamamen ger~ekle§tirilemez. Yap1SJ geregi a~1k u~lu olan bir
~ey asla tam bir btitUn haline getirilemez. Killttir asla biitiintiyle
kendi bilincinde olmayan ortak anlamlar ve faaliyetler a~Hhr; an-
cak, toplumun ve buna bagh olarak da insanhg1n tamanunm "bilin-
cinde geli~me.,ye dogru ilerler. Ortak bir kiilttir b6yle anlamlann
birlikte, btitiin tiyelerinin katduruyla yapthnasllll gerektirir~ Eliot' a
gore. yapun1 imtiyazh bir azmh~a btra.lalsa bile o kiiltiir ortaktu.
WiUiams'a gore ortak bir kiilUir bir azmh~n de~erleri ~eki11endir­
di~i ve ~o~unlugun da bunlan ahp pasif olarak ya~ad1~1 bir lctilttir
degil. tiyelerinin kolektif bir pratikle silrekli olarak yeniden yapug1
ve yeniden tarumladt~1 bir kiiltiirdfir. Bu nedenle "ortakla~a kiiltiif'
terimini tercih eder.
Williams '1n ortak ktilttir kavram1 radikal toplumsal de~i§imin
aynlrnaz bir par~astdtr. Ortak sorwnluluk etigi, toplwnsal ya~amm
btittin duzeylerinde, maddi iiretim de dahil olmak: tizere, demokra-
tik tam kauluru ve ktilttir yaratma stirecine katthrnda e§itligi gerek-
tirir. Ancak bu bilin~li siyasi faa1iyetin tirtinu, ironik bir bi~imde,
belli bir bilint;sizliktir. Williams'1n onak ktilttiri.i EI iot' mkinden
hem daha fazla hem de daha az bilint;lidir: Daha fazla, ~tinkii biittin
iiyelerinin aktif katdimlfll gerektirir; daha az, ~iinkti bu i§bi rligiyle
iiretilecek ~ey ne onceden tasarlanabilir ne de yaptm a~amasmda
tam olarak bilinebilir. Bu, ahHlki bir te~vikten ~ok mantiksal bir ~·­
kanmlama gerektirir: Se~kinlerin yaratt1g1 kiilttir bilinebilir ve on-
gl>rulebilir; son derece kanna~1k bir i~birli~inin yaratt1~1 kiiltUrse
ne bilinebilir ne de 5ngoriilebilir. Williams bunun dogrulu~unu
Hktiltilr" teriminin "bilin~siz" bile~enini harekete ge~irerek goste-
nr:

Ortak karanm1z dogrultusunda, tasarlanabilecek ne varsa tasarlamak


zorunda)'IZ- Bununla beraber, kiiltiir dfi§iincesindeki vurgu bize bir
kiilttir\in, esasen, tasarlanamaz oldugunu ammsatmakta hakhdlr. Haya-
tm yontemlerinden ve toplulugun yontemlerinden emin olmak zorun-
da)'IZ. Ancak, daha sonra bu yontemlerle ne ya§anacag1n1 bilemeyiz ya
da soyleyemeyiz. K\.ilti.ir di.iiiincesi bir egretilemeye dayamr; do gal ge-

140
li~me egilimi. Ashnda nihai vurgu da hem egretileme hem de oJgu ola-
rak, bu geli§meye yerle~tirilmelidir.9

Williams. organik egretilemeyi sinsice do~alla§ttran bir ~ey saytp


dlnd.arca reddetmektense, potansiyel anlarruru geri getirir. Bir dti-
§iince olarak ktilttir sol rasyonalistlere kar§t kullarubr. Aynca, onu
tasarlanamaz yapan talep ettigi katllun ~e§itliligi oldugundan, aynt
biyimde Burk~U muhafazakarlara kaqt da kullaruhr. Ortak bir ki.il-
tiir asia kendine §effaf olamazdt. Bunun nedeni tarn olarak, bir or-
ganizmamn anla§Ihnaz gizemini if~a etmesi de gil, yer verdigi aktif
i§birligin.in kapsarrudtr. Biliny ve biJin~sizlik, WIJJiams'a gore ayru
stirecin farkh yonleri; Eliot' a gore ise farkh toplwnsal gruplann ni-
telikleridir. Eliot, organik kiiiUire ili§kin dii§tincelerin fazla etkisi
altmda kabm~ olabilir; ancak,. kUltiir anlayt~l s~kinci oldugundan,
ironik bir bi~imde, bunun iyerigini Williams 'tan ~ok daha kesin
olarak dayatabilir. Soz konusu degerler varolan bir ziimreye aittir
ve halka iletilirken hi~bir de~i§iklige ugramayacakttr. Degi§ecek
alan, daha ~k. bu degerlerin bi~imidir. Hem Eliot hem de Wiliams,
gelece~in haberdsi oldu~unu dii~iinerek varolan bir toplumsal stru-
fm degerlerine i§aret eder: Eliot' Ia, aristokrasi ve sag kanat aydm-
lan; Williams 'Ia, birlik etigi ve dayaru~mact kurumlan daha kap-
samh bir ortak ktilttirtin habercisi olan i§~i Slillft hareketi. Williams
bu degerlerin, diger gruplara ula§llgmda. radikal bir degi~ime ugra-
yacagml dli~iintir ve ']Jroleter kiiltiir"iin cahilJigin her derdine deva
oldugunu reddeder; Eliot ise bOyle bir doni.i§iim ongormez. Aslm-
da, Eliot'm bakt~ a~1sma gore de insanlann ~ogu bunu ba~aramaya­
cak kadar aptaldtr. Halk, anlam1artn ve degerlerin aktif olarak (ye-
niden) yapunma dahil edilmediginden, ortak bir ktilti.irtin esaslan
zaten dayatJlabilir. Eliot, ortak: bir i§birliginden ne 91kacaguu bek-
lemeye gerek duymaz. <;tinkti onun tasansmda bOyle bir i§birligi
zaten ohnayacaktlr.
Williams, verilen degerlec, yeni toplumsal gruplara ula~bgmda,
sonunda kendisiyle ozde§ olmayan bir hale gelecegini dti§tintir;
~tinkii ahmlama her z.aman yeniden ~ekillendinne ozelligi ~rr. Bu,

9. A.g.e., s. 335.

141
ktilttirel populistlerin 3filk~a kavrayamad1klan bir noktadu~ Pu~­
kin' i ha1k i~in kavranabilir hale getinnenin hem btiyiikltik taslamak
hem de gereksiz oldugW\u dti~\intirler. ~tinku onlara gore Pu~k.in'in
halkla hi~bir ilgisi yoktur. Ser;kinciler gibi ktiltiirel poptilistler de
ktiltiirel anlamlann sabit oldu~unu varsayarlar. Yme se~kinciler gi-
bi onlar da uburjuva killrutii"yle, dogal olarak bu kokenden gelen
sahiplenici bireysellik gibi ogretiler anlammda, Verdi~yi takdir et-
mek gibi, dogal olarak i5yle olmast gereklnedigi halde genellikle bu
ktilttirle Sirurlanmt~ degerlerle kan~unrlar. Buna kaqm Eliora go-
re, yil.ksek ktiltiir degerlerinin kitlelerin bilinr;siz davraru~laruun
stizgecinden g~tikten soma bii yiik bir degi~ime ugramas1 soz ko-
nusu bile olamaz. Hem Eliot hem de Williams ortak bir ki.iltiirti tek~
tip bir ki.iltlirle k.Jyaslar; her ikisi de ger~ek bir kiiltiiriln e~ilSizligi­
ni ve ~gullugunu vurgular; ancak. Eliofa gore bu e§itsizlik ironik
bir bi~imde diizeylerin sert yaptsmdan kaynaklanrr; hepsi aytu bi-
~imde deneyimlemeyecektir, 9tinkti. he psi ayru derecede katllmaya-
caktrr. Williams ise ldiltilrtin tamarnmdaki her bir bireyin tam katJ~
l untrun imkanstz olduguna kat1 \makla beraber ortak. bir kiiltti.riin
t;e§itliligini ~ok fazla eyleyen i~nnesinin sonucu olarak gortir.
Bekleyebilecegimiz ~ey "basit bir ktilttir e~itligi (ozde~lik anlamJn-
da) degil, daha ~ok kanna~1k bir uzmanla~nu~ geli~meler sistemidir
- bunun tamarru ktilttirtin tamamuu olu~turacakttr ama bu sistem.
bir btittin olarak, i~inde ya~ayan bir birey ya da grup ir;in kavrana-
bilir ya da bilin(fli olmayacakttr." 10 Eliot'a gore kiiltiir i~rik alj:tstn-
dan ortaktlr, ~i.inku monar§i yanhs1, larsalc1 ve Anglo-Katoliktir;
Williams'a gore ise kiilttiriin ortakl1g1 en ~ok siyasi bir;irninde ya-
tar ve bu ortak katJlunc1 bi~im ktiltiirel deneyimle bagd~tt~J gibi
mantlksal olarak da onu gerektirir.
Williams'1n killttir anlay1~1 ~ogulcularla komiinitaryanisler. 11
melezlik olarak kii1tOr ve ozde~lik olarak ktiltiir arasmdaki gunceJ
taru~malan aydmlaur. Eliot'1n ilk komunitaryanislerden oldugu bir
ina9 toplulugunu ve ortak. bir kiiltiirel soyu savundugu one siiriile-
10. s. 238.
A.g.~ .•
11. i~in, bkz. Will Kymlicka, Liberalism, Community,
Bu mucadalelsrin anlat1s1
and Culture. Oxford, 1989 ve Stephan Mulhall ve Adam Swift. Liberals and Com·
munitarians, Oxford, 1992.

t42
bilir. Bu durumun gtintimtizdeki kar§ttlan arasmda hem klasik Jibe-
railer, hem de posnnodern ~ogulcular yer altr ve ortak noktalan bel-
ki de iki gruptan herhangi birinin kabul etmek istemeyece~i kadar
~ktur. Ne var lei, Williams'tn ortak kiiltiir kurarm bu eksene yer-
le§tirilemez. Postmodernistler tarafmdan organik~i bir nosta.lji ola-
rak bir ko~eye at1lamaz; bunun nedeni ktsmen tiim i~rimleri dev-
.rimci olan siyasi donti§iimler gerektirmesi, klsmen de ktiltiliii turn-
le~ik bir bilttin olarak degil "'r;ok kann~1k bir uzmanla~nu~ geli§-
meler sistemi" olarak gormesidir. E~er ortak bir ktiltiirse, birle~ik.
degildir. Aynca, radikal melezciler ve liberal ~ogulcular bu duruma
il;tenlikle kucak a~amazlar, r;tinkii onlarm begenisine hitap etmeyen
bir toplwnsal karakter ta~tyan inan~ ve eylem gerektirir. Willi-
ams'm konwnu paradoksaldu; bu kanna~Ik ki.ilttirel geli§me ir;in
gerekli kO§Ullar sadece utoplulu~ anlamlann dedigi §eylerin siya-
Si olarak korurunastyla saglanabilir. Williams kar;amakh bir bir;im-
de toplulu!un anlarnlan derken aslmda toplumsal kurumlan kast
eder ve bu da elbette ortak inan~, ba~hllk ve pratik gerektirir. Mad-
di tiretimi duzenleyen de dahil olmak tizere kallhm kanallan, bu
ktiltiirel -re~itliliiti a~1~a .-rlkaracak bi~imde yalruzca tam kat.IluncL
bir demokrasi yoluyla sonuna kadar a~:tk hale getirilebilirdi. K•sa-
ca, gerr;ek bir ktiltiirel ~ogulculuk olu~turrnak itrin, ortakla§a yapt-
lan bir toplumcu hareket gerekir. <;aida§ kiilttirelcili_gin goztinden
ka~an da i§te budur. Williams~m konwnu §tiphesiz ~gda~ killtiirel-
cilige hem gaiip bir bi~imde artakalan, hem de olumlu bir bi~imde
arkaik gelir; sorun aslmda haHi ona yeti§mek zorunda olmam.tzchr.
Oyleyse Williams'a g(jre en onemli ~ey lctiltiirel politikalar de ..
~il kiiltiir politikastdir. Politika1ar, sonucu kiiltiir alan durumdur.
Ktilttirti ik.incil bir konuma yerle~tiren kaba bir Marksist ldilttir kav-
ramtru reddetti~i i~in. bunun ontolojik bir 6greti degil pratik bir
buyruk oldugunu dti~iintir. Bir Tory olarak kendi kiilturel idealleri-
ne ters dti§en bireyci bir toplumsal dtizene pratik.te bagh alan Eliot,
bu tlncelikJer duzenini tehlikeli bir bit;imde gozden ka~lllf. Ashn-
da. gtintimiiztin kimlik politikalannm ~ok biiyiik bir bOliirnti de ay-
m ~eyi yapmak.tad1r. Evrensel e§itlik siyaseti gibi b~ok iyi ~eyle
beraber ktilttirel farkhllk.lan serbest buakma fikrini bile beraberin-
143
de getirir. ironik bir bir;imde, kimlik politikalan yanda~larmm bir-
~ogu buna ya dti~man ya da kayttstzdirlar. Ozgiil bir bi~imde kiil-
tiirel olan birtakun siyaset bi~imleri anlammda, "ktiltiirel politiJca..
lar" diye bir ~ey yoktur. Buna kar~m. killttir dogas1 geregi siyasi de-
gildir. Bir Bretonya ~k §arklst stiylemenizin, Afro-Amerikan sana-
b iizerine bir sergi a9J1amzm ya da lezbiyen oldu!Wluzu a~Jklama­
ruzw. dogasa geregi siyasi bir taraft yoktur. Bunlar do~as1 geregi ve
hi~bir zaman siyasi de~ildir; yalruzca, genelJikle pek de ho~ olma..
yan i5zgill tarihsel ko~ullar altmda bu hale gelirler. Yalruzca bir ege-
menlik ve direni~ stirecine yakalandlklan zaman siyasi hale gelirler
- aksi takdirde zararsiZ olan bu meseleler bu ya da ~u sebepten sa-
v~ alaruna doner. Bir kfilrur politikastrun nihai amac1. bunlan o za-
rarsiZ hallerine geri dondUm1ektir, b0ylelik1e siyasi mticadele can
sLiacr bir bi~imde ilginiz.i dagltmadan §arlo soyleyebilir. resim ya·
pabilir ya da sevi~ebilirsiniz. Kendisiyle nasll b~a r;Ikaca~tru bil-
meyen baz1 kimlik politikalan yan~Jan oldugu do~dur. arna bu
onlarm sorunu, bizim degiL
Artakalan, egemen ve dogmakta olan ldiltilr bi~irnleri arasmda
Williams·m yapt1~1 iinlii aynm bu kitabm ilgilendigi bazt konular-
da yanktsJJU bulur. Williams artakalanm arkaikle ozde~ olmadJgun
savwtur; yine de pratikte ikisini birbirinden aymnak gti¢ir. Arka-
ikten farkh olarak, artakalan hal§ ~imdiki zamarun aktif bir fi~esi,
egemen bir kiilttirtin tamamen bagda~amadt!J deger ve deneyimle-
rin bir ifadesidir. Ktrsal topluluk ve orgtitlti din, WiJliarns'm bu olu-
~wnlara verdigi omelder arasmdadrr. Ozde~lik olarak kiilttiriin ya
da dayam§ma olarak kiiltiitiin btiyiik IX>ltimti bu anlamda artakalan-
dtr- gelenekselci direni~in ~imdiki zamandaki, gtictinli "g~mi~te­
ki bazt toplwnsal ve ktiltiirel kurum ya da olu~umlar"dan alan 11 ve
Williams '1n deyi~iyle ya ''kaq1t'' ya da "altematif' olabilen toprak-
landlr. Milliyet-;ilik daha pek trok ~eyin yaru srra kar~1t bir artaka..
Ian kiiltiir bi~imiyset New Agecilik. de alternatif bir artakalan kiil-
tiir bi~imidir. Ancak. bOyle hareketler gelecelin potansiyel haberci-
leri oldu~u kadar §imdiki zamarun da iirlintidtir. Ashnda giintimtiz-

12. Raymond Williams. Marxism and Utorature, Oxford. 1977. s. 122.(Marl<sizm


~v.: Esen Tarrm, Adam Yay., 1990]
va Edsbiyat,
de olup bitenler, Williams '1n her ti~ kategorjsinin giderek daha faz~
1a i-;: iye gepnesi olarak de,!erJendirilebilir. "Ytiksek.. ve postmo-
dernin, uygarhk ve ticaret rubwmn e§it olmayan bir bile~imi olan
egemen ktiltiir, ge1eneksel kimliklerin altln.t giderek daha fazla ka-
zrr ve ooylece artakalaru dogmakta olan olarak yeniden ortaya ~Ik­
tlgi noktaya kadar baskt aJtmda tutar. Ku~at1lan aile, oolge, toplu-
luk:, ahlak.i bakl§ a~1s1. dini gelenek~ etnik grup, ulus-devlet ya da
dogal ~vre. ~imdiki zamarun egemen kiilttirtine meydan okurk.en
onun altmda yatmas1 rnuhtemel ~eye sahip I(Ikan bir hareketi tetik-
ler. Pos tmodernizm tarihin sonunu ilan ederken, bu giiyler daha
modernist bir senaryoyu canlandumay1 stirdiiriirler: buna gore,
ge~~ bu kez de gelecek olarak geri daner.
Kultiir b~hguu ¥a~muzm giindemine bu kadar c;abuk yerle~ti­
ren §fiphesiz ldiltfir endtistrisidir- tarihsel bir sava~ sonras• geli§-
meyle, ki.ilti.ir tamamen genel meta tiretimi stirecine hapsedilmi§tir.
Ancak bu. zamarunuzm daha uzun, daha karmiijlk anlatrs1run yal-
ruzca bir bOltimtidlir~ izleri en azmdanfin de siecle'e [yiizy1lm so-
nu] kadar siirillebilecek, luzla buyiiyen bir "k.itle" ktil ttiliinti ta~
mamlanu~tu". XX. y(izytlm b~lannda. kiilttirle ilgi1i argurnanlar,
gerr;ekten bir~k ki~inin uygarhgm oliimtine il~k.in bir kehanet ola-
rak gordtigfi bu onemli evrirnle ilgiliydi. K1saca, tarb.~malann mer-
kezinde bi.iytik Ol~tide ukitle" ktilttiriine kar~t uyiiks6:" kiilttir var-
dl ve bu kulttirel karamsarhg•n htiztin1ti tonlar1 Oswald Speng-
ler'den Ortega y Gasset'ye F. R. Leavis'ten Max Horkheirner'a, Li-
onel Trilling'den Richard Hoggart'a kadar yeniden yankdandt ve
gtiniimtizde de George Steiner'm melankolik eserlerinde yankdaru-
yor. Bu tartl§malann t;OgW1un atladt&• §ey bogucu bir kanna§tkhga
ve siyasi bir y•kicdtga sahip bir sanatm ashnda bir stireligine de ol-
sa b~anl1 olduguydu ve bunun adt da avangarddJ. Bunun nedeni
klsmen~ bu avangardm siyasi bask! altmda t;51anesi sonucu "yillc-
sek" sanattn ne yaz1k ki gtincel meselelerle ilgisiz goriinmeye ba§-
lamastydJ.
Ne var ki. Hoggart ismi, onemli bir perspektif degi§imine i~aret
eder. The Uses of Literacy, tabiri caizse, bir sol kiiltiirel kararnsar-
hgtydi; eski nesil ir;in ge~ bir belgeyken, yeni nesil ir;in erken bir
FIOONJKllltllr Yorumbn 145
denemeydi. Tehlikede oldu~u i~in yasLru tutaca~z kiiltiir artlk
ytiksek Avrupa hiimanizmi degil, kuzey ingiltere 'nin proleter y~a­
nuy<h. Hoggart'm son derece ozgiin ~alt~mas1, Wil1iams'm Cullu~
re and Society 1780~1950'siyle hemen hemen ayru tarihe rastlar;
ancak bu ikinci kitapta kesin geyi~ yapdnu~tJ. Siyasi sol, ktilttir dti-
~tincesini. hem medya ve tillceticiligin giderek daha fazla yer kap-
ladJga yeni bir sav~ sonras1 kapitalizme bir tepid, hem de ilkelli-
giyle ad1 ~J.knu~ Stalinizmi geride brrakmarun bir yolu olarak yeni~
den kendine tahsis etti. Ashnda. komtinist partilerin hem i~inde
hem de di~mda, zaten zengin bir so leu lctilttir ktilliyall rniras1 vardi,
bu elbette Yeni Sol 'Ia birlikte ortaya ~Lkmanu~tl. Ancak, btiytik ol-
~tide yeni bir siyasi dtizenleme arayi~Indaki komiinist obnayan Ba-
bh entelekttiellerden olu~an eski bir i~~i Sllllfi nesJi bunu ktilttir
kavranurun yam srra daha pek ~ok yerde bulabilirdi ve bu nesil hU-
manist e~itimini uygun bir bi~imde sav~ sonras• Batt'run toplwn-
sal gtindemindeki yeni konulara baglad1. Barl§, Soguk Sava§ sira-
smda ki.iltiiriin ayakta kalmas1 kelimenin herhangi bir anlammda
~Upheli g(jrtiruneye b~lad1lmda, kimlik ve bwta benzer pek ~ok
hareket noktas1 daha kazandt
Siyaset ve ld.ilttir aras1ndaki bu kuramsal uzla~ma 1960'lann
ktiltiirel siyasetinde ete kemi~e biiri.inmek tizereydi. Ancak, bu si-
yasi umutlar azald1k~a. ktilUir endtistrisi 1970 ve 1980~ler boyunca,
imledigi fenomen i~in yeni bir terime gereksinirn duyulmaya b~­
lanana kadar yaylld1; postmodemizm. Kelime ashnda azmbk uy-
garhgt ve kitlesel barbarhk ara.s1ndaki eski usul Kulturkampfm
[killtiir sava~1] artlk resmen sona ermesinin sinyallerini veriyordu.
1960'lar populist ve ydac1 olan adma aristokrat sanata meydan
okudu; ancak kazand1g1 zafer arttk bu iki kategoriden sadece birine
sokulanuyordu. E~er populistse, hi~ de ytktc1 de~ildi. Ytiksek sana-
tl kaps1yordu kapsamasma ama bu aruk meta tiretimiyle s1mrh bir
sana ttl; biiytik Olt;tide tariht>ncesi ~agiara ait "k.itle" kiiltiirtinden de-
gersiz ve zevksize, avangard denemelerden ticari bayagll•~a kadar
uzaruyordu.
Yiiksek ve al~ak arasmda hala farkhhk.lar vard1; ancak, hala ba-
zt gU.~lu s1ruf yanstmalan ta~tyan geleneksel ytik.sek ktiltur giderek
146 PIOARKAJK6ltik Ycnml:an
oyun dt~Jnda buak1hrken. ticari bi~imler dt§mda neredeyse hi~ po-
piller kiiltiir yoktu. Bunun yerine, ytiksek/alt;ak ayrunlan buytik ol-
~tide tecrit edilrni~. kar~thklL olarak birbirini anlamayan bir evren-
ler hiyerar§isinden ~ok ayrun g()zetmeksizin etkisini her toplurnsal
alana yayan melez, btitiin ktiltiirleri a§aJl bir kiiltiire yerle~tirildi. Bu
aslmda tamamen yeni bir geli~me degildi. Geleneksel SlJllf yap1st,
ve geleneksel kii1tiire1 ast-ilst dlizeni, hi~bir zaman sade bir ili~ki
i~inde olmarru~t•; aristokrasi hi~bir zaman Schonberg'e sevgisiyle
tanmmanu~tt. Ytiksek lctiltiir her zaman bir s•mf meselesinden rrok
aydmlarm ~1k.t~ noktast olmu§tur; oysa bu ~Lkl§ noktas1 genellilde
aydmlarm ta kendisidir. Buna kar§m, postmodem killttir tiiketicili-
gin suufstz olmast anJammda suufstzdxr; yani bir yandan Sllllf 1>0-
li.imlerini ~arken bir yandan da bOyle bOltiruneleri ka~mllmaz sa-
yan bir tiretim sistemini harekete gec;irir. Her durumda, stn~fs1z bir
lciiltiiriin tilketimi, bugiinlerde art.Jk giderek daha fazla orta suuf
alameti hal ine gelmektedir.
Ne var ki, "postmodem" etiketini nitelemek ic;in daha fazlas1
gerekiyordu. Degi§tigi dti§tintilen kUltiiriin stattisti kadar i~erigiydi
de. Onemli olan toplumWl d.iger dtizeyleri uzerindeki donu§ttiliici.i
etkisiydi, yalruzca daha onemli hale gelmesi degil. Fredric Jame-
son'm deyi~iyle btittin bu olup bitenler, "kiiltiirtin toplwnsal alantn
her taraf1na, toplumsal ya~antJ.mizdak.i her §eyin -ekonomik deger
ve devlet iktidanndan pratiklere ve insan ruhuna kadar- ozglln ve
hentiz kuramla§tJ.rilmanu§ bir anlamda 'kiilttirel, hale geldigini soy-
1eyebi1ece~imiz bir noktaya kadar, inantlmaz bir bi~imde yayllma-
st"ydi.1J Siyaset bir gosteriye donti§ttiriildtik~. meta estetize edil-
d.ikc;e. tiiketim erotikl~tirildik~e ve ~caret gostergeselle§tirildik~
kfiltiir yeni toplumsal 'egemen' haline gelmi~ gibi goiiinmeye ba~­
ladt; kendine ozgU bir bic;imde orta~a~daki din, erken XI X. yiizyil
Almanyast'ndaki felsefe ya da Viktorya donemi Britanyas1 'ndaki
do~al bilimler kadar saglam ve yaygmd1. Burada "Ktilttir" toplum-
sal ya§amtn uolu§turuldugu" anlamma geliyordu ve hem radikal ak·
tivistlerin hem de pazarlama uzrnan1anrun onaylayabilecegi bir bi-

13. Fredric Jameson, ·Postmodernism, or the Cultural logic of Late Capitalism•,


New Left Review, no. 146, Temmuz. 1984, s. 87.

147
~imde de~i§ken~ ~ok yonlii ve gelip ge~iciydi. Kiiltiir aruk biiyiik
ol~tide stireduran ve ttimtiyle tikelci olan ikinci bir doga.. ydJ. Geli-
11

~en kapitalizm imkanstz gortinen kendi y~am bi~imlerini do~al~­


tuma. numarasmt, onlarm kaiLcaltklanndan de~il faniliklerinden ya-
rarlanarak ger~kle~tirdi.
Ne var ki, tiimiiy1e postmodem olacaksa Ktiltiir'e b~ka bir bi-
le§en daha gerekliydi. Kapitalizme damgasm1 vwmas1, ayru ~ekil­
de sola da damgasllll vunnas1 anlamma gelecekti. 1960'larm poli-
ti.k ~lkantllarmdan geriye kalan ya§am tarzl ve 6zde~lik politikala-
nydl; bu da, 1970'lerin ort.alarmda iistii buz tutan tabaka olarak gi-
derek daha fazla yay1ldl. Dil~manca eril l960~larda ortaya ~lkblt
halde ancak bu ktiltiiriin Olumiiyle kiiresel tepkinin saldtnya g~­
mesi arasmdaki ktsa bo~lukta geli§en kad.ln hareketine, kiilttirii is-
tege ba~h ekstra bir se~nek ya da idealist bir e~lence de!til siyasi
miicadelenin grameri olarak goren diger hareketlerle birle~ti. Bu sl-
rada. Batl kaygah sav~ sonrasL tart.I§malaruu ytirtitiirken, koloni-
Ie~tirilmi~ di.inya ulusal tizgtide~me mticadeleleri ~a~uu y~1yordu.
Her ne kadar burada killrurel meseleler on koltuja siyasi olanlann
g~esine izin verseler de dUnyarun biiyUk bir ooltimii kOkenleri
kiiltiir d~i.incesinin derinlerine yerle§tirilmi~ bir siyasi aklm tara-
fmdan --devrimci milliye~ilik- yeniden kuruluyordu.
Bu kolonyal mticadeleler Vietnam doneminde kafa lcafaya vere-
rek,. baull solun ktilttirel politikalanna kan~arak iirediler; bu. garip
olrnalda beraber tazeleyici bir Godard-Guevara ortakbgLydl. Ancak
bunlar ayru zamanda postemperyal g~lln devam etti~i ytllardt~ in-
giltere ya da ba~ka herhangi bir yerdeki kii1tiirel ozdqli~in. pos·
temperyal anomi kadar emperyal meselenin rahatstz edici bir bi-
~imde po~iyel olarak ~olddilttirlU. bir ulus ~eklinde yeniden yillc.-
selmesiyle de krize sti.rilldendi~i zamanlardt Killtilr, Batlh toplum-
Iarm kaderiyle ilgili tartl§malarda da ortadan kalkma tehlikesiyle
kar~1 kar~1yaydt; bu toplwnlar emperyal kimligin kaybedilmesi,
ktiltiirel Amerikanl~tuma. ti.iketicili~in ve k.itle ileti~iru ara~lannm
yayJlan etkisi ve yiiksek egitimin semeresini onun ideolojik. de~er­
lerini onaylamaks1zm alan sesleri giderek daha fazla ytikselen eski
i§t;i strufl entelekttielleri aras1nda kaybolmu~ gibiydi.
148
Zamanla politilqe~tirilmi~ kiilttirden kiilttir politikas1na tedrici
bir get;i~ y~anmt§tl. Ozd~lik, ittifak, gtindelik y~am anlammda
ki.ilttir; illcet ataerkil. etnik olarak kOrle~tirilmi~ sola meydan oku-
mu~tu- Ancak, ulusal ozgilrle~menin postkolonyallige ge~esiyle
ve 1960'lann ve erken 1970'lerin politikle~tirilmi~ lctiltiliiinfin
1980'lerin postmodem kiilttirtine yol vermesiyle ktilttir daha once-
leri peki§tirdigi §eyleri b~1ndan def euneye ba§layan bir tamamla-
YJ.CJ haline geldi. i~~j Smtfl miicadelelerinin yenilgiye uvanu~, SOS-
yaJist gu~Ierin da~lml§ oldugu bir dwumda. pazar gu~lerinin kiil-
ttirel iiretimin daha derinlerine i~lemesiyle. hem geli~en kapitaliz-
min hem de bir dizi geli~en kapitalizm kar~ttmm "egernen"i olarak
tine kavu~tu. Zamanlarmdaki siyasi 90kti§ nedeniyle kendilerini uz-
manbk alanlarmm yeni, ciiretkar bir .kiiresel anlam kazandJ~Ull var-
sayarak avutabilen baz1 solru entelektilellere gore bu, son derece
uygun bir g~i~ti. Ktilttirtin yerini sosyalist siyaset h;inde yeniden
kuraml~tmnaya ~l§mi~ ve bumm i~in hevesle Gramsci, Freud,
Kristeva. Barthes. Fanon. Althusser, Williams, Habennas ve diger-
lerine dijrunti§ 1970,li solcu siyasetlerden birini sars~ daha once
de bir~ok kereler oldugu gibi solun kendi antik:Ulttirel ilkelligi de-
gil, bunun kar~1U olmu§tur- ilgilendigi ktilttirel konularm siyaset-
ten tumuyle aynlma tehlikesinin sinyallerini veren bir noktaya ka-
dar §i~mesi.
Oyleyse. ilgilendikleri bu ~eyleri korlrutan a~ kalmak degil. ~ok
yemekti. Unlii "omeye d()niif' s6y1em kuranu, gOstergebilim ve
psikanalizin sert bir kan§uruyla, devrimci siyasetten ve bazt du-
rumlarda da bu tiir politikalardan aynlmayt sagladt. I930'lann so-
lu ktiltiiri.i ucuza brrakuysa, postmode~ sol ktilture de~erinden faz-
lasuu bi~ti. AsJ.mda, kavramm yazg.tSl ya somutl~tmlmak ya da in-
dirgenmek olmu~ gibi gOrtinuyor. Oyun yazan David Edgar·a gO-
re~ postmodern dii~iincenin amact;
Kar~tktilttiriin
bireysel ama~lannm pe§ine dU§erken sooyal demokrasi-
nin daha geleneksel kolektif anlamlanm terk etmek, 1960"Iann ve
1970'lerin yeni toplumsal gii~lerini egemen yap1Lara meydan okuma
pahasma ovmek, lcifisel ser;ime kolektif ey1em ka.qiSmda ayncahk ta-
rumak. geleneksel siyasi eylem yapllanrun degerini di.i~ilrilrken liberal

149
ve psikolojik fakirle~meye gosterilen bireysel bir duygusal tepkiyi
onaylamak. muhalif entelekttieller ve fakirler arasmdaki ideolojik bag~
Ian kopannakttr.••

1960 'Iann siyasi tabarundan aynlan kar§Ikiiltiir, postmodemizme


uyar1andt. Bu srrada. eski kolonyal diinyada, devrimci milliye~ili­
gin altmdan yeni uluslar ortaya ~lknu~t1. Bunlar daha sonra siyasi
haf1zalardan ya solup gittiler ya da zorla kazmdalar. Bu nedenle. bu-
rada tehlikede olan §eyin siyasetten ~ok Ictiltiir olduguna inanmak
kolayl~tl, ozellikle de ~~rrtlCl derecede bereketli bir postkolonyal
yazmm filizlenmeye b~lamas1 ve postsiyasi Bau'da giivenli bir
kimlik bulamanu§ muhaliflerin bu kimli~i ciddi ciddi ywtdl§mda
aramaya b~lamalanyla. Postkolony~ toplumlar aynca. Bau·daki
kimlik politikalarma alegorik birkart referans noktas1 sagladl. Solun
devamh olarak. ktiltiire dOnmesiyle -geli§en kapitalizmin bir r;e~it
grotesk ayna imgesi olarak ktilttire dt>ndUgti gibi- bir zamanlar si-
yaset emek ya da ekonorni denen §eyler artlk irnge ve enformasyon
olarak. kendilerini yeniden gosteriyorlardl.
Bu hi~ ~iiphesiz. rrk~1hk kar~Jtt kampanyalan dijital televizyo-
nun mucizeleriyle ayru kefeye koymak anlarnma gebnez. Yeni ege-
menlik bi~iinleri get;iren dOnem, ban§ ve ekoloji hareketlerinden
insan haklan temsilciligine ve yoksulluk ve evsizlige kar§I kam-
panyalara kadar dogmak.ta olan bir~ok bi¥ime de tarukhk etmi§tir.
Bu anlamda, daha once de de~indigimiz gibi, ktiltiir sav~larumz
ii~ tarafh degil. dort tarafhd.lr. Uygarhk olarak kUitUr. ozde§lik ola-
rak kiilttir ve ticaret ruhu olarak ldiltilr varsa, radikal protesto ola~
rak ktilttir de vardrr. David Edgar'tn ifade etti~i gibi:

1Ik olar~ aristokrat modeli vard:u; sanabn roliinii soylula~tlffilak ola~


rak gorlir, alam ulus, orgtitlenme bi-rimi kurum, repertuan gene] kabul
gonnii~ bir kanon ve ona dahil olmay1 ama~layan ~ab§mal3l, temel se-
yircisi kiiltiirel s~kinlerdir. Geleneksel olarak aristokrat modele karftt
olan da postmodem modetdir, sanatm astl amacmt eglendirmek olarak
gorUr, alaru pazar, bi~imi i~letme, seyircisi kitledir. lkisine de kar~1t
olansa (hem i-rerik, hem de bi~im a~tsmdan) provokatlf modeldir, sa~
14. Oer. David Edgar. State of Play, Londra. 1999, s. 25.
150
natm rollinti meydan okumak olarak tammlar~ alam toplulu~ bi~imi
kolektif, seyircisi ~ok ~~itli olmakla beraber degi~ime baghhg1 konu-
sunda birle§ir."

Edgar ~m tasanrru, ~agn~ttnct olmakla beraber hem aristokrat kiil-


ttiliin hem de popiiler ktiltiirtin bazt bit;imlerinin it;erik at;tstndan
radikal olabilecegini gosteremez. Aynca, donU§tiirme politikalany-
la ili~kisi son derece muglak olan ozde~lik kiiltiirlerini es ge~er.
Kim1ik politikalan, ~agda~ hareketlerin en ozgiirle~tirici olanlan
arasmda ilk sualarda yer alsa da bazt ~~itleri kapah. ho~gorusuz ve
iistiinciidtir. Daha geni~ bir siyasi dayaru~ma gereksin.imine kulak-
Jan Ukahd.Jr ve egemen toplumsal degerler sistemini yanstttlgJ ka-
dar ondan aynlan bir tiir grup bireyselcHigini temsil eder. Kesinlik.-
le Williams 'Jn kast ettigi anlamda bir ortak. kiilt\ir degildirler. En
kotiisti, a~tk bir toplwn kapah kiiltiirlerin tamamnu t~vik eder ha-
le gelir. Liberal ~ogulculuk ve komiinitaryanizm bu anlamda birbit-
lerinin ayna irngeleridir. Kapitalizmin ~apulcu eylemleri, savuruna-
ya yonelik bir tepki araclhgtyla, bir kapah kiilti.irler ~klugunu bes-
leyebilir ve kapitalizmin ~gulcu ideolojisi de bunlan daha soma
son derece zengin bir ~e§itlilige sahip y~am bi~imleri olarak (jve-
bilir.
Kiilttir, t;ok ~e§itli nedenlerden dolayt modem ~agm y~amsal
ugr~lanndan biri haline geldi. Ticari olarak orgtitlenrni§ bir kitle
kiilttitii ilk kez ortaya ~1ktyordu ve bunun uygarla§tullmli degerle-
rin var1tg1 kaqtsJnda btiytik bir tehdit olu§turacagt dii§liniiltiyordu.
Kitle kiilttirti sadece yiiksek kiilttire yonelik bir hakaret degildi;
toplumsal y~amm ahlaki temelinin tamamuu sabote etti. BWlunla
beraber, kwtiir ulus-dev!etin baglanru birbirine baglamada oldugu
kadar bilinemezci bir yonetici stmfa dinsel inanca altematif olarak
son derece uygun bir ahlili rehberlik saglamada da rol oynuyordu.
Fark11 ya~am tarzlan anlamtnda kiiltiirler kolonyalizm tarafmdan
dramatik bir teselliye si.irtiklendi; Bauh y~antmm tisttinltigUnu
olum1amakla beraber kolonyaJist gu~lerin kirnli~jni, onJarm bu
kimlikten en c;ok emin olmaya gereksinim duyduklan noktada

15. A.g.e., s. 11.


151
gorecele~tiriyordu. Postemperyal ~~da. bir yandan benligin bu
r;alkantJs1 etnik g~ bi~iminde evin yakmlanna kadar ~1n1yor, bir
yandan da kapitalizmin do~asmdaki de~~iklikler ktilttirii toplwnsal
y~amm her yanma yayllan bir estetize etme yoluyla on plana iti-
yordu. Bu sarada. ~kuluslu kapitalizmin luzla ldi~iilen diinyas1 ~­
~itli ya§am bi~im1erini daha ljnce hir; olmachg1 kadar s~meci bir ta-
VIrla yan yana getirdi; kadln ve erkeklerin hem kimliklerinin yeni
yeni farkma varmalanna hem de onlardan yeni yeni ~iiphe etmele·
rine yol a~tl. SJJUf politikalan bu yeni sald!rgan gii~ bloku kar~ISID·
da durm~ gibi goriinmeye b~laymca. geni~ anlarruyla kiiltiirii si-
yasi bir mesele olarak gfiren bazi yeni siyasi akunlar yerlerini al-
mak i~in akm akm kUltiire yOneldiler. Bu srrada. eski Dogu Blo-
ku'nun otoriter rejimlerinde, direni§~i konumu siyaset-rilerden §air-
lere ge~tikr;e. k11ltiir Onemli bir siyasi muhalefet bi~imi haline gel-
di.
Bu ktiltiirel filizlerune kar~LSmda. ciddi bir olgu arumsarunahdJ.r.
Yeni binydda Oncelikle kaquruza -;lkan sorunlar -sava~. affhk, yok-
sulluk, sur;lul~ ~vre kirJiligi, topluluklarm yer de!i~tinnesi- pek
de 11ktiltiirel'' olmadtklan gibi, deger, sembolizm, dil, gelenek? aidi-
yet ya da kirnlikle ilgili meseleler de degildir; sanat dl~mda. Kultti-
rel kuramcllar yan-lctllttireJ kuramctlar, r;Oztimlerine katlada bulu-
nacak ~ok az ~eye sahiptir. insanoglu yeni binyllda, ~~1rt1c1 bir bi-
~imde? su~luluk, uyu§turucu ve ntikleer silahlar gibi birka~ yeni ek-
leme d•§mda? hemen hemen her zaman sahip oldugu maddi sorun-
larla kaq1 kaq•yad.!r. Diger maddi konular g.ibi bu meseleler de
ktiltiire uyarlarur. inan~ ve kimliklerle ili~kilendirilir ve o~etisel
sistemlere giderek daha fazla yakalarur.
Kiilttir yalruzca ona uygun olarak y~adlguruz §ey degildir. Ay-
ru zamanda, btiytik ol~iide ugruna Ya§adtgumz ~eydir. Sevgip akra-
bal.tk, arut yakmhk. mekan, topluluk, duygusal doyum, entelekttiel
zevk, nihai anlam hissiyau; bunlarm bUyfik bir btlltlmU ~ogumuza
insan haklan bildirileri ya da ticari antla~malardan daha yakmdu.
Yine de ld.iltiir. rahathk i~in fazla yaknunuzda olabilir. Aydm bir si-
yasi baglama. bu aciliyetleri daha soyut. arna bir bir;imde de daha
cOmert, ili~kilerle yumu~atabilecek bir siyasi baglama yerle~tiril-
1.52
medi~i stirece, bu samimiyetin marazi ve saplanbh bir hal almas1
olastdrr. Killtiiriin nasd yeni bir siyasi onem kazandtgm1 gordtik.
Ancak, ayru zamanda utanmaz ve kibirli bir hale de geliyordu. An-
larruru teslim etmeye b~lanu~ken~ onu yerine koymarun tam zama-
ru.

153
Dizin

I. yUzyd Filistini JOO Alabamah Ahliki Safllk Analan 23


XIX. yUzyd Almanyas1 147 aJ~ kUlrtlr 66, 99
1884 Elyazmalan EkcMmi Poliril: ve alg•sa14 I
Ft!lstft 122 algual. yarubama 38
ahmlama 141
A Alman 18, 20: idealis1Jeri 21: Yahudisi 57
ABD 35, SO, 105, 106, 107, 108, 109 Almanlar 72
a~ak u~Iu 13, 62 Almanya IS
a.~hk 152. :ali/Uslyapl 41
~hk yard11m 36 altematif ki.lllili 133
act~ grotrait11 Allh.usser, Louis 114, 13S, 149
adalel 9, 27, 83, 102 altins.an 38
a.dalet$iZlik 34, 127 allkUhiJr 38, ss. 56, 82. 91
Adem ve Havva 116 altmetin 40
idet 39 al1yap1 10, 8S
Adorno, Theodor 58, 79 Arnerika 35, 53, 51, 108, 109
Ae~i.r 1.38 Amcrikah 56, lOS, 105, 106, 107, 108, 109
Afganistan 61 Amerikan 105, 106, 107. 108; 1~ Savail 27:
Mrika Ulusal Meclisi 88 tngilizc:esi 108; iradecili~i 109
Afro-Amerikan sanat1 144 amnezi ldi1Ulrt149
ahlak46. 53 analitik geli~im 44
ahliik fcl:sefedsi I 25 anaJitik uslamlama 39
ahlak~l retorik 108 anarii 13. 21, 58
ahlaki 10, 16, 16, 42, 58. 68, 87, 123, 124, aJW~kl4
125, 140, 145, 151: lcilltUr 83. 84: kulu~ anavatan 74, 94, 96
ka dijncmi 16: yargllar 125 Anayasa Mahwnesi 109
ahlik11 17, 18 angaje 28
Ahmad, Aijaz 83 Ang,Jo-Kalolilctir 142
aidiyel 1S2 anlam SJ
aile degerlcri 80 anlamanm dolas• 62
akademik 65, 80 83, 107, 126; ~eri bilim- anlamm sembolik dUz.eni 41
ler 87: ~al·~ma 25: soylem 54 anlamlandmc1 pratilder 45
akadernisyen S1 anJamlandmcl sistem 48
akJI 14, ZO, 11. 72. 75. 128 anlamlandmua 46, 49
alcrabahk 152 anlamlandt.rma aglan 45
Mkrabtlhk sislemleri 39 anlamh gu~ 126

154
anlanual de~itim 10 ~·n dinseltutuculuk 80: Jlelenizm 86;
anlamsaJ kJSJrd~n,gU 30 tutucu Htristiyanhk 80; tumcular 88, 90:
anlamsa.l sapma 18 tutuculuk 86, 98
anomi 148 ~k 144
uniaristokra.t 86 askeri onak.hk 66
anlibilimsel 112 ~kin 26. S9, 70, 136
antievrensdci 72 ~ktn alan J5
antikapitalisl eiCftiri 2S ~lonl~hnna. 58
anlikolonyal hareket 17 ~kmhk 10. 12
;uuikolonyal mOcadele 24 Asya S4
anlikolonyalisl22 Asya'ya lizgU Uretim S I
antikUitilicl 82, J12 abcrki1149
antikUltUrel ilkcllik 149 atavik 102
NUikUitUrelci 124 ataviztn 102
antimctafi zik 90 aleist sol 85
anliftlodemisl 93 Blomcu 38, 138
antirasyonalisl 139 aura 39
antis~kinci 87 avangard 78, 99, 145, 146
anlitcmelci 91, 92, 98 Avrupa 19, 30, 3S, 67, 68, 83, :84, 108:
antilez 14, 20 Birli~i 76, 83, 96; burjuva.zi:si 52; ckLer·
antr-opolog 23, .39, 41, 46, 72, 1.32 minizmi J09; Jrlc.;JIJ~I 80: ktlllllrtl 21, 84:
antr-opoloji 36, 37, 38, 106 muhafazak.arh!• Ill
antropolojik 24, 30, 37, 43, 45, 93; anlamda Avrupah 21, 53, 83, &4, 96, 12S
kUilUr 139: i~levsellik 38; olarak kUliOr Avrupamerkezci 40
ao Avuuralya 44; futbolu 44: .kUiti.lrU 44
apolitikle~tirilmi~ 98 AVU$tralyahlar 44
Apollon'cu .SI Ay ve DUnya tasanmlan 40
ar~sal rasyonaJitc 26 Aydmlaruna J4, 18, 20, 32, 41. 76, 80, 97;
Ar~a 24 evrenselli~ 94: rasyonaliles:i 39
Araplar 125 Aydmlanma'run e.vrenselli~i 21
Archer, Margaret44 Aydanlanmact ulus modelleri 73
Ariell1 aydlnlar 70, 74, 79, 80, 99, 13:5, 147, IS2
anndtnc• olarak. kUILUr 87 ayna imgeJer I SO, IS I
aristokrasi 141 aynhk~Jhk 93
arhlo.kral Zl. 28, 55, 85, 150: kiJitlli 151; azgeli~; 80
$aJlal 146 azmhk 24, S7, 13S, 13&, 140: puplan 27:
aristokrati7,m 21 kil.ltUrl.l 13?; uygarh!• 146
Aristoteles 4?
Arjantinli 61 B
arbik 38, 40, ?~, 102. 143, 144 Bach 87
Arkan.sash 113 Bacon, Francis 9
.arketipik el~tiri 40 Bahar Ayini 39
arlo'abahk 38 Balzac 66
Arnold 30, 43, SJ, 8S, 101 Bangkok 9S
Arnold, Ma1thew 10, 15, 21, 27, 29, 51. 85, barbae 128; g~c:beleri 137; yaban.c:dar 89
103 barbarhk37, 6?, 84, 127
Arnoid'cu 97 bant I 46, JSO
arz.u 14, 129 ban~seva 1?
~!• tabakadan olanlar 52 barok 107

155
Barlhes 149 bilin~li
planlama ~Uncesi 14
Ball 12. 24, 36, 37, 39, 59, 60, 61, 71, 12, bilinc;lilik olarak. ktJlll1r 135
80, 82. 83, 84, 86, 87, 88, 88, 89. 89, 91, bilin~sizlik. 140, 141
92. 98, 100, I01, 102. 103, 106, 111, bilinemez.ci 38
148-, ISO: el~si 21: ideolojisi 71,; bili~sel59, 64
kUJtUrtl40, S9, 61, 63, 66, 68, 82. 89, birey JS, 16, 18, 46, 50, .53, 53, 61, 69, 71,
91: toplumu 37,99: uygarhlt23, 59, 61, 72. 135. 136, l37. 142
8~ 86,99 bireyci 100, 143
B&tlh 66, 70, 72, 86, 102. 148, 151~ bireyla UISl y~ 67
entclekiUeJier 146: libenllez 95; sol 148 bire.yl~me 131
Baurun Kaderi 90 bireysell<), 20, 77, 94, 121, 130, 131
Bavyera 31 bireysel geli~e 35
BBC28 bireyselci1ik 151
beden 110, liS bireyseUqtiren 69
\)eden feti~i106 bircysellik 69, 70
bedenin sl:iylemi 122 bireyseiJik 6zcillU.~ 71
bedensel112. 117, 120, 121; s~lcr 128: birineil S'Urev 121
varol~ 118, 120 birle~ik f~ gotik 35
bedens ellik 41 bulik 74
Belfa.sC 51 buJik «iii t41
bcli.rlenmi~ Z7 birOmeklik 89
bel irltl ik 31 biyolojicilik. 1l0
B~ Julien50 biyQlojik lOS, 106, 110, 118
Benedict, Rulh 72 BlAir, Tony 63
Benjamin. Walter 31, 127 Blake, WJIIiam 99
benlilin ~z.gUrlUJU 91 BM Genel Sekrettti 63
benli.k 14, as. 16, 27, 113 bt)lgesel S1
benlik. imgesi 49 blll&e.sel ~ 97
Ben!lwn, Jeremy 112 b~Sige3e1Hk 73
Berberiler 23 Bolivya kUltUrU 24
berebt killtleri 39, 138 blUUnme 130
Berbtey9C> Bond, Edward 118
Berliot 34 Bosna51
be~ bedenler 131 Botswana 31
be~ bilimler 53, ll2 Bourdieu, Pieae 136
betimlcyici 13, 18, 19, 23, 24, 123 Brandford 95
Beyaz Suay 55 Bretonya 144
bi~imciJ.~ 25 Brighton 90
Bildung 15 Britanya23
bilgi rejimleri 64 Burghu21
bilgisayar 50 burjuva 21, 66, 70, 100, 101; kar.pu 131;
bilim 25, 26, 31: felsefe.cileri 112.; i.mgesi kUltUrU 142; CSnce$i 94; sanan 66;
112 tophnnu 107: yurt~ 11
bilirnlcwgu 43 burjuvazi SS
bilirnsd 31, 3S Bmk.e, Edmund 23, 39, 111, 139
bilin~ 141 Burkt{U muhafazakirlar 141
bil~alt11l7, 138 btlrokrasi 83
bilinein Undiliiindenlili 85 bUrolaat 51
bili~li insan deneyimi 134 Bu~nun ktJ.hUrtl 31

IS6
butUnl~me oluak kUllUr idcali s' CuJh,n and Socidy 1780-1950 30, 47, 146
blUUniUk 2J, 34, 2! cwntnu:iyet~i 74
BDyU.k Asyalthk &4 cumhuriyet~lcr 107
Byron. Lord 21 c:umhuriyel~lik 74

c;-c D
~ai~ lcii..ICUtelcilik 143 Danimark£ 109
~~~ toplum 33 Danimarkahlar 109
~~uns.all14 Dante 66, 67, 83, 84, 86
Cameron, James 107 da"i'TaJlll birJiy 136
cu 138 davram~ olarak. kUliUr 136
cebir39 davraru~al136
ceheMem melekleri 52 Davud 89
~eliiki 15 dayarupna. 51
~vre ldrlili!i 152 dayaru¥l'lact 141
0\ateaubriand 84 dayaru~a killttirU 91
¢tlik. bal~h~\ 47 dayaru~a olarak kUintr 80, 86. 94, 132.
~ilec .ili.k. 14 144
cinul SO, Sl; doyum 118: c!ilim 69; dayatmaca 124
i~gUdU 130; partner 73: politika 78; DecfiM of~~ w~st 20
pdkopa1ldUtUrl1 25; rejim 110: tac:iz I OS, defonnasyon 124
lOB deler 19, 32. 51, S4, 101, 123, 124, 144,
eir.seJiik41, 69, JO.S, J.ll 152; alaru 128; gtisterse.si 12.1: yarglSl 19
cinsiyet 54, 110 de~erlendirici 2A
ciruiy~lik 112 deAeder sistemi 19, 91
Cilleme Kanunlan 133 deier-terim 33, 123, 133
Ointon. Billl07, 109 dqi~im dclcri 26, 95, 122
Ointon, Hillary 107 deli~ktn toplum bi~im.Jeri 96
cocafit09 demokra!i73, 143
co l;rafi da!allm 99 demokrasiler42
oop-atyaa 12 demolaatik 74, 86, 97
~lulcu 27, 55, 80, 91, 151 den.eyimleme 46
~lulcular 142 dtrnitr cri 100
~!ulculuk 25, 72, 80 Derrida 12
~~ull~bnlnu~ konformizm 56 determinist 38, 121
~!\lltuk 31, 10~ 142 d~izm U, 14, 123
~lunluk 140 devlet 15, 16, 1?, 17, 17, 19, S6, S1, 72, 75,
~!unluk. hareketleri 24 76,94
~k gelipni¥1it. 35 devlet iktidan 147
~k tarafuhk 27 devrim 14, 28
~kldll1tlrclUDk 60 devrUnci26,28,3l,3~ 7~ 78,99,143
tokkUltUrlt1148 devrimci milliyeJ¢1ik 51, 78, 92. 148, ISO
9Qkki11Wr1UlDk 17, 78, 93 devrimci siyaset 53, 149
~kuluslukapiraJizm 77, 78, 80, 152 dia.spora 57
~kuluslu ~ilketler 92, 96 didaktik 108
Corak Ulk~ 138 dijital televizyon I SO
Coleridge 16, 20, 30 ~rltlk73
Cordelia 120, 121, 122, 123, llS dil107, 117, 120, 121, 131, 152
Cowatd, Noe172 dilbilim 39

157
dilsel 116, IL7 duyumsal tszgtiiiUk 95
dilsel hayvan 117 duyum.saJ sembolizm 54
din 53, 54, 83, 84, 85, &5, 87, 99, 100, 101, duywnsal vacolu~ 116
110, 133, 134, 13.S, 136, 136, 137, 145,
147 E
dindar 112. 141 edebi ele~tiri 52
dinduhk 39 ~debi ve sana1sal kUIU1r 8.3
dini kUililr J37 t:debiyat 25, 46, 50, 52, 52, 53; e!~lirisi 58:
dini muhafa?.,.aki\rhk 137 CICllinncnleri Sl: el~tinnenligi S2:
dinset 18, 151 kuranu 40, 54
dinsel olorile 10 Edgar, David 121, 133, 149, 150, 1.51
dircni!i kt.llliiril 58, 103 cd ilginlik. l S
dircni~~i 152 edimscl67, 120
dl~ po litika 82 edimsellik 82
disiplin 14 Edmund 120, 121, 123
dt~lay•ca SS egemcn killttir 145
d•,salla.ljllnlma 108 cgcmenlik 129
diyaleklil< Jl. 12, 98, 110 ejilim IS, 34,69
diyalektik. dii~Once 33 ¢~itim :sist~u 36
do~a 9. 11, 12, 13, 13, 14, IS: bilimleri c~ilimbilim 16
ll2: kiJitUr diyalektili lOS; ldlltilr etlt- egoiZill 124
ilqimi 119 euelileme 140
do~al 14, 15, 29; bilirnler 147; ~e~ 13, ev..orisizm 22
145: geli~mc egilimi 9 38 eklemleme 89
dogaiCI ctik 123 ekoloji 150
dojalcalar 117 ek.olojik. 112; aktivist 16, 80; politib. 76
dogalc•hk 13, 120, 122, 123 ekonomi 25
do!a.II~tlm\a l Ll, 113 ekonom.icilik 110
dogma.lik 27 ekonomik 102
dogmatik kUillli c:lci lik 130 ekonomik Jeger 147: kUIWr 22: Un::tim 41,
Do,iu BlokU 152 48
Doing What Comes Naturally 113 elc~tirel20, 31, .39
Dostoycvski 86 clc~tird altkiJIUir 52
DUnya Bankasa 66 el~tiri 17, 32; dO~Uncesi 33; olarak kUIItir
dUnya vatand~t 73, 76, 95 32
dllnyamn tini 69 ~l~tiriler 9 J
dOnyevi d::\yantk.hhk 1~ liberaliun 137: cl~timten 52
papazlar J35 Eliot. 1'. S. 35, 39, 132, !33. 134, 135, 136,
dOnyevi l~li rilmi ~ I 0 l 137, 138, 139, 140, 14l, 142, 143
dtinycvilc~tinnc 53 c.ntck49, 127, 129, 131, 150
du~Unce olarak. kUitOr 73. 85, 141 cmck~i killelcr 53
dO~i.lnUmsel 13 8 empati S8, 62, 113
duygu~ 62. L23, 124 tn\patik 63
duygud~hk 59.61 cnlperya123, 36, 14'&
duygusal doyum 152 emperya list 19, 36
du:ygu y.apas1 olarak. kUltUr 48 emperyalizm 38, 40, 59, 88
duywnsal21, 32. 35, 39, 77. 94, 116, 116, entpirik 50
117, 120, 131 Empson, William 128
dU)'Wllsal bOlilniUk 34 endtislri 139

158
enflas)'On 108 evn.:nselcilik SS, 56, SS, 78, 99
enfom1~yon ISO evrenseller Ill
cnsest34 evrenselle~e 72
entelektUel 10, 25, 33, 42, 47, 50, 54, 58, evren$elle~tinne 61, 89
133, 134, 152: ~al1~malar 31: gcli~im 18: evrcn~cUik 72
geli~me 48: ilcrlcme 18 cvrenscl-uygar hk.-olarak.-ki.lllilrUn
entelektiJeller 34, 113, 149, ISO Avrupamerkez.ciligi 22
cntelekttieller s1mf1 137 evrim 14
cntemasyonalizm 94 evrimsel 37
epistomolojik II, liS: ku~kucu 12S: evsizlik 98, ISO
radikalilJll 93 eylem 1!5
cril 148 eylem olarak kOitilr SS
erkek dayaru~mast 44 eylenllilik Jl, lOS
erken d6nern antropoloji 24
crken kapitalist sanayi loplwnu 19 F
crlcen romantik radik.aller 24 fanatik. 27
Enncni 113 fanatizm 84
Eros 128, 129 !ani bedcn 122
erotik42 Fanon 149
erotikl~tirilme 147 fantezi 33
es:aret 84 farkmdahk 137
C-fillik~i 122, 138 fark.hhk 41. 65, 69, 81, 89, l13, 126, 131
e~itlik~lik 94 Farrel, Frank 100
~i1siz.lik 142 faydac1 21, 53, 82
es.ki ~at 74 faz.la 119, 120
Cfsiz bireysellik 77 felix culpa 116
estelik 14, 28, 29, 29, 30, 35, 41, 43, S6, felsefe 25, SO, 101
57, 57' 68, 76, 78, 79, 86, 116, 127. 137; felse:fi 11, 29
anlamda kOitllr 84: ki.iltllr 26, 55: olarak feminisl 55, 91
kt.lllilr 80: yapmll 77 feminizm 51, 99, 100
cstelik/yararh ik.ilik 46 fenomen 52, 63
eslelik~ 26,60 fenomenolojik 55
csteLize 35, 127 Fcrdmand 12
etjk 58, 96, 140 feti~le~Linne 97
etik materyalisller 125 Fichte 36, 101
etimolojik 9, 10, 18, 38 Fiji 39
ctki1~im 108 film 66
etnik36, 37, 50, 51, 72, 15, 76, 96, 149: fin de sikl~ 145
azmhk. 97: ~sizlik. 74: go~ 152; grup fn'Sa[ ~itligi 138
145: koken 54, 69, 99, 102. 131: ki..IIUlr F1rtma 11, 86
36, 74, 7S; milliyel~ilik 75: mUcadele Fish, Stanley 113
51: ozd~lik 74: ten1izleyici S7: lenlizlik fizikscl butUniUk. 118
66 fiziksel ijzde~lik. 76
evrenscl 59, 60, 68, 70, 71, 73, 75, 77, 95, fizyoterapist 44
96, 97, 99, 111, llS, 116, 130: deger flamcnko 50
olarak kOitUr 95: e~itlik siyaseLi 143; flaubert 67
konsen~s 69: J...iiiHir .5.5, 69; ozgUrlllk folie de grande11r 60
73: oz.ne SI: oznelik. SO: rasyonelile 56: folklor 49
topluluk 94 Fon"esr Gtunp 91

159
Foucaull, Michel 119 Gloucester 120
Foucaullcular 64 g~78, 98
Francisco 12 g~ dalgalara82
Fransa 18 g~en78
Fra1mz. 18, 20, 40, SO, 73, 7S g~en btlrosu 63
Fransazca 20 Godard 148
Frans1zlar 108 GO(lhe 52, 66, 67, 84
Freud, Sigmund 34, 39, 126, 127, 128, 129, Golyad 90
130, 149 Goneril 120, 121
freudcu87 gorecde~tiime 37
Freudcu itki 128 gortlntUleme kUIIUril 49
Frow, John 47 gosrergebili.m 149
fUlbol Jcl.lltUrU 49 g~stergebilimscl 45
g~stergeler SJ. 52, 120, 116, 126, 128
G g~stergesellqtirilmc 147
Galli 96 gooteril~tirilme 41
Gandhi 33 grafik 63
Gasset, Ortega y 145 grafiti 45
gay 87~ haklan 82; haklan grubu 80 Gramsci 149
ge~ modcmlik 129 Grek83, 8S
ge~ pos trnodem radikaller 2A Grek dramas1 83
ge~i~ imgesi 40 grev 56
Gtmz, CliO"ord 45 grotesk 150
Geist68 grup dayan1pn:as1 86
gelcnck 21, 23, 40, 99, 1:3.9, 152 gU~ istemi 12.7
gelcnek~i 37 Guevara 148
gelcnckscl toplwnlar 41 gUndelik diJ 107: y~am 137: ya.pm
gelc:nek.sclci 144 anlanunda killlUr 149
geli~im olarak.killtUr 23 gUvenlik 118
gelipni-§ kapitalizm 90 gt1Zel sanatlar 35, 66, 83
gcli~mi~ kapita.lizmin tUketici kUltthi1 79 gtlzellik. 43
geli~mi~ kapit.alizm ve kimlik 91
G~tMirrschaft 31 H
gen~l~ lirilmi~ Httistiyan Alemi 83 Habermas 102, 149
genellik 89 habiru.s 136
genetik. 68 hakemlik sistemi 44
ger~ek 38, 127 hakika13S. 69, 71, 71, 93, 98, 110, 111,
ge~ek uygarhk. olarak kWtUr 30 129
ger~ek~i 11, 60, 1'17: epistemoloji 111 : haJk~ 57
roman 64 Hall, Srurt 46
ger~ek~iler l 00 Hartman, Geoffrey 37, 49, 50, 57, SS
ger~ek~ilik90 Harvey, David 12
ge~eld ik 22, I 00 hayalcilik 108
ger~siU 109 haz 112
gerek.sinim 46, 49 haz ld.IIIU 112
gcrici 35. 41 ha.zcl9)
G~:sdi5!Chaft31 hazcllak 106
Gilbert ve Sullivan I 09 Haz.Jiu 52
&izU ~Y!iM 38 Heaney, Seamus 83, 84

160
Heg.el70 idea.lizrn 13, 90
Hegelc:i 88 idcaller 27
heg£mon)•a 17 ideoloji 41, 49, 52, 68, 71, 84, ll4, 127,
Heideggerci 134 135
Helen 83 ideolojik 17, 53, 53, 108, 138, L48, 150:
Helenizm 85 gUvenilirlik 63: silah 83
Herakleitos 102 i.k.ili kodlama 68
Herder 21, 22, 36, 37 ikincil narsisiun Sl
heterojen 23, 2S ikon 87
hijyen 105 iktidar 49, 63, 64, 68, 97, 119, 127
Hil\distan 61 iktisat 54
Hint sosyalizmi 80 ileri lupit.alizm 79
Hintliler 62 ileai~im 34, 114, 116, 117
Huistiy.an 83, 135, 137: kil!UirO 134: Ro.nu ilkel 21, 23, 34, 36, 38, 82, 149: klanc1hk
lmpara~orluiu &4 73: lci..lltilr 22; topluluklar 33; toplu.m 39
Huistiyanlar 134 ilkelci 22
Haristiyanhk 85, 134, 135 ilkelcilik. 22
Hlrvat 114 ilkeli eylem anlammda kUIHir 85
hiy.crar~i
41, 147 illceller 38, 40
hiycrar~ik 50, 137 ilkellik 146
hiyerar~ik bir killtUr 13S illegal 58
hizrnetldlhilii.l 49 imajm merkelilqtirilmesi 41
Hobbes, Thomas 112 imalat 12
Hobbe-st;U 123 imge 12, 30, Sl, lSO
Hoggan, Richard 145, 146 imgclem 33, 41, SS, S9, 60, 138
Ho.mcros 45, 66 imgesel 16
homoeopahty 75 imparar:orluk 57, 77
Hong Kong 78 inan~ nesne1eri 134
Horatius '~lar 61 indirg.emed 112, 136
Ho-rkhcimer, Max 145 indirgeyici 68
hulru.k 9. 46, 63 lngiliz cdc:biyal• ele~tirisi 32: ~-1i Partisi
ht.llnanizm 101 122: ldUWrtl44: uygarhp33
H1.utgry JacKs 44 lngilizce 18, 44, 65, 114
lngilizler 17, 20, 30, 39, 45, 108, 133
I~i lngillc:re 30, 146, 148
loltmth~ 109 inorganik toplumlar 35
uk.74 lnsarnfl Est~tilr. Terbiyesi Oz.eriu M~lcwplar
ukt;dlk 25, 28, 73, ISO 17
tbranilik 85 insan dops1 14: haklan ISO, I 52: kO UtlrU
ivgUdi.139, 130, 139 2S: 6me. 17: Bznelligi 63: tini 69
i~gUdllsel doyurn 129 insanm ozi.l 53
i~kin 28, 33 insanhk. tini 71
i(j-Sel 115. 116, 117, 124, 130 irade 14
i~seUqtim1e 63 iradecilik. 13, 108
idea 70 trlandahlar 61, 62
ideal benlik IS ironi 114
ideal toplum 138 ironlk 16, 81
idealist 68, 108, 110, 126, 148 ironik. hayvan 117
idcalill felsefc 53 irrasyonel 28, 74

Pl. I ClN/Xillh.'lr Yonnnbn 161


lsa. Me~ih 109 Kant~tlar 58
i~bOIUmil 26 KopitaJ 39
i~~i 95~139: smaft 47, 88, 97, 146, 149: kapitalist 94, 108: dlin.ycvil~lirnle 85:
smtf1 enlelektiJclleri 148; SIRlft harc:keti evrensclcilik 95: fayda 26; sana)i 20:
30, 94, 141 sanayi r;agt 19: uyg:uhlc 118
i~kence 34, 119, 124, 128.; k.ar~1th~1 119: kapitalizm. 25, 83, 85, 91, 95, I 02, 116,
kUitUrU 25 146, 148, 149, ISO, 151, 152
Islam 98,99 kapitalizm el~tirisi olarak kUitOr 21
lsianlCI 83 k 3r lcriz.i 88
fsl:unc• liberalii'.m 80 karar verilemezlik 14
lslami ~In tutuculuk. 100 Karayipler 67
lslamiyct 92 kamaval86
i~letrne IOS kar~1kUitur 103, 149, ISO
i~h:lme kUlhlrU 76 Katal anca 24
i~levsel49, 121 Kalolik 76, 100
i~sillik 98 kavimci 72, Ill
islatistik:s.cltablo 63 k.avimcilik 72
ilaakirhk 37 kavramsal 77, 101
ltaiyan 130 Kea1s 59
iyi titopya 32 kendi evindelik 101
iyicil k.Uitiliel pratik.ler 34 keodili~inden 22. 136: davram~ olarak ide-
oloji 135: killlilr IS
J kendiligindenlik 14
Jackson, Michael 79 kendinde am~h 21
James, Heruy 35 kendini yansllma 15
Jamc~i 108 Kent 121
Jameson, Fredric 37, 66, 147 kent y~amt 19
Japonlar 45 kenrsel97
jeopolitik 80, 96, 99 kentscl politika 19
Johnson, Samuel 52, 61 Kq111-ords 30
jouissana 98 kilisc 135
kilise cemaati 95
K killesel86
kabile 73, 7 5; leU It Uri1 41: toplumlan 12 kimlik. 11, 25, 51, 57, 78, 81, 84, 89, 91,
kahilecilik 103 96, 97, 115, 145, 146, 152: krizi 88,93:
kabilesel 103 ki..lltUrtl87, 102: olarak kUUOr 57, 79, 87,
kadm hareketi 148 92: politilcalan 50, 56, 63, 80, ll.l, 82. 88,
kafe kUiti.lril49 92, 100, 143, 144, 150, 151
kafelcr 84 kincilik 129
Kaliban ll, 75 kinik 120, 121
Kalifomiya sendron\u lOS kiniZJn epistemolojisi 71
k.ahtsal 13 I kll'sal emek IS; hamhk 19; topluluk 144
kAmu 67 klrSa1CI 142
kamusal 53; retorik 108; soylem 108 ki$isel ktilli1r 14
kanaat 126 kitlc 66; dcmokrasisi 137: ileti$im ara-;lan
Kanada 109 14S; kUhUrU 36, 43, 145, 146, I 51
kanon ~avunuculan 65 killesel barbarl1k 146
lcanonik edcbiyal 66 Kr1 MasaJr II
Kant 67, 126 ktthk60

162 PII ARKAIKI1h\l.r Yorwnbn


k.lasik SO; libcraller 143: milliyel~ilik 76 krizi 31, 82: lruranu 48: polilikast 143,
k.losuo(obik 80,% 144, 149; sahibi 25: sav~lar 65, 66, 79,
k.oldUIUk 2.3 98, 103, 146, ISO: soylenti 69; ve bir
k.oksilz.lOk 94 killrilr 50: ktiiiUr ve ktiltllr 50: ve loplum
kolaendinci 70 ku~~~ 17: KUitilrl1alltUr sorunu 137;
k.Oie 125 kUlti.lr-do~a etkile~imi 12: kOlltlr-do!a
kolcktif 3&, 67, 131, 149. 151: benlik IS: kaqathtl 11
bilin~ 76: kimlik 54, 80: ozd~l~me 97: Kiiltiir v~ Kolonyalizm 10
ozne 103; sembolizm 86; tikellik 6'9 kUitUrel 12.. 45, 48, 70, 72, 73, 74, 76, 76,
k.Oiclik 27, 62 81, 82, 84, 91, 96, 105, 112, 119, 122,
koOionil~tirilmi~ 148 124, 126, 133, 137, 138, 144, 146, 14'7,
kolonyaJ Hi, 74, 102, 102, 148, I .SO; Oleki 14; Amerikanl~IJnna 148; ar~lar 11,
21: ozne 77 58, 130: atctitumalar 56, 107; ba~n 19;
kolonyaJist 151 bi~imler 25: -re~itlilik. 143: ~~lear 16:
kolonyalist kaJ~~I~ma 60 ~ottJlcuJuk 143: deterler 28; deneyim
kolonyalizm 10, 36, 59. 60, 62, 101, 151 142: el~liri S6: farldar 62: farkhhk 56,
komUnal 123 114, 130. 143; fenomen 112: goreciler
komonalci 79 Ill: gorecilik 23, 93, 93, JIO; gorenclder
k.omunis 1 146 13; hayvan 114: idealizm 90: ideoloji 94;
k.omUnist parti !46 indirgemecilik 14: kimlik '19: kurum 48:
kcmUniwyanisl 58, 78, 80, 96, 142 nt.areryalizm 10: modemizm 39: mut-
komuniwyanizm 56, 92. 100, 151 lakiyel~ili.k 93: 07.dc.$lik 41: politib 52,
komUniun94 78: politikalar 144, 14 8: poplllistler 142;
konfom1ist 55 pratik 56: s~kinJcr l SO; s istemler 46:
konformirm 138 wihler 62; likelcilik 98: Urelim 49:
konsensos 24 uzmanla111a 139: varhk 113: varhk olan
konsensUs zemin 51 ben 113: varhklar 14, 117; varolu' 76:
konwnsalllk. 98 yap1 123
k.oopera\ifler 47 k.Uitiliclci epis\emoloji 123
Kore 67 lct.tltUreiciler97,110, 117,118,124,129
korporatif 35 lci.lltilrelcilik 56, 112. 113, 120
k.OtU 01opya 32 lci.lhOrelle~lirilmi~ 110
kozmopolit 22, 74, 78, 98, 99, 99: komU· Kulturl:ampf 146
nallik. 78: k\lltUr 86 Kldturlcritilc 20
kozmopolhik S7, 92 ktlhUrler ~atliDl8SI 82
koz.mopolitizm 7& ki.UttirlU 25
kozrnopolill~lim\e 77 Ku.lturp~ssimismus 20
k.ozmopD1it1ik. 93, 94 Kzdturpl1ilo.wpnie 30
Knll uar 119, 120, 122 kWtlln;il zl\.lk 67
Krisleva 149 killtUrUn melez.liii 40
kriz SO, 63, 78, 84, 85, 87, 98, 148 Kulturvol 51
kullanun deAcri 95 kuramm ikiligi 114
kUit 10, 54 kwamsalc1 125
Kultur 20, 94 kiliesel 30, 58, 6S, 72, 76, 8(). 87, 87, 90,
kUittlr bi~imlcri 144: fJI:iilleri 135: dU§Unce- 94, 95, 98, 131, 148: kapamm 56; bpi-
si 13, 15, 20, 22, 2S, 30, 31, 38, 40, 48, talizm kl.IIH1ti1 94; otorile 90; o~lik
4S, 49, 50, 54, 74, 140, 146, 14S: 16~ pii1Jlr 58; siyaset 17: wafs1zhk. 91
etretilemesi 114: endiJstrisi 87, 145, 146: kUresellf.$me 100
enflasyonu 53: ~itli!i 142: felsefesi 30; ktiresell~me<:i 89

163
kurgusa1129 Marx 31, 33, 39, 75, 94, 95, 116, 118. 122.
Kuual tnifak intgesi 83 126, 127, 128, 129, 131
kutsal kitaplar 110 Mass Civilisalion and Minoriry Culture 20
Kuzey Amerika 99 · masiOrbaS)'On 65
Kuzey Dakota fsa Milisleri 88 matematiksoel 101
Kuzey lrlanda 93 materyalist 10, 54, 60, 82
mareryalizrn 121
L mazo~ist beden 122
Lacan 127 McDonald's 78
Latin Amerika 109 mcdya 41. 45, 146
Lalince 10 mekanik seri Uretim 13
Lawcl ve Hardy 50 mekinsal70
Lear 118, I 19, 120, 121, 122, 123, 125 melez 25, 93, 147
leavis.. F. R. 20, 30, 137, 145 melez o1mayan tikellik. 92.
Leavi~i 137 melezle~linne 25
Leningrad 84 melezJik. 78, 96. 102
Le••i, Primo 125 melezJik. o1aralc. kllltilr 142
Uvi-Strauss, Cl311de 40 mcrlwncl126
1ezbiyen 144 merhamctli bcden 121
lezbiycnlik 24 merkezi 56, 59
liberal 19, u.59, 66, 70, 79, 80, 80, 82, merk.ezsiz 59
86, 149: burjuva top1umu 94: ~ogulcular merk.ezsizle~tinne 38
143; ~o~ulcuJuk.Ul; geli~im 81; hUman- meta 35, 87, 94: esreri~i 4 I; o1arak kOittlr
ist 83, 126; hllinanizm 27: hUmani:zm 87: Oretirni 41, 49 145
etigi 70: 1oplum 138; uygarhk 80, 81 meLafizik40, S3, 53, 71, 87,90
Iiberallec 117 meLafitik antido!alcJhk 110
LordJar Kamaras1 39 metafizik harekeuizlik 112
loyalist 88 melhe~i 27
luxembourg, Rosa 88 Michigan 107
lyotaTd, Jean-Fran~ois 77 Microsoft 31
mikrokozrnik 69
M militan tikelcilik. 87, 89
ma~o1uk44 militer 8.3
Madam~ Bovory 68 milliyet 69
maddeci 21 milliyetyilik 2A, 36, 72, 74, 78, 80, 97, 99,
maddi. ilerleme 18: varolu~ 76; zenginlik 102, 103, 131, 144
101 Milner, Andrtw 42, 44
Madonna98 Milton 65
matya ld.llwrtl 2.5 mimari 93
Maleeya 109 mini-dUnya 56
Malezyalalar 109 minor kllllili' 32. 69, 133
mtmdarin 51 minor sanat 86, 87
mantJks.a.l 71, 124, 140 MtsJr 61
marjinal 55, 69 misyonerlik 91
marjinal k:i.l.ll\.tr 32 nut 39, 53, 127
nuujinall~tirilen 65 mitoloji 34. 38
Marksist 10, 20, 41, 55 mitolojik el~tiri 40
Marksist ktliiOr 143 moda 77, 125
Marksizrn 27, 33, 39, S4, 127 mod.a endi.btrisi I 06

164
ntodem 17, 36, 37, 40, 42, SO, 70, 74, 91, nesnelle~tinnc: 134
100, 101, 103: ~a~ 17, 41, IS 1: dcvlet Nevada ~610 63
23; kUitUrel antropoloji 22: liberaller nevroz. 107
125: oncesi 23, 36, 40, 109: oncesi New Age 80
devlet 23; sanat 34: sonras1 40: loplwn New Agecilik 144
42 New York. 12
m.odemist 31, 71, 145 Nielzsche, Friedrich 14, 126, 127, 128, 130
m.odemizm 22, 26, 40, 42, 98 nirvanik 29
m.odcmlik 21, 23, 34, 35, 40, 41, 56, 72, Noel Babalar 106
77. 86, 92, 102, 126 nominalist 100
monar~i 67, 142 norm 59
ntonar~ist
66 nom1atif 18, 19, 23, 32, S7, 91, 123, 124
Mont Blanc 110, 111 nonnatif yol36
Monlanala Beyaz. H1ris1iyan Avcdar nonnatiflik 31
Demeti79 nostalji 31, 41, 64, 94, 143
Mormonizm 109 nostaljik. organizmacd1~1 57
Mormonlar 109 Nou..r Toward 111~ D~finition of Cultur~ 136,
Morris, William 30, 3:5 138
Moskova 84 Nuer killtUrtl 4.5
Mozan 98 nilldeer fi:r:ik 40
muhafazakar 28, 66, 86, 107, 108, I 19, 134 nUideer silahlar 116, 152
muhafazakirhk. 139
muhakeme 34 0-6
muhalefet 126 Oakshott. Michael 111
muhalif24, 41, 42, 55, S6: 150 olabilirlik. 29
muhayyi!e kuvveti 28 olgu 32, 38, 123, 124, 127
muhle~em gotik 3S olgWlluk s1andarda 47
Mulhern, Francis 56, 96 otumlaylcl 23
mWiu\.lzler 94 oiWJual 67, 70 71
Musevi 85 olumsalhk. 70
MUsiUman 70 On th~ Con.rtihtrion D/Church and State 20
mutlak.S8 onlolojik 100, 115, 143
mutlakiyet~ilik 71 onlolojik engel 62
mUze k(lllUrt149 oral seks 107
mOzik. 25, 31 organik. 13, 21, 35, 105, 138; bir y~am
larll olarak ktliiUr d\l~llnc~i :W; bUyUme
N 136: detenniniun 13; egetileme 141:
Nabuk.adnezar Ill k\.llti.lr 22. I41: sUr~ 38
Nanda, Meera 93 organik~i 143
narsisi1m 129 organizmac1 nostalji 93
NATO 61,83 orgUtlcnme 48
NATO yUksek kiJIUirU 66 orguuu din 144
Navajo 24 orta smtr 28, 67, 85, 105, 106, 107, 147
Nu.i 57, 58, 78 oru suur terminolojisi 19
Nazi Aln1anyas1 94 o~a~ 70, 100 147
negal if yeli 59 ortak. bir kOltUr 135: deJerler 36: dil36:
neof~ist hUcre 80 elki 77: kUIIUr 140, 143, 151
neof~i7.m 80, 88 orta-solliberal demokrallar 111
nesnclejtimte 82 Orwell32

165
Oswald 121 p
ot.antik 128 Pall MaJt 68
otantik olun\lama 81 panteon 86
otokra.si 13, 93 paradigma 26, 28, 69
otonornJutuk 127 paradoksal49
ot()pilc 18 Paris 78.93
otorite 59, 60, 75, 82, 87, 89, 91 panizan 89, 123
otoricer IS2 partizanllk 27
ororiter kapitalizmi 64 Pascal Sl
oedipal127 pastoralcilik 123
oedipal vah~et 20 patolojik 53, 1~
Mce kUIItlrU 99 patolojik idti. II
~~etisel sisr.em 152 patri.:a 75
lSI9U1UIUk 28 paz.ar 66, 87, ISO; gU~Ieri 149: k1Jhi1rtl 87
oiUrn dUrtUsu J29 pazarlama 147
bn-anlBYlilar 134 Pekin 106
orfi hukuk 39 pembe dizi 66, 99
Otcki 37, 114 llS, 130 pervas1zhk killtartl 49
atekiler ~o. 124 philisline S2
ijtekilik 38, 107 phronesis 41
ozbitin~ so Picasso 10
02:bilin~lilik 82, 13S piercing 105
ot<:U 114 pitta 76
<Szctmuc 110 Pleb S2
<Szd~l~ tirme 124 pleb f&.iizmi 85
ozde.$1ik. 25, 59, 89, 149: ktllturleri 92. 99, po~l~ maudil S2
102. 151; olank kUllUr 69, 79, 92, 95, polis kantini kUltUrtl 25
98, 99, 142, 144, 150: politikalart 79, poUs k\lltUrU SO
92, ]03, 148 politik. 53, S4, 94, 102, Ill, 118; saj 11:
~zel mUikiyet 67 sol10
azel sa!llk sigonast 133 politik.a S3, 9& 143
oul~tirel SS politikJ~tirilmi~ kUll11r 149
6zel~tiri 81 Po1ixenes 11
ozerk 34. 69 Pope. Alexander 66
~te;lik 142 poplll~ L0,36, 71, 84,8S,86,99, 123.
(S~]ik ktlltUrU 103 124, 137: demokrasi 103; duygu 99:
ozgUl kirnlik 99: .ki.lltOr 69, 97~ y~am bi~i- iNn~ 11~; kUll\lr 22, 43, 99, 134, 136,
mi olarak lcUlti.lr 9S 147, 1SJ: Y8i3J1l Wll olaralc kUitUr 132
ozgUile§tinne 126 popUlist 21, 37, 52, 65, 132. 138, 146
ozgillUik 45, 89, 94 popWizm 93
6zgOc irade 10 1 pQmo 51
ozgUrl~me 102 Portekil: 84
otgUdqtirici t)peti SO Pono &4
otgiirlCitirme 15 poslbireysel103
ozgutlUk 11, 13, 14, 26, 28, 102 poslemperyal 148, lSI
ome 101, 115, 135 postkolonyal 78, 79, 98, 102; dev let 15;
ozne lcUIIUrU 92 d'Unya 92: ~zne S 1; uluslar 93: yazm ISO
~znellik 17, Sl posOc.olonyaiist 102
omeye donu~ 149 poslkolonyaliz:m 24, 78, 94

166
p<~slkoJonyaJJikJ49 103: meJezciJer J43: poJil:ika 79, 8J, 97:
postmodem 25, 40, 41. n.
86, 87, 89. 101, prolc.sto olarak. kU1tUt I.So-: romantik.Jcr
102, lOS, 110, 112, 132, 145, 148; Batt 22 33: :siyasel 51
93; fWOiulclar 143: g~recelik. 23; kent 89: radikaller 66, 97
kimlik politikalan 24: kUit l 31: kUitUr Raleigh, Sir Walter 54
79, 86, 92, 98, 98, 99, 103, 147, 149: rasllant1s.al likelier 88
ld.lltUrelcilik 109; lruram 31, 57; model rasyonalisl82
ISO: olreti 93: reformizm 70; sol 149 rasyorudist sol 139
J)Qslmodc:miulcr 24, S$, 57, 71r 143 rasyonaJite 14, 39, 73, ?9
postmodemizm 22, 23, 26, 27, 36, 54. S6, rasyonalizm 10 I
79, 86,87,88,90,92,93,95,98, 100, rasyonel28, 71, 75, 97, 106; c:l~tiri 22;
103, 126, 145, 146, 150 yanuema 39
postsiyui Bata 150 ra.syonelle.$tirmc S3
P<Jstyap1salc1 107 ra.syonellik 73, 74
postyarusalcahk 40 R~alpolitik 3J
pozilivist 112. reel pazar 91
pozitivist sosyoloji 64 refah 34,60
po.zitivizm 37 Regan 120, 121
pfl.gmatistler 70, 71, IOS, 111 ugga~ 78
pragrnatizm 90, 111 rejim 119
pratik ahlik 54 reklarnc1hk 41
pr.uik. ideolojiler 46 re~im 2.5, l44
Pfemalure Ulopya 16 re(orik 16
Primitive Crdturc 46 Rheirns Kaledlali 19
prise d~ position 96 ritUel 38, 39. 41, 86, 138, 139
proletarya 31 Ritz46
proleter 146 roman 125
proleter kUitUr 141 romantik: antikolonyalist sempali 22:
Ptote-Slall ! 0 1 .hUmanist gelenek 27: irOJJi 29; .kOIUlr
Protestanhk 100 38: milliy~iler 36, 73 74, 17: organiz..
Prol~slan Yiiruyiqii 41 macJhk. 38
prot~IO 81 r<Jmantikler 20, 22. 23, 26, J I, 40, 62, 68,
proro-postmarksist 4S 75,76,82
Proust 87 romantikle~tirilme 22
provokatif ISO romanti7m 16, 33
psikanaJilik J17 Ronesans 74
psikanaliz40, 42, 117, 149 Rony, Richard 60, 61, 70, 71, 105, 109,
psikolojik 88, 130, 150 I 13., 114
psik.olojik ka.J•asite 131 ruhhan uruf1 137
pUriten 107 Rus avangardJ 103
pUritenlik 106 Ruskin '26, 30, 35
Pu.pcin 142
Pynchon, Thomas 125 S-~
sadi:zm l29
Q-R wfarkhhk69
qkidditas 70 sat ijzd~lik 69
Racine 66 sa!gorUliliUk 130
radikal21, 32, 53, 78, 122, 140, 141, 151: sa~hk bakanhga )$
aktivistler 147: e~itli~ilik 66: kil.liUr sahiplenici bireysellik 142

167
Sahlins, Marsh:tll 41 Silili 73
Said, Edward 25, 51 simetri 26, 27
Sami 109 simsayasal70
sanat 19. 25, 26, 29, 30. 31, 32. 33, 3S, 36, suuf 41, 44, 56, 81, 139, 146, 147:
41, 46, 47, 48, so, 52, 54, 60, 61, 64, 70, mUcadelesi 36: polilik.alan 81, 1.52
77, 79, 92, 133, 133, 145, ISO; eseri simfsal22
124: 4>larak killttlr 34. 50, 56 sm1fs•:t toplum 81
sanat~1 14 iirketl~me 37
sanatsal 18, 32, 4~ 47, S4, SS, 8<1, 124: bil· Sup 114
in~ 138: ~ah~ma 31; imgelem 35: kanon sistem 88, 91
70: kt111Ur 64, 124: ve enleleklUel sistematik diJ~Unme 52
~ah~nudar kUlliyall olaralc kUltU:r 139: Sistine ~apel 12&
yaratJ. olarak k\lltOr 30 sivil toplum IS, 17, 128
sanayi 45: kapitalizmi 26, 30, 31, 53, 82: siya5al 59, 92
toplumu 37 siyasal milliye~ilik 75
Sapir. Edward 44 siya.set 15, 16, 25, 26, 27, 28, 31, 32, 41,
sava~ 152: ~1U 56: sonra."a tngillere 48 42,57,65, 74 73, 74, 75, 76, 7&, 79,96,
Schiller, Friedrich 15, 17, 26, 28, 29 97, 103, 144, 146, 147: dU~cesi 131;
Schleiennacher 61 felsefecisi 125: olarak ldlltllr 56
ScMnberg 147 siyasi 16, 17, 19, 21. 24, 27, 28, 29, 30, 32,
~kinci 45, 78. 84, 87, 132, 137, 141 35,36,36,39,47,48,51,5~53,65,66,
s~kinciler SS, 65 142 72, 72, 73, 76, 85, &6, 95. 96, 99, 103,
sc~k.incilik57, 86 93 106, 119, 122, 123, 124. 137, 140, 142.
~k.inler 85, 138, 139, 140 143, 144. 146. 148. 149, 153: adalet 26:
~ehir planlama 39 alan 61: ara~salhk 27: baguns1Zhk 16;
~hvetli tatmin olarak kt.lltUr 87 benlik 16; bildiri 68: birlik 75, 84;
s~int~trJ 6S ~a.IJ.~malar 80, 99: 411kar 16; dayam~ma
sekter 16, 51, 86 LSI; devlel 15, 73, 75: devrim ~aA• 24:
scmbolik 116, 127: a.rat; 115; dllz.en 116, dirent; 118; d\lzen 26; ele~tiri 42, 119;
128: .soyutlanu 117 evrensellik: 74; gil~ 78, 98; ilaidar 63;
sembolizm 152 k:ar~1tltk 14: kriz ~7: mOcadele 144:
Senato 109 muhalefet 1S2: olarakdogruluk. 107:
sendilca 48. 80 Olgutlenmc 56: ozgUrl~me 81; partiler
sendikalar 47 99; prOieslo 104: radikaller 69: ...d.ah
serbest pu.ar 87 ll9: sistem S6: sol71, 139, 146: toplum
sermaye 94 33: Ulopya 77; yurt~bk 16
~eylan 92 siyasil~tinnek 54
~eyt.ani 34 siyonizm 92
sezgisel 48, 121 sofisl~e 34, 42
se7.giscl yetilcr 62 Sofistler 71
Shak~pear~ II, 66, 67, 102. 103, 121, So!uk Sav~ 88, 146
122. 123 sol 66, 149, ISO: kiillurc1 karamsarl1k 145:
Shelly 53 rasyonalistler 141
Sibirya 72 solcu ldlliUr 146
~iddel 116, 129 solculuk 32
~iir 31. 53, 71, 138 somatik 116
fiirsellik 45, 85 somllr!e 62
silah kUIU.IrU 49 somUrge ki.lliUril 49
silah lcuiUbU 1!0 somilrgeeilik 36, 61

168
somUrll 34, 116, 124, 127 Tannnm lradesi 90
somUrulme yetisi 34 Tannnm ozgUrlUgil100
somut birey 95 T81Ulsa1 110
Soper, Kate 71, LOS, 110 unnsal eylcmlilik II
sosyal31, 37; den\olaasi 149; demokratik Tannsal irade 100
70 Tannsalhk 10, 57, 107, 108
so:syalist 94, 95, 96, 149; enlemasyonali7.m Taoim\49
61, 9S: hareket 94 wih IS, 25, 128
sosyalizm 33, 35, 95 tarih.i sapma 18
sosyolog 46 tarihin degi~tiritemezligi 88
sosyoloji 37, 44, 54 t.arihin sonu 145
sosyolojik kuram 44 wihoncesi 34, 128, 146
~venizm 73 tarihsel 11, 25, 29, 33, 36, 53, 61. 69, 71,
:soykmm 58, 84 116, 145; gorecilik 71: hayvan 120; kriz
soykuun klllturu 58 3~ 36: ld..tl«<r 67: mateT)·alizm 127:
soylcUttlk 128 milieu 67
soylem feti$itmi 107 tarihselciler 71, 54, 124, 125
soylem kw"arm 149 tarihselcilik ll2
s-Oylemsel53 tarihselle~tirme 110
Soytan 121 1arihsellik Ill
soyut haklar 74: rasyonalizm 71: topluluk.- ~Mihsonras• 79
lar 97; yurt~ 95 lcalrelle~tirilme 108
soz uydwma 46 lek Waf11llk 27
soz.sel 120 1ekil JJO
spekiilatif 136 leknokrasi lOS
Spengler, Oswald 20, 145 leknoloji 19, 31, 116
spor 45, 86, I OS, 133 telos 18
St. Pctcrsbwg 84 temelci 125
SLaliniztn 146 lcrnirligin tarihi 57
Standish 101 1'ennyson 53
slalUko 17 teolog 100
Slciner, George 84, 145 teoloji IS
Stcndhal 65, 66 terbiye olarak kUitW' 23
Stravinski, Igor 39, 43, 99 terminoloji 51
mq J28 Tlrana/Q.r 129
su~ oltap olarak kUit\lr 58 The Fateful Questions ofCultllre 49, 57
su~luluk 129, 152 The Long Revolfltion 48
sUperego 129 The Uses of Literacy 145
siipermarketler 106 ticaret 102, 145
suppl~ment 12 ticaret ruhu olarak. ldlllilr I SO
surekli i~sel mu1suzluk 129 ticari killttir 79, 81
sUrrealist ~iir 47 ticaril~tirilme 87
~Dpheci 42 tikcl 17, 29, 49, 59, 60, 69, 70, 71, 73, 74,
~iiphecilik 89 76, 77, 88, 96, 103, 113, 115, 126, 133:
allki.IIU!r 91; insanhk versiyonu: killlilr-
T ler 67, J19
Ta.ine 52 tikelci 148
lamamlay1c1hk olarak killtilr 119 tikelci ar11klar 70
Tann 26, 51, 53, 68, 83, 100, lOS, 109, 135 tikelcilik 50, 56-58, 77, 78, 85, !>S, 95, 99

169
tikelltr &8 U-0
tikellepne 9S Ucuz Re~mara 91
tik.eUik 89 Ulster 88, 93
tunalhane 81 ulus 72, 76, 99, 108
lunpanaro, Seba.;liano 11 0, 130 ulusal 18, 45, 51, 87, 92, 107: birlik 77;
lin 17, 27 68, 84 ekonomik 17; ldiltUr 74~ milliyet.yilik 75:
tinin ~zerklili 13 &zgUrlevn.e mUcadeleleri ~jalll48;
tinsel 10, 14, 20, 42, 61, 66, 82, 83, 116, o7.g'{h"Jt4me hareket.leri 24
128, 136; alan 61: bilin~ 138; deJ:erler ulu~uk78
87; idmWt. 54; ilellemt. 18; mil,af IS; \llus-devlet 36, 72, 73, 74, 76, 77, 78, 94,
oloritc 87: ~zd~ik 76; relorik. 83; 96. 97, 145, 151
ustUntWt 136: astyap1 as ulussuzluk 57
tinseJlik as U$Sall~u.rma 90
tinseUik. olank k:WtUr 87 Utah 88
tiranltk. 69 uygar 16, 18, 18, 26, 28, 39, 61; a1lnllt
Totyo78 114; ktllrttrU 90: 1oplum 33
Tolstoy 67 uygarl~ma 22
topluluk 58, 74, 96, 14S, 151 uygarl~manu~ 37, 52
toplum 116, 137 uygarll.k.l8, 19, 20, '21. 22. 23, 21. 31, 38,
tOp1wnsa11l. 19, 20, 30, 31, 32, 35, 36, 39,40,50,61,68,8~84. 126,127,128,
38,38.39,40,41,4S,SO,S4,64,67,68, 129, 130, 145, 145
96, 110, 126, 113. 139: alan 147: birlik Uygar/lg11t Hrawsuzlulu 129
54~ birlik i b i 36; ~ 29; cinsiyel69, uygarllk olarak kUltUr 24, 32. 79, 79, 80,
131; de!erler 151; det,i~im 30, 140: 95,98, 132, ISO
dUun 22, 33, 54, 61, 87, 137, 143: eg~ uygarhkJar 129
men 147; elt4tiri 17: geli~im stireci 18; uz.l~ma28
g~eklik. 26: ~ 17; hayvan 123: uzrnanl~ geli$meler sistemi 142
istikruslthk 82: karaklu 143; k~ 69; uzun devrim 82
ldlltUr 22; ol~wn lcUhUrU 97: Omellik. O~cU. OUnya 24, 100
alaru 52; smd' 141: ~mdlar 138: sis~em­ univusite SS, 99
ler 46: varol~ 42:. yarg• 42; y~am 11, uretim bi~ 100
79, U4, 127, lSI, 152 uretim sistemi 147
toplumsalbk 131 Ust s:uuf 85
toprak. egemenlij.i 74 Ust s:unf k.Ullllitl 133
Tory66, 143 Ustdil114
«Szsel49 UstkWWr 91
Trilling, Liane114S UStUnctllUk 93
1\Jareg ld1Jeort14S Ustyapl JO
Tudor dramaSJ. S1 Utopik. 22, 8~ ele~tiri olarak kUIWr 30, 31:
IUbti.cit~tiribne 41 Utopi.k. siyasd 28
IUkcticilik. 98, 146, 147 Ulopya 26
tungusla:r 12
tUr o1w; 118 v
TUrk44 varolll$ 26
nnarhllk~Jlar Ill varolu~u 71
lUtSakhk imgesi 114 varo~lar SS
Tylor, E.B. 46 v~hk haklan 36
Venli 142
Vagilius 66, 83

170
Kendine ym'&A do~al varhklar rOlmadtgtmt.z gibi~ _dOQU§tan kUimrel 'Vafhldar
da deOill~. H~yatta ltalmak lQin dogay'la aram~tzdaiKi u~urt.!l· mu ktl turle
kapatma:k zor~:;~nd~1z . Eaglelen, her zamanki a.k'c' ve ~rp, 1c1 anlat1m1yl~,
b~f1 esi:ne mee.bur o dugumul ~Oilt(l·r mu§OneesjliJ(n gegmif~n gOnOmuze
·zi:ni sO li'Y'or. F-arkh kUit01r ytHurnlannt titlzlikfe, 'rdeleyerek tarittmay,a
a~arken , bir y,a:ndan toplum _ta~ar, lmlarlna,. b;r yandiEJn da it!feGif Qj~nl· n
be trleyicdigine <;:fkka.t rQektyor.
Egemenr k kurm.a/direnrne· sUre~leri~r.~de, ashnda dogas1 geregi pol;tlk
Be,. g:etirf~i~ni de ortaya ko.yan
~olma.yan; ildlltot,un pol'itikanr rn arac1 ha.li1
Eagleton, omegin, ~~ndtrti evrensene,tirme ~sinda olan Batt kutlUrunun
yeni dunya du:zeninda klasik san~t ·eserinde o'ldugu rgibi bof,unun g'.e(i~mesi
'gln her 'bUefe,nin ·stikr.an .gereldf dQ§iln~~ siy-! e diger klOlrltJrlerin 1§1erine
bumunCJ soku~unu ve kend evi sayc:hg1 dunyay~ istecfiQi g1bi duzenl·emey~
kaJk1~1n gozler 0niltte. s,eriyot. B,iztere, ~~insani o1an hi~lr ~y· bane. yabanel
degW' sezunun bugOn e~ki tncel.ijinden o:ld~kga uz.akla§mt§- bit ~ekih:t~e
1
'YeryUz:Onde her geri Kalm~~ bolge 91.kartarnn~z i~in tehdit o'U§tiJrabrli'rte
donU§li..llrU'Iu§uA,O Jiz.letlyor ve i'ster itsteme~ du§'(indirOyor.
'Ki:irlt,iJrQn dia, mi'lliye~t9ilik~ kl.UtOrelci.likf se.qkinciUk, dogal,cuh k ulus-devl·et,
1

~pi1alizm J modernizm v~ pcstniodernizmdeki yeri nedir? ~soton bu


anla.y $farm kClltOru yorumlay1~lar1 nastl~ alr?' Uygari,Jk, ~ozde~lik ve fba1ri
i1J§;kiler oh!lml.u kavramlar g"bi aiQ 11amrkeA nasi I oluyor. da en bOyuk. kultor
1

sava§lar~nuJ sebebi Qlabn;yor? Kui~Ur 'kavramm~n yazg'~' ya somuti~t rtlmak


ya da indirgenm.ek m:'·?;
~a(Uun •iyi ~eyterin albnda ne ~k kan ve Vah§~el y.at1yorl ·diyen Nietz:sohe,
bir an~amda killtur s~ava~tann -n1en k~sa ve garp1c1 oze~irri· ver"yor. Yine de
hi<;"bir ~OitOr tOmOYie olums,uz.olamaz. CUnkO ~eytana amaQlanna ula~mak
(Qin olsa da n.er zaman eroemdE!m de d~m vurmak, muhakeme,
i.fiJJi$.iyatif ve zekaya allan .a~m.ak durumundadlr. Bu ardamaa
batim kUitt:ijrter kencnsty•le getl§irl rge 'i!jl ~ken de t)l.ze umutsuz1uk I
i.~iin o.ldug'IJ kada.r umiJtlanmak i~dn de neden ver~ir. i~te kUUur
poltitikalan run arnac1, umudumuzu g~tgeg: e donufturmek
olmahd •:r.
Edebiyat ele,§ti:risinin ve "·edebiyat e'le§tirisi"nin ele-,tinsintn ,
en etkili kalemlerinden ofan Baglelon, modern dilAyanm l:JifUGU ol .ugu
_Kadar sQ9kinci ee olan kOIUlriOI alma" mitini ve "ktlltOrlu in$an 1 kriz, -sava§:~
'fadd~IJ1 k ve doga gib:i ·fa!ikh a~• 1 ar:dan , keskin ve itonik bir bi~mde,y.orumluyor.

You might also like