Professional Documents
Culture Documents
El Mizan1 PDF
El Mizan1 PDF
com
Eserin ad: El-Mizan F Tefsir-il Kur'an 1. Cilt
Yazan: Allame Seyyid Muhammed Hseyin TABATABA
eviri: Vahdettin NCE
Tashih-Tatbik: Abbas KAZM, Musa GNE, Seyyid Seccad KARAKU
Yaynevi: Kevser
Telif Hakk Sakldr
El-MZN
F TEFSR-L
KUR'N
Mtercim:
Vahdettin NCE
Tashih-Tatbik:
Abbas KAZM - Musa GNE
Seyyid Seccad KARAKU
KEVSER
Takdim ..................................................................................................................... 5
TAKDM
Kur'n- Kerim, Resulullah'n (s.a.a) snneti ve pak Ehlibeyti'-
nin adap ve siyeri eliinde byk bir akait, fkh, hukuk ve ahlk
hazinesidir. Mslmanlar, bu esiz hazineye sahip olmakla, gel-
mi-gemi ve yaayan hibir mmetin sahip olmad en salam,
en kutsal ve en kapsaml bilgi, marifet ve hidayet kaynana sa-
hiptirler.
Hedefimiz; bu zengin hazinenin edeb retilerine yeni bir can-
llk kazandrmak, evrensel plnda hayatn boyutlarn tmyle
ynlendirmeye hazrland u dnemde slm' yeniden tanyp
tantmak, slm dnce ve kltrnn dnya uygarlna yapm
olduu onurlu katky gzler nne sererek Mslman dnr ve
aydnlarn kendine gven duygusunu, gcmz nispetinde takviye
etmektir.
eitli slm mezhep ve evreler mensubu Mslman halkla-
rn birbirinin inan ve dncelerini, temel kaynaklar araclyla
tanma-larn salamay ve bylece birbirlerini daha iyi anlayp
slm vahdet ve kardeliin pekimesi ynnde daha bir kararl-
lkla gayret etmelerine katkda bulunmay kendine ilke edinmi ya-
ynevimiz, "el-Mzn" gibi esiz bir eseri Trke'ye kazandrmakla,
bu dorultudaki hizmetlerine bir dierini daha eklemi bulunmak-
tadr.
Bylelikle messesemiz, hibir zaman ve dnemde, bu hassas
misyonundan geri kalmayaca hususunu bir kez daha ispatlam
bulunmaktadr. nand ilke ve prensipler dorultusunda hibir
taviz vermeden almalarn tm ekonomik zorluklara ramen
srdren yaynevimiz, knayanlarn knamasna aldr etmeden,
6 ............................................................................. El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
KEVSER
Yazarn Ksaca Hayat .............................................................................................. 7
Bismillahirrahmanirrahim
Kur'n- Kerim'i tefsir etmek, onu bilmeye baldr. Kur'n'
bilmenin eitli dereceleri olduuna gre, tefsirinin de eitli de-
receleri vardr.
Bazlar Kur'n', onun hakikatiyle kaynama, birleme sonu-
cunda bilirler. Resul-i Ekrem (s.a.a) ve onun pak Ehlibeyti (a.s) bu
zmredendir. Allah'n (c.c.) kelmnn hakikati Resulullah'n (s.a.a)
ruhuna indikten ya da mira srasnda Resulullah (s.a.a) vahyin
hakikatinin mlkatna nail olduktan sonra onun iin artk bir ip-
ham ve kapalln kalm olmas dnlemez. Bilmenin z olan
o hakikati teslim alan bir kimse iin, hi kukusuz, ilh kelm b-
tn boyutlaryla bilinmi olacaktr.
Bazlar Kur'n', onun cemal ve cellini kendi ruhlarnda m-
ahede sonucu bilirler. Bu zel cezbeyi, o parlak nurdan ve ilh
nefha-dan nasibi olmayanlar iin aklamak mmkn deildir.
nc bir grup ise Kur'n', onun eitli mucizev boyutlarn
aratrp inceleme sonucu bilirler. Kur'n bilimcilerin ou bu
zmredendir.
Birinci gruptakilerin bilmesi, tpk tanrbiliminde Allah'n zatn-
dan hareketle O'nu bilme derecesine ulaan sddklerin burhan
gibidir. kinci gruptakilerin bilmesi, "Kim kendini bilirse, Rabbini
bilir." sz dorultusunda enfs ayetlerin yardmyla Rablerini bi-
lenlerin nefsi bilme burhan gibidir. nc gruptakilerin bilmesi
ise, huds veya hareket ya da imkn burhan, d nianeler ve -
Allme ve Tefsirdeki Metodu.................................................................................. 13
1- Vka, 79
2- Ahzb, 33
3- Bihar'ul-Envar, c.89, s.103
4- Vka, 10-11
Allme ve Tefsirdeki Metodu.................................................................................. 15
1- Ahzb, 33
2- Har, 7
18 ........................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
1- Nis, 82
Allme ve Tefsirdeki Metodu.................................................................................. 19
1- el-Mzn, c.12, s. 50
2- el-Mzn, c.12, s.98
3- Hadd, 25
4- A'rf, 26
5- Zmer, 6
Allme ve Tefsirdeki Metodu.................................................................................. 27
1- Ysn, 82-83
2- el-Mzn, c.17, s.64
3- el-Mzn c.19 s.25
Allme ve Tefsirdeki Metodu.................................................................................. 29
YAZARIN NSZ
Bismillahirrahmanirrahim
Tm lemler iin bir uyarc olsun diye kulu Muhammed'e
(s.a.a) eri ile doruyu birbirinden ayrma zelliine sahip olan
Kur'n' indiren Allah'a hamdolsun. Allah'n, izniyle bir ahit, bir
mjdeleyici, bir uyarc, Allah'a kulluk sunmaya aran bir daveti
ve aydnlatc bir k kld sevgili peygamberi Hz. Muhammed'e
ve onun Allah tarafndan her trl gnah kirinden arndrlm ter-
temiz Ehlibeyti'ne salt ve selm olsun.
Bu mukaddimede ksaca, Kur'n- Kerim'in ayetlerinin anlam-
larn inceleme hususunda izlediimiz metoda deineceiz.
Kur'n ayetlerinin anlamlarn aklamak, dellet ettikleri ma-
nalar beyan etmek ve onlarla kastedilen eyleri belirlemek de-
mek olan Tefsir, Mslmanlarn ilgilendikleri en eski ilm alandr.
Tefsir olarak nitelendirilen bu aratrma ve irdeleme trnn tari-
hi, Kur'n'n indii dnemde balamtr. Yce Allah'n u sz bu-
na ilikin bir iaret iermektedir: "Nitekim kendi iinizden, size
ayetlerimizi okuyacak, sizi arndracak, size kitap ve hikmeti -
retecek ve size bilemeyeceiniz eyleri retecek bir resul gn-
derdik." (Bakara, 151)
Mslman tefsir bilginlerinin ilk kua, baz sahablerden olu-
ur. (Hz. Ali (a.s) ve onun soyundan gelen mamlar bu kapsamn
dnda tutuyoruz. nk onlarn ayr bir konumu vardr ki, ileride
buna da deineceiz.) bn-i Abbas, Abdullah b. mer, bey ve bu
konuya ilgi duyan dier bazlar bu kuaa ilikin birka rnektir. O
gnk tefsir aratrmalar, ayetlerin edeb ynlerini incelemek, in-
dikleri ortam ve koullar belirlemek, bir ayetin dier bir ayetin
36 ........................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
1- [Nehc'l-Belaa, hutbe:133]
Yazarn nsz ...................................................................................................... 47
AYETLERN AIKLAMASI
Yce Allah, "Rahman ve Rahim olan Allah'n adyla" buyura-
rak sureye balyor. Kimi zaman insanlar bir i yaptklar zaman
veya bir ie baladklar zaman, ok sayg duyduklar ya da byk
olarak kabul ettikleri bir kiinin adn anarlar, o kiinin adyla ha-
reket ettiklerini be-lirtirler ki, ileri kutlu ve erefli olsun. Bazen de
bunu, saydklar byklerini anmak iin bir vesile edinirler. Byle
bir ama, belli oranda isim koymada da sz konusudur. Yeni do-
an bir ocua, yaptklar ve-ya kurduklar rettikleri bir eye, r-
nein bir eve ya da bir kuruma ad verirken sevdikleri ya da saydk-
lar bir kimsenin adn verirler ki, ad-landrlan nesne varolduka
isim kalc olsun, isim varolduka da o is-min ans kalc olsun. A-
ns hep taze kalsn, srekli hatrlansn diye babasnn adn ocu-
una veren kiinin bu davrannn altndaki gereke budur ite.
Yce Allah'n bu sz de buna benzer bir amaca yneliktir. S-
ze O'nun yce ismiyle balanmtr ki, ifadenin ierdii anlam O'-
nun adyla bilinsin, O'nun adyla balantl olarak zihinlerde yer et-
Ftiha Sresi / 1-5 .................................................................................................. 53
sin. Bu ekilde sze balamann bir dier amac da, kullar sz, fiil
ve davranlar hususunda eitmek, onlara her eye O'nun adn
anarak balamalar ve O'nun adyla hareket etmeleri ynnde bir
edep tarz retmektir. Bylece yaptklar iler, O'nun adyla bilinir,
O'nun sfatlaryla tannr, O'nun rzasn elde etmek amacyla yap-
lr. Bylece yaptklar iler boa gitmez, sonusuz kalmaz. nk,
yokluk ve batlln asla kendisine yol bulmad yce Allah'n ady-
la yaplmtr.
Nitekim yce Allah birok yerde bu geree dikkat ekmekte-
dir. O'nun birok sznden u sonular kmaktadr: O'nun yce r-
zasna ynelik olmayan ey, yok olucudur, botur. Allah insanlarn
kendi rzasna dnk olmayan tm amellerinin nne geecek ve
onlar yele savrulmu toz duman gibi boa karacaktr. Yaptkla-
rn un ufak edip amellerini geersiz klacaktr. Hibir ey kalc
deildir, O'nun yz hari. O'nun rzas iin yaplan, O'nun adna
gerekletirilen ey ise kalcdr, yok olmaz. Her olgu, iinde Allah-
'a pay verildii oranda kalclktan pay alr. Peygamber efendimiz-
den (s.a.a) rivayet edilen ve hem Ehlisnnet, hem de ia tarafn-
dan sahih kabul edilen u hadis de bu gerei dile getirmektedir:
"Bir ie Allah'n adyla balanmasa, o iin sonu kesiktir." Hadisin
orijinal metninde geen "ebter" ifadesi deyimi, sonu kesik, devam
olmayan demektir.
Szn de bir tr i olduunu gz nnde bulundurarak rahat-
lkla, besmelenin bandaki "ba" harfinin mteallak "balyorum"
fiilidir, diyebiliriz. Yani, bir tr i olmas itibariyle yce Allah sze
besmeley-le balamtr. Bu da szde bir birleyici unsurun bulun-
masn, szn birliini kanlmaz klmaktadr. Szn birlii ise, i-
erdii anlam, tad mesaj ve dile getirilii ile elde edilmek is-
tenen niha amacn birlii ile olur. Kur'n'n btnnden ibaret o-
lan Allah'n sznn nihai amac ise, u ekilde belirlenmitir:
"Gerekten size Allah'tan bir nur ve ak bir kitap geldi. Onunla
Allah doru yola iletir." (Mide, 15-16) Bunun gibi daha birok ayet
vardr ve bu ayetlerde Kitabn indirili gayesi u ekilde ifade edili-
yor: Allah'n kitabnn ve szlerinin amac, kullar doru yola ilet-
mektir. u hlde hidayet, "Rahman ve Rahim olan Allah' n ady-
la" balayan bir cmledir.
54 ........................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
Zira bir yandan yce Allah, "te Rabbiniz Allah budur, her e-
yin yaratcsdr." (M'min, 62) buyuruyor. Burada her eyin Allah ta-
rafndan yaratldn ifade ediyor. Sonra yle buyuruyor: "O'dur
ki, her eyin yaratln gzel yapt." (Secde, 7) Bylece yaratlan
her ey iin, O'nun yarat olmas, O'na izafe edilmesi asndan
gzellii ispat ediyor. Buna gre, gzellik yaratl ekseninde, ya-
ratl da gzellik ekseninde dnmektedir. O hlde, hibir yaratk
yoktur ki O'nun gzelletirmesi ile gzel olmasn ve hibir gzel
yoktur ki O'nun yarat olmasn, O'na izafe edilmesin. te yandan
yce Allah, bir ayette yle buyuruyor: "O, tek ve kahredici Allah'-
tr." (Zmer, 4) ve "Btn yzler, O (lmsz) diriye, O (her eyi a-
yakta tutan) mutlak gce boyun emitir." (Th, 111) buyuruyor.
Bylece yce Allah, yarattklarn herhangi bir gcn basksyla ya-
ratmadn, yaptklarn bir zorlaycnn zoruyla yapmadn; tam
tersine, yaratt her eyi ilmi ve zgr iradesiyle yarattn bildiri-
yor. u hlde, varolan her ey, gzeldir ve onun istei sonucu var
olmutur. Bu, meselenin fiil yndr. sim asndan meseleye
yaklaacak olursak, yce Allah bu hususta yle buyuruyor: "Allah
ki, O'ndan baka ilh yoktur. En gzel isimler O-nundur." (Th, 8)
Bir dier ayette de yle buyuruyor: "En gzel isimler Allah'ndr. O
hlde O'nu onlarla arn ve O'nun isimleri hakknda erilie sa-
panlar brakn." (A'rf, 180) Buna gre yce Allah hem isimleriyle,
hem de fiilleriyle gzeldir ve btn gzellikler O'ndandr.
Bylece anlalyor ki, yce Allah hem isimlerinin gzelliinden
ve hem de fiillerinin gzelliinden dolay vgye lyktr ve vgye
deer bir ey karsnda vgsn ifade eden bir insan gerekte
yce Allah' vyordur. nk vgye neden olan gzellik O'ndan-
dr. u hlde vgnn cinsi ve her trl hamd yce Allah'a zg-
dr.
Ayrca ifadelerin akndan ve "Yalnz sana ibadet ederiz."
ifadesindeki hitap deiikliinden anlalan o ki, bu sure kullarn
diliyle sylenmitir. Yce Allah bu surede, kuluna O'nu vmesini
ve bir kulun kulluk makamnda taknmas gereken edep tavrn
telkin ediyor. "Hamd Allah'a zgdr." sz bu anlam pekitirir
niteliktedir.
Ftiha Sresi / 1-5 .................................................................................................. 59
FELSEF BR ARATIRMA
Akl kantlar, malln bamszln ve kendisiyle ilgili her
hususun illetine dayandn gstermektedir. Mallde olan her
kemal gerekte illetinin varlnn bir uzantsdr. Dolaysyla eer
Ftiha Sresi / 1-5 .................................................................................................. 65
ruyor: "Rabbinin her eye ahit olmas yetmez mi? yi bil ki onlar,
Rablerine kavumaktan kuku iindedirler. yi bil ki O, her eyi
kuatmtr."(Fussilet, 53-54) Durum bundan ibaret olduuna gre,
gerek ibadet, hakk her iki tarafn da hazr bulunduu bir ortam-
da gerekletirilen ibadettir.
Bu, yce Allah asndan, O'na hazr bulunan bir mabut gibi i-
badet edilmesiyle olur. "Yalnz sana ibadet ederiz." ifadesindeki
nc ahstan ikinci ahsa ynelik hitap deiikliini gerektiren
husus da budur.
Kul asndan ise, yle olur: badetini, hazr olan bir kulun i-
badeti gibi yerine getirir, ibadetinde mabudundan gaflet etmez.
Aksi takdirde, ibadeti sadece anlamdan yoksun bir ekle ve ruh-
suz bir cesede benzer. Ya da ibadetini bler, hem Rabbiyle ve hem
de bakalaryla akta ve gizlide ilgilenir. Tpk hem Allah'a ve hem
de putlarna ibadet eden putperestler gibi. Ya da kulluunu gizlice
bir bakasna yneltir. eitli amalar iin Allah'a ibadet ediyor
grnen kimseler gibi. Byle bir insan Allah'a ibadet eder ama, il-
gisi bir bakasna yneliktir. Ya da cennet arzusuyla veya cehen-
nem korkusuyla Allah'a ibadet eder. Btn bunlar, ibadet asn-
dan irktir ve Kur'n- Kerim'de yasaklanmtr. Yce Allah yle
buyuruyor: "Dini yalnz kendisine has klarak Allah'a kulluk et."
(Zmer, 2) "yi bil ki, halis din yalnz Allah'ndr. O'ndan baka veli-
ler edinenler, 'Biz bunlara, srf bizi Allah'a yaklatrsnlar diye ta-
pyoruz.' derler. phesiz ki Allah, onlar arasnda, ayrla dtk-
leri eyde hkmn verecektir." (Zmer, 3)
Kul iten davrannca ve tm benliini bu ie verince, ancak o
zaman ibadet gerek ibadet niteliini kazanr. Bu da szn etti-
imiz gibi ibadet annda, mabudundan gaflet etmemekle mm-
kndr. Bununla da anlalyor ki kul, amelinde Allah'tan baka-
syla ilgilenmedii zaman ibadeti eksiksiz olur. Eer bakasyla il-
gilenirse, ibadetinde, ilgilendii kimseye Allah'n orta niteliini
kazandrm olur. ayet kulun kalbi bir umuda veya bir korkuya
takl deilse, yani ibadetinin amac cenneti elde etme veya ate-
ten korunma deilse, o zaman bu ibadet srf Allah rzas iin yeri-
ne getirilmi olur. Kii ibadet esnasnda kendisiyle de megul ol-
mamaldr. nk bu duygu, kulluk pozisyonuna ters der. Kul-
luk, benlii ve byklenmeyi iinde barndrmaz. "ibadet ederiz",
68 ........................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
AYETLERN AIKLAMASI
"Bizi doru yola hidayet et. Kendilerine nimet verdiin... kimselerin
yoluna." Hidayet kavramnn anlam, "srat=yol" kelimesini aklar-
ken aklk kazanacaktr. Srat, tark ve sebil, anlam olarak birbi-
rine yakn kavramlardrlar. Yce Allah, srat (yolu) mstakim (do-
ru) olmakla nitelendiriyor. Sonra bunun, Allah'n nimet verdii
kimselerin izledii yol olduunu aklyor. u hlde, nitelii bu olan
ve kullarn iletilme (hidayet) isteine konu olan yol, ibadetin hede-
fidir. Yani, kul Rabbinden istiyor ki, kulluu srf bu yolun snrlar i-
inde kalsn.
Bunun aklamas yledir: Yce Allah, kitabnda insan tr i-
in, daha dorusu tm varlklar iin, kendisine doru yol alrlarken
izleyecekleri yolu belirlemitir. Yce Allah bu hususla ilgili olarak
yle buyuruyor: "Ey insan, muhakkak sen, Rabbine doru varan
bir yol zerinde abalayp durmaktasn, nihayet O'na varacak-
sn." (nikak, 6) "Dn O'nadr." (Tebun, 3) "Dikkat edin, btn i-
ler sonunda Allah'a dner." (r, 53) Bunun gibi daha birok ayet
aka gsteriyor ki tm varlklar, bir yolu kat etmekte ve yce Al-
lah'a doru yol almaktadrlar.
Sonra u gerei ortaya koymutur: Tek bir zellie sahip tek
bir yol sz konusu deildir. Yol, ikiye ayrlmaktadr. Nitekim yce
Allah yle buyuruyor: "Ey dem oullar! Ben size, 'eytana tap-
mayn, o sizin apak dmannzdr. Bana tapn, doru yol bu-
dur.' diye? bir-dirmedim mi" (Ysn, 60-61)
Ftiha Sresi / 6-7 .................................................................................................. 71
u hlde, bir doru yol var, bir de onun tesinde baka bir yol.
Bir ayette yle buyuruluyor: "Ben pek yaknm. Bana dua ettii
zaman, dua edenin duasna cevap veririm. yleyse, onlar da be-
nim arma cevap versinler ve bana iman etsinler. Umulur ki
doru yolu bulmu olurlar." (Bakara, 186) Bir dier ayette de yle
buyuruluyor: "Bana dua edin, duanz kabul edeyim. Bana kulluk
etmekten byklenenler, aalanarak cehenneme girecekler-
dir." (M'min, 60) Bylece yce Allah, kendisinin kullarna yakn ol-
duunu ve kendisine en yakn yolun kendisine ynelik ibadet ve
dua yolu olduunu aklamtr. Sonra inanmayanlar nitelendirir-
ken de yle buyurmutur: "Onlar uzak bir yerden arlyorlar."
(Fussilet, 44) Burada, inanmayanlarn izledikleri yolun hedefe ok
uzak olduu belirtilmitir.
Bununla anlalyor ki, Allah'a giden iki yol vardr: Biri yakn; ki
bu, mminlerin yoludur. Dieri de uzak; ki bu da bakalarnn yo-
ludur. Bu, bir yol ayrldr. Bir baka yol ayrl daha var ki, yce
Allah u ayette ona iaret etmektedir: "Bizim ayetlerimizi yalan-
layan ve onlara inanmaya tenezzl etmeyenlere, gn kaplar
almayacaktr." (A'rf, 40) Hi kukusuz, yolcularn yrdkleri bir
yol olmasayd, kap bir anlam ifade etmezdi. u hlde, aadan
yukarya doru giden bir yol vardr.
Yce Allah, bir baka ayette de yle buyuruyor: "Kimin st-
ne gazabm inerse, artk o dmtr." (Th, 81) fadenin orijina-
linde geen "heva" fiili, aa doru dmek anlamn ifade eder.
u hlde, bir de aaya doru yuvarlanrken de izlenen bir yol
vardr. Sonra yce Allah yle buyuruyor: "Kim kfr imanla dei-
irse, artk dmdz yoldan sapm olur." (Bakara, 108) Burada yce
Allah "saptmtr" diyerek doru yoldan ayrlmay irk olarak nite-
lendirmitir.
Bu durumda, insanlar tuttuklar yol itibariyle grup hlinde
deerlendirilmektedir:
a) Yukarya doru yol alanlar. Bunlar, Allah'n ayetlerine ina-
nan, ona kulluk sunmada byklenmeyen kimselerdir.
b) Aa doru yol alanlar. Bunlar, Allah'n gazabna uram
kimselerdir.
72 ........................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
lik olmasdr. Yani yce Allah'a Allah olduu iin, yani btn gzel-
lik ve ululuk (cemal ve cell) niteliklerini zatnda toplad iin i-
badet edilir. O, zat itibariyle gzeldir ve bu yzden zat itibariyle
sevilendir. nk sevgi gzellie ilgi duymann, ekicilie kapl-
mann ifadesidir. Bu yzden; "O, zt itibariyle mabttur. O, mabut-
tur; nk gzeldir, sevilendir. O, mabuttur; nk nimet verendir,
ibadet edilerek kr yerine getirilendir." derken, btn bu szle-
rimiz bir tek anlam ifade etmi olurlar.
Ehlisnnet kanalyla mam Sadk'n (a.s), "Yalnz sana ibadet
ederiz..." ifadesiyle ilgili olarak yle dedii rivayet edilir: "Yani
senden, senin dnda bir ey istemiyoruz. Karlk ve bedel bek-
lentisiyle sana ibadet etmiyoruz. Senin makamna ilikin bilgiden
yoksun olan cahiller gibi kulluk sunmuyoruz."
Ben derim ki: Bu rivayet, yukarda "ibadetin, ibadet annda ha-
zr bulunmay ve samimiyeti gerektirdiini, bununsa karlk bek-
lentisine ters dtn" ifade ettiimiz aklamamza ynelik bir
iaret ieriyor.
Tuhaf'ul-Ukl adl eserde mam Sadk'n (a.s) yle dedii an-
latlr: "drak ile deil, sfat ile ibadet ettiini ileri sren kii, gaip
olan (hazr bulunmayan) bir eye ynelmi olur. Sfata ve mevsufa
birlikte ibadet ettiini ileri sren kii tevhit inancna ters dm
olur. nk sfat mevsuftan ayr bir eydir. Mevsufu sfata izafe et-
tiini ileri sren kii, by kltm olur. Allah' O'nun anna
yarar ekilde tanmlayamadlar..." [s.242, Necef Basks]
"Bizi doru yola hidayet et." ifadesiyle ilgili olarak el-Mean
adl eserde mam Sadk'n (a.s) yle dedii rivayet edilir: "Yani,
bizi senin sevgine ulatracak, senin cennetine kavuturacak,
kendi heva ve hevesimize uyup da bozulmamza ya da kendi g-
rlerimize gre hareket edip de helk olmamza engel olacak
yolda sebatl olmaya ilet." [s.33, h: 4]
Yine bu ayetle ilgili olarak el-Mean adl eserde mam Ali'nin
(a.s) yle dedii rivayet edilir: "Yani, gemi gnlerimizde bize
bahettiin kolaylatrc desteini srdr ki, mrmzn gelecek-
teki ksmnda da ayn ekilde sana itaat edelim." [s.33, h: 4]
Ben derim ki: Bu iki rivayet, hidayete ermi kiinin hidayet is-
temesi ile ilgili olarak, elde olan bir eyin elde edilmesini isteme-
Ftiha Sresi / 6-7 .................................................................................................. 85
AYETLERN AIKLAMASI
Bu sure belli aralklarla ve dnem dnem indii iin bir hedef
zerinde younlamaz. Ancak surenin geneli asndan belirgin bir
hedefin olduunu syleyebiliriz. Bu hedef dorultusunda Allah'a
ynelik kulluun bir gerei olarak kulun Allah'n indirdii ve pey-
gamberleri araclyla duyurduu her eye inanmas, vahiyler ve
peygamberler arasnda bir ayrm gzetmemesi vurgulanmakta,
buna bal olarak da kfirler ve mnafklar azarlanmakta, Allah'n
dininde ayrmclk icat ettikleri ve peygamberler arasnda ayrm
gzettikleri iin Ehlikitab'a mensup topluluklar knanmaktadr. Bu
Bakara Sresi / 1-5 ................................................................................................. 95
FELSEF BR ARATIRMA
Acaba duyu organlarnn somut alglarnn dnda akl ve so-
yut alglara dayanmak doru olur mu? Bu mesele, son kuak Bat-
l dnrler arasnda gr ayrlklarna konu olan meselelerden
biridir. Eski kuaklara mensup Batl dnrler ile slm bilginleri,
hem duyu organlarnn alglarna, hem de akla dayanlabilecei
dncesindedirler. Hatta bilimsel kantn, somut olan somut ol-
mamas asndan kapsamadn sylemilerdir. Buna karlk,
Batl filozoflar bu konuda farkl grler ileri srmlerdir. Bunla-
rn byk ounluu, zellikle doa bilimcileri somut olmayana
dayanlmayaca dncesindedirler. Bunu ileri srerken de ge-
rekeleri udur:
100 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
AYETLERN AIKLAMASI
"Hi kukusuz, u kfirleri..." Bunlar, inkrlarn srdren ve ger-
ei kabul etmeme duygusu karakteristik bir zellik olarak kalple-
rine yerlemi bulunan kimselerdir. Uyarmakla uyarmamann, on-
lar asndan fark etmedii eklindeki nitelendirilileri bunu gste-
riyor. Bu ifadeyle Kurey kabilesinin ileri gelenlerinin ve Mekke
kentinin koda-manlarnn kastedilmi olmas uzak bir ihtimal de-
ildir. nk bunlar, inatlklarn srdrm ve dinin mesaj kar-
sndaki kat tutumlarndan vazgememilerdi. Bedir Savanda
ve baka yerlerde Allah onlar helk edene kadar da inanmamaya
devam etmilerdi. "Onlar uyarsan da, uyarmasan da, onlar iin
birdir; onlar inanmazlar." ifadesinin btn kfirler hakknda sz
konusu olamayaca da, bu ihtimali pekitirmektedir. Aksi takdir-
de hidayet kapsnn kapal olduunu sylememiz gerekir. Oysa
Kur'n aka bunun aksini ifade ediyor.
Ayrca bu tr ifadeler, Mekke inili Ysn suresi ile Medine d-
neminin ilk balarnda inen Bakara suresinde yer alr. Bu ayet i-
nerken de henz Bedir Sava meydana gelmemiti. Dolaysyla,
gerek bu ifadede ve gerekse baka yerlerde geen "kfirler" s-
zyle, Peygamberimizin gnderiliinin ilk dnemlerinde Kur'n'a
muhatap olan Mekke kodamanlarnn kastedilmi olmas gl
Bakara Sresi / 6-7 ............................................................................................... 107
bir ihtimaldir. Ancak bunun aksini gsteren bir karine olduu yer-
lerde durum deiir. Benzeri bir durum da "iman edenler" ifadesi
iin geerlidir. Aksine bir karine yok-sa, genelde bu ifade ilk Ms-
lmanlara ynelik olarak kullanlmtr. Onlar, bir onurlandrma
olarak byle bir hitaba zg klnmlardr.
"Allah, onlarn kalplerini ve kulaklarn mhrlemitir, gzlerinde de
perde vardr..." fadenin ak iinde meydana gelen deiiklik (yce
Allah'n kalpleri mhrlemeyi kendisine, gzlerin nndeki perde-
yi de onlara izafe etmesi) gsteriyor ki, onlarn gerei grmeleri-
ne engel olan, biri kendilerinden, dieri de kfirlikleri ve fa-
sklklarndan dolay yce Allah'tan, iki perde vardr. Onlarn tm
amelleri, bu iki perde arasnda meydana geliyor. "Allah... rnek
vermekten ekinmez..." [Bakara, 26] ifadesini ele alrken konuya i-
likin baz aklamalarda bulunacaz.
unu da hatrlatalm ki, tpk iman gibi, kfr de gl veya
zayf olmaya elverili bir niteliktir. Onun da, tpk iman gibi, deiik
sonu-lar douran farkl dereceleri, mertebeleri vardr.
yor ki: 'Hi kukusuz, kfirleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar
iin birdir; onlar inanmazlar.' Yani, Allah'n birliini kabul etmez-
ler. te kfrn bir eidi budur."
"Kfrn ikinci eidi ise, bilerek inkr etmektir. Bununla kas-
tettiimiz, kiinin gerek olduunu kesin olarak bildii hlde bir
eyi inkr etmesidir. Yce Allah onlar hakknda yle buyuruyor:
'Onlarn doru olduunu kesin bildikleri hlde, hakszca ve bbr-
lenerek onlar inkr ettiler.' [Neml, 14] Bir dier ayette de yle bu-
yuruyor: 'Daha nce kfirlere kar zafer umurlarken, o bildikleri,
tandklar ey kendilerine gelince, onu inkr ettiler. Artk Allah'n
lneti, inkrclarn zerine olsun!' [Bakara, 89] te kfrn iki ei-
dinin aklamas budur."
"Kfrn nc eidi ise, nimete kar nankrlktr. Yce Al-
lah bu durumu Hz. Sleyman'n diliyle yle ifade etmektedir: 'Bu,
Rabbi-min ltfundandr; kr m edeceim, yoksa nankrlk
m edeceim diye beni snamak istiyor. kreden, kendisi iin
kretmi olur; nan-krlk eden de, bilsin ki, Rabbim mstani-
dir, ok kerem sahibidir.' [Neml, 40] Bir dier ayette de yle buyu-
ruyor: 'Andolsun, eer krederseniz, elbette size nimetimi artt-
rrm ve eer nankrlk ederseniz, azabm pek etindir.' [brhm,
7] Baka bir ayette de yle buyuruyor: 'yleyse beni ann ki, ben
de sizi anaym; bana kredin, nankrlk etmeyin.' [Bakara, 152]"
"Kfrn drdnc eidi de, yce Allah'n emirlerini terk et-
mektir. Bu hususta yce Allah yle buyuruyor: 'Birbirinizin kann
dkmeyeceksiniz, birbirinizi yurtlarnzdan karmayacaksnz,
diye sizden kesin sz almtk. Sonra siz de bunu ikrar etmi, siz
de buna tank olmutunuz. Ama siz yine birbirinizi ldryorsu-
nuz, sizden bir grubu yurtlarndan karyorsunuz, onlara kar
gnah ve dmanlk yapmakta birleiyorsunuz, onlar karmak
size yasaklanm iken esir olarak geldiklerinde fidyelerini veri-
yorsunuz. Yoksa siz kitabn bir ksmna inanp bir ksmn inkr
m ediyorsunuz?' (Bakara, 84)"
"Burada yce Allah, emirlerini terk ettikleri iin onlar kfrle
nitelendiriyor, bir ynden de onlar imana nispet ediyor. Fakat bu
imanlarn kabul etmediini, bunun kendi katnda onlara bir yarar
salamayacan da yle vurguluyor: "Sizden bunu yapann ceza-
Bakara Sresi / 6-7 ............................................................................................... 109
1- Mmtahine, 4
2- brhm, 22
3- Ankebt, 25
110 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
Bakara Sresi / 8-20 ............................................................................................. 111
AYETLERN AIKLAMASI
"nsanlardan bazlar da vardr ki, 'Allah'a ve ahiret gnne inandk.'
derler. Oysa inanm deiller..." Ayetlerin orijinalinde geen "hud'a"
bir tr aldatmadr. "eytan" ise ktln kayna, ok ktlk
yapan demektir. blis'in "eytan" olarak adlandrlmas bu yz-
dendir.
Bu ayetlerde mnafklarn durumuna ilikin aklamalar yer
almaktadr. naallah, ileride Mnafikn suresinde ve dier baz
surelerde onlardan ayrntl olarak sz edeceiz.
"Onlarn rnei tpk (karanlkta) bir ate tututuran adamn rnei-
ne benzer..." Bu, mnafklarn durumlarn somutla-tran bir rnek-
tir. Onlar, koyu bir karanln iine dm gibidirler; o karanlkta
iyiyi ktden ve zararly yararldan ayrt edemiyorlar. Bu yzden
aydnlanma gerelerinden birine bavurma gereini duyuyorlar.
Bir ate yakp evreyi grmek istiyorlar. Ate tutuup evrelerini
aydnlatnca yce Allah, rzgar ve yamur gibi bir sebebi devreye
sokarak atei sndrr. Bylece eski karanln iinde kalmaya
devam ederler. Hatta bu defa iki karanln ortasnda bocalarlar:
Bir, evrelerini saran karanlk; bir de aknlk karanl, aydn-
lanma gerecinin devreden kmas ile yaadklar psikolojik karan-
lk.
Bu rnek, mnafiklarn durumunu gzler nne seriyor. Bunlar
mmin gibi grnerek, mminlerle i ie yaamaktan dolay dinin
sa-lad baz nimetlerden yararlanrlar. Miras ve nikh gibi. Fa-
kat imandan asl yararlanma dnemi olan lm vakti gelip atn-
ca, yce Allah, nurlarn giderir, amellerini geersiz klar, onlar ko-
yu bir karanln ortasnda brakr. Burada ne yapacaklarn, nasl
edeceklerini bilemez-ler. Hem eski karanln ve hem de amelleri-
nin yol at karanln iinde bocalayp dururlar.
"Ya da (onlarn rnei,) gkten boanan..." fadenin orijinalinde
geen "sayyib", iddetli yamur demektir. "Berk" herkese bilinen
Bakara Sresi / 8-20 ............................................................................................. 113
25- man edip iyi iler yapanlar mjdele. Gerekten, onlar iin
altlarndan rmaklar akan cennetler vardr. Onlardaki meyvelerden
rzk olarak kendilerine bir ey verildiinde, her defasnda, "Bu da-
ha nce de rzk olarak bize verilen ey!" derler. Bu, benzeir olarak
onlara sunulmutur. O cennetlerde, onlar iin tertemiz eler de
vardr ve onlar oralarda sresiz kalacaklardr.
AYETLERN AIKLAMASI
"Ey insanlar... kulluk edin ki..." Yce Allah, bundan nce insan
grubunun; muttakilerin, kfirlerin ve mnafklarn durumunu gz-
ler nne serdi. Muttakilerin, Rableri tarafndan bir hidayet zere
olduklarn ve Kur'n'n onlar asndan bir yol gsterici olduunu;
kfirlerinse, kalplerinin ve kulaklarnn mhrl olduunu, gzleri-
nin nnde perde bulunduunu; mnafklarn da hasta olduklar-
n, yce Allah'n da onlarn hastalklarn artrdn, onlarn sar,
dilsiz ve kr olduklarn (ilk on dokuz ayet boyunca) aklad. Bu-
nun ardndan yce Allah, u be ayette insanlar Allah'a kulluk
sunmaya, kfirler ve mnafklardan deil, mminlerden olmaya
aryor.
Ayetlerin bu akndan anlalyor ki, "belki korunasnz." ifa-
desi, "kulluk edin" ifadesiyle balantldr, "sizi... yaratan" ifadesiy-
le deil. Bununla beraber, bunu her iki ifadeyle de
balantlandrmak dorudur.
"yleyse bile bile Allah'a eler komayn." ayetin orijinalinde ge-
en "endad" kelimesi, "nidd"in ouludur ve "misl" ile ayn kalp-
tan olduu gibi ayn anlam da ifade eder. "Bile bile" ifadesinin
zel bir kaytla snrlandrlmadan "eler komayn" ifadesi iin hl
klnmas, insanlarn, az da olsa sahip olduklar bilgiler sayesinde,
hibir ekilde yce Allah'a eler komamalar gerektiini vurgu-
lamaktadr. nk, hem onlar ve hem de onlardan ncekileri O
yaratm, evrensel dzeni O kurmu ve bu dzen sayesinde bes-
lenmelerini ve bu dnya zerinde hayat srdrmelerini mmkn
klmtr.
"O zaman siz de onun gibi bir sure getirin." ifadesi, Kur'n- Kerim-
'in mucizeliini vurgulama amacna ynelik, kartlar aresiz b-
116 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
nus suresi gibi bir sure getirin." gibi bir anlam ortaya kar. Bunun
da ne kadar yanl bir anlam olduunu herkes teslim eder.
MUCZE VE MAHYET
Biliniz ki: Kur'n- Kerim'in bu ayette, meydan okuyucu bir ifa-
de tarzyla kendini olaanst bir mucize olarak tanmlamas,
gerekte iki iddiay gndeme getirmektedir. Birisi, mucize ve ola-
anstln varl; dieri de, Kur'n- Kerim'in mucize oluu. Bi-
lindii gibi, ikinci iddiann kesinlik kazanmas ayn zamanda birin-
ci iddiann da kesinlik kazanmas demektir. Kur'n- Kerim de bu
erevede kendisinin mucize oluuyla meydan okuyarak, bununla
yukarda szn ettiimiz her iki sonucu elde ediyor. Ancak bu
noktada henz, doada allagelene aykr bir grnm sergile-
yen mucizenin nasl gerekletii aklk kazanm deildir. Doa-
nn normal sistemi, olgularn bilinen somut sebeplerine dayanma-
larn ngrr. Burada, nedensellik noktasnda bir kuraldlla ya
da nedensellik yasasnn amas veya elimesine rastlanmaz.
Kur'n- Kerim, mucizenin hakikatini aklayarak bu konudaki
kukular gidermektedir.
Kur'n, konuya iki adan aklk getirmektedir:
Birincisi; mucize vardr ve bunun rneklerinden biri de, mey-
dan okuma yoluyla hem mucizenin varln, hem de kendisinin
mucize olduunu kantlayan Kur'n- Kerim'dir.
kincisi; mucizenin gerek mahiyeti nedir? Doada, onun ola-
an sisteminin dnda ve onun btnlyle elien gelimeler
nasl meydana geliyor?
Kur'n'n Mucizelii
Kur'n- Kerim'in gerek Mekke ve gerekse Medine inili birok
ayette kendi mucizeliiyle meydan okuduundan kuku yoktur.
Btn bunlar gsteriyor ki, Kur'n olaanst bir mucizedir. Hatta
sz konusu ayet-i kerime, ikinci ihtimaliyle de, Kur'n'n mucizeli-
ini kantlamaktadr. u ayeti kastediyorum: "Eer kulumuza indir-
diimizden p-hedeyseniz, o zaman siz de onun gibi bir sure ge-
118 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
1- [Nehc'l-Bela, hutbe:133]
128 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
AYETLERN AIKLAMASI
"Allah herhangi bir rnek vermekten ekinmez, sivrisinek olsun ve-
ya... " Sivrisinek bilinen bir hayvandr ve gzle grlr en kk
canl trlerindendir. Bu ve bir sonras ayet ile Ra'd suresinde yer
alan u ayetler ierik ve mesaj asndan benzerdirler: "imdi
Rabbinden sana indirilenin hak olduunu bilen kimse, kr gibi
olur mu? Ancak selim akl sahipleri dnp t alrlar. Onlar ki
Allah'n ahdini yerine getirirler ve antlamay bozmazlar. Ve onlar
Allah'n srdrlmesini emrettii ilikileri srdrrler." (Ra'd, 19-
21)
160 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
1- [Tevbe, 3]
174 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
1- [Nis, 155]
180 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
28- Allah' nasl inkr edersiniz ki, siz ller idiniz. O sizi diriltti,
yine ldrecek, yine diriltecek; sonra O'na dndrleceksiniz.
29- O ki, yeryznde ne varsa hepsini sizin iin yaratt; sonra
ge yneldi, onlar yedi gk olarak dzenledi. O, her eyi bilir.
AYETLERN AIKLAMASI
Burada ikinci kez baa dnlyor. Yce Allah surenin giri b-
lmnde baz aklamalarda bulunduktan sonra, tmn zetle-
yen yle bir ifadeye yer vermiti: "Ey insanlar Rabbinize kulluk
sununuz..." Sonra bir kez daha meseleye dnyor ve daha ayrntl
bir aklamada bulunuyor: "Allah' nasl inkr edersiniz" diye ba-
layan on iki ayette insan gerei, yce Allah'n onun zne yerle-
tirdii kemal zellikleri, varoluunun kapsam, bu varln gemek
zorunda olduu lm, hayat, sonra tekrar lm, sonra tekrar ha-
yat ve ardndan Allah'a dn gibi aamalar ayrntl biimde ak-
lanyor.
Bu ayetlerde yce Allah'n insana bahettii varolusal ve ya-
sal nitelikli zel balara, ltuflara deiniliyor. Buna gre, insan
lyd, Allah onu diriltti, sonra onu ldrecek ve ardndan tekrar
diriltip huzuruna gtrecektir. Allah yerde olan her eyi onun iin
yaratmtr. Gkleri ona musahhar etmitir. Onu yeryznde kendi
halifesi olarak grevlendirmitir. Melekleri ona secde ettirmitir,
daha nce de babasn cennete yerletirmiti, ona tvbe kaplarn
amt. Nasl kulluk sunacan ve doru yolu gstermek suretiyle
ltufta bulunmutu. Bu aklamalar, ayet-i kerimenin akyla da
uyum iindedir: "Allah' nasl inkr edersiniz ki, siz ller idiniz,
Bakara Sresi / 28-29 ........................................................................................... 187
AYETLERN AIKLAMASI
Yukardaki ayet-i kerimeler insann yeryzne indirili gayesi-
ni, yeryzne halife olarak atanmasnn mahiyetini, bu misyonu-
192 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
hangi bir itiraz veya kar k-ma sz konusu deildir. Bunun kant
da yce Allah'n onlar adna aktard u ifadedir: "phesiz sen
bilensin, hikmet sahibisin." Cm-lenin ifade biiminden melekle-
rin teslimiyeti bir tavr iinde olduklar anlalyor.
Meleklerin szlerinden kan sonu udur: Halife tayini, ancak
halifenin, kendisini tayin eden yce zt, tm noksanlklardan ten-
zih ederek vmesi ve varl ile onun kutsiyetini kantlamas iin-
dir. Yer meneli bir varlk ise, bunu gerekletiremez. Tersine bu
konumunu ve ilevini bozgunculuk ve ktlk urunda kullana-
caktr. Bu grevlendirmenin amac, Allah' tesbih etmektir, O'nu
noksan sfatlardan tenzih etmektir. Bu ise, bizim seni tesbih et-
memizle, sana hamd etmemizle, seni noksan sfatlardan tenzih
etmemizle gereklemi bulunmaktadr. yleyse senin halifelerin
biziz veya bizi kendine halife kl. u yer meneli hilafetin sana ne
faydas olacaktr? Yce Allah onlarn bu deerlendirmelerini u
szleriyle cevaplandryor: "Dedi ki: 'Ben sizin bilmediklerinizi bili-
rim.' Ve dem'e isimlerin tmn retti."
Ayetlerin akndan ncelikle u husus anlalyor: Sz konusu
ha-lifelik, yce Allah adnadr. Baz tefsir limlerinin ihtimal verdik-
leri gibi, insanlardan nce yaayan bir tr canl adna deildir bu
halifelik. ddiaya gre bu canl tr yok olunca yce Allah insanlar
onlara halife klmak istemitir. Ama bu doru deildir. nk yce
Allah'n onlara, dem'e isimleri retmek suretiyle verdii cevap,
sz konusu iddiayla badamyor. Bundan dolay, hilafet Hz. -
dem'in (a.s) ahsyla snrl deildir. Bir ayrm gzetilmeksizin tm
soyu bu grevde ona ortaktr. simlerin retilmesi, bu bilginin in-
sann zne yerletirilmesi demektir. Nitekim, bunun etkisi yava
yava ama kesintisiz olarak kendini belli eder. lh hidayet sz
konusu olursa insan, bu bilgiyi kuvveden fiile geirebilir.
Halifeliin tm insanlar kapsad yce Allah'n u sznde de
vurgulanmaktadr: "Hani sizi, Nuh kavminden sonra, halifeler kl-
d." (A'rf, 69) Yce Allah bir dier ayette de yle buyuruyor: "Sonra
sizi yeryznde halifeler yaptk." (Ynus, 14) Konuyla ilgili bir dier
ayet de udur: "Ve sizi yeryznn halifeleri yapyor." (Neml, 62)
Ayetlerin akndan kan ikinci sonu da udur: Yce Allah
yeryz halifesinin bozgunculuk yapacan ve kan dkeceini
reddetmiyor ve meleklerin kendisini tesbih edip noksanlklardan
194 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
AYETN AIKLAMASI
Daha nceki aklamalarmzda, "iinizde gizlemekte
olduunuzu" ifadesinden, nceleri gizli olup da sonra aa
karlan bir hususun sz konusu olduuna iaret etmitik. Bunun,
"imtina etti ve byklk taslad ve o kfirlerden idi." ifadesiyle bir
ilgisi vardr. nk, "o diretti, bbrlendi ve inkr etti" eklinde bir
ifade kullanlmyor. Yine aklamalarmzdan anlalyor ki secde
olay, "ben sizin bilmediklerinizi bilirim." sznn sarf edildii an
ile "sizin aa vurduunuzu ve iinizde gizlemekte olduunuzu
bilirim." sznn sarf edildii an arasnda gereklemie benziyor.
Dolaysyla, "Hani bir zaman meleklere, 'dem'e secde edin.'
demitik." ifadesi, nceki ifadeleri noktalayp cennet kssasna
geii salama amacna yneliktir. nk daha nce de syledi-
imiz gibi, bu ayetler, insana hilafet misyonunun yklenmesini,
yaratklar arasndaki fonksiyonunu, yeryzne indiriliini, mutluluk
ve mutsuzlua yol aan davranlarn konu ediniyorlar.
Dolaysyla secde kssasnn buradaki en nemli ilevi, ana
hatlaryla cennet kssasna ve dem'in indirilii olayna geii ko-
laylatrmaktr. Olayn etraflca anlatlmayp ksaca deinilmesinin
gerisindeki gereke bu olsa gerektir. Belki de ifadede nc tekil
kipi yerine, birinci oul kipinin kullanlmas da bu yzdendir: "me-
leklere, 'dem'e secde edin.' demitik." Oysa bundan nce, "Hani
bir zamanlar Rab-bin meleklere, 'Ben yeryznde bir halife yara-
tacam.' demiti." ek-linde bir ifade kullanlmt.
Bakara Sresi / 34 ................................................................................................ 203
35- Dedik ki: Ey dem, sen ve ein cennette durun, ondan di-
lediinizi yerde bol bol yiyin. Ama u aaca yaklamayn, yoksa
zalimlerden olursunuz.
36- Derken eytan onlarn ayaklarn oradan kaydrd, onlar i-
inde bulunduklar durumdan kard. Dedik ki: Birbirinize dman
olarak inin. Sizin yeryznde kalp bir sre yaamanz lzmdr.
37- dem, Rabbinden birtakm kelimeler ald. Bunu zerine
(Rabbi, rahmetiyle) ona dnd. phesiz O, tvbeyi ok kabul e-
den ve esirgeyendir.
38- "Hepiniz oradan inin." dedik. Yalnz size benden bir hidayet
geldii zaman, kimler benim hidayetime uyarsa, artk onlara bir
korku yoktur ve onlar zlmeyeceklerdir.
39- nkr edip ayetlerimizi yalanlayanlar ise, ate ehlidir, onlar
orada ebed kalacaklardr.
Bakara Sresi / 35-39 ........................................................................................... 209
AYETLERN AIKLAMASI
"Dedik ki: Ey dem..." Meleklerin Hz. dem'e secde etmeleri o-
lay Kur'n- Kerim'in birok yerinde tekrarlanmasna karn, Hz.
dem'in dnya hayatndan nceki cennet deneyimi sadece
yerde gndeme getiriliyor.
Birincisi: Bakara suresinin u anda tefsirini sunduumuz aye-
tin de.
kincisi: A'rf suresinde. Bu surede yce Allah kssay u ifade-
lerle sunuyor: "Ey dem, sen ve ein cennette durun, ondan dile-
diiniz yerde afiyetle yiyin; fakat u aaca yaklamayn, yoksa
zalimlerden olursunuz. Derken eytan irkin yerlerini kendilerine
gstermek iin onlara fsldad; 'Rabbiniz, baka bir sebepten do-
lay deil, srf melek olursunuz ya da ebedi kalclardan olursu-
nuz diye sizi bu aatan menetti.' dedi. Ve onlara, 'Elbette ben si-
ze t verenlerdenim.' diye de yemin etti. Bylece onlar aldata-
rak aa sarktt. Aac tadnca irkin yerleri kendilerine grn-
d ve cennet yapraklarn st ste yamayp zerlerine rtmee
baladlar. Rableri onlara seslendi: 'Ben sizi o aatan menet-
medim mi? Ve eytan size apak dmandr, demedim mi?' De-
diler: 'Rabbimiz, biz kendimize zulmettik, eer bizi balamaz ve
bize acmazsan, muhakkak ziyana urayanlardan oluruz.' Allah
buyurdu ki: Birbirinize dman olarak inin, sizin yeryznde bir
sreye kadar kalp geinmeniz lzmdr. Orada yaayacaksnz,
orada leceksiniz ve yine oradan karlacaksnz" dedi." (A'rf, 19-
25)
ncs: Th suresinde, yce Allah yle buyuruyor: "Andol-
sun biz, nceden dem'e ahit vermitik. Fakat o, unuttu. Biz on-
da bir kararllk bulmadk. Meleklere, 'dem'e secde edin.' de-
mitik. blis'in dnda dierleri secde ettiler. O, ayak diretti. Bu-
nun zerine dedik ki: 'Ey dem! Bu, senin ve einin dmandr.
Sakn sizi cennetten -karmasn, sonra yorulur, sknt ekersi-
niz. imdi burada ackmayacaksn, plak kalmayacaksn. Ve sen
burada susamayacaksn ve gnein altnda yanmayacaksn da.'
Nihayet eytan ona fisldayp, 'Ey dem! Sana ebedilik aacn ve
yok olmayacak bir mlk haber vereyim mi?' dedi. O aatan
yediler. Bylece kendilerine kt yerleri grnd. stlerini cen-
210 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
"Hepiniz oradan inin, dedik. Yalnz size benden bir hidayet geldii
zaman..." te din hususunda Hz. dem ve soyu iin yasalatrlan
ilk ilke budur. Burada din iki cmle ile zetlenmitir ve kyamete
kadar da buna bir eklemede bulunulmaz.
Bu kssay (cennet kssasn) zellikle Th suresinde ifade e-
dildii ekliyle inceleyecek olursan, sonuta bu kssann ak iin-
de yce Allah'n dem ve soyu ile ilgili iki yargda bulunduunu
greceksin. Yasak aacn meyvesinden yemeleri yce Allah'n -
dem ve soyunun yeryzne indirilip oraya yerletirilmelerine, ora-
da aacn meyvesine yaklamamalar uyarsnda bulunurken ia-
ret ettii meakkatli hayat ekmelerine hkm vermesini gerek-
tirmitir.
Bunun ardndan gerekleen tvbe ise, yce Allah'n ikinci bir
hkm vermesini gerektirmitir. Bunun sonucunda yce Allah,
dem ve soyuna, kulluk sunma biimini gstermeye, onlar doru
yola iletmeye karar vermitir. lk hkm, dnya hayatnn kendi-
siydi. Sonrasnda gerekleen tvbe sonucu, yce Allah bu hayatn
koullarn iyiletirmitir; insanlara iinde yaadklar bu hayatta
Allah'a nasl kulluk sunacaklarn gstermitir. Bylece insan ha-
yat, dnyev ve semav hayatn bir bileimi hlini almtr.
Bu surede, cennetten "indirili" olaynn tekrarlanndan da
kan sonu budur. Bir keresinde yce Allah yle buyuruyor: "De-
dik ki: Birbirinize dman olarak inin. Sizin yeryznde kalp bir
sre yaamanz lazmdr." Sonra yle buyuruyor: "Hepiniz oradan
inin, dedik. Yalnz size benden bir hidayet geldii zaman..."
Cennetten indirilmeye ilikin iki emrin arasnda tvbe olaynn
an-latlm olmas gsteriyor ki, Hz. dem ve ei nceki gibi kalc
olmamakla birlikte, tvbe ettikleri srada henz cennetteydiler.
Yce Allah'n u sz de bunu destekler mahiyettedir: "Rableri on-
lara seslendi: Ben sizi o aatan menetmedim mi?" Bundan nce
de yle buyurmutu: "Sakn bu aaca yaklamayn." Daha nce
aaca yakn gsteren "bu" iaret edilirken, sonrasnda uza gs-
teren "o" zamiriyle iaret ediliyor. Ayn ekilde daha nce yakn
ima eden "dedi." ifadesi kullanlrken sonrasnda uza ima eden
"seslendi" ifadesi kullanlmtr. Buna gre gerisini sen dn.
222 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
Bil ki, "Dedik ki: Birbirinize dman olarak inin. Sizin yery-
zn-de kalp bir sre yaamanz lazmdr." ayeti ile ,"Orada yaa-
yacaksnz, orada leceksiniz ve yine oradan karlacaksnz."
ayetinin zahiri gsteriyor ki, cennetten indiriliten sonraki bu ha-
yat, cennetten indiriliten nceki hayattan farkl niteliklere sahip-
tir. Yine anlyoruz ki, bu hayatn z, yerin znden kaynaklanan
bir karaktere sahiptir. Bu hayatn karakteristik zellii meakkat
ve mutsuzluktur. Bu yzden insann yeryznde kalmas, lmle
oraya dnmesi, sonra oradan diriltilmesi gerekir. u hlde yery-
zndeki hayat, cennetteki hayattan farkldr. Buna gre cennet
hayat dnyev niteliklere sahip deildir, semavdir.
Buradan hareketle kesin olarak denebilir ki, Hz. dem'in dn-
yaya indirilmeden nce yerletirildii cennet, gireni bir daha dar
kmayan ahiretteki cennet deilse de mekn olarak gkte yer
alan bir cennettir. Dolaysyla "gk" kavram zerinde de durma-
mz gerekiyor. naallah ileride bu kavram etraflca ele alma im-
knn bulabiliriz.
Geriye bir ey kalyor: O da Hz. dem'in iledii hatadr. Biz di-
yoruz ki; ayetler, ilk bakta onun bir gnah, bir hata ilediini ifa-
de ediyorlar. Nitekim yce Allah yle buyuruyor: "Yoksa zalimler-
den olursunuz." Bir dier ayette de yle buyuruyor: "dem,
Rabbine kar geldi de yolunu ard." Nitekim yce Allah'n bize
aktard ekliyle, onlar da sularn itiraf etmilerdir: "Rabbimiz,
biz kendimize zulmettik, eer bizi balamaz ve bize acmazsan,
muhakkak ziyana urayanlardan oluruz."
Ne var ki, kssay aktaran ayetler zerinde iyice durulduu ve
aacn meyvesi ile ilgili olarak konulan yasak titiz olarak incelen-
dii zaman, kesin olarak bu yasan mevlev nehiy yani teri nite-
likli bir yasak olmad, tersine irad nehiy yani t nitelikli yol
gsterme amacna ynelik olduu anlalr. Bu yasaklama ile y-
kmlye yasan, kendisine ne kadar yararl ve hayrl olduu vur-
gulanmak istenmitir. Yoksa Mevl-kul ilikisi erevesinde getiri-
len bir yasak deildir.
Bunun ilk iareti udur: Yce Allah hem bu surede ve hem de
A'-rf suresinde yasaktan sonra, bunun bir zulm olduu eklinde
bir ayrntya yer vermitir: "Sakn bu aaca yaklamayn. Yoksa
Bakara Sresi / 35-39 ........................................................................................... 223
sordu. Yce Allah, 'Ay dem, bunlar senin zrriyetindir. Ama sen-
den de ve btn yarattm varlklardan da daha hayrldrlar. On-
lar olmasayd, ne seni, ne cenneti, ne atei, ne g ve ne de yer-
yzn yaratrdm. Sakn onlara kskanarak bakma. Yoksa seni
yakn evremden uzaklatrrm.' dedi. Fakat Hz. dem onlara ks-
kanarak bakt, onlarn yerinde olmay istedi. Bunun zerine eytan
ona musallat oldu, nihayet kendisine yasaklanan aacn meyvesi-
ni yedi. Ayn ekilde eytan Havva'ya da musallat oldu. O da
Fatma'ya kskanarak bakt. Nihayet o da dem gibi yasak mey-
veyi yedi. Bunun zerine yce Allah onlar cennetinden kard, on-
lar yakn evresinden uzaklatrp yeryzne indirdi." [c.1, s.239, h:
1]
Ben derim ki: Aa yukar ayn anlam vurgulayan baka riva-
yetler de vardr. Bir ksm konuyu daha geni erevede ele alm,
bir ksm daha ksa tutmu, bir ksm da daha zet ve daha genel
ifadelerle meseleyi aktarmtr. Grdn gibi bu rivayette mam
(a.s), sz konusu aacn buday ve kskanlk aac olduunu ve
dem ile einin buday aacnn meyvesinden yiyip kskanlk ille-
tine yakalandklarn, bunun sonucunda da Hz. Muhammed ve so-
yunun (hepsine selm olsun) yerinde olmay temenni ettiklerini di-
le getiriyor. Birinci anlama gre, yasak aa cennet ehlinin ilgisini
ve itahn ekmeyecek kadar nemsiz ve cazibesizdi. kinci an-
lama gre ise, bu aa dem ve einin ulaamayacaklar kadar
nemli ve eriilmezdi. Nitekim bir rivayette de bu aacn, Hz. Mu-
hammed ve soyunun bilgisi olduu bildirilmitir.
Ksacas, bunlar iki farkl anlam ifade etmektedirler. Ancak
sen, misakla ilgili olarak geen konuya bir gz attn zaman, an-
lamn bir olduunu grrsn. Buna gre Hz. dem, Allah'tan ba-
kasna ynelmeme anlamn kapsayan ve Allah'a yaknl sembo-
lize eden cennetten yararlanma ile, dnyaya balanma zorluk ve
meakkatini beraberinde getiren yasak aatan yemeyi birlikte
yrtmek istemiti. Ama bu iki olguyu birlikte yrtmek ona
mmkn olmam, nihayet yeryzne indirilmiti. Dolaysyla Hz.
Muhammed'in (s.a.a) sahip olduu, bu iki olguyu bir arada yrt-
me makamna eriememiti. Ama daha sonra yce Allah onu se-
erek ve tvbe etmesini salayarak onu dnyadan soyutlamt ve
234 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
AYETLERN AIKLAMASI
Yce Allah, Yahudilerin tutumunu knamak amac ile yz k-
sr ayette kendilerine bahettii nimetlerden, kendilerine kazan-
drd se-kin ve onurlu konumdan, buna karlk onlarn takndk-
lar inkrc ve bakaldrc tavrdan, szlerinde durmamalarndan,
inatlklarndan ve dik ballklarndan sz ediyor. Ulusal tarihleri
boyunca balarndan geen servenleri ieren on iki kssaya dei-
nerek onlara uyarda bulunuyor. Denizi yarp, Firavun'u ve ordusu-
nu suda bomak suretiyle onlar Firavunoullarndan kurtarmas;
Musa ile gerekletirilen Tr da randevusu; Musa'dan sonra bu-
zaya tapnmalar ve Musa'nn on-lara kendinizi ldrn emrini
vermesi; Hz. Musa'ya Allah' aka kendilerine gstermesini ne-
rip ardndan korkun bir yldrma arplmalar ve yce Allah'n
tekrar kendilerini diriltmesi gibi, onlarn yaad birok kssaya
iaret ediliyor.
Bu olaylarn tm, ilh ltfun ve Rabbani inayetin damgsn
tayorlar. Bunun yan sra kssalarda, yce Allah'n onlardan ald
sz-lere, onlarnsa bu szlerini tutmayp kulak ard edilerine de-
iniliyor. Kazandklar gnahlar, iledikleri sular, kendilerine indi-
rilen kitapta aka yasaklanm olmasna ramen bir trl terk
etmedikleri iren huylar hatrlatlyor. Kat kalpli, ta yrekli ve
sapkn mizal olduklar iin akllarn dnmekten alkoymalar
gndeme getiriliyor bu kssalarda.
"Bana verdiiniz sz tutun." fadenin orijinalinde geen "a-hid"
kelimesi, kken olarak "korumak" demektir. Bu kken anlamn-
dan hareketle birok anlam da kullanlmtr. Szleme, antla-
ma, yemin, vasiyet, buluma ve konaklama gibi.
"Sadece benden korkun." fadenin orijinalinde geen "irheb" fii-
linin kk olan "er-rehbe" kelimesi, "korku" demektir ve bunun
kart "er-rabe"dir.
"Onu inkr edenlerin ilki olmayn." Yani Ehlikitap topluluk-lar a-
rasnda veya, kendi ulusunuzdan gemi ve gelecek kuaklar iin-
de ilk inkrclar siz olmayn. Yoksa Mekkeli kfirler onlardan nce
Kur'n' inkr etmilerdi.
Bakara Sresi / 45-46 ........................................................................................... 245
AYETLERN AIKLAMASI
"Sabrederek ve namaz klarak yardm dileyin." fadenin orijinalin-
de geen "isten" fiilinin mastar olan "istiane" kelimesi, yardm
istemek demektir. Bu istek ise, ancak insann tek bana stesin-
den gelemedii grevler ve karsnda duramad felaketler a-
sndan sz konusu olabilir. nk, gerekte Allah'tan baka yar-
dm edebilecek kimse yoktur.
u hlde, stlendii grevler asndan insana yardm etmek
ve onu salamlatrmak, srekli Allah ile iletiim hlinde olmasn
salamakla olur. nsann zorluklarn stesinden gelebilmesi iin
Allah'a ynelmesi, kendini O'na ve O'nun yoluna adamas gerekir.
Bu ise, sabr ve namazdr. Yardm dilemenin en gzel yolu bu iki
olgudur. nk sabr her olaanst gelimeyi, her felaketi insa-
nn gznde kltr, sradanlatrr. Allah'a ynelmek ve O'na s-
nmakla da iman ruhu uyanr ve insann zihnine u anlay ege-
men olur: nsan yklmaz bir dayanaa ve yerinden kopmaz bir se-
bebe dayanmaktadr.
"Ve, kukusuz o, Allah'a sayg gsterenlerden bakasna ar gelir."
fadenin orijinalindeki "ha=o" zamiri "namaz"a dnktr. nceki
cmlenin "isten=yardm dileyin" ifadesinden hareketle, sz ko-
nusu zamiri "istiane"ye dnk olarak kabul etmek, "Allah'a sayg
gsterenlerden baka" ifadesi ile uyumamaktadr. nk "sayg"
kavramnn orijinali olan "hu" sabr olgusuyla fazla uyumamak-
tadr.
246 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
AYETLERN AIKLAMASI
"yle bir gnden korkun ki o gn hi kimse bakasnn yerine bir
ey deyemez..." Btn trleriyle, btn ksmlaryla ve btn ilgi
alanlaryla dnyev egemenlik ve hkmranlk, bu egemenliin
kanunlar koyucu, uygulayc ve zorlayc gc, hayatn ihtiyalar-
na dayanr. Amac da zamana ve mekna bal etkenlerin el ver-
dii lde sz konusu ihtiyalar gidermektir. Bununla ilgili olarak
bazen egemenlii srekli klan genel sistemin dnda bir meta,
bir dier metayla, bir menfaat, bir dier menfaatle ve bir hkm
bir dier hkmle yer deitirebilir.
Ayn ey ceza hukuku iin de geerlidir. nk hukukulara
gre su ve cinayet, cezay kanlmaz klar. Ama zaman olur, yar-
g, bir ama uruna cezay deitirebilir. Sz gelimi, yarg tara-
fndan cezalandrlmas beklenen mahkum, yargca yalvarabilir.
Israrl yakarlar sonucu yargc kendisine acndrabilir ya da r-
vet vermek suretiyle, kararn etkileyerek yanl bir hkm verme-
sine yol aabilir. Ya da sulu kendisiyle yarg veya hkm uygu-
layacak olan kimse arasna bir arac sokabilir. Ya da bir ekilde
yargnn ynn deitirebilir.
250 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
1- efaat nedir?
Dayanma ve toplumsal hayattan edindiimiz anlayla bildi-
imiz anlamyla "efaat" ksaca, maksatlarmza ulamak, haya-
tmzdaki ihtiyalarmz karlamak amacyla kullandmz yn-
temlerden ve ba vurduumuz yollardan biridir. Kelime itibariyle
"tek" anlamna gelen "vetr"in kart olan "ift" anlamndaki
"ef'a" kknden tremitir. Sanki efaat eden kimse, efaat olu-
nan kimsenin yanndaki eksik araca ekleniyor; bylece daha nce
tek olduu, elindeki aracn eksiklii ve yetersizlii iin istediine
ulaamayan, imdi "ift" oluyor, istediine daha rahat ulaabiliyor.
efaat aradmz konular ounlukla ya bir yarar ve hayr el-
de etme amacna yneliktir ya da bir zarar ve erri defetme ama-
cna yneliktir. Fakat bu durum btn yarar ve zararlar iin geerli
deildir. nk biz, doal sebeplerin ve evrensel yasalar sistemi-
nin kapsamnda olan hususlarla ilgili hayr ve erlerde, yarar ve
zararlarda bir bakasnn efaatiliine bavurmayz. Alk, susuz-
luk, scaklk, soukluk, salk ve hastalk durumlarnda olduu gi-
bi. Bu gibi durumlarda doal sebeplere bavurur, uygun aralar
kullanr ve mnasip yntemlere tevessl ederiz. Yemek, imek,
Bakara Sresi / 47-48 ........................................................................................... 255
sinin emirlerine uymayan dik bal, azgn bir kle gibi, kendisini
katnda efaat edilen makama balayacak her hangi bir ba bu-
lunmayan kimse iin efaatin hibir yarar olmaz. nk efaat,
kendi bana bamsz bir etkinlie sahip deildir, eksik sebebin
tamamlayc esidir.
Ayrca katnda efaat giriiminde bulunulan hakimin nezdinde
efaatilik pozisyonunda bulunan kiinin etkinlii, sebeplerden
bamsz ve lsz bir etkinlik deildir. Tersine, hakim zerinde
etkinlik uyandracak bir durumun sz konusu olmas gerekir ki,
ardndan dl almay veya cezadan kurtulmay getirsin.
Mesel efaati, efendiden, kendi efendiliini ve klesinin de
kleliini geersiz klarak onu cezalandrmamasn isteyemez. E-
fendiden hkmnden el ekmesini, klesine ykmllk vermek-
ten kanmasn veya genel olarak veya olaya zg olmak zere
hkmn geersiz klmasn talep edemez. Ayn ekilde efaati,
hakimden genel olarak veya zel bir durumla ilgili olarak cezalan-
drma yasasn yrrlkten kaldrmasn, cezalandrmamasn
isteyemez.
Dolaysyla efendilik, kulluk, hkm ve ceza sistemi zerinde
efaatinin hibir etkinlii yoktur. efaati, szn ettiimiz bu
hususa, bu cihete, kesin gzyle baktktan ve tartmasz kabul
ettikten sonra ya hakimlik pozisyonunda bulunan efendinin c-
mertlii; mertlii, erefi ve ycelii gibi affetmeyi ve balamay
gerektiren sfatlarn ya klenin eziklii, miskinlii, dknl,
hakirlii ve k-t hllere dml gibi acmay gerektiren
sfatlarn ya da bizzat kendi niteliklerini, yani efendiye olan yakn-
ln, erefini ve yksek konumunu ne srerek yle der:
Senden kendi efendiliini ve onun kleliini geersiz klman,
hkm ve ceza sistemini yrrlkten kaldrman istemiyorum. Ak-
sine senden balaman istiyorum. nk sen efendisin, acma
duygusuna sahipsin, cmertsin. Onu cezalandrmak sana bir yarar
salamaz, gnahlarn balaman da sana bir zarar dokundurmaz
veya o, dkn ve hakir bir cahildir. Senin gibiler onun durumuna
aldrmazlar. Onunla gereinden fazla ilgilenmezler veya senin ka-
tndaki sekin konumuma ve sana olan yaknlma gvenerek
onu affetmeni istiyorum.
Bakara Sresi / 47-48 ........................................................................................... 257
55- Hani siz, "Ey Musa, biz Allah' apak grmedike sana i-
nanmayz." demitiniz. Bunun zerine, sizi yldrm kapverdi ve siz
bakyordunuz.
56- Sonra, belki kredersiniz diye, lmnzden sonra sizi di-
riltmitik.
57- Ve bulutu stnze glgelik yapmtk ve size kudret hel-
vas ile bldrcn indirmitik de, "Size verdiimiz temiz rzklardan
yiyin." (demitik.) Onlar, bize zulmetmediler, sadece kendilerine
zulmediyorlard.
58- Hani "u ehre girin, nimetlerinden dilediiniz yerde bol-
bol yiyin. Kapsndan secde ederek girin ve "(Rabbmiz!) Bizi ba-
la!" deyin ki, hatalarnz size balayalm. yilik edenlere ise, (iyi-
liklerinin karln) fazlasyla vereceiz." demitik.
59- Fakat zulmedenler, kendilerine sylenen baka bir sz uy-
durmulard. ["Rabbimiz! Bizi bala!" yerine, "Bize buday ver!"
demilerdi.] Biz de zulmedenlere, ha bire yoldan ktklar iin
gkten bir azap indirmitik.
60- Hani Musa, kavmi iin su istemiti. Ona, "Deneinle taa
vur." demitik de (vurunca) tatan on iki pnar fkrmt. Her b-
lk, su iecei kayna bilmiti. Allah'n rzkndan yiyin, iin; fakat
bozguncular olarak yeryznde azgnlk etmeyin.
61- Hani "Ey Musa, biz bir eit yiyecee dayanamayz. Bizim
iin Rabbine dua et de bize yerin bitirdiklerinden, sebzesinden, h-
yarndan, sarmsandan (veya budayndan), mer-cimeinden, so-
anndan karsn." demitiniz. Musa da, "Daha iyi olan, daha a-
a olanla deitirmek mi istiyorsunuz?! O hlde, bir ehre inin;
istediiniz, sizin iin var." demiti. zerlerine aalk ve yoksulluk
ullanmt ve Allah'tan gelen bir gazaba urayarak geri dnm-
lerdi. Bu, onlarn Allah'n ayetlerini inkr etmeleri ve haksz yere
peygamberleri ldrmelerinden dolay idi. Bu, emre kar geldikle-
ri ve srekli snrlar atklar iindi.
300 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
AYETLERN AIKLAMASI
"Kadnlarnz sa brakyorlard." Yani kadnlarnz, oullarnz
gibi ldrmyorlard. Onlar hizmet etmeleri iin sa brakyorlard.
fadenin orijinalinde geen "yestehyne" fiilinin mastar olan
"istihya", "hayat istemek" anlamna gelir. Bunun "hay" kknden
ol-mas da muhtemeldir. Bu durumda yle bir anlam ortaya -
kar: "Onlarn hay duygularn giderecek i yapyorlard." Orijinal
ifadede geen "yesmnekum", "size reva gryorlard" anlamn-
dadr.
"Hani sizin iin denizi yarmtk." "Yarmak" anlamnda kul-lanlan
"fark", "toplama" demek olan "cem'"in kartdr. Fasl (ayrma) ile
vasln (birletirme) kartl gibi. "Fark" ifadesi, deniz iin kulla-
nldnda "yarma" anlamn vurgular. fadenin orijinalinde geen
"ba" harf-i cerri, "sebebiyet" ya da "mlabeset" anlamn ifade e-
der. Yani, "sizin kurtulmanz iin denizi yardk." ya da "sizin denize
girmeniz iin denizi yardk."
"Hani Musa ile krk gece iin szlemitik." Yce Allah, Hz. Musa
ile szleme kssasn A'rf suresinde u ifadelerle anlatmaktadr:
"Musa ile otuz gece iin szletik ve buna bir on gece daha ekle-
dik. Bylece Rabbinin belirledii vakit, krk gece olarak
tamamland." (A'rf, 142) Dolaysyla, tefsirini sunduumuz ayette
szleme sresinin krk gece olarak belirtilmi olmasn, ya son on
gecenin hkmen szlemede belirlenen otuz geceden
saylmasna, ya da son on gecenin baka bir szlemeyle
belirlenmi olduunu varsayarak burada toplam iki szlemede
belirlenen sreden bahsedildiine balamalyz. Nitekim baz
hadislerde de krk gecenin iki szlemeyle belirlenmi olduu vur-
gulanmtr.
"O hlde, hemen yaratcnza tvbe edin..." Yaratc ve var edici
anlamna yakn bir anlamda kullanlan orijinal ifadedeki "el-b-ri'"
ismi, yce Allah'n gzel isimlerinden biridir. Nitekim yce Allah
yle buyuruyor: "O, yaratan, var eden (el-bri'), ekil veren Al-
lah'tr:" (Har, 24) Bu kelime, ikisi ele almakta olduumuz bu ayette
olmak zere Kur'n- Kerim'de yerde kullanlmtr. Belki de
konuyla ilgili dier isimler arasnda zellikle bu ismin burada kul-
lanlm olmasnn sebebi, kelimenin yaratma ve var etme anla-
mna yakn bir anlam tamasdr. Kk itibariyle "beree, yebreu,
Bakara Sresi / 49-61 ........................................................................................... 301
AYETN AIKLAMASI
Ayetin akndan da anlalaca gibi, ikinci kez imandan sz
edilmi olmas, gerek anlamda iman niteliine sahip olmay vur-
gulamaya dnktr. Buna gre, ayetin giriinde yer alan "iman
edenler" ifadesinden maksat, d grn olarak imanla nitelendi-
rilen, dardan bu isimle anlan kimselerdir.
Bu durumda ayetten, yle bir anlam kyor: Mminler, Yahu-
diler, Hristiyanlar ve Sabiiler gibi isimler ve bu isimlerle nitelendi-
rilme, Allah katnda dl almay gerektirici ve azaba kar gven-
cede olmay salayc unsurlar deildirler. Yani meselenin z,
Yahudiler ve Hristiyanlarn, "Yahudi yahut Hristiyan olmayan ke-
sin olarak cennete girmeyecek." (Bakara, 111) dedikleri gibi deil-
dir.
Meselenin z, saygnlk ve mutluluun sebebi, Allah'a ve
ahirete gerekten inanmak ve buna bal olarak iyi iler yapmak-
tr. Bu yzden "sla" cmlesinde "mevsul"a dnmesi zorunlu olan
zamir zikredil-memi ve "onlardan inanp iyi iler yapanlar" ek-
linde bir ifade kullanlmamtr. Bununla, bir isimle anlmann bir
yarar salayaca eklinde yanl bir yoruma yol almasn, isten-
mitir. Bunu, ifadenin ak biiminden aka anlamak mmkn-
dr.
Bakara Sresi / 62 ................................................................................................ 307
Ben derim ki: naallah l-i mrn suresinde Hz. sa ile ilgili
kssalarda bu rivayeti inceleyeceiz.
Ayn rivayette, Yahudilerin de Hz. Yakub'un olu Yahuda'nn
soyundan geldikleri iin bu ismi aldklar belirtilmektedir.
Tefsir'ul-Kumm'de, mamn (a.s) yle dedii rivayet edilir:
"Sa-biiler, ne Mecusi, ne Yahudi, ne Hristiyan, ne de
Mslmandrlar. Onlar yldzlara ve gkcisimlerine taparlar."
Ben derim ki: Sabiilik bir tr putperestliktir. Onlar dier puta
tapanlardan ayran, yldzlar putlarna tapmalardr.
AYETLERN AIKLAMASI
"Ve stnze da kaldrmtk." Ayetin orijinalinde geen "tr"
kelimesi, da demektir. Nitekim yce Allah bir baka ayette bu-
nun yerine yine da anlamnda olan "cebel" kelimesini kullanm-
tr: "Hani da yerinden kopararak stlerine bir glge gibi kaldr-
mtk." (A'rf, 171) Bu ayetin orijinal metninde geen "neteka" fiili,
ekip koparmak demektir.
Ayetin banda, "salam bir sz almak"tan bahsediliyor, so-
nunda kendilerine verileni kuvvetle tutmalar ve iindekileri srek-
li hatrlamalar emrediliyor, bu ikisinin arasnda da stlerine dan
kaldrlmasndan bahsediliyor. Fakat bunun ne sebeple ve hangi
amaca ynelik olarak gerekletirildiine deinilmiyor. Bundan u
anlalyor: Dan, balarnn stne kaldrlmasndan maksat, il-
h gcn bykln gstererek onlar korkutmaktr; onlar zor-
lamak ve g kullanarak kendilerine verileni uygulamalarn sa-
lamak deildi. Yoksa onlardan "sz alma"nn bir anlam kalmazd.
Dolaysyla, "zerlerine dan kaldrlmas bir mucizedir. Bu da
kanlmaz olarak onlar emirleri yerine getirmeye zorlamtr. Oy-
sa yce Allah, 'Dinde zorlama yoktur.' (Bakara, 256) ve 'Yoksa sen,
insan-lar mmin olmalar iin zorlayacak msn?' (Ynus, 99) buyu-
ruyor." eklindeki bir yorum doru deildir. nk, az nce de vur-
guladmz gibi ayet-i kerime korkutma ve rktme anlamndan
fazla bir ey ifade etmiyor. ayet srf dan zerlerine kaldrlm
olmas, srail-oullarn inanmaya ve inancn gereklerini yerine ge-
tirmeye zorlayc bir olgu olarak deerlendirilecekse, Hz. Musa'nn
gsterdii birok mucize daha ok zorlayc bir rol oynam olma-
ldr. Bazlar da bu olay yle yorumlamlardr: "srailoullar da-
n dibinde bulunuyorlard. Daha sonra da sarslmaya ve sallan-
maya balad; o kadar ki, dan tepesi zerlerine eiliverdi. Onlar
da dan zerlerine deceini sandlar. te bu olay, dan zerle-
Bakara Sresi / 63-74 ........................................................................................... 315
"Bizim iin Rabbine dua et, bize onun ne (biim bir inek) olduu-
nu aklasn. Zira inekler bizim iin ayrt edilemez oldu."
Dikkat edilirse, btn szlerinde "Rabbin" deyimini kullanyor-
lar ve "Rabbimiz" demiyorlar. Ayrca, srekli "ne biim bir inektir?"
diyorlar ve yaplan bunca aklamadan sonra da "inekler bizim i-
in ayrt edilemez oldu." iddiasnda bulunuyorlar. Dikkat edilirse,
"O inek bizim iin ayrt edilemez oldu." demiyorlar, "nekler izim
iin ayrt edilemez oldu." diyorlar. Bylece btn ineklerin ly
diriltme etkinlii olamayacan, bu kadar aklamann da bu et-
kinlie sahip olan inei belirlemek iin yeterli olmadn vurgu-
lamak istiyorlar. Oysa etkinlik yce Allah'a zgdr, bunun inekle
bir ilgisi yoktur.
Yce Allah, onlara herhangi bir inek kesmelerini emretmiti ve
ifadede herhangi kayda ve arta yer vermemiti. Onlar da ifade-
deki bu kaytszlktan hareketle herhangi bir inek kesmeliydiler.
Bakn peygamberlerine ne diyorlar? "Bizimle alay m ediyorsun?"
Bu ifadenin altnda Hz. Musa'ya ynelik cahillik ve bo konuma
sulamas yatyor. Nitekim Hz. Musa da bu sulamay u szleriyle
reddediyor: "Cahillerden olmaktan Allah'a snrm." Yce Allah-
'n aklamalar son bulduktan sonra, "te imdi gerei getir-
din." demeleri de, bundan nceki aklamalar, gerein ifadesi
olarak alglamadklarn gsteriyor. Yani ilh aklama tarzna ve
nebev teblie gerek dlk yaktrmasnda bulunuyorlar.
Genel bir deerlendirmede bulunacak olursak, kssann bu
ksmnn ne alnmas, bir sonraki aklamaya giri olmas iindir.
Bu tarz bir yer deitirmenin, bir dier amac da vurgulamaya y-
nelik olmas mmkndr. yle ki: Bugn Yahudilerin elinde bu-
lunan Tevrat'ta inek kssasndan sz edilmiyor. Dolaysyla byle
bir kssayla hi muhatap olmamalar ya da yaptklar tahrifata
dikkat ekildikten sonra kssann anlatmna geilmesi gerekirdi.
Onun iin Kur'n- Kerim srailoullarna ynelik hitaba ara vere-
rek hitab Peygamber efendimize (s.a.a) yneltiyor. Ardndan onla-
ra ynelerek meselenin balang noktasn aklyor. Tevrat'ta da
bu kssann gerekletiine ilikin iaretler mevcuttur. Tevrat'taki
metin yledir:
318 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
bir kat daha arttrd. Dediler ki: 'Bizim iin Rabbine dua et, onun
nasl bir inek olduunu bize aklasn. Zira inekler bizim iin ayrt
edilemez oldu. Allah dilerse, (bu kez) mutlaka ona iletiliriz.' Dedi
ki: 'O yle diyor: 'O, yer srmeyen, ekin sulamayan, boyunduruk
altna alnmam, serbest dolaan ve alacas bulunmayan bir i-
nektir.' 'te imdi gerei getirdin.' dediler. Ardndan istenen ni-
teliklere sahip bir inek aramaya koyuldular. Sonunda
srailoullarna mensup bir gencin yannda bu nitelikte bir inek
buldular. Gen, 'Onu ancak derisi dolusu altn karl satarm.'
dedi. Bunun zerine Musa'nn yanna gelip durumu ona bildirdiler.
Musa, onu satn almalarn istedi. Onlar da gidip bedelini deyerek
inei satn aldlar. Hz. Musa inei kesip kuyruu ile lye vurmala-
rn emretti. steneni yapnca l dirildi ve 'Ey Allah'n resul, beni
ldren amcamn oludur. Beni ldrd iddia edilen dier kii
susuzdur.' dedi. Bylece katilin kim olduunu renmi oldular."
"Baz arkadalar Hz. Musa'ya, 'Bu inein ilgin bir yks var-
dr.' dediler. Hz. Musa, 'Nedir bu?' dedi. Dediler ki: 'srailoullarna
mensup bir gen babasna iyi davranrd. Bir gn bir mal satn al-
mt, babasnn yanna dndnde anahtarlarn onun bann al-
tnda olduunu grd. Fakat o, babasn uyandrmak istemedi ve
sz konusu mal almaktan vazgeti. Daha sonra babas uyannca,
ona meseleyi at. O da, 'yi ettin, kardn mala karlk bu inek
senin olsun.' dedi. Hz. Musa, bu yky anlatana dedi ki: yi dav-
rana bak, sahibine ne kadar yararl oluyor."
Ben derim ki: Grdm gibi bu rivayetlerle, ayet-i kerimeler-
den edindiimiz genel deerlendirmeler arasnda bir uyum vardr.
eer bir ruhu varsa, bu durumda tenasuh soncu iki ruh ayn be-
dende bir araya gelmi olacaktr. Bu ise, oun birlii ve birin ok-
luu demektir. Yok eer sz konusu bedenin ruhu yoksa, o zaman
da fiil olann kuvveye dnmesi sz konusu olur. Yal adamn
ocuk hline gelmesi gibi. Ayn ekilde, yaptmz bu aklama-
lardan kan sonuca gre, tekmln tamamlayp bedenden ay-
rlan insan ruhunun bitkisel veya hayvan bir bedene gemesi de
imknszdr.
leri deiik, ama amalar bir olan organlar gibi, tmnn abas
organizmann ihtiyacnn giderilmesine ynelik olur. nsanln ih-
tiyalar da nitelik ve kapasite olarak srekli gelime kaydetmek-
te, srekli artmaktadr. Yeni sanat, bilim ve sanayi dallar ortaya
kmaktadr. Buna paralel olarak bilginler ve sanatkrlar arasnda
her gn yeni uzmanlar yetimektedir. Bilimler ve sanatlarn biro-
u, bir zamanlar tek bir bilim, tek bir sanat saylyor, tek bir kii
stesinden gelebiliyordu. Ama bugn bunlarn her bir dal bal
bana bir bilim ya da bir sanat kabul edilmektedir. Sz gelimi, tp
bilimi gemite doa biliminin bir dal saylyorken, bugn kendi
iinde birok dallara ayrlm ve bir uzman ancak onun bir dal ile
ilgili olarak ne kabilir.
Bu durum, z yaratln da ilham etmesi ile birlikte, insan sa-
dece kendi alannda bamsz davranmaya, ilgi alannn illetini a-
ratrrken kendi uzmanln kullanmaya ve bunun dndaki hu-
suslarda, deneyimine ve maharetine gvendii kimselere uymaya
yneltir.
Toplum fertlerinin aklllar deneyimli kiilere bavurmay n-
grrler. Bu tr bir uymann ve mehur deyimiyle taklidin gerek
mahiyeti, insann, kantsal ayrntlarn elde edemedii hususlar
da ayrntsz, ksa kanta uymasdr. lletini ve kantn ayrntl bi-
imde elde edebildii hususlarda, tek bana ayrntl kant ara-
trmaya koyulmas insann z yaratlndan olduu gibi, bu da z
yaratltan kaynaklanan bir tavrdr.
Meselenin z ise udur: nsanolu, bilgiden bakasna
dayanmaz. z yaratl asndan zorunlu olan da itihattr. tihat,
elinden geldii hususlarda bamsz aratrma yapmak demektir.
Taklit ise, bilmeyenin, bilgisi ve kapasitesi dahilinde olmayan hu-
suslarda, bilene bavurup verdii bilgilere uymasdr. nsan tr i-
inde bir bireyin, dnya hayatnn temel dayana olan tm husus-
larda kendi bana davranabilmesi, bamsz hareket etmesi im-
knsz olduu iin, herhangi bir hususta bakasna uymamak ve
taklitsizlik imknszdr. Onun iin kim hayatta hi kimseyi taklit
etmediini iddia ederse veya byle bir sanya kaplrsa, o kendini
bilmeyen bir budaladr.
334 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
AYETLERN AIKLAMASI
Ayetlerin ak zellikle sona doru, Yahudilerin kfirlerle bir-
likte hareket ettiklerini vurgulamaktadr. zellikle Medineli kfir-
lerin safnda yer alyorlard. nk birbirlerine komuydular. Ya-
hudiler, Pey-gamberimizin gnderiliinden nce Allah'n elisinin
destekileri olarak bilinirlerdi. Din ve kitap hakknda bilgi sahibiy-
diler. Bu yzden herkesten ok onlarn inanmas umuluyordu,
Peygambere (s.a.a) kitle-ler hlinde gelip iman etmeleri, ona des-
tek olup, mesajnn aydnlnn parlamasna, davetinin yaylmas-
na yardmc olmalar beklenirdi.
Fakat Peygamber efendimiz Medine'ye hicret edince, tavrla-
rndan dolay onlara ynelik mit mitsizlie, beklenti de karam-
sarla dnt. Bu yzden yce Allah, "imdi siz bunlarn size i-
nanacaklarn m umuyorsunuz?" buyuruyor. Yani gerei rtbas
etmek, sz arptp ilh mesaj tahrif etmek onlarn karakteris-
tik zelliidir. u hlde szlerinin tersini yapmalar, verdikleri sz-
den dnp anlamalarn i-nemeleri yadrganmamaldr.
"imdi siz bunlarn size inanacaklarn m umuyorsunuz?" Bu ifa-
dede srailoullarna ynelik hitap Peygamber efendimize ve
Bakara Sresi / 75-82 ........................................................................................... 337
AYETLERN AIKLAMASI
"Hani biz srailoullarndan yle sz almtk..." Olaanst bir i-
fade tarz ile nce nc ahs kipiyle sze balanyor. Daha son-
ra, "sonra siz, pek aznz hari, dndnz" diyerek hitap ikinci
ahsa yneltiliyor. Ayrca, ayet-i kerime balangta yaplan ahdi
hatrlatyor. Sz konusu olan, tamamen szl bir antlamadr. Ar-
dndan zerinde anlalan, sz alnan hususlar sralyor ve haber
kipi ile konuya giriyor: "Allah'tan bakasna kulluk etmeyeceksi-
niz." n kipi ile de tamamlyor: "nsanlara gzel sz syleyin."
Bu tr bir ifade tarzna bavurulmasnn sebebi, ayetlerin sra-
il-oullarna ilikin kimi durumlar yanstmalar olsa gerektir. fade
344 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
"Yetimler" ifadesi ile ilgili olarak yle bir hususa dikkat ek-
mek istiyoruz: "Yetim", babas len ocua denir. Anas lene ise
"yetim" denmez. Bazlar, "nsanolu asndan 'yetim', babas -
len ocuktur. Hayvanlar asndan ise, anas len yavruya 'yetim'
denir." demilerdir. "Mesakn" ise, "miskn"in ouludur ve hibir
eyi bulunmayan, dkn yoksul demektir.
Ayetin orijinalinde geen "hsnen" ifadesi, mbalaa amal
sfat anlamnda mastardr. Dier baz okuyu tarzlarnda bu ifade,
"hase-nen" eklinde okunmutur. Bu durumda ise, sfat-
mebbehe olur ve "insanlara gzel sz syleyin" anlamn ifade
eder. Bu da kfir olsun, mmin olsun tm insanlarla iyi ilikiler i-
inde olmay ngrr. nsanlarla iyi ilikiler iinde olmak, savaa
ilikin hkmle elien bir durum deildir. Yani "sava" ayetinin
bu emri neshetmi olmas sz konusu deildir. nk bunlarn her
birinin kendine zg yeri vardr. Onun iin sava emri, iyi ilikiler
iinde olma emriyle elimez. Nitekim terbiye etme amacna y-
nelik sert sz de "iyi geinme" ilkesi ile elimez.
"Birbirinizin kann dkmeyeceksiniz. " ifadesi, "Allah'tan baka-
sna kulluk ermeyeceksiniz" ifadesinde olduu gibi in tarzndan
haberdir. Ayetin orijinalinde geen "tesfikne" fiilinin kk olan
"es-sefk" kelimesi, "dkmek" demektir.
"Onlara kar yardmlayorsunuz." fadenin orijinalinde geen fiil-
le bir kkten olan "muzahara" kelimesi, yardmlama demektir ve
"zahr" de yardm eden, arka kan demektir. Bu kelimenin kk
"srt, arka" anlamnda "zahr"dr. nk yardm insann arkasndan
gelir.
"Onlar yurtlarndan karmak size haram olduu hlde." fadenin
orijinalinde geen "huve" zamiri, anlatma ve durum bildirmeye
dnktr. Tpk hls suresinde yer alan "Kul huvellahu a-had" aye-
tinde olduu gibi.
"Yoksa siz kitabn bir ksmna inanp bir ksmn inkr m ediyorsu-
nuz? Yani fidye alma ile yurtlarndan karma durumlarnn ara-
snda ne fark vardr? Her ikisi de kitapta yer ald hlde, neden
fidyeye ilikin hkm uyguluyorsunuz da, insanlar yurtlarndan -
karmaya ilikin hkm kulak ard ediyorsunuz? Yoksa siz kitabn
bir ksmna inanyor, bir ksmn da inkr m ediyorsunuz?
346 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
AYETLERN AIKLAMASI
"Ne zaman ki, onlara Allah katndan... bir kitap geldi." Ayetlerin a-
kndan anlald kadaryla "kitap"tan maksat Kur'n- Kerim'-
dir.
"Daha nce kfirlere kar zafer isteyip dururlarken." Arap kkenli
kfirlerin kendilerine ynelik saldrlar karsnda, Peygamberin
grevlendirilii ve hicret edii ile bir zafer beklentisi iindeydiler.
Bu zafer beklentisi, hicret ncesinde onlar tarafndan ska dile
getirilirdi. Arap kfirleri bile bunu bilmekteydiler. Sreklilii ifade
eden "idi"li fiil ("yesteftihne=zafer istiyorlard) kullanlmasndan
bu anlalyor. "O bildikleri kendilerine gelince..." Yani, ellerindeki
kitapta sfatlar anlatlan peygamberin o olduunu bildikleri, sfat-
larn ona tpatp uyduunu grdkleri hlde, onun peygamberliini
inkr ettiler.
"Kendilerini ne alak eye sattlar." ifadesi bildikleri hlde kfir
olmalarnn sebebini aklama amacna yneliktir. Buna gre, in-
krlarnn tek sebebi ekememezlik ve kskanlktr.
"ekemezlikten" anlamn ifade eden "bayen" kelimesi, tr bil-
diren mef'ul mutlaktr. "Allah'n vahiy indirmesini..." ifadesi de
bu mef'ul ile ilgilidir. "Gazap stne gazaba uradlar." Yani gaza-
ba uram olarak dndler. Ya da daha nce Tevrat' inkr etme-
lerinden dolay uradklar gazaba ek olarak bu sefer de Kur'n'
inkr etmelerinden dolay gazaba uradlar.
Bundan kan sonuca gre, Yahudiler Peygamberimizin (s.a.a)
gn-deriliinden ve hicret ediinden nce ona destekiydiler ve
350 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
AYETLERN AIKLAMASI
"De ki: Eer Allah katnda ahiret yurdu... baka insanlarn deil de,
yalnzca sizin ise..." Yahudiler, "Ate yalnzca sayl birka gn bize
dokunacak." diyorlard. "Allah'n indirdiine inann." arsna da,
"Biz bize indirilene inanrz." diye cevap veriyorlard. Bu szleri,
btn insanlar arasnda sadece kendilerinin ahirette kurtulacakla-
rna, ahiretteki kurtulu ve mutluluklarnn helk ve mutsuzlukla
glgelenmeyeceine inandklarn gsteriyordu. nk aslsz id-
dialarna gre, onlar sadece birka sayl gn azap greceklerdi.
Bu da buzaya taptklar gnlerin karlyd. Yce Allah onlara
yle bir cevap veriyor ki, iddialarnn aslszl ve bu husustaki ke-
sinkes dile getirdikleri eyin yanll aka ortaya kyor.
"De ki: Eer ahiret yurdu sizin ise..." Yani eer ahiret yurdu-
nun mutluluu sadece size zg ise. Hi kukusuz bir eve, bir yur-
da sahip olan kimse, orada istedii gibi hareket eder. Ondan mut-
luluun ve gzelliin en son snrna kadar yararlanr. "Allah katn-
da." Yani Allah katnda sabitlemi, O'nun hkm ve izniyle. Bu
tpk u ayeti kerimeye benziyor: "Allah katnda din slm'dr." (l-i
mrn, 19) Ayetin orijinalinde geen "haliseten" ifadesi, "holanma-
dnz azap, horlanma ve benzeri onur krc uygulamalardan, ar
olarak" demektir. nk iddianza gre, orada sadece birka gn
azap greceksiniz.
"Baka insanlarn deil." Byle dnmenizin sebebi, sizin di-
ninizin dndaki tm dinlerin batl olduunu iddia etmenizdir.
"Sznzde doru iseniz, haydi lm temenni edin." ifadesi, "De
ki: Ey Yahudiler, eer insanlar arasnda yalnz sizin, Allah'n
dostlar olduunuzu sanyorsanz, o hlde lm temenni edin."
(Cum'a, 6) ayetine benziyor. Bu tr bir neri, onlar etkisini hemen
gsteren, hibir kuku gtrmeyen ftr bir gerein kanlmaz
gerei ile yz yze getirme amacna yneliktir. nk btn
insanlar, hatta bilin sahibi tm canllar, rahatlk ve zorluk
arasnda bir tercih yapma durumunda brakldklarnda hi
tereddtsz ve kvrmasz rahatl seerler. Skntl ve bulank bir
hayat ile berrak ve ar bir hayattan birini seme nerisi karsnda
kesinlikle esenlik dolu berrak, ar-duru hayattan taraf tercihlerini
koyarlar. Byle birisi sz gelimi meakkatli, mutsuzluk verici,
aalk bir hayatla snansa yine de teki temiz, ar ve berrak
358 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
AYETLERN AIKLAMASI
"...ahdi kaldrp atmad m?" Ayetin orijinalinde geen "nebe-ze"
kelimesinin kk olan "nebz", atmak demektir.
"Allah tarafndan kendilerine... bir eli gelince..." Bundan maksat
Peygamber efendimizdir (s.a.a), onlara gelen ve yanlarndaki kita-
b tasdik eden her peygamber deil. nk yce Allah'n, "kendi-
lerine bir eli gelince..." ifadesinde sreklilie ynelik bir iaret
bulunmuyor. Tersine, bu ifadede sz konusu tavrn bir kereye
mahsus ol-mak zere gerekletii anlalyor.
Ayet-i kerime bir yandan da, Tevrat'ta yer alan Peygamberimi-
ze ilikin mjdeler ieren ifadeleri gizlemeleri, ellerindeki kitab
dorulayc nitelie sahip olan kitaba inanmamalar suretiyle ger-
ein karsnda yer almalarna da iaret ediyor.
Bakara Sresi / 102-103 ....................................................................................... 365
AYETLERN AIKLAMASI
"Sleyman'n hkmranl hakknda (onlar), eytanlarn uydurduk-
lar szlere uydular." Tefsir bilginleri arasnda bu ayetin yorumu ile
ilgili olarak ilgin denecek dzeyde gr ayrlklar meydana
gelmitir. Diyebiliriz ki, Kur'n- Kerim'in bir baka ayeti zerinde
bu dzeyde gr ayrlklar ba gstermemitir. "Uydular" fiilin-
deki zamirin kimlere dnk olduu hususunda gr ayrl var:
"Burada Hz. Sleyman dnemindeki Yahudilere mi, yoksa
Resulullah efendimiz dnemindeki Yahudilere mi ya da hepsine
mi iaret ediliyor?" diye. (Mealde "uydurduklar" diye geen oriji-
naldeki) "tetl" ifadesi de ihtilf konusudur: Acaba eytanlarn uy-
gulayp iledikleri mi, yoksa okuduklar m, kastedilmitir? "ey-
tanlar" deyimi hakknda da deiik grler ileri srlmtr: A-
caba bunlar cin kkenli eytanlar mdr, yoksa insan kkenli ey-
tanlar mdr veya her iki trn eytanlar mdr?
Orijinalindeki "al mulk-i Sleyman" ifadesinin anlam da tar-
tlan bir konudur. Bir ksm tefsir bilginine gre, bunun anlam
"Sleyman'n hkmranl hakknda"dr. Bir ksmna gre de ifa-
denin anlam, "Sleyman'n hkmranlk dneminde"dir. Dier bir
grup da, "Sleyman'n hkmranl zerinde" anlam kastedil-
mitir, eklinde bir gr ileri srmlerdir. Bu gruptaki bilginlerin
bu yaklamlarnn temel dayana, ifadedeki "al" harf-i cerrinin
zahir anlamndaki "zerinde"lik unsurunu gz nnde bulundur-
maktr. fadenin anlam, "Sleyman'n hkmranlk dnemi ze-
rinde" eklindedir, diyenler de olmutur.
htilfa konu olan ifadelerden biri de, "Fakat o eytanlar kfre
gittiler" ifadesidir. Bir ksm lime gre, onlar sihri insanlara gs-
terdikleri iin kfir olmulardr. Bazlar da, eytanlar sihri Hz.
Sleyman'a mal ettikleri iin kfre gitmilerdir, eklinde bir gr
ileri srmlerdir. Dier bazlarna gre, eytanlar sihir yaptlar,
dolaysyla sihir, kfr eklinde ifade edildi.
"nsanlara by retiyorlard." ifadesi zerinde de farkl g-
rler ortaya atlmtr. Bazlar, eytanlar insanlara by yapyor-
lard, bylece onlara retmi oluyorlard, demilerdir. Baz bilgin-
lerin ifadenin anlamna ilikin grleri ise yledir: eytanlar in-
Bakara Sresi / 102-103 ....................................................................................... 367
AYETLERN AIKLAMASI
"Ey iman edenler." "Kur'n- Kerim'de ilk kez bu ayette mmin-
lere bu ekilde hitap edilmektedir. Byle bir hitap yaklak olarak
seksen be yerde gemektedir. ster hitap eklinde olsun ve ister
hitap d bir amala olsun, mminlerin "iman edenler, inananlar"
olarak ni-telendirilmesi bu mmete zg bir durumdur. Bundan
nceki mmetlerse "kavim" kelimesi ile anlmlardr: "Nuh kavmi
veya Hud kavmi" (Hd, 89) "Dedi ki: Ey kavmim, ya ben apak bir
kanta dayanyorsam?" (Hd, 28) "Medyen halk" (Tevbe, 70) "Ress
halk" (Kaf, 12) "srailoullar" (Th, 47) "Ey srailoullar" (Th, 80)
gibi. u hlde "iman edenler" ifadesinin bu mmete zg klnma-
s, bir tr onurlandrmadr. Ancak yce Allah'n sz zerinde titiz
bir yaklamla durulduu zaman "ellezne men=iman edenler"
ifadesiyle kastedilenin, "mminler" ifadesiyle kastedilenden farkl
olduu grlecektir.
Yce Allah bir ayette yle buyuruyor: "Ey mminler, topluca
Al-lah'a tvbe edin." (Nr, 31) Bu ifade bizim yaklammz doru-
lar niteliktedir. Bir ayette yle buyuruyor: "Ar tayanlar ve onun
Bakara Sresi / 104-105 ....................................................................................... 385
AYETLERN AIKLAMASI
Bu iki ayet, "nesih" meselesini ilemektedir. Fkh bilginleri a-
sndan nesih, bir hkmn geerliliinin sona erdiini, yrrlk
sresinin bittiini aklamaktr. Fkhtaki nesih, ayetteki mutlak
ifadeden alnan, ayetin ayrnts niteliinde bir kavramdr. Anlam-
n ve ieriini ayetten ve ayetin onunla ilgili iaretlerinden almak-
tadr.
"Biz... neshedersek" Neshetme, giderme demektir. Gne gl-
geyi ortadan kaldrp yok edince, Araplar, "Nesehat'i-ems'z-
zille" yani, "Gne glgeyi giderdi (neshetti)" derler. Yce Allah bir
ayette yle buyuruyor: "Senden nce hibir resul ve nebi gn-
dermemitik ki o, bir ey arzu ettii zaman, eytan onun arzusu
ierisine mutlaka bir dnce atm olmasn. Fakat Allah eyta-
nn attn derhl giderir (nesheder)." (Hacc, 52) Bir kitaptan ikinci
bir nsha oluturulunca, "kitap neshedildi, nshas alnd" derler.
Sanki kitap giderilmi, yerine yenisi getirilmitir. Aadaki ayet-i
kerimede "nesh" yerine "tebdil" kelimesinin kullanlm olmas bu
yzdendir: "Biz bir ayetin yerine baka bir ayet getirdiimiz za-
man -Allah ne indirdiini bilirken- 'Sen Allah'a iftira ediyorsun'
derler. Hayr oklar bilmiyorlar." (Nahl, 101)
Bakara Sresi / 106-107 ....................................................................................... 391
AYETLERN AIKLAMASI
"Yoksa siz de, peygamberinizi daha nce Musa'ya sorulduu gibi
sorguya ekmek mi istiyorsunuz?" Ayetin akndan -Resulullah'a
(s.a.a) inanan- baz Mslmanlarn, Yahudilerin peygamberleri Hz.
Musa'ya (a.s) ynelik sorgulamalar dzeyinde, Peygamber efen-
402 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
AYETLERN AIKLAMASI
"Allah ocuk edindi, dediler..." Ayetin ak, bu sz syleyenlerin
Yahudi ve Hristiyanlar olduklarna ilikin bir ipucu veriyor. nk
Yahudiler, "zeyir Allah'n oludur..."; Hristiyanlar da, "sa Allah'n
oludur..." diyorlard. Ayrca buradaki ifadelerin hedefi de
Ehlikitap'tr. Onlar, "Allah ocuk edindi." diyorlard. Bunu nceleri
peygamberlerine ynelik bir onurlandrma nitelii olarak kullan-
mlard. Nitekim, "Biz Allah'n oullar ve sevdikleriyiz." derlerdi.
Bir onurlandrma arac olarak kullandklar bu sfat daha sonra,
bir gerein ifadesi olarak alglamaya balamlard. te bu iki
ayette yce Allah onlarn bu sapk anlaylarna cevap veriyor ve
szlerini u ekilde rtyor: "Gklerde ve yerde bulunanlarn
hepsi O'nundur..."
Bu ifade ve devam iki kant ieriyor ki, bunlarn her biri, yce
Allah'n ocuk edinmi olmasn, O'nun bir ocuunun olmasn
reddediyor. nk ocuk edinmek; doal bir varln baz czlerini
kendisinden koparmas, baz paralarn kendinden ayrp tedric
bir eitim sonucu onu kendi trnden kendine benzer bir fert hli-
ne getirmesi demektir. Yce Allah ise, benzerlerden mnezzehtir.
Tam tersine gklerde ve yerde olan her ey O'nun mlkdr, varl-
408 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
AYETLERN AIKLAMASI
"Bilmeyenler dediler ki..." Bunlar Ehlikitab'n dnda kalan m-
riklerdir. Bundan nceki ayetlerden birindeki karlatrma bunun
kantdr: "Yahudiler, 'Hristiyanlar, hibir ey (temel) zerinde
deildirler.' dediler. Hristiyanlar da, 'Yahudiler, hibir ey (temel)
zerinde deildirler.' dediler. Oysa hepsi de kitab okuyorlar. Bil-
meyenler de tpk onlarn dedikleri gibi demilerdi. Artk Allah,
ayrla dtkleri eyde, kyamet gn aralarnda hkm vere-
cektir." (Bakara, 113)
O ayette Ehlikitap, sarf ettikleri szler asndan Arap mrik-
lerinin kategorisine sokuluyor. Bu ayette ise, mrikler Ehlikitabn
kategorisine sokuluyor. Yce Allah diyor ki: "Bilmeyenler dediler
ki: Allah bizimle konumal ya da bize bir ayet gelmeli deil miy-
di? Onlardan ncekiler de onlarn dedikleri gibi demilerdi..." n-
cekilerden maksat, Ehlikitap ve Araplar arasnda yaayan Yahudi-
lerdir. nk Yahudiler de Allah'n peygamberi Musa'ya benzeri
szler sylemilerdi. Dolaysyla onlarn ve kfirlerin gr ve d-
412 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
AYETLERN AIKLAMASI
"ne Yahudiler, ne de Hristiyanlar senden raz olmazlar..." Bu ifade
bakalarna ynelik hitaptan sonra Yahudi ve Hristiyan topluluk-
lara ynelik bir dn mahiyetindedir. Yani bir bakma burada dal
budak salan konuma toparlanyor. Yce Allah Yahudi ve Hristi-
yanlar birka kez azarladktan sonra, arpk anlaylar yznden
knayc bir slpla onlara hitap ettikten sonra, Peygamberine
(s.a.a) dnyor ve ona yle diyor: "Sen onlarn kendi arzu ve is-
tekleri ve ihtirasa dayal grleri dorultusunda uydurduklar din-
lerine uymadka, bunlar senden honut olacak deillerdir." Ar-
dndan Elisine onlara kar unlar sylemesini emrediyor:
"De ki: Asl yol gstericilik Allah'n yol gstericiliidir." Yani, ancak
doru yolu bulmak iin birinin yol gstericiliine uyulur. Allah'n
gsterdii doru yoldan da baka yol, baka klavuz yoktur. Uyul-
mas zorunlu olan ise, ancak haktr. Onun dndaki gr ve sis-
temler -bu cmleden sizin dininiz de- doru yol deildirler. Dininiz,
sizin kiisel arzu ve ihtiraslarnzn manzumesidir. Ona din kisvesi-
ni giydirmi, hayat sistemi adn takmsnz.
"De ki: Asl yol gstericilik Allah'n yol gstericiliidir." ifade-
sinde, yol gstericilik, yani hidayet, Allah katndan inen Kur'n'dan
kinaye olarak kullanlm, ardndan bu kavram Allah'a izafe edil-
mitir. Bylece, "Asl yol gstericilik Allah'n yol gstericiliidir."
ifadesinde "kasr'ul-kalb" sanat sz konusudur. Bu tr yntem u-
yarnca gerekletirilen hasr, onlarn dinlerinin yol gstericilik nite-
liinden uzak oluunu gerektirir ki, bu da sz konusu dinin onlarn
kiisel arzu ve i-htiraslarn ifadesinden ibaret olmasn dourur. Bu
da Resulullah efendimizin (s.a.a) sunduu mesajn bilgi nitelikli,
onlarn savunduklar dnya grnn ise, cehalet nitelikli olduu
gereini ortaya koy uyor.
Dolaysyla ardndan hemen u deerlendirme yaplabiliyor:
"Sana gelen ilimden sonra eer onlarn arzularna uyacak olsan,
andolsun ki, Allah'tan sana ne bir veli, ne de bir yardmc olmaz."
u ifadenin derin etkili kantsallna, zl ama arpc anlatm
tarzna, akclna ve berraklna baknz.
Bakara Sresi / 120-123 ....................................................................................... 415
AYETN AIKLAMASI
Burada, Hz. brahim'in (a.s) hayatndan baz kesitler sunmaya
ba-lanyor. Bu balang bir anlamda kble deiikliini konu alan
ayetlerle, hac ibadetine ilikin hkmleri ieren ayetlere bir giri
niteliindedir. Bunun yan sra, Allah'n birlii esasna dayal
(hanif) slm dininin z de bu sralama iinde akla kavuturu-
luyor. Temel bilgilere, ahlk kurallarna ve ayrnt niteliindeki
fkh hkmlere yer veriliyor. Ayrca yce Allah'n imamlk misyo-
nunu brahim'e zg klmasn, onun Kbe'nin temellerini atp bi-
nasn kurmasn ve bir peygamber gndermesini istemesini konu
alan ayetler sunuluyor.
"Hani Rabbi bir zaman brahim'i... snamt..." Bu ifade, Hz. bra-
him'e imamlk misyonunun veriliine, bu onurun ona bahediliine
ynelik bir iarettir. Bu olay, Hz. brahim'in mrnn sonlarnda, i-
yice yaland sralarda, smail ve shak'n dnyaya gelilerinin ve
smail ile annesini Mekke'ye yerletirmesinin ardndan gerek-
lemitir. Kimi bilginler de bu hususa dikkat ekmilerdir. Bunun
kant, yce Allah'n kendisine, "Ben seni insanlara imam yapaca-
m" demesinin ardndan onun, "soyumdan da" demesidir.
nk Hz. brahim, meleklerin gelip kendisine smail ve shak
adl oullarnn dnyaya geleceklerini mjdelemelerinden nce,
kendisinden sonra bir soyunun olacan sanmyordu. Hatta, melek-
ler ken-disine bu mjdeyi verdiklerinde, o konuya ilikin karamsar-
ln ve mitsizliini u ifadelerle dile getirmiti: "Onlara, brahim-
418 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
sidir. Ulu Allah yle buyuruyor: "Yavrum, dedi, ben uykuda gr-
yorum ki, seni kesiyorum... Gerekten bu apak bir imtihan idi."
(Safft, 102-106)
Yce Allah'n da belirttii gibi, bu olayla Hz. brahim mrnn
son demlerinde karlamt: "htiyarlk anda bana smail'i ve
s-hak' ltfeden Allah'a hamdolsun. phesiz Rabbim duay ii-
tendir." (brhm, 39)
Bu ksa deerlendirmeden sonra, artk ayet-i kerimenin oriji-
nal metninde geen "kelimeler"in aklamasna geebiliriz: "Hani
Rabbi bir zaman brahim'i snamt." "btil" ve "bel" kelimeleri
ayn anlam ifade ederler. Birini imtihandan geirip denediin za-
man, "ibte-leytuhu" veya "belevtuhu" dersin. Bununla onun gizli
kalm psikolojik niteliklerini ortaya karm olursun. taatkrlk,
cesaretlilik, cmertlik, iffetlilik, bilgi, sznde durma gibi. Ya da
bunlarn kart saylabilecek zelliklerini renirsin. Bundan dola-
y, snama ancak amelle, yani pratikte olabilir. nk insann gizli
ynlerini amel ortaya dker, sz deil. Szn doru veya yalan
olmas ayn oranda muhtemeldir. Yce Allah buyuruyor ki: "Biz
bahe sahiplerini snadmz gibi, onlar da, snavdan geirdik."
(Kalem, 17) Bir ayette de yle buyuruyor: "Allah sizi bir rmakla s-
nayacaktr." (Bakara, 249)
Ele almakta bulunduumuz ayet-i kerimede, snama eylemi
"kelimeler"le ilgili olarak gndeme getiriliyor. Eer bu kelimeler-
den maksat, szler ise, bu ancak o szlerin amellerle balantlar-
nn olmas dolaysyladr. Bu szlerin birtakm ahitleri ve emirleri
ifade etmeleri dolaysyladr ve bunlarn da fiil ile sk balantlar
vardr. Nitekim yce Allah bir ayette yle buyuruyor: "nsanlara
gzel sz syleyin." (Bakara, 83) Yani onlarla iyi ilikiler iinde olun.
"birtakm kelimelerle... o da onlar tamamlaynca." fadenin oriji-
nalinde geen "kelimat", "kelime"nin ouludur. Bu deyim Kur'n-
Kerim'de "lafz" ve "sz" dnda nesneler iin de kullanlmtr, u
ayet-i kerimede olduu gibi: "...kendisinden bir kelime, ad Mer-
yem olu sa Mesih'tir." (l-i mrn, 45) Bunun sebebi ise, btn ya-
ratklarn Allah'n "ol" sznn sonucu meydana gelmesidir. Nite-
kim yce Allah bir dier ayette yle buyuruyor: "Allah katnda -
sa'nn durumu, dem'in durumu gibidir. Onu topraktan yaratt,
sonra ona 'Ol' dedi, o da oluverdi." (l-i mrn, 59) Kur'n- Kerim'de,
420 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
bir kelime dile getirmemisin. Sadece bir eye karar vermisin, ar-
tk o sznden, herhangi bir aracnn giriiminden dolay vazge-
mezsin ve irade zaafna dmezsin. Antara'nn u beyti de buna
bir rnektir.
"Savan korkulu anlarnda kendi kendine de ki: Korkup sar-
slma; / nk ya ldrp rahatlarsn ya da lp vlrsn."
"Demek"ten maksat, nefsine sarslmazl, kararll ve yerini
terk etmeyii telkin etmektir. nk eer lecek olursa, vg ile
ve eer yenecek olursa rahata kavumakla baar elde etmi ola-
caktr.
Bu husus akla kavutuktan sonra, yce Allah'n "kelimeler"
ifadesiyle, Hz. brahim'i snavdan geirdii birtakm olaylar ve
uymasn istedii birtakm ahitleri kastettiini anlarsn. Yldzlar,
putlar, atee atlma, hicret ve olunu kurban etme gibi snavlar.
Ayet-i kerimede "kelimeler"in neler olduu belirtilmiyor; nk
ama bu deildir. Evet, "Seni insanlara imam yapacam." ifade-
sinin "kelimeler"den sonra yer alm olmas gsteriyor ki, bununla
baz iler kastedilmitir ki, Hz. brahim (a.s) bunlarn gereklerini
eksiksiz yerine getirerek imamlk misyonunu stlenmeye lyk ol-
duunu kantlamtr.
"Kelimeler"in mahiyeti budur. Bunlarn tamamlanna gelin-
ce, eer "etemmehunne=tamamlaynca" fiilindeki zamir, Hz. bra-
him'e dnkse, bu, Hz. brahim'in, kendisinden istenenleri yerine
getirmesinin, emredilenleri eksiksiz uygulamasnn kastedildiini
gsterir. ayet, ifadenin zahirinden de anlald gibi, fiildeki za-
mir yce Allah'a dnkse, o zaman yce Allah'n Hz. brahim'i
kendisinden istenenleri yerine getirme hususunda baarl klma-
s, bu hususta ona yardmc olmas kastedildii sonucu kar.
Bazlar, ayet-i kerimede geen "kelimeler"den maksat, "Yce
Al-lah'n, 'Seni insanlara imam yapacam.' diye balayan szleri-
dir." demilerdir. Byle bir yaklama itina etmemek gerekir, n-
k Kur'n- Kerim'de "kelimeler" deyiminin, szel cmleler iin
kullanldna rastlanmaz.
"Seni insanlara imam yapacam." Yani seni insanlarn izledii
bir nder yapacam. Senin szlerine ve fiillerine uyacaklardr.
nk imam, insanlarn peinde gittikleri, kendilerine nder kabul
422 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
biy, 51-56) Hz. brahim'in yaam srecinin ilk aamasnda kul ya-
pldnn iaretleri bu ayetlerde gzlemlenmektedir.
Bil ki, yce Allah'n herhangi bir insan kul yapmas, o insann
znde sahip olduu varolusal kulluk niteliinden farkl bir
durumdur. nk kulluk, varoluun ve yaratln bir gereidir.
Anlay ve bilin sahibi bir yaratk, bu temel nitelikten soyutlanm
olarak dnlemez. Bu bakmdan birini kul yapmak veya
edinmek sz konusu olamaz. nk insann varl Rabbinin
mlkdr, O'nun tarafndan yaratlm, O'nun tarafndan
biimlendirilmitir. nsann gnlk hayatnda, Allah'n mlk
olmann gereklerini yerine getirmesi, yce Rabbi-nin rablik
makamna teslim olmas veya bunun tam tersi bir tutum
sergilemesi, onun bu varolusal niteliinde bir deiiklie yol
amaz.
Nitekim ulu Allah yle buyuruyor: "Gklerde ve yerde bulu-
nan herkes Rahman'a kul olarak gelecektir." (Meryem, 93) Ancak
bir insan gnlk hayatnda, yeryznde byklenerek, haddini a-
arak kul olmann gereklerini yerine getirmezse, kulluun kuralla-
rna uymazsa, kulluun amalar bakmndan onun "kul" olarak i-
simlendirilmemesi gerekir. nk kul, Rabbine, yani sahibine tes-
lim olan, kendi ynetimini onun iradesine balayan kimseye de-
nir. Dolaysyla hem kiilik bakmndan ve hem de amelde kullu-
un gereini yerine getirenden bakas "kul" olarak anlmamal-
dr. nk ancak byle birisi gerek kuldur. Yce Allah yle buyu-
ruyor: "Rahman'n kullar yeryznde mtevaz olarak yrrler."
(Furkan, 63)
u hlde yce Allah'n bir insan kul edinmesi (yani kul olarak
kabul etmesi ve rububiyet sfatyla ona ynelmesi), onun velyeti-
ni (veliliini), ynetimini stlenmesi demektir. Tpk efendinin k-
lesinin yaamn ynlendirmesi gibi, O da kulunun hayatn yn-
lendirir, biimlendirir. Kulluk, velyetin anahtardr. u ayet-i keri-
me de bunu pekitirir niteliktedir: Benim velim, kitab indiren Al-
lah'tr. O iyilerin velisidir." (A'rf, 196) Yani Allah, velyete lyk o-
lanlarn velisidir.
Ayrca yce Allah kitabnda yer alan baz ayetlerde Hz.
Peygamberi kul olarak nitelendirmitir. Ulu Allah buyuruyor ki: "O
ki, kuluna kitab indirdi." (Kehf, 1) "Kuluna ak ak ayetler
indiren O'dur." (Hadd, 9) "Allah'n kulu kalkp ona dua edince..."
(Cinn, 19) Bylece anlalyor ki, birini kul edinmek, onu velyeti
432 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
Bylece anlalyor ki, birini kul edinmek, onu velyeti altna al-
maktr.
"Resul yapmadan nce nebi yapt." Ehlibeyt mamlarna da-
yandrlan rivayetlerde, nebi ile resul arasndaki fark u ekilde di-
le getirilir: Nebi, kendisine vahyedilen mesaj, ryasnda grp al-
glayan kimsedir. Resul ise, vahiy getiren melei gren ve onunla
konuan kimsedir. Hz. brahim'in yaam yksn konu edinen
ayetler incelendiinde byle bir sreci fark etmek mmkndr.
Ulu Allah buyuruyor ki: "Kitapta brahim'i de an; o ok doru
bir peygamberdi. Babasna demiti ki: Babacm, iitmeyen,
grmeyen ve sana hibir ey kazandrmayacak olan eylere niin
tapyorsun?" (Meryem, 41-42) Ayette aka dile getiriliyor ki, Hz. b-
rahim (a.s) babasna bu szleri syledii srada doru szl bir
peygamberdi. Bu aklama, Hz. brahim'in kavminin yanna ilk kez
gelip, "Ben sizin taptklarnzdan uzam. Ben yalnz beni yarata-
na kulluk sunarm. O bana doru yolu gsterecektir." (Zuhruf, 26-
27) eklindeki szlerini dorulayc bir ilev gryor.
Bir ayette de yle buyuruyor yce Allah: "Elilerimiz, brahim-
'e mjde getirdikleri zaman, 'Selm' dediler. O da, 'Selm' dedi."
(Hd, 69) Bu ayette iaret edilen olay -ki burada melekleri grp on-
larla konuma sz konusudur- Hz. brahim'in (a.s) babasn ve
kavmini terk ediinin ardndan, mrnn son dnemlerinde ya-
anmtr.
"Allah onu dost yapmadan nce resul yapt." eklindeki sz, u
ayet-i kerimeden karlan bir sonutur: "...brahim'in hanif (Allah'
bir tanyan) dinine tbi olan kimseden din bakmdann daha g-
zel kim vardr? Allah, brahim'i dost edinmitir." (Nis, 125) Ayet-
ten anlald kadaryla yce Allah Hz. brahim'i bu hanif (Allah'n
birlii esasna dayanan) dininden dolay dost edinmitir, ki O, bu
dini Rabbinin emri dorultusunda sistemletirmitir. u hlde, bu-
rada Hz. brahim'in hanif dininin yksek onurunu vurgulama ama-
c gdlmektedir, ki Hz. brahim de bu din sayesinde dostluk onu-
runa erimitir.
Dost arkadatan daha zel bir konuma sahiptir. nk iki kii
ilikileri ve karlkl sevgilerinde iten davrandklarnda arkada
olurlar. Bu arkadalk, ihtiyalarn yalnzca ona ama derecesine
Bakara Sresi / 124 .............................................................................................. 433
metinle bize dnp tvbemizi kabul et. Zira tvbeleri oka kabul
eden, ok merhametli olan ancak sensin."
129- "Rabbimiz! Onlara ilerinden senin ayetlerini kendilerine
okuyacak, onlara kitap ve hikmeti retecek ve onlar arndracak
bir eli gnder. phesiz stn gl ve hikmet sahibi ancak sen-
sin.
AYETLERN AIKLAMASI
"Hani biz Beyt'i (Kabe'yi) insanlar iin merci (dn) ve gven yeri
yaptk..." Burada hac ibadetinin yasanmasna ve Kbe'nin bir g-
venli blge klnna iaret ediliyor. fadenin orijinalinde ge-en
"mesbet", merci (=dnlen yer) demektir. Dnp gelen biri iin,
"sbe-yesbu" denir.
"Siz de brahim'in makamndan bir namaz yeri edinin." Bana yle
geliyor ki, burada "Beyt'i... yeri yaptk." szne dnk anlamsal
bir atf sz konusudur. nk, "Beyt'i... merci ve... yeri yaptk." s-
znde yasaya koymaya, hkme balamaya ynelik bir iaret var-
dr. Bu durumda ifadenin ak anlam yle olur: "nsanlara dedik
ki: Kbe'ye dnp toplann, orad haccedin ve brahim'in maka-
mndan bir namaz yeri edinin." Burada bir "kuln=dedik" fiili de
takdirde tutulabilir. O zaman ifadenin ak anlam yle olur: "De-
dik ki: brahim'in makamndan bir namaz yeri (musalla) edinin."
fadenin orijinalinde geen "musall" "salt"n ism-i mekn-
dr, ki "salt" da dua demektir. Yani, "brahim'in (a.s) makamn-
dan bir dua yeri edinin." Ne var ki, "Beyt'i... merci ve... yeri yap-
tk." sznde, namazn yasanmasnn sebebine iaret ediliyor. Bu
yzden "sall f makam-i brahim=brahim'in makamnda namaz
kln." denilmiyor; "ittehz min makam-i brahim'e musal-
l=brahim'in makamndan bir namaz yeri edinin." deniliyor. Sz
konusu emir, makamda namaz klmaya balantl olarak
sunulmuyor, aksine, emir makamdan namaz yeri edinme ile ba-
lantl olarak sunuluyor.
"brahim ve smail'e... temizleyin, diye emretmitik." fadenin oriji-
nalinde geen "ahidn" fiilinin mastar olan "ahit" kelimesi, emir
anlamnda kullanlmtr. Temizlemekten maksat; evin, ziyareti-
Bakara Sresi / 125-129 ....................................................................................... 437
Kadn, 'Bana dedi ki: 'Kocana selmm ilet ve evinin eiini dei-
tirmesini syle.' dedi.' diye cevap verdi."
"Bunun zerine Hz. smail karsn boad ve baka bir kadnla
evlendi. Hz. brahim yce Allah'n diledii bir sre kadar bekledik-
ten sonra, ei Sara'dan olunu ziyaret etmek zere izin istedi. Sa-
ra, konaklamamas kouluyla ona izin verdi. brahim yola kt ve
nihayet smail'in kapsna kadar geldi. Karsna, 'Kocan nerede?'
diye sordu. Kadn, 'Ava gitti, inaallah az sonra gelir, buyur otur. Al-
lah'n rahmeti zerine olsun.' dedi. Hz. brahim kadna, 'Yannda
yiyecek bir ey var m?' diye sordu. Kadn, 'Evet.' dedi ve gidip bi-
raz stle biraz et getirdi. Hz. brahim, 'Bereketli olsun.' diye dua et-
ti."
[mam devamla yle buyurdu:] "Eer smail'in kars o gn b-
rahim'e ekmek ya da buday yahut arpa veya hurma getirseydi,
Mekke yeryznn buday arpas ve hurmas en bol olan blgesi
olurdu."
"Kadn Hz. brahim'e, 'Bindiinden in de ban ykayaym.' de-
di; ama o inmedi. Bunun zerine kadn gidip makam getirdi ve b-
rahim'in onun stne kmasn istedi. Hz. brahim onun stne
kt ve ayak izi onun zerinde kald. nce bann sa yann yka-
d. Sonra makam onun sol tarafna getirdi ve bann sol yann
ykad. Bu kez de brahim'in ayak izi onun zerinde kald. Hz. bra-
him kadna, 'Kocan geldii zaman ona selmm ilet ve evinin ei-
i salamdr, dediimi syle.' dedi. Akam olup smail eve dnn-
ce evreden babasnn kokusunu hissetti. Karsna, 'Bugn yanna
kimse geldi mi?' diye sordu. 'Evet, insanlarn en gzel yzls, en
gzel kokulusu bir ihtiyar geldi. Bana yle yle dedi, ben de ona
yle yle dedim ve ban ykadm. te bu da onun ayaklarnn
izidir.' dedi. smail karsna, 'O gelen babam brahim'di.' dedi."
Kumm de tefsirinde, buna yakn bir rivayete yer vermektedir.
Tefsir'ul-Kumm'de mam Sadk'n (a.s) yle dedii rivayet e-
dilir: "Hz. brahim (a.s) Suriye llerine konaklamt. Olu smail
Ha-cer'den dnyaya gelince, dier ei Sara bu olay karsnda id-
detli bir kskanlk duygusuna kapld. nk kendisinin bir evlad
yoktu. Hacer'den dolay brahim'i zyor ve kskanlk duygularna
kaplyordu. Hz. brahim (a.s) iinde bulunduu bu durumu yce Al-
Bakara Sresi / 125-129 ....................................................................................... 447
lah'a ikayet etti. Bunun zerine yce Allah ona yle vahyetti:
'Kadn ksm eik kaburga kemii gibidir. Olduu gibi brakrsan
ondan yararlanrsn, ama onu dorultmaya kalkrsan krarsn.'
Sonra ona, smail ve anasn evden karmasn emretti. brahim,
'Ya Rabbi, onlar nereye gtreyim?' dedi."
Yce Allah, 'Benim Haremime, dokunulmaz kldm gvenlik
yurduma ve yeryznde ilk nce yarattm blgeye, yani Mekke'-
ye gtr.' dedi. Yce Allah ona Cebrail'le birlikte Burak' da indirdi.
Burak Hacer'i, smail'i ve brahim'i srtlad. Aal, yeil ve hurma-
lkl bir blgeden getiklerinde brahim, 'Ya Cebrail, buraya m yer-
letireceim, buraya m?' derdi. Cebrail ise, 'Hayr, yrmeye de-
vam et.' diye cevap verirdi. Mekke vadisine geldiklerinde, Cebrail
onlar Kbe'nin kurulaca yere brakt. Hz. brahim, kendisine d-
nene kadar hibir yerde durmamak zere Sara'ya sz vermiti.
Sz konusu yere indiklerinde, orada bir aa vard. Hacer, yannda
getirdii bir rty aacn dallarnn zerine serdi, sonra hep birlik-
te onun glgesine sndlar. brahim onlar oraya brakp Sara'ya
dnmek isteyince, Hacer ona yle seslendi: 'Ey brahim, bizi ssz,
susuz ve ekinsiz bir yere mi brakyorsun?' brahim, 'Sizi buraya b-
rakmam emreden Allah'tr. O size yeterli bir gvencedir.' dedi ve
dnp gitti."
"Ked' Dana ulanca (Z-Tuv blgesinde bulunan bir da
ad) durup Rabbine yle yakard: 'Ya Rabbi, neslimin bir ksmn,
dokunulmaz evinin yannda ekinsiz, bitkisiz, orak bir vadiye yer-
letirdim. Rabbimiz, namaz klsnlar diye bunu byle yaptm.
yleyse bir gurup insann gnln onlara doru kaydr. Onlar e-
itli rnlerle rzk-landr; belki kredenlerden olurlar.'1 Sonra yo-
luna devam etti. Ha-cer olduu yerde kald. Gne iyice ykselince
smail susad. Hacer, bugn haclarn sa'y yaptklar yerden Safa
tepesine doru yrd, vadide bir serap grd, bunu su sand. Te-
peden vadiye doru kotu. Merve denilen yere gelince, smail'i
gremez oldu."
"Bunun zerine tekrar Safa tepesine kt. yle ki bu kou-
turmay yedi kez tekrarlad. Yedinci kez kouyorken, Merve tepe-
1- [brhm, 37]
448 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
ona iki kap yapt. Biri douya, biri de batya bakyordu. Batya
doru bakan kapya 'Mstecr' denildi. Sonra Kbe'nin tavann
aa ve benzeri eylerle rtt. Hacer, yannda bulunan bir rty
kapsnn zerine ast ve bu rtnn altnda barnyorlard. Binann
yapmn tamamladktan sonra brahim ve smail hac ettiler. Zil-
hiccenin sekizinci gnne denk gelen Terviye gnnde Cebrail indi
ve dedi ki: 'Ey brahim, kalk ve kana kana su i. nk Arafat ve
Mina'da su bulunmaz.' O gne Terviye denilmesi bu yzdendir.
Sonra Cebrail onu Mina'ya kard, orada gecelediler. Cebrail -
dem Peygambere nasl yol gsterdiyse, ona da ne yapacan gs-
terdi. brahim Kbe'nin yapmn tamamlad zaman Allah'a yle
dua etti: "Ya Rabbi, buray emniyetli bir ehir yap. Halkn eitli
meyvelerle rzklandr, (elbette) onlardan Allah'a ve ahiret gnne
inananlar...' Yani, onlar kalplerin rnleriyle besle. Yani onlar in-
sanlara sevdir ki, onlarla scak ilikiler iine girsinler ve her zaman
onlara dnsnler."
Ben derim ki: Hz. brahim'in hayatnn bu blmne ilikin ks-
say anlatan rivayetler arasndan setiimiz bu rivayetler, konuya
ilikin dier rivayetlerin ieriklerini zet biiminde kapsamaktadr-
lar. Bununla ilgili olarak baka rivayetler de nakledilmitir. Bunla-
ra gre, Kbe'nin yapl tarihi, bir olaanstlkler tarihidir. Baz
rivayetlerde ilk nce kurulduunda Kbe nurdan bir kubbe olarak
dem'e inmiti. Bu kubbe Hz. brahim'in daha sonralar evin te-
mellerini ykselttii blgeye yerlemiti. Nuh tufan kopana kadar
orada kalmt. Btn dnya sular altnda kalnca, Kbe'nin bu-
lunduu yeri yce Allah ykseltti. Bylece oras sular altnda kal-
mad. Kbe'nin "Beyt'l-Atk" yani, "Eski Ev" olarak isimlendiril-
mesi bu yzdendir.
Baz rivayetlerde, yce Allah'n Kbe'nin temellerini cennetten
indirdii belirtilir. Dier baz rivayetlerde ise, yle deniyor:
"Hacer'l-Esved cennetten indirilmitir. Bu ta nceleri kar gibi
beyazd. Daha sonra kfirlerin dokunmalar yznden karard."
el-Kfi'de mamlardan birinin yle dedii belirtilir: "Yce Allah
Hz. brahim'e, Kbe'yi yapmasn, temellerini ykseltmesini ve in-
sanlara ne ekilde ibadet edeceklerini gstermesini emretti. bra-
him ve smail Kbe'nin duvarn her gn bir diz boyu ykselttiler.
450 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
sonucu meydana gelen bir sfattr. Yce Allah bir dier ayet-i ke-
rimede de yle buyuruyor: "Gzel sz ona kar, iyi amel onu
ykseltir." (Ftr, 10)
Dolaysyla din konular zerinde alma yapan bir aratrma-
c, bu ayetler zerinde dnmeli ve dini retilerin, doal ve top-
lumsal bak as bakmndan doal bilimlerle ve sosyolojik veri-
lerle bir ilgilerinin sz konusu olmadn, dini bilgilerin bundan te
gereklere ve anlamlara dayandklarn anlamaldr.
"Peygamberlerin erefi, onlara ilikin ahitler, onlara izafe edi-
len Kbe, Hacer'l-Esved gibi nesnelerin erefi zahir bir durum
deildir. Yce Allah'n stn klmas, ltfetmesi ile kazanlan ma-
nev bir payedir." eklindeki deerlendirme, hi kukusuz gerein
ifadesidir. Ancak bu szn gerekte neyi ifade ettii iyice anlal-
maldr. Sz konusu peygamberlere ve yaplara onur kazandran
bu manev durum nedir? Eer bununla, lke ve uluslarn insana
yaktrdklar bakanlk ve komutanlk, ayrca gm ve altn gibi
madenlere izafe ettikleri kymet, fiyat gibi deerlendirmeler ve
anne-baba ve kanun saygs gibi toplumsal ihtiyalardan kaynak-
lanan tutumlar kastediliyorsa, bilinmelidir ki, bunlar dnyev ihti-
yalarn zorunlu klmas ile toplum tarafndan ngrlen itibar ni-
telendirmelerdir. Toplumsal deerlendirme ve vehim dnda bir
etkinlikleri sz konusu deildir. Bilindii gibi herhangi bir toplum,
yaam srdrmenin zorunlu kld toplumsal hayatn snrlarn
zorlayamaz.
Yce Allah ise, insanolu iin ba gsteren bu tr yaamsal ih-
tiyalardan mnezzehtir. Bununla beraber eer bir peygamberin
gereklii bulunmayan bu tr bir onurla onurlanmas caiz ise, bir
evin ya da bir tan da bu tr bir onura lyk grlmesi de normal
karlanmaldr; ama peygamberlerin, Kbe'nin ve Hacer'l-
Esved'in sahip olduu eref, gereklii bulunan bir niteliktir. Aydn-
lk ve karanlk, bilgi ve cehalet, akl ve ahmaklk arasndaki oran-
lama kadar reeldir. nk peygamberin varlnn gereklii, ba-
kasnn varlnn gereklii gibi deildir. Bizim yzeysel duyu or-
ganlarmz bunu alglayamazsa da, peygamber fiil ve hkm ola-
rak yce Allah'n kutsal onurlandrmasna lyktr. Ulu Allah yle
buyuruyor:
Bakara Sresi / 125-129 ....................................................................................... 457
kitap ve hikmeti retiyor. Bylece onun ilk duas ile son duas
ayn noktada bulutu."
"Sonra Hz. brahim ad geen mmet iin irkten arnmlk ve
putlara kulluk sunmaktan uzaklk diledi ki, onlara ilikin deer-
lendirmesi doru olsun ve onlar bakalarna uymak durumunda
kalmasn. Bu amala yle dua etti: "Beni ve oullarm putlara
tapmaktan uzak tut! Rabbim, nk onlar insanlardan birounu
arttlar. Artk bundan byle kim bana uyarsa o, bendendir; kim
bana kar gelirse phesiz sen balayan, esirgeyensin."1
"Bu ayet gsteriyor ki, imamlar ve mmet-i Muhammed (s.a.a)
ancak brahim'in soyundan gelenlerden olurlar. 'Beni ve oullar-
m putlara tapmaktan uzak tut.' ifadesi bunu gsteriyor." [c.1, s.60,
h: 101]
Ben derim ki: mamn ayet-i kerimeden kard bu sonucun
hangi amaca ynelik olduu gayet aktr. nk Hz. brahim (a.s)
zellikle kendi soyundan gelen bir Mslman mmet istemitir.
Yine bilindii gibi duasnn devamnda yle bir ifade vardr:
"Rabbimiz! Onlara ilerinden... bir eli gnder." u hlde Hz. bra-
him'in szn ettii "Mslman mmet", Muhammed mmetidir.
Fakat, Hz. Mu-hammed'in kendilerine gnderildii ya da Hz. Mu-
hammed'in peygamberliine inananlar anlamndaki genel mmet
kavram kastedilmemitir. nk bu mmet, brahim ve smail'in
soyundan daha geni kapsamldr. yleyse burada brahim'in (a.s)
soyundan gelen "Mslman mmet" kastedilmitir. Sonra Hz. b-
rahim kendisini, soyunu ve oullarn irkten ve sapklktan uzak-
latrmasn diliyor. te bu, "masumiyet"e iarettir.
Yine bilindii gibi Hz. brahim'in ve smail'in (a.s) soyunun iin-
de -ki bunlar Mudaroullarna ya da zellikle Kurey kabilesine
mensup Araplard- sapk ve mrik olanlar vard. u hlde "oulla-
rm" ifadesi ile zellikle onun soyundan gelen masumlar kaste-
dilmitir. Bunlarsa, Hz. Peygamber (s.a.a) ve onun tertemiz Ehli-
beyti'dir. Demek ki, Hz. brahim'in duasnda kastedilen mmet-i
Muhammed (s.a.a) bunlardr. Belki de duann ak iinde "soyu"
kelimesinin "oullar" ile yer deitirmesi bu incelii vurgulamaya
dnktr.
1- [brhm, 36]
Bakara Sresi / 125-129 ....................................................................................... 459
ler de var ki, onlar bir sre yaatacaz..." (Hd, 48) Bu kelime ba-
z ayetlerde de tek bir kii iin kullanlmtr: "brahim bir mmet
idi." (Nahl, 120) u hlde bu kavramn anlam, kullanld yere ve
kimselere gre dar kapsaml ya da geni kapsaml olabiliyor.
Dolaysyla, "Rabbimiz! Bizi sana teslim olanlar yap; neslimiz-
den de sana teslim olan bir mmet kar..." ifadesiyle, -bir kulun
dua makamnda dile getirdii bir istektir, daha nce buna dein-
dik- ancak Peygambere inanan sayl birka kii kastedilmitir.
Ayn ekilde, "Siz insanlar iin karlm en hayrl mmetsiniz."
ifadesi de sz konusu insanlara verilen byk nimeti hatrlatma,
deerlerini ve konumlarn yceltme amacna yneliktir ki, bu du-
rum tm mmeti kapsamaz.
Byle bir ifade, ancak dinin tm izlerini silip yok etmeye al-
an, dinin byklerini ldrmeye yeltenen mmetin Firavun ve
Deccallar-n da kapsar m hi? Bu ayetle ilgili ayrntl aklamaya
ilerde inaallah yer vereceiz. Aslnda bu ayet, yce Allah'n
srailoullarna ynelik u szne benzer: "Sizi lemlere stn kl-
dm." (Bakara, 47) Karun da onlar arasnda yer alyordu. Ama ayet-i
kerime kesinlikle onu kapsamyor. Yce Allah bir ayette de yle
buyuruyor: "Peygamber de, 'Ya Rabbi! Kavmim, bu Kur'n' terke-
dilmi braktlar.' dedi." (Furkan, 30) Bu ifade Peygamberin tm
kavmini kapsamaz kukusuz. nk onlar arasnda Kur'n ehli
kimseler vardr ki, hibir ticaret, hi-bir al veri onlar Allah'n zik-
rinden alkoyamaz.
"Onlar bir mmetti gelip geti. Onlarn kazandklar kendile-
rinin, sizin kazandklarnz sizindir. Siz onlarn yaptklarndan so-
rulmazsnz." (Bakara, 134) ifadesine gelince, burada hitap Pey-
gambere inanan ya da Peygamberin gnderildii tm kavimlere
yneliktir.
BLMSEL BR ARATIRMA
Hz. brahim'in (a.s) kssasna, olunu ve karsn alp Mekke'ye
getirmesine, ikisinin bandan geen olaylara ve smail'in kurban
edilmesi hadisesine kadarki srece bir gz attmzda, smail'in
Allah tarafndan balanmasn, baba-olun birlikte Kbe'yi yap-
maya balamalarn incelediimizde, bu kssann kelimenin tam
Bakara Sresi / 125-129 ....................................................................................... 461
AYETLERN AIKLAMASI
"Nefsini ahmaklatrandan baka, kim brahim'in dinin-den yz e-
virir?" "Rabet" mastarndan treyen fiil "an" edat ile geili hle
getirildii zaman, "yz evirme, nefret etme, kanma" anlamn
ifade eder. Bu fiil "f" edat ile geili hle getirilince de, "is-teme
ve meyletme" anlamn ifade eder. fadenin orijinalinde geen "se-
fihe" fiili ise hem geili, hem de geisiz olarak kullanlabilir. Bu
yzden baz tefsir bilginleri, "nefsehu" kelimesini "sefihe" fiilinin
meful, bazlar da onun "meful" olmadn, "temyiz" olduunu
sylemilerdir.
Her iki durumda da ifadenin anlam udur: "brahim'in dinin-
den yz evirmek nefsin ahmaklnn, kendisine yararl ve zararl
olan eyleri birbirinden ayrt edemeyiinin gstergesidir." Bu ayete
bakarak u hadisin verdii mesaj daha net anlyoruz: "Akl, insan
Rahman'a kulluk sunmaya yneltir."
"Andolsun ki, biz onu dnyada beenip semitik." fadenin
orjinalinde geen "istaf" fiili bir eyin zn almak, onu kart
baka unsurlarn arasndan seip karmak demektir. Bu anlam,
velyet makamlar gz nnde bulundurularak samimi kullukla
uyumaktadr. Yani kul, tm davranlarnda, kulluunun gerekle-
rini yerine ge-tirmelidir. Btnyle Rabbine teslim olup, srf sahi-
binin buyruklar dorultusunda hareket etmelidir. Bu da her ite
dini kurallar uygulamakla gerekleir. nk din, dnya ve
ahiretle ilgili meselelerde uyulacak kulluk prensiplerini ierir. Di-
nin ngrd hayat biiminde, kulun Rabbinin kendisine emret-
tii ve honut olduu her hususu eksiksiz yerine getirmesi bir zo-
runluluktur. Nitekim yce Allah bir ayette yle buyuruyor: "Allah
katnda din, slm'dr." (l-i mrn, 19)
Aka grlyor ki, seme (istf) makam slm makamnn
aynsdr. Yce Allah'n u sz bu tespitimizin tandr: "o zaman
ki Rabbi ona, 'slm ol.' demiti. O da, 'lemlerin Rabbine teslim
oldum.' demiti." Grld gibi zarf [iz=o zaman ki], yce Allah'n
"is-tefeynhu=onu setik" szne taalluk ediyor. Bu durumda y-
le bir sonu elde ediliyor: Onun seilmesi, yce Allah'n ona, "s-
lm ol." demesi, onun da, "lemlerin Rabbine teslim oldum."
demesi srasnda gereklemitir. Buna gre, "Rabbi ona, 'slm
Bakara Sresi / 130-134 ....................................................................................... 465
135- "Yahudi veya Hristiyan olun ki, doru yolu bulasnz." de-
diler. De ki: "Hayr, brahim'in hanif dini(ne uyarz). O, mrikler-
den deildi."
136- Deyin ki: "Allah'a, bize indirilene, brahim'e, shak'a,
Yakub'a ve Yakub'un oullarna indirilene, Musa'ya ve sa'ya veri-
lene ve peygamberlere Rablerinden verilene inanrz. Onlardan
hibiri arasnda ayrlk gzetmeyiz ve biz sadece O'na teslim ol-
mularz."
478 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
AYETLERN AIKLAMASI
"Yahudi veya Hristiyan olun ki, doru yolu bulasnz, dediler." Yce
Allah, smail, shak ve Yakub gibi brahimoullarnn bal bulun-
duklar hak dinin, brahim'in de uyduu Allah'n birlii esasna da-
yal slm olduunu aklaynca, bunun kanlmaz sonucu o-larak,
deiik Yahudi ve Hristiyan gruplarnn nclk ettikleri grup-
lama ve ayrlklarn onlarn ihtiraslarndan ve kendi elleriyle
hazrladklar komplolardan kaynakland ortaya kt.
Bunun nedeni, onlarn bir esas zerinde birlik oluturmamala-
rdr. Bu yzden dini grup ve hiziplere blndler. Tevhit ve vahdet
dini olan Allah'n dinini kiisel ihtiras ve arzular boyas ile boyad-
lar. Oysa din birdir, tpk din aracl ile kulluk sunulan ilhn bir
olmas gibi. Ve bu din brahim'in dinidir. u hlde Mslmanlar bu
dine sarlmaldrlar ve Ehlikitab' yiyip bitiren ayrlklar bir kenara
brakmaldrlar.
Srekli bir hareket hlindeyken deimek ve bakalamak,
yeryz meneli hayatn bir zelliidir. Tpk doann kendisi gibi.
Bu durum, onun zn oluturur. Doann ve dnya hayatnn bu
Bakara Sresi / 142-151 ....................................................................................... 479
AYETLERN AIKLAMASI
Ayetler zerinde dnld zaman, belli bir sralama iinde,
birbirleriyle uyumlu olarak bir btnlk oluturduklar ve bir dze-
ne tbi olduklar grlecektir. Bu ayetler de Kbe'nin Mslman-
lar iin kble olarak ngrld haber veriliyor. Dolaysyla bu a-
yetlerde ileri ve geri olma eklinde yer deiiklii olduu yahut
nasih ve mensuh olduklarn syleyenlere aldr edilmemesi ge-
rekiyor. Nitekim bu tr eyler sylediklerine ilikin rivayetler de
yok deildir. Ancak Kur'n ayetlerinin zahir anlamlaryla aka
elien rivayetlere deer verilmez.
"nsanlardan baz beyinsizler, 'Onlar, zerinde bulunduklar kble-
den eviren nedir?' diyecekler." Bu ifade, yce Allah'n Kbe'nin kble
edinilmesine ilikin olarak az sonra verecei emre ynelik ikinci
bir hazrlk niteliindedir. Bununla ayrca insanlar arasndaki be-
yinsizlerin (ki bunlar, kbleleri olan Beyt'l-Mukaddes konusunda
son derece tutucu bir tavr iinde olan Yahudilerle, tartlabilecek
nitelie sahip her yeni eye kar kmay ilke edinmi Arap m-
rikleridir) ortaya atabilecekleri itirazlara da cevap veriliyor. Bu
Bakara Sresi / 142-151 ....................................................................................... 489
"Bylece sizi orta bir mmet yaptk ki, insanlara ahit olasnz, Pey-
gamber de size ahit olsun." u demek isteniyor: Sizi doru yola i-
letmek iin kblenizi deitireceimiz gibi, sizi orta bir mmet yap-
tk. Bazlarna gre anlatlmak istenen udur: u ilgin ve hayret
uyandrc kble deiikliinde olduu gibi, sizi hayret uyandrc bir
ekilde orta bir mmet yaptk. (Ama bu grn zaaf aktr).
Mslmanlarn insanlar zerinde ahitlik grevini yerine geti-
ren orta bir mmet olular ile vurgulanmak istenen anlama ge-
lince; bilindii gibi "orta" demek olan "vasat" iki tarafn ortas an-
lamnda kullanlmtr. Yani ne o tarafta, ne bu tarafta. Bu mmet
de tm insanlk asndan (Ehlikitap ve mrikler) byle bir ko-
numdadr. nk insanlarn bir ksm -ki bunlar mrikler ve put-
perestlerdir- srf bedeni glendirmek amacna ynelik olarak, sa-
dece dnya hayatn isterler, dnyadan tam zevk almak, dnyann
ekici sslerinden yeterince yararlanmak dncesindedirler. -
lmden sonra tekrar dirilip sorguya ekileceklerine ihtimal ver-
mezler. Manev, soyut hibir fazilete deer vermezler. Baz insan-
larsa -Hristiyanlar rnein- srf insann ruh ynn glendirme
amacna ynelik olarak, ruhbanla ve insann yaratlm olduu
gayeye ulamada bir arac olmas iin Allah'n u madd dnyann
yaratklarnda ortaya kard cism mkemmellikleri bir kenara
brakmaya arrlar.
Dolaysyla bu ruhular (ya da ruhbanlar), sebebi ortadan kal-
drmak suretiyle sonucun bertaraf edilmesine neden oluyorlar. Ci-
simciler ise srf sebebe taklp kalarak sonucu zayi ediyorlar. Fa-
kat yce Allah bu mmeti orta bir mmet yapmtr. Dinleri, onlar
normal bir yola, iki ar u arasndaki orta bir izgiye; ne o tarafa
ne de bu tarafa eilim gstermemeye yneltir. Bu din, insann iki
ynn -hem ruhu ve hem de bedeni- ona yakan bir ekilde bes-
ler ve de glendirir; insan her iki faziletten de yararlanmaya te-
vik eder. nk insan ruh ve bedenden oluan bir varlktr, ne sa-
dece ruhtan ibarettir, ne de sadece bedendir. Mutlu bir hayat sr-
drebilmek iin hem madd, hem de manev adan tatmin olmas
bir zorunluluktur. Bu bakmdan slm mmeti, adalet lei ve bir
orta mmettir. Her iki ar ucun konumu bu lee gre deer-
lendirilir. O, her iki uta yer alan insanlar zerinde ahit pozisyo-
nundadr. Bu mmet iinde en ideal rnek konumunda olan Hz.
Bakara Sresi / 142-151 ....................................................................................... 493
erdirmez ve eer sen her trl ayeti, mucizeyi ve kant getirip or-
taya sersen, yine de senin kblene uymazlar. nk onlar dik bal
ve inat kimselerdirler. Sen de onlarn kblelerine ynelmezsin;
nk sen Rabbin tarafndan sunulmu bir kanta dayanarak ha-
reket ediyorsun. "Sen de onlarn kblesine uyacak deilsin." ifa-
desi, haber verme biiminde bir yasaklama da olabilir.
Onlar da birbirlerinin kblelerine ynelmezler. Yahudiler, nere-
de olurlarsa Beyt'l-Mukaddes'teki kayaya ynelirler. Hristiyanlar
da nerede bulunurlarsa bulunsunlar, douya ynelirler. Bu iki grup
da birbirlerinin kblelerini kabul etmezler. nk kabul ve red ek-
lindeki tavrlarnn dayana kiisel ihtiraslardr, heva ve hevesle-
ridir.
"Sana gelen ilimden sonra onlarn heva ve heveslerine uyarsan, o
takdirde sen, mutlaka zalimlerden olursun." Bu ifade Peygamber e-
fendimize ynelik bir tehdit niteliindedir. Ama ierdii anlam ve
mesaj tm mmete yneliktir. Bununla Ehlikitab'n hev ve heves-
lerine uyduklar iin inatlk ettikleri ve bylece zalimler kategori-
sine girdikleri vurgulanyor.
"Kendilerine kitap verdiklerimiz onu, oullarn tandklar gibi tanr-
lar." "Onu... tanrlar" ifadesindeki zamir, kitaba deil, Resulullah
efendimize (s.a.a) dnktr. Bunun kant da sz konusu "tan-
ma"nn, oullar tanmaya benzetilmi olmasdr. nk byle bir
benzetme ancak insan iin kullanld zaman yerinde olur. Yani
bir kitap iin, "falanca adam olunu tand gibi ya da bildii gibi
bu kitab da tanyor" denmez.
Kald ki, ayetin ak -ki, Resulullah ve ona inen kble
deiikliine ilikin emirle ilgilidir- Ehlikitab'a verilen kitaba
bsbtn yabancdr. Dolaysyla ayetin anlam yledir: Kitap
verilenler ellerinde bulunan kitaplarn ierdii mjdeleyici
iaretlerden dolay Allah'n elisini kendi oullarn tanr gibi
tanyorlar. Ama onlardan bir grup gerei bile bile saklyor.
Buna gre, "Onu... tanrlar." ifadesinde hitap hazrda bulunan
birinden alnp nc ahsa yneltilmi ve Resulullah efendimiz
(s.a.a) orada hazr bulunmayan biri olarak deerlendirilerek bun-
dan nce kendisi hazr kabul edilerek konuma ona yneltilmi-
ken, birden hitap mminlere yneltilmitir. Bu ekilde "iltifat" sa-
Bakara Sresi / 142-151 ....................................................................................... 503
ahitlik yapmas ile ilgili olarak yle bir rivayete yer verilir: "K-
yamet gn toplumlar, peygamberlerin tebli yaptklarn inkr
ederler. Yce Allah gerei bildii hlde peygamberlerden tebli
grevini yerine getirdiklerine ilikin kant ister. Bunun zerine
mmet-i Muhammed getirtilir ve bunlar peygamberler lehine a-
hitlik ederler. Dier toplumlar, 'Bunu nereden bildiniz?' diye kar
karlar. Onlar da, 'Yce Allah'n doru szl peygamberinin diliyle
bize aktard kitabndaki bilgilerden rendik.' derler. Bundan
sonra Hz. Muhammed getirtilir ve mmetinin durumu ondan soru-
lur. O da onlar temize karr, adil olduklar ynnde ahitlikte bu-
lunur. te yce Allah, 'Her mmetten bir a-hit, seni de bunlara
ahit getirdiimiz zaman hlleri nice olur?' [Nis, 41] buyururken
buna iaret ediyor."
Ben derim ki: Bu rivayetin ierdii aklamalar baka
rivayetlerce de desteklenmektedir. Bunlar Suyt, ed-Drr'l-
Mensr adl eserinde aktarmaktadr. Baka eserlerde de bunlara
rastlamak mmkndr. Resulullah efendimizin (s.a.a) mmetini
temize karmas, adilliine ahitlik etmesi ile mmetin iinde yer
alan baz kimseler kastedilmi olsa gerektir, tm mmet deil.
Yoksa yle bir sonu, zorunlu olarak kitap ve snnetle eliki
arzetmektedir. Resulullah efendimizin, yaanan bunca faciay ve
gemi mmetlerin hibirinde benzerine rastlanmayan bunca
zulm onaylamas, dorulamas mmkn mdr? Allah'n elisi
bu mmetin bnyesinde yer alan Firavun kimlikli zorbalar,
tautlar temize karr m? Byle dnmek hanif dinine ar bir
darbe indirmek ve apaydnlk dinin ierdii hakikatleri sulandr-
mak anlamna gelmez mi? Kald ki, hadis, nazar bir ahadetten
sz ediyor, bizzat grlp tank olunan bir ahitlikten deil.
el-Menkb adl eserde, bu konuyla ilgili olarak mam Bkr'n
(a.s) yle dedii rivayet edilir: "Ancak imamlar ve peygamberler
insanlar hakknda ahitlikte bulunabilirler. Yce Allah'n tm m-
metin ahitliini istemesi dnlemez. nk mmet iin de y-
leleri var ki, bir demet ot hakknda bile onun ahitliine
gvenilmez." [c.4, s.179]
Tefsir'ul-Ayy'de nakledilen bir rivayete gre, mam Sadk
(a.s): "ki, insanlara ahit olasnz, Peygamber de size ahit ol-
510 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
sun." ifadesi ile ilgili olarak, "Eer yce Allah'n bu ayeti kerimede
slm kblesine ynelen tm ehl-i tevhidi kastettii zannna kap-
lrsan, dnya hayatnda bir lek hurma hakknda bile ahitlii
geersiz olan birinin yce Allah'n kyamet gn ahitliine ba vu-
raca ve tm gemi mmetlerin hazr bulunduu bir srada yap-
t ahitlii kabul edecei iftirasn atm olursun. Kesinlikle hayr!
Allah bylelerini kastetmiyor. Onun kastettii Hz. brahim'in dua-
sna mazhar olan, kendileri iin "siz insanlar iin ortaya karlm
en hayrl mmetsiniz" denilen kimselerdir. Onlar "vasat" mmet,
insanlar iin ortaya karlm en hayrl mmet niteliine yakan
kimselerdir. [c.1, s.63, h: 114]
Ben derim ki: Kitabn verdii mesajdan yola karak ilgili ayeti
tefsir ettiimizde bu hususu akladk.
Kurb'ul-snd adl eserde, mam Sadk (a.s) babasndan, o da
Re-sulullah efendimizden (s.a.a) yle rivayet eder: "Yce Allah
mmetime zellik bahetmitir ki, bunlar ancak peygamberle-
re ltfetmitir... Yce Allah bir peygamberi grevlendirince onu
kavminin zerine ahit eder. Yce Allah benim mmetimi de tm
insanlarn zerinde ahit klmtr. Nitekim Allah yle buyuruyor:
'Peygamberin size ahit olmas, sizin de insanlara ahit olmanz
iin.'1..." [s.41]
Ben derim ki: Bu hadis, yukardaki aklamamz rtmyor,
nk "mmet"ten maksat, Hz. brahim'in duasna mazhar olan
Mslman mmettir.
Tefsir'ul-Ayy'de, Hz. Ali'nin (a.s) kyamet gnn tasvir ettii
bir konumasnda u szlere yer verilir: "Bir alanda toplanlr. B-
tn insanlar orada sorguya ekilir. Rahmann izin verdiklerinin d-
nda kimse konuamaz, konutuunda da doruyu syler. Bu s-
rada Peygamberimiz (s.a.a) kaldrlr ve ondan sorulur. 'Her m-
metten bir ahit, seni de bunlara ahit getirdiimiz zaman hlleri
nice olur?' ayetinde Hz. Muhammed'e ynelik hitapla, ite bu olay
kastedilmitir. Resulullah efendimiz (s.a.a) ahitlerin ahididir.
ahitler ise, peygamberlerdir." [c.1, s.242, h: 132]
1- [Hac, 78]
Bakara Sresi / 142-151 ....................................................................................... 511
152- "yleyse beni ann ki, ben de sizi anaym; bana kredin,
nankrlk etmeyin."
AYETN AIKLAMASI
Yce Allah, ilerinden bir peygamber gndermi olmasn,
hem Hz. Peygambere, hem de Mslmanlara ynelik bir ltuf ola-
rak nitelendiriyor. Hi kukusuz bu, deeri llemeyen bir nimet-
tir. Ba stne batr. Allah'n onlar hatrlamasdr. nk
dosdoru yola iletme hususunda onlar unutmam, varlabilecek
en st kemal noktasna kadar ykseltmitir onlar. Buna ek olarak
bir de kendileri iin bir kble belirlemitir. Bu olay, dinlerinin kema-
le ermesi, ibadet kast tayan davranlarnn birlik ve ahenk iin-
de olmas, dinsel ve toplumsal stnlklerinin pekimesi demek-
tir.
Bunun bir gerei olarak Mslmanlar kendisini anmaya ve bu
nimetine krle karlk vermeye davet ediyor ki, kendisine yne-
lik kulluk ve itaatleri ile kendisini anmalarna bol nimetle karlk
vererek onlar ansn. krettikleri ve nankrlk etmedikleri iin
verdiinin kat kat fazlasn versin.
Nitekim ulu Allah yle buyuruyor: "Unuttuun zaman Rabbini
an ve umarm Rabbim beni, doruya bundan daha yakn bir bil-
giyle ulatrr." (Kehf, 24) "Andolsun krederseniz elbette size ni-
metimi artrrm." (brhm, 7) Her iki ayet de Bakara suresinde yer
alan kble deiikliine ilikin ayetlerden nce inmitir.
Ayrca "anma" kimi zaman gafletin kart olarak kullanlm-
tr. Yce Allah yle buyuruyor: "Kalbini bizi zikretmekten gaflete
drdmz kimseye itaat etme." (Kehf, 28) Gaflet, "bilgi"nin
temelde var olmasna ramen, bilinmemesi, fark edilmemesidir.
Bunun kart "anma"dr, ki bildiinin farknda olmay, bildiini
bilmeyi ifade eder. Kimi durumlarda "anma", "unutma"nn kart
olarak da kullanlr. Bu ise, bilginin grnm olarak zihinden kay-
520 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
anma olsayd, bu, insann dier tr bir temel bilgiye sahip olduu
ve bu bilginin bizim alageldiimiz, bilinen eyin biim ve mef-
humunun bilenin zihninde olumasndan ibaret olan bilgiden farkl
olduunu ifade ederdi. nk bu tr bir bilgi varsaylrsa, bu, bile-
nin bilineni belirlemesi ve tavsif etmesi demektir. Oysa yce Allah,
niteleyenlerin nitelemelerinden mnezzehtir. Nitekim yle buyu-
ruyor yce Allah: "Allah onlarn yaktrmalarndan mnezzehtir.
Fakat Allah'n muhlis kullar hari." (Safft, 159-160) "Onlar bilgice
O'nu kavrayamazlar." (Th, 110) naallah bu, iki ayet zerinde
durduumuz zaman, daha etrafl bilgi vermeye alacaz
AYETLERN AIKLAMASI
Ele aldmz bu be ayetin ak bir btnlk oluturuyor.
Cmleler arasnda szel vurgu ve bir ahenk var. Cmlelerin ifade
ettikleri anlamlar ise, i ie girmi durumdadr. lk ayetin ak son
ayete yneliktir, son ayetin anlamnda ilk ayete gndermede bu-
lunuluyor. Bu da gsteriyor ki, bu ayetler ayr ayr zamanlarda de-
il de bir kerede inmilerdir. Ayetlerin ak, bunlarn sava emri-
nin verilmesinden, cihat hkmnn bir ykmllk olarak bildi-
526 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
BERZAH HAYATI
Tefsirini yaptmz bu ayet-i kerime, ak biimde insann ber-
zah leminde bir tr hayat srdrdn ortaya koymaktadr. Ay-
n anlam u ayet-i kerime tarafndan da pekitirilmektedir: "Allah
yolunda ldrlenleri sakn ller sanma; hayr, onlar diridirler,
Rableri yannda rzklanrlar." (l-i mrn, 169) Bu hususla ilgili ola-
Bakara Sresi / 153-157 ....................................................................................... 533
RUHUN SOYUTLUU
Tefsirini yaptmz bu ayet-i kerime ve konuya ilikin dier
ayetler zerinde iyice dnld zaman, bundan daha geni
boyutlu bir gerek akla kavuacaktr. Szn ettiimiz "ruhun
soyutluu"-dur. Yani bedenden ayr, beden ve dier madd terkip-
lerin hkmne tbi olmayan bir olgu oluudur. Ruh bedenle bir tr
birleim gerekletirmi, onu bilin, irade ve kavramaya ilikin -
teki nitelikleriyle ynlendirir. Yukarda sz konusu ettiimiz ayetler
zerinde dnld zaman bu anlam iyice belirginleir.
Bakara Sresi / 153-157 ....................................................................................... 537
ey yoktur ki, yce Allah hem onun ve hem de ona ait olan eyle-
rin sahibi olmasn.
nsann bu mlkiyete inanmas ve bu inancnn bir gereklik
olarak kalbine yerlemesi, btn olgularn onun nezdinde zat, ni-
telik ve fiil olarak bamszlk derecesinden inmeleri anlamna ge-
lir. Byle bir insann Allah'n rzasndan baka bir eyi istemesi,
O'nun dnda bir eye boyun emesi, ondan korkmas, ondan bir
beklenti iinde olmas, ondan lezzet almas ya da cokuya kapl-
mas, ona snmas, gvenip dayanmas, teslim olmas, ona tut-
kuyla eilim gstermesi mmkn deildir.
Ksacas, her eyin fani ve geici olduunu bildikten sonra y-
ce Allah'n kalc ve sonsuz rzasndan baka bir ey istemez, her-
hangi bir ihtiyacn bakasna arzetmez. O sadece batldan kaar.
Batl da O deildir ve gerek bir varl yoktur. Byle bir insan yce
yaratcsnn varl olan hakka kar batla tutunmaz.
Aaya alacamz u ayet-i kerimeler de ayn geree iaret
etmektedirler: "Allah ki, O'ndan baka ilh yoktur. En gzel isim-
ler O'nundur." (Th, 8) "Rabbiniz Allah, ite budur. O'ndan baka
ilh yoktur. O, her eyin yaratcsdr." (En'm, 102) "O'dur ki, her
eyin yaratln gzel yapt." (Secde, 7) "Btn yzler, O diri yne-
ticiye boyun emitir." (Th, 111) "Hepsi O'na boyun emitir. (Ba-
kara, 116) "Rabbin, yalnz kendisine kulluk sunmanz emretti."
(sr, 23) "Rab-binin her eye ahit olmas yetmez mi?" (Fussilet, 53)
"yi bil ki, O, her eyi kuatmtr." (Fussilet, 54) "Ve sonunda senin
Rabbine varlacaktr." (Necm, 42)
u anda zerinde durduumuz: "Sabredenleri mjdele. Onlar
ki, kendilerine bir bela eritii zaman, 'Biz Allah iiniz ve biz O'na
dneceiz.' derler..." ifadesini de bu kategoride deerlendirebiliriz.
n-k bu ve benzeri ayetler, zel ilh bilgiler iermektedirler.
Bunlarn sonular da zel ve gerektirler. Bu yntemin ngrd
terbiye metodu da ne ahlk ilminin uygulad metoda, ne de n-
ceki peygamberlerin eriatlarnda uyguladklar terbiye metoduna
benzer. Daha nce de vurguladmz gibi, birinci metot, gzel ve
irkin kavramlarna ilikin toplumun genel inancn esas alr. kinci
metot ise, genel din inanlara, kulluk ykmllklerine ve bunla-
rn dlle ya da azapla cezalandrlmas esasna dayanr. Bu n-
550 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
maksat ise, yeni biimiyle bir toplum meydana getirmek amac ile
konulan ve bir araya gelen bireylerin omuzlarna birer ykmllk
olarak bindirilen ngrlerdir.
Demek istiyorum ki, toplum ve toplumsal ideal gerek pratik ve
teori, gerek gereklik ve varsaylma noktasnda, birbirlerinden
tamamen farkl olgulardr. Dolaysyla birine ilikin yarg tekisi i-
in geerli olamaz. nsann doasnn zorlamas sonucu toplumun
belirledii gzellik, irkinlik, stnlk ve alaklk gibi olgular, bir
varsaymdan teye gemeyen toplumsal idealin vard yarglara
yerini verebilir mi?
ayet denilse ki: Genel ve doal toplumsal erevenin
kendisinden kaynaklanan bir yarg sz konusu deildir. Tersine,
deerlendirme ve yarg ilevi ideale aittir. zellikle de varsaym
bireylerin mutluluklarna dnk olunca. Bu durumda, yeniden
yukarda gzel, irkin, stn ve alak niteliklere ilikin deerlen-
dirmemize dnm oluruz. Bu deerlendirmeye gre, sz konusu
nitelikler sonuta, sregelen bir doal zorunlulua dayanrlar.
Ne var ki, ortada bir dier saknca var. yle ki: Eer gzellik,
irkinlik ve dier toplumsal yarglar -ki, toplumsal kantlar bunlara
dayanr ve buna bal olarak baka kantlar ortaya konur- toplum-
sal ideale bal iseler, bu durumda; sz konusu idealden farkl,
onunla elien ve taban tabana zt olan baka ideallerin de ortaya
kmas mmkn olur. (Hatta pratikte durum byledir diyebiliriz.)
Bu olay toplumsal erevede kabul gren ortak kantn geersizlii
anlamna gelir. Bu durumda ilerleme ve baar ancak g ve ta-
hakkm amacna ynelik olur. O zaman, "nsan doas, bireyleri
toplumsalla zorlamtr ki, paralar arasnda bir uzlama, bir an-
lama zemini yoktur. Bunlara ancak toplum sallk yargsn geer-
siz klan bir hkm egemendir." demek gerekir ki, bu da doa
hkm ve onun varolusal etkinliine ilikin kabul edilemez bir e-
liki olur.
Buna karlk olarak deriz ki: Akln, etkinlik alanna giren hu-
suslarda hkm vermesi elbette ki geerli olur. Fakat akln, hk-
medecei konuyu bulmas gerekir. Daha nceki aklamalarmz-
da da grdn gibi, deindiimiz nc eitim metodunun kap-
samna giren bu tr ilimler, akla lehinde ya da aleyhinde bir yarg-
ya varacaklar konu brakmazlar. Dolaysyla bu alan ilh bilgilerin
alandr. yle anlalyor ki, smil Peygamber (s.a.) adama sz ve-
rirken genel bir ifade kullanm ve "Sen dnene kadar seni burada
bekleyeceim" demitir. Daha sonra sznde durmamaktan, ya-
lan sylemekten korunmak ve Allah'n diline att sz muhafaza
etmek iin verdii szn genelliini gz nnde bulundurarak bek-
leme gereini duymutur.
Nitekim benzeri bir olay da Peygamber efendimizle ilgili ola-
rak rivayet edilir. Rivayete gre, Resulullah efendimiz (s.a.a) bir
gn Mescid-i Haram'n yannda bulunuyordu. Ashabndan biri ora-
dan ayrlrken tekrar yanna dneceini syledi, efendimiz de onu
bekleyeceine sz verdi. Adam iine gitti ve o gn dnmedi.
Resulullah efendimiz (s.a.a) sz verdii yerde gn bekledi. Ni-
hayet nc gnn sonunda adam oradan geerken, efendimizin
orada oturup kendisini beklediini grd. Adam szn unutmu-
tu." [Snen-i Ebu Davud, c.4, s. 299, h: 4996]
Seyyid Razi'nin el-Hasas adl eserinde Emir'l-Mminin'in (a.s)
bir adamn, "Biz Allah iiniz ve biz O'na dneceiz." ayetini oku-
duunu duyunca yle dedii rivayet edilir: "Ey Adam, 'Biz Allah i-
iniz.' derken Allah'n zerimizdeki egemenliini itiraf ediyoruz.
'Ve biz O'na dneceiz.' derken de yok olacamz dile getirmi
oluyoruz."
Ben derim ki: Bu rivayette dikkat ekilen husus bizim yorum-
larmzda akla kavumutur. Ayrca bu hadis el-Kfi'de1 daha
ayrntl olarak rivayet edilmitir.
el-Kfi'de shak b. Ammr ve Abdullah b. Sinan mam Sadk'n
(a.s) yle dediini rivayet ettikleri belirtilir: "Resulullah buyurdu
ki: Allah diyor ki: Ben dnyay kullarm arasnda bir bor kldm.
Kim bana ondan bir bor verirse, verdii her bir eyi on mislinden
yedi yz misline kadar arttrarak ona geri veririm. Kim bana ondan
bir ey bor vermezse ve ben de ondan bir eyi zorla alrsam, kar-
lnda ona haslet veririm. Eer bunlardan birini meleklere
verseydim hi kukusuz memnun olurlard."
"Sonra mam Sadk (a.s) dedi ki: 'Ki onlara bir bela eritii
zaman, biz Allah iiniz ve biz O'na dneceiz, derler. te Rablerin-
den balamalar - hasletten biri budur- ve rahmet -ikinci haslet
de budur- onlaradr ve doru yolu bulanlar da onlardr.' -Bu da -
nc haslettir.- mam dedi ki: Bunlar yce Allah'n kendisinden
zorla bir ey ald kimseler iindir." [c.2, s.92, h: 21]
Bu hadis baka kanallardan da yakn ifadelerle rivayet edil-
mitir.
el-Mean'de yle deniyor: mam Sadk (a.s) buyurdu ki: "Salt,
yce Allah asndan rahmetin, melekler asndan arndrmann
ve insanlar asndan duann ifadesidir." [s.367, h: 1]
Ben derim ki: Bu anlam pekitiren pek ok rivayet vardr. Bu
rivayetler iinde, yukarya aldmz bu rivayet bir bakma farkllk
arz-ediyor. nk nceki rivayet "salt" rahmetten ayr deerlen-
diriyor. "Rablerinden balamalar ve rahmet hep onlaradr ve
doru yolu bulanlar da onlardr." ifadesi de zahiren bu rivayeti pe-
kitiriyor. ma bu son rivayet "salt" rahmet olarak deerlendiri-
yor. Fakat bizim nceki aklamalarmza bakldnda bu eliki
ortadan kalkar.
Bakara Sresi / 158 .............................................................................................. 583
AYETN AIKLAMASI
Saf ile Merve Mekke'de bulunan iki yer addr. Haclar bu iki
yer arasnda sa'y dediimiz hac mevsimine zg ibadeti yerine ge-
tirirler. Bunlar iki tepedir. Aralarndaki uzaklk, denildiine gre
yediyz altm buuk (760,5) zira'dr. "Saf" szlkte, dz ve sert
ta anlamna gelir. "Merve" ise, sert ta, demektir. fadenin orijina-
linde geen ve (nianlar diye meallendirilen) "eir" kelimesi, "ai-
re"nin ouludur ve iaret anlamna gelir. "Me'ar" da bu kkten
tremitir. "E'are'l-hedye" (yani, kurbanl iaretledi) sz de bu-
radan gelir. Hac ise, niyet stne niyet, yani niyeti tekrarlamak
demektir.
er' literatrde ise, Mslmanlarca bilinen bir ibadeti ifade
eder. fadenin orijinal metninde geen "i'temere" fiilinin mastar
olan "i'ti-mr" ziyaret demektir ve bunun asl "imaret"tir. nk
memleketler, yurtlar ziyaretle imar olurlar. er' literatrde, bilinen
yntemlerle Kbe'yi ziyaret etme anlamnda kullanlr. "Cnah" i-
se, haktan ve adaletten sapma, demektir. Bununla "gnah" kaste-
dilmitir. Dolaysyla g-nahn olumsuzluk anlamnda kullanlmas
caizlik anlamn ifade eder.
"Tatavvuf" kelimesi, "tavaf"tan tremitir ve bir eyin etrafn-
da dnmek anlamna gelir. Kiinin yrye balad noktaya ge-
ri dnmesi eklinde gerekleir. Bundan dolay bu hareketin illa
da bir eyin etrafnda gereklemesi zorunlu deildir. Bir eyin et-
584 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
el-Kfi adl eserde de buna yakn anlamlar ieren bir hadis ri-
vayet edilir. [c.4, s.435, h: 8]
Ayn ekilde el-Kfi'de, mam Sadk'n (a.s) Resulullah efen-
dimizin (s.a.a) hacc ile ilgili olarak yle dedii rivayet edilir:
"Resulullah Kbe'yi tavaf edip iki rekt namaz kldktan sonra,
'Saf ile Merve yce Allah'n belirledii ibadet amal nianlardr.
Ben de Allah'n balad yerden balyorum.' dedi. O gne kadar
Mslmanlar Saf ile Merve tepeleri arasndaki sa'yin mriklerin
bir uydurmas olduunu sanyorlard. Bunun zerine yce Allah,
'Saf ve Merve Allah'n nianlarndandr. Kim Evi hacceder ya da
umre yaparsa, onlar tavaf etmesinde kendisine bir gnah yok-
tur.' ayetini indirdi." [c.4, s.245, h: 4]
Ben derim ki: Ayetin ini sebebi ile ilgili bu iki rivayet arasnda
bir eliki olmad aktr. Rivayetlerin birinde Resulullah efendi-
mizin (s.a.a) "Allah'n balad yerden balyorum" eklindeki s-
z, ad geen ibadetin zn ifade etmektedir. Daha nce, Hz.
Hacer'in kssasn anlatrken Saf ile Merve tepeleri arasnda yedi
kez st ste kotuunu ve sz konusu gelenein o gnden itiba-
ren devam edip geldiini vurgulamtk.
ed-Drr'l-Mensr tefsirinde Amir e-a'b'nin yle dedii be-
lirtilir: "Saf tepesinde saf ad verilen bir put vard. Merve tepe-
sinde de Naile ad verilen bir put bulunuyordu. Cahiliye dneminde
mrikler Kbe'yi tavaf ettikleri zaman bu iki tepe arasnda sa'y
ediyor ve orada bulunan putlara el sryorlard. Resulullah efen-
dimiz (s.a.a) hac ibadetini yerine getirmekte olduu srada, Ms-
lmanlar, 'Ya Resulullah, mrikler Saf ile Merve tepelerini, bu
iki puttan dolay tavaf ediyorlard. Bunlar tavaf etmek Allah'n n-
grd bir ibadet ekli deildir.' dediler. Bunun zerine yce Al-
lah ad geen ayeti indirdi. Bu ayette, zerindeki puttan dolay te-
penin birinden 'Saf', dierinden de 'Merve' diye sz etti."
Ben derim ki: Gerek Ehlisnnet ve gerekse ia mezhebine
mensup bilginler yukarda sunduumuz aklamalar ieren pek
ok hadis rivayet etmilerdir.
Bu rivayetlerden kan sonu udur: Bu ayet-i kerime
Mslmanlarn hac ibadetlerini yerine getirdikleri ylda Saf ile
Merve tepeleri arasndaki s'y ibadetini yasalatrmak iin
inmitir. Bakara Suresi de Medine dneminde inen ilk suredir.
588 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
AYETLERN AIKLAMASI
"ndirdiimiz ak delilleri ve hidayeti... gizleyenler." -Dorusunu Al-
lah herkesten daha iyi bilir- ama ifadeden anladmz kadaryla,
ifadenin orijinalinde geen "huda" deyiminden maksat, ilh dinin
ierdii ve izleyicisini mutlulua ulatran retiler ve hkmler;
ak deliller anlamnda kullandmz "beyyinat" deyiminden mak-
sat da, hidayetin bir dier ifadesi olan hakka tanklk eden belge-
ler ve kantlar niteliinde olan ayetler ve delillerdir.
590 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
AYETLERN AIKLAMASI
Ayetlerin ak uyumlu ve srkleyici bir ifade tarzna sahiptir.
nce, Allah'n teklii ve ortakszl gndeme getiriliyor; buna ili-
kin evrensel kantlar sunuluyor. Ardndan irkten sz alyor ve Al-
lah'a ortak koanlarn arptrlacaklar korkun azaba deiniliyor.
"lhnz bir tek ilhtr." Fatiha suresini tefsir ederken, Besmele
ile ilgili aklamalarmz arasnda "ilh" kavramnn ifade ettii
anlama deinmitik. "Birlik" kavramnn ifade ettii anlam ise,
gayet aktr. Bunun iin yol gsterecek bir tanmlaycya ihtiya
duymayz. Bir ey, genellikle niteliklerinden birine dayal olarak
"bir" diye nitelendirilir. "Bir adam, bir lim, bir air gibi." Bununla,
sz konusu kiinin sahip bulunduu niteliin ortak kabul etmedii
ve oalma durumu ile kar karya olmad vurgulanyor. Sz
gelimi "Bir adam olan Zeyd'in adaml, onunla bakalar arasnda
blnme kabul etmez. ki adam olan Zeyd ve Amr asndan ise,
durum deiiyor.
nk bu adamlk, ikisinin arasnda paylalm durumdadr.
Dolaysyla Zeyd, bu nitelik -yani adamlk nitelii- asndan birdir
ve oalma kabul etmez. Geri bu nitelik, ilim, g, hayat ve ben-
zeri nitelikleri asndan bir deildir ve gerekte birokluk konu-
mundadr.
Yce Allah birdir. nk, O'na ait olan sfatta bakasnn or-
takl sz konusu deildir. lhlk sfat gibi. Dolaysyla Allah ilh-
lk sfat bakmndan birdir. Bu sfatnda bakasnn ortakl sz
Bakara Sresi / 163-167 ....................................................................................... 599
konusu olamaz. Ayn ey, ilim, kudret ve hayat gibi sfatlar iin de
geerlidir. Yce Allah bilme, kudret ve hayat sfatlarna sahiptir;
ama bunlar, ondan bakasnn sahip bulunduu bu tr sfatlara
benzemezler. Kendisine ait sfatlarn oalmamas ve artmamas
asndan da birdir. Byle bir oalma ve art, ancak anlamsal a-
dan sz konusudur.
Dolaysyla O'nun bilgisi, kudreti ve hayat ayn eydir, O'nun
tek ve ortaksz zatdr. O'na ait bir sfat, yine O'na ait baka bir s-
fattan ayr deildir. O, kudretiyle bilir, hayat ile g yetirir ve bilgi-
siyle hayat sahibidir. Yani baka varlklar gibi sfatlar zat ve kav-
ram olarak bakalk kabul etmez.
Bir "ey" kimi zaman zat itibariyle "bir" olarak nitelendirilir.
Bu, zatn bizzat oalma ve blnme kabul etmemesidir. Yani
byle bir zat paralara ayrlmaz, isim ve zat, zat ve sfat olarak
blnmez. Bu tr bir "birlik", "zatn teklii" (ahadiyet) olarak isim-
lendirilir. Bu anlam ifade iin de Arapa'da "ahad" yani (tek) ke-
limesi kullanlr. Ki bu kelime izafet terkibi ile kaytlandrlmad
srece kullanlmaz. Fakat, olumsuzluk, nehiy ve bunlara benzer
durumlar karsnda kelime yaln olarak kullanlabilir. Sz gelimi,
"M cen ahadun=bana hi kimse gelmedi." dediimizde, burada
bir olsun, ok olsun zat, temelden yok saylyor. nk ifademiz-
deki "birlik" zatn zne aittir, herhangi bir sfatndan deil. ""M
cen vahidun=bana bir kii gelmedi." cmlesinde ise durum fark-
ldr. Bu sz, iki veya daha ok kimsenin gelmesi ile yalanlanmaz.
nk, ifadedeki "birlik", gelen kimsenin nitelii ile ilgilidir. Kas-
tettiimiz, bir adamdaki "adamlk" sfatdr. imdilik bu genel de-
erlendirme ile yetinin. naallah "De ki: O, Allah, bir (tek)dir"
(hls, 1) ayetini incelerken daha ayrntl aklamalarda bulunaca-
z:
Ksaca toparlayacak olursak: "lahnz bir tek ilhtr" sz b-
tn bakmndan, ncelikle ilhlk sfatnn Allah'a zg olduunu,
O'nun birliini ifade ediyor. Bu, O'nun yce anna yarar bir birlik-
tir. yle ki, "vahid=bir" kelimesi, bu ayete muhatap olanlarn an-
lamas asndan "vahdet=birlik" ifadesinden fazla bir ey ifade
etmezdi. Ki bu kavram geneldir ve eitli trlere uyarlanabilir. Bu-
nunsa ancak belli bir ksm yce Allah iin kullanldnda doru
600 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
kabul edilebilir. u hlde bir yerde saysal birlik, bir yerde trsel
birlik, bir yerde de cinsiyet birlii sz konusudur. Her bir muhatap
bunlar karsnda, inand ve grne uygun anlam zihninde
canlandrr. Eer: "Allah bir ilhtr" denilseydi, bu cmle "tevhit"i
ifade etmeyecekti. nk mrikler yce Allah' bir ilh olarak g-
receklerdi, dier ilhlarnn her birini "bir ilh" olarak grdkleri
gibi.
Eer "Sizin ilhnz birdir" denilseydi, bu cmle de apak bir
ekilde tevhidi ifade etmeyecekti. nk byle bir cmle karsn-
da, zihinde bu ilhn, tr iinde yer alan bir ilh olduu dncesi
uyanabilirdi. Szn ettiimiz tr ilhlk makamdr. Tpk hayvan
trleri iin, "bir at, bir katr" denilmesi gibi. Oysa bunlarn her birisi
iin trleri asndan saysal okluk sz konusudur. Ancak "Sizin
ilhnz bir tek ilhtr." denildiinde, ilhln teklii anlam vurgu-
lanm olur. nk "iki ilh ve ok ilh" anlamlarnn kart olan
"bir ilh" anlam "ilahnz" sznn yannda yer alnca ilhlk ma-
kamn inanlan ilhlar ierisinde teke indirgeyerek apak bir e-
kilde tevhidi ispat ve ifade eder.
"O'ndan baka ilh yoktur." Bu cmleye, ilk cmlenin tevhide i-
likin ieriini pekitirme ve bu hususla ilgili olarak zihinlerde u-
yanabilecek her trl olumsuz yorum ve kuruntuyu dlama ama-
cyla yer verilmitir. Cmlenin ifade ettii olumsuzluk, tre ilikin
bir olumsuzluktur. lhtan maksat, gerekten varolan ve ona ilh
denilebilen ilhtr. Bu durumda cmle iinde "var" ya da "olan"
eklinde bir haberin mahzuf olarak deerlendirilmesi doru olur.
Bunu esas alarak cmleyi ylece anlamlandrabiliriz: Hak ve ger-
ek ilh dnda ilh mevcut deildir." Cmle iinde geen "Al-
lah"a ynelik zamirin lafz merfu (huve) olduu ve mansub
(iyyahu) olmad iin "illa" edat, istisna edat olarak
deerlendirilemez. Aksine bu edat "baka" anlamda bir vasf ko-
numundadr. Buna gre cmlenin anlam da yle olur: Allah'tan
baka ilh yoktur.
Bununla da anlalyor ki: "O'ndan baka ilh yoktur." cmle-
si, Allah'n dnda ilhlk niteliine sahip olduklar, aslsz bir ku-
runtuya, bir hayale dayal olarak iddia edilen dzmece ilhlarn bu
nitelie sahip olmadklarn vurgulama amacna dnktr. Yani
Bakara Sresi / 163-167 ....................................................................................... 601
yol amas (talarn ald biimler gibi) ile bir insann herhangi bir
madde ile ilgili olarak meydana getirdii hareket, yaklatrma, u-
zaklatrma gibi yntemlerle biimsel bir deiiklie yol amas
(gemi yapmas gibi) arasnda niteliksel bir fark yoktur. Her iki olay
da sonuta Allah'n yaratmasna ve meydana getirmesine baldr.
Hibir ey ne fiili, ne de kendisi asndan yce Allah'tan bamsz
ve mstani deildir.
u hlde, gemi de tpk dier doal olgular gibi, gerek varoluu
ve gerekse varln ynlendirmesi noktasnda bir ilha muhtatr.
Ulu Allah bu geree u ekilde iaret ediyor: "Sizi de, yaptnz
eyleri de Allah yaratmtr." (Safft, 96) Yce Allah bu szleri Hz.
brahim'in lisanyla aktaryor. Hz. brahim bunu sylerken kavmi-
nin ilh edindikleri putlarn zellikleri hakknda onlarla tartyor-
du. Bilindii gibi put da tpk denizde yzen gemi gibi bir el yap-
masdr.
Yce Allah yle buyuruyor: "Denizde koca dalar gibi akp
giden yksek gemiler de O'nundur." (Rahman, 24) Burada yce Al-
lah gemileri kendine zg bir mlkiyet olarak nitelendirmitir. Bir
ayette de yle buyuruyor: "...Buyruuyla denizde akp gitmesi i-
in gemileri emrinize verdi..." (brhm, 32) Gemilere ilikin dzen-
lemeleri de bu ayet-i kerimede kendi iradesine bal olarak ortaya
koymutur.
AYETLERN AIKLAMASI
"Ey insanlar, yeryznde bulunan hell ve temiz eylerden yiyin...
bilmediiniz eyleri sylemenizi emreder." Hell, ilenmesi yasak
demek olan haramn kartdr. Ayn kkten olmalarna ramen
"el-hill" kelimesi, "hurmet" yani haramln; "hill" kelimesi, "ha-
rem" yani Mekke ve etrafndan belirli bir snr; "el-hall" kelimesi,
"akd"in yani dmn kart olarak kullanlr. Bu kavram bunlarn
Bakara Sresi / 168-171 ....................................................................................... 633
lit kavram zerinde durmutuk. Daha ayrntl bilgi iin oraya ba-
vurulabilir.
in ilgin taraf da bu gr ileri srenlerin, hayatn temel il-
keleri ve toplumsal davran kurallar noktasnda yeme, ime, gi-
yinme, iftleme ve barnma gibi konularda kr krne gelenee
uymaktan, hibir kantlayc aklama yapmakszn heva ve heves
peine dmekten baka bir ey yapmayanlar olmalardr. Evet,
gelenee yeni bir isim uydurduklarn biliyoruz. Artk ona kalkn-
m dnyann benimsedii kural diyorlar. Bylece gelenek ve taklit
ismen deil, ama cismen varln srdryor. Lafz bir kenara a-
tlm, ama anlam genel kabul grmtr.
"Kovan kovalar arasna brak" deyimi bilimsel, ilerici ve
uygarln ifadesi bir slogan, ama "Hava ve hevese uyma; yoksa
seni saptrr." gerei de dinsel bir gelenek ve aslsz bir hurafe
olmutur.
nsanlk hayatn dnce plnnda drt dneme ayrmalarna
gelince, din ve felsefe tarihi bunu yalanlamaktadr. Bilindii gibi
Hz. brahim'in dininin ortaya k Hindistan'da, Msr'da ve
Keldonlerin lkesinde felsefenin ortaya kp yaygnlamasndan
sonraki dnemlere rastlar. Hz. sa'nn dininin ortaya k Yunan
felsefesinden sonradr. Yine Hz. Muhammed'in (s.a.a) dininin (yani
slm'n) ortaya k da Yunan ve skenderiye felsefesinden son-
raya rastlar. Ksacas felsefenin zirveye ulamas, dinin zirvesine
ulamasndan nce gereklemitir. Daha nceki aklamalar-
mzda, Allah'n birlii esasna dayal dinin, ok tanrl dinlerden, ta-
rihsel olarak daha ncelikli olduunu vur-gulamtk.
nsanlk tarihi asndan Kur'n'n onaylad blnme udur:
a) Tm mmetlerin tek bir mmet olduklar ilkel dnem. b) Du-
yumculuk ve maddenin etkinlik kazand dnem. "nsanlar tek
bir mmet idi. Allah peygamberleri, mjdeciler ve uyarclar ola-
rak gnderdi." (Bakara, 213) ayetini incelerken, szn ettiimiz bu
tarihsel dnemlerin niteliklerini de etraflca anlatacaz.
644 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
AYETLERN AIKLAMASI
"Ey inananlar, size verdiimiz temiz rzklardan yiyin." Daha nce
tm insanlara yneltilen genel hitaptan sonra mminlere ynelti-
len zel bir hitaptr bu. Hitabet sanatnda, bir hitaptan dier bir hi-
taba gei olarak nitelendirilir bu durum. Sanki burada t al-
mayan, sylenen szleri dinlemeyen bir gruba hitap etmekten
vazgeiliyor ve imanndan dolay kendisini arana olumlu kar-
lk verene yneltiliyor hitap. ki hitap tarz arasndaki fark, muha-
taplarn farkllndan kaynaklanyor. Allah'a ve onun mesajna i-
nananlar, ary kabul edecekleri beklendii iin "Yeryzndeki
hell ve temiz eyler" yerine "size verdiimiz temiz rzklardan."
ifadesi kullanlmtr.
Bu durum tek ve ortaksz Allah'a kr sunmalarna bir vesile
olarak gndeme getirilmitir. nk onlar Allah'tan bakasna kul-
luk sunmayan muvahhitlerdir. Bu yzden "size verdiimiz temiz
rzklar" deniliyor da "size verilen temiz rzklar" ya da "yeryzn-
deki" eklinde bir ifade kullanlmyor. nk kullanlan ifade, on-
larn yce Allah' tanmalarna, yce Allah'n onlara yakn olduu-
na, onlara acdna, efkat beslediine ilikin bir ima iermekte-
dir. "Min tayyibat-i m re-zaknakum="size verdiimiz temiz rzk-
lardan" ifadesinde, sfat mevsu-fa izafe edilmitir. Yani sfatn
mevsuf konumuna gemesi sz konusu deildir.
nk birinci yaklam asndan anlam, "Tm temiz olan rz-
kmzdan yiyin." eklinde olur. Ki bu, ifadenin atmosferinden de
alglanan yaknlama ve efkat gsterme havasna daha uygun-
dur. kinci yaklam asndan anlam, "Rzkn temizinden yiyin, pis
olanndan deil." eklinde olur ki, ayetlerin ak ile oluan ortama
uymamaktadr bu yorum. nk atmosfer kstlamalar kaldr-
mak, kendi arzular dorultusunda yasalar koymak suretiyle Allah-
'n kendilerine bahettii baz rzklar yemekten kanmalarn,
hibir ilh direktife dayanmakszn yasak koymalarn nlemek
eklinde belirginleiyor.
"Yalnzca Allah'a kredin; eer sadece O'na kulluk ediyorsanz."
Dikkat edilirse, "bize kredin" eklinde bir ifade kullanlmyor,
tersine "Yalnzca Allah'a kredin" deniliyor ki, ifade daha net bir
ekilde tevhidi vurgulasn. "eer sadece O'na kulluk ediyorsanz."
646 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
AYETN AIKLAMASI
Deniliyor ki: Kblenin Kuds kentindeki Beyt'l-Mukaddes yeri-
ne Mekke'deki Kbe olarak deitirilmesi insanlar arasnda bir
tartmaya, sert mnakaalara yol at. Bu tartmalar ald ban
gitti. Bunun zerine yce Allah tarafndan yukarya aldmz ayet-i
kerime indi.
"Yznz dou ve bat tarafna evirmeniz iyilik deildir." fadenin
orijinalinde geen "birr" bol hayr ve ihsan demektir. Bu kelimenin
"berr" eklindeki okunuu sfat- mebbehedir. (yani bol hayrl ve
ihsan sahibi olan kimse). Yine ifadede geen "kibel" kelimesi de
yn anlamna gelir. Kble kelimesi de bundan tremi ve bir tr
yn ifade eder. fadenin orijinalinde geen "zevi'l-kurba", "yakn-
650 ......................................................................... El-Mzn F Tefsr-il Kur'n c.1
AYETLERN AIKLAMASI
"Ey inananlar, ldrlenler de ksas size farz klnd. Hre hr, kle-
ye kle, kadna kadn." Bu hitabn zellikle mminlere ynelik ol-
mas, bu hkmn Mslmanlara zg olduuna ilikin bir iaret-
tir. Mslmanlarn dndaki zimmet ehli ve benzeri aznlk grupla-
rna gelince, ayet-i kerime onlardan sz etmemektedir.
Ele aldmz bu ayet-i kerime, Mide Suresindeki, "Cana
can..." (Mide, 45) ayetine bir aklama konumundadr. Yani ayetler
birbirlerinin aklayclardrlar. Dolaysyla, "Bu ayet tekinin hk-
mn yrrlkten kaldrmtr. nk kleye karlk zgr insan
ve kadna karlk erkek ldrlmez" demenin bir anlam yoktur.
Toparlayacak olursak, "ksas" kelimesi, ksse/yukssu" fiili-
nin mastardr. Yani, bir eyin ardndan gidip sonularn takip et-
Bakara Sresi / 178-179 ....................................................................................... 657
yan sra cmlede fazladan ifade edilen bir anlam daha vardr. K-
sas kelimesinin ifade ettii anlamn zorunlu kld ikinci bir an-
lam kastediyoruz O da ksasn cinayetin gerekelemesini takip
etmesidir (yani cinayetten nce ksas yaplmaz.) Ki, "ldrme l-
drmeyi ortadan kaldrr" vecizesinden bu anlam elde etmek
mmkn deildir.
Bunun yannda ayet-i kerime, tevik ve ynlendirme ilevini de
gryor. nk ayette insanlar iin ngrlen, ama farknda ol-
madklar ve ayn zamanda sahip olduklar hayata iaret ediliyor.
u hlde bu hayat almalar gerekir. Sz gelimi birine, "Falan yer-
de ya da falan kimsenin yannda sana ait bir mal, bir servet var-
dr." denilmesi gibi.
Ayrca, bu cmle, bir bakma gsteriyor ki, syleyen kii mu-
hataplarnn karn korumaktan, maslahatlarn gzetmekten
baka bir ama gtmyor, yani kendisine dnecek bir sonu gn-
demde deildir. "Sizin iin" ifadesi de bunu gsterir.
Bunlar, tefsirini sunduumuz ayet-i kerimenin ierdii, ifade
ettii mesajlardr. Bazlar birtakm dier ynler de zikretmilerdir
ki mracaat eden elde edebilir. Ama insann kendisi ne kadar bu
ayet-i kerime zerinde dnrse, anlam daha bir belirginlik ka-
zanacak, gzellii ve aydnl seni her gn biraz daha byleye-
cektir. Evet Allah'n sz tm szlerden daha ycedir.
AYETLERN AIKLAMASI
"Birinize lm geldii zaman, eer geride bir hayr brakacaksa...
vasiyet etmek size yazld." Bu ayet-i kerime zorunluluk ifade ediyor.
nk Kur'n- Kerim'de "yazld" ifadesi kesinlik ve gereklilik bil-
diren hususlarla ilgili olarak kullanlr. Ayetin sonundaki "bir hak"
ifadesi de bunu pekitirmektedir. nk "hak" da tpk "yazld"
kelimesi gibi gereklilik ngrr. Ne var ki, "hak" deyiminin "mut-
takiler"le snrlandrlm olmas, ifadenin farzla ve zorunlulua
ynelik kantsalln bir miktar yumuatyor. nk genel bir
farziyet iin en uygunu "mminlere bir haktr" denilmi olmasyd.
Her ne ise, bazlar bu ayetin verasete ilikin ayet ile neshedildiini
sylemilerdir. Eer dedikleri gibiyse, ifadenin ierdii farz hkm
yrrlkten kaldrlm, ama sevdirme amal mendupluk devam
Bakara Sresi / 180-182 ....................................................................................... 667
1- [el-Kfi, c.7, s.10, h: 5; et-Tehzib, c.9, h: 793; Tefsir'ul-Ayy, c.1, s.76, h: 164]
2- [Men La Yahzuruh'ul-Fakih, c.4, s.44]
Bakara Sresi / 180-182 ....................................................................................... 669