You are on page 1of 197

ZVGMUNT BAUMAN

yaam
sanat

ve --'-J
1.---
rsus
Yaam Sanat
Zygmunt Bauman

zgn Knye

The Art of Life


Polity Press, 2008

VERSUS KITAP
Her hakk mahfuzdur

edri: Akn Sar


Yayma Hazrlayan: Akn Terzi
Grafk Tasarm: Cemile z

l. Bask. Aralk 2011


Versus Kitap: 130
ISBN: 978-605-5691-49-3

Bask
Sertfika No: 22749
Ayhan Matbaas: 0212 445 32 38

VERSUS KITAP
Seniflka No: 22806
Albay Faik Szdener Sk
Benson I Merkezi No:2l/2

Kadky 1 Istanbul 34710


Tel: O 216 418 27 02 (pbx) Faks: O 216 414 34 42

www. versuskitap.com

versuskitap@versuskitap.com
YAAM SANATI

Zygmunt Bauman

&
"

i"'
versus.
_,:._j
NDEKLER

Giri 1 Mutluluun Nesi Kt? ..................... 9

I. Mutluluun Istraplar . . . .. ............. . .. 39

2. Yaam Sanatlar Olarak Biz Insanlar . . . . . . . .. . . . . . . . . . 83

3. Seim . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 141

Sonsz 1 Organize Etme ve Edilme zerine . ................ 187


Yaltlm bir varlk deilsin,

Unutma ki kozmosun biricik, yeri doldurulamaz bir parassn.

Sen insanlk bulmacasnda kkl bir parasn.

Epiktetos, Yaam Sanat

Mutlu bir ekilde yaamak ... btn insanlarn dileidir,

Ancak sra yaam mutlu klann ne olduunu aka grmeye

geldiinde,

k el yordamyla aranr;

Aslnda, mutlu yaam elde etme glnn bir ls udur

ayet insan yolda yanl bir dnemece girmise

onu elde etmek iin ne kadar didinirse ondan o kadar

uzaklar ...

Seneca, "Mutlu Yaam zerine"


Giri

Mutluluun Nesi Kt?

Balktaki soru birok okuru artacaktr. Sorudan beklenen


de artmasdr zaten -duraksatp dnmeyi tevik etmesi
dir. Ne iin duraksatacaktr peki? ou zaman kafamz me
gul eden mutluluk araymz -birok okurun muhtemelen
kabul edecei gibi- yaammzn byk bir ksmn megul
eder ve durmak yle dursun . . . en azndan (akp giden, her
zaman akp giden) bir an iin bile hz kesmez ve kesmeyecek
tir de.
Peki bu soru neden artr? nk "mutluluun nesi
kt" diye sormak buzun nesinin scak olduunu ya da g
ln nesinin le gibi koktuunu sormak gibidir. Buzun scak
la ve gln le gibi bir kokuyia badamamas gibi , bu tr
sorular da tasavvur edilemez bir birlikte olma halinin mm
kn olduunu varsayar (scakln olduu yerde buz olamaz) .
Gerekten d e mutluluh nasl ht olabilir? " Mu tluluk" yanln
bulunmavnn eanlamls deil midir? Yanln mevcudiyeti
nin imhanszlnn ta kendisi deil midir? Her trl yanln
imkanszl deil midir?
10 1 Yaam Sanat

Gene de bu soru, Michael Rustin'in1 sorduu, nitekim daha


nce de kaygl epeyce insan tarafndan sorulmu ve muhte
melen gelecekte de sorulacak olan bir sorudur. Rustin bunun
nedenini yle aklar: Mutluluun ardndan koan milyon
larca erkek ve kadnn devindirdii bizimkisi gibi toplumlar
daha da zenginleiyorlar, ancak daha mutlu olup olmadklar
hi de kesin deil. Anlalan, insann mutluluk aray pekala
kendi kendini baltalamann gstergesi olabiliyor. Eldeki b
tn ampirik veriler, varlkl toplumlarn nfuslarnda, mutlu
bir yaamn temel arac olduuna inanlan zenginlik art ile
mutluluk art arasnda hibir balant olmadn ortaya ko
yuyor!
Ekonomik byme ile mutluluk art arasndaki yakn ba
ntnn, en az sorgulanabilir hakikatlerden biri, belki de en
aikar olduuna dair yaygn bir inan vardr. Bu en azndan,
en tannan ve en ok sayg gsterilen politik liderler, onla
rn danmanlar ve szclerinin bize syledii -ve onlarn
fikirlerine bel balama eiliminde olan bizlerin de durup d
nmeden tekrarlad- bir eydir. Hem bu insanlar hem de
bizler, bantnn sahici olduu varsaymyla hareket ederiz.
Onlarn daha da azimle ve enerjik bir ekilde bu inanc devam
ettirmelerini isteriz -ve baarlarnn (yani gelirlerimizi, nak
dimizi, toplam tasarruflarmz, mlkmz ve serverimizi ar
trmann) yaamlarmza nitelik katacan ve bizi daha mutlu
hissettireceini umarak onlara ans dileriz.
Gerekte Rustin'in irdeleyip aratrd btn aratr
ma raporlarna gre , "ABD ve Britanya gibi lkelerde ya
am standartlannda grlen ilerlemeler znel mutlulukta
ilerleme olduunu gstermiyor. " Robert La ne, sava sonra
s yllarda Amerika'da gelirlerin muazzam artna ramen,

l) Michael Rustin. ''What is wrong with happinessr, Sondings (Yaz 2007).


s. 67-84.
Zygmunt Bauman 11

Amerikallarm mutluluklarnn azald sonucuna varmtr. 2


Richard Layard da ulusal verilerin karlatrlmasndan yola
karak una hkmetmitir: Yaamdan duyulan tatminle il
gili gstergeler gayri safi milli hasla dzeyine byk lde
paralel olarak ykselmesine ramen, sz konusu gstergeler
yalnzca yokluk ve yoksulluun temel , "yaamsal" ihtiyala
rm doyumuna imkan salad noktaya kadar nemli lde
ykselir -ve zenginlikte daha sonraki artlada birlikte tr
man durur ya da sert bir biimde duraksamaya meyleder. 3
Genellikle, yllk kii bana ortalama geliri 20.000 ile 3 5 . 000
dolar arasndaki lkeleri, 1 0 . 000 dolar snrnn altndaki l
kelerden yalnzca birka yzde oran ayrr. Grnen o ki ,
insanlar gelirlerini artrarak daha mutlu etme stratejisi ie
yaramamaktadr. te yandan, imdiye kadar zenginlik d
zeyiyle harikulade uyumlu olarak artyor gibi grnen, vaat
edilen ve beklenen, bir toplumsal gsterge de, aslnda znel
mutluluk kadar hzl artan su art oran (ev soyma ve araba
hrszl, uyuturucu ticareti, ekonomik yolsuzluk ve rvet)
olmutur. Srekli olarak birlikte yaamak yle dursun, kat
lanmas bile g olan , huzursuz ve tedirgin edici bir belirsizlik
duygusunun, dank ve "kuatan" , her yerde hazr ve nazr,
bununla birlikte grnte dayanaksz, belirsiz ve bu nedenle
ok daha fazla can skc ve ileden karc olan bir belirsizlik
duygusunun art olmutur.
Son yirmi otuz ylda devletJerin belirledii politikalarm
yan sra uyruklarnn, yani bizim, "yaam politikas" strateji
lerimizi ynlendiren asl amacn, "byk ounluun" genel
mutluluk orannda bir art -ekonomik byme ve gerekti
inde kullanlabilen nakit ve kredinin tevik ettii bir art-

2) Robert E. La ne. The Loss of Happiess in Marller Deocracies, Yale


l:niwrsity Press. 2000.
3) Richard Layard. Happi1ess Lessons from a ?'-:m Sciece, Penguin, 2005.
z Yaam Sanat

salamak olduu dnldnde , bu tr bulgular byk bir


hayal krkl yaatr. Bu , ayn zamanda devlet politikalarnn
ve mutluluk araymzn baar ve baarszln lmede
asl kstas ilevi de grmtr. Hatta modern an, gerekten
btn insanlarn mutluluk aramaya hakk olduunun beyan
edilmesiyle ve (daha etkili olmakla beraber, daha az klfetli ve
mkl hale getirerek) bu arayn, yerini ald yaam tarzlar
zerindeki stnln kantlama vaadiyle baladn syle
yebiliriz . O halde, bu tr bir kantlamay (esasen, "gayri safi
milli hasla"daki artla lld ekilde srekli ekonomik
bymeyi) gerekletirdii varsaylan aralarn yanl bir e
kilde seilip seilmediini sorabiliriz. Eer yleyse, bu tercih
teki yanllk tam olarak neydi?
Insanlarn bedensel ya da zihinsel emekleriyle var ettii
eitli rnlerin tek ortak paydas, piyasada onlara biilen
fiyattr. Bu rnlerin piyasada bulunabilirliinin art ya da
dyle ilgilenen "gayri safi milli hasla" istatistikleri, alm
satm ilemleri esnasnda el deitiren para miktarn kayt al
tna alr. GSMH gstergeleri, bariz grevlerini iyi bir ekilde
yerine getirsin ya da getirmesin. mutluluun art ya da aza
lnn gstergeleri olarak grlp grlmeyeceklerine ilikin
soru halen ortadadr. Daha ok para harcancika bunun. har
cayanlarn mutluluundaki benzer bir artla akmas gerek
tii varsaylr; fakat bu muallaktr. rnein, heyecan verici,
enerj i tketen, risk dolu ve sinir bozucu bir faaliyet olarak
bilinen mutluluk aray daha sk zihinsel depresyon vakala
rna yol aarsa , anti-depresanlara daha fazla para harcanmas
muhtemeldir. Eer, araba mlkiyetincieki art yznden, ara
ba kazalarnn skl ve kaza kurbanlarnn says artarsa, ara
ba tamirleri ve tbbi tedavi giderleri de o kadar artacaktr. Eer
musluk suyunun kalitesi her yerde dmeye devam ederse,
ister ksa ister uzun olsun, btn seyahatlerde antalarmzda
Zygmunt Bauman 13

tanmak zere su satn almaya giderek daha fazl a para harca


yacazdr (ne zaman bir havaalan gvenlik kontrol nokt a
sna yaklasak ieyi derhal iip bitirmemiz istenir ve biz de
kontrol noktasnn dier tarafnda bir baka ie satn almak
zorunda kalrz) . GSMH rakamlarn ykselten btn bu tr
ve pek ok benzer rnekte, daha fazla para el deitirir. Buna
hi phe yok. Ancak, anti -depresan tketicilerinin, araba ka
zas kurbanlarnn, su iesi tayanlarn ve aslnda kt talih
ten endie duyan ve ac ekme srasnn kendilerine gelebile
ceinden korkan btn insanlarn mutluluundaki paralel bir
art ise ok daha az belirgindir.
Bu yeni bir ey deil aslnda. j ean-Claude Michea'nn ya
kn zamanda "modern proj e "nin" karmak tarihini vakitlice
yeniden yazarken hatrlatt gibi, uzun zaman nce, 18 Mart
l 968' de R obert Kennedy bakanlk seim kampanyasnn en
hararetli zamannda, GSMH'ye day al mutluluk l tne ili
kin yalana sert bir saldryla yant vermiti:

Bizim GSMH"miz. hesaplamalarnda. hava kirliliini, ttn rek


lamlarn ve otobanlarmzdan yarallar toplamak zere kullanlan
amblanslar hesaba katar. Evlerimizi korumak iin tesis ettiimiz
gvenlik sistemlerinin ve evierimize gizlice girmeyi baaranlar
tktmz cezanlerinin maliyetlerini kayda geirir. Sekoya orman
larmzn ykmn ve bunlarnn yerlerini. genilemenin ve kaotik
kentiesmenin almasn ierir. Napaln bombalarnn. nkleer silah
larn ve kent kargaasn zapt etmek iin polisin kulland silahl
aralarn retimini ierir. ocuklara oyuncak satmak iin iddeti
vcelten televizyon programlarn . . . kayda geirir. te yandan,
GSMH ocuklarmzn salndan, eitimimizin kalitesinden ya
da oyunlarmzn neesinden sz e tmez. iirimizin gzelligini ve

-f) jean-Claude Michea. fEmpirc d oidre mal. Essai sur la civilisation


libcrale. Climats. 2007. s. 117
14 Yasa m Sanat

evliliklerimizin kudretini lmez. Politik tartmalarmzn nitelii


ni ve temsilcilerimizin gvenilirliini deerlendirmekle ilgilenmez.
Cesaretimizi, aklmz ve kltrmz dikkate almaz. lkemize
duyduumuz efkat ve adanmlk hakknda tek bir sz sylemez.
Ksacas GSMH, yaama cefasn deerli klan eyler dnda her eyi
ler.

R ober t Kennedy bu ateli sulamay yaynladktan ve ya


am deerli klan eylere tekrar nem kazandrma maksa
dn ilan ettikten birka hafta sonra ldrld; dolaysyla
eer ABD bakan olarak seilseydi, baarmak yle dursun,
szlerini gerekletirmeyi deneyip denemeyeceini bile hi
bir zaman bilemeyeceiz. Yine de tek bildiimiz ey, arada
geen krk ylda, vermeye alt mesajn ok az kii tarafn
dan duyulduu , anlald, benimsendii ve hatrlanddr.
Setiimiz temsilcilerin, meta piyasalarnn anlaml ve mu tlu
bir yaama giden en rahat yol olduu iddiasnn yapmack
ln reddederek tanmama ynnde en u fak bir giriimde
bulunmamasn, ya da yaam stratejilerimizi bu dorultuda
yeniden ekillendirme konusunda gst rdiimiz eilimlerde
pek bir deiiklik belirtisi olmamasn ise bir yana koyalm . . .
Gzlemciler, insan mutluluu iin nemli eylerin yakla
k yarsnn hibir fiyat olmadn ve maazalardan satn
alnamayacan ileri sryor. Eldeki nakdiniz ve krediniz
ne olursa olsun, bir alveri merkezinde, sevgi ve dostluu,
aile hayatnn zevklerini, sevdiklerinizle ilgilenmekten ya da
skntdaki bir komuya yardm etmekten gelen tatmini, iyi
yaplan bir iten elde edilen zsaygy, hepimizde ort ak olan
"zanaatkarlk yeteneini" tatmin etmeyi, i arkadalar ve ili
ki kurduunuz dier insanlarn takdir, sempati ve saygsn
bulamazsnz. Orada kaytszlk, kmseme, tersierne ve
aalama tehditlerinden azade olamazsnz. stelik, yukar-
Zygmunt Bauman 15

da saylanlar gibi ticari ve pazarlanabilir olmayan eyleri elde


etmekt e kullanlabilir zaman ve enerj iyi, yalnzca maazalar
yoluyla elde edilebilen bu metalara yetecek kadar para kazan
mak iin kullanmak ar bir klfettir u epeyce muhtemeldir
ki yitirilenler kazanlanlar ou kez geer ve mutluluk ya
ratmak zere artan gelir kapasitesinin yerini, "parann satn
alamayaca" eylere eriimin azalmasnn neden olduu mut
suzluk alr.
Tketim (tpk alveri gibi) zaman alr ve satclar doal
olarak tketim ediminden zevk alnmasna ayrlan zaman en
aza indirmek ister. Ayn zamanda, ok vakit alan ancak ok
az ticari kar getiren, gerekli etkinlikleri mmkn olduunca
azaltmaya ya da bsbtn kaldrmaya alrlar. Ticari kata
loglarda yer alma sklklarndan dolay, sarlk yeni rnlerin
aklamalarndaki vaatler - "kesinlikle hibir aba gerekmez" ,
"hibir yetenek gerektirmez" , "dakikalar ierisinde veya yal
nzca tek dokunula [ mziin, manzarann, damak tadnn,
bluzunuzun eski temizliine kavumasnn vb. ] keyfine va
racaksnz" gibi- satc ve alclarn karlarnda bir akma
varm gibi bir grnt sergiler. Bu tr vaatler, sanclarn,
mterilerin kendi rnlerini kullanmak iin daha az zaman
harcayarak yeni alveri kaarnaklarna vakit bulmalarn is
tediklerinin gizli/dolamhal bir ifadesidir; nedir ki ayn za
manda ok da gvenilir bir sat noktas olmak zorundadrlar.
Mstakbel mterilerin muhte elen daha ekici alternatifiere
zaman ayrmak iin hzla sonuca ulamay ve kendi zihinsel
ve fiziksel becerilerini yalnzca ok ksa bir sre devreye sak
nay diledikleri kefedilmi olmaldr. E er konserve kutular
mucizevi ekilde marifetli yeni bir elektronik konserve aaca
sayesinde daha az "zararl" trde abalarla alabilirse, "ya
rarl" bir g sarf etme umudu veren aletlerle, spor salonunda
egzersiz yapmak iin daha fazla zaman kalacaktr. Ancak, bu
16 Yasa m Sanat

tr bir mbadelede kazanmlar ne ol ursa ol sun, bu kazanm


l arn mutluluun toplam boyutu zerindeki etkil eri gn gibi
ortadadr.
L aura Potter -onlar oraya getiren "acil i" ne ol ursa olsun
bekleme zorunluluuna verip veritiren- "her kaybol an sani
yeye svp sayan tez canl, huysuz, kzgn suratl insanlar"
bul acan umarak, her eit bekleme salonuna ilikin yaratc
aratrmasna girimiti.5 "Anlk tatmin tutkumuz" yznden,
biroumuzun "bekleme yetisini de kaybettiini" dnyor
du:

"Bekleme"nin kirli bir kelime haline geldii bir ada yayo


ruz. Giderek herhangi bir ey iin bekleme zorunluluunu (olabil
diince) yilirdik ve yeni, favori sfatmz "hemen"' oldu. Artk bir
tencere pirinci kaynalmak iin on iki dakika bile ayramyoruz, bu
yzden zaman kazandrc, iki dakikada piiren mikrodalga modeli
yaratld. Bay veya Bayan Doru'nun ortaya kmasn bekleyerek
canmz skamayz, bu yzden flrtlere hz veriyoruz . . . Grtnen
o ki, zamanla yartmz yaamlarmzda, yirmi birinci yzyl
Ingilizlerinin artk hibir eyi beklerneye vakti yok.

Gelgelelim, Laura Potter'n (ve belki de oumuzun) a


knlna karn, Potter ok farkl bir tabloyla karlat. N ereye
giderse gitsin, ayn hissi duyumsad: "Beklemek bir keyifti . . .
Beklemek bir lkse, skca programlanm yaamlarmzda
bir pencereye dnm gibi grnyordu. 'Halihazrdaki'
Bl ackBerry'ler, dizst bilgisayarlar ve cep telefonlar kl tr
mzde 'bekl eyenl er', bekleme salonunu bir snak yeri olarak
dnmekteydi . " Potter almasn, belki de bekl eme salonu
bize son derece zevkl i , maalesef unutulmu geveme sanatn
hatrlatr, diye bitiriyor. . .
5) Bkz. "English patience"' , Observer Magazine, 2l Ekim 2007.
Zygmunt Bauman 17

Gevemenin zevkleri, baka eylerin peine dmek iin


zaman kazanma uruna hzlandrlan bir yaamn sunana
serilmi tek ey deildir. Kendi becerimiz, adanmlmz ve
zor kazanlan marifetlerimiz sayesinde bir zamanlar elde edil
mi sonular yalnzca haval bir kredi kart ve bir tua basnay
gerektiren bir cihazda "taeronlatrldnda " , birok insan
eskiden mutlu klan ve muhtemelen herkesin mutluluu a
sndan yaamsal olan ey ("baaryla ko tarlm i" , ustalk,
maharet ve beceri karsnda, yldrc bir grevin yerine ge
tirilmesi, inat bir engelin stesinden gelinmesi karsnda
duyulan gurur) zamanla yitirilir. Daha uzun vadede , bir za
manlar elde edilen beceriler ve yeni beceriler kazanma ve uz
manlama hneri de yitip gider ve bunlarla beraber, zsayg
nn aa kard mutluluun yan sra, yerine baka bir ey
koymas ok g olan izzetinefsin yaamsal art, yani ustalk
yeteneini tatmin etme zevki de yitip gider.
phesiz ki piyasalar, zaman ve g eksikliinizden tr
artk "kendi kendinize yapamayacanz" eyleri, fabrika yap
m yardmc malzemelerle "tek bana yaplabilir" klarak, or
taya kan zarar gidermek ister. Piyasann tavsiyesine uyulup,
(cretli ve kar getiren) hizmetler kullanlarak, szgelimi, bir
i orta, restarana davet edilecek, ocuklara McDonalds'tan
haro burger smarlanacak ya da "sfrdan balayarak" mutfakta
yemek hazrlamak yerine dardan yemek sipari edilecektir;
yahut kiisel ilgi, merhamet ve ilginin samimi davurum
,
larnn yokluu ya da yok denecek kadar azlnn yan sra
birlikte geirilen zamann eksikliini ve birbiriyle konuma
frsatlarnn nadirliini telafi etmek iin sevilen kiilere pahal
armaanlar satn alnacaktr. Yine de restoran yemeinin ho
tad ya da maazalarda satlan hediyelere ilitirilmi yksek
fiyatl etiketler ve son derece prestij li markalar bile, yokluk
larn veya az bulunurluklarn telafi etmek iin retildikleri
18 Yasa m Sanat

eylerin verecei ilave mutluluun deerine pek de erieme


yecektir: Yani hep beraber piiri len y emek lerle donat lm bir
masa etrafnda toplanmann ya da insann derin dnceleri
ni, umutlarn ve korkularn hesaba katan bir kii tarafndan
dikkatle, uzun bir sre dinlenmenin ve efkatli bir ilgiye, ba
lla ve zene delalet eden benzer eylerin deerine. "znel
mutluluk" iin gerekli olan eylerin hepsinin, zellikle de
parayla satn alnamayacak olanlarn ortak bir nitelii bulun
madndan, bunlarn dengesini nicelletirmek ok zordur;
eldeki bir eyin nicelik olarak art h ibir ekilde baka bir
nitelikteki ve deerdeki eyin yokluunu tam anlamyla telafi
etmez.
Sunulan her ey, onu sunann yle ya da byle bir zveri
de bulunmasn gerektirir ve mutluluu artran ksm da, bu
zverinin bilincinde olunmasdr. Hibir aba ve zveri gerek
tirmeyen ve dolaysyla baka gpta edilen deerlerden vaz
gemeyi gerektirmeyen armaanlar bu bakmdan deersizdir.
Byk hmanist psikolog Abraham Maslaw ile kk olu i
lei ok severdi. Ei ve annesi kahvaltda onlar ilekle mar
trd; Maslow yksn bana yle anlatmt: " Olum, ou
ocuk gibi, sabrsz, tez canl, keyif al maktan ve neesini
doya doya yaamaktan acizdi; taban hemen bitirir ve son
ra itahla, halen neredeyse dolu olan benimkine bakard. Ben
de her seferinde ileklerimi ona verirdim. " yksn yle
bitirmiti Maslow: "O ileklerin onun aznda benimkinden
daha lezzetli hale geldiini hatrlyorum . . . " Piyasalar, sevgi ve
dostluun vefal yolda zveri drtsn sermayeye evirme
frsatn mkemmel bir ekilde fark etmitir. zveriye duyu
lan istek, tpk tatmin edilmesi, insan mutluluu iin elzem
olarak kabul edilen birok baka ihtiya ya da arzu gibi tica
riletirildi (gnmzn Kassandra's armaan getirirken bile
piyasalara dikkat etmemizi nerirdi . . . ) . zveri imdilerde
Zygmunt Bauman 1 19

ounlukla, bilhassa tercihen, gitgide daha byk bir miktar


p aradan vazgemek anlamna ge liyor: GSMH istatistiklerinde
laykyla kayda geir ilebilen bir edi m .
S onu olarak, sadece bir gstergeye -GS MH'ye- dikkat
kesilerek, insan mutluluunun kapsam ve derinliine zen
gsterilebilecei ve hizmet edilebilecei iddiasnda bulunmak
bsbtn yanltcdr. Bu tr bir iddia, amalanan ve szm
ona takip edilen eylere kart sonular yaratarak bir ynetim
ilkesine dntrldnde, zararl da olabilir.
Yaamn k y m eti n i artran ey ler parasal olmayan alandan
m e ta pi yasasna gemeye baladnda, artk bunlar hibir ey
durduramaz; hareket bizatihi momenturu kazanr ve kendi.
kendine ilerleyip hzlanr ve doalar gerei ancak kiisel ola
rak retilebilen, yalnzca y oun ve iten insan ilikileri. koul
larnda geliebilen eylerin arzn fazlasyla azaltr. "Parann
satn alamayaca" sz konusu eyleri sata sunmak ne ka
dar az olas ise ya da bunlarn retiminde bakalaryla elbir
lii etme konusunda ne kadar az gnlllk var ise (elbirlii
etme konusundaki gnlllk, sunulabilecek en tatmin edici
ey telakki edilir ou kez) , sululuk ve mutsuzluk hisleri de
bir o kadar derin olacaktr. Sululuu telafi etme ve gnahlar
dan arnma arzusu , gnahka r , yaamn paylat insanlara
artk sunulamayan eylerin yerine geecek daha pahal, satn
alnabilir eyler aramaya ve dolaysyla daha fazla para kazan
mak iin daha uzun saatler onlardan uzakta vakit geirmeye
yneltir. I nsa nn ortaya koyama yacak kadar megul ve bitkin
olduu , fena halde zlemi duyulan eyleri retme ve paylama
ans bylec e daha da azalr.
Bu yzden "milli hasla"nn artmas, mutluluh artna
ilikin yetersiz bir lttr. Bu , mutluluk araymzda ka
bullenmek zere bask grdmz, ikna edildiimiz, kan
dmldmz -ya da kabul etmeye sevk edildiimiz- deiken
20 Yaam Sanat

ve yanltc olabilen stratej ilerin hassas bir gstergesi olarak


grlebilir. GSMH istatistiklerinden -mutluluk arayanlarn
benimsedii stratej iler baka biimlerde farkllk gstersin
veya gstermesin ( ki farkllk gsterirler) ve nerdikleri yollar
baka biimlerde farkl olsun veya olmasn (ki farkldrlar)
mutluluk arayanlarca izlenen yollarn ne kadarnn, parann el
deitirdii balca alan olan maazalara ynlendirilmek ze
re yeniden tasarlandn renebiliriz. Bu istatistiklerden ha
reketle, mutluluk ile tketim miktan ve nitelii arasnda iten
bir ba olduu inancnn ne kadar gl ve yaygn olduunu
karabiliriz: Maazalar arac olarak kullanan btn stratej i
lerde stnde durulan bir varsaymdr bu. renebileceimiz
bir dier ey de piyasalarn mutluluk-yaratan tketimi, maa
zalarda sata sunulan nesnelerin ve hizmetlerin tketimiyle
zdeletirerek, bir kar-retme makinesi olarak sz konusu
gizli varsaym nasl baarl bir ekilde kullanddr. Bu nok
tada, pazarlama baars ac bir durum olarak ve pazarlamann
en sonunda fayda getirecei varsaylan bizatihi mutluluk ara
ynn menfur bir baarszl olarak geri teper.
Mutluluu , mutluluk yaratmas beklenen meta a lveriiy
le zdeletirmenin en nemli sonulanndan biri de, mutlu
luk araynn gn gelip duraca olaslna ans tanmamak
tr. Mutluluk aray asla sona ermeyecektir -arayn sonu bi
zatihi mutluluun sonu anlamna gelecektir. Emniyetli mut
luluk durumu eriilebilir olmad iin, arayta olanlan (bir
dereceye kadar da olsa) mutlu turabilen tek ey, elden srekli
kayp giden bu zor hedefin takibidir. M utlulua giden bu yol
da biti izgisi yoktur. G rnte aralar amalara dnr:
Dlenen ve gpta edilen "mutluluk durumu"nun belirsizlii
iin tek teselli, amalanan yolda ilerlemektir; bitkinlikten yere
ylmayp ya da krmz kart grmeyip yarta kalnd md
dete nihai zafer umudu canl kalr.
Zygmunt Bauman l Z1

Piyasalar mutluluk dn, yaamn bsbtn tatmin


edilmesi grnden, bu yaama ulamakta gerekli olduu
na inanlan zenginlik arayna evirerek, mutluluk araynn
asla bitemeyeceini varsayar. Arayn hedefleri inanlmaz bir
hzla birbirinin yerini alr. Eer aray , ilan edilen amacna
ularsa, mutluluk arayanlar (ve elbette onlarn ateli hocalar
ve rehber leri ) , izlenen hedefl erin hzl bir ekilde kull anm
dan kalkarak, aalarn, cazibelerini ve ayanma kudretlerini
kaybedeceinin ve terk edilip benzer bir talihe maruz kalmaya
mahkum baka "yeni ve gelitirilmi" hedeflerle -defalarca
yer deitirmesi gerektiinin tam anlamyla farkna varrlar.
Mutluluk grs, hi fark edilmeden, beklenen bir satn al
ma-sonras keyfi olmaktan karak, kendisini neeleyen al
veri edimine -keyifli beklentiyle d olup taan, henz bozul
mam, lekelenmemi, alt st olmam bir umuttan keyif alan
bir edirn e - dnr.
Reklam yazarlarnn hamaratl ve hneri sayesinde, bu
tr yaam-ve-anacadde bilgisi bugnlerde ok kk bir yata
edinilmektedir. Mutluluun doas ve mutlu bir yaamn yol
lar zerine incelikli felsefi te fekkrleri incelemek ve bunlarn
tad mesaj lar zerine kafa yormak bir yana, bunlar duyna
ans bile sz konusu olmaz. rnein, yaygn bir ekilde oku
nan ve ok prestij li bir derginin " Moda" blmnn ilk say
fasndan, on iki yanda bir kz renci olan Liberty' nin "ken
di d olabn dzenlemey i oktap kefet tiini ., renebiliriz. 6
Hakl nedenlerle Topshop "gzde maaza"sdr: Kendi deyi
iyle, 'Gerekten pahal olsa bile, oradan elimde modaya uy
gun bir eyle kacan biliyorum" . Sk sk yaplan T opshop
ziyaretlerinin onun iin anlam her eyden nce rahatlatc bir
gvenlik hissidir: T opshop mterileri onun adna baarszlk
riskiyle yz yze gelir ve seim sorumluluunu kendi adlar-
6) Bkz. \1y favourite outf . Obsener Magaze, 22 :\isan 2007, s . 39.
ll Yaam Sanat

na stlenirler. Bu maazadan alv e ri yaptnda, ha ta yapma


olasl sfr ya da sfra yakndr. Liberty, gzne arpveren
eyi (herkesin iinde giyrnek bir yana) satn almakta bile ken
di zevki ve saduyusuna yeterince gvenmez; ancak o ma
azadan satn ald eylerle herkesin iinde gvenle gsteri
yapabilir -tannacandan, onaylanacandan ve nihayetinde
beenileceinden ve bununla yakndan ilikili o larak yksek
stat kazanacandan emindir. So kakta kyafetleri ve aksesu
arlaryla haval haval yrmenin maksad, kendini iyi hisset
tiren btn bu eylere ulamaktr. Liberty, geen o cak aynda
al d o rt hakknda yle diyo r: "o rttan nefret ettim. Bata
sevmitim, ancak daha so nra eve geldiimde o k ksaym
gibi grnd gzme. Ama so nra Vogue dergisini o kurken,
o rt giymi u kadn grdm -stelik o rt da Topshop'dan al
dm benim ortumdand ! O zamandan beri bu o rttan ko pa
myo rum . " Etiketin, markann ve alveri yerinin mterileri
iin yapabilecei ey ite budur: Kafa kartrc lde do lam
bal, bubi tuzakl mutluluk yo lunda o nlara rehberlik etmek.
Ki inin do ru yol da olduunu , hala y arta bulunduunu Ye

umut beslerneye den m edebileceini (yetkili o larak!) o nayla


yan, herkese tannan y e sayg duyulan bir sertifi kayla o rtaya
karlan bir mutluluktur bu .
So run ise urada: Bu sertifika ne kadar sreyle ge erli o la
.
caktr? u iddia edilebilir ki 'o zamandan beri., . koparnama ,
2007 Nisan' nda geerli o lsa dahi, L iberty" nin mrnde o k
da uzun sre geerli o lamayacaktr. ort giyen kadn, Voge
dergisinin birka saysndan so nra grlmeyecektir. Kamusal
o nay sertifikasnn az say da basld ve so n derece ksa bir
geerlilik sresi o lduu ifa o lacak tr. Hatta To pshop a bir
dahaki ziyaretinde Liberty'nin ayn o rtu -bir ihtimal araya
cak o lsa bile- bulamayaca iddia edilebilir. Bununla birlikte
Liberty'nin Topsho p'a ziyaretlerinin devam edecei ko nusun-
Zygmunt Bauman l3

da bahse gir er seniz yzde yz kazanacanzdan emin olabi


lirsiniz. Defalarca oraya gidecek tir. N eden mi? ncelikle, zi
yaret gnnde raflara ve alveri sepetlerine ne k onulacana
o maazacia k arar veren her k imse onun aklna gvenmeyi
renmitir. eyleri herk ese beenilme ve toplumca onaylan
ma garantisiyle beraber sattk lar k onusunda onlara gvenir.
Ikincisi Liberty, raflara ve alveri sepetlerine bir gn k onan
eyin birk a gn sonra bulunmayacan ve neyin " (halen)
moda olduuna" ve neyin " (ok tan) demade olduuna" dair
hzla esk iyen bilgilerini gneellernek ve geen gn sergilen
memi olsa da bugnlerde neyin daha fazla "moda olduunu "
renmek iin, giysi dolabnn k esintisiz "iyi ilediinden"
emin olmak iin, maazann sk sk ziyaret edilmesi gerek tii
ni de k sa ama youn deneyiminden zaten biliyordur.
Gvenebileceiniz bir etik e t , mark a ya da maaza bu
lamadnz mddete, k a fanz k arr ve kaybolabili rsiniz.
Etik etler, mark alar, maazalar sizin gvenliinizi tehdit eden
k ork u tucu ivintiler ortasnda arta k alan birka gvenli liman
dr; can sk c belirsiz bir dnyada k esinlik k azanm birk a
s nak tr. Bununla bir l ik te , eer gveninizi bir etik et , mar
k a ya da maazaya yatrmsanz, geleceinizi ipotek altna
almsnz demek tir. " Moda olmak " ya da "gncel olmak "
k onusundaki k sa vadeli sertifik alar, siz yatrmmza devam
et tiiniz mddete piyasaya srlmeye devam edecek tir.
E tik e tin, mark ann ya da ma azann ark asndak i insanlar,
yak n zamanda piyasaya srlen sertifikalann geerlilik s
resinin, esk ilerin geerliliinden daha k sa olmasa bile , daha
uzun olmamasna dikk at edecek tir.
A k as, birisinin geleceini ipo tek altna almak ciddi bir
itir n alnmas zor bir k arardr. L iberty on ik i yanda ve
nnde uzun bir gelecek var. F ak a t birinin gelecei ne ka
dar uzun veya k sa olursa olsun, etik e tler, mark alar ve ma-
Z4 Yaam Sanat

azalardan meydana gelen tketirnci bir piyasa toplumunda


mutluluk aray, gelecein ipotek altna alnmasn gerektirir
Samsonite irketinin tam sayfa reklamnda yer alan nl ak
tr, Liberty'den ok daha yal, ancak aktrn gelecei de ben
zer ekilde ipotek altna alnma benz iyor; geri yana uygun
olarak, ipotek szlemesi epeyce eskiden imzalanm (ya da,
en azndan, reklamn ima ettii ey bu) . Tantm metninin ba
l, "Yaam bir yolculuk tur " , kaln harflerle yazlm, ksmen
byk harfli mesaj da yle: " KARA KTER gl bir Kl MLlGl
muhafaza etmekle alakaldr tamamen ( "muhafaza etme" ks
mna dikkat edin) . Arka planda Notre Dame Kilisesi, S eine
Nehri'nde bir tekne zerinde grntlenen nl aktr, en son
Samsonite rn " G raviton" bir anta tutmaktadr (hafifliiy
le vnen bir seyahat aksesuarnn adndaki "arlk" [gra
vity] gndermesine dikkat edin) -bu , reklam metni yazarlar
nn, tam olarak zmsenemeyecek diye korkup hi vakit kay
betmeden akladklar bir imgedir: nl aktrn "Samsonite
Graviton ile seyahat ederken bir mesaj verdiini" sylerler.
Yine de mesajn ierii hakknda herhangi bir ey sylemezler.
Kesinlikle hakl sebeplerle, deneyimli okurlar asndan, ie
riin daha fazla aklama gerektirmeyeceini umarlar. Mesajn
anlam kolayca kavranacaktr: "Graviton'larn henz sata
karld john Lew is maazasndan dnyorum. Yanmda cid
diyet sahibi insanlarla beraber antadan bir tane de ben satn
aldm ve bylece zgn bir ciddiyet kazandm (ciddiyetimi
korudum?) . "
Liberty iin olduu kadar nl aktr iin d e , doru eti
ket veya markay tayan ve doru maazadan edinilen eyle
re sahip olmak ve bunlar herkese sergilemek, esas itibariyle
gzettikleri ya da gz diktikleri toplumsal mevkiyi elde etme
ve muhafaza etme meselesidir. Toplumsal olarak tannmad
, yani, sz konusu kii doru "toplum" tipi tarafndan ( top-
Zygmun\ Bauman / 25

lumsal mevkideki her kategorinin kendine zg yasalan ve


hakimleri vardr) meru ve hak sahibi ye olarak - "bizden
biri" olarak- onayi anmad srece toplumsal mevkinin hi
bir anlam yoktur.
Etiketler, logolar ve markalar, tannma dilinin ifadeleridir.
Marka ve logolarn yardmyla olmas beklenen ve bir kural
olarak "onaylanmas" gereken ey, son yllarda himlik ad altn
da tartlan eydir. T keticilerin oluturduu toplumumuzda
bu tr bir merkezilik bahedilmi olan "kimlik" kaygsnn
ardnda, yukarda betimlenen ileyi yatar. "Karakter" sahibi
olma ve "kimliin" tannmasnn yan sra birbiriyle ilikili bu
amalar gerekletirme aralarn bulup elde etmek, mutlu
bir yaam araynda temel kayglar haline gelir.
M odernliin balarnda "isnat" toplumundan "baar" top
lumuna (yani, insanlarn kimlikleri ierisine "doduklar" bir
toplumdan, kimlik oluumunun insanlarn grevi ve sorum
luluu olduu bir topluma) geiten bu yana, "kimlik" nemli
bir mesele ve ilgi ekici bir i olarak kalmasna ramen, artk
baka yaam donanmlarnn kaderini paylayor: Belirlenmi
bir ynden kesinlikle mahrum; art k arkasnda kat ve yok
edilemez izler brakmayan kimliin bundan byle kolayca
zlmesi ve farkl ekillerdeki kalplara girmeye uygun olmas
bekleniyor ve tercih ediliyor. V aktiyle "yaamn btnne"
dair bir proj e olan kimlik, ann bir zelliine dntrl
mtr artk. V aktiyle tasarlana,n kimlik, artk "sonsuza dek
devam etmek zere ina edilmez" , aksine srekli olarak bir
araya getirilmesi ve paralara ayrlmas gerekir. elikili gr
nen bu iki ilemin her biri eit neme sahiptir ve eit lde
ilgi ekicidir.
Avans demek ve fesih maddesi olmadan mr boyu ye
lik talep etmek yerine, kimliin maniplasyonu artk "seyret
tiin kadar de" (veya "konutuun kadar de") imkanna
Z6 Yasam Sanat

benzer bir fa aliyet olup kmtr. Kimlik hala sren bir sorun
dur. Bununla birlikte bu sorun a rtk, en geici ilgi tarafnda n
bile massedile bilen, son derece ksa ( pazarlama tekniklerinde
ki ilerleme sayesinde hi olma d kadar ksa) eitli aba la ra
blnm tr. Bu blnme nceden tasa rla nm ya da ng
rlebilir olmaya n faka t hemen a rdndan gelen ve gereinden
fazla uzun kalma tehdidi tamaya n dolaysz etkilere sahip ,
beklenmedik ve lgn hamle silsilesinden oluur.
Kimlik manipla syonunun akkan, modern bir ekilde
yeniden ilenmesi ve evrime sokulmasna meydan okumak
iin gereken beceriler bir j onglrn, ha tta daha isabetli ola
rak, bir hakkabazn hner ve el abukluuna benzer. Bu tr
becerilerin pra tii, sradan , baya tketicinin eriim ala nna
simulakr vasta syla ta nmtr -Q ean Baudrillard'n unutul
maz tanmla masyla) simulakr, "eylerin asl halleri" ile "ey
lerin -m gibi halleri" a rasndaki, "gereklik" ile "yanlsa ma " ,
ya da olaylarn "gerek durumu" ile "simulasyonu" a rasndaki
ayrm ka ldrnakla maruf psikosoma tik hastalklara benze
yen bir fenomendir. Bir za manlar, sonu gelmez zahmetli bir
i olarak grlen ve ka tlanlan, kesintisiz mobilizasyon ve
her "isel" kaynan sonuna kadar kullanlmasn gerektiren
eye, a rtk az miktarda para ve zamann harcanmasyla , sa tn
a lnabilir ve kullanma hazr tertiba t ve cihazlarn ya rdmy
la ula labilir. Gelgelelim, sa tn a lnm eya lardan oluan bir
kimliin cazibesi, ha rcanan parann miktarna gre a rta r el
bette . En prestijli ve sekin tasannc maaza la rnn bekleme
listeleri sunmasyla birlikte, yakn zamanda bu ca zibe bek
leme sresiyle de a rtmaya bala mtr. Aktr ki edinilmesi
beklenen kimlik simgelerinin a lcya balettii a yrm geli
tirmekten baka bir ama tamaz bu. Toplumbilimin kuru
cu babalarnda n biri olan Georg Simmel' in uzun zaman nce
iaret ettii gibi, deerler, onlar elde etmek iin ka tlanlmas
Zygmunt Bauman 27

gereken dier deerlerle llmektedir; doyurnun ertelenme


si de akkan modern tketim t oplumumuzun karakteristii
olan hzla devinen ve deien ortamlar paylaan insanlar a
sndan muhtemelen en eziyetli zverilerdendir.
Gemii ortadan kald rmak, "tekrar domak", eski, yp
ranm ve artk istenmeyen benlii skartaya karrken farkl
ve daha ekici bir benlik edinmek, "tamamen farkl biri' ' gibi
yeniden hayata gelmek ve "yeni bir balang" yapmak. . . bu
tr cazip teklifl eri elinin tersiyle itmek gtr. G erekten de,
byl e bir didinmenin kanlmaz olarak gerektirdii btn bu
yorucu aba ve zahmetli zveriyi ieren kiisel geliim zerin
de neden uralacaktr ki? Btn bu aba, zveri ve zararl ta
sarruf, kayplar yeterince abuk telafi etmekte baarsz oldu
unda neden paray pe atalm ki' Zararlan telafi edip yeni
den balamann - eski derilerden, sivilcelerden, siillerden vb.
kurtulup yeni, giyilmeye hazr bir deri satn almann- daha
masrafsz, daha abuk, daha mk emmel ve elverili olduu
ak deil midir?
Iler ger ekten sarpa sardnda kurtulu aramann bir
yenilii yoktur; insanlar her zaman bunu denemi ve eitli
llerde de baarl olmutur. Gerekten yeni olan ey, kii
nin kendi benliinden kurtulma ve smarlama bir benlik edinme
ddr; ve bu tr bir d ger ek klmaya duyulan inan
eriilebilir bir eydir. Bu , eriilebilir bir tercih olmann tesin
de ayn zamanda en halay, sknpl bir durumda ie yaramas
pek muhtemel bir tercihtir; daha az klfetli, daha az zaman ve
enerj i isteyen ve dolaysyla, Simmel' e gre, vazgeilmesi veya
kslmas gereken dier deerlerin tutaryla karlatrldn
da neticede daha ucuz olan kestirme bir tercihtir.
Eer mutluluk, srekli olarak eriilebilir bir eyse, eer
reklam say fal ar na gz atmak ve czdandan bir kredi kart
karmak i in gereken birka dakikada mutlulua eriilebili-
lB Yasa m Sanat

yorsa, o zaman belli k i mutlulua ulamay becererneyen bir


benlik , "gerek " ya da "sahici" deil, -hepsi olmasa bile- mis
k i nl ik , cahillik ya da aptallk k alnts olabilir ancak . Byle
bir benlik , sahte ya da hilek ar olmaldr. Mutluluk noksanl,
yetersiz mutluluk veya yeterince sk alm ve uygun be
cerilerle uygun aralar k ullanm herk ese eriilebilir trden
bir mutlulua k yasla daha az youn olan mutluluk , k iinin
sahip olduu "benlii" k abulleurneyi reddetme ve benlik k e
fine (daha dorusu benlik icadna) ynelik bir yolculua k p
bunu srdrme ihtiyacnn yegane sebebidir. Gerek benlik
araynn devam etmesi gerek irk en , sahte ya da iirme ben
lik ler "sahici olmaylarndan" tr hertaraf edilmelidir. Ksa
bir zamanda yaanan ann tarih olaca ve yeni vaatler tayan,
yeni potansiyeller barndran, yeni bir balangcn iareti olan
bir bak a ann tam zamannda gelip atacandan eminseniz,
aramay brak mann hibir gerek esi yok tur.
Alveriilerden oluan bir toplumda ve alveriten olu
an bir yaamda, mutlu olma umudunu haybetmediimiz md
dete mutluyuzdur; bu umudun biraz canl k ald mddete
mutsuzluk tan azadeyizdir. yleyse mutluluun anahtar ve
mutsuzluun ilac, mutlu olma umudunu canl tutmak tr. Bu
umut da ancak , hzl bir "yeni anslar" ve "yeni balanglar"
silsilesinin ve ileriye dnk son derece uzun yeni balang
lar zincirinin mevcut olmas artyla canl k alabilir. Bu art,
yaam blmlere, yani, tercihen her biri k endi temas, k endi
k arak terleri ve k endi ak betieriyle mstak il ve k endine yeterli
zaman dilimlerine ayrarak yerine getirilir. Eer blm sra
snda oynayan ya da oynanan k arak terlerin, sonrak i blme
k atlma taahhd olmak szn, srf sz k onusu blmde yer
ald farz edildiinde, son art -ak bet- yerine getirilmi olur.
Her blmn k endi temas vardr, her blm k endi oyuncu
larna ihtiya duyar. Her trl belirsiz, uzadk a uzayan ba-
Zymunt B.;uman 1 Z9

lanma, birbirini izleyen blmler iin mevcut olan temalan


ciddi olarak snrlayacaktr. Belirsiz bir balanma ve mutluluk
aray, kart amalarm gibi grnr. Tketim toplumunda,
btn balar mteri ile satn alnan metalar arasndaki iliki
modelini takip etmelidir: Metalann haddinden fazla kalp tad
karnas beklenmez ve yaam gzelletirmek yerine alt st
etmeye baladklannda, yaam sahnesini terk etmeleri gere
kir; halbuki mteriler ne eve aldklan eylere ebedi ballk
yemini 'etmeye ya da bunlara srekli oturma hakk vermeye
gnlldr ne de onlardan byle bir ey beklenir. Tketime
zg ilikiler, bandan itibaren, "yeni bir uyarya kadar" dr.
Stuart J e ffries, eski " lm bizi ayrana kadar" tarznn ye
rini alma eiliminde olan yeni iliki tipleri hakkndaki yakn
dnem bir aratrmada, "balanma korkusu "nun ykseliine
iaret eder ve "riske maruz kalmay asgariye indiren ballk
vaadi olmayan emalar"n "giderek yaygnla t" n ortaya se
rer. i Bu emalar ineyi skp iindeki zehri karmay amalar.
Birlikteliin dikenleri ve tuzaklan yava yava ortaya ktn
dan ve bunlarn tam dkmleri nceden g bela oluturula
bildiinden, ilikiye girmek her zaman riskli bir itir. llikileri
iyi gnde kt gnde, ne olursa olsun idame ettirecek bir
balanmann elik ettii ilikilere girmek, bo bir ek imza
lamaya benzer. Bu, bavurulacak hibir zel kurtulu artnn
olmad, henz bilinmeyen ve tasavvur edilemez skntlar ve
straplada karlama ihtimalinin habercisidir. "Yeni ve geli
mi'' "ballk vaadi olmayan" ilikiler, ngrlen srelerini,
beraberinde getirdikleri tatmin sresine indirger: Balanma,
tatmin canlln kaybedene ya da makul standardn altna
dene kadar geerlidir, bir an bile fazla srmez.
Birka yl nce, halen yalnzca geici bir heves olduu d
nlen ykselen bir eilime set ekme umuduyla, "Kpek
7) Stuart jeffries, " To have and to hold " , Guardian, 20 Austos 2007, s. 7-9.
30 j Yasa m Sanat

yalnzca N oellik deil, mrlktr" slogan altnda bir mca


dele yrtld. Bu mcadele, ocuklarn Noel hediyelerinin
haz verici potansiyelinden yorularak, hayvan bakmnn ge
rektirdii gnlk ilerden usand ocak aynn sonunda is
tenmeyen hayvanlarn terk edilmesini nlemeye alyordu.
Bununla birlikte J effries' in almasndan rendiimiz kada
ryla, kiralanmak iin beslenen "sevimli ve tamamen eitimli"
kpeklerden biriyle "mterilere birka saat ya da birka gn
geirmelerini salayacak" son derece baarl bir Amerikan
firmas olan Flexpetz'in ekim aynda Londra' da bir ubesi
ald. Flexpetz, "mlkiyet c e fas olmakszn geleneksel haz
lar konusunda hizmet sunmakta" uzmanlam, hzla oalan
irketlerden biri. Bir zamanlar srekliliin hkm srd
yerlere geicilii yerletirme eilimi, hayvanlarla snrl deil.
Bu eilimin teki ucunda da , "beraber yaayan" ancak evlilik
yeminine yanamayan iftierin oluturduu ve saylar hzla
artan haneler var. 200 l' e kadar, lngiltere'deki hanelerio yzde
krk bei evli iftlerden oluuyorken, 2005'te birlikte yaayan
iftierin says (muhtemelen hep byle kalmayacak) iki mil
yonun epey stne kt.
"Balanma korkusu"nun, adalarmzn mutluluk hal
leri ve beklentileri zerindeki etkisini deerlendirmenin en
az iki farkl yolu var. Bunlardan biri, zevk alnacak zamann
maliyetinin drlmesini ho karlamak ve takdir etmek.
Sadk birliktelikler zerinde her zaman sallanp duran gelecek
skntsnn yaratt kuruntu, ne de olsa , malum atasznde
geen ufak ama mide bulandran sinekti; bu sinei, zarar ver
meye balamadan nce yok e tmek akas hi de kt bir ge
lime deil. Bununla beraber, Stuart jeffries'in ortaya koyduu
gibi, en byk araba kiralama irketlerinden biri, mterileri
ne defalarca kiraladklar arabalara kiisel isimler vermelerini
neriyor. Jeffries u yorumu yapyor: "neri dokunakl. Bu
Zygmunt Bauman 31

durum kesinlikle unu gsteriyor ki, herhangi bir eye uzun


vadeli balanmakta daha nce hi almadmz kadar isteksiz
olsak da, balln duygusal, hatta belki de kiiyi kandran
hazlar -eski varolu tarzlarnn hayaletleri gibi- hala iimiz
de'' .
Ne kadar da doru. Sk sk, daha nce birok defa oldu
u gibi, hem bunu hem onu istemenin mmkn olmadn
gryoruz. Ya da hibir eyin bedava olmadn; her kazan
karsnda bir bedel denmesi gerektiini gryoruz . Ara sra
kullandnz herhangi bir eyin zahmetli gnlk bakmndan
kurtulabilirsiniz: Bir arabann sk sk ykanmas, lastiklerinin
kontrol edilmesi, anti-frizinin ve yann deitirilmesi, ruhsat
ve sigortasnn yenilenmesi ve nemli nemsiz onlarca baka
eyin hatrlannas ve yaplmas gerekir; yle ki sz konusu
klfetten ve daha zevkli megaleler iin kullanlabilecek de
erli vaktin kaybndan tr sklp sylenebilirsiniz . Ancak
(bazlarnn ard, bazlarnn da tahmin ettii zere) ara
banzn ihtiyalanyla ilgilenmek kesinkes tatsz bir edim de
ildir. Ayn zamanda iin bizatihi dzgnce yaplm olmas
nn getirdii ve sizin -becerilerini kullanan ve adanmln
kantlayan bilhassa sizin- bu ii yapm olmanzn getirdii
bir keyif sz konusudur. Bylece yavaa, belki de farknda ol
madan, haz duymann hazz ortaya kar: Salkl gelimesini
sizin ilgi nesnenizin niteliklerine ve ilginizin niteliine eit l
de borlu olan "balln haz,z." "Ben-Sen"'in, "birbirimiz
iin yayoruz"un, "birimiz hepimiz iin"in, ele gemez, ama
fazlasyla gerek ve kar konulmaz hazz. Yalnzca sizin iin
nem tamann tesinde olan "bir fark yaratma"nn hazz. Bir
etki ve iz brakmann hazz. htiya duyulan ve yeri dalduru
lamaz hissin hazz: Elde etmesi ok g olsa da kaygnn getir
dii yalnzlkta ve ilginin kiisel yara tm , kendini ispatlama ve
kiisel geliime snrl olarak odakland durumda dpedz
3Z Yaam Sanat

eriilemez, ayrca tasavvur edilemez son derece zevk veren bir


his. Bu hissi, birlikteliin ve balln gz alc kumalarnn
rld biricik iplik olan, zenle dolu zamanlarn tortusu
geri getirebilir ancak.
Friedrich Nietzsche'nin tam anlamyla insani, mutlu ya
am iin ideal reetesi -ki yaadmz postmodern ya da
"akkan modern" zamanlarda poplerlik kazanan bir ideal
dir bu- ou sradan lmlye ayak ba olan her trl pran
gadan kamabilen yahut kurtulabilen, kendini ispatlama sa
natnn byk stad olan "stinsan" imgesidir. "stinsan"
gerek bir aristokrattr - "btn alak, fesat , kaba, avam"n
byk hncnn kar etkisi ve antajna boyun eip, kesine
ekilerek zgven ve kararlln yitirene kadar, "kendileri
nin ve eylemlerinin iyi olduunu dnen, kudretli, yksek
statl, yce gnll alandr" . 8 stinsan'n, (daha dorusu
Nietzsche'nin gemite bir zamanlar var olduunu dnd
/tasvir ettii) ilk, katksz ve saf halinde yeniden canlan
drlan ya da yaam verilen, gemiin aristokran oldugunu
syleyebiliriz. Bu stinsan, kendi geici talihsizliklerinin ve
aalanmlklarnn geride brakt- btn ruhsal kalntla
rndan kurtulan ve kendi iradesi ve eylemiyle gemi gnlerin
asl aristokratlanna doal ve gereki gelen eyi yeniden yara
tan kiidir. (Nietzsche unu vurgular: ""Soylu' olanlar kendi
lerini dpedz 'mutlu' hissediyordu; mutluluklarn yapay bir
ekilde retmek. . . [ya da] mutlu olduklan konusunda kendi
lerini telkin etmek ve kandrmak zorunda deildiler. . . Drt
ba mamur, kuvvetle dolup taan ve bu nedenle han!maz
o!arah canl insanlar olsalar da, mutluluu eylemden ayr d-

8) Friedrich Nietzsche. The Genealogy of 'vforals, ev : Horace B. Samuel.


Dover, 2003, s . l l . [Ailahn Soyhtg. ev. : Zeynep Alangoya. Kabalc
Yaynevi, 2 0 1 1 ] .
Zygmunt Bauman 33

nemeyecek kadar akllydlar -onlarn zihinlerinde eylem


mutluluk acidediliyordu kanlmaz olarak. "9)
Nietzsche'nin "stinsan" a sndan, g ve btn kural
lar ve ykmllkleri nemserneme karar, uzlamaya kar
cann diine takarak savunulmas gereken yce bir deerdir.
G elgelelim, ok gemeden Nietzsche'nin de ortaya karaca
gibi , stinsan tarznda kendi kendisinin efendisi olmaya gi
den yolda, etin bir engel de, zamann boyun emez manty
d -Hanna Buczynska-Garewicz'in igrl yorumuna gre, 10
zellikle de can skc bununla birlikte ehliletirilemez "ann
dayanma gc" idi. Kendi kendisinin efendisi olmak, z
yaratm proj esine ters den d glerin etkisini geersiz kl
ma ya da en azndan ntrletirme yetenei gerektirir. Bununla
birlikte bu tr glerin arasnda en etin ve kar konulmaz
olanlar, mstakbel stinsan'n tamamen kendi kendisinin
efendisi olmaya ynelik kendi drtsnn izleri, tonular ya
da artklandr; kendisinin stlendii ve onun uruna baar
d eylemlerin sonulardr. M evcut an (nitekim tamamen
kendi kendisinin efendisi olma yolundaki her adm yle ya
da byle "mevcut andr") halihazrda btn bu olup biten
den muntazam bir ekilde koparlamaz. "Yeni bir balang"
laykyla yerine getirilemeyecek bir fantezidir. Zira aktr mev
cut ana vanrken btn nceki anlarn silinmez izlerini tar;
"stinsan'' olmak iin, gemi anlarn izlerinin kendi gemi
eylemlerinin izleri olmas kar,lmazdr. Tamamen kendine
yeterli ve bamsz "blm" bir mitir. Edimlerin, kendilerin
den daha uzun yaayan sonular vardr. Buczynska Garewicz
u yorumda bulunur: " Gelecei tasarlayan isten, gemi ta
rafndan zgrlnden yoksun braklmtr. Eski hesaplan

9 ) A..g.e, s . 20.
lO) Bkz . Hana Buczynska-Garewicz, Metaji zyczne rozwazania o czasie
['v1etaphysical Reflections on Time ] , Universitas, 2003 . s. 50 ve devam.
34 i Ya am Sanat

dzenleme istenci gemie ynlendirir ve bu [ Nietzsche'nin


edebi szcs Zerdt'n ifade ettii gibi) istencin di gcr
datmas ve bir bana ektii ezi.yettir. " " Ann dayanma gc " ,
"yeni balang" denemelerinin lm andr diyebiliriz.
Yatkn bir kulak asndan bunun sesi, "yeni balangca" giri
ilmeden ok daha nce ii tilebilir olacaktr. Kendi kendinin
efendisi. olmann olutuu gebelik dneminde, pek ok emb
ri.y onun yaam dkle sonlanr.
Nietzsche "stinsan"n (kendi gemi eylemleri ve sorum
luluklar da dahil) gemie alayla yaklamasn ve kendini
bunlardan kurtulmu hissetmesini ister. Ancak bir kez daha
tekrarlarnam gerekirse: Yarancln hareketini yavalatan ya
da durduran ve gelecein tasarmclarnn ellerini balayan
gemi, yitip gitmi anlarn tortusundan baka bir ey deil
dir. imdiki zayflklar, bunlarn gemiteki g gsterilerinin
dorudan ya da dalayl sonulardr. Daha da korkuncu, hrsl
"srinsanlar" (yani, N ietzsche'nin arpma arsn ciddiye
alan ve onu izlemeye karar veren insanlar) daha becerikli ve
azimli hale geldike, gcn ve onun grntlerinin ierisinde
yuvalanan mutluluu yenileyip geniletecek mevcut anlarn
her birine ve her trlsne de bir o kadar ustalkla hkmeder,
maniple edip smrrler. "Baarlar" nn etkileri ne kadar
derin ve hatta silinmez olursa, gelecekte manevra alanlar da
bir o kadar dar olacaktr.
Nietzsche'nin "stinsan"nn akbeti de, sradan insanlar
olan oumuzun akbeti gibi olmaya mahkum gibi grnmek
tedir. rnein, Douglas Kennedy'nin "kendi hayatn yaamak
isteyen adam"n yksncieki kahraman gibi .1 1 Bu adam, her
daim daha fazla zgrlk dlerken, aile yaamnn gitgide
artan kapan ve tuzaklaryla aralksz bir ekilde kalnlaan,
kendisini evreleyen ykmllk duvarlan arasna hapsolma-
l l ) Bkz. Douglas Kennedy, The Pursuit of Happiess, Arrow. 2002.
Zygmunt B<uman 35

y srdryordu. Yklerden kurtulmu olarak yolculuk etme


karar vermiken, kendisini olduu yere bal tutan ykleri
oaluyor ve bylece de en kk hareketi klfet haline geti
riyordu . Bu tr zlmez eli kilere bulatndan (daha do
rusu kendi kendini bulatrdndan) , Kennedy'nin kahrama
n yan bandaki kiiden daha fazla baskya maruz kalyor de
ildi. Hi kimsenin kurban, yahut hi kimsenin kininin ya da
ktlnn hedefi de deildi. zgrce kendini ispatlamaya
dair dlerini engelleyen, kendisinden ve kendini ispatlamaya
ynelik abalanndan baka bir ey deildi. Altnda ezildii ve
szland yk, Kennedy'nin ne srd gibi, sabah yataktan
kmak iin iyi bir neden sunan btn bu takdire ayan ve
gpta edilen "yaamn rnleri" olan abalarn -kariyerinin,
evinin, ocuklarnn, byk banka kredisinin- gpta edilen ve
aslnda deer verilen meyvelerinden oluuyordu.
Dolaysyla Nietzsche'nin maksad bu olsun ya da olma
sn , (ki muhtemelen onun maksadna kart olarak . . . . ) onun
mesajn bir uyar olarak yorumlayabiliriz: Kendini ispatlama
bir insanlk kaderi olmasna ramen ve bu kaderi hayata ge
irmek iin hakikaten kendi kendinin efendisi olmaya yne
lik bir s tinsan gcne ihtiya duyulacak olmasna ramen,
ayrca bu kaderi tamamna erdirmek ve bylece kendi insa
ni potansiyelinin hakkn vermek iin gerekten bir stinsan
gcnn aratrlmas, wplanmas ve harekete geitilmesine
ihtiya duyulacak olmasna rapen, "stinsan proj esi " , belki
de kanlmaz biimde, en bandan kendi yenilgisinin nve
lerini tar.
Farknda olalm veya olmayalm, houmuza gitsin veya
gitmesin, yaamlarmz sanat yaptdr. Yaamlarmz yaama
sanatnn gerektirdii gibi srdrmek iin, tpk herhangi bir
sanatn ustas gibi, kendimize (en azndan ortaya konduklan
anda) aka kar koymas g olan sorunlar belirlememiz ge-
36 1 Yaam Sanat

rekir. Her ne yapyor veya yapabiliyorsak onunla ak atmak


iin, ( en azndan seim annda) eriimimizin epeyce tesinde
olan hedefler ve (en azndan oktan edinilmi) becerilerimi
zi can skc bir ekilde epeyce ayormu gibi grnen m
kemmellik standartlar semeliyiz. lmhiinsz olan denememiz
gerekir. Kesinlik bir yana, hibir gvenilir, yararl ngrden
destek almadan, uzun ve zahmetli bir abayla, bu s tandartlar
bazen yakalayabileceimizi, bu hedeflere varabileceimizi ve
bylece sorunlarla baa kabileceimizi olsa olsa umabiliriz.
Belirsizlik insan yaamnn doal habitatdr -belirsizlik
ten kama umuduysa insan yaamndaki araylarn motoru
dur. Belirsizlikten kamak, yalnzca zmnen varsaylsa bile,
her trl karma mutluluk hayalinin en nemli bileenidir.
" G erek, muntazam ve eksiksiz" mutluluun, her zaman bel
li bir uzaklktaym gibi grnmesinin nedeni de ite budur:
Malum ufuk gibi, ne zaman yakniamaya alsanz uzaklar.
1

Mutluluun Istraplar

Binlerce azametli kiinin ve onlara katlmann hayalini kura


rak kouturan bir o kadarnn vazgeilmez gnlk gazetesi
olan Financial Times, ayda bir kue kada baslm How to
Spend It (Nasl Harcama/) isimli bir ek yaynlar. Balkta ima
edilen ey paradr. Daha dorusu, daha fazla nakit vaat eden
btn yatrmlar hesaba kattktan sonra, ev ve baheyle ilgili
faturalar, terzi faturalarn, eski eierin nafakalarn ve elen
ce salonlarnn cretlerini dedikten sonra geriye kalan nakit
paradr. Baka bir deyile , azametli kiilerin boyun edikleri
zorunluluk eitlerinin tesindeki (bazen geni ve hep daha
da geni olmas istenen) zgr seim snrdr. Harcanacak
para, sinir bozucu lde rizikolu tercihlerle dolu gnlerin ve
atlacak yanl admlar ve oynanacak yanl bahislerden duyu
lan korkunun musaHat olduu uykusuz gecelerin karlnda
umulan mkafattr; bu para , aclar katlanlr klan keyiftir.
Ksacas, "para" mutluluh anlamna gelir. Daha dorusu mut
luluk anlamna gelen mutluluk umududur. En azndan byle
telakki edilir ve yrekten umulur. . .
38 1 Y asam Sanat

Ann Rippin elde edilen mutluluun maddi kayna/belirti


silkant olarak "yldz parlayan modern gen bir insana" ne
yin vaat edildiini bulmak iin Nasl Harcamal'nn saylarn
srasyla gzden geirmiti. 1 Beklendii gibi, mutlulua gittii
varsaylan btn yollar maazalar, restoranlar, masaj salonla
r ve parann harcanabilecei dier yerlere kyordu. Elbett e
bu da byk miktarda bir para demekti: bir ie konyak iin
30.000 pound ya da dier ielerin eliinde bunu depolaya
rak, hayran olmalar iin davet edilen arkada topluluklarn
bylemek (ya da kskandrmak, aalamak, malcup etmek,
ykmak) iin arap mahzenine 75 .000 pound vermek vb.
Ancak, baz maaza ve restoranlarn , neredeyse btn insan
soyunu darda brakaca kesin olan fiyatlarnn da tesinde,
onlar kaplarna bile yanamaktan alkoyacak, sunabilecekle
ri fazladan bir eyleri vardr: elde etmesi son derece g olan
ve -sradan insanlarn ulamay hayal bile edemeyecekleri
yksek seviyelere ulam - "seilmi olma" nn ku tsal hissiyle
bunu elde eden ok kk bir aznla baledilen gizli bir ad
res. Belki de bir zamanlar ilahi ltfu duyuran melei dinleyen
mistiklerce deneyimlenen trde bir hissiyattr bu; ancak, cid
di, ayaklar yere basan, gereki "imdi-mutluluk-zaman ! "
diyen amzda, maazalarn yanndan gemeyen ksa yollar
bulmak imkansz olmasa da ok zordur.
Nasl Harcam al 'ya dzenli katklarda bulunanlardan bi
rinin ifade ettii gibi, baz fahi fiyatl parfmleri "bu kadar
ekici" klan ey, onlarn "sadk mterileri iin zel paketler
iinde tutulmalardr" . Olaanst gzel bir kokunun yan
sra, grkemli olan reten irkete ait olmaya dair grkemli
br koku simgesi salarlar. Ann R ippin'in ileri srd gibi,

l) Ann Rippin, 'The economy of magnificence: organization. excess and


legitimacy" , Cltre and Organization. 2 (2007) . s . 1 1 5- 29.
Zygmunl Bauman 1 39

zel bir kategoriye -neredeyse baka herkese kaplar kapal


bir irkete- ait olan bu ve benzer trde saadetler, (cakal ey
ler yapmak ve bakalarnn eriemedii yerleri ziyaret etmek
le davurulan) yce bir zevk, dirayet ve erbaplk simgesiyle
birleir. Bu birleimin z, ayrcalklln, seilmi aznln
arasnda olunduunun bilinmesidir. Damak, gz, kulak, bu
run ve parmaklarn zevkleri, ayet varsa, bu zevklerin ancak
ok aznn, baka kimselerin damak ve dier duyu organlan
nn zevkine hitap edebildiinin bilinmesiyle oalr -stelik
ou insan bu zevkleri tatmak iin varn younu verecek olsa
bile . .. Azametli insanlan mutlu klan bu ayrcalk duygusu
mudur? Mutluluk yolunda ilerlemenin ls , bu yoldaki
arkada zmresinin gitgide azalmas mdr? Yoksa, ister ak
bir ekilde ifade edilsin, isterse zeri kapatlsn ve hi telaf
fuz edilmesin, Nasl Harcamal okurlarnn mutluluk arayn
ynlendiren en azndan bu inan mdr?
M esele ne olursa olsun, Rippin'e gre, mutlulua bu yol
dan ulamak olsa olsa ksmen baarl olabilir: Bunun getirdii
anlk keyifler dalr ve hzlca uzun vadeli endieye dn
r. R ippin'in vurgulad zere, Nasl Harcamal'nn editr
lerinin tasarlad " fantezi dnyas'' , "krlganlk ve geicilik"
ile belirlenir. "lhtiam ve ifrat yoluyla meruluk mcadelesi,
,
istikrarszlk ve krlganlk demektir. . Bu "fantezi dnyas"nn
sakinleri, "yeterince gvende o (mak iin asla yeterince eye
sahip olamayacaklarnn" farkndadrlar. "T ketim, gvence
ve doymuluk yerine endie artna neden olur. Kafi olan
asla kafi gelmez . " Nas l Ha rca ma l nn yazarlarndan birinin
'

uyard gibi , "herkesin" lks bir arabaya kesesinin elverdii


bir dnyada, gerekten gz yksekte olanlarn " daha i yisine
erimekten baka hibir se enekleri yoktur" .
40 / Yaam Sanat

ayet daha yakndan baktnzda arpc olan ey ite bu


dur. Fakat herkes byle bakmaz, hatta ok az kii bunu nem
ser, ok daha az da nemsese bile bunu beceremez -zira iyi
manzaral yerlerin bedeli olanaklarnn ok tesindedir ve bu
manzara daha yakma gelmeye kar koyar. Ancak, oumu
zun Hello ve dier paparazzi dergilerinin tevecchyle gre
bildii trde "mutluluk araylar"na ara sra gz atmak, bunu
denemeye kar bizi uyarmak yerine rnek almaya davet eder.
Ne de olsa , sizi birinci snf insanlardan biri yapacak olan bu
dur. . . Endieden doacak strap ihtimali, ne kadar rahatsz
edici olursa olsun, zirveye ulamak iin denmesi gereken
kk bir bedeldir. M esaj anlalr olduu kadar mantkl da
grnmektedir: Mutlulua giden yol, maazalardan geer ve
maazalar ne kadar sekin olursa, ulalan mutluluk da o ka
dar byktr. Mu tlulua ulamak baka insanlarn edinme
ans veya olaslnn bulunmad eyleri elde etmek demek
tir. Mutluluk bir adm ileride olmay gerektirir. . .
Ara sokaklara gizlenmi bu tikler ya da seici (ve tedbirli ! )
bir ekilde aa km adresler olmasayd, anacadde maaza
lar gelimezdi. Ara sokak butikleri anacadde maazalarndan
farkl rnler satar, ancak ayn mesaj verir, arpc biimde
benzer dleri hayata geirmeyi vaat ederler. Butiklerin se
ilmi aznlk iin yapt ey, phesiz anacaddedeki kitlesel
kopyalarn vaatlerine otorite ve gvenilirlik katacaktr. Her iki
rnekteki vaatler de arpc biimde benzerdir: Vaa t sizi .. .

daha iyi" yapar ve bylece sizin yaptnz yapmay dleyip


de baarsz olan dierlerini ezebilmenizi, aalamanz n

hor grmenizi salar. Ksacas , bir adm ileride olma eklinde


ki evrensel kurala ilikin vaat sizin iin ilemektedir. . .
Birok Financial Times okurunun bavurduu bilinen
bir baka gazetede, dzenli olarak bilgisayar oyunu piyasa-
Zygmunt Bauman 41

sndaki yenilikler incelenmektedir. Saysz bilgisayar oyunu,


poplerligini sunduu elenceye borludur: Gerek dnyada
zorunlu ve nne geilemez olduu kadar riskli ve tehlikeli
de olan, bir adm ileride olma pratiinin gvenli ve zgrce
seilmi provalardr bunlar. Bu oyunlar, yaralanma korkunuz
veya bakalarn yaralamaya kar vicdani itiraznzdan tr
engellennemi olsanz, sizin srklendiiniz, hatta yapm
olmay dileyebileceiniz eyleri yapmanz salar. "Son katli
am" , "ayakta kalan son insan" ve "imha derbisi" olarak neri
len bu oyunlardan biri, cokulu bir sese sahip ve pek de ironik
olmayan bir eletirmen tarafndan yle tanmlanyor:

En elendirici olanlar [ . ] pek ok arena etkinliklerinden bi


. .

rinde, arabann n camndan srcy bir bez bebek gibi savurup


ha\aya frlatmak iin zamanlama ve hassasiyetle arpmanz ge
rektiren olaylardr. Bahtsz bakahramannz devasa bovling pistl e

rinden aa frlatmaktan. ok geni su yzeyleri boyunca bir akl


ta gibi kaydrmaya kadar her ey ayn lde tuhaf, iddet ykl
ve komiktir.

Bir adm ileride olmay bu kadar elenceli klan ve "oy


namay bylesine komik"" yapan ey, kahramannzn
""bahtszl" na (size aynen karlk verme acizliine) kar si
zin hnerinizdir (darbe savurmaktaki zamanlamanz ve hassa
siyetinizdir) . zsayg, stn bece_rilerinizin sergilenmesinden
kaynaklanan egonun iirilmesi, kahramann hor grlmesi
pahasna elde edilmitir. Siz srcnn koltuuncia gvenle
otururken, n camda savrulan bez bebek benzeri kahraman
olmasa , sizin hneriniz gene ayn olsa da ancak ksmen tat
min edici ve bir o kadar da ksmen elendirici olabilir.
Max Scheler uzun zaman nce, ta l 9 l 2'de, sradan insann,
deerleri kyaslamadan nce onlar deneyimlernek yerine, bir
4Z Yaam Sanat

deeri ancak baka bir kiinin mlkleri, artlar, vaziyeti ya da


nitelikleriyle "kyaslama yoluyla ve bu srete" deerlendirdi
i belirtiyordu2 Sorun u ki bu tr bir kyaslamann yan etkisi
ounlukla baz takdir edilen deerlere sahip olunmadnn
kefidir. Bu keif ve dahas sz konusu deerin elde edilmesi ve
tasarruf hakknn k iinin kapasi tesinin tesinde olduunun far
kndal, son derece gl duygular uyandrr ve birbirine zt
ama eit lde gl tepkileri harekete geirir: Dayanlmaz
bir arzu ( tatmin edilmesi imkansz olabilecei phesinden
dolay daha da fazla eziyetli hale gelir) ; ve hm -sz konusu
deeri , sahipleriyle birlikte klterek, alaya alarak ve deer
sizletirerek kendini deersizletirme ve hor grmeyi nle
mek iin aresiz bir istein neden olduu kin. Aalama de
neyimi karlkl iki elikili istekten meydana geldii iin, bu
deneyimin son derece belirsiz bir tavr (prototip bir "bilisel
uyumsuzluk" , irrasyonel davran kayna ve akln savlarna
kar geilemez bir kale) meydana getirdiini belirtebiliriz.
Ayn zamanda bu durum, bundan muzdarip olanlar asndan
daimi bir endie ve ruhsal rahatszlk kaynadr.
Ancak, Max Scheler'in ngrd gibi, muzdarip olanlar
adalarmzn ok byk bir blmn oluturur; hastalk
bulandr ve akkan modern tketim toplumunun mdavi
mi ok az insan, bu bulama tehlikesine kar tamamen ba
k olmakla vnebilir. Scheler, politik ve dier haklarn gre
ce eitlii ile biimsel olarak kabul edilen toplumsal eitliin ,
gerek iktidar, mlkiyet ve eitime ilikin muazzam farklarla
beraber el ele gittii bir toplumda savunmaszlmzn ka
nlmaz olduunu syler. Gerekte herkesi eitlemekten aciz

2) Max Scheler, ''Das Ressentiment im Aufbau der Moralen. Gesammelte


Werke, c.3, Bern , 1955 iinde; burada Lehe basksndan alnt yaplmtr:
Resentymett i Moraltosc, 1 99 7 , s.49.
Zygmunt Bauman B

olan bu toplum, herkesin, kendisini baka herkesle eit oldu


unu dnme "hakkna sahip olduu" bir toplumdur.3
Bu tr bir toplumda, savunmaszlk da (en azndan potan
siyel olarak) evrenseldir. Bu toplumun evrensellii, ok ya
kndan balantl olduu, bir adm ileride olmann cezbedici
evrenselliiyle beraber, btn yeleri iin bir mutluluk stan
dard (bu "btn"n ou da bu standarda ulamaktan aciz
ya da alkonmutur) belirleyen bir toplumun zlemez i
elikisini yanstr.
Kendini eiterek Stoik felsefe okulunun kurucusu olan
eski R omal kle Epiktetos, -kolayca aniayacaklar bir dilde
sylendii ve dnya grleriyle esiz derecede uyuan meta
forlar kullanld iin- tketim toplumunun tketicilerine de
hitap edebilecek bir nasihatinde unlar ne srmtr:

Yaamnzn zarif bir ekilde davranabileceiniz bir len gibi


olduunu ditinn. Yemekler size ikram edildiinde, elinizi uzatn
ve makul bir para aln. Eer yemek yannzdan geip giderse, taba
nzda olanla yetinin. Veya yemek henz size ikram edilmediyse,
sabrla sranz bekleyin.
Ayn kibar lllk ve minnettarlk tutumunu ocuklar
nz, eleriniz, meslek yaamnz ve mali ileriniz iin de taknn.
Arzunun , hasedin ve agzlln hi gerei yok. Vakti geldiinde
hak ettiiniz pay alacaksnz."

Bununla birlikte, sorun u ki, tketim toplumumuz,


Epiktetos'un gven verici vaadinin gerekliine duyulan inan
cn, deneyime ters dtn gstermek iin akla gelen her
eyi yapar ve bu nedenle de Epiktetos' un suskunluk, arya
kanama ve ihtiyata dair nasihatini kabullenmek gleir.
3) A.g.e, s . 4 1 .
4 ) E p ic te tus The Art of Living, ev. : Sharon L ebeli, Harper One, 2007,
, s. 22.
44 Ya am Sanat

Ayrca tketim toplumumuz Epiktetos'un nasihatinin hayata


geirilmesini, yldrc bir grev ve zahmetli bir mcadele kl
mak iin de akla gelen her eyi yapar. Ancak, bunu imkansz
klmaz. Toplum, insanlar asndan birtakm tercihleri daha az
seilebilir klabilir (klar da) . Ancak hibir toplum, insanlarn
seim hakkn tmden elinden alamaz.

I tiraz beklemeksizin gvenle , mutluluk hakknda sylenebi


lecek bir eyler var mdr? Elbette vardr: M u tluluk, arzula
nacak ve deer verilecek iyi bir eydir. Ya da mutlu olmak,
mutsuz olmaktan daha iyidir. Ancak bu iki tnap, mutluluk
hakknda salam bir temele dayal olarak zgvenle sylene
bilecek tek eydir. " Mutluluk " kelimesini ieren btn dier
cmlelerin mnakaa karaca kesindir. Dardan bir gz
lemci asndan, birinin mutluluunu bir baka kiinin kor
kusundan ayrt etmek pekala g olabilir.
Gelgelelim, iddetli itiraz riski olmadan sylenebilecek
" tek eyin" bunlar olduunu sylemek, ok da fazla anlam
tamaz. Hi phe yok ki, kelimenin anlamn zaten imiedii
eyi tekrar ederek "aan" , ancak bu srete birka kelime daha
kullanan, kelimenin szlk tanmndan ok da farkl bir ey
deildir bu. Sz konusu kelime belirli eyler ya da durumlar
iin deil de bakalar iin kul lanldgnda, tartmal yorumlar
ve bak alan bolca ortaya kmaya balar. Nitekim szlk
tanmlar, ortaya kan ihtilaflan engellemeyecek, hzn kes
meyecek ve hatta yattrmayacaktr. Baz insanlarn kelimeyi
bu durum yerine u durum iin kullanma kararn aknlkla
karlayacak yahut aka sulayacak ya da alay konusu yapa
cak olan yalnzca bakalar deildir. Karar alclarn 1endi le
rinin de tercihlerinin uygunluu veya hikmetiyle ilgili olarak
kararsz kalmas kuvvetle muhtemeldir. Geriye bakp akn
Zygmunt Bauman 45

bir ekilde "Btn yaygara bunun iin miydi? Eer umu t etti
im mutluluk buysa, ona varmak iin grnte gereken b
tn bu aba ve ileye deer miydi ? ! " diye sorabilirler.
Immanuel Kant, her trl kar-sava kar bak olan ve
bu yzden tm insanlarn kabul edecei ve neticede kabul et
tii bir tanma vararak "meseleyi halletmek" zere bir tanm
yapmak umuduyla, bulank ve tartmal kavramlar amak ve
berraklatrmak iin yaam boyunca mcadele etmesine (ve
bunu byk lde baarmasna) ramen, "mutluluk" kavra
m sz konusu olduunda umudunu kesrnek zorunda hisset
miti. Kant yle der: "Mutluluk kavram o kadar belirsizdir
ki, herkes mutluluu elde etmek istese bile, gerekte istedii
ve arzulad eyin ne olduunu kesin ve tutarl bir ekilde
.
asla syleyemez . " 5 Bu yoruma unu ekleyebiliriz : Me sele mut
luluk olduunda insan hem kesin hem de tutarl olamaz. Kii
ne kadar kesin olursa, tutarl kalma ans da o kadar azalr.
Bu pek de artc deildir, zira mutluluun almas gereken
biim hakknda net olmak, tercih edilen model zerinde dik
kati ve enerj iyi younlatrmak ve geriye kalan her eyi d
arda ya da glgede brakmak anlamna gelir. te taraftan,
btn dierleri pahasna peinden gidilen her model, l do
an, baarszlkla sonulanan ya da ihmal edilen olaslklarn
mezarl bydke, daha da pheli grnmeye mecbur
dur. Tatmin, tutarszln -geriye gitmenin ya da yan yollara
sapmann- cezbediciliiyle, bir paket teklif iinde gelecektir
muhtemelen.
Platona inanacak olursak, Sokrates'in zaten yaamn zalim
bir gerei olduunu belirttii mutluluk arzusu, insan varolu-

5) Immanuel Ka nt. Gmwding for the Merapin sic s of Mora ls, ev. : james W.
Ellington. Hackett. 198 1 . s.27 [Ahlall Mctafiziiin Temellcndirilmcsi, ev. :
oanna Kuuradi. Trkiye Felsefe Kurumu. 2009 ] .
46 Yaam Sanat

unun ebedi bir yolda gibi grnmektedir. Ancak, eksiksiz,


sorgulanamaz, je ne regrette rien [ hibir eyden piman dei
lim ] tarz kvancn ve tatminin imkanszl da ayn derecede
ebedi gibi grnmektedir. Keza bunun neden olduu btn
hsranlara ramen, insanlarn, aslnda mutluluu aramak,
elde etmek ve muhafaza etmek iin elinden geleni yaparak,
mutluluu arzulamay brakmalarnn imkansz oluu da yle.
Aristoteles Retorik almasnda, insann mkl durumu
nun karmaklndan kaynaklanan meseleleri daha basit bi
leenlere ayrurarak zme konusundaki allm stratej isini
izleyerek, bir kere kazanldnda veya elde edildiinde, mutlu
bir yaamn paras olacak kiisel zellikleri ve baarlar liste
lemitir.6 Aristoteles mutluluun birok ekilde tanmlanabi
l eceini kabul ediyordu: " erdemle birlemi zenginlik" olarak;
"yaamn bamszl" olarak; "gvenli bir ekilde maksi
mum haz alma" olarak; "kiinin mlkiyet ve bedenini koruma
gc ve bunlardan faydalanmayla birlikte, mlkiyetin ve be
denin durumunun esenlii" olarak. Fakat daha sonra, mutlu
yaam reetesi olarak hangisi seilmi olursa olsun, mutluluk
i
iin gerekli olan "i" ve "d" eyler n bir listesini sunmutu.
Ona gre , listenin, ampirik temelleri vard, zira muhtemelen
Atina'nn btn yurttalarnn dile getirecei arzulardan olu
uyordu: iyi bir soydan gelmek, ok sayda yakn dost, zengin
lik, iyi ocuklar, ok sayda ocuk, salk, gzellik, g , geni
endam, atletik gler, an, eref, ans, erdem vs . Bu listede
deerler hiyerarisi yoktu. Mutluluk rselenmeden hibirinin
dieri iin gzden karlamayaca ve herhangi birinin varl
ya da bolluunun, dierinin eksiklii ya da yokluunu telafi
ederneyecei varsayldndan, mutluluun btn bileenle-

6) Bkz. Aristotle, The Basic Works of Aristotle, haz. Richard McKeon . Randam
House. 194 1 .
Zygmunt Bauman 47

rine ayn nem veriliyordu . Bu varsaym Aristoteles'in yaam


felsefesinin geri kalan ksmyla ok uyumluydu; bu felsefe her
trl radikal, tek tarafl tercihler konusunda kuku duyuyor
ve bunun yerine eitlilii ve badamazlyla mehur ger
eklikler ortasnda izlenmesi gereken tek doru ve etkili stra
tej i olarak lmllk, dengeli yarg ve "orta yol" tercihini tavsiye
ediyordu.
ada okurlarn Aristoteles'in listesinden tr akl ka
rm, hatta keyfi kam olabilir. ada insanlara mutlu
luk hakkndaki fikirleri sorulsa, listenin baz maddeleri pek
de umursamayacaklar zellikler arasnda kalr. Dier baz
maddeler de, en azndan, kank duygulada ele alnacaktr.
Gelgelelim grece nemsiz bir rahatsz edici noktadr bu:
ada mutluluk arayndakileri en ok artmas muhte
mel olan ey, mutluluun bir kere ulaldnda deimeyen
bir durum, belki de salam ve kesintisiz bir durum olduu
(olabilecei, olmas gerektii) ynndeki zmni varsaymdr.
Listedeki btn maddeler bir kere elde edildiinde ve bir ara
ya getirildiinde ve daimi olarak "elde edilmi" o lduklar te
min edildiinde, (Aristoteles'in de imiedii gibi) sahiplerine
istisnasz her gn her saat sonsuza dek mutluluk salamalar
beklenir. Bu, adalarmzn kesinlikle tuhaf ve gerekleme
si imkansz diye deerlendirecekleri bir eydir. stelik, ger
eklemesi pek de mmkn olmayan bylesi daimi bir istik
rarn, yaamdaki mutluluk zerinde gayet sevimsiz etkilere
sahip olacandan kukulanacaklardr.
Elbette ou ada okur bunu yle yorumlayacaktr:
Mutluluk asndan, daha fazla paraya sahip olma, parann az
olmasndan iyidir; insann birok iyi dosta sahip olmas, az
sayda dostu olmas veya hi olmamasndan iyidir; veya sa
lkl olmak hasta olmaktan iyidir. Ancak, ayet varsa, yalnzca
48 Yaam Sanat

ok kk bir okur kitlesi, kendilerini tek bir gn mutlu klan


eylerin kendilerini bylerneye ve daima sevin alamaya
devam edeceini umacaktr. ok az insan mutluluk halinin
tek seferde elde edilebileceine ve elde edildiinde de bu halin
daha fazla aba gerektirmeden yaamn geri kalan boyunca
srebileceine inanacaktr. Baka bir deyile, "bundan byle
hibir ey deimeyecek ve her ey olduu gibi kalacak" an
layna ramen, daha fazla ve daha byk mutluluk aray
sona ererse, mutluluk mahvolmayacaktr.
adalarmzn auna gre, " hep ayn" beklentisi, ba
l bana bir deer deildir; yalnzca fesih yetkisi veren bir
artla tamamlandnda deer olur. "Hep ayn" anlay ar
sevin ve coku annda ekici olabilir; ancak, baka alanlar
da olduu gibi, ou insan arzunun sonsuza dek srmesini
beklerneyecek ve arzu nesnesinin sresiz olarak "ayn" kalma
sn istemeyecektir. Christopher Marlowe'un Faust'unun zor
yoldan rendii gibi, sresiz olarak "ayn" kalacak bir saadet
an dilemenin, sresiz mu tlulukransa sonsuz bir cehennem
mahkmiyeti salayaca garantidir. . .
ou adamz iin mutluluk daha ziyade, her ne ka
dar sabr ve elik gibi sinirler gerektirse de, "insann kendi
yolunda gitmesi" (henz tatmin edilmemi arzularla drt
len ve hedeften hala belli bir mesafede bulunan insann d
kurmaya ve bu dlerin gereklemesi iin abalamaya ve
umut beslerneye devam etmeye zorlanmas) bir deer olarak
kabul edilir ve phesiz ki son derece de kymetli bir deer
dir. Muhtemelen, adalarmz bu koulun aksinin, yani din
ginlik halinin, mutluluktan ziyade can shnts hali olacan
(sze dkmeseler de en azndan ilerinde) kabul edecektir.
N itekim oumuz asndan " sklmak" , ar mutsuzluk
la eanlamldr ki bu da en ok korktuumuz durumun bir
Zygmun\ Bauman -+9

baka addr. M u tluluk bir "hal" olarak tanmlanabilirse, bu


durum isteklerin henz tatmin edilmemesinden kaynaklanan
heyecan olarak tarif edilebilir ancak. . .

M odern an balangcnda, mutluluk arayanlarn uygula


malarnda ve dlerinde "mutluluk hali"nin yerini mutluluk
aray ald. Bu an balangcndan itibaren, en byk mut
luluk , srncemeli meydan okuma ve uzun mcadelenin en
sonunda eriiiecek dllerden ziyade, talihe meydan okumak
ve engellerin stesinden gelmekten kaynaklanan tatminle ili
kilendirilmitir ve halen de yledir. Alexis de Tocqueville'in
grlerini derinletiren Darrin M cMahon'un7, "Bat" felse
fesi ve kltrnde mutluluun uzun yksne ilikin ok
kapsaml ve direyetli incelemesinde gzlemledii zere, de
Tocqueville'in ziyaret ettii Amerika'da, eitlik arzusunun, ev
velden kazanlm eitlikteki artla gitgide daha da doyumsuz
hale gelmesi gibi, bastrlmam arzu ve zorlayc mutluluk
aray da, maddi belirtiler oaldka, mutluluk-araynda
kileri daha ziyade massetme eilimindeydi (hala da yledir) .
De Tocqueville'in kendi szleriyle, "Mutluluk gzden kaybol
makszn insanlardan uzaklaan bir zelliktir ve uzaklatka
insanlar peinden srklemek iin el eder. Onu yakalayacak
larn dndkleri her an, parmaklarnn arasndan kayp
gider. "6
nsan dncesi ve eyleminin ;,.sl motoru olarak mutluluk
araynn ortaya kmas, bazlar iin ktye delalet ederken,
bazlar iinse gerek bir kltrel, toplumsal ve ekonomik
devrimin iaretidir. Kltrel bakmdan, sonsuz rutinden daimi

7) Darrin M c Mahon , The Pursuit of Happin ess: A History from the Greels to the
Prcsent, Alien Lane, 2006, s. 337 ve devam.
8) Alexis de Tocqueville, Democracy in America, ev. : G eorge Lawrence,
Harp e r, 1988, c. 2, s. 538.
SO Ya am Sanat

yenilie, "her zaman olan" ya da "her zaman olmu olan"n


yeniden retimi ve muhafazasndan, "asla olmayan" ya da
"asla olmam olann" oluumu ve/veya temellkne geie ;
"itmek"ten "ekme"ye, ihtiyatan arzuya, nedenden amaca
geie delalet ya da elik eder. Toplumsal bakmdan, gelenein
hkmnden, " kat olann buharlamas ve kutsal olana sayg
gstermemeye" geile rtr. Ekonomik bakmdan, ihtiya
larn tatmininden arzularn retimine geii tetikler. Bir d
nce ve eylem drts olarak "mutluluk hali" esas itibariyle
muhafazakar ve istikrarlatnc bir e olmuken, "mutluluk
aray" etkili bir istikrarszlatrc gtr. Nitekim hem in
sanlar arasndaki balar ve toplumsal ortamlar hem de kendi
ni tanmak yolunda harcanan emein oluturduu a iin en
gl antifriz bu araytr. Bu , "kat" moderniteden "akkan"
modernite evresine geiten sorumlu olan nedensel karmaa
bakmndan esas psikolojik e olarak dnlebilir.
De Tocqueville, ayn anda, hak, grev ve yaamn balca
amac mertebesine ykseltilen "mutluluk aray"nn psikolo
jik etkileri hakknda unlar sylyor:

[Amerikallar] mutluluun ekiciliini bilecek kadar onu ya


kndan grr, ancak onun tadn karmak iin yeterince yaknla
maz. Mutluluun zevklerine tamamen varmadan nce de lm
olacaklar. .. Bolluk ortasnda, demokrasilerin sakinlerine oun
lukla musaHat olan tuhaf melankolinin ve skunet dolu rahat or
tamlarda onlar kimi zaman ele geiren, yaamaya duyulan nefretin

nedeni ite budur 9

Antik adaki bilgeler " evrensel mutluluk aray" ann


balangcndan ok uzun zaman nce bunu tahmin etmi ya
9) Ag.e.
Zygmunt Bauman 51

da sezinlemilerdi. Bu belirgin paradokstan anlam karma


ya ve bunun mutluluk arayndakiler iin kuraca tuzaktan
saknnann ya da syrlmann yollarn planlamaya heves et
milerdi. Lucius Anneus Seneca "Mutlu Yaam zerine" m
talaalarnda una dikkat ekiyordu:

En yce iyi, lmsz alandr, geip gitme eiliminde deildir,


pimanl olduu kadar bkknl da dlar. Asil bir zihin asla ka
rarlarnda sendelemez, asla kendini hor grmez, yaamnda kusur
suz olan bir eyi asla deitirmez. Tensel hazlar asndan ise tam
aksi geerlidir: En yksek scakla eritikleri anda souverirler.
Tensel hazzn hacmi byk deildir ve dolaysyla hzlca dolar, haz
bkknla ve bataki evk can sknts ve miskinlie dnr. 1 ''

N etlik uruna, Seneca ilk cmledeki akl yrtmeyi ter


sine evirse ok daha iyi olurdu: Iyi eylerin lmsz oldu
unu \'arsaymak yerine , en yce iyi olarak grlmesi gere
kenin -zamann andrc etkisine kar kesinlikle lmsz
n direnli olmak sayesinde- lmsz olan eyler olduunu
syleyebilirdi. Seneca'nn d ya da uyars ne kadar ikna
gc tam olursa olsun, bu gc her eyden once , zamann
akn tuzaa drmek, ehliyetsiz klmak, yavalarmak ve
neticede nleyip, andrc gcnden mahrum etmek konu
sunda her yerde karmza kan , azim dolu insan dnden;
lml insanlarn varoluun uzun srmesine , bitimsizliine ,
hatta ebediliine duyduklar do)urulmam ve dayurulamaz

l O) Zysk i S-ka nn l 996'da yaymlad lehe basksndan e\Tilmitir. Al


ternaif br evi ri in bkz. john Davie, Seneca: Dialoges and Essay s , Oxford
Cniversity Press. 2007, s. 9 1 : " En yce iy il i k lm tarafndan el srlmemi
olandr. lm nedir bilmez. ne a rla ne de pim a nl ga msamaha gsterir;
zira iffetli akl asla yolundan dnmez ya da kendinden tiksinmeye yenik d
mez. 'v!kemmel olan bir eyi herhangi bir ede asla degitirmez. Ancak keyif
nee Hrdii anda sonlanr: yalnzca kk bir yer tutar H bu yzden hzla i
gnr \'e ilk saldrdan scmra bitkin derek enerjisini kaybeder. "
5Z Yaam Sanat

arzudan alyordu. "Bilgi aac" nn meyvesini daha nce tatm


olduklar iin, lml insanlar, ne kadar umutsuzca ve srarla
abalasalar da, faniliklerini unutamaz ve unutmayacaklardr.
Bu yzden insanlarn, kendilerinden acmaszca ve tmden
esirgenmi olan byl ve byleyici dier meyveyi , yani "ya
am aac"nn meyvesini, ehvetle arzulamay brakmas pek
mmkn deildir.
Ne "baki olduu iin deerli" ile "geici olduu iin fay
dasz" olan arasndaki ayrm, ne de ikisini ayran kapatla
maz boluk, insan mutluluu zerine dncelerden imdiye
kadar bir an olsun kmtr. Dnyann kendisinin ftursuz
ebediliine kyasla, bireyin bu dnyadaki bedensel varlnn
kk drc ve aalayc anlamszl, hilii iki bin yl
akn bir sreden beri filozoflarn (ve felsefi bir ruh haline gi
rip yle kaldklar ksa sreler boyunca filozof-olmayanlarn)
yakasn brakmamtr. Ortaada bu husus, lmllerin en
yce amac ve ulu meselesi mertebesine ykseltilmi ve ahiret
hayatnn sonsuz saadetine zorunlu ve dolaysyla makbul bir
giri olarak fani dnyevi varoluun acsn ve strabn ak
lamann (ve umutla ilzam etmenin) yan sra, tinsel deerle
ri bedensel hazlarn zerine karmak iin de kullanlmt.
M odern an gelmesiyle birlikte, yeni bir klkta, "toplumsal
btnn" -ulusun, devletin, lknn . . . - karlaryla yan
yana konduunda, gayet ksa mrl, fani ve babo oldu
u grlen bireysel kar ve kayglarn beyhudelii klnda
ortaya kt.
Bireysel fanilie kar dnyeviletirilmi yeni ve gl bir
cevap, modern sosyoloj inin kurucularndan biri olan Emile
Durkheim tarafndan ortaya atlp derinlemesine tartld.
Durkheim " toplum"u Tanr'dan ve onun yaratm ya da ci
simlemesi olarak dnlen Doa'dan boalan yere yerleti-
Zygmun! Bauman 53

rip orada kurmaya abalad. Bylece yeni gelimeye balayan


ulus-devlet iin, ahlaki buyruklar dile getirme, ileri srme
ve dayatma ve uyruklarnn en yksek sadakatini huyurma
hakk talep etmeyi amalad. Bu hak nceden Tanr ve O'nun
kutsanm dnyevi vekilierinin elindeydi. Durkheim alma
snn maksadnn tamamen farkndayd: "En temel ahlaki fi
kirlerin uzun zamandr arac hizmeti gren bu dini saiklerin
yerini alacak rasyonel saikler bulmalyz . " 1 1 Durkheim'n in
sanlarn aramasn tavsiye ettii gerek mutluluk Tanr sevgisi
ve O'nun Kilisesine itaatten, ulus sevgisi ve ulus-devlete itaa
te yneltilmiti. G elgelelim her iki rnekte, ebeciiliin fanilik
zerinde stnlne dair ayn sav kullanlmt.

Eer abalarmz kalc hibir eyle sonulanmazsa, iieri bo


demektir ve beyhude bir ey iin neden uraalm ki7 . . . Son derece
bo ve ksa olan bireysel hazlarmzn deeri nedir ki? . .
Birey topluma tabidir ve bu tabiiyel onun zgrlk kouludur.
Insan iin zgrlk, kr. dnceden yoksun maddi glerden
kurtulua dayanr: bunu , korumas altna snd toplumun b
yk, anlayl gcyle bu maddi glere kar koyarak elde eder.
Kendisini toplumun kanatlar altna yerletirerek, belli bir lde,
kendini topluma baml klar. Ancak bu zgrletirici bir bam
llktr. 12

Orwellc eliik dneeye epeyce benzerlik ortaya ko


yan bir uslamlamada -tpk toplumun yerini almaya alt
Tanr'nn buyruklar ve Kilise koruyucularna itaat gibi- top
lumun ve onun atanm ya da kendi kendini atam szcle
rinin kat taleplerine kaytsz artsz teslim olma , bir kurtulu
edimi olarak sunuluyordu : ebedi olann fanilikten, tinin be-
l l) Emile Durkheim. Selected Writings, ev. : Anthony Giddens, Cambridge
University Press, 1 9 7 2 , s. l l O.
1 2 ) A.g.e, s. 94, l l S .
54 Yaam Sanat

densel hapishaneden kurtuluu ; ksacas gerek deerin sahte


ikamelerinden kurtuluu .
te yandan Seneca'nn reetesi ounlukla hendine-yeterli
lik ve hendi Izendinin efendisi olmayla birlikte dnlyordu.
Bu reete ayn zamanda tereddde yer brakmayacak biimde
tamamen bireyselciydi . Ne Tanrnn kadir-i mutlaklna ne de
yce akla ve toplumun snrsz kudretine dayanyordu . Daha
ziyade "asil zihinlere " , saduyu ya , bireylerin irade ve kararl
lna ve bu bireylerin bizzat hkmettii glere ve kaynak
lara hitap ediyordu. Onlardan acnas insanlk durumuna tek
balarna kar kmalarn istiyordu ; ve bunu , hem insanlk
durumunun karanlk gereklerinden gzlerini karnay sa
layan kt , aldatc, sahte terapiye snmadan, hem de geici
zevkleri kovalamadan yapmalarn istiyordu; gidilen bu yol
sz konusu gerekleri onlara, bir an bile fazla srmeyecek e
kilde, ancak kovalama devam ettii srece unutturabiliyordu .
Bu , muhtemelen Seneca'nn tm kalbiyle onaylayarak aktar
d Epikros'un dncesiyle anlatmak istedii eydir: "Eer
yaamnz, doaya gre ekillendirirseniz, asla fakir olamaya
caksnz ; eer insanlarn grlerine gre ekillendirirseniz,
asla varlkl olamayacaksnz . " 13; ya da "Yaygn kabul gren
eyin en iyi olduunu dnerek sylentiye boyun ememiz
ve biroumuzun izinden gidebilecei pek ok iyi ey bulun
masndan tr akldan ziyade yknme ilkesiyle yaamamz
kadar bamza bela ge tiren baka bir ey yoktur" yorumuy
la; "Doal arzular snrldr; yanl grlerden kaynaklanan
arzular dur durak bilmez. Zira hatann son dura yoktur,"
uyarsyla; son olarak da "ne kadar ok insanla kaynarsak
tehlike de o kadar artaca" iin " zellikle kanlmas ge-

13) Bkz. Seneca, Epistlae Moralcs ad Lcilim, "Lelters fmn a Stoic" olarak
eviren Robin Cam pbell, Penguin, 2004. s. 65.
Zygmunt B<uman 55

reken en nemli" ey olarak "kitlesel kalabalklar" seme


kararyla da anlatmak istedii budur. "Insann kiiliine en
ok zarar veren ey, bir gsteri izleyerek zaman geirmektir.
nk o anlarda, elence araclyla , ahlakszlk byk bir
kolaylkla gelip iimize yerleiwrir. H Ksacas: Kabalalktan
kann, kitlesel dinleyici topluluklarndan saknn, -felsefeye
ve edinip sahip olabileceiniz bilgelie ait olan- kendi dn
cenize kulak verin. Seneca , insan dnya zerindeki geici yol
culuunda kadim Tanr'ya eittir, der. Hatta bir bakma insan
Tanr'dan stndr: Tanr'nn kendisini k o rk u ya kar koru
yacak Doas vardr. Ancak insan korkudan her ne korursa
korusun, insann bunu kendi aklyla retmesi gerekir.
Sorun, ebeciiliin insanlara yasaklanm olmasdr ve do
laysyla hepsi aclar iinde bunun farknda olan ve kaderin
bu hkmne kar gelmek iin pek umut beslemeyen insan
lar, trajik hikmetlerini knlgan ve geici hazlarn hayhuyunda
bastrmaya ve kreltneye alr. Bu , hi kukusuz yanl bir
hesap olduundan -ki bunun nedeni yanl hesaba yol aan
eyle ayndr (yani, traj ik hikmet asla kovalanamaz ya da te
melli olarak ortadan kaldrlamaz)- insanlar, maddi zengin
likleri ne olursa olsun, kendilerini ebedi tinsel yoksullua
mahkum eder: yani daimi mutsuzlua ( " I nsan kendini mut
suz olduuna inandrd kadar mutsuzdur" 1') . Zor durumla
rnn snrlar ierisinde, mutlulua giden yolu aramak yeri
ne, yol boyunca bir yerlerde iren ve menfur kaderlerinden
kurtulabileceklerini ya da atlarabileceklerini umut ederek yan
yollara saparlar -ancak, onlar (itenlikle istenen ama elde
edilemeyen) keif yolculuuna kmak zere harekete gei
ren uroarszla varrlar nihayetinde. Bu yolculukta insanlarn

14) Senaca: Dialoges and Essays, s . 4 1 , 8 5 .


1 5 ) A.g.e. s. 1 34 .
56 Yasarn Sanat

yapabilecei tek keif, kat ettikleri yolun, kendilerini er ge


balang izgisine getirecek olan bir yan yol olduudur.

ls ter amansz bir yazgnn penesinde olalm, ister evrenin sahi


bi olarak Tanr btn eyleri buyurmu olsun, isterse de insana dair
olaylar tamamen ansa bal olsun; bizi koruma grevi felsefenindir.
Bizi neeyle Tanr'ya ve isyankarlkla talihe boyun ememizi tevik
edecek olan felsefedir; Tanr'y nasl takip edeceinizi ve onun size
hangi ltfu yollayabileceini duymanz size felsefe gsterecektir 1'

Beyhude, beyhude, her ey beyhudedir: Seneca farknda


olmadan Ecclesiastes'teki ncelinin mesajn tekrar ederek
bunu kafalara sokmak ister gibidir: Kendini beenmi kiiye,
hak etmedii ilgi, sayg ve hayranlk gstererek kendini kk
drme. Stoac filozoflarn uzun soyunda, Seneca'nn ardl
olan Marcus Aurelius da bu gre katlr ve okurlarna yle
bir nasihatte bulunur: "Greviniz dik durmaktr, birileri tara
fndan dik tutulmak deil . " Bunu da yle aklar:

Her ey nasl da hzla yok olup gidiyor, bedenlerimiz maddi


dnyada kayboluyor, anlar zamanla yitip gidiyor; duyulada alg
lanan btn nesneler -zellikle de verdii hazla bizi kendimizden
geiren, yaatt acyla korkutan ya da anlamsz eylerden zevk al
mamz salayan eyler- nasl da ucuz, aalk, adi, geici ve ruh
suzlar. .
Bedene dair her ey bir nehir gibi srklenip gidiyor, zihnin b
tn rnleriyse ryalar ve sanrlardan ibaret. .. Peki yolculuumuz
da bize ne elik edebilir? Bir tek ey, yalnzca bir tek ey: felsefe . 1 7

Marcus Aurelius'un nasihati, gndelik kouturmacadan,


aalk her eyden uzak durmaktr, nk bunlar geici, ucuz

16) A.g.e, s 64.


l 7) Marcus Aurelius, Meditations, e v. : Martin Hammond, Penguin, 2006, s.
1 3 , 1 5 , 19 [Diiiceler, ev. : Saclan Karadeniz, YKY, 2006 ] .
Zygmunt Bauman 57

ve adidir: "Dnyevi eyleri ok yksek bir noktadan aa ba


kyormuasna grn. " 8 Byle yaparak, mutluluk vaadini
yerine getirmeyecek getiremeyecek eylerin aldatc cazibe
sinden kanm ve hsranla son bulacak batan kmalara
kar direnmi olursunuz.

Btn amasz gezilerinizdeki deneyiminizden biliyorsunuz ki


iyi yaam hibir yerde -ne mantkta, ne zenginlikte, n e hrette,
ne de sefahatte- bulamadnz. O zaman nerede bulacaksnz7 !nsan
doasnn gerektirdii eyi yaparak. . . Drtlerinizi ve eylemlerinizi
ynetecek ilkeler edinerek bulacaksnz. 1 9

Peki b u ilkeler n e olmalyd/ Marcus Aurelius "herhangi


bir yeteneksizlik ya da kabiliyetsizlik mazeretine mahal ver
meden" herkes tarafndan uygulanabilecek ekilde belirlen
mi baz ilkeleri yle sralar: drstlk, eref, sk alma,
zveri, kanaatkarlk tutumluluk, efkat, bamszlk, sadelik,
sagr , yce gnlllk. "Unutma ki seni ynlendiren zih
nin kendi kendine yerebildiinde yenilmez olur. . . Tutkulardan
kurtulmu bir zihin kale gibidir: Insanlarn snabilecei daha
gl bir yer yoktur. "20 amzn dilini kullanacak olursak,
Marcus Aurelius'un, mutluluk araynda olanlarn nihai s
na o larak kiilii ve vicdan saptadn syleyebiliriz: Baka
bir yerde ardnda varis ya da vasiyet brakmadan yitip gitmeye
mahkm olan mutluluk dlerinin hsrana uramayaca tek
yer. Marcus Aurelius'un ileri srd mutluluk reetesi ken
di kendine yeterlidir, kendine gnderme yapar ve hepsinden
nemlisi kendi kendini snrlaycdr. Hatal yollar bilip on
lardan saknn, doann dayatt ve kan olmad snrlar

18) A g.e, s. 65.


19) Ag e, s . 7 l .
20) A.g.e, s . 3 6 , 80.
58 1 Yaam Sanat

kabul edin. Deiken olup hibir snr tanmasalar da tutlwlar


sizi yoldan karacaktr, ama neyse ki tutkular etkisiz ve g
sz klacak gl bir silah olan akla da sahipsiniz. Mutlu bir
yaamn srr tutkularnz dizginlemek, aklnzysa drtnala
koturmaktr.
Yzyllar sonra Blaise Pascal, Seneca ve Marcus Aurelius'un
mesajlarn harmaniad ve birleinlerinin ortak zn damt
t:

nsanlk onurumu ararnam gereken yer uzam deil, dnce


yapmdr. Toprak sahibi olmann bana faydas olmayacaktr. Evren
uzam yoluyla beni kavrar ve bir parack gibi iine ekec bense
dnce yolu>la evreni kavrarm 21

Bununla birlikte Pascal'n da ekleyiverdii gibi, asl so


run, birok insann ou zaman akla yatkn bu nasihate aksi
ynde davranmalardr. Mutluluu, bulunamayacak yerlerde
ararlar. Pascal en unu tulmaz cmlelerinden birini yle biti
rir: " Mu tsuzlugun tek nedeni, insann odasnda sessizce nasl
oturacam bilememesidir. " Orada burada kouturmak sade
ce "zihinlerini datmann" bir yoludur. 22 Koutururken d
nceye ok az yer kalacagndan, kouturmaya devam edin.
Bylece kendinize daha yakndan bakma grevinin dayanl
maz yknden kanabilirsiniz: srekli olarak, sonsuza dek
ya da en azndan bacaklarnzda pistte kalacak kadar derman
kald srece . Bildiimiz gibi, ou pist, kapal daire eklin
dedir: yuvarlak ya da eliptik olup hibir yere kmazlar: tur
atarak komaya uygundurlar. !nsanlarn mutluluk aray ol
duuna inandklar (kendi zararlarna, kendilerini ac bir uya-

2 1 ) Pascal, Pensees, ev. : A . J. Krailsheirner, Penguin, 1 968, s. 5 9 .


22) A g . e , s. 67, 69.
Zygmunt Bauman 59

na mahkum ederek, yanl bir ekilde inandklar) oyun iin


setikleri isim, varmak deil komaktzr.

Birtakm insanlar her gn ufak bir mebla kumarda oynayarak


gamsz bir yaam surer. Her sabah kendisine, kumar oynamamas ar
tyla, o gn kazanabiiecei parap nrirseniz onu mutsuz edersiniz.
Istediinin kazanmak deil de oyun oymann keyfi olduu ileri sr
lebilir. . .
Heyecan duymaldr; kumar oynarnap brakmas anlamna gele
cekse , armaan olarak isterneyecei eyi kazanmaktan mutlu olacan
hayal ederek kendini kandrmaldr . ' 3

Pascal insanlarn kendi ilerine bakmaktan kandklarn


ve mkl durumlaryla yz yze gelmekten kamann nafile
umuduyla koturduklarn ileri srer. Bu mkl durum da
insanlarn ne zaman evrenin sonsuzluunu hatrlasalar ken
di mutlak nemsizlikleriyle yzlemeleridir. Byle yaptklar
iin Pascal onlar tenkit edip knar. Btn mutsuzluklar iin
esas sulanmas gereken eyin, sakince oturmak yerine hasta
lkl bir kouturma hevesi olduunu syler.
Gelgelelim Pascal'n , st kapal da olsa, bize mutlu ve
mu tsuz bir yaam arasndaki seim yerine , iki mutsuzluk tr
arasndaki seimi sunduu sylenerek itiraz edilebilir: ster
kouturmay ister sakince oturmay seelim, mutsuz olmaya
mahkmuz. Hareket halinde olmnn (farazi ve yanltc ! ) tek
avantaj (hareket halinde olduumuz mddete) sz konusu
hakikati bir sreliine ertelememizdir. Pek ok kiinin kabul
edecei zere, bu da odalarmzn iinde oturmaktansa kendi
mizi darz atmann gerek avantajlarndan biridir. Bunun di
renmesi g bir ayartma olduu konusunda hi phe yoktur.
!nsanlar bu ayartnaya kaplmay tercih edecek ve cezbedilip
23) A..g.c. s. 70.
60 Yasarn Sanat

batan karlmaya msaade edecektir. Zira batan karl


dklar mddete, kendilerini komaya sevk eden ve "seme
zgrl" ya da " kendini ispatlama" denen eyle perdelenen,
zorunluluk ve dknl kefetme tehlikesini uzaklatrmak
ta baarl olacaklardr. Ancak kanlmaz olarak, erdemleri
hayata geirmenin ve bunun sorumluluunu almann yol at
straptan kurtulmak uruna, bir zamanlar sahip olduklar,
ancak artk, terk ettikleri bu erdemleri nihayetinde arzulaya
caklardr . . .
Bu yzden filozoflarn bu ayartnaya direnmek ve dolay
syla boyun emeyi reddetmek iin , "soylu zihin" , btnlkl
bilgi ve gl karakter gibi ayrcalkl, nadiren bahedilmi
niteliklerin gerektii konusunda srar etmelerine amamal.

Pascal'dan birka yzyl sonra, Max Scheler, Ordo Arnaris'te


" kalbin, tinsel bir varlk olarak insann z olarak adlandrl
may bilme ve istenten ok daha fazla hak ettii"ni vurgu
luyordu 24 "Kalp" burada cazibe ve irenme hisleri -sevgi ve
nefret- arasndaki seimi temsil eder.

Bir insan yaamnn seyrincieki iyi eyler, pratik eyler, iradesi


ni dayandrd isten ve eyleyilere direniler, adeta insann ordo
amoris'inin [ d.izen sevgisi] zel seici mekanizmas tarafndan her
zaman en nce gzden geirilen ve "gr.ilen" eylerdir. . . . Bilfiil dik
kat ettii, gzlemledii veya gzden karp fark etmeden brakt
ey, bu cazibe ve irenmeyle belirlenir.

Scheler insann bir ens cogitans ya da ens volens (bilen ya


da isteyen varlk) olmadan nce bir ens amans (seven varlk)
24) Bkz. Max Scheler, "Ordo amoris " , Sc h riften aus de Nachlass iinde: Zur
Ethik und Erkenntnislehre, Frank Verlag, 1 92 7 ; buradaki alnt u derleme
dendir: Max Sch el e r, Selected Philosophical Essays, ev. David R. Lachterman,
Northwestern Press, 1 9 73 , s. 100- l .
Zygmunt Bauman 1 61

olduunu syler. " Kalp" sadece kendi kurallaryla, yaam yo


lunda belirledii kurallaryla yaar ve dier btn kurallara
duyarsz ya da kahramanca itaatsizdir. Bu benlikilik asn
dan kalp, btn dier mantklardan dn alnan eyleri inat
la reddettii bilinen Akl'a benzer. Scheler, Pascal'a uyarak, her
ne kadar Akl'n "anlay hibir ey bilmese ve asla hibir eyi
bilemeyecek olsa da" kalbin de "kendi dsturlar olduunu"
syler.25 Zira kalbin dsturlar, Akl'n kendi yuvas ve ayn
zamanda ayrcalkl ve yakndan korunan sahas olarak beyan
ettii "nesnel belirlenimler" ve "sahici zorunluluklar" deil,
"kendinden menkul" dsturlar, yani drt/er ve istenlerdir.
"Sertlik, mutlaklk ve dokunulmazlk asndan aa kalr
yanlar" olmasa da bunlar Akl'n soruturduu dsturlara hi
benzemez. Akln savlar kalbin yolunun mantn kavramaya
ve daha da nemlisi onun yolunu deitirmeye altnda
talihsiz ve aresiz kalr.
Kendi dsturlanna gre "kalp " , dnyay bir deerler dnya
s olarak kurar. Deer de, doas gerei, her zaman nde gelen,
her zaman olduundan daha i l eridedir: Zaten u anda burada
olan hibir ey, deeri tamamen barndramaz . Dolaysyla n
ceden var olan hibir durum yoktur ki deere doru uzanan
bir kalple karlatnda, bir insann kiisel tatminin rahat
koltuuna gmlmesini, sessizce oturmasn ya da kprdama
dan durmasn salayabilsin ("Ak sever ve severken de her
zaman sahip olduundan daha f;zlasn arar," der Scheler.26
Onu douran drt tkenebilir; akn kendisiyse tkenmez) .
Bir deer araclyla eyleme geen ak, arzu, ehvet henz
olmayan bir eye odaklanr; bunlarn nesnelerinin hepsi ge
lecekte yer alr ve gelecek, duygulada yaklalamayan, irde-

25) A.g. e, s. 1 1 7 .
26) A . g . e , s . 1 1 3
6Z 1 Yaam Sanat

lemekle bulunamayan, hibir ampirik testle saptanamayan ve


btn hesaplamalara meydan okuyan mutlak tekiliktir. Akln
bu tr nitelikleri olan nesneler hakknda syleyecek hibir
eyi yoktur. Akl , deerler ringe ktnda sevinle havlu atar;
seimler hakkndaki btn savlarn kendi sahasnn dnda
olduunu ve dolaysyla itibarn zedelediini ilan ederek geri
ekildiini aklar: de gustibus non est disputandum -zevkler ve
renkler tartlmaz . Deerlerin ne "meselenin gerekleri"nden
kanlabileceini, ne de bu gereklerle dorulanabileceini ya
da yalanlanabileceini ikrar ederek elinde hibir alet olmad
n itiraf eder. Deerler ringde tek bana kalr. Grnrde
ne bir rakip ne de destek vardr. Her ey kendi elindedir artk.
Dolaysyla akn sahiden de tkenme tehlikesi yoktur. Ama
ayn zamanda dinlenme umudundan da yoksundur. Finalin
nasl olacandan asla emin olmadan ve ilk hamlenin ne kadar
tesadfi ya da kritik olabilecei konusunda sonsuza dek p
he iinde kalarak bir hamleden dierine geer durur.
Scheler yle bir gzlernde bulunur: "Bir insann btn
yaamn ya da yllar ve olaylar silsilesini incelediimizde , as
lnda her tekil olayn tamamen tesadfi olduunu grebiliriz .
Bununla birlikte gereklemeden nce btnn her paras
ngrlemese dahi, bu olaylarn balantlar, ilgili kiinin z
telakki etmemiz gereken eyi yanstr kesinlikle. " 2 Mesaj ga
yet aktr: Sahip olduumuzu hepimizin bir ekilde bildii
ancak ne kadar uzun yaarsak yaayalm neye benzediinden
asla emin olamadmz eye , yani kiinin karakterine indir
genir mesele (eer emin olduumuzu kabul edersek elbette
yanlrz . . . ) . Bir bireyin kaderi onun talihi deildir. Pontius
Pilatus'un kt hretli j estine yknerek, "bizim eylemedi
imiz" bir eyi yadsmak amacyla "talih" olarak adlandrdg-

27) A.g.e. s. 1 0 2.
Zygmunt Bauman 1 63

mz ey, gerekte yaammzn seyri ierisinde, byk lde


bireyin yaamnda ama btnsel olarak trlerin yaamnda
ekillenir. Bilerek veya bilmeyerek sen, ben ve hepimiz kader
lerimizi tek tek, ayr ayr veya hep birlikte ekillendiririz ve
ekillendirme ya da yeniden ekillendirme iine devam e tmek
iin gerekli kaynaklar ve/veya istencimiz tkendiinde de, bu
" talih'' olup kar.
Uzun lafn ksas, kiisel kaderimizi, gayri ahsi talihin ei
inde brakmaya alrz ki bunun sebebi de seimlerimizin,
yaamlarmzn seyri zerinde hibir etkisi olmamas deildir;
byle yaparz nk etkide bulunduumuz anda ne tr bir
e tkide bulunduumuz ya da bulunmak zere olduumuzun
farknda deilizdir (ve tamamen farknda olamayz) : Baka bir
deyile, bir fark yara trz , ama ne tr bir fark yarattmzdan
emin olamayz. Yaptmz ya da yapmaktan vazgetiimiz her
ey bir fark yaratacaktr -bu konuda elimizden hibir ey gel
mez. Bununla birlikte, yapabileceimiz tek ey, ne tr bir fark
yaratabileceimizi nceden bilmeyi isternek ,.e bunun iin
almaktr. almasna alrz da -ama aslnda elimizden
geldii kadar sk almayz. Peki daha fazla almaktan bizi
alkoyan nedir?
Daha fazla almay zorlatran unsurlardan biri ordo
a nw ri s in doasdr: Sunduu mu tluluk iin bir bedel belirler.
"

Belirledii bedel ounlukla tavi dir, ancak bazen de kar


lksz, tek tarafl bir zveridir. Erich Fromm'un zl ifade
siyle sevgi esas itibariyle almak deil vermektir. ' ' 2 R Her iki
bedel tr de mutluluun kapsamnn ve younluunun s
nrlanma ihtimalini kuvvetlendirebilir -herkesin her zaman
sevinle karlamayaca bir grdr bu. Eer sevgi, tam da

281 Eric h Fromm. Tlc Art of Loving, Thorsons. l 995. s. 18. [ S n mc Scnct,
e'. Yurdanur Salman. Payel Yaynlar, 1 9 9 5 ]
64 Yaam Sanat

doas gerei, sevgi nesnelerini (bir kii, bir grup insan, bir
dava) doyum mcadelesinde bir araya getirme, bu kavgacia
onlara yardm etme, bu mcadeleyi destekleme ve savalar
kutsama eilimi anlamna geliyorsa , o zaman " sevmek" sevgi
nesnesi uruna kiisel kaygy terk etmeye hazr olmak, kendi
mutluluunu sevilen nesnenin mutluluunun bir yansma
s, bir yan etkisi klmak demektir -ayn nedenle (iki bin yl
sonra Lucanus'u tekrarlayacak olursak) "talihe rehin vermek"
de demektir. Severek, talihi kadere dntrmeye alrz.
Ancak sevginin isteklerini, arda amaris'in mantn izleyerek
kaderimizi talihe rehin veririz. Grnte ihtilafl olan bu iki
eilim gerekte yapk ikizler gibidir ve ayrlamazlar.
Sevginin bugnlerde hem arzulanr hem de korkulur ol
masnn nedeni budur. Bir baka kiiye, bir grup insana, bir
davaya balanma ve zellikle de koulsuz ve snrsz balanma
fikrinin poplerligini kaybetmesinin nedeni de budur. Bu du
rum balanmann ellerinden kayp gitmesine izin verenlerin
aleyhinedir; nk kader ve talihin girift diyalektiiyle ciddi
biimde kar karya gelinebilen tek yeri, sevgiyi meydana
getiren ak, fedakarlk ve teki'ne balanma yaratr ancak.
Ulrich Beck ve Elisabeth Beck-Gernsheim yle bir soru so
ruyorlar: Mutluluk reeteleri "bir adm ileride olmay'' temel
ilke mertebesine ykseltliine gre, bireyler " heyecana duyu
lan itahla ve bakalaryla uyuma, bakalarna kendini tabi
klma ya da onlarsz yapabilme isteinin giderek azalmasyla"
akna dndne gre, "eit ve zgr olmak isteyen iki bi
rey, sevgilerinin yeerebilecei ortak zemini nasl kefedebi
lir? teki kii kendini bir engel, hatta rahatszlk esi gibi
hissetmekten nasl kurtulabilir7 " 29 Bu sorular apak cevaplar

29) Ulrich Beck ve Elisabeth Beck-Gernsheim, The Normal Chaos of Love,


ev. : Mark Ritter ve jane Wiebel, Polity. 1995, s. 3. 1 3 , 53.
Zygmunt Bauman 65

ve kanlmaz neticelerle peinen ykl olduundan, kulaa


retorik gibi gelen sorulardr. "Bir adm ileride olmak" -yazar
larn yorumuna gre "nemli olan benim; Ben ve yardmcm
olarak Sen ve Sen yoksan da o zaman baka bir Sen" 30- anla
y, birliktelik ve akla, zellikle de yalnzlk korkusuna kar
bir siper ve huzurlu bir liman ak denizlerin frtnasndan
koruyan bir dalgakran olmas beklenen, zlemi ekilen bir
akla kolay kolay badamaz. Ehrenreich ve English'n iaret
ettii gibi:

Eski balarn artk zld post-romantik dnyada nemli


olan tek ey sizsiniz: Olmak istediiniz ey olabilirsiniz: yaamn
z, evrenizi, hatta grnnz ve duygularnz seersiniz . . Eski
.

koruma ve bamllk hiyerarileri artk yok, yalnzca zgrce son


verilen zgr szlemeler var. Uzun zaman nce retim ilikilerini
iine alarak genileyen piyasa i md i btn ilikileri ierecek ekilde
genilemitir. "

Gilles Lipovetsky ada bireycilie ilikin, 1 983 tarih


li r ac almas iin l 993'te yazd ekte aka unu
sylyor: "Fedakarlk kltr artk lmtr. Kendimizden
baka bir ey uruna yaamann ykmllkleriyle kendimizi
belirlemeyi braktk. " 32
Baka insanlarn talihsizlikleriyle ya da gezegenin zc
durumuyla ilgili kayglanmza sarlam deiliz. Bu tr en
dieler hakknda szmz esirgerneyi brakm da deiliz.
Hakszla uramlarn savunmas iin olduu kadar, payla
tmz gezegenin korunmas iin de harekete geme arzumu-

30) A.g. e . , s. 1 2 .
3 1 ) B . Ehrenreich v e D . English , For Her Own Good, Knopf, 1 9 79 , s. 276.
3 2 ) Glles Lipovetsky. rere du vide. Essais sur l'dividualisme contemporain,
Gallimard, 1 993 , s.3 2 7-8.
66 Yaam Sanat

zu aklamaktan da caym deiliz. Bu tr aklamalar zerine


(en azndan ara sra) harekete gemeyi de brakm deiliz.
Aslnda durum tam tersi gibi grnyor: Benliin kendi ken
dine gnderme yapmasnn fevkalade ykselii, paradoksal
bir ekilde, insanlarn strabna kar artan bir hassasiyetle,
hatta en uzaktaki yabanclarn maruz kald iddet, ac ve s
traba duyulan nefret ve (are bulmaya ynelik) younlam
hayrseverl.ikle omuz omuza gider. Ancak Lipovetsky'nin do
ru bir ekilde gzlemledii gibi , bu tr ahlaki drtler ve yce
gnlllk feveranlar, zorunluluklar ve uygulamaya yne
lik yaptrmlar elinden alnm, " Ego nceliine uyarlanm''
olan "acsz ahlak" rnekleridir. " lnsann kendisinden baka
bir ey uruna" harekete gemesine sra gelince, tutkular,
Ego'nun esenlii ve fziksel sal her eyin nune geer ve
etmek istediimiz yardmn snrlarn belirler.
ounlukla, "kendimizden baka bir eye (ya da kiiye) "'
ballk davurumlar her ne kadar iten, hevesli ve ateli olsa
da fedakarlk noktasna varmadan durur. rnein, ekolojik
hareketlere adanmak, ancak ok nadiren, mnzevi bir yaam
tarzn, hatta ksmi bir feragati beniruserne noktasna varr.
Gerekten de, tketim lgnln dayatan bir yaam tarzndan
vazgemeye hazr olmak bir yana, ou kez en kk bir ki
isel zahmeti bile kabullenmekte gnulsz oluruz. fkemizin
itici gc, daha stn, daha gvenli ve daha risksiz bir tke
tim arzusudur. Lipovetsky'nin zetiedii zere , " disiplinci ve

militan, gzpek ve ahlak bireycilik'' yerini, ''kiisel baary


varoluun esas amac haline getiren hazc, psikoloj ik" ''alakart
bir bireycilie" brakmtr. 31 Gezegende yerine getireceimiz
bir grev ya da misyona sahip olduumuzu artk pek de his
setmiyoruz. Grne baklrsa, korumak zorunda hissettii-

33) A.g.e. , s. 3 1 6.
Zygmunt Bemman 1: 67

miz hibir miras kalmad , zira bu mirasn bekileri var artk.


Dnyann ynetilme biimiyle ilgili kaygnn yerini, ken
di kendini ynetme kaygs ald. Bizi zen ve kayglandran
ey, btn sakinleriyle beraber dnyann hali deil; dnya
daki zorbalklarn, samalklarn ve adaletsizliklerin, kayg
l bireyin i huzurunu ve psikolojik dengesini bozan ruhsal
skntlar ve duygusal sarslmalar eklinde yeniden dolama
girmesinin rn olan eylerdir. Christopher Lasch bunun
"kolektif honu tsuzluklarn saaltc mdahaleye tabi olan
kiisel sorunlara" dnmesinin sonucu olduuna dikkat e
ken ilk kiilerden biriydi 34 Lasch'in anlmaya deer bir ekil
de "psikolojik insanlar" olarak adlandrd "yeni narsistler" ,
dnyann halini yalnzca kiisel sorunlar prizmasndan alg
lar, irdeler ve deer bier ve bu kiilere "sululuk duygusun
dan ziyade endie musaHat olur. " Onlar "ruhsal" deneyimleri
ni tescilierken "gerekliin temsili bir rneine ilikin nesnel
bir aklama sunmaya almak yerine, bakalarnn dikkatini,
beenisini ya da ilgisini kendilerinde toplamak iin onlar al
datmay" ve bylece kararsz benlik duygularn desteklerneyi
amalarlar. Kiisel yaam, piyasann kendisi kadar sava ve
stres dolu olur. Kokteyl, " toplumsall toplumsal mcadele
ye indirger. "35
zgven ve zsayg olarak geri tepen, kiinin toplumsal
mevkisinin "gvenliine duyulan itah'' dayandnacak -ah
sen sahip olduumuz ve elde edec imiz kiisel varlklar dn
da- pek bir ey mevcut olmadndan, kabul grme isteinin
' toplumun her yerini sarm olmas" ok doal, diyor jean
Claude Kaufmann. "Herkes umutsuzca bakalarnn gzlerin-

3-f) Christopher Lasch. Culture of Nc rc i ssisn . \Varner Books . 1 9 7 9 . s. 43 .


1 .\.crsisi :::n Kl tr eY. : Suzan ztrk, Bilim w Sanat. 2006]
.
35) A.g c. s . 22. 5 5 . 1 2 6 .
68 Yaam Sanat

de onay, hayranlk ya da sevgi aryor gayretle . "36 Unutmayalm


ki bakalarnn "onay ve hayranl" ile salanan zsaygnn
temellerinin zayf olduunu da bilmeyen yoktur. Gzlerin
kayd malumdur ve onlarn evrildii ya da gezindii eyler
de tahmin edilmesi imkansz bir ekilde eilip bklmeleriyle
mehurdur. D olaysyla, "gayretle arama"nn itici gc ve zo
runluluu gerekte asla sona ermez. Gnmzdeki teyakkuz
halinin lmll, dnn onayn ve vglerini yarnn sula
mas ve alayna dntrebilir pekala. Tannmak, bir bahis
oyunundaki karton tavan gibidir: Devaml kpekler tarafn
dan kovalanr, ama asla penelerine dmez.
Herkesin bildii gibi, gelecek tanrulanamaz ve kehanete
kar koyar. Keza gemi de benzer bir ynelim salamama
sna ramen, -yanltc ve aldatc olsa da- gemiin bunu
saladna inanlr ou zaman. Gemiin "miras" gelecein
bitkilerini yeniden evrime saknay amalayan bir hammad
deden ibarettir. Hannah Arendt'in belirttii gibi, neyin kime
ait olduunu belirleyebilecek hibir kant yoktur. " Miras" ya
da "vasiyet" olarak adlandrdmz ey, gemii talihin insaf
na brakmaktan ok da farkl deildir. 3 7 Gemi gelecee rehin
braklmtr ve zgrl ya da kurtuluu ne sklkla gayretle
mzakere edilmi olursa olsun, denen fidye ne kadar yk
sek olursa olsun, gemi sonsuza kadar rehin kalmaya mec
burdur. Orwell'n " Gemii kontrol eden gelecei de kontrol
eder; bugn kontrol eden de gemii kontrol eder" eklin
deki nl deyiinin asl ilham kayna olan totaliter "Hakikat
Bakanlklar"nn emelleri ve pratikleri gemie gmldkten
(ve birok adamza gre unutulduktan) ok sonra bile
btn inandrcln ve gncelliini koruyor. Ancak sorun

36) jean-Claude Kaufmann, Linvention de soi, Arnand Colin, 2004, s . 1 8 8 .


3 7) Hannah Arendt, La crise de la culture, Gallimard, 1 9 72 , s . 14.
Zygmunt Bauman 69

u ki, imdilerde neredeyse hi kimse iinde bulunduu an


kontrol etmekle inandrc bir ekilde vnemiyor; yapmakla
vndkleri eyleri gerekten yaptna inanlabilenlerin sa
ys ise ok daha az.
Yaadmz a iki yandan -kabul gren bir rehberin
otoritesini artk yadsyan gemiten ve imdinin buyruk ve
kurbanlarn zaten yok sayan ve imdinin gemie davrand
ndan farkl olmayan bir zensizlikle onlara davranan ge
lecekten- kopmu olduuna gre, dnya ebediyen, in statu
nascendi, yani bir " doum halinde" kalacak gibi grnr. Bu
oluun neticede izleyecei yol srekli olarak belirsiz kalr;
yn , yakn zamana kadar " tarihin yasalar" ad altnda ortaya
atlan trde, belirli -ifreli ama gene de tahmin edilebilir- her
trl dzene uymaktan ziyade , geliigzel yer deitirme (ya
da srklenme) eilimi gsterir.

Filozof Martin Heidegger, ancak bir eyler yanl gittiinde -


iflasn eiine gelindiinde , alk almadmz eyler gerek
letiinde ya da "normlarn dna klp" dnyann nasl bir
yer olduu ve dnyada nelerin olabileceine dair zmni var
saymlarmza meydan okuyan eylerle karlaldnda- ey
leri grdmz , onlarn farkna ve bilincine vararak btn
dikkatimizi onlara younlatrp maksatl eylemin hedefleri
haline getirdiimizi sylemitir.
Heidegger'e elik ederek, bilginin kaynann ve ayn za
manda eylemi gdleyen eyin hayal krkl olduunu sy
leyebiliriz. Tarihi Barrington Moore Jr gemite insanlarn
silahlanp isyan etmelerinin nedeninin "adaleti" salamaktan
ok "adaletsizliin" stesinden gelmek olduuna iaret eder.
"Adaletsizlik" hemen hi fark edilmeden kalacak olan, hi
bir ekilde zarar verme ve ( " haksz" bir ac yle dursun) ac
70 Yaam Sanat

ekme duygusu yaratmayan , son derece dzenli ve ru tin olan


bir yaam bozan olayd. nsanlar "adaleti" (ayet isyanlarnn
maksad dedikleri ey buysa) ancak bir yadsma, ret, feshet
me, eit olma ya da "adaletsizlii" dengeleme ya da giderme
edimi olarak tahayyl edebiliyordu Adalet talebi, ounluk
la muhafazakar bir ar olup kaybedilen ya da kaybedildii
dnlen bir eyi yad ediyordu ; zorla ( "adaletsizce " , "hak
szca") alnan bir eyi yeniden ele geirmeye ve bylece (kor
kun ama allagelmi, "normal") eski dzene sevinle geri
dnmeye ynelik itici bir gt.
Ksacas, iinde bulunulan durumun sradanl insanlar
ille de mutlu etmiyor, ama normal ve "doal" olann ve by
lece de "deitirilemez" ve "kanlmaz" olamn standartlarn
belirliyordu. fke gibi hissedilen, oka sokan, silahlanp dire
nie katlmaya sevk eden ey, tanm gerei " doal olmayan"
ve bu yzden de maniplasyona msait bir yenilik olan, stan
darttan ve normdan allmam bir sapmayd. Allmam
olan ortaya ktnda , "allm olan" (geriye dnp bakld
nda da olsa) gerek mutluluk gibi geliyordu: Allm olan,
saldrya uradnda, bizatihi mutluluk gibi hissediliyordu.
rnein feodal serfler, derebeyinin tarlalarnda haftann alt
gn altklannda kendilerini pek de mutlu hissetmi ola
mazd: Ancak, derebeyinin allagelmi taleplerine bir saat
daha eklenmesi, serflerin tarladaki grevlerinin haftann yal
nzca alt gn srd ve bunu bir saa t bile amad za
manlarda aslnda ne denli mutlu olduklann "fark etmelerini"
salayabilirdi. O halde onlardan bu mutluluun esirgenmesi
karsndaki fke de isyan etmelerine yol am olabilirdi.
Daha yakn zamanlarda, farkl ii kategorilerinde alld
zere " olmas beklenen" en byk cret eitsizliklerinin bile
genellikle skalann daha dk dzeylerindekiler tarafndan
Zygmunt B<uman 71

uysallkla kabul edildii gzlenmitir byk lde; ancak, o


ana dek onlarn eitleriymi gibi muamele gren insanlardan
daha dk cret aldklannda "yoksun braklm" -mutluluk
haklar da dahil, btn haklar elinden alnm- gibi hisse
der ve isyan edip greve ynetirler. Adaletsizlik olarak dene
yimlenen ve mutluluk adna dzeltilmesi iin ferya t eden
"yoksunluk"un genellikle greli bir eitlilii olagelmitir.
Gnmzde de, daha nce olduu gibi, yoksunluk mut
suzluk demektir. Getirebilecei maddi zorluklar bir yana, in
san yoksunluun olumsuz sonularna maruz kalarak, ken
dini deersizlik ve aalanmlk duygular iinde bulur ki
bu da zsaygya ynelik bir darbe, toplumsal konuma ynelik
bir tehdit demektir. Yoksunluk, daha nce olduu gibi, gn
mzde de her zaman grecelidir; yoksuniuu duyurnsamak
iin, insann kendi durumunu lebilecei bir nirengi noktas
gerekir. Kiiler yoksun braklm ve bundan dolay da mutsuz
hissedebilirler, nk gemite elde ettikleri standardn geri
sine dmler ya da daha dne kadar eit olduklar ama artk
birdenbire ilerleme kaydetmeye balayan akranlarnn gerisi
ne dmlerdir. Buraya kadar, yeni bir ey yok. Yeni olan tek
ey, "yoksun kalmlk" deneyimi yaratabilecek ve bylelik
le de mutluluk arayna ivedilik ve evk katabilecek nirengi
noktalarnn konumudur.
Heidegger ya da Barrington Moore jr tarafndan kefedi

len kurallar, "normal olan" 'an rmal olan" dan ayran snr
larn kesin olarak izilebildii bir dnyaya dayanyordu; bu
dnyada "normal olan" son derece olaan, monoton, srek
li tekrarlanan, rutin ve deiime direnen ey anlamna geli
yordu . Her eyin -srad (yani 'dzensiz" ve bu yzden de
tanm gerei tahmin edilemez olan) ve genellikle dsal bir
g tarafndan mdahaleye uramad mddete- aka
7Z Yaam Sanat

srp gidecei beklenen ya da zmnen yerini ve durumunu


koruyaca varsaylan bir dnyada bu kurallar yersiz deildi.
Kalclk ve tekdzelik bu tr bir dnyann temel ilkeleriydi.
Her trl deiim aamal ve fark edilemeyecek kadar yava
r: Baki eyler arasnda bulunan insanlarn "uyum salamak" ,
"adapte olmak" , yavaa ve bu yzden de bilincine varmadan
yeni alkanlklar, rutinler ve beklentiler edinmek iin bol bol
vakitleri vard. Hi zorlanmakszn "dzenli" olan "rastlant
sal'' olandan, "meru" olan " gayri meru " olandan ayrabili
yorlard. Durumlar "dardan bakldnda" ne kadar kt ve
sefilce grnrse grnsn, yerlerini ve seimlerini bildikleri
ve ellerinde neyin hazr bulunduundan ve gelecekte onlar
nelerin beklediinden haberdar olduklar srece rahatszlk
hissetmeyebilirlerdi. "Mutluluk" dncesinin onlar iin tek
anlam mutsuzluun yokluuydu ; "mutsuzluk'' ise rutinin
bozulmas ve beklentinin gereklememesinden baka bir ey
deildi byk ihtimalle.
Hem maddi hem de simgesel deerlere (prestij , sayg, aa
lanmaya kar korunma) eriim konusunda keskin bir ku
tuplamayla belirlenen, adamakll tabakalam toplumlarda,
mutsuzluk tehdidine kar en hassas kiiler, tepeyle en dip ara
snda bulunan "aradaki" insanlardr. st snflar kendi stn
konumlarn korumah iin neredeyse hibir ey yapmaya gerek
duymaz, alt snflar da kt tahllerinden kurtulmak iin nere
deyse hibir ey yapamaz. Oysa orta snflar iin, imrendikle
ri ancak sahip olamadklar eyler ele geirebilecekleri eyler
gibi grnrken, sahip olduklar ve keyfini srdkleri eyler
-en u fak bir dikkatsizlikte- kayp gidecekmi gibidir. Dier
insan kategorilerine kyasla , onlar srekli kayg halinde yaa
mak zorundadr ve mutsuzluk korkusu ile grnrde gven
dolu olan keyifli faslalar arasnda salnr dururlar. Orta snf
Zygmunt Bauman 73

ailelerin ocuklar, servetlerini yitirmemek ve var gleriyle


ve cokuyla alarak ebeveynlerinin sahip olduu rahat top
lumsal mevkiyi yeniden yaratmak istiyorlarsa, durmadan a
lmalar gerekecektir: " D " , "toplumsal deersizleme" ya
da toplumsal snftan dlanmann yaratt ac ve aalanma
duygusu gibi kavramlarn icad, genellikle bu tr durumlarla
ilgili riskleri ve yaanan korkular anlatmak iindi. G erekten
de orta snf, snfl toplumun daima iki sosyo-kltrel snr
arasna skm tek snft ve her iki snr da gvenli ve hu
zurlu bir snr blgesi olmaktan ziyade birer cepheyi akla ge
tiriyordu . st snr, dur durak bilmez keif kolu taarruzlannn
yapld ve birka kpr ba mevzinin lmne korunduu
bir aland; alt snrnsa her daim denetim altnda tutulmas
gerekiyordu ; zira her an davetsiz misafirleri ieri alabilir, ama
smsk kapanp korunmad mddete ieridekilere hibir
gvence salayamazd.
Modern an ortaya knn, ounlukla orta snf
karlannca tevik edilen bir dnm (ya da Karl Marx'n
deyimiyle muzaffer bir "burj uva devrimi'' ) olarak yorumlan
masnn nedenleri arasnda, orta snfn toplumsal konumun
krlganl ve gvensizliiyle ilgili takntlar ve savunmas ve
istikrara ynelik ayn lde takntl abalan byk bir yer
tutar. M odern an afanda hzla oalan topyac tasanlar,
mutsuzluk nedir bilmeyen bir toplumun erevesini izerken,
esas olarak orta snfa ait dleri ve zlemleri yanstm, do
lama sokmu ve kaydetmiti. Resmettikleri toplum genel
likle belirs izli/derden -hepsinden nemlisi toplumsal konumun
mulaklklan ve gvencesizliklerinden, salad haklar ve
talep ettii grevlerden- anndrlmt. Bu tasarlar birbirin
den ne kadar farkl olursa olsun, insan mutluluunun temel
ncileri olarak hepsinin temelinde sreklilik, gvenilirlik ve
74 1 Yaam Sanat

deiimsizlik yatyordu. topyac kentlerde (hemen hemen


btn topyalar kente aitti) birok farkl konum vard, ancak
herkes kendisine tahsis edilen konumda gven ve emniyet
teydi. H er ey bir yana, topyac tasarlar, belirsizliin ve g
vensizliin sonunu , yani, srprizierin olmad ve hi reform
ve yap deiiklii gerektirmeyen, tamamen ngrlebilir bir
toplumsal ortam tahayyl ettiler. topyalarda kutsanan "iyi" ,
hatta "harikulade iyi" toplum, en tipik orta snf endielerine
kesinlikle son noktay koyacak bir toplumdu.
Orta snflarn, modern yaamn neredeyse evrensel karak
teristii olmaya yazgl varolu koulunun temel elikisini
(mutlu bir yaam iin eit lde arzulanan ve kanlmaz
olan, ancak uzlatrlmas ve birlikte tadnn karlmas ma
alesef mthi lde g olan iki deer -gvenlik ve zgr
lk- arasndaki sonsuz gerilim) , toplumun geri kalanndan
nce deneyimierne ve kefetmede nc olduklar sylenebilir.
Orta snf, istikrarsz konumundan tr ve -toplumun dier
kesimlerinin, elde tutmak ya da deitirmek iin hemen hi
aba harcamaya gerek grmedii kaderin (ho karlanan ya
da karlanmayan) "karlksz armaan" olarak dnebile
cekleri eyi- hibir zaman tamamlanmayacak bir i olarak ele
alma ihtiyac duyduundan, bu gerilimle yzlemeye ve kar
koymaya ok yatknd. Bu durum, balangta orta snfa zg
olan meseleler ve kayglarn modern toplumlarn byk ke
simine yaylnn, esasen doru sebeplerle olmasa da doru
bir ekilde, niin byk lde "burjuvalama" olarak kay
dedildiini ksmen aklayabilir. Gelgelelim toplumun geri
kalannn niin orta snfn peinden gittii konusunda tam
anlamyla snfsal kkenli olmayan baka sebepler de vard.

Jean-Claude Michea, iyi toplum ve iyi yaam kavramlarnn


doumu , geliimi, isel atmalan ve beklenmedik sonu-
Zygmunt Bauman 75

laryla ilgili zihin ac, yakn tarihli almasnda, "modern


proj e"nin temelinde "vahi bir ekilde lmekten, gven du
yulmayan komulardan, ideolojik fanatiklikten duyulan kor
ku" ile "nihayetinde sessiz ve huzurlu bir yaam" arzusunun
yattn ileri sryor;38 her ikisi de modern zamanlarn ilk d
nemlerindeki korkutucu icadn -on altnc ve on yedinci yz
yllarda "din savalar" ad altnda yaplan ideoloj ik i sava
larn- yaratt kargaaya ve straba verilen tepkidir. Avrupa
tarihinin kana bulanm bu dneminin tarihilerinden olan
Leopold von Ranke'nin deyiiyle " Di.ne dair fanatik kavray
lardan nce, btn uygarlklarn ve btn toplumlarn ekir
deini oluturan ahlak deerleri kt . . . Insanlarn zihinleri,
onlar kendi kendilerinden korkmaya sevk eden ve her eyin
dehet doluymu gibi grnmesine yol aan vahi fantezilerle
doldu . " 39 "Dalarda, ldrlen insanlarn lklar yanklan
yordu ve yaklan cra evierden ykselen alevler her yeri kor
kun bir ekilde aydnlatyordu . ''40 Richard Drake'in yakn bir
zamanda yapt yorum ise yle: "Gnmzde Irak'taki iiler
ile Snniler arasnda grlene benzer karlkl katliam ve su
ikastler'' + , (buna daha dn Srplar, Hrvatlar, Bonaklar ve
Kosoval Mslmanlar arasnda yaananlar da ekleyebiliriz) ,
sonsuza dek srecee benzeyen kanl misillemeler, Fransa'y
ve Bat Avrupa'nn ounu kana bulad. Kardei kardee, kom
uyu komuya dren \'e herke in karlkl ballk, acma

38) j ean-Claude M i c hea . [Empire du noi ndre mal. Essci sur lc c i v i lasition
libera le. Clima s , 200 7 , s . 27.
39) Leopold von Ranke. Ciil Wars and Mow rcly in Francc, eY. : \1. A..
Garvey. Bentley. 1852. c . l. s . 325 v-e C 2 . s. 50.
.
40) Leopold von Ranke nin u yaptnda alntlanan temel bir kaynaktan
aln mtr: T/(' Hisorv of tle Popes dw ing tlc Lcst Four Ce wrics , ev. : G . R .
Dennis. Beli, 1 9 1 2 . C 2 , s . 2 1 9 .
4 1 ) Bkz. Richard Drake, "Terrorism and cansolation of h i s t o ry .. , Hcdgelog
Rni c\\' 2 (2007). s. 4 1 -5 3 .
.
76 Yasarn Sanat

ve efkat duygularn tek bir zerresi bile kalmayncaya kadar


emip smren sonu gelmeyen savalarn yaratt dehet,
Blaise Pascal'n sava "ktlklerin en by" diye adlan
dumasna ve Hobbes'un da "herkesin herkese kar olduu
savalar" insanln doal durumunun en belirgin zellii
olarak grmesine yol amt.
Paul Klee'nin izdii ve Walter Benjamin'in zerinde kafa
yorduu Tarih Melei gibi, ada insanlar dehetten fal ta
gibi alm gzlerini, gemiteki ve halihazrdaki gaddarlkla
ra ve irenliklere dikmiti; grdkleri eyden -kan gl ve se
faletten- tiksinerek gelecee snmlard. Oraya ekilmekten
ziyade itilmilerdi; onlar gelecee sndran bir saadet hayali
deildi; onlar gemiten karan daha ziyade strap ve sefaler
manzarasyd. Gemie sabitlenmi gzleriyle , iine itHdikleri
gelecei, ayrntl olarak tarif etmek yle dursun, ne gre
biliyorlar ne de onu hayal etmek iin vakit bulabiliyorlard.
Michea'nn ileri srd zere, onlarn istedikleri mkemmel
bir dnyadan ziyade, iinde daha az ktlk barndran bir
dnyayd. ayet insanlk, ideolojik tutkulardan kaynaklanan,
yzyllar boyu sren husumetlerle iine srklendii kar
lkl nefret, kuku ve ihanet batandan yakasm syrabilirse ,
(kim bilir? ) sorumluluu malum teki dnyaya yklabilecek
her trl kusuru ve eksiklii balamaya hazr olacaklard.
Btn insanl iine alabilecek denli geni ve dzgn bir
filika bulamadklan iin can yeleklerine yneldiler: Herkesin
sahip olduu , geici olarak, ba dman kr tutkularla bo
ulmu, ama bu kolektif delilikten kurtulur kurtulmaz dirilip
eski gcne kavuaca kesin olan o keskin yetiye, yani ki
isel kara yneldiler. j ean-Claude Michea " Erdem gururun
maskesiyse , insanlar gvenilmezse ve kimsenin kendinden
baka dostu yoksa, herkesin herkese kar olduu bu savatan
Zygmunt Bauman 1 77

nasl kaacaz ? " diye sorarak, Pascal ve Bobbes'un ada


Iarna musaHat olan muammay yeniden kuruyor.42 Onlarn
bu muamma iin bulduklarna inandklar zm, kiisel
kardr. Dohan Dk'nden esinlenen Marcharnant N edham'n
l 65 9'da yayrolanm bir kitapta ilan ettii gibi " kar yalan
sylemez" ."3 Sava, zulm ve iddet korkusundan ka, ego
izmin canlanmas ve zgrlemesiyle sonulanr; egoizm,
kukusuz hemen her bireyin, frsat yakaladnda, kesinlikle
bavuraca doal bir yetenektir. Insanlara, doal yatknlk
laryla hareket etme, kendi refahlar, rahatlar ve zevkleriyle
ilgilenme ans verilse, bunlar bir araya gelip mutluluk halini
oluturur ve ok gemeden insanlar cinayet, zulm, yama ve
hrszln aslnda kendi karlarna hizmet etmediini anlar
elbette. mnanuel Kant'n "kategorik buyruk" formlnde
meseleyi zetiedii gibi: Akl insanlara, karlar dorultusun
da hareket etmeyi, nasl muamele grmek istiyorlarsa o ekil
de davranmay , kendilerine yaplmasn istemedikleri eyleri
yapmamay syleyecektic yani insanlar bakalarnn karlar
na sayg duymal ve bakalarna ve mlkiyetlerine kar zalim
ve tehditkar btn ayarmalara direnmelidir.
Umutlar keldikleri gereklikler ierisinde ou zaman
fark etmek zordur. Grnen o ki kendi zenginliklerinin ve
hazlarnn peindeki bencil bireylerin ilettii piyasann "g
rnmez e h " , insanlar karlkl zulmlerin dehetinden ko
rumakta isteksiz ya da aciz kalmtr. Elbette, ne ou insan
tutkularn bamllndan kurtarnay ne de zgrleti.rmekte
baarl olduu aznl tamamen mutlu etmeyi baarmtr.
Kiisel kara aykr olduu iddia edilen ve kiisel kazanla-

42) Michea . LEmp i re du maind-e mal. s . 1 9 7 .


4 3 ) jean-Claude 'v1ichea burada u almadan bahsediyor: ] . A. Gunn,
LintC/et ne ment jamas. Unc maxime p o li t ique du XVIIe siecle, PUF, 1998, s.
1 92 , 207.
78 1 Yasa m Sanat

ra ilikin temkinli ve mantkl hesaplamalar sonrasnda yz


evrilecek ve belki de bastrlacak drtlerin, mutluluk iin,
en az saf kiisel yararlarn izinden gitmek kadar vazgeilmez
olduu anlalmtr. !nsanlarn yaamlarnda tatmin olma
lar iin, almaya, mahremiyetlerini korumaya ve kendilerini
savunmaya olduu kadar, vermeye, sevmeye ve paylamaya
da ihtiya duyduklan ortaya kmtr. Anlalan o ki insan
lk durumu olarak bilinen mulak, eliki dolu knaza basit,
dolaysz, tek hamieli zmler bulmak mmkn deildir.
Jean-Jacques Rousseau insanlarn zgrle zorlanmas
gerektiini ileri sryordu ; en azndan filozoflarn tasla
n izdii ve akln amansz talebi olarak grd zgrle.
"Modern proje"nin ortaya kard dnyann, teoride deil
se de pratikte, insanlan mutluluk (en azndan kerameti ken
dinden menkul danmanlan ve kiralk mavirlerinin yan
sra reklam metni yazarlannn da taslan izdii mutluluk)
arayna zorlamalym gibi hareket ettiini syleyebiliriz . . .
!nsanlar yedi gn yirmi drt saat doru v e uygun olduunu
dndkleri yollar terk etmek, el stnde tuttuklar ve ken
dilerini mutlu ettiini dndkleri eylere srtlarn dnmek
ve gerekte olduklanndan farkl olmak iin eki dzen veril
meye, eitilmeye, t almaya, kancimlmaya ve ayartlmaya
eilimlidirler. Insanlar yaamlannn geri kalann rekabeti
giriim ya da giriimci rekabet uruna kurban etmeye hazr i
ilere , sonsuz ekilde oaltlabilecek arzu ve isteklerle hare
ket eden tketicilere, gnmz "siyaseten doruculuu " nun
"baka alternatif yok" srmn kaytsz artsz kabullenen
yurttaiara dntrlmeye allyor; bu da insanlar , baka
eylerin yan sra, kara dayal olmayan cmertlie kar kr
olmaya ve kendi egolarn iirmek iin kullanlamamas ihti
maliyle, ortak refaha kaytsz kalmaya tevik ediyor . . .
Zygmunt Bauman 79

Tarihsel olarak kantland zere, zgr olmaya zorlanmak


ok nadiren zgrlk salar. M odern akkan tketim toplu
mumuzda deneyimlenen biimiyle mutluluu aramaya zorlan
mann, zorlanan kiiyi mutlu klp klmayaca konusundaki
karar okuyuculara brakyorum. Doruyu sylemek gerekir
se, bu soruyu pratikle test ederek yantlamak, biz bireylere
kalmtr. Yaamlarmz, bu nermenin geerliliini kesinlikle
kantlamas ya da rtmesi beklenen bir dizi sonusuz de
neyler olarak belirlenmitir. Sanatlar maceraya dkn, de
ney yapan mahlklardr. Kadn erkei, genci yals hepimize
sylenen de u : Yaam biimlendirilmek zere sanat birey
lere verilmi/braklm bir sanat yaptdr. Bizlerin de bu sa
natn kanlmaz olarak beraberinde getirdii riskleri almamz
gerekir.
2

Yaam Sanatlar Olarak Biz nsanlar

Kuaklar arasndaki deiimi ve zellikle de bu deiim sonu


cu ortaya kan yaam tarzlarn son derece doru ve igrl
bir biimde analiz eden Hanna Swida-Ziemba, " Eski kuaklar
kendilerini gelecek kadar gemile de tanmlyorlard ," diyor.
Ama yeni kuaklar iin var olan tek ey imdiki zaman. " 1 99 1 -
1 993 arasnda yrttm aratrma srasnda konutuum
genler unu soruyordu : Dnyada neden bu kadar fazla sal
drganlk var? Mutluluu tam anlamyla elde etmek mmkn
m? Bu tr sorularn artk onlar iin nemi yok . "
Swida-Ziemba Polonyal genlerden sz ediyordu. Ancak,
hzla kreselleen dnyamzcia aratrmasn nerede youn
latnrsa younlatrsn ok benzer eilimlerle karlard.
Sz konusu verilerin topland, p er yerde oktan geride b
raklm yaam biimlerini yapay olarak korumu ve mutlu
luun nasl aranaca konusunda sk disiplin uygulam bir
lke olan Polanya, dnyadaki eilimleri younlatnp tek bir
yerde toplayarak, daha sarih ve bylece de daha belirgin ve
kolay fark edilir hale getirmiti yalnzca.
l ) Bkz. joanna Sokolinska ile 'Wysokie obcasy'", Gazeta Wyborcza iindeki
mlakat, 6 Kasm 2006.
8Z Yaam Sanat

Muhtemelen size "Saldrganlk nereden kaynaklanyor / "


sorusunu sorduran ey b u konuda bir eyler yapmay arzula
manzdr; saldrganlk konusunda gl duygulara sahip ol
duunuzdan ve saldrganla son vermeyi ya da ona kar sa
vamay itenlikle arzuladnzdan kkenierinin nerede bu
lunduunu renmek istiyorsunuzdur. Muhtemelen, saldr
gan drtlerin ya da saldrgan tasanlarn beslendii ve oka
bulunduu yerlere ulanaya ve sonra da bunlar etkisiz hale
getirip yok etmeye almaya heveslisinizdir. Eer saikleriniz
hakkndaki bu tahmin doruysa, insan yaam iin rahatsz
edici ya da bsbtn uygunsuz olan saldrganlkla ykl ve
bu yzden de adaletsiz olan bir dnyaya ierliyor, ama ayn
zamanda byle bir dnyann baka bir dnyaya, insanlar iin
daha barl, huzurlu ve uygun bir yere dntrlmesinin
mmkn olduuna ve ok urarsanz -ki uramalsnz da
kendinizin bu dntrc gcn bir paras olabileceine ve
dnyay baka bir dnya haline getirmek zorunda olduunuza
da inanyorsunuz demektir. Tamamen mutlu olmak mmkn
m diye sorduunuzdaysa, daha gzel, deerli ve tatmin edici
bir yaama tek banza kavuabileceinizi dnyor, kendi
nizi deerli her davann gerektirdii abay, hatta fedakarl
gstermeye ve bu iin, takipilerinin nne koyduu zorlu
grevlere katlanmaya hazr hissediyorsunuz demektir. Baka
bir deyile, bu soruyu sorarak mevcut durumu uysalca kabul
lenmek yerine, nnze koyduunuz standartlar, grevler ve
hedefler dorultusunda gcnz ve yeteneklerinizi snama
eiliminde olduunuzu, -yoksa hrslarnz ve amalarnz
elinizdeki ya da o anda toplayabildiiniz gle lmeye al
madnz- gstermi oluyorsunuz demektir.
phesiz, bu tr varsaymlarda bulunmu ve bunlar izin
den gitmi almalsnz; aksi halde bu tr sorular sormakla
Zygmunt B<:mman 83

uramazdnz. Bu sorularn aklnza gelmesi iin, ncelikle


etrafnzdaki dnyann kesin olarak "belirlenmediine" , de
itirilebileceine ve dnyay deitirme iine kendinizi has
rederek kendinizin de deiebileceine inanm almalsnz.
Dnyann durumunun imdikinden farkl olabileceini ve
bizzat yap tnz ya da yapmaktan geri durduunuz eylerin
dnyann -gemiteki, imdiki ve gelecekteki- durumuna
ne kadar balysa , dnyann ne kadar farkl olabileceinin de
bizzat yaptklarmza (daha fazla olmasa da) o kadar bal ol
dugunu kabul etmi almalsnz. Kendi yaam seyrinizin yan
sra yaadnz dnyada da bir fark yaratma yeteneiniz ol
duuna gvenmi almalsnz. Velhasl, kendinizin yaratm ve
ekillendirmenin bir rn alabildiine inandnz gibi, ey
leri yaratp ekillendirebilen bir sanat olduunuza da inan
m almalsnz . . .

"Yaam bir sanat yaptdr'' nermesi, ( " tpk ressamlarn re


simlerini ya da mzisyenlerin bestelerini yapmaya altklan
gibi, yaamnz gzel, ahenkli, duyarl ve anlaml yapmaya
almak" tr) bir varsaym ya da nasihat deil gerein bir
ifadesidir. Eer yaam bir insan yaam ise -yani irade ve se
me zgrlyle donatlm bir varln yaamysa- sanat ya
pt o lamamas mmkn deildir. "Yapacam'' ifadesinin yeri
ne "yapmalym" dayatan ve dolaysyla olas tercih boyu tunu
daraltan d glerin ezici basksa nedensel rol atfederek,
irade ve seimin varln yadsmaya ve/veya gcn gizlerne
ye ynelik her trl abaya ramen, irade ve seim yaam bi
imi zerinde iz brakr.
Yaam seiminizden, seimler arasndaki seiminizden
ve seimlerinizin sonularndan sorumlu olmak anlamnda,
bir birey olmak seim meselesi deil, talihin bir buy ruudur.
84 Yaam Sanat

Yine de ou zaman insann, bu sorumluluu hem entelek


tel hem de pratik anlayn tamamen aan koullar altnda
yerine getirmesi gerekir. nsan yaam, (failin iradesine doas
gerei her zaman direnli ve ou zaman da kar gelen bir
madde olan "gereklik" olarak alglanan) "dsal koullar" ile
"yaratclar"n (melliflerin/faillerin) tasarlar arasndaki ara
lksz atmadan meydana gelir: Yaratclar, maddenin etkin
ya da edilgen direncinin, meydan okumasnn ve/veya araleti
nin stesinden gelerek, gerei kendi 'iyi yaam" anlaylarna
gre yeniden biimlendirmeyi amalar. Paul Ricoeur bu an
layn, "ideallerden olumu bir sis ve baarlardan olumu
dler" olduunu ve lo altnda yaamdaki baar ya da
baarszlk derecesinin izlendiini ve belirlendiini syler. 2
Bu kta baz admlar ve onlarn getirdii sonular mantkl
ve uygun grlrken, bazlan da sadece arasal deil ayn za
manda "zerekli" (autotelic) olduklar iin bir kenara konur:
Yani baka bir yce amacn yerine getirilmesinin arac olarak
gerekelendirilip savunulmaya ihtiya duymayan, "bal ba
na iyi" amalar olarak bir kenara konur.
Ricoeur iyi yaama dair grleri nebulaya benzetir.
Nebulalar yldzlada doludur. Bunlarn hepsini sayamazs
nz ve pariayp ldayan saysz yldz insan hayran brakr,
imrendirir. Yldzlar, gezginlerin yabancia kendilerine bir yol
-herhangi bir yol- izmesini salayabilecek lde karanl
aydnlatabilir; peki hangi yldz kiinin admlarn ynlendi
recektir? ok sayda yldzn arasnda rehber olarak belli bir
yldz semenin yerinde ya da talihsiz bir karar olup olmad
na hangi noktada karar verilmeli? Seilen yolun hibir yere
varmad, artk bu yolu terk edip geriye dnerek, daha iyi bir
tercih olaca umuduyla bir bakasn seme vaktinin geldii

2) Paul Ricoeur. S ai-meme com me un atre, Seuil, l 990 , s . 2 l 0.


Zygmunl Bauman 85

sonucunu ne zaman karmal? nceden seilmi yoldan git


menin getirdii skntlara ramen, byle bir karar aklszca
bir adm olabilir: imdiye kadar takip ettiiniz yldz terk et
menin daha ar ve nihayetinde daha zc bir hata olduu
ortaya kabilir ve alternatif yollarn daha da byk skntlara
yol atn anlayabilirsiniz . B tn bunlar kesin olarak bile
mezsiniz, bilmeniz de pek mmkn deildir zaten. Yaz m
tura m, kazanma ya da kaybetme ansnz yar yarya.
Btn bu ikilemlerin dorudan, kesin bir zm yoktur.
Ne kadar aksi denenirse denensin, yaam belirsizlikler eli
inde yaanr. Her karar, rastlantsal kalmaya mahkmdur.
Hibiri riskten muaf deildir ve baarszla ve sonradan du
yulacak pimanlklara kar gvence altna alnmamtr. Bir
seim ynndeki her sava karlk, ayn arlkta olan bir kar
sav bulunabilir. N ebulann ne kadar parlak olsa da, ba
lang noktasna geri dnmeyi arzulama ya da buna zorlanma
ihtimaline kar bize garanti vermeyecektir. Mazbut, erefli,
tatmin edici, deerli (ve elbette mutlu ! ) bir yaam yolunda
ilerlerken, bize rehberlik edecek temin ettii iin seilmi
bir yldza gvenerek, hatalar nlemeye ve belirsizlikten kur
tulmaya alrz. G elgelelim ok ksa bir sre sonra reniriz
ki, rehberlik edecek yldz seen son kertede bizizdir ve bu
seim de dier seimlerimiz kadar riskiere gebedir ve byle de
olmak zorundadr. Sonuna kadar da bizim seimimiz, bizim
sorumluluumuz olarak kalacaktr . .

Michel Foucault'nun ileri srd gibi, " kimlik doutan


verilen bir ey deildir" nermesinden tek bir sonu kyor:
Kimliklerimizin (yani "Ben kimim r , "Bu dnyadaki yerim
ne7"' , "Dnyadaki amacm nedir7 " gibi sorularn yantlarnn)
tpk sanat yaptlar gibi yarat lmalar gerekiyor. Btn pra-
86 1 Yaam Sanat

tik hedef ve amalar asndan, " Her bireyin yaam bir sanat
yapt haline gelebilir mi? " (ya da daha manidar olarak, " Her
birey kendi yaamn yaratan sanat olabilir mi? " ) sorusu ,
kanlmaz olarak " Evet" ile yantlanacak, tamamen retorie
dayal bir sorudur. Bu kadarn Foucault da varsayarak unu
sorar: Eer bir lamba ya da ev sanat yapt olabiliyorsa, in
san yaam neden olmasn ki7 3 Swida-Ziemba'nn kar kar
ya getirdii hem "gen kuaklar" hem de "gemi kuaklar"
Foucault'nun varsaymna tm kalpleriyle katlrd sanrm.
Bununla birlikte Swida-Ziemba"nn karlatrd her iki ke
simden insanlarn "sanat yapt"n dnrken kafalannda
farkl eyler olacan tahmin ediyorum.
Gemi kuaklar muhtemelen kalc deere sahip , ebedi,
zamann akna ve kaderin cilvesine kar direngen olan bir
eyler dnecektir. Eski ustalarn alkanlklarn izleye
rek, ilk fra darbelerini uygulamadan nce tuvallerini kl
krk yararak kullanma hazrlayacak ve boya katmanlarnn
kuruduka atlamayacan ve ebediyen olmasa da, yllarca
renklerindeki canll koruyacan garantiye almak iin
zcleri de ayn dikkatle seeceklerdir. . . Daha gen kuaklar
ise, u andaki nl sanatlarn pratiklerini "happeningleri"
ve "enstalasyonlan" taklit etmelerini salayacak hnerler ve
rnekler bulmaya alacaktr. Happeningler konusunda yal
nzca unu biliriz ki bunlarn sonuta hangi yolu izleyecei
konusunda hi kimse (hatta bunlarn tasanmclan , reticile
ri ve ba aktrleri bile) emin olamaz; bunlarn izleyecei yol
( " kr" , kontrol edilemez) talihe rehin braklmtr; bunlarn

3) Michel Foucault. 'On the genealogy of ethics: an m-eniew of \\ork in


progress" Th e Foucault Reader iinde. haz. Raul Rabinovv. Randam House.
1 984. s . 350. [ E tigin Soybilimi zerine: Srmekte Olan alma ya llikin Bir
Deerlendirme, zne ve llaidar iinde. ev : Ik Ergden v-e Osman Akn hay.
A.y rnt Yaynlar. s. 1 93 ] .
Zygmunt Bauman 87

seyirleri srasnda her ey olabilir ama kesin surette ne olaca


konusunda hibir ey sylenemez. Enstalasyonlar ise krlgan,
dayanksz, tercihen "kendi kendine paralanabilir" elerle
yamanmtr, nk herkes bilir ki bunlar serginin bitmesin
den sonra mrlerini tamamlayacaktr. Gelecek sergilere yer
amak iin, galeri eskinin kalnts olan (ve artk kullanlmaz
durumdaki) ufak tefek eylerden temizlenmelidir. Genler,
sanat yaptlarn, odalarndaki duvar katlarnn zerine ya
ptrdklar posterlere ve dier afilerle ilikilendiriyor da
olabilir. Afilerin, tpk duvar katlar gibi, sonsuza kadar
odalarn ssleyemeyeceini bilirler. Er ge yeni idollerin su
retine yer amak iin duvardan sklerek "gncellenmeleri"
gerekecektir.
"Eski" ve "yeni" her kuak, sanat yaptlarn belli bir dn
yann suretinde hayal eder ki bu dnyann hakiki doas ve
anlamnn da bu yaptlarca gzler nne serilecei ve sorgu
lamaya ak hale ge tirilecei varsaylr ve umulur. Bu dnya
nn, sanatlarn emekleri sayesinde daha anlalr, belki de
tamamen anlalr klnmas beklenir. Ancak bu olmadan ok
nce, sz konusu dnyay "yaayan" kuaklar tabiri caizse,
otopsi"den -yani bu yol yardam onlara aktarmak ve anlaml
klmak zere yaygn bir ekilde anlatlan kiisel deneyimler
ve hikayelerden- bu dnyann yol yardamn bilir veya en
azndan sezerler. O halde (nceki kuaklada taban tabana
zt olarak) genlerin, insann yaa yolculuunun balang
cndan nce tasarlanm yollara gerekten ballk and ie
meyeceine inanmasna amamal. Zira tesadfi ve nceden
kestirilemez talih ve kazalar, bu yolculuun rotasn pekala
deitirebilir. Swida-Ziemba, Polonyal genlerden bazlar
hakknda unlar syler: "Bu genler, bir arkadalarnn ir
kette iyice ykseldiini, ok defa terfi edip zirveye vardn,
88 1 Yaam Sanat

sonra irket iflas edince de kazand her eyi kaybettiini be


lirtiyor. !te bu nedenle gayet iyi giden eitimlerini brakp bir
inaatta almak zere ngiltere'ye gidebilirler. " Dierleriyse
gelecei hi dnmyor bile (zaman kaybndan baka ne
ki7 ) . Yaamn, (muhtemel olan) ansn yzlerine glvermesi
ve (eit derecede muhtemel olan) kaldrrnda muz kabuu
na basmak dnda bir mantk sunmasn beklemiyar ve bu
yzden de "her anlarnn zevk iinde gemesini" istiyorlar.
G erekten de: her anlarnn. Hazsz bir an boa gemi bir an
anlamna geliyor. imdiki feragatin gelecekte, ayet getirecek
se , ne tr yararlar getirebileceini hesaplamak imkansz oldu
u iin, insan "halihazrda" ekip alabilecei anlk hazlardan
neden vazgesin ki?
"Yaam sanat" yal ve gen kuaklarn yelerine fark
l eyler ifade edebilir, ancak hepsi bunu kanlmaz olarak
deneyimler. Yaamn "btn amac" ya da "nihai hedefi" nin
ve ayn zamanda yaamn seyri ve ard arda gelen her yaam
dneminin anlam, gnmzde kendin-yap tarz iler olarak
grlyor; hatta bunlar I KEA tarz tehizatl uygun mod
ler mobilya tipi seimi ve montesinden olusa bile byle bu.
Yaayan herkesin, tpk sana tlar gibi, iin sonularnn so
rumluluunu stlenmesi ve bu sonular dolaysyla vlmesi
ya da sulanmas bekleniyor. Tekrar edeyim: Bugnlerde her
insan kendi seimleri olduu iin deil, deyim yerindeyse, ev
rensel talih yle buyurduu iin birer sanatdr.
"Buyruk yoluyla sanat olmak" eylemsizliin de eylem sa
ylmas anlamna gelir. Yzrnek ve dmen tutmak kadar, ken
dinizi dalgalara brakmak da nsel olarak bir yaratc sanat
edimi farz edilir ve gemie dnp bakldnda da genellikle
byle kaydedilir. Seimlerinin, kararlarnn ve giriimlerinin
mantksal sras, sreklilii ve sonular olduuna ve tasarla-
Zygmunt Bauman 89

rnn, eytann hacan krp felei yenecek ve yaam nce


den tasarlanm ve seilmi istikrarl bir yolda tutacak kadar
uygulanabilir ve akla yakn olduuna inannay reddeden in
sanlar bile aylak aylak o turmaz. inde bulunduklan koulla
rn buyurduu saysz kk i, bir montaj kirine ilitirilmi
izimieri takip edermiesine yaparak, "talihe yardm ederler. "
Hazz ertelemenin anlamsz olduunu dnerek "gn yaa
yanlar" kadar, gelecei nemseyen ve ileride nlerine kabi
lecek talihsizliklerin farknda olan insanlar da yaamn vaat
lerinin gelip geiciliinin farkndadr. Grnen o ki salam ve
gvenilir kararlar almann, saysz ardk admdan tam olarak
hangisini semi olmann (geriye dnp bakldnda ! ) daha
doru olacan ngrebilmenin imkansz olduu konusun
da mutabktrlar; ya da yerlere rastgele salm tohumlardan
hangilerinin bolca lezzetli meyve vereceini, hangi tomurcu
un aniden esen bir rzgar ya da iekten iee gezinen bir
yaban ans tarafndan dllenme frsatn yakalayamadan solup
gideceini kestirmenin imkansz olduu konusunda da muta
bktrlar. Dolaysyla baka neye inanrlarsa inansnlar, insa
nn elini abuk tutmas gerektii ve hibir ey yapmamann
ya da yavaa ve u yu u k bir ekilde yapmann zararl olduu
konusunda hepsi hemfikirdir.
Swida-Ziemba'nn belirttii gibi, "ne olur ne olmaz" an
layyla deneyim ve referans toplayan zellikle genlerdir.
Gen Polonyallar "moe" [belk i/ ayn yalardaki ngilizler
"perhaps", Franszlar "peuHtre " , Almanlar "vielleicht" ,
talyanlar "forse" , lspanyollar " tal vez" derken aslnda hepsi
hemen hemen ayn eyi kastedecektir: Bir dahaki byk pi
yango ekiliinde u ya da bu biletin kazanp kazanmayaca
n kim bilebilir? Yalnzca satn alnmam biletin kazanma
ans yoktur . . .
90 Ya am Sanat

Eski ve imdiki Kuaklar


Baka hibir yerde bulunmayan, btn birimlerinde ortak olan zel
liklere sahip bir btnlk anlamndaki "kuak" kategorisinin, sosyal bi
limler ve kamu syleminde "Byk Sava" denen olayn sonrasnda or
taya kmas ve yerleiklik kazanmas tesadf deildi (greceimiz gibi,
yirminci yzylda yaanm "dnya savalar" ndan yalnzca ilkinin "b
yk" sfatn kazanm olmasna amamal; halbuki ikinci Dnya Sava
etkiledii alan, yaratt ykm, iddetin lei ve sonularnn vahameti
bakmndan ilkini ok geride brakmt ) . Ortega y Casset'in kuaklara
ras iletiim ve atma konusunu ileyen ufuk ac eseri de o dneme
rastlar. Ondan ksa bir sre sonra Karl Mannheim, yeni kefedilmi bu
kategoriyi, baka bir yeni kavram olan "ideoloji" ile birletirerek, bu kav
ramlarn gz alc karyerlerini balatr. Denebilir ki Ortega y Casset'in
ileri srd ve akabinde Mannheim'n kanonikletirdigi anlamda (yani
farkl bir dnya gryle belirlenmi olan, ayn zamanda kendi bana
ve kendi zel karlar adna hareket etmeye muktedir ve meyilli olan
"kolektif zne" anlamnda) "kuak'"n kefi bizatihi bir kuan baar
syd: Byk Sava kuann.
Gerekten de hi artc deil .. l 755'te Lizbon'u yerle bir eden dep
rem, yangn ve selden beri, dnyann kendini "uygar" olarak tanmlayan
blm "Byk Sava"la kyaslanabilecek bir ruhsal ve ahlak ok yaa
mamt hi. Lizbon felaketi, yeeren "modern uygarl" Doa ile savaa
sokmu, ayn zamanda da Ilahi yaratrnn hikmeti, inayeti ve a daletine
duyulan asrlk gveni balralayp neticede ortadan kaldrmt. Bu olay,
filozoflarn Doa'nn alt edilip insanlarn denetimi altna alnmas konu
sundaki srarna muazzam lde ikna edici, hatta adeta perinleyici bir
argman kalmt: Doa'nn geliigzelliinin yerine, akln gdmnde,
titizlikle tasarlanp gzlenen, kazalara mahal vermeyen, ngrlebilir ve
hepsinden de te kontrol edilebilir bir dzen getirmek ve bylece yeni
(insani) ynetm altnda, insanlarn karlarna doru drst hizmet et
meye zorlamak
"Byk Sava" felaketi, hem bilim ve teknolojiye dayal olan, insanla
rn kurduu dzenin hikmeti ve faydasna, yaklak iki yzyldr duyulan
gveni zayflatt, hem de bylesi bir dzenin Doa nnkinden ok daha
adil ve iyi olduu inancna dair pheler dourdu. Susan Neimann ne
Zygmunt Bauman 91

srd gibi, "Aydnlanma bizi kendimizi dnmeye tevik ettii ka


dar, iine doduumuz dnyann sorumluluunu almaya da yneltmi
tir. '' Ancak, "insanlar tarafndan s tlerrilmesi gereken ktln dozu
arttka, bu sorumluluun gitgide deersizletiini kabul etmilerdir.''+
''Byk Sava"n hibir kukuya yer brakmayacak biimde gsterdii
(ayet daha fazla teyit gerekirse, ksa bir sre sonra dnyay silip sp
recek soykrmlarn da teyit ettii) ey uydu: Insanlarn ynetimi, en
az, iki rz yl nce sulanan Doa'nnki kadar kaprisli, ngrlemez,
kr, dncesiz ve erdemieric gnahlara kar kaytsz, stelik de daha
gaddar ve ykc olabilir.
"Uygarlk"n nc ve szclerinin zgveni, kibri ve gururunun kar
karya kald ok gerekten de ok byk olmal. Sonuta Avrupa
yirminci yzyla ei benzeri grlmemi bir iyimserlikle adm atmt.
N eredeyse her ey iyi gidiyor ve her geen yl daha da iyileiyordu . Geni
topraklar ve denizler Avrupa'nn iradesine tamamen boyun emi ve g
rnd kadaryla, nyargnn boyunduruunu krmaktan ve bir elinde
silah tutup diger elinde Inci! sallayan uygarlk elileri ve misyonerlerince
vaaz edilen sonsuz ilerlemeye dair muzaffer amentleri benimsemekten
baka bir ey dlemiyordu. Biliminsanlar her gn insan akl ve kapa
sitesini snrladg idda edilen bir eyin daha ortadan kaldrldn du
yuruyordu. Her geen yl (imdi lil 1 ) henz herkes olmasa da birok kii,
daha rahat ve daha zengin yayordu . Mesafeler ksalyor ve daha az zah
metli hale geliyordu. Zaman daha hzl akyordu, yle ki zamann her
biriminde gitgide daha ok zevk veren ltuflara kavuulmas ve bunlar
dan tat alnmas mmktind. Akl krall, yasann \'C dzenin mterek
stnl -hepsi urackta bizi bekliyordu. Mkemmellige giden yolda
binakm kt ve huysuz insanlar dnda hibir direnite karlalm
yordu ve bu tr kot maksatlar gizlice gden ya da besleyen herhangi
biri, eytani ilerle irkin dncelerin peine dmeye alrsa baarsz
olmaya mahkmdu. Toplum -heves ve hz bakmndan, henz istenen
ve bir gn kesinlikle gerekleecei umulan lde olmasa da- tepeden
trnaa aydnlanyordu . Insann eytani tutkular hi olmadg kadar g
venle evcilletiriliyor, adetleri daha kibar ve birliktelikleri daha huzurlu

4 ) Su san 1\eiman , Evi/ in Modem Tloglt, Princeton University Press, 200 2 .


s.4-5.
92 Ya am Sanat

hale geliyor gibi grnyordu. Insanlar arasndaki anlamazlklar z


mek iin savamak yava yava, ama gzle grlr lde ortadan kalk
yor, bunun yerini akln otoritesinin kabul ve daha ok insann daha ok
mutlu olmas yolundaki dava alyordu. Tarih, girdii yolda hi sekneden
ilerliyor ya da en azndan yle grnyordu. Yn deitirmek sz konu
su deildi, geri ekilmek ise akln almad bir eydi.
Ksacas, uygarln gelecei gvendeydi. Insan idaresi altnda dnya
gvenliydi ve daha da gvenli olaca kesindi. Ilona adl romannda Hans
Habe zamann ruhunu canl bir ekilde tasvir ediyordu:

Insanlar 1 899 ylba gecesi cokuyla yeni yzyln balangcn


kutlarken ne yaptklarnn farknda deildiler. N ehirler yataklarn
dan taana, ayrlar gllere evirene ve "sular dalar on be arn
aana" dek kesilmeyeceini bilmeksizin, yamuru kutluyorlard.
Sularn bir gnde ekilemeyecei konusunda phe duymuyor,
yllar ierisinde yava yava artacan varsayyorlard. Tanrnn
yirminci yzyldan bkacandan hi phelenmemilerdi. Tufann
erefine iiyorlard.

Tufan n erefi ne . . . Gerekten de, birdenbire, herkesi akna evire


rek, nehirler yataklarndan tat ve tufan balad. Insanln belleinde
ki en kitlesel kym balamt. Ortaan son karanlk gnlerinde son
heretin diri diri yaklmasndan beri duyulmayan straplar ierisinde
milyonlarn lm. Snglerle delik deik edilmi, arapnel paralary
la kesilmi, tanklarn paletleri altnda ezilmi ve zehirli gazlarla imi
cesetler. Kendileri bataklk gibi siperlerde aylarca canl canl rrken,
ac ekmeden aniden len ansllar kskanan, kinin, nyargnn ve hu
rafenin kurbanlar. Orduya yazlan askerlerle beraber, btn Avrupa'da
Dou Prusya bataklklarndan Somme'nin sularna kadar kazlm siper
lerde uygarlk, yavaa, efkatten yoksun bir ekilde, eziyet eke eke
lyordu; dnyaya kefil olacana inanlan dnyann konforlu rahatl
da uygarlkla beraber yitip gidiyordu. Gvenli dnya hibir dirilme mi
di olmadan, dncesizce ve amaszca dklen insan kanlarnn olu
turduu nchirierde boulmutu .
Zygmunt Bauman 1 93

Grne baklrsa, btn bu dehet, bir dizi kazann (rnein,


Saraybosna'da Franz Ferdinand'a sklan ikinci kurun, hsrana uram
bir renci tarafndan sklmt, nk kraliyer aracnn ofr hasta
neye srerken yanl bir yola girmiti; ilk kurunun asil hedefi bu kur
unla kazara vurulan kurbana asil teessrlerini gstermek iin hastaneye
gitmek istemiti) ve bir dizi sava plannn bir araya gelmesinden do
mutu; bu planlarn her biri, gezegenin en gelikin kelerinin en ileri,
en modern ve en donanml ordularnn st dzey uzmanlar tarafndan
kl krk yararak ve bilimsel bir hassaslkla hesaplanmt -her ey d
manikiara neredeyse kansz bir ekilde hemen son vermek ve hem hzl
hem de kesin sonular ortaya karmak zere son derece rasyoneldi ve
dikkatlice hesaplanm tl. Gelgelelim insan planlamasnn ve insan rn
kazalarn bu karmndan kan ey, hi kimsenin plannda yoktu. Hi
k i mse karlkl katliamlarla drt yl srecek bu tr bir mezbaha plan

lamamt. Belki de bu, Byk Sava'n en hayret verici ve korkutucu


tecellilerinin en hayret verici ve korkutucu yanyd. Bu tyler rpertici
olay programlanmam, tasarlanmam, ngrlmemi ve hatta tasavvur
edilebilir olduuna bile inanlmamt. Planlanmam grevlere hizmet
etmesi iin seilmi aralarn da alakasz ve muazzam lde etkisiz, hat
ta ie yaramaz olduu ortaya kmt.
Sorun hesaplarn yanl kmas deildi. Hatal hesaplar d zehilebilir
ve bunlar d zeltmek faydal, rasyonaliteye hizmet eden bir giriim olabi
lir. Zira insanlar hatalarndan ders almaya eilimlidir ve bylece gelecek
lerini kazalara ve musibetlere kar daha bak klarlar. Sorun daha zi
yade tam da u dnceydi: Elde yeterli bilgi ve teknoloji bulunduunda,
bavurulan aralarn keskinletirilmesi sayesinde gelecek hesaplanabilir
'

ve amalar garanti altna alnabilirdi ki bu aralar Somme, Verdun ve


Dou Prnsya'daki lm meydanlarnda bulunan mezarlara sevk edilmi
ti. Avrupa'nn zgveni, uygar insanlarn akln tutkular zerindeki nihai
zaferine olan inanc, tarihin hikmeti ve cmertliine duyduklar gven,
gvenli bir imdi ve garantili bir gelecee duyduklar rahatlatc, iyimser
inan da katledilip, milyonlarca askerle beraber kitlesel mezarlara g
mlmt.
94 1 Yasa m Sanat

Ortega y Gasset ve Mannheim'n hem kendilerinin hem de okurla


rnn dikkatlerini kuaklarn tarihte aynadklar role evirmelerine yol
aan dnce zincirlerini tamamen yenden kurmak kolay deildir. Yine
de Byk Sava'n tecellileri ve beraberinde getirdii "kimlik oku" ol
masayd, onlarn byle bir bak asna varmalarnn ok daha g ola
ca dnlebilir. Paul Ricoeuru n "kimlik" fenarnenim kiye ayrd
( l 'ipseite, yani dier insanlardan ayrt edici zelliinin sreklilii ve la

memete, yani kiinin bakalaryla benzerliinin sreklilii) gz nne


alndnda, Byk Savan muazzam bir soru iareti koyduu ey, kim
liin bu ikinci ksmyd. Byk Sava'tan nceki "Ben , sonraki "Ben" ve
savan hem "ncesini" hem de "sonrasn" kapsayan 'Ben''in her biri
farkl dilden konuuyordu. Her biri dier ikisiyle kolay kolay iletiime
geemiyordu . Katliamdan canl kurtulmu olanlar, bir zamanlar mezba
haya giderken duyduklar cokuyu, aklamak yle dursun, tam anla
myla aniayabilirler mi7 Eer anlayabilirlerse, yeni edindikleri bilgileri.
seferberlik gnnde meydanlarda alk tutan ve dans eden, gemiteki
benli klerimize, i fade edebilecekler midir7 O zamanlar hayal bile edeme

yip imdi bildikleri eyin nasl ortaya ktn ve ihtimali dk olmakla


beraber o zamanlar bu ey onlara teklif edilmi olsa, bunu dorudan ey
tani szler acidedip reddedeceklerini, buna araclk edenleri de lin ede
bileceklerini kavrayabilirler mi7 Verdun ve Somme'den som a doan ve
"insanln en byk snavn" , "en heyecan verci" ve "karakter olutu
rucu" maceralarn karm olduklar iin grnte ac eken insanlara,
bedeli ar denen bu kavraylarn aktarabilirler mi? Eer aktarmay
denerlerse, anlalabilirler mi7

Avrupallk kimliinin la m e mete sine vurulan darbe, ''kuak'' fikrinin


'

toplumsal ve siyasi blnmelerin analizindeki ana kavramsal aralardan


biri haline gelmesinde belirleyici bir unsurdu muhtemelen. Nesnel ana
litik kategorinin hammaddesi, dikkat ekecek lde farkl, birbirinden
yaltk, ikiye blnm bir yaamn znel deneyimiyle karlanyordu.
Keza muhtemelen kuak kavramnn ilk olarak icat edildii laboratuar
" imdihi biz" ile "bir zamanlar bi z " arasnda yaanan kartlkt. znel

deneyimden dam tlm ve daha sonra ilemden geirilerek dnyay


"orackta" irdeleyecek mercekler haline getirilmi bu kavram, "biz''i
Zygmunt Bauman 95

''onlar"dan ayran snrn izilmesinde kullanlabilirdi ve aslnda kulla


nld da. Kuaklararas iletiim kopukluu ve ayrl, paralanm bir ki
isel yaam deneyimini anlama, "anlamlandrma" ve malum Lebenswelt'i
[yaam dnyas] paralara ayran ve yok edp yerine henz kefedilme
mi ve bilinmeyiinden tr korkutucu bir dnya koyan zaman yarl
masn anlalr klma abalaryla ortaya kt; bu dnya, hem haritalarn
bulunmayndan hem de haritasnn karlmasn nceleyebilecek uzun
geliigzel yaklamlar, riskli teebbsler ve potansiyel olarak lmcl
hatalardan tr daha da korkutucuydu.
Benzer (ama ok daha mtevaz ve daha az dramatik olduu kabul
edilen) znel kopu deneyimleri. zamann ak hzlanp sratle deien
insanlk durumunun birbirini izleyen tecessmleri arasndaki mesafe
ksaldka, artan sklkla tekerrr edecekti. Bir kere yeri belirlenip ad
landrldktan sonra, kuaklararas blnme ve iletiim samnlarnn gn
celliklerinden hbir ey kaybetmeelen byk ilgi uyandrmaya devam
ettiine phe yok. Hem akademik hem de yaygn sz daarcnda uzun
sre rer alacaklar dnlebilir.
Bununla birlikte, insan varoluunun btn ynlerinin zorunlu ve
sapiantl olarak modernlemesiyle ve modern an "akkan" evresinin
karakteristi olan deer hiyerarisinde geicilie ve sreklilie (ya da
dolanmszla ve uzun vadeyel atfedilen mertebelerin tersine evrilme
siyle harekete geirilen gerekten ele kesintisiz bir denimin halihazrdaki
durumunda, tartlan fikirlerin bazlarnn yararllklarn kaybedip kay
betnedii ve mevcut insanlk durumunu tanmlama \"C kavrama iini ye
rin e getirmeyi brakp brakmad ak deildir ve byk lde ele ucu
ak bir mesele olarak kalr. Bu meselderin dnya grlmzde devam
eden varlklarnn, Ulrich Beck'in "zombi, terimleri "ne (szck olarak var
olsa cia cismen var olmayan kavramlar) : ya da yalnzca sos raturc (yani,
anlatnn iletiimsel uygunluu bakmndan kanlmaz olan, bununla
birlikte bir ihtar/anmsatc gerektirerek kullanldnda dnyevi gnder
geleri varlklarn envanterinden oktan silinmi olarak) kullanlabilen,
jacques Derrida'nn terimlerine benzer bir rnek olduu ileri srlebilir.
Bense bunlara neden olan arpmadan ok sonra yanklanmaya devam
eden "yanklanan kelimeler" diyeceim . . .
96 Yaam Sanat

Aslnda, (en azndan kltr alanmzdaki) deiim hz gnmz


de akllara durgunluk vericidir. Deiimler srekli ve her yerdedir.
Kuaklara dayal yeni bir snr izgisi izmeyi hakl gsterecek kadar yo
un olan deiim younlamalar, ya neredeyse gnlk, rutin bir olay ya
da aksine (eer etkilerini "Byk Sava'"n okuyla karlatrmay tercih
edersek) hi olmad kadar azalyor gibi grnyor. Grnrde saysz
deiim vardr ve bunlar insanlk durumunun kalc zellikleri olarak,

olaanst olaylardan ziyade olaan olaylar olarak, anormallikten ziyade


normallik olarak, istisnadan ziyade kural olarak grlr. Oysa deneyimin
sreksizlii neredeyse evrenseldir ve btn ya kategorilerini eit lde
etkiler. Bu artlar altnda, kuaklararas snrlar izmek yalnzca keyfi
olabilir. Snr izmeye ynelik her giriim ihtilafl ve tartmal olacaktr.
Bunlarn toplumun haritasna yanstlmas ise, eer yanltc deilse, ok
da aydnlarc olmayacaktr. ne srlen blmlemeler, betimlenen top
lumun morfolojisi hakknda gvenilir bilgiden ziyade, istatistiksel veri
ilemeye ilikin tercih edilen yntemin art etkileri olma riski tar.
Deiim belki de fazlasyla hzl ve yeni fenomenlerin kamu bilin
cinde ortaya kma ve gzden kaybolma hz da fazlasyla ba dndr
cdr. Bu, "zamann ruhu""nun salam iaretleri olarak kaydedilmeye ve
bir kuan biricik ve kalc nitelikleri olarak yeniden biimlendirilmeye
uygun olan tutumlarda, davran kalplar, deer sendromlar ve dn
ya grlerinde belirginlemesini, yer etmesini ve pekinesini engeller.
Dank ve grnte balantsz bir sreksizlik ynnda, "devrim""e
zg grnrlk ve biimlendirici g elde -edebilen deiimler ok na
dirdir. ayet varsa da ok az kuaksal bir kopu fikri uyandracak kadar,
kendi kuan oluturma ve etkin olarak hendini ispatlama iin gerekli
hammadeyi salayacak kadar n plana kar.
Bir deiimin "devrim"' olarak kabul edilmesi iin, "deerlerin [kap
saml ve zamanca sktrlm olarak] yeniden deerlendirilmesini"" ve
deer hiyerarinin esasl olarak yeniden dzenlenmesini harekete geir
mesi ya da iermesi gerekir. imdiye kadar uygun, etkili ve takdre layk
olarak alglanan kurallarn, normlarn ve modellerin hatal, faydasz ve
mahkum edilebilir olarak yeniden biimiendirilmesi gerekir. Deerlerin
bu ekilde tersine evrilmesinin sonucunda, bir btn olarak gemi ve
Zygmunt Bauman 97

halen kamu belleinde canl olan gemi paras karalanacak ve sk (ve


saldrgan) bir sorguya tabi olacaktr. Gemiin her bir gesi zan altnda
kalacak ve masumiyeti kantlanana kadar sulu addedilecektir (geri ma
sumiyet neredeyse hibir zaman kesin surette kantlanamayacak, aklama
hibir zaman tamamlanamayacaktr -phe de hibir zaman bsbtn
ortadan kalkmayacaktr) . Olsa olsa hkm ertelenecek ve bu, gemite
temyize tabi olmad ilan edilmi kararlara da uygulanacaktr. te yan
dan, gemite mahkm edilen ya da mahkum edilebilir olduu d.in
len ey -benzer bir ekilde topyekn ve nsel olarak- slah edilecektir.
Gemite esirgenen tannmaya, ayet varsa birka soru yneltilecek ve
meziyete dair baka hibir kant gerekmeyecektir.
Sonuta, gerek bir " devrim'' durumunda, gemi deerlendirmele
rin tersine evrilmesinin tek sebebi, ancak halihazrda onayianmayan ve
itiraz edilen "gemi"te dile getirilmesidir. Erdemler ahlakszlk, baar
lar kabahat. ballklar da hainlik olarak -ya da tam tersi olarak- yeni
den yazlr. Gemiin deer ve pratiklerinin deer yitimi, henz balayan
gelecek sise brndnden, ok daha fazla belirleyici ve uzlamaz ol
maldr. Gelecein ekli hakknda, gemiten farkl olaca ve karanlk
ta el yordamyla hareket etmenin rahatsz edici nsezisini yattrmak
zere birka bildik nirengi noktasnn el altnda olaca dnda, kesin
hibir sylenemez. Yolu nceden gsteren yn ta belalannn yokluunda,
muhtemelen gemiten miras alnan yn tabelalarn tersine evirmek ie
yarayacak, tamamen olumsuz da olsa bir lde ynlendirme salaya
cak ve ne kadar rk ve gvenilmez de olsa, gelecekteki olaylarn nihai
seyrinin kontrol altnda oldugu duygusunu verecektir. yleyse u hi de
k.ik bir avantaj deildir: Devrim annda gelecekteki erdemler \'C baa
nlara ilikin snanm ve gvenilir hibir lt (yan gelecek, bugne d
nrken hala balayc olduuna gvenilbilen ltler) mevcut olmasa
da, gvenilir birtakm deer ikameleri ve bylece de gedii kapatacak bir
meritokrasi biimi, gemiteki erdemsizlikleri erdem diye, erdemleri de
erdemsizlik diye yeniden adlandrmaya dayal basit bir areyle halihazr
da meydana getirilebilir.
Bu trden "devrimler'' bizim zamanmzda anormalliktir. Daha do
rusu tam tersi: Devrimler gnlk bir diyete dntnden, ancak bir
ka gn boyunca heyecan verip korkutabilirler; ta ki sonraki " tarihi" ya
98 Yaam Sanat

da "devrim niteligindeki" olay, TV'deki nl sunucular tarafndan nefes


nefese duyuruluncaya ve btn gazetelerin ilk sayfasn kaplayncaya ka
dar; bunun hemen ardndansa bu olay, baka bir "sansasyonel" ve 'ei
benzeri grlmemi" olaylar dizisi tarafndan kamunun ereti dikkatin
den silinip sprlecektir. "Devrim" fikri bugnlerde deersiz les t i . Kue
kagda baslm bir derginin her nshasnda devrim hakknda olmasa da
dne kadar hi duyulmam ama illaki "devrim niteliginde'' olan - ve
spot g altndaki kimi bireylerin "yaamn ve dolaysyla da onlar iz
leyen herkesin yaamn degitirecek"- birok ey hakknda bir eyler
vardr.
Biraz daha cidd bir adan bakarsak, akkan modern dnya sreidi
bir devrim halindedir; bu hal "kat" modernlik zamanlarndan hatrlanan
bir kereye mahsus "tekil" devrimiere imkan vermez. Eger gnmzde
halen devrimlerden bahsetmek mmknse de yalnzca gemie bakla
rak yaplabilir bu; gemie baktgmzda fark ederiz ki gayet kk ,.e
grnte nemsiz deiimler st ste gelmi ve nsanlk durumunda
yalnzca tedrici degil, nitel bir dnm de meydana getirmi. Evvelki
gndergelerinden yoksun olan "devrm" fikri deersizletirilmitir: Her
trl "yeni ve gelimi" rn "devrimci" eklinde tantan reklam yazar
larnca her gn kullanlr ve istismar edilir . .
Srekli v e sk rastlanan deiimierin ortasnda, t a derinlerde olan,
ama gelimeye de devam eden tamamlanmam dnmlerin "devrim
ci" doasn doru bir ekilde kavramak g , belki de imkanszdr. Bu
tr dnmleri penen tasadamak ve toplumsal durum zerindeki et
kilerini tahmin etmek ise daha da imkanszdr. Yine de eer gerek bir
devrim olursa, dnmden sonraki yaam deneyimlerinin daha nce
hatrlananlardan kesinlikle farkl olacagna phe yoktur. Dnmn
bir tarafndaki insanlar asndan olsa olsa bir istisna. rutinin ihlal olan
ey, diger taraftakiler asndan normal bir durum olarak grlecektir. O
zaman, ortaya kan kuaklararas blnmenin ilk semptomu ''iletiim
sel kargaa" olacaktr. Esas mesele, (iletiimsel soruna sonradan eklenen
i deolojik bir cila olan) "kar atmas"ndan ziyade, uygunluk \'e nce
lik meseleleriyle ve farkl farkl konumlanm, birbirileriyle rtmeyen
bilgisizlik alanlarndan kaynaklanan sorunlarla ilgili br anlamazlktr.
Zygmunt Bauman 99

Bir grup iin esas olan deneyimler bir baka grubun deneyimlerinde ya
ok az gndergeye sahiptir ya da bunlar hi yoktur. Nitekim bir grup
asndan ok nemli olan meseleler, dieri iin "geerli deildir".
Yalnzca iki kamp -"yallar" (ya da yetikinler) ve "genler" (henz
yetikin olmayan ya da yetikin olmaya yanamayanlar)- oluturmak
zere sk sk i ie geen kuaklar arasndaki karlkl phenin yks
eskiye dayanr. ok eski zamanlara kadar uzanan ilk belirtilerinin izi ko
layca srlebilir. Ama bu phe, dnyann (en azndan insanla ilgili ks
mnn) , mevcut halinden farkl olabilecei ve onu farkl hale getirmenin
de insanlarn elinde olduunun kabul edilmesiyle , yaadmz modern
ada adamakll ortaya kmtr. Ayrca dnyann, tek bir insann yaa
mnda "artk devir deiti" ibaresini dile gerinecek kadar, bunun sonu
cunda da "olan" ile "olmas gereken" arasnda bir gediin grlmesini
ve "hey gidi gnler"e kar "daha iyi bir gelecek" tarz kavramlarn hem
felsefi dncede hem de yaama dair popler alglamalarda ortaya atlp
yer etmesini salayacak kadar hzl deimesiyle ortaya kmtr. Ancak
o zaman, dnyann aralksz dnmnn farkl aamalarnda dnya
ya gelen insanlar, pay lath /ar zaman deerlendirme bakmndan mu
azzam ekilde farkllamaya balam olabilirler. Iyice renilip hakim
olunmu becerilerin ve adederin uygulanmasna imkan tand iin baz
insanlara rahat ve konforlu gibi grnebilen ey, digerlerine tuhaf ve itici
grnm olabilir. Nitekim baz insanlar, dierlerini huzursuz edebilen,
bocalatan ve akna eviren durumlarda. kendilerini ok rahat hissede
bilir. Bazlarna " dnya hali bu" ya da "byle gelmi byle gider" eklinde
grnebilen ey, dierlerine gayri meru, ahmaka, hakkaniyetsiz ve bs
btn iren grnebilir.
Sonuta, yal ve gen kitleler birbirqerine yanl anlama ve kuruntu
bileimiyle bakarlar. Yallar, kendi byklerinin itinayla koruduu eyi,
dnyaya yeni gelenlerin mahvedip ortadan kaldracandan korkacaktr;
genler ise, eskilerin berbat ettii eyleri yoluna koymak iin iddetli bir
arzu duyacaktr. Her iki kitle de olaylarn mevcut halinden memnuniye
siz olacak ve bunlarn kt hali konusunda dier kitleyi sulayacaktr.
Son derece saygn haftalk bir Ingiliz dergisinin ard arda iki saysnda,
hrlaan iki iddia yer ald: Bir ke yazar "genleri" "durgun, uyuuk.
100 Yaam Sanat

zhrevi hastalkl ve hibir ie yaramaz" olmakla suluyordu. Buna kar


lk bir okur kzgnlkla szm ona miskin ve kaytsz genlerin gerekte
"akademik olarak baarl" olduklann ve "yetikinlerin yaratt mkl
durumdan kayg duyduklar" cevabn veriyordu. ' Dier saysz benzer
anlamazlklarda da olduu gibi, buradaki fark deneyimin ekillendirdii
bak alannn telkin ettii deerlendirmelerdir ve ortaya kan ihtilaf da
"nesnel bir ekilde" z)mlenemez.

Bana gelince, ben de "gemi kuaklar" dan biriyim.


Genliimde, adalarmla beraber, Jean-Paul Sartre'n le
projet de la vie [yaam proj esi ] seimi hakkndaki aklamala
rn dikkatle okumutum. "Yaam proj esi" seimi, "seimle
rin seimi " , ilk ve son kez, batan aa , (ikincil, tretilmi,
meccel) seimleri belirleyecek st seim anlamna geliyordu .
Sartre'tan rendiimiz zere, her projeye bir yol haritas ve
gzergahn ayrntl bir tarifi eklenecekti. Bir kere var yeri
seildiinde, geriye kalan tek ey, harita, pusula ve yol iaret
lerinin de yardmyla en ksa ve en az rizikolu yolu planlamak
olacakt . . .
Sartre'n mesajn anlamakta glk ekmiyorduk v e bunu
grnd kadaryla e trafmzdaki dnyann ilan ettii ya
da imledii eyle uyumlu buluyorduk. Sartre'n dnyasnda
-yani benim kuarnn paylat dnyada- haritalar, ayet
mmknse, yava yava eskimit (hatta bunlarn bazlan "ek
siksiz" olmakla vnrd ) . Yollar da , bir kere dendikten
sonra, aralarn artan says, arl ve hzna uyum salamak
zere zaman zaman tekrar denebilirdi. Bununla birlikte, bu
yollardan gidildiinde her defasnda ayn yerlere varlrd ve
kavaktaki tabdalarda ve trafik iaretlerincieki boya defalarca
yenilenmi olsa da, zerlerinde yazan ey hi deimezdi.

5) Bkz. Guardian Weelend, 4 ve l l Austos 2007.


Zygmunl Bauman 10 1

Keza akranlanmla beraber, bakaldrmak yle dursun tek


kelime itiraz etmeksizin, a farelerle yaplan laboratuvar de
neylerine dayal sosyal psikoloji derslerini sabrla dinlemitik;
fareler bir labirentin iinde, tek "doru" yolu (yani Iabirentn
iinde dle -labirentin br ucundaki peynir parasna- gi
den tek rotay) ararken, bu yolu yaamlannn geri kalan iin
renip ezberlemeyi amalyordu. Buna hi itiraz etmedik,
nk Sartre'n tavsiyesinde oldugu kadar, laboratuvar farele
rinin itiip kakmasnda kendi yaam deneyimlerimizin yan
klandn duymutuk . .
Gnmzde ou gen laboratuar farelerinin kaygsna
baktnda kendi deneyimlerini idrak etmekte kesinlikle ba
arsz olacaktr. Keza yolun banda btn yaam rotasnn
haritasn hemen karmalar tavsiye edilse, omuz silknele
ri muhtemeldir. Gerekten de u ekilde itiraz edeceklerdir:
Gelecek ay ya da yln ne getireceini biliyor muyuz? Tek
bir eyden emin olabiliriz ki cevab da kendileri verecekler
dir: Gelecek ay ya da yl imdi yaadmz zamandan farkl
olacaktr. Farkl olaca iin de imdi sahip olduumuz bir
ok bilgiyi ve u anda kullandmz teknik bilginin ounu
(hangi ksm oldugu konusunda hibir tahmin olmasa da)
geersiz klacaklardr. Gurur duyduumuz ve bugn ycelt
tiimiz birok eyden (hangisinin yitip gitmek zorunda ola
ca konusunda gene hibir tahmin olmasa da) kurtulmak
'
zorunda kalrken, rendiimizin ogunu kukusuz unutmak
zorunda kalacagzdr. Bugn en ok tavsiye edilen seimler,
yarn utan verici byk hatalar olarak ktlenebilir. Buradan
kan sonuca gre (diye ekleyeceklerdir) en bata gerekten
edinmemiz gereken beceri esneh li htir (ksrlatrlm ve dola
ysyla halihazrda politik olarak doru saylan horhakla ve
rilen ad) . Bu , borca dnm gemi servetleri hzla unutma
10 Z Yasa m Sanat

ve hemen elden karma yetisinin yan sra yol ve yntemleri


hi pimanlk duymakszn ksa srede deitirme kabiliyeti
dir. Gerekten ilelebet hanrlamamz gereken ey, herhangi bir
eye ve herhangi birine mr boyu ballk konusunda ant
imekten kanmak gerektiidir. N e de olsa frsatlar, anszn
ortaya kma ve ayn derecede aniden yok olma eilimindedir.
Kasten veya olaan olarak, bu frsatiara sonsuza kadar sahip
mi gibi davranan beleilerin vay haline . . .
yle grnyor ki gnmzde btn bir yaam peinen
senaryolatrma konusunda halen d kurulabilse ve bu d
n gereklemesi iin ter dklse bile, bugnlerde bir senar
yoya , hatta insann dlerini ssleyen senaryoya tutunmak
riskli bir itir ve intihara edeer olabilir. Gemiin senaryo
lan oyunun daha provalan balamadan, modas geip kulla
nmdan kalkabilir ve al gecesine kadar dayannay baanr
larsa, oyunun sresinin yine de fena halde ksa olduu ortaya
kabilir. Yaamn btn bir yana, koca bir yaam sahnesini,
nceden tasarlanm bu tr bir senaryoya adamak ok daha
gncel, imdinin modasna daha uygun ve dolaysyla gelecei
daha parlak olan birok prodksiyonu (ki bunlarn ka tane
olduu asla bilinemez . . . ) kaybetme ansna denktir elbette.
Ne de olsa yeni frsatlar, kapy almaya devam eder ve ne
zaman, hangi kapy alacana dair hibir ey sylenemez.
Tom Anderson rneini ele alalm. Sanat okuduu iin,
muhtemelen ok fazla mhendislik teknik bilgisi edinme
mit ve teknolojik eylerin almas konusunda ok az fkre
sahipti. oumuz gibi, modern elektronik aletleri kullanyor
du ve gene oumuz gibi, bilgisayar kasasnn iinde ne oldu
unu, u deil de dier tua bastnda ekranda nasl bunun
deil de unun belirdiini tahmin etmek ve dnmek iin
ok fazla zaman harcam olamazd. Birdenbire, muhteme-
Zygmunt Bauman 103

len onu da artan ekilde, "sosyal a"n yaratcs, ncs


ve "ikinci internet devrimi" unvann alveren eyin mucidi
olarak bilgisayar dnyasnda alklarla karland. Belki de en
bata byk lde bir hobi olarak dnlen blogu, yalnz
ca birka yl iinde, MySpace adl irkete dnt ; bu blog
gen internet kullanclannn aknna urad (daha yal web
kullanclan ise yeni irketi ve onun inanlmaz poplerligini
bir ekilde duymu olsa bile, belki de onu nemsememi ya
da mr bir kelebeinki kadar olacak bir baka gelip geici
heves ya da ahmaka fikir olarak alaya almt) . " irket" kayda
deer hibir kar getirmiyordu ve Anderson'n da muhtemelen
irketi mali adan kazanl duruma nasl getirecei konusun
da hibir fikri yoktu (muhtemelen byle bir eye hi niyeti de
yoktu ) . Ta ki 2005 Temmuz'una kadar . . . Bu tarihte Rupert
Murdoch o zamana kadar ucu u cuna olan bir parayla ayak
ta kalm irket iin 580 milyon dolar teklif etti. Murdoch'n
Myspace'i satn alma karar, bu dnyann sihirli kapsn, en
yaratc ve karmak tlsmann sihrinden ok daha uygun bir
ekilde at. Servet avclan hi vakit kaybetmeden ayn eyi
yapt ve ilennemi elmas arayna karak interneti fethetti.
Yahoo "sosyal a" kategorisinde bir baka internet sitesini bir
milyar dolara satn ald. 2006 Ekim'inde Google bir baka si
teyi (henz bir buuk yl nce, tamamen ev ii retim tarzn
da, bir baka amatr giriimci ift olan Chad Hurley ve Steve
Chene'in balatt) You tube' sat almak iin 1 . 6 milyar do
lar ayrd. 8 ubat 2007'de New York Times , Google'n, yerinde
fikirlerinden tr Chene'e piyasa deeriyle 326 milyon dolar
deerinde, Hurley'e de 345 milyon dolar deerinde hisse ver
diini yazyordu.
O ana dek kefedilmemi ya da laykyla takdir edilme
mi yetenekierin araymda olan yce ve azamerli bir hami
104 1 Ya am Sanat

ya da becerikli bir patron kiiliinde cisimlemi olan, Talih


tarafndan "kefedilmek" , masallar, Ortaa'n sonlar ve
Rnesans'n ilk dnemlerinden beri ressamlarn, heykelt
ralarn ve mzisyenlerin biyografik falklornde popler bir
motif olmutur (gelgelelim sanatn Ilahi yaratnn bysn,
itaatkar ve doru bir ekilde aniatma yolu olarak grld
antik ada bu byle deildi: Yunanllar "ilahi esinin himaye
sindeki yaratma fikrini, yaratlan eserlerin parasal karly
la uzlatramazd . " 6 Antik ada "sanat olmak" , mali baar
yle dursun , herhangi bir dnyevi baardan ziyade , feragat
ve yoksullukla, "kendinden gemi"likle badatrlrd) .
Yc e ve azametli biri tarafndan "kefedilme"yle ilgili eti
yolajik mit, ancak modern an eiinde icat edilmiti. Bu
mit, bir yandan doumun hibir temyiz hakknn olmad
mebbet hapis olarak dnld ve kendi kendini yeti
tirmi adam (hele hele kendi kendi yetitirmi kadn) fikrine
olanak tanmayan bir toplumda , ( ok nadiren) sanatlarn
birdenbire ei grlmemi bir ekilde ne ve zenginlie ka
vumasna aklama getirmek iindi. Ayrca bu mit -iktidar,
g, otorite, nfuz dzeni ve zenginlik ve aa hakk anlamna
gelen- "normu" baltalamaktansa onu inatla salarulatracak
ve dorulayacak biimde, yukandaki olaanst rnekleri
izah etmek iindi. Tamamen dianm olmasa da alt snftan
olan, sanatn gelecekteki ustalar, genellikle u kanya vardlar
(en azndan e tiyolaj ik mit bunu ima ediyordu) : Nadir gr
len byk bir azim ve samimi bir grev akyla birlemi, en
yce yetenekleri kazandran ilahi ltuf bile , ann, servetin
ve takdirin baka yollarla ulalamaz alanna erimek zere

6) Bkz. Ernst Kris ve Otto Kunz, Legend. Myt h and Magic in the Image of the
Artist, ev. : Alistair Lang ve Lottie M. Newrnan. Yale Cnh ersity Press. 1 9 7 9 .
s. n
Zygmunt Bauman l o5
1

kendilerine uzatlan gl bir el olmadan, kendi kaderlerini


tamama erdirmek iin yeterli deildi.
Modernitenin geliiminden nce, "talihin dnmesi" miti
neredeyse srf sanatlada snrlyd. Buna da amamak ge
rek , zira sonradan "gzel sanatlar" olarak adlandrlacak olan
alann , ressam, heykeltra, mimar ve bestekar gibi icraclar,
aa mevkilerinden yukar kmay baaran, krallar ve papa
larla olmasa da prensler ve kardina11erle akam yemeinde
boy gsteren , neredeyse tek gruptu . G elgelelim, modernite
ilerledike , snf engellerini ykan tabakalarn says artmt.
" Zpktlar"n says oaldka, " talihin dnmesi"den
esinlenen ykler de demokratikleti. Bunlar artk her trl
yaam sana tsnn, yani gndelik yaamn sradan sanatnn
sradan i craclannn yaam beklentilerine biim veriyor ve he
pimiz ya da oumuz da bu tr sanatlarz. Ne de olsa , bu
gnlerde hepimizin, baarl ve mutlu bir yaama yol aacak
olan, "talihin dnmesi" frsatn ya da talih kuunu yakalamas
buyrulmu. Eer yaamlarmz anlaml, baarl ve tamamen
mutlu klmak " talihin dnmesi"ne dayanyorsa, umut etmek
te, bahtmzn almasn beklemekte haklyzdr ve hayal g
cmz son noktaya kadar genileterek ve bir araya getirmeyi
baardmz btn kaynaklar ustalkla kullanarak (baka bir
deyile, hibir ans elden karmadan) bahtmzn almasna
yardmc olmamz da gereklidir.
G erekten de, fukaralktan zenginlie olaanst ykse
li masallar allanp pullanan ve alenen onaylanp takdir edi
lenler ounlukla gzel sanat icraclardr (daha dorusu, bir
anda ne kavumaya nail olarak, icralar tartmasz "gzel
sanatlar" olarak snflanan eyleri icra eden saylar ok da
fazla olmayan ansl insanlardr) . rnein, gazetelerin ora
sndan burasndan kesilmi ve alt ksma stnkr yaptrl-
106 Ya am Sanat

m, pop idollerinin fotoraflaryla ssl 50 peni deerindeki


cam kl tablasnn her birini 2 pounda satan kzn hikayesini
alalm . . . Dou Londra'nn alelade bir sokandaki alelade bir
dkkanda uygun zaman bekleyen bir kz ; ta ki bir gn, tp
k Sinderella masalnda balkaban her yeri altn bir faytona
dntrmek zere sihir kullanan mehur byc nine gibi,
bu kzn dank yatan paha biilmez bir yksek sanat ya
ptna dntrecek yce sanat hamisini tayan bir limuzin
dkkann nnde duruncaya kadar . . .
Gzel sanatlar statlarnn (daha dorusu byl bir e
kilde stada dntrlen olan ve kzlarn) ykleri, tarihi
yzyllara dayanan yk anlatm geleneince hazrlanm bir
zemin bulma avantajna sahiptir. Bunlar, bizim akhan mo
dern zamanlarmzn tarzna pekala uyar, nk modernliin
ilh dnemlerindeki yklerin (rnein, ayakkab boyacs bir
olann milyoner olmasma ilikin nl efsane) tersine, ev
velce yaamda baarnn gerektirdii dnlen sabr, sk
alma ve zveri gibi garip, cefal ve olduka itici meseleler
hakknda sessiz kalrlar. Gnmzde nl grsel ya da gs
teri sanatlarna dair popler hikayeler, kiinin kendini ada
d etkinlik tr ve bunu yapma tarz meselesini nemsizmi
gibi gsteriyor; ne de olsa, akkan modern dnyada , hibir
deerli etkinlik deerini ok uzun sre koruyamaz. Bilakis
akkan modern hikayelerin genellikle odakland genel ilke
udur: Cmert talihin bulunduu bir bileime geliigzel
eklenmi her trl bileen, ne kadar yaygn, yaln ve alela
de olursa olsun, "yaam" denilen bulank zeltiden parlak
baar kristallerini keltebilir. Her tr bileen: Ille de klasik
modern hikayelerin ortaya att angarya, zveri, ilecilik ya
da fedakarlk deil.
Bu koullarda, bilgisayar alarnn icad fevkalade ie ya
rad. Internetn birok faydasndan biri udur: imdilerde
Zygmunt Bauman 107

ierlenen, eskimi ve demode olan, i ile bo zaman; efor ile


dinlenme; amal eylem ile tembellik ya da aslnda gayret ile
miskinlik arasndaki kartlklar konusunda taraf tu tmann
skntl zorunluluunu ortadan kaldrmtr. Keza internetin
akl almaz sratte bymesinin temel nedenlerinden biri de
budur: l 99 7'de halen ihmal edilebilir olan internet kullan
clannn saysnn 20l O'da 2 . 5 milyan gemitir; yalnzca bir
yldaki ( 2006) elektronik posta trafii -yaklak bir milyar gi
gabyte- " ezelden beri b tn insan dilinin nakledeceinden"
yzde 20 daha fazla enformasyon ieriyor 7 Web sitelerinde
gezinirken bilgisayarnzn nnde geirdiiniz saatler neye
harcanr? Ie mi yoksa elenceye mi? almaya m yoksa
zevke mi? Syleyemezsiniz, bilemezsiniz ve akas umuru
nuzda da deildir. Cehalet ve kaytszlnzn gnahlanndan
arnnanz gerekiyor. Zira bu ikilemiere gvenilir bir yant ve
rilmeyecek ve kader elini uzatana kadar da yant gelmeyecek
tir.
Bu yzden 3 1 Temmuz 2006'a kadar says 50 milyonu
bulan bloglann dnya apnda internete dahil edilmesinde
ve daha sonraki hesaplamalara gre bunlarn saylannn o
zamandan beri gnde ortalama yz yetmi be bin byme
sinde alacak bir ey yoktur. Bu bloglar "internet kamuo
yuna" ne tr bilgiler verir? Sahiplerinin/yazarlarmn/iletme
cilerinin aklna gelen her ey hakknda bilgi verirler (Rupert
Murdoch'lann ya da Charles Saa tchi'lerin bu dnya hakknda
aniden dikkatini nelerin ekebileceini kim bilebilir ki . . . ) .
" Kiisel bir site " , bir blog yaratmak lotonun yalnzca bir baka
eididir: Kazanan biletleri nceden bilmenizi (ya da bir ba
kasnn bilmesini) salayan kurallar olduuna dair yanlsama

7) Richard Wray. "How one year's digital outp u t would fill l 6 l bn iPocls' ,
Guadian. 6 Mart 2007.
108 Yaam Sanat

olsun ya da olmasn, "her ihtimale kar" bilet satn almaya


devam edersiniz. Bu kurallar da kendi uygulamalarnzda ie
yarayacak bir ekilde sadakatle riayet etmek amacyla re
nip beHeyeceiniz trde kurallardr en azndan. Saysz blo
gu incelemi olan ]on Lanchester, bir blogcunun kahvaltda
tkettii eyleri mthi bir ayrntyla aktarrken, dierinin
nceki akamki oyununun akalarn akladn; bir kadn
blogcunun einin mahrem kusurlarndan ikayet ederken, bir
bakasnn kendi evcil kpeinin irkin bir fotorafn ser
gilediini; biri polis yaamnn skntlarn dnrken, bir
bakasnn in'de bir Amerikalnn cinsel istismarn konu
edindiiyle karlamt.8 Her ne kadar ierikleri deise de,
hemen hemen btn bloglarn paylat bir nitelik vard: En
zel deneyimleri ve en mahrem maceralar kamuda sergile
mek konusunda snrsz bir aklk ve doruluk. Kabaca sy
lemek gerekirse, kendini (ya da kiiliin en azndan baz ta
raflarn ya da ynlerini) piyasaya karma konusunda aikar
olan, kendine ket vurma eksikliidir bu . Belki de bir eyler,
mhim bir internet gezgininin durup daha yakndan bakma
sn salayabilir; belki de mstakbel bir mterinin, hatta zen
gin ve nfuzlu bir mterinin, ya da belki internette gezinen
sradan bir vatandan hayal gcn a teleyebilir; ama onlara
yeten tek ey, nfuzlu birka kiinin dikkatini ekmek ve bu
kiilerin blog yazariarna reddedemeyecekleri ve piyasadaki
fiyatlarn yukar frlatacak bir teklif sunmasn esinlemektir.
ou kiisel ve gizli olduu varsaylan ilikilere dair kamusal
itiraflar (ne kadar az sulandrrsa o kadar iyidir) , daha "cid
di" (siz bunu daha zengin olarak okuyun) yatrmclarn rutin
bir ekilde kulland paraya gc yetmeyenierin yararland
bir eit "yedek para" dr. rettii objets d a rt n [ sanat yapt]
' '

8) Bkz. A Bigger bang , Guardian Weelend, 4 Kasm 2006.


Zygmunt Bauman 109

sokaklarda ve kamusal alanlarda ya da birinin zel alma


odasnda takdir edilecei konusunda biraz olsun umut olma
dka, yaam sanatnn ok fazla anlam yoktur. . .

Irfan sahibi ou sanat eletirmeni, gzel sanatlarn bugn


lerde btn yaam dnyasn kuattn ne srer. lle de
gereklemesini istedikleri ve umduklar biimde olmasa da,
geen yzyln avangardnn szm ona bo dleri yerine ge
tirilmitir. Grnen o ki bir kere muzaffer olduunda, gzel
sanatlar artk kendi varoluunu davurucak sanat yaptlarna
ihtiya duymayabilecektiL
Ksa zaman nce ve hi phesiz avantgardn altn a
nda, gzel sanatlar kendi faydasn dnya ve sakinleri iin
belgelerneye alarak yaamda kalma hakkn kantlamaya
alt. Arkalarnda baarlannn kat ve kalc izlerini, yap
tklar faydal hizmetlerin salam kantlarn brakma ihtiyac
duymulard; sonsuza dek yaamay vaat eden, elle tutulur ve
muhtemelen silinmez izierdi bunlar. Bununla birlikte, artk,
varlklannn kat izleri olmadan pekala idare etmenin yan
sra, ounlukla gereinden fazla kalma tehdidi tarnama ve
bylece abuk ve uygun bir ekilde ortadan kaldrlamayacak
kadar derin olan herhangi bir iz brakmama konusunda dik
katliler. Grnen o ki gnmzde gzel sanatlar ounlukla
hzl montaj konusunda uzmanlamtr ve kendi yaratlannn
hemen paralanmasn tevik ede; En azndan, montaja ve
paralara ayrmaya, sanatsal yaratcln eit lde geerli,
deerli ve vazgeilemez biimleri gzyle bakarlar. Amerikal
mehur bir ressam olan Rauschenberg, bir zamanlar bir ba
ka nl Amerikal ressamn, de Kooning'in resim yapt
katlan sata karmt; ama bunlardan neredeyse btn ka
lem izlerini byk bir gayretle silmiti. Koleksiyoncular iin
110 Ya am Sanat

para edecek ey, Rauschenberg'in kendi yaratc katks olan,


silme izleriydi. Dahas, Rauschenberg ykm sanatsal yaratm
mertebesine ykseltmiti. Yapt eyler araclyla, gzel sa
natlarn adalarna sunduu deerli hizmetler olarak temsil
etmeyi amalad ey, dnyada izler brakmak deil, dnyada
kalm izleri ortadan kaldrmakt. Rauschenberg en sekin ve
etkili ada sanatlar arasnda byle bir mesaj gnderen tek
kii deildi kesinlikle. rnein "z-ykc sanatn" ncs ve
sanatn ykcl zerine 1 966 tarihli sempozyumu dzenle
yen Gustav Metzger'i hatrlayalm. Izleri yok etme ya da rtme,
imdiye kadar yalnzca bu izierin kaklmas ve ilenmesi ya da
baka yollarla -tercihen kalc olarak- belirginletirilmesinin
bulunduu seviyeye yerletirilmiti ve halen de bu seviyede
dir. Bu durum dier seviyede -yaam sanatlar seviyesinde- de
vuku bulur: Burada ok acilen ihtiya duyulan yaam aralar
deneye tabi tutulur ve insann varolusal durumunun en ar
zorluklar tespit edilir, ele alnr ve bunlarla yzleilir.
Gerekten de, yukarda gzel sanatlarn yakn zamandaki
dnm hakknda sylenen her ey, sanatn en yaygn olan
ve evrensel olarak icra edilen trne de, yani yaam sanat(lar)
ma da atfedilebilir. Aslnda, gzel sana tlarda meydana gelen
ve halen de devam eden can alc kopu, sanatlarn yaam
sanatndaki deiimleri, ya da en azndan onun son derece
gsterili bir ekilde sergilenen trlerini yakalama abalarn
dan kaynaklanmakta . Dier birok bakmdan olduu gibi, bu
durumda da gzel sanatlar yaam kopya eder. ou durum
da, gzel sanatlardaki yeni akmlar, yaam tarzndaki deiim
leri biraz gecikmeyle de olsa takip eder -geri bu akmlarn
yaratclar bu deiimleri sezinlemek iin ellerinden geleni
yaparlar ve bazen bir deiimi esinler ya da olanakl klar ve
gndelik yaamn pratiklerine girmesini kolaylatrabilirler.
Zygmunt Bauman 111

"Yaratc ykm" , sanatlar tarafndan kefedilmeden nce


gndelik yaamn zaten en bilinen, hatta rutin bir ekilde uy
gulanan yollanndan biri olarak yaygn bir ekilde uygulam
yordu ve yerleiklik kazanmt. Rauschenberg'in yapt ey,
"temsili resim"in anlamn gncelletirme abas olarak yo
rumlanabilir. . . nsan deneyimlerini, (hem Erfahrungen [ dene
yim ] hem de Erlebnisse [yaant] biiminde) ortaya koymak,
sergilemek ve anlalr klmak isteyen azimli her profesyonel
sanatnn, tm yaptlannn bu deneyimleri sadakatle temsil
etmesini isteyen herkesin, yaratma ile ykm arasndaki yakn
ilikiyi belirginletirme, irdelemeye uygun hale getirme ve
maskesini drme konusunda Metzger'in manifestosunu ve
Rauschenberg'in rneini izlemesi gerekir. . .

Yaam sanatnn icra edilmesi v e kiinin yaamn bir "sanat


yapt" haline getirmesi, akkan modern dnyamzda, kesin
tisiz bir dnm durumunda olmak, kiinin imdiye kadar
olduundan ba ha bir kii olarak (ya da en azmdan olmaya a
larak) , srekli kendi kendini yeniden tanmlamas anlamna
gelir. Gelgelelim "bir bakas olmak", imdiye kadar olunan
kiinin son bulmas; bir ylann derisinden ya da kabuklu bir
deniz hayvannn kabuundan synlmas gibi kiinin eski bi
iminden kurtulmas ve kopmas; kullanla kullanla eskimi
benliklerin teker teker atlmas anlamna gelir ki bu da s
rekli sunulan "yeni ve gelimi" f{rsatlann eskimi, ok dar
kapsaml olmas ya da gemite olduu kadar tatmin edici
olmamasyla ortaya konur. Alenen yeni bir benliin sergilen
nesi ve bir aynada ve dierlerinin gznde takdir edilmesi
iin, kiinin eski benliini, kendisinin ve dier insanlarn na
zanndan ve muhtemelen de kendisinin ve dier insanlarn
anlanndan silmesi gerekir. " Kendini tanmlama" ve "kendini
112 Yasam Sanat

ispatlama"ya giritiimizde, yaratc ykclk uygulanz . Hem


de her gn.
Birok insana , zellikle de geride ounlukla s ve gizle
rnesi kolay birka iz brakm genlere, bu yeni yaam sanat
tr , pekala cazip ve sevimli grnebilir. Kukusuz ki bunun
hakl sebepleri de vardr. Bu yeni sanat tr gelecek iin, son
suzmu gibi grnen uzun bir keyif dizisi vaat eder. stelik
mutlu , tatmin edici bir yaam arayndakilerin asla nihai, ke
sin, deitirilemez bir yenilgi yaamayacan; her aksilikten
sonra ayaa kalkmak iin ikinci bir ans ve olanak tannaca
n; bunun onlara zararlarn telafi etme, "yeniden balama" ,
"yeni bir balang yapma " , hatta "yeniden doma" edimin
de kaybedilen eyleri tamamen geri kazandracan ve telafi
edeceini vaat eder (bunu yle okuyun: ok daha kullanc
dostu ve uurlu olan bir baka "trnn tek rnei" ekler) .
Bylece yaratc ykmn ardl edimlerindeki ykc unsurlar
kolayca unutulabilir ve kaybn ac tad yeni perspektifierin ve
henz snanmam vaatlerinin ta tllyla giderilebilir.
Yukanda andmz ve j ean-Paul Sartre'n "yaam
proj esi"nin tutarl icrasnn, yaam sanatnn z olduunu
ileri srd zamanlarda, ardl yaam durumlan ve bunlarn
glkleri, insanlara kendini idame ettirme ve kendine yetme
epizotlan olarak grnmedi. Doru ya da yanl bir ekilde,
bunlar birbiri ardna kat, " doal " , hatta belki de nceden he
saplanm bir dzenle yerletirilmi, nceden tasarlanm bir
yolun aamalan olarak alglanyordu ; kiinin sayarken uymak
zorunda olduu , nceden belirlenmi, tartlmaz ve deitiri
lemez bir srada dizilmi tespih taneleri gibi.
Sartre'n ne srd yola gre, yaamn ilk anndan sonu
na kadar, yaamn izleyecei yol, daha ilk adm atlmadan ok
nce tasarlanm bir rota zerinde ilerleyecekti. Sartre'n ya
am projesi, kurtulua giden yolun, ebedi letafet ile ebedi lanet
Zygmunt Bauman 113

arasndaki kavaa doru yaplan bir hac olarak yaamn se


kler bir edeeriydi, ne var ki letafetin, gnahlardan arnma
nn ve kurtuluun sekler versiyonlar alret yaam asndan
hibir ie yaramyordu . Sekler yorumda hac yolculuu , nihai
hedefiyle beraber, batan aa bu dnyann cismani yaamna
yerletirilmi ve dahil edilmiti. Ancak her iki versiyon da,
yani dini asl kadar sekler edeeri de, yaam kati olarak
belirlenmi bir var noktasna yaplan hac yolculuu olarak
sunuyordu . Her iki versiyon da var noktas bir kere seil
diinde, ona nasl vantaeana dair kesin aklamalarn elde
edilip renilebileceini varsayyordu . Yolcuya kalan sorum
luluk, gya kestirme yollarn, daha manzaral ya da yrmesi
daha kolay olan yollarn cazibesine direnerek, rotay sadakatle
takip etmekten ibaretti.
inat, kararl ve dayankl insanlar yine de kalplerini ve
zihinlerini Sartre'n varsaymnn peinden gitmeye adayabi
lirler; bununla birlikte bu insanlar kendilerine arka klaca
na ilikin hibir gvence ya da gereki bir umut tama
yan rktc bir grevi tercih ettiklerinin bilinciyle, grevin
gerekten de gz korkutucu olduunun farknda olmaldrlar.
Karlamalar muhtemel snavlarn sertliine ve bu snavla
r gemenin gerektirdii olas fedakarln boyutuna kar,
kendi adanmlklarnn gcn lp bimelidirler. Bu tr
insanlar (tpk geri kalanlarmz gibi) , hac yolculuu srasn
da, yolculuk koullarnn bugn g rndkleri gibi kalmaya
mahkm olduunun farknda olmaldr: Bu koullar toplum
sal konumlarn ve geim kaynaklarnn onulmaz krlganl
yla, insanlararas balarn gevekliiyle, iddetle arzulanan
deerler ve kamuoyunun dikkat ve abaya layk olarak tav
siye ettii meseleler hakknda bukalemun gibi deiebilirlik
le damgalanmtr; sanki etraftaki her ey, adanm haclarn
114 1 Yaam Sanat

yaamn zor ve can skc hale getirmek ve alnan karara dair


sebat ve ballklarndan tr onlar cezalandrmak iin do
lap eviriyarmu gibidir.
Sartre'n yaam deneyimlerini kavrad ve mesajn ilet
tii insanlara, benzer ekilde "ezelden ebede kadar" iddet
le arzulanan mkafat vaat eden bir labirentteki yegane yolu
bulma, renme, ezberleme ve "ezelden ebede kadar" izle
meye zorlanan laboratuar farelerinin kullanlmasna dayanan
psikolojinin retildiini hatrlataym. Baka bir deyile, fa
relerin yaam grevinin, dzenli, kat ve sakin bir dnyann
tartlamaz biimine davranlarn uyarlayarak, uyum sala
mak iin renmeye ve yaamda halmak iin uyum salamaya
dayand varsaylyordu . Bununla birlikte eer gnmzde
retilen psikolojinin hikmeti bir labirentteki farelerle yap
lan deneyiere dayandnlyor olsayd ve psikoloji retmenleri
rencilerinin bunu kendi dnyalarnn makul bir yansmas
ve kendi yaam deneyimleriyle alakah bir model olarak kabul
edebileceini umuyor olsayd bile, Iabirentn iindeki blme
lerin tekerlekler zerine konmas ve her bir testte tanmas,
hedefe varanlara verilecek dllerin ise her seferde yeni ve hi
beklenmedik bir yere konmas gerekecekti. Ancak, o zaman
da , insan yaamlarnn mstakbel uygulaycianna retmek
zere fare deneylerinin kullanlmasn destekleyen, dnyann
kalc, temelli taleplerine ynelik kalc, temelli bir adaptas
yon olarak yaam fikri bizatihi, rencilerine olduu kadar
retmeniere de tamamen sama ve gln olmasa da belirsiz
grnecektir.
Bizimkisi gibi bir dnyada, yani izinden gitmeye deecei
ne inanlan bir hedefin, ou kez imdiye kadar gezilmeye de
er ve mit verici olduu bilinmeyen yerlerde ya da (daha da
kts) gemite baarl bir ekilde admlanan ve dolaysyla
Zygmunt Bauman / 115

iyice denendii acidedilen yollarn artk baka ynlere sapt


yerlerde yalnzca ksa bir anlna ortaya kt bir dnyada ,
uzun vadeli giriimlerin planlanmas ounlukla riskli bir i
olmaya mahkmdur. Olduka allmam niteliklerle dona
nml az sayda insan, riski gnll bir ekilde stleurneye
ve yksek olaslkla yenilgiyi kabulleurneye meyilli olacaktr.
Tuzaklar ve pusularla dolu bir dnya, kestirme yollar, ksa
zamanda tamamlanabilen proj eleri ve hemen ulalabilen he
defleri destekleyip dllendirir. Byle bir dnya "btn bun
larn anlam ne" trnden dnce ve endielere engel olur
ken, "imdi eleu sonra de" tutumunu da tevik edecektir.
Sanki tespih tanelerini bir arada tutan ip kesilmi ve taneler
her yere dalm gibidir; dolaysyla artk hangisine nce el
srldnn nemi yoktur; en "rasyonel" hareket tarz, en
az gayret ve gecikmeyle yakalanabilecek olan en yakn tespih
tanesini yakalamaknr.
"Akll" fzeler rneinde o lduu gibi, (nceki balistik
fzelerin aksine) arasal rasyonalite stratej isine gre ncelik
verilen hedefler, fzenin frlatlmasndan nce nadiren seilir
ler. Bu hedefler (ksa ksa) , eylemin br ucunda , sonradan
akla gelen fikirler olarak, ngrlmemi sonular olarak or
taya kar. Eylemin "hedefi" , eylemin saiki olarak biimien
dirilip belirlenmeyecek, bunun yerine olaylar zincirinin en
ucunda geriye dnp baklarak aratrlacak, kefedilecek ya
'

da yorumlanacaktr.

Paradoksal bir ekilde bask, bariz zorlamaya bavurmad


nda ve iddet tehdidinde bulunmadnda direnmesi, kar
koymas ve pskrtmesi en g eydir. "Bunu yapmahsn
(veya yapmamahsn) , yoksa . . . " buyruu , kin uyandrr ve is
yana neden olur. te yandan, "onu istiyorsun, hak ediyorsun;
1 16 Yaam Sanat

o sana ait, onu elde edebilirsin, yleyse git yakala onu " tavsi
yesi srekli olarak vgye a bir amour de soi [ benlik sevgisi]
tevik eder. Bu durum, zsayg konusunda srekli bir oburluk
besler ve kefedilmemiin kefin i tevik eder. . .
Yaadmz tketim toplumunda, halihazrda e n son piya
sa arzlarnca tavsiye edilen ve cretli veya gnll piyasa sz
clerince vlen yaam tarzn kopya etme arzusu (ve bunun
sonucunda da kiinin kimliini ve kamusal kiiliini srekli
olarak onarma zorunluluu) artk bashyla (dsal ve dolay
syla zellikle saldrgan ve can skc bir baskyla) ilikilendi
rilmemektedir. Bilakis btn bunlar (pohpohlayc ve sevindi
rici) kiisel zgrln davurumlar olarak alglanr. Kii bu
zgrln ne kadar snrl olduunu, parkuru sahiplenen ya
da yneten, girileri tutan ve yarlar kouya sevk eden g
lerin ne kadar gl olduunu, ancak elde edilmesi g , ilele
her tamamlanmayacak bir kimlii kovalamaktan vazgemeye
altnda ya da bu kavalamacadan dlanp defedildiinde
veya buna a priori kabul edilmediinde renecektir. Bu kii
ancak o zaman talihsizlie ya da itaatsizlie verilen cezann ne
kadar ar olduunu anlayacaktr. Bu da banka hesab ve kredi
kartlar olmayan ve giri cretini karlayamayan insanlarca
gayet iyi bilinen bir durumdur. Dierleri ise bu tr heyulalar,
youn alveri gnlerinin ardndan geceleri kendilerine mu
sallat olan karanlk nsezilerden; ya da, hatta daha somut ola
rak, banka hesab ak verdiinde veya mevcut kredinin sfr
lanmasyla beliren tehlike durumundan hareketle sezebilirler.
Yaam rotalarn belirten yol iaretleri pek haber vermeden
belirir ve kaybolur. lleride geilmesi muhtemel blgelere ili
kin haritalarn neredeyse gnlk olarak gncellenmesi gere
kir ki dzensiz ve habersiz de olsa gncellenir zaten. Haritalar
birok yaync tarafndan baslp sata karlr ve bayilerde
Zygmunt Bauman 1 117

oka bulunur. Ancak, hibiri gvenilir ekilde gelecei kont


rol ettii iddiasnda bulunan bir makam tarafndan "onaylan
mamtr. " Hareketlerinizi hangi haritaya gre ynlendirirse
niz ynlendirin, risk ve sorumluluk sizdedir. Ksacas, kimlik
arayclar!kurucu larlreformcularnn yaam beladan kurtul
maz; zgl yaam sanatlar ok para, bitip tkenmeyen bir
gayret ve pek ok durumda da elik gibi sinirler gerektirir.
Vaat ettii ve zaman zaman da verdii btn keyif ve nee
dolu anlara ramen, pek ok insann, gerek bir seme zgr
l gz nne alndnda , byle bir yaam srdreceini
dnmekte tereddt etmesine amamal.
Bu tr tereddtl insanlarn, zgrle aka dman de
ilse de kaytsz olduu ya da bunun keyfini karacak kadar
bymedii ve olgunlamad sylenir ounlukla . . . Nitekim
akkan modern tketim toplumunda hakim olan yaam tar
zna katlmamak, genellikle ya ideolojik olarak zgrle du
yulan hnla ya da zgrln armaan ve nimetlerini kullan
maktaki acemilikle aklanr. Byle bir aklama da olsa olsa
yalnzca ksmen dorudur.
Her trl kimliin geicilii, krlganl ve narinlii,
kimlik arayndaki birini himlik belirlemenin gnlk angar
yalarna dahil olma greviyle kar karya brakr. Bilinli
bir stlenme olarak balam olan ey, zaman ierisinde , ar
tk zerinde kafa yorulmayan bir rutine dnebilir. Haliyle
'
de durmadan her yerde tekrarlana n "kendini bir bakasna
dntrebilirsin" sav, "kendini bakasna dntrmelisin"
ifadesine dnr. "Yapmalsn" ifadesi, vaat edilen ve bekle
nen zgrlkle badamaz ve birok insan da iten zgrlk
arzusundan tr buna kar kabilir. "Yapmanz gerekeni
yapmanzn" talep ettii maddi kaynaklara sahip olsanz da
olmasanz da, bu " yapmalsn" ifadesi, hayal edilebilir her tr-
118 Yasarn Sanat

l zgrlk tecessmnden ziyade klelik ve bask gibi gelir


kulaa. Bazlar iin leziz bir yemek, bakalar (ya da oun
luk?) iin zehirdir, fakat hepimiz iin gda ve zehir karmdr
bu. Eer "zgr olmak" kiinin istekleri adna hareket edebil
mesi ve setii amalarn peinden gitmesi demekse, yaam
sanatnn akkan modern tketirnci versiyonu hepimize z
grlk vaat edebilir, ancak bunu tedbirli ve seici bir ekilde
salar. Srekli risk dolu bir yaam yaanabilir klmak adna,
Loic Wacquant'n adlandrd gibi "prekarya " nn nemli bir
ksm, kendi "znellikleri"ni, dierleri tarafndan (dmanca)
nesneletirmeden (klieletirmeden) hareketle ekillendirme
ye zorlanr. "ll eri marj inallikleri" :

yaltlm \'e snrlandrlm blgelerde younlar \'e hem d


ardakiler hem de ierdekiler tarafndan, yalnzca toplumun artk
larnn yaamay kabul edecei, sanayi sonras metropoln merke
zindeki toplumsal araflar, hastalkl \'erimsiz topraklar olarak alg
lanmaya balar."

Yaam sanat zerine felsefi fikirlerden oluan yetkin


bir incelemede Alexander Nehamas, Avrupal filozoflarn
Sokrates'in ahsndan, daha dorusu Ksenofon ve Platonun
onun srad yaam tarzna ilikin ortaya koyduu renkli
portresinden gizemli bir ekilde bylenmelerini ortaya ko
yup aklamaya alr. w Bu iki yazarn lmszletirdii d-

<) Ya r zamanl, gvencesiz (prewrios) alanlar iin kullan lan bir ifade
-.n.
9 ) Loic Wacquant, ''Territorial stigmatization in the age of advanced
marginality " , Thesis Elevcn, Kasm 2007. s. 66-7 7 .
1 0) Alexander Nehamas, The Art of Living: Socraric Rejlections from Plato t o
Foucault, Cni,usity of Calfornia Press, 1 9 9 8 , s . l O v e de,am. [ Yaama Sanat
Felsefesi: Platon'dan Focault'ya Solnat i l Diiiinim lcr. eL Cem Soydemir.
Ayrnt Yaynlar, 2002 ] .
Zygmunt Bauman 119

ncelerin hibirini Sokrates'in kendisi yazmamtr. Sokrates,


kendisi haline nasl geldiinin nedenlerini bildirmekten ka
nmtr. N ehamas'n dile getirdii gibi, Sokrates " kendisi
hakknda inatla susmu tur".
Modern an en gl dnderi ve onlarn mritleri,
hem politik ballk duygusu ve deerlerine hem de dnyay
alglaylar ve felsefenin grevine ilikin keskin ve esasl fark
llklara ramen, Platon'un Sokrates'ini anlaml ve vakur bir
yaam modeli olarak semekte mutabktlar. stelik hepsi de
ayn nedenle onu semiti: Sokrates'i ( zellikle de Platon'un
ilk diyaloglarndaki Sokrates'i) setiler nk bu antik bilge
ve modern dncenin atas, tamamen "kendi kendini yeti
tirmi bir insan" , zyaratm ve kendine gvenin erbabyd.
Ancak kendi tercih ettii varolu biimini, dier btn insan
larn yknnesi gereken yegane kymetli bir yaam tarz mo
deli olarak asla sunmad (Platon , ancak Savunma'dan balaya
rak, son diyaloglarnda, ani fikir deiimiyle, hem Sokrates'in,
setii yoldan ayrlmamaktaki tutarl lgn hem de seimin
kendisini evrensel olarak taklit etmeyi salk vermeye balam
t. Ancak, Platon aratrmaclar arasnda yaygn olan fikirlerle
mu tabk olan N ehamas'n belirttii gibi, kendini Sokrates gibi
felsefeye adamann saygn bir yaam iin tek reete olduuna
okuyucularn inandrmak zere Platon'un bavurduu savlar,
hem ikna edici olmaktan uzak hem de yetersiz ya da kusur
luydu ve kar konmas da grece k lay savlard) . Sokrates'i
takip edilecek bir model olarak neren byk modern filo
zoflara gre, "Sokrates'i taklit etmek' kiinin hendisini, kiili
ini ve/veya kimliini zgrce ve zerh bir ehilde oluturma
s demekti. Bu , Sokrates'in kendisi iin yaratt kiilii veya
kim o luturmu ve icra etmi olursa olsun bir baka kiilii
kopya etmemek demekti. Kiinin yaamn "Sokratik tarzda
1
1ZO ' Yaam Sanat

yaamasnn anlam, kendi kendini tanmlamak ve kendini is


patlamakt; ayrca yaamn, erdemleri ve kusurlarndan ( ta
sarnn hem tasarlayan hem de uygulayan olan) " mellif"in
tek bana sorumlu olduu bir sanat yaptndan baka bir ey
olamayacan kolayca kabul etmek demekti. Baka bir deyile
"Sokrates'i taklit etmek" , sebatla taklidi reddetmek demekti;
ne kadar deerli olursa olsun "Sokrates"in -veya bir bakas
nn- kiiliini taklit etmeyi reddetmek demekti. Sokrates'in
tercih ettii, titizlikle oluturduu ve emek vererek kendisi
iin gelitirdii yaam modeli, kendi kiilik tarzna mkem
mel biimde uymu olabilir, ancak bu , Sokrates'in yap t gibi
yaama nem veren herkese ille de uygun dmez. Sokrates'in
kendisine kurduu ve tereddtsz, sebatla sadk kald z
gl yam tarzn kr krne taklit etmek, onun mirasna
i hanet etmek, mesajn yadsmak demektir. Bu , insanlarn her
eyden nce kendi akllarn dinlemelerine ve bu mnasebetle
bireysel zerklik ve sorumlulua arda bulunan bir mesaj
dr. Byle bir taklit, bir fotokopi makinesine ya da taraycya
uyabilir, ancak asla zgn bir sanatsal yaratrula sonulanma
yacaktr; oysa (Sokrates'in varsayd gibi) insan yaamnn
hedefi zgn bir sanatsal yaratm olmaktr. . .
Tpk ressamlar ya da heykeltralar gibi, biz d e -yaam
sanatn ihtiyari deilse de gayri ihtiyari icra edenler- herhan
gi bir sanatsal yaratma (herhangi bir yaam modeline) raz
gelmeyeceiz. Hepimiz ya da en azndan oumuz, zel, biri
cik ve grkemli, hatta "mutlak" bir eyi, "nihai" bir modeli,
btn dierlerinden daha iyi bir modeli, kusursuz bir modeli,
ok iyi bir modeli yle ki "daha iyi" hibir eyin var olamaya
ca veya hayal edilerneyecei iin daha fazla gelitirilemeyen
bir modeli elde etmeye alrz. yi yaamn ihtiya duyduu
ve gerektirebilecei btn iyi eyleri kapsayan, sz konusu
Zygmunt Bauman z

sebeplerle btn alterna tifiere baskn kacak, glgede bra


kacak ve deersizletirecek bir modelin ardndan kotururuz.
Peinde olduumuz model muhtemelen felsefi evrensel geer
lilik testini geemeyecektir -ancak onun peinden giden biz
ler iin bu , mutlak olana varmay engellemez.
Tzvetan Todorov u uyarda bulunuyor: " Mutlak" peinde
olanlarn karlaabilecekleri yaygn btn tuzaklar, ak pe
inde olanlarn sklkla yneldii dolambal yollara arpc
biimde benzer. 1 1 Yaygn olsa da yanltc inan ve beklentile
rin tam aksine, tpk ak gibi, "Mutlak" da kefedicisini kulla
nma hazr bir ekilde beklemez. " Mutlak" olann yaratlmas
ve hayat verilmesi gerekir ve bu da bir defaya mahsus bir ya
ratm edimiyle yaplmamaldr. "Mutlak" srekli bir yaratm
durumunda var olabilir; gnbegn, saat saat m temadiyen
yeniden yaratlmas gerekir. M utlaklar bulunmaz, yaratlr.
Yalnzca yaratlma biiminde var olurlar. Kimlik arayndaki
lerin dledii Mu tlak'n deeri ve cazibesi, farknda olsunlar
ya da olmasnlar, zyaratm uranda bulunur.
uras bir gerek: Insan neredeyse mutlak bir mkemmel
lie (ya da neredeyse mutlak bir aka) tesadfen rastlayabihr.
Mkemmellik iin didinen dier sanat yaptlar gibi, dleneo
Mu tlak da, ok sk olmasa da, mrne bir tr "bulunmu nes
ne" olarak balayabilir. Bununla birlikte, her trl adanma ve
ihtiyat eksiklii, dikkat ve ilgi gevemesi Mutlak'n (benzer
biimde "kazara") kaybolmasna neden olabilir. Seimimiz
konusundaki adanmlmzda, baki kararhlmzda ve a
balarmz konusundaki sebatmzda ne kadar sreklilik varsa,
yaam klavuzumuz ve yaammzn rettii eyin yce yargc
olarak hizmet etmek zere seilmi bir "mutlak deer"de de
(en fazla) o kadar tutma gc vardr.
l l ) Tzvetan Todorov, Les Aventuriers de I 'Absolu, Robert Laffont, 2006, s. 244-8
zz Yaam Sanat

Todorov seimini yapmtr, stelik de (mehul) okurlar


na tavsiye edecek kadar gvenle yapmtr bunu. Ona gre,
baarl bir sanat yaptnn ortaya koyahilecei -ve ondan bek
lenen- en byk tatmin tr, Hakikate, Gzellie, Erdeme,
Sevgiye erimi veya en azndan yaknna ynelmi bir yaam
dan karlabilir. Baka bir deyile, evrensel kategorilere yak
laan bir yaamn, bu kategorilerin arasal kullanmndan zi
yade bizatihi kendi doas sayesinde arzu ve gayretli abalara
layk olduu varsaylr. Bununla birlikte paradoksal bir ekilde
ve bizim varsaymiannza ve szl bildirimierimize ramen
(sz konusu kategorilerin ekici glerini kaybedecekleri kor
kusuyla yapamayacamz varsaymlar; ve eer tercihlerimi
zin toplumsal onay kazanmasn istiyorsak yapmak zorunda
olduumuz bildirimler) , bu rnekte peinde olduumuz ey,
"bireysel Mutlak" tr. "Mutlak" olan doas gerei evrensel, bi
rey-ust ve bu balamda gayri ahsi olduu lde bu, elbette
bir oksimoron" ve mantksal bir olanakszlktr; bu yzden "bi
reysel mutlak" manta aykrdr. . . Todorov'un belirttii gibi,
mantn kurallarna gre, kendilerini geersiz klmas gere
ken isel bir elikiyle dolu olsun veya olmasnlar; byleyici,
alml, neeli, hakikaten duygu ve anlam dolu bir yaam, be
para etmez teberi ve fani elencelerin derlernesi bir yaamdan
ayrt etmemizi salayan ey, (seenin bireysel sorumluluuyla,
bireysel olarah seilmi ve bireysel olarah yce deer mertebe
sine karlm) "bireysel mutlaklardr" kesinlikle.
Nasl bakarsanz bakn, yaam sanatna dair dnceler,
son kertede, oz-belirlenim ve kendini ispatlama fikrine ve
bylesi gz korkutucu bir grevi gze almann kanlmaz
olarak gerektirdii gl iradeye varr.
Yaam filozofluunda da aa kalr yan olmayan byk
romanc Max Frisch'in gnlnde belirttii gibi, btn sa
*) Zt anlaml iki kelimenin bir arada kullanld deyi -.n.
Zygmunt Bauman 1Z3

narlarn muhtemelen en zahme tlisi olan "kendi olma" sana t,


bakalar tarafndan dayatlan ya da telkin edilen tanmlan ve
"kimlikleri" azimle reddetme ve defetmeye dayanr; akntya
direnmeye, Heidegger'in kalabaln iinden doup kalaba
lkla glenen ve aciz brakan gayri ahsi das Man'na ya da
Sartre'n l 'on anlayna dayanr; yani ksacas "bakas olma
ya" ve dsal basklarn herkesi olmaya mecbur ettii bir kii
olmamaya dayanr. Frisch'in zengin edebi eserleri (zellikle
romanlan Homo Faber, Stiller ya da For Instance, Gantenbein)
bu sav zerine kapsaml, kurgulanm yorumlar olarak oku
nabilir.

Franois de Singly, bireysellemi toplumumuzdaki en yaygn


yaam deneyimlerine dair dikkat ekici bir sentezde , her bir
yaam sanat icracsn keskin ve onulmaz bir kararszlk ve
sonsuz bir tereddt durumuna iten ikilemleri sralar. 12 Yaam
megaleleri, rnein, katlmak ile caymak, taklit ile icat, rutin
ile kendiliindenlik gibi, birbiriyle uyumsuz, hatta tamamen
zt hedefler arasnda gidip gelmek zorundadr. Btn bu kar
tlklar, bireysel yaamn tescil edildii ve kendini kurtarama
d st-kartln, yce kartln rneklerinden ibarettir:
Yani gvenlik ile zgrlk arasndaki kartln rnekleridir
ki bunlarn ikisi de evkle arzulanr, ama uzlatrlmas mt
hi lde zor ve ayn anda tamamen tatmin edilmesi de ne
redeyse imkanszdr.
Yaam sanatnn rn sanatnn " kimlii" olarak ka
bul edilir. Ancak, zyaratmn bo yere uzlatrmaya alt
kartlklar ve srekli deien dnya ile benzer bir biimde
srekli deien yaam artlarna yetirnek iin didinen birey-

1 2) Franois de Singly, Les uns avec les aulres. Quand idividalisme ereedu
lien , Arnand Colin, 2003, s. 1 08-9.
1Z4 Yaam Sanat

!erin istikrarsz z-tanmlamalar arasndaki etkileim d


nldnde, kimlik isel olarak tutarl olamaz; keza herhangi
bir noktada, daha fazla ilerleme iin hibir mahal kalmadn
ima eden (ve ilerlemeye ynelik hibir arzu uyandrmayan)
bir sona ermilik havas da yayamaz. Kimlik, srekli doum
halindedir; kimliin srayla brnd her bir biim az ok
iddetli bir i elikiden muzdariptir. Her bir biim, honut
e tmede az ok baarsz olur, her biri reforma can a tar ve her
biri ancak rahat ve uzun bir yaam beklentisiyle elde edilebi
lecek gvenilirlikten yoksundur.
Claude Dubar'm ileri srd gibi, "kimlik hem bireyleri
kuran hem de kurumlan tanmlayan eitli toplumsaliama
srelerinin -e zamanl olarak sabit ve geici, bireysel ve
kolektif, znel ve nesnel, biyografik ve yapsal- sonucundan
baka bir ey deildir" . 1 3 Yine de, unu gzlemleyebiliriz ki
yakn zamana kadar evrensel olarak kabul edilen ve halen sk
lkla dile getirilen fikirlerin aksine, " toplumsallama"nn ken
disi tek ynl bir srecin rn deildir. "Toplumsallama " ,
zyaratmn bireysel zgrlne duyulan arzu ile yalnzca
bir referans topluluunun (ya da topluluklarnn) imzasyla
tasdik edilmi, toplumsal onay damgasnn sunahilecei g
venlie duyulan eit lde gl bir arzu arasnda sregiden
etkileimin karmak ve deiken rndr. !kisi arasndaki
gerilimin yatmas nadiren uzun srer ve gerilim neredeyse
hi bitmez.
De Singly, hakl olarak, gnmz kimliklerinin teorile
tirilmesinde, "kkler" ve "kknden skme" metaforlarnn
(ya da , ben de unu ekleyeyim ki , birbiriyle ilikili "yerli ye
rine o turtma" ve "yerinden e tme" mecazlarnn) -ki bunlar,

13) Bkz. Claude Dubar, La Socialisation. Construction des identites sociales et


professionelles, Arnand Colin, l 99 1 , s . 1 1 3 .
Zygmunt Bauman 1Z5

iine doulan topluluun himayesinden ve son ermilikten


bir defaya mahsus bireysel kurtuluu , bu edimin geri evrile
mezliini ima eder- terk edilerek, yerine demir atma ve alma
mecazlarnn gemesinin daha iyi olacan ileri srer. 14
Gerekten de, "kknden skme" ve "yerinden etme" du
rumlarnn tersine, demir almada, brakalm nihai olan, de
itirilemez hibir ey yoktur. Kkler yetitikleri topraktan
ekip karldnda byk olaslkla kurur ve besledikleri
bitkiyi ldrerek tekrar canlanmasn neredeyse bir mucize
haline getirir. D emir ise ancak yeniden atlmak zere alnr
ve benzer bir ekilde, yakn veya uzak birok farkl limana
demir atlabilir. Ayrca kkler, ilerinden byyp gelien bit
kinin alaca biimi nceden tasarlar ve belirler; herhangi bir
baka biim olasln hertaraf eder. Bununla birlikte uras
ak ki demirler, bir yere balanma ya da bir yerden ayrlma
ya yarayan aralardr ve hibir surette geminin niteliklerini
belirlemezler. Demir almay yeniden demir atmaktan ayran
zaman aralklar, geminin ratasndaki bir aamadan ibarettir.
Demirin gelecek sefer atlaca liman tercihi, byk ihtimalle
geminin o anda ne tr yk tadyla belirlenir. Bir yk tr
iin iyi olan liman bir dieri iin tamamen uygunsuz olabilir.
Tm bunlar hesaba katldnda, demir metaforu, "k
knden skme" metaforunun gzden kard eyi (yani
btnyle ya da artan oranda ada kimliklerin tarihindeki
sreklilik ve sreksizliin birbirine gemesini) kavrar. Tpk
srayla ya da aralklarla eitli limanlara demirleyen gemiler
gibi, (kimliklerinin tannp onaylanmas araynda yaam
boyu yaptklar seyahatler boyunca giri izni almaya al
tklar) "referans topluluklar" ndaki benlikler de her durak
ta kendi itimatnamelerini kontrol ettirip onaylatrlar. Her

14) De Singly, Les uns avec les autres, s. 1 08.


1Z6 Yaam Sanat

bir "referans topluluu " , ibraz edilecek kant tr iin kendi


artlarn belirler. Geminin sicili ve/veya kaptann seyir def
teri, ou zaman, onayn dayand ve her limanda (nceki
limanlarn kaytlaryla srekli olarak ien) gemiin yeniden
incelenip deerlendirildii belgeler arasndadr.
Elbette itimatnamelerin kontrolnde ok da detayc ol
mayan ve ziyaretilerinin gemi, imdi ve gelecekteki var
yerlerini pek de nemsemeyen limanlar olduu gibi, byle
topluluklar da vardr. Bunlar, dier birok limann giriinde
(veya dier baka topluluklarn kontrol noktalarnda) muh
temelen geri evrilecek gemiler de dahil olmak zere , hemen
hemen her trl gemiyi (veya "kimlii" ) kabul edecektir. Ama
dier taraftan byle limanlar (ve bu tr "topluluklar" ) ziya
ret etmek ok az "kimliklendirici" deer tar Ye bunlardan
da kanmak gerekir. Zira oraya kymetli ykler boaltmak
yarardan ziyade gnn birinde zarar getirebilir. Paradoksal
bir biimde, benliin zgrlemesi, gl, titiz ve iddial arac
topluluklara ihtiya duyar.
zyaratm bir gerekliliktir ve aslnda kanlmaz bir baa
ndr, ancak kendini-o lumlama daha ok dpedz hayal rn
gibidir (ve genellikle bir otizm ya da kendini aldatma rnei
olarak ktlenir) . Eer zyaratm iin harcanan btn aba
larn ardndan nihai edim ve amac olan olumlama gelmeye
cekse, bu abalar bireyin duruu, kendine gveni ve hareke
te geme yetenei konusunda ne fark yaratabilir ki? Ancak,
zyaratm iini tamamlayabilecek olumlama yalnzca bir oto
rite tarafndan salanabilir: yani kabul reddetme gc oldu
undan kabul gc olan bir topluluk tarafndan . . . En zgn
gzergahlar bile art arda uranlacak limanlarn listesinden
baka bir ey olamaz.
Zygmunt Bauman ! 1Z7

Jean-Claude Kaufmann'n ne srd gibi, "aidi


yet" , gnmzde "esas itibariyle egonun bir kayna olarak
kullanlmaktadr. " 15 Kaufmann, "kolektif aidiyetlerin" zorunlu
olarak "btnleyici topluluklar" olarak dnlmesine kar
uyarda bulunur. Bunlar bireyleme srecinin zorunlu refakat
ileri olarak tasavvur etmek daha yerindedir; diyebiliriz ki bun
lar, bir dizi istasyonlar ya da yol zerindeki hanlar olarak, ken
dini oluturan ve dntren egonun izleyecei yolu belirler.
"B tnleyici topluluk'' artk geip gitmi "pan optik" bir
adan kalma bir kavramdr. Bu kavram , "bizi" "onlar''dan,
''ierisini" "dar"dan ayran snr muntazaman izme ve
glendirmeye ynelik dzenli abalara gnderme yapar;
bu abalar, yabanclarn giriini kstlayp mensuplar ieride
tutmaya ve ieridekilerin normlar ineyip rutinin kskacn
gevetmelerini engellemeye yneliktir. N eticede bu , tekbiim
liligi tevik etmeye ve davran zerinde kat bir snrlama uy
gulamaya gnderme yapar. Bu kavram, hareket ve deiime
ynelik kstlamalarn olduunu ne srer: "Btnleyici top
luluk" esas itibariyle muhafazakar (kollayan, salamlatran,
rutinletirici , koruyucu) bir gtr. Kat bir ekilde ynetilen,
skca gzerlenen ve kollanan bir ortamda rahat hisseder ken
dini -srf (ya da byk lde) degimek adna hz ve ivme,
yenilik ve degiim kltn barndran akkan modern dn-
yada ise pek de yle hissetmez .
,
" Kat modern" gemiten miras alnan geleneksel biim
leriyle panoptik aralar, gnmzde, dlanmlarn, tketim
toplumunun hakiki yelerinin iine yeniden giriini nlemek
n lwvlmu!arn taknlklarna engel olmak amacyla toplu
mun periferisinde kullanlyor. Gnmzde Orwell'n "Byk

1 5 ) jean-Claude Kaufmann, LinvenUon de soi. Une t/eoie d'ident i l e, Hachette,


2004. s . 2 H
1Z8 Yaam Sanat

Birader"i ya da J eremy Bentham'n " Panoptikon"unun gn


cellenmi versiyonu zannedilen ey, aslnda szde orijinalle
rin tam aksidir: "btnletirm e " , "ieride tutma " ve "hizada
tutma"ya deil, dlama ve "darda tutma"ya hizmet eden bir
mekanizma. Bu, yabanclarn topluluk iinden birine dn
me ya da byle biriymi gibi davranmasn nlemek iin ha
reketlerini gzetler. Bylece topluluktan olanlar ieride rahat
hissedebilir ve bu rahatlk hissine dayanarak, ierdeki kural
lar daha az gzetim ve zorlamayla uygulanabilir.
"Anaakm" bireylerin yaam yolculuklarnn bir aama
snda ballklarn sunduu , ama gelecek ya da bir sonraki
durakta bu ballktan vazgeiverdii bireyst varlklar, ge
miin btnleyici topluluklar deildir kesinlikle: Bu varlklar
etrafiarndaki insan trafiini izlemez , her iki ynden de snr
geenleri kaydetmez . "katlma" ya da "ayrlma" konusunda
ki bireysel kararlarn neredeyse hi farknda olmaz; ve btn
bu izleme, fiierne ve kayt tutma iini yrtebilecek brolara
sahip deildirler. Bu varlklar, halihazrda "ait olanlar b
tnletirmek yerine, bireylerin "katlma" ve "rnei izleme"
kararlarnca (geveke ve kolayca durdurulabilir ve tersine
evrilebilir bir tarzda da olsa) oluturulur ve "bir arada tutu
lur" ; bu da bu tr kararlarn alnmaya balamasndan muaz
zam sayda kalarn balamasna kadar srer.
ada "aidiyet" biimleri ve iaretleri ile ortodoks ''b
tnleyici topluluklar" arasnda ok nemli baka bir fark
daha vardr. Tekrar Kaufmann'dan alntlayacak olursak,
"kimlik edinimi sreci byk lde teki'ni reddetmekten
beslenir. " 1 6 Bir gruba girmek , e zamanl olarak, bir baka
sndan ayrlma ya da ricat edimidir. Aidiyet alan olarak bir

1 6) Ag.e . . s . 2 1 2- l 3 .
Zygmunt Bauman 1 129
grubu semek, dier baz gruplar, yabanc ve potansiyel
olarak hasm haline getirir: "Ben P'yim" demek (en azndan
st kapal, ancak ounlukla aktan aa) "Q, R, S, vs. de
ilim" demektir. "Aidiyet" parann bir yzdr, dier yzn
deyse ayrlk ve/veya kartlk bulunur ve bu da ou zaman
gruplar arasnda hnc, husumeti ve aleni atmay besler.
Sylenenler, "aidiyet"in, eriimin ve ballk arzlarnn btn
rnekleri iin geerlidir. Ancak modern ada, kimlih-ina
sndan, yaam boyu sren ve btn pratik amalar asndan
tamamlanamaz bir sre olan himlik edinimine geile birlikte
bu evrensel zellik nemli deiiklikler geirmitir. Belki de
en nemli deiiklik "aidiyet varl" nn tekelci iddialarnn
zayflamasdr.
Yukarda da iaret edildii gibi, "aidiyet" gndergeleri, or
todoks "btnleyici topluluklar"n aksine, "yeler"in sadakat
gcn izieyecek herhangi bir araca sahip deildir: Keza ye
lerin amaz sadakat ve tam ballklarn isteyip kkrtmakla
da ilgilenmezler. ada akkan modern yorumunda, bir var
la "aidiyet" , ille de knama yaratmadan ve baskc nlemleri
ni harekete geirmeden , baka varlklara aidiyetlerle neredey
se her trl kombinasyonla bir araya gelebilir ve paylamcia
bulunabilir. Ballklar gemi younluklarn byk lde
kaybetme eilimi gsterir. Zira genellikle balln hiddet
ve enerjisi, tpk "bal" olanlarn partizan ruhu gibi, teki,
ezamanl ballklar tarafndan trplenir. Bugnlerde nere
deyse hibir "aidiyet" tr "btn benlii" megul etmiyor.
Zira herkes yaamnn herhangi bir annda, deyim yerindeyse,
" eitli aidiyetler"ile megul. Ksmen sadk olmak ya da tabiri
caizse 'alakart" sadakat artk, brakalm ihaneti, sadakatsizli
e bile eit olarak grlmyor.
130 Yaam Sanat

Dolaysyla gnmzde (farkl ve ayr trlere zg ve bun


lardan kaynaklanan nitelikleri birletiren) (kltrel) "melez
lik" fenorueni yeniden biimlendiriliyor: Toplumsal snftan
dlanmann bir iareti olarak aka mahkum edilen ya da
uygun grlmeyen bir ey olmaktan kp , bir stnlk ia
reti ve erdemi halini alyor. Kltrel stnln ve toplumsal
itibarn yeni gelien skalasnda (ister "hakiki" ister kerameti
kendinden menkul olsun) "melez ler" , en st sralarda yer alr
ve "melezlik"in davurumu , yukarya doru olan sosyo-kl
trel hareketliliin oka avantajl bir aracna dnr. te
yandan, kendine snrlar koymak ya da ebediyen kendi ii
ne kapal bir deerler ve davran kalplar dizisine mahkum
olmak, giderek sosyokltrel bir bayalk ya da yoksunluk
iareti olarak deerlendirilir. "Btnleyici topluluklar"a o
unlukla, belki de sadece, sosyokltrel merdivenin alt basa
maklarnda rastlanacaktr artk.
Yaam sanat bakmndan bu yeni ortam, ei grlmemi
pencereler aar. zyaratm zgrl , daha nce asla bu ka
dar hem heyecan hem de korku veren olaanst bir faaliyet
alan elde etmemitir. Oryantasyon noktalar ve yararl kla
vuzlar ihtiyac daha nce asla bu kadar gl ve ac verici e
kilde hissedilmemitir. Bununla birlikte salam ve gvenilir
oryantasyon noktalar ve muteber klavuzlar daha nce asla
bu kadar yetersiz (en azndan ihtiya miktar ve younluu
karsnda yetersiz) kalmamtr.
Ak olmak gerekirse, salam ve gvenilir oryantasyon
noktalar ve muteber klavuzlar konusunda can skc bir ek
siklik sz konusudur. Bu eksiklik (paradoksal ama hi de te
sadfen olmayan bir ekilde) , ei grlmemi bir oranda artan
batan karc fikirler ve cezbedici tekliflerle, srekli by
yen bir rehber kitap dalgas ve danmanlar ynyla akr
Zygmunt Bauman 131

-bununla birlikte bu durum, vaat ettii eyi yerine getirmesi


muhtemel bir oryantasyon bulmaya ynelik, yanltc ya da
tamamen dzenbaz teebbslerin stesinden gelme iini daha
da karmak bir hale getirir.

Fransa'nn yeni seilmi bakan N icolas Sarkozy, 2007


Haziran'nda bir televizyon rportajnda u aklamada bu
lunmutu : "Ben teorisyen deilim. Ideolog da deilim. Hele
hele entelektel hi deilim! Ben somut bir kiiyim ! " 1 7 Peki
bunu demekle muhtemelen neyi kast etmiti?
"ldeologlar"n tersine, belli inanlara kr krne bal
olmadn , ama ayn lde dier inanlar kararllkla red
dettiini kastetmemiti elbette. Her eyden nce "dnp
tanmaktan daha ziyade eylemeye" kesinkes inanan ve ba
kanlk kampanyas boyunca Franszlardan "daha fazla alp
daha fazla kazanmalarn" isteyen gl fikirleriyle hafza
larda yer etmi bir kiiydi Sarkozy. Zengin olmak iin daha
fazla ve uzun saatler almann gerektiini semeniere tekrar
tekrar anlatnt (nedir ki Franszlar bunu cezbedici bulmu
gibi grnse de, pragmatik adan akla yakn olduu konu
sunda mutabk olmaktan ok uzaknlar: TBS-Sofres anketi
ne gre, alarak zengin olunabileceine inanan yzde 40'a
karlk, Franszlarn yzde 39'u piyango kazanmakla zengin
olunabileceine inanyor) . Bu tr aklamalar, samimi olduk
lar mddete, bir ideolojinin bth koullarn karlar ve
ideolojilerin sergilernesi beklenen balca ilevi yerine getirir:
Insanlarn ne yapacaklarna dair talimat verir ve bunu yapma
nn faydal sonular getirecei konusunda onlar temin eder
ler. Ayrca alternatif grlere dair kavgac, partizan bir duru

1 7 ) Elaine Sciolino, " N ew leaders say pensive Freneli think too much, " New
Yarl Times, 22 Temmuz 2007'den alnt.
13Z Yaam Sanat

sergilerler ki bu da normal olarak ideolojilerin alameti farikas


olarak dnlen bir zelliktir.
"imdiye dek bildiimiz kadaryla ideolojiler"in yalnzca
tek bir zellii, Nicolas Sarkozy'nin yaam felsefesinde yoktur
belki de: O da, Emile Durkheim'n ileri srd gibi, (szge
limi bir uval patatesin tersine) barndrd ayr elerin top
lamna indirgenemeyen, "paralarn toplamndan daha byk"
olan bir "toplumsal btnlk" fikri; kendi zel amalarnn
peinden giden ve kendi zel arzu ve kurallar tarafndan yn
lendirilen birey ler topluluuna indirgenemeyen bir toplumsal
btnlk fikridir. Bilakis, Fransz bakann mkerrer basn
aklamalar, tam da byle bir indirgerneyi ortaya koymaktadr.
Yaklak yirmi yl ncesine kadar oka duyulan ve geni
lde de kabul gren "ideoloj inin sonu " kehanetleri gerek
lemi ya da gerekleecek gibi grnmyor. Bilakis tank
olduumuz ey, "ideoloji" fikrinin halihazrda urad tu
haf arptmadr. Uzun bir gelenee aykr olarak, imdilerde
herkesin kullanmas iin, st perdeden savunulan ideoloji u
inanca tekabl ediyor: "Btnlk" hakknda kafa yormak ve
"iyi toplum" konusunda grler ortaya atmak zaman kay
bdr, zira bunlarn bireysel mutluluk ve baarl bir yaamla
alakas yoktur.
Yeni tip ideoloji, zelletiri/mi bir ideoloji deildir. Bu tr
bir gr oksimoron olacaktr, zira ideolojilerin stn baar
snn ve cazibesinin asli koulu olan gvenlik ve zgven te
dariki, kitlesel kamu destei olmadan elde edilemez. Bu daha
ziyade bir zelletirme ideolojisidir. Bireylere hitap eden ve yal
nzca bireysel kullanma uygun den "daha fazla al daha
fazla kazan" ars, gemiin (bir cemaat, ulus, kilise, dava
adna) " toplumu dn" ve " toplumla ilgilen" arlarnn
yerini alp, onlar tasfiye ediyor. Sarkozy bu deiimi tahrik
Zygmunt Bauman [ 133
etmeye veya hzlandrmaya alan ilk kii deil. Bu ncelik
"Toplum diye bir ey yoktur. Ferdi kadnlar ve erkekler ve
onlarn aileleri vardr, " eklindeki unutulmaz szyle daha zi
yade Margaret Thatcher'a aittir.
Bu , yeni bireysellemi toplum iin yeni bir ideoloj idir.
Ulrich Beck bu konuda unlar yazmtr: Ferdi kadn ve er
kekler toplumsal olarak yaratlm sorunlara bireysel zm
ler arayp bulmaya ve bu zmleri kiisel beceri ve kaynak
larn kullanarak bireysel bir ekilde uygulamaya itiliyor. Bu
ideoloj i , dayanmann -"ortak bir dava" uruna g birlii
yapmann ve bireysel eylemleri tabi klmann- beyhude (hatta
zarar verici) olduunu beyan ediyor. Bu ideoloji kendi yele
rinin esenlii iin komnal sorumluluk ilkesini alaya alarak,
"dad devlet" i zayflatan bir reete olarak ktlyor ve tekini
nemsemenin menfur bir "bamlla" yol at konusunda
ikazcia bulunuyor.
Bu ayn zamanda yeni. tketim toplumunun lt haline
getirilen bir ideolojidir. Bu ideoloji dnyay potansiyel bir t
ketim nesneleri ambar; bireysel yaam sonsuz bir pazarlk
aray, bu yaamn amacn azami tketici tatmini; ve yaam
baansn da bireyin kendi piyasa deerindeki art olarak or
taya koyar. Yaygn bir ekilde kabul gren ve skca benimse
nen bu ideoloji rekabet halindeki yaam felsefelerini ksa ve
serte "TINA " ' szyle benaraf eder. Rakipleri n i kk d
rp susturduktan sonra , Pierre Bo_urdieu'nun hatrlamaya
deer ifadesiyle, gerekten le pensee unique [biricik dnce]
halini alr.
'Reality TV" olarak sunulan ok popler "Biri Bizi
Gzetliyor" programlar bouna deildir. Bu adlandrma, ekran
d yaamn, "gereklik"in, ekrandaki "Biri. Bizi Gzetliyor"
yarmaclarnn destanna benzediini. varsayar. Orada oldu
* ) There is no alternative. (Hibir alternatif yok) -.n.
134 1 Yaam Sanat

u gibi burada da, yaamda kalma oyununu oynayan kim


senin yaamda kalmas garanti deildir. Oyunda kalma izni,
yalnzca bir ertelemedir ve takm ball yalnzca "ikinci bir
bildiriye kadar" dr -yani, ancak bireysel karn tevikinde ie
yarad mddete varolacaktr. Birisinin elenecei su gtr
mez bir gerektir; buradaki tek soru bunun kim olacadr ve
dolaysyla nemli olan, (g ve eylem birliinden yana bir
i olan) elernelerin ortadan kaldrlmas deil , (dayanmay
lmcl deilse de mantksz gsterirken ahsi kaygy tevik
eden) kiinin elenme tehdidini kendisinden bakalarna doru
yneltmesidir. "Biri Bizi Gzetliyor" programnda her hafta bi
risinin elennesi gerekir: Bunun sebebi, tuhaf bir rastlantyla,
dzenli olarak her hafta bir kiinin uygun bulunmamas de
il, televizyonda grld kadaryla "realite" kurallar, ya
zlrken bunlara elenmenin dahil edilmi olmasdr. Elenme,
eylerin doasnda vardr, dnyada var olmann ayrlmaz bir
paras, deyim yerindeyse bir "doa yasas"dr. Bu yzden de
ona kar isyan etmenin anlam yoktur. zerinde youn bir
ekilde dnlmeye deer tek mesele, gelecek haftaki eleme
ler srasnda elenecek kii olma olaslnn nasl savlacadr.
En azndan gezegenin varlkl ksmnda, kran krana bi
reysel rekabetin dayand ey, artk fiziksel olarak hayatta
kalmak ya da hayatta kalma igdsnn gerektirdii temel
biyolojik ihtiyalarn tatmini deildir. Keza kiinin kendini is
patlama, kendi amalarn belirleme ve ne tarz bir yaam sre
ceine karar verme hakk da deildir. Bilakis bu tr haklar ifa
etmenin her bireyin grevi olduu varsaylr. stelik bireyin
bana gelen her tr olayn, ya bu tr haklan ifa etmenin ya da
bunlar ifa etmekteki ok kt bir baarszln veya melun
bir reddin sonucu olduu dnlr. Dolaysyla bireyin ba
na gelen her tr olay, geriye dnp bakldnda, bireylerin bi-
Zygmunt B.;mman / 135
reysel durumlarnn -baarlar kadar ansszlklannn- dev
redilemez sorumluluunun yalnzca bireylerde olduunun bir
baka dorulamas olarak yorumlanacaktr.
Bir defa birey klndmzda, bireysel tercihlerimiz olarak
nceden yorumlanan ey bakmndan, baka bir deyile, (ister
ihtiyari ister gayri ihtiyari) bireyler olarak icra ettiimiz yaam
biimleri bakmndan " toplumsal olarak tanmma"y faal ekil
de aramaya tevik ediliriz. "Toplumsal tannma" , sz konusu
yaam biimini icra eden bireyin deerli ve saygn bir yaam
srdnn ve bu nedenle de dier deerli ve saygn insanla
ra gsterilen saygy hak ettiinin kabul anlamna gelir.
Toplumsal tannmann alternatifi saygnln yadsnmas,
yani aalanmadr. Dennis Smith'in yakn zamandaki tanm
lamasyla, "eer edim tek tek bireylerin, kendilerinin kim ol
duklar ve nereye, nasl uygun dtkleri konusunda ortaya
attklar . . . iddiay zorla iner ya da bununla eliirse, aa
layc olur." 1 8 Bir baka deyile, eer bireyler, aka ya da zm
nen, kii olarak ve/veya srdkleri yaam tarz bakmndan
bekledikleri tamnmadan yoksun braklrlarsa aalanm
olurlar; keza bu tr bir tannmann sonrasnda geerli olacak
ya da olmaya devam edecek yetkilerden yoksun braklrlarsa
da aalanm olurlar. Kiiye "szlerle, eylemlerle ya da olay
larla, olduunu sand ey olmad acmaszca gsterildiin
de" kendini aalanm hisseder. . . "Aalama hakszca, man
tkszca ve gnlszce bastnlma, zapt edilme, alkonulma ya
da dlanma deneyi midir." 19
Bu hissiyat hnc besler. Yaadmz toplumlar gibi, bi
reylerden oluan bir toplumda, bir kiinin hissedebilecei

1 8 ) Dennis Smith. Globalization: The Hidde Ageda, Polity. 2006. s.38.


1 9 ) Ag e . . s 3 7 .
136 1 Yaam Sanat

en kin dolu ve yattrlamaz olan hn tr ve atma, fikir


ayrl, isyan ve intikam tutkusunun muhtemelen en yaygn
nedeni budur. Bireylerin topluma kar ya da (ahsen veya
medya araclyla) dorudan kar karya brakld ve ilk
elden deneyimiedii toplum kesimlerine kar hissedebilecei
kini aklamak ve mazur gstermek iin kullanlan en yaygn
formller olarak smr ve aynncln yerini, tannmann
yadsnmas, sayg gsterilmemesi ve dlama tehdidi almtr.
Bu durum, aalanmann modern toplumun mevcut ta
rihsel aamasna zg , yeni bir fenomen olduu anlamna
gelmez . Aksine, insann toplumsall ve birliktelii kadar
eskidir. Gelgelelim bu, bireysellemi tketim toplumunda
ortaya kan ac ve kinciliin en yaygn ve "en arpc" tanm
ve aklamalannn halihazrda grupla ya da kategoriyle ilgili
zelliklerden uzaklap, bireysel gndergelere kayd, ya da
kayyor olduu anlamna gelir. Bireysel ile, toplumun reformu
iin bir are aranmasn salamak zere, toplumsal btnn
adaletsizlii ya da aksakhna atfedilmek yerine, kiisel bir ya
nt ya da kiisel bir intikam gerektiren, kiisel ineinmenin bir
sonucu ve kiisel onura ve itibara bir saldr olarak alglan
maktadr gitgide.
Toplumsal olarak ortaya km skntlara bireylerden,
bireysel zmler bulmalar ve bu zmleri uygulamalar
istendike, onlar da aynen karlk verme eilimi gsterirler.
Verdikleri karlk, kii odakl bir ideoloj inin ortaya att
beklentileri alt st eden beklenmedik olaylardr. Sz konusu
beklenmedik olaylar, ayn zelletirme ideolojisi tarafndan
kiisel bir hakaret, (rastgele hedefiense bile) kiiyi hedef alan
bir aalama olarak alglanr ve "anlamlandrlr. " tl k zayi
atlan da zsayg, gvenlik ve zgven duygulandr. Bundan
etkilenmi bireyler kk dm hisseder ve zelletirme
Zygmunt Bauman 1 137
ideolojisi her ac ya da huzursuzluk vakasnn arkasnda bir
sulunun varln varsayd iin, kk dme hissi, kk
drme suunu ileyen kiilere ynelik hummal bir aray
olarak yanklanr. Kin ve husumetin, tpk sulandklar zarar
gibi, kiisel olduu varsaylr. Sulular tespit ve tehir edilme
li, alenen mahkm edilip cezalandrlmaldr. zelletirme
ideoloj isinin tayin ettii "onlar" , sz konusu ideoloj inin "biz"
olarak tanmladklar gibi, bireyselletirilir.
Daha nce de ortaya konduu gibi, sz konusu ideoloji,
kimlik meselesiyle sarmalanr. Ben kimim? Dierlerinin ara
sndaki; tandklarm, bildiklerim ya da henz hi duymadk
lann arasndaki yerim nedir? Durduu m yeri benim iin teh
likeli klan tehditler nelerdir? Bu tehditierin arkasnda kimler
vardr? Bu insanlar etkisiz hale getirmek ve bylece bu teh
ditleri benaraf etmek iin ne tr kar nlemler almalym 7
ldeoloj ilerin azimli ve amirane bir tavrla evvelce (ve hala)
yantladna inanlan sorular, bireysellemi toplum yeleri
nin kullanm iin ite bu ekilde yeniden ifade edilir.
Bu yeni ideoloji, Mannheim'a gre, ( topyalarn aksine)
ancak ideolojiler kadar muhafazakardr. deoloj i , halihazrda
yaadmz dnyann gndelik deneyimlerini evrenin zapt
edilemez yasalar haline; buyruk-yoluyla-birey-olanlarn ba
k asn dnya halinin kesinkes belirlenecei tek perspektif
durumuna getirir. Sz konusu dnyada becerileri ve sahip ol
duklar kaynaklardan tr kendilerii evindeymi gibi hisse
denler, zelletirme ideolojisinin btn buyruk-yoluyla-birey
olanlarda uyandrmay hedefledii beklentiler ile kaynak ve
beceriden (ki bunlar olmadan hkmen-bireylerin fiilen-birey
statsne ykselmesi dnlemez) yoksun pek ok insann
gerek tahlleri arasnda alan boluu fark etmeyebilirler.
Gelgelelim bu baarsz bireyler -yetersizlikten ve bakalar-
138 1 Yaam Sanat

nn karlamakla hibir glk ekmedii standartlarn altna


dmelerinden tr aalanmaya, doutan bir kusurdan
tr olmasa da, miskinlikle sulanma ve yerilmeden kay
naklanan aalanmaya mahkum bireyler- bu bolua d
tklerinde ve er ge onun dibinin olmadn anladklarnda
bu boluun farkna varacaklardr.
Bu ideoloji, bilinen btn dier ideolojiler gibi, insanl
bler. stelik bazlarna olanak salarken geri kalan menede
rek kendi mrninlerini de bler. Byle yaparak, bireyselleti
rilmi/zelletirilmi toplumun, atmayla malul karakterini
daha da ktletirir. Bu ideoloji, enerjileri azaltarak ve potan
siyel olarak kendi temellerinin altn oyabilecek gleri etkisiz
klarak, ayn zamanda toplumu muhafaza eder ve kendisinin
onarlna olasln azaltr.
3

Seim

Mutluluk arzusunun ortaya kard enerji, ya merkezcil ya


da merkezka kuvvet biimini alr. Szlkteki tanma gre,
"merkezka" , "merkezden uzahlama" demektir. " Merkezcil" ,
"merkezka"n tersidir: "Merkeze doru ynelme" demektir.
Her iki tanmn da gndermede bulunduu "merkez" , yani
kuvvetin kt ve yayld -merkezka tr kuvvetin "uzak
lat" ve merkezcil einin/alternatifinin ekildii- merkez,
mutluluk-arzulayan znedir: Bu da mutluluk arayn sorunu
muz ve grevimiz olarak dndmz ve bu aray yaam
stratejimiz yaptmz mddete, her birimiz demektir.
Hepimizin karlat alternatifleri zetleyecek olursak:
Kendi mutluluk araym kendi esenlik kaygma ya da baha
larnn esenlii kaygsna odaklanabilir. Russell jacoby birbi
rini izleyen renci kuaklaryla yaad deneyimi zetlerken
ortaya kan seim konusunu mercek altna almtr: "Bir za
manlar renciler toplumun hastalklarna ifa bulmay d
lerdi; imdiyse, kendi rencilerime dayanarak unu syleye
bilirim: Iyi hukuk o kullarna gitmeyi dlyorlar. " 1

l ) Bkz. Russell jacoby, Picture Imperfect: U topian Thought for an Anti-Utopian


Age, Columbia University Press, 2005, s. l48.
140 j Yaam Sanat

Iki alternatif ille de elikili deildir; e zamanl olarak


ok az veya hi atmasz ileyebilirler. Gelgelelim, merkezcil
kuvvet, deyim yerindeyse, " tek bana yol alabilir" iken ve etki
etmek iin alternatifi olan merkezka kuvvete ille de ihtiya
duymazken, merkezka kuvvetin e zamanl olarak merkezcil
etkiye sahip olmas gerekir. teki'nin mutluluunu nemse
mek, teki'ne kar "iyilik etmek" , ayn zamanda " kendini iyi
hissetme" duygusunu uyandrr ve dolaysyla muhtemelen de
yardmsever znenin mutluluunu artrr. Bu durumda, ben
cillik ve zgecilik arasndaki kartlk uup gider. Iki tutum
ancak merkezcil kuvvet perspektifinden bakldnda, birbir
lerine kar taban tabana ve uzlamaz bir kartlk ierisindey
mi gibi grnr.
Gerekten de, o zaman -ancak o zaman- "Neden ona kar
iyi olaym ki? " , "Benim iin anlam ne ki? " , "Benim ilgimi hak
edecek ne yapt ki? " gibi sorular sorulacaktr. Ancak o zaman
kazanlanlara ve kaybedilenlere, girdi-kt oranlarna, mali
yet ve etkilerine ilikin hesaplar balayacaktr. Ancak o zaman
"Kazanlarm fedakar lklarm telafi edecek mi? " sorusu so
rulacaktr. Merkezcil kayglarn perspektifinden, merkezka
drtlerin hikmeti ve faydalar pheyle karlanr, hatta belki
de zarar verici olarak kmsenir, hertaraf ve mahkum edilir.

Ahlak filozoflar yaam nehrinin iki kys, yani kiisel kar


ve bakalarn neruserne arasnda bir kpr kurmak iin di
dinmilerdir. Adetleri olduu zere, filozoflar gzle grlr
elikiyi zebilen, ya da en azndan zchilecei umulan,
ikna edici savlar bir araya getirmeye ve aka ifade etmeye,
bylece de ihtilaf su gtrmez bir ekilde -kesinkes- gider
meye almlardr. Filozoflar ahlaki buyruklara itaatin, itaat
edenin "ahsi karna" olduunu; ahlakl olmann bedelinin,
Zygmunt Bauman 1 141
menfaa tlerle telafi edileceini; ksacas bakalarn nemserne
nin ve onlara iyi davranmann kiinin benlik kaygsnn de
erli, hatta belki de olmazsa olmaz bir paras olduunu gs
termeye almlardr. Baz savlar dierlerinden daha yaratc
iken, bazlan daha ok otoriteyle desteklenmi ve dolaysyla
daha fazla ikna gc tamtr. Fakat hepsi de "Bakalarna iyi
davranrsan, bakalar da sana iyi davranacaktr" eklindeki
yan-ampirik olan, ama ampirik bakmdan snanmam varsa
ymla sarmalanmtr.
Yine de btn abalara ramen ampirik kantlar elde et
mek g olmutu -hatta bilakis bu kantlar mulak kalmt.
Sz konusu varsaym birok insann kiisel d neyimiyle pek
de uyumuyordu. Bu insanlar ou kez unu fark etmiti:
Duyarl, eli ak, merhametli insanlar, bakalan uruna kendi
huzur ve rahatlarn feda edip kendilerini defalarca, aldatlm,
hie saylm , saflklarndan ve (karlk bulmad) yersiz g
venlerinden tr acma ya da alayla karlarken, oun
lukla bencil, dncesiz ve kinik insanlar btn mkafatlar
topluyordu . u phe iin bolca kant toplamak hibir zaman
g olmamt: Bakalarnn iyiliiyle ilgilenenler, ounlukla
kendi kayplannn hesabyla ba baa kalrken, kazancn ou
kendi karn gzetenlere gidiyordu . zellikle de gnmz
de, bu tr kantlar toplamak belki de her geen gn daha da
kolaylayor. Lawrence Grossberg'in belirttii gibi, "Bir eye

yeterince zen gstermenin, nems yecek kadar inanmann
mmkn olduu ve bylece de kiinin bu eye balanp btn
benliini hasredecei yerleri tespit etmek gitgide zorlayor. " 2
Grossberg, eer srar edilirse, saiklerinin arkasndaki akl y-

2) Lawrence Grossberg, "Affect and postmodernity in the struggle over


American modernity"'. Postmodenism: What moment i iinde. haz. Pelagia
Goulimari, Manchester University Press, 2007, s . 1 76-20 1 .
14Z Yaam Sanat

rtmeyi aadaki gibi aktarabilecek insanlarn davrann


"ironik nihilizm" diye adlandryor:

Kandrmann yanl olduunu ve kandrdm biliyorum, ancak


iler byle yryor, gereklik byle bir ey. Yaamn ve her seimin bir
dolap olduu bilinir, ancak bu bilgi o kadar evrensel kabul gryor ki
artk hibir alternatif yok. Herkes herkesin kandrdn biliyor, dola
ysyla herkes kandryor ve ayet ben kandrmazsam, aslnda drst
olmann strabn ekerim.

Gelgelelim filozoflarn varsaymna kar, daha da arpc


baka ekinceler dile getirilmitir. rnein, nezaketinizden
tr bir mkafat beklediiniz iin bakalarna nazik olmaya
karar verdiyseniz, iyi davranlarnzn ardndaki saik mhajat
umuduysa, eer "bakalarna nazik ve iyi davranmak" muh
temel kazan ve kayplarmza dair hesaplarn bir sonucuysa,
o zaman davran tarznz gerekten de ahlaki bir duruun d
avurumu mu yoksa daha ziyade karc, bencil bir davran
rnei midir? Hatta bundan daha esasl, gerekten de radikal
bir phe ise yledir: Iyilik bir sav, kan, "hakknda konuu
lan" , " telkin edilen" , "akla yatkn" olduuna karar verilen bir
mesele olabilir mi? Bakalarna iyilik yapmak, rasyonel bir ka
rarn sonucu mudur ve dolaysyla akla mracaatla harekete
geirilebilir mi? Iyilik retilebilir m i ? Bu tr sorulara verilen
hem pozitif hem de negatif yantlar destekleyen savlar ortaya
atlmtr. Ancak henz hibiri tartmasz otorite ortaya ko
yamyor. Jri halen kararsz . . .
N ech ama Tec , kilometre ta niteliincieki When Ligh t
Pierced the Darkness adl almasnda, Polonyal Yahudilerin
ortadan kaldrlna tanklk eden baz insanlarn, kurban
larn yaamlarn kurtarmak iin kendilerini riske atmalar-
Zygmunt Bauman 143

n belirleyen (ya da en azndan ynlendiren) faktrleri sap


tamay amalayan aratrmasnn sonularn aktarmtr.3
Avrupa'da Nazi igalincieki ou lkenin aksine Polonya'da,
Yahudilerin saklanmasna yardm suunun, hatta byle bir
su ileyen komular polise bildirmemenin yasal cezas idam
d. Birok insan Nazilere ve onlarn gnll yardmclarna
meydan okudu ve "yanl rka" ait olmakla sulanan kadn,
erkek ve ocuklara kar ilenen tarife smaz zalimlikleri eli
kolu bal izlemekense kendi yaamlarn riske atmay seti.
Son derece eitimli ve tecrbeli bir sosyologdan beklenecei
gibi, Tec, gnll yardm etme ile kolayca zveride bulunma
arasndaki bantlar ve insan davrann genellikle belirle
dii varsaylan btn faktrleri hesaplamt: Bunlar, bireysel
davranlar, deerleri, yaam felsefesini ve bir davran tarz
n dierine tercih etme ihtimalini ekillendirdiine inanlan
(snf, zenginlik, eitim, dini inanlar ve politik ballk gibi)
faktrlerden oluuyordu. Tec'i ve meslektalarn artan ey,
hibir bantnn bulunmamasyd. Grne baklrsa, ahla
ki davran belirleyen, "istatistiksel ynden nemli" hibir
faktr yoktu. Sosyolojinin irfan dolu birikiminin belirttii
kadaryla, yardm edenlerin davrannn ahlaki deeri ve so
nularnn insani adan anlam ounluun tepkisinden ok
radikal bir biimde farkl olsa bile, yardm edenler Polanya
nfusunun geri kalanndan farkl deildi. Iyilik ile ktlk
'
arasndaki insani seimler karsnda , sosyolojik akl syleye
cek hibir ey bulamam n . . .
Amos Oz'un 2 8 Austos 2005'te Goethe dl'n kabu
lnde ac bir ekilde yorumlad gibi, sosyal bilimcilere gre,

3) :--J e chama Tec Wle Liglt Pierced the Darlmes s . Oxford University Press.
1 987.
144 Yaam Sanat

btn insan saikleri ve eylemleri ounlukla kiisel kontroln


tesinde olan koullardan kaynaklanr. . . Toplumsal zgemiimiz
tarafndan kontrol ediliriz. Yaklak yz yldr, bize sadece ekono
mik kiisel kar tarafndan gdlendiimiz, etnik kltrmzn
rnnden ibaret olduumuz, kendi bilinaltmzn kuklasndan
baka bir ey almadmz syleniyor.

Oz, buna katlmadm belirtiyordu :

ahsen ben, kadn olsun erkek olsun, her insann, kendi y


reiyle, iyiyi ktden ayrabileceine inanyorum . . . Bazen iyiyi ta
nmlamak g olabilir, ancak ktnn ak iareti vardr: Her ocuk
acnn ne olduunu bilir. Bu yzden bilerek can acttmz her de
fasnda, bir bakasna ne yaptmz biliriz. Ktlk yapyoruzdur.4

Bir kere, sosyologlar -yani kusursuz ya da neredeyse ku


sursuz aratrma yntemlerinin kerameti kendinden menkul
ustalar- kavray, nsezi ve empatinin esas kabul edilen fik
re boyun emeye mecburdurlar. Gerekten de mecburdurlar,
zira mesele ahlaki beniikiere ve etik hkmlere gelip dayan
dnda, belirleyici etkeniere ilikin envanterler ve bunlarn
dalmna ilikin istatistikler neredeyse hibir ie yaramaz.
yleyse, yardm edenler, kap ve pencerelerini kapatp
kurbanlarn straplarn grmemektense, neden onlarn sa
fna katlma riskini aldlar7 Holocaust'un tarihinden top
lanan kantlara ilikin testi gemek iin verilecek tek cevap
u: Yardm edenler, ayn toplumsal kategoriye, eitime, dini
inanca ve politik balla sahip pek ok insann tersine, ba ha
trl davranamamt. Eer dierlerinin yaamlarn savuna
masalard yaamlarn devam ettiremezlerdi. Kendi maddi g
venliklerini ve rahatlarn koruyarak, ac eken insanlar gr-

4) Guardian Review'dan alnt, 3 Eyll 2005.


Zygmunt Bauman 1 145
menin neden olduu ruhsal sknty telafi edemezlerdi. Eer
kendi rahatlklarn, kurtarabilecekleri insanlarn rahatlnn
zerinde grselerdi, muhtemelen kendilerini asla balaya
mayacaklard.
Bakalar tarafndan affedilmek, belki de kendi vicdanlar
n yattrmaktan daha kolay olurdu . Baka pek ok insan gibi,
grdkleri insanlk d eyler karsnda dehete kaplanlar,
194 2 Ekim'inde "Yahudilere yardm edenler" iin karlan
lm cezasna ilikin gaddar yasada, eylemde bulunmaktan
vazgeme konusunda (ikna edici ! ) bir mazeret bulmu olabi
lirlerdi: "Yardm etmek iin bir eyler yapabilmeyi itenlikle
isterdim, ancak yapamadm. Eer yapsaydm ya ldrlecek
ya da toplama kampna gnderilecektim . " Bunu syleyerek
dinleyenlerinin ounluunun "saduyusu"na hitap edecek
ler, ayn zamanda da kendi vicdanlarnn sesine kulaklarn
tkarnaya alarak, ahlaki ikilemi zmek yerine onun nne
geeceklerdi. Bunu syleyebilmek iin, kendi yaamlarnn,
hayatta kalmalarn nemserneyi reddettikleri dierlerinin ya
amlarndan daha fazla ilgiye layk olduuna zaten karar ver
mi olmalar gerekecekti; bu arada da benzer ekilde kendi
karn dnen ok sayda insan tarafndan, kendi seimle
rinin alenen ya da en azndan zmnen onaylanmas yoluyla,
kendi drstlklerine duyduklar inancn temin edilip gle
neceine bel balayacaklard. Gelgelelim vicdann sesi, duy
mazdan gelinse bile susmayacaktr. '
l 987'de Polonya'da haftalk gazete Tygodnik Powszechny'nin
sayfalarnda Profesr jan Blonski'nin giriimiyle yrtlen,
Nazi igali altnda Polonyallar ile Yahudilerin ilikileri zeri
ne bir tartmada, jerzy Jastrzebowski ailesinden yal birinin
anlatt bir hikayeyi aktaryordu. Aile eski bir ahbaplarna,
Polonyal bir Hristiyan gibi grnen ve Polonyal soylu bir ai-
146 Ya am Sanat

lede domu birisinden beklenecek zariflikte Lehe konuan


bir Yahudi'yi saklamasn nermiti. Ancak aynsn Yahudi
gibi grnen ve Yidi aksanyla konuan kz kardei iin
yapmay istememiti. Gelgelelim dostlar tek bana kurtarl
may reddetmiti. jastrzebowski u yorumu yapyordu:

Ailemin karar farkl olsayd, hepimizin ldrlme ihtimali do


kuzda birdi. Dostumuz ve kz kardelerinin bu koullarda hayatta
kalma olasl belki daha da azd. Bana bu aile dramn anlatan kii
"Ne yapabilirdik ki, yapabileceimiz hibir ey yoktu" diye tekrar
larken gzlerime bakmyordu. Btn olgular doru olmasna ra
men, bir yalan hissettiimi sezmiti.

Rus filmi Vremia Biedy 'de (kabaca " Zor Zamanlar") ceb
ri kolektivizasyonun acmaszlklarna ve daha sonra da Nazi
igaline aresizce tank olmu ve daha fazlasn kabulleneme
yecek olan yal bir kyl kadn kendini yakar. Yanan baraka
sndan son szleri duyulur: "Yardm edemediim herkes ba
lasn beni ! " Bir Talmud yks nde, yiyecek uvallaryla yk
l bir eekle yryen mbarek bir bilge, kendisinden yiyecek
isteyen bir dilenciyle karlar. lyi kalpli adam derhal, byk
bir telala, uvallar zmeye balar, ancak yiyeceklere daha
ulaamadan, uzun sreli alk etkisini gsterir ve dilenci lr.
Bilge, mitsizce dizlerinin zerine ker ve "sevgili dostunun
yaamn kurtaramad"ndan kendisini cezalandrmas iin
Tanr'ya yalvarr.
Yukardaki her iki yk de elbette imlenen ltler bak
mndan okura "ar" ya da mantksz (hatta adaletin, neden
selliin mantyla uyumlu olarak datlmas gerektii varsa
yld mddete "adaletsiz" ) gibi gelebilir. Kendisinin sulu
olduunu ilan eden bu iki kii de, sular olduuna inandkla-
Zygmunt B;uman l.f7

n eyden dolay sulanm olsaydlar, sradan bir mahkemede


elbette beraat ederlerdi. Ancak , ahiakn kendi mant vardr
ve vicdan mahkemesinde hikaye kahramanlannn fazla ans
yoktur.

Grnte benzer durumlara insanlarn neden ok farkl


tepkiler verdii , eski ve yeni teologlann, filozoflarn, insan
ve doa bilimlerinden saysz aratrmacnn yan sra eitim
teorisyeni ve uygulayclarnn -bo yere- zmeye alt
bir gizemdi ve hala da yledir. Hayal krkl yaratan sonu
lara ramen (belki de bunlardan tr) giriimlerden vazge
ilmesi muhtemel deildir. Bunlar devam ettirmeye ynelik
saikler deiebilir, bununla birlikte her biri baskn ve kar
konulmazdr. Hi kukusuz tealoglar akl ermez olan anla
maya ihtiya duyar: Tanr yaratmnn ve insani olaylarn ilahi
ynetiminin hikmeti, (buna nfuz edildii takdirde) . . . kant
lanmas g de olsa , ilahi ltuf, buyruklara itaat, dindarlk,
erdem ve mutlu yaam arasnda bulunduu farz edilen ba
ve (bu dnyada ya da br dnyada) gnahkar bir yaam ile
sefil bir yaam arasndaki dier ba ortaya serip teyit ede
cektir. Filozoflar aklama getirilemeyen ve muhakemeye kafa
tutan fenomenlere katlanamaz, karlanmayacaklardr da. Bu
fenomenlerin hayal rn oldugunu gstererek rtecek
ya da direngen mevcudiyetlerine anlam verecek bir mantk
bulununcaya kadar rahat etmeyece klerdr. Bilim insanlar,
teviklerinin ba kayna ve uygulayc kollar olan teknoloji
uzmanlaryla tamamen mutabk kalarak, canszlar kadar canl
eylerin de ekli ve davrann belirleyen yasalan renmek
ister ve bunlar bilmenin eylerin ekli ve davrann kontrol
etmek anlamna geleceini, tam anlamyla bilmenin de niha
yetinde ekil ve davran tamamen kontrol e tmek anlamna
148 1 Yaam Sanat

geleceini umarlar. Belli ki eitimciler, iyi akortlu klavyelere


benzeyen renciler dler, yle ki bir tua basnca, dzenli
olarak, notann belirttii sesler kacak, akortsuz hibir nota
duyulmayacaktr.
"Tarihin sonu " ifadesiyle dillere dm olan Francis
Fukuyama, yaknlarda unu ne srmtr: Aydnlanma'dan
esinlenen ve bugne kadar gelen, insanlarn gerek potansiye
linin lsne gre (yani, tasarmclarn modellerinde tasla
izilen standarda uygun) "yeni insanlar" retmeye dair totali
ter d ne kt planlanm ne de gerek dyd. Fukuyama'nn
vurgulad zere, bu dler srf vaktinden nce, gerekle
meleri iin henz hazr olmayan koullarda dlendikleri iin
baarsz olmutu. Toplama kamplar, beyin ykama ve refleks
artlandrmas, doru hedefler iin kullanlan yanl aralar
d. Etkisiz, u tanlacak kadar ilkel ve yaplacak i asndan
acnacak kadar uygunsuzdu . te yandan, gnmzde beyin
cerrahisi, biyokimya ve genetik mhendisliindeki gelimeler
mevcut aralar, halen ortaya konu lmay bekleyen grevlerin
dzeyine nihayet ykseltmitir. En sonunda, yeni insanlardan
oluan yeni bir an eiine vardk . . .
Fukumaya'nn b u defa hakl olup olmad, en azndan,
tartmal bir sorudur; gelgelelim su g trmez olan ey, tek
nobilimin yeni baarlar ile yeni korkular ve yeni distopya
lar ann ortaya k arasndaki balantdr. Korkular ve
distopyalar yeni teknobilimin uygulanabilir kld yeni ih
timallerin dzeyine ykselmitir phesiz . Orwell'm 1 984'
ve Huxley'in Cesur Yeni Dny a'snn artk modas gemitir ve
Houellebecq'n La Passibilite d'une fle'i. tarafndan kap dar
edilmilerdir.

Hem topyalar hem de distopyalar mevcut gelimelerin n


ceden belirlenmi amacn ima etmekte uzmanlamlardr:
Zygmunt Bauman 1 149
topyalar yolun sonundaki lkeyi, bir uyum ve dzen alan
olarak, drt gzle beklenen ve mmknse daha da yaknla
trlacak bir var yeri olarak sunar. Buna karlk distopyalar
sz konusu lkeyi, en iyi ihtimalle bir ak hava hapishane
si, korkulacak, mmkn olduunca uzak tutulacak ve ideal
durumda sonsuza dek yasak blge yaplacak bir yer olarak
betimler. Bylesi radikal biimde kart grler olmalarma
ramen, her ikisi de tarihin kou pistinde sanki bir biti iz
gisi varm ve bu izgi de nceden izilebilir ya da tahmin
edilebilirmi gibi davranrlar. Bu gsteri, modern akln bu iki
zihinsel rnnn szlklerde, bo hayallere kaplmak, ha
yali ve acayip dler (ya da kabuslar) , kuruntular, hayal mah
sul eyler ve yanlsamalar gibi yerici szcklerle yan yana
kullanlmasnn ana sebebidir muhtemelen. ster balangta
(iyi bir eyi gsteren) "" nekiyle, ister (kt bir eye iaret
eden) " dis" nekiyle donatlm olsun, her iki yorum da hi
bir yer anlamna gelen "ya" nekiyle sonlanr. . .
zerinde gittiimiz yollarda nceden dzenlenmi hibir
var noktas, nceden belirlenmi hibir biti izgisi yoktur;
bilgisayar destekli modelleri ne kadar amirane, hatta kusur
suz olursa olsun, insana zg btn belirsizliklerden, ng
rlemezliklerden ve (eve t ' ) zgr irade ve zgr seimden
azade olursa olsun, "yeni insanla" gittii iddia edilen yol
da bunlara dahildir. Bilimsel olarak oluturulmu belirleyi
cilerin envanteri ne kadar kapsaml olursa olsun ve bunlar
tertip edecek teknik aletler ne kadar bol bulunursa bulunsun,
insanlar, geerliliini kaybetmeyen kural ve rutinleri ykp
datan seimlerin mptelas olmaya inatla devam eder. Bu
yzden de insanlar tahminleri boa karma alkanlaryla,
davranlarnn rastlantsall ve kuraldl, deikenlikle
ri, arlklar ve hoppalklaryla ve iinin ehli bir yneticinin
150 Yaam Sanat

fkeli bir ekilde gvenilmezlik suu diye tanmiayaca eyle


nam salmtr. Insanlarn kutsandg ya da lanetlendii ve kay
betmelerinin ya da ellerinden alnmasna ya da bastrlmasna
izin vermelerinin hi de muhtemel olmad bir zellik varsa
o da zgr iradedir. . .
D eiken istekler, -yalnzca insanlarn deil- "darda
ki" dnyann da alameti farikalardr; insanlar dnyaya frla
tlmtr ve hem ans yn arasnda kendilerine yol amaya
alr hem de bu yolu kefetmeye ve azimle takip etmeye zor
lanrlar (ya da kendilerinden bu beklenir). nsann planiarna
ve ngrlerine kar asap bozucu ekilde duyarsz ve kaytsz
olan bu deiken istekler, genellikle "rastlantlar" adyla an
lr. Krzysztof Kieslowski, tam da bu ismi tayan bir filminde,
bir gen adamn yaayabilecei alternatif yaamn yk
sn anlatr; her bir yaam, kahramann, istasyondan henz
ayrlan bir trene a tlama giriimiyle balar. yklerin birinde ,
kahraman treni yakalamay baarr. Bir dierinde treni karr.
Dierindeyse, trenin peinden koarak, hzlanan treni yolcu
platformunun sonuna gelmeden nce yakalamaya alr; an
cak, silahl bir beki tarafndan derhal durdurularak karakala
gtrlp tutuklanr ve giriin yasak olduu bir yere girmekle
sulanr.
farkl "rastlant"y izleyen yaamlarn paylat tek or
tak ey, kahramann kendisidir. yaam da, muazzam l
de farkllaan normlarn tesiri altndaki tamamen farkl top
lumsal ortamlarda ve tamamen farkl aralarla tamamen farkl
amalarn peinden koan , tamamen farkl insanlar arasnda
geer. Yaygn ve pek sorgulanmayan irfanla hem fikir olan ei
timli bir sosyolog, geriye dnk olarak, her yaam hemen
hemen her adan dierlerinden -politik, kltrel ve ahlaki
Zygmunt Bauman 151

olarak- farkl bir toplumsal kategoride snflandracaktr.


Bunlardan biri, yalnzca kendi hastalaryla megul olan ve
kendi mesleini ve mesleki karlarn ilgilendiren mesele
ler dnda, hastane duvarlarnn tesindeki engin dnyada
olup biten her eye duyarsz kalan bir doktorun, yani politik
olarak kaytsz bir u zmann yaam seyridir. Dieri, tamamen
parti amirleri tarafndan belirlenen grevleri yerine getirme
ye adanm bir politik militann, bir aktivistin kariyeridir.
ncs, grm geirmi bir muhalifin ve bir gizli rgt
savasnn ehadetidir. ok ksa bir an, hareket halindeki
bir treni yakalamaya alan gen bir adamn izledii tama
men farkl bu yaam yolu, bir daha asla karlamamak
zere, ortak gvdeden kollara ayrlm tr.
Richard Rorty, George Orwell'n politik biyografisinin
yalnzca tek bir faktr yansttn ileri sren Christopher
Hitchens'a itiraz eder: Bu da , Orwell'n her trl koulda do
ru seimleri (yani, Hitchens'n da , gelecek yzyln baskn
fikriyle uyum iinde onaylayaca trden seimleri) yapma
sn mmkn klan karakteri, yani drstl ve zekasdr.5
Rorty yle der: Varsayalm ki Orwell " lspanya'da farkl bir
yola sapsayd, bir baka cephede savasayd, hibir zaman bir
POUM' milisinde hizmet etmemi olsayd, Bareelona sokak
larnda olup biten hakknda Stalinci yorumu kabul etseydi
ve dolaysyla Katalanya'ya Selam kitabn asla yazma frsa
t bulamasayd; o zaman, tkinci Dnya Sava'ndan sonra,
Churchill'in smrgecilik taraftarlna iddetle kar kt
gibi, Komnizm dmanlna da kar kabilirdi. "

5 ) Bkz. Richard Rony, "Honest Mistakes , Philosoply a s Cultural Politics


iinde, Cambridge University Press, 2007, s. 57; Christopher Hitchens, Wly
Onvell Maters, Basic Books, 2002.
* ) Partido obrero de unificacion marxista (Birleik Marksist Ii Partisi) -.n.
15Z Yaam Sanat

Me tearalog Edward Larenz byk bir aknlk iinde,


bir bahar gn Pekin'de kanat rpan bir kelebein Meksika
Krfezi'nde gz frtnalarnn yrngelerini pekala deitire
bildiini bulmutur. Ne kar ki bundan? Yoksa , insan yaa
mna rastlantlar m yn verir? Defetmek, geriye almak, ge
ersiz klmak yle dursun, ngrlemeyen rastlantlar m
yn verir? Neyi setiimizin bir nemi var mdr? Ksacas,
yaammz ekillendirme konusunda bizler staka m, sta
kay tutanlar m yoksa bilardo topu muyuz? Oyuncu muyuz
yoksa oynanan m7
Florian Henckel von Donnersmarck'n Bahalarnn Hayat
filminin bakahramanlar, ke bucan gzedendii ve her
trl zgr seimin, srf zgrce yapld iin, devlete kar
bir su olarak grlp buna uygun bir muamele grd to
taliter bir lkenin kck cra bir kesine skmlardr.
Tiyatro sanatlar -oyun yazarlar, ynetmenler ve oyuncu
lar, yani sanatlarnn mant gerei hayal gc, yaratclk,
zgnlk ve zgr seim fikrini somutlatran insanlar- bu
cra kede yaar. Yine de yalnz deildirler. En mahrem ve
zel anlarnda bile bir refakatileri vardr: Byk Birader asla
uyumaz, Byk Birader'in gzleri her zaman zerlerinde, ku
laklar da her zaman dinlemededir. Byk Birader'in eref ve
u tan , iltimas ve gzden dme oyunundaki serbest (dzen
siz , anlamsz) hareketler, rastlantlar kisvesi altnda sanatla
rn stdyolar, sahneleri ve yatak odalarna kadar u lar. . . O
kadar ok "rastlant" vardr ki bunlara maruz kalanlar, bun
larn etkilerine kar direnmek yle dursun, bu rastlantlada
ba edemez bile. Yumuak bal ve gzpek olanlar ile kariye
rist ve sava olanlarn ayn ekilde paylat gerekten de
g bir durum. Gizli polis dosyalar arasnda oradan oraya
Zygmunt Bauman 1 153

yerletirilen sanatlarn, bilardo toplar gibi, nereye itilirler


se oraya gitmek ve tahsis edildikleri kategori iin belirlenmi
yollar izlemek ve bunun sonularna katianmaktan baka bir
ans yoktur. Yoksa var mdr?
Von Donnersmarck'n filminin btn bakahramanlar
ayn g durumu paylayor olabilir, ancak bu noktada ara
larndaki benzerlikler de sona erer. Bakahramanlardan biri,
kara listeye alnm bir ynetmendir. Her eyden nce temiz
bir vicdan ve sanatsal imgeknine ball semi ve daha
sonra mesleki aralara eriebilmek ve film ekmek iin izin
koparabilmek amacyla haysiyetsizlik ve ihanet biiminde
demesi gereken bedele karlk intihar etmitir. Bir dieri,
yani Byk Birader'in gstermelik gzde aydn olan oyun
yazar, hakikati, yalnzca ve yalnzca hakikati syleme mut
luluuna erme karlnda, yaymlanp salnelenme iznini,
alklanmay, hakknda yazlmasn ve devlet dllerine bo
ulmay semitir. nc kahraman ise , herkese ok sevi
len ve idolletirilen bir kadn sanatdr. O da sahneye kma
yasana katlanmak yerine, bedenini satmaya ve meslektala
r hakknda bilgi vermeye hazrdr: "Gzden dme" tehdidi
karsnda, bir daktilonun sakland yeri soruturmaolara
ifa eder; bu daktiloda tiran devleti eletiren bir bror yazl
mtr ki bu bror, ayet bulunursa, gstermelik bir duru
mada kant olarak kullanlabilecek ve oyun yazarnn -sevdii
ve kendisini seven erkein- mahkum edilmesine ve bir ke
de unutulup gitmesine yol aacaktr. Ancak ta yrekli bir sor
gu uzman olarak bilinen soruturmac, ortadan kaldrlacak
sevgili iin duyduu merhametten tr su tekil eden kant
gizlice yok ederek felaketi nler. Kara listeye alnan ynetmen
asla salnelenmeyen lyi Bir lnsan lin Sonat', intihar etmeden
nce, oyun yazan arkadana veda armaan olarak brakr.
154 Yaam Sanat

Stasr destekli rej imin yklmasndan sonra, bu oyun yazar


yeni oyununu ayn balkla, soruturmac olarak gemi yaa
mnda itaat ve kariyere kar insanl seen kiiye adar.
Btn sanatlar, zerine grlerini ilernek istedikleri
malzemenin direniine kar mcadele eder. Btn sanat ya
ptlar bu mcadelenin izlerini -zaferlerinin, yenilgilerinin ,
dayatlan v e b u nedenle d e olduka u tan veren birok uz
lamann izlerini- tar. Yaam sanatlan ve yaptlar da bu
kuraln dnda deildir. Yaam sanatlannn (bilinli ya da
bilinsiz ve beceriyle ya da beceriksizce) naketme almala
nnda kulland keskiler, onlarn harakteridir. Thomas Hardy
"insann kaderi onun karakteridir" derken bu ilkeden bahse
diyordu. Ta!ih ve onun gerilla birlikleri olan rastlantlar, yaam
sanatlannn kar karya olduu seim gruplarn belirler.
Ancak hangi seimlerin yaplacan belirleyen karakterdir.
Koullar baz seimleri dierlerinden daha muhtemel klar.
Karakter, bu ihtimaliere meydan okur. Karakter, rastlantlan ve
bunlarn sahne arkasndaki gerek, farazi ya da phetenilen
maniplatrlerini, bunlarn sahip olduuna inanlan ya da id
dia edilen mutlak kudretinden mahrum brakr. Karakter, ko
ullarn gcne kaytsz artsz boyun emek ile cesaretle mey
dan okumak arasnda durur. Olaslk testini baaryla geen
seimleri, ok daha zor olan dier teste, yani kabul edilebilirlik
testine sokan tam da failin karakteridir. l Kasm Yortusu'nun
arifesinde, 3 1 Ekim 1 5 1 7'de Martin Luther'i Wittenberg
Kalesi'ndeki kilisenin kapsna doksan be heretik tezini iliri
rirken "lch kann nicht anders" [ Elimden baka bir ey gelmez )
eklinde beyanda bulunmaya sevk eden ey onun karakteriydi.

*) Dogu Almanya'nn gvenlikten sorumlu resmi birimiydi. Genellikle dn


yadaki e n etkili ve baskc istihbarat ve gizli polis tekilatlarndan biri olarak
kabul edilmitir - .n.
Zygmunt Bauman 155

G een yzyln en dirayetli ahlak filozoflarndan biri olan


Knud L0gstrup'a gre, ahlak umudu (yani, teki'ni nem
semek; ya da daha iddial, ancak ahiakn esasna daha yakn
olan, teki iin var olmah) n-dnmsel hendiliindenlie
(prereflexive spontaneity) temlik edilmitir: "Merhamet ken
diliindendir; nk baka bir eye hizmet etsin diye ona bi
raz olsun mdahalede bulunulduunda , biraz olsun hesaba
tabi tutulduunda, biraz olsun seyreltildiinde tamamen or
tadan kalkar, hatta mevcut halinin aksine, yani merhametsiz
lie, dnr. "6
Geen yzyln bir baka byk ahlak filozofu olan
Emmanuel Levinas, bilindii zere, "Neden ahlakl olmal
ym ?" sorusunun (yani, "Bana faydas var m? " , "Benim ilgim
iin gereke olarak gsterilebilecek ne yapt ? " , "Eer byk
ounluk nemsemiyorsa neden ben nemseyeyim ki? " ya
da "Neden benim yerine bir bakas yapamasn ki? " tr ar
gmanlara bavurmann) , ahlaki davrann balang nohtas
deil, eli kulanda knn ve lmnn bir iareti oldu
u vurgulamtr. Levinas'a gre, btn ahlakszlk, kardeini
nemsemenin gerekten de kendi grevi olduuna dair "ka
nt" isteyerek "Ben kardeimin bakcs my m ? " diye soran
Kabil'le balamt; bu bakrnn ancak itaatsiz kiiyi cezalan
dracak yaptrmtarla donanm stn bir gcn emri zerine
bir vazife halini alacan varsayyordu Kabil. Kiinin kendi
kazan ve kayplarn hesaplama eilminden ziyade kendili
indenlie, bakalarna gvenme drts ve arzusuna itimat
eden L0gstrup, Levinas'n fikriyle elbette uyuacakt.
Grnen o ki, her iki filozof da ahlak ihtiyacnn ya da al
lakn tavsiye edilebilirliinin, kantlanmas bir yana sylemsel
olarak kurulamayacan ve kurulmasnn da gerekmediini;

6) Knud Logstrup, Afte r the Ethical Denand. ev. : Susan Dew ve Kees van

Kooten Niekerk, Aarhus UniYersity, 2002 , s. 2 6 .


156 Yasam Sanat

stelik "ahlak ihtiyac" ifadesinin bir oksimoron olarak redde


dilmesi gerektiini kabul ediyor. Zira bir "ihtiyac" karlayan
ey ne olursa olsun, ahlakn dnda bir eydir. Her iki filozof
da baka insanlarn iyilii amacyla yaplan davrann, eer ta
rafsz deilse ahlaki olmad grn paylar: Bir edim, an
cak hesaplanmayan, doal ve kendiliinden olan ve ounlukla
zerinde dnlmemi bir insanlk davurumu olduu md
dete ahlakidir. (L0gstrup, bir edimin ancak bir "genel ilke"yle7
uyutuunda "ahlaki" olduu ynndeki Stephen Toulmin'in
nermesine itiraz eder ve Toulmin'in tezini anlatmak iin seti
i oka zikredilen rnekten bahsederek unu vurgular: "Eer
sz verilen zamanda john'a [ dn alman] kitab geri verme
min asl nedeni J ohn'a sayg duynam deil de verilen szlerin
tutulmas gerektii eklindeki genel ilke uyarnca yaama ka
rarmsa, benim edimim ahlaki deil ahlakdr. "8) Ahlaki bir
edim, herhangi bir "maksada" "hizmet etmez" ve hi phe
siz kar, konfor, hret, egonun okanmas, herkesin takdirini
kazanma ya da baka bir kiisel kar beklentisiyle ynlendi
rilmez. "Nesnel olarak iyi" -faydal- eylemlerin failin kazan
hesabndan dolay -bunlar ister ilahi inayet, ister kamu itibar
kazanmak, isterse de gnahtan arnabilmek ve baka durum
larda gerekletirilen merhametsiz ya da duygusuz edimler iin
Kutsal rahmete kavumak iin tvbe dilemek olsun- yeniden
ve yeniden icra edildii doru olabilir. Ama byle olsa bile,
bunlar gerekte ahlaki edimler olarak snflandrlamazlar, n
k tam da byle gdlenmilerdir.
L0gstrup, ahlaki edimlerde her trl "gizli saikin ortadan
kaldrldm" vurgular. Yaamn kendiliinden ifadesi, tam

7) Stephen Toulmin, The Place of Reason in Ethics, Cambridge University


Press, 1 953, s . 146.
8) Knud L0gstrup, Beyand the Ethical Demand, University of N otre Dame
Press, 200 7 , s. 105.
Zygmunt B.:uman 1 157
da "gizli saiklerin olmamas" sayesinde radi kaldir ki bunla
ra belki de en bata kazan saikinin yokluu ya da cezadan
kanma da dahildir. Etik istemin, yani bizzat var olma ve ge
zegeni dier varlklarla paylama gereinden kaynaklanan,
ahlakl olmak ynndeki " nesnel" basknn sessiz olmasnn
ve sessiz kalmas gerekmesinin ardndaki nemli bir neden
de budur. taatsizin, bana gelecek cezalandrc hkmlerin
korkusundan tr bir emir dorultusunda etik isteme itaat
etmesi, bu etik istemin amalad ahlaki edim olmayacaktr.
Konformizm, belli bir iyilik yapmaya ynelik bir buyrua ce
vaben olsa bile ahlakl olmak anlamna gelmez. Ahlakta "zo
runluluk" , emir, bask yoktur; ahlaki edimler znde zgr
seimlerdir, kiinin eyleme zgrlnn ifadeleridir (zgr
olmayan insanlar gibi elikili bir kavram akla yakn olsayd,
bu insanlar "ahlaki varlklar" olmazd.) Paradoksal bir ekilde
(veya hi de yle olmadan) etik isteme uymak onun bask
c gcn unutmak demektir. Etik isteme uymak, tamamen
teki'nin iyilii tarafndan ynlendirilmek demektir.
Insan ilikisinin dolaymszl, dolaysz yaam ifadeleriyle
salanr. Baka hibir destee ihtiyac yoktur, hatta buna ta
hamml de edemez. Etik istem suskundur. Bakalarn neru
serne biiminin ne olmas gerektiini ak ak sylemez.
Ancak etik istemin kudreti, tamamen ketumluuna ve sus
kunluuna dayanr. Bunlar sayesinde etik istem, emir vermek
.
ten , yaptrm tehdidinde bulunmaktan ve ahlaki edimi, yce
glere riayet etmenin bir baka rneine indirgemekten geri
durur. Bu defa da tm kalbiyle Lcgstrup'la mutabk kalacak
olan Levinas'tr. Levinas'n defalarca syledii zere , teki
bize gc deil de zayfl araclyla kendisini korumamz
buyurur; bir baka deyile, emir verme ve emredileni yerine
getirmeye zorlama konusundaki acizlii ve/veya isteksizlii
158 Yasarn Sanat

araclyla buyurur. st bir g tarafndan ahlaki bir tutum


almaya zorlanmayz. teki'nin Yz'nn meydan okuyuuna
boyun eip emeyeceimiz ve teki'ne kar sorumluluu
muzun yaratt oka nasl ierik kazandracamz eninde so
nunda bize, yalnzca bize baldr. Levinas'n Philippe Nemo
ile syleisinin evirmeni Richard A. Co hen'in zetiedii gibi:
"Etik zorunluluk ontolojik bir zorunluluk deildir. ldrme
yasa cinayeti imkansz hale getirmez. Onu k tlk klar. "
Etikteki '"varlk" yalnzca "varln rahatln bozma"ya
dayanr. "9
Pratik adan bu durum u anlama gelir: Insanlar her ne
kadar kendi dnceleri ve sorumluluklanyla ba baa kal
dklan iin iedeseler de, ahiakla alanm bir birliktelik
umudunu barndran , tam da bu ba baa kalmlktr. Kesin li h
deil, umuttur bu, hele hele garantili bir kesinlik hi deildir.
statistiksel eilimlerin kantlanyla temin edilmi, peinde
koulan ve dlenen bir gvence bile pek muhtemel deildir. . .
Yaam ifadelerinin kendiliindenlii ve bamszl, so
nuta ortaya kan davrann iyi ile kt arasnda etik olarak
uygun, takdire layk bir seim olacan garanti etmez . Hem
yanl hem de doru seimler, ayn belirsizlikten, belirlenim,
tanm ve bask eksiklii durumundan doar; keza yaptrmlar
la donatlm affedici bir gcn otoriter emirlerinin ltufkar
bir ekilde salad paravana korkaka snma drts de
buradan doar; ve keza harekete geme kararnn sorumlulu
unu , bu karar baka faillere, zellikle de stn glerle do
nanm failiere devretmenin cazibesine ramen, kendi zerine
alma cesareti de buradan doar. Kii yanl seimler yapabile
ceine kendini hazrlamazsa, doru seim araynda metanet

9) Bkz. Emmanuel Levinas, E t lics and Injinity, Conversations with Philippe


Nemo, ev. : Richard A. Cohen, Duquesne University Press, 1985, s. lO- l l .
Zygmunt Bauman 159

gsteremez. Ahiakn balca tehdidi olmak yle dursun (bir


ok ahlak filozofu tarafndan can skc menfur bir ey olarak
grlen ! ) belirsizlik, ahlakl insann as l zemini ve ahlak n filiz
lenip serpilebilecei tek topraktr.

Gnmzn dereglasyon ve zelletirme rej iminde, "so


rumluluktan kurtulma" pratii ve vaadi, ounlukla modern
tarihin ilk aamalarnda olduu gibidir: Daha nce olduu
gibi imdi de, tamamen belirsiz bir duruma gerek ya da fa
razi bir aklk lt dayatlr ve bu da eldeki iin akl almaz
derecedeki karmakl yerine, "yaplmal" ve ''yaplmamal"
eklinde bir dizi basit kural koyarak (daha dorusu bu kural
larla rtbas edilerek) yaplr. Daha nce olduu gibi imdi de,
bireysel failler u veya bu durumda, zmni istemin onlardan
tam olarak ne yapmalarn emrettiine ve koulsuz sorumlu
luklarnn onlar (en fazla) ne kadar devam etmeye zorlad
na karar verip bunu dile getirmek zere otoritelere gvenme
ye zorlanr, itilir ve/veya ikna edilirler. Oyun epey ayn kalsa
da, bugnlerde onun hizmetine farkl aralar girmitir.
teki'nin ihtiyalarn nerusemek zere evvelce etik gre
vin semantik alannda bulunan, sorumluluk ve sorumlu seim
kavramlar , artk kendini gerekletirme alanna ve kiinin
kendi risklerinin hesaplanmasna kaydrlmtr. Merkezci!,
kendine gnderme yapan kayglarn hizmetine sunulmutur.
Zamanla, kabul edilen, benimsenen ve eyleme sevk eden so
rumluluun tetikleyicisi, hedefi ve dene k ta olarak "teki " ,
neredeyse gzden kaybolmu , failin kendi benlii tarafndan
atlm ya da glgede braklmtr. Artk "sorumluluk" , tama
men kiinin kendisine kar sorumluluu anlamna gelir ( tpk
gnmzde "sorumluluktan kurtulmak" iindeki dobra tc
carlarn tekrarlad "bunu hak ediyorsun" , "kendine bunu
160 Yasam Sanat

borlusun"da olduu gibi). Buna karlk "sorumlu seimler " ,


tamamen failin karlarna hizmet edip arzularn tatmin ede
cek ve zverinin nne geerken uzlama ihtiyacn benaraf
edecek hareketlerdir.
Ortaya kan sonu, modern an "kat" evresinde b
rokrasinin uygulad manevrann "ahlak erevesinin dn
da tutma"ya10 dayal etkilerinden ok da farkl deildir. Bu
manevra, (eylemin kayna olan stn bir kiiye, otoriteye,
" ku tsal bir dava"ya) "kar sorumluluk"un yerine, (eylemden
etkilenen tarafta yer alan bir baka insann refah, zerklii
ve itibar) "-ndan sorumlu olma"nn gemesinden meydana
gelir. Gelgelelim "ahlak erevesinin dnda tutma"nn etki
leri (yani eylemleri etik adan ntr klmak, bylece de etik
deerlendime ve tenkitlerden kurtarmak) , gnmzde, "te
kilerden sorumlu olma"nn yerine "kendine kar sorumluluk"
ile beraber "kendinden sorumlu olma"nn geirilmesiyle elde
edilir byk lde. M odernliin "akkan" evresinde baskn
olan, tketirnci zgrlk yorumuna geiin tali kurban, etik
sorumluluk ve ahlaki kaygnn asl nesnesi olan teki'dir.
Colette Dowling yirmi o tuz yl nce yaygn bir ekilde oku
nan ve son derece etkili kitabnda "halkn haletiruhiyesi"nin
aprak yolunu birebir izleyerek, gvende hissetme, rahat
olma ve nemsenme arzusunun " tehlikeli bir his" olduunu
aklamt 1 1 Gelecek an Sindirellalarn dikkatli olup tu
zaa dmemeleri konusunda uyarmt: Bakalarn nemse
me drts ve bakalar tarafndan nemsenme arzusunda,

l O) Esas itibariyle dini doktrinin meselelerine ''kaytsz'' ya da ''ntr" kalan


bir inan anlamnda, Ortaa Hristiyan kilisesinin dilinden dn alman bir
terim (adiaphoric). Burada, bizim metaforik kullanmmzda, 'ahlak ere
vesinin dnda tutma" ahlakd, hibir ahlaki yargya tabi olmayan. hibr
ahlaki nemi olmayan demektir.
l l ) Colette Dowling, Cinderella Complex, Pocket Book, 1 9 9 1 .
Zygmunt B.:=uman 161

dehet verici bamllk tehlikesi ve srf yapmak iin hali


hazrda en uygun aknty seme , aknt yn deitirdiinde
de bir dalgadan dierine eviklikle geme yetisini kaybetme
tehlikesi kol gezer. Arlie Russell Hochschild'n yorumlad
gibi, "onun bir baka kiiye baml olma korkusu ; tek bana
atyla zgrce dolaan bamsz Amerikan kovboyu imgesini
anmsatr . O zaman Sindirella'nn kllerinden postmodern
. .

bir kovboy kz doar. " Empati kuran/nasihat eden gnmz


ok satanlarnn en poplerleri, "okuyucuya unu fsldar:
'Duygusal yatrmc tetikte olsun' . . . Dowling kadnlarn mn
ferit bir giriimci olarak benliklerine yatrm yapmalarn tem
bih eder. "

zel yaamn tcari ruhu, gvensizlik paradigmasnn yolunu


deyen imgelerden oluur. . . ve yaralanmaya kar iyi korunan bir
benlii ideal olarak sunar . . . Bir benliin ortaya kayabilecei cesur
edimler. . . ayrlmak, uzaklamak ve bakalarna daha az baml ol
mak ve ihtiya duymaktr. . . Birok klas modern kitapta, yazarlar,
fiziksel ve duygusal desteimize ihtiya duymayan ve bakmmz
stlenmeyen ya da stlenemeyecek olan insanlara hazrlarlar bizi 12

Dnyay daha yardmsever insanlarla doldurma ve/veya


insanlar daha yardmsever olmaya sevk etme imkanlarnn,
tketirnci topyacia resmedilen genel grnmlerde yeri
yoktur. Tketim a kovboylannn 9 zelletirilmi topyala
r muazzam lde geniletilmi bir "zgr uzam"a (elbette
hendisi iin zgr) savrulur. Bu "zgr uzam" ayn zamanda
" itlenmi" olup, davetsiz ve istenmeyen ziyaretilere kapal
dr; yalnzca ve yalnzca solo gsterilere niyetli, akkan mo
dern tketicinin her zaman daha fazla ihtiya duyduu ve asla
1 2) Bkz. Arlie Russell Hochschild. The Commec ialization of Intimate L ife,
University of C alifornia Press, 2003 , s . 2 l "e devamt.
16Z Yasarn Sanat

yetinemedii bir uzam trdr. Akkan modern tketicilerin


ihtiya duyduu ve uruna mcadele etmeleri iin her adan
tavsiye aldklar, drtldkleri ve cesaretlendirildikleri uzam,
yalnzca dier insanlar -ancak zellikle de yardm eden ve/
veya yardma muhta olabilecek insanlar- benaraf edip k
lterek kazanlabilir.
Bugn tketim piyasas "ahlak erevesinin dnda tut
ma" grevini kat modern brohrasiden devralmtr: Bu grev,
itah kabartan "birlikte olma" orbasndan, "iin varolma"nn
mide bulandran sineini ekip karma grevidir. Emmanuel
Levinas'a gre, " toplum" , Hobbes'un varsayd gibi, insanla
rn bencil eilimlerini bastrmak ya da snrlandrmak yoluyla
doutan egoistlerin barl ve dost yanls insan birliktelik
lerine erimesini mmkn klacak bir mekanizma deildir.
Daha ziyade " toplum" , teki'nin yznn -hatta zorunlu in
san birliktelii gereinin- kanlmaz olarak yol at , ba
kalarna kar snrsz sorumluluu azaltarak, doutan ahlakl
varlklarn "merkezcil" kayglara ve benmerkezci, kendi ken
dine gnderme yapan, egoist bir yaama kavumasn mm
kn klacak bir manevra olabilir.

Toplumun, halihazrdaki anlam bakmndan, insanlarn birbirleri


nin kurdu olduu yolundaki ilkenin snrlanmas sonucunda m ; yoksa
tersine insanlarn birbirleri iin var olduu yolundaki ilkenin snrlan
mas sonucunda m ortaya kp kmadn bilmek son derece nem
lidir. Kurumlar, evrensel biimleri ve yasalaryla, toplumsal olan, in
sanlar arasndaki savan sonularn snrlamaktan m ileri gelir, yoksa
insanlar arasndaki etik ilikilerde alan sonsuzu snrlamaktan m? 1 1

Mevcut basklar kendine kapanma v e dnyadan elini ete


ini ekme ynnde deildir. Aksine, bireyin, miras alnm
13) Levina s , Ethics and Infinity, s. 80.
Zygmunt Bauman 1 163
ya da yapay olarak oluturulmu olsa da pekitirilmi ballk
ve ykmllkler andan kurtulmas, zgrlemi bireyleri
insanlk tarihinde hi olmad kadar dnyaya ak hale getir
di. Bu yeni akhk d dnyay, bireyin yeteneklerine, beceri
ve gayretine bal olarak; elde edilecek ya da kanlacak, zevk
alnacak ya da hayflanlacak sonsuz ans ve frsatlar ieren
muazzam bir hazne haline getirir. Bylece dnya, hem karan
lk, korkutucu tehlikelerin (muhtemelen en yksek payeye
sahip olan ve beraberinde u tanma ve aalanmay da getiren
baarszlk tehlikesinin) her yerde kol gezdii, macera dolu
yaban bir alan hem de youn bir merak ve arzu nesnesi, del
etin ve kama dnsnn kayna olup kar.
Sonu ta, merkezka itici kuvveti gevetmek, hesaplanama
yan riskierin habercisidir. Ancak bu kuvveti tamamen bastr
mak ve yalnzca merkezcil kuvvetleri izlemek de are deildir.
Elbette iki seim de tam tarnma arzulanr deildir; ikisi de
dehet verici ve menfur yan etkilerden azade deildir. Ular
arasmda bir uzlamaya varmak zordur ve benzer ekilde bez
dirici olan iki ucun da yaknndan gemeyen bir yol henz
almamur. Metaforik olarak u sylenebilir ki yaam yolu,
ayn lde aldatc olan, itahszlk ve oburluun ayans ile
deheti arasnda gidip gelmeye mecburdur. . .

Yaamdaki seimlerin arketipi olarak yemek yemek


Bugnlerde ok satan kitaplarn kitaplardaki raf mr ne ok uzun
ne de ok ksa. ok satanlar listesindeki balklar her hafta deiiyor.
Gene de hemen her haftalk listede, en azndan ABD'de, iki tr kitap
yer alyor: Yeni diyet kitaplar ile deiik yemek reeteleri sunan yemek
kitaplar.
Arnerikan ruhu (ve dierleri) yarlrntr. Her gn yeni vaatlere ve
ayartmalara maruz kalrken, yeni hazlar aramak iin yetitirilen, drt
len ve nasihat verilen Amerikallar (ve dierleri) , hem o ana dek denen-
164 Yaam Sanat

memi damak zevklerinden tatmaya hem de rafine zevklere sahip safisi


ke gurme ya da erbap rolne brnp, dostlar, tarz bekileri, tarz rgt
yeleri ve nt'fuzlu dier insanlar tarafndan izlenip beenitneye (egoyu
okayan aermeyi unutmayalm ) can atarlar. Yeni tatlar tatmaya devam
etmek iin, gemiin, imdinin ve umulduu zere gelecek tatlarn de
posu olan bedenlerinin formunu korumak zere yetitirilen, drtlen
ve nasihat edilen; bununla birlikte, yendiinde tehlikeli olabilecek ve
formlarn korumalarn engelieyebilecek yal, toksik ve dier " ierideki
dmanlara" kar her gn uyarlan Amerikallar (ve dierleri ) , azla
rna aldklar her lokmaya pheyle bakar, bu lokmalar sindirildiinde
harcanmas gereken kalarileri hesaplar ve beklenen faydalar ile muhte
mel zararlar arasndaki doru dengeyi bulma umuduyla yiyecek paketle
rindeki tuhaf kimyasal terimleri incelerler. ayet evvelce bir tane idiyse,
artk ifte bir amaz sz konusudur. Blnm ve atmalarla ykl bir
kiilik iin ideal bir ortamdr bu; (hum mal bir ekilde tartlsa da) tpta
ki moda tabirle, izofreni iin ideal bir ortam. Atlan ya da tasarlanan her
adm lmcl yan etkileri gideren bir panzehiri gerektirir. Akamieyin
Yiagra, sabaha doum kontrol hap . . .
Bunlar, itahszlk v e onun alter egosu olan oburluu, tketici ak
kan modern yaamn ikiz ocuu klar. Hi mi hi benzemeseler de, ikisi
de sonu gelmez seimlere mahkUm bir yaama ayak uydurmulardr ve
yaam sanatsn birbiriyle badamayan deerler ve elikili drtler
arasnda yolunu bulmaya zorlarlar. Ne zaman eliki varln srdrse,
elikiyi zme abalar ve bu abalarda kullanlan bilgi yetersiz grl
meye mahkumdur ve fail de muhtemelen royluk ya da zensizlikle su
lanr.
Amerikal psikologlar N . F Miller ve ] . Dollard, lezzetli bir peynir
ve ar elektrik okundan oluan "paket teklif"e maruz kalan farelerle
bir deney yapt. Fareler rasyonel herhangi bir ey yapmaktan aciz (ni
tekim yaplacak rasyonel hibir ey yoktu . . . ) , belirsiz mesajn kayna
etrafnda dolandlar. Iki aratrmac l94l'de bir teori gelitirdi: "adyans"
ile "abyans" arasnda (itme ile ekme; ekim ile geri tepme; alkta artan
ekim ile plak elektrik kablosuna yaknlkla artan geri tepme arasnda)
bir dengenin olduu noktada akli dengesizlik ve irrasyonel davranlarda
Zygmunt Bauman 1! 165

bulunma en muhtemel tepkilerdi. Konrad Lorenz ise dikenli balklarla


deney yapt; balklar ok kk bir akvaryuma kondu, bu yzden de
balklar halen kendi blgelerinde mi (bu durumda igdleri istilaclara
kar saldrmaya sevk edecekti) yoksa hertaraf edilecekleri bir baka di
kenli baln blgesinde mi (bu durumda oradan hemen uzaklaacaklar
d) olduklar konusunda kararsz kald. Uzlatrmann imkansz olduu
bu tr elikili iaretlerle karlaan balklar, iki "rasyonel" tutumu da
izleyemeden, yani saldr ile ka arasnda tercih yapamadan, ortadan
kaybolup kafalarn kuma gmdler.
Her iki deney de, cazip kazanmlar ve nefret edilen yan etkilerden
oluan "paket teklifler" in yan sra, seim durumlarna atfedilen kuralla
rn belirsizliinin yaygn ve kalc zellikler tekil ettii akkan modern
tketim toplumundaki itahszlk ve oburluk fenomenine bir lde
k tutar. Hatta u da sylenebilir ki fareler ya da balklarda eksik olan
can alc bir faktr sz konusu olmasayd, bu koullarda itahszlk ve
oburluk beklenen tepkiler olurdu: Insan tepkilerinin ald biimler, i
gdlerle belidendii iin kltrel normlarn arlkianna kar bak
olmaktan ziyade, kltrel olarak tevik edilme eilimi gsterir. Belirsizlik
insann varolu koulunun daimi bileeni olmasna ramen, merkezcil
drt ve bunun sonucunda le souci de soi (zkayg) ve l'amour propre u '

(zsayg) , ncelikle hatta yalnzca, beden bakmyla zdeletirme eili


mi gnmzde baskn olmasayd, insann tepkileri yeme bozukluklar
biimini almazd muhtemelen: Daha dorusu. bedenin fonnda olmasyla
yani bedenin hem dnya hem de zerinde yaayan dier insanlar tarafn
dan sunulabilecek zevkleri retme ve massetme ye tene irl e ve potansiyel
zevk vericileri ekmeyi amalayan bedenin g-syle zdeletirilme
mi olsayd. Neredeyse beden bakrnma indrgenen soci de soi, tke tim
toplumunun insanlarn Miller ve Dollard'n fareleri ile Larenz'in dikenli
balkiarna benzer bir duruma sokar. Beden ile dnyann geri kalan ara
sndaki snr, youn belirs i z l i k alan ve dolaysyla da ar bir endie alan
olmak zorunda kald. " Dardaki dnya." bedenin bakmn motive eden
hazlar tedarik etmenin yan sra, bedenin hayatta kalmas iin gerekli
btn maddelerin (tek) kayna olarak varln srdrr. Gelgelelim
sz konusu dnya, bedenin hayatta kalmas ve onun haz retme ile haz
166 Yaam Sanat

tketme kapasitesi bakmndan tehlikeler de barndrr. Hem de ok


byk tehlikeler -bunlar arasnda en bilinenleri, yaygn olmakla bir
likte yeterince tanmlanmadndan, ok dehet verici ve bu nedenle de
saptanmas ve saknmas ok g olanlardr. Geriye kalanlar ise henz
karlalmam, ifa edilmemi ve bu nedenle grnr olmadklar iin
daha da korkuntur. Gelgelelim bu knaza radikal (rasyonel ? ) zm
getirmek -snr kapatmak ve snr trafiini tamamen yasaklamak- gibi
bir seeneimiz yoktur. Toksik maddelerden korunmak ancak daha faz
la hazza teslim olunarak artrlabilir ve ancak Hades tarznda, kusursuz
hale getirilebilir: Hazza ve neeye tamamen son vererek. Bu yzden be
den ile d dnya arasndaki btn arayzeyin yakndan izlenmesi gere
kir; Bedendeki gediklerin yedi gn yirmi drt saat silahl muhafziara ve
uyank, kat gmen brosu memurlarna ihtiyac vardr.
ltahszlk d dnyann belirsizliine kar, Kuzey Kore ya da
Birmanya tipi tepkiye tekabl eder: Snrlar tamamen kapatlr ve ie
ridekileri daimi bir sefalet ve yoksunluk durumunda brakma pahasna
ithalat topyekn yasaklanr. Hatta ieridekiler sefalet dolu yaamlar
na alahilir ve herhangi bir deiiminden korkmaya balayabilir. Alk
ektikleri iin, tok olma duygusu glerine gider. Tpk Franz Kafka'nn
Ein Hungerknstler [Alk Sanats] yksndeki, orucun yalnzca krk
gnle snrlanmas karsnda fkelenen ve mitsizlie den kahraman
gibi: "Tam o anda, krknc gnden sonra neden oru tutmay brakacakt
ki? Uzun zaman, epeyce uzun bir zaman dayanmt; oru asndan en
iyi formu yakalamken, daha dorusu en iyi formu henz yeterince ya
kalamamken neden imdi brakacakt ki7 Daha uzun sre oru tu tarak
elde edecei nden neden mahrum kalacakt ki7 . . . Zira oru tutma kapa
sitesinin snrsz olduunu hissediyordu . " 1 4
te yandan, oburluk glkle dorudan yz yze gelmek ve onun
la kendi artlarna gre savamaya karar vermek demektir. Bu, Gregory
Baceson'n "izmogenetik zincir"inin simetrik bir tr olarak grlebilir;

burada, atma halindeki iki taraf da (piyasann neden olduu ayartma


lar ve hedeflenen tketiciler) ayn oyunda ayn silahlarla ve ayn riskler! e

14) Franz Kafka, "A Hunger Artist" , ev. : Willa Main ve Edwin Muir, Collec
s. 2 7 1 [ "Alk Sanats" , e\". : Banu rmak,
ted Slort Stories, Pengu i n , 1 988,
Altkrkbe Yaynl ar , 2003 ] .
Zygmunt Bauman 1 167
yarr ve birinin zaferi dierinin aznini ve sava ruhunu glendirir.
Meydan okuma ne kadar hain, kstah ve zorlaycysa, yant da o kadar
cretkar ve kkrtcdr. Zenginlie daha fazla zenginlikle, arla daha
fazla arlkla cevap verilir. . .
Elbette, her iki tepki de hltre! o!arah tevik edilir; takliti davran
lar gibi yaylan bu iki tepkinin, benzer bir tarzda modalarnn gemesi
muhtemeldir. Ne de olsa ikisi de gerek bir soruna verilen hayal rn
yantlardan ibarettir; irrasyoneldirler de, zira ne sorunu zer ne de or
tadan kaldrmaya tevik ederler. Er ge, yetersizliklerinden trt muh
temelen poplariteleri tkenip gidecektir -ve ille de daha etkili olmasa
da imdiye kadar denenmemi ve henz gzden dmemi yeni yantlar
aranp bulunacaktr. Yine de bydkleri kkleri kesrnek bundan daha
fazlasn gerektirecektir. Her eyden nce kkler gmldr ve akkan
modern tketirnci zenginliin verimli topranda oalr.

Bireysel frsatlar ve keyif olaslklarn artrmasna ramen,


yeni almlar, dnyadaki olaslklar ve beklentiler konusunda
bireylerin farkna vardklar sorumluluklara ayn hizmeti sun
makta imdiye dek baarsz olmutur. Tpk evvelce "bah
van" metaforunun modern an "kat" evresinin egemen top
lumsaHama hasklarna ve nerilen yaam stratejilerine denk
dmesi gibi; ve " avlak bekisi" metaforunun modern ncesi
zamanlarn yaygn eilimlerine denk dmesi gibi, " avc" me
taforu da yukarda sz edilen eilime son derece uygundur.
Avclar evlerini sprmek, toz almak ve temizlemek iin
ok zaman ayrmaz . Avclar dar kmak iin sabrszlanr.
Ak rnekanlara baylrlar. Kefedilrnek zere beklenen mut
lulukla karlamay umduklar yer, darda, av ve macerayla
dolu henz kefedilmemi alanlardadr. Mutluluk arama tarz
lar, onlar engin dnyaya yneltir. O halde mutluluk arzu
larnn serbest brakt ve bir kere serbest brakldnda da
avclar hareket halinde tutan ey merkezka kuvvet midir7
168 Yaam Sanat

Evet bir bakma . . . ancak tek bir artla. Dakunduu her eyi
altna eviren efsanevi kral Midas gibi , avcnn dakunduu
(ya da grd yahut grmeyi mit ettii) her ey aviannaya
ya da aviannaya davet eden oyuna dnr. Avclarn gezdii
dnya bir av yeri olup kar.
O halde merkezka kuvvetin bir eididir bu, ancak da
dnk mutluluk aray tarafndan serbest braklabilecek
yegane kuvvet de deildir. Merkezka kuvvetin b tn eitle
ri, ister ihtiyari ister gayri ihtiyari, en sonunda "merkez" den
geri teper. Her biri mutluluk arzusu tarafndan harekete gei
rilir ve her biri, ister ihtiyari ister gayri ihtiyari, onlar uygu
layan ya da onlarca ynlendirilen kiilerin mutluluuna hiz
met eder. Btn eitlerde, bencil ile zgeci saikler arasmda
ki kartlk bulanklar ve tamamen ortadan kalkma eilimi
gsterir. Ancak, merkezka kuvvetin "bakalar iin varolma "
eidinde, merkezcil kuvvet, merkezka kuvvetin beklenme
dik, gayri ihtiyari, belirsiz yan etkisi olarak yorumlanabilir
ken, avclar hareket halinde tutan merkezka kuvvet, bilinli
olarak seilen ve azimle izinden gidilen, merkezcil dnnn
ana rn gibidir; aslna baklrsa merkezcil kartnn bir
uzantsdr.
Mutluluk aray drts eklindeki ortak gvdeden aralla
nan merkezka ve merkezcil kuvvetler arasndaki kartlk "ya
ya da" trnden bir kartlk deildir. Yalnzca soyut modeller
de ak ak ayrt edilebilen bu iki kuvvet yaam pratiklerinde
nadiren ayr ayr grnr; burada geerli olan, daha ziyade bir
"ve-ve" ilikisidir. Yine de, mutluluk arayan failin karsna ha
kiki bir seim olarak karlar. Seilmemi alternatifin ve bunun
varlnn (bilinli ya da bilinsiz bir ekilde) ald biimin be
lirgin ya da neredeyse grnmez oluu bu seimin sonucudur;
her ikisi de failin sorumluluu alannda kalr.
Zygmunl Bauman i 169

Bu blmn geri kalan, sz konusu mutluluk aray stra


tej ileri arasndaki seimlerin yaplaca ve bu seimin sonu
larna dair sorumluluun, ihtiyari ya da gayri ihtiyari, ortaya
kaca ve (bilinli olarak) benimsenecei ereveye ayrl
mtr. Seimlerin tahayyl edildii ve pratiklerin planlan
d srekliliin, srasyla merkezcil ve merkezka kutuplar
konusunda szc olarak Friedrich N ietzsche ile Emmanuel
Levinas seilmitir.

Friedrich Nietzsche'nin Ecce Homo'su , - (yazarn kendi szle


riyle, kendisi hakknda " tanklk eden" ) yazarn almasnn
anlam ve nemine ilikin ak bir itiraf olan- "akla yakn bir
otobiyografi" modeline dier btn yazlarndan ok daha ya
kn bir kitaptr. N ietzsche bu kitabnda okuyucusunun hayal
gcne yer brakmaz . Ak ak ve hibir belirsiz ifade kul
lanmadan, "kendi grevinin ycelii ile adalarnnkinin
nemsizlii arasnda uyumsuzluk olduunu" , bunun da ken
disinin "ne duyulup ne de ok fazla grld" gereiyle or
taya serildiini ifa edip yaknr.
Bu szlerin, l 888'in sonbaharnda yazldna dikkat ede
lim. Nietzsche benzer bir yaknmay 1 20 yl sonra, dinieyecek
ve grecek kadar, dinlediinde duyduu , baktnda grd
eyden holanacak kadar aka "olgunlam" bir toplumda
gbela yapabilirdi. Nitekim byle bir toplum, Nietzsche'nin
bu toplum daha ortada yokken salad sz daarcn kendi
haletiruhiyesi ve amalarna uygun bulmutu . Nietzsche'nin
l 888'de ortaya att ey gerek olup kmt: "Yalnzca ya
rndan sonraki gn bana aittir. Bazlan lmden sonra do
ar. " 15 Belli ki adalarnn gzlerini ve kulaklarn kendisi-

15) Friedrich Nietzsche, The Antichrist, ev.: Anthony M. Ludovici,


Prometheus Books, 2000, s . l .
170 Yaam Sanat

nin yceliinin kefedilmeyi bekledii yere ynelteceklerine


gvenmeyen Nietzsche birka sayfa sonra unu ilan etmiti:
Kitaplar arasnda en gze arpan ( "imdiye kadar var olmu
en yce kitap" , "ayn zamanda en derin kitap " , "hibir ko
vann altnla ve iyilikle dolmadan kmad bitip tkenmez
kuyu" ) lte Byle Dedi Zerdt araclyla , insanla "imdiye
kadar verilmi en byk armaan" vermiti. Yaamna ilikin
geriye dnk genel bir aratrnay da aadaki hkmle so
nulandryordu :

Yazgm biliyorum. Bir gn korkun bir eyin ansyla birlikte an


lacak benim adm -yerylznde ei grlmemi bir krizin, en derin vic
dan atmasnn, o gne dek inanlm, istenmi, kutsallatrlm ne
varsa, hepsine kar ynettilecek bir son szn ansyla. nsan deilim
ben, dinamitim . . .
Ilk saygn insan olmak benim yazgm . . . Hakikati ilk kefeden
bendim . . . 16

Peki Nietzsche'nin kefettiini vurgulad " en byk ha


kikat" neydi? Neden bunun kefinin, insanln bandan ge
mek yle dursun, daha nce asla karlamad bir krizi or
taya karmas bekleniyordu ? Nietzsche'ye gre, kefi uydu:
Ahlak, asil, soylu, yce, kudretli, yaratc ve iftihara deer ne
varsa hepsine kar duran, zayf ve tembel olann komplosu
nun rn ve dekadann bir alameti olan dzmece bir eydir
(merhamet yalnzca dekadanlar arasnda erdem diye adlandr
lr) . Nietzsche kendisini tanmlamak iin "ahlak kart" sz
cn semiti: "Beni btn insanla kar harekete geiren
bu szce sahip olmaktan gurur duyuyorum. " 17

16) Friedrich Nietzsche, Ecce Homo, ev. : R. ] . Hollingdale, Penguin, 2004, s.


5, 96-7. [Ecce Homo, ev. : Can Alkar, lthaki Yaynlar, 2003 ] .
l 7 ) A.g. e . , s . 13, 1 0 1 .
Zygmunt B.;uman 171

Ahlak kart olarak, "Avrupa uygarl" diye adlandrlan


oluumun (daha dorusu onun zanlaynn ve -asla tama
men ulalamasa da durmakszn izlenen- idealinin) dayan
d Musevi-Hristiyan ahlak retisine iddetle kar gelip
aalayarak toptan reddetmiti. Ahlak fikrinin, iyi ile kt
arasndaki kartln dayand aksiyomlan alt st etmiti.

Iyi nedir? G hissini artran her eydir. . .


Kt nedir? Zayflktan kaynaklanan her ey. . . Zayf v e beceriksiz
olan ryecektir: lnsanlmzn ilk ilkesi bu. Hatta rmelerine yar
dm etmek gerekir.
Ahlakszlktan daha zararl ne olabilir? -beceriksiz ve zayfa kar
sempati duymak . 1 8
..

Nietzsche gururla unu da itiraf e tmiti: "Ykcln key


fini bilirim. Bu yzden esiz bir ykcym. " 1 9 Nietzsche'nin
grsn gereklie dntrmek iin abalam, szlere
vcut vermeye (daha da nemlisi, szlerin vcudu ldrme
sine) uygun den silahlarla donatlm, baka "esiz ykc"
kuaklar, Nietzsche'den ilham alabilirdi. Nitekim birou
ald da. Nietzsche'den renebilecekleri -ve hevesle benim
seyebilecekleri- ey, "ruhlarn eitlii yalanyla tamamen
alt oyulmu olan " , "akln aristokratik tutumu " nun, "uzak
lk pathosu"nun20 vlmesiydi. " Zayfa ve beceriksize r
melerinde yardm etme" niyetlerinden tr gnahlarndan
Nietzsche'nin u hkm sayesinde kurtulabilirlerdi: " Kt
kokan nefesleri" yznden "boulduunu" hissettii a
dalarna Hristiyanln miras olan ahlak, "yce olan her

18) Nietzsche, The Anlichrist, s. 4.


19) Nietzsche, Ecce Homo, s. 97.
20) Nietzsche, The Antichrist, s. 63.
17Z Ya am Sanat

eye kar midelerinde dolanan her eyin isyan'' idi.21 Bu


Hristiyan ahlak "sinsi trtllar"n, "dlek, kadns ve yapma
ck bir sr"nn isyannn zehirli artyd.
Nietzsche'ye gre, insanlk iki kategoriye ayrlmt: gl
ve dolaysyla kusursuz olan ( "dolaysyla" nk "siyasal s
tnlk fikri her zaman psikolojik stnlk fikrine ayrr" -
rnein, "temiz" ve "kirli" , " ilk defa snf ayrmnn belirtileri
olarak kar karya gelir" 22) ; ve zayf ve dolaysyla beceriksiz
olan. Bu temel ayrm, ona gre, dier btn ayrmlarn ze
rindedir ve onlarn nihai aklamas olarak i grr. Gller,

aristokratlar, yksek makamdakiler, i tibarllar, kendilerinin iyi,


yani birinci snf olduunu dnenler, btn aalklarn, itibar
szlarn, ayak takmnn, avann karsndadr . . . Soyluluk -,e uzak
lk pathosu . . . aalk, bir "alt rk" ile iliki kuran, baskn stn
rkn sreen ve zorba birlik rh ve temel ig'ids: iyi ile ktnn
antitezinin kkeni ite bunlardr.

Peki nasl oluyor da, "aristokrat ve gl " olan, iyi ve


asil her eyin mihenk ta, hatta eanlamls olup kyorken,
geri kalanlar "alt rk"a , ayak takmna ve avama dnyor?
Aslnda " 'efendiler'in isim verme hakk o kadar ileri gidiyor ki
dilin kendisini efendilerin gcnn bir ifadesi olarak dn
mek ho grlebiliyor. . . " Glnn kendi setii "szcklere
bakalarn kapatma" hakk vardr, nk bunu yapabilirler;
zira yalnzca onlar, gller yapabilir. Yahudiliin icat ettii
ve Hristiyanln devralp yaygnlatrd ahiakn isyan ettii
temel hakikat ite budur -anlayabildiimiz zere, "szcklere
kapatlm" ve iyilik evreninden dlanm olanlarn isyandr

s . 5 2 , 63.
2 1 ) A.g. e. ,
22) Friedrich Nietzsche, The Genealogy of Mora l s , ev. : Horace B . Samuel,
Dover, 2003, s. 1 5 .
Zygmunt Bauman 1 173
bu. lsyann bayraklarnda, tersine evrilmi bir hakikat nak
edilmitir:

Yalnzca zavalllar iyidir; yalnzca yoksul, hasta, nefrete layklar


dindardr, kutsananlar yalnzca onlardr, yalnzca onlar iin kurtulu
vardr -te yandan siz aristokratlar, gl insanlar, siz ezel e bed kt,
korkun, tamalkar, doyumsuz, tanrsz olacaksnz; ayn zamanda e be
diyen melun , habis de siz olacaksnz l

Bu isyan kskanlk, haset ve bilisel uyumsuzluun zel


karm olan hn denen hasetten domutu; baka hibir
kaynaa ihtiya duymuyordu ve dolaysyla bal<a hibir ak
lamaya da gerek yoktu. lsyan glnn daha stn ve soylu
niteliine ynelik bir edimiydi ve halen de yledir; yoksa
isyan szclerinin iddia ettii gibi, glerinin glerini hak
sz yere, bencilce kullanmalanna ynelik deildi. Sz konusu
isyan zorbala deil, yce gnllle ynelik bir intikamd
ve halen de yledir. . . Aa olanlar kendilerinden daha iyileri
grmeye bile katlanamyordu: onlar grmeyi kk d
rc ve iren buluyorlard, zira grdkleri ey hem istenen
hem ulalmaz , hem heyecanla arzulanan hem de kendilerine
yasaklanan bir eydi. Daha iyilerin ihtiamlaryla boy l
meye altklar takdirde kanlmaz bir yenilgiye urayacak
larndan pheleniyorlard. Kendilerinden daha iyilere doal
olarak, gerek olarak gelen ey, kendilerine ancak bir yapnt ,
doaya kar ilenmi su olarak grnecekti; ancak kendile
rinden daha iyi olanlarda haset duyduklar, ama gpta da ettik
leri "dnyada var olma" tarzna , yapnt -her tr yapnt, tak
lit, kopya etme- yoluyla ulamak kesinlikle imhanszd. stn
olanlarn "iyilii" , bir defa aag olanlara getiinde veya onlar

23) A.g.e. s. l l , 1 7 .
17-t Yaam Sanat

tarafndan alndnda, kanlmaz olarak kendi zddna, er


re dnrd ancak. Nietzsche'nin vurgulad zere, lordla
rn gasp edilmesi, avan yceltmezdi, yceltemezdi de.

"Soylular" kendilerini tmyle "mutlu" hissediyor/ard; d


maniarna bakarak mutluluklarn yapay bir ekilde imal etmek
zorunda deildiler ya da (btn kindar insanlarda adet olduu ze
re) mutlu olduklarn kendilerine telkin edip yalan sylemezlerdi;
keza, drt ba mamur, gle dolup taan ve bu nedenle zorunlu
olarak enerjik olan bu insanlar, mutluluu eylemden ayrmayacak

kadar akllydlar . . .
Btn bunlar ryen bir kin v e derin bir dmanlk besleyen,
zayf ve bastrlmlarn "mutluluu"na tamamen ztt; bu insanlar
iin, mutluluk esas itibariyle uyuturucu, sakinletirici, sknet,
huzur, "Se bt gn " , zihnin rahatlamas ve organlarn gevemesi de
mekti -ksacas, tamamen pasif bir fenomendi. H

Siyaseten doru (bunu "riyakar" diye okuyun) olduklar


iin daha ketum olan, eitsizliin evrensel faydalarn savu
nanlarn aksine, Nietzsche " komuda pier bize de der" so
nucunu ima ederek/ngrerek/vaat ederek, aristokratik dzen
savunusunun pervaszln yumuatmaz: Mutluluk stn
aznln ayrcalhl alandr ve avann sz konusu ayrcalk
tan makul surette elde etmeyi umabilecei tek yarar bu doa
yasasnn kabulnden elde edilebilir. Bunu kabul ederek, ken
di hnlarnn kanlmaz olarak urataca ile ve dertlerden,
cefa ve hsrandan saknm olacaklardr.
Nietzsche'ye gre, aristokratik dzenin hikmeti, herkese
makul surette kendilerinin olabilecek eyleri sunmasnda ya
tar: Glye bolluun verdii mutluluu , zayfa da uysalln
sknetini ve kaderin yumuak ballkla kabuln . Bu gr-

24) Ag e , s. 20- l .
Zygmunt Bauman 175

e gre, zayf ve bahtsz olana acma ve merhamet etme etki


siz olduu kadar gaddardr da: Bunlar, zayf olan daha gl
yapmak bir yana daha da mutsuz yapacaktr. Dncesizce
uyandrlan umutlar aalk duygusuna hakaretamiz bir hs
ran katacaktr. N ietzsche'nin resmi szcs ve tam yetkili el
isi Zerdt'n syledii gibi: "Benim iin en byk tehlike
her zaman boyun eme ve hogrde bulunur; ve btn in
sanlk kendilerine bou n eilmesini ve hogr ister. "25 Yce
ve kudretlinin bencillii, "salkl ve kutsaldr" , zira onlarn
ycelii ve kudreti btn insanla verilmi bir armaandr
(hayal edilebilecek en mkemmel ve en cmert biricik arma
an) . Maalesef, diyecektir Zerdt, bir baka bencillik daha
vardr, o da zayflk ve alaklktan baka bir ey sunamayacak
olanlarn bencillii. Hastalkl bir bencilliktir bu, "her zaman
almak isteyen fazlasyla yoksul, a bir bencillik. . . bu bencil
lik btn atafatl eylere bir hrszn gzyle bakar; a birinin
agzllyle deerlendirir, bol yiyecei olan; ve bir eyler
verenlerin masasna yanar her zaman. " 26
Nietzsche'nin szcs Zerdt'n mesaj hi de gizli ya
da mulak deildir. Herkes iin mutluluk vardr ancak herkes
iin ayn mutluluk sz konusu deildir. Yce ve kudretlinin,
soylu ve kararlnn "salkl ve kutsal" bencillii mutluluk
demektir. Oysa geri kalann elde edecei yegane "mutluluk"
(daha dorusu mutsuzluktan kanma) , su gtrmez bu ha
kikati kabullenmek ve bu hakikatin kendilerine syledikleri
ne raz olmaktr. Hepsinden de nemlisi kendi vasatlklarn
kabullenmek ve tez elden fantastik dlerini terk etmeleridir;
bylece de kendilerine zarar getirecek olmasna ramen, ya-

25) Friedrich Nietzsche, Thus Spohe Zarahustra, ev.: R. J. Hollingdale,


Penguin, 2003, s . 204 [te Byle Dedi Zerdt, ev.: Ahmet Cemal, Kabalc,
2007] .
26) A.g.e . . s. 1 00.
176 Yaam Sanat

nlgyla kendilerinden stn olanlara benzerneyi umarak bey


hude abalara girirnekten geri durmaktr; stn olanlardan
deildirler ve hibir zaman olamazlar da.
Bu tabloda mutluluk aray iin hi yer yoktur. Tamamen
farkl her iki "mutluluk" tr de insann elde ederneyecei bir
niteliktir: Kii buna ya sahiptir ya da deildir -gelgelelim, a
yet kii (yce ve kudretli rneinde) merhametin ya da (avam
ve aa tabaka rneinde) hncn batan karc ezgilerine
kendini kaptrrsa, bu nitelikten mahrum kalabilir. Doann
hkmleri kurcalanabilirse de bu ancak kurcalayanlarn teh
likeyi gze almasyla yaplabilir. kten saknmak iin, in
sanlarn kurtarlmas gerekir: Yce ve kudretlinin merhamet
ten, efkatten (haksz yere) vicdan azabndan ve (gereksiz) te
reddt/erden; avam ve aa olanlarn da umuttan kurtarlmas
gerekir.
Nietzsche'nin yce eylere arlan ve arsn izlemeye
hazr bir insan olan stinsan tasviri zerine birok ey yazlp
izildi. Bu insana kolay bir yaam vaat edilmez: ncelikle z
grln kazanmal ve sonra da onu btn gcyle savun
maldr. O, Nietzsche'nin insanla dair ortadan ikiye ayrlm
panoramasnda, "kendi kendini yetitirmi insan" -hatta ger
ekte olduu kii olmas gereken insan- olarak adlandrlabile
cek tek tiptir. stinsann glerini uygular ve stinsan olarak
vazifesini yerine getirmeye ahdeder ve stinsann kimliini
edinir. Kendini gerekletirmesinin karsnda duran ihtimal
ler onun stn glerinin ve amaz iradesinin lsne gre
oluturulmutur. Bu ihtimaller de " k k insanlar"dan olu
an ynlardr gene . . .
Zerdt " Klten erdem zerine" balkl bir blmde
dinleyenleriyle stinsann duygularn paylar:
Zygmunt Bauman 1 177
Geziniyoruro bu halkn arasnda ve ak tutuyorum gzlerimi. .
Di biliyorlar bana, kk insanlara kuk erdemler gereklidir de
diim iin -ve kk insanlarn gerekli oluunu anlamak zor geldii
iin bana ' . .
Geziniyorum b u halkn arasnda v e ak turuyorum gzlerimi:
daha kk olmular ve gitgide daha da klyorlar: Bunun sebebi
de onlarn mutluluk ve erdem retisi . .
Aslnda ounlukla tek bir eyi stiyorlar: kimsenin kendileri
ne ac ektirmemesini. Bu yzden herkesten erken davranp, iyilik
yapmak istiyorlar herkese.
Oysa horhahlhtr bu: "erdem" dense de adna . . .
Aklldrlar, erdemlerinin akll parmaklar vardr. Ama yum
ruklar yoktur, parmaklar bilmez yumruk halini almay. . .
Ama ite bu, sradanlktr: lllk dense d e adna . . .
Hep daha da kleceksiniz, siz kk insanlar' Ufalanacaksnz,
siz huzurlular! Yok olacaksnz -saysz kk erdeminizde, saysz
kk ihmalinizde, saysz kk boyun emenizde ' "

"Kk insanlara" duyulan kmsemeyle dolup taan bu


tr szler, Carol Reed'in The Third Man filminde, vicdansz
sava zaman frsats Harry Lime'n, Viyana'daki Prater'in
64 . 7 5 metre yksekliindeki dnme dolabnn tepesindey
ken, azndan dklrken de duyulabilir. O ykseklikten,
insanlar kk ve nemsiz -insandan ok kannca ya da ha
mam bcei gibi- grnr. Bylece Harry Lime bu insanlarn,
yolsuz simsarlarca daha byk kar lde etmek amacyla iine
madde kartnlan penisilinin neden olduu straplarn ve
lmlerini, ok da fazla deeri olmayan ve neredeyse hi he
saba katlmayan "tali zarar"dan ibaretmi gibi, zaman kaybet
meye d emeyecek bir "hi"mi gibi grr. " Kk insanlar" ,
insanlara gsterilmesi gereken muameleyi hak edecek trde

27) A.g.e., s. 188-9 1 .


178 Yaam Sanat

insanlar deildir. zellikle de dnme dalabm tepesindeki o


dier insandan bu muameleyi hi gremezler.
Kk olabilirler (ki yledirler ! ) , ancak onlardan ok var
dr; Nietzsche'nin Zerdt'n azndan aklad gibi, onlar
"acelesi olan herkese ayak ba olurlar." "Ne kadar adalet ve
merhamet varsa o kadar da zayflk" vardr. Adalet ve merha
met zayflktr. Adil olmak ve acmak zayf olmak demektir.
G, merhametin ve adaletin yadsnmas demektir. En azn
dan "kk insanlarn" sahip olaca adaletin yadsnmas
demektir: "Ayak takm gzlerini geree kapar ve yle der:
'Hepimiz eitiz' . . . 'stinsanlar yoktur, hepimiz e itiz, insan
insandr, Tanr'nn nnde -hepimiz eitiz ! ' . . . Ancak imdi
bu Tanr ld. Ve biz de ayak takmnn nnde eit olmak
istemiyoruz . . . Siz stinsanlar, bu Tanr sizin iin en byk
tehlikeydi . . . Tanr ld : imdi biz de istiyoruz ki stinsan
yaasn. " 28
Tanr'y lzumsuz klan snsann ortaya kyd. Boyun
eme, hogr ve merhametin ortadan kaldrlmasyla birlik
te, stinsann grd (sezinledii, ngrd, tahmin etti
i , arzulad ve ortaya kard) haliyle dnyada, Tanr'ya
-bu eitlik Tanrs ve insann korunmasndan sorumlu hamiye
yer yoktur. . . stinsann ortaya kan dnyasnda, esas glk,
insann nasl korunacandan ok "insann nasl hakkndan
gelinecei" dir. 29
Nietzsche'nin en sk tekrarlanan istei "btn deerle
rin yeniden deerlendirilmesi"dir. En ivedi olarak yeniden
deerlendirilmeyi gerektiren deerler arasnda da ilk sray
zayfa gsterilen efkat ve merhamet alr. Zayflk, gnahtr
ve acnmamas gerekir, bilakis kmsemeyle ve acmaszca

28) A.g. e , s. 189, 204, 189, 297.


29) A.g e. , s. 297.
Zygmunt Bauman 1 179
yaklalmaldr. zgrleme, merhamet zincirlerini parala
mak demektir. Bu yzden, zgrlk, tanm gerei, aznln,
(halihazrdaki veya mstakbel) stinsanlarn bir savdr ve
zgrln aznlk tarafndan elde edilmesi iin, geri kalan
larn -"kk insanlar"n- eitlik yanlsamasndan ve acma
hakkndan kurtarlmas ("mahrum braklmas" diye okuyun)
gerekir.
Nietzsche'nin, "postmodern kadn ve erkek kovboylar"n
uygulad haliyle, mutluluk araynn merkezcil eidini
uygulayanlarn amentsn samirniyetle yorumlamas, ken
di adalarna gre yenilip yutulur bir ey deildi; kendisini
"nc" olarak grmesine amamal. Gelgelelim o zamandan
beri onun samimiyeti bir taahht olmaktan kp en nem
li servetine dnt. Tketicilerden oluan akkan modern
zamann Harry Lime'lar N ietzsche'den alnt yapabilir ve
bylece siyaseten uygunsuzluk sulamalarndan, altna kendi
adlarn yazmaktan ve kamusal infial uyandrmaktan sakna
bilir. Bu , belki de Nietzsche'nin gnmz poplerliinin, ille
de en ok ilan edilen olmasa da asl nedenidir. Bizim zaman
mz Nietzsche'nin dirilme zamandr. Artk putkran ve/veya
tuhaf tip olarak grlmeyen N ietzsche, gnmz yorumcu
larnn ou tarafndan, giderek artan sayda adamzn ya
am felsefesini harekete geiren ve ynlendiren duygularn en
dirayetli szclerinden biri, muhtemelen en dirayetlisi olarak
'
deerlendiriliyor.

Friedrich Nietzsche'nin felsefesinin evresinde dnd mer


kez olarak belidenebilen kategori ayet bennensch ( " Yce
Insan" ya da "stinsan" ) ise , o zaman Emmanuel Levinas'n
almalarnda odak noktasn salayan da sorumluluk kate
gorisidir. Bu iki kategori, yan yana konduunda, yaam fel-
180 Yaam Sanat

sefesi olarak grlen iki reti arasndaki kartln palari


tesini imler ve bildirir. Birincisi egonun bakmndan, egonun
gelitirilmesinden ve tamamen kendi kendine gnderme yapan
kayglardan oluan bir program ortaya koyar; ayrca mutlu
luk arayn kendi karna hizmet etme abas olarak sunar.
lkincisiyse teki'ne ilgi ve alaka umudunu ve bakas "iin var
olma"nn mutluluunu sunar.
Emmanuel Levinas'a gre, kendi znelliimin " esas, asl ve
temel yaps" teki'ne kar sorumluluktur. Etik, ahlaki grev
drts , kendi sorumluluuma gre hareket etme arzusu , ne
varlnn cilas, ne varlma yaplan ilaveler ne de varoluu
mun arzulanabilir ancak zorunlu olmayan ssleridir. Bilakis
"znel olann dm tam da sorumluluk olarak yorumlanan
etie atlr. " 3 0 Ben tekiler iin var olduum iin benim. Btn
pratik ama ve gayeler asndan, "varlk" ile "teki iin var
olma" eanlamldr.
teki'nin Yz , gr ama girdiinde bana iaret ederek,
"var olmann yaltlml"ndan ka olasl sunar ve byle
ce beni varla arr ki bu da salt "varolu"un aksine, payla
ma olmakszn anialamaz bir eydir (Levinas'n bize hatrlat
t zere, "varolu iletiim yoluyla aktaramadm tek eydir;
ondan bahsedebilirim, ancak varoluumu paylaamam " ) . 3 1
"Benliim" tadm sorumluluklardan rlmtr: "Benim
gerekletirmediim eylemiere ya da benim iin nem ta
mayan eylere" duyduum sorumluluklardan. "teki bana
bakt iin, ben onun nazarnda sorumluluk almam olsam
da ondan sorumluyum." "Yz bana buyurur ve hkmeder. " 32
Buyurma yoluyla hkmeder, hkmetme yoluyla buyurur. . .

30) Levinas, Ethics and Infnity, s . 9 5 .


3 1 ) A.g. e., s . 5 7 .
3 2 ) A.g.e., s. 5 7 , 96-7.
Zygmunt Bauman 1 181

Byle yorumlanan sorumluluun kendimize has btn


amall neelediini syleyebiliriz. Ayrca sorumluluun,
benim ona ya da onun bana bamll olarak dnlen ili
kilerimizle hibir alakas yoktur. "Yz bana buyurur" ifadesin
de, "buyurmak" fiili metaforik olarak kullanlmtr. Uysalca
izlenecek bir talimat vermek gibi allm, yaygn anlamn
daki "buyurma" anlamna gelmez. "Yz" sorumluluk alma
m huyuran sz konusu teki benim stm deildir, buyruu
ihmal ettim diye ya da yerine getirmeyi reddettim diye bana
eziyet edebilecek ya da baka ekilde cezalandracak bir amir
deildir. Eer buyrua itaat edersem, bunun sebebi teki'nin
stn gc deil, onun zayfl, onun varl sayesinde sa
hip olduum sorumluluu almaya beni zorlama acizliidir.
Levinas onun "yaknl" sayesinde, diyecektir, ancak burada
"yaknlk" sz, tpk "buyurmak" gibi, metaforik olarak kul
lanlmtr -ne fiziksel yaknlk ne de kurumsal yaknlk (rne
in, akrabala zg yaknlk) anlamndadr, mnhasran beni
bir sorum luluk durumuna sohma edimine iaret eder.
Yukarda daha nce de belirtildii gibi, sorumluluk du
rumuna girmek bir ilem deildir: Szleme deildir, kendi
hak ve grevlerimizi, vaat ve beklentilerimizi, dengelemek bir
yana, aklama edimi de deildir.

zneleraras iliki simetrik bir iliki deildir. . . Ben, onun y


znden lecek olsam bile, teki'nden karlk beklemeden sorum
luyumdur. Karlkllk onun meseleSdir. Ben ile teki arasndaki
iliki karlkl olmad mddete, ben teki'ne tabiyimdir; ve
Ben esas itibariyle bu anlamda ''tabiyim''dir. Her eyi destekleyen
Ben'dir. . . Ben. btn tekilerden her zaman daha fazla sorumlulua
s ahi pti r. . .
teki'ni destekleyen bendir ,.e ben ondan sorumluyum . . .
Benim sorumluluum devredilemez, benim yerimi hi kimse ala
maz. Aslnda bu, insan Ben'in kimliinin tam da sorumluluktan
18Z Yaam Sanat

doduunu sylemektir. . . Sorumluluk zellikle benim ykmll


mde olan ve insan olarak reddedemeyeceim eydir. . . Ben, so
rumlu olduum lde Ben'imdir ki bu ikame edilemez bir eydir.
Ben kendimi herkesin yerine koyabilirim, ancak hi kimse kendimi
benim yerime koyamaz. Bu tabi olmaya dayal devredilemez kimli
imdir 33

Levinas, eitli balamlarda ve eitli anlatmlar kul


lanarak, "etik bir zorunluluun antolajik bir zorunluluk
olmadn"34 ok defa kabul eder ve tembihler. Bir teki iin
sorumluluk, teki iin varolma, maddi gerekliklerden ya da
" toplumsal olgular"n gerekliinden (Emile Durkheim'm
mehur tanrnma gre bunlar, amansz baskc gce ve bun
lara kar koyup ihlal edenleri tehdit etmek iin cezai yapt
rrnlara sahiptir) farkl (daha zayf da denilebilir) bir anlamda
"gerek" tir. Sorumluluun benim eylemlerimi belirleme gc
yoktur. Kii mahkemeye getirilmeden ve pek az ya da ma
kul lde bir toplumdan dlanma, komnal yaptrm veya
kiinin zsaygsna onarlamaz zararlar verme riskiyle kar
karya kalarak, etik zorunlulua kr ve sar kalabilir ya da
kasten ve tamamen bilinli olarak ona kar koyabilir. Ahlaki
sorumlulukla yz yze gelmek, bu sorumluluu stlenmek,
sz konusu sorumluluk iin sorumluluk almak, bir seim me
selesidir -vicdann sesi dnda onun lehine hemen hi avan
taj yoktur. Sorumluluk stlenme asla garanti altna alnm
deildir; "insanda teki'nin farkna varmama olasl var
dr; ktlk olasl vardr . . . 'varlktan baka bir ey'in [ bu
Levinas'n -ben-merkezli varln yalnzlndan k tekil
eden- teki'ne boyun emek dedii eydir ] zaferinin zorunlu
33) A . g.e. , s. 98- 1 0 1
3 4 ) A.g.e.'de b u i fade yer alyor, s. 87.
Zygmunt Bauman 1 183
olduu konusunda kesin hibir ey yok elimde. "35 En iyi ih
timalle, anslar eittir ve ou zaman da ahlaki durua engel
olur. Etik varolutan daha gl ya da " daha gerek" deildir;
yalnzca daha iyidir. Kendi sorumluluumun sorumluluunu
stlenmek, bu "daha iyi"yi aramann -stlenilebilecek ya da
stlenilemeyecek bir arayn- sonucudur.
Eninde sonunda, hepimizin mutluluk araynda karla
tmz nihai seim ite budur. Gnlk olarak yaplmas gere
ken ve sonra da her gn yeniden onaylanrken sebatla bal
kalnan bir seimdir.
Kitabn banda Seneca'dan alnulanan "sra yaam mutlu
klann ne olduunu aka grmeye geldiinde, k el yor
damyla aranr" szlerini tekrarlayabiliriz ve iki bin yl sonra
ancak unu ekleyebiliriz: Sz konusu a Seneca'nn ada
larndan ok daha yaknmz gibi grnmyor. El yordamyla
ilerlemeye devam ediyoruz. "Yaam sanat" dediimiz ey de
en nihayetinde budur.

35) Emmanuel Levinas, Entre nous. Essais sur le penser-a-l'autre, Bemard


Grasset. 1 99 1 . s. 1 3 2 .
S o nsz

Organize Etme ve Edilme zerine

yleyse -bilelim bilmeyelim, isteyelim istemeyelim, beene


lim beenmeyelim- hepimiz kendi yaamlarmzn sanat
laryz. Sanat olmak, aksi halde biimsiz ve ekilsiz olacak
eye biim ve ekil vermek demektir. Ihtimalleri maniple
etmek demektir. Aksi halde "kaos" o lacak eye bir "dzen"
dayatmak demektir: Belirli olaylar dierlerinden daha olas
hale getirerek, aksi halde kaotik -geliigzel, rastgele ve do
laysyla nceden kestirilemez- olacak bir grup eyi "organize
etmek" demektir.
"Organize etmek" (ya da "ekip evirmek": bu iki ifade
yapk ikizlerdir) aksi halde ayr ve- dank olan eitli failieri
ve kaynaklan bir araya getirip koordine ederek (zmni varsa
ym: aksi halde byle bir birliktelik ve ibirlii olmayacaktr)
ileri halletmek demektir. N eyin gerektiini ifade etmek iin
ounlukla "ilerin organize edilmesi" gerektiinden, hatta
"kendini organize etmekten" (ki bu durumda yaam sanat
lna gnderme yapyoruzdur) bahsederiz -ve zaman zaman
186 1 Yaam Sanat

da unu syleriz ki (geri her zaman doru kabul ederiz) "i


lerin hallolmasn" istiyorsak kesinlikle yapmamz gereken
ey tam da budur.
Kendimiz de dahil, eyleri organize etme konusunda en
iyi nasl hareket edileceini profesyonellere ("organizasyon
lar" olarak adlandrlan varlklardan sorumlu insanlara) deil
de kime soracaz? Her eyden nce, profesyoneller, ilerin
her gn hatasz bir ekilde- dzgnce (yani tasarland gibi)
halledilmesini salamada uzmanlam addedilirler. Btn
alma saatleri boyunca yaptklar ve yapmay amaladklar
ey de budur. Szlklerin de dorulad gibi, son zamanlara
kadar " (bir eye) kesin ve dzenli bir yap vermek" ile me
guldler (zmni varsaym: bu "bir ey" aksi halde biimsiz
ve dzensiz kalacaktr). Kesin ve dzenli . . . "Organizasyon"
kavram, gndelik dile girip yerletiinden beri ve ok yakn
zamana kadar, grafik ve emalar, emir zincirlerini, depart
manlar, zaman izelgelerini, talimatnameleri; dzenin (yani
baz olaylarn btn dier olaylardan ok daha olas klnd
bir durumun) , kaos (yani her eyin eit ya da hesaplanamaz
olaslkla olup bitebilecei bir durum) zerindeki zaferini;
sreklilik, istikrar, tutarllk ve ahengi; yapnn yaplandrlan
zerindeki, erevenin ierik zerindeki, btnn tekil eyler
zerindeki, idari amalarm idare edilenlerin davran zerin
deki nceliini dndryordu.
" ok yakn zamana kadar" dedim nk bugnlerde or
ganizasyon merkezlerine girildiinde deiim rzgarlarnn
estii hissediliyor. Birka yl nce j oseph Pine ve james H .
Gilmore The Experience Economyl [ Deneyim Ekonomisi] ba-

l) joseph Pine ve james H. Gilmore, The Experience Economy: Worh is Theatre


and Every Business is a Stage, Harvard Business School Press, 1999 [ I Hayat
Bir Tiyatro Ve de Her irket Bir Sahne, ev. : Levent Cinemre, Boyner Yaynlar,
1999 ] .
Zygmunt Bauman 1 187
lkl bir kitap yaymlad; bu balk -phesiz ki kitab yaym
layan Harvard Business School'un salad itibar sayesinde
i ynetimi rencilerinin hayal gcn canlandrverdi ve
yneticilerin ve irket amirlerinin zihniyetinin, organizasyon
incelemelerinin yeni paradigmas olarak biimlendirilmesine
nayak oldu . Copenhagen Business School Press'in2 yaymla
d ilgin incelemelerden oluan bir ciltte, eserin editrleri
Daniel Hj orth ve M onika Kostera, "ynetim" odakl, denetim
ve verimlilie ncelik tanyan eski organizasyon paradigma
sndan, giriimcilik odakl ve "deneyimin en hayati zellik
lerini -dolaymszl, oyunculuu, znellii ve edimselligi
vurgulayan yeni bir paradigmaya giden yolu ana hatlaryla
aklyor ve son derece ayrntl biimde izini sryordu .
M onika Kostera "iletmecilii" (imdilerde modas ge
mitir ya da zaman zaman dargnca ve gnlszce de olsa hz
la gerilemektedir) "g sayesinde gelimek ve giderek daha
da fazla glenmek" diye niteliyordu. lletmecilik, gc nce
iilerin ve ofis alanlarnn, daha sonra da yava yava st
makamlara trmanarak, en yksek idari pozisyondakilerin
elinden alyordu . "Fabrikalar iilerin yalnzca tayc kay
larn, hata yapabilen eklentileri olarak grld dev maki
nelere dntrlmt. Ofisler de ok gemeden benzer bir
yolu izlemiti . . . " letmecilikten "deneyim ekonomisi" ne gi
den yolda, her ne kadar "giriimci, arszca eklektik, izgisel
olmayan ve bazen gz gre gre mantkd" da olsa, yeni tip
organizasyonlar doar. "Bunlar dolaymszlk, znellik, oyun
culuk ve edimsellik zerinden harekete geirilir. " 3 Dolaysyla
istikrar, tutarllk ve uyuma elveda demenin vakti gelmi gibi-

2) Daniel Hjorth ve Monika Kostera (haz . ) , Enterprenership and Experience


Economy, Copenhagen Business School Press, 2007.
3 ) Ag.e, s . 287, 289.
188 Y asam Sanat

dir. Sreklilie gelince, olsa olsa sonular arasnda grnebi


lir, ancak tasarlarda, ilan edilen amalarda ve saiklerde artk
grnmez; ve grndnde de (ayet grnrse) , pa tranlar
(ya da borsaclar ! ) tarafndan ille de organizasyonun itibar ha
nesine yazlmayacak tr. . .
Halihazrdaki bu tr radikal dnmlerin muhtemel top
lumsal ve kiisel sonularna gelince, duruma devam etmek
tedir ve jri oybirliiyle karara varmaktan bir hayli uzaktr.
Baz gzlemciler organizasyonlarn radikal revizyonunu, a
lanlarn zgrlemesi ve muktedir klnmas ynnde gl
bir adm olarak tanmlayabiliyorken (ve tanmlarken ! ) ; dier
leri bunu , iten kaynaklanan bamllklardan oluan bir ada,
hem patronlarn hem de madunlann gitgide daha fazla kapana
kslmalar ynnde bir hareket olarak tanmlar. Bazlar dik
kate deer bir baka zgrlk kazanmndan, bazlar da yeni,
daha agzl, acmasz ve yaygn bir tahakkmden bahseder.
Bazlar insanlk d tasnif ve rutinin hzla gerilemesinden,
bazlar da geri kalan birka zerklik ve mahremiyet alannn
istilas ve fethinden bahseder. Bazlan alanlarn zynetim
ve kendini savunma haklarnn muhtemel restorasyonu ve
kuruluundan, bazlar da alanlarn kiisel ve zel nitelik
lerine, servetlerine ve ilgilerine el konulmas konusunda bir
baka gelimeden bahseder. Srecin bsbtn elikili ve g
rnte badamayan btn bu zellikleri en azndan ksmen
doru gibi gelebilir. Her biri gzden karlmaya direnmek
amacyla kendi lehine yeterli kant bir araya toplayabilir.
Ortaya kan "deneyim ekonomisi" aslnda sonulan ba
kmndan belirsizdir ve bu belirsizlik ortadan kalkmaya ada
makll direnir. Neticede, "iletmeci" ekonomiden "deneyim"
ekonomisine geiin grnte nlenemeyiinin etkisinin en
nemli nedenlerinden biri, bir zamanlar kendine yeterli ve
Zygmun\ Bauman 189

zerk yaam ve deer alanlarn muntazam bir ekilde blen


snrlarn gitgide bulanklamas, gevemesi ya da silinmesin
den tr her trl kararl hkmn ksmen geersizlemesi
dir. Sz konusu snrlar da i yerini evden, alma zamann
bo zamandan, ii dinlenceden ve aslnda ii ev idaresinden
ayran snrlardr (hatrlanaca gibi, Max Weber bu sonuncu
ayrmn, modernliin doumu ve onun organizasyonun ama
laryla alakasz ve gayri ahsi mantna tabi klnamayacak
olan her eye kar sava ilan etmesi olduunu bildirmiti) .
Cep telefonlar, dizst ve avuii bilgisayarlar anda,
gerek iyerinden gerekse evden geici olarak ulalamama -
ile ilgili vazifeler ya da ailevi ykmllkler- konusunda
hibir mazeret olamaz. l ortaklarnn ve pa tronlarn yan sra
aile yeleri ve arkadalarn da her an emrine arnade olmak, bir
imkandan da te hem bir itki hem de bir grev haline gelir.
Insann evi gibisi yok denebilir hala, ancak evin duvarlar g
zeneklidir ve sesiere kar kesinlikle yaltlm deildir. ou
zaman evde alp iyerinde elenen insanlar, bir eyin doal
habitannn neresi olduu konusunda artk hi de emin olma
malarndan dolay mazur grlebilirler; ne umacaklar, bunu
nerede ve ne zaman umacaklar ve -umutlarn suya dt
sonucuna (ayet olacaksa) nerede ve ne zaman varacaklar
konusunda emin olmamalarndan dolay da mazur grlebi
lirler.
imdiye dek, tamamen (iletile ) iyerine ait olduu d
nlen pek ok ilev, artk "i ortaklar"na "ihale edilmi"
ve bylece yerine ("ayet tamamen memnun deilsen, mal
maazaya iade et" tarznda) piyasa-tipi ilikiler geirilmitir,
ya da sorumluluu her bir alana "devredilmi" , bylece de
performans sorumluluu ve sonularna katianma ykml
l patronlarn stnden alnp alanlarn stne geiril-
190 1 Yaam Sanat

mitir. Bugnlerde gerek tahakkmn belirtisi, hiyeraride


bir yana konmu ya da tmden terk edilmi ortodoks iletme
ci ilerden kanlmasn salayan olanaklardr.
"Yetki verilen" alanlar kendi kendilerini ynetmeye ba
lad zaman, (dolaysz ya da dalayl bir ekilde) cretle al
trlan insanlarn benliklerinin ya da kiiliklerinin epeyce b
yk bir alan -"emek satn alan" iverenlerce salanan toplu
pazarlklarda imdiye dek darda braklm olan alanlar- da
artk smrye ak hale gelir. Kendi kendini yneten iile
rin, geleneksel i szlemeleri yapan yneticilere kapal olan
benlik alanlarna bavuracaklarna, bylece de yneticilerinin
ulaamad kaynaklara ulaabileceklerine bel balanabilir.
Ayrca henz "yetki verilmi" alanlardan ( " taeron" olarak
adla ndrlabilir de adlandrlmayabilir de) , hem iveren irke
tin amalarna hizmet ederken harcadklar saatleri hesapla
mamalar hem de -yneticilerinin kontrol ve dorudan so
rumluluu altnda olsalard- po tansiyel olarak verimsiz ya da
ykc, ya da en azndan ehliletirmesi ve etkisiz klnmas g
olacak benlik alanlarn kontrol edip n trletirmeleri beklenir.
Yeni tip organizasyonun umutlarn balad, doal habi
tat ve " znellik" ya da "oyunculua" dayal seralar nceden
evlerde, arkada evrelerinde ve mahallelerde bulunuyordu ki
bunlar da organizasyonlarn, alanlarnn zaman, enerji ve
duygularna duyduu yeni agzlln -ve buna ilaveten ya
pay olarak takviye edilmi bir teyakkuz ve aciliyet durumuyla
temin edilmi "ihtirasl adanmlk" isteinin- marjinalletir
me, verimsizletirme ve deerini drme eiliminde olduu
alanlardr. Organizasyonlarn sz konusu geleneksel alanlarda
kendi bana bym " toplanmaya hazr" mahsul toplamak
yerine, yelerinin "edimselliini" arttrmak iin, harekete ge
irmeyi amaladklar nitelikleri ekip bin bir ernekle yetitir
me grevini artk kendilerinin stlenmesi gerekiyordur.
Zygmunt Bauman 1 191
Sonu pekala amalanlann tersi kabilir. Esas ama,
organizasyonlar "hafifleterek" hzla deien, akkan bir
ortamn koullarna gre dzenlemekti; ancak yeni glk
Iere kar koymak iin, aksine daha da " arlaabilirler" idi.
Srekli yenilenen bir dnyada, tpk peri masallarndaki yal
cadlarn yapt gibi, bu organizasyonlar da gitgide daha faz
la bakir kana ihtiya duyabilir (gncelletirilmi versiyonda
bu durum, dostane ya da hasmane ancak her zaman zorla
yarak yaplan, rtmeceli bir tarzda "irket birlemeleri" diye
adlandrlan devralmalar ve akabinde aktif varlklarn satlp
paraya evrilmesi eklindedir) . Organizasyonlarn ilerlemesi
oburlua zg zellikler kazanabilir: Aralara kusma spazmla
r ve ya aldrmalarn serpitirildii oburluk krizleri, lgnca
yaplan rejimler ve salk merkezlerinde hafta sonu kaamak
lar. Masraf ve verimlerin tam dengesi henz hesaplanmam
tr; ancak yle grnyor ki yeni ihtiyalar karlamakla ilgili
olan masraflardaki art, eski usulde alan seleflerce gerek
letirilen ilevierin bazlarn ihale etme ve devretme yoluyla
elde edilecek tasarruflardan pekala daha fazla olabilir.
Copenhagen Business School profesr Niels Akerstrom,
bir organizasyonda alanlarn mevcut durumunu , ada
bir evlilikte bir ein ya da beraber yaayan bir iftin duru
muyla karlatrr. Her iki balamda da, acil durum (hem
rasyonel hem duygusal btn kanaklarn seferberliini ge
rektiren bir durum) istisna deil normdur. Her iki balamda
da, kii "ne kadar sevilip sevilmedii konusunda her zaman
phe ierisindedir. . . evlilikte yapt gibi, onaylanmak ve
tannmak iin can atar. . . Bir eyin paras olup olmadklar
sorusu bireysel alanlarn davrann belirler. "4 Akerstrom'a

4) Sophie Bj erg Kirketerp, '"The Loving organization" , Fo, 3 (2007) ("The


virtual living' says) , s . 58-9.
19 Z 1 Ya am Sanat

gre, "ak kodu " , "yeni tip" organizasyonun stratejsn gu


dler. Dolaysyla (aklar arasnda birlikte yaamaya ilikin
szel hibir anlama olmamas gibi) "iyi gnde kt gnde" ,
"mezara kadar" , daimi olarak belirlenmi yazl bir i szle
mesi de yoktur. Partnerler, gelecek konusunda karasz halde,
srekli olarak doum durumunda, patronun ya da ein sem
pati ve sadakatini " kazandklarn" ve "hak ettiklerini" gitgide
daha ikna edici bir ekilde devaml kantlama ihtiyac duyar.
" Sevilmek" asla "yeterince" hak edilip teyit edilmez; sonsuza
dek koulludur. Bu koul da kiinin i yapma, baar gster
me, mevcut ya da potansiyel rakiplerinin tekrar tekrar "nne
geme" konusundaki yeteneine dair hep daha yeni kantlar
salamasdr. Tpk akn ve tannmann artlarnn hibir za
man kaytsz artsz tam olarak karlanmamas gibi, i de asla
bitmez. Kiinin baarlaryla kazand hretle yerinmesi iin
zaman yoktur. hret, gz ap kapayncaya kadar uar gider,
baarlar elde edilir edilmez unutulmaya yz tu tar, bir ortak
lktaki yaam sonsuz bir aciliyet silsilesi oluverir. Bu heyecan
verici ve yorucu bir yaamdr; maceraperesr iin heyecan veri
ci, yreksiz iinse yorucudur.
Son olarak ayn derecede nemli bir husus da udur:
"Deneyim ekonomisi"nin tevik ettii "muktedir klma"nn
bireyselci yorumundaki mantk, i arkadalar arasndaki ibir
liini, karlkl ballklar ve dayanmay yalnzca atl deil,
aka zararl hale de getirir. Dayanmac bir tutum gsteril
diinde ve sonu olarak duygusal balar ve karlkl adanma
glendiinde ok ey kaybedilebilirken ok az ey kazanla
bilir. Durumun btn ynleri (Vincent de Gaulejac'n olu
turduu listeden hareketle yalnzca birkan belirtmek gere
kirse; cretierin tekillemesi, ortak taleplerin dalmas, ko-

5) Bkz. Vin cent de Gaulejac, La sacit'te malade de la gestion, Seuil, 2005 , s. 34.
Zygmunt Bauman 193

lektif anlamalardan vazgeilmesi ve "zgn dayanmalar"n


zayflamas) komnal dayanmaya engel oluyor gibi grn
mektedir. Artk herkes kendi banadr; yneticiler de "birlik"
szcn " teklik" anlamnda yorumlamaya tekabl eden
eyden kaynaklanan kazanmlarn kaynan yer. . .

Niels Akerstr0m'un, organizasyonlar ak ilikilerine benzer


bir modele gre yeniden ekillendirme eilimine dair gzle
mi, bizi muhtelemen "paradigma deiimi"nin temelinde bu
lunan, daha da geni bir dnme yneltmi olsa gerektir:
yani akkan modern ortamda, insan ilikilerinin, zel olarak
ak, genel olarak da arkadalk ilikilerinin oynad roldeki
byk dnme. Denilenlere baklrsa, halihazrda bunlarn
cazibesi ei benzeri grlmemi ekilde artyor, ama uruuldu
u zere oynayacaklar rol -cazibelerinin esas nedeni ola
gelen rol- yerine getirme yetenekleriyle ters orantl olarak
artyor . . .
Tam da ''yakn dostluklar kurmay" arzuladmz ve hi
olmad kadar gl ve lgnca istediimiz iindir ki iliki
lerimiz grlt patrt dolu, endie ve aralksz teyakkuz du
rumunda. Arzuluyoruz, zira arkadalk ilikileri (Ray Pahl'n
yerinde ve anlmaya deer ifadesiyle) , akkan modern dnya
nn "girdapl sularnda bizi koruyan" yegane ( toplumsal) ey
dir. Gs germek iin korunmaya gereksinim duyduumuz
"girdapl sular" , karlkl kukuyla dolu , zehirlenmi ve ou
zaman da kyasya rekabet tarafndan para para edilmi, is
tikrarsz ve narin iyerleridir. Semtlerimiz kent planlamacla
rnn srekli tehdidi altndadr. Sayca ok olan yollarmzn,
saygn bir yaama giden yolu gsteren iaretleri belirsiz ve ye
tersizdir, baanya giden yolu gsteren iaretleri de hibir uya
rda bulunmakszn bir grnp bir kaybolur. Bedenlerimizin
194 1 Ya am Sanat

ve sahip olduumuz eylerin gvenliine ynelik tehditler,


kar koymak bir yana, tespit edilemeyecek kadar belirsizdir.
Bu tr zor bir iin gerektirecei kaynaklar toplamakta pek de
destek verilmeksizin hevesimizi gstermemiz ve "kendimizi
kantlamamz" ynnde srekli bask yaplr. Geride kalma
ya da pistten tamamen dar atlma tehdidini savuturmak
amacyla yakalanamayacak kadar hzl olan yaam tarziarna
dair tavsiyeler sralanr. Gvenilir, sadk, vefakar, "mezara ka
dar" ayrlmayan bir dostun yardm eli, ihtiya duyulduu her
an memnuniyetle uzatlveren, gvenilebilecek bir yardm eli
(tpk adalarn potansiyel gemi kazazedelerine ya da vahalarn
lde yolunu kaybedeniere sunduu ey gibi ) ; ite byle ellere
muhtacz, byle eller olsun istiyoruz -bu ellerden ne kadar
ok varsa etrafmzda o kadar iyi . . .
Ama . . . evet arnas var ! Akkan modern ortammzda mr
boyu ballk, birok musibeti iinde barndran bir nimettir.
Ya dalgalar yn deitirirse, ya yeni frsatlar dnn gven
veren deerli kazanlarn bugnn ba belas ykmllk
lerine, sahip olunan deerli eyleri ayak ba olan eylere;
can yeleklerini kurun arlklara haline getireceklerini iaret
ederse? Ya yaknmzdaki deerli insanlar, bizim iin artk de
erli olmasa da rahatsz edecek kadar yaknmzdaysa hala?
Ite endie de buradan kaynaklanyor: arkadalar ya da ele
ri kaybetme korkusuyla kark, bu insanlar arasndan artk
istenmeyenlerden kurtulunamayacak olma korkusu -buna
ilaveten de kiinin, arkada ya da ein "Daha ok mahremiye
te ihtiyacm var" arzusu ve kararnn nesnesi olma korkusu .
Bugnlerde insan ilikileri "a " , ( "a" : balanma ve balan
ty kesmeye ilikin asla sonianmayan oyun) , gnmzde en
asap bozucu mphemhin bulunduu yerdir ki bu da yaam
sanatlarn, yol gstermekten ziyade daha da kafa kartran
bir krdmle kar karya brakr.
Zygmunt Bauman ! 195

Ivan Klima yle soruyor: "Bir yanda kiisel mutluluk ile


yeni ak hakk, te yanda aileyi paralayacak ve muhteme
len ocuklara zarar verecek kaytsz bencillik arasndaki snr
nerededir? "6 Bu snr tam olarak izmek asap bozucu bir i
olabilir, ancak bir eyden emin olabiliriz: Bu snr nerede olursa
olsun, insanlar arasnda balarn olumasnn ve kopmasnn
ahlakla ilgisinin olmad, ntr edimler olduu ilan edilir edil
mez ihlal edilmi olur; yle ki failler eylemlerinin, birbirleri
iin dourduu sonularn sorumluluundan nsel olarak kur
tulur: Tam da akn, iyi gnde kt gnde, oluturup koruma
ya alt koulsuz sorumluluktan kurtulur. "lyi ve kalc bir
ilikinin yaratlmas" , tketim nesneleri araclyla zevk pein
de komann tam aksine, "byk aba gerektirir" . Gelgelelim,
Klima'nn ne srd zere, akn kyaslannas gereken ey,

bir sanat yaptnn yaratlmasdr. . . Ak da hayal gcn, tam


younlamay, insan kiiliinin btn ynlerini bir araya getirmeyi,
sanatnn zverisini ve mutlak zgrl gerektirir. Ancak hep
sinden ok, sanatsal yaratmda olduu gibi, ak hem eylemi, yani,
rutin olmayan etkinlik ve davran hem de kiinin partnerinin tabi
anna srekli zen gstermeyi, onun bireyselliini anlama abasn
ve saygy gerektirir. Nihayetinde de hogr, yani kiinin kendi
dnya grn ya da ideallerini karsndaki insana dayatmamas
yahut o insann mutluluuna engel olmamas konusundaki farkn
dal gerektirir.

Sonu olarak, ak, mutluluk ve anlama giden kolay bir yol


vaat etmekten geri durur. Tketici pratiklerinden esinlenen
"kusursuz iliki " , bu tr kolay bir yaam vaat eder; ancak
ayn nedenle mutluluk ve anlam kadere rehin verir.

6) Ivan Klima, Bctveen Secrity and Insecrity , Thames and Hudson. l 999 ,
s. 60- 2 .
196 Yaam Sanat

Uzun lafn ksas: Ak, bulunabi len bir ey deildir; objet


trouve (buluntu nesne) ya da "hazr" bir ey de deildir. Her
gn, her saat srekli olarak yeniden yaplmas gereken, da
ima diriltilmesi, teyit edilmesi, zen gsterilip ilgitenilme
si gereken bir eydir. Insan ilikilerinin gitgide krlgan hale
gelmesi, uzun vadeli balanmalarn poplerliini yitirmesi,
"grevler"in "haklar"dan ekilip alnmas ve "kendine kar
ykmllkler"in ( "Bunu kendime borluyum" , "Bunu hak
ediyorum" vb. ) dndaki ykmllklerden saknlmasyla
uyumlu olarak, ak ya en batan kusursuz bir ey ya da hsran
olarak grlr -iyisi mi, aktan vazgeilmeli ve gerekten de
kusursuz olaca umulan "yeni ve gelimi" bir modelle ikame
edilmelidir. Byle bir akn , ilk ciddi anlamazlk ve yzleme
yle dursun, en kk hrgre katlanmas bile beklenemez . . .
Kant'n tehisini anmsarsak, mutluluk, akln deil hayal
gcnn bir idealidir. Ayrca Kant u uyarda da bulunmu
tu : Insanlk denen arpk urpuk malzemeden dmdz bir
ey yaplamaz. Grnen o ki, john Stuart Mill uyarsnda , bu
iki hikmeti birletirmiti: Kendinize mutlu olup olmadnz
sorduunuz anda , artk mutsuzsunuzdur. . . Muhtemelen antik
bilgeler de bu kadarndan phe etmiti, ancak dum spiro, spe
ro (nefes aldm mddete umudumu yitirmeyeceim) ilke
sinin klavuzluunda, sk alma olmadan, yaamn yaama
ya deecek hibir ey ortaya koymayacan ileri srmlerdi.
Anlalan o ki iki bin yl sonra bile, bu nerme gncelliinden
hibir ey kaybetmemitir.
YAAM SANATI
D nya zeri ndeki m i lya rl a rca i n sa n n fa rkl beklen

tileri ve a m a l a r olsa da tek b i r ortak haya l i va r :

M utl u o l m a k . H e p i m i z m u t l u o l m a k i i n abal yor,

b u n u n iin yaa m l a r m zda baz se i m l e r ya pyor,

baz eylerden vazgeiyor, ksacas yaa m larm za

yn vermeye a l yoru z . Peki ned i r b u m u tl u l u k de

nen m u a m m a ? G e rekten a ra n p b u l u n a b i l ecek bir

ey m i , yoksa beyh u d e yere pei nden kou l a n , as

l n da tamamen rastlantlara bal ola n bir ey m i d i r?

M utl u l u u a ra rken, kader ded i i m iz ey i n a l a r n d a

debelenen b i r piyondan m i b a retiz, yoksa sei m l e

r i m i z sayes i n d e ke n d i yaa m l a r m z "yarata n " s a

nat l a r m yz?

Zyg m u nt Ba u m a n , mutl u l u u h a z r reete lerle u l a

l a b i l ecek b i r ey, yaa m da adeta metaya i n d i rge

yen yaa d m z a kkan mod ern a n amazlar n

ve i kilemieri n i b i r b i r n m ze seriyor ve yaa m l a

rm za v u r u l a n p ra n g a l a r n , dayat l a n ya am tasa

r l a r n n , szde bizim a d m za ya p l a n sei m l erin i

yz n o rtaya koyuyor.

Yzy l m z n en byk d n rl e ri n d e n Ba u m a n ' n

"Yaam Sanat" ya am, m u tl u l u k, baar g i b i ko n u

l a r zeri ne felsefeyle yo ru l m u b i r d nce leni . . .

ISBN 978-605-5691-49-3

1
--

ve rsus f]
..

You might also like