You are on page 1of 18

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ

ELEKTRİK – ELEKTRONİK FAKÜLTESİ


ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

2017-2018 ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ

GÜNEŞ ENERJİ SANTRALİ TASARIMI

ELM4131 Kodlu Mühendislik Tasarımı İçin


Hazırlanan

TASARIM ÇALIŞMASI

Hazırlayan
------------------------

Öğretim Üyesi
------------------------------

İSTANBUL, 2017
İÇİNDEKİLER

1. ÖZET
2. TASARIMIN AMACI
3. GİRİŞ
4. YENİLENEBİLİR ENERJİ
4. 1 YENİLENEBİLİR ENERJİ KAVRAMI
5. GÜNEŞ ENERJİSİ
5.1 GÜNEŞ ENERJİSİNİN KULLANIM ALANLARI
6. GÜNEŞ ENERJİSİNDEN ELEKTRİK ELDE EDİLMESİ
6.1 ISIL GÜNEŞ TEKNOLOJİLERİ
6.2 FOTOVOLTAİK GÜNEŞ TEKNOLOJİLERİ
6.2.1 Şebeke Bağlantılı Sistemler (On-Grid)
6.2.2 Şebekeden Bağımsız Sistemler (Off-Grid)
7. SİSTEM TASARIMI
7.1 ARAZİ SEÇİMİ VE HAVA KOŞULARI
7.2 TÜKETİCİ KULLANIM KRİTERLERİ
8. FOTOVOLTAİK SİSTEM DONANIMLARI
8.1 FOTOVOLTAİK HÜCRE TEKNOLOJİSİ
8.2 FOTOVOLTAİK HÜCRELERİN YAPISI VE ÇALIŞMA PRENSİBİ
8.2.1 Birinci Nesil Fotovoltaik Hücreler
8.2.2 İnce Film Hücreler
8.2.3 Optik Yoğunlaştırıcılı Hücreler
8.3 PANEL GRUPLARININ BAĞLANTI ŞEKİLLERİ
8.3.1 Panel Gruplarının Paralel Bağlanması
8.3.2 Panel Gruplarının Seri Bağlanması
8.4 İNVERTERLER
8.4.1 MPPT (Maximum Power Point Tracking)
8.5 AKÜLER
8.6 ŞARJ KONTROL CİHAZI
8.7 TAŞIYICI KONSTRÜKSİYON
8.8 KABLOLAR VE KONNEKTÖRLER
8.9 ŞALT EKİPMANLARI VE PANOLAR
8.10 TRAFOLAR
8.11 YÜKSEK GERİLİM HÜCRELERİ
9. GÜNEŞ ENERJİSİ SANTRALİNİN EKONOMİK ANALİZİ
9.1 YATIRIM MALİYETİ
9.2 PROJE GELİRLERİ
9.3 PROJE GİDERLERİ
9.4 FİNANSAL ANALİZ
9.5 MALİ TABLOLAR
10. SONUÇLAR VE ÖNERİLER
11. KAYNAKÇA
1. ÖZET
Günümüzde, artan enerji ihtiyacına paralel olarak çevre sorunlarının da büyümesi, yeni ve temiz enerji
kaynaklarına yönelme gereğini gündeme getirmiştir. Gerek fosil kökenli enerji kaynaklarının
rezervlerinin sınırlı oluşu, gerekse bunların çevre üzerindeki olumsuz etkileri, özellikle yirminci
yüzyılın son çeyreğinde alternatif enerji kaynaklarına ilgiyi arttırmıştır. Başlıca alternatif enerji
kaynakları, hidrolik enerji, jeotermal enerji, rüzgar enerjisi ve güneş enerjisidir. Elektrik üretiminde
kullanılan enerji kaynakları arasında, nükleer enerji ve jeotermal enerji dışındaki diğer tüm kaynaklar
güneş kökenlidir.
Güneş enerjisinden, ısıtma ve elektrik elde etme gibi amaçlarla doğrudan yararlanılabilmektedir.
Güneşten doğrudan elektrik enerjisi elde edilmesi ise fotovoltaik güneş panelleri ile yapılmaktadır.
Elektrik şebekesinin ulaşmasının mümkün olmadığı durumlarda ya da anlamlı olmadığı yerlerde
özellikle küçük güçte enerji taleplerini karşılamak için kurulan ve şebekeden bağımsız sistemler off grid
güneş enerjisi sistemleri olarak adlandırılan uygulamalardır. Bu sistemler planlanıp kurulurken sistem
tasarımı aşamasında arazi seçimi, tüketicinin enerjiyi kullanım kriterleri, fotovoltaik sistem donanımları
ve ekonomik analiz gibi önemli konulara dikkat edilmesi gerekir.
İlk yatırım maliyeti yüksek olmasına rağmen güneş enerjili sistemler, işletme maliyetlerinin düşük
olması nedeniyle kullanılma oranı günden güne artmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Fotovoltaik Sistem, Yenilebilir Enerji Kaynakları, Fotovoltaik Sistem Donanımları

2. TASARIMIN AMACI
Bu tasarımı hazırlarken günümüzde giderek yaygınlaşan bir biçimde kullanılan PV sistemleri ve güneş
enerji santrallerinin tasarımını incelemek amaçlanmıştır. Bu incelemelerden yola çıkarak genel manada
bir off grid güneş enerji santralinin kurulumu ve aşamaları, projede kullanılan panel, inverter, batarya
gibi sistemlerin özelliklerinin ve işlevlerinin neler olduğu hakkında bilgi sayibi olmak hedeflenmiştir.

3. GİRİŞ
Günümüzün olmazsa olmazı haline gelen enerji insanların dünyada birincil ve ikincil ihtiyaçlarını
karşılamak için gerekli olan en önemli olgudur. Bu ihtiyacın gerekliliği günümüze kadar farklı farklı
kaynaklardan karşılanmıştır. Son yüz-yüzelli yılı dikkate alırsak kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil
kökenli yakıtlar bu ihtiyaçta temel kaynak rolünü üstlenmişlerdir. Enerji, ekonomik büyümenin
sürdürülebilmesi açısından kritik bir unsurdur.
Dünya’daki enerji ihtiyacı; nüfus artışı, sanayileşme ve yeni ihtiyaçlarla hızla artmaktadır. Buna karşın
günümüz dünyasının temel enerji kaynağı olan fosil yakıtlarda artış yaşanmamakta, yani kaynakların
ihtiyacı karşılayamadığı bir noktaya doğru gidilmektedir. Bu nedenle dünya genelinde alternatif enerji
kaynakları arayışı başlamıştır. Enerji talebinin giderilmesi, aynı zamanda çevreye zarar verici bir etkinin
olmaması için yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı gereklilik arz etmektedir.
Güneş enerjisiyle elektrik üretimi imkanı sağlayan ve güneş ışınlarını elektrik enerjisine dönüştüren
fotovoltaik teknolojisi, yenilenebilir enerji endüstrisinin son yıllarda en hızlı gelişen teknolojilerinden
birisidir. Dünyanın özellikle gelişmiş ülkelerinde belirli bir yetkinliğe bir aşamaya ulaşan güneş elektrik
sektörü 21. yüzyılın anahtar teknolojilerinden birisi olmaya adaydır. Karbon emisyonları, enerji
güvenliği ve yükselen fosil yakıt fiyatlarıyla ilgili endişeler güneş enerjisiyle elektrik üretimine olanak
sağlayan fotovoltaik teknolojisinin gelişimini hızlandıran nedenlerdendir.

4. YENİLENEBİLİR ENERJİ
4. 1 YENİLENEBİLİR ENERJİ KAVRAMI
Yenilenebilir enerji, doğanın kendi evrimi içinde, bir sonraki gün aynen mevcut olabilen enerji kaynağı
olarak tanımlanabilir. Çevreyi kirleten ve tüketilmesi kaçınılmaz olan birincil enerji kaynaklarının yerini
alabilecek, çevre kirliliği yaratmayan, yenilenebilir enerji kaynakları; güneş enerjisi, rüzgar enerjisi,
jeotermal enerji, hidroelektrikk enerji, hidrojen enerjisi vb. enerjilerdir.
Yenilenebilir enerji kaynakları, dünyanın toplam enerji kaynakları kullanımının beşte birini oluşturur.
Bütün yenilenebilir enerji kaynakları elektrik üretmek amacıyla kullanılabilmektedir.
Yenilenebilir enerji kaynaklarından biri olan güneş enerjisinin kullanımı ve önemi noktasında son
yıllarda ülkemizde de bir farkındalık oluşmaya başlamıştır. Bu farkındalıkla ısıtma amaçlı kullanılan
güneş enerjisinden dikkatler elektrik enerjisi üretimine kaymıştır. Güneş Enerji Santralleri (GES) enerji
ihtiyacının bir bölümünün karşılanmasında diğer enerji kaynaklarına alternatif oluşturmaktadır.
Fotovoltaik enerji sistemleri:
 Temiz, çevreye ve canlılara zararı olmayan ve hiçbir atık madde içermeyen bir enerji üretim
sistemidir.
 Çevre dostu olmalarının yanı sıra fotovoltaik sistemler aynı zamanda modülerdir. Yani ihtiyaca
göre istenilen yere monte edilebilirler. Diğer enerji üretim sistemleri için bu durum söz konusu
değildir.
 Fotovoltaik sistemlerin işletme ve bakım maliyetleri diğer enerji üretim sistemlerine göre son
derece düşük hatta yok denecek kadar azdır. Özellikle kırsal alanlarda petrol kullanan enerji
kaynakları arasında son derece ucuz ve temiz enerji elde edilebilir.

Ülkemiz, coğrafi konumu itibariyle de sahip olduğu güneş enerjisi potansiyeli açısından birçok ülkeye
göre daha avantajlı durumda olmasının yanı sıra, ısısal güneş enerjisi üretimi ve kullanımı açısından
Çin, ABD ve Japonya’dan sonra dünya dördüncüsü durumundadır.
Türkiye güneş potansiyeli açısından oldukça zengin bir ülkedir. Yıllık ortalama güneş enerjisi 1315
kWh/m2’dir. Türkiye’nin tüm yüzeyine gelen enerji miktarı 1025·1012 kWh olmaktadır. Bu miktar
Türkiye'nin 1996 yılında ürettiği toplam elektrik enerjisinin yaklaşık 11000 katına denk gelmektedir.
Bu da ülkemizde güneş enerjisinin verimli bir şekilde kullanılamadığını göstermektedir.

Şekil 1. Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyeli atlası

Türkiye’nin güneş enerji potansiyeli atlası incelendiğinde güneş ışınlarından en verimli şekilde
faydalanılacak bölgelerin koyu ve açık kırmızı ile gösterilen Güneydoğu Anadolu, Akdeniz, Doğu
Anadolu ve İç Anadolu bölgeleri olduğu görülmektedir.

5. GÜNEŞ ENERJİSİ
Dünyaya gelen güneş enerjisi 130 trilyon ton kömüre eşdeğerdir. Bu değer dünyada tüketilen toplan
enerjinin 15 bin katına eşdeğerdir. Türkiye üzerine bir yılda düşen güneş enerjisi sabittir. Sabit değer bir
yıl boyunca Türkiye’nin elektrik santralleri tarafından üretilen enerji gücünün beş yüz katını
geçmektedir.
Türkiye'nin ortalama yıllık toplam güneşlenme süresi, 2640 saat (günlük toplam 7,2 saat), ortalama
toplam ışınım şiddeti ise 1311 kWh/m2.yıl (günlük toplam 3,6 kWh/m2) olarak tespit edilmiştir.
Rakamlardan da görüldüğü gibi ülkemiz alternatif enerji kaynaklarına vakit kaybetmeden yönelmelidir.
Elektrik üretimi için pek çok yöntem olmasına rağmen, güneş panelleri ile elektrik üretiminin bazı
faydaları vardır. Bu sistemin avantaj ve dezavantajları kısaca şöyle belirtilebilir.
Güneş enerjisinin üstünlükleri şu şekilde sıralanabilir:

 Güneş enerjisi tükenmeyen bir enerji kaynağıdır.


 Mevcut sistemlerden farklı olarak en büyük yararı, herhangi bir fosil yakıt veya bağlantı
gerektirmeden bağımsız olarak elektrik üretebilmesidir.
 Güneş enerjisi, arı bir enerji türüdür. Gaz, duman, toz, karbon veya kükürt gibi zararlı maddeleri
yoktur.
 Güneş, tüm dünya ülkelerinin yararlanabileceği bir enerji kaynağıdır. Bu sayede ülkelerin enerji
açısından bağımlılıkları ortadan kalkacaktır.
 Yakıtının taşınması ve depolanması gibi sorunları yoktur.
 Sistemde kullanılan hareketli parçalar çok az olduğundan çok az bakım gerektirirler. Elektrik
üretiminde kullanılan diğer sistemler (jeneratörler, rüzgar veya hidroelektrik türbinleri vs)
düzenli olarak bakıma gerek duyarlar.
 Enerji kaynağı ile kullanım yeri arasında, uzun iletkenler ve aparatları kullanılmadığından arada
oluşabilecek güç kaybından kaçınılmış olunur.
 Modüler bir sistem olduğu için güç çıkışı kolaylıkla arttırılabilir. Mevcut modüllere yenilerinin
eklenmesi ile sistem, artan güç gereksinimini karşılayabilecek duruma getirilebilir.
Bugünkü güneş enerjisinin karşılaştığı sorunlar ise şöyledir:

 Güneş enerjisinin yoğunluğu azdır ve sürekli değildir. İstenilen anda istenilen yoğunlukta
bulunamayabilir.
 Güneş enerjisinden yararlanmak için yapılması gereken düzeneklerin yatırım giderleri bugünkü
teknolojik aşamada yüksektir.
 Güneşten gelen enerji miktarı kontrol edilemez.
 Birçok kullanım alanının, enerji arzı ile talebi arasındaki zaman farkı ile karşılaşılmaktadır.
5.1 GÜNEŞ ENERJİSİNİN KULLANIM ALANLARI
Yapılan ölçümlere göre, ülkemizin %63 'ünde 10 ay, %17'sinde ise 1 yıl boyunca güneş enerjisinden
yararlanmak mümkündür. Isıya dönüştürerek yararlanma alanları sıcaklık sınırlarına göre üç bölüme
ayrılır:
Düşük Sıcaklıklarda: 150 C’ den düşük sıcaklıklar

 Kullanma suyunun ısıtılması


 Bina ısıtma ve havalandırma
 Tarım da ürün kurutma, seracılık
 Su damıtıcı, tuz üretimi
Orta Sıcaklıklarda: 600 C’ a kadar olan sıcaklıklar

 Sulama için su pompaları


 Küçük motorlar, güneş tencereleri
 Buhar jeneratörüyle elektrik üretimi
Yüksek Sıcaklarda: 600 C’ nın üzeri sıcaklıklar

 Güneş fırınları
 Elektrik üretimi
 Madde araştırılması
 Egzotik maddeler yapımı, seramikler

6. GÜNEŞ ENERJİSİNDEN ELEKTRİK ELDE EDİLMESİ


Güneş enerjisi teknolojileri yöntem, malzeme ve teknolojik düzey açısından çok çeşitlilik göstermekle
birlikte iki ana gruba ayrılabilir:

 Isıl Güneş Teknolojileri: Bu sistemlerde öncelikle güneş enerjisinden ısı elde edilir. Bu ısı
doğrudan kullanılabileceği gibi elektrik üretiminde de kullanılabilir.
 Fotovoltaik Güneş Teknolojisi: Fotovoltaik hücreler denen yarı-iletken malzemeler güneş
ışığını doğrudan elektriğe çevirirler.
6.1 ISIL GÜNEŞ TEKNOLOJİLERİ
Isıl güneş enerjisi uygulamaları elektrik üretmekte kullanılan sistemlerdir. Bu sistemler parabolik oluk
kollektörü, parabolik çanak kollektörü ya da merkezi alıcı tipte (güneş enerjisi yoğunlaştırıcıları)
olabilmektedirler. Yoğunlaştırıcı toplayıcılarda, geometrisine bağlı olarak doğru üzerine
yoğunlaştırmada yani parabolik oluk kollektörde 400°C kadar bir sıcaklığa, üç boyutlu yani çanak
kollektörlerde ise 1400°C sıcaklığa kadar çıkabilmektedir.
Odaklı güneş enerjisi toplayıcılarıyla ise belirli sıcaklıklarda kızgın su, doymuş buhar ve kızgın buhar
elde etmek mümkündür. Elde edilen kızgın su yada buhar enerjisi endüstri tesislerinde direkt olarak
kullanılabilir.

Şekil 2. Merkezi alıcılı Şekil 3. Parabolik çanak


güneş enerjisi sistemleri kolektörler

Şekil 4. Parabolik odaklı Şekil 5. Merkezi odaklamalı ısıl güneş sistemleri


ısıl güneş sistemleri
6.2 FOTOVOLTAİK GÜNEŞ TEKNOLOJİLERİ
PV sistemler, güneş ışınlarının sahip olduğu enerjiyi iç fotoelektrik reaksiyonlar ile elektrik enerjisine
çevirmektedirler. PV sistemler, şebekeye bağlı ve şebekeden bağımsız olarak tasarlanmaktadırlar.
Sistem bileşenleri tasarımlarından kaynaklanan farklılıktan dolayı değişiklik göstermektedir. PV sistemi
genel olarak güneşten gelen ışınları doğrudan elektrik enerjisine çevirmede kullanılan güneş panelleri,
panellerin ürettiği doğru akımı alternatif akıma çeviren inverterler, panel sabitlemede kullanılan taşıyıcı
sistemler ve kablolar sistemde yer alan temel bileşenleri oluşturmaktadır.
6.2.1 Şebeke Bağlantılı Sistemler (On-Grid)
Şebeke bağlantılı sistemlerde, kullanıcının enerji tüketimi, fotovoltaik sistemin ürettiği enerjiden
karşılanır. Bu sistemlerde, paneller vasıtası ile elde edilen elektrik enerjisi doğrudan yüke veya şebekeye
verildiği için akü gibi bir depolama birimine ihtiyaç duyulmaz. Tüketimin üretimden fazla olduğu
durumlarda kullanıcı tüketim fazlası enerjiyi şebekeden alır; buna karşılık, kullanıcının tüketimi
üretiminden az olduğu durumlarda ise üretim fazlası enerji ile şebeke beslenir. Aylık ya da belirlenmiş
periyotlar sonunda çift taraflı sayaç sayesinde hesaplaşma gerçekleşmektedir.
6.2.2 Şebekeden Bağımsız Sistemler (Off-Grid)
Bu sistemlerde fotovoltaik paneller ile üretilen elektrik enerjisi akülerde depolanır ve kullanıcı enerji
ihtiyacını (gece-gündüz) bu akülerden sağlar. Sistemin kapasitesi,otonomi süresi boyunca (güneşten
elektrik üretilemediği süreç) kullanıcının ihtiyacını karşılayacak şekilde boyutlandırılabilir.
Güneş paneli sistemlerinin şebekeden bağımsız (stand-alone) olarak kullanıldığı tipik uygulama alanları
aşağıda sıralanmıştır.

 Haberleşme istasyonları, kırsal radyo, telsiz ve telefon sistemleri


 Petrol boru hatlarının katodik koruması
 Metal yapıların (köprüler, kuleler vb) korozyondan koruması
 Elektrik ve su dağıtım sistemlerinde yapılan telemetrik ölçümler, hava gözlem istasyonları
 Bina içi ya da dışı aydınlatma
 Dağ evleri ya da yerleşim yerlerinden uzaktaki evlerde TV, radyo, buzdolabı gibi elektrikli
aygıtların çalıştırılması
 Tarımsal sulama ya da ev kullanımı amacıyla su pompajı
 Orman gözetleme kuleleri
 Uzay Sanayi
 Deniz fenerleri
 İlkyardım, alarm ve güvenlik sistemleri
 Deprem ve hava gözlem istasyonları
Çevre sorunlarına neden olmaması, temiz ve güvenilir olması ve tükenme olasılığının az olması gibi
nedenlerle, güneş enerjisi, gittikçe daha çok önem kazanmaktadır.
7. SİSTEM TASARIMI
Güneş enerjisi sistemi tasarımı yapmaya başlamadan önce dikkat edilmesi gereken 3 temel konu vardır.
Bunlar uygulama alanı, hava koşulları ve tüketicidir.
7.1 ARAZİ SEÇİMİ VE HAVA KOŞULARI
Sistemin çalışacağı yer ve hava koşulları da tasarım için önemli kriterlerdendir. Yer zaman göz önüne
alınarak gerekli olan güneş ışınımı değerleri hazırlanmış tablolardan seçilir. Bu nedenle, sistemin
çalışacağı bölgenin enlem ve boylam değerleri bilinmelidir. Bu değerlere ve sistemin yıl içinde
kullanılacağı zaman dilimine göre, güneşlenme süresi belirlenir.
Santralin tesis edileceği ideal bölge seçilirken, aşağıdaki kıstasların göz önünde bulundurulur.
Bölgenin;

 Yıllık yağış miktarının düşük olmasına,


 Bulutsuz ve sissiz bir atmosfere sahip olmasına, bölgede güneşi engelleyecek şekilde yapıların
bulunmamasına dikkat edilmesine,
 Hava kirliliğin olmamasına, bölgedeki yapılar tozlanmaya sebebiyet vermemesine
 Ormanlık ve ağaçlık bölgelerden uzak olmasına,
 Kullanılacak arazinin güneye eğimli, ya da düz olmasına
 Arazisinin zemini kaya ya da sel ve çığ gibi afetlerden etkilenecek düzeyde balçık yoğunluklu
olmamasına
 Rüzgâr hızının düşük olmasına
dikkar edilmelidir.
Ayrıca bölgedeki PV sistemlerin uygun bir dağıtım hattına ve merkezine yakın olması ve bölgeye kolay
ulaşımın olması ekonomik yönden gereklidir.
7.2 TÜKETİCİ KULLANIM KRİTERLERİ
Tüketici bir gün boyunca sistemin ne kadar zaman kullanılacağı ve çekeceği akım ve gerilim değerlerini
bilmelidir. Mevsimlere göre güneş ışınımı değerleri değişmekte olduğundan, kullanılacak zaman dilimi
(yaz veya kış gibi) belirlenmelidir. Elle edilen bu verilere göre, modülün güneş ışığını en iyi alabileceği
açı hesaplanarak yerleştirilmesi yapılacaktır.
Kullanıcı tarafından sistemin sadece birkaç gün kullanılması planlanıyorsa panel ve akü sayıları da ona
göre tasarlanacaktır ve bu da maliyeti düşürecektir. Sistem çıkışında AC yüklerin beslenmesi
isteniyorsa, sisteme inverter dahil edilmelidir.
Planlama yapılırken inverter etkisi düşünülmeli, akü bankası ve güneş modüllerinin gerilim değeri
belirlenmelidir. Ayrıca, sistemde kritik veya özel yükler için farklı hesaplamalar yapılmalıdır.
Bu durum tüketicinin tasarım üzerinde istek ve görüşlerine uygun sistemi kurmaktır. Örneğin, akü
seçimi yapılırken, alternatif enerji sistemlerinde kullanılmak amacıyla üretilen sulu aküler yerine, kuru
bakımsız aküler tercih edilebilir. Montajı yapılacak olan sistemin zaman içinde büyüyebileceği
düşünülerek, ona uygun bir alan seçilmelidir. Aydınlatma için tüketimi daha az olan DC ampuller
seçilebilir.
Örgülerde yer alacak modül sayısı gerekli olan yük değerine göre bağlantı şekilleri (seri veya paralel)
olabilir ve bu değere göre, akü sayısı hesaplanır. Kablo bağlantıları, devre kesiciler, sigortalar,
topraklama ekipmanları seçilir. Sistemin tek başına veya destekli kullanılıp kullanılmayacağı belirlenir.
8. FOTOVOLTAİK SİSTEM DONANIMLARI
PV sistemler panellerin yanı sıra birçok farklı ekipmanın bir araya getirilmesi ile oluşturulmaktadır.
Kullanılan bu donanımlar panellerin sabitlenebilmesi, elektriğin DC’den AC’ye dönüştürülebilmesi,
üretilen enerjinin taşınabilmesi, depolanabilmesi ve daha birçok sebep ile kullanılmaktadır. Sistem alt
donanımları bu başlık altında incelenmiştir.
8.1 FOTOVOLTAİK HÜCRE TEKNOLOJİSİ
PV paneller, PV hücrelerin bir araya gelmesi ile oluşturulmaktadır. Bu paneller farklılıklar
göstermektedir. Panel verimliliği hücrelerde kullanılan PV malzemelerin çeşitliliğine göre
değişmektedir. PV panellerin hücre tiplerine göre sınıflandırılması Şekil 2.1’de gösterilmiştir.

Şekil 7. Fotovoltaik hücre


teknolojileri
Şekil 7. Fotovoltaik hücre teknolojilerinin sınıflandırılması

8.2 FOTOVOLTAİK HÜCRELERİN YAPISI VE ÇALIŞMA PRENSİBİ


Fotovoltaik hücreler, yarı iletken maddelerden yapılırlar. Yarı iletken özellik
gösteren birçok madde arasında fotovoltaik hücre yapmak için en elverişli olanlar,
silisyum, galyum arsenit, kadmiyum tellür gibi maddelerdir. Fotovoltaik hücreler
en az iki katmandan oluşmaktadır. Bu katmanlardan üstte olan n-tipi katman alttaki
katman da p-tipi katmandır. N tipi katmanların atomlarının dış yörüngesinde 5
elektron bulunur p-tipi katmanların dış yörüngesinde ise 3 elektron bulunmaktadır.
Güneş ışığının n-tipi katmana gelmesi ile bazı ışık fotonları emilerek n-tipi
katmandaki elektronların dış devreden p-tipi katmana doğru akmasını sağlar.
Böylelikle doğrusal elektrik (DC) akımı oluşmaktadır.
Şekil 9. Fotovoltaik
hücrelerin çalışma prensibi
Doğrusal elektrik akımının voltajını kontrol etmek amacı ile regülatör elektriği
depolayabilmek için aküler ve doğrusal elektrik akımını alternatif akıma çevirmek
için invertörler sisteme eklenebilir.
Şu anda en yaygın kullanılan fotovoltaik hücre türü silisyum bazlı hücrelerdir.
Hücreler güneş ışığına maruz kaldıklarında DC elektrik akımı oluştururlar. Hücreler
üzerine gelen güneş ışınımı ne kadar artarsa, verim de o kadar artar. Fotovoltaik
hücrelerde verimin maksimum derecede sağlanabilmesi için güneş ışınımının dik açı
ile hücreler üzerine gelmesi gerekmektedir.

Şekil 10. Fotovoltaik hücre


modül ve dizi gösterimi

8.2.1 Birinci Nesil Fotovoltaik Hücreler


Birinci nesil PV hücreler kristal silisyum ve yarı iletken teknolojisine dayanmaktadır.
Dünya genelinde en çok tercih edilen PV hücreler olmasının yanı sıra maliyeti diğer
hücre türlerine göre daha yüksektir.Güneş ışınlarını yutma oranı düşük olmasına
karşın verimlerinin %15-20 arasında olması kristal yapılı panelleri üreticiler için
cazip kılmaktadır. Üretici firmaların çoğunun tercih ettiği bu paneller, pazar payının
%93'nü oluşturmaktadır.
Birinci nesil PV hücreler saflık derecelerine göre monokristal ve polikristal olmak
üzere ikiye ayrılmaktadır. Endüstriyel alanda en çok tercih edilen monokristal Şekil 11.
hücreleri, aynı gücü üreten polikristal hücrelerine göre yüksek verimlilik Monokristal panel
göstermektedir. Ancak üretim teknolojisinin uzun zaman alması ve bununla birlikte
maliyetin artması monokristallerin dezavantajlarını oluşturmaktadır.
Polikristal PV hücrelerin yaklaşık 90 yıllık ömürleri vardır. Ancak tek kristalinden
meydana gelmemiş olmaları sebebi ile homojen olmadığını söylemek mümkündür.
Monokristal ise malzemenin atomsal yapısının homojen olması anlamına gelmektedir.
Neredeyse doğadaki tüm kristalinler polikristal özelliği göstermesine rağmen, elmas en
iyi monokristal özelliğine sahiptir.
Günümüzde monokristal ve polikristal güneş panellerinin verimleri arasında çok büyük
farklar mevcut değildir. Verimleri düşük olmasına rağmen polikristal kullanılan paneller
PV güç santrallerinde düşük maliyetlerinden dolayı daha çok tercih edilmektedir.
Şekil 12.
Polikristal panel

8.2.2 İnce Film Hücreler


İnce film hücreler kullanılan malzemenin ve işçilik maliyetinin
azalması için geliştirilmiş bir teknolojidir. İnce film hücreler cam,
paslanmaz çelik, plastik gibi altlık olarak kullanılan malzeme üzerine
yarı iletken malzemenin ince bir tabaka halinde kaplanması ile
oluşurlar. Bu biriken malzeme genellikle çok kristalli malzemelerdir.
Bu yarı iletken malzemeler milimetrenin binde biri ila milyonda biri
arasında değişen ölçülerde damarlara sahiptir.
Şekil 13. İnce film fotovoltaik panel
uygulaması
Güneş ışınlarını yutma oranı yüksek olmasına karşın verimlerinin %7-12 arasında
olmasından dolayı sektörde düşük bir paya sahiptir. Verimin düşük olmasından kaynaklı
çok fazla kurulum alanına ihtiyaç duymaları ince film paneller için en büyük
dezavantajdır. Öyle ki aynı güçte bir güneş enerjisi santrali kurulmak istenirse,
monokristal panellere göre %40 daha fazla yer kaplamaktadırlar. Ülkemizde olduğu gibi
ışıma değerleri ve güneşlenme süreleri yüksek olan yerlerde panel sıcaklıklarında artış
olmakta ve buna bağlı olarak oluşan güç kayıpları ortaya çıkmaktadır. Bu kayıpları en
aza indirmek için sıcaklıktan daha az etkilenen panelleri kullanmak mantıklı bir tercih
olmaktadır. Yüksek sıcaklıklarda daha az güç kaybı yaşaması ince film panelleri, kristal
yapılı panellerden bir adım öne çıkarmaktadır.
Şekil 14. İnce
film panel
8.2.3 Optik Yoğunlaştırıcılı Hücreler
Gelen ışığı yansıtıcılarla daha küçük başka bir yansıtıcıya toplayıp buradan fotovoltaik panel üzerine
yoğunlaştırılmış güneş ışığını verir. Bu tür sistemler az, orta ve çok yoğunlaştırılmış sistem olarak üçe
ayrılır. Az yoğunlaştırılmış 2 ila 10 kat arası, orta yoğunlaştırılmış 10 ila 300 kat arası, çok
yoğunlaştırılmış sistemde ise 300 kat üzeri oranla güneş ışığı yoğunlaştırılarak uygulanır. Bu tür
sistemlerde soğutmak için yüksek kapasiteli ısı soğurucu sistemler gereklidir. Bu sistemin verimi
laboratuar ortamında % 40 olarak ölçülse de yakın gelecekte %50‟lere çıkması beklenmektedir.
8.3 PANEL GRUPLARININ BAĞLANTI ŞEKİLLERİ
Fotovoltaik pillerin farklı bağlantı şekilleri ile kullanıcıların ihtiyaçları karşılanabilir. Panel grupları seri
veya paralel bağlantı ile bu ihtiyaçların özelliğine göre kurulumu yapılır.
Hücre, modül, dizi:
 Seri bağlantıyla gerilim yükseltilebilir.
 Paralel bağlantıyla akım arttırılabilir.
 Seri ve paralel bağlantılarla istenilen gerilim, akım ve güçte diziler (array) elde edilir.

8.3.1 Panel Gruplarının Paralel Bağlanması


Panel gruplarının paralel bağlanması ile sistem
çıkışında, tüketicinin ihtiyacına göre toplam akımın
yüksek olması isteniyorsa paralel bağlantı şekli tercih
edilir. Çünkü bilindiği üzere paralel bağlanmış
kaynakların kollardaki akımların toplamı yüke verilir.
Şekil 15. Panel Gruplarının Paralel Bağlanması

8.3.2 Panel Gruplarının Seri Bağlanması


Panel gruplarının seri bağlanması ile sistem
çıkışında, tüketicinin ihtiyacına göre
toplam gerilimin yüksek olması isteniyorsa
seri bağlantı şekli tercih edilir. Çünkü
bilindiği üzere seri bağlanmış kaynakların
toplam gerilimi yüke verilir. Şekil 17.
Panellerin
Şekil 16. Panel seri ve
Gruplarının Paralel paralel
Bağlanması bağlanması
8.4 İNVERTERLER

Şekil 18. Dizi tipi inverterler Şekil 19. Merkezi tip inverterler

Güneş enerjisi panellerinde elde edilen elektrik enerjisi günün değişik zamanlarında farklı gerilim
değerleri vermektedir. Yapılacak olan sistemin, yükün türüne bağlı olarak sürekli sabit çıkış gerilimi
vermesi istenir. Bunu sağlamak için devreye bir adet inverter bağlanır. AC akımlı ekipmanlar
çalıştırılmak istenildiği zaman inverter, panel ve yük arasına monte edilir.
Kullanılan dönüştürücü çeşitleri ise yükselten, alçaltan ve alçaltan-yükselten dönüştürücüler olarak
tanımlanabilir.Şebeke uyumlu alternatif akım elektriğinin gerekli olduğu uygulamalar için sistemde
inverter kullanılır. Böylece güneş panellerinde üretilen ve akülerde depolanan DC gerilim, 220 V ve 50
Hz lik sinüs dalgasına dönüştürülür.
Güneş enerjisi sistemlerinde kullanılan eviriciler genel olarak ikiye ayrılabilirler. Bunlar,

 Dizi tip evirici


 Merkezi tip evirici olarak tanımlanmaktadır.

Dizi tip eviriciler genellikle 1 kW ile 33 kW güç aralığında yer almaktadır. Bu tip
eviricilerin çıkışları birbirine paralel bağlanarak sistem gücünün arttırılabildiği
belirtilmektedir. Dizi tipi eviriciler genel olarak güneş panellerinin yakınına yerleştirilir.
Güneş panellerinden çekilen solar kablolar doğru akım kesicisi ve parafudr ünitesinin
ardından dizi tipi eviricisine bağlanır.
Şekil 20. Dizi tipi
inverterler
Merkezi tip eviriciler ise genel olarak 33 kW ile 1,25 MW
aralığında yer almaktadır. Bu tip eviricilere güneş panelleri
birleştirici üniteler aracılığıyla bağlanır ve bu tip eviriciler genel
olarak trafo odası gibi bağımsız bir odaya yerleştirilirler.

Şekil 21. Merkezi tip


Eviriciler yapılarına göre de ikiye ayrılabilirler. Bunlar evirici ve birleştirici ünite

 Trafolu eviriciler
 Trafosuz eviriciler olarak adlandırılmaktadır.
Trafolu eviricilerin güneş enerjisi sistemlerinde uzun yıllardır kullanıldıkları bilinmektedir. Bu tip
eviriciler içlerinde trafo bulundurdukları için galvanik olarak doğru akım ünitesi ile alternatif akım
ünitesi arasında izolasyon sağlamaktadırlar. Ayrıca elektromanyetik etkilere karşı da koruma sınıfları
üst düzeydedir. Bununla birlikte eviricilerin içinde bulunan trafonun kayıpları yüzünden bu tip
eviricilerin doğru akımdan alternatif akıma dönüştürme verimlilikleri daha düşüktür. Trafolu eviricilerin
verimlilikleri % 91 ile % 95 arasında değişmekte olduğu değişik evirici üreticileri tarafından
bildirilmektedir.
Trafosuz eviriciler ise yapıları gereği içlerinde trafo bulundurmayan eviriciler olarak tanımlanmaktadır.
Bu yapıda doğru akım ile alternatif akım arasında bir yalıtım bulunmadığı için harici güvenlik
donanımları kullanılması gerekebilir. Trafosuz eviricilerin içinde trafo bulunmadığından bu eviriciler
hem daha hafif hem de daha küçük yapıda olurlar. Bununla birlikte trafolu eviricilere göre verimlerinin
daha yüksek olduğu belirtilmektedir. Değişik evirici üreticilerinden ve analizlerden alınan verilere göre
trafosuz eviricilerin verimleri % 95 ile % 98 arasında değişmektedir
8.4.1 MPPT (Maximum Power Point Tracking)
Eviricilerde bulunan en önemli özelliklerden birisi
olarak maksimum güç noktası takip özelliği
gösterilmektedir. PV panellerin karakteristiğine
göre panellerden çekilen gücün kullanılacak
sisteme göre adapte edilmesi gerekmektedir. Bu
amaçla elde edilen enerjinin en verimli şekilde
kullanılması ve depolanması için maksimum güç
noktası izleyicisi (MPPT) tasarımları
gerçekleştirilmiştir. Güneş panelleri, iklim
koşullarına göre gerilim ve akım değerlerini
değiştirdikleri için eviriciler en yüksek verimliliğe
ulaşabilmek için sürekli olarak güneş panellerinin Şekil 22.
maksimum gerilim ve akım değerlerini takip Maksimum güç
ederler. Takip ile birlikte evirici, akım ve gerilimin noktası takibi
en uygun olduğu yerdeki güç çıkışını, çıkışına
yansıtır.

 Ik = kısa devre akımını


 Uk = kısa devre gerilimini
 Impp = maksimum güç noktası akımını
 Umpp=maksimum güç noktası gerilimi
 Pmpp= maksimum güç noktası gücü tanımlamaktadır.
8.5 AKÜLER
Aküler üretilen elektrik enerjisini depolamaya yararlar. Genel olarak üç tiptir: Kuru, kurşun asit ve jel
akü. Akülerin kapasiteleri amper-saat (Ah) olarak ifade edilir. Ömürlerini uzun tutmak için kapasitesi
%50’nin altında iken şarj edilmelidir. Verimleri %90 civarındadır.
Güneşin yetersiz olduğu zamanlarda veya özellikle gece süresince kullanılmak üzere sistemde akü
bulundurulur. Güneş paneli modülleri, gün boyunca elektrik üreterek bunun bir kısmını akülerde
depolar. Şebekeden bağımsız PV sistemlerde akü, üretilen elektriğin depolanmasını ve sonradan
kullanılmasını sağlayan yedek bir ünitedir.
Enerjinin depolanması günümüzde önemli bir sorun olduğundan Ar-Ge çalışmaları sonucu farklı tipte
akü modelleri geliştirilmiştir.
PV sistemlerde genellikle jel tipi aküler kullanılmaktadır. Bu akülerde sülfürik asit belli bir oranda silika
ile karıştırılarak elektrolit jel halini alır. Bu aküler neredeyse bakım gerektirmez ve tamamen kapalıdır.
PV sistemlerde kullanılması gereken akü adedi belirlenirken, güneş panellerinden hiç elektrik akımı
üretilmemesine rağmen, gereksinim duyulan güç miktarının aküler tarafından karşılanabilmesi dikkate
alınır.
Akünün yükleme ve boşalma hızları, çekilen veya gönderilen akım miktarına ve ortam sıcaklığına bağlı
olarak değişir.
8.6 ŞARJ KONTROL CİHAZI
Şarj kontrol cihazının PV sistemdeki temel işlevi, gece ve güneş ışınımının yetersiz olduğu gündüz
sürelerinde, panel geriliminin, akü geriliminin altına düştüğü durumlarda, akımın ters yönde, diğer bir
deyişle aküden panele doğru akmasını önlemektir.
Fotovoltaik panelden gelen akımı düzenleyerek aküye iletilmesini sağlar. Akünün tam dolmasını ve aşırı
kullanımlarda deşarj (boşalmasını) olmasını engeller. Bir regülatör seçerken dikkat edilmesi gereken en
önemli parametre, regülatörün gerekli olan maksimum akıma dayanıklı olmasıdır. Seçilen regülatörün,
kullanılan batarya voltajı ile uyumlu olmasına da dikkat edilmelidir.
Şarj regülatörleri kullanılacak sisteme göre 12V/24V/48V ve/veya 10A/20A/40A/ 60A gibi değerlerde
değişir. Şarj regülatörleri aynı zamanda DC voltaj çıkışları olduğundan doğru akımla çalışan cihazlara
direk gerilim verirler. Şarj regülatörlerinin LCD göstergeli modelleri de mevcuttur. LCD göstergelide
anlık akü ve panel akım, akü ve panel voltajını ve akünün şarj durumunu gösterir. Sisteme şarj regülatör
seçerken maksimum akımı göz önünde bulundurmak gerekir.
8.7 TAŞIYICI KONSTRÜKSİYON
PV sistemler, açık arazilere ve bina çatılarına kurulabilmektedir. Panellerin yerleştirildiği özel
düzenekler mevcuttur. Bu düzeneklere taşıyıcı konstrüksiyonlar denilmektedir. Konstüksiyon sistemleri
alüminyum ve çelik gibi malzemelerden üretilmekte olup, kullanılacağı alanlara göre farklı montaj
yapıları kullanılmaktadır.

Şekil 23. Çatı tipi


konstrüksiyon sistemi
ve uygulaması

Arazi tipi tesislerde, güneş paneli montaj yapıları


kolaylıkla genişletilebilecek şekildedir. Bu yapılarda
önemli olan yapının zemin ile olan bağlantısıdır. Zemin
bağlantısının yapılabilmesi için beton bloklar veya
çakma kazıklar kullanılmaktadır. Beton bloklar zemin
yapısından bağımsız olarak tüm uygulamalarda
kullanılabilir iken, çakma kazıklar sert ve kayalıklı
bölgelerde kullanılamaz. Çakma kazık sisteminin
uygulanması daha kolay olmasına rağmen, zemin
türünden dolayı oluşan dezavantajları kullanım alanını
kısıtlamaktadır. Şekil 24. Beton bloklar ve galvaniz çelik güneş
paneli montaj yapısı
Şekil 25. Beton bloklar

Şekil 26. Arazi tipi


konstrüksiyon
sistemi ve
uygulaması
Diğer bir bağlantı şekli ise yer vidası olarak adlandırılan ve genel olarak kullanımı
zeminin yapısına bağlı olan bağlantıdır. Yer vidalarının kullanımı daha kolay ve
montajı daha kısa sürede tamamlanmasına rağmen zeminin yapısına bağlı olarak
kullanımlarının sınırlanması en büyük dezavantajları olarak görülmektedir. Yer
vidaları genel olarak düz ve kayalık olmayan yumuşak zeminlerde kullanılmaktadır.

Şekil 27. Yer vidası örneği


8.8 KABLOLAR VE KONNEKTÖRLER
Güneş panelleri yapıları gereği güneş ışığından elektrik eldesi sağlayan
üreteçler olarak tanımlanmaktadır. Bu özelliklerinden dolayı güneş
panelleri ve bunlara bağlı diğer donanımlar güneş ışınlarına maruz
kalmaktadır. Özellikle güneş panellerini birbirine bağlayarak daha
yüksek güç eldeleri oluşmasını sağlayan kabloların güneş ışınlarından
ve yüksek sıcaklıklardan etkilendikleri belirtilmektedir. Güneş enerjisi
sistemlerinin çalışma ömürlerinin 25 yıldan fazla olduğu göz önüne
alınırsa bu sistemleri birbirine bağlayan kabloların da en az bu şartları
sağlamaları gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte yıllar içinde
oluşabilecek yıpranmalardan dolayı kablo kayıplarının en aza indirilmesi Şekil 28. Solar kablolar
için güneş panellerini birbirine bağlayan kabloların özel yapıda olması
gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda güneş enerjisi sektörünün gelişimiyle birlikte kablo
üreticileri bu sistemler için özel kablolar imal etmeye başlamışlardır. Bu tip kabloların genel özellikleri
güneş ışınlarının zararlı etkilerine ve yüksek sıcaklıklara karşı gösterdikleri dayanıklılık olarak
gösterilmektedir. Bu tarz kablolara genel olarak “Solar Kablo” adı verilmektedir.
PV sistemler güneş ışınlarına maruz kaldıkları için, bu sistemlerde donanım elemanı olarak kullanılan
kabloların yüksek sıcaklıklardan ve güneş ışınlarından etkilenmemesi gerekmektedir. PV sistemler uzun
kullanım sürelerine sahiptir ve bu sebeple kullanılan kabloların da uzun ömürlü olması gerekmektedir.
Ancak uzun yıllar kullanılması kabloların yıpranmasına ve kablo kayıplarına sebebiyet vermektedir.
Kablo kayıplarının en aza indirilebilmesi için özel yapıya sahip olması gerekmektedir. Bu sebeple kablo
üreticileri güneş ışınlarına dayanıklı PV1-F kodlu solar kablolar üretmektedir.
Solar kablolar DC gerilim taşımaktadır ve genellikle panelleri birbirine seri ve paralel bağlamada
kullanılmaktadır. -40°C ile +120°C arasındaki sıcaklık değerlerinde çalışabilmektedir.
Panelde üretilen DC akım solar kablolar ile invertere taşınmaktadır. İnverterde DC akımı AC akıma
dönüştürülerek AC kablolar aracılığıyla taşınmaktadır. PV tesislerde kullanılan AC kablolar
kullanılacakların yerleri, akım taşıma kapasiteleri ve gerilim düşüm hesaplarına göre belirlenir. Bu
kabloların iletkenleri çoğunlukla bakır veya alüminyum olabilir. Kullanılacakları gerilim değerlerine
göre ise PVC ve XLPE yalıtkanlı olarak seçilebilir.
Konnektörler kablolar arası bağlantı sağlayan elemanlardır. Kablolarda aranan çevre özelliklerine uygun
olma durumu konnektörler için de geçerlidir. Konnektörler PV sistemlerde çoğunlukla solar kabloların
uçlarında kullanıldığından toza ve suya karşı korumalı IP 65 ve IP 68 sınıfında olanları günümüzde
tercih edilmektedir.
Konektörler, solar kablo olarak adlandırılan
güneş enerjisi sistem kablolarında bağlantı
elemanı olarak kullanılmaktadır. Bu bağlamda
solar kablolarda olduğu gibi bu bağlantı
elemanlarının da güneş ışınlarına ve yüksek
sıcaklıklara karşı dayanıklı olması gerekliliği
ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte bu
konektörler dış ortam koşullarında çalışacakları
ve birer bağlantı elemanı oldukları için su
geçirmez özellikte olmaları gerektiği Şekil 29. Solar Konnektörler
belirtilmektedir.

8.9 ŞALT EKİPMANLARI VE PANOLAR

PV sistemde kullanılan kablo, panel ve evirici sisteminin oluşabilecek tehlikelerden korunması


gereklilik arz etmektedir. Bu amaç ile santralin tasarımına uygun selektivitasyon sağlanacak şekilde
nominal akım ve kısa devre akımları da göz önünde bulundurularak yük ayırıcılar, devre kesiciler ve
kaçak akım koruma şalterleri kullanılmaktadır. Bu elemanlar PV sistemin şalt elemanlarını
oluşturmaktadır. Şalt ekipmanları panolar üzerinde bir araya getirilerek inverter toplama panoları ya da
ana panolar oluşturulmaktadır. Santrallerde kullanılan farklı pano türleri mevcuttur. Günümüzde uzun
ömürlü ve yalıtkan olması sebebi ile cam elyaf panolar tercih edilmektedir.
Topraklama üniteleri PV sistemlerde de önem arz etmektedir. Topraklama tesiste aktif olmayan
bölümlerin elektrolit yardımıyla toprakla iletken bir biçimde birleştirilmesidir. Böylece oluşabilecek
arıza durumunda adım ve dokunma gerilimlerinin insan hayatına zarar vermesi engellenir. Ayrıca
ekipmanların da zarar görmesine engel olur. Topraklama yapılırken şunlara dikkat edilmelidir.
 Topraklanacak cihazlar ve bölümler ile referans toprak arasındaki direnç mümkün olduğunca
küçük olmalıdır.
 Cihazların ve benzeri ekipmanın aralarında, işletme sırasında potansiyel farkın meydana
gelmemesi temin edilebilmelidir.

Yıldırımlar yüksek seviyede gerilime sebep olduğu için sistemlerde büyük hasara sebebiyet verir.
Paratoner ekipmanların yıldırımdan korunmasını sağlamaktadır. Paratonerler koruma yarıçaplarına göre
yaklaşık 6 m yüksekliğinde olduğundan PV tesislerde paneller üzerine gölge yapmayacak şekilde
yerleştirilmelidir.

8.10 TRAFOLAR
İnverterler belirli bir gerilim seviyesinde AC elektrik üretmektedirler. Trafolar üretilen elektriğin daha
uzak noktalara iletilebilmesi ve gerilim seviyesinin değiştirilebilmesi için kullanılmaktadırlar. PV
tesislerde kullanılan trafolar genellikle hermetik tip ya da kuru tip trafo olarak tercih edilmektedir.
Hermetik tip trafolar yağlı trafolar arasında yer alır ve trafo sargıları tamamen yağın içerisindedir. Bu
trafolar tamamen kapalıdır, bu nedenle herhangi bir arıza esnasında müdahale edilemez. Ancak sorun
yaşanmadığı durumlarda kısa vadeli bakım gerektirmez.

Şekil 30. Hermetik tip trafo Şekil 31. Kuru tip trafo
Kuru tip trafolar tamamen kurudur. Yangın çıkma riski düşük olan bu trafolar soğutma fanı gibi ek
teçhizatlara ihtiyaç duyabilir. Kuru tip trafolar hermetik trafolara göre yüksek maliyetlidir. PV tesislerde
sistem sadece gün ışığı var iken çalışabileceği için trafonun boşta kayıplarının az olmasına dikkat
edilmelidir.

8.11 YÜKSEK GERİLİM HÜCRELERİ


Eğer sistemimiz on grid bir sistemse bu sistemde beton trafo ve dağıtım merkezi bulunur. Burda trafo
vasıtası ile gerilim seviyesi değiştirilen elektrik enerjisi hava yalıtımlı ya da gaz yalıtımlı hücreler
aracılığıyla, yüksek gerilim şebeke hattı ile irtibatlandırılır. PV tesislerin yüksek gerilim seviyesinden
korunması, manevra yapılması ve enerji miktarının ölçülmesi bu hücreler aracılığı ile sağlanır.

Şekil 2.9. b. Kuru tip trafo

Şekil 32. Monoblok Beton Trafo ve Dağıtım Merkezleri

9. GÜNEŞ ENERJİSİ SANTRALİNİN EKONOMİK ANALİZİ


Bir güneş enerji santralinde yapılan ekonomik analizde dikkat edilen ana başlılar aşağıdaki gibidir.
9.1 YATIRIM MALİYETİ
GES ile ilgili olarak yatırım bedelini oluşturması gereken ana unsurlar aşağıdaki gibi listelenmiştir.

 Mühendislik hizmetleri
 Makine ve techizat
 Sahanın hazırlanması ve inşaat işleri
 Projenin hazırlanması ve saha gezileri
 Arazi bedeli
 Devreye alma
 Trafo ve enerji nakil hattı
 Lisans bedeli
 Beklenmeyen giderler
 Finansman giderleri
 Yatırım dönemi genel gideri
9.2 PROJE GELİRLERİ
Güneş enerjisi santralinin gelirlerini iki ana başlık altında toplanmaktadır:

 Elektrik satış gelirleri


 Karbon satış gelirlerit
9.3 PROJE GİDERLERİ
Proje özellikleri ve mevcut mevzuata göre, oluşması öngörülen proje giderleri aşağıda listelenmiştir:

 Faaliyet giderleri
 Yıllık lisans bedeli
 Faiz giderleri
 İletim sistemi kullanım ve işletim bedeli
 Komisyon gideri
9.4 FİNANSAL ANALİZ
9.5 MALİ TABLOLAR

10. SONUÇLAR VE ÖNERİLER


Fosil kaynakların hızlı bir şekilde tükenmesiyle, yakın gelecekte güneş, rüzgâr, dalga, biokütle,
jeotermal, hidrolik ve hidrojen enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı büyük bir önem
kazanacaktır. Güneş enerjisi kullanarak enerji üretilmesi yenilenebilir enerji kaynağı uygulamalarından
en popüler olanlarındandır. Güneş kollektörleri, fotovoltaik hücreler ve güneş bacası uygulamaları
kaynağı güneş olan enerji üretme yöntemlerindendir.
Günümüzde, üretim ve dizayn maliyetleri gittikçe düşen, güneş pilleri, elektrik üretiminde bir seçenek
durumuna gelmişlerdir. İlk kuruluş maliyeti, diğer sistemlere göre, biraz yüksek olsa bile, sistem bir
süre sonra kendini amorti etmektedir. Sistemin en önemli özelliği, elektrik üretimi için hiçbir yakıta
veya bağlantıya gerek duymamasıdır. Devam eden çalışmalar sonucu, maliyette olacak iyileşmeler,
güneş panellerini daha da çekici bir alternatif durumuna getirecektir. Dünyada yapılan çalışmalar
sonucu, sistemlerin maliyetleri her geçen gün düşürülmekte, bu da söz konusu sistemleri çekici
kılmaktadır.

11. KAYNAKÇA
 AYGÜN, O.., ‘’ MEVCUT KONUT YAPILARINA FOTOVOLTAİK PANEL SİSTEMLERİN
ENTEGRE EDİLMESİ, İZMİR ÖRNEĞİ ’’, Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü, İzmir, (2012).
 KÖROĞLU, T.., ‘’ GÜNEŞ PANELİ SİSTEMLERİNİN TASARIMI ’’, Yüksek Lisans Tezi, Çukurova
Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü, Adana.
 EKİNCİ, M.., ‘’ TAŞINABİLİR GÜNEŞ TAKİP SİSTEMLİ PV PANEL DİZAYNI VE
UYGULAMASI ’’, Yüksek Lisans Tezi, Erciyesl Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Kayseri, (2015).
 GİRGİN, M.., ‘’ BİR FOTOVOLTAİK GÜNEŞ ENERJİSİ SANTRALİNİN FİZİBİLİTESİ,
KARAMAN BÖLGESİNDE 5 MW’LIK GÜNEŞ ENERJİSİ SANTRALİ İÇİN ENERJİ ÜRETİM
DEĞERLENDİRMESİ VE EKONOMİK ANALİZİ ’’, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik
Üniversitesi, Enerji Enstitüsü, İstanbul, (2011).
 ÇITANAK, N.., ‘’ GÜNEŞ ENERJİ KAYNAĞINDAN ELEKTRİK ENERJİSİ ÜRETİMİ ’’, Yüksek
Lisans Tezi, Fırat Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Elazığ, (2014).
 AKAR, A.., ‘’ BİR GÜNEŞ ENERJİ SANTRALİNİN KURULUMU VE PERFORMANSININ
ANALİZİ ’’, Yüksek Lisans Tezi, Fırat Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Elazığ, (2016).
 KARATAŞ, A.., ‘’ GÜNEŞ ENERJİSİNDEN ELEKTRİK ÜRETİMİ ’’, Yüksek Lisans Tezi, Trakya
Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Elazığ, (2012).

You might also like