You are on page 1of 30

Kuantum Düşüncede İslami Motifler

Mehmet Doğramacı

http://ferid_hakki.sitemynet.com
tarafından derlenmiş ve size e-kitapçık olarak sunulmuştur.
Basım : Ocak-2006

Kaynak: www.sufizmveinsan.com

Sunu
Kuantum Teorisi her ne kadar bilimsel çevrelerin bir kısmınca onaylanmasa da varlık ve
evrene dair yeni ve muhteşem bir yaklaşım tarzı olarak ilgi çekiyor. Kuantum teorisi
çerçevesinde genellikle fizik bilimciler açıklamalarda bulunuyorlar.
Bizce varlığın, alemin özünü içinde saklayan Kuantum Teorisi; hayatın tüm alanlarında
uygulanabilecek bir bakış açısı getirmektedir. İşte bu anlayışı KUANTUM DÜŞÜNCE
TEKNİĞİ adlı eseri ile yansıtan R.Şenal Günseli, sahasında bir ilke imza atmıştır.
2
Onun eserini okuduğumuzda İslami bazı motifleri de fısıldadığını satır aralarında sezdik.
Varlık Tek… Din de Tek… Dolayısıyla hayat da Tek… İşte bu anlayışla; yazarın eserinde
sıraladığı Öz Bilinç-Ego Bilinç yaklaşımına, onun sıraladığı maddelere
AYET-HADİS-EVLİYA SÖZLERİ ile katkıda bulunduk.
Umarız ortaya çıkan bu çalışma; hem yaşama bakışımızı değiştirecek olan Kuantum Teorisini
anlamaya, hem de Tek Dinin İslam olduğunu, Onda her şeyin mevcut olduğunu anlamamıza
naçiz bir katkı sunar!..
Çalışma bizden, başarı Allah’tandır…
Kendini arayanlara selam olsun!....
Mehmet DOĞRAMACI
3

-yorumsuz bildiri-
İnsanlığa gerçekleri anlattığına inandığımız düşünürlerin,
yazarların, aydınlanmışların ilimsel üretimlerini
sizlerle paylaşmaktan başka bir arzumuz yoktur.
Biz bir başka insanı değişim-dönüşüme uğratamayız.
Bizim yapabileceğimiz tek şey;
değişim-dönüşümün meydana gelebileceği,
hoşgörü ve sevginin girebileceği bir alan, bir boşluk yaratmaktır.
Dileğimiz size yararlı olabilmek...
Evreni (algılayamadıklarımız dahil) yöneten ve
farklı adlarla işaret edilen Yüce Gücün,
bu arzumuzu yerine getirmemiz için, önümüzü açık etmesini diliyoruz;
‘Eğer bu duanın gerçekleşmesi, bizler ve tüm yaşam adına en iyisi olacaksa...’

http://ferid_hakki.sitemynet.com
4

Kuantum Düşüncede İslami Motifler


Mehmet Doğramacı

Içindekiler
• TAMLIK - EKSİKLİK HİSSİ
• GÜVEN - KORKU
• HUZUR - KAYGI
• GERÇEĞİ SEVMEK - YALAN TUTKUSU
• AÇIKLIK - İKİYÜZLÜLÜK
• BARIŞÇILIK - ÇATIŞMA EĞİLİMİ
• ÇÖZÜM ODAKLILIK - SORUN ODAKLILIK
• BOLLUK BİLİNCİ - YOKLUK BİLİNCİ
• ÖZGÜR BIRAKMA - YÖNLENDİRME
• MEMNUNİYET - TATMİNSİZLİK
• BAĞIŞLAMA - YARGILAMA
• ANLAYIŞ - ÖFKE, KİN
• OBJEKTİF BAKIŞ - ÇARPITMA
• YARATICI DÜŞÜNME - TEKRARLAMA
5
• ANDA YAŞAMA - GELECEK VE GEÇMİŞ KAYGISI
• SEÇİM ÖZGÜRLÜĞÜ - KADERCİLİK
• NEŞE, COŞKU - KEDER, ÇÖKÜNTÜ
• AKIŞA UYMAK - DİRENMEK
• GEÇİRGEN - KIRICI, KIRILGAN
• KAZANMAK, KAZANMAK - KAZANMAK, KAYBETMEK
• İLKE MERKEZLİ - EGO MERKEZLİ
• OLMAK - SAHİP OLMAK
• ESNEKLİK - KATILIK
• TEVAZU - GURUR
• BİRLEŞTİRİCİLİK – AYRIMCILIK
• Yayın Listemiz

http://ferid_hakki.sitemynet.com
6

Kuantum Düşüncede İslami Motifler


Mehmet Doğramacı

Kısaca “İnsanın kendi güçlerinin farkına varması” olarak açıklanabilecek kuantum düşünce
tekniğine dair okumakta olduğum kitaptaki tespitlerle İslâmî tefekkür arasında gördüğüm
paralelliği sizlerle paylaşmak istiyorum. Kuantum Düşüncenin ÖZ BİLİNÇ-EGO BİLİNÇ
kıyaslamasına dair maddeleri işlerken bu yakınlığı siz de fark edeceksiniz. Kişinin kendini
sadece beden kabul etmesi sonucu egemen olan Ego Bilinç, bir anlamda İslâmî düşüncede
sıkça bahsi geçen NEFİS-ŞEYTAN-VESVESE olarak biliniyor. Kuantum; bilinci
basamaklara ayırıp EVRENSEL BİLİNÇ OKYANUSUNU ALGILAMAYI hedef
koyarken; Tasavvuf düşüncesi NEFSİN MERTEBELERİNİ sayıyor ve birer birer basamak
çıkmayı gaye ediniyor. Kuantum; ÖZE VARMAK olarak nihâî noktayı belirlerken, Tasavvuf
HAKKA ERMEK, SAFİYE BOYUTUNA ÇIKMAK şeklinde hedef gösteriyor. Şimdi
Kuantum Düşünce Tekniğinde ana hatları verilen ÖZ BİLİNÇ-EGO BİLİNÇ mukayesesini
ele alalım. Maddelerin açıklamaları kuantum düşünce tekniğine, yıldız altına (***) düşülen
İslâmî düşünceye ayet-hadis-vecizelere dair notlar bendenize ait.
7
ÖZ BİLİNÇ - EGO BİLİNÇ (İki zıt bilinç nitelikleri, Siyah ve Kırmızı olarak
başlıklanmıştır.)

1- TAMLIK - EKSİKLİK HİSSİ


Öz varlık doğası gereği eksiksiz, tamdır. Bu durum kendinden memnuniyeti, olduğu halden
hoşlanmayı ve ihtiyaçsızlık bilincini geliştirir. Ego bilinç ise her zaman kıyaslar, yarışa girişir,
olduğu hali uygun ve kabul edilir bulmaz. Hep kendi dışında başka şeylere ihtiyaç duyar. Bu
bazen madde, bazen övgü, bazen de insan olabilir. Özünü fark edene kadar hiçbir şey
içindeki boşluğu dolduramaz.
“Ona şekil verdiğim ve ona ruhumdan üflediğim zaman.”(Hicr-29)
“Biz insanı en güzel biçimde yarattık.”(Tin-4)
Bu ayetlerden insanın tam, eksiksiz olarak yaratıldığı; Allah’ın insana kendi ruhundan
(evrensel özden) verdiği anlaşılıyor. Allah için eksiklik düşünülemiyorsa, ondan içimize verilen
ruhta, özde eksiklik düşünmek ne mümkün?!.
8

2- GÜVEN - KORKU
Öz varlık kendisini hiçbir şeyin tahrip edemeyeceğini, yok edemeyeceğini bilir. Dolayısıyla
korkacak bir şeyi yoktur. Ego bilinç ise kendini beden kabul ettiği için açlık-susuzluk- acı
tehlike-hastalık v.b. olgulardan sürekli korkar.
“Onlara hiçbir korku yok ve onlar üzüntü de duymayacaklardır”(Ali İmran-170)
“Deki: Bize hiçbir zaman Allah’ın yazdığından başkası ulaşmaz. O, bizim Mevlamızdır, mü’
minler onun için yalnız Allah’a dayanıp güvensinler!”(Tevbe-51)
“Kadere İman eden; Kederden güvende olur”(H.Ş)
Ashab-ı Kehf adıyla tarihe geçen 7 genç Allah’a güvendikleri için, 300 küsur yıl mağarada
uyutulmak suretiyle Allah tarafından kralın zulmünden özel olarak korunmuşlardır!.. Allah’a
güvenen kişi; şartlar ne olursa olsun korunur!.. İnancı zayıf olanların ödlek olduklarını,
korktukları için saldırarak korkularını bastırmaya çalıştıklarını günlük yaşamda da, tarihin tozlu
sayfalarında da gözlemek mümkündür.

3- HUZUR - KAYGI
Öz her şeyle bütünleşme duygusu içinde yaşadığından onun için “Bir başkası” yoktur. Böyle
9
olunca korkacak, kaygı duyacak şey de yoktur. Her şeyin mükemmel, insan yararına işlediği
duygusu ona hakimdir. Ego bilinçse düşman bir dünyada yaşadığını sanır. Her şey ona karşı
tavır almıştır sanki. Her an kendisini tehlikeye sokacak sürprizler olur diye ödü kopar.
“Mutlu son, Allah’tan korkanlarındır”(Araf-128)
“Onlar ki iman etmiş ve iyi işler istemektedirler; ne hoş mutluluk onların, istikbal güzelliği de
onların!”(Ra’d-29)
“Yüzlerinde nimet ve mutluluğun parıltısını tanırsın.”(Mutaffifin-24)
”Ey Rabbine itaat eden huzura ermiş ruh,”(Fecr-27)

Özle bütünleşenler, Allah’ın varlığında olduğunu hissedenler ister aç yaşasınlar, isterse fakir
olsunlar mutludurlar. Sahabeden pek çoğunun giyecek ikinci bir elbisesi, ertesi güne gıdası
olmamasına rağmen onların çağına Asr-ı Saadet (Huzur Çağı) denmesi anlamlı değil mi?..

4- GERÇEĞİ SEVMEK - YALAN TUTKUSU


Öz bilinç gerçeği sever ve onun için yaşar. Gerçekle yoğrulmuştur. Onun dünyasında yalana
yer yoktur. Ego ise enerjisinin çoğunu gerçeği saklamak için kullanır ve kendini boş yere
10
yorar. Bir yalanı saklamak için zincirleme yalanlar düzmek zorundadır. Sahte söz ve
davranışlarla oluşturduğu maske ardına saklanır, sonra da o maskenin kurbanı olur.
“Onun için emrolunduğun gibi doğruluk et; sen ve beraberinde tevbe edenler de böyle olsun
ve aşırı gitmeyin! Çünkü O, bütün yaptıklarınızı görür.”(Hud-112)
“Yalanı ancak Allah’ın ayetlerine inanmayanlar uydurur, iftira ederler; işte onlar,yalancıların ta
kendileridirler.”(Nahl-105)
“Şüphe yok ki Allah, aşırı giden bir yalancıyı doğru yola çıkarmaz.”(Mümin-28)
“Hakkı batıla karıştırıp da bile bile hakkı gizlemeyin!”(Bakara-42)
“Vay haline artık o gün o yalan söyleyenlerin!”(Tur-11)
“Yalanla İman bir arada bulunmaz”(H.Ş)
“Gönül yalan sözden ferah bulmaz. Yağa su karışırsa kandil güzel aydınlatır mı?” (Mevlana)

5- AÇIKLIK - İKİYÜZLÜLÜK
Öz bilinç kendinden memnun yaşar. Kendinin değerli, özel olduğunu bilir. Utanılacak ve
gizleyecek bir şeyi yoktur. Ego bilinç ise; kendisi olduğunda kıskanılacağını ve
beğenilmeyeceğini sanarak hep sahte rollerle davranır. Düşündüklerini söylemez, olduğu gibi
davranmaz.
11
“Şu da bir gerçek ki ikiyüzlüler, ateşin en alt katındadırlar. Onlar için bir yardımcı asla
bulamayacaksın.”
(Nisa-145)
“İkiyüzlülere şunu müjdele: Kendileri için korkunç bir azap öngörülmüştür.”(Nisa-138)
“Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol”(Mevlana)

Ayette geçen ateşte olmayı sadece cehennem olarak düşünmeyiniz. İki yüzlüler, sahte rolleri
bir gün açığa çıkar korkusu içinde hep gizli bir bunalım yaşarlar. Bu bunalım ruhu, gönlü
yakar, iç daralması verir. Bu da bir nevi dünyada cehennemi yaşamaktır. Harbî olanlar, içi dışı
bir olanlar gönül rahatlığını; dünya cennetini yaşarlar.

6- BARIŞÇILIK - ÇATIŞMA EĞİLİMİ


Öz barışçıdır. Çıkarlar çatışıyor gibi görünse de herkesin kendince mutlu olmaya hakkı
olduğuna inanır. Çoğu kere savunma için bile şiddet kullanmaz. Şiddeti ancak insanlık onuru
zedelenirse kullanır. Ego; farklılıklara, ayrılıklara kafayı takar. Şiddeti çözüm olarak görür.
Ego bilinçle davrananların en uysalı surat asanlar, en şiddetlileri de adam öldürenlerdir.
“İnsan hüsrandadır. İnanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanlar, birbirlerine hakkı ve sabrı
12
önerenler müstesnadır.”(Asr-3)
“İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince onlar için, altlarından ırmaklar akan
cennetler vardır. Büyük başarı işte budur.(Büruc-11)
“Biz, barışsever iyilerin ödülünü zayi etmeyiz.”(Araf-170)
“Mümin olarak hayra, barışa yönelik iyilikler yapansa ne haksızlığa uğratılmaktan korkar ne
de ezilip horlanmaktan.”(Taha-112)
Allah’a teslim olanlar ruh dinginliği içinde yaşarlar. Kimseye karşı çatışmacı düşünce
beslemezler. Özü kavrayamayanlar ise; insanları birbirine düşürmeyi, kavga zemini hazırlamayı
meslek edinirler. Dünyada süren savaş ve çatışmaların genellikle Müslüman olmayan
toplumlar ve liderlerce körüklendiğini görüyoruz değil mi?..

7- ÇÖZÜM ODAKLILIK - SORUN ODAKLILIK


Öz, sınırsızlığı yaşadığından her olayda çözümü kolay fark eder ve hemen çarelere yönelir.
Sınır yoksa zaten sorun da yoktur. Ego sorunlara takıntılı olduğundan sorun yaratır, sorunla
boğuşur, hatta sorun üretir. Hayatı sorunlardan beslenmek, başkalarının zor anlarını fırsat
bilmekle geçer. Sorun; egonun gıdası, çare özün gıdasıdır.
13
“Demek ki, zorluğun yanında bir kolaylık mutlaka var! Zorluğun yanında bir kolaylık
muhakkak var!”(İnşirah-5/6)
“Eğer sana hile-oyun yapmak isterlerse Allah sana yeter. Yardımıyla ve müminlerle seni
destekleyen O’dur.” (Enfal-62)
“Müminler ancak kardeştirler, onun için iki kardeşinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun
ki, rahmete layık olasınız”(Hücurat-9)
“Kolaylaştırınız, Güçleştirmeyiniz; Müjdeleyiniz,
Nefret Ettirmeyiniz”(H.Ş)
“Derman aradım derdime, derdim bana derman imiş/Bürhan(delil)aradım aslıma aslım bana
bürhan imiş.(Niyazi Mısri)

Allah devasız dert, çözümsüz sorun yaratmamıştır. Çaresiz hiçbir problem yoktur. Çare; çoğu
kez sorunun içinde saklıdır. Tabii ki görecek göz, çözecek bakış gerek!

8- BOLLUK BİLİNCİ - YOKLUK BİLİNCİ


Öz bolluk içinde yüzdüğünü düşünür. Evren sınırsız ise onun için imkanlar da sınırsızdır.
14
Verdikçe kendisine geleceğini düşünür. Yaşamı tam bir paylaşma olarak algılar. Paylaşımlarını
bir şölen gibi yaşar. Öz ihtiyaçlarının mevcut olduğunu ve şimdi olmasa bile yarın geleceğini
düşünür. Elde olanın kendisi için en iyi zenginlik olduğu anlayışı hakimdir ona. Ego; sınırlı
imkanlar olduğunu algılar. Sevgi, zaman, para, dostluk her şey sınırlıdır. Zenginler ortasında
fakir olduğunu söyler durur. Paylaşmak ona göre değildir. İhtiyaçları karşılamak için çok
emek ve zahmet gerektiğini düşünür. Zahmetler sonrası kazanıp kazanmayacağından da emin
değildir. Hep tedirgindir.
“İslâm hidayeti nasip edilen ve yeterli miktarda maişeti olup, buna kanaat edene ne
mutlu!”(H.Ş)
“Siz Allah’a hakkıyla tevekkül edebilseydiniz, sizleri de, kuşları rızıklandırdığı gibi
rızıklandırırdı: Sabahleyin aç çıkar, akşama tok dönerdiniz.”(H.Ş)
“Zenginlik mal çokluğuyla değil, bilakis, göz tokluğuyladır.”(H.Ş)
”Sadaka ömrü uzatır ve gelecek belalara engel olur”(H.Ş)
“Dünya malı Allah’ın tebessümüdür. Ona bak ama, sarhoş olacak kadar değil.”(Mevlana)
“Fakirlik korkusu insanları hırs ve emele lokma yapmıştır.”(Mevlana)
Allah’a tam anlamıyla teslim olan kişi; rızkının eksiksiz olarak yollandığı bilincini canlı tutar.
Paylaştıkça artacağına inanmıştır.
15
9- ÖZGÜR BIRAKMA - YÖNLENDİRME
Ego sonuca ulaşmak için her şeyi yönlendirmek gerektiğini sanır. Bu yüzden acındırma, yalan,
şantaj, rüşvet onun için doğaldır. Karşıdakinin zayıf yönlerini yakalayıp, oradan saldırmak
taktiğidir. Öz ise yaşamın kendisinden yana olduğunu düşünür. İster ticari, ister mesleki,
isterse aşk ilişkisi kursun karşıdakini özgür ve kendi haline bırakır, bu durumda işlerin
kolaylaşacağını düşünür. Yönlendirme ve zorlamanın sorunları arttıracağını bilir.
“Dinde zorlama yoktur.”(Bakara-256)
“Allah hiç kimseyi kendisine verdiğinden başkasıyla sorumlu tutmaz. Allah bir zorluğun
arkasından bir kolaylık yapar.”(Talak-7)
“Allah de ötesini bırak.”(En’âm-91)
“De ki: hepsi de kendi programları doğrultusunda (Şakûllerinde) fiiller ortaya koyarlar.”
(İsra-84)
“Hak şerleri hayreyler / Zannetme ki gayreyler / Arif anı seyreyler / Mevla görelim neyler /
Neylerse güzel eyler” (Erz.İbrahim Hakkı)
Egosunu yenemeyenler her şeye, her kişiye hakim olup yönetmek, yönlendirmek isterler.
Oysa olayların tek bir idarecisi vardır: Allah. Tedirginliğe, aceleye, hakim olmaya gerek
16
yoktur, O her şeyi yerli yerince kusursuz işletildiğine göre müdahaleye ne gerek?.. Seyredin
yeter!.

10- MEMNUNİYET - TATMİNSİZLİK


Öz bilinç bulunduğu halden ve yerden memnundur. O anda orasının kendisi için en uygun, en
iyi yer olduğunu düşünür. Birlikte olduğu her insan onun için önemli ve özeldir. Ego ise hep
arayış halindedir. Burası değil, ötesi; şimdi değil sonra; onunla olmaz acaba kiminle sorularını
sorar ve sürekli zihinsel-bedensel tatminsizlikler yaşar. Mutluluğu kendi dışında ve uzaklarda
arar. Oysa öz aradığı her şeyin şimdi, burada ve kendisi için hazırlandığını fark eder.
“Ey sükûna kavuşmuş benlik! Dön Rabbine, razı etmiş ve razı edilmiş olarak! Gir kullarımın
arasına! Gir cennetime!”(Fecr-27/30)
“Kişi Allah’ı gerçek anlamda tanımış ve sevmiş olsa; köprü altında aç yatsa dahi ilahi aşktan
zil takıp oynayacak kadar kendiyle barışık ve mutlu olur”(Yaman Dede)
11- BAĞIŞLAMA - YARGILAMA
Egonun kendi doğruları, yanlışları, sınırları vardır. Böyle olduğu için dar, katı, acımasızdır. Öz
17
bilinç davranışların gerisindeki güdüleri fark eder. Gerçek anlamda kimsenin kimseye kötülük
yapamayacağını bilir. Çünkü kötülük cehaletten kaynaklanır. Bumerang gibi kötülüğün çıktığı
noktaya geri döneceğini, bugün kötülük ekenin yarın bela biçeceğini bilir.
“Affetmeyi esas al. İyiyi ve güzeli emret, cahillerden yüz çevir.”(Araf-199)
“Size gelip çatan her musibet ellerinizin kazandığı yüzündendir. Allah birçoklarını da
affediyor”(Şura-30)
Öze eren insan; hayrın-şerrin ancak Allah’ın dilemesi ile olacağını bildiği için başına gelenler
hususunda kimseyi suçlamaz, ibret alacak noktalar görmeye çalışır. Herkes bugün yaptığı ile
yarınını hazırlamaktadır. Kötülük eken kötülük, iyilik eken iyilik biçecektir. Cezalandırmak
adalet, affetmek fazilettir. Öz, fazileti tercih eder.
12- ANLAYIŞ - ÖFKE, KİN
Kin demirin üstündeki pas gibidir. İçimizi zehir gibi sarar. Öfke insanı insan olmaktan çıkarır.
Ego bunlara teslim olmuştur. Hep kaybettiği, birilerinin ona zarar verdiği düşüncesi ile hınç
besler. Öz; her şeyin olması gerektiği gibi işlediğini düşünerek öfke yerine sevgiyi koyar.
“O takva sahipleri, bollukta ve darlıkta nafaka verenler, kızdıklarında öfkelerini yutanlar ve
insanların kusurlarını bağışlayanlardır. Allah, iyilik edenleri sever.”(A.İmran-134)
18
“Onlar, günahın büyüklerinden ve tüm iğrençliklerinden uzak dururlar. Öfkelendikleri
zamansa, affedenler onlar olur.”(Şura-37)
“Pehlivan güreşte başkasını yenen değil; öfkelendiğinde öfkesini yutandır”(H.Ş)
“Hiddet ve kin, hakîkatleri gören gözleri kör eder. Öfke, iyi düşünmeyi daraltır, yanıltır.”(Hacı
Bayram Veli)
13- OBJEKTİF BAKIŞ - ÇARPITMA
Ego gözünün önüne perde çekmiştir. Her şeyi sınırlı görür. Perde bolluğu kıtlık, kolaylılığı zor
gösterebilir. Sevgiyi nefrete dönüştürür. Ego her baktığı yere yargılarını taşır. Öz; daha
derinlemesine görür. Olayların içselliğine indikçe ışığı, sevgiyi, güzelliği fark eder.
Perdesi olmadığı için çirkin ve sınırlı görmek öz için söz konusu değildir…
“O Rahman’ın yarattığında hiçbir nizamsızlık göremezsin. Haydi çevir gözü(nü), görebilir misin
hiç bir çatlak, bir kusur?”(Mülk-3)
“Başlarına bir bela geldiğinde: “Biz Allah’a aitiz, sonunda O’na döneceğiz.”
derler.”(Bakara-156)
“Aklı ve Mantığı sat da Hayranlığı satın almaya bak!”(Mevlana)
19
Ego penceresinden kainata, insanlara, olaylara bakanlar; gelişmeleri çarpıtır, duygularına göre
hüküm verirler. Bu nedenle işleyen sistemdeki mükemmelliği, ibret noktalarını hiç mi hiç
göremezler.
Objektif bakanlar; olumlu-olumsuz görüntüleri değil arka planda kusursuz işleyen sistemi ve
onu işleteni görerek ders alır, kötülük karşısında yıkıma uğramaz, daima morali yüksek
olurlar. O sebeple, akıl ve mantık yarıştırmak yerine, Mevlana’mızın dediği gibi hayran olmayı
öğrenmeliyiz. (Objektif bakışla ilgili olarak daha önce çıkmış bir yazımızı okuyabilirsiniz:
http://www.sufizmveinsan.com/konuk/gorece.html
14- YARATICI DÜŞÜNME - TEKRARLAMA
Ego tutucudur. Stratejileri sınırlı ve tekrarlar üzerine kuruludur. Olaylar için yeni çözüm
üretemez. Öz, her olay için yeni projeler geliştirir ne kadar zor olursa olsun bir çözüm
olduğunu düşünür.
“Allah gece ile gündüzü ardarda çeviriyor. Şüphe yok ki, bunlarda gözü olanlar için kesin bir
ibret vardır.”(Nur-44)
“Sonra bütün meyvelerden ye ve Rabbinin kolay kıldığı yollara koy. İçlerinden çeşitli
renklerde bir içecek çıkar ki, onda insanlar için şifa vardır. Şüphesiz ki, bunda düşünen bir
topluluk için büyük bir ibret vardır”.(Nahl-69)
20
İbret almayı; kıssalar, ayetler, hadisler karşısında duygulanıp ağlamak olarak düşünüyoruz.
Oysa ibretten kasıt bu değildir. İbret almak, o olaydaki harikalığı fark edip yeni bir keşif ve
yaratıcı düşünce kapısı aralamaktır. Mucize-keramet ve hatta İslam Prensiplerine bu gözle
bakabilseydik NASA bir Müslüman kuruluşu olur, teknoloji ve bilimin süper öncüleri İslam
Ülkeleri olurdu.
15- ANDA YAŞAMA - GELECEK VE GEÇMİŞ KAYGISI
Öz, geçmişi ve geleceği düşünmeden, şimdiki anı yaşar ve onun tadını çıkarmaya olabildiğince
verimli olmaya çalışır. Böyle olunca da zaman onun için genişler ve bereketlenir. Ego ise
geçmişi düşünerek hayıflanır, pişmanlık duyar, gelecek için kaygı çeker. Keşke ve eğerlerle
yaşamak onun hayat tarzı olmuştur. Bu sebeple yeni çözümler üretemez.
“Geçmişe üzülmek, gelecekten tedirgin olmak, Allah’la arandaki perdedir. O perdeyi ateşe at
ki ardından Allah görünsün.”(Mevlana)
“Düne üzülmem çünkü geçmiştir. Yarına kaygılanmam çünkü Allah bilir. Ben sadece içinde
olduğum anı değerlendiririm”(Prof.Dr.Muhammed HAMİDULLAH)
Kur’an’da Asr (Zaman) adında kısa ama oldukça anlamlı bir sure mevcut. Ve o surede
“insan ziyandadır” diye zamana yemin ediliyor. Zamanı iyi değerlendiremediği, geçmişe takılı
kaldığı, gelecekten kaygı duyduğu için ziyandadır insan şeklinde de düşünmek mümkün.
21
Zamanı, anı kullanmanın önemi Allah’ın zaman adına yemininden anlaşılmıyor mu?..

16- SEÇİM ÖZGÜRLÜĞÜ - KADERCİLİK


Öz yaşamın kendi kontrolünde olduğunu, kendine seçim özgürlüğü verildiğini hisseder. Bu
sebeple çalışır, planlar ve inanarak yapar. Ego ise istiyorum ama yapamam hele şu işler bitsin,
zamana bırakalım demeyi seçer. Onun için hayat kendi elinde değildir. Başkaları onu
yönlendirmektedir. Kaderi hiçbir zaman değişmeyecektir.
“İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır”(Necm-39)”
“Herkes ne iş için yaratılmış ise, o fiillerde bulunur; kendisi için ne kolaylaştırıldı ise, onu
yapar!..”(H.Ş)
“Ameller niyete göredir”(H.Ş)
Klasik kader inancımızı çoğu kere olumsuzluklarla karşılaşınca kullanır ve “Hepsi Allah’tan”
sözünü başarısızlıklarımıza teselli perdesi yaparız. Akıl ve mantık verilen insan çalışmalı,
dilemeli, niyet etmeli, gayrete gelmelidir.
Allah’ın dilemesi insanın dilemesiyle paralel ise; vermeyeceği şeyi istetmiyor, kabul
22
etmeyeceği duaya el açtırmıyorsa elimizde müthiş bir güç var demektir. Haydi o gücü
kullanmaya niyet edelim!..

17- NEŞE, COŞKU - KEDER, ÇÖKÜNTÜ


Öz bilinç uyandıkça kainatın insanın yararına işlediğini fark eder. Onun için korku yoktur. Ne
olursa olsun kazançlı bir yön mutlaka vardır. Bu sebeple hayatı coşku ve neşe içinde yaşar.
Ego ise kâr-zarar, iyilik-kötülük bakışını atamadığı için keder, sıkıntı, üzüntü yaşar. O adeta
kendisine herkesin tavır aldığı düşman bir dünyada yaşamaktadır.
“Allah sana bir keder dokundurursa, onu O’ndan başka açacak yoktur. Eğer sana bir hayır
dokundurursa O, her şey üzerinde güç sahibidir.”(En’am-17)
“Korunup sakınanları Allah, kendi başarıları yüzünden kurtarır. Ne kötülük dokunur onlara ne
de kederlenirler.”(Zümer-61)
“Allah size keder üstüne keder verdi ki, elinizden uçup gidene de size isabet edene de
üzülmeyesiniz. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.”(Ali İmran-153)
23

18- AKIŞA UYMAK - DİRENMEK


Öz olana teslim olur, akışa direnmez, uyumlu olmayı seçer. Değiştiremeyeceği koşulları
zorlamadan işbirliği yapmayı seçer. Bu onda teslimiyet gücünü geliştirir. Ego her şeyin kendi
çıkarına gelişmesini ister. Aksi olduğunda tepki verir, kızar, üzülür, öfkelenir. Aslında bu
duygular onun enerjisini yiyip bitirir ama farkına varmaz.
“Allah’ındır bütün göklerdeki ve yerdeki! Dayanılacak ( vekil) olarak da Allah
yeter!”(Nisa-132)
Onun için sen yüzlerine vurmaktan vazgeç de Allah’a havale et! Allah vekil olarak
yeter!(Nisa-81)
“Müslüman; kendisiyle iyi geçinilen kişidir”(H.Ş)
“Deme ki niye öyle / Yerindedir o öyle”(Eşrefoğlu Rumi)
Uyumlu olmak, işbirliği yapmak, değişen şartlara adapte olmak olgun kimsenin özelliğidir.
Egosuna uyanlar; gelişime, değişime direniş gösterirler. Aslında her şey kusursuz işlemektedir
ama onlar sadece kendi ufuklarından baktıkları için ileriyi göremez ve içten içe sancı çekerler.
19- GEÇİRGEN - KIRICI, KIRILGAN
Ego kolay kırılır, en küçük eleştiride yenildiğini hisseder. Bu yüzden insanları kolay kırar,
24
kırdığı zaman kendisini savunduğunu düşünür. Sonunda herkesi kırdığı için yalnızlığın demir
parmaklıkları arasına tutsak olur. Öz tamamen geçirgendir. Eleştirinin doğru olanını
yararınadır diye düşünür. Yanlış ve haksız eleştiriye hiç alınmaz geçer gider diye bakar.
Çünkü artık o kişilik olarak şeffaflaşmıştır. Haksızlık karşısında savunma gereği duymaz.
Çünkü bir gün er yada geç hakkın yerini bulacağına inanır.
“Müslüman; elinden ve dilinden insanların güvende olduğu kimsedir.”(H.Ş)
“Sizin en iyi huylunuz insanlara karşı yumuşak muamelede bulunanlardır”(H.Ş)
“Öyle bir hayat yaşa ki; ölümün halka matem, sana şölen olsun”(Hz.Ali)
“Dövene elsiz gerek / Sövene dilsiz gerek / Derviş bağrı taş gerek / Koyundan yavaş
gerek”(Yunus Emre)
“Avam; İncinir ve incitir – Havas; incitmez, incindiğini belli etmez - Has ül Havas; incindiğini
belli etmeyi bile incitme sayar”(La Edri)
Öze eren kişi insanları kırmamaya, kendisine yanlış yapıldığında da kırılmamaya özen gösterir.
Onun kırılmama nedeni; yapılan yanlışın elbet yapana döneceğini, insanın karşıya bir şey
yaptım sanırken kendi geleceğini hazırladığını bilmesindendir.
25

20- KAZANMAK, KAZANMAK - KAZANMAK, KAYBETMEK


Ego “Biri kazanırsa, ben kaybederim” diye düşünür. Çıkarların hep çatıştığını algılar. Bu
sebeple kaybetme ihtimaline karşı hep tedirgin ve stres içinde yaşar. Bunun sonucu gastrit,
ülser, baş ağrısı ve uykusuzluk hayatının baş aktörleri olur. Öz ise hayatın her alanında insanın
verdikçe kazanacağını, paylaşmayla verimliliğin artacağını düşünür. Onun için hayatının ilkesi
kazanmak- kazanmaktır.
“Allah yolunda harcama yapın / nimetleri paylaşın; kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye
atmayın! Güzel düşünüp güzel işler yapın! Çünkü Allah, güzellik sergileyenleri
sever.”(Bakara-195)
“Ne oldu sizlere yardımlaşmıyorsunuz?”(Saffat-25)
21- İLKE MERKEZLİ - EGO MERKEZLİ
Ego için tek ölçü kendi çıkarıdır. Bir gün doğru dediğine ertesi gün yanlış diyebilir. Çıkarı için
onuru ve ilkelerinden taviz verir. Öz kendisiyle insanların ve evrenin aynı yapıya sahip
olduğunu bilerek ilkelerden, onurdan, dürüstlükten beslenir. Yeri geldiğinde insani ilkeleri
kendi çıkarından üstün tutar.
26
“Ey İman edenler, Allah’a ve Rasülüne(B sırrı ile) İman ediniz!”(Nisa-136)
“Her kim Allah’a ve ahiret gününe iman edip de dürüstçe çalışırsa, artık onlara korku yoktur
ve onlar üzülecek de değillerdir.”
(Maide-69)
“Her kim Allah’a iman edip dürüstçe çalışırsa, onu, içinde ebedi kalmak üzere altından
ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Allah ona gerçekten güzel bir rızık vermiştir.”(Talak-11)
“Ok gibi doğru olursan, hiçbir yay seni tutamaz. Hakça ol ki, nefis yayından hakikâte
fırla.”(Mevlana)
“İnandığınız gibi yaşamazsanız; yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız”(Hz.Ömer)

22- OLMAK - SAHİP OLMAK


Ego kendi varlığını sahip olmakla ayakta tutar. Güce, paraya, bilgiye, karşı cinse sahip
olduğunda değerinin olacağını aksi taktirde bir hiç olduğunu düşünür. Ona göre çok şeye
sahip olanlar mutlu, huzurlu ve saygındır. Öz ise sahip olmak yerine olmak kavramını ilke
edinir. Onun için seven biri olmak, güvenilir olmak, bilgili olmak, topluma yararlı olmak
vazgeçilmez değerlerdir.
27
“Sanır ki, malı kendisini ebedileştirmiştir.(Hümeze-3)
“Ona ne malı fayda verdi, ne de kazandığı.”(Leheb-2)
“Bütün o göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır; hem bütün gidiş O’nadır.”(Nur-42)
Sahiplik duygusu bir anlamda Allah’la yarışa kalkışmaktır. Tek sahip O ise; insan dünya ve
içindekilerin fani olduğunu unutmamalı, maddi birikim yerine manevi değerlere sarılmalıdır.
Şair ne güzel der “Baki kalan bu kubbede / Bir hoş seda imiş!”

23- ESNEKLİK - KATILIK


Ego katı ve dar bir çerçeve içinde yaşar. Değişimi sevmez. Değişime direnir, olaylara tek
yönlü bakar. Bakışı katı olduğu için hareketleri de katılaşır, sert ve tutuk yaşar. Öz ise berrak
bir su gibi akışa uyar. Çocukla-çocuk, büyükle-büyük olur. Hareketlerinde estetik ve endam
vardır. Kolay güler, espri yapar. Bulunduğu topluma neşe saçar.
“Göklerde ve yerde bulunan herkes, O’ndan ister. O, her an yaratma
halindedir.”(Rahman-29)
“Sizden birinizin kardeşine tebessümle bakışı, hal hatır sorması da bir sadakadır”(H.Ş)
“Rasülullah’a 10 yıl hizmet ettim.Yanlışlarım olduğunda bir kez bile beni azarlamadı, suratını
ekşitmedi”(Enes b.Malik)
28
Öze eren kimse her kulun kendi kapasitesi nispetinde hareket ettiği bilinci ile kimseye kızmaz,
kimsenin isteğine sert tavır almaz, kimseyle münakaşaya girmez. Çünkü ona göre insanlar bir
şey yapmamakta, insanlar aracılığıyla Allah hükmünü icra etmektedir. Bir anlamda insana
kızmak, sert davranmak; Allah’a kızmak, baş kaldırmak değil midir?!.. Bu ince noktayı lütfen
iyi düşününüz!..

24- TEVAZU - GURUR


Ego gururludur. Eleştiri kabul etmez. Fikrini kolay değiştirmez. Kim ne derse desin, kendi
bildiğinden şaşmaz. Onun için kendi kişiliği dokunulmaz, yaptıkları tartışılmaz, inançları
eleştirilmezdir. Öz ise her an değişime, yeni bakışa hazırdır. Ego böyle baktığı için gurur
köşkünde otururken, öz toprak gibi tevazuyu seçer.
“O küfre sapanlar bir gurur, ayrılık ve bütünden kopuş içindedirler.”(Sa’d-2)
“İnkârcılar bir aldanış / gurur içindeler”(Mülk-20)
“Ona, “Allah’tan sakın!” dendiğinde, gurur kendisini günaha götürür. Böylesine, cehennem
yeter. Gerçekten ne kötü yataktır o!”(Bakara-206)
“Ey insan! O sonsuz cömertliğin sahibi Kerîm Rabbine karşı seni aldatıp gururlu kılan
nedir?!”(İnfitar-6)
29
“Kim Allah Teâla hazretlerinin rızası için bir derece tevazu izhar eder(alçak gönüllü) olursa
Allah, onu bu sebeple, bir derece yükseltir.”(H.Ş)

25- BİRLEŞTİRİCİLİK - AYRIMCILIK


Öz farklılıkların çeşitliliğin sinerjisinden yararlanır. Farklı görünenlerin uyumunun mümkün
olabileceğini düşünür. Onun için iş hayatında farklı yetenekleri mükemmel biçimde bir arada
tutar. Dinlerdeki ortak özü de fark etmiştir. İnsan, inanç, renk, ırk ayırımı yapmaz. Ego farklı
sözlere, farklı insanlara kafayı takmıştır. İnsanları iyi-kötü, güzel-çirkin, zengin-fakir,
dindar-dinsiz diye ayırır durur. Adeta gerilimden haz alır. Yenilikler yaratmak ona göre
değildir.
“Şu bir gerçek ki, müminler sadece kardeştirler. O halde kardeşleriniz arasında barışı sağlayın
ve Allah’tan sakının ki, size merhamet edilebilsin. Öz benliklerinizi ayıplamayın / kendi
nefislerinizde ayıplar aramayın; birbirinize lakaplar yakıştırmayın. İmandan sonra sapıklıkla
adlanmak ne kötü şeydir! Ey insanlar! Biz sizi, bir erkekle bir dişiden yarattık.Ve örfler
yoluyla tanışıp kaynaşasınız diye sizi milletlere, boylara ayırdık. Hiç kuşkusuz, Allah katında
en seçkininiz, sakınılması gereken şeylerden en çok sakınanınızdır. Allah her şeyi bilir, her
şeyden haberdardır.”(Hücurat-10-13)
30
“Elif okuduk ötürü / Pazar eyledik götürü / Yaratılmışı severiz / Yaratandan ötürü” (Yunus
Emre)
“Gelin tanış olalım / İşi kolay kılalım / Sevelim sevilelim / Dünya kimseye kalmaz”(Yunus
Emre)

Yararlanılan Kaynaklar:
1. Kuantum Düşünce Tekniği/R.Şanal/Arıtan Yayınları.(www.kitapyurdu.com)
2. Ayetler(www.kuran.gen.tr)
3. Hadisler-Kütüb-ü Site( www.sufizmveinsan.com )
4. Mevlana’dan Sözler( http://www.sufizmveinsan.com/aksam/mesnevibahcesi.html )

You might also like