Professional Documents
Culture Documents
EYLÜL 2007
GENEL DAGITIM
POZİTİF YAYINLARI
Tel: (02121512 48 84 • Fax: (02121512 09 14
www.pozitifkitap.com
SORULARLA
VAHİD ETTİN
ORHAN KOtOGLU
POZİTİF YAYINI.ARI
ICINDEKILER
ÖNSÖZ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 9
ÖN SÖZ
9
ORHAN KOLOCLU
AMAÇSIZ BEKLEYİŞ
SÜRESİ: 57.S YIL
11
SORULARLA VAHIDETTIN
12
ORHAN KOLOCLU
13
SORULARI.A VAHIDETTIN
14
ORHAN KOLO(;LU
15
SORULARLA VAHlDETTlN
16
ORHAN KOLOCLU
17
SORULARLA VAHIDETTIN
18
ORHAN KOLOCLU
19
SORULARLA VAHIDETT/N
20
ORHAN KOLOGLU
21
SORULARLA VAH/DETTIN
22
ORHAN KOLOCLU
23
SORULARLA VAHIDETTIN
İTIİ HATÇILARDAN
KURTULMA DÖN EMİ : 8 AY
24
ORHAN KOLOGLU
ilk gediği açtım" demiştir ama, hemen ikinci adımı atacak kadar
cesur olamazdı. Onun için M.Kemal'e "Sizin gibi düşünen başka
komutanlar var mı?" sorusunu yöneltti. "Var" yanıtını alınca da
"Düşünelim" deyip konuşmayı bitirir. İttihatçılar gibi örgütlü bir
gruba karşı çıkabilecek bir diğer askeri örgüt olayının padişaha
Balkan Savaşı sırasındaki "Halaskar Zabitan Grubu" olayını ve
sonraki vuruşmaları anımsatmaması mümkün değildi.
Birkaç gün sonra M.Kemal, yaveri ekrem Ahmet İzzet Paşa ile
birlikte sultanın huzurundadır. M.Kemal tekrar konuyu açmak is
ter, sultan sözünü keser ve yanıtlar:" Ben her şeyden evvel İstanbul
halkını doyurmak mecburiyetindeyim. İstanbul halkı açtır. Bunu
temin etmedikçe alınacak her tedbir isabetsiz olur." M.Kemal
İstanbul halkının sorunlarının çözülmesinin gereğine karşı çıkma
makla birlikte, bütün memleketin kurtarılmasının önemini vur
guladıktan sonra sözlerini : "Devleti, milleti ve bütün menfaatleri
müdafaa eden kuvvet başkasının elinde bulundukça, sizin padişah
lığınız dahi sözde olmaktan kurtulamaz " anlamında bir cümle ile
bitirir. Bu sert girişime Vahidettin'in verdiği yanıttan M.Kemal'in
aklında kalan "Ben gereken şeyleri Talat ve Enver Paşalarla görüş
tüm" cümlesidir.
Paşa şaşırmıştır, birkaç ay önce İttihatçılardan nefret ettiğine
kani olduğu kişinin şimdi onlara güven belirtmesini anlamakta
güçlük çeker. Az sonra da yine Vahidettin ona şahsen Suriye'de
ordu komutanlığına tayin edildiğini bildirir ve oraların düşman eli
ne geçmesini önlemesini ister.Tam bir bozgunun yaşandığı Suriye
cephesine atanması, Enver'in onu uzakta tutmak istemesinin so
nucu olduğu gibi, Vahidettin'in de onun darbe hazırlığı kokan gi
rişimlerinden korktuğunun bir kanıtıdır. Bu davranışında sultanı
haksız bulmak mümkün değildir. Jön Türk/İttihatçı kökenli hele
subay olanların ihtilalci özelliklerinden sadece bizim yöneticiler
değil, Avrupalılar bile kendi sömürgelerini ayaklandırabilir diye
korkarlardı.
25
SORULARLA VAH/DETTIN
26
ORHAN KOLOGLU
27
SORULARLA VAHlDETTlN
28
ORHAN KOLOCLU
29
SORULARLA VAHIDETTIN
30
ORHAN KOLOCLU
31
SORULARLA VAHIDETTIN
32
ORHAN KOLOCLU
33
SORULARLA VAHlDETTlN
34
ORHAN KOLOCL U
35
SORUi.ARLA VAHlDETTlN
36
ORHAN KOLO(;LU
37
SORULARLA VAHlDETTlN
38
ORHAN KOLOGLU
39
SORULARLA VAHIDETTIN
40
ORHAN KOLOCLU
41
SORULARLA VAH!DETT!N
42
ORHAN KOLOGLU
43
SORULARLA VAHiDETTiN
44
ORHAN KOLOCLU
45
SORULARLA VAHIDETTIN
46
ORHAN KOLO(;LU
47
SORULARLA VAHIDETTIN
48
ORHAN KOLOGLU
49
SORULARLA VAHIDETT/N
50
ORHAN KOLOGLU
51
SORULARLA VAH!DETT!N
52
ORHAN KOLOCLU
53
SORULARLA VAHIDETTIN
54
ORHAN KOLOGLU
55
SORULARLA VAH1DETT1N
56
ORHAN KOLOCLU
57
SORULARLA VAHiDETTlN
DAMAT FERİT'Lİ
DÖNEMİN BAŞ LAMAS I (7 AY)
59
SORULARLA VAHIDETTIN
60
ORHAN KOLOGLU
61
SORULARLA VAHIDETTIN
62
ORHAN KOLOCLU
63
SORULARLA VAHIDETT/N
64
ORHAN KOLOCLU
65
SORULARLA VAHlDETTlN
66
ORHAN KOLOGLU
67
SORULARLA VAHIDETTIN
68
ORHAN KOLOCLU
69
SORULARLA VAHIDETTIN
70
ORHAN KOLOGLU
71
SORULARLA VAHIDETTIN
72
ORHAN KOLOCLU
73
SORULARLA VAHIDETTIN
74
ORHAN KOLOCLU
75
SORULARLA VAHIDETTIN
76
ORHAN KOLOGLU
77
SORULARLA VAHIDETTIN
78
ORHAN KOLOGLU
daha 1918 başında ilan ettiği İstanbul ile çoğunluğu Türk olan yer
lerin Türklerden alınamayacağına dair vaadini anımsatıyorlardı.
İngilizleri her şeyden önce, Hindistan'deki Müslümanlarla gay
ri-Müslim kesimin bağımsızlık konusunda birleşmiş olması en
dişelendiriyordu. Hindistan'ın bütünüyle Osmanlı Hilafeti'ne ve
İstanbul' da kalmasına destek vermesi tabii ki Arap Hilafeti konu
sundaki politikalarının boşa çıkması demekti. Üstelik Hindistan
İngiltere için Arap Aleminden çok daha önemliydi.
Londra hükümetini ikinci derecede rahatsız eden bir diğer
husus da M.Kemal'in başlattığı İtilaf Devletleri aleyhtarı politika
çerçevesinde, Suriye'ye hakim durumdaki Emir Faysal ile işbirli
ğine girdiği haberlerinin yayılmasıydı. Suriye ve Irak'ta büyük
çoğunluk Türklere karşı İngiliz/Fransız ittifakıyla işbirliği yanlısı
olmakla birlikte, bunun kendilerini sömürge durumuna düşürece
ği düşüncesiyle Osmanlı Devleti içinde özerk bir yapıya kavuşma
yı, daha sonra bağımsızlık aramayı tasarlayan bir kesim de vardı.
M.Kemal'in daha Suriye bozgunu başlarken, Arapların kendi gele
ceklerini kendilerinin belirlemesi koşuluyla onlarla işgalcilere kar
şı işbirliği fikrine vardığı konusunda belgeler vardır. Ancak daha
Milli Mücadele'nin tam örgütlenmiş hale gelmemiş olduğu dönem
böyle bir birliktelik düşüncesi için çok erkendi. Şerif Hüseyin ve
oğullarının, Orta Doğu haritasını İngiltere'nin belirleyeceği o gün
lerde böyle bir Türk yanlılığı düşünmesi de olanaksızdı. Bunun en
belirgin kanıtı Tevfik paşa'nın oğlu Ali Nuri bey' in özel arşivimde
bulunan bir notudur. Aynen aktarıyorum:
"Şevki 1919'da Versay'da Prens Faysal'ı ziyaret etmiş ve
Siyonistlerle işbirliği konusunda uyarmıştı. Ondan aldığı cevap
şöyleydi: Museviler yakın akrabamızdır, onları severiz."
Faysal'ın aynı sözlerinin, Siyonizmin mümessili olarak görü
nen Felix Frankfurter'e yazdığı bir mektupta da bulunduğu belir
tilmektedir. İngilizlerin Hicaz ve Arap yarımadası dışında Filistin'i
de kendilerine teslim edecekleri inancında bulunan Şerif Hüseyin
79
SORULARLA VAHIDETT/N
80
ORHAN KOLOGLU
81
SORULARLA VAHlDETTlN
82
ORHAN KOLOGLU
83
SORULARLA VAHIDETTIN
84
ORHAN KOLO<JLU
85
SORULARLA VAHIDETTIN
86
ORHAN KOLOCLU
87
SORULA.RLA VAHIDETTIN
88
ORHAN KOLOGLU
89
SORULARLA VAHlDETTlN
90
ORHAN KOLOGLU
91
SORULARLA VAHIDETTIN
92
ORHAN KOLOCLU
93
SORULARLA VAHlDETTlN
94
ORHAN KOLOCLU
95
SORULARLA VAHIDETTIN
96
ORHAN KOLOGLU
97
SORULARLA VAHIDETTIN
98
ORHAN KOLOGLU
99
SORULARLA VAHlDETTlN
1 00
ORHAN KOLOCLU
101
SORULARLA VAHlDETTlN
1 02
ORHAN KOLOCLU
1 03
SORULARLA VAHlDETTlN
1 04
ORHAN KOLOCLU
1 05
SORULARLA VAHlDETTlN
1 06
ORHAN KOLOGLU
1 07
SORULARLA VAHlDETTlN
1 08
ORHAN KOLOGLU
1 09
SORULARLA VAHIDETTIN
1 10
ORHAN KOLOCLU
111
SORULARLA VAHIDETTIN
112
ORHAN KOLOCLU
1 13
SORULARLA VAHIDETTIN
1 14
ORHAN KOLOCLU
115
SORULARLA VAHIDETT!N
1 16
O�AN KOLOGLU
1 17
SORULARLA VAHIDETTIN
1 18
ORHAN KOLOGLU
1 19
SORULARLA VAHIDETTIN
1 20
ORHAN KOLOCLU
121
SORULARLA VAH!DETT!N
1 22
ORHAN KOLOCLU
1 23
SORULARLA VAHIDETTIN
1 24
ORHANKOLOGLU
1 25
SORULARLA VAHIDETTIN
1 26
ORHAN KOLOCLU
1 27
SORULARLA VAHlDETTlN
1 29
SORULARLA VAHIDETTIN
1 30
ORHAN KOLOGLU
1 31
SORULARLA VAHIDETTIN
1 32
ORHAN KOLOGLU
1 33
SORULARLA VAHlDETTlN
1 34
ORHAN KOLOCLU
1 35
SORUi.ARLA VAHIDETTIN
1 36
ORHAN KOLOCLU
1 37
SORULARLA VAHIDETTIN
1 38
ORHAN KOLOCLU
1 39
SORUi.ARLA VAHIDETTIN
1 40
ORHAN KOLOGLU
tirmeğe, reddi halinde ise devletimizi tam bir çökmeyle tehdit edi
yor. İstanbul'un bizde kalması Padişahımızın gösterdiği metanet ve
uyanıklığın ve İslam aleminin kendisine gösterdiği hürmetin bir
neticesidir. Yoksa Osmanlı Devleti de Avusturya Devleti gibi or
tadan tamamen kalkmış bulunacaktı. Eğer aramızda mahvolmayı
yaşamağa tercih edenler varsa, görüşünü bildirsin ve buna göre za
bıtnameyi imza etsin! Bu hususta şimdi söz istemeyenler, devletin
varlığını mahvolmasına tercih edenlerden sayılacaktır."
Sadrazamın taktiği kendi tezi açısından ilginçti. Padişahın
önünde kimse devletin yok olmasını isteyemezdi. Karşı çözüm
olarak da onaydan başka çıkar yol yoktu. Nitekim Hadi Paşa "Bir
ağacın dallan budanmakla onun kökünü atmak lazım gelmez, iyi
bakacak olursak zaman aşımı ile yetişip büyür, yaşar" tezini ileri
sürer. Abdurrahman Şerefin "Kuvayı Milliye'ce kabul edilmezse
ne olacak?" sorusunu yanıtlamağa ise kimse cesaret etmez, Şura' da
hazır bulunan Tevfik Biren'in belirttiği gibi hiçbiri Ankara'nın ba
şarı kazanabile- ceğini hayal bile edemiyordu.
Bir kişi hariç (Rıza Paşa) bütün Şura üyelerinin ayağa kaldı
rılmasıyla Sevr'in kabulü nün onaylanması olayını iki tanık fark
lı şekilde anlatıyorlar. Biren'e göre padişahın kendisi ayağa kalkıp
"Kabul edenler ayağa kalksınlar" deyince herkes yerinden gayri ih
tiyari fırlamış. Ahmet İzzet Paşa'ya göreyse D.Ferit'in kabul eden
leri ayağa kalkmaya çağırması üzerine Padişah birdenbire kalkıp
salondan çıkınca herkes de tabii olarak ayağa kalkmış "Komedya
da bu şekilde sona ermiştir." Tevfik Paşa'nın oğlu İsmail Hakkı'ya
göreyse D.Ferit önceden padişahla anlaşmıştı. Tam oylamadan önce
padişaha salondan çıkması işareti verdi, o ayağa kalkınca herkes de
ayağa kalktı ve D.Ferit de kabul edildiğini açıkladı.
Böylece Osmanlı Devleti'nin son dönemindeki haline uygun
şekilde Sevr Saltanat Şurasınca onaylanmış oluyordu. Sorumluluğu
üzerinden atmak istermişcesine O.Ferit 30 Temmuz'da istifa etti
ve ertesi gün yepyeni nazırlardan oluşan bir kabine kurdu. Kendisi
141
SORULARLA VAHIDETT!N
1 42
ORHAN KOLOGL U
1 43
SORULARLA VAHlDETTlN
1 44
ORHAN KOLOGLU
1 45
SORULARLA VAHlDETTlN
1 46
ORHAN KOLOCLU
1 47
SORU/ARLA VAHIDETTlN
1 48
ORHAN KOLOGLU
1 49
SORULARLA VAHIDETTIN
1 50
ORHAN KOLOGLU
151
SORULARLA VAH!DETT!N
1 52
ORHAN KOLOGLU
1 53
SORULARLA VAHIDETTIN
1 54
ORHAN KOLOCLU
önerisine hemen ertesi gün (29. 1 . 1 921) verdiği yanıt, uluslar arası
koşulları dikkatten uzak tutmamakla birlikte tam bir uzlaşma ce
vabıydı:
"Bugünkü hükümetimiz, İstanbul ve Anadolu'nun birliği hu
susundaki yararı öteden beri takdir eylediğinden bu maksatla iş ba
şına gelmiş ve şimdiye kadar bu uğurda çaba sarfetmiştir. Milletin
egemenlik hukukunu korumak amacıyla sarf ettiğiniz emeklerin ve
verdiğiniz kurbanların, karşısında bulunduğumuz uygun durumu
doğurduğuna , tam bir etkisi bulunduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla
bir milli yarar sağlayacak tekliflerinizi kabule hazırız (. . . ) Ancak
İstanbul işgal altındadır, burası bir hükümetten mahrum kalırsa
tamamen İtilaf devletlerinin eline geçebilir. Yunanlılar da işgal
edebilir (. . .) Öncelikle yapılan davete uygun olarak barış konferan
sına katılalım."
Sorun İşgalcilerin Sevr'i düzeltme toplantısına sadece İstanbul
hükümetini davet ile Ankaralıları o heyetin içinde kabul edecekleri
ni belirtmelerinden ileri geliyordu. Babıali'yi yok farzetmek, Tevfik
paşa'nın haklı olarak belirttiği gibi İstanbul'un tamamen kaybedil
mesi sonucunu verebilirdi. Anımsanacağı gibi, son Osmanlı mecli
sinin Ankara' da toplanması önerisine de aynı gerekçe ile itiraz edil
mişti. Barış konferansına iki heyet ayrı ayrı gittiler ama Londra'da
İtilaf devletlerinin karşısına birlikte çıktılar. 23.Şubat. 1921 günü
Türk heyeti adına sadrazam Tevfik Paşa konuşmaya çağırıldığın
da onun hiç beklenmedik şekilde "Söz milletin asıl vekillerine ait
tir, bundan dolayı Anadolu heyetine söz verilmelidir" yanıtı ve bir
daha hiç konuşmaması herkesi şaşırtan davranış olmuştur. Bundan
padişahın ister bilgisi olsun, ister olmasın - ki bu yüzden birkaç ay
Tevfik Paşayı kabul etmediği ileri sürülüyor - davranışın onu da
bağladığını kabul gerekir.
Tevfik Paşa'nın bu vatansever tavrını Ankara heyetinin üye
leri sadrazamın ellerini öperek teşekkür etmişlerdir. Paşa'nın tam
bilinçli bir davranış içinde bulunduğu açıktır. Kendisi de içindey-
1 55
SORULARLA VAHIDETTIN
1 56
ORHAN KOLOGLU
1 57
SORULARLA VAHIDETTIN
1 58
ORHAN KOLOCLU
1 59
SORULARLA VAH1DETT1N
1 60
ORHAN KOLOGLU
161
SORULARLA VAH!DETT!N
1 62
ORHAN KOLOGLU
1 63
SORULARLA VAHiDETTiN
1 64
ORHAN KOLOCL U
1 65
SORULARLA VAHIDETTIN
1 66
ORHAN KOLOGLU
1 67
SORULARLA VAHIDETTIN
1 68
ORHAN KOLOCLU
1 69
SORULARLA VAH!DETT!N
1 70
ORHAN KOLOCLU
1 71
SORULARLA VAH!DETT!N
1 72
ORHAN KOLOCLU
1 73
SORULARLA VAHIDETTIN
1 74
ORHAN KOLOCLU
1 75
SORULARLA VAHlDETTlN
Hamit
Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine
Allahın yardımı ile kazanılan zafer bundan böyle İstanbul ve
Ankara arasında belirmiş olan anlaşmazlık ve ikiliği kaldırmış olup
ancak İtilaf Devleriyle aramızda barış henüz imzalanmamış oldu
ğundan dolayı Avrupa şehirlerinden birinde yakında toplanacağı
bilinen sulh konferansına evvelce olduğu gibi her iki tarafın davet
edileceği malumdur.Selameti milliyemize ait önemli sorunların
evvelce aramızda görüşülmesi ve saptanması zımnında hazırlıklar
da bulunularak bu konferansta milletin hukukunun savunulması
na birlikte g!yret edilmesine yüce katınızca da tasdik olunacağına
tam bir kanaatim bulunduğundan bu konuda görüşüp anlaşmak
üzere duruma vakıf ve güveninizi haiz bir zatın buraya gayet gizli
ce talimatı hamil olarak ve mümkün en hızlı şekilde gönderilmesi
temenni olunur efendim.
Sadrazam Tevfik."
1 76
ORHAN KOLOCL U
1 77
SORULARLA VAHIDETTIN
1 78
ORHAN KOLOCLU
Abbasi hilafetine - hatta elli yıl önceki Japon örneğine - benzer yet
kisiz bir kurum haline dönüşeceğini belirtir. Yanıt kesindir "Yok
öyle şey, Anadoluca bir riyaseti cumhur bulunmayacaktır." TBMM
tek yetkili olursa bunun Avrupalıları ve barışı etkileyebileceğini
ileri sürünce de Refet'in yanıtı kesindir "Avrupalıların ne düşün
dükleri Ankara için önemsizdir." Barış konferansına İstanbul ile
Ankara'nın birlikte gitmeleri istenirse ne yapacakları sorusuna
da gayet kesin bir yanıt vermiştir:"Eğer barış konferansına birlik
te gitmemiz istenirse murahhas göndermeyiz." Ankara'nın öner
diği sistemin hilafetle ne kadar bağdaşacağı sorusuna da yanıt
"Hakimiyeti milliye bütün dünyada geçerlidir" şeklinde olmuş
tur. Bu açıklamalar M.Kemal'in sadrazama gönderdiği mesajdaki
"TBMM ordularının sağladığı kesin zaferin doğal sonucu olarak
yakında başlayacak barış konferansında Türkiye Devleti'nin yalnız
ve ancak TBMM hükümeti tarafından temsil olunacağı" kararıyla
tam bir uyum içindeydi
Hariciye nazırı raporuna kendi görüşü olarak, sadrazam
Tevfik Paşa'nın görevde kalmasını bütün vezirlerin istifası ile yer
lerine Ankaralıların atanmasını önermektedir. Bunun Halife tara
fından onayı ile yabancıların itirazının önleneceğini de eklemiştir.
Raporundaki en son cüm.lede "Halife hazretlerine barışı onaylayıp
onaylamayacağının peşinen sorulması gereği" ile ilgilidir. Refet,
daha sonra Tevfik Paşa ve Vahidettin ile de görüşür. TBMM'inin
tanınması ve hükümet görevinin Ankara'ya terki yolundaki öne
riyi tekrarlar, ancak padişahtan bu konuda bir olumlu yanıt ala
maz. her şeyden evvel Paşa'nın "Padişahım" diye değil de sadece
"Halife hazretleri" diye hitap etmesi saltanat görevinin sona er
diğinin tebliği anlamını taşıdığından gayet bozulur. "Saltanatsız
bir hilafeti hanedanımızın en aciz bir ferdinin bile kabul etmeye
ceğine emin olabilirsiniz" deyip konuşmayı keser. Esasen A.lzzet
Paşa da kendi raporunun bir işleme konmadığını kaydetmektedir.
Burada ister istemez, "Vahidettin 5.Mehmet Reşat kalmak istemi-
1 79
SORULARLA VAHIDETTİN
1 80
ORHAN KOLOCLU
1 81
SORULARLA VAHIDETTIN
1 82
ORHAN KOLOGLU
SÜRGÜN DE S İYAS ET
(4 YI L 4 AY)
1 84
ORHAN KOLOGLU
1 85
SORULARLA VAHIDETTIN
1 86
ORHAN KOLOGLU
1 87
SORULARLA VAHIDETTlN
1 88
ORHAN KOLOCLU
1 89
SORULARLA VAHIDETTIN
1 90
ORHAN KOLOCLU
191
SORULARLA VAHIDETT/N
1 92
ORHAN KOLOGLU
1 93
SORULARLA VAHIDETT!N
1 94
ORHAN !1'1 il r H;'f.U
1 95
SORULARLA VAHIDETTlN
1 96
ORHAN KOLOGLU
1 97
SORULARLA VAHlDETTlN
1 98
ORHAN KOLOCLU
1 99
SORULARLA VAHlDETTİN
veriyordu. Tabii insanın aklına " şayet kendisi halife kalsaydı acaba
böyle bir belge verir miydi?" sorusu geliyor.
200
ORHAN KOLOCLU
Hem din hem ordu kesin şekilde siyasetin dışına çıkarılmış olu
yorlardı. Açıkcası Laiklik yolunda çok önemli bir adım atılmış olu
yordu. Ancak Fransa örneğine benzer şekilde , din kurumunun ta
mamen kendi başına işler bir hale getirilmesi bahis konusu değildi.
Aksine, tıpkı Osmanlı modelinde olduğu gibi, Diyanet İşleri dev
letin bir resmi dairesi olmaya devam ediyor ve bütün din adamları
devlet memuru statüsüne bağımlı kalıyorlardı.
Karara Abdülmecit etkisiz de olsa direnirken, İtalya' da bulu
nan Vahidettin ise veliahdı iken yıldızının bir türlü bağdaşamadığı
yeğeninin görevden alınmasına "Ettiğini buldu" diyerek sevindi.
Ayrıca, bu karar kendisine tekrar kampanya yapma olanağını sağla
dığı için mutluydu. Hemen Mart ayında İngiliz, Fransız, Amerikan
kral ya da cumhurbaşkanlarına birer mesaj göndererek TBMM kar
şıtı eylemini yeniden başlattı. "Makarrı saltanatını geçici bir süre
için terketmek zorunda kalmamın, aile bağı ve geleneksel haklarım
dolayısıyla haiz olduğum saltanat ve hilafet makamından feragat
ettiğim anlamına gelmeyeceği bellidir" diye başlayan metinde şu
tezler ileri sürülüyordu:
"Ankara meclisi gibi bir haydut fitnesinin buna dair alacağı her
türlü kararın tümüyle geçersiz olduğunu açıklamaya gerek yoktur.
Aynı şekilde, İslam hilafetinin Osmanlı saltanatı'ndan ayrılması ve
hilafetin tamamen kaldırılması, dini, milliyeti, vatanı şüpheli ve
karışık, askeriyeden ve diğer sınıflardan oluşan bir küçücük toplu
luk ile, kısmen zorlama ve nefretle ve kısmen cehalet ve gaflet ile yö
netilen 5-6 milyonluk masum Türk kavminin yetkisinde olmayıp,
ancak bütün İslam alemi tarafından tayin olunacak ihtisas sahibi
kişilerden kurulu bir kararlaştırma meclisi ve bütün ümmetin çö
zümleyebileceği bütün dünyaya ait çok büyük bir meseledir. İslam
ulemasının bildiği gibi şer'i şerif hükümlerine aykırı kararlar han
gi makamdan çıkarsa çıksın sonuçsuzluğa mahkumdur. Bundan
başka, mevcut durumda görüldüğü gibi, bütün İslam dünyasında
sonucu pek vahim olabilecek büyük bir şaşkınlık doğmasına uygun
201
SORUUIRLA VAHIDETTIN
202
ORHAN KOLOCLU
203
SORULARLA VAHlDETTlN
204
ORHAN KOLOCLU
205
SORULARLA VAHIDETTIN
206
ORHAN KOLOCLU
207
SORUIARLA VAHIDETTIN
208
ORHAN KOLOGLU
209
SORULARLA VAHlDETTlN
210
ORHAN KOLOGLU
KAYNAKÇA
212
ORHAN KOLOGLU
213
SORULARLA VAHlDETTlN
" " Kurtuluş Savaşı ile ilgili lngiliz Belgeleri, TTK, Ankara 1 99 1
214
ORHAN KOLOCLU
215
SORULARLA VAHIDETTIN
216