You are on page 1of 318

1

2
∞Love Peace and Harmony
Newsletter∞
∞01-31st of August 2008 - 01-31 Ağustos 2008∞

Ramtha'dan Olumlamalar...
 Posted by David Dogan Beyo on August 1, 2008 at 1:00am

Ramtha, her sabah kalkinca su olumlamalari yapmanizi tavsiye ediyor:

Bugun ben,

simdiye kadar hep sevincle doldum

Bugun ben,

simdiye kadar hep saglikli oldum

Bugun ben,

simdiye kadar hep deha ile doldum

Bugun ben,

simdiye kadar hep muhtesem derecede varlikli oldum

Ve, sizin icin onemli olan diger vasiflar...

Bu sozler enerji tasidiklari icin asagida Ingilizce orijinallerini veriyorum. Belki benden daha
iyi tercume edersiniz:

Today I have always been filled with joy


Today I have always been filled with radiant health
Today I have always been filled with genius
Today I have always been fabulously wealthy
Today I have always been...

C&E veya rahatlatici baska nefes egzersizi yapip bu olumlamalari yavas yavas ve dikkatinizi
vererek tekrarlarsaniz gununuzun yeni bir titresimde gerceklestigini hissedeceksiniz. ..

3
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:
1231

Uriel Heals - Denge ve Hareket...


 Posted by David Dogan Beyo on August 1, 2008 at 1:30am

Denge ve Hareket

Evrensel yasalar her zaman hareket halindedir ve her zaman bizi yanitlarlar.
Uygunluguna inandigimiz zaman cercevesinde istedigimiz sonuclari alamayinca
hicbir sey olmuyormus gibi gorunebilir. Fakat, bu hicbir aktivite olmadigi
anlamina gelmez. Evrensel yasalar bizlerin dengeli bir enerji durumunda
olmamizi isterler, yani enerjimiz gerceklestirmek istedigimiz sey ile
hizalanmalidir. . Hareketi gorebilmemiz icin, calismayi yapmamizi, kendimizi
dengeye getirmemizi beklerler.

Evren her zaman buyuk resmi gorur ve bizim icin olabilecek olan tum secenek
ve firsatlarin farkindadir. Evrensel kanunlar enerjinin hareketini
yonettiklerinden dolayi, enerji titresimimizin gerceklestirmeyi arzu
ettigimiz sey ile hizalanmis olup olmadigina gore cevap verirler. Hizalanma
oldugunda, gerceklesme kolaylikla meydana gelir. Hizalanma olmadiginda,
gerceklesme zor olur, meydan okuyucu olur ve umdugumuzu ya hic bulamayiz ya
da cok uzagindayizdir. Hareket eksikligi bir seylerin denge disinda
oldugunun gostergesidir ve enerjiyi istedigimiz yone dogru hareket
ettirebilmemiz icin nelerin degismesi gerektigi bizlere gosterilecektir.
Denge disi oldugumuz zaman, Evrensel kanunlar bu durumlari daha da
guclendirerek onlarin neler olduklarini farketmemizi sagliyor gibiler.

Korkuyla, ihtiyacla, umitsizlikle veya gucsuzlukle istemek, dengesizligi


artirir. Bunun ne zaman ve nerelerde gerceklestigini nasil farkedecegiz? Ne
zaman ki, yasantimiza nese, baris, bolluk, ve kosulsuz sevgi akmiyor, iste o
zaman sikismis hissederiz ve denge disiyizdir. Mutsuz, memnuniyetsiz, veya
cani sıkılmıs oldugumuz her durumda ruhumuzun amaciyla hizalanmamisiz
demektir ve yeni maceralar icin hazir oldugumuza dair nazik bir
hatirlatmadir. Tereddutte bulundugumuz hersey korkularimizin bir
gostergesidir. Acaba onlara egilebilir miyiz, boylelikle belki enerji
biraz harekete gecer? Evren cok sabirlidir. Kendimizi dengeye getirip,
enerjik titresimlerimizi gerceklestirmek istedigimiz sey ile hizaya
getirmemizi bekleyecek ve oyle harekete gececektir.

Evrenin her daim bize cevap verdigini hatirlamak onemlidir. O, hicbir seyi
baslatmaz. Direk olarak bizim enerjimize ve hizalanma derecemize cevap
verir. Her zaman enerjik olarak nerede oldugumuzu ve arzularimizi

4
gerceklestirmeye ne kadar yakin ya da ne kadar uzak oldugumuzu, enerjinin
hayatimizda nasil hareket ettigine bakarak gorebiliriz. Tamamen korkusuz,
guvenli, ve inancli oldugumuzda, enerjimiz dengelenir ve Evren bize
arzularimizi sunmak uzere harekete gecer. Korkularimiza,
bagimliliklarimiza, pismanliklarimiza, ve acilarimiza teslim olmaya istekli
oldugumuz zaman, Evren bize istedigimizden daha fazlasini vererek
odullendirir. Ve, hayatimizdaki enerji akisi devamli ve caba gerektirmeyen
yaratimlara donusecek ve bizlerin realitesi/gercekligi olacaktır

Balance and Movement

The Universal laws are always in motion and are always responding to us. It
may appear that nothing is happening because we don't see the results we
want in an appropriate timeframe. But that doesn't mean that there is no
activity. The Universal laws require us to be in a state of energetic
balance meaning that our energy must be in alignment with what we are
manifesting. And it waits for us to do our work, bringing ourselves into
balance, before we see movement.

The Universe always sees the bigger picture and is aware of every option and
every opportunity that is possible for us. Because Universal laws govern the
movement of energy they respond to our level of energetic vibration which
may nor may not be in alignment with what we are trying to manifest. When it
is in alignment, manifestation occurs easily. When it is not, manifestation
is challenging and we may not get anything or far less than what we
anticipated. The lack of movement is an indication that something is out of
balance and we will be shown what needs to be transformed to move the energy
in the direction of what we want. When we are out of balance Universal law
seems to magnify these areas so we know exactly what they are.

Asking out of fear, need, desperation or powerlessness increases the


imbalance. How do we know where this happens? Any time joy, peace, abundance
and unconditional love are not flowing in our lives we are out of balance
and we feel stuck. Any area in which we are unhappy, dissatisfied or bored
means we are out of alignment with our soul purpose and a gentle reminder
that we are ready for new adventures. Any hesitation we have is an
indication of our fears. Can we address them so the energy can begin to
move? The Universe is very patient and it will wait until we are ready to
bring ourselves into balance and raise our energetic vibrations to a level
that is in alignment with what we want to manifest, then the energy starts
to move.

It is helpful to remember that the Universe always responds to us. It does


not initiate anything and responds directly to our energy and level of
alignment. We can always tell where we are energetically and how close to or
far we are from manifesting the reality we desire by how the energy is
moving in our lives. When we are ready to be completely fearless, trusting
and faithful, our energy is balanced and the Universe rushes in to bring us
what we desire. When we are willing to surrender our fears, attachments,
regrets and sorrows, the Universe will reward us by giving us more than we

5
have asked for and the flow of energy in our lives will make continuous and
effortless manifestation a reality for us...

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:1233

BIRLESIK ENERJI ALANI...


 Posted by David Dogan Beyo on August 2, 2008 at 3:30am

*01.08.2008*
*THOTH BILGILERI:*
*BIRLESIK ENERJI ALANI*

Ben Thoth. Melekler frekansindan bilgi aktariyorum. Yeni yasam duzenini


olusturmaniz icin rehberlik ediliyorsunuz. Bu bilgiler tum insanlar icin,
Filiz ve Yesim araciligiyla alinmaktadir. Okuyun ve yasamlariniza uyumlayin,
icsellestirin ve paylasin.

Sevgimizle.

*BIRLESIK ENERJI ALANI*

Kainatta tim enerjilerin birbiriyle uyumlu bir sekilde calismasi BirlesIk


Enerji Alani ni olusturur. Tum enerjilerin frekanslari burada birbiri
icerisine gecer. Hersey birlesIk enerji alaninda baglanir.

Bu alani tanimak ve bu bagliligi kullanmak yuksek frekanslarda titresmeyi


gerektirir. Tum niyetler bu alanda olusur ve olusa dogru yol alir. Bu
yolculukta baglandigi diger enerjilerle rezonansa girer ve surati artar veya
sakin normal frekans hizinda seyreder. Niyeti tekrarlayip guclendirmek, bu
yolculugu esnasinda niyetin frekansina destek yeni enerjiler-frekansla r-
eklemektir.

BirlesIk enerji alani degisIk frekanslarda pekcok enerjiyi barindirir. Fakat


anahtar kelime uyumdur. Tum bu farkli frekanslar birbiriyle uyumlu calisir.

Artik sizler yukslen frekanslarinizla bu birlesIk alana adim atmaktasiniz.


Olusturdugunuz niyetler bu alanda frekanslar yardimiyla olusa tasiniyorlar.
Kurdugunuz bu birlesIk enerji alani ve olus arasindaki enerji dongusu
sizlerin frekansinin daha da yukselmesine sebep oluyor. Ve her an biraz daha
bu alana dahil oluyorsunuz. Yani frekanslarinizi niyetten olusa
bagliyorsunuz.

BirlesIk enerji alani sonsuz olasiliklar alanidir. Niyetinizin frekans


kuvvetine gore sectiginiz frekans yolu ile bir dizi olusu tetiklersiniz.

6
Yani bu alanda siz oluslar yaratirsiniz. BirlesIk enerji alaninda yaratan da
yaratilan da sizsiniz. Kendinizin mimari olursunuz. Sonsuz olus olasiliklari
icerisinde sectiginiz, sizin dogru sayilarinizi siralar, dogru matriksi
olusturursunuz. Ve evet tum bunlari niyetle yaparsiniz. Niyet sonsuz
olasiliklar alaninda dogru yaratim icin anahtarinizdir.

Anahtarlarinizi dogru kullanin.

Potansiyeller icinde en yuksegini secip yaratin.

Iyi dusunun, kendi hayatinizi yaratiyorsunuz.

Kendinizi yaratiyorsunuz.

Ve unutmayin kendi yarattiginiz hayattan sIkayet etmeniz bosunadir. Mimari


sizdiniz bunu yarattiniz.

Yaratmak sakaya gelmez!

Bundan sonra bir niyet olustururken iyi dusunun. Yine yeni bir yaratimin
esigindesiniz. Icinizi dinleyin frekansinizi yukseltin ve en yuksek
potansiyeli olusturmaya niyetlenin.

Bir yasam dusleyin, niyet edin, olsun.

Sizler kainatin mimarlarisiniz. Her yaratiminiz kainatin enerjisini etkiler.


Her olus birlesIk enerji alaninda bir frekanstir. Ve her frekans bu alanda
digerlerine baglidir.

Sizler sadece kendi yasamlarinizi olusturmuyorsunuz. Ayni zamanda kainatin


genisleyen kisimlarini da olusturuyorsunuz. Her olus bir frekans ve her
frekans diger frekanslarla baglantida. Yaratilan her yeni niyet kendi
frekans yolundaki frekans agini birlesIk enerji alanina uyumluyor, evrende
yeni kapilar aciyor.

Kainat sizlerin yaratimlariyla genisliyor ve buyuyor. Bunun bilincinde


olarak guzel ve uyumlu oluslar icin niyetlerinizi olusturmaniz gerekiyor.
Elinizde tipki cocuk masallarindaki gibi bir sihirli degnek var ve onunla
neler yaratacaginiz size kalmis. Biliyorsunuz yaratmak sakaya gelmez. Iyi
dusunun ve butunun ve sizin kendinizin hayrina olacak yaratimlarin
niyetlerini olusturun.

Guzel gunler yasanmaya baslandi siz de kendi payiniza dusen yaratimlarla bu


guzelligi ve iyiligi cogaltin. Guzellik, bolluk ve bereket hayatinizin odak
noktasi olsun. Yaratimlarinizi bunun uzerine kurgulayin. Yasami ve
dunayanizi ve kainati sevin. Icindeki tum varliklarla ve guzelliklerle.
Onlarla uyumlu ve huzurlu bir hayat dileyin . ve yaratin...

Hadi sihir gucunuz elinizde .

7
Kapatin gozunuzu ve hayal edin.
Niyet edin,
*YARATIN...

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:1270

OSHO - Kafadan Kalbe Geçmek...


 Posted by David Dogan Beyo on August 4, 2008 at 1:30am

Düşünceden hissetmeye geç. Ve bunun en iyi yolu kalbinden nefes almaya--- başlamak
olacaktır.

Gün boyunca hatırlayabildiğin kadar derin nefes al; nefesin tam göğsün ortasına çarptığını
hisset. Sanki tüm varoluş içine, kalbinin tam ortasına — sola değil, sağa değil ... tam olarak
ortasına — akıyormuş gibi hisset. Kalp merkezinin olduğu yer burasıdır.

Bunun fiziksel kalple hiçbir alakası yoktur. O tamamıyla farklı bir şeydir; o görünenin
ardındaki bedene aittir.

Bu nedenle derin bir şekilde nefes al ve ne zaman bunu yaparsan en azından beş kez derin
nefes al; içine al, kalbini doldur. Sadece onu ortada hisset. Varoluş kalbin aracılığıyla canlılık,
yaşam, Tanrısallık, doğa akıtıyor ... her şey içeri akıyor.

Ve sonra derin bir şekilde nefes ver, yine kalpten ve sana akıtılan şeyi varoluşa geri verdiğini
hisset. Bunu günde pek çok kez yap.

Ve giderek daha çok ve daha çok duyarlı hale geleceksin, pek çok şeyin daha çok farkında
olacaksın. Daha çok koku duyacaksın, daha çok tat alacaksın, daha çok dokunacaksın, daha

8
çok göreceksin, daha çok duyacaksın, her şey daha yoğun olacak. Yaşamın senin içinde
gerçekten titreştiğini hissetmeye başlayacaksın..Osho

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:
1342

OSHO - Sevgi Özlemi...


 Posted by David Dogan Beyo on August 4, 2008 at 1:30am

Sevgi, onun temel koşulu egoyu bırakmak olduğu için çok büyük bir cesarete ihtiyaç duyar.
Ve insan, egosundan vazgeçmekten çok korkar. Bu neredeyse intihar etmek gibi görünür. Bu
böyle gözükür çünkü biz egodan başka bir şey bilmiyoruz.

Ego bizim yegâne kimliğimiz haline gelmiştir ve ondan vazgeçmek kesinlikle


bireyselliğinden vazgeçiyorsun anlamı taşır. Bu doğru değildir; aslında gerçek olan tam
tersidir: Egonu bırakmazsan kendi gerçek bireyselliğini bilemezsin. Ego bir kandırmacadır;
sahte, yanlış, uydurulmuş bir şeydir. O bırakıldığı an, sadece o zaman gerçeği görebilirsin.
Aksi takdirde gerçek olmayan, gerçeği gizler. Gerçek olmayan, gerçeği, bulutların güneşi
gizlediği gibi gizler.

Sevgi egoyu bırakmayı gerektirir. Böylelikle sevgi, ilahî olana açılan bir kapıya dönüşür. Bir
kişiyi sevmeye başlayabilirsin ama sonunda kişisel olmayanı sevmeye başlarsın. Kişi tıpkı bir
pencereye benzemeye başlar; sınırsız gökyüzüne doğru açılır. Ancak, insan egonun kurban
edilmesi gerektiğinden emin olmalıdır.

İnsanlar sevgi özlemi çekiyor ama aynı zamanda egolarına yapışıyorlar. Bu yüzden sevgi asla
bir gerçeklik halini alamıyor. Onlar sevgi şerbetinin tadına bakmadan göçüp giderler. Ve
sevgiyi yaşamadığın sürece hayatı da yaşamamışsındır. Hayatın anlamını kaçırmış
olursun..osho

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:1343

OSHO - Pek çok sevgi düzlemi...


 Posted by David Dogan Beyo on August 4, 2008 at 2:00am

9
Herkesin kendine ait bir sevgi fikri vardır. Ve sen sadece sevgiye ilişkin tüm fikirlerinin
kaybolduğu bir hale geldiğin zaman sevgi artık bir fikir değil, basitçe senin varlığın olur;
yalnızca o zaman onun özgürlüğünü bilirsin. O zaman sevgi Tanrı’dır. O zaman sevgi
değişmez hakikattir.
Sevginin meditasyon sürecinden geçmesine izin ver. İzle onu; zihninin kurnaz yöntemlerini
izle, güç politikalarını izle. Ve sürekli izlemek ve gözlemlemek dışındaki hiçbir şeyin faydası
olmayacak. Erkeğine ya da kadınına bir şey söylerken, ona bir bak; bilinçaltındaki güdü ne?
Niçin bunu söylüyorsun? Orada bir dürtü var mı? Eğer varsa, o nedir? Bu dürtünün bilincinde
ol, onu bilincine getir. Çünkü bu, hayatının dönüşümü için gizli anahtarlardan biridir:
Bilincine çıkan her şey yok olur.
Dürtülerin bilinçaltında kalır, bu yüzden onlar sana hükmeder. Onları bilince getir, onları ışığa
getir ve kaybolacaklar. Bu sanki bir ağacı söküp köklerini gün ışığına çıkartmak gibidir; onlar
ölecektir, onlar sadece toprağın karanlığında olabilirler. Senin dürtülerin de yalnızca
bilinçaltının karanlığında var olabilir. O yüzdendir ki sevgini dönüştürmenin yegâne yolu, tüm
dürtülerini bilinçaltından bilince getirmektir. Yavaş yavaş bu dürtüler ölecek.
Ve sevgi nedensiz olduğunda, o zaman sevgi bir kimsenin başına gelebilecek en muhteşem
şeydir. O zaman sevgi nihai olana, öte dünyaya ait bir şeydir...osho

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:1344

Mars'ın dünyamıza yakınlaşması...


 Posted by David Dogan Beyo on August 4, 2008 at 6:30pm

Mars gezegeni Ağustostan itibaren geceleri gökyüzünün en parlak cismi


olacak. Mars çıplak gözle dolunay kadar büyük görünecek.
27 Agustos'ta Mars dünyaya 34,65 milyon mil yaklaştiginda en büyük
göründügü gün olacak. 27 Agustos gecesi 00:30'da gökyüzünü izleyin.
Mars'in dünyaya bu kadar yakin geçecegi bir sonraki tarih 2287 yili.
Bunu dostlarinizla paylaşin. Sevgiler...

Uğur Ozal

10
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:1477

Ozan Esrari - Semah


 Posted by David Dogan Beyo on August 4, 2008 at 2:30am

Semah

Gelipt de sorarsan benim aslimi


Aslimi Hak ile yeksan eyledim
Daha yer goklerin cismi yok iken
Kudret Kandilini mekan eyledim

Hudey Hudey Hudey sirdan gelirim


Hak ile Hak olan yerden gelirim

Cihan var olmadan evveli vardim


Kudret Kandilinde bir katre nurdum
Vardim Ehlibeyte ikrari verdim
Gonulden gonule seyran eyledim

Hudey Hudey Hudey sirdan gelirim


Hak Ä°le Hak olan yerden gelirim

Hak Ä°le Hak oldum erdim Can Cana


Turlu mucizeler serdim meydana
Adem Sifatindan geldim cihana ,
Kendimi bu mulke Sultan eyledim.

Yuzyirmidort bin dona burundum


Gahi Musa gahi Isa gorondum
Muhammed Ali'ye geldim baglandim
Hakikat ilmini iman eyledim |

Dondum ulu semahlar


Sevdigim senden oturu
Bu muhabbete erenler
Duldulu bize goturu
S
,

Bizim Semahimiz Asktir


Ilahi Sevdadir mesktir

11
Gonlumuz sevgiye kosktur
Geldik Salini salini

,
Esrari bu sirri getirdim dile
Kerbela colunde Sah Huseyin'le
Pirim Hunkar Haci Bektas Veli'yle
Geldim su alemi irfan eyledim

Hudey Hudey Hudey sirdan gelirim


Hak Ä°le Hak olan yarden gelirim
Ozan Esrari

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:1364

Metatron Attunement...
 Posted by David Dogan Beyo on August 4, 2008 at 3:00pm

12
Beloved Metatron, please clear and open my chakras and re-align them.
Please give me an upgrade of all my chakras
and assemble, activate and integrate as many chakras as possible
with Grace and Ease for my body.
Please fill me with Divine Love, Divine Grace, Divine Truth, Divine Power, Divine Beauty,
Divine Mastery, Divine Abundance, Divine Peace, Divine Balance, Divine Harmony, Divine
Healing Energy, Unity Consciousness, the Energies of Ascension and all other Energies as in
the Highest and Best Good for me.
Please do the same for my family and friends, all humans, all animals, all plants, all
elementals, Mother Earth and Mother Nature, our Universe and all other beings.
Thank you.

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:1411

Thoth - İşaretler..

13
 Posted by David Dogan Beyo on August 4, 2008 at 4:00pm

02.08.2008
THOTH BILGILERI;

Ben Thoth. Melekler frekansindan bilgi aktariyorum.


Yeni yasam duzenini olusturmaniz icin rehberlik ediliyorsunuz.
Bu bilgiler tum insanlar icin, Filiz ve Yesim araciligiyla alinmaktadir.
Okuyun ve yasamlariniza uyumlayin, icsellestirin ve paylasin.
Sevgimizle.

ISARETLER

Yasantimizin pek cok yerine serpistirilmis isaretler aslinda bir kuantum alaninda yasadigimizi
ve tum yaratimlarimizin ve sonuclarinin yine bu alanda yeraldigini gosterir. Bizler sadece bu
duzenin farkinda olmadan niyetlerimizi olusturur ve fiziksel planda tezahurlerini bekleriz.
Oysa bu sadece bizim sinirli gerceklik algimizdan baska bisey degildir. Bizler niyetleri
olusturdugumuz anda enerji planinda bunlar geceklesir yani kuantum duzlemde hersey niyet
edildigi anda gerceklesir. Ve fakat bizler herseyin gercek olma durumunun sadece fiziksel
planda tezahur etmesi olduguna inandigimiz ve bu sekilde sinirlandirildigimiz icin bu niyetler
ancak ve ancak fiziksel olarak tezahur ettiginde gerceklesmis olur. Boylece niyetle olus
arasina kendimizce bir zaman algisi koyariz. Daha sonra da tezahurlerin dun bugun ve yarin
olarak zamanlamalarini lineer bir algi skalasina yerlesiririz. Bu tamamen bizlerin ve sinirli
alginin yarattigi bir durumdur. Bunu degistirmek de yine kendi algimizdadir.

Bizler sinirsiz yaraticilariz bunu kavrayip kabul ettigimizde hersey otomatik olarak duzene
girer. Bizler enerji varliklariyiz fiziksel olarak bu plana bagliyken enerji olarak her turlu
zaman ve mekan sinirlamasindan muafiz. Yani fiziksel olarak bedenlerimiz buradayken enerji
olarak baska yerde olabilir ve baska deneyimler yasayabiliriz. Her ikisi de bilgi
dagarcigimzda yeni doneler olusturmamiza yardimci olacak sekilde gercek ve eszamanlidir.
Yani evet dogru anladiniz. Ayni anda pek cok gercekligi deneyimleyebilecek kabiliyetteyiz.
Eger ister ve kabul edersek tabiki. Hersey bizim istegimize ve ozgur irademize bagli.
Kendimizi sinirsizlikla es tutarsak bu deneyimlerin hepsi hepimiz icin mevcuttur.

Bu su anlama gelir eger istersek fiziksel olarak burada olurken, enerji olarak gelecekteki
potansiyel bizlerden bir tanesi olabilir ve o ani deneyimleyebiliriz. Boylece duygu ve bilgi
olarak gelecek tabir ettigimiz bizlerden bir tanesinin zamanina sicramis ve bir kuantum
sicrama gerceklestirmis oluruz. Dondugumuzde o ani yasadigimiz bilgi ve duygu birikimi
bunyemizin data bankasinda birikmistir. Yani buradayken yasadigimiz gelecek ani tipki bu an
kadar gercektir. Bunu kabullenip anladigimiz zaman, gerekli gordugumuz zamanlarda bu tip
seyahatleri gerceklestirmemiz mumkundur.

Bugune kadar bunlari ruyalar seklinde ve aninda bilincsizce yapiyordunuz. Artik isaretleri
gorup her aninin cok gercek oldugu bu kuantum gezintilerini yapmaniz kabiliyetlerinizin ve
bilginizin gelismesi icin gereklidir. Bu gercekligi kabul edip hayatlariniza dogal bir sekilde
adapte etmeyi ogrenin...

Zaman artik tum sahip oldugunuz yeteneklerinizi yasaminizin dogal parcasi haline getirmeniz
gereken zamandir.

14
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:1451

I AM YOUR FRIEND...
 Posted by David Dogan Beyo on August 4, 2008 at 2:00am
 View Blog

"I AM YOUR FRIEND. (as we are All children, (brothers/sisters) from the same Source)
THAT’S ALL I AM. (I won’t pretend to be your saviour, we all have to do it our own way)
THAT ALL I ASK; IT’S ALL I CAN. (Do not doubt it, you are your own Master!)
I WAS THERE AT THE START (Genesis!)
AND I’LL BE THERE AT THE END (Eternity!)
IF THERE’S A BEAT LEFT IN MY HEART, (Ascension process is sometimes tough
improvements for self-mastership)
I AM YOUR FRIEND.

WHEN YOU WONDER WHERE HOPE LIES ( May you practice the Law of Attraction!!!)
I HOPE YOU’LL THINK OF ME. (As being a human angel like you, facing her life in the
best positive way)
I WILL BE THAT GENTLE VOICE (Think of your inner voice, the one of your Divine
Presence!)
THAT OLD PICTURE THAT YOU SEE (As I am a mirror of yourself).
WHEN ALL OF YOUR PAST MISTAKES (means life experiences, not sins that are just
human creations!)
SEEM TO BE HAUNTING YOU (Do not add more to any karma cycles we all invented!).
THERE IS NO GOOD NO BAD (You create only what you believe in)
JUST EXPERIENCES IN THE MATTER
TO GO THROUGH, TO EXPERIMENT
TO FORGIVE NOT TO FORGET
I DID SOME ALSO, MAY BE A LOT (But I have learnt my lessons with the law of attraction
since)
JUST THINK OF ME, AND ILL BE THERE. (Here on your page to share love, laughter,
joy... and caring)
THERE’S NOTHING YOU MUST DO. (Just Be Yourself as I AM THAT I AM )

Yes, I AM YOUR FRIEND, BECAUSE WE ARE ONE


BEYOND THE QUESTIONS, THE CONFRONTATION WITH WORDS
THOUGHTS AND CONVICTIONS
BEYOND THE WINDS OF CHANGE
BEYOND WHAT YOU ATTRACT TO YOU
REMEMBER I AM YOUR FRIEND
THAT ‘S ALL I AM, THAT’S ALL I ASK
AS I LOVE MYSELF FOR WHO I AM

15
SO I LOVE YOU FOR WHO YOU ARE
WE ARE INCREDIBLE BEINGS
ANGELS WALKING ON EARTH
GODS AND GODDESSES FROM ONE SOURCE
FULL OF DIVINE POWERS WE SHOULD RECOVER
BUT STILL DIPPED IN OUR FORGETFULNESS

WELCOME HOME COMPANIONS...


TIME HAS COME TO GET UNITED, EMPOWERED INSIDE
TIME ALSO TO GET CLOSER, UNIFIED AS ONE. FAMILY

I AM LOVE, JOY, RESPECT AND WISDOM...


ABUNDANT IN EVERY FACETS OF MY SPIRIT
AND I LOVE YOU..."

Pureheart

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:
1345

John Lennon - İmagine...


 Posted by David Dogan Beyo on August 5, 2008 at 4:30am
 View Blog

16
Imagine there's no Heaven
It's easy if you try
No hell below us
Above us only sky
Imagine all the people
Living for today

Imagine there's no countries


It isn't hard to do
Nothing to kill or die for
And no religion too
Imagine all the people
Living life in peace

You may say that I'm a dreamer


But I'm not the only one
I hope someday you'll join us
And the world will be as one

Imagine no possessions
I wonder if you can
No need for greed or hunger
A brotherhood of man
Imagine all the people
Sharing all the world

You may say that I'm a dreamer


But I'm not the only one
I hope someday you'll join us
And the world will live as one

İmagine - John Lennon

17
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:1613

Sifir Noktanizi Aktive Etmek Için 8-8-8


Meditasyonu...
 Posted by David Dogan Beyo on August 6, 2008 at 8:30pm

Sifir Noktanizi Aktive Etmek Için 8-8-08 Meditasyonu

Bu meditasyon bir araç kullanmadan Sıfır Noktası Enerjisine* nasıl erişileceğini öğrenme
niyetimin bir sonucu olarak geldi. Bu meditasyona rehberlik eden Melekler ve Yükselmiş
Üstatlar, Melchizedek tarafından yönetilen on iki kişilik bir ekip idi.

[*Sıfır Noktası Enerjisi elektromanyetik alan olarak tanımlanır, bir zamanlar hücrelerin
arasındaki boşluk olarak biliniyordu, şimdi yaratışın mekanı olarak biliniyor; bu, niyeti
açıklamaya yardımcı olur]

* Bu enerji paylaşılmalıdır.
* Bu meditasyon herkesin en yüksek hayrı ve iyileşmesi içindir.
* Size yardımcı olacaktır
* Hızla daha iyi hissedersiniz
* Duygusal olarak dengeli ve merkezlenmiş hissedersiniz
* Benliğinizin kaybettiğiniz veya unuttuğunuz parçalarını yeniden elde etmeye yardımcı olur
* Kalbinizin arzularını tezahür ettirin
* İzin aldığınız insanlara şifa gönderin
* Dünyaya, diğer gezegenlere, yıldızlara ve evrene şifa gönderin
* Bu işleyen bir meditasyondur.
* Ve ücretsizdir.

Ve eğer hepimiz bu meditasyonu 24 saatlik periyot içinde yaparsak, daha hızlı ve herhangi
birimizin mümkün olacağını düşündüğünden daha iyi bir gezegensel değişim yaratır!

Melekler ve rehberlerim 8 Ağustos 2008’i Meditasyon Günü olarak seçtiler. Nerede olursanız
olun, kendi zamanınızla saat 20:00’de. Bu 24 saatlik periyotta, bunun bir parçası olmak
isteyen herkes, melekler ve rehberlerin söylediklerine göre anlık sonuçlar elde edecek ve
görecekler.

Dünyayı değiştirmek için kaç insan gerekir? Eğer bu sayıya ulaşırsak neler olur? Hepimiz
herkesin en yüksek hayrına ve iyileşmesi için Sıfır Noktası Enerjisine erişebilirsek neler olur?
Herkesin en yüksek hayrına ve iyileşmesi için Dünya değişirse, neye benzeyecektir?

18
Drunvalo Melchizedek değişim yaratmak için sadece 3 varlığın yeterli olduğunu söylüyor.
Eğer böyleyse, buna katılan 3 kişi olacağını biliyorum.

Gregg Braden 8,000 den az insanın dünyayı değiştirebileceğ ini söylüyor. O zaman 8 Ağustos
2008’de toplanalım ve neler olacağını görelim!

Lütfen bu meditasyona katılabileceğini düşündüğünüz herkese, bir araç olmadan Sıfır Noktası
Enerjisine erişmeyi öğrenmek isteyen herkese gönderin. Kendisini iyileştirmek ile ilgilenen ve
şifayı başkaları ve gezegenle paylaşmak isteyenlere gönderin.

Bu değişimin bir parçası olmak ister misiniz? Eğer öyleyse, bu dünyada gerçekten bir fark
yaratıp yaratamayacağı mızı görmek için 8 Ağustos 2008’de saat 20:00 de sizi bana katılmaya
davet ediyorum. (Tr saatiyle 22'de)

Hazırlık: Meditasyonu yapmadan önce şunları yapabilirsiniz;

1) Şifa niyetinizi belirtin. 2) Şifa göndermek istediğiniz insanlardan/ varlıklardan izin alın. 3)
Dünya Ana’dan veya şifa göndermek istediğiniz gezegenler arası yerlerden izin alın ve 4)
Kalbinizin arzuları için tezahür ettirmek istediğiniz olayların, insanların ve/veya durumların
listesini yapın.

Lütfen aşina olmadığınız terimler olabileceğinin farkında olun (örneğin, çakralar, nedensel
beden, merkaba vs). Sadece yüksek benliğinizin bunların ne olduğunu bildiğini kabul edin ve
en yüksek hayrınıza olan şeylere izin verin. Eylem niyeti izler.

Ayrıca, eğer bu meditasyon size herhangi bir anda bunaltıcı gelirse, sadece yapabileceğinizi
yapın. Meditasyonu her zaman tamamlamak gerekli değildir. Yapabileceğinizi yapın ve kalan
zamanda kutsal bir sessizlik içinde oturun.

Meditasyon:

Çakralarınızı dengeleyerek başlayın, bunun için alışmış olduğunuz yöntemi kullanın. Eğer
buna alışık değilseniz, sadece tüm çakralarınızın dengeli, hizalanmış olmasına ve doğru
şekilde dönmesine niyet edin.

Farkındalığınızı kalp bölgenize getirin ve sevgi, sevinç ve şükran duygularını hissetmeye


yoğunlaşın. Bu hisleri hissedebileceğ iniz bir insan veya durumu hatırlamak yardımcı olursa,
böyle yapın. Hislerin oluşmasına ve kalbinizde gelişmesine izin verin…

Fiziksel beden ile başlayalım. Fiziksel bedeninizdeki tüm hücreleri sevgi, sevinç ve şükran
hissetmeleri için davet edin. Bunu gerçekten hissedin. Bu duyguları deneyimlemek için
kendinize izin verirken, tamamlığın/doluluğun bedeninizde genişlediğini hissedin.

Hazır olduğunuz zaman, hücrelerinizin arasındaki tüm boşluğu sevgi, sevinç ve şükran
hissetmeye davet edin. Bunu gerçekten hissedin. Daha da genişlediğinizi hissedin.

Aynı şeyi duygusal bedeniniz için yapın. Duygusal bedeninizin hücrelerini sevgi, sevinç ve
şükran hissetmeye davet edin ve bunu gerçekten hissedin. Bu duyguları deneyimlemek için
kendinize izin verirken, tamamlığın/doluluğun bedeninizde genişlediğini hissedin. Bu hisleri

19
duygusal bedeninizdeki hücrelerin arasındaki boşluğa davet edin.

Zihinsel bedeninizdeki hücreleri ve hücrelerin arasındaki boşluğu sevgi, sevinç ve şükran


hissetmeye davet edin. Bunu gerçekten hissedin. Spiritüel bedeninize geçin ve aynı şeyi
yapın. Ve sonra nedensel bedeninize geçip aynı şeyleri yapın. Ve merkabanız ve ışık
bedenleriniz… . Sevgi, sevinç ve şükran hissetsin ve bu hisler genişlesin.

Bu halde, İlahi Benliğinize bağlı olduğunuzu bilin. İlahi Benliğinize sevgi,sevinç ve şükran
gönderin. Dilediğiniz kadar bu halde kalın.

Bu sevgi, sevinç ve şükran hislerini sürdürerek, izin aldığınız insanlara bunları göndermek
için hazırlanın. İlahi Benliğinizden, bunu onların kendi İlahi Benliğine göndermesin isteyin.
Hangi şekilde olursa olsun, onların en yüksek hayrı için, bu duyguların İlahi Benlikten direkt
olarak süzüldüğünü görün.

İlerleme zamanı olduğunu hissettiğinizde, bu sevgi, sevinç ve şükranın gönderdiğiniz herkese,


ihtiyacı olduğu sürece süzülmeye devam etmesini isteyin.

Sonra, İlahi Benliğinizden Dünya Ana’ya sevgi, sevinç ve şükran göndermesini isteyin. İlahi
Benliğinizin onunla bağlantı kurmasını isteyin. Dünya Ana’nın en yüksek hayrı ve iyileşmesi
için, sevgi, sevinç ve şükranın İlahi Benliğinizden Dünya Ana’ya akmasına izin verin. Sadece
gönderin, sonuçlara bağlı olmayın. Bunun gerekli olduğu kadar devam ettiğini görün…

İlahi Benliğinizden, diğer gezegenlere, yıldızlara veya evrenlere sevgi, sevinç ve şükran
göndermesini isteyin. İlahi Benliğinizden onların İlahi Benlikleri ile bağlantı kurmasını
isteyin. Onların en yüksek hayrı ve iyiliği için, ne şekilde olursa olsun İlahi Benlikleri vasıtası
ile sevgi, sevinç ve şükran akmasına izin verin. Bunun gerekli olduğu kadar devam ettiğini
görün…

Son olarak, kalbinizin arzularının listesini kullanarak, İlahi Benliğinizden listenizdeki her bir
unsura sevgi, sevinç ve şükran göndermesini isteyin. Sadece gönderin, sonuçlara bağlı
olmayın. İlahi Benliğiniz en yüksek hayrınız ve iyileşmeniz için neye gereksiniminiz
olduğunu bilir. Şimdi herkesin en yüksek hayrı ve iyileşmesi için ilahi zamanlamada ve ilahi
düzende olduğunuzu bilin.

Tam hissettirene kadar bu sevgi, sevinç ve şükran halinde kalmaya devam edin. Bu yere her
zaman geri gelebileceğinizi bilin. Bu enerjiye istediğiniz her zaman erişebileceğinizi bilin.

Ve bu süreci çabuklaştırmak için, başparmağınızı ve işaret parmağınızı birbirine


dokundurabilirsiniz , bunu yapmak şu andan itibaren sevgi, sevinç ve şükran içinde olmayı ve
bunları göndermeyi hızlandırır ve kolaylaştırır…

Phoenix Rising Star

http://www.sedonahe artwalk.com/ enlightenment. shtml#888

(ÇEVİRİ: Saffet Güler)

[NOT: http://www.sedonaheartwalk.com/ adresinden meditasyonun MP3’ünü indirebilirsiniz]

20
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:1740

WE CANNOT WORRY AND BELIEVE AT


THE SAME TIME...
 Posted by David Dogan Beyo on August 6, 2008 at 6:00pm

WE CANNOT WORRY AND BELIEVE AT THE SAME TIME

by Gillian MacBeth-Louthan

We cannot worry and believe at the same time - they cannot hold the same space, the same
time, the same frequency. The energy of flying through the air with the greatest of ease
represents what we are being asked to do. We are asked to LET GO of what we have been
holding onto so tightly and allow ourselves to freefall from one bar of light to another. The
belief factor has to be 100%. Nothing less is acceptable otherwise one will fall deep into the
quicksand of fear with nothing to branch out and help or rescue.

When you do not see a solution to what befalls your heart, let the Universe intervene. Do what
you can and trust God, the Universe to do what you cannot. You are asked to hold your peace
in the mist of the battle, to anchor with the divine certainty that you will come up unscathed
from all that does not wish you the best of life or of light.

Believing so deeply and so strongly is not for the weak of heart, weak of light, or weak of
purpose. Stand strong in what lives in your heart. In the mist of all Hell breaking loose
become a living blessing. Use your light and your heart to bless another. Bless all that cross
your path, become healing and holy, in your life, in your appearance and in your intention.

Look for ways to be a blessing. You cannot ever out give God. Whatever you give, in
blessing, in belief, in peace to yourself or another will be given back to you in denominations
of completion that outweigh any expectations you have or have had. Let the desire of your
heart lead you into a place that will help you bypass all that comes to circumvent your soul.
It's time to put on the ruby slippers of belief. Click them all through time and allow them to
escort you into doorways of beliefs that are far greater than any beliefs you have held in the
past.

Whatever it is, it's God..


there is nothing wrong...
there is nothing right....
There is nothing to learn...
there is nothing to find...

21
there is nothing to let go of.
You are life and life is God
and God is ALL.
Nothing is outside of God... nothing.
So hold onto that and be Free.

www.TheQuantumAwakening.com

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:1692

The Ten Indian Commandments...


 Posted by David Dogan Beyo on August 6, 2008 at 7:30pm

1. Remain close to the great spirit

2. Show great respect for your fellow beings

3. Give assistance and kindness wherever needed

4. Be truthful and honest at all times

5. Do what you know is right

6. Look after the well-being of mind and body

22
7. Treat the Earth and all that dwell thereon with respect

8. Take full responsibility for your actions

9. Dedicate a share of your efforts to the greater good

10. Work together for the benefit of all mankind

Source: http://www.birdclan.org/tenc.htm and http://www.amazon.com/Indian-


Commandments-Poster-Print-23x36/dp/B00...

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:1733

Nonjudgement...
 Posted by David Dogan Beyo on August 6, 2008 at 7:00pm

23
To judge is to separate. To judge is to hurt yourself.
To judge is to strengthen the ego.
To see things as they really are is the vision of the awakened one.
Treat others how you want to be treated.
Judge others and you shall be judged.
Practise non-judgement,
‘Today I will judge nothing, this will help me to become still’

- try it first for 30 mins, 1 hour, 2 hours, day, week, etc,

24
The logical reasoning behind non-judgement

As soon as you judge someone you are saying that you are better or worse than that
person/thing. You are saying something is good or bad.

You are analysing somebody/something based on your conditioned values and beliefs. You are
assuming you are right.

After all you could be wrong (and often are).

Just say to yourself that that person is on their own path/journey.

JUST ACCEPT!

IT IS LIKE THIS NOW!

‘People in glass houses shouldn’t throw stones’


Don’ judge others - sort yourself out!

Likewise it follows that if somebody judges you, you should not get upset / angry /
emotional / aggressive. Don’t worry what they think. They have a different personality /
viewpoint now. They could be wrong. However they could be right so treat them with respect
but don’t get ego involved.

BE INDEPENDENT OF THE GOOD OPINION OF OTHERS

Lose the need for approval of others, lose the ego, the false self image.

‘Let the one without sin cast the first stone!!’

Use discernment instead of judgement.

Source: The Lightworker’s Way Illuminating The Path To Your Soul-


http://www.freewebs.com/thelightworkersway/exercises4thesoul.htm

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:1725

Güneş Tutulması Üzerine...


 Posted by David Dogan Beyo on August 6, 2008 at 7:00pm

Bati Gundogusu 7.30.2008 tarih ve 8:52:26 A.M de skydances@earthlink .net ce yazilan


mesaj:

25
Guclu zamanlardayiz. Bunlar, 3.Boyutun terk edilip gitmesine izin verilen zamanlar.Arti k, bu
gerceklik realitesi yivinde olmak icin daha fazla bir neden yok.Bu zaman bizim icin artik,
ruhu orada ikamet etmek isteyen bir baskasinin secimini degistirme cabasini durdurmak
olmalidir.Sayet biz evrim icinde ileriye dogru yurumeye gercekten hazir isek iste o simdi
dir.Gunes Tutulmasindan sonraki birkacgun icinde firsatin bu penceresi
aciliyor.3.Boyutunuzun bu son gunleri icinde yururken, serbest gozlemde gibi kalin.Gecikmis
en buyuk amacimizin cogu, fiziksel varolusun daha yuksek bir titresimi uzerinde yukselmek
sayesinde ne yapmaya gereksinim duydugumuzun nedeni ile, bagimsiz olmaya muktedir
olmak olmustur.
Onlarin yolculugu hepimiz icin hayirli olsun, Alora.

Kalbin yolu,

Bu cumanin toplam Gunes Tutulmasi, “Kalbiniz araciligiyla gecilebilir sonsuz olasiliklari


acin” diye soyluyor.
Gunes Tutulmalari, isIk ve golgenin oyununu kapsar.Bir Gunes tutulmasi icinde Ay, Gunesin
isigini tutar.Bir Ay Tutulmasinda ise, yansitilan Gunes isinlari, Ay uzerinde boydan boya bir
golge yaratarak Dunya tarafindan tutulur.Bunlar, teker teker ve toplu olarak herikisi icin,
butunlenme ve uyumlanma, serbest birakma ve temizlenme icin gucdolu zamanlardir.

Bugday tarlasi dairelerinin esrarengiz dili icinde, Agustos Gunes tutulmasinin bir ongorumu
vardir.Tutulma sekilleri, dizilimin onemini sezinlendirerek gecen ay Ingiltere tarlalarinda
gorundu.Agustosun birinde, Gunes tutulmasi, Britanya adalarinda Wiccan uygulamasinin
baslamasi icinde, dort dinsel pazarin birinde, geleneksel Lama ana kapisi uzerinde vuku
buluyor.Kutsal zeka bizim dikkatimizi cekmek istiyor.

Kozmik Donum noktasi,

Yeni bir tur olarak, 2012 portali icinden gecerek yeni bir baslangicin esiginden karsiya
geciyoruz.Kova Burcu Cagi ve besinci Gunesin Dunyasi bitimi fisildiyor.Kali Yuga Caginin
karanligi, Satya Yuga nin isigina yol veriyor.1 Agustos Gunes Tutulmasi safhalar icindeki en
onemli donum noktasidir.

Bir Tutulma siralanmasi, bir karsiya gecis anakapisi ceyregi ve Gun Tun esitligi arasindaki
gucdolu bir orta noktada cok nadiren mukemmel olur.Bu gosteri Kuzey Kanada, Gronland,
Sibirya, Mogolistan ve Agustosun 8 inde Olimpik Oyunlarin baslayacagi ve Ay Tutulmasinin
bir bolumunun 16 Agustosta izlenecegi Cinde gorulebilecektir.

Heriki tutulma, Aslan-Kova takimyildizi karsitligi uzerine ata biner gibi oturuyor ve her
birimizi, birlik gereksinimi ve insanliga hizmet icinde, tamamen cok daha fazla kutsal sevgi
ifadesi ile cisimlestirirek yureklendiriyor.Oncekine benzemeyen, nikah ve kumar (6-6-06,7-7-
07,vb.) icin “guclu gunler” diye isimlendirilen, 8.Agustos.2008 tarihinin numerolojisi
gercekten, ortaya koymanin sayisi ve sonsuzlugun sembolu olan bir “8” cozunmesi yapar, ve
o, iki tutulma arasindaki orta yola duser.

Dipteki hat,

Butun bunlarin icinde, bahsedilmeyen bir potansiyel, heyecan ve sihir var.Yanisira

26
sorumluluk.Biz dusuncelerimiz araciligiyla yaratiriz ve o, bu devreyi bastanbasa yapici bir
amacla surdurmek icin, asagida listelenmis tutulma portallari esnasinda, gereginden fazla
onemlidir.Bu zamanlarda, meditasyon, kutlama ve rituel ozellikle etkilidir.Biz, bir sonraki
Dunya cagina gecis sirasinda, ne uzerine odaklandirildik? Ne yaratiyoruz? Sevgiyi
sececekmiyiz?

Bu, sizin DNA icindeki kodlanmis kutsal mavi kopyanizin dahadolu bir anlatimini aktive eden
ve sizin kim oldugunuzun cok daha mukemmel bir somutlastirmasi ve gecen birkac yil icinde
kendi gucunuzle yurumenin anlam dolu en buyuk firsatlarindan birisidir.Bu Portallar araciligi
ile her birimiz Kutsal Arzular ile hizalanir iken, yeni bir matriks aktive edildi, insan irki daha
aydinlanmis bir ture degisiyor ve o, herkes icin huzur, refah ve ozgurlugu sececek.

Yukarisindaki nedir,

Tutulma cemberi ile, daha ileri bir “calisma” icin cevresine benzer bir yayim geliyor, boylece
kendimizi gecmisten gelen meydan okumalar, hatta, halihazirda cozundugunu dusundugumuz
seyler ile ugrasirken bulabiliriz. Tutulma cemberleri 19 yil ve alti aydir, oylesineki yayimlar
2008 Subat icinde yukaridaydi, ve butun bu tarzlar 1989 a donerek tekrar ziyaret edilmis
olacak.Bu zaman cercevesinde, daha fazla evrimlesmis bir yerden gelen bu meydan
okumalara yakinlasiyor olmayi umut ediyoruz.

Geride, bu yilin Subat ayi ve/veya 1989 yili icinde, sizin icin ne oluyordu, simdi o, istedigini
elde etme yada nihai cozunme icinmi geliyor? 1989 koklu degisimlerin yiliydi ve biz o yilda
mustereken, simdi 8 Agustosta Olimpiyat oyunlari acilisi yapilacak olan Beijing Tiananmen
meydanindaki cinli protestocular ile, Almanyanin yeniden butunlesmesini sembolize eden
Berlin Duvarinin sokulmesi ve Cekoslovakyadaki komunizmin siddet uygulanmadan
devrilmesini gorduk.

Toplam Gunes tutulmasi golgesinin yolu icine dogrudan uzaniyoruz, Cin tekrar ilgi merkezi.
2008 yili boyunca, Dunya sahnesinde daha buyuk oyuncu olmayi arayan Komunist ulke
olarak Cinin dramasinin/oyununun aciklanmasina sahit olduk.Bu yil daha erken olan Subat
Tutulmasi serileri, Cinin Tibet ile ugrasmasinin protestosu ile izlendi.Mayis ayi icinde 7.9
siddetinde bir deprem Cinin Sichuan bolgesini harab etti.

Biz Kova Burcu Cagina girerken, Aslan/Kova Burcu tutulmalarinin goze carpan en onemli
noktasi insancil butunluge ihtiyac duyulmasidir.Agustos ayinda, butun Dunya bircok tarzda
Cini izliyor olacak.Acaba 2008 Yaz oyunlari Insan Ruhunun bir zaferi olacakmi?

Sahissal duzeyde, kardeslik sevgisi, insan yardimseverligi ve esitligi Kovasal ideallerini cok
daha fazla, tamamen nasil somutlastirabiliriz? Evrime katkida bulunma amacinizi
yasiyormusunuz?

Tutulmalar guclu degisimler getiriyor.Meditasyo n, ozellikle bu tam hizalanmalar esnasinda,


gezegensel kutuplarin daha yuksek enerjileri ile hizalanmak icin bize yardim eder.Rituel
basittir: Sevgi icinde nefes al, huzur icinde ver.Kalpten onderlik yap.
Nameste.

“Butun insanlarin huzur ve baris icinde yasadigini hayal et”-John Lennon

Hat yukari.

27
Umulmayan ile tarihsel bir birlesme, degisIklikleri hizla supurmek, tutulma periodlari
soylemek gerekirse en azindan degiskendir.Hele de tutulmalar sizin sahanizdan gorunebilir
degilse, enerjileri ayarlayabilir ve onlari duyumsayabilirsiniz .Merkezde kalin, derin nefes alin
ve Dunya Ana ile baglanti kurun.Koyu yesil yaprakli sebze ve koklerini yeyin.Gunluk
Meditasyon yapin.Niyetle yaratin.Bunlar Dunya uzerindeki en heyecan verici ve meydan
okuyucu zamanlardir.Bu yolculukta eglenin.

Aslan Burcu icinde Yeni Ay ve Gunes Tutulmalari-Agustos 1,

Yeni Ayda biz, gelecek 28 gunluk dongu icin niyetlerimizi hazirliyoruz.Bir tutulma ile, bu,
bununla beraber alti aylik ve 19 yillik bir dongunun baslangicidir, onu hesaplayabilirsiniz !
Kova Burcu, kendi ozunu, sevgi isinini, liderligini, kalp merkezlenmesini, yaraticiligi, guveni,
comertligi, cesaretli mevcudiyetini kutluyor.Kova Burcu icinde gezegenlerin yildizsalligi
(Gunes, Ay, Venus ve Merkur) Dunyayi Kutsal isinla asilamak icin siralanmaktadi rlar.Venus
Neptune ve Plutoya karsi cikmaktadir.Bu sihirli ve eglenceli bir oyun.Bu, bu gecis
zamanlarinda butun mevcudiyetin cosmasi icin dua etmek ve kendi gunes ozune odaklanmaya
hatirlatma destegi vermektir.

Toplam Gunes tutulmasi, Cin, Mogolistan, Sibirya, Gronland ve Kuzay Kanada icinden gecen
dar bir yol icinde gorulur olacak.Tutulmani n bir bolumu ise Asya ve Avrupanin buyuk bir
bolumu ile Dogu dahil Kuzey Amerikanin genis bir alaninda goruluyor olacak.

Tutulma Baslangici - 4:04 AM EDT; 8:04 AM GMT


Merkez tutulma Baslangi - 5:22 A EDT; 9:22 AM GMT
Butunluk noktasi - 5:47 AM EDT; 9:47 AM GMT
Merkez tutulma bitisi - 7:20 AM EDT; 11:20 AM GMT
Tutulma bitisi - 8:38 AM EDT; 12:38 PM GMT

Lammas (Lughnasadh) /Imbolc (Candlemas) - Agustos 1-6


Astroloji gurusu Dane Rudhyar, Gunes yili suresince gucun serbest birakilmasi ve en buyuk
devinirlilik noktalarinin ceyrek gecisler oldugunu dusundu.Onlar, Wiccan gelenekselligi
icinde daha buyuk Sabbats (Hristiyanlari n Pazar ve Yahudilerin cumartesi gunleri) olarak
isimlendirilir, hatta gun tun esitligi ve gundonumu ceyrek noktalarindan daha gucludurler.
Lammas da Dunya Ananin zamani gelmis comertlik hasatinin ilk meyvelerini toplamaya
basliyoruz.Kutsani rken, Dunya Ana ve birbirimiz ile paylasiyoruz.Geleneksel olarak,
Lammas 31 Agustos gunu aksami kutlanir.Agustosun 1 i bu yil, toplam Gunes Tutulmasinin
tam zamanidir.

Guney yarimkurede bu, Imbolc un ceyrek gecis kapisidir.Kis gecesinden Ilkbahar uyanisinin
ilk isaretleridir. Bu, Gunesin isigi ve sicakligi ile beslemesini beklerken Dunya Ananin
bagrinin derinindeki tohum filizlenmesi olan yeni bir dongunun tohumlaridir.Mum isigi ile
karanlik dagitilir ve yeni bir dongu baslar.Hedeflerimize dogru yurumeyi tekrar usleniyoruz.

Meteor Yagmuru Gosterisi 11-12 Agustos,

Yillik Meteor Yagmuru Gosterisi 11-13 Agustosta zirve noktasina ulasacak.Bu gosteri saat
basi, sihirli gecis kapisi uzerinde yildiztozu serpintisi olarak 50 den 100 e kadar ulasan parlak
ve hizli meteor uretebilir.Ay battiktan sonra ilk dusus saatleri icin meteor izlemeyi planlayin.
Gokyuzu oldugundan daha fazla karanlik olacak ve bu zamanda daha fazla meteor vardir.

28
Cassiopeianin keskin “w” seklinden daha uzak olmayan Perseus takimyildizinin yonunu
gozlemleyin.

Aslan-Kova Burcunda Dolunay Tutulmasi Agustos 16,

Dolunay, icerdeki cabalari arindirarak bilincaltinda tutulmus olanin ne oldugunu


gosteriyor.Bir tutulma ile, etkiler bir miktara gider.Bu safha esnasinda biz, Agustos 1 deki
Gunes Tutulmasi enerjilerini daha derin bir duzeyde butunlestiririz.Coskular yukselebilir.
Amaclarinizin somutlanmasini n bu tarzi icinde hercesitten ayakta durma, direnme serbest
birakma icin olgunlasmis olacak.

Agustosun 16 sinda, Ay tutulmasinin bir bolumu Afrika, Antartika, Avusturalya, Endonezya ,


Asya, Avrupa, Hint Okyanusu ve bati Pasifik Okyanusundan gorulebilir.

Tutulma baslangici - 2:23 PM EDT; 6:23 PM GMT


Merkez Tutulma Baslangici - 3:35 PM EDT; 7:35 PM GMT
Tutulma ortasi - 5:10 PM EDT; 9:10 PM GMT
Merkez Tutulma Bitisi - 6:44 PM EDT; 10:44 PM GMT
Tutulma Bitisi - 7:57 PM EDT; 11:57 PM GMT

Gece Gokyuzu Gorunusu,

Butun “ciplak goz” gezegenleri (Merkur, Venus, Mars, Jupiter ve Saturn) Agustos ayi icinde
Kuzey Amerikadan gorunur olacak.Gorunus ozellikleri icin asagidaki Linki kontrol edin.

http://stargazing. suite101.com/article. cfm/the_night_ sky_for_august_ 2008

Tutulma izleri,

Bu ayin basinda biz, Ingilteredeki bugday tarlasindaki donenge cizimlerinin icinde


gosterildigi gibi Agustos ayi tutulmalarinda daha yuksek boyutlara yol aldik.Sayet Temmuz 1
yayimini kacirmis iseniz, bunu Kozmik Zaman Arsivinde bulabilirsiniz:

http://www.listbox. com/member/ archive/16155

Tutulma Linkleri,

http://eclipse.gsfc.nasa. gov/SEmono/TSE2008/TSE2008.html
http://www.space.com/spacewatch/080725-ns-solar-eclipse.html
http://news.nationalgeograph ic.com/news/ 2008/07/080722-solar-clipse.html
http://www.timeanddate.com/calendar/solar-eclipse-2008.html

Cinden Gunes Tutulmasi Web sayfasi,

http://sunearthday.gsfc.nasa.gov/2008eclipse

Galaktik dizilimi, Tutulmalari, Gun Tun Esitliklerini, Gun Donumunu ve diger gokle ilgili
olusumlari Kozmik Zamanin bironceki yayimindan okumak icin, asagidaki linki ziyaret
edebilirsiniz.
http://www.StarPriestess.com/time.html/archives

29
Cok tesekkurler ve yolculugunuzda kutsamalar....

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:1721

BELIVE IN YOURSELF...
 Posted by David Dogan Beyo on August 6, 2008 at 6:00pm

BELIVE IN YOURSELF

The reality of life is that no matter where you go, no matter how far you run, the truth of your
own spirit rises when you need it the most.

Believe in yourself, even in your darkest hour.

Faith thrives within us all.

30
Hug yourself, look in the mirror and say you are beautiful/handsome, you are worthy.

Empower Yourself and Your Spirit.

No man, no woman can control your inner self. Remember that even when you feel your spirit
sink to its lowest, there is still a flicker of light waiting to burn brighter when that time is right
again.

Author Unknown

Wishing you a day full of sunshine and happiness,

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:1686

Thoth - Yeni Dünya Düzeni -


Bolluk&Bereket...
 Posted by David Dogan Beyo on August 6, 2008 at 7:00pm
 View Blog

*05.08.2008
THOTH BILGILERI:*

Ben Thoth. Melekler frekansindan bilgi aktariyorum. Yeni yasam duzenini


olusturmaniz icin rehberlik ediliyorsunuz.Bu bilgiler tum insanlar icin,
Filiz ve Yesim araciligiyla alinmaktadir.Okuyun ve yasamlariniza uyumlayin,
icsellestirin ve paylasin.
Sevgimizle.

*YENI DUNYA DUZENI: BOLLUK BEREKET*

Yeni dunya duzeninden daha once bahsetmistik. Simdi bu duzenin olusma donemi
basladi. Sizler yeterince cok ve kuvvetli olarak bu duzeni niyet ettiniz ve
olusumunu hizlandirdiniz. Evet sizler bunu basardiniz !!! Hatirlayin, bu
dunya duzeninden bahsederken kaciniz gulumseyerek ve yureginde ferahlama
hissiyle bu yaziyi okumustunuz. Ve kaciniz okuduktan sonra keske olsa
dediniz. Evet iste gordunuz mu ? Sizler basardiniz. Her defasinda bir niyet
olarak birlesIk enerjiler alanina ulasti frekansiniz ve artik bu duzen
olusmaya basladi.

Simdi bu guzel ve huzurlu hayata merhaba diyoruz. Yakinda daha once sozunu
ettigimiz pek cok degisIklik gorulmeye baslayacak. Ama ilk isaret bolluk ve

31
bereket. Dunya Ana bolluk ve bereketini bahsediyor insanogluna. Saf niyetle
yapilan tum dilekler gerceklesiyor teker teker. Herbirimiz yasamlarimizi
daha rahat ve mutlu yasayacak sekilde duzenlerimizi ayarliyoruz. Su an
icinde oldugumuz kargasa yaniltmasin sizleri bu sadece uygun ortamlari
hazirlamak icin gereken eleme ve kargasa donemi. Siz niyetlerinize sahip
cikin onlara olan inancinizi azaltmayin. Cunku her turlu yaratim sizin
eseriniz.

Pek yakinda hucrelerinizdeki sasitici degisim gozlenebilir hale gelecek. Ve


evet klasIk tip bilgileriniz bunu aciklamaya kabil degil. Cunku hucreleriniz
isIk enerjisine ayarlaniyor. Hucrelerinizin atomlari titresim hizlarini
yukselttiler. Gelen yeni enerjilere uyumlandilar. Sizler daha suptil,
isIksal bedenlere donusuyorsunuz. Bedeniniz enerjilerinizle uyumlaniyor. Ve
frekanslariniz yukseliyor.

Artik melek frekansindasiniz. Buna uyumlanmayi tercih eden herkes donusumunu


yasiyor, frekansini yukseltiyor. Yani meleklerle ayni frekansa geliyor.
Herkes ve hersey BIR frekansta toplaniyor. Artik meleklerle iletisiminiz
iyice kolaylasti. Meleklerle konusabilir, onlari duyabilir ve
gorebilirsiniz. Sadece karar vermeniz yeterli. Ne dersiniz, su andan
itibaren beraber calismaya baslayalim mi?

Sakin urkmeyin bunlar normal kabiliyetleriniz. Lutfen algilayin,anlayin ve


sahip cikin. Ve kullanin. Yeni duzenin biran evvel yasanabilir olarak
hayatinizin parcasi haline gelmesi icin sizlerin bu yeteneklerinize sahip
cikmaniz cok onemli.. Cunku artik cok iyi bildiginiz gibi bu duzeni yaratan
sizlersiniz.

Zaman artik yarattiklainizi gorup yasaminiza kabul etme zamani. Bunu zevkle
ve sevgiyle yapin. Korkmak uygun frekans degil. Kendinize yeteneklerinizi
kullanmak icin izin verin. Korkunuzun sizi engellemesine firsat tanimayin.

Sizler kainatla ve dunyayla uyumlu, enerjilerin hos bir uyumla dolandigi


huzurlu bir yasamda birlik ve beraberlikle yasamayi arzu ettiniz. Simdi
oldu. Artik kabullenin ve yasayin.

Lotus Sifa Okulu


www.lotusthoth.com

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:1723

Sending Yourself Sunshine Good Thoughts


For The Day...
32
 Posted by David Dogan Beyo on August 6, 2008 at 6:00pm

Sending Yourself Sunshine Good Thoughts For The Day

When things go wrong, it is easy to get into a bad mood,


and that bad mood has a way of spiraling out and affecting
our life for days to come. In the same way, when we feel
badly about ourselves, we tend to act in ways that have
repercussions, again creating a negative vibe that can
negatively influence the next several days. While it is
important that we allow ourselves to feel what we feel,
and to be genuine, we do not have to completely surrender
to a dark mood or feelings of self-doubt. In fact, the more
we simply allow and accept our darkness as one part of
the picture, the more easily we can also allow and accept
our light. In this vein, we can temper our grey moods with
an injection of sunshine in the form of sending good wishes
to ourselves for the next 24 hours.

If you feel a bad mood coming on or find yourself plagued


with negative feelings, take a moment to acknowledge that.
At the same time, recognize that things can and will
change, and that you can still have a good day, or a good
week, especially if you take the time to visualize that
for yourself. This is a great way to support yourself when
you are working through tough times and hard feelings. When
you visualize good things for yourself, you are sending
yourself love and warmth, as well as encouraging yourself
to keep going.

Before you even get out of bed in the morning, you can take

33
the time to send good wishes to yourself all the way through
to the next morning. As you picture your day, take the time
to fill in the details—where you are going, who you will see,
what you will do—and send love and good wishes ahead to
yourself, as well as everyone you encounter. It will be
like arriving in a new place and finding that an old friend
has sent a bouquet of flowers from back home to welcome you
and remind you that you are loved.
Daily OM
Share

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:1690

olive-garden Fethiye kabak vadisindeki


cennet kapısı
 Posted by beliz on August 7, 2008 at 2:47pm

http://www.olive-garden.net/index.html
Arkadaşlar yukarıda vermiş olduğum web sitesi Fethiye'deki Kabak vadisinde bulunan ''olive-
garden'' muhteşem deniz ve orman manzaralı cennetten bir köşe... Fiyatları çok uygun...
Sabah kahvaltısı, akşam yemeği dahil bir gece kalış 30 milyon.
Fethiye Ölüdeniz'den Faralya minibüslerine biniyorsunuz. Son durakta iniyorsunuz. Oradaki
markete sorarsanız sizi yönlendirecektir... Meditasyon, içe yolculuk, muhteşem yemekler için
çok iyi bir seçim...
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:1849

Universal Perception of the Ethic of Justice


 Posted by David Dogan Beyo on August 9, 2008 at 3:30am

34
Universal Perception of the Ethic of Justice

David Doğan Beyo


Bilkent Üniversitesi 2008

Justice is the quality of being just or fair, in other words the administration of law, the act of
determining rights and assigning rewards or punishments according to today’s civilized world.

Each country and society has their own justice system and structure based on their social
evolution and social background. Despite having a more mature justice system in our decade,
it is clear that the justice systems all around the world are not effective enough to stop crimes
and criminals.

As a result, the violence and criminal activities increase day by day. The reason for this may
be the degeneration of morality and ethic structures of all societies.

What is right and wrong, or whether an act is a crime or not are perceived differently by each
individual.

Having different social backgrounds and personalities, everyone as a unique individual has
their own truth. However, there is only one universal reality concerning what is really right
and what is really wrong.

The important point here is how close is your perception of truth and reality to the real and the
only universal reality.

The only way to understand the existence of universal justice and universal ethics is to
perceive and to be aware of who you are, what are you doing here and what your purpose in
life is.

35
If there was a perception of the universal ethical principles that applied to all cultures,
philosophies, faiths and professions, the world would be a more peaceful and harmonious
place to live.

In this text of reality the existence of the universal justice and its lack of perception by the
people and the ways to make it more understandable will be discussed.

To begin with, the first criteria for universal justice is to have unconditional love and respect
to human “unconditional love and compassion are the mother of all principles which appear
in virtually all faiths and concern for the well-being of others.

Unconditional love is a very important factor which creates compassion.

Unconditional love means loving someone or something without expecting anything in return,
loving someone or something as they are .

We are living in a world with all the systems it contains; biological, ecological, micro, logical,
etc.. As a human being, each of us has a responsibility to realize how amazing is to live in the
combination of hundreds of systems together with all living beings, including our families,
friends and other people we know.

Each of us has different characters, personality, and psychology but in a general perspective
we are all connected to each other in some ways and we are parts of this amazing system.
Moreover on mother earth we are all pieces of this great puzzle, but as each small piece forms
the big complete puzzle, we are all one and united.

With this realization of uniqueness and unity of mankind, unconditional love will arise, then
the compassion and sensitivity will form the deepest part of your heart, for everyone and
everything. From this point of view, nothing is separated, we are all connected to each other
like drops in the ocean.

This is not collectivism, but this is to understand the unity of everything in the universe with
revolutionary individualist introspection, leading to responsibility, awareness and
sensitiveness for the ‘whole’, not for oneself only.

Secondly, justice, morality and ethics are the concepts which cannot be separated from each
other. Therefore if there is universal justice, there should also be universal morality and
universal ethics. As Colero says, the principles of ethics can be organized into three categories
for ease of use; personal, professional and global ethics.

Personal ethics are also known as morality, as they reflect the general expectations of any
person in any society. Principles of personal ethics include: concern for the well-being of
others, respect for the autonomy of others, trustworthiness and honesty, being fair, refusing to
take unfair advantages, benevolence, preventing harm.

If a person increases his/her awareness and perception of the unity and oneness about life and
the world he/she lives in, then without any law or oppression , naturally he/she will follow
and obey these principles. As a result this person will willingly realize the reality of "treat

36
others as you would like to be treated." This can be regarded as the greatest law of the
universe. Likewise, Colero declares the importance of knowing the principles of personal
ethics as the first checkpoint in any situation, and overriding the principles at the professional
and global levels. (Colero L. p.2) If someone is aware of universal ethics thus for him/her the
adaptation of business life will be easier.

Considering business life, people have to act according to their professional capacity and
ethical responsibilities which can be listed as; impartiality, objectivity, openness,
confidentiality, duty of care, fidelity to professional responsibilities and avoiding potential or
apparent conflict of interest. These are not written rules, but for the well-being of
herself/himself and others these principles have to be accepted by businessman, employees,
volunteers and elected representatives as universal principles of business ethics. For example:
in Japanese business life, during a meeting people can stay in silence for a long time to think,
whereas, Americans consider this situation as if there was a problem. Another example shows
that Mediterranean people mostly like eye contact a lot during conversations, but Japanese
and Americans consider this situation as an disrespectful behavior. An Asian trying to be
polite to maintain friendly relations, can be perceived by an American as deceitful. Therefore,
the balance between these ethical and cultural gaps should be obtained and a universal
business ethic should be achieved.

Colero mentions that global ethics are the most problematic of the three categories and the
one that is understood the least. (Colero L. p.2) Principles of global ethics include; global
justice, social responsibility, environmental sensitiveness, interdependence and responsibility
for the whole and reverence for place. Having grown in a different culture and society, but
without prejudgments each person, even societies, have many things to learn from each other.
Therefore, multi-culturalism can be regarded as a must for understanding the people from
different cultures, and understanding the world globally.

It is impossible to separate ethics and morality and they are treated together.

There is a universal ethics and morality, avoiding this reality creates a dangerous conclusion
that relieves us of the responsibility of our choices according to our own interests, the
responsibility that is dictated by the rules of the faiths or governments, their personal values,
or the local status quo. Respecting other’s lives, including the animals and ecological system
of the world, is the first and the most important step of universal ethics and morality.
Everyone is born good and pure, but they learn how to behave badly. By introspection and
personal evolution, one can really understand the universal standards of morality,
unconditional love and compassion. By self improvement one can discover the secret
treasures inside one’s heart, discover the beauty and harmony inside of one’s being.
Awareness of the universality of the human condition and moral codes of a universal character
have to be perceived by more people for the better days of our world. Awareness of oneness
and love can be an actual requirement of morality. According to philosopher Leszek
Kolakowski, there are minimal rules which may safely be enumerated as follows: ‘‘No
particular political ideology can ever be deducted from moral principles; Moral rules by
definition are universal; rules that we consider valid in private life are also valid in public life,
because there is no clear boundary between them. The most modest requirement would be to
be aware that when we violate moral norms we do in fact violate them and lastly no moral

37
precepts follow from historical knowledge or from a philosophical history.’’ (Kolakowski L.
1994, p.5-44) It means that cultural morals can not be seen as universal morals and universal
moral principles have to be beyond all cultures and should be accepted beyond all cultural
moral principles.

As stated before, there is a golden rule which is a fundamental moral principle: "treat others
as you would like to be treated." It is indisputably the most essential basis for the modern
concept of human rights. Principal philosophers and religious figures have stated it in
different ways. According to the philosopher Kant, who is known as the defender of universal
justice, all women and men from different cultures and countries have to help people to
recognize universal human rights; freedom and equality for everyone before the law. For
universal justice and universal peace, supporting equity and using the resources of the world
equally is one of the most important points. As human beings we are part of our city, country,
world and universe, this is an infinitive ocean of universe and separating ourselves from
nature will be only an illusion and lack of perception as we can not separate ourselves from
nature, everything is connected together in total harmony. However, civilization and
technological innovations separated man from nature, but it is against the law of the universe.
Harmony with nature is the basic step of being a human. Likewise, in the declaration of
human rights of the United Nations, several presumptions are stated as follows;

“1-Every human possesses an unchallengeable and inviolable dignity.

2-No person or social institution exists beyond the scope of moral order.

3-Humans as beings endowed with reason and conscience should act rationally.

4- Humans are an inextricable part of the universe and as such should act in harmony with
nature.”
(Declaration of Human Rights of the United Nations, December 10 , 1948)

Therefore, concern for the well-beings of others can be explained as concern for well-being of
other people and all the ecological systems surrounding us.

According to the article “Human Flourishing and Universal Justice”; human flourishing is an
assessment of the quality of human lives. Personal value is related to a person’s experience; to
their being. On the other hand, the notion of ethical value also suggests two main ideas. It is
associated with the idea of good character and ethical achievement; with the ethical
significance of the person’s conduct. Development of a person’s character is affected by
his/her social starting positions and talents, as well as by circumstances and luck. Still
however, in any situation and life conditions, that person should have a will to be good and
should have respect for himself/herself and other people. To respect the autonomy of another
means to accept his/her measure of human flourishing, to respect and accept others as they are
is a must for understanding universal justice.

38
To understand universal justice more clearly the issue should be discussed deeply from a
karmic and theosophical point of view. According to theosophist Gertrude W. Van Pelt, “The
word karma refers to one of the basic teachings of theosophy by which it is a way to explain
the meaning of human life and to resolve its enigmas and apparent injustices. It is a Sanskrit
term expressing briefly the principle of action and reaction or the law of consequences.”
(W.van.Pelt,GetrudeM.D., 1940, p2) Furthermore, ‘karma’ is the law of never-failing justice,
the mechanism of which include the atom to the uttermost and innermost cosmic spaces; from
the birth of a thought to that of a universe. Karma philosophy is mostly forgotten by the
western world, but still this philosophy exists in Asian cultures and religions.

Ralph Waldo Emerson (1803-1882) was one of the the most important philosopher,author and
poet who is the leader of Transcendentalist movement in early 19th Century. Especially the
ideas of Thomas Carlyle and William Wordsworth., along with those of Plato and some of the
Hindu, Buddhist, and Persian thinkers, strongly influenced his development of the philosophy
of Transcendentalism. In 1836 Emerson expressed Transcendentalism's main principle of the
"mystical unity of nature" in his essay, Nature. Acorrding to author Teddy Ward, ‘‘Emerson
opposed the skepticism of Locke and the empiricists and is generally considered the leading
exponent of American Transcendentalism.’’ (Ward T. Empiricism, p3.) The roots of
trancendental belief and philosophy was developed in ancient times by Parmenides and Plato.
Emerson developed the transcendentalist way of thinking at western world. Emerson’s
Transcendentalism is closely related with the Idealism of Kant and European Romanticism.
Emerson states that, human development can not only improved by experiences ,
introspection creates inner-self realization and development of awareness of one’s higherself
and everything and he denominated them Transcendental forms.’’ On the other hand, John
Locke (1632-1704), the first founder of British Empiricists, Locke’s main idea was human
beings learn everything from experiences and it is a conflict with transcendentalism.

Therefore, to understand karma we have to realize and perceive that the cosmos, the universe,
is a unit of a single organism composed of an infinite number of lesser organisms with an
infinite variety of grades and development. All these systems connect to each other and work
as a single organism, as a whole consciousness which includes infinitive cosmos. Moreover,
karma is the unseen and unknown law of the universe which works with causes and effects.
Every action done by people affects the degree of energy involved, every other entity reacts in
corresponding degrees upon the performer of the action. Karma philosophy states that it is
possible to complete the process of human evolution with the doctrine of reincarnation. Born
in this world again and again to experience life with hundreds of different personalities and
windows, makes our spirit grow more wise. For example according to karma philosophy if a
man cuts someone’s hand in this life, his hand will be cut in the future to teach him how
wrongly he/she behaved before. Clearly; if your actions are not harmful and painful for
others, then you will not live harm and pain but if you do damage, give pain and harm to
someone, then you will experience the same in order to understand the wrongness and
painfulness of your actions.

Everything that is done, everything that is thought, is a productive cause, affecting us and
affecting those around us, yet leaving the seeds and the fruits of such thoughts and actions in
ourselves. These rules are common knowledge. As is mentioned in the ancient teaching, every
action is the result of a previous cause, and then becomes a cause for a future action, and so

39
on indefinitely. Karma philosophy is the unseen and unwritten universal justice system which
works without any break every second of our lives. As a result, everybody will get what they
deserve. To sum up, the universe is an organic whole and karma is the real justice system
beyond all known justice systems.

To conclude, improvement of the quality of human life is deeply connected to understanding


the meaning of universal justice. Moreover, universal human needs have to be recognized in a
globally shared conception of human rights. Each human being has to share basic secure
access to minimally adequate shares of basic freedoms and participation, of food, drink,
clothing, education and health care. If it is possible to justify the universal justice to people all
around the world and also to reach agreement on a single, universal criterion of justice which
can be accepted by each individual as the basis of moral principles, the world can really be a
better place with deeper understanding and awareness about life, love and reality.

David Doğan Beyo

Imagine

Imagine there is no heaven


It’s easy if you try
No hell below us
Above us only sky
Imagine all the people
Living for today…

Imagine there is no countries


It isn’t hard to do
Nothing to kill or die for
And no religion too
Imagine all the people
Living life in peace…

You may say I’m a dreamer


But I’m not the only one
I hope some day you’ll join us
And the world will be as one…

Imagine no possessions
I wonder if you can
No need for greed or hunger
A brotherhood of man
Imagine all the people
Sharing all the world…

You may say I’m a dreamer


But I’m not the only one
I hope some day you’ll join us
And the world will be as one…

40
By John Lennon

References ;

1) Pogge, T.W. (July 1999) Human Flourishing and Universal Justice, Cambridge University
2) Pattyn, B. (2001) Ethical Perspectives, p. 1
3) Hillar M. (2000) Center For Socinian Studies, Universal Ethics
4) Colero,L. (1997) A Framework For Universal Principles of Ethics, Crossroads Programs
Inc.
5) Van Pelt Gertrude W.M.D. (1940) Theosophical Manual Series,Karma Philosophy ,
Electronic ISBN 1-55700-103-0
6) Ward T. (n.d.) Empiricism
7) Lennon J. (1971) Lyrics of the song ‘‘İmagine’’

With Love And Peace Everything is Possible...

Universal Perception of the Ethic of Justice - researched and written by David Doğan Beyo
(Term Paper - Bilkent University 2008)

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/universalperception

Shasta'nın Om Kristali...
 Posted by David Dogan Beyo on August 9, 2008 at 2:30am

SHASTA'NIN OM KRİSTALİ

Basmelek Metatron Kanalı ~ James Tyberonn vasıtası ile

41
"Selamlar sevgililer! Ben Işığın Lordu, Metatron’um. Ve tekrar Shasta’dan söz edeceğiz.
Aslında onun önemi Kristalin Alan’ın genişlemesine eşdeğerdir.

Şimdi, Shasta denilen mega portalın genişlemiş dağ kitlesinin çok aşağısında şaşırtıcı bir
Atlantis kristali, Arkturus kaynaklı bir kristal duruyor. Bu kristal gümüş rengi tonunda
parıldıyor, kristalin platin ve eterik altın frekanslarını yayıyor. Bir zamanlar Atlantis’in
Poseida Adasındaki Bir’in büyük Tapınağında duruyordu ve Om Kristali adı verilmişti.
Atlantis bilim adamı – rahip Atla – Ra ona Çokboyutluluğun Kristali diyordu. Aslında, bu
hissedebilir kristal kendi frekansında sınırsız güçtedir ve kendi yapısı içinde platin, altın ve
hiper – kuvarsın alaşımını taşır; ışık, mekan ve zaman dediklerinizi bükme, yoğunlaştırma ve
büyütme yeteneğine sahiptir.

Platin Işın

Om Kristali kendisine Platin Işın denen çokboyutlu rezonansın sınırsız güçte enerjisel ışınını
çeker ve yayar. Platin Işın gelen Yükselişin dengesi için gereklidir. Kendi içinde Evrensel
Yasa’nın, Kozmik Aksiyom’un kodu denebilecek şeyi taşır. Kendi frekansında Kozmos’un her
veçhesine genişleyen ve yer değiştiren Evrensel Gerçeği, çokboyutlu Gerçeği taşır. Dişil
frekansın besleyici dişil hissini taşır, aynı zamanda aslında hem dişil hem de eril titreşimin
optimum dengesidir. Platin Işın, beynin sol ve sağ veçheleri arasındaki farklılığı azaltan birlik
ve dengedir. Bilinci bütünleştirir ve dualite içinde zihnin büyük senkronizasyonunu yaratmaya
yardımcı olur.

Görkemli Om Kristali, Atlantis çökmeden önce ve Atlantis’in ikinci ayı adı verilen kristal
küresel uydu düşmeden önce, Atlantis tufanından kurtarılan dokuz adet muazzam ve güçlü
Templic (tapınağa ait) kristalden biridir. Om Kristali Atlantis Kristallerinin en karmaşık olanı
idi ve halen öyledir, sınırsız yetenklerinde ve teknik karmaşıklığında büyük kristal uydudan
sonra ikinci sırada idi. Aslında, Atlantis’in kaotik son günlerinde aranan ve yeniden
yerleştirilen muazzam Templic kristallerin en değerlisi ve birincisi idi.

OM Kristali

Arkturus’un kristal üstatları Om kristalini, kristal platin, altın ve cıva ile alaşım yapılan
gümüşe birleştirilmiş, hiper – kuvars denilen sentezle birleştirilmiş kuvars ve elmasın sıvı
kümelenmesini kapsayan bir simya işleminde inşa etmiş ve şekillendirmiştir. Canlı bileşik
yaşam gücüyle kaynaştırılmış ve şaşırtıcı geometrik bir şekle tezahür ettirilmişti, bu
geometrik şeklin kristal yapısı tüm Metatronik Kozmos içindeki altın spirali ihtiva eder. Bu
nedenle, bu kristal Kozmos’taki her boyut, her evren ve her paralel (evren) ile armonik
salınımdadır. Hem karbon – temelli yaşam sistemleri hem de biyoplazmik sistemlerde işler,
hem madde hem de anti – madde olarak bir araya bağlar ve var olur. Silindirik uzunluğunun
çevresinde eşit içbükey ve dışbükey dişler tarzında şekillendirilmiş 144 faseti (yüzeyi) vardır.

42
İkili uçları 51,8 derece kesinlikte açılandırılmıştır. Aslında bu özel açı önemlidir ve Büyük
Piramit’in inşasında kullanılmıştır. Bu piramit dünya planının frekansını temsil eder, küresel
Dünya’nın bir temsili olmasına niyet edilmiştir; piramidin yüksekliği Dünya’nın merkezini
Kuzey Kutbuna birleştiren yarıçapa karşılık gelir ve piramidin çevre uzunluğu Dünyanın
Ekvator’daki çevresine karşılık gelir.

144 rakamı çok karmaşık bir frekanstır, evreninizde atomlar denen tüm geometrik temel
birimlerin altın spirali içindeki kodu temsil eder. Evrensel matriksiniz onun içinde kapsanır;
her zaman var olmuş olan canlı geometrik sabit, hem maddede hem de antimaddede düzenli
ölçeklerde genişler ve büzüşür. Tam geometri, tüm göksel kürelerin matematiksel oranları ile
ayarlı olan farklı bir tonal (ses perdesine ait) nitelik üretir.

Altın Phi

Altın oran, Kozmos’a anahtar sunan sabit bir orandır, tüm maddenin titreşimsel rezonansı
içinde kapsanır ve aslında paralel boyutlara ve antimadde planlarına giriş kapısını sevkeder.
Sizin kendi bilim adamlarınız, altın phi spiralinin fraktal tarzındaki gelişmenin hücreden
yıldıza kadar her ölçekte tekrarlanan geometik bir model olduğunu kanıtladılar, gördüler ve
deneyimlediler. Basitçe söylersek, altın oran, küçüğün büyüğe oranının büyük olanın bütüne
oranına eşit olduğu orandır, evreninizde de böyledir. Yukarda nasılsa aşağıda öyledir prensibi
uygulanır. Şu andaki bilgi seviyeniz ile henüz keşfedilmemiş olan birçok kapılar sunar.

Shasta’nın matriks portalı altındaki muhteşem Om kristali, altın ortalamayı ve evrensel


frekansı birleştirir. Bunu, karmaşık yüzeylerinin ve açısal tasarımının rezonansı ile yapar. Om
kristali şimdide var olur ve geçmiş ve gelecekte içerilir. Bunu hayal edebiliyor musunuz?
Sizin referansınızdan, altın ortalamanın ve onun frekansına ait nabız atışının kullanılması ile
bunu büyük bir dereceye kadar yapar.

Şimdi, dünya planı, bildiğiniz şekliyle gezegeniniz, bilinç için özel bir odaksal vektördür.
Sizin seviyenizde, gezegeninizin kara ve su alanlarına, kıtalara ve okyanuslara bölündüğünü
düşünürsünüz. İnsanlığın farkındalık yetileri, aslında bilinciniz, size bu izlenimi veren algı
frekanslarına ayarlıdır. Ama Metatronik perspektiften, gezegeniniz ayrıca zaman ve olasılık
alanlarının yapılarına (çerçevelerine) da bölümlendirilmiştir, bunlar paraleller olarak
adlandırılır. Tüm zamanlar, tüm paraleller daha büyük realitede birlikte var olurlar. Bunun
gibi, tüm çağlarınız, tüm zaman devirleriniz, tüm uygarlıklarınız aynı anda birlikte var olurlar.
Gerçekte, bu olağaüstü panoramadan, zaman eşzamanlıdır, dünya tarihinin tüm çağları
zamanda gömülüdür ve sizin şu andaki zaman vektörünüz ile birlikte ebedi ŞİMDİ’de var
olurlar. Altın ortalamanın içinde, sizin portallar dediğinizin içinde, harekete neden olan belirli
açıklıklar, bazı sızmalar vardır. Om Kristali bunları çekme ve bunların faydalarını çalışacak
duruma getirme yeteneğine sahiptir.

43
En gerçek anlamında, sizin şimdiniz, sizin şu anınız psikolojik bir platformdur. Kavramı
anlasanız da anlamasanız da bu doğrudur ve bunun muazzam bir kavrayış sıçraması olduğunu
anlıyoruz. Bunu bir aksiyom olarak kabul edin ve aslında bunu yapmak gerçek çokboyutlu
doğanızın anlayışını yönetmede size yardımcı olacaktır.

Kristal Ağ

Om Kristali, Atlantis’teki tüm görkemli Tapınak Kristallerinin yapısında ve kullanımında en


karmaşık olanı idi. Bu, diğer Atlantis kristallerinin muazzam yeteneğe, karmaşıklığa ve amaca
sahip olmadıkları anlamına gelmez, bunlara sahiptirler. Size Arkturus ve Sirius inşasının
şaşırtıcı örnekleri olan dokuz faydacıl Atlantis Tapınak kristalinin iç dünya tünel sisteminin
hiper boyutsal kapasitesi vasıtası ile taşındığını ve özel olarak seçilmiş bölgelere
yerleştirildiğini anlattık. Ayrıca Arkansas’ın Kristal Vorteksinde yerleşik olan Bilginin Mavi
Kristalinin ilk önce aktive edileceğini söyledik. Aslında o, 2008 Haziran gündönümünde
yeniden açıldı ve elektrik gücü ilk katman hızlandırmayla yaklaşık %25 güce çıkarıldı. 8-8-8
üçlü tarih portalında, onun yarı güce çıkarılacağını ve bunu yaparak 144 – Kristal Izgarayı
işlevselliğinin 2/3’üne tetikleyeceğini söylüyoruz. Mavi Kristalin 8-8-8 aktivasyonu, diğer
sekiz kristalin axiatonal enerji ağının ardışık güç artışını tetikleyecek. Bunların 4’ünün 9 Eylül
2009’daki 9-9-9’da bağlantıya girmesi programlandı. Bunlar, Shasta’daki Çokboyutluluğun
OM Kristali, Arkansas’taki Zümrüt Şifa Kristali, Brezilya’daki Altın Şifa & Yenilenme
Kristali ve Titicaca Gölündeki Güneş – Ay Kristalidir.

Aslında, Kristal Ağ olarak adlandırılabilecek olan şey 144 Izgaranın aktivasyonuna ayarlıdır
ve Altın Güneş Diski’nin fonksiyonu ile ilişkilidir. Aktivasyon programı aşağıdadır:

Arkansas :
Bilginin Mavi Kristali 8-8-8
Zümrüt Şifa Kristali 9-9-9
Platin İletişim Kristali 11-11-11

Bimini Sahili:
Enerjinin Yakut Ateş Kristali 12-12-12

Brezilya:
Altın Şifa & Yenilenme Kristali 9-9-9 (Mineas Gerais)
Menekşe Ses Kristali 10-10-10 (Bahia)

Shasta Dağı:
Çokboyutluluğun Om Kristali 9-9-9

Tiajuanaco-Titicaca Gölü, Bolivya:


Işığın Güneş – Ay Kristali 9-9-9
Thoth Kristali 12-12-12

44
Atlantis BİR’in Tapınağı

Bir’in Tapınağının yakınında, bilimadamı rahip inisiyelerinin seçkinlerine ileri öğretiler için,
bir tür özel üniversite olan bir merkez vardı. Buna Atla – Ruum adı verilirdi. Ruum, ‘Gizem
İnisiye Okulu’ anlamına gelen, Atlantis Altın ırkının kutsal frekanssal anlamından gelen bir
sözcüktür. Bu terimin tonal nitelikleri Poseidalılar arasında olanlarınızın birçoğunun anılarını
ortaya çıkaracaktır, özellikle Atla – Ra arasında olmuş olanlarınız için. Bu bilgelik okulu ileri
matematik, fizik, kutsal geometri, hiper boyutsal geometri, kristal kimyası, simya, enerji
dinamikleri, ayrıca astral seyahat ve çokboyutluluğa ulaşma yöntemleri öğretiyordu. Öğretim
kadrosunun çoğu Altın Irktan idi, ayrıca Thoth gibi Üstatlar ve Pleiades, Arkturus, Andromeda
ve Sirius A ve B’den Üstatları kapsıyordu. Altın Irk uzun varlıklar idi, boyları bugünün
ölçülerine göre 2.7 – 3.6 metre arasında değişiyordu. Onlar direkt Pleiadesli Üstatların
soyundan idi ve çok yüksek zeka ve rezonansa sahip nazik, barışcıl varlıklar idiler.

Bir’in Tapınağının kendisi, bilim adamı rahip Atla – Ra’nın mabedinde, Poseida’nın kuzey
bölümünde yerleşik olan granit bir tepecik üzerinde yerleşikti. Bir’in Tapınağı kutsal
geometrinin çok eşsiz bir dinamiğine inşa edildi ve bölge doğal enerji alanı ve göksel ızgara
hizalanmaları için dikkatle ve özellikle seçildi. Om Kristali şaşırtıcı Tapınağın merkezine
yerleştirildi. Bir tabana konulmadı, bunun yerine Om Kristalinin her iki ucu noktalara
açılandırıldı. Onun etrafını küresel olarak çevreleyen bir seri dönen halkanın içinde asılı
tutuldu. Bu halkalar, kristali asılı tutan bir anti - yerçekimi alanı yoğunlaştıran metalik
alaşımdan yapılmıştı. Tüm tertibat özel göksel hizalanmalar için açılandırılabiliyordu.
Kristalin kendisi plazmik anti - yerçekimsel plazma alanı çekiyordu ve yayıyordu. Kristalin
arzu edilen veçhelerini aktive etmek ve plazmanın gerekli yoğunluğunu ayarlamak için ses,
saf tonlar kullanıldı. Farklı tonlar ve bunların plazmik yoğunluklar ile ilişkileri anti -
yerçekimsel alanda özel salınan renkler yarattı. Kristalin kendisi gümüş rengi tonlarında
parıldıyordu, bazı zamanlar açılar ve yoğunluklar rengi beyaz platin mora değiştiriyordu.

Atla – Ra ustaları Om Kristalini boyutsal yolculuk ve zaman – yolculuğu için


kullanabiliyorlardı. Bu, göksel kozmik bir kapı olarak hizmet etti. Aslında, astralde ve
ötesinde seyahat etmeyi arayan insanların yeteneğini artırır. Shasta Dağı bu kapasitede zaten
oldukça verimlidir. Om Kristali, orada bu tür deneyim arayanlar için bu potansiyeli üssel
olarak artırır.

Temel Oniki Matematiği

Kristalin silindirik bedeni 144 adet değişen içbükey ve dışbükey yüzlere sahip iken, iki ucu
farklıdır. Taban noktası 1728 yüze ve üst noktası 12 yüze sahiptir. Böylece Atlantis ve Atla-
Ra temel 12 matematik sistemini kullandı, 12 dizisi, 12 nin karesi vs. Çoğu toplumlarda
Atlantis’in çöküşünden sonra gerçekleşen temel on matematiğine dönüşümün, insanların on

45
parmakları ile sayması nedeniyle seçildiğini bilmek sizi şaşırtabilir! Bunun istisnaları, temel
60’ı kullanan Sümerler ve temel 20’yi kullanan Mayalar idi. İnsanların zamanı hala Atlantis
Temel 12’sinin onikili bakiyelerinde ölçmelerini not etmek ilginçtir. Saatlerinizi ve yılın
aylarını 12 li aşamalarda saymıyor musunuz?

Gelecekte insanlığın matematik temel sistemini, zamanın değişen döngülerine daha yakın
hizalı olarak değiştireceğini söyleyeceğiz. Daha önce size, dünyanın iç çekirdeğinin dünyanın
dönüşüne ters – dönüşünün değişen oranı nedeniyle, zaman ardışıklığının hızlandığını
anlattık. Zaman birimi döngüleri şimdi daha hızlı gerçekleşiyor ve artık hizalanmada değil.
Döngüleriniz daha hızlı, ama (zaman) ölçümleriniz henüz değiştirilmedi.

Şimdi, zaman döngüsü hızlanmasından ve temel oniki matematik sistemine dönüşüm


gereksiniminden söz ederken, kanalımız üçlü rakam tarihlerinin şu andaki geçerliliğini sordu,
size daha önce bu üç rakamlı tarihlerin 144 ızgaranın büyük dodecahedronal yüzlerini aktive
eden sayısal portallar olduğunu söylemiştik.

144 Kristal Izgaranın Aktivasyonu

Yanıt vermeden önce, 144 – Kristal ızgaranın aktivasyon işlemini gözden geçirelim. Izgara
karmaşık bir geometridir, simetrik kristal bir matrikste 144 adet beş köşeli ve üçgen yüzleri
kapsayan özel tasarımla, çifte penta – dodecahedron’dur. Çifte penta – dodecahedron yıldız
şeklindedir; beş kenarlı piramitler oluşturmak için büyük on iki yüzün her birinin merkezde
yükseldiği anlamına gelir.

Bu şekilde 12 adet pentagonal (beş kenarlı) piramit vardır. Her iki tabanda sayılan her yüzey
ve piramitsel olarak yükselmiş bölüm. Eğer her beşgen yüzeyin 5 ikizkenar üçgen ve bir
beşgen içerdiğini göz önüne alırsanız, 72 yüze sahip olursunuz. İlave olarak, on iki adet yıldız
şeklindeki veçhelerin her biri 5 üçgene ve bir adet beş kenarlı piramide sahiptir; Üstat Rakam
frekansı olan onikinin karesi 144’ü elde etmek için yüz ve yıldız bölümlerini birleştirin.
Anlıyor musunuz?

Şimdi, üçlü tarihlerin veçheleri oldukça ilginçtir. Milenyumdan sonra, 2001’den 2012’ye
kadar gerçekleşen eşsiz tarih dizilişi vardır. Üçlü tarihler bu kısaltılmış formatta eşsiz şekilde
gerçekleşen sayısal frekanslardır, on iki yıl için aşağıdaki gibi gerçekleşir.

· 1 Ocak 2001, 1-1-1


· 2 Şubat 2002, 2-2-2

46
· 3 Mart 2003, 3-3-3
· 4 Nisan, 2004, 4-4-4
· 5 Mayıs, 2005, 5-5-5
· 6 Haziran 2006, 6-6-6
· 7 Temmuz, 2007, 7-7-7
· 8 Ağustos, 2008, 8-8-8
· 9 Eylül, 2009, 9-9-9
· 10 Ekim 2010, 10-10-10
· 11 Kasım, 2011, 11-11-11
· 12 Aralık 2012, 12-12-12

Izgaranın önemi şu ki, her bir üçlü tarih portalının frekansı, ızgaranın 12 büyük dodecahedron
yüzey taban levhalarının birinin ‘aktivasyon tetikleyicisi’ olması için tasarlanmıştır. Buna
göre, bu aksiyom, 144 – Kristal ızgaranın 1 Ocak 2001’den 12 Aralık 2012’ye kadar her yıl
on iki tanesinin biri tarafından işlevselliğe başlatılacağı anlamına gelir; 12 Aralık 2012’de ful
programlama girdisine erişmiş olacak. 13 Aralık ve 20 Aralık zaman aralığında, ful programı
bütünleştirecek ve 21 Aralık 2012’deki kış gündönümünde ful başlatmayı açacak. Üçlü
frekanssal portal tarihlerinde gerçekleşenlerin anahtar parçası, ‘insan – ızgara’sının 144
Kristal ızgaraya hizalanması etrafındadır. Bu tarihlerin tüm gezegende spiritüel hizalanma
toplanmaları için önemli tarihler olarak tanınmasının nedeni budur. Aslında, üçlü tarih
portallarını özelleştiren özel astrolojik hizalanmalar değildir; 144 ızgara ile ilişkili olan
kendilerinin rakamlarının titreşimidir.

Bu kinetik ayrıca, 144 ızgaraya tasarım şematiği yenileştirmek için Güneş Diskinin
-yenilenmiş 12 – iplik sarmalını tahrik eder, bu çifte penta dodecahedronun beşgen yüzlerinin
DNA programlaması olarak adlandırılabilecek şeyi sağlar.

Şimdi, kanalın üçlü rakam tarihlerinin şu andaki geçerliliği ile ilgili sorduğu soruyu
unutmadık. Yanıt şudur, yıllık güneş dönüşü ölçümünüz zaten yaklaşık temel 12 dir, on – iki
ay sistemi. Ve üçlü günlerin sayısı 12 sayımdır, bunlardan on iki tane vardır. Yani kısaca, evet
üçlü gün portalları geçerlidir.

Işığın Hızı Artıyor

Ancak, 21 Aralık 2012’de, 144 ızgaranın kendisinin ful kısılmasının, hızlanmış zaman birimi
döngüleri ve sizin zaman ölçümleriniz arasındaki farkı, uyumsuzluğu artıracağı uyarısını
ekleyeceğiz. Ayrıca tamamlandığında, gezegenin içsel dönüşü ve dışsal dönüşü arasındaki
zaman ardışıklığını vurgular, o ayrıca ışığın daha büyük hızının gezegeninizi yıkamasını
sağlayacak. Işık şu andaki yaklaşık 186,000 mps hızından 210,000 mps hıza yükselecek.

Bu ışık hızlanmasının bir kısmına Atlantis kristallerinin aktivasyonu katkıda bulunacak.


Özellikle Shasta’nın Om Kristali ve Titicaca’nın Işığın Güneş – Ay Kristali ışık hızını

47
etkileyecek. Bunların ikisi de 2009’da aktive olacak. Tüm bu kristaller aktive olduğunda ve
2012’de ağa bağlandığında, etki verimli olacak. Bu döngü 2020’ye kadar doruğa
ulaşmamasına rağmen, 12-12-12’nin on iki aşamasında aktive edilen bazı kristaller nedeniyle
- özellikle Bimini’nin Ateş Kristali - tamamen aktive olmaları sekiz yıl sürecek.

Şimdi, Atlantis’ten gelen yeri değiştirilen dokuz adet sınırsız güçteki kristaller varken,
önceden özel yerlerinde olan ve taşınması gerekmeyen başka kristaller de vardır. Bunlar yarı
uyur pozisyonda idi ve bazıları işlevsizlik durumunda. Bu kristaller, Kristal Ağının yeniden
başlatılmasının tetiklemesi ile 2012’de tam güçlerine ulaşacaklar. Roslyn, Sri Lanka ve
Tibet’teki kristal birimleri istisna, bunlar Poseida’da orijinal olarak yerleştirilen dokuz adet
kristal kadar büyük, teknik olarak karmaşık veya sınırsız güçte değiller. Bunların en büyükleri
aşağıdaki bölgelerde yerleşiktir:

· Tibet
· Baykal Gölü, Rusya
· Roslyn, İskoçya
· Ararat (Ağrı Dağı), Türkiye
· Giza
· Montserrat, İspanya
· Sri Lanka
· Bali
· Güney Kutbu
· Kuzey Kutbu
· Hawaii
· Japonya

Ayrıca, diğer birçok bölgelerde ikincil, uydu kristaller denilebilecek kristaller vardır, bunların
arasında Tasmanya, Yeni Zelanda, Glastonbury, Arjantin, Kanada, Himalayalar, Tanzanya,
Fransa, Yunanistan, Capetown, Şili, Arizona, Paskalya Adası, Moskova ve Grönland vardır.
Bunların boyutları ve kapasitesi daha küçüktür, büyük kristallere ve ağın girift parçasına
bağlıdırlar. Bunlar enerji alır ve büyük kristalin birimlerden yayılan axiatonal radyonik
frekans yayınına bağımlıdır.

Om Kristalinin Aktivasyonu:

Bu büyük kristaller sizin bilgisayar sistemlerinize benzer, şüphesiz üssel olarak çok daha
karmaşık ve güçlüdürler, ama fonksiyonlarında bazı benzerlikler vardır. Büyük kristallerin her
biri yeniden programlama ve yeniden başlatmaya benzer bir şeyden geçerler. Bu
programlanma ve yeniden başlatma işlemi, dünya matriksinin frekans ve boyutsal erişiminin
artmasına özgüdür. Kristallerin veçheleri ve çokboyutluluğun diğer veçhelerinde var olan
kendi yüksek ağlarında meydana gelmiyor. Bir anlamda, gerçekleşen şey dünya matriksini
değiştirmek için yeniden formatlamadır.

48
30 Ağustos 2008’deki yeni ay Om Kristalini formatlamaya ve programlamaya başlayacak. Bu
karmaşık kristal için işlem sadece 12 ay sürecek. Anahtar astrolojik periyotlar sırasında özel
programlamalar ile bir ısınma aşamasına, boşta çalışma safhasına girecek; bu astrolojik
periyotlar; 10 - 13 Eylül 2008, 21 Eylül 2008 ekinoksu, 21 Mart 2009 ekinoksu ve Temmuz
2009’daki tam ay tutulması. 9-9-9 üçlü tarih portalında yüzde 25 güce ulaşacak.

10 – 13 Eylül 2008 tarihinden itibaren, beş adet astrolojik diziliş grubu var, en önemlisi
Satürn – Chiron. Bu önemli bir Portal Bağlantısıdır ve Satürn materyalizasyonu kolaylaştırır.
Om Kristali için önemi, diziliş açısının 51 derece olmasıdır, tam olarak büyük piramitlerin ve
Om kristalinin kendisinin açısı. Bu ısınma aşamaları sırasında, aktivasyondan önce insanlığın
kendi hizalanmalarını Om Kristaline yönlendirmeleri iyidir. Kristale hizalanmak veya
demirlemek kendiliğinden olmaz, bunun yerine gözünde canlandırma ve sevgi titreşimi
göndererek kristalin enerjisine kendinizi hizalayın.

Om Kristali ile Bağlantı Kurmak

Birçoğunuz Om Kristalinin, Yükselişin kendisinin benim üzerimde nasıl etkisi olacak diye
sorabilirsiniz. 3 ncü boyuttan 5 nci boyuta değişim beni nasıl etkileyecek? Etki birlik,
bütünlük duyumsaması olacak. 3 ncü ve 5 nci boyutların düzlemsel fekansları arasında
farklılaşmanın somut duyusu olmayacak. Bir karışım, harmanlama olacak. İyi olmanın daha
büyük hissine, daha fazla desteklenme hissine sahip olacaksınız ve aslında kendi benliğinizin
içinde desteklenme olacak. Om kristaline ‘bağlantı kurarak’, daha büyük denge duyumsaması
hissedeceksiniz; çokboyutluluğunuzun veçhelerine daha fazla katıldığınızı hissedeceksiniz.
Boyutlar bir araya kaynaşırken, zihin kendi bölmelerine daha serbestçe erişecek. Daha az
şüphe olacak, daha az kayıp ve parçalanmış hissedilecek, neyin doğru neyin yanlış olduğunun
içsel sorgulanması daha da azalacak. Zihin birleşecek, daha bütünsel olacak. Dualite içinde
daha az kutupluluk olacak. Ama bu dualite, kutupluluk olmayacağı anlamına gelmez.
Yükselişin savaşları sona erdireceğini, açlığı bitireceğini, çarpışmaları ve açgözlülüğü sona
erdireceğini söyleyenler, hayır durum böyle olmayacak. Ama Sevgililer, bunların hepsi
görünür miktarda azalacak. Aşırı uçlar arasındaki sarkaç hareketi bir dereceye kadar
kararsızlaşacak. Seçimler daha berrak, yollar daha kısa olacak. Om kristaline bağlanmayı
seçen, kendi Yükselişini aktif olarak ve gayretle arayan her biriniz için mükemmellik yolu
sizin için daha görünür olacak. Bir anlamda, Bilmenin yeni bir paradigması, yeni bir sistemi
sizin için mevcut olacak ve kendisini onu arayan herkese sunacak.

Sonraki etki sizin ŞİMDİ’de tam olarak var olmanızın daha kolay olduğunuzu görmeniz
olacak. Ve daima, ŞİMDİ, şu andaki ŞİMDİ’nin ebedi anı gücün dayanak noktasıdır. 3 ncü
boyut perspektifinden, çokboyutlu veçhenin birçok fasetlerinin (yüzleri) birleşmesiyle kişinin
dualite içinde daha çok odaklanabilmesi çelişkili görünebilir. Ama böyledir. Böyledir, çünkü
gerçek benliğinizin bütünsel doğasını getiren çokboyutluluğun bütünlüğüdür ve bu bütünlük

49
içinde kişinin gerçek nedensel benliği vardır ve orada Evrensel Gerçek daha berrak olarak var
olur. Çokboyutlu zaman ve geometrik bilincin Şimdi’sinde, siz daha yaratıcısınız ve daha
güçlenmişsinizdir. Bu geometrik alanda nahoş sorunların, stresin, problemlerin etkisinde
değilsiniz. Siz çözüm alanındasınız, görüyorsunuz. Siz deneyimlerinizin kontrol
panelindesiniz.

Yapılacak iş var mı? Evet, şüphesiz. Ancak, Om’a, yüksek boyutlara, çokboyutluluğa
ayarlanmak üstatlığın aletlerini sunar. Birçoğunuz ruhun perdenin diğer tarafında
‘dinlenmede’ olduğu kavramına sahipsiniz. Mezartaşlarınızda ‘Huzur İçinde Yatıyor’ yazılıdır.
Sevgililer, huzur vardır, ama huzur çalışma ile gelir. Göksel aleme yükseliş statik değildir!
Sevgililer, siz ya yukarı doğru ilerlersiniz veya aşağıya doğru kayarsınız, ya bu ya da diğeri.
Tasarımla bilinç yukarı doğru yüzer veya akışla aşağıya doğru iner. Bilinç durağan değildir!
Ve böylece, uyuşukluk için umut yoktur, görüyorsunuz yastıklı ebedi istirahat kavramı
yanlıştır. Ancak, kendi içinizde seyahat ederek, bilincinizin diğer bilinçler ile birliğini
keşfedeceksiniz. Çok – boyutlu sevginin ve enerjinin bilinci dinamik mükemmel enerji ile
yüklediğini ve her şeye hareket ettiğini keşfedeceksiniz. Bu BENLİĞİ canlandırır; Cennet
Kapısının ünlü mermer basamaklarında uykuya dalma isteğine yönlendirilmeyeceksiniz.
Bunun yerine, yaradılış işine daha çok el vermeniz telkin edilecek. Çünkü aslında siz her yeni
seviyeye yükselirken, size olağanüstü dürtü (güdü) sunan ‘enerji paketleri’ vardır.

Bilinç sürekli genişler ve her seviyede, hala yükselmek için daha yüksek bir seviye vardır. Ve
dualite içinde 3 ncü boyutsal duruşunuzdan bu külfetli görünebilir, ama değildir. Bilinçte
büyüme gerçekte enerjik sevincin yaşamsal akımlarında güzelleşmiştir. Aslında, gözden
geçirme noktaları, tekrar yükleme noktaları vardır, ama bunlar durağan değildir, bunlarda
büyük aktivite ve harika canlılık vardır.

Sevgililer, Çokboyutluluğun büyük OM kristali, 9-9-9’da başlayacak inanılmaz bir enerji


sunar, bu enerjinin Kristal Izgara ve Yükselişin kendisine muazzam etkileri olacak. Onun
enerjisine ‘bağlanma’ yeteneği her bireyin ışık miktarına bağlı olacak. Onun başlangıç etkileri
süptil olacak ve her yıl artacak. 12 – 12 -12’ye kadar ful devinimde olacak.

Ben Metatron’um ve sizler Sevgililersiniz!

Ve öyledir.

Telif Hakkı korunmaktadır - Tüm Hakları Saklıdır.

http://www.earth-keeper.com

(ÇEVİRİ: Saffet Güler)

50
İndigo Gerçeği...
 Posted by David Dogan Beyo on August 9, 2008 at 12:30am

İlk nesil İndigo çocukların 1970 tarihinden sonra doğanlar arasından


çıktığı kabul edilir. İndigo çocuklar dünyaya bir dizi hücresel
talimatla gelmektedirler, işte bu nedenle çocukkken bile asla "çocuk
gibi hissetmemişlerdir" . Tabi bu "çocukça davranmadıkları" anlamına
gelmez, aksine içgüdülerine dur diyemedikleri için bazen aşırı
öfkeli, yaramaz ve cinselliği erken uyanmış, hazır cevap çocuklar
olabilirler.

İndigo çocuklara işlenen talimatlar; kıskançlık, nefret, hatta


hayatta kalmaya çalışma ya da korunma talimatı değildir.

Bu çocuklar büyüdüklerinde, birer yetişkin haline geldiklerinde


onların sözleri ve niyetleri insanlık için önemli olacaktır ve şu
sorularısoracaklardır:

"Dünya'nın sorunlarına nasıl çözüm bulabiliriz, ve hep birlikte


nasıl hoşgörülü bir aile olabiliriz?" Onlar kendiliklerinden zor
şartlara uyum sağlarlar ve bunu başarabilmek için evren tarafından
sürekli sınanırlar Zeka mı Yoksa Doğuştan İşlenen Kodlar mı?

Çocukken bile erişkinlerin tüm duygu ve düşüncelerini okur, olayları


ve sebeplerini anlarlar. Çoğunlukla, öğretmenlerinin o kadar
ilerisindedirler ki söylenenleri kavrayabilmek için kendi
titreşimlerini yavaşlatmak zorunda kalırlar. Bu onlar için zordur ve
bu yüzden birçoğu, öğretmen konuşurken gözlerini boşluğa dikip
bakar."Zeki, çok bilmiş, ukala, büyümüş de küçülmüş, kendini
geliştirmiş"gibi görülseler de, benim kanatimce bunları
kendiliklerinden yapmadıkları "onlara doğuştan bir kod verildiğidir".

Çünkü öyle bir duygu içindedirler ki erişkin dünyasına (kültür,


dil, din, sanat) her adım attıklarında "ben bunu zaten biliyorum"
derler ve yaşından çok çok önce her türlü bilgiyi aç bir şekilde
özümserler.

Bunları anlamada ve yorumlamadaki becerileri genelde "süper zeka"


olarak adlandırılsa da zekaları kesinlikle yüksek olmakla beraber,
bu durum zeka kaynaklı değildir.Yüksek Sezgi GücüDünyaya daha
önceden gelmiş ve yaşamış hissederler. Onlar için herşey hem yeni hem
eskidir. Çok sık Deja-Vu yaşarlar

51
("ben bu anı önceden yaşamıştım" hissi).

Rehber rüyalar görürler, çocukluklarında doğaüstü olaylar yaşamış


olabililer.

Ama sonrasında zekalarını o kadar ön plana çıkarırlar ve bu durum


insanlar tarafından o kadar rağbet görür ki (aynı zamanda hayatta
kalma mücadelesi dolaysıyla),

sezgileri geri plana atarlar. Aslında her zAman sezgileri tarafından


uyarılırlar ve bu onların "büyük hatalar yapmalarını"
engeller. Ama yine zihinlerini dinledikleri için bir türlü savaşları
bitmeyebilir.Bu çocuklar binlerce yıldır insanoğlunun aklına gelmemiş
değişiklikleri kolaylaştıran liderler olabilirler. İndigolar bir
savaşçı ruhuna sahiptirler, çünkü onların ortak amacı insanlığa artık
hizmet etmeyen eski yaklaşımları toptan ortadan kaldırmaktır.

Onlar dünyada dürüstlükten yoksun yönetim ve eğitim sistemlerini ve


yasal sistemleri ortadan kaldırmak üzere bulunmaktalar. Aslında hangi
mesleği seçerlerse seçsinler, yaşları kaç olursa olsun, mutlaka
bulundukları yerde lider omayı becerirler. Bunu otorite kurmak ya da
baskı amacıyla yapmazlar ama yönetim ve organizasyona karşı
kendiliğinden bir eğilimleri vardır ve insanları peşlerinden
sürüklerler.

Aile Durumları:Genellikle "iyi" denilebilecek anne babalara ya da


düzenli ailelere sahip olmazlar. Bu durum dolaysıyla çok acı
çekebilirler ama bu durum tamamen İLAHİ PLANIN bir parçasıdır.
Yaşamlarında çektikleri acılar, onların dünya üzerinde ve insanlar
üzerinde gereken değişikliği yapmalarını sağlayacak ateşli bir doğaya
sahip olmalarına neden olur. Çünkü değişim getirebilmek için,
onların kızgın bir mizaca ve ateşli bir kararlılığa ihtiyaçları
vardır. Adeta, beyinleri daha hızlı çalışmaktadır ve diğer
çocuklarla birlikte aynı sınıfta olmak bile onlar için sonsuz bir
sabır gerektirir. Her zaman farklıdırlar, arkadaşları arasında
sevilmekle beraber kendilerini her zaman onlardan farklı hissederler.
Ergenlik çağına geldikçe gittikçe daha da yalnız ve uyumsuz
olabilirler.

Çünkü onlar bugüne dek sorulmamış sorular sorarlar.Adaletsizliğe ve


bağnazlığın her türüne (bilimde, dinde, sanatta, insan
ilişkilerinde görülen) karşı çıkarlar. Sürekli "neden?" diye
sordukları için otorite figürleriyle karşı karşıya gelirler. Bazen o
kadar aykırı olurlar ki,ergenlikleri erken cinsellik ve yanlış
tercihler, alkol, uyuşturucuya sürüklenebilir. Zeka seviyeleri
oldukça yüksektir ama var olan enerjileri doğru şekilde
yönlendirilmediği için bu enerjilerini kendilerine ya da başkalarına
zarar vermede kullanabilirler.

52
30 lu yaşların başında değişmeleri ve tüm yaşadıklarını sindirerek
insanlık için hizmet etmeleri beklenir.Sistem Yıkıcılar:
Yerleşik kültür ve toplum normlarına uymadıkları için sistem
yıkıcılar (herhangi bir sisteme uyum sağlayamayanlar) olarak
görülmelerine neden olur, okul ve iş hayatında sorunlar yaşarlar
(uzlaşma becerisini geç yaşlarda edinirler) Halbuki onlar yüksek
anlayışları ve farkındalığı getirmektedirler.Dışlanmışlık ve
Uyumsuzluk Hissinden Dolayı Kendi Değerini Bilememe Ben
indigoların "kendi değerlerini bilme konusunda" çok büyük sorun
yaşadıklarını düşünüyorum. Çünkü onlar disiplin edilmedeki zorlukları
ve değişik bakış açıları nedeniyle daha küçüklüklerinden beri
dışlanırlar ve eğer destek verici bir anne babadan yoksunlarsa -ki
çoğunlukla öyledirler- kendilerini eleştirmeye başlarlar. Çünkü
toplum sürekli onlara "yanlış olduklarını" ve "değişmeleri
gerektiğini" söyler.

İndigo eğer bir kadınsa asla "erkek için ideal" ve "toplumun


beklediği" gibi bir kadın olamaz. Kesinlikle sorumluluk duyarlar

ama bunları sırf "öyle olması gerektiği için" yapma konusunda bir
inatları vardır. Erkekleri de tamamen aynıdır.İşte bu nedenle

İndigolar her zaman bir şekilde yalnızdırlar. Çünkü karşı cins onlara
bu özelliklerinden dolayı hemen çekilmekle beraber, yine aynı
özelliklerinden dolayı hızla uzaklaşır (nedendir çözemedim gitti :))

Çocuğunuz Bir İndigo mu? Disiplinve otorite konusunda zorluk yaşıyor


mu? Yapması zorunlu olduğu şeyleri reddediyor mu? Ritüel yönelimli
ve yaratıcı düşünce gerektirmeyen sistemlerde hayal kırıklığına
uğruyor mu? Evde, okulda veya iş yerinde işleri yapmanın kolay
yollarını görüyor mu? Topluma ayak uyduramayan biri mi? Suçluluk
duygusu verilerek disipline sokulmaya karşılık vermiyor mu?
Yapmak zorunda olduğu görevlerden veya ödevlerden kolayca
sıkılabiliyor mu? Gerçekten yaratıcı mı? Sezgi yeteneği var mı?

Erken yaşlarda düşünceleri oluşmaya başladı mı? Çok zeki görünüyor


mu? Çok yetenekli mi? (üstünzekalı olarak
tanımlanabilir/ genellikle 120 üstü IQ seviyesi) Hayaller kuran biri
mi? Spiritüel (ruhsal) zeka sahibi mi? Çok yaşlı, derin ve zeki bakan
gözlere sahip mi?

kaynakça: Bu Test İndigo Dergisinden alınmıştır)Yeni Nesil: Kristal


Çocuklar Şimdi 2. nesil çocuklar geliyorlar. Onlara "Kristal
Çocuklar" diyoruz ve 1990 dan sonra doğanlar kabul ediliyorlar.
Onlar İndigo çocukların tersine ateşli savaşçılar değil, sakin,
doğaüstü güçlerle donatılmış, bulundukları yere huzur getiren ve
düzeni yumuşaklıkla değiştiren çocuklar olacaklar...

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:1938

53
Sevgi Üzerine...
 Posted by ilyas on August 10, 2008 at 3:57pm

Sevgi Üzerine Masumi Toyotome diye bir Japon yazmış bu yazıyı. Dünyada sevilmek
istemeyen kişi yok gibidir diye başlıyor. Ama sevgi nedir, nerede bulunur, biliyor muyuz diye
soruyor. Sonra anlatmaya başlıyor: Sevgi üç türlüdür. Birincinin adı "Eğer" türü sevgi. Belli
beklentileri karşılarsak bize verilecek sevgiye bu adı takmış yazar. Örnekler veriyor: eğer iyi
olursan baban, annen seni sever. Eğer başarılı ve önemli kişi olursan, seni severim. Eğer eş
olarak benim beklentilerimi karşılarsan seni severim.

Birinci tür: Bir şarta bağlı sevgi

Toyotome en çok rastlanan sevgi türü budur diyor. Karşılık bekleyen sevgi. Sevenini, istediği
bir şeyin sağlanması karşılığı olarak vaat edilen bir sevgi türüdür bu diyor yazar. Nedeni ve
şekli bakımından bencildir. Amacı sevgi karşılığı bir şey kazanmaktır. Yazara göre evliliklerin
pek çoğu "Eğer" türü sevgi üzerine kurulduğu için çabuk yıkılıyor. Gençler birbirlerinin o
anki gerçek hallerine değil, hayallerindeki abartılmış romantik görüntüsüne aşık oluyor ve
beklentilere giriyorlar. Beklentiler gerçekleşmediğinde, düş kırıklıkları başlıyor. Sevgi nefrete
dönüşüyor. En saf olması gereken anne baba sevgisinde bile "Eğer" türüne rastlanıyor. Yazar
bir örnek veriyor. Bir genç Tokyo Üniversitesi giriş sınavlarını kazanarak babasını mutlu
etmek için çok çalışıyor. Okul dışında hazırlama kurslarına da gidiyor. Ama başarılı olamıyor.
Babasının yüzüne bakacak hali yok. Üzüntüsünü hafifletmek için bir haftalığına Hakone
kaplıcalarına gidiyor. Eve döndüğünde babası öfkeyle sınavları kazanamadın. Bir de
utanmadan Hakone'ye gittin? diye bağırıyor. Delikanlı "Ama baba vaktiyle sende bir ara
kendini iyi hissetmediğinde Hakone kaplıcalarına gittiğini anlatmıştın diyor. Baba daha çok
kızarak delikanlıyı tokatlıyor. Çocuk da intihar ediyor. Gazeteler intiharın anlık bir sinir krizi
sonucu olduğunu söylediler, yanılıyorlardı diyor yazar. Delikanlı babasının kendisine olan
sevgisinin yüksek düzeydeki beklentilerine bağlı olduğunu anlamıştı. İnsanlar "Eğer" türü
sevginin üstünde bir sevgi arayışı içindeler aslında. Bu sevginin varlığını ve nerede aranması
gerektiğini bilmek bu genç adamın yaptığı gibi yaşamı sürdürmekle ondan vazgeçmek
arasında bir tercih yapmakla karşı karşıya kaldığımızda önemli rol oynayabilir diyor Masumi
Toyotome. İlginç değil mi?

İkinci tür: "Çünkü" türü sevgi

Toyotome bu tür sevgiyi şöyle tarif ediyor: Bu tür sevgide kişi bir şey olduğu, bir şeye sahip
olduğu ya da bir şey yaptığı için sevilir. Başka birinin onu sevmesi, sahip olduğu bir niteliğe
ya da koşula bağlıdır. Örnek mi? Seni seviyorum. Çünkü çok güzelsin (Yakışıklısın). Seni
seviyorum. Çünkü o kadar popüler, o kadar zengin, o kadar ünlüsün ki. Seni seviyorum.
Çünkü bana o kadar güven veriyorsun. Seni seviyorum. Çünkü beni üstü açık arabanla, o
kadar romantik yerlere götürüyorsun ki. Yazar, Çünkü türü sevginin Eğer türü sevgiye tercih
edileceğini anlatıyor. Eğer türü sevgi bir beklenti koşuluna bağlı olduğundan büyük ve ağır bir
yük haline gelebilir. Oysa zaten sahip olduğumuz bir nitelik yüzünden sevilmemiz hoş bir

54
şeydir egomuzu okşar. Bu tür olduğumuz gibi sevilmektir. İnsanlar oldukları gibi sevilmeyi
tercih ederler. Bu tür sevgi onlara yük getirmediği için rahatlatıcıdır. Ama derin düşünürseniz,
bu türün Eğer türünden temelde pek farklı olmadığını görürsünüz. Kaldı ki bu tür sevgi de,
yükler getirir insana. İnsanlar hep daha çok insan tarafından sevilmek isterler. Hayranlarına
yenilerini eklemek için çabalarlar. Sevilecek niteliklere onlardan biraz daha fazla sahip biri
ortaya çıktığı zaman, sevenlerinin, artık ötekini sevmeye başlayacağından korkarlar. Böylece
yaşama sonsuz sevgi kazanma gayretkeşliği ve rekabet girer. Ailenin en küçük kızı yeni doğan
bebeğe içerler. Sınıfının en güzel kızı, yeni gelen kıza içerler. Üstü açık BMW'si ile hava atan
delikanlı, Ferrari ile gelene içerler. Evli kadın kocasının genç ve güzel sekreterine içerler. O
zaman bu tür sevgide güven duygusu bulunabilir mi diye soruyor Toyotome. Çünkü türü sevgi
de, gerçek ve sağlam sevgi olamaz diyor. Bu tür sevginin güven duygusu vermeyişinin iki ayrı
nedeni daha var. Birincisi; acaba bizi seven kişinin düşündüğü kişi miyiz korkusu. Tüm
insanların iki yani vardır. Biri dışa gösterdikleri öteki yalnızca kendilerinin bildiği. İnsanlar
sandıkları kişi olmadığımızı anlar ve bizi terk ederlerse korkusu buradan doğar. İkincisi de ya
günün birinde değişirsem ve insanlar beni sevmez olurlarsa endişesidir. Japonya'da bir
temizleyicide çalışan dünya güzeli kızın yüzü patlayan kazanla parçalanmış. Yüzü fena halde
çirkinleşince, nişanlısı nişana bozup onu terk etmiş. Daha acısı ayni kentte oturan anne ve
babası, hastaneye ziyarete bile gelmemişler, artık çirkin olan kızlarını. Sahip olduğu sevgi,
sahip olduğu güzellik temeli üstüne kurulmuş olduğundan bir günde ölmüş. Güzellik
kalmayınca sevgi de kalmamış. Kız birkaç ay sonra kahrından ölmüş... Japon yazar
toplumlardaki sevgilerin çoğu "Çünkü" türündendir ve bu tür sevgi, kalıcılığı konusunda
insanı hep kuşkuya düşürür diyor.

Peki o zaman, gerçek sevgi, güvenilecek sevgi ne? Ve işte sevgilerin en gerçeği:

Üçüncü tür sevgi: "Rağmen"

Bir koşula bağlı olmadığı için ve karşılığında bir şey beklenmediği için? Eğer türü sevgiden
farklı bu. Sevilen kişinin çekici bir niteliğine dayanıp böyle bir şeyin varlığını esas olarak
almadığı için Çünkü türü sevgi de değil. Bu üçüncü tür sevgide, insan Bir şey olduğu için
değil, Bir şey olmasına rağmen sevilir. Güzelliğe bakar mısınız? Rağmen sevgi. Esmeralda,
Quasimodo'yu dünyanın en çirkin, en korkunç kamburu olmasına Rağmen sever. Asil,
yakışıklı, zengin delikanlı da Esmeralda'ya çingene olmasına rağmen tapar. Kişi dünyanın en
çirkin, en zavallı, en sefil insanı olabilir. Bunlara rağmen sevilebilir. Tabii bu sevgiyle
karşılanması şartı ile. Burada insanın, iyi, çekici ya da zengin konum edinerek sevgiyi
kazanması gerekmiyor. Kusurlarına, cahilliğine, kötü huylarına ya da kötü geçmişine rağmen
olduğu gibi, o haliyle sevilebiliyor. Bütünüyle çok değersiz biri gibi görünebiliyor ama en
değerli gibi sevilebiliyor. Japon yazar yüreklerin en çok susadığı sevgi budur diyor. Farkında
olsanız da, olmasanız da, bu tür sevgi sizin için yiyecek, içecek, giysi, ev, aile, zenginlik,
başarı ya da ünden daha önemlidir. Bunun böyle olduğundan nasıl emin olursunuz?

Haklı olduğunu kanıtlamak için sizi bir teste davet ediyor. Şu soruma cevap verin diyor.
Kalbinizin derinliklerinde, dünyada kimsenin size aldırmadığını ve hiç kimsenin sizi
sevmediğini düşünseydiniz, yiyecek, elbise, ev, aile, zenginlik, başarı ve üne olan ilginizi
yitirmez miydiniz? Kendi kendinize yaşamamın ne yararı var diye sormaz miydiniz? Devam
ediyor Toyotome: Şu anda en sevdiğiniz kişinin sizi sadece kendi çıkarı için sevdiğini
anladığınızı bir düşünün. Dünya birden bire başınızın üstüne çökmez miydi. O an yaşam size
anlamsız gelmez miydi? Diyelim sıradan bir yaşamınız var. Günlük yaşıyorsunuz. Günün
birinde gerçek, derin ve doyurucu bir sevgi bulacağınızdan umudunuz olmasa, kalan
hayatinizi nasıl yaşardınız? diye soruyor ve yanıtlıyor: Öyleleri ya iyice umutsuzluğa kapılıp

55
intihar ediyorlar ya da iyice dağıtıp yaşayan ölü haline geliyorlar.

Toyotome, hem de nasıl iddialı savunuyor Rağmen sevgiyi. Bugün yaşamınızı


sürdürebilmenizin nedeni Rağmen türü sevgiyi şu anda yaşamanız ya da bir gün bu sevgiyi
bulacağınıza inancınızdır. Son sözlerinde biraz umutsuz, Toyotome. Bugün yaşadığımız
toplumda herkesi doyuracak bu sevgiyi bulmak zor. Çünkü herkesin sevgiye ihtiyacı var.
Kimsede başkasına verecek fazlası yok? diye açıklıyor. Anlatıyor: Yakınımızda olan birinin bu
sevgiyi bize vermesini bekleriz. Ama o da aynı şeyi başkasından beklemektedir. Peki bu
dünyada sevgi ne kadar var. Yazara göre, açlığımızı biraz bastıracak kadar. Ve de yemek
öncesi tadımlık gelen iştah açıcılar gibi. Bu minnacık tadım, bizi daha müthiş bir sevgi
açlığına tahrik ve teşvik ediyor. Bu minnacık tadım sevgiye ne kadar muhtaç olduğumuzu
anlatıyor. Büyük bir hırsla ana yemeğin gelmesini ve bizi doyurmasını bekliyoruz. Hani
nerede? Hepsi o. Ve asıl çarpıcı cümle en sonda.

DÜNYADAKİ EN BÜYÜK KITLIK, RAĞMEN TÜRÜ SEVGİNİN YETERİNCE


OLMAYIŞIDIR.

İYİ DÜŞÜNÜN..........

Bu yılınızı iyi geçirdiniz mi?


Sağlıklı olduğunuz için hiç sevindiniz mi?
Bu yıl hiç gün ışığı ile uyandınız mı?
Kaç kez güneşin doğuşunu izlediniz?
Bir neden yokken kaç kişiye hediye aldınız?
Kaç sabah yolda bir kediyi okşadınız?
Bu yıl yeni doğmuş bir bebek parmağınızı sıkıca tuttu mu hiç?
Ve siz onu hiç kokladınız mı?
Yaz gecelerinde ne çok yıldız olduğuna hiç şaşırdınız mı? Kendinize bu yıl kaç oyuncak
aldınız?
Kaç kez gözlerinizden yaş gelinceye kadar güldünüz?
Yaşlı bir ağaca sarıldınız mı bu yıl?
Çimlere uzandığınız oldu mu?
Çocukluğunuzdan kalan bir şarkıyı söylediniz mi hiç?
Hiç taş kaydırdınız mı bu yıl?
Kaç kez kuşlara yem attınız?
Bir çiçeği dalındayken kokladınız mı?
Bu yıl kaç kez gökkuşağı gördünüz?
Ya da hediye alan bir çocuğun gözlerindeki ışığı?
Kaç kez mektup aldınız bu yıl?
Eski bir dostunuzu aradınız mı hiç?
Kimseyle barıştınız mı bu yıl?
Aslında mutlu olduğunuzu kaç kez fark ettiniz bu yıl?
İyi bir yılın, bunlar gibi birçok "küçük şey"e bağlı olduğunu hiç düşündünüz mü?
Düşünün.
Yayılın çimenlerin üzerine
Acele edin....
Er veya geç...
Çimenler yayılacak üzerinize...

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:2287

56
Universal and Unconditional Love...
 Posted by ilyas on August 10, 2008 at 5:30pm

57
Universal Love

As we explore the barriers to self-realization, we need to inquire into our basic distrust. This
will take us into exploring our early holding environment and its effects on the development
of our sense of self. Investigating the inadequacies of our early holding environment reveals
the effects of these inadequacies on our particular self-identity structure. Working through this
history, and illuminating the psychic structures it has created, leads finally to the awareness of
the absence of basic holding. This absence is associated with a certain emptiness, the hole of a
specific manifestation of Being. Learning to allow this emptiness finally ushers us into this
manifestation of Being, which turns out to be a quality of love. It is a quality of boundless and
gentle love, a delicate light experienced as the presence of softness, sweetness and generosity.
It is not exactly a personal kind of love. It is love for everything and everyone -- universal
love. Its direct effect on the self is for her to feel lovingly held, as if cuddled by the infinitely
loving arms of the universe. (The Point of Existence, pg 343)

58
universal love

Universal love is conscious and loving at the same time. It is also known as universal
consciousness or cosmic consciousness. Universal love is a unification of all aspects of
Essence. When you experience universal love you understand the action of love. An action is
loving when it has all aspects of Essence. A loving action is a gentle action when gentleness is
needed, a firm action when firmness is needed, a compassionate action when compassion is
needed, yielding when yielding is needed. Whatever is needed is present -- and in the correct
balance -- depending on the situation. (Diamond Heart Book 2, pg 173)

universal love

Universal love is an expression of the harmony of the totality. Everything is in harmony with
everything else. Nothing is excluded. Your will is in harmony with your compassion. Your
compassion is in harmony with your joy. Your joy is in harmony with your anger. Your anger
is in harmony with your body. Your body is in harmony with your ego. Your ego is in
harmony with other people. There is no conflict anywhere. Everything fits and functions as a
togetherness, as a oneness. That oneness is you. (Diamond Heart Book 2, pg 173)

universal love

Personality and universal love

All aspects of love can coexist with the personality, and the identity can be maintained, except
in the presence of one particular aspect of love. This is called universal love, Christ love, or
Divine love. When our beingness manifests as universal love there is no personality. It is this
love that spiritual teachers refer to when they say that as long as there is ego, there is no love.
They are talking about universal love. (Diamond Heart Book 2, pg 166)

Unconditional Love

The love that sets us free, love that is unconditional can only be experienced by someone who
is free from the coercive influence of the superego. (Work on the Superego, pg 9)

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:2290

59
Lightworker's Handbook Lesson Two:
Understanding Your Duality

60
 Posted by ilyas on August 10, 2008 at 6:35pm

Lightworker's Handbook Lesson Two: Understanding Your Duality

Greetings, dear ones, I am Kryon of Magnetic Service. There are those who would say that
this kind of communication is impossible to have, difficult. "What is the process," they say,
"that would allow a Human Being to speak as if the Human was the link?" And I'll tell you,
that process is easy to explain, for the Human is the angel on Earth. There is a direct pipeline
to Spirit and you have called it the Higher-Self. This spiritual part of the Human is there like
an antenna, waving in the breeze all your life. Some of you know what to do with it and plug
it into that sacred pipeline. Most don't. But when you do, it is when your most profound
meditations occur. The invitation in this energy is to learn to develop that pipeline and tune
into that energy.

There are many who are just beginning to tune into the Higher-Self energy. These are the ones
who are discovering for the first time in their lives that there is more than they thought about
God. I have told you for 18 years that the earth is beginning to vibrate higher. What you see
on your news today is the shaking that is going on and there's more to come. That is to say
there are many who are being dislodged from their mythology, asking the question, "What is
real; what is not?" They are saying, "Why do I feel in my heart in my soul that God is bigger
than I was told?" Then some will be brought to look at the words that I have given over these
last 18 years, and they will be overwhelmed with the teachings. "Where do I start?" they will
say, or "What should I do next? Where is there a beginning primer, so that I don't have to
wade through all the graduate material to find the basics?" The answer is what you are hearing
and reading, and I have commissioned my partner to do a series of channellings called, "The
Lightworker's Handbook - A Place to Start." I have commissioned him with instructions to
make it available within the largest venue he can, so that the most can see it, with free choice
to examine it or not.

There are those who are beginning this journey who are just arriving, sitting here asking the
question, "What is this I'm feeling? Could it be real that a Human Being is doing what it looks
like he's doing? [channelling] And if he's not, why do I feel like he is?" These are good
questions, and the answer is that the earth is, indeed, vibrating higher, starting to let
consciousness open. Every single one of you have Lemurian traits - if not directly, then
indirectly. That is to say you are of the lineage of the Lemurian race, those who had a
quantum view of the Universe, who awakened first with the information about who they were.

61
Here you are, sitting in this modern day, when there is another awakening going on, and you
are on the front lines... since the first ones to awaken are the old souls. We have told you that
before. So, old soul you might have all that experience, but you still have the earthly, three-
dimensional rules pressed upon you, and a cultural mythology of who you are, and who God
is.

The following things may go against what you were taught, and if that is so, stop and weigh
the energy of truth. Do not assume that everything you are reading or hearing is absolutely so,
for we wish you to use your own discernment engine. Use the intellect that is combined with
the heart, and ask Spirit, "Could it be? Is it right?" For some of these things will challenge
your very core belief system, everything you've been taught. That's what we do today... bring
up all the dark stuff.

I proclaim that this is Lesson Two of The Lightworker's Handbook. The first lesson created an
understanding that there is more than you think happening on the earth – the beginning - the
Harmonic Convergence - the increased tools and new intuitions, and the opening of energy
that you are a part of. All that was covered in Lesson One. So we have chosen this astute place
for Lesson Two. [San Diego] Let the listener and the reader know that the place where this
information is being given is the origin of Kryon. Sitting here are family members, who in
their Human bodies were patient and kind with the engineer, my partner, in those early days of
channelling. They gave him the allowance of no experience, and let him be while he found
what he needed to find. And so it comes full circle and he is back here in the energy where it
began, not too far from where it all physically started. The reason we have chosen this venue
is because the subject is tough, and something that you should know about. The news is not
bad news. It is simply profound news. Get ready, for if you have not heard this before, it will
challenge and shake the very core of your belief system. Some will be angered, some will not.
Some will feel compelled to strike back... most will not. For these are the energies that are at
the core of your duality... the study of dark and light within you.

Defining Duality

The first thing you must know past the fact that there is divinity within you is that on this
planet there is something called duality. That duality represents itself as a balance to the
divinity... the darkest energy you can ever conceive of, which is you with your name on it. It
comes in with you at your birth and does not leave until your last breath. Some have called it
the Shadow-Self. Some have called it the Dark-Self. Some have called it evil, and some have
called it the dark side. This attribute of you has a name, and it is called duality.

Duality is entirely appropriate, for it is a designed part of you. It is assigned to you at birth
and you do not carry it in from the other side of the veil, for this planet is the cauldron of
duality, where the test is being accomplished. This test is that angels pretending to be Humans
come to even the playing field, and with this duality [dark and light], try to find the balance
between the two. It is a test of energy, not the Human, but it feels as though it is a test of your
soul. As you might have noticed, each Human Being must decide for themselves if it is real or
not. You must decide individually, without evangelism from an organization, without those
telling you what to believe and not to believe. The days are starting to diminish where you
simply hang your soul belief onto the wagon of history and the mythology it represents. For
this new energy is beginning to draw out individual examination of spiritual things... a desire
to really know the truth.

62
When you come into the earth, you get something you didn't plan on, and I want to tell you all
about it. I want to tell you how powerful it is, and I'm going to give you examples of it. Then I
want to tell you what you can do about it. Before we go any further, let us discuss what this
energy of duality has done for your history, for it is the basis and the core of all religious
mythology. It is the basis and the core even for the Greek gods. The duality of humanity has
driven all the stories there are about magic, about good and bad, about dark and light - the
powers that are here.

The Human Being, even in your modern culture, is taught that in heaven a long time ago,
there was a struggle. This, by the way, did not occur. There is no struggle on the other side of
the veil. Struggle and conflict are concepts based in duality. Think about it. God does not
share in your 3D experience, yet you continue to base so much spiritual history as though this
was so. Angels don't fight, there is no struggle for power, and the paradigm of your
consciousness does not transfer over to the workings of Spirit.

But in this mythology, an angel actually fell from heaven and his name was Lucifer. That's
tough, because there is no such thing as heaven! Again, you have created "places" in an
interdimensional state, and that's impossible. There's only home, the place where you are
when you're not here... and it's not a place. It's a state of interdimensional energy and it
timeless. But as the mythology goes, that fallen angel was responsible for developing a place
of his own, an evil place called Hell, which you will go to if you don't behave.

Now, stop the story. Does that really sound like God to you? Or does that sound like man to
you? I ask this only because at some point you must discern the truth, and separate what you
have been told from what your intuition is now yelling at you. Read on and consider if your
family would create this: Hell is where you go automatically when you die! (according to the
mythology) There you suffer forever. Period. Unless, of course, you do something while you
are on Earth, something that is to join and be, to proclaim, to get in one of the boxes of your
cultural belief. Again, does that sound like God or does that sound like man's creation?

Dear ones, again we say, there is no Lucifer. I will tell you something, and it's very interesting
about humanity. Everything good that happens to you, you say, "God is good. God did this for
me. I'm so glad I'm close to God, because God did it." And when something bad happens,
Human Beings often say, "This is awful; this is the evil side. The devil got ahold of me. I don't
know what happened." This attitude, of course, means that Humans are not responsible for
anything good or bad! They just float along hoping they don't get pulled into the wrong
energy as they mind their own business! But if they're lucky, the struggle between God and
Satan won't touch them. The Human will win eventually, and go to Heaven when they die, if
they behave and give their power away to the mythology of history... which can be found in
more than 700 versions of spiritual belief on this planet, in structures of many shapes, and
rules of many variations. Sound like God? It's not. It's man's mythology, often dished up with
much integrity by spiritual leaders who are certain that theirs is the correct path.

This is not told to you to cast judgment on any. It's simply historical truth. We have told you
from the beginning that we honor every and all searches for God. But the new energy seeker
needs to start discerning the truth for themselves, so we are aiding in that... giving you a
different perspective. For it will change the future, and begin a higher vibration of the earth.

Note here that this is not a message to pull you into yet another spiritual box! For there is no
organization around this Kryon work, or the New Age in general. There is no place to join

63
anything, no structure to visit, no historical Human prophet to worship, and no central book of
rules. This is a new paradigm of spirituality, where millions will begin to examine the truth
that resides inside themselves - all the rules, all the doctrine, all the love that brought them to
this place. They will check it against what they feel and what they see around them. Many
will wonder how such a large, worldwide group of Humans can be so collective in their
thoughts, without structure or leadership or membership in anything. It is the new way of
things, where what you will discover internally is what is true and real, instead of what you
are told from those who are echoing the mythology of history... most of which doesn't even
agree with itself.

What drives validation of this mythology about the push and pull energies on Earth is very
real. It is this disbelief you have that something so dark might actually reside in you, or the
disbelief that something so grand, like God, could reside in you. You are taught that you are
nothing, born dirty, and therefore you give away the power of the good and you give away the
power of the bad. There you sit, powerless, clueless that both of these profound powers are
seated right in your soul. Do you see? In that state of worthlessness, you are then ripe for
almost anyone to capture your interest in their own system of God. Eighty-five percent of the
planet's population has, indeed, created for itself the boxes where they can explain all this in a
3D fashion. Isn't it interesting that the first thing a Human does when they come of age is look
for these answers? It is God in your DNA that drives you to search for the creator.

Here is the truth. There is a piece of God that comes in with you - and we discussed that last
time. It resides in you and it's waiting to be awakened, and it is a quantum energy.
[interdimensional, not in 3D] It is beautiful. It is light. There's a reason why you're being
prodded and pulled to "sit in the chair," as they say, so you'll know you're a part of everything.
There is no accident that you are here, or reading this. It's with your full permission, you
know? And you may not know what it is yet that you are supposed to do about it, but know
this: simply your very existence to ask changes the planet. Did you know that? Just being
here, listening, helps the planet. That's a message for another day. This piece of God in you
has a balance, for also residing within you is the darkest of the dark, and it's got your name on
it. Therefore, this is duality. We said that, but you need to hear it again.

The 3D Approach to Battle

The 3D approach to battle is that if you have an enemy, you defeat it. In 3D, you go to battle
and you kill it. Then it's gone, and you arise victorious and you say, "That which was part of
the evil in me has been slain and now it is gone." That's reasonable to you. So there are a lot
of places where you can go to "slay the monster within," and you don't have to look far for
help with this. But this isn't the case with duality, for you are with it all your life. To destroy it
means the death of the Human. But many say, "It doesn't make sense to have an enemy that is
so strong within me... and just let it be. It must be dealt with." But you do deal with this
energy within you without the concept of elimination. Instead, we call it balance... and this,
dear one, is an advanced concept for almost every Human alive. For it must void out the
instinct of survival in the core sense of the word. It transcends the flee or fight feelings, and
replaces them with a wisdom that is what we have been trying to give you for 18 years.

Therefore, this Lesson Two is the acknowledgment of that which is in you, which you don't
want to even admit is there. It's a stretch to believe that you have God inside... but it's not that
hard to find it. But to believe that core evil is also within you is an insult to your intellectual
self, and the integrity that most of you carry for an honest life. In other words, this whole

64
concept is one that you must examine "out of the box."

Revelations of the Truth of Duality

The duality reveals itself in so many different ways. I shouldn't even have to list them, but for
those who are just coming into this, I will... from those things that are minor to those things
that are not.

Drama is one. Drama. Have you met those Human Beings who survive only by spinning in
drama? The irony is that they are the ones who will be on the phone to you, the Lightworker,
for you're balanced, and carry a light that attracts those who are not. They'll say, "There is
more drama than I can stand in my life. There is this and there is that. I thought I had handled
this, but this came back." Then you will patiently give them your wisdom, for the 100th time,
and it will be good, as it always has been. But when you hang up that phone, you know what'll
happen, don't you? They will not take your advice at all. They just wanted a voice on the other
end telling them what they already knew! Then the next day you get the call and they will say,
"Well, this has happened and this has happened, and this has happened. It just seems to keep
going." Finally, you might even tell them the truth... you might say, "Are you aware that you
are drawing this all to you? That you survive on it?" And they will say, "Never! I would never
ask for such a thing!" But, they do. And I'll tell you why: Because they are comfortable with
it. For if there was no drama in their life, they would have to look at the shaman that they are!
Blessed is the Human Being who has dropped the drama and seen the spiritual side, for quite
often the drama hides something just as profound - a light that will pour into their life. But
they are so afraid of it! Therefore, drama covers up having to deal with reality, and drama
becomes comfortable.

Worry is next. Worry about everything! Those who worry are those who feel that they are
powerless to create anything! There are those of you waking up at three in the morning,
worrying about the fact that you don't have anything to worry about! When you start to
balance that dark thing inside you called duality, one of the things that goes away is worry,
because you have a sense that the system is starting to work, and, indeed, you're not alone.
There's a plan, and worry starts to drop away. But it's that dark thing that wants to wake you
up and say, "Well, look at this! Let's worry about it." Then it gives you this, what you call a
"laundry list," of things to worry about. That's when you cannot even go back to sleep. Then
you get up. You know what that feels like, don't you? That's absolutely Human.

Drama and worry lead to lack of self-worth and fear. You look at yourself in the mirror and all
you see is an aging Human Being, and that's all you think life is about. "Where is my youth?"
you say. "Why can't I go backwards?" you say. "What is life about? I am such a small part of
this system." And that dark thing inside you will say, "Right on! Boy, have you've got it right.
You're nothing! You never will be. You're here by accident. When you die, that's it, you're
gone." And for whatever reason, the Human hangs his head and says, "Correct."

In your perspective, it may not be fair, what I'm about to say. But fair is 3D for you, and does
not represent the grandness of what Humans have set up for themselves on this planet. For the
dark side of you is easy to bring out. The God side of you is not. The irony is that it is so easy
to bring out that you have denied it and created an entity who is responsible... the devil. So it
seems that the devil is everywhere! And God is nowhere. The reality is that this is the balance
of duality. You have to look for God, but your dark side is always pushing the buttons. It was
created this way and is fair in its balance. You will see why in the last section, for the

65
discovery of the God-self tilts the balance forever. There are reasons for all of this that are
very profound, but difficult to explain in 3D. There's got to be a balance, a yin and a yang to
everything within nature. It's always about balance. The test of energy on Earth is done by
pieces of God disguised as Humans. They come and go, changing parts in this play of energy.
They are not being tested, but rather are performing the test themselves. Where will the
balance go when you give them both dark and light? And what will happen to Earth? The
answers are hidden from you, but are part of the Universe itself, and the fabric of what
everything is about right now regarding this earth, the only planet of free choice, for now.

Those who give away themselves to these darker energies of their own duality will then fall
even further to the next layer of darkness - rage, hate, violence, death, murder without
remorse. "Indeed!" you'll say, "Now, Mr. Kryon, you're talking about evil." Really? And what
is evil? I'll tell you. It's the dark side of what is in the Human Being ready to be developed and
matured.

If you want to go there - to be an evil person - you've got all the power you want at your
disposal. You can go right to it, for it's free choice. God won't stand in your way, did you
know that? Oh, there are so many Humans that will say, "Well, that's when the devil is
involved. He'll help me. He'll pull me down there." And there are cults who worship this very
thing. The truth? Nobody's pulling you anywhere, dear Human Being. That is your free
choice. Many Humans go there because that's where they find their power. That's where they
can have power over other Humans... to create worry, drama and control.

The dictators of this planet, past and present, that's where they find their power. They get
people to pay attention to them. If they murder enough Human Beings, it creates notches of
fear on their power belt. That is what they do, and I don't have to tell you that. You know it.
And I'll tell you, although that is evil, that is the Human Being exercising the power of evil.
You may not want to hear this, but I have to tell you this. It's needed for your full
understanding of what comes next.

The Human Being is powerful in both directions. It has the angel or the devil energies at its
core. "Dear Kryon, you just told me there's no such thing as a devil. I don't believe it. I have
been places, and I have seen the magic. I've seen demons cast out of Human Beings. I've seen
physical forms actually crawl around on the floor and leave." Human Being, do you believe in
miracles? If so, who told you they were always with light? Do you remember me telling you
about balance? Black magic is simply miracles created from the dark power of a Human. A
Human Being can do that.

There are those who said, "I've seen voodoo, it's so real. It's so real. People give themselves
over. They're killed and they got sick only because of suggestion. That's evil." And again I
would say, welcome to the power of the Human Being. Look into your history. Look at the
dictators who spoke the words that convinced so many people they were right just so they
could murder millions. I will tell you this is the capability of the Human and it's powerful.

The Other Side of the Coin

Now, why would I tell you these things? Do not fear any of this, for I have only told you
about what is the core of you... and you are in control of it all. There's another side to this.
Dear one, if you're reading this and hearing this for the first time and this is Lesson Two for
you, I want to tell you that this is going to get better! That dark part of you right now is

66
saying, "I don't believe it. Don't read any further! Don't listen anymore." Why? Because now
I'm going to give you the rest of the story.

The dark part knows that if you look further, it's all over. Because you'll see something it does
not want you to see... free choice to see the balancing power... and oh, what a power! If you
could see the bucket brigade of angels in your space right now taking the energy of interest
that you have developed, you'd be amazed. For they are getting ready to fight your fight with
you. You come to this planet with a piece of God in you. The dark thing in you is set to
temper the beginning energy that creates karma. It is there for a reason, and you have it when
you're born. How many of you taught your children to be angry when another child wanted to
play with a toy? How many of you parents taught your children to be jealous or to go into a
rage? And you'll say, "I never taught my child any of those things." And I will say, I know.
They came in equipped with it, and so did you. Are you beginning to understand?

Now we get to the good news. You can balance this or not. Most of humanity just sits and
allows it. That is to say that the perception is that it's with you in a balance that is just as
strong as the other side. You see it in your culture every day. You're taught that you have to go
report to a building and confess all the awful things that are in your mind. That's a reprieve
from God's anger for a little while. Then back comes the dark thing and you've got to go back
to that building and confess it again! What a concept of surrender. It's a constant yin/yang, is it
not, between being washed and being dirty? What mythology! Do you think God created that
system?

Here is what God created: Inside you is a divine system for balancing this duality in a way
where it won't be able to get a foothold. Use pure intent and say, "Dear God, I'm tired of this.
Show me what it is I need to know to help put this in perspective." This is the beginning, for it
represents you in an intent mode, pushing on the door to the other side of the veil, asking to
discover the divinity inside. In will come the beginning of balance. And we told you that in
the first lesson - in will come a complete and total system. It will put that dark side of you into
a place that you won't even be able to find.

The duality of dark and light was created for the system of this planet. But these two energies
are very, very different. The darkness within you has no idea what you're doing spiritually.
Think about that. Those of you who make decisions spiritually and follow that map of
intuition and discernment, who pull upon the piece of God in yourselves, create an energy that
is invisible to the other side of your duality! That thing that is dark has no idea what you're
doing or what you've done. It's just angry that it cannot reach you anymore.

Once you step into the light and begin this journey, that thing that gave you such a problem all
your life is relegated to being nonessential. It's like a child in the backseat who pounds upon
the seat, irritates you, and wants to know, "Are we there yet?" That's all it could do - pound on
the backseat. But it's always there, and sometimes it's louder than at other times.

Some are bothered, even those who are Lightworkers. They say, "Why is it that there is such a
cyclical attribute to this? I thought that my spiritual work would keep it totally quiet." Not so,
since it is always ready to pounce. There are cycles of weakness; again, it's a balance. Now,
did I have to tell you this? Dear Lightworker, do not beat yourself up emotionally because you
go through these cycles. Sometimes it is more difficult and sometimes it is less so. There are
highs and lows, and it is totally normal. This is normal because, dear Human Being, you're
always working the puzzle between this light and dark energy. It is an ongoing battle that will

67
never end until your last breath. But those of you who have stepped into the light have the
advantage. Although this may sound super simple, I will remind you of my light teaching for
many years: A stadium filled with darkness, with 10,000 people, will be affected by one who
turns on one light. For when you turn on one light, no matter how dark it is, darkness - as
defined - cannot exist. This is the power. So you see the fairness in this? Although the
challenging side of humanity shows itself intuitively, and the God side does not... when you
find the light, it pushes the duality into a status of limbo, where the darkness is trapped.
Therefore, the power is on the side of the light. Light is active and darkness is not. Darkness
cannot show up and change a lighted room! But light will totally change a dark room.

Perhaps it's time to try this? With pure intent, say, "Dear God, tell me what it is I need to
know." That starts the process. Don't tell God what to do in your life. Instead, say, "I'm ready
to know." That's a statement of wisdom, and that's when you begin to find out who you are.
Don't be surprised if love flows into your heart. Don't be surprised if you find angels taking
your hand and you can't explain the feeling. Don't be surprised if you have unexplained
peace... and fear? That's the big one. Take a look at where fear starts. It starts at the gut. This
is a lower energy attribute of humanity. It starts in the gut. It has nothing to do with your
enlightenment or your third eye. It starts in that place where you can control it. But if you
don't, it will quickly move into your mind.

The next time you have a fearful response, do you have the courage, the wisdom, the
wherewithal to say, "Stop! I know what you're doing. Do not move." Do not allow that
darkness and that fear to go any further than the bottom of your heart. Let your wisdom and
your love and your knowledge of who God is inside you take over. Then you will find the fear
will go away. It will dissipate. Sometimes it will try to get you in the middle of the night! But
even then, you can control it, totally. Think of the love of God next to you in a protective,
lighted state. Say, "Get away. Get in the backseat. I know who you are. You're the dark part of
me, but you're not driving anymore."

Does all this sound simple... perhaps foolish? Could it be that the answer to so much of life's
challenge would be this easy? Ask around. It's not easy. But it's a profound step of faith that
begins to separate you internally from a part of you that you thought was from somewhere
else. Many feel separation anxiety! We even told you about this in Kryon Book One. We
called it the "Implant." It's an implantation of permission to change the duality! That's the
Lightworker.

I'll tell you what I told my partner [Lee] when he first started doing this. I said, "Dear Partner,
you now have the ability with your light to stand within the highest mythology on the planet -
stand in the pentagram. Do it while they dress up in funny costumes and chant odd words in
order to hurt you. Let them try their magic on you, all you have to do is smile at their
attempts. For your light is far grander than anything that a Human Being can conjure up with
their own darkness... far greater than any darkness even a group of Human Beings can create.
For you've tapped into the source." Ask him. He did it. For there was a time when a group
hurled their magic at him during the first trip to the United Nations, and the result was
nothing. Darkness hurled at light creates no effect. That's the truth.

The object of this lesson, dear ones, is so that you hear the truth that you are more powerful
than any dark thing on this planet, more powerful than any demon than you're told might be in
you. And if you want proof, just press on the door to God. Let us in, and you will know that
what I have told you today is true. This is why they call it a veil, for it completely hides what

68
is actually there.

Be aware - today we have not asked you to join anything, have we? Be aware - today we have
not asked you to follow any protocol that introduces you to many books or lessons to buy.
Instead, we invite you to read the instructions within the DNA that you came here with. Let
mastery show itself, shamans that you are!

That's the message of today. That's the only one that we're going to give like this one. It's
something for you to think about as you look at the push and the pull of energies on this
planet. Blessed are those who have felt the energy of this day and of this lesson. For they are
dearly loved by an entity who just wants to be with them... me. It makes you wonder who
came to see whom, doesn't it?

And so it is.

Kryon
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:2303

EVRENSEL VAROLUŞ III – Koşulsuz


İhtiyaçsız Zararsız...
 Posted by David Dogan Beyo on August 10, 2008 at 2:30am
 View Blog

EVRENSEL VAROLUŞ III – Koşulsuz İhtiyaçsız Zararsız

Fiziksel ve Ruhsal Alemlerde ”Kendi Sorumluluğunu” almış insanı, “Kendinden”, “Sevgiden”


ayırabilecek ve “Görüşünü” bulandırabilecek hiçbir; öğreti, murşit, kanal, mesaj, mal, mülk,
paye, iltifat, mekan, zenginlik, cefa, eza, korku yoktur.

Aslında “Kendinin Sorumluluğunu” almak dünyasal mekandan bakıldığında bir süreçtir.


Yol’dur. Kavrayışı ise birdenbire olur.

“Kendinin Sorumluluğunun” dünyasal süreci herkesin liyakatına, yüreğinde –neyi-nasıl-


gerçek kılmak istediğine göre; öğretilerin içinden murşidlerin arasından, mesajların-
meleklerin-kanalların-dünya ermişlerinin eserlerinin-bıraktıkları ipuçlarının arasından geçip
kendinize ulaşmayı içerebilir. Bu yolun ne kadar süreceği tamamen sizin tüm bu sayılanların
arasından geçip giderken ne kadar ataletinizin üstesinden geleceğinize ve ne kadar kendiniz
olmak istediğinize bağlıdır.

Atalet; Evrenin ve İnsanın Ruhunun küfüdür. Ve küf nefsin besinidir. Nefs en ince haliyle
Varlığın ataletinden beslenir. Atalet içinde korkuyu ve korkuya ait olan tüm karanlığı tutar,
besler ve büyütür.

69
Değişmek istemiyorsanız ve buna bağlı olarak Ol’makta Ol’Ana her An’da zekanızı ve
kalbinize sormadan razıysanız ( beni sokmayan yılan binyıl yaşasındaysanız), paket yapılıp
size sunulan Uzakdoğu öğretilerinin, ayinlerinin, söylemlerini şimdiye kadar sizi siz yapan
güzellikleri, sevgileri, sevinçleri de kalbinizden alıp götürdüğünü kılınız kıpırdamadan
seyrediyorsanız ve bunun size arınma olduğunu söylüyorlarsa ve arınma sandıklarınız bütün
anlamlarınızı da silip süpürüyorsa, var olma –Nedenleriniz- alıp götürülüyorsa ve siz halen
tutunacak bir dal arıyorsanız bulamıyorsanız ve için için değişmediğinizi değişemediğinizi
hissediyorsanız; öfkeniz, kızgınlığınız, hayal kırıklığınız süptilleşerek tüm boyutlarınıza
yayılıyorsa ve kavramlarınız karışıyorsa ve kirletiliyorsa ve korku her hücrenizdeyse; siz
ataletin içindesiniz, atalet sizin içinizdedir.

Yapılması uygun Ol’An daha fazla Ol’mak değil, daha iyi Ol’mak değil. –daha’ları, en’leri
bırakıp ne isek O Ol’mak ve -kendimiz- Ol’An O’nun Ol’masına izin vermektir.

İzin ver Ol
İzin ver Ol’sun.
Sadece ve basitçe Koşulsuz, İhtiyaçsız ve Zararsız Ol’mak için kendine izin ver.

Her şey koşulları bıraktığımızda birleşmeye başlar. İçimizde ve dışımızda.


Başlangıç; görünen ve görünmeyen bütün koşulları ve koşuldan doğan yargıları (-meli, -malı)
bırakmaktır.

Koşulsuzluk; kendini kendinde bilmek, kendini yaratılmış cümle Alemde görmektir. O’nun
ihtişamını Alemlerin Görünüşünde seyreylemektir. Ruhun Gözü, ihtişamı “kendini”
gördüğünde bütün koşullar yok Ol’ur.

Sadece Ruhun Gözü (kalp), İhtişamı algılayıp ve hissedebilir.


Gönül dergahında oturup kendi ihtişamını her yerde seyreden ve bilen O’dur.

Asırlar sürdüğünü sandığınız bir ayrılıktan sonra çok sevdiğiniz ve hasretini çektiğiniz bir
insana kavuşmanın, yeniden görmenin, kollarınıza alıp sevgiyle ve aşkla kucaklamanın
manasında bir hissediştir.
Yaşamak her An bir kavuşmadır bu saatten sonra kendini bilene.
Coşkudur. Hazdır. Varolmanın Sevincidir.

O bilir her şeyin değerini. Her yerde ve her şeyde kendini gördüğünden, Varlığın doğasından
dolayı TEK, görünüşe çıkmasından dolayı da Çokluk gibi gözüken kendisi, her neyin içinde
görünüşe çıkmış olursa olsun değerlidir. Azizdir. Candır.
Koşulsuzluk hali bu Görüş içinde demirlenir.

Koşul ayrılık yanılsamasından doğan, Adem ile Havanın “Yasak Meyvesidir”

Koşul varsa ayrılık vardır.


Koşul yoksa ayrılık da yoktur.
Ayrılığın olmadığı An Varlık Tam ve Bütündür. “Kendisi” Sevgi oradadır.

Dengede ve merkezde olunduğunda “kendisi” olunabildiği için Efendiden yansıyan


koşulsuzlukta dengededir.

70
Formüle etmek gerekirse Koşulsuzluğun kavrayışına gelene kadar, koşulsuzluğun bir tek
koşulu vardır.
Dengede olmak.
Koşulsuzluk sadece dengede olduğunda Koşulsuzluktur.

Ve koşulsuzluk dengede olduğunda -denge koşulu- koşulsuzluğu tamamlar, halkayı kapatır ve


koşulsuzluk halini görünüşe çıkarır.
Koşulsuzluk hali ortaya çıktığında Özgür İrade Yasası, Eylem Yasası ve Sorumluluk Yasaları
üzerinde yükselir. Üç yasa Efendiliğin temel yasalarıdır.

Koşulsuzluk bu üç yasanın, “Kendisi yasa Ol’muş örneğini ortaya çıkaramıyorsa, kırılır. (her
zaman liyakat sınavları oradadır. Maksat ortaya çıkan halin sabitlenmesine hizmet etmektir)
Koşulsuzluğun kırılma noktasında olmakta olan koşulsuzluk değildir. Başka bir şeydir. Ama
koşulsuzluk değildir.
Yasaların birisi eksikse hepsi eksiktir. Yasaların hepsi oradaysa Efendi de oradadır.

Koşulsuz Ol’An, aynı zamanda ihtiyaçsızdır. Çünkü Özgür İradesi ile, Kendinin
Sorumluluğunu almıştır ve birlikte yaratandır.
Kendini her şeyde ve her şeyi de kendinde gören ve içindeki “kendi” hazinesinden kullanan
İhtiyaçsızdır.

Ancak ve ancak ihtiyacı olmayan zararsız olabilir.


İhtiyaç içinde Ol’An zarar verme kapasitesinde Ol’Andır.
Zarar verebilen ayrılıktadır.
Ayrılıkta Ol’Anın koşulları vardır.

Her şey Koşulsuzlukla başlar.


Sahip olduğumuzu sandıklarımızı bırakmayla başlar.
Koşulsuz Ol’abildiğinizde diğerleri koşulsuzluğun peşi sıra birden bire -kendini bilen-
Efendide görünüşe çıkar.

Evrende ve Alemlerde TEK GÜC Kendini Bilmektir.


Kendini Bilmek; bilgiyle “Sevgi” Ol’maktır.
Kendini her şeyde görmenin Koşulsuzluğu.
Kendisi (her şey-hazine) Ol’manın İhtiyaçsızlığı.
Koşulsuzluğun ve İhtiyaçsızlığın bizi getirdiği derin “Anlayıştan” doğan Zararsızlık Hali ile
Üçlü tamamlanmış olur.

Bunların hepsi birlikte TEK Gücü ve Bütünün Kudretini oluştururlar ve Efendide görünüşe
çıkarlar.

Efendi Ol’mak, var Ol’duğunuz tüm zamanlarda ve boyutlarda kiminle “dans” ettiğimizi
bilmektir.

“Kendinizle”

Bir’in Yasası gereği Kendinin (realitesinin) Efendisi olan Alemlerin de Efendisi Ol’ur.
Efendinin derdi Alemlerin efendisi olmak ve güç peşinde koşmak değildir.

Efendinin Nedeni, KENDİNİ AŞKINLIKTIR.

71
Alemler; Efendinin “Kendinde” ve “Kendinden” Ol’duğu için; Efendi, Alemlere de “Aşkın”
Ol’ur.

Alemlerin Efendisi Ol’ur.

Kur’An da Tanrı “Ben’im Evimi temizleyin” buyurmaktadır (Eflaki I:465-466).


Temizlik; Koşulsuzluk, İhtiyaçsızlık ve Zararsızlık hallerini Ruh Duruşumuzda sabitlemektir.
Ve bu sabitede merkezlenmek ve dengelenmektir.

“Efendilerin (Tanrının Erlerinin) kalbi, Tanrının nazarının kıblesidir ve Evrenden daha yüksek
ve yücedir.” (Eflaki I:673)

Evrenler ve Alemler; Efendilerin yüreğinden, Aşkın Sevginin Güzelliğin iyiliğin ve Aşkın


Ol’Anın Aşkı için sevgiyle birlikte yaratılır.

Efendi bilgiyle ve sevgiyle; Sonsuza kadar Özgür Ol’Andır. Aşk Ol’Andır. Sevgi Ol’Andır.

Yazan Nilgün Nart


15.07.2008 / İstanbul

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:2171

2012 hakkında...
 Posted by David Dogan Beyo on August 11, 2008 at 7:30pm

72
Posted by Nesrin Ömür

Son yıllarda dünyanın manyetik kutupları ve 2012 üzerine söylenen kıyamet hikayeleri genel
çoğunluk üzerinde “deli saçması” etkisi yaratıyor. Dünyanın ters dönüp insanın yok olması
masalı pek çok kişiye inanılası gelmiyor ve bu konuda yapılan ciddi çalışmalara kulaklar
tıkanıyor. Konu üzerinde abartılar olabileceği, ya da kısmen yanlışları olabileceğini düşünsem
de tamamını kaldırıp bir tarafa atamıyorum ben. İçimde bir şeyler beni bu konuda kulağı
tetikte bir duruma getirdi ve ulaşabildiğim bütün kaynaklardan şimdiye kadar aldığım tüm
bilgiler de bu konuda duyarsız ya da reddedici bir tavır sergilememi engelliyor.

Rusya’da bir grup bilim adamının sözcüsü Dr.Dmitriev Güneş Sistemi'nin ve Güneş'in bu
güne kadar görülmemiş şekillerde dönüşmekte olduğunu belirtmekte. Dünya gezegeni, yaygın
olarak bilinenin ötesinde; uydusu olduğu yıldızın / güneşin görünmeyen koronası içindedir.
Yani aslında güneşimizin koronası dünyayı da içine alacak kadar geniştir ve bir bu nedenle
onun doğrudan etkisi altındayız. Başka bir deyişle; güneşte ne oluyorsa, dünyanın bundan
etkilenmemesi mümkün değil. Evet, dünyanın manyetik kalkanı var ama dünyaya yönelik bir
korona fışkırmasının partikülleri bu kalkanı delip geçiyor. Bunun örneklerini ve yeryüzüne
sebep olduğu olayları, giderek artan sıklık ve şiddette yaşar olduk.

Son güneş lekesi devresi esnasında Güneş'teki faaliyet şimdiye kadar görülmüş olanların
hepsinden daha fazlaydı. Son yüz yıl içinde Güneş'in manyetik alanı değişime uğradı.
California'daki Rutherford Appleton Ulusal Laboratuvarları'ndan Dr. Mike Lockwood'un
yaptığı bir çalışma var. Dr. Lockwood, Güneş'le ilgili yaptığı araştırmalar sonucunda 1930
yılından beri Güneş'in toplam manyetik alanının yüzde iki yüz otuz oranında güçlendiğini
bildiriyor. Ve son yıllarda gerçekleşen güneş lekesi faaliyetlerinden bazılarının tarihte
kaydedilmiş olanların hepsinden çok daha büyük olduğu.

Rusya Sibirya'daki Rusya Ulusal Bilim Akademisi'nden gelen bilgilere göre; uzayda değişik
ve çok daha yüksek enerji seviyesine ve titreşimlerine sahip bir manyetik alana girdiğimiz
sonucuna varmışlar (Foton Kuşağı).
Ruslar uzayda bundan önce hiç görülmemiş değişiklikler kaydedildiğini bildiriyorlar. Bu
bilgiyi veren bilim kurulunun başındaki kişi olan Dr. Dmitriev aşağıdaki etkilerin
gözlemlendiğini söylüyor.

Heliosfer'in Ön Kenarındaki Değişimler:

Güneş'in kendisi de bir manyetik alana sahiptir ve bu manyetik alan Güneş Sistemi'nin
çevresinde Heliosfer olarak adlandırılan bir 'yumurta' şekli oluşturur. Heliosfer gözyaşı
biçimindedir ve uzun, ince ucu hareket ettiğimiz yönün aksi yönüne bakar. Ruslar Heliosfer'in
ön kenarına baktılar ve orada parıldayan uyarılmış plazma enerjisinin varlığını gözlemlediler.
Güneş'in heliosferi 10 astronomi birimi derinliğindeydi (bir astronomi birimi Yeryüzü'nün
Güneş'e olan uzaklığı kadardır, yani yaklaşık 93 milyon mil). Dr. Dmitriev'in dediğine göre
bugün bu parıldayan enerji 100 astronomi birimi derinliğine ulaşmış durumda…

Rusya Ulusal Bilim Akademisi bize bir zaman çizelgesi vermiyor, fakat eskiden bilinen ve
kabul edilenle, şimdiki durum karşılaştırıldığında en az yüzde binlik bir artış görülüyor.

73
Rusların dediğine göre Güneş'teki bu değişim gezegenlerin işleyiş biçimini ve
destekleyebilecekleri yaşamın türünü de değiştiriyor. Hatta DNA sarmalının da değişim
geçirmekte olduğunu söylüyorlar. Heliosfer'in süregelmekte olan genişlemesinin bizi sonuç
olarak yeni bir enerji düzeyine taşıyacağını, Güneş'in kendisinden enerji saçarken yaydığı
temel harmonik dalga boylarında ani bir genişleme olacağını ve yayılan enerjideki bu artışın
Güneş Sistemi'ndeki maddelerin tümünün temel doğasını değiştireceğini düşünüyorlar. Bu
oldukça ciddi bir açıklama, fakat veriler tarafından destekleniyor:

Gezegenlerden beşinin ve Ay'ın atmosferi değişim geçiriyor

- ABD 1969'da Ay'a indiğinde orada atmosfer bulamadı. O zamandan beri Yeryüzü'nün
uydusunda daha önceleri bulunmayan ve Dr. Dmitriev'in sodyumla ilişkili gördüğü bir
bileşimden oluşan bir atmosfer gelişiyor. Bu yeni atmosfer şimdi altı bin kilometre
derinliğinde.

- Yeryüzü'nün atmosferi üst seviyelerinde daha önceleri görülmeyen ölçüde HO gazı


oluşturuyor. Önceden kesinlikle şimdiki miktarlarda bulunmazdı. Rusların iddiasına göre
bunun küresel ısınmayla, CFC ile veya floro karbon emisyonuyla, veya bunun gibi şeylerle bir
ilgisi yok.

- Mars'ın atmosferi eskisine oranla giderek kalınlaşıyor.

- Jüpiter, Uranüs ve Neptün'ün atmosferleri de büyük değişimler geçiriyor.

- Venüs'ün genel parlaklığında belirgin bir artış gözlemleniyor.

- Jüpiter'in enerji yükü o kadar arttı ki, gezegenin yüzeyiyle uydusu İo arasında iyonize edici
radyasyondan oluşan gözle görülür bir tüp oluştu. Gerçekten de son zamanlarda çekilen
fotoğraflarda parlak enerji tüpünü görebilirsiniz.

- Uranüs ve Neptün de çok daha parlak hale geliyorlar.

- Jüpiter'in manyetik alanı iki mislinden fazla büyüdü.

- Uranüs'ün manyetik alanı değişiyor - ve bir açıklama yapılamıyor

- Neptün'ün manyetik alanı artıyor.

- Ruslara göre bu gezegenlerin üçü de daha parlak hale geliyorlar ve atmosferik nitelikleri
değişiyor - fakat bunun ne anlama geldiğini açıklamıyorlar.

Ruslar, Uranüs ve Neptün'ün ekseninin yakın zamanlarda kaymış olduğuna işaret ediyorlar.
Voyager II uzay aracı Uranüs ve Neptün'ün yakınından geçerken, görünürdeki kuzey ve güney
manyetik kutupların, yeri daha önceden kaydedilmiş olan coğrafi kutuptan oldukça ciddi
ölçüde sapmış olduğu görüldü. Fark birinde 50 derece, diğerinde ise yaklaşık 40 derece idi.

Bütün bunların yanında Dünyamızda çok ciddi değişimler mevcut…

- 1980'den beri sismik faaliyet yüzde dört yüz oranında artış gösterdi.

74
- Dr. Dmitriev'in bildirdiğine göre 1973'ten 2003'e kadar geçen yıllarda genel olarak doğal
afetlerin - fırtınalar, tayfunlar, toprak kaymaları, tsunami dalgaları vs.- gerçekleşme sıklığı
yüzde yedi yüz oranında arttı.

- Yeryüzü'nün manyetik alanı küçülüyor ve küçülme sürati 5-10 yıl önce aniden artmaya
başladı. Aşağı yukarı son on beş yıl içinde de manyetik alan değişken ve düzensiz hale geldi.

- Geçen yılın sonlarında Kuzey Kutbu'nun tam üzerinde bulunan buz kütlesi, bilinen tarihte
ilk defa olmak üzere, tamamen eridi. Green Peace'in bildirdiğine göre, bildiğimiz kadarıyla,
buzun on fitten daha ince olduğu bir zaman hiç olmamıştı. Bir karşılaştırma yapmak
gerekirse, Güney Kutbu yaklaşık üç mil derinliğinde bir buz kütlesine sahip ve buna rağmen
çok büyük buz parçaları kopup erimeye devam ediyor.

Rus ve Avrupalı fizikçiler, gözlemlerine dayanarak çok yakında dünyada dev bir manyetik
değişim beklendiğini açıkladılar. Dünyanın manyetik alanı müthiş bir sıçramayla yer
değiştirecek güney, kuzey, kuzey de güney olacak. Rusya'da yayınlanan İzvestiya gazetesi
internet sitesindeki haberine göre 'Manyetik takla' adı verilen olay ortalama 500 bin yılda bir
meydana geliyor. Rus Bilimler Akademisi'nin ölçümlerine göre kuzey ve güney kutupları
bölgesinde manyetik delikler hızla genişliyor ve günün birinde, 3-5 yılla ölçülebilecek zaman
süreci içerisinde kutupların ani bir sıçramayla yer değiştireceği söyleniyor.

Dünyanın titreşim oranının bir ölçümü de dünyanın kalp atışı olarak da bilinen Schumann
Rezonansıdır ( Bu yeryüzü boşluğuna ait rezonant özellikleri ilk olarak Alman fizikçi W. O.
Schumann tarafından ilk kez 1954 te keşfedildi). Schumann Rezonansı dramatik olarak
artıyor. Dünya Foton Kuşağı'ndan geçmekte ve Dünyanın dönüşü yavaşlamakta. Dünyanın
dönüşü durduğunda ve rezonans frekansı 13 devire ulaştığında, biz sıfır noktası manyetik
alanında olacağız. Dünyanın dönüşü duracak ve 2 ya da 3 gün içinde ters yönde tekrar
dönmeye başlayacak. Bu, dünyanın etrafındaki manyetik alanlarda bir terslik meydana
getirecek.

Dünyanın Artan Temel Frekansı : Dünyanın temel frekansı veya "kalp atışı"( Schumann
Rezonansı ) dramatik olarak artıyor. Bu değer coğrafik bölgelere göre değişmesine rağmen,
asırlardır toplam ölçüm saniyede 7.8 devir olarak ölçülmüştü. Son raporlar bu değerin 12.7
devir/saniye 'nin üzerine çıktığını ve yükselmeye devam ettiğini gösteriyor.

Dünyanın Zayıflayan Manyetik Alanı: Dünyanın "kalp atış" hızı artarken, manyetik
alanındaki güç zayıflıyor. New Mexico Üniv. Prof. Bannerjee'ye göre, manyetik alan son 4000
yıldaki yoğunluğunun yarısını kaybetti. Ve manyetik kutup tersliğinin bir delili bu alan
güçlülüğü olduğu için, Prof. Bannerjee bir manyetik kutup değişiminin gelmek üzere
olduğuna inanıyor.

Bu inanışa sahip pek çok bilim adamı var şu an dünya yüzünde ve sayıları gün geçtikçe
artıyor. Discovery kanalda da bu konuyla ilgili bir belgesel yayınlandığını ilgilenenler bilir.

Bütün bu bilgilerin dışında eski bir takım uygarlıklardan bize kalan bir takım yazıt, takvim
(örn. Maya ve Olmek), ayrıca Mısır piramitlerinin dizilişi ve özellikleri, konumları (dünyanın
pek çok açıdan ilginç bir noktasında bulunduklarını meraklıları çok iyi bilir), Sfenks’in
bilinen yaşından çok daha eski olduğunun kanıtlanması, kutsal kitaplardaki kıyamet tarifleri,
(güneş doğudan batacak, batıdan doğacak!) eski efsanelerin birbiriyle örtüşen ilginç noktaları
gibi bir sürü bilgiye bakarak kıyamet teorilerini destekleyenlerin çok yanıldıklarını söylemek

75
zor bir hale geldi artık. Her gün bu yöndeki bilgiye bir yenisi ekleniyorken 2012 teorisini
kendi adıma tekrar tekrar masaya yatırıyorum. Tarihte yanılgı olabilir belki ama şeklinin
doğruluğu kanıtlı görünüyor. Şiddetle diliyorum ve umuyorum ki tüm bu bilgiler yanılıyordur.

Bu satırlarla karamsarlık ortaya koyduğumu da sanmıyorum. Dünyanın fotoğrafı iyice toz


duman oldu ve git gide dumanın kalınlığı artıyor.

Dünya şöyle bir silkelenmeden bu duman dağılmayacak gibi görünüyor. Asıl aydınlık o
silkelenmeden sonra mı acaba?

Benim umudum aydınlık, tüm dünya adına…

Nesrin Ömür

http://www.siyahkahve.com/index.php?cmd=7&textID=2429

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:2449

Anne Babadan Özgürleşmek - Osho


 Posted by David Dogan Beyo on August 11, 2008 at 7:30pm
 View Blog

76
Tüm anne babalar umut eder ve umutları yüzünden çocuklarını mahvederler.

Anne babandan özgürleşmen gerekiyor; tıpkı bir çocuğun annesinin rahminden bir gün dışarı
çıkmak zorunda olması gibi. Aksi takdirde rahim ölüm haline gelecektir. Dokuz aydan sonra
çocuk rahmin dışına çıkmak zorundadır, anneyi terk etmek zorundadır. Ne kadar acı verici
olsa da ve anne ne kadar boş hissetse de çocuğun dışarı çıkması gerekir.

Sonra hayatın içindeki başka bir gün çocuğun, anne babanın beklentilerinin de dışına çıkması
gerekir. Yalnızca o zaman ilk defa kendi başına, kendi hakları olan bir varlık haline gelir. O
zaman o kendi ayakları üzerinde durur. O zaman o gerçekten özgürleşir. Ve şayet anne
babalar, farkında, daha anlayışlı olabilirse onlar, çocukların en kısa sürede ve mümkün
olduğunca çok özgür hale gelmesine yardım edecektir. Onlar çocukları kullanışlı olsunlar diye
koşullandırmayacaktır. Onlar çocukların sevgili olmasına yardım edeceklerdir.

İnsanların severek çalışıyor olacağı tamamıyla farklı türden bir dünya doğmayı bekliyor...
Marangoz ağacı sevdiği için çalışıyor olacak. Öğretmen öğretmeyi sevdiği için okulda
öğretmenlik yapıyor olacak. Ayakkabıcı ayakkabı yapmayı sevdiği için ayakkabı yapmayı
sürdürecek. Şimdi çok kafa karıştırıcı bir şey gerçekleşmektedir. Ayakkabıcı bir cerrah haline
gelmiştir; cerrah bir ayakkabıcı haline gelmiştir. Her ikisi de öfkelidir. Marangoz, politikacı
olmuştur; politikacı, marangoz olmuştur.

Her ikisi de kızgındır. Hayatın tümü derin bir öfke içinde gibidir. İnsanlara bir bak ve herkes
öfkeli gibi gözüküyor. Herkes olmamaları gereken bir yerdeymiş gibi gözüküyor. Görünen o
ki herkes bir uyumsuzdur. Görünen o ki herkes menfaat denen şu kavram yüzünden

77
doyumsuzdur; bu onların peşini hiç bırakmaz.

Çok güzel bir öykü duymuştum:


'
Bayan Ginsberg, cennete ulaştığında kayıt yapan meleğe utangaç bir şekilde seslendi.
"Burada, cennetteki bir kimse ile görüşme yapmam mümkün olabilir miydi, söyler misiniz?"

Kayıt yapan melek, "Aklınızda olan kişi cennette olduğu sürece neden olmasın?" dedi.

"Oh, o aklımda. Bundan eminim," dedi Bayan Ginsberg. "Aslında ben Meryem Ana'yı
görmek istiyorum."

Melek hafifçe öksürdü, "Ah! Evet. Göründüğü kadarıyla kendisi başka bir bölümde, şayet
ısrar ederseniz talebinizi ileteceğim. O yüce bir hanımefendidir ve eski komşularını ziyaret
etmeyi arzulayabilir."

Talep öylesine iletildi. Ve Meryem Ana gerçekten nazikti. Bayan Ginsberg'in Meryem Ana'nın
mevcudiyeti ile kutsanması çok sürmedi.

Bayan Ginsberg önündeki ışıltılı figüre uzun uzun baktı ve sonunda "Lütfen merakımı
bağışlayın ama her zaman size sormak istemiştim, lütfen bana söyler misiniz, kendisinden
sonra yüz milyonlarca insanın bir Tanrı olarak tapınacağı kadar harika bir oğlana sahip olmak
nasıl bir his?" diye sordu.

Meryem Ana cevapladı: "Doğruyu söylemek gerekirse Bayan Ginsberg, biz onun bir doktor
olmasını umut ediyorduk."
'
Anne babalar her zaman umut eder ve onların umudu zehirli hale gelir. Sana bir şey
söyleyeyim: Çocuklarını sev ama asla onlar aracılığıyla umut besleme. Çocuklarını
sevebildiğin kadar sev ve onlara kendileri olduğu için sevildiklerini ve bu sevginin hiçbir
şekilde onları kullanmaya hizmet etmeyeceğini hissettir. Çocuklarını muazzam bir şekilde sev
ve onlara kendileri olarak kabul edildiklerini hissettir. Onlar hiçbir talebi yerine getirmek
zorunda değil. Şunu ya da bunu yapmaları, onlara verilmiş olan sevgi için herhangi bir fark
yaratmayacaktır. Sevgi koşulsuzdur. Ve o zaman bütünüyle farklı bir dünya yaratılabilir. O
zaman insanlar sevdikleri şeylere doğru doğal bir biçimde yönelebilirler. İnsanlar doğal bir
şekilde, içgüdüsel olarak akmak istedikleri yöne doğru hareket edeceklerdir.

Tatmin olmadığın sürece, sadece profesyonel olduğun için yapmak zorunda olduğun değil, bir
meslek, bir zanaat gibi bir şey bulmadığın sürece annen baban hakkında asla memnun
hissedemeyeceksin çünkü onlar senin bu mutsuz dünyada olmanın sebebidir. Minnet
duyamazsın, minnet duyulacak bir şey yoktur. Bir kez memnun olursan o zaman muazzam bir
şükran duyacaksın. Ve senin memnuniyetin sadece bir şey haline gelmezsen mümkündür.
Senin kaderin bir kişi haline gelmektir. Senin kaderin kendi özünde bir değer haline gelmektir.
Senin kaderin kendi içinde bir amaç haline gelmektir

Osho

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:2451

78
Kuthumi - Agustos 2008... (english version
added)
 Posted by David Dogan Beyo on August 11, 2008 at 10:00pm

KUTHUMI - Agustos 2008


Posted by: "Recep Tamer Cifter" receptamercifter@yahoo.com receptamercifter
Sun Aug 10, 2008 4:34 pm (PDT

MICHELLE ELOFF© kanali ile

Agustos 2008’de, Bolluk ve Tezahurun tum Lordlari ve Leydileri, Simyanin Tanrilari ve


Tanricalari ve Ilahi Sevginin Melekleri ve Basmelekleri tarafindan kucaklanacaksiniz. Bu,
tum gezegenin Mesih bilincinin daha derin seviyesinde kucaklanacagi zamandir. Ana kutlama
8 Agustos’ta olacak. Bu, 8:8:8 kutlamasidir ve o gun ilahi bollugun sonsuz gucu Dunya
Ana’nin bedeninin her buyuk ve kucuk cakrasinda ve ayrica her insan varliginin bedeninin her
buyuk ve kucuk cakrasinda demirlenecek.

Bu demirlenme Bolluk Bilincinin akisinda bir baska hizlanma ile sonuclanacak. Bu, eger hala
yoksulluk bilincine takili vecheler varsa tum insanligin inanc sistemlerinde buyuk meydan
okumalarin olacagi zamandir. Bu, sizin refah ile nasil iliskili oldugunuz veya yoksulluk ile

79
nasil iliskili oldugunuz anlaminda test edileceginiz zamandir. Bu ozel gunu, yoksulluktan
refah bilincine gecisin buyuk noktalarindan biri olarak imgeleyebilirsiniz. Ayrica o gun Tanri
Horus, Lord Ra, Thoth ve Akineton IsIkiscilerinin yasamin tum yollarinda simyanin
kutsamalarini, bollugun kutsamalarini, zenginligi ve sevgiyi gercekten deneyimlemelerini
saglayacak olan kutsamalar seklinde tumuyle yeni bir titresim getirecekler. Bir anlamda, bu
yaptiginiz tum zor calismalar icin, sabriniz icin, sebatiniz icin odul olacaktir.

18 ve 28 Agustos’ta, o zaman kendisini tamamlayacak olan 8:8:8’in kutsamalarinin sonraki


seviyesini deneyimleyeceksiniz . Kendinize Agustos ayinin refah, bolluk bilincliligine buyuk
adim atma ayi oldugunu hatirlatin, bundan dolayi simdi sahip oldugunuz zamani iyi kullanin
ve bolluk bilincine yolculugunuzu sabote eden icinizdeki yoksulluk bilincinin her vechesi ile
calisin. Niyetinizi olusturun ve gereksiniminiz olan her seyin size lutuf, mukemmellik ve
mucizevi sekillerde gelecegine guvenin.
Tercume:Saffet Guler

The Power, Alignment and Acceleration days of August 2008

We welcome you on this day of 7, the 199th day of 2008. On this double
prime day, we will share with you the significance and opportunity of
the upcoming power, alignment and acceleration days of August 2008.
First we remind you that every day is important. Each moment of your
life, the only moment for change and new choice is in the Now. All
things that we discuss on this topic may be initiated and integrated
into the Heart Now.

(From 7-6-2007 )
Many of you have been asking about certain days and purported energy
accelerations and “Grid” openings that are aligned to create World
Consciousness. We ask you this? What is a Day? From your own
experience and discernment, is one day more or less worthy than
another? We suggest that this “attachment” belief is an Old Way that
is passing for each day is sacred.

Yes, there are powerful grids surrounding the earth now. Yes, there
are alignments and attunements occurring on many levels of reality.
Yes, there are accelerations of photonic light entering your planet
through the Great Galactic Alignments for the Human
Soul-ar Age of Universal Consciousness. (1)

Yes, the Holy of Days is important, but nothing is as important as the


moment of now. Nothing is as important as this:

Choose Only Love

Now, with that being said, we expand on the opportunities that enhance
your moments of Now when you understand the cosmic alignments,
attunements and accelerations that are occurring. This year of 2008
(2+8), is a year of 10/1, endings and new beginnings. 2008 is a year
of the Magician (1) for those of you activating higher consciousness
and acting from the interconnection of your self and soul with all

80
things. When you shift your consciousness from separation and into
connection, you are truly opening to your Cosmic Human potential. The
Master Chang Tsu once wrote: ‘The Universe is the Unity of All
Things.” The Ascended Masters are reminding all of you to incorporate
this into the depth of your being as this 111 Trinity Alignment Phrase:

All Beings, All Times, All Space, All One (2)

There is literally an equation to the shift of consciousness that we


will simplify by stating that it occurs when you move beyond the < 50%
mark of separation and into >50% connection. Expressed graphically, it
looks like this, on a variety of scales:

When you shift your consciousness into knowing and feeling at depth
that you are more connected to Oneness than you are to your own
personal identity, you not only shift into the Eternal Lightness of
Being and the Infinite Darkness of Wholeness, but you move
into an entirely different scale and tonality of Soul Infused existence.

The scale of consciousness is shifting as you can see from the above
figure. The shift is all about connection and unification, moving into
higher states of awareness and ability to express and receive Love,
the essence of Creation. When you touch the Essence of Creation, you
create from Love and your creations are harmonious, abundant and holistic.

August is the 8th month of the year. August is associated with the
astrological sign of Leo and the sun. It is a month of enlightenment,
growth and in the northern hemispheres, the beginning of harvest. In
Celtic tradition, it is aligned with Lugh, the God of Flashing
Light, and the festival of Lughnasadh. The month of August 2008 is
ripe with powerful astrological events of great synchronicity:

August 2008 Astro Events:

New Moon (total solar eclipse) - 1 August 2008


1st quarter moon - 9 August 2008
Perseids Meteor Shower - 12 August 2008
Full Moon (partial lunar eclipse) - 17 August 2008
3rd quarter moon - 24 August 2008
New Moon - 31 August 2008

For more information on the Perseids Meteor Shower:

http://www.revver.com/video/442660/time-lapse-of-the-perseid-meteor...

The new moon falls on the first day of August and aligns with a total
solar eclipse. 8-1-2008 is a numerological day of 1, new beginnings3.
On this day, from your perspective, the moon is “dark” and the sun
“disappears” for 2 minutes, 27 seconds along the path of totality.
What does this signify? That the month begins with a magnificent

81
opportunity for those of you who are awakening to connection with all,
to open to the enlightened darkness within.

This enlightened darkness opens the portals to the three 8:8:8 power
days, the three 8-9-10 alignment days and the nine 8-9-10 acceleration
days in August 2008. In the month of August, there will be a massive
energy shift. How do we know this? We reconnect to our lunar and
stellar ancestry, those aspects of our being that remember to look to
the heavens to observe and then to incorporate the heavenly light and
dark whole into our hearts in sacred ceremony. In this way, we become
connected to the infinite infinity, and our Sacred Creation in the
dark wholeness. If you so choose, you activate your own initiations
into the cosmic family of humanity. Open your hearts and these shifts
will move through you in confluence and into the higher states of
consciousness.

What exactly is enlightened darkness? It is the wisdom of inner


knowing that light emanates from within you. It is the experience that
in total darkness you are still enlightened. It is the restoration of
your own Activated Christ Consciousness. It is an ending to the cycle
of fear of the “dark” and new beginning of the integration of the dark
whole. The dark whole is that shining jewel of the bodichitta within
each one of you that opens to an infinite pattern of creative
connection and contribution to the ascension of humanity as a whole.
(Bodichitta means many things, among them loving kindness, emptiness
and inner wisdom found in the dark seed within.) The dark whole is
where creation emanates. Enlightened darkness then, our Beloveds, is
the embrace of your own divine creation.

What is the significance of 888? “888 is the number of the name


“Jesus” in the Gematria (the study of interpreting names and
attributes of God by means of Hebraic letter and number). 888 for the
Greeks, including Master Pythagoras, represents the “Cosmic Mind”. (3)

Symbolically, 888 also carries a very powerful creation geometry of


three interconnected infinities:

We open your awareness in to the upcoming Power Days of 2008:

August 2008

1st 8-9-10 Sequence/2nd 8-9-10 Sequence/3rd 8-9-10 Sequence

Power Days of 2008

Month

8|8|8

Day

82
8 | 17 | 26

Year

2008 | 2008 | 2008

Sum of D-M-Y=

2024 | 2033 | 2042

addition

2+2+4= | 2+3+3= | 2+4+2=

Final Number

8|8|8

Alignment Days of 2008 SEQUENCE of 8-9-10

Month
8|8|8

Day

9 | 18 | 27

Year (2008 – 2+8=10)

2008 | 2008 | 2008'

Sum of D-M-Y= 2025 2034 2043

addition

2+2+5= | 2+3+4= | 2+4+3=

Final Number

9|9|9

Trinity Acceleration Days -2 prior days PLUS:

Month

8|8|8

Day

83
10 | 19 | 28

Year (2008 – 2+8=10)

2008 | 2008 | 2008

Sum of D-M-Y=

2026 | 2035 | 2044

addition

2+2+6= | 2+3+5= | 2+4+4=

Final Number

10 | 10 | 10

What does 8-9-10 signify? In simple numerology, 8-9-10 sequences move


you through this cycle:

8 – indicating eternal motion of spirals, rhythm, vibration, integration;

9 - indicating reproduction, multiplication, regeneration, completion; and

10 - endings and new beginnings, alpha to omega.

The Power Days: 8-8-2008; 8-17-2008; 8-26-2008

What does Power mean? In its original form, power stems from
“pouvoir”, meaning “to be able to”. Power is the capacity to be able
to create your reality. What do you know about consciousness? That
which remains unconscious rules your life from the shadow. From the
shadow, you are re-active (or you re-activate old programs through
karma and morphic resonance). From the shadow, you are response-able
or able to respond to external stimuli and obligations- expectations.

Now, from the light of consciousness, you are creation-able, meaning


you are able to let go of expectations and allow your life to unfold
in alignment with the Greatest Good of All Concerned. From this place
of creation-ability, you create a New Now.

The Power days open this opportunity in infinite ways.

A Power Day is a triple trinity of incorporating the symbol of number,


in this case, 888, into the core of your being. You do this by
visualizing and feeling the infinity symbol emanating from the
singularity within your heart, and then expanding into the triple
trinity, creating the seed of life, activating all aspects of your
physical and subtle anatomy and then interconnecting with All Beings,

84
All Times, All Space, All One. This brings in the full power of your
cosmic consciousness; this occurs on three “dates”, 8-8, 8-17 (8),
and 8-26 (8). Each successive date, you may deepen into the power
within you, connect to the dark seed of creation, and create a new now
from Only Love.

There are infinite ways to do this. We do not lead you step by step
through this process. We do not suggest that there is only one way to
activate your power. Why? because the essence of Mastery is to listen
to your own inner teacher, to connect with all things in your own
unique way and to create your path to the heart and hara4 through your
wisdom and through your love and by your intention. Mastery, our
dearest friends in light, is no longer about a “Master” showing you
step by step the “how-to’s”, otherwise, you continue to look outside
yourself for answers. In the same way, Initiations into your own
Cosmic Humanity, are no longer passed on by a “Master” to a student.
You must learn to initiate yourself, to experience yourself as the
Master you are, rather than ask someone to en-master you. Do you
understand? Power is about ending the en-master and enslavement
dynamic. The new beginning is being your own Master.

The Alignment days logically follow the Power days: 8-9-10,


represented by the three dates which comprise this numerology:
8-9-2008, 8-18-2008, 8-27-2008. Alignment means an “arrangement in
straight or parallel lines”. The root form of the word “line” means “thread or string or row of
letters”. On alignment days, you may create a thread between yourself and all things, and then
pull the thread into your heart where separation ceases and the line becomes the circle and
creates itself again into a sacred geometries. On alignment days, you may wish to consciously
choose what you are aligning with: are you aligning your thoughts with the chaos and crisis
that is so prominent in your news media? Are you aligning with the increasing frustrations of
the exterior world represented by increasing prices and decreasing resources? Or are you
aligning with infinite connection, expanding compassion and limitless love? As we stated in
the beginning, do that now! There is noneed to wait. (4)

The three-day Acceleration days incorporate the Power and Alignment


days and potentially bring them into a completion pattern that moves
you each time into higher states of awareness and deeper states of
inner peace. We qualify this with potentiality because these are very
powerful accelerations. How you go about opening to the infinite
possibilities within each is dependent upon your heart and your state
of openness to receive and integrate the accelerations. Open your
hearts and these shifts will move through you in confluence and in the
higher states of consciousness. Stay in the mind of fear and the
shifts will be experienced as cosmic confusion. What is cosmic
confusion? It is a feeling of helplessness, hopelessness and
powerlessness. It is the answer many of you give to essential
questions pertaining to your purpose here and your soul essence: “I
don’t know”. We suggest that you do know, that you are powerful and
you are creation-able. The key to these activations again, is an open
heart and connection to your own hara center. For it is not the mind

85
or your thoughts that are creating your reality as is commonly
believed; it is the state of openness or constriction of that which
exists at the center of your being: your heart and your willingness
and ability to give and receive love. It is also the state of connection or disconnection deep
into the body, at the hara chakra, where you know who you are and why you are here.

Accelerations of subtle energy coming from within and without are


occurring all the time. When the accelerations are accelerated by the
numerology in your calendar, you are being called to consciously
create your reality more and more of the time.

Now, let us end by returning to the beginning; these specific dates


are interesting from a numerological perspective, signifying power,
alignment and acceleration. The month of August contains many cosmic
events to remind us that we are connected to all things and that in
darkness there is light and in light there is darkness. You are
creation-able, you are connected and you are powerful; Remember this
above all:

Love
All Beings, All Times, All Space, All One

Peace be with you,


Master Kuthumi

------------ --------- --------- --


1' See Kuthumi’s 8-31-2006 Autumn Equinox Discourse for more
information in the Archives section of www.azlivinglight.com

2' The phrase All Beings, All Times, All Space, All One equals 111 in
Pythagorean numerology.

3' 8+1+2+8=19=1+ 9=10=1

4 'Hara is the seat of your spiritual power and the place of connection
to your spiritual purpose. It is located in the gold energy center
around the navel.

© Ronna Prince 2008, All rights reserved

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:2508

Hiçlik sizi bilgeliğe götürür (English version


added)
 Posted by Commander on August 12, 2008 at 2:00pm

86
İnsanı zamanın ötesindeki bilinç düzeyine hazırlayacak olan iki sihirli sözcük vardır. Sevgi ve
İyilik. Fakat bunların yanında bir sözcük daha var ki, buna ulaşmak daha zordur. HİÇLİK.
Sevgi ve iyiliğin bize getireceği duygu.

Nedir hiçlik? Nasıl bir duygudur? Hiçlik’ten ne anlıyoruz? İsterseniz konuya önce madde
boyutunda hiçliği hissetmekle başlayalım. Eğer birgün, yaşadığınız yeri bir uzaylıya tarif
etmek durumunda kalsaydınız, ne gibi bir cevap verirdiniz? Bilimsel verilere dayanarak belki
şunları söyleyecektiniz. “Samanyolu adı verilen muhteşem bir galaksinin, dış kenarında yer
alan küçük bir güneş sisteminin, üçüncü gezegeninde yaşayan varlıklarız.” Ama bu cevap
onun için hiçbir anlam ifade etmeyecekti. Çünkü samanyolu galaksisi 200 milyar güneşten
oluşuyordu. Ve evrende bizimki gibi, milyarlarca başka galaksi de vardı. Bizim içinde
bulunduğumuz güneş sistemi gibi, milyarlarca güneş sistemi bir araya gelerek bir galaksi
meydana getirir. Milyarlarca galaksi de, bir araya geldiğinde bir evreni oluşturur. Sonsuzlukta
birçok evren düşünün ve o evrenler içinde kendinizi!.. Bu duygu sizi mutlaka hiçliğe
götürecektir.

Bir spiritüel bilgi bakın bu sonsuzluğu nasıl anlatıyor:

“Enini bilmediğiniz bir genişlik, ucunu düşünemediğiniz bir uzunluktasınız. Ve biliniz


ki, mutlak şimdi sizin içinde bulunduğunuz o yer bile sınırlıdır, bir başka uçsuz
bucaksızın içinde. Ve biliniz ki, öylesine uzanmıştır uzunluklar, genişlikler. Ve biliniz ki,
en bilemeyeceğiniz yerin, en göremeyeceğiniz yerin en üstünde yalnız O, yalnız O’nun
emri vardır. Ve şimdi siz küçüklüğünüzü böylece görüp, O’ndan, O’nun emrinden şüphe
etmenin ne olduğunu düşünün.”

87
Sonsuzluk!.. Güneş sistemimizi, galaksileri, evrenimizi, sonsuzluk olarak düşünelim!..
Hepimiz, sonsuzluğun birer parçalarıyız. Fakat biz insanlar, sonsuzluk içinde küçük bir nokta
bile değiliz. Ama evrende bir yerimiz var. Ve bir ruh varlığı olarak, bu sonsuz yolculukta
tekâmül ederek, Yaradan’a doğru gidiyoruz.

Bu gidişte iki büyük kombinasyon vardır. Bunlar, “kuşkusuz sonsuzluk” ve “koşulsuz


sevgi”dir. Çünkü biz insan varlıklarının ve bütün ruh varlıklarının -hangi boyutta olurlarsa
olsunlar- yürüyecekleri yollar ve yaşayacakları tekâmüller, devamlı bu iki kombinasyondan
geçer.

Kuşkusuz sonsuzluk geometrik bir şekildir. Ve hep yukarıya doğru bir gidiş vardır. Hep bir
aşama gerektirir. Ve sonsuzluktur. Hiçbir kuşkuya yer vermez. Koşulsuz sevgi de geometrik
bir şekildir ve onda da hep yukarıya doğru bir gidiş vardır. Hep bir aşama gerektirir ve
sonsuzdur. Unutmayalım ki, sonsuzluk da bir noktadır ve YARADAN’LA bir olabilir ancak.
Fakat tekâmüllerimiz için bu iki şeklin oluşturduğu kombinasyon şarttır. Çünkü yükseliş, özü
buluş, bu kombinasyonu gerektirir. Kuşkusuz sonsuzluk ve koşulsuz sevgi. Ancak bunu
yaşayış, bunu idrak ve farkındalık, insanları istenen şuur ve şuurluluk düzeyine getirecektir.
Evrenimiz de çok büyük bir şuurdan oluşmuştur. Ve onu ancak içimizde, özümüzde
yaşayabiliriz. Onu ancak şuurumuzda yaşatabiliriz. Fakat önemli olan O’nun ışığını, bilgisini
özümüzde ve şuurumuzda bulmamızdır!.. Ve bunu ta içimizde hissetmemizdir. Bu duyguyu,
bu şuuru koşulsuz sevmemizdir.

Evrende hiyerarşik bir düzen de vardır. Bizlerin üzerinde değişik düzenler ve planlar yer alır.
Bu düzenler ve planlar hep var olmuştur ve olacaktır. Bütün varlıkların tekâmül seviyelerini
düzenleyen planlar vardır. Bu düzenlerde ve planlarda yer alan varlıklar da, tekâmüllerinde
farklı aşamalar yaparak, belirli kapılardan geçerek, oralara ulaşmışlardır. Bütün bu düzenler
ve planlar tekâmül zincirinin halkalarıdır ve birbirlerine sıkıca kenetlenmişlerdir. Bu
düzenlerin varlıkları düşüncede, iyilikte, bilgide ve sevgide belirli bir olgunluğa erişmişlerdir.
Onlar dahi kendilerini sonsuzlukta bir nokta olarak görmektedir. Çünkü Tanrı bilgisinin ve
sevgisinin sonsuz olduğunu görmüşler, yükseldikçe kendi küçüklüklerinin farkındalığını
yaşamışlardır. Ve bu onlarda bir “hiçlik” duygusu oluşturmuştur.

Manevi anlamda hiçliğin tarifi şudur; “Hiçlik, Tanrının yüceliği ve bilgisi karşısında, O’na
hayranlık ve saygı duyarak, kendi küçüklüğünün farkındalığını yaşama halidir.”
Hiçlikte bilginin getirdiği büyük bir tevazu da vardır. Hiçlik aynı zamanda büyük bir
bilgeliktir. Ayrıca hiçlikte kendini, yerini ve haddini bilme hali de vardır.

Evet, yaşam bir sonsuzluktur. Bunu bir bilebilsek!.. Korkularımızdan, kontrollerimizden,


kendimizi “ben” dediğimiz duygularımızdan bir kurtarabilsek! Önce kendimizi, sonra herkesi,
sonuçta hiçliği sevebilsek!.. Hiçlik kadar küçülebilsek, o noktaya varabilsek!.. O zaman neler
olacağını, nerelere varabileceğimizi bir görebilsek!.. Bunu, şimdiki halimizle bir
kıyaslayabilsek, bir karşılaştırabilsek!.

Bizler buraya doğru yol alan varlıklarız. Bütün ruhsal çalışmalar bizi özümüze, Tanrı’ya
götürmektedir. Ama herşeyden önce bilgeliğe doğru büyük adımlar attırmaktadır. İşte burada
bulmamız, ulaşmamız gereken yer “hiçlik” olmalıdır. İşte bu hiçlik, sadece bu hiçlik, bizi
bilgeliğe götürür.

Tekrar sonsuzluğa dönelim. Sonsuzluk, uçsuz bucaksız sonsuzluk!.. Bizler bu sonsuzlukta

88
sadece bir noktayız, görünmeyecek kadar küçük bir nokta, tıpkı düşünce gibi, tıpkı bilgi gibi.
Düşünün!.. Tanrının büyüklüğünü, gücünü, bilgiyi ve sevgiyi düşünün!.. Öğrenilen bütün
bilgiler ise, küçücük bir nokta. Bu noktaları hep birlikte çoğaltalım, bir çığ gibi büyültelim.
Çünkü bu bilginin ve sevginin büyümesidir. Hep birlikte bunun bilincine varalım. Çünkü artık
gerçek zamanıdır, uyanış zamanıdır. Bu uyanışı hep beraber yaşayalım!.. Bu ışığı
yakalayalım!.. Bunun yolu da doğrunun yoludur. Tanrı’nın, ilâhinin, sevginin yoludur. İnsan
olmanın yoludur, birliğin yoludur. Ve buradaki en büyük bilgi ise “hiçlik”tir. Tanrıya, birliğe
varmanın yolu hiçlikten geçer. Bunu sakın unutmayalım!..

Erol Yurderi

www.dogruyasam.com

NOTHINGLESS CARRIES YOU TO WISDOM


By Erol Yurderi
Translated By Burak Uçkun

There are two magical words, which will make the man ready for the consciousness level that
is beyond time. Love and goodness. However in addition to these there is one more word
which is harder to reach. NOTHINGLESS.

The feeling which love and goodness will bring it to us. What is Nothingless? What kind of a
feeling is it? What do we understand from the word nothingless? Let’s start with feeling
nothingless in the material world. What kind of an answer would you give, if one day you had
to describe the place you live to an alien? Maybe by basing on scientific data you would say;
“We are creatures living on the third planet of a small solar system which exists out edge of a
magnificent galaxy called the Milky Way”. Yet, this answer would not make any sense with
the alien. Because the Milky Way galaxy is formed of 300 billion sun (solar systems). And in
universe, there are billions of other galaxies like ours. Like the one we exist in, lots of solar
systems gather, and altogether they form a galaxy. When billions of galaxies get together, they
form a universe. Think about many universes in the infinity and from out of those, think about
yourself! This feeling will absolutely carry you away to nothingless.

One spiritual information explains this infinity like this: “You have the dimensions which
you don’t know the width and, can not think about the length of yourself. And know that
even on this moment, the place you are present at, is limited inside another vast place.
And know that widths and lengths are extended just like that. And know that, on top of
the place you would have never guessed and never seen, there is only Him, only His
order. And now you see your smallness, think about what it is like to doubt of Him, His
order”.

Infinity! Let’s think of our solar system, our galaxies, and our universe as infinity! All of us
are the elements of infinity. Although we, human beings, are not even a little spot in the
infinity, all of us have a position on universe. And as a spiritual being, by maturation through
this infinite journey, we are moving towards God.

In this journey, there are two big combinations. These are, “certain infinity” and
“unconditional love”. Because the ways that human beings and the whole spiritual beings
will walk and the evolutions that they will experience, continuously cross with these two

89
combinations.

Certain infinity is a geometrical shape. And there is always a movement upwards. There is
always a need of progress. And it is infinity which never allows any suspicion. Unconditional
love is a geometrical shape as well and again there is an upward movement in it. There is
always a need of progress and is infinite. We should not forget that infinity is also a spot and
can exist only with GOD. But for our evolutions, the combination of these two shapes is must.
Because rising, finding self is possible with this combination. Certain infinity and
unconditional love. However to live this, to perceive this and being aware would bring people
out to the required consciousness and consciousness level. Our universe is also formed of a
huge consciousness. And we can experience it only inside ourselves. We can make it live only
in our consciousness. But the important thing is, to find out Its light, knowledge inside
ourselves and in our consciousness! And to feel this deep inside. To love this feeling and
conscious, unconditional.

There is a hierarchic order in universe. Various orders and plans take part on us. These orders
and plans had always existed and are always going to exit. There are plans which arrange the
maturation level of all living creatures. The ones, who exist in these orders and plans, had
reached there by making progresses in their own spiritual evolution, by passing through
specific gates. All of these orders and plans are the circles of spiritual evolution chain and
they are clamped together. The existence of these orders had reached a particular level of
spiritual evolution on mind, goodness, information and on love. Even they see themselves as a
spot on infinity. Because they have seen, information and love of God is infinite and they
have experienced awareness of themselves’ smallness. And this has created the feeling of
“nothingless” inside.

In terms of spiritual meaning, this is the description of nothingless; “Nothingless is, the
experience of self awareness in seeing your smallness in front of God’s highness and
information.” In nothingless, there is huge humility, which information brings out.
Nothingless is, at the same time, a great wisdom. Besides, the mood of knowing one’s place
exists in nothingless concept as well.

Yes, life is infinity. Wish we all know it one day! If we could have rescued ourselves from our
fears, controls and feelings which we start with “I”. If we could have firstly loved ourselves,
then everybody and lastly loved nothingless! If we could have got became as small as
nothingless and got to that spot! If we could have seen where we could approach, what would
happen at that time! If we could compare this, to our condition at the moment!
We are creatures proceeding toward this way. All these psychological works take us to self
and God. But firstly, those works make us to take huge steps towards wisdom. At this point,
the place we should find and reach should be “nothingless”. This nothingless, just this
nothingless takes us to wisdom.

Let’s turn back to infinity. Infinity, endless infinity! We are just a spot in infinity, a tiny little
spot that would not be seen, just like thoughts. just like information. Think about it! The
hugeness and power of God, information and think about love.!.. The whole information we
learn is just a tiny little spot. Let’s increase these spots together and enlarge it as if it is an
avalanche. Because this is the growth of information and love. Let’s become conscious about
this all together. Because the time is the real time, awakening time. Let’s experience this
awakening all together. Let’s catch this light! The way of this is the way true. God’s, hymn’s
love’s way. The way of being human, the way unity. And the most important information in

90
here is, “nothingless”. The way of reaching God and unity crosses through nothingless.
Let’s never forget this!

www.derki.com 2 .inci sayıda yayinlamıştır


http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:2607

Zen Hikayesi no:1


 Posted by onur on August 12, 2008 at 9:10pm

ÇAY FİNCANI:

Meiji döneminde Japon usta Nan-in, Zen incelemeleri yapmaya gelen bir üniversite

91
profesörünü karşılar. Nan-in konuğuna çay sunar. Profesörün fincanını doldurur, ama durmaz.
Çayı fincana döker de döker. Konuk profesör taşan çaylara bakadurmaktadır. Bir süre sonra,
kendini tutamayıp boşalır: Taştı! Artık almaz ki!"
"Bu fincan gibi" der Nan-in, "sen de kendi düşüncelerin, kurgularınla dolusun. Önce fincanını
boşaltmazsan, sana Zen'i nasıl gösterebilirim ki?"

("Zen'in eti, Zen'in kemiği" isimli kitaptan alınmıştır. Derleyen: Paul Peps, Çev: Nevzat
Erkmen)
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:2621

Her ne arar isen


 Posted by onur on August 12, 2008 at 10:08pm

Hararet nardadır sacda değildir,


Keramet baştadır tac’da değildir
her ne arar isen, kendinde ara,
kudüs’te mekke’de hac’da değildir.

13. yüzyılda Anadolu'da yaşamış eren Hacı Bektaş-ı Veli'nin bu sözleri içsel yolculuğu ve
farkındalığı öğütleyen doğu ustalarının sözleriyle birebir örtüşmüyor mu? Aklın yolu bir
diyesim geliyor ama "yüreğin" yolu bir diyeceğim. Biriz...

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:2627

zen ve sufizm
 Posted by onur on August 13, 2008 at 9:26pm

Zen çok özeldir, çünkü bilincin çok sıradan bir durumudur. Aslında sıradan zihinler sıradışı
olmayı ister; sıradışı zihinler ise sıradanlığın içinde rahat eder. Yalnızca sıradışı insanlar
rahatlamaya hazırdır ve sıradanlığın içinde dingin durumdadır. Sıradan olanlar ise aşağılık
kompleksi hissederler ve bu aşağılık kompleksi nedeniyle özel olmaya çalışırlar. Özel olan

92
kişi ise özel olmak için çaba sarfetmez. O herhangi bir boşluktan dolayı acı duymaz; o
tamamen doludur, taşar, neyse odur.

Zen'in dünyasına hem çok özel, hem de çok sıradan denilebilir. Dışarıdan bakıldığında bu bir
çelişki gibi görünür. Oysa bu çok basit bir olgudur. Bir gülün, bir lotusun, bir tutam çimenin
özel olma çabası yoktur. Bir tutam çimenden, büyük bir yıldıza kadar her şey olduğu gibidir
-neyse odur. Onlar varoluşlarından kesinlikle mutludurlar. Bu yüzden herhangi bir kıyas ya da
herhangi bir rekabet yoktur. Herhangi bir hiyerarşik durum söz konusu değildir -kim
alçakmış, kim yüksekmiş bunların önemi yoktur. Aslında kendinin üstün olduğunu
kanıtlamaya çalışan kimse sıradandır.

Herşeyi kabul eden insan neşeli olur. Böyle birisi şükran dolu olur; varoluşa şükran duyar,
bütünlüğe şükran duyar, bu kişi en üstündür.

Hz.İsa şöyle demiştir; kutsanmış olanlar bu dünyada sonuncudur, onlar benim tanrımın
krallığında birinci olacaklardır. Burada Hz.İsa değişik bir dil kullanıyor, çünkü o değişik
türden insanlarla konuşuyordu. Bu durum Zen niteliği taşır... Sonuncu olanlar... Fakat sonuncu
olmaya çalışırsanız sonuncu değilsinizdir, bunu unutmayın.

İşte Hrististiyanların yüzyıllardır yaptığı buydu; sonuncu olmaya çalışmak ve Tanrı'nın


krallığında birinci olmak. Onlar asıl noktayı kaçırdılar. Sonuncu olmak -çabasız, sadece basit
bir anlayışla 'Ben neysem O'yum. Benim için başka bir varoluş şekli yok. Başka birisi
olamam, başka biri olmaya ihtiyacım da yok. BÜTÜN böyle olmamı istiyor ve ben böyle
rahatım, BÜTÜNün iradesine kendimi teslim ediyorum...'

Bir Zen ustası asla 'birinci olmalısın' demez. Fakat Hz.İsa Zen'i bilmeyen insanlarla
konuşuyordu. Oysa Hz.İsa Zen'in ne olduğunu biliyordu. O, Hindistan'a, Ladakh'a, Tibet'e
gitmişti. Hatta Japonya'da bulunduğuna dair hikayeler bile var. Bu mümkündür, çünkü o bir
mistik okuldan diğerine 18 yıl gezdi. Fakat o bir Yahudi gibi konuşmak zorundaydı.

Yahudiler amaçlarına çok bağımlı olarak hareket eden insanlardır. Daima bir yerlere ulaşmaya
çalışırlar. Hintliler de amaca bağımlı insanlardır. Bu yüzden Buda'yı anlayamadılar. Buda
Çinliler tarafından en iyi anlaşıldı. Bundan dolayı Çinliler çok ruhani, dindar değildir -çünkü
bir insan ruhani, dindar ise onun bir amacı vardır: Öteki dünyaya ait bir amaç. Bir yerlerde
özel olmak isteyen bir insan, bu hayatta olmazsa gelecekte, burada değilse ölümden sonra,
dünyada değilse cennette bunu hedefler.

Cennet, amaca bağlı insanların bir hayalidir. Böyle insanlar eğer ölümün ötesinde bir amaç
varsa dindar olabilirler. Eğer bir amaç varsa, herşeyi feda etmeye hazırdırlar. Kısacası onlar
gerçek dindar olmazlar -din, onların anlayışı, neşesi, varoluş yolu değil, arzularıdır. Din,
onların derin düzeyde tekrarlanan ego oyunudur.

...

Zen konusunda anlaşılması gereken ilk şey, amaca bağımlı olmamaktır. Zen, burada, şimdide
olan yaşam yoludur. Zen, manevi dünyanındiğer sıradan algılanışlarından bir diğeri değildir.
O ne manevi, ne de maddidir. İkisinden de ötedir. Bu veya öteki dünyaya ait değildir, iki
dünyanın büyük bir sentezidir.

Zen ustaları çok sıradan yaşarlar, herkes gibi. Fakat sıradışı bir yoldadırlar. Tamamen yeni bir

93
bakışla, büyük bir zariflikle, muazzam bir hassaslıkla, uyanıklıkla, gözlem dolu olarak, aşkın
ve saf bir bilinçlilik halinde ve o anda yaşarlar. Zen'de hiçbir şey ne kutsal, ne de dünyevidir.
Herşey BİRdir, ayrılamaz BİRdir.

...

Zen çok pragmatik ve pratiktir. O, dünyadan el etek çekmeyi aptalca bulur. Onun yerine şöyle
der: 'Dönüş! Neredeysen orada ol, fakat yeni bir yolun içerisinde ol. Bu yeni yol nedir?
Rekabetçi olma. Rekabetçilik dünyasal olmaktır. Bu, dünyasal yaşamakla ya da dağlara
çekilmekle ilgili bir sorun değildir. Mağaralara yerleşebilirsin, fakat diğer mağaralarda başka
azizler varsa, rekabet yine olacaktır.

Bir zamanlar bir Hintli aziz tarafından davet edildim. Bir hata olmalıydı, çünkü benim
düşünce yolum hakkında bir fikri yoktu. Ama beni davet etmişti, neşelendim, 'Bu iyi bir fırsat'
dedim ve oraya gittim.

İlk olay birbirimize tanıştırıldığımızda başladı. Hintli aziz, altın bir tahtta oturuyordu,
yanındaki daha küçük bir tahtta ise başka bir Hintli rahip oturmaktaydı. Diğer rahipler ise
yerde oturuyorlardı.

Hintli aziz bana şöyle dedi: "Benim yanımdaki ufak tahtta kim oturuyor, merak ediyor
olmalısın. O yüksek mahkemenin baş hakimiydi. Fakat öylesine manevi bir insan ki, bu
görevinden vazgeçti, dünyadan, yüksek maaşından, statüsünden ve gücünden vazgeçti. Benim
öğrencim oldu. Öylesine alçakgönüllü ki, hiçbir zaman benimle eşit düzeyde oturmadı."

Ben devam ettim: "Çok alçakgönüllü olduğunu görebiliyorum. Sizden daha ufak bir tahtta
oturuyor, ancak diğerleri de yerde oturuyor! Eğer o gerçekten alçakgönüllü ise, yere bir çukur
kazmalı ve orada oturmalı, tabii ki gerçekten alçakgönüllü ise. Ama bu durumda, o sadece
size karşı alçakgönüllü, diğerlerine karşı ise çok kibirli."

Gözlerinden öfke kıvılcımları çıkıyordu. Her ikisi de çok kızmıştı, bir süre ne diyeceklerini
bilemediler. Ben devam ettim: "Alçakgönüllüğünüzü görüyorsunuz, ikiniz de kızdınız. Bu
adam da hala yerinde oturuyor. Eğer o gerçekten alçakgönüllü ise, tahtına yapışmasın, aşağı
insin ve hemen bir çukur kazsın. O zaman tabii ki yeni bir rekabet olacak. Diğerleri daha
büyük ve derin çukurlar kazacaklar. En alçakgönüllü olan en derin çukura girmeye çalışacak."

Daha sonra Hintli azize şöyle dedim: ""O, sadece senin ölmeni bekliyor, ölür ölmez senin
yerine geçecek. Şu anda yarı yolda. İçinden şöyle dua ediyor, 'Yaşlı bunak , dilerim en kısa
zamanda ölürsün!' O zaman başka birisi ufak tahta oturacak ve böylece o, bu kişiyi
alçakgönüllü olarak tanıtacak. Bir de şu var, eğer ufak tahtta oturan alçakgönüllü, sen nesin?
Sen ondan daha yüksek bir tahtta oturuyorsun! Eğer mesele yüksek veya alçak yerde
oturmaksa, tavandaki örümcek ne olacak? O daha yüce olmalı, çünkü senden daha yüksekte.
Veya gökyüzünde uçak kuşlara ne demeli?

Aslında siz bu yolda hiçbir şeyden vazgeçmiş değilsiniz. Hala yeni isimlerle eski aptallıkları
taşıyorsunuz. Sadece isimler değişti, ama eski rüyalar hala devam ediyor, eski arzular, eski
egolar hala güçlü bir şekilde sürüyor. Herhangi bir tapınağa gidebilirsiniz, ama aynı rekabet
orada da olacaktır."

Zen, şöyle der: 'Hayatın içinde ol, hayatta yanlış bir şey yoktur. Eğer bir şey yanlışsa, o sizin

94
bakış açınızdan dolayıdır. Gözleriniz bulutlu, bilincinizin aynası tozlu. Onu temizleyin, daha
fazla berraklık yaratın.'

Rekabet ortadan kalkarsa, dünyadasınızdır, ama dünyadan değilsinizdir. Eğer tutkular yok
olursa, terk edilmesi gereken bir dünya da kalmaz. Fakat bu şekilde tutkular ve rekabet nasıl
yok olabilir ki? Biz ona yeni yollar yaratıyoruz. Birisi sizden daha fazla para, öteki ise daha
fazla erdem kazanmaya çalışıyor. Fark nedir? İkisi de aynı arzudur, aynı rüyadır, aynı uyku
durumudur. İnsanlar rüyalarının peşinde koşuyorlar, rüyalar değişiyor ama onlar asla
uyanmıyorlar. Rüyalar değişir, fakat siz bu rüyada, ya da o rüyadasınızdır, kendinizi karanlıkta
kaybedersiniz. Aydınlanmak, rüyaları değiştirmek, eski bir rüyadan başka bir rüya durumuna
geçmek, eski rüya yerine yeni bir rüya yaratmak değildir.

...

...

Sufizm spekülasyonlarda bulunmaz. Oldukça gerçekçi, pragmatik ve pratiktir.Ayakları yere


basar, soyut değildir. Buna rağmen herhangi bir dünya görüşü yoktur. Ve bir sistem
olmadığından dolayı da bilgiyi sistematize etmez.

Bir sistem, varoluşu tamamıyla açıklar. Sufizm bir sistem değildir; varoluş için bir açıklaması
yoktur, varoluşun gizlerine giden bir yoldur. Hiçbir şeyi açıklamaz, yalnızca gizleri gösterir.
Sizi gizemin içine yollar. Sufizm varoluşun sırrını çözmez. Tün sistemler bunu yapar; tüm
işleri gizemi ye harikaları yok ederek bilinmeyeni bilinir kılmaktır. Sufizm sizi bir harikadan
diğerine götürür, harikalar diyarının derinliklerine.

Bir sistem değildir, çünkü hiçbir şey hakkında hiçbir zaman tam bir açıklama vermez.
Yalnızca çok, çok ufak ipuçları, içgörüler verir. Dönüp dolaşıp aynı yere gelmez, felsefe
yapmaz; sürekli hikayeler, anekdotlar, mecazlar, deyişler ve şiirler ortaya koyar. Bir metafizik
değil, mecazdır. 'Ay'ı işaret eden parmaktır. Parmağı analiz ederek 'ay'ı anlayamazsınız, ama
içtenlikle o yöne bakarsanız, 'ay'ı görürsünüz.

Sufi hikayeleri felsefi değidir. İnce ipuçları ve fısıltılardır. Doğal olarak, sadece içtenlikle ve
empati ile dinleyenler, güvenle kalplerini açıp teslim olmaya hazır olanlar Sufizmin ne
olduğunu anlayabilirler. Yalnızca sevebilenler Sufizmin ne olduğunu anlayabilir.

Mesajı nedir? Mantıklı bir analiz değildir, ama Zen kadar mantıksız da değildir. Sufizm,
mantıklı olmanın bir uç, mantıksız olmanın ise diğer bir uç olduğunu söyler. Sufizm ortalarda
bir yerdedir, ne mantıklı ne de tamamiyle mantıksız. Sağa ya da sola yatmaz. Saçma değildir.
Sokrates gibi mantıklı değildir, ama Bodhidharma gibi mantıksız da değildir. Bodhidharma ve
Sokrates'in farklı göründüklerini, ancak yaklaşımlarının aynı olduğunu söyler. Aslında
Bodhidharma Sokrates'den daha mantıklıdır; zaten bu yüzden mantıksızlığa kayar. Eğer
mantık çizgisini izlemeye devam ederseniz, eninde sonunda mantığın bittiği yere gelirsiniz,
ama yolculuk devam eder. Bodhidharma, tüm yolu gitmiş ve mantığın bittiği ama hayatın
devam ettiği sınır çizgisine gelmiş olan Sokrates'dir. Bodhidharma farklı görünür, ama
yaklaşımı Sokratesçidir - entelektüeldir. Zen, entelekte çok karşıdır, ama entelekte karşı olmak
da entelektüel bir davranıştır. Zen, felsefe karşıtıdır, ama felsefe karşıtı olduğunuzda da felsefi
olursunuz -sizin felsefeniz de budur. Sufizm uçları reddeder, ortadakini seçer, tam ortadakini.

Zen'deki anahtar kelime 'dikkat'tir, Sufizm'de ise 'yürek'. Zen zihne karşıdır, ama zihnin

95
ötesine zihinle geçer. Sufizm zihne karşı değildir, zihne tamamen kayıtsızdır. Sufizm yüreğe
yoğunlaşmıştır; kısacası zihni umursamaz. Evet, Sufi'de de bir aydınlanma olur. Eğer Zen'deki
aydınlanmaya satori, zihin-uyanıklığı dersek, Sufi'deki aydınlanmaya da 'yürek-uyanıklığı'
denilebilir. Sufi'nin yolu aşığın yoludur, Zen yolu ise savaşcının, samurayın yolu.

...

Sufizm bir dünya görüşü değil, görmektir. Dünya görüşü olduğunuz yerde sayıyorsunuz
demektir; bir felsefeye, gerçekle ilgili belli açıklamalara inanırsınız. Aynı kalırsınız,
değişmezsiniz. Dünya görüşü sizi biraz bilgilendirir, daha bilgili olursunuz.

Görmek ise sizi dönüştürür. Ancak dönüştüğünüzde, yaşamın başka yüksekliklerini ve


derinliklerini deneyimlediğinizde, görebilirsiniz.

Sufizm bir görüdür. Aslında 'Sufizm' demek doğru değildir çünkü bir 'izm' değildir. Sufiler
'Sufizm' demez; bu başkalarının verdiği bir addır. Onlar tasavvuf derler, bu bir aşk görüşüdür,
gerçeğe aşk ile yakınlaşmaktır. Varoluş hakkında düşünen kişi biraz muhaliftir çünkü varoluşu
bir sorun sanır - sanki varoluş ona meydan okuyordur ve o da buna karşılık veriyordur, sırrı
çözmelidir, gizemi yok etmelidir. Savaşır.

Sufi der ki: "Biz ve varoluş biriz. Varoluşla kavgaya lüzum yok. Gönlünü al, birleş, davet et,
sev, arkadaş ol ve varoluş sırlarını kendisi açacaktır."

Sufizmin bir sistem olmadığını söylemiştim, çünkü tüm sistemler sınırlama getirir, çevrenizde
birer hapishane oluşturur. Sufizm özgürlüktür. Belli bir sisteme inanmanızı söylemez.
İnançtan değil, güvenmekten bahseder.

Sufizmin bir felsefe olmadığını söylemiştim, ama felsefe karşıtı da değildir. Yalnızca felsefeyi
ve felsefe karşıtı olmayı umursamaz. Es geçer, kayıtsızdır. Der ki: "Gerçek varken ne diye
kelimelerle uğraşayım? Suyu içmek varken ne diye suyla ilgili teorilere kafa patlatayım?
Güneşe çıkıp güneş ışınlarıyla dans etmek varken ne diye teorilerle boğuşayım? Otantik bir
şey yaşamamak niye?"

Felsefe dönüp durur; hep bir şeyler hakkındadır. Hiçbir zaman gerçeğin özüne dokunmaz.
Gerçek hakkında düşünür ama gerçek hakkında düşünmek gerçeği yalancı çıkarmaya
çalışmaktır. Gerçek düşülmesi değil karşılaşılması gereken bir şeydir. Gerçek inanılmamalı,
yaşanmalıdır. Gerçek bir sonuç değildir, bir kıyaslama süreci ile gerçeğe ulaşamazsınız.
Gerçek ortadadır! Gerçek sizsiniz, ağanlardır gerçek, kuşlardır gerçek, güneştir, aydır. Gerçek
her yerde ve siz gözlerinizi kapıyorsunuz ve gerçeği düşünüyorsunuz? Düşünce yoldan
çıkarır.

Düşünmeye gerek yok. Yaşayın onu! Gerçeği yalnızca yaşayarak bilebilirsiniz.

Kaynak: "Zen Yolu/Tasavvuf Yolu"ndan


www.minikjaponya.com

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:2839

96
Yeni bir Hayat Ağacı daha..
 Posted by gözde on August 13, 2008 at 11:02pm

-Geçtiğimiz günlerde, Gaziantep'in İslahiye ilçesinin Zincirli Köyü'nde tarlasını ekime


hazırlayan Haydar Moroğlu adında bir çiftçinin traktörü, kaya parçasına takıldı, ardından
toprağı kazan çiftçi Moroğlu, kaya parçasının önemli bir tarihi eser olduğunu keşfetti.
Bölgede kazı yapan ekipler, höyüğün dış surunda, antik güney kapısının elli metre güneyinde
ortaya çıkan söz konusu taş heykelin, 125 cm uzunlukta, 90 cm. genişliğinde ve 50 cm.
kalınlığında, bir yüzünde hayat ağacı ve bir erkek kabartması bulunan Geç Hitit (M.Ö. 8. y.y.)
dönemine ait olduğunu ortaya çıkardı.

- ZİNCİRLİHÖYÜK BÖLGESİ

Gaziantep İlinin İslahiye İlçesinin 10 km. kuzeyinde yer alan Zincirli Höyük Geç Hitit
yerleşmesi, Eskiçağda Samal adını taşıyordu ve adı geçen kent devletinin merkeziydi. 1888-
1902 yılları arasında F.V. Luschan, R. Koldewey, K. Humann burada kazılar yaptı. Bakanlar
Kurulu'nun 5 Temmuz 2006 tarih ve 2006/10720 sayılı kararıyla, Kültür ve Turizm Bakanlığı
ve Chicago Üniversitesi, Oriental Institute adına Doç. Dr. David Schloen başkanlığında kazı
çalışmaları sürdürüldü. Bu kapsamda höyük üzerinde topografik çalışmalar gerçekleştirildi ve
dış şehir surlarının ne derece korunduğunu ve nasıl inşa edildiğinin belirlenmesi için şehir
surlarında kazı çalışmaları yapıldı. 2008 yılı kazı çalışmaları sırasında ise Temmuz ayında,
Zincirli Höyüğün doğusunda sur duvarı içinde açılan bir açmada, 15 cm. derinlikte bir adet
bazalt taştan yapılma, yuvarlak kemer görünümlü, 82 cm. yüksekliğinde, 70 cm. genişliğinde
ve 25 cm. kalınlığında Geç Hitit dönemine tarihlenen Fenike dilinde yazılmış bir "Adak steli"

97
ortaya çıkarıldı. Kral Kılamuwa (M.Ö. 8.y.y) dönemine ait olduğu düşünülen yazıtın 29
Temmuz itibariyle de stelin konservasyonuna başlandı. Bölgede son olarak da 125 cm
uzunlukta, 90 cm. genişliğinde ve 50 cm. kalınlığında, bir yüzünde hayat ağacı ve bir erkek
kabartması bulunan Geç Hitit (M.Ö. 8. y.y.) dönemine ait taş heykel gün yüzüne çıktı. 2008
yılı kazı ve restorasyon programı çerçevesinde de Zincirli Tunç Çağı Mezarlığında yer altı
mezar odalarında kazı çalışmalarına devam edilmesi planlanıyor..

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:2861

Zen Hikayesi no:2


 Posted by onur on August 13, 2008 at 11:30pm

ÇAMURLU YOLDA BULUNAN İNCİ

Gudo, zamanın imparatoruna öğretmenlik yapıyordur. Ne var, sık sık alır başına gider, gezgin
dilencilik de yapar. Bir gün Shogun hanedanının kültürel, siyasi odağı Edo'ya giderken
Takenaka adlı küçük bir köye düşer yolu. Akşam bastırmaktadır. Yağmur hızlanmıştır. Gudo
sırılsıklamdır. Çarıkları paramparça olmuştur. Köye yakın bir çiftlik evinin penceresinde
birkaç çift çarık görünce, çarık almak için kapıyı çalar.
Gudo'yu öyle ıpıslak gören çarıkçı kadın, evlerinde gecelemesini söyler ona. Gudo, "Sağol!"
deyip, öneriyi kabul eder. İçeri girer, evin sinliğine dönüp bir sutra okur. Kadının anasıyla,
çocuklarıyla tanışır. Evdekileri üzüntülü görünce nedenini sorar.
"Kocam kumar düşkünü sarhoşun biridir," diye anlatır kadın. "Ütünce, içer ve kötüleşir.
Ütülünce, gider borç para alır. Ara sıra, körkütük sarhoş olunca eve uğramaz olur. Ne
yapacağımızı şaşırmış durumdayız."
"Ona yardım edeceğim." der Gudo. "Al şu parayı. Bol şarapla iyi yiyecekler al. Sonra git yat.
Ben de başımı dinleyeyim şurada."
Gece yarısı evin erkeği, iyice sarhoş, döner ve böğürür."Hey hanım, geldim. Ne yemek var?"
Gudo, "var bir şeylerim," der. "Yağmura tutulmuştum. Karınız geceyi geçireyim diye buyur
etti. Ben de şarapla balık aldırdım. İstersen ye."
Adam sevinir.Onca şarabı dikiverip yere serilir. Gudo da başucuna oturur, meditasyona başlar.
Sabahleyin adam uyandığında, gece olanları unutmuştur. "Kimsin? Nerden çıktın?" diye sorar
dalgın oturan Gudo'ya.
"Kyotolu Gudo'yum. Edo'ya gidiyorum," yanıtını verir Zen ustası.
Adam yerin dibine geçer. İmparatorun öğretmeninden bin bir özür diler.
Gudo gülümser. "Yaşam geçicidir." diye açıklar. "Yaşam çok kısadır. Kumara, içkiye
düşersen, zamanın kalmaz başka iş görmeye. Acısını çoluğun çocuğun çeker."
Düşten uyanırcasına gözleri açılır kocanın. "Sözlerin doğru." der. "Bu şaşırtıcı öğretinize
karşılık ne yapabilirim? Sizi geçireyim. Neyiniz varsa taşıyıvereyim biraz."
"Sen bilirsin," diyerek kabul eder Gudo.
İkisi yola düşerler. Üç kilometre gittikten sonra Gudo dönmesini söyler. "N'olur biraz daha,"
diye yanıtlar yoldaşı.

98
On kilometre de yürüyünce, "Şimdi dön!" der.
"Bütün yaşamımca seni izleyeceğim!" diye kararını açıklar öteki.
Japonya'daki çağdaş Zen öğretmenleri, Gudo'nun ardılı bir ünlü ustanın ardıllarından
gelmişlerdir. Adı Mu-nan'dı o ardılın: Geri dönmeyen kişi.

("Zen'in Eti, Zen'in Kemiği" kitabından. Der: Paul Peps, Çev: Nevzat Erkmen)

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:2866

Ruh ölümsüzdür (English version added)


 Posted by Commander on August 14, 2008 at 7:00pm

99
Zaman ve mekân dışı bir varlık olan ruh, duyularımızla anlaşılamaz ve anlatılamaz. Çünki o
elle tutulan, gözle görülen bir şey değildir. Bu bakımdan ruh için yapılabilecek her türlü tarif,
eksik ve yetersiz kalacaktır. Ruh ancak etki ve tezahürleriyle bilinebilir. Bir örnek verirsek,
elektiriğin kendisini göremeyiz ama, onun ısı ve ışık şeklindeki etkilerini biliriz. Ruhu da
göremeyiz ama, onun bedene can ve şuurluluk veren etkilerini biliriz.

Ruh, Tanrı tarafından mükemmel bir “öz” olarak yaratılmıştır. Ölümsüzdür. Tanrısal bilgiye
sahiptir ama, Tanrı değildir. Tanrı’nın bir yansımasıdır. Özü bakımından sonsuz güç sahibidir;
bu güç asla azalmaz ve yok edilemez. Şuur, irade ve tahayyül (imajinasyon) ruhun
özellikleridir. Ruh, beş duyu ile sınırlı olmayıp, sonsuz duyulara ve yeteneklere sahiptir.

Bizim bir “Öz ruh”, bir de “Eren ruh” tarafımız vardır.

Öz ruh; Tanrısal olan tarafımızdır. Mükemmeldir. Öz ruhta akıl vardır. Ve devamlı bilgi
biriktirerek gelişir.

Eren ruh ise; Tekamül etmesi gereken tarafımızdır. Bu tarafı başlangıçta nefis (ego) olarak
görebiliriz.. Bencilce istek ve arzuların, duyguların bulunduğu yer.

Esas amaç, öz ruhta bulunan gelişmiş akılla, eren ruhu terbiye ederek onu gönül’e
dönüştürmektir. Öz ruh, Eren ruhu iyice olgunlaştırıp gönül haline getirdiği zaman ikisi bir
olmaktadır. Buna aklımızla gönlümüzü bir etmek de diyebiliriz. Gönülle beraber dengede
çalışan bir akıl, ruhsal gelişim için çok önemlidir.

Ruhun amacı, maddi ve manevi alemlerde tekamül ederek, yani kendini geliştirerek,
kendi özüne doğru yol almaktır. Sonuçta, Tek Olan’a, Bir Olan’a, Yaradan’a
kavuşmaktır.

Ruh, kendini yönetebildiği gibi, maddeyi de yönetir. Maddesel evren, ruhun eseridir. Ruh
sonsuz faaliyette bulunmak zorunda olan bir varlıktır. İrade ve güç sahibi olan ruh, sürekli
olarak maddeye şekil verir ve onu dağılmaktan korur. Beden de ruhun eseridir. Ruh bütün bu
işleri belirli evrensel kanunlara uyarak yapar. Tanrı yaratır, ruh ise, yaratılana şekil verir.

Ruh dünya gelmeden önce öte alem veya ruhlar alemi denilen yerde bulunur. Bu alemin
kendine özgü maddesel bir yapısı vardır. Orası kabadan inceye doğru değişen enerjilerden
meydana gelen bir yapıdadır. Ruh varlıkları öte alemde kendi enerji titreşimlerine uygun olan

100
ortamlarda bulunurlar. Biraz açarsak, her ruh varlığı kendi olgunluk derecesine göre bu
alemde yerini alır. Bu alemin zamanı ve maddesi kendine göredir. Ruh varlıkları
tekamüllerine burada da devam ederler. Oradaki yaşam dünyadakinden farklıdır. Bu ortamda
imajinatif faaliyet geçerlidir.

Tekamül etmek için dünyaya inmeye (enkarne olmaya) karar veren bir ruh, bütün programını
bu alemde hazırlar. Ruh yaptığı programla kendisini geliştirecek en uygun ortamı seçerek
dünyaya gelir.

İnsan dediğimiz varlık, ruh ve beden’ den meydana gelmiştir ve bir bütünlük arzeder. İnsan bu
sebeple hem maddesel, hem de ruhsal özellikler taşır. İnsanın üstün ve her şeye hakim olan
yönü ruhudur, beden ise sadece geçici bir araçtır. Bedeni canlı tutan ve yöneten ruhtur. Bir
örnek verirsek, ruhu bir arabanın şöförüne, bedeni de arabaya benzetebiliriz. Ruhun etkisi
olmazsa, beden hiçbir şekilde çalışmaz. O halde insan, ruh sahibi bir beden değil, beden
sahibi bir ruhtur. Ayrıca ruh, ne bedenin içinde nede onun dışındadır. Ruh, bedeni dolduran
mekanizmadır ve enerjisi ile bedeni yönetir. Her an iletişim içindedirler. Ruhun amacı, maddi
ve manevi alemlerde birçok deneyimler yaparak bilgisini arttırmak, dolayısıyle
olgunlaşmaktır. Dünya da bir olgunlaşma yeridir. Bunun için bir beden kullanır.

Bedenimiz ve dolayısıyla beş duyumuz, ruhun dünyaya açılan pencereleridir. Ruhsal gelişme
bedenin ve ruhun uyumu ile olur. Onun için beş duyuyu çok iyi kullanmak gerekir. Çünki
bedendeki beş duyu ile alınan bütün izlenimler, zihin aracılığı ile ruhu gönderilir. Ayrıca
ruhtan gelen bütün emirler de zihin aracılığı ile bedene ulaştırılır. Birçok insan, zihnini, ruh
olarak düşünür. Zihin kesinlikle ruh değildir. Çünki zihindeki düşünceleri yönlendiren,
değiştiren bir şey vardır. O da ruhun kendisidir. Sonuçta zihin ve beden ruhun ifade aracıdır.

Ruh, bedeni kullanarak, dünyadaki bilgilenmesini ve görevlerini yapar. Sonra bedeninden


ayrılarak, tekrar öte aleme, (ruhlar alemine) geri döner. Ruh ve beden ilişkisinin kesin olarak
kopmasına da ölüm denir. Ölüm, doğum kadar olağan bir doğa kanunudur ve sadece beden
için geçerlidir. Ruh için değil. Çünki ruh ölümsüzdür.

Derleyen: Erol Yurderi


Kaynak: Ruh ve Madde Yayınları

www.dogruyasam.com

SOUL IS IMMORTAL!

By Erol Yurderi
Translated By Ebru Dengiz

Soul, being timeless and placeless presence, cannot be understood and interpreted with our
senses. Because it is not something to hold or see. From that manner, any definition about the
Soul will be incomplete and insufficient. Soul can only be known with its impacts and
manifestation. To give an example, we cannot see the electricity but we do know its effects as
heat and light. Likewise, we cannot see the soul, but we do know its effects which give
vitality and consciousness to the body.

Soul is created by God as a perfect “essence”. It is immortal. It has the godlike knowledge,

101
but it is not God. It is a reflection of God. From its essence point of view, it has the infinte
power; this power cannot be decreased or destroyed. Consciousness, will and imagination are
soul’s attributes. Soul is not limited with five senses, but has infinite senses and abilities.

We all have “essence soul”, and “holy soul” sides.

Essence Soul; is our godlike side. It is perfect. Essence soul has wisdom. And it develops by
gathering information.

Holy Soul on the other hand; is our side which has to evolve. At the beginning, we may see
this side of ours as ego. The side in which selfish wishes and desires exist.

The main goal is to discipline the holy soul with the advanced intelligence in the essence soul,
and transform it into a feeling heart. When the essence soul matures the holy soul and
transforms it into a feeling heart, those two becomes One. We may also refer to it as “making
our mind and heart One”. A mind that works with the heart in balance, is extremely important
for spiritual developement.

The goal of the soul, is to evolve in material and spiritual worlds, i.e. develope itself, and lead
to its source. Eventually, to reach the One, the Only, the Creator.

Soul can manage the material, like it can manage itself. Material world is the masterpiece of
the soul. Soul is a presence that has to have infinite actions. Soul which has will and power,
continuously gives form to the material, and prevents it from falling apart. Body is also soul’s
work of art. Soul does all those actions in accordance with certain universal principles. God
creates; soul, on the other hand, gives form to the created.

Before borning into the earth, soul is in the place so called other world or soul world. This
world itself has a particular material structure. It is constructed from energies that vary from
dense to subtle. Souls have presence in that other world accordingly with their maturehood.
That is to say, every soul has its place in that world depending on the level of maturity. That
world’s has its own specific time and material. Soul presences continue their evolvement in
that world too. Life there, is diffent from life in our world. In that environment, imaginative
action is valid.

A soul which decides to born into earth in order to evolve (incarnate), makes up all its
programme in that world. Soul incarnates in line with its programme, into the most
appropriate environment for its evolvement.

Human come into existance from soul and body and presents an integrity. Therefore, human
has material and spiritual characteristics. Human’s superior and supreme side is the soul,
while body is only a temporary tool. Soul is what keeps the body alive and it dominatines the
body. To give an example, we may resemble the soul as a car’s driver, and body as the car.
Without soul’s effect, the body will never work. So, human is not a body which has soul,
but a soul which has body.

Soul also is neither in nor outside the body. Soul is the mechanism which fills the body and
dominates the body with its energy. They are continuously in contact. The goal of the soul is
to enlarge its knowledge by having many experiences in material and spiritual worlds, and

102
consequently become mature. Earth is a place for maturity as well. It uses a body for that
reason.

Our body and consequently our five senses, are the soul’s windows which open to the earth.
Spiritual developement is achived by the harmony among body and soul. That is why we
have to use our five senses well. Because, all the impressions gathered with five senses in the
body, are sent to soul via mind. Also all command of the souls are conducted to the body via
mind. Many people think of the mind as the soul itself. Mind is in no case the soul, for the
mind has something which manipulates and transforms the thoughts. It is the soul that makes
it happen. Eventually, the mind and the body are vehicles of soul’s expressions.

Soul, by using the body, gains knowledge and performs its duties on earth. Then by seperating
from the body, returns back to the other world (soul world). The absolute detachment of the
soul and body connection is called death. Death, is a natural principles as much as birth and
only valid for the body. Not for the soul. The soul is immortal.

(Kaynak: Ruh ve Madde Yayinlari - Soul and Material Publication)

www.derki.com 1.inci sayıda yayınlamıştır

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:3112

Jyoti (Inner Light) Meditation...


 Posted by David Dogan Beyo on August 14, 2008 at 4:00am

103
An Introduction to Meditation

Jyoti (Inner Light) Meditation

"Meditation is the process of withdrawing the attention


from the world outside, and focusing it at the seat of the soul
in the body, behind and between the eyebrows. This point is
known as the inner eye, third eye, the single eye, shiv netra,
tisra til, or the divya chakshu. In order to withdraw our
attention and focus it on this point, mind must be controlled
and stilled.

"Sit in one pose, and move not your head, limbs or eyes. Sit
straight but relaxed with no tension in the body below. Sit
still, please. To be still does not mean moving!"

His arms sweep inward, hands contracting to the point between his eyes.

"Close your eyes as in sleep, and look sweetly, lovingly,


intently into the middle of the darkness lying in front of
you. You will see a dark veil. That which sees the dark veil
within, without the help of your physical eyes, is the inner eye.
Do not put any strain on your physical eyes, nor turn them upwards,
for that will result in headache or heat. Pay no attention to the
breathing process... let it go on naturally.

"There are two currents working in the body; one of motor-currents


or prana or the vital-airs, and the other of surat, or attention,
which gives us the sense of feeling. The Saints do not touch the
prana currents which govern breathing, circulation of blood,

104
growing of hair and nails. The pranic system of breath-control is
the way of yogis and not that of the Saints. The Saints' way is
to concentrate surat or attention at the Single or third eye
while mentally repeating the mantra of five charged names which
act as an "open sesame" to the higher planes.

"Those who are initiated, repeat the Five Charged Words**, one by
one, very slowly, mentally, internally, at intervals, so that your
inner eye is not disturbed. Those who have not been initiated,
just sit in sweet remembrance of God... repeating with the tongue
of thought any name of God or Saint which you hold dear."

(Ram, HU {pronounced "HOOOOO"}, AUM {pronounced "OOOMMM"}, Allah,


Yeshua, Radhaswami {Ra-da-SwaMMM-EEEE}, or some other sacred name)

"As you look within, you will see a sky, or blue sky: If you look
minutely into it, you will find it studded with stars, or you may
see pinpoints of Light. If so, try to locate the big star out of them,
and fix your whole attention on that. Then you may see the inner
sun or moon. If so, focus all your attention into the middle; it
will break into pieces, and you will cross it. Beyond you will
see the radiant form of the Master or his Master... "

He continues with the esoteric instructions, until everyone is absorbed.

"...Become the eye itself. Go on looking constantly without a break.....


Any effort on your part stands in the way; let yours be an
effortless effort, and you will find that your soul will be
withdrawn from the body....." (Kirpal Singh)

[**NOTE: The Five Charged Words given at the time of formal Initiation
into Surat Shabd Yoga meditation by a Living Teacher]

A UNIVERSAL PRAYER:

Give us what no eye has seen,


What no ear has heard,
What has never occurred to the human mind.*

Lead us from the unreal to the real.


Lead us from darkness to Light.
Lead us from death to immortality.**
_________
* Jesus, Gospel of Thomas
** Hindu Upanishads

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:2995

105
Zen Hikayesi no:3
 Posted by onur on August 15, 2008 at 1:09am

YA, ÖYLE Mİ?

Komşuları, Zen ustası Hakuin'i sade bir yaşam sürdüğü için severler, överlermiş.
Ustanın yakınlarında, anası ve babası bakkal dükkanı işleten güzel bir Japon kızı
oturmaktadır. Bir gün, ana ve babası, kızın gebe kaldığını öğrenirler.
Öfkelenieler. Kız bir türlü erkeğin kimliğini açığa vurmaz. Ama epey sıkıştırmalardan sonra,
Hakuin'in yaptığını söyler.
Küplere binen ana ve baba, ustaya koşarlar. Hakuin, onları dinledikten sonra, "Ya, öyle mi?"
der, başka da bir şeycik demez.
Çocuk doğunca, onu Hakuin'e götürürler. Saygın Zen ustası, bu ettiğinden sonra ününü
yitirmiştir. Ama, aldırış ettiği yoktur. Çocuğu çok iyi yetiştirir. Komşularından süt ile küçüğün
gereksindiği her şeyi sağlar.
Ertesi yıl genç ana dayanamaz. Ana ve babasına gerçeği, küçüğün babasının balık pazarında
çalışan bir delikanlı olduğunu anlatır. Kızın ana ve babası Hakuin'e koşarlar, uzun uzadıya
özür dilerler; bağışlanmalarını ve çocuğu geri vermesini isterler.
Hakuin ses çıkarmaz. Çocuğu uzatırken, "Ya, öyle mi?" der, başka da bir şeycik demez.

("Zen'in Eti, Zen'in Kemiği" kitabından, Der: Paul Peps, Çev: Nevzat Erkmen)

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:3146

Maya Takvimine Göre Yeni Bir Dönem: 4.


Dünya...

106
 Posted by David Dogan Beyo on August 15, 2008 at 10:30pm

Galaktik Altdünyanın 4. Dünyası


Kehanetsel bir sistem olması ile bilinen Maya takvimine göre kolektif bilincimize derinden
etkileyecek önemli bir değişim daha geldi. 15 Ağustos 2008 tarihi Işığın Dördüncü Dünyası
olarak bilinen dönemin başlangıcı. Bu tarihten itibaren ilahi planın davulları farklı bir müzik
çalacak.

Calleman modeli olarak tanınan Maya takvimi şifre çözümünde, zamanın 9 seviyesi vardır.
Dokuz Altdünya olarak tanınan bu dokuz seviyeden 5 Ocak 1999’da başlayan sekizinci
tabakanın, yani Galaktik Altdünyanın etkileri altındayız. Takip edenler biliyor, 24 Kasım 2006
ve 19 Kasım 2007 tarihlerinde iki önemli geçiş ile dünya ve insanlık olarak yaşadığımızı
dönüşümler iyice yoğunlaşmıştı. Şimdi ise 4. Dünyanın başlaması ile bu dönüşüm dönemi çok
daha yoğun bir niteliğe sahip oluyor.

107
Peki, bu 4. Dünyanın anlamı nedir? Bunu keşfetmek için klasik bir Maya takvimi analiz
yöntemi kullanarak bir önceki zaman tabakasında (1755-2011 Gezegensel Altdünya) 4.
Dünyanın başlangıcına bir bakalım. Bu başlangıç 1947 yılında gerçekleşti. Gezegensel
Altdünya (1755 - 2011) çok materyalist bir bilinç getirmekte idi ve dünyada hüküm süren Batı
ve sol beyin hâkimiyetini destekliyordu. Fakat 1947 ile beraber biz insanlık olarak Galaktik
Altdünya'nın bilinci etkisini yaşamaya başladık. 4. Dünyanın özelliği bir sonraki Altdünyanın
bilincinin erken bir versiyonunu getirmesi ve mevcut Altdünyanın bilinç alanına bir tepki
yaratmasıdır.
1947 yılında doğanlar 1968'de 21 yaşında idiler. Bu size bir şey söylüyor mu? Kariyer fikrine
isyan eden ve doğunun mistisizmini keşfeden çiçek çocuklar. Politik alanda ise 1947 itibari ile
Dünya’da ki Batı egemenliği bir çatlama yaşadı. Hindistan, Çin Halk Cumhuriyeti ve
Endonezya bağımsızlıklarını ilan ettiler. Ayrıca bugün çok yaygın olan bazı spiritüel temelli
terapi ve bilinç genişletme yöntemleri de ortaya çıktı. NLP, Primal Terapi, Silva Düşünce
yöntemi gibi. Aynı zamanda batıda büyük etkide bulunan Transandantal Meditasyonunda
adım adım genişledi. Bütün bunlar bugün dünyayı sadece sol beyinle ve materyalist değil sağ
beyin ve sezgi ile de algılayan Galaktik Altdünya bilincinin erken bir temsilini ortaya koydu.

Peki, 15 Ağustos 2008 itibari ile ne beklemeliyiz? Bu sefer Galaktik Altdünyanın 4. Dünyası
başlıyor. Bu da 11 Şubat 2011'de başlayacak Evrensel Altdünya'nın Birlik bilincinin erken bir
deneyiminin başlangıcı demek. Evrensel Altdünya ayrılıkta ve karanlıkta yaşadığımız binlerce
yılın sonunda ilahi plan piramidinin tepesinde ki aydınlanma ışığına ulaşmamız için
çıkacağımız son basamak.

Tüm gezegeni etkisi altına alan gözü bağlı dualist anlayış ve bunun getirdiği acılar, çatışmalar,
gerilimler, daha doğrusu tüm insanlık karması, çözülme yolunda daha yüksek bir yoğunluğa
giriyor artık. Evrensel Altdünya’nın hiçbir ayırım gözetmeyen Tanrı bilinci bu eski bilinçle bir
düelloya giriyor. Kariyer, sömürme, rekabet gibi anlayışlar, sanallaşan finansal sistemler,
ülkeler, kültürler ve ırklar arasında ki çatışmalar, ve insan bilincinde hastalıklı olan diğer tüm
özellikler bu yeni dönemde bir krizin başrol oyuncuları olacak. Bastırılımış, çözülmemiş ne
varsa ortaya çıkarak şifa bulmaya doğru yol alacak. Elbette bu kolay bir süreç olmayacak.
Manevi kültürler adına elimizde ki tüm hazinelerin değerini en iyi bilmemiz gereken bir süreç
bu. Gerçekten işe yarayan ve evrilerek şifa bulmamızı sağlayan tüm yöntemleri uygulamak ve
bu konuda disiplin göstermek tek kurtuluş yolu.

Şimdi bu günlerde neler olduğunu bir hatırlatmak istiyorum. ABD ve onun sayesinde tüm
dünyayı etkileyen finansal kriz, tarihin rekorunu kıran petrol fiyatları ile gidiyor. ABD’de ilk
kez bir zenci başkanın iktidara gelmesi söz konusu ve bu büyük endişeleride beraberinde
getiriyor. Çin olimpiyatları düzenlerken dünyanın belki de manevi açıdan en evrilmiş
uygarlığı olan Tibet’e uyguladığı baskılar ile dikkatleri çekti. İran’ın İsrail ve ABD ile savaşa
girmesi an meselesi. Rusya Gürcüstan’a girdi.

108
Bütün bunlara ilaveten geçtiğimiz 9 Ağustosta (8 Chiccan) Guetamala’da Mayalı şamanlar ve
onların lideri sayılan Don Alejandro Oxlaj’a Guetemala Hükümetinde bir koltuk verildi ve
yerli haklardan sorumlu hükümet görevlisi ilan edildi. İnsanlık tarihinde ilk kez bir yerli halk
bu kadar çok imtiyaz görmüş oldu. Şimdi bir düşünün 28 Ekim 2011 olan Maya takvimin son
tarihine bu kadar yakınken ve 4.Dünya başlamadan günler önce gerçekleşen bu olayın manevi
anlamı nedir?
Bu arada ülkemizde de yoğun ve karışık bir karmik tarih artık çözülmek üzere tüm
gizliliğinden soyunmaya başladı. Siyasi, dini, kültürel tüm çatışmalar, hesaplaşmalar,
gerilimler şifa bulmadan önce terleyen ve acı çeken bir hastada olduğu gibi hepimizin başını
ağrıtmaya başladı. Tezgahlar, gizli eller,üzerimizde oynanan oyunlar henüz açıklığıyla ortaya
çıkmadı, fakat kaynama noktasına yaklaştıkça ve hakikat ortaya çıktıkça hipnotize edilen
toplumumuzda uyanmaya başlayacaktır.

Tüm bunları şöyle gözünüzün önünde canlandırın dostlar.


Galaksi büyüklüğünde bir GONG... Ve artık zamanın sonuna doğru son dönemece
giriyoruz... Gerçekten iradesini ve teslimiyetini ortaya koyanlar için
Evrensel Altdünya'nın, bütün ermişlerin guruların, azizlerin, yogilerin
yaşadığı bu bilincin dünyaya inişi başlıyor... Tabii ki bizim üzerimizden... Ve ancak çaba
gösterirsek… Maya takvimini bilmenin el ense yatma ehliyeti vermediğini hatırlatmak
isterim...
İşte böylesine önemli bir geçiş için kendi evriminizle ilgili çalışmalarınız ve taahhütleriniz
çok önem taşıyor. Bu bizim tamamen aydınlanmanızı sağlayacak bir potansiyel demek. Self-
realization, yani kendini idrak ediş. Kendi tanrısallığımızı idrak ediş.

Fatih Keçelioğlu

Not: Bu konuyla ilgili tam bir açıklama için MAYA TAKVİMİ VE BİLİNCİN DÖNÜŞÜMÜ
- Carl Johann Calleman (Akaşa Yayınları) kitabından şu sayfalara bakınız:

Sayfa 162 – 168, Şekil 7.1 (Sayfa 174),


Sayfa 205 – 210 ve 223

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:3432

ARCHANGEL METATRON
 Posted by gizel on August 16, 2008 at 8:01am

109
Metatron

Residing in 7th Heaven, Archangel Metatron, “ The Angel of the Presence,” occupies the
throne that sits next to the Divine Throne. Known as the “King of Angels”, Metatron is
reported to have the highest vibration, and most powerful presence of all the Archangels.

With a face that glows as brightly as the sun, Metatron, A seraphim, is one of the tallest
Angels in Heaven. Reported to have 36 pairs of wings along with countless eyes, he is
certainly an amazing vision to behold.

Metatron was the angelic teacher and guide for Enoch. Although it has often been said that
Metatron lived as the man named Enoch, Metatron shares that he has never lived a human
life. Metatron did however over-shadow the life of Enoch as he guided him to write “The
Book of Enoch”. Enoch was so in love with God and dedicated to his mission that he later
achieved his own ascension. Enoch now works with Metatron, Archangels, and Ascended
Masters teaching the Keys Of Enoch to spiritual adapts in the Mystery Schools of Light.

Metatron, who is in charge of keeping balance and order in many universes simultaneously, is
working closely with Archangel Michael, Seraphis Bey, and Lord Melchizedek to oversee and
guide the ascension of Mother Earth and all of humanity.

Metatron is the universal angel of Death and Rebirth, who helps us tear down our old
paradigms, and belief systems in order to create new higher vibrational worlds. Archangel
Metatron shares with us that the time is Now for us to return to the source and the Truth of
who we are.

********************************************************
Metatron Message

Dearest Lights of the World,


At this very moment, the Heart of your galactic center is beating…flowing a great wave of
Love and Grace toward you. This wave of Divine Love is spiraling through your galaxy’s
arms, reaching and touching the depth of your soul, reminding you of Who You Are. These
luminous waves are calling upon you to breathe and live from the center of your Heart, to
awaken and remember your Divine Self, to know and experience Oneness with All That Is.
During this transit, God/Goddess will emanate a Light so bright that whatever you have held
hidden in darkness will be drawn into the Light. During this Heart/Soul alignment, you will
have the rich and blessed opportunity to anchor your soul within the very heartbeat of your
galactic center. This is a divine moment of sacred soul connection and spiritual illumination.
Yes, my beautiful Lights, it is time to open your horizons to new vistas within.
As I am watching over your evolution at this time, I see so many of you dancing in your bliss
one moment, and the next moment, fighting your fears and limitations. You are experiencing
the extremes of your emotions, and with these extremes you are feeling frustrated, nervous,
unsettled and out of control. I share with you Now…do not be alarmed…for this intense
energy of Pluto‘s transit is a gift of initiation. Energy is being sent to your soul, to break
through and tear down the old structures that have imprisoned you in fear and darkness.

The struggle you are experiencing is simply resistance to the Light of you’re own Soul. The
more you resist, push back, fight, or hold onto the same emotional or mental patterns, the

110
more discomfort you will experience. Rather than fight the known of the past, allow yourself
to simply Be…to be Present here and now…in the midst of the Unknown, with the power to
truly choose and create. The energy of your soul is shining through, and longs for expression
by way of an open Heart…your open Heart.

For you to be able to hold the new vibrations opportune and available to you Now, you must
let go…let go…let go. You must honor and release everything that keeps you trapped and
confined in the dark. These illusions no longer serve you, and they must die in order for you
to be reborn into the Light of Who You Are. Remember, it is from this Light…from your
Light…that Creation is expressing Itself. Your thoughts, feelings, and intentions shape the
very world and universe in which you live.

Please know…it is only the fear of death that keeps you separated from source. If you could
see and understand death from a higher perspective, you would know that in reality, death is a
magnificent transition into freedom. You would see and experience that in this ‘death,’ the
soul elevates in awareness and illumination. It is with the acceptance of transitioning that one
learns to navigate the many…many realms of Light. For the caterpillar to become a butterfly,
he must first make the journey into his cocoon of darkness…only to be reborn with wings to
fly.

The energies of self-realization and deep soul transformation are available to you now. I,
Metatron, and all The Archangels are arching a beautiful rainbow bridge of Light across the
universe, guiding your Soul’s journey into the Heart of the galactic center. This is a
magnificent moment of change and revelation, a time to expand your Heart into Divine Love
for all Creation. Rejoice in this freedom. Share your own sacred expression of creativity.
Remind yourself that you are here to master your emotions, to master your divinity, to share
in this miraculous time. Wake up dearest ones and let yourself…allow yourself...to shine in
the Light of day.

In divine service, Metatron

*********************************************
As I am a student of Archangel Metatron already for 5 years,
I believe that we shalll bring PEACE to the whole world all together.
Love Gizel Hazan

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:3551

111
112
Bir ruhun uyanışı
 Posted by Commander on August 16, 2008 at 6:30pm

Ruhsal bilgilere göre insanın yeryüzünde bulunuş amacı tekâmül etmektir. Bu amaçla bir
arınma plânı yaparak öte âlemden dünyaya doğan ruh, bedene bağlandıktan sonra “dünyada
bulunuş amacını” tamamen unutur. Çünkü öte alemde serbest olan ruhsal şuuru, madde
ortamına gelince kapanmıştır. Yaptığı plânla ilgili hiçbir şey hatırlamaz. Bunun sonucu,
maddenin cazibesine kapılarak kendi egosu doğrultusunda yaşamaya başlar. Birçok insan gibi,
madde, onun için de vazgeçilmez bir olaydır. Hayatında her şeyi madde ile ölçüp tartmaya
başlar. Kendi düzenini kurmak için diğer insanlara karşı adaletsiz ve hoşgörüsüz davranır.
Anlayış, onda çok uzak bir kavramdır. Her şeyde önce kendi çıkarını düşünür. Kısacası kendi
bencil istek ve arzularının tatmini için ne gerekiyorsa yapar. İlâhi yasa gereği böyle bir insanın
karşısına, arasıra kendini görebilecek imkanlar çıkartılsa bile, maddenin cazibesi yüzünden
onları görmezlikten gelir.

Bu uykuda yaşama durumu, insanın kendi ürettiği düşüncelerin ve yaptığı eylemlerin


sonuçlarını kendi karşısında görünceye kadar devam eder. Çünkü farkında olmadığı bir başka
yasa olan sebep-sonuç yasası çalışmaktadır. Dolayısıyla hayatta ne ektiyse, onu biçmeye
başlamıştır ve bu durum onu giderek rahatsız etmektedir. Mutsuzluğu her geçen gün biraz
daha artmaktadır. Günün birinde durup düşünmeye başlar. Neden, niçin her şey onu bulmakta
ve işler yolunda gitmemektedir? Düşüncelerinde bu ve bunun gibi onlarca soru oluşmaya
başlayan insan için artık uyanış başlamıştır.

Çevresine baktığında akıllıca ve doğru yaşayan birçok huzurlu insan da görmektedir. Kişi, bir
müddet bu insanların yaşam tarzlarını, düşünce biçimlerini inceleyerek, onların doğrularıyla
kendi doğruları arasında bir karşılaştırma yaparak bir sonuca varmaya çalışır. O da artık
kendini ve yaşamını değiştirmek istemektedir. Değişimi sağlayacak bir felsefeye, bir yola

113
ihtiyacı vardır. İşte bu dönemde, bir başka ilâhi yasa devreye girer ve onu destekler. Gelişimi
için gerekli olan kitaplar, insanlar, felsefe ve yollar bir bir karşısına çıkar. Seçme özgürlüğü
doğrultusunda, süratle bilgilenerek kendini tanımaya başlayan insan, bir müddet sonra
kendisini mistisizmin (*) içinde bulur. Çünkü artık o, “ne ve kim olduğunu”, “nereden gelip,
nereye gittiğini” sorgulamaya başlamıştır. Bir süre, ego ve mistisizmi bir arada yaşar. Daha
sonra ego’dan kurtulması lazım geldiğinin bilincine varır. Ve kendi kendisiyle cenge girer. Bu
savaşın ona bir barış getireceğini inanmaktadır. Sonuçta girdiği bu yeni yolda evrensel
kanunların ışığında değişim ve dönüşüm geçirmeye başlar. Zamanla bencillikten uzaklaşarak,
daha anlayışlı, daha sağduyulu, adaletli, hoşgörülü ve sevgi dolu bir insan haline gelir. İçsel
arınmanın ve bilgilenmenin getirdiği bu idrak ve farkındalık hali, kişiyi bir müddet sonra
bütüne hizmet etmeye götürecektir.

“Uykudakiler uyansın!.. Belki yanmak vaktidir. Gerçekleri bilenler toplansın!.. Bilin ki


vermek vaktidir. Vermeyenler utansın!.. Bilin ki, görmek vaktidir.” Ne mutlu bu
farkındalığı yaşayanlara!.

(*) MİSTİSİZM: İnsan aklının, mantık ve akıl yürütme yolu ile erişemediği ilâhi ve doğaüstü
gerçekleri, derin bir sezgi ile bulması yoludur.

Erol Yurderi

http://bilgelikyolu.wordpress.com/

http://gercekyolcusu.blogspot.com/

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/bir-ruhun-uyanisi

114
Archangels...
 Posted by David Dogan Beyo on August 16, 2008 at 12:00am

Archangels

There is a hierarchy of angels, which was developed through a natural process of love and
light through God/Goddess. The Archangels were created and gifted with a tremendous burst
of life-force energy. Each Archangel has a specific mission, which is engaged upon with
absolute passion, perseverance and unwavering devotion. Our spiritual destiny and the
fulfillment of our divine life purpose, is their primary focus. Each Archangel transmits a
unique quality and energy, which is focused upon our spiritual growth. Archangels have sent
fragments of themselves to stand by and guide many humans. If you feel that your divine life
mission matches one or many of the qualities of these Archangels, you can be sure that you
are working with their energy. In addition, you can call upon any of the Archangels and they
will rush to your side to assist you in any of life's challenges. They are not constrained by time
or space, so they are able to be with everyone simultaneously. You do not need to worry about
"taking them away from something more important." They are excited and eager to work with
you and assist you along your journey.

115
The Archangels and the essence they carry is as follows:

Archangel Michael

The Angel of Protection - This powerful being of light, who's name means "Who is Like
God," has a purpose to protect as the "defender of the light and goodness." Along with "The
Band of Mercy," this awesome entity will take negatively-minded people (both living and
deceased) to the Light of God so that their negativity can be healed. Call upon Michael to
assist you whenever you feel the presence of negative sources. He can clear negative energy
from any space (including your home, office, mind and heart.) This beautiful Archangel is the
protector of Joy and Harmony and joins you instantly at your beck and call.

Archangel Jophiel

The Angel of Creative Power - This awesome light teaches our consciousness to discover the
creative force within. Divine ideas begin to manifest as his energy merges with your own
beautiful divine essence. Jophiel coordinates with a team of powerful, creativity angels to see
each vision through to physical manifestation. Call upon Jophiel to fill you with the perfect
vision of your highest desires. Welcome and accept the vision with gratitude and then be sure
to take action - The Angels will help you through the entire process.

Archangel Chamuel

The Angel of Adoration - Chamuel, which means "he who seeks God," anchors the essence of
adoration from the Goddess/God, to fill you with self-love and appreciation for all of the gifts
in life. To experience adoration for all of life, you must experience all that life has to offer,
even the lessons and your feelings about those lessons. True feelings are not to be suppressed,
but expressed. Welcome opportunities to express all of your feelings in a safe, personal, and
appropriate way. Invite Chamuel to cloak you in the bliss of adoration and he will respond.
Chamuel will fill you with feelings of Self-Love and adoration for all that is. Share this
essence with others and watch as loved ones light up when adored. God adores you, your
angels adore you, please allow Chamuel to help YOU adore you and all of life's gifts!

Archangel Gabriel

The Angel of Resurrection - This loving angel who's name means "hero of God," is the bearer
of GOOD NEWS as the voice of the Goddess/God. This archangel is a messenger who
whispers in our ear of coming events, changes, and opportunities for new experiences. This
beautiful Angel restores life and light into stale areas of your life such as relationships,
businesses, households, etc. Ask Gabriel to resurrect any blocked areas of your life and fill
you with the remembrance of your divine purpose and destiny. You will receive creative ideas
and opportunities to help you get moving again.

Archangel Raphael

The Angel of Healing - Raphael, who's name means "God Heals," is charged with the healing
of our beloved Mother Earth and all of her inhabitants. He begins with purifying our minds
and erasing false beliefs. It is our thoughts that trigger health problems, not our body. All

116
healing facilities and practitioners (both traditional and alternative) are guided and helped by
Raphael. Your call upon Archangel Raphael invokes his presence to clear blocks within the
energy body so that the flow of universal life-force energy can heal both the cause of the
block and its physical manifestation. Health and vitality are your natural state of being. Your
symptoms give clues to help you find causes of imbalance. Ask Raphael to guide you with
clarity and love in your process of healing and feel free to invoke him for the healing of others
as well.

Archangel Uriel

The Angel of Ministration & Peace - This archangel who's name means "light of God," brings
divine light into our lives as he transforms painful memories and restores peace to our past.
He helps turn our worst disappointments into our greatest blessings. Uriel assists us in
releasing unforgiveness and resentment. Uriel and his legions enfold us in waves of peace
when we cry out to him. Sometimes it takes the death of our most cherished dreams in the
form of an unpleasant experience in order to realize the birth of new life, understanding, and
opportunity. Uriel's goal is to assist you in anchoring yourself in love that is strong enough to
withstand negativity. Invite his essence into your life to assist you in becoming a master of
your energies.

Archangel Zadkiel

The Angel of Prayer & Affirmation - This awesome archangel guards the powers of
invocation and affirmation, which are the essences of prayer. He responds to the deepest call
from your heart and encourages you to intensify this energy through your desire. The art of
prayer and affirmation is simply conversation with God/Goddess which affirms are own
personal power and connection to the creative power of the Goddess/God. Zadkiel helps
remind us to open our hearts and minds in gratitude to receive the presence and power of the
Universe. No prayer goes unanswered. Call upon Archangel Zadkiel to help you be aware and
listen for the answer. Zadkiel reminds you to pray and affirm with faith the power of your
connection with God/Goddess.

Archangel Ramaela

The Angel of Joy - This beautiful being of light reminds us that Joy is the nourishment for the
soul. Joy is not something to be acquired, but rather a natural state of being and to be found
deep within. Ramaela reminds us that this state of awareness has to do with attitude.
Joyfulness is invigorating and creative, naturally attuning you with the essence of the angels.
Invite Ramaela to assist you in discovering your own inner joy and share it with others as the
energy of joy transforms our life.

Archangel Mihr

The Angel of Relationships - This archangel watches over all relationships including family,
business, friends, and lovers. As a social architect, Mihr's job is to bring people together to
combine their gifts and passions to assist Mother Earth in her progressive evolution. Mihr is
the Angel to invoke to bring assistance to your current relationships. You can also call upon
this archangel to help you attract others of like mind, who are on a similar path as yourself to
enter your life and live in harmony.

117
Archangel Israfel

The Angel of Music - This powerful angel and his legions embody the creative word of
God/Goddess through songs from the heart. Think of a time when you heard music that was
so powerful and beautiful that you were touched deeply by its vibration. Archangel Israfel was
there, opening your heart through sound. Music and sound are vibration, which is a powerful
tool for transformation through the higher self. Allow the magic of music to move you into
dance and celebration of who you truly are. Call upon Israfel to invoke the sound of God
through the vibration of music as you listen to the songs of angels.

Archangel Meditron

The Angel of Thought - This archangel manages special etheric archives called Akashic
Records where all of our thoughts and actions are recorded upon a highly sensitized screen of
mental essence. It is through these records that our attitudes and thoughts perpetually create
our current life experiences as well as our future ones. Your innermost thoughts create your
outer reality through magnetic attraction. Call upon Meditron to help you seek the cause of
negative thoughts, notice how they reflect in your life, and clear them out.

Archangel Shushienae

The Angel of Purity - This loving being of light has a mission to purify our body, mind and
spirit. When it appears that you are surrounded by emotional, mental, and physical pollution
caused by negative thought patterns, or an unhealthful lifestyle, call upon Shushienae to help
you achieve purity by infusing you with her gentle, cleansing energy of love. As you accept
her assistance, and you purify your mind, body, and spirit, your vibratory rate will rise, as will
the frequency of Mother Earth. This state of being makes communing with God, the angels,
and all higher realms much easier and clearer as well as contributing to the purification of our
planet.

Archangel Ariel

The Angel of Nature - This beautiful being of light supervises the realm of earthly angels that
are sometimes referred to as the mythical creates we call fairies, elves, leprechauns, etc. These
so-called mythical creates are very real beings of light known as the Earth Angels. Ariel
assists the human realm to communicate and connect with the realm of Earth Angels. Ariel
and her legion of Earth Angels can help us to understand the natural rhythms of the earth and
experience the magic and healing properties of the trees, flowers, rocks and soil. The Earth
Angels dwell in every blade of grass, every flower pedal, every drop of water - all areas of
nature. These magical beings actually make their homes in mushrooms! So, please be mindful
of this! Would you want a lawn mower tearing down your home? Would you want someone
stepping all over where you live? Ask Archangel Ariel to help you connect with the realm of
Earth Angels and build a relationship of harmony and balance.

~ Author Unknown but appreciated ~

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:3470

118
Bowl of Saki, by Hazrat Inayat Khan...
 Posted by David Dogan Beyo on August 16, 2008 at 12:00am

The lover of nature is the true worshipper of God.

Bowl of Saki, by Hazrat Inayat Khan

Commentary by Pir-o-Murshid Inayat Khan:

A true worshipper of God sees His presence in all forms, and thus in
respecting others he respects God. It may even develop to such an
extent that the true worshipper of God, the Omnipresent, walks gently
on the earth, bowing in his heart even to every tree and plant, and
it is then that the worshipper forms a communion with the Divine
Beloved at all times, when he is awake and when he is asleep.

Anyone who has some knowledge of mysticism and of the lives of the
mystics knows that what always attracts the mystic most is nature.
Nature is his bread and wine. Nature is his soul's nourishment.
Nature inspires him, uplifts him and gives him the solitude for which
his soul continually longs. Every soul born with a mystical tendency
is constantly drawn towards nature; in nature that soul finds its
life's demand, as it is said in the Vadan, 'Art is dear to my heart,

119
but nature is near to my soul'. ... Nature does not teach the glory
of God; it need not teach this as nature itself is the glory of God.
People wish to study astrology and other subjects in order to
understand better, but if we study astrology then we are sure to
arrive at an interpretation which is given by a man, whereas what we
should read from nature is what nature gives us and not what any book
teaches us.

There comes a time with the maturity of the soul when every thing and
every being begins to reveal its nature to us. We do not need to read
their lives. We do not need to read their theories. We know then that
this wide nature in its four aspects is ever-revealing and that one
can always communicate with it, but that in spite of this it is not
the privilege of every soul to read it. Many souls remain blind with
open eyes. They are in heaven, but not allowed to look at heaven;
they are in paradise, but not allowed to enjoy the beauties of
paradise. It is just like a person sleeping on a pile of gems and
jewels. From the moment man's eyes open and he begins to read the
book of nature he begins to live; and he continues to live forever.

'There is One Holy Book, the sacred manuscript of nature, the only
scripture which can enlighten the reader.' Most people consider as
sacred scriptures only certain books or scrolls written by the hand
of man, and carefully preserved as holy, to be handed down to
posterity as divine revelation. Men have fought and disputed over the
authenticity of these books, have refused to accept any other book of
similar character, and, clinging thus to the book and losing the
sense of it have formed diverse sects. The Sufi has in all ages
respected all such books, and has traced in the Vedanta, Zend-Avesta,
Kabbala, Bible, Quran, and all other sacred scriptures, the same
truth which he reads in the incorruptible manuscript of nature, the
only Holy Book, the perfect and living model that teaches the inner
law of life: all scriptures before nature's manuscript are as little
pools of water before the ocean.

To the eye of the seer every leaf of the tree is a page of the holy
book that contains divine revelation, and he is inspired every moment
of his life by constantly reading and understanding the holy script
of nature.

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:3483

120
The Seven Major Archangels and
Corresponding Rays...
 Posted by David Dogan Beyo on August 16, 2008 at 2:30am

The Seven Major Archangels and Corresponding Rays

The Archangels are the foremost hierarchs in the angelic kingdom. They are divine
messengers at the service of man on earth and work ceaselessly to promote spiritual harmony
and banish negativity.

Their feminine counterparts are called archeiai. (Singular 'archeia', plural 'archeiai'.) Together
they focus the masculine and feminine polarities of the particular colour, (or ray), of spiritual
light on which they serve, although calling to one will always invoke the assistance of the
others.

The Archangels are believed to have been our first teachers on our karmic path.

121
These supreme divine beings are powerful healers who work as surgeons to heal the soul and
the four lower bodies - the etheric, the emotional, the mental and the physical. The assistance
of the Archangels can help us make much greater progress in our daily life and on the spiritual
path.

The most popular Archangels serve on the seven rays of spiritual light that correspond to the
light focused within the seven major chakras. These light bands consist of vibrational
energies. Below is a brief description of each.

Archangel Michael - First Ray

Purpose, positivity and leadership are the main qualities of the First Ray. This vibrational
energy carries strength and determination. It is the ray of the ruler. Captains of industry and
those in politics function around its energy.

Archangel Jophiel - Second Ray

Healers, teachers and philosophers respond to the magnetic elements of The Second Ray.
These energies assist and encourage those who seek truth and wisdom and those who seek an
understanding of the karmic journey.

122
Archangel Chamuel - Third Ray

This energy assists with both mental and physical activity. Organisational skills and clear
creativity are its main characteristics. Those involved in economics and industry respond to
this ray's vibrational energies.

Archangel Gabriel - Fourth Ray

Musicians, artists, sculptors and all those whose lives consist of creative expression respond
to the energies of the Fourth Ray. This positive energy brings harmony out of chaos and unity
out of diversity. It also brings achievement out of our karmic challenges from which spiritual
growth evolves.

123
Archangel Raphael - Fifth Ray

This is the ray for the intellect and enquiring mind. Those who pay great attention to detail
and accuracy respond to the energy of the Fifth Ray. Scientists are among those who draw
inspiration from its qualities.

Archangel Uriel - Sixth Ray

Dedication, commitment and devotion to serving humanity are the main impulses of this
vibrational. It is the ray of the crusader and a great force within religion.

Archangel Zadkiel - Seventh Ray

124
The vibration from this light ray connects spirit and physical matter and works through law,
ritual and organisation. Those under the impulse of the Seventh Ray delight in order and
perfection. As it is concerned with the concretising of energy, finance comes within its
province, as well as all ceremonial activity.

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:3524

Yeni Çağın Eşiğinde (Findhorn


Tebliğlerinden)
 Posted by Commander on August 17, 2008 at 12:40pm

125
Sevgililer,

Kararmış bir dünyada O’nun ışığını ve O’nun sevgisini meşaleler gibi aksettirin.

O’nun ortaya çıkması için siz hazır olduğunuz zaman hiçbir şey saklı kalmayacak. Bir
tohumun ekilebilmesi için nasıl önceden toprağın kazılması ve hazır edilmesi gerekirse, sizin
de, devirler boyunca gizli kalmış, fakat ŞİMDİ, Yeni Çağ’a doğru ilerleyen insana
açıklanması gereken gerçekleri alabilecek duruma gelmeden önce, şuur ve idrakinizin
hazırlanması, genişlemesi icap ediyor.

Bu, bir çok hayatlarda sarsıntı ve değişiklikler yaratacak. Bu rahat bir şey olmayacak, çünkü
bu elenip ayıklanma sürüp giderken çok kargaşalıklar olacak. Yeni Çağ’a rahatlıkla, zahmetsiz
girivereceklerini umanlar görecekler ki iş öyle değil. Siz olacak şeylere uymakla ve onlara
karşı direnmemek suretiyle yardımcı olabilir ve onları hızlandırabilirsiniz. Nasıl ki bir doğum
esnasında da insan direnmezse, cereyan eden olayın mutlaka olacağını, kestirme yolun mevcut
olmadığını ve YENİ’nin gün ışığına çıkmasından önce geçilmesi gereken bütün safhalardan
mutlaka geçileceğini bildiğinden, hadiseyi huzur ve sükun içinde kabul ettiği zaman her şey
daha kolay ve basit şekilde oluyorsa.

İşte böylece Kozmik Güç halen serbest bırakılmış bulunuyor, ve o her gün daha da
kuvvetlenip artıyor. Bu Kozmik Güç tanındığı ve kabul edildiği zaman büyük huzur getirecek,
yükseltecek, aydınlatacak ve ilham verecek. Karşı konulduğunda ise, hem fertlerin hayatında,
hem dünyanın durumunda kargaşalıklara sebep olacak. Etrafınıza bakın. Her şey tam bir
kavga içinde, her memleket şiddetli değişmeler geçirmede… Açıkgözlülük, kıskançlık, nefret
ve her çeşit huzursuzluk her yerde şahlanmış halde. İhtiraslar şiddetlenmede.

Kendinizi büyük bir dikkatle gözaltında tutmanız hayati ehemmiyeti haizdir.


Reaksiyonlarınıza dikkat edin ve onların sevgi ifade edici, müspet davranışlar olmasını
sağlayın. Işık taşıyıcılar olarak yaptığınız işin (hizmetin) farkına varın. Onun önemini idrak
edin. Her gün bir araya geldiğiniz, birlikte ışık neşrettiğiniz zaman hayati bir iş yapılmaktadır.
Hele siz bunu şuurla yaparsanız, o zaman daha da etkili olur. İyi dileklerle tesirler yayarak
geçirdiğiniz zamanı asla boşa harcanmış olarak düşünmeyin. Siz bu işi tek başınıza da her
zaman yapabilirsiniz, gündüz veya gece, bu suretle geçirdiğiniz zamanın bir saniyesi bile
ziyan olmaz. Gönlünüzden, şuurlu olarak, daima daha çok IŞIK, daima daha çok SEVGİ
gönderin. Fertlere, gruplara, memleketlere, dünyaya. Buna İHTİYAÇ büyüktür, öyle ise bu
İHTİYACI karşılamak lazım. İşiniz ne olursa olsun, siz bir ferdi, bir memleketi şuurla
düşünebilir, ondan haberdar olabilir ve ona Işık ve Sevgi ileten bir kanal olabilirsiniz. O anda
ister patates soymakta olun, ister bahçe kazmakta veya yapılması gerekli bin bir işten birini
yapmakta olun, siz bir taraftan yine kanal olarak kullanılabilirsiniz. Unutmayın: SİZ günün
yirmi dört saatinde vazife başındasınız, şu halde etrafınızdaki bütün ihtiyaçlara karşı hassas ve
uyanık olmalısınız. Bir İHTİYAÇ gördüğünüzde ONU CEVAPLANDIRIN!..

O’nun uğrunda, O’nun hatırı için her şeyi yapın ve her şey olun. Karanlık bir dünyada
parlayan meşaleler gibi, birçoklarına ümit ve teselli getirmek üzere O’nun ışığını ve O’nun
sevgisini aksettirin.

Meş’ale Taşıyanlar

Sizler, meşalelerini ebedi alevden tutuşturmuş olan meşale taşıyıcılar gibisiniz, hiçbir şey ve
hiçbir kimse, O’nun için yakılmış bu meşaleleri söndüremez. Yağmur yağabilir, dolu düşebilir,

126
rüzgar esebilir, fakat bir kerre yakılmış olan o meşaleler söndürülemez, çünkü onlar O’nun
Ezeli ve Ebedi olan Kozmik Alev’i ile tutuşmuşlardır.

Dünyanın her tarafında kendilerini bulmakta olan bu Işık Kaleleri’ni siz göreceksiniz. Bu Işık
Merkezleri’nin kurulması ve onların ilerideki günler için hazır edilmeleri için neden dolayı bu
kadar uzun hazırlık devreleri geçirildiğini anlayacaksınız. Onların içine konulan ışınlar derin
ve sarsılmaz temellere sahiptir.

Bu ışık Merkezleri daima korunacaktır. Hazır olun. Bu yerler pek çok kimseyi kendilerine
çekecekler ve onlar uzaklardan gelecekler. Kapılar onlara kapanmamalıdır. Onlar, sadece
sığınmak için değil, fakat vermek için de gelecekler. Her birisinin yapacağı bir katkı var ve
onlara da, kendi paylarına düşeni oynamaları için imkan verilmelidir, ne kadar küçük ve
dünyevi görünürse görünsün.

Size ne söylediğimi hatırlayın – Işık, Işığı çekecek – öyleyse, bileceksiniz ki, Işığa doğru
koşanlar kendileri de Işıktadırlar. Hiç kimse hakkında hüküm vermeyin. “Meyvelerinden
onları tanıyacaksınız.” Işığın çocukları bir araya toplanacaklar, onların sevinci büyük olacak,
çünkü hepsi O’nun iradesini yerine getirecekler ve hepsi O’nun yolunda yürüyecekler.
Kalplerinde ve zihinlerinde huzuru bulacaklar.

Çeviri: Jale Gizer Gürsoy


http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/yeni-cag-n-esiginde-findhorn-
tebliglerinden

127
Niçin 2012 ?
 Posted by David Dogan Beyo on August 17, 2008 at 3:30am

Eğer bu kitap için, Internet'in popüler enformasyon yöntemiyle bir "SSS - Sıkça Sorulan
Sorular" sayfası hazırlasaydım, birinci sıraya yerleşecek soru, "Niçin 2012?" olurdu herhalde.
İçinde yaşadığımız "çağdaş uygarlık" toplumlarında "misinformation" o denli etkili ve yaygın
ki, yüz yüze konuştuğum, kitabı okumamış insanların çoğu, son yıllarda giderek artan oranda
telaffuz edilen bu "zaman işaretçisi"ni, Nostradamus'un kehanetleri ya da mistik kıyamet
senaryolarıyla eşdeğer bir "New Age zırvası" olarak görme eğiliminde.

Maya kültüründen kulaktan dolma da olsa haberdar durumdakilerse, 2012 yılıyla ilgili Orta
Amerika öngörülerinin bir tür "Astroloji"den kaynaklandığını ve batıl inanca yaslandığını
düşünüyor. Bütün bu önyargıları bir kenara bırakıp, 2012 yılının niçin ciddiye alınması
gereken bir "dönüm noktası"na işaret ettiği konusuna açıklık getirmekle başlayalım.

Mayalar, Orta Amerika'da, Meksika Platosu'nun güneyinde yaklaşık İ.Ö 600 dolaylarında
ortaya çıktılar. Öncülleri, aynı bölgede daha önce ileri bir kentleşmeye imza atan ve etnik
kökenlerini hâlâ tam olarak çözemediğimiz Olmekler'di ("Kauçuk İnsanları"). Modern bilimin
elindeki arkeolojik veriler, Olmekler'in bölgedeki ani yükselişinin başlangıcı olarak İ.Ö 1600
dolaylarını işaret ediyor. Ancak, zaman geçtikçe derinleşen araştırmaların sonuçlarının ortaya
koyduğu gibi, Olmekler de bölgedeki ilk "uygar toplum" değil. Onların öncülleri, bugün "La
Venta Kültürü" olarak adlandırdığımız, Yucatan'ın hemen batısında kalan La Venta ve San
Lorenzo kentleri dolaylarında yeşeren, sisler arasında kalmış bir uygarlık. Onların
başlangıcıysa, en yeni tahmin ve araştırmaların sonuçlarına göre, İ.Ö 3000 dolaylarına
yaslanmakta.

"2012: Marduk'la Randevu"da, Orta Amerika'daki bu kültürel kesintisizliğin izlediği gelişim


sürecini, olası Asya ve Afrika bağlantılarıyla birlikte derinlemesine ele almıştım. Burada, söz
konusu La Venta -> Olmek -> Maya kültürel birikiminde en çarpıcı ve en belirleyici unsur
olan matematik ve astronomi bilimlerinin, İ.Ö 3000'den bile eskiye dayanan bir "yıldız
gözlemciliği" ve "zaman hesaplayıcılığı" geleneği içinde geliştiğini ve Mayalara dek
aktarıldığını belirtmekle yetiniyorum. Söz konusu matematik bilgisi, yüksek düzeyde
soyutlamaya ve sayısal gösterimde "basamak kullanımı"na yaslanan; "sıfır" kavramının
farkına varmış ve hesaplamaların merkezine yerleştirmiş bir yetkinliği ve derinliği içerir.
Astronomi bilgeliğiyse, yalnızca güneş sistemimizin değil, galaksimizin de farkında olan ve
son derece ayrıntılı ölçüm ve hesaplamalarla gezegen hareketlerini, başucu (zenith) ve
meridyen geçişlerini izleyip kaydeden bir rahip geleneğinden kaynaklanmaktadır. O denli
hassas ve yetkindir ki bu gökyüzü hesaplamaları, "zamanı ölçmek" için Orta Amerika
uygarlıkları en az dört farklı takvim kullanmış ve bunların ikili, üçlü korelasyonlarıyla
şaşırtıcı kesinlikte sonuçları elde etmeyi başarmışlardır. Bunlar da kitapta ayrıntılarıyla
anlatıldığı için yalnızca değinip geçiyor ve asıl heyecan verici zaman ölçüm yöntemine,
"Uzun Hesap"a (Long Count) geliyorum.

128
Orta Amerika takvim geleneği, hem kısa dönemde, günlük pratik kullanım için yıllık ve
"dönemlik" hesaplamaları barındırır içinde, hem de çok daha uzun zaman aralıklarını
hesaplamaya yönelik karmaşık bir yöntemi içerir. "Uzun Hesap" adı verilen büyük takvim,
dünya ve insanlığın tarihini, "Güneşler" adı verilen "Dünya Çağları"na bölmüştür. Buna göre,
insanlık eşit uzunlukta 4 "Güneş"i geride bırakmıştır ve halen "Beşinci Güneş" yaşanmaktadır.
Söz konusu çağların her biri, 5125 yıl, 4 ay dolayında bir uzunluğa sahiptir. Arkeoastronomi
uzmanları ve Maya kültürü spesiyalistleri, Orta Amerika takvim geleneğini bizim Gregoryen
takvimimizle bağdaştırmak için uzun araştırmalar yapmışlar ve sonuçta Eric Thompson, bütün
bilim dünyasının onayını alan bir çözümlemeyi ortaya çıkarmıştır. Buna göre, son çağ, yani
"Beşinci Güneş"in başlangıcı ("Milat" noktası) bizim takvimimizle İ.Ö 3113 yılının 13
Ağustos günüdür. Bitişiyse, 23 Aralık 2012'ye denk gelmektedir. Bütün Orta Amerika
kültürlerinde dünya çağlarının "büyük doğal afetlerle" sona erdiği ve yenisinin başladığı
vurgulanır: 2012 yılının sonunda da, Mayalara göre deprem ve volkanik patlamaları içeren
jeolojik hareketlilikler yaşanacak ve "Beşinci Güneş" noktalanacaktır.

Binlerce kilometre uzakta, yine aşağı yukarı İ.Ö 3000 dolayında ortaya çıkan bir başka
Eskiçağ uygarlığı, "her yakın geçişinde" dünyada ciddi doğal afetlere neden olan, "Tanrısal"
bir gök cisminden söz eder: Mezopotamya'nın Sümerleri bu gök cismine "Nİ.Bİ.RU" ("Geçiş
Gezegeni") adını vermiş; onların geleneğini sürdüren Sami kökenli Babillilerse, en yüce
tanrıları MARDUK'la eşdeğer görmüşlerdir. Kitapta ayrıntılarıyla sunduğum gibi hem Sümer
hem de Babil astronomları, geliştirdikleri sofistike matematik sistemini 60 tabanlı
(sexagesimal) olarak formüle etmişler ve tıpkı Mayalar gibi, günlük basit hesaplamalar için
kullanılan zaman birimleri ve takvimlerin yanı sıra, insanlık tarihini belirleyen evreler için de
büyük ölçümler yaratmışlardır. "Şar" kavramı, 3600 yıllık bir zaman birimidir ve "göksel"
olduğu için "kutsal" kabul edilen 60 rakamının karesidir. Ünlü araştırmacı Zecharia Sitchin'in
önerdiği gibi, bu 3600 yıllık döngü, Mezopotamya matematik ve astronomisinin merkezine
yerleşir ve elbette "Tanrısal Gezegen"in, yani MARDUK'un güneş çevresindeki dolanım
sürecine dikkat çeker.

"2012: Marduk'la Randevu"da, her iki astronomi geleneğinin, oluşturdukları farklı takvimlerle
aslında aynı astronomik olguya değindiklerini ayrıntılı olarak analiz etmiştim. Burada kısaca
yineleyecek olursam, "büyük çağ"ların başlangıç ve bitimleri söz konusu olduğunda, bütün
Eskiçağ uygarlıklarının geleneklerinde "göksel bir değişken"in varlığı söz konusudur ve bu
değişkenin periyodik hareketi, dünyayı da derinden etkileyerek hem doğal afetlere, hem de
değişimlere neden olmaktadır. Dolayısıyla, eğer tarihte büyük ve "küresel" bir doğal afetin
izlerine rastlarsak, çok büyük olasılıkla Eskiçağ uygarlıklarının sözünü ettiği "kritik
dönüşüm"leri de kronolojilerimiz üzerinde işaretleyebiliriz.

Yine kitapta ayrıntılı olarak çözümlediğim gibi, dünya tarihinde böylesi bir "karanlık evre"
gerçekten vardır ve bütün bulgular aşağı yukarı İ.Ö 1650 yılının hemen sonrasını,
muhtemelen İ.Ö 1649'u işaret etmektedir. Söz konusu tarihte Doğu Akdeniz'den başlayarak
30. paralel ile ekvator arasında kalan bölgeler kısa aralıklarla şiddetli depremlerle sarsılmış;
Meksika'da Cuicuilcu ve Ege'de bugünkü Santorini adasındaki Thera yanardağları patlamış;
tsunamiler kıyı kentlerini yerle bir etmiş ve özellikle Yakındoğu'dan Uzak Asya'ya dek uzanan
bölgede ciddi iklim değişimleri yaşanmıştır. Afetlerin sosyal/siyasal sonuçları da dikkat
çekicidir: Mısır devleti, doğudan gelen ve "Hiksos" adıyla bilinen göçebe kabilelerin işgaline
uğramış; İndüs kıyısındaki görkemli Harappa uygarlığnın kentleri yıkılıp terk edilmiş; Küçük
Asya'ya, bugün "Hititler" adıyla andığımız Hint-Avrupa orijinli bir göçmen kavim egemen
olmuş; Çin'de güçlü Xia hanedanı Shang ailesinin öncülük ettiği bir ayaklanmayla devrilip
tarihe karışmış; Ege'deki Minos uygarlığı çözülüp dağılmış ve Orta Amerika'da da Olmeklerin

129
ani yükselişi yaşanmıştır. Aşağı yukarı İ.Ö 1650 ile İ.Ö 1550 arası dönem, bu nedenle
tarihçilerin belge bulmakta zorlandıkları, sisli bir evreyi, Benno Landsberger'in deyişiyle bir
"Karanlık Çağ"ı işaretlemektedir.

Söz konusu tarih, yani İ.Ö 1649, Sümer ve Babil kaynaklarının dikkatimizi çekmeye çalıştığı
"dev gök cisminin" yakın geçişine rastlıyor olabilir mi? Eğer bu doğruysa, yörüngesi 3600 yıl
dolayında süren gezegen, çok yakınlarda yeniden ortaya çıkacak olmalıdır. Peki Mayaların
"çağ bitimi" olarak sundukları 2012 tarihi, bu "yörünge geçişi"nin habercisi olabilir mi?

"2012: Marduk'la Randevu"da, söz konusu "dönem bitişi" tarihlerinin, Eskiçağ uygarlıklarının
evren anlayışları uyarınca kesinlikle astronomik olguları vurguladığını ayrıntılarıyla analiz
etmiştim. 2012, gerçekten de MARDUK'un geri döneceği tarih için çok uygun ve çarpıcı bir
alternatiftir. Bu durumda, İ.Ö 1649 ile İ.S 2012 arasındaki dönem, 3661 yıllık bir yörünge
sürecine işaret eder. Bu sayı, her biri 5125,36 yıl (1,872,000 gün) süren beş Maya Çağı'nın
toplam süresi olan 25,627 yılın, tamı tamına yedide biridir. Yani "kutsal 7", gezegenin
yörünge süresi olan 3661 ile çarpıldığında, Maya Çağları'nın toplamını verir. Yine ilginç bir
biçimde, 3661 rakamı, yalnızca 7 ile bölünebilir. Bütün bunların ötesinde, söz konusu sayı, 60
tabanlı Mezopotamya matematiğinde de son derece çarpıcı, benzersiz bir niteliğe sahiptir;
çünkü, bu matematiğin en önemli bileşeni olan "Kutsal 60" sayısının sırasıyla 0, 1 ve 2'nci
kuvvetlerinin toplamına eşittir:

3600 (602) + 60 (601) + 1 (600) = 3661

Söz konusu rakamın Babil basamaklı gösterim sisteminde yazılış biçiminin, her basamağında
aynı rakam olan 3 haneli bir sayı görüntüsü verdiğini ve bu nedenle Babil sürgünü sırasında
Yahudi bilgelerince "yanlış deşifre" edilerek Judeo/Hıristiyan ideolojiye taşındığını; Essene
kültürü sırasında bu rakamın, "Yuhanna'nın Vahyi"ne de konu olan "Mesih Karşıtı'nın
Numarası 666" biçimine dönüştüğünü, yine kitapta ayrıntılarıyla analiz etmiştim. 5125,36
yıllık Maya Çağları'yla, MARDUK'un 3661 yıllık yörüngesi arasındaki korelasyonun
kültürler arası etkileşimle nasıl belirlendiğinin ayrıntıları için de, yine kitabı okumanızı
öneriyorum.

Burak Eldem

www.burakeldem.com' adresinden alınmıştır.

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:3788

130
BASMELEK METATRON - SEVGI ve
PARA
 Posted by Light-Pray on August 18, 2008 at 7:02am

8. Sevgi ve Para

Sevgililer, sizi bugün sonsuz sevgi içinde selamliyorum. Simdi biliyorum ki bu mesajin
basligi ile dikkatinizi çektim. Bunlar sizin oldukça yogun ilginizi çeken iki alandir.
Çogunuzun düsüncesinde, bunlarin birbiri ile çok fazla ilgisi yoktur. Siz sevgiyi kisisel
iliskiler ile ilgili veya insanligin deneyimlemesinin istendigi soyut bir sey olarak
düsünürsünüz. Siz genel olarak parayi tamamen baska bir sey olarak düsünürsünüz. Parayi
kendi amaci için seven gezegen üzerindeki insanlar genellikle hor görülür ve onlarin açgözlü
olduklari düsünülür. Para ve sevgi sözcüklerinin ses titresimleri varliginizin rezonansi içinde
benzer yanitlari (karsiliklari) çagristirmaz.

Bugün bu sözcüklerin nasil baglantili oldugunu ve Ilahi Insan olmak ve bolluk ve refahi
deneyimlemek için yükselisinizde ilerleme arzunuzda birlikte size nasil uygulanacagini
tartismak istiyorum. “Sevgi dünyayi döndürür (deveran ettirir)” deyisini biliyorsunuz. Sevgi,
Sevginin frekansi gerçekte kozmosu, yaradilisin tümünü döndürür. O yaradilisin arkasindaki
itici güçtür. Kötü, yanlis, adi, hatali oldugunu düsünebildiginiz ve bu sekilde
yargilayabildiginiz o seylerin tümü yaradilisin bir parçasidir. Korkunun düsük frekans bantlari
içinde var olan her sey Anne – Baba Tanri’nizin düsüncesinden Sevgi içinde bir yaratilis
olarak basladi. Siz de, Sevgililer, Anne – Baba Tanri’nin zihninin ve düsüncesinin bir
parçasisiniz. Siz de Sevgi içinde yaratildiniz. Frekansin düsmesi (asagiya inmesi) sadece
yaradilisi yargilama vasitasi iledir. Anne – Baba Tanri’nin zihninin bir parçasi olarak kendi
birlikte – yaratisinizi yargilayarak, frekans düser ve o sizin için korku dolu olur.

O zaman, para yaradilisin bir parçasidir, öyle degil mi ? Paranin kendisinin asli dogasinin
olmadigini önceden tartistik. O sadece elle tutulur bir degisim aracidir. Sevginin frekans
bandindan veya korkunun frekans bandindan gelen degis tokusun kendisinin arkasindaki
enerjidir, Sevgililer. Bu, sizin, kendinizin para ile deneyiminizin dogasini belirleyecek seyi
oraya koymayi seçtiginiz enerjidir. Eger siz sevginin ve sevincin yüksek frekanslarinda
isliyorsaniz, para ile deneyimleriniz ve hisleriniz de öyle olacaktir. Eger siz korku bandi
frekanslari içinde isliyorsaniz, eger parayi kötü bir sey olarak yargiliyorsaniz, eger hayatta
kalmaniz ile ilgili korkuyorsaniz, o zaman deneyimleriniz de bunu yansitacaktir.

Sevgililer, para ile deneyimleriniz ve degis tokus yaptiginiz baskalari ile deneyimleriniz,
kendiniz ile ilgili kendi hisleriniz olarak size geri yansir. Stabil bir temelde daha yüksek

131
frekans bantlarina ilerlemenin ve Ilahi Insan olmanin anahtari kendi kalplerinizde yatar. Siz
gerçekten kendinizi seviyor musunuz ? Büyük çogunlugunuz sevmiyor. Kendiniz ile ve
bedenlenmis, insan varliginiz ile ilgili yargilama yapiyorsunuz ve hatalar buluyorsunuz.
Geçmis için pismanlik duyuyorsunuz ve gelecekle ilgili üzüntü duyuyorsunuz. Kendinizi
baskalari ile uygun olmayan sekilde karsilastiriyorsunuz ve kiskanç oluyorsunuz. “Evet,
süphesiz” diyorsunuz. “Dünyada bu sekilde oluyor”. Olmasi gereken bu degildir,
Sevgililerim. Siz birlikte – yaraticilarsiniz. Siz kendinizi sevdiginizde, yasaminiza sevgi dolu
ve sevinçli deneyimleri çekmekten kendinizi alikoyamazsiniz. Benzer benzeri çeker, bu
birlikte- yaraticiligin kozmik yasasidir, gerçekte frekans hizalanmasi konusudur.

Bu, içinde yasadiginiz zamanlarin büyük bir meydan okumasidir ve ayrica büyük lütfudur,
Sevgililer. Siz kesinlikle kendinizi sevebilirsiniz. Eski zamanlarda ve gezegeninizdeki düsük
frekanslarda bedenlenmis olanlar için bu hemen hemen imkansizdi. Sadece asramlarda ve
manastirlarda inzivaya çekilen üstatlar gerçek ben sevgisini elde edebildi. Simdi, Dünya
üzerinde mevcut olan yeni enerjilerde, yüksek planlardaki bizler sizi severken ve saygi
duyarken, bunu yapabilirsiniz, kalplerinizi açabilir ve kendinizi sevebilir ve saygi
duyabilirsiniz. Bu, siz kendinizi ruh olarak severken, bu planda bedenlenmenizde
yargilamadan ve kesinlikle kendinizi sevmektir, Ilahi Insan olmaktir.

Bu yeni enerjiler Birligin enerjileridir, Sevgililer. Birligi deneyimlemenin anahtari öncelikle


kendinizde yatar. Asla herkesle iyi geçinmeyeceksiniz, belki birbirinizden asla
hoslanmayacaksiniz. Sevgililer, siz kendinizin tüm parçalarini kucaklayabilirsiniz. Oldugunuz
kisi olarak kendinizi kabul edebilirsiniz, bedenlenmis insanliginizda bile. Yargiladiginiz
kendinizin o parçalarini kucaklayabilirsiniz ve artik size hizmet etmeyen seyleri
saliverebilirsiniz. Birlik kesinlikle kendinizi sevmekte yatar, yaradilisin diger parçasi sizin
için tehdit/tehlike olusturmaz. Yaradilisin tümü Birdir. O zaman, siz digerlerinin sizin
frekansiniz ile rezonansa girdigini görürsünüz. Siz artik bu yola çekilmezsiniz ve digerlerinin
frekanslari tarafindan çekilmezsiniz. O zaman, sizin yasam deneyimleriniz kendiniz ile ilgili
gerçek oldugunu bildiginiz seyi kendinize geri yansitirsiniz – siz bir andan digerine, lütuf ve
rahatlik/kolaylik içinde düzgün akista ilerleyen Ilahi bir Insansiniz.

Simdi, bunun para ile ne ilgisi var ? Para dünyanizda oldukça gerekli olan bir seydir. Mümkün
olan her seferinde onu kullanmaktan kaçinmaya çalisanlariniz bile ara sira onun ihtiyacini
görür. Eger paraniz yoksa, çok iyi yasamiyorsunuz. Evet, dünya gezegeni üzerinde para
olmadan iyi yasayan ve sevginin ve sevincin frekanslarinda kalan bir kaç bedenlenmis vardir.
Onlar çok fazla degildir, ancak, onlar siz degilsiniz yoksa burada grubumuzda benimle birlikte
olmazdiniz. Dünya planinda rahat bir yasama seviyesini kendinizden yadsimak kendi
degerinizi yadsimaktir. Eger siz olmus oldugunuz bedenlenmis Isik Varligi olarak gerçekten
kendinize deger veriyorsaniz, neden maddi dünyada mücadele etmeyi ve istirap çekmeyi
isteyesiniz ? Hatirlayin, Birlik içinde yasamak için, kendinizin tüm parçalarinizi kucaklamak
zorundasiniz. Yeni enerjilerde, insanliginizi inkar etmek size hizmet etmez. Sizin insan,
bedenlenmis beniniz kesinlikle spiritüel bilinçliliginiz kadar Ilahidir. Neden ona da saygi
göstermeyesiniz ?

132
Ona verdiginiz degerden baska asli degeri yokken para hizmet etmek için kullanabileceginiz
degerli bir araçtir. Para mesajlarinizi göndermeniz için kagit, mürekkep, ekipman, internet
erisimi, radyo, televizyon satin alir. Eger hayatta kalma problemlerine sahip olmasaydiniz,
daha yüksek kapasitede hizmet edebileceginizi düsünüyor musunuz ? Eger paranin sagladigi
lütufa ve kolayliga izin vererek kendinize hizmet etmezseniz , baskalarina mümkün olan en
yüksek sekilde hizmet edebileceginizi düsünüyor musunuz ? Hayir, yapamazsiniz. Hepinize
kendinize hizmet etmenin yanlis, materyalistik ve bencillik oldugu ögretildi. Simdi, bu
düsüncenin programinin bozulmasinin zamanidir. Önce kendinize hizmet etmelisiniz. Eger iyi
yasamazsaniz, eger yasaminizda heyecan ve sevinç hissetmezseniz, baskalarina
yapabileceginiz kadar hizmet edemezsiniz. Varliginizin daha yüksek durumlarina anahtar olan
sevinç duygusudur. Siz Dünya planina istirap çekmek ve hizmet etmek için gelmediniz. Siz
buraya sevinçli olmak ve tüm insan irkinin namina Ilahi Insanliginiza sahip çikmak için
geldiniz.

Simdi bunu berrakliga kavusturarak, bana “Metatron, issizlik, müsterisizlik, kötü ekonomi ve
tüm bunlar ile bütün bu promlemlere sahipken kendimize nasil hizmet edebiliriz ve iyi
yasayabiliriz ? Para kitligi var, biliyorsun.” Bunlar eski enerji düsünceleri ve mütalaalaridir,
Sevgililer. Yeni enerjilerde, kendi birlikte – yaraticiliginizin anahtarini siz tasiyorsunuz. Isiniz,
çözümünüz, problemleriniz için yanitiniz sadece kendi benliginiz olarak, olmus oldugunuz
mükemmel Ilahi bedenlenmis varlik olarak kendinizi sevmek ve kabul etmektir. Eger is,
müsteri, ürünlerinizin alicilarinin yokluguna üzülüyorsaniz, o zaman siz kendinizi
sevmiyorsunuz. Sagladiginiz ürünleri ve hizmetleri de sevmiyorsunuz. Eger arzu ettiginiz bir
sekilde size akmiyorsa, paranin kendisini sevmiyorsunuz. Sevgi dünyayi deveran ettirir. Sevgi
ayrica para akisinizi saglar. Eger paradan nefret ediyorsaniz, eger paranin dünyanizda temsil
ettigi seylerden nefret ediyorsaniz, fazla paraya sahip olmazsiniz. Parayi ve onunla
yapabildiginiz seyleri sevin ve size nasil lütuf ve kolaylik ile aktigini görün.

Çogunuz maddi ve diger gereksinimlerinizi tatmin etmek için kendinizin disina bakiyorsunuz.
Bunu yapmaya devam ettikçe, mücadele edeceksiniz ve hosnut olmayacaksiniz.
Görüyorsunuz, yasaminizda deneyimlediginiz seyleri etkileyen dis dünya degildir. Sizin kendi
içinizdeki hislerinizdir.

Siz belki ‘sevdigin seyi yap, para gelecektir’ kavramina asinasinizdir. Kaçiniz bunu yapiyor
veya yapmaya çalisti ? Siz ayrica onun neden islemedigini merak ediyorsunuz. O islemedi
çünkü siz kendi benliklerinize akmasi için sevgiye izin vermek için gerçekten kalbinizi
açmadiniz. O islemedi, çünkü siz hala kendinizi yargiliyorsunuz ve almak için, degerli
olmaniz için kendinize izin vermiyorsunuz. Siz kendi gerçek degerinizi ve öneminizi ve kendi
ürünlerinizin ve hizmetlerinizin degerini ve önemini yadsiyorsunuz. Siz sevginin frekans
bandinda ikamet ettiginizde, yasam deneyimleriniz sevginin frekansina dönmek zorundadir ve
dönecektir. Her birinizin Dünya plani üzerinde bir degeri olan bir ürünü veya hizmeti vardir,
hizmetinizin ne kadar spiritüel oldugu önemli degildir.

133
Sevgililer, ürününüzün veya hizmetinizin dogasi, onun spiritüel ya da materyal olmasi önemli
degildir. Tüm yaradilis ayni Kaynak’tan gelir. Her sey spiritüeldir. Bedenlenmis yasaminizin
her ani spiritüeldir. Sarfedilen enerji bir denge arar. Ona hangi etiketi koydugunuz farketmez –
enerji bir akistir. Belki, siz bir degisim, enerjinin geri dönüsü olmadan zamaninizin –
enerjinizin – kaynaklarinizin çogunu vererek düsündügünüz kadar hizmet etmiyorsunuzdur.
Kendi zamaniniza ve enerjinize deger vermiyorsunuz ve ayrica hizmet etmeye tesebbüs
ettiginiz kisilerde bir dengesizlik yaratmaya katkida bulunuyorsunuz. Çok fazla içeriye akis
ile (alarak) veya çok fazla akitarak (vererek), her iki sekilde de enerjiler denge disinda
oldugunda, siz kendinize hizmet etmiyorsunuz. Kendinize hizmet etmediginizde, kendinizi
sevmiyorsunuz. Kendinizi sevmediginizde, simdi Dünya üzerinde olan yeni enerjilere
erismekte kendinizi yadsiyorsunuz.

Sevgililer, tartistigimiz seyi bir süre düsünmenizi istiyorum. Bu size nasil uygulanir ? Hangi
sekillerde kendinize hizmet ediyorsunuz ve hangi sekillerde kendinizi yadsidiniz ve bunu
yaparken Ilahi doganizi yadsidiniz ? Simdi, bununla ilgili ne yapmak istersiniz ?
Düsüncelerinizi nasil degistirebilirsiniz.

BEN Metatron’um,

BEN Daima Sizinleyim.

Sevgili Saffet Guler'e, 5 yil boyunca birlikte uyumlandigimiz Archangel Metatron ve


Rainbow Enerjilerdeki butun tercumeleri ve guzel isigi icin tesekkur ediyorum. gizel hazan

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:3913

134
INDIGO COCUKLARIMIZ
 Posted by gizel on August 18, 2008 at 4:58pm

Indigo Çocuklar ile ilgili çok ilginç gerçekler

İndigolar ile ilgili soru ve yanıtlar

Son zamanlarda İndigo çocuklar ile ilgili bir çok soru aldım ve sorunlu İndigolara (tip 3) sahip
anne babalarla bir çok seans yaptım. Herkes için bu soruları birkaç nedenle yanıtlamanın
yardımcı olacağını düşündüm. Yapmak istediğim ilk şey İndigoların genetik olarak nasıl farklı
olduklarını ve İndigoların hangi farklı tipleri olduğunu tanımlayarak İndigolar ile ilgili yanlış
anlamaları çözmektir. İstediğim ikinci şey, SİZİN veya çocuklarınızdan birinin bir İndigo olup
olmadığınızı ve bunun ne anlama geldiğini keşfedebilmeniz için İndigoların bazı
karakteristiklerini vermektir. Ve son olarak, İndigoların misyonu ile ve “onların uyanmasına”
nasıl yardımcı olabileceğimiz ile bitirmek istiyorum.

SORU : İndigo çocuklar kimdir ve neden bu şekilde çağırılıyorlar ?

YANIT : Son 100 yıldır, çocukların yeni bir “türü” ABD, Çin, Meksika, Rusya ve diğer
ülkelerin dikkatini çekti, çünkü bu çocukların olağandışı fiziksel ve psikolojik nitelikleri
onları “norm”dan (standarttan) ayırıyor. Bu çocuklar güçlenmiş bağışıklık sistemleri, ileri
deha veya yüksek derecede yetenekli zeka sergiliyor ve çoğu zamanlar “gözleri bağlı iken
görmek” ve telepatik vizyon gibi (alıcılara görsel imajları transfer etmek ve direkt biliş) gibi
“paranormal doğa”nın olağanüstü yeteneklerini sergilerler. Bu çocukların “İndigo” tanımı
“süptil beden”in veya Aurik Alanın sezgisel gözlemi vasıtası ile ortaya çıktı, süptil
bedenlerinde MAVİ dalga spektrumundaki rengin daha büyük konsantrasyonu baskın
görünümdedir.

S : İndigolar neden buradalar ?

YNT : İndigolar bir zamanlar Dünyada hüküm süren çok eski bir bilinçlilik türünün gerçek
temsilcileridir ve onlar gelmekte olan şeylerin yol – göstericileri olarak geliyorlar ve dizayn
ve niyet ile buradalar. Onlar buradalar çünkü gelmeleri ve daha büyük tekamülsel bir
misyondaki rollerini tamamlamaları istendi. Bu misyon insan gen kodunu tersine çevirmek –
mutasyona uğratmak ve Dünya insan soyundaki potansiyel orijinal Elmas Güneş 12 iplik
DNA kalıbını restore etmektir. Plan, hala maddenin yüksek harmoniklerinde oturan yüksek
tekamülün yetişkin ırklarının üyeleri tarafından yönetilmektedir.

S : İndigoların DNA ları çağdaş/akran insanlardan nasıl farklılık gösteriyor ?

YNT : Çağdaş insanlar halen 5 nci Aryan Kök Irk tekamül döngüsündedir, bu döngüde 4 ncü
DNA ipliği aktivasyona başlıyor. Aryanlar ( bu beyaz ırk üstünlüğü anlamına gelmez,
Aryanlar 5 farklı deri renginin hepsine sahiptir) 3 ncü iplik aktivasyonunun değişen dereceleri

135
ile 1 – 4 DNA iplikleri için damga ile doğar. Ömrün gidişi sırasında, frekans gelişmesi işlemi
vasıtası ile (frekans formunda DNA vasıtası ile kişisel morfogenetik alana bilinçliliği çekme)
4 ncü iplik aktivasyona başlar. Çağdaş insanlar ful 12 iplik aktivasyon potansiyeli ile, 7 – 12
DNA ipliklerinin damgasının bölümleri ile doğar ve doğumda 4 ncü ipliğin aktivasyonuna
sahip olabilirler.

Diğer taraftan İndigolar DNAnın 24 – 48 ipliğinin Yetişkin Irk İnsan Oraphim damgası ile
doğar. Cenin bütünleşmesi sırasında Oraphim ruh bedenlenmiş bilinçlilik ile Ruh Matrisi (4 –
6 boyutlar) arasında açık bağlantıyı sürdürmek için 5 nci ve 6 ncı DNA ipliklerini aktive eder.
Doğumdan 12 yaşına kadar, İndigolar hızla 4, 5 ve 6 ncı iplikleri aktive ederler ve sonra
bilinçliliğin 6 boyutunu ve TAM ruh bütünleşmesini somutlaştırabilirler. 33 yaşına kadar, 12
DNA ipliğini aktive edebilirler. Eğer onların genetik kodu doğru şekilde aktive olursa ve
gündemleri bu tekamülsel ilerlemeyi DURDURMAK olan Illuminati ilaç şirketleri tarafından
dokunulmazlarsa, 33 yaşına kadar şekil – değiştirme, hücresel dönüşüm, yükseliş ve zamanlar
– arası teleportasyon için potansiyele sahip olurlar.

S : Ruh amacımın sizinkine çok benzer olduğunu düşünüyorum, çünkü insanları yükseltmek
ve onları dünyada gerçek insan tanrı durumuna getirmek gereğini hissediyorum ve sürekli
olarak bunu nasıl yapmam gerektiği ile ilgili düşünceler ve fikirlere sahibim, herhangi bir
insanla etkili şekilde iletişim kurabilme gibi ve onlar için kendileri vasıtası ile daha yüksek
bilgi için arayış getiren bir durum yaratmak, onları zorlamıyorum, kendi deneyimleri ile
eğitiyorum. Ama şüphesiz yapabilmem gerektiğini hissettiğim şekilde uygulayamıyorum.
Eğer bu benim ruhumun amacı ise, neden önceden bunun gibi değilim ve bunu yapmıyorum ?

YNT : Potansiyellerini gerçekleştirmeleri için, İndigolar cenin bütünleşmesi sırasında cenin


bedeninden ve ANNE BABADAN miras kalan DNA/Ateş Harfi dizilişindeki bozuklukları
TEMİZLEMELİDİR. Daha önce tartıştığımız gibi, İndigo çocuklar 12 yaşına kadar 6 ncı
ipliğin aktivasyonu ile ruh bütünleşmesini başlatır. Cenin bütünleşme işleminde, gelen İndigo
ruhu kendi bilinçliliğinin DNA Ateş Harfi/skalar dalga modellerini anne babadan gelen DNA
Ateş Harfi programının bölümlerini ÖNCEDEN içeren cenin dokusuna getirir. Çağdaş
insanlık bir çok DNA mutasyonları ve Ateş Harfi çarpıklıkları/bozuklukları taşıdığı için, bu
bozukluklar cenin bedeninin morfogenetik alanında ve genetik kodda kopyalanır ve gelen ruh
anne babadan DNA bozukluklarını miras alır. Ergenlik çağında 4 ncü ipliğin aktivasyonunun
başlangıcında çağdaş insanın kimyasal dengesizliklerine ve hormonal bozukluklarına neden
olan DNA bozuklukları, İndigo çocuklarda doğumdan 12 yaşına dek gerçekleşir, DNA da ve
biyo - enerji alanında aşırı frekans inşası yaratır. DNA daki aşırı harmonik – olmayan skalar
dalgalar daha ileri biyokimyasal/hormonal dengesizliğe ve orijinal DNA bozukluklarının
büyümesine dönüşür. Bir çok İndigonun çevrelerine bu kadar hassas olmalarının ve
kendilerini “uyuşturmaya” çalışmak için hap kullanmaya eğilimli olmalarının nedeni budur.
Ancak bunlar çoğunlukla daha sonra tartışacağımız Tip 3 İndigolardır.

S : 48 iplik kalıbına sahip olduğunuzu söylüyorsunuz, normal insanlar neye sahip ? Ve fark
nedir ?

YNT : İndigo Karma Tip – 1 ler Zümrüt Dizisi Oraphim 48 iplik DNA matrisine sahiptir, bu
onlara 30 – 48 yükseliş kodlarının maksimum potansiyelini verir, bu kodlar vasıtası ile Avatar
kimliği somutlaştırılabilir ve bilinçlilik Yükselmiş Üstatlar kimlik seviyelerine genişleyebilir.
Tip – 1 İndigolar 2012 den önce hızlandırmaya ve ırk gen havuzunda 12 iplikli Elmas Güneş
DNA matrisinin kritik kitlesine ulaşmayı kolaylaştırmaya hizmet eden Oraphim – İnsan
melezleştirme programının parçasıdır. Tip – 1 İndigolar ileri psişik ve ara sıra direkt tezahür

136
yeteneklerine sahiptir, her şeye hassastırlar ve çoğu zaman kendi hizmet kontratlarına
odaklanmak için insan sorunlarından ayrılmış kalırlar.

İndigo Dominant Tip – 2 ler de insan soyunun yükseliş kodlarını restore etmek için
buradadırlar. Onlar 24 – 30 yükseliş kodlarının maksimum potansiyeline sahiptir, bunun
vasıtası ile Avatar kimliği somutlaştırılabilir ve bilinçlilik Rishi kimliği seviyesine
genişleyebilir. Onlar ileri psişik gelişime sahiptir, çok cana yakındırlar, ancak Dünya
çevresinin korkusu nedeni ile aşırı derecede içedönük olabilirler. Çeviri yapmakta, sanatta,
müzikte ve kişilerarası diplomaside yeteneklidirler.

İndigo Çekinik Tip – 3’ler en genel olanlardır ve çoğu zaman grubun belalılarıdır. Nedeni
şudur, onlar gerçekten 2 farklı avatar’ın TEK bedende enkarnasyonudur, bir Nefilim avatar
ruh özüne nezaret eden bir Oraphim avatar. Onların yaşam amacının çekirdeği Nefilimlerin
tersine çevrilmiş 11 iplikli DNA matrisi ile Oraphim’in 24 iplikli çifte Elmas Güneş matrisi
arasındaki aşırı kutuplulukları düzeltmek/onarmaktır. Onlar 12 iplik DNA aktivasyonunun
maksimum potansiyeline sahiptirler, ancak onların ömrü Nefilim, Annunaki ve İnsan genetik
hatları/dizileri içindeki DNA bozukluklarının iyileşme büyük planında önemli bir role hizmet
eder. Tip – 3’ler tüm İndigolar içinde kutuplulukta en aşırı olanlardır, çok zekidirler,
matematiğe eğilimlidirler ve atletiktirler. Onlar bazen bir bedendeki “melek ve şeytan”
gibidirler. Obsessif – zorlayıcı davranışlara, iki – kutuplu düzensizliklere (hastalıklara) ve
perspektifte aşırı kutupluluğa en çok maruz olanlardır. Nefilim damgası (izi) önce Tip – 3 te
aktive olmaya eğilimlidir, bu çoğu zaman yaşamlarının erken yıllarını doğru ve yanlış
arasındaki sınırların aşırılıklarını test ederek, sürekli şekilde otoriteye meydan okuyarak
geçiren saldırgan, hiperaktif bir çocuk yaratır. Herhangi bir Tip – 3 bazan “Cehennemden
gelen çocuk” gibi görünür, o hemen hemen Meleksi, sevgi dolu davranan birine tam dönüş
yapabilir.

Ara sıra çocuk sanki ortaya çıkan “şeytan ikize” sahipmiş gibi görünebilir, aşırı düşüncesizlik
ve zulüm yeteneği olan kişiliğin karanlık tarafı. İndigo – 3’ler genelikle okullarda çılgınca
şeyler yapmaya devam etmekten sorumlu olanlardır. Nefilimlerin DNA damgası aktive
olurken Tip – 3 İndigoların negatif karakteristikleri yüzeye çıkar ve kısa süre sonra kimliğin
Oraphim bölümü ters/karşıt Ateş Harfi dizilişi ile onu dengeleyerek bozulmuş DNA
damgasını temizlemeye teşebbüs eder, bu davranış ve tutumdaki kutuplulukta en aşırı ve hızlı
değişimleri yaratır. Bir Tip – 3’ün kişiliğindeki kutupluluk aşırılıkları, kişilik kendisini içsel
çatışma ve endişe sürekli duygusundan uyuşturmaya çabalarken çoğu zaman kendini – tahrip
edici davranışlara ve madde bağımlılığına yol açar. Eğer Nefilim avatar kimliği, kimliği
İSTİLA ETMEYE teşebbüs ederse, Oraphim avatar otoritesini ÖNE SÜRER, eğer gerekirse
iletişim olanaklarını kapatır. Oraphim avatarın, bedeni kontrol etmeyi sürdürmek için Nefilim
kodlarının bazılarını “fişten çekmesi”nin sonucu olarak, çoğu OTİZM durumu Tip – 3 İndigo
çocuklarda gerçekleşir.

S : Eğer İndigo bir çocuğunuz varsa ona en iyi davranış yolu nedir ?

YNT : Tip – 3 indigolarla başa çıkarken, aynı bedende 2 farklı varlığın oturduğunu ve sıkça,
bunların geçinemediğini veya anlaşamadığını kavramak en iyisidir. Sevgi ve açıkça
belirlenmiş sınırlar çoğu zaman gereklidir, ama “ÇÜNKÜ BÖYLE DEDİM” gibi cümleler
kullanmayarak, adalet ile yönetilmelidir. Tip – 3 İndigolara DNA Aktivasyonu gibi
bioenerjisel şifalarla gayet fazla yardım edilebilir, ancak, neyin gerçekleştiğinin anlayışına
izin vermek için içsel duygusal çatışma ile çok fazla dikkat dağınıklığı olduğu için, genellikle
çocuğun bilinçli bilgisi olmadan yapılmalıdır. Tip – 3’ün daha yumuşak tarafı öğrenme ve

137
özellikle bağlanmayı içeren duyguyu deneyimleme sorgulayıcı arzusu ile, çok masum ve
çocuk gibi olabilir, yeni bir deneyim olduğu için İndigo – 3’ün Nefilim bölümünün bununla
zorluğa sahip olmasına rağmen. Tip – 3 İndigolar yüksek derecede uyuşmaz ruhlar olarak
görülebilmelerine rağmen ve bazen erken ölmelerine rağmen, yaşamlarının harcanmadığını
kavramak önemlidir. Onlar kadim bir ırkın ışığa tekrar – tekamül edebilecekleri yeni bir ırk
çizgisinin yaradılışına yardım etmek için enkarne oldular. Onlar her iki ırkta da Annunaki
genetik bozukluklarını yeniden hizaya getirme açısından hem Nefilim ve hem de İnsan soyu
için büyük hizmet tapıyorlar.

S : Bir insanın İndigo olduğunu nasıl söyleyebilirsiniz ?

YNT : Yüksek boyuta ait görüş gibi yüksek boyuta ait hislerinizi geliştirdiğinizde, kişinin
orijinal kök ırkını, aile çizgisini, ilahi mavikopyasını, DNA iplik kalıbını, aktive olmuş iplik
sayısını, Indigo Kodlama tipini görmeyi istemek için özel bir meditatif teknik
kullanabilirsiniz. Bu, çeşitli türlere karşılık gelen özel sembollerle görünür. DNA
Aktivasyonları yaptığım zaman kişinin bir İndigo olup olmadığını söyleyebilirim. Genellikle,
yükseliş, DNA Aktivasyonu, dünya ızgara mekanikleri ve diğer insanların frekansını
yükseltmeye yardım etmeye ilgi duyan insanlar İndigo çocuklardır ve onlar UYANIŞ
sürecindedirler. Benim uygulamam bu insanların, uyanabilmeleri ve buraya ne yapmak için
geldiklerini kavrayabilmeleri için anne babalarından gelen karmik damgaları
uzaklaştırmalarına yardım etmeye adanmıştır.

Eğer bir İndigo iseniz ve ruhunuzun amacını kavrayabilmeniz için uyanış sürecini
hızlandırmayı istiyorsanız veya eğer Tip – 3 İndigo’nun anne babası iseniz, bu blokajları
temizlemek için benimle seanslar programlamanızı tavsiye ederim. Çoğunuzun bunu
önceden/zaten yaptığınızı biliyorum ve hazır olduğunuzda “meşaleyi size aktarmayı”
istiyorum.

Bu bilgiden zevk aldığınızı ve yararlandığınızı umuyorum. Lütfen İndigo çocuklarınızı ilaç ile
uyuşturmayın.

İndigolara Yardım Etmenin Diğer yolları

Aşağıdaki öneriler gibi, diğer çeşitli Holistik Şifa Türleri ve yaşam – stili ayarlamaları Indigo
Çocuklara yardımcı olabilir.

• Tonlama ve Renk Terapisi

• Kontrol Edilen Nefes Egzersizleri

• Enerji Yönetim ve Meditasyon Teknikleri

• Aromaterapi

• Vitamin ve Bitkisel Destek kullanımı

• Sık sık fiziksel egzersiz yapmak.

• Sağlıklı organik, kimyasallardan arınmış gıdalar, sütlü ve kırmızı – et içeriği düşük olan
gıdalar. Sağlıklı gıdaların küçük porsiyonları sık sık yenmeli.

138
• Kalabalıklarda ve gruplarda bulunan yüksek – enerji durumlarından günlük uzaklaşma.
Sert/haşin, rahatsız edici veya “duygusal olarak yüklü” çevrelerden korunma ; diğerlerinin
etrafındaki zihinsel ve duygusal iklimleri direkt biyoenerjisel alan birlikte – rezonans vasıtası
ile doğal olarak, bilinçaltından “modellerler”, diğerlerinin bastırılmış enerjilerini alırlar ve
yükseltilmiş şekilde bunları ifade ederler.

• Sessiz, düşük – uyarıcı ev çevreleri, televizyon ve bilgisayar ekranına daha az maruz kalma
ve doğal güneş ışığından ve ay ışığından günlük olarak daha çok yararlanma (İndigolar ışığa,
sese, elektormanyetik alanlara ve doğal çevreye, diğer insanlardan daha çok duyarlıdır)

• Dogmatik – olmayan, yargılayıcı – olmayan, araştırmaya yönelik spiritüel çalışma, yazma,


sanat, müzik, dans, yaratıcı imgeleme, rüya inceleme ve ve Geçici Maharik Mühür kullanarak
eğitilmiş Bilinçlilik Projeksiyonu (Beden dışı seyahat) vasıtası ile içsel benlik - keşfi

Sevgiyle,
Toby Alexander

http://www.dnaperfection.com

(Çeviri ; Saffet Güler)


http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:4085

139
English - CRYSTALLINE CHILDREN
 Posted by gizel on August 18, 2008 at 5:11pm

Crystalline Children

"It is that for many years of your earth time, your children have been arriving with the gifts as
it was in the Beginning. These children inherently carry that which is the crystalline energies.
Not only are these energetics crystalline in nature, they are also carrying the harmonics of the
pyramids, those which are tetrahedronal in form. These pyramids carrying an entirety of the
spectrum of light. The Sacred Spiral. This meaning a fullness of the spectrum of light and
frequencies. A complete set of energies. Perfection in existence.

This combination of light energies is perfection Universal. These children are able to function
as pure energy within their consciousness. These little Beings are coming with the abilities to
see past the illusions. The abilities to travel within their consciousnesses throughout the
dimensional realms. They are able to see past the illusions that are created within your third
dimensional realities.

It is that these children are able to communicate telepathically, and are speaking to others in
other dimensions as a normal event in the course of their play. It is that these children
understand that which you do not. That reality is not limited to that which is what you see,
hear, feel, taste and smell, but a much greater reality that is beyond your physical
manifestations.

It is that these children are coming forth into this world as it is written that they must at this
time. It is that they carry to you Rememberings of that which is, that which is truth, that which
is the essence of Being in the reality of the One. It is that these beings who come to you in this
way are emissaries o the Ancient Ways. They bring to you a reality that to you seems to be
one which is new. It is that this reality is of the Beginning. It is that these children carry the
vibration that brings into harmony your world and the One.

These children are being misunderstood, and even considered abnormal in their behaviors. It
is not so. It is that they come remembering that which you have forgotten. They have no
patience for everyday smallness as it exists in your reality. To these young Beings, reality is a
much larger and more important picture. It is that these children are sensitive to the feelings,
the essences of others. It is that they are able to see what is truth within and around all things,
and these children are not accepting of untruths in their realities.

These children are highly intuitive. They see all that is, and perceive all at once. They do not
think within their mental structuring in linear form, but rather holographically. This type of
thinking brings high intelligence. Their perceptive abilities are utilizing once dormant areas of
brain matter that is coming alive with the genetic changes that are occurring at this time.

140
Many of these beings are coming as starseeds to bring forward once again and carry the
energies that must be utilized with the coming shift. It is that these children are forefront in
the Knowings. And yet, as they exhibit their gifts, many of those responsible for these
children are misunderstanding these behaviors as strange misalignments to the accepted
reality.

These children are being taught against their inherent abilities to behave in ways that are
foreign to them. They are resisting those untruths, and many of them are rebelling. They are
becoming seen as problems in your societies as they fight the untruths that are given to them.
It is that they are unable to see or interpret the logic or that which you consider important
within your third dimensional structuring, as these children do not recognize structure in that
which you perceive the normal ways.

It is that we ask you to become aware of these children, for it is they who bring you light,
bring you Truth to your existences in ways that you are only beginning to become aware of.

It is that we ask you to nurture the gifts of these crystalline children, as they bring to you that
which is an important part of your evolution toward becoming beings of light in your original
form. Praise their difference.

Know that this is as it should be. They will bring you understandings as to the Ancient ways,
those which you perceive as new ways, as those ways in which your world is operating at this
time are of false truth, of disillusionment, of deception. These children come with the ability
to teach you to operate as the One. It is that these children carry the ways of the future that
will assist you in wholeness for a world of harmony, of peace, for within them is carried the
vibration of all things. The One.

It is that within the human genetic structuring, changes are occurring. It is that with these
changes, there are certain signalings that are taking place in the form of an electrical arc from
one segment of the genetic structuring to another, once dormant sector. New yet old
connections are being made. Some of you are experiencing this as Awakening to other
realities.

Some are experiencing more subtle, physical changes, such as your digestive systems
requiring different foods for optimum performance, others are experiencing lymphatic or
adrenal malfunction. Yet others are experiencing lack of clarity and decisiveness as the
energies expand and your mental selves are not keeping up. Others of you are experiencing
pain within your physicalities that is not remedied with the usual forms of treatment and
seemingly has no explanation for its occurrence. This all will equalize as you adapt to the
changes.

As your awareness revitalizes the activity of your genetic make-up begins to operate more
fully as it once did. It is within this structuring that your awakenings are coming in more fully,
often as if your Awareness seems surreal. Perhaps you are seeing or hearing other realities that
you had not before experienced. It is that this is a normal part of the process. We ask you to
remember to breath and to remain open to that which you receive. Remember to ask for
interpretation or guidance when necessary. There are always those of other dimensions who
wait for your request who are there to serve you, to give you that which you need.

141
There are occurring different electrical patterns amongst the segmentation of the genetic
structuring. With the re-patterning of these electrical signals, different combinations of the
switching mechanisms within the double helix are occurring.

This is also leading to far more that the basic four of your genetic alphabet. It is that within
these changes are becoming new chemical compounds of proteins and amino acids that are
conducive to your reception and transmision of data in the Ancient ways, in a more highly
refined transfer of energies. Smoothing out the fields, so to speak, so that the energies are
moving in a smooth way, rather than the chaotic, interrupted way that your physical
evolutionary process have caused.

You see, your genetic structure, that spiraling double length of DNA material is much more
than simply a tool for your evolutionary physical process to remember from one generation to
the next, it is much like a Universal communication satellite that has been dormant for
thousands of millennia. It is also that which re-opens your gamma brain wave activity for
access to Higher communication. Higher learning. Reconnection with those who will lead you
home. It is that as you move closer to that which is the shift your energetic make-ups are
preparing you for the changes that will occur.

Within these changes come the re-awakened abilities to perceive in energetic form, to
communicate on many levels at once, not simply that of your mind or that of your intuitive
selves, but farther. It is that with these genetic changes comes a refinement of your
electromagnetic selves.

In such a way that you are transmitting in light form, as it was in the Beginning. And as you
transmit in light form, you are communicating in the purest of ways. You are communicating
on a Universal level. Past your words, past your motion, your emotion, beyond your thinking,
as pure light beings. As intrinsic parts of the One. As you already are. Within this transmission
and reception are the harmonics that travel electro magnetically along the corridors of the null
zones between the particulates in the Universal Construct. As this energy travels past the
particulates, the particulates rearrange their order.

Depending upon the state of light, the frequencies of the energies, the message is given form
in its formlessness. It is here that all manifestation occurs, miracles are accomplished and
healing becomes reality. It is here that alchemy is accomplished. It is that we can compare this
to form and formlessness to your current existences.

As you are in form, you are weighty, dense, and grounded in your atmosphere. As you are in
formlessness, operating from within your consciousness, you become capable of Light-ness.
That which is your true selves. Light-ness is the ability to be anything anywhere anytime as
you wish as you require, and as you operate in this way, with your consciousness, you are
sending that which is you, your message to all levels of being without the weight of your
physicalities.

And so it is also that you are receiving in the same way. Your essence is light. Your essence
functions within the harmonics and light of the Universal process, moving outwardly above,
below and to all directions, communicating all the way. Receiving all the way.

It is in this way you return to your Galactic Being-ness. As you become multi-dimensionally

142
oriented, you will begin to understand that the Truth lies in all things, not in your mind. Not in
your simple third dimensional perceptions or external stimulation, but much farther.

It is in this way that the children are coming fully operable into your world. It is in this way
that many of you are learning to Become. It is in this way that some of you came as
forerunners of today's children, carrying the Knowings and bringing forward the evolutionary
changes one to the other until it has come as a matter of natural occurrence.

Many of you are prepared to guide them. You will see that those children of the crystalline
form will recognize you if you are being of the light. They will lock their eyes with yours, and
communicate to you that they have a knowing of you, even before they can speak. Listen to
their wordless-ness. Tell them in this same telepathic form that you understand, that they are
not alone, that you are aware of them, and give them fullness of Universal and unconditional
love in that moment. They will remember.

And unto you we say that you are Beings Eternal. That you are of and within the Light. It is
for you to choose that path which you wish to walk. To embrace that which is yourself, that
being all things, the One. We remind you that comparison of yourselves one to another
accomplishes nothing, for each of you is that of the other. Move forward toward the whole.
You are the One you seek, Dear Ones. Fear not the coming times, for it is as it has always
been. The only change has been your perceptions. Be in peace. Be only love. Be from within.
as you are, so it is."

From the Ascended Masters.

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:4087

Saint-Germain - Yeni Dünya'da Refah...


 Posted by David Dogan Beyo on August 18, 2008 at 1:00am

Yeni Dünya'da Refah – Bir Saint-Germain Mesajı

8 Ağustos ve sonrasındaki süreçte, insanlık refah bilincine açılmaya doğru bir fırsata sahip
olacak. Refahın, güvenliğin ve esenliğin, birbirinize verdiğiniz hediyeler olduğunu
bileceksiniz. Bunun bir diğerinden aldığınız veya başkası sayesinde deneyimlediğiniz şeyler
olmadığını bileceksiniz. Ne siz ne de Dünya artık bu yaklaşımı desteklemeyecek.

Şu an çok büyük bir dönüşüm meydana gelmekte ve bunun kaynakların kıtlığı ile hiçbir ilgisi
yok. Bu tamamen bir kurmaca. Yeterli miktar her zaman mevcuttu. Hayati kaynaklarınızın
hepsi yenilenebilir.

Şu an muhtaç olduğunuz bir şey varsa, o da tüm yaşamınızın bir birine bağlı olduğunun
kollektif farkındalığıdır. Siz, komşularınız ve Dünyanız ortak bir kalbin nabız atışısınız.

143
Refah yardımseverlikle başlar, yardımseverlik ise kalpte başlar

Dostlarım, yakında tüm evrenin halizhazırda bilmekte olduğu bir şeyi deneyimleyeceksiniz ki:
Refah yardımseverlikle başlar, yardımseverlik ise kalpte başlar.

Kendinize vermiş olduğunuz şeyi, bir diğerine de kolaylıkla verebileceğinizi öğreneceksiniz.


Ancak başkalarını mahrum bıraktığınız şeyden sizde mahrum kalacaksınız-cezalandı
rıldığınız için değil, kalpleriniz kapalı olduğu için. Kapalı bir kalp, tıpkı sımsıkı bir yumruk
gibi, ne verebilir ne de alabilir.

Kalbinize giden yolları kapatmak hazinenizi korumanızı sağlamaz. Hatta, sizi içe kilitler ve
herşeyi dışlar ve mahrum kalır. Güvende ve emniyette olduğunuzu sanırsınız ancak öyle
değildir. Bir hapiste yaşarsınız, sizi ilgilendiren tek şeyin, hayatta kalmak ve size ait olduğunu
düşündüğünüz, sıkıca korumaya aldığınız şeylerin sizden alınacağı korkusu ile yaratmış
olduğunuz bir hapiste.

Bu haldeyken neşenin ve rahatlığın ne olduğunu bilebilmeyi nasıl ümit edebilirsiniz ki?

Şunu bilin. Bağımsızsınız. Tanrısal kaynağın büyük yaşamı içerisindeki bilincin bireysel
yansımalarısınız. Neşeniz ve refahınız budur.

Bunu kabul etmeye hazırlandınız mı?

Üzerinizdeki fırsatlar, izin verirseniz, küresel bir toplum olarak sizi daha ileriye taşıyacaklar.
Bu arzuda birleştiğiniz sürece, olacak olan budur.

Birbirine bağlı olmak ve bireysellik paradoksu

Birçoğunuz birbirine bağlılık ve bireysellik arasındaki paradoksu anlamaya başladınız.


Öncelikle, Bir olan Tanrı’nın bağımsız, sınırsız ve eşsiz yansımaları olduğunuzu kabul etmiş
durumdasınız. Ve bundan dolayıdır ki, hayatınızı tıpkı ruhunuzun yaşamakta olduğu şekilde
( size olan sevgisinde merkezlenmiş ve kaynağa olan bağına demirlemiş ) yaşamaya
başlıyorsunuz. Bu Yeni Sizsiniz.

Ayrıca, ilişkilerin doğasını da anlamaya ve kabul etmeye başlıyorsunuz. Neyin elzem


olduğunu- herşey olduğunuzu ve hiç kimseye hiçbir şey için ihtiyacınız olmadığını-
hatırlıyorsunuz. Bu bilişle, ne kendinizin başkalarına bağımlı olmasına, ne de başkalarının
size bağımlı olmasına izin vermezsiniz. Bunun yerine, Tanrısallığınızı paylaşmayı
hatırlarsınız. Kendinizi, mümkün olan tek şekilde- Tanrı’nın sevgisini bir diğerinizle
paylaşarak- genişletirsiniz. Yeni ilişkilerin anlamı budur.

Sonunda, birbirinize bağlı olduğunuz anlayışını kabul edip, kucaklıyorsunuz. Tıpkı bir
senfoninin birleşik bir müzik deneyimi yaratmak için tüm üyelerine duyduğu bağlılık gibi. Bu
yüzden İlahiliğinizi tam anlamıyla deneyimlemeniz, her birinizin kendisini tam olarak ve
bütünle uyum içerisinde ifade etmesine bağlıdır. Tanrısallığınızın birleşik deneyiminin,
bireysel deneyimlerin toplamından daha yüce olduğunu biliyorsunuz. Tıpkı Tanrı’nın olduğu
gibi – ve bu size haz verir.

144
İnsanlığın tümü Ortak Yaşamınızın anlayışına gelmeli. Bunu başarmanın tek yolu doğrudan
deneyimdir. Bu teorik bir şey değildir. Bu kadar basittir. İnsanlık kitleleri yakında refahla ilgili
sorunların karşılıklı dayanışma ile olan gerçekliğini deneyimleyecekler.

Refaha neden olan şey nedir?

Refahla ilgili kendi sorunlarınızla bir dereceye kadar başarılı olduğunuz şekillerde çalışmış
olmanız muhtemeldir. Örneğin, bilirsiniz ki, yaşamınıza bolluğu çekmek netlik, odaklanmış
niyet ve kendini sevgiyle kabul gerektirir. Ama bundan da fazlası vardır. Bunu bir vakumda
yapamazsınız. Kendinizin boluk içinde olmanıza neden olmak için bir diğerinize vermeye ve
almaya niyetli olmalısınız. Bunun başka yolu yoktur. Kalbinizi açmalısınız.

Bu neden böyledir?

Çünkü, refahınızın kaynağı Tanrı’dır ve kollektif olarak sizler de Tanrı’sınızdır. Bunlar


yadsınamaz gerçeklerdir. Birisi bir diğeri olmadan varolamaz. Birçoğunuzun halihazırda
yaptığı gibi, bunu bireysel olarak hatırlamayı seçebilirsiniz, ancak tek başına bu yetersizdir.
Kollektif olarak bu şekilde yaşamaya karar vermelisiniz. Ve tekrar, bu bu kadar basittir.

Refahınıza Uyanmak

Hepinizin Tanrı olarak paylaştığı bu hayatın, refahınızın kaynağı olduğunu hatırlamak üzere
bu küresel uyanışta oynadığı roller var. Beden hücrelerinizin kalbinizin beslenmesini
reddetmeyeceği, veya damarlarınızdaki kan hücrelerinin oksijeni taşımayı reddetmeyeceği
gibi, siz de bu rolü reddetme durumuna gelmezsiniz.

Gelecek zamanlarda hepiniz rollerinizdeki bölümleri oynayacaksınız. Bazılarınız diğerlerine


daha büyük miktarlarda verirken, diğerleriniz daha çok alabilirsiniz. Bu geçici bir durumdur.
Dengesizlik yanılsamasına saplanmayın. Önemli olan, rolünüzdeki bölümü oynayarak
kendinizle ilgili çok önemli bir gerçeği ( refahınızın kaynağının birbirinize olan bağlılığınız
olduğunu) kollektif olarak hatırlayacak olmanızdır.

Bir gündem olmaksızın, gizli bir niyet olmaksızın birbirinize vermeyi ve almayı öğrendikçe,
hepiniz refaha kavuşacaksınız. Ve böylelikle, gezegeninizde böyle bir tacize bir daha asla izin
vermeyeceksiniz.

Ben Saint-Germain.

~~~~~~~~~~~~ ~~~~~~~~~ ~~~~~~~

Joy and Clarity™ and Joy ve Clarity International™ bizlere, sınırlılık halinden insan
bilincimizi genişleterek özgürleşmek üzere yardımcı olacak kanal mesajları, rehber eşliğinde
atölye çalışmaları ve genel seminerler sunar.

Bu makale, üzerinde hiçbir değişiklik ve oynama yapılmamak kaydı ile ücret talep etmeksizin
dağıtılabilir. Diğer kişiler tarafından reklam amaçlı kullanım, telif haklarını elinde bulunduran
Alexandra Mahlimay ve Dan Bennack tarafından verilecek yazılı izin belgesi şartına bağlıdır.
Bu materyali kopyaladığınız takdirde, lütfen yazarı ve aşağıdaki bağlantıyı ekleyiniz.www.
joyandclarity. com

145
Özel celse ve etkinliklerle ilgili bilgi almak için lütfen http://joyandclarit y.blogspot. com
sayfasını ziyaret ediniz.

Alexandra Mahlimay ve Dan Bennack


Cluj-Napoca, Romania
6.8.2008
www.joyandclarity. com

Çeviri: Halil Gül


www.aryanon. blogspot. com

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:3871

Mevlana Celaleddin Rumi (english version


added)
 Posted by David Dogan Beyo on August 18, 2008 at 2:30am

Sevgide bir güneş gibi ol...


Dışınla değil içinle övün , olduğun gibi gel olduğun gibi görün...

146
Mevlâna 30 Eylül 1207 yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan
Ülkesi'nin Belh şehrinde
doğmuştur.
Mevlâna'nın babası Belh Şehrinin ileri gelenlerinden olup, sağlığında "Bilginlerin Sultânı"
ünvanını almış olan Hüseyin Hatibî oğlu Bahâeddin Veled'tir. Annesi ise Belh Emiri
Rükneddin'in kızı Mümine Hatun'dur.

Sultânü'I-Ulemâ Bahaeddin Veled, bazı siyasi olaylar ve yaklaşmakta olan Moğol istilası
nedeniyle Belh'den ayrılmak zorunda kalmıştır. Sultânü'I-Ulemâ 1212 veya 1213 yılllarında
aile fertleri ve yakın dostları ile birlikte Belh'den ayrıldı.

Sultânü'I-Ulemâ'nın ilk durağı Nişâbur olmuştur. Nişâbur şehrinde tanınmış mutasavvıf


Ferîdüddin Attar ile de karşılaştılar. Mevlâna burada küçük yaşına rağmen Ferîdüddin Attar'ın
ilgisini çekmiş ve takdirlerini kazanmıştır.

Sultânü'I Ulemâ Nişabur'dan Bağdat'a ve daha sonra Kûfe yolu ile Kâ'be'ye hareket etti. Hac
farîzasını yerine getirdikten sonra, dönüşte Şam'a uğradı. Şam'dan sonra Malatya, Erzincan,
Sivas, Kayseri, Niğde yolu ile Lârende'ye (Karaman) geldiler. Karaman'da Subaşı Emir
Mûsâ'nın yaptırdıkları medreseye yerleştiler.

1222 yılında Karaman'a gelen Sultânü'/-Ulemâ ve ailesi burada 7 yıl kaldılar. Mevlâna 1225
yılında Şerefeddin Lala'nın kızı Gevher Hatun ile Karaman'da evlendi. Bu evlilikten
Mevlâna'nın Sultan Veled ve Alâeddin Çelebi adlı iki oğlu oldu. Yıllar sonra Gevher Hatun'u
kaybeden Mevlâna bir çocuklu dul olan Kerrâ Hatun ile ikinci evliliğini yaptı. Mevlâna'nın bu
evlilikten de Muzaffereddin ve Emir Âlim Çelebi adlı iki oğlu ile Melike Hatun adlı bir kızı
dünyaya geldi.

Bu yıllarda Anadolunun büyük bir kısmı Selçuklu Devleti'nin egemenliği altında idi.
Konya'da bu devletin baş şehri idi. Konya sanat eserleri ile donatılmış, ilim adamları ve
sanatkarlarla dolup taşmıştı. Kısaca Selçuklu Devleti en parlak devrini yaşıyordu ve Devletin
hükümdarı Alâeddin Keykubâd idi. Alâeddin Keykubâd Sultânü'I-Ulemâ Bahaeddin Veled'i
Karaman'dan Konya'ya davet etti ve Konya'ya yerleşmesini istedi.

Bahaeddin Veled Sultanın davetini kabul etti ve Konya'ya 3 Mayıs 1228 yılında ailesi ve
dostları ile geldiler. Sultan Alâeddin kendilerini muhteşem bir törenle karşıladı ve Altunapa
(İplikçi) Medresesi'ni ikametlerine tahsis ettiler.

Sultânü'l-Ulemâ 12 Ocak 1231 yılında Konya'da vefat etti. Mezar yeri olarak, Selçuklu
SarayınınGül Bahçesi seçildi. Halen müze olarak kullanılan Mevlâna Dergâhı'ndaki bugünkü
yerine defnolundu.

Sultânü'I-Ulemâ ölünce, talebeleri ve müridleri bu defa Mevlâna'nın çevresinde toplandılar.


Mevlâna'yı babasının tek varisi olarak gördüler. Gerçekten de Mevlâna büyük bir ilim ve din
bilgini olmuş, İplikçi Medresesi'nde vaazlar veriyordu. Vaazları kendisini dinlemeye
gelenlerle dolup taşıyordu.

Mevlâna 15 Kasım 1244 yılında Şems-i Tebrizî ile karşılaştı. Mevlâna Şems'de "mutlak
kemâlin varlığını" cemalinde de "Tanrı nurlarını" görmüştü. Ancak beraberlikleri uzun
sürmedi. Şems aniden öldü.

147
Mevlâna Şems'in ölümünden sonra uzun yıllar inzivaya çekildi. Daha sonraki yıllarda
Selâhaddin Zerkûbî ve Hüsameddin Çelebi, Şems-i Tebrizî'nin yerini doldurmaya çalıştılar.

Yaşamını "Hamdım, piştim, yandım" sözleri ile özetleyen Mevlâna 17 Aralık 1273 Pazar günü
Hakk' ın rahmetine kavuştu. Mevlâna'nın cenaze namazını Mevlâna'nın vasiyeti üzerine
Sadreddin Konevî kıldıracaktı. Ancak Sadreddin Konevî çok sevdiği Mevlâna'yı kaybetmeye
dayanamayıp cenazede bayıldı. Bunun üzerine, Mevlâna'nın cenaze namazını Kadı Sıraceddin
kıldırdı.

Mevlâna ölüm gününü yeniden doğuş günü olarak kabul ediyordu. O öldüğü zaman sevdiğine
yani Allah'ına kavuşacaktı. Onun için Mevlâna ölüm gününe düğün günü veya gelin gecesi
manasına gelen "Şeb-i Arûs" diyordu ve dostlarına ölümünün ardından ah-ah, vah-vah edip
ağlamayın diyerek vasiyet ediyordu.

"Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız!


Bizim mezarımız âriflerin gönüllerindedir"

Beri Gel (Ne Diye)

Beri gel, daha beri, daha beri.


Bu yol vuruculuk nereye dek böyle?

148
Bu hır gür, bu savaş nereye dek?
Sen bensin işte, ben senim işte.

Ne diye bu direnme böyle, ne diye?


Ne diye aydınlıktan kaçar aydınlık, ne diye?
Topumuz bir tek olgun kişiyiz, bir tek,
Ne diye böyle şaşı olmuşuz, ne diye?

Zengin yoksulu hor görür, ne diye?


Sağ soluna yan bakar, ne diye?
İkisi de senin elin, ikiside,
Peki, kutlu ne, kutsuz ne?

Topumuz bir tek inciyiz, bir tek.


Başımız da tek, aklımız da tek.
Ne diye iki görür olup kalmışız
İki büklüm gökkubbenin altında, ne diye?

Sen habire gevele dur bakalım,


Habire ´Usul boylu birlik çam ağacı´ de,
Sonu nereye varır bunun, nereye?

Şu beş duyudan, altı yönden


Varını yoğunu birliğe çek, birliğe.
Kendine gel, benlikten çık, uzak dur,
İnsanlara katıl, insanlara,
İnsanlarla bir ol.
İnsanlarla bir oldun mu bir madensin, bir ulu deniz.
Kendinde kaldın mı bir damlasın, bir dane.

Erkek arslan dilediğini yapar, dilediğini.


Köpek köpekliğini ede durur, köpekliğini.
Tertemiz can canlığını işler, canlığını.
Beden de bedenliğini yapar, bedenliğini.

Ama sen canı da bir bil, bedeni de,


Yalnız sayıda çoktur onlar, alabildiğine,
Hani bademler gibi, bademler gibi.
Ama hepsindeki yağ bir.

Dünyada nice diller var, nice diller,


Ama hepsinde anlam bir.
Sen kapları, testileri hele bir kır,
Sular nasıl bir yol tutar, gider.
Hele birliğe ulaş, hır gürü, savaşı bırak,
Can nasıl koşar, bunu canlara iletir.

Mevlana Celaleddin Rumi

149
Mevlana Jalaluddin Rumi

"Come, come again, whoever you are, come!


Heathen, fire worshipper or idolatrous, come!
Come even if you broke your penitence a hundred times,
Ours is the portal of hope, come as you are."

150
Jalaluddin Rumi was born in 1207 C.E. ( i.e. Common Era aligned with A.D.) in Balkh. This
city was then in the Persian province of Khorasan but is now in Afghanistan. Balkh was then a
prominent city and his family had a tradition of service there in legal and religious offices.
Despite this background he moved, in his youth and with his family about 1218 C.E., away
from Balkh in order to avoid the warlike Mongols who were then conquering extensively
under the leadership of their Khans.

The family travelled to Baghdad, to Mecca on pilgrimage, and to Damascus and eventually
settled at Karaman near Konya in what is now western Turkey.

Following this move to Konya, then the capital of the western Seljuk Turks Jalaluddin's father
was busy as an Islamic theologian, teacher and preacher. Jalaluddin followed in this tradition
and, upon his father's demise in 1231 C.E. succeeded to his post as a prominent religious
teacher.

This part of the world was then known to its inhabitants as Rum, a name derived from the
Byzantine Roman Empire that had formerly held it. Jalaluddin's name in religion and
literature - Rumi - is itself derived from Rum.

Rumi is today thought of being a Persian mystic and poet and is closely identified with
Sufism and Sufi mysticism. This Sufism being a mysticism within Islam where devotees
sought a mystical union with God.

From around 1232 C.E. and the arrival of one of his fathers former Balkh students in Konya
Rumi was thoroughly familiarised with doctrines of Sufism that had emerged in Persia and in
1240 C.E. he was recognised as being a Shaykh in his own right.

151
In about 1244 C.E. Rumi befriended Shams ad-Din (Sun of Religion), a wandering dervish or
Sufi devotee who was formerly from Tabrìz, who became his mentor. For over two years he
and Shams ad-Din were very closely associated in a platonic friendship and living in the same
house. Sufis had a tradition of such close platonic friendships based on a commonality of
spiritual endeavours.

Rumi had previous to this all absorbing friendship been busy as a teacher and leader of a
Mevlevi discipleship. His former pupils were most discomfited by the friendship with Shams
and threatened violence.

Shams ad-Din disappeared unexplainedly in 1247 C.E. and Rumi subsequently composed
approaching to 30,000 verses of poetry, the Lyrics of Shams of Tabrìz, expressing his feelings
at the disappearance of his friend. He later formed other deep spiritual friendships that were
not really welcomed by his disciples in the Mevlevi Order.

One of these friendships again inspired poetry, notably the epic poem Masnavi I Ma'navi
(Spiritual Couplets), which has had an immense influence on Islamic literature and thought.

This friend, Husam ad-Din Chelebi, became leader of the Mevlevi Order upon Rumi's death
in 1273 C.E.

Rumi had taught that "Muslims, Christians, Jews, and Zoroastrians should be viewed with the
same eye" and it is said that people drawn from five faith backgrounds followed his funeral
bier. His mausoleum, the Green Dome in Konya, is today a place of pilgrimage for many
thousands.

Look at Love...

Look at Love...
how it tangles
with the one fallen in love

look at spirit
how it fuses with earth
giving it new life

why are you so busy


with this or that or good or bad
pay attention to how things blend

why talk about all


the known and the unknown
see how unknown merges into the known

why think separately


of this life and the next
when one is born from the last

look at your heart and tongue


one feels but deaf and dumb

152
the other speaks in words and signs

look at water and fire


earth and wind
enemies and friends all at once

the wolf and the lamb


the lion and the deer
far away yet together

look at the unity of this


spring and winter
manifested in the equinox

you too must mingle my friends


since the earth and the sky
are mingled just for you and me

be like sugarcane
sweet yet silent
don't get mixed up with bitter words

my beloved grows
right out of my own heart
how much more union can there be
Mevlana Jalaluddin Rumi
translated by Nader Khalili

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:3887

153
Kryon - Işıkişçisinin El Kitabı - Ders 3 -
Lightworkers Handbook Lesson 3
 Posted by David Dogan Beyo on August 19, 2008 at 1:30am

Kryon - Işıkişçisinin El Kitabı - Ders 3 - Lightworkers Handbook Lesson 3

Bu mesaj [Lee ve Kryon tarafından] kanallık yoluyla tekrar düzenlenmis ve mesajın daha iyi
anlasılması
için ilaveler yapılmıstır. Birçok Shasta toplantısı çok temel bilgileri içeren celselerden
olusmustur, ancak
bunların çogu kagıda basılarak mümkün olmayan bir sekilde, duygusal olarak aktarılmıstır. Ek
olarak,
mesaj Kryon tarafından, zaman kısıtı olan canlı yayında verilmis bu mesajın anlasılması zor
kısımlarına
açıklamalar getirilmek suretiyle genisletilmistir. Bu tür bir genisletme canlı yayından daha iyi
bir iletisim
saglayabilmektedir.
Bu özel celse, “Isıkisçisinin El Kitabı” serisinin üçüncü dersi olarak da verilecektir.
Etraflarında “hokus
pokus” olayları yasamaya baslayanlara yardımcı olmak için Kryon tarafından yaratılmıs bir
seridir bu. Bu
nedenle, mesaj listesinin daima en üst sıralarında yer alacaktır.
16 Temmuz 2007’de, Kryon Isık Konferansında verilmis olan bu gelistirilmis mesajın keyfini
çıkarın.

CELSE
MAKSİMUM EZOTERİZM

154
Bu canlı celse, Shasta Dagında, Kryon Isık Konferansında yapılmıstır.
16 Temmuz 2007
Selamlar, sevgili varlıklar, Ben Manyetik Hizmetten Kryon. Bu ismin sizi korkutmasına izin
vermeyin. Ben Kız
Kardesiniz Kryon; Ben Erkek Kardesiniz Kryon. Bu sabahki celsede, “oda beklenenin
ötesinde bir enerji ile
dolmus, anlamayacagınız yerlerden gelenler var,” dedigim gibi olabilir mi? Burada sizi çok
iyi bilen bir enerji
var, bu nedenle kalbinize dokunuyor.
Kim oldugunuzun ya da hangi kültürden oldugunuzun ya da nereden geldiginizin hiçbir
önemi olmaksızın,
kalbinize dokunuyor. Neden? Size hepinizde ortak olan bir sey var deseydim, bu inancınızın
ötesinde bir sey
olurdu, çünkü hepiniz aynı yerden geliyorsunuz. Bu ortaklık var – bir gerçek; diyor ki bir
anlamda hepiniz
aynısınız; yuva hepiniz için aynı. Bu nedenle buraya geldiginizde de hissettiginiz budur? “Bir
daha asla
görmeyeceginiz” insanlarla karsılastıgınızda, baglantıyı hissediyor musunuz? Bu sizin için ne
ifade ediyor?
Burada kurdugunuz baglar ve köprülerin “zaman dısı” oldugunu anlıyor musunuz? Burada
sevginin üretildigini
biliyor muydunuz? Buranın farklı düsünmek için güvenli bir yer oldugunu biliyor muydunuz?
Hepiniz de buraya hayalet sov izlemeye gelmediniz degil mi? [Gülüsmeler] Bazılarınız sadece
bu ezoterik
zamana katlanıyor. Kim oldugunuzu biliyorum, o zaman size hitap etmeme izin verin:
sabrınız için çok
seviliyorsunuz.. sabrınız için çok seviliyorsunuz! Sizi rahatsız edecek olan perdenin öbür
tarafındaki tek bir
rehber, tek bir melek ya da tek bir varlık olmadıgını biliyor muydunuz? Buradan çıkıp, “bu
söylenenlerin
hiçbirini önemsemiyorum! Hiçbirine inanmıyorum! O adam gerçekten kanallık yapmıyordu.
Sadece taklitti!”
derseniz; tamamen inançsızlık içinde buradan ayrılırsanız, bu, kardesiniz Kryon’un sizin
hakkınızdaki hislerini
asla degistirmeyecektir. Bu, insanın özgür seçimidir ve ona saygı gösterilir. Çünkü hazırsanız
veya hazır
oldugunuzda, ezoterik olana açılan inanç kapısını açmayı seçebilirsiniz, ama öncesinde
mümkün degildir.
Tanrı, bu deneyim tarafından dokunulmak istemeyenlere bu enerjiyi göndermez.
Size bu mesajların nasıl yapılandırılacagını ve bu geceki ve sonraki mesajın ne üzerine
olacagını söylememe
izin verin. Bu gece için, ezoterik bilgilere deginecegiz. Ve yarın gece, fizik ve astronomiden
bahsedecegiz.
Bunlar birbirinden farklı türde iki mesaj olacak. Sizin için ayrı ayrı veriliyor olacaklar ancak
benim realitemde
birlikte, eszamanlıdırlar. Sizin için, bunlar zıt ama iliskili bir çift mesajdır. Bu nedenle birini
dinler ya da
okursanız, digerini de mutlaka deneyimleyin. Bu mesajlar birbirini dengelemektedirler – biri
en ezoterik olan,
digeri ise bilimsel. Peki, yarın, uzun zamandır yapmadıgım bir sey yapacagım. Size saf fizik

155
bilgileri
verecegim – saf bilim. fsa edebileceklerimin sınırında bazı seyleri açıklayacagım, bazı
ipuçları verecegim,
bazı seyler neden ve nasıl çalısıyor, bundan bahsedecegim. Astronomların gördügü ama
açıklayamadıgı ve
fizigin tamamen gözden kaçırdıgı seyleri açıklayacagım. Mantıksal bir sisteme
dayandırdıgınız bazı fizik
kurallarını bastan yazacagım. Fakat bu gece hokus pokus gecesi. [Gülüsmeler] Bunu
seveceginizi biliyordum.
Bu kelimeyi kullanmamı partnerim söyledi.
Hokus Pokus
En çok hangi konularda elestirildiginizi biliyorum. Kimin burada oldugunu biliyorum.
Biliyorum ki bazılarınız
kültürünüz için uygun olmayan inançlarınız için mücadele ediyor. Bazılarınız buraya
tamamen yalnız olarak
geldi, ve biliyorlar ki geri döndüklerinde burada olanları paylasabilecekleri kimse yok, ama
yine de yasamak
istiyorlar! Yanınızda biri olsun ve “Bir yere gittim ve bana dokunduklarını hissettim. Bir
sekilde bana
dokundular. Bana neyin dokundugunu bilmiyorum, tek bildigim kendimi iyi hissettim,”
demek isteyeceksiniz.
Ama bunu yapamazsınız degil mi? Bu kisi sizseniz size bir mesaj vermek istiyorum:
Kimseyle bir sey
paylasmanıza gerek yok, gerçekten. Nese içinde, sifalanmıs, kutsanmıs olarak geri dönün ve
ailenize,
çalısanlarınıza ve kültürünüze ne kadar degistiginizi hareketlerinizle göstereceginiz bilinç ve
ısıgı
beraberinizde tasıyın. Mesajınız bu olsun. Çünkü mesaj vermenin yolu budur ve her zaman da
böyle olmustur.
Ezoterik konulara, bir kez daha perdenin bu tarafından üç-boyutlu varolus içine gelip
boyutlararası bilgileri
size vermek için elimizden geleni yaparak deginmek zorundayım. iste size bir örnek: bir gün
kör bir insana bir
rengi anlatmaya çalısın. Hiç görmemis ama iste siz orada oturmus kırmızı ve maviyi
anlatmaya çalısıyorsunuz.
Bu mesajları aktarırken aynı güçlügü biz de yasamaktayız.
Zamanın en basından beri, bu Evren her seyi tekil olarak görebileceginiz sekilde
hazırlanmıstı. Ve siz de
algınızda lineersiniz. Algınızdaki bu lineerlik, öyle olduguna ya da olmadıgına inandıgınız her
seyin gerçek
olmasını saglar. Ve göremezseniz, var olmaz. Göremezseniz, onun hakkında konusamazsınız.
Etrafınızda
dogal karsıladıgınız görünmez güçleriniz dahi olsa, manyetikler ve yer çekimi gibi, üstüne
çıkamazsınız. Her
ikisi de “görme” düzeyinde kanıtlanabilirdir, çünkü etkilerini net bir sekilde her gün
görebilmektesiniz.
Ancak baskalarının gördüklerini göremediginizde.. her seyin etrafındaki renkler ya da enerji
gibi, o zaman bu
aptalcadır. Söyle diyenler var, “ben lineer olmayı seçiyorum.” Burada bazıları böyle
düsünüyor. Bu rahat ve

156
tanıdık oldugunuz bir sey fakat bu yanlı bir dogrusallıktır ve bunun ne oldugunu
bilmiyorsunuz bile. Hayatta
kalmanız dogrusal bir dünyada olmanıza baglıdır, bu nedenle, her seyden önce, beyniniz
dogrusal
varolusunuza uymayan her seyi “görmenizi” engellemektedir. Bu yüzden dogrusal bir
realiteniz var; fiziksel
gözleriniz renkleri gerçekten görüyor olsa bile, beyniniz bu imgeyi reddetmektedir. Çünkü
dogrusal
realitenize uymuyordur.
Burada bulunan her insan oldukça dogrusaldır ve buna oldukça asinadır, öyle ki hiçbiriniz ne
kadar “realite
kötürümü” oldugunuzu bilmiyorsunuz. Üç-boyutlu, dogrusal insanlar olarak, her
konusmacının mesajı size tek
bir kelime ile aktarabilecegi yedi saatlik bir konferansa gidiyorsunuz. Ve beyniniz tek seferde
sadece tek bir
kelime duymak zorunda. Sanki tüm realiteniz bu küçük, zayıf sese baglıdır ve sadece ileri
gidebilmektesinizdir, ne geriye ne yukarı - asagıya ne de saga - sola – sadece ileriye.
Dengenizi sagladıgınız
ince bir ip üzerindesiniz, ve etrafınızda her sey de aynı dengede. Ancak buna asinasınız ve sizi
sınırlıyormus
gibi gelmiyor.
Elinize bir kitap aldıgınızda, onu dogrusal olarak okursunuz, bir seferde tek kelime. Hızlı
okuyanlarınız da bir
seferde bir sayfa okur. Hala dogrusaldır.. ard arda. Siz “realite kötürümü” olmussunuz ve
bundan haberiniz
dahi yok.
Bizim gibi sizin de “kuantum realite”niz olsaydı, her seyi kavramsal olarak tek seferde
görecektiniz. Tüm
muhtemel senaryo potansiyellerini ve mesajları tek seferde görecektiniz. Bunun gibi bir odaya
gelip tüm gün
verilecek mesajı birkaç saniyede alabilecektiniz, sanki tüm gün boyunca o mesajı
dinlemissiniz gibi. Kitapları
elinize alıp onlara dokunarak, birkaç saniye elinizde tutarak “okuyabilecektiniz.” Hayal dahi
edemeyeceginiz
bir realitede ileri geri, yukarı asagı ve saga sola gidebilmektir bu. Bugün bununla ilgili bir
örnek gördünüz.
[seminer öncesinde Lee tarafından özel yetenekleri olan Japon çocuklarla ilgili video.]
Genelde, gerçek bir çokboyutlu nsan deneyimi çok nadir olur. 3B olmanızın bir nedeni var,
çünkü bu
gelistirdiginiz bir enerjidir. Kendi realiteniz ve bütün hakkındaki algılarınız üzerinde kontrol
sahibisiniz. Bu
nedenle yaratmıs oldugunuz seyin içinde oturuyorsunuz. Yasamınız 3B’da yasanıyor ve siz
buradan ayrılırken,
birer birer adım atıyor olacaksınız.
Bu nedenle, bahsettigimiz ezoterik konuların kanıtlanabilirligi çok düsük seviyededir çünkü
ezoterik konular
3B’da kendini kanıtlayamamaktadır. Bu gece benimle realite köprüsünü geçmek isteyenlere
inanç
sisteminizdeki en ezoterik seylerden bahsetmek istiyorum, ve bunlardan birçoguna
dokundurma yapacagım.

157
Bütün bunların ardında bilim yokmus gibi görünecek. Ancak bunun tek nedeni, bilim ile ilgili
fikirlerinizin
tamamen 3B’a dayalı olmasındandır. 3B kutusunun dısına çıkmaya basladıgınızda, bir gün
biliminiz ezoterik
olanı kanıtlayacaktır. O zaman, teorileriniz, talepleriniz ve kurallarınız da çok-boyutluluga
dayanıyor olacak.
Bunun yolu budur. Bugünün aptallıgı, sonuçta, yarının bilimi olacaktır, ve nsan oldugunuzdan
beri bu hep
böyle olmustur. Bir zaman makinesine binip atalarınıza Dünyadaki herkes ile küçücük araçlar
sayesinde
konusabildiginizi ya da resimleri uzaya fırlatıp Dünyanın her yanına gönderebildiginizi
anlatmak eglenceli
olmaz mıydı? Size kolay gelsin, ancak taslanmadan, yakılmadan, ya da en azından “seytanla
anlasma
yapanlardan biri” oldugunuz için dıslanmadan önce fazla uzaga kaçamayacaksınız.
Kültürünüzde böyle seyler
gördünüz mü?
Ve söyle diyenler var, “görmedigim hiçbir seye inanmam.” O zaman öncelikle bu konuya
deginmeme izin
verin, çünkü bu birçok kiside yaygın olan bir meseledir.
“Görmem gerekiyor,” diyorlar. “Ayrıca, Bay Yeni Çag, eterlerdeki tuhaf seylerden bahsetme.
Sezgisel
hareketten basetme. Numerolojiden bahsetme. Astrolojiden bahsetme. Bana geçmis
yasamlardan bahsetme.
Lemuryalılardan bahsetme bana. Onları göremiyorum çünkü yoklar. Bunların hepsi peri
masalı.”
Her tarafınızda görünmez seyler var ve siz onları dogal karsılıyorsunuz, ancak 3B’taki
realitenizin bir
parçasıdırlar. Bir sekilde bunlara inandınız, degil mi? Hava görünemeyecek kadar küçük,
ancak mikroskopla
görülebiliyor. Aha! “O zaman, aslında görünmez degil,” diyorsunuz. Sevgi hissedilen bir
duygudur, görünmez.
Bunda sorun yok, çünkü onu deneyimleyebiliyorsunuz. Yer çekimi ve manyetizm o kadar
büyükler ki sürekli
sonuçlarını görebiliyorsunuz, o zaman zihninizde onlarla ilgili olarak da bir sorun yok.
Görünen o ki 3B zihin,
bir aletin ölçebildigi ya da bedenin hissedebildigi her seyin “gerçek” olmasına izin veriyor.
Fakat ulasmak için
çabalamanız gereken bir sey söyleyecegim, çünkü sadece ruhsal niyet ile görülebilir ve
deneyimlenebilir.. 3B
kurallarını biraz degistiriyor.
O zaman bahsettigim görünmez seyler, sadece realitenizi degistirerek deneyimlenebilir.. bu
yapmanıza izin
verilen bir seydir. Bir an için 3B ön yargınızı askıya alabilirseniz, benimle o köprüyü geçip
kuantum hali içine
girebilirsiniz – bir an için. Bu, içinde bulundugunuz yanlıs realite kutusunu yumusatmanın, ve
“görünmeyen
seylere izin vermenin” ihtimallerinizin bir parçası olmasına dogru ilerlemenin baslangıcıdır.
Bir gün
boyutlararası enerjiyi “görebilen” bir alet olsaydı ne hissederdiniz? Bu peri masalı mı olurdu,

158
ya da bu da
sorun olmaz mıydı? Aslında kararı sandıgınızdan da çok yakın bir zamanda vereceksiniz.
Gerçek – Büyük Yanlıs Anlama
Ön yargılı 3B bir zihne ve düsüncelerinizin lineerligini gerçekten sergileyen birine anlatılması
en zor
konulardan biri de üzerinde ugrastıgınız en temel konulardan biridir: Gerçek nedir? “Oh iyi,
Kryon bize
gerçegin ne oldugunu söyleyecek!” Evet, söyleyecegim. Haklısınız, ve bundan pek de
hoslanmayacaksınız
çünkü 3B olmayacak.
Gerçek, /nsanın kalbi Tanrı sevgisi ile evlendiginde ortaya çıkar ve sonuçlar /nsanı gelistiren
ruhsal bir yol
için duyulan tutkudur.
Bazılarınız bu deneyimden geçti ve gerçegini biliyor, degil mi? Ve genellikle söyle
diyorsunuz, “Bu benim
gerçegim.” Peki baskasının da gerçegi olmadıgı zaman ne hissediyorsunuz? Onların da
kendilerine ait bir
gerçegi olmalı, sizinki gibi degil, ama Tanrı sevgisi ile evlilikleri için sizinki kadar tutkulu
olabilir.
Potansiyellerinde ve yaptıklarında gördükleri – hareketleri, Ruh için tasıdıkları dürüstlük,
gittikleri yön –
sizinkinden oldukça farklı olabilir. Bu konuda ne hissediyorsunuz? Yanılıyorlar mı?
“Kryon, bize birçok gerçek oldugunu mu söylemek üzeresin?” Evet, bundan daha fazlası da
var. Birçok
gerçek var. Fakat insan beyni, tekillik konusunda sabit fikirlidir, bagırır, “Sadece tek bir
gerçek olmalı! Tüm
ruhsallıgın kalbinde olan bir seydir bu – tek gerçek! Birçok gerçek olamaz. Hepimiz tek B/R
gerçegi arıyoruz.
Ve o gezegendeki tüm dinlerden ve savaslardan sorumludur. Uygun bir Tanrı arayısıdır.”
Ve ben de diyorum ki, “Ne kadar 3B’sun!” Peki ya gerçegin birçok realitesi varsa ve hepsi de
tek bir yere
götürüyorsa? Bu sizin için uygun mudur? Çünkü bunun yolu budur. Gerçegin tek olmasına
ihtiyacınız varsa,
size verecegim: Hepiniz birbirinize baglısınız. Bunu nasıl buluyorsunuz? Ancak bir kez
düsünün – yeryüzü
makinesinin tüm parçaları bütün resmi biliyor mu? Neden varolduklarını biliyor mu?
Dogrusal bir dünyada
bilmiyorlar. Peki ya hepiniz dev bir “gerçek makinesi”nin parçası olup gerçekte anlamadıgınız
bir amaç için
birlikte çalısıyor olsaydınız? Size bu gerçek baglantılarının tekerlegin jantları gibi oldugunu
söylüyorum.
Onlardan trilyonlarca var, ve hepsi merkeze yönelmis ve hepsine gerçek deniliyor.
Bazıları diyor ki “Bundan hoslanmadım.” Hoslanmıyorsunuz çünkü dogrusal kutunuza
uymuyor. Yiyeceklerden
konusalım. Yasamın devamlılıgını yiyecek saglar. Ruhsal gelisiminizin devamlılıgını ise
gerçek. Bu sizin
tutkunuzdur. Sahip oldugunuz gerçege dayanarak ki o kendiniz ile Yüksek Benliginizin
evliligidir, ne
yapacaksınız? Hayatta ne yapacaksınız? Ne yaparsanız bu sizin gerçeginizdir, ve sadece sizin
tarafınızdan

159
bilinir. Kisiseldir. Ancak insanın varolusunun dogrusallıgı bunu genellemek ister, diger
insanların üzerine
yapıstırmak ister ve buna doktrin adını verir. Bunu bir kutuya koyun ve kendinizi daha iyi
hissedersiniz, degil
mi? Dısınızda bir yöneticinin size gerçegi söylemesi çok daha kolaydır; çünkü o zaman sizin
sorumlulugunuzdan çıkacaktır.
Size tek tip yiyecek oldugunu söyleseydim, ne derdiniz? Bundan da hoslanmazdınız. Peki
devasa yemek
melegi gelip “Buna bir son verin! Yediginiz her seyi yemeyi bırakın ve degisin, çünkü artık
sadece tek bir
yiyecek var,” deseydi? Siz de diyecektiniz ki, “Bu ise yaramaz. Bu saçmalık. Aptalca.” Ve ben
de size
diyorum ki , aynı sey ruhsal gerçek için de geçerlidir. Ruhsal besin, kisisel ve essizdir. Gerçek
arayısı herkesin
dahil olacagı bir sey degildir. Bu oldukça 3B, ön yargılı ve tekil düsünmektir.
Peki, iste bakmanız gereken sey. Biraz önce dedim ki bu odadaki insan kadar gerçek var,
farklı, ayrı ve essiz
gerçekler. Ancak burada kuantum etkisi de var. Biraraya geldiginizde, bir sekilde bu gerçekler
tek bir amaç
için birlesmektedir, degil mi? Tanrının yüzü ile ilgili ortak bir sezginiz var. Günün gerçeginin
bulundugu yer
karsınızda hepiniz için tezahür etmektedir. Ve bunu deneyimleyen herkes için uygundur,
çünkü büyük resmi
görebilmektedirler.
lginç olan, herbiriniz kendi essiz gerçeginizi bulmak üzere buraya gelmisken, birlikte tek bir
amacı
görüyorsunuz çünkü gerçekler arasındaki baglantıda bir uyum var ve bu da Tanrı sevgisidir.
Sizin Yüksek
Benliginiz, o göremediginiz ezoterik sey, kuantum etkisinin çalısmasını mümkün kılan
yapıstırıcı gibi.. hepsini
birbirine yapıstırıyor gibi görünüyor. Tekilliginiz buradadır!
Akıllı Hücreler?
Sezgisel hareketten bahsetmemize izin verin. Modern tıp bundan hoslanmıyor – kendi
bedenleri için gerekli
gördükleri kimyasalları ve yiyecekleri deneyen Isıkisçilerinin var olmasından hoslanmıyor.
Buna kineziyoloji
adı veriyorsunuz – kas testi. Yine de, bir sekilde, bedeninizin bilmesi gerekiyor, beyninizin ya
da aklınızın
bildiginin ötesinde, sizin için neyin iyi neyin kötü oldugunu bilmesi gerekiyor. Bu nedenle,
etrafta birçok
Isıkisçisinin bedenleri üzerinde çesitli deneyler yaparak dolastıgını görüyorsunuz, ve bu
durum, bu inancı
paylasmayanlar tarafından tuhaf bulunuyor. “Çok garip!” diyorlar, “bu gördügüm en aptalca
sey. Bu insanlar
ne yapıyor?”
Gelin baska bir açıdan bakalım. Ezoterik köprüyü benimle geçecek misiniz? Biyolojiniz ne
yapmak üzere
tasarlandı? Partnerim, burada biraz yavaslamanı istiyorum. Bedeninizde bir hastalık olsaydı?
Kanser gibi bir
hastalık oldugunu düsünelim mesela. Oh, entellektüel insan, kimin beyni evrim merdiveninin

160
en tepesinde,
peki neden bilmiyorsun? Beynin neden seni uyarmıyor? Her hücrenin hücresel yapısına baglı
degil misin?
içinde uygunsuz olmakla kalmayıp seni öldürebilecek bir seyin büyüdügüne dair beynin
mesajlar almıyor mu?
Bedenindeki her sistem beyninle konusacak baglantıya sahip! Peki o zaman neden
bilmiyorsun?
Size söyleyecegim. Bu sekilde tekamül ettiniz, çünkü bedeniniz sadece hayatta kalmak
üzerine kurulu ve
hayatta kalma modu her zaman ÖNCE geliyor. Bedeninizdeki akyuvarların harekete geçtigi
her defasında sizi
uyaran bir sinirsel protokol olsaydı, sürekli endise içinde olurdunuz – hayatta kalma
mücadeleniz için bu kötü
olurdu. Hayır, siz bundan uzak durdunuz. Bu tamamen engellenmistir. içinizde kanser tasıyor
olabilirsiniz ve
kazara bunu kesfedebilirsiniz, ama artık çok geçtir. Dogru gelmiyor, degil mi? Yine de, beynin
bedenin
savunmalarının her seyin üstesinden gelebilecek kadar iyi olduguna inandıgı bir bilinç
mevcuttur, böylece sizi
ayrıntılarla rahatsız etmez.
Fakat hücresel yapı hepsini bilmektedir, sizce de öyle degil mi? Her hücre neler oldugunu
bilmektedir. Bu
nedenle bunları çalıstıran bir bilinçaltı sisteminiz var. Belki de aylardır hücrelerinizde
günbegün bir savas
olmaktaydı, ancak siz etrafta hiç fikriniz olmadan dolasıyordunuz. Hücresel yapınızda olan
bitene dair içsel
bilgiyi alıp size aktaran bir sistem var. Entellektüel döngünün dısında (mantıklı düsünenler
için inanması
oldukça güç) ve buna kineziyoloji deniyor.
Deneyin. Aklınızın etrafından dolasan bir sekilde sorarsanız bedeniniz size cevap verecektir.
Gerçek mi?
Birçok kisi tarafından denendi, o zaman gerçek olduguna dair kanıt var. Pandül adını
verdiginiz sey için de
benzer bir uygulama var. Parmaklarınız zincirin ya da ipin sonundaki pandülü kavrar, ve
hangi yöne gittigine
göre kendiniz için karara varırsınız. Ancak bunu yaptıgınızı gören birçok kisi aksi yöne
kaçmaktadır! “Sen bir
çesit seytan olmalısın!” derler. Bir sekilde yaptıgınızı mitolojiye baglarlar. “Sen seytanın
enerjisini
kullanıyorsun,” derler. “Sen pandül kullanıyorsun.”
Pandül bir nevi “mini kineziyolojidir”. Parmakların kasları, sizin kontrolünüzün ötesindeki
hücresel yapı ile
ilgili bir soruya yanıt vermektedir. Parmaklarınızı sabit tutmaya çalıstıgınızda, kaslarınız size
bir mesaj
vermek üzere hareket eder – pandülü bir yöne dogru sallar. Kaslarınız yoluyla aklınızı asmaya
çalısan içsel
zekanızdır bu. Bir tıp doktoru ilaç dosajını belirlemek için pandüle bas vursaydı ne
düsünürdünüz? Evet,
bazıları bunu yapıyor. Hatta biri burada. [Kryon gülümser.] Dilerseniz bu islemi bedeninizde
neler olup

161
bittigini anlamak için kullanın. Sizin için en iyisi hangisi? Hangi yiyecege alerjiniz var?
Bütün bunları bedeniniz
bilmektedir. Ancak aklınızın tek derdi – 3B kutusunda – hayatta kalmak ve size hiçbir sey
söylemiyor.
Astroloji
Baska bir konuya geçelim. Astroloji. Ne yazık ki, bu gece size astrolojiden bahsedemem,
çünkü ezoterik
degil. Asırı bilimsel. Gezegen üzerindeki en eski bilim. Astrolojiyi bu nedenle yarına
erteliyorum. Size
astrolojinin fizigini verecegim, nasıl çalısır, neden çalısır. Belki de üzerindeki sihri
alıverecegim, ve
bazılarınız bundan hoslanmayabilir, çünkü birçok kisi onun gizeminden hoslanıyor. Mistizmin
tanımı Tanrının
açıklanamayan bilimidir.
Numeroloji – Bir Enerji Sistemi
Ezoterik olarak tanımlanan çok zor bir konuya deginmek istiyorum. Bu kadar az ve öz bir
açıklama için 3B
tarafınız kendisinden süpheye düsecek. Size numerolojinin nasıl çalıstıgını anlatacaksam,
perdenin öbür
tarafından bahsetmem gerekecek. slerin sizin için farkında olmadıgınız sekilde nasıl çalıstıgını
sunan bir
boyutlararası kuantum halinden bahsetmem gerekecek.
Üzerinde bulundugunuz realite telinde, ki o dogrusaldır – ve oldukça sınırlayıcı bir zaman
çerçevesinde – saati
durduramazsınız. Ne olursa olsun ilerlemeye devam eder. Tersine çeviremezsiniz. Sadece tek
bir yönde
ilerler ve siz de onunla daima hareket halindesinizdir. Durduramazsınız. Baska bir hızda ileri
ya da geri
gidemezsiniz. Ne sınırlama ama! Simdi hayal edin, zamanın olmadıgı, realitenin tek seferde
her yöne hareket
edebildigi bir yere gidiyorsunuz. Bu yer sizin için oldukça kafa karıstırıcı çünkü her sey
rastlantısal görünüyor.
Bir düzen yok, 3B realitesinin tek düzeliginden uzakta, kaos içinde gibi görünüyor!
Gördügünüz hersey, siz, komsunuz ve gezegendeki herkes için tüm muhtemel
potansiyellerdir, hepsi
biraradadır. Hiçbiri için bir zaman yok. Sadece buradan ayrıldıktan sonra yapacaklarınız degil
geçmis adı
verdiginiz zamana ait tüm potansiyeller – daha önce kaçırdıgınız ya da yapmadıgınız
potansiyellerin tümü tek
bir yerde. Böylesine kaotik bir sey hayal edebiliyor musunuz? Oturup bu duruma
bakıyorsunuz; çok karmasık
ve düzensiz görünüyor. Ve tek söylediginiz su oluyor, “Dogrusal tele geri götür beni, orada
her sey çok daha
basitti!”
Bu kuantum halidir. Ve sizin için, 3B’tan kuantum haline dogru köprüyü geçerken, her sey
pek bir kaos içinde
görünüyor çünkü görünürde hiçbir kural yok. Görünürde, hiçbir “sistem” yok çünkü
gördügünüz hiçbir sey
3B’ta beklediginiz hiçbir seyi takip etmiyor. Anlayabileceginiz sekilde basit ya da tekil ya da
düzenli degil. Bu

162
nedenle “Çıkar beni buradan,” diyorsunuz. Bu, dogustan kör olan ama bilimsel kesifleriniz ile
birden görmeye
baslayan bir insanın durumu ile aynıdır. Ancak gördüklerinde, “Gözlerimi kapatın! Benim
alıskın olduklarım
çok daha basitti ve bunlar çok farklı,” diyeceklerdir. Perdenin öbür tarafına geçen kisiler için
de durum
aynıdır; kaos. Aslında kaos yok, sadece asina degiller.
En iyi bilimadamlarınız bile, kuantum fiziginin bulundugu ilk günlerde zorluk çektiler.
Görünürdeki
düzensizligi ve tesadüfiligi görmüs ve itiraz etmislerdi. Sunun gibi ifadelerde bulundular,
“Benim Tanrım bu
kadar kaotik bir Tanrı olamaz. Böyle bir sistemin parçası olmayacagım. Evren bu sekilde
çalısmaz. Bir sistem
olmalı, bir plan olmalı, kurallar olmalı kaos degil.” Ve haklılar. 3B’ta karmasık olan seyler
kuantum düzeni
içindedir. Aslında bir sistem var ve titresim ve enerji üzerine kurulu.
Bu sistemde, boyutlararası bir sekilde herhangi bir frekansta titresen bir sey, kendi titresim
seviyeleri için
“isaretlenmis” potansiyelleri hazırlar. Bunu açıklamak çok güç. Ve onlar daha sonra
“isaretlenmis
potansiyeller” haline gelir. Bu potansiyeller, 3B realitesinde tezahür etmesi en muhtemel
potansiyelleri
temsil etmektedir çünkü uygun titresimde olmayanların aksine etraflarında essiz bir titresim
vardır. Ek
olarak, tüm potansiyeller arasında daima güzel titresim bagları bulunur. Bir insanın baska bir
insan ile
arasında karmasa olarak görünen durumda yine baglar vardır; nasıl karsılastıkları, ne
yaptıkları hepsi birbirine
baglıdır. Siz buna tesadüf diyorsunuz, ancak bir Isıkisçisi buna eszamanlılık adını verir. Buna
ne ad verirseniz
verin, bu kuralları olan ama 3B realitesinde geçerli olmayan bir sistemi temsil eder.
Birçok kisi “kaza diye bir sey yoktur,” diyor. Bu ifade mantıklı düsünürleri sinirlendiriyor,
“Bu duydugum en
aptalca sey. ‘Kaza diye bir sey yok’ mu? Elbette, var.” Hayır, kaza diye bir sey yok. Onlar,
kuantum
niteliklerinin titresimine dayalı olan realitelere potansiyellerin tezahür etmesidir ve bu da
birlikte-yaratım
adını verdiginiz sey ile baglantılıdır. Buna planlama denemez ama içinde bir düzen vardır.
Bu güzel bir sistem. Bakın: sizi buraya ne getirdi? Bir epifani mi yasıyorsunuz? Burada bir
seyler mi oluyor –
burada bir enerji mi var? Evet, var. Kimin burada oldugunu biliyorum. Ve bunun kazara
oldugunu mu
sanıyorsunuz? Karsımdaki bu sandalyeye sizi getiren ne? Gözlerinizi bu sayfalara getiren ne,
ya da
kulaklarınızın duydugunu size getiren ne? Benim bahsettigim bu. Bu kazara olmamıstır.
Yürürlükte olan bir
sistem var ve siz de bunun bir parçasısınız.
Saate bakıp ne zaman 11:11 görseniz, söyle diyor musunuz, “Oh, ne tesadüf”? Ya da belki de
numerolojide 11
rakamının ne anlama geldigini biliyorsunuzdur? Aydınlanma ve uyanma. iki tane 1 rakamı

163
birarada, her biri
yeni baslangıç anlamına gelmektedir. Birlikte, aydınlanma ve uyanısı temsil ediyorlar. Peki
neden size bu
kadar sık gösteriliyor? Bu çagın isareti oldugu için. Bu çagın isaretidir. Numeroloji bir
titresimdir. Ve anlamına
baktıgınızda ve yasamınızda rakamların ne anlama geldigine baktıgınızda, dikkat kesilin.
Bunu sistem
yaratmaktadır, ve numeroloji titresim sistemine kusursuz bir sekilde uyuyor.
Benimle baska bir köprüyü geçin ve tarot kartlarına dikkatinizi çekelim ki bazıları buna
seytan isi dedi.
Kartları diziyorsunuz ve bir sekilde ne yapacagınızı size söyleyecekler öyle mi? Bu kehanette
bulunmak degil
mi? Hayır. Degildir. Tarotun gelecegi söylemekle bir ilgisi yoktur. Dinleyin: bunu ilk defa
duyuyorsanız, ne
oldugunu size söylememe izin verin. Tarot kartları, bir an için kaosu ortadan kaldıran güzel
sezgisel bir
yoldur; böylece bu sistem ile enerjinizi daha iyi anlamanıza yardımcı olacak yasamınıza dair
bir seyler
görebilirsiniz. Bir kez daha, aklınızın bilmedigini size gösterir. Çünkü bahsettigimiz sistem
içindeki titresim
enerjisini ortaya çıkarmaktadır.
Bu ne de güzel bir sistemdir! Ezoterik. ister alın ister uzak durun. Numeroloji uzun zamandır
ortalardadır.
Hepsinden öte, yeni çag ile gelmemistir. Oldukça eskidir. Kadim insanlar sizin henüz tekrar
kesfetmekte
oldugunuz bir seyi biliyor olabilirler miydi? Sayıları bilip onları kullanıyor olabilirler miydi?
Söyle diyenler var,
“Numerolojiyi kullanarak bu yıl Eylül ayında yeni bir rüzgar yakalayabiliriz. Çünkü bu 2007
yılı, ve Eylül
ayının sayısı da 9’dur. Bu ne anlama geliyor?”
Dokuz yılının titresimi bitisi, tamamlanmayı, bir seyden kurtulmayı temsil eder. Bir sonrarki
yıl 2008’dir,
yani bir yılı. Bu bastan baslamayı, tekilligi ve yeni baslangıçları temsil eder. Her dokuz yılda
bir meydana
gelir. Bir dokuz yılı olur sonra da bir yılı. Sadece matematik. Dokuz-yıllık döngüyü kim
buldu? Sayıları yazmak
ve içlerinde neler oldugunu anlamak, ya da etrafındaki potansiyelleri görmek. Size bir ip ucu
vermeme izin
verin – bu son kez oldugunda [dokuz-yıllık-döngü], deneyimlemediginiz Armageddon
(Kıyamet) kehanetinden
bir yıl öncesindeydiniz. Bunu fark ettiniz mi? Degisimin bir seyi sonlandırıp yeniden baslama
potansiyeli her
zaman mevcuttur, ve iste buradasınız, tekrar bir dokuz yılında. Diyorsunuz ki, “Eylül 2007’de
bir sey olmalı,
degil mi?”
Bu ay içinde dokuz titresimi tasıyan birden fazla gün var. Örnegin ayın 18’i, belki de 27’si?
“Peki, Kryon,
bugünlerden birinde ne olacak?” Ne olacagını size söyleyecegim, ancak belki ogün bazılarınız
ezoterik bir
seye baglanabilirsiniz ve bazılarınız da sadece umursamadan geçip gidebilir. Ama ben size ne

164
olacagını
söyleyeyim: bu gün tüm Dünyada kutlanacak. Bugün degisimin büyük kutlaması yapılacak.
Bu tür seylerden
korkmayın. Numeroloji size aklınızın söylemedigini söyler, bu örnekte, size kendi dünyanız,
gidisatınız ve ne
yaptıgınız ile ilgili ip uçları verecektir. Neden ogün arkadaslarınızla toplanıp bir araya
gelmiyorsunuz? 2012
yılına dogru yol aldıgınız için neden kutlama yapmıyorsunuz? Mayaların dedigi gibi. Bu
aydınlanma zamanıdır,
gezegenin titresiminin bir inip bir çıktıgı binlerce yıldır tekrar eden titresimsel bir kalıptır.
Gözlemler
yapıyorlardı, günese ve aya bakıyorlardı. Ezoterik bilgiler topluyorlardı. Yeryüzünün
titresimsel degisimini
kaydediyorlardı.
Bu dokuzuncu yılın dokuzuncu ayının dokuz titresimli gününde, biraz zaman ayırın ve
“Tesekkür ederim,
Tanrım, burada oldugum için, hayatta oldugum için, ve kendimde, saglıgımda, ve ailemin
sevgisinde bir
degisiklik yapabildigim için. Bu zamanda bir Denizfeneri olabildigim için tesekkür ederim.”
Siz büyürken,
orijinal plan bu degildi, anlıyor musunuz? Bir seyler onu degistirdi. Nostradamus’un
kehanetlerine bakın.
Artık geçerli degiller. Gerçekten. Degistiniz, yükseldiniz ve köseyi döndünüz. Bu
numerolojidir.. bir enerji
sistemi.
Geçmis Yasamlar
Oh, büyük konu. Birçok kisi diyor ki “Bir insan geçmis yasamlara inanabilecek kadar nasıl
aptal olabilir?
Kesinlikle hiçbir kanıt yok. Böyle bir fikre nasıl inanabilirsin ki?”
Burada size geçmis yasamları kanıtlamayacagım. Asla deneysel bir kanıt da olmayacak. Daha
çok ikincil ve
deneyimsel kanıtlar olacak, ancak hiçbir sey bunu tam olarak kanıtlayamayacak. Siz sezgisel
olarak
onaylıyorsunuz, bir bilgi ister olsun ister olmasın. Ancak size soruyoruz, aynı anne babadan
olmanıza ragmen
sizi kardesinizden bu kadar farklı kılan nedir? Sizi bu kadar essiz yapan nedir? Hiç kimsenin
sizden
beklemedigi fobileri size veren neydi, onları yaratacak hiçbir yasam tecrübeniz olmamasına
ragmen? Sanatçı
nasıl sanatçı oldu? Hepsi tesadüf mü? Biyolojik çesitlilik mi verdi bunları, bilimin size
söyledigi gibi ya da bir
sistem mi vardı?
Size açıkladıgım potansiyellerin kuantumunda, daha önce yasamıs olabilir misiniz? Cevap
evettir. Cevap
birçok kezdir. Cevap, bunun gibi toplantılara gelenler bunun farkındadır. Bu ezoterik bilgileri
ögrenmek için
yaslı ruhlar biraraya geldi. Yaslı ruhlar bu tür sezgisel seylere çekildiler. Bu odadakiler yaslı
ruhlardır.
Gerçegi arayanlara inanç da gelecektir çünkü bu ilahi çalısmanızın bir parçasıdır.
Önemsemeyen ya da

165
akıllarıyla 3B kutularına baglı olanlar için bunlar aptalca konusmalardır.
Size geçmis yasamlar ile ilgili bazı bilgiler verecegim, belki daha önce hiç duymadıgınız ama
bilmeniz
gereken bilgiler. Çünkü bu insanın en az anlasılan parçasıdır. ilk önce, sunu bilin: daha önce
kim oldugunuzu
ya da ne yaptıgınızı bilmek muhtesemliginize hizmet etmez. Yasam dersinizin yolunu keser.
Bununla
ugrasmak oyalanmaktır, bu nedenle, iyice üstü örtülmüs ve gizlenmistir, ve bunun bir nedeni
vardır. Size bazı
gerçekler sunacagım ve bunların çok degerli olduklarını söylemeliyim. Simdi ezoterik
kuralların ya da
doktrine dair çalısmaların zamanı degil. Bu bilgiler, size sistem içinde ne kadar çok
sevildiginizi göstermesi
gereken bilgilerdir. Bir sistem var!
Bu gezegen üzerinde herhangi bir yasamda ruhsal olarak ögrendiginiz her sey, kolektiftir;
dogdugunuz zaman
direkt DNA’nıza ezoterik bir seviyede ve boyutlararası bir hal içinde yerlesecegi bir yerde
depolanır. ister
kullanın ister kullanmayın, bu bilgileri alırsınız, tekrar geri gidip ögrenmenize gerek kalmaz.
Herhangi bir
yasamda ögrendiginiz her sey yapısır ve bir sonraki için üstünüzde kalır. Bunu biliyor
muydunuz? Ve yapmanız
gereken tek sey yasam deneyim küpünü kendi özgür, ruhsal seçiminizle açmaktır ve dısarı
çıkan çaglar
boyunca kazanılmıs deneyimden gelen bilgidir. Bu haftasonu sahnede gördügünüz birçok
ögretmen bunu daha
önce yapmıstır! Daha önce yasadılar, bu nedenle bu konuda rahatlar. Bu son birkaç yılda
Yeryüzünde ortaya
çıkmıs bir sey degildir. Bin yılın ürünüdür. Bu gerçek, ve bunu hissedebiliyor olmalısın,
sevgili varlık.
Size baska degerli bir gerçek daha vereyim: her yolculugunuzda sizinle birlikte olan bir
arkadasınız var ve siz
onu bilmiyorsunuz bile. Sizin Yüksek Benlik adı verdiginiz sey, ki aslında tam olarak ifade
edemiyorsunuz,
sizin çokboyutlu parçanızdır – Tanrının bir parçasıdır. Bu sistemin boyutlararası parçasıdır.
Görünürdeki
kaosun bir parçasıdır ve geçirdiginiz her bir geçmis yasam için ortak bir nokta tasır. Anlıyor
musunuz, her
defasında aynı Yüksek Benlik ile geliyorsunuz. O, sizin ruh adı verdiginiz seyin parçasıdır ve
Yüksek Benlik ile
aynıdır. Bunu bir an için düsünün. Bu ne anlama geliyor?
Dahası var. Yüksek Benliginiz ve geçmis yasam deneyiminizin her ikisi de “kuantum hali”
içinde olduguna
göre iste soru: zaman diye bir sey yokken o gerçekten bir geçmis yasam mı? Geçmis
kelimesini nasıl
kullanırsınız? O bir geçmis yasam degilse nedir o zaman? O mevcut yasamdır, degil mi?
Ögrendiginiz her sey,
bu gezegende yasarken kim oldugunuza dair birikiminizdir.
Bilgili, yaslı ruh, bilgelik ile dolu oldugunu hissetmeyebilirsin, ancak bazılarınız neden
bahsettigimi biliyor –

166
ve sen, kesinlikle, bilgesin. “Evrenin bilgeligine” sahipsin ve bunu biliyorsun. Bu sezgisel,
degil mi? Ona pek
dokunamazsın, fakat gerçek oldugunu biliyorsun. Yüksek Benlik, oldugun her insanı
bilmektedir. Ve bu bir sıra
ya da lineer bir çizgi seklinde degildir. Hepsi bir kap içinde karısmıstır ve dizinizin
üstündedir. Daha önce
ögrettigimiz suydu: dileyenler o kaba erisebilir ve o yasamların en güzel yanlarını alabilir ve
su anki yasamına
uygulayabilir! Çünkü onların orada olma nedeni budur, sevgili insan. Bu sistemin bir
parçasıdır. Onlar aslında
geçmis de degiller. Kutsanmıs insan Akasaya ulasıp bilgiyi alan, ögretmeni alan, Tanrı
sevgisinin tutkusunu,
rahibi, Samanı seçendir. Hepsi orada! Gerçeginizi fark etme sisteminizin bir parçası, çünkü
artık bunun essiz
oldugunu biliyorsunuz, çünkü çaglar boyunca burada bulunusunuzu içeriyorlar. Geçmis
yasamlara dair
gerçekler bunlardır.
“Kryon, ben geçmis yasamlara inanıyorum. Kineziyolojiye inanıyorum. Hatta numerolojiye
de inanıyorum,
çünkü ise yaradıgını gördüm. Bunların hepsi benim için tamamdır. Ancak su dagdaki
Lemuryalılarla ilgili
oldukça dertliyim.” [Gülüsmeler]
Pekala. Hepsini benimle biraraya getirmenizi istiyorum. Bir an için inancı askıya alın ve
benimle köprüyü
geçin. Birçok insan Tanrının sonsuz oldugunu söyler. Tanrı sizin için ne anlama geliyorsa –
Kaynak, Ruh,
Yaratıcı Zeka, Evrenin Yaratıcısı – çogunluk onun sonsuz oldugunu hissediyor. Tanrı daima
vardı ve daima
olacak. Tanrı aynı anda birçok yerde olabilir. Bunu herkes biliyor. Tanrı su anda sizinle
konusabilir ama aynı
anda baska biriyle de konusabilir, bu hatta geçmiste yasamıs biri de olabilir. Bunu yapabilecek
Tanrı kimdir?
Belli ki Tanrı kuantum hali içindedir. Bu sekilde olması gerekiyor.
Bunu düsünün. Bir düzeyde, Tanrı su anda buradan geçen her ruhla günün her dakikasında
karsılasmaktadır.
Tanrı tüm yeni doganları her an her yerde selamlamaktadır. Ne Tanrı ama! Her yerde, aynı
anda, yası yok ve
zamansız, Tanrı potansiyel gelecekte, geçmiste ve tam su anda. Fakat bu özellikleri, gezegen
üzerinde
yasayan ya da yasamıs bir varlıga atfedebilir misiniz? Diyorsunuz ki, “Hayır, hayır, hayır, bu
aptalca. Bunu
yapma, bunu yapma. Bu küfürdür!” Bazılarınız bunu nereye götürecegimi anlamaya baslıyor.
Kendilerini
kuantum hali içine sokmayı ögrenen insanlar, zamansız olan insanlardır. Meditasyon
yaptıgınızda bunu
basarırsınız. Hissetmiyor musunuz? Partnerimin kanallık yaparken beden saatinin durdugunu
biliyor
muydunuz? Perdenin öbür tarafına geçtiginizde, 3B lineerliginizi askıya alırsınız.
Lemuryalılar bunu yapmıslardır, ancak fiziksel olarak. Kuantum halini anlamalarına izin
veren DNA

167
katmanlarına sahiptiler, böylece her seye “nasıl yapılır” bilgeligini sıkça uygulayabiliyorlardı.
Bunu
yapmalarının nedeni, kendilerini titresimsel degisimin zaman kapsülüne koyabilmeleriydi. Bu
yeryüzü,
Armageddon hadisesini atlattırsa (ki atlatmıstır) ve 2012 vaadine dogru ilerlerse (ki ilerliyor),
zaman kapsülü
açılacak ve bilgiyi bu gezegene saçacaktı. Bunu yapabiliyorlardı çünkü DNA’larında Tanrı
vardı, tıpkı sizin
gibi! Artık o kadar ürkünç gelmiyor, degil mi?
Bunu bir düsünün. Onlar kimdi? Sizin gibilerdi! Bu yeni çagın partnerleridir onlar. Onlar
insanlıga asık, o kadar
ki soylarını tehdit eden bazı olayların geldigini gördüler [topraklarının su altında kalmasına
neden olan 50,000
yıl önceki buz çagının gelisi] ve kendilerini bu çokboyutlu hal içine aldılar. Diyorsunuz ki, “O
zaman, oldukça
uzun bir zaman beklemisler!” Hayır, beklemediler! Onlara sorun. Onlara sanki dün
Lemuryada öglen yemegi
yemisler gibi gelmektedir. Bu zamansız bir haldir, saniyeler saatin dısında atmaktadır. Tek
yaptıkları sokagın
karsısına geçmekti ve iste buradalar!
Peki, dag konusu da nedir? Aslında, çok basit. Bu, onların seçtikleri toplanma noktasıdır.
Sadece bir toplanma
noktasıdır, yardım istemeye gelenlere görünecekleri bir yer. Bu sihirli yerde partnerimle bu
sahnede
oturdugum zaman, size hep sunu hatırlattım – tekrar söyleyecegim. Bir Lemuryalıyı
beraberinizde eve
götürmeye davet ediliyorsunuz! Bunlar sadece kadim zamanlarda yasamıs insanlardır, ve o
zamanlarda hücre
yapılarındaki teknoloji ileriydi [kuantum bilinci]. Gezegenin elementleri ile kuantum hali
içindeydiler. Bu çok
mu uzak? Peki yerli halklarınız hakkında ne biliyorsunuz? Lemuryalılar, gezegenler hakkında,
biyoloji, DNA ve
manyetikler hakkında çok sey biliyorlardı. Simdi bu boyutlararası yolculuga baslamak
isteyenlere yardım
etmek üzere öne çıkıyorlar. Bu sistemin bir parçasıdır.
Artık kapatıyoruz. “Kryon, Tanrı konusunda bazı zorluklar çekiyorum. Tanrı nerede? Tanrının
asagıya
gelmesini ve bu gezegeni düzeltmesini istiyoruz. Oh, haberlerde duydugumuz her sey için
barıs olmasını çok
istiyorum. Gerçekten Tanrı var mı? Hani kanıtı nerede?”
Enerjiyi ve potansiyelleri biraraya getiren astronomlara sorun. Su anda baslarını sallıyorlar.
Akıllı tasarım
nedir? Tanrı kelimesini kullanmayacaklardır, baska her seyi söyleyeceklerdir. “Bir sistem
var,” diyecekler.
“Belki de sandıgımız kadar rastlantısal degildir,” diyecekler. Görüyorlar fakat
tanımlayamıyorlar. Ancak
onun zeki oldugunu ve tüm tuhaflıgına ragmen bizi yarattıgını biliyorlar.
insanlar yeterince yaslanınca ne yaparlar biliyor musunuz? Yaratıcıyı ararlar! Bunu biliyor
muydunuz? Bu
Tanrıyı bulmanız için DNA’nızda bir seyler olup bittigine dair bir iddianame gibidir!

168
Gezegenin yüzde 85’i
ruhun sonsuz olduguna inanan bir dine mensupken, bunun neden oldugunu anlamalısınız.
Bazıları Tanrıyı bir
binanın içine koydular. Onun orada oldugunu bilmekten mutluluk duyuyorlar çünkü onu
ziyaret edebilir ve
ona tapınabilirler. Peki geri kalanlarınız? Onu içinizde bulmak istiyorsunuz çünkü bunu
yapmanızı ve onun
orada oldugunu çıgıran binlerce yıllık bir deneyiminiz var. Tanrının gerçek oldugunu bilmek
mi istiyorsun? Tek
basına oturup, “Sevgili Tanrım, burada olup olmadıgını bilmek istiyorum. Saf niyet ile, “bana
kendini
göstermeni istiyorum,” deme cesaretine sahip misin? Bunu yapacak cesaretiniz var mı? Bu,
uykusuz
kalacagınız bir gece, çünkü bütün yasamınız boyunca yanınızda duran meleklerlerinizin
rolünü oynayacakları
bir gece olacak!
Sifanın devam etmesine, boyutlararası olmaya, kuantum halini ziyaret etmeye, daha uzun
yasamak ve
huzurlu olmaya, ve ülkenizde barısın saglanmasına izin veriyorsunuz. Daha önce mümkün
olabilecegini
inanamayacagınız bir sekilde hareket etmeye baslayacaksınız; bu, düsüncelerinizi ve
dualarınızı kelimenin
tam anlamı ile ulasmaları gereken yere tasıyan bir kuantum zekası ile olacak. Tanrı ile bir
partner
oluyorsunuz ve Tanrı ile birlikte ihtiyacı olanlara tasımayı rica ettiginiz ısıgı tasıyan sizsiniz.
Bu birçok kisinin kaos içinde oldugunu söyledigi bir sistemin parçasıdır. Oh, bu sistem çok
güzel. Sevgi dolu.
Titresirken telleri görebilirsiniz – hepsinin bir amacı var – karmasa içinde degiller. Ve
niyetiniz ile onları
kontrol edebilirsiniz, kendi gerçeginizi yaratabilirsiniz, kendi realitenizi yaratabilirsiniz, sahip
oldugunuzu
sandıgınız hayattan çok farklı bir hayat yaratabilirsiniz.
Karsınızdaki sandalyede oturan bu açık ve net kanaldan verilen mesajım budur. Bu gece bu
binadan
ayrılmıyoruz, biliyor musunuz? Biliyorsunuz! Yarın geri geldiginizde, hepimiz tam burada
olacagız.
Ve öyledir.
KRYON

169
CHANNELLING
ESOTERICS TO THE MAX

This live channelling was Given in MT. SHASTA, California


Kryon Summer Light Conference™
June 16, 2007

This channelling has been rechannelled [by Lee and Kryon] and added onto to provide even
clearer understanding. Many times these Shasta meetings contain very basic information from
Kryon, but much is emotionally transmitted, which the printed page just can’t reveal. In
addition, it has been expanded by Kryon to include added explanations of difficult concepts
presented in a session that was done live under time restraints (a large meeting). This
expansion creates even better communication than from the live audio.

This particular channelling is also going to be classified as LESSON THREE of "The


Lightworker's Handbook series." This is the series that Kryon has created to help facilitate
those who are just beginning to tune in to the "woo woo" things around them. Therefore it will
always be presented with the other lessons at the top of the channelling list.

So enjoy this enhanced message given at the very powerful Kryon Summer Light Conference,
on June 16th, 2007.

Greetings, dear ones, I am Kryon of Magnetic Service. Don’t let that name frighten you. I am
Sister Kryon; I am Brother Kryon. Could it be that as I said this morning [in the morning
channelling] that "the room has been filled with an energy beyond expectations, coming from
places you wouldn’t understand?" In this place exists an energy who knows you so well that it
touches your heart.

No matter who you are or what your culture is or where you come from, it touches your heart.
Why? If I told you that you all have something in common, it would be beyond belief for you,
for indeed, you all come from the same place. There is a commonality - a truth that says that
you are all the same in a certain way; home is the same for all of you. So perhaps that is what
you feel as you come into this place? As you associate with Human Beings you’ll "never see
again," do you feel the connection? What does that mean to you? Do you understand the

170
bridges and bonds that you build here are profoundly "out of time?" Did you know that this is
a place where love is generated? Did you know this is a place where it’s safe to think
differently?

Not all of you have come to see the spook show, you know? [Laughter] Some of you are just
enduring this time of esoterics. I know who you are, so let me address you: You are so loved
for your patience... so loved for your patience! Did you know that there is not one guide, one
angel or one entity on this side of the veil who’s going to bother you? If you walk out of this
place and say, "I don’t care anything about this! I don’t believe in this! That guy wasn’t really
channelling, you know? He was pretending." If you leave in total disbelief, it changes nothing
about the way this sister/brother Kryon feels about you. Free choice, it is, for the Human, and
it’s respected. For if and when you’re ready, it is then you may choose to open that door of
belief into the esoteric, and not before. God does not place energies upon those who wish to
be untouched by the experience.

Let me tell you how these messages are going to be structured and what the messages will be
this night and the next. For this night, we are going to load up on the esoteric. Then tomorrow
night we’re going to load up on the physics and the astronomy. These will be very different
kinds of channellings. They are being given separately, but in my reality, they are being given
simultaneously together. For you, they are a pair of messages that are opposites but related. So
if you listen or read or hear one, be sure to experience the other. Like bookends, they balance
one another - one is the most esoteric and one, the more scientific. So tomorrow [Sunday
night] I will do what I have not done in a very long time. I will give pure physics - pure
science. I will explain some things to the limit of the allowance I’m able to reveal, giving
hints about the way things work and why they work the way they do. I will explain some of
the unexplainable things that astronomers see, and some of the things that physics has totally
and completely missed. I’ll even rewrite some of the laws of physics that you depend on for a
logical system. But tonight is for the woo woo group. [More laughter] I knew you would like
that. My partner told me to use that word.

The Woo-Woo Stuff

I know the things that you’re criticized the highest for. I know who’s here. I know what some
of you endure for the beliefs you have that are outside of your culture's accepted thinking.
Some of you have come here totally and completely alone, knowing that when you go back,
you can’t really share what happens here, yet you’ll want to! You'll want to take somebody
aside and say, "Well, I went someplace and I know I was touched. Somehow I was touched. I
don’t even know what touched me, I just know that I feel so good. I feel empowered to do
things I never could do before. And I’m all by myself and I wish I could share it with
you."But you can’t do that, can you? If that is you, I would like to give you a message: It is
not necessary that you share anything with another Human, really. Just go away joyful,
healed, blessed, and carry with you a consciousness and a light that, by your actions, show
your shift to your family, to your workers, to your culture. Let that be your message. For that
is the way of it and it always has been.

I must preface all of the esoterics by again walking you through the challenges that we have
from this side of the veil [as Kryon] arriving into a three-dimensional existence [your side],
trying our best to give you interdimensional information. Here is the example for you: Try
someday to explain color to a Human Being who never had sight. They don't even have the
experience of seeing, yet here you are trying to explain red and blue. That's the difficulty in

171
any of these messages for us.

Since the very beginning of time, this particular Universe has been set up so all you see is the
singular. And you are linear in your perception. This linearity of your perception totally
establishes what you believe is real and what you believe is not. And if you can’t see it, then it
doesn’t exist. If you cannot see it, you cannot even talk about it. Even though you have
invisible forces around you that you take for granted, like magnetics and gravity, you can't go
past that. Both of those are provable at the "see it" level, for you can see the affect of them
clearly every day.

But if you can’t see what others see... the colors or the energy around things, then it’s foolish.
Therefore, there are those who say, "I choose to be linear." Some are here tonight just like
this. It's comfortable and you are used to it, but it's a biased linearity and you don't even know
it. Your survival depends on you being in a linear world, so very early on, your brain was
trained not to let you "see" anything that would not suit your linear existence. Therefore, you
have a biased reality; even though your actual physical eyes may see colors, your brain denies
you that visual. It does not suit your linear reality.

Every single Human in this place is so linear, and so used to it, that none of you realize how
"reality crippled" you truly are. As three-dimensional, linear Human Beings, you show up for
a seven-hour conference where each speaker has to deliver the message to you one word at a
time. And your brain must listen one word at a time. It’s like your entire reality is on this
small, little thin track as you move only forward, never back or up or down or left or right -
only forward. It’s as a thin string that you balance on, and everything around you works that
way. But you are used to it so it doesn’t seem limiting.

When you get a book, you read it in a linear fashion, one word at a time. Even those of you
who are speed readers are reading one page at a time. It’s still linear... one after the other. You
are "reality crippled" and don’t even know it.

If you had "quantum reality" as we do, you would see conceptually everything at once. You
could see the entire possibility potential scenario and the messages all at once, out of linearity.
You could come into a room like this and receive the whole day’s message in a few seconds,
as though you had listened all day in a linear fashion. You could take books and "read" them
by touching them and holding them for a moment. This is one who can move up, down, left,
right, forward and back in a reality you can’t imagine. You saw an example of this today.
[Lee’s video of the gifted children in Japan, shown earlier in the seminar]

In general, a true interdimensional Human experience is very rare. You’re in 3D for a reason,
since this is the energy you developed. You have control of your own reality and the
perceptions you have of the whole. So you sit in what you have created. Your life is lived in
3D, and you’ll walk away from this place, one step at a time, in 3D.

Therefore, when we speak of the esoteric things, there is little justification [proof], for it does
not justify itself in 3D. But for those of you who wish to cross the bridge of reality with me
tonight, I wish to talk about the most esoteric things in your belief system, and we will touch
on many of them.

There would seem to be no science behind these things. But that’s only because your idea of
science is based totally on the 3D. As you begin to reach out of the 3D box, someday your

172
science will indeed justify the esoteric. For then, the theories and postulations and rules will
be interdimensionally based. Such is the way of it. Today’s foolishness is, therefore,
tomorrow’s science, and it has been this way as long as you have been Human. Wouldn’t it be
fun to place you in a time machine where you could explain to your ancestors how you can
talk to anyone on Earth with the little device in your hand, or throw pictures through the air up
into space and have them received again almost anywhere on Earth. Good luck with this, but
you wouldn’t get too far before they would want to stone you, burn you, or at least ignore you
for being "one of them - the weird ones who consort with the devil." Seen any of this in your
culture?

And then are those who say, "I don’t believe in anything unless I can see it." And so let me
address this issue first, for it is so very common with so many of you.

"I must see it," they say. "In addition, Mister New Age, don’t talk about odd things in the
ethers. Don’t talk about intuitive movement, which you call kinesiology. Don’t talk about
numerology. Don’t talk about astrology. Don’t talk about past lives to me. Don’t talk about
Lemurians in the mountain to me. I can’t see them because they don’t exist. It’s all fairy talk."

Invisible things exist all around you and you take them for granted, but they’re part of your
reality in 3D. Somehow you’ve justified these, haven’t you? Air is too small to see, but the
microscope shows it. Ah ha! "Therefore, it’s not really invisible," you say. Love is an emotion
that’s felt, not seen. That’s OK, since you can experience it. Gravity and magnetism are so big
you can see the results of them constantly, so they are OK, too, in your 3D mind. So the 3D
mind would seem to allow anything that a device can measure, or that the body can feel, as
"real." But I’m speaking of something that you are going to have to reach for, since it can only
be seen and experienced with spiritual intent... changing the 3D rules a bit.

Therefore, the unseen things I speak of can only be experienced by changing your reality...
something you have permission to do. If you can suspend your 3D bias for just a moment, you
can cross that bridge with me into a quantum state - just for a moment. This is the beginning
of the softening of the false reality box you are in, moving to the "allowance of things unseen"
to be part of your possibilities. How would you feel if someday a device was able to "see"
interdimensional energy? Would that be fairy talk, or would it then be OK? You will actually
have that decision to make sooner than you think.

Truth - The Big Misunderstanding

One of the most difficult things to speak about to a biased 3D mind, and one which really
exposes the linearity of your thinking, is one of the most basic things you deal with: What is
truth? "Oh good, Kryon’s going to tell us what truth is!"Yes, I am. You are right, and you’re
not going to like it, for it’s not in 3D.

Truth is the attribute of when the Human heart marries the love of God and the results are the
passion for a spiritual path that enhances that Human.

Some of you have had this experience and you know your truth, don’t you? And you will
often say, "This is my truth." But how do you feel when it isn’t someone else’s truth? They
may have theirs as well, not like yours, but it may be just as passionate for their marriage to
their love of God. What they see in their potentials and what they do - the actions which they
have, the integrity which they hold for Spirit, the direction they go in - may be very, very

173
different from yours. How do you feel about that? Are they wrong?

"Kryon, are you about to tell us that there are many truths?" Yes, but more than that. Indeed,
there are many truths. But the Human brain, biased in singularity, yells, "There’s got to be
only one truth! This is something that is at the core of all spirituality - one truth! There cannot
be many. We are all looking for the ONE truth. It’s responsible for all the religions of the
planet and most of the wars. It is the commensurate search for God."

And I say, "How 3D of you!" What if there were multiple realities of truth that all led to the
same place? Would you be OK with that? For that is the way it works. If you really need the
one singularity of truth, I will give it to you: You’re all connected. How do you like that? But
think about it - do all the parts of each earthly machine know the whole picture? Do they
know why they exist? Not in a linear world they don’t. What if you were all parts of a giant
"truth machine," all working together for a purpose you didn’t really understand? I’m telling
you these truth connections are like the spokes of a hub of a wheel. There are trillions of
them, and they all lead to the center, and they’re all called truth.

Some say, "I don’t like that." You don’t like it since it doesn’t fit your linear box. Let’s talk
about food. The sustenance of life is food. The sustenance of your spiritual growth is your
truth. It is your passion. What are you going to do based upon the truth that you have that is
the marriage of you and your Higher-Self? What are you going to do in life? Whatever you
then do is your truth, and it’s known only unto you. It’s personal. But it’s the linearity of
Human existence that then wishes to generalize it, paste it upon groups of Humans, and call it
a doctrine. Put it in one box and you feel better about it, don’t you? It’s far easier when you
have an authority outside yourself to tell you what your truth is; then it’s not your
responsibility.

If I told you there was only one kind of food, what would you say? You wouldn’t like that
either. What if the giant food angel came down and said, "Stop this! You’re all going to have
to stop eating what you’re eating and change, because there’s only one food." You’d say,
"That doesn’t work. That’s ridiculous. That’s silly." And I’m saying to you it is the same kind
of attribute when it comes to spiritual truth. Spiritual sustenance is individual and unique. The
search for truth is not the search for one thing that all will then participate in. That’s a very
3D, biased, singular thought.

So here’s what you’ve got to look at. I have just told that there’s a truth for every Human
Being in the room, one that is isolated and separate and unique. Yet there is a quantum effect
here. When you get together, somehow those truths meld toward one purpose, don’t they?
There’s a commonality within your intuition of the face of God. There’s a commonality of
where the truth of the day is manifest in front of you. And those who experience it are OK
with that, for they see the bigger picture.

So the interesting thing is that although you come here as individuals seeking unique truths,
together you are seeing one goal, because in the connection between the truths, there is a
synchronicity and that is the love of God. That Higher-Self you have, that esoteric thing you
cannot see, seems to be the glue that makes the quantum effect work... seems to straighten it
all out. There is your singularity!

Intelligent Cells?

174
Let us talk about intuitive motion. Modern medicine does not like this - that there are
Lightworkers using their own bodies to test the chemicals and the foods that they should put
into them. You call it kinesiology - muscle testing. Somehow, some way, your body is
supposed to know, beyond what your brain or your intellect knows, of what’s good for you
and what’s bad for you. Therefore, you see many Lightworkers walking around doing these
kinds of testing on their bodies, and it looks odd to those who don’t share the belief. "Too
weird!" they say. "That is the silliest thing I’ve ever seen. What are those people doing?"

Let’s put it into perspective. Will you cross this esoteric bridge with me? What’s your biology
designed to do? My partner, I want you to go slow on this one. [Kryon is speaking to Lee as if
nobody could hear, except that Lee always verbalizes it anyway.] What if you had a disease in
your body? Let’s pretend it was something like a cancer and it’s present in you right now. Oh,
intellectual one, whose brain is at the top of the evolutionary ladder, why is it you don’t know
it? Why doesn’t your brain alert you? Aren’t you tuned into the cellular structure of every
cell? Shouldn’t your brain be getting the messages that something is growing inside you that’s
not only inappropriate, but that might even cause your death? Every system in your body is
wired up to talk to your brain! So why don’t you know it?

I will tell you. You evolved this way, for your body is about survival and it’s always in
survival mode FIRST. If there were a neural protocol to inform you every time your body’s
antibodies went into action, you would be in constant anxiety - very bad for survival. No,
you’re kept from it. It’s a total and complete block. You could be carrying it around with you
and discover it accidentally, too late. It doesn’t seem right, does it? However, you are
designed to have a consciousness where the brain believes that the body’s defenses are good
enough to take care of anything, so it doesn’t bother you with the details.

But your cellular structure knows all about it, wouldn’t you think? Every cell knows what’s
going on. So you have then a subconscious system that is working these things. Perhaps for
months there has been a battle every day within your cells, yet you walk around having no
idea. So a system exists that takes the innate knowledge of what is going on in your cellular
structure and communicates it to you. It’s out of the intellectual loop (very difficult to believe
for logical thinkers) and it is called kinesiology.

Try it. Your body will give you information if you ask it in ways that go around the intellect. It
is real? It is practiced by many, so there is a reality record. It is also the same process used for
what you have called the pendulum. Your fingers grasp the pendulum on the end of the chain
or the string, and which direction it goes helps you to decide what to do for yourself. Yet
many who see this run screaming the other way! "You must be some part of an evil cult!" they
say. Somehow they have assigned what you are doing to mythology. "You are using the
energy of the devil," they say. "You are using the pendulum!" (Gasp)

What is going on with the process of the pendulum is simply "mini kinesiology." It is literally
the muscles of the fingers, beyond your ability to control them, responding to a question that
is about cellular structure. As you try to hold your fingers very still, the muscles move to give
you a message - swinging the pendulum one way or the other. It’s innate intelligence trying to
go around your intellect through your muscles, and it works. What would you think of a
medical doctor whipping out his pendulum for answers every time you wanted to know
dosages? Well, some do. One is actually here. [Kryon smile] Use this process, if you wish, to
find out what’s going on in your body. What’s best for you? What kind of food are you
allergic to? All of these things, your body knows. But the intellect is in survival - in the 3D

175
box - and won’t tell you anything.

Astrology

Let’s move to another one. Astrology. Unfortunately, I cannot talk to you about astrology
tonight, because it’s not esoteric. It’s extremely scientific. It is the oldest science on the planet.
So I will postpone the astrology until tomorrow. I will give you the physics of it, how it
works, and why it works. Perhaps I’ll take the magic right out of it, and some of you might
not like that, for many love the mysticism of it all. The definition of mysticism is the
unexplained science of God.

Numerology - An Energy System

I wish to broach a subject that is so difficult, and which defines esoteric. The 3D part of you
must suspend itself completely for this explanation to even come close to being succinct. If
I’m going to tell you how numerology works, I’m going to have to tell you about the other
side of the veil. I’m going to have to tell you about an interdimensional state of quantumness
that represents the way things work for you, but that you are unaware of.

In this string of reality that you’re on, which is linear - a time frame that is so limiting - you
cannot stop the clock. It keeps going no matter what. You cannot reverse it. It only goes in one
direction, and you’re always moving. You can’t stop. You can’t go forward at another speed,
or backwards at all. What a limitation! Imagine now, going to a place where there is no time at
all, where reality can move in all directions at once. There is a tremendous amount of
confusion for you, because everything looks random. Instead of an orderly, singular 3D
reality, it looks like chaos!

What you are seeing is every potential possible for you and your neighbor and every one on
the planet, all together in one place. There is no timeline put upon any of them. Therefore, not
only are the potentials there of what you might do even after you leave this meeting, but the
potentials of what you used to do in what you call the past - all of the potentials that were
there that you missed or did not do, all together in one place. Can you imagine something that
is so chaotic? So you sit and you look at this and it looks so confusing and disorganized. And
all you say is, "Get me back to that linear string, where it was simple!"

This is a quantum state. And to you, as you cross the bridge from 3D even marginally into that
quantum state, it looks chaotic - incredibly chaotic - because there are no visible rules. There’s
no "system," apparently because the things you see don’t follow what you would expect in
3D. They’re not simple or singular or organized in a way you can figure out. So you say, "Get
me out of here!" This is similar to the situation where you have sightless Humans from birth
who are suddenly able to have limited sight through your new scientific discoveries. But when
they receive it, they say, "Cover my eyes! It’s just too different than the simplicity of what I
was used to." So it is with the 3D individual when they go across that veil and it looks like
chaos. It isn’t, but it isn’t what they are used to.

Even your best scientists had difficulty in the early days of quantum physics. They saw the
apparent disorganization and randomness and objected. They shouted phrases like, "My God
cannot be a chaotic God. I will not be part of a system that is chaotic. It’s not the way the
Universe works. There must be a system, there must be a plan, there have to be laws, no
chaos." And they’re right. For now we say to you that what appears to be 3D confusion is

176
quantum organization. There actually is a system and it has to do with vibration and energy.

In this system, anything that vibrates at any frequency in an interdimensional way sets up
potentials that are "marked" for their vibratory rate. This is very difficult to explain. They then
become "marked potentials." These represent potentials that are most likely to manifest into
3D reality because there is a unique vibration around them as opposed to ones that do not
vibrate. In addition, there are strings of vibration that are beautiful that are always between all
of the potentials. There are strings between what appears to be the chaos between one person
and another, how they met, what they do. You call this coincidence, but a Lightworker calls it
synchronicity. Whatever you call it, it represents a system with rules, but ones that don’t
conform to 3D.

Many say, "There are no accidents." This statement infuriates logical thinkers who then say,
"That is the silliest thing I ever heard. ‘There are no accidents?’ Of course, there are
accidents." No, there’re not accidents. They are manifestations of potentials into realities
based upon the vibration of the quantum attributes, and it links into what you call co-creation.
It isn’t necessarily what you call planning, but there is organization involved.

It’s a beautiful system. Look: What brought you here? Are you having an epiphany? Is there
something going on here - an energy here? There is. I know who’s here. And you think that’s
an accident? What brought you to the chair in front of me? What brought your eyes to this
page, or your ears to this hearing? That’s what I’m talking about. That’s not an accident.
There’s a system going on and you are part of it.

Every time you see an 11:11 on a clock, do you say, "Oh, what a coincidence?" Or perhaps
you know what the energy of the number 11 is within numerology? It is enlightenment and
illumination. Two number ones together, each one meaning new beginning. Together, a master
number happens that represents enlightenment and illumination. And why is it shown to you
so often? It is the sign of the age. It is the number of the age. Numerology is a vibration. And
when you look at its significance and you see what the numbers may mean in your life, pay
attention. The system creates this, and numerology fits in perfectly to a system of vibrations.

Cross another bridge with me and pay attention to that tarot spread, which some have said is
the work of the devil. You lay cards out and somehow they’re going to tell you what to do?
Isn’t that fortune telling? No. That’s not what it is. Tarot has nothing to do with telling the
future. Listen: If you are only hearing this for the first time, let me tell you what this is. The
tarot spread is a beautiful, intuitive way of straightening out the chaos for a moment, just for a
moment, so you may see some of the things in your life through this system that helps you
understand your energy better. Again, it shows you what the intellect does not know. For it
reveals the energy of vibration within the system we are talking about.

What a beautiful system this is! Esoteric. Take it or leave it. Numerology has been around a
long time. After all, it’s not the new age. It’s quite old. Could it be that the ancients knew
something that you’re just now re-discovering? Could it be they knew about the numbers and
they were using them all along? There are those who say, "Using numerology, we must be
having something brewing for September of this year. For this is a year of 2007, and
September is a 9 also. What is it?"

The nine year vibration [2007] represents the end, completion, a wrapping up of something.
Next to it is the next year, 2008, which is a one [2008=10=1]. This represents starting over,

177
singularity, and new beginnings. Every nine years this occurs. You have a nine and a one.
That’s just math. But who has put together the nine-year cycles? Draw the numbers together
and see what has happened within them, or the potentials around them. Let me just give you a
hint - the last time it happened [the nine-year cycle], you were within one year of the
prediction of the Armageddon that you did not experience. Did you notice this? There’s
always the potential for shift to complete one thing and start another, and here you are, in the
nine year again. You might say, "But on 9/07, there’s got to be something that’s going to
happen, right?"

There are several dates within that month that would also be a nine vibration. For instance, the
18thor perhaps the 27th? "So, Kryon, what’s going to happen on one of those days?" I will tell
you what’s going to happen, yet that day some of you may be tuned into the esoteric and some
of you may be simply walking along and not caring. But I will tell you what’s going to
happen: That is a day all over this earth, whichever day it is, that will be celebrated. It is a day
of tremendous celebration of shift. Don’t fear these things. Numerology tells you what the
intellect does not tell you, so in this case it gives you hints about your own earth, about your
track and what you’re doing. Why don’t you take that day and get together with a group? Why
don’t you take that day and celebrate the fact that you are heading toward 2012? Just like the
Mayans said. It is a time of enlightenment, a vibrational pattern that they saw repeated over
thousands of years where the vibration of the planet went up and down. That’s what they were
doing in their observatories, as they looked at the sun and they looked at the moon. They were
computing the esoterics! The vibrational shifts of the earth is what they were plotting, and
they did. In this ninth year, in the ninth month and on a nine vibration day, take time and say,
"Thank you, Spirit, that I am here, that I am alive and that I can make a change on this planet
in myself, in my health, and the love of my family. Thank you that I can be a Lighthouse for
this time." This was not the original plan when you were growing up, you know? Something
changed it. Just go take a look at the prophecies of Nostradamus. They are no longer valid
anymore. Not really. You changed and shifted, turned a corner. That’s numerology... an energy
system.

Past Lives

Oh, the big one! Many say, "How could anyone be so foolish to believe in past lives? There is
absolutely no evidence. How can you hang on to such a premise of past lives?"

You will not hear proof of past lives from this chair. There never will be any kind of absolute
empirical evidence. There will be much circumstantial and experiential evidence around it,
but never anything to actually prove it. You either have the confirmation intuitively and the
knowledge is there, or not. But we ask you, what is it that has guided your personality so that
you will come in so different from your sister, from your brother, from the same parents?
What made you so unique? What gave you the phobias that nobody expected you would have,
where you had no life experience to create them? What made you want to do certain things?
Why was the artist the artist? Is this all random? Did the variety of biology give you all that as
science tells you or could there be a system?

In the quantumness of the potentials that I have described, is it possible that you have lived
before? The answer is you have. The answer is many times. The answer is that those who
would come to a gathering like this are very aware of it. Old souls come together to learn
these esoteric things. Old souls are attracted to these intuitive things. Old souls are in the
room. So the belief comes to those who look for the their truth, for it is part of the study of

178
your divinity. It is foolish talk to those who don’t care or those who are intellectually bound to
their 3D box.

I’ll give you some information about past lives that maybe you have not heard before, but that
you need to know. For this is the least understood part of the Human Being. First, know this:
It does not serve your magnificence to know who you’ve been or what you’ve done. It gets in
the way of your life lesson, it does. It is a distraction, so therefore, it is well concealed and
well hidden, and there is a purpose for this. I will give you a number of facts and I would like
to tell you that these things are precious, precious information. This isn’t a time for esoteric
rules or doctrinal studies. These are precious things that should show you how much you are
loved within the system. There’s a system here!

Everything you have learned spiritually in any lifetime on this planet is collective; it is stored
in a place that goes right into your DNA in an esoteric level in an interdimensional state when
you are born. You pick it up again, whether you use it or not, and you never have to go back
and learn things again. Everything that you have learned in any lifetime sticks and stays for
the next time. Did you know that? And all you have to do is open the jar of lifetime
experience with your own free, spiritual choice and out pours the wisdom of the ages. The
very teachers that you see walk the stage this weekend have done this before! They’ve lived it
before and they are comfortable with it. It’s not a product of a few years on the earth. It’s a
product of millennium. That’s the truth, and you should be able to feel this, dear one.

Let me give you another precious fact: You have a friend who has been with you on every
journey, and you don’t even know it. This thing you call the Higher-Self, which you can’t
really even define, is a multidimensional piece of you - a piece of God. It’s an
interdimensional part of the system is what it is. It’s part of the apparent chaos and it is
something that has a commonality to every single past life you have had. You see, you come
in with the same Higher-Self every single time. It’s part of what you call your soul, and it’s
the same Higher-Self. Think about that for a moment. What does that mean?

There’s more. Since your Higher-Self and your past life experience are both in what you call a
"quantum state" [interdimensional], then here is the question: Is it really a past life when there
is no time? How can you even use the word past? If it’s not a past life, then what is it? It’s a
current life, isn’t it? Everything you have learned is an accumulation of who you are as you
walk this planet.

Wise, old soul, you may not feel like you’re filled with wisdom, but some of you know what
I’m speaking of - and you are, indeed, filled with knowledge. You have the "street smarts of
the Universe," and you know it. It’s intuitive, isn’t it. You can’t quite touch it, but you know
it’s the truth. This Higher-Self knows every single Human Being you’ve been. And it’s not in
a row or stacked up or in a linear list. It’s all mixed into a bowl together and it’s on your lap.
And what we have taught before is this: Those of you who wish to can reach into that bowl
and take the best part of any one of those lives and apply it to your current life! For that’s why
they’re there, dear Human Being. It’s part of the system. They’re not past at all. Blessed is
that Human who reaches into the Akash and picks up the wisdom, who picks up the teacher,
the passion of the love of God, the priest, the nun, the shaman. It’s all there! It’s part of the
system that you would recognize your truth, for now you know why it’s so unique, for it
involves the ages of your being here. Those are the facts of the past lives.

"Kryon, I believe in past lives. I believe in kinesiology. I even believe in numerology, for I’ve

179
seen it work. All these things are OK with me. But I’m having a real hard time with those
Lemurians in the mountain!" [Laughter]

All right. I want you to put this together with me. I want you to suspend belief for a moment
and cross this bridge with me. Most of humanity say that God is eternal. Whatever God means
to you - Source, Spirit, Intelligent Creator, Creator of the Universe, Intelligent Design - most
feel that it is eternal. God always was and God always will be. God can be many places at the
same time. Everyone knows that. God could be having a conversation with you right now, and
also with another also - perhaps even one in the past. Who must God be who could do that?
Obviously, God is in a quantum state. It must be that way.

Think of it: At some level, God is meeting every soul who is passing over right now, every
minute of the day. God is greeting all the newborns, every minute, every place on that planet.
What a God! Everywhere, all at the same time, ageless and without any time, God is in the
potential future, the past, and is here now. But would you even dare apply these attributes to a
creature who lives or used to live on the planet? You say, "No, no, no, that’s silly. Don’t do
that, don’t do that. It’s blasphemous!" Some of you are you starting to get where I’m going
with this. Human Beings who learn to put themselves in a quantum state are Human Beings
who become timeless. You do this when you meditate. Don’t you feel it? Did you know that
my partner’s body clock stops when he channels? We have spoken of this before. When you
step across the veil, you suspend your 3D linearity.

The Lemurians did this, but physically. They had those DNA layers that allowed them to
understand a quantum state, so they had a lot of practice with the wisdom of the "how tos"
regarding it all. The reason they did it was so they could put themselves in a time capsule of
vibratory change. If this earth ever made it past the challenge of the Armageddon (which it
did) and moved into the promise of 2012 (which you are doing), that time capsule would open
up and spill its wisdom upon this planet. They were able to do this because they have God in
their DNA, just like you do! Not too spooky now, is it?

Think about this. Who were they? They’re just like you! They are partners in this new age.
They are in love with humanity, so much so that they saw some things coming that would
curtail their race [the retreat of the ice age that they were in 50,000 years ago allowed the
water to cover their lands] and they put themselves in this interdimensional state. You say,
"Well, they waited a long time!" No they didn’t! Ask them. To them, it’s just like they had
lunch yesterday in Lemuria. It’s a timeless state where they are and the seconds tick off the
clock. All they did was cross the street and here you are!

So, what it is about the mountain? Indeed, it’s simple. It is the collection point that they chose.
It’s only a collection point, one from which they stage the help for those who would come for
it. Every time I’ve sat on this stage with my partner in this magic place, I have reminded you
of this - and I’ll say it again. There is an invitation to take a Lemurian home with you! These
are simply Humans who have lived before in ancient, ancient times who had high technology
[quantum consciousness] in their cellular structure. They were in a quantum state with the
elements of the planet. Is this so far fetched? What is it you know about your own
indigenous? Lemurians knew about the planets, about biology, about DNA, about magnetics.
Now they are stepping forward as helpers to those of you who also wish to start this
interdimensional journey. It’s part of the system.

Finally, we close. "Kryon, I’m having a hard time with God. Where is God? We want God to

180
come down and straighten out this planet. Oh, I want peace so much with what is on the news.
Is there really a God? What evidence is there?"

Well, go ask your astronomers who put energy and potentials together. They’re scratching
their heads right now. What is intelligent design? They won’t say the God word, but they’ll
say everything else. "There’s a system," they’ll say. "Maybe it’s not as random as we
thought," they’ll say. They are seeing it but they can’t define it. But they know it’s intelligent
and that against all odds it created us.

You know what the Human does as soon as he is old enough? He searches for the Creator!
Did you know that? It’s almost like an indictment that something’s going on in your DNA that
asks you to find God! When more than 85 percent of the planet has a religion that believes in
the fact that the soul is eternal, you have to look at why this would be. Some of them want to
put God into a building. They’re happy just to know it’s there so they can visit and worship.
And the rest of you? You want to find it inside, because you have eons of experience yelling
to you that it’s there to find. You want to know if God is real? Do you have the courage alone
to sit down and say, "Dear God, I want to know if you’re here or not. In pure intent, I ask you
to show me." Do you have the courage to do it? That’s the night when you don’t get any sleep,
because that’s when the angels that have been standing next to you your whole lifetime start
to have a party!

You are giving permission for healing to proceed, to become partly interdimensional, to visit a
quantum state, to live longer and be more peaceful, and to create peace in your land. You will
begin to move in ways that you cannot even believe are possible through a quantum
intelligence that literally carries your thoughts and your prayers to where they should go. You
become a partner with God, and it is you who carries the light that you pleaded with God to
carry - to those who need it so much.

You see, it’s part of the system that so many have said is chaotic, but it is not. Oh, it’s
beautiful. It’s loving. You can see the strings as they vibrate - all with purpose - not chaotic.
And with intent, you can control them, creating your own truth, creating your own reality,
creating a life very different than the one you thought you had. That’s the esoterics. That’s the
message of Kryon. Tomorrow we’ll talk about physics. Tonight we talk about the love of God.

And that is my message through this clear channel, who sits in this chair before you. We’re
not leaving the building tonight, you know? You are! When you come back tomorrow, we’ll
all still be right here.

And so it is.

KRYON

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:4181

181
Sonsuzluğun ve Işığın Kapıları bir daha
asla kapanmamak üzere açıldı...
 Posted by David Dogan Beyo on August 19, 2008 at 12:30pm

17-08-2008

Arkadaşlar, dostlar hepinize sevgi ve selamlar , su anda içinde bulunduğumuz günlerde tüm
dünya hatta tüm evren olarak çok önemli bir dönemden geçmekteyiz, 1 agustos güneş
tutulmasıyla galaktik merkezi güneşten dünyamızın 5inci boyuta geçişi için ışık kodları ve
koşulsuz sevgi enerjisi daha once hiç olmadığı kadar dünyamıza akmaya başladı. İnsanlık ve
Dünya bilincinin yükselmesi ve genişlemesinin derin döngüsü bu şekilde hız kazandı. Tam bir

182
hafta sonra 8.8.8 günü Galaktik sonsuzluk kapılarının açılmasıyla ilahi enerjiler , onlara açık
olanlara ve doğa anamıza daha derin bir şekilde akmaya başladı , Bir sonra ki hafta 15
Ağustos 2008 tarihi Işığın Dördüncü Dünyası olarak bilinen dönemin başlangıcı olarak
enerjilerin daha da yogunlastığı bir hafta oldu.. Ay tutulmasıyla beraber bu değişimler
desteklendi ve böylelikle önümüzdeki dönemlerde ve senelerde gerçeklesecek büyük
değişimlerin kökleri ve tohumları atıldı... Yasadığımız deneyimler gerçekten harikulade , daha
da derinlerine hazır olun : ) , Yaşadığımız dönem İsa, buddha, krishna, musa ve muhammed
bilincinin ve sevgisinin dünya üzerinde tekrar tezahür etmesini de simgeliyor aynı zamanda ,
Kosulsuz sevgi ve birlik bilinci gitgide daha da artacak, onemli olan bizim bu bilinci oncelikle
içimizde yaratmamız , dünya 5.inci boyuta geçmeye hazırlanıyor , titreşim düzeyi gitgide
artıyor ve daha da artacak , bize düsen görev , biran once içimizdeki ilizyon korku bilincini
(ego) bırakıp , kendi gerçekliğimiz ve öz benliğimiz olan kosulsuz sevgi ve ışıkla
bütünleşmek , biz ne kadar kendi gerçekligimiz olan ilahi sevginin farkına varırsak , tüm
dünyaya ve evrene o ilahi sevgiyi akıtabiliriz ve dünyanın değişimi de o oranda kolay olur, bir
insan dahi tüm dünyayı değiştirmeye muktedirdir bunu unutmayın, buna inanın dostlar ,
hepimiz tanrının ve o yüce sevginin parçalarıyız , hepimiz o'yuz , tanrıyız. Onun tüm
kudretine ve gücüne sahibiz. İlk once kendi gercekligimizin farkındalıgını derinlestirerek tüm
evreni aydınlatabiliriz , su an tüm evrenin ve tüm evrendeki varlıkların gözleri dünyamızın
üzerinde , boyle bir dönem daha once yasanmadı ve yasanmayacak , bizim degisimimiz tüm
evreni etkileyecek ve degistirecek bu yüzden sorumlulugumuz gercekten cok fazla ,
kendimize ve tüm varolusa karsı olan sorumlulugumuz.
Beklenmesi gereken bir sene veya zaman yok, beklemeyi bırakıp hepimiz için içsel çalışma
zamanı dostlar, bekleyerek değil, sevgi ve ışık bilincini kendi gönüllerimizde yaratıp tüm
evrene akıtırsak gerçekleşebişir ancak bu muhteşem dönüşüm. Size daha cok meditasyon
tavsiye edebilirim, kendi gercek dogamız ve evrenle bütünleşmemiz icin meditasyon hayati
onem tasıyor. Ben bu özel günlerde yapabildigim kadar meditasyon yaptım ve yapmaya
devam edecegim , o muhteşem kosulsuz sevgiyi ve kutsal ışığı hissetmek ne kadar muhtesem
bir sey değilmi : )
hepimiz için bu güzel günleri yarattığımız için ve daha da güzellerini yaratacağımız ve
göreceğimiz için tüm yüce evrene binbir kucak dolusu sevgi ve sükürler olsun, sevgi ve
ışıkla.... : )

http://www.daviddoganbeyo.com/?page_id=147

David Doğan Beyo

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/sonsuzlugun-ve-is-g-n-kap-lar-bir-daha-asla-
kapanmamak-uzere-ac-l

183
Zen Sayings and Quotes
 Posted by onur on August 19, 2008 at 12:00am

Talking about Zen all the time is like looking for fish tracks in a dry riverbed.

Pick your battles ,then act with courage

What is the sound of one hand clapping ?

The more you know the less you understand.

Always use the word impossible with the greatest caution.

Many books do not use up words, many words do not use up thoughs

It is better to fail with honor than to win by deceit

One cannot step twice into the same river.

if you get up one more time then you fail you will make it though

You want no one to know? Then Don't do it.

One who first resort to violence shows he has no more arguments

In this very breath that we take now lies the secret that all great teachers try to tell us.

Distant water wont help put out a fire close at hand

Thoose who hear not the music think the dancers mad.

The only Zen you find on the tops of mountians is the Zen you bring up there.

He who knows others is wise. He who knows himself is enlightened.

All things at first appear difficult

When you can do nothing, what can you do?

A closed mind is like a closed book, just a block of wood

Judge me by what I do in moments of conflict & challenge not comfort.

A good neighbor is a found treasure.

184
When you want to test the depths of a stream, dont use both feet.

Hatred coorides the vessel in which it is stored.

A crisis is an opportunity riding the dangerous wind

Failing to plan is planning to fail.

Nature, time and patience are three great physicians.

Count not what is lost but what is left

The mind is the emperor of the body.

How shall I grasp it? DO not grasp it, That which remains where there is no more grasping is
the Self.

Never answer a question when you are angry.

for source and more visit: http://www.shaolinkempo.com/zensay.htm

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:4112

185
HİÇLİK
 Posted by Horus on August 21, 2008 at 12:50am

Asla yok olmayacak, hiçliğin ebedi karanlığında mahvolup gitmeyeceksiniz. Çünkü ''hiçlik''
yoktur. Var olan, varlıktandır. Hiç, var olanın tabiatına uygun değildir. Çünkü, hiçlikten
varlığın, varlıktan hiçliğin doğduğu görülmemiştir. Madde, halden hale geçen ve ruhun
marifetine hizmet eden ebedi varlıktır. Ruh sonsuz bir varlıktır, onun bir sınırı yoktur. Ruh
için, ancak sonsuzlukların sonsuzu tabiri kullanılabilir. Ebediyet ve ezeliyet sözleri gerçekten
zamansal bir kavramdır ve bir limit koyar. Ama sonsuz kavramı ebediyeti de, ezeliyeti de
içine alır. Sonsuzun içerisinde sonsuz derecede ebediyetler, sonsuz derecede ezeliyetler vardır.
Bu nedenle, gideceğimiz yer hiçlik değil, varlık alemidir. Çünkü, varlık ruh ve maddenin
birliğidir ve sonsuzdur.

186
İçimizde taşıdığımız Tanrısal Özün tekamülüne devam ederek, 'O' na, var olana ulaşmaya
çalışmak, kutuluş ve gerçek hakikattir.

Sevgi ve Işıkla,

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:4524

THOTH BILGILERI: BIRLIK


BILINCININ OLUSUMU ...
 Posted by David Dogan Beyo on August 21, 2008 at 3:00am

THOTH BILGILERI: BIRLIK BILINCININ OLUSUMU

Ben Thoth. Melekler frekansindan bilgi aktariyorum. Yeni yasam duzenini


olusturmaniz icin rehberlik ediliyorsunuz.
Bu bilgiler tum insanlar icin, Filiz ve Yesim araciligiyla alinmaktadir.
Okuyun ve yasamlariniza uyumlayin, icsellestirin ve paylasin.
Sevgimizle.

*Birlik Bilincinin Olusumu

*Ilahi Askin tum varoluslara aktigi gun bugun. Sizinle isaretler, sevginin
gucu, basari, bolluk-bereket uzerine konusmustuk.Oluslar bugun hizlandi.
Yenilenme ve 8 frekansinin gunu icin tarih bugun.8 frekansinin anlami nedir?
Bu isaret BIR olmanin, Birlik olmanin ve Tanrinin Isigina ulasmanin
ifadesidir.

Bunlarin tumu size daha onceleri cesitli kanallar tarafindan aktarilmisti.


Bizler buradan hep ayni bilgileri size sunariz. Butun aktardiklarimiz
birbiriyle ortusur. Cunku calismalarimizi BIR olarak surdururuz.Size farkli
kanallar herhangi bir sekilde korku, endise ve felaket senaryolari
aktarirsa, bunlarin bizim araciligimizla olmadigini bilin. Bilgiler artik
ortaya sacildi. Siz kendi ozgur iradenizle, kendi ruhunuza hitap eden
bilgiyi zaten icsellestirirsiniz. Bundan dolayi kendi ayirt etme
yeteneginize guvenin ve her bilginin BIR olmayi aktarmasina dikkat edin.

Sevgi frekansi BIR'dir.

Ilahi Askin soyledikleri BIR'dir.

Tum melekler BIR'in frekansindadir.

187
Isaretlerimizi nasil gorebileceginizi size daha once aktarmistik. Bizimle
birlikte olabilmeniz icin tum melekler seferberler. Onlarin ucusmalarini
gorun, taniyin ve guvenin.Sesimizi sizi urkutmeden, korkutmadan duyabilmeniz
icin, her turlu cabayi gosteririz.Size sevgiyi aktarmak icin kendi Ilahi Ask
isIklarimizi size yonlendiririz.Sizinle sadece kendinizi iyi hissetmeniz
icin baglantiya geceriz ve dunyanin, kâinatin ve tum varoluslarin
bilgilerini, sizin algilariniza uygun sekilde paylasiriz.

Buyuk resim algilarinizin cok otesindedir. Bunlari anlayabilmeniz icin henuz


dogru zaman degildir. Gelisen enerji frekanslariyla belki cok kisa bir sure
sonra size butunun bilgilerini aktaririz.Iste o zaman BIR olabiliriz. Cunku
butunu anlamadan BIRLIK olmaz. Resmin tamamini gormeden tum bilgiler eksIk
kalir.Bu Ilahi Askin duzeni olan sonsuz akisin icinde sizler en onemli yasam
formusunuz. Tum yaptiklariniz butunun enerjisine aktarimlar yapar. Her iyi
niyet, her sevgi ifadesi birlesIk enerjiler alaninda tum diger sevgi
frekanslarini kendine ceker ve guclendirir.

Boylelikle butun kâinatin frekansi degisir ve dunyaya ISIK olarak akmaya


baslar. Isigin sonsuzlugun ifadesi oldugunu soylemistik. Sizin biliminizin
cok otesinde isIk frekanslari mevcuttur.Buyuk resmin icinde bu isIk
frekanslari surekli hareket ve degisim halindedir. Kainatta her zerre bu
isIk frekanslarini kendine ceker ve degisime ugrar. Sizin canli olarak
gormediginiz her zerre isigin bilgisiyle varolmustur. Bundan dolayi gelen
frekanslara olumlu veya olumsuz cevap verir.Simdiki frekanslar birkac gun
onceye gore yine degisti ve yukseldi. 17.08.2008'deki calismamiz
frekanslarin akisina son derece uyumlu bir sekilde eklendi ve tum
varoluslarin isigini guclendirdi.

Sizler orada oturup hicbir sey olmuyor saniyorsunuz. Kendinizi hapsettiginiz


dar alanlar size simdi sIkisIklik hissi veriyor. Cunku gelen frekanslar size
carpiyor ve degismenizi, kendi sinirliliklarinizdan, ofkelerinizden,
dusmanca davranislarinizdan vazgecmenizi istiyor.
Size tum bunlar kalpte sIkisma, stres artisi, agrilar, yalnizlik hissi
olarak yansiyabilir. Bunlarin farkinda olursaniz, gelen frekanslari uyumlu
bir sekilde bedeninize ve ruhunuza adapte edebilirsiniz.

Sizleri neden sevdigimizi anliyor musunuz? Tum bilgiler sizden sakliyken,


siz bu bilgilere cekildiniz. Bilinmeyen, gorunmeyen alanlar size yasaminizin
degisimini getirdi ve bilgileri daha fazla kullanmaya basladiniz.Bircok
ulkede insanlar toplu meditasyon, dualar ve sevgi paylasimlariyla kitlesel
bir donusumu baslatti. Simdi artik donusumun tam ortasindasiniz. Fiziksel
tezahurlerin gorulmeye baslanacagi doneme girdiniz. Degisen sistemler, aile
kavramlari, is ortakligi ve cocuk egitimi olarak koklu bilinc degisimlerinin
arifesindesiniz.

Size daha once bahsettigimiz enerjiler alanindaki frekanslar simdi olusta.


Birkac gun icinde, sanki buyuk bir el resmi yeniden yaratir gibi, firca
darbelerini vuracak.Sakin korkmayin! Her sey sevgiyle ve sevgi icin
gerceklesecek. Sevgiyi icinde barindirmayan tum sistemler resimden siliniyor

188
ki isiga yer acilsin. Size verilen bilgiler simdi olusa gecti. Zorlamalar,
dayatmalar, siddet ve dusmanliklarin
dunyada yeri olmayacak. Isigin gucuyle sevgisiz olan, dar dusunceleri
barindiran buyuk veya kucuk her turlu sistem artik kalmayacak.

Boylelikle sevginin isigina, parlayabilmesi icin ortamlar olusturulacak.


Sizinle iletisimimiz sureklidir. Yasadiginiz, size gore kotu her olayda,
korkuya kapilmadan bize seslenin. Yardim isteyin. Kalbinizi acin ki, size
ulasalim ve bu gecis surecini birlikte yuruyelim.
Mucizeler kapinizda. Yasam, kâinat, her atom mucizeden olusur. Mucize
dediginiz isigin gucudur. Atomlariniz isiga yoneldi. IsIk hucrelerinizde
dolasiyor ve sizi degisime zorluyor.Hucre yapiniz eski maddelerini birakiyor
ki, isiga yer versin ve coskuyla isil isil parlasin.

Size bu bilgileri ben Thoth olarak aktariyorum. Aslinda adim bu degil. Daha
dogrusu benim BIR adim var:

ISIK!

Sevgilerimizle

Sevginize sahip cikin.

LOTUS SIFA OKULU

www.lotusthoth.com
Fevzi Çakmak cad. No 75/ 2 Iþýklar Antalya
Tel: + 90 242 248 40 82 Fax: + 90 242 245 21 72

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:4638

Lord Kuthumi - 8:8:8 – Bolluk Penceresi


Kutlamasi... (english version added)
 Posted by David Dogan Beyo on August 21, 2008 at 3:30am

Lord Kuthumi

189
8:8:8 – Bolluk Penceresi Kutlamasi
Michelle Eloff© vasitasiyla
Johannesburg, 08 Temmuz 2008

Lütfen, bu bilgiyi okumanin üzerinizde bir etkisi olacagini not edin. Enerjisel olarak mesaji
veren Varliga baglanacaksiniz ve benzer bir islem sizin üzerinizde de yapilacak. Mesaji veren
Üstadin huzurunda olmak ile tam ayni sey degildir; ancak etkiler güçlüdür.

Bu mesajin katilimcilarina verilmis olan zaman hatlari ile ilgili endiselenmeyin. Ilahi
Planiniza, Zamanlamaniza & Amaciniza uygun olarak benzer süreçten geçeceksiniz.

Ben Kuthumi’yim ve bu zamanda her birinizi selamlamak ve sizlere yeni uyanisin, yeni enerji
seviyelerinin, aydinlanmanin ve derin içgörünün kutsamalarini getirmek için Sevgi ve
Bilgelik isinlarinin üzerinde öne çikiyorum. Selamlar sevgili varliklar. Ve sizleri Mesih’in

190
kalbinde ve Tanri’nin emniyetli ellerinde simsiki tutarken, bugün her birinizle kalplerimizde
büyük sevinç ve keyifle toplanabiliyoruz.

Bu 8:8:8 kutlamasi, dünyanizin içini disina ve altini üstüne döndürecek olan bir kutlamadir.
Bu kutlama, insanligin daha önce deneyimledigi hiçbir seye benzemeyen yeni bir enerji
seviyesini getiriyor. Bu zamanda bana Lord Ra, Horus, Lord Soltec, Akineton ve Isik
Dünyalarinin Günes Tanriçalari eslik ediyor. Bu kutlama gününde her birinizle toplanirken,
insan varliginin yeni bolluk bilincinin bu güçlü dalgasini tamamen kucaklamasi için, tüm
bolluk pencerelerinin ardina kadar açilmasini sagliyoruz. Bu, Günes Çakrasinin ve bunun
vasitasi ile dogurulacak olan yeni çakralarin güçlü aktivasyonlarina baslayacagimiz zamandir,
Akineton ve Günes Tanriçalari, istekli olan Isikisçileri ile bunlari Dünya’ya demirlemekten
sorumludur.

Enerji alaniniz, 21 Aralik 2008 gününde kendisini essiz ilahi planinizin kutsal izgarasina
tamamen dokuyacak olan Günes Çakrasina programlanan ilave bilinç boyutlarini almaya
hazirlaniyor. O zamanda, Akineton’un Günes Portali vasitasiyla yeni çakralarinizi almaya
istekli olanlariniz birçok seviyede aktive edilecek, bu özel inisiyasyonu alma çagrisi yüksek
sesle isitilecek ve kalbinizde, bedeninizde, zihninizde ve ruhunuzda açik ve derinden
hissedilecek.

Bu bolluk kutlamasi insanliga yoksulluk bilincinden tamamen uzaklasma firsati sunuyor. Bu


8:8:8 kutlama zamanindan 21 Aralik 2008’e kadar, yoksulluk bilincinin düsünceleri, kararlari
ve seçimleri hala etkilemesine izin vermeyi seçmis olanlar, iradelerinin en uçlarina kadar
zorlanacaklar. Bu katiyen tehdit edici sekilde olan bir sey degildir, sizi olacak olan seye
hazirlayan bilgidir ve sizin ve kolektif insanlik bilincinin erisebilecekleri bir firsattir. Bu özel
bolluk izgaralari çok güçlüdür. Bunlar esi görülmemistir. Bu, simdi kalbinizi açmanin ve bu
çok güçlü bolluk bilincinin akiskan izgalarinda geleceginizi güvence altina alacak olan yönde
ciddi sekilde eyleme geçmeniz için uygun bir zamandir.

Günes Çakrasi 2003’te tam gücünde ilk kez demirlendigi zaman, insanlik Altin Çagin
dogumunu hissetmeye basladi. Her yil 8:8 kutlamasinda, bu çok güçlü enerjinin bir diger
seviyesi veya bir diger boyutu insanliga sunuldu. Altin aslanlar ve beyaz aslanlar bu enerjiyi
tüm bu zaman boyunca koruyorlardi ve simdi onlar tüm sorumlulugu istekli ve hazir olan
insanlara birakmaya hazirlar. Bu yolculuga çikmaya istekli olan Isikisçileri için çok, birçok
enerji seviyesi hazirliyoruz; bu yolculuk yeni dünyanin simyacilarinin dogumu ile
sonuçlanacak. Sizi içinden geçirecegimiz özel süreçler var, bazi enerjileri sahiplenme ve
Akineton ve Günes Tanriçalarinin yapmaktan sorumlu olduklari kutsal izgaralar; ve simdi
onlar bunun için izgaralari dösüyorlar.

Yüzyillardir, insanlik yoksulluk bilinciyle bombardimana tutuldu. Ruhlar için birincil

191
deneyim yoksulluk, suistimal, yoksunluk ve çaresizlik oldu.. Bugün bu imza degisiyor ve
Alpakalar olarak bildiginiz yaratiklar, bugün fiziksel enerjilerin alicisi olarak davranarak ve
bunlari insan varliklara aktararak dünyayi bu kutsal titresimle dolduracaklar. Alpakalar
genetik yapilarinda Altinci Boyuta ait akiskan sevgi enerjisini tasirlar. Yünleri vasitasiyla bu
çok saf enerjilere erisilebilir.

Bu yaratiklar çok yüksek bir titresim tasirlar. Sizin enerjilerinizi Alpakalarin kutsal titresimine
uyumlayacagiz. Bu sizleri, Altinci Evrene erisen gezegen etrafindaki tüm kutsal vortekslere
baglar. Sadece bu akiskan sevgi bilinci vasitasi ile sözünü ettigimiz bolluk alemlerine nüfuz
edilebilir; bu, buna hazir olanlarinizin simdi kendi gücünüzün yeni seviyesine adim atmasi
anlamina gelir – içinizdeki simyaciyi kesfetmenin baska bir boyutu.

Kutsal Beyaz Ates Elementi sizi bazi yogun inisiyasyonlardan geçirdi. Simdi dünya, yani
Gaia çok açik ve bu yeni Günes Çakrasi enerjisinin akisini almaya tam olarak alicidir. Kutsal
disklerin bedeninde aktive olabilmesi için, Gaia bu güçlü isigin isinlarini emiyor. Bu özel
diskler, sizi dogru zamanda kodlayacagimiz frekanslari tasiyorlar. Bu bilgi özel bölgelerde
kutsal tutuldu – birçok insanin varligini bile bilmedigi kutsal siteler.

Çok yakin bir gelecekte, kanalimizin ve katilmak isteyenlerinizin bu yerlere seyahat etmesini
isteyecegiz, bu enerjileri çekebilirsiniz, çünkü simdi gezegeninizdeki tüm kutsal sitelerin –
eski siteler ve yenileri- imzalari tamamen degisecek, mavikopya degisecek. Bazi kutsal siteler
enerjilerini kapattilar. Oralara seyahat eden insanlar durgunluk, donukluk hissettiler. Bu özel
bir amaç için gerçeklesti, çünkü bu sitelerin birçogu uykudaydi, bu siteler bu aktivasyonlara
hazirlaniyor, ben, Kuthumi bu aktivasyonlari 2009 yilinda gezegene getirmekten sorumluyum.

Bunu insanliga aktaracak olan Rahibe Bilincini tasiyan Birlik Tanriçalari da her birinizi
Kuantum Tantra Simyasinin kutsal seremonilerime hazirliyor. Yasaminiz asla bir daha ayni
olmayacak. Bu, simdi spiritüel kaslariniza egzersiz yaptirma, iradenize egzersiz yaptirma
zamanidir ve tüm yoksulluk bilincinizi atma ve konsatrasyonunuzu isigin tüm sekillerindeki
bollugun ilahi olan hakkiniza sahip çikmaya odaklama zamanidir. Daha önce isterseniz
negatifligin ve yoksullugun bolluguna sahip olabileceginizi söyledim, eger isterseniz
pozitifligin ve refahin bolluguna da sahip olabilirsiniz. . Programlamalarinizi n ve genlerinizin
sizi yoksulluk tuzagina düsürdügü bahanesini artik kullanamazsiniz. Sizler kendi bireysel
kutsal varliginizsiniz. Size essiz olan bir iradeye sahipsiniz, sadece size ait olan ilahi izgaraya
sahipsiniz.

Eski paradigmada oldugu gibi sülalenizin sizin üzerinde gücü yoktur, sizler yeni dünyanin
simyacilarisiniz. Bu kutlama sizi yasaminizin en önemli yolculuguna çikaran bir kutlamadir;
Ben, Kuthumi, Birlik Tanriçalari ve Isigin Günes Varliklari ile birlikte sizi en yogun
inisiyasyon serilerinden geçirecegiz. Bu, yoksulluk bilincinizi artirilmis bir hizda atmaniz için

192
size meydan okunulacagi anlamina geliyor.

Eger bu yolculuga çikmaya istekliyseniz, bu sizi daha önce asla olmadigi sekilde otantik
benliginiz ile arkadas olacaginiz ve birleseceginiz yere götürecek, korkularinizin sadece
dikkatinizi dagitmaya çalisan küçük kizginliklar oldugunu göreceksiniz. Ve bugün kalbinizin
en derinlerinden, yoksullugun ötesine ilerleme ve deneyimleyeceginiz seye adim atma irade,
güç ve arzusuna sahip oldugunuza sevineceksiniz. Evet, zorluklar olacak, ama bu zorluklar
yoksulluk bilincinizin yaratmis oldugu illüzyonlari soyup çikariyor, bundan dolayi sizi
yoksulluk halinde tutan her sey - ister bir düsünce, bir tavir, bir insan, bir aliskanlik veya bir
bagimlilik olsun – uzaklastirilacak. Tekrar size soruyorum – birakmaya ve daha önce olmadigi
kadar güvenmeye hazir misiniz ve sunu vurguluyorum – daha önce asla olmadigi gibi?
Ödüllerinizin çok büyük olacagini söylüyorum. Sizler yeni dünya için izgaralari
dösüyorsunuz. Su anda en inanilmaz firsata sahipsiniz. Maya Takvimi’nin sona erdigi yer,
kehanetlerin sona erdigi yerdir, gelecegin tarihinin sona erdigi yerdir, bu nedenle sizler yeni
dünyayi yaratma pozisyonundasiniz ve yeni dünyayi kalbinizin en derin arzularinda ve saf
ilahi kozmik ve solar sevginin kutsal evrenlerinin akiskanligindan gelen arzu ile yaratma
pozisyonundasiniz. Bunun ne oldugunu idrak etmeye bile baslayamazsiniz ve onu hayal
etmenizi bile istemeyecegim, çünkü tam simdi bu imkansizdir. Simdi tüm yapmaniz gereken
bu 8:8:8 titresimi ile bedeninize süzülen gücü hisstmek ve kendinizi bilinçli olarak açmak ve
onu almaktir.

Simdi, ismi Thor olan görkemli aslani kendi yerinizde karsilamanizi istiyorum. O beyaz bir
aslandir ve ona dünyasal bedeninde Greg olarak bilinen erkek kardesi eslik ediyor. O da bir
aslan. Bu iki enerji altin Kundalininin aktif atesini sembolize ediyor. Simdi zarif altin bir disi
aslan imgelemenizi istiyorum, ismi Damara, ona kizkardesi Maya eslik ediyor, o da altin bir
aslan. Onlarin enerjileri Disil Beyaz Alevin iki ates frekansini ve Günes Tanriçalarinin isigini
sembolize ediyor. Aslanlar gerçegi ve otantikligi sembolize eder, sesleri gerçegin
kükremesidir.

Simdi Tanriça Sekhmet’in kutsal yerinize girdigini imgeleyin. Aslanlarin Tanriça Sekhmet
sizin yerinize girerken derin bir kükreme ile karsiladiklarini hayal etmenizi istiyorum.
Sekhmet Savas ve Yikim Tanriçalarindan biridir, anacak onun solar gücü çok kuvvetlidir ve
yoksulluk bilincinin eski paradgimalarini yikmak için kullanacaginiz bu güçtür. Tanriça
Sekhmet ellerini size uzatiyor, onun ellerini tutarken güçlü bir ates enerjisi dalgasinin
kollariniza, omuzlariniza ve asagiya omurganiza, Günes Çakranizin yeri olan kök çakraniz ile
sakral çakranizin arasindaki bölgeye gittigini imgeleyin.

Bu altin enerjiyi, bu parlak sivi ates – isigi Günes Çakranizda görmek için hayal gücünüzü
kullanin. Bu enerjinin sicakligi astral bedeninize yayiliyor ve yarali benliginizin goblenine
sivi lav gibi akiyor. Bu sivi lav duygusal bedeninize, zihinsel bedeninize ve ruhsal bedeninize
akiyor ve her yarali parçanizi ariyor, özellikle yoksulluk bilinciyle sonuçlanmis yaralari. Altin
ve ates enerjilerin yogun sicakligi bu yaralari eritiyor, hala yoksulluga ve yoksunluga inanarak

193
korkuyla davranmanizla sonuçlanan, üzerinizde bilinçli veya bilinçsiz erki yapan tüm donmus
kavramlari eritiyor. Simdi sadece teslim olmanizi, basinizi cennetlere çevirmenizi, kollarinizi
uzatmanizii kalp çakranizi açmanizi ve sadece olmasina izin vermenizi istiyorum. Kollariniz
uzanmis haldeyken, ellerinizin avuçlarini çevirmenizi ve bir elinizi aslan Thor’un taç
çakrasinin üzerine koymanizi ve diger elinizi disi aslan Damara’nin taç çakrasina koymanizi
ve avuç çakralariniz vasitasyila bedeninize akan gerçegin ve sevginin güçlü titresimlerini
hissetmenizi istiyorum.

Simdi aslan Maya geliyor ve ayaklariniza uzaniyor, ayaklarinizda bedenini dinlendiriyor ve


aslan Greg arkanizda dinleniyor, bedeni bacaklarinizin arkasina yaslaniyoe, sizi dünyaya
toprakliyor, bu güçlü yeni bolluk ve simya bilincini fiziksel, maddi üçüncü boyut yasaminiza
köklemenize yardimci oluyor. Derin nefes alip vererek enerjilerin yapmalari gerekenleri
yapmasina izin verin.

Simdi Lord Soltec mükemmel macenta pembe geometrik bir isIk topu tezahür ettiriyor. Bu
top yanardöner platin enerji ile dolu ve bu topu kalp çakraniza yönlendiriyor, kalp çakranizin
hemen üstünde havada duruyor.. Orada dururken, sirasiyla Altinci Boyut ve Altinci Evrene
kutsal boyutsal portallar açiyor ve simdi bu kutsal geometrik enerji topu vasitasiyla kalp
çakraniza akan akiskan sevgi selini imgelemenizi istiyorum, kalbinizin en derinlerine ve
çekirdegine nüfuz ediyor ve sonra bu sevginin omurganizdan asagiya, Günes Çakraniza
aktigini hissedin.

Tanriça Sekhmet simdi ellerinizi birakiyor ve kenara çekiliyor ve Akineton’un size dogru
geldigini görüyorsunuz. O sizin önünüzde dururken, sag elini direkt olarak sizin Günes
Çakranizin üzerindeki enerji alaninizda tutuyor ve Subat 2009’da getirilecek olan yeni
çakralari almak için gereksiniminiz olan isIk alanlarini hazirlamak üzere, 122 kutsal titresim
Günes Çakraniza aktariliyor. Derin nefes alip verin. Gevseyin. Birakin enerjiler aksin ve
Soltec’in getirdigi bu akiskan sevgi vasitasi ile simdi enerjilerinizi kutsal Alpakalar ile
birlestirmek için enerjiyi açiyoruz. Her biriniz gezegendeki bir Alpaka’ya baglanacaksiniz –
her bir katilan IsIkisçisi için bir Alpaka. Siz ve bu yaratik arasindaki bu özel baglantinin gücü
artacak ve bu varlikla ya dünya üzerindeki bir yaratik olarak fiziksel sekilde ya da
meditasyonlarinizda karsilasacaksiniz veya belki bir gün diger tarafa geçtiginizde bu yaratik
sizi bekliyor olacak. Ikiniz arasinda yarailmis olan bu telepatik iletisim sistemi, sizden gelen
iletisimlerin akiskan sevgiyle motive olmasini saglayacak. Bu yaratik, eylemlerinizin,
düsüncelerinizin ve niyetlerinizin sevgiyle motive olmasi için, akiskan sevginin akisini
sürdürmenize yardimci olacak.

Alpakalar bu izgarayi, 22 aylik bir periyotta aslanlar ile birlikte tutacaklar, bu periyot
insanlara gerekli olan enerjileri absorbe etmeleri için yeterli zaman saglayacak. Bu
hizlandirilmis süreç sizin en yüksek hayriniz içindir, aslinda bunu siz istediniz. Alpakalarin
büyük çukulata gözlerinin sizin gözlerinize baktigini imgelemenizi istiyorum. Onlarin
gözlerindeki nezakete ve sevgiye bakin ve onlardan gelen rahatlatmayi hissedin. Simdi

194
kalbinize getirdiginiz kutsal ilahi kozmik ve solar sevginin yeterli enerjiye ve güce sahip
olmasi için onlar sizi rahatlatiyor, böylece yoksulluk bilincinin eski paradigma yaralari
temizleniyor.

Tekrar derin nefes alin ve bedeninizdeki tüm kaslari gevsetin. Akineton Günes Çakraniza
sembollerin programlanmasini bitirirken, bazilariniz belinizde bazi duyumsamalar
hissedebilir, bu duyumsama bu sembollerin enerjisidir, oraya yerlesecek.

Lord Ra ve Lord Horus simdi etrafinizda harike bir altin geometrik koruma alani yaratiyor. Bu
koruma alani, bu yogun ve hizlanmis inisiyasyon serileri sirasinda bu özel titresimde
sarmalanmanizi saglayacak. Bu, en önemli Altin tapinak inisiyonlari serisinden biridir, çünkü
sizi güçlendirecek ve özgürlestirecek olan, size kuantum dümyasini ve onun potansiyelini
açacak olan birçok ögretileri getiriyor. Sahiplendiginiz güç sizi kuvvetlendiriyor, benlik, öz
saygi ve kendine güven kavraminizi insa ediyor. Bu kavramlar, amacini tutluyla yasayan,
günlerinin çogunu hayatta olmanin sevinçli coskun firsatlari olarak deneyimleyen otantik bir
insan varligi olarak kendi gerçeginize ilerleyebilmeniz için size bir çok firsat kapisi açacaktir.
Yasamin armagani için yogun minnettarlik deneyimleyeceksiniz . Ve zorluklarin önünde bile,
önünüzde duran meydan okumanin bir armagan oldugunu bileceksiniz ve çaresizligin
derinliklerine düstügünüzü görmeyeceksiniz, günes sizin yaninizda tam olarak canli olacak.
Gündüz solar isIkla, gece kozmik isIkla yasayacaksiniz ve dünyanizda her sey iyi olacak. Bu
degerli degisim, insanlik için simdiye dek inanç sistemleri izgarasindaki en büyük degisimdir
ve yeni dünyanin refah, bolluk içindeki simyacilari olarak yasama ilahi hakkinizin tam
sorumlulugu alarak insanligin gelecegini degistirme yeteneginize inancimiz tamdir..

Simdi, ellerinizi kalp çakranizin üzerine koymanizi, Thor ve Greg’e, Damara ve Maya’ya ve
sizinle etkilesen tüm isIk varliklarina tesekkür etmenizi istiyorum. Birlik Tanriçalari
Guinevierre, Mary Magdalene ve Jezebel’in yaninizda durdugunu bilin. Misirli Tanriçalarin
ve tüm Günes Tanriçalarinin sizinle oldugunu bilin, her birinizi solar sevgi isiginin geri
dönüsüne hazirliyorlar.

Günes Çakraniza, tam simdi içinizdeki en güçlü isIk kaynagina erisin, çünkü bu zamanda size
akan enerji sözcüklerin ötesindedir.. Ondan yaratici ilhamlarinizi çekin. Bu çakradan saf bir
hayat yasama iradesini ve arzusunu çekin ve sizi bekleyen olaganüstü firsat pencerelerine
adim atin. Bu altin firsati yakalayin sevgililer. Bunun tam avantajlarini alin. Eger geçmisteki
bir firsati kaçirdiginiza üzülüyorsaniz, simdi onu tamamlayabilirsiniz ; bunun bir parçasi
olarak ve Dünya Ana’ya ve gezegendeki her bir diger yoksulluga düsmüs ruha hizmet ederek.
Birlikte kutlayalim, hepimizi, her birimizi, dezenkarne varliklari ve enkarne varliklari
kutlayalim, sevgi ve isIk kuvvetlerimizi tek olarak birlestirelim ve hesaba katacagimiz tek bir
kuvvet olalim, yoksulluk veyaz kurban bilincinin herhangi bir formu tarafindan engellenmeyi,
durdurulmayi reddeden bir kuvvet. Tam enerjide ve akiskan sevgi akisinda tüm gücümüzle
yaninizdayiz. Zaman simdidir. Simdi önünüzde olan sey bir daha tekrar gelmeyecek. Sizi bu
zamanlar için hazirladik, kutlayin, dans edin ve hayatinizi yasayin.

195
Sevgililer, bu enerjinin kendisini fiziksel bedeninizin yapisina ve fiziksel yasaminiza tam
olarak köklemesi yaklasIk 72 saat sürecektir. Bu enerjinin fiziksel yasaminizda
kullanilabilmesi için topraklanmayi sürdürmeniz çok önemlidir Bu nedenle kutsal ates
aktivasyonu – cinsel gücünüz – kadar, Kuantum Tantra Simyasinin ögretileri çok önemlidir.
Çünkü sizi topraklanmis tutan cinsel merkezlerinizdeki enerjidir. Bu isigi, kapilari açmak için
kullanin. Cinsel enerjiniz sizi dünyaya topraklar, bu nedenle kök ve sakral çakralarinizi
kucaklayin ve birakin bu çakralar sizi atesinizin isigina götürsün.

Bu 8:8:8 kutlamasi sirasinda sizinli birlikte kalacagiz, çünkü bu gerçekten en güçlü


kutlamadir. 8:8:8 enerjisi her birinizi kucaklamasi için Mesih enerjisinin olaganüstü örtüsünü
getiriyor. Bu örtü DNAniza absorbe edebileceginz bolluk kodlarinin essiz dokumadir,
DNA’nizdan bedeninizin moleküllerine ve atomlarina süzülür. Zihninizi degistirmeniz
kolaydir sevgililer, sadece seçin. Baslangiçta zordur, ama uygulama ile bunda ustalasirsaniz.
Tekrarlama anahtardir. Içinizdeki Mesih yüksek sesle kutlama yapsin, içinizdeki eril ve disil
aslanlar kükresin ve Tanriça Sekhmet’in “yikici” enerjisi yoksullugun eski paradigma
izgaralarinin hepsini yok etsin, sizi refah ve bolluk içindeki varliga özgürlestirsin, baslangiçta
sizler bu sekilde yaratildiniz.

Sevginin gücüyle, sevme ve sevilmenin gücüyle size gelen bollugu hissetmenize izin verin.
Yasami hayal ettiginiz her sey ve daha da fazlasi olma firsati olarak gördügünüz zaman
kalbinizden yayilan sevinci hissedin. Sizi saran birçok görünmez kola güvenin.

Derinden sevildiginizi, desteklendiginizi, korundugunuzu ve rehberlik edildiginizi her zaman


ve yalniz basiniza oldugunuz tek bir an olmadigini hatirlayin, çünkü hepimiz biriz ve her
sekilde daima yaninizdayiz. Huzurda olun sevgililer, bu sizin ilahi hakkinizdir ve seçtiginiz
yolculuktan keyif alin, çünkü bu yolculuk essizdir. Ben, Kuthumi, Sevginin ve Bilgeligin
Altin Isini’nin Chohan’iyim ve sizi sevgiyle selamliyor ve kutsuyorum. Adonai.

(Çeviri: Saffet Güler)

Ascended Master Kuthumi

Transmitted through Chanel Lingenfelder

“Trusting in Miracles and the Magic thereof”

196
Recalibration of our personal Abundance Lattice with Lord Merlin and
Saint Germain.

Please note - The information of this Transcript is free and should be


made available to all that feels drawn to it, however please do not
add, change or alter any of its contents

Should you wish to experience this or any of the other initiations,


simply quieten your mind; find a comfortable place where you will be
undisturbed, connect with the Energy of Spirit and set the intent for
your rewire as you please. This will automatically be facilitated by
your higher self for your greater good.

~~~~~~~~~~~~~~~~

I am Kuthumi and I come forward upon the Rays of Love and Wisdom to
greet thee at this time and to bring unto thee a blessing of divine
enlightenment.

Greetings Beloved Ones

Greetings Lord Kuthumi

It is with great joy and with great pleasure within our hearts that we
gather with you upon this day as we hold each of you here firmly
within the Heart of Christ and securely upon the Hands of God.

Beloved ones, just like the planet earth is facing amazing changes at
present each of you are experiencing deep changes within yourself. At
present much is taking place to rewire her as well as your own
personal energy fields for as previously explained with your bodies
changing from carbon into a more refined silica crystalline vibration
you will take on the vibrations of the planet as planetary
representatives of the earth as you have extended part of yourself
throughout many lifetimes to carry the consciousness of Gaia. During
this current lifetime you have opted to again come forward in support

197
of the consciousness shifts whilst playing out games of duality. Each
of you here and many millions of your light families has all come to
see this planet ascend into her majestic consciousness.

Beloved ones, for this very reason although much work has already been
done and well underway, much more needs to be done. You have great
changes taking place within and upon this and every other planet
within this and other solar systems. This effect is ever continuous as
change multiply from itself transcending existing energy into a whole
new vibration altogether.

Time will speed up yet again as the speed of evolution is ever


increasing thus buckle yourself and be ready for the increase of your
own personal vibrations for your current 3D vibrations will increase
to enable your transcendence from a lower 3D to a multi-sensory
magnificent 5D being for the 5th dimensional energy is that of instant
creation which is your destined frequency in time to come.

The 5th dimension is a place and space contained within human and
planetary consciousness where everything exists at any and all times
on the same level therefore you will no longer be able to separate
your thought processes from another. Beloved ones the urgency here is
that it is time for you to truly connect yourself on a deeper level to
that which resonates within your heart. We have shared all and in
great detail but know that even though you are still with one foot in
a linear 3D and the other within 5D awareness, even though you still
live within the ‘normal’ vibrations of living, working, playing etc
your energy field have already started integrating a whole new
vibration that will enable you in time to come to tap into that which
is not of your immediate origins.

This energy of instant creation is an energy beloved ones that shall


demand of you every single minute fraction of passion and compassion
contained within your being and because of this intensity, you will
easily be able to tap into other fields of energy that shares the same
value. You will be able to transcend your lower thought consciousness
into something that is rather different and magnificent. The very
energy of these consciousness lattices that you will communicate
through is what will facilitate for you the ability and possibility to
be able to tap into this energy as a conduit driving yourself through
the forces of 3D embracing the flow of 5D. You have 5 official senses
which are transferred into your human beingness via the 5 pointed star

198
grid which facilitates your transcendence from spirit to matter. In
time you shall live within refined consciousness being very aware of
your extensive bodies and once your advance light field is fully
anchored within the new energy you shall have no less than 12 senses
oppose to the linear 5.

Please do not let yourself be drawn into any situation beloved ones
where you actually pay more attention to that which is negative or non
supportive. It is very simple to create a personal grid which actually
demarcate oneself oppose to connecting to the unity force fields. You
are often exposed at a subconscious level to this negative constant
especially within your professional lives, at work, especially where
the negativity is being reinforced at regular or daily intervals
whereby this destructive energy charges the morphogenetic field with
its repeated intrusive actions and because of its power you may find
it extremely unpleasant to be positive within this space or area for
it actually taps into the unconscious matrix with far and fear
reaching effects. The reason why we are sharing this with you is to
bring to your awareness the subconscious and subliminal powers of this
energy which stirs a lowering of your personal portals which in the
end unwinds your energy oppose to complimenting it and thus within the
negative or polar opposite of the rewire process it effects you
adversely. The power behind this negativity is quite startling; it is
similar to falling asleep in front of your television sets whilst
watching movies of negative action, high drama and murder. Movies
where the entertainment of it is about taking the life of another,
shouting, and destruction etc for all of this sub and unconsciously
anchors itself within your thought structure. Beloved ones we prefer
for you not entertaining yourself with such negativity, call us
prudish if you like for this may be entertaining to you to begin with,
sure like you say the special effects of the science behind the scenes
are quite astounding, but in reality it serves no purpose to be
entertained by that which one seeks to avoid, and know this is not
shared in judgment so if you wish to continue being entertained by
great horror and all that makes non-sense by all means it is your
choice of free will but make sure to never, ever fall asleep during
these programs for the vibrations emitted from your televisions
screens are destructive enough let alone the un/sub conscious
recording of all that you experience during the sleep state for you
truly are unable to decipher between that which you wish to hang on to
and that which you wish to let go of as the brain simply records all
its been exposed to. This greatly adds to the unraveling of your
energy field.

199
Beloved ones, many of you are currently facing tremendous hardships on
many levels and much of this is due to a clearing or filtering process
underway which will support you to fully embrace the 6D Fluid Love
consciousness. Thus for you to be a fully awakened 5D being in further
service to the ascension program acting as catalysts creating
situations within your own as well as another’s lives which in the
long term supports the ascension of the earth, you have to clear out
the old thus what ever keeps repeating itself within your reality
needs to be addressed. What ever keeps repeating itself within your
mind REALLY needs to be addressed for as we have explained physical
addictions are one thing but mental addictions are even more
destructive for the simple reason that 99% of humanity are in complete
denial about this. Mental addictions are very real and often attach to
your way of thinking by means of corruptive morphogenetic or
constant-negative energy fields. So having said this, make sure that
the spaces within your homes and offices are clear. In actual fact
beloved ones it wouldn’t hurt for each and every one of you to do a
thorough cleanse in all of your areas. Humanity needs to get exited
about this. It really wouldn’t hurt to connect with your higher self
which is what the premeditation was about before we started this
afternoon’s transmission, who ever the guide was that came to stand
behind you is the way your lower consciousness currently relates to
your higher self. Did you get this?

A: Yes

Mk: Very good then.

Beloved ones to have balanced energy within your home and work is
extremely important. Now on clearing let us be clear about something:
What is the golden rule to do with anything on planet earth?

A: Heart work

Mk: Intent, for by using intent you can redirect and direct energy
into any manner that you choose. All of the laws that allows to give
and take for example the laws of cause and effect and intent all folds
under the umbrella of the law of attraction from whence it fragments
into greater detail according to your beliefs, what you give out,
intent etc are you with me?

A: Yes

MK: so intent beloved ones if you like can change things without
drama, even though we know you are very dramatic as humans, you love
drama don’t you? (laughter) you need’nt be shy about it for your
intent should be to be yourself which is called being authentic. Take
you drama and have some fun by all means, run through your homes with

200
burning bushes (laughter) throw crystals in the air, pour salt all
over the place it matters not (laughter) but know that one pure
thought of intent can clear your space although this may prove to be
far too boring for your dramas (screeches of laughter), for you love
the drama, the salts the incense the burning bushes, you want to smoke
your place out to inform your neighbors 20km away of your indifference
to confirm that you have lost the plot (shreds of laughter). Beloved
ones, the intent behind your tools are what create the energy for
change at an etheric level for the law of intent allows you to connect
that which you intend to the law of attraction. Intention is
everything therefore should you prefer not to run through your offices
with burning bushes, bells, chimes, drums and feathers all you need do
is simply the next time before you enter your office space thus before
you open your office door and please do this before anyone else is
present within the space, even if it means having to get out of bed a
little earlier for once, and sure you can always go back to bed
(laughter), take your intent, come to stand in front of your office
door, visualize your office as a pool of water, are you with me?

A: Yes

MK: Visualize yourself as a very powerful huge strong being, and then
in your minds eye do the following: Take your pointing finger and your
thumb, why the pointing finger? Because you love pointing to others
don’t you (laughter), take your point of intent together with the
grounding of your thumb which means ‘thumbs up’ therefore it has your
approval with intent thus you take which is OK for you and which is
not OK for another and meld these two energies as you turn your hand
upside down (showing) and then drop an imaginary crystalline droplet
or bubble into the office pool (visualizing the office as a pond) like
this (showing) and as this droplet drops into the bigger pool see it
create a ripple effect from the inside out and watch the energy clear
itself with your pure intent as the ripples that carries the pure
intent simply cast out all negativity from the inside out disappearing
into the ethers of time contained within the cosmic seas. Whilst doing
this affirm to yourself ‘I am an amazing magnificent being with
en-lightened consciousness and through the powers of my intent I give
the thumbs up for this area to be perfectly clear from all negativity
rending it fully cleansed and sealed from all outer forces’ - for
within the mind it actually doesn’t matter whether you physically
observed a situation or imagined it. Humans are extremely good at this
lower emotional observation especially when you ‘thought’ your partner
observed another not so (laughter), so the mind can and will play
games with you so why not take your intent together with your will and
with love create a ripple effect everywhere you go. So you may say
‘Lord Kuthumi there are so many people in my office I cant get up at
4am to do this clearing’ and I shall say to you don’t panic for
humanity always has a backup plan not so, yet with spirit we have a
library of backup plans (laughter) thus without even getting out of
your lovely warm bed you can do this from a distance very much on the

201
same principle that you do distant healing. Take your mind, place your
mind into a deep meditative state then do this whole exercise within
your mind as you would with the healing. Please know there is no
restriction to the space that you can clear with your thoughts, yes if
you are able to use the physical tools it does assist with the
energies for what actually happens within this space: Negativity is
stale energy that becomes so stagnant that eventually because of its
density is able to influence and effect matter in the same way as
positive energy which becomes lighter thus enlightens. Negativity as
with positivity is an energy and as with all energy it cannot be
destroyed but merely redistributed thus it needs to be transformed
through the laws of transmutation. Like magic the good and bad or
black and white purely depends on your intent yet the principle behind
this is much the same. Thus work consciously within the Light and it
will take care of all that is parallel and unparallel.

Take care and see more into your regular spaces than just a home or
work space for it continuously feeds or drains your energy depending
on what you have programmed it with, and as always if things don’t
change take a much deeper look at that which you ‘overlook’ or refuse
to see for that which you resist shall persist and by saying this come
to terms with that which needs your attention and make peace with it.
You cannot give anger to a situation and expect peace in return, and
the only way to accomplish complete healing is to love the situation.
Healing occurs when you can give the love within your heart to that
which makes you unwell. Healing occurs when the love within the heart
of the person being healed melds with the love within the heart of the
healer, once these two energies combine they join with all the other
energies in the room as one, which carries the weight of the faith of
those involved. Faith allows you to be healed. Another issue that
comes into play here is the life lesson of the person being treated as
well as the interference of their higher self (if that is allowed)
according to the Will of the Creator. Faith is what allows rapid
manifestation of healing power. According to your belief it is done
unto you. As expressed all avenues that facilitate healing combines
according to your point of direction (your vision) and that which you
use to give it power (your belief). Do you follow this?

A: Yes

Beloved ones, use the ideas given to you, drop your imaginary
crystalline bubble of clearing and protection into your ponds of
ponder and consciously begin to shift your perceptions. When you are
bored as you often express (laughter) why not use your energy of
boredom and by doing this exercise extend the healing and clearing to
larger areas, enclose cities with this energy, create a huge grid and

202
place it over your beloved city Durban or any for that mater, why not
place this energy over every city upon the globe, what have you to
loose against everything to gain, stop and give thanks for all that
you have and am, for an attitude of gratitude will always take you to
the best altitude.

- Recorder accidentally dropped off the table – (I straightened


my legs) lost some of the transmission.

Why don’t you rather use the passion and compassion within your hearts
and with that create an energy simply though the conscious or direct
focus of your intent and allow that which you give power to, to
etherically transform all other discordant energies.

Beloved ones your beloved Gaia as shared is facing massive changes and
shifts which is the reason why ever so often we shall share with you
information as and when it is needed, naturally at levels you are able
to integrate, for it is no good trying to explain something to you in
Spanish if you can even understand it in English (laughter) so
understand that we share with you what you need to expand your living
consciousness in such a way that it will enable you to inturn share it
with others on levels they are able to understand. As with this simple
exercise understand there is no need for complication. If you are
unable to integrate something then as you say ‘take it with a pinch of
salt’ thus not too seriously, do you understand this?

A: Yes

Taking it with a pinch of salt means it depends on you as to how much


energy you shall give another thus you take of them as much as you
allow them to give to you thus you take them with a pinch of salt. But
even better live and let live, practice love with that allow love to
transform your lives, live in such a way that no matter what you do,
where, when or with whom that you consciously or unconsciously emanate
a frequency of light which will allow others to see the light within
you for that is what attracts people to you. More so often than not
many of you will even comment how others seem to ‘stare’ at you not
so? You even ask your partner ‘do I look strange?’ No, they are
looking at your light! They are looking at the light within your eyes
and the love within your heart but being human you take most things
personal don’t you? (laughter) and there is no intended reason but
their acknowledgement of your light, your beauty, your evident

203
compassion, your indifference of being authentic, for that you are.

The new planet earth is of such a high vibrational frequency that you
will not be able to survive within your current consciousness. This is
not new to you, but know that all the information shared with you is
done to gift unto you ways and means of creating new vibrational
frequencies which will allow you to comfortably function within the
new energies, we shall continue to expose to you new doorways of
transformation in time to come, all in support of you being made anew.
Therefore with this newness and exciting feelings you need to be
absolutely ready for it. You need to tap into balancing energy AND
matter unlike ever before. As a 5th dimensional being of enlightened
consciousness beside the fact that you will never be able to tell
another lie not even a small white one (screeches of laughter) you
will come to live in the purity of your authenticness. This is where
one of the greatest barriers that prevent shifting of consciousness
will be put to bed and that is the inability to practice forgiveness.

Your world, even though to us comparatively small, is a very big


place, to you certainly. It is a massive blue-green planet, a space of
light and love, transformation and one of the most important
experimental stations within this part of the galaxy. Being human this
time around you have taken on a different reality, one which helps you
change and shift your conscious reality, which is one of the reasons
why you are here sitting this day, reading these words, walking
amongst us. This is one of the reasons why we of the Ascended Realms
and other Beings are walking amongst you, to help you ground this
(new) reality. Some of us are able to take on physical vehicles for a
set period, some for a much longer period of time, some of us come to
visit you, we stand watching you at your traffic lights, you bump into
us yet you believe us not be here. We are here holding your hand at
any and all opportunities, thus we shall be there at your
transcendence from a lower thought form into a much more refined state
of being. By saying this know it is very important for you to take
note of that which surrounds you hence the message about being sure
about your energy fields within your regular spaces and having the
tools to be able to transform energy. If all else fails and you are
unable to remember any of this, use the love in your heart, along with
the intent within your minds, a personal gift given to all, and call
upon the laws of transformation to help you create a positive
environment. Negativity beloved ones is an empty energy of great
density and of no use hence no need for you to surround yourself with
this energy. There is only one law that can change anything and that
is the law of love, for love is the only energy with unparalleled
power. Love is the only energy that can match and better any other for
there is no greater weaponry than love, no greater power and passion

204
than the understanding thereof therefore if you cannot give a loving
thought to another learn to bite your lip and find something to
compliment them by, but the trick is to mean it (laughter). All this
will change for when you enter the new frequency of fluid love within
the 5th dimension you will feel nothing but love.

Your heart, minds and physical being will be bound together by the
fluidness of love, for love has the power to overcome all, infiltrate
all, conquer all, thus it flows through anything creating anything. On
an energy level love has exquisite viscosity that flows or propels
from itself as it multiplies into an unending outcome. Love is an
energy as you know that has no opposites and thus will become the
focal energy that you will utilize within your 5th dimensional body of
light.

This body is an energy matrix that is currently being activated which


will envelop all your other bodies within its cocoon of divineness
which in fact has already been in action for a number of years. This
body of Light vibrates thus oscillates at increased frequency and in
so doing naturally assist in raising your lower vibrations which will
enable you to become conscious about your light body and other bodies
thus being able to consciously work with your light bodies which will
enable you to tap fully into your 5th dimensional reality,
communicating on this level with all that shares this reality on, in
and off this earth plane. Through all of this the presence of love is
what shall guide, thus in time to come you wouldn’t have to entertain
ideas of having to convince another of your compliments for all of the
energies will be supported through the heart energy and having said
this beloved ones, do you not think that it is perhaps time for you to
adopt this principle of living through the heart, trusting the heart.
Do you not think it is high time you find something to compliment
another with no matter how they have upset you, let you down, make you
sad or angry it matters not, what does matter is your shifting
consciousness which is supported through an increased energy flow
within your bodies which automatically supports the grounding or
forming or awakening of your light body. The difference is in time to
come there shall be no need for deliberate compliments as everyone
will be able to ‘read’ everyone else’s energy field thus will
automatically receive your good wishes as all will be shared within
light frequencies. Refined telepathy will form the basis for long
distance conversations, no matter on what level thus the only ulterior
attachment to thought will be a natural wonderment of love. Your
Lightbody currently in activation will allow you to fully tap into new
levels of ascended consciousness which is an energy you shall all
share as one which will be facilitated via the various grids and
naturally your own personal lattice of light encodings which shall

205
eventually form part of your cosmic bodies.

First Previous 2-5 of 5 Next Last


Reply

Recommend Message 2 of 5 in Discussion


From: MSN NicknameSpiritualone33 Sent: 8/9/2008 6:33 PM
Part 2

Your physical and mental bodies as you are aware are going through
immense changes or rewire. Is anyone struggling with their memory of late?

A: Yes

MK: Shall we paint the roof green? (Laughter – local hospital for the
mentally unstable). That’s where you hide the ‘unconscious’ don’t you,
institutions with green roofs (laughter) well there’s enough of you
already present under this room to start a new hospital of sorts
(laughter).

The memory sticks of humanity is playing up and the only reason why,
is because a whole new level of mental rewiring is underway whereby
you are asked to pay attention to the changing of the filing systems
within your mind. Now this system is an automatic system, a very
advance system created by the Creator Principle and this structure or
organ that you call a brain is what keeps taps on various experiences.
Memory is what also prevents many from moving forward. Many times the
very memory of someone is enough to prevent you from giving another a
chance at your hand or better still heart, for this is when you suffer
from comparison phobia. Other times it prevents you from going ahead
for the memory of your past won’t allow you to create a present thus
future history. All this is what is currently and will in time to come
face new wiring in other words the process of erasing and recording.
If there is no need to hang unto a memory what use is it then? Thus by
letting go of the old paradigm thoughts you commit in creating new and
very different outcomes based on your experiences. There is of course
the times when good memories serves you well and that shall remain, it
is the useless memory that torments you that needs shifting. Your
science is aware of your very extensive DNA programming which reveals
that every level of your DNA has an individual representation within
the etheric realms just as your scientists have discovered that some
humans no longer carries a double-helix but rather a triple helix DNA
formation, and fact is that they are surfacing more and more. Thus
they have also discovered how miraculously certain brain cells within
the memory stick of the brain are no longer active in the way it was
before thus being rewired as it changes your perception from that

206
which you feel entrapped by to that which you actually can expand
through. Another way of saying this is: The “awakening” DNA (which
they refer to as junk) serves as boosters which supports the changing
of your bodies from carbon into silica which is crystalline
consciousness and for this very reason you will find that humanity
will begin more and more to open up towards the power held within the
crystal energy. They will come to terms with their ridiculous fears of
crystals for goodness sake how can you be fearful of anything that was
or is created by the One that created you. They need to get with the
program (laughter). Yes they will come to understand the full power
behind this energy and you will begin to relate to yourself as having
crystalline consciousness for your energetic vibration shall change in
frequency thus the oscillations between your highs and lows will even
out to enable you to function within powerful light bodies. This is a
natural unfolding process as part of your awakening which the brain is
transmitting to each and every cell within your body. This is a
natural flow of change which you are now feeling within your biology
especially the huge changes currently talking place within your Pineal
and Thymus glands for both these are known as the biological glands
that supports transformation. The Thymus is the gland that oversees
the heart energy and the Pineal oversees the Crown energy and both
these are currently undergoing huge biological transformations and
shifts to accommodate a whole new way of consciousness. You have to
transcend your heart, and with that your knowing. You have to give
your heart your power and will, which will allow you to live in a
higher state of being. You have to let go of the lower heart thought
forms which keeps your consciousness entrapped which is…?

A: Doubt, Fear, vindictiveness

MK: Sure brother all of these although fear which is rooted within the
base is active within every centre, the answer is the inability to
forgive the self and others.

When moving forward into a new way of being on every level,


physically, mentally, emotionally, physically, sexually, and I can
hear your thoughts ‘financially’ (laughter) a whole new system of
Light begins to activate a whole new pathway for you to script your
own grail and the only way this can be done is to help you to let go
of the stuff you no longer need. Remember sure the good, let go of the
non worthy also for this very reason it is imperative that you begin
practicing being in full consciousness within every breathing living
moment. If not the possibility exists that if being caught off guard
you might spin yourself off the planet (laughter) and right now I can
read many of your minds saying ‘that’s not a bad prospect (screeches
of laughter) but that is not where you are to be, you are here for the
earth experience thus the human evolvement, the good the bad and the
ugly as you say (laughter).

207
Beloved ones in time to come when you are fully within the new energy
and you awaken to your new DNA Structure, even the triple helix which
is very much a possibility for anyone although extremely complex in
formation yet the result quite simple, when able to communicate using
advance levels of transcendent consciousness or telepathy as you refer
to it, you will be asked share every day filled with compassion and
passion and the only way to do this is for you to be in service and
wouldn’t you think if everyone within this current living
consciousness and that which is to come is in service to another it
would be just amazing? Yes for this is what the future holds.

There will be a release from the Biosphere and personal cells: A


utopia with euphoric results which will keep you in the fluidity of
service. This firstly will require of you to be in service to the
self, now the question is how many of you consciously are?

In service to the self and being conscious about it is what shifts


perception for you keep stepping on your own toes and then turn around
and ask but how bumped me? Sure we are guilty of this at times for
that is when we guide you in taking a fresh look at where you are
going (laughter). You are already in service for if you weren’t you
wouldn’t have raised your hand on the other side of the veil saying
send me, for only through the service to the self can you realize how
magnificent it is to be in-service to others. In times to come you
will digest the true meaning of what it is like to be in service to
the self and all others all of the time. This is where you are heading
towards. This beautiful Gaia is such an amazing being that is alive
with life, a being that you partly give life to as you give of
yourself to her in service between incarnations making the essence of
Gaia a reality. Many see this as a resting period, a time out to be
part of a mass body that carries unified consciousness. Therefore you
know what she feels, you feel her tears, you know who she is, you know
what hurts and upset her for you were once her tears. By bringing this
evolved level of awareness into your consciousness know that the time
is here to claim your multi-dimensionality. You are indeed.

Beloved ones, throughout the globe there are many, many beings
communicating with each other at any given time. There are messages
going back and forth, up and down between receivers and transmitters
much like your 3D communicating systems upon the planet yet not
remotely comparative. Over many years we from the realms of

208
enlightenment be that the angelic, energetic, star or any other light
system have come to support you bringing messages in support of your
growth. We extend from ourselves a divine ray which allows energy to
connect to each of you in person through the conduit of your higher
self as this channel connects through her higher self connecting with
my energy as Kuthumi, very much in the same way do you have the same
connection to her, to me, to anyone or anything anywhere at any time
you choose. You have the ability to do this, and no-one is excluded
thus no knowledge that should reach your ears or mind will skip you
by. So where you are at, is where you need to be therefore understand
that there are no mistakes, that is why information is released unto
the planet via various cosmic transmitters, or energies which inturn
taps into the transmitters that receives information and ethereal
wisdom from the cosmic universal libraries. This information is being
gradually infiltrated into your systems of thought thus your current
levels of understanding one level at a time according to your levels
of conscious perception.

Therefore know that what you need to know is what is being made known
to you be that collectively or individually. Many of you think at
times you should be here when you are there and visa versa so please
put your minds at ease with the knowing that nothing will pass you by
if not meant to be. Yes be aware of the environments that some of you
expose yourself to but know that all of life unfolds according to
God’s Perfect Timing thus if you are

unable to swallow what you are fed, take that which resonates with you
and let the rest go for there are many segments of information that
you are unable to grasp and another might.

The scales of worthiness are prominently staring every being upon this
planet in the face for as you know every belief system is being
challenged for you to claim your grounding. Your faith is being
challenged to reveal the core of your belief. Your systems of energy
are being challenged through rewire which will support a much faster
shift of reality for you. All of this is due to the rapid increased
oscillation of your frequencies therefore as time speeds up more know
you will be given the tools on how to cope with it. Use all of the
gifts given to you, work with it, put your hearts in it, rest your
minds in this new energy and apply it, and when you fail, let it go
and try again. Do not give up, simply keep your focus by extending
your goals 30 minutes each time, each day. Again be aware of the
negative comments that are formed and entertained within your minds,
thus let the old thought processes go and one of the best ways to do
this is to alter your history, thus your memory. The changing memory
sticks are part of the process in assisting you to move on.

209
It is extremely important for you to begin implementing new habits
within your lives. The only way you can change that which no longer
works for you is to let it go, the only way it is going to go away is
to love it, the only way you can love it is when you do not entertain
anymore conflict towards it, therefore embrace that which upsets you
to such an extend that it actually loves you back and in so doing you
will come to terms with the fact that your love-relationship with that
which once entertained you and even controlled you is over. Like a
love-affair that comes to an end just so can a love affair between
matter and spirit survive change. As you know energy cannot be
destroyed but merely redistributed thus take the energy thus the habit
which you want to let go of and do something new with it thus you are
loving the situation through change.

All of what’s being shared with you, the changes you are facing, the
shifts within the poverty/abundance challenge are being shared with
you for very specific reasons to make you understand in full awareness
what your purpose is, the plans you made before coming here and what
the drive behind you was to make this a most different incarnation.
You are beings of Light that came to be the way-showers of the new
consciousness, you came to ground portal energies, you are vortices of
change, catalysts for a new culture and keepers of Grids. Now more so
than ever many of you will automatically feel a much deeper level of
compassion towards certain projects as you become more refined in you
focus. Some of you may feel that you are attracted to projects that
you have little understanding of and the reason for this is because
you serve on these levels within the unconscious planes.

Thus with a new found awareness of cosmic intelligence communicating


on cosmic levels embrace your divinity, embrace all that is being
shared with you as an amazing being in full purpose, as they say you
do not always have to travel to the most far off destinations to
experience the most exotic, thus also understand that as a polar
opposite of this you are given the chance to clear Karmic debt unlike
ever before. Thus for many of you know that this lifetime is very much
a culmination of everything you weren’t able to ‘pull off’ before thus
everything that you weren’t able to ‘put to bed’ within understandable
consciousness previously, this time around is with you, as you have
come to clear that which have kept you back over lifetimes. You have
come to clear the disasters that have faced you through many timelines
and lifetimes, BUT this time around unlike before you are BLESSED with
the KNOWING of this, physically, mentally, emotionally, spiritually
and cosmically.

210
Abundance beloved ones is an energy that can be found anywhere, in
your gardens you meet abundant butterflies, and you can have an
abundance of flowers, an abundant field of insects, and an abundance
of sounds as you listen to nature communicating its elements.
Abundance is found on and within every level of being. Prosperity is
what delivers to you the gift of having a prosperous time, thus
prosperity is the gift of abundance in action which gifts to you a
whole new experience of receiving. Abundance is also the gift of being
prosperous but it doesn’t necessarily mean of monetary or financial
gain. Abundance can be anything as you could be abundantly blessed
with plenty to eat, or a whole new way of being. The current shifts
that are taking place are working with the abundance grids
specifically to rewire and shatter the old grids of lust which
includes greed, victim, conditional love and poverty consciousness for
these four areas is what limits your growth potential the most.

Beloved ones, when asking ‘what is a sin’ as you term it in scriptural


form, the ‘forgive me Father for I have sinned’ – a sin as an aspect
of the self that you are using to influence another or the self
without awareness. This is when you get stuck in the ‘I’ instead of
‘we’ consciousness in other words you get stuck in conditions. When
you are stuck in conditional love consciousness is when you create
your ‘sins’. Poverty consciousness is when you are unable to claim any
value to yourself whatsoever, full stop. Do not think poverty
consciousness means being poor for it is not, poverty consciousness
sets in when the person have lost every bit of respect for the self
and all else. You can be poor without living in poverty. This is when
you are unable to tap into your ability to prosper. Poverty is when
you are unable to see how abundantly blessed you are, for all you are
able to see is that which you term ‘nothing’ staring you in the face
and then there is the greed or lust consciousness which falls under
the same laws.

Reply

Recommend Message 3 of 5 in Discussion


From: MSN NicknameSpiritualone33 Sent: 8/9/2008 6:35 PM
Part 3

Greed and lust is the part of the self that is in constant denial of
any satisfaction, for it makes you crave like an addiction, a very
severe addiction that has you by the edge of your seat and will not
let you go for the simple reason that you are never able to value the
self therefore will never have enough because of your fear of losing,

211
for it says ‘if I am not greedy enough, or lustful enough, I will end
up with nothing anyway”. Poverty sets in when dignity walks out of the
back door and denial comes to face you head on. To crown it all there
is the ‘I’ consciousness the victim consciousness, the selfish
selfless hard-done-by part that never feels they are given a ‘fair
deal’. This is a fast downhill slide that forces you to loose faith in
your right as a wonderful deserving being. These things are sinful
approaches to life for none of these levels of consciousness can
support you in any way in recognizing the full power behind your
co-creative ability.

You are a creator being, you are a co-creator, you can not do it by
yourself even though you think you can at times, especially when you
tap into the lower laws, know it is short lived. Understand that the
only way for you to get on with your lives is to embrace all that was
mentioned in the opposite, to claim for yourself a new platform of
divinity, to honestly and truthfully open your eyes, look in your
metaphoric mirrors, open your hearts beloved masters and claim the
divinity for that you truly are. Stand firm and grounded upon the
planet for if your foundations are not sturdy the rest won’t stand the
test of time, not a chance. Thus take the knowledge that is revealed
to you and share it with others so that you can undo the conditioning
of your lives walking forward into an uncomplicated situation where
you are not bound by the laws of expectancy.

By beginning to understand all bit by bit, by allowing all the wisdom


to reach you via waves of consciousness, you will be transformed and
will transcend from the confined consciousness within the worlds of
carbon and matter into infinite consciousness within the worlds of
crystalline silica and spirit. So be it.

By no means, form or way are we suggesting that challenges will be a


thing of the past, we are not saying it will be plain sailing at all,
but what we are saying is there will always be enough wind to carry
you from one plane to another. The winds of change will bring you
peace as you befriend your rosebushes loving its thorns, instead of
injuring the self because of your limited thinking and overly greed to
pick the flowers.

There is another energy that needs mentioning at this time, your


sexuality. The current sexual energy upon this planet is a new energy.
In the past sexuality was very much on par with a barter system where

212
you often used your sexuality as an exchange weapon of sorts and we
are not speaking of those who preferred this energy as a career
choice. We are not speaking of those who prefer to be in service to
the public using their sexuality; we are speaking of those who are
using their sexuality as a power tool trading within the worlds of
commerce. And so many fell in the same trap again recently with the
greed of the new goddess energy, why, because many woman feel they
need to be like men for them to feel equal. Woman in general had to
take a back seat for so long with the male energy ruling and with that
take up their power insensitively portraying a male energy. They fight
back with fire oppose to allowing the heart energy to rule. The same
as within your political situations especially here as that’s where it
matters to you the most this country called Southern Africa where you
have an amazing racial situation unfolding that is far too big for
those in power to handle, they don’t actually know what to do with
this situation called racial-lib as with woman’s-lib. First you had
apartheid which was then supposedly reversed, no it was not! It was
swallowed in the clutches of greed and blame as your governments took
two wrongs trying to make it right for the exact experiences that your
black races had to endure during apartheid others now have to endure.
The exact same thing is still rife within the America’s. Many woman
have become quite masculine in their attitude and characteristics and
I am not speaking of woman of the same sex preference I am speaking of
heterosexual woman who are using the power within their anger to sow
seeds of revenge. Here they use the poisons of their blame to get
even, and getting even is not a way out, not racially, not sexually,
not in anything.

If you live within a democracy beloved ones you have to live through
the heart which spells out balance and for this very reason over the
past few years, and in time to come we have and will give to you the
tools that will enable you to live and be within the rays of love and
wisdom. Love and Wisdom the two main energies that I Kuthumi currently
represent on two different levels of reality, the blue as well as the
Golden Rays, these are the energies that will allow you to awaken to
the truth of your magical mystical self. These are the energies that
will enable you to tap into the full activation of your Lightbody. It
will reveal to you all you need know that will enable you to be
congruent with your light vehicle in motion. It will allow you to tap
into and utilize any situation that will bring out the best from
within you. The only way this will be a possibility is when you wear
your 5th dimensional wings and be proud of whom you are and in so
doing is it matters not what you give unto another as long as it is
congruent with evolution, with life, with a whole new way of being.
What truly matter beloved ones is letting the memory of that which has
made you unstable go, thus allowing the memory of that which no longer
serves you dissipate. When it comes to what could be seen as an
advance rewire which is very much what you and the likes of you are

213
currently experiencing, know you have certainly given your permission
for this to be so.

Understand with all of this as hard or challenging as it may seem at


times within your own capacity to make a difference within the world
of matter or money, we come forward in support to lend a hand of
guidance at all times. Money is a mere form of exchange and be aware
that if there is a longing for money it is not fueled by the flames of
greed. Be aware that when there is a longing for money it is not
supported by the thirst of lust. Understand that perhaps during this
time you are not meant to roll in the dough of the pound seat for it
is not meant as part of your experience but at the same time know
there is no reason why you shouldn’t be abundantly blessed.

Beloved ones, the current unfolding energy is specifically set to


bring changes within your perception and understanding when it comes
to abundance. It is to rewire a new understanding within your mental
bodies when it comes to being prosperous therefore you have to come to
face the truth behind poverty consciousness which is as we have
shared. As much as you may think I haven’t stopped in 1hr45 minutes
that is as much as I say to you that every single word is shared to
support your transition from lack to having it all. The current energy
that’s about to unfold unto thus planet on a massive scale is about
abundance. We have shared with you the laws which rules infinite
possibility, therefore allow these tools to bring to you a new
understanding of your possible reality and more importantly to bring
to you a new found awareness about the absolute magic and miracles
abound that surrounds you all of the time.

Miracles and magic is an energy of Creation hence one of my favorite


expressions: What is a miracle…but magic without mysticism.

So you take the mysticism out of magic and you are left with a miracle
for a miracle is an unexpected reward so why don’t you change the
concept today of what you expect miracles to be and perhaps they will
manifest easier. Instead of saying ‘God please give me a miracle’
stipulate the miracle! Miracles are abound within the Creator’s
unending Energy thus in your mind every single day using the law of
intent stipulate that which you desire and then give back unto the
world that which you desire in service.

214
The most important thing for you is to change the perception behind
miracles thus don’t perceive it to be a reward of that which you don’t
expect, thus something out of reach as if an impossibility, why not
see the magic behind its manifestation as a rightful blessing. It is
the Magic of the Creator’s Essence that gives unto you according to
your belief in other words your faith and on that level of
understanding make a point when you awake to greet the day with love,
joy, vigor, passion and compassion, sit up and say to the self ‘I
commit to live this day to the fullest for I am still here, I am alive
and breathing therefore God thank you for delivering to me my greatest
miracle of being alive this day, so be it, Thank you!’ Please will you
straighten your spines and get yourself ready for the energy
activation. Be at ease and comfortable within the space of this room.
Very long pause.

Beloved ones, allow your breath to become easy, calm, balanced. With
every inbreath give thanks for all of that which you have been blessed
with and with every outbreath give thanks for all of that which you
can share with the world. Pause. With every inhalation fill your lungs
with fresh oxygen and give thanks to this beautiful planet for hosting
you yet again, for giving you the gift of oxygen that enables you to
live, to be, to grow and with every exhalation give thanks to the fact
that you can awaken to the reality of your awakening, being a new
person, a lighter person, give thanks to all of that which you tend to
overlook and at times take for granted. Pause. Do this a few times
allowing your energy to relax. Very long pause.

Beloved ones, ahead of you in the far distance are massive golden
gates, the gateway into Shamballah. Make your way and come to stand in
front of these entry points to the abundance temples of Shamballah.
Pause. Facing this magnificent entry point, become aware of the two
golden dragons of Lady Quan Yin on either side guarding this entry
point. Pause. Also become aware that there are two beings standing
next to these dragons who you fondly know as Lord Merlin and Saint
Germain. Pause. They personally together with the golden dragons
oversee the entry into this particular temple of Shamballah. Now
before entering this scared space I wish for you to connect from your
mind and heart to the energy of these four beings and from your
heart-felt space ask them to gift you with the blessing which will
allow you entry into their worlds. Pause. Once done enter allowing the
golden gates to close behind you and simply wait. Pause.

You are now in the courtyard of the Abundance Consciousness Temples.

215
These temples are overseen by the Lords and Ladies of magic and
manifestation delivering abundance. These two lords called Merlin and
Saint Germain are authentic alchemists therefore their energy is
permanently grounded within the etheric core of these temples. Pause.

Now it matters not which of the two temples directly in front of you,
you enter into, for they are both overseen by these two beings and the
Ladies and Lords of abundance, magic and manifestation. Pause.

In the quietness of your mind make your way to the entrance of your
choice and on reaching the entrance come stand allowing your mind to
capture all of that which surrounds you as you take note of the most
exquisite gold-leaved walls and inner dome of the temple. Pause.
Become aware of the most magnificent crystalline windows that glitters
and sparkles in the bright sun reflecting the sun rays into the temple
as it creates iridescent mother of pearls sparks of colour which
carries the fluidness of giving and melds with the truth and power
which is symbolic of the golden energy and together this energy gift
to you a divine gift of abundance and prosperity. Pause. Now very
gently make your way into the core centre of this temple. Long Pause.

Now become aware of four Masters of light whom are extending their
energy fields embracing you with their divinity as they enter this
core space and come to stand on the periphery of this area surrounding
you with equilateral distance between them. Pause. Now connect with
their energy fields becoming aware of their identity which will be
different for everyone. Now become aware that another 4 Masters
manifest between them keeping once again keeping equilateral distance
so now you have 8 masters of Light surrounding you. Once again call
upon their names and connect with their Energy fields. Pause. Beloved
ones these Masters as well as all the other Lords and Ladies here
present are here to support you transcending your consciousness from
limited to abundant consciousness. Now forming another circle behind
the immediate 8 Ascended Masters 16 more appeared, please connect with
their energy fields as they welcome you in their Presence. Pause. Now
another 32 beings appear forming a circle behind them. Pause. Again
another 64 Beings appear forming a circle behind this outer circle.
All of these amazing beings have come in support to help shift your
consciousness from limit to limitless, from finite to infinite, thus
with all this energy around you for a moment close your eyes and in
your mind’s eye absorb all of the opulence and splendor that surrounds
you. Pause. Now become aware that more and more beings joins this
circle of Light filling up the spaces all around the outer beings,
each time doubling in numbers, filling the periphery of this Temple to

216
capacity, yet comfortable. Very long pause.

Now, two Beings manifest within the circle within your immediate
energy field and come to stand directly ahead facing you. On your
front right hand side you have Lord Merlin and on the left fontal
Saint Germain. Very long Pause.

Saint Germain now indicates for you to step forward and come to stand
quite close to him, facing him. Take a very good look at him, take
note of his features, can you notice his complexion, what does his
hair look like, his eyes, does he wear a hat? Paint in your mind’s eye
a picture of Saint Germain that you can relate to and feel comfortable
with. Pause. Now He indicates for you to kneel down. Pause. He now
very gently places upon your head a moist incredible blessing in the
form of his violet flame which he transforms into a magical sword pure
violet in colour. Pause. He places the tip of this violet sword upon
your crown and as he does so it ignites the energy within your crown
chakra creating a double violet energy with bright violet sparks
within your crown chakra which nights you as a carrier of the
abundance consciousness templates. Very long pause. Beloved ones, with
this action Saint Germain has fully knighted you with his violet-flame
sword of deserve ability. Pause. Now within your minds repeat after
me: I am a divine magical mystical being claiming this energy fully
and completely. I claim my right to receive as I claim my right to
give. As a divine magical mystical being I am blessed to humbly now
and forever accept this gift, the knighting of my abundance
consciousness, a gift from Saint Germain and I undertake to be awake
within my consciousness and in so doing to share with everyone else
that which I truly believe I deserve for this is the essence of my
deserve-ability which allows me to bring an awareness to another of
their magnificence. Long pause.

Reply

Recommend Message 4 of 5 in Discussion


From: MSN NicknameSpiritualone33 Sent: 8/9/2008 6:36 PM
Part 4

Beloved ones simple allow this energy to infiltrate every part of your
being. Allow this knighting of your crow energy to deliver to you
beloved ones every and any possibility and opportunity to create
within your conscious reality changes that will accommodate you in
shifting your perception when it comes to lack, deserve ability and

217
manifesting your desires. Pause.

Saint Germain now indicates for you to rise up from your knees with
the tip of his Violet Excalibur still resting upon your crown energy,
Pause, the violet flame of the sword still blazing melding with the
violet flame within the crown chakra. Pause. Now Saint Germain blesses
you from his heart to yours with a most heartfelt blessing of
abundance as he indicates for you that you need to understand that
that which you still wish for or want to manifest within your lives as
part of the energy that you exude thus therefore have clarity that
that which you truly wish to have manifest is not intentionally to
help you cope with your own inadequacies but rather to be used at the
best of your ability bringing forth abundance and prosperity into the
lives of others. Pause.

He now removes his violet flame sword from your crown, he drops his
hands to rest at his sides and with that bring your attention to Lord
Merlin standing on His left.

Create a vision of Lord Merlin that you can relate to. Pause. Take
note of his dress, his eyes, and his features creating detail in any
way you can imagine. Very long Pause.

Lord Merlin now indicates for you to step to the side and come to
stand facing him. He hands to you a beautiful gift, a velvet pouch.
Open it up, inside you will find the most magnificent clear quartz
crystal. Pause. Now place the crystal on top of the velvet pouch with
both hands holding the crystal and pouch. Lord Merlin now steps
forward and places his hands over yours, his one hand above and the
other below yours containing this exquisite crystal gem. Pause. Lord
Merlin no closes his eyes and indicates for you to do the same and
with the power of his mind he now transfers the following words of
wisdom into your bodies, into every aspect of your being, you may
repeat these softly after me or simply within your minds: I am a
divine magical mystical being and I deserve all that I am. I have come
to this plane to bring forth a way for me to create magic within every
thought I entertain, within every thought I share out and in so doing
am able to bless this entire world with magic miracles and the
manifestation thereof. I believe that I have the ability within to
utilize only the purest aspect of my heart essence in creating my
dreams, desires and all that I wish for. I have absolutely no essence
or form in any way which gives off any negativity of any form that

218
prevents me or another from creating our day, creating all of that
which I truly believe in and as I am standing here as a being of Light
receiving this most beautiful sacred gift of being able to manifest,
allowing miracles within my reality by being able to tap into my
ability to do so, I declare that as a divine miracle of Light I extend
this gift given to me to all others and so be it. Long pause.

Lord Merlin now indicates for you to open your eyes as he stares very
deeply into your eyes. Pause. He releases your hands encapsulated in
his as he indicates for you to open your hands exposing the beauty of
the gift given to you. Pause. He now removes this crystal and places
it etherically within the area of your crown centre. Pause. Now he
suggests for you to once again place your hand in the same velvet
pouch where you will discover manifest another crystal identical to
the first, miraculously manifest in front of your very eyes knowing
there was only one crystal to begin with. Pause. He now takes this
crystal and places it in your base chakra. Pause. He now indicates for
you to place the velvet pouch in your pocket with the divine knowing
that the gifts of life come to you beloved ones supplied through an
endless fountain of abundance and prosperity that is always available
to you for there is more energy available to you than you can ever
imagine. This is another gift that was gifted to your world some years
ago – the understanding and acceptance of these very words.

Now Lord Merlin steps back and come to stand again next to Saint
Germain. Pause. Now with your illuminated crown and base containing
the magnificent quartz crystals, become aware how these two energies
begins to connect to each other creating a geometric sheath to keep
you in perfect balance. Pause. This energy reinforces the
understanding that according to that which you believe in your crown
it is delivered to you in the material world in which you exist within
the base. Pause. According to that which you give off to another as
part of your God-Consciousness, eventually returns as your reality.
Long pause.

The clear quartz gifted within your crown and base is in support of a
new understanding of magic and miracles for magic is an energy which
happens through the laws of alchemy and miracles are also the
manifestation thereof. Miracles are always delivered through the crown
and magic is somehow always perceived through the base for in the base
one of the biggest obstacles to overcome are the laws of superstition.

219
So with these two beings within your space, with your crown being
knighted into prosperous abundant illuminated consciousness, and with
the duplication of the flawless pure quartz crystal the most refined
powerful receivers and transmitters of energy, and all being stirred
within your consciousness, step forward as both Saint Germain and Lord
Merlin also steps forward bring their hands together both giving
thanks to you for allowing them within your space for they know you
are a divine magical mystical being as they gladly give their energy
in support of your awakening abundance and new-found reality. Pause.
Now please do the same, as you bring your hands together in the
Namaste` giving thanks to them for their efforts, blessings and
guidance. Pause.

Saint Germain and Lord Merlin now make their way disappearing from the
inner core of this temple. You now again become aware of the first
immediate 4 Masters, then the next four, then the next 16 that formed
a circle around them, then the 32 behind them ,then the 64 around them
and so forth multiplying in numbers filling the entire space. Pause.
For a moment connect with their energy, the literally thousands of
beings whom are known as the Lords and Ladies of Abundance working
with miracles magic and the manifestation thereof all beam towards you
from their palm chakras a most powerful energy of pure gold. Pause.
Now from your mind’s eye see how this energy being emanated from their
palms create a new golden lattice around your energy field the moment
their golden rays connect with your crown and base energy. Pause. This
is your personal reinforced golden lattice of abundance consciousness
which stretches from your crown energy into a half moon connecting to
your base energy. Pause. Now become aware that your personal lattice
begins to create a new-found grid that surrounds you, reactivating
your deserve ability attracting to you all the love that is emanated
from these beings. Pause. Become aware that this lattice is firmly
anchored within the core of the crystals within your crown and base
forming a pure golden geometric lattice grid that encapsulates all of
your energies. Pause. Continue your visualizations until you are
completely sealed within this energy. Long pause.

Now, with your lattice of worthiness firmly activated every one of


these beings bring their hands together giving thanks to you for
believing in them, as you do the same. They make their way
disappearing from your energy field and in place of every one of them
a mirror image appears. Thus all of a sudden you are faced with
thousands of mirrors surrounding you, reflecting to you from every
conceivable angle the golden lattice that surrounds you. Pause.
Visualize yourself clearly within this golden Lattice with the
sparkling gems on either side, top and bottom, anchoring your energy
within your belief systems and delivering the manifestation thereof.

220
Pause. Known that besides the fact that these energies hold your
dreams firmly in place they anchor the possibility of every one of
them becoming a reality. Pause. These also hold in place the true
understanding of your own magnificence in spirit as in matter. Look at
all the mirrors surrounding you and know that this is truth and as you
make your way from the temple set the intent that every one of these
mirrors create a mirror image from itself reflecting this energy out
into the world so that as you go froth from here this day you bless
every single man, woman and child, with every bit of abundance you
have ever desired for yourself. Give unto others all that you desire.
Long pause. Allow these divine mirrors to spark in another a new
memory that shall bring to them new hope which shall deliver to them
new understanding and with that the true real-i-sation of
deserve-ability. Pause.

Now make your way from the temple, once again back in the courtyard
with the sun bathing gently upon your skin, still fully aware of the
golden lattice that surrounds you, still very aware of the tingling
crystals keeping it all together turn around and give thanks to the
temple for accommodating you this day. Pause. Make your way towards
the golden gates giving thanks to Lady Quan Yin, give thanks to the
energies of the Saint Germain and Lord Merlin whom oversees this
Temple, walk out into the outer gardens, with the golden gates closing
behind you turn around and give thanks to Shamballah for allowing you
this consciousness rewire tapping into your abundance consciousness.
Pause. Make your way through the gardens, and gently become aware of
where you are presently at. Gently bring your consciousness back into
the present time and space, back into this room, back into your body,
stretch out your arms and legs, rotate your ankles, flex your wrists
and ground yourself fully and properly back into the reality of Now
Time. Please make sure you are fully grounded and comfortable and at
ease. Very long pause.

Abundance and prosperity is a gift gifted to you as part of the life


experience. Even when there is lack, scarcity, there need not be
poverty for this is when you have lost the will of God. Poverty is
when you can no longer find within you the God Connection. Poverty is
when you have lost all hope within the self and naturally as you carry
as part of Creation the God Essence within you, have lost hope in God.
Do you understand? Yes. Therefore when you lost all hope beloved ones
thus when you reach a stage of almost no point of return, one needs to
bit by bit crawl back into divine protection, thus being able to claim
back your own magnificence and although extremely difficult at this
point, not impossible. All of the energies that are needed for you to
create are part and parcel of your energy field; all that needs be
done is for you to awaken to this. Also you need to be in the full

221
understanding of where you are at, and where certain situations within
your life are anchored and why. For this very reason when you see
physical material wealth as an abundant blessing and you feel that you
don’t have this within your life the victim within begins to cut your
conscious cords of manifesting for the blame is easier on another for
your lack, than a blessing for them to enjoy that which they have.

In that the truth and the realization exists that if you for any
reason want to create anything specific within your lives, bless it
unto another. As with letting go of that which has control over you
using the energy of love, by loving it until it goes away, in the same
way love that which you so desperately desire within your reality
exactly where it is. In this way you bring it closer to your
acceptance, allowing the self to awaken to the realization of a whole
new holographic imprint which is how your create your reality. As you
have been made aware of the reactivation or recalibration of your
personal lattice this afternoon, understand beloved ones that in the
same duplication you have the abundance grids which forms part of the
planetary prosperity lattice surrounding the planet, so allow your
belief and understanding to form your consciousness of deserve ability
and in this way open up the portals of divine communication which will
allow you to communicate via these grids your needs, desires, that
which you truly want and using these very grids (the information that
was shared with you previously) give unto others all that you so
deeply desire for yourself. For in this way you will truly come to
understand that we are in fact all as ONE.

Let light and love and Power guide your way, call upon the ladies and
Lords of manifestation, call upon Saint Germain and Lord Merlin, call
upon the Lords of Transformation and transmutation to transform your
reality from simple understanding to pure alchemy - The Alchemy of
Consciousness for that is where the answers lie, in your understanding
that with every thought within your minds you are able to create all
of that which you wish for and in so doing being able to share this
with every man, woman and child.

I give to you an abundant blessing from me heart, as I give to you


another golden nugget as a gift, etherically placed within your hearts
beloved ones so that you shall never ever forget just how special you
are, so that you shall never forget that you too have the magic within
you to turn any base metal into gold. So keep your eyes, ears and more
so your heart on the sensor of this golden nugget and know that we
walk with you. We are here with you every step of the way, we are not
leading you, you are not following us, but rather we walk side by

222
side. May the blessings of the Christ Consciousness contained within
the golden nugget be with you this day and always, and may all always
be well within your world. I am Kuthumi I am the Lord and the Master
of the Golden Rays of Love and Wisdom and I greet and bless thee in
love, Adonai.

My dear friends and fellow light workers, I bring you a special message which you can use to
align and anchor the energies of abundance and love into your being as a continuation of last
week’s message. As I said previously this is a special period of Earth’s evolution, much seems
the same on the Earth but there are great transformations and gatherings of light occurring on
the inner planes. Many ascended masters are anchoring not just their soul energy but their
ascended master consciousness into the Earth, their students and humanity. This is a precious
and momentous occasion as those who are receptive can easily tap into this energy and use it
as acceleration for their own spiritual awareness, aiding them in accessing their ascended
master consciousness. This means that you will be able to more readily understand the truths
of the Creator, the universe and your soul, integrating and accepting them into your own
physical reality. Of course great focus is placed on the power of love as we develop through
this period of transformation. The ascended masters as they gather on the inner planes and
channel their light, as a blazing light wave onto the Earth, focus on both accepting and sharing
the love of the Creator. Love is the key for this period, anchoring love in some form into the
Earth and humanity now will be a great achievement, but it will also create the necessary
foundation for the forth coming process of growth and ascension, which of course means
raising your energy vibration to a new level of consciousness.

What wonderful and exciting times we have ahead of us now. As we all focus on our spiritual
growth, anchoring love into every aspect of our being, mastering the thoughts of the mind and
believing that we are a manifestation of the Creator on the Earth, we will create the
appropriate foundation for greater love and wisdom, beyond your imagination, to be anchored
and integrated into the Earth. Many violent and negative situations on the Earth will simply
dissolve as light workers anchor love into their beings. They may feel and experience
abundance and prosperity in all forms in their lives, as they share their love and energy with
those surrounding them and the world.

Let us light many candles of love across the world, let us unite with determination in
mastering an aspect of our being and integrating a greater aspect of the Christ consciousness
into the Earth. I cannot control my excitement over the thought of a transformation occurring
on the Earth and love being eternally anchored into the Earth. It is a process instigated by
such as simple thought, intention or invocations that can transform the world.

I will not deceive you in saying that come 2009 the world will exist purely in love and
everyone will experience heaven on the Earth, sensitive to their guides with the ability to
express their soul. This is a wonderful thought but the mass of humanity is not yet ready to
accept this transformation. By the end of 2008, if you have focused with determination and
love you will notice a lift in your energy vibration, your spiritual awareness and abilities. You
may also discover that everything in your life flows easily and successfully without much
effort because you are being guided by the divine energy and source of the Creator and your
soul. It is this tiny but vastly important shift in the consciousness of some of humanity that
will assist and boost light workers forward along the path to ascension. Ascension is not a
wall that you must pass through and suddenly everything is perfect, luminous and you are
your soul in manifestation. Ascension is a process of discovery and growth; it is a slow and

223
sometimes long ladder of challenges or experiences for you to climb through. Let me make it
clear, it is the journey to ascension that you will treasure eternally and not the actual state.

Numerous energies will be anchored into the Earth over the coming years and there will be
several occasion when we as your ascended master guides state that you need to focus on an
aspect of your being or integrating energies. It is these precious periods of growth that
combined will allow you to discover the truth and will raise the consciousness of humanity.
When the time for the major shift in consciousness occurs you may not even notice it because
you have been slowly climbing the mountain and so when you finally reach the top, you do
not notice your new position or state of existence.
I believe that it is now appropriate for you to align your energies with the energy of love
descending from the Christ consciousness and the energy of abundance descending from the
core of the Creator’s mighty soul.

‘I invoke the energy of the Creator to surround me now and to manifest from within my
being. Divine ascended masters align my entire being and soul to the highest vibration of love
from the Christ consciousness that is available at a planetary level. Integrate within my being
the energy of abundance in all its positive forms; allow me to exist as a beacon of love, light,
abundance and peace on the Earth. I accept my ascended master consciousness and ask you to
guide me in expressing it within every aspect of my being and every expression of my energy.
I am eternally connected and aligned to the loving energy of the Creator and share it
abundantly across the world.’

Honour the time that you now have to accelerate forth,

I am Master Kuthumi.

Best wishes and Blessings,


Natalie

Alpaca

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:4646

224
Love is the light of the Soul...
 Posted by David Dogan Beyo on August 21, 2008 at 4:00pm

LOVE

Love is the light of the Soul, in which all that is perceived is truth - also the fire of the Spirit
by which all that is base is transformed into good.

Love is a basic state in which there is the possibility of both understanding and wisdom.

Love may be regarded as the first pure relationship, a state of unity in duality.

When Love is purely spiritual, it has a focus which changes from moment to moment,
according to circumstances; it is able to focus upon the life, the person, the thing which is
before it, anywhere and at any time.

225
To be one with another is to love him, and to love him is to act from within him and through
him, and not upon him from without, with a contrary effect.

Nothing in the world is self-sufficient, except that which is rooted in a condition of love.

The state of love is the state of grace. The development of that state and the unlocking of its
mysteries brings one to the condition where there is no separation between oneself and others.

Love exists at those levels where we touch the true nature of things.

Shedding every earthly interest, you have to build around yourself an aura of universal Love,
in which must take place the gestation of the divine man that will be yourself.

It is in a state of love that all perfections arise; it is the state in which there is no self-
centredness.

The love which deserves that name is impartial, non-possessive, wholly beneficent; in that
love alone is to be discovered the force which will ultimately bring man to his freedom.

Love is the only force which does not create or add to the complications of karma.

Love is a way of knowing. The lover has a divine knowledge of the beloved, divine in its
quality, attained in a state of completeness and it is an end in itself. To be in love is to react
directly and fully to the object of that love, without the darkening effect of self, which
imposes a barrier. Yet it is not reaction, but action.

Love is the realization of a subjective unity, which in becoming objective causes its own
reality to flash.

Love is movement in a new dimension, which transports us out of the stifling prison of I-ness,
the gloom of its separateness.

Love is the outgoing force of the soul, the God-in-man.

By the force of Love the microcosm can be won. By that same power the macrocosm can
be conquered.

Love is the solvent of the little self.

Love, devoid of self-gratification, is in essence the will to the greatest good of another.

Love, to deserve that designation, must have a precise meaning. It must be effective in the
implementation of its purpose. True love belongs to the divine Ego and is immortal. It is the
pure and perfect as well as the most dynamic relation, from the standpoint of the Spirit.

Is it not possible for us to be so full of divine compassion and love that it flows through every
visible and invisible connection we may have made with our fellow-beings?

Love conquers that separation which is the root-cause of all misunderstanding and trouble; it
overleaps the barriers which prevent communion. Increased contact should result in increased

226
affection.

Love is a radiation, an outflow of energy. In pure love toward another there is more than an
intensity of benevolence and acceptance of that other, there is a giving forth of what one is,
without any straining.

Love is, ideally, the state in which the distinction between self and another has vanished.

This does not mean that we abolish individuality, but we learn to regard the happiness, the
progress, the interests of another as our own.

Where there is love without possession and the seeking of any gratification from that
possession, there is bliss. Thus, to love is to give oneself without asking for a return, and in
such giving is the experience of joy.

In a state of spiritual or universal Love, all other persons are but one person - the object of
love.

Love is a state of mind in which the end is unified with the means; it is a state of fulfillment
and an end in itself.

Love has to become an impersonal flame, by becoming universal.

When a person releases from himself a feeling of love untainted with self, it is a force which
travels in an open curve and produces an effect which rises to the very feet of God, evoking a
downpour of blessing, not only on the individual concerned but for the whole of humanity.

We cannot create love. But life, which is a neverceasing mode of action, has in it the capacity
of that pure action which is love, when it ceases to be distorted by the antithesis of self and
otherness.

Love is the outgoing force of a subjective-objective relationship which is an intense radiation.

No love can be lasting or reach its acme, which is not touched with some intimation of the
pathos or sublimity of the situation in which the object of love may be involved.

To love a friend intensely, yet with pure detachment; to let him be equally or even more a
friend of others; to expect no affection, while being duly appreciative of whatever affection is
given; to think of how one can help, rather than of what gratification one can get; to be
constant in friendship and unselfish helpfulness; to bring to the physical level the beautiful,
selfless spirit of the higher planes - this is the Ideal Love.

Ideal Love, stepped down to the level of the practical, day-to-day life, must mean the service
of each to all within his or her sphere, a delicate consideration of others, a control that gives
rise to peace, and cessation from every thought of cruelty and lust.

When love is all in all, it is the Beloved who is present everywhere.

The love that doth not seek its own is never enslaved. The slave remains apart, never losing
his identity, while the lover is one with the Beloved.

227
May it not be that the primordial force, the stream of influence, force and light which is the
Holy Spirit, when stepped down to the level of differing manifestations, is Love and nothing
else?

Love is a communion in which the consciousness is lifted to a point where, retaining its own
pure quality, it integrates itself into another expression of life, another consciousness.

Love must become a creative influence in our lives, it must be worked into our judgments and
all our plans of action, it should be translated into service.

Love is the only force known to man which it is not possible to vanquish by any threat,
however dire, in any ordeal, however terrible, to which it may be put.

In its purity it inspires to the most wondrous sacrifice.

All soft and tender feelings once recorded in the heart are an indelible promise, intimations of
a fulfillment that shall abide forever.

As we think thoughts of live down here, all invisibly we drop seeds in that celestial soil where
they will grow in unimaginable profusion and beauty.

Without love there is no unfoldment, because love belongs to the life of the Spirit, to the real
Self; without love all search is in vain.

You must lose your heart and search for it in every quarter. When you find it, you will know it
as the heart of all things.

Let the one great aim and ideal be to lift up and universalize our affection, so that while it is
as deep and intimate as though it has but one object, yet it is ready to be centered on any
person, to flow to any point of need.

LOVE

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:4719

228
Archangel Metatron - The Angelic Star of
the Christ...
 Posted by David Dogan Beyo on August 22, 2008 at 2:30am

The Angelic Star of the Christ

Meditation
through Natalie Glasson

I am Archangel Metatron, I am the leader of the archangels and the angelic kingdom; I am a
holder of the Christ energy at a universal level.

I stand before you now as a star illuminating a pure white energy that anchors the colours,

229
vibrations and frequencies of the universe. As I stand before you emanating my light, I send a
star shaped orb of my light to your soul. I name this the Angelic Star of the Christ and I wish
to share its energy with you. This star of light is comprised of the love of the entire angelic
kingdom, the archangels and my own energy. It is a sacred energy capsule that when activated
will pour the love of the angelic kingdom into your being.

The Angelic Star of the Christ melts into your heart chakra; it maintains its form as it begins
to emanate light and love which pours into your soul and body. Sit peacefully in meditation
and accept the energy of my Angelic Star of the Christ into your being. Know that it is healing
and cleansing your being assisting you in accepting and anchoring the energy of the Christ
into your being and reality. All negative emotions are dispersed while positive emotions are
amplified. Feel, sense, absorb and relax into the love of the angelic kingdom.

When you are ready imagine the Angelic Star of the Christ moving up to your third eye
chakra. The energy of the star continues to pulsate from this new position into your body and
aura. The Angelic Star of the Christ seeps deeper into your third eye chakra at your brow. The
energy of the star is activating your third eye to bring forth a new clarity and comprehension.
It is also clearing and healing your mind of any negative energy or thoughts to anchor love of
the purest form into your mind, actions and reactions to your experiences on the Earth.
Surrender to the angelic energy of love and allow it to wash over your mind.

When you are ready and your mind feels as though it has anchored love, feeling refreshed and
awake, then send the Angelic Star of the Christ down through your chakra systems slowly
until it reaches your root chakra. The light will flow through your throat, heart, solar plexus
and sacral chakras until it reaches the root chakra at the base of your spine. Allow the star to
rest here for a moment feeling the vibrancy, power and loving energy of the star. Remember
that the energy of the star is connecting you on a deeper level with the angelic kingdom.

Imagine the star flowing down into the centre of the Earth, imagine or know that it melts
completely into the soul of Mother Earth, so much so that the form of the star dissolves. You
are assisting in the anchoring of the Christ Consciousness into the Earth to aid the ascension
of humanity at this special period of accelerated growth.

The energy that you have absorbed from the star has increased the amount of light and love in
your aura and being. This will aid you in your focus on your spiritual development process on
the Earth. The purpose of the Period of Transformation from 08-08-08 to 2009 is to anchor the
energy of the Christ into the Earth and to aid people in eliminating fear while mastering their
minds to create abundance in all form in their life. This meditation will aid you greatly when
practised to anchor the Christ Consciousness into your being for your own growth and the
evolution of humankind. The star is healing and cleansing and so will remove many blockages

230
in your being and obstacles in your life to allow you to achieve your goals. This meditation
can be completed as many times as you wish, simply invoke my energy to stand before you at
the beginning of your meditation.

ʽI am love, I am the Christ.ʼ

These can be used as affirmations to anchor the energy of the Christ into your being.

My blessings and love to you always,

Archangel Metatron

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:4840

Osho - Kalbin Şiirselliği...


 Posted by David Dogan Beyo on August 22, 2008 at 11:30pm

Osho - Kalbin Şiirselliği...

Kafanın zekâsına zekâ bile denemez; o bilgili olmaktır. Kalbin zekâsı ise zekâdır, mevcut olan
yegâne zekâdır. Kafa yalnızca bir toplayıcıdır. O her zaman eskidir, o asla yeni değildir, hiçbir
zaman orijinal değildir. O belirli amaçlar için iyidir: Dosyalamak için mükemmeldir! Ve
hayatta kişi buna gereksinim duyar; pek çok şeyin hatırlanması mecburidir.

Zihin, kafa biyolojik bir bilgisayardır. Ona bilgi yüklemeye de devam edebilirsin ve ne zaman
ihtiyaç duyarsan onu oradan çıkarabilirsin. O matematik için, hesap yapmak için iyidir, günü
birlik hayat, ticaret hayatı için iyidir. Ama şayet bunun hayatın tümü olduğunu düşünüyorsan
aptal olarak kalacaksın. Hiçbir zaman hissetmenin güzelliğini ve kalbin lütuflarını
bilemeyeceksin. Sadece kalp aracılığıyla hayat bulan zarafeti, kalp aracılığıyla gelen
Tanrısallığı bilmeyeceksin. Asla duayı bilmeyeceksin, asla şiirselliği bilmeyeceksin, asla
sevgiyi bilmeyeceksin.

Kalbin zekâsı hayatında şiirselliği yaratır, adımlarına bir dans bahşeder, hayatını bir keyfe, bir
kutlamaya, bir kahkahaya, bir şenliğe dönüştürür. Sana espri anlayışı verir. O sana sevme ve
paylaşma kapasitesi verir. Gerçek hayat budur. Kafadan yaşanan hayat mekanik bir hayattır.
Bir robota dönüşürsün; belki çok verimli olursun. Robotlar çok yararlıdır. Makineler, insandan
daha verimlidir. Kafanla çok daha fazla kazanırsın ama daha çok yaşamazsın. Belki daha
yüksek bir yaşam standardın olur ama hiç hayatın olmayacak.

231
Hayat kalbe aittir. Hayat sadece kalbin içinden yeşerir. Sevginin yeşerdiği, hayatın yeşerdiği,
ruhun yeşerdiği toprak kalbe aittir. Güzel olan her şey, gerçekten değerli olan her şey, anlamlı,
önemli olan her şey kalpten gelir. Kalp senin tam merkezindir, kafa ise sadece senin
çeperindir. Kafada yaşamak merkezin hazinelerinin ve güzelliklerinin hiç farkına varmadan
çeperde yaşamaktır. Çeperde yaşamak aptallıktır.

Kafada yaşamak ahmaklıktır. Kalpte yaşayıp ne zaman gerekirse kafayı kullanmak zekâ ister.
Fakat merkez, efendi varlığının tam merkezindedir.

Efendi kalptir ve kafa ise sadece bir hizmetkârdır; zekâ budur. Kafa efendi haline gelip kalbi
tamamen unuttuğu zaman ise bu aptallıktır.

Bunu seçmek size kalmıştır. Unutma kafa bir köle olarak çok güzel bir köledir, çok faydalıdır.
Fakat efendi olarak tehlikeli bir efendidir ve bütün hayatını mahvedecek, tüm hayatını
zehirleyecektir. Çevrene bir bak! İnsanların yaşamları kesinlikle zehirlenmiştir, kafa
tarafından zehirlenmiştir. Onlar hissedemez, onlar artık duyarlı değil, onları hiçbir şey
heyecanlandırmaz. Güneş doğar ama onların içinde hiçbir şey doğmaz; onlar güneşe boş
gözlerle bakar. Gökyüzü yıldızlarla dolar — mucize, gizem! — ama kalplerinde hiçbir şey
kıpırdamaz, hiçbir şarkı yükselmez. Kuşlar şarkı söyler; insan şarkı söylemeyi unutmuştur.
Bulutlar gökyüzüne gelir ve tavus kuşları dans eder ve insan dans etmeyi bilmez. O
sakatlanmıştır, bir sakat haline gelmiştir. Ağaçlar çiçek açar ve insan ise düşünür, hiç
hissetmez ve hissetmeden çiçek açmak mümkün değildir.

Hayatını başka bir açıdan izle, gözlemle, yakından bak. Sana hiç kimse yardım etmeyecek.
Başkalarına çok uzun zamandır güveniyorsun; bu nedenle aptallaştın. Şimdi özen göster; bu
senin kendi sorumluluğun. Hayatında ne yapıyor olduğuna derin bir şekilde ve nüfuz ederek
bakmalısın, bunu kendine borçlusun. Kalbinde hiç şiirsellik var mı? Eğer yoksa o zaman vakit
kaybetme. Kalbine şiir dokuması ve örmesi için yardımcı ol. Hayatında hiç romantizm var mı,
yoksa yok mu? Eğer yoksa sen şimdiden kendi mezarındasın.

Dışına çık! Bırak hayat içinde romantik bir şeye, macera gibi bir şeye sahip olsun. Keşfet!
Milyonlarca güzellik ve ihtişam seni bekliyor. Sen asla hayatın tapınağının içine girmeden
sürekli olarak etrafta dolaşıp dolaşıp duruyorsun. Kapı kalptir.

Gerçek zekâ kalbe aittir. O entelektüel değildir, o duygusaldır. O düşünmek gibi değildir, o
hissetmek gibidir. O mantık değildir, o aşktır.

Sevgi yalnızca zekâsını sürekli keskinleştiren kişiler için mevcuttur. Sevgi sıradan olan için
değildir ... sevgi zeki olmayanlara göre değildir. Zeki olmayan kişi çok büyük bir entelektüel
olabilir. Aslında zeki olmayan insanlar entelektüel olmaya çalışır; bu onların zeki
olmadıklarını saklamalarının bir yoludur. Sevgi entelektüellere göre değildir. Sevgi tamamıyla
farklı türden bir yeteneğe ihtiyaç duyar; yetenekli bir kalbe, yetenekli bir kafaya değil.

Sevginin kendi zekâsı vardır, onun kendine göre görme, algılama yöntemi vardır, kendine
özgü bir hayatı anlama yöntemi vardır, varoluşun gizemini anlamanın kendine has bir yolu
vardır. Şair ona bir filozoftan çok daha yakındır. Ve mistik ise tam olarak tapınağın içindedir.
Şair merdivenlerdedir, filozof ise tam dışarıdadır. En iyi ihtimalle bahçe içindeki yola
yaklaşabilir. Ama asla merdivenlere değil. O sürekli olarak etrafta dolanır durur. O devamlı
tapınağın etrafında, tapınağın dış duvarları hakkında çalışmalar yaparak dolanır durur ve
öylesine mest olur ki dış duvarların gerçek tapınak olmadığını ve ilahi olanın içerde olduğunu

232
tamamen unutur.

Şair kapıya ulaşır ama kapı o kadar güzeldir ki o hipnotize olur. O vardığını düşünür; daha
fazla ne olabilir ki? Filozof ise içerde ne olduğunu tahmin etmenin içinde kaybolur. O asla
oraya gitmez, o basitçe düşünür, felsefe yapar. Şair gizemin içine sızmaya çalışır ama kapıya
yakın bir yerde oltaya takılır. Mistik ise tapınağın en merkezindeki kutsal odanın içine girer.

Yöntem sevgidir ve yöntem sevgi dolu zekâdır. Sevgi ve zekâ bir araya geldiğinde bir insan
için mümkün olan her şeyin gerçek olabileceği bir alan yaratırsın. Sevgi dolu bir zekâ senin
ihtiyaç duyduğun şeydir. Tek başına zekâ entelektüel hale gelir, tek başına sevgi ise aşırı
duygusallığa dönüşür ama sevgi dolu bir zekâ asla entelektüelliğe ya da aşırı duygusallığa
dönüşmez. O sana yeni türden bir bütünlük yeni bir kristalleşme sağlar..
OSHO

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:5150

Understanding Others...
 Posted by David Dogan Beyo on August 23, 2008 at 12:30am

Why do you criticize so? Do you not realize


that what you do not like in another is what you
do not like in yourself? You are looking at a
mirror image of yourself. You can say, "but how
is this, I am not like that at all" but it is
what is hidden that you often do not see.

Everyone in your life is a teacher or a mirror,


even whom you term 'enemies'.
These people can often be your best friends in
the world of spirit. They come to help you
learn. So often you become affronted by what
people say and do, yet they are only showing or
teaching you things you need to know. If you do
not see this, and learn what is necessary, the
soul will not grow. It will stay stagnant in the
comfort zone, a wonderful place to be for some,
but not a place where one can grow spiritually.

I was asked the other day of Earth time, "why do


you keep writing about the same things"? I said
"I write about the same things, but in a
different way because the more the mind sees it,

233
the more the mind and programming can get the
message and change. The next time someone hurts
you, makes comment that you do not like, creates
a situation where you feel like running away.
Ask yourself, why am I reacting?
What is it that I need to look at here? What a
waste of energy in reacting and running away.

Once the situation is looked at and faced, then


it is finished. Yes, we may test you a few times
to see if you have learned the lesson or looked
into the mirror properly and gained the message
that was delivered. But eventually, it will be
no more. With all that reaction which is fear
and which is negative, if you do not react, the
energy can be used for a higher purpose.

Posted by GraceWatcher on August 15, 2008 at 10:58pm

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:5220

DÜNYA ANA'NIN SESİ ...


 Posted by David Dogan Beyo on August 23, 2008 at 1:00am

234
Ilene Hetherington tarafından alınmıştır

27 Ocak,2005

Size yardım etmek için azimliliğimde güçlü duruyorum, çocuklarım.


Anlayış ve rahatlama için yalvarışlarınızı işitiyorum.
Ben cezalandırıcı değilim.
Hayır, kalbim bedenimdeki zayıflık için sızlıyor.
Siz kırılan çerçevesiniz, sevdiklerim.
Sabahin sessizliğinde, bana gelin.
Sesinizi kısın ve küçük aletlerinizi kapatın.
Sessizliğe katılın, o zaman beni işitebilirsiniz.

Çocuklarım, Tanrı’nın sevgisi her şeyde aynıdır.


Onun yarattığı her şey Onun ışığını ve zekasını taşır.
Tüm doğa hassas ve canlıdır.
Sonsuz uzayın enginliğinden
Sahildeki dalgalara dek.
Hayvan krallığı,
Heybetli aslan,
Bilge baykuş,
Oyuncu yunus
Sinsi tilki
Bunların hepsi bilgiye sahip
Ve dünyanın kendisi
Kayalar ve kum
Denizlerdeki sular
Kızgın volkanlar
Bunların hepsi sizin gibi canlı ve bilinçlidir
Eski günlerde
Bunu hatırlardınız
Her şeyin kaynağını asla kasten incitmezdiniz.

Dünyanın kurtuluşu için edilen duaları işitiyorum.


Çocuklarım, başkalarını savaş ve şiddet ile tahrip ettiğinizde
Dünya zarar görür
Bedenim hasara uğrar
Hayvanlar korku içinde dağılır
Kayalar ve kum hatırlar
Rüzgar terörün ve gazabın mesajını taşır

Ben sizin bir parçanızım, sizin gibi duyarlı ve canlıyım.


Kendinize karşı yıkıcı olmaya nasıl dayanabilirsiniz ?

Spiritüel anlayışınız ben’in en derin seviyesine nüfuz etsin.


Kendinizi incitmeden üzerinde oturduğunuz bedeni incitemezsiniz.

Tüm düşünceleriniz benim tarafımdan absorblanır.


Düşünceleriniz enerji doludur.

235
Onlar çakralarınız vasıtası ile ben’in köküne batar, sonra üzerinde durduğunuz dünyaya
aktarılır.
Düşünceleriniz rüzgarla uzak yerlere taşınır.
Yabancı toprakların sahillerinde yıkanırlar.
İnsanların zihinlerine ateşli tohumlar ekerler.

Benim sıvı bedenimde canlısınız.


Siz benim kollarım ve ellerimsiniz, yardım için yalvaran.
Beni boğan.

Farkındalığın ve inayetin nazik olanları, benimle dua edin.


Yeni şafağın ışık getirenleri…

Lütfen yüksek ilimlerinizin fiziksel bedeninizden akmasına ve köklenmesine izin verin.


Bırakın onlar taçtan aksın…bilgelik
Boğaza…kabul
Kalbe…sevgi
Solar pleksusa…irade
Sakral çakraya…güç
Huzurun gücü tam sizin şimdi durduğunuz yerde
Sevgi ve sağlamlık/denge düşüncelerini dünyanın kendisine gönderin.
Çimenlere ve ağaçlara
Sulara
Rüzgarlara
Toprağa
Bedenim kutsaldır.
Bastığınız yer kutsal topraktır.
Savaş düşünceleri taşıyıp bu Dünyada barış yaratamazsınız.

Yüksek üstatlarınızın tüm öğretileri.


Ettiğiniz tüm dualar.
Oturduğunuz toprağı kutsayamazsanız hiçbir anlam taşımaz.

Bedenimi stabilize etmek/dengelemek için törenler yapın.


Size yardım etmeleri için ilahi üstatları ve elementleri çağırın.
Dünyanın kendisinin güçleri ile dua edin.

Feryatlarımı işitebildiğinizde
Acımı hissedebildiğinizde
Yükümü paylaşabildiğinizde
Kendinizi kutsadığınız gibi elementleri ve diğer yaşayan varlıkları kutsadığınızda.
O zaman siz İlahisiniz.
O zaman Üstadın sözünü/vaadini paylaşırsınız.
Dünya alçakgönüllülere miras kalacak.

(Çeviri ; Saffet Güler)

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:5208

236
Hayatı Tezahür Ettir...
 Posted by David Dogan Beyo on August 23, 2008 at 9:00am

Hayatı Tezahür Ettir

Arzuları gerçekleştirmenin en hızlı yolu,bir kere öğrendiğinizde ve hayatınıza


uyguladığınızda asla hayatınızda problem olmayacak ve zorluk çekmeyeceğiniz yol, aynı
zamanda..

İstediğimiz kadar başarı kolayca mümkündür.Bütün arzularımızda kolayca gerçekleştirilebilr.

“Bir arzunuzu tezahür ettirmenin en kısa yolu sanki olmuş gibi düşünmek , konuşmak, ve
hareket etmektir. “

Bunu farklı bir şekilde duymuş olabilirsiniz. Fakat onu kendi hayatınızda hiç
uygulamamışsınızdır. Bunun nedeni bunun ne kadar güçlü olduğunu hesaba katmamış
olmanız ve bu konuda şüphe duymuş olmanızdır. Bu nedenlerle harekete geçmemenizdir.

Şüphelerinizi gidermeme izin verin böylece bu sır %100 güvenle kullanırsınız ve %100 sonuç
alırsınız.

Bunu yapmadan önce sizlere "gerçek" kavramı hakkında bir şeyler söyleyeceğim.

Gerçek güçlüdür. Gerçek evrensel bir kanundur değiştirilmez o içinde kendi gücünü taşır.

Gerçeği bildiğiniz sürece farkındalık seviyeniz otomatik olarak artar ve asla geri gitmez. Bir
kere gerçeği bildiğinizde kendi algınız tümüyle değişir ve dünyayı farklı görürsünüz ve artık
aynı eski siz olamazsınız.

Geri kalan hayatınız boyunca gerçeği araştırırsınız. Bazı insanlar çok şanslıdır ; kolayca
gerçeği keşfederler ve gerçeğe dayalı stressiz hayatın tadını çıkarırlar.

Diğer insanlar geri kalan hayatlarını çabalayarak ve asla gerçeği bilmeden yaşarlar.

Aslında gerçek çok basittir sadece birinin size söylemesine ihtiyacınız vardır ve siz hemen
onu duyunca tanırsınız.

Bunu neden daha önce düşünemediğiniz konusunda şaşırırsınız.

Bu prensibin arkasında bir kaç basit gerçeği sizinle paylaşacağım.

237
1. İstediğiniz şeye zaten sahipsiniz

Belki “istemeden önce o size verilmiştir “ sözünü duymuşsunuzdur.

Bu düşüncenin gerçekte ne anlama geldiğini hiç düşündünüz mü? Bunun başka bir dinsel bir
inanç olduğunu düşünmüş olabilrisiniz. Ama bilimsel bakış açısından baktığımızda bu
gerçekten de doğrudur.

Çünkü arzuladığınız her şey, imajine ettiğiniz her şey “olasılıklar kozmik alanında” enerji
formunda vardır.

Bütün evren büyük bir enerji okyanusudur. Bu şu demektir siz, ben, dünya ve dünya
üzerindeki her şey, para, ev, araba, ideal eş hepsi ama hepsi enerjidir.

Bilmediğiniz ise bu enerji bütün evrensel sistemi yöneten yüksek zihnin emri üzerine hareket
eder. Bilmediğiniz diğer şeyde sizde bu yüksek zihnin bir parçasısınız.

Bu yüksek zekanın her özelliği sizde de bulunur. Öyleyse sizinde bu enerji alanına emir verme
( yönetme) gücünüz vardır.

Öyleyse sizler harfi harfine bu kozmik enerji alanında hayal ettiğiniz her şeyi yaratabilirsiniz.

Hatırlayın “kendi hayatınızın yaratıcısısınız”

Öyleyse istediğiniz herşey çok önceden size verilmiştir.

O kesinlikle arzuladığınız her ne ise ona sahipmiş gibi düşünmek konuşmak ve hareket etmek
gerçekten akla uygundur.

2. Duygular yüksek zekanın dilidir.

Eğer sizler yüksek zekanın bir parçası iseniz neden arzularınızın yaratma konusunda herhangi
bir belirti görmüyorsunuz?

Neden hayat sonu gelmez çabalar silsilesidir?

Neden hayatınız endişe ve kaygı doludur?

Bu duygulara sahipseniz işte bu kesin cevabıdır bu soruların.

Ne hissederseniz onu yaratır veya tezahür ettirirsiniz. Evren sizi asla hayal kırıklığına
uğratmaz.

Ne isterseniz onu verir.

Problem şudur evren Türkçe, İngilizce vs konuşmaz .

238
Ancak biz doğmadan önce fizik sistemimize evrensel dil yapılandırılmıştır. Bu dil evrenseldir.
Böylece evren her birimizle iletişim kurar. Bu dil bizim duygularımız ve hislerimizdir.

Bizler doğduğumuzdan beri yüksek zeka ile her saniye iletişim halindeyiz.

Evren bizim emrettiğimiz herşeyi bize sağlar. .Evrenden çaba ve mutsuzluk alıyorsak bu
güçlü dili yanlış kullanıyoruz demektir. Bunun üzerinde düşünün.

Eğer duygularımız evrenle konuştuğumuz dil ise ve duygularımız sürekli çabalama ve


mutsuzluk konuşuyorsa, evren size nasıl cevap versin?

Onun size daha fazla çabalama ve mutsuzluk verme dışında hiçbir seçimi yok. . Evren her
zaman sizi tatmin eder.

Şimdi anladınız şu andaki durumunuz ne kadar mutsuz ve perişan halde olursa olsun bütün bu
perişan ve mutsuz duyguları bırakmalısınız.

Eğer bırakmazsanız evrene daha fazla mutsuzluk ve perişanlık istediğinizi söylüyorsunuz


demektir.

Bunun yerine arzularınız yerine gelmiş gibi düşünün ve konuşun ve hareket edin. Bu
arzularınızla uyumlu olan duygularınız tetiklenir ve bu emirleriniz evrene gider . Böylece
arzularınız çabasızca gerçekleşir.

Evren sizi hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmaz. Sadece siz kendinizi hayal kırıklığına
uğratırsınız.

Ne hissettiğiniz konusunda dikkatli olun çünkü hissettiğiniz şeyin fazlasını alacaksınız.

3. Detaylarla evren ilgilenecek.

Şimdi size arzularınız gerçekleşmiş gibi düşünün, hissedin, ve hareket edein dediğimde bunu
nasıl yapacağınızı sorabilirsiniz.

Endişelenmeyin siz doğru zamanda doğru yerde olacağınızı bileceksiniz.

Evren bütün detaylarla ilgilenecektir. Sizin göreviniz evrensel dil olan duygularınız ve
hislerinizle ne istediğinizi söylemektir.

Duygularınızı belli frekansta bir enerjidir. Bu enerji kozmik enerji alanına gider ve orada
duygularınızla tam uygun olan frekansı bulur.İsteğinizi size - örneğin bir kitap, bir mentor ,
bir fırsat veya destekleyici bir grup insan olarak önünüze getirir.

239
O tam sizin istediğiniz şeyi bulur. Çünkü bu da evrenin görevidir.

O evrensel yasa olan çekim yasası ile duygunuzu gönderdiğiniz anda garanti altına alınmıştır.

Yapmanız gereken tek şey kalbinizin arzuları üzerine odaklanmak sanki olmuş gibi
hissetmeniz gerekeni hissetmek, duymanız gerekeni duymak, koklamanız gerekeni
koklamaktır. Bırakın detayları evren düzenlesin.

Umarım şüphelerinizi aydınlatmışımdır.

Şu andan sonra sizin yapmanız gereken sanki arzularınız gerçekleşmiş gibi düşünmeniz,
konuşmanız ve hareket etmenizdir.

Bu yöntem arzularınızı gerçekleşmesi için en hızlı yoldur...

http://ruhsal.blogcu.com/Spirituel/

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:5251

FLOWER OF LIFE...
 Posted by David Dogan Beyo on August 23, 2008 at 9:30am

FLOWER OF LIFE

240
A Poem by Eileen Finch Cain

F eel the goodness in all forms of life


L ove all things; let go of strife
O pen your petals; let love flow in
W iden the gap; let love grow within
E rase the scars of the past
R est in the assurance that only love lasts

O wn your self-worth in spite of what others may say


F ind again the peace in your day

L ive your potential; let the world know


I nto yourself let a new energy flow
F ind out you have so much to give
E mbrace love; laugh and life

Be joyous and free


Be all that you are and ever could be!

http://www.floweroflife.org/

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:5255

241
New Age ve Kuantum fiziği...
 Posted by David Dogan Beyo on August 24, 2008 at 1:00am

New Age ve Kuantum fiziği

New Age sosyologların tercümesinde yeni din hareketlerinin dünyaya


evet diyen hareketler kısmına girmektedir. 1960'lar ve 1970'lerin
kültür karşıtlığından doğmuştur ve geniş bir inanç,uygulama ve yaşam
biçimleri yelpazesi içerir.Pagan öğretileri (Kelt,druid, amerikan
yerlileri ve diğerleri),şamanizm, asya mistisizm biçimleri,wiccan
ayinleri ve zen meditasyonu, yeni çağ olarak düşünülen etkiliklerden
birkaç tanesidir.
New age'in temel ekseni geleneksel din anlayışındaki kirlenmiş varlık
tarzını terk edip "ben-ruhsallığı" "benim kutsal olduğum inancı"
benimsenmektedir.
Kuantum fiziği temelleri albert einstein'ın görelilik kavramıyla
doğmuş olan bir fizik alanıdır ve atom altı parçacıkların fiziğiyle
ilgilenmektedir. Atom altı dünyanın dünya hakkında bildiğimiz çoğu
doğru varsayılanı yalanlayacak ölçüde yeni ufuklar açtığını
ispatlamaktadı rçar ve bu alanda yapılan çalışmalar atom altı
dünyasının sırrını her geçen gün biraz daha aralayarak dünyaya ve
gelişmekte olan teknolojiye ışık tutmaktadırlar.
Peki bir yeni din hareketiyle bir bilimin aynı eksende dolaşmasının
nedeni nedir?
Bundan çok değil 5-6 yıl önce ilk kez elime bir kuantum fiziği kitabı
aldığımda orada şöyle bir söz geçmekteydi "Bilim Tanrıyı yokettiği
günlerden uzaklaşarak adete kuantum fiziğiyle Tanrı'yı yeniden
yaratmıştır" aslında burada bahsedilmek istenen şey bilimle
geleneksel dinlerin çağlar boyu çekişmeleri ve asla aynı düzlemde
varolamamaları sorunsalıdır.Şimdi Kuantunm fiziği atom altı dünyanın
bilincine ve davranışına indikçe aslında terk edilmiş bir çok
davranış,düşünce ve inancın tamı tamına da kuantum fiziğini bilerek
yapılmış gibi eşleşmesinden ileri gelmektedir. Ve bu durum fizikçilere
de felsefecilere de tek bir yöne işaret eder eski kabile inanç ve
mistisizmi.. .Bu konudaki araştırmalar hızla sürmekteyken Dünya'da new
age dışı da birçok yeni felsefe ve inancın doğduğunu görmekteyiz.Bu
da bizlere dünya üzerindeki insanların düşüncelerinin ne denli
çeşitlendiğini göstermektedir. Her inancın beraberinde bir yaşam tarzı
ve kurallar bütünü ortaya koyduğu düşünülürse.İnsanlarda bir nevi
yeni arayışların ve yeni çözüm önerilerinin gelişmeye başladığını
söyleyebiliriz. Ve bu çeşitlenme hiçbir anlamda zararlı değildir.İnsan
aklı ve mantığıyla doğru ve yanlışı ayırd edip vicdanıyla sağlamasını
yapabilecek şekilde donanıma sahiptir.Bu açıdan sağlıklı olan her
bireyin kendi mantık ve düşüncesinin vicdan tarafından sağlamasını

242
yaparak yaşam şeklini uygulandığını bilerek yaşamak bireysel olarak
toplumumuza ve insanlığımıza karşı görevimiz,etik anlamda da
yapmamızın uygun olduğu bir davranıştır.
Kimsenin düşüncesine(toplumdaki diğer insanlara huzursuzluk verecek
davranış,düşünce ve sapkınlıkları tabii ki de katmıyorum) inancına ve
yaşam biçimine hiçkimsenin hoşgörüsüzlük yapmak gibi bir lüksü ve
hakkı yoktur.Ve bu tarz bir hak hiçbir din ve felsefe sisteminde
yerini bulamaz.Herkese hoşgörü gösterdiğimiz noktada
hoşgörülebileceğ imizi ve herkese saygı duyduğumuz oranda
sayılacağımızı bilerek davranmalıyız en azından.(Bunları karşılıklı
çıkar olarak görmeden uygulamak tabiiki de en etik olanıdır)
Herkes farklı bir dünyadır kendi içinde ve herkesin doğruyu bulmada
izleyeceği yol farklı farklıdır.Yollara ve dünyalara sevgi ve
saygılarımla
Elif Ökmengil

lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:5554

KARARLILIK...
 Posted by David Dogan Beyo on August 24, 2008 at 1:00am

KARARLILIK

Kararlilik, konsantrasyonumuzun bir noktada yogunlasmasidir. Ya da farkindaligimizin o


noktadaki surekliligi.
Evrendeki her seyde-mikro ya da makro boyutlarda-seyleri dengede tutan kuvvetlerden ,
merkezcil kuvvetin bir gorunumudur.
Kararlilik ; dusuncelerimizin , madde boyutunda gorunur hale gelmesinin onemli bir
kosuludur.Icimizdeki sonsuz potansiyelin aciga çikmasini saglayan guctur.Dusuncelerim izin
dagilip yok olmamasini saglayan koruyucu bir direnctir.Bu direnc ki; asla kati degildir.
Tam tersine , ESNEK bir direnctir.Her durumda ve kosulda ,tipki bir su gibi nazikce, en sert
ve kati durumlarin uzerinden gecerek yolumuzu bulmamizi saglayan , sonuca ulastiran icsel
bir guctur.Icseldir ; cunku disaridan enjekte edilemez.O sizinle ,siz onunla beslenirsiniz.
Sonuc olarak kararlilik; kaosu, duzene ; belirsizi, belirliye; gorunmeyeni , gorunene; yoklugu,,
varliga;dusunceyi , maddeye;potansiyeli , , ihtimale; zamani , AN a donusturen , merkezcil bir
guctur....Bu gucun adi IRADEDIR...

Mukaddes

lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:5555

243
Narhaniel - Sparkles of Love...
 Posted by David Dogan Beyo on August 24, 2008 at 2:00am

SPARKLES OF LOVE

Beloved Spirit in Familly of Light

I pray to be together with You


in serenity, peace and joyous Life in honesty and Truth

I see our splendour wash this Earth


everlasting the glory of our smiling blue

244
Long was the struggle while we were alone
once again our roads come to re-union

These are the days we merge our power of Spirit


And shine all creation through in waves of Bliss

We are the ones in Tree of Life


that brings the mercy to all of our kind

Over is age of Limit and bound


over is finally our struggle to survive

We join again holding hands with Stars


all that we are permeats the grounds

We are the one in symphony of souls


Tree of our Life sprouts roots of love down to earth

Ascension of destiny is now


filling the pages of the Great Book of Life

Splendour and Celebration as we Unite


for these are the days of the true Love Divine

Love and Light to You oh Glorious One

~ Narhaniel Seraphim in Service of Light ~

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:5552

245
Yuregimden dokulenler
 Posted by Selin on August 25, 2008 at 11:07pm

Dogan,
Cok guzel insanlar var bu sitede. Cok guzel yureklere sahip, senin gibi benim gibi dusunen
hisseden ve birligimizin daha da farkinda olmamizi saglayan.
Biliyormusun hani demistin ya turkiye de mumkun mu? Avrupali insanlar daha baska haklisin
onlar cok daha acik ve daha cok farkinda belki ama bizim de burada olmamiz bu topraklarda
bulunmamiz tesaduf degil hic bir seyin tesaduf olmadigi gibi... Bu siteyle birlikte kendi
sorunu kendin yanitladin. Her seyin mumkun olduguna inandirdin beni bir kere daha…
Paylasilanlari okudukca, burada ki yuce ruhlari tanidikca daha da umutla doluyor yuregim.
Cok seyler yapmak istiyorum.
Daha da cok parlamak daha da cok yaymak istiyorum isigimi.
Karanliklara isik feneri olmak istiyorum ve sevmenin engin sularinda sonsuz sevmek ve
sevilmek istiyorum.
Tek nedeni bu degilmi hayatin sonsuz sevmek hic bir karsilik beklemeden ve de oz benliginle
var olmak her turlu bagnazliga her turlu karanliga inat savasmak. isik icin sevgi icin isik
savascisi olmak...

Ekrandan tasiyor sevgi, sozcuklerden daha da cok sey ifade ediyor her yazilan ve her
seferinde aklima su soruyu getiriyor. Biz, birlikte neler yapabiliriz? Bir araya gelip nasil daha
da cogaltiriz paylasilanlari ve nasil eyleme dokeriz tum iyi niyetlerimizi?

Yapilacak toplu bir meditasyon olabilir mesela tum sitedekilerin olduklari yerden
katilailecekleri. Birbirimizi daha derinen hissetmemizi saglayacak bir meditasyon…

Bir anda bunlari yazarken buldum kendimi ve paylasmak istediginiz bir sey varsa bir olarak
birlik olarak yapabilecegimiz her hangi bir sey eminimki herkesi en az benim kadar
heyecanlandiracaktir bu.

Hepinize tum evrene sonsuz sevgi gonderiyorum,

Selin...

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:5976

246
Master Teacher at the Omahara - School of
Enlightenment
 Posted by Helleh Hansen on August 26, 2008 at 11:16pm

Founder of Omahara - School of Enlightenment. I am an Avatar, Bodhisattva, Oracle, Author,


daughter of High Lama, Healer and Master Teacher in Omahara, the new teachings. Omahara
is the One voice and energy of many masters such as Melchizedek, Thoth, Enoch, Metatron,
Christ....it is the teachings of the Galactic Federation and the most powerful tools for
ascension presented on Planet Earth at this end of time cycle. My ability is my passion. I AM
THAT I AM in full service of God for the highest good of all. I AM the highest potential
frequency of light and love in embodiment being the model, and showing the way to the
infinite light and limitless love. My purpose is to educate and heal all sentient beings to self-
realization and self-mastery attaining total inner peace, happiness, health, joy, freedom,
abundance.....the enlightenment swiftly with ease and grace. Along this journey on Earth and
beyond my purpose is also to re-connect, join, and share with all the other Masters of Light,
so that we can all in Unison anchor Heaven on Earth, The Oneness and Community of Higher
Consciousness living and learning. Love is all there is.....let's get on with it!

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:6185

247
Organlar ve biriktirilen duygusal bloklar...
 Posted by David Dogan Beyo on August 26, 2008 at 12:00am

FİZİKSEL BEDEN, ENERJİ BEDEN VE DUYGUSAL BEDEN

ORGANLARIMIZ

KALP: Kalbimiz vasküler sistemin (damar sistemi) kassal pompasıdır.. Dört odası vardır;
akciğerlerle ilgili olan iki tanesi sağ tarafta ve bedenin kalan kısmı ile ilgili olanlar sol
taraftadır. Kalbimiz oksijeni tükenmiş kanı sağ tarafa alır, akciğerlere pompalar ve
oksijenlendirilmiş kanı sol tarafa geri alır ve bedenin diğer kısmına pompalar.

Biriktirilen duygusal bloklar: Keder, ıstırap, kalp kırıklığı, hüzün, kayıp, korku, üzüntü,
reddetme, incinme. Yaşama korkusu veya ölme korkusu, sevginin bloke edilmesi, alma ve
vermenin dengesizliği,

AKCİĞERLER: Akciğerlerimiz kanımız tarafından absorbe edilebilen yere hava taşır ve


kandan istenmeyen gazları alır ve dış dünyaya atar.

Biriktirilen duygusal bloklar: Korkuya, öfkeye bağlı astım, düşük enerji, ağrılı öksürük.

MİDE: Midemiz sindirilmemiş gıdayı alır ve sindirim işlemine başlar, gıdanın ince
bağırsaklar tarafından işlenmesini sağlar.

Biriktirilen duygusal bloklar: Yutulan her şeyin sindirileceği yer... örneğin eski kurallar,
ailenin, arkadaşların, öğretmenlerin, doktorların vs. fikirleri. Ülser kişinin bağırsağını yiyen
öfkedir, mide sorunları endişedendir, kişinin yaşamına artık uymayan eski düşüncelerin,
hislerin, fikirlerin sindirilmesi, değişim korkusu ve onaylamama.

İNCE BAĞIRSAKLAR: İnce bağırsaklarımız karın boşluğumuzu doldurur ve kalın


bağırsaklar tarafından çevrelenir. Kısmen sindirilmiş gıdayı mideden alır ve gıdayı daha çok
parçalamak için pankreastan ve karaciğerden salgılar kullanır. Vitaminler dahil besinlerin
sindiriminden sorumludur.

KALIN BAĞIRSAKLAR: Kalın bağırsağımız suyu, vitaminleri ve mineralleri absorbe eder.


Apandisitimizi de kapsar.

Karında biriktirilen duygusal bloklar: Hara merkezi, ifade edilmemiş öfke/korku hislerinin,
öfke/korku/suç luluk ile ilgili çözülmemiş durumların depolandığı yerdir.

KARACİĞER: Karaciğer en büyük organımızdır. Çok sayıda kimyasallardan ve


değişikliklerden sorumludur. Kan karaciğere besinleri getirir. Karaciğer karbonhidratları yağa
ve proteinlere dönüştürür. Kolesterol üretir, vitamin A, D, B12 ve demiri depolar. Toksik
maddeleri kandan uzaklaştırır.

248
Biriktirilen duygusal bloklar : Öfke/korku uzun zaman periyotlarında biriktirilir.

SAFRA KESESİ: Safra kesesi hemen karaciğerin altındadır. İnce bağırsakların başlangıcında
salgılanan safrayı (öt) depolar. Safra, enzimlerin yağlar ile reaksiyona irebilmesi için yağların
suda çözünmesini sağlayarak yağların sindirilmesine yardımcı olur.

Biriktirilen duygusal bloklar: Öfke sertliği, acılığı aşar

PANKREAS: Pankreas, ince bağırsaklara giden ve proteinlerin, yağların ve karbonhidratları n


parçalanmasına yardımcı olan enzimleri salgılar. Pankreas insulin salgılar. Bir bez olarak
düşünülür ve hormonlar tarafından ayarlanır.

Biriktirilen duygusal bloklar: yaşamın tadı, canlılığı, tuzu biberi, parıltısı, lezzeti gider,
kaybolur.

DALAK : Dalak lenfatik bir organdır. Kanı filtreler ve bağışıklık sisteminde etkindir.

Biriktirilen duygusal bloklar : Geçmiş ilişkiler ile bitirilmemiş işleri depolar. Bu geçmiş ile
bağlantı yaratmış olan bir kişinin ölümü, iş, yaşam tarzı olabilir.

BÖBREKLER: Böbrekler elektriksel, kimyasal ve yoğunluk dengelerini ve beden suyunun


bütünlüğünü sürdürmek için çalışır. Beden suyu hacmini muhafaza ederler, kan plazmasını
işlerler ve bedenimizde asit – baz dengesini sürdürürler.

Adrenallerde/ böbreklerde biriktirilen duygusal bloklar: Bedenin şok/travma merkezi.


Sempatik sinir sisteminin aşırı aktivitesi, adrenalin artması, tüm oto – bağışıklık sisteminin
iyileşmesi. Her zaman bu pozisyonu şok, travma, hastalık, ameliyat, duygusal dengesizlikler,
her çeşit stres, alerjiler, düşük enerji ve korkular için tedavi edin.

ENDOKRİN BEZLERİMİZ

EPİFİZ : Epifiz ve hipofiz bezi bedenin metabolizması ile ilgilidir. Bunlar, bedenin diğer
kısımlarındaki diğer salgılara neden olan salgı hormonlarıdır.

HİPOFİZ : (Hipotalamus) Hipofiz bezi estrojen, progesteron ve testosteron yaratmak için


hormon salgılayabilir ve ayrıca tiroidi, kemikleri, adrenalleri, annelerde süt üretimini ve su
tutulmasını ayarlar.

TİROİD : Tiroid dokularımızdaki oksijen tüketimini artırır ve metabolik aktiviteyi ateşler ve


sürdürür.

TİMUS : Timüs lenfatik sistemin bir parçasıdır. Bazı tümör hücrelerinin proteinine saldıran
“T” lenfositlerini üretebilir. Biz yaşlandıkça körelir.

ADRENAL BEZLERİ : Adrenal bezlerimiz nişastaları ve yağ asitlerini parçalayan ve


metabolizmamı zı canlandıran bir hormon salgılarlar. Adrenal bezleri gözbebeğinin
genişlemesi, kalp atışının hızlanması, sinir aktivitesi ve nefes alma ile sonuçlanabilen “savaş
veya kaç” yanıtlarından sorumludur.

249
YUMURTALIKLAR, TESTİSLER : Yumurtalıklar dişi tohum hücreleri (yumurtalar) ve dişi
hormonlar, estrojen ve progesteron geliştirir. Testisler sperm ve erkek hormonu testosteron
geliştirir.

Biriktirilmiş Duyguların Daha Başka Bulundukları Yerler

BAŞ : Beden için bilgisayar merkezinin olduğu yer. Yaşamlarımızda sürüp giden her şeyi
yerleştiririz. Dengede tutmak için tedavi etmek önemlidir, böylece yaşamlarımızı fiziksel,
duygusal, zihinsel ve spiritüel seviyelerde düzene sokarız. Başağrıları çoğu zaman
dengesizliklere neden olan alıkoyduğumuz (içimizde tuttuğumuz) hislerdir, neden işlerin
bizim istediğimiz gibi gitmediğini anlamaya çalışırken oluşur, bunlara gözyaşları, öfke, inkar,
çok fazla analiz etme katılır.

GÖZLER : İçsel görüş, hissetme ve işitme ile ilgilidir. (Üçüncü göz veya psişik merkez
gelişimi) Başkaları tarafından görülmeme, başkalarının istediği şeyi görmeme, tam
burnumuzun önündeki şeyi görmeyi istememe (uzağı görme) veya orada dışarıda ne olduğunu
görmeyi istememe (yakını görme). Biriktirilmiş gözyaşlarının tutulduğu sinüs kanallarına
bağlıdır. Ayrıca kadınlarda yumurtalıklar ve rahime, erkeklerde prostat bezine ve testislere
direkt bağlıdır.

KULAKLAR : Başkalarını işitme, başkaları tarafından işitilme, duymadığımız veya duymayı


istemediğimiz şeyleri bloke etme.. Yüksek kan basıncı, denge ve açıklık ile ilgilidir.

BOĞAZ : Konuşmak,kişinin kendisini sözlerle ifade etmesi, boğaz blokajları fikirlerle veya
sözcüklerle, düşüncelerle veya inançlarla tıkanmaktan, boğulmaktan ortaya çıkar. Söylenecek
şeyi söylememe, çok fazla konuşma, boğazının tıkalı olduğunu hissetme.

BOYUN: Yükü, sorumluluğu taşıyan omuzlar ile ilgili, sert boyunlu görüş noktası, destek ile
yapma, düşüncede katılık vs.

BAĞIRSAK BÖLGESİ : Kabızlık/hisleri içinde tutma, genellikle öfke ve korku, ayrıca


suçluluk. Kolit/ishal eski hisleri, düşünceleri ve fikirleri etkin olarak onlarla uğraşmadan
bırakmak.

YUMURTALIKLAR/ RAHİM : Erkeklere karşı öfkeyi depolar, doğumla ilgili konuları,


kürtaj, düşük, tecavüz, ensest, suistimal, cinsellik ile ilgili korku/suçluluk/ö fke.

MESANE : Öfke/kovulmuşluk. Cinsellik ile ilgili korku/suçluluk ile ilgilidir.

PROSTAT : Cinsel suçluluk, kadınlara karşı öfke, güçsüzlük, çaresizlik, doğum ile ilgili
sorunlar, ensest, cinsel suistimal.

KALÇALAR : Destek sistemi, çoğu zaman yağ engeli yaratabilen öfke/korkuyu barındırır.
Çok incinir olma/korunması zlık incelikle kendini gösterir.

DİZLER : Düşüncede esneklik, destek (sol diz içsel duygusal destek, sağ diz dışsal destek,
örneğin iş, para, arkadaşlar vs). Anneden destek sol taraf, babadan destek sağ taraf.

BİLEKLER : Anlayış, düşünme ile ilgili, analiz etme ve neden sözcüğü.

250
AYAKLAR : Dayandığımız, dayanamadığımız şeyler, kendimiz veya başkaları için dayanma,
standartlar kurma. Ayaklar, bedenin tüm diğer bölümlerinin noktalarını içerirler. Ayrıca
yaşamda topraklanmamı zı temsil ederler.

OMUZLAR : Sağ – aile, iş, dünya, diğerleri vs için taşınan yükler ve sorumluluklar. Sol –
kendi yaşamlarımız için içsel duygusal yükler/sorumluluklar , spiritüel/duygusal/ zihinsel
büyüme. Suçluluk.

ÜST SIRT : Sağ – birikmiş öfke, çok fazla verme, sinirlilik/dargı nlık gibi küçük öfkeler, biraz
kızmış olmak, alma/verme ile dengesiz olma ile kendini savunma. Sol – birikmiş üzüntü,
elem, hüzün, kayıp, suçluluk. Çoğunlukla çok fazla almayı, yeterince vermemeyi temsil eder.

ALT SIRT : Öfkenin birikmesi, hislerin tutulması, cinsel stres, karşı cinse karşı engel, cinsel
suistimal.

KUYRUK SOKUMU: Yaşamda kalma ile başa çıkma, kundalini aktivasyonu, başarı korkusu,
canlılık korkusu, eylem korkusu.

Posted by: "Saffet" saffet_g@yahoo.com saffet_g


Mon Aug 25, 2008 3:14 pm (PDT)

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:6078

Mahatma Enerjisi Meditasyonu - Mahatma


Energy Meditation (english version
added)
 Posted by David Dogan Beyo on August 26, 2008 at 12:30am

MAHATMA ENERJİSİ MEDİTASYONU

251
Evrende bağlanabileceğimiz görkemli enerjiler vardır. Bedenlerimiz radyo setlerine benzeyen
harika enstrumanlardır, eğer nasıl yapılacağını bilirsek evrendeki herhangi bir enerjiye
bağlanabiliriz.

Örneğin, bir çok insan öğrenmek için ya da çoğu durumlarda bu çok özel enerjiye nasıl
uyumlanılacağını hatırlamak için “reiki enerjisine” inisiye olur. Kendimize o kadar çok
gereksiz istiraplar getirdik ki, kendimizi iyileştirmeyi öğrenmek aşırı derecede önemli oldu.

Hepimiz için elde edilebilir olan, “Mahatma Enerjisi” olarak adlandırılan, ayrıca Sentezin
Avatar’ı olarak bilinen bir başka çok güçlü şifa enerjisi vardır, eğer düzenli olarak çağırırsak
bu enerji Spiritüel Yükseliş yolumuzu bin kat hızlandırır. Gandi’ye hayran olanlar
Mahatma’nın büyük Ruh anlamına geldiğini bilir. Bu Özel enerji gezegendeki istisnasız her
insan için elde edilebilirdir. Bu enerji sizin için elde edilebilirdir. Eğer bu enerjiye erişmek
isterseniz veya herhangi bir spiritüel yardıma ihtiyacınız varsa, kalbin ve zihnin samimiyeti ile
istemelisiniz – Spiritüel Yasa.

Mahatma enerjisi, 1987’de Dünyada çok özel bir olay olan Harmonik Uyumlanma sırasında,
Uluhiyetten direkt olarak gelen eşsiz İlahi bir dağıtım vasıtası ile tüm insanlık için elde
edilebilir oldu.

Mahatma Enerjisi, biz ‘Spiritüel Uyanış Çağı’na ve kavrayışa girerken Dünya üzerinde bizim
için şimdi ulaşılabilir olan enerjilerin en önemlisidir. Mahatma Enerjisi bizimle Uluhiyetimiz

252
arasında Tanrı Bilinçliliğinin 352 seviyesinin tümü boyunca bir Işık köprüsü inşa eden direkt
bir hattir. İnsanlığın tarihinde daha önce asla bu bağlantı Dünya üzerinde elde edilebilir
olmadı. Mahatma Enerjisi biraz Mor ile birlikte Altın – Beyaz renktedir, çok ince ve yüksek
frekanslıdır, kendi titreşimimizi yükseltir, Spiritüel ilerlememizi kolaylaştırır.

Bu enerjiyi kendi varlığımıza çağırınca, fiziksel, duygusal, zihinsel, spiritüel bedenlerimizden


akar ve sonra Dünya’ya akar. Aura – manyetik alanımızı temizlemeye, negatif düşünce
modellerimizi ve duygusal problemlerimizi bozmaya yardımcı olur. Ne kadar çok insan bu
enerjiye ulaşırsa, Dünyanın titreşimi daha çok aydınlanır, bu enerji gezegeni iyileştirmek için
ve gezegeni spiritüelleştirmek için bizden geçer. Ne kadar çok insan bu enerjiye erişirse,
dünyanın bilinçliliği o kadar yükselir, tüm varlıkları içlerindeki Tanrı’ya daha çok yaklaştırır.

Çoğu insan, bu enerjiye ilk kez eriştiklerinde benim deneyimlediğim benzer deneyime sahip
oluyor, büyük bir elektrik gücüne bağlanmak gibi !

Ancak çoğu zaman enerji tüm bedenden akan nazik bir elektrik akımı gibi hissettirir, mamafih
enerji her zaman güçlüdür, zihin ve bedene büyük huzur ve sakinlik getirir. Mahatma
Enerjisinden herhangi kişisel bir problemimize yardımcı olmasını isteyebiliriz. Enerjinin
zihnimizi ve bedenimizi iyileştirmesini isteyebiliriz. Enerjiden, hipofiz bezimizden yaşamı
gençleştirici hormonlar göndermesini ve ölüm hormonları göndermeyi bırakmasını
isteyebiliriz. Enerjiyi zihinsel olarak çözülmeye gereksinim duyulan herhangi bir probleme
yönlendirebiliriz. Ayrıca bu özel enerjiyi yardıma ihtiyacı olan herhangi birine gönderebiliriz.

Ben, Çakraları açmanın bir yöntemini kullanıyorum ve bu enerjiyi alıyorum. Çakralar, daha
genel olarak Ruhsal bedenimiz olarak bilinen eterik bedenin parçasidir. Bu enerji merkezleri
bize yaşamın nefesini sağlar. Tamamen fiziksel duyularımız içinde yaşadığımız için,
kendimizi fiziksel zevklere bağladığımız için, çoğu insanlar kendi Spiritüel bedenlerinin
farkında değildir. Spiritüel Bedenler bazen Aura olarak görülür. Tamamen fiziksel
bedenlerimiz içinde yaşadığımızda, bilinçliliğimizi iki sabit nokta arasında sınırlarız
(frekansların bir aralığı arasında). Spiritüel bedenlerimiz ile Çakralar vasıtası ile
bağlandığımızda, bilinçliliğimiz sınırsız olur.

Ben’inizin sınırlarını kaldırmanız yaşamın çok önemli bir parçasıdır, içinizdeki Tanrı ile
birleşebilirsiniz. Bu enerjiye günde 3 kez sözel olarak veya zihinsel olarak erişebiliriz. Ayrıca,
Spiritüel büyüme için mükemmel bir araç olarak Yoga veya Tai Chi’yi tavsiye ederim.

Talimatları okumak için gözlerinizi açıp kapatmak zorunda kalırsanız üzülmeyin, ne kadar
fazla uygularsanız daha iyi olacaktır, kısa bir süre sonra hepsini hatırlayabilirsiniz. Bu öğretiyi
öğrendiğinizde, lütfen arkadaşlarınıza gösterin, ne kadar çok insan bilirse o kadar iyi olur.
Herkes yaşamlarında biraz huzura ihtiyaç duyar !

Meditasyondan önce, kendinizi doğru şekilde hazırlamanız, bilinçliliğinizin adım atacağı


kutsal bir yer sağlamanız önemlidir. Bu dua ile yapılabilir. Kalpten gelen herhangi bir duayı
kullanabilirsiniz. Her zaman Duayı yavaş söyleyin, her cümlenin sonunda durarak, enerjinin
etrafınızdaki eterde inşa olmasına izin vermiş olursunuz.

Eğer, arkadaşlarınızla bir çember içinde birleşirseniz Mahatma Enerjisi daha da güçlü olur ve
tüm dünyadan insanlarla Dünya çapında bağlantıya da katılabilirsiniz, tüm yapmanız gereken
her gün 10 a.m. veya 10 p.m.de kendinizi Mahatma Enerjisi Meditasyonuna uyumlamaktır.

253
MEDİTASYON EGZERSİZİ

* ----------------------------MONAD/BEN’İM VARLIĞI/
MAHATMA\TANRI VARLIĞI
\\\\\\\\\\\\\ ///////////// ( BAŞIN 1,2 – 1,8 M ÜSTÜ )
\\\\\\\\\\\\\ /////////////
\\\\\\\\\\\\\/////////////
\\\\\\\\\\\////////////
\\\\\\\\\\///////////
\\\\\\\\\//////////
\\\\\\\\/////////
\\\\\\\////////
\\\\\\///////
\\\\\//////
\\\\/////
\\\///

*------------RUH YILDIZI ÇAKRASI/RUH


VARLIĞI/ENERJİ DÖNÜŞTÜRÜCÜ–
ELEKTRİK REGÜLATÖRÜ - IŞIK
( BAŞIN 15 – 20 CM ÜSTÜ )

O -------------------Taç Çakrası
********
**
* O -----------------Üçüncü Göz Çakrası
* ___ ___ *
*##*
*+*
* \_____/ *
**
* O ----------------Boğaz çakrası
**** ****
**
* O -------------------Kalp Çakrası
**
* O ------------------Solar Plexus Çakrası
**
• O ----------Sakral Çakra

Kök Çakrası ---------- O *
**
**
**
**
**
**

254
**
**
**********************************
//////////////////\\\\\\\\\\\\\\\\\\\
////////////////// \\\\\\\\\\\\\\\\\\\\
////////////////// \\\\\\\\\\\\\\\\\\\\
/////////////////// \\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\
/////////////////// \\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\
//////////////////// O -----------------------DÜNYA YILDIZI ÇAKRASI
//////////////////// \\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\ ( BEDENİN 60 CM AŞAĞISI )
///////////////////// \\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\
///////////////////// \\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\

O ----------DÜNYA ANA

1. Oturun ve gevşeyin, ayaklarınız yere basar durumda bir sandalyeye oturun. Ayaklarınızı iki
ağaç gibi hissedin, kökleriniz Dünyanın merkezine iniyor. Şimdi Monad/Ruh Mantrasını
söyleyin (Bu Mantrayı 3 kere söyleyin)

BEN Monadım
BEN Ruhum
BEN İlahi Işığım
BEN Sevgiyim
BEN İradeyim
BEN Sabit (Değişmeyen) Dizaynım

2. Spiritüel Yasalar, almak için kalpten istemeniz gerektiğini belirtir. Kendinize şöyle söyleyin
“Mahatma Enerjisinin tüm Tanrı bilinçliliğime akmasını istiyorum, Mahatma Enerjisinin
Sonsuz Şimdide, İlahi olana hizmette tüm varlığımdan, tüm çakralarımdan akmasını
seçiyorum ve kabul ediyorum”. Şimdi “BEN Mahatmayım, İlahi İradeye, İlahi Güce ve İlahi
Sevgiye % 100 bağlı”.

3. Gözlerinizi kapatın. Üç derin nefes alın.

4. Kozmostan aşağıya inen Altın – Beyaz Işık Işınını (Mahatma Enerjisi) 15 saniye veya daha
fazla imgeleyin, taç çakranıza akıyor. Şimdi şöyle söyleyin “Mahatma enerjisinin Taç çakramı
gevşetmesini, dengelemesini, enerjilendirmesini ve Epifiz Bezimi iyileştirmesini istiyorum”.
Epifiz Bezinizin bu enerjiyle nüfuz edildiğini ve rahatladığını hissedin.

(15 saniye duraklayın). Şimdi şöyle söyleyin “Mahatma Enerjisinin Hipotalamus Bezimi
gevşetmesini, dengelemesini, enerjilendirmesini istiyorum”. Hipotalamus Bezinizin bu enerji
ile sarıldığını ve rahatladığını hissedin. (15 saniye duraklayın). Şimdi enerjinin tüm
Ganglionic (sinir düğümlerine ait) Merkezlerinizi aktive etmesini, gevşetmesini,
dengelemesini, enerjilendirmesini ve iyileştirmesini isteyin. Tüm Ganglionic Merkezlerinizin
rahatladığını hissedin. (15 saniye duraklayın).

5. Üçüncü gözünüze inin. Işığın Altın – Beyaz Işınını, Mahatma enerjisini imgeleyin, üçüncü

255
göz çakranıza doluyor, 15 saniye imgeleyin. Şimdi şöyle söyleyin “Mahatma enerjisinin
üçüncü gözümü gevşetmesini, dengelemesini, enerjilendirmesini ve Hipofiz Bezimi
iyileştirmesini istiyorum, sadece gençleştirici hormonlar göndermesini, beni genç, açık zihinli
ve sağlıklı tutmasını istiyorum. Epifiz Bezinizin bu enerjiyle nüfuz edildiğini ve rahatladığını
hissedin. (15 saniye duraklayın).

6. Boğaz merkezine inin. Mahatma Enerjisinin Boğaz çakrasına aktığını imgeleyin, 15 saniye.
Enerjinin çakranızı gevşetmesini, dengelemesini, enerjilendirmesini ve Tiroit Bezinizi ve
Paratiroit Bezini iyileştirmesini isteyin. Tiroit Bezinin bu enerjiyle nüfuz edildiğini ve
rahatladığını hissedin.

7. Kalp Merkezine inin. Mahatma Enerjisinin Kalp Çakranıza aktığını imgeleyin, 15 saniye.
Enerjinin çakranızı gevşetmesini, dengelemesini, enerjilendirmesini ve Timüs Bezinizi
iyileştirmesini isteyin. Timüs Bezinin bu enerjiyle nüfuz edildiğini ve rahatladığını hissedin.

8. Solar Pleksusunuza inin. Mahatma Enerjisinin Solar Pleksus Çakranıza aktığını imgeleyin,
en az 15 saniye. Enerjinin çakranızı gevşetmesini, dengelemesini, enerjilendirmesini ve
Pankreas Bezinizi iyileştirmesini isteyin. Pankreas Bezinizin bu enerjiyle nüfuz edildiğini ve
rahatladığını hissedin.

9. Sakral Merkeze inin (ikinci çarka). Mahatma enerjisinin Sakral çakraya aktığını imgeleyin,
15 saniye. Enerjinin çakranızı gevşetmesini, dengelemesini, enerjilendirmesini ve Yumurtalık
veya Testis Bezinizi iyileştirmesini isteyin. Bezinizin bu enerjiyle nüfuz edildiğini ve
rahatladığını hissedin.

10. Kök Çakraya inin. Mahatma Enerjisinin Kök çakrasına dolduğunu imgeleyin, 15 saniye.
Enerjinin çakranızı gevşetmesini, dengelemesini, enerjilendirmesini ve Adrenal Bezlerinizi
iyileştirmesini isteyin. Adrenal Bezinizin bu enerjiyle nüfuz edildiğini ve rahatladığını
hissedin.

11. Işığın Altın – Beyaz Işınının, Mahatma Enerjisinin taç merkezinden, tüm çakralar boyunca
aktığını, ayaklarınızdan dünyaya aktığını hissedin, bu Altın – Beyaz enerjinin omurganızda
aktığını hissedin, tüm bedeninizden aktığını hissedin ; kemikleriniz, dişleriniz, saçınız, sadece
kanınız olan sıvı kristalin sevginin bu enerjisi ile aktive edildiğini hissedin, enerji fiziksel
bedeninizde her yere yolculuk yapıyor, tüm varlığınıza akıyor, Dünyayı Spiritüel enerji ile
dolduruyor. Şimdi şöyle söyleyin “Mahatma enerjisinin tüm enerji matrisim etrafında bir
koruma baloncuğu inşa etmesini seçiyorum ve kabul ediyorum. Tüm negatif ilkel damgaların
ve negatif düşünce formlarının temizlenmesini istiyorum. Beni hem koruması için hem de tüm
yaşam formlarından gelen istenmeyen negatif enerjilerden temizlemesi için günde 24 saat,
haftada 7 gün Mahatma’nın altın koruma kubbesini istiyorum. Tüm negatif enerjinin
çekilmesini ve altın kubbeden dışarı atılmasını ve anında İlahi Sevgiye dönüştürülmesini
istiyorum. Teşekkür ederim.”

12. Şimdi şöyle söyleyin “Mahatma Enerjisinin tüm Aurik Alanımı temizlemesini ve nıhai
Tanrı Kavrayışına ulaşıncaya dek uyku halim sırasında yükseliş işlemime yardım etmeye
devam etmesini istiyorum”. Şimdi şöyle söyleyin, Sevgili Tanrı Varlığı, BEN’İM Varlığı
(Monad), Ruh Varlığı, Mahatma Enerjisi, Yükselmiş Üstatların kollektif bilinçliliği, içimdeki
Tanrı adına bu İlahi Gösterinin katlanmasını ve bu gezegende ihtiyaç içinde olan tüm ruhlara
yardımcı olması için kullanılmasını istiyorum. Size teşekkür ediyorum ve bunun Tanrı’nın
İradesine göre yapılmasını kabul ediyorum”. (Enerjiyi çözülmeye ihtiyaç duyulan herhangi bir

256
özel probleme yönlendirebilirsiniz).

13. Bu enerjiyi ihtiyacı olan birine gönderin, o kişiyi Altın – Beyaz Işık içinde imgeleyin.
14. 5 dakika veya daha fazla süre gevşeyin.
15. Özel İlahi Enerjiye teşekkür edin.

16. ÖNEMLİ – ÇAKRALARI KAPATMAK

a) Kök çakrayı açık duran Kırmızı çiçek olarak imheleyin. Bacaklarınızın iki ağaca
döndüğünü, köklerin dünyanın merkezine indiğini, tüm yönlerde yayıldığını imgeleyin,
Dünyanın merkezi ile sevgi dolu bağlantınızı hissedin.

b) Sakral Çakrayı gonca haline kapanan Turuncu bir çiçek olarak imgeleyin !

c) Solar pleksus çakranızı gonca haline kapanan Sarı bir çiçek olarak imgeleyin !

d) Kalp çakranızı gonca haline kapanan Yeşil bir çiçek olarak imgeleyin !

e) Boğaz çakranızı gonca haline kapanan Açık Mavi bir çiçek olarak imgeleyin !

f) Üçüncü Göz çakranızı gonca haline kapanan İndigo renkli bir çiçek olarak imgeleyin !

g) Taç çakranızı gonca haline kapanan Mor renkli bir çiçek olarak imgeleyin !

Şimdi, bedeninizin etrafında Altın/Beyaz bir top imgeleyin. Bravo !

Bu materyalin telif hakkı yoktur, bundan dolayı tüm insanlık tarafından paylaşılmalıdır, her
yerde yazdırılabilir ! Lütfen bu önemli bilgiyi mümkün olduğu kadar çok insanla paylaşın.

Bu harika öğretileri tüm insanlıkla paylaştığı için Brian Grattan’a özel olarak teşekkürler.
Eğer Mahatma Enerjisini, kaynağını, hikayesini, özünü, uygulamasını keşfetmek isterseniz, şu
kitabı okuyun,

MAHATMA I AND II
Brian Grattan

(Çeviri ; Saffet Güler)

Mahatma Energy Meditation

In the Universe there are magnificent energies that we can connect too. Our bodies are
magnificent instruments, similar to radio sets, we can connect to any energy in the Universe if
we know how to.

For example, many people are being initiated into the 'Reiki Energy', to learn or in most cases
remember how to attune to this very special healing energy. We bring so much unnecessary
suffering on ourselves, learning to heal ourselves has become extremely important.

There is also another very powerful healing energy, that is available to all of us, called the
'Mahatma Energy' , also known as the Avatar of Synthesis, which speeds up our path of

257
Spiritual Ascension one-thousand fold, if we invoke it regularly. Those who admire Ghandi,
will know that Mahatma means great Soul. This Special energy is available to every human
being on the planet, without exception. This energy is available to you. If you would like to
access this energy or need any other spiritual help, you have to ask with sincerity of heart and
mind - Spiritual Law.

The Mahatma energy became available to all mankind through a unique Divine dispensation
that came Directly from the Godhead, during the Harmonic Concordance, which was a special
event upon the Earth in 1987.

The Mahatma Energy is the most important of the energies presently available to us on Earth,
especially as we enter 'The Age of Spiritual Awakening' and understanding. The Mahatma
Energy is a direct link between us and our Godhead, building a bridge of Light through all
352 levels of God Consciousness, Never before in the history of mankind, has this connection
been available upon the Earth. The Mahatma Energy is Golden-White in colour with a hint of
Violet, an indication, that it is a very fine and high frequency, it raises our own vibration,
facilitating our Spiritual progression.

When we invite this energy into our own being, it flows through our physical, emotional,
mental, Spiritual bodies and then into the Earth. It helps to cleanse our Aura-magnetic field,
disintegrating negative thought patterns and emotional problems. The more people who
access this energy, the more enlightened the Earths vibration becomes, this energy passes
through us to heal the planet and spiritualize the planet. The more people who access this
energy, the quicker the worlds consciousness will rise, bringing all beings' closer to the God
within them.
Most people have had a similar experience to myself the first time they accessed this energy,
like being connected to a large electric force!

But most of the time the energy feels like a gentle electric current flowing throughout entire
body, however the energy is always powerful, bringing great peace and calm within the mind
and body. We can ask the Mahatma Energy to help us with any personnel problem. We can
ask the energy to heal our minds and bodies. We can also ask the energy to send out life
rejuvenating hormones from our pituitary gland and to stop sending out death hormones. We
can mentally direct it towards any problem that needs resolving. We can can also send this
special energy to anyone that needs help.

I use a method of opening the Chakras and receiving this energy. The Chakras (Spiritual
Senses) are part of the etheric body, more commonly known as our Spiritual body. These
energy centres provide us with the breathe of life. Because we live totally within our physical
senses, attaching ourselves to physical pleasures, most people are unaware of their own
Spiritual body. Spiritual Bodies are sometimes seen as Aura's (there is a special camera that
can photograph Auras - Kirlian Photography). When we live totally within our physical
bodies, we limit our consciousness between two fixed points (between a range of
frequencies). When we connect with our Spiritual bodies via the Chakras, we unlimit our
consciousness.

It is a very important part of life to unlimit your self, so you can connect with the God within.
We can access this energy verbally or mentally up to 3 times a day. I would also recommend
Yoga or Tai Chi as an excellent tool for Spiritual growth.
Do not worry if you have to keep opening and shutting you eyes to follow the instructions, the

258
more you practice the better you'll get, hopefully your memorise this method after a short
while. Once you have learned this teaching, please show your friends, the more people who
know, the better. Everybody needs a little bit of peace within their lives!

Before meditation, it is important to prepare yourself correctly, provide a sacred space for
your consciousness to step into. This can be done by prayer. You can use the World in Union
or the Great Invocation Prayers. Always speak and say, Prayer slowly, pausing at the end of
each sentence, so you allow the energy, within the ether to build around you.

The Mahatma Energy becomes even more powerful if you link with friends in a circle, and
you can also join the Worldwide link up, with people from all over the world, all you have to
do is attune yourself to the Mahatma Energy Meditation at 10am or 10pm every day. You are
most welcome to join in !

The most important point is that you try to link into the mahatma energy as often as you can,
at anytime during the day or night, the time that is most suited and appropriate for you.

Meditation

1. Sit and relax, comfortably in a chair with feet on the floor. Feel your legs as being like two
trees, with roots spreading 1000's of feet, into the centre.

say opening prayer:

I/We humbly ask for divine protection to protect us on all levels. We ask for the heavenly rays
to be poured upon us in abundance.

I/We command the presence of the angelic realms and for Metatron and Michael to stand at
the head.

May the Christ light, the Buddha light, the Mahatma Energy, the holy spirit, the Reiki energy,
the light of all Archangelic beings and all Ascended Masters permanently encase US with
their love………..

We ask the mahatma energy to integrate with every aspect of our being. We also ask the
mahatma energy to integrate with every aspect of mother earth and all lifeforms according to
the highest will of God.

2. Spiritual Law states that, you have to ask with sincerity of heart to receive. Say to yourself
“ I ask the Mahatma Energy to flood my entire God Consciousness, I choose and accept, the
Mahatma energy to flow through my entire being, Through all my chakras, In service to the
Divine, In the eternal Now". Now say I AM the Mahatma that I AM,100% connected to
Divine Will, Divine Power and Divine Love.

3. Close your eyes. Take three deep breath's.

4. Visualise a Golden-White Ray of Light (Mahatma Energy) coming down from the cosmos,
for 30 seconds, flooding your crown chakra (Top of Head). Ask the energy to relax, balance,
energise your chakra, and heal your Pineal Gland. Sense your Pineal Gland being held and
soothed.

259
(pause for 30 seconds). Ask the energy to relax, balance, energise and heal your
Hypothalamus Gland. Sense your Hypothalalumus Gland being held and soothed. (pause for
30 seconds). Ask the energy to activate, relax, balance, energise and heal all your Ganglionic
Centers. Sense all your Ganglionic centers being soothed. (pause for 30 seconds).

5. Move down to your third eye. Visualise the Mahatma energy, Golden-White Ray of Light,
flooding the third eye chakra (Middle of Forehead) for 30 seconds. Ask the energy to relax,
balance, energise your chakra and heal your Pituitary Gland, only send out rejuvenating
hormones, keeping you young, open minded and healthy. Sense your Pituitary Gland being
held and soothed. (pause for 30 seconds).

6. Move down to your throat centre. Visualise the Mahatma energy flooding the Throat chakra
(Middle of Throat) for 30 seconds. Ask the energy to relax, balance, energise your chakra and
heal your Thyroid Gland. Sense you Thyroid Gland being held and soothed. Now say I AM
the Mahatma that I AM,100% connected to Divine Will, Power and Love.

7. Move down to your Heart Centre. Visualise the Mahatma energy flooding your Heart
chakra (Middle of Chest) for 30 seconds. Ask the energy to relax, balance, energise your
chakra and heal your Thymus Gland. Sense your Thymus Gland, being held and soothed.

8. Move down to your Solar Plexus. Visualise the Mahatma energy flooding your Solar Plexus
chakra (Middle of body) for 30 seconds. Ask the energy to relax, balance, energise your
chakra and heal your Pancreas Gland. Sense your Pancreas Gland, being held and soothed.

9. Move down to your Sacral Centre. Visualise the Mahatma energy flooding your Sacral
chakra (Just below Belly Button) for 30 seconds. Ask the energy to relax, balance, energise
your chakra and heal your Ovaries or Testies Gland. Sense your Gland, being held and
soothed.

10. Move down to your Base Spine Centre. Visualise the Mahatma energy flooding the Base
chakra (Base of your Spine) for 30 seconds. Ask the energy to relax, balance, energise your
chakra and heal your Adrenal Glands. Sense your Adrenal Glands, being held and soothed.

11. Sense The Golden-White Ray of Light, the Mahatma energy, flowing through the crown
centre, through all the charkas, through your legs into the earth, sense this Golden-White
energy running through your spine, feel it going through the whole of your body; your bones,
your teeth, your hair, just feel that liquid crystal that is your blood becoming activated by this
energy of love so it travels everywhere in your physical body, through your entire being,
filling the earth with Spiritual energy. Now say "I choose and accept the mahatma energy to
build a bubble of protection around my entire energy matrix. I ask to be cleared of all negative
imprints and negative thought forms. I ask for the mahatma's golden dome of protection 24
hours a day, 7 days a week to both protect and clear myself of unwanted negative energy,
from all life forms. I ask that all negative energy be vacummed up and out of the golden
dome, and immediately transmuted into Divine love. Thankyou"

12. Now say "I ask the Mahatma Energy to cleanse My entire Auric Field and to continue
helping me with my ascension process during my sleep state until ultimate God Realisation is
achieved". Now Say, “Dear beloved God Presence, I AM (Monad) presence, Soul Presence,
The Mahatma Energy, the collective consciousness of the Ascended Masters, In the name of
the God within me, I ask that this Divine manifestation be multiplied and used to assist all

260
souls on this planet who are in need. I thank you and accept it done according to the Will of
God". (You can direct energy to any specific problem that needs resolving.)

13. Send this energy to anyone that needs it, visualize person, in the Golden-White Light.

14. Relax for 5 minutes+.

15. Thank Special Divine Energy.

16. IMPORTANT – CLOSING CHAKRAS

Visualise yourself in powerful white protective light, flooding all your chakras and see
yourself placed in a column of white light at least 6ft in diameter encasing your entire being.
then...

a) Visualise Base chakra as Red flower, staying open. Visualise your


legs turning into two tree's, see the roots going deep into the ground,
1000's of feet into the earth, spreading in all directions, feel your loving connection with the
centre of the earth.
b) Visualise Sacral chakra as Orange flower closing into bud!
c) Visualise Solar chakra as Yellow flower closing into bud!
d) Visualise Heart chakra as Green flower closing into bud!
e) Visualise Throat chakra as Light Blue flower closing into bud!
f) Visualise Third Eye chakra as Indigo flower closing into bud!
g) Visualise Crown chakra as Violet flower closing into bud!

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:6059

Kryon - Isıkisçisinin El Kitabı Ders 4 -


Lightworkers Handbook Lesson 4
(english version added)
 Posted by David Dogan Beyo on August 26, 2008 at 1:00am

261
Isıkisçisinin El Kitabı
Ders 4
CELSE
"SİSTEM – BÖLÜM BİR"
Bu canlı celse Granada, İspanya’da yapılmıstır.
18 Agustos 2007
Selamlar, sevgili varlıklar, Ben Manyetik Hizmetten Kryon. Burası güvenli bir yer, ve bu
ögretiye baslamadan
önce dahi güvenli bir yer oldugunu ilan etmek isterim. Bugün kalbinizi açmayı seçecek
misiniz, hiçbir
negatiflik size tutunamayacak. Aile ile birlikte oturuyorsunuz, o zaman bu yerin enerjisinin
size akmasına izin
verin ki size anlayıs dagıtılsın. Çünkü bugün burada yapmak istedigimiz sey biraz karmasık.
Partnerime bu
celsenin yazıya dökülmesini söyledim ve bu iki günlük celse tek bir ögretiyi kapsayacak. Bu
ögreti gelismis bir
grup için gelismis bir ögreti olacak ve bu sözleri duymaya hazır olan Isıkisçilerinin önünde
verilecek. Bunun
temel bilgilerden olusacagı dogrugur, ancak bu gelismis temel bilgidir. Çünkü sistem ve nasıl
isledigi ile ilgili
bir dizi yaratmaya baslıyoruz.
Tanrının en çok yanlıs anlasılan atfedilmis vasfı, bir 4nsanın Ruh ile nasıl çalıstıgıdır. Bu bir
hüsran noktasıdır
ve genellikle Isıkisçileri kendilerini sıkısmıs hissederler. 4letisim sistemini ya da bir sonraki
adımda ne
yapacaklarını anlamazlar. Gerçekten kim olduklarını bilmiyorlardır bile! 4ste orada oturmus
süphe duydukları
bir yerden görünmez bir seyin gelmesini bekliyorlar. Tanrının sistemi böyle bir seydir, biliyor
musunuz? Siz
3B oldugunuz için sistem sizinle uyusmamaktadır. 4ste yapmak istedigimiz sudur. Bu ilk
seansta, ki o
bugündür, sistemin fiziginden bahsetmek istiyoruz – karmasadan. Onun ne oldugunu

262
açıklayacagız. Diger
seansta, ki o yarın olacak – sistemle nasıl çalıstıgınızı açıklayacak ve örnekler verecegiz.
Bunlar, tek bir ögreti
olarak düsünülmesi gereken iki ayrı ögretidir. Tanrının sistemi – komplekstir.
Tanrının Sistemi
En bastan baslamamıza izin verin. Bu tür seyleri arastıran 4nsanlara göre, gezegenin yüzde
85’i Tanrıyı arayan
bir tür inanç sistemine dahil – yüzde 85. Gezegenin neresinde olduklarının bir önemi
olmaksızın, Tanrıya
inanıyorlar. Birçok farklı sekilde, birçok farklı organizasyonların içinde. Bu inanılmaz, degil
mi, gezegende
sizden çok daha fazlası olan bir sey var? O zaman söyle diyebilirsiniz, tüm gezegenin ya da
birçogunun kendi
yollarıyla bir Tanrı arayısı içinde olduguna dair kanıt var.
iste tam bu noktada, büyük bir soru geliyor, “neden umurunuzda olsun ki?” Tanrıdan korkuyor
musunuz?
Hayır. 4nsanlar, Tanrıyı korku içinde aramıyor. 4nsan, onun ne oldugunu bulmak istiyor. Bu
sezgisel 4nsani bir
davranıstır. Bir 4nsan bunu yapabildigi sürece, arayısa devam edecektir. Kutsanmıs 4nsan,
Tanrıyı kendi
yoluyla arayandır. Kendilerini bir binada, sarkılar söylerken ya da insan-yapımı doktrinlere
tapınırken bulsalar
dahi. Kesinlikle, sanatları ve tutkuları Tanrıyı aramaktadır. Kardeslerinizi bunun için
yargılamayın, çünkü
onlarda da sizin gibi Tanrı sevgisi vardı.
Sonra, geri kalanlarınız var – kendilerini bunun gibi yerlerde bulanlar var, bir ezoterik yerde
kendilerine
bakıp, “bir doktrinden fazlası olmalı” diyorsunuz. Bunu zor kılan, boyutunuzun – realitenizin
– ve
anlayısınızın ve 3B olan rahat alanınızın dısında devam eden bir yolculugun olmasıdır.
O zaman soracagınız ilk sorular bunlardır: “ Ben kimim? Evrensel Plana göre kimim? Ne
yapmam gerekiyor?
Ve bunu nasıl yapacagım? Nereden baslamalıyım?” Bunlar dogru sorular, ancak her biri zor.
Çünkü hiçbiri
mantıgınızla verebileceginiz cevaplara sahip degiller, ancak siz öyle olsun istiyorsunuz.
Çünkü siz üç-boyutlu
yaratıklarsınız ve realitenizin Tanrının realitesi olmasını istiyorsunuz. Ancak, gerçek su ki
kendinizin bir
parçasını aramak için boyutlararası bir yolculuga çıkmak üzeresiniz. Bu nedenle bu soruların
hiçbirine
tatminkar cevaplar veremezsiniz, ve bu birçogunuz için hayal kırıklıgı ile sonuçlanacak:
Tanrıyı 3B bir
düzende aramak.
Buradaki sahneyi bir çok sekilde hazırlayabilirim, o zaman bu mesaj içinde, küçük bir yaratık
olusturacagız.
Bu bir karınca, ve bu karıncaya bir görev verilmis. Diger tüm karıncalar bu karıncanın gidip
Tanrının yüzünü
bulmasını istiyor, ve sezgisel olarak da Tanrının yüzünün bir yerde oldugunu biliyorlar. Ve
böylece, karınca
yola çıkıyor. Kendini devasa bir resmin üzerinde buluyor, bir duvar kadar büyük bir resim.

263
Resim Tanrının
yüzü, bunda süphe yok ve de çok güzel. Renkler parlak, yüz neseli, ve o kadar gerçek ki
üzerine
tırmanabilirsiniz.. ancak karıncanın bunlara dair en ufak bir fikri dahi yok. Karıncanın adım
adım ilerlerken
bildigi tek sey ayaklarının altında birçok renk oldugu. Ve karınca resmin üzerinde ne kadar
yol alırsa alsın,
Tanrının yüzünün neye benzedigine dair hiçbir fikri yok. Karınca bütünü görmek için çok
küçük ve bulmacanın
parçalarını kavramak için çalısmaya devam edecek.
Nihayetinde, gerip dönüp diger karıncalara bilgi veriyor, “Yürüdüm, yürüdüm, yürüdüm.
Tanrının yüzüne
dokundum, ama o sadece bir renk. Ancak yeterince uzun yürürseniz, renkler degisiyor, ve
farklı bir renge
dönüsüyor.” Bu karıncalar için Tanrının yüzü realitesi sürekli degisen renktir. Karıncanın
büyük resmi
görmesine imkan yok, degil mi? 4nsanlık da aynıdır, çünkü insanlık Tanrıyı insanın üç
boyutlu sahnesinin bir
parçası olarak görmektedir, ve tahminlerde bulunmaktadır. 4ste size önemli bir bilgi: Tanrı
sizin zaman
çerçevenizde degildir. “Kryon, gerçekten mi! Biz daha fazlasını biliyoruz. Tanrı için zaman
yoktur. Bunu
yıllardır ögretiyorsun.” O zaman size diyorum ki, anlıyorsunuz ama neden
uygulamıyorsunuz? Çünkü bir sey
istediginizde, beklediginiz süre içinde gerçeklesmezse hayal kırıklıgına ugruyorsunuz!
Birçogunuz ayagınızı
yere vurup, Tanrıdan siparis ettiginiz paketin ulasmasını bekliyorsunuz. Tanrının saatinin
sizinkiyle aynı
oldugunu sanıyorsunuz, degil mi? Ama öyle degildir. Peki öyle degilse, bu bilgi ile ne
yapacaksınız? Bunu nasıl
mantıklı hale getireceksiniz? Bundan yarın bahsedecegiz.
Tanrının size benzedigini dahi düsünüyorsunuz! Daha önce söylemistik. 4nsanlar Tanrının
resmini 4nsan
seklinde çizmislerdir. Melekler hayal edilebilen en kutsal varlıklardır, mucizevi boyutlararası
formlarında
gelip giderler, ancak onları da 2B çizdiniz! Onlara ten ve kanat verdiniz, bir ad verdiniz ve
dediniz ki “bu bir
melek, ve Tanrıya benziyor.” Hayır benzemiyor, size benziyor!
Sonra söyle diyen Isıkisçileri oldu, “Ama biz daha fazlasını biliyoruz. Tanrı -nsanlar gibi
görünmez.” Oh,
gerçekten mi? O zaman Tanrının neye benzedigine dair fikrinizi yansıtan bir resim gösterin
bana. Çok az
resim vardır, çünkü boyutlararası bir varlıgı çizemezsiniz. Tanrının lineer oldugunu
sanıyorsunuz. Tüm sistem
sürecine de aynı sekilde davranıyorsunuz, diyorsunuz ki, “Hastayım; iyilestirilecegim bir yere
gidecegim;
tedavi olacagım sonra oradan çıkacagım.” Oh, ne kadar da lineersiniz. Ruh ile birlikte enerji
içinde yüzmeniz
gerektigini anlamıyor musunuz? Bu lineerligin dısına çıkıp Tanrının yüzüne dokunmanız
gerektigini anlamıyor

264
musunuz? Buna ne dersiniz? “Hastalanırsam, ihtiyacım olan sifa içimdedir. Hastalıgımı onu
tezahür
ettirmeden önceki haline döndürecegim, böylece, asla hasta olmayacagım.” O zaman, söyle
diyebilirsiniz,
“Ne? Bu hiç de anlamlı degil. Bize yardım et, Kryon!” Kesinlikle, elimden geleni yapacagım.
Ancak Tanrının
sizin gibi oldugu, sizin gibi 3B yasadıgı fikrini kafanızdan çıkarıp atmalısınız. Sizin realiteniz
Tanrının da
realitesi degildir.
Tanrı Nerede?
Burada oturmus soruyorsunuz, “Tanrı nerede?” Cevabı biliyorum, ve cevap, “Hayır.” Tanrının
bir yeri yoktur.
Bu imkansız bir sorudur. Ve diyorsunuz ki, “Ama, Tanrının nerede olduguna dair bir yanıt
olmalı! Tanrının
mekanının Cennet oldugunu duyduk! Altın caddeler ve konaklar var.” Ya da, belki de, ezoterik
olarak
Tanrının büyük merkezi güneste yasadıgını düsünüyorsunuz. Ama bunların hiç biri dogru
degildir. 4lki, sadece
3B bir sehirinizin kopyasıdır. 4kinci ifade, büyük merkezi günes, bir yerin mecazi ifadesidir.
Var olan her
atomun merkezini ima etmektedir. Tanrı hiçbir yerdedir, çünkü “mekan” kavramı kuantum
halinde var
olamaz.
4ste “mekanın” yoklugu ile ilgili baska bir örnek. Gezegeninizdeki psisikler, ölüler ile iletisim
kuracaktır,
çünkü 4nsan beyni der ki, “Bu -nsanlar gitti.” Çünkü bu lineer bir zamandır, ruhun enerjisi var
olmayı
bırakmıstır. 4nsanlar ruh enerjisinin bir yerlere gittigine inanır... bir yerlere. Sonuçta, üç-
boyutlu algısını
kullanan psisikler, o yere gidip “dünyadan ayrılmıs olan kisinin ruh enerjisini” getirirler. Bir
mesaj alırlar ve
onu buraya getirirler, herkes heyecanlanmıs ve etkilenmistir. Aslında ne oldugunu anlatmama
izin verin.
Dünyayı terk eden kisi hiçbir yere gitmemistir! Çünkü ruh enerjisi artık çokboyutlu uzaydadır
ve orada geçmis
ve gelecek yoktur. Perdenin öbür tarafında zaman yoktur. Zaman diye bir sey yokken geçmis
nasıl olabilir!
Daha önce bu gezegendeki her ruhun Yeryüzünde bir artık enerji bıraktıgını söylemistik. Bu
daha da karmasık
bir hale geliyor ve biraz sonra bundan bahsedecegim. Ancak bir an için düsünün – su anki
yasamınız,
gezegenin kristal agına sonsuza dek kazınmaktadır. Sonsuza dek! Bu sekilde olmalıdır çünkü
yeryüzünün
titresimi, üzerindeki varlıkların toplamından ibarettir. Fiziksel bedeniniz gittiginde, kristal
agdaki iziniz yok
olmaz, çünkü bugün sahip oldugunuz enerji, üzerine kazınmıstır ve orada kalır. Psisik, ölen
biri ile iletisim
kurarsa, agdaki enerji kalıntıları ile konusmaktadır. Baska bir yere giden bir ruh ile
konusamaz. Aksine,
burada kalan ruh enerjisi ile konusur.

265
Ancak psisik, 3B’a dayandıgı için der ki, “Evet, ben bir yere gittim.” Geçmis ve gelecek
kavramı, perdenin
öbür tarafında yoktur. Ve dahi “perdenin öbür tarafı” ifadesi de yanlıstır. Meditasyon
yaptıgınızda nereye
gittiginizi biliyor musunuz? Her zaman var olan ilahi sebekeye dokunursunuz. Atomik
yapının merkezine
yolculuk edersiniz. Evren ile bir kuantum hali içine girersiniz ve Tanrının yüzüne
dokunursunuz. Bu ileri düzey
bir bilgidir çünkü mantıgınızın dokusunu zorlamaktadır.
Ve sonra bazıları, “Tanrı is basında,” derler sistemin nasıl isledigini hiçbir sekilde anlamadan.
Bunlar,
Tanrının yeryüzünde olup biten her seyi kontrol ettigini, tekrar sistemi anlamadan
söyleyenlerdir. Size bir sey
sormama izin verin. Tanrı her seyin basında gibi mi görünüyor? Çünkü bir çok 4nsan için,
ruhsal realitesinin
sistemi, bir güç hiyerarsisine sahip olmalı ve Tanrı da bunun en tepesinde yer almalıdır.
Ancak, gerçek sistem
budur: Tanrı hiçbir seyden sorumlu degildir! Aksine, farkı yaratan 4nsanlardır – kendilerinde
Tanrıyı bulanlar,
ve ısık ile uyanan, ve bu Tanrı-ısıgının kendisi vasıtasıyla görünmesine izin verenlerdir.
Sonuçta, gezegeni
4nsanlar yönetmektedir! Kapıyı ne kadar çok açar ve sistemi anlarsanız, bu gezegen üzerinde
daha fazla ısık
olacaktır.
Her yerde boyutsal bir karmasa var. Bir kehanet istiyorsunuz ve ermis kisi, gelecegin Dünya
için neler
gösterecegini görmek üzere perdenin öbür tarafını ziyaret ediyor. Ve gördügü sadece bir kaos!
Çokboyutlu
bosluga bakan 3B gözler için her sey her an degismektedir. Orada üç-boyutlu mantık yoktur,
ve bu nedenle
anlamsız görünür. Ancak ermis bunu anlamlı hale getirmek zorundadır, degil mi? O zaman
bulmacanın bu
noktasını karıncaya uyarlayalım: Birden, karınca tekrar büyük resmin üzerindedir, sadece
Tanrının yüzü
degismeyi sürdürmektedir. Ve sonra karınca geri döner ve diger karıncalara der ki,
“Sandıgımdan da
karmasıktı! Orada oturmus isimi yaparken renkler ayaklarımın altında degismeye basladı!”
Diger karıncalar
bunu anlamayacaklardır.
“Tanrının Yüzü” resmine farklı bir boyut kazandıralım. Bunu iki-boyutlu degil de üç boyutlu
bir resim ile
yapmamıza izin verin. Birden, karınca durmadan degisen renk tepelerini tırmanmaya baslıyor!
Karınca diyor
ki, “Tanrının yüzü çok sasırtıcı, simdi de degisen renk tepeleri var, ama hala Tanrının yüzünü
göremiyorum.” Buradaki sorun daha önce belirttigim ile aynıdır. Boyutlararası bir hale
ulastıgınızda, görmek
isteyeceginiz ya da yasam deneyiminizde görmek üzere egitildiginiz sekilde
gözlemleyeceginiz hiçbir sey
yoktur. Bu nedenle, bir mantık ya da net bir algı söz konusu degildir. Yasam deneyiminize
dayalı üç boyutlu

266
bir karar verirsiniz, ancak bu kararların hiçbiri dogru degildir, çünkü sadece kendi realitenizi
yansıtırsınız,
Tanrının degil.
Bu boyutlararası hal içinde, varolan tüm muhtemel potansiyeller tarafından temsil edilen
gezegenin gelecegi
yatmaktadır. Kaosu hayal edin, gezegen üzerindeki her 4nsanın kararları tarafından yaratılan
gelecek
potansiyellerinin görünüsteki karmasasını bir düsünün.
Yapabileceginiz her sey.. tek bir yerde sunuluyor! Ancak, burası bir mekan degildir. Bunun
ileri bir ders
olacagını size söylemistim. Yapmaya çalıstıgım, sistemin sizin için nasıl çalıstıgını ve ne
kadar güzel oldugunu
anlamaya sizi hazırlamaktır. Oh, sistem çok güzeldir! Ama o sizin için sadece bir kaostur.
Bizim için tatlı bir
düzen içinde ve güzeldir. Daha karmasık kısmından bahsetmeye baslamadım bile.
[Gülüsmeler]
Oh, sanırım size söylemem gerekiyor. Siz kimsiniz? Bir parçanız üçüncü boyutta ve siz ona
4nsan diyorsunuz.
Bu sizin bir parçanız. Siz sadece ondan ibaret degilsiniz, siz oldugunu düsündügünüz bir
parçanız, çünkü bu
parça 3B, sizin tarafınızdan bütün ve tam olarak algılanmaktadır. Sabahları kalkıp aynaya
bakan ve bir gün
daha yaslandıgını gören parçadır. Resim üzerinde bir karınca gibi daima Tanrıyı arayan, ancak
büyük resmi ya
da büyük olayı göremeyen parçadır.
Size kim oldugunuzu söyleyeyim. Bu gezegene geldiginiz zaman, Akasik Kayıtlara emanet
edilen bir enerji
vardır. Bu, Kristal Ag ile baslayan bir hazırlıktır ki böylece yaptıgınız her sey Gaia’nın bir
parçası haline gelir.
Ayrıca Yüksek Benlik olarak adlandırdıgınız harika bir parçanız daha var. Bu ruhunuzun
ruhsal ebeveynidir.
Simdi, sadece birinin .. aynada görünenin.. farkında oldugunuz üç parçanızı açıkladım. Oh,
daha da
karmasıklasıyor degil mi? Bu gezegene baska bir fiziksel ifade ile her gelisinizde, aynı
Yüksek Benlik – ruhsal
ebeveyne sahipsinizdir. Açıklamama izin verin. Yüksek Benliginiz sizinle ilgili olan her seyi
biliyor.. 3B tüm
hikayenizi biliyor. Çünkü bu parçanız tüm yasamlarınız boyunca sizinle birlikteydi! Oh, daha
da
karmasıklasıyor – bu boyutlararası potansiyeller sisteminde, sizin perdenin öbür tarafında,
size yardım eden
parçalarınız vardır. Olmak zorundadır da. Bunu bir düsünün. Bu, birlikte-yaratma sistemini
açıklamaktadır.
Sadece tek bir parçanız olsaydı bu gezegen üzerinde nasıl birlikte-yaratabilirdiniz? Sistemin
isleyis
makinesinin bir parçası iseniz, realite makinesinin birçok parçası olmanız gerektigini
anlamıyor musunuz? Siz,
diger parçalardan yardım isteyecek bir parça olamazsınız. Anlıyor musunuz, bu eski bir
doktrindir ve hiçbir
seyi birlikte-yaratamaz. Siz, eszamanlılık yaratmak üzere birlikte çalısan birçok enerjisiniz.

267
Simdi, bunu karıncaya uyarlayalım. Karınca resmin üzerinde yürüyor, renkler degisiyor,
topografya degismeye
devam ediyor ve karıncanın kafası karısmıs durumda. Artık vazgeçiyor, çünkü gördükleri
anlamlandırabileceginden çok fazla. Kendisiyle karsılasıyor! Ve diyor ki, “Bu Tanrının yüzü
olagandısı
olmakla kalmıyor, degisiyor, hareket ediyor, ama nereye gitsem, kendimle karsılasıyorum! Bir
sekilde,
Tanrının yüzünde ben varım.” Kesinlikle! Sistem budur.
Simdi, burada aslında bir düzen mevcuttur, ancak kafa karıstırıcı kısımları size anlatmayı
henüz bitirmedim.
Bu kaos çorbasında sadece parçalarınız mevcut degil, Dünyada daha önce kim oldugunuz
meselesi de var.
Akasik Kayıtlar adı verdiginiz geçmis yasam kayıtları. O da 3B’tadır, tıpkı sizin gibi. Burada
Lemuryalılar var
ve neden bahsettigimi anlıyorlar. Kaç defa Dünyaya geldin, Lemuryalı? Saman, bugün
kendini bu sandalyede
oturmus bir sifacı olarak buluyorsun. Sebekenin sifa enerjisi ile ne kadar da ilgilisin. Bu
noktaya ulasmak için
Dünyaya kaç defa gelmen gerektigini düsünüyorsun? Elli? Yüz? Daha fazla? Sizi daha önceki
kimliklerinizle
tanıstırsaydım, nasıl hissederdiniz? Gemiste oldugunu sandıgınız sizlerden hangisi olmak
isterdiniz?
Pekala, daha çok kafa karıstırıcı haberim var.. son yıllarda ögrettigimiz bir konu: Geçmis
yasam diye bir sey
yoktur. Aksine, “simdiki” yasamlar vardır, çünkü daha önce size söyledigim gibi, tüm o
ifadeler Kristal Aga
gider. Bu da su anlama gelir, bu gezegene (kim olarak oldugunun bir önemi olmaksızın)
boyutlararası bir hal
içinde geldiginizde, tüm o yasamlar ag üzerinde aktiftir. Ve sistem su sekilde çalısmaktadır:
buraya
geldiginizde, tüm o yasamlar DNA’nıza akar! 4çinizde, siz olan tüm yaratıkları tasıyorsunuz.
Sizi birbirinizden
farklı yapan da budur.
Kutsanmıs 4nsan, kalbinin açılmasına ve Akasanın açılarak mevcut yasamı ile diger
yasamlarının nasıl
çalıstıgını göstermesi için kendisine izin verendir. Geçmisindeki eski ruhları ve soyunu görür.
Ruh eslerini
görür çünkü damgaları daima buradadır. Sistem çok güzeldir, ama sizin için karmasık
görünmektedir.
Yarın size bütün bunların nasıl bir anlam ifade edecegini gösterecegiz. Bu iki celse bir olarak
dinlenmeli. Siz
bu gezegen üzerinde muhtesemsiniz. Size, buraya her gelisinizde ardınızda bir seyler
bıraktıgınız bilgisini
verdim. Çokboyutluluk adını verdiginiz perdenin öbür tarafında birçok parçanız oldugu
bilgisini verdim.
Bazılarınız bunu kuvvetli olarak hissetti ve dedi ki, “Benim diger parçalarım, ben buradayken
bana rehberlik
ediyor.” Haklısınız! Bazılarınız bu konuya oldukça yatkın. Diyorsunuz ki, “Melekler
benimle!” Birkez daha
haklısınız, ancak size bir haberim var: S4Z sizinle birliktesiniz! Ruh ile iletisim kurmak bu

268
yüzden çok güzel bir
his, anlıyor musunuz? Bu, izin verirseniz, parçaların tekrar biraya gelmesidir. Ancak, söyle
diyenler olacaktır,
“Bundan hoslanmadım. ‘Benimle ben’ fikrinden hoslanmadım. Daha büyük bir sey istiyorum;
yanımda çok
önemli biri istiyorum.” Oh, ama o zaten önemli biri! Siz Tanrının bir parçasısınız; sonsuz bir
varlıksınız;
Tanrının gelismis bir yaratımısınız. Bu enerji, çoklu Muhtesem Varlıgınız ile ilgili kamasık
bilgileri anlamanızı
gerektirmektedir.
O eski saf günler sona erdi, böyle bir binaya gelip Tanrının sizin için bir seyler yapmasını
umdugunuz günler.
Artık durum bundan daha iyidir! Artık bir binaya girip kendi üstatlıgınızı buluyorsunuz –
ailenin kim oldugunun
farkına varıyorsunuz, kimin yaratıcı oldugunu fark ediyor, ve kendini-fark etme çalısmasını
baslatıyorsunuz.
Sistem sizin için var ve çok güzel.. sarkılar ile dolu. “Sarkılar” kullanabildigim tek kelime. Bu
gezegende bir
müzikten zevk alıyorsanız, genellikle kalbinizi doldurur. Bunun sadece bu tarafta oldugunu
mu sanıyorsunuz?
Bir kez daha düsünün! Oh, sizin için bir müzigim var, ve beni tekrar gördügünüzde
enstrümanlar çalacak; koro
söyleyecek ve sizin bir parçası oldugunuz Tanrının yüzü hakkında sarkı söylerken ısık
saçacaksınız. Buna karsı
koyamazsınız. Zevkle ve nese ile sarkıyı söyleyeceksiniz. Tanrının askı kurallar ile dolu
degildir. Kryon’un
mesajı budur. Tanrının askı, birlik ve sefkat ile doludur.
Ben Kryon ve 18 yıldır bu partnerim aracılıgı ile konusuyorum. Bugüne kadar hiçbir 4nsana,
dinlemesi gereken
tek kaynagın ben oldugumu söylemedim, çünkü Tanrının parçaları her yerdedir. Birçok yerde,
4nsan kanalıyla
önemli bilgiler getiren kaynaklar var. Bilgileri biraraya getirin. Bu mesajları birlestirin ve
daha büyük bir
mesaja dönüstürün. Birbirinin etrafına duvarlar örmeyin, “Baskalarını bosver,” demeyin.
Dinleyin. Herhangi
bir kanal size bunu söylerse, ondan uzak durun! Çünkü konusan Tanrı degildir. Tanrı sizsiniz,
aile, ve bu
herkese açıktır ve bu sekilde birbirinize ihtiyacınız var. Benim mesajım daima bu olmustur ve
de bu olacaktır.
Bu sifa için güzel bir zaman olurdu, degil mi? O zaman, kimler kim olduklarını anlamaya
baslayacak? Bu gece
size sifa verecek olan ya siz iseniz? Bu çok mu fazla? Buna izin verir miydiniz? Bunu ille de
Tanrıdan mı
istemelisiniz? Bunu Kryon’dan istemek size kendinizi daha iyi mi hissettiriyor? Çünkü sifanız
bende degil.
Cevap bende, ancak sifanız bende degil. Anlıyor musunuz? 4çinize dönüp ihtisamınızı
görmeye baslayabilir
misiniz?

“Bu çok zor, Kryon, gerçekten çok zor. Bunun yerine bir yere gidip yüksek bir güç tarafından

269
sifalandırılmayı
tercih ederim.” Elbette! 4nsanlıgın anlamadıgı cevap budur. Sifa, 4nsanlar olarak sizin
yarattıgınız Tanrının
sisteminin bir parçasıdır. Bu kutsal sistem sizin bir parçanızdır ve almak için geldiginiz sifayı
size vermek için
hazırdır. O zaman üstatlıgınızı kabul edin. Bu dünyanın ve sistemin bir parçası oldugunuzu
anlayın.
[Duraklama]
Yapabildigim tek sey, sizi bu ısıgı görmeye davet etmektir. Kisisel olarak kalbinize
dokunamam. Beyninizin
dilediginiz gibi farklı düsünmesini saglayamam.
Burası güvenli bir yer. Evet, bugün burada melekler var – güzel varlıklar var. Onların sizler
gibi teni ve
kanatları yok, ve onların ısık ile söylenmis adları var. Sizin soyunuz olarak adlandırdıgınız
parçaları tasıyorlar.
Bazıları bu gezende sevilmis ve kaybedilmis kisileri temsil ediyorlar. Onlar burada. Bundan
gerçekten süphe
mi duyuyorsunuz? Sizi onların kokularını duymaya davet ediyorum. Nasıl koktuklarını
biliyorsunuz çünkü
onlarla yıllarınız geçti. Özlerini biliyorsunuz. Kisisel özlerinin üzerinizde esmesine izin verin.
Sizinle birlikte
olan kalplerinin duygularını dinleyin. Çünkü bugün size söylediklerim gerçektir, o zaman
boyutlararası uzayda
hergün onlarla birliktesiniz. Buna inanıyor musunuz?
Simdi size bakıp söyle demelerine izin verin, “Aferin, çocuk. Seninle gurur duyuyoruz.” Öyle
olmasaydı size
bu sözleri söylemezdik. Bu sizin için çok mu fazla? Ama, daha fazlası var. Yarın devam
edecek..
Ve öyledir.
KRYON
www.kryon.com
Tercüme
© 2007 Semra Ekmekci
2012 LimitSiz | http://www.2012limitsiz.com
e-mail: unlimited2012@yahoo.com

270
Lightworker's Handbook Lesson Four: The System Part 1 - Understanding Who You Are

message from Kryon channeled by Lee Carroll


Saturday, 18 August, 2007 at Granada, Spain (posted 16 October, 2007)

This channelling has been rechannelled [by Lee and Kryon] and added onto to provide even
clearer understanding. Many times the foreign meetings contain very basic information from
Kryon, but much is emotionally transmitted, which the printed page just can’t reveal.
The live channelling features a back and forth translation process from English to Spanish and
is very awkward when read from the original transcript. It creates many short sentences in
English and is fragmented (since you can’t hear the translator). So to facilitate better reading
and increased understanding, editing has been done to make it flow better. In addition, it has
been expanded by Kryon to include the clarity that is only present during a live event. So
enjoy this enhanced message given in Granada, Spain, August 18, 2007.

****************

Greetings, dear ones, I am Kryon of Magnetic Service. This is a safe place, and even before
we start the teaching I wish to announce that this is a safe, safe place. Should you choose to
open your heart this day, no negative thing will come attach to you. You sit with family, so let
the energy of this place pour into you, so that you will be given a dispensation of
understanding. For what we wish to do is complex. I have instructed my partner that this is to
be transcribed and that these two days together will encompass one teaching. This will be an
advanced teaching for an advanced group, given in front of Lightworkers who are ready to
hear these things. It is true that it will be core information, but it is advanced core information.
For we are starting to create the series about the system and how it works.

The most misunderstood attribute of God is how a Human Being works with Spirit. This is the
crux of frustration, and so often Lightworkers feels stuck. They don't understand the
communication system or what to do next. They truly don't even know who they are! There
they sit waiting for something invisible from a place that they question. The system of God is
like that, you know? The system is incompatible with you since you are in 3D. So here's what
we wish to do. In this first session, which is this day, we wish to speak of the physics of the
system - the confusion. We will explain what it is. In the next session, tomorrow, we will
explain how you work with the system and give examples. These, therefore, are two separate
teachings that should be considered as one. The system of God - complex, it is.

The System of God

Let us start at the beginning. According to those Humans who keep track of these things, 85
percent or more of this planet belongs to some kind of belief system that searches for God -
85 percent. No matter where they are on the planet, they believe in God. It's in many different
ways, within many different organizations. It is overwhelming, is it not, that there is indeed
something more than yourself on the planet? So you might say that there is evidence that the
entire planet, or most of it, is involved in the search for God in their own way.

So right there, a big question is, "Why would you care?" Are you in fear of God? No. Humans

271
do not search for God in fear. The Human Being wants to find what it's about. It's intuitive
Human behavior. As soon as a Human is able to do so, they go on the search. Blessed is the
Human Being who searches for God in their own way. Even if they find themselves in a
building, singing songs or worshipping with doctrines that are man-made. Indeed, their art
and their compassion is the search for God. Let there be no judgment of your brothers and
your sisters for this, for they have the love of God just like you.

Then there is the rest of you - the ones who would find yourself in a place like this, an esoteric
place, looking into yourselves saying, "There has to be more than a doctrine." The thing that
makes this difficult is that you are going on a journey outside of your dimensionality - outside
of your reality - and your understanding and the comfort zone that is your 3D.

So the first questions you will ask are these: "Who am I? Who am I in the scheme of the
Universe? What is it I am supposed to do? And how am I supposed to do it? Where do I
start?" These are valid questions, but each one of them is difficult. For the answer to all of
them is not an answer that you can discern with logic, but you want to. For you are three-
dimensional creatures and expect your reality to be God's reality. However, the truth is that
you about to go on an interdimensional search for a piece of yourself. Therefore, none of
these questions are actually answerable to your satisfaction, and there lies the frustration of so
many of you... looking for God in a 3D setting.

There are several ways I can set the stage here, so within this message, we're going to feature
a little creature. It's going to be an ant, and this ant has been given a task. All of the other ants
want this ant to go and find the face of God, and intuitively they know that the face of God is
in a place. So the ant goes and begins its journey. It finds itself on a giant painting, one that is
as large as a wall. Indeed, the painting is the face of God, and it's beautiful. The colors are
vibrant, the face is joyful, it's so real you could almost climb into it... but the ant has no idea
of any of it. All the ant knows as it goes from footstep to footstep is that there's a lot of color
at its feet. And no matter how much the ant journeys on the picture, the ant has no idea what
the face of God looks like. The ant is too small to see the overview and will continue to
perceive only the pieces of a puzzle.

So it goes back and reports to the other ants, "I walked and I walked. I touched the face of
God, but it's just a color. But if you walk long enough, the color changes and it's another
color." Therefore, the reality of the face of God to these ants is that it is a constant, changing
color. There's no way for the ant to see the larger picture, is there? Humanity is similar, for
humanity encompasses God as part of the three-dimensional scene of humanity, and it make
assumptions. Here is an important one: God is not in your time frame. "Kryon, really! We
know better than that. We know that God is timeless. We know what you've been teaching for
years." So I say to you, then why don't you act like you understand it? For when you ask for
something, you're so disappointed when it does not happen in your timeframe! Many of you
tap your foot, waiting for the delivery of the package that you ordered from God. You think
God's clock is your clock, don't you? But it is not. So if it is not, what are you going to do
with this knowledge? How will you ever make sense of this? We'll talk of that tomorrow.

You even think God looks like you! We have said this before. Humans have painted the
picture of God as a Human. Angels are the most sacred beings imaginable, who come and go
in their miraculous interdimensional form, yet you paint them in 2D! You give them skin and
wings, give them a name and say, "This is an angel, and it looks like God." No, it doesn't - it
looks like you!

272
Then there are Lightworkers who say, "Well, we know better than that. We know that God
doesn't look like Human Beings do." Oh, really? Then show me the painting of what you
think God looks like. There are very few, because you cannot paint an interdimensional being.
You think God is linear. The way you treat the whole process of the system, you say, " I am
sick; I go to a place where I will be healed; I will get it, then I will leave." Oh, how linear of
you. Do you not understand that you must swim in the energy with Spirit? Do you not
understand that instead of that linearness, you must reach out and touch the face of God?
What about this? "I have within myself the healing that I might need if I get sick. It will
restore my sickness before I manifest it, so therefore, I will never get sick." So you might say,
"What? That doesn't make sense. Help us with this, Kryon!" Indeed, I'll do my best. But
you've got to throw away the idea that God is like you, living in 3D like you. Your reality is
not God's reality.

Where is God?

Here you sit and ask, "Where is God?" I have the answer, and it's, "No." There is no place for
God. It's an impossible question. And you say, "Well, there must be an answer to where is
God! We've heard that God resides in heaven. There are streets paved with gold and that there
are mansions there." Or, perhaps, you think esoterically that God lives in what you've called
the great central sun? Well, none of those things would be correct. For the first one is simply a
replication of a 3D city idea of yours. The second expression, the great central sun, is a
metaphor for a place. It's a metaphor for the center of every single atom that exists. God is not
in a place, since the concept of a "place" cannot exist in a quantum state.

Here is another example of the absence of "where." Psychics of your planet will go out and
they will try to contact the dead, for the Human brain says, "These Humans are gone." This is
because in linear time, the soul's energy has ceased to exist. Humans believe that that soul
energy has gone somewhere... to a place. Therefore, the psychic using their three-dimensional
perception goes to that place and they bring in "the soul's energy of the departed one." They
get a message and bring it back, and everyone is excited and impressed. Let me tell you what
has really happened. The departed didn't go anywhere! For the soul energy is now in an
interdimensional space, where there is no past or future. There's no time on the other side of
the veil. How can you have a past when there is no time? We have discussed before that every
soul energy on this planet leaves a residual on Earth. It gets more complicated and I'll tell you
about this in a moment. But think for a moment - your lifetime, right now, is being imprinted
onto the crystalline grid of the planet forever. Forever! It has to be that way for the vibration
of the earth is the culmination, the sum of all of the entities upon it. When your physical body
leaves, your departure does not diminish the crystalline grid, for the energy that you have
today is imprinted and it stays here. When the psychic goes out to contact the one who's
departed, they're simply talking to the residual in the grid. They're not talking to a departed
soul somewhere else. Instead, they are talking to the soul energy that remained here.

But because the psychic is based in 3D, the psychic says, "Yes, but I went somewhere else."
The concept of the future or the past does not exist on the other side of the veil. Even the
expression "other side of the veil" is incorrect. Do you know where you go, where you go
when you meditate? You touch the sacred lattice that is always present. You journey into the
center of atomic structure. You become in a quantum state with the Universe and you touch
the face of God. This is advanced information for it tries the very fabric of your logic.

273
Then there are those who say, "God is in charge," not understanding at all how the system
works. These are the ones who say God is in charge of everything that goes on in the planet,
again, not understanding the system. Let me ask you something. Does it really look like God
is in charge of anything? For most Humans, the system of spiritual reality must have a
hierarchy of power and God must be at the top. However, the real system is this: God is in
charge of nothing! Instead, it's the Human Beings who are making the difference - who find
God in themselves, and who awaken with light, who let this God-light show through them.
Therefore, it is the Human Being who is in charge of this planet! The more of you open this
door and understand this system, the more light on this planet there will be.

There is dimensional confusion everywhere. You'll ask for prophecy and the prophet will
travel to the other side of the veil to see what the future holds for Earth. And what he sees is
chaos! Things are always changing to 3D eyes who look into the interdimensional void. There
is no three-dimensional perception logic there, and it looks like nonsense. Yet the prophet has
to make some sense of it, doesn't he? So let us add this part of the puzzle for the ant:
Suddenly, the ant is on the giant picture again, only the face of God keeps changing. Then the
ant comes back and tells the other ants, "It's even more confusing than I thought! I was sitting
there minding my own business and the colors then started to change beneath my feet!" The
other ants don't understand that.

Now, let's add another dimensionality to this "face of God" painting. Let us make it a three-
dimensional painting, not a two-dimensional painting. Suddenly, the ant is now climbing hills
of color that are always changing! The ant says, "This face of God is very confusing, for now
there are mountains of changing color, but still no face of God." The problem is the same as I
have discussed before. When you go to an interdimensional state, there is nothing you will
observe that looks like what you want to see, or have been trained to see in your life's
experience. Therefore, there is no logic or clear perception. So you make decisions in three
dimensions based upon what your life experience is, but none of those decisions are accurate,
for they only reflect your reality, not God's.

In that interdimensional state is the future of the planet, represented by every possible
potential that exists. Imagine the chaos, the seeming chaos of future potentials created by the
decisions of every Human Being on the planet. Everything you might do... represented in one
place! Yet, it's not a place. I told you this would be advanced. What I'm doing is preparing you
to understand how the system works with you, and the great beauty of it. Oh, it's beautiful!
You see, it's only chaos to you. It's beautiful with lovely strands of order for us. And I haven't
even begun to get to the confusing part yet.

[Laughter]

Oh, I guess I ought to tell you. Who are you? Well, a piece of you exists in three dimension
and you call it a Human. That's a piece of you. That's not all of you, just the part you think is
you, for this piece is perceived as whole and complete by you in 3D. This is the piece that
wakes up in the morning and looks in the mirror and sees that they are another day older. This
is the piece that's always searching for God on the painting, like the ant, but never seeing the
big picture, or the big issue.

Let me tell you a little about who are you [and more about this in a channelling to come].
When you come into this planet, there is an energy deposited into the Akashic Record. There
is a set-up that begins with the Crystalline Grid so that everything you do becomes part of

274
Gaia. There is also a wonderful part of you that you have called the Higher-Self. This is the
spiritual parent of your soul. So already, I've described three parts yet you're only aware of
one... the one in the mirror. Oh, it gets even more complicated than that. Every time you come
into this planet featuring another physical expression, you have the same Higher-Self soul
parent. Let me explain. Your Higher-Self knows all about who you've been... your planetary
3D history. Because this part of you was here for all of them! Oh, it gets even more
complicated - in this interdimensional system of potentials, there are pieces and parts of you
also on the other side of the veil, helping you. There has to be. Think about it. This explains
the system of co-creation. How can you co-create on this planet when there's only one piece
of you? Don't you understand if you're part of the engine of the way things work, you have to
be many parts of the engine of reality? You cannot be one part asking the other parts to help
you. You see, that's an old doctrine and wouldn't co-create anything. You are multiple energies
working together to create synchronicity.

Now, let us apply that to the ant again. The ant goes onto the picture, the colors are changing,
the topography continues to change and the ant is frustrated. He's given up now, for he's seen
too much for it to make sense. He's met himself! He now says, "Not only is this face of God
unusual, changing and moving, but everywhere I have gone, I met myself! Somehow, I'm on
the face of God." Indeed! That's the system.

Now, there really is some order in this, but I'm not done giving you the confusing parts. Not
only are there pieces and parts of you in this interdimensional soup of chaos, but then there is
the issue of who you used to be on Earth. What you call the Akashic Record is the record of
your past lives. It's in 3D, just like you are. I have Lemurians here and they understand what
I'm speaking of. How many times have you been on the earth, Lemurian? Shaman, and you
find yourself sitting in the chair as a healer today. So interested, are you, in the energy of the
healing of the lattice! And how many times on Earth do you think it took you to get to that
place? Fifty times? A hundred times? More? And if I could introduce you to who you used to
be, how would you feel? And which one of the yous that you think was past do you wish to
be?

Well, I have more confusing news... something we have been teaching now for some years:
There is no such thing as a past life! Instead, they are "now" lives, for I just told you that all of
those expressions go into the Crystalline Grid, did I not? That means when you arrive on this
planet (whoever you are) in an interdimensional state, all of those lives are active on the grid.
And the way the system works is that they all flow right into your DNA when you get here!
Inside you is every creature that you claim to have been. It's what makes you so different from
one another.

Blessed is the Human Being who allows his heart to open and the Akash to spill out and for
him see the work these lives have done together with the current one. He sees the old souls
and the lineage of their past. He sees soul mates because their imprint is here forever. The
system is beautiful, but to you, it looks confusing.

Tomorrow we're going to tell you how to make some sense of this. Therefore, these two
channellings should be listened to as a pair. You are magnificent on this planet. I've just given
you information that every single time you've come here, you leave something behind. I told
you that there's multiple parts of you on the other side of that veil you call interdimensionality.

Some of you keenly feel it and you say, "Well, these other parts of me are my guides while I'm

275
here." You are right! Some of you are very tuned into this. You say, "The angels are with me."
Right again, but I have news for you: YOU are with you! That's why contact with Spirit feels
so good, understand? It's a reunion of sorts if you let it be. Yet, there would be those who say,
"I don't like that. I don't like the idea of ‘me with me.' I want something bigger; I want
someone very important and grand with me." Oh, it is someone important! Piece of God that
you are; eternal being that you are; advanced creature of God that you are, this energy
demands that you understand many of these confusing things about your multiple Magnificent
Being.

Gone are those innocent days, where you come into a building like this and hope God does
something for you. It's better than that! Now you come into a building and you find your own
mastery - realizing who the family is, who the manifestor really is, and you start the training
of self-realization. The system exists for you, and it's beautiful... filled with songs. "Songs" is
the only word I can use. When you enjoy music on this earth, it often fills your heart. You
think it's just here on this side, don't you? Well, think again! Oh, I've got music for you, and
when you see me again, the tunes will play; the choirs will sing, and you will burst forth in
light singing about the face of God, which you are part of. You won't be able to help it, you
know? You will sing with joy and be filled with joy. The love of God is not filled with rules.
That's the message of Kryon. The love of God is filled with unity and compassion.

I am Kryon and I have spoken through my partner for 18 years. And I have never, ever told
any Human that I am the only source that they should listen to, for there are pieces of God
everywhere. There are those who are coming through in Human channels so many places with
profound information, male and female. Put the information together. Unify these messages
and receive a larger message. Don't put walls around each one, saying, "Don't go see the other
one." Listen. If any channeller ever tells you that - ever tells you that - walk away! For that is
not God speaking. God is you, family, and it's open to everyone and you need each other in
this way. This has always been my message and it always will be.

It would be a good time for a healing, wouldn't it? So who is it that's going to start
understanding who they are? What if you were the one to heal yourself tonight? Is that too
grand? Would you allow it? Do you really have to ask God for it? Does it make you feel better
to ask Kryon for it? Because I don't have your healing. I have the answer, but I don't have the
healing. Understand? Can you go inside and start to see your majesty?

"It's too hard, Kryon, just too hard. I would rather come to a place and sit there and be healed
by a higher power." Indeed you would! This is the answer, which humanity does not
understand. Healing is part of the system of God that you as Humans create. This sacred
system is part of you and is ready to give you the healing that you came for. So claim your
mastery. Understand that you are a part of this earth and this system.

[pause]

All I can do is invite you to see this light. I cannot personally touch your heart. I cannot make
your brain think a way that is different that you wish it to think.

It's a safe place here, you know? Yes, there are angels here - beautiful ones. They don't have
skin and wings like you, and they have names that are sung in light. They contain pieces and
parts of what you call your lineage. Some of them represent those who you have loved and
lost on this planet. They are here. Do you really doubt that? I invite you to smell them. You

276
know what they are like, since you've spent years with them. So you know their essence. Let
their individual essences waft over you. Listen to the emotion of their hearts with yours. For if
it is true what I told you today, then you walk with them every day in an interdimensional
space. Do you believe?

Let them look at you now and say, "Well done, my child. Proud of you, we are." We would
not say these things if they were not so. Is it too grand for you? Well, there's more. It
continues tomorrow..

And so it is.

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:6066

Ben bensiz geleyim, sen sensiz gel - Mevlana


 Posted by Cenk on August 27, 2008 at 7:29pm

Haydi ben bensiz geleyim,


sen sensiz gel.
Ne varsa şu ırmağın içinde var,
soyunalım iki can,
dalalım şu ırmağa, hadi.
Bu kupkuru yerde yakınmadan gayri ne gördük,
bu kupkuru yerde ne gördük zulümden gayri.

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:6323

277
,

Ne dusunursen o olursun - Mevlana


 Posted by Cenk on August 27, 2008 at 7:32pm

Kardeşim sen düşünceden ibaretsin,


Geriye kalan et ve kemiksin,
Gül düşünür gülüstan olursun,
Diken düşünür dikenlik olursun.

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:6325

278
BEN BENDE DEĞİL - Mevlana
 Posted by Cenk on August 27, 2008 at 7:35pm

Ben bende değil, sende de hem sen, hem ben,


Ben hem benimim, hem de senin, sen de benim,
Bir öyle garip hale bugün geldim ki
Sen benmisin, bilmiyorum, ben mi senim.

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:6326

279
Kuantum Bosluğu...
 Posted by David Dogan Beyo on August 28, 2008 at 2:30pm

KUANTUM BOŞLUĞU
Tüm gözlenebilen ve bilinebilen olayların içinde yer aldığı kozmik deniz nasıl bir şeydir?
Klasik filozoflar bu soruyu madde, şuur ya da ikisinin bir birleşimi olarak ele aldılar. Büyük
metafizikçiler ya materyalist ya idealist ya da düalisttir. Ancak yeni fizikçilere göre evrenin
dokusu madde ya da düşünce, fizik ya da psişe gibi farklı ve bağımsız gerçeklere ayrılamaz.
Yeni kozmolojideki gerçekçi bir yoruma göre evreni oluşturan bir tür deniz vardır ve de bu
enerjidir. Ancak enerji, bir buhar makinesindeki pistonu harekete geçiren enerji gibi basit bir
kavram değildir. Yeni anlayışlara göre enerji geniş ve temel bir kategori ve birçok şekle
girebilen bir realite niteliğidir.

O şekillerden biri, Einstein'in ünlü E=mc2 denkleminde belirttiği gibi, maddedir. Başka bir
durumda, ısı ya da ışık olarak görünebilir ki bu termodinamiğin konusudur. Ve bu şekillerden
birinde de enerji gerçek değil, sadece potansiyel olarak bulunur. Bu, içinde gözlemlenen
madde enerjileri ile ısı yayan ısı enerjilerinin ortaya çıktığı "Kuantum Boşluğudur". Değişik
şekillere bürünebilen temel realite olarak enerji bugün yeni kozmolojilerde en kapsamlı yeri
tutmaktadır.

Bu teorilerden yola çıkarak ortaya konan evrenin görünümü, devresel olarak kendi kendini
yenileyen, kendi kendini organize eden bir bütünü göstermektedir. Bu bütün içinde kuantum
boşluğunun rolü en ön plandadır. Kozmik doğumda madde ve yerçekimine bölünen bu
"boşluktur" (boşluk aslında potansiyel enerjiyle dolu bir doluluktur). Ve evrenin oluşumunun
ilk anlarında evrendeki maddi yapıyı birleşik hale getiren aynı boşluktur.

Eğer en yeni kozmolojilerin, evrenin yapısıyla ilgili değerlendirmelerinin geçerli olduğu


varsayılırsa, gözlemlenmiş ve gözlemlenebilen dünya, periyodik olarak, potansiyel
enerjilerden oluşan sonsuz bir denizden ortaya çıkmaktadır. Evrimleşen bir gerçeklik ile
korunan derin yapının etkileşimi değişik yorumlara olanak sağlamaktadır.

David Bohm 'un "içrek" ve "dışrak" düzen diye yaptığı ayırıma da destek vermektedir. İçrek
olan, her şeyin birbiriyle hem zamandan hem de mekandan bağımsız olarak belirlenip
bütünleştiği derin yapıdır. Dışrak olan ise, şeylerin ve olayların zaman ve mekan içinde
evrimleşmesinin gözlemlenebilir düzeyidir.
Eğer birisi tutup da kuantum boşluğunu Eflatun'un, ezelden beri, önceden belirlenmiş daha
yüksek gerçeklikleri (ideaları) olarak görmesine itiraz ederse, birçok fizikçinin yapmakta
olduğu gibi o kişi, evrenin fizik hale geçmiş madde enerjileriyle potansiyel boşluk enerjilerini
aynı kozmik gerçekliğin bir parçası olarak görmek durumundadır.

Bu durumda kuantum altı alan teorisine göz atabiliriz. Bu teori, hem kozmik hem de
biyosferik evrimin gözlemlenebilen gidişini, kuantum boşluğunun oluşturduğu enerji alanı ile
zaman ve mekan içinde fizik hale geçmiş madde-enerjiler arasındaki sabit bir etkileşimin
sonucu olarak açıklamaktadır.

280
Yayın Tarihi: 27.Ağustos.2008
http://www.astroset.com/bireysel_gelisim/metafor/k21.htm

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:6400

Kuthumi - Bağışlama Meditasyonu -


Kuthumi Forgiveness Meditation (english
version added)...
 Posted by David Dogan Beyo on August 28, 2008 at 5:00pm

Kuthumi - Bağışlama Meditasyonu - Kuthumi Forgiveness Meditation (english version


added)...

BAĞIŞLAMA MEDİTASYONU

281
YÜKSELMİŞ ÜSTAT KUTHUMI
MICHELLE ELOFF© vasıtası ile alınmıştır
Johannesburg : 29 Nisan 2004

Ben Kuthumi’yim ve bu zamanda hepinizi selamlamak ve size deneyimin sevinçli yeni bir
gününün kutsamalarını getirmek için Sevginin ve Bilgeliğin ışınları üzerinde geliyorum.

Sabah gözlerinizi açtığınızda ve günü karşıladığınızda – önünüzde uzanan günü; yaşamı


kalbinize çağırdınız mı ? Güneş sizin üzerinizde parlamasa bile, bu güneşin kalbinize
girmesine izin vermemeniz gerektiği anlamına gelmez. Bazılarınızın güneşin kalbinize
girmesine izin vermemesinin nedeni bağışlama eksikliği sorunu ile yaratılmış olan o bölge
üzerindeki ağırlıktır – kendinizi bağışlamak ve etrafınızdakileri bağışlamak. Bir çok diğer
duygular bağışlama yokluğundan kaynaklanır. Siz suçluluk taşırsınız, utanç taşırsınız, hayal
kırıklığı taşırsınız ve kalbinizin kepenklerini yaşamın güneş ışığına kapatmaya başlarsınız.

Kendinizi beyaz bir yalan için bağışlama gereksiniminiz ya da büyük bir suç için bağışlama
gereksiniminiz bir fark yaratmaz. Sizi inciten, kendinizi bağışlamadığınız zaman kendi
içinizde taşıdığınız enerjidir. Bu zamanda, bu, dünyada çok fazla hastalık yaratıyor. Kendinizi
ve başkalarını bağışlamadığınız zaman, kendinizi geçmişte tutarsınız. Bu zamanda sizi tutan
geçmişiniz nerede? Kendinizin ve yaşamınızın hangi alanını affetmediniz?

Kendinizi ne için bağışlamaya gereksinim duyduğunuza baktığınızda, bağışlamaya


gereksiniminiz olan kişileri de görürsünüz: anneniz, babanız, kardeşleriniz, arkadaşınız, iş
arkadaşınız, yabancılar. Size bir yanlış yapıldığını her hissettiğinizde, içinizde o olayı
bağışlamayan bir yer yaratırsınız. O ana benzer bir olay her vuku bulduğunda, bağışlamamayı
taşıyan anı yeniden uyanır ve siz orijinal programa göre reaksiyon verirsiniz. Sevgi içinde
karşılık vermezsiniz; incitici duygular ile karşılık verirsiniz – ve o zaman bu aşırı – reaksiyon
ile ve o anda gereksiz olan incitici duygular ile sonuçlanır.

Dünya Ana’nın bu zamanda kendi utancını, kendi suçluluğunu, üzüntüsünü nasıl temizlediğini
görebiliyorsunuz, çünkü o incinmelerini yıkamakta. Ve bu zamanda bu dünya üzerindeki her
erkek ve kadın iyileşmeye ve bağışlamaya başlıyor, böylece onlar Dünya Ana’nın kendisini
iyileştirmesini ve Dünya Ana’ya yaptıkları şeyler için onun insanlığı bağışlamasını
sağlıyorlar. Kendinize karşı, kardeşlerinize karşı haset taşıdığınız sürece, Dünya Ana için
bunun yansımasını yaratıyorsunuz, çünkü o, o zaman tüm insanlara karşı bir haset taşıma
gereksinimi hisseder. İnsanlar onu tüm seviyelerde suistimal etmediler mi?

Her birinizin incinmiş olduğunu anlıyoruz, siz bağışlanamaz hissettiren acılar taşıyorsunuz.
Ama eğer siz Dünya Ana olsaydınız ve onun acılarını ve incinmelerini hissetseydiniz,
insanlığı hiç bağışlayabilir miydiniz? Çoğunuz bunu zor bulurdu, şimdi sürecinde ona yardım
etmelisiniz ve bunu yaparak kendinizi bağışlamaya ve sonra başka herkesi bağışlamaya
ihtiyacınız var. Her bir insan kendi özel incinmelerine ve acılarına göre reaksiyon verirken,
onlar daha çok bağışlamama yaratırlar. Bir kişi “Onu asla bağışlamayacağım” dediğinde,
bağışlamaya isteksizliğin zincir reaksiyonu yaratılır. Kendinizi bağışlamaya istekli
olduğunuzda, içinizde inanılmaz bir salıverme hissedersiniz, çünkü artık kendinize kızgın
olmak için o kadar çok mücadele etmek zorunda olmazsınız. İçinizde bu bağışlamamayı
taşımak çok fazla enerji alır, çünkü siz yaptığınız ne olursa olsun
bağışlanmaz olduğunu hissediyorsunuz. Şimdi kendinizi bağışlamanın iyi olduğu inancı ile
kendinizi yeniden – programlayacaksı nız. Kendinizi bağışlayarak, kendinizi

282
özgürleştirirsiniz. . Hepinizin taşıdığı kalbinizin etrafındaki o zincirleri gevşetiyorsunuz.

Kendinizi kutsal bir yerde imgeleyin, olduğunuz her şey olmanız için güvende hissettiğiniz bir
yer, hiç kimsenin enerjinizden faydalanamayacağı ve sizi incitemeyeceğ i bir yer. Burası
güvenli bir yer. Evrensel beyaz ışığın etrafınızda genişlemesine izin verin, etrafınızda bir ışık
balonu yaratıyor, sizin için bu yere ametist ışınını çekmesini, salıverme işleminizde sizi
korumasını sağlıyor. Yaşamın, ışığın ve sevginin evrensel sularını taşıyan çağlayanınıza doğru
yürüyün. Ve siz sulara bakarken, tek olarak birlikte akan gökkuşağının tüm renklerini
görüyorsunuz. Bu sularda durmanıza izin verin ve bilin ki salıvermenize yardım etmek için ve
kendinizi bağışlamanıza yardımcı olmak için bu zamanda erişeceğiniz anılar ne olursa olsun
sizi incitemez. Bırakmaktan korkmaya gereksiniminiz yok. Kendinizle barış yapıyorsunuz ve
bunu yaparak etrafınızdaki herkesle barış
yapıyorsunuz.

Üstat Sananda her birinizin önünde duruyor. İnsanlara ruhlarını arındırmaları için yardım
etmek için enerjisini feda ettiği ellerinin avuçlarında yatan yaraları size göstererek ellerinin
size uzatıyor. Ve kendisini bağışlayarak, insanlığı bağışlayarak, kendisini özgürleştiriyor ve
dünyada bir kez daha yürüyor. Ve bu sizin yapmakta olduğunuz şeydir. Salıverirken ve
kendinizi bağışlarken hepiniz yeniden doğacaksınız. Anıların akmaya başlamasına izin verin.
Bağışlayamadığınız şeyin önünüze gelmesine izin verin. Bu imgeyi sevgi ile kutsayın ve onu
salıverin. Onu Üstat Sananda’ya verin, çünkü bunu ona verirken, ebedi Mesih kutsaması ile
kutsanırsınız ve bağışlanırsınız. Kendinizi bağışlayabilirsiniz.

Duyguların akmasına izin verin; bırakın anılar gelsin ve onları salıverin. “Suçunuz”un ne
kadar büyük veya küçük olduğunu hissetmeniz önemli değil, onun bırakılmasına izin verin.
Siz salıverirken, ışığın, yaşamın ve sevginin evrensel sularının sizden akmasına ve sizin
üzerinizden akmasına, ruhunuzu yıkamasına izin verin, taze enerji getiriyor, ışık getiriyor, sizi
ışıkla, yaşamla ve sevgiyle dolduruyor. Zincirlerin serbest kaldığını hissedin; uzun zamandır
bağlı hissettiğiniz insanları nasıl salıverdiğinizi görün. Ve siz bağışladığınızda anında
onlardan serbest kalıyorsunuz. Hepinizin içine gireceği bunu izleyen döngü kendinizi
bağışlama ile çalışacak ve etrafınızdakiler için bağışlamayı başlatacak.

Eğer bir kişiyi bağışlamaya gereksinim duyuyorsanız, şimdi bu enerji ile çalışmanız için
mükemmel fırsattır. Çünkü bu anda gereksiz olan karmik bağları keseceksiniz. Ve eğer sizi
bağışlayamayanlar olduğunu hissediyorsanı z, onları pembe ışığın – koşulsuz sevginin – ışını
içinde imgeleyin. Onlara kendilerini bağışlamaya gereksinimleri olduğunu söyleyin ve neden
sizi bağışlamaya gereksinimleri olduğunu göremedikleri için onları bağışladığınızı söyleyin
ve onları sevgi içinde kutsayın ve ışık içinde kutsayın ve onların enerjiniz üzerinde tuttukları
şeyleri onlardan salıverin. Onların yüksek benlikleri vasıtası ile bu otomatik olarak onlarla
çalışacaktır.

Şimdi siz kendinizi bağışlarken kendinizi yargılamaya ihtiyacınız olmaması için, koşulsuz
sevginin bu pembe ışınının enerji alanınızı mühürlemesine, sizi evrensel ışıkta ve ametist
ışığında tutmasına, koşulsuz sevgide sizi desteklemesine izin verin. Sadece akışla ilerleyin ve
salıvermeye gereksiniminiz olan şeylerin hepsi salıverilecek. Üstat Sananda bağışlamanıza
yardımcı olmak için bu döngü vasıtası ile her birinizle çalışacak. Bir duruma veya bir kişiye
karşı kızgınlık hissettiğiniz her seferinde bağışlamayı hatırlayın. Kendinizi koşulsuz sevgi ile
destekleyen evrensel ışıkta ve ametist ışınında tutun, o anda yaratılan kızgınlık duygularının
veya başka duyguların salıverilmesinde size yardım etmesi için Üstat Sananda’ya izin verin
ve bağışlayın.

283
Her biriniz herhangi bir şekilde sizi yargılamadığımızı bilmelisiniz. Sizi olduğunuz şekilde
görüyoruz. Üçüncü boyut realitenizde yüz yüze gelmeye gereksiniminiz olan zorlukları
anlıyoruz ve yaşamınızda sahip olduğunuz her deneyimin bir amacı olduğunu, tekamülünüzde
size yardımcı olduğunu anlıyoruz. Bu, öğrenmeye ihtiyacınız olan derslerin bir parçasıdır.
Yolunuza aynı ışıkta bakmalısınız. Sizi olduğunuz gibi seviyoruz. Herhangi bir şey için sizi
bağışlamamız gerekmiyor, çünkü bizim gözümüzde hepiniz yüce, sevgi dolu varlıklarsınız.
Kendinize bu şekilde bakmaya başlayın.

Hepinizi evrensel kaynağın, anne/baba Tanrı’nın ve tüm meleklerin ışığı ve sonsuz sevgisi ile
kutsuyoruz. Her zaman ilahi şekilde korunduğunuzu ve yolunuzda yol gösterildiğini bilin.
Asla yalnız olmadığınızı bilin. Yolunuzun her adımında sizi saran görünmez kollara güvenin.
Ve sadece bir düşünce uzaklığında olduğumuzu hatırlayın. Bu gün ve her zaman barış sizinle
olsun. Ben Kuthumi’yim ve sizi sevgiyle selamlıyorum ve kutsuyorum. Adonai.

(ÇEVİRİ: Saffet)

I am Kuthumi and I come forward upon the rays of Love and Wisdom to greet thee at this
time and to bring unto thee the blessings of joy, sincerity, forgiveness and initiative.
Greetings, beloved ones.

And it is with great joy and pleasure in our hearts that we may gather with you upon this day
to bring further lessons of truth to assist you upon your path of growth and development, and
we trust that all that is shared with you rings true to your heart. That which you do not feel is
truth - simply let it be, and surrender to the presence of Love.

This is an important time for each one of you to embrace the energy of LOVE. For Love holds
all the possibilities of Creation. Love is the key that opens all doors. It is also the key that
shuts all doors to the past; it is the sword that disconnects you from illusion and attachment to
the past, which does not serve you. Love builds – at times one will say that Love destroys, but
Love will only destroy that which is not serving you in Light in order to make space for
TRUE LOVE to be present.

As your Earth changes more and more, the need for Love will become more necessary. You
will recognize this in your heart and you will see it physically in your reality – you will be
very conscious of where Love is lacking and where Love is present.

Love heals all wounds. No wound can remain gaping when it is dressed with Love.

This time of integrating the seeds that Father Spirit is blessing Goddess Gaia with at this time
will also bring opportunities for you to face many bridges of healing. This healing is and will
take place specifically in relationships – all forms of relationship: your relationship with
yourself, with love, money, family, career, and the world in general.

When one does not forgive another, you are attached to that one, and will remain so until the
bridge of healing is crossed and forgiveness has taken place. In other words, Love is used to
heal that which created the conflict in the past. Each day you are a witness to what conflict
has created and will continue to create, if all choose to remain in conflict with one another and
NOT FORGIVE.

284
By remaining in a space of anger and/or resentment toward another, you are making yourself
ill. Many people say they are unable to forgive certain individuals because the betrayal or pain
inflicted was just too traumatic, and this is adopted as a permanent reason to stay in pain. It
becomes the justification for the lack of being able to forgive and move on. By holding onto
this, dis-ease is created in your body, so in a way you are cutting your nose off to spite your
own face.

Beloved ones, learn to practice forgiveness in your life. This will help many others to follow
suit, for as one ripple of forgiveness is created, so the spiral begins, and it spreads to touch the
hearts of all of mankind, and they are inspired in some form or another to FORGIVE and
FORGET and MOVE ON. Your heart will feel lighter, your shoulders lighter; perhaps you
will find there is less pressure in your head; the constriction around you heart chakra will have
lifted. You will find that energy flows more freely through your body. You will feel inspired
and look at your world around you through very different eyes – through God’s eyes.

Now, the forgiveness process is not only taking place with people in your outer reality. It also
takes place with your past selves, and your Inner Child is included in the process. The process
is occurring on many different levels and time lines. It is now the time to make peace with the
experiences in your past that you feel are unforgivable; for as long as you hold onto the pain
and anger, the longer part of you will remain trapped in the paralysis that a lack of forgiveness
creates and feeds.

Many have said that one cannot ascend until one’s group soul has joined together. I choose to
explain it in the way that one cannot ascend until one has gathered together the many
parts/aspects of self that stand in isolation, wounded and rejected.

Take time now to initiate this process, for the energy of Love is supporting you. Venture
inside of yourself and surrender to those parts crying out for your love, and forgive – others as
well as yourself. Practice this with just one aspect of yourself in order to experience the
freedom that I am speaking of, and you will see that you will want to continue the process and
see it through to completion with all your aspects.

I suggest that you take a few hours or days, whichever you need, and draw up a peace treaty
where you make peace, forgive, let go and love all those parts of self that you believe have
been tainted, abused and disregarded. Perhaps you can also draw up a peace treaty with
someone physical in your life whom you would like to practice forgiveness with. The
dynamics in your reality will change dramatically once this has taken place.

Archangel Michael and the Sword of Truth, Excalibur, will be in your presence to assist you
in severing these cords of entrapment, which are strengthened by the energies of resentment,
anger, hatred, guilt and fear, because forgiveness has not been practiced.

So you can all now go on a forgiveness spree, instead of writing a shopping list, write a list of
all whom you wish to forgive and receive forgiveness from – remember to include the aspects
of yourself that you need to forgive.

Start one step at a time. Set your intent – in other words make it your intent to find the aspects
of yourself that need your forgiveness, for example. Ask that they come forward in the right
space-time frequency that will support you. We suggest to you all that when you are doing
this exercise, you ask the presence of Archangel Michael to hold and support you. Visualize

285
your Inner Child present with you and embrace him/her and assure her of your love, of your
presence, and that together, both of you will journey to find these parts and heal one another.
This will initiate the process of integrating the trust that the Inner Child seeks in the world, for
where and when you stopped trusting as an adult is where your innocence was betrayed as a
child.

We would also suggest that during this process you carry or wear Rose Quartz on your body
and align your energy field with that of Soltec and Mother Mary. They will hold you as adult
and as child.

You need to cross the bridges of healing before you can burn them. By burning these bridges
you close the door to the past that no longer serves you. Do not burn them before you cross
them.

And so it is upon this day that we bless each one of you with much love and the strength to
face that, which is now ready to be forgiven – to forgive yourself – to see that life can only
survive through love.

Know that we walk your path with you eternally, and that there is always a helping hand.
Allow peace to be one with you. Allow yourself to experience love. Allow yourself to truly set
your wings free so that you may fly upon the wings of Love, Light, of Truth and Wisdom.

Each time you find it difficult to forgive another, remember what we have said today and
remember that LOVE CONQUERS ALL. Love IS the flame that stands eternally in your
heart. May peace be with each one of you eternally.

I am Kuthumi, Lord of Love and Wisdom, and I greet and bless you in love. ADONAI.

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:6391

Gül Bahcesi Hikayesi...


 Posted by David Dogan Beyo on August 28, 2008 at 6:00pm

Gul Bahcesi Hikayesi

Bir gezginin yolu gunun birinde bir bahceye dusmus. O bahcede yalniz
gul yetisirmis. Birbirinden narin ve zarif guller. O guller kadar zarif
ve latif bir hatun kapi onunde duruyormus. GEZGIN hatuna hayranlik ve
saygi ile yaklasip kendisini takdim etmis. Ve hatundan adini
bagislamasini istemis.

HATUN : Bana SEVGI derler.

286
GEZGIN : Sevgi hatun burada yalniz mi oturuyorsunuz?

SEVGI : Hayir esimle beraber oturuyoruz. Ona ILIM derler. Su anda


bahcede calisiyor. Bikmaz yorulmaz bir kisidir.

GEZGIN : Bahceyi dolasmama izin var mi?

SEVGI : Hay hay...lutfen ayakkabilarinizi cikarin da SAYGI dedigimiz su


mesleri giyiniz. Onlar oylece konusurken ILIM cikagelmis. Bahceyi
birlikte dolasmaya baslamislar.

SEVGI onde ILIM ve GEZGIN arkada yuruyorlarmis.

Her gulun bir adi varmis.

MUTLULUK, HOSGORU, SABIR, KANAAT, ADALET, IRADE, SEFKAT,


MERHAMET, AKIL, HIKMET, KUDRET, SAMIMIYET, TEVAZU, FAZILET VE........

Bu kadar cesitte ve bu kadar yogunlukta guzellik bu kadar bakim ve


ozen, boylesine bir duzen karsisinda heyecanlanan ve hayrete dusen gezgin, bahcivan ILIM
efendiye sormus :

GEZGIN : Siz hangi gulun hangi isimde oldugunu bazen karistiriyor


musunuz?

ILIM : Bazen sasirdigim oluyorsa da, SEVGI hemen yardimima kosuyor, bana dogru ismi
hatirlatiyor.

GEZGIN : Gullerin erip eristigi bu topragin bir ozelligi var mi?

ILIM : Ozelligi olup olmadigini bilmiyorum. Bu topragi bize VEFA adinda bir dostumuz
getirir. VEFA dostumuzun dedigine gore, ornegin ;

MERHAMETLI bir insan gorunce,


ondan olusan topragi bize getirir, biz de onu MERHAMET gulunun altina
serpiveririz veya SEFKATLI bir insan gorunce ondan olusan topragi bize
getirir, biz de o topragi SEFKAT gulunun altina sereriz ve bu boyle
devam edip gider.

GEZGIN : Gullere asi yapiliyor mu?

ILIM : Elbette, HAYAL gulune GERCEK' i asiladik ; UMIT gulu olustu.


IMAN gulune HIZMET' i asiladik ; TESLIMIYET gulu olustu.
HIKMET gulune AKIL' i asiladik ; IRADE gulu olustu.
Bu asilari surekli yapmak zorundayiz.

Ornegin ; o muhtesem ADALET gulune KUDRET gulunu asilamazsak,


ADALET hemen sararip soluyor. Aciz kaliyor. KUDRET gulune
ADALET' i asilamazsak,

287
KUDRET gulunun topraginda ZULUM bocekleri ureyiveriyor.

GEZGIN : Bu asilari siz mi yapiyorsunuz?

ILIM : Celikleri ben hazirliyorum, ama asiyi koyup kovusturan


esim SEVGI' dir.

O ILHAM kalemini eline alir, asilanacak varligin AKIL perdesini yumusak yumusak aralar,
boylece o varligin gonlune ulasir, oraya asi celigini bir guzel yerlestirir. Sonra da olusan butun
kader sicimi ile tatli
tatli sarar. Butun bu isleri, bu asamalari her seferinde ayni zevk ve
heyecan icinde seyrederim. Sanki o anda Allah yanimizdaymis gibi...

GEZGIN : Tercih ettiginiz guller var mi?

ILIM : Aslinda yok. Fakat esim SEVGI ; HOSGORU icin 'o benim bes
duyumdur.' der.

SAMIMIYET için, 'o benim AHLAKIMDIR' der.

TEVAZU icin, 'o benim EDEBIM dir' der,


ama UMIT' e fazlaca duskun galiba...

Zira UMIT icin 'o benim kanimdir' der durur...

Bir kac gun sonra gezgin bir kasabaya varmis. Bir kahvehaneye girmis.
Burasi oldukca tenha imis. Kuytu bir kosede bir kisi oturuyor ve cay
iciyormus.

Gezgin bu zata yaklasmis, yanina oturmus, kendisini takdim


etmis, adini bagislamasini dilemis....

O zat demis ki : ADEM... Bana ADEM derler.

Gezgin basindan gecenleri; Gul Bahcesi' ni, iki soylu bahcivani,


konusmalari anlatmis. ADEM dinlemis.

Sonunda demis ki: O bahceye INSANLIGIN OLGUNLUK BAHCESI derler...

Posted by: "haldun onuk" haldun.onuk@yahoo.com haldun.onuk


Tue Aug 26, 2008 11:07 pm (PDT)

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:6401

288
ALTIN YOL - GERÇEĞE DOĞRU
 Posted by Nilambara dd on August 29, 2008 at 2:30am

Uzun yıllardır devam eden kanal yazılarımı yaklaşık 1 yıldır dostlarım ile de paylaşmaktayım.
“Düşlerimdeki Yaşam”, “Altın Yol – Düşlerden Yaşama”, “Altın Yol – Yaşamın İçinden”
başlıklı ilk 3 bölümün ardından “Altın Yol – Gerçeğe Doğru” bölümünün tamamını burada
siz yeni dostlarımla paylaşmaktan mutluluk duyuyorum.
Dördüncü bölüm olan “Gerçeğe Doğru” halen devam ediyor, belki devam etmeyecek belki de
yeni bir bölüme geçeceğiz. Henüz ben de bilmiyorum, zamanı geldiğinde hep birlikte
öğreneceğiz :)
Bu paylaşım için bana cesaret veren Sevgili Brajeshwari, Serap Abla ve Doğan Beye
teşekkürlerimle,
Yolumuz daima aydınlık ve sevgi, neşe dolu olsun...
Nilambara dd

ALTIN YOL - GERÇEĞE DOĞRU / 1


Sevgili dostlar, yeni açılımlarla yeni bir döneme başladığımızı biliyorsunuz. Bu yeni
başlangıç 11. boyuttan gelen ışıklarla güçleniyor. Sizler bu güçlü ışıkların aydınlattığı
yolunuzda, bu güçlü ışıklarla aydınlanan zihinlerinizle güvenle yol almaktasınız. Bu döneme
bizler "altın yol – gerçeğe doğru" adını vermek istiyoruz.

Bugüne kadar sizlerle harika bir serüven yaşadığımızı düşünüyoruz ve artık bu serüvenin
güzelliklerle dolu sonuçlarını alma zamanı geldi. Bizler bu süreçte sizlerin yanında olmaya ve
sizleri güçlü, güven dolu, coşkulu ve sevgi dolu desteklerle beslemeye devam edeceğiz.
Lütfen, zihninizi korku ve öfke kalıplarından temizlenmiş ve sevgi ile neşe ile beslenmiş
tutmaya devam edin. Sevgili dostlar ellerinizdeki güç hergeçen gün daha da artmakta ve artık

289
sizler gücünüzü eyleme çevirmeye başladınız. Kendinize ve çevrenize yaydığınız şifa
enerjisinin farkındasınız. Her sabah yeni güne başlarken bir önceki gece bedeninizde
farkettiğiniz olumsuz rahatsızlık veren etkilerin her sabah kaybolduğunu ve güçlendiğinizi
farkediyor ve şaşırıyorsunuz. Bu sizi şaşırtmasın, çok daha önceleri de bahsetmiştik size, artık
doğal halinize geçmektesiniz ve bu doğal haliniz içinde kendinizi ve çevrenizi onarma gücüne
sahipsiniz demiştik. Şimdi bunu yaşıyor ve şaşırıyorsunuz. Şaşırmayın. Bu sizin doğal haliniz,
olması gereken haliniz. Önce kendinizi ve sonra çevrenizi onarma gücüne sahipsiniz artık. Bu
yüzden bu sıralarda kendinizde ve çevrenizde daha fazla hastalık ve sorun yaşamakta ve
görmektesiniz. Bu sorunları klasik yöntemlerle çözmekle birlikte kendi gücünüzü harekete
geçirdiğinizde klasik yöntemlerden çok daha güçlü ve hızlı etki ettiğini ve hatta zaman zaman
klasik yöntemlere gerek kalmadan kendinizi ve çevrenizi onardığınızı göreceksiniz. Tek
yapmanız gereken, niyet etmeniz ve gücünüzün ortaya çıkmasına, harekete geçmesine izin
vermeniz.

Sevgili dostlar bu yeni süreç te sizler ve bizler gücümüzü birleştirerek eskiden mucize
diyebileceğiniz ama şimdi mucize değil de olağan olan güzellikleri birlikte harekete
geçireceğiz. Artık tüm bu güzelliklerin yaşamınıza ve dolayısıyla dünyanıza akmasına izin
verme zamanı geldi. Hatırlayın ki sizlere sorumluluğunuzun yüksek olduğunu söylemiştik.
Kendiniz için attığınız her yeni adım sadece sizi değil, çevrenizi ve dünyayı da etkilemekte
demiştik. Bunu yaşadıkça gördünüz, anladınız. Kendinizde yaptığınız en ufak bir olumlu
değişimin tüm dünyaya olumlu yansımalarını izlediniz. Ve kendinizde yaptığınız en ufak bir
olumsuz gerilemenin de olumsuz yansımalarını gördünüz. Bu anlamda sorumluluğunuzun çok
yüksek olduğunu biliyorsunuz. Yaşamınıza yansıyacak her olumlu gelişmenin dünyanıza
yapacağı olumlu etkileri biliyorsunuz. Yapmanız gerekenin sadece önce kendinizi ve sonra
herşeyi ve herkesi olduğu gibi kabul edip, sevgi ile coşku ile neşe ile sarıp sarmalamanın
yeterli olduğunu çok kez konuştuk, biliyorsunuz. Ve Bilmelisiniz ki siz anahtarlarınızı
kullanmaya başladıkça, anahtarlarının farkında olmayanlar da sizlerin ardından açtığınız
kapılardan geçmeye devam edecekler. Lütfen gücünüzü harekete geçirin ve artık
anahtarlarınızı kullanmaya başlayın, dünyanızın iyiliği ve geleceği için yapın bunu.

Sevgili dostlar, bu yeni süreçte çok daha hızlı ve çok daha büyük adımlarla yolumuza devam
edeceğiz. Lütfen, niyetinizi daima açık, iyi ve sevgi dolu coşku dolu tutmaya ve yolunuza
umut dolu aşk dolu bakmaya devam edin.
Bizler daima yanınızdayız.
28.07.08
Aktaran: Nilambara dd

Altın Yol - Gerçeğe Doğru / 2


Sevgili dostlar, son dönemlerde yaşadığınız değişimler sizleri şaşırtmasın ve ürkütmesin bu
kaosun bu döneme ait değişim öncesi gerekli ve son kaoslardan olduğunu bilin. Size gelecek
hertürlü değişimin öncesinde bir kaos yaşanması normaldir. Bu gelecek kaos ise sizi
ürkütmesin, sizin uzağınızda... ama esas değişim içinizde. Uzağınızda yaşanacak olan ana
kaos sizden çok uzakta. Ancak içinizdeki ise sizin güçlü bir değişim yaşamanız için gerekli
olan bir kaos, bu depresif ve karmaşık halinizin sizi güçlendirdiğini ve hazırladığını
unutmayın. Yaşadığınız her karışıklık, her kaos bizleri sizin adınıza kendinize eziyet ettiğiniz
için üzmekte tabii ama aslında sevindirmekte de değişime hazırlanmanız anlamında.

290
Yaşadığınız her türlü kargaşaya, kaosa lütfen kendinize eziyet etmeden, üzülmeden yaklaşın,
güçlü ve güvenli bir şekilde izleyin bu sürecin yaşanıp geçip gitmesini... Büyük değişime
hazırlandığınızı bilmenin rahatlığı ile bu sürecin geçmesini bekleyin. Bizler, bilin ki
gülümseyerek izliyor oluyoruz sizleri.

Sevgili dostlar, ellerinizdeki gücün arttığını ve hergeçen gün bu gücün artmaya devam ettiğini
söylemiştik. Bu gücü kullanabilmeniz için gerekli olan anahtarları da biliyorsunuz. Bu
anahtarlarınızı kullanmaya başlamakta yavaş olduğunuzu da biliyorsunuz ve bu erteleme
alışkanlığınızı bırakmanızı istiyoruz. Sadece erteleme değil, bir de ayrıca "ne değişiyor", "ne
oluyor" merakınız var gözlemlemekte olduğunuz. Bunlar sizlere zaman kaybettiren
alışkanlıklarınız ve eski enerjiye ait. Bu dönemde artık bu gözlem alışkanlığınızı bırakmanızı
rica ediyoruz. Gözlemleyin elbette ama sürecin nasıl işlediğini değil sürecin ne değişim
getirdiğini, yenilikleri ve bu yenilikleri algılamak, idrak etmek için gerekli olan duruşunuzu
gözlemleyin. Nasıllar önemlidir elbette ancak zaman bu kadar hızla akarken nasılları anlamak
için yeterli vakit yok, sadece neyi anlamanız gerektiğini gözlemleyin ve anladığınızı idrak
ederek, uygulayarak içselleştirin.

Sizlere çok önceleri uygulanmayan bilginin hiç faydası yoktur demiştik. Lütfen
öğrendiklerinizi, yapmanız gerekenleri uygulayın ve biran önce idrak edip içselleştirin,
refleksiniz haline gelmesine izin verin. Duruşunuzun refleks olarak doğru halini alması için
bu gerekli. Duruşunuzu bilgilerinizi tarayıp seçmek, saptamak için vakit yok. Zamana ayak
uydurmak için öğrendiklerinizi uygulama zamanını beklemeden, önünüze çıkan ufak testlerle
deneyimleyin anlayın, idrak edin, içselleştirin, refleksiniz halini almasına izin verin. Küçük
testleri, sınavları önemsememezlik yapmayın lütfen. Ana sınavlarınıza hazırlar sizi bu testler.
Küçük testleri, sınavları aştıkça siz daha da güçlenir ve ana sınava geldiği zaman sıra,
duruşunuz refleks olarak belirlenir ve siz doğru anda doğru duruşta olduğunuzu farkedersiniz.
Bırakın bu günlük yaşamınız içindeki ufak tefek fırsatlar yolunuza çıksın ve bunları
kaçırmayın. Yapmanız gereken daima farkında olmak, daima izlemek ve yaşadığınız heranın
ardındaki gerçeği görebilmek, idrak edebilmek...
Sevgili dostlarımız, sizler çok okuyor, çok dinliyor, çok öğreniyor ama uygulamayı ihmal
ediyorsunuz. Uygulamadığınız için de zamanı geldiğinde doğru duruşunuzu bulamıyorsunuz.
Lütfen, yaşadığınız her anın içinde meditatif bir uyanıklık, derin bir algılama ve uygulama
içinde olun. Bizler sizlerin gösterdiği çabanın farkındayız ancak bu çabanın uygulama
yapmadan başarıya ulaşması mümkün değildir. Çabanız sadece öğrenmeyi değil, uygulamayı
da kapsasın, lütfen kendinize bu fırsatı verin ve öğrendiklerinizin uygulamasını algılamak
üzere daima heran gözlem içinde bir uyanıklığı yaşayın.

Sevgili dostlar, sizlerin bu zor günleri rahatlıkla ve güven içinde aşabilmeniz için daima
yanınızda olduğumuzu ve korunmakta olduğunuzu bilmelisiniz. Anlarınızın farkındalık
içinde, küçük sınavların büyük deneyimleri ile dolu geçmesini dileriz.
Sevgili Malha, anlarını dolduran deneyimlerinin idraki ile dolan günlerine teşekkürlerimiz ile.
01.08.08
Aktaran: Nilambara dd

Altın Yol - Gerçeğe Doğru / 3


Sevgili dostlar, sizler bugünlerde değişik enerjiler ile değişik ruh halleri arasında gelip
gittiğinizi farkediyor ancak çok da fazla anlayamıyor sadece izliyorsunuz. Doğru olanı
yapıyorsunuz mutlaka anlamanız gerekmiyor önemli olan nasıl olduğu değil ne olduğu
demiştik, ne olduğunu izlemeniz yeterli ve siz artık bunu gerçekten başarıyorsunuz. Dikkatli
bir gözlem içindesiniz ve nasıl olduğundan çok ne olduğunu gözlüyorsunuz ve sonuçta yavaş

291
yavaş anlamakta, anlamlandırmaktasınız ve olacakları hissediyor ancak hiçbirşey
yapamamanın rahatsızlığını duyuyorsunuz. Lütfen endişe etmeden bekleyin ve görün.
Görecekleriniz çok da hoşlanacağınız şeyler olmayacak başlangıçta hatta acı çekeceksiniz
ancak bilin ki bu acı daha büyük rahatlıklar için gerekli olan bir acıdır ve yaşanmalıdır. Genel
anlamda bu acının getireceği aslında çok büyük bir rahatlıktır. Bu rahatlığa yer açabilmek
içindir bu acı. Öyle çok acı doldu ki rahata ve huzura yer kalmadı. Rahat ve huzura yer
açmanın yolu acıları kaldırmaktır ve ancak benzer benzeri yok edebilir. Güçler eşit olmalıdır
ve ancak acı acıyı yok edebilir ardından gelen ise büyük rahatlıktır. Lütfen yaşanan ve
yaşanacak acılar için kendinizi üzmeyin ve bekleyin gelecek olan huzurlu ve sakin günleri.

Sevgili dostlar bilin ki yaşananlar ve yaşanacak olanlar aslında yaşanması gerekli olanlardır.
Acıya izin vermeden sadece içinizdeki sevgi ve coşkuyu canlı tutarak gelecek olan günlerin
umudunu besleyin ve bunların geçici olduğunu unutmayın. Sevgili dostlar bizler artık sizlerle
daha fazla daha yoğun bir birliktelik içindeyiz ve daha çok paylaşıyoruz sizinle hayatı. Lütfen
acı düşüncesi sizleri rahatsız etmesin, bilin ki kimse kaldırabileceğinden daha fazla acı ile
karşılaşmaz. Karşınıza çıkacak acılar başedemeyeceğiniz ya da sizi yıpratacak acılar
olmayacaktır. Herkes alması gerektiği kadar acıyı alır, karşınıza çıkan acıyı kabullenin ve ona
şükredin bilin ki bu acı size daha güzel ve daha doğru günleri getirmek içindir.
02.08.08
Aktaran: Nilambara dd

Altın Yol - Gerçeğe Doğru / 4


Sevgili dostlar, sizlerle geçmiş deneyimlerimizin üzerinden baktığımızda gelecek günleri
büyük bir zerafetle ve kolaylıkla aşabileceğimizi düşünüyoruz. Sizler ellerinizdeki gücün
farkında olarak ve sevgide kalarak, neşenizi bozmadan güven içinde ve umutla duruşunuzu
korudunuz. Bundan sonrası ise çok daha kolay, yapmanız gereken bu duruşu koruyarak
beklemek ve izlemek. Beklenen büyük değişim günleri sizlerin bu duruş içinde kolaylıkla
aşacağınız günler. Bazıları için zorluklar taşısa da, sizler duruşunuzu koruduğunuz sürece hem
kendi yolunuzu açıyor hem de çok büyük kitlelerin de yollarını açarak aydınlatıyorsunuz.
Yaşanacak günler bazılarına acı getirebilir ve onlar olması gereken duruşu başaramayabilirler,
yapmanız gereken kendi duruşunuzu muhafaza ederken onlara da sevgi ile cesaret vermek ve
kendi yolunuzun aydınlığından yararlanmalarını sağlamak. Sizler bilmelisiniz ki, onların
duruşuna kapılırsanız size de hiç bir faydası olmaz ancak onların duruşunu olduğu gibi kabul
ederek siz kendi duruşunuzu korumaya devam ederseniz sizle birlikte o duruşun içinde bile
olsalar bu acılardan ve zorluklardan zerafetle, kolaylıkla çıkabilirler.

Sevgili dostlar, ellerinizden akan gücün farkındasınız ve bu gücü doğru, olması gerektiği gibi
kullanıyorsunuz ancak hala içinizdeki şüphe tohumlarını da besliyorsunuz. Lütfen, evrensel
düzenin büyük gücüne inanın ve tam bir teslimiyetle, güven içinde, huzurunuzu, neşenizi,
sevginizi beslemeye devam edin. Bizler, sizler ile birlikteyiz ve bu güç ancak mucizevi
günleri aşmanız için yardımcı olacağız. Bu günler sona erdiğinde yepyeni bir anlayış, yepyeni
bir inanç, huzur ve barış ortamı içinde bolluk ve bereketi yaşayacaksınız. Ancak bilin ki
toplumsal bir değişim ile bireysel değişimler olmayacak. Bireysel değişimler toplumsal
değişimi yaratacak. Lütfen, önce toplumsal bir değişim olmasını beklemeyin. Siz kendi
içinizdeki değişimi gözleyin, yaşamınıza yansımasına ve toplumsal değişime dönüşmesine
izin verin. Anahtar sizlersiniz. Sizlerdeki değişim içinde bulunduğunuz ortamlara yansıyacak
ve büyük değişimi tetikleyecek. Her ne olursa olsun, sevginizi, umudunuzu, neşenizi ve
inancınızı yükseltmeyi ve korumayı unutmayın lütfen.

Sizlerle birlikte değişecek olan toplumlar da evrensel düzenin getirdği yeniliklere daha rahat

292
uyum sağlayacağından, bulunduğunuz altın yolun sizleri gerçeğe doğru götürmesine katkıda
bulunacaktır. Bakışlarınızdan taşan ve yüreğinizin derinlerinden gelen sonsuz sevgi gücünü
serbest bırakın, ayırt etmeden her kişiye ve her duruma doğru. Baktığınız ve sevgi dolu
oklarınızı gönderdiğiniz her durum ve her kişi tavrını, duruşunu olması gerektiği gibi
düzeltecek, farkında olmasa da. Bu anlamda ayırt etmeksizin her kişiye ve her duruma aynı
güçlü ve derin sevgi oklarınızı iletmelisiniz. Ruhunuzun penceresi olan gözlerinizden,
akmasına izin verin yüreğinizin derinlerindeki kaynaktan gelen sonsuz ve ilahi sevginizin.
04.08.08
Aktaran: Nilambara didi

Altın Yol - Gerçeğe Doğru / 5 (08.08.08)


Sevgili dostlar, bu güzel ve mucizevi günlerin başlangıcından, bu harikulade güzel günün
içinden derin sevgi ile sizleri selamlıyoruz. Bizler sizlerin doğru çabalarını ve sevgi dolu,
umut dolu bekleyişlerini görmekten ve duyduğunuz heyecanı paylaşmaktan çok mutluyuz.
Bugünden itibaren hep birlikte harikulade günlere güçlü adımlarla giriş yapıyoruz. Taşıdığınız
duyguların güçlü ve güzel etkilerini çok kısa sürede yaşamınızda ve çevrenizde farkedecek ve
çabalarınızın sonuçlarını görmekten mutluluk duyacaksınız. Değişim sürecine hep birlikte ve
zarif bir incelikle giriş yaptık ve göreceksiniz kolaylıkla bu süreci geçerek çok daha dolu
günlere ilerleyeceğiz.

Sevgili dostlar bugün ve devam eden günlerde, özellikle sizlerden isteğimiz, herne olursa
olsun daima sevgide kalarak karşılamanız günleri, lütfen ruhunuzun penceresi gözlerinizden
sevgi ışıklarınızı herkese ve çevrenize gönderin, yüreğinizin derinliklerinden taşan bu sevgi
ışıklarının olabildiğince çok kimseye ve geniş alanlara yayılması için çaba gösterin ve bunu
daima yapın. Sevgili dostlar, bizler sizlere iletmek üzere pekçok yenilik biriktirmekteyiz
ancak bilin ki bunlar için biraz daha zamanımız var, şimdilik sizlere bu değişimin
mutluluğunu coşkusunu yaşamanız ve bol bol tadını çıkarmanız için veda ediyoruz ancak
sizlerle birlikte bu coşkunuzu paylaşmaya devam edeceğimizi de unutmayın lütfen.
08.08.08
Aktaran: Nilambara dd

Altın Yol - Gerçeğe Doğru / 6


Sevgili dostlar, yeni dönemin içinden harika günlerin derin güzelliğinden hepinizi sevgi ile
selamlıyoruz. Biliyoruz ki sizler bu geçişten büyük mutluluk alarak adımlarınızı attınız.
Sizlere pekçok yeni mesajlarımız var ancak bunlara geçmeden önce belirtmeliyiz ki hala biraz
endişe, kaygı ve merak taşımaktasınız ki bizi bunu normal karşılıyoruz. Etrafınızda yaşanan
acılar size de büyük acı veriyor, ancak bu acıların olacağını ve geçiş dönemlerinde dengelerin
değişerek, yenilenmeleri yarattığını söylemeliyiz. Bazen bu değişimler ancak acı yolu ile olur.
Acının yoğun biriktiği yerlerde acının ortadan kalkması, değişmesi, yerine huzurun gelmesi
ancak acı ile olur. Benzer benzeri iyileştirir demiştik, biliyorsunuz ki zehirin panzehiri de yine
zehirdir. Yoğun acıların birkimini temizlemenin yolu da acıdır. Sadece izleyin ve lütfen bu
acılara kendinizi kaptırmadan, yargılamadan sadece izleyin ve bekleyin. Göreceğiniz çok daha
büyük bir düzen olacaktır, içinde barışı ve huzuru barındıran.

Beklenen pekçok acının gerçekleşmesinin ertelendiği ve hatta durdurulduğu müjdesini


vermeliyiz sizlere. Çok büyük bir kitlenin ortak yaşadığı eşzamanlı coşku ve sevinç yarattı bu
sonucu. Bilmelisiniz ki acının en büyük ilacı sevinçtir ve ancak böyle eşzamanlı, ortak kitlesel
sevinç ve coşku gerçekleştirir bu yokedişi. Yaşanan büyük festival coşkusu beklenen acıyı yok
etti ve bunu dünyanızda bulunan ve biraraya gelen büyük bir kitle gerçekleştirdi. Biz bundan
mutluluk duyuyoruz ve dünyanızdaki yaşayan tüm canlıların bunu farketmesini ve coşku ile

293
neşe ile sevgilerini beslemelerini diliyoruz.

Sevgili dostlar, artık büyük bir hızla ilerlediğimiz bu günlerde sizler hızınızı arttırmakta ve
yaşamınızın coşkusunu çok daha fazla hissetmekteyken değişimi de yavaş yavaş
farketmektesiniz. Yaşamınıza gelen enerjilerin ve bu enerjilerin yolunuzu nasıl açtığının
farkındasınız. Bu enerjiler ile ortak oluşturduğunuz alan ise sizi ve çevrenizi daha da aydınlık
ve coşkulu günlere taşımakta. Gelecek olan zamanlarda yaşayacaklarınızı hayal bile etmeniz
mümkün değil, ancak bilin ki hayallerinizin daha ötesinde muhteşem olacak bu zamanlar,
sizleri özgürlüğe ve kurtuluşa daha da yaklaştıracak. Büyük kurtuluş zamanında ise
yükseleceğiniz nokta şuanda bulunduğunuz noktanın çok çok üzerinde ve çok çok dışında
olacak, ancak bilin ki siz bu yükselişle en büyük mutluluğa kavuşacaksınız.

Sevgili dostlar, bazılarınız bu büyük kurtuluş, özgürlük zamanının kitlesel yokoluş olacağını
zannediyor ancak bilin ki "yokoluş" düşündüğünüz anlamda yani eski enerjilere ait anlamı ile
olmayacak. Maddesel bir "yokoluş" değil bahsedilen yokoluş. Bilin ki, yokoluş aynı zamanda
yeniden doğuştur, yeni başlangıçlar, yeni canlar, tazelenmelerdir. Beklenen "yokoluş" sadece
enerji boyutunda gerçekleşecek ve sadece sahip olduğunuz ancak çok azını kullanabildiğiniz
yeteneklerinizin yeniden doğacağı, olması gereken doğal halinizin yaşanmaya başlayacağı
anlamındadır. Yokolacak olan eski enerjilere ait duygu, düşünce ve enerjilerinizdir. Doğacak
olan ise ezelden beridir özünüzde varolanlardır. Eski büyük yokoluş zamanında dünyanız
canlılarının elinden alınan ancak aslında herzaman içlerinde olup ta kirlenen enerjileri
yüzünden farkedemedikleri yeteneklerinin doğuşudur.

Sevgili dostlar, sizlere sürekli umudunuzu, güveninizi koruyun, sevginizi neşenizi besleyin
diyorduk, lütfen buna devam edin, güvenin ve bilin ki büyük "yokoluş" aslında sizlere verilen
çok büyük bir ödül "yeniden doğacağınız, yeniden gerçek siz olacağınız" bir doğuş. Ve ısrarla
tekrar ediyoruz ki bazılarınız içinizde doğan korkuyu lütfen yokedin ve bilin ki BU
YOKOLUŞ MADDESEL BİR YOKOLUŞ OLMAYACAK. BU DOĞUŞ MADDESEL BİR
DOĞUŞ OLMAYACAK. Sadece umut ile sevgi ile değişen ve değişecek olan duygu, düşünce
ve duruşlarınızı bekleyin ve bilin ki içinizde ki sevgi aşk umut neşe ne kadar güçlü ise bu
değişim o kadar güçlü olacak ancak içinizdeki endişe korku, hırs özellikle hırs ne kadar güçlü
ise bu değişim o kadar zayıf olacak. Lütfen sevginizi, neşenizi, umudunuzu beslemeye devam
edin.

Bizler herzaman olduğu gibi bu aydınlık yolda sizlerin sürekli güçlenen ışığınızla arkanıza
yaydığınız, bıraktığınız ışığın gücünden yararlananların çoğalmasıyla, mutlulukla
yanınızdayız. Gerçeğe giden yolunuz daima altın parlaklığında ve sağlamlığında. Siz ise bu
yolda daima sevgi şığınızı yayarak coşku ile yürümeye devam ederken bilin ki değişim
beklediğinizden de muhteşem olacak.

Bu mucizevi günlerin kıymetini bilerek beslendiğiniz ve beslediğiniz için sizlere teşekkür


ediyor ve büyük düzenin önemli bir parçasını oluşturduğunuzu da hatırlatmak istiyoruz. Derin
sevgilerimiz ile sizleri selamlıyoruz.
13.08.08
Aktaran: Nilambara didi

Altın Yol - Gerçeğe Doğru / 7


Sevgili dostlar, aradan geçen zamana rağmen bizler daima sizlerleyiz ve siz bunu
biliyorsunuz. Buluşmak için özel olarak anlaşmamız gerekmiyor, zaten beraberiz. Bizler
sizleri takip ediyor ve yolunuzdaki pürüzleri azaltmaya çalışıyoruz bunun için sizin inançla

294
sevgi ile umutla geleceğe bakmaya devam etmeniz yeterli.

Sevgili dostlar, geçen her gün size pekçok yenilik anlatmakta ve aktarmakta bunların çoğunun
farkında değilsiniz ancak bilin ki siz uyurken tüm işlemleriniz tamamlanmakta ve siz her
sabah yeni güne yeni donanımlarla uyanmaktasınız. Bu yüzden lütfen uyku saatlerinizin
önemini bilin ve gecikmeyin uyumakta. Bilin ki uyku anlarınız gerçek sizin uyandığı ve
gerçeklerle büründüğü anlardır, bedeniniz uyurken siz dolu dolu beslenir ve idrak edersiniz.
Uykularınızın size verilen birer armağan olduğunu unutmayın, sadece bedeniniz için değil
sizler için gerçek anlamda önemli. Sizlerin doğanıza, özünüze doğal halinize kavuştuğunuz
donanımlı olduğunuz anlarınızdır. Bu donanımlarınızı artık bedeninizin de uyanık olduğu
anlara da taşımaya başlayacaksınız ancak biraz daha zamanı var. Henüz tam atlatamadınız
geçişi, çok az zaman kaldı. Bu süreci tamamladığınızda artık yavaş yavaş tüm donanımlarınızı
günlük yaşamınıza taşıyabileceksiniz ancak bunun için içinizdeki sevgiyi, umudu, neşeyi,
coşkuyu beslemeye devam etmeniz gerektiğini biliyorsunuz. Beklediğiniz önemli geçiş anları
ile çok yakında buluşacak ve geçişi tamamlayacaksnız. Neşenizi ihmal etmeden canlı tutmaya
özen göstermelisiniz.

Başlıklarda mesajlarınız gizli. Karşınıza çıkan başlıklara dikkat edin ve içinizde kıvılcımlara
sebep olanı alın ve düşünün. O başlıklar size yön gösterecek ve sizin yolunuzu aydınlatacak
bu süreçte. Sevgili dostlar ellerinizdeki güç zaten yolunuzu aydınlatmakta ancak zaman
zaman dışarıdan takviye almalı ve gücünüzün değerini arttırmalısınız, lütfen karşınıza çıkan
her ana, her başlığa, her duruma dikkat edin. Başlıklar yaşadığınız anların ana temasıdır,
lütfen farkında olun ve uyanık olun.

Sevgili dostlar, bizler bir müddet ara vermeliyiz sizlerle buluşmalarımıza, bu süreçte sizler
yolunuzu iyice idrak edecek, adapte olacak, uyum sağlayacaksınız. Tekrar görüşene kadar
ellerinizi ve gücünüzü kutsuyoruz.
20.08.2008
Aktaran: Nilambara dd

Altın Yol - Gerçeğe Doğru / 8


Sevgili dostlar, beklenen günlere doğru ilerlerken zaman zaman molalar vermekteyiz.
Biliyorsunuz ki bu molalar, kendinizi yeni günlere hazırlamak ve uyumlanmak için gerekli
süreçler. Yapmanız gereken ise herzamanki gibi sevgi ve coşku dolu kalmanız ve güveninizi
beslemeniz. Bizler sizlerle paylaşmaktan ve bu yolda sizlerle ilerlemekten daima mutluyuz.
Biliyorsunuz ki attığınız her adım sadece sizi değil, sizinle birlikte tüm çevrenizi ve hatta
dünyanızı etkiliyor, geliştiriyor demiştik ve biliyorsunuz ki sizin her gelişim adımınız aynı
zamanda bizim de yolumuzu açıyor. Lütfen güvenle adım atmaya devam edin, bizler sizlerin
gelişimi ile büyük kurtuluşa yaklaşırken sizlerden aldığımız güç ile daha da rahat ve güçlü
olarak yanınızda olacağız.

Başlayan ve gelişen günler sizleri taşırken muhteşem geleceğe, yaşanacak olanları hayal bile
edemezsiniz demiştik. Yine tekrarlıyoruz ki, muhteşem bir gelecek çok yakınınızda ve sizler
yaşanacak olanları hayal bile etmeyin sadece güçlü bir sevgi ve neşe ile yaşanan heranı ve
yolunuzdaki her hali olduğu gibi yargılamadan ve yorumlamadan kabullenerek adımlarınızı
güvenle atmaya devam edin. Zamanı geldiğinde bizler herzamanki gibi yanınızda yakınınızda
olacağız ve sizlerle birlikte bu süreci zerafet ile ve kolaylıkla aşacağız. Ellerinizdeki gücün
büyüklüğünü biliyorsunuz ve bu gücün ne çok kimseye faydası olacağını da biliyorsunuz.
Attığınız her adımın pekçok kimsenin yolunu aydınlattığının bilinci ile adımlarınızı
atmaktasınız. Bizler bu güçlü ve sevgi dolu duruşunuzu görmekten mutluyuz ve bu

295
duruşunuzun güçlenerek devam etmesinden güven duyuyoruz. Birlikte aştığımız bu yolun
güzelliklerini birlikte yaşarken gelecek olan güzelliklere hazırlanmaktayız. Hergeçen an sizin
ve yolunuzun daha da güçlendiğini ve açıldığını farketmek ve bu yolda güvenli adımlar ile
ilerlediğinizi görmek bizleri dünyanız adına rahatlatıyor. Dünyanızın taze nefeslere ihtiyacı
var, bu nefesleri sağlamak sizin başlıca görevleriniz arasında. Eklenen her yeni nefes
gücünüzü arttırmakta ve sizler dünyanız için daha da çok önem kazanmaktasınız. Dünyanızın
kurtuluşu artan nefeslerin gücüne ve inancına ve sevgisine bağlı. Sizler bu yolda doğru ve
canlı adımlar atmakta ve pekçok kişinin yolunu aydınlatmaktasınız.

Sevgili dostlar, nefesler ve güçler arttıkça günlerin aydınlığı da artmakta ve hergeçen gün bir
öncekinden daha da güçlü ve canlı yolaçmakta. Bizler bu yoldan pekçok sevgi dolu varlığın
ilerlediğini gördükçe sizlerle birlikte yol almakta ve daha da güçlenmekteyiz ve sizlerin daima
yanınızdayız. Bilmelisiniz ki hertürlü sorunun bir cevabı vardır ve anlaşılmanın en güzel yolu
da bu sorulardır. Sorularınız ne kadar çok ve ne kadar güçlü olursa bizler de o kadar güçlü
olur ve daha açık yanıtlarız. Gelecek olan sorularınızı beklerken sizlerin daima sevgi ve neşe
dolu ışıklar olduğunuzu unutmamanızı ve sorumluluğunuzun sadece kendinizi geliştirmek
değil aslında kendiniz için çalışırken tüm dünyanıza yararlı olduğunuzu unutmamanızı rica
ediyoruz.
Bizler sizlerin sorularını beklerken sizlerle birlikte yol almaya devam edeceğiz ve mutlulukla
yollarınızdaki pürüzlerinizi aşmanıza yardımcı olmaya devam edeceğiz. Yolunuz daima
aydınlık ve sevgi, neşe dolu olsun.
26.08.08
Aktaran: Nilambara dd

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:6473

296
ÇakrALAR
 Posted by Canan on August 31, 2008 at 2:30am

297
ÇAKRALAR
Çakra, tekerlek veya çark anlamına gelen Sanskritçe yani eski Hint dilinde bir kelimedir.

Çakralar eterik bedende omurga üzerine sıralanmış ve her biri bir hormon bezine takabül eden
yedi güç merkezidir. Çakralar daha yüksek enerjileri emen ve onları beden tarafından
kullanılır hale getiren döner enerji noktalarıdır. Bedenimizde pozitif ve negatif enerji akımlar
vardır.
Bedenin sağ tarafından pozitif, sol tarafından negatif enerji akar.
Bu enerji çakraların döndüğü yönü etkiler. Her çakra bir üzerindeki ve altındaki çakranın
döndüğü yönün tersine döner. Adeta dişli çarkların birbirini döndürmesi gibi.
Aurayı hissedebildiğiniz zaman bu çakralardan yayılan çok güçlü enerji akımını
hissedebilirsiniz. Her çakra vücudun değişik bölgesine enerji taşır ve o bölgeden sorumludur.
Ancak vücut bir bütün olduğundan, tüm vücut birbirine bağlı olarak çalışır. Bu enerji
kapılarından birinde problem olduğunda, bloke olmak ya da yetersiz çalışmak gibi, bedene
enerji akışı tam olamaz ve hastalıklar baş gösterir.
Çakralar insanları besleyen, derinlerdeki köklerdir. Onlar olmadığı zaman yaşam olmaz.
Kökler ne kadar sağlıklı ve iyi durumda ise insanın fiziksel ve ruhsal bedeni de o kadar
sağlıklı ve iyi durumdadır.
Her çakranın bir adı ve merkezinden dışarıya doğru genişleyerek sarmalanan bir rengi vardır.

1.Kök Çakra;
Bu çakra kuyruk sokumu kemiğinin sonunda yer alır, bacakların arasında yere bakan kısımdır.
Yaşam isteğimizi destekler ve bedenimize canlılık sağlar. Kök çakra fiziksel bedenin enerji
kaynağıdır ve dünyayla olan bağlantımızı simgeler. Dünyaya kök salmamız ve kendimizi
emniyette hissetmemiz iyi çalışan bir kök çakra ile mümkün olabilir. Temel yaşam

298
fonksiyonlarını sürdürme açısından bu çakra çok önemlidir. Sağlam bir kökü olmayan bir
ağaç nasıl ilk fırtınada devrilirse kök çakrası iyi çalışmayan bir insanda zorluklarla mücadele
edemez. Kök çakra bedende bacaklar, ayaklar, kemikler, kalın bağırsaklar, omurga ve sinir
sistemini kontrol eder. Aynı zamanda cinsellikle de ilgisi vardır. Kök çakra kırmızı renk yayar.
Kök çakranın elementi topraktır.
Kök çakranın fiziksel olarak kendini güvende hissetme duygusuyla direk ilgisi vardır. Ayrıca
seçilen mesleği ve bu meslekteki başarı seviyesini de etkiler. Sağlıksız çalışan bir kök çakra
bağırsak, bacak, omurga ve sinir sisteminde çeşitli sorunlara yol açar. Aynı zamanda kişinin
zorluklarla mücadele edememesini, kendini güvende hissetmemesini ve dünyayla arasında
uyumsuzluklar oluşmasına yol açacaktır.

2.Sakral Çakra:
Erkeklerde penis ve kadınlarda klitorisin iki parmak üzerinde bulunur. Cinsel enerjiyi ve
zihinsel üretkenliği simgeler. Heyecan duyma, isteme, imajinasyon yeteneği, aile kurma ve
maddiyat bu çakra ile bağlantılıdır. Sakral çakranın elementi su rengi ise turuncudur. Bedende
böbrekler, idrar torbası, dolaşım sistemi, lenfatik sistem, üreme organları, anne sütü
2.çakranın etkisi altındadır. Cinsel sorunların çoğunun nedeni de 2.çakradaki enerji
dengesizlikleridir. Yaşamın doğal akışında ilerlemesi düzgün çalışan bir 2.çakra ile mümkün
olabilecektir. Ayrıca sanatsal yetenekler ve zihinsel üretkenlik düzgün çalışan sakral çakra ile
söz konusu olabilecektir.

3.Solar Pleksus Çakra:


Midenin üstünde yer alan bu çakraya güneş sinir ağı çakrası da denir. 3.çakra diğer insanlarla
ilişkilerimizi, beğenilerimizi, toplumsal kimliğimizi, irademizi ve amaçlarımıza ulaşmaktaki
kararlılığımızı simgeler. Kendini kontrol etme ve başarı isteği de 3.çakrayla ilgilidir. Bedende
ise karaciğeri, sindirim sistemini, pankreası, onikiparmak bağırsağını ve dalağı etkiler. Göz ve
görme ile ilgili fonksiyonlarda bu çakranın etkisindedir. 3.çakranın rengi sarı ve elementi
ateştir. Düzensiz çalışan bir 3.çakra sadece karaciğer,mide, bağırsak sorunlarına yol açmakla
kalmaz aynı zamanda amaçlarımıza ulaşmamızda çok büyük engeller çıkartır. Yetersiz çalışan
çakra yaşamsal istekleri dışlamak, otoriteye boyun eğmek, mücadelelerden kaçmak,
bireyselleşmeyi reddetmek, sosyal yaşamdan kaçmak ve depresyon gibi sorunları da
beraberinde getirecektir. Düzgün çalışan 3.çakra ise uyumluluk, hedefleri iyi belirleme ve
bunları takip etme, davranışları kontrol altında tutma, bağımsız hareket edebilme ve başarıya
ulaşmayı sağlayacaktır.

4.Kalp Çakrası:
Vücutta göğsün tam ortasında kalbin hizasında yer alır. Sevgi, şefkat, fedakarlık, duygusal
bütünlük, kendini adayabilme, derin mutluluk gibi özellikleri simgeler. Bu çakra direk
duygularla ilgilidir. Timüs bezi bu çakranın etkisindedir ve ürettiği hormon mutluluk
hormonudur. Timüs, uyarıldığında salgıladığı hormonlar kişide haz ve mutluluk duygusu
yaratır. Timüs bezi büyümeyi düzenler, bağışıklı sistemi hücreleri olan T hücreleri burada
üretilir ve lenf sistemini kontrol eder. Vücutta kalp, sırtın üst kısmı, ciğerlerin alt kısmı, kan
ve dolaşım sistemi fonksiyonları bu çakranın etkisindedir. Eğer vücudunuzda bu bölgelerde
herhangi bir sağlık sorununuz varsa 4.çakranızda bir enerji blokesi, düzensizliği yada bu
çakranın aşırı çalışması söz konusudur. 4.çakranın rengi yeşil ve pembe elementi ise havadır.
Ayrıca dokunma duyumuzda bu çakranın etkisindedir. Bir çok kültürde dokunmanın sevgi
ifadesi olarak yer alması bu duyunun kalp çakrası tarafından etkilenmesindendir. İnsanlar
ellerinde olmadan sevdikleri insana dokunmak isterler. Kalp çakrası tüm çakraların
merkezinde yer almaktadır ve diğer çakraları da önemli ölçüde etkilemektedir. Düzensiz
çalışan 4.çakra duygusal sorunlar, bencillik, yalnızlık eğilimi yada sevgiye bağımlılık,

299
soğukluk hatta kalpsizlik dediğimiz merhametsiz ve sevgisiz davranışlar oluşturacaktır. Bir
çok hastalık sevgisizlik ile başlamakta ve sevgi ile bitmektedir. Bağımlılıkları olan insanların
kalp çakralarında sorunlar bulunmaktadır.

5.Boğaz Çakrası :
Vücuttaki yeri boyun ve boğaz arasındaki çukurdadır. Konuşma yeteneğimizi, ses tellerimizi,
dürüstlüğü, düşüncelerimizi ve duygularımızı doğru ve açık olarak anlatma yeteneğimizi bu
çakra simgeler. İnsan vücudunda boyun, boğaz, çene, ses telleri, bronşlar, ciğerlerin üst kısmı
ve kollar bu çakranın etkisindedir. Tiroit bezi de bu çakra ile ilgilidir. Tiroit bezinin vücudun
gelişiminde oynadığı önemli rol ve yiyeceklerin enerjiye dönüşüm hızını düzenlemekteki
işlevi göz önüne alınırsa 5. Çakrada ki bir enerji dengesizliğinin ne gibi sonuçlar oluşturacağı
daha iyi anlaşılabilir. Eğer bu bölgelerde yada konularda bir sağlık sorunu yaşıyorsanız 5.
çakranızda bir enerji blokajı, dengesizliği yada aşırı çalışması gibi bir sorun var demektir.
Beşinci çakranın yaydığı renk açık mavidir. Aynı zamanda işitme duyusu da bu çakra ile
ilgilidir. Duygularımız ,düşüncelerimizi, isteklerimizi kısacası kendimizi doğru ve cesur bir
şekilde ifade etmemiz düzgün çalışan bir 5. çakra ile mümkün olacaktır. Eğer 5. çakrada
herhangi bir enerji dengesizliği varsa kişinin ifade etme yeteneği gelişmemiştir, kekeleme
olabilir, yalan söyleme alışkanlığı gelişebilir, konuşma esnasında ses zorlukla çıkabilir veya
utangaçlık gelişebilir.

6. Alın Çakrası:
Vücutta alnın ortasında iki kaşın arasında yer alır. Bu çakraya üçüncü göz çakrası da denir.
Sezgi gücü, altıncı his gibi duyu dışı algılamalarımızı etkileyen bu çakradır. Vücutta ise duyu
organlarını kontrol eder ve beyinle direk bağlantılıdır. Bu çakranın kontrol ettiği içsalgı bezi
hipofizdir. Hipofiz temel salgı bezidir çünkü endokrin sistemindeki diğer salgı bezlerinin
çalışmalarını kontrol eder. Diğer bezlerin uyumlu çalışması için hipofizde bir sorun olmaması
gerekir. yorgunluk, sinirsel hastalıklar, migren ve sinirsel iltihaplar 6. çakrada oluşmuş enerji
düzensizliklerinden kaynaklanır. Bu çakranın enerjisinin bloke olması, düzensiz çalışması
yada aşırı olması kişide sadece akıl ve mantıkla yaşama durumunu meydana getirir. Sezgiler
ve iç görüler kaybolur. Yaşam sadece maddi istekler çerçevesinde döner, ruhsal gelişme
reddedilir. Zihinsel olarak da belli bir konuya yada düşünceye saplanıp kalma ve esnek
olamama gibi durumlar ortaya çıkar. Düzenli çalışan 6. çakra sezgi gücünü arttırır, içten gelen
sesler mesajlar haline gelir ve düşünceler gerçekleşmeye başlar. 6. çakranın rengi mordur.

7. Tepe Çakrası:
Tepe çakrasına taç çakrada denir. Vücutta kafanın üstünde en yüksek noktada bulunur. Bu
nokta bebeklerde bulunan ve sonradan kapanan bıngıldak dediğimiz bölümdedir. Tepe çakrası
yüksek bilincimizle bağlantılıdır. Evrensel enerjiyi aldığımız yer taç çakradır ve bu çakra
tamamen açıldığında diğer çakradaki tüm tıkanıklılar da çözülür. Sahip olduğumuz dinsel
inançların gücü ve Yaradan'a teslimiyet bu çakra ile ilgilidir. Tepe çakra vücutta epifiz bezini
etkiler. Epifiz bezinin tam olarak işlevleri bilim adamlarınca kesin olarak açıklanamamıştır
ancak vücudun doğal dengesinin korunması konusunda çok önemli olduğu bilinmektedir.
Düzgün çalışmayan 7. çakra korkular , kaygılar ve bütünlükten kopma duygusu verecektir.
Yaşamda amaçsız olma ve kendini gerçekleştirememe de tepe karasıyla ilintilidir. Uyumlu
çalışan tepe çakrası ise evrenle olan uyum sağlanır, kişi kendi içinde bütünlüğe ulaşır, ruhsal
aydınlanma yaşanır. Tepe çakrasının rengi beyazdır.

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:6870

300
 Posted by Canan on August 31, 2008 at 2:30am

301
Reiki

REİKİNİN TARİHÇESİ
Usui Mikao,Taniai kasabası, Yamagata-gun,Gifo Bölgesi’nde (şu anda Miyama-cho,Gifu) 15
Agustos 1865’de dünyaya geldi.
Avrupa ve ABD’de tarih,tıp, din, psikoloji ve Shinsen Jutsu üzerine eğitim gördü. Mart
1922’de Kurama dağında aydınlanma arzusu ile oruç tutarken güçlü Reiki enerjisi başından
bedenine girdi ve evrenin kendi içinde olduğu bilincine vardı.
Aynı anda Reiki şifa gücünü de alarak bunu Reiki Ryoho olarak adlandırdı.
Bu şifa gücünü olabildiğince çok insana geçirmek amacıyla Aoyama, Tokyo’da Nisan
1922’de Usui Reiki Ryoho Gakkai’yi kurdu. Burada Reiki şifasını hem uyguladı, hem de
herkese öğretti. Eylül 1923’ de Kanto’da meydana gelen büyük depremde çok sayıda
depremzedeye şifa verdi . Şubat 1925’ de Nakano’daki daha büyük bir yere taşındı. Ünü arttı
ve ülkenin çeşitli yerlerinden davetler aldı. Kure, Hiroshima ve Saga’ya gittikten sonra
Fukuyama’da bir mağarada öldü. Tarih 9 Mart 1926’ydı. Kendisi 62 yaşındaydı. Usui Sensei
2000’den fazla Reiki öğrencisi yetiştirdi ve öğrencileri ile birlikte pek çok kişiye yardım etti;
bu sayının bir milyonu aştığı söylenmektedir.
REİKİ NEDİR?
Evrende yaşayan tüm canlılar ısı ve enerji yayarlar. Bu enerji, yaşam gücünün kendisidir.
Yaşam enerjimiz yüce Yaratı'cıdan bize doğumumuzla beraber aktarılmıştır.
Yaşam gücümüzdür. Reiki binlerce yıllık şifa ve ruhsal çalışmalara dayanan ve enerji aktarımı
ile şifa vermeye dayalı bir enerji tekniğidir. Reiki ; “ Rei ” ve “Ki” olmak üzere iki Japonca
kelimeden oluşmaktadır.”

Rei :Evren, bizi kuşatan büyük bilgi,


Ki : Ruh, yüksek güç, içteki ruhsal manevi kimlik, yaşam gücü anlamına gelmektedir. ”Ki”
her zaman her yerde ve her şeyin etrafında akan enerjidir.
Reiki evrensel yaşam enerjisi, yaratıcı tarafından gönderilen pozitif yaşam enerjisidir.
Dolayısıyla Reiki binlerce yıllık şifa ve ruhsal çalışmalara dayanan ve enerji aktarımı ile şifa
vermeye dayalı bir tekniktir. Reiki kendi iç zekası ve kendi iç bilgeliği olan pozitif sevgi dolu,
güçlü, etkili, sınırsız ve zamandan bağımsız bir enerjidir. Reiki aynı zamanda aydınlanma
demektir. Dünyanın üzerinde ve çevresinde şifa niyeti ile faydalanabileceği sonsuz miktarda
Ki enerjisi bulunmaktadır.
Bu enerji evrensel akıl ve düşünce ile birleşince, en kuvvetli şifa enerjisine erişmiş oluruz, bu
da Reiki'dir. Ki bedeni meydana getiren elektrik türünden bir enerjidir ve vücudun sağlık
durumunu belirler. Ki yaşayan organizmadan ayrıldığında, can da gider. Ki ayrıca
yeryüzünün, gezegenlerin, yıldızların ve göklerin özündeki yaşam gücüdür ve bu enerjiye
kaynak olmaları açısından da canlı bedenin Kİ'sini kaçınılmaz olarak etkiler. Canlı olan her

302
şey Kİ'yi barındırır ve yayar, bu da auranın biyomanyetik enerjisidir.
Reiki, Reiki uygulayan kişinin ellerinden rahatsızlığı olan kişiye gönderilen, iyileştirici ve şifa
verici bir enerjidir. Güvenilir ve tehlikesiz olan Reiki, beden içerisinde var olan enerji akımını
düzenler ve bu şekilde organların ve hormon bezlerinin düzenli çalışmasını sağlar. Bağışıklık
sistemini geliştirerek, hastalıkları başladığı andan itibaren tedavi eder, bunu yanı sıra
uygulanan kişide pozitif bir ruh hali oluşmasını sağlar. Fiziksel ve ruhsal acıları, stres ve
gerginliği geçirerek tedavinin gerçekleşmesini sağlar. Kısaca Reiki, Yaratıcıdan gelen ve her
yerde bulunan şifa verici yaşam enerjisini kişiye aktarılmasını sağlar.
Reiki Yaratıcı tarafından bize gönderildiğine göre o herkesindir ve uyumlanan herkes Reiki'yi
kullanabilir. Tüm insanlar eşittir, bu hak ve kabiliyet herkese doğuştan verilmiştir. Ama zaman
içinde yaşadıklarımız korkular ve streslerle enerji alanlarımızın biri veya birkaçı kapanmış
veya yetersiz çalışmaya başlamıştır. Bu nedenle uyumlanmak enerji kanallarımızdan Evrensel
Yaşam Enerjisinin düzenli olarak çalışmasını sağlayacaktır. Uyumlanan kişi bu andan itibaren,
Ki enerjisini yalnız kendi şifası için almamakta, Ki'nin kaynağına bağlanarak ve kablo gibi bir
köprü olarak enerjiyi başka insanlara şifa vermek içinde kullanır.
Reiki canlı bir bedenden geçerken özellikle bu enerjiye ihtiyaç duyan bölgelere şifa verir.
İnsan vücudundaki tüm organlar birbiriyle bağlantılı olarak çalışır, bundan dolayıdır ki Reiki
tüm vücuda verilmelidir. Son derece güvenli olan Reiki varlığını bile bilmediğimiz
rahatsızlıkları bile tedavi edebilir. Reiki uygulayıcısı sadece bu güçlü enerjiye kanal olmuştur.
Uygulayan kişiye uygulanan kişiden kötü enerji geçmesi mümkün değildir. Reiki bir din
değildir ve herhangi bir dinle de alakalı değildir. Bu yaşam gücü enerjisi hayatın bizzat
kaynağıdır.
Reiki enerjisi evrenseldir ve akmasına izin verildiğinde akar. Akışta tıkanıklık varsa zihinsel,
ruhsal ve fiziksel problemler baş gösterir. Reiki tek başına bir tedavi değil, tedaviyi
tanımlayıcı bir yöntemdir. Alternatif tıp yöntemi değildir ve tıbbi müdahale yerine geçmez.
Tıbbi tedavinin olumsuz yan etkilerini gidererek tedavinin olumlu sonuçlanmasına yardımcı
olur. Hastalıklar fiziksel bedene gelmeden önce aura da başlar. İşte bu aşama Reiki hastalığın
oluşumunu engeller. Enerji kanallarımızdaki tıkanıklıkları açarak stresi azaltır ve rahatlama
sağlar, bu şekilde hastalıkların ortadan kalkmasına yardımcı olur ve iyileşmeyi hızlandırır.

REİKİ HERKES KULLANABİLİR Mİ


Reiki Yaratıcı tarafından bize gönderildiğine göre o herkesindir ve uyumlanan herkes Reiki'yi
kullanabilir. Tüm insanlar eşittir, bu hak ve kabiliyet herkese doğuştan verilmiştir. Ama zaman
içinde yaşadıklarımız korkular ve streslerle enerji alanlarımızın biri veya birkaçı kapanmış
veya yetersiz çalışmaya başlamıştır. Bu nedenle uyumlanmak enerji kanallarımızdan Evrensel
Yaşam Enerjisinin düzenli olarak çalışmasını sağlayacaktır. Uyumlanan kişi bu andan itibaren,
Ki enerjisini yalnız kendi şifası için almamakta, Ki'nin kaynağına bağlanarak ve kablo gibi bir
köprü olarak enerjiyi başka insanlara şifa vermek içinde kullanır.

REİKİ TEDAVİSİ NEDİR?


Reiki enerjisi evrenseldir ve akmasına izin verildiğinde akar. Akışta tıkanıklık varsa zihinsel,
ruhsal ve fiziksel problemler baş gösterir. Reiki tek başına bir tedavi değil, tedaviyi
tanımlayıcı bir yöntemdir. Alternatif tıp yöntemi değildir ve tıbbi müdahale yerine geçmez.
Tıbbi tedavinin olumsuz yan etkilerini gidererek tedavinin olumlu sonuçlanmasına yardımcı
olur. Hastalıklar fiziksel bedene gelmeden önce aura da başlar. İşte bu aşama Reiki hastalığın
oluşumunu engeller. Enerji kanallarımızdaki tıkanıklıkları açarak stresi azaltır ve rahatlama
sağlar, bu şekilde hastalıkların ortadan kalkmasına yardımcı olur ve iyileşmeyi hızlandırır.

REİKİ DİN MİDİR?


Reiki, manevi sağlık ve vücut-ruh-bilinç dengesini yeniden sağlayan ve muhafaza eden,

303
özünde arınmaya ve ruhi tekamüle yönelik, meditatif bir çalışmadır. Ruhani olmakla beraber
bir din değildir, tarikat değildir ve hiçbir felsefi ve politik görüşle bağlantılı değildir. Reiki,
cinsiyet, ırk, din ve dil ayrımı yapmaz. Bu yaşam gücü enerjisi, hayatın kaynağıdır ve
herhangi bir dini felsefeden – hem kavram hem de tarihsel olarak – çok daha eskidir. Reiki
beden-zihin ve ruh bütünlüğünden bahseder. Reiki bir aydınlanma yoludur.

REİKİNİN ÖZELLİKLERİ
1. Reiki’yi uyumlamanın ilk günden itibaren kullanabilirsiniz.
2. Bu yetenek hiçbir zaman kaybolmaz.
3. Reiki şifa tekniğini kullandıkça, şifa gücünüz artar.
4. Düşünce gerektirmez.
5. Negatif enerji aktarmaz.
6. İnanç gerektirmez.
7. Hayvanlar, bitkiler ve cansız varlıklar üzerinde de etkilidir.
8. Tıbbı tedavilerin etkisini olumlu şekilde artırır.

REİKİNİN AŞAMALARI
Geleneksel Dr. Usui metoduna göre Reiki, toplam üç aşamalı bir kurs sistemi üzerine
kurulmuştur. Her kurs aşamasında, halk tabirinde “el verme” olarak adlandırabileceğimiz özel
bir kanal açma işlemi uygulanır.

1. Aşama

Genellikle bir hafta sonu kursu ile verilen birinci aşamada bireyler, Reiki kanalı olarak
açılırlar ve arzu ettikleri her zaman, bu şifa enerjisini kullanma ve diğer insanlara nakletme
yeteneği kazanırlar. Teorik açıdan da, sistematik Reiki uygulama teknikleri ile çakra açma ve
aura sistemi, blokajların meydana gelme sebepleri vb. konular öğrenilir.

2. Aşama

Zaman ve mekan sınırlarının ortadan kaldırıldığı ikinci aşamada elde edilen ilk önemli
yetenek, Reiki verme kapasitesinin çok daha üst boyutlara yükselmesidir. Ayrıca, üç özel
sembol ile, yaşadığımız madde dünyasının zaman ve mekan ile ilgili her türlü sınırının dışına
çıkabilme, özellikle bilinç, bilinçaltı ve karma konularında arınma ve ruhi tekamül sağlama
yeteneği elde edilir.

3. Aşama

Hocalık sembolü ile yapılan bu çalışmada, Reiki’nin işleyişi çok daha ağırlıklı olarak ön plana
çıkar.

Sadece ruhi tekamül üzerine çalışmak isteyenlerin, hocaları tarafından da onaylandıktan sonra
alabilecekleri uzun süreli bir eğitimdir.

4. Aşama

Hocalık aşamasıdır. Burada diğer insanları inisiye etme yani, Reiki kanalı olarak açma
yeteneğinin yanı sıra, şifa uygulamalarında çok büyük önem taşıyan çeşitli işleyiş teknikleri
yer alır.

304
İnsanlar genellikle sadece mutlu ve sağlıklı olmak isterler ve hem kendileri, hem de sevdikleri
için maddi-manevi zenginlik dilerler. Ancak kimi zaman, bir hastalık da şifa verici bir
nitelikte taşıyabilir. Bu bir “karşılık” olabildiği gibi, öğrenmeye “bütünlenmeye” yönelik bir
çalışma dönemi de olabilir. Bunlar kaderin önümüze çıkardığı manevi derslerdir ve kozmik
bilinçle bir birlikte işleyen kendi benliğimizin saptığı, güzel bahçelere götüren dikenli
yollardır.

Reiki burada da kendine özgü yolunu izler eğer bir acı duyulması gerekiyorsa, o acı
duyulacaktır. Ancak Reiki’nin destekleyici özelliğinden faydalanılarak ruh tekamülü hızla
gelişeceğinden, dönüşüm çok kolay ve sağlıklı olur. Reiki, kozmik bilincin bütünsel
sevgisidir. Ve hastalığın cinsi, sebebi veya derecesi ne olursa olsun, gitmesi gereken yere,
gitmesi gereken miktarda akarak, sağlık durumunun yeniden kazanılmasını sağlayacaktır,
yeter ki öğrenmemiz gereken derslerimizi öğrenelim.

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:6855

305
Aura Koruması:
 Posted by Canan on August 31, 2008 at 2:51am

Aura Koruması:
Zaman zaman aura enerjilerinizin zayıfladığı olasıdır. Bunun çeşitli
nedenlerinden bazıları; stres, aşırı yorgunluk, sağlığın bozulması ya da
çevrenizden birilerinin sizden enerji “hortumlamaları” (dramalar…).
Aura enerjilerinizin şu ya da bu şekilde azaldığını ya da doğrudan doğruya bir
aura korunma gereksinimi hissederseniz, hemen uygulayabileceğiniz bir yöntem şudur:

Her iki elinizin baş ve işaret parmaklarınızdan birer halka oluşturun ve bu halkaları iç içe
geçirin. Kendinizi bembeyaz bir ışıkla sarılı olarak tasavvur edin. Birkaç dakika içinde
kendinizi daha canlı ve enerjetik hissedeceksiniz.
Eğer her gün karşı karşıya gelmek durumunda olduğunuz kişi ya da kişiler (partneriniz,
patronunuz vb.) sizin enerji yitirmenize neden oluyorlarsa, bu yöntemi her gün yinelemeniz
yerinde olur.
Sadece zararlı stresten korunmak için vücudunuzu tepeden tırnağa güzel bir gök kuşağına
sarılmış olarak tasavvur edebilirsiniz. Bu gökkuşağı koruma sadece stresi sizden atamakla

306
kalmayacak, aynı zamanda size enerji vereceği gibi, sizi çevrenizde daha sevilir bir kişi haline
getirecektir.
Başka bir yöntem de, doğrudan doğruya ve sadece kendinizi tertemiz ve bembeyaz bir ışığın
içinde tasavvur etmektir. Bu korumaya “koruyucu aura” da denir. Bu koruma size yönelik
olumsuz her şeyi yansıtarak uzaklaştıracaktır.
Bu beyaz ışığı, bir bakıma “spiritüel bir zırh” gibi olası olumsuz durumlara karşı
kuşanabilirsiniz.
Elbette korunma, tedaviden daha iyi ve akıllıca bir tutumdur. Sağlığınızla ilgili herhangi bir
olumsuzluk sezinlerseniz, bu bir olasılık olsa bile yukarıdaki yöntemlerden birini devreye
sokmakta tereddüt etmeyin.
Unutmayın ki, eğer bedeninize iyi bakarsanız, o da size bakacaktır ve bunun yararlı sonuçları
hemen auranıza da yansıyacaktır.

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:6892

307
Dört Mum
 Posted by Commander on August 31, 2008 at 1:00pm

Bir odada dört mum sessizce yanıyordu. O kadar derin bir sessizlik hüküm sürüyordu ki
odada, aralarında fısıltı şeklindeki konuşmaları bile rahatlıkla işitiliyordu.

1.Mum "Ben Barış’ım" dedi. “Ancak kimse benim sürekli yanık kalıp, etrafıma ışık
saçabilmeme yardımcı olmuyor. Artık sönmek üzereyim…” Ve sessizce karanlığa
gömülüverir…

2.Mum "Ben İman’ım" der. "Ama artık gerekli olduğuma inanmıyorum.. Yanık kalmamın da
bir kıymeti kalmadı..” diye eklerken hafif bir esinti ışığını söndürüverir.

3.Mum çok üzgündür. "Ben Sevgi’yim" “ama etrafıma ışık verecek gücüm kalmadı. İnsanlar
beni hep kenara itiyorlar. Kendilerine en yakın olanları bile sevmemeye başladılar”. Sessizce
söner gider Sevgi mumu…

O sırada içeri aniden bir çocuk girer. 3 mumun söndüğünü görünce sebebini sorar ve niçin
sonuna kadar yanmadıklarına hayıflanarak ağlamaya başlar.

4.Mum, yumuşak ve yatıştırıcı sesi ile çocuğa ağlamamasını söyler. ” Korkma ben etrafıma
ışık saçtığım sürece diğerleri yeniden yanarlar ve onlar da aydınlatmaya devam ederler. Zira,
"Ben UMUD’UM ! “

Gözleri parlayan çocuk umud mumunu alır ve diğerlerini sevgiyle teker teker yakar.

308
İçinizdeki umud mumunun saçtığı ışığı asla söndürmeyin. Kücük çocuk gibi diğer sönmek
üzere olan üç mumun da sürekli yanık kalmaları icin çaba harcayın…

Internet: Kaynak bilinmiyor.

http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:6917

309
DNA Awakening - Transmuting
Conditioned Repetition
 Added by David Dogan Beyo on August 1, 2008 at 2:33am

http://lovepeaceandharmony.org/video/2209390:Video:1235

852 HZ - Awakening Intuition


 Added by David Dogan Beyo on August 1, 2008 at 9:01am

http://lovepeaceandharmony.org/video/2209390:Video:1243

Global Warning
 Added by David Dogan Beyo on August 11, 2008 at 3:33am

http://lovepeaceandharmony.org/video/2209390:Video:2393

310
Water Planet
 Added by David Dogan Beyo on August 11, 2008 at 7:33pm

http://lovepeaceandharmony.org/video/2209390:Video:2445

Imagine - John Lennon


 Added by David Dogan Beyo on August 12, 2008 at 1:37am

http://lovepeaceandharmony.org/video/2209390:Video:2539

Dumbala La'ka & Le Chant De La Paix


 Added by David Dogan Beyo on August 12, 2008 at 2:10am

http://lovepeaceandharmony.org/video/2209390:Video:2544

311
The Jewish-Arab Peace Song (w_ English
subtitles)
 Added by David Dogan Beyo on August 16, 2008 at 1:00am

http://lovepeaceandharmony.org/video/2209390:Video:3493

Lauryn Hill - I Find It Hard To Say (Rebel)


[MTV Unplugged]
 Added by David Dogan Beyo on August 16, 2008 at 2:29am

http://lovepeaceandharmony.org/video/2209390:Video:3521

Galactic Federation of Light First Contact


Announcement
 Added by David Dogan Beyo on August 16, 2008 at 3:05am

http://lovepeaceandharmony.org/video/2209390:Video:3531

312
KITARO - Song For Peace
 Added by David Dogan Beyo on August 18, 2008 at 3:44pm

http://lovepeaceandharmony.org/video/2209390:Video:4074

How to meditate
 Added by David Dogan Beyo on August 18, 2008 at 4:19pm

http://lovepeaceandharmony.org/video/2209390:Video:4082

How to meditate (part 2)


 Added by David Dogan Beyo on August 20, 2008 at 12:50am

http://lovepeaceandharmony.org/video/2209390:Video:4357

313
Rumi, How very close your soul with mine
 Added by David Dogan Beyo on August 20, 2008 at 1:09am

http://lovepeaceandharmony.org/video/2209390:Video:4362

Rumi, come, from Rumi's love CD


 Added by David Dogan Beyo on August 20, 2008 at 1:36am

http://lovepeaceandharmony.org/video/2209390:Video:4373

314
How to meditate (part 3)
 Added by David Dogan Beyo on August 21, 2008 at 3:08am

http://lovepeaceandharmony.org/video/2209390:Video:4641

Voices of Angels
 Added by David Dogan Beyo on August 23, 2008 at 1:01am

http://lovepeaceandharmony.org/video/2209390:Video:5171

315
Peaceful Nature Part 1
 Added by David Dogan Beyo on August 23, 2008 at 3:15am

http://lovepeaceandharmony.org/video/2209390:Video:5192

Namaste - The Ancient Sanskrit Blessing


 Added by David Dogan Beyo on August 25, 2008 at 4:22am

http://lovepeaceandharmony.org/video/2209390:Video:5864

316
Divinity
 Added by David Dogan Beyo on August 30, 2008 at 11:24pm

http://lovepeaceandharmony.org/video/2209390:Video:6805

Oneness
 Added by David Dogan Beyo on August 31, 2008 at 12:18am

http://lovepeaceandharmony.org/video/2209390:Video:6817

Hope
 Added by David Dogan Beyo on August 31, 2008 at 3:08am

http://lovepeaceandharmony.org/video/2209390:Video:6896

317
http://lovepeaceandharmony.org
© 2008 Created by David Dogan Beyo

318

You might also like