1-31 August 2009 - Love Peace and Harmony Journal

1
2
∞Love Peace and Harmony
Newsletter∞
∞01-31st of August 2009 - 01-31 Ağustos 2009∞
Bartholomew : Kendini Sevmek

 Posted by BLUE ANGEL on August 1, 2009 at 4:03pm
Bartholomew… Eğer hayat bir öğrenme süreci ise onun niçin bu denli acı verici olması
gerekiyor? Bu sorunun çok dokunaklı bir noktası var. Eğer bu dünya katına öğrenmek için
geliyorsanız, o halde bu neden bu kadar zor görünüyor?
Eğer onun devinim halindeki bir kendiliğindenlik (spontanelik), bir harikuladelik ve güzellik
hayatı olduğu varsayılıyorsa, şu halde neden çoğu zaman bunun zıddı gibi görünüyor.
Burada bazı kuramlar üzerinde konuşuyoruz - kozmik olgular, umutlar ve arzular üzerinde;
fakat sonunda, dostlarım, tek temel gerçeğe gelmek zorundayız. Hayatınızda bazı anlar gelir
ki, tek bir şeye sahip olduğunuzu idrak edersiniz: Kendinize. Ömrünüz boyunca, kendinizi
dünyada rahat hissetmek için kullandığınız bütün "destek ve payandalar" sonunda artık işe
yaramaz olurlar. Hayatınıza anlam katan kimselerle ilişkideyseniz, bir sabah uyandığınızda,
kendinizi yapayanlız bulabilirsiniz. Çocuklarınız varsa büyürler; eğer hayatta önemli bir
mevkiniz varsa, emekli olursunuz ya da mevkiniz sizden alınır; güzelliğiniz varsa,
yaşlanırsınız; eğer güçlüyseniz, zayıf ve titrek hale gelirsiniz.
Birçokları bana gelip diyorlar ki: "Tanrı'yı bilmeyi her şeyden çok istiyorum." Ancak, onlar
aslında Tanrı' nın onlarda beğenmediğini "bildikleri" şeylerden nasıl kurtulabileceklerini
bilmek istiyorlar. Öfke ve kıskançlık gibi "negatif" duygulardan nasıl kurtulmalı. Fakat sizin
bir parçanız olan bir şeyden nasıl kurtulabilirsiniz ki? Birçok yaratıcı yol denenmiştir. Seçilen
ilk yol genellikle, öfkelenmemize neden olacak durumlardan ve insanlardan uzak durmak ve
kıskançlığınıza neden olabilecek ilişkilere asla girişmemektir. Bu duygular, kendinizi
bulunmak istediğiniz düzeyin altında hissetmenize neden oldukları için, onlardan kurtulmak
üzere hayatınızı daraltırsınız. Uç noktalarda bu kısıtlayış "terk ve feragat endişe" kadar varır;
ve siz ister bir mağaraya, ister evinize sığınmış olun, arzunuz hissetmek istemediğiniz o
tepkileri depreştirecek uyarımlardan uzak durmaktır. Fakat gün gelir, evinizden çıkar ya da
dağdan aşağı inersiniz ve komşu mağazaya girersiniz. Biri sizi itekleyerek önünüzdeki sıraya
girer ve sizin barış halindeki iç dünyanızda bir öfke patlaması olur. Sonunda, terk ve feragatin
işe yaramadığını idrak ettiğiniz zaman, bir sonraki girişiminiz öfkelenmemeye karar vermek
şeklinde olur. O zaman yüzünüz bir maske haline gelir. Yüzünüze bir gülümseme yerleştirip,
çene kemiklerinizi sıkarsınız. Sürekli gülümsemek zorundasınızdır, çünkü kendinizi serbest
bıraktığınız zaman ağlayabilirsiniz, haykırabilirsiniz veya bir başka "uygunsuz" şey
yapabilirsiniz. İçinizde kaynaşan duyguları iradenizle alt etmeye çalışırsınız. Ve bu bir süre
3
için işe yarar; ama bir gün gelir, huzur bozucu bir olay sizin dişlerinizi sıkmanıza fırsat
vermeden ortaya çıkar ve siz üstesinden gelmeye çalıştığınız aynı duyguların ve aynı
korkuların etkisi altında tepki veririsiniz. Neyi başarmış oldunuz?
Bütün bu manevralarla siz harikulade bir yönetme oyunu oynamaktasınızdır. Sizi rahatsız
etmemeleri için insanları idare etmektesinizdir, çünkü eğer onlar iyi ve terbiyeli davranırlarsa
siz de kötü davranmak zorunda kalmayacaksınızdır. Eğer sevgiliniz sizi kıskandırmama
konusunda çok dikkatli davranırsa, siz kıskançlık hissetmeyeceksiniz, eğer hiç öfkelenmeyen
bir patron seçerseniz, öfkeyle başa çıkmak zorunda kalmayacaksınızdır. Böylece, ortamınızı
buna göre oluşturmaya çalışırsınız. Başa çıkılması size fazla zor gelen şeyleri geride
bırakırsınız, çünkü kendinizin o tarafıyla yüzleşmek istemezsiniz. Sizin için pasif bir ayna
olabilicek ve böylecede sizi "negatif" yönlerinizi görmek zorunda bırakmayacak birilerini
bulmaya çalışarak, bir ilişkiyi bırakıp bir diğerine yönelebilirsiniz. Fakat sonunda bu çabaların
hepsi boşa gider. Bir gün çevrenizde koşuşan bu küçük "şeytanlar" dan kendi başınıza
kurtulamayacağınızı anlamış olarak yanlız kalırsınız. O zaman bir başka parlak fikir gelir - bu
işi Tanrı' ya havale etmek! Siz yapamıyorsunuz öyleyse sizin adınıza bunu Tanrı yapsın diye
O'na bırakırsınız. Şimdi önce O'nu bulmak ve sonra O'ndan bütün bu tatsızlıkları sizin adınıza
gidermesini istemek zorundasınız. Şu ya da bu zamanda, hepiniz O'ndan böyle bir şeyi
istemeyi denemediniz mi? Herhangi bir şey değişti mi? Böylece, şimdi o harikulade "spiritüel
uyanış" oyunu başlıyor ve siz uzun bir aydınlanma sürecine başlıyorsunuz. Bir üstada gidiyor,
bütün "doğru" şeyleri yapıyor, bütün "doğru" mantraları zikrediyorsunuz, çok keskin ve
dikkatli ve öylesine iyisiniz. Ve bu sürecin sonunda Tanrı'yı bulacağınızı ve negatif
yönünüzden kurtulacağınızı umut ediyorsunuz.
Bu noktada bir an tartışmamızın dışına çıkmak istiyorum . Mary Margaret'i iyi tanıyanlar
arasında çoğunuz kuşkusuz bu soruyu sormuşsunuzdur: "Bu iş için neden o seçildi?" Bir
neden vardır ve bunu şimdi o bile hatırlamıyor bile. Pasifik'teki küçük bir adada, küçük bir kız
olarak yaşarken, yalnız başına birçok saat geçirir ve eski Hawaii kilisesine gider, molozlar
üstüne oturup bacaklarını sallayarak düşünürdü. Düşünüyordu ki çeşitli dinlere mensup
kişilerden oluşmuş bir topluluk içindeydi ve eğer o topluluğa uyum sağlayacaksa bunlardan
bir anlam çıkarması gerekiyordu. Hawaii' de diğerleri arasında Budistler, Mormonlar,
Katolikler, Zen Budistleri, Hristiyanlar ve Kahuna öğretilerine bağlı Hawaii yerlileri vardı.
Genç kız bu çeşitli kiliselere devam ediyordu, çünkü babası, konumu gereği oralara gitmek
zorundaydı ve kızını da beraberinde götürüyordu. Zamanla onun bilincinde bir hayli çeşitli
malzeme birikti ve o bunların arasındaki kendisine gerçekten apaçık görünen muazzam
farklılıkları nasıl bağdaştırabilileceğini düşündü. Böylece, o oturup bacaklarını sallayarak
düşündü durdu. Sonra bu ikilemi birleştirmek için şu soruyu yanıtlaması gerektiği hakkında
ona farkındalığından kaynaklanan bir kanı geldi: Bir adada yalnız başına, kitapları ve
arkadaşları olmadan yaşayan bir kişi Tanrı'yı nasıl bulabilir? Bu onun araştırmasının temelini
oluşturdu. Ve benim bugün söyleyeceklerim, onun birçok yıl önce kendi kendisine sormuş
olduğu sorunun yanıtıdır. Çünkü sonuçta siz bir adada tek bir kişisiniz ve okumuş olduğunuz
tüm duaların sizin boşluğunuz karşısında hiç bir anlamı yoktur.
O halde lütfen şu gerçeği kabul ile başlayın ki, sizin temel kimliğiniz belki de pek fazla
değişmeyecek. Ne yaparsanız yapın, ne tür zihinsel jimnastikler uygularsanız uygulayın,
genelde kendiniz olarak kalacaksınız. Siz kim iseniz osonuz, yüz milyarlarca deneyimin nihai
ürünü. Öyle ise kim iseniz o olduğunuzu kabul etmek ve onaylamakla başlayın. Bu kabulü
varlığınızın derinliklerinde beyan ettikten sonra, örneğin, bir kıskançlık duygusuyla karşı
karşıya geldiğinizde, kendinizi yine kapana sıkışmış hissedeceksiniz. Kapana sıkıştınız çünkü
o kıskançlık duygusundan uzaklaşamıyorsunuz. Uzaklaşmayacaksınız, çünkü uzaklaşmak
4
zorunda değilsiniz. Hayatınız sizde düzeltilmesi gereken bir yanlışlık olduğu ve onu
düzeltmek zorunda olduğunuz varsayımına dayandırılmıştır. Sizde hiç bir bozukluk
olmadığını, sizin kesinlikle düzeltilmeye ihtiyacınız olmadığını söylemek isterim. Sizin içsel
geriliminiz , varlığınızın bazı kısımlarını sevememekten kaynaklanmaktadır. Onları
sevmiyorsunuz, çünkü size o yanlarınızı sevmemeniz telkin edilmiştir. Sizin özgürlüğünüzü
gerçekleştirecek olan kendi içinize dönmek ve varlığınızın bütün gücüyle şöyle
söyleyebilmektir: "Kıskançlıklar içinde de olsa ben kendimi seviyorum" Sizin özgürlüğünüz
her ne olursa olsun, o duygunun, o düşüncenin, o eylemin içindeyken "Ben kendimi bu anda,
olduğum gibi seviyorum," diye bilmenizde yatar.
Kimilerinizin zihinlerindeki korkuyu görüyorum; sanıyorsunuz ki o yanınızı sevecek

olursanız, hayatınızın sonuna kadar o yanlarınıza takılıp kalacaksınız. Size bu noktada,
içinizde ve çevrenizde gerçekte nelerin vuku bulduğu ve bu duyguların nasıl meydana geldiği
ve onları kabullenmenizin niçin sizin çıkış yolunuz olduğu hakkında kozmolojik bir görüşü
iletmek istiyorum. Lütfen izlemeye çalışın. Gerçek şudur: Düşünceler her zaman sizin
çevrenizde hareket halindedirler. Sizinle düşünceler arasında sizin deyiminizle, aura'nız
bulunur. Bireysel eğilimlerinizden ötürü, geçiş halindeki düşüncelerden bazılarını seçip
kendinize çekersiniz. Her zaman bu aynı düşünceleri kendinize çekme eğilimindesinizdir,
böylece hep aynı yollardan tekrar tekrar geçersiniz. Değersizlik, korku, kasvet düşünceleri:
yıpratıcı, negatif düşünceler tekrar ve tekrar. Şimdi önemli bir nokta. Bir düşünce size
geldiğinde o düşünce fiziksel bedeninize duygu olarak aktarılır. Ve bu duygu sizin
deyiminizle, ruhunuza kaydolur. O anda gelecek zamana ait bir eylem şekil alır. Süreci
anlıyormusunuz? Dışınızdaki düşünce aura alanınızdan geçerek size gelir. Size çarpar. O bir
duygu olarak kayda geçer. İçinizdeki o duygudan siz, gelecekte yer alacak bir eylem formule
edersiniz. Örneğin düşünce şöyle gelir; "Bu kişi benden hoşlanmıyor" Duygu öfke halinde
kendinin belli eder, gelecekteki eylem, intikamıdır.
Siz dünya katına bütün bir duygular, bu heyacanlar dizisini deneyimlemek ve onlar üzerinde
hakimiyet kazanmak, üzere geldiniz. Tepkilerinizi, kendinize çekeceğiniz düşünceleri,
hayatınızda gerçekleştireceğiniz eylemleri seçebildiğinizi idrak ettiğiniz zaman hakimiyeti
kazanmış olursunuz. Ve size bugün söyleyeceğim şu ki, kendinize çektiğiniz düşüncelerden
çogunun temelinde sizde bir kusur olduğu ve sizin sevilmeye layık olmadığınız ve sevilmek
için bir şeyler yapmak zorunda olduğunuz inancı yatmaktadır. Ben size bu süreci ters yöne
çevirmek üzere, şimdiye kadar hiç aklınıza gelmemiş şu mantra'yı ciddi sürekli bir görev
olarak tekrarlamanızı önereceğim: Ben kendimi seviyorum. Bir anda keder ve umutsuzluktan
mutluluğa geçebilirsiniz. Deneyin mutlu bir düşünceyi düşünün, mutlu olacaksınız. Karamsar
bir düşünceyi düşünün mutsuzlaşacaksınız. Ama işte burada, sandalyede oturuyorsunuz!
Herhangi bir şey oldu mu size? Biri size vurdu mu? Hayır! öylece oturuyorsunuz, "neşe"den,
"bezginliğe" geçebilme yeteneğindesiniz. Bütün yaptığınız düşüncenizi değiştirmek oldu.
Bunu nasıl yapacağınızı zaten biliyorsunuz ve bunu her zaman yapıyorsunuz. Eğer sessizce
otururken bir anda ruh halinizi değiştirebildiğiniz dogru ise, belki sessizce otururken ve
anlayışla, "Ben kendimi seviyorum" dediğinizde içinizde birşeylerin olduğunu hissetmenizde
mümkün olabilir. İçinizde bir sıcaklık duymaya başlayacaksınız. İçinizde bir "ateş" olduğu
doğrudur. Sevgi yoluyla "ateşlenen" bir çakra vardır. Size önümüzdeki ay, her gün sadece
oturup bunu hissetmek için kendinize biraz zaman ayırmanızı öneriyorum. Hepsi doğrudur.
Bu kendini sevme duygusu üzerinde durarak bir sıcaklık meydana getirmeye başlarsınız.
Şimdi negatif diye nitelenen bir duygu ortaya çıktığı zaman nelerin olduğunu tartışalım.
Orada öylece oturup sıcaklığı hissediyorsunuz, gücü hissediyorsunuz, kendinizi harika
hissediyorsunuz, derken telefon çalıyor. Açıyorsunuz, biri, "Sen gerçekten de görgüsüzün
5
birisin!" diyor. Şimdi, biraz önce orada olmayan bir duygu içinize giriyor. Süreç devam
ediyor, düşünce geçip giderken siz onu çekip alıyor ve hissediyorsunuz. Belki onu büyük ağır,
keskin bir kaya gibi hissediyorsunuz. Bu yüzden ondan kurtulmak istiyorsunuz. O zaman
zihniniz, gelen beyan ne ise, onu ret ve inkar etmeye çalışıyor, fakat sonuçta, bu bir işe
yaramıyor. Bunu daha önce de denemiştiniz ve işe yaramamıştı.
İşe yarayacak olan şudur. O acı verici duyguyu içinizde hissettiğiniz anda kendi kendinize,
"Ben bu duyguyu seviyorum!" deyin. "Ben onu hoş karşılıyorum" Onun bir yere gitmesi ya da
değişmesi gerekmiyor. O benim bir parçamdır. Bu duyguyu kabul ediyorum." Ve orada her
zaman mevcut olan sıcaklık, o "kaya"ya olan sevginizden, "o" sizin sevginizin duygu
kütlesinin içinde akar, onu kuşatır, onu yüceltir ve o "sevimli" hale gelir. Ve siz iki şeyi
birlikte taşıyabilme yeteneğinde olduğunuzu görürsünüz: Sevginizi ve o şiddetli ıstırabı.
Sevginiz öylesine engindir ki onun taşıyamayacağı hiç bir şey yoktur ve işte sizin öğrenme
ihtiyacında olduğunuz şey bu enginliği kullanmaktır. Hiç bir ıstırap, sizin onu ve sevginizin
muazzam gücünü aynı anda içinizde barındıramayacağınız kadar büyük değildir. Siz seçim
yapmak zorunda değilsiniz. Tüm ıstıraba, tüm hastalıklara, tüm acılara, tüm pişmanlıklara,
tüm suçlara sahip olabilirsiniz, yinede üzülmenize gerek yok; çünkü gönlünüzdeki sevgi
öylesine uçsuz bucaksızdır ki o hepsini taşıyabilir.
Öylesine çaresizce dışta aradığınız bir şeyi siz kendiniz üretebileceğinizi nihayet anladığınız
anda kendi hayatınızın efendisi olursunuz. Siz sevgiyi, güvenceyi kendi dışınızda arıyorsunuz;
onu içinizde bulduğunuz anda artık efendi sizsiniz. Ancak ozaman siz bir başkasını sevecek
bir durumda olursunuz. Çünkü o dakikaya kadar siz sürekli olarak birbirinizden bir şeyler
istemektesinizdir, bunu nekadar incelikle ve zekice yapıyor olursanız olun.
Hayatınızı canlı kılan şeyleri siz biliyorsunuz. Hayatınızı yaşamaya değer kılan şeyleri siz
biliyorsunuz, sabahleyin kalkıp işinize gitmek istemenizi sağlayacak şeyleri. Ve siz, yatakta
kalmak ve yorganı başınıza çekmek istemenize neden olan şeyleri de biliyorsunuz. Öyleyse
yapmak istediğiniz şeyleri yapın hayatınızı canlandıracak, size güç, size iç sıcaklık verecek
şeyleri. Ve sizi güçsüz kılan, boğan, uyuşturan, donuklaştıran şeyleri yapmaktan vazgeçin.
Bartholomew - İllüzyonların Anımsanışı. sy:59-69 yayınevi:Akaşa
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/bartholomew-kendini-sevmek
Kendini Kabul Etmek

 Posted by David Dogan Beyo on August 4, 2009 at 12:00am
Eğer kendini kabul edersen, bu her şeyi kabul etmenin başlangıcı olur. Kendini reddedi-
yorsan, aslında evreni reddediyorsun demektir; kendini reddediyorsan, varoluşu reddedi-
yorsun demektir. Kendini kabul ediyorsan, o zaman varoluşu da kabul ettin; o zaman tadını
çıkarmaktan, kutlamaktan başka yapacak bir şey yok. Şikâyet yok artık, içerleme yok; şükran
duyuyorsun. O zaman yaşam iyi, ölüm de iyi; neşe iyi, keder de iyi; sevgilinle olmak iyi,
6
yalnız olmak da iyi. O zaman ne olursa olsun, iyi, çünkü hepsi bütünün içinden çıkıyor. Ama
yüzyıllardır kendini kabul etmemeye koşullandın. Dünyanın bütün kültürleri insan zihnini
zehirledi, çünkü hepsi tek bir şeye dayanıyordu: Kendini geliştir. Hepsi senin içinde bir endişe
yaratır; endişe, olduğun şeyle olman gereken şey arasındaki gergin durumdur. Hayatta bir
gereklilik olduğu sürece, insan endişeli kalmaya mahkûm. Gerçekleştirilmesi gereken bir
ideal varsa, nasıl rahat olabilirsin? Nasıl evinde hissedebilirsin kendini? Bir şeyi tam olarak
yaşamak mümkün değil; çünkü zihin sürekli geleceğin peşinde. Ve o gelecek hiç gelmiyor;
gelemez. Arzunun doğası gereği, bu mümkün değil. Geldiği zaman, yeni şeyler hayal etmeye
başlayacaksın, başka şeyler arzulamaya başlayacaksın. Her zaman daha iyi bir durum hayal
edebilirsin. Her zaman endişeli, gergin kalabilirsin; insanlar yüzyıllardır böyle yaşadı. Sadece
çok ender olarak, çok nadiren, bir insan bu tuzaktan kurtulur. O insana bir Buddha, bir İsa
denir. Uyanmış insan, toplumun tuzağından kayıp çıkabilmiş, bunun bir saçmalık olduğunu
görebilmiş olan insandır. Kendini geliştiremezsin. Ve gelişmenin olmadığını söylüyor değilim,
unutma; ama sen kendini geliştiremezsin. Kendini geliştirmeyi bıraktığın zaman, hayat seni
geliştirir. O rahatlıkta, o kabullenmede, hayat seni okşamaya başlar, hayat senin içinden
akmaya başlar. Ve içerlemediğin, şikâyet etmediğin zaman, büyürsün, çiçeklenirsin. O
yüzden, şunu söylemek istiyorum: Kendini olduğun gibi kabul et. Ve bu dünyadaki en zor
şeydir, çünkü eğitimine, kültürüne ters düşüyor. En başından beri nasıl olman gerektiği
söylendi sana. Kimse sana olduğun gibi iyi olduğunu söylemedi; hepsi zihnine programlar
yerleştirdi. Ailen, din adamları, politikacılar, öğretmenler tarafından programlandın; tek şey
için programlandın: Kendini geliştirmeye devam et. Nerede olursan ol, başka bir şey için koş.
Hiç dinlenme. Ölene kadar çalış. Benim öğrettiğim şey basit: Hayatı erteleme. Yarını
bekleme, asla gelmez. Bugün yaşa!
www.oshoturk.com
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/kendini-kabul-etmek-1
Sözler...
Bir söz senin içine işlediği zaman, zihninde farklı bir iklime, farklı bir yaklaşıma, farklı bir
vizyona neden olur. Aynı şeye başka bir isimle hitap et, ve göreceksin: Bir şey hemen değişir.
Duygusal kelimeler var ve zihinsel kelimeler var. Zihinsel kelimeleri gitgide bırak. Daha ve
daha da çok duygusal kelimeleri kullan. Politik kelimeler var ve dinî kelimeler var. Politik
kelimeleri bırak. Hemen çatışma yaratan sözler var. Sen onları söylediğin an, münakaşa olur.
Öyleyse asla mantıksal, tartışmacı dili kullanma. Sevginin, şefkatin, aşkın dilini kullan;
böylece münakaşa olmaz. Eğer kişi bu yönde farkında olmaya başlarsa, olağanüstü bir
değişimin meydana geldiğine tanık olur. Eğer kişi yaşamda biraz dikkatli olursa, birçok ıstırap
önlenebilir. Bilinçsizce kullanılan tek bir kelime uzun bir mutsuzluk zinciri yaratabilir. Ufacık
bir değişim, sadece çok küçük bir dönüş ve o, birçok fark yaratır. Kişi çok dikkatli olmalı ve
mutlaka gerekli olduğu zaman kelimeleri kullanmalıdır. Bulaşık kelimelerden kaçın. Taze,
tartışmaya yol açmayan, tartışmacı değil ama doğrudan senin duygularının ifadesi olan
7
kelimeleri kullan. Şayet kişi bir kelime uzmanına dönüşebilirse, kişinin bütün hayatı tümüyle
farklı olacaktır. Eğer ki bir söz ıstırap, kızgınlık, çatışma, ya da tartışmaya neden oluyorsa,
bırak onu. Onu taşımanın ne anlamı var? Onu daha iyi bir şeyle değiştir. En iyisi sessizliktir.
Sonraki en iyiler ise şarkı söylemek, şiir, aşktır...
Osho
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/soezler-1
Seven Spiritual Laws

Seven Spiritual Laws
♥ I wrote this in an attempt to understand a lecture given by Depok Chopra. All the ideas and
analogies are his.
A Spiritual Law is that law which allows the sequential unfoldment from that which is
unmanifest into that which is manifest. It is the spontaneous flow of intelligence... energy and
information. It exists in everything and is the animating force of life, through which
everything in existence is created.
The Seven Spiritual Laws of Success are:

1. The Law of Pure Potentiality
2. The Law of Giving
3. The Law of Karma
4. The Law of Least Effort
5. The Law of Intention and Desire
6. The Law of Detachment
7. The Law of Dharma
1. The Law of Pure Potentiality:
In my essential state I am spirit. That is my internal reference point and the ultimate ground of
being. In Bohm's Holographic Universe it is the implicate order from which everything
emerges...the unified field. Experience of it is pure joy -- bliss. It is the source of everything,
and we must purposefully be aware of it and spend time with it to experience it. Potentially
we are one with it.
Generation of the creative process in the stillness of the mind.

We do that through the experience of silence. I am pure spirit...to get in touch with that I must
take time daily to:
A) Commune with nature and silently witness the intelligence in every little thing
B) Take time for silence and meditation
C) Cease from judging...experience the silence and get in touch with pure potentiality.
8
2. The Law of Giving (and Receiving):
This frail vessel...empty again and again...fill it...still pour...still room to fill.
The universe runs on dynamic exchange. Dynamic systems are those systems that constantly
move and change, live and breath, and have flux of energy. Giving and receiving are different
aspects of the flow of energy. We must be willing to give that which we seek. That, in turn,
will keep abundance and energy flowing through our lives.
We must also be aware of the intention behind giving. Give with a joyful attitude...a joyful
frame of mind. This will become its own journey full of joy, exuberance, and immediate
gratification. I say to myself, "Wherever I go, whoever I meet, I will give a gift and receive
3. The Law of Karma:

Karma is a Sanskrit word that means action...choice making. Every moment there are infinite
choices available. We make them consciously or unconsciously. Every moment one choice is
the most karmicly correct, appropriate, and evolutionary. It is the one that will bring joy and
fulfillment to oneself and others who are affected by it. Every choice generates a force of
energy that returns to us in like kind. If we chose that which is joy and happiness and
fulfillment for others, it will be joy and happiness and fulfillment for ourselves. Help
someone...be helped.
4. The Law of Least Effort:

Lao Tsu (an ancient Chinese prophet) said, "An integral being knows without knowing, sees
without looking, accomplished without doing." Nature's intelligence functions effortlessly. It
is carefree...full of harmony and joy. If we harness those forces with laughter, we can create
with effortless ease. Nature works with the intelligence of total
mind...Generation...Organization...Delivery. It is spontaneous and frictionless. With total mind
access we can do less and accomplish more. This is the opposite of what we generally think
and do. We work hard. We are ambitious. We want the certainty of the known. But the
unknown has creative potential.
5. The Law of Intention and Desire:

Desires are the mechanics of creation. The Rig Veda (an ancient Hindu scripture) says that in
the beginning was desire. It was the first seed of the universe. It is the connection between the
existent and the nonexistent. Desire is pure potential seeking manifestation.
Inherent in every desire and intention is the mechanics of fulfillment. When we introduce
intent into pure potentiality, it sets into process all things. We can desire from a level of
silence...in a field of silence...retaining an internal reference to total mind awareness. Then we
let the universe handle it. In his Perennial Philosophy, Aldous Huxley said that in desire itself
is the whole process through which everything is created.
List your desires and then surrender them to the womb of creation. Practice present moment
awareness
6. The Law of Detachment:

The Upanishads (ancient Hindu scriptures) say that there are two golden birds on a tree...the
ego and the Self. The ego tastes the sweet and sour fruits of the world while the Self looks on
in detachment.
There are two centers of being in action. The ego (which is the objective referral) takes action,
9
anticipates response, experiences fear, can feel wounded, and is subject to the bounds of time.
The Spirit, which is beyond the masks of the ego, is timeless. If the Spirit is cultivated as the
internal reference point, then you can be an alert witness of your life with a sort of
detachment. You recognize that you are not the roles that you are playing. You may play many
roles, but you are not them. Become aware and stop identifying with the roles.
7. The Law of Dharma:

Dharma has to do with your purpose in life. Khalil Gibran wrote that "when you work you are
the flute through whose heart the whispering of the hours turns to music...you are the cloth
woven from the heart threads for your beloved to wear." Dharma contains that sense of beauty
and of "doing the right thing". To align with dharma involves the recognition of several
principles:
A.) Each person alive has unique gifts, special talents for service to others. When you use
those gifts in your own unique way you open yourself up to escape time and experience
timeless mind.
B.) We are here to help each other. We can change the internal dialogue. The ego says,"
What's in it for me?" The Spirit says, "What can I give?" When we give up our self
centeredness, we open ourselves up to universality.
C.) We can experience the Higher Self. We can recognize that we are not human with
occasional spiritual experiences...but spirits with occasional human experiences
Make a list of your talents and ask yourself, "How can I put them to service for humanity?"
Joseph Campbell said that when you want to know what it is that you are supposed to be
doing with your life, you should follow your bliss. Then you will be in tune with dharma.
We are gods in embryo... connected to the Source that creates everything. As our awareness of
this fact expands, awareness itself shifts and new states of awareness become possible and
accessible. We begin by merely desiring to begin.
♥♥
love & light
Dery
http://www.facebook.com/inbox/readmessage.php?t=1130826801185&m...
Spiritual Journey -Facebook Group
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/seven-spiritual-laws
10
THE 12 LAWS OF KARMA
1. THE GREAT LAW -

"As you sow, so shall you reap". This is also known as the "Law of Cause and Effect".
Whatever we put out in the Universe is what comes back to us.
If what we want is Happiness, Peace, Love, Friendship...Then we should BE Happy, Peaceful,
Loving and a True Friend.
2. THE LAW OF CREATION -

Life doesn't just HAPPEN, it requires our participation.
We are one with the Universe, both inside and out.
Whatever surrounds us gives us clues to our inner state.
BE yourself, and surround yourself with what you want to have present in your Life.
3. THE LAW OF HUMILITY -

What you refuse to accept, will continue for you.
If what we see is an enemy, or someone with a character trait that we find to be negative,
then we ourselves are not focused on a higher level of existence.
4. THE LAW OF GROWTH -
11
"Wherever you go, there you are".
For us to GROW in Spirit, it is we who must change - and not the people, places or things
around us.
The only given we have in our lives is OURSELVES
and that is the only factor we have control over.
When we change who and what we are within our heart
our life follows suit and changes too.
5. THE LAW OF RESPONSIBILITY -

Whenever there is something wrong in my life,
there is something wrong in me.
We mirror what surrounds us - and what surrounds us mirrors us; this is a Universal Truth.
We must take responsibility what is in our life.
6. THE LAW OF CONNECTION -

Even if something we do seems inconsequential,
it is very important that it gets done as everything in the Universe is connected.
Each step leads to the next step, and so forth and so on.
Someone must do the initial work to get a job done.
Neither the first step nor the last are of greater significance,
As they were both needed to accomplish the task.
Past - Present - Future
They are all connected...
7. THE LAW OF FOCUS - You can not think of two things at the same time.
When our focus is on Spiritual Values, it is impossible for us to have lower thoughts such as
greed or anger.
8. THE LAW OF GIVING AND HOSPITALITY -

If you believe something to be true,
then sometime in your life
you will be called upon to demonstrate that particular truth.
Here is where we put what we CLAIM that we have learned,
into actual PRACTICE.
9. THE LAW OF HERE AND NOW -

Looking backward to examine what was,
prevents us from being totally in the HERE AND NOW.
Old thoughts, old patterns of behavior, old dreams...
Prevent us from having new ones.
10. THE LAW OF CHANGE -

History repeats itself until we learn the lessons that we need to change our path.
11. THE LAW OF PATIENCE AND REWARD - All Rewards require initial toil.
Rewards of lasting value require patient and persistent toil.
True joy follows doing what we're suppose to be doing, and waiting for the reward to come in
on it's own time.
12. THE LAW OF SIGNIFICANCE AND INSPIRATION -
12
You get back from something whatever YOU have put into it.
The true value of something is a direct result of
the energy and intent that is put into it.
Every personal contribution is also a contribution to the Whole.
Lack luster contributions have no impact on the Whole, nor do they work to diminish it.
Loving contributions bring life to, and inspire, the Whole.
The garden of
Love
is green without
limit
and yields many
fruits
other than sorrow
and joy.
Love is beyond either
condition:
without spring,
without autumn,
it is always fresh.
Love & Light

Dery
Spiritual Journey - Facebook Group
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/the-12-laws-of-karma
The Photon Belt and the New Era Of Light

13
Every 10,700 years, Our solar system passes through a 2100 year-wide belt of highly charged
ion particles known as the photon belt. This belt is the "Holy Spirit" or God force of the
universe stepped down from the Center of Creation.
Sol's passage through this belt happens twice during an approximate 26,000 year cycle -the
time it takes to go around its greater sun(presumably Alcyon in the Pleaides). This huge
vertical and doughnut-shaped belt presently appears(from Earth) to slice through the
astrological ages of Leo and Aquarius. Since we are moving into the Age of Aquarius, we are
also moving into the photon belt. The prediction is that we will officially and fully be inside
the belt by 2012AD. When this happens(and it's already happening), the new energy will
TRANSFORM the planet and all life on/in it into higher dimensions or vibratory states. Those
who cannot adapt to this higher, purer state, will die or be removed to another solar system.
The negative rulers of our planet can only do their dirty work here during the long night
stages of each cycle. This means they have untill 2012 AD , before the Light makes life here
impossible for them. Under this invisible but powerful light, bodies and minds will be
purified, and aging, sickness, and death will be no more. Neither will we need technologies of
any kind; our full status as light beings will be reactivated, and and powers such as telepathy
and teleportation will be the norm.
To help you make the transition, it is advisable to gradually purify your lifestyle in such areas
as diet, conduct, and belief systems. Eating less and better, and adopting a more collective and
humanitarian attitude is definitely the way to go. These trends can already be seen in the
newer generations of children being born during the last two decades.
Humans are a sick species, having spent the last long night of 10,700 years, in general
ignorance and fear, basically cut off from the divine flow. The last photonic Golden Age was
in Atlantis during the Age of Leo(11,000 to 8,800 BC). As soon as we moved out of the belt,
the negative forces infiltrated and destroyed this great empire, and a long dark night ensued.
The reptillians and serpents who rule this planet do so because of the darkness(both literal and
symbolic) and low vibratory rate(fear) we live in. The love or light vibration scares or repels
them.
As the influx of love and light continues to bathe our planet in increasing intensity, its inner
sun responds more feverishly, anxious to reconnect fully to its life-giving source. Earth's inner
sun is presently excited and heating up causing the polar ice to melt at unprecedented levels.
Full reconnection will only occur if there is an axial tilt exposing the inner sun directly(via the
planet's polar opening) to our solar system sun as is somewhat the case with planets like
Uranus or Pluto. This, however, would generate too much power and heat and could literally
melt the planet's shell or crust. A partial or indirect exposure would suffice to substantially
raise the planet's vibration.
The crust which has been building or thickening for thousands of years and all the garbage
and damage therein is similar to what we our doing to our bodies; it's impeding or limiting the
life force from flowing fully or naturally, resulting in sickness and even death. To correct this
the planet is presently in fasting mode and we sould do the same. Eventually it too will
achieve light body status and shine like a star. Untill then there is much work to do.
Source: http://www.librarising.com/photon.html
14
Love & Light
Dery
Spiritual Journey
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/the-photon-belt-and-the-new
Osho - Özdeşleşmek
Egonun anlamı, senin olmadığın bir şeyle özdeşleşmendir. Bir kimse her ne ise, onunla öz-
deşleşmeye ihtiyacı yoktur. Onunla özdeşleşmeye gereksinimin yoktur: Sen zaten osun. Bu
nedenle, ne zaman bir özdeşleşme varsa, bunun anlamı onun başka bir şeyle — olma- dığın
bir şeyle — olduğudur. Kişi bedenle, zihinle özdeşleşebilir. Ancak, kişi özdeşleştiği anda, kişi
kendi içinde kaybolmuştur. Egonun anlamı budur. Ego bu şekilde oluşturulur ve
kristalleştirilir. Ne zaman “ben” dersen, bir şeyle — bir isimle, bir şekille, bir bedenle, bir
geçmişle; zihinle, düşüncelerle, anılarla — özdeşleşme vardır. Derin bir özdeşleşme vardır;
sadece o zaman “ben” diyebilirsin. Şayet başka bir şeyle özdeşleşmezsen ve kendin olarak
kalırsan, o zaman “ben” diyemezsin; “ben” sadece kaybolur. “Ben” kimlik demektir. Kimlik
tüm esaretin temelidir. Özdeşleş ve bir hapishanede olacaksın. Kimliğinin kendisi senin
zindanın olacaktır. Özdeşleşme, bütünüyle kendin olarak kal ve özgürlük oradadır. O yüzden
esaret budur; ego esarettir ve egosuzluk özgürlüktür. Ve bu ego, senin olmadığın bir şeyle
özdeşleşmenden başka bir şey değildir. Örneğin, herkes kendi ismiyle özdeşleşmiştir ve
herkes bir ismi olmadan doğar. Sonra isim o kadar önemli hale gelir ki kişi ismi uğruna
ölebilir. Bir isim nedir? Ancak özdeşleştiğin an o çok önemli hale gelir. Ve herkes ismi
15
olmadan, isimsiz doğar. Veya şekli ele al; herkes kendisinin şekliyle özdeşleşmiştir. Her gün
aynanın önünde duruyorsun. Ne görüyorsun, kendini mi? Hayır. Hiçbir ayna seni gösteremez.
Sadece özdeşleştiğin şekli gösterir. Fakat insan zihni o kadar aptaldır ki her gün şekil sürekli
olarak değişir ve sen asla yanılsamadan kurtulamazsın. Sen bir çocukken şeklin neydi?
Annenin rahmindeyken şeklin neydi? Anne babanın tohu- muyken şeklin neydi? Şayet senin
için bir resim çekilmiş olsaydı annenin rahmindeki yumurtanı tanıyabilir miydin?
Tanıyabilecek miydin? Ve “Bu benim,” diyecek miydin? Hayır ama geçmişte bir yerlerde bu
yumurta ile özdeşleşmiş olmalısın… Doğdun ve şayet ilk çığlık senin için yeniden
üretilebilseydi onu tanıyıp, “Bu benim çığlığım,” diyebilecek miydin? Hayır, fakat o senindi
ve sen bununla özdeşleşmiş olmalıydın. Ölmekte olan bir adamın önünde bir albüm
yapılabilseydi… Sürekli değişen bir şekil; bir süreklilik vardır fakat yine de her an bir
değişiklik… Beden her yedi yılda bir tamamen, bütünüyle değişiyor; hiçbir şey aynı kalmaz,
tek bir hücre bile. Hâlâ, hâlâ biz, “Benim şeklim bu, bu benim,” diye düşünürüz. Ve bilinç
şekilsizdir. Biçim sürekli olarak değişen ve değişen ve değişen — tıpkı elbiseler gibi —
dışarıdaki bir şeydir. Özdeşleşmek egodur. Eğer hiçbir şeyle — isimle ya da biçimle ya da
herhangi bir şeyle — özdeşleşmezsen, o zaman ego nerededir? O zaman sen varsın ve yine de
sen yoksun. O zaman sen mutlak saflığının içindesin ama ego yoktur. Bu yüzden Buda özü,
özsüz olmak olarak adlandırmıştır; onaanatta, anatma demiştir. “Ego yoktur, bu yüzden
kendini atma olarak bile adlandıramazsın. Kendini ‘ben’ olarak da adlandıramazsın; ‘ben’
yoktur. Sadece saf varoluş vardır,” demiştir. Bu saf varoluş özgürlüktür.
Osho
EGO
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/osho-oezdeslesmek
Osho - Kendi Özün

Yanlış giden nedir? Bilmeye muktedirsin. Sen oradasın, bilme kapasiten oradadır. O halde
yanlış giden nedir? Niçin bu kendini bilme kapasitesi kendisine yönelemez? Sadece tek bir
şey yanlış gitmiştir ve onu doğru yola sokmadığın sürece kendin hakkında cahil kalacaksın.
Ve yanlış gitmiş olan şey, senin içinde bir bölünmenin yaratılmış olmasıdır. Bütünlüğünü
kaybetmiş durumdasın. Toplum seni bölünmüş bir ev haline getirmiş, seni kendine karşı
bölmüştür. Strateji basittir; bir kez anlaşıldığında ortadan kaldırılabilir. Strateji şudur; toplum
sana nasıl olman gerektiği konusunda idealler vermiştir. Ve o, bu idealleri senin içine öylesine
derinlemesine dayatmıştır ki, “Nasıl olmalıyım?” idealiyle her zaman ilgilenirsin ve kim
olduğunu unutmuşsundur. Gelecekteki ideal ile takıntılı haldesin ve şimdiki gerçekliği
unutmuş durumdasın. Gözlerin uzak geleceğe odaklanmış durumda. Bu nedenle onlar içeriye
doğru yönelemezler. Sürekli olarak ne yapacağını, nasıl yapacağını, nasıl şöyle ya da böyle
olunacağını düşünü- yorsun. Senin lisanın -meli ve -malı haline dönüşmüştür ve gerçek ise
sadece -dir, -dır’dan oluşur. Gerçeklik hiçbir -meli, -malı tanımaz. Bir gül bir güldür, onun
başka bir şey olması mevzubahis değildir. Ve bir nilüfer bir nilü- ferdir. Ne bir gül herhangi
bir şekilde bir nilüfer olmaya çalışır ne de bir nilüfer herhangi bir şekilde bir gül haline
16
gelmeye çalışır. Çünkü onlar nevrozlu değildir. Onlar psikiyatrlara ihti- yaç duymaz, onlar
hiçbir psikanalizciye ihtiyaç duymazlar. Gül sağlıklıdır çünkü gül basitçe kendi gerçekliğini
yaşar. Ve bu insan dışında tüm varoluş için böyledir. Sadece insanın idealleri ve -meli,
-malı’ları vardır. “Şu” ve “bu” olmalısın, o zaman sen kendi oluşuna karşı bölünürsün; –meli
ve -dır düşmandırlar. Ve sen olduğundan daha başka bir şey olamazsın. Bu kalbinin
derinliklerine işlesin: Sen sadece olduğun şey olabilirsin, asla başka bir şey değil. Bir kez bu
hakikat, “sadece kendim olabilirim” derine işlediğinde tüm idealler yok olur. Onlar otomatik
olarak devreden çıkar. Ve ideal olmadığında gerçekle yüzleşirsin. O zaman gözlerin şimdi,
buradadır; o zaman sen her ne isen onun için mevcut olursun. Bölünme, parçalanma ortadan
kalkmıştır. Sen birsin. İlk adım budur: Kendinle bir ol. İlk olan çok sayıda koşullanma, çok
fazla eğitim, çok fazla medeni gayretler yüzünden zorlaşmıştır. Anbean, olduğun halde
kendini sevme ve sadece kendini kabul etme ilk adımını atabilirsen…
........
Ve ben ne dönüşümünden bahsediyorum? Senin benzemek zorunda olduğun herhangi bir

ideali sana vermiyorum. Ben senin olduğun şeyden dönüşmeni ve başka bir şey haline gelmen
gerektiğini söylemiyorum. Sen basitçe her ne isen onun içinde rahatlamalısın ve sadece
görmelisin. Söylediğim şeyi duydun mu? Sadece demek istediğimin özünü anla; bu
özgürleştiricidir. Ve büyük bir ahenk, muhteşem bir müzik duyulur. Bu müzik kendini
bilmektir. Ve senin hayatın değişmeye başlar. O zaman sen tüm kilitleri açan, büyülü bir
anahtara sahip olursun
Osho
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/osho-kendi-oezuen
Osho - Kendinden Sorumlusun

Sürekli sorumluluğunu başka birisinin omuzlarına yüklüyorsun: Tanrı sorumludur, kader so-
rumludur, Âdem ile Havva sorumludur. Tanrı’ya itaat etmemesi için Havva’yı kandıran yılan;
bu yılandır sorumlu. Sorumluluğunu başka birisinin üzerine yığmanın ahmaklığını görebiliyor
musun? Belki milyonlarca yıl önceki bir yılan … bir sürüngenle, bir yılanla küçücük bir
konuşma yapmak için büyük çaba sarf etmiştim: Onlar konuşmuyor. Aslında, onlar duymuyor
bile. Sürüngenlerin kulakları olmadığını keşfettim, kulaklar onların fizyolojilerinin bir parçası
değildir. Ve şayet onlar duyamazlarsa nasıl konuşabilirler? Ve Havva’yı nasıl ikna edecekler?
Ancak, biz sorumluluğumuzu başka birisine atmak zorundayız. Âdem onu Havva’ya atar.
Havva onu yılana atar. Yılan — eğer konuşabilseydi — Tanrı’nın üzerine atardı. Bu şekilde,
kendinden sorumlu olmadığın sürece, hakikaten bir birey olmadığını anlamadan
sorumluluğunu atmayı sürdürürsün. Sorumluluğu küçültmek bireyliğini tahrip eder. Ancak,
sen sorumluluğunu sadece kendini muazzam bir şekilde sevdiğin zaman kabul edebilirsin.
Ben sorumluluğumu kabul ediyorum ve onun için de mutluyum. Asla sorumluluğumu kimse-
nin üzerine atmadım çünkü bu, özgürlüğü kaybetmektir; bu, köle olmaktır; başkalarının
17
insafına kalmaktır. Her ne isem, tamamen ve sadece ondan sorumluyum. Bu bana büyük bir
güç veriyor. Bu beni köklendirir, merkezlendirir. Ancak, bu sorumluluğun kaynağı şudur:
Kendimi seviyorum. Ben de aynı türden kitlesel sömürüden geçmiştim. Ancak, en başından
itibaren şunu çok net bir şekilde ortaya koydum: Eğer cennetin içine doğru itilecek olursam,
onu reddedeceğim. Kendi irademle cehenneme gitmeye hazırım. En azından kendi bağımsız-
lığıma, kendi seçimime sahip olacağım. Anne babam, öğretmenlerim, profesörlerim benimle
mücadele etti ancak, ben “Kesin olan bir şey var: Bir köle olmak için hiçbir rüşveti kabul
edemem. Bunun yerine cehennem ate- şinde sonsuza kadar yanarak acı çekmeyi tercih ederim
ama kendim olarak kalacağım. En azından, bu kadarcık keyfim olacak; bu benim seçimim,
kimse bunu bana dayatmadı,” de- dim. Cennete bir mahkûm olarak alınmaktan mutlu
olacağını mı düşünüyorsun? İsa’yı ya da Musa’yı ya da Buda’yı ya da Krishna’yı izleyerek
cennete gitmek; körlemesine bir inanan olmanın beklendiği bu cennet nasıl bir yer olacak?
Soru soramazsın, hiçbir şey hakkında sorgulama yapamazsın. Bu cennet cehennemden daha
kötü olacaktır. Fakat insanlar kendi öz kaynaklarından saptırılmıştır. Ben senin yuvaya
dönmeni istiyorum. Kendine saygı duy. Varoluş, sana ihtiyaç duyduğu için onurlan ve keyif
al; aksi takdirde burada olmazdın. Varoluş sensiz olamayacağı için mutlu ol. Her şeyden önce
sen bu nedenle buradasın: Varoluş sana bir fırsat vermiştir; içinde gizlenen muazzam
hazinelere — güzelliğe, saadete, özgürlüğe — sahip bir hayat. Ancak, sen varoluşçu değilsin!
Sen Hıristiyansın, sen Budistsin, sen Hindusun ve ben senin sadece tek bir şeye inanmanı
isterim ve ben senin tek bir şeye inanmanı isterim: Varoluş. Hiçbir sinagoğa ya da hiçbir
kiliseye gitmeye gerek yok. Şayet gökyüzünü, yıldızları, gün- batımını, gündoğumunu, açan
çiçekleri, şarkı söyleyen kuşları yaşayamazsan… Tüm varoluş bir vaazdır! Aptal bir din
adamı tarafından hazırlanmamıştır: O her yerdedir. Sadece kendine güvenmen gerekir; bu,
kendini sevmenin başka bir adıdır. Ve sen kendine güvendiğinde ve sevdiğinde açık bir
şekilde her ne isen, her kim isen onun sorumluluğunu kendi omuzlarına almışsındır. Bu
öylesine muazzam bir varlık deneyimi sağlar ki hiç kimse seni bir daha esir edemez. Kendi
ayakları üzerinde durmaya muktedir olan bir bireyin güzelliğini görebiliyor musun? Ve ne
olursa olsun — coşku ya da hüzün, yaşam ya da ölüm — kendini seven insan o kadar
bütündür ki o sadece hayattan tat almakla kalmaz, ölümden de keyif alabilecektir
Osho
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/osho-kendinden-sorumlusun
Dünya, Güneş ve İnsan

Dünya, Güneş ve İnsan
İnsan nasıl Dünya’nın organik bir parçasıysa, Dünya da Güneş’in organik bir parçasıdır. Bu,
kızı olan bir annenin, kızının da bir kız çocuğu sahibi olması gibidir; üçü de aynı kanı taşır.
Bedenleri benzer hücrelerden meydana gelmiştir. Bilim adamları paylaşılan duyarlılık
anlamına gelen ‘empati’ sözcüğünü kullanırlar. Aynı kaynaktan doğmuş olanlar ortak bir içsel
18
deneyimi paylaşır. Dünya Güneş’ten doğmuş olduğu gibi bizim bedenlerimiz de Dünya’dan
doğmuştur ve çok uzaklarda Güneş, bizim büyük, büyük anne veya babamızdır. Güneş’te olup
biten her şey bizim bedenimizin her hücresine yansıyan bir titreşime neden olur. Bu böyle
olmak zorundadır çünkü hücrelerimiz de Güneş’ten doğmuştur. Güneş çok uzak bir
mesafedeymiş gibi görünse de aslında o kadar da uzaklarda değildir. Güneş’e ait atomlar,
kanımızın içerdiği her elemente, kemiklerimizi oluşturan her zerreye kadar içimizde yaşar.
Biz Güneş’in bir parçası olduğumuza göre onun hayatımız üzerindeki etkilerine de
şaşırmamak gerekir. Güneş’le aramızda bir çeşit empati mevcuttur. Eğer bu empatiyi doğru
şekilde anlayabilirsek, astrolojinin başka bir boyutuna girmemiz de mümkün olur. Dün size
ikizlerden söz etmiştim. Tek yumurta ikizleri farklı odalara konularak empati üzerine bir
deney yapılabilir. Son elli yılda buna benzer birçok deney gerçekleştirilmiştir. İkizler ayrı
odalara yerleştirilmiş, bir zil çalınmış ve zil çaldığında ilk akıllarına gelmiş olan şeyi
yazmaları veya çizmeleri istenmiştir. Bu yirmi kez tekrarlanmış ve büyük bir şaşkınlıkla,
ikizlerin yüzde doksan oranında benzer resimleri çizmiş olduğu gözlemlenmiştir. Zilin
çalmasının çocuklardan birinin düşünce akışında yarattığı etki ve bu düşüncenin çağrıştırdığı
sözcük veya resim diğer çocukta da aynı olabilir. Bu deneyim benzerliği bilim adamları
tarafından empati olarak adlandırılıyor. İkizler arasında öyle çok benzerlik vardır ki
titreşimleri bile birbirine benzer. Bu tipte iki çocuğun içinde bilinmeyen kanallar aracılığıyla
akan içsel bir iletişim veya diyalog mevcuttur. Güneş ve Dünya arasında da buna benzer
iletişim köprüleri söz konusudur ve her an bu köprüler aracılığıyla mesaj alışverişleri
gerçekleşmektedir. Aynı şekilde Dünya’yla insan arasında da iletişim köprüleri bulunmaktadır.
Yani insan, Dünya ve Güneş arasında sürekli bir iletişim söz konusudur. Ancak bu oldukça
gizemli bir iletişimdir; içsel ve hassastır. Gelin bunu anlamaya çalışalım.‘ Amerika’da Ağaç
Halkası Araştırma Merkezi olarak bilinen bir araştırma merkezi vardır. Bir ağacı kestiğinde,
kesilmiş yüzeyde belli sayıda halka veya daire olduğunu görürsün. Ahşap mobilyalarda
görünen güzel, dekoratif damarlar bu halkalardan kaynaklanır. Bu araştırma merkezinde son
elli yıldır bu halkaların oluşumu üzerine çalışmalar yapılmaktadır. Merkezin yöneticisi,
Profesör Douglas hayatının büyük bir kısmını bu olguyu araştırarak geçirmiş ve bu konuda
bazı gerçekler keşfetmiştir. Genelde bu halkaları sayarak ağacın kaç yaşında olduğunun
saptanabileceğinden hepimiz haberdarızdır. Her yıl yeni bir halka oluşur; her yıl ağacın içinde
yeni bir katman büyür. Eğer ağaç elli yaşındaysa, elli kez sonbahara tanık olmuşsa, içinde de
elli tane halka oluşmuştur. Ancak şaşırtıcı bir şekilde, bu halkalar aynı zamanda belli bir yılda
mevsimlerin nasıl geçmiş olduğunu da gösterir. Eğer mevsimler o sene normale göre daha
sıcak veya daha yağışlı geçmişse, halka oluşumları da daha geniştir. Mevsimler soğuk ve
kurak geçmişse, halkalar da o kadar kalın olmaz. Onlara bakarak ne zaman güçlü yağmurlar
yağmış, ne zaman kuraklık olmuş ve ne zaman mevsimin çok soğuk geçmiş olduğunu
anlamak mümkündür. Buda belli bir yılda çok yağış olmuş olduğunu söylediğinde, altında
oturmakta olduğu bodhi ağacı da onu doğrulardı. Buda hata yapmış olsa da ağaç asla
yapmazdı. O yıl mevsimlerin nasıl geçtiğine dayalı olarak ağacın halkası da daha kalın veya
ince olurdu. Profesör Douglas bu araştırmayı yürütürken beklediğinin çok ötesinde bir sonuca
daha vardı. Gözlemlediğine göre her on bir yılda bir halkalar genişliyordu ki her on bir yılda
bir Güneş’teki nükleer aktivite en üst noktaya ulaşır, Güneş daha aktif duruma gelir. Adeta
Güneş’in periyodik bir ritmi söz konusudur ve bu noktada radyoaktivitesi en üst düzeyde
seyreder. Böyle bir yılda ağacın içinde de daha kalın bir halka oluşur ve bu yalnızca tek bir
orman veya ülke için değil, tüm Dünya’daki ağaçlar için geçerlidir çünkü ağaçlar kendilerini
yoğunlaşmış radyoaktiviteye karşı koruyabilmek için önlem alırlar. Ağaç her on bir yılda bir,
kendini Güneş’in saldığı aşırı güçten koruyabilmek için daha kalın bir kabuk geliştirir. Bilim
adamları bu olguya dayalı olarak yeni bir terim üretmiştir: Küresel İklim. Mevsimler farklı
yerlerde farklı seyirler gösterir: Bir yerde yağmur yağarken, bir diğerinde hava soğuk veya
sıcak olabilir; bu yüzden de küresel bir iklimin söz konusu olabileceği daha önce hiç
19
düşünülmemiştir. Bu nedenle Profesör Douglas, bu on birinci yılla bağlantılı olarak küresel
iklim terimini türetmiştir. Bu olgu bizim tarafımızdan algılanamasa da ağaçlar tarafından
algılanıyor. On birinci yıldan sonra ağacın oluşturduğu halkalar git gide incelirken, beş yıldan
sonra bu halkaların eni yeniden on birinci yıla kadar yavaş yavaş kalınlaşmaya başlıyor.’ Eğer
ağaçlar Güneş’te meydana gelen bir olayı kaydedebilecek duyarlılığa sahiplerse insan
zihninde de böyle bir katman bulunması, insan bedeninde de Güneş’in aktivitelerine karşı bir
duyarlılık olması ve ruhunun etkilenmesi olasılığı yok mudur? Şu ana kadar bilim adamları
insan bedeninde açıkça görülebilen bir etki saptayamamış olsalar da, bedenin böyle bir
aktivitenin kaydını tutmuyor olması olanaksız görünmektedir. Astroloji Evren’de olup biten
her şeyin insanın üzerinde de etkisi olma olasılığını inceler. Ancak insan bedenini incelemek
daha zordur çünkü onu ağacı kestiğimiz gibi ortadan kesip açamayız. Bir insanı kesip açmak
çok hassas ve tehlikeli bir durumdur. Ayrıca insan zihne sahip olduğu için bu tür olayları
kaydeden bedeni değil zihnidir. Ağaç böyle bir zihne sahip olmadığı için olayları bedenine
kaydetmek zorundadır. Burada kayda değer bir nokta daha mevcuttur. Güneş’te her on bir
yılda bir radyoaktif fırtınalar olduğu gibi, ayrıca doksan yıllık bir periyodik ritim daha söz
konusudur. Bu çok yakın zamanda gün ışığına çıkmış olsa da bilimsel gerçekliğe sahiptir ve
on bir yılda bir tekrarlanan ritim kadar şaşırtıcıdır...
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/duenya-guenes-ve-insan
Osho - Eylemde Farkındalık

Uyuya kalmış bir adam hiçbir şeyde bütün olamaz.
Yiyorsun, tamamen orada değilsin; bin bir tane şey düşünüyorsun, bin bir tane rüya görü-
yorsun, yalnızca mekanik bir şekilde kendini tıkıyorsun. Erkeğinle veya kadınınla sevişiyor-
sun belki ve tamamen orada değilsin. Belki de başka kadınları düşünüyorsun, kadınınla
sevişiyor ve başka kadınları düşünüyorsun. Ya da belki pazarı düşünüyorsun ya da satın
almayı düşündüğün şeylerin fiyatlarını ya da bir arabayı ya da bir evi ya da bin bir tane şeyi;
ve mekanik bir şekilde sevişiyorsun.
Eylemlerinde bütün ol — ve eğer bütünsen farkında olmak zorundasın; hiç kimse farkında
olmadan bütün olamaz. Bir şey yiyorsan, sadece yiyorsun; tam olarak şimdi buradasın. Yemek
her şey; yalnızca kendini tıkamıyorsun, keyif alıyorsun. Ruh, beden ve zihin sen yiyorken
uyumlu ve ahenk içerisinde, varlığının bu üç katmanında derin bir ritim var. Yemek bir
meditasyona dönüşür, yürümek bir meditasyona dönüşür, yemek pişirmek bir meditasyona
dönüşür, koşmak bir meditasyona dönüşür, odun kesmek bir meditasyona dönüşür, kuyudan
su taşımak bir meditasyona dönüşür. Küçük şeyler dönüştürülür; onlar ışıltılı eylemler haline
gelir
20
OSHO
FARKINDALIK
www.oshoturk.com
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/osho-eylemde-farkindalik
Osho - Kararsızlık Duvarı

Ego etrafını bir duvar gibi kuşatır. Korumak için kuşattığına seni ikna eder. Ego seni böyle
ayartır. Sürekli aynı şeyi söyler: “Eğer ben olmazsam sen korumasız kalırsın. Savunman çok
zayıf olur ve bu çok büyük bir risk. O yüzden bırak seni koruyayım, etrafını sarayım.”
Evet, ego belirli bir ölçüde koruma sağlar ama bu duvar aynı zamanda senin zindanın olur.
Belirli bir koruma var, aksi halde kimse egonun getirdiği mutsuzluklara katlanmaz. Belirli bir
koruma var, seni düşmanlardan korur ... ama aynı zamanda dostlara karşı da korur.
Düşmandan korktuğun için kapını kapatıp arkasında gizleniyorsun. Sonra bir dost geliyor ama
kapı kapalı, içeri giremiyor. Eğer bir düşmandan çok korkuyorsan, o zaman dostlar da dışarıda
kalır. Eğer kapıyı dostun için açarsan, düşmanın da içeri girme riski vardır.
Bunu çok derinden düşünmek gerekir; hayatın en büyük sorunlarından biridir. Sadece çok az
sayıdaki cesur insan onu doğru şekilde çözebilir, diğerleri korkup saklanır ve o zaman yaşamı
21
kaybederler.
Yaşamak risklidir, ölümün riski yoktur. Öldüğün zaman senin için bir sorun kalmaz ve o
zaman seni kimse öldüremez, çünkü zaten ölü olan birini nasıl öldürebilirsin? Mezara gir ve
işin bitsin! O zaman ne hastalık var, ne kaygı var, ne de herhangi bir sorun... Bütün sorun-
ların biter.
Ama eğer canlıysan milyonlarca sorun var. İnsan ne kadar canlıysa, o kadar fazla sorun vardır.
Ama bunun yanlış bir tarafı yok; çünkü ancak sorunlarla uğraşarak, mücadele vererek
büyüyebilirsin.
Ego, etrafında yükselen sinsi bir duvardır. İçeri birinin girmesine izin vermez. Kendini korun-
muş ve güvende hissedersin ama güvence ölüm gibidir. Tohum içindeki bitkinin hissettiği
güvence gibi. Bitki filizlenmekten korkuyor, çünkü başına ne geleceği belli değil... Dünya
tehlikelerle dolu ve bitki o kadar kırılgan ve narin ki! Tohum, duvarının içinde, hücrenin
içinde saklanırsa her şey korunmuş olur.
Ya da anne rahminde olan bir bebeği düşün. Her şey var, ne ihtiyacı olursa anında karşıla-
nıyor. Ne bir kaygı, ne mücadele, ne de gelecek var. Bebek büyük bir mutlulukla yaşar. Her
ihtiyacı annesi tarafından karşılanır.
Ama sen sürekli annenin rahminde yaşamak ister misin? Çok emin bir yer. Eğer sana seçme
şansı tanınsaydı, sürekli annenin rahminde kalmayı seçer miydin? Çok rahat bir yer, ondan
ötesi olabilir mi? Bilim adamları henüz bir rahimden daha rahat bir ortam sağlayamadıklarını
ifade ediyor. Rahim sanki rahatlık konusunda ulaşılacak son mertebe gibi görünüyor. O kadar
rahat ... ne bir kaygı, ne bir sorun, ne çalışma ihtiyacı. Yalın bir varoluş. Her şey anında sana
sunuluyor ... ihtiyaç doğduğu an anne tarafından karşılanıyor. Nefes almak gibi bir sıkıntı bile
yaşamıyorsun, anne bebek için nefes alıyor. Karın doyurma sıkıntısı yok, anne çocuk için
yiyor.
Peki ama anne rahminde kalmak ister misin? Orası rahat ama bir hayat değil. Yaşam her
zaman belirsizlikle dolu olan dışarıdadır. Hayat dışarıdadır.
Coşku anlamına gelen İngilizce ‘ecstasy’ kelimesi çok çok önemlidir. Tam kelime karşılığı
‘durağan karşıtı’tır. Coşku, dışarı çıkmak demektir. Bütün kabuklardan, korumalardan, ego-
lardan, güvencelerden, bütün ölüm benzeri duvarlardan. Coşkulu olmak demek dışarı çıkmak
demektir, özgür olmak, dolaşmak demektir. Rüzgârın gelip içinden geçeceği kadar narin bir
akıma dönüşmek demektir.
Bir ifade vardır, bazen “bu deneyim olağanüstüydü” deriz. Coşkunun tam anlamı budur; ola-
ğandan daha üstün.
Tohum çatlayıp, içinde gizlediği ışığı yaymaya başladığı zaman; bir bebek doğup, rahmi
geride bıraktığı zaman, bütün konforları ve rahatlıkları bırakıp bilinmeyen bir dünyaya adım
attıkları zaman ... coşku budur. Bir kuş yumurtasını kırıp, gökyüzüne uçtuğu zaman ... coşku
budur.
Ego bir yumurtadır ve ondan çıkmak zorundasın. Coşkulu ol! Bütün korumalardan, kabuk-
lardan ve güvencelerden kurtul. O zaman daha geniş bir dünyaya ulaşırsın; engin, sonsuz bir
dünyaya. Ancak o zaman yaşarsın. Ve dolu dolu yaşarsın.
22
Ama korku seni baltalıyor. Bebek de, rahimden dışarı çıkmadan önce, çıkıp çıkmamak konu-
sunda kararsız kalıyor olmalı. Olmak ya da olmamak. Bir adım ileri atıp, sonra bir adım geri
çekiliyor olmalı. Belki de o yüzden anne bu kadar acı çekiyor. Bebek kararsız ve olağanın
üstüne çıkmaya henüz tam olarak hazır değil. Geçmiş onu geri çekiyor, gelecek ise ileri itiyor.
Bebek arada kalmış durumda.
Bu, kararsızlık duvarıdır. Geçmişe yapışmak, egoya yapışmaktır. Bunu her yere taşıyorsun.
Bazen, o nadir anlarda, çok canlı ve farkında olduğun zamanlar onu görebilirsin. Aksi halde
çok saydam bir duvardır ve göremezsin. İnsan bütün hayatını ... ve sadece bir değil, birçok
hayatını ... bir hücrenin içinde, her yerden soyutlanmış, penceresiz, Leibnitz’in ‘monad’
dediği yerde geçirdiğinin farkına bile varmıyor. Kapısız, penceresiz bir hücrede... Saydam,
camdan duvarlı bir hücre.
Bu egonun bırakılması gerekiyor. İnsanın cesaretini toplayıp onu paramparça etmesi gere-
kiyor. İnsanlar onu milyonlarca yoldan besliyor ve bu arada bilmeden kendi cehennemlerini
besliyorlar.
Bayan Cochrane ölmüş kocasının tabutunun yanında duruyormuş. Oğlu ise hemen yanın-
daymış. Taziyeye gelenler birer birer geçip baş sağlığı diliyormuş.
“Artık acı çekmiyor,” dedi Bayan Croy. “Neden ölmüştü?”
“Zavallı adamcağız bel soğukluğundan öldü,” diye yanıtlamış Bayan Cochrane.
Bir başka kadın tabutun başına gelmiş: “Artık acıları geride kalmış. Yüzünde dingin bir
tebessüm var. Ölüm nedeni neydi?”
“Bel soğukluğu!” demiş yaşlı dul.
O sırada oğlu annesini kenara çekmiş: “Anne! Babam hakkında çok kötü bir şey söylü-
yorsun. O, bel soğukluğundan ölmedi ki. İshalden öldü!”
“Biliyorum!” diye yanıtlamış Bayan Cochrane. “Bok içinde öldüğünü bilmeleri yerine
eğlence peşindeyken gittiğini düşünmelerini isterim.”
En sonuna kadar oyun oynamaya devam ederler.
Ego, samimi olmana izin vermez ve seni sahteliği devam ettirmeye zorlar. Ego söylenen
yalandır ama insanın bir karar vermesi gerekiyor. Bu, çok büyük bir cesaret gerektiriyor;
çünkü o ana kadar besleyip büyüttüğün şeyi paramparça edecek. Bütün geçmişini yok edecek.
Onunla birlikte sen de paramparça olacaksın. Geride biri kalacak ama sen o kişi
olmayacaksın. İçinde geçmişle bağlantısı olmayan bir varlık yükselecek ... taze, geçmişin
bozmadığı bir varlık. O zaman bir duvar olmayacak; nerede olursan ol, sınırları olmayan
sonsuzluğu göreceksin.
En sevdiği bara giren yaşlı adam normalde çalışan garson kızın yerine bir başka kızın
çalıştığını görmüş. En başta şaşırmış ama sonra kibar bir şekilde yeni garson kızın ‘uzun
zamandır gördüğü en güzel kız’ olduğunu söylemiş.
Garson kız biraz kibirli bir tipmiş ve burnunu havaya kaldırıp “Üzgünüm ama iltifatınıza aynı
23
şekilde karşılık veremeyeceğim,” demiş.
Adam sakin bir şekilde yanıtlamış: “Peki o zaman benim yaptığımı yapamaz mıydın, tatlım?
Yalan söyleyemez miydin?”
Bütün formalitelerimiz birbirimizin egolarına yardımcı olmaktan başka bir şey değildir. Hepsi
yalandır. Sen birine bir şey söylersin ve o da iltifata karşılık verir. Ne sen, ne de o sami- midir.
Aynı oyunu sürdürürüz: etiket, formaliteler, medeni yüzler ve maskeler.
O zaman duvarla yüzleşmek zorundasın. Zamanla, bu duvar o kadar kalınlaşacak ki hiçbir şey
göremeyeceksin. Duvar her geçen gün kalınlaşıyor ... o yüzden bekleme. Eğer etrafında bir
duvar taşıdığın hissine kapılırsan, hemen bırak! Hemen zıpla ve içinden çık! Zıplamak için
sadece karar vermek yeterli, hepsi bu. Sonra, yarından itibaren onu besleme. Onu besle- diğini
fark ettiğin zaman, hemen dur. Birkaç gün içinde onun öldüğünü göreceksin, çünkü senin
sürekli desteğine ve beslemene ihtiyaç duymaktadır
OSHO
CESARET
www.oshoturk.com
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/osho-kararsizlik-duvari
Osho - Canlı Olma Armağanı

Sen asla anne baban, öğretmenlerin, komşuların, toplum tarafından olduğun şe-— kilde kabul
edilmedin.
24
Herkes seni geliştirmek için, seni daha iyi yapmak için çalışıyordu. Herkes insanın başına
gelmesi mümkün olan defoları, hataları, yanlışlıkları, zayıflıkları, kırılganlıkları işaret ediyor-
du. Hiç kimse senin güzelliğini vurgulamadı, hiç kimse senin zekânı vurgulamadı, hiç kimse
senin görkemini vurgulamadı.
Sadece canlı olmak öylesine büyük bir armağandır ki, ancak hiç kimse hiçbir zaman sana
varoluşa müteşekkir olmanı söylemedi. Tam aksine herkes homurdanıyor, şikâyet ediyordu.
Doğal olarak hayatının en başından beri seni çevreleyen her şey, olman gereken şey olma-
dığını sürekli işaret ederse, olman gereken ve izlemen gereken büyük idealler vermeye devam
ederse... Senin oluşun asla onurlandırılmaz. Senin geleceğin onurlandırılır; şayet güçlü,
saygın, zengin, entelektüel; sıradan birisi değil, bir şekilde meşhur birisi olabilirsen.
Sana karşı olan sürekli koşullanma sende, “Olduğum halimle bir şey eksik. Başka bir yerde
olmalıyım, burada değil. Olmam gereken yer burası değil; daha yüksek, daha güçlü, daha
baskın, daha saygın, daha çok tanınan bir yerde olmalıyım,” düşüncesini yarattı.
Senin başın, senin zihnin; onların senin nasıl olman hakkındaki düşünceleri doğrultusunda,
pek çok şekilde pek çok insan tarafından dönüştürüldü. Kötü bir niyet yoktu. Anne baban seni
sevdi, öğretmenlerin seni sevdi, toplumun senin birisi olmanı istedi. Onların niyetleri iyiydi
ancak, onların anlayışları çok sınırlıydı. Onlar bir gülü, bir marigold yapmayı ve bunun tersini
başaramayacaklarını unuttular.
Yapabileceğin tek şey güllerin daha büyük, daha renkli, daha hoş kokulu olmasına yardım
etmektir. Rengi ve hoş kokuyu oluşturacak tüm elementleri — ihtiyaç duyulan gübreyi, doğru
toprağı, doğru zamanda doğru sulamayı — verebilirsin ama gül goncalarının nilüfer
üretmesini sağlayamazsın. Ve şayet sen gül goncalarına, “nilüfer üretmek zorundasın” fikrini
vermeye başlarsan — elbette ki nilüferler güzel ve büyüktürler — yanlış bir koşullanma
veriyorsun. Bu gonca, sadece hiçbir zaman nilüfer üretememekle kalmayacak; onun tüm
enerjisi yanlış bir yola yönlendirileceği için gül bile üretemeyecek çünkü gül üretecek enerjiyi
nereden bulacak? Ve onun nilüfer, gül üretmeyeceği meydana çıktığında elbette zavallı gonca
kendisini devamlı boş, engellenmiş, çıplak, değersiz hissedecektir.
İnsanların başına gelen şey budur. Hep iyi niyetlerle insanlar senin zihnini çeliyor. Daha iyi
bir toplumda, daha çok anlayış sahibi insanlarla hiç kimse seni değiştirmeye çalışmayacak.
Herkes senin kendin olmana yardım edecek; ve kendin olmak dünyadaki en zengin şeydir.
Kendin olmak hayatını anlamlı, önemli yapacak her şeyi, doymuş hissetmek için ihtiyacın
olan her şeyi sana verir. Sadece kendin olmak ve doğana uygun şekilde gelişmek hayatını
doygunluğa eriştirir.
Gerçek zenginlik budur. Gerçek güç budur.
Herkes kendisi olarak gelişirse bütün yeryüzünün muazzam dayanıklılıkta, zekâda ve eve
dönmüş olmanın verdiği bir tamamlanmışlık halinde, bir coşku sahibi olan güçlü insanlarla
dolu olduğunu göreceksin
OSHO
ZEKA
www.oshoturk.com
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/osho-canli-olma-armagani
25
Osho - Tatmin Olmama Korkusu
Her şeyin enerjisi vardır:
KORKU,
ÖFKE,
KISKANÇLIK,
NEFRET.
Sen tüm bu
şeylerin hayatını
tükettiği gerçeğinin
farkında değilsin.
Ölüm korkusu,
ölüm korkusu değildir,
o tatmin olmadan kalma
korkusudur.
Öleceksin ve hayatın aracılığıyla hiç ama hiçbir şeyi yaşayamadın;
hiç olgunlaşma yok,
hiç gelişme yok,
hiç açan çiçek yok
BOŞ ELLERLE geldin,
BOŞ ELLERLE gidiyorsun.
Korku budur!
... yetişkin hale geldiğinde — soğanı katman katman soyabilirsin —

KORKUNUN SENDE NASIL YARATILDIĞINI, ne kadar saf olduğunu,
insanların senin masumiyetini nasıl sömürdüğünü görebilirsin.
Din adamı Tanrı’yı tanımıyor, fakat o sanki Tanrı’yı tanıyormuş gibi yapıp seni kandırmıştır.
Onun cennet ve cehennem hakkında hiçbir fikri yoktur, ama yine de o seni cehennemden
korkmaya, cennet için de hırslanmaya zorlamıştır. O açgözlülük yaratmıştır, o korku
yaratmıştır. Onun kendisi de başka insanların kurbanıdır. Artık sen geriye bakabilirsin: Baban
sana ne öğrettiğinin, sana neler anlattığının farkında değildi
... korkular vardır ve arayıp bulmak için

sürekli var olan şu dürtü de vardır.
Ve umut ederim ki korkular kazanan olmaz
çünkü korkularıyla yaşayan insanlar yaşamıyordur;
onlar çoktan ölmüştür.
KORKU YAŞAMIN DEĞİL, ÖLÜMÜN BİR PARÇASIDIR.
26
Yaşamın anlamı risk almaktır, maceradır,
bilinmeyenin içine dalmaktır.
O nedenle korkularını anlamaya çalış.
Ve bir şeyi unutma: Onları destekleme,
onlar senin düşmanındır.
Hâlâ içinde canlı olan dürtüye destek ol,
onu bir aleve dönüştür ki bu sayede
senin tüm korkuların yanıp kavrulsun ve sen
ARAYIŞIN İÇİNE GİREBİLESİN
Osho
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/osho-tatmin-olmama-korkusu
Osho - Özdeşleşmenin Yan Ürünleri

“BEN KİMİM?”
“BU SORUYU SENDEN BAŞKA HİÇ KİMSE YANITLAYAMAZ.
Bunu sen bileceksin.

Tüm meditasyon teknikleri sahte olanı yok etmek içindir.
Onlar sana gerçek olanı vermez; gerçek olan verilemez.
Verilebilen bir şey gerçek olamaz.
Gerçeğe sen zaten sahipsin; yalnızca sahte alınıp uzaklaştırılmalıdır.
Meditasyon sadece sessiz ve tek başına olma cesaretidir.

Yavaş yavaş sen kendindeki — hiç kimseden ödünç alınmamış, senin içinde büyüyen — yeni
bir niteliği, yeni bir canlılığı, yeni bir güzelliği, yeni bir zekâyı hissetmeye başlarsın.
Onun, senin varoluşunda kökleri vardır.

Ve eğer sen bir korkak değilsen, o meyvelerini verecektir,
çiçeklerini açacaktır.
Senin korkularının hepsi özdeşleşmenin yan ürünleridir.

Bir kadını seversin ve aynı paketin içinde korku da gelir:
Seni terk edebilir; zaten birisini terk etti ve seninle geldi.
Bir tehlike vardır; belki sana da aynı şeyi yapacak.
Korku vardır, karnında düğümlenmeler hissediyorsun. Çok bağlandın.
Çok basit bir şeyi anlayamıyorsun:

DÜNYAYA TEK BAŞINA GELDİN.
Dün de bu kadın olmadan son derece iyi bir şekilde,
27
karnında hiçbir düğümlenme olmadan buradaydın.
Ve yarın, eğer bu kadın giderse ... bu düğümlenmelere
neden ihtiyaç olsun?
Onsuz nasıl olunabileceğini biliyorsun ve onsuz olabileceksin.
Yarın bir şeylerin değişebileceği korkusu... Birisi ölebilir,

iflas edebilirsin, işini kaybedebilirsin.
Değişebilecek bin bir tane şey olabilir.
Sen korkular ve korkuların altında eziliyorsun ve onların
hiçbirisi geçerli değil,
çünkü sen dün de gereksizce bu korkularla doluydun.
Bir şeyler değişmiş olabilir ama sen hâlâ yaşıyorsun.
Ve insanın her türlü koşula kendisini uydurabilmek konusunda
muazzam bir yetisi vardır...
Osho
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/osho-oezdeslesmenin-yan
Robot İnsanların Hoşuna Gitmeyecek Bir

Yazı...
Etrafımızda olup bitenlere kesin bir dikkatsizlik gösterir halde yaşayıp gidiyoruz. Evet, bir
şeyleri yapma konusunda oldukça yetkinleştik. Yapmakta olduğumuz şeyleri yapmakta o
kadar yetkinleştik ki, onu yapmak için hiçbir farkındalığa ihtiyaç kalmadı. Mekanik, otomatik
hale geldi. Robotlar gibi işliyoruz. Henüz insan olmadık; makineyiz.
George Gurdjieff’in tekrar tekrar söylediği de buydu: Var olduğu haliyle insan bir makinedir.
O pek çok insanı rahatsız etti çünkü kimse bir makine olarak anılmak istemez. Makineler
tanrılar olarak adlandırılmak isterler; o zaman çok mutlu hissederler, şişinirler. Gurdjieff
insanları makineler olarak adlandırmıştı ve haklıydı da. Kendini izleyecek olursan ne kadar
mekanik olarak davrandığını bileceksin.
Rus fizyolog Pavlov ve Amerikalı psikolog Skinner insanlar hakkında yüzde doksan dokuz
nokta dokuz oranında haklılar: Onlar insanın güzel bir makine olduğuna inanıyorlar, hepsi bu.
Onun içinde ruh yok. Onlar yüzde doksan dokuz nokta dokuz haklı diyorum; küçük bir marjla
tutturamıyorlar sadece. Bu küçük marj Budalardır, uyanmış olanlardır. Ama onlar mazur
görülebilir çünkü Pavlov hiçbir zaman bir Buda ile karşılaşmadı; o uyuyan milyonlarca insana
rastladı.
Skinner insanlar ve fareler üzerinde çalışmıştır ve bir fark bulamamıştır. Fareler basit
28
varlıklardır hepsi bu; insan biraz daha karmaşıktır. İnsan oldukça karmaşık bir makinedir,
farelerse basit makinelerdir. Fareler üzerinde çalışmak daha kolaydır; o nedenle psikologlar
sürekli fareler üzerinde çalışır. Fareler üzerinde çalışıp insan hakkında sonuçlara varırlar ve
onların vardıkları sonuçlar neredeyse doğrudur. “Neredeyse” diyorum, dikkatini çekerim
çünkü bu yüzde birin onda biri gerçekleşmiş olan en önemli olaydır. Bir Buda, bir İsa, bir
Muhammed; bu az sayıdaki uyanmış insanlar gerçek insanlardır. Ama B.F. Skinner bir Budayı
nerden bulsun? Amerika’da olmadığı kesin...
Adamın biri bir hahama sordu, “Neden İsa yirminci yüzyıl Amerika’sında doğmayı seçmedi?”
Haham omzunu silkti ve dedi ki, “Amerika’da mı? Bu mümkün olmazdı. Her şeyden önce bir
bakireyi nerden bulacaksın? İkincisi, üç tane aklı başında adamı nereden bulacaksın?”
B. F. Skinner bir Budayı nereden bulsun? Hatta bir Budayı bulsa bile onun önceden
belirlenmiş önyargıları, düşünceleri görmesini engelleyecekti. O farelerini görmeyi
sürdürecekti. Farelerin anlayamadığı hiçbir şeyi anlayamaz o. Şimdi, fareler meditasyon
yapmazlar, fareler aydınlanmazlar. Ve o insanı bir farenin büyütülmüş hali olarak tahayyül
ediyor. Ve ben yine de onun insanlığın çok büyük bir kısmı hakkında haklı olduğunu
söylüyorum; onun çıkarımları yanlış değil ve Budalar onunla sözde normal insanlar
konusunda aynı fikirde olacaktır. Normal insanlık tamamen uykuda. Hayvanlar bile o kadar
uykuda değil.
Hiç, bir geyiği ormanda gördüğün oldu mu; öylesine tetikte görünür ki, öylesine dikkatli yürür
ki? Hiç bir kuşu ağaçta otururken gördün mü; etrafında olup bitenleri öylesine zekice
gözlemeye devam eder ki? Kuşa doğru yürürsün; izin verdiği belli bir alan vardır. Onun
ötesine bir adım daha at ve uçup gider. Onun kendi alanıyla ilgili belli bir farkındalığı vardır.
Şayet birisi bu alana girecek olursa tehlikelidir.
Etrafına bakacak olursan şaşıracaksın: İnsan yeryüzündeki en derin uykudaki hayvandır.
Kadının biri şık bir genelevin eşyalarının satıldığı bir müzayededen bir papağan satın alır ve
kuşun kafesinin üzerini küfürbaz dilini unutacağını umut ederek iki hafta boyunca kapatır.
Kafesin üzerindeki örtü sonunda kaldırıldığında papağan etrafa bakınır ve, “Aurrk! Yeni ev.
Yeni madam.” der. Kadının kızları odaya girdiğinde ekler, “Aurrk! Yeni kızlar.”
Kocası akşam eve geldiğindeyse papağan der ki, “Aurrk! Aurrk! Hep aynı eski müşteriler!”
İnsan düşmüş bir haldedir. Aslında Hıristiyanların Adem’in düşüşü, kovulması meselinin
anlamı budur. Neden Adem ve Havva cennetten kovuldular? Kovuldular çünkü bilgi
meyvesini yediler. Kovuldular çünkü zihinlere dönüştüler ve bilinçlerini kaybettiler. Zihin
haline gelirsen bilincini yitirirsin; zihin uykudur, zihin gürültüdür, zihin mekanikliktir. Zihin
olursan bilinç kaybedersin.
Öyleyse yapılması gereken tüm şey tekrar bilinçli olmak ve zihni kaybetmektir. Sisteminde
bilgi olarak topladığın şeyleri çöpe atmak zorundasın. Seni uykuda tutan şey bilgidir;
dolayısıyla bir insan ne kadar çok bilgiliyse o kadar çok uykudadır.
Bu benim de gözlemlediğim şeydir. Masum köylüler profesörlerden ve tapınaklardaki

punditlerden çok daha fazla uyanık ve tetiktedir. Punditler papağandan başka bir şey
değillerdir; üniversitelerdeki akademisyenler kutsal inek pisliğinden başka bir şey değillerdir.
29
Hiçbir anlamı olmayan gürültüyle dolu zihinler ve hiç bilinç yok.
Doğayla uğraşan insanlar — çiftçiler, bahçıvanlar, oduncular, marangozlar, boyacılar —

üniversitelerdeki dekanlardan, rektör yardımcılarından, rektörlerden çok daha fazla
uyanıktırlar. Çünkü doğayla uğraştığında, doğa uyanıktır. Ağaçlar uyanıktır; onların uyanık
olma tarzları kesinlikle farklıdır ama onlar çok uyanıklardır.
‘
Artık onların uyanıklıklarının bilimsel kanıtları da mevcuttur. Eğer bir ormancı ağacı kesme
maksadıyla elinde baltasıyla gelecek olursa onun geldiğini gören tüm ağaçlar korkudan
titrerler. Artık buna ilişkin bilimsel kanıtlar var; şiirsel bir şeyden bahsetmiyorum, bilimden
söz ediyorum bunu söylerken. Artık ağacın mutlu mu, mutsuz mu; korkmuş mu, korkmamış
mı; üzgün mü, sevinç içinde mi olduğunu ölçecek aygıtlar var. Ormancı geldiğinde onu gören
tüm ağaçlar korkudan titremeye başlarlar. Ölümün yakınlarında olduğunun farkına varırlar. Ve
henüz ormancı hiçbir ağacı kesmedi bile; sadece geliyor...
Ve çok, çok daha garip başka bir şey daha var; eğer bir ormancı bir ağaç kesme maksadı
olmadan sadece oradan geçiyorsa hiçbir ağaç korkmaz. Aynı ormancı, aynı baltayı taşıyor.
Görünen o ki adamın ağaçları kesme niyeti ağaçları etkilemekte. Bunun anlamı adamın
niyetinin anlaşıldığıdır; titreşimlerin ağaçlar tarafından çözülebildiği anlamına geliyor bu.
Ve bir başka önemli olgu daha bilimsel olarak gözlemlenmiştir; ormana gidip bir hayvanı
öldürürsen sadece hayvanlar alemi sarsılmaz, ağaçlar da sarsılır. Bir geyiği öldürürsen
etraftaki tüm diğer geyikler katliamın titreşimlerini hisseder, üzülür; büyük bir korkuyla
titremeye başlarlar. Aniden belirli bir neden bile olmadan korkarlar. Geyiğin öldürüldüğünü
görmemiş olabilirler ama bir şekilde, kolay anlaşılamayan bir yoldan; içgüdüsel olarak,
sezgisel olarak etkilenirler. Fakat tek etkilenen geyikler değildir; ağaçlar etkilenir, papağanlar
etkilenir, kaplanlar etkilenir, kartallar etkilenir, yeşilliklerin yaprakları etkilenir. Katliam
olmuştur, yok etme gerçekleşmiştir, ölüm gerçekleşmiştir; etraftaki her şey etkilenir. Anlaşılan
o ki, en fazla uykuya dalmış olan insandır...
’
Buda’nın sutralarının üzerinde derinlemesine düşünmek, özümsemek, izlemek gereklidir.
Diyor ki: Uyanıklık hayata giden yoldur.
Sadece farkında olduğun oranda canlısın. Yaşamla ölüm arasındaki ayrım farkındalıktır.
Sadece nefes aldığın için canlı sayılmazsın, sadece kalbin attığı için canlı sayılmazsın. Hiç
bilincin olmadan, fizyolojik olarak hastanede canlı tutulabilirsin. Kalbin atmaya devam
edecek ve nefes alabileceksin. Mekanik ayarlamalarla nefes alma ve kalbin atması ve kanın
dolaşımı anlamında yıllarca canlı tutulman mümkün olabilir. Artık dünyanın çeşitli
yerlerindeki gelişmiş ülkelerde bitkisel olarak hayatına hastanelerde devam eden pek çok
insan vardır çünkü gelişmiş teknoloji ölümünü sonsuza dek erteleyebilecek olanaklar yarattı;
yıllar boyunca hayatta tutulabilirsin. Şayet bu yaşamaksa hayatta tutulabilirsin. Ama bu
yaşamak falan değil. Bitkisel olarak yaşamak hayat değildir.
Budaların başka bir tanımlaması vardır. Onların tanımı bilinçliliği içerir. Onlar sadece nefes
aldığın için senin yaşadığını söylemiyorlar, onlar sadece kan dolaşımın var diye senin
yaşadığını söylemiyorlar; onlar eğer uyumuyorsan yaşadığını söylüyorlar. Öyleyse uyanmış
olanlar haricinde hiç kimse gerçekten yaşamıyor. Sen cesetsin — yürüyen, konuşan, bir şeyler
yapan — robotsun.
Uyanıklık hayata giden yoldur diyor Buda. Daha uyanık hale gel ve daha fazla canlanacaksın.
30
Ve hayat Tanrıdır; başka bir Tanrı yoktur. Bu yüzden Buda hayat ve farkındalık hakkında
konuşur. Hayat amaçtır ve onu elde etme tekniği, yöntemi de farkındalıktır...
Osho
www.oshoturk.com
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/robot-insanlarin-hosuna
Osho - Kıskançlık -Sevgi

Aslında senin sözde sevginin de sevgiyle hiçbir alakası yoktur.

Bunlar senin ne anlama geldiklerini bilmeden kullandığın güzel sözcüklerdir.
Sen sürekli olarak “sevgi” sözcüğünü kullanıp durursun.
Onu o kadar çok kullanırsın ki, onu henüz yaşamamış olduğun gerçeğini unutursun. Tanrı,
sevgi, dua gibi güzel, çok güzel sözcükleri kullanmanın tehlikesi budur. Onları kullanıp
durursun, onları tekrar eder durursun ve yavaş yavaş bu tekrarların ta kendisi sanki onları
biliyormuşsun gibi hissettirir sana.
Sevgi hakkında ne biliyorsun? Sevgi hakkında herhangi bir şey biliyor olsan bu soruyu
soramazdın, çünkü kıskançlık asla sevgide mevcut değildir. Ve KISKANÇLIĞIN OLDUĞU
YERDE, SEVGİ YOKTUR. Kıskançlık sevginin bir parçası değildir, kıskançlık
sahiplenmenin bir parçasıdır. Sahiplenme duygusunun sevgiyle hiçbir alakası yoktur. Sahip
olmak istiyorsun. Sahip olarak kendini güçlü hissediyorsun. Alanın daha büyüktür. Ve alanına
izinsiz girmeye birisi çalışırsa öfkelenirsin. Yahut başka birisinin senin evinden daha büyük
bir evi varsa kıskanırsın. Veya birisi malını elinden almaya kalkışırsa, kıskanır ve öfkelenirsin.
Seversen kıskançlık imkânsızdır; o, söz konusu dahi olamaz..
Osho
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/osho-kiskanclik-sevgi
31
Osho - İlişki Kurmak
Eğer kendi merkezinde değilsen, kim olduğunu bilmiyorsan, gerçekten ilişki kura-- mazsın.
Kendini bilmeden kurulan ilişki tümüyle bir yanılsamadır. Diğeri seninle ilişkide olduğunu
zanneder, sen onunla ilişkide olduğunu zannedersin; ne sen kendini tanıyorsun, ne de o
kendini tanıyor. O zaman kim kiminle ilişkide? Hiç kimse yok! Sadece iki gölge oyun
oynuyor. Ve ikisi de gölge olduğundan, ilişkide bir varlık yok. Ben bunu sürekli görüyorum:
İnsanlar ilişki kuruyor, ama ortada bir varlık yok. İlişki kuruyorlar, çünkü eğer ilişki kurmaz-
larsa, yalnızlığa düşüp kaybolacaklarını sanıyorlar. O yüzden, düştükleri anda zıplayıp
yeniden ilişkiye giriyorlar. Herhangi bir ilişki, hiç ilişki olmamasından daha iyi; düşmanlık
bile olsa tamam, en azından insan kendini boşta hissetmiyor.
İşte bu yüzden, bu boşluğa girmelisin. Cesaretini topla ve içeri gir. Çok kederli ve yalnız bile
hissetsen, endişelenecek hiçbir şey yok; bu bedeli ödememiz gerekiyor. Ve bir kere kendi
kaynağına ulaştığın zaman, her şey tümüyle değişecek, ve dışarıya bir birey olarak çıka-
caksın. Bana göre bir kişi ve bir birey arasındaki fark budur: Kişi, sahte bir olgudur; birey
gerçektir. Kişi, kişilik, maskedir, gölgedir; birey varlıktır, gerçekliktir. Ve sadece bireyler ilişki
kurabilir, sevebilir; kişiler sadece oyun oynayabilir..
Osho
www.oshoturk.com
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/osho-iliski-kurmak
Bir Bilim Insaninin Inanilmaz Deneyimi

Bir Bilim Insaninin Inanilmaz Deneyimi
Dr. Jill Bolte Taylor Harvard'da egitim gormus bir

'neuroanatomist'tir. Harvard Beyin Doku Kaynagi Merkezinin (Harvard Tissue Resource
Center) ulusal konusmacisi olan Dr. Taylor, ayrica kanserle mucadelede atomun
parcaciklarindan protonu kullanan Midwest Proton Radiotherapy Enstitusunun danisman
32
Neuroanatomist'idir. 1993'den beri NAMI'nin (National Alliance on Mental Ilness - Ulusal
Zihin Hastaliklari Birligi) aktif uyesidir.
1996 senesinde beyninin sol tarafindan ciddi bir kanama geciren

Dr. Taylor, pek sik rastlanmayan bu kriz sonucunda yuruyememis, konusamamis, okuyup
yazamamis ve hayatini hatirlayamamistir.
Dr. Taylor'un tamamen duzelmesi 8 yil almistir. Kriz sonucu meydana gelen travma ve odem,
Dr. Taylor'in etkin sol beynine baski yaptigindan bu
8 yil zarfinda sag beyin fonksiyonlari iyice gelismistir.
2008 yilinda cikan ve New York Times'in en cok satanlar listesinde

yer alan kitabi 'My stroke of Insight - Sezme, anlama, kavrama
krizim' sayesinde Dr.Taylor, '2008 - Dunyanin en etkili 100 insani'
listesine girmistir.
Yolladigimiz linkte Dr. Jille Bolte Taylor'in beyin uzerine arastirmalar yapan bir bilim insani
iken bu yasadiklari sonucu deneyimlerini ve elde ettigi icgoruyu anlatiyor. Sag ve sol beyinin
islevlerini anlamak
acisindan cok iyi bir kaynak olan ve inanilmaz bir ictenlik ve basari
ile aktarilmis bu konusmayi Ingilizce oldugu icin daha once cok
fazla dostla paylasamamistik.
Dr. Nilgin Erozturk'un cevirisi sayesinde (kendisine cok tesekkur ediyoruz)

artik Turkce altyazili olarak izlememiz mumkun olabildi.
Keyifli izlemeler..
http://www.ted.com/talks/lang/eng/jill_bolte_taylor_s_powerful_stro...
Orijinal video Ingilizce olmakla birlikte videonun bulundugu

bolumun hemen altinda bulunan 'lisan' seceneklerinden Turkceyi secebilirsiniz.
Sevgi ve sifayla kalin,
Sifa Cemberi
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/bir-bilim-insaninin-inanilmaz
33
BARTHOLOMEW - % 51 ZARARSIZLIK
BARTHOLOMEW
% 51 ZARARSIZLIK
AKAŞA YAYINLARI
Alıntı: http://altnabilgileri.blogspot.com/
HER İKİ DÜNYAYA AYAK BASMAK (24 Şubat 1985-Albuquerque, New Mexico)
Size bedenin yeni enerjileri alabilmek için yeni sistemler inşa etme sürecinde olduğunu
söylemiştim. Yeniyi kabul etme zorluğunun sebebi fizik bedende yatmaktadır, yeni içsel
yolların yaratılmasına ihtiyaç var. Fiziksel, duygusal, hatta zihinsel düzeyde karşılaştığınız
zorlukların çoğu, bedenin şu anda hayatınızda meydana gelen değişimleri alma ve onlarla
birlikte hareket etme yatkınlığını gösteremeyişinden kaynaklanmaktadır. Daha önce size hoş
gelen ilişkiler artık doyurucu gelmezler ve içsel berraklığa bir türlü ulaşamazsınız. İnsan
psişesi boşluktan korkar, sizi asıl varlığınıza açan engin harikadan korkarsınız, böylece
günlerinizi ve gecelerinizi dış olaylarla doldurursunuz, bu yüzden yeni enerji sizi kucaklarken
ona yer bulunamaz. Hayatınıza artık güç vermeyen düşünce ve eylemlerle dolusunuzdur. Şu
halde biz yeniden söz ederken, yeniyi yaratmak için eskiyi bırakmak zorunda olduğunuzu
söylemek istiyoruz.
Bu yeni enerji dünyaya doluyor ve taşıp geçiyor. Harikaya gark olacak yalnızca bu küçük
gezegen değildir, evrenin bu bölgesinde yükseltilecek muazzam bir alan var. Evet o başka bir
anlayış düzeyine yükseltilecek, dünya değişimin eşiğindedir. Fiziksel değişiminiz dış
tezahürleri, psişede ve fizik bedende olmakta olan ve olacak olan içsel değişiklikleri
34
yansıtmaktadır. Onlarla birlikte size hayatınızı değiştirebilecek çok önemli ve yararlı bir araç
sunulmaktadır, bu gücün sürekli ve bilinçli alıcısı olma fırsatınız var. Sürekli olarak şöyle bir
çağrı gönderebilirsiniz: “Beni doldur, beni bütün kıl. Canlı ve farkında hale gelebilmem için
bu bedenin ihtiyacı olan değişimi gerçekleştir. Bana yardım et.” Aksi takdirde hayat boyunca
sendelemeye, sürekli çözülüp kopan alanları birbirine bağlamak için didinmeye devam
edersiniz.
Her birinizin psişesinde inanılmayacak kadar güçlü derin bir arzu kazılıdır. “Olmak istiyorum.
Özgür olmak istiyorum, Tanrıyla bir olmak istiyorum, şefkat ve merhamet duygusuyla
dopdolu olmak istiyorum, seven olmak istiyorum.” Ne istediğinizi biliyorsunuz, eğer bu isteği
bir kez berraklaştırabilirseniz ve bir odak halinde koruyabilirseniz aradığınızı bulacaksınız.
Bir yandan fani dünyanın koşulları içine gömülmüş, dünya katının yönlendirmeleriyle
mıhlanmış haldeyken, bir yandan da bu gücün alıcısı olamazsınız.
Şimdi seçim zamanıdır, yaptığınız seçimler önemlidir. Psişenizin en derin arzusuyla bir
değişim geçireceksiniz, öteden beri vaat edilen budur. Lütfen telaşımı ve çaresizliğimi
anlayın, çünkü aranızda dikkat ve ilgilerini dünyevi hayattan ayırmak istemeyenler kendilerini
zorluklar içinde bulacaklar. Bedenleriniz travma, zihinleriniz karmaşa içine düşecek.
Birçoğunuz hayatınızı sadece yüzeysel olarak değiştirmekten usanmış haldesiniz, varlığınızın

derinliklerinden gelen bir değişim istiyorsunuz. Enerji geldiğinde dış şekiller zayıflamaya,
geri çekilmeye başlayacaktır. Kalıcı görünen şeyler hayatınızdan kolayca çıkıp gidecekler,
korktuğunuz için buna karşı direnmeye, onları tekrar yerlerine koymaya ya da onların yerine
başka şeyler koymaya çalışacaksınız. Her gün kendinize karşı uyanık ve canlı olmalı,
farkındalığınızı bir başka tarafa yöneltmelisiniz. Şimdi zamanı kendinizi dinlemek için
kullanmalı, ilham perinizin size ne söylemeye çalıştığına kulak vermelisiniz!
Fizik beden içinde enerjinin yer değiştirdiğini hissettiğiniz her seferinde, bunu kabul ve tasdik
edin, zaman varlığınızı güçlendirme zamanıdır. Yirmi yıl öncesiyle şimdi arasındaki fark,
enerjinin şimdi burada oluşudur ve o gitgide güçleniyor. Öyleyse bırakın her şey gözlerinizin
önünde dağılıp değişsin. Sizi terk eden şey ne denli önemli olursa olsun, bilin ki bu değişim
yerli yerindedir.
Geçmiş dönemlerde dünya örgütlerini ve kurumlarını otorite kabul ederek kendini güçlü
hissetmek mümkündü, ama şimdi örgütler ve kurumlar çöküyor, hükümetler artık pek
kusursuz görünmüyorlar, dinler sizi Tanrısal güçle doldurabilmekten aciz kalıyorlar. Bunların
hepsi tamamen olması gerektiği gibi olmaktadır. Eğer hayat karmakarışık hale gelirse
umutsuzluğa düşmeyin, fakat şunu hatırlayın, hayatınız sorumluluğunuzdadır. Lütfen şunu
bilin ki, yüksek benliğinize açılabildiğiniz zaman sizi iç ve dış dünyanızda güçlendirecek
bilginin her an size ulaşabileceğini bilerek bu yolculuğa başladınız. Öteki dünya tümüyle
gözenekli (geçirgen) bir dünyadır, her şeyin içinden geçer. Onun bilgeliği her zaman hazır, her
zaman ulaşılabilirdir. (Sayfa: 21-30)
ZARARSIZLIK (16 Aralık 1985- Albuquerque, New Mexico)
Kavramlarla bir anda aydınlanamayışınızın nedeni, titreşim frekansınızın birbirine uymayan

enerji alanları içermesindendir. Kısaca anlatmak gerekirse, yeniyi istiyorsunuz fakat eskiyi
terk etmeye de hazır değilsiniz. Bu yüzden, yeni bir kavramın aura alanınıza nüfuz etmesine
izin vermeden önce o yeni kavramı tekrar tekrar işitmek zorundasınız. Sizler nüfuz edilebilir
varlıklarsınız ve her an daha da nüfuz edilebilir hale gelebilirsiniz. Kendinize bir armağan
35
vermek istiyorsanız, şimdi nüfuz edilebilir olmayı seçin.
Bugün aktaracağım en yüce gerçek, bir başka farkındalık düzeyine, varlığın bir başka
ifadesine geçmek için tam bir aydınlanmaya gerek olmadığıdır. Bir avatar olmak ya da sadece
sevecen, yüceltici, harikulade düşünceler taşımak veya bir ermiş gibi davranmak zorunda
değilsiniz. Ama mutlaka bulunması gereken bir şey var ki o da % 51 zararsızlık halidir.
Neden zararsızlık, neden sevgi değil? Sevme kapasitenize tüm saygımı sunarak diyorum ki,
daha öğreneceğiniz çok şey var. Varlığınızın tüm bölümlerini açma yolundasınız, o halde
lütfen fark ediniz ki dünya katında sevgi adını verdiğiniz solgun ve silik kopyanın gerçeği,
şimdiki fikirlerinizin alabildiğine ötesindeki uçsuz bucaksız kudret enginliklerine uzanır gider.
Yolda olduğunuza şükredin. Eğer şimdi hissettiğiniz sevgiden hoşnutsanız, gerçek sevgi hali
içinde olduğunuz zaman neler hissedeceğinizi bir düşünün!
Zararsızlığı anlamak için biraz semboloji kullanalım. Zihinlerinizde kritik kütle adını
verdiğiniz bir noktanın farkındalığına sahipsiniz, yani potansiyel olarak istikrarsız iki unsura
sahipsiniz. Bir başına çok küçük ve önemsiz bir parça eklediğiniz zaman, o bütün şey
muazzam bir patlayıcı haline gelir. Beklediğiniz bilinç patlaması, kritik kütleyi yaratacak o
küçük şeyin eklenmesiyle gerçekleşir. Zararsızlık işte o eklenecek küçük şeydir!
Öyleyse neden % 51? İşte gerçek zararsızlığa ulaşmanız için size destek olacak bu ekstra %
1’dir. Diğer bilinç katlarında zihin bir olay yarattığı zaman anında tezahür eder, bu yüzden
yarattığından derhal sorumlu olur. Bir tek düşünceyle başkalarını yok edebileceğiniz, sonra bu
yaptığınızı şu ya da bu şekilde “ödemek” üzere geri dönmek zorunda kalacağınız için, bazı
kurallar konmuş ve siz onları kabul etmişsinizdir. Kendinizi ve başkalarını incitmemeyi
öğreninceye kadar, düşüncenin anında tezahür ettiği bu yaratma alanlarına serbestçe
girememeyi kabul etmiş bulunuyorsunuz. Kendiniz için zor bir “karma” biriktireceğiniz o
bilinç alemlerinde oyun oynamanın bir yararı olmazdı. Size yararlı olacak şey, giriş
koşullarını bildirmek ve bu koşulları karşılamaya kesinlikle muktedir olduğunuzu, çünkü
onların yaratılmasına yardım ettiğinizi hatırlamaktır.
Öyleyse nasıl zararsız hale gelirsiniz? Önce kendinize zararsız olmakla başlarsınız. Çoğunuz
başkalarının ne istediklerini anlamak, bulmak ve onların gereksinimlerini karşılamak üzere
eğitilmişsiniz. Fakat uyanacağınız, bu değiş tokuşlar yüzünden ne istediğinizi ya da kim
olduğunuzu bilemediğinizi fark edeceğiniz bir gün gelecek. O idrakle gelen tepkilerden
bazıları sizin için ve başkaları için zararlı olur. Asıl benliğinizin zararsızlığını görüp
tanıyıncaya kadar, bir başkasına karşı zararsız olup olmadığınızı kestiremezsiniz. Gerçekten
de korkacak bir şey olmadığını derinlemesine idrak ederek bu işi ele alabilirsiniz.
Korkacağınız hiçbir şey olmadığı zaman savunmaya da, saldırmaya da ihtiyacınız yoktur,
başkalarının sizi kusursuz görmelerine de ihtiyaç duymazsınız, kendi gerçeğinizi söylemekte,
kendi gerçeğiniz olmakta, kendi gerçeğinizi yaşamakta serbest olursunuz. Başkalarının
seçimleri yüzünden tehdit altında olmadığınızı bilene dek kendinizi güvenlikte
hissedemezsiniz.
Böylece mesele dünyaya zarar vermeyecek şekilde hareket etmektir. Çözüm içinizde yattığı
için, onu keşfetmek üzere kendinizle baş başa sessizce oturun, içinizdeki ve çevrenizdeki
enerjileri asla yargılamaksızın hissedin. Bunu her gün yaparsanız, kendi enerjinizin
güvenirliliğini ve gücünü hissetmeye başlayacaksınız. Amaç, zararsızlığın varlığınız içinde
derin ve net biçimde dans etmesini sağlamaktır, bu mümkündür. Çoğunuz için % 51 pek uzak
bir şey değildir, fakat % 50, % 51 değildir. Buna hemen hemen yakın olmak yeterli değildir.
36
Eğer aranızdan yeterli sayıda kişi % 51 zararsız hale gelirse, dünya için kritik kütleyi
oluşturmuş olacaksınız.
Dünyanın geleceği önceden bilinemez, çünkü % 51 zararsızlığa herhangi bir anda ulaşılabilir,
bu oran da gezegende yaşayanların bilinçleriyle değişecektir. Kritik kütle bir anda
gerçekleşebilir, sizin işiniz hangi tarafta olduğunuzdan emin olmaktır. Örneğin, bu ve diğer
ülkelerin her yanında sürüp giden korkunç açlığın kritik kütleye ulaşmanızda bir yardımı olup
olmadığını kim söyleyebilir? Siz henüz dünyayla ilgili daha geniş planı görüp anlayacak bir
idrak içinde değilsiniz!
Kendiniz için kritik kütle, zararlı gördüğünüz her şeyi fark etmeniz, tanıyıp belirlemeniz,
sonra da terk etmenizle oluşur. Dünya çapında zararsızlık hali ise, bu zararsızlık alanlarının
bir araya gelişiyle üretilen gücün dünya için kritik kütle noktasına ulaşmasıyla gerçekleşir.
Dostlarım, bu gezegenin kritik kütle yaratacağı konusunda size garanti veremem. Ama eğer
bu gerçekleşmezse, en azından insanların % 51’i istemediği için böyle olduğunu
söyleyebilirim. Bireysel olarak kritik kütleye ulaşanlarınıza söz veriyorum ki, farkındalık
haliniz hiçbir şekilde zarar görmeyecek, bu gezegeni terk etmenin bir yolunu bulacaksınız.
Eğer hayat farkındalıkla yaşanacak olursa, bunun anlamı korkuların, suçluluk duygusunun,
sınırlamaların ve sizi alışkanlık kalıplarının içine hapseden, her anı özgür ve içinizden
geldiğince yaşamanıza izin vermeyen fikirlerin terk edilmesi demektir. Durmaksızın davranış
kalıpları öneren zihne başvuracağınız yerde içteki enerjiye yönelin, ona dahil olun. Daha önce
yaşamış olduğunuz aynı kalıpları tekrarlayarak bu enerjiyi tüketmeyin. Öğretmenin içte
olduğuna, sizinle anlayabileceğiniz dilde konuşabildiğine inandığınız zaman aydınlanma bir
adım ötenizdedir! (Sayfa: 31-41)
CHALLENGER VE MEYDAN OKUMA (23 Şubat 1986 – Albuquerque, New Mexico)
28 Ocak 1986’da Amerika en hırslı uzay araştırmasını başlatarak Challenger’ı (meydan

okuyan) uzaya fırlattı. Bildiğiniz gibi beş erkek ve iki kadından oluşan bu uzay gemisi
havalandıktan bir süre sonra infilak etti. Bu konuda bir açıklama yapmam için birçok rica
aldım. Challenger gibi olaylar meydana geldiği zaman siz bu olayları doğrusal (lineer) bir
biçimde değerlendirirsiniz. Neden ve sonuç doğrusal bir yönde hareket eder, fakat yaratılış
doğrusal değildir, o ışınsaldır, her yönde ilerleyen bir patlama gibidir. Bu yüzden, Challenger
gibi bir olayı alıp bunun ne anlama geldiğini sorduğunuzda, yaratılışın topyekün patlamasını
ve her bir olayın nasıl engin olduğunu da sormuş oluyorsunuz. Hayatınızda yer alan olayların
birçok nedeni vardır, eğer dünyanın sadece tek bir karmik realite çizgisi izlediğini söylerseniz,
yaratılışın çok düşük düzeyli bir modeline bakıyorsunuz demektir. Karmik realite sınırlı bir
tarzda doğrudur, fakat o tek ve tüm gerçek değildir.
Şunu idrak etmelisiniz ki, engine doğru yaptığınız bir dış yolculuğun, engine doğru bir iç
yolculukla dengelenmesi gerekir. Uzay, aradığınız şeyin dıştaki göze görünür umududur, ama
sonuçta asıl bakılması gereken yer içinizdeki uzaydır. Hepiniz biliyorsunuz ki, Challenger’ı
uzaya fırlatma girişimine karşı birçok uyarı sinyali gönderilmişti. Görevli kimselerin sezgileri,
bu operasyonun yapılmamasını söylüyordu, işaretler açık ve güçlü bir şekilde ortadaydı. Fakat
baskılar nedeniyle sezgilerine kulak tıkadılar ve Challenger’ı uzaya salıverdiler.
Daha önce de söylediğim gibi, hiç kimse bu gezegeni terk edemeyecektir, ta ki dünyanın
gidişatı zararsız hale gelinceye dek. Çünkü şu anda bu misyonla görevli insanların
eylemlerinin doğasında zararlılık var, onlar bu tür enerjileri uzayın derinliğine göndermeye
kalkıştığınızda oluşabilecek temel sorunları anlamıyorlar. Zincirleme reaksiyon diye bir şey
37
var. Diyelim ki siz orada bir koloni kurdunuz, bir terslik sonucu o koloni bir patlamayla
mahvoldu, bir reaksiyon modeli hemen harekete geçer ve başka patlamaları tetikler. Uzaya
güvenli bir şekilde çıkmayı bilmediğiniz sürece, bu uzay için de sizin için de güvenli olmaz.
Hazır olduğunuz, yaptığınız şeylerin güven verici olduğunu anladığınız zaman uzay sizi kabul
edecektir. Diyelim ki Sovyetler Birliği uzayda bir koloni kurdu, ne olurdu? Buradaki nefret
oraya da taşınmış olmaz mıydı? Dünyada uyum sağlanmadıkça uzaya çıkmanız doğru olmaz,
buradaki deneyiminizi uzaya da yaymanın yararı olmaz!
Uyumsuzluklarınızı burada halletmediğiniz sürece, uzaya çıkarak yeni dünyalar kurma

hakkını kazanamayacaksınız. Challenger olayı perdenin öbür tarafından, görünmeyen
dünyadan gelen bir uyarıydı ve şöyle diyordu: “Lütfen kendi dünyanızda kalın ve oradaki
işleri düzene koyun. Dengeye ve uyuma ulaştığınız zaman tüm uzay size kapılarını ardına
kadar açacaktır. O zaman bilgiyi paylaşmak için sizleri biz davet edeceğiz. O zamana kadar
bu bölgeyi kapalı tutmak hem sizin, hem de uzay için daha güvenli olacaktır.”
İçinizde doğru eylemin nasıl bir duygu verdiğini bilen bir güç vardır. O sizin “bilen” olarak
adlandırılabilecek yanınızdır. Onun işi çağrılana dek beklemek, sonra da bildiklerini size
söylemektir. Zararsızlığı o bilir, sizler tüm yaşam evrelerinden geçerken zararsızlığın ne
olduğu hakkında içsel bir bilgi biriktirmiş bulunuyorsunuz. Sezgileriniz güvenliğin yolunu
gösterecektir, içinize dönerek ve sizin için en iyi olanın ne olduğunu sorarak güvende
olabilirsiniz. Alçakgönüllülükle “bana öğret” dediğinizde, sel gibi akıp gelmeye hazır olan
yardımın büyüklüğünden hiç haberiniz yok, yardım her zaman sizi çepeçevre sarmıştır.
Biraz da yeni çağ enerjilerinden söz edelim. Bedeninize bir anda giren enerji aşırı yüksek
gerilimdeyse devrelerinizi yakar. Yola engel olan yedikleriniz değildir, inanç sisteminizdir.
İnanç sistemlerinizle öyle bir tıkanıklık yaratmışsınız ki, enerji içinizde harekete geçtiği
zaman size acı veriyor. Bazen sarsıntılar, titremeler, seğirmeler ya da bedeninizin çeşitli
yerlerinde ağrı ve sızılar hissedersiniz. Daha yüksek frekanslarla bağlantı kurduğunuzda,
birikmiş inanç sistemlerinin oluşturduğu eski tortuların kalıplaşmış engeliyle karşılaşırsınız.
Onlar enerjinin akışını zorlaştıran bir ızgara gibi iş görürler. (Sayfa: 42-52)
SONSUZ GÖKYÜZÜ (22 Haziran 1986- Albuquerque, New Mexico)
Dünya katında, beşeri bir bilinç olarak biriktirmiş olduğunuz her düşünce ve her eylem hala
mevcuttur. Tüm toplumsal olaylar, kendinize ait tüm kişisel olaylar, hepsi gezegeninizin
çevresinde dönüp duran bir güç, bir enerji girdabı oluşturacak şekilde hareket halindedir.
Hareket halindeki enerji diye bir şey vardır, gezegeninizin çevresinde dönmeye devam eder.
Bu yüzden, “Dünya karması” ya da “Dünya fikri” diye bir şeyin var olduğunu
söyleyebilirsiniz. İnsanoğlunun bu gezegendeki yolculuğunun ta en başından beri, devirler
boyunca bugüne dek gelmiş tüm pozitif, negatif fikir ve eylemler, tüm kurallar ve düzenler
hepsi hala oradadır!
Spiritüel bir yola başlarken, kendi enerji alanınızı da manyetize etmeye başlarsınız. Bunu
yaparken o belli sistemle ilişkili tüm birikmiş gerçekleri ve gerçek dışılıkları da kendinize
çekersiniz. Ne yazık ki, gerçek olmayanları süzüp yalnızca gerçeğin tek başına parlamasını
sağlamanın bir yolu yok. Enerji enerjidir, ona kurallar koyamazsınız. Böylece belli bir
gelenek yoluyla bir zirveye tırmanmaya başladığınızda, kendinizi o belli bilinçle uyumlu
kılmak üzere manyetize edersiniz. İnsanlar farklı gelenekleri izler, farklı yollarla farkındalığa
ulaşır ve uyanırlar. Şu halde işiniz, bütün bunları sevgiyle geride bırakarak sadece engin
gökyüzünden sevmenin yolunu bulmaktır.
38
Her bireyin içinde onu farkındalığa ulaştıran bir geçit vardır, onun kapısı ya açık ya da
kapalıdır. Açık olduğu zaman, bu gezegenin içinden, çevresinden geçen ya da içinde dolaşan
her şey içinizden gelip geçmesi için kabul görecektir. Buna izin verin ve uygulamasını yapın,
o zaman kendi içinizde bir boşluk duygusu geliştirmeye başlayacaksınız. Fizyolojik düzeyde
biliyorsunuz ki, hücrelerin içinde ve çevresinde bir hayli boşluk var, yani siz boşluklarla
dolusunuz. İşte o boşluk, o Engin Gökyüzünün idrakini yansıtır. Güzel bulutlar kadar fırtına
bulutlarının da içinizden gelip geçtiğini izlemek heyecan vericidir, çünkü zihinsel olarak değil
deneysel olarak idrak edersiniz ki, orada bulutların hareketinden başka bir şey de vardır. O
duyguyu sınıflandırarak kendinizi tuzağa düşürmeyin, bu “başkalığı” Tanrı olarak
etiketlemeyin. Çünkü tapınabilesiniz ve güvencede olasınız diye, zihnin yakalayıp size yorum
ve görüş halinde iade etmekten hoşlanacağı bir şey her zaman vardır. Ama bir başka şeye
taptığınız anda düalite hazırdır, çünkü tapınma iki’yi öngörür, tapılan ve tapan. O ayrılık
düşüncesi zihninizde belirir belirmez yolun dışına düşersiniz!
İçinizde yükselmeye başlayan bu diğer duyguya, bu biliş haline, bu farkındalığa gelince, eğer
ona sürekli biçimde dikkatinizi verirseniz, tüm bilmeniz gerekenleri direkt olarak
söyleyecektir. Tanrısallığa giden yol sabırdan geçer, insanların her zaman bir şeyler yapmakla
meşgul oldukları bir gezegende çok zor bulunan bir niteliktir bu! Sadakatle sürdürülen
meditasyonlar bazı yararlar sağlar. Bedeninizin ve psişenizin içindeki boşlukta bir güç ve
farkındalık vardır, ona dikkatinizi verdiğinizde tüm sisteminizi yatıştırarak sükuna
kavuşturmaya, ıstırabınızı hafifletmeye, içinizde tatlı bir duygu uyandırmaya başlar. Ona
“inanç” denir, Tanrısal olanı hissedinceye dek yalnızca inanmaya çalışırsınız. İçinizdeki bu
uzaysal niteliğin devinmesine farkındalıkla izin verdiğiniz anda, “bu doğru, Tanrı var ve Tanrı
benim içimde” diyen umudu hissedersiniz. Bunu yeterince yaptığınızda Tanrı bir realite haline
gelecektir, çünkü o boşluk zihninizdeki kavramdan çok daha engindir.
İşte bu noktada karmaşa başlayacaktır. Tanrının sizi sevip kabul etmesi için neyi istediği, neyi
gerekli kıldığı hakkındaki tüm kavram ve kökleşmiş inançlar Tanrının ne olduğu gerçeğine
çarparak paramparça olacaktır. Şimdi siz inanıyorsunuz, ama bir yandan da korku
duyuyorsunuz. Ya doğru değilse ne olacak? Ya Tanrı orada değilse ne olacak? O anda korku
öylesine baskın çıkar ki, insanların çoğu kural ve nizamların onları güvenceye alacağı
umuduyla dine dönerler.
Kendinizi Engin Gökyüzü olarak duyumsamayı deneyin ve içinizden gelip geçen sonsuz
bulutları gözlemleyin. Düşüncelerinize dikkat ettiğiniz zaman, onların ortaya çıktıklarını ve
kaybolduklarını göreceksiniz. Bu arada iki düşünce arasında bir boşluk olduğunu da fark
edeceksiniz. Siz sürekli koşup duran bir zihin değilsiniz, boşlukları aradığınız ve dikkatinizi
bulutlara verme konusundaki nevrozlu eğiliminizi terk ederek kendinizi Gökyüzüyle
özdeşleştirmeye başladığınız zaman, bilincinizin ne denli engin olduğunu anımsamaya
başlayacaksınız. Gökyüzünü görebilmek için tüm bulutları yok etmek zorunda değilsiniz.
Yapmanız gereken tek şey Gökyüzü olduğunuzu anımsamayı sürdürmektir, bunu
yapabilirsiniz, çünkü bu gerçektir. Düşünerek kendinizi yanlış tanımlamışsınız, yine
düşünerek o tanımlamayı sona erdirebilirsiniz. Olduğunuzu sandığınız tüm o kutbiyetler siz
değilsiniz, evet onlara bir ölçüde sahipsiniz, ama onlar içinizden gelir geçerler.
Bulutlarınızı hiçbir zaman tam anlamıyla ortadan kaldıramayacaksınız, tam anlamıyla

ulaşamadığınız bir küçük karanlık nokta daima bulunacak. Öyleyse ne yapmalı? Kendinizi
Engin Gökyüzü olarak duyumsamaya devam edin ve bırakın bulutlar ne yaparlarsa yapsınlar.
Karma rüzgarları mutlaka esecektir, önerim onları istediğiniz şekilde estirmeye
kalkışmamanızdır. Karma, kendi göğünüzdeki bulutları sürükleyen bir enerji formudur.
39
Yapmanız gereken şey, sınırlı kutbiyet mahkumu bir bilinç olduğunuz inancını terk ederek
kendinizi yeni baştan tanımlamak ve Engin Gökyüzü olduğunuza derinlemesine
yoğunlaşmaktan ibarettir.
Siz icra ettiğiniz eylemler değilsiniz, nasıl ki sinema perdesi üzerine projekte edilen
görüntüler perdenin kendisi değilseler. Perdeye en inanılmaz yıkım ve ölüm sahneleri
yansıtılabilir, ama perde hiç değişmeden kalır. Siz değişmez olansınız, siz ebedisiniz, gerisi
yarattığınız illüzyonlardır! Aslında kim olduğunuz üzerinde yoğunlaşın, bileceksiniz! Başka
bir çözüm yoktur dostlarım, bulutlarınızı tam anlamıyla ortadan kaldıramazsınız, buna
ihtiyacınız da yok. (Sayfa: 67-75)
GÜVENLİK İÇSEL BİR İŞTİR (28 Eylül 1986- Albuquerque, New Mexico)
Temeli su olan bir gezegende yaşıyorsunuz, gezegenin büyük kısmını su oluşturduğu gibi,
bedeninizin büyük kısmını da su oluşturur, öyleyse bilincinizin suya dayalı olduğunu da
söyleyebiliriz. Aradığınız şeyi içinde barındıran da bu sudur. Tanrısal olan, hayatınızı daha
berrak, daha gerçek kılmak ve daha büyük olmasını sağlamak için sizi güçle bombardıman
ediyor. Bu muazzam güç alanı hücrelerinizin içindeki suda yer almıştır. Hücreleriniz birer
akümülatördür, ihtiyacınız olanı, sizin için gerekli olanı toplar ve biriktirir.
Hücrelerinizin iki seçeneği var, onlar ya genişler ya da kasılıp büzülürler. Hücreler

genişlerken içlerinde toplanmış Tanrısal enerjiyi salıverirler ve kendinizi bir genişleme hali
içinde hissedersiniz. Genişlediğiniz ve tüm enerjinizi hayata kattığınız zaman, çevrenizde
cereyan eden şeyler her ne olursa olsun kendinizi canlı hissedersiniz. Fakat çoğunuz enerjinizi
dünyadan geri çekmişsiniz, içinde bulunsanız bile ondan değilsiniz. Hayata katılmıyor, bu
yüzden kendinizi canlı hissetmiyorsunuz. Acı duyma korkusu yüzünden büzülüp kalmış
durumdasınız. Hücreleriniz kasılıp büzüldüğü zaman, depolanmış Tanrısal enerjiye ulaşmanız
mümkün değildir. Acı duyduğunuz için dünyadan el etek çekmek iyi bir duygu vermez.
Kalbiniz tam anlamıyla açık olmadığı zaman ağrır, ağrıyan bir kalbiniz varsa, sebebi birinin
sizi incitmiş olması değildir, sebep kendi kabuğunuza çekilmiş olmanız, bu yüzden
hücrelerinizin kasılıp büzülmüş olması, dolayısıyla fiziksel acı üretmeleridir. Bir kalbin
ağrıması psişik değil fiziksel bir fenomendir, beden üzerindeki bir baskıdır, siz onu sanki
kalbiniz parçalanıyormuş gibi hissedersiniz.
Güvenlik kasılıp büzülmüşlük içinde bulunmaz. Bir şey yanlış ve çarpık gelişti, kasılıp
büzülmenin size güvenlik sağlayacağına inandınız, şimdi de bunun tersini uygulayın.
Korkutucu bir durumda solunum yoluyla genişlemeye başlayın. Doğal soluk alma eylemi
ciğerlerinizi havayla doldurur, omurganızı dikleştirip göğsünüzü genişletir. O zaman kalbiniz
size rehberlik eder, çünkü kalp sevgiyi hissettiğiniz yerdir. Eğer yol sevgiyse, herhangi bir
durumda sevgi vermenin sizi incitebileceğini nasıl düşünebilirsiniz? Sizi güvenlikte tutan
beden hücrelerinizden çıkan sevgidir. Genişlemeyi seçtiğinizde, sevginizin çevrenizi
değiştirme gücü vardır. Meditasyona oturduğunuzda hücreleriniz gevşeyip açılabilir.
Başladığımız yerde bitirelim. Siz denizden çıkıp karaya ayak bastığınızda, hücreleriniz hala
denizin suyunu taşıyorlardı. O hücre suyu, ışık toplayıcısı (kolektörü) olan parçanızdır. İki
seçeneğiniz var: Açılmak, uzanmak, genişlemek sevgi getirir, kasılıp büzülmek korkunuzu
artırır. Bu zamanda enkarne olmanın avantajı, dünyayı baştan başa geçen Tanrısal Gücün
frekansının büyük ölçüde yükselmiş olmasıdır. Tanrısal Gücün miktarı değişmez, fakat
frekans yükseldiğinde uzanıp onu kucaklayabilir ya da kasılıp büzülerek dışlayabilirsiniz!
(Sayfa: 76-81)
40
TANRISAL İLİŞKİ (22 Şubat 1987- Albuquerque, New Mexico)
Tanrıyla ilişki kurmanızı engelleyen en büyük etken suçluluk duygusudur dostlarım. Dünya
deneyiminizin başlangıcında size rehberlik edecek tek bir kuralınız vardı, hatırlarsanız onun
üzerinde daha önce konuşmuştuk. O hala yol gösterici kuraldır, zararsızca yaşamak, elinizden
geldiğince hiç kimseye zarar vermeden yaşamak. Neyin zararsız olduğunu hissetmek için
yaratılıştan gelen yetenekle o zamanlar birbirinizi açık seçik görebiliyordunuz. Fakat sonra
din adını verdiğiniz kurallar, nizamlar ve farklı yasalar ortaya çıktı. Yeterince iyi olabilmek
için birçok “özel şeyler listesi” oluşturdunuz. Belli tür yiyecekler, belli davranışlar,
düşünceler, eylemler, duygular ve saire ve saire. Böylece, Tanrıyla ilişkiye geçme girişiminde
bulunduğunuzda engeller ortaya çıktı, suçluluk duygusu araya girdi, yüksek benliğinize giden
yolu açmaya korktunuz.
Farkındalığınıza suçluluk duygusunun girişiyle Tanrı korkusu ortaya çıktı. Size daha önce de
söyledim, çoğunuz Tanrıdan korkarsınız, çünkü yarattığınız Tanrı ürkütücü biridir. Bu imaj
sadece insan zihninin bir projeksiyonudur, kesinlikle doğru değildir. Eğer beklenilen nitelikte
olamazsanız, helak olacağınız fikri belleğinize derin şekilde kazınmıştır. Güya karanlık bir
yere gönderilmekle cezalandırılacak, sihirli bir neden zuhur edinceye kadar da orada
kalacaksınız! Şunu bilin ki, içinizde ta derinlerde bir yerin bu inanca verdiği karşılık
korkudur. Öyleyse çözüm nedir?
Kendi karanlığınız içinde kalarak kendinize yardım edemezsiniz. Öğrenmeniz gereken şey,
gerçekten neyi istediğiniz hakkında yüksek benliğinize açık ve net mesajlar göndermeniz
gerektiğidir. Yüksek benliğiniz bir enerji girdabıdır, tarafınızdan uyarılmayı, harekete
geçirilmeyi beklemektedir. Kendi hayrınız için ona yönelmenizi sonsuz bir sabırla bekler, ama
istediğiniz şeyi açık ve net olarak belirtmelisiniz. Gerçeğin ne olduğunu öğrenmek mi
istiyorsunuz, o halde açıklamayı ondan isteyin.
Aydınlanmanın sihirli bir tarafı yoktur. Asla! Işık orada içtedir ve patlamayı beklemektedir,
ışık orada dıştadır ve içte olanla birleşmeyi beklemektedir. Aradaki tek engel sizsiniz, iç
doludur dış da dolu, ama ışığın size kavuşmasını önleyen şey ara yerdeki suçluluk
duygusunun örmüş olduğu duvardır! İçsel gücünüzü bugünden itibaren geliştirmeye başlayın,
böylece sonunda suçluluk engelini gerçek bir patlamayla aşarak Tanrıyla bağlantınızı yeniden
deneyimleyebilirsiniz. İyi olmak zorunda değilsiniz, sadece kötü olduğunuza inanmaktan
vazgeçin. O inancı kim olduğunuzu deneyimleyerek değiştirebilirsiniz. Mükemmel olmaya
çalışmayın, bunu asla başaramazsınız, fiziksel bir beden içinde mükemmel olamazsınız,
çünkü fizik beden her şeyi düalite içinde görür.
Sizden vazgeçmenizi istediğim bir başka şey, alt benliğin en çok sevdiği şeydir. Bu haklı olma
arzusudur, hayal ürünü alt benlik haklı olmaya bayılır, çünkü haklı olmak demek kusursuz
olmak demektir, kusursuz olmak kendinizi bir süre güvende hissetmenizi sağlar. Öyleyse
uyanık olun, yüksek benlikle ilişkinizde ortaya çıkabilecek tek sorun şudur: Gerçeği
yansıtmak için her şeyi bırakmaya istekli misiniz? Gerçek; Işık, Sevgi, Güç ve aslında kim
olduğunuz hakkındaki realitedir. Bir kardeşinizin bu gerçeği görmesine yardım ettiğiniz her
seferinde, kendinize yardım etmiş olursunuz, başka türlü olması mümkün değildir. Unutmayın
ki, insan bilincinin derin bölgesi, özgürlük için inanılmaz bir özlem içindedir! (Sayfa: 82-89)
SORULAR VE CEVAPLAR
S- Hata yapar mıyız?
41
C- Sorunun direkt ve açık oluşunu sevdim. Kısaca hayır diyebilirdim, ama daha geniş görüş
açısından bakmak için bir örnek vereceğim. Bir yolcu uçağıyla bir yerden bir yere giderken,
uçak nadiren tam rota üzerindedir. Her zaman biraz sapar ve pilot sürekli düzeltmeler yapar,
ama sonunda inmesi gereken yere iner. Dünyadaki yolculuğunuza lütfen bu gözle bakın, belli
sınırlar vardır ki ondan öteye geçemezsiniz. Bilmek istediğiniz daha derin soru şudur:
Canınızın istediği her şeyi yapabilir misiniz? Hayır yapamazsınız, sınırlar vardır, o sınırlar
içinde belli bir hareket, belli bir devinim gerçekleşir, böylece kendi içinizde o pilot gibi
düzeltmeler yapmanın keyfini duyarsınız. Lütfen buna hata yerine düzeltme olarak bakın.
Menzile mutlaka ulaşacaksınız. İsabetsiz olamazsınız, güzergah saptanmıştır, bunu size

bilgimin tüm gücüyle söylüyorum. Yuvaya, Kaynağa geri dönüş için güzergah çoktan
oluşturulmuştur. Aramakta olduğunuz şeyi bulamamanız mümkün değildir, yeter ki yol
boyunca bazı düzeltmeler yapılması gerektiğini kabul edin. Bunu olabildiğince neşe ve
keyifle, olabildiğince az şarlatanlık ve ikiyüzlülükle yapın!
S- Sınırların ne olduğunu anlamamız için daha geniş bir açıklama yapabilir misiniz?
C-Size belli sınırları aşamayacağınızı söyledim. İçinde hayatınızı yaşadığınız sınırların

yaratılmasından egonuz sorumlu değildir. Eğer öyle olsaydı, çoktan birbirinizi öldürmüş
olurdunuz. Ego öfkelenir ve “dilerim ölürsün, neden geberip gitmiyorsun ki? ” der. Ama
sınırları koyan yüksek benliktir. Yüksek benlik, rota üstünde kalabilmeniz için içinden
geçmek zorunda olduğunuz zorlukların sınırlarını bilir. Bunlar kişiden kişiye değişirler, işte
karmaşaya neden olan da budur. Siz tek bir kurallar dizisi olsun istersiniz, sanırsınız ki
kurallardır sınırları koyan. Fakat sınırlar bireyseldir, içinde kendinizi rahat hissettiğiniz
sınırları bilirsiniz. Kendinize ait bir sınır duygusuna sahipsiniz, kendinizi rahatsız hissetmeye
başladığınız zaman sınırlarınızı zorlamakta olduğunuzu anlarsınız.
S- Bize sık sık kurallar olmadığını söylediniz. Eğer kurallar yoksa hayatımı hangi kıstaslara
göre yaşayacağım?
C- Dünya katına ilk gelişinizden bu yana, yüksek benlik dediğiniz parçanız deneyimlerinizi
kaydetmeye, değerlendirmeye, dışlamaya ya da bağrına basmaya başladı. Tüm hayatlarınızı
yaşayıp geçerken, ruhunuz doğal yasaya uygun o doğru deneyimlerinizi saklar, diğerleriyse
ortaya çıkar, sonra giderek silikleşir, kaybolup giderler. Birçok hayat boyunca içinizde
koruduklarınız, doğal düzene ve Tanrısal yasaya uygun olduğunu deneyimleriniz yoluyla
öğrendiklerinizdi. Bir şey yaparken, onun iç yasanıza uygun olup olmadığının söylenmesine
ihtiyacınız yoktur. Komşunuzu öldürmenin iyi bir fikir olmadığını idrak etmeniz için, bir elin
bunu size göstermesine ihtiyacınız yoktur. Öyle bir tarafınız var ki, muazzam bir “doğru
eylem” koleksiyonunu kayda geçirmiş durumdadır, biri size bunları söylediği için değil, siz
“yanlış eylemi” yaşamış ve ondaki uyumsuzluğu fark etmiş olduğunuz için. Bunu en derin
düzeyde idrak ettiğiniz an, “yanlış eylem” deneyimi iptal edilir. Artık doğru eylem, hayatınızı
ona göre yaşadığınız standart haline gelir.
Bir hayatı bırakıp bilincin bir başka alanına geçtiğiniz zaman, bir başka kişi ya da bir başka
bilinç için zararlı olabilecek hiçbir şeyi birlikte götüremezsiniz. Bunu gerçekten anladığınız
zaman o deneyimleri geride bırakırsınız. Götürdüğünüz, biriktirmiş olduğunuz zararsız
düşünceler, duygular ve eylemlerdir. Onlar ufak şeyler ya da çok büyük şeyler olabilir, fakat
yüzyıllar boyunca sizi temin ederim ki birikiminiz büyük olmuştur.
S- Kendimi nasıl huzur içinde hissedebilirim?
42
C- İnsanın kendini huzur içinde hissetmesinin bildiğim tek yolu, “Tanrı cennetindedir ve
benim dünyamda her şey yolundadır” şeklinde derin bir içsel duyguya sahip olmasıdır. Durum
ne kadar kötü görünürse görünsün, her şeyin her an uyum içinde olduğu duygusudur bu. Bu
duyguyla birlikte garip, harika şeyler yapma cesareti gelir. Kendinize günde yüz kere “huzur
istiyorum” deyin. “Onu şimdi içimde duymak istiyorum, hiçbir şey bunun kadar önemli değil,
haklı olmaya, işitilmeye ihtiyacım yok, barış ve huzura ihtiyacım var şimdi” deyin. Sonra
farkındalığınızı dış dünyadan ayırıp içinize, huzurun olduğu yere yönelin ve onu hissetmenize
olanak sağlayın. O her zaman orada hazırdır, onu barış ve huzur gücü haline dönüştürmek için
harekete geçirmenizi bekler. Bu, bu kadar basittir.
S- Dua hayatımda çok önemli hale geldi. Ama dua etmenin birçok yolu var, nasıl dua
edileceği konusunda öğütlerde bulunan birçok insan var. Dua konusunda bir şeyler söyler
misiniz?
C- Birincisi, ister doğru ister yanlış şekilde dua ettiğinizi düşünün, yeter ki herhangi bir
şekilde dua edin. İkincisi, duanın hedefi aralıksız duada olmak, herhangi bir şekilde sürekli
dua etmektir, böylece dua hayatınızın bir parçası haline gelir. Basit olarak dua bilincinizi içe
yöneltmek ve daha yüksek bir titreşimi başlatmaktır, bunu ne kadar çok yaparsanız titreşim o
kadar güçlenir. Bunun içindir ki, ne için dua ettiğinize ya da nasıl dua ettiğinize aldırmam.
Dua eylemiyle birlikte artan bir titreşim oluşturursunuz, sonunda, örneğin son bir saat içinde
şu ya da bu şekilde dua etmemiş olduğunuz için üzüntü duyarsınız. Kısa zamanda şunu fark
edersiniz ki, bir yanınızla yüzünüzü her an Tanrısal olana çevirebileceğiniz bir yaşam
biçimine ihtiyacınız var. Bunun ötesinde olup bitenler önemli değildir.
İyi dua ile kötü dua arasındaki tek fark, kalbinizle mi yoksa zihninizle mi dua ettiğinizdir.
Eğer kalbinizle yapıyorsanız, titreşimin harekete geçirildiğini hissedersiniz, eğer otomatik
zihinsel bir süreçse fazla bir şey olmaz. Tanrısal olanla bir diyalog istiyorsanız, buna tüm
varlığınız katılır, onu duyumsadığınız yer göğüs bölgesidir, yani kalp dediğiniz yerdir. Dua
zihinsel bir işlem ya da başkalarının sözlerini düşünmeden tekrarlamak değildir, dualarınızı
hissedin. Dua titreşim frekansını yükseltmek içindir, titreşim frekansını başka yollardan
yükselttiğinizde duayla yapılan aynı şeyi yapmış olursunuz.
S- Tanrıyı bulmakla, para kazanmak arasında bir seçim yapmak zorunda mıyız?
C- Yüzyıllar boyunca, arayış içindeki varlıklar maddi zenginlikten uzak durmak istediler,
çünkü onlara paranın Tanrıyı uzaklaştırdığı öğretilmişti, buna yeterince uzun süre inandınız.
Gelecekteki deneyimleriniz, derin bir Tanrı özlemiyle birlikte maddi zenginliğe de sahip
olunabileceğini hepinize keşfettirecek. O zaman para ve Tanrı birbirinden ayrı şeyler gibi
hissedilmeyecek, üstesinden gelinmesi gereken şey akışın dengelenmesi olacaktır. Çoğunuz
maddi kazançları kendinize saklamayacaksınız, birçoğunuz parayı bir elinizle alırken diğer
elinizle vereceksiniz. İşte farklı olan da bu olacak, servetin yeni sahipleri onun yeni
dağıtıcıları olacaklar.
Uzun bir zaman boyunca, arayış içindeki varlıklar maddi şeylerden uzak yaşadılar ve bir
yoksulluk bilinci geliştirdiler. Bu tür bilinci şöyle söyleyerek tersine çevirmeye çalışın: “Bu
evrenin bana vermek istediği tüm bolluk ve bereketi ayrım yapmaksızın kabul etmeye ve
almaya istekliyim. Onu sorumluluk duygusuyla paylaşmak için elimden geleni yapacağım.”
Eğer bu fikri psişenize derin bir biçimde ekerseniz, paranın kötü olduğu ya da onu hak
etmediğiniz yolundaki o eski inançların üstesinden geleceksiniz. Evrenin size sel gibi
akıtacağı her şeye kendinizi açmak için istekli olun. Almaya hazır olun, sonra vermenin
sevincini tadın, bu tadın benzeri yoktur!
43
S- Bir dostum için soru sormak istiyorum. O çok yakınlarda kanser olan karısını kaybetti.
Hayatındaki en önemli kişiyi kaybetmenin acısıyla nasıl başa çıkacağını bilmek istiyor.
C- Dostunuza bir anda verebileceğim bir yanıt yok. İnsan olmanın zorluklarından biri de,
diğer realitelere açılan kapıların fiziksel doğumla kapanmasıdır. Arkadaşınızın içinde
bulunduğu durum açıktır, o karısının sadece bir beden olduğuna inanıyor, ruhsal kanalları
karısının iyi durumda olduğunu hissedecek kadar açılmış değil. Lütfen arkadaşınıza yasına
sahip çıkmasını ve onu dolu dolu yaşamasını söyleyin. Kaybetme acısının içinde acının bir
panzehiri bulunur! Acıyı hissetmeyi sürdürdükçe, bir gün gelir içinizdeki hazine gün ışığına
çıkar.
Eğer kendi kaderinizin efendisiyseniz, neden ölümü içeren bir yaşam seçersiniz? Bu çok
cüretli bir sorudur ve yanıt kısmen şudur: Amaç, yüzyıllar boyunca dünya deneyimlerinin
tadını çıkararak koşuşturmak değildir, buraya sadece bir beden olmadığınızı anlamak için
gelirsiniz. Ölüm bunu hatırlatmak için vardır, ıstırap, hastalık ve kayıp hepsi de daha yüce bir
amacın bulunduğunu hatırlatmak içindir. Fakat acı çeken birine, her şeyin kendi iyiliği için
gerçekleştiğini söylemenin bir yararı olmaz, bu kalbin duymak istediği birşey değildir. Kalp
acı çekmektedir, acısına saygı gösterilmelidir. Zamanla acı azalır ve yeni idrakler, yeni
farkındalıklar gelmeye başlar. Ölümle sona eren bu hayat bozyapın çok küçük bir parçasıdır.
İnsan psişesinin hissetme ve başka bilinç hallerine geçebilme kapasitesiyle kıyaslanacak
olursa çok küçük bir bölümdür.
S- Kişi öldükten sonra, yani ruh bedeni terk ettiğinde derhal enkarne olur mu, enkarne olurken
niçin belli bir an’ı seçer?
C- Siz ve bu an, hayran olunacak bir güzellik oluşturmaktasınız. Hem dünyevi hem de dünya
ötesi, hem geçmiş hem de gelecek olaylarla her yönden bombardıman edilmektesiniz. Tüm
bunlar zaman ve mekan dediğiniz şeyin dışında cereyan eder. Birlikte inanılmayacak kadar
zengin bir goblen meydana getirmektesiniz. Tüm parçalarınız canlıdır, küçük bir parçanız da
fizik bedeninizdir ki, onu kendiniz olarak kabul ediyorsunuz. Ama dostlarım o goblen çok
daha geniş ve büyüktür!
O ufak parçanız, o uçsuz bucaksız goblenin bir köşesinde küçük bir dram oynamakta, sonra
da ölüm dediğiniz şeyi meydana getirmektedir, aslında böyle bir şey yoktur kuşkusuz. Ruh
bedeni terk eder mi diye sordunuz, evet gerçekten terk eder, çünkü geldiği gibi geri döner.
Doğduğunuzda ruhunuz gelip bedeniniz içine kilitlendi, öldüğünüz zaman da kilidi açarak
çıkıp gider, fizik beden içine hapsedilmekten kurtulduğu için genişler. Sizi temin ederim ki bu
harika bir duygudur, tıpkı şişe içindeki cine benzer, bir anda şişenin tıpası fırlar ve cin dışarı
çıkıp göğü doldurur. İşte öldüğünüz zaman ruhunuzun hissettiği böyle bir duygudur.
Bedeni terk ettikten sonra çevrenize bakmaya ve son dünya hayatınızın olaylarını inceleyip
ayıklamaya başlarsınız. O yeni idrakinizle, son hayatınızda gerekeni idrak edememiş
olduğunuzu anlarsınız, çünkü dünya katına idrak etmek için geldiğiniz şey Tanrısal olduğunuz
bilgisidir. Siz çeşitli deneyimler içinden geçen tanrısınız ve bu ayrılıklar dünyası bir
illüzyondur. Eğer bunu idrak edememişseniz, fark edersiniz ki bunu başarıncaya dek belli bir
farkındalık düzeyinin üstüne çıkamayacaksınız. Böylece yeniden enkarne olmaya karar
vereceğiniz bir noktaya gelirsiniz. Zamanı, yeri ve en uygun insanları seçip enkarne
olursunuz. Temelde bu iş bu kadar basittir, basittir çünkü siz öylesine enginsiniz ve bu kararı
vermek için gerekli sınırsız bilgiye ulaşma olanağına sahipsiniz. Olanaklar sonsuzdur, hepsi
de bilgisayarınızda mevcuttur. Sadece elinizdeki verilere dayanarak kararınızı verip geri
44
dönersiniz.
S- Aids denilen hastalığın dünyayı böylesine dehşet verici biçimde sarması ne anlama
geliyor?
C- Bir varlık ölüm için en uygun anın geldiğini fark ettiğinde ölmeyi seçer. Her şeyin
dengelendiği ve ölümün en iyi şey olduğu bir zaman vardır. Yapılması gerekli şeyin yapılması
için moment azami dereceye ulaşmıştır. Zihinsel, fiziksel ve duygusal açıdan varlık hazır ve
gönüllü olduğu anda gitme zorunluluğu doğar. Bu içten seçim derin bir düzeyden gelen istek
ve iradeyle yapılır. Biri sokakta yürürken başına bir tuğla düşer, bunun yersiz ve anlamsız bir
kaza olup olmadığını merak edersiniz. Ama hayır, o eylemin yerli yerindeliği ve uygunluğu
hakkında içsel bir biliş vardır. Olay geride kalanlar için kasvetli ve zor görünür. Bununla
birlikte insanlar seçenekler dağarcığından bulabildiklerini seçerler. Varlığın bütünü gitme
vaktinin geldiğini söylediğinde, kişi çevresine şöyle bakıp bir yol seçer. Kalmak gerekli
olmaktan çıktığı zaman, kalış uygun olmaktan çıkar. Acı verici ama doğru!
Birinin diğerine yardım etmek için öldüğünü asla söylemeyin, bu doğru değildir. Bir bilinç
ölür çünkü zamanı gelmiştir. Ölmeye başladığınızda bunu bileceksiniz. Diyeceksiniz ki, “ben
sadece o kişi için ölmüyorum. Ben ölüyorum çünkü buna ihtiyacım var, çünkü
mekanizmamda belli şeyler bana zamanın geldiğini söylüyor. Kalkış rampası hazır ve ben
gidiyorum.” Çevrenize bakar seçiminizi yaparsınız. Orada ne varsa, neye ulaşabilirseniz, size
ne öğretici olacaksa onu alırsınız. Aidsten ölen birçok insan muazzam bir güçle, zaferle
ölüyor. Bu fırsatın gücü ve yoğunluğu artık kullanışlı olmaktan çıktığı zaman bir çare, bir
tedavi bulunacak. Eğer konuya olumlu yönden bakacak olursanız, göreceksiniz ki insanlar bu
gezegeni terk etmek için yeni ve yaratıcı seçimler yapma ihtiyacındalar.
S- Hastalık ve ölüm konusunda kendi seçimimi yaptığımı hissediyorum, fakat hayvanlar için
ne diyeceğim? Yakalandıkları hastalıkları nasıl açıklayacağım? Onlar seçimlerini kendileri mi
yaparlar, yoksa hastalıkları sahiplerinden mi kaparlar?
C- Yaban doğada doğmayı seçen bir hayvanın bilinciyle, evcilleştirilmeyi ve insanlarla

birlikte yaşamayı seçen hayvanın bilinci arasında bir fark vardır. Hayvanların sizinle birlikte
yaşayarak yapmaya çalıştıkları şeylerden biri de, hissetme kapasitelerini genişletmek,
başkalarının duygularını anlayıp paylaşmaktır. Evcilleşmiş hayvanların empatik deneyimleri,
farklı kararlar almaları gereken vahşi doğadaki hayvanların deneyimleriyle aynı değildir.
Sizinle yaşayan bir hayvan varsa, ondan neler almakta olduğunuzu hayal bile edemezsiniz.
Siz onları eğitirken, onlar tarafından eğitilirsiniz de! Bu insan bilincinin bir yöne, hayvan
bilincinin bir başka yöne gidişi tarzında değildir. Onlar birbirlerinden öğrenirler, bazen
hayvan daha istekli bir öğrencidir. Bu empati deneyiminin bir yan ürünü olarak hayvanlar
insan arkadaşlarındaki inançların bazılarını yankılandırırlar, bu da insan psişesinin
hastalıklarına maruz kalmaları demektir. Eğer yabanıl hayatta olsalardı bu hastalıklara
yakalanmayacaklardı. İnsana karşı duydukları empati nedeniyle, kimi zaman insan
hastalıklarından bazılarını kendi bedenlerine almak için bilinçli kararlar verirler. Bir hayvanın
bedeni hastalığa ve acıya insandan farklı davranır. Onlar bu zorlukları doğal şekilde kabul
ettikleri için insanlara oranla daha az acı çekerler.
S- Çocuklar neden özürlü doğarlar? Onları iyileştirmeye çalışmalı mıyız?
C- Hepinizin Bir olduğunu, tüm hayatın Bir olduğunu deneyim yoluyla anlamanız için, insani
durumların sunduğu belli bazı büyük verilerle güreşmeniz gerekir. Bunlardan biri de özürlü
45
doğmak ya da yaşarken özürlenmektir. Sizinle aynı fikirde değilim, bir özürlü çocuğun ya da
kişinin geçmişte yanlış bir şey yaptığı için şimdi bunun bedelini ödemek zorunda olduğu
şeklindeki zannınıza katılmıyorum. Bana göre bu özürlü varlıklar dünyaya daha çok sevgi,
ışık, güç ve güzellik getirme kararlılığıyla gelirler. Başarıya ulaştıklarında, zafer kazanmış
kahramanlar gibidirler, ihtiyaç duymadıkları tek şey merhametinizdir! Onlara acımaya nasıl
cüret edebilirsiniz ki, inanılmaz bir kısıtlanmışlık içinde, İsa’nın temsil ettiği nitelikleri
dünyaya verebileceklerini göstermek için bir savaşçı olarak gezegene gelmişlerdir. Kanımca
onlar alkışlanmaya layıktırlar.
Onları iyileştirmeye çalışmalı mısınız? Mutlaka. Kimileri, belli dertlerin onlara karmaları
gereği verildiğini, dolayısıyla bu konuda bir şey yapılmasına gerek olmadığını söylerler. Eğer
hayatınızda özürlü biri varsa sizin karmanız ne oluyor? Hiç kimse hayatınıza nedensiz yere
öylesine düşüvermez, bunların uygun bir nedeni daima vardır. Bir özürlü çocuk varsa şu soru
sorulmalıdır: “Bu olayın benimle ilgisi ne?” Genellikle bu soru, o varlığa bir neşe ve kabul
hali içinde şefkat ve kararlılıkla bakma yeteneğinizle ilgilidir. Lütfen anlayın, gözünüzle
gördüğünüzden çok daha fazlası cereyan etmektedir. Eğer bedenden fazla bir şey olduğunuzu
anımsayabilirseniz, onların da öyle olduklarını anımsayacaksınız!
Hiçbir fiziksel dert, kendini farklı ve hayatın dışında hissetmek kadar acı vermez, en büyük
acı budur. Size düşen, farkındalığınızı onlarınkiyle birleştirerek ayrılık duygusunu
gidermektir. Onları içinize kabul edin, utanıp uzağa itmeyin, yüzlerine, gözlerinin ta içine
bakın, doğruca varlıklarının derinliğine bakın. Ve bırakın sizi görsünler, bu anlar kendinizi
tümüyle verdiğiniz anlardır. Buna karşılık onlar da bilecekler ki, siz Bir Olanın varlığını fark
etmektesiniz, siz kendi payınıza düşeni yerine getirirken, onlar da kendi paylarına düşeni
yerine getireceklerdir.
S- Ecstasy ( esrime) adlı ilaç ruhsal gelişme ve uyumlu ilişkiler için kullanılabilir mi?
C- Öyle sanıyorum ki Ecstasy tamamen yeni bir şey ve yaratıcı ilaç kategorisinin
oluşturulmasına yardımcı olmuş, yani belirli bir amaç için yaratılmış. Dünyada ilk
uyanışınızdan ve buraya saplanıp kaldığınızı hissedişinizden bu yana, ölmeden bedenin
kısıtlamalarından kurtulmanın yollarını arayıp durdunuz. Kiminiz hayatlar boyu kolay çıkış
yolunu seçme alışkanlığına hizmet ettiniz. Tütün, alkol, seks ve uyuşturucu gibi yollar,
bedenin sınırlamalarından kolay kaçış çareleri sağladılar, böylece yaygın yöntemler haline
geldiler.
Bir ilaç deneyimi sırasında neler olduğuna bir bakalım. Böyle bir ilacı bünyenize aldığınız
zaman, uzun bir süredir korku yüzünden kapalı olan alanları açarsınız. Korku sizin için
başlıbaşına bir sorunken, korkunuzu daha da artıracak bir ilacı almanın pek anlamı yoktur. Bu
ilaçlardan bazıları kesinlikle korku üreticidir. Olabildiğince çok sayıda merkezi zorla açmak
ve oralardaki gizli malzemeyi karşı konulmaz bir deneyim halinde bir seferde ortaya dökmek
onların işidir. Bu tezahüre “negatif gezi” adını vermeniz şaşırtıcı bir şey değil!
Bazı ilaçların etkisi ise belli bir merkezin yumuşak ve nazik biçimde açılması şeklinde olur,
Ecstasy de bunlardan biridir. Şimdi bu onun tamamen zararsız olduğu anlamına mı gelir?
Hiçbir şey tamamen zararsız değildir dostlarım. Onu önerir miyim? Onu ne önerir, ne de
mahkum ederim. Şunu anlamanızı istiyorum ki, bu ilaçlar enerji alanınızın bir bölümünü
birdenbire ve zorla açarlar, oysa bu konuda kararlı olsaydınız bu işi kendi başınıza da
yapabilirdiniz. İlaçların getirdiği zorluk tembellik vermelerindedir, onları yutarak yükselme
deneyimleri yaşamak kolaydır, ama sizi tembelleştirdikleri de bir gerçektir. Eski günlerde,
inisiyasyon törenlerinin bir bölümü bedene belli doğal maddeler almaktı. İnisiyenin farklı
bilinç düzeylerini anlaması için, şaman ona bu maddeleri kullandırırdı. Fakat biz kontrollü bir
46
kullanımdan söz ediyoruz, o maddeyi veren ya da töreni yöneten kişi neyin olacağını tam
anlamıyla bilirdi. İnisiyeyi izler, gerek duyduğunda müdahale ederdi, bugünlerde böyle
şamanlar yok. Öyleyse bu işlevi siz üstlenmeli ve kendinizi güvenebileceğiniz bir çevreyle
kuşatmalısınız.
İlaç bünyenize darbe etkisi yaptığında bazı merkezleri açar ve bir an için sizi farklı bir
realiteyle yüz yüze getirir. Bu noktada durum zorlaşır, zihniniz ilacın bir deneyim yaşattığını
ve bunu ilaçsız olarak tekrarlamanın mümkün olmadığını söyler. Bu doğru değildir! Çünkü o
haldeyken deneyimlediğiniz şeye, o anda açılan kapıya doğal halinizdeyken de ulaşabilirsiniz.
Lütfen anlayın, bu deneyimler sadece bedeninize dıştan bir şey aldığınız zaman yaşanmaz. Bir
merkezi açtığınız ve orada olanı gördüğünüz zaman yaşamış olduğunuz deneyimin gerçek
olup olmadığını anlamak, onu kendi başınıza harekete geçirerek keşfetmek artık size
kalmıştır. İşte bunun için geçmişte insanların çoğuna kutsal törenler için izin verilmezdi,
çünkü onlar o bilinç halini hayatlarına dahil etmek için günbegün çalışmaya istekli değildiler.
Bu ilacı kullananlar değişik bilinç hallerinden hoşlanırlar, fakat bu hali gerçek anlamda
hayatlarına dahil etmek için gerekli disiplinden geçmek istemezler. İlaç aldığınızda yapılması
gereken tek dua, aynı deneyimi normal zamanda nasıl tekrarlayabileceğinizin size
gösterilmesini dilemektir. Bırakın o deneyim size rehberlik etsin, ilaca bağlı olmayan yolu
bulun ve hayatınıza devam edin. Size bilgi verildiğinde onu idrak etmiş gibi hareket etme
sorumluluğunuz var! İlaç deneyimi karmaşa ve şaşkınlık yaratıcı olabilir, çünkü çoğunuz o
sorumluluğu kabul etmezsiniz.
Eğer bu ilacı kullanmayı seçerseniz, bilin ki önemli olan niyetinizdir. Onu daha alt düzeydeki
merkezleri uyarmak için kullananlarınız, daha alt düzeydeki deneyimleri yaşayacaklardır. Her
ne yaparsanız yapın önemli olan niyetinizdir. Aradığınız deneyimleri sağlaması için kendi
dışınızdaki bir şeyden medet ummayın. Salt yaşama sevinciyle, anbean yaşanan keyifle,
sadece yaşayarak yükselmenin mümkün olduğunu öğreninceye kadar kimse bu gezegeni
(boyutu) terk edemez. Bunu yapabildiğinizde, bu her yönüyle kendinizi Yaradan’a açtığınız ve
Tanrısal olanın içinizden akıp gittiği anlamına gelir.
S- İlişkilerde bir kişinin amacı diğerininkinden daha önemli olabilir mi?
C- İlişki ne hakkındadır? İlişki farklı frekanslara sahip ama birbirine çekilecek kadar da
benzerlikleri olan iki kişi arasındadır. Eğer birbirinize çok güçlü ve yoğun biçimde
çekilirseniz, aşık olmak dediğiniz deneyimi yaşarsınız. Ne zaman bir kıskançlık, sahiplenme,
gıpta, öfke ya da benzeri bir duyguya kapılırsanız, bünyeniz alarm vermek zorundadır.
Bilmelisiniz ki, o anda henüz tamamlamamış olduğunuz alanlarınızdan biriyle
karşılaşmışsınızdır, düzeltilmesi gereken o alanlarla hemen yüzleşmeye başlamalısınız.
İlişkilerin düzeltilmesi, pürüzsüz ve akıcı hale getirilmesi basit bir şekilde yapılabilir. İlk
adımda % 100 sorumluluk üstlenin. Eğer kıskançlık duyuyorsanız sizi kıskançlığa sevk eden
şey dışarda bir yerde değildir. Dışta bir olay cereyan etmiş olabilir, fakat gerçek şu ki içinizde
bir şey buna yanıt vermiştir, çünkü kıskançlık isteyip de sahip olamadığınız bir şeye
başkasının sahip olduğunu gösterir. Çözüm onu edinmektir, öbür kişinin onu size vermesini
talep etmek değil. Ben burada maddi nesnelerden söz etmiyorum, huzur, güven ve mutluluk
gibi içsel konulardan söz ediyorum.
Psişenizin çözümlenmesi gereken birçok farklı bölümü vardır. O bölümlerden kaynaklanan

projeksiyonları karşınızdaki kişiden uzaklaştırıp tekrar kendi içinize yöneltirseniz, istediğiniz
şeyi elde edebileceğinizi göreceksiniz. Öyleyse yana yakıla ihtiyaç duyduğunuz şey kendi
47
içinizdedir. Şimdi aldığınızdan daha fazlasına layık olduğunuza inanmadığınız sürece hiçbir
şey değişmeyecektir. Hayattaki amacınız bütün olmaktır.
S- İnsan uzun yıllar güvenmiş olduğu biri tarafından ihanete uğradığını hissettiği zaman
içinde kabaran duygularla nasıl başa çıkabilir?
C- Yapılacak ilk iş öfkenizi ve acınızı kabul ve teyit etmektir. Geçmişteki koşullanmalar

yüzünden öfke, düşmanlık ya da ihanet kabul edilemez olarak yargılanır. Ne hissediyorsanız
onu hissettiğinizi dürüstçe kabul etmelisiniz. Fizik bir beden içindesiniz ve bir duygu
bedenine sahipsiniz, duygu bedeninin işi de duyguları hissetmektir. Duygusal tepkilerinizi
kabul ve teyit etmek, onların doğrultusunda hareket etmek değildir. Kendinize duygu ve
heyecanlarınızı hissetme olanağı verirseniz, genişlediğinizi hissetmeye başlarsınız, kendinizi
daha çok kabullenmeye, daha bütün hissetmeye başlarsınız ve zamanla o olaya ilişkin
duygularınızda dengeye gelebilirsiniz.
S- Korku konusunda bir şeyler söyler misiniz?
C- Korkuya düştüğünüzde korkunuzu artırıcı biçimde davranırsınız, çünkü karşınızdaki

kimselerin de aynı şekilde korkuyla hareket etmelerine neden olacak tüm o paranoyakça
şeyleri yapmaya başlarsınız. Bu da korkunuzla ilgili inancınızı körükler, bu böylece devam
edip gider. Şimdi bunu nasıl durdurmalı? Bu süreci gerçekten durdurabilecek tek bir yol
vardır, o da ona yakın bir dikkat göstermekle ve onu bedeninizde gerçekten hissetmekle
başlar.
Eğer korkuyu yıldırıcı ve dehşet verici bir şey değil de, gerçek ve yardımcı bir şey olarak
kabul ederseniz, sorunun çok büyük bir bölümünü çözmüş olacaksınız. Enerji sizinle
konuşacaktır, o size rüyalar, imgeler, semboller aracılığıyla; vizyonlar, fikirler, dürtüler
aracılığıyla seslenecek, anlayabileceğiniz bir biçimde sizinle konuşacaktır. Onu temel bir
ikilemi çözmek için yaklaşmakta olan bir enerji gibi görebilirsiniz. Onun değerini takdir
edecek, yaklaşmasını sevgi ve özenle kabul edeceksiniz. Sonra çok garip bir şey olur.
Korkuyu deneyimlemek istersiniz, bu deneyimi istemeye başladığınız zaman oyun hemen
hemen sona ermiştir, çünkü şimdi içinizdeki sona ermemiş süreci sona erdirmek için
hazırsınız demektir. O an geldiğinde işler yoluna girmiştir.
S- Cinsel ilişkinin en yüksek amacı nedir? Eğer herşey Yuvaya dönüş içinse cinsel eylemin
yardımını nasıl kullanabiliriz?
C- Cinsel ilişki enerji alanınızı değiştirir, eşinizin enerjisiyle derin bir düzeyde birleşip
kaynaşır. Öyleyse cinsel ilişkiye girmeden önce kendinize sormanız gereken ilk ve son soru
şudur: “Ben bu kişinin özünü kendi hayat deneyimimin, duygu tonumun bir parçası olarak
istiyor muyum?” Eğer yanıt evetse, o zaman bunun tadını çıkarmanızı, eğer yanıt hayırsa, o
zaman bir kez daha düşünmenizi öneririm.
Bir cinsel birleşmede birbirinizin özünden içinize aldıklarınız, beşeri kattaki bir başka yoldan
aldıklarınıza oranla çok daha fazladır, onun bu kadar çekici olması da bu yüzdendir.
Cinselliğin çekiciliği sadece zevk açısından değildir, o çekicidir çünkü zaman/uzayın birkaç
anı boyunca siz bir başka insanla birleşebildiğinizi bilirsiniz. Kendinizde bir çoğalma, bir
dolgunluk hisseder, enginleşirsiniz, artık yalnız değilsinizdir. Birleşim iki insan birbirine
önem verip özen gösterdiği zaman gerçekleşir. Cinsel enerji her zaman cinsel eylemle gelmez.
Cinsellik doğru şekilde kullanıldığında çok güçlendirici bir aygıttır, yani farkındalıkla
kullanıldığında demek istiyorum, ustalıkla değil! Bilinçli seçimleriniz sayesinde cinsellik sizi
48
Yuvaya götüren yol olabilir.
S- Dünya insanları arasındaki barış ve sevgiye ne oldu?
C- Enerji arttığı zaman, bu ister bir titreşimin güçlendirilmesi olsun, ister bir yardım çağrısına
yanıt olsun, gezegensel sistemin sadece pozitif yönlerini artırmaz. Eğer böyle olsaydı işler çok
daha kolay olurdu. Fakat enerji gezegen ortamına girdiği ve orada kaldığı sürece, her şeyi eşit
ölçüde aktive eder. Güneş nasıl her yerde parlarsa, enerji de öylece her şeye nüfuz eder.
Böylece, gölgede gibi görünenler daha koyulaşırken, ışıkta gibi görünenler daha aydınlık
gözükeceklerdir.
Dostlarım, karanlığın arttığını gözlemlediğiniz zaman yapılacak fazla bir şey yoktur. Sadece
gitgide artan bir güçle günbegün kendi ışıklı yanınızı aktive etmeyi sürdürün. Kutbiyetlerin
artışını durduramazsınız, onlar birlikte artarlar, fakat bu umutsuzluk verici bir açıklama
değildir, bu bir özgürlük sözüdür. Kendi içinizdeki gücün artışına ne kadar çok hizmet
ederseniz, durum ne denli zor görünse de zamanla her şeyin doğru yönde ilerlemekte
olduğunu o kadar iyi anlayacaksınız. (Sayfa: 173-235)
Sevgili Tiversonus'a paylaşım için teşekkürler.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/bartholomew-51-zararsizlik
Küresel yiyeceği ele geçirme planı

- *İşte **küresel yiyeceği ele geçirme planı*!
*"Dört özel şirketin üçünün Pentagonla kimyasal savaş araştırmaları

konusunda sıkı bağları vardı. Dördüncü şirket aslen İsviçre kökenli olmasına
rağmen İngiliz kontrolü altındaydı. Petrolde olduğu gibi GDO tarım projesi
de bir Anglo-Amerikan küresel plânıdır." *
Gazeteci F. William Engdahl, 'Ölüm Tohumları' eserinde GDO adı verilen

"şeytan planının" tüm ayrıntılarını açıklıyor. Amerika üzerinden insanlığı
kontrol altına almak, bazı milletleri kısırlaştırarak yok etmek gibi çok
kirli planları olan şirketlerin içyüzünü deşifre edilen eserin 'giriş'
bölümünü istifadenize sunuyoruz. 'Ölüm Tohumları' herkesin üzerinde çokça
düşünerek okuması gereken bir şaheser.
"Biz dünya nüfusunun %6.3'ünü oluşturuyoruz ama zenginliğinin yarısına

sahibiz. Bu farklılık özellikle bizler ve Asyalılar kadar büyük. Böyle bir
durumda kıskanılma ve gücenilme gibi bir durumda olamayız. Gelecek dönemdeki
asil görevimiz, ulusal güvenliğimize bir zarar getirmeden bu farklılık
49
durumunu sürdürebileceğimiz bir ilişki kalıbı tasarlamaktır. Bunu yapmak
için de tüm duygusallık ve hayallerden uzak durup dünyanın her yerindeki
ulusal hedeflerimize odaklanmalıyız. Kendimizi çıkarlarımızdan fedakaarlık
ederek dünyanın iyiliği için lüksümüzden vazgeçeceğimiz konusunda
kandırmamıza hiç gerek yok." Seorge Kennan, 1948
Bu kitap küçük bir sosyo-politik elit zümre tarafından 2.Dünya Savaşı

sonrasında Waşington'da ele alınmış bir proje ile ilgilidir. Bu, Kennan'in
"farklılık durumunu sürdürebilmek" tümcesinin nasıl hayata geçirildiğinin
anlatılmamış hikâyesidir. Aynı zamanda bir avuç insanın savaş sonrası tüm
kaynaklara ve güce sahip oluşunun da hikâyesidir.
Bu, güç devrimi tarihinin de ötesindedir, hattâ bilim dâhi bu azınlığın

hizmetine sokulmuştur. 1948'de Kennan'in da kendi notlarında tavsiye ettiği
gibi, herhangi bir fedakârlık veya dünyanın iyiliği düşünülmeden acımasız
politikalar uygulandı.
Seleflerinin aksine İngiliz imparatorluğu içindeki hâkim guruplar, yeni

beliren 'Amerikan eliti, kendilerini savaştan sonra, "Amerikan Yüzyıh"nın
şafağında ilan ettiler ve hitap yeteneklerini, dünyanın iyiliği için
düşüncesini kendi amaçlarına uygun şekilde kullandılar. Onların Amerikan
Yüzyılı daha yumuşak ve kibar bir imparatorluk olarak sömürgecilikten
kurtuluş, demokrasi, ekonomik gelişme ve özgürlük kisvesi altında diğer
ulusların kaderlerine hükmedebilen, Büyük İskender'den sonraki en büyük
küresel imparatorluktu.
Bu kitap "Bir Savaş Yüzyılı: Anglo-Amerikan Petrol Politikaları ve Yeni

Dünya Düzeni" adlı kitabın bir devamı niteliğindedir. Petrolden sonra ikinci
bir "kırmızı hattı" takip eder. İnsanın yaşamını sürdürebilmesinde en temel
ihtiyacı olan günlük ekmeğinin karşılanmasını konu alır. 70'ler boyunca bu
Amerikan elitin menfaatine hizmet eden kişi, hayatı boyunca 'güç dengesi1
politikalarının bir uygulayıcısı olan Henry Kissinger'di. Ve dünya
hâkimiyeti konusundaki şu fikrini açıklamıştır; "Petrolü kontrol edersen
ulusları kontrol edersin, yiyeceği kontrol edersen insanları kontrol
edersin."
"Küresel yiyeceği kontrol etme plânı" 1930'ların başlarına, savaşın patlak

vermesinden önceye dayanır. Bu organizasyon belli başlı bazı ailelerin
servetlerini korumak amacıyla seçilmiş özel kuruluşların yardımlarıyla maddi
olarak destek görmüştür. Bu aileler güç ve zenginliklerini doğu sahili
boyunca Boston, Waşington, New York ve Philedelphia'ya yerleştirmişti. Bu
sebeple egemen medya kuruluşları sıkça onlara atıfta bulunmuş, zaman zaman
alay konusu etmişlerse de genellikle övmüşlerdir.
Savaşla birlikte Amerikan gücünün ağırlık merkezi doğu sahilinden Seattle,

Houston, Las Vegas, Atlanta ve Miami gibi bölgelere dağıldı. Sonradan da
Asya, Japonya ve Latin Amerika'ya.
2.Dünya savaşından bir süre önce bir aile diğerlerine göre daha fazla öne
çıkmıştır. Bu ailenin serveti, uğruna kan dökülen ve savaşılan 'kara altın'
50
petrole dayanıyordu. Bu aileyle ilgili olağandışı olan ise ailenin sadece
petrole değil, diğer başka alanlarda da yatırım yapmaya karar vermesi
olmuştur. Psikoloji, tıp, gençlerin eğitimi, tarım, biyoloji ve biyolojinin
tarımsal uygulamalarına yatırım yapmışlardır. Çoğu kişinin fark etmediği
devasa bir büyüme ve gelişme göstermişler, servetlerini de o ölçüde
büyütmüşlerdir.
Bu kitapta ele alınan ana konu olan 'genetiği değiştirilmiş organizmalar' ya

da GDO'nun tarihi, dönemin güçlü ailelerinden olan Rockefeller ailesinin (ve
4 kardeşin - David, Nelson, John ve Laurance) tarihiyle paralellik
göstermektedir -ki savaşın Amerikan zaferiyle bitmesinden sonraki 30 yıl
süresince güç evrimine bu insanlar yön vermiştir. Gücün tamamı ellerindedir
ancak işin maliyeti tüm dünyayı etkilemiştir.
Bundan 30 yıl önce, erk Rockefeller ailesinin etrafında toplanmıştı. Bugün

ise 4 kardeşin 3'ü çeşitli nedenlerle vefat etmiştir. Tüm amaçları, daha
sonraları Pentagon'un 'tam spektrum egemenlik' adı vereceği, gerektiğinde
askeri gücün de devreye sokulabileceği küresel hâkimiyetti. Projeleri o
günlerdeki küçük bir güç gurubundan bugün hayal bile edemeyecekleri, tüm
gezegenin geleceği hakkında inisiyatif sahibi oldukları bir noktaya
evirildi.
Kaltım mühendisliği ile bitki ve diğer canlı organizmaların patentlenmesi

tarihinin anlaşılabilmesi için 2.Dünya savaşını takip eden yıllardaki
Amerikan gücünün dünyada nasıl yayıldığına bakmak gerekir.
George Kennan, Henry Luce, Averell Harriman ve hepsinden önce Rockefeller

kardeşlerin tarım sektöründe başlattığı 'yeşil devrim' sayesinde
Petro-kimyasal gübre, petrol ve enerji ürünlerine bağımlılık arttı. Onların
o günlerde yaptıkları bugünün genetiğini değiştirme tarihinin ayrılmaz bir
parçasıdır.
Yüzyılın başında gerçekleşen 4 çokuluslu dev şirket birleşerek dünya

üzerindeki çoğu insanın temel besinlerinin (pirinç, soya fasulyesi, buğday,
mısır ve hatta bazı sebze ve meyveler ile pamuk) kontrolünü ellerine
geçirdiler. Hastalığa dayanıklı kümes ürünleri, genetiği değiştirilmiş, güya
kuş gribine dayanıklı ürünler ve geni değiştirilmiş domuz ve sığır üretimi
için çaba sarf etmişlerdir.
Dört özel şirketin üçünün Pentagonla kimyasal savaş araştırmaları konusunda

sıkı bağları vardı. Dördüncü şirket aslen İsviçre kökenli olmasına rağmen
İngiliz kontrolü altındaydı. Petrolde olduğu gibi GDO tarım projesi de bir
Anglo-Amerikan küresel plânıdır.
Mayıs 2003'te Bağdat'taki acımasız Amerikan bombardımanının dumanı

dağıldığında ABD başkanı GDO projesini stratejik bir konu haline getirdi ve
ABD'nin savaş sonrası öncelikli dış politika gündemini oluşturdu. Dünyanın
ikinci en büyük tarım üreticisi konumunda bulunan AB, bu küresel plânın
önünde zorlu bir engel teşkil etmekteydi.
51
Her ne kadar Almanya, Yunanistan, Fransa ve Avusturya gibi AB ülkeleri diğer
dünya uluslarına benzer şekilde GDO ekimine sağlık ve bilimsel nedenlerle
karşı çıksalar da, 2006 yılı başlarında Dünya Ticaret Örgütü (WTO), AB'ni
toplu GDO üretimi için kapılarını açmaya zorladı.
ABD ve İngiliz ordularının Irak'ı işgaliyle birlikte Wasington, bu ülkeye

genetiği değiştirilmiş tohumları ABD Tarım Bakanlığının bir cömertliği
olarak göndermeye karar verdi. İlk büyük çaplı deney 90'ların başında çok
uzun zamandır Rockefeller ailesinin bozduğu ve yolsuzlukla başı dertte olan
Arjantin'de zaten yapılmıştı.
İlerleyen sayfalarda da göreceğiniz gibi GDO'nun yaygınlaşması ve çoğalması

uğruna politik tehdit, hükümet baskısı, yalan, rüşvet yöntemleri kullanılmış
ve hatta cinayetler bile işlenmiştir. Okurken bir suç romanı hissine
kapılmanız sürpriz olmayacak. Tarımsal verimlilik ve dünyanın yiyecek
sorunlarını çözme adı altında işlenen bu suçlar, bu küçük zümrenin amaçları
doğrultusunda önemsizdir. Yapılan bunca şeyin hedefinde sadece para ve kâr
yoktur. Nihayetinde bu güçlü aileler kimlerin merkez bankalarının başlarında
duracağına karar verirler. Para onların yaratmaları ya da yok etmeleri için
emirlerindedir.
Amaçları daha önceki despot ve diktatörlerin hayal ettikleri gibi mutlak

dünya hâkimiyetidir. Kontrol edilmezlerse 10-20 yıl içerisinde bu
hedeflerine ulaşmaları işten bile değil. Bu sebeple bu gerçeğin duyurulması
ve herkes tarafından bilinmesi büyük önem arz etmektedir.
(Bu metin Gazeteci F. William Engdahl'ın 'Ölüm Tohumları' adlı eserinin

giriş bölümüdür. Lütfen kitabı temin ederek okuyunuz)
Gıdahareketi
------------------------------
Bozuk görünen Türkçe harfleri düzelten site.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/kueresel-yiyecegi-ele-gecirme
52
Nilgün Nart - Psişik Yetenekler,
Bilgeliğimizin İfadesidir
07 Temmuz 2009 Salı
Nilgün Nart
PSİŞİK YETENEKLER, BİLGELİĞİMİZİN İFADESİDİR
Sufilerin; dergahlarının ve türbelerinin kapısına yazdıkları bir cümle vardır.

*“Edeple gelen, Lütufla gider”
Edep; iki dünyayı; Öte Alemi ve yaşadığımızı sandığımız yer Ol’An dünya alemini BİR etme
ve paradoksallık Ol’An O’nu Hak’ıyla kucaklama disiplinidir.
Egonun hükmüne dayalı eski sistemler yıkılırken ve eski Ol’Ana ait ne varsa büyük
yaygaralar kopararak giderken, Gönül Dergahına yürüyenlerin Yeni Bilincinin, Şimdi-Burada;
her An’da; düşünsel, sözel ve eylemselliğinde, kısacası Var Ol’uşunda ve Var’lığında kararlı
bir sabitlik (sabite) yaratması önemlidir ve hayrınadır.
Görülmekte olandan ve yaşadıklarımızdan hareketle diyebiliriz ki; gitmekte Ol’Anın fiziksel

ve eterik dünyadaki kararlılığı binlerce seneye dayanmaktadır. Bu nedenle gitmesi de haliyle
biraz olaylı olacaktır.
Eski Ol’An giderken, yeniye -dil- uzatacak, kendisine benzetmeye ve hatta yeni bilince de
kendi karanlığının tohumlarını çeşitli vesilelerle atmaya da çalışacaktır. Karanlığın tohumları;
anlamları bir birine karıştırarak, değerleri sözlerle basitleştirerek, başlı başına Bir değer Ol’An
ve Asıl gerçek Ol’An Ruhunuza, hayrın ve şerrin bir birine karıştırdığı anlamları size sunması
ve sizinde inanmanız ve Yol’unuzdan dönmeniz ve kendi Yol’unuzda endişelere ve şüphelere
düşmenizle gerçekleşir ve sizi Yol’unuzda oyalamasıyla sonuçlanır.
“Pirincin kara taşlarını görmek kolaydır ama asıl Ol’An pirincin beyaz taşlarını, Aş yaptığınız
ve karnınızı doyuracağınız yemeğinizden önce ayıklamanızdır. Yoksa bir daha beslenecek
dişleriniz ve Aş yiyecek imanınız Ol’maz.”
“Kullanılan -sözcükler- artık önemli değildir. Sözcükleri kimin kullandığı önemlidir.
Sözcükler insanları hiç bir yere götürmez. Ama sözcükleri kullanan insanlar, birilerini bir
yerlere götürmek isteyebilir. Gitmek istemediğiniz yerler için sözcüklere değil, ardındaki
söyleyene, kalbinizle bakmanız ve ayırt etmeniz hayrınızadır.”
Sevgi ve paylaşım temelli yeni yaşam için hepimizin veya dünyanın dört bir köşesinde
insanca yaşam için uğraş verenlerin, kendi doğasına iman etmekten doğan neşeli sabrı, Kalbin
Yol’unu yürümekteki asil kararlılığı, Büyük Tabloyu hissedişinin ifadesi Ol’An
alçakgönüllülüğü ve tüm bunları An be An sevgiyle disipline etmesi, ister fark edelim veya
etmeyelim, hepimizin yaşamlarında birbirimizi etkileyen bir -sabite- yaratmaktadır.
53
100.maymun hikayesinde olduğu gibi, içimizde ve dışımızda yaratacağımız sabite; fiziksel
realitede -Ustalığı-da beraberinde getirir.
Usta- Ol’mak, ne isek O Olmamızdır.
Fazlalıkları bırakmaktır.
Gönül dergahına yürüdüğümüz Yol’da fazlalığımız sadece ve sadece egomuz (nefsimiz) ve
egomuza ait Ol’Anlardır.
Çünkü vakti saati geldiğinde fazlalıklarımızı; bırakıp, sadece ne isek O Ol’mayı seçmediysek
ve niyet etmediysek ve gerçek eyleyemediysek (Ol’duklarımızı fiziksel hayatta yaşamak),
bize hiçbir şeyin yararı dokunamayacaktır.
Sistemin kurgulanan doğası gereği; farkındalığımızı dışardan alıp, içimize yönelttiğimizde her
şey çözülür. Farkındalığımızı içeriye yöneltebilmek ise başlı başına bir DİSİPLİN işidir ve
yaşam sürecimizde de devam eden bir ustalıktır. Çünkü yaşadığımız sandığımız illüzyon
(hayallerimiz sanrılarımız beklentilerimiz korkularımız v.s) farkındalığımızı dışarıya
bağlamak üzerine kurulmuş bir Matrixtir. Her şekilde dışarıya Ol’An bağımlılığımız bizi o
kadar hayalde o kadar illüzyonda tutacaktır. Ve illüzyonda olmak korku endişe ve kızgınlıktır.
Düşlerimizi süsleyen, geçiş yaparak varacağımızı sandığımız yeni yaşam ise Evrensel Matrixe
ulaşmak ve evrensel matrix içinde devinmeye başlamakla ilgilidir. Buraya ancak ve ancak,
kalbimizde yaşayarak ve kalbimizden geçerek ulaşabiliriz. Kısaca fazlalıklar gittiğinde
Ol’duğumuz olarak kalabileceğimiz yere varmaktır, kalpte yaşamak.
Zihin veya nefs; bu hali anlamlandırmadığından ve anlam, nefs için sadece elde edilebilirlik,
sahiplenmek ile ilgili olduğundan ve bu da nefsi elle tutulur gözle görülür gerçekliğe
demirlediğinden, kalpte yaşamayı ve ruhsallığı (her şeyin var olma nedenini) dağıtmaya
çalışır. Manyetizmaya dayanamaz. Çünkü Ruh elle tutulur ve gözle görülür değildir. Zihnin
(egonun); Ruhu kalp gözü ile görecek, Ruh ile muhabbetleşecek ve O’nun Güzelliğinin-
iyiliğinin cezbesinde eriyerek, yeniden doğacak ne sabrı ne cesareti ne zekası vardır.
İnsanın ustalığı; ruhu ile fizikseli ne şekilde Bir ettiği dengelediği ve harmanladığı ile ilgilidir.
Ve ustalaştıkça bilgeliğimizi ve bilgeliğimizin ifadesi Ol’An; psişik ve ruhsal yeteneklerimizi
de, fiziksel dünyada ifade edebilir hale geliriz.
Psişik ve ruhsal yeteneklerin açığa çıkarılması çalışma ve çabayla değil, bilgelikte

ustalaşmayla ( Ruhsal Hakimiyet) ilgili kendiliğinden Ol’An bir süreç olduğundan, vaktinden
önce yeteneklerin açığa çıkarılmaya çalışılması, alt kimliklerin, paralel yaşamların, karmik
hatırlamayı zorlamanın ve ısrarın kişiye yarar getirmekten çok zararı dokunacaktır.
Sonuçta zararımız ve yararımızda; seçimlerimizle ne Ol’mak ve neye sebebiyet verdiğimizin
farkındalığı kadar Ol’acaktır.
BİLGE doğamız gelişmeden ve Ruhsal hakimiyet sağlanmadan gelişen yetenekler zihinsel

güç esaslı olduğundan kalıcı değildir. Çekildiğimiz veya kendimizle birlikte hizmet
edeceğimiz deneyimin doğası kadar sürer. İlgili kişilerin alınacak derslerine ve ruhsal veya
psişik gelişimlerine hizmet ettikten sonra sönerler. Genelde yeteneklerin sönmesinden,
yeteneklerin doğası dışında kullanıldığı ve hayırdan çok şerre hizmet ettiği anlaşılmalıdır.
Çünkü BİLGE Ol’An extra ve özel yeteneklere ihtiyaç duymaz.
Çünkü ihtiyacın doğası nefsten gelir.
Nefs ihtiyaç duyar. Çünkü yaratamaz.
Yaratan; Usta Ol’Andır, Bilgedir. Tam ve bütündür.
İhtiyaçsız, zararsız ve koşulsuzdur.
54
Bilgenin -ihtiyacı- olmadığı için, dolayısıyla yeteneğini (kendi olmayan şahsı için)
-kullanma-, sergileme, denemeye tabi tutma, ispatlama, gösteri yapma, başkalarına dersini
verme, birilerini bir yerlere sürükleme, manipüle etme, kendisine veya birilerine tatmin
sağlama amaçlı ne gündemi vardır ne de niyeti vardır.
Ustan’ın yeteneği An’da tecelli eder ve usta yeteneğini bilgece kullanır.

An'da tecelli eden görünüşe çıkan yetenek de çevresindeki durumdan ve çevresindeki
varlıkların ihtiyacından kaynaklanmakta ve ihtiyaca göre şekillenerek ilgili herkesin; Bütünün
hayrı gözetilerek tecelli etmektedir.
Yeteneğin ortaya çıkışında Bütünün hayrı söz konusudur.
Usta Ol’An; kendisi Ol’An Bütünün hayrına, başkalarının mucize olarak gördüğü yeteneği
bilgece kullanan ustada tecelli eden O’ndan başkası değildir.
Belirsiz belirlilik; Yol’da yürüdüğünüzde bilgeleşeceğinizdir.
Belirli belirsizlik ise, bilgeliğinizde nasıl ustalaşacağınızdır.
Bilgeliğin doğasından gelen yeteneklerin görünüşe çıkış nedenleri ihtiyaç dahilinde değildir.
İhtiyaç dahilinde nitelenen ve kullanılan yetenekler, nefsin hüküm sürdüğü titreşimsel alanlar
içinde kalacağından, hizmeti de nefse olacaktır. Yeteneğe ne zaman ihtiyaç duyarsak
karşılılığında dünyasal veya Öte Alemle ilgili bir tatmin nesnesi elde etmek istiyoruzdur.
“Yeteneklerim ve ben” diye bir şey yoktur. Yetenek ve -ben- varsa; -ben- Bütünden
ayrıyımdır. Ayrılık yanılsamasındayımdır. Dolayısıyla Bütünün hayrına hizmetten de
ayrıyımdır.
İkilikteyimdir. İkilikte Olduğumuzda ise her zaman yanılabiliriz. Ve ikiliğin madde aleminde
açığa çıkan doğası gereği, çekim gücü çok daha fazladır. Ve bu çekiliş genelde uyutur ve
karanlığa düşürür.
Bildiklerimizin yanında bilmediklerimiz, sonsuz ve çok büyük olduğundan, hepimizin içinde

ve dışında ve sınırsızlığında devindiğimiz Bütüne zarar (!) verme olasılığımız daha buna
benzer bir çok etmenle ve nedenle birlikte artar. Ve bir gün gelir biz kendimizi
tanıyamadığımız ve yürüdüğümüz yoldan dönemediğimiz şer odağı olabiliriz. Buraya varmak
küçük adımların eseridir.
Bu nedenle küçük seçimler çok önemlidir.
“küçük şerlerden kaçınamayanlar, büyük şerlerin yayın odağı Ol’ur.”
"Küçük hayırlara sebep Ol’Anlar ise Bütünde; büyük hayırların Nedeni Ol’ur”
İlk adımımız nereye doğru ise, son adım da bizi oraya bırakacaktır.
Ve Evrende her adım ilk adım ve her adım da son adımdır.
Belirsizliğin belirliliği “adımınızı atmanızdır”.
Belirliliğin belirsizliği ise nereye adımınızı atacağınızdır.
Şerre mi hayra mı?
Özgür İrade Yasası; Evrenin tüm şeklini belirleyen yasadır. Ve özgür irademizin seçimleri,
İlahi Adalet ile güvenceye alınmıştır. Evren herkesi tanımakta ve her şeyini bilmektedir.
Evrende hiçbir şey, istisnasız hiçbir şey unutulmaz. Gün gelir her şey Rahmet olarak veya
zahmet olarak ödenir.
Ve Allah, özgür iradeyi; “hiçbir yere sığmadım ama mümin (yüreğindeki O’nu bilen ve O’na
iman eden) kulumun kalbine sığdım” dediği, insana vermiştir. Ve sorumlu kılmıştır.
Bu nedenle kedimizden ve kendimizin ifadesi yeteneklerimizden ve bu yeteneklerimizi -nasıl-
kullandığımızdan sorumluyuz. Yeteneklerimizi kullanışımızdan, başımızdan aşağıya ya
55
Rahmet yağacaktır yada zahmetler yollarımız tıkayacak ve hiçbir yere geçit vermeyerek
içinde bulunduğumuz boyutsal gerçeklik hapishanemiz olacaktır.
İnsanın her zamankinden daha sade, basit, farkındalıklı, kararlı, asil, derinlikli, paylaşımcı,
destekleyici, hoşgörülü ve kendini sevgi temelli yeni yaşama kalben odaklamış olarak
yaşamasının hayrına Ol’duğu zamanlardayız.
İmanımızı, bilişimizi, hissedişimizi dengemizi ve yaklaşmakta Ol’An ve O Ol’An yeninin
VİZYONUNU özenle korumalıyız.
Ne yaparsak kendimize yapıyoruz.
Ve ne Ol’ursam O’yum.
Ol’duğum kadar O’yum.
Nereye dönersem döneyim -Var- ettiğimi buluyorum ve TENEFFÜS ediyorum.
O’nu var ettiysem O’nu buluyorum. Etmediysem illüzyonda kalıyorum…

Ol’makta Ol’Anın hepsi de pekaladır.
Maksat; bizim ne Ol’duğumuzun ve nasıl Ol’duğumuzun farkındalığıdır.
“Hiç kimse doğru değilHiç kimse de yanlış değil, Ne sen ne benSadece -dönüşüyoruz-Henüz
tanımlayamadığımız Neden’eNeden O ki; Son’da Murad’ı Ol’An
Yazan Nilgün Nart

07.07.2009 İstanbul Türkiye
(EVRENSEL VAROLUŞ - USTA serisinden)
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/nilguen-nart-psisik
Vipassana Meditasyonu - John Luxford ile

roportaj
Sevgili arkadaslar,
asagidaki linkten,
son vipassana meditasyon kursumuzun degerli hocalari joanna & John luxford ciftinden,
john'un cnn-turk'te yayinlanan roportajini bulabilirsiniz:
http://www.cnnturk.com/video/cnn.turk.tv/isiltilar/programlar/2008/...
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/vipassana-meditasyonu-john
56
Dünya seyrine dalma
 Posted by Cenk on August 4, 2009 at 5:14am
Ey dogru yolun yolcusu, caresiz kalma;

Cikma kendinden disari, serseri olma;
Kendi icine sefer et erenler gibi:
Sen gorenlerdensin, dunya seyrine dalma.
Omer Hayyam
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/dunya-seyrine-dalma
57
If I come to know what love is
 Posted by Cenk on August 4, 2009 at 7:30am
Oh dear darling,
If I come to know, one day, what love really is
You shall be the one holding my hand.
Oh darling, that day,

We shall meet each other in love;
Unconditional and self-less.
August '09
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/if-i-come-to-know-what-love-is
**Truth**
 Posted by Maria Leinenga on August 4, 2009 at 1:00pm
The power of Truth is such that you need never be concerned about proving it. You need only
be concerned with being it and living it. Truth is always revealed, at the right moment, at the
right place.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/truth-1
58
Hizmet sevinci
 Posted by Commander on August 5, 2009 at 1:22pm
İnsanlara yardım etmekle duyulan duyguya eşdeğer hiçbir sevinç ve hiçbir görev yoktur.
Karanlıklarla dolu bir dünya; yollarını kaybetmiş milyonlarca insan; kalplerinde hüzün ve
dertler bulunan sayısız insan ve her sabah kalktıklarında, o günün neler getireceği korku ve
kaygısı içinde bulunan insanlar…
Bir insana ihmal edilmediğini, tek başına ya da unutulmuş olmadığını, tersine, sonsuz
sevginin kollarıyla çevrili olduğunu anlatabilir ve biraz huzur bulmasını sağlayabilirseniz, işte
59
o zaman büyük bir görevi başarmış sayılırsınız. Yaptığınız bu hizmet diğer şeylerden çok daha
fazla önem taşır.
Yeryüzü yaşamının tüm amacı, uyuşup kalmış, pinekleyen canları, varlıklarının realitelerine
kavuşmalarını sağlamaktır. Dünyanız, günlük faaliyetlerini rüya görerek geçiren canlı
uyurgezerlerle doludur. Uyanık değildirler ve tüm realitelere karşı ölü gibidirler. Eğer bu
insanlardan birine etki eder ve ilâhî közü canlı bir aleve çevirebilecek derecede
körükleyebilirseniz, bu olay, hiçbir şeyle karşılaştırılamayacak ölçüde yüce bir davranıştır.
İnsan, hayvan ya da hangi kalıpta olurlarsa olsunlar tüm yaradılanlara hizmet ederek Yüce
Ruh’a (Yaradan’a) hizmet etmekten daha yüce bir din, daha yüce bir üstünlük olamaz.
Silver Birch
“Sevgi Ölümsüzdür” adlı kitaptan alıntıdır.
Ruh ve Madde Yayınları
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/hizmet-sevinci
The Eclipse of August 6th 2009 is the

Turning Point for Humanity...
60
This message is being shared very close to the time of the eclipse because we simply have not
had the opportunity to take this message before now. However this does not in any way
diminish the importance of this event.
Mother Mary and Jeshua came forth to give Carolyn Evers their input. Let me share some
snippets with you. Firstly from Mother Mary:
This is a moment in time, you might say, where the world is standing still ...
.... the repair of the trials and tribulations of the children upon the planet ...
... human beings can again understand their powers, to understand who they are ...
... the energy of remembrance - not that people will remember, yet, but the energy - it must
change a course of forgetfulness ...
... there will be more spaces between the particles, which means they will be able to hold the
higher energies ...
Humanity is on the path where energetically they have stopped falling into this denseness and
they are making the turn, finally, of particles changing, not only in the physical body, but in
the planet itself .... so that ... the energy that is contained within is changing ...
The denseness of the dark will be freed so that it can be cleared. You will see their clearing
from the Earth and when you do, you will know this is the moment of change, this is the
moment of the beginning of the clearing.
And from Jeshua:
There are safeguards and triggers planted within the blueprint to care for those who live upon
the planet and the planet itself. Every contingency has an answer ...
... the origin of the energy itself is the Master Creator ...
... this is the moment when the fullness of that love is starting to be revealed ...
We are beginning on the upward path toward enlightenment and the turn is here.
This is a truly exciting moment. I sense we will see the rapid exposure of those who have
sought to control humanity and the darkness of their deeds - deeds that will astonish many and
for others will represent a great sense of victory and of liberation from the tentacles of those
that have worked so diligently to strangle the freedom and the creativity and inherent love of
humanity for their fellow man, for nature, for planet Earth and all of creation. It will be like
the proverbial scales falling from the eyes of humanity.
The secrets of the light and the dark upon this planet will come forth before the end of 2012
and this eclipse marks the beginning of this breathtaking array of revelations.
Click on http://preview.tinyurl.com/ks9dta to listen to the complete, beautiful messages from

Mother Mary and Jeshua.
61
Blessings, Joy, Love and Peace.
Richard Presser
Cosmic Connections
PO Box 1314,
Blackburn North,
VIC 3130
Australia
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/the-eclipse-of-august-6th-2009
Sananda - August 5-6-7 - A call - Channel

by Judith Moore
 Send Message View Blog
Channel by Judith Moore
Lord Sananda
‘A Call to all Light Workers to Action’
message channeled through
Judith K. Moore (USA)
(July20, 2009)
62
The Ascended Masters are holding Earth’s ascension pathway: three powerful cosmic rays
that are moving into our field at different angles, from different parts of cosmic
consciousness, which is the mind of master form. The Earth experienced these rays before at
the end of the age of the dinosaurs.
Sananda explains that these three cosmic rays are intersecting in the Earth. I am being shown
a triangle, the points of which intersect in different places on the planet. Two rays intersect
and go through the planet and a third intersects the two on the other side of the planet,
forming a triangle. The cosmic force of these rays is unprecedented with a vibration that has
already begun to affect our ionic balance. I am told that through the ray of the Seventh Ray of
Sananda, we are able to support the Earth through what is about to occur.
“All of the energy grids, that have been empowered through the work of light-workers, serve
to create a mantle of negative ions, crystal light, healing light and now the Ninth Octave is
viable. I, Lord Sananda, speak to you now through my messenger. It is the love that you
generate through your hearts, the faith that you have, that creates a new potential for Earth at
this time. It is the capacity to move beyond the impact of the hologram when the cosmic rays
intersect the planet. You are capable now of moving beyond cataclysm. This refers to the
possible end of much of the Earth’s ecosystem, a time of complete change in the atmosphere
of the planet. This is your understanding of the end of the age of the dinosaurs when the
planet lost its ability to be viable and most of the bio-systems were devastated.
The formation of consciousness, through Sananda and the Ascended Masters, is now
sufficient enough to activate a mantle of energy from the heart matrix and create a
holographic heart. The point of intersection is through England. The first two rays intersect in
England. Then if you draw an imaginary line, at an angle through the planet, the intersection
points, for the second two rays, can easily be located and when the third ray comes through
the core of the planet, through the mantle of the planet. The third ray has the potential of
tearing the earth’s mantle. It’s the third ray that can have such an impact. The intersection
points can trigger the tectonic plates into massive Earth changes. This is avoidable but we, the
Ascended Masters, must work with all humans who can connect to us. There are many off-
planet, extra-terrestrial intelligences that will assist you in creating a time gap. Earth must be
moved beyond space and time for a short duration. The recent intensities over this past week
that have been observed are ionic, affected by the ionic changes as these first two cosmic rays
enter Earth’s planes. They have not yet intersected, but are expected to do so on the planet on
August 7th.
The harmony of the dove, the harmony of peace, is viable now. The Ninth Octave is essential
so that the community of light-workers may focus on the Grandmothers so as to establish a
heart matrix, a mantle. This is to stabilize the Earth’s dynamic energy, to prepare to transcend
space and time so as to avoid the place, in the space-time continuum, where the rift would tear
the mantle of the Earth. The 13 Grandmothers have prepared a time for global peace prayer.
We, the Ascended Masters and your benevolent cosmic family, will connect to you at that
time. It is essential that everyone form a heart, holographic heart. This holographic heart will
sustain the impact of the August 7th intersection in England and ultimately the Earth will be
moved beyond space-time on August 7th and be returned into this timeline after the
cataclysm.
Some of you may have seen this occur in car accidents where time is spliced and passengers
are moved beyond the damage of that accident. We must now do this for Earth. We must
move Earth beyond the time frame of cataclysm when the cosmic rays enter the mantle of the
planet. This can be done through the opening of a holographic heart on August 5th and we
continue to focus on peace. Those days of August 5th, 6th and 7th are the final days for the
manifestation of new consciousness, harmonic polarities and interactions between your mind
and the Mind of God, the Heart of Creation.
63
It is essential that you maintain your own personal balance, staying in the peaceful centre so
as not to allow extreme energies of unresolved fears or any chaos factor to create dysfunction
or disharmony. It is essential, after the 5-7 August, that you pray for peace during your daily
movements and activities. The community of faith on this planet is a powerful force of
creation now.
You who receive this message will be the transducers for the collective and as you work with
this field, try to visualise, through the Ray of Sananda, that the Earth becomes the holographic
heart. The heart chakra on the planet will be supported by the cosmic spiral and by all other
chakra systems. All other chakra systems support the heart chakra and the Earth will be
absorbed in the energy of the heart chakra. This is a time which calls upon your compassion,
when your love is to be the force of creation that will transcend physical potential reality and
create a different reality through the holographic heart, the Ray of Sananda. This will, in turn,
trigger the heart response over these three days that will be felt by all humans, on one level or
another. You are asked to feel love, and to feel it powerfully. These three days are essential to
the experience of loving communication, loving exchange from the heart source of your God
Self. This will trigger waves of the vibration of Sananda throughout the global collective
experience.
We are not asking you to meditate for three days. You are being asked, instead, to be
conscious of your actions, thoughts, words and deeds over these three days with a total focus
on the heart and on positive thought. Your energy fields generate powerful ionic forces. When
you think positively it sustains the Earth through its changes and challenges. When you allow
your minds to become occupied with old-paradigm thinking, the ionic field of the planet is
actually affected. You are the Bringers of the Dawn. You have stepped forward to be agents of
harmony for the polar opposites that create discord through dense vibrations. You must now
hold every mind, every human on this planet in thoughts of compassion and support. Lift up
your fellow humans, lift them up into the light, lift them up into the heart of Sananda, lift
them up into the Ray of Sananda. The whole planet’s vibration, through the Ray of the Dove,
through the ray of peace, through the Ninth Octave must sustain a harmony you will have
accomplished during your world peace prayers.
This harmony must be sustained through the 5th, 6th and 7th of August. This is to be
accomplished, not just by your prayers and meditations, but by the way you live, for that is
the greatest prayer and meditation. Your daily compassion are the greatest prayer and
meditation: your daily focus on peaceful communication, on conflict resolution, on dreaming.
This will be a powerful time to dream of things which bring harmony to the Earth - the plans
that you have for global-renovation projects. This is the time to focus on the manifestation
aspect of peace projects, education projects, healing projects. Focus! If you are a healer, focus
on your healing during those days. Use your gifts, use your skills. If you are an artist, focus on
art. If you are a mother focus on your child. Whatever your vocation and activity, bring your
every energy to fruition, through your ability to manifest peace, create beauty and sustain the
harmony for these three days. This is the assistance that we, the Ascended Masters, need. A
total focus for three days.
The ionic dissonance has already begun. This transmission advises you of the essential field
that you may participate in, together with us and with your cosmic brothers, the cosmic Christ
Council, the Brethren of Light, through your cosmic light family, the Cosmic Christ. This
message is to be sent into the world web from Lord Sananda. When you receive this message,
know with confidence that you have already transcended this challenge. You have nothing to
fear. This cataclysm will not be, but your participation is an absolutely essential element of
the pattern that will carry you in the transformative sense. This pattern, once the cosmic rays
enter Gaia’s Trinity Gate, will open to the cosmic force. But this entrance will have a great
impact and you will be able to help avoid any catastrophic effects on the Earth’s mantle and
64
the Earth’s changes.
We bring this message to your heart and you, the family of light, who are the tools for the
Ascension energies. Many of you are already living in ascension patterns, you are living on
new timelines. You are to think of yourselves as if in a boat, the Ascension ship, the lightship
similar to those which served in the ascension of the Anasazi (or Anastasi) Native American
people. You are on that ascension plane now and you can form a life raft for the Earth with the
holographic heart of Sananda, the Ray of Sananda. We, the Ascended Masters, will be with
you. Your Cosmic Christ Light family supports you and works through you; your masters and
guides will work through you. All is in order, all is in Divine and perfect harmony. Your
awareness that you truly have the opportunity to transcend this massive cataclysm, creates a
pattern for the transformation of your hologram of the planet.
Once the Gaia gate and the trinity rays are in place in the Earth heart matrix, it will be a
powerful cosmic force to facilitate the transformation of the old hologram. It will facilitate
into manifest form the new hologram. The Eagle Count Calendar is the time calendar, the
rhythm for you to transcend and go beyond all physical potential and no longer be limited by
the perception of physical challenges. This has been shown to you, for example, by
miraculous cures from cancer. You are no longer limited by the physical body and the Earth
which is no longer limited by her historical physical limitations that created Earth changes in
the past and during great cycles of change.
But this is an absolute and ultimate moment for co-operation among the groups of light-
beings despite apparent differences. Now is the time for unity, for Sananda’s holographic
heart, to sustain the planet and transcend any physical limitations.
I, Sananda, bring you this message in full confidence, that you have already prepared
yourselves. You have surrendered to peace, you have surrendered to faith, and you have
prepared yourselves. But these three days will be the ones that open the greatest potential and
the greatest opportunity for you. And on August 8, you will reach the Infinity Gate.
Kadoish, Kadoish, Kadoish, Adonai, Sebayot
Yod Hey Vod Hey, Yahweh
As above, so below, As the spirit, so the soul
As without, so within, as within so without.
Blessed be. So be it, and so it is. Amen.
(This message is to be circulated widely)

Blessings of Joy
Joy
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/sananda-august-567-a-call
65
Lord Merlin & Goddess Artemis The
Emotional Pathway of Water
 Posted by LovePeaceandHarmony on August 6, 2009 at 2:54am
Lord Merlin & Goddess Artemis

The Emotional Pathway of Water
Transmitted through Chanel Lingenfelder
4 July 2009
Durban - South Africa.
66
For this gathering those that attended the circle each brought along a bottle filled with water
which we charged during the pre-meditation.
It was also suggested for those present to write down thoughts to work with.
During this session Merlin and Artemis shared much info on manifestation and the relation
between crystals, water and magic.
Please note - The information of this Transcript is free and should be made available to all that
feels drawn to it, however please do not add, change or alter any of its contents
Should you wish to experience this or any of the other initiations, simply quieten your mind;
find a comfortable place where you will be undisturbed, connect with the Energy of S pirit
and set the intent for your rewire as you please. This will automatically be facilitated by your
higher self for your greater good.
*** *** ***
Greetings I am Merlin welcoming you this day to spend some time with me in this wonderful
67
way, is it not great to be here?
A: Yes
M: Is it not fun?
A: Yes
M: It doesn’t seem like it, your energy fields are rather drab! (Laughter) Indeed it is a great
honor for Merlin to be here, I am the one they refer to as the magician, one of the great
wizards and this is true, but then so is this true of you for you too are like me with the only
difference being the fact that YOU do not believe this, and do you know why? Fear. You are
very fearful and that which you fear most is your own power, strength and ability. Indeed one
always fear that which you know you can exceed, that you can go beyond, push the barriers
bringing about new records of being. The human mind at most times are very fearful of that
which they know they can do, the reason being that the human mind feel that they may not be
able to reach the same levels as before, therefore the possibility exist that they might
disappoint everyone else and themselves, the only problem here is that they put everyone else
first before the self. Humanity generally would rather hold a true shall we say ‘non balanced’
reflection of themselves within the eye of society than to actually be truthful to themselves
and with that expand their minds going beyond the norm that they create and manifest, which
is one of the reasons why we have asked for the invocation of your dreams and desires to be
charged into the water.
The water within your containers truly carry the essence of magic and I Merlin the great
magician am here to tell you that by a mere activation of your own thought you too can have
magic on your side for that is indeed what you have just done, creating magic by expressing
that which you believe, reflecting it into that which some may even think to be impossible.
Now magic loves exceeding and extending boarders. Magic loves breaking paradigms,
changing thoughts, changing circumstances and of course to bring an understanding that
magic indeed is not meant to have any ulterior values but that of miracles. For what indeed is
a miracle if it is not magical and what indeed is magic if you cannot manifest it through
miracles. Therefore I Merlin ask of you this day to break through your minds and the
limitations of your visions and to extend from yourself all possibilities in making the world
different according to you, making a difference in lives, bringing magic and its manifestation
into your daily life and being. You know there is nothing odd about magic, not at all, the odd
thing about magic is the magicians that don’t practice it such as yourselves for you are all
magicians in training, you have been there, some of you have shared lives if not as alchemists
then surely assistants to these and here you come this time around, the magical time of
miracles (5th Dimension) and you prefer to ignore all this, forget about it, now this is magic
too, for you prefer to believe yourself to be who you are not (laughter).
The time that your earth is currently facing, which is close shall we say, require of you to
leave behind all that previously ciously kept you in its comforts. S o as the chick breaks
through the shell and grows to be a beautiful hen or rooster so too is the time now for you to
leave your old skin behind, in doing so it means dear ones that you have to take on a new
skin, wake up and fluff your feathers within the light. The new energies within the 5th level of
vibration or dimension support each of you to be an awakened magician for this is the time
now and directly ahead of you, that support your manifestations according to your thought or
focused faith and thought. As time goes by and the months flow into each other and the years
68
of change come and go you too will manifest that which you believe in, like that (flick the
fingers) all you will do is wave your magical minds and Viola` there you have it, depending of
course on that which you entertain for that which you entertain eventually entertains you
therefore be aware of where your mind is at and be very aware of where you think your mind
is at (Merlin laughs) for very often you think you are thinking about something when in actual
fact you are thinking about something completely different (laughter). You believe to be busy
with a singular train of thought when in fact many others veer you off course bringing
discomfort. Now discomfort is not a bad thing you know, for discomfort allows you the
opportunity to embrace the presence thus awareness of great comforts. If you do not know
what the great discomfort brings then surely how does one appreciate that which brings
comforts to your world for this is often overlooked especially by those who are fearful of their
own ability to create magically, to embrace miracles and to manifest these, sparklingly so!
With the changing of your energy fields and the energy fields of the planet you are now
invited shall we say to get to know yourselves a lot better for infact those that have been
around and awake, you will remember these teachings that were shared with you over the past
number of years, teachings which shall continue supporting you to believe that you can
expand yourself to create even that which you may perceive as impossible at some level, for
you can, this is called believe, belief, its called faith. These two powerful energies you cannot
do without as an alchemist, wizard or magician, to manifest that which you desire for if these
are not ingrained then manifestation would be impossible. If you do not believe, TRULY
believe that you can, then how can you? S o the importance here is for you to as I mentioned
become aware of your thoughts and be aware that that which you are thinking of may not be
that which you believe you are thinking, for these thoughts, the interweaving confusing
thoughts are the ones that usually vibrates along the lines of that which you reflect and as the
law of attraction brings unto itself that which it reflects so too does this draw to you between
the odd positive wave much negative encouragement that prevents you from extending your
thoughts beyond the immediate world, to that which the alchemist entertains.
Humanity often say “they wish they had this or that” and as they gaze into the sky and happen
so see a star shooting across they wish some more, yet those wishes often remain where they
were expressed, in that moment fleeting across the skies, as the wish for these were not truly
released from the wishing well within into the actual waters contained within the well, waters
that are part of the earth thus part of the man and visa versa allowing manifestation to take
place which is usually the shortfall when manifestation is discussed for they always say but
Lord Merlin can you not teach me the inner secrets of the great wizards? And I say no. But
they say Lord Merlin can you not show us just a little bit of magic and how to manifest this,
and I say no (with funny voice like a child)(laughter) and why do I say no, because you have
the information within, we have been telling you this century after century, we gave you the
books, do you think your childhood books were designed to keep you limited, no they were to
serve you for you to expand your imagination which is the greatest tool of magic, fantasy that
is, and these stories were shared in many ways to make you understand that as I am known as
one the great magicians of your time, so too can you be, the greatest secret is to have faith in
that which you ask for and then to believe that your faith will gain weight as it is propels itself
towards manifestation and through this process attracts and anchors to itself all of the atoms
required by the principle of belief and as you very well know some of the most famous words
“According to your belief it is done unto you”
So in a nutshell this is manifestation and how you work with this energy; by having the faith
to believe it as done.
69
Now part of the energy that prevents many a being from having their magical intentions
manifest is caused by them feeling let down and disappointed, thus unable to fully release the
inner alchemist as they feel their manifestations take too long a time or is too slow to come
about. As you know there is not only one or two beings assisting this process from behind the
scenes but many and the more complicated the wish, the more beings involved therefore have
the patience. Believe it by keeping the thought alive for longer then 17 seconds at a time, and
you can have it - this is the underlying teaching beyond manifestation for indeed it supports
miracles being manifested through the act of what you refer to as magic. What is magic?
Magic is putting into action that which you thought couldn’t be and the only way this can
come to be is by having the faith for it to be. The magician could never entertain a crowd
manifesting a white dove from the ethers if he didn’t believe he could, therefore as magicians
you need to understand that it is your duty now to put into action, in thought, through tunnel
vision, that which you desire, which is one of the reasons we have asked this communicator to
encourage you to bring along bottles of water for you to know that by waving the magical
wand within your mind you can create miracles. Didn’t you?
A: Yes
M: You magically placed a miraculous wonder-world within the bottle that carries
consciousness, water, that gives life to creation and by placing these thoughts into the water
you had to believe you can do it and now you have to have the faith to know that it is so. You
cannot give up half way through, you cannot dream of a miracle this day and another the next
for this creates confusion not that you are not confused already (laughter) but creates further
confusion and at the end of the day it means that behind the scenes beings run into each other
falling over themselves because of your confusion (laughter) and this is disastrous. S o
understand that by focusing your mind and brining tunnel vision into your focus, and seeing
clearly that which you desire you can wave the magic wand of your desire creating what you
desire.
It is important also, for you who are here and those who are like you that is not here (reading
this) to begin releasing from your energy field the restrictions placed by your family and
friends when it comes to your belief systems and by no means are we asking you or anyone
for that matter to set about converting anyone, but you see time is running out and if you want
to manifest that which you desire then you better start working harder thus pay more
attention, give more action, support your beliefs and have the faith to see them through but
you see most of humanity believe they will awake one day and all will magically be there, yet
I tell you it wont. You have to do the work, you have to decide what you want, not us, as you
say “we’ve been there worn the T- S hirt (laughter) we are now busy with the DVD” (shreeks
of laughter) so best you get your acts together, get on with it, decide what you want, and go
get it, and if all else fails make yourself a magical wand and wave it (laughter) and if you
need get a stick from a tree, tie a crystal to the point of it and INVOKE it into life! (laughter)
it works, it works, these are called tools and I shall give you such a tool today, I will give you
the blessing of your own magical wand, soon-soon. (whispering….) I like to do that, I like to
give you surprises, yes. Create the impossible and LIVE IT! Who knows you might just be
happy (laughter). It’s a big chance you take considering how miserable some seem right now
(laughter) smile dear ones, laughter is the elixir of life, the more you laugh the more fun you
will have in which case you shall manifest far easier and on the other side shall we say of this
magical coin you will also come to know the truth behind that which you do not manifest and
instead of lying down, all miserable, dying in your misery feeling miserable hating yourself
and the world being the beautiful victim (laughter) you will indeed stand and say let us face
70
this, let us see the gifts contained within the unmanifested dreams, what are they? Thus here
you go beyond that which you thought you can create in other words; you take the limitation
of that which holds you within the negative aspect of the law of expectation (by needing is
with desperation) and you expand this, and from this expanded horizon you are able to look
back and see even more gifts within the unmanifested and the reasons for this.
Here you will embrace joy through your understanding and the result is happiness. The truth
is of course as you know to treat each life as a game, and to play this to the best of your ability
and to change the rules sometimes without telling anyone its just a game, also allow yourself
to play other games within the same game which will result in seeing new and different
probabilities on the horizon and on this principle dear little beautiful ones, it is your duty as an
enlightened master to allow others to live the life they choose and it is not your duty to tell
them otherwise, if they ask, sure you share, but a duty it is not. In fact many lightworkers
believe their duty to be in sharing service which is true but many of you don’t believe that this
begins with the self, which is another energy we share often so that one day you might walk in
a beautiful forest feeling the leaves crushing under your feet and the penny might drop that
indeed you should be number one in your life, and you will say yes I am this. This day you
will go out and live your life as such putting yourself first and you will love and enjoy it, do
you know why? Because all of you will be number one to the self thus there will be a sharing
of a most wondrous miraculous energy for each will see the number one in another, you will
not see the subservient side of being number two allowing another to take your best place, be
your first choice, no you are all equal, we are all equal, and so if we are all equal number
one’s what is the need for a number two? Everyone is a winner depending entirely on you
what you are a winner of and begin this day dear ones believing in your heart that you are a
winner in life, carrying within you the magical ability to manifest your desires.
You are now within the month of magic (July) during which we always expand the boarders
of your mind for you to see beyond the limitations of your former lives and to do so magically
with humour and laugher having fun doing it which is why you are asked to go through a
process of assimilation and release, for this group here and all whom may come to share in
these words.
In times gone by, even in those times when I walked this planet many years ago it was not the
usual order of the day to tell another of their positive probabilities and possibilities because of
deep-seated anger, anguish, pain and what they term to be imperfection, all because of closed
circuits of the heart centre thus all that was easily reflected was rather of vindictiveness,
malice and most would rather see another crawl than to see them fly. These were the average
earthling’s thought wave for many years, centuries, and still is for some, thus you have each
shared lifetimes within this train of thought of “if I cannot have it then they can’t too” you do
recall these?
A: Yes
M: S o now the collective times has come to bring this out into the open because dear magical
masters you will realise very soon that indeed that the time is at hand where keeping thoughts
from each another is something of the past, and thus come the understanding that by placing
yourself as number one, and if so does your neighbour, then you are all winners all the way,
also you will realise there is no need to be subservient to the self by first caring for another,
through these thoughts you will all come to understand the meaninglessness of wishing
another to be less successful than you. This is the old energy that glued the dirt of the earth to
71
the earth through its vindictiveness, greed, slime, slush, clutches of desperation, and now we
come to tell you to release this, magically wave your wand and begin to think as the magician
does thus every thought that you concentrate on will become a reality not only in your mind,
but manifested in life’s reality all around and then too understand that if this magic that you
require for some reason is not manifested no matter your efforts, to flip that coin, and to
magically see that which awaits you on the other side as this too brings gifts even if it is
within your dream’s unmanifested state. Have you got that?
A: Yes
M: Very good children! (laughter)
So now you understand a little more about magic, manifestation, faith, beliefs, the ability to
see it through and if not manifested don’t stamp your feet on the floor demanding it to be so,
but rather see how this creates good in its own way if manifested for your neighbour, share the
joy! This is a tough order for many
A: yes it is
M: I could read your minds (laughter) so no more, I hear you say ‘right no I don’t want my
neighbour to have what I want, perhaps in the future but not now (laughter) let me have it first
(laughter) perhaps next year or when the new energy arrives but until then I want to have it all
first (laughter) I want to have more (laughter) and what will happen…you will end up with
less, for the law of attraction will deliver unto you either a equal or opposite reaction. There I
gave you another big clue.
There is great wisdom in the unspoken.
Today’s teaching also include the element water which is presented to you along with magic,
beliefs and its manifestation, which are shared with you so that you can prepare yourself to be
propelled into a whole new direction and as you very well know there are many energies that
shall become extremely evident, very, very powerful, energies are beamed towards this planet
from many angels and angles, all in support of your changeover and as you know there is a
another magical thing happening at this time (and how we love it when magic happens) for
the naughty side of us love it when your doctors and scientists frantically run up and down
trying to prove us wrong (Merlin laughs mysteriously – all laugh at him) and can they? NO.
What I speak of is the metamorphosis of your energy field thus from overruling carbon atoms
to the crystalline vibration which is already active within your bodies, as it is evident
everywhere. Where ever there is communication there is crystalline. Crystalline is the solid
conversion of…?
A; Water
M: Correct brother there’s the magic, its in the water, you have to treasure these crystalline
offerings that you have, you call them crystals, some refer to them as stones, they are ancient,
many thousands of years old, even millions, with the magical aspect of these carrying the seed
aspect of their collective energy of their formative time, some millions of years old you will
find here.
So by magically being transformed or being in the process of transformation from carbon to
72
silica or crystalline, understand that your ancient truths shall also be released and revealed for
as the molecules within these crystal essences carry history so to do you. It is the essence of
your spirit energy that carries this, the fire essence that carries this energy, which along with
the air aspect (your soul) give birth to the magical emotions you carry, the water element. As
the soul grows it attracts to itself all the previous energies that it still needs to deal with
resulting in the awakening of your ancient molecules communicating to and through the
etheric bodies and soon evident within your physical fields, bringing you again in touch with
that which you experienced many moons ago. But this time it is bringing this experience in
such a delightful way as it gently reminds you of the best part of everyone of those
experiences and all of those essences that you experienced over lifetimes (and here we speak
of the best experiences only) as they collectively come together which is what we now present
you with in this life time in the form of your own personal magical crystalline wand, because
through the energy of your crystal wand I Merlin will support each of you to magically
manifest the best of everyone of your assets and if you can do this, you will each see the other
as one, for you will all be number one, there will be no 2, and 3, there will be no specific
service as all will do the same to each other, within the understanding that each have the same
ability to bring into your reality the best of all of your memories and more so being able to
share these gifts with everyone else, and do so with fun, laughter, and joy, playing out this
game of life and in this way extend your helping hand to everyone instead of walking away,
instead of seeing another in need and not reaching out to them, thus supporting another
through the act of brother and sisterhood, opposed to egotistical platforms.
The sooner you realise all that is shared with you as truth, the quicker you will realise how
important the part you play in your destiny, as you are the maker of that which you desire.
To give you a chance to work with this energy I want you to close your eyes for a short while,
now visualise that you are in a magical place, a paradise indeed. S ee the beautiful nature of
this place all around you. Pause.
Now imagine that you are sitting facing a wishing well, see the beautiful rose bushes growing
all around and on the side of the well, see the stone that’s been carved and placed especially to
protect this well. Pause. S ee the arch stretching across the well supporting a bucket tied with
a string hanging from it, ready to descend into the well to return filled with water. Pause..
Now bring into your mind the smell of the roses that grow all around, now bring into your
mind the colour of these roses (remember the colour please). Now imagine that you hold a
most expensive and truly valuable coin in your hand dating back eons, a pure silver coin
stamped with the energy of that time. Now connect and feel if you can sense the energy of this
coin, see if you can trace back the era of this coin, if you can’t let it go, for now I want you to
take this coin and aim at the well, flick it into the well allowing it to fall into the water very
deep within the well. For a moment you may even feel very disappointed at doing this, you
may sense a feeling of loss, or perhaps you may feel that nothing is indeed lost for the coin
that is now contained deep in waters of the earth is at one with you. Pause.
Now I want you to imagine from across the gardens in the distance walking towards the
opposite side of the well is a beautiful lady, she goes by the name of Artemis, I want you to
see what she look like in your mind, look closely, she’s walking towards you, the closer she
gets to you the more comfortable you feel with her energy field as you embrace the feelings of
love that emits from her energy field. Pause. S ee her dark hair blowing in the wind, see her
piercing dark eyes staring back at you, her full lips smiling at you, her skin as pale as a
73
winter’s night, she now comes to stand on the opposite side of the well facing you. Pause. S
he asks that you share with her “if there was a wish that you would like come true, if you have
the faith to see it through what will it be?” Pause. Remember this wish. Pause.
The beautiful Artemis senses the energy you feel towards the lost coin and she shares with
you that for your efforts in parting with that which is so special to you (the coin) you will be
immensely repaid and with that she lowers the bucket from the arch lowering it deep down
into the well assuring you that if you believe she will return the bucket containing this coin (as
it’s energy has been shared with the soils of the earth thus you may enjoy it’s fruits) so it shall
be and with that she hoists the bucket back up with your supposed coin in return for your
efforts of trust and letting go.
She asks you to close your eyes within your mind as she continues to wind up the bucket.
Once done, she takes from the bucket that which you treasure, she walks across to you, asking
that you open both your hands as to receive and with that she places on top of your hands a
most magical most exquisite crystalline wand. Pause. S he indicates for you to now open your
eyes looking at her as she returns your stare, sharing with you a beautiful message of love, to
each of you personally through the magical thought waves from her mind into yours with your
magical crystal wand resting on your open outstretched hands a gift in return of the dear coin
you unselfishly let go of. S he asks that you listen with intent the words she’s sharing with you
now…
Pause
So that you may understand all better, and so too be wise enough to let go of that which you
prefer not to hang on to…heed words of wisdom from the Masters. S he removes her hands,
asking you to take your wand in hand, a wand carved from the purest double terminated
quartz crystal you have seen glittering with powerful energy. Pause. S he now asks that you to
turn from this space, returning to your current life wand in hand with the understanding and
the wisdom to practice that which you believe, have the faith to allow it into being, and thus
in your mind and imagination use this crystal wand to magically transform all that you desire,
providing it is for the greater good of yourself and all that is, for all is as one. Now bring the
following into your mind, in your imagination visualise your quartz wand in hand and
visualise how you lightly touch the bottle that you have brought forth this day placed in the
centre of this room and with that set the intent for the water element within your bottle to be
blessed so that each molecule contains within its matrix enough power and energy to support
you in manifesting that which you desire and to put it into action so that you become the
living example of the light that you carry. Pause.
Now open your eyes physically being back into this time and space, and see the magic
transforming the water right in front of your very eyes. Pause. You are asked to use this
energy to the best of your ability, and so too at times of struggle, pain, emotional imbalance
and blame, at times when you feel unable to bring yourself into a balanced state, to hand your
wand to your inner child and visualise your inner child magically wave your wand of
manifestation to bring into your world of creation a whole new way of being. I am Merlin, I
am the magician, I am the wizard, and I gift to you gifts of magic! S o Long!
A: Thank you Lord Merlin.
Long pause.
74
I am Artemis, I greet you welcoming you in this space, today we join with you energies or
forces of light of love and compassion delivering to you essences of truth.
The essence of the mental vibrations of your mind and being is coming now into the fore of
your reality, fast, it is therefore important for you to understand these concepts as you work
with yourself, as many of you do.
The essence of the strong being and the being that can wave the wand to create from nothing
everything, is what is being imparted to you at this time also this day, a gift that is shared with
you so that as you say can change your vibrations, change the way that you are, change your
thinking and understanding by accepting a different way, by accepting a different life for that
is the only way things are going to change when you accept it, nothing will change for as long
as you don’t accept it thus acceptance is the first key I give you to work with to write on your
papers, and if you do not want to, then don’t do it. You choose.
All start writing
Acceptance: Write your own words, not my words I am not your mother (Laughter) you must
write now why you believe that you can bring the gift of acceptance into your life, thus bring
back into your memory that which you believed you can manifest in fact I will make it simple
for you, earlier you visualised what you wanted and placed it into the bottle, so now take
what’s in the bottle and put it down in words on the paper, in your own words. Pause.
Acceptance…..whilst you continue writing I will speak to you….acceptance is the first key
that you can learn a lot from when it comes to the nature of your world, look at the animal
world, the wildness, for all of the laws of the wild is always accepted as normal by everyone,
the human and animal kingdom and thus for you as a human you need to accept into your life
that which you desire to create or manifest. S o your declaration is one of acceptance. Every
aspect of nature accepts each other as they are. You do not have to change first the outlook of
yourself, or a friend, or the animal next door before you allow them into your space for you
accept them as they are. With this understand beautiful beings that you cannot and it is not
your business to want to change someone else so if you want to accept the things in your life
that you believe you can have then why do you strive to change someone else’s? You
understand?
A: Yes
The second energy I want you to share some on is enjoyment. Pause. Now I want you to think
for a moment how you would express the enjoyment of that which you wish to manifest? S o
you want to manifest a motorcar, then how will this motorcar affect you and everyone else
when it comes to enjoyment? You want to take everyone with you but unfortunately you can
only fit 5 people in the car for enjoyment, so will your enjoyment be the look of sadness on
the faces of the ones that you leave behind (laughter)? Hopefully not, so with enjoyment how
do you feel this energy will bring you closer to manifest that which you desire? Did it make
you happy? Not many of you feel happy as you seem so serious (laughter) too serious to think
about enjoyment.
Accepting enjoyment is what will allow you to manifest much easier in your life, quicker
getting what you desire. The key here is also in the understanding of allowing your enjoyment
to be shared by many, you got that. For if you are selfish you won’t have real enjoyment and
75
without this it is not the accepted norm that you shall have what you want, not with the new
energy.
Pause
The next key is benefit. Here write how that which you accept into your life with enjoyment
will benefit you and others? Write it in your magical English language (laughter) expressing
what you feel inside no matter your joyful sad faces (laughter). Bring enjoyment, happiness,
laughter and fun into the picture. You are accepting, enjoying, and now write down how this
will be of benefit. You need to understand that the benefit of what you desire must include
another, it cannot be only for the self for in this way it can certainly not be part of the new
planetary energy. Now, I want you to bring this picture into your mind of what we have shared
so far and relate it to the picture you have put into the water, you see where we are going with
this?
A: Yes
G A: Bring your desired picture into your mind and accept it, then feel the enjoyment of this
result, then see and share the true benefits of this dream with others.
Now take this one step further, tell us how do you feel about this? Pause. Are you excited,
happy, do you feel love, how do you feel? Do you feel your aching belly from the laughter
you shall create? (laughter) once you have the feeling of this energy you wish to create, we
ask that within your mind you create a symbol which you can relate to that carries all we have
shared so far, create this within your mind, realise this symbol serves as a metaphoric tool in
handing your TRU S T to God, so express this symbol not in word but symbolically draw it,
so allow your heart to guide your mind in creating a picture of what you dream of thus far and
give it God, surrender it unto God, trusting that this symbol carries your intent, trusting that
your intent is safely blessed into being miraculously by God. Pause. Take all of the love in
your heart and allow it to express itself through this symbol. Very long pause.
Bring into your mind the visualisation that Merlin asked you to create with me Artemis
standing at first opposite the well of your wishes, now bring this into your mind and no I am
not there anymore at the well I am here with you (screeches of laughter). I am on this chair
(laughter). Now again bring into your mind the symbol that you have just drawn, and once
clear throw this symbol symbolically into the well the symbol of your trust, (as you did with
the coin). S o you give back your trust to the nature of love, the water of the earth. Now I
want you to write down how you would feel if that which you threw into the well is not going
to manifest. Now is your chance to put into action all that has been shared so far, and please
don’t make this a miserable outcome. Are you happy you lost this symbol? No, S o find a way
of bringing happiness to this picture and with that write a blessing to be shared with the world
because of your loss, how your loss may just effect the world in a great way, and you in the
long run, or the bigger picture, you may even be recognised as a great founder of wisdom
through this, by giving it away, trusting God with your symbol of love by letting it go. Pause.
GA: But, can anyone tell me how we can change this story?
Silence
GA: What have you forgotten?
76
A: The magic wand
GA: Indeed sister! S o all is not lost (laughter) you have declared your feeling if it was lost,
but it needn’t be so, so now visualise this magic wand and wave it at the well, and instantly
this symbol gravitate back up towards the earth’s surface ascending up and out of the well
lodging itself within your 3rd eye. Now I want you to visualise that which you have drawn in
the 3rd eye, then also in the heart. It is the trust and surrender to God, and God now returned
to you this gift, placed within your inner vision and within your love. Do you follow me?
A: Yes
Now, I want you to write in your manuscripts how your beliefs this day has served you in its
future manifestation, thus now visualise all that you have prayed for as manifested, thus be in
your future, thinking back to this day. Be within your dreams, and recall this day sitting here
and how your thoughts and beliefs this day enacted creating the outcome of that which you
wished for. Pause. Here you write how you feel because of your beliefs and what you believed
in the past that made the present (your future) a reality. You are now in your future, and your
now is your past, confusing? No (laughter). Long pause. Feel this belief, express from your
heart. Pause.
Next I want you to write (still in your future now thinking back of your present past) what
inspired you to keep your faith so that you hang unto that belief for it to manifest into reality,
thus now you have to express the faith that you have to have between now and then and how
you feel then thinking back to now of how you really feel about that which inspired you (or
should now inspire you), that blessed you to keep your faith, that nurtured it into being. Pause.
Now we ask you to write; if you could share this principle and wave of your magic wand and
the understanding of this alchemy with someone, a friend, family, partner, or whomever, how
would you in not too many words explain to them to hang on to their faith, to practice their
beliefs, to trust in God, how to manifest their visualisations, to embrace it with enjoyment, to
anchor this in their life with joy and laughter, how would you share with them to accept this to
begin with? Very long pause. What you are doing here is taking that which creates an
imbalance within the questioning lower mentality of the average human man, woman, and
child raising its frequency by sharing it with someone else thus it becomes active transcending
limitations. Pause.
Now write down any experience that you feel you need help with but no negative words do
you hear me?
A: Yes
G S : Not even one, no negative words are to be expressed on this paper. S o find a positive
way to express that which you need help with, and remember no-one is going to read this
except you. Perhaps express what you feel helpless about without mentioning the word!
(laughter) – long pause.
Write now a way that you release all of the attachments that you have to this manifestation
when it comes to desperation. S o in other words, you have mentioned before how you would
feel and react in a positive way if it didn’t manifest, so now write down how you would
release all desperate attachments into the ethers, etheric energy, and how you would benefit
77
from this by allowing it to be. Long pause.
Now stretch your mind and see yourself in a muti-dimensional state of reality so expand the
boarders of your mind and visualise for a moment how it will feel for you to be within this
plane now and in another in a flash, how would you feel if you could express your
multidimensional talents without thinking but simply by being, bringing your
multidimensional aspect into your reality. Pause.
We want you now to visualise your life has ended, you are on the other side. And on this side
(the earth reality side) is a friend, family member, a co worker that you loved, we want you
now to write on your manuscript the advise that you would give to them in life, if you could
assist them from the other side, what would you say? Write this. Long pause. When you are
done you fold your paper into a small square and simply let it rest on your lap. Long pause.
You understand the importance of emotionally sharing with the self the emotional balances
and imbalances yet it is easier said than done for most, thus we help you to bring this into a
more expressible reality. The emotional body of the human which vibrates as the mental body
according to fluctuating frequencies is one of the most difficult aspects for humanity to work
through let alone understand, but you have been very fortunate for you have been given many
lessons or teachings on this. Therefore it is important for you to understand that even though
you have a magical wand you cant simply wave it to disperse of all of your emotional issues
at once for this is not going to happen, you have to face these, become friends with your
imbalances and in this way be at one with that which tends to separate you. You will recall
being asked to do this in the past, and then you burned the papers. Today we ask you to charge
the paper with all of the possibilities that you may or not foresee and to do so in such a way
that you are actually able to understand it for yourself, and thus we ask you to keep your focus
on this in any which way you can, or are able to, or you feel it resonates with you so the
vibration of the paper is similar to yours for you harmonise with what it represents.
Humanity now will come to realise that the time at hand asks you to come to face the reality
of life, your life, and so all that we have shared with you insightfully will become much
clearer for you over the next 6 weeks or so, during this time you will be taken on a journey of
expanding your mind into directions you never thought possible, and do so without limits for
when there is limitation there it creates a border that prevents expression so why limit yourself
to taking in 2% light quotient a day if you can actually integrate much more. S o by expanding
the limitations of the general mind releasing the general hold that the subconscious has on
your consciousness thus the hold that the ‘inactive’ part of the brain has over the ‘active’ part,
will bring you into a state of balance revealing to you what you can contribute on a daily basis
to shift your focus thus shift your reality by changing the direction of your focus, thus all that
you create enroute to your fulfilled manifestation, for as you journey you manifest constantly,
the good/bad/happy/sad/ etc but of course humanity believe themselves to be happy when
experiencing only one side, which is not the ideal for you need balance, it is what the earth
experience is about at the end of the day, and you cannot achieve balance when you are
imbalanced. This works according to the law of cause and effect judged by the scales of
balance. It is at times this imbalance that prevent many from manifesting, you usually only
see the very good and the very best and nothing in-between, thus many of you lightworkers
are eager to share and express your love to another, but not many of you will express your
need of the same, no, which creates imbalance for all you see is you doing good to another,
not any being done to you, so you think your are perfect oppose to perfectly imbalanced
which ultimately balances (laughter)
78
So these are the gentle little helpings that we give you, to bring more clarity, I am the Goddess
that works with these teachings, bringing focus as I reflect the energies of the Bow and Arrow
in my teachings as many know, thus bring an awareness that through focused intent on your
beliefs, knowing that the arrow is going to travel and hit the target no matter the distance in
the exact spot you aim for is what gets it there. The gravitational pull in the air towards the
target is propelled by your faith to get it there, and your belief is what actually allows you to
let go of it. Do you follow me?
A: Yes
GA: I wish for you to do so, for this will help you in many ways to see things from another
angle, and to help you further we would like to take you on a journey if you will…
It is important for me to share with you on manifestation as this is one of the major energies
that I share in service on this plane. Pause.
Be comfortable on your chair, be relaxed. Manifestation is what ‘being able to give birth to’
means, not only to give birth to a child, or an animal giving birth to its little one, no you give
birth to possibilities which is the energy we shall activate within the sacral this day. Pause.
This is your emotional fertility centre. Pause.
Close your eyes allowing yourself to be transported into a magical world as we ask you again
to bring into your visualisation a beautiful garden that you are sitting in. pause.
Ahead of you in the distance is a massive, massive golden pyramid, now get up and walk
slowly towards this pyramid becoming aware of your breathing as you walk, become aware of
the oxygen that you inhale, and the deoxygenated energy being expelled from your lungs as
part of your circulatory system recharge and in this awareness of the gift of breath you
become more relaxed with every moment, more at ease and peace with every moment, relax
your toes and your fingers, relax your mind, relax your body, just relax…you are a beautiful
powerful being, simply relax into this knowing. Pause.
Now enter the pyramid by setting the intent for your multidimensional aspect to allow you
entry transporting you into its inner chamber. Pause.
Once inside the pyramid you will see a circle marked in the core, distinctly different from the
rest of the pyramid. S ee the soil of the earth forming the base of the pyramid and it seems like
someone has used their finger to draw a perfect circle in the sands of time. Now with intent I
want you to transform yourself into air (pause), then float across the marking and once you
are in the core of the circle materialise again into your human form back into your physical
body (pause). Thus you have crossed the threshold of the magician without interrupting
energy flow and you did this by becoming multidimensional. You are back in physical form in
the centre of the circle, and now again pay attention to your breathing. Pause. With every
breath embrace the beauty and blessing of breathing air, its essence absorbed into your lungs
as well as helping you in many ways to establish balance within your emotional body. Pause.
Since you are a magician with a magical crystalline wand we ask you to call upon the
presence of the earth, and then ask the earth to allow you in your multidimensional form entry
into one of its big caves contained within the inner earth. Pause.
You are now in this beautiful big cave, its semi dark, see the crystalline formations all around
79
the cave (pause) and then become aware that there are two little waterfalls that gently trickle
water which flows across the crystals forming two waterways on either side of the cave with
the water running gently along the cave away from this chamber along the pathway you are to
venture on. Pause. Again visualise yourself back in your physical form sitting in the cave
chamber, pause, with your wand in hand, get up, and walk between the two flowing
waterways with the crystals evident everywhere out of this chamber into the next. Pause.
You will now come face a large angel, your guardian angel, now come to stand before
him/her. This angel is asking you to relax for a moment, see this angel in any way you choose
it matters not (pause). This is your personal guardian angel that shall in time to come guide
you through the termination of the earth experience once you are ready to leave. Long pause.
This angel takes your hands in theirs with you holding your wand, and he/she relays to you
the importance of now transcending the limitations of your lower mind, in other words it is
time for you to now truly and honourably hand over the controls from your ego to your heart.
Pause.
Now request of this angelic being entry into the hallway that stretches beyond the doors
facing you ahead, the entrance to the fire passage which leads you into Amenti. Thus from
your heart, communicate to the heart of this being, without words, your desire to enter this
sacred passage to life beyond the human experience. Pause.
Once permission is granted he/she steps aside, you stand next to them wand in the one hand
and the paper you have been writing on in the other. Pause. Now walk forward and as you
step through the threshold of this energy you will come to face a row of flames, each
representing an aspect of the self. When you reach each flame you will extinguish it, and
immediately two flames will flare up coming alive on either side of you in line with each
other and the original flame. Thus instead of one aspect we now awaken two and we do so by
creating balance within the mental and emotional body. Pause.
So, walk ahead towards the first flame armed in one hand with that which you desire (paper)
and that which you know can support it into being (wand). S tand facing the first flame.
Release into this flame all that has kept you back, preventing you from becoming your best,
also set the intent for all to be released (that needs to) even though you are not aware of it.
Release all this into the first flame, then extinguish the flame and see its power giving life to
two supporting flames on either side of you, then walk towards the next flame. Pause.
At the second flame, I want you to share this gift with another thus share with someone else a
way for them to let go of that which limits them, it can be one person, or two or many, give
unto others your wisdom, then extinguish the flame, and magically see its two outer support
flames ignited, then walk towards the third flame. Pause.
Again breathe and become aware of the crystals on either side of the hallway with the two
streams running on either side of the hallway with the outer flames lighting up the walls and
inner passage. Pause.
This singular flame wants you to release into it a promise of something that you will do to
help yourself shift focus, something emotionally, not physical, a thought process that you
shall arrest and change using the power of your magical wand, helping you to shift your
focus. Extinguish the flame once programmed with the two outer flames being ignited at the
80
same time. Pause. Now walk towards the 4th flame.
Here again bring into your memory something that scratches you inside, something that have
lingered even though you thought you let it go that hinders your light, release this into this 4th
flame, forgive yourself for this if you need to, extinguish this flame, and see the two outer
flames coming alive. Pause. Walk towards the 5th flame.
This flame asks you to bring into your mind the times when you should have spoken out and
you didn’t, when you should have expressed and shared what could’ve changed the outcome
of a situation for the better and you didn’t, yet you still feel you should have. Here make a
promise to your heart that way forward is for you to express what you feel you need to, not to
deliberately upset or hurt another or the self, but rather to support success and happiness and
with that extinguish the flame which lights up the two outer flames. Pause.
Walk deeper into this hallway as you come to face the 6th flame, and here I want you to find
within your mind the times you judged yourself because of the accepted norm, even though
you came to realise that indeed it is not the way it is, seeing things in a different light. Now
promise yourself from this time forward you will react by being non-reactive and in this way
you will first form a clearer picture from every aspect before even remotely think of labelling
an outcome. Extinguish the flame which lights the two outer flames as you come to face the
7th flame.
At this flame make a promise to yourself that everyday you will do something towards that
which is written on your paper even if it is only to give thanks for it, for by being grateful and
by serving through gratitude you increase the flow of manifestation from 1000 to 10 000 fold
thus by thanking that which you are not within or have, you bring it into its manifested form a
lot faster than by asking for it to be done. The laws of cause and effect, the laws of gratitude,
the laws of acceptance, the laws of understanding, the laws of enjoyment all which although
are separate laws unto themselves culminate as the law of attraction thus as you face the 7th
flame and as you extinguish this flame make a promise that you shall work daily at thinking
differently, a little more than yesterday, as the two flames on either side ignite bringing
balance to the individual 7th flame supporting you to completely let go of judgment. Pause
Now with these beautiful candle energies lighting up this hallway with its crystal formations
everywhere, and the two inner cave streams flowing gently on either side, I want you to
visualise straight ahead of you through the mist in the distance a man comes walking toward
you, the one you know as Merlin. He comes to stand facing you, look into his eyes, what does
he look like? S ee the reflection of love within his eyes, the deep love he has for you, connect
your third eye to his, and now if there is anything that you feel to be imbalanced, or if any
doubt that still exists about any uncertainties release it from your lower mental to Merlin’s
Higher Mental thus in this way we charge your lower vibrations of the mental field with his
higher mental vibrations which shall aid in releasing you from the clutches of doubt. Pause.
Again bring into your mind your personal symbol of trust in the 3re eye allowing Merlin to
charge this energy further, rewiring the 3rd eye so to speak in support of your evolution see
this symbol come alive as it transforms into a brilliant crystalline energy, glowing with
sparkling mother-of-pearl-like crystalline brilliance. Pause.
Once done, release the flow of energy between your and his 3rd eye. Pause. Merlin now hands
you a gift, he hands you a folded piece of paper, now open it and read the personal message
81
written within, a message from Merlin to you. Very long pause.
Everyone ready to continue?
A: Yes
Now take the paper message Merlin has given you, fold it inside your piece of paper, and with
that Merlin leans forward giving you a most special kiss on your 3rd eye, sealing your 3rd eye
with his love for you relinquish your doubt finally letting go. Pause. He steps aside and with
that you see in the distance ahead of you a massive, massive fountain, a three tier fountain
with its waters tumbling into a huge base which is the foundation of this fountain, a most
exquisite site indeed. Pause.
For a moment, be still and feel a connecting energy creating a link between the fountain’s
water and your solar plexus as it creates a balanced energy in support of liberating emotions,
bringing balance within the solar plexus, also feel how the sacred waters forms a link with
your heart energy, pause, now be still and through this energy feel fluidity in balance thus the
liquid aspect of the water connects with and balances the liquid emotional aspects held within
the sacral centre, pause.
Now appearing right in front of the fountain is the Being that you know as Jeshua. He has
with him a crystalline jug which He uses to scoop some of the fountain waters, He walks
towards you asks that you place your folded paper into the crystalline jug filled with the
sacred waters, and with that see how the water and the paper becomes one energy. Pause. S ee
how the energy of paper (earth element derivative) and the element of water changes
characteristics becoming one of liquid crystalline. Pause.
The Lord Jeshua now holds the crystalline jug in line with your throat and He asks that you
set the intent for all you have worked with this day to be absorbed into the crystalline water,
pause, and with that step forward take the jug from Jeshua, and drink from this scared jug,
swallow the water of miracles, feel this water being absorbed from your stomach into your
circulation, then into every part of your body, into every bone, muscle, cell and tissue and feel
how this water eventually reaches and gathers in the area known as your sacral centre. Pause.
Here at this level bring into your mind a magnificent crystalline symbol identical to the
symbol held within the 3rd eye, simply larger. Pause. Now see how this larger symbol
becomes liquid, fluid, for the sacral is about liquidity, fluidity, and visualise how this symbol
fluidly is one with the flow of the sacral. Pause. Visualise how the sacred Christ Waters that
you drank increased the power within the sacral in support of you expressing yourself as a
balanced being. Pause. When you are done and happy with this rewire, hand the jug back to
the Lord Jeshua, give thanks to Him, step forward and embrace Him, and as the two of you
embrace you feel the connection between your sacral and His igniting a brilliant Golden
Flame within the very centre of your personal symbol held within this centre. Long Pause.
Release your embrace, Lord Jeshua now steps aside as He indicates for you to walk towards
the fountain, now again take the jug from His hands, scoop the sacred waters from this Christ
Fountain, raise the jug pouring these sacred waters over your head to wash your entire being
down feeling how this energy allows your energy centres to glow, aglow with the most
brilliant light and colour. Your entire energy field begins to vibrate at an increased frequency,
your energy shines as a brilliant pearlescent gem reflecting its light into all directions, the
vision of the Christ Consciousness within as without. Pause.
82
Now step forward and come to stand on the other side of the fountain, bring within your
vision all we have shared with you, the fountain, the flames, the crystals, the water streams
which flows towards the fountains, and once you are happy, turn around walk away from this
with gratitude within your heart towards all until you come to face massively huge marble
doors which allows exit from this plane back to the physical, pause. Now in your mind, wave
the magic wand and instantly you manifest the bottle of water that you have in this room (in
centre of the room) in your other hand. Remember your entire being is filled with that which
you have written down, you have ingested it, it is part of your sacral energy, it is a liquid part
of every cell of your body, and now with the materialization of the original energy that you
began with this day in one hand (programmed water bottle) and your magical wand in the
other hand, use your 3rd eye to open these marble doors and once open walk forward into a
new life and with that very slowly bring yourself back into this reality, this now, anchor
yourself into the earth, be grounded and for a moment see your charged water in the centre of
this room with the knowing that your magical wand is available any time, where will you
keep it?
A; Heart
GA: And you?
Silence
GA: Keep it where every you like, take your magical gift from Merlin from its safekeeping
where ever you feel is the right place for you, and transform your thoughts. Pause.
And so, whilst you ground yourself awakening to the now, again connect with the bottle of
water you have in front of you, remember the consciousness you have placed within it many a
time through this day, and when you leave here, the physical paper that you have written on, if
you wish, place it under the water so that that energy is constantly recharged into the water
and every day as you physically drink some of the water you drink in your new reality. This is
your choice; if you have a partner or family that wishes to share in this energy they may do
the same, place it under the water and drink it in. Even if you place two papers under the same
water, with intent you will drink in only the consciousness that you feel you should. This is
the magic of water. If you believe the water to be rotten it is, if you believe it to be pure it
magically is. Water coming from the fluid dimensions shift its own vibrations at a mere flash
of a thought in this way we wish for you to clear the passageway which leads up to your next
initiation, your earth energy activation with Archangel Michael taking you further along this
journey introducing you to the earth essence of your reality.
For you I give hugs and kisses wishing someday to return, until that happens please recall this
experience and utilise this gift, bring into your life all that you desire, shift and change it for
the better. Go forth and plant the seeds of unconditional love and do so without ever expecting
that they may not grow. I am Aerielle I greet and bless you, I am Artemis the Goddess of the
moon, I am S antiness the keeper of nature, I gift to you my bow and arrow also as a gift to
remind you that if you keep your focus never taking your eye off the goal you too can be
whomever you want to be, in the flash of a light, and so be it.
A: Thank you.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/lord-merlin-amp-goddess
83
Zeneka- Celestial Love Unity For The Earth
Zeneka- Celestial Love Unity For The Earth
Channelled through Natalie Glasson- 03/08/09
Greetings to all of humanity, we bring forth to you now the great well of love that is united
and synthesised as a powerful positive and healing energy formed by the members of the
Celestial Love Unity for the Earth. Please accept our love and energy with the purity and truth
that is intended and anchored. After previously introducing ourselves to humanity as our
newly formed united support through Archangel Michael, we believed that it was appropriate
to step forth to share our energy once more so that we become a trusted fountain of love
which all can draw upon and embrace to aid their unity with the Creator and their inner self.
As a united source of love to accelerate and support the Earth’s quest for embodiment of love
by 2012, we wish to share with you a meditation helping you to connect on a deeper level
with the source of love that we have formed and with our individual planet soul lights. This is
deeply important as it will assist humanity in binding their energies with the great support
network within the Creator’s universe and the many aspects that the Creator manifests as, thus
allowing the Creator to become one whole source of light. For the Creator to be united once
more as a complete soul is the goal of every person on the Earth and within the universe.
Many would say that to become united with the soul of the Creator is their ambition, but it is
important to remember that you are the soul of the Creator. Unity simply means wholeness
and the binding of all aspects of the Creator so that fragmentation for learning purposes can
84
develop into something much more magnificent, whole and awe-inspiring. In order to create
the universe and world that we live within, the energy of the Creator must become fragmented
and deciphered to create different aspects; each aspect of the Creator’s soul collects wisdom,
knowledge and understanding in order to allow the Creator to expand into a brilliant being of
light. With a new awareness gained the Creator draws its soul aspects back to be reunited and
to allow the Creator to be nurtured and nourished further.
It is the Earth’s, Mother Earth’s and humanity’s quest to realign their energies with the
Creator, this is the simplest quest or mission; it is the definition and simplest truth of
ascension, spiritual development and all forms of healing. To realign with the energy of the
Creator is the greatest mission but we must understand that there are many levels of alignment
and of course many challenges to overcome in order to open ourselves enough to accept the
truth of our inner energy and the Creator. It is the mission of Celestial Love Unity for the
Earth to assist humanity with this simple but often challenging mission because in order to
accept a divine alignment to the Creator’s soul one must be open and hold faith as the energy
of love and the embrace of the Creator anchors. Accepting the love of the Creator which is so
pure and profound can be complex and confusing especially when the energies of love are
anchoring on a physical level but it is the purpose of Celestial Love Unity for the Earth to
assist humanity in these lessons. As energies of love anchor onto the Earth and into the souls
of many from the ascended masters, angels and our synthesis of light, change will erupt and
healing energies and intentions will be needed more than ever. I ask that you understand that
change and maybe even a period of chaos both externally and internally is needed as a
cleansing to create a greater openness to the new energies coming forth.
With this in mind we ask that you awaken your hearts to our light and this meditation as it
will not only help you to build your love quotient but will help you to connect on a deeper
level with our energies thus allowing us to help you identify with your embodiment of love as
you align with the mighty soul of the Creator. We ask that you call on us each day to align you
to the soul of the Creator, to anchor a new level of love into your being and to assist you in
healing any experience that manifests due to the new energies anchoring or awakening within
your being.
Meditation
I ask that you sit peacefully composing a meditative state of mind and being, allow your
breathing to be your most important focus.
‘Protected by Archangel and the Angels of Protection I ask for a divine alignment to the
source energy of Celestial Love Unity for the Earth. I ask to receive a shower of love that is at
the most appropriate vibration for my soul and growth. With your powerful loving energy and
understanding of embodying the Creator’s love, I ask that you boost my love quotient and
place in my mind wisdom that will assist me in uniting on a new level with the mighty soul of
the Creator. Thank you.’
Imagine a circle of five stars descending and resting within your aura at the top of your head,
it is almost as if you are wearing a crown of stars, which are active and vibrating. Each star
represents the energy or soul light of each member who has been introduced to you from the
group united in love; the Celestial Love Unity for the Earth. The energy of the Celestial White
Beings manifest as a star before your third eye chakra, the star of Arcturus and Venus either
side and the two stars of S irius and Pleiades completing the circle. The stars radiate a blaze of
light into your energy and aura, allow our energies which hold one pure intention of love to
85
melt and seep into your energy, this will act as an activation, assisting you in feeling
comfortable with our energies and presence within your aura.
When you are ready ask for a full or deeper integration with the love source energy of
Celestial Love Unity for the Earth. With this request imagine that all stars send a beam of
light into the centre of the circle which is directly above your head. A large source of light
manifests nurtured by the stars, the source of light is the synthesised soul energy of Celestial
Love Unity for the Earth; it is the pure energy of love. Allow yourself to take time to
understand its beauty and to evaluate how pure love makes you feel, this loving energy will
begin to break down fears and boundaries as it radiates down onto you, hold faith in the
energy of love as it is a powerful healing source.
Then imagine the energy of love which has been created by the combined energy of the White
Beings, Arcturians, Venusians, Pleiadians and S irians, descending down your body. This may
take a few minutes or it may take an hour but allow the energy of love to flow down into your
chakra column, into your soul and to wherever it is needed. Not only will it awaken your
energy and boost your love quotient but it will act as a healing ball of light dissolving fear,
pain and negativity in your physical and energy bodies. Allow the healing ball of love to be
guided by our energy and permit yourself to relax, enjoying the process of healing and
embodying love. Know that you are also building bonds with our energies and the stars of
light that we extend from, thus accepting our guidance and wisdom.
We hope that you are able to connect with our energy, experiencing our pure loving
intentions; we are at your service,
Zeneka, Celestial White Beings
Speaking on behalf of Celestial Love Unity for the Earth
Best wishes and blessings, Natalie
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/zeneka-celestial-love-unity
86
Bilinc Kapilarinin Acilmasi 5 / 6 Agustos
5 / 6 Agustos Ay tutulmasi enerjileri simdi burada. Bu guclu enerjiler gectigimiz haftarda

giderek artan yogunlakta hissedilmekteydiler. Bu 3. ay tutulmasi ile acilan kozmik kapi;
duygusal hassasiyet, ruhsal bilgelik, sezgilerin acilmasi, sanatsal yeteneklarin ve yaraticiligin
fark edilmesi seklinde algilanabilir.
Bu enerjilere ek olarak Kova burcundaki Dolunayin genisleten ve olgunlastiran enerjileri de

bizi etki altina aliyor. Dolunay uretkenligi tesvik ederken Kova burcu da konulara; kuresel
birlik bilinci, insanlik, yaraticilik ve kesfetme arzusu ile bakmamizi sagliyor. Dolunay her
zaman guclu enerjiler yayar ama ay tutulmasi ile bu enrjiler muhtesem artmaktadir.
Genisleyen Kova burcu enerjileri gelecege giden yolu isaret etmektedir.
Kova burcu ve onu yoneten Uranus eski durumlara yeni bir bakis acisi getirerek donusum
yasamanizi saglayacaktir. Uranus; sanat, bilim, politika ve edebiyat konularinda ilerlememizi
tesvik ederek kuresel birlik ve evrensel sevgi bilincine sahip yeni bir insan turunun ortaya
87
cikmasini saglamaktadir. Bu gunes tutulmasinin enerjileri Dunya gezegeni uzerindeki hayati
nasil bicimlendirmemiz ve yonlendirmemiz gerektigini gostermektedir.
Kova burcundaki ay tutulmasina zaman acisindan bakis
Bu haftaki ay tutulmasi, Kova burcunda Subat 2008 de baslayan tutulmalarin sonuncusudur

ve 8 yil boyunca bir daha Kova burcunda ay tutulmasi olmayacak. Yani bu ay tutulmasi eski
bir devrin kapanisini ve yeni zamanin basladigini gostermektedir. Bu enerjiler insan bilincini,
genisleyen bu yeni zamana yukseltmektedir
2009 yazi degisim yazi
Bu yaz yasayacagimiz son ay tutulmasi olan 5/6 Agustos ay tutulmasi gezegenimizde bir cok
degisiklere sebep olacaktir. Bu dagisimler: yer yuzundeki degisimler, kisisel donusum ve
zorluklar, dunya sahnesindeki oyunlar ve diger boyutlara acilma seklinde olabilecektir.
6 / 7 Hazirandaki ay tutulmasi boyutlar arasindaki perdeyi kaldirip, yuksek boyutlardan
rehberlerimiz ve yardimci ruhlarimiz araciligi ile gelen mesajlarin alinmasini kolaylastirmisti.
Bu muhtesem olayi 21 / 21 Temmuz'daki 21. yuzyilin en uzun suren gunes tutulmasi takip
etti. Bu tutulma sirasinda yayilan guclu enerjiler de kalp cakralarimizi acmaya ve kosulsuz
sevgiye giden yodaki engelleri temizlemeye yonelikti.
Bu yazki 3. tutulma ise bilinc olarak diger boyutlara gecis icin cok buyuk bir kapi aciyor
cunku bu tutulma dunya'nin gunes ile ay arasina girmesiyle olusmakta ve gunesten aya giden
enerji akisi gecici olarak kesilerek yeni birenerji kapisi acilmaktadir. Bu hafta acilan enerji
kapisi lineer zamandan ozgurlesip zamanin ve uzayin otesini surekli olarak deneyimleme
sansi vermektedir.
Kuresel Niyet Bu Haftaki Ay Tutulmasinin Anahtari
Son gunlerde insani cabalarda buyuk bir artis var. Ozellikle de dunya capinda digerlerini
yukseltmeye yardim amacli edebi ve yaratici cabalar. Digerlerine yardim ve iyilik niyetli
hareketler Agustos ay tutulmasi surecinde saha kalkacaktir.
Olanaklar Artiyor ve Kimlik Degisimleri Hizlaniyor
Bu tutulma ile yayilan enerjiler sayesinde Zaman cizgisinde degisikler yapmak ve gercek
kimliklerinizi bulmak icin dogru zaman. Hayatinizda pozitif degisikler yapmak icin harika bir
zaman ama bu enerjileri tumuyle kullanabilmek icin istekli olmali ve yeni yolda adim
atmanizi engelliyen herseyi birakmalisiniz.
Yeni Zaman Icin Yol Acmak
Her konuda oldugu gibi, eski temizlenebilmeli ki yeniye yer acilsin. Bu Dolunay ay tutulmasi
Yeni Zaman Enerjileriyle uyumlu olmayan durumlardan kurtulma gucunu verecektir size.
Yeni uyananlar, hangi baglarin gercekten bu yeni enrjilere uygun oldugunu sorgulayacagi icin
dusuk frekansli iliskiler sona erecektir. Bu duygusal inis cikislarin yasanabilecegi bir
zamandir cunku artik tutunacak somut birseyler bulmak giderek zorlasmaktadir. Bu zaman
surecinde guvenebileceginiz tek sey icsel rehberinizdir.
Bu Haftanin Guclu Kozmik Kapisi ile Calismak
88
Tutulma ani sadece kapinin acilis anidir; etkisi haftalar aylar hatta daha uzun surer. Bu hafta
yaratilan bu kapi onumuzdeki haftalari ve aylari etkileyecek. Kisisel duzeyde bu tutulmanin
etkisinin yogunlugu ve suresi astroloji haritasi tarafindan belirlenecektir. Aslan ve Kova'lar bu
etkiyi daha guclu hissedebilirler.
Bu, her gun aciklik ve izin verme alanina girme zamanidir. Bu hafta her ne ile karsilasirsaniz
karsilasin sadece SEVKAT, SABIR ve ANLAYIS icnde olun - hem kendinize hem de
digerlerine karsi- Odaginizi; gurup calismasi, birlik bilinci, ilerleme, degisim, insani hedefler
ve kosulsuz sevgiye ayarlayin. Farkindaliginizi en yuksek bilincinize odaklayip, gelecekle
ilgili hayalve hedeflerinize dogru akisa karsi cabalamadan ulasabilmek icin rehberlerinizden
yardim isteyin.
Bu haftanin enerjileri Kasim 2009 ve Ocak 2010da tekrar aktive olacak
Sevgiyle cevirdim
Asuman Altan
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/bilinc-kapilarinin-acilmasi-5
Basmelek Mikail’den Mesaj - Agustos 2009

- "OTANTIK BENLIGINIZ OLMAK"
Basmelek Mikail’den Mesaj

Agustos 2009 * LM-8-2009
"OTANTIK BENLIGINIZ OLMAK"
Ronna Herman kanalıyla aktarılmıştır
Sevgili ustatlar, su andaki cagin buyuk dramasi hizla sona yaklasiyor. Dunya uzerindeki her
ruh, farkinda olup olmamalarina bakmaksizin buyuk donusum surecinin ortasindadir. Hala 3
ncu ve 4 ncu boyut illuzyonunun sinirlamalarina yapisIk olan degerli ruhlar mevcut durumu
surdurmede zorluk cekiyorlar. Yoksulluk – bilinci realitesine yakalanmis olanlar bolluk
yaratmanin her zamankinden cok daha zor oldugunu goruyorlar; ve bir cok insan icin, sinirli
gelir kaynaklari bile azaldi veya yok oldu. Ego – tahrikli catismalar daha da yogunlasirken ve
sIklasirken, iliskiler zarar goruyor. Yaradilisin Isigi korku, bagnazlik, acgozluluk, yargilama,
sinirlama ve guven yoksunlugu veya kendine deger vermenin carpitilmis hissinin kitlesel
inanc paradigmasini bombardimana tutarken, kendinden suphe ve hayattan hosnut olmama
yayginlasiyor.
Eski dunyaniz yavas yavas yok olup gecmiste kalirken, yeni realiteniz genislemeye devam
ediyor, cunku yeni realiteniz evrenin isleyisinin daha buyuk farkindaligini iceriyor, gecmiste
89
kim oldugunuzun ayrintili duygusu ve gelecek icin engin potansiyelin vizyonu. Kararli bir
sekilde Yukselis yolunda olanlarinizdan gecmisin kalinti negatif dusunce formlarinizi ve
Yaraticinin Isiginin maksimum miktarini butunlestirmenizi engelleyen olumsuz enerjiyi
incelemeniz isteniyor. Yukselis surekli devam etmekte olan bir arinma ve genisleme islemidir.
Gozlersiniz, ayirt edersiniz, saliverirsiniz veya emersiniz, butunlestirirsiniz ve sonra sizin icin
elde edilebilir kilinmis olan yuksek kavramlarin ve gerceklerin titresim modellerini
yayarsiniz. Her yuksek enerji asilamasi ile Enerji Imzaniz modifiye edilir ve ince ayarlanir,
boylece kendinizin olarak sahip ciktiginiz saf IsIk frekanslarini kendi kuvvet alaniniza ve
dunyaya yansitirsiniz.
Sevgililer, icinizde ve etrafinizda gerceklesen cok buyuk degisimler oldugunun farkindasiniz.

Kendinizi besinci boyut Benliginiz ile yeniden hizalamaniz icin size bircok firsatlar ve
meydan okumalar veriliyor. Evet, bircok boyutlarda ve alt – boyutlarda en azindan tek bir
parcaniz/Tanri Kivilciminiz ve buyuk olasilikla Tanrisal Benliginizin cok sayida Kivilcimlari
var. Ilahi Benliginizin daha da kucuk kivilcimlarina bolundugunuz ve Baba/Anne
Tanrimizdan gelen emri gerceklestirmek icin ileri ciktiginiz zaman, bu evrenin gorkemli
alemlerine geri giden bir yola sahip olmaniz icin evrensel bir tasarim yaratildi. Yaratimin her
seviyesinde tum evrene Isik Piramitleri veya yol – istasyonlari yerlestirildi. Yillardir Isik
Piramitlerinden bahsetmekteyiz; ancak, bircogunuz bunlarin yukselis surecinde ne kadar
onemli olduklarini hala anlamiyor. Yuksek besinci boyuttaki Isigin Dunya Piramidini sIk sIk
ziyaret etmenizi ve Yaratici Sevginizi/Isiginizi dunya ve
insanlikla paylasmanizi istedik.
Yasam armaganini, Adamantine Parcaciklarini nefesinizle alirken, bunlari kosulsuz sevginizle

aktive ederken ve Sonsuzluk Nefesi vasitasiyla dunyaya aktarirken, “Dunya, insanlik ve tum
Yaradilis icin en yuksek hayri istiyorum” diyerek niyetinizi ifade etmek en harika armagandir.
Eger Yaraticinin enerji akisinin size ve sizden dunyaya hic sona ermeyen akisinin stogunu
olusturmayi diliyorsaniz, once ihtiyaciniz olani almalisiniz ve dengeyi baskalariyla
paylasmalisiniz. Boyle yaparak, bir IsIk sutunu ve IsIk nobetcisi olursunuz. Kisisel
piramidinizi ziyaret ettiginiz zaman, vizyonlarinizi tezahur ettirme surecini hizlandirir,
dengesiz sorunlari hizla cozmenize ve baskalariyla olan gunun sartlarina uymayan anlasmalari
salivermenize veya duzeltmenize yardimci olur. Ancak, en buyuk faydalardan biri Isigin
besinci boyut piramidinizi ziyaretten her geri dondugunuzde, dunyasal cevrenize besinci
boyut frekanslarinin bir kismini kendinizle birlikte
getirmenizdir. Besinci boyut ortamina alisiyorsunuz, sevgililer.
SIk sIk Baba/Anne Tanrimiz ve bu evrenin Buyuk Merkezi Gunesindeki Elohim tarafindan
yaratilmis olan Adam/Eve (Adem/Havva) Kadmon Isik Bedeninizden, mukemmel Isik
Bedenden (insan mavikopyasi) bahsettik. Baba/Anne Tanrimizin bu evren icin Ilahi plani
formlarin ve ifadenin hic bitmeyen cesitliligini icerir ve Kadmon Isik Bedeni Varliginizin
dogal hali olan Ruhsal Formunuzun ozudur. Tanrisal Benliginiz titresen renklerin, geometrik
sekillerin ve ses frekanslarinin coklugunda saf Tanri Isigindan olusur. Spirituel doganiz bu
evrende Tanri Bilincinin en yuksek seviyesinin ritmine ve titresim modellerine uyumludur.
Form dunyalarina yolculugunuzdan once, evrensel yasalarla ve Baba/Anne Tanrimizin
iradesiyle mukemmel uyum icindeydiniz. Meleklerin veya diger kralliklarin yolunu izlemeyi
secebilirdiniz; ancak, merakli ve hevesli ruhlar olarak Yaratmanin yolunu sectiniz ve boylece
bilinmeyene maceralariniza basladiniz. Sizi, Isik Lejyonlarimizin uyeleri olarak
bosluga yolculuga kalk borusuna yanit veren cesur ve gozupek ruhlar olarak adlandirmadik
mi?
90
Insan doganiz zamanla gelisti, cunku yasam deneyimlerinizin muazzam cesitliligi tarafindan
ve etrafinizdakiler tarafindan buyuk olcude etkilendi. Deneyiminiz ve bilgeliginiz artarken,
insan doganiz surekli degisim halinde olmaliydi; ancak, bircok sevgili Ruh inanclarinda
katilasiyor ve sekilleniyor ve bu nedenle, onlarin insan dogalari durgunlasiyor ve zihinleri
kapaniyor. Cogu zamanlar bir Ruh cesitli dersleri veya deneyimleri ertelerken (agirdan
alirken) insan dogasi dengesizlesir; ornegin zihinsel/duygusal dengeyi ve ayrica eril ve disil
ozelliklerde dengeyi elde etmek icin en az rahat olduklari bedeni secmek zorunda olduklari
zaman gelinceye kadar, cogu zaman kadin veya erkek bedeninde enkarne olmak. Asiri aktif
duygusal doganin yani sira zihinsel yeteneklere asiri vurgu olabilir. Bu dengesizlik ozellikle
bugun dunyada cok fazla aciya ve istiraba neden oldu, cunku cok sayida yanlis yola sapmis
ruh, kendilerinin asil parcalarini inkar etti.
Ruh formunda olmaniz, sizin her zaman en bilgece kararlari verdiginiz anlamina gelmez.
Hatirlayin, sadece Ruhunuzun sarkisinin ahenk icinde oldugu ve uyumlandigi boyutsal
seviyeye geri donebilirsiniz. Dunya planini terk ettiginizde, otomatik olarak neyin en iyi
oldugunu bilen bilge bir Ruh olmazsiniz. Bu nedenle yolunuza ve bir sonraki dunyasal,
galaktik veya evrensel deneyiminizin ne olacagina karar vermenize yardimci olan
rehberleriniz, ogretmenleriniz ve bir konsey var. Cennet alemlerinde bile, size verilen
tavsiyeye her zaman uymazsiniz, dolayisiyla en iyi secimleri yapmazsiniz.
Her enkarnasyonda size ruhsal benliginize uyanma firsati verilir. Ruhun durtuklemelerini
dinlerseniz, once ego ve Ruhsal Benlik arasinda savas meydana gelir. Bu, caglar boyunca
egoya ne kadar enerji tahsis ettiginize ve gecmis negatif dusunce kaliplarini iyilestirme ve
temizleme sureciyle sabirli bir sekilde calismaya ne kadar istekli oldugunuza bagli olarak, en
uzun sinav olabilir. Bu zarar verici dusunce kaliplari zihinsel ve duygusal bedenlere suzulur
ve en sonunda fiziksel bedenin etrafinda negatifligin hapishanesi olusuncaya kadar aurik alani
bozmaya baslar, bu yasayan bir cehennem yaratabilir. Cenneti veya cehennemi deneyimlemek
icin yer degistirmek zorunda degilsiniz. Titresim kaliplarinizi yukselterek veya dusurerek her
iki realiteyi deneyimleyebilirsin iz.
Sevgililer, insanligin simdiye kadar deneyimledigi en dramatik tekamul/yukselis surecinin

ortasindasiniz. Bu surec tum evreni etkiliyor; ancak, Baba/Anne Tanrimizin sevgili Temsilcisi
olarak Gercek Varlik Halinize, Otantik Benliginize bu harika geri donus firsatindan
yararlanmaniza yardim etmeye adandik.
TANRI - BILINCININ YEDI MUHRUNU ACMAK baslikli son mesajimizda, RUH

YILDIZI CAKRASI’ndan bahsettik. Bircogunuzun Ruh Yildizi Cakrasina asina olmadiginiza
dikkat ettik; bu nedenle, fiziksel bedeninizin cakra sisteminin bu yonunun onemini anlamaniz
icin size aciklama verecegiz.
SEKIZINCI CAKRA – RUH YILDIZI:
Cakra merkezlerinizi dengeye getirirken (fiziksel bedendeki yedi buyuk enerji merkezi),
kalp/Ruh/timus bezi ve bogazi kapsayan Solar Guc merkeziniz adi verilen seyi gelistirdiniz.
Bedeninizin merkezinde fiziksel kalp ile ayni seviyede bulunan eterik Kutsal Kalbiniz var,
ama bedenin arkasina, omurga kolonuna daha yakindir. Ruhunuz, Elmas Cekirdek Tanri
Hucresi ile birlikte Kutsal Kalbinizde bulunur. Bilincte “dususten” sonra, Ruhunuzun Ozunun
cogu bedenden Ruh Yildizi olarak adlandirilan seye geri cekildi. Ruh Yildizi basin 15 – 20
santim uzerindedir. Uyanmaya basladiginiz ve bir kez daha bilincinizi yukseltmeye
calistiginizda, “Ruh birlesmesi” denilen seyi yasadiniz, Ruh birlesmesiyle Ruhun Ozu Kutsal
91
Kalp merkezine kademeli olarak iner ve bir kez daha fiziksel bedende oturmaya baslar. Bu,
uyanis/yukselis surecinin baslangicidir. Sekizinci Cakra yuksek boyutlara gecis kapisidir. Yedi
buyuk cakra uyum icinde donmeye baslarken, Kutsal Ates
(Adamantine Parcaciklari) eterik kolona (cogu zaman Guc Cubugu adi verilir) akar. Eterik
kolon cakra sistemini Ruh Yildizina baglar. Bu, Ust Benligin (Oversoul) coklu fasetleri ve
insan fiziksel bedeni arasinda kademeli yeniden birlesmeyi saglar. Ruh Yildizi Yaraticinin
Isiginin insan bedenine akisini ayarlayan bir yildiz tetrahedrondur (dort yuzlu).
Sevgili kalpler, yukselen spirituel/insan Varliklar olarak, en yuksek secimleri yapmak icin
caba gostermenizin zamanidir. Dunyanizda her gun gerceklesen coklu dramalarin gozleyicisi
olun, katilimcisi olmayin. Duzeltmek icin gayretli bir sekilde caba gostermeniz gereken en
zarar verici aliskanliklardan biri baskalarini yargilamaktir. Uzerinde dusunup tasindiktan
sonra secimlerinizi yapin ve sonra gercegin size ifsa edilmesini talep edin. Sonra
yapabileceginizin en iyisiyle o gercegi yasamalisiniz. Hemen herkes sizin inanclariniza
uymayan bazi tercihler veya bazi secimler yapacaktir ve bu olmasi gerektigi gibidir. Ayni
varis yerine goturen bircok yolun ve gercegin bircok seviyesinin bulundugunu soylemistik.
Bir ustat yargilamaz, baskalarinin kendi gerceklerini yasamasina izin verirken, sessizce kendi
gercegini yasar. Bu, gereksinimler ortaya ciktiginda sinirlar koymamaniz veya tercihlerinizi
belirtmemeniz anlamina gelmez: orta yolu rehberiniz olarak Ruh
ile ve ortunuz olarak sevgi ile yurudugunuz anlamina gelir. Boyle yaparak, huzur ve uyum
yayarsiniz ve Isiginizi gittiginiz her yerde yayarsiniz. Isik alemlerinden olan bizler
ilerlemenizden cok hosnutuz. Isigin Dunya Piramidinde bize katilin, Baba/Anne Tanrimizdan
size ozel bir kutsama iletecegiz. Her zaman sizinleyim.
BEN BASMELEK MIKAIL’IM
(Ceviri: Saffet Guler)
www.ronnastar. com
Kopyalayabilir ve paylasabilirsiniz.
http://www.kosulsuz -sevgi.com/ index.php? option=com_
content&task=view&id=690&Itemid=719
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/basmelek-mikailden-mesaj-2
92
Ayasofya’nın meleği 160 yıl sonra gün
ışığında - (kerubim-serafim)
Ayasofya’nın meleği 160 yıl sonra gün ışığında
Serkan AKKOÇ / İSTANBUL 24 Temmuz 2009
Ayasofya’nın 160 yıldır karanlıkta kalmış bir sırrı gün ışığına kavuştu. En son Sultan
Abdülmecid ve o dönem restorasyonu yürüten İsviçreli mimar Gaspare Fossati’nin gördüğü,
üzerleri sıva ve metal maskeyle kapatılan 700 yaşında olduğu tahmin edilen altı kanatlı melek
figüründen birinin yüzü açıldı.
AYASOFYA’nın en son Sultan Abdülmecid ve o dönem restorasyonu yürüten İsviçreli mimar

Gaspare Fossati’nin gördüğü 1.5 X 1 metre ebadındaki altı kanatlı melek figüründen birinin
yüzü açıldı. Mozaiğin bugüne kadar çok iyi korunmuş olması uzmanları şaşırttı.
16 yıldır kubbenin güneydoğu çeyreğinde bulunan iskele, iki hafta süren çalışmaların
ardından sökülerek kuzeydoğu çeyreğine kuruldu. Kubbeyi taşıyan pandantifteki, 6 kanatlı
melek (kerubim-serafim) figürü üzerinde de çalışmalar yapıldı. Meleğin yüzündeki metal
maske çıkarıldı, 6-7 kat badana ve sıva kaldırıldı. Yaklaşık 10 gün boyunca heyecanla
yürütülen çalışmaların sonunda uzmanların bile beklemediği derecede iyi korunan mozaik,
160 yıl sonra yeniden günışığıyla buluştu. 9 veya 14’üncü yüzyılda yapılmış olduğu tahmin
edilen mozaiğin gerçek yaşı, Ayasofya Yüksek Bilim Kurulu ve Anıtlar Kurulu üyelerinin
yapacağı incelemeler ve diğer mozaiklerle karşılaştırmalar sonucunda
belirlenecek.
93
İncil’e göre Tanrı’nın tahtını koruyan melek
İNCİL sadece belirli kişiliği olan üç meleğe isim vermiştir. Bunlar, Michael, diriliş, Gabriel ve
Satan. Altı kanatlı Serafim ise, Tanrı’nın tahtını korumakla görevli en üst sıradaki melektir. Bu
melekler, Tanrı’nın tahtının üzerinde 2 kanatları yüzlerini ve 2’si ayaklarını kapatacak şekilde
bekler. Kalan 2 kanat ise uçmak içindir.
En son onlar gördü
Sultan Abdülmecid döneminde caminin onarımı için İsviçreli Mimar Gaspare Fossati
görevlendirildi. Osmanlı döneminde,
Ayasofya’daki en kapsamlı restorasyonu kardeşi Giuseppe’yle birlikte 1847-1849 arasında
yürüten Fossati, mozaiklerle ilgili de kapsamlı bir çalışma yaptı. Dökülen sıvaların altından
parıldamaya başlayan mozaikler, Sultan Abdülmecid’in talimatıyla açıldı, bakım ve
onarımları yapıldı. Daha sonra tahrip edilmeden sıvayla kapatılarak gizlendi. Fossati’nin
yaptığı resimleri topladığı albüm, günümüze ulaşmamış mozaiklerin bilinmesini sağlayan bir
kaynak olarak görülüyor.
Ayasofya’nın tarihi 6. yüzyıla uzanıyor
94
AYASOFYA, Bizans İmparatoru I’inci Jüstinyen tarafından 532-537 yılları arasında inşa
ettirildi. 916 yıl boyunca Ortodoks dünyasının başkilisesi, 481 yıl boyunca da İslam
dünyasının büyük camisi olan Ayasofya, 9’uncu yüzyıldan itibaren figürlü mozaiklerle
bezenmeye başladı. 1453’te Ayasofya’nın camiye çevrilmesiyle mozaikler örtüldü. 1934’ten
itibaren müze olarak kullanılan Ayasofya’ya yılda iki milyon ziyaretçi geliyor.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/12137021.asp
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/ayasofyanin-melegi-160-yil
95
Uyan Artık Uykudan Ey İnsanoğlu
06-08-2009 - Beşiktaş - İstanbul - David Doğan Beyo
Uyan artık uykudan ey insanoğlu

Yetmedi mi yüzyıllar boyu çektiğin varlık içinde sefalet
Yetmedi mi bilgelik içinde cehalet
Yetmedi mi tüm oyalanmalar, kendinden kaçışlar
Korkularından kaçan uyuşmuş zihinler duyun sesimi

Korktuğun her zaman başına gelir
Kaçtığın korku er geç seni bulacaktır
Korkmak niye, kaçmak niye ?
Bilirmisin bir nur vardır içinde

Hakikatın ışığı parlar yüreğinin derinliklerinde
Sevginin nuru ve ışığıdır gerçek öz'ün
Gerçeğin ışığında tüm karanlığı ve korkuları kül eder gönül gözün
Uyudukça, uyutuldukça, uyuştukça

Uzaklaşırsın öz'ünden, gerçekliğinden
Uyandıkça, uyandırdıkça, farkına vardıkça
Hatırlarsın, öz'ünü, sonsuz derinliklerinden
Maneviyattır, Aşktır, Sevgidir aslolan

Uyan artık uyku dönemi geçti
Ayağa kalk artık karanlığın vakti doldu
Gönül gözünü aç artık egonun saltanatı bitti
David Doğan Beyo
Sabır Ağacı
Doldurdu gönlümüzü kendisinin nur'uyla

Alev alev yanarız aşkımızın koruyla
Bu ateşin içinde her zorluk eriyecek
Sabır Ağacı bir gün meyvesini verecek
Ömer Faruk Tekbilek
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/uyan-artik-uykudan-ey
96
12.34.56'da takvime bakın!
 Posted by onur on August 7, 2009 at 12:30pm
İSTANBUL - Bugün 100 yılda bir defa gerçekleşebilecek bir an yaşanacak. 7 Ağustos
1909’dan bu yana ilk defa tarih ve saatler artan değerle arka arkaya sıralanacak. 7 Ağustos’ta
saat tam 12.34.56’da tarih ve saat değerleri yani yüzyılın 9. yılı, 8. ayı, 7. günü yan yana
gelince 12.34.56/7/8/9 yani 123456789 şeklinde karşımıza çıkacak.
Bu özel anın ilk bebeğiyse ABD, Oklahoma’da bulunan Stillwater’da dünyaya geldi. Dennis
adı verilen bebek saat tam 12.34.56’da ve 7.8.2009’da doğdu. Bebek Dennis’in doğum
sertifikasına da ‘12:34:56, 07.08.09’ yazıldı.
Pek çok sosyal ağ sitesi, kullanıcılarına bu tarihi anı hatırlatıyor. Bazı siteler bu anın çok
önemli ve büyüleyici bir saat ve tarih buluşması olduğu yorumuna yer veriyor. Genel
heyecana karşılık bazı sitelerde bu tip buluşmaların o kadar olağan dışı olmadığına dikkat
çekenler de var. Kimisi ‘1/2/3, 4:56’ tarih ve saatini, kimiyse geçen sene yaşanan ‘1:23:45,
6/7/8’ buluşmasını hatırlatıyor. (Yaşam Servisi) - Radikal
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/123456da-takvime-bakin
Ey adam! Biz sana ne hazir bir yuz ne de

ozgun, dogustan gelen bir ozellik verdik,
ta ki kendi yerini, bicimini,yeteneklerini
kendin secesin,onlari kendi yargin , kendi
kararin ile edinebilesin. Butu…
 Posted by ceyda simsek on August 7, 2009 at 2:19pm
Ey adam!
Biz sana ne hazir bir yuz ne de ozgun, dogustan gelen bir ozellik verdik, ta ki kendi yerini,
bicimini,yeteneklerini kendin secesin,onlari kendi yargin , kendi kararin ile edinebilesin.
Butun oteki yaratiklarin dogasi bizim koydugumuz yasalarla belirlenip sinirlanmistir. Oysa
senin onunde boyle sinirlamalar yok, kendi yuzunun cizgilerini sana koruma gorevini
verdigimiz ozgur isteginle cizebilirsin. Seni dunyanin tam ortasina koyduk, baktigin yerden
dunyadaki herseyi daha kolay gorebilesin diye. Seni ne yersel ne goksel, ne olumlu ne
97
olumsuz olarak yarattik; ozgur , olagandisi bir yontucu gibi kendini, kendi seciminle
bicimleyesin diye. Asagiya, yasamin kaba bicimlerine inmek de tanrisal yasam surenlerin
duzenine cikmak da senin elinde . ''
Modenali pico della mirandola
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/ey-adambiz-sana-ne-hazir-bir
We Are The Bird Tribe - Love Letters From

The Present Moment of NOW, Heaven on
Earth
 Posted by David Dogan Beyo on August 7, 2009 at 10:00pm
8/6/09
11:11am
http://gflcentral.ning.com/
Update
"We Are The Bird Tribe"
"Love Letters From The Present Moment of NOW, Heaven on Earth"
"Blessed is the Love Called God Everywhere Present, Equally Within US ALL"
Love from The Galactic Federation of Light, The Company of Heaven, and from Galactic
Central/Center. WE are Your Family Of Light, They Also Call US "The Bird Tribe", Your
Earth Allies, and We Are The Ground Crew For First Contact. We are Here For the Most
Exiting Moments this Planet Has Ever Seen. All will Be Revealed to you, with the Main Goal
Right Now Being To Awaken Everyone on the Planet as Quickly as Possible into The Present
Moment of Now. The Present Moment of Now is the Connection to the Divine and Higher
Self=The One, Where We are ALL One Together, Each Unique Aspects that Make the Whole.
"The Mission is To Be Present, Show Up, And Be the Love You Are First and Foremost, all
else will be added unto you..."
Greetings, Many Blessings, Miracles, Magical Synchronostic Moments In the Present

Moment of NOW, True Equality, Heaven on Earth, Inner Peace, Balance, and The Brilliance
of Light and Love as You Each Walk Your Paths Together Home into The Light. Today is
Thursday August 6th, 2009. For Those Awake not only are you going to be Experiencing
More Magical Synchronostic Events, but You Will Begin Seeing Visually things are
98
Changing. The Colors of the Grass Will be Brighter. You will begin to See and Feel True
Reality, Which is Creation Unfolding All Around, Within and Through You. What is unfolding
on this Planet, very few can Comprehend. This is the Brilliance, Light, and Truth that is
Replacing the old outdated and misused Energy where Humanity has been for a very long
time. They have been in slavery, the darkness, absent of True Reality and Light, and most still
are. They have been under control for such a long time, True Freedom has not been known or
Experienced. True Freedom is Humanity's Destiny. They have been born on a Living Planet,
and yet given a fake world with false beliefs. This is ALL Changing, and Changing Very
Quickly, As Truth and True Reality becomes all that Exists, and the world of illusion fades
away. Just like the Shadows on the Wall, as you walk out of the cave. WE will send the
Angels after the Republicans!!
Love, the same as Light, Always Says Yes, and then More and More Greater Pure Energy is
Built Upon ALL The Yeses in Ever Expanding Ways. Light is an Additive Experience, it
keeps adding unto Itself in unlimited ways. You are This Light, Unlimited, and Who You Are
In the Light, is a Gift to The Energy of Love, that Serves Self and The ALL for The Greatest
Good of the ALL.
Leaders do not set themselves apart from those that are leading. The Greatest Leader is the
One who Serves the Most, and then Steps Back and Watches the People say they did it
themselves!! Remember this along Your Journeys Home Into The Light.
"The Rose, With Lyrics"

The Rose Lyrics - Bette Midler song
http://www.youtube.com/watch?v=oR6okRuOLc8
Some say love, it is a river
That drowns the tender reed
Some say love, it is a razor
That leaves your soul to bleed
Some say love, it is a hunger
An endless aching need
I say love, it is a flower
And you, its only seed
It's the heart, afraid of breaking
That never learns to dance
It's the dream, afraid of waking
99
That never takes the chance
It's the one who won't be taken
Who cannot seem to give
And the soul, afraid of dying
That never learns to live
When the night has been too lonely
And the road has been too long
And you think that love is only
for the lucky and the strong
Just remember in the winter
Far beneath the bitter snow
Lies the seed
That with the sun's love, in the spring
Becomes the rose
WE Shared in the Previous Message, that The True Ascension Process is Now in Complete
Motion. It's Unstoppable, and inevitable. The Waves of Love and Truth are Flowing in the
Wind, through Every Tree, through Every Bird, Animal, Every Human Being, Every Atom
and All throughout Creation. The closest Example we can give for what is occurring is a Rose
that is about the Bloom. It does not care what is going on around it, its destiny is To Bloom,
unfold its Beautiful Petals, and Be the Brilliance that it truly is. This is Exactly what is
Happening Right NOW, as The Spiraling Energy of Creational Love is Pouring in, and the
Roses are Opening. Human Beings are Like a Rose. As Each Human Being Awakens into
their Brilliance and Light, this sends a Wave of Pure Light Energy out into Human
Consciousness, and Adds to The ONE. The more that is added to the ONE=The ALL, the
More The One has to Create Grander from, For All To Experience. Imagine each Of you as A
Rose, unfolding your Petals, and as your petals unfold, an Energy of Pure Love is Released.
This is Called Spirit Fragrance.
Unconditional Love is the Unlimited Experience of YES!!! And Yes, is the Unlimited
Experience of Freedom and Equality. If Everyone Has an Unlimited Amounts of Yes, Then
Certainly All are Equal, and All Free!! Love Always says Yes to True Reality. Love is the Gift
that Keeps on Giving!! In Saying Yes To Love, The Doors Fly Wide Open!!
"Where Can You find Peace, Unconditional Love, Joy, Balance and Harmony? It's definitely
not outside, for the outside is illusion. You can Only find Peace, Unconditional Love, Joy,
100
Balance and Harmony from Within. Most of Humanity right NOW, is running around on The
Planet unaware that they are Love, Like heads with their chickens cut off, LOL. They are
working as slaves, keeping appointments, trying to keep things "under control", stressed out,
busy, distracted, missing it ALL, and for what? What is the purpose? Some of Humanity think
that all this pain and suffering is life. Life cannot be lived in an illusionary box, for Life is
Way Grander. Life is Lived through Experiencing the Present Moment of Now. If Humanity
would just relax, take a pause from the outside world, connect from within, Where Inner
Peace and Connection can Be Made, this Would Be a Wonderful Beginning to Their New
Eternal Lives."
"Reality is the Truth, the Truth is the Light, and The Light is Love"
"White Buffalo Calf Woman Video"

http://gflcentral.ning.com/video/white-buffalo-calf-woman
You are Now going to Hear More about The Bird Tribe having Landed!! This is True, WE
Officially Have. Yesterday, we had a Special Ceremony Grounding in this Truth into The
Planet. WE are The Bird Tribe, and Humanity's Awakening Now is Truly inevitable. Father
God=GrandFather is "Great Spirit", and I Mother God, am "White Buffalo Woman" in the
Story. Planet Earth=Heart is Now Immersed in Pure Light and Love!! Enraptured in the
Wings of White Buffalo Woman.
An Excerpt of "The Return of The Bird Tribes" By Ken Carey

From The Chapter "White Buffalo Calf Woman"
"Seven Times, I have Circled this Fire in reverence, and in Silence. This Fire Symbolizes the
Love that burns Forever, in the Heart of The Great Spirit. It is the Fire that warms the Heart of
Every Buffalo, every Prairie dog, every sage hen, Every Eagle, and Every Human Being. You
the People of the Sioux [Humanity] are like a Single Being. This Tepee of many skins is your
body. This Fire that burns at the center is Your Love."
Here she Paused and Looked Deeply into the Eyes of those around her. "There is Creative as
well as destructive way for this to occur. Passion that roars out of control is like a Wild Grass
fire that destroys everything in its path. But tempered with Wisdom, that same passion can
Fuel Whole Generations..."Creation does not take place where there is scattering and
dissipation of Energies. Creation requires a Gathering together, and focusing of Your Power
within a circle of commitment...In the warm Atmosphere of that Circle, the Power of Love
Builds like a storm above the wet summer Prairie until suddenly the circle can hold no more
and Explodes in the conception of the New"..."This Fire is More Powerful then anyone of
you" she said, pointing to the dancing flames in the Fire, "and the seven sacred circles I have
walked, represent the seven worlds that it has created. You all live here in these Seven Worlds,
but you are only conscious of one, the physical, the external [Duality]. You have forgotten the
inner worlds, the worlds of vision, the world from which I come from, and in which my kind
Lives.
"My Tribe is The Fire Bird"she stated Quietly. "I am One of The Bird people, whose Tribe
once covered this Island of the Turtle. Do you Remember the "Winged Ones From Heaven?
The Fire Birds? The Thunder Birds? How Long has it been since you called us into Your
Councils? She walked around the Fire, holding up a Burning Branch and Looking into their
faces for an answer."You people have forgotten", White Buffalo Calf woman
Continued.."That which is more precious then water. You have forgotten your Connection to
101
the Great Spirit. "I have Come" she said Holding the Branch above her, "With a Fire From
Heaven to kindle again your Memory of what has been, and To Strengthen you for the times
to come."
The Bird Tribe

http://gflcentral.ning.com/video/the-bird-tribe
If You would Like a Private One, on One Session with US, you can email us at
mothergod1111111@gmail.com Here is just a Few things we offer assistance with through
each session, Balancing Vibrational Frequencies, Clearing Blocks, Inner Balance and Chakra
Alignments. WE Assist in connecting you with your Angelic Teams, and helping you
remember your Part of the Divine Mission. WE assist you into Full Consciousness and
Awareness. We will Also Assist you In Being Present in the Moment of Now, so that you can
get to the Experience of the Magic Of Creation. Each Session is Based on the Uniqueness of
the Individual, since each Being is Unique. We are Highly Trained in Human Consciousness,
and give you tools to help yourself and others. Email Us Today to Schedule one of these
Amazing Life Changing Sessions!!
Events- WE have Just gone through the Eclipse, Now the Moment has Come where Everyone
is Going to Begin "Connecting the Dots". You Are Each In Transformation as Your Flower
begins Blossoming. This Moment Has Arrived, as The Spirals of Energy are in Full Motion,
what we have called Ethics Train. The Bird Tribe Has Officially Landed on Planet
Earth=Heart. There is no going back from Here, Planet Earth is Ascending Home. She is
taking those that are Ready with Her as Well. Here WE Go, are You Ready?
More Events- Increasing Magical Synchronostic Events for Those that Have Awakened, and
are In the Higher Vibrational Frequencies. This is the Continued Gift Love Offers to Each of
You for Connecting Into the Love and The Truth, and For Being Present in The Moment of
Now, so these Can Occur!! The Awakened Ones Get All The FUN!! Get Ready to Go Vertical.
Visions-Mother Earth Taking Her Rightful Place In the Universe, as The Emerald Heart
Planet She Truly IS. Big Hugs for Mother Earth, as Her Destiny is Being Fulfilled.
On Board Monitor- EXITEMENT is ALL Around!! The Crackling of the Energies, will be
heard by the Hearts that are Connected to Love. When the Monitor on the Starships goes to
Brilliance, WE Will Know that ALL Humanity On Planet Earth Has Awakened! Just relax and
find a Tree to sit under!! Maybe an apple will drop from it!!
Energy Movement Update- The Energy is Moving Upward Very Quickly and those who are
Able to Receive the Higher Vibrational Frequencies, are Now receiving Them. One Has to Be
completely Free to Have this Experience. Many of You are Ready, So Let's FLY!!!!
If You would Like to Review some of Our Older Information that Gives the Pre-First Contact
Understandings, and Much more, you can visit our Website at www.gflcentral.org under the
Library and Forum Sections or you can visit our Ning site at http://gflcentral.ning.com/
We Love you with the Highest Love, Honor, and Respect. We Love you Unconditionally,
Love Mother and Father God/Amon Ra, The Ground Crew Team, and Your Family of Light!
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/we-are-the-bird-tribe-love
102
123456789
Greetings All,
Today was an interesting day, see below -
On August 7th 2009 at 12hrs, 34mins and 56secs the time and day will be
12:34:56 07/08/09 = 1 2 3 4 5 6 7 8 9
This will never happen in your life again !
Also next year, we will have -
10th October at 10hrs, 10mins and 10secs, 2010 = 10 10 10 10 10 10 !
Ease and grace

Goddess Blessings
I AM
Mark
SittingBear
Amara
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/1-2-3-4-5-6-7-8-9
Arkturuslu'lardan:Istanbul Bogazici
Kristali
Arkturuslu'lardan:Istanbul Bogazici Kristali
Istanbul Bogazici Kristali
Copyright © 2009 David K. Miller
9 Haziran 2009
103
Selamlar, Ben Juliano’yum; Bizler Arkturuslulariz. Istanbul’a indirilen bu 11 nci kristalin ozel
anlami var. Bu kristalin, diger 10 kristalin daha etkili calismasini saglayan bir enerji
sagladigini soyleyecegim.
Bu 11 nci kristal dunyanin besinci boyut bilgeligine ve besinci boyut bilgisine baglanmasina
yardimci olacak. Bu kristali temsil eden, sozunu ettigimiz sakli bilgi besinci boyutun
bilgisidir. Besinci boyutun var oldugu bilgisi yakinda bu gezegene ifsa edilecek. Yuksek
boyutlarin bilgisi daha genel olarak bilindigi zaman, gezegen hizla buyuk degisimler
yapabilir. Insanlar besinci boyutun ne ile ilgili oldugunu daha fazla anladiginda, besinci
boyuta baglanma gerekliliginin oldugunu anlayacaklar. Besinci boyuta girmek isteyenlerin,
besinci boyuta girebilmeleri icin enerjilerini hizlandirma gereksinimi vardir. En onemlisi,
Dunya’nin problemlerini cozmek icin calisan herkes besinci boyutla bu baglantinin oldugunu
anlamaktan mutlu olacak. Daha yeni isik, daha yeni bilgi ve insanligin ve dunyanin
karsilastigi problemler icin daha yeni bilgelik getirmek icin bu baglantiyi kullanabilirler.
Besinci boyut yuksek titresimlidir ve ucuncu boyutla birlesecek. Bunu sembolik olarak
tanimlayabiliriz. Iki kure veya iki buyuk cember kavramini kullanarak bunu tanimladik. Her
cember bir boyutu temsil eder. Bir kure olan 5 nci boyut, bir kure olan 3 ncu boyuta temas
edecek. Bu temasa boyutlarin kesismesi diyoruz. Boyutlarin kesismesi guclu bir deneyim
yaratir, cunku 5 nci boyutun isigi ve enerjisi aninda 3 ncu boyuta yuklenir. Iki boyut kesistigi
zaman, yuksek boyuttan gelen enerji alt boyuta akar. Bu, spirituel ozmos (gecisim) olarak
bilinen evrensel yasadir. Yuksek isik, dusuk isiga gider ve yavasca o kureyi doldurur.
Gecmiste, Dunya’da boyutlarin kesismesi asla gerceklesmedi. Gecmiste, bireysel spirituel

liderler ve spirituel insanlar besinci boyut ile baglanti yaratmayi aradilar. Boyuta baglanmanin
yolunu aciklamaya ve ornekler vermeye calistilar. Simdi, devamli (surdurulur) enerjisel bir
baglanti ve kesisme olacak. Bu kesisme bir duvara elektrik kablosu takip isigi acmaya ve
isigin acik kalmasina benzer.
5 nci boyutun varliginin sakli bilgisi simdi insanlik icin daha cok bilinir olacak. 5 nci boyut
enerjisinin 3 ncu boyuta getirilebilecegi herkes icin bilinir olacak. Bu sakli bilginin, gercegin
tum arayicilarina ifsa edilmesinin zamanidir. Spirituel isigin 3 ncu boyut realitesinin tum
vechelerine baglanmasinin zamanidir. Istanbul’daki bu kristal Turkiye’ye buyuk isik
saglayacak. Turkiye lider olma yeteneginde buyuk onura (gorkeme) sahip. Turkiye daha once
dunyada spirituel isigin lideri idi. Turkiye simdi dunyanin bu kisminda spirituel isigin lideri
olarak kendisini tekrar gosterecek. Bu spirituel isik Orta Dogu ve Uzak Dogu ve bircok farkli
topraklara, bircok farkli ulkelere yayilacak. Daha fazla spirituel insan bu eterik kristalden
cikan spirituel isigi incelemeye ve deneyimlemeye cekilecek.
Ben Juliano’yum, bizler Arkturuslulariz.
(Cev; Saffet)
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/arkturuslulardanistanbul-1
104
Doreen Virtue - Abundance and Past-Lives
Abundance and Past-Lives

channeling | 06 Augustus 2009 | 17:34:56
a message from Doreen Virtue
Tuesday, 4 August, 2009
Each week on my live, call-in radio show on hayhouseradio.com, I give readings to callers.
Since so many people are asking about issues related to abundance, finances, and career, I
thought you might find helpful the information that came through a reading that I did on last
week’s radio show:
The female caller said that she was doing everything to manifest abundance, but seemed to be
blocked. My reading showed this was a past-life issue, where she was a Buddhist healer /
monk at a monastery, where all of her room and board were provided, with no individual
salary or payment.
The caller confirmed that in this life she was a healer, who always made enough money for
her room & board expenses, but never enough left over for personal savings. She also
confirmed that she believed that Buddhism / Hinduism most closely mirrored her beliefs in
this lifetime.
The reading confirmed that she was replicating the financial situation of her monk existence.
When I meditated upon this reading afterward, I heard that MANY lightworkers had similar
past lives of service (in various cultures and countries), with room & board expenses covered .
..
. . . and in this lifetime, you are good at manifesting sufficiency, i.e., you always "have
enough," and you always "get by," but that's it financially. There's also a past-life originating
suspicion in the Western ideals of charging for healing work, or making personal profits or
savings from spiritual work.
The message was also that many of us had communal existences and the whole concept of
"personal property" or "personal savings" is a foreign and new concept to our souls. In those
past lifetimes, we shared everything with everyone. There was no "separate" property.
AND for those of us who tend to isolate ourselves, this is a continuation of the past-life
pattern. (Although we had communal existences, we all kept to ourselves and quietly did our
service work).
So it's a personal decision of whether it's fine to allow your room & board expenses to be
covered, or if your intention is to have personal property & savings as well. And if you desire
more friends, to heal the tendency to isolate.
105
So how to overcome this, I asked the angels?
1. Recognize the situation. You will know if this past-life information applies to you, through
your body's reactions to the information (shivers, tingles, shakes, etc.) as the body discharges
celluar memories.
2. Create new clear intentions. If you truly desire personal savings, profits, etc., then create
those as clear intentions, and they are done.
As I talked with God and the angels about the concept of a personal savings account, and how
do you hold that intention when, deep down, you believe in communal and shared wealth?
Their answer was:
Hold the intention that it's FUN to have a personal savings account.
Allow yourself to imagine having a savings account and infuse that vision with the feeling of
FUN. They said that FUN is a super-powerful energy for manifesting. Visualize that you will
share part of it with others, as you are guided. Think of a percentage of what you will share, a
percentage that feels right to YOU.
I am sending us all lots of love as we incorporate this information. Blessings of love to all
healers and teachers everywhere!
P.S. So many healers and teachers are learning huge lessons right now, all of them
opportunities to get our karma balanced as we go through this shift. The angels say that it's
like wiping the mud off your feet before you can step through a door. Don’t get upset at the
doormat or the mud, just simply hold the intention of wiping it off as quickly and peacefully
as possible and then step through the door.
Love, Doreen
* Doreen’s live call-in radio show is each Wednesday from 1 until 2 pm on the internet radio
site, hayhouseradio.com
Doreen Virtue Angel Day

© 2008 Angel Therapy, Inc. All Rights Reserved. To know more about the wonderful work of
Doreen Virtue please visit her website http://www.angeltherapy.com
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/doreen-virtue-abundance-and
106
KİMSİN SEN?
KİMSİN SEN?
Toplumsal rollerden,
statünden,
güvenlik alanlarından,
egonun sana sürekli fısıldadığı korkulardan,
başkaları için var olmaktan vazgeçtiğinde,
sadece kendin olmayı seçtiğinde,
sadece içindeki çocuğun o masum ve saf sesini duyabildiğinde
SEN ASLINDA KİMSİN?
Kendi gücünü eline al…
Kendine karşı şeffaf ve dürüst ol..
Olana olduğu gibi kabul göster HAYAT yolculuğuna devam et.. yaşamaya devam et..
An’da yaşa.. tıpkı küçük bir çocuk gibi.. bir çocuk gibi şimdide yaşar, gelecek için kontrol ve
arzu duymaz,
yapması gerekeni 'an' içinde yapar, çünkü herşeyin olması gerektiği gibi aktığını bilir..
Kendini sev..
İhtiyacın olan başkalarının seni sevmesi, onaylaması değildir,
SENİN KENDİNİ SEVMEN VE ONAYLAMANDIR ASLINDA..
VE SEN BUNU BİLİYORSUN…
"dünya üzerinde zerafetle, sevgiyle ve neseyle yürüyorum.."
Gülten
gultence@yahoo.com
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/kimsin-sen
107
8:8’de ELMAS IŞIK TOHUMLARI
KOZMİK MESİH BİLİNCİNİ ALMAK
İÇİN KÜRESEL MEDİTASYON
8:8’de ELMAS IŞIK TOHUMLARI
KOZMİK MESİH BİLİNCİNİ ALMAK İÇİN KÜRESEL MEDİTASYON
Yeni Başlangıçların ve Kutsal Enerjilerin bu güçlü zamanında, 8:8’de Küresel Meditasyonda

bize katılmanız için davet ediyoruz. Meditasyon Celia Fenn ve Kuantum Holoform Işık
Kodlarının yaratıcısı KAI tarafından yönetilecek. Meditasyon sırasında Celia Londra’da, Kai
Mexico’da olacak.
Meditasyon için en iyi zaman, bulunduğunuz yerde sabah 8.00 veya akşam olabilir; bu, 8
Ağustos’taki Aslan Kapısında Gezegeni bir uçtan diğerine dolaşacak olan 24 saatlik Küresel
Dalga etkisi yaratacak.
Bu zamanda, Kozmik Mesih Bilincinin Elmas Işık Enerjileri ve Tohumları İnsanlığın

Kollektif Kalbine ve bu zamanda bu inisiyasyonu kabul etmeye istekli olan her bireyin
kalbine demirlenecek. Kai ve Celia bağımsız olarak çalışıyorlar, ama her ikisi de bu zamanda
çalışmak için aynı bilgiyi ve aynı Işık Kodu imgelerini aldılar. Aşağıda Kai’nin Işık Kodları
ile ilgili yazısı ve 8 Ağustos 2009’da kullanmak için tasarladığı Meditasyon var. Mümkünse
Ruh’un alevini temsil etmek için bir mum yakmanızı, Elmas Işığın berraklığını temsil etmesi
için berrak kuvars kristali bulundurmanızı istiyoruz.
holoform
8:8 MESİH TOHUM BÜTÜNLEŞTİRMESİ
Kai
Bu yıl 8:8 portalının gelişiyle, insanlık için Mesih tohumunun ilahi bütünleştirmesinin
enerjilerini alıyoruz.
2008’in 8:8:8’i Dünya için Kozmik Izgarayı aktive etmek için bir çatı olarak hizmet etti. O
zaman hep birlikte, gelecek binyılda insanlık için hayatı sürdüreceğimiz bilincin yeni ızgarası
olacak ızgarayı aktive ettik. Bu ızgara aktif ve daha fazla sayıda insanın bilinçlerinin sevgiye
ve birliğe uyanmasını ve yaşamı BİR’in bilincinden yaşamaya başlamasını bekliyor.
Bu sonraki 8:8 insanlığın enerji Izgarasında Mesih tohumunu aktive etmek için bir çatı olarak
hizmet edecek. Dileyenler kalplerinde Mesih varlığı ile iletişime girebilir ve böylece enerji
108
ızgaralarını, realite ve yaşam olarak bildiğinizin matriksini dönüştürebilirler; dolayısıyla
bilinçlerinde genişlemesi için Mesih tohumunu getirirler ve dünyada kozmik Mesih ızgarasına
yeniden bağlanabilirler.
Bu benzeri görülmemiş bir olaydır, çünkü bugün bizler galaksinin merkezine ilerlerken, enerji
daha öncesinden artan şekilde çok daha güçlü oluyor. Işığın kozmik ışınları vasıtasıyla bize
ulaşan, Merkezi Güneşten gelen sevginin yoğun dalgalarını artan şekilde alıyoruz. Bu kozmik
ışınlar dünya ve insan varlıklarıyla temas kurduğunda, yaşamlarında birliği almaya istekli
olanların kalplerini dönüştürüyor.
Her zaman olduğu gibi, özgür irade insanlık için çok önemli, çünkü sadece böyle olmasını
seçenler, bilinçlerini yükseltebilirler ve yaşamlarında yeni dünyayı tam olarak ifade
edebilirler. Hatırlayın, neye inanacağımızı ve neyi yaratacağımızı seçmek için özgürüz,
kutupluluk ve ayrılık bilincinde devam etmek veya birlik bilincinde ışık okyanusuna doğru
ilerlemek ve böylece dünyada yaşayan Mesih olmaya başlamak için özgürüz.
Mesih’in ikinci gelişi bizim vasıtamızla tezahür edecek. Bizler, tüm insanlık yeniçağın
avatarlarıyız!
Mesih’in bize verdiği gerçek mesaj budur, bizler Onunla eşitiz! “Yaptığım her şeyi, Siz
yapabilirsiniz ve daha fazlasını yapabilirsiniz”. Her şey iman seviyemizde yatıyor.
İradelerinizi bu olağanüstü olayda birleştirmek için Sizi davet ediyoruz.
Solar Kalbin merkezinden, her birimizin enerji kalıbında Mesih tohumunu aktive edecek olan
ışık ışınlarını alacağız.
Tüm canlı varlıklar, Dünya’nın manyetik ızgaralarına benzeyen kafes enerjisine sahiptir, bu
kafes enerjisi titreşimsel olarak Dünya’daki ızgaralara karşılık gelir. Bugün, birçok insan
kendi titreşen enerji kalıbını, kollektif insan zihninin ızgarası ile, eski ızgara ile, eski enerjinin
ızgarası ile aynı seviyede tutuyor. Eski ızgara yavaşça gücünü kaybediyor ve Kozmik Mesih
ızgarasının aktivasyonunun sonucu olarak parçalanıyor.
İnsanların şimdi kaotik ve mantıksız şekilde davranmalarının nedeni budur, toplumda şiddet
ve korkunun hüküm sürmesinin nedeni budur. İnsanlığın çoğunluğunun demirlenmiş kaldığı
kollektif zihin ızgarasının parçalanması nedeniyle, insanlar korku hissediyor ve korkunun
nereden geldiğini veya ona neyin neden olduğunu bilmiyorlar. Ancak, bu korkuya insanların
içine dalmış olduğu ayrılık bilinci neden oluyor, insanlar bir şeylerin değiştiğini
duyumsuyorlar, ancak, bu değişimin kaynağını ve büyüklüğünü kavrayamıyorlar ve bir şeyleri
“kaybetme” korkusu nedeniyle reaksiyonları şiddet ve saldırgan savunma oluyor.
Sevgililer, böyle olması gerekmez. Sevgide titreşmeyi seçebiliriz ve nazikçe bilincimizi yeni
Kozmik ızgaraya taşıyabiliriz, eğer bunu yapmayı seçersek, şiddet, korku ve kaosla değişimi
bir kenara bırakırız. Hepimiz bu dönüşümü nasıl yaşayacağımızı seçebiliriz, nasıl
yükseleceğimizi seçmek bizim ellerimizde.
8:8 enerjisi bize bu dönüşümü gerçekleştirmek için gerekli aletleri veriyor.
Işığın kozmik ışınlarıyla, kalıplarımızda enerjisini aktive edecek olan Işık Kodunu alacağız,
bu bilincimizi kalbin titreşimine açmamızı sağlayacak.
109
Bu Işık Kodu Sirius’un Kozmik enerji modelini içeriyor ve Mesih Bilincini ifade eden, sonsuz
dengedeki sonsuz kutsal eril ve kutsal dişili sembolize ediyor.
Hepimiz kalplerimizde kutsal dişil ve kutsal eril enerjileri taşıdığımız gibi, Mesih tohumunu
taşıyoruz. Mesih Tohumu, saklı halinde, uykuda içimizde yaşayan Mesih’in Varlığıdır;
kollektif olarak insanlık Mesih Bilincini deneyimlemeden binlerce yıl geçirdiğinden, o
uykuya daldı, deneyimlenemedi ve varolan her şeydeki Tanrı’nın Varlığı ve Birliği fark
edilemedi.
Kalplerimizdeki kutsal yere girip içsel Mesih enerjilerimizle iletişime girdiğimizde, enerjiler
dengelenir ve Mesih Tohumu aktive edilir, hayata gelir ve ilahiliğinin ve birliğin tam
bilincindeki Mesih Varlığı olarak ortaya çıkarız.
Yaşamın ve varolan her şeyin anlamını kalbinizde bulursunuz, bu kutsal yere girdiğimizde,
bizsiz aynı olmayacak olan muazzam kozmik senfoninin parçası olduğumuzu anlarız. Burası
Birliği, tam Mesih Bilincini deneyimlediğimiz yerdir. Bu şekilde kalbinize odaklandığınız
zaman, bilinciniz nazikçe Mesih bilincine girer ve dünyanın korkuları ve zihniniz tamamen
ortadan kaybolur, Tanrı’nın rahmetindesinizdir. Bu bilinç haline girmek, kollektif insan
bilincinden kolayca ayırabilir ve kendinizi Kozmik Mesih ızgarasına demirleyebilirsiniz. Bu
şekilde yükselirsiniz ve Mesih Bilinci vasıtasıyla birliği deneyimlemeye başlarsınız.
Her birimiz kutsal ve önemliyiz. Varlığımıza değer vermenin ve dünya için istediğimiz
değişim olmaya cesaret etmenin zamanıdır. İlahi gücümüzü kucaklamanın ve insan Mesihler
olmanın zamanıdır!
8:8’de, gün boyunca biraz zaman ayırmanızı, sessizce kalbinize gitmenizi davet ediyorum.
Kalbiniz, Varlığınızdan gelen tüm kadim bilgeliği bulacağınız kutsal yerdir, orada,
olabileceğiniz her şeysiniz, orada Tanrısınız, saf, özgür, dış dünyaya zincirlenmemiş.
Meditasyon yapmak, Varlığınız ile iletişim kurmak için biraz zaman ayırın.
8:8 İÇİN MEDİTASYON : KOZMİK MESİHİ AKTİVE ETMEK
MESİH TOHUMUNU BÜTÜNLEŞTİRMEK
Kai
Nefes alışınızın farkında olarak başlayın. Derin bir nefes alın, sonra nefes alış verişiniz
yumuşak, düzgün ve sakin olsun. Her nefesle bedeninizin ışıkla daha fazla dolduğunu, sonra
bu ışığı hücrelerinize, organlarınıza ve çakralarınıza yönlendirdiğinizi imgeleyin.
Nefes alıp verirken, zihninizin düşüncelerinden yavaşça çıkıyorsunuz ve giderek kalbinize

odaklanıyorsunuz. Kalbinizden gelen titreşimin farkında olmaya başlayın, Kalbinizin giderek
genişlediğini ve kalbinizden çok hoş bir sıcaklığın geldiğini fark edeceksiniz. Bu enerji ve bu
sıcaklık Mesih varlığınızın sevgisidir.
Gerekli olduğu sürece bu derin düşünce halinde kalın. Devam edebileceğinizi hissettiğiniz
zaman, devam edin.
Derin nefesler alın…
110
Şimdi kalbinizin daha çok genişlediğini ve bedeninizi kaplayacak kadar genişlediğini görün,
enerjisi sizi altın bir balon gibi sarmalıyor, mutlu olduğunuzu, sevildiğinizi ve korunduğunuzu
hissediyorsunuz, Kaynağın sıcak kucaklayışı ile örtülmüş bir rahmet halinde.
Bu anda Işık kodu MESİH TOHUMU BÜTÜNLEŞMESİ’nin varlığını çağırın ve gözünüzde

canlandırın, kalbinizde Mesih Tohumunu aktive etmesini, bilincinizin ve zihninizin yeni
Kozmik Mesih Izgarasına girmesi için gerekli olan Birlik haline erişmenizi sağlamasını
isteyin.
Işık kodunun sizde çalışmasına ve İçsel Mesihinizi uyandırmasına izin verin. Onun yenileyici
enerjisini hissedin, bu Işık kodu kendinde Solar Kalbin merkezinden yayılan ışığın kozmik
ışınlarını taşır. O, Merkezi Güneş’e direkt bir kanaldır ve Yükselişin ve yenilenmenin Kozmik
Işınlarının alıcısıdır.
Işık kodu aktive edilecek ve sonsuz sevgi küresindeymişsiniz gibi hissedeceksiniz, varlığınız
Işığa genişliyor gibi hissedeceksiniz!
Bu anda muhtemelen ağlamak, gülmek veya derinden hareket etmek isteyebilirsiniz. Ortaya
çıkan tüm duyguları deneyimlemenize izin verin. Deneyimle ve en saf sevginin enerjisiyle
akmanıza izin verin.
Bu anda, Mesih tohumu aktive edilmiştir, Mesih varlığınız uyanıyor ve böylece varlığınız
Yeni Kozmik Mesih Izgarasına aktarılacak ve nazikçe demirlenecek.
Sevgide ortaya çıktınız! Şimdi bir insan Mesihsiniz, Kozmik Mesih bilinci olan bir varlık!
Bir kez daha derin nefes alın…
Ve bu sevgiyi Varlığınıza bütünleştirirken, onu sizi çevreleyen her şeye yönlendirin, evinize,
ailenize, komşularınıza, her şey Mesih sevgisiyle kucaklanıyor! Şimdi Sizi çevreleyen her
şeye Mesih bilincini yayan sevginin bir odağısınız!
Bir İnsan Mesih olmanıza izin verin, içinizde parıldayan ilahiliği kabul edin.
Tekrar derin nefes alın ve yavaşça bedeninize geri dönün… nazikçe, hala kalbinizde ve
sevgide titreşiyorsunuz.
Bu andan itibaren, kalbinizin rehberiniz olmasına izin verin ve eski zihin ızgarasına
kapıldığınızı hissettiğiniz her seferinde, bu meditasyonu yapın ve yaşayan bir Mesih
olduğunuzu hatırlayın!
Biz Sonsuz seviliyoruz ve kutsanıyoruz!
http://www.starchildglobal.com/
(Çeviri: Saffet Güler)
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/88de-elmas-isik-tohumlari
111
Akrebi Sevin
Akrebi Sevin
www.justgive.org'dan alinmistir.
ceviri: Lale Kulahli
Hintli bir adam suda bata cika ilerlemeye calisan bir akrep gorur. Onu kurtarmaya karar verir
ve parmagini uzatir, ama akrep onu sokar. Adam tekrar akrebi sudan kurtarmaya calisir ama
akrep onu tekrar sokar.
Yakinlardaki baska birisi ona, onu surekli sokmaya calisan akrebi kurtarmaya calismaktan
vazgecmesini soyler. Ama bizimki soyle der:
'Sokmak akrebin dogasinda vardir. Benim dogamda ise sevmek var. Neden sokmak akrebin
dogasinda var diye kendi dogamda olan sevmekten vazgeceyim?'
Sevmekten vazgecmeyin. Iyiliginizden vazgecmeyin. Etrafinizdaki insanlar sizi soksalar da..
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/akrebi-sevin
Kryon - Kuantum Olmak

KUANTUM OLMAK
CANLI KRYON KANALLIĞI
Bu canlı kanallık Sedona, Arizona’da verildi
13 Haziran 2009
Selamlar sevgililer, Ben Manyetik Hizmetten Kryon’um. Yirmi yıl önce, partnerime bu sözleri
söyledim. Onun bana ne dediğini biliyor musunuz? “İsmini değiştirmek zorunda kalacaksın.
Bu isim yeterince gösterişli değil. Bir melek ismi değil… ve manyetik bir meleği kim işitmiş
112
ki?” 20 yıl önce söyledikleri buydu.
Bugün sizler bu yerde otururken, sonunda gezegenin manyetiklerinin yaşamlarınızı nasıl

etkilediğini anlıyor musunuz? Perdenin diğer tarafında bunu bizim de bilmemiz anlamlı
gelmiyor mu? Bu olayların senkronize olması, fiziksel olayların, fraktal olayların, bilinç
olaylarının sizin neden burada olduğunuzla ilişkili olması anlamlı gelmiyor mu? Belki seçim
noktalarının spiritüel bileşenini kolaylaştırmak için buradasınız.
Şimdi bunu bilimsel olarak işitmeye başladınız [Daha önce Gregg Braden’in sunduğu
araştırmadan sözediyor]. Bazıları için, bu beklemekte olduğunuz bir şeydir, çünkü manyetik
üstat akla uygun gelmiyor. Belki kanallık da akla uygun gelmiyordur. Sandalyede oturan
adam “perdenin ötesinden mesajlar aldığı rolünü yapıyordu” diyorsunuz.
Bunu bir an gözden geçirelim. Dilerseniz, bunu size 1989’da verdiğim ilk mesajı
bulabilirsiniz. Size şunu söylemiştim: Ekinler yetiştirdiğiniz yerlerde artık ekinlerin
büyümediği bir zaman gelecek. Ayrıca asla ekinler yetişmeyen yerlerde ekinler yetişeceğini de
söyledik! İklim değişimi ile ilgili bir enginliğin gelmekte olduğunu söyledim. Bunu söyledim.
Şimdi, bunun içinde oturuyorsunuz!
Bilinç geçişinden bahsettim ve o burada ve bunun ne zaman gerçekleşeceğini merak edenler

için, size söylüyorum… onu kaçırdınız! O her yerde. ‘80’lerin sonundan beri gerçekleşmekte
olan şey bu ve bu yıl gerçekleşen şey bu. O her yerde. Bu bir seçim noktası… İnsan bilincinin
gezegende yinelenen enerjilerin fraktallarını hükümsüz kılmayı seçtiği nokta.
Size küresel ısınmanın döngüsel olduğunu ve buna sizin neden olmadığınızı söyledik. Şimdi
buna inanıyor musunuz? Bu kanallıkla verildi, görüyorsunuz, ama şimdi biliminiz de bunu
gösteriyor. Bu geçen yıllarda bu ısınmanın kısa süreli olacağını, sonunda bir soğuma
döngüsüne götüreceğini açıkça anlattık. Şimdi bu gerçek birçok yerde yayınlanıyor ve şimdi
bilim var. Buna şimdi inanıyor musunuz?
Burada zekaları duygusallıkla birleşenler var. Mesajı almaya başlıyorsunuz. “Belki gösterişsiz
bir meleğin olmaması OK’dir” diyorsunuz. Belki gerçeğin sevdiğiniz birinden, yuvadan
gelmesi OK’dir. Belki manyetik bir üstadın sizinle konuşması bile OK’dir?
Bu mesajların neden bu şekilde [kanallık vasıtasıyla] verildiğini ve neden çok uzun zaman
önce verildiğini hiç merak ettiniz mi? Belki başka bir tesadüf? Geriye dönmeye başlayıp,
“Tüm bu şeyler ne zaman başladı? Bilim adamı Gregg yolculuğuna ne zaman başladı?
Partnerim kendi yolculuğuna ne zaman başladı? Yaşamlarınızda bazı kavrayışlar (tecelliler) ne
zaman başladı?” Bu dinleyiciler arasında oturan şifacıların bazıları da ilginç başlama
tarihlerine sahipler. Öğretmen Peggy ilk aşama ilhamlarını ne zaman aldı [Peggy Phoenix
Dubro’dan bahsediyor]. Bunların çoğunu 20 yıl öncesine kadar takip edebilirsiniz, tam geçişin
başladığı zaman… tam hizalanmanın başladığı zaman. Bu sizin için yeterli bir tesadüf mü?
Dr. Todd keşiflerinin tecellilerini ne zaman aldı? Bunların hepsi sözünü ettiğimiz bu
yıllardaydı. Çok fazla tesadüf? Belki.
Bu, son altı aydaki mesajların bir özetidir. Çünkü bu zaman içinde size neler olduğu ile ilgili
bilgi verdim. Bu akşam seçim noktası için fark yaratacak olan bilgiyi veriyorum.
İnsan Varlıkları için bu zamanda daha önce yaptıklarından farklı herhangi bir şeyler yapmak
için neden olmadığını söyleyenler vardır. Başarısız olmanız için tasarlandığınızı söyleyen
113
İnsan Varlıkları vardır. Belirli hadiseler ve uygarlık nitelikleri gerçekleştiği zaman, her
döngünün (devrenin), her uygarlığın çökeceğini söyleyenler vardır. İnsan doğasının asla geçiş
yapmayacağını, asla değişmeyeceğini ve döngülerin tekrarlanacağını, tekrarlanacağını ve
tekrarlanacağını söylüyorlar. Burada, bu döngünün (devrenin) farklı olduğunu söylüyorum.
Şimdi, değişmeye ve kuantumsal olarak tekamül etmeye başlayacağınız bir noktaya eriştiniz.
Tam olarak değişmiş gezegenin gerçekleşmesi için, bu gezegenin yüzde birinin yarısından
azının bu seçimleri yapması gerekir.
Manyetikler
Bugün manyetikler ile ilgili ne öğrendiniz? [Gregg Braden’in konferansından]. Bunu Kryon
öğretisi ile nasıl ilişkilendirirsiniz? İşlem ile ilgili, indükleme vasıtasıyla, güneş sisteminin
kendisinin yerçekimsel damgasını nasıl aldığını ve bunu güneşin heliosferi içine gönderdiğini,
bilimsel olarak bilgi verdim… solar rüzgar vasıtasıyla kuantum iletişim. Manyetik ızgaranız
ile karşılaşınca ve ara yüzey oluşturunca, solar rüzgar dünyanızın manyetik ızgarası üzerine
örtüşür, sonra DNA’nız tarafından yaratılan alanla örtüşür. Bu nedenle güneş sisteminin aldığı
aynı mesajları siz de alırsınız.
Bu, içinde oturduğunuz manyetik kanapedir. DNA’nız manyetiktir ve bu, sonunda görülmüş
olan bilimsel bir gerçektir. Şimdi, büyük olanı etkileyen küçüğe ve küçük olanı etkileyen
büyüğe sahipsiniz. Bunu da bugün işittiniz, öyle değil mi? Yeterince insan farklı düşündüğü
zaman, yeterince insan şefkatli bir reaksiyon gösterdiği zaman, bilimsel enstrumanların
ölçebileceği bir duygu topluca ortaya konur. Gezegenin titreşimi etkilenir! Düşündüğünüz ve
yaptığınızın fark yarattığı ile bağlantı kurmaya başlıyor mu? Ve buna tuhaf bir adamdan [Lee]
inanmasaydınız, belki de bilim adamlarından inanırsınız. Belki, sadece belki, her ikisi de
gerçeği veriyor? Buna ne dersiniz?
Kuantum Olmak
Kuantum olmak günün konusu. Bu zorludur, çünkü farklı düşünmenizi gerektirir. Sevgili
İnsan Varlığı, devam eden bir gelişmeniz var. Bu, DNA’ya konuşan manyetikler vasıtasıyla
olan bir gelişme ve bu düşüncenin bilinç geçişini boyutlararası olarak yaratma fırsatını verir.
Bu, şimdiye kadar öğrettiğimiz en zor şeydir.
Üç yıl önce, partnerime öğretilemez olanı öğreteceğini söyledim ve o bugün sandalyede

oturup bunu yapıyor. Bunu alacak olanlar var ve almayacak olanlar var. Eğer kuantum hali
incelediyseniz, belirli niteliklerin farkında olacaksınız ve bugün bunların sadece bir
tanesinden söz edeceğiz. Sadece bir tanesi, ama yaşamınızın niteliklerinin bazılarını
lineerlikten çıkarma eğilimine sahip olacak. Kuantum olmanın sizin için neler yapabileceğini
göstereceğim.
İnsan Varlıkları duygusaldır ve bu iyidir, çünkü duygular kuantumdur. Duygular her iki yönde
de kontrol edilemezdir, biliyorsunuz: Kontrol edilemeyen nefret, kontrol edilemeyen sevgi…
bunlar bir kalıba uymaz, öyle değil mi? Zekanın duygular etrafında bir kutu inşa etmesini
gerektirir ve siz buna denge dersiniz. Böylece İnsan zihninin kuantum bir nitelik olduğunu
görmeye başlıyorsunuz. Bilinç, en doğasıyla, bilinç kuantumdur. İnsan beyni kuantumsal
olarak düşünmek için tasarlandı. Sadece mantık ve entellektüel denge vasıtasıyla biyolojik
sinaps lineer olur. [Sinaps: iki nöronun birleştiği yer]. “Kryon, söylediklerini anlamıyoruz.”
Otistik İnsan Varlığına bir bakın. Burada, görünüşe göre bir şeyin kayıp olduğu bir niteliğe
114
sahip olan bir İnsan Varlığı var. Belki bu otistik bilinçlerin bazılarının etrafında bulundunuz.
O zaman onların neden yoksun olduğunu biliyorsunuzdur. Bu, lineerliğin yapısıdır. Çünkü
otistik bir zihin, lineerliği anlamayan bir zihindir ve daima düzen ve simetriyi yakalamaya
çalışır. Dünya’yı anlayabilmek için bilincinin etrafında umutsuzca bir yapı inşa etmeye çalışır.
Gerçek şu ki o sizin olduğunuzdan çok daha fazla kuantumdur! Bunu hiç düşündünüz mü? Bu
nedenle, kurulum (tasarı) oradadır. Kuantum olmak kavrayışınızdadır. Tüm yapmanız
gereken, tekamül etmiş olanların başlangıcı olan bir İnsan Varlığı türünü yaratmak için çeşitli
sinapsların nasıl açılıp kapanacağını çözmektir. Seçim noktasına mı erişilecek ve sonuç olarak
işler her zamanki gibi mi olacak? Bir İnsan aniden aydınlanıp bir şeyleri seçtiğinde,
aydınlanmamış haline geri çekilir mi? Yanıt hayırdır ve bunu biliyorsunuz. Hayır, bunun
yerine değişirsiniz ve değişmiş kalırsınız. Bu yeni bir başlangıç yaratır, öyle değil mi? Bu,
şimdiki döngüde (devrede) gerçekleşen, daha önce asla gerçekleşmemiş olan jokerdir. Bu
nedenle Kryon 1989’da geldi ve burada olmamın nedeni budur. Bu geçiş önünüzde. Bunun
ortasında oturuyorsunuz.
Uyku – Boyutlararası Bir Nitelik
İşte başka bir kuantum veçhe. Kuantumluluğun nasıl kafa karıştırıcı olabileceğini, yine de
bunun beyninizde olduğunu anlamanız için bunları size getiriyorum, en sonunda bunu
anlayabileceğinizi biliyorum. Uyku dediğiniz, hatta belki alfa hali dediğiniz bu şeye, yapısız
olan bilincin orta kısmına geri çekildiğiniz zaman, neler olur? Hiçbirşeyin anlamı olmadığı bir
rüya gördünüz mü hiç? Zamanın dışında, mekanın dışında, rüyanızdaki İnsan Varlıklar lineer
zaman nedeniyle birbirlerini tanıyamazlar bile. Gerçek yaşamda bir anlamı olmayan farklı
yerlerde ve farklı zamanlarda bulunmuş olabilirsiniz, buna rağmen o anda anlamı vardır, öyle
değil mi? Nedenini size söyleyeceğim: Çünkü siz bu hale girdiğinizde, bu kuantumdur! Bu
kuantum bir olaydır, alfa rüyası. Beyin zekanın kontrolu olmayan bir haldedir. Böylece beyin
kuantum ve yapısız olur. Bundan dolayı, lineerliğin dışındadır. Yani, üzerine yerleşmiş zaman
yapısı yoktur. Her şey aynı anda gerçekleşir ve siz oradayken sizin için iyidir. Rüyada
olduğunuzda, karmaşada saçınızı yolmuyorsunuz, öyle değil mi? Sadece keyfini
çıkarıyorsunuz. Kuantumluluk doğal bir haldir.
Bilincinizin etrafında dolanan entellektüel yapının bile değişmeye başladığını, belki şu anda
öğrettiğim şeyin daha fazla anlayışına izin verdiğini söyleyebilirsiniz?
“Kryon, hala anlamıyorum.”
Bunu biliyorum, bunu anlayacağınız terimlere basitleştirmeye başlayacağım. Zaman dediğiniz

kutuya bakın. Zaman ne kadar lineer, siz sadece tek bir yönde gidebiliyorsunuz! Sola
dönemiyorsunuz, sağa dönemiyorsunuz, sadece düz geleceğe gidebiliyorsunuz. Saat sadece
tek bir yönde çalışıyor… ileri doğru. Saatin aşağı yukarı gitmesi, sola ve sağa gitmesi gibi bir
şey yok, öyle değil mi? Sadece ileriye gider. Oh, ne kadar lineer! Ve düşünme şekliniz budur.
Lineer bir ön yargıyı alırsınız ve bunu her şeye uygularsınız. Tüm düşünceler, tüm muhakeme,
tüm mantık, tüm spiritüellik ön yargınız ile yapılır. “Biz lineeriz, bu nedenle Tanrı lineer
olmalı” diyorsunuz. Ancak, Tanrı lineer değil. Ve siz de lineer değilsiniz! Bazılarınız yakında
bunun dışına çıkacak ve yaşamınızda neler olup bittiği ile ilgili daha fazla anlayışa sahip
olacak. Ancak şimdilik, bunun çoğu değişik anlamlara gelebilen sözlerdir.
Zaman İle Hayal Kırıklığı – En Güçlü Önyargınız
Öğretiye başlayalım. Bunlar özetlerdir, belki daha önce işitmiş olabileceğiniz şeylerdir, ama
115
bugün daha fazla anlamanıza yardımcı olması için bir grup halinde bir araya getirilen bilgidir.
Çoğu kendilerine Işıkişçileri adını veren, cin gibi birey grubunun önünde oturuyorum. Bunu
istediğiniz şekilde tanımlarsınız. Bu farkındalıktır, lineerliğin ötesindeki olayların
farkındalığı. Gerçekte bu, Tanrı’nın bir parçası olduğunuz inancıdır. Odada önümde,
bunlardan çoğu var. Bu farkındalıkta, perdenin diğer tarafıyla iletişim var. Lineerlikte diğer
tarafa bu yolculuğu yaptığınız zaman gerçekleşen şeylerin yanlış fikirlerinin ve hayal
kırıklıklarının bir tanesini belirleyeceğim.
Sevgili İnsan varlığı, kaçınız yaşam değiştirici mesajlar aldınız? Belki meditatif bir hale
giriyorsunuz, belki sözünü ettiğim o rüya halinde? Ama orada bir fikir var, hatta belki bir
talimat? Belki bir vizüalizasyon aldınız? Şunun gibi görünebilir: İşte yapacağın şey. İşte
yazacağın kitap. İşte geleceğinin neye benzeyeceği. İşte öğreteceğin şifa tekniği. İşte birisiyle
karşılaşman için talimatlar. Bir şeyler yapacaksın.
Buna heyecanlanırsınız, öyle değil mi? Belki vizüalizasyondan geri gelirsiniz ve arkadaşınıza,
“Bu o kadar gerçek ki! Yapmam gereken şey bu. Başlayacağım şey bu. Heyecan verici değil
mi?” dersiniz. Sonra ne yaparsınız? Onu gerçekleştirmek için ilerlersiniz. Oh, ne kadar
lineersiniz! Aldığınız mesaj bu mu? Kuantum halde, Tanrı size geri gelip bunu şimdi mi
yapmanızı söyledi? Yanıt hayırdır. Yine de bunu düşünürsünüz, çünkü saatiniz tek bir yönde
çalışır, zamanın lineer koşu bandına geri dönersiniz ve size söyleneni gerçekleştirmeye
başlarsınız. Bu büyük bir hatadır, ama bunu bilmiyorsunuz.
Sonra neler olacağını gösterelim, lineer olanı. Çoğu zaman, size ne gösterilirse gösterilsin…
boşa çıkar. Hayal kırıklıkları hüküm sürer: “Bu kitabı yazmam bekleniyor ve yazmaya
çalıştım, hiçbir şey olmadı. Bunu isteyen bir yayıncı yoktu, hiç kimse gerçekten bunu
beğenmedi. Yanlış yapmış olmalıyım. Büyük fikirlerim vardı ve bunları gerçekleştirdim, ama
hiçbir şey olmadı” diyorsunuz.
Görüyorsunuz sevgililer, burada kimin olduğunu [ve bunu kimlerin okuduğunu] biliyorum ve
tam şimdi bazılarınızla konuşuyorum. Hiç kimseye söylememiş olsanız bile, başarısızlık
bunun gibi bir şey. İnsan beyni yoluna girmeyi istemez ve şöyle der, “Ruh ile neden iyi
iletişimim olmadığını bilmiyorum. Mesajı aldım, geri geldim, onu denedim ve hiçbir şey
olmadı.” Oh, ne kadar lineersiniz! Sonra bununla ne yaptınız? Bu fikir, bu güzellik, bu
düşünce, planladığınız eylemler, size gösterilen şeyler sizindi… onu bir kez denediğiniz ve
başarısız olduğunuzda ne yaptınız? Onu rafa kaldırdınız ve dolabın kapısını kapattınız! Bitti!
Belki bazı arkadaşlarınız, “Biliyorsun, birkaç yıl önce bir şeyler yapmaya çalıştığını
hatırlıyorum. Neden yeniden denemiyorsun?” Onlara bu noktada ne söylediniz?
“Hayır, denedim ve olmadı.”
Ne? Oh, ne kadar lineer? Bununla nereye gittiğimi anlıyor musunuz? Tanrı onu şimdi
yapmanızı söylemedi. Kendi zaman önyargınızla, ne zaman, nerede olduğuna karar verdiniz
ve sonra tüm mantıklı kuantum düşünceye karşın, onu denediniz, ıskartaya ayırdınız! Onu
tekrar çıkarıp bir kez daha denemeyeceksiniz bile, öyle değil mi? Oh, ne kadar lineer? Ne
kadar tekil zaman çizgisi fikrine sahipsiniz! Kuantum düşünür şöyle yapar: Mesajı alır,
vizüalizasyondan geri gelir ve mesajı kutlar. Bu elinde tuttuğu ve bir trenin gelmekte
olduğunu söyleyen bir bilettir. Eğer bilete yakından bakarsa, üzerinde zaman yoktur. Ne
zaman olduğunu söylemez, öyle değil mi? Ama hala bilete sahiptir. Kuantum zihin için bu
yeterlidir!
116
Bileti kutlar ve sonra arkasına yaslanır ve eşzamanlılık için bekleme tutumu yaratır. Yani, kim
olduğunun kuantumluluğuna bakar ve sonra tren geldiğinde fark edebilmesi için gerçekleşen
eşzamanlılığa bakar. Bunu anlıyor musunuz? Tam şimdi burada oturan, söylediklerimin
farkında olan İnsan Varlığı kutsanmıştır. Kilitlediğiniz dolapta şu anda hazır olan, gizli olan
şeyler var. Şimdi zamanıdır! Karar noktasıdır. Şimdi, onu yapmanızın her zaman beklendiği
zamandır. Daha önce işe yaramadı, çünkü daha önce işe yaraması beklenmiyordu.
Eşzamanlılık orada değildi, enerji orada değildi, kuantumluluk orada değildi ve şimdi burada.
Öyleyse bunun sizin için anlamı nedir? Benimle bir an için kuantum olun. Bunun ne anlama
geldiğini düşünüyorsunuz? Ne tür bir kararın alınmasını isterdiniz? Bu davettir. Bu zamanla
ilgilidir, öyle değil mi? Siz lineer tarzda düşünüyorsunuz ve bu nedenle, lineer tarzda fikir
yürütüyorsunuz, bu Tanrı ile iletişimin spiritüel içeriğinin akışını kesiyor. Çünkü bu
normaldir, bunun farkında bile değilsiniz. Ve bunun ne yarattığını biliyor musunuz? Hayal
kırıklığı ve bazan öfke. Hatta bazen sırtınızı Ruha dönüp, “Bu işe yaramadı. Devam etmem
gerektiğini bekliyordum” diyorsunuz. Veya, “Bu işe yaramadı. Düşündüğüm kadar
sevilmiyorum.” Bu, İnsanın lineer ön yargısıdır ve gerçeği temsil etmez.
Yönü Beklemek
Size bir diğerini vereyim. Önümde bir oda dolusu Işıkişçisi var ve onların çoğu uzun bir
süredir Işıkişçileridir. Ama çoğunuz hala sizden ne yapmanızın beklendiğini bulmayı
bekliyorsunuz. Bu siz misiniz? Hmm? Haklı olduğumu biliyorsunuz. Bu yuvaya yakın isabet
ediyor mu? Daha önceki bölüme benzemeyen şekilde, görevle ilgili endişe duymuyorsunuz,
ama bunun yerine kim olduğunuzu ve burada ne için bulunduğunuzu bulmak için
bekliyorsunuz ve bekliyorsunuz. Bu çok farklı, çünkü size bir vizyonda anlatılan şeyle hiç
ilgisi yok, ama Akaşik seviyede neler hissediyorsunuz? Ne için buradasınız? Ne zaman
bileceksiniz?
Bu farkındalık kıvılcımına sahipsiniz ve ilahi olanı biliyorsunuz. DNA’nızda ne olduğunu

biliyorsunuz ve bunun hepsini keşfetmeye başlıyorsunuz ve daha fazlası olduğunu
hissediyorsunuz. Bunun ne olduğunu bilmiyorsunuz, ama “bir gün orada olacak” diyorsunuz.
“Bir gün neden burada olduğumu bileceğim” diyorsunuz. Üzerinde olduğunuz körelmiş,
lineer bir yol, çünkü çok uzun bir süredir bunu söylemektesiniz ve hissetmektesiniz.
Lineerlikte her zaman size aynı şeyi haykırıyor. “Henüz orada değilsin” diyor size. Size
“Zaman senin tarafında değil” diyor. Bazen, “Seni geçti, sen onu görmedin!” diyor. Sonra
üzülmeye başlıyorsunuz.
Size gerçeği vermeyi diliyorum ve kalbinizi açmanızı istiyorum, çünkü bunu doğru olarak,
duygusal olarak ve gerçek olarak işitmeye ihtiyacı olanların önünde oturuyorum. Ellerinizi
kaldırmanızı istemiyorum, ama eğer bu sizseniz görünmez olarak, metafiziksel olarak,
başınızın üzerinde tam şimdi bir ışık yakmanızı istiyorum. Okuyucu, sen de buna dahilsin.
Tam şimdi bu ışıklara bakıyorum, size ders programınızı vereceğim. Neden burada
olduğunuzun planını vereceğim. Neden hissettiğiniz şekilde hissettiğinizi anlatacağım ve kim
olduğunuzu ve neden buraya geldiğinizi bilerek buradan ayrılmanızı sağlayacak olan talimat
setini vereceğim. Bazıları bundan hoşlanmayabilir, bazılarınız bunu sevebilir. Bu sizin lineer
önyargınıza bağlı. Başınızın üzerinde yaktığınız bu ışığın, tam şimdi partnerimden parıldayan
ışık ile koordine olmasını umuyorum, çünkü bu gerçektir.
Dinle Işıkişçisi, tüm yaşamın boyunca sonra neler olacağını beklemekteydin. Nereye gidiyor
olduğunu ve senden ne yapmanın beklendiğini keşfetmeyi bekliyorsun. Sana şunu
117
söyleyeyim: farkında olan İnsan Varlığı kutsanmıştır, çünkü bilincin kendisinin farkındalığı
gezegen için yaptığınız şeydir. Bu eldeki görevdir. Farkında kalın. Işığın devam etmesini
sağlayın. Farkındalığı devam ettirin. Bu karar noktasıdır, çünkü farkındalık ızgarayı değiştirir.
Bu, ne yapacağınız değildir, bu her gün ne düşündüğünüzdür. Kuantum şekilde, saat yoktur.
Öleceğiniz güne kadar bu enerjiyi devam ettirebilir misiniz? Ettirebiliyorsanız, tam şimdi bu
ışığı taşıyan her biriniz neden burada olduğunuzu bileceksiniz. Başka bir şeye bakmayın,
çünkü kuantum halde, yapmak için geldiğiniz şeyi şu anda yapıyorsunuz. Farkında olan her
biriniz bunu yapıyorsunuz! İşte bu kadar! Farkında olmak için buradasınız! İçinizdeki ilahi
olanın farkında iseniz, o zaman görevi mükemmel bir şekilde gerçekleştirdiniz. Mükemmel
bir şekilde! Gezegen için yaptığınız şeyde, bu yerden tatmin olarak yürüyün. Farkında kalın.
Vazgeçmeyin! Kuantum olun [şimdide tatmin olmak].
Eğer spiritüel çalışmanız da dahil bir zaman çizgisi koyuyorsa, başarısız olacaksınız, çünkü
saatin size getirdiği şeyler kalbinizin size getireceği şeyler değildir. Kalp [şefkat] kuantumdur.
Gelecek olmadan yaşamayı öğrenin. Bu, başarmanın başarı ölçüsü olduğunu söyleyen lineer
zihin yapısını bozar. Lineer zaman bilincinde, budur; ama kuantum bilincinde, sadece
“olmak”ta huzurunuzun ve sevincinizin ölçüsüdür. Bu siz misiniz?
Akaşayı Aktive Etmenin Armağanı
İki yıldır, kuantum hücresel geçişe kapı açtık ve size inanılmaz olan bilgiyi vermeye başladık.
DNA’nızda Akaşik kayıtlar vardır. Bu gezegende yaşamış olduğunuz hayatlarınızın hepsi
oradadır. Yüksek Benlik, her yaşamda aynı ruh enerjisi idi. Bu nedenle, bu yaşamların her
birine katılmış olan bir dostunuz var! Bu noktaya kadar, bu geçmiş yaşam bilgisinin hepsi
buzul çekirdeği gibi yığıldı [kutuplarda bilim adamları tarafından ölçüldüğü gibi, tarihi
kapsayan lineer boru – şekilli buzul çekirdeği]. Lineer işaretlere bakıp kim olmuş olduğunuzu
görürsünüz, belki hangi enerjilerin olduğunu ve neler olduğunu görürsünüz. Hepiniz bunun
dokunulmaz ve geçmişte olduğunu farzettiniz, aynı eski bir gazeteye bakar gibi.
Bu kuantum düşünce değildir. Kuantum zihin bunların hepsinin şimdide olduğuna bakar.
Bundan dolayı, size tekrar tekrar söylediğimiz şey, şimdi gerçekleşen şeylerin sizin için şimdi
elde edilebilir olduğudur. Görünüşte lineer dokunulmaz geçmişe gidip neden gelmiş
olduğunuzu anlamak için yardım almayı ister miydiniz? Bu odada bulunan üç kişiye
konuşacağım: Kendinizi iyileştirmeye çalışmayı bırakın! Çünkü bu yaşamda biyolojik
benliğiniz tepki vermeyecek. Biyolojik benliğiniz iyileşmeyecek. Ama son yaşamdaki
biyolojik benliğiniz, eğer onu öne çıkarsanız, saf idi! Gidip onu alın! Neden gidip onu almıyor
ve üste koymuyorsunuz [Üst; lineer düşünceniz için]. Buna ne dersiniz? Kuantum bireyin
yaptığı şey budur.
Eğer bunu yapabilirseniz, o zaman tam olarak ne yaptınız? Kendinizi mi iyileştirdiniz yoksa
Akaşayı mı kazdınız? Hastalığın neden asla geri gelmeyeceğini görüyor musunuz? Çünkü
kuantum seviyede, asla hastalığa sahip değildiniz! Eğer geçmiş yaşam enerjinizi çekip
alabilirseniz, saf olan ve şu anda sahip olduğunuz probleme asla sahip olmayan DNA’yı
bulursunuz. Nasıl? Size şunu sorayım. Gezegendeki herhangi birini seviyor musunuz? Yanıt
evet ise, o zaman soruyorum… nasıl seviyorsunuz? Görüyorsunuz, bazı şeyler lineer olmayan
seviyede yapılmalıdır, İnsanların size verdiği listelerden ayrı olarak. Listeler temel öğrenim
için iyidir, ama emmeyi ve olmayı öğrenmekte olduğunuz bu ileri kuantum enerjiye
uygulanabilir değildir.
118
Söylediğim şeyi görüyor musunuz? Yapabilmeyi dilediğiniz şey nedir? Blokajlarınız nelerdir?
Değiştiremeyeceğinizi düşündüğünüz şeyler nelerdir? Ayrıca siz olan Akaşada, bunların çoğu
vardır. Neden oraya gidip şu andaki sizi eski siz ile değiştirmiyorsunuz? Bu, Akaşayı
kazmaktır. Bu kuantum İnsan varlıktır ve bu, size geçmiş yaşam enerjilerinin ne için
olduğunun anlatıldığının ötesine gider. Size bunların karmik değiştirme olduğu anlatıldı.
Geçmiş yaşam deneyiminizin DNA’nızda biriktiği, onun sizi rahatsız edeceği, istiridyenizdeki
kum olacağı ve bununla ilgili bir şeyleri başarmak zorunda olacağınız, eski fikirdir. Bu çok
eski bilgidir ve şimdi bunun ötesine geçebilirsiniz.
Akaşanın tüm nedeni tamamen bunun zıttı olsaydı ne olurdu? Akaşa, üzerinde sizin isminiz
yazılı olan bir altın madeni olsaydı ne olurdu? Tüm o hayatları yaşadınız. Bunu düşünün. Bu
yaşam deneyimidir; bu bilgeliktir, şaman. Şimdi, gidip onu kazın. Kuantum İnsan Varlığın
yaptığı budur. Bu üstatlığı yaratır. Bunu düşünün.
İçsel Çocuk
Şimdi bu sahnedeki birinin gerçekten keyif alacağı bir şey var [Jan Tober’den bahsediyor],
çünkü şimdi size içsel çocuğun sırrını vereceğim. Bu kuantum bir konudur ve her zaman
böyle oldu! İçsel çocuk neden bu kadar önemli? Bunu yıllardır işittiniz, yine de birçok insan
bundan kaçıyor. “Bir çocuk olmak istemiyorum” diyorsunuz. “Büyüdüm ve bununla temasa
geçmeye ihtiyacım yok. Bunu geçelim.” Belki de düşündüğünüzden farklıdır?
Bununla ilgili kuantum olan şeyi size anlatayım. Şimdi beni dinleyin ve bir an kalbinizi açın.
Zamanı, öyle değil mi? Hiçbiriniz artık çocuk değilsiniz, ama hepiniz bir zamanlar
çocuktunuz. Öyleyse neden benimle bir an için bir şey yapmıyorsunuz: Saati askıya alın ve bu
yaşamda bu gezegende şimdiye dek sahip olduğunuz her şey şimdi önünüzdeymiş gibi yapın.
Ambarlar gibi, onlardan alabilirsiniz, onlar oradadır. Geçmişte değildirler, onlar kuantum
haldedir, şu anda gerçekleşirken onları görmeniz için hazırdırlar.
Üzerinde düşünün: Gidip o ambarlardan bazılarına bakmanızı istiyorum – sekiz yaşında

olduğunuz zaman, altı yaşında olduğunuz zaman, beş yaşında olduğunuz zaman. Bakın!
Üzüntüleriniz yoktu. Kaçınız, sekiz yaşındayken ipoteği ödemeye üzülüyorsunuz? Gıda için
bütçenizden ne haber, ya da bir arabaya sahip olup olamayacağınızı düşünüyor muydunuz?
Yanıt? Hiçbiriniz! En büyük üzüntüleriniz dışarıda ne kadar kalıp oynayabileceğiniz idi. Bunu
düşünün… çoğunuz için durum buydu. Bu çocuk zihnidir… saf, karmaşık değil ve üzüntünün
kapsama alanının dışında.
Bu düşünceleri bir anlığına sürdürmenizi istiyorum. Bir an için o karakteri alabildiğiniz

rolünü oynamanızı istiyorum, siz olan o çocuğu. Onda isminiz var ve onu yaşadınız. Onu
ambardan çıkarıp alın ve kendi üzerinize yerleştirin. Üzüntüler yok. Drama yok. Yarın yok.
Çocuk yarın Noel olmadıkça yarını düşünmez, bu sevinç ve heyecan hissidir. Bunu
hissettiğinizden bu yana ne kadar zaman geçti, İnsan Varlığı?
Neden bundan bahsediyorum? Çünkü Tanrı’nın sevgisi sizi bu niteliğe davet ediyor! Sadece
tek bir modele sahipsiniz ve bu bir çocuk olarak idi. Öyleyse sizi nasıl sevdiğimiz ve bu yeni
enerjiye girmek için ihtiyacınız olan sevgi ve huzuru sağladığımızın modeli olarak onu geri
getirin! Bu, geriye gidip bu nitelikleri yaşamlarına uygulayan kuantum İnsan Varlığıdır.
Onların kim olduklarını söyleyebilirsiniz, çünkü onlar etrafta yürüyorlar ve parıldıyorlar!
Yadsıma içinde değiller. Onlar kuantumdur.
119
Birçok dinde çok iyi tanıdığınız bu gezegende yürümüş olan bir sayıda üstat vardı. Onların
hepsinin sahip olduğu ortak noktayı söylemek istiyorum: Onlar kuantum idiler! Onların
yüzlerine baktığınız zaman, nasıl parladıklarını gördünüz mü? Benimle oraya gidebilir
misiniz? Bir an için en çok sevdiğiniz üstat ile birlikte olabilir misiniz? Bir anlığına onun
yanında durabilir misiniz? Ve eğer yapabilirseniz, oradaki enerji nedir? Huzurdur, öyle değil
mi? Onlar ipotekleri için üzülüyorlar mı? Faturaları ödemekle ilgili üzülüyorlar mı?
Yaşamlarında ne tür bir drama var? Sayısız drama olabilir, ama bunu asla görmezsiniz! Hangi
nedenle olursa olsun bunu bilmezler ve siz bu huzura çekilirsiniz, öyle değil mi? Yalnızca
onların yanında durmak istersiniz. Kendinize şöyle söyleyebilirsiniz, “Oh, sadece bunun gibi
olabilseydim. Bunu sevdim.” Pekala, yapabilirsiniz, sevgililer ve buna içsel çocuğun özünü
yakalama adı verilir. Bu masumiyet değildir; bu cahillik değildir; bu tam, bütün kuantum
bilgeliktir. Lineerlikte üzüleceğiniz şeyleri alıp sizi etkilemeyeceği bir yerde asılı tutma
yeteneğidir. Korkunun etkilemediği bir bilince neler olur? Size söyleyeceğim. Yükseklerde
süzülür! Bunu bekliyor muydunuz? İçsel çocuk çalışması kuantum çalışmadır. Bu son aylarda
öğretmekte olduğumuz tüm bu şeyler İnsan Varlığının kuantum olmasını istiyor.
Sevginin İnanılmaz Gücü
Hiçbir şey sonuncusuyla karşılaştırılamaz. Hiçbir şey. Bunu sizlere üçüncü kez getiriyorum,
çünkü buradaki birçok kimse bunu işitmedi. Dikkatle dinleyin: Duygusallığın yanlış olduğunu
bildiren, spiritüel çalışma içinde olanlar bile vardır. Duygusal olursanız, mantıklı
olmayacağınızı söylerler. Ağlarsanız, burada olmamalısınız. Her şeyi çözenin, anlayanın
entellektüel zihin olduğunu söylerler. Bu mantığın olduğu yerdir ve bu sizin bilgisizliğinizdir.
Bu nedenle, tüm duyguları atabileceğiniz bir yere gitmek ve sadece Tanrı’nın verdiği mantıklı
zihin ile anlamak istersiniz.
Dinleyin sevgililer, bu tamamen lineer düşüncedir. Odada zekası ile kuantum halini anlayacak
bir İnsan yoktur, çünkü bu onların doğdukları hal değildir ve içinde yaşadıkları hal değildir.
Bunun yerine, bu zekanın ve kalbin dengesidir. Duygular perdeden geçer ve bunun büyük bir
nedeni vardır.
Size gerçek gücün nerede olduğunu söyleyeceğim… şefkat ve sevginin inanılmaz gücünün
nedeni. Size gezegendeki en kuantum enerjiyi vereceğim, bunu anlamanızı umuyorum. Bunu
üçüncü kez yapıyorum ve gerçekten dikkatle dinlemenizi istiyorum.
Tüm güçlerin ötesinde olan bir güç vardır ve o duygusal halden ortaya çıkar. Şaşırdınız mı?
Resmi daha önce yaptığım gibi yine boyayacağım. Oh, bu odada anneler var. Birçok anne.
Anneler, sizinle paylaştığım bir zamana benimle geri gelin, olur mu? İlk bebeğini doğurduğun
zamana geri git. İlk doğurduğun bebeğin ilk nefesini aldığı ve yaşamın başladığı zamana
benimle birlikte geri git. O, DNA’nızın parçasını, soyunuzun parçasını, Akaşanızın parçasını
temsil etti, çekirdek bir olay. Şimdi, size bir şey soracağım: Meleklerin şarkı söylediklerini
işittiniz mi? Onlar yatağın yanında duruyorlardı, biliyor musunuz? Bebeğin gözlerine ilk kez
baktığınız zaman neler hissettiniz? Gözlerinizi bebeğin gözlerine kilitlediğiniz ve yaşamın
başladığı zaman neler hissettiniz? Meleklerin şarkı söylediklerini işittiniz mi? Kalbiniz eridi
mi? O anda kalbiniz Evren’e aktı mı? Odadaki teknisyenlerin ağladıklarını fark ettiniz mi?
Buna neden olan nedir?
Belki zihninizden ve kalbinizden özel bir gücün çıktğını düşünüyorsunuz. Peki, öyle olmadı!
Bir İnsan varlığının tek başına üretebileceğinin ötesinde, bu şaşırtıcı enerji odaya aktı, çünkü
kutsal sevinç vardı. Zamanda bir an yaşamın başladığı yerde boyutlararası bir portalı açtınız
120
ve herkes bunun sevinciyle ağladı. Çocuk size baktı ve siz ona baktınız. Şeyler asla aynı
olmadı. Hatırlıyor musunuz, Anneler? O günü hatırlıyor musun? O anı hatırlıyor musun? O,
kalbinizin kendi başına yapabileceğinin ötesinde olan bir enerjidir. Yardım aldınız ve
hissettikleriniz içinizdeki Tanrı enejisi tarafından büyütüldü.
Bilinci bir arada tutan, duygusal olan zamktan sözediyorum. Tanrı’nın sevgisinden
bahsediyorum. Bu size, bilgi verdiğim ilk günden beri verdiğim mesajdı. Partnerimin, bu güç
ile kalbini herhangi birinin önünde ağladığı noktaya açması dört yıl aldı. Bu, onun kendi
başına üretebileceği herhangi bir şeyin ötesindedir. Bu oda gücü herhangi bir İnsan kalbinin
tek başına yapabileceğinden çok daha fazlasını üreten ekip ile doludur! Bu kuantum
enerjidir… zamansız… gelecekteki bir olay değil… şimdiye kadar her sevgi dolu şeyin size
aktığı hisle dolu. Bu doğaldır, kendi yaşam enerjiniz ve çağların bilgeliği! Anneler, hatırlıyor
musunuz?
İnsanlar aşık olurlar. Biraz çılgına dönerler. Bazılarınız bunu yaptınız, öyle değil mi?
Bazılarınız çok fazla iç çektiğinizi ve birbirinizin gözlerinize baktığınızı hatırlıyorsunuz.
Psikologlar biraz geçici bir çılgınlığın devam ettiğini söylerler [Kahkaha]. Bunu
hatırlıyorsunuz, değil mi? Belki de bazılarınız hala bunu yaşıyorsunuz? Bana bundan bahset,
sevgili İnsan. Bunu kendi kendine mi ürettin? Diğer kişi olduğunu mu düşünüyorsun, yoksa
devam eden başka bir şey mi vardı? Onunla yalnız olduğun bir şeyin parçası olduğunu mu
düşünüyorsun? Aşıklar, insanlar biraya geldiğinde, orada kıvılcımlar olduğunda odada
meleklerin olduğunu söyleyeceklerdir ve onların kendi başlarına yaratabileceklerinden çok
daha fazlası vardır. Onların bazıları şarkıları bile işitir! Bu sadece bir aşığın hayali mi? Hayır,
çünkü onlar haklılar… bu, iki kişinin bir araya geldiği ve bir şekilde parçaların toplamından
çok daha büyük bir enerji ürettikleri yerdeki İnsan deneyiminin parçasıdır. Ve bunun nedeni
Tanrı’nın orada olmasıdır!
Melekler gülümsüyorlar. Onların çalışma şekli budur. Bu kuantumdur. Burada ham güç var.
“Bize neden bunu anlatıyorsun, Kryon?” Size nedenini anlatacağım: Çünkü, seçim noktası
olan tohum bilincin ilk doğumuyla aşık olmaya hazır olanlarınız var. Bu kendinize, içinizdeki
Tanrı’ya veya tüm yaratıcı sürece aşık olmaktır. Bu, bu gezegende bir çocuğun doğumu gibi
bir enerji yaratıyor. Bu, parçaların toplamından daha büyüktür, çünkü bunu yapacak kadar
yeterince kuantumsunuz. Bu sizin için kafa karıştırıcı mı, yoksa doğal mı?
Herhangi bir şeye katılmak zorunda olmadığınızın farkında mısınız? Değilsiniz. Etrafınızdaki
dünyayı seven başkalarını kabul edin. Hepinizin dilediğiniz derecede katılabileceğinizin
farkında mısınız? Kalbi açmak tek başına yapabileceğinizin üstünde ve ötesinde enerji yaratır,
buna rağmen bu bireysel bir karar gibi görünür. Bu, kuantumluluk için bir davettir. Buna
istediğiniz ismi verin. Buna Tanrı diyebilirsiniz; Ruh diyebilirsiniz; kendi ilahiliğiniz adını
vermek isteyebilirsiniz? Önemli değil. Ama bunu hissedeceksiniz. Birçoğunuz zaten
hissettiniz ve onun ne olduğunu bile bilmediniz. Sevgi bu şekildedir. Saftır. Gündemi yoktur.
Göğsünü kabartmaz. Koşulsuzdur. Bu sizdeki Tanrı’dır. Mesaj budur.
Ve böylece önünüzdeki iş budur. Sandalyelerinizden kalkın ve Ruhun sizinle nasıl çalıştığı ile
ilgili, geldiğinizden biraz daha fazla içgörüyle farklı bir şekilde buradan ayrılın. Belki kim
olduğunuz ve nereye gittğiniz ile ilgili biraz daha rahat hissediyorsunuzdur. Belki bu akşam
başarısız olduğunu veya yapmak için geldiği şeyleri başaramamış olduğunu hissedenleriniz
için bir salıveriş olmuştur. Size söylüyorum, onu başardınız!
Tanrı’yı seviyor musunuz? O zaman onu başardınız. Kendinizi seviyor musunuz? O zaman
121
onu başardınız. Huzurlu musunuz? Kontrol edemediğiniz olaylar üzerindeki dramayı elimine
edebiliyor musunuz? Eğer bunlardan biriyseniz, o zaman onu başardınız. Bunun için geldiniz.
Ve bu zamanda her birinizi isminizle tanıdığımızı söylüyoruz. Bu bilgiyle ne yapacaksınız?
Bu basitçe bir bilgidir, yoksa gerçek mi? Siz karar verin.
Ve öyledir.
KRYON
http://www.kryon.com/k_channel09_sedona.html
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/kryon-kuantum-olmak
SEVGİYİ YAŞAYANLAR
SEVGİYİ YAŞAYANLAR
Anlatıcı: Bir gün sormuşlar ermişlerden birine. Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu
yaşayanlar arasında ne fark vardır? Şöyle demiş:
Ermiş: Bakın göstereyim.
Anlatıcı: Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara sofra hazırlamış.
Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından derviş
kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar. Ermiş davetlilere şöyle demiş:
Ermiş: Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz.
Anlatıcı: Peki demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden
bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar,
öylece aç kalkmışlar sofradan. Bunun üzerine şimdi demiş ermiş, sevgiyi gerçekten bilenleri
çağıralım yemeğe. Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş
oturmuş sofraya bu defa. “Buyurun" deyince, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp,
sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içirmiş. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve
şükrederek kalkmışlar sofradan.
Ermiş: İşte, kim ki gerçek sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç
kalacaktır ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır.
Şüphesiz ve şunu da unutmayın, gerçek pazarında alan değil, veren kazançtadır daima.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/sevgiyi-yasayanlar
122
Were Mary Magdalene and Jeshua
married? - From The Akashic Records
Were Mary Magdalene and Jeshua married?
Yes, they were married in the Essene community as the two of them were from that spiritual
discipline. Jeshua was considered a Rabbi at the time as he was certainly a teacher even
among his own spiritual brothers and sisters. His great knowledge, and more importantly his
skills at healing put him in a part of the ranks that would be considered leadership.
Even at an early age his healing abilities were great as he had what would be considered
natural talent for the spiritual, but more importantly he held the designated lineage considered
imperative among a group that held records from very ancient times.
Mary Magdalene was honored in her own right as she was from a lineage of royalty herself
with connections through the King of Syria, but before that Egypt. Not that Mary was from
Egypt, but her lineage was in very ancient times. So her family held sacred records of past
glories in both ruling classes, but also in spiritual ability. At a very early age she had raised
the kundalini serpent and she recognized Jeshua immediately as the one that she was destined
to meet.
Did they have a child?
The couple had more than one child. They actually had three children. Mary had conceived
and was pregnant at the time of the crucifixion and had two other children after the
crucifixion. The first child was a daughter Sarah and the other two children were male
children.
You are indicating that Jesus survived the crucifixion. Why was that hidden from the masses?
There are ancient records that tell you that Jesus survived and actually journeyed to several
different parts of the world. Records of his journeys were in Persia which are now destroyed
and in Tibet, which are not destroyed and available in monasteries, though these are not of
general knowledge. Records have surfaced from what you call the orient, though again are not
well known. The story was suppressed as there were those who wished to control the
information and in turn the people. There were groups who wished to hold the power. In the
beginning it was the Hebrew leaders and teachers, later the Romans and later still the Roman
Catholic Church.
There are records that are contained now in the Vatican which have all of these facts, but were
confiscated by the Early Romans and then purchased and sometimes stolen by the Church.
123
So there would have been a blood line which carried Jesus Christ's DNA. Was this fact
protected as publicized by the Priory of Scion?
No, these facts and individuals were not protected by the Priory of Scion, but there is truth in
the fact that they were protected by what you know of as Knights Templar. There was an inner
group of Templar Knights who directed the manner in which these records would be
safeguarded, but that inner group was not known as the Priory of Scion.
Did this inner Group have a name?
No they had no name as even in this there was so much secrecy that no records were written.
Everything was conferred to one another by strictly word of mouth. The mission was so
sacred to them that it was forbidden to be written.
Please tell me about the DNA of Jesus. Is this contained within a small group of people or a
large group?
There is a large group of individuals who hold the DNA of Jeshua though it is diluted
presently as there has been much mixing with those who were not of a direct line to the
Master. It was intended that the DNA be spread among the people, but not publicized. So this
was a hidden fact for a long time, but now the people are more spiritually mature to face that
fact.
What is the significance of one holding DNA related to Jeshua in their physical body now in
this time and space?
The implications are great as the time will be upon you soon when this DNA will be activated.
This was all part of a plan and the Templars understood this to be true. This was why there
was so much secrecy necessary so to prevent the mass murder of these people. There is a very
small group of individuals who are a direct line of Jeshua bloodline, but they are not aware of
this presently, all except one individual.
What happens when the DNA of these descendants become activated?
Jeshua told you that you can duplicate what he did, and even more. Spirals will appear to
spring open at a designated time and these spirals from the DNA will connect with energy that
will come from the cosmos. The crown chakra will become extremely developed so that there
will be a direct link up to the upper dimensions. However, the physical body must be prepared
for this exchange. Jeshua spent many years integrating his spiritual body to his physical body.
If this exchange happened without this preparation, the electrical circuits in the physical
would seem as if they would be fried and the individual would perish. These energies of
which we speak are very high powered. What is on the horizon is that the physical body is
preparing itself gradually first by converting the carbon based cells to crystalline. Presently
almost all the electrical systems in the physical have been rewired. It will then be necessary to
raise kundalini and a closer connection and harmonization between all the chakras is
necessary first.
Understand that there is still much more work to be done in the physical as all the past
lifetime events that hold negative emotions must also be cleared. This is happening for many,
but there are too many who hold these past lifetime memories in their energy body.
124
This represents a time of great stresses on the physical as new energies come into the planet
from outer space and from Source in the center of the cosmos. There will be much struggle
emotionally and physically for most of humankind before the real work can be begun of
expanding the DNA of which we speak. There are not the spiritual communities available
presently to support the kind of work required to activate advanced DNA and it must happen
very gradually and it is in process.
Are there artifacts that were secreted away that indicates Jesus' family lineage?
Yes, and they haven't been destroyed but rather hidden.
Who were the caretakers of this information?
Originally the Templars, but later the Cathars held the records because of the fortifications
that they built and because they lived away from civilization in their hidden communities.
They also had a group that lived a reclusive life and a group that taught among the people. It
was the reclusive group that became the caretakers of this information.
Did this documentation find its way to Montsequr?
Yes, it did pass that way before it was secreted to Renne LeChateau. A few of the records
were buried there and some of the records were placed in Roslyn Chapel and some of the
documentations have been moved to another dimension as Renne LeChateau is a doorway to
other dimensions. When the time is right, this will be retrieved by the one who is the direct
lineage of Jeshua. It was he who in an earlier lifetime saved this information for this
generation.
With regards to the documentation of which you speak, did any of it pertain to the cache of
information that was discovered by the Templars in King Solomon's Temple?
Most certainly, and that is the information that has been secreted into the next dimension,
along with some of the documentation about the marriage and lineage of Jeshua and Mary
Magdalene.
Did the Templars find the information buried in Solomon's Temple?
Yes
Can you give me an idea of what this information consisted of?
Some of the information consisted of the science of geometry and the power that could be
obtained from the use of geometric forms. Also astrology and the timing of some major cycles
for this planetary system that will change and allow humanity to regain their abilities which
were lost in Atlantis. Some of the records were from Atlantis and some was transported here
from other dimensions. What was transported from other dimensions was a power seat that
was used by what you call Hebrews, but in reality was from Egypt as that part of the race was
misnamed, as Moses was Egyptian.
What was the Egyptian's name who later was called Moses?
125
You know him in the history books as Pharaoh Akhenaten.
What was the connection between Pharaoh Akhenaten and the Hebrews that the so named
Moses led out of Egypt?
There was no real connection in the sense that they were connected genetically. Rather the
Pharaoh was inspired by his higher self to lead the enslaved to freedom.
Why would a Pharaoh who held power and esteem go against his own cultural teachings and
ties to his homeland?
This was not an ordinary human being, but rather a representative that was embedded in
human flesh. He came from the planet Sirius B and was a Syrian who volunteered to come
and free these people from such hardships. Akhenaten tried to evolve his Egyptian people to
higher levels of understanding. When he failed at this, he took on the second role of
establishing freedom for so many of the captured slaves.
Did Akhenaten/Moses take his family with him when he went on this mission of saving the
Hebrews?
No, he left them in Egypt thinking that it would be safer for them in their homeland rather
than taking them in this dangerous role of transporting a large group of people to a land which
he could see would be a difficult journey. He felt he had set up the safeguards to keep his
family safe and secure.
Did Jeshua write down any of his teachings?
Yes, that is part of what has been transmitted to another dimension.

Can we discuss what might have been written down and will be retrieved at some point?
Yes, Jeshua came for many reasons. One of them was to help people integrate their physical
with the soul so that it would be possible to move the physical body along with the soul to a
higher dimension than what one exists in presently. This he wrote about as soon as he realized
that the people of his time were not ready for this information, however, he worked on the
inner planes to make this transition possible in his time and in yours.
Is the gospel of Thomas that was found in the Nag Hammurabi scrolls genuine in the sense
that they are based upon Jesus sayings?
Not only are they genuine, but it is the gospel that the Cathars used in their teachings. What
makes this gospel difficult to understand is that the interpretation was handed down between
teacher and student. Much is hidden as it would be revealed when the student was ready. It is
not exactly written in code, but the explanation is not apparent at first read. This document
must be studied with new eyes. It was held sacred by the Cathars and was their main teaching
tool. Keep in mind that there were many who could not read in those times so the statements
would be memorized. It was considered the basis of their teaching.
From The Akashic Records
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/were-mary-magdalene-and-jeshua
126
Kıssadan...
 Posted by onur on August 8, 2009 at 12:14am
Seyyah'a sormuşlar, “nedir ulaşılacak en son makam” diye?

Demiş ki; “bir zaman akıl yolcusu bir filozof, bir zaman gönül yolcusu bir sufi oldum, bir gün
aşk ile doldum taştım, bir gün kin ile yoğruldum ve kurudum. Sabah tekkede hu çektim,
akşamına meyhanede sızdım. Bir gece sarayda keyif çattım, öbür gece ayazda hırkama
sarıldım. Bu fani kubbede cismiyetimden de fanidir maneviyatım. Kusurlarımla tamamdır
güzelliğim ve hatta faniliğimde yatar bakiliğim. Nedir ulaşılacak en son makam diye soracak
olursan, “makamların faniliğine kanaat makamı” derim.”
Onur Dinçer 04.08.2009
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/kissadan-1
127
The meditation for the 8:8 :Activating The
Cosmic Christ
 Posted by Vicky♥♥♥ on August 8, 2009 at 7:54pm
THE MEDITATION FOR THE 8:8 : ACTIVATING THE COSMIC CHRIST
CHRIST SEED INTEGRATION
by Kai
Start by becoming aware of your breathing. Take a deep breath and then get your breathing to
be smooth and calm. Imagine that with each breath your body is filled more and more with
light, then direct that light into your cells, your organs and your chakras.
As you breathe, you slowly emerge from the thoughts of your mind and you are increasingly
focusing on your heart. Start to become aware of the vibration that comes from your heart,
you will notice that Your heart gradually expands and You’ll notice very nice warmth coming
from him. That energy and that warmth is the love of your Christ presence.
Remain in that state of contemplation as long as necessary. When you feel you can continue,
do it.
Breathe deeply ....
Now see your heart expands more and more to completely cover your body, its energy
surrounds you like a golden bubble, you feel happy, loved and protected, in such a state of
grace covered by the warm embrace of the Source.
It is at this moment that you should visualize and call on the presence of the Light code
CHRIST SEED INTEGRATION, to act on your being activating the Christ Seed in your
heart, letting you reach the state of Unity needed to move your consciousness and your mind
128
to new Cosmic Christ Grid .
Allow the light code act in You and awaken Your Inner Christ. Feel its renovating energy, this
Light code carries in itself cosmic rays of light emanating from the center of the Solar Heart.
It is a direct channel to the Central Sun and a recipient of the Cosmic Rays of the Ascension
and renewal.
The Light code will be activated and you will feel like you are in a sphere of infinite love, you
feel like your being expands into the Light!
At this moment it is very likely you may wish to cry, laugh or feel deeply moved. Allow
Yourself to experience all the emotions that will arise. Let yourself go with the experience and
energy of the purest love.
At that time, the Christ seed has been activated, your Christ presence is awakened, and so
Your being will be transferred and gently anchored in the New Cosmic Christ Grid.
You have emerged to Love! You are now a human Christ, a being with Cosmic Christ
consciousness!
Breathe deeply once more ....
And as You integrate this love to Your being You direct it towards everything that sorrounds
You, your home, your family, your neighborhood, everything is embraced in Christ love! You
are now a focus of love emanating Christ-consciousness towards all that surrounds You!
Allow Yourself to be a Human Christ, accept the divinity which shines within you.
Breathe deeply again and slowly return to your body ... gently, still vibrating in your heart and
in love.
From now on, allow your heart to be your guide and every time that You feel that You are
being carried away by the old mental grid, do this meditation and remember that You are a
living christ!
We are Infinitely loved and blessed!
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/the-meditation-for-the-88
129
MAYA BÜYÜĞÜ CARLOS BARRİOS İLE
RÖPORTAJ
 Posted by Sunyata on August 9, 2009 at 3:46am
3 Ağustos 2009
Mitch Battros - Earth Changes Media
Bu röportajda söylenen şeyler yıllar sonra değil, günler, haftalar ve aylar içinde
gerçekleşecek. Çoğu kadim metinde olduğu gibi Maya kehaneti olaylar ilgili olarak tam
tarihlerden bahsetmez. Ancak, Carlos Maya Kutsal ‘Chilam Balam’ Kitaplarının 20 Aralık
2012’den söz ettiğini söyler, ama “bunun elektrik düğmesini açmaya benzemediğini”
hatırlatıyor.
Birçoğumuz bugün erken saatlerde Kaliforniya’nın Mexico Körfezinde olan 6.9’luk depremi
biliyoruz. Bu, gelmekte olanın habercisi olabilir. Bugün bir diğer keskin bildiri NASA’dan
geldi. Kepler uzay aracı Güneşin yakınında yörüngede dönen Dünyaya benzeyen bir Gezegeni
belirledi. Bulgularını tartışmak için 6 Ağustos’ta bir medya brifingi düzenlediler.
Depremler:
ABD Batı Sahilinde büyük depremler. Kaliforniya, büyük olasılıkla Oregon, Washington ve
Kanada’da olabilir. Bu hatta büyük depremleri izleyin. Olası tsunamiler takip edebilir. Carlos,
Mayaların güneş tutulmasından önce ve sonra olan olayları bildiğini söylüyor. 6 Ağustos
Perşembe günü kısmi ay tutulması var. ABD’nin orta ve doğu kısmı bunu görebilecek. Rusya,
Kanada ve Avustralya’nın büyük bölümü bunu kaçıracak. Mayalar 20 gün içinde gerçekleşen
reaksiyonlar olduğuna inanıyorlar. Özellikle 9 Ağustos’ta gerçekleşebilecek olayları
görüyorlar. Ancak en tehlikeli olacak olan 2010’dur.
Carlos bunu “enerjinin iyi olmadığı ve dengeye ihtiyacı olduğu” şeklinde tanımlıyor. Carlos
kötü enerjinin nedeninin ‘açgözlülük” olduğunu belirtiyor. ABD’nin daha önce dünyanın
lideri olduğunu, ama yolunu kaybettiğini anlatıyor. Bilinç paraya döndü. Bu, 4 ncü dünyanın
yoluydu. Şimdi ABD çoğu uluslarla olan statüsünü kaybetti. Din “materyalist” hale geldi.
Carlos, Maya kehanetinin ABD’nin statüsünü kaybetmek üzere olduğunu söylediğini
anlatıyor. ABD artık istikameti kontrol edemeyecek.
Mayalar üzerimizde olan ve gittikçe artan değişimlerin “bize öğretmek” için burada olduğuna
inanıyor. Eğer dünyayı “dengeye” geri getirebilirsek, insanlar ve ulus olarak ıstırap çekmek
zorunda olmayız. Carlos gelmekte olan şeyin “ülkeyi oynatacağını” söylüyor. Carlos tektonik
bir kopmadan bahsediyor. Maya kehaneti bize, insanlığın dinini (veya ruhsallığını)
değiştirmeye gereksinim duyacağını söylüyor. Carlos’un ‘önceliklerimizin neler olduğu’ndan
bahsettiğini düşünüyorum.
130
Dünya Gücü Değişecek:
Maya ‘Chilam Balam’ Kutsal Kitaplarının birçok tercümesi yeni bir dünya gücünün ABD’nin
yerine geçeceğini söylüyor. Birçokları bunun Çin olacağına inanmıştı, ancak kutsal kitaplar
yeni lider olarak Hindistan’ı belirtiyor. Bu andan itibaren Çin dünyadaki en zengin ulustur,
ama “dengeyi” sürdüremeyeceği için, içsel bir bozulma (karışıklık) olacak. Carlos, bunun
yerküresel değişimlerden değil, Çin’in değişim isteyen kendi insanları nedeniyle olacağını
söylüyor.
'Chilam Balam', savaş, açgözlülük, aldatmacalar, düzenbazlık ve hatalı dinler zamanında
olduğumuzu anlatıyor. Ama bizler 5 nci dünyaya girerken, “topraklar bilince geri dönecek”.
Carlos, ‘bizi bilince geri döndürecek’ demek istemiş olabilir. Bu, yerkürenin kendisini
düzelteceği anlamına gelebilir. Depremler, volkanlar, kasırgalar, tsunamiler zamanı öne
çıkacak. Chilam Balam bize bu devrenin 20 Aralık 2012’de sona ereceğini söylüyor. Ancak,
Carlos bunun bir elektrik düğmesini açmaya benzemediğini hatırlatıyor. Geçiş önceden
başladı ve yoğunlaşacak. Her zaman bir seçime sahip olacağız. Kişisel bütünlüğümüze geri
dönmenin zamanı. Veya şeyleri bildik tutmak ve değişime direnmek için mücadele edebiliriz.
Yellowstone:
Maya büyükleri yakında Yellowstone’dan gelen bir şey görmeyeceğimize inanıyorlar.

Carlos’un tüm söylediği, “enerjinin bu zamanda çok sakin olduğu”dur.
Bölüm II
Deprem aktivitesine en eğilimli bölgeler Kuzey Kaliforniya, Oregon, Washington, Kanada

Sahili, Alaska boyunca ilerleyen Cascadia Subduction Bölgesi. [Subduction: Kıtasal bir
levhanın başka bir kıtasal levha altına girmesi]. (Aşağıdaki grafiğe bakınız). Carlos’un
bahsettiği ikinci en tehlikeli bölge aşağı Meksika, Orta Amerika ve Karayibler.
Kehanetin Anlamı:
Carlos görüşmemiz sırasında kehanetlerin bizi korkutmak için, kaderimizi belirlemek için
kullanılmadığını hatırlattı. Burada olan ve gelmekte olan değişikliklere en iyi şekilde
hazırlanmamıza yardımcı olmasına niyet edildiğini söyledi. Büyükler teknoloji ve maddi
yolların kısa sürede gerçekleşen ilerleyişinin bizleri zarar verici şekilde yönlendirdiğini
anlatıyorlar. Carlos insanın muazzam güce sahip olduğunu, ama 4 ncü dünyanın gücünü
elinde tutanların bencil, açgözlü, materyalist, gerçeklerden kaçan bir çevre yarattığını ifade
etti. Yolumuzu kaybettik.
Carlos şöyle anlatıyor: “Büyükler şu anda üzgün ve yorgun. Bilgeliğimizi birçok insanla
paylaşmak için yapabileceğimiz her şeyi yapmaktayız. İnsanlara gelmekte olan olayları ve
bunları değiştirmek için güce sahip olduğumuzu açıklamaktan yorulduk. Bu Maya’nın hatası
değil, her bireyin hatası. Konuşmanın zamanı geçti, gurulara hayranlığın ve guruların sizi
kurtarmasını aramanın zamanı geçti, sanki bir oyunmuş gibi spiritüellik ile oynamanın zamanı
geçti - nereleri ziyaret ettiğinizi veya kimlerden dersler aldığınızı, yeteneklerinizi anlatarak
böbürlenmenin zamanı geçti. Benim öğretmenim seninkinden iyidir’in zamanı geçti.
BUNLAR BİTTİ. Her insanın kendi bireysel eylemlerinin sorumluluğunu almasının
zamanıdır. Büyükler sizi kurtarmak için burada değiller – KENDİNİZİ SİZ
KURTARACAKSINIZ.”
131
ABD Statüsünü Kaybediyor:
'Chilam Balam' Kutsal Kitaplarında, biz 4 ncü dünyayı bitirip, 5 nci dünyaya girerken,
dünyanın şu andaki liderinin artık lider olmayacağını söylüyor. Bu büyükler tarafından
ABD’nin artık yoluna devam etmeyeceği şeklinde yorumlandı. Carlos 4 ncü dünyanın
insanlık için öğrenme zamanı olduğunu anlatıyor. Açgözlülüğün, hırsın, yalancıların,
kontrolcülerin zamanı ve savaşlara izin verilen zaman. Amacı bizim büyümemiz, kendimizle
ilgili öğrenmemiz, yüksek benliğe yükselmemiz.
Editörün Notu (Mitch Battros): Carlos’un, içinde olduğumuz zamanın hatalı bir zaman
olması gerekmediğini söylediğine inanıyorum. Bu ‘dengesizlik’ zamanının amacı dengemizi
bulmamıza yardımcı olmak. Bazıları kendimizi düzeltmek için aktif değişimin başlama
zamanının 1987 Harmonic Convergence olduğuna inanıyor. Bunun, Dünya’yı dengeye geri
getirmek ve kendimize gelmek için gerekli olan çalışmaları yapma zamanı olduğunu
öngörüyorlar. Ama bu amaçla iyi bir iş çıkarmadık. Gelmekte olan ‘aşırı’ yerküre
değişimlerinin nedeninin bu olduğuna inanıyorum. Bizi cezalandırmak için değil, odağımızı
yeniden elde etmek ve enerjimizi bütünlüğe geri dönmemiz için yönlendirmek. Ve kendinin
farkındalığının bu yerinde, korkuya dayanan açgözlülük, aldatmaca ve sınırlamanın şu andaki
atmosferi çözünür.
Carlos, 20 Aralık 2012’de 5 nci dünyaya başlarken, Hindistan’ın dünyanın yeni lideri
pozisyonunu alacağını söylüyor.
Ondan önce her şey bunaltıcı ve umutsuz görünüyor. Carlos bize şunları hatırlatıyor: “Çok
geç değil; hala yolumuzu değiştirebiliriz. Bu her bir bireye bağlı. ‘Kavşak’ zamanındayız. Şu
anda toprakların bilince geri döneceği zamandayız. Bu, eğer dünya ana denge dışına çıkarsa,
kendisini temizleyeceği anlamına geliyor.” Carlos’un daha önce bunları söylediğini
duymamıştım. Bunu açığa kavuşturdu – “dünya ana kendisini temizleyecek” dediğinde, mega
depremler, volkanlar, kasırgalar yoluyla demek istiyor.
Gelmekte Olan Virüsler:
Carlos bize Maya kehanetinin mutasyona uğrayan ve birçok insanın yaşamını kaybetmesine
neden olabilecek yedi (7) virüsten bahsettiğini söylüyor. “Bu, gelen sonbaharın sonlarında
başlayabilir, ama 2011’e dek olmayacak”, 2011’de dünya çapında zarar verici etkiye neden
olabilir. “Ama bu bize bağlı. Bunu değiştirebiliriz. Kehanet bir haritadır. Rotamızı sonucu
değiştirecek bir yola değiştirebiliriz.”
(Ceviri: Saffet)
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/maya-bueyuegue-carlos-barrios
132
THOTH: BİLİNCİN BÜYÜK DEĞİŞİMİ
Thoth, Melchizedekler Düzeninin Hierophant’ı [Hierophant: Eski Yunanda kutsal gizemleri

yorumlayan keşiş]
Carol Ritberger Ph.D. kanalıyla
30 Temmuz 2009
Carol: Thoth ve Melkizedekler Konseyi bu kutlama niteliğindeki mesajı, insanlığın şimdiye

kadar deneyimlemiş olduğu bilinçte en büyük değişimin yaratılması için çalışan, ıstırap çeken,
fedakarlık yapan, özleyen ve sebat eden herkesle paylaşmamı istedi. Bizleri geçmişimizin
bağlarından, kendinden şüphenin sınırlamalarından özgürleştirecek olan ve hayal edilemez
sonuçları tezahür ettirmenin mümkün olduğu yerde olmanın yeni yolunu yaratabilmemiz için
düşüncemizi genişletecek olan bu bilinçtir. Dayanıklılığımızdan huşu duyduklarını ve cesur
doğamızın karşısında eğildiklerini iletmemi istediler.
Thoth: Tek bir kişinin sözlerinin ve enerjisinin değişimin uç noktası olabileceği eşi
görülmemiş ve olağanüstü zamanlarda yaşadığınız doğrudur. Sınırlayıcı düşüncelerin ve
yıkıcı duyguların ötesinde yükselmek ve ilerlemek arzunuzdur. Bir kez daha yaşama tam
olarak bağlanmak için uzun tekamül uykusundan uyandığınızı hissedebilirsiniz.
Zamanda, insan kalbinizin titreştiği aynı ritimde titreşmekte olan bir yıldız kapısı, bir portal
var. Bu yıldız kapısı, 26,000 yıllık devrede ayırt edilemez ölçülerde açılıp kapanmaktadır. Son
260 günde bu yıldız kapısı daha çok açık kaldı, böylece ruhunuzun süptil dünyasının
realitesinde maceralara atılabilirsiniz.
9 Ağustos 2009’da bu yıldız kapısı tamamen açık olacak ve iki gün boyunca açık kalacak. Bu
tarihten önceki 4 gün içinde, varlığınızda titreşimsel bir değişim ve düşünmenizde bir
değişiklik hissedeceksiniz. Dünyanız üçlü tutulmaların doruğuna ulaşacak. İlki 6-7
Temmuz’daki ay tutulmasıydı. Sonra 22-23 Temmuz’da güneş tutulması oldu. 6 Ağustos ay
tutulması, son tutulma olacak. Tutulmalar geçiş kapılarını temsil eder, bunlara düşünce ve
enerjiyi bir boyuttan diğerine ileten yıldız kapıları diyoruz. Bu son tutulma portalın enerjisinin
kutsal dişilin armonikleri ile titreşimsel olarak rezonansa girmesini sağlayacak.
Yıldız kapısının önemini daha iyi anlayabilmeniz için, onun doğasını açıklayalım. Bir yıldız
kapısı bir geçiş kapısıdır. Bu durumda (9 Ağustos yıldız kapısı), sol beynin algıları ve sağ
beynin algılarının birleşmesine ve kutsal bir birlik oluşturmasına izin veren zihindeki bir geçiş
kapısıdır. Böyle yaparak, her iki beyinde tutulan safsızlıklar, yani sınırlamalar ve çarpıtmalar
saf olana dönüştürülecek – saf demek, birbiriyle işbirliği içinde ve yeni düşünce yollarına açık
demek. Safsızlıklar dönüştürüldüğünde her iki beyin elektrokimyasal olarak birleşir ve her
ikisi de farkındalığın yükselmiş hallerine muktedir olur. Yıldız kapısı farkındalığın bu
yükselmiş halidir ve iki beynin ruhsal beyinle birleşmesini sağlayan şeydir; ruhsal beyin insan
133
zihninin işleyişinin içinde derinlerde barınmaktadır. Beyinlerin bu simyasında, her şey kendi
mükemmellik haline erişir.
Yıldız kapısına girdiğinizi ve ruhsal beynin bilgeliğine eriştiğinizi nasıl bileceksiniz? Dingin
hissettiğinizi göreceksiniz. Düşüncelerinizi kontrol edebilirken, başka insanların düşüncelerini
kontrol edemeyeceğiniz anlayışından gelen bir çözümleme duygusu deneyimlersiniz. Ortak
hoşnutluk arzusunun olmadığı, havanın çatışma ve güç mücadelesi ile yüklü olduğu
yerlerdeki konuşmalara katılmaya istekli olmayacaksınız. Güçlü negatif duygusal reaksiyonlar
deneyimlediğiniz zaman, içsel sesinizin şunları söylediğini işitebilirsiniz; “Durumu nasıl
görmeyi ve bu sürece hangi kapsamda katılmayı istiyorsun? Durum aynı kalırken, bunu
ruhunun algısından görürsen, yanıtın kendi zihninin algısından gördüğündeki yanıtından
tamamen farklı olacaktır. Ruhunun perspektifinden, bunun sürece katılmaya devam etmek için
ne kendiniz ne de başkaları için hiçbir değere hizmet etmediğini görürsünüz. Dikkatli olun, bu
fark etrafınızdaki insanları rahatsız edebilir. Bırakın öyle olsun. Bu şekilde olmasına niyet
edilmiştir, çünkü onlara düşünme ve kendi tekamül uykularından uyanma fırsatını
sunuyorsunuz ”
Yıldız kapısının kapanışından sonraki 20 gün boyunca, bir huzursuzluk veya tedirginlik
deneyimlediğinizi görebilirsiniz. Bunun nedeni sizde yanlış olan bir şey olması değildir, yıldız
kapısına girmeyi ve kalmayı seçenler ile fiziksel dünya tarafından yönetilen bilinç halinde
kalmayı seçenler arasında yaratılan gerilimdir. İster birisi yıldız kapısına girmeyi ve o
aydınlanmış bilinçte kalmayı seçsin, ister fiziksel dünyanın bilincinde oldukları yerde kalmayı
seçsin, ruhun perspektifinden, yanlış veya doğru yoktur. Bu yalnızca özgür iradenin ifadesidir.
Zamanınızı ve enerjinizi sonucu değiştirmeye veya başkasının özgür iradesini değiştirmeye
harcamayın.
Kutsal dişilin armoniklerinden bahsettik. Kutsal dişilin ne olduğuna ve tekamülünüzde bu

zamanda onun varlığının neden bu kadar önemli olduğuna içgörü sunarsak, değerli
olabileceğini görüyoruz.
Kutsal dişil ruhtur. Ruh kendi titreşimsel kutupluluğunda ne dişildir ne de erildir. Her ikisinin
bir androjenlik hali oluşturan birleşimidir. Yıldız kapısına girmenizi ve fiziksel sonuçlar
deneyimlemeden kalmanızı mümkün kılan bu titreşimsel androjenliktir. Kutsal dişil
varlığınızın özüdür ve zihin ve bedenin aktivitelerini canlandıran varlığınızın parçasıdır.
Ruhunuzu tüm kozmosa ve var olan her şeye bağlayan dönüşümsel bilincin bu ölçülemez ve
tanımlanamaz canlı alanıdır. O şefkatli savaşçıdır.
Daha fazla bilgi paylaşma arzumuzla, dinleyebilmeniz için kanalımızdan audio formatında bir
mesaja kanallık yapmasını istedik. Bunu değerli bulacağınızı umuyoruz. Değerli bulursanız,
kendi uykularından uyanmaları için başkalarıyla paylaşabilirsiniz.
[http://www.ritberger.com/consciousness linkinden indirilebilir].
Ve öyledir.
Sevgi ve Işık
Love and Light
Carol
134
© Copyright 2009 by Carol Ritberger Ph.D. and the Ritberger Media Group.
http://www.ritberger.com/consciousness
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/thoth-bilincin-bueyuek
BM MİKAİL: AĞUSTOS 2009

ENERJİLERİ
ELMAS IŞIĞA YENİDEN DOĞMAK: DÜNYADA KOZMİK MESİH ENERJİSİNİ

AKTİVE ETMEK VE YILDIZ ÇOCUĞU DOĞURMAK
AĞUSTOS 2009 ENERJİLERİ
135
Başmelek Mikail ~ Celia Fenn kanalıyla
Sevgili Işıkişçileri, bu 2009 Ağustos ayında, hem kişisel hem de küresel seviyelerde değişim
ve dönüşümün güçlü enerjileriyle yaşamaya devam ediyorsunuz. Bu değişimler, Temmuz ve
Ağustos’ta deneyimlediğiniz üç tutulmanın her birinde Izgaralarda yeni ışık Kodlarının
aktivasyonlarının etkilerinin sonucudur. Elmas Işığın Tohumları İnsan Kollektifinin
kalplerinde aktive ediliyor, hazır ve açık olan herkesin Kozmik Mesih enerjisinin İnayet ve
Kutsamalarını varlıklarına almasını sağlıyor.
Yakın zamanda aktive edilen Yükseliş portalları vasıtasıyla Kozmik Kalpten Dünya’ya akan
Elmas Işık, Kozmik Mesih Bilincini taşıyan Bilincin Tohumlarını ve Kristal Izgaraları aktive
ediyor. Bu Uyum, Bütünlük ve Birliğin enerjisidir, Koşulsuz Sevgi, Sevinç ve Huzurun
enerjisidir. Yeni Dünya’nın tezahürünü ve sizin için siz tarafından oluşturulma sürecinde olan
Işığın Yıldız Alanlarına Kozmik Köprünün veya bağlantının yaratımını destekleyen enerjidir.
Unutkanlığın perdelerinin ötesine, Yıldızlardaki Yuvanıza geçişiniz bir kez daha algılarınıza
açılıyor ve bilinçli Yıldız Yolcuları ve Kozmik Yolcular olmaya hazırlanıyorsunuz.
Sevgililer, bu süreci kolaylaştırmak için, şu anda Işık Beden enerji alanlarınızda ve fiziksel
bedenlerinizde gerçekleşmekte olan birçok değişiklikler var. Öncelikle Elmas Işık, Işık
Bedenlerinize gittikçe artan yoğunlukta alınıyor; bu, Kutsal Geometriler Işık ve Ses ile
titreşirken, parlak bir Elmas gibi Spiritüel Işık aktarmanızı ve yaymanızı sağlıyor. Ama, Işık
bedenlerinizde Işık yoğunluğu artarken, Fiziksel Bedeninizdeki Epifiz Bezi gittikçe artan
şekilde aktive oluyor ve canlanıyor. Bu, Epifiz Bezinin biyokimyasal yapısında değişimlere ve
bezin fonksiyonelliğinin genişlemesine neden oldu. Sonuç olarak bu, Hipofiz bezinin
canlanmasının artmasına neden oluyor, bu da sıkça bedendeki hormonların üretiminde ve
aktarılmasında geçici dengesizlikler üretiyor ve bedende sinir sistemi boyunca aktarılan Işık
enerjisinin yoğunluğunda artışa neden oluyor.
Bu değişimlerin en yoğun etkisi, 2 nci ve 4 ncü çakralar (Sakral Çakra ve Kalp Çakrası)
arasında yeni “hat döşenmesi”nde hissedildi. Duygusal alanda tutulan “yapışmış” veya
baskılanmış enerji enerjisel sistemde Elmas Işık dalgası ile temizlenip atıldı. Bu,
birçoğunuzun baskılanmış veya kısmen işlenmiş olan duygusal sorunlarla başa çıkmak
zorunda kaldığınız anlamına geldi. Lütfen, üzgün, depresif veya kızgın hissetmenizden
cesaretiniz kırılmasın. Bu, cinsel veya yaratıcı enerjileri Kalp ile hizalayan derin arınma veya
boşaltma işlemidir.
Bedendeki diğer hisler yoğun rüyalar, yoğun enerji dalgaları, uykusuzluk, tükenme ve
hiperaktiflik olabilir. Enerji dengelenirken ve bütünleşirken, sizler Yeni Dünya’ya girerken
derin bir seviyede yoğun Sevinç ve Huzurun berrak hisleri için ve “canlılığın” ve esenliğin
artan duygusu için yolu açacak. Birçoğunuz, alt çakralar temizlenirken ve Kalp ve Ruh’un
yolları olan üst çakralarla hizalanırken Coşku ve Sevincin bu yoğun hislerini zaten
deneyimliyorsunuz. Bu şekilde, Beden ve Ruh Kalp Çakrasında bütünleşir, Cennet ve Dünya
birleşir ve Kozmik Mesih bilinci kendisini bu sürece açmış olanlarınız vasıtasıyla Dünya’da
ifade bulur.
Elemental Yeniden Bağlantı ve Dragon Bilincinin Çalışması
Sevgililer, Gezegenin Elemental enerjileri ile Yeniden Bağlanma işinde ilerlerken, bir kez
daha Sevgi ve Onurla Dragon enerjisine bağlanıyorsunuz. Dragonlar, Gezegensel ve Kozmik
seviyelerde yaratılışın Elemental ateşlerinin enerjilerini taşır. Geçmişte, İnsan türlerinde
136
Zihinsel bedenin tekamülünü kolaylaştırmak üzere, zihinsel güçlerin bir süreliğine daha
belirgin olmaları için, yaratıcı ateşlerin yoğun enerjisinin geri plana çekilmesine ve daha serin
olmasına izin verilmesi kabul edildi. Ve böylece Dragon enerjisinin bilincinizden çekilmesine
izin verildi ve bu mitolojilerinizde dragonların kötü oldukları ve öldürülmeleri ve
bastırılmaları gerektiği hikayeleri olarak temsil edilmiş olan terk edilmişlik, korku ve öfke
hislerine neden oldu.
Şimdi, Dragon enerjisinin salıverilme ve Dünya üzerinde yenilenmiş misyonuna geri dönme
zamanı olduğunu bilin. Toprak, Hava, Ateş ve Su Dragonları yaratıcı ateşi taşırlar ve Yeni
Dünya’da İlahi Planın ortaya çıkmasına hizmet etmeye hazırlar. Birçoğunuzun hissettiği
yoğun Heyecan ve Sevinç enerjisi, Dragonların Sevincidir. Onlar bir kez daha aranızda
dolaşıyor ve Yeni Dünya’da Form’un yaratımında Meleksi Elohim’in yönetimi altında
Yaratıcı Ateşlerin Koruyucuları olarak işlerini üstleniyorlar.
Dünya’nın Dragonları tarafından üstlenilen ilk büyük görev, hem insan enerji alanındaki hem
de Dünya’nın kendisindeki toksik duygusal kalıntıların temizlenmesi oldu.
Nükleer silahlar ve bombalar Programının sonucu olarak, Dünya’nın duygusal alanında toksik
enerji birikimi oldu. Bu toksik birikim, Dünya Dragonlarının diğer İçsel Dünya varlıkları ile
işbirliği ile toplandı ve gezegendeki çeşitli güç noktalarına götürüldü. Japonya, Hiroşima’daki
ilk atomik kitlesel yıkımın yıldönümü olan 6 Ağustos’ta, bu enerji Dragonlar tarafından
salıverildi ve Dünya’dan uzaklaştırıldı. Bu, spesifik misyonları kendi Dragon enerjilerini
aktive etmek ve yeniden doğuşun rekreasyonu ve canlandırılmasını kolaylaştırmak için
temizlik ve arınma işleminde Dragonlar ile birlikte çalışmak olan bir grup enkarne Işıkişçisi
ruhun yardımıyla yapıldı.
Sevgili Işıkişçileri, bireyler olarak sizin için, Dragon enerjilerinin dönüşü, kundalini ateşiniz
ile tam olarak bütünleşmenizi gerektirdi, çünkü kundalini ateşi İnsan Formu içindeki Dragon
enerjisidir. Dünyasal Dragonunuzun “içsel ateşi” aktive edilinceye kadar kök çakrasında
kıvrılmış olarak yatar ve sonra omurgaya salıverilir ve yukarıya doğru yükselir. Bu süreçte,
enerjilerin “patlaması”nın gerçekleşmesi için ateş alt çakraları “tutuşturur” ve sonra bu
enerjiler bütünleşirken cinsel enerjiyle ilişkili yoğun hisler ortaya çıkabilir. Bu zamanda,
enerjilerin Kalbe yükseltilmesi gerekiyor, burada Kalbe inen Kozmik Ateş Dragonlarının veya
Yıldız Dragonlarının enerjileriyle birleşebilirler ve Dünya Dragonlarının enerjisiyle
bütünleşebilirler. Bu, Şefkat, Bilgelik ve Sevginin yaratıcı enerjilerini taşıyan “Kalp Dragonu”
adı verilen yeni enerjiyi yaratır.
Bu süreçte, Sakral Çakra güçlü bir şekilde aktive edilir ve Kalbe bağlanır. Epifiz bezi de
Yıldız Dragon enerjisi almak için aktive edilir ve Kalbe yeni bir bağlantı düzenlenir. Bu,
Kozmik ve Dünya yaratıcı ateşlerin Bedene ve Işıkbedene akmasını sağlar; bu da yaratma ve
tezahür ettirme gücünün kuantum güncellenmesini sağlar. Dragonların enerjisinin geri
gelmesini karşılamak ve Yeni Dünya’yı tezahür ettirmede sizinle çalışmalarını onurlandırmak
için heyecanlanacağınızdan eminiz.
Yeni Dünya İçin Yeni Arketipin Doğuşu: Yıldız Çocukları
Sevgililer, bu Yeni Başlangıçlar zamanında, Yeni Dünya’yı tezahür ettirmek için

kullanacağınız bilgiyi ve enerjiyi aktaran yeni Işık Kodları alıyorsunuz. Bu Kodların ilki,
sizler Dünya’da Işığın Altın Çağını inşa etmeye başlarken Gezegendeki Varlığınız için kalıbı
sağlayacak olan koddur. Bu, Kozmik Işığı taşımak ve Cennet ve Dünya arasında bir köprü
137
yaratmak için Yıldızlardan Dünya’ya gelen Yıldız Çocuğun, Sihirli Varlığın Arketipik
enerjisidir!
Hepiniz Çocuğun Kodlarını bütünleştirmeye ve aktive etmeye hazırlandınız ve hazırsınız!

Kutsal Kalp aktive edildi ve İkiz Alev Kodları Denge ve Uyumu yarattı. İlahi Dişil ve İlahi
Eril Kutsal Birliğe girdi ve İlahi Sevginin Altın Alevinde birleşti ve Işığın Kozmik Dansçıları
olmak için Elmas Işığa yükseldi. Yeshua ve Mary Magdalene’in Arketipik Avatar enerjisi
Gezegende kendi tekamül çalışmasını tamamlıyor ve Çocuğun yeni arketipi Gezegende ortaya
çıkmaya başlamaya hazır.
Yıldız Çocuk kendi Kozmik ve Galaktik mirasının ve kalıtımının farkında. Yıldız Çocuk
Dünya’da olmaktan büyüleniyor ve çok memnun ve maddi dünyanın sevinçli macerasının ve
keşfinin hayatını yaşıyor. Aynı zamanda eşzamanlı olarak birçok boyutlarda yaşayan Işık
Varlığı olarak sonsuz varoluşunun tamamen bilincinde.
Yıldız Çocuğun enerjisi Işıktır ve Sevinç ve Büyük Mutluluk ile doludur. Dünya’da tezahür
ettirmek ve yaratmak için sürekli olarak Işığı dokuyarak, oyuncu ve akıcıdır. Bir Arketip
olarak, kendi içinde her şeyi içerir, dengeli ve kendine – yeterlidir ve sevgi dolu ve cömerttir.
Masum, tutkulu/heyecanlı ve sihirlidir… mucizelerin ve harikaların sihirli yerinde yaşar. Ve
sevgi dolu bir topluluğun sevgi dolu parçasıdır. Kendi kalbine aziz olanlara sevgi ve adanma
bağları ile çekilir. Seremoni, ritüel, dans ve şarkı ve oyunun sevinçli aktiviteleri vasıtasıyla
ışığa hizmet ve sorumluluğu onurlandırır!
Sevgililer, Cennet sizin Bilincinizde Dünya ile birleşti ve Sevgiye teslim olmanın ve Yıldız
Çocuğun içinizde doğmasına ve ortaya çıkmasına izin vermenin zamanıdır! Yıldızlardaki
Yuvanızı hatırlayın ve Dünya’da Yuvada olduğunuzu ve bunların içinizde Bir olduğunu
hatırlayın. Sevgiyi ve nazik ve cömert olmayı hatırlayın, ama tutku ve hayal gücü ile
oynamayı ve maddi alemlerinizde yeni ve harika realiteler olarak tezahür edecek rüyalar
yaratmayı da hatırlayın.
Ve böylece Sevgililer, bu güçlü 2009 Ağustos ayında, size Dünyadaki Işık Yolculuğunuzda
Sevinç, Kahkaha ve Sevgi diliyoruz.
© 2009-10 Celia Fenn and Starchild Global
www.starchildglobal.com
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/bm-mikail-agustos-2009
138
Meditatif Dans - Duygu Yıldız
“Avrupa insanının kesinlikle meditatif dansa ihtiyacı var”
1) Merhaba Duygu, kendinden ve eğitiminden/ mesleğinden biraz bahseder misin?
Anadolu Üniversitesi İşletme mezunuyum. Neden o bölümü okuduğumu hiç sormayın,

bilmiyorum..
2) Dansın hayatındaki yeri ve dansa bakış açın hakkında neler söyleyebilirsin?
Dans. İşte baştan beri yapmam gereken şeydi dans. Neden işletme bitirdim neden hep masa
arkasında çalıştım bilmiyorum. Dans hayatıma girdikten sonra farkettim yaşadığımı. Sanki
daha önce hiç yaşamamışım gibi. Ve belki inanmak zor ama ilk defa dansla gerçekten
mutluluğu bulduğumu hissettim. Bunu tarif etmeye sözcükler yetmez.
Ben dans eden her insanın kendi içinde, ruhunda, benliğinde birşeyler, çok şeyler keşfettiğine
inanıyorum.
3) Kişisel ve ruhsal gelişim sürecinde sence en önemli şey nedir?
Bence doğru vücut eğitimi ruhsal, kişisel ve sosyal gelişimin olmazsa olmazı. Belki
profesyonel bir dansçı olma ideali yoktur herkesin ama doğru bir beden eğitimi hayatımıza
çok şey katar, ruhumuzu dinç tutar, dünyaya bakış açımıızı her yönde değiştirir geliştirir,
doğru kararlar vermemizi, öngörü kazanmamızı sağlar. Heyecanımızı, tedirginliğimizi,
tereddütlerimizi kontrol altında tutmamızı, yani ruhsal dengeyi sağlar.
4) Meditatif dansa ilk başladığın zamanı anlatır mısın? O zaman hayata bakışına neler
katmıştı?
Özellikle ilk dersten bahsetmek istiyorum. İlk derse geç kalmıştım. Sınıfa gidiğimde içeride
daha önce hiç görmediğim insanlar yerde sıralı olarak aynı şekilde uzanmıştı. Birden sınıftan
geri çıkmak istedim. Aynı esnada tedirginlikle ‘Ben de mi böyle yere uzanacağım’ diye
düşünürken; ısınmam gerektiği için Sinan hoca bana ‘Koş’ dedi. Bu diğerinden daha kötüydü
çünkü herkes yerde uzanırken tek başıma salonda koşuyordum. Çok utanmıştım. Ama kısa bir
süre sonra o günün hayatımdaki herşeyi değiştiren en güzel gün olduğunu anladım. Sadece
vazgeçmemek gerekiyor. Daha ilk dersten bişeylerin değiştiğini farkediyor insan aslında! Yine
de yıllarca aynı kuralları taşıyan zihin, iyi olanı görünce yanıltmaya çalışıyor insanı. Bu
aşamada zihne teslim olmamak gerek.. Sadece devam etmek gerek. Her geçen dersin hep daha
fazlasını getirdiğini görerek.
5) Daha sonra bir ara verdin ve tekrar derslere başladın?
139
Evet iş yoğunluğu sebebiyle ara vermek zorunda kaldım. Ama her geçen gün daha kötüleşen
bir beden ve zihinle yaşıyordum o dönem. Bazen önceliklerimiz farkında olmadan değişiyor.
Ben bir şeyi unuttum o zamanlar. Yaşadığımı, varlığımı, bir makine gibi çalışmaktan çok daha
önemli olan benliğimi.. Bu hayata makina olarak gelmediğimi..
Daha kötüsü bu iş yoğunluğu sırasında bir diz sakatlığı geçirdim. Bu ilk başta çok ciddi birşey
değildi. Fakat insan o kadar kapatıyor ki kendini, özünü , esas önemli olanın kendisi olduğunu
bile unutuyor. O küçük sakatlık çok büyük bir probleme dönüştü. Rahatsızlığımın ikinci ve
üçüncü ayında ayrı ayrı iki dizimden de ameliyat olmak zorunda kaldım. Tam bir yıl boyunca
her gün daha kötüye giden bir sorundu bu; ameliyat çözüm olmamıştı ve doktor kontrolündeki
tedavim hergün daha kötüye götürüyordu beni. Gün geçtikçe kötüye giden sağlığım
sinirlerimi ve psikolojimi de bozmuştu. Koltuk değneksiz yürüyemiyordum. Hayat durmuştu
benim için. Ve doktorlar yeni bir ameliyattan bahsediyordu. Stüdyoya geri döndüğümde
sadece biraz huzur ve zihin rahatlığı istemiştim. Ciddi psikolojik problemler kapıdaydı. Fakat
Sinan hoca direk dizime odaklandı ve bana özel dersler açtı. Sinan hocanın uyguladığı
teknikler, 6 ay içerisinde o iki değnekten kurtulmamı ve 1 yıl içinde eskisi gibi zıplayayıp
dansedebilmemi sağladı. Hocaımn verdiği tüm çalışmaları, evde yapmam gerekenleri ve
önerilerini aksatmadan uyguladım. Bir hayat geri geldi. Başka ne diyebilirim?
Kendime tekrarladığım soru ise, “Ya Sinan hocayı tanıyor olmasaydım? O zaman ne
olacaktı?” Yanıtı bilmek istemiyorum. Ama şunu biliyorum; benim yaşadığım tahlihsizliğe
uğrayan o kadar çok insan var ki...
6) Meditatif dansın çeşitli seviyelerinde dans ettin.. Durağan dersler, meditasyon ve dinamik
dersler.. Kendini en çok hangisinde buluyorsun?
Kendimi en çok hangisinde buluyorumdan ziyade, kendimde hepsinden bir parça buluyorum
demek çok daha doğru olur. Bir ayrım yapamayacağım. Dersleri birbirinden ayrı
düşünemiyorum. Çünkü herbirinin beden sağlığıma ve psikolojime kattığı birbirinden farklı
şeyler var.
7) Daha sonra kardeşin Demet Yıldız tavsiyenle öğrenci olarak meditatif dansa başladı. En
disiplinli öğrencilerden biri oldu. Ona dersi tavsiye etme nedenlerine, Meditatif dansın
etkilerine biraz değinir misin?
Ben meditatif dansın yararlarını bariz bir şekilde görmeye başladığımdan itibaren Demete
tavsiyelerde bulunuyordum zaten. Çünkü Demet’in yanlış bir duruşu vardı J Bu sebeple bel
ağrıları ve farklı problemleri oluyordu. Fakat bence insanın ilk olarak yapması gereken en
önemli şey çizgiyi geçmektir. Benim yaptığım gibi, o kapıdan içeri girmek. Sadece bu, sonra
her şey kendiliğinden geliyor zaten. Demet o zamanlar çok fazla önemsememişti. Daha sonra
ise İstanbul’un en iyi üniversitelerinden birini kazandığı dönemde gerçekten çok yoğun bir
stres altına girdi. Kendini huzursuz ve mutsuz hissediyordu. Oysaki bu başarı için sevinmesi,
mutlu olması gerekirdi. İlaçların hiç bir faydası olmadığını bildiğim gibi, saygın bir doktor
arkadaşım da ilaç tavsiye etmiyordu. Demet’in tekrar ruhsal dengesini kazanmasının tek
yolunun meditatif dans olduğunu biliyordum. ama hiç birşey bir anda sihirli değnek değer gibi
değişmez. Demet zamanla çok daha iyi oldu bedensel ve ruhsal açıdan J. Şimdi ise sadece
hayatına daha fazlasını katmak için devam ediyor derslere. Çünkü meditatif dansın sadece ruh
ve beden sağlığımıza değil, sosyal hayatımıza da çok şey kattığını o da keşfetti ve benden bile
daha başarılı bir öğrenci olduğunu düşünüyorum.
140
8) Annen de aylar boyunca özel gruplara katıldı ve hızlı bir değişim gösterdi. Annene bu
programı tavsiye etme nedenlerin farklıydı. Bize biraz anlatır mısın?
Annem bel fıtığı olan ve her geçen gün sorunu daha çok büyüyen bir hastaydı. Doktorlara
göre tek çözüm ameliyattı. Bir çok defa ameliyat kararı alındı, gün belirlendi annem için. Ama
annem korktu biraz J Aslında ameliyat olmasını aile üyelerimizden hiç biri onaylamıyordu.
Çünkü riskli olduğu uzmanlarca söyleniyordu. Daha önce amcam aynı sebepten ameliyat
geçirmiş fakat çok da mutlu olmamıştı. Doktorlar annemin durumun gerçekten çok ciddi
olduğunu açıkladığı için meditatif dansın bu problemi tamemen çözebileceğine açıkçası
inanmıyordum. Fakat işte mucize.
Annem üç ay özel ders aldı, sonra özel gruplara geçti. Şimdi form, kondisyon ve doğal sağlık
amacı taşıyan normal temel seviye gruplarında derslere devam ediyor. Yakında ileri dans
gruplarına geçerse artık şaşırmayacağım!
9) Bir süredir İngiltere’desin. Sence Meditatif dans Avrupa insanı için ne ifade ediyor? Hangi
yönlerden tavsiye edersin ve Avrupa\'daki dans ve gelişim programlarından en belirgin farkı
nedir?
Bence Avrupa insanının kesinlikle meditatif dansa ihtiyacı var. Burada insanlar hep bir arayış
içindeler. Tek düze süren yaşamları içinde kaybolmamak için uğraşıyorlar. Fakat burada bir
çok dans, gelişim programı olmasına rağmen bunlar teknik açıdan yetersiz kalıyor. Sadece bir
teknik içeren veya bir konuya odakli programlar insanları yeterince mutlu etmiyor. İçsel keşif
amacı ile diğer amaçları bütünsel olarak biraraya getirerek denge kazanılıyor. Bu yönden
meditatif dansın Avrupa insanının arayışına çözüm olacağına inanıyorum. Bununla kalmayıp
meditatif dansın burada bir devrim yapacağını düşünüyorum. Çünkü bir çok tekniği birarada
barındıran meditatif dans, Avrupa insanına beklediğinden çok daha fazlasını sunacaktır.
10) Son olarak söylemek istediklerin nedir?
Herkes kendi için birşey yapsın. Dans etsin. Hareket etsin.
kaynak: meditatifdans.com
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/meditatif-dans-duygu-yildiz
141
Karen Bishop - A Shot of Angel Dust and
the Move Forward - August 7, 2009
A Shot of Angel Dust and the Move Forward

August 7, 2009
Welcome!
So much has recently been under “re-construction” in regard to ascension hierarchies, or what
I frequently refer to as rungs, but much has been accomplished now, and forward movement is
now at our fingertips. The new plan or new set of hierarchies has been set up on “the other
side,” so to speak, as well as at all dimensional levels, and it has been interesting to see things
unfolding in different and amazing ways.
142
As of yesterday, and even a few days before, things have finally been put into place.
Manifestations of this new anchoring in within the new rungs could be felt as, again, sore feet
(grounding once again), deep sorrow (for all the losses and things left behind), weeping in
gratitude (for our new connections), deep sleeping (after many weeks of sleepless nights), a
great tiredness, sleepiness, or fatigue (sleepiness occurs when we cross dimensional borders),
and emotional states of high grace and great love for all mankind. Or maybe, simply feeling
just plain weird.
There will now be varying vibrational rungs of residency for those who have recently crossed
over, as there were so many at so many different levels, even though many were indeed ready
and waiting for a very new beginning. This is not new for ascension, and vibrations always
fall where they may, in regard to where each soul belongs at any given time.
The energies up until now have been very flat-lined, strange, noticeably absent, and simply
not there. For those of us who have such a strong connection to Source, it may have felt as
though we were non-existent, acutely empty, and connected to absolutely nothing. When
challenges occur in our lives, always having that familiar and comforting connection greatly
served to keep us sane and afloat, remembering who we were, where we were, and at best,
that we were not hanging out there in mid-air. But with the energy of Source seemingly gone
altogether, it has been a very strange, acutely uncomfortable, and at best, a “just be in the
moment” time. A stillness and emptiness I have yet to have experienced through the ascension
process. But we needed to be removed from everything for a while, as the re-structuring
process had to be completed, and we could not be in the middle of a highway when the road
was being repaired. Things have felt just plain weird.
The solstice of June 21 created the most massive explosion of energies as I have ever seen.
For me, I had been very aware of my next steps and new phase for a while, but the solstice
created such an upheaval, that I lost the entire month of July to acute stress, as many of my
family members were undergoing rapid upheavals, sudden changes, deep losses, and the like,
and for that entire month, I was barely walking, talking, or aware of much of anything. The
explosive energies of the solstice itself, were also very difficult to accommodate for me, as I
am sure for many of you as well, especially if you are unusually sensitive. I have never had a
more stressful month in my entire life, than I did in July. A trip to my beloved medical
intuitive, who placed me on some 5-HTP, has now restored me again, and I am ever so
grateful!
We are in a very new space now, and this new space has some very new guidelines.
I have been writing for some time now, that we will be the ones who will hold the light more
than ever before. In this way, we will connect less and less to outside or “off-planet” energies.
So in this way, it is all up to us now. The old pattern of waiting for assistance from a celestial
event, from solar flares, or even from our angels, will now be fairly moot. We are the angels
now. An analogy might be, hoping that a government would take care of us, thus giving our
power over to something else, when it is really us who needs to take over, jilting a so called
government, and becoming the new “governing body” ourselves. We are now able to do
this…we are now at this stage…we are now holding more light than ever before.
We are indeed now the angels of the earth.
So then, this changes things to a large degree. This means that we will feel those higher
143
energies when we connect to each other. We will notice that when we “see” each other,
support each other, connect to each other, and create together, that the energies come in
quickly, we feel great, things manifest rapidly, and we feel normal once again. When we part
ways, are off on our own, and spend time alone, the energies immediately drop, as they cannot
be sustained now, all on their own, without the new grid of connecting souls.
When we are not connecting to each other now, a depression sets in. We can feel down,
depressed, very sorrowful, as if everything has simply dropped. Feeling that ultimate burn out
of having to do everything ourselves, of receiving little or no help, of feeling that we have
been holding the planet up all on our own with one little finger, is now very over. Connecting
to each other lifts things up to the new and higher level, as well as creating that new and
higher level in itself. It is very much up to us to create this new level, and we will create it
through the connection to each other, as we are the ones holding the light, as well as being the
ones “we have been waiting for.” We are now holding enough light within ourselves to
accomplish this, and this is what we have been waiting for.
As we begin to connect to each other, and to help and support each other, we will notice that
not everyone is at our particular level. Some souls will be at higher levels and some at lower
levels. But this does not mean that we cannot connect to all souls who have “crossed over,” or
who are basically anywhere, for that matter.
A massive chasm is now present in relation to the old reality and to those who have crossed
over. You will know this because you will feel it intensely when you bump into the old reality.
The energies there will feel like a knife stabbing you in the heart. You will feel ignored,
highly dis-respected, belittled, not seen, not listened to, not acknowledged, perhaps made fun
of, and even patronized. Anger will most likely not even occur for you, as you will be so taken
aback that shock and bewilderment are more likely to be felt than anything else.
When anything “good” happens, or even when we are treated well, we can fill with tears, as
we are so surprised by it all. This experience is very common when spending substantial
amounts of time in the old reality.
As we begin to vibrate higher and higher, a mutual respect, along with really seeing
whomever and whatever surrounds us, and acknowledging its presence in gratitude, becomes
ever present, and anything less can shock the heck out of us. But this all ties in with
connecting to our brothers and sisters now, as this is what will be occurring very rapidly in
times to come.
Those who are creating physical spaces on the other side, or in the new reality, will
experience much in the way of miracles and support….and it can be support from anyone, no
matter where they are residing. The solstice marked “the end.” It was the final benchmark for
all the waiting and for doing as much as we could possibly do, to bring this planet up in
vibration. We pulled out all the stops. We went on for years beyond our original intention,
holding up the planet with our light, and healing, serving, and transmuting the lower vibrating
energies through ourselves. We even added a massive influx of new energies through the
arrival of new souls via multiple births. We could do no more. And now we must move on, as
that final benchmark of June 21st, 2009, has finally been reached. It is indeed over.
So even though we had to re-structure the vibrational hierarchies in order to move ahead,
ahead we must move.
144
The re-creation of the new planet earth is now at hand. And it is indeed in our hands. So in
this way, we will be creating very new spaces, and these new physical spaces are what I am
referring to in regard to angels arriving in human form in order to assist us with these
creations. These creations can be stores, retreat centers, new communities, or the like. And
what they will have in common is the simple fact that when one is there, they will feel all the
goodness, all the higher energy, all the sense of home, and what we have always known and
dreamed about.
These will be physical locations on the planet, meaning these energies will no longer be
experienced in meditations, through reading, or in any other virtual reality. And this is the
beginning of the new world, and a vital necessity as well. Otherwise, we would have
absolutely nowhere to go, as there is nowhere left in the old reality!
If you are one who is afraid to go “out there” once again in order to create your new physical
space, or even your store-front…not too sure about interacting with the lower, ungrateful, or
disrespectful vibrating energies, know that it is OK to trust once again. You will not need to
interact with them this time. There are methods for weeding out and becoming invisible to the
lower vibrating energies. Many of these methods are described in Heaven’s Gate, but know as
well, that you will indeed discover them on your own when the time is right.
Part of my new endeavor involves connecting us together in the physical. So although not
quite ready yet, I will indeed be offering this service in times to come, and I would imagine,
because of the new energies we are now experiencing, others will be doing the same.
As a massive dusting of angel energy hit the planet in the past few days, and intensified
through connections to each other, I was driving to an appointment with an attorney who will
be setting up the Angel’s Rest Foundation for me. A beautiful song came on the radio…
Everything by Michael Buble (click here to listen...on the Official Video box click play at the
bottom). And his lyrics said it best. When I arrived back at my daughter’s house, we played it
in the living room, and all of us, and especially my two grandbabies who are just taking their
first steps, danced our hearts out. The babies went wild, waving their arms, rocking and
rolling, as did we.
“And in this crazy life
And through these crazy times
It’s you, it’s you
Ya make me sing
Your every line
Your every word
You’re everything
Your every song
145
And I sing along
‘Cause you’re my everything”
Yes, indeed, we are our everything…
With much love and gratitude,
Karen Bishop
http://www.emergingearthangels.com/2009/wings8.7.2009.html
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/karen-bishop-a-shot-of-angel
BBC'nin canlı yayınında UFO görüntüleri

ANKARA - BBC Look North'un sunucusu Colin Briggs kahvaltı haberlerini sunarken,
arkasındaki Tyne nehrini canlı olarak gösteren ekranda ortaya çıkan hareketli parlak nesne
dikkatli gözlerden kaçmadı.
Yaklaşık 45 derecelik bir açıyla yukarı doğru hareket eden beyaz ışıklı nesne ekranın solunda
ortaya çıktı ve Newcastle'ın Millenium Köprüsü'nün geniş kemerinin altından geçerek ekranın
sağ üst köşesinde görüntüden çıktı.
Gizemli nesneyi sadece BBC'nin söz konusu programını izleyenler görme şansına sahip
olurken, arkası ekrana dönük oturan Colin Briggs her şeyden habersiz haberlerini sunmaya
devam etti.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/bbcnin-canli-yayininda-ufo
146
THE NOW MOMENT
There is nothing but The Now moment. Can you know the equality of the right and the left?
Can you tell matter how to move? Can you tell it not to expand or not to contract? Can you
tell it to remain constant? Can this curvature bring you back again? Or can you recreate what
once was? There is nothing that exists but The Now.
The Now is forever and has always been. It is the only place eternally where you will stand
and where you will reside. It is the only moment in which you wil lay down or sit. It is the
warm flowing water over your hands. It is eating a piece of newly cooked bread. It is the
grasping of a childs palm and the trusted embrace of love. It is a taste and a touch and a
moment to contemplate that The Now will always exist, yet will never exist again. You will
never reclaim this moment. Yet you will experience it many times over.
There is nothing before, nor in the future that will give you all your power but The Now
moment. It sees all and hears all and supports The All. Its curvature is everything around you,
and everything you can feel and see and hear. It is changing and yet it appears to remain the
same. It is a vase upon a table. and a cup lifted to the lips, It is a step upon a stone path. and a
vision of green grass. It is the dew in the morning and the song at the first peek of light. It is
the voice of a loved and cherished one. It is a conversation that sparks the mind, or words that
warm a heart. It is the laughter and a bright smile on a familiar face.
If there is no sorrow in ones Now moment, then it is paradise itself when realized. It is your
only time to experience what is around you or with you. Every Now moment you are uniquely
alive and will always be. Every moment in the future aspires to be the Now. And every Now
moment used to be the aspiration of The Now moments of the past.
There is nothing but The Now and there will be nothing that exists but The Now.
We might never see what sustains a star long after it consumes itself. But we will always
know where we are in The Now. With the brightness of its greater weight, and its multiple
processes to take place, a explosive Light will be all that remains after its full consummation.
We shall realize we are a star that shall emit life giving light while it is our Now Moment
before this ultimate consummatum. Then once again our Now will be a transfiguration, a
different light. A new Sun.
Live in your "Now"; the warm water and loves embrace;
loves familiar face.
I am The Now.
-L. Thaumin
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/the-now-moment
147
Dünya Dışı Varlıklarla İletişim Kurmayı
Öğrenmek
 Send Message View Blog
Dünya Dışı Varlıklarla İletişim Kurmayı Öğrenmek
Himalayaların derin bölgelerinde, insanlar çocuklardaki garip davranışları bildiriyor. Çocuklar

ailelerinin ve etraflarındaki hiç kimsenin bilmediği işaret dilleri kullanıyorlar. Birçok çocuk
gökyüzünde uçan üçgen nesnelerin resimlerini çiziyorlar. Onların çoğu ne gördüklerini ve bu
işaret dillerini nasıl öğrendiklerini bilmiyorlar.
Aksai Chin bölgesindeki bazı insanlar bu çocukların düzenli olarak sadece çocuklara görünen
ve telepati ile iletişim kuran dünya dışı varlıklar ile iletişim kurduklarına inanıyor. Çocuklar
bu varlıklarla iletişim kurmak için işaret dilini öğreniyor. UFO araştırma materyallerine göre,
bazı Meksikalı çocuklar da benzer davranışı sergiliyor.. O bölgedeki okullardaki bazı
öğretmenlere göre, genç çocuklar bugünlerde aşırı çevik ve aşırı yetenekliler. Problem çözme
yetenekleri arttı ve çok daha disiplinli oldular. Kendi aralarında garip bir işaret dili
kullanıyorlar. Ancak çocuklar bu dili yetişkinlere öğretemiyorlar! Bölgedekiler UFO’ların o
bölgeyi binlerce yıldır ziyaret etmekte olduklarına inanıyorlar. Bu bir süre durmuştu ve şimdi
yine başladı.
Sadece Avustralya, Avrupa, Kuzey ve Güney Amerika’dan değil, Asya Ve Rusya’dan da

aileler benimle temas kurdular ve hepsi psikolojik ve fiziksel gelişim normlarında ileri olan ve
müstesna psişik yeteneklere sahip olan çocukları tanımlıyorlar.
Meksiko City’de bu aynı ‘Yeni İnsanlar’ ortaya çıkmaya başladı ve 1000 den fazla çocuğun
bedenlerinin çeşitli parçaları ile ‘görebildikleri’ söyleniyor. Bazı ülkelerde, hükümet ajanları
böyle çocuklarla ilgileniyorlar, bu fenomeni aktif bir şekilde araştırıyorlar. Çin’in benzer
yeteneklere sahip çocukları araştırma programı var, bu Pekin’deki Çin Hükümeti tarafından
çok ciddiye alınıyor. Paul Dong ve Thomas Raffill’in ‘Çin’in Süper Psişikleri’ kitabı, İndigo
veya Yıldız Çocuklarına benzer modeller gösteren müstesna insan fonksiyonlarına sahip
çocukları anlatıyor. Bu çocuklar da çok psişik ve sezgisel, örneğin bazıları sadece düşünce ile
çiçek goncalarını açtırma yeteneğine sahip. Ve Meksikalı çocuklar gibi, bir çoğu bedenlerinin
diğer parçaları ile görebilme yeteneğine sahip. Diğer şaşırtıcı çok – boyutlu yetenekler kadar
telekinetik yetenekler de gösteriyorlar. Ayrıca Çin hükümeti bu çocukların petri kabındaki
insan DNA molekülünü değiştirmesini izledi ve bilimsel ekipman bu imkansız görünen
beceriyi kaydetti. Bu yeteneklerin dünya dışı müdahalelerin sonucu olduğuna dair kanıtımız
yok. Ama Çin hükümeti çok ketum, belki de bu henüz paylaşmaya hazır hissetmedikleri bir
şeydir. Ama, Çin hükümetinin UFO fenomeni ile çok ilgilendiği ve bunu çok ciddiye aldığı
bana anlatıldı.
Bulmacanın diğer parçaları
148
Tüm araştırmamı bu makalede de veremesem de, okuyucuya düşüneceği bazı noktalar
verebilirim. DNA molekülünün şeklini keşfedenlerden biri olan ve yaşamın Kendisi kitabının
yazarı Nobel ödüllü Francis Crick, şaşırtıcı bir iddiada bulundu ‘ileri bir uygarlık yaşamın
tohumlarını bir uzay gemisinde getirdi!’. Onu böyle inanılmaz bir sonuca neyin götürdüğü
merak edilebilir. Dini metinlerdeki referanslar gerçek orijinlerimiz ile ilgili sorular ortaya
koyuyor. Antropoloji Neandertal insandan Homo sapienlere nasıl dönüştüğümüzü hala
açıklayamıyor ve kayıp halka henüz keşfedilmedi. Zecheria Sitchin bu tür yanıtların kadim
dini metinlerde yatabileceğini ileri sürüyor, örneğin İncilde. Sitchin’e göre İncil kadim Sümer
ve Akad metinlerinin özetlenmiş tercümesidir. Kendi araştırmalarından, Homo sapienlerin,
Dünyaya 450,000 yıl önce gelmiş olan Nephilim denen dünya dışı varlıklar tarafından
üstlenilen mevcut hominidlerin (insanların) “genetik güncellenmesi” olduğuna inanıyor.
Dünya çapındaki yerli kabileler kendi sözel tarihlerinde, gökyüzü varlıkları tarafından ziyaret
edildiklerini ve genetik olarak güncellendiklerini anlatırlar. Dogon kabilesi (Afrika maki
kabilesi) yıldız ziyaretçilerine Nummo adını verir, Sirius’tan gelen ve insanları genetik olarak
güncelleyen uzaylı türü. Avustralyanın Aborijinleri de onları yaratan ve yaşamaları için
yasalar veren gökyüzü varlıkları Wandjina’dan bahseder.
Daha fazla araştırmak isteyenler arkeolojik, antropolojik, dini ve spiritüel metinlerde bilgiler
bulabilir. Ama, en zorlayıcı kanıt çocukların ifadelerinden geliyor, bunların çoğu henüz
okumayı öğrenecek kadar büyük değil. Bu bilgileri nasıl ve nereden aldıklarını insan merak
ediyor.
Mike Oram İngiltere’de yaşıyor. Sadece 4 yaşında iken, annesine ölüm diye bir şey
olmadığını söylemiş. Annesi karşı çıkmış, ama Mike ‘Evren ebediyen devam eder ve Artık
Evrende bir rol oynamayacağımız doğru değildir. Geri geliriz”. ‘Reenkarnasyon sözcüğünü
bilemeyecek kadar küçüktüm’ dedi. Sonra söyledikleri şok ediciydi, “Siz benim gerçek annem
babam değilsiniz, anne – babam uzayda ve bu gezegende inanılmaz önemli bir şey olacak ve
bilinçliliğin tüm seviyelerini etkileyecek, sen bunu görmeyeceksin ama benim ömrüm içinde
olacak.” ‘Zavallı annem bu konuşmayı asla unutmadı.’
Colin Wilson, Andria puharich’ ölmeden az bir zaman önce ne üzerinde çalıştığını sormuş.
‘Paranormal çocuklar’ dedi: ‘Bu çocuklardan ne kadar olduğuna inanamayacaksınız, dahi
seviyesinde oldukları görünüyor. Düzinelercesini tanıyorum, belki de binlerce vardır”.
“Yıldız çocukları”, “Yeni İnsanlar”, İndigolar ve zeki çocuklar vs hepsi aynı fenomen mi?
Eğer böyleyse, o zaman dünya dışı varlıklar hipotezi daha anlamlı oluyor.
Dünya dışı varlıklar realitesi sadece imkansız değil, ayrıca olasıdır ve dinlerimizdeki,
mitolojimizdeki ve orijinlerimizdeki bir çok anormallikleri açıklıyor. Eğer deneyimleyenlerin
ve yerli insanların anlattıkları doğru ise, ziyaretçiler ile çok yakın ve süregiden bir ilişkimiz
var, ilave olarak ortak bir gen havuzumuz var. Bu onların sürekli ilgisini ve tekamülümüze
katılımlarını açıklar.
Sadece birbirlerini değil, güzel gezegenimizi yıkmak için teknoloji donanımlı Homo
sapienlerin ilkel ve saldırgan doğası, belki de bu ET ataların insanın tekamül güncelleme
programını hızlandırmaya karar vermelerinin nedenidir. Her şeye olan kozmik bağlantımızın
çok –seviyeli farkındalığına sahip “Yeni İnsan” sonunda sahip olduğumuzu kabul etmemizin,
davranışımızı değiştirmenin ve kendimiz ve bu güzel gezegen için ful sorumluluk alacak
149
kadar büyümemizin tek yolu olabilir.
Yıldız çocukları bu uyanış çağrısının bütünsel parçası olabilir ve onlar vasıtası ile bu
mükemmel bağlantıyı anlamaya yönlendirilebiliriz.
‘İnsan varlıklar bilinçli farkındalık ile ve Evren ile içsel bağlantılarının tam anlayışı ile
kendilerini hatırlamak için buradalar – T. Taylor”
Eğer kuantum teorisi doğru ise, bilim dünya dışı ziyaretçiler dahil her şey ile bağlantılı
olduğumuzu yadsıyamaz!. ‘Onlar için biz yabancıyız! (uzaylıyız) – Jess, 8 yaşında.
http://indigodergisi.com/saffet_25.htm
‘Dünya dışı varlıklarla iletişim kurmayı öğrenme: Hindistan – Çin Himalaya’sındaki genç
çocuklar garip işaret dili kullanıyor’ başlıklı bu kısa makale India Daily’nin websitesinde var.
www.indiadaily.com
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/duenya-disi-varliklarla
**Miss Nothing**
 Posted by Maria Leinenga on August 11, 2009 at 10:54am
Being enlightened means being self aware. Awareness of yourself means you don't miss
anything inside. You are aware of things like the quality of your thoughts and feelings, of how
you sometimes give your power to others, and how your self-esteem occasionally fluctuates.
You don't miss anything because you know that knowing yourself is vital to being
comfortable with yourself. Are you comfortable with yourself? No! Then be with your self,
150
talk to your self, listen to your self today. Take a few moments out and have a meeting with
yourself. Put yourself in your diary. Put your self at the top of your to list. And write next to it,
'being with myself'. Miss nothing in your self.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/miss-nothing
I AM The Universe
I AM The Universe
We all stand in a perception of what is real... From this place, we have relative degrees of
certainty about a reality... You are the Entire Universe expressing itself at a single point. So
am I... So is everyone else... A pulsating universal I AMness experiencing numberless
relationships with itself... The majesty, magic and mystery of it all is how, in form, it
constantly changes and rearranges itself, Your identity is optional and expandable !
Try this experiment, Stop for a moment and consider the possibility that somehow you Truly
are this Entire Universe expressing itself at a single point... Now consider the possibility that
this is also true for everyone else... Let's also consider that this Universe dreams probabilities
into reality through continuous rearrangement of self... This means You, the Universe, could
accommodate the creation of every dream that You, the Universe, the point, could dream...
Maybe You as a Universe were designed in such a way that no two points within You had the
same perspective or relationship... What if You as a Universe began with two basic
possibilities - Love and Relationship - Love being the essence and relationship being the
form... Lets further consider that You as a Universe so unconditionally Loved all the possible
relationships between yourself in form, that You allowed the creation of dimensions where
vast possibilities of Love and Relationship- Essence and Form - could be played out...
Universal Principle - The entire Universe rearranges itself to accommodate Your picture of
reality.
Universal Question - Who am I ?
Universal Answer - You are the Universe that rearranges itself to accommodate the dreams it
dreams through You, the single point that it expresses itself through.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/i-am-the-universe
151
**Discovering Spirituality**
Faith in spirituality enables us to trust ourselves. With trust we can let go of the past and have
the courage to dare. To dare with courage gives us the confidence to know that we can achieve
what we set out to achieve. If we begin with doubt then we have sown the seed of possible
failure. Faith in spirituality always allows us to win. Every step of faith opens another chapter
in our lives.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/discovering-spirituality
152
HATHORLAR: YALANLAR, YARI –
GERÇEKLER VE
MANİPÜLASYONLAR
Hathor Mesajı – Tom Kenyon kanalıyla
10 Ağustos 2009
Şimdi girdiğiniz tehlikeli ve güvenilmez (gizli tehlikelerle dolu) bir geçit ile ilgili konuşmayı
diliyoruz. Kaotik Düğümleri tartıştığımız son mesajımızda bundan bahsettik.
Bizim perspektifimizden bu tür bir kaosun tezahür etmesine yaklaşıyorsunuz.
Bunun birçok nedeni var, bunları keşfetmeyi diliyoruz. Ama önce insan bilincinin
153
egemenliğine (hakimiyetine) olan inancımızı onaylamayı diliyoruz. Yazgılarınız önünüzde
ortaya çıkarken bile, bunları bireysel ve kollektif olarak değiştirebileceğinize inanıyoruz.
Bu nedenle, bu mesaj bir kötü son mesajı değil, hazır bulunmaya ve spiritüel üstatlığa bir
çağrıdır.
Gördüğümüz üzere, genel olarak “domuz gribi” olarak adlandırılan H1N1 Virüsü genetik
olarak düzenlendi ve yaratıldı. Bu doğal bir mutasyon değildir. Bu, sizi kontrol etmek ve
manipüle etmek için hükümetlerinizin arkasındaki gizli güçlerin bilinçli teşebbüsüdür. Bu
sosyal bir deneydir, başarılı olurlarsa korkunç sonuçları olan bir deneydir.
Virüs ile ilgili bilginin yalanları, yarı - gerçekleri ve manipülasyonları çok karışıktır, zor
anlaşılırdır. Ancak sonuç ne olursa olsun, bunun insan bilinci tarafından başlatılmış olduğu
bizim için açıktır.
Ve ayrıca bunun sadece insan bilinci tarafından iptal edilebileceği (bozulabileceği) de bizim
için aşikardır. Hayatta kalma korkusu manipüle etmek için kullanılan en büyük taktiklerden
biridir ve bu karanlık güçler bundan sonraki birkaç ay bu korkunun artmasını sağlamak için
ellerindeki her aracı kullanacaklar.
Spiritüel üstatlar olarak göreviniz bu kollektif zihin kontrolünü aşmak ve meydana gelecek
olan kaosta kendi kişisel yolunuzu bulmaktır. Bunu nasıl yapacağınız ile ilgili belirli
yönergeler yoktur. Bu size ve ayırt etme kapasitenize bağlıdır. Bizim perspektifimizden,
sosyal bilincinizin dokusunda bir çatlağın ortaya çıkması olarak görünüyor.
Korkunun tarafını tutacak olan ve aşıları da içeren, ama aşılarla sınırlı olmayan radikal
eylemlerin alınmasında ısrar edenler vardır. Her biriniz bununla ilgili kendi kararlarınızı
vermelisiniz, çünkü bedenlerde yaşayan sizlersiniz ve en çok etkilenecek olan sizsiniz.
Ancak bizim perspektifimizden, bu aşıları yüksek derecede kuşkulu gördüğümüzü

söylemeliyiz. Bunlar kirletilmiştir. Bu aşılar korumazlar. Aslında, birçok insanın sağlığına
zarar verirler ve “nano teknoloji” adı verilen emekleme dönemindeki bilimsel alandan
formüle edilmiş zihin kontrol cihazları içerirler.
Tekrar, bu durumda ne yapmanız veya yapmamanız ile ilgili size tavsiyede bulunamayız ve
bulunmayacağız. Bu sizin bağımsız seçiminizdir. Biz sadece gördüğümüz şeyi ve durumu
nasıl gördüğümüzü bildiriyoruz.
Ekonomik problemleriniz bitmedi. Ekonominizin bazı unsurları, ekonomik gücün dizginlerini

ellerinde tutanların kapalı kapılar arkasındaki sinsi eylemleriyle stabilize edildi. Ama sistem
zaman bombaları ile delik deşik ediliyor ve artan ekonomik bunalımın stresi kaosa eklenecek.
Siz kaotik düğümler olarak tanımladığımız şeye yaklaşırken, tırmanacak olan birçok başka
unsurlar vardır. Ancak bu mesajın ana amacı şu anda önünüzde olan güvenilmez ve tehlikeli
geçitte bir gidiş yolu sunmaktır.
Bunlar yüreksiz olma zamanları değildir. Bunlar en büyük cesaret, içgörü ve sezgi
rezervlerinizi talep edeceğiniz zamanlardır.
Sözlerimiz zamanın gerçeğini hissedenler içindir. Eğer size söylediklerimiz sizin için çok
154
inanılmaz ise, okumaya devam etmenizin bir anlamı yok.
Sözlerimiz zamanın geldiğini, gerçek üstatlığa ihtiyacın geldiğini bilenleriniz içindir.

Zihinlerinizde ve kalplerinizde hangi korkular olursa olsun, içinizde cesaretin yükseleceğini
biliyorsunuz, çünkü tüm yaşam sizin seçimlerinize bağlıdır.
Kollektif zihin kontrolü vasıtasıyla korku artarken, bunu aşmanız ve medya, sosyal baskı,
olası hükümet etkileşimleri ve müdahaleleri vasıtasıyla başınızı çevirdiğiniz her yerde size
açılacak olan yanlış bilgi koridorlarını bypass etmeniz çok önemlidir, aslında zorunludur.
Önceki birçok iletişimimizde bunu başarmanın çeşitli araçları ile ilgili konuşmuştuk. “Esriklik
ve Kalp”, “Denge Holonu” ve özellikle “Yükseliş Holonu” mesajlarından bahsediyoruz. [Bu
mesajların linkleri için mesajın sonuna bakınız.)
Bunlar tekniklerdir, zihin için içsel teknolojiler. Zihin kontrolünü aşmanıza yardımcı
olabilirler ve olacaklardır. Ama tartışmak istediğimiz daha basit yöntemler vardır. Bunlar en
temel doğanızın veçheleridir.
Bu “sırların sırrı” oldukça basittir, sizler yaratıcı varlıklarsınız (hem insan hem ilahi). Doğanız
ile ilgili bu bilgi dinleriniz ve bazı felsefeleriniz tarafından sizden kasten gizlendi.
Bu sırlar yasak meyvelerdir, çünkü bunların niteliğinde olsaydınız, materyallikte yaşarken bile
kendi ilahiliğinizi bilgisini elde ederdiniz. Tam bu anda ve yaşamınızın her anında
geleceğinizi yarattığınızın bilgisini elde ederdiniz: düşünceleriniz ve hisleriniz vasıtasıyla ve
kendiniz ve başkaları ile ilgili ne düşündüğünüzü ve hissettiğinizi seçerek.
“Sırların sırrı” sizi insan sınırlarının hapishanesinden özgürleştirir. Zamanınızın, mekanınızın

ve durumunuzun kısıtlamalarından özgürleştirir. Bunu, kendi zihninizin giriş kapısını açarak,
zihninizi kendi bencil amaçları için insanın kaderini manipüle eden o güçler tarafından size
yansıtılan zihinsel mahpusluktan özgürleştirerek yapar.
“Sırların Sırrı”nın dört veçhesi vardır.
Birincisi spiritüel içgörü veya vizyon elde etme yeteneğinizdir, örneğin size yansıtılan
yalanları görebilme. Ve en büyük karanlıkta bile “doğru yolu” görebilmektir.
İkincisi hissetme yeteneğinizdir. Bu, sırların özüdür. En büyük hazinenizdir, ayrıca en büyük
tereddütünüzdür. Sizi kontrol ve manipüle etmek isteyenler bu dondurucu veya felç edici,
düşük duygusal spektrumda olan şeyleri hissetme yeteneğinizin onların amacına hizmet
edeceğini biliyorlar.
Üçüncü veçhe gerçeğinizi söyleme yeteneğinizdir. Birçoğunuz için gelen zamanlar,

etrafınızdakiler için tamamen karşıt olduğunda bile, gerçeğinizi berrak şekilde konuşmanızı
talep edecek.
Ve dördüncü veçhe eyleme geçme yeteneğinizdir. Bu dört veçhe bir arada köklenmiştir ve
özgürlüğünüzün kaynağıdır.
Kalbinizin doğasında hissetme kapasiteniz var ve bu tüm sırların en derin olanıdır. Çünkü bu
titreşim alanınızı değiştirmenizi sağlar ve bu, kollektif zihin kontrolünü aşmanın anahtarıdır.
155
Bu saçma bir biçimde çok basit görünse de, bu sırların esaslı gerçeği sizin sevinç, takdir ve
şükran dediğiniz şeydir. Yaşamınızdaki hangi nedenle olursa olsun size sevinç, neşe takdir ve
şükran veren her şeyi, durumları, insanları, kendi düşüncelerinizi ve hislerinizi vs keşfedin.
Bunu zehirli otların ortasındaki değerli bir bahçe gibi büyütün, çünkü o zaman bu bahçe
büyüyecektir ve besin verecektir.
Paradoksal olarak birçok seviyelerde (sadece duygusal ve psikolojik olarak değil, spiritüel ve
hatta fiziksel olarak), sevincin, takdirin veya şükranın gücü belli bir büyüklüğe veya kuvvete
eriştiği zaman, fiziksel realitede tezahürlere neden olabilir. Ve böylece en karanlık anlarda
bile, korkuyu aşmak ve sevinç, takdir ve şükranı büyütmek için spiritüel üstatlığı taşırsanız,
beklenmedik mübarek anlar ve durumlar kendilerini size sunar.
Ve son olarak, bu karanlık zamanların en büyük saatleriniz olabileceğini söylemeyi diliyoruz.

İçinizde Sırların Sırrını taşıyorsunuz. Bunları kullanın. Perdenin ötesinde sizi bekleyen yeni
dünyaya geçin. Var olmanın bu yeni boyutuna giden yolunuza hayırlı kutsamalar saçılsın.
Hathorlar
©2009 www.tomkenyon.com. Tüm hakları saklıdır. Yazarın ismini ve bu telif hakkı uyarısını
eklediğiniz, bundan para almadığınız ve herhangi bir şekilde içeriğini değiştirmediğiniz
sürece bu mesajı kopyalayabilir, paylaşabilir ve herhangi bir ortamda dağıtabilirsiniz.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/hathorlar-yalanlar-yari
HATHORLAR: ESRİKLİK ve KALP

Hathor Mesajı – Tom Kenyon kanalıyla
18 Nisan 2005
Bu bölümde sizinle kalbe odaklanmak vasıtasıyla esriklik (vecd) üretimi hakkında konuşmak
istiyoruz. Burada kalp çakrasından söz etmiyoruz, fiziksel kalpten, kalp kasının kendisinden
bahsediyoruz.
Bu teknik şükran veya takdir duygusuyla birlikte odağınızı veya dikkatinizi kapsar.
Dikkatinizi kalbe odaklar odaklamaz, bir süptil enerji akışını fark edebilirsiniz. Bizim
perspektifimizden, dikkatinizin odağı bir enerji vorteksinin merkezi noktası gibi işler. Bu
156
özellikle fiziksel bedeninizde ve bedeninizi çevreleyen alanda – enerji alanınız, kadim
insanların aura dedikleri alan – doğrudur.
Bir dikkat odağı yaratma yeteneğiniz sadece serebral veya beyin aktivitesi değildir. Bilincin
birçok seviyelerindeki bir aktivitedir. Dikkatinizi bedeninizde veya bedeninizin enerji
alanında nereye yerleştirirseniz, o noktaya veya bölgeye anında süptil enerji akışı olur. Bu
enerji akışının bedeninizin hücrelerinde ve/veya enerji bedeninizi oluşturan ışıltılı ışık
liflerinde canlandırıcı etkisi vardır.
Gerçekte odağınız atom altı seviyelerde eğilme etkisi yaratır, siz buna kuantum alan etkileri
diyebilirsiniz. Bu alan – etkileri içinizde enerjinin, geometrinin ve armoniklerin farklı
akışlarını yaratır.
Odağın gücüyle kuantum alanı değiştirmek ustalaşmanızı teşvik ettiğimiz önemli bir
yetenektir. Bunun uygulamaları sayısızdır, esrikliğin geliştirilmesi bunlardan sadece biridir.
Bu yöntemde, bu yeteneği takdir veya şükran duygusuyla birlikte odağı veya dikkati tutmak
için kullanırsınız. Bu iki duygunun enerji alanınızda ve fiziksel kalbinizin ritmik manyetik
yayımlarında düzenli bir etkisi vardır. Odak ve düzenli duygunun bu birleşimi esrikliğin
yüksek hallerini üretmek için kullanılabilir.
Daha önce söylediğimiz gibi, bilincin esriklik hallerinin üretilmesi önemli bir tekamül
katalizörüdür. Gününüz boyunca esriklik halleri yaratmayı öğrenmenizi güçlü bir şekilde
öneririz.
Birçoğunuz için, günlük yaşamınızın bu tür hallerin geliştirilmesi için olanak sağlamadığını
kavrıyoruz, ama gün boyunca bu halleri en azından birkaç dakika elde etme uygulaması
yapabileceğiniz zamanlar bulmanızı teşvik ediyoruz. Esriklik içinde geçirilen kısa bir zaman
süresi, hiç olmamasından daha iyidir.
Bu uygulama bilinçli bir varlık olan Dünya ile ve galaksinizde akan katalizör tekamülün
armonik dalgaları ile bir armonik veya bir ilişki oluşturur.
Bu teknikte, dikkatinizi fiziksel kalbe odaklarsınız. Dikkatinizi bu bölgeye odaklarken, takdir

veya şükran duygusu üretirsiniz. Bu, takdir veya şükran düşüncesi değildir – duygunun
kendisidir. Bu yöntemde, düşünce esriklik üretmek için gerekli olan süptil enerjileri aktive
etmez – sadece hissetmek içinizde enerji vortekslerini aktive edebilir.
Fiziksel kalbe odaklanırken ve takdir veya şükran hissi üretirken, tüm bedeninizi kuşatmak
için fiziksel kalpten dışarıya doğru yayılan kalbin manyetik alanları tarafından taşınan
enerjinin dalga formu bedeninizde akmaya başlar. Bedeninizde enerji akışı başlarken, esriklik
kendiliğinden ortaya çıkar – hücresel esriklik.
Bu teknik ile deneyler yapın. Kalbinize odaklanırken ve takdir ve şükran hislerini üretirken
bedeninizde nelerin gerçekleştiğini duyumsayın. Bedeninizin trilyonlarca hücresi takdir veya
şükranın bu düzenli enerjisini alırken, hücresel seviyede gerçekleşen şeyleri fiziksel olarak
hissedin.
Yukarda tanımlandığı gibi esriklik yaratma yeteneğini oluşturduğunuzda ve her arzu

ettiğinizde esriklik üretebildiğinizde, bazılarının süptil enerji bedeni dediği enerji alanınız ile
deneylere başlayın.
157
Bu yöntemle çalışmada, dikkatiniz kalpte, takdir ve şükran hisleri üretmededir. Ve
bedeninizde esrikliğin yükselmeye başladığını hissettiğiniz zaman, dikkatinizi bedeninizin
etrafındaki alana yönlendirin. Bu enerji alanı durugörüyle görüldüğünde ışıltılı bir yumurtaya
çok benzerdir. Bu ışıltılı yumurta şeklinin geniş bölümü omuzlar etrafındadır ve daha dar
kısmı ayakların etrafındadır. Bu alanın merkezi boyunca işleyen merkezi bir hat veya eksen
vardır ve bu fiziksel bedeninizin merkezi boyunca da işler – başın tepesinden aşağıya
apışarasına kadar. Bu hat süptil enerji bedenini oluşturan manyetik alanın merkezi eksenidir.
Bu beden veya alan başın birkaç santim üzerine ve ayakların birkaç santim altına uzanır. Bazı
yüksek derecede enerji yüklü hallerde, eksen ve süptil enerji bedeni bunun çok ötesine
genişleyebilir.
Dikkatinizi bu merkezi eksene ve bedeninizi çevreleyen alana yönlendirerek, esrikliğin

fiziksel bedeninizden enerji alanınıza geçmesini sağlarsınız. Bu çok pozitiftir ve sizi
galaksinizde akan hızlanmış tekamülün dalga formları ile rezonansa sokan güçlü armonik
modeller yaratır.
Bu tekniğin güçlerini küçümsemeyin. Çok basittir, derin ve etkilidir. Sizi rezonans ve

titreşimin yüksek haline sokar. Ve bizim perspektifimizden, Dünya’nızın şu anda
deneyimlemekte olduğu ve deneyimlemeye devam edeceği enerji portalları ve dönüştürücü
enerjilerden geçmek için, bu çok önemlidir.
Doğanız ve kaderiniz ile ilgili size söylemek istediğimiz şeyler var, ancak sizler en azından
esriklik halinde olmadıkça bunlar anlaşılmayacaktır.
Bunun nedeni bilincin referans noktasının sadece inanç tarafından değil, kişinin duygusal
armonikleri tarafından da oluşturulmasıdır. Ve esriklik halinde olmadan, bu, anlatmakta
olduklarınızı direkt olarak algılama yeteneğine sahip olmayan kör bir insana güneşin
doğuşunu tanımlamaya çalışmanıza benzeyecektir. Böyle bir insan için tanımladığınız,
inancın oluşturduğu bir dünya olurdu. Ama bu insan aniden görebilseydi, güneşi direkt olarak
hissedebilirdi ve tanımladığınız dünyanın doğru olduğunu onaylardı. Ve bir zamanlar söylence
aleminde olduğu varsayılan şey, şimdi gerçek olarak görülecektir.
Ve böylece bu anda, size bir söylence olarak görünebilecek şeyle sizden ayrılıyoruz, ama biz
bunu kendimizin tanık olduğu şey olarak taşıyoruz. Sizler geleceğinizi ve gelecek olan
nesillerin geleceğini yaratmanın ortasında bulunan yaratıcı varlıklarsınız. Kalbinizde
Gizemlerin Gizeminin anahtarını taşıyorsunuz. Ve bu gizemin eşiği, açılışı esrikliğe girme
kapasiteniz iledir. Cesur olun ve yolunuzu, var olmanın bu yükseltilmiş haline yükselmenin
yolunu bulun. Ancak, esrikliğin yolun sonu olmadığını bilin. Sadece başlangıçtır.
Burada size verdiğimiz yöntemi deneyin. Daha önce verdiğimiz yöntemlerle ve yakın
gelecekte vereceğimiz yöntemlerle birlikte deneyler yapın. Yapabildiğiniz her zaman esrikliğe
girin. Bunu yaptığınız zaman, insanlığa hizmet etmiş olan ve hizmet etmekte olan yükselmiş
varlıklar ve üstatlar ile birliğe (duygu ortaklığına) girdiğinizi bilin. Bunu yaptığınızda, kendi
Benliğiniz ile birliğe girdiğinizi bilin.
Sevinç ve kahkahada.
Hathorlar
158
©2009 www.tomkenyon.com. Tüm hakları saklıdır. Yazarın ismini ve bu telif hakkı uyarısını
eklediğiniz, bundan para almadığınız ve herhangi bir şekilde içeriğini değiştirmediğiniz
sürece bu mesajı kopyalayabilir, paylaşabilir ve herhangi bir ortamda dağıtabilirsiniz.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/hathorlar-esriklik-ve-kalp
Bodhisattva Prayer/Song of Compassion

The focus this Sunday, August 16, 2009:
Having Faith and trusting Life
We are grateful to know that everything that happens, happens with ease and for our highest
good.
We are grateful to feel deep trust in life and to feel supported by endless miracles and magical
synchronicity.
159
May all human beings answer the call of Faith and place more value on what the heart sees
and feels.
May all human beings allow Divine Will to work through them and to clear their vision of
everything that is untrue.
May all human beings soar free and step into the midst of what is swirling around them and
hold the Faith in a world of joy and beauty.
May all human beings release old beliefs and false identities and trust that life is bringing
them only relaxation, success and peace.
May all human beings make the new, powerful choice and see nothing as personal, but as the
upliftment, the transformation from the ego’s dream to the True Reality of Love.
Before entering the bodhisattva prayer, you may say the following invocation here below and
ask Mother/Father God to guide your meditation and feelings for the highest good of all
concerned. You may also ask the bodhisattva prayer angels, the grid angels and the angels of
illumination to join you and to use your feelings, thoughts and being for assisting humanity
and Mother Earth.
We align with the Divine presence of Mother/Father God, the bodhisattva prayer angels, the
grid angels, the angels of illumination, the angels of magnetic service, and we call upon all the
Divine Beings of the Light who wish to be present with us here today. We align with the
Archangel Michael and all the Ascended Master Beings of the Light, the Angels and the
Archangel Beings of the Light and all of their feminine counterparts. We align with Saint
Germain, Lord Maitreya, Lord Metatron and Lord Melchizedek asking for their Divine
protection on all levels and through all dimensions as we open our energy to receive and
welcome into this space all the magnificent beings of the Light who are connected to, and
who work with each of us here today. We intend for our energy to be Divinely aligned and
held within the core presence of Father/Mother God as we invoke each beings fully mastered
and Christed Self of the Light. We call upon Archangel Metatron and our personal masters of
the light asking them to manifest a powerful coning of protection and healing around each
being individually and around our group, ensuring that only those vibrations, information and
presences that embody the highest levels of truth, wisdom, love and knowledge be permitted
to be a part of this space now, today and all times. May all that is shared with us be in
accordance with the highest will of every being present and may this be in Divine harmony
with the higher plan of Mother Earth and the highest Divine blueprint. May this manifest for
us now. And so it is, and so it is, and so it is.
Please feel free to invite any being or angel you work with or wish to have present at this
gathering.
Let then the meditation unfold without pushing or heading for a certain outcome. Relax and
let Mother/Father God and the angels guide you. Focus on the feeling.
The focus is on the flowing feelings from the heart which we generate while focusing on the
topic.
At the end, give thanks to Mother/Father God and all beings involved for their love and for
trusting you and working with you.
160
These moments are orchestrated by our Mother/Father God, the Infinite Source, who sends
divine white golden light to us, through our bodies. The beloved bodhisattva prayer angels
and the grid angels direct the prayer energy into Mother Earth’s grids for the benefit of all
sentient beings on Earth making the blessings available for all. In this holy act of service, very
sacred energies unfold. See the intention as already accomplished and only focus on seeing
and feeling Paradise on Earth as a reality right now.
This meditation serves the well-being and the upliftment of all sentient beings.When entered
into with strong feelings from the heart, it is the most powerful force in the universe, for it is
direct communication with the Divine.
This meditation permits the positive energies of the universe to bring the good back into the
lives of all humanity. The feelings which are generated for the vision on which we meditate
are most important. It is pure love directly transmitted to the whole world.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/bodhisattva-prayersong-of
Osho - Yakınlık
YAKINLIK - OSHO
Herkes yakınlıktan korkuyor. Bu karmaşık bir sorun, çünkü herkes yakınlık istiyor..
Herkes yakınlıktan korkuyor; bunun farkında mısın, değil misin, o ayrı bir konu. Yakınlığın
anlamı kendini bir yabancının önünde açığa vurmaktır. Ve hepimiz yabancıyız; kimse kimseyi
tanımıyor. Kendimize bile yabancıyız çünkü kim olduğumuzu bilmiyoruz.
Yakınlık seni bir yabancıyla yanyana getirir. Bütün savunmaları bırakman gerekir ancak o
zaman mümkündür yakınlık. Ve korkuyorsun; eğer savunmaları, maskeleri bırakırsan kim
bilir o yabancı sana ne yapacak ? Bin türlü şey saklıyoruz; sadece başkalarından değil,
kendimizden de. Çünkü her türlü baskı, çekingenlik ve tabuyla hasta düşmüş bir insanlık
tarafından yetiştirildik. Korkuyorsun; o yabancıyla aranda biraz savunma, biraz mesafe
tutmak sana kendini daha güvenli hissettiriyor. Ya senin zaaflarını, kırılganlığını,
incinebilirliğini sana karşı kullanırsa ? O insanla otuz kırk yıl birlikte yaşamış olsan bile
farketmiyor, yabancılık hiç kalkmıyor ortadan.
Herkes yakınlıktan korkuyor.
Bu karmaşık bir sorun, çünkü herkes yakınlık istiyor, aksi halde bu evrende yapayalnızsın;
arkadaşsız, sevgilisiz, güvenip yaralarını açabileceğin hiç kimse olmadan. Yaralar da
açılmazlarsa iyileşmezler. Gizlendikce daha tehlikeli olur, kansere dönüşürler.
161
Yakınlık bir temel ihtiyaç; herkes onun özlemini çekiyor. Bir taraftan karşındaki insanın sana
yakın olmasını, savunmaları bırakmasını, kırılganlığını ve yaralarını göstermesini, maskelerini
ve sahte kimliğini bırakıp çıplak kalmasını istiyorsun. Öbür taraftan da yakınlıktan
korkuyorsun; yakın olmak istiyorsun ama kendi savunmalarını bırakmıyorsun. Dostlar,
sevgililer arasındaki çelişkilerden biri bu : Kimse savunmayı bırakıp çıplak ve içten olmak
istemiyor, ama herkes yakınlık istiyor.
Eğer baskıları ve yasaklamaları bırakmazsan - ki bunların hepsi sana dinlerin, kültürün,

toplumun, anne-babanın, eğitimin armağanı - kimseyle yakın olamazsın. Ve adımı senin
atman gerekiyor.
Eğer hiç baskı ve yasağın yoksa yaran da yok demektir. Eğer basit ve doğal bir hayat
yaşandıysa yakınlık korkusu da olmaz. Sadece iki alevin birleşmesinden doğan harika bir neşe
duygusu vardır. Bu birleşme insana büyük bir mutluluk ve doyum verir. Ama işte bu yakınlığa
ulaşabilmek için önce kendi evini baştan aşağı temizlemen gerekiyor.
Ancak meditasyonla yaşayan bir insan yakınlığın olmasına izin verebilir. Saklayacak bir şeyi
yoktur. Başkasının öğrenmesinden korkabileceği her şeyi kendiliğinden bırakmıştır. Sadece
sessizlik ve seven bir kalp vardır onda.
Eğer kendi cinselliğini koşulsuz kabul edersen, insanın ve dünyadaki her varlığın
kırılganlığını da kabul edersin. Hayat her an kopabilecek bir pamuk ipliğidir... Bunu kabul
ettiğin anda bütün sahte egoları bırakırsın; Büyük İskender olmayı, Muhammed Ali olmayı;
anlarsın ki, herkes kendi sıradanlığında güzel, herkesin zaafları var; bu da insan doğasının bir
parçası, çünkü insan çelikten yapılmış değil. Çok kırılgan bir vücudun var. Haytını sadece
oniki derecelik bir ısıaralığında sürdürebilirsin. Onun latına ya da üstüne çıktığın anda öldün
demektir. Ve vücudun bunun gibi bin bir tane sınırla kuşatılmış durumda. En temel
ihtiyaçlarından biri, sana ihtiyaç duyulması. Ama kimse şunu kabul etmek istemiyor: “ İhtiyaç
duyulmak, sevilmek, kabul edilmek benim temel ihtiyacım.”
Böyle oyunlarla, ikiyüzlülüklerle yaşıyoruz; bu yüzden yakınlık korkuya yol açıyor.

Göründüğün şey değilsin. Görüntün sahte. Bir aziz gibi görünebilirsin ama içinde bütün
arzuları ve özlemleriyle bir insan var.
İlk adım kendini herşeyinle kabul etmek. Bütün insanlığı delirten o geleneklere rağmen.
Kendini her şeyinle kabul ettiğin anda yakınlık korkusu da kaybolacak. O zaman saygınlığını,
büyüklüğünü, egonu, dindarlığını, azizliğini kaybetmen mümkün değil; hepsini kendiliğinden
bıraktın çünkü. küçük bir çocuk gibisin, tamamen masum. Kendini açabilirsin, çünkü içinde
sapkınlığa dönüşmüş çirkin baskılar yok. Hissettiğin her şeyi gerçek ve içten olarak ifade
edebilirsin. Ve eğer sen yakın olmaya hazırsan, karşındakinin yakın olmasına da yol
açabilirsin. Senin açıklığın onun açık olmasını kolaylaştırır. Senin içtenliğin, onun içtenliğine,
masumluğuna, güvenine, sevgisine, açıklığına izin verir.
Güzel ve değerli olan her şey çok anlıktır. ama sen her şeyin kalıcı olmasını istiyorsun. Birini
seviyorsun ve söz veriyorsun: “Seni hayatım boyunca seveceğim.” Aslında çok iyi biliyorsun
ki, yarından emin olamazsın; sahte bir söz veriyorsun. Bütün söyleyebileceğin şu : “ Şu anda
sana aşığım ve sana her şeyimi veriyorum. Bir sonraki an hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
Nasıl söz verebilirim? Beni affet.”
162
Ama sevgililer her türden yerine getirilemez şeye dair birbirine söz verir. Sonra hayal kırıklığı
çöker, mesafe büyür; arkasından kavga, çekişme, savaş ve daha mutlu olması beklenen hayat,
bitmez tükenmez bir sefalet haline gelir.
Yakınlıktan korktuğunu fark edersen, büyük bir aydınlanma olabilir bu. Eğer içine bakar ve
bütün o utançları bırakıp, doğanı -olması gerektiği gibi değil- olduğu gibi kabul edersen, bir
devrim olabilir. Ben hiçbir “ gereklilik” öğretmiyorum. Bütün gereklilikler insan zihnini hasta
ediyor. insanlar “olmak” halinin güzelliğini, doğanın muhteşem büyüsünü keşfetmeli. Ağaçlar
“On emir” hakkında hiçbir şey bilmiyor, kuşlar kutsal kitaplardan haberdar değil. Sadece
insan kendine böyle sorunlar yarattı. Kendi doğanı suçlayarak bölünüyorsun, şizofren
oluyorsun.
Yakınlık kalbin kapılarının sana açık olmasıdır; içeri girip konuk olabilirsin. Ama bunu ancak,
bastırılmış cinselliğin çürütmediği bir kalple yapabilirsin. İçinde sapkınlıklar kaynamayan,
doğal bir kalple. Ağaçlar o kadar doğal, çocuklar kadar masum. O zaman yakınlık korkusu
olmaz.
Benim yapmaya çalıştığım bu: Bilinçaltındaki, zihindeki yükleri atmana, sıradan olmana
yardım etmek. O zaman istediğin kadar yakın dostun, yakın ilişkin olabilir çünkü hiçbir
korkun olmaz. Herkesin okuyabileceği açık bir kitap olursun. Saklanacak bir şey olmaz.
Bir sürü farklı yüzün var. İçinden birşey düşünüyorsun, dışından başka şey söylüyorsun.
Organik bir bütün değilsin.
Yakınlıkla, sevgiyle, kendini insanlara açarak zenginleşirsin. Ve eğer derin bir sevgiyle, derin
dostlukla, derin yakınlıkla, bir sürü insanla birlikte yaşayabilirse, doğru yaşadın demektir. Ve
bundan sonra nerde olursan ol, sanatı öğrendin artık, orda da mutlu yaşayacaksın demektir.
Eğer basit, sevecen, açık, samimiysen, etrafında bir cennet oluşur. Eğer kapalıysan, sürekli
savunma halindeysen, birini zihnini okuyup rüyalarını, sapkınlıklarını öğreneceğinden
korkuyorsa, cehennemde yaşıyorsun demektir. Cehennem senin içinde; cennet de öyle. Onlar
bir takım coğrafi bölgeler değil, senin ruhsal alanların.
Kendini temizle. Meditasyon, zihinde biriken saçmalığı temizlemekten başka bir şey değildir.
Zihin sessizleştiğinde ve kalp şarkı söylemeye başladığında -hiçbir korku olmadan ve
muhteşem bir coşkuyla - yakınlığa da hazır olacaksın. Yakınlık olmadığı zaman, burada,
yabancıların arasında yapayalnızsın. Yakınlık olduğunda dostların ve seni sevenlerle
çevrilisin. Yakınlık harika bir deneyim. İnsan onu kaçırmamalı.
Osho
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/osho-yakinlik
163
Pleiadian Renegades through Amanda R.
Ryan
It’s time for us to introduce ourselves.
Why?
It is starting to become apparent that you wish a more personal relationship with us
yourselves. If that is to be so, we need to have a more personal interaction you can
understand. This is all new to our transcriptionist, too, so consider this to be our unveiling to
the world. If you’re ready, we’ll begin.
As a collective, we who have called ourselves the Pleiadian Renegades are healers. That is a
specialty of every individual within our group. Each has his or her own perspective and shares
it in his or her own particular way. We work together to reach out towards you as a planet, as a
group of readers, as individuals in the common interest of healing. We know you, and you are
just beginning to have an appreciation of how deep that knowledge may go. You, on the other
hand, have knowledge of us only as “the Renegades” and that must change. Incidentally, we
call ourselves renegades in the sense that we are not of the bent that follows the main
reactionary current of civilization as it has come to be known by you on your planet, with
your relatively limited understanding of your own history. We are renegades in the sense that
we are intent on breaking the boundaries set by ignorance while at the same time leading you
on a path towards integration of your shattered psyches, your incongruent experience of
reality as a social species, and your individual experience of separation from your source and
family. We are renegades of fear-based social engineering systems of thought and as healers
we seek understanding rather than oblivion. In that sense, like many of you, we are renegades,
not from our own society but as an example of how we stand in response to your rogue
government. It is our hope that you learn from us the finer points of renegade style, so that
revolution might not be necessary, as you have known the word to be defined.
In all, there are 7 who speak through the mental channel opened up to us by your friend and
ours, the one who carries our words to you. We seven are all Pleiadian by birth, coming from
a single planet from within the Pleiadian system of stars. Our home planet, and our
transcriptionist’s, is one called Temmer, and we speak to you not from Temmer’s shores but
from a vessel in the neighborhood of Earth. In our group of seven is a concord of thought and
intention, yet we each retain our own voice and take turns transmitting our collective
communication to you, as you may have sensed. I who speak to you now am called Arnitho
Lhat. I am not in any way a leader of the group of seven but I do have the most resonance
with the crystalline structure of DNA of our transcriptionist, making communication much
more facile. I am a leader of others, however, and a renegade of sorts from a philosophical
view of humanity at this time on Earth. You have long been of interest to the people of the
galaxy, and while many have seen your cause as hopeless at best, others have seen the
164
promise of peace bearing fruit among you. Many of you are renegades and we love that about
you. It is becoming apparent that you are on the brink of opening up a dialogue with those of
extra-planetary origin, and I am overjoyed to be part of that evolvement of consciousness. My
duties are of a carrier of information, and transmuter of light from the source of all
consciousness, which we call OM. I serve with others who live as free people of the galaxy, in
harmony with the natural impulses of consciousness in search of knowingness of self and
peaceful inter-relationship with all expressions of OM’s impulse of I AM. You might say I am
a captain of a team of many thousand such expressions of I AM, individual people serving
together in the interest of human understanding, peace, and initiation into the mysteries of
divine awareness of self.
Others who share with you from this collective are Bainira na Lonish, a healer of the time-
shattered beingness from historical trauma; Hawt no Iccolon, who is in the artistry of
storytelling weaving together your mental synapses to reach understanding of your greater
beingness; Moril Soucca so Noa, a translator of temporal waves; Annocoa Lonconilo, one
who remains in the background of our speaking to maintain the overall chemistry of truth with
respect to Nine’s perfecting light; Choa Anlos, a being of great insight who tells us of a
shadow within the stories you tell yourselves, a knower of your natural history and keeper of
the lineage of truth of your cosmic relationship with respect to the dimensional overlay of
your time and place; and Londish noa on Sconil, our resident earth-starship liaison who keeps
us informed of developments within the collective consciousness of your planetary sphere.
We together form a unit of interdimensional communication with the one who now receives
our transmissions. We will have more extensive contact with others in the future, but for now
this is the mode of communication we have chosen to rely on.
Now, many of you have been on pins and needles thinking about what you have to do in your
lives and what you feel about your situation, yourselves, and your race’s future. It is time for
massive change, and you have been feeling the pull of the inevitability of a change in
consciousness on a planet-wide scale, yet you also have the feeling that you have been
thwarted in your search for meaning within the social structure of control in which you exist.
You are in for a big shift, and not a moment too soon. And we say this to you specifically, it is
not a moment too late, either. You are on track, yet you have been watching and waiting for
confirmation. You have been in the driver’s seat, do you know that? You are the ones
controlling the timing of what is to be. And you have been searching for the doorknob that
leads to the promised land, for the key to unlock the mysteries that are shared in pieces far and
wide, for the understanding that will bring into focus the path to contact. You know you have
the power to change the whole picture of reality for yourselves. You cannot take on yourself,
as an individual, what is best for another, but you care for your species enough that you wish
and hope and pray for awakening on a grand scale. You have the key, and you have had your
hand on the doorknob for some time now. It takes only a slight turn to open the door, and that
is where you are now experiencing yourselves to be. Hope is now before you. Let the door
open, just a crack, that’s all you need. Then the other side of the door will become apparent to
you, and your reality will have changed forever. You are ready. It is time for change.
We do not take lightly this introduction of ourselves, for it is not a singular communication
designed simply to inform you but to prepare you for the very real change that is now upon
you as a people and a planet. You are welcomed into the greater community of light that is the
society of peoples of the galaxy you call home. We call it home, too. Many beings do, just as
many beings call your planet home. You cannot communicate with all of them yet, though
some of you do have that ability and some are just now discovering it. Just as the plants and
165
animals and minerals of your world have much to share with you, so do we. Our position now
is on the edge of your dimensional shift. You have already entered it. We will not be a thing of
debate between believers and skeptics for much longer. How long, depends on you. Open the
door just a crack. Let us peek in and wave hello so that all may see. Give us the room to
engage your people, and let the party begin!
renegadethoughts.wordpress.com
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/pleiadian-renegades-through
Federation Of Light: Forgiving Everything

Federation Of Light: Forgiving Everything

Received by Blossom Goodchild
August 8th 2009
Blossom:
I am feeling excited to connect up with you after a few weeks gap. How are things going ‘up
there’? I will let you dictate that which YOU feel most appropriate at this time … so the floor
is yours … so to speak.
Messenger:
We are happy to be back in correspondence although the time elapse is manifested differently
from that of your scale of time distance. Regardless of all that has been spoken of, and
ultimately choosing quantum barriers to depict linear conundrums we would offer to you a
proposal that may appertain to that which we hope shall please both the mind and spirit.
Blossom:
There you go again ... that opening sentence … coming to me slowly word by word and me
having no idea what you’re on about.(I have to say … even after the channelling and reading
back that opening statement has got me a bit baffled!) Continue forth oh intelligent ones.
Messenger:
Dearest lady, in measures of forgiveness towards the self destruct mode that those of your
planet have pursued for many eons of time, we would like to suggest that a mass
‘FORGIVENESS’ take place. In that … there must be an understanding that what is NOW …
has derived from past erosion of the soul self through the need to gratify and satisfy that
which is NOW seen to be unnecessary and inappropriate. One gains by accepting forgiveness
offered by/from the self to the self, for then the slate is clean … shall we say.
Therefore we propose that a general forgiveness to the ALL and the EVERYTHING occur for
we understand that this shall enhance the speed of progression to formulate a Higher
166
frequency that shall be easily accessible to blend within your data …
Blossom:
Can you just clarify what you mean by ‘data’ in that last sentence?
Messenger:
Indeed. Within the formula that resides within the energy of each and every individual,
indeed, each and every LIVING molecule … there is a formula that exists. A pattern … that
allows the frequency in which ‘life’ coerces with ‘life force’ and creates the sum of the whole.
If the individual formula of a soul did not have its match within the ratio of the formula that is
within the vibrational frequency that allows LIFE to BE then it could not connect to its source
in full. We would in easier terms suggest …
Blossom:
Oh please do!!! ….
Messenger:
that you looked upon it as two pieces of a puzzle having the correct analysis in order to ‘slot
in’ to each other and therefore connecting to the other piece. Then elaborate on this surmise,
and see how all the other individual pieces connect up with ‘their’ counterpart … then take
that even further and see all those pieces eventually interlocking to form the one picture. Your
world … your Universe, is one puzzle … and now we are showing to you of more puzzles
being layered on top. You are seeing images of moons, planets etc.
We then show you of all those puzzles being placed in a large bag, sealed and shaken up, so
that all the pieces separate. All Universes, all frequencies of that from an individual such as
yourself, linked with its universal counterpart … to that of the moon perhaps, linked with ITS
universal counterpart … all in the one bag. All together as part of the SAME THING. THIS
dearest ones is how we choose to assist you in understanding that the puzzle in the bag IS how
IT IS. It is not a future event that is awaiting to take place … IT IS HOW IT IS.
EVERYTHING IS ONE.
Yet …. We now suggest to you that ALL the pieces in the bag are to be ‘put back together’.
But this time they will not be layered one on top of the other … they are to form ONE
ENORMOUS PICTURE. ONE UNITED FRONT. The equations of the formulae are BEING
reconstructed. A NEW format. And we say to you that this is why so many of you are
experiencing such confusion. Such confrontation of the self. Questioning of the very universal
laws that are in place.
Consider for one moment the enormity of this project. Indeed it cannot be comprehendible in
even the mind of the most genius. Yet we say to you … it is taking place. This is also why we
speak of ‘THE NEW WORLD’. For your very make up, your own individual formula is being
readjusted, rearranged, forming a NEW partnership with a new counterpart, and the
connection has to be re-established.
We understand this may seem difficult to grasp. It is difficult too for us to even TRY to
explain. Yet we desire to persevere.
Your counterpart in the ‘ether’ has also been adapting to the HIGHER FREQUENCY …
therefore changing its formula in order to ‘keep up’. Within that change it is also required to
167
remain the counterpart of the same piece of the jigsaw puzzle that it was connected to before
… so imagine what is involved in synchronising this on the scale of EVERYTHING THAT
EXSISTS.
Blossom:
And yet … all of this is taking place without us having to do anything?
Messenger:
Not so dearest one. For each souls part in this event is to be played out to the best of their
ability.
Blossom:
And knowledge … I suppose. For if they know nothing of it how can they willingly be part of
it?
Messenger:
On certain levels an aspect of the Higher self is automatically involved and doing what it
should. On other levels … there may be resistance from an aspect of a soul self that does not
feel ready for the change that is occurring. Yet we say … it is and shall continue to occur
whether one is flowing with its energy or resisting it.
Blossom:
So, for those of us that are willing to lend a hand in whatever way we can, what would you
suggest we do?
Messenger:
As suggested in the beginning of this communication, A FORGIVENESS on a vast scale
would bring freshness to the deepest part of each soul and to the very core of your MOTHER
EARTH.
You are seeing flowers opening; you are seeing the richness of the soil. It would enable
regrowth to spring forth. It would allow an awakening of that which is stifled by shame to
bloom once again.
It is for each individual who comes across these words to do this for themselves. To take a
time in solace and calm and go deeply within the soulself and allow forgiveness of all past
misdemeanours for/of the soulself to be set free. Then, it is for the forgiveness to reach into
the souls of all others from that soul self and then further into that of the FORGIVENESS OF
EVERYTHING of all that was ever in existence that was not coming from the Highest benefit
for ALL THAT IS.
Blossom:
If someone asks me to forgive them for something they may have done … my feeling is that
there is nothing to forgive … they were merely walking along their journey … experiencing
where they are on their pathway at that particular time … actually … as I am writing this I am
getting my own answer. As in … the fact that they have moved to a place where they are
asking to be forgiven … is simply a way of showing themselves that they have moved a little
further up the ladder of evolvement.
Messenger:
168
Which … Oh intelligent one … is exactly our point of each individual soul FORGIVING
everything. Think of the impact it shall have. You are also picking up that we would like to
suggest that when this ceremony takes place for each individual … that they may begin by
Lighting of a candle … At the end of the sequence …it would be symbolically strengthening
if one was to blow out the candle, wait a few moments as Love is offered out and then to
relight the flame …. In the KNOWING and understanding that THE NEW DAWN IS
EMERGING.
You are questioning your resistance to doing this on a particular date when all our involved in
synchronicity …. And yet we reassure you that its power shall come through each individual
being ready within their own space of your time to bring this great nurturing into its fullest
creation .
There … beyond reasonable doubt … shall be felt a change within the souls vibrational pull
upwards. There will take place a shedding of layers of dust that have been preventing one
from shining in their fullest Light. May we also prepare you for the fact that the individual
more than likely shall experience the shedding of tears also , to wash away the debris of time
and cleanse the heart place of the shadows that have rested there without consent.
We are needing now to depart quite rapidly … OUR LOVE IS YOU …. YOUR LOVE IS US.
Blossom:
Ok … quick or you’ll miss the bus!!! In Love and thanks as always.
It was brought to my attention that I must be ‘thick’ if I needed to look up certain words and
that it was all part of my trick! DOH! I have heard of these words obviously … but anyone
who knows me … knows such words just do not enter my vocabulary. And for self
confirmation I need to check that they make sense within the sentence given. That’s why I am
always so chuffed with the accuracy of the explanation of the word and how apt it is. Just for
the record!!!
Blossom Goodchild is a professional ‘direct voice’ channelling medium working with spirit
and cosmic energies. She has been channelling the Native American Indian Spirit Energy
‘White Cloud’ for seven years now and shares his messages of Unconditional Love by means
of personal readings and group meetings.
These meetings have been recorded and ‘White Cloud’s words transcribed and subsequently
published in three books. ‘Walking in the Light and the Love,’ ‘The Spirit of ‘White Cloud’
and the latest book ‘A New Dawn.’
In addition to ‘White Cloud’s guidance on how to live our lives to the fullest he has also given
us, through Blossom , a series of guided meditations to help us tune in to our Higher Selves.
In addition to her spiritual work Blossom is also a wonderful actress, whose experience
includes touring the UK in repertoires and musicals. Since immigrating to Australia in 2001
and settling in Noosa with her husband Goody and son Ritchie, she has firmly established
herself as one of the finest actresses on the Sunshine Coast. Blossom has performed the one-
woman show ‘Shirley Valentine’ as well as major roles in several David Williamson plays for
the Noosa Long Weekend. She took on the challenging roles as the lead in ‘The Gingerbread
Lady’ in which she was simply superb. She recently returned to the musical stage in Ian
169
Mackellar’s ‘Now That’s Entertainment.’
Through all of these experiences, Blossom remains firmly grounded and with her easy
laughter and warmth is a delight to be around. www.blossomgoodchild.com/ *
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/federation-of-light-forgiving
A Gift Of Cosmic Consciousness

The upcoming 999 time gate will usher us into the final leg of our cosmic journey on Earth by
finally providing all the vibrational keys and codes we need to complete the harmonic set of
the old Solar Law and threshold known as the 666 whereby we can more fully reside within
its inverted state of consciousness, the 999 Cube of Stars.
The Cube of Stars is the open-ended consciousness system that allows you to access the
supra-akashic and universal soular memories beyond the 666 threshold. Many of us have had
occasional forays into this expanded 999 field of universal awareness for years such as when
"remembering" experiences in other star systems and planets not within our Earth's solar
system.
After passing through this upcoming 999 we will have a new matrix supporting us in
operating within this expanded celestial plane of awareness more continually. It will take less
energy to get to this awareness than previously. We will be able to more easily stay focused
within this universal plane of awareness. Thus, we will also find a new sense of balance
wherein we can simultaneously co-exist and operate within the remaining aspects of the
current world system that for a time will still operate under the confines of the old 666 Solar
Law.
For those who have not yet experienced fields of awareness beyond the 666 Solar Threshold
these experiences will more easily open to you after we pass through the upcoming 999 time
gate. Ultimately, experiencing the states of awareness possible through the 999 Cube of Stars
inter-dimensional portal is a major step towards being able to know more completely what
your true identity is. I am speaking here of knowing your true identity at a visceral "in the
marrow of your bones" level, not just intellectually.
We all have our truest identity rooted in a state of Pure Awareness. Its not just a place we can
go to hang out, its actually who we are and that is why it is so enticing to experience. It is in
that place of Pure Awareness that the state of beingness we often refer to as Divine Love is to
be found. They are actually synonymous. When we are in that state we are experiencing
ourselves fully, our true identity beyond all form and expression.
The transmission of awareness I am experiencing around this, indicates that wherever we are
170
in our process of being able to experience who we truly are as Pure Awareness, will be taken
to an entirely new level following the upcoming passage through the 999 time gate. This will
not necessarily happen immediately, at least not for everyone, but it will start unfolding in
earnest and will rapidly accelerate with time.
It is within this state of Pure Awareness that we are able to access the complete repository of
universal memories without any filters applied. For that is in effect what the 666 represents; it
is a filter meant to protect beings who would otherwise be overwhelmed by an inundation of
cosmic awareness and multi-dimensional information. Our mental institutions are full of souls
who for one reason or another had this filter prematurely removed, for it exists ultimately
within our DNA.
It has taken many aeons of evolution of the human psychological, emotional and energy
systems to prepare us collectively wherein we could properly process the type of multi-
dimensional information one is exposed to through the 999 when the filtered protection of the
666 Solar Threshold is inverted and made transparent.
You can think of the 666 protective filter as being somewhat like a piece of one-way privacy
glass. We have been on the side facing the mirrored surface where when we would go to "look
out beyond" we would simply see a mirrored reflection of what was here in our local reality.
Our world reality has been like being in a house with this glass in all the windows but
oriented such that we could not look out, others outside could look in though, such as the
Illumined Ones and other celestials. This "reflection effect" has been confusing to many. It
took me a long time with many, many forays through the 666 Solar Threshold into the 999
Cube of Stars to even begin to understand what was actually occurring.
After the 999 inversion has fully taken place this "privacy glass" will have reversed it's
position relative to our reality whereby we will then have the see-through side facing us where
we can look out of our "home" in this reality into all that lies beyond. Truly awesome to
contemplate.
A lot of what we are experiencing going on within ourselves this year is related to this final
upcoming 999 time gate. Accessing a more complete universal awareness also requires that all
the identities, attachments and incomplete emotional experiences we are still carrying around
have to find their way into liberation too. These are all operating within the main set of
harmonics represented in the more limited 666 Solar Threshold, that is where they were
created.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/a-gift-of-cosmic-consciousness
171
The origins of Races, Religions, Nations,
and Groups on Earth
The origins of Races, Religions, Nations, and Groups on Earth.
While all inhabitants of Earth can freely intermix and intermarry, the characteristics of their
races remain, and they do not easily intermix and intermarry .
Why is that?
Why is a Moslem Arab such a fervent practitioner? Why is he so faithful to his "people?"
If you discuss this question with him he can not give you a convincing reason.
Similarly with the Jews.
They can talk about their religious books, about their history, about their "rights"!
But not many will be able to describe what they prefer in their religion that the other religion
does not have. The moral values that they have and that the others do not have.
Now let us review the real facts of the case.
We know that we are ALL made up of 16 or more different dimensions.
Those dimensions we know best and which have been described in the files of this group,
consist of 3 main groups
The 3 first dimensions making up the .Personality are the same for all humans.
The first Spiritual, the Astral, consists of many levels, which are in different areas, all of
which are on Planet Earth, where we go when we pass away, The areas go from Hell, to a
different level or location for every family or group
The second Spiritual, the Soul Dimension, which is on the upper levels of Planet Earth, can
only by entered by those humans who have practiced the laws of ethics on Earth, and this is
why this dimension, when seen in a NDE , can be seen as sending out unconditional love
exclusively. (See the file on NDE)
In all the other Spiritual and Cosmic dimensions we all share the same Dimensions of the All
That Is, God. And this is why we can state that we are all ONE, that we are all God. And with
the right training we have the properties of God
This brief analysis gives the reasons for differences between races, which will remain until the
laws of ethics are applied. These can be downloaded from the files and consist mainly of
unconditional love, and forgiveness. Without these characteristics to our thinking processes
we cannot progress. to the upper levels.
172
THE LAWS OF SUCCESS, or how to achieve peace, prosperity, and happiness :
-The First Law of Success – Unconditional Love
The universe is built in a way that allows all life forms to enjoy Peace, Prosperity, and
Happiness, providing they use Unconditional Love. This is a basic law, a universal law! Just
like the law of gravity which attracted the Newton apple!
-The Second Law of Success – Truth
One must be true to himself. One must acknowledge truth when one hears it or sees it. And
one must speak the truth, always. And those who always speak the truth shine like a beacon in
the night.
-The third Law of Success – Communication.
Discuss problems when they arise. Discuss with a view to solve the problem. Listen carefully
to the other's arguments and understand them before giving yours. Do not leave until a
solution is found.
-The Fourth Law of Success – Not to judge others
One should not judge others without first placing himself in their shoes and no negative
opinions should be expressed
-The Fifth Law of Success – Creativity and Consciousness
Creativity arises as a solution to a need. To receive creative ideas one must empty his mind
and become spiritually conscious.
-The Sixth Law of Success – Responsibility. Responsibility comes with maturity.To avoid
one' s responsibilities denotes immaturity.
-The Seventh Law of Success – Respecting others is like respecting oneself. Messages are lost
when expressed without respect. Disagreements should be expressed in a polite and humorous
way.
-The Eighth Law of Success – Loyalty:

Be loyal to those who have entrusted you with their secrets
-The Ninth Law of Success – Passion:

Whatever activity you do, do it with passion. Whether creating, drawing, singing, or dancing.
Passion is a life-giving force
- The Tenth Law of Success - Justice

Make sure all your decision s concerning yourself or others are fair, just, and unbiased.
-The Eleventh Law of Success – Faith:

When you have a problem for which you have asked your spiritual friends, or your Creator for
173
help, faith is essential for its being solved.
-The Twelfth Law of Success – Forgiveness:

When you are attacked you have to solve the matter intelligently.
Be careful not to respond in a way that will start a cycle of action and reaction.
-The Thirteenth Law of Success – Paying your debts on time.

To receive open credit from your suppliers, always give priority to the paying of your debts on
time.
-The Fourteenth Law of Success – Take care how you judge those you elect into posts of
power and influence.
-The Fifteenth Law of Success – Respecting the opinions of others. Opinions are the result of
the life experiences of others. While your opinions may differ, you must respect those of all
others
-The Sixteenth Law of Success – Union .
In unions governed by the laws of ethics, the resulting power, prosperity, and happiness far
exceeds that of the individual participants.
-The Seventeenth Law of Success – Fanatics
When confronted by a fanatic all you can do is give the good example: "I don't share your
views, but I respect them!"
" – Nicolas: I love these Laws, Olga! Bravo. But they are so obvious! So logical! It is obvious
that if you show love to somebody you will get something in return! If you tell somebody you
don't like him he will also dislike you and will fight you! Whereas if you tell him I don't agree
with you, but I respect your opinion he will also learn from you to respect other people's
opinions.
"-- Miriam: Quite right Nicolas. One can always express disagreement with an opinion, while
at the same time showing respect and affection for the person! "
" – OLGA: Some people do not realize how powerful these laws are, while many others after
trying them are now acting on them. I am now going to ask Kryon what He thinks. Then I will
give you some examples of what many people are doing.
"—KRYON: God is not linear and neither are you. When you're not here [on Earth], you
participate in an interdimensional life-force called God. All of this is to say that all of you are
"known by God - fully and completely." You're part of the whole. "Known by God" actually
means "known by you." If there was no you, there would be no God. You're not just known;
you ARE. The phrase "I am that I am" seems to be circular in logic. It is an interdimensional
phrase that claims your own divinity. And this being the case, the surprising part is not that
everybody follows these laws. The surprising part is when somebody transgresses one of
them. Not being sufficiently evolved to realise it, he is actually harming himself and his
Creator!
174
Joe Zaidan
jnadiaz@yahoo.com
Multidimensionalman@yahoogroups.com
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/the-origins-of-races-religions
~ Shine Your Light ~Candle from the Fire of

God
 Posted by Zehra Baskaya Sudasi Sannyasin on August 18, 2009 at 2:54pm
From The Group: August 15 2009
Greetings from Home
Dear ones, you have traveled the Universe to gain certain attributes that you would always
bring to the table wherever you were. Whatever you had to do, you would bring these
attributes with you. You are carrying these different pieces of Home with you throughout
many incarnations—not just on Earth—but throughout the Universe in the different places
where you have played your games.
Like a Boat on the Ocean
Now it is becoming critical that you tap into these attributes once again. It is becoming more
important not only for you, but also for the world around you. Let us explain. It is very simple
to see that you are becoming empowered as a society once again. We say that because there
have been empowered societies which have worked quite well on Planet Earth in previous
times. One of the most successful was in the days of Lemuria, and the way things worked
without rules. How did it work? How can it be that everybody understands and that everybody
takes responsibility? In those days it was very simple. You viewed yourself as a boat on the
ocean, and you could do anything you wanted as long as you were aware of and responsible
for everything your wake did behind you. If you got going too fast, turned and created a wake
that ended up affecting other boats, you would automatically take responsibility for whatever
damage your path caused. What that did was make you aware that you had an energy field
around you. We call this ‘making space for the other gods’.
When this connection happens, it naturally creates the path of least resistance toward
whatever goal it is aimed. When you acclimate to this awareness you become hyper aware of
the overall energy fields and how they are interrelated. This can be used in very positive ways.
It can be said that you learned to control the waves and wakes to create something positive in
your reality.
175
Up to this point in your evolution there have been very few empowered societies where you
could use this knowledge consciously on a daily basis. But now happening on Earth, and for
the first time it is possible for you to lead more fully empowered lives than you ever have
before. That means being able to empower the people around you, as well as stepping into
your own empowerment. There are difficulties with these roles, for humans are not
accustomed to doing this. You are accustomed to hiring leaders and bringing in people to take
care of things for you. As long as you followed the rules, you did not have to worry about
what your wake or energy field may have caused as it went behind you. That is beginning to
change, which presents a new opportunity for each one of you. That is what we wish to speak
of this day, because it is very important that you see yourselves the way that we see you
evolving right now.
Participant vs. Observer
Let us say there was a time that you knew you were going to come into Planet Earth. You
were busy planning this stage, planning this life. You chose the right parents, and the right
sister or brother, to learn the lessons that you needed to learn. You set up these opportunities
and scripts for yourself. Then you came in and worked through them as each lesson appeared,
yet not once did you realize that you could change at any moment. That is what is starting to
take place now. You are beginning to understand that not only can you change your life
drastically, but you can empower those around you to make your own path the one of least
resistance. Whether that path is expressed in business, religion, spirituality or in daily life,
makes no difference. The challenge is that you wanted to come here and bring something
special from Home. You wanted to be a participant not an observer for most of you have been
teachers and healers over and over throughout the lifetimes of planet Earth. Many of you
would not be here if you did not have with a role to play in the shifting of humanity on a large
scale in the direction of light. Many of you are here now to watch the critical mass be reached,
as the inevitable opening between dimensions allows you to finally see some of the results of
your own earlier work in all segments of humanity. It will activate the next level of personal
power. The use of this new power is very magical, and yet very delicate. It has two sides. You
can be cut by one side and served well by the other, at the very same time. So, you still need
to find your balance within the new energy.
Lighting Your Candle from the Fire of God
Here is the biggest piece of the puzzle that we can tell you: You carry a special light from
Home. It is yours and nobody else can carry this for you. You dared to walk up and light your
candle from the fire of god. Then you brought it to Earth and have been so worried about that
candle blowing out in the harshness of Earth’s turbulence. You worried about too many people
seeing that candle and what they thought, so you learned to hide the brightest part of your
light. You hid it so well that you could not even see it yourself. Now all of humanity is
reaching a level to where you are starting to re-member that you each hold a part of god
within you. To create empowered societies, each one must now offer his or her candle for the
good of all.
You have something very special to give. So, you ask, “How do I do it? I did not study this. I
did no preparation for this.” When suddenly there is a stirring deep within your heart…. That
is all you need to set this creation into motion. The details were well hidden by your own
design. Now it is time to re-member, and it starts with having that feeling. That is all that is
necessary, because everything else will come back to you. You will re-member the times that
176
you have done it before, and all of the information you have collected throughout the
Universe is yours the moment you start creating a spot for it to re-turn. Set the intention to
fulfill your purpose and everything else will start falling into place around you. It does not
always mean that you have to spend every second of every day focused on your purpose.
However, the more you can re-veal with your light, the more you can share that light with
other people and the more comfortable you will be.
Allowing more of your light within the body will cause a natural increase of sexual energy in
the physical body. The physical changes have already begun. You are not only gaining
connections in the Pineal Gland and the parts of the brain that are starting to receive these
signals, but through every other organ as well. Your bodies are starting to evolve at a very
rapid rate now. The re-wire of the physical human is happening on an energetic level and on a
physical level. It is very exciting, because it opens the door for you.
Making Space for Your Light in Your World
We also tell you there are several parts that are going to be more difficult for you now, with
the biggest one being that there will be no more hiding. Your light is becoming too bright to
hide, which is a good thing. You have come in with this incredible sensitivity, so the first thing
you did was hold your light out to the world. You felt the effect of the light, took
responsibility for it and pulled your light back. Your responsibility is to share the light, not
how the light is perceived by others. It is intended to lighten your heart and to bring your
candle from Home, sharing your truth. It does not necessarily need to fit in every other truth
any more, because that is not the important piece. As you step forward it will require
balancing your own ego as well. You used to be able to hide behind a large group of people
that you were a part of, in order to be a part of something creative. But now, even if you are
with a large group of people, the energy will be more focused on the individual and how that
individual acts and reacts within that group of people. This will be the difference between
what we have experienced on Earth up to this point and what you will now see as empowered
humans create their lives on a conscious, daily basis.
So, be not fearful of your light. Know that it is not possible to blow that light out, even if you
take it out on the windiest of days. That candle will shine within you for eternity, throughout
infinity. It is your spark of god. Find whatever this is, look for it now. Focus more on the
individual—not only yourselves—but your children. Look around and help empower the
people where you work, in your family and everyone that you come into contact with. Now
you can take the next step together. Yes, some of you have always been the leaders, and some
of you have always been holding the door open saying, “Come on. You can make it! We can
all go.” Sometimes you will not be trusted because you have been saying that for so long, but
it does not make any difference. When you step in that direction now, it is no longer about you
holding the door open for anyone else. It is about you stepping through the door yourself. It is
about you daring to stand out there and say, “This is who I am. This is what I have. Judge me
one way or another, it makes no difference. I am on my path, following my life’s purpose.
And so it is.” That is what is taking place right now.
It is also going to mean shifting your own view of yourself a little. That has caused you great
problems, especially among the teachers and healers in these rooms. You see how that light
affects other people, and right away you have a tendency to pull it back a bit because of the
glare from the light. That is not your responsibility. Your responsibility is to share your light
in whatever way you comfortably can. That also means balancing your ego. Everyone is
177
afraid of what happens when your ego becomes too inflated, because when that happens you
cut yourself off from your source. It is easy for the deflated balloon to fall very rapidly and
cause those problems, but that is not our concern for you here in these rooms. Our concern is
for those of you who have too low of an ego, for those who will not stand up and say, “I have
a candle of my own. I have something to share here.” Every person loses—including us—
when you do not share your light from Home.
Technology is changing very rapidly in many ways. Books will probably be with you for
some time, because you have such a love affair with the paper. Find ways of sharing and
spreading this light, making it available to the people around you. Find ways of not only
taking responsibility for your boat, your life and your direction, but also for the wake that it
causes. Find ways of using that wake in a positive way and you will create an empowered
energy field all around you. All it takes is consciousness and asking the question: “How can I
do this?” We hope that this day we have not given you answers, but have helped you clarify
your questions because you already hold the answers.
You have struggled many times to see yourself, not only on this planet, but throughout the
Universe. Dear ones, if only you could see yourself in the way we see you, you would never
doubt yourselves again. You would never hide that light in any way, shape or form. We hope
that through our eyes, you can see even a quick glimpse of your own greatness.
It is with true honor that we address you, the Master Teachers of Planet Earth. We ask you to
re-member only three things: Treat each other with the greatest respect. Nurture one another.
Know that you are playing a beautiful game and try to play well together.
Espavo.
The group
Copyright Notice:
Copyright 2000 - 2009 Lightworker. www.Lightworker.com This information is meant to
circulate and may be freely disseminated, in whole or in part with the following conditions:
Use of this material signifies that the user agress to the following conditions: 1. The words
"Copyright 2000 - 2009 Lightworker. www.Lightworker.com" will be included with all
published material. 2. User agrees that all rights, including copyrights of translated material,
remain the property of Lightworker. If you translate this material we reserve the right to share
that translation with credit to you as translator, on the Lightworker site to make it available
to all. Further information from the Group may be found at: http://www.Lightworker.com.
Thanks for helping to spread the Light!
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/shine-your-light-candle-from
178
Osho - Sevgi
Sevgi
"Kimse bana gelip, “Ben eşimi sevmiyorum,” demiyor. Sevgi bir talebe dönüşmüş. “Eşim
beni sevmiyor.” Diğer kişiyi unut; sevgi o kadar güzel bir olgu ki, eğer sen seviyorsan
mutluluk verir. Ve ne kadar çok seversen, o kadar sevilmeye layık olursun. Ne kadar az
seversen ve başkalarının seni sevmesini talep edersen, o kadar az sevilirsin; giderek o kadar
fazla kapanır, egonun içinde sıkışıp kalırsın ve alıngan olursun ki … biri sana, sevmek için
yaklaşsa bile korkarsın. Çünkü her sevgide, reddedilme ve geri çekilme olasılığı vardır
Osho
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/osho-sevgi
**The Secret of Happiness**
179
The secret of happiness is to be free of fear. Fear is like a toxin that runs through much of our
thinking. It feeds on insecurity, feeling of loss, loneliness, inadequacy and attachment.
You are loveable and loving. Accept this as Truth. Appreciate and care for yourself - truly,
deeply, intensely, in a way that reflects your real value. Then you will automatically have the
same regards for all other living beings and things.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/the-secret-of-happiness
Universal Mind Organisation Message

 Posted by Awakening on August 20, 2009 at 10:30pm
180
Have you ever asked the questions: "why am I here?" and "Why does everything exist?"
or"What is the purpose to life?"
You will not be surprised to find that you are not alone. In fact, it would be safe to assume that
everybody has asked these very same burning questions at some point in their life. We ask
them intermittently, usually when life is going badly. Unfortunately, because the answers to
these questions are plagued with complexity, the majority give up searching long before any
firm conclusions are reached. The tendency is to drift back into following the same senseless
and unfulfilling pattern to life that led us to question it in the first place. Dismayed and
confused, "we just get on with it" the best we can.
We are in many respects lost in the wilderness, not knowing how we got here or what purpose
we serve. Some suggest there is no point to it all and that we as well as everything else in
existence is just the product of some freak accident. Science provides us with such an
explanation in the form of the Big Bang theory but yet provides no explanation as to why the
big bang occurs in the first place. Science would suggest that in an infinite reality anything is
possible, therefore why not our universe and why not mankind? Such explanations provide
little nourishment to those hungry for some real underlining explanation. To those seeking a
deeper understanding regarding existence, science provides little, or at least little they can
relate to.
There is no doubt that scientific discovery has propelled society into unprecedented levels of
sophistication. Its contribution to our life has been immense. Yet all science really has to offer
is an explanation of HOW things happen in our universe. To those seeking the WHY'S we
must leave science to its observations of the material universe and enter into the realms of
meditative philosophy, the true path to enlightenment. In doing this we turn our focus of
attention onto the cause as opposed to observing the effect. Philosophy comes in many
varieties but perhaps the most successful is that which could be termed spiritual philosophy.
In the West we have Christianity, in the East there is Buddhism, Muslimism and Hinduism to
name but a few. Each of these offer their own distinctive explanation of why everything
exists. However, the problem for us is that although each claims to be founded on truth it is
not uncommon for them to disagree with one another. Deciding who should be believed can
often leave us in a more confused state than when we first started.
In the West Religion is on the decline. As the population increases their level of intelligence
they are no longer willing to accept another's word without a detailed explanation. Science
has taught us that there is a perfectly logical reason why everything happens, however, anyone
that turns to religion for consistent answers, quickly find them lacking in both logic and
reason. The ancient spiritual philosophies have never before come under such scrutiny, and
sadly, when probed with deep penetrating questions; they are exposed as lacking in real
answers. Yet despite this quandary spirituality is ever present in our modern society. Despite
our scientific advancement and cultural sophistication the question of WHY still burns deep
within us all. Where then lies the solution?
The Universal Mind Organisation (UMO) was established with the intent to bring rationality
and logic to the forefront of spiritual investigation. We recognise that if spirituality is to
advance forward it must proceed onto a more rationally advanced level. It must meet the
intelligent demands of a new age society. The term spiritual has become attached to so many
movements and wide ranging teaching that it has in many respects become devoid of any real
181
meaning. However, here at the UMO we see spiritual investigation as a scientific field of
investigation that focuses on unveiling the cause behind effect, the why's of existence. By
making this distinction we deliberately draw a dividing line between spiritual science and
orthodox science.
Here at the UMO we believe that there are no mysteries only answers to questions that have
been overlooked. Our aim is to build an all-encompassing philosophy that explains the the
why's of life. We believe the mind to be unlimited in capacity and as such we have the
capacity to unearth the greatest mysteries of life. The path to enlightenment is not in
understanding how our universe exists but in understanding why it exists. It is our goal to
unearth and debate these why's in a clear, precise, intelligent manner.
A new age of intelligent spiritual investigation is about to begin.
NB. We are currently looking for affiliates who are interested in contributing high quality
articles and information to this site. If you are interested please email us with your
suggestions.
© 2004 Universal Mind Organisation. All rights reserved. All pages of this site have been
authorized by Universal Mind Organisation for private home use only. No portion of this site
may be reproduced and/or distributed by any means and in any form whatsoever without
written permission from The Universal Mind Organisation.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/universal-mind-organisation
DÜNYANIN BAŞLANGICI
182
DÜNYANIN BAŞLANGICI
İnsanlar bu gezegenden türemiş gibi

gözükürler, fakat gerçekte başlangıcı
biziz dünyanın.
Ufacık bir sineğin görünüşteki şekli

acıyla ve yoksunlukla uçar orada burada,
sineğin ruhsal yaradılışı
kendi etrafında samanyollarıyla
fırıl fırıl dönen bütün evrenin
dönüşünü içine alırken.
Mevlâna
*Gezegensel bir ölçekte bu çakışımın enerjisi kaos

oluşumuna bir çözüm sunar ve sizi hissetme merkezinizi
açmaya doğru götürür. Bu nedenle sistemler
çöktüğünde ilerlemek için duygularınızı kullanın.
Duygular, özellikle de sevgi olmaksızın kötü bir sona
mahkum olursunuz.
*Solar plexus’unuzda (göbek çakrası ve çevresi-ç.n.)

ruhunuzda karmaşa yaratan duygular deneyimleyeceksiniz. Bu duygular
birkez şefkat ipleriyle yüreğe bağlandığında
gerçekliği mantıklı zihninizden başka bir kaynaktan
belirler hale geleceksiniz. Gerçekliğe giden yolunuzu hissetmeye
başlayacaksınız. Bu, daha alt çakralarınızda bilincine
varılmamış ve çözümlenmemiş anılar olarak tutsak
kalan enerjiyi serbest bırakacak. Serbest kalan enerji yüreğe,
gırtlağa, üçüncü göze ve taç çakralara-bedendeki
dördüncü, beşinci, altıncı ve yedinci dağıtım
noktaları- doğru yükselecek. Bu süreç insanlığı
birbirine bağlayacak ve ortak noktalarınız olduğunu
göreceksiniz, tersini değil. Geçmiş yaşamları
süregiden ve eşzamanlı olaylar olarak
anımsayacaksınız.
*Gezegeninize sahip olduğuna onu işlettiğine inananlar güç

aşığıdır ve güçlerini korku ve kaos frekansı yaratarak
korurlar.
Hareket ve sahip oldukları varoluş gücünü tanıma
yolları böyledir.
*Size defalarca her şeyin İlk Yaratıcı olduğunu

anımsatıyoruz, onun için karşılaştığınız
bütün güçler kendisiyle karşılaşan ve kendisini anlama
amacını güden İlk Yaratıcıdır. İlk
Yaratıcı uyum yaratmayı ve aynı enerjinin karşıt
güçlerinin gerçekleştirdiği hedefi ortaya çıkarmayı
183
amaçlar. Akılda tutulması olağanüstü bir şeydir
bu. Eğer bilinçli farkındalığınızda her şeyin bir
olduğu, benliğin çeşitli yönlerince yönetilip
seçildiği ve her şeyin anlamak ve kendini evrimleştirmek
isteyen düşüncenin sonucu olduğu kavrayışını
koruyabilirseniz tribünden iner, top oynayanların arasında
oyuna katılırsınız. Biz herkesin değerli oyuncular
olarak yaşam oyununu oynamak üzere sahada olmasını
istiyoruz.
Pleiades Öğretileri 2
Sevgili Tiversonus'a sevgiler ve teşekkürler
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/duenyanin-baslangici
Emotional Healing and the New Light Body

A New Article Series by Julie Redstone
Emotional Healing and the New Light Body A New Article Series by Julie Redstone
This series aims to create a new landscape of possibilities for emotional, mental, and physical
healing at this time of spiritual awakening upon the Earth.
For as long as human beings have studied the human psyche, emotions were thought to dwell,
first, within the physical realm, later within the psychological realm, and today can
increasingly be viewed within the wholeness of a spiritual perspective that includes both of
the former.
Today's contribution to an understanding of emotional healing is a significant one, based on
184
the premise that each individual has access to spiritual light as part of their inherent humanity,
and that this light has healing properties for the entire individual and for the Earth itself.
The present series aims to convey an understanding of how light interacts with emotions and
how it begins to create a new 'light body', one that is purified of all that is negative and that
can resonate with the entire realm of spiritual reality
The Nature of Emotions
by Julie Redstone
Emotional Healing and the New Light Body - Part 1
Emotions are part of the basic structure of human experience. They are part of the
consciousness of every human being. Happy or sad, angry or peaceful, fearful or hopeful –
these are common emotions that are part of the inner life of many, as is the emotion of love.
However, they are not the only emotions. Human emotions have their Divine counterparts
which address man’s relationship with the sacred and holy. Awe, reverence, praise, gratitude,
devotion, adoration, and love which bridges all dimensions and ways of relating within these
dimensions – these are emotions as well. The Divine emotions may be considered the ‘higher
counterparts’ of the human emotions. Many are recognizable, only different in scope and
intensity.
The mystery of the purpose of Creation is embodied within God’s plan for human experience
as it relates to emotions. For emotions are a primary aspect of the way in which individual
souls living within bodies come to know themselves as individuals. Within the embodied
state, over a long arc of time and multiple lifetimes of experience, human beings come to
recognize that ‘I am what I feel’. Experience itself also creates identification and identity, as
do relationships with significant others. However, emotions play a large part in conveying to
awareness who and what the self is.
The individuation process that takes place within human experience is part of the spiritual
evolution of mankind. It is part of the way in which God’s consciousness is able to expand
within form. This movement through time is sometimes accompanied by and often followed
by a process of re-unification in which the now-individualized self seeks a path of return to
unity within a greater Whole. The purpose of this return is to become one with this greater
Whole, and the yearning for this is as much built into the structure of human experience as is
the desire to become an individualized self. This greater Whole, by whatever name it is called
- God, the Divine, the One, Spirit – draws the evolving soul toward Itself, more subtly during
earlier stages of development, more consciously later on. Individuation is a necessary part of
the process. So are emotions. And yet when the time is right, when the soul is ready, emotions
of a certain kind are let go of in order to make progress in realizing one’s participation in the
greater Whole of which one is a part.
As part of the process of return, all emotions do not have to be let go of, only those that
cannot merge with their ‘higher counterparts’, only those that we call negative emotions that
cannot be joined with love. These, at a certain point in time, are surrendered so that the higher
aspects of the self can grow and flourish – so they can expand in the light of spiritual reality.
Whereas in the process of individuation emotions were a mark of identity, as re-unification
185
proceeds, only certain positive emotions are held in that regard, while those that separate us
from love and God are progressively let go of. This process is one that can take place over
many lifetimes. In such cases it becomes part of the long trajectory of spiritual evolution. It
can also taken place within one lifetime as a more rapid process of purification and
transformation. The ‘purification process’ changes the structure of personality altogether and
the way in which we relate to emotions. The process of purification makes us new and enables
each human being to develop a ‘light body’.
What is a Light Body?

by Julie Redstone
The process of purification fosters the transformation of the physical, mental, and emotional
aspects of each human being and, indeed, of all of embodied life, into a state of greater
resonance with the higher frequencies of spiritual light. To the degree that this is
accomplished, the embodied self, including the physical form, no longer operates in the same
way that it once did. Instead, it operates as a vehicle for the properties of God’s light, and
becomes capable of radiating these properties at all levels.
What we call the ‘energy-field’ or ‘aura’ which all human beings possess is an aspect of a
light body but not the whole. The ‘aura’, generally speaking, has been a term used to describe
the energy field that surrounds individuals, transmitting currents corresponding to the
qualities of thought, emotion, and higher consciousness that human beings carry. The light
body, by contrast, incorporates the auric or energy field. But it also consists of the cellular
structure of each organ, the molecules of each physical cell, the atoms of each molecule, and
the electrons and sub-atomic particles of each atom. In addition, the light body, as it develops,
is capable of influencing the genetic code and chromosomal structure which give rise to
personal traits and characteristics.
All that is physical as well as all that is mental and emotional is capable of transformation by
the higher frequencies of spiritual light so that the entire physical, mental, and emotional
being vibrates at a higher level with a new and different consciousness.
Within this frame of reference, it is important to note that the premise of the light body is that
all that we currently hold to be solid is not truly solid, but contains crystallized or coagulated
energy which holds together for a time and purpose, only to dissolve later on into energy once
more. Once we understand the fundamental aspect of the human organism as energy
manifesting on all levels of expression, it becomes easier to see that a new energy containing
qualities of Divine love, light, hope, and joy could infuse a pre-existing energy field and
transform it into a new configuration.
This is fundamentally what happens in the creation of a light body. The energies of mind and
emotion that we call ‘thought’ and ‘feeling’ are transformed through the introduction of
spiritual light into a new energy pattern. This energy pattern resonates with, and increasingly
conforms to the Divine inner nature of each human being.
Expressed differently, the energy of spiritual light, as it affects the physical, mental, and
emotional being, begins to separate out light and darkness at each level of experience,
amplifying and merging with that which is already light-filled within the self, and releasing
and dissolving what is not capable, in its essence, of joining with the higher frequencies of
186
light.
The process of purification enables each one who wishes to, to transform themselves in this
way, through the creation of a body of light which permanently alters the qualities of
consciousness that each has held for a very long time. The new light body is not created
through one thought, one effort, or one moment in time, but rather through a process of
integration and transformation that is progressive and that involves a willingness to become
the Divine blueprint or pattern that lives within. This willingness, and the orientation toward
purity and purification, enables each embodied soul who chooses to, to live in a state of
communion with their deepest Divine nature and with the Divine that is God. Purification
creates the possibility for living a sacred and self-aware life on all levels, within the physical
realm and beyond.
The means by which it achieves this involves several dynamic principles, each related to
Divine action affecting life within the human sphere:
First, that the higher potencies of spiritual light will act upon the human sphere and, indeed,
the entire physical dimension, to separate light and darkness wherever they are found,
releasing and dissolving the latter, and amplifying and expanding the former.
Second, that within this process, a new relationship with ones body, thoughts, and emotions is
required, so that what needs to be let go of can be. (See Article III, which will be posted soon)
Releasing and Letting Go
by Julie Redstone
Emotional Healing and the New Light Body Part 3
Releasing and ‘letting go’ are not the same thing. Releasing of emotional and mental energies
often takes place when these energies are transmitted unconsciously into the environment
where they circulate among others as anger, judgment, fear, or blame. Given free reign in this
way, such energies tend to have a negative effect on relationships with others and also create a
feedback loop by virtue of being freely expressed. Liberated negative energy tends to recycle
back into the psyche and into the body. It is not really ‘let go of’ but is returned as a dynamic
force which we continue to carry within us. Releasing can also take place in a more solitary
way when one gives way to despair, depression, or anxiety, even if no one else is around.
Releasing does not always involve a conscious process. Indeed, most energies are released
unconsciously since most people are not yet aware of the effect of their energetic state on
themselves or on others. This becomes especially problematic as the energy of spiritual light
strengthens on the Earth and interacts with the physical, mental, and emotional body. Then, it
begins to stir things up so that what was formerly bound or held in check is sent out into the
environment more strongly. This may create disturbances in relationships and it may also
create disturbances in one’s mood or feelings about the self. Without consciousness, this
process can create a great deal of turbulence and turmoil. With consciousness, the formerly
unconscious process of ‘releasing’ can become a conscious process of ‘letting go’.
‘Letting go’ is activated by both heart, mind, and will and is supported by the deeper layers of
one’s being. It involves a determination to separate from negative energies, to remain aware of
187
what is happening emotionally, and to be willing to participate in the healing process so that
the movement of God’s light can take place with maximum positive effect. When this occurs,
whatever needs to be let go of will be in the smoothest possible way.
Some people need to let go of fear. Some need to let go of anger. Some need to let go of self-
hatred. Some need to let go of hopelessness. There are many emotions that human beings
carry that are supported by and infused with energies of darkness that need to be let go of as
purification proceeds. The best way to do this is to anchor in the light of one’s being which is
simultaneously the light of God so that there is an inner place to ‘stand’ and to identify with
while an upsurge of unwanted energies may be taking place.
One does this not primarily through human effort and will, but through the mind and heart
connected with Divine will. This involves one’s conscious desire to be free of something,
supported by a willingness and readiness to anchor in a relationship with the Divine.
There are other ways that human beings have tried to create healing of unwanted emotional
characteristics. These include intellectual understanding of their origins (psychoanalytic
theory), behavior management, cognitive re-training, and the strengthening of the will. Some
of these strategies worked well for some, some not at all. What the new perspective of
emotional healing offers is an understanding that there is a spiritual underpinning to
transformation of emotional energies that is accessible to each and every one who pursues this
direction. This pursuit involves a desire to engage with one’s deeper Divine nature.
Such a spiritual underpinning is accessible to the conscious self who seeks it. It is accessible
through prayer, through alignment and meditation, and through the power of light in one’s
surroundings and within one’s body to create changes in attitude, feeling, and motivation.
There are a number of ways to anchor light within body and consciousness to support the
process of purification and letting go:
1. Prayer of the heart in asking for healing. It does not matter what language or what belief
system this prayer comes from. Only that it is a sincere prayer of the heart.
2. Alignment with the consciousness and energy of the higher Self and God. Here, the
Practice of Alignment is particularly useful in creating a daily practice of connecting with an
energy field of light.
3. Meditation of many kinds allows one to join with the pure state of Being that transcends the
emotional self. This permits a space to develop between awareness and the emotions, a space
in which one can watch them more from a distance.
4. Being with others who are similarly purifying through their incorporation of greater light
and their pursuit of a relationship with the Divine.
5. Changing one’s diet and physical habits so that these bring more light into the body (See:
The Sacred Consciousness of Food.
6. Creating a sacred altar space within the home to help with the physical anchoring of light.
Each of these elements contributes to the process of letting go by helping to anchor one’s
188
awareness in an emerging spiritual matrix rather than in a place of identification with the
emotions. As a result of this shift, we come to recognize emotions as ‘that which we carry,’
not ‘that which we are’.
Post Traumatic Healing and the New Light Body

by Julie Redstone
Trauma is not produced by one thing but by many different kinds of things, each of which can
leave an indelible imprint on the inner life of the individual. This memory-imprint repeats
itself over and over again in the inner awareness with a seemingly independent life of its own.
Such repetition, as painful as it may be, is the body and psyche’s way of discharging excess
emotional, physical, and mental energy that could not be processed at the time of the trauma.
In one sense, what defines trauma is not the original event itself, but the way in which that
event is experienced by the conscious and unconscious self. A traumatic event is one is which
the inner being experiences a kind of shock and overload to the entire psycho-physical
system. Whatever the stimulus, the entire organism cannot effectively process it at the time of
its occurrence. That is why the memory-imprint of a traumatic event recurs as vision, sound,
thought, and feeling. It recurs with an effort, however ineffective, to create completion and
closure.
The possibility for feeling traumatized given a sufficient degree of distress lives within
everyone. It is part of the human experience in a state of separation from the Divine. When a
human being has nowhere else ‘to stand’ within themselves in relation to events that are
horrifying, shocking, or deeply upsetting, the energetic overload to the nervous system
becomes too great to be integrated. This emotional, mental, and physical energy has to go
someplace since it cannot be absorbed. Temporarily, it goes into the unconscious mind and
into the body where it may lie dormant for a while. However, a triggering event in the present
can reach into the unconscious and create an inner neurological pathway that repeats the
traumatic event as if it were happening now. This is because the unconscious mind and the
body are not separate, but two parts of one living organism. This organism is trying, in the
case of trauma, to deal with pain and shock. As a result, the original overload to the neural
circuitry, glandular system, mental process, and physical organs gets reactivated when a
current stimulus in some way evokes the original one.
Sometimes, however, post-traumatic stress does not depend on a renewed external reminder to
activate the original response. The internal circuits are sufficiently overloaded on a continual
basis that the inner reality is as if the original event is happening all of the time at varying
degrees of conscious awareness. This inner picture, whether triggered by an external or
internal stimulus, creates the feeling of reliving the original traumatic event, often in its full
measure of intensity.
Awareness of the light body can help with this situation, especially when one understands
trauma in the sense of system overload of an energetic kind. The light present in the light
body, when of sufficient potency, can begin to dismantle the original energetic picture,
substituting a new energy for the old and reconfiguring the existing pattern of stimulus and
response. The energy of light as it increases, is capable of wiping out the original energetic
pattern, and where there was trauma and upset, of replacing it with peace and a sense of
189
equilibrium and balance.
Looking at post-traumatic healing from the perspective of light and the light body, the
problem is one of creating new energetic pathways within the physical organism, pathways
that are based on spiritual light. For most people, this progression is only in its beginning
stages, brought about by the gradual increase of light upon the Earth. As a result, the potency
of light may not yet be sufficient to entirely wipe away the preexisting energetic conditions
that shape the post-traumatic response. And so a complete healing through the light body may
not be available at the present moment. However, such healing is often partially or
substantially available and, when combined with other ways of treating the problem, can
create increased space and separation between the present and the past, and between a current
stimulus and the traumatic event or events that are being recalled.
The picture of post-traumatic healing is very much the same for anyone who is trying to let go
of the past. It differs only in intensity and in the degree to which responses are ‘hard-wired’
into the nervous system. Such healing involves standing in a place of inner light that is joined
with the higher self and God, and from that place, redirecting attention and energy so that it
resonates more with the spaciousness of the higher self. The problem with post-traumatic
stress and the challenges to healing are that access to the soul or higher self seems very far
removed from what the conscious self feels capable of feeling.
Despite potential limitations, the light body, even in the present, can still play a large part in
helping with post-traumatic stress. Introduction of energy of a higher frequency can begin to
shift the existing energetic configuration within the body, and this alone can set free new
potentials for healing based on the body’s own resources and on the capacities of mind and
heart. For those affected by traumatic events of the past, learning to anchor oneself in light
can be key for easing the pain of the past, for reducing the stress of recurrent memories and
visions, for allowing greater presentness in ongoing relationships, and for feeling more
balanced in one’s emotional and mental life. All of this can take place as the body becomes
more capable of holding a greater amount of spiritual light and as the amount of negative
energy present decreases.
For the future, the possibilities are entirely open for the complete healing of post-traumatic
stress through the light body, no matter what kind of stress one has been exposed to. Healing
of trauma in this way will take place on two levels: first, the original stress will have a far
greater chance of immediate absorption and integration given the higher energy of light
present in the body and the greater unity experienced with one’s Divine self, and second,
where a difficult or stressful episode may occur, identification with the body-memory and
emotional-memory will be replaced with identification with the higher self. To the degree that
this happens, a memory may be recalled but its recall will not have the same impact on one’s
sense of self. This changed relationship with the emotional and physical self can happen as the
inner being identifies more and more with the higher self and functions more on a soul level.
To the extent that this is possible, the stressful memory will fade into the background so that
its meaning and importance in the present will be diminished. Such a shift will allow those
who are now troubled by post-traumatic stress to become re-engaged with the fullness of life,
enabling them to lay down the burdens of the past that they have for so long been carrying.
Emotions and the Multidimensional Self

by Julie Redstone
190
Human beings individually and humanity as a whole are accustomed to identifying selfhood
with the thoughts, feelings, and sensations of the physically embodied self. This is
understandable, since for most of human history, a curtain has been drawn across the energetic
pathways that connect the physical self and the higher aspects of that self. This curtain has
been an intrinsic part of embodiment within the Earth’s evolutionary cycle. It was created out
of the choice made by incarnating souls to experience the realm of form as the path to their
own independent selfhood. As a result of this energetic and spiritual choice, access to the
higher aspects of one’s total self became limited at best and inaccessible for many.
Today, this situation is changing. The soul, which holds the imprint of Divine purpose and the
memory of multiple incarnations of life-experience, is now more available to guide the
embodied self. Just as the soul is a higher aspect of the physically embodied self, so, too, is
what has variously been called the higher Self, ‘I Am Presence’, or ‘Divine Presence’ a higher
aspect of the soul. For purposes of simple communication, it is often useful to speak of the
soul and higher Self as if they were the same, but in fact one is more connected to the journey
within the physical dimension, and one is more connected with the Eternal.
As emotional purification takes place, it removes from the body of light that is being formed
those lower emotional energies that prevent the transmission of pure spiritual light. As this
occurs, access to the higher realms of Spirit increases as does access to the higher aspects of
oneself. This shift increases awareness of a world of spiritual help, guidance, and beings that
may not have been perceived as entirely real before. Now, this world makes itself known to
the newly awakening centers of awareness within the brain and body. As part of this opening,
motivations, perceptions, and feelings that come from a purer place within one’s own being
also become accessible.
Generally speaking, emotions on the physical plane hold an intense reality for us that is
related to their connection with our bodies. They grip us with sensations, thoughts, and the
impulse to express. However, emotions also exist at the soul level of our being that are
wholely positive and connected with love. As the emotional body connected with the physical
clears, these emotions are given more space and can be felt more strongly as a state of being
that lives deeply within the self, independent of any outside cause.
Emotions of the higher aspect of oneself can include feelings of joy, peace, oneness,
spaciousness, freedom, tenderness, gratitude, and love. These qualities of feeling remain as
purification proceeds, while the lower aspects drop out. As a result, the physically embodied
self begins to experience itself within time and space as a timeless being, living in tune with
its higher and deeper nature and with the flow of universal life.
The clearing of emotional and mental energies from the energy body allows light of higher
frequencies to heal not only the emotional level, but the mental and physical levels as well. If
we hold to the premise that there is nothing physical that is not preceded by a consciousness
aspect which is the true cause of the physical manifestation, then we may perceive that as
spiritual light transforms the physical, mental, and emotional bodies, those consciousness
sources of physical distress begin to change and disappear. Here lies hope for the end of
illness and disease at some point in humanity’s growth, for as the consciousness that gave rise
to the physical manifestation changes, so, too, does the physical expression change.
191
Such healing may not be noticeable in the early stages of purification. Nevertheless, it is
proceeding in such a way that the thoughts that create illness are being dissolved, while the
thoughts and consciousness that creates health are being retained.
Imagine, if you will, a body of light that is free of negative thoughts and emotions and that, at
the same time, is free of illness and the causes for it. This imagined body of light is the true
destiny of human beings. For it is part of the evolution of human consciousness to spiritualize
matter, and at the same time to participate in the total healing of that which has been cut off
from the realms of Spirit. We move toward that destiny now with every step taken toward
incorporating spiritual light within our physical, mental, and emotional being, and every step
taken toward allowing the deeper truths of who we are to find expression in the shaping of our
lives.
The Healing of Anger

By Julie Redstone
Many people would like to get rid of anger but do not know how. This is often because
despite its inner and outer consequences, anger is frequently chosen over its possible
alternatives which are deemed to be more painful. What are these alternatives, and why would
one choose anger above them?
In a general sense, at the root of all anger is helplessness. One might say that at least some of
the time the sense of helplessness is a perceived sense rather than a reality. Or, one might say
that if one were in right relationship to life and God there would be a way through the
helplessness which is a legacy of the sense of separation from the Divine. Indeed, both of
these statements would be true. Neverthless, on the level of human experience, to undo anger
and to approach a deeper level of truth, one must be willing to experience the underlying
issues of helplessness and fear that one is warding off. This does not mean giving these
feelings full power over the self. Nor does it mean that one must stop acting in self-caring
ways and instead become passive. Rather, helplessness must be uncovered as an inner
perception of how things are or were.
People choose anger because anger feels like it empowers the self. It reduces the feeling of
helplessness and conveys both the desire and often the capacity to 'do something' about
whatever is troubling. Often, however, the success of such a strategy is an illusion, since
anger generally begets negative consequences either from the environment or from within
oneself.
In the context of a spiritual framework, the uncovering of the feeling of helplessness needs to
be accompanied by a willingness to give the helplessness to God, and trust that no matter
what the circumstance, peace, hope, and healing can take place. This is possible because
healing does not depend on things changing on the outside but on the inside.
These things are simple to say but often difficult to put into practice for those who have
chosen anger as the safer way to live. Trust that letting go of anger will leave things alright is
sometimes a difficult belief to acquire. Often, profound helplessness has been experienced in
relation to dealing with circumstances that could not be changed, people who could not be
changed, or the limitations of life as a whole over which one has had little or no control. Each
of these things, when faced directly, can evoke a great deal of pain. For this reason, it is easy
192
to see why one would want to choose anger and to protect against its alternatives.
Nevertheless, and despite these reasons, helplessness does not require defenses. In the
presence of the feeling of vulnerability, it requires a relationship with God and a relationship
with pain which allows it to be held with compassion and trust. Such compassion and trust
allows the self to know that even in the presence of pain, one is alright and upheld from
within.
Helplessness is not weak, nor is it bad, nor is it passive. It is part of the human experience in a
state of perceived separation from God. Its strength lies in its honesty and in the relationship it
creates with the Divine. Out of this relationship comes an understanding of the highest
possible response to life in the way of action or non-action. This understanding applies to
those situations which would formerly have been met with anger. Out of this relationship with
the Divine also comes compassion for all that exists in limitation.
To undo anger, one must replace it with trust and with the desire to learn a new relationship
with life. Having seen its purposefulness as a defence and also the negative consequences for
oneself and others, one can choose to face the feeling of helplessness more openly. One can
choose to live from a deeper truth.
Out of this choice may come the decision to lay down ones arms and armaments and to
become like a little child again. Most children feel and are small and helpless without a sense
of endangerment. They feel trustful and they feel protected. In a similar light, with the
innocence of a child, one can learn once again to find a substitute for anger, and a new way of
living that is more open and free.
http://www.newlightbody.org
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/emotional-healing-and-the-new
Onlardan Öğreneceğimiz Çok Şey Var

193
194
195
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/onlardan-oegrenecegimiz-cok
196
Bunların Hepsi Gelip Geçici, İşte Dünyanın
Gerçek Sahipleri
Bunların Hepsi Gelip Geçici
İşte Dünyanın Gerçek Sahipleri
197
198
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/bunlarin-hepsi-gelip-gecici
Bedenlenerek Doğduğum Yüce Toprak

İstanbul ve Türkiye'ye Teşekkürler...
Bedenlenerek Doğduğum Yüce Toprak İstanbul ve Türkiye'ye Teşekkürler 18.08.2009 -

İstanbul - David Doğan Beyo
İstanbul'a Teşekkür Et
Türkiye'ye Teşekkür Et
Yolda Yürüdüğün İçin Yola Teşekkür Et
Güneşe Seni Isıttığı İçin Teşekkür Et
199
Yağmur İstiyorsan , Yağmur Yağmadan Ona Teşekküt Et
Sevgi İstiyorsan, Onu Kalbinde İlk Kendine Hisset
Sevkati, Anlayışı, Farkındalığı İçinde Hisset
Sen Daha Çok Sevdikçe Sevgin Genişleyecek
Sevgide Bir Güneş Gibi Olacaksın
Ve O An' da Sonsuz Varoluşun Sonsuz Işığı Olacaksın
İstanbul'a Teşekkür Ederim
Türkiye'ye Teşekkür Ederim
Sevgi Yolunda Yürüdüğüm İçin Teşekkür Ederim
Güneşe Beni Isıttığı İçin Teşekkür Ederim
Yağmur İstiyorsam , Yağmur Yağmadan Ona Teşekkür Ederim
Sevgi de Olmak İsitiyorsam , Onu Kalbimde İlk Kendime Hissederim
Sevkati, Anlayışı, Farkındalığı İçimde Hissederim
Ben Daha Çok Sevdikçe Sevgim Genişler
Sevgide Bir Güneş Gibi Olurum
Ve O AN'da Sonsuz Varoluşun, Sonsuz Işığı Olurum
Amin
Amen
Adonai
Allah
Alif
Elif
1
Sevgi Ve Işıkla
Sonsuz Varoluşa Teşekkürler
David Doğan Beyo
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/bedenlenerek-dogdugum-yuece
200
Aşkla Paylaşım / 7
 Posted by Nilambara dd on August 21, 2009 at 1:03am
Sevgili dostlar, sizleri bekleyen günlerin içinden akarken biliyor ve fark ediyorsunuz ki
yaşadıklarınız ve siz farklısınız. Değişimi artık çok daha güçlü hissediyor ve
gülümsüyorsunuz bu değişimin içinden, kaosun gücünü daha az hissediyor ve sevginin
gücünü daha fazla anlıyorsunuz. Sizlerin içinde yeşeren ve büyüyüp taşan sevgi çok daha
fazla sarmaladı dünyanızın yaralarını ve artık yaralar çok daha hızlı iyileşmekte ve kaosun
yaratıcıları güçlerini daha da yitirmekte. Sevginizin gücü ile başardınız bunu.
Her durumda, her koşulda, her duygu ve düşüncenin içinde deneyimlediniz sevginizin
gücünü. Gördüğünüz sizi mutlu etmeli, endişe ve korku yerine sevgi ve aşkı besleyerek,
neşenizi koruyarak başardınız bunu.
Sevgili dostlar, bizler sizlerle birlikte yol almaktan mutlu olduğumuzu defalarca tekrarladık ve
bunu hala tekrarlamak istiyoruz çünkü sizler umduğumuzdan daha da hızlı uyum
sağlamaktasınız değişimin akışına. Eskiyen enerjileri, eskiyen duygu ve düşünceleri terk
ederken, yeniye sevgi ve neşe ile kucak açmaktasınız. Eski enerjileri besleyen endişe, kaygı
201
gibi duyguların yersiz olduğunu anladınız. Umudunuzu korumanın ve neşeniz ile beslemenin
tek çare olduğunu gördünüz. Bilmelisiniz ki içinizden akan ve taşan sevgi dolu enerjiniz sizi
ve çevrenizi çok dolu dolu beslemekte. Bu güzel doygunluğun yarattığı yeni enerjiniz, sizinle
birlikte büyüyerek yayılmakta ve kaosu besleyenlerin gücünü azaltmakta, kaosu zayıflatmakta
ve biliyorsunuz ki siz güçlendikçe kaos da yok olacak. Ellerinizdeki gücün uzun zamandır
farkındasınız, bu gücün sadece sevginiz ile beslenen neşeniz olduğunu görmek kaosu
besleyenleri şaşırtmakta. Çözümün bu kadar basit ve bu kadar sade olduğunu anlayamıyorlar.
Kaosu güçlendirmek için gösterdikleri muazzam çabanın yanında, sizin sade ve basit çabanız
onları şaşırtmakta.
Boşalttıkları enerjinin anlamsızlığını görmeye başladıklarında artık onlar da sevginizin ve

neşenizin ne muazzam bir güç oluşturduğunu fark edecekler. Bu basit güzelliğin sihrine
kapılarak, kaosu beslemek için enerjilerini anlamsız çabalarla boşa harcamak yerine,
sevgilerini ve neşelerini güçlendirmek için daha az çabanın yettiğini anlayacaklar, idrak
edecekler. Büyük değişimin tamamlanma süreci de böylece hızlanacak. Bu değişimin
bekledikleri felaketler zinciri değil güzellikler zinciri olduğunu anlayacaklar. Büyük
değişimin görünende değil görünmeyende olduğunu anlayacaklar, korku ve endişelerinin
anlamsızlığını idrak edecekler. Sevgi ve neşeleri ile beslenen umutlarının esas yakıtları
olduğunu fark edecekler.
Sevgili dostlar, bu süreci yaşamaları için onlara zaman tanıyın, büyük ve karanlık
derinliklerden aydınlığa çıkmanın çok kolay olamayacağını biliyorsunuz, zamana ihtiyaçları
olduğunu takdir ediyorsunuz. Ancak, bilmelisiniz ki içinde bulunduğunuz güzellikler bu çıkışı
kolaylaştırmakta ve çok zaman gerektiren süreçler kısa zamanlar içinde gerçekleşebilmekte.
Bu fırsatlar sunulmakta, ışığın gücünü farkederek uyanmaya niyet eden kaos tutkunlarına...
İçinde bulundukları derin karanlığın içinden tepelerinde parlayan ışığa dönmekteler,
karanlığın derinlerinden ışığın parlaklığına dönmekte gözleri. Karanlığın körleştirdiği gözler,
aydınlığın içinde gören gözlere dönüşmekte.
Sizlerin içinden yükselen ve büyüyerek taşan sevginiz ve her durumda koruduğunuz neşeniz
gerçekleştirdi aydınlığın yükselen gücünü. Karanlık ve derin bir mağraya gömülen dünyanızın
çeşitli yerlerinde birer birer yaktığınız mumlar güçlü meşalelere dönüştü, sevginiz ve neşeniz
ile beslenen azminiz meşalelerinizin gücünü arttırdı ve meşalelerinizin birleşen ışığı
karanlığın gücünü azalttı. Bunu sizler başardınız ve sizlerin tevazuu dolu olgunluğunuz ile
karanlık mağara gün ışığına kavuşmakta, dünyanız gittikçe daha fazla aydınlanan bilinçlerle
dolmakta. Her aydınlık bilinç çevresine yaydığı ışıkla her seferinde daha fazla karanlık bilinci
aydınlatmakta. Aydınlanan bilinçlerin yaygınlaşması ile, görünenin değil görünmeyenin asıl
gerçek olduğunun idrak edilmesi büyük kurtuluş günlerini daha da yaklaştırmakta; yani
sevginizin-neşenizin görünür hale dönüşmesi ile gerçek sanılan görünenin aslında hayal, hayal
sanılanın ise gerçek olduğunun anlaşılmasıdır büyük kurtuluşa açılan kapı.
Sevgili dostlar, dünyanızı saran ticari savaşların anlamsızlığı ile kavrulan yüreklerinizin sevgi
ve neşe ile beslenen alevi, aydınlığın ışığını güçlendirecek, ve ticari savaşların yerini dengeli
paylaşımların aldığını göreceksiniz. Dünyanızda olması gereken dengeli paylaşımın sevginiz
ile beslenerek gerçekleşeceğini göreceksiniz.
Aydınlanan bilinçlerin birleşen ve yükselen ışığı aydınlatacak dünyanızı. Bilmelisiniz ki çok

yaklaştığımız bu aydınlığın ışığını henüz göremeseniz de hissetmektesiniz. Hissettiğinizi ve
ne olduğunu anlayamadığınız, anlamlandıramadığınız farklılığın bu aydınlığın ilk ışıkları
olduğunu söylemeliyiz. Gülen gözlerinizden akan ışığınızın tüm yolları aydınlatması
202
dileğimizle...
10.08.2009
Aktaran: Nilambara dd
http://nilambara.blogspot.com/
Resim: Eternal Annexation - Rassouli
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/askla-paylasim-7
Love needs a great courage / OSHO

 Posted by elif elisabeth on August 21, 2009 at 4:01pm
Love needs a great courage
This is the courage that is needed: not to enforce yourself upon the other, not to encroach, not
to possess, not to be violent.
Whenever we want the other in a certain way, there is violence. So even if you have to suffer,
even if you have to go into anguish, agony, and pain, go, but never interfere. And you will be
immensely benefitted by it.
You will come to know the deepest flavour of love. Just hugging somebody is nothing, just
making love to somebody is also not much... but to love somebody so deeply that you can
help them to be free from even you, is something immensely valuable.
To give freedom, total freedom, unconditional freedom, will bring you the deepest joy of love.
203
It may have tears in it but it will have a deep laughter too, a profound joy too. And there is no
incompatibility between tears and joy; they are very compatible. Sometimes there are
moments when you are weeping and crying and still feeling a great blessing.
OSHO
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/love-needs-a-great-courage
LORD MELCHİZEDEK - ENERJİ TIP

EKİBİ
Natalie Glasson kanalıyla – 17 Ağustos 2009
Hepinize selamlar, Ben Lord Melchizedek’im; Kalbimden ve ruhumdan Dünya’daki herkese

Evrensel Mesih Bilincini yayarak öne çıkıyorum. İlahi çocuklarım ve Yaradan’ın ruhunun
veçheleri, şimdi sizleri onurlandırıyorum. Dünya’da deneyimlemekte olduğunuz değişimleri
ve dönüşümleri ve bizlere, rehberlik eden ışıklarınıza imanınızı onurlandırıyoruz. Dünya’da
hareketlenmeler gerçekleşirken, negatif enerjinin salıverilmesi ve pozitif enerjinin
demirlenmesi gerçekleşirken, iman gereklidir. Bu, şu anda Dünya’da deneyimlemek için
harika bir büyüme zamanıdır, çünkü kısa bir zaman periyodu içinde öğrenebilir, erişebilir ve
ulaşabilirsiniz, özellikle arınmaya ve yükselişe odaklanıldığında. Önünüze çıkan değişimin ve
ayırmanın zorluklarını tamamlamanızı sağlamak için, enerjinize ve sezginize güvenmeyi,
Yaradan’ın iradesinin sizi ileri taşımasına izin vermeyi öğrenmelisiniz ve her şeyin
beklediğiniz gibi her zaman akışta olmadığını öğrenmelisiniz. Merkezlenmenize,
dengelenmenize, odaklanmanıza ve esnek olmanıza izin verdiğinizde, gerçekleşmekte olan ve
dönüşümü getiren büyümenin bu şimdiki dalgasından çok şey kazanırsınız. Lütfen ruhumun
ve Yaradan’ın evreninin içsel planlarındaki tüm sevgi dolu yükselmiş üstatların ve meleklerin
desteğine sahip olduğunuzun, her zaman sevgiyle çevrelendiğinizin farkında olun.
Şimdi, bugün sizinle iletişimimin amacına geçmeme izin verin. Farkında olmanızı istediğim
özel bilgelik ve içgörüler ile geldim. Geçen haftaki mesajda Lady Nada’nın (yükselmiş
üstatlardan biri) bilgeliğini ve rehberliğini ilettiğini anlıyorum, o Dünya’daki enerji
değişiminin insanların sağlığını nasıl etkilediğinin farkında. Bunun nedeni, Dünya’nın enerjisi
değişirken ve fiziksel bedeninizi dönüştürürken, etinizin, kemiklerinizin, kanınızın ve tüm
fiziksel tezahürünüzün düşük enerji titreşiminden yüksek titreşime geçmesidir. Bu dönüşüm
hastalıkla sonuçlanabilir, çünkü bedeniniz pozitif yeni enerjinin demirlemesine yer açmak için
eski negatif enerjiyi salıveriyor. Fiziksel bedeniniz yüksek ışık titreşimine dönüşüyor, böylece
ruhunuzun büyümesini destekleyebilir ve yükselmiş üstat bilinci ve üstatlığının yeni
seviyesine ulaşmakta size yardımcı olabilir. Gerçekte, her ruhun deneyimlemesi için Dünya
üzerinde sevginin yeni çağının tezahürünü sağlamak için her şey değişiyor, ancak bu süreç
204
kademelidir ve sevginin yeni çağı demirlenme döngüsünü tamamladığı zaman, insanlık
herhangi bir değişimin farkında bile olmayabilir. Etraflarındaki ve içlerindeki enerjilerin daha
çok farkında olanlar için, onlar tüm gezegenin ve insanlığın enerji titreşiminin ve sevgi
içeriğinin yükseldiğini, yaydıkları ışığın daha parlak olduğunu ve Yaradan’ın enerjisine daha
fazla açık olduklarını fark edebilirler. Yaradan’ın enerjisinin ve eylemlerinin basit ve çoğu
zaman süptil olduğunu hatırlayın.
Dönüşümün enerjileri insanlığın fiziksel bedenlerini ve sağlığını etkilerken, Dünya’daki

herkesi iyileştirmek, rahatlatmak ve esenliğini artırmak için çağırılabilecek olan bir enerjiyi
getiriyorum. Evrensel seviyede, Evrensel Enerji Tıp Ekibi olarak bilinen özel bir yükselmiş
üstatlar grubumuz var. İçsel planlardaki ışık varlıkları olarak, bütünleştirme, büyümedeki
zorlukları veya yüksek ışık titreşimlerini demirlemenin streslerini gidermekte yardımcı olmak
için Evrensel Enerji Tıp Ekibini çağırırız. Evrensel Enerji Tıp Ekibi ayrıca Dünya’dakilere
yardımcı olmak için de mevcuttur, onların çalışması harikadır; ağrılarınızı, incinmelerinizi
veya rahatsızlıklarınızı iyileştirmek için enerji titreşiminiz ile çalışırlar.
Dünya’daki her şey enerji katmanlarından oluşur, Tıp Ekibi sizi Yaradan’a hizalamak,
dengenizi geliştirmek ve esenliğinizi ve sağlığınızı mükemmelleştirmek için içinizdeki enerji
katmanları ile çalışır. Ciddi veya yaşam tehdit edici hastalıklar dahil her türde hastalık,
yaralanmalar, rahatsızlıklar, soğuk algınlıkları ve grip, zihinsel ve duygusal rahatsızlıklar, kol
ve bacaklardaki hasarlar veya ağrılar, deri şikayetleri ve sinir sisteminizdeki problemlere
yardımcı olmaları için Evrensel Enerji Tıp Ekibini çağırabilirsiniz. Başağrılarına, enerji
düşüklüğüne, doğuma, alerjilere, ruhsal strese ve rahatsızlığa, aslında fiziksel bedeniniz ile
ilgili her şeye yardımcı olurlar. Onlar ruhsal dünyanın doktorları gibidirler ve bir insanın
deneyimleyebileceği herhangi bir fiziksel tedaviye yardımcı olabilirler. Evrensel Enerji Tıp
Ekibine kendi sözlerinizle basit bir çağrı, sizi onların enerjisine hizalayabilir ve onların ilahi
bir şekilde müdahale etmelerini ve sizin için en uygun şekilde iyileştirmelerini sağlayabilir.
Bazen ruhunuzun ve Yaradan’ın iradesi nedeniyle ve belirli durumları deneyimlemeniz
gerektiği için, Enerji Tıp Ekibi sizi tamamen iyileştiremeyebilir. Bu durumlarda, ağrıları veya
rahatsızlıkları hafifletmelerini isteyebilirsiniz.
Aşağıda, şifaya yardımcı olmaları için Evrensel Enerji Tıp Ekibini çağırmak için
kullanabileceğiniz bir çağrı örneği var.
“Rehberlerimin ve ruhumun gözetiminde, herhangi olabilecek negatif enerjilerin pozitif
enerjiye dönüştürülebilmesi için, şifa enerjilerini varlığımın derinliklerine aktarmaları için
Evrensel Enerji Tıp Ekibini çağırıyorum. (Şimdi Evrensel Enerji Tıp Ekibine durumunuzu ve
ağrının nerede olduğunu veya neyin iyileştirilmesini istediğinizi açıklayın). Şimdiden
yardımınız için teşekkür ederim, enerjime ve fiziksel bedenime demirlenen iyileştirici
titreşimlerinize açığım ve alıcıyım. Öyle olsun.”
Sonra uzanıp huzur ve dinginlik içinde gevşemeniz önemlidir, onların enerjisini etrafınızda
hissedersiniz. Derinizde ürperti veya karıncalanma duyumsaması hissedebilirsiniz, serinlik
veya sıcaklık hissedebilirsiniz, uykuya dalabilirsiniz. Evrensel Enerji Tıp Ekibi içlerinde
Mesih bilincini taşıdıkları ve bunu sizinle paylaştıkları için, her zaman güvende olduğunuzu
bilin. Gereksinim olduğunu hissettiğinizde bunu dilediğiniz kadar sık tekrarlayabilirsiniz,
gelişme hissedene kadar, şikayetinize bağlı olarak, tam iyileşme sağlamak için ekiple birkaç
seans çalışmanız gerekebilir. İster ciddi bir ağrınız olsun, ister küçük bir şikayetiniz, Evrensel
Enerji Tıp Ekibinin her zaman size yardımcı olmaya açık olduğunu hatırlayın.
Bağışıklık sisteminizi güçlendirmeye ve sağlığınızı güçlendirmek için fiziksel bedeninizdeki
205
vitaminlerin ve minerallerin doğru dengesini taşımanızı sağlamaya yardımcı olmaları için
Evrensel Enerji Tıp Ekibi ile çalışabileceğinizi anlamanız önemlidir. Evrensel Tıp Ekibi
fiziksel beden için gerekli olan tüm mineralleri ve vitaminleri taşıyan bir ışık demetine
sahiptir. Eğer vitamin ve mineral güçlendirmesi ve dengesi isterseniz, gereksinim duyduğunuz
mineralleri ve vitaminleri değerlendirirler ve varlığınıza bir ışık demeti olarak aktarırlar.
Dünya’da yaşamınıza devam ederken, bu genel sağlığınızı güçlendirmek ve her zaman
enerjiyle dolu olmayı, sağlıklı ve güçlü kalmayı sağlamak için harika bir alettir.
Aşağıda bağışıklık sisteminizi ve vitamin ve mineral dengesini güçlendirmek için Evrensel

Enerji Tıp Ekibini çağırmak üzere her gün kullanabileceğiniz bir çağrı var.
“Rehberlerimin ve ruhumun gözetiminde, şifa enerjilerini varlığımın derinliklerine

aktarmaları için Evrensel Enerji Tıp Ekibini çağırıyorum. Işıltılı sağlık içinde olmakta bana
yardımcı olacak bağışıklık sistemi güçlendirmesi almayı diliyorum. Ayrıca fiziksel bedenimde
vitamin ve mineral eksikliği olup olmadığını veya vitamin ve mineral güçlendirmesine ya da
dengesine ihtiyacım olup olmadığını anlamak için fiziksel bedenimi değerlendirmenizi
istiyorum. Lütfen sonra beni Vitamin ve Mineral Güçlendirme ve Dengeleme Işık Sisteminize
hizalayın. Fiziksel sağlığıma ilahi etkinize açığım ve alıcıyım ve benimle paylaşmak
istediğiniz rehberliğe minnettarım. Lütfen yüksek ve ışıltılı bir sağlık ve esenlik seviyesini
sürdürmeme yardımcı olun. İlahi müdahaleniz için teşekkür ederim. Öyle olsun.”
Bu çağrı, sağlığınıza yardımcı olması için günlük rutininize bütünleştirilebilir. Alternatif

olarak size yardımcı olması için kendi sözcüklerinizle Evrensel Enerji Tıp Ekibini
çağırabilirsiniz.
Evrensel Enerji Tıp Ekibi şifaya odaklanır, içsel planlardaki ruhsal tıp doktorlarına benzerler
ve sağlığınızı geliştirmek için enerjinizle çalışırlar. Evrensel Enerji Tıp Ekibi
çağırabileceğiniz tek şifa ekibi değildir. Yaradan’ın evreninin Gezegensel, Solar ve Galaktik
Seviyelerinde Enerji Tıp Ekipleri vardır. Enerji Tıp Ekibinin diğer seviyelerinin biriyle
çalışmaya daha çok çekildiğinizi görebilirsiniz, çağırmanız için hangi ekip seviyesinin uygun
olduğunu sormanız önemlidir, farklı durumlarda farklı seviyelere çekilebilirsiniz. Gezegensel
Enerji Tıp Ekibi, Evrensel Ekibe oranla daha düşük ışık titreşimi taşır, ama Gezegensel Ekip
fiziksel enerjilerle çalışmaya alışıktır. Solar ve Galaktik Ekipler hafifçe daha yüksek titreşim
taşır, ancak derin ve yüksek titreşimli şifa deneyimlemek içindir, daha sonra Evrensel Ekibi
çağırabilirsiniz. Sizin için doğru ekibi çağırmanız önemlidir, çünkü çok yüksek titreşim sizi
sadece rahatsız edebilir, çok düşük titreşim de çok güçlü etkiye sahip olmaz. Her insan
evrensel enerjilerle rahat hissetmediğinden, ilave şifa ekiplerinin de olduğunu bilmenizi
istedim, böylece size açık olan birçok seçenek vardır.
Evrensel Enerji Tıp Ekibinin enerjisini deneyimlemeye izin vermenizi umuyorum; onlar
görkemlidir, ayrıca onların Vitamin ve Mineral Güçlendirme ve Dengeleme Işık Sisteminin
faydasını görebilirsiniz. Evrensel Enerji Tıp Ekibi yardımcı olmayı bekliyor.
İlahi kutsamalar ve sevgiyle,
Ben Evrensel Logos Lord Melchizedek’im.
www.wisdomofthelight.com
(ÇEVİRİ: Saffet)
206
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/lord-melchizedek-enerji-tip
Mutlu Olmak İstiyorsan Sev ve Sevil

Başarmak çok Kolay
 Posted by Canan on August 22, 2009 at 1:36pm
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/mutlu-olmak-istiyorsan-sev-ve
207
Lord Buddha ve On İki Gezegensel Buddha
Natalie Glasson kanalıyla

24/08/09
Şu anda Gezegensel Logos Aşramı’ndan Dünya’nın üzerine ve içine gezegensel seviyenin çok
renkli enerjileri ve ışık titreşimleri iniyor. Zengin ve canlı renkler Yaratıcı’nın evreninin
boyutlarında şeritler gibi dokuyor (örüyor), Dünya’yı ve insanlığı Yaratıcı’nın ruhunun en
güzel ve görkemli renkleri ile sarmalıyor. Yaratıcı’nın bolluğunu hissetmenizi diliyoruz.
Yaratıcı’nın kalbinden varlığınızın üzerine çağlayan gibi dökülen sevginin altın duşunu
görmek, işitmek ve hissetmek, ışık ve rengin bolluğu şeklinde tezahür ettirmenizi sağlıyor,
varlığınızın tüm veçhelerine ilham veriyor ve aktive ediyor.
Gezegensel seviyenin çok renkli ışık titreşimleri Dünya’ya dalga dalga akıyor, sizinle daha
derin bir bağlantı kurmak için ileri akmamızı sağlıyor. Işığın altın disklerinde bacaklarımız
çapraz şekilde oturarak, Dünya’nın atmosferine zarifçe süzülerek iniyoruz. Ben, Lord Buddha
aydınlanmış ve sevgi dolu on iki Buddha ekibimi Dünya’ya yönlendiriyorum. Gezegensel
Logos Aşramı’ndan yüksek titreşimli enerjilerimizi ve engin bilinç miktarını kuşatan büyük
kutsal bir ışık küresinde yolculuk yapıyoruz. On iki Buddha ışık küremizi genişleterek
Dünya’nın etrafında bir çemberde ışık fenerleri veya mumları olarak oturuyor. Ben, Lord
Buddha, en saf ışığı ve sevgi titreşimini yayarak Dünya’nın en tepesinde oturuyorum. Tüm
Dünya’yı, içinde yolculuk yaptığımız ışık küresiyle kuşatıyoruz. Biz Buddha’nın ışığının,
sevgisinin ve bilincinin ve gezegensel seviyenin yüksek titreşimlerinin Dünya’ya süzülmesini
sağlarken, bu olağanüstü vizyonu imgeleyin, duyumsayın veya onaylayın. Dünya için bu
kutsal ve önemli enerji Dünya’nın aurası, Dünya Ana’nın bedeni ve ruhu ile bütünleşirken,
aynı zamanda insanlığın auralarına, bedenlerine ve ruhlarına bütünleşirken, bu yoğun bir şifa
işlemidir. Tüm eski ve durgun enerjilerin ve enerji kalıplarının salıverilmesi için, bu kutsal
enerjileri Dünya’nın derinliklerine demirleyen herkes tarafından tam ve kasıtlı bir nefes alınır.
Altın, turuncu ve yeşil renkler Dünya’ya bol miktarda akıyor, enerji on iki Buddha ve benim
vasıtamla demirleniyor ve bu canlı renklerin ruhlarımızdan Dünya’ya akmasına izin vererek
bunları paylaşıyoruz. Işık, Dünya’nın merkezi etrafında altın, turuncu ve yeşil bir çember
veya halka yaratıyor. Enerji dalga gibi, Dünya’nın merkezinden yukarı ve aşağıya uzanarak
Dünyayı kuşatıyor. Altın, turuncu ve yeşil ışık, Dünya’nın üst merkezine, benim şu anda
oturduğum yere eriştiğinde, Dünya Ana’nın ruhuyla daha derin bir seviyede bağlantı kurmak
için Dünya’nın merkezine bir ışık demeti gönderiyorum. Bu sırada ışığımızın ve bilincimizin
Dünya’nın merkezinde tutulmasına, parlak bir şekilde yayılmasına izin veriyoruz.
Şu anda Dünya’ya demirlediğimiz altın, turuncu ve yeşil enerji, 09/09/09’da yükseliş için yeni
enerji dalgasının demirlenmesine hazırlanmaya benziyor. Bu hazırlık enerjisi sevgi, genişleme
veya gelişme ve dengenin niteliklerini taşıyor. Bunun amacı Dünya’daki herkese yardımcı
olmak ve yeni enerji dalgasını ve onun demirlenme sürecini desteklemek için sevginin uygun
miktarını demirlemesi için Dünya’nın enerjilerine yardımcı olmaktır; bu altın ışığın amacıdır.
208
Turuncu ışık genişlemeye veya gelişime katkıda bulunmak içindir; bu, Dünya’ya demirlenen
yükselişin yeni dalgasının pozitif etkisine daha çok alıcı olmanız için, en uygun bilinç, anlayış
ve enerji titreşimine erişmede size yardımcı olacak olan bu ışığı belirtir. Turuncu ışık,
karışıklıkların çözülmesine yardımcı olacak ve yaşamınızdaki artık gereksiniminiz olmayan
bazı deneyimleri veya zorlukları sona erdirmede size yardımcı olacak. Turuncu enerji spiritüel
büyüme hamlesine katkıda bulunacak; bunu içinizde fark etmeyebilirsiniz, ama Dünya’ya ve
varlığınıza demirlenen enerjilere, niteliklere ve öğretilere yeni bir şekilde açılmanızı
sağlayacak.
Yeşil ışık denge, uyum, huzur ve merkezlenmenin enerjisidir. Dünya’nın ve varlığınızın

enerjilerini spesifik bir titreşime getiriyor, ışık ve bilincin yeni titreşimlerini kucaklamak için
geçmişinizi ve şu andaki enerjileri dengeliyor. Işığın merkezlenmiş bir feneri olarak var
olmanız için sizi iyileştirmeye ve yenilemeye yardımcı oluyor. İçsel dengeyi
deneyimleyebildiğiniz zaman, enerjilerinizin daha yumuşak olmasına izin verirsiniz ve
böylece tezahür edebilecek yeni zorluklar nedeniyle korku dolu hissetmeden veya blokajlar
yerleştirmeden yeni enerjilerin titreşimlerini kabul edebilirsiniz. Aslında Yaratıcı’nın
ruhundan ve Gezegensel Logos Aşramı’ndan gelen renkler şeklindeki bu üç ışığın niteliklerini
demirleyerek, bu nitelikleri içinizden aktive ediyoruz, böylece bunlar materyalize olabilir,
yeni enerji dalgası Dünya’ya demirlenirken desteklenmenizi ve dengelenmenizi sağlar.
Bolluğun niteliklerini taşıyan 08/08/08 enerji dalgası güçlü, ama besleyici bir enerjiydi, bir
çok insanın yaşamını destekledi ve güçlendirdi, ayrıca tüm formlarda bolluğu kabul etme ve
tezahür etme sorunlarıyla başa çıkmada bir çok insana yardımcı oldu. Bolluk enerjisi,
Yaratıcı’nın enerjilerini kabul etmemizi öğretmesine rağmen, çok yumuşak ve nazik bir
enerjidir. Kabullenme 08/08/08 enerji dalgasının anahtarı idi, bu anahtar 09/09/09’da gelecek
olan enerji dalgasının içinde hala aşırı derecede belirgindir, ancak enerji dalgası daha büyük
güce sahiptir ve yenmemiz için yeni dersler taşır. Enerjiler o kadar güçlü ki, Dünya ve
insanlık yeterince hazırlanmazsa dengesizlik yaratabilir. Şimdiye kadar bu hazırlıklar
gerçekleşmekteydi, hem Lady Nada hem de Lord Melchizedek’in takdim ettiği arınma ve şifa,
insanlığın fiziksel bedenlerini bu yeni enerji titreşimini kabul etmek için hazırlamak içindi.
Sonraki haftalarda yeni enerji dalgası hakkında daha fazla açıklama yapılacak, ama şimdilik
negatif enerjileri çözmek ve dağıtmak için her gün varlığınıza demirlenmek üzere en uygun
titreşimin şifasını isteyerek veya bunu demirleyerek fiziksel bedeninizi arındırmaya ve
iyileştirmeye odaklanmanız gerekiyor.
Dengeye gelmeye odaklanma veya yoğunlaşma gerekiyor. En basit pratikleri benimsemenizi

ve nefesinize odaklanarak ve zihninizde aşağıdaki cümleyi tekrarlayarak meditasyon yapmak
için zaman ayırmanızı tavsiye ediyorum;
“Ben denge, huzur ve uyumum; ruhumdan ve Yaratıcı’dan gelen denge enerjisine uyum
sağlıyorum.”
Ayrıca benim enerjimle ve on iki Buddha’nın enerjisiyle daha derin bir bağlantı yaratma
gereksiniminiz var. Her gün meditasyon sırasında sizi çevrelememiz ve enerjilerimizi
varlığınıza aktarmamız için bizi davet etmenizi tavsiye ediyoruz.
‘Sevgili Gezegensel Logos Lord Buddha, bana yakın olman için varlığını ve ruhunun ışığını
çağırıyorum. On iki Buddha’nın kutsal ve bilge ışık titreşimleri çemberinde beni
kuşatmalarına izin vermeni istiyorum. Lord Buddha, lütfen şimdi önümde otur ve ruhumun
209
denge, uyum ve huzur titreşimlerine uyum sağlamama yardımcı olmak için derin ve ilahi
meditatif halini kabul etmeme izin ver.
Lord Buddha, Yaratıcı’nın ruhundan ve Gezegensel Logos Aşramından yayılan hazırlık

enerjisinin şimdi varlığıma akmasına izin vermeni istiyorum. Altın, turuncu ve yeşil ışığın
beni yıkamasına ve benden akmasına izin ver, 09/09/09’un yeni enerji dalgasını kolaylıkla
kabul edebilmem için ışığın ve bilincin en uygun titreşimine ilerlememe yardımcı olsun. Ben
dengedeyim, topraklandım ve merkezlendim; lütfen şimdi bu en kutsal stabil varoluşu tezahür
ettirmeme yardımcı ol. Öyle olsun.’
Biz, sizleri çevreleyerek otururken varlığınıza akan altın, turuncu ve yeşil ışığı
imgeleyebilirsiniz veya mesajın başında size verdiğimiz enerjilerimizin Dünya’yı çevrelediği
vizyonunu gözünüzde canlandırabilirsiniz.
Size sunduğumuz bu üç ödevi uygulamaya odaklanmanız bizim dileğimizdir – her gün bizim
enerjilerimize bağlanmak, dengeli varoluşunuzu onaylamak ve fiziksel bedeniniz için şifa
istemek. Bu basit uygulamalara kendinizi adarsanız, yeni enerji dalgasını kabullenmenize
hazırlanmada size yardımcı olacağımızı, sizin için ve realiteniz için uygun olan bilgelik ve
rehberliği elde etmeye yardımcı olacağımızı göreceksiniz.
Her zaman sizi desteklemek için buradayız; varlığınıza akması için enerjilerimizi
çağırabilirsiniz.
Yaratıcı’nın bolluğu ile,

Gezegensel Logos Lord Buddha ve On İki Buddha
www.wisdomofthelight.com
(Çeviri: Saffet)
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/lord-buddha-ve-on-iki
OSHO - Wishing you love and light...now

and ever...
Somebody insults you: become aware. What is happening to you when the insult reaches you?
Meditate over it; this is changing the whole gestalt. When somebody insults you, you
concentrate on the person -- "Why is he insulting me?
Who does he think he is? How can I take revenge?" If he is very powerful you surrender, you
start wagging your tail. If he is not very powerful and you see that he is weak, you pounce on
210
him. But you forget yourself completely in all this; the other becomes the focus.
This is missing an opportunity for meditation. When somebody insults you, meditate.
Gurdjieff has said, "When my father was dying, I was only nine. He called me close to his bed
and whispered in my ear, 'My son, I am not leaving much to you, not in worldly things, but I
have one thing to tell you that was told to me by my father on his deathbed. It has helped me
tremendously; it has been my treasure. You are not very grown up yet, you may not
understand what I am saying, but keep it, remember it. One day you will be grown up and
then you may understand. This is a key: it unlocks the doors of great treasures.'"
Of course Gurdjieff could not understand it at that moment, but it was the thing that changed
his whole life. And his father said a very simple thing. He said, "Whenever somebody insults
you, my son, tell him you will meditate over it for twenty-four hours and then you will come
and answer him."
Gurdjieff could not believe that this was such a great key. He could not believe that "This is
something so valuable that I have to remember it." And we can forgive a young child of nine
years old. But because this was something said by his dying father who had loved him
tremendously, and immediately after saying it he breathed his last, it became imprinted on
him; he could not forget it. Whenever he remembered his father, he would remember the
saying.
Without truly understanding, he started practicing it. If somebody insulted him he would say,
"Sir, for twenty-four hours I have to meditate over it -- that's what my father told me. And he
is here no more, and I cannot disobey a dead old man. He loved me tremendously, and I loved
him tremendously, and now there is no way to disobey him. You can disobey your father when
he is alive, but when your father is dead how can you disobey him? So please forgive me, I
will come after twenty-four hours and answer you."
And he says, "Meditating on it for twenty-four hours has given me the greatest insights into
my being. Sometimes I found that the insult was right, that that's how I am. So I would go to
the person and say, 'Sir, thank you, you were right. It was not an insult, it was simply a
statement of fact. You called me stupid; I am.'
"Or sometimes it happened that meditating for twenty-four hours, I would come to know that
it was an absolute lie. But when something is a lie, why be offended by it? So I would not
even go to tell him that it was a lie. A lie is a lie, why be bothered by it?"
But watching, meditating, slowly slowly he became more and more aware of his reactions,
rather than the actions of others.
OSHO
Wishing you love and light...now and ever...
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/osho-wishing-you-love-and
211
The Big List of Free Guided Meditations!
 Posted by Sonia Gallagher on August 26, 2009 at 6:17pm
Based on requests from my readers and the fact that I follow guided meditations personally, I
have done extensive research through the internet for the past couple of months to come up
with the biggest list of free guided meditations in both audio and video format on the net.
It's a constantly updated project and I welcome and look forward to your participation,
comments, and suggestions on guided meditations to include on the list.
You can access The Big List of Free Guided Meditations and enjoy! I'll be adding more
guided meditations as I go along and will be doing reviews of them and including them on the
monthly My Meditation Garden Newsletter. Make sure to sign up to receive and keep in touch
with the new guided meditations added and reviewed. You can Sign up here.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/the-big-list-of-free-guided
212
"Dönüşüm Oyunu Gerçek mi?"
 Posted by Zeynep Kocasinan on August 26, 2009 at 8:30pm
Türkiye'deki dört sertifikalı kolaylaştırıcısından biri olduğum Dönüşüm Oyunu hakkında

çıkan "Dönüşüm Oyunu Gerçek mi?" adlı kitabım oyunu sevenlerin ilgisini çekebilir.
kitapyurdu ve netkitap linklerini ekliyorum.
http://www.kitapyurdu.com/arama/default.asp?anahtar=zeynep+kocasina...
http://www.netkitap.com/arabul2.asp?select=T%FCm+alanlarda&ad=z...
Yaşam yolunuz sevgi ile hep açık olsun.

Sevgilerimle,
Z.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/doenuesuem-oyunu-gercek-mi
213
3 sarmallı DNA üretildi
3 sarmallı DNA üretildi

DNA’ya üçüncü sarmalı eklemeyi başaran bilimadamları, daha önce varolmayan yapay canlı
üretimi ve genetik hastalıkların ortadan kaldırılması için ilk adımı attı.
ntvmsnbc
Güncelleme: 15:27 TSİ 04 Ağustos. 2009 Salı
İSTANBUL - Tüm organizmaların ve bazı virüslerin canlılık işlevleri ile biyolojik gelişmeleri
için gerekli olan genetik talimatları taşıyan DNA, birbirine paralel iki iplikçi bir yapıdan
oluşuyor. Genetik bilgi bu iki iplikçik arasında sıralanan organik bazlarda saklanıyor.
Bilimadamları, DNA’ya özgü bu bilgi saklama özelliğine sahip bir polimer melekül (molekül
dizisi) üretmeyi başardılar. Danimarka’nın Kopenhag Üniversitesinden Prof. Dr. Peter E.
Nielsen ve ekibinin 15 yıllık çalışmalarının ürünü olan bu polimer meleküle PDA (Peptide
nucleic acid-Peptid Nükleik Asit) adı verildi.
Çalışma sonuçlarının yayınlandığı makalede PDA molekülünün, DNA’nın hücrede üstlendiği

genetik kodların saklanması ve çoğaltılması işlevini gördüğü açıklandı.
Hücreye enjekte edilebilşen PNA’nın bir başka özelliği ise 3’üncü sarmal olarak DNA’ya
eklenebilmesi. Eklenen 3’üncü sarmal, DNA’ya destek olup hatalı proteinlerin üretilmesine
engel olucak ve hasar görmüş DNA’nın onarılmasında etkin rol üstlenecek.
GENETİK HASTALIKLAR TARİHE KARIŞACAK

Oluşan genetik hasarların giderilmesinin ötesinde PNA molekülü kullanılarak yapılacak
214
ilaçlarla genetik hastalıkaların tamamen ortadan kaldırılabilecek. Bu, PNA’nın moleküler
olarak DNA’ya çok yönlü bağlanabilme özelliği ile gerçekleştirilecek. Böylelikle genetik
kodun tamamının çıkarılmasına gerek kalmadan, bir çok genetik kökenli hastalık tedavi
edilebilecek.
YAPAY YAŞAM YOLDA

Araştırmanın sonraki adımı yapay canlı yaratılması... Bilgi saklama özelliği olan PNA’nın,
biyolojik reaksiyonlarda katalizör(kolaylaştırcı) molekül olarak kullanılması yönündeki
çalışmalar devam ediyo. Bu başarıldığı takdirde, kendi kendine çoğalabilen PNA molekülleri
yapmak mümkün olacak. Bu da yapay canlı üretmenin önünü açacak.
YAŞAM NASIL OLUŞTU SORUSU CEVABINI BULUYOR

Yapay yaşam forumunun yaratılması, aynı zamanda yaşamın temelini de aydınlatacak.
Dünyanın başlangıcında yaşayan ilkel yaşam formlarının, PNA benzeri yapılar içerdiği
biliniyor. Bilimadamları bu bilgiyi işleyerek yaşamın kökenine kadar inmeyi planlıyorlar.
YEPYENİ CANLILAR ÜRETİLECEK

PNA ile ilgili çalışmaların 15 yıl önce başladığını göz önüne alırsak oldukça kısa sürede
yaşam ve kökeni hakkında oldukça yol alınmış durumda. Bilimadamları artık doğada daha
önce görülmemiş PNA tabanlı bir yaşam formu üretmenin yollarını arıyor.
http://www.ntvmsnbc.com/id/24988823
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/3-sarmalli-dna-ueretildi
Peace Begins Within

Peace Begins Within
In a world of increasing chaos, confusion, war and violence, the most important question we
can ask ourselves is:
"Am I at peace with myself?"
There's no point wagging our fingers at those who appear to be the perpetrators of war, terror,
crime and violence ... because real change never comes from trying to fix what's wrong on the
outside. There's no point blaming those "in power" for our collective suffering ... because real
change cannot happen when we are caught up in blame, judgment, hatred or feeling
victimized.
Real change can only happen when we take full responsibility for how we respond to what's
happening. It is up to us - as individuals - to choose a new way of responding to
215
circumstances, to move away from the old fear-based paradigm of separation to a new love-
based paradigm of oneness. Responding to the world in the same old way only creates more
of the same. And unless we fundamentally change ourselves, the world cannot change ...
because no amount of fighting to save the world will ultimately create a harmonious humanity
if we are still divided within. How can we embrace the world if we cannot embrace ourselves?
Taking full responsibility for an inner transformation in the way we see things is the only
chance we have of creating a real change in our external world and how we experience things.
We live in a holographic universe, in which the microcosm always reflects the macrocosm.
What we perceive outside of ourselves is a reflection of what's going on inside ourselves. WE
are the ones responsible for creating the world we want to live in ... because PEACE BEGINS
WITHIN.
Until we can embrace our own shadow, until we can acknowledge the darkness within
ourselves, until we can love ourselves totally - warts and all - we will always project outwards
what we are hiding in ourselves. Self-love is the answer to world peace. By loving ourselves,
we forgive our darkness, we forgive all those parts of ourselves that we pushed down because
they were deemed unacceptable by our parents, our schooling, our peers, our society. And
whatever we repress - whether it be anger, sadness, jealousy, despair, or any other "unsavory"
emotion - will end up lurking in the shadows of our subconscious, waiting to pounce
unexpectedly. Because we cannot go on repressing an energy ... eventually it will want to
burst out and see the clear light of day, The only problem is, by the time this energy gathers
enough momentum to make itself seen, it has become distorted from living in the darkness for
so long and ends up becoming a monster. Anger becomes murderous rage and violence,
sadness becomes stuckness and disempowerment, jealousy becomes envy and manipulation,
despair becomes depression and suicidal tendencies, etc. Put all this into the collective soup
and you have the recipe for a world exactly as we see it today!
Loving ourselves, being kind and compassionate to those parts of ourselves that have been
treated with unkindness in the past, means we start to heal and make whole. Accepting
ourselves exactly as we are means we accept others exactly as they are. And this is the seed of
peace in the world. A peaceful world can only arise when we are each at peace with ourselves.
And when we start making peace with ourselves, we also start to make peace with all aspects
of our lives.
Are we at peace with our friends and our family - or do we hold them responsible for our own
pain? Are we at peace with our bodies - or do we treat our bodies as if they are just inert
lumps of matter, to be used and abused? Are we at peace with our thoughts - or do we try to
push them away or beat up on ourselves when we have negative thoughts? Are we at peace
with our feelings - or do we try to deny those feelings that make us uncomfortable? Are we at
peace with our work - or do we hate what we do and dream of retirement? Are we at peace
with money - or do we see it as the root of all evil? Are we at peace with the world - or do we
blame or hate the government, the scientists, the economists, etc for our current state of
affairs? Are we at peace with our planet - or do we take what we can from her so that we can
feather own nest regardless of the cost? Are we at peace with God - or do we fear Him lest we
do wrong and do we hold Him responsible for all that we see as evil in the world?
Without asking ourselves these questions, the seeds of peace will not be sown. We need to be
ruthlessly honest with ourselves and be resolute in living a peaceful life ... one step at a time.
Living a life of peace means living a life of love. Every step we take in loving ourselves and
216
loving our lives, brings us closer to our true undivided nature, our essential wholeness and
holiness. Every step we take to embrace and embody our inner wholeness, brings us closer to
our divinity. When we live in the recognition of our divinity, all our actions will be
expressions of divinity. And divinity always wants the highest good for all. New possibilities,
new outcomes, new solutions will arise when we express and create through our divinity. And
the possibility of a new world begins to take shape when divinity is the foundation of our life
here on Earth.
One step at a time ... in every moment ask yourself "Am I at peace with myself?" And if the
answer is no, don't act hastily ... but wait and go inside to find out what it is within yourself
that you are not loving. And when you have found this, take it tenderly into your heart and
hold it there, just allowing it to BE, allowing it to breathe, allowing it to exist in the light of
awareness. And wait .. until what was deemed to be dark or bad or wrong is now dissolved
into the love that is your true nature. Only act from a place of love. Only act when you are at
peace with yourself.
May you live in peace, may you be at peace with yourself.
May all beings live in peace, may all beings be at peace with themselves.
with Love and Blessings,

Amoda
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/peace-begins-within
SaLuSa: 2012 One phase of Ascension is

reached and another begins
SaLuSa: 2012 One phase of Ascension is reached and another begins
The heat is being turned up and hastening along events on Earth that are vital to you all,
allowing for vast changes that are the precursor to a great change of direction in your affairs.
Forget for a moment the inconvenience and disruption that is taking place, as out of is coming
a number of opportunities to take some positive steps forward. Your leaders are hampered by
the legacies of the past, but changes are already afoot to overcome them and carry you onto
the next phase of cleansing. Now that the tentacles of the dark forces are being cut, their
power over you is weakening and Light is manifesting what you desire instead. The time has
arrived for you to take charge of your future, instead of releasing your power to others.
The stage is set for some encouraging changes, and our allies will be aiding those who are
217
directly concerned with them. What we would like to see is more support for those campaigns
that are aimed at bringing out the truth of crimes against Mankind. This will occupy the dark
Ones and in their desperation to conceal them, they will draw the focus upon themselves. We
know that some people are reluctant to believe that they have been fooled, but eventually they
will find the undeniable facts placed before them.
You cannot bury the past without clearing out the energies that are associated with it, as they
are still active. It is as important as the physical cleansing, if not more so. However, you are
not alone in your endeavours, and our members have been doing such work for many years.
Without us you would have been submerged in the dross and negativity well before now. Our
brief has been as you might say, to hold the fort until the right time arrives for more direct
action. That time is here, and we must speed along your approach to Ascension, as many souls
have no concept whatsoever of what the future holds. We trust that with the knowledge of
what Ascension means, more souls will open up to it. There will be no pressure placed upon
them, but at least they will be unable to say that they did not know about it.
Meanwhile we are mounting a greater movement of enlightenment, to reach more people

through our messages. We hold to no religion and promote the simple truth of your source and
Godself. How you dress the facts up even if they are distorted is not of our concern, as your
beliefs are your expression of freewill. Where there is God involved in them you have the
basis for growth, as you must have the foundation that allows for the existence of a Creator.
From there a new path of Light can begin to evolve that will take you in the right direction.
Your past lives have often been difficult and usually hard going, and many that have taken
place before the advent of technology that has eased them. However, with the experience of
stern tests and often pain, you have progressed far quicker than you otherwise would.
Remember that the whole object is for your spiritual evolution. Nothing else matters, and your
lesser experiences will soon be forgotten. Why look back when you can look forward, as
everything you have desired to uplift you and enjoy your life in happiness is coming to you
very soon.
Ride the waves with confidence as your reward awaits you, well earnt through your loyalty to
the Light. It is how you are now that counts, and hopefully the darkness that may have entered
your lives has no further impact. There is not a soul on Earth that has not moved in and out of
it, but more important is your determination and success in rising up from it. Experience
makes you stronger and you will not have to pass that way again. It is also the same with re-
incarnation into the cycle of duality, as it is no longer necessary once you have conquered the
dark energies. Your lessons will have been learnt and it is time to return to the realms of Light.
Dear Ones set your sights as high as possible, and you will bring into being the energies of
possibilities and completion. You will then reach a point where there is only one way, and that
is forward. It is easier to do than you might imagine, but requires application and a sincere
desire to be successful. Half hearted attempts will not do, and you will fall away from your
objective. We cannot talk of failure, as any experience is going to further your cause. It is you
who ultimately decide what you want out of life, and that decision will be honoured.
As you get nearer to 2012 the emphasis will be upon that point, but it will also be a time when
the period following will become important. One phase of Ascension is reached and another
begins, to continue your journey through the realms of Light. Each one presents you with
levels of Light that become increasingly beautiful, when descriptions become inadequate.
218
Also your consciousness expands at the same time equipping you to be a great embodiment of
the Light. With it comes power that will make you seem more Godlike, and indeed it is true.
You will understand that fear has no place whatsoever outside of duality, and such lower
energies cannot exist in the higher dimensions. Fear is man made and the weapon of those
who desire to keep you in their control. However, when you are with the Light it is powerless
and is left behind. You can now understand our emphasis on keeping focussed on it, and
simply allow the darkness to pass you by. Light is Love and is your most potent weapon and
protection against the lower vibrations.
There is no one of Earth who has stood with members of the Galactic Federation who has not
experienced anything except our love. We do not have to make a conscious effort to be like
that, and it is our normal level of beingness. By contrast that is why we find the vibrations of
Earth very harsh, but that is changing and your upliftment continues to increase the amount of
Light upon it.
I am SaLuSa from Sirius, and bless you all for your determination to bring the Light back to
Earth. Know that our love goes with you at all times.
Thank you SaLuSa.

Mike Quinsey
Posted by SiNeh~ on August 26, 2009 at 12:04pm

http://fepetopia.ning.com
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/salusa-2012-one-phase-of
Lord Buddha and the Twelve Planetary

Buddhas Channelled through Natalie
Glasson
Lord Buddha and the Twelve Planetary Buddhas

Channelled through Natalie Glasson
219
The multi-coloured energies and light vibrations of the planetary level descend over and into
the Earth now from the Planetary Logos Ashram. Rich and vibrant colours weave like ribbons
through the dimensions of the Creator’s universe, encapsulating the Earth and humanity in the
most beautiful and glorious colours of the Creator’s soul. We wish for you to feel the
abundance of the Creator. To see, hear and feel the golden shower of love from the Creator’s
heart cascading over your being, allowing you to manifest as an abundance of light and
colour, inspiring and activating all aspects of your being.
The multi-coloured light vibrations of the planetary level surges onto the Earth, allowing us to
flow forward to create a deeper connection with you. Sitting crossed legged on golden discs
of light we descend floating graciously through the atmosphere of the Earth. I, Lord Buddha,
lead my team of enlightened and loving twelve Buddhas towards the Earth. We travel in a
large sacred sphere of light which encapsulates our high vibrational energies and a vast
volume of consciousness from the Planetary Logos Ashram. Expanding our bubble of light,
the twelve Buddhas sit as beacons or candles of light in a circle around the Earth. I, Lord
Buddha, sit at the very top of the Earth emitting the purest light and love vibration. We are
encircling the entire Earth in the sphere of light that we have travelled to the Earth within.
Imagine, sense or acknowledge this wonderful vision as we allow the light, love and
consciousness of the Buddha and the high vibrations of the planetary level to seep into the
Earth. This is an immensely healing process as this sacred and essential energy for the Earth
now, melts into the Earth’s aura, body and the soul of Mother Earth as well as into the auras,
bodies and souls of humanity. A full and meaningful inhaled breath is taken by all anchoring
these sacred energies deeper into the Earth in order to allow all old and stagnant energy and
energy patterns to be released. Colours of golden, orange and green abundantly flow into the
220
Earth, the energy is anchoring through the twelve Buddhas and I, and we share these vibrant
colours allowing them to pour from our souls into the Earth. The light creates a golden,
orange and green circle or ring around the centre of the Earth. The energy like a wave
gradually encapsulates the Earth extending from the centre upwards and downwards. As the
golden, orange and green light reaches the top centre of the Earth where I am currently
residing, I send a beam of the light down through the centre of the Earth to connect on a
deeper level with the soul of Mother Earth, while allowing the our light and consciousness to
be held within the centre of the Earth emanating brightly.
The golden, orange and green energy that we are anchoring into the Earth now is akin to a
preparation for the anchoring of the new energy wave for ascension on 09/09/09. This
preparation energy holds the qualities of love, expansion or development and balance. Its
purpose is to assist all on the Earth as well as the energies of the Earth to anchor the
appropriate volume of love to support the new energy wave and its anchoring process; this is
the purpose of the golden light.
The orange light is to aid expansion or development, which signifies that this light will assists
you in accessing the most appropriate consciousness, understanding and energy vibration so
that you are most receptive to the positive influence of the new wave of ascension anchoring
onto the Earth. The orange light will assist in any confusion being dissolved and will assist
you in bringing completion to certain experiences or challenges in your life that are no longer
necessary or needed. The orange energy will aid a spiritual growth spurt which may not even
be recognisable within you but will allow you to be able to open in a new way to the energies,
qualities and teachings anchoring onto the Earth and within your being.
The green light is the energy of balance, harmony, peace and centring. It is bringing the
energies of the Earth and your being to a specific vibration, balancing your past and current
energies in order to embrace new vibrations of light and consciousness. It is helping to restore
and heal you so that you may exist as a centred beacon of light. When you are able to
experience an inner equilibrium you allow your energies to soften and so you are able to
accept new energies vibrations without feeling fearful or placing blockages up because of the
new challenges that may manifest. In truth by anchoring these three light qualities as colours
from the Creator’s soul and the Planetary Logos Ashram, we are activating these qualities
from within you so that they may materialise as your being and existence, thus ensuring that
you are supported and stabilised as the new energy wave anchors onto the Earth.
The energy wave of 08/08/08 carrying the qualities of abundance was a powerful but
nurturing energy which supported and enhanced the lives of many while also offering
challenges that allowed and still assists many in dealing with issues of accepting and
manifesting abundance in all forms. The energy of abundance is a very soft and gentle energy
although it is teaching us to accept the energies of the Creator. Acceptance was the key to the
08/08/08 energy wave, this key is still extremely evident within the energy wave that is
coming forth now in 09/09/09, but the energy wave holds greater power and new lessons for
us to overcome. The energies are so strong that they may create an unbalance if Earth and its
humanity are not sufficiently prepared. These preparations have been occurring for some time
now, the cleansing and healing that both Lady Nada and Lord Melchizedek have introduced
were to prepare humanity’s physical bodies for accepting this new energy vibration.
More will be explained about the new energy wave over the next few weeks but for now there
is a need for you to focus on cleansing and healing your physical body by anchoring or asking
221
for healing of the most appropriate vibration to anchor into your being each day to dissolve
and disperse negative energies.
There is a need for focus or concentration to be placed on balance. I advise you to adopt the
most simplest of practices and allow yourself time to meditate, focusing on your breathing
and repeating to yourself in your mind,
‘I am balance, peace and harmony; I align with the energy of balance from my soul and the
Creator.’
There is also a need for you to create a deeper connection with my energy and that of the
twelve Buddhas. We ask that during meditation each day that you invoke us to surround you
and channel our energies deep into your being.
‘Beloved Planetary Logos Lord Buddha, I invoke your presence and soul light to draw close
to me now. I ask that you allow your twelve Buddhas to surround me in a circle of sacred and
wise light vibrations. Lord Buddha, please sit before me now and allow me to accept your
deep and divine meditative state to assist me in aligning with the balance, harmony and peace
vibrations of my soul.
Lord Buddha, I ask that you allow the preparation energy that extends from the Creator’s soul
and the Planetary Logos Ashram to channel into my being now. Allow the golden, orange and
green light to wash over and through me, assisting me in advancing to the most appropriate
vibration of light and consciousness so that I am able to accept the new energy wave of
09/09/09 with ease. I am balanced, grounded and centred; please assist me in manifesting this
most sacred stable existence now. Let it be.’
You may imagine the golden, orange and green light flowing through your being as we sit
encircling you or you may envisage the vision that we brought to you at the beginning of our
222
communication, of our energies surrounding the Earth.
It is our wish that you focus on practicing these three tasks that we offer to you of connecting
with our energies, affirming your balanced existence, while asking for healing for your
physical body each day. You will find that if you dedicate yourself to these simple practices
that we will assist you in preparing for your acceptance of the new energy wave, ensuring that
you gain the wisdom and guidance that is appropriate for you and your reality.
We are here to support you always; you may call on our energies to channel into your being.
With the abundance of the Creator,

Planetary Logos Lord Buddha and the Twelve Buddhas
Best wishes and blessings,

Natalie
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/lord-buddha-and-the-twelve
Message from the Ascended Master

Hilarion through Marlene Swetlishoff -
August 9 – 16, 2009
Weekly Message from the Ascended Master Hilarion

through Marlene Swetlishoff
August 9 – 16, 2009
http://www.therainbowscribe.com
Hello, once again, Beloved Lightworkers,

This week I would like to focus upon the full integration of all the energy downloads that each
of you have been accepting into your Beings during all the great Cosmic Events that have
been taking place within the last few weeks. These energies are of the Highest frequency and
so what will be occurring, is that each of you will be facing that which does not vibrate with
this Highest frequency, coming forth into your daily lives and so what I advise for each of you
is that you recognize and understand that all that is required of you is to take note that this is
what is occurring so that you do not become a part of that old energy, that you merely observe
what is occurring and recognize it for what it is and send it forth for transmutation in the great
Cosmic Christ Light.
There have been great Events occurring in the Etheric Realms that are not discernable to you
at this time. Great feats have been accomplished. Mother Earth is firmly on Her Path of
223
Ascension and all of Humanity upon the Earth are once again given the opportunity to make
the choice to Ascend into a Higher Consciousness, and as you go forth in your daily lives, you
will be meeting with people who have just been Awakened and many who come into your
resonance will be expressing that which is not of the Highest frequency level and so I am
suggesting that each of you remember to place your shields around you, to affirm and decree
your daily protection and I ask you to also add in your decrees, that this great shield of
protection of the great Cosmic Light be wrapped and surrounded around each of your Loved
Ones and their Loved Ones. This is very important, Dear Ones. Each of you are like Lightning
Rods and so all that is being released for transmutation at this time, immediately heads for the
nearest Light, and in most cases, you are IT, Dear Ones, so know this and ALWAYS surround
yourselves with your protective shields. This is to make you immune to these negative
energies that are being released for transmutation, so that your energy fields will transmute
this energy but it will not affect you on the physical, emotional, mental and spiritual levels.
It greatly pleases us and heartens us to see the number of Lightworkers who are now on board
and online in working with the Spiritual Hierarchies, the Archangels and the Angels and our
Galactic Brothers and Sisters. As we continue to work together in this way, great strides are
being made in the upliftment of the Earth, all Her grids, and all of Humanity and all the
Kingdoms upon Her. This is amazing and wonderful for us to participate in, knowing that we
are now working together as a Team, as a union of the greatest forces that exist within the
Universe. As above, so below, working together for the Highest Goo d of the Earth and all
upon the Earth. This is wondrous in itself and a never ending source of awe and thankfulness
and gratitude from we on this side of the Veil.
Each of you are becoming more proficient in your daily disciplines, those who decree have
mastered this discipline and you use it with greater and greater knowledge that you ARE the
Creators and that every time you stand and you repeat your decrees, you understand
inherently that you are the Creator manifesting upon this Earth and what you are manifesting,
Beloved Ones, is miraculous. Continue, continue to stand in your Light each day, for the
Light, for the healing of your Beloved Planet, for the upliftment of your Beloved Planet and
all upon Her.
Humanity is now seeking the Light, they are becoming aware that there is something in the
air, that there is something greater that they should be looking for and this is a very positive
development and you will notice in the days ahead that this is becoming very noticeable,
where those who once mocked you and scoffed at your beliefs, at your standing in your Light,
now come to you for clarification, for greater understandings and so, Dear Ones, you begin
your roles of Teacher on a Global scale by becoming Teachers and Wayshowers within your
own communities.
You are the Light Beacons and you will be sought for that reason as more and more of
Humanity begin to recognize that there are greater and Higher forces at work in this World
and the Universe. You and your abilities wi ll be sought more and more. Each of you have
your own Plan, your own Mission and each of you will bring forth that which is a blessing to
this World and to these masses of people who will be seeking that which you bring forth, so
those of you who are Healers, Artists, Channelers, Writers, Researchers, each of you and your
work will become more and more recognized, more and more sought after. Be prepared, Dear
Ones, to become truly multi-dimensional Beings manifesting upon this World, for your
talents, your abilities and your Light will be sought by those who have just Awakened.
Ensure that your hearts are pure, that you are egoless in your desire to serve others. This is
very important, for you bear a great responsibility that those who come to you seeking the
Light, seeking greater Knowledge, that you impart this to them in the greatest purity as
coming from the Light of God that never fails. As you do this, greater prosperity will just
automatically flow to you and through you. All aspects of your daily existence upon the
224
Planet Earth will be harmoniously supplied, and your storefronts and your work will be
sought after.
If you have not yet begun your life’s work, we advise you now to daily go within and connect
within your Great I AM Presence, within your heart space and you will be guided to do that
which is your greatest joy and pleasure and this IS your life work, for gone are the days of self
sacrifice, gone are the days of suffering, gone are the days of putt ing others’ Highest Good
above your own, and in Serving in this way, with your greatest joy and pleasure, you meet the
needs of all and most importantly, your Self, your Great I AM Presence’s need to manifest as
the great Being of Light that you truly are. The integration with your Great I AM Presence’s is
continuing each day, you will recognize this by quite gracefully and with ease, releasing all
that no longer vibrates at your new level of frequency. That which seemed so difficult to do
before, now becomes so very easy to do.
You will realize and understand that you walk in a mantle of Golden Christ Light, that you are
blessed beyond measure, that you are your Christed Self walking the Earth and you will be
filled with wonder that this has come about in such a joyous and wonderful manner. This is
your Freedom, this is the Freedom Flame fully manifest upon the Earth. You, in your
Sovereign Beings are now walking the Earth fully discerning, fully functioning as the Light
Bearers that you are.
We of the Higher Realms absolutely adore each one of you and we bow to each one of you for
the great work that you have been doing on behalf of the Earth and all of Humanity, on behalf
of the Divine Plan for the Earth, all the while honoring your own parts of the Divine Plan and
your Great I AM Presences. Well done, Beloved Ones, well done!
I AM Hilarion
©2009 Marlene Swetlishoff
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/message-from-the-ascended
From OREN LYONS, faith keeper of the

Onondaga:
"What you people call your natural resources our people call our relatives."
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/from-oren-lyons-faith-keeper
225
"Reiki'yi Yaşıyorum"
Reiki ile ilgilenenler için:
"Reiki'yi Yaşıyorum" adlı kitabım D&R ve diğer kitapevlerinde, ve idefix, kitapyurdu ve

netkitap gibi online sitelerde satışta.
www.idefix.com:
http://www.idefix.com/vitrin/aramasonuc.asp?Shop=0&aranan_yer=0...
www.kitapyurdu.com:
http://www.kitapyurdu.com/arama/default.asp?anahtar=zeynep+kocasina...
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/reikiyi-yasiyorum
From MAE WEST:

"Whenever I have to choose between two evils, I always like to try the one I haven't tried
before."
With love and light,
Z.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/from-mae-west
226
**Diamond Consciousness**
When you look at the world through your physical eyes, you will see all the facets of our
diversity: culture, race, personality, religion and so on. Seeing only through your physical
eyes, it is easy to become stubborn and to try to prove yourself right. However where there is
stubbornness there is no love. And trying to prove the self right is equally offensive. A
diamond will sparkle even in the dust; you do not ever need to prove that you are right. In the
face of the dangers that come from seeing only with the physical eyes, always think: now is
the time to go beyond all divisions, beyond all that limits us and our sense of self. Whatever
the race, the religion, the class - our consciousness now has to go beyond all of that.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/diamond-consciousness
MARK YOUR CALENDARS... Four Grid

Transmissions in September!
MARK YOUR CALENDARS... Four Grid Transmissions in September!
227
Earth's dormant mega crystals are waking up! During four specific dates in September, we are
consciously aligning with key trigger events through our continued focus from the planetary
Crystalline Grid. During these events, we embody and thereby accelerate these activating
crystalline fields AS this radiating harmonic in form. YES!
September 4
Full Moon Planetary Grid Transmissions
September 9
The 9-9-9 Activation with Planetary Grid Transmissions
...of the once dormant mega power Atlantean Earth Crystals
September 18
New Moon Planetary Grid Transmissions
September 22
Equinox - Solar Wave with the Planetary Grid Transmissions
NEXT: PLANETARY GRID TRANSMISSIONS

Full Moon Friday, September 4
Grid transmissions from the unified field shower amplified infusions of light to assist in our
transformation as this divinely intended and graciously aligned. We unite and link our
collective light through the planetary Crystalline Grid as a purified, highly tuned geometric
field of light and sound.
The Planetary Grid Transmissions are a 24 hour transmission period with unified
meditation/ceremony during 3 world time zones:
Sydney, AUS: 8 pm, Paris, France: 8 pm, New York, USA 9 pm
THE 9-9-9 ACTIVATION

...of the dormant Atlantean Power Crystals and the New Earth Crystalline Harmonic
Wednesday, September 9
with unified Activation Ceremony - 9:09 am Arkansas, USA Central Standard Time
228
On the 9-9-9, the Children of the Sun joins in focus with the Tyberonn/Earth-Keeper team in
the activation of the once dormant Atlantean "Emerald Crystal of Healing" located in the
Arkansas Crystalline Vortex of the USA. This 9-9-9 transmission of energy is intended to
trigger further activation of other mega influencing crystal formations in the Earth including
the Om Crystal of Multidimensionality in Mt. Shasta; the Golden Crystal of Healing in Minas
Gerais, Brazil; and the Sun Moon Crystal of Light in Lake Titicaca.
A unified ceremony with more than 300 light bearers in physical presence at the Arkansas
vortex will take place at 09:09:09 on 9 September, 2009.
According to Tyberonn, founder of Earth-Keeper, the reverberation of the emerald crystal will
flash an electro-crystalline wave that will instantly awaken the other dormant Master
Atlantean power crystals. The planetary Crystalline Grid will be further strengthened into
75% functionality. He continues that the heralded Ascension is then, in effect, the coming of
the new Crystalline Age. The 9-9-9 event will greatly recode the crystalline energy of both the
planet and humanity.
Equinox Solar Wave

Tuesday September 22
Wave time is Equinox Sunrise
WITH
The Planetary Grid Transmissions

A 24 hour conscious connect!
Children of the Sun joins the team of Aluna Joy and

the Star Elders!
We invite one and all to join a Glorious WAVE OF

LIGHT to and raise up your hands and hearts to
create a better world. This is a call to all Light
Workers and Way- Showers, Mystics and Sages,
Masters, Saints and Angels! This is your time to
shine, serve and awaken the world to LOVE!
"We encourage all like-minded, heart-centered souls to join together in an unstoppable Solar
Wave of joyful celebration and heart centered community service. The ancient prophesies
have come to pass, and we have turned a corner toward a bright new age. Paradise is in our
hands!" Aluna Joy
Where is the Global Celebration ?

It takes place right where you are!
When is the Global Celebration?

Sunrise, September 22nd, 2009
What can we do together to manifest paradise?

Gather together for a sunrise ceremony, and then offer your sacred service to your local
community . . . and help network this event.
229
For More Info:
The Solar Wave and Aluna Joy's Website
Sunrise Times in your Home Zone
Dates/Times of actual Equinox
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/mark-your-calendars-four-grid
9-9-9 Activation of the Emerald Crystal of

Healing - Archangel Metatron via James
Tyberonn
9-9-9 Activation of the Emerald Crystal of Healing' - Archangel Metatron via James Tyberonn
230
AA Metatron Channel :
'9-9-9 Activation of the Emerald Crystal of Healing'
Archangel Metatron via James Tyberonn
"Masters, no place on the planet will reverberate as powerfully with the Crystalline frequency
on the 9-9-9 as the crystal vortex of Arkansas. Indeed the initial surge will occur there and
then trigger the Global Awakening that will usher in the NEW Crystalline Era, indeed it is
tantamount to the Ascension"
Archangel Metatron
"Greetings, I am Metatron, Lord of Light, and I welcome you once again to this NOW
moment. Indeed a sacred moment in which I encircle each of you reading these words, in
unconditional love. Masters, take a moment to feel, to allow, this energy to touch you. For I
am Indeed with you, each of you, individually, and in real time.
The New Crystalline Age
Dear Ones, let us begin. We tell you that Crystalline Energy is an omnipotent power source
231
that has implications far beyond humanities current understanding. Crystalline structure is
formed by an essence of frequencial light resonance that is multidimensional and coherent,
existing in matter and antimatter. It is the Metatronic divine template that sources all creation
manifestation, and forms the very matrixial composition of every plane of existence. It is the
enzyme of reality and the vitality spring of the Cosmos itself.
The very thoughts you have must rise to coherent crystalline format in order to become
manifested. Coherent light is crystalline energy, the very vitality of which forms the integral
nature of all worlds and realities. The crystalline structure forms the apparent boundaries and
divisions between dimensions, planes and the matter / antimatter flash of consciousness, in
parallel and probability. All that you term as Divine, all that you think of as sacred is
Crystalline!
The graduation of your planet, that termed the Ascension, is in effect the critical-mass that
will allow for the conversion of this Earths receival capacity template from, in your
vernacular, analog to digital, black and white to color.
The Crystalline Conversion thru the antennae of the 144-Crytsalline Grid is about to vastly
increase the earth's dimensional reception from 3d to 12d and beyond. It is akin to your
television changing from the archaic antennae to satellite reception. It is the Crystalline Age.
The fulcrum apexial point is the 9-9-9 of the Cosmic Trigger. It is a lot of energy to manage.
But release the fear Dear Ones, this time of the Ascension, in this New Crystalline Era, the
mega power crystals will not be taken from you and misused as occured in the sad demise of
Atlantis. Indeed they will never again be used for any purpose other than the highest good. Be
assured of this! It is a sacred oath that will indeed be kept.
The Arkansas Crystal Vortex: The 9-9-9 Activation
And so we speak again of the Atlantean Master Crystals that are now awakening in the
dawning of the planetary Ascension.
The Heart Centre of the Arkansas Crystalline Vortex is the area of a unique activation on the
9-9-9. In truth this area will receive and distribute the most potent crystalline energy yet
experienced on the Earth since the Golden Age of Atlantis. The sovereign sacred mountain of
Mt Magazine is the heart centre of the Crystalline Vortex and this vortex-portal will receive &
globally disseminate an energy so vital that it will change the energy of the planet. It will
usher in the Crystalline Age. The 9-9-9 download will trigger the activation of the Emerald
Crystal of Healing, the Om Crystal of Shasta, the Golden Crystal of Healing in Brazil, the Sun
Moon Crystal of Light in Titicaca and bring the Blue Crystal of Knowledge into greater
function. Four of the nine will be activated on the 9-9-9 and the fifth will be launched into
greater power.
As such the 9-9-9 will activate more of the Master Crystals than any fore or aft portal time
gate. The activation will initiate with the Emerald Crystal of Healing inside the potent crystal
vortex of Arkansas. The activation energy will flow into the heart centre of this sacred vortex
awakening the Emerald Crystal at 09:09:09 on 9 September, 2009. From the reverberation of
the emerald will flash an electro-crystalline wave that will instantly awaken the other 3 and
send a surge into the Blue Crystal of Knowledge.
232
Masters, no place on the planet will reverberate as powerfully with the Crystalline frequency
on the 9-9-9 as the crystal vortex of Arkansas. Indeed the initial surge will occur there and
then trigger the other awakenings axialtonally from inside the Arkansas Crystal Vortex.
In kind, they will energize the 144-Grid into 75% functionality and recode the Golden Sun
Disc placed in Arkansas and align with the 12 patterns of same throughout the planet. Many
are called, and many will come to participate in this Crystalline awakening, as part of an
ancient contract, a sacred promise whose time has finally come. Many are there already,
having been called to live within this crystalline vortex that will be fully in place in 2012.
Unique Energy Pattern of the Arkansas Crystal Vortex
Now, as we have previously shared with you, the vortexial pattern of the Arkansas Crystal
Vortex-Portal system is quite unique in format. The vortexial generating motion is circularly
oblique enclosing the 3 triangulated epi-centers. These are Eureka Springs, Talimena Ridge
and Hot Springs. The first brings in sacred hydro energies, the second electro-crystalline-
magnetics, and the latter, the crystalline. All are blended in one homogenous unique synergy.
The energy does not circulate in a primary fully circular surrounding motion, rather each
semi-circular segment shifts in a rapid to & fro turn, similar to the agitator inside one of your
washing machines. There is great purpose in this. Accordingly both clockwise and counter
clockwise secondary and tertiary energy flows are created, one inside the other. As such an
anti-gravitational effect is created. Additionally the vortex aperture is of a smaller diameter at
the base, and increases in width as it rises higher, resulting in a Jacuzzi-type jetting of the
crystalline energies, allowing for extraordinarily potent distribution scope of the crystalline
energies. For indeed this vortex is the primary source distributor of crystalline energy for the
entirety of the northern hemisphere.
Arkansas contains the largest strata of quartz crystal in the northern hemisphere. The
formation of quartz extends for 170 miles. The Atlanteans were well aware of this, and
developed a network of mining and rapid growth harvesting in the area below Arkansas.
Beneath the areas of west central Arkansas are massive crystals , some 40 meters in length.
The Arkansas Crystal vortex is harmonically aligned with the massive Crystal Vortex of east-
central Brazil. The resonance between these two combines in axialtonally harmonic
oscillation with all other crystal deposits on the planet, providing them with coding up shifts.
Accordingly three Atlantean Wisdom & Healing Crystals that once beamed magnificent light
and celestial energy in the Temple of Healing, the Temple of One and the Temple of
Knowledge on Poseida were relocated for safe keeping and placed in dimensional lock in the
Atlantean Crystal Fields of Arkansas, and two were placed in Brazil. The first of these (the
Blue Crystal of Knowledge located in the Arkansas vortex) was awakened in 2008, and
aligned with the other sleeping Atlantean Crystals in Brazil, Mount Shasta, Bimini and Lake
Titicaca. Four will awaken on the 9-9-9, formally ushering in the Crystalline Age.
The Nine Master Crystals
There were nine Master Atlantean Crystals relocated from the Island of Poseida prior to the
crash of the Crystalline Satellite termed the 'Second Moon of Atlantis'. It was in fact the
misuse of the satellite and the fire Crystal that caused the crash to occur. The scientist priest of
the Atla-Ra were able to relocate nine of the huge master crystals. These were relocated to
233
very specific areas using the hyper-dimensional tunnel system. Arkansas was one of two areas
used by the Atlanteans to farm crystals. The other is the area of Minas Gerais and Bahia in
Brazil. All being natural and logical areas of storage because of both their indigenous crystal
growth and the pre existence of the tunnel system to these sites.
The Sacred Crystal Pledge of the Atla-Ra
Many of the Earth-Keepers drawn to this gathering were in fact among the Atla-Ra Crystal
Masters who took part in maintaining the Atlantean Crystal-Poser system, and some were
actually participants in the relocation. The 'extra-terrestrial' Sirian -Pleadean Alliance assisted
in this process, and virtually all of the Crystal Masters that are now on the planet as Earth-
Keepers and Light-Workers are part of this alliance within non-linear multidimensionality.
The misuse of the crystals in Atlantis occurred slowly and very cleverly in a covert political
take over . Those of the Law of One were duped and mislead by the Sons of Belial , and from
an inside betrayal within the Law of One. And although the Atla-Ra and the Poseidon 'Law of
One' group were not at fault, there remains many of the Law of One who yet carry a burden of
great sad despair and unwarranted guilt. All of whom pledged never to be so blind again to
allow the Master Crystals and the sacred Crystal technology to ever be misused again.
That sacred pledge is the root call to many who are drawn to this awakening. Indeed it is a
completion, for indeed the Crystals are returning and they will never again fall into misuse!
The Emerald Crystal
The Emerald Crystal Exudes a beautiful, calming energy of brilliant magnificence. It is in the
truest sense, the balancing force that keeps all of the other mega-crystals from being too
overwhelming for human auric interface. As such the Emerald Crystal is the surge protector
that both feeds and harmonizes the proportion and parity of the other Master Crystals in their
roles in the global Crystalline emergence. It also adjusts and stabilizes the unified crystalline
synergy in coalescence with the enormous electro-magnetic forces released in the Cosmic
Trigger.
All of the Master Crystals will be primed & staged in their activation, achieving
approximately 25% of their power each year over a four year process. This is regulated by the
Crystalline Masters of the Sirian-Pleadean Alliance under the Galactic Federation. Were the
crystals to be launched into full power too quickly, an energetic imbalance would occur.
What will occur on the 9-9-9 is the recoding of the crystalline aspect termed the Starseed
Divine Feminine. The Emerald Crystal of Healing will impel the engraving or reprogramming
that is being brought in by the Emerald- Ray & Platinum-Ray, both Feminine is aspect, into
the DNA of the planet, and as such into those of humanity open to receive the sacred and
requisite transformation. Their effects will be a lessening of the arc swing of polarity between
that termed the masculine and feminine aspect.
Accordingly will polarity-balance be more easily achieved and obtained in human expression
of the Divine Equity on the planet of duality. Indeed will it bridge the gap in the right and left
hemispheres of the brain, and of the conscious-ego mind to the supra subconscious of Divine
Mind. With the energy of the Emerald Crystal, healers will become better healers and wisdom
seekers will gain great and greater insight.
234
Understanding of soul path, of priorities in life and indeed the process of decision making will
be greatly clarified. Requisite aspects of nurturing, kindness and brother-sister hood will be
far easier to manifest into reality on both the micro and macro levels. That termed
'Unconditional Love', previously untenable in the third dimension will be closer to the reality
of each on the path, as the fifth thru seventh dimensional resonances are drawn closer.
Indeed, what may be termeda Global Crystalline Network is tuned to the activation of the 144
Grid and correlates with the function of that termed the Golden Sun Disc. We have in
previous assays given the locations of the nine Master Atlantean Crystals. We share this again
as follows, and their activation dates are listed herewith.
Arkansas :
Blue Crystal of Knowledge 8-8-8
Emerald Crystal of Healing 9-9-9
Platinum Crystal of Communication (Bio Plasmic Interface) 11-11-11
Bimini Bank:
The Ruby Fire Crystal of Energy 12-12-12
Brazil:
Gold Crystal of Healing Regeneration 9-9-9(Minas Gerais)

Violet Crystal of Sound 10-10-10 (Bahia)
Mount Shasta:
The Om Crystal of Multidimensionality 9-9-9
Lake Titicaca, Bolivia:
Sun-Moon Crystal of Light 9-9-9

Crystal of Thoth 12-12-12
999 - The Crystal Awakening
The Crystalline Awakening is now coming into greater prominence. The Crystalline energy
and indeed the entire mineral kingdom relates to humanity through both physical and etheric
means. It has always been so. The mineralogical crystalline essence is essentially the root-
resonance of the same creative force that formed the Cosmos. As such the realms of the
crystalline minerals and humanity are intricately related , such that one is never out of contact
or subtle communication with the other. You see your physical human bodies contain
crystalline particles and a rich array of minerals that are uniquely relative to the earth.
Accordingly the harmonic ratios of minerals and crystalline particulate that are in both your
physical and etheric bodies are maintained in coherent uniformity with those of the earth.
Thus the resulting frequencial ratios of earth and humanity are held in a requisite balance for
the well being and support of humanity individually and in mass.
The heralded Ascension is then, in effect, the coming of the new Crystalline-Age. It will occur
on the 9-9-9, and this event will recode the crystalline energy of both the planet and humanity.
Masters, every new Cosmic Era brings with it up shifts and transformations. Both the earth
235
and indeed mankind are experiencing a long awaited awakening. This metamorphisis includes
global warming and modification of myriad environmental phenomena that are quickening
around you.
A key aspect of the New Crystalline Age is a purposed clarion call to the Crystalline and
Mineral kingdoms of the Earth to increase the flow of energy that it receives from the core of
the earth. Arkansas and Brazil are composites of the two greatest masses of quartz crystal and
associated gemological forms on the planet, and are key to this call.
This clarion-call provokes a stimulation that affects the entire earth, but most specifically the
mineralogical crystalline pockets that receive and transmit potent energetic patterns
throughout the planet earth.
But it extends to an even greater scope. Because while the mineralogical realm of your planet
indeed defines the earth, and is truly the oldest 'sentient' life form on your planet, the diversity
of crystalline mineral resources encompasses a vast part of the entire Cosmos.
Crystalline Vortexes
It should be no surprise to you then that the occurrence of vortex-portal complexes are not
random in design or location. They occur in diverse locales for specific reasons, and rarely
exist where there is not a mineralogical tectonic base-matrix to support them. The same is true
of Leylines.
Truly the earth's surface and subsurface mineralogical composition form the basis of the
vortexial ' force fields' of energy that define the frequencial signature of any given power node
and as well as a 'less energy-enhanced' location. You humans are subconsciously receiving the
mineralogical imprint and energetic signature that it emits everywhere you go. It is in fact this
'tracking process' that influences how comfortable you are in the locations you reside or visit.
The mineralogical content of an area projects a frequencial 'cocktail', and its resonance can
even influence an increase or decrease in the local population of any species. Your comfort
level then may indeed be based on what is underneath you, the substrate material of the earth,
based on the content and electromagnetic fields of the mineral kingdom beneath your feet.
This mineralogical energy is now in flux. The crystalline and electromagnetics inherent to
certain strata are being activated in the Cosmic Trigger and Crystalline Age.
As a direct result of this, a new form of vortex-portal systems are now emerging on your
planet. The largest are Arkansas and Brazil, but these will connect with other locations to
form crystalline vortexes. Most of these are in areas of natural telluric crystal pockets. Santa
Fe in New Mexico is one of these. Tanzania is another. These will evolve & occur in diverse
locations all over the planet including Bolivia, Chile, Spain, Egypt, Tibet and the Himalayas.
The Crystalline Core
Now, the core of the earth plays a major role in many aspects of your planet and its duality as
well as the flash of reality units within your linear time sequence. The core of the earth is
Crystalline. There is an inner core that rotates clockwise and an outer core that rotates
counterclockwise. The ratio of the earth's inner spin to its outer spin directly affects the flash
of time enfoldment. The inner core is spinning faster now, and thus your time is speeding up.
236
It is in fact the increase in the speed of light that affects this increase in spin. Because the core
is spinning more rapidly, it is increasing in heat and size. This is responsible to a great degree
for the global warming that is now occurring.
The Crystalline Core has a physical and non physical reality. One is matter the other
antimatter. The physical core is crystallized in magnetic iron-nickel alloy-composite. The core
is not hollow. The Crystalline Core is lucid coherent energy that can be compared to the sun's
sentient radiation as it beams upward in every direction from the core.
In its upward flow it creates a radiation sphere of influence that increases, disseminates ,
propagates and energizes all life force. This radiation field is a domain transducer that
physicalizes vital energy. It has the remarkable capacity to solidify the sentient earth's resolve
& intent into tangible physical reality. As such non-physical energy moves through and
becomes solid energy in amassed crystalline formations that grow & amplify energy. The two
primary vortexes of these crystal beds are Arkansas and Brazil.
As such these massive crystalline vortexes serve as receiver-transmitter and receptive-

conductive force field conduits of energy that transfuse and convey vital Cosmic life-force to
everything that exists upon and within the earth. Solar and Stellar radiation waves and
emissions accelerate and optimizes the amassed beds of crystalline energies. Such emissions
exhilarate and intensify the crystals transformational amplifications of energy, and as such
create optimally heightened proliferation of all that is within the earth's field of influence.
The 144-Crystalline Grid in the Crystalline Age
Let us review the activation process of the 144-Crystalline grid. The grid is sacred crystalline
geometry, the double penta-dodecahedron, which by specific design includes 144 pentagonal
and triangular facets in a symmetrical crystalline matrix.
The double penta dodecahedron is stellated, which means that each of the major twelve facets
are raised in the center to form five sided pyramids. Thus there are 12 pentagonal pyramids.
Each facet in counted both on the base and pyramidally raised portion. So if you consider that
each pentagonal surface contains 5 isosceles triangles and one pentagon, you have 72 facets.
Additionally, each of the twelve stellated aspects have 5 triangles and one five sided pyramid,
thus you, combine the surface and stellated portions to achieve the Master Number
frequencial of the twelve squared-144. Thus the 144 nomenclature of the Crystalline Grid. Do
you understand?
Now the aspects of the triple dates, is quite interesting. After the millennia, there is a unique
sequence of dates that occur from 2001 to 2012. The triple dates are numerical frequencies
that uniquely occur in this abbreviated format, occur sequentially for twelve years as :
· 1 January 2001, 1-1-1

· 2 February 2002, 2-2-2
· 3 March 2003, 3-3-3
· 4 April, 2004, 4-4-4
· 5 May, 2005, 5-5-5
· 6 June 2006, 6-6-6
· 7 July, 2007, 7-7-7
· 8 August, 2008, 8-8-8
237
· 9 September, 2009, 9-9-9
· 10 October 2010, 10-10-10
· 11 November, 2011, 11-11-11
· 12 December 2012, 12-12-12
The grid significance is that the frequency of each triple date portal is designed to be the
'activation trigger' of one of the 12 major dodecahedrons surface base plates of the grid.
Accordingly this axiom infers that the 144-Crystalline grid is launched into functionality by
one twelfth each year from 1 January 2001 up through 12 December, 2012 when it achieves
full programming input. In the interim between 13 December and 20 December, it integrates
full programming, and reboots into full launch on the winter solstice of December 21, 2012,
the heralded and prophesized Ascension.
Although some may feel the 144-Crystalline Grid is already complete, the TRUTH is that it is
not complete and not in full functionality until the December solstice of 2012. There are
galaxial & celestial openings and energy transferral events that are required to activate
portions of the Crystal Grids, and these have not yet all taken place. We will tell you however,
it is on track, it is on schedule and it will indeed occur as described.
In aspect, a key piece of what takes place on the triple frequencial portal dates is around the
'human - grid' alignment to the Crystalline 144 grid. That is why these dates are being
recognized by empaths as important dates for spiritual alignment gatherings across the planet.
Indeed it is not specific astrological alignments that certify and define the specialized triple
date portals. Rather it is the vibrancy of the numbers themselves that correlate to the 144 grid.
This kinetic is also impelling the renewed 12-strand helix of the Sun Disc to furbish a design
schematic into the 144 grid, that provides, what may be termed the DNA programming of the
12-pentagonal facets of the double penta dodecahedron.
Now, some may question the current validity of the triple number dates, when talking into
account the acceleration of time cycles and the need for a base 12 measurement of
mathematics. The answer is this, your measurement of the annual solar return is already in an
approximate base 12, twelve-month system. And the count of the triple days is a 12 count,
there are twelve of them. So in brief, yes the triple day portals are indeed valid. They are the
'count-down' to 2012, and while they are based somewhat on human agreement, so again is
your current calendar based somewhat on human designation. Did not you begin a zero count
at the 'supposed' birth of Christ, and consider all before that as BC and aft as AD? Indeed we
confirm the validity of the triple date as having unique frequencies that aligned to the 12
pentagonal facets and aspects of the 133-Crytsal Grid, yet these are tuned to the equinoxes
and solstices.
Closing
The role of Arkansas in the planets graduation, the 2012 Ascension, is moving forward as
planned. The wisdom that will be imparted through the Crystalline Projection will be the new
Atlantis, the pure Atlantis. As such , in 2009, this vortex vaults into great and greater global
prominence with the continued unfolding of the dimensional lock that held the Atlantean
crystalline wisdom, that of the Golden Age of Atlantis, that of the highest frequency ever
obtained on your earth plane.
238
Indeed that time has come and in the present year will begin the unlocking of great Atlantean
Crystals, held for over 12,000 years in dimensional seal within the magnetic complex of
Arkansas. Many of you will be drawn to take part in the unveiling, for indeed you were there
as witnesses to the deluge and some of you to the consequent movement of these amazing
Atlantean master Crystals to this and other areas.
Dear Ones, Creativity is your purpose for being here. Earth life is around learning how to
responsibly create. Indeed Crystalline Creativity it is your greatest gift, it is your greatest
teacher and it is your impeccable birthright. Creativity is an aspect of LOVE, it can only be
truly acquired thru the frequency and sacred science of LOVE. Most of you humans do not
understand your inherent creative power. Crystalline Creativity is your power, it is your tool
of manifestation. You come to this Earth to experiment with this very concept, and as the
Crystalline Era awakens, NOW is your greatest hour. You see Crystalline Energy is the source
of all creation. It is true!
And so Masters, you are awakening into the New Crystalline Age. That termed the Crystalline
is not just mineral indeed it is an energetic frequency of ordered perfection. Now, keep in
mind that all of the diverse energies available on the planet are sacred, including that which is
upon the earth, beneath the surface and above it. But Masters do not forget that that which is
within your heart is also sacred to the Ascending Earth. You are indeed being called to awaken
and evolve into the perfection and impeccability of the Crystalline Light-Force. Will you heed
the call?
I am Metatron, Lord of Light, and I share with you these Truths."
... And so it is.
This channel is copyrighted to www.Earth-Keeper.com .

Posting on websites is permitted as long as the information is not altered and credit of
authorship and website is included. It may not be published in journals, magazines or print
without expressed permission from Earth-Keeper.
Permissions may be requested at: Tyberonn@hotmail.com
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/999-activation-of-the-emerald
239
The Tortuguero Monument 6 and the
Mayan end date - Seattle, August 19, 2009
(6 Ajaw) Carl Johan Calleman
The Tortuguero Monument 6 and the Mayan end date.
When I started my independent research on the Mayan calendar late in 1993 not a single
inscription from the ancient Maya was actually known which would describe what would
happen at its so-called end date. All that was known were the various descriptions of the
beginning date of the Long Count, notably in the inscriptions in Palenque, which said that the
First Father then “erected the World Tree”. Irrespective of this dearth of information, I started
to develop my theory about the nine levels of evolution, the nine underworlds, and the various
days and nights that generated their wave movements. I simply assumed that the significant
Mayan pyramids had been built in nine steps because they were symbolic of nine levels of
creation, each effected by seven days, or seven creation gods. I then found that with such a
model an enormous amount of historical facts started to make sense if they were seen as
results of cosmic energy shifts. This however could be seen to be true only if the nine levels
all ended at the same time, similarly to how some of the Mayan pyramids had a straight back.
It thus seemed obvious that the understanding of such energy shifts must have been the basis
of the prophetic tradition of the Maya. This was of course not how traditional Mayanism saw
it, which essentially treated the calendar and the various deities associated with it as
superstitions. Yet, I came from a different scientific tradition, and was primarily interested in
if the Mayan time cycles and deities were true reflections of reality. In the beginning of my
scientific carreer in the seventies I had thus been mentored by a member of the Nobel
committes in Stockholm and had then at least indirectly seen how science operates from what
arguably is its highest level. This meant among other things zero tolerance for making up
theories from “beliefs” without empirical facts to back them up and constant emphasis on
experimental reality checks. At least professionally this has remained my mind set ever since
and the fact that some people believe that Jesus was born on December 25 or that the Mayan
calendar ends on December 21 does not constitute proof for me that this is actually the case.
The idea that there were as many as nine Underworlds was for a long time criticized by some
who said that there was only one cycle of a longer duration in the Mayan calendar system,
namely the 5,125 year Long Count. Yet, already then there were some indications that the
Maya had recognized nine steps of evolution. It was for instance known that the Long Count
was sometimes referred to as ruled by the Six-Sky-Lord, indicating that it was the sixth level,
and that there were names for time periods beginning with that of the first of the nine levels,
the hablatun. Based on these indications of nine levels I proposed my theory since it could be
empirically substantiated from human history even though some thought that it was not
orthodox enough. Somewhat later, in 1996, Mayanists however started to decipher Monument
6 in Tortuguero, only some 50 kilometers west of Palenque, which would further strengthen
my model of nine levels of evolution. For the first time an inscription was found that seemed
to refer to what would happen at the end date at least from the perspective of a Mayan king
around AD 670.
240
The text segment describing the descent of
the Bolon Yookte from the Tortuguero monument 6.
Drawing by Sven Gronemeyer.
More broadly this inscription only gained attention in 2006 and its final text according to
David Stuart, who is an expert on Mayan glyphs, reads essentially like this: Tzuhtz-(a)j-oom
u(y)-uxlajuun pik (ta) Chan Ajaw ux(-te’) Uniiw. Uht-oom ? Y-em(al)?? Bolon Yookte’ K’uh
ta?
or translated to English: “The Thirteenth ‘Bak’tun” will be finished (on) Four Ajaw, the Third
of Uniiw (K’ank’in). ? will occur. (It will be) the descent(??) of the Nine Support? God(s) to
the ?. "
As is common with such ancient inscriptions they may be difficult to read partly because the
glyphs are effaced (which is the case here) and partly because the meanings of the glyphs are
not unambiguous. The critical part from our perspective is the deities (or deity) called Bolon
Yookte, who at the end date would “descend.” To understand how to interpret this I think it is
important to know two things about ancient Mayan deities. The first is that they were not as
personalized as for instance Roman or Nordic deities, who were perceived to act more or less
as individuals. A Mayan (or Aztec) deity instead typically symbolized a cosmic force
associated with a time period and the mythologies of these peoples really describe fairly high
level impersonal cosmic relationships. Hence, we know how the ancient day-signs were
carried by daybearers, deities that were associated with particular days. Time periods, gods
and day-signs were thus more or less interchangeable and it depended on the context how they
would be expressed. The second thing to know is that these deities could easily split into
several different deities and vice versa depending on whether the context called for the whole
or its parts to be expressed. This is almost certainly the case with Bolon Yookte, which can be
seen as a whole deity with nine parts or as nine parts constituting a whole. Bolon Yookte is at
the same time a whole and its nine parts because Mayan cosmology is essentially holistic and
looks upon everything in creation as connected.
241
John Major Jenkins in 2006 wrote an important and interesting article about the Bolon
Yookte: Comments on the 2012 text on Tortuguero Monument 6 and Bolon Yookte Ku,
http://edj.net/mc2012/bolon-yokte.html, where he summarizes epigraphic information about
this deity called Bolon Yookte, which according to the abovementioned inscription will
descend at the Mayan end date. Among other things he cites an article by Gillespie and Joyce
that states that Bolon Yookte was called “the God of the Nine Steps” and also that this was a
deity that was present already at the beginning of creation as can be seen from the famous
Vase of the Seven Lords. He also cites Eberl and Prager, who said that the Bolon Yookte was
associated with the underworld, wars and conflict. Really what this is telling us is that the
structure of Nine Steps of evolution, Nine Underworlds, has existed from the very beginning
of creation, what we in modern terminology would call the Big Bang. The Tortuguero
Monument 6, and Jenkins study of their meaning, thus provides a perfect verification of the
theory I proposed fifteen years ago. The Bolon Yookte are the Nine levels of evolution carried
out by the nine underworlds. These nine Underworlds are then obviously also associated with
the Seven Lords of Creation (the seven DAYS) as can be seen from the famous Mayan vase.
Moreover, as we know from history, all of these Underworlds are associated with conflicts
and wars, since shifts in cosmic energies generate shifting balances of power and as a result,
warfare. To me, the relationships between these Mayan deities provide a model of evolution
that has been verified by massive empirical evidence. Because of this connection to reality
this is crucial information for humanity at the present time and not mere mythical
relationships.
What this inscription means is that on the end date there is not just one cosmic power that will
manifest, but Nine and that these were symbolized by a Nine-Step pyramid that was Bolon
Yookte – The God of Nine Steps. It is also clear from Jenkins’ article that Bolon Yookte was
associated with the World Tree, which especially my forthcoming book The Purposeful
Universe will demonstrate as the source of all creation – not as a myth, but as a reality. In
light of the Tortuguero monument I feel the model of Nine Underworlds and Thirteen
Heavens can only be denied by someone, who completely ignores not only the actual Mayan
inscriptions, but also the massive empirical evidence of how the Mayan calendar system is
connected to reality. If instead this body of evidence is recognized it is however easy to see
how in their mythology the Maya would interchange deities, time periods and cosmic energies
in a way that can now help us make sense of evolution and how it has played out in biological
and historical reality.
242
The Bolon Yookte, the Nine-step God with its Nine Underworlds, as this is symbolized by the
Pyramid of the Jaguar in Tikal. The Nine Underworlds will all be completed, “the Bolon
Yookte will descend”, at the same time and to symbolize this synchronistic event the pyramid
has a straight back. Photograph by the author.
The verification from the Tortuguero monument that the ancient Maya looked upon the end of
creation as the simultaneous descent of Nine different deities, or manifestation of nine cosmic
forces, is however very timely as we are now on the eighth level of evolution and soon about
to climb up one step to the ninth level, the Universal Underworld. It is not an exaggeration to
say that for many people now their future will directly depend on knowing exactly how the
energies of these nine levels will be playing out. Today it is thus crucial to know about this
basic structure of evolution, Nine Underworlds and Thirteen Heavens, and the exact timing of
activation of the different wave movements of creation. That nine deities will descend (nine
cosmic forces manifest) simultaneously at the end date is thus no longer an unorthodox idea,
but instead the only meaningful explanation that can be given to Tortuguero monument 6.
What this means is also that the Bolon Yookte mentioned at the Tortuguero monument is not
about a single event occurring only at a specific date. It is instead about nine different wave
movements, each generated by the Seven Lords of Creation (the seven days in each
Underworld) going back to the beginning of the universe (the Big Bang) when, as Jenkins
also points out, Bolon Yookte was already present. Thus, any viable theory about the meaning
of the Mayan calendar needs to be able to account for such long term evolutionary processes,
spanning up to 16.4 billion years. As a consequence, serious researchers need to take their
focus off from what might happen on a single day, the end date, since this can only be
understood in a much larger context. From this perspective it is thus a problem that especially
many American “experts on 2012”, along the lines of the upcoming Hollywood movie 2012,
have committed themselves to some physical event that they associate with the singular
December 21, 2012 date, such as a pole shift, a galactic alignment, a volcanic eruption, an
asteroid impact, a solar flare or some other (usually not very well-founded) idea of what may
243
happen on this particular day. Given the total unreasonableness of such ideas, especially in
light of the Tortuguero monument, is it not time that they instead start considering an
evolutionary model for the Mayan calendar that is consistent with this monument? “2012” has
for too long been a playground for pseudo-science and the many unfounded “singular day”
ideas blur the fact that the end scenario of the Mayan calendar is really about a socio-
economic transformation resulting from processes influencing human consciousness. It is thus
about the human beings themselves and how we co-create the birth of a new world and not
about any geological or astronomical event that we only would be observers of anyway.
There is of course a reason that, as I pointed out before, no one advocating the October 28,
2011 end date has ever advocated or been lured into advocating that this date would be “the
end of the world.” This is that this date emanates organically from an evolutionary process
and is not associated with any real or purported physical or astronomical event. It is simply
the day when the universe after nine major quantum steps, starting with the beginning of the
universe, attains its highest energy state and there is no logical reason that this would mean
the end of the world. It is just an evolutionary completion point when Bolon Yookte fully
descends. When it comes to the many events that have been purported to be associated with
the singular December 21, 2012 date on the other hand it is not surprising that they invite
speculations about the end of the world. If you for instance propose that this end date is about
a pole shift or a giant burst of gamma rays from the galactic center, why should people not
believe that this could be the end of the world? To propose physical events is like asking for
the mainstream media to create fear and hopelessness around the real transformation that is
about to occur.
I thus believe it will be people at large that will suffer most from the neglect of the
understanding we may gain from the ancient Maya, which as we have seen speaks about the
fulfilment of a composite of nine evolutionary forces, the Bolon Yookte Ku, and not what
happens on a single day. Because of all the confusing information focusing on December 21,
2012 that is already out there I feel however that people will start to align with the true end
date of October 28, 2011, not because they realize that the energetic end date logically must
be 13.13.13.13.13.13.13.13.13 13 Ajaw or that the 4 Ajaw end date was the result of politics
much like the placing of the birth of Jesus at December 25 by the Christian Church. People
are instead likely to come to accept the October 28, 2011 date in practice simply because they
will not be able to deny the actual wave movement of energies that they themselves are
experiencing, especially in the socio-economic realm. Yet, for those seeking to consciously
co-create the birth of a new world a knowledge of how the cosmic energies lead up to the
October 28, 2011 date will be instrumental, simply because without it no understanding of
how the new world will be born, and how this is timed, will be possible. Hence, the activation
of these energies, and their preparatory phases in the Galactic and Universal Underworlds
will, as always, take place according to a very precise relative timing until the Bolon Yookte,
the nine underworlds, will “descend”, manifest fully, and create the foundation for a
millennium of peace – the end of the Shift of the Ages.
Seattle, August 19, 2009 (6 Ajaw)

Carl Johan Calleman
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/the-tortuguero-monument-6-and
244
What is Reiki?
What is Reiki?
Reiki is an ancient healing practice that originated in Tibet. This practice has been done for
almost 3000 years. The Japanese have used it for relaxation and stress reduction.
Reiki is called a healing practice because it does in fact promote the healing process. This
healing takes place through the Chi. Chi is the Japanese word for life force. Reiki itself is
composed of two Japanese words, Rei which means God wisdom or higher power, and Ki
which means life force energy. Together Reiki is the spiritually guided life force, and that
surrounds all of us.
We can all agree on the fact that we are all made up of energy. Everything in the world is
made up of energy. Energy can not be created or destroyed; it can be used and manipulated for
our benefit though. This is the idea behind Reiki. It uses the laying of hands to manipulate the
life force and re-energize, restore and heal the body. The life force is what keeps us alive, if
that life force becomes low, as energy can at times, the a person is more likely to become ill or
stressed. Likewise if our life force energy is high we are more likely to be healthy and also
happy.
To learn Reiki one must go to a Reiki Master. Teaching Reiki is done through an attunement
session, this is different then the way other healing techniques are taught. This attunement
process basically opens up the chakras that each and every person has. This is the crown, the
heart and the palms and thereby creates an intimate link between you and the Reiki source.
This is a very powerful and moving experience as the energies move through you.
Most people that have had an attunement report that they experience what we would call
mystical experiences where personal messages, visions of past lives and other healing takes
place. You may notice that your psychic sensitivity is heightened as well making you more
intuitive then you were before. Once you have had an attunement session, it lasts forever.
While many may require additional treatments depending on their ailments for many others
one session has been enough.
With push towards using more natural ways of healing, Reiki is a simple, natural and safe
method to use. It will remove all toxins from the body so that you can heal, reduce your risk
of developing more health issues and feel better. Reiki is used for not only physical healing,
but spiritual healing as well. It is also a wonderful tool for self improvement. One of the few
healing methods in the world that is known to help almost every illness and malady there is.
There is an added benefit of having many positive side effects from the treatment. Those side
effects include relaxation, a sense of security and feelings of peace and well-being.
Reiki can also safely be used in conjunction with all other medical treatments. Using Reiki
does not mean that you need to get the go ahead from your family doctor, it will not interfere
with what you are currently doing. The goal is to get rid of any side effects you are
experiencing and encourage your body to heal properly and naturally. Many people who have
undergone Reiki treatments have reported amazing results.
245
Posted by: "pfsbtgfkuqfe" pfsbtgfkuqfe@yahoo.com pfsbtgfkuqfe
Thu Aug 27, 2009 10:01 am (PDT)
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/what-is-reiki,
Kainatin Dansi
Kainatin Dansi
Tanri dedi ki:
Digerleriyle baglantisi olmayan bir tek sey dahi yoktur hayatinizda. Hicbir sey baglantisiz
degildir. Biribirine sikica orulu olan ilmekleri sadece gormezsiniz sizler. Bir tek iplik parcasi
bile butunden ayri olmadigi halde, hadiseleri ve insanlari ayri ayri, basina buyruk iplikler gibi
gorursunuz. Hayatin orulu ilmeklerini gormez, ilmeklerin ucundaki iplige bakarsiniz. Olur ya
bazen de biribirine orulu bir kac ilmege ilisir gozunuz.
Bir ucu bagli olmaksizin gordugunuz hicbir manzara, sahip oldugunuz hicbir dusunce,
yaptiginiz hicbir sey yoktur. Kacan ilmekler yoktur. Baglantisiz uclar yoktur.
Cennette, ici ufak tefek kirpintilar ve dokuntulerle dolu bir kova varmis da bu kovadakiler
rastgele yeryuzune damlatiliyormus gibi gorunebilir size. Ve bir sekilde siz de bu dokuntulerle
beraber sebepsizce bir yere birakilmisssiniz gibi gelebilir. Elbetteki dunyada kendinizi
buldugunuz yer, sizin icin hicbir anlam ifade etmeyebilir. Elbetteki mantigin duz sinirlari
cercevesinde bundaki manayi anlamayabilirsiniz. Bir ayrilmisliklar yigini gorursunuz.
246
Ben ise Birlesmis bir Butun gorurum. Siz jokerleri gorursunuz. Ben devamliligi gorurum.
Kainatin o buyuk ve tek dansindaki enerji devamliligini gorurum. Siz karman corman bir sey
gorursunuz. Yani aslinda goremezsiniz aziz cocuklarim.
Gormek icin uzerinizdeki ortulerin altindan bakmaniz gerekir. Pozisyonunuzu degistirmeniz

gerekir. Gorusunuzun sinirli olabilecegi ve sadece yuzeye erisebilecegi ihtimaline acik
olmaniz gerekir. Bu tipki yanip sonen isiklari gormeniz ve isiklar yanip sonerken arada neler
oldugunu farkedememeniz gibidir. Ya da mumun sadece bir ucunu gormeniz ya da Kainatin
lisanina pek de asina olmamaniz gibidir. Aradaki kelimeleri secebilirsiniz; lakin anlamli bir
ifade olusturmak icin onlari bir araya getiremezsiniz.
Sizin parcaniz olmayan tek bir yaprak dahi yoktur kainatta. Size etkide bulunmayan bir tek
yaprak dahi yoktur. Ya da diger bir deyisle, etkide bulunmadiginiz tek bir yaprak, tek bir agac,
tek bir gunbatimi ya da tek bir varlik dahi yoktur. Bununla yuzlesin, Yeryuzundeki hersey bir
aradadir. Hickimse ayri bir kayikta ilerleyemez. Hepiniz bir arada kurek cekersiniz. Hepimiz
bir arada ilerleleriz.
Icinde oynadiginiz luna-parkin boyutlarini henuz idrak etmemis olabilirsiniz. Tum bu isleyis
otomatik degildir. Durdurabilir ve baslatabilirsiniz. Hangi bolume gideceginize ve neye
bineceginize karar verebilirsiniz. Icinde bulundugunuz luna parkin ismine karar verebilirsiniz.
Sihirbaz sizsiniz, isletmeci sizsiniz ve boyleyken de tum bunlarin nasil mumkun olabildigine
hayret edersiniz.
Aziz cocuklarim, Insanligin varolus alanindaki tum dusuncelerin capini ve ic ice orgusunu
deneyimlemektesiniz. Lakin bu kurguyu simdi oldugundan daha farkli deneyimleyebilirsiniz.
Boyle olmak zorundadir; yoksa soz hakki olmayan bir nevi makine haline gelirsiniz. Tum soz
hakkinin siz de olmasi gerekmez; lakin soyleyecek bir seyleriniz vardir. Icinde bulundugunuz
durumda, icinde oldugunuz lunapark aracinda tum soz hakki sizindir. Sizin idrakiniz soz
konusu oldugunda hic bir parmaklik sozkonusu degildir. Eger idrakin yedi asamasi varsa o
halde onlarin dahilinde pek cok, pek cok hareket imkaniniz vardir.
Bir merdivenin uzerindesiniz. Yukari cikabilir ya da asagi inebilirsiniz. Yukari bakabilirsiniz.

Asagi bakabilirsiniz. Ieri geri gidebilirsiniz. Hatta bas asagi dahi durabilirsiniz.
Dunyanin batonu(*) oldugunuzu dikkate alin. Kendinizi nasil hareket ettirdiginiz onemlidir ve
fark yaratir.
(*) Orkestra seflerinin kullandigi ince cubuk.
Ceviren: Engin Zeyno Vural

www.heavenletters.org
Sifa ve isikla kalin,

Sifa Cemberi
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/kainatin-dansi
247
2012-The Heat Is Being Turned Up
2012-The Heat Is Being Turned Up
{Channeled}
2012 One phase of Ascension is reached and another begins
The heat is being turned up and hastening along events on Earth that are vital to you all,
allowing for vast changes that are the precursor to a great change of direction in your affairs.
Forget for a moment the inconvenience and disruption that is taking place, as out of is coming
a number of opportunities to take some positive steps forward. Your leaders are hampered by
the legacies of the past, but changes are already afoot to overcome them and carry you onto
the next phase of cleansing. Now that the tentacles of the dark forces are being cut, their
power over you is weakening and Light is manifesting what you desire instead. The time has
arrived for you to take charge of your future, instead of releasing your power to others.
The stage is set for some encouraging changes, and our allies will be aiding those who are
directly concerned with them. What we would like to see is more support for those campaigns
that are aimed at bringing out the truth of crimes against Mankind. This will occupy the dark
Ones and in their desperation to conceal them, they will draw the focus upon themselves. We
know that some people are reluctant to believe that they have been fooled, but eventually they
will find the undeniable facts placed before them.
You cannot bury the past without clearing out the energies that are associated with it, as they
are still active. It is as important as the physical cleansing, if not more so. However, you are
not alone in your endeavours, and our members have been doing such work for many years.
Without us you would have been submerged in the dross and negativity well before now. Our
brief has been as you might say, to hold the fort until the right time arrives for more direct
action. That time is here, and we must speed along your approach to Ascension, as many souls
have no concept whatsoever of what the future holds. We trust that with the knowledge of
what Ascension means, more souls will open up to it. There will be no pressure placed upon
them, but at least they will be unable to say that they did not know about it.
Meanwhile we are mounting a greater movement of enlightenment, to reach more people

through our messages. We hold to no religion and promote the simple truth of your source and
Godself. How you dress the facts up even if they are distorted is not of our concern, as your
beliefs are your expression of freewill. Where there is God involved in them you have the
basis for growth, as you must have the foundation that allows for the existence of a Creator.
From there a new path of Light can begin to evolve that will take you in the right direction.
Your past lives have often been difficult and usually hard going, and many that have taken
place before the advent of technology that has eased them. However, with the experience of
stern tests and often pain, you have progressed far quicker than you otherwise would.
Remember that the whole object is for your spiritual evolution. Nothing else matters, and your
lesser experiences will soon be forgotten. Why look back when you can look forward, as
everything you have desired to uplift you and enjoy your life in happiness is coming to you
248
very soon.
Ride the waves with confidence as your reward awaits you, well earnt through your loyalty to
the Light. It is how you are now that counts, and hopefully the darkness that may have entered
your lives has no further impact. There is not a soul on Earth that has not moved in and out of
it, but more important is your determination and success in rising up from it. Experience
makes you stronger and you will not have to pass that way again. It is also the same with re-
incarnation into the cycle of duality, as it is no longer necessary once you have conquered the
dark energies. Your lessons will have been learnt and it is time to return to the realms of Light.
Dear Ones set your sights as high as possible, and you will bring into being the energies of
possibilities and completion. You will then reach a point where there is only one way, and that
is forward. It is easier to do than you might imagine, but requires application and a sincere
desire to be successful. Half hearted attempts will not do, and you will fall away from your
objective. We cannot talk of failure, as any experience is going to further your cause. It is you
who ultimately decide what you want out of life, and that decision will be honoured.
As you get nearer to 2012 the emphasis will be upon that point, but it will also be a time when
the period following will become important. One phase of Ascension is reached and another
begins, to continue your journey through the realms of Light. Each one presents you with
levels of Light that become increasingly beautiful, when descriptions become inadequate.
Also your consciousness expands at the same time equipping you to be a great embodiment of
the Light. With it comes power that will make you seem more Godlike, and indeed it is true.
You will understand that fear has no place whatsoever outside of duality, and such lower
energies cannot exist in the higher dimensions. Fear is man made and the weapon of those
who desire to keep you in their control. However, when you are with the Light it is powerless
and is left behind. You can now understand our emphasis on keeping focussed on it, and
simply allow the darkness to pass you by. Light is Love and is your most potent weapon and
protection against the lower vibrations.
There is no one of Earth who has stood with members of the Galactic Federation who has not
experienced anything except our love. We do not have to make a conscious effort to be like
that, and it is our normal level of beingness. By contrast that is why we find the vibrations of
Earth very harsh, but that is changing and your upliftment continues to increase the amount of
Light upon it.
I am SaLuSa from Sirius, and bless you all for your determination to bring the Light back to
Earth. Know that our love goes with you at all times.
John
http://clevelandohiousa.tripod.com/myphoto/
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2012the-heat-is-being-turned
249
GÜNLÜK YAŞAMDA RUHSALLIK
Günlük yaşamın gürültüsü ve patırtısı içinde sık sık kim olduğumuzu ve gerçek amacımızın
ne olduğunu hatırlamayı unutuyoruz. Basamak basamak ve binbir zorlukla çıkılan bu gizemli
yaşam merdiveninde çıkışın zor inişin ise çok kolay olduğu gerçeği nedense çıkıveriyor
aklımızdan. Oysa günlük yaşamda ruhsallığı yaşabilmek, uygulama yapmaktan kaçınmamak
bizleri, bilgelik yolculuğunun doğal yaşam öğrencileri haline getiriyor, ruhumuza hiç tahmin
edemeyeceğimiz zenginlikler katıyor. Yaşamın kendisi başlı başına bir yolculuk, bir okul ve
her anı çok değerli adeta mistik bir ritüel. Gelişim basamaklarını hızla çıkmamıza yardım
edecek, yaşam adı altında bize tanınan bu şansın önemini her zaman yeterince fark ediyor
muyuz acaba?
Günümüz insanı bilgelik, erdem, dürüstlük, doğallık, saflık sevgi, saygı, merhamet, şefkat
gibi bizi insan yapan gerçek ruhsal değerlerden yoksun yaşamaya ve bu değerlerden de
giderek de kopmaya başladığı için depresyon, anksiyete, panik atak ve her çeşit nevroz,
anlamsızlık duygusu, kişisel değer yitimi gibi nevrotik olgularla daha sık karşılaşmaya
başladı.
Hepimiz aynı gezegeni, dünya adlı aynı gemiyi paylaştığımızdan insanlık ailesinin, barış,
saygınlık, gerçek içsel özgürlük gibi temel kavramları günlük yaşamına yerleştirip
yerleştiremeyeceği konusu üzerinde sık sık düşünmeli, başkalarını da bu konuları düşünmeye
davet etmeliyiz.
Bireysel Uygulamalar Çağı

Bilgi çağı yerini bireysel uygulamalar çağına çoktan terk etti bile! Bu geçiş fark edilmediği
için bireyler kendi içlerindeki çatışmalarla başa çıkabilecek yollardan hala yoksunlar çünkü
aldığımız bilgileri bireysel olarak uygulamanın ne kadar önemli olduğunu bir türlü fark
edemiyoruz.
Ruhsallıkla ilgili konular hakkında bilgilenmek, okumak ve konu hakkında çeşitli konuşmalar
dinlemek ya da toplantılara katılmanın yeterli olduğunu zanneden eski kalıplara ait bir
zihniyete sahibiz. Ama uygulama yapmanın önemini fark edersek gelişim ve değişim ile yani
pratik yapmak suretiyle, bize sürekli kendini içten içe hatırlatan isteklerimiz için akıllıca ve
etkili bir takım çözümler üretebiliriz.
Hepimiz yeni yaşam deneyimlerine açılacağımız özel bir döneme astrolojik veriler ve gezegen
enerjileri açısından da girdik, bu yeniliklere adapte olmak için yeni pencere ve yeni bakışa
ihtiyacımız var.
Eski uygulamalar günümüzde kullanılmaya başlanan kristal enerjilerin gelişimi ve yayılımı

açısından çok yetersiz. Bu enerjiler derin anlamda insanlığa yardım, sosyal vicdan ve
insanların yüksek ideallerini harekete geçiren yüksek farkındalıklar içeriyor. Ve aynı
zamanda; dünya işlerinin illüzyonuna kapılmadan, kendi içsel deneyimlerimizin alanına bağlı
kalarak, bu süreç için gerekli yetenekleri edinip yolumuza çıkabilecek ve çabamızı
engelleyebilecek koşulları ortadan kaldırabileceğimizi de işaret ediyor. Bu dönemin enerjileri
uygun olduğu için evrensel büyük resmi kendimiz için kişiselleştirme çabası içine girebilir,
bunu kendi kişisel inanç ve deneyim filtrelerimiz aracılığı ile istersek gerçekleştirebiliriz.
250
Günümüzde varolan kanal (ruhsal bağlantı) akımları, bize yakın ya da yeni olan çeşitli dış
kaynaklardan durmadan gelmekte, naif, uyarıcı ve olumlu etkilerini dileyen herkese de
iletmekte… Enerjileri doğru kullanmak açısından çeşitli gruplara girip çıkan bireylerin, grup
mantalitesi içerisinde düşünce dalgalarının birbirine karışabileceğini göz ardı etmeden, kişisel
benliklerimizin özde birlik ilkesi taşısa da şimdilik ayrı olduğunun farkına varılması ve
geleceğin sesine kendi açımızdan kulak verilmesi son derece önem taşıyor. Bir başkasına iyi
gelen bir uygulama veya bilgi akışı size hiç iyi gelmeyebilir, böyle durumlarda dikkatli olup
iç sesinizi dinlemek çok yararı olacaktır. Bilgileri ve uygulamaları bizim gerçek kişisel
ihtiyaçlarımızı iyi tespit etmek için öncelikle, enformasyon, gerçek bilgi edinimi ve erdem
arasındaki farkı açıkça anlamaya çalışarak irdeleyebilir ve yeni bir başlangıç yapabiliriz.
Astrolojik olarak, 2012’ li yıllardan sonra tam anlamıyla başlayacak olan bu olumlu yükseliş
etkileri; yüreğimizi sevecenliğe açacak. Günlük yaşamdaki bilinçle her zaman algılanması
mümkün olmayan bu derin sezgisel açılım, ilham, bağlılık ve birleştiricilik içeren bir
farkındalığın yüksek katmanlarını açığa çıkararak bize farklı bir görüş ve anlayış sunacak ama
bu farkındalığı taşımaya ve bu yüksek enerjileri dönüştürmeye hazır olmayı başarmamız ve
uygulama yapmamız gerekiyor.
Bir gece yatıp uyuyacağız sonra biz hiç farkında olmadan DNA’larımızda oluşacak bazı
değişimlerle ertesi sabah kendimizi yenilenmiş ve psişik yetenekleri açılmış olarak
bulacağımızla ilgili pek çok bilgi dolaşmakta çevremizde, bu tip hiçbir bilgiye itibar etmemek
gerekiyor. Tam tersine oluşacak tüm değişimler için bizim kişisel uygulamaları bilinçle ve
farkındalıkla yapmamız bilinçlenmemiz, şuurlu ve idrakli adımlar atmamız, kendi
kararlarımızı kendimizin vermesi gerekiyor.
Yüksek enerjiler, dünyasal yaşamın yoğun düzlemiyle karşılaşınca, kişiler yeterince hazırlıklı
değillerse kaos, kafa karışıklığı, amaç ve odak sapması zayıflık veya çaresizlik gibi yan etkiler
de ortaya çıkarırlar. Değişim günleri kaos günleridir, hiçbir şey güllük gülistanlık bir ortamda
gelişmez. Çeşitli realiteler ve anlayışlar içe içe geçmiş halkalar gibi işlev görürler. Aralarında
yumuşak geçişler vardır. Bir sabah uyandığımızda kendimizi tamamen değişmiş bulmamız
tatlı bir hayaldir. O nedenle uygulamalar aracılığıyla içsel canlılığı korumak, olumsuz etkiler
karşısında hemen bezginliğe kapılmamak bir psişik koruma uygulamasıdır.
Günlük yaşam içerisinde elimizden geldiği kadar iç sesimizi duyar halde kalmalı, ruhumuzun
iyileştirici ve şifalı etkileriyle ile bizi yeni sahillere taşımasına yardımcı olmalıyız. Farkında
olmamız gereken şey aslında hiçbirşeyin göründüğü gibi olmayabileceğidir, gündelik ve iş
hayatında şefkatli, tedbirli, kendinden gereksiz yere fazla emin ve acele çıkarımlar yapmayan,
sürekli kendini haklı görme eğiliminden uzak durabilen insanların başarılı olacağı bir enerji
sirkülasyonun, bir metaforun tam ortasında yaşıyoruz o nedenle de eski yanıtlar karşılık
bulmuyor, kaos giderek artıyor…
Hergün karşılaşmaya başladığımız bu yeni enerjiler ve yeni olaylar aslında içsel gücümüzü
mükemmele taşımak, içimizde acı çekmemize neden olan katı noktaları aşmak için bize
verilmiş fırsatlar. Bu yapamadıklarımızın hepsi bizim hassasiyet duymamızı engelleyen
unsurlar. Sevecen bir yüreğe özenen, affetmeyi öğrenmek isteyen, kendine ve başkalarına
karşı nazik ve cömert davranan bir insanın kristal enerjilere adapte olmamasına imkan var
mı?...
Değişimi gerçekleştirebilmek, bu çağın kristal enerjilerine adapte olmak, ruhsallığı günlük

yaşamla birleştirebilmek için kendimize sorabileceğimiz bazı sade ama anlamlı soruları şöyle
251
sıralayalım:
“Neredeyiz,hangi noktada durmaktayız? Biz kimiz gerçekte, Ne yapıyoruz? Ne gibi işlerle

uğraşıyoruz? Sanal dünyada değil gerçek dünyada, günün yoğunluğu içinde zihnimizden neler
geçiyor?
Zihinsel olarak neler ile uğraşıyoruz? Elimiz değil, ruhumuz, zihnimiz, konsantrasyonumuz
nerede? Kim olduğumuzu ve nasıl bir şey yapmak için dünyaya gelmiş olduğumuzu, bu
dünyadaki amacımızın ve kendimiz adına vazifemizin ne olduğunu hiç düşündük mü? Biz
niye varız? Şu anda niye yaşıyoruz? Dünya adı verilen bu gezegende ne arıyoruz ya da ne
bulmaya geldik?
Günün yoğunluğu içinde zihnimiz ne tür aktivitelerde bulunuyor? Örneğin 24 saatin kaç
saatini şu düşünce ile, kaç saatini bu düşünce ile geçirip, acaba ne kadarını bize yararlı olacak
uygun düşüncelerle geçirmekteyiz çünkü biz ne düşünürsek oyuz, düşünceleremiz bizim her
şeyimiz, bizi yarınlara taşıyacak en büyük yardımcımız düşüncelerimiz. Düşüncenin ne
olduğu ve önemi hakkında yeterince bilgili miyiz? “ gibi bazı temel soruları kendimize
yönelterek değişimi ve yenilenmeyi başlatabiliriz.
Hergün bize sonumuzun yakın olduğunu, nerede, ne kadar türün yok olmakta olduğundan
bahseden birçok haberle karşılaşıyoruz. Hepimizin kolektif bilincinde artık var olan bir olgu
bu. Tam anlamıyla olayın ne ölçüde vahim olduğundan pek emin değiliz ama pek çoğumuz
bir değişim geçirmekte olduğumuzun da farkındayız. Farkında olduğumuz ya da olmak
zorunda olduğumuz bir başka gerçek de, materyal olan şeylere olan bağlılıklarımızı işte tam
da bu zamanda tekrar sorgulamamız gerektiği ile ilgili. Aşırı tüketim yapma alışkanlığından
mümkün olduğunca uzaklaşmak bu dönem enerjilerine çok uygun bir eylem. Her günümüzü
sanki bu yeryüzünde son günümüz gibi yaşayarak ve hiç ölmeyecek gibi davranarak
geçirebilsek yani aktif ve uygulamacı olursak ne çok şeyin değiştiğine önce kendimiz şahit
olur, üstelik hiç te sanıldığı kadar zor da olmadığına dair bir güven de oluşturabiliriz. Bizi zor
günler bekliyor gerçekten ama her zaman ve şartta alınacak tedbirler ve o zor şartları da bir
yaşam pratiği haline çevirecek güç insanoğlunda saklı potansiyel bir güçtür. Potansiyel
güçlerimizin tıpkı bilgisayarlarımız gibi kullanılır halde olması için çevrimiçi yani eylem
halinde olması gerekiyor. Ancak eylem halinde enerjiler dönüşüme uğruyor, ister zihinsel ister
fiziksel eyleme geçmeyen aktivite gerçek olamıyor sanal kalıyor. İdraklenmek ve şuurlu
davranabilmek için yoğun bir etki bombardımanı altındayız bu konuya daha değişik bir açıdan
ele almak için aşağıdaki alıntıyı dikkatli okumakta yarar var.
M.T.İ. A ve Bilyay mütevvefa başkanı Üstad Ergün Arıkdal’ın bundan 13 yıl önce günümüz
için söylemiş olduğu şu sözler hepimiz için hala düşündürücü ve güncel :
“Önümüz oldukça sıkıcı günlerle dolu. Ülkemizin, daha doğrusu insanımızın

idraklenebilmesi, uyanabilmesi; ruhen daha atak, daha çevik bir hâle gelebilmesi için bir hayli
yoğun etkiler altında kalmış durumdayız. Gördüğünüz gibi, basının ve diğer görsel araçların
verdikleri bilgilere göre, gerçekten de ülkemiz tam bir kuşatma altındadır. Bu kuşatma maddî
ve manevî bir kuşatmadır. Gerek yakın komşularımız, gerekse uzak komşularımız sürekli bir
şekilde, farkında olmadan, sanki kendilerinin menfaatlerini takip eden, koruyan bir tutum
içerisindeymiş gibi görünmelerine rağmen, aslında maddi ve manevi bir kuşatma
oluşturmaktalar. Onların, şuursuzca yaptıkları bütün bu faaliyetlerin kendilerine göre bir
hedefleri var; ama o hedef asıl hedef değil. Bizim için, bizim adımıza birer hedef tayin
etmişler, "Şunu şöyle yapalım, bunu böyle yapalım, şunların şusuna mani olalım" diyorlar,
252
ama aslında bütün bunların hepsinin, uyumakta olan bu ülke insanının uyanmasına yardım
etmek için birer küçük dürtü veya uyarı mekanizmasından ibaret olduğunu bilmiyorlar.
Elbette ki bu uyarı mekanizması fizik şartlar içerisinde kendine has birtakım davranışlar
gösterecektir. Elbette ki elem çekilmeden herhangi bir mutluluğa ulaşmanın mümkün
olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu bakımdan çok dikkatli ve çok hassas bir şekilde yaşamak
zorundayız. Hareketlerimize, sözlerimize, düşüncelerimize ve kararlarımıza çok dikkat
etmemiz lâzım. Çok ağır bir epröv lâbirentinin içerisinden geçiyoruz. Bu, her tarafı kapalı bir
lâbirent; sağında solunda çıkmaz yollar var veya daha başka bir yere çıkacağını ümit ettiğimiz
koridorlar, dönüp dolaşıp bizi gene aynı yere getirmektedir. Ve nitekim biz bu dönüp dolaşıp
aynı yere gelmeyi ülke insanları olarak sürekli yaşıyoruz. Çıkar koridorlar zannettiğimiz, bizi
selâmete götüreceğini zannettiğimiz yerlere doğru saldırıyoruz. Fakat bir de bakıyoruz ki,
ayağımızın altındaki toprak yine aynı toprak, yine aynı taşın üzerine basıyoruz. Herhangi bir
yere gitmemiz söz konusu bile olmamış.
Çok materyalize olmuş, çok maddeleşmiş ve bu maddeleşmeyi gerçekten bir ideal hâline,
özenti hâline getirmeye çalışmış, kendi iç varlığından koparılmaya çalışılmış bir toplum hâli
içindeyiz. Gerçekten öz varlığımızdan koparılmaya çalışılıyoruz. Her bakımdan, ekonomik
olarak, siyaset olarak, kültür olarak, ahlâkî değerler olarak ve inanç olarak, özden
uzaklaştırılmaya çalışma operasyonu sürekli devam ediyor. Kendi özümüzden, kendi öz
varlığımızdan koparılmaya, atılmaya, dağıtılmaya doğru, gayet sistemli bir şekilde yapılan bir
mücadele söz konusu.
Bütün bunlara karşı yine de biz Birleştirici Yüce Anadolu Hizmeti'mizi, Yüce Anadolu
Vazifesi'mizi yapmak hususunda bütün gücümüzü, bütün idrakimizi kullanmak zorundayız.
İnsanlık muvacehesinde elde edilmiş değerlere ve hükümlere karşı bir tahammülsüzlük ve bir
adaptasyon yoksulluğu çekiyoruz. Uyum sağlamakta sertleşmiş bir elâstikiyetimiz var. Gayet
zor bir şekilde bir şeylere adapte olmaya çalışıyoruz. Ve o adapte olduğumuz yerdeki bilgiyi
aldıktan sonra tekrar kendi iç varlığımıza, kendi özümüze dönmemiz gerekirken bir türlü
dönemiyoruz. Böyle, çok zor esniyoruz ve bu bize, çok büyük bedellere mal oluyor.”
Sonuç olarak diyebiliriz ki, günlük yaşamda ruhsallık varılacak yeni bir sahil, yeni bir yaşam
anlayışı, yeni bir umut demektir ve pratik uygulama gerektirir.
Yayın Tarihi: 21.Ağustos.2009
http://www.astroset.com/bireysel_gelisim/holistik/gyr1.htm
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/guenluek-yasamda-ruhsallik
253
Galaktik Kozmik Işınlar – Güneş
Patlamalarının Diğer Tarafı
Mitch Battros - Earth Changes Media
Galaktik Kozmik Işınlar (GKI) yüklü parçacıkların spektrumunda en küçükleridir. Güneş

patlamaları ve Koronal Kitlesel Püskürmeler (KKP) yüklü plazmanın daha fazla fark edilebilir
kaynağıdır. Birçok insanın bilmediği şey, bunların ikisinin de ölümcül olabilecekleridir.
Hava durumu, uydular ve elektrik hatlarına direkt etkisi olan güneş patlamaları ve KKP’lere
benzemeyen şekilde Galaktik Kozmik Işınlar fark edilmezdir. Tam şu anda bombardımana
tutuluyoruz. Buradaki ironi – Koronal Kitlesel Püskürmeler, “solar minimum” sırasında en
güçlü ve tehlikeli zamanlarındadır. Bu zaman sırasında (şu anda olduğu gibi) tehlikeli
radyasyon seviyelerine maruz kalabiliriz. Daha önceki türlerin yok oluşuna neden olarak
radyasyon gösteriliyor.
Illinois Üniversitesinden Brian Fields, “Dünya’nın atmosferinin en üstünde her santimetre

kareye, saniyede birkaç kozmik ışın çarpıyor” diyor. Bu “asıl” kozmik ışınların hiç biri
toprağa erişmiyor. Bunun yerine, üst atmosferdeki atomlarla çarpışıyorlar, daha düşük enerjili
“ikincil” parçacıklarının yağmurunu yaratıyorlar.
İkincil Etkiler
Deniz seviyesinde, ikincil kozmik ışınların çoğunluğu oldukça nüfuz edici olan muonlardır.
Her dakikada bedenlerimizden yaklaşık 10,000 muon geçmekte. Bu mounların bazıları
bedenimizden geçerken molekülleri iyonize eder, ara sıra zararlı olabilecek genetik
mutasyonlara neden olurlar.
Halen, ortalama bir insan kozmik ışınlardan yılda yaklaşık 10 tane göğüs röntgen filmine
eşdeğer miktarda almaktadır. Bununla alarma geçmemeliyiz, çünkü bu insanların ve
atalarımızın eonlardır maruz kalmış olduklarının altında doğal arka plan radyasyonun
parçasıdır. Aslında, mutasyonları başlatan kozmik ışınlar bazen faydalı olabilir.
Polonya’daki Szczecin Üniversitesinden Franco Ferrari, “Kozmik ışınların bir şekilde Dünya
üzerindeki organizmaların tekamülünü şekillendirdiği açıktır” diyor.
Astrobiyoloji dergisinin son sayısında, Ferrari ve aynı üniversiteden Ewa Szuszkiewicz

kozmik ışınlar ile ilgili bildiklerimizi gözden geçirdiler ve bu parçacıkların şu andaki
biyolojik ilişkisinin geçmişin temsilcisi olması gerekmediğini öne sürdüler.
“Erken Dünya’nın organizmalarının, stabil olmayan ve dışsal etkenler altında kolayca

mutasyon geçiren DNA’ya sahip olmaları çok olasıdır”
Kozmik Işın Fırtınası
Uzun zaman önce sadece biyoloji mutasyona çok daha hassas olmuş olmayabilir, ayrıca
geçmişte kozmik ışınlar çok daha yoğun olmuş olabilir, hem Dünya’nın atmosferini hem de
254
aşağıdaki yaşamı etkilemiş olabilir.
Tartışmalı bir teori kozmik ışınların bulut üretimini artırabileceğini öne sürüyor. Bulutlu
gökyüzüne uzaydan daha fazla güneş ışığı çarpıp geri sıçrar, gezegeni soğutur ve yaygın
ekosistem değişikliklerine neden olur. Artan kozmik radyasyon ile ilgili bir diğer teori
neredeyse ters etkiye sahiptir – koruyucu ozon tabakamızı söküp atarak, Dünya daha fazla
solar UV radyasyona maruz kalmakta. Tüm bu ekstra UV (Ultra viyole) yaşam için düşmanca
koşullar yaratacaktır.
Ozonun tükenmesi de yakın mesafedeki gamma ışınından ortaya çıkabilir. Ancak, radyasyon
flaşı sadece bir saniye sürer ve ozon birkaç yıl içinde düzelirdi. Tersine, Fields’a göre
yakındaki bir süpernovadan gelen kozmik ışınlar Dünya’yı en azından 1,000 yıldır
bombalıyor.
Fields, “Bir organizma gamma patlamasından etkilenebilir, ama kozmik ışınlar birçok
nesilleri etkileyecektir” diyor.
Kılpayı kurtulma
Türlerin tükenmesinin kozmik ışınlar nedeniyle olup olmadığını anlatacak bir yol,
yakınlardaki bir süpernovada oluşmuş olan radyoaktif izotopları ve sonra ilgili patlama
dalgasıyla gezegenimize üflenmiş olduğunu bulmaya çalışmaktır.
1999’da, Almanya Münih Teknik Üniversitesinden bir grup derin okyanuslardan alınan kaya
örneklerinde demir – 60 belirlediler. Bu aşırı derecede nadir demir izotopu süpernova
ateşlerinde oluşur. Ayrıca radyoaktif olarak kararsızdır (değişken), yarılanma ömrü 1,5 milyon
yıldır, bu nedenle oldukça yakın zamanlardaki bir süpernovadan gelmiş olmalıdır.
Demir – 60’ın yeri ve yoğunluğundan, Alman grup daha sonra varsayılan süpernovanın
yaklaşık 100 ışık yılı uzaklıkta 2,8 milyon yıl önce patlamış olduğunu hesapladı.
“Buna kılpayı kurtulma derdim” diyor
Bu süpernovadan gelen kozmik ışınların iklim üzerinde etkisi olmuş olabilir, ancak ciddi
biyolojik hasara neden olması için, bir süpernovanın Dünya’dan 30 ışık yılı mesafede
patlaması gerekir.
30 ışık – yılı galaktik ölçekte küçük olmasına rağmen, Fields muhtemelen Dünya’nın, 4,5
milyar yıllık tarihinde düzinelerce kez süpernovanın “öldürücü kapsamına” yakalanmış
olabileceğini düşünüyor.
Ancak, yakınlardaki bir süpernova, kozmik ışın yoğunluğunun artmasının tek yolu değildir.
Güneşimiz galaktik merkezin etrafında dönerken, düzenli olarak galaksinin spiral kollarından
birinden geçer, burada kozmik ışın radyasyonu ortalamanın üzerindedir, diyor Ferrari. Bazı
araştırmacılar, spiral koldan her geçişte, kozmik – ışının başlattığı bulut oluşumu vasıtasıyla
Dünya’da Buzul Çağının meydana geldiğini speküle ediyorlar.
Benzer şekilde, Melott ve çalışma arkadaşları Güneşimizin galaktik planda aşağı yukarı
sallanması ile fosil biyodeğişimindeki 63 – milyon yıllık döngü arasında olası bir bağlantı
keşfettiler. Hipotez şu; güneş sistemimiz galaksinin bir kenarında zirveye çıktığı her seferinde,
güneş sistemimiz daha fazla kozmik ışına maruz kalmaktadır.
255
Ancak, son kanıtlar kıtasal yükselme ve gözlenen biyodeğişim döngüsü arasında bir
korelasyonu işaret ederken, Melott şimdi bu sallanmanın sadece küçük bir rol
oynayabileceğini düşünüyor.
Kozmik ışınları türlerin yok olması olaylarına bağlamak için daha fazla çalışma
gerekmektedir. Melott, yakındaki süpernovanın başka radyoaktif izotop kanıtları için
araştırmanın devam ettiğini ve grubunun biyolojik yıkıma herhangi farkedilebilir bir modelin
olup olmadığını görmek için kozmik ışın bombardımanının simülasyonlarını geliştirdiğini
söylüyor.
“Hiç kimse zemindeki tam etkileri hesaplamadı” diyor.
Earth Changes Media
(ÇEVİRİ: Saffet Güler)
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/galaktik-kozmik-isinlar
From RALPH WALDO EMERSON

"What lies behind us and what lies before us are tiny matters, compared to what lies within
us."
With love,
Z.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/from-ralph-waldo-emerson
256
OLmalı
 Posted by ESRA ERDOGAN on August 29, 2009 at 12:57pm
Gittiğim yolum OLmalı ama

Gidilecek yer ben'im OLmalı
Kendi ayak izim OLmalı ama
Hakikatte gerçek sahibi OLmalı
Bilene bilmeyen farkı sorulmalı ama
Farksızlık mutlak OLmalı
Ama sadece O,
OL'malı.. OL'malı..OL'malı
ESRA ERDOĞAN
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/olmali-1
257
On Serenity; Acceptance, Courage and
Wisdom
 Posted by Katie Bacon Perkins on August 31, 2009 at 2:30am
"God Grant Me the Serenity to Accept the Things I Cannot Change;

The Courage to Change the Things I Can;
And the Wisdom to Know the Difference."
Thy Will, not mine, Be Done.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/on-serenity-acceptance-courage
258
OL
 Posted by Zehra Baskaya Sudasi Sannyasin on August 31, 2009 at 10:25am
Sorduğun sorular kendine olsun,

Sevgin kendine olsun,
Umudu içinde yaşat.
Güneşi selamla, yağmurdan önce.

Kar yağarsa eğer, kar topu oynarsın. Güneş gelir ardından nasılsa.
Işık ol!
Karanlık yoktur aslında biliyorsun, ışıksızlık vardır.
Sen o küçük prize dokunduğun an, aydınlanır her yer.
Priz ol!
Bıkma aşkı aramaktan ama çok uzağa da bakma.

Kapat gözlerini, seni gör, kalbini gör...
Orada değil mi?
Evet, aşk orada.
O yüce yaratıcı, seni yaratırken kalbine koydu endeğerli hazinesini; AŞKI!
Aşk ol sevgili dostum,

Sevgi ol,
Sevgili ol.
Hayatın kendisi ol,
güneş gibi parla,
Çünkü sen güneşten de değerlisin!
Sadece OL...
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/2209390:BlogPost:87932
259
BÜTÜN ÖNYARGILARA SON - 04.46
SABAH EZANI
BÜTÜN ÖNYARGILARA SON - 04.46 SABAH EZANI - 28.08.2009
BÜTÜN ÖNYARGILARA SON
BÜTÜN BARIŞSIZLIĞA SON
BÜTÜN SEVGİSİZLİĞE SON
BÜTÜN DOĞRUSUZLUĞA SON
BÜTÜN GERÇEKSİZLİĞE SON
BÜTÜN IŞIKSIZLIĞA SON
BÜTÜN BİLGİSİZLİĞE, BİLİNÇSİZLİĞE, BİLGESİZLİĞE, HAKİKATSİZLİĞE,

FARKINDASIZLIĞA, ERDEMSİZLİĞE, SAYGISIZLIĞA, ANLAYIŞSIZLIĞA,
DUYARSIZLIĞA SON
SENİNLE BÜTÜNLEŞMEMİZİ ENGELLEYEN TÜM PERDELERE, DUVARLARA,

SINIRLARA, TABULARA, İLLÜZYONLARA, EGOLARA SON
EY YÜCE RABBİM
AMİN
DAVİD DOĞAN BEYO
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/buetuen-oenyargilara-son-0446
260
**Look for Goodness**
In everything, goodness is there. Our goal is to find it. In every person, the best is there. Our
job is to recognise it. In every situation, the positive is there. Our opportunity is to see it. In
every problem, the solution is there. Our responsibility is to provide it. In every setback, the
success is there. Our adventure is to discover it. In every crisis, the reason is there. Our
challenge is to understand it. By seeing the goodness, we'll be very enthusiastic and our lives
will be richer.
Peace,Love and Light to you all,dear friends.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/look-for-goodness
261
Archangel Michael - August 8:8 Gateway of
Infinite Abundance Sun Chakra
Celebration
Archangel Michael
Transmitted through Chanel Lingenfelder
August 8:8 Gateway of Infinite Abundance Sun Chakra Celebration.
Durban - South Africa .
Please note - The information of this Transcript is free and should be made available to all that
feels drawn to it, however please do not add, change or alter any of its contents
Should you wish to experience this or any of the other initiations, simply quieten your mind;
find a comfortable place where you will be undisturbed, connect with the Energy of S pirit
and set the intent for your rewire as you please. This will automatically be facilitated by your
higher self for your greater good.
262
*** *** *** ***
I am the archangel Michael, greetings dear ones
A: Greetings
It is indeed a great honor and pleasure to present my energy field in this way to be with you as
one this day, beloved ones it is indeed a most glorious day as many such as you come together
celebrating life celebrating love, celebrating being alive in love.
Every one of the key date energies or activations as you refer to them stirs amongst the
heavens a great excitement as we too gather as one, sending our energies and thought
processes thus love vibrations into the earth plane so that we may come to share indeed the
true celebration of life, of love, and being alive in love for you know the truth is that beyond
the energy of love nothing exists, the truth is too that beyond the energy of life nothing exists
therefore the message now is to bring an awareness not merely to those waking from deep
slumber, but also to your bothers and sisters that shares your new energies that now envelops
the planet and as time goes by shall increase in vibration and power and with that create a
whole new bandwidth of light which shall sweep across your plane taking everyone along
with it into a whole new paradise where the codes that shall be released from your energy
field will awaken within your fellow man the truth of the celebration of life and love.
Your earth has waited patiently for the coming of age to speak of your spiritual evolution or
energy enfoldment. S ome have worked towards this for eons preparing for this time whilst
others may find this a relatively new energy and this is because although each and every one
of the light workers is what we refer to as a old soul having been around for eons sharing
many experiences of the life flow expression, there is now, especially with the new children
being born unto the planet, a whole new range of humans around, coming forward to assist
the evolution of life thus supporting the fruition of the current light plan into being, many who
find their comforts amongst the stars oppose to being old souls, yet know you as old souls too
have your origins amongst the stars but through your soul development and many life
experiences, you had and still are part of the shaping of the many facets of the evolutionary
process first hand, whereas these beings, these young crystalline beings haven’t as yet
experienced the flow of life the way that you did. There is a saying that goes ‘there is no new
news’ and indeed everything that you experience on this plane you have experienced before,
either directly or as the observer, within this or prior to this incarnation. The beautiful thing
beloved ones is the awakening of your memory and by saying this I not only refer to memory
contained as part of the brain structure but very much memory contained within cell tissue for
your cell tissue, including the tissue that keeps cells together, the plasma, contain thus records
and stores memory. The crystal children that are coming in their droves some arriving as early
as the late 90’s are here in force for a specific reason with a definite plan and message for the
entire world to wake up from their grandeur as they are the bringers of the message of the new
earth and humanity needs to hear this and spread the word to others. Although many amongst
you may feel things at present to be rather slow, you feel the progression of the earth
evolvement to be slow, some feel it to be tedious, indeed this is not so, it is quite the
opposite...
Dear ones, behind the scenes there are much happening for all of this to take place, in the
same way as you would attend the opera to experience a wonderful concert for an hour or so
along with all the energies presented through the dramatists or the orchestra or the ballet,
behind the scene there are even more beings to make this possible, allowing the dramatized
263
sets as manifest, the props set up, the acoustics and sound set-up, the lighting, to make sure all
the actors are on queue, thus they all work as one united energy creating a flow behind the
scenes ensuring the performance to be its optimum best and therefore have the attending
audience truly appreciating the energy they came to receive and in much the same way the
energy of the drama of life on your beautiful Goddess Gaia also truly relies not only on the
actors (you), the orchestra and your creativity to play out a magnificent life concerto for
yourself and your fellow man, but also on the work of the invisible world beyond the veils of
time that supports the life process acting as the caretakers of the structures that creates the
props of your life.
Now when you look at the energy of the crystal children whom we wish to bring some
attention to this day, we relate to them as the ushers in the theater and as with everything else
many orders exist even amongst those that you refer to as such, and here perhaps the easiest
way to get this across to you, the underlying importance of my message that is, is to
understand that each of these beings, like you, came forth with a very different purpose to
their lives and thus no thing should even be overlooked in any way whatsoever so here in
sharing the example of the ushers with you also know that many of these crystals may not be
quite ready to show the seats to the theatre goers, especially the ones that feel their light has
dimmed during the setting of the stage in preparation of the life drama. Yet there are also
those amongst them who will come forth even at times when you feel you can’t afford
distraction to stir you in ways needed for you to awaken to different aspects of clearing out
stagnant energy which usually involves the energy of temptation.
Now temptation is not such a bad thing you know, depending how you look at it, but with the
crystalline vibration active here, through the act of temptation, many are stirred to expand
their mental focus, you may relate this to being in the theatre and falling prey to another’s
delights as you catch a whiff of another’s popcorn and unable to resists it for its temptation
became too much, and so it is with life. The crystal children at this time and especially
nearing the next primary key date activation following this day which is your 9:9:9 portal,
shall be charged-up even more so to tempt humanity with life often only possible once they
can truly get you so far to as you say ‘let your hair down’ for humanity at most times are so
focused on that which they shouldn’t that they never take notice of that which was intended.
The crystal children have come with a very special message not only for you here or those
that may read these words but very much for those whom may never knew these words exist,
thus those who may pass through many lifetimes and never knew of this or other
communication existing on many levels. These beings are being stirred at an unconscious
level for them to awake to a whole new understanding of themselves as earth beings, which
are present here in support of the earthlings as they work alongside the earth visitors. The
crystalline children are sending out massive most powerful messages to each of you dear
ones, which is part reason for my choice in addressing you this day during the opening part of
this transmission on the crystal children and thus to serve as a reminder of these beautiful
beings that exist all around. Having said this, the message they bring to you this day is a plea
for support in their recognition. It is indeed true that they as well as you are divinely guided
guarded and protected therefore don’t have to rely on set out specifics and firm boundaries
that creates a security, yet every single one that walks this journey of awakening also
welcomes the support, but besides that dear ones the outcry here is for humanity and the light
workers to become more aware of the children around them, many in need.
You are asked to walk next to them, to actually allow your energy field to become lighter and
264
brighter acting on the cries of your own inner child supporting these beautiful beings of light,
these crystalline energies. I must also make reference now that I do not speak only of the
crystalline children when I categorize them, but very much children in general. Beloveds we
only share the crystalline vibration with you for you relate to them thus do not take my words
as aimed only at the crystal children. Believe us each of you are special in your own right for
just as you as individual humans are part of the collective whole so too is every child
incredibly special, love and cared for no matter whether they are simply earth beings, indigo
forerunners, indigo’s, crystal, golden, rainbow, opal or pearl children and so on.
The reason why we speak mainly of the crystalline vibration is because as with everything in
life once you are exposed to a certain vibration for the prolonged period of time everything
within that exposure eventually and gradually shifts and changes its vibration to a similar
vibration to that which influences it, thus to explain that even thought perhaps you entered
with the indigo vibration you too now carry the essence of the crystalline energy, or crystal
child. Indeed don’t forget about the golden children and the diamond children whom have
come to fine-tune the crystal frequencies as they act on very specific energies whereas the
mass frequency still carries the crystalline vibration. Their vibration assists with the shifting
of individual vibrations from dense carbon to crystalline silica, but dear ones if you as mainly
indigo’s feel despondent at times then understand that those of this intense high frequency
also tend to find themselves at times suicidal and lost for the energy upon this plane at times
gets too much for them. You as a collective group and many more have travelled through
many a lifetime which resulted in your current awakened state, you have experienced many
earth journeys all which added up to this experimental plateau which you currently project
yourself from therefore your backup support or angels are always there for you, as they are
with the crystals, yet many of them in fact around 92% of the crystal children on this current
plane are of new earth vibrations so they are not old souls. Most come from other star systems
to help shift your vibrations so that you too may claim yourself to be the God/Goddess you
truly are. Therefore the urgency or need for you to make time to spend with children. We do
believe you have been asked to do this by Kuthumi, Guinevere and so on, and I Michael now
repeats this request. Bring an awareness within yourself of what is truly transpiring without,
and do this by spending more time with children and listen to them, pay attention to them for
they unlike you, don’t entertain the restrictions which prevent them from seeing life in a jovial
kind way, in other words allow them dear ones to show you how to live your life with love
and to do so joyfully and be happy doing it. Allow these little ones to assist you to once again
open up your heart energy, pulling your heartstrings which will open your sacred heart, to
usher in the day where you shall claim your heart energy as your sacred divine heart essence.
Become aware of their needs, even for those of you without your own, see where you can
support another, even if only twice in one of your calendar years give of your time in support
of the children of your land. You came to stir the pots of change; they came to put this into
action. Yes indeed even if you think change is slow, we tell you it is not so. The crystalline
children have come to set this change into motion and you need to support them. S ome of
them suffer from extensive fluctuating temperaments, grounding for them is a new energy;
although they are in touch with the earth they are not necessarily at all times very comfortable
on it, they tend to ground themselves into the stars. It is your duty to bring to them an
awareness of nature and man’s part of it and yes many may connect to the earth energy, yet
truly unaware of its intricacies.
Dear ones you have suffered much over lifetimes as you took on the experience of the
experiment of evolvement honoring a contract kept in the Akash which entails your set
projections for this and other lifetimes, ideas which includes personal and support aspects and
265
those that you come to serve form a distance thus creating a thought energy altering
brainwaves or being personally involved physically restructuring life as you know it. The aim
of the Light Teachings of the Ascended Realms and other Light Beings is to pass on or bring
an awareness of your increasing light frequency. We have presented this information in many
ways, yet fact remains it matters not the vocab but rather to understand the need for
transcendence. You are now in a process of anchoring this energy fully into your being and
thus if you are not in some way or another able to relate to anything that may or may not
throw your energy off course and force even your direction into the unknown, even to some
extend along paths of great sadness and formidable despair, how would you know to find your
way back on course, simply put: if you didn’t experience what you have in the past then how
else would you have known your present reactions to these pillars of evolution (the ups and
downs of life). Know that during and after these experiences which created scar tissue within
your emotional/etheric/physical structures we were and are there to support you, we love you
deeply, we care, the same goes for me Michael, Mikaal, MichaEL however you wish to refer
to me, I have always been there, even when you stubbed a toe, to guide through the process of
not being fearful to take the cobblestone route opposed to the clear sleek slash stone. You see I
was there every time you cut your finger when carving your meat or slicing your vegetables
and wheat, to help you to have the courage take in hand another knife to slice your fruits
without having the fear of cutting yourself again. I was there every time you as a toddler
bumped your head when your daddy picked you up on high, to help you erase every memory
that may prevent you from soaring into great heights again. I held your hand in times of
sadness, as now, I AM WITH YOU in every breath that you take as I have served you by
helping you to overcome obstacles and shall continue doing so on your terms indefinitely.
Dear ones your vibrations as earth beings, earthlings and earth visitors carry through the same
seed essence as that which I have expressed, you see each of you sitting here this day and
guaranteed every person that may stumble upon these words, are serving the earth in the same
capacity as I am serving you. You have taken on throughout all of your lifetimes a promise to
be the overseer of that which you hold so dear hence your natural reaction fending for your
planet in any which way you can. Dear ones, to explain to you in simple terms the intricacy
within the inner planes or heavenly realms would almost seem an impossible task at this time
but believe me when I say to you as a spirit being, a highly evolved beautiful being, each of
you are part of overseeing communities of various planets and processes, thus you that I
address are in the same way part of the of the Oneness team that have come together to serve
this planet as a Light Worker. What does it take of you to call yourself such? Indeed I ask you
this question?
A: Love for the planet
AAM: This is correct sister, but the answer I wish to share is Immense guts! (laughter). For
this it does would you not agree?
A: Yes
AAM: don’t be afraid to express. You feel the vibrations of my words within your heart, but
the human man and woman often feel themselves to be unworthy of expression, yet each of
you are of a like vibration.
The world, your world, knows the power it takes of you to call yourself to such a task. Your
earth clearly understands and knows of the tremendous power, energy and dedication it takes
of you for you to call yourself as such.
266
Dear ones you have had plenty promptings of late for you to spend more time in nature, and
this is once again coming to the fore, for if you could but for a fraction understand the true
power that comes alive within communication areas or strings of communication between you
and the earth when you do decide to communicate with her or you do decide to actively
invoke your presence in support of her is immense, mind blowing in fact, therefore do not
simply sit back waiting and for your ascension to roll on, dear ones do not sit back and wait
for a miracles to shift your life on 21 December 2012 for you are going to be bitterly
disappointed, do it NOW, for as you know in truth you are already within the 2012 vibration
but at this projected time it is set for the masses to ‘catch-up’ narrowing the dimensional gap
between 3rd and 5th levels of consciousness for this is the date given where the doorways
leading to the Thrones of the 5th dimension will be actively wide open for every one to
explore, to be within, and as with the human so too will your animal kingdom be affected by
this energy. So the call is for you to take care of your earth - for your earth has taken care of
you. If this was not the case, you wouldn’t be alive, no-one, so take care of her, be aware of
her body of light as you expand your body of light to support hers.
Let go of judgment, let go of blame. Dear ones, learn from past actions by aiming at new
experiences therefore do not hang yourselves because of your make-belief that all you have
done has caused trauma and destruction thus solely blamed for the planet’s current state for
this is not entirely so for the forces of nature and the natural flow of time, and the responses to
earth’s calling are too very much responsible for the earth reality cycle. But you as human, a
multidimensional magnificent being of Light, you are given a chance to use this time and as
with the earth to step into a whole new vibration and light frequency. We have said this many,
many times, and will continue doing so until one day when the penny will drop, and you will
go…ahhh
That’s why they call it a moment (smiles)
Dear ones, your earth as well as your bodies are going through immense and massive current
changes thus you are experiencing a shift within the physical, material and biological worlds.
Therefore come now into the time of truly embracing the understanding of doing things
differently. We have shared many teachings on thinking differently, doing differently, being
different, but now in this awakened awareness of your functional multidimensional self,
comes too the understanding of being. The act of being has also been presented to you many
times, recently by the Lady Portia and Mary Magdalene, reminding you that your awareness
is what allows you to be fully in the moment. Be-In (g) in the present moment will help many
of you to deal with inner anger, deep seated feelings of rejection, it will help you to
understand yourself symbolically, and when this happens it will help you to deal with the
external issues of your life claiming your part of inner Oneness. In this moment that you find
yourself within you too will come to know the truth that NOTHING I S IMPO S S IBLE. This
is a serving energy, the self as all others. Let go of the anger, resentment and rejection issues
many has carried forth from past lifetimes where you have been provoked by others for all
that you are.
Dear ones, your planet has and is experiencing a similar energy in many ways, being angered
and rejected and resented, for her to get to this transition. As you are entering your transitional
period experiencing your now consciousness she too enters her transcending period, within
her awakened consciousness and by saying this I mean not that her consciousness was never
awake, but rather it was never accepted to be so by the majority of her inhabitants, yet now
this is changing. Thus come to terms with the damage you have caused to the self, the earth,
267
within and upon her, and with that restructure a whole new way of being in the present
moment by being supportive of the self and others, bring an awareness of nature, yours and
hers to the fore and the effect you have on her nature which will shape the personality of the
future of your planet and your children.
On events such as this day with the 8:8 celebration dear ones you are given another chance to
embrace the essence of abundance. Now looking at the essences I have shared, some
awareness of life, where you were and are at, you are asked to move forward consciously
paying attention to leaving the old worlds behind, consciously leaving the old paths, letting it
be. When you are one day in the need or in the mood you may go back and change your past,
in fact nothing needs to stay the way it was it is only perception that allows it to be so, for
your perception of something that transpired and another’s of the same experiment is vastly
different yet both are observing at the same process so why the want or need to keep things
the same having them repeat themselves within a set paradigm energy which you have created
and labeled around a specific experience, this process of shifting and recreating is what the
crystal children are here to teach.
They have come to guide humanity through the process of transcending dead-ends, showing
humanity when you get to the end of the road you need’nt necessarily go left or right at the T-
Junction, you can go beyond it rising above the decisions of the choices of your life by
integrating all of it. There is not need to live within set confinements for this is a gift of the
new energy, the fifth dimension, and the expandedness of this new dimensional quantum field
is what the crystal children came to interweave supporting humanity’s shift of thought
processes, your consciousness, unconsciousness and collective energies, but because of
despondency, rejection, resentment and anger to name a few, many of the crystals are unable
to cope within the general day to day environments the way that you are able to. They are
even unable to cope within the current environment where the earth finds herself at because of
their inability to understand that history’s playing out for they never spend lifetimes here
therefore unable to relate to the past experiences of earth life the way that you are, and the
way that others are. You as a group and many reading this are mainly Indigo’s having come to
this planet with a set plan which is now unfolding. You are playing this out and no matter
what you do you cannot change this, has anyone of you that are seriously on the path ever
tried to change your direction and go back to where you were before, have you?
A: some answers ‘I can’t / no’
AAM: Dear ones it’s an impossibility for you have been given many teachings on expanded
consciousness much information with great detail that wasn’t even shared on this scale during
times of Lemuria and Atlantis. You have come to change the face of your planet and this you
have done, now the need is to support this process into being and here comes the big key: Be
aware of that which you share (speak out about) for indeed the essence within sound
frequencies created by the expression of the word, is powerful enough to influence and even
form universes, worlds within worlds, and for this very reason much that lightworkers talk
about on a regular basis is what indirectly and directly prevents them from getting ahead. Of
late you have received much information on manifestation. Have you ever tried to share that
which you need to manifest with the earth?
I dare you to do this. Find a quiet space within your garden, or a nature space that you visit
often, sit quietly within that space, physically dig into the soils, then place your palm chakras
flat unto the soils and from your heart communicate your dreams for at the end of the day she
268
will have to host them, unless you plan living off the earth, which could be a possibility but
not a probability so communicate that which you dream of to her. Be that to find sources to
heal the injured winged, be that to create a healing fraternity, or to build a palace to live in all
by yourself it matters not. Communicate from your heart through your souls, through your
feet and hands into the earth, the hands and feet carry similar energy. Communicate as you
walk about, communicate using your feet and hands and then whenever you have a moment
and feeling off-centred think back to this and connect to the soils of the earth, and your most
sincere sacred dedication of what you wish to create or intend to. Dear ones create a conscious
now-moment, within every moment, communicating to your planet, communicate with her,
return her love as she loves you, love her - its what you came to do.
To secure the energy of future times and being able to bring this forth in a masterful and
profound way the children of the planet needs your help. Especially where generation gaps are
quite large communication becomes frail, take heed of these words and serve as connectors
and conductors and help formulate a way of communication.
Dear ones, ahead of you lies a gateway of infinite possibilities and every time you experience
the 8:8 celebration humanity known or unbeknown are given another chance to raise their
vibrations into that of Diamond Frequency, the frequency of Light I often speak about. The
diamond frequency carries intense truth and power which forms the basis of the Christ
Consciousness Energy which each of you are consciously integrating into your being. In fact
you have already started this process for as your earth is in the midst of shifting her fields
recharging her polarities so are you dear ones, so you too now must move from the cloak-and-
dagger energies into a new frequency of Light, a light frequency being encoded into your
Pineal and Pituitary glands which in time to come shall illuminate your way to such a degree
that you shall as a matter of speech blind each other with your light. Now this is where we see
the future of this planet as each of you carry a light so bright that even in the darkest hour you
will never fear the setting sun.
The S un Chakra which holds the energy of the 8:8 is anchored within the physical frame
(between the base and the sacral). It has been dormant for eons and only of late again came to
life to stir an awakening amongst mankind of their possibility, how do you do this? By
acknowledging your creativity, which is what makes life juicy, for as you know when you
become creative you truly embrace yourself as a powerful magnificent human-
multidimensional Christ Light for indeed you know you can manifest, create and do.
The only difference between your idea of painting and the idea of the painter of another kind
called an artist, is the perception of the impressions that varies between two different people
or 3 different people or a crowd and the artist.
So get excited about your life again, get creative, do creative things, express yourself within
the world of colour, light and sound. Explore these words, get to know crystals, work with
them, and also relate these to the earth for every single process that you experience receiving
energies via the crystal transmitters is still a part of the earth for this crystalline energy comes
from within the framework of the earth so then if you hold up a crystal body for protection,
clarity, to open your heart, supports your evolving wisdom would you not say that these
properties must already exist within the earth’s physical and energy bodies separately and as
part of the whole?
A: Yes
269
AAM: Yes indeed so if you hold up a crystal body to calm your nervous system, to reduce
your overactive thyroid, to calm your heart palpitations and put you to sleep would you not
say that these already exist within the earth?
The need here is for you to become more clear of your relationship with the earth and how
every single thing, every single thing in your life is part of the earth and its processes for no-
thing that you have as manifest can be separate from the earth experience therefore embrace
it, as with technology embrace it. You do not have to become completely reliant on it, enjoy it,
embrace it, move with the times as you say and if this is a problem find a way of being part of
the new earth order and you will probably find that with all the care, love and support that we
of the angelic realm and I Archangel MichaEL beam towards you, that if you take the time to
share with ALL of your children, improving the relationship between you, supporting them in
the earth experience, they will gladly help you to get up to speed as you say with technology.
Dear ones, one of the reasons why the new children, especially those hosting increased
frequencies including yourself feel such anger and sadness and so on towards the relationship
between humanity and the earth is because of overloaded density within the collective thought
areas imprinted through sound octaves derived from speech, and frequencies of thought that
has and continues to be trapped within the morphogenetic fields of your homes and offices
and such, but what many don’t understand is why do they feel like this? Indeed as we have
shared they (the new children) are quite foreign to the earth experience. Many of them have
also at some point either first handedly experienced or endured a holographic impression of
their or other planets coming to the end of its life term. They know the pain of an exploding
star. They feel the pain felt by the planet when its final water resources have come to an end.
They feel the anger and hurt of many families that had to relocate some even between
universes from one star system to another to ensure survival. The memories of end times are
deeply ingrained (either as an experience or a holographic memory impression) and when
experiencing insecurity these energies come to the fore from deep within the unconsciousness.
They recall the feeling for shifting and changing; as it is with this planet it is throughout the
entire universe and dear ones, the earth, as with the all planets, universes and star systems, are
continuously shifting and changing, it never ends, yet the knowing of previous cycles and new
planetary alignments is still a reality, and can be a very traumatic one at that. S upport your
children by helping them; show them how to draw on their own support, inspire them to get
creative, and join them in this. Instead of relying on external sources for balance, lie flat on
the earth and call upon her which could be done during your visualizations too, as part of a
mental expression.
Dear ones as you know there is truly no difference between that which you see and that which
you envision, use this energy, move away from the stagnation of the lower centres
transcending this energy into higher frequencies by allowing the upper centres to raise the
lower vibrations and thus when it comes to blame and judgment now is the time to let go, as
you say turn over a new leaf. Invite Light Beings into your lives and homes, be part of this
vibration that is felt through the earth, laugh out loud and share this with others. S oon you
will come to experience the art of integration as the messages of the past and those that is to
come shall be interweaved and all will fall into place making more than sense. Even though
emotions are ruled by the element of water you cannot separate these from your body which is
ruled by the earth element, and your extended bodies part of the ether element for all is as
one. You will come to know that even though your spirit energy is ruled by the fire element it
is unable to glow without the essence of air which supports the soul energy and when you
combine these energies you have to include the essence of all that is as a part of you. With this
270
comes the grand awareness of life in its totality thus the reality exactly where it is at, the now.
This now asks of you to be, instead of yearning. As I explained you take Rose Quartz and
hold it to your heart to ease your fears, but know that this stone is too part of the collective
whole of the earth. We share this for you to keep your eyes on your goal, like Artemis and
Merlin guided you to. Daily expand from your heart a golden energy and each day set the
intent to integrate your full quota of Adamantine Diamond Light Particles. Each day as you
awake or on your way to your place of business, or as Guinevere and Ishtar suggested stand
facing the rising sun embracing the rays, as they shine upon you lighting your way for you to
discover the infinite possibilities that surrounds you as are part of the Adamantine Experience.
The Adamantine particles, Light or Diamond Particles are particles of Creator Light that
allows you to transcend consciousness and so share this with another. I have shared
extensively on the Infinity Breath and raising your frequency in this way applying this
technique daily within your meditations and thus indeed I bring this to you again. Make the
Infinite experience of conscious breath a part of your daily routine. This day, the 8:8 S targate
of Infinite Abundance or Lions Gate is a masterful day to use this energy and for this very
reason at last years celebration Lord Kuthumi shared with you how to use this energy to
anchor manifestation, creating abundance by projecting a frontal loop of the infinity from
your heart space out and releasing from the heart this gift to bless another which brings
manifestation within close range.
Infinity = 8 is a symbolic field which represents any and all possibilities for as this vibrates
according to the law of cause and effect, it certainly includes the law of Karma, the law of
manifestation, and thus the Law of Attraction as like attracts like and thus within the infinite
core of this symbol lies the essence of your reality which is your Diamond Core God Cell held
within the sacred heart. As some may know this is an etheric cell contained within the sacred
heart essence which is like a sacred GP S connecting you to the energy of Home because this
energy in its brilliance reflects to you at all times your connection as part of the Creator. For
the Creator created you so that you may go forth and create for yourself and this constant
creative force is what reminds you of your magnificence for what does it do dear ones, it
brings you into the awareness of your creative ability. How does it do this? By inspiring you
to get creative for this grows in itself. Creativity is one of THE major keys that unlocks the
evolving soul essence, supporting your evolution which shall help you to tap into your S pirit
Essence which is your overseeing energy (higher self) and thus also if it is any consolation
always have the awareness that as the Diamond Core Cell contains all of the Virtues and
Attributes of The Holy Creator or Principle Creator which is overseen by the first 3 Rays of
Creation (Divine Will and Power, Divine Love and Wisdom, Divine Intelligence), it also
contains recorded within its essence every obstacle you planned to face on your journey, and
more so how to over come these. If you could see this from our viewpoint knowing all this
that you carry within you all of the possibilities that already exist for you, as well as the
probability of all of the obstacles that you may face AND how to deal with these, wouldn’t
you say that you have already ‘made it’?
Silence
None of what I mention is separate from you therefore as we often express from a non-
judgmental point of view even within the eyes of a murderer lies the origins of love and
beauty, this is the Essence of God or Inner Creative Force. Even within the eyes of one that
harmed another lies fear. When one like this comes to the end of their lifetime and all is
balanced none needs to follow into the next unless as part of the karmic repetitive experience,
and thus with the gateway of infinite abundance in full this day, we remind you that you too
271
own the right to a most blessed abundantly creative life. S hare the words of light with others,
not my words, but your own words which carry your signature expression, the power of your
spoken word. Go out and share the good news with others! Go out and be the Goddess that
you have trained so hard to reawaken once again, for the Goddess Energy is what oversees
this energy (8:8) and thus creativity, all stored within the S un Chakra overseen by the S olar
Gods and Goddesses and many other beings of Light, and with this awakening you will find
that more and more humans gravitate towards the Citrine energy, as more and more beings
feel attracted to this energy whereas in the old paradigm those you refer to as ‘of limited
thought’ preferred Amethyst and Rose Quartz’ yet even these now are attracted to the Citrine
energy which is coming to the fore all part of the awakening or anchoring of the S un Chakra
including the Goddess Energy which was first anchored in the August of 2003, the 8th day.
We inspire you to connect with Citrine (the crystal of abundance), no matter your preference.
Teach others that the power of this stone not only reflects the energy of abundance as you
know, but it also allows expression of the feminine aspect of your personality types thus the
part of the self which truly is not hindered by boundaries. The feminine aspect of the self
expresses courageously thus initiate creativity by inspiring you to express authentically. Allow
this stone to bring change into your life, allow it to support your transition into the higher
dimensions and with that close your eyes and imagine you find yourself amongst a beautiful
collection of the citrine crystalline energies…
(All get ready for the activation)
Visualise yourself in a most powerful citrine crystal cave. Pause.
Dear ones, be at peace with the citrine energies all around. Pause. Imagine a brilliant white
light shining from above your head through your energy field and all of your chakras into the
earth. Pause.
Become aware that within each one of your chakras from the base to the crown is what looks
similar to a multi-faceted citrine mirror-ball like sphere. For those that are able to visualise
shapes we suggest that you see this as a Icosahedron shape energy, multi faceted (20 sides)
being held within every chakra and then bring into your vision surrounding each of these
energies the individual colour vibration of each chakra. Pause.
Within the base you have the colour vibration red, thus see the citrine mirrored Icosahedral
sphere reflecting a bright deep red colour into all directions thus everyone of the facets
reflects the red energy charged with the citrine vibration which lights up the energy of the
base chakra from within reflecting it out into the crystalline cave all around, and see how the
citrine facets everywhere around the cave increases this reflection. Pause.
Become aware of the same type of reflection from the crown, see how the citrine multifaceted
sphere reflects the violet energy from within your crown into cave and how the citrine facets
on the cave walls and ceiling amplifies this reflection. Pause.
From the heart chakra also create this vision with the citrine sphere reflecting a green energy
all around, amplified by the citrine cave. Pause.
Now within your mind create a picture of the green of the heart mixing with the red of the
base, then bring in the violet from the crown as you find yourself within this multi-colour
272
vibration of citrine, red, violet and green. Pause.
From your solar plexus visualise how the citrine sphere reflects out a magnificent yellow
colour into the crystalline cave all around. Pause.
Now allow this yellow vibration to mix with the green, violet, red and citrine energies. Pause.
Your throat chakra reflects out a magnificent blue energy which intermingles with all the
previous colours allowing your energy field to increase. The blue, yellow, green, violet and
red sparkles all around. Pause.
From your sacral reflect from this inner citrine core the colour orange into the areas all
around, as you become aware of orange, yellow, blue, green, violet and red mixing, glittering
all around. Pause.
From your 3rd eye see this inner citrine icosahedron reflecting out the colour Indigo, allowing
indigo to be integrated with orange, blue, yellow, green, violet and red. Pause.
Allow yourself to rest within this magnificent array of colour, seeing your chakras reflecting
the individual colours and how these become as one exquisite iridescent display of colour,
glittering all around. Also see how the citrine all around amplifies this display. Long pause.
From your base chakra, release the inner citrine sphere allowing it to descend from your base
chakra anchoring itself within the core of the earth. Pause. Now bring into your vision how
the core of the earth reflects into all directions all of the colours we have mentioned. Pause.
Now release from your crown the citrine cluster of Light allowing it to ascend into the
heavens above and set the intent for it to anchor your energy to the Throne of God.
Immediately you will feel how this energy becomes elongated? Expanding between the crown
and base, can you feel this?
A: Yes
Now from the Throne of God see how the citrine reflects all then mentioned exquisite
iridescent colours all around into all directions, into all that is. Pause.
Dear ones now bring your attention to your heart chakra. Pause. Now from your heart chakra
increase the Icosahedron Citrine S phere to envelop your energy field to about the size of an
arms length above your head, to the sides, below your feet. Pause.
Now increase this energy to envelop the Earth holding you within its core. Pause.
Now expand your heart energy allowing this sphere to expand beyond this so much so that
you are held within the core of the earth and become the core of the great central sun. Pause.
The citrine energy is now beyond this universe into Multiverses all around. Long pause.
Can you feel or relate to the expansiveness of this energy?
A: Yes
273
Are you with me?
A: Yes
Very good – now release this visualization, letting this picture drift from your mind back into
the cave. As you let go of it, it dissipates, did you experience this?
A: Yes
Back in the cave, again see the citrine sphere within the earth’s core and anchored into the
Throne of God. Pause.
Now bring into your mind every single person that you feel you want to give energy to, or
assist at this time, sharing with them from your sacral chakra, thus pass on to them the gift of
their own unique etheric citrine cluster allowing the citrine sphere within your sacral to
fracture creating multiple clusters which you share with others and thus set the intent for this
to be shared with those that you care for, that you support.
Now from your 3rd eye, repeat this but this time share it with those you feel unable to be
supportive of, those that you feel you don’t get along with, are unable to communicate with, if
there is a difficult situation at your place of work, send this to those involved. If you are
unable to communicate to your teenage child share this with them, allowing this energy to
fragment from your 3rd eye chakra allowing every one of these beings to receive an etheric
gift from you within their third eye. This way dear one you gift unto others a wonderful gift to
treasure within their womb so that they may enter their own gestation period after which they
too shall birth their creative aspect held within the sacral chakra.
By blessing those that you feel troubled with you restore imbalances which often creates
unconscious creative blocks within both parties.
Leave within the solar plexus and throat chakras a replica of your crystal cluster but allow
these two chakras to release an aspect of this energy thus a duplicate of this energy into the
heart centre. Pause. In this way we bless you with your own worth, knowing your own power
and will, empowering your boundaries of truth and enriching your ability to communicate to
others through the love of your heart, allowing expansion of your horizons beyond the
imaginable, the space you experienced during the heart cluster expansion encompassing the
self, the earth, the great central sun which at first gave most as you a little ‘wobble’ as you
say.
Dear ones being inside this crystal cave and expanding your energies in this way serve to
bring to you here and those whom may experience this in their own time and space, an
awareness of what the infinite gateway is all about. It is indeed an energy of infinite
possibilities, within this space exists too the probability of the impossible beyond your
expression and understanding, as it stretches beyond your current frame of thinking stored
within your mental libraries of time and space which deals with the physical experience, and
it is from this zone that you expand and draw forth acceptance of your spirit being, you as one
with the earth, with all, thus claim your multi-dimensional self which is what the multi-
intense iridescent display of colour is all about, expanding your mental capacity into every
direction using the energy of your 7 main earth chakras which supports the communication of
all that you are, believe, understand and perceive.
274
Also know that beyond that which we share with you lies the infinite cosmic seas which is
where the 8:8 and other key events are birthed from, which we allow you to experience in
some way according to your will. This also very much supports your trust anchoring this
energy into the earth and heavens above as below expanding you heart to touch that which
most are unable to perceive, to do so in a flash as you share with your fellow man that which
you believe, it is then up to them to decide if it is so, this allows you to make peace with all
conflicting situations, people, and understandings, diffusing these no matter the origins thus
both parties become as one embracing Christedness within, shining your light by living it,
communicating it, and sharing it with the world around. This is then lodged within the ethers
of truth (your expression thereof) and this is what ultimately allows you access into Higher S
pheres of Light.
Now, with your energy field aglow, alive with light, iridescent colours beyond anything you
could ever imagine bring your attention to your sun chakra (half way between the base and
sacral) seeing a magnificent golden light within this centre, this light/flame/sphere asks of you
to expand your horizons and to do so by integrating the masculine/feminine aspects of the self
as one, thus visualise now a silver energy of the same becoming one with the golden energy.
Pause. S ee the gold and silver energy as one within this area. Pause.
Visualise a golden flame glowing brightly within your sacred heart. Pause.
Now see a diamond flame come to life above your head. Pause.
Dear ones now allow the energy within the sun chakra ( S ilver and Gold flame/sphere/light)
to birth an identical energy allowing it to descend into the base chakra. Pause. Now repeat this
allowing the sun energy replica to ascend lodging itself within the sacral chakra. Pause.
Now visualise a sphere of light connecting your base and sacral with the sun chakra held
within its core. Pause.
Now visualise a similar sphere of light connecting your crown chakra and 3rd eye. Pause.
Now gently expand both sphere’s – the lower stretching from the base, sacral and solar
plexus, and the upper sphere from the crown, 3rd eye and throat creating a sphere of light.
Pause.
Gently expand both so that the lower touches the heart and so does the upper. What you have
is a perfect figure of 8 infinity symbol which encompasses all your chakras crossing within
the heart’s core, are you with me?
A: Yes
To assist in increasing your light quotient expanding your energy using the diamond
frequencies it is important for you to see yourself as an infinite symbol of divine essence.
Acknowledge that your heart centre is the centre or core of all that is which is why we suggest
expanding your heart centre to include all that is, expanding the citrine heart cluster into all
that is and thus for your own exercises to increase your light quotient get into the habit of
breathing into the heart, allowing the energy to complete a full circle above the head
reentering the heart again, then allow the energy to create a lower circle around the base
reentering the frontal heart creating a infinite symbol. You are a carrier of adamantine energies
275
thus integrate this energy, use this sacred gift to open your heart space and filling your
diamond core God Cell with even more than you can imagine as you experience life knowing
that anything is possible and with that the outcome of how to overcome every possible hurdle
is already present within your energy field, all contained within this sacred etheric cell.
Being aglow, with your infinite light alive, your centres alive, your energy alive, with your
diamond flame sparkling above your head, with your golden flame alive within your scared
heart, your sun chakra aglow within the lower sphere which connects the base and sacral, we
want you recall the energy that you connected with within the solar plexus, the self, from the
sacral those you feel close to and from the 3rd eye those that you don’t so feel close to. Pause.
S imply bring this into your mind. Pause. Bring your heart into focus connecting with all that
is. Pause. Bring again into your mind the support energy that was activated between the solar
plexus and throat supporting the heart energy. Pause.
Expand from the soles of your feet a magnificent citrine crystalline energy anchoring yourself
deep into the planet, grounding yourself properly. Pause.
Now stretch your arms out, hand facing down and from your palm chakras reflect a grounding
energy into the earth, can you feel the magnetic pull?
A: Yes!
AAM: This is the earth returning your love dear ones, its magnetic energy that won’t allow
you to stray, well not too far anyway. Within the powerful embrace of your heart echoing
through the pulse of your palms and souls connecting you to the essence of the earth we wish
for you to take a moment communicating your love and support expressing your gratitude
towards your planet, and in your own time ground yourself further, visualise yourself back
into the now time, whilst you do this try not loose focus of the iridescent energies all around
you. Pause. You may also move you palms directly above the soles of your feet and you will
feel a powerful increase of the magnetic energy grounding you. (All do this). Can you feel the
increased magnetic pull?
A: Oh Yes!
All shared with you this and every other day and way is to support you to embrace your
multidimensional reality. Colour is a powerful medium to help your visualizations expanding
the borders of your mind. This also serves to bring an awareness that even though you may
suffer frustrations within your day-to-day lives, as you say with one foot in and the other not
quite through your multidimensional doorway, that you too have been and always will be a
part of the energies that oversees the earth experience in some way be that from a distant
galaxy or closer vicinity for you understand what’s happening here, what transpired over
millennia, you understand the current experience within this millennium. You have been there
all along, tracing every step of every being not only within this galaxy, but also within outer
universes, as you are now etherically trace every breath of every human present on earth in
support of the greater whole and thus pay attention to yourself, your lives, open your hearts,
become as one with your multidimensional self, support your children, support your planet as
you connect each day to the love of the earth never forgetting the powerful role she plays in
your day-to-day life activities and manifestation of your dreams.
We shall now share with each present some ideas to support your visualisations for you to
work with that shall encourage your growth and evolution. During your visualisations you
276
may use this energy as you have done with the citrine, expanding it from your base down,
from the crown up, from your heart all around, from your solar plexus to give unto the self,
from the sacral to give unto others that you care for, from the 3rd eye to give unto those that
you don’t, from the throat and solar plexus support a open heart communication.
Very good then sister to my left you are given the gift of the citrine energy to work with, also
we advise within your visualisations to incorporate this within a bubble of pink energy gifting
this to others. Do you have anything to add?
A: No
AAM: Blessed be you!
I am
Dearest sister your gift to work with is Labradorite for this will give you the power to ‘stand
your man’ so to speak, does this make sense to you?
A: Yes it does
AAM: Also use the colour Indigo, our blessings are with you!
My name is
Dearest sister the essence being shared with you this day is to utilize the energies of clear as
well as rose quartz as well as citrine. You may visualise these as one, or fragment these
visualizing them within the various centres. The clear quartz will gift you with the vision that
you require, the rose quartz will bless you with the patience to wait it out and the citrine will
support you to be fully balanced within your earning ability thus expanding your horizons
which currently frustrates you, our blessings to you!
My name is
Dear sister you are gifted with the energy of Lapis Lazuli the stone of communication opening
the throat chakra, we also suggest the colour green for you to work with, using this stone will
help you communicate your view assertively without offending, our blessings to you.
I am
Greetings sister the crystal that’s shouting out your name is S mokey Quartz as well as the
golden citrine, as well as any crystal that of a brown or earthy tinge for presently it is this
vibration within your energy field that needs recharging, does this make sense to you?
A: Very much
AAM: Anything else?

A: Better alignment
AAM: surround yourself with green, also use the combination of the three primaries (which is
brown), thus red, yellow and blue, green would be good especially if you could wear this
colour to support you, a scarf or such which you could take with you when you travel and use
277
in your meditations. Our blessings are with you.
My name is
Dear sister violet is the colour for you to work with, crystals amethyst and sugulite, use these
to support you in finding a suitable way when sharing important things. Our blessings are
with you. S ister you may use any violet/amethyst energy to support you, even the fluorite
variation of these.
My name is
Brother, Ruby, Red, also the vibration of the garnet crystal. Your energy field needs earthly
grounding for many times you let the upper energies run away with you without anchoring
yourself, resulting in you not communicating to the planet exactly how you feel. Our
blessings are you with you.
My name is
Dearest Brother you are given Citrine and Amethyst to work with. Our blessings are with you.
My name is
Sister yours is the White Tourmaline energy, you are asked to acquire this crystal and keep it
within your home, if you are unable the do this then visualise this energy extending from your
home (thus heart) out into the world. Also work with the colour cerise especially during your
visualisations. It will help balance various personality levels that you are at times unable to
communicate to others supporting you to truly let go of self judgment or the exposure thereof.
Blessings to you.
My name is
Sister, for you we gift Emerald, Malachite or any green crystal apart from these. What is
needed for you is heart expansion which is what currently needs healing, thus the space that
you currently find yourself within. Blessings be with you.
I am
Dearest brother what is coming forward for you is the energy of the Herkimer Diamond. If
possible wear it, or use it, yet you do not have to have it if unable, but this energy will help
you expand your mind allowing you to think out of the norm and in this way expand your
visualisations to include universes beyond this which are eagerly awaiting your contact for
you have the ability to do this, yet you shy away from it. This crystal will truly support you, in
fact not only you but anyone wishing to go beyond the initial steps of putting to bed the doubt,
finally letting go of all that limits you allowing expansion into a new way of being. Blessings
be with you.
My name is
Sister what comes forth for you is Blue Lace Agate which will help you ground your thoughts
allowing for balanced communication which can be challenging for you at times,
278
communicating with others especially those that don’t think like you do. Blessed be you.
My name is
Sister indeed what comes forward for you is Pink Tourmaline and Rose Quartz which will
also support you in opening up or linking heart energies, especially supporting you to pass on
messages of light to those that are now ready to hear it. Blessings be with you.
My name is
Dearest sister Onyx and Black Tourmaline, you may also combine these with clear quartz and
diamond, use this during your visualisations to help you expand your world, which will guide
you along ways of sharing your light, including sharing the messages we share with you, as
we have done this day. Blessings be with you.
My name is
Dearest sister, work with any crystal that has a soft blue tinge, the softer the blue the more
suitable the vibration for your current need. Expand this energy gently so that you too may be
able to communicate your ways to others in a way that their heart and yours will bond with a
gentle yet strong connection so that you may get across to them that which often frustrates
you so, blessings be with you.
My name is
Dearest sister you are gifted with any crystal that carries a yellow vibration especially citrine,
also yellow tourmaline, even darker/lighter yellow. This is the colour vibration that you need
and although you may not be particularly fond of this colour, use it, you need to empower
yourself to such degree that you are able to draw from that all you need to communicate more
clearly your own worthiness and self validation, not so?
A: Indeed. Archangel Michael, why have I been so tired? The whole morning since I got here?
AAM: Dear sister your energy field is not anchored in the moment, many people feel a
gentleness when experiencing this energy (channelling). The tiredness and exhaustion comes
about as a result of your physical energy that needs anchoring or grounding. Dear sister the
energy shifts as a result of these events (initiations) demand of you to be grounded into ‘the
now presence’ which often is not the case. Did you experience the magnetic pull earlier?
A: I did, but it wasn’t that strong
AAM: Your entire energy field was fully anchored into that field, even without you moving a
finger, exhaustion causes this too, but the vibration that you feel that has made you ‘tired’ will
lift the moment we are done. Blessings be with you.
Greetings Master I am
Dearest sister, your energy field desires clear quartz and the violet energy to compliment it,
thus if you wish include Amethyst even combing this with other violet variations, given a
boost by the clear quartz, it will support you in sharing your understandings (perceptions)
279
with the world. Blessings be with you.
Dear ones, please visualise yourself within a magnificent energy of Light, the shape of your
choice (Pyramid, Cocoon, Cube, S tar tetrahedron etc) see yourself held within a specific
symbol or energy shape. Pause.
Now bring into your heart chakra the energies which I have shared with you this day, see it
clearly within your heart chakra. Pause.
Allow this energy to be duplicated into your solar plexus and throat, then into the sacral and
3rd eye chakras, then into the base and crown chakra. Pause. Now bring into your mind a
magnificent beam of light which connects your base chakra with the earth, an exquisite ruby
energy connecting your base centre through your feet to the core of the earth. Pause.
Now gently visualise how you draw the powerful Red Ray Energy from the core of the earth
through the soles of your feet into your entire energy field, draw it in, if you wish breathe it in
up to your knees, as you breath out allow it to fill your legs, hips and then again breathe it into
your heart and as you exhale see the red ray energy filling your shoulders, arms, then breathe
it into your head, and as you exhale extending this into and beyond your crown see your entire
energy field filled with this powerful ray. Pause.
Again bring into your mind the crystals within your chakras. Pause.
Now extend from your crown into the heavens above a magnificent blue ray and with every
breath draw the Blue Ray Energy from the heavens down, into your crown and head and as
you exhale push it down past your shoulders. Again breathe it into your hips, and as you
exhale see your energy field a mixture of blue-red energy as you push the blue down to your
knees, exhale as you extend the blue energy beyond your feet into the earth. S ee yourself
within your preferable geometrical energy imprint (Lightbody/aura) again bring into your
visualisation the crystals we have gifted you with. Pause.
Now visualise myself, Archangel Michael handing you your own Excalibur sword. Pause.
Take this sword as a gift this day blessing you with the power and the will (of the first ray) to
cut yourself loose from that which ties you to limiting past experiences. Pause.
Now transform your energy field from blue-red into clear crystalline, see your entire energy
as clear crystalline and see within your mind your physical body being transformed back into
the normal skin tone, or flesh colour, pause, now release an aspect of your crystal or crystals
from your chakras holding it or them within your hand, with the other holding your Excalibur.
Pause.
Dear ones use your gifts and personal powers to transform the aspects of your life in need for
you have the power and the ability to do so. May the blessing of this sword give you the will
to see this through. Pause.
Gently ground yourself into your physical reality, if you can bring into your mind the
visualisations you have just experienced even in full consciousness. Feel charged, happy, you
have your crystal gifts you have your Excalibur and you have facing you ahead a future dear
one that you can be a part of and be excited about.
280
Dear ones, we gift to you these blessings and gifts for this is your right, for you as a human
that have come to be part of the awakening, claiming your multidimensional self, for you truly
carry memory of these gifts, you understand these, which is why it is our deepest and most
sincere wish for you to share these gifts. Even share with those you feel unable to, for at the
end of the day, we are all one. At times of trouble, fear, sadness, pain or any other time do not
hesitate to call my name, dear ones I am with you, as I have always been, and will always be –
in spirit, in mind, in soul embodiment as I am here to support you in transcending your
limitations so that you may wake up the desire and the will and the power within others to
have as you a magnificent experience at hand.
I am the Archangel MichaEL, my blessings and love is with you, thus never forget that the
power indeed lies in your hands to change realities from limited to a infinite Adamantine
Possibility. Greetings Dear Ones.
A: Greetings.
END.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/archangel-michael-august-88
Earth sends 25,000 hellos to outer space

More than 25,000 messages have been transmitted into outer space in a bid to reach a distant
planet that may hold life.
But don't hold your breath for an immediate response as it will take four decades for a reply to
reach Earth and that's only if the messages are received by intelligent life that understand
them.
The messages, transmitted at about midday AEST from the Tidbinbilla Deep Space
Communication Complex outside Canberra, have come from 195 countries including some
from places such as the Vatican city, Antarctica and Kosovo.
Each message, a maximum of 160 characters long, was collated on a website called "Friends
from Earth" and all 25,880 messages were beamed together in a giant twitter-like message
that took two hours to send.
Their target is the nearest Earth-like planet outside our solar system, called Gliese 581d,
which is 20.3 light years away.
Travelling at the speed of light, or 300,000km per second, it will take 20.3 years for the
281
messages to reach the planet and just as long for a response back to Earth.
The antenna used to transit was beaming to 302 gigawatts or the equivalent energy of 302
billion mobile phones or every person on earth sending 50 texts at one time.
Scientists believe that as Gliese 581d is four planets away from its own sun, also named
Gliese 581, the conditions make it possible to contain life.
"People are really excited about Gliese 581d because they think it might have life," Hello
from Earth project manager Wilson da Silva told the gathering in Canberra moments before
the transmission.
"We don't actually know if there's life on Gliese 581d ... but what we do know is that it has the
conditions for life, we don't know that it has a technical civilisation that could actually receive
the signal we're transmitting."
Mr Da Silva said while some of the messages were considered inappropriate to send, others
were heartfelt, like that from Aboriginal astronomer Yidumduma Bill Harney from the
Wardaman people near Katherine, which read "Our dream, we're telling to them young kids.
We're talking all this dream for the future."
Indigenous school children from the Karalundi Aboriginal Education Community School in
Meekatharra, WA, led the countdown moments before the messages were beamed into space.
However, almost as if it was straight out of a Star Trek movie, their counting was interrupted
by an announcement from the station's control room.
"Can I have your attention please, (we are about to) ... commence transmission to Gliese 581-
delta with a very special hello from Earth," the male American voice said.
The project was a part of National Science Week, which in its 12th year aims to create an
awareness of the importance of science and encourages students to pursue a science career.
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/earth-sends-25000-hellos-to
282
Metatron: So Excitingly Close
August 30, 2009

Metatron: So Excitingly Close
Beloved Lightworkers,
I am coming forth today with great jubilation. I am so pleased to see the great response to the
9-9-9 event that will be taking place very soon. Lightworkers all over the World are banding
together and uniting, for they realize, deep within themselves how important this event is to
the raising up of Humanity and the Earth into a higher consciousness, into a higher dimension,
and the more of you who band together, who come together during these coming days, the
greater effect there will be, the greater anchoring and grounding of the Cosmic Light will
come onto the Earth, and as this happens, wonderful magic begins to occur. The great system
that used to power the great communications systems of the Earth will be coming more and
more online, and this is the most wonderful and exciting happening for we of the Higher
Realms who have worked for this for eons of time.
And you it is, you, our ground crew, our ‘front lines’, you it is who are bringing this into
manifestation. It is true that there is much that is being done by the Galactic Brothers and
Sisters to assist at this time but without you, our ground crew, it could not happen, for your
willingness to be the conduits for these energies, to be the Ones who stand in your power and
request for these changes to occur. If it were not for those requests, Beloved Ones, we would
not be so=2 0excitingly close.
You have been reading many channeled messages and there are some discrepancies that are
occurring and so, your discernment is necessary, but for the most part I am sure that each of
you are beginning to realize, that each of our channels on the Earth plane are being
coordinated more and more to validate each other’s messages, so that you, the Lightworkers,
know that what is coming forth IS what is occurring.
So I say to you, Beloved Lightworkers, seek and ye shall find, knock and the door will be
opened unto you, for all the answers are coming forth now and it requires your discernment
and your awareness. Each of you have your tasks to perform that adds to the whole picture,
each of you are an important link in the Golden thread, the Golden chain of truth that is now
manifesting upon the Earth plane. Each of you has your unique skill and talent and energy to
give to the World at this time. You will all feel the great energies of inspiration and creativity,
if you have not already, you shall.
So be prepared, Dear Ones, for sleepless nights being inspired from On High with great,
wonderful new ideas and creativity. Your hearts will be uplifted to the Highest frequency
levels that each of you can withstand in safety, grace and ease, and, I might add, total
protection. Know that each of you, our Beloved Light Team members on Earth are surrounded
constantly by Legions of Angels who are working to ensure that you are always enfolded in
the g reatest and Highest Light. Walk your Path each day knowing this, Dear Ones, that you
are always assisted, that you are always enfolded and protected. That does not mean that you
should go where Angels fear to tread foolishly, but it does mean that as you walk your Path
283
each day contributing to the great overall Plan, that you are Loved and protected.
I wish to reiterate that you and each of your Beloved family members and their Beloved
family members are part of our Family of Light and are always enfolded in our Love and
Light and protection, for we know that our Beloved Lightworkers need to work on their part
of the Plan with the greatest ease in their hearts and their minds. Keep in mind that there are
many of your family members who are just beginning to Awaken and that your patience and
Love will be required. Work from the space of your hearts, Beloved Ones, for this is where
each of you will now be functioning. It is from the space of your hearts that you will think and
feel and know. Make it a habit to connect into your heart space and to always check in to your
heart space whenever your equilibrium is being challenged by the events of the World, for
your heart will never steer you wrong, your heart is your Soul, your Higher Self, your Great I
AM Presence, speaking to you.
And so this is what I wished to impart to you, Beloved Ones, this day. It is a short message
but a joyful and exuberant one. We look forward to great celebrations in the day s ahead.
I AM Metatron at your Service.
©2009 Marlene Swetlishoff
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/metatron-so-excitingly-close
Kryon - Becoming Quantum

Becoming QUANTUM - KRYON

Posted by nicole on August 30, 2009 at 9:52pm
Greetings, dear ones, I am Kryon of Magnetic Service. Twenty years ago I said those words to
my partner. Do you know what he said to me? "You're going to have to change your name. It's
not fluffy enough. It's not angelic enough... and who ever heard of a magnetic angel?" It's
what he said, 20 years ago.
Today, as you sit in this place, finally do you understand how the magnetics of the planet
affect your lives? Does it not make sense that on the other side of the veil we know it as well?
Does it not make sense that these things are synchronized, that the physical things, the fractal
things, the consciousness things are all related to why you're here? Perhaps you're here to
facilitate the spiritual component of the choice points?
Now you've started to hear it scientifically [speaking of the research that Gregg Braden
presented earlier in the day]. For some, it's what you've been waiting for, for magnetic master
didn't make any sense. Perhaps channelling didn't make any sense, either. The man sitting in
284
the chair, you say, was "pretending to have messages from beyond the veil," you say.
Let's make this a review for a moment. If you wished, you could go find it in the 1989 first
messages I gave. I told you this: There would come a time where the places where you grow
crops would no longer grow crops. We also said the places that would never grow them would
then grow them! I told you that a profundity was coming regarding a shift of weather. I told
you that. Now, you sit within it!
I spoke of a consciousness shift and it's here, and for those of you who wonder when it's going
to happen, I tell you... you missed it! It is all around you. It is what has happened since the
late '80s, and it's what has happened this year. It's all around you. It is a choice point... a point
where Human consciousness chooses to void the fractals of recurring energies on the planet.
We told you that global warming was cyclical, and that you did not cause it. Do you believe it
now? That was channelled, you see, but now you have the science to show it also. We told
you clearly in these past years that this warming will be short lived, leading to a cooling cycle.
Now this fact is published in many places, and now there's the science. Do you believe it
now?
There are those here whose intellect is starting to meld with the emotional. You're starting to
get the message. "Maybe it's OK not to have a fluffy angel," you now say. Maybe it's OK to
have truth come from one who loves you, from home. Perhaps it's OK to even have a
magnetic master talk to you?
Have you ever wondered why these messages were given this way [through channelling] and
why so long ago? Another coincidence, perhaps? You start tracking back and ask, "When did
all this begin? When did the scientist, Greg, begin his journey? When did my partner begin his
journey? When did some of the epiphanies happen in your lives?" Some of the healers sitting
in this audience have interesting start dates also. When did the teacher, Peggy, have her first
phase revelations [speaking of Peggy Phoenix Dubro]? You can track most of this back to
about 20 years ago, right when the shift began... right when the alignment started. Is this
enough of a coincidence for you? When did Dr. Todd have the epiphanies of his invention on
earth? It was all within these years that we speak. Too much coincidence? Perhaps.
This is a summary of the messages for the last six months. For within that time I've given you
information about what is happening to you. Tonight I'm giving you information that's going
to make a difference for the choice point.
There are those who say there is no reason for Human Beings to do anything different at this
juncture than they ever did before. There are Human Beings who say you are designed to fail.
Each cycle, each civilization will fail when certain occurrences and civilization attributes
occur. They say that Human nature will never shift, will never change, and that the cycles will
repeat and repeat and repeat. Here I am saying that this one is different. You've reached a
point now where you will start to change and evolve quantumly. Less than one half of one
percent of this planet has to make these choices for a fully changed planet to occur.
Magnetics
What did you learn today about magnetics [again, from Gregg Braden's lecture]? How do you
align that with the Kryon teaching? I gave you information about the process scientifically,
285
through induction, of how the solar system takes the gravitational imprint of itself and literally
sends it out within the heliosphere of the sun... a quantum communication through the solar
wind. Meeting and interfacing with your magnetic grid, the solar wind overlaps your earth's
magnetic grid, which in turn overlaps the field that is created by your DNA. Therefore the
same messages that the solar system gets, you do, too.
Corresponding, this is the magnetic couch that you sit in. Your DNA is magnetic and that is a
scientific fact that now finally has been seen. Now you have the little affecting the big and the
big affecting the little. You also heard that today, didn't you? When enough people think
differently, when enough people have a compassionate reaction, an emotion is put forward en
masse that scientific instruments can measure. The very vibration of the planet is affected! Is
it now starting to correlate that what you think and what you do are making a difference? And
if you didn't believe it from the weird guy [speaking of Lee], maybe you'll believe it from the
scientist? Maybe, just maybe, they're both giving truth? What about that?
Becoming Quantum
Becoming quantum is the issue of the day. It is tough, since it requires you to think differently.
Dear Human Being, you have an evolvement going on. It's an evolvement through the
magnetics that speaks to the DNA, and that gives opportunity for thought to create
consciousness shift interdimensionally. It's the hardest thing we'll ever teach.
Three years ago, I told my partner he would be teaching the unteachable, and he sits in a chair
today, doing it. There are those who will get it and there are those who won't. If you have
studied about a quantum state, you will be aware of certain attributes, and we're only going to
talk about one of them today. Just one, but it will have a tendency to delinearize some of the
attributes of your life. I'm going to show you what becoming quantum can do for you.
Human Beings are emotional and that's good, because emotions are quantum. They're
uncontrollable, you know, in both directions: Uncontrollable hate, uncontrollable love... they
don't conform to a pattern, do they? It takes the intellect to construct a box around the
emotions and you call that balance. So already you're beginning to see that the Human mind is
a quantum attribute. Consciousness, by its very nature, consciousness is quantum. The Human
brain was designed to think quantumly. It is only through logic and intellectual balance that
biological synapse becomes linear. "Kryon, we don't understand what you're talking about."
Take a look at the autistic Human Being. Here is a Human Being who has an attribute where
something is seemingly missing. Perhaps you've been around certain kinds of those autistic
consciousnesses? Then you know what it is that they lack. It is the construct of linearity. For
an autistic mind is one who does not understand linearity and is always trying to grasp order
and symmetry. He is desperately trying to build a construct around his consciousness so he
can make sense of the world. The truth is that he is far more quantum than you are! Did you
ever think of that? Therefore, the set-up is there. Becoming quantum is already in your grasp.
All you have to do is to figure out how to open and shut the various synapses to create the
kind of a Human Being that is the beginning of the evolved ones. Is the choice point going to
be reached and business as usual be the result? Does a Human suddenly become enlightened,
choose something, and then retreat back to an unenlightened state? The answer is no and you
know it. No, instead, you change and stay changed. So that creates a new beginning, does it
not? That is the wild card that occurs in this current cycle, which never occurred before. That
is why Kryon came in 1989, and it's why I'm here. This shift is before you. You sit in the
286
middle of it.
Sleep - An Interdimensional Attribute
Here's another quantum aspect. I bring you these so that you will understand how confusing
quantumness can be, yet, it's in your brain so I know you can eventually understand it. When
you retreat into that thing you call sleep, perhaps even what you call the alpha state, that
middle portion of consciousness that is without construct, what happens? Have you ever had a
dream where nothing made sense? Out of time, out of place, the Human Beings in your dream
couldn't even know each other due to linear time. You may have been in different places and
different times that make no sense in real life, yet it all made sense at the moment, didn't it?
So I'll tell you why: Because when you go to that state, it is quantum! It is a quantum thing,
alpha dreaming. The brain is in a state that is without the intellect's control. So it becomes
quantum and without structure. Therefore, it is outside of linearity. That is to say, there is no
time construct placed upon it. Everything happens at the same time and it's just fine with you
while you're there. When you're in the dream, you're not tearing out your hair in confusion,
are you? You're just enjoying it. Quantumness is a natural state.
You might even say that the intellectual construct that goes around your consciousness is
starting to change, perhaps allowing for more understanding of what I am teaching now?
"Kryon, I still don't understand."
I know this, so I'm going to begin to simplify this into terms that you will understand. Look at
the box you're in called time. How linear it is that you can only go in one direction! You can't
turn left, you can't turn right, only straight into the future. The clock only goes in one
direction... forward. There's no such thing as a clock that goes up and down, or left and right,
is there? It just goes forward. Oh, how linear! And that's the way you think. You take that
linear bias and apply it to everything. All thought, all reasoning, all logic, all spirituality is
done with your bias. You say "we are linear, therefore God must be." However, God is not.
And neither, really, are you! Some of you will be stepping out of this soon and be
understanding more about what is going on in your life, dear ones. For now, however, much
of this is double-talk.
The Frustration With Time - Your Most Powerful Bias
Let us start the teaching. These are summaries, perhaps things that you may have heard
before, but that come together in a group today to help you understand more. I sit in front of
an astute group of individuals, many of whom call themselves Lightworkers. You get to define
that any way you want. It's awareness, an awareness of things beyond linearity. It's a belief,
truly, that you are a piece of God. More than not, in the room in front of me, are many of
them. In that awareness, there's communication to the other side of the veil. So I will pinpoint
one of the fallacies and the frustrations of what happens when you do that journey to the other
side in linearity.
Dear Human Being, how many of you have had messages that are life changing? Perhaps you
go into a meditative state, perhaps it's in that dream state that I just suggested? But there it is,
an idea, perhaps even an instruction? Maybe you had a visualization? It might appear like
this: Here's what you're to do. Here's the book you're going to write. Here is what your future
is going to be like. Here is the healing modality you are going to teach. Here are the
287
instructions that you are going to meet someone. You're going to do something.
You are excited about it, are you not? Perhaps you come back from the visualization and you
tell your friend, "It's so real! This is what I've got to do. This is what I'm going to begin. Isn't
it exciting?" Then what do you do? You proceed to implement it. Oh, how linear of you! Is
that the message you got? In a quantum state, did God tell you come on back and do it now?
The answer is no. Yet you think that because your clock goes in one direction, you come back
onto the linear treadmill of time and you begin to implement what you're told. That's a big
mistake, but you don't know it.
Let's just show what happens next, oh linear one. Most of the time, whatever it is that you
were shown... fails. Disappointment prevails: "I'm supposed to write this book and I tried and
there it was... and nothing happened. There wasn't a publisher who wanted it, nobody really
liked it. I must have been wrong. I had these great ideas and I implemented them, but nothing
happened," you say.
You see, dear one, I know who is here [and reading this] and I'm speaking to some of you
right now and you know I am. Even if you've not told anybody, failure is like that. The
Human brain doesn't want to come right out and say, "I don't know why I didn't have good
communication to Spirit. I got the message, I came back, I tried it and nothing happened." Oh,
how linear of you! Then what did you do with it? This idea, this beauty, this thought, the
actions you planned, the things you were shown were yours... what did you do with it once
you tried it and you failed? You put it on the shelf and you shut the cupboard door! It's over!
Perhaps some of your friends said, "You know, a few years ago I remember you tried
something. Why don't you try that again?" What did you say to them at that point?
"No, I tried it and it failed."
What? Oh, how linear! Do you understand where I'm going with this? God didn't tell you to
do it now. In your bias of time, you decided when, where, and then against all rational
quantum thinking, once you tried it, you discarded it! You're not even going to pull it out and
do it again, are you? Oh, how linear! What a single timeline bias you have! Here is what the
quantum thinker does: He gets the message, comes back from the visualization, and celebrates
the message. It's a ticket that he's holding in his hand that says there's a train coming. If he
looks closely at the ticket, there's no time on it. It doesn't say when, does it? But he still has
the ticket. That's enough for a quantum mind!
He will celebrate the ticket and then sit back and create the attitude of waiting for
synchronicity. That is to say, he will hook into the quantumness of who he is and then look at
the synchronicity that occurs so that he can recognize when the train comes. Do you
understand this? Blessed is the Human Being right now, sitting here, who is being aware of
what I am saying. There are things lurking in the cupboard that you locked up that are now
ready. Now is the time! It's the decision point. Now is when you were always supposed to do
it. It didn't work before because it wasn't supposed to work before. Synchronicity wasn't there,
energy wasn't there, quantumness was not there, and now it is.
So what does that mean to you? Become quantum with me a moment. What do you think it
means? What kind of decision would you like to revisit? That's the invitation. It's about time,
isn't it? You think in a linear fashion and, therefore, you were biased in a linear fashion, and it
288
interrupts the flow of your spiritual context of communication to God. Because it's normal,
you're not even aware of it. And you know what it creates? Frustration, and sometimes anger.
Sometimes you'll even turn your back on Spirit and say, "This didn't work. I guess I should
move on." Or, "This didn't work. I'm not loved as much as I thought I was." That is the linear
bias of a Human, and it does not represent truth.
Waiting for Direction
Let me give you another one. I've got a room full of Lightworkers in front of me and many of
them have been Lightworkers a long time. But so many are still waiting to find out what
you're supposed to do. It this you? Hmm? You know I'm right. Is this hitting close to home?
Unlike the previous section, you are not concerned about a task, but rather you're waiting and
waiting to find out who you are, and what you are here for. This is much different, since it has
nothing to do with something you were told in a vision, but what you feel at the Akashic level.
What are you here for? When will you know?
You've got this spark of awareness, and you know about the divine. You know about what's in
your DNA, and you're starting to discover it all and you feel there's something more. You
don't know what it is, but "someday it will be there," you say. "Someday I'll know what I'm
here for," you say. It's a rusty, linear track you're on, since you have been saying this and
feeling this for a very long time. It always yells the same thing to you in linearity. "You're not
there yet," it says to you. "Time is not on your side," it says to you. Sometimes it says, "It
passed you and you didn't see it!" Then you begin to worry and become sad.
I wish to give you the truth and I want you to open your heart, because I'm sitting in front of
those who need to hear this accurately, emotionally, and truthfully. I don't want you to raise
your hands, but invisibly, metaphysically, I want you to turn on a light right now above your
head if this is you. Reader, this includes you. Right now. I'm looking at those lights, right now,
and I'm going to give you your syllabus. I'm going to give you the plan of what you're here
for. I'm going to tell you why you feel the way you do, and I'm going to give you the
instruction set that will enable you to leave here knowing who you are and why you came.
Some may not like it, yet some of you may love it. It depends on your linear bias. I hope this
light that you're turning on above your head coordinates with the light that is shining from my
partner right now, because this is the truth.
Listen, Lightworker, all your life you've been expecting what is next. You are waiting to find
out where you are going, and what you are supposed to do. Let me tell you this: Blessed is the
Human Being who is aware, for the awareness of consciousness itself is what you're doing for
the planet. That is the task at hand. Stay aware. Keep the light going. Walk from place to place
in families, and in work. Keep the awareness. That is the decision point because the awareness
changes the grid.
It's not what you're going to do, it's what you're thinking about every day. In a quantum way,
there is no clock. Can you sustain this energy until the day you die? If you can, every single
one of you holding that light right now will know that's why you're here. Don't look ahead to
something else, because you're currently doing what you came for in a quantum state. Every
single one of you who is aware is doing it! This is it. You're here to be aware! If you are aware
of the divine inside, then you fulfilled the task perfectly. Perfectly! Walk from this place
satisfied in what you're doing for the planet. Stay aware. Don't give up! Become quantum
[satisfied in the now].
289
If everything including your spiritual work is put on a timeline, you're going to fail, because
the things that the clock will bring you are not the things that the heart will bring you. The
heart [compassion] is quantum. Learn to live without the future. This breaks a linear mindset
that says accomplishment is the measure of success. In a linear time consciousness, it is; but
in a quantum consciousness, it is instead a measure of your peace and your joy at just "being."
Is this you?
The Gift of Activating the Akash
For two years we have opened the door to quantum cellular shift and we started giving you
information that is simply unbelievable. In your DNA there is the Akashic record. All of the
lifetimes that you have lived on this planet are there. The Higher-Self has been the same soul
energy in every lifetime. Therefore, you've got a friend who participated in every one of them!
Up to this point, all of this past life information has been stacked like the ice core [the linear
pipe-shaped ice core that contains history as measured by scientists at the poles]. You've got
to look along the linear marks and see who you were, perhaps what the energies were and
what happened. All of you assumed it was untouchable and in the past, just like looking at an
old newspaper.
This is not quantum thought. The quantum mind looks at it all happening now. Therefore,
what we have told you over and over is that what is happening now is available to you now.
How would you like to go into that seemingly linear untouchable history and pick up the help
that you came here for? I'm going to talk to three people who are here in the room: Stop trying
to heal yourselves! Because your biological self, this lifetime, isn't going to respond. It's not
going to be healed. But the one last time, if you bring it forward, was pure! Go get it! Why
don't you get that one and put it on top [for your linear thinking]. What about that? That's
what a quantum individual does.
Now, if you can do that, then what exactly did you do? Did you heal yourself or did you mine
the Akash? Do you see why it is the disease will never come back? It's because at a quantum
level, you never had it! If you can pull on your past life energy, you will find DNA that is pure
and never had the problem you have now. How? Let me ask you this. Do you love anyone on
the planet? If the answer is yes, then I ask you... how? You see, some things must be done in a
nonlinear level, apart from the lists that Humans like to give you. Lists are fine for basic
learning, but are not applicable to this advanced quantum energy that you are learning to
absorb and become.
Do you see what I'm saying? What is it you wish you could do? What are your blocks? What
are the things that you think are you that can't be changed? In the Akash, there is also you,
many of them. Why don't you go there and replace the current you with the former you? That
is mining the Akash. That's a quantum Human Being, and it goes way beyond what you were
told past life energies were for. You were told they were for karmic exchange. It's the old idea
that past life experience builds up in your DNA so that you will be disturbed by it, so that it
will become the sand in your oyster and then you have to accomplish something to get around
it. It is very old information, and now you can go way beyond that.
What if the whole reason for the Akash is just the opposite? What if it is a gold mine with
your name on it? You lived all those lives. Think about that. It's life experience; it's wisdom,
shaman. Now, go mine it. That's what the quantum Human Being does. It creates mastery.
290
Think about that.
The Inner Child Revisited
Now here's something that someone on this stage is really going to enjoy [speaking of Jan
Tober], for I'm now going to give you the secret of the inner child. It's a quantum issue and
always has been! Why is the inner child so important? You've heard this for years, yet many
run from it. "I don't want to be a kid," you say. "I grew up, and don't need to get in touch with
that. I'll pass on that one." Perhaps it's different than you think?
Let me tell you what is so quantum about it. Now listen to me and open your heart for a
moment. It's about time, isn't it? None of you are children anymore, but all of you used to be.
So why don't you do something with me for a moment: Suspend the clock and pretend that
everything you ever had on this planet, in this lifetime, is in front of you now. Like bins that
you can pick from, they're there. They're not in the past, but rather they're in a quantum state,
ready for you to see them as happening now.
Reflect: I want you to go and look at some of those bins - when you were eight, when you
were seven, when you were six, when you were five. Look! You had no worries. How many
of you, when you were eight years old, were worrying about paying the mortgage? What
about the budget for food, or whether you could have a car and even make it work or not? The
answer? None of you! Your biggest worries were how long you could stay out and play. Think
about it... it was most of you. This is the child's mind... pure, uncomplicated, and out of the
scope of worry.
Now, I want you to sustain these thoughts for a moment. I want you to pretend that you can
pick up that persona for a moment, that child which is you. It's got your name on it and you
lived it. Pick it up out of the bin and place it upon yourself. No worries. No drama. No
tomorrow, not really. The child doesn't think about tomorrow unless tomorrow is Christmas,
then it is the feeling of joy and excitement. How long has it been since you have felt this,
Human Being?
Why do I speak of this? Because the love of God invites you into this very attribute! You only
have one model, and it was as a child. So bring it back as the model of how we love you and
provide for the love and peace you need to move into this new energy! This is the quantum
Human Being who can go back and apply these attributes to their lives. You can tell who they
are, because they walk around and they shine! They're not in denial. They're quantum.
There were a number of masters who walked this planet who were well known to you in many
religions. I want to tell you what they all had in common: They were quantum! When you
looked at their faces, did you see how they shine? Can you go there with me? Can you be with
your favorite master just for a moment? Can you stand next to him or her for a moment? And
if you can, what's the energy there? It's peace, is it not? Are they worried about their
mortgage? Are they worried about paying the bills? What kind of drama do they have in their
lives? They might have plenty, but you never see it! For whatever reason they don't know it,
and you're attracted to that peace, aren't you? You just want to stand next to them. You might
even say to yourself, "Oh, if I could just be like that. I would love that." Well, you can, dear
one, and it's called capturing the essence of the inner child. It isn't innocence; it's not
ignorance; it is total, complete quantum wisdom. It is the ability to take those things that in
linearity you would worry about and suspend them in a place where they don't affect you.
291
What happens to a consciousness that's not affected by fear? I'll tell you. It soars! Did you
expect that? Inner child work is quantum work. All of these things we have been teaching in
these last months are asking the Human Being to become quantum.
The Incredible Power of Love
Nothing compares to the last one. Nothing. This is the third time I'm going to bring it to you,
for many here have not heard this. Listen carefully: There are those even in spiritual work
who have declared that emotionalism is wrong. They say that if you get emotional, you're not
rational. If you weep, you shouldn't be here. They say it is the intellectual mind that is going
to figure out everything. That's where your logic is, and that's your reasoning. Therefore, you
want to get to a place where you can throw away all emotions and just figure it out with your
God-given logical mind.
Listen, dear ones, this is totally linear thinking. There isn't a Human in the room who is going
to figure out a quantum state with their intellect, because that's not the state that they were
born in, and that's not the state they live in. Instead, it's a balance of intellect and the heart.
Emotions are passed through the veil, and it's for a very big reason.
I'm going to tell you where the real power is... the reason for compassion and the incredible
power of love. I'm going to give you the most quantum energy on the planet and I hope you
understand it. It's the third time I've done this and I want you to listen really carefully.
There is a power beyond all powers and it comes right out of the emotional state. Are you
surprised? I'm going to paint the picture yet again as I've done it before. Oh, there are mothers
in this room. Many. Mom, go back with me to a time I shared with you, will you? Go back to
when your first born was there, minutes old. Go back with me when the first-born infant took
its first breath and life began. It represented part of your DNA, part of your lineage, part of
your Akash, a seed event, if you will. Now, I'm going to ask you something: Did you hear the
angels singing? They stood around the bed, you know? What did you feel the first time that
you looked the infant in the eye? What did you feel when you locked eyes with that child and
life began? Did you hear the angels singing? Did your heart melt? Did it just pour out to the
Universe at that moment? Did you notice that the technicians in the room were weeping, too?
What causes that?
Perhaps you think that that particular power came out of your mind and your heart? Well, it
didn't! Way beyond anything a Human Being alone could even possibly generate, this
amazing energy poured into that room because there was sacred joy. For a moment in time
you opened an interdimensional portal where life began and everyone wept in the joy of it.
The child looked at you and you looked at it. Things would never be the same. Do you
remember, Mom? Do you remember that day? Do you remember the moment? That's an
energy that is way beyond what your heart is able to do by itself. You had help and anything
you felt was amplified by the God energy within you.
I'm talking about the glue that holds consciousness together, which is emotional. I'm talking
about the love of God. This has been the message from the first day I gave information. It
took my partner four years to open his heart to the point where he would weep in front of
anyone with this power. It is beyond anything that he could generate by himself. This room is
filled with an entourage whose power will generate far more than any Human heart alone can
do! It's a quantum energy... timeless... not a future event... filled with a feeling that every
292
loving thing that ever was is pouring into you. It's nature, your own life energy, and the
wisdom of the ages! Mom, do you remember?
Humans fall in love. They get a little nuts. Some of you have done that, haven't you? Some of
you remember sighing a lot and staring into each other's eyes. Psychologist say there is little
bit of temporary insanity going on. [Laughter] You remember it, don't you? Perhaps some of
you still have it? Tell me about it, dear Human. Did you generate that by yourself? Was it the
other person, do you think, or do you think there was something else going on? Do you think
you were part of something that you were alone with? Lovers will tell you that there are
angels in the room when the humans come together, when the sparks are there, and there's far
more than they could create by themselves. Some of them even hear the singing! Is that just a
lover's dream? No, for they are correct... it's part of the Human experience where two come
together and somehow they generate an energy that is far greater than the sum of the parts.
And that's because God is there!
The angels are smiling. That's the way it works. It's quantum. There's raw power here. "Why
are you telling us this, Kryon?" I'm going to tell you the reason: It's because there are those of
you who are ready to fall in love with the first born of a seed consciousness which is the
choice point. It's falling in love with yourself, the God within, nature, or just the entire
creative process. It's creating an energy on this planet like the birth of a child. It is greater than
the sum of the parts because you are quantum enough to do it. Is this confusing to you or is it
natural? It's part of the learning curve that this might be confusing.
Are you aware you don't have to join anything? You don't. Accept others around you who love
the earth. Are you aware that all of you can participate to whatever degree you wish? Opening
the heart creates energy above and beyond what you could ever do alone, yet it seems like it's
an individual decision. This is an invitation for a quantumness. Call it whatever you want. You
want to call it God; you want to call it Spirit; you want to call it your own divinity? It doesn't
matter. But you'll feel it. Many of you already have and you just didn't even know what it was.
Love is that way. It's pure. It has no agenda. It does not puff itself up. It is unconditional.
That's God in you. That's the message.
And so this is the work before you. Raise from the chairs and leave differently than you came
with a little more insight as to how Spirit works with you. Perhaps you may have a little more
comfortable feeling about who you are, and where you're going. Perhaps there's been a release
tonight for some of you who felt they had failed, or hadn't accomplished the things they came
for. I'm telling you, you have accomplished it! You have.
Do you love God? Then you've accomplished it. Do you love yourself? Then you've
accomplished it. Are you peaceful? Can you eliminate the drama over the things that you can't
control? If you're one of those, then you've accomplished it. That's why you came. And so it is
that we say to you in this time that we know each of you by name. What are you going to do
with this information? Is it simply information, or is it the truth? You decide.
And so it is.
KRYON
http://lovepeaceandharmony.org/profiles/blogs/kryon-becoming-quantum
293
Family of Light Returns - Pleiadian
Wayshowers GR47a
 Added by SaRa TA´ARENAS on August 1, 2009 at 1:37am
http://lovepeaceandharmony.org/video/family-of-light-returns
Violet Heart Flame Purification Healing

Meditation
http://lovepeaceandharmony.org/video/violet-heart-flame
294
Key of Forgiveness ~ Emerging Light ~
Omarian Atman
http://lovepeaceandharmony.org/video/key-of-forgiveness-emerging
2012 Heart of Creation - 2009 Activation

Star Portal
 Added by SaRa TA´ARENAS on August 2, 2009 at 9:05pm
http://lovepeaceandharmony.org/video/2012-heart-of-creation-2009
Jill Bolte Taylor's stroke of insight

 Added by David Dogan Beyo on August 4, 2009 at 2:04am
http://lovepeaceandharmony.org/video/jill-bolte-taylors-stroke-of
Religulous
295
http://lovepeaceandharmony.org/video/religulous-1
Goenka Speech to UN
 Added by Cenk on August 4, 2009 at 5:25am
http://lovepeaceandharmony.org/video/goenka-speech-to-un
296
OSHO: Compassion - The Ultimate
Flowering of Love - Video
http://lovepeaceandharmony.org/video/osho-compassion-the-ultimate
OSHO: Being In Love - Video

http://lovepeaceandharmony.org/video/osho-being-in-love-video
Interview with Carl Jung

 Added by David Dogan Beyo on August 5, 2009 at 2:04pm
http://lovepeaceandharmony.org/video/interview-with-carl-jung
297
Tantra and Love
http://lovepeaceandharmony.org/video/tantra-and-love
VirtualLight #6 Shining Your Light ~

Candle from the Fire of God. Beacons of
Light - August 2009
 Added by Danielle Felippe on August 8, 2009 at 5:13pm
http://lovepeaceandharmony.org/video/virtuallight-6-shining-your
298
(Trailer) Lost songs of Anatolia
 Added by onur on August 16, 2009 at 12:12pm
http://lovepeaceandharmony.org/video/trailer-lost-songs-of-anatolia
Beginners Yoga Class 10 Minutes

 Added by Sukadev Bretz on August 20, 2009 at 12:55pm
http://lovepeaceandharmony.org/video/beginners-yoga-class-10
299
Yoga Class intermediate level
http://lovepeaceandharmony.org/video/yoga-class-intermediate-level
Om Namo Narayanaya - Mantra-Chanting

mit Darshini
http://lovepeaceandharmony.org/video/om-namo-narayanaya
300
Advanced Headstand and Scorpion -
Shirshasana Yoga Asana
http://lovepeaceandharmony.org/video/advanced-headstand-and
Anuloma Viloma - Yoga breathing exercice

(Pranayama)
http://lovepeaceandharmony.org/video/anuloma-viloma-yoga-breathing
D.B.Holeman
 Added by Kaja on August 26, 2009 at 8:43pm
http://lovepeaceandharmony.org/video/dbholeman-1
301
- Feel -
 Added by elif elisabeth on August 29, 2009 at 12:09pm
http://lovepeaceandharmony.org/video/2209390:Video:87777
**Echoes of Love**
 Added by Maria Leinenga on August 31, 2009 at 5:37pm
http://lovepeaceandharmony.org/video/echoes-of-love
302
http://lovepeaceandharmony.org
© 2009 Created by David Dogan Beyo
303

1-31 August 2009 - Love Peace and Harmony Journal

Uploaded by

Document Information

Original Title

Copyright

Available Formats

Share this document

Share or Embed Document

Sharing Options

Did you find this document useful?

Is this content inappropriate?

Copyright:

Available Formats

1-31 August 2009 - Love Peace and Harmony Journal

Uploaded by

Copyright:

Available Formats

1

Bartholomew : Kendini Sevmek

Kimilerinizin zihinlerindeki korkuyu görüyorum; sanıyorsunuz ki o yanınızı sevecek

Bartholomew - İllüzyonların Anımsanışı. sy:59-69 yayınevi:Akaşa

Kendini Kabul Etmek

Seven Spiritual Laws

Seven Spiritual Laws

The Seven Spiritual Laws of Success are:

Generation of the creative process in the stillness of the mind.

3. The Law of Karma:

4. The Law of Least Effort:

5. The Law of Intention and Desire:

6. The Law of Detachment:

7. The Law of Dharma:

1. THE GREAT LAW -

2. THE LAW OF CREATION -

3. THE LAW OF HUMILITY -

4. THE LAW OF GROWTH -

5. THE LAW OF RESPONSIBILITY -

6. THE LAW OF CONNECTION -

8. THE LAW OF GIVING AND HOSPITALITY -

9. THE LAW OF HERE AND NOW -

10. THE LAW OF CHANGE -

12. THE LAW OF SIGNIFICANCE AND INSPIRATION -

Love & Light

The Photon Belt and the New Era Of Light

Osho - Kendi Özün

Ve ben ne dönüşümünden bahsediyorum? Senin benzemek zorunda olduğun herhangi bir

Osho - Kendinden Sorumlusun

Dünya, Güneş ve İnsan

Dünya, Güneş ve İnsan

Osho - Eylemde Farkındalık

Uyuya kalmış bir adam hiçbir şeyde bütün olamaz.

Osho - Kararsızlık Duvarı

“Artık acı çekmiyor,” dedi Bayan Croy. “Neden ölmüştü?”

“Zavallı adamcağız bel soğukluğundan öldü,” diye yanıtlamış Bayan Cochrane.

“Bel soğukluğu!” demiş yaşlı dul.

En sonuna kadar oyun oynamaya devam ederler.

Osho - Canlı Olma Armağanı

Gerçek zenginlik budur. Gerçek güç budur.

Her şeyin enerjisi vardır:

... yetişkin hale geldiğinde — soğanı katman katman soyabilirsin —

... korkular vardır ve arayıp bulmak için

Osho - Özdeşleşmenin Yan Ürünleri

Bunu sen bileceksin.

Meditasyon sadece sessiz ve tek başına olma cesaretidir.

Onun, senin varoluşunda kökleri vardır.

Senin korkularının hepsi özdeşleşmenin yan ürünleridir.

Çok basit bir şeyi anlayamıyorsun:

Yarın bir şeylerin değişebileceği korkusu... Birisi ölebilir,

Robot İnsanların Hoşuna Gitmeyecek Bir

Etrafına bakacak olursan şaşıracaksın: İnsan yeryüzündeki en derin uykudaki hayvandır.

Bu benim de gözlemlediğim şeydir. Masum köylüler profesörlerden ve tapınaklardaki

Doğayla uğraşan insanlar — çiftçiler, bahçıvanlar, oduncular, marangozlar, boyacılar —

Osho - Kıskançlık -Sevgi

Aslında senin sözde sevginin de sevgiyle hiçbir alakası yoktur.

Bir Bilim Insaninin Inanilmaz Deneyimi

Bir Bilim Insaninin Inanilmaz Deneyimi

Dr. Jill Bolte Taylor Harvard'da egitim gormus bir

1996 senesinde beyninin sol tarafindan ciddi bir kanama geciren

2008 yilinda cikan ve New York Times'in en cok satanlar listesinde

Dr. Nilgin Erozturk'un cevirisi sayesinde (kendisine cok tesekkur ediyoruz)

Orijinal video Ingilizce olmakla birlikte videonun bulundugu

* * ***