Professional Documents
Culture Documents
İbrahim Medkur asıl uzmanlık alanıyla duğu metinlerle de sınırlandırılamaz: İs Ii din (Kah i re 1401/1981) S. Fi'l-A{ıld]f
ilgili olarak İslam felsefesinin tarihi de- lam felsefi birikimini bütün boyutlarıyla ve 'l-ictima' (Kah i re 1974 ). 6.lfu]fü]fu'l-
ğeri, özgünlüğü , kapsamı . perspektif ve kavrayabilmek için araştırma alanına ke- insan fi'l-İsldm ( Dımaşk 1992).
yöntem meseleleri üzerinde özellikle ça- lam ve tasawufu, hatta fıkıh tarihini ve Medkur'un İslam felsefesiyle ilgili ola-
lışmıştır. Fi'l-Felsefeti'l-İslamiyye men- fıkıh usulünü de katmak gerekmektedir.
rak çeşitli dergi ve kitaplarda kırk dola-
hec ve tatbi]fuh u adlı eserinin ilk bölü- İ slam felsefesi tarihi içinde filozofları, ke- yında makalesi yayımlanmıştır. Bu ma-
mü. onun bu konudaki temel yaklaşımını lam cıları ve sQfileri felsefi bir bakış açı
kalelerinde Parabl. İbn Sina, Gazzall, Bl-
ortaya koyması bakımından önem taşı sıyla inceleme yöntemi Medkur'un Fi'I- r ün!, İbn Rüşd ve Şehabeddin es-Sühre-
maktadır. MedkQr'a göre İslam'ın bilim ve Felsefeti'l-İslamiyye adlı eserinde takip verdl el-Maktut'ün felsefelerini çeşitli yön-
felsefen in gelişmesine e lverişli olmadığı. edilmiştir. Bu yönüyle eser, İslam felsefe- leriyle ele almış. İslam felsefesinin Grek
dolayısıyla bir İslam felsefesinden söz edi- sine yeni bir yaklaşım getiren Şeyh Mus- kaynakları üzerinde durmuş ve İslam fi-
lerneyeceği yönünde XIX. yüzyılda Batılı tafa Abdürrazık'ın Temhid Ii-tari{ıi'I lozoflarının bazı Ortaçağ ve Rönesans dü-
lar'ca ortaya atılan yorumlar bilgisizlik ve- felsefeti'I-İslamiyye adlı eseriyle (Kah i re şünü rl eri üzerindeki etkilerini incelemiş
ya ön yargıdan kaynaklanmaktaydı. Nite- 1944) karşılaştırılabilir niteliktedir (ikisi tir. Makalelerden üçü eş - Şifa 'ın mantık
kim XX. yüzyılda araştı rmalar ilerledikçe arasındaki ili şki leri ve farkları vurgulayan (el-MakOiat. el-ibare) ve metafizik (el-ilahiy-
İslam düşüncesinin tarihi başarısı ve öz- b ir görüş için bk. ıbrahim M. Abu-Rabi ', yat) bölümleriyle ilgili olup eserin Arapça
gün niteliği hakkındaki bilgi yetersizliği L XXIlll 11995 J. s. 63). neşrinin sözü geçen bölümlerinde gir iş
nin far kına varılmıştır. Samiırkının sis- İbrahim MedkQr'a göre İslam felsefe- olarak da yer almıştır. Metafizik bölümüne
temli ve sentezci düşüneeye y at kın ol- sinin tarihteki yerini daha iyi kavrayabil- yazdığı giriş Mübahat Türker Küyel tara-
madığı şekl indeki ırkçı ön yargıların ise mek için onun Antik Yunan felsefesi, Or- fından Türkçe'ye çevrilmiştir ("Şifa'nın
artık modası geçmiştir. İslam f elsef esinin taçağ skolastisizmi ve modern felsefeyle Metafiziğinin i Fizikten Sonrasıl Giriş", İbn
sadece Arap düşüncesinin bir ürünü ol- olan ilişkisini bilmek gerekir. İslam filo- Sina, Doğumunun Bininci Yılı Armağanı
duğu şeklindeki iddianın zaten söz konu- zoflarının Grek felsefesinden , özellikle de 1nşr. Aydın Sayılı ı. Ankara 1984, s. 405-
su olmadığını. bu geleneğin Pars, Hint li, Ar isto 'nun sistem inden etkilendikleri 431 ). Ayrıca Parabi ve İbnü'l-Arabl'ye dair
Türk. Süryanl. Serberi birçok milletin kat- doğrudur. ancak beslendikleri kaynaklar yazdığı iki makale de Türkçe'de yayımlan
kılarıyla o luş up geliştiğini belirten Med- Grekler'den ibaret değildir. Dolayısıyla alı mıştır (bk. bibl.; makalelerinin bir listesi
kQr'a göre bu felsefe İslami bir çevrede nan farklı etkilerle kendi araştırm alarının için bk. Daiber, I, 591-594).
gelişmiş ve Arap diliyle yazılmıştır: ancak bunlarla kayn aşması ortaya özgün fikir- BİBLİYOGRAFYA :
Arapça yazılmış olması bunun bir Arap ler çıkarm ıştır. O rtaçağ hıri stiyan skolas- İbrahim Medkü r. Fi'l-Felsefeti'l-İslamiyye,
felsefesi olduğu anlamına gelmez. İsla tisizmiyle karşılaştırıldığında ise İslam Kahire ı976, 1, ı5-3ı; ayrıca bk. tür.yer.; a.mlf. ,
miyet çeşitli ulusları bir araya toplamış f elsefesinin ötekine kıyasla daha geniş bir Ma'al-ljalidfn, Kahire ı40ı/198 ı, s. 26-35, ı65,
ve onlardan her biri İslam düşün cesinin ufka. daha özgür bir araştırma ortamına ı86- ı87, ayrıca bk. tür. yer.; a.mlf .. "Farab!"
323
MEDRESE
lerinde ortak kullanılan bir kelime olup bildiği belirtilmektedir (İbn Nukta, l, 230; İbrahim Tamgaç Han4S8 (1066) yılında
yahudiler daha çok Tevrat'ın okututup öğ Zehebl, XVI, 540; Sübkl, lll, 149) . Med- Semerkant'ta bir medrese yaptırmış ve
retildiği binalara Beytülmidras diyorlardı resenin bir de vakfının bulunduğu , imam geliri için vakıflar tahsis etmiştir. Bu med-
(İbnü'l-Eslr, en-Nihfiye, II, 113) . Bazı ka- Sıbgi'nin medrese ile vakfın işlerini ken- resenin vakfiyesi günümüze ulaşmıştır
yıtlardan Hz. Peygamber döneminde Me- disinden sonra talebesi Hakim en-Nisa- (Esin, VIII 1 ı 9781. s. 42-50). Bağdat 'taki
dine'de bu tür bir mekanın bulunduğu büri'nin yürütmesini vasiyet ettiği kayde- Nizamiye'den önce Nişabur başta olmak
anlaşılmaktadır (Müsned, II, 45 ı; Buha- dilmektedir (DİA , vııı. 528) Medreseye üzere Doğu İslam dünyasında otuzdan
r!, "Cizye", 6; "i<tişam" , 18). Hadislerde ait bir vakfın varlığı, binasının bakım fazla medresenin kurulduğu belirtilmek-
ders ve tedarüs kelimeleri geçtiği halde masrafları yanında talebe ve hocaları için tedir (Nacl Ma'rQf, Medaris ~able'n-Njza
(Müsned, VI, ıl; Müslim, "Zikrve'd-du<if", maddi destek sağlanmış olabileceğini miyye, s. 67-68).
38) ders yapılan mekaniara ilk devirlerde göstermektedir. Öğrencilerin barınması Medrese denilince daha çok, Alpars-
medrese denilmemiştir. Resul-i Ekrem için müstakil mekanların bulunup bulun- lan'ın ve ardından oğlu Melikşah'ın veziri
döneminde Medine'de Kur'an öğretimi madığına dair bilgi yoktur. İbn Hibban da olan Nizamülmülk tarafından Nişabur ve
nin yapıldığı bir eve darülkurra adı verili- (ö. 354/965). Büst'te dışarıdan gelen tate- bilhassa Bağdat' ta açılan Nizarniye med-
yordu. Bu evin medreseterin doğuşunda belerin barınmasına imkan sağlayan ve reseleri akla gelmektedir. Bunların ya-
bir başlangıç olduğu ileri sürülmüştür (Ali kütüphanesi olan medrese kurmuştur. nında Merv, Herat, Belh, Basra, İsfahan,
b. Muhammed el-Huzal, s. 80; Abdülhay el- İbn Kesir, Büveyhi hükümdarlarından Amül, Musul, Cizre (Cezlretü İbn Ömer) ve
Kettanl, ı. ı 38). Ancak ilk bina edildiği Bahi'ıüddevle zamanında birkaç defa ve- Rey gibi şehirlerde de Nizarniye medrese-
günden itibaren bir eğitim ve öğretim zirlik görevine getirilen Ebfı Nasr Sabfır leri inşa edilmiştir. Bunların başta gelen
kurumu olarak da görev yapan Mescid-i b. Erdeşir'in Bağdat'ın batısındaki Kerh'- özelliği hoca ve talebelerin barınacağı
Nebevi'yi ve orada bulunan Suffe'yi med- te kurduğu darülilmin fukaha için tahsis odalarının bulunmasıdır. Nizarniye med-
resenin ilk modeli kabul etmek daha doğ edilen ilk medrese olduğunu söyler. Ebfı reselerinin en ünlüsü 4S9 (1067) yılında
rudur. Mescidler (camiler) müstakil med- Nasr burada satın aldığı evi onardıktan Bağdat'ta öğrenime açılan medrese ol-
rese binalarının inşasından sonra da ders- sonra fakihler için vakfetmiştir. Hadiseyi makla beraber Nlşabur' un zaman itiba-
hane işlevini sürdürmüştür (bk. CAMi). 383 (993) yılı olayları arasında zikreden riyle önceliği vardır. Daha sonra Nizamül-
Batı dünyasına ilim ve kültür açısından İbn Keslr burasının Nizarniye medresele- mülk ülkenin çeşitli şehirlerinde medre-
yeni ufuklar açan Endülüs'te dersler ço- rinden çok önce kurulduğunu bildirir (el- seler yaptırmış ve bunların devamını sağ
ğunlukla camilerde yapıldığından burada Bidaye ve'n-nihaye, XI, 333). Nizarniye lamak için vakıflar kurdurmuş (bk. NizA-
müstakil medrese binalarından pek söz medreselerinden önce kendileri için med- MiYE MEDRESESİ), böylece alimierin ve
edilmemektedir. reseler tesis eden ilim adamlarının vefat öğrencilerin geçim endişesi taşımaksızın
İlk medreseterin ne zaman inşa edildi- tarihleri V. (Xl.) yüzyılın hemen başlarına ilimıe uğraşmasını sağlamıştır. Yine Sel-
ği hususunda farklı görüşler bulunmak- rastlamaktadır. Bunlardan Ebü'I-Hüse- çuklular döneminde Cürcan, Rey, Heme-
tadır. Cord Zeydan, bazı Batılı araştırma . yin Muhammed b. Abdullah İbnü'I-Lebban dan, Yezd, Şiraz, Kirman, Merv ve Ka-
cıların medreseterin kuruluşunu Abbas! (ö . 402/ 101 ı ı Harizmşahlar (Me'mGniler) şan ' da birçok medrese inşa edilmiştir. Bu
Halifesi Me'mfın'un Horasan valiliği dö- tarafından maddi açıdan desteklenmiş. sistemle ilmi seviyelerini yükselten Sel-
nemine kadar götürdüklerini, ancak ken- kendisi için Bağdat'ta Harizm bölgesin- çuklular, Şii Fatımller ' in Kahire'de kur-
disinin bu bilgiyi İslam tarihi kaynakla- den gelen alimierin de ziyaret ettiği bir dukları Ezher ve Darülhikme vasıtasıyla
rından teyit edemediğini söylemektedir medrese yaptırtlmıştır (a.g.e., XVII, 219) . yürüttükleri propaganda faaliyetlerine
(İslam Medeniyet! Tarihi, III, 408). Bey- Medrese ler. genellikle devlet yöneticileri de karşı koyabilmişlerdir. Büyük Selçuklu
tülhikme'yi bir ilimler akademisi hüviye- veya zenginler tarafından bir alimin ders Devleti'nin dağılmasının ardından oluşan
tine kavuşturan Halife Me'mün'un (DİA , vermesi amacıyla inşa ediliyordu. Mesela devletler onların izini takip etmiştir. Ni-
VI, 89) daha önce Horasan valiliği sırasın İbn Ffırek için Nlşabur'da bir medrese ve zamülmülk'ün İran ve Aşağı Mezopotam-
da benzer bir teşebbüste bu lu nmuş ol- kalacağı bir ev yaptırılmıştı (a.g.e., XVII, ya'da yaptığını NCıreddin Mahmud Zengi
ması mümkündür. Medrese ve zaviyele- 2 ı 5). Ulema arasında zengin olup kendi ve Selahaddin-i Eyyfıbi Yukarı Mezopo-
rin Türkistan ve Horasan'da İslamiyet'in geliriyle medrese yaptıranlar da vardı. tamya, Suriye ve Mısır'da gerçekleştir
Türkler arasında yayılmasında önemli Teh?,fbü'l-esrô.r adlı eserin müellifi Har- miş. böylece medrese sistemi batıya doğ
hizmetleri olmuştur. Bir görüşe göre ilk glışi başlık (kalan-süve) yapıp satarak ka- ru yayılmıştır. Dımaşk'ta ilk darülhadisi
medreseler Belh ve Buhara'da Budist vi- zandığı parayla bir medrese, kütüphane kuran Nı1reddin Mahmud Zengi dönemin-
haraları (bilginin toplandığı yer) taklit edi- ve bir hastahane inşa ettirmiştir (Zehebi, de medreseterin Suriye'nin bütün şehir ve
lerek yapılmıştır. Buhara adı da buradan XVII, 257). Nizarniye medreselerinin ku- köylerine kadar ulaştığı belirtilmektedir.
gelmektedir (Turan, Selçuklular Tarihi, rulmasından önce adına medrese yaptı Nı1reddin, Dımaşk'ta inşa ettirdiği Nfı
s. 33 1-332). Ancak kaynaklarda medrese rılan alimlerden biri de Ebu İshak ei- İsfe riyye Darülhadisi'nden başka Salahiyye.
olarak anılan ilk eser, fakih ve muhaddis rayini'dir. İsferayini için Nişabur'da bir imadiyye, Kilase. en-Nfıriyyetü'l-kübra ve
Ebfı Bekir Ahmed b . İshak es-Sıbgi (ö . medrese bina edilmiştir. Nişabur'daki en-Nfıriyyetü'I-Hanefiyyetü's-suğra (N u-
342/954) tarafından Nişabur'da kurulan Beyhakıyye ve Sa'diyye (Saldiyye) medre- ayıni, I, 99 vd., 33 ı vd., 407, 447,607, 648)
darüssünnedir (Zehebl, XVII, 170). Hasan selerini de bunlar arasında saymak gere- adlı medreseleri, ayrıca Halep'te dört, Ha-
b. Ahmed el-Mahledi ve Muhammed b . kir. Bunlardan ilki Ahmed b. Hüseyin ei- ma'da iki, Humus'ta iki ve Ba'lebek'te bir
Hüseyin el- Haseni gibi hadis alimlerinin Beyhaki. ikincisi Gazneli Mahmud'un kar- medrese yaptırmıştır. Eyyfıbiler devrin-
imla meclisleri düzenlediği bu darüssün- deşi Emir Nasr b. Sebük Tegin tarafından de Selahaddin-i Eyyı1bl, diğer sultanlar,
nede 1000 kadar öğrencinin ders yapa- inşa ettirilmiştir. Karahanlı Hükümdan emirler, nüfuzlu devlet adamları ve zen-
324
MEDRESE
gin kişiler tarafından Mısır, Kudüs. Suri- hankahı da kapsayan bir külliye yaptırdı . medrese sayısı otuz beşe ulaşmıştı. Şeh
ye, Hicaz ve Yemen'de birçok medrese in- Olcaytu'nun veziri Taceddin Ali Şah Olla- rin en büyük okulu olan Sipehsalar Med-
şa edilmiştir (mese la bk. Ahmed Çelebi. ni'nin Tebriz'de bina ettirdiği cami müş resesi 'ne ku r ucusu M ir za Hüseyin Han
s. ı 16 vd.). Eyyubller döneminde sadece temilatında medrese ve zaviye de bulu- Sipehsalar bir kütüphane ekledi. Başşe
Dımaşk'ta doksandan fazla medresenin nuyordu. İlhanlılar ' ın sonunda mahalli hirdeki diğer bir medrese. Feth Ali Şah
bulunduğu bildirilmektedir (Hasan Şü emirliklere ayrılan İran'da her em!rin böl- tarafından başlangıçta hastahane olarak
meysan!, s. 49). gesinde medrese kurduğu anlaş ı lmak açılıp daha sonra medreseye dönüştürü
tadır. Bunlardan Deylem Atabegleri'nin ten darüşşifadır. Asfiye ve Sadr Tahran'da
Türkler'in Anadolu'ya gelişinden itiba-
kontrolünde olan Yezd'de ulemadan Rük- Kaçarlar devrinde kurulan diğer medrese-
ren bu coğrafyada birçok medresenin
yapıldığı görülmektedir. Anadolu Selçuk-
neddin Muhammed b. Nizarn el-Hüseynl lerdir. İsfahan'daki Sadr Bazar da önem-
tarafından yaptırılan Rükniyye Medresesi lidir. Kaçarla r' ın son dönemiyle birlikte
luları Anadolu'da bir şehri fethettiklerin-
dönemin en yüksek seviyedeki eğitim ku- modernleşmenin etkisi eğitim kurumla-
de ilk iş olarak orada cami , medrese, za-
rumuydu. Yezd'de bulunan diğer medre- rı na da yansıdı. Batı lı manada ilk üniver-
viye inşa ederek tüccarları , din adamları
seler şehrin M oğol sa l dırılarından uzak site olarak 1851 yılında darülfünunun açıl
nı ve Türk nüfusu buralara yerleştirmiş
kalması sebebiyle birkaç asır faaliyetleri- masıyl a klasik medreseler daha çok dini
lerdir (Turan , Selçuklular Tarihi, s. 357).
ni sürdürebildiler. ağırlıklı bir öğretimin merkezi haline gel-
Danişmendliler. Artukoğulları ve Anadolu
Selçukl u ları ' na ait medreseterin bir kısmı
Timurlular devrinde İran ' da kurulan di. Darülfünun, yönetiminde Şii ulema-
medreseterin başında Horasan bölgesin- nın bulunmadığı ilk eğ itim kurumuydu.
zamanla harap olmuştur. Bugün Daniş
dekiler gelmektedir. Meşhed'de Timur'un Yeni yaptırı l an med reselerde alimierin
mendli Hükümdan Nizameddin Yağıba
emirlerinden Gıyaseddin Yusuf Hace'nin etkinliğinden çok modern eğitimin ağır
san'ın yaptırdığı medreselerden Niksar
843 (1439-40) yılında inşa etti rdiği Duder lığı görülmeye başlandı. Bu durum ule-
ve Tokat'takiler kısmen ayaktadır. To-
Medresesi, Gevher Şad ' ın hizmetinde bu- manın yeni medrese!ere karşı tavır alma-
kat'taki medrese Çukur Medrese adıyla
lunan Perlzad Hanım ' ın yaptırdığı med- sına sebep oldu. Tebriz'de 1897'de Rüşdi
anılır(Kuran, s. I I vd.; DİA, Vlll, 474 , 476) .
rese ve İbrahim b. Şahruh'un Şlraz'da ye Medresesi'nin açılışını şe hrin din alim-
Artuklular Diyarbekir, Mardin, Urfa veGa-
kurduğu medrese bunlar arasında zikre- leri hoş karşılamadı. Meşrutiyet dönemin-
ziantep'te medreseler inşa etmiştir (DİA,
dilebilir. Timurlular döneminde Yezd'de de yeni medreseterin kurulmasına de-
lll, 418-4 19). Selçuklular da Sincanlı (Af-
açılan Hafı ziyye Medresesi de önemlidir.
yon). Ertokuş (Isparta, Atabey). Karatay, vam edildi. Meşhed ' deki Süleyman Han
İnce Minare, Sırçalı, Şemseddin Altun -
XVI. yüzyıl başlarında İran'da Şilliğin Medresesi bunlardan birid ir. 1921'de
aba veya İplikçi (Konya), Taş Medrese devlet desteğiyle güçlenmesinden sonra İran'da Kum şehrinin en önemli dini mer-
(Akşehir). Yusuf b. Ya'küb (Çay). Karahi-
o zamana kadar düzenli eğitim kurumla- kez olarak ortaya çıkması buradaki med-
rına sahip olmayan Şiiler yeni bir usule reselerin önemini arttı rdı. Feyziyye. Han.
sar. Hüseyin Gazi (Çorum, Alaca). Çifte
göre medreselerini kurmaya başladıla r. Hüccetiyye ve Rızaviyye gibi eski medre-
Medrese, Afgunu, Huand Hatun, Siraced-
Safevller'le birlikte sayıları hızla artan Şii selerin yanında Darüttebllğ ( ı 965). Gül-
din. Hacı Kılıç . Sahibiye(Kayseri). Ümmü-
medreselerinin yanında Sünni medrese- payiganl (ı 965 ı ve İmam Emlrü'l-mü'mi-
han Hatun (Eskişehir, Seyitgazi). Karatay,
lerinde de canlanma gözlendi. Ancak dev- nln medreseleri İ ran 'ın din eğitimi ni üst-
Ulucami. Atabey (Antalya), Süleyman
let tarafından desteklenen Ş ii medrese- lenen merkezler haline geldi.
Pervane (Sinop), Buruciye, Gökmedrese
leri daha fazla gelişme imkanı buldu . Sa-
(Sivas, Tokat) gibi medreseler inşa etmiş İran ' da medreseterin mali ihtiyaçları
fev1ler zamanında İsfahan'da medrese
lerdir (Kuran, s. 4 ı vd.) . Sivas ve Erzurum vakıflar tarafından karşılanıyordu. Özel-
sayıs ı elli yediye , Tebriz'de kırk yediye
Çifte Minare medreseleriyle Erzurum likle bu kaynak XX. yüzyılda dini eğitim
ulaştı. Medreseterin idari ve mali işle
Yakutiye ve Ahmediye, Kırşehir Caca Bey yapan medreseler için ulemaya iyi bir güç
r inin yönetimi. " mollabaşı" u nvanıyla en
medreseleri İlhanlılar dönemine ait kıs sağlamıştır. 1979'da rejim değişikliğinin
büyük alimler arasından seçilen bir kişi
men veya tamamen ayakta olan yapılar ardından İran'da geleneksel medrese sis-
nin sorum l uluğuna verilm i şti. Bu dönem-
dı r (DİA, XXII, 106-107). Metin Sözen, Sel- t eminde yenilikler yap ı ld ı. Kum'da dev-
de İsfahan'da Molla Abdullah, Çehar Bağ ,
çuklular ve Beylikler devrinde Anadolu'da rimden sonra, daha fazla kı z öğ re ncinin
Abb as! (Nasırl) . Aka Kafür, Meryem Bl-
yaptırılan ve önemli bir kı smı halen ayak- kabul edildiğ i yeni medreseler açıld ı . Bun-
güm. Süleymaniyye ve Şefiiyye ; M eşhed'
ta duran 139 medreseden bahsetmek- de Newab, Hayrat Han, Salihiyye ve Mirza lardan Mekteb-i Zehra en önemlisidir.
tedir (ayrıca bk. a.g.e., lll, I 28- I 30) . Ca'fer; Ş!raz'da Haşimiyye , Hakim , Mu- Medreselere bağlı kütüphaneler de zen-
İran'da özellikle Selçuklular döneminde ginleştirildi. Klasik medrese eğitimi Arap-
klmiyye, Hpn, İmamiyye, Şerlfiyye ve Ey-
kurulan medreseler Vll . (XIII.) yüzyı lda maniyye; Tebriz'de Talibiyye , Sadıkıyye ; ça. mantık. kelam ve fıkıh kitaplarının
Moğol saldırılarından büyük zarar gördü. Kum'da Feyziyye ve Mü'miniyye medre- okunup tartışı l ması şeklinde gerçekleş
Ancak İlhanlılar devrinde ülkede istikrarı seleri başta olmak üzere birçok medrese tirilirdi. Şii medreselerinde akl! ve nakli
sağlayan Gazan Han medreseleri yeniden kuruldu . Safevller devrinde başlayan güç- ilimiere dair mezhebi ağırlıkl ı geleneksel
canlandırdı. Gazan Han'ın Tebriz'de yap- lü Şii öğretim geleneği diğer ülkelerdeki kitaplar okutulmaktaydı (geniş bilgi için
tırdığı Gazaniyye külliyesinde Hanefi ve Şi! ulemayı buraya yöneltti. bk. Seyyed Hossain Nasr. lll, 56-73).
Şafil medreseleri de yer atmaktaydı. On- Kaçarlar döneminde Safevi geleneğ i ta- Yemen'de ilk medreseler Eyyubller za-
dan sonra gelen birçok devlet adamı kip edilerek ülkenin her tarafında med- manında Muizzüddin İsmail b. Tuğtegin
İ ran'ın çeşitli şehirlerinde medreseler in- reseler açıldı. Bu ha nedan zamanında tarafından kur uldu. Taiz'de babası Sey-
şa etti. Sultaniye şehrinde Vezir Reş!düd medreseterin en önemlileri başşeh i r Tah- fülislam Tuğtegin'e nisbette el-Medrese-
din Fazlullah - ı Hemedan! medrese ve ran'da kuruldu. 1860'larda Tahran 'da tü's-Seyfiyye'yi yaptıran Muizzüddin 594
325
MEDRESE
(1198) yılında Zebld'de ei-Medresetü'I- Hanefi mezhebinden olması şart koşul landırılırdı. Ribat, zaviye ve hankahlarda
Muizziyye'yi (Medresetü'I-MIIeyn) inşa et- muştur (Turan, TTK Belleten, XV42 [ 19471. ders verenlere şeyh denirdi. Medreseler-
tirdi. EyyCıbTier'den sonra özellikle ResCı s. 202-203). Öğrencilerin ileri seviyede de ayrıca nasih, verrak, musahhih, muar-
ITler Yemen'de birçok medrese kurdular. olanlarına müntehl, orta seviyede bulu- rid gibi yazı ile ve yazı malzemesinin sağ
EyyCıbTier'den itibaren Yemen'de 193 naniarına mutavassıt, yeni başlayanları lanmasıyla ilgili görevliler de bulunur-
medresenin yaptınldığı kaydedilmekte- na mübtedl deniyordu. du.
dir (İsmail b. Ali el-Ekva', s. 437-445) Se- Medrese görevlilerinin sayısı kurumun Fıkıh eğitimi veren medreselerde ge-
lahaddin-i EyyCıbT döneminde Aden valisi büyüklüğüne ve okutulan derslere göre nellikle bir mezhebin usul ve fürCıu oku-
S79'da ( 1183) Mekke'de bir Hanefi med- değişmekteydi. 631'de ( 1233-34) tamam- tulurdu. Bununla birlikte iki veya daha
resesi , ertesi yıl bir Şafii medresesi inşa lanan Bağdat'taki Müstansıriyye Medre- fazla mezhebin görüşlerinin öğretildiği
ettirdi. TahirTier ve Osmanlılar zamanın sesi'nde dört Sünni mezhepten birer mü- müesseseler de vardı. Makrizi'nin kaydet-
da da Yemen'de medreseler kuruldu. derris vardı. Burada altmış iki fakih, dört tiğine göre Kahire medreselerinin on dör-
İfrTkıye ve Mağrib'de de birçok medre- muld, bir şeyhü'l-hadls. iki kari, on müs- dü Şafii, dördü Malik!, onu Hanefi, üçü
senin açıldığı görülmektedir. Tunus'ta temi', bir şeyhü 't-tıb , on kadar da tıp öğ Şaffi - Malik!, a ltısı Şafii - Han efi, biri Mali-
HafsTier'e ait en eski medrese XIII. yüzyıl renimi gören öğrenci bulunuyordu. Bün- ki- Han efi, dördü ise dört Sünni mezhe-
da tesis edilen Şemmaiyye ve Muarradiy- yesinde yetim çocuklar için bir mektebin bin fıkhı üzerine eğitim yap ıyordu. Ayrıca
ye'dir. Mağrib'd eki ilk medrese. MerTnT yer aldığı medrese halifenin yanı s ır a mezhebi belirtilmeyen iki darülhadls ve
Hükümdan Ebu Yusuf Ya'küb b. Abdül- emir. vezir, kadı, fakih, sCıfi ve şairte r in yirmi beş kadar medrese vardı ( el-ljıtat,
hak tarafından 684'te ( 1285) Fas'ta yap- de katıldığı büyük bir törenle açılm ı ş, ha- II. 362 vd. ). Memlükler döneminde Dı
tırılan SaffarTn'dir. MerTnTier'den sonra da life müderris, fukaha ve muldlere hil'at maşk'ta yirmi Hanefi. otuz a ltı Şafii. üç
Fas. 111imsan ve diğer şehirlerde medre- vermişti (İbn Keslr, Xlll, I 50). Maliki ve beş Hanbeli medresesinin bu-
seler inşa edilmiştir. Eğitimin genellikle İbn Tolun'un naklettiğine göre Mem- lunduğu tesbit edilmektedir (Ahmed Ha-
camilerde yapıldığı Endülüs'te Nasrller'- lükler dönemi medreselerinde görevlile- lid Clde, s. ı 36-159). Nuayml, ed-Daris ii
den Ebü'I-Haccac Yusuf b . İsmail'in 7SO rin durumu ve görevleri şöyleydi: Hadis tô.ril]i'I-medaris adlı eserinde V-X. (XI-
(1349) yılında Gırnata'da bir medrese hacalarma muhaddis, şeyhü'l-hadls ve XVI.) yüzyıllar arasında Dımaşk'ta altmış
açtığı bilinmektedir. şeyhü'r-rivaye deniyordu. Muhaddis böl- üç Şafii, elli iki Hanefi. dört Malik!, on bir
gesindeki hadis şeyhlerini , onların doğum Hanbeli ve üç tıp medresesinden bahse-
Medreseler varlıklarını sultanların, nü-
ve ölüm tarihlerini ve ilmi durumlarını bi- der. Medreselerde değiş ik görüş sahip-
fuzlu devlet adamlarının ve zenginlerin
tirdi. Şeyhü'r-rivaye muhaddislerin rivayet ler i arasında tartışmalar çıktığı, bu tar-
himayesinde kurulan vakıfların gelirle-
ettiği hadislerin lafızl arını tashih ederdi.
tışmaların bazan çatışmaya dönüştüğü ,
riyle sürdürmüştür. Nizarniye medrese-
Hafızlar Kur'an'ı ezberleyenlerin derslerini 469'da (I 076-77) Han beiTler'le Eş'arTier,
lerinin yönetimi Nizamülmülk ve çocuk-
takiple görevliydi. Müfessir Kur'an ayet - bir yıl sonra da Hanbelller'le Nizamiyye
larının elindeydi. Medreseye kitaplar, arazi
lerini açıklar, müderris talebeye ders an- fukahası arasında bu tür olayların yaşan
ve dükkanlar vakfedilmişti (İbnü'l-Cevzl,
d ı ğı belirtilmektedir (İbn Keslr, XII, 123,
VIII, 256). Vakfiyeler medreselerdeki gö- latır, muld müderrise yardımcı olurdu.
ı 25).
revliler ve öğrenciler hakkında önemli bil- Müfid ders çalışma l arı esnasında öğren
giler içermektedir. Konya'da İplikçi (Al- cilere yardım eder, müntehltartışılan ko- Öğrencilerin tahsil müddetiyle ilgili
tun-aba) Medresesi'nin S98 (1202) tarihli nularda araştı rma yapardı. Katibü'l-gay- genel bir kural b ulunm amaktadır. Med-
vakfiyesine göre burada müderris, muld, be talebelerin devam durumunu izlerdi. rese eğitimini başarıyla tamamlayanlara
imam, müezzin, ferraş (hademe) gibi gö- Zabitü'l-esma öğrencilerin kaydıyla ve on- icazet verilir, belli bir süreden sonra ken-
revliler ve başlangıç, orta ve ileri seviyede ların derse ilgisini takiple görevliydi. Mu- disinde kabiliyet görülm eyen öğrenc i
allimü'l-küttab küçük çocuklara İslami uzaklaştırılırdı. Dersler umumiyetle ez-
olmak üzere üç tur öğrenci grubu bulun-
maktaydı. Şemseddin Altun- aba, med- yet'in esaslarını öğretir, kas (kıssa anlatan) berleme, tekrar, tefakkuh, müzakere ve
resenin masraflarının karşılanması için halka ibretli olay ve sözler nakleder, ka- imla metotlarıyla öğrenilmeye çalışılırdı.
yakınlarındaki bir han, hana bitişik on se- riü'l-kerasl de kas gibi bir görev yapardı . Kur'an derslerinde kıraat-i seb'a okunur-
kiz dükkan, ayrıca şehrin çeşitli yerlerin- Vaiz halka şiirler ve güzel sözlerle zühd , du. Hadis derslerinde cerh ve ta'dTI bilgisi,
de otuz kadar dükkan bağışlamış. Konya tevekkül gibi konular hakkında vaaz rical ilmi gibi konular da görülürdü. Son-
civar köylerinden de arazi vakfetmiştir. verirdi (İbn Tolun, s. 35-45; Ahmed Halid raları her ilim dalında yazılmış en ünlü
Bu gelirlerden müderrise 800 , mulde Clde, s. 340-34 I) eserler ders kitabı olarak okutulmuş. bu
240, medrese camisinde namaz kıldıran Fıkıh ağırlıklı medreselerde müderris eserler talebe tarafından ezberlenmiştir.
imama 200, müezzine 100, ferraşa 60 di- geçici olarak medreseden ayrı l dığında Büyük medreselerde dini ilimierin yanı
nar yıllık ücret ödenmekte, ayrıca ileri se- naibü'l-müderris ona vekalet ederdi. Ni- sı ra tıp,riyaziye ve hey'et gibi ilimler de
viyede bir öğrenciye ayda 1S. orta seviye- tekim Gazzall Dımaşk' a gitmek üzere okutulmaktaydı. Müstansıriyye Medrese-
dekine 1O ve ilk seviyedekine S dinar ve- Bağdat'tan çıktığı zaman kendisine kar- si bünyesinde bir darüttıb vardı. Dersle-
rilmekte, medreseye kitap alımı için her deşi Ahmed ei-Gazzall vekillik yapmıştır. rin müfredatı hacaya göre değişmektey
yıl1 00 dinar ayrılmaktaydı. Vakfiyede beş Fıkıh medreselerinde ayrıca reis, müftü, di. Aynı hoca bazan Arap dili, edebiyat,
yıl sonunda başarılı olamayan öğrencinin kadı, şahid, mütesaddir, müfid gibi gö- şiir, hitabet, hadis. fıkıh, ahkam, kelam,
medreseden ihraç edilmesi, kütüphane- revliler bulunurdu. Hadiste ilgili bölümler- mantık, geometri, ensab, siyer gibi konu-
den dışarıya çıkarılan kitap başına iade de yardımcıya müstemll, dil hacalarma larda bilgi sahibi olabilmekteydi (Makdi-
edilmek üzere bir paranın hafız-ı kütübe nahvl denirdi. Kıraat hocaları da hadis ho- si, The Rise o{Colleges, s. 82). Medrese-
bırakılması, müderris ve imarnın mutlaka ca ları gibi şeyh (şeyhü'l-kıraa) olarak ad- lerde okutulan akliilimler Batı dünyasında
326
MEDRESE
büyük etki yapmış. hıristiyan din adam- Aşarü'l·bila d(nşr. F. Wü stenfeld). Beyrut 1960, Müderris Tabata bal. "Medaris-i ~dim -i !}um".
s. 412 ; Zehebi, A' lamü 'n·nübela', XVI, 540; Vaf:ıid, IX/99, Tahran 1392/1972, s. 1767 -1772;
ları ile diğer bazı kimseler buralardan al-
XVII, 170, 257; XIX, 96; Sübki. Tabakii.t, lll, Emel Esin, "Böri TI.gin Tamgaç Buğra Kara Ha-
dıkları bilgileri memleketlerine taşımış
149; IV, 313-314 ; İbn Kesir. el-Bidaye ve 'n- kan İbrahim'in (H. 444-60/ 1052-68) Semerkand'-
lardır. Bu sayede İbn Rüşd'ün düşünce nihaye (n ş r. Ali M. Mua vva z v. dğr.). Beyrut da Yaptırdığı Abideler" , STY, VIII ( 1978). s. 37-
leri müslüman Doğu'dan çok hıristiyan 1407/1987 , Xl, 333; XII, 101-102, 123, 125; 55; Altan Çetin, " İrfan Ordusunun Temelleri
Batı 'yı etkilemiş ve burada doğan Aver- XIII , 150; XVII, 215, 219; Ali b. Muhammed ei- Türkler'de Medreseler ( Karahani ı, Selçuklu ve
roisme (ibn Rüşdcülük) cereyanı kilise ta- Huzai, Tal]ricii'd·delalati's-sem'iyye (n ş r. Ah - Beylikler Devri Medreseleri)", Dini Araştı rma
med M. Ebu Selam e). Kahire 1401/1980, s. 80; lar, 11/5, Ankara 1999, s. 177-201; Mehmet ip-
hakkümünün ve skolastik anlayışın sar-
İbn Receb, cami'u'l·'ulüm, Beyrut 1408, s. 103; şirli . "Anadolu " , DiA, lll, 128-130; Ara Altun.
sılmasında önemli rol oynamıştır. İspan Makrizi. el-ljıtat. ll, 292, 362 vd., 421 ; İbn Ha· " Artuklular", a.e., lll, 418-419; Mahmut Kaya,
yollar Mürsiye'yi (Murcia) zaptettikleri za- cer, ed·Dürerü 'l-kamine, lll , 375 ; Nuaymi, ed- "Beytülhikrne", a.e., VI , 89; M. Baha Tan man,
man kral dönemin alimlerinden Muham- Daris fi taril]i'l·medaris (n ş r. Ca 'fer ei-Haseni). "Danişmendliler", a.e., VIII, 474, 476; Nebi Boz-
med b. Ahmed ei-Mürsl'yi hizmetine ala- Kahire 1988, 1, 99 vd., 331 vd., 407,447, 607, kurt. "Darülhadis", a.e., VIII, 528;A. Engin Bek-
648, ayrıca bk. tür.yer.; ll, tür.yer.; İbn Tolun , saç- Ahmet Vefa Çobanoğlu , "İlhanlılar", a.e.,
rak adına bir medrese inşa ettirmiş, Mürsl
Nakdü'Halib li-zegali'l·menaşıb (nşr. M. Ahmed XXII, 106-107.
burada müslüman, hıristiyan ve yahudi- Dehman - Halid M. Dehman). Beyrut 1992, s. Iii NEBi BozKURT
lere mantık. hendese. tıp. felsefe ve milsi- 35-45; İranşehr, Tahran 1343 hş . /1963 , 1, 718-
ki dersleri vermiştir (İbn Hacer. III, 375). 744; Aptullah Kuran . Anadolu Medrese/eri, An-
kara 1969, 1, 1 vd ., ll vd., 41 vd .; Metin Sözen, Osmanlı Dönemi. İslam eğitim siste-
Medrese gibi görev yapan zaviye, han- Anadolu Medrese/eri, istanbul 1970-72, 1-11 ; minin temel kurumu olan medrese Os-
kah, ri bat vb. müesseseler de vardır. Ka- Nacl Ma'rCıf. Medaris kable'n-Ni?amiyye, Bağ manlılar döneminde fiziki şartları, mimari
hire'deki ŞeyhCı Hankahı'nda dört mez- dad 1973, s. 67-68 , tür.yer.; a.mlf.• 'Ulema'ü'n-
özellikleri, programı ve temsil ettiği zih-
hep fıkhı, hadis, kıraat ve tasavvuf oku- Ni?amiyyat ve 'l-medarisii'l - meşriki'l·islami,
Bağdad 1393/1973; Ahmed Çelebi. islam 'da
niyetle önemli gelişmeler göstermiştir.
tutuyordu. Bazı hankahlarda ise bir mez-
Eğitim -Öğre tim Tarihi (t re. Ali Yardım). istanbul, Medrese bu dönemde sıbyan mektebin-
hebin öğretildiği belirtilmektedir (Mak-
ts. (Damla Yayınevi). s. 108 vd .; C. Zeydan, is- den sonra orta, lise, yüksek okul ve üni-
rizi. II. 292, 421 ). Dımaşk'ta Emeviyye lam Medeniyeti Tarihi (tre. Zeki Megamiz). is- versite eğitimine tekabül eden, İslami
Camii'nde sekiz zaviye bulunmaktaydı; tanbull 978, lll , 408 vd.; Osman Turan. Selçuk-
kimliği sebebiyle sadece müslümanların
bunlardan ikisi Şafii, biri Hanbel!, üçü Ha- lular Tarihi ve Türk-islam Medeniyeti, istanbul
1980, s. 331-332, 334, 335, 357, 433, 471, devam ettiği bir eğitim kurumu özelliği
nefi. biri Malikller'e aitti. diğeri ise Gaz-
4 72; a.mlf .. "Selçuklu Devri Vaktiyeleri I: Ş e rn taşır.
zall'ye nisbette Gazzaliyye (Şeyhiyye) ola-
seddin Altun- Aba Vakfıyesi ve Hayatı", TTK
rak anılıyordu . Yine Mısır'da Amr b. As Osmanlı Beyliği'nde ilk medrese olarak
Belleten, Xl/42 (ı 94 7). s. 202-203; G. Makdisi.
Camii'nin sekiz zaviyesi vardı. Th e Rise o{Colleges, Edinburgh 1981, s. 20, 21, Orhan Gazi'nin 1331'de kurduğu, İznik
24 , 27 , 30 , 80 vd., 82 , 86, 153 vd., 164-165, Orhaniyesi adını da taşıyan İznik Medre-
İçinde Allah ' ın kitabının okunduğu yer-
ler olduğundan medreseler mescid telak-
I 88 vd ., 21 O, 216; a.mlf., "Ru'atü'l-'ilm" (tre. sesi gösterilir (Aşıkpaşazade , s. 119; N eş
ihsan Abbas). el-Ebf;ıfış, XIV/ 4, Beyrut 1961, s. ri, I, 63) . Bu medreseye önce Mısır'da ye-
ki edilmiş. Hz. Peygamber'in bir hadisin- 481 vd .; J. Pedersen- [G. Makdisi]. "Madrasa",
tişmiş , eserleriyle tanınmış alim Daveıd-i
de geçen ifadeyle (Müslim, " Zikr ve'd- Ef2 (ing .). V, 1123-1134; J . Pedersen. "Some
du'a"' , 38) "AIIah ' ın evlerinden bir ev" Aspects of the History of the Madrasa", /C, lll Kayseri. ardından Taceddin-i Kürdi, Ala-
sayılmıştır (Nevevl. XVII, 22; Azlmabadl, IV.
( 1929), s. 525-537 ; a.mlf .• "Mescid", iA, VIII, eddin Ali Esved müderris olarak tayin
50- 70; Abdülcelil Hasan Abdülmehdi, el-Meda- edildi. 1326'da Bursa'nın fethinden kısa
230) . Zekat. sadaka gibi insan için tasar-
ris {f Beyti 'l-Makdis, Arnman 1981 , 1, tür.yer.; bir süre sonra Orhan Gazi, manastırdan
ruf edilmesi gereken malların medrese, Ramazan Şeşen. Salahaddin Devrinde Eyyü-
hankah vb . kurumlara harcanması caiz çevrildiği için Manastır Medresesi olarak
bfler Devleti, istanbul 1983, s. 254-262; Hasan
görülmemiş (İbn Receb, s. 103). ancak Şümeysani. Medarisü Dımaşk fl'l-'aşri'l-Eyyübi, da bilinen Orhan Gazi Medresesi'ni kura-
buradaki öğrencilere verilebileceği söy- Beyrut 1403/1983, s. 49; Hüseyin Sultanziide, rak vakıflar tahsis etti. 1. Murad, Yıldırım
Tarif:ı·i Medaris-i İran, Tahran 1364 hş . ; Said is- Bayezid, Çelebi Mehmed, ll. Murad ve
lenmiştir. Medreseterin yapılacağı arazi-
mail Ali, Me'ahidü't-terbiyyeti'l-islamiyye, Ka-
lerin sahiplerinin rızası ile alınıp istimtak bunların devlet ricalinin yaptırdığı yirmi
hire 1986, s. 303-386; ismiiii b. Ali el-Ekva', el-
bedellerinin ödenmesi şart koşulmuştur. Medarisü 'l-islii.miyye fl'l- Yemen, Beyrut 1986, bir medrese ile Bursa cazip bir ilim mer-
Ebu İshak eş-Şirazl'ni n kendisi için i nşa s. 10-15, 437-445, ayrıca bk. tür.yer.;Abdülhay kezi oldu. Bursa'daki ilim ve medrese
edilen B a ğ dat Nizamiyesi'nin açıldı ğ ı gün ei- Kettani , et-Teratibü 'l-idariyy e (Özel). ı, 138; hayatı önemini kaybetmemekle birlikte
ilk dersi vermek üzere giderken bir gen- İsmail Yiğit, Siyasi-Dini-Kültürel islam Tarihi: 1361 'de Edirne'nin fethiyle medrese ta-
Memlü.kler, istanbul 1991, VII , 245 vd .; Abdüla-
cin kendisine medresenin gasbedilmiş rihinde yeni bir safha açıldı . Burada Çe-
zim Ramazan. Taril]u'L-medaris fi Mı$ri 'l-isla
arazi üzerine kurulduğunu söylediği, bu- miyye, Kahire 1992; Azimabacti, 'Avnü 'l-ma'- lebi Mehmed devrinde iki, ll. Murad dö-
nun üzerine Ebu İshak'ın o gün orada ders büd, Beyrut 1415, IV, 230 ; Seyyed Hossain neminde dokuz yeni medrese tesis edil-
vermediği, ancak uzun çabalardan sonra Nasr, "The Traditional Thxts Used in the Persian di. Özellikle ll. Murad'ın Darülhadis Med-
ikna edilebildiği bildirilmektedir (İbn Ke- Madrasahs", Encyclopaedic Survey of /slamic resesi, Sahn-ı Sernan medreseleri yapı
Culture (ed. Mohamed Taher) . New Del hi 1997,
slr. XII, 101-102) lineaya kadar ( 1463-1470) en yüksek Os-
lll, 56- 73; Ahmed Halid Cide, el-Medaris ve ni-
BiBLiYOGRAFYA : manlı medresesi kabul edilmiştir. Kuru-
?amü 't-ta' lim {f biladi 'ş-Şam fi 'l- 'aşri'l-Memlüki,
ibnü'I-Esir, en-Nihfi.ye, ll , 113; Müsned, ll , Beyrut 1422/2001 , s. 136-159, 340-341 ; Roy luş yıllarından itibaren 1326-1451 devre-
451; VI, 11;Buhari, " Cizy e", 6, "i 'ti ş am " , 18; Mottahedeh. Peygamberin Hırkası (tre. Ruşen sinde seksen dört medresenin yapıldığı
Müslim, "Zikr ve'd-du'a' ", 38; ibnü'I-Cevzi. el· Süzer). istanbu12003, s. 73, 75, 76, 77, 80,221, tesbit edilmektedir. Bunlardan on biri Or-
Munta?am, VIII, 256; IX, 66; İbn Nukta, et-Tak- 222; a.mlf., " Traditional Shi'ite Education in han Bey, sekizi 1. Murad, yirmisi 1. Baye-
yid li·ma'rifeti ruva ti 's·sünen ve ' l·mesanid Qum" , Harvard Middle Eastern and lslamic
(n ş r. KemE
l! Yusuf ei -Hut). Beyrut 1408/1988, 1, Review, 11/1 , Harvard 1995, s. 89-98; A. L. Ti- zid, yedisi 1. Mehmed, otuz yedisi ll. Mu-
230; ibnü'I-Esir. el-Kamil, bk. indeks; Nevevi. · bawi. "Muslim Education in the Golden Age of rad zamanında kurulmuş. bir medrese de
Şerl:ıu Müslim, XVII , 22; Zekeriyya ei-Kazvini, the Caliphate", /C,XXVIII/ 2 ( 1954). s. 418·438; fetret döneminde inşa edilmiştir. Bunun
327