You are on page 1of 5

MEDRESE

İbrahim Medkur asıl uzmanlık alanıyla duğu metinlerle de sınırlandırılamaz: İs­ Ii din (Kah i re 1401/1981) S. Fi'l-A{ıld]f
ilgili olarak İslam felsefesinin tarihi de- lam felsefi birikimini bütün boyutlarıyla ve 'l-ictima' (Kah i re 1974 ). 6.lfu]fü]fu'l-
ğeri, özgünlüğü , kapsamı . perspektif ve kavrayabilmek için araştırma alanına ke- insan fi'l-İsldm ( Dımaşk 1992).
yöntem meseleleri üzerinde özellikle ça- lam ve tasawufu, hatta fıkıh tarihini ve Medkur'un İslam felsefesiyle ilgili ola-
lışmıştır. Fi'l-Felsefeti'l-İslamiyye men- fıkıh usulünü de katmak gerekmektedir.
rak çeşitli dergi ve kitaplarda kırk dola-
hec ve tatbi]fuh u adlı eserinin ilk bölü- İ slam felsefesi tarihi içinde filozofları, ke- yında makalesi yayımlanmıştır. Bu ma-
mü. onun bu konudaki temel yaklaşımını lam cıları ve sQfileri felsefi bir bakış açı­
kalelerinde Parabl. İbn Sina, Gazzall, Bl-
ortaya koyması bakımından önem taşı­ sıyla inceleme yöntemi Medkur'un Fi'I- r ün!, İbn Rüşd ve Şehabeddin es-Sühre-
maktadır. MedkQr'a göre İslam'ın bilim ve Felsefeti'l-İslamiyye adlı eserinde takip verdl el-Maktut'ün felsefelerini çeşitli yön-
felsefen in gelişmesine e lverişli olmadığı. edilmiştir. Bu yönüyle eser, İslam felsefe- leriyle ele almış. İslam felsefesinin Grek
dolayısıyla bir İslam felsefesinden söz edi- sine yeni bir yaklaşım getiren Şeyh Mus- kaynakları üzerinde durmuş ve İslam fi-
lerneyeceği yönünde XIX. yüzyılda Batılı­ tafa Abdürrazık'ın Temhid Ii-tari{ıi'I­ lozoflarının bazı Ortaçağ ve Rönesans dü-
lar'ca ortaya atılan yorumlar bilgisizlik ve- felsefeti'I-İslamiyye adlı eseriyle (Kah i re şünü rl eri üzerindeki etkilerini incelemiş­
ya ön yargıdan kaynaklanmaktaydı. Nite- 1944) karşılaştırılabilir niteliktedir (ikisi tir. Makalelerden üçü eş - Şifa 'ın mantık
kim XX. yüzyılda araştı rmalar ilerledikçe arasındaki ili şki leri ve farkları vurgulayan (el-MakOiat. el-ibare) ve metafizik (el-ilahiy-
İslam düşüncesinin tarihi başarısı ve öz- b ir görüş için bk. ıbrahim M. Abu-Rabi ', yat) bölümleriyle ilgili olup eserin Arapça
gün niteliği hakkındaki bilgi yetersizliği­ L XXIlll 11995 J. s. 63). neşrinin sözü geçen bölümlerinde gir iş
nin far kına varılmıştır. Samiırkının sis- İbrahim MedkQr'a göre İslam felsefe- olarak da yer almıştır. Metafizik bölümüne
temli ve sentezci düşüneeye y at kın ol- sinin tarihteki yerini daha iyi kavrayabil- yazdığı giriş Mübahat Türker Küyel tara-
madığı şekl indeki ırkçı ön yargıların ise mek için onun Antik Yunan felsefesi, Or- fından Türkçe'ye çevrilmiştir ("Şifa'nın
artık modası geçmiştir. İslam f elsef esinin taçağ skolastisizmi ve modern felsefeyle Metafiziğinin i Fizikten Sonrasıl Giriş", İbn
sadece Arap düşüncesinin bir ürünü ol- olan ilişkisini bilmek gerekir. İslam filo- Sina, Doğumunun Bininci Yılı Armağanı
duğu şeklindeki iddianın zaten söz konu- zoflarının Grek felsefesinden , özellikle de 1nşr. Aydın Sayılı ı. Ankara 1984, s. 405-
su olmadığını. bu geleneğin Pars, Hint li, Ar isto 'nun sistem inden etkilendikleri 431 ). Ayrıca Parabi ve İbnü'l-Arabl'ye dair
Türk. Süryanl. Serberi birçok milletin kat- doğrudur. ancak beslendikleri kaynaklar yazdığı iki makale de Türkçe'de yayımlan­
kılarıyla o luş up geliştiğini belirten Med- Grekler'den ibaret değildir. Dolayısıyla alı­ mıştır (bk. bibl.; makalelerinin bir listesi
kQr'a göre bu felsefe İslami bir çevrede nan farklı etkilerle kendi araştırm alarının için bk. Daiber, I, 591-594).
gelişmiş ve Arap diliyle yazılmıştır: ancak bunlarla kayn aşması ortaya özgün fikir- BİBLİYOGRAFYA :
Arapça yazılmış olması bunun bir Arap ler çıkarm ıştır. O rtaçağ hıri stiyan skolas- İbrahim Medkü r. Fi'l-Felsefeti'l-İslamiyye,
felsefesi olduğu anlamına gelmez. İsla­ tisizmiyle karşılaştırıldığında ise İslam Kahire ı976, 1, ı5-3ı; ayrıca bk. tür.yer.; a.mlf. ,
miyet çeşitli ulusları bir araya toplamış f elsefesinin ötekine kıyasla daha geniş bir Ma'al-ljalidfn, Kahire ı40ı/198 ı, s. 26-35, ı65,
ve onlardan her biri İslam düşün cesinin ufka. daha özgür bir araştırma ortamına ı86- ı87, ayrıca bk. tür. yer.; a.mlf .. "Farab!"

gelişimine katkıda bulunmuştur. Ayrıca


(tre. Osman Bilen) . İslam Düşüncesi Tarihi (ed.
sahip bulunduğu ve daha çok felsefi ba-
M. M. Şerif), İstanbul ı990 , ll, 67-86; a.mlf ..
adına İ slam felsefesi derken de bu gele- şarıya imza attığı an laşı lır. Ayrı ca hıri sti­ "İbn Arab! ve Spinaza'da Vahdet-i Vücı1d", İbn
neğin sadece müslümanların entelektüel yan felsefesi hakkında konuşabilmek için Arabi Anısına Makaleler(trc. Tahir Uluç), İstan­
çabal arının sonucunda ortaya çıktığı kas- söze öncelikle İslam felsefesinden başlan­ bul2002, s. ı57- ı69 ; a.mlf. , "The Study ofıs­
tedilmemekte. İslam 'ın medeniyet coğ­ malıd ır. Çünkü hıristiyan f elsefesi doğu­
lamic Philosophy" (tre. Shahyar Sa'adat). al-Taw-
hid: A Quarterly Journal of Islamic Thought
rafyası içinde yaşayan felsefi birikime sa- şu ve gelişiminde İslam felsefesine çok
and Culture, ın , Tahran ı 983, s. 83-96 ; H.·
hip gayri müslim unsurların özellikle ilk şey borçludur. Modern felsefenin kökleri Daiber. Bibliography of lslamic Philosophy,
dönemlerdeki itici ve öğretici katkıları de Ortaçağ felsefesine dayandığından Leiden ı999, ı, 59ı-594; ıbrahim M. Abu-Rabi' ,
göz önünde bulundurulmakta dı r. Bu dü- ikisi arasındaki ilişki İslam felsefesinin "Islamic Philosophical Expressian in Modern
şünce geleneğine İslam felsefesi denmesi- Arab Society", Isi., LXXII/! (1995). s. 47-81;
modern felsefeyle olan ilişki sini de açık­
Zeynab Mahmoud ei-Khodeiry. "In Memoriam:
nin bir gerekçesi, kaynaklarının ve müel- lar. İnsanlığın entelektüel tarihindeki bu Ihrahim Madkour ( 1902-ı995) " , MJD EO, XXIII
liflerinin arka planlarının çeşitliliğine rağ­ "kayıp halka"yı ortaya çıkarabilmek için ( ı 997). s. 477-478; " İbrahim Me dkı1r" , Mevsü'a-
men köklerini İslam medeniyetinde bul- müslüman nesillere düşen görev, İslam tü a'lami'l-karni'r-rabi' 'aşer ve'L-tıamis 'aşer
ması, ikinci ve daha önemli gerekçesi ise fel sefesi araştırmalarını şarkiyatçıları el-hicrf {i'l-'alemi'l-'Arabf v e'l-İslamf, Riyad
problemleri, esas l arı ve amaçları bakımın­ 1419, ı, 39-40; " İbrahim Medkür", el-Mevsü'a-
aşacak veya hiç değ ilse onlarla aynı dü-
tü'l-'Arabiyyetü 'l-'alemiyye, Riyad 1419/1999,
dan ilh amını İslam'dan almış olmasıdır. zeye gelecek şekilde sürdürmektir. Med- ı, 72.
MedkQr'a göre İslam felsefesinin birlik- kur, "Türk kard eşle ri"nin bu paha biçil- Iii İLHAN KUTLUER
çokluk yahut Tanrı - alem ilişkisi gibi me- m ez mirasın farkında olduğundan kuşku
seleleri ele alış tarzı ve akıl-vahiy uygun- duymadığını da belirtmektedir (Fi'l-Fel-
se{eti'l-İslamiyye, ı. 15-31 ).
MEDRESE
luğunu gözeten yöntemi kendine özgü-
(~J..I.IıJf)
dür. Ancak onun dini bir yönelişe sahip Eserleri. 1. La place d'al-Farabi dans
olm ası kendini s ınıriandırması sonucunu I'ecole philosophique musulmane (Pa- İslam tarihinde eğitim ve öğretim
kurumlannın genel adı .
doğurmamış, İslam filozofları, o dönem- ris 1934). Z. L'Organon d'Aristote dans L _j
de felsefenin alanı içinde kabul edilen bi- le monde arabe (Paris 1934; Simon Van
limsel problemler dahil olmak üzere fel- den Bergh'in önsözüyle 2. bs .. Paris 1969). Sözlükte "okumak, anlamak, bir met-
sefenin hiçbir temel problemini ihmal et- 3. Fi'l-Felsefeti'l-İslamiyye menhec ve ni öğrenmek ve ezberlemek için tekrar-
memişle rdir. Bu geniş kapsamlı araştır­ tatbi]fuhu (l-ll. Kah i re 1367, gözden geçi- lamak" anlamına gelen ders (dirase) kö-
ma alanı sadece fil ozofların ortaya koy- rilmiş 3. bs .. Kah i re 1976) . 4 . Ma'a l-Ija- künden bir mekan ismidir. Ders Sami dil-

323
MEDRESE

lerinde ortak kullanılan bir kelime olup bildiği belirtilmektedir (İbn Nukta, l, 230; İbrahim Tamgaç Han4S8 (1066) yılında
yahudiler daha çok Tevrat'ın okututup öğ ­ Zehebl, XVI, 540; Sübkl, lll, 149) . Med- Semerkant'ta bir medrese yaptırmış ve
retildiği binalara Beytülmidras diyorlardı resenin bir de vakfının bulunduğu , imam geliri için vakıflar tahsis etmiştir. Bu med-
(İbnü'l-Eslr, en-Nihfiye, II, 113) . Bazı ka- Sıbgi'nin medrese ile vakfın işlerini ken- resenin vakfiyesi günümüze ulaşmıştır
yıtlardan Hz. Peygamber döneminde Me- disinden sonra talebesi Hakim en-Nisa- (Esin, VIII 1 ı 9781. s. 42-50). Bağdat 'taki
dine'de bu tür bir mekanın bulunduğu büri'nin yürütmesini vasiyet ettiği kayde- Nizamiye'den önce Nişabur başta olmak
anlaşılmaktadır (Müsned, II, 45 ı; Buha- dilmektedir (DİA , vııı. 528) Medreseye üzere Doğu İslam dünyasında otuzdan
r!, "Cizye", 6; "i<tişam" , 18). Hadislerde ait bir vakfın varlığı, binasının bakım fazla medresenin kurulduğu belirtilmek-
ders ve tedarüs kelimeleri geçtiği halde masrafları yanında talebe ve hocaları için tedir (Nacl Ma'rQf, Medaris ~able'n-Njza­
(Müsned, VI, ıl; Müslim, "Zikrve'd-du<if", maddi destek sağlanmış olabileceğini miyye, s. 67-68).
38) ders yapılan mekaniara ilk devirlerde göstermektedir. Öğrencilerin barınması Medrese denilince daha çok, Alpars-
medrese denilmemiştir. Resul-i Ekrem için müstakil mekanların bulunup bulun- lan'ın ve ardından oğlu Melikşah'ın veziri
döneminde Medine'de Kur'an öğretimi­ madığına dair bilgi yoktur. İbn Hibban da olan Nizamülmülk tarafından Nişabur ve
nin yapıldığı bir eve darülkurra adı verili- (ö. 354/965). Büst'te dışarıdan gelen tate- bilhassa Bağdat' ta açılan Nizarniye med-
yordu. Bu evin medreseterin doğuşunda belerin barınmasına imkan sağlayan ve reseleri akla gelmektedir. Bunların ya-
bir başlangıç olduğu ileri sürülmüştür (Ali kütüphanesi olan medrese kurmuştur. nında Merv, Herat, Belh, Basra, İsfahan,
b. Muhammed el-Huzal, s. 80; Abdülhay el- İbn Kesir, Büveyhi hükümdarlarından Amül, Musul, Cizre (Cezlretü İbn Ömer) ve
Kettanl, ı. ı 38). Ancak ilk bina edildiği Bahi'ıüddevle zamanında birkaç defa ve- Rey gibi şehirlerde de Nizarniye medrese-
günden itibaren bir eğitim ve öğretim zirlik görevine getirilen Ebfı Nasr Sabfır leri inşa edilmiştir. Bunların başta gelen
kurumu olarak da görev yapan Mescid-i b. Erdeşir'in Bağdat'ın batısındaki Kerh'- özelliği hoca ve talebelerin barınacağı
Nebevi'yi ve orada bulunan Suffe'yi med- te kurduğu darülilmin fukaha için tahsis odalarının bulunmasıdır. Nizarniye med-
resenin ilk modeli kabul etmek daha doğ­ edilen ilk medrese olduğunu söyler. Ebfı reselerinin en ünlüsü 4S9 (1067) yılında
rudur. Mescidler (camiler) müstakil med- Nasr burada satın aldığı evi onardıktan Bağdat'ta öğrenime açılan medrese ol-
rese binalarının inşasından sonra da ders- sonra fakihler için vakfetmiştir. Hadiseyi makla beraber Nlşabur' un zaman itiba-
hane işlevini sürdürmüştür (bk. CAMi). 383 (993) yılı olayları arasında zikreden riyle önceliği vardır. Daha sonra Nizamül-
Batı dünyasına ilim ve kültür açısından İbn Keslr burasının Nizarniye medresele- mülk ülkenin çeşitli şehirlerinde medre-
yeni ufuklar açan Endülüs'te dersler ço- rinden çok önce kurulduğunu bildirir (el- seler yaptırmış ve bunların devamını sağ­
ğunlukla camilerde yapıldığından burada Bidaye ve'n-nihaye, XI, 333). Nizarniye lamak için vakıflar kurdurmuş (bk. NizA-
müstakil medrese binalarından pek söz medreselerinden önce kendileri için med- MiYE MEDRESESİ), böylece alimierin ve
edilmemektedir. reseler tesis eden ilim adamlarının vefat öğrencilerin geçim endişesi taşımaksızın
İlk medreseterin ne zaman inşa edildi- tarihleri V. (Xl.) yüzyılın hemen başlarına ilimıe uğraşmasını sağlamıştır. Yine Sel-
ği hususunda farklı görüşler bulunmak- rastlamaktadır. Bunlardan Ebü'I-Hüse- çuklular döneminde Cürcan, Rey, Heme-
tadır. Cord Zeydan, bazı Batılı araştırma­ . yin Muhammed b. Abdullah İbnü'I-Lebban dan, Yezd, Şiraz, Kirman, Merv ve Ka-
cıların medreseterin kuruluşunu Abbas! (ö . 402/ 101 ı ı Harizmşahlar (Me'mGniler) şan ' da birçok medrese inşa edilmiştir. Bu
Halifesi Me'mfın'un Horasan valiliği dö- tarafından maddi açıdan desteklenmiş. sistemle ilmi seviyelerini yükselten Sel-
nemine kadar götürdüklerini, ancak ken- kendisi için Bağdat'ta Harizm bölgesin- çuklular, Şii Fatımller ' in Kahire'de kur-
disinin bu bilgiyi İslam tarihi kaynakla- den gelen alimierin de ziyaret ettiği bir dukları Ezher ve Darülhikme vasıtasıyla
rından teyit edemediğini söylemektedir medrese yaptırtlmıştır (a.g.e., XVII, 219) . yürüttükleri propaganda faaliyetlerine
(İslam Medeniyet! Tarihi, III, 408). Bey- Medrese ler. genellikle devlet yöneticileri de karşı koyabilmişlerdir. Büyük Selçuklu
tülhikme'yi bir ilimler akademisi hüviye- veya zenginler tarafından bir alimin ders Devleti'nin dağılmasının ardından oluşan
tine kavuşturan Halife Me'mün'un (DİA , vermesi amacıyla inşa ediliyordu. Mesela devletler onların izini takip etmiştir. Ni-
VI, 89) daha önce Horasan valiliği sırasın­ İbn Ffırek için Nlşabur'da bir medrese ve zamülmülk'ün İran ve Aşağı Mezopotam-
da benzer bir teşebbüste bu lu nmuş ol- kalacağı bir ev yaptırılmıştı (a.g.e., XVII, ya'da yaptığını NCıreddin Mahmud Zengi
ması mümkündür. Medrese ve zaviyele- 2 ı 5). Ulema arasında zengin olup kendi ve Selahaddin-i Eyyfıbi Yukarı Mezopo-
rin Türkistan ve Horasan'da İslamiyet'in geliriyle medrese yaptıranlar da vardı. tamya, Suriye ve Mısır'da gerçekleştir­
Türkler arasında yayılmasında önemli Teh?,fbü'l-esrô.r adlı eserin müellifi Har- miş. böylece medrese sistemi batıya doğ­
hizmetleri olmuştur. Bir görüşe göre ilk glışi başlık (kalan-süve) yapıp satarak ka- ru yayılmıştır. Dımaşk'ta ilk darülhadisi
medreseler Belh ve Buhara'da Budist vi- zandığı parayla bir medrese, kütüphane kuran Nı1reddin Mahmud Zengi dönemin-
haraları (bilginin toplandığı yer) taklit edi- ve bir hastahane inşa ettirmiştir (Zehebi, de medreseterin Suriye'nin bütün şehir ve
lerek yapılmıştır. Buhara adı da buradan XVII, 257). Nizarniye medreselerinin ku- köylerine kadar ulaştığı belirtilmektedir.
gelmektedir (Turan, Selçuklular Tarihi, rulmasından önce adına medrese yaptı ­ Nı1reddin, Dımaşk'ta inşa ettirdiği Nfı­
s. 33 1-332). Ancak kaynaklarda medrese rılan alimlerden biri de Ebu İshak ei- İsfe­ riyye Darülhadisi'nden başka Salahiyye.
olarak anılan ilk eser, fakih ve muhaddis rayini'dir. İsferayini için Nişabur'da bir imadiyye, Kilase. en-Nfıriyyetü'l-kübra ve
Ebfı Bekir Ahmed b . İshak es-Sıbgi (ö . medrese bina edilmiştir. Nişabur'daki en-Nfıriyyetü'I-Hanefiyyetü's-suğra (N u-
342/954) tarafından Nişabur'da kurulan Beyhakıyye ve Sa'diyye (Saldiyye) medre- ayıni, I, 99 vd., 33 ı vd., 407, 447,607, 648)
darüssünnedir (Zehebl, XVII, 170). Hasan selerini de bunlar arasında saymak gere- adlı medreseleri, ayrıca Halep'te dört, Ha-
b. Ahmed el-Mahledi ve Muhammed b . kir. Bunlardan ilki Ahmed b. Hüseyin ei- ma'da iki, Humus'ta iki ve Ba'lebek'te bir
Hüseyin el- Haseni gibi hadis alimlerinin Beyhaki. ikincisi Gazneli Mahmud'un kar- medrese yaptırmıştır. Eyyfıbiler devrin-
imla meclisleri düzenlediği bu darüssün- deşi Emir Nasr b. Sebük Tegin tarafından de Selahaddin-i Eyyı1bl, diğer sultanlar,
nede 1000 kadar öğrencinin ders yapa- inşa ettirilmiştir. Karahanlı Hükümdan emirler, nüfuzlu devlet adamları ve zen-

324
MEDRESE

gin kişiler tarafından Mısır, Kudüs. Suri- hankahı da kapsayan bir külliye yaptırdı . medrese sayısı otuz beşe ulaşmıştı. Şeh­
ye, Hicaz ve Yemen'de birçok medrese in- Olcaytu'nun veziri Taceddin Ali Şah Olla- rin en büyük okulu olan Sipehsalar Med-
şa edilmiştir (mese la bk. Ahmed Çelebi. ni'nin Tebriz'de bina ettirdiği cami müş­ resesi 'ne ku r ucusu M ir za Hüseyin Han
s. ı 16 vd.). Eyyubller döneminde sadece temilatında medrese ve zaviye de bulu- Sipehsalar bir kütüphane ekledi. Başşe ­
Dımaşk'ta doksandan fazla medresenin nuyordu. İlhanlılar ' ın sonunda mahalli hirdeki diğer bir medrese. Feth Ali Şah
bulunduğu bildirilmektedir (Hasan Şü­ emirliklere ayrılan İran'da her em!rin böl- tarafından başlangıçta hastahane olarak
meysan!, s. 49). gesinde medrese kurduğu anlaş ı lmak­ açılıp daha sonra medreseye dönüştürü­
tadır. Bunlardan Deylem Atabegleri'nin ten darüşşifadır. Asfiye ve Sadr Tahran'da
Türkler'in Anadolu'ya gelişinden itiba-
kontrolünde olan Yezd'de ulemadan Rük- Kaçarlar devrinde kurulan diğer medrese-
ren bu coğrafyada birçok medresenin
yapıldığı görülmektedir. Anadolu Selçuk-
neddin Muhammed b. Nizarn el-Hüseynl lerdir. İsfahan'daki Sadr Bazar da önem-
tarafından yaptırılan Rükniyye Medresesi lidir. Kaçarla r' ın son dönemiyle birlikte
luları Anadolu'da bir şehri fethettiklerin-
dönemin en yüksek seviyedeki eğitim ku- modernleşmenin etkisi eğitim kurumla-
de ilk iş olarak orada cami , medrese, za-
rumuydu. Yezd'de bulunan diğer medre- rı na da yansıdı. Batı lı manada ilk üniver-
viye inşa ederek tüccarları , din adamları ­
seler şehrin M oğol sa l dırılarından uzak site olarak 1851 yılında darülfünunun açıl­
nı ve Türk nüfusu buralara yerleştirmiş­
kalması sebebiyle birkaç asır faaliyetleri- masıyl a klasik medreseler daha çok dini
lerdir (Turan , Selçuklular Tarihi, s. 357).
ni sürdürebildiler. ağırlıklı bir öğretimin merkezi haline gel-
Danişmendliler. Artukoğulları ve Anadolu
Selçukl u ları ' na ait medreseterin bir kısmı
Timurlular devrinde İran ' da kurulan di. Darülfünun, yönetiminde Şii ulema-
medreseterin başında Horasan bölgesin- nın bulunmadığı ilk eğ itim kurumuydu.
zamanla harap olmuştur. Bugün Daniş­
dekiler gelmektedir. Meşhed'de Timur'un Yeni yaptırı l an med reselerde alimierin
mendli Hükümdan Nizameddin Yağıba­
emirlerinden Gıyaseddin Yusuf Hace'nin etkinliğinden çok modern eğitimin ağır­
san'ın yaptırdığı medreselerden Niksar
843 (1439-40) yılında inşa etti rdiği Duder lığı görülmeye başlandı. Bu durum ule-
ve Tokat'takiler kısmen ayaktadır. To-
Medresesi, Gevher Şad ' ın hizmetinde bu- manın yeni medrese!ere karşı tavır alma-
kat'taki medrese Çukur Medrese adıyla
lunan Perlzad Hanım ' ın yaptırdığı med- sına sebep oldu. Tebriz'de 1897'de Rüşdi­
anılır(Kuran, s. I I vd.; DİA, Vlll, 474 , 476) .
rese ve İbrahim b. Şahruh'un Şlraz'da ye Medresesi'nin açılışını şe hrin din alim-
Artuklular Diyarbekir, Mardin, Urfa veGa-
kurduğu medrese bunlar arasında zikre- leri hoş karşılamadı. Meşrutiyet dönemin-
ziantep'te medreseler inşa etmiştir (DİA,
dilebilir. Timurlular döneminde Yezd'de de yeni medreseterin kurulmasına de-
lll, 418-4 19). Selçuklular da Sincanlı (Af-
açılan Hafı ziyye Medresesi de önemlidir.
yon). Ertokuş (Isparta, Atabey). Karatay, vam edildi. Meşhed ' deki Süleyman Han
İnce Minare, Sırçalı, Şemseddin Altun -
XVI. yüzyıl başlarında İran'da Şilliğin Medresesi bunlardan birid ir. 1921'de
aba veya İplikçi (Konya), Taş Medrese devlet desteğiyle güçlenmesinden sonra İran'da Kum şehrinin en önemli dini mer-
(Akşehir). Yusuf b. Ya'küb (Çay). Karahi-
o zamana kadar düzenli eğitim kurumla- kez olarak ortaya çıkması buradaki med-
rına sahip olmayan Şiiler yeni bir usule reselerin önemini arttı rdı. Feyziyye. Han.
sar. Hüseyin Gazi (Çorum, Alaca). Çifte
göre medreselerini kurmaya başladıla r. Hüccetiyye ve Rızaviyye gibi eski medre-
Medrese, Afgunu, Huand Hatun, Siraced-
Safevller'le birlikte sayıları hızla artan Şii selerin yanında Darüttebllğ ( ı 965). Gül-
din. Hacı Kılıç . Sahibiye(Kayseri). Ümmü-
medreselerinin yanında Sünni medrese- payiganl (ı 965 ı ve İmam Emlrü'l-mü'mi-
han Hatun (Eskişehir, Seyitgazi). Karatay,
lerinde de canlanma gözlendi. Ancak dev- nln medreseleri İ ran 'ın din eğitimi ni üst-
Ulucami. Atabey (Antalya), Süleyman
let tarafından desteklenen Ş ii medrese- lenen merkezler haline geldi.
Pervane (Sinop), Buruciye, Gökmedrese
leri daha fazla gelişme imkanı buldu . Sa-
(Sivas, Tokat) gibi medreseler inşa etmiş­ İran ' da medreseterin mali ihtiyaçları
fev1ler zamanında İsfahan'da medrese
lerdir (Kuran, s. 4 ı vd.) . Sivas ve Erzurum vakıflar tarafından karşılanıyordu. Özel-
sayıs ı elli yediye , Tebriz'de kırk yediye
Çifte Minare medreseleriyle Erzurum likle bu kaynak XX. yüzyılda dini eğitim
ulaştı. Medreseterin idari ve mali işle­
Yakutiye ve Ahmediye, Kırşehir Caca Bey yapan medreseler için ulemaya iyi bir güç
r inin yönetimi. " mollabaşı" u nvanıyla en
medreseleri İlhanlılar dönemine ait kıs­ sağlamıştır. 1979'da rejim değişikliğinin
büyük alimler arasından seçilen bir kişi­
men veya tamamen ayakta olan yapılar­ ardından İran'da geleneksel medrese sis-
nin sorum l uluğuna verilm i şti. Bu dönem-
dı r (DİA, XXII, 106-107). Metin Sözen, Sel- t eminde yenilikler yap ı ld ı. Kum'da dev-
de İsfahan'da Molla Abdullah, Çehar Bağ ,
çuklular ve Beylikler devrinde Anadolu'da rimden sonra, daha fazla kı z öğ re ncinin
Abb as! (Nasırl) . Aka Kafür, Meryem Bl-
yaptırılan ve önemli bir kı smı halen ayak- kabul edildiğ i yeni medreseler açıld ı . Bun-
güm. Süleymaniyye ve Şefiiyye ; M eşhed'­
ta duran 139 medreseden bahsetmek- de Newab, Hayrat Han, Salihiyye ve Mirza lardan Mekteb-i Zehra en önemlisidir.
tedir (ayrıca bk. a.g.e., lll, I 28- I 30) . Ca'fer; Ş!raz'da Haşimiyye , Hakim , Mu- Medreselere bağlı kütüphaneler de zen-
İran'da özellikle Selçuklular döneminde ginleştirildi. Klasik medrese eğitimi Arap-
klmiyye, Hpn, İmamiyye, Şerlfiyye ve Ey-
kurulan medreseler Vll . (XIII.) yüzyı lda maniyye; Tebriz'de Talibiyye , Sadıkıyye ; ça. mantık. kelam ve fıkıh kitaplarının
Moğol saldırılarından büyük zarar gördü. Kum'da Feyziyye ve Mü'miniyye medre- okunup tartışı l ması şeklinde gerçekleş­
Ancak İlhanlılar devrinde ülkede istikrarı seleri başta olmak üzere birçok medrese tirilirdi. Şii medreselerinde akl! ve nakli
sağlayan Gazan Han medreseleri yeniden kuruldu . Safevller devrinde başlayan güç- ilimiere dair mezhebi ağırlıkl ı geleneksel
canlandırdı. Gazan Han'ın Tebriz'de yap- lü Şii öğretim geleneği diğer ülkelerdeki kitaplar okutulmaktaydı (geniş bilgi için
tırdığı Gazaniyye külliyesinde Hanefi ve Şi! ulemayı buraya yöneltti. bk. Seyyed Hossain Nasr. lll, 56-73).
Şafil medreseleri de yer atmaktaydı. On- Kaçarlar döneminde Safevi geleneğ i ta- Yemen'de ilk medreseler Eyyubller za-
dan sonra gelen birçok devlet adamı kip edilerek ülkenin her tarafında med- manında Muizzüddin İsmail b. Tuğtegin
İ ran'ın çeşitli şehirlerinde medreseler in- reseler açıldı. Bu ha nedan zamanında tarafından kur uldu. Taiz'de babası Sey-
şa etti. Sultaniye şehrinde Vezir Reş!düd­ medreseterin en önemlileri başşeh i r Tah- fülislam Tuğtegin'e nisbette el-Medrese-
din Fazlullah - ı Hemedan! medrese ve ran'da kuruldu. 1860'larda Tahran 'da tü's-Seyfiyye'yi yaptıran Muizzüddin 594

325
MEDRESE

(1198) yılında Zebld'de ei-Medresetü'I- Hanefi mezhebinden olması şart koşul­ landırılırdı. Ribat, zaviye ve hankahlarda
Muizziyye'yi (Medresetü'I-MIIeyn) inşa et- muştur (Turan, TTK Belleten, XV42 [ 19471. ders verenlere şeyh denirdi. Medreseler-
tirdi. EyyCıbTier'den sonra özellikle ResCı­ s. 202-203). Öğrencilerin ileri seviyede de ayrıca nasih, verrak, musahhih, muar-
ITler Yemen'de birçok medrese kurdular. olanlarına müntehl, orta seviyede bulu- rid gibi yazı ile ve yazı malzemesinin sağ­
EyyCıbTier'den itibaren Yemen'de 193 naniarına mutavassıt, yeni başlayanları­ lanmasıyla ilgili görevliler de bulunur-
medresenin yaptınldığı kaydedilmekte- na mübtedl deniyordu. du.
dir (İsmail b. Ali el-Ekva', s. 437-445) Se- Medrese görevlilerinin sayısı kurumun Fıkıh eğitimi veren medreselerde ge-
lahaddin-i EyyCıbT döneminde Aden valisi büyüklüğüne ve okutulan derslere göre nellikle bir mezhebin usul ve fürCıu oku-
S79'da ( 1183) Mekke'de bir Hanefi med- değişmekteydi. 631'de ( 1233-34) tamam- tulurdu. Bununla birlikte iki veya daha
resesi , ertesi yıl bir Şafii medresesi inşa lanan Bağdat'taki Müstansıriyye Medre- fazla mezhebin görüşlerinin öğretildiği
ettirdi. TahirTier ve Osmanlılar zamanın­ sesi'nde dört Sünni mezhepten birer mü- müesseseler de vardı. Makrizi'nin kaydet-
da da Yemen'de medreseler kuruldu. derris vardı. Burada altmış iki fakih, dört tiğine göre Kahire medreselerinin on dör-
İfrTkıye ve Mağrib'de de birçok medre- muld, bir şeyhü'l-hadls. iki kari, on müs- dü Şafii, dördü Malik!, onu Hanefi, üçü
senin açıldığı görülmektedir. Tunus'ta temi', bir şeyhü 't-tıb , on kadar da tıp öğ­ Şaffi - Malik!, a ltısı Şafii - Han efi, biri Mali-
HafsTier'e ait en eski medrese XIII. yüzyıl­ renimi gören öğrenci bulunuyordu. Bün- ki- Han efi, dördü ise dört Sünni mezhe-
da tesis edilen Şemmaiyye ve Muarradiy- yesinde yetim çocuklar için bir mektebin bin fıkhı üzerine eğitim yap ıyordu. Ayrıca
ye'dir. Mağrib'd eki ilk medrese. MerTnT yer aldığı medrese halifenin yanı s ır a mezhebi belirtilmeyen iki darülhadls ve
Hükümdan Ebu Yusuf Ya'küb b. Abdül- emir. vezir, kadı, fakih, sCıfi ve şairte r in yirmi beş kadar medrese vardı ( el-ljıtat,
hak tarafından 684'te ( 1285) Fas'ta yap- de katıldığı büyük bir törenle açılm ı ş, ha- II. 362 vd. ). Memlükler döneminde Dı­
tırılan SaffarTn'dir. MerTnTier'den sonra da life müderris, fukaha ve muldlere hil'at maşk'ta yirmi Hanefi. otuz a ltı Şafii. üç

Fas. 111imsan ve diğer şehirlerde medre- vermişti (İbn Keslr, Xlll, I 50). Maliki ve beş Hanbeli medresesinin bu-
seler inşa edilmiştir. Eğitimin genellikle İbn Tolun'un naklettiğine göre Mem- lunduğu tesbit edilmektedir (Ahmed Ha-

camilerde yapıldığı Endülüs'te Nasrller'- lükler dönemi medreselerinde görevlile- lid Clde, s. ı 36-159). Nuayml, ed-Daris ii
den Ebü'I-Haccac Yusuf b . İsmail'in 7SO rin durumu ve görevleri şöyleydi: Hadis tô.ril]i'I-medaris adlı eserinde V-X. (XI-
(1349) yılında Gırnata'da bir medrese hacalarma muhaddis, şeyhü'l-hadls ve XVI.) yüzyıllar arasında Dımaşk'ta altmış
açtığı bilinmektedir. şeyhü'r-rivaye deniyordu. Muhaddis böl- üç Şafii, elli iki Hanefi. dört Malik!, on bir
gesindeki hadis şeyhlerini , onların doğum Hanbeli ve üç tıp medresesinden bahse-
Medreseler varlıklarını sultanların, nü-
ve ölüm tarihlerini ve ilmi durumlarını bi- der. Medreselerde değiş ik görüş sahip-
fuzlu devlet adamlarının ve zenginlerin
tirdi. Şeyhü'r-rivaye muhaddislerin rivayet ler i arasında tartışmalar çıktığı, bu tar-
himayesinde kurulan vakıfların gelirle-
ettiği hadislerin lafızl arını tashih ederdi.
tışmaların bazan çatışmaya dönüştüğü ,
riyle sürdürmüştür. Nizarniye medrese-
Hafızlar Kur'an'ı ezberleyenlerin derslerini 469'da (I 076-77) Han beiTler'le Eş'arTier,
lerinin yönetimi Nizamülmülk ve çocuk-
takiple görevliydi. Müfessir Kur'an ayet - bir yıl sonra da Hanbelller'le Nizamiyye
larının elindeydi. Medreseye kitaplar, arazi
lerini açıklar, müderris talebeye ders an- fukahası arasında bu tür olayların yaşan­
ve dükkanlar vakfedilmişti (İbnü'l-Cevzl,
d ı ğı belirtilmektedir (İbn Keslr, XII, 123,
VIII, 256). Vakfiyeler medreselerdeki gö- latır, muld müderrise yardımcı olurdu.
ı 25).
revliler ve öğrenciler hakkında önemli bil- Müfid ders çalışma l arı esnasında öğren­
giler içermektedir. Konya'da İplikçi (Al- cilere yardım eder, müntehltartışılan ko- Öğrencilerin tahsil müddetiyle ilgili
tun-aba) Medresesi'nin S98 (1202) tarihli nularda araştı rma yapardı. Katibü'l-gay- genel bir kural b ulunm amaktadır. Med-
vakfiyesine göre burada müderris, muld, be talebelerin devam durumunu izlerdi. rese eğitimini başarıyla tamamlayanlara
imam, müezzin, ferraş (hademe) gibi gö- Zabitü'l-esma öğrencilerin kaydıyla ve on- icazet verilir, belli bir süreden sonra ken-
revliler ve başlangıç, orta ve ileri seviyede ların derse ilgisini takiple görevliydi. Mu- disinde kabiliyet görülm eyen öğrenc i
allimü'l-küttab küçük çocuklara İslami­ uzaklaştırılırdı. Dersler umumiyetle ez-
olmak üzere üç tur öğrenci grubu bulun-
maktaydı. Şemseddin Altun- aba, med- yet'in esaslarını öğretir, kas (kıssa anlatan) berleme, tekrar, tefakkuh, müzakere ve
resenin masraflarının karşılanması için halka ibretli olay ve sözler nakleder, ka- imla metotlarıyla öğrenilmeye çalışılırdı.
yakınlarındaki bir han, hana bitişik on se- riü'l-kerasl de kas gibi bir görev yapardı . Kur'an derslerinde kıraat-i seb'a okunur-
kiz dükkan, ayrıca şehrin çeşitli yerlerin- Vaiz halka şiirler ve güzel sözlerle zühd , du. Hadis derslerinde cerh ve ta'dTI bilgisi,
de otuz kadar dükkan bağışlamış. Konya tevekkül gibi konular hakkında vaaz rical ilmi gibi konular da görülürdü. Son-
civar köylerinden de arazi vakfetmiştir. verirdi (İbn Tolun, s. 35-45; Ahmed Halid raları her ilim dalında yazılmış en ünlü

Bu gelirlerden müderrise 800 , mulde Clde, s. 340-34 I) eserler ders kitabı olarak okutulmuş. bu
240, medrese camisinde namaz kıldıran Fıkıh ağırlıklı medreselerde müderris eserler talebe tarafından ezberlenmiştir.
imama 200, müezzine 100, ferraşa 60 di- geçici olarak medreseden ayrı l dığında Büyük medreselerde dini ilimierin yanı
nar yıllık ücret ödenmekte, ayrıca ileri se- naibü'l-müderris ona vekalet ederdi. Ni- sı ra tıp,riyaziye ve hey'et gibi ilimler de
viyede bir öğrenciye ayda 1S. orta seviye- tekim Gazzall Dımaşk' a gitmek üzere okutulmaktaydı. Müstansıriyye Medrese-
dekine 1O ve ilk seviyedekine S dinar ve- Bağdat'tan çıktığı zaman kendisine kar- si bünyesinde bir darüttıb vardı. Dersle-
rilmekte, medreseye kitap alımı için her deşi Ahmed ei-Gazzall vekillik yapmıştır. rin müfredatı hacaya göre değişmektey­
yıl1 00 dinar ayrılmaktaydı. Vakfiyede beş Fıkıh medreselerinde ayrıca reis, müftü, di. Aynı hoca bazan Arap dili, edebiyat,
yıl sonunda başarılı olamayan öğrencinin kadı, şahid, mütesaddir, müfid gibi gö- şiir, hitabet, hadis. fıkıh, ahkam, kelam,
medreseden ihraç edilmesi, kütüphane- revliler bulunurdu. Hadiste ilgili bölümler- mantık, geometri, ensab, siyer gibi konu-
den dışarıya çıkarılan kitap başına iade de yardımcıya müstemll, dil hacalarma larda bilgi sahibi olabilmekteydi (Makdi-
edilmek üzere bir paranın hafız-ı kütübe nahvl denirdi. Kıraat hocaları da hadis ho- si, The Rise o{Colleges, s. 82). Medrese-
bırakılması, müderris ve imarnın mutlaka ca ları gibi şeyh (şeyhü'l-kıraa) olarak ad- lerde okutulan akliilimler Batı dünyasında

326
MEDRESE

büyük etki yapmış. hıristiyan din adam- Aşarü'l·bila d(nşr. F. Wü stenfeld). Beyrut 1960, Müderris Tabata bal. "Medaris-i ~dim -i !}um".
s. 412 ; Zehebi, A' lamü 'n·nübela', XVI, 540; Vaf:ıid, IX/99, Tahran 1392/1972, s. 1767 -1772;
ları ile diğer bazı kimseler buralardan al-
XVII, 170, 257; XIX, 96; Sübki. Tabakii.t, lll, Emel Esin, "Böri TI.gin Tamgaç Buğra Kara Ha-
dıkları bilgileri memleketlerine taşımış­
149; IV, 313-314 ; İbn Kesir. el-Bidaye ve 'n- kan İbrahim'in (H. 444-60/ 1052-68) Semerkand'-
lardır. Bu sayede İbn Rüşd'ün düşünce­ nihaye (n ş r. Ali M. Mua vva z v. dğr.). Beyrut da Yaptırdığı Abideler" , STY, VIII ( 1978). s. 37-
leri müslüman Doğu'dan çok hıristiyan 1407/1987 , Xl, 333; XII, 101-102, 123, 125; 55; Altan Çetin, " İrfan Ordusunun Temelleri
Batı 'yı etkilemiş ve burada doğan Aver- XIII , 150; XVII, 215, 219; Ali b. Muhammed ei- Türkler'de Medreseler ( Karahani ı, Selçuklu ve
roisme (ibn Rüşdcülük) cereyanı kilise ta- Huzai, Tal]ricii'd·delalati's-sem'iyye (n ş r. Ah - Beylikler Devri Medreseleri)", Dini Araştı rma­
med M. Ebu Selam e). Kahire 1401/1980, s. 80; lar, 11/5, Ankara 1999, s. 177-201; Mehmet ip-
hakkümünün ve skolastik anlayışın sar-
İbn Receb, cami'u'l·'ulüm, Beyrut 1408, s. 103; şirli . "Anadolu " , DiA, lll, 128-130; Ara Altun.
sılmasında önemli rol oynamıştır. İspan­ Makrizi. el-ljıtat. ll, 292, 362 vd., 421 ; İbn Ha· " Artuklular", a.e., lll, 418-419; Mahmut Kaya,
yollar Mürsiye'yi (Murcia) zaptettikleri za- cer, ed·Dürerü 'l-kamine, lll , 375 ; Nuaymi, ed- "Beytülhikrne", a.e., VI , 89; M. Baha Tan man,
man kral dönemin alimlerinden Muham- Daris fi taril]i'l·medaris (n ş r. Ca 'fer ei-Haseni). "Danişmendliler", a.e., VIII, 474, 476; Nebi Boz-

med b. Ahmed ei-Mürsl'yi hizmetine ala- Kahire 1988, 1, 99 vd., 331 vd., 407,447, 607, kurt. "Darülhadis", a.e., VIII, 528;A. Engin Bek-
648, ayrıca bk. tür.yer.; ll, tür.yer.; İbn Tolun , saç- Ahmet Vefa Çobanoğlu , "İlhanlılar", a.e.,
rak adına bir medrese inşa ettirmiş, Mürsl
Nakdü'Halib li-zegali'l·menaşıb (nşr. M. Ahmed XXII, 106-107.
burada müslüman, hıristiyan ve yahudi- Dehman - Halid M. Dehman). Beyrut 1992, s. Iii NEBi BozKURT
lere mantık. hendese. tıp. felsefe ve milsi- 35-45; İranşehr, Tahran 1343 hş . /1963 , 1, 718-
ki dersleri vermiştir (İbn Hacer. III, 375). 744; Aptullah Kuran . Anadolu Medrese/eri, An-
kara 1969, 1, 1 vd ., ll vd., 41 vd .; Metin Sözen, Osmanlı Dönemi. İslam eğitim siste-
Medrese gibi görev yapan zaviye, han- Anadolu Medrese/eri, istanbul 1970-72, 1-11 ; minin temel kurumu olan medrese Os-
kah, ri bat vb. müesseseler de vardır. Ka- Nacl Ma'rCıf. Medaris kable'n-Ni?amiyye, Bağ­ manlılar döneminde fiziki şartları, mimari
hire'deki ŞeyhCı Hankahı'nda dört mez- dad 1973, s. 67-68 , tür.yer.; a.mlf.• 'Ulema'ü'n-
özellikleri, programı ve temsil ettiği zih-
hep fıkhı, hadis, kıraat ve tasavvuf oku- Ni?amiyyat ve 'l-medarisii'l - meşriki'l·islami,
Bağdad 1393/1973; Ahmed Çelebi. islam 'da
niyetle önemli gelişmeler göstermiştir.
tutuyordu. Bazı hankahlarda ise bir mez-
Eğitim -Öğre tim Tarihi (t re. Ali Yardım). istanbul, Medrese bu dönemde sıbyan mektebin-
hebin öğretildiği belirtilmektedir (Mak-
ts. (Damla Yayınevi). s. 108 vd .; C. Zeydan, is- den sonra orta, lise, yüksek okul ve üni-
rizi. II. 292, 421 ). Dımaşk'ta Emeviyye lam Medeniyeti Tarihi (tre. Zeki Megamiz). is- versite eğitimine tekabül eden, İslami
Camii'nde sekiz zaviye bulunmaktaydı; tanbull 978, lll , 408 vd.; Osman Turan. Selçuk-
kimliği sebebiyle sadece müslümanların
bunlardan ikisi Şafii, biri Hanbel!, üçü Ha- lular Tarihi ve Türk-islam Medeniyeti, istanbul
1980, s. 331-332, 334, 335, 357, 433, 471, devam ettiği bir eğitim kurumu özelliği
nefi. biri Malikller'e aitti. diğeri ise Gaz-
4 72; a.mlf .. "Selçuklu Devri Vaktiyeleri I: Ş e rn­ taşır.
zall'ye nisbette Gazzaliyye (Şeyhiyye) ola-
seddin Altun- Aba Vakfıyesi ve Hayatı", TTK
rak anılıyordu . Yine Mısır'da Amr b. As Osmanlı Beyliği'nde ilk medrese olarak
Belleten, Xl/42 (ı 94 7). s. 202-203; G. Makdisi.
Camii'nin sekiz zaviyesi vardı. Th e Rise o{Colleges, Edinburgh 1981, s. 20, 21, Orhan Gazi'nin 1331'de kurduğu, İznik
24 , 27 , 30 , 80 vd., 82 , 86, 153 vd., 164-165, Orhaniyesi adını da taşıyan İznik Medre-
İçinde Allah ' ın kitabının okunduğu yer-
ler olduğundan medreseler mescid telak-
I 88 vd ., 21 O, 216; a.mlf., "Ru'atü'l-'ilm" (tre. sesi gösterilir (Aşıkpaşazade , s. 119; N eş­
ihsan Abbas). el-Ebf;ıfış, XIV/ 4, Beyrut 1961, s. ri, I, 63) . Bu medreseye önce Mısır'da ye-
ki edilmiş. Hz. Peygamber'in bir hadisin- 481 vd .; J. Pedersen- [G. Makdisi]. "Madrasa",
tişmiş , eserleriyle tanınmış alim Daveıd-i
de geçen ifadeyle (Müslim, " Zikr ve'd- Ef2 (ing .). V, 1123-1134; J . Pedersen. "Some
du'a"' , 38) "AIIah ' ın evlerinden bir ev" Aspects of the History of the Madrasa", /C, lll Kayseri. ardından Taceddin-i Kürdi, Ala-
sayılmıştır (Nevevl. XVII, 22; Azlmabadl, IV.
( 1929), s. 525-537 ; a.mlf .• "Mescid", iA, VIII, eddin Ali Esved müderris olarak tayin
50- 70; Abdülcelil Hasan Abdülmehdi, el-Meda- edildi. 1326'da Bursa'nın fethinden kısa
230) . Zekat. sadaka gibi insan için tasar-
ris {f Beyti 'l-Makdis, Arnman 1981 , 1, tür.yer.; bir süre sonra Orhan Gazi, manastırdan
ruf edilmesi gereken malların medrese, Ramazan Şeşen. Salahaddin Devrinde Eyyü-
hankah vb . kurumlara harcanması caiz çevrildiği için Manastır Medresesi olarak
bfler Devleti, istanbul 1983, s. 254-262; Hasan
görülmemiş (İbn Receb, s. 103). ancak Şümeysani. Medarisü Dımaşk fl'l-'aşri'l-Eyyübi, da bilinen Orhan Gazi Medresesi'ni kura-
buradaki öğrencilere verilebileceği söy- Beyrut 1403/1983, s. 49; Hüseyin Sultanziide, rak vakıflar tahsis etti. 1. Murad, Yıldırım
Tarif:ı·i Medaris-i İran, Tahran 1364 hş . ; Said is- Bayezid, Çelebi Mehmed, ll. Murad ve
lenmiştir. Medreseterin yapılacağı arazi-
mail Ali, Me'ahidü't-terbiyyeti'l-islamiyye, Ka-
lerin sahiplerinin rızası ile alınıp istimtak bunların devlet ricalinin yaptırdığı yirmi
hire 1986, s. 303-386; ismiiii b. Ali el-Ekva', el-
bedellerinin ödenmesi şart koşulmuştur. Medarisü 'l-islii.miyye fl'l- Yemen, Beyrut 1986, bir medrese ile Bursa cazip bir ilim mer-
Ebu İshak eş-Şirazl'ni n kendisi için i nşa s. 10-15, 437-445, ayrıca bk. tür.yer.;Abdülhay kezi oldu. Bursa'daki ilim ve medrese
edilen B a ğ dat Nizamiyesi'nin açıldı ğ ı gün ei- Kettani , et-Teratibü 'l-idariyy e (Özel). ı, 138; hayatı önemini kaybetmemekle birlikte
ilk dersi vermek üzere giderken bir gen- İsmail Yiğit, Siyasi-Dini-Kültürel islam Tarihi: 1361 'de Edirne'nin fethiyle medrese ta-
Memlü.kler, istanbul 1991, VII , 245 vd .; Abdüla-
cin kendisine medresenin gasbedilmiş rihinde yeni bir safha açıldı . Burada Çe-
zim Ramazan. Taril]u'L-medaris fi Mı$ri 'l-isla­
arazi üzerine kurulduğunu söylediği, bu- miyye, Kahire 1992; Azimabacti, 'Avnü 'l-ma'- lebi Mehmed devrinde iki, ll. Murad dö-
nun üzerine Ebu İshak'ın o gün orada ders büd, Beyrut 1415, IV, 230 ; Seyyed Hossain neminde dokuz yeni medrese tesis edil-
vermediği, ancak uzun çabalardan sonra Nasr, "The Traditional Thxts Used in the Persian di. Özellikle ll. Murad'ın Darülhadis Med-
ikna edilebildiği bildirilmektedir (İbn Ke- Madrasahs", Encyclopaedic Survey of /slamic resesi, Sahn-ı Sernan medreseleri yapı­
Culture (ed. Mohamed Taher) . New Del hi 1997,
slr. XII, 101-102) lineaya kadar ( 1463-1470) en yüksek Os-
lll, 56- 73; Ahmed Halid Cide, el-Medaris ve ni-
BiBLiYOGRAFYA : manlı medresesi kabul edilmiştir. Kuru-
?amü 't-ta' lim {f biladi 'ş-Şam fi 'l- 'aşri'l-Memlüki,
ibnü'I-Esir, en-Nihfi.ye, ll , 113; Müsned, ll , Beyrut 1422/2001 , s. 136-159, 340-341 ; Roy luş yıllarından itibaren 1326-1451 devre-
451; VI, 11;Buhari, " Cizy e", 6, "i 'ti ş am " , 18; Mottahedeh. Peygamberin Hırkası (tre. Ruşen sinde seksen dört medresenin yapıldığı
Müslim, "Zikr ve'd-du'a' ", 38; ibnü'I-Cevzi. el· Süzer). istanbu12003, s. 73, 75, 76, 77, 80,221, tesbit edilmektedir. Bunlardan on biri Or-
Munta?am, VIII, 256; IX, 66; İbn Nukta, et-Tak- 222; a.mlf., " Traditional Shi'ite Education in han Bey, sekizi 1. Murad, yirmisi 1. Baye-
yid li·ma'rifeti ruva ti 's·sünen ve ' l·mesanid Qum" , Harvard Middle Eastern and lslamic
(n ş r. KemE
l! Yusuf ei -Hut). Beyrut 1408/1988, 1, Review, 11/1 , Harvard 1995, s. 89-98; A. L. Ti- zid, yedisi 1. Mehmed, otuz yedisi ll. Mu-
230; ibnü'I-Esir. el-Kamil, bk. indeks; Nevevi. · bawi. "Muslim Education in the Golden Age of rad zamanında kurulmuş. bir medrese de
Şerl:ıu Müslim, XVII , 22; Zekeriyya ei-Kazvini, the Caliphate", /C,XXVIII/ 2 ( 1954). s. 418·438; fetret döneminde inşa edilmiştir. Bunun

327

You might also like