You are on page 1of 50

KÜÇÜK STAJLAR

İÇİNDEKİLER
NÖROLOJİ -
NÖROŞİRURJİ .......................................................................
.................................... 7
PSİKİYATRİ ........................................................................
........................................................ 121
KULAK - BURUN VE BOĞAZ
HASTALIKLARI ......................................................................
......... 153
GÖZ
HASTALIKLARI ......................................................................
............................................ 187
ÜROLOJİ ...........................................................................
........................................................ 213
DERMATOLOJİ .......................................................................
................................................... 245
ORTOPEDİ ..........................................................................
...................................................... 291
ÇOCUK
CERRAHİSİ .........................................................................
.......................................... 329
GÖĞÜS VE KALP-DAMAR CERRAHİSİ,
RADYOLOJİ ..................................................................... 357

FİZİK TEDAVİ VE
REHABİLİTASYON ....................................................................
......................... 383
ANESTEZİYOLOJİ ....................................................................
.................................................. 405
HALK SAĞLIĞI, TIBBİ İSTATİSTİK,
DEONTOLOJİ ........................................................................
.... 417
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
1. Otuz beş yaşında erkek hasta, soğukta ellerinin kasılması ve ellerini açmada
güçlük yakınması ile başvuruyor. Fizik muayenede frontal kellik, bilateral
katarakt, fasiyal güçsüzlük ve tenar
kasta perküsyon miyotonisi saptanıyor.
Bu hasta için ön tanı aşağıdakilerden hangisidir? (Eylül 2011)
A) Miyastenia gravis
B) Miyotonia konjenita
C) Miyotonik distrofi
D) Okülofaringeal musküler distrofi
E) Nöromiyotoni
Myotonik distrofi Otozomal dominant geçişli. Kasılan kas gevşeyemez (aksiyon
myotonisi). 40–50‘li yaşlarda
oluşur, tipik bir yüz görünümü vardır. Frontal kellik, pitozis, çene düşüklüğü,
çökük yanak,
boyun ve omuz kuşağı kaslarda atrofi vardır. Vakaların %80‘inde katarakt vardır.
Testiküler atrofi, diabet vardır. Extremitelerin distalinde güçsüzlük ve atrofi
vardır.
(Cevap C)
2. Altmış beş yaşında diyabetik ve hipertansif bir hasta akut gelişen kuadripleji
ile hastaneye
getiriliyor. Nörolojik muayenesinde afoni, horizontal göz hareketlerinde kısıtlılık
olduğu, an- cak vertikal göz hareketlerinin sağlam olduğu ve sözel uyarılara göz
kırpma şeklinde yanıt
verdiği izleniyor. Bu hastada aşağıdaki sendromlardan hangisi öncelikle
düşünülmelidir? (Eylül 2011)
A) “Locked-in” sendromu
B) Dorsal mezensefalik sendrom
C) Guillain-Barre sendromu
D) Dorsal pontin sendromu
E) Millard-Gubler sendromu
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
7
KÜÇÜK STAJLAR
Locked-in (kilitleme) sendromunda, RAS’ın korunduğu ventral beyin sapı yıkımı
hastanın sessiz ve kuadriplejik olmasına yol açar ancak komatöz değildir. Dört
ekstremitenin hepsinde ve alt
kraniyal sinirlerde tam bir paralizi gözlenir ancak bilinç bozulması ile ilgili
değildir. Locked- in sendromu olan hastalarda kuadripleji ve anartri mevcuttur
ancak bilinç ve akıl değişken
oranlarda korunmuştur. Hasta uyanıktır, ancak konuşmaz ve hareket etmez, uyaranlara
hafif bir yanıt verir. Lezyon genellikle orta ponsu tutar ve yüz hareketleri ile
yatay bakışın paral-
izisi ile sonuçlanır. Böyle bir lezyon uyanıklıktan sorumlu somatosensoriyal
yolları ve çıkan nöronal sistemi ve hatta bazı orta beyin yapılarını tutmayarak göz
kapaklarının kaldırılmasına
ve uyanıkmış izleniminin verilmesine izin verir. Lezyon kortikobulber ve
kortikospinal yolları
tutar ve hastanın konuşamamasına, vertikal bakış ve göz kırpma dışında hiçbir
yanıtın oluşmamasına neden olur. Zor da olsa göz hareketleri ve göz kırpmaları
aracılığıyla iletişim
kurulabilir. Locked-in sendromunun birincil nedeni beyin sapı inmesidir (% 86),
ancak travma sonrasında da (%14) gözlenebilir.
(Cevap A)
3. Altı yaşında erkek çocuk, 20 gündür devam eden baş ağrısı yakınması ile
hastaneye getirili-
yor. Fizik muayenede bilateral papil stazı ve çekilen bilgisayarlı tomografisinde
dördüncü ventrikülü dolduran ve hidrosefaliye yol açmış kitle saptanıyor.
Bu hasta için ön tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Medulloblastom
B) Kraniofarinjiyom
C) Akustik nörinom
D) Menenjiyom
E) Pinealom
Medulloblastom
Birinci dekadda en sık Malign görülen intrakranial tümördür. Sıklıkla serebellar
vermisden çıkar.
BOS’a ekimle yayılım sıktır. hidrosefaliye sebep olabiliri radyosensitiftirler
(Cevap A)
4. Sol oksipital lobda lokalize tümör nedeniyle ameliyat edilen 55 yaşındaki bir
erkek hastada,
patolojik incelemede yassı hücreli karsinom metastazı saptanmıştır. Bu hastada
primer odak açısından ilk önce incelenmesi gereken organ
aşağıdakilerden hangisidir? (Mayıs 2011)
A) Böbrekler
B) Akciğer
C) Mide
D) Özofagus
E) Kolon
8
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
SSS METASTATİK TÜMÖRLERİ Santral sinir sisteminde metastaz yapan primer organ
kanserlerinin başında
Akciğer Maligniteleri gelir. Meme kanserleri ve Malign Melanom metastazları bu
sıralamayı izler. Sıralamada 4. sıraya beyin metastazının primer odağının tespit
edilemediği vakalar alır.
Kadınlarda meme CA, erkeklerde Akciğer CA (KHAK) en sık metastatiktümördür.
(Cevap B)
5. Son 12-24 saat içerisinde ortaya çıkan baş ağrısı ve uykuya eğilim nedeniyle
acil servise
getirilen 27 yaşındaki kadın hastanın muayenesinde ateş 38.2 °C ölçülmüş, ense
sertliği saptanmış, letarjik ve konfüze olduğu gözlenmiştir. Fokal veya lateralize
edici başka bir
nörolojik bulgu saptanmamıştır. Beyin omurilik sıvısının incelemesinde mm3’te 100
adet len- fosit saptanmış, glukoz ve protein değerleri normal bulunmuştur.
Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? (Mayıs 2011)
A) Bakteriyal menenjit
B) Tüberküloz menenjiti
C) Viral menenjit
D) Fungal menenjit
E) Karsinomatöz menenjit
Klinik olarak menenjit bulgularıyla acile getirilen hastanın BOS’undaki hücre
sayısının 200’den
az olması, lenfosit karakterde olması ve şeker ve protein değerlerinin normal
olması viral menenjit lehine olup doğru cevap C şıkkıdır.
BOS Basınç
Hücre / mm su
mm3
9 Hücre tipi Protein mg/dll Şeker
Normal 150 <5 Lenfosit 15-45 2/3 kan şekeri Bakteriyel Artmış >500 PNL >100 <2/3
kan şekeri Tbc* ve fungal Artmış 200-500 Lenfosit >100 <2/3 kan şekeri Viral Artmış
<200 Lenfosit Normal veya
hafif yüksek
Normal
(Cevap C)
6. Yirmi üç yaşında üniversite öğrencisi bir kadın hasta birkaç haftadır akşamları
ders çalışırken göz kapaklarında düşme ve çift görme olmasından, biraz ara verip
dinlenince geçtiğinden
ama tekrar okumaya başladıktan bir süre sonra gene aynı durumdan yakınmaktadır. Göz
doktoru gözlerinde bir kırma kusuru saptayamamıştır. Nörolojik muayenede bilateral
hafif
ptozis dışında patoloji yoktur. Bu hastada öncelikle aşağıdakilerden hangisi
düşünülmelidir? (Mayıs 2011)
A) Maskeli depresyon
B) Guillain-Barre sendromu
C) Myastenia gravis
D) Botulinumzehirlenmesi
E) Multipl skleroz
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
MYASTENIA GRAVIS Nöromuskuler kavşak hastalığıdır.
Otoimmun post-sinaptik asetil kolin reseptörlerine karşı gelişmiş antikor vardır.
Tekrarlayıcı hareketlerle artan kas güçsüzlüğü ve antikolinesterazlarla bu
güçsüzlüğün düzelmesi tipiktir.
Her yaşta başlayabilir. 20-40 yaş kadınlarda sıktır. %8-10 timoma ile birliktedir.
Myastenia gravisde nöromuskuler kavşaktaki Ach reseptörlerine
antikor gelişmesi ve reseptör sayısının azalması söz konusudur. Hastalık çoğu zaman
okuler belirtilerle en sık olarakda tek taraflı pitozisle başlar. Daha sonra
çift görme eklenir. Tek başına bu bulgularla seyreden hastalara okuler MG denilir.
(% 10).
Konuşma güçlüğü, yutma güçlüğü, çiğneme güçlüğü, solunum güçlüğü bulber
bulgulardır. Erk- en yorulma ekstremitelerde daha önce başlayabilmesine rağmen
sıklıkla bulber bulgular
önce oluşur.
Tanı:
Antikolinesteraz ilaçlardan yararlanılır. Edrofonyum klorid (Tensilon) enjekte
edilir. Gözle görülür
iyileşme (pitozda düzelme) varsa test pozitiftir. EMG tanıda kullanılır.
Tedavi: Asetilkolinesteraz inhibitörleri (Pridostigmin), steroidler, plazmaferez,
immun supresifler, azotio-
prin, IgG, timektomi uygulanabilir.
(Cevap C)
7. Aşağıdaki beyin omurilik sıvısı inceleme bulgularından hangisi multipl skleroz
tanısı
için önemlidir? (Aralık 2010)
A) Protein artışı
B) Oligoklonal bant pozitifliği
C) IgG indeksinin 0.6’nın altında oluşu
D) Mononükleer hücre artışı
E) Miyelin yıkım ürünlerinin varlığı
KÜÇÜK STAJLAR
TUSTIME TÜM TUS SORULARI 10
MULTIPL SKLEROZ
Tanım
MS genç erişkinlerde görülen demiyelinizan bir hastalıktır.
Semptomlar
Halsizlik, parestezi, retrobulber nörit, diplopi, sfinkter sorunlarına bağlı idrar
kaçırma
Hastalık relapslar ve remisyonlarla gider.
Myelin basic pretein (MBP) T hücreleri için en önemli antijendir.
Hastaların kan ve BOS larında MBP–reaktif T lenfositler bulunmaktadır.
MS hastalarının serumlarında ayrıca myelin komponentlerine karşı (myelin
oligodendrosit glikoprotein–
MOG) antikorlar bulunmaktadır.
Optik sinir lezyonları MS’de başlangıç bulguları arasında en sık görülenlerdendir.
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
Şekil: Bilateral İnternükleer oftalmopleji (MLF lezyonu)
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
11
KÜÇÜK STAJLAR
I. Motor nöron, duyu nöron, otonomik SSS nöronlarını tutar.
2. Motor nöron, periferik sinirleri tutmaz.
Tanı
MR da plakların varlığı
Uyarılmış potansiyeller
BOS’da oligoklonal bandların gösterilmesi multipl skleroz tanısını destekleyen
laboratuar bulgularıdır.
12 TUSTIME TÜM TUS SORULARI (Cevap B) 8. Alkolik olan ve beslenme bozukluğu bulunan
42 yaşında bir hasta bilinç bozukluğu
ile acil servise başvuruyor. Nörolojik muayenede nistagmus ve konjuge bakış para-
lizileri, gövde ataksisi, global konfüzyon ve hafıza bozukluğu saptanıyor.
Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? (Aralık 2010)
A) Tütün–alkol ambliyopisi
B) Subakut kombine dejenerasyon
C) Alkolik serebellar dejenerasyon
D) Wernicke–Korsakoff sendromu
E) Strachan sendromu
WERNICKE – KORSAKOFF SENDROMU (WKS)
19. yüzyılın son dekadlarında ayrı ayrı tanımlanan Wernicke Ensefalopatisi ve
Korsakoff Psikozu son-
raları etyolojik, klinik ve histopatolojik ortak özellikleri nedeniyle Wernicke–
Korsakoff Sendromu (WKS) olarak nitelenmiştir.
Sendromun bileşenlerinden Wernicke Ensefalopatisi (polioencephalitis hemorrhagica
superioris) akut veya subakut başlayan oküler bulgular, ataksi ve konfüzyonla
karakterizedir. Korsakoff Psikozunda ise diğer
kognitif fonksiyonlar görece korunmuşken, belirgin bozukluk bellek alanındadır.
Korsakoff Psikozu sık- lıkla Wernicke Ensefalopatisi ile birlikte görülür.
Korsakoff Sendromunu, Wernicke Ensefalopatisinin
seyrinde eklenen psişik semptomlar olarak nitelendirmek yanlış bir tanımlama
olmayacaktır.
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
Etyolojide avitaminoz ve özellikle tiamin (B1) eksikliği sorumlu tutulmaktadır.
Yapılan otopsi çalışmala- rında tiamin bağımlı enzimlerin aktivitesinde selektif
azalma bulunmuştur. Ayrıca B1den fakir diyetle
beslenen hayvanlarda WKS bulguları izlenmiştir. Tiaminin dietle alınmasındaki
yetersizlikden do- layı sendromun ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu sendromun en
sık kronik alkoliklerde izlenmesi,
tiaminin alımının kısıtlanması ile birlikte alkolün direk nörotoksik etkisinin de
patogenezde sorumlu
olabileceği şüphesini doğurmuştur.
Klinik belirti ve Bulgular
Sendromun en sık rastlanılan bulguları mental durumda bozulma, okülomotor bulgular
ve dengesiz
yürümedir.
Mental Bulgular:
Akut WKS sendromunda mental semptom olarak en sık konfüzyona rastlanılır. Hasta
apatiktir, oryan-
tasyonu kaybolmuştur. Konfüzyonel duruma ataksi ve okülomotor bulgular eşlik eder.
Tedaviye bu
dönemde başlanmazsa hastalık progresif seyir gösterir ve kalıcı bulgular oluşur.
Konfüzyonel durum
ciddi bir amneziye dönüşür.
Anterograd amnezi:
Bu dönemde hastanın diğer kognitif alanlarına ilişkin patolojik bulguya
rastlanmazken, yakın bellekteki
ciddi bozukluk kendisini yeni verbal ve verbal olmayan bilgilerin öğrenilememesi
sonucu yakın
dönem olaylarının hatırlanamaması, yeni tanışılan insanların isimlerini, yüzlerini
hatırlayamama,
güncel olayların hiç akılda kalmaması şeklinde gösterir. Yeni bilgilerin
öğrenilememesi, uyaranın
kayıt süreçlerinin ilk basamağında işleme (encoding) kusuru sonucu olmaktadır.
Bellek problemleri dışında bazen problem çözme ve kavram oluşturma zorlukları
şeklinde frontal bul-
gulara rastlanılabilir. Bellek bozukluğundaki bir diğer neden de bellek
işlevlerinde kayıt edilmiş
bilgilerin geri getirilmesi ile ilgili frontal sistemin etkilenmesidir. Entelektüel
yetiler amnezi dışında
normaldir.
Retrograd amnezi:
WKS olguları hastalığın başlangıcından geriye doğru uzanan bir dönemde olan
toplumsal olayları,
kendileri ile ilgili bilgileri hatırlayamazlar. Hastalığın başlangıcından ne kadar
geriye gidilirse o
döneme ait bilgiler daha iyi hatırlanmaktadır. Yani hasta çocukluk ve erken
yetişkinlik dönem-
lerini hatırlarken hastalığın başlangıcından geriye doğru yakın geçmişini
hatırlayamamaktadır.
Retrograd amnezinin ciddiliği, frontal lob fonksiyonlarını gösteren testlerdeki
başarısızlıkla doğru
orantılı olarak bulunmuştur. Sistematik bellek araştırmasının planlanması ve
inisiasyonunda frontal
lob önemli görev almaktadır. Bu bozukluğa bağlı olarak premorbid olarak öğrenilmiş
bilgiler geri
çağrılamamakta ve retrograd amnezi oluşmaktadır.
Göz bulguları:
Nistagmus en sık rastlanılan bulgudur. Sıklıkla bakış yönüne vuran horizontal
nistagmus görülür. Bazı
vakalarda vertikal veya rotatuar nistagmus da izlenebilir. Eksternal göz
hareketlerindeki kısıtlılık ilk
olarak kendini horizontal plandaki göz hareketlerinde gösterir. Daha sonradan
vertikal plandaki
göz hareketlerinde kısıtlılık tabloya eklenir. Göz hareketlerindeki kısıtlılık,
asimetrik bilateral lateral
rektus paralizisi ve vertikal bakışlarda da olabilen konjuge bakış kısıtlılığından
total oftalmoplejiye
kadar uzanan bir yelpaze içinde izlenebilir. Pupilla ışık cevabının azalması
görülebilir ama bu
refleksin total olarak alınamaması saptanabilen bir bulgu değildir. Klinik tabloya
ılımlı bir ptoz eşlik
edebilir.
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
13
KÜÇÜK STAJLAR
Ataksi:
Ön planda gövde ataksisi vardır. Hasta adımlarını açarak dengesiz bir biçimde,
yalpalayarak yürür.
Buna ekstremite ataksisi de eşlik edebilir. Serebellumdaki tutuluma ek olarak
vestibuler sistemin
etkilenmesi bulgulardan sorumludur.
Tanı
İyi anamnez alınması, beslenme düzeninin, alkol kullanımının ve tüketim miktarının
sıkı bir şekilde
sorgulanması gereklidir.
(Cevap D)
9. Kafa travması geçirip komada getirilen bir hastada ağrılı uyarana göz açma, ver-

bal uyarana hiçbir yanıt almama ve ağrılı uyarana normal fleksör bir yanıt elde
edilmiştir. Bu hastanın Glasgow koma skalası aşağıdakilerden hangisidir?
(E: göz açılması, M: motor yanıt, V: verbal) (Aralık 2010)
A) E1 M3 V1
B) E2 M4 V1
C) E2 M5 V2
D) E2 M3 V3
E) E4 M5 V6
Komanın derecesi Glasgow Koma Skalası’na (GKS) göre saptanabilir. Buna göre GKS:
13–15 mini- mum, GKS : 9–12 orta, GKS≤8 siddetli beyin hasarı ve GKS<5 derin koma
olarak değerlendirilir.
Beyin ölümü tanısı klinik olarak, çesitli destekleyici testler ve radyonüklid
görüntüleme yöntemleri ile konabilir.
Glasgow Koma Skalası
Göz açma skor
Spontan --> 4 Emirle --> 3
Ağrılı uyaranla --> 2 Yok --> 1
Motor cevap Emirle ekstremite hareketleri normal --> 6
Ağrılı uyaran lokalizasyonu --> 5 Ağrılı uyarana reaksiyon --> 4
Ağrılı uyarana fleksiyon --> 3 Ağrılı uyarana ekstansiyon --> 2
Ağrıya cevap yok --> 1 Sözlü cevap
Oryante–isim, yaş --> 5 Konfüzyon --> 4
Uygunsuz konuşma --> 3 Anlamsız homurtu --> 2
Cevap yok --> 1
(Cevap Z)
14
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
10. Oculomotor paralizisi olan bir hastada paralitik göz hangi yöne kaymıştır?
(Aralık 2010)
A) Dışa–aşağıya B) İçe
C) Yukarıya D) İçe–aşağıya E) İçe–yukarıya
lll.Okülomotor sinir (motor, parasempatik)
Levator palpebra superior, medial, superior ve inferior rektus, inferior oblik
kaslarının ve pupillanın
parasempatik inervasyonunu sağlar.
Çalışmadığı zaman pitozis. midriazis. ışık reaksiyonunda kayıp, gözün içe yukarı ve
aşağı bakışında
kısıtlanma görülür, göz dışa kayar. İzole III. sinir parezisinde en sık görülen
nedenleri; anevrizma
veya diyabet, hipertansiyon, atheroskleroz gibi damar hastalıklarıdır.
Anevrizma, tümör gibi kompresif lezyonlarda pupilla midriatiktir. (parasempatik
lifler okulomotor
sinirin çeperinde seyrettiklerinden bası durumunda önce parasempatik lifler
etkilenmektedir). Diya-
bet ve diğer vasküler lezyonlarda pupilla genellikle etkilenmez.
(Cevap A)
11. Kırk yaş ındaki erkek hasta geç irdiğ i trafik kazası sırasında ciddi bir
yaralanma
olmadığ ını ancak sağ da lokalize boyun ağ rısı yakınması olduğ unu belirtiyor.
Ağ rının, izleyen 2 gü n iç inde giderek arttığ ı ve ipsilateral baş a doğ ru
yayıldığ ı
ö ğ reniliyor. Bu sırada sol yan gü ç sü zlü ğ ü geliş iyor. Bilinen vaskü ler risk
faktö rü
bulunmayan hastanın muayenesinde sağ da hafif ptozis ve miyozis, solda hemipa-
rezi ve hemihipoes- tezi saptanıyor.
Bu hasta iç in en olası tanı aş ağ ıdakilerden hangisidir?(Nisan 2010)
A) Posttravmatik subaraknoid kanama
B) Posttravmatik intraserebral kanama
D) Karotis arter diseksiyonu
C) Kardiyoembolik inme
E) Servikal medulla spinalis yaralanması
Travmatik internal karotid arter (İKA) diseksiyonu, karotid arterin geçtiği o
bölgeye yapılan penetran, künt
ya da iyatrojenik bir travma sonucu oluşur. Diseksiyonun en sık nedeni boyun
bölgesine yapılan künt
travmadır. Karotid arter bufirkasyondan hemen sonra C1-C2 vertebraya komşu bölgede
travmaya
çok duyarlıdır. Üst servikal bölgede, IKA’nın servikal vertebra transvers proçesi
üstünde lateral rotas-
yonla ile birlikte hiperekstansiyon travması, IKA diseksiyonunda yaygın bir
mekanizmadır. Disek-
siyonlar genelde karotid arterin servikalden petroz kısmına, petroz kısmından
kavernöz kısmına geçiş
bölgelerinde oluşur
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
15
KÜÇÜK STAJLAR
Karotid arter travmalarında yüzde 50 olgu boyunda herhangi bir eksternal bulgu
olmaksızın gelir. Be-
lirtiler 2-3 hafta gibi bir bekleme sonrası ortaya çıkar. En sık görülen belirti
şiddetli baş ve boyun
ağrısıdır. Posttravmatik diseksiyonda en önemli bulgu iskemik belirtilerdir.
Stroke genellikle diseke arter lumeninden intrakranial damarlara emboli sonucu
olup, sıklıkla orta se-
rebral artere doğrudur. Unilateral motor ve/ ya da duyu kaybı, afazi, amorozis
fugas, inkomplet
Horner sendromu (okülosempatik paralizi), anhidrozis olmaksızın ptozis ve miyozis
(ICA çevresindeki
pleksusun tutulumuna bağlı, fasial ter glandlarını inerve eden eksternal karotis
arter pleksusu kurtulur),
geçici iskemik atak, pulsatil tinnitus gelişebilir
Boyun bölgesine uygulanan el masaj aleti gibi zayıf amplitüdlü, ancak yineleyici ve
uzun intervalli etkiler
IKA diseksiyonu ve inme nedeni olabilir. Özellikle motosiklet kazalarında travmadan
büyük oranda
koruyan kaskların, kemerlerinin boyuna sarılması karotid arterde bası ve
diseksiyona yol açabilir
Beyin tomografisinde açıklayıcı bir neden olmayan hastalarda, karotid arter
diseksiyonu akılda
tutulmalıdır. Manyetik rezonans (MR) ve manyetik rezonans anjiografi (MRA) tanı ve
izlem için
yapılmalıdır. Özellikle MRA, karotid arter diseksiyon tanısında en popüler
noninvaziv yöntemdir.
(Cevap D)
12. Yirmi sekiz yaşında bir kadın hasta sağ gözünde akut görme kaybı yakınmasıyla
acil servise başvuruyor. Muayenede sağda relatif afferent pupil defekti, görme
keskinliğinde ileri derecede azalma ve sağ santral skotom saptanıyor.
Bu hastadaki lezyon nerededir? (Eylül 2009)
A) Optik sinir
B) Optik kiyazma
D) Lateral genikülat cisim
C) Optik traktus
E) Oksipital korteks
Genç bayan hasta akut görme kaybında ilk akla gelecek durum optik nörittir. Multipl
skleroz
hastaların %30’unda optik nörit olarak başlar.
(Cevap A)
13. Tek taraflı retrobulber nevrit aşağıdakilerin hangisinde en sık görülür? (Eylül
2009)
A) Diabetes mellitus
B) Vitamin yetersizliği
D) Geç nörosifiliz
C) Leber’in optik atrofisi
E) Multipl skleroz
Retrobulber nevrit tanımı multipl skleroz için oldukça tipiktir. Leber optik
atrofisi en sık görülen
kalıtsal optik atrofi sebebidir. Mitokondrial kalıtımı bulunur. Mitokondrial
kalıtımla
ilişkilendirilen ilk hastalıktır.
(Cevap E)
16
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
14. Elli yaş civarında ortaya çıkan spontan subaraknoid kanamaların en sık
rastlanan
nedeni aşağıdakilerden hangisidir? (Eylül 2009)
A) Arteriovenöz malformasyon
B) Beyin tümörü
C) Anevrizma rüptürü
D) Ateroskleroz
E) Koagülopatiler
Subaraknoid Kanama
Ani, çok şiddetli başağrısı, koma, ense sertliği ve kanlı BOS ile tanı
koydurucudur. Kanama genellikle, Willis poligonu civarı kafa kaidesinde yerleşmiş
Berry anevrizmalarından
kaynaklanır. En sık anevrizma ant.cominikan arter ile ant.cerebral arasında yer
almaktadır.
Vasküler malformasyonlar (arterio-venöz malformasyonlar, kavernoma) çocuklarda en
sık nedendir.
Artan kafa içi basıncı nedeniyle şuur bozukluğu ve başağrısının artması, bulantı,
kusma ve papilödem görülür. Daha geç dönemde ise arteriyel vazospazm, ödem
nedeniyle ve anevrizmal kanama
komşu beyin dokusuna geçtiğinde fokal nörolojik kayıplar olabilir. Tanı:
• BT
• Lomber ponksiyon
• Anjiografi
Tedavi
• Anevrizmanın cerrahi veya endovasküler kapatılması
• SAK sonrası gelişen arteriel vazopazm için nimodipin
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
17
KÜÇÜK STAJLAR
18 TUSTIME TÜM TUS SORULARI (Cevap C) 15. Mitral kapak hastalığına bağlı akut
iskemik inme ile acil servise getirilen 54 yaşında hastanın çekilen kraniyal
bilgisayarlı tomografisi normal olarak bulunuyor. Atak başlangıcından bu yana 1
saat geçtiği öğrenilen hastanın fizik muayenesinde sağ hemipleji ve afazi
saptanıyor. Bu hastada acil olarak yapılması gereken tedavi aşağıdakilerden
hangisidir? (Nisan 2009)
A) Trombolitik tedavi
B) Cerrahi kardiyak trombektomi
C) Tıkalı beyin damarına yönelik cerrahi trombektomi
D) Antiagregan/antikoagülan tedavi ile klinik izlem
E) Rehabilitasyon
İskemik strokta ilk 3 saatte trombolitik (t-PA) verilmesi gerekir.
(Cevap A)
16. Sol kol ve bacakta, birkaç dakika içinde gelişen güç kaybını tanımlayan terim
ile altta yatan olası etiyoloji aşağıdakilerin hangisinde birlikte verilmiştir?
(Nisan 2009)
A) Parapleji Ensefalit
B) Hemipleji Serebral tümör
C) Parapleji Serebrovasküler olay
D) Tetrapleji Serebral tümör
E) Hemipleji Serebrovasküler olay
Olayın hızlı gelişmesi akla serobrovaskuler olayı getirmektedir. Hastada sol
hemipleji tarif edildiğinden,
Sağ arteria serebri media’ yı etkileyen iskemik olay ilk akla gelen tanıdır.
(Cevap E)
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
17. Karbon monoksit intoksikasyonu nedeniyle izlenmekte olan 36 yaşındaki hasta
basit emirleri yerine getirebilmekte ancak soruları yanıtlamak yerine, soruyu aynen
tekrarlayarak cevaplandırmaktadır. Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden
hangisidir? (Nisan 2009)
A) Broca afazisi
B) Transkortikal motor afazi
C) Wernicke afazisi
D) Transkortikal duyusal afazi
E) İletim afazisi
Transkortikal duyusal afazi: Wernicke alanının posterior’unda parietal ve temporal
bölgelerin kavuştuğu yerde hasardan kaynaklanır. Güzel tekrarlama yetisinin
haricinde özellikleri Wernicke afazisisine çok benzer. Transkortikal motor afazi:
Bu tür afazi korunmuş tekrarlama ve okuma yetisinin dışında Broca af- azisine çok
benzer. Broca’lardan farklı olan bir diğer özelliği ise hasta konuşmalarının
kekelemeyi andırmasıdır. Lezyon Broca alanına superior ve anterior olan bölgedir ve
perisylvian alanın hudut sınırlarındadır. Broca ve özellikle transkortikal motor
afazisi olan hastalarda ağız içi organların zayıflığından kaynaklanan disartri
gözlemlenir.
Broca afazisi: Lezyon çoğunlukla Broca alanı olarak bilinen sol lateral frontal,
prerolandik, supra-
sylvian bölgeyi kapsar ve kısaca precentral gyrus’a hemen anterior olan ön üçüncü
convolution
olarak bilinir.Lezyon orta cerebral damarların üst bölümünün sınırındadır, bazı
durumlarda pa-
rietal alanı içine alacak derecede posterior olarak uzar. Hasta konuşmasının
özellikleri tutuk,
gramersiz, prosody, ezgi ve çekim eklerinin olmadığı telgraf tipidir. Kendine
söyleneni anlar ve
yanlışlarının farkına varabilir.
Kondüksiyon afazi: Lezyon Broca ve Wernicke alanını birbirine bağlayan beyaz madde
yolunu
(arkuat faslikulus) izlediği için en belirgin özelliği tekrarlama yetisindeki
zayıflıktır. Her ne kadar
akıcı afazi tipi olarak bilinse de lezyon ne kadar anterior olursa, konuşma da o
kadar tutuklaşır.
Wernicke Afazi: lezyon hasarı Wernicke alanı, ya da yakındaki temporal ve parietal
bölge içinde
olabilir. Merkez olarak superior temporal gyrus’un posterior üçte birlik kısmıdır.
Lezyon Wernicke
alanı ve inferior parietal alan içindeyse akıcı konuşma ve fonemik parafazi
gözlenir.
(Cevap B)
18. Bir trafik kazasında otomobil, elektrik direğine önden çarpmıştır. Sürücü,
emniyet kemeri
takılı olmasına rağmen, şuuru kapalı durumda hastaneye götürülmüş, kafada harici
herhangi
bir lezyon ve çekilen kafa grafilerinde kafatasında kırık saptanmamıştır.
Yapılacak adli otopside ölüm nedeni olarak kafa içerisinde beklenen en olası bulgu
aşağıdakilerden hangisidir? (Nisan 2009)
A) Subdural kanama
B) Epidural kanama
C) Subaraknoid kanama
D) İntraserebral kanama
E) Serebral laserasyon
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
19
KÜÇÜK STAJLAR
20 TUSTIME TÜM TUS SORULARI Subdural Hemoraji
• Kafa travmalı hastalarda %5 oranında görülür.
• Çocuk ve yaşlılar daha sık etkilenmektedir.
• Köprü venleri (korteks – venöz sinüsler arası) yırtılması sonucu oluşur.
• Ani akselerasyon / deakselerasyon oluşum mekanizmasıdır. Kanama sonrasında basıya
bağlı nörolojik kayıp vardır.
• Hastaların % 20’sinde kronik subdural efüzyon denen tablo vardır. Özellikle yaşlı
hastalarda travma sonrası subdural mesafeye kanam olur. Kan ozmotik etki ile
plazmayı
çeker. Sunuçta subdural efuzyon gelişir. Basıya bağlı nörolojik kayıp ve demans
görülür.
• Kanamayı en erken gösteren tetkik BT dir.
• Subdural mesafeye olan venoz kanama beyin konveksitesine paralel hiperdens yapı
olarak gözükür. Tedavi: Subdural kanama boşaltılır.
Subdural kanama
Epidural Hemoraji Sıklıkla kafa kemiklerinde olan fraktürlere eşlik eder.
A.meningia media kanamasına bağlıdır. BT de lens seklinde (bikonveks) olarak
gözükür.
% 20 vakada lusid interval denilen tablo oluşturur. Hastada kafa travması sonrası
2-3 saat
sonra bilincin aniden kapanması ile giden tablo oluşturabilir. Tanı:
• BT Tedavi:
• Cerrahi boşaltılır
Epidural ve subdural kanama
(Cevap A)
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
19. Servikal vertebralarına akut hiperekstansiyon travması geçiren bir hastada üst
ekstremitelerdeki kuvvet kaybının alt ekstremitelere oranla daha fazla olması du-
rumunda aşağıdakilerden hangisi düşünülmelidir? (Eylül 2008)
A) Santral kord sendromu
B) Brown-Sequard sendromu
C) Ön kord sendromu
D) Komplet transvers miyelopati
E) Arka kord sendromu
Anterior kord sendromu medulla spinalis ön 2/3 kısmının lezyonudur. Propriosepsiyon
ko- runurken motor ve ağrı ısı duyusunda bozukluk ile karakterizedir. Santral kord
sendromu hemen her zaman servikal bölgede kollarda bacak- lardan daha belirgin
güçsüzlük ve sakral korunma şeklinde ortaya çıkar. Dejene- ratif servikal omurganın
hiperekstansi- yonu bu yaralanmanın en sık karşılaşılan mekanizmasıdır. Üst
ekstremitelerin daha fazla etkilenip sakral bölgenin korunmasının nedeni
omurilikteki somototropik organi- zasyondur. Servikal lifler en içte yerleşim
gösterirken sakral lifler en dıştadır. Brown-Sequard sendromu ise, medulla spinalis
hemiseksiyonu sonucu lezyon se- viyesi altında aynı tarafta paralizi ve pro-
priosepsiyon, karşı tarafta ağrı ve ısı duyusu kaybıdır. Genellikle tam olmayan
şekilde görülür; kitaplarda anlatıldığı şekilde na- diren ortaya çıkar.
Nöroanatomik olarak ağrı ve ısı duyusunu ileten spinotalamik traktın spinal kordda,
kortikospinal ve dor- sal kolonun beyin sapında çapraz yapması ile açıklanır. Konus
medullaris sendromu sakral kord ve lomber sinir köklerinin spinal kanal içinde
yaralanmasına bağlı arefleks mesane, bar- sak ve alt ekstremiteler ile
karakterizedir. Kauda ekina sendromu lumbosakral sinir köklerinin nöral kanal
içinde yaralanması sonucu arefleks mesane, barsak ve alt eks- tremiteler ile ortaya
çıkar.
Brown – Sequard sendromu
Anterior kord sendromu
Santral kord sendromu
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
21
(Cevap A)
KÜÇÜK STAJLAR
22 TUSTIME TÜM TUS SORULARI 20. Aşağıdaki beyin tümörlerinden hangisi nöroepitelyal
orijinli değildir? (Nisan 2008) A) Menenjiyom
B) Oligodendrogliom
C) Medulloblastom
D) Ependimoblastom
E) Astrositom
Astro sitom, oligodendrogliom, epandimom, epandimoblas tom nöroektoderm kökenlidir.

Medullablastom PNET (primitif nöroektodermal tümör) tümörüdür. Embriyonik


nöroektoderm artıklarından köken alır. Menenjiom ise araknoid zardan köken alan bağ
dokusu tümörü özel-
liklerini taşıyan tümördür. MENENJİOMALAR
4. ve 5. dekadda ve özellikle 45 yaşında en sık görülürler. Kadınlarda daha sık
görülürler. En
sık görülen ekstraaksial beyin tümörüdür. Yavaş büyüyen kitlesel tümörlerdir.
Kapsüllüdürler ve çoğunlukla benign karakterlidirler. Menengiomların %90’ı
intrakranial- dir ve bunun da yaklaşık %90’ı supratentoriyaldir. Beyin dışında
Araknoid villuslardan orijin alan
meningotelyal hücrelerden köken alırlar. Genellikle tektir ama Von-Recklinghausen
Nörofib-
romatizis Tip-2’de multiple olabilir. Gebelik sırasında büyüyebilir.
Menenjiom BT
Tedavi: Cerrahi olarak total eksizyon
(Cevap A)
21. Aşağıdaki solunum paternlerinden hangisi bilateral derin hemisferik lezyon
olduğunun göstergesidir? (Nisan 2008)
A) Cheyne-Stokes solunumu
B) Santral nörojenik hiperventilasyon
C) Apnöstik solunum
D) Biot solunumu
E) Uyku apnesi
Cheyne Stokes solunumu: Azalan ve artan tipte siklik ventilasyon olup, sirkülasyon
zamanında
uzama ile karakterizedir. Derin hemisferik lezyonlarda görülür. Konjenital santral
hipoventilasyon: Medulla arkuat nükleusda çeşitli değişiklikler
Solunum paternleri
(Cevap A)
22. Myastenia gravis olduğu düşünülen bir hastada, aşağıdaki tetkiklerden hangisi
tanı koymada en duyarlıdır? (Nisan 2008)
A) EEG
B) Magnetik rezonans görüntüleme
C) Tek-lif elektromiyografi
D) Sinir iletim çalışmaları
E) Kas biyopsisi
MYASTENİA GRAVİS
Nöromusküler kavşak hastalığıdır. Otoimmün post-sinaptik asetil kolin
reseptörlerine karşı gelişmiş an-
tikor vardır. Tekrarlayıcı hareketlerle artan kas güçsüzlüğü ve
antikolinesterazlarla bu güçsüzlüğün
düzelmesi tipiktir.
Her yaşta başlayabilir. 20-40 yaş kadınlarda sıktır. %8-10 timoma ile birliktedir.
Hastalık çoğu zaman oküler belirtilerle en sık olarakta tek taraflı pitozisle
başlar. Daha sonra çift
görme eklenir. Tek başına bu bulgularla seyreden hastalara oküler MG denilir (%
10).
Konuşma güçlüğü, yutma güçlüğü, çiğneme güçlüğü ve solunum güçlüğü bulber
bulgulardır.
Erken yorulma ekstremitelerde daha önce başlayabilmesine rağmen sıklıkla bulber
bulgular daha
önce oluşur.
Tanı:
Antikolinesteraz ilaçlardan yararlanılır. Edrofonyum klorid (Tensilon) enjekte
edilir. Gözle görülür
iyileşme (pitozda düzelme) varsa test pozitiftir. EMG tanıda kullanılır.
Tedavi:
Asetilkolinesteraz inhibitörleri (Pridostigmin), Steroidler, plazmaferez, immun
süpresifler, azotioprin,
IgG ve timektomi uygulanabilir.
(Cevap C)
Santral nörojenik hiperventilasyon: Anksiyete, panik durumu, pontin lezyon
belirtisi Apnöstik solunum: Baziller arter oklüzyonuna bağlı aşağı pons lezyonları
Biot solunumu (ataksik solunum): Ciddi santral sinir sistemi hastalıklarında
görülür. Can
çekişme olarak bilinen iç çekmeler, sonunda apne ile gelen solunum arrestidir.
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
23
KÜÇÜK STAJLAR
24 TUSTIME TÜM TUS SORULARI 23. Posterior mediastende en sık görülen tümör
aşağıdakilerden hangisidir? (Eylül 2007) A) Timoma B) Tiroid tümörleri
C) Lenfoma D) Teratodermoid tümörler
E) Nörojenik tümörler
Anterior mediasten kitleleri
• Timoma
• Teratoma
• Lenfoma
• Germ hücre tümörleri Orta mediasten kitleleri
• Perikardiyal kistler
• Bronkojenik kistler
• Çıkan aorta anevrizmaları Posterior mediasten kitleleri
• Nörojenik tümörler
Posterior mediastende nörojenik tümör
(Cevap E)
24. Aşağıdaki santral sinir sistemi tümörlerinden hangisi embriyonik kalıntılardan
köken almaz? (Eylül 2007)
A) Kraniofarenjiyom
B) Kordoma
C) Epidermoid kist
D) Teratom
E) Menenjiyom
DERMOİD TÜMÖRLER (TERATOM) Posterior fossada orta hat veya orta hatta yakın
yerleşirler. Kist duvarı hem epidermal hem de saç folikülleri, ter bezleri ve yağ
bezleri gibi dermal ele-
mentler içerir. Dermoid tümörler yavaş büyüyerek ve genişleyerek tamamen desquame
epitel, terbezi ve sebase
materyal ile dolu hale gelir.
Bu tümörler daha sonra rüptüre olarak Aseptik Menenjit tablosu oluştururlar ve çoğu
hastada bu nedenle tekrarlayan bakteriyel menenjit epizotları vardır ve etken
mikroorganizma genellikle
Staf. epidermitistir. Tedavi:
Tümörün total eksizyonudur. EPİDERMOİD KİST
Benigndir ve embriyolojik olarak yanlış yerleşmiş epitelyal hücrelerden köken alır.
Keratinöz artıklar kist içini tamamen doldurur.
Pontoserebellar köşe, epidermoid kistlerin en fazla sevdiği yerlerden biridir.
Pontoserebellar köşede epidermoid kist
KRANİOFARİNGEOM En sık 5-11 yaş arası görülür. (ortanca yaş 8) Rathke kesesi artığı
olarak gelişen suprasellar
yerleşimli ektodermal bir artık doku tümörüdür. Boy kısalığı, diabetes insipitus,
gecikmiş puberte, görme bozuklukları (özelikler bitemporal
hemianopsi) ve hormon eksikliği (özellikle GH ve daha az olarak ADH) tablosu ile
ortaya çıkar. Çocuklarda destrüktif nedenlere bağlı izole GH yetersizliğinin en sık
nedenidir. BT
de sellada kalsifikasyon tipitir.
Hipotalamus yerleşimli kraniofarinjioma
KORDOMA
Notokordun ardığı olan sakrokoksigeal bölgeye yerleşen tümördür.
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
25
KÜÇÜK STAJLAR
26 TUSTIME TÜM TUS SORULARI Sakrokoksigeal kordoma (Cevap E)
25. Aşağıdakilerden hangisi opiat kullanımının yan etkilerinden biri değildir?
(Eylül 2007)
A) Pruritus B) Solunum depresyonu
C) Miyozis D) Diyare
E) Duygu durum değişikliği
Opiat Etkileri:
• Spinal ve supraspinal analjezi oluşturur.
• Solunum depresyonu (KİBAS tablosu) geliştirir.
• Antitussif etkilidir.
• Bulantı-kusma oluşturur (kemotriger zonu uyararak).
• Miyozis oluşturur
• Hipotermi yapar.
• Histamin salınımına yol açar (hipotansiyon ve bronkokonstrüksiyon).
• Konstipasyon oluşturur.
• Kas rijiditesi meydana getirir.
• Katekolamin salınımına yol açarak hiperglisemi yapabilir.
(Cevap D)
26. Konuşurken sık sık duraklayan ve kelime bulmakta zorluk çektiği izlenimi alınan

bir hastanın muayenesinde, sık duraklamalar dışında spontan konuşmasının nor- mal
olduğu ve söylenenleri anladığı saptanmıştır. Hasta kendisine gösterilen çeşitli
cisimlerin ne işe yaradığını tarif edebilmekte, ancak isimlerini bulmakta büyük
zor- luk çekmektedir.
Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? (Eylül 2007)
A) Görsel agnozi
B) Transkortikal afazi
C) Taktil agnozi
D) Broca afazisi
E) Anomik afazi
Afazi sendromları
Broca (Motor) afazi: Konuşulanı anlama oldukça iyi durumda iken kendini ifade etme
(konuşmanın
motor komponenti) bozulmuştur. İletim tipi (konduksiyon) afazi: Wernicke ve Broca
alanını bağlayan arcuat fasikul lezyonlarında
oluşur. Konuşulanı anlama ve konuşma normaldir. Ancak duyduğunu tekrar edemez.
Konuşma sahaları
Wernicke (sensori) afazi: Hastanın anlamasının ileri derecede bozulduğu afazi
tipidir. Akıcı ama
saçma konuşma vardır. Verbal parafazi denilen durum görülür. Örneğin ’’kalemi ver’’
demek isterken‚ ’’okul nerede’’ diyebilir.
Global (total) afazi: Broka, Wernicke ve Arkuat fasikülü içine alan lezyonlarda
görülür. Konuşma, anlama ve tekrarlama bozulmuştur. Orta serebral arter
tıkanıklıklarında görülür. Bu durumda
perisilvian bölge etkilenir. Anomik afazi: İsimlendirmenin bozulduğu afazi tipidir.
Hastalar isimleri kullanamazlar.. Daha çok
parietotemporal bölge tümörlerinde ortaya çıkar Transkortikal afazi: Başlıca
özelliği yalnızca tekrarlama özelliğinin korunmuş olmasıdır.
Subkortikal afazi: Talamik ve bazal gangliyon tutulumunda görülür. Klasik afazi
sendromlarına
uymayan atipik afazi tipidir.
(Cevap E)
27. 30 dakikayı aşan süredir bilinci yerinde olmayan, devamlı kasılmalarla acil
servise
getirilen bir hasta için aşağıdakilerden hangisi uygun yaklaşımlardan biri
değildir? (Eylül 2007)
A) Solunum ve dolaşımın sağlanması
B) Tedaviye hızla lorazepam veya diazepam intravenöz enjeksiyonu ile başlanması
C) Glukoz, BUN, elektrolitler, metabolik ve toksik taramalar için kan örneği
alınması
D) Yükleme dozu 15-20 mg/kg olarak belirlenen fenitoinin dakikada 50 mg dan yavaş
verilmesi
E) 4 saatte bir intramusküler yoldan 10 mg morfin yapılması
Status Epileptikus
• Epileptik nöbetlerin, arada hastanın bilinci açılmadan ardarda gelmesi veya bir
epileptik
• Nöbetin 30 dakikadan fazla devam etmesidir.
• Hastaların % 60’ı epileptik olduğu bilinen hastalardır. En sık neden anti-
epileptik ilacın
• Aniden kesilmesi ve enfeksiyondur.
• Statusta mortalite % 10 kadardır. Statüsün başlıca komplikasyonları anoksi,
hipertermi,
• Asidoz, elektrolit bozuklukları, DIC, ortopedik hasar ve davranış
bozukluklarıdır.
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
27
KÜÇÜK STAJLAR
28 TUSTIME TÜM TUS SORULARI Status epileptikus Status epileptikusta tedavi:
• Solunum yolunu aç
• Kan al, %0,9 NaCI tak
• % 50 dekstroz, 50 ml
• Diazepam 10 mg IV
• Fenitoin 18 mg/dk infuzyon
• Entübe et
• Fenobarbital 18 mg/dk infuzyon
• Genel anestezi yap
(Cevap E)
28. Ani başlayan şiddetli baş ağrısı ve kısa süreli şuur kaybı nedeniyle muayene
edilen
30 yaşındaki bir hastada yalnızca meninks irritasyon bulguları saptanmıştır. Bu
hastada öncelikle aşağıdakilerden hangisi düşünülmelidir? (Nisan 2007)
A) Subaraknoid kanama
B) Beyin apsesi
C) Menenjit
D) Epidural kanama
E) Subdural kanama
(Cevap A)
29. Akut inme (strok) ile acil servise getirilen bir hastada nörolojik klinik
değerlendirme sonrası ilk yapılması gereken radyolojik inceleme aşağıdakilerden
hangisidir?
(Nisan 2007)
A) Bilgisayarlı beyin tomografisi B) Serebral anjiyografi
C) Transkranial utrasonografi D) Magnetik rezonans görüntüleme
E) Direkt kafa grafisi
Strok’un en sık sebebi iskemi ikinci en sık sebebi ise hipertansif kanamadır. BT
stroke hastasında ilk yapılması gereken tetkiktir. Kanamayı en erken gösterebilir.
Kanama yok ise infarkt kabul edilir.
İnfarktın ödemi ilk 24 saatte ortaya çıkacağından, akut dönemde BT infaktı
göstremez.(Cevap A)
30. Siringomiyelide gözlenen karakteristik duyu bozukluğu tipi aşağıdakilerden
hangi-
sidir? (Nisan 2007)
A) Üst ekstremite derin tendon reflekslerinde hiperaktivite
B) Dokunma duyusu kaybı olmaksızın ağrı-ısı duyusu kaybı
C) İki taraflı dokunma duyusu kaybı
D) Tek taraflı pozisyon duyusu kaybı
E) Çapraz ağrı-ısı duyusu kaybı
Omuriliğin santral lezyonu (Siringomiyeli sendromu): Kanalis sentralis ve
çevresinde santral kavitasyon ve gliozis ile karakterizedir.
Omuriliğin santral ve parasantral bölgesini bir kaç ya da daha çok segment boyunca
harap eden
lezyonlar tarafından ortaya çıkarılır. Buna hemoraji veya travmaya bağlı kontüzyon
gibi akut süreçler ya da tümör, siringomiyeli gibi
patolojik oluşumlar neden olur. Bu sendromu oluşturan en sık ve en tipik patolojik
süreç olan siringomiyeli daha çok orta-alt servikal
bölgede, daha nadir olarak lumbosakral bölgede ve medulla oblongatada
(siringobulbi) görülür.
Servikal omurilikte sringomyeli
Lezyona uğrayan segmentlere ilişkin dermatomlarda (servikal lezyon için her iki üst
ekstremitede pelerin şeklinde) ağrı ve ısı duyusu kaybı (o segmentte çaprazlaşan
lifler tutulduğu için), yine bu
segmentlere ait miyotomlarda simerik ya da asimetrik alt motor nöron tutulması
tarzında kuvvetsiz- lik ve atrofi (spinal ön boynuz hasarına bağlı) ortaya çıkar.
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
29
KÜÇÜK STAJLAR
Lezyon yanlara doğru genişledikçe inen motor yolların tutulmasına bağlı olarak alt
ekstremitelerde üst motor nöron tipinde kuvvetsizlik, tonus ve tendon relekslerinde
artma ve patolojik refleksler gelişir.
Derin duyu bozukluğu görülmez.
(Cevap B)
31. Sağ bacağını direksiyona dayayarak uyuyan bir kamyon şoförü uyandığında sağ
ayağında kuvvetsizlik fark ediyor. Hastanın muayenesinde sağda düşük ayak, sağ ayak
dorsifleksiyon kuvvetinde azalma ve yürüyüşünde stepaj saptanıyor.
Bu durumda aşağıdaki sinirlerden hangisinin zedelendiği düşünülmelidir? (Nisan
2007)
A) N. tibialis posterior
B) N. femoralis
C) N. peroneus communis
D) N. obturatorius
E) N. femoralis cutaneus lateralis
N.peroneus comminis ayağa dorofleksiyon yaptıran bacak ön lojdaki extansor
kasları inerve eder. Fibula kırıklarında veya bası altında kalması sonucu no-
ropraksiye uğrayabilir. Bu durumda düşük ayak oluşur. Lomber 5. sinirine
ait sinir köküdür.
30 TUSTIME TÜM TUS SORULARI Fibula kırığı ve pero- neal sinir hasarı
(Cevap C)
32. Ani ve şiddetli başağrısı, kısa süreli şuur kaybı ve ense sertliği ortaya çıkan
bir hastada ptozis, diplopi ve midriazis gelişmesi durumunda aşağıdaki lezyonlardan

hangisi düşünülmelidir? (Eylül 2006)


A) Arteriovenöz malformasyon
B) Serebellar arter anevrizması
C) Anterior kommünikan arter anevrizması
D) Posterior kommünikan arter anevrizması
E) Orta serebral arter anevrizması
Posterior kominiakan arter enevrizmasında 3. sinire bası sonucu diplopi, midriazis
ve dışa şaşılık
oluşabilir. Ayrıca anevrizma rüptüründe SAK tablosu oluşur.
(Cevap D)
33. Altmış iki yaşında bir erkek hasta 20 yıldan bu yana yılda birkaç kez gelen
başağrılarından yakınıyor. Ağrıyı yaklaşık 30 dakika süreyle sağ göz içerisinde,
göz arkasında ve sağ şakakta hissediyor. Gün içerisinde 4 kez ve geceleride bir kez
aynı şekilde ağrı olduğunu belirtiyor.
Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? (Eylül 2006)
A) Küme baş ağrısı B) Oftalmoplejik migren
C) Trigeminal nevralji D) Beyin tümörü
E) Ağrılı oftalmopleji
KÜME BAŞAĞRISI (HİSTAMİNERJİK BAŞAĞRISI) Serum histamin seviyesi yüksektir.
15 dakika veya bazen saatlerce süren günde birkaç kez veya günaşırı gelebilen,
unilateral perior-
bital lokalizasyonlu şiddetli ağrı ataklarıdır.
Ağrı ile birlikte lakrimasyon ve rinore görülebilir. %100 oksijen ile ağrının
geçmesi karakteristiktir.
Tedavi migrenin aynısıdır.
Proflakside migren proflaksisinde kullanılanilaçlara ek olarak lityum ve
kortikosteroidler de kullanılır.
Ancak hastalarda opiat grubu ağrı kesiciler histamin liberasyonu yapması nedeniyle
akut atakta
ve profilakside kontrendikedir.
Küme başağrısı
(Cevap A)
34. Son üç aydır sol göz kapağında gün içinde düzeyi değişen düşüklük ve günün
iler-
leyen saatlerinde gelişen çift görme yakınmaları olan kırk yaş bir erkek hastanın
muayenesinde solda pupil üst sınırına kadar ptozis ve sol göz içe bakışında
kısıtlılık
saptanmıştır. Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? (Eylül 2006)
A) Sol posterior komünikan arter anevrizması
B) Sol Horner Sendromu
C) Myastenia Graves
D) Tolosa-Hunt Sendromu
E) Kavernöz Sinüs trombozu
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
31
KÜÇÜK STAJLAR
MYASTENİA GRAVİS
Nöromusküler kavşak hastalığıdır. Otoimmün post-sinaptik asetil kolin
reseptörlerine karşı gelişmiş an- tikor vardır. Tekrarlayıcı hareketlerle artan kas
güçsüzlüğü ve antikolinesterazlarla bu güçsüzlüğün düzelmesi tipiktir. Her yaşta
başlayabilir. 20-40 yaş kadınlarda sıktır. %8-10 timoma ile birliktedir. Hastalık
çoğu zaman oküler belirtilerle en sık olarakta tek taraflı pitozisle başlar. Daha
sonra çift
görme eklenir. Tek başına bu bulgularla seyreden hastalara oküler MG denilir (%
10). Konuşma güçlüğü, yutma güçlüğü, çiğneme güçlüğü ve solunum güçlüğü bulber
bulgulardır. Erken yorulma ekstremitelerde daha önce başlayabilmesine rağmen
sıklıkla bulber bulgular daha önce
oluşur. Tanı: Antikolinesteraz ilaçlardan yararlanılır. Edrofonyum klorid
(Tensilon) enjekte edilir. Gözle
görülür iyileşme (pitozda düzelme) varsa test pozitiftir. EMG tanıda kullanılır.
Tedavi: Asetilkolinesteraz inhibitörleri (Pridostigmin), Steroidler, plazmaferez,
immun supresifler,
azotioprin, IgG ve timektomi uygulanabilir. TOLOSA-HUNT SENDROMU Tolosa-Hunt
sendromu, ağrılı oftalmopleji ile prezente olan, kavernöz sinüs/superior orbital
fissür’ün
idiopatik granulomatöz inflamatuvar hastalığıdır. Unilateral orbital ağrıya eşlik
eden 3, 4, 6. krani- yal sinirler ile 5. kraniyal sinirin oftalmik ve maksiller
dallarından biri veya daha fazlasının tutulumu mevcuttur. Tanı: Kraniyal MRG Klinik
Gidiş: Tolosa-Hunt sendromu nadir görülen bir tablo olup, unilateral ağrılı
oftalmopleji ile başvuran ve steroid tedavisine kısa bir zaman içinde dramatik
şekilde yanıt verdiği gözlenen has- talarda ilk planda olası tanı olarak
düşünülmesi gereken hastalıklardan biri olmalıdır. Tedavi: Steroid
(Cevap C)
35. Aşağıdakilerden hangisi günde birkaç kez ard arda ve intermittan görülebilen
motor veya vokal tiklerle karakterize bir hastalıktır? (Nisan 2006)
A) Sydenham koresi B) Tourette hastalığı
C) Parkinson hastalığı D) Tardif diskinezi
E) Huntington hastalığı
Tourette Sendromu
TS tipik olarak 5-7 yaşlar arasında başlar. Çoğu hasta tiklerini gerginlik gibi hoş
olmayan duyumlar olarak veya vücudun özel kısımlarındaki artmış duyarlılık olarak
tanımlarlar. Tikleri tanımak her
zaman kolay olmamaktadır. Tikler, istemsiz hiperkinezilerden ayrımının yapılması
gerekir. Göz etrafındaki kas seğirmeleri ve kas demetlerinin fasikulasyonları tik
değildir. Ayrıca konuşmadaki takılmalar, manyerizm (otizmdeki gibi), mental sorunu
olanlarda stereotipiler ve allerjideki hareketler karışabilir. Tik semptomları çok
çeşitlilik gösterir. Tikler genellikle koordine kas gruplarında, nöbetler halinde
gelmeye meyilli ani, stereotipik, istemsiz hareketler olarak tanımlanır. En sık
tikler; aşırı göz kırpma (sıklıkla kısa süreli blefarospazmla birliktedir), boğaz
temizleme, baş sallama ve yüz buruşması tarzındadır. Daha çok vücudun üst
kısımlarında olur, gövde ve alt ekstremitede görülmesi daha nadirdir.
32
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
Genellikle vücudun üst kısımlarından basit tik olarak başlar ve zamanla vücudun
diğer kısımlarına
yayılır. Koprolali (sosyal olarak uygunsuz konuşma, küfür), dramatik olmasına
rağmen sık değildir.
Tiklerin şiddeti ve sıklığı; heyecan, gerginlik, sıkıntı ile artar.
Tiklerin Tedavisi:
Tiklerin tedavisi semptomatiktir, küratif değildir. Nöroleptikler olası en etkin
tedavidir. TS’de kullanılan
nöroleptik dozları şizofreni için kullanımı kadar yüksek değildir. Genelde kural
düşük başla, yavaş
git (start low, go slow). En iyi çalışılmış ilaçlar dopamin blokeri haloperidol ve
pimoziddir. Risperi-
don yeni kullanılan bir ilaç olup, D2, 5-HT2 ve alfa1-adrenerjik reseptörlere
etkilidir.
Clonidin’inetkinliği tartışmalıdır. Klonidinin deri yamaları ve 0.1 mg tabletleri
uygun bölünmüş doz-
larda verilebilir.
Tetrabenazine, postsinaptik dopamin blokerlerinden farklı olarak presinaptik
vezikülleri azaltır.
(Cevap B)
36. Alzheimer hastalığında amiloid plakların ve tau proteini taşıyan
nörofibrillerin ilk
görüldüğü beyin bölgesi aşağıdakilerden hangisidir? (Nisan 2006)
A) Hipokampus
B) Serebellum
C) Hipotalamus
D) Unkus
E) Corpus callosum
Alzheimer Demansı
• Yaşlılarda en sık demans sebebidir.2. sıklıkta Multiinfarkt Demans görülür.
• Toplumda 85 yaş ve üzerinde %50 prevalansı vardır.
• Alzheimer hastalığı beyinde nöron membranında normalde bulunan APP (amiloid
prekürsör
protein) parçası olan A-beta birikmesiyle oluşur.
• APP’den A-beta fragmanını ayıran enzimler olan beta ve gama sekretazın genetik
fak-
törlerle hatalı çalışması sonucu amiloidojenik A-betanın (senil plak) oluştuğu
sanılmaktadır.
Hastalık öncelikle hipokampusu etkiler.
• 21. kromozomda kalıtılan APP, Down sendromlu hastalarda fazlaca yapıldığı için
20’li
yaşlarda erken demans gelişir.
• Aksondaki mikrotübüllerin oluşumunda görev yapan tau proteinin birikimide
Alzheimer’da
nörofibriler yumaklar oluşmaktadır.
• Apo E proteini Alzheimer’deki amiloidotik maddenin stabilizasyonu sağlar. Bu
nedenle
Apo E4 homozigot kişilerde erken demans oluşur.
• Alzheimer hastalığında öcelikle asetilkolinerjik nöronlar kayba uğrar.
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
33
KÜÇÜK STAJLAR
34 TUSTIME TÜM TUS SORULARI Sekretazların, nöron membrandaki APP’yi kesip A-beta
amiloid oluşumu
(Cevap A)
37. Aşağıdakilerden hangisi amyotrofik lateral sklerozda görülmez? (Nisan 2006)
A) Solunum kaslarında zayıflama
B) Disfaji
C) Duyu kusuru
D) Fasikülasyon
E) Hiperrefleksi
ALS• Motor nöron hastalığıdır. Duysal nöronları tutmaz.
• Hem 1. hem de 2. motor nöron tutulumu ile gider.
• Kognitif, duyusal ve otonom disfonksiyon yoktur ve (3-4-6. Kronial Sinirlerin
innerve ettiği)
göz kasları tutulmaz.
• Ailesel ALS formlarında SOD (superoksit dismutaz) eksikliği vardır. Semptomlar
• Bulber etkilenmede çiğneme, yutma, konuşma bozukluğu, öğürme refleksinde azalma
ve buna
bağlı aspirasyon ve dil fasikulasyonu görülür.
• Ekstremitelerde güçsüzlük, spastisiste ve fasikülasyonlar ; üst ve alt motor
nöron etkilenmesini
yansıtır. Prognoz: 3-5 senelik survival vardır. Ölüm genellikle aspirasyon ve
pulmoner enfeksiyon sonucu
oluşur. Tedavi
• NMDA kanal blokeri olan riluzol hastalığın gidişatını yavaşlatmada yararlıdır.
• Seftriakson gliada bulunan glutamat taşıyıcılarını aktive ederek, ortamdaki
glutamat
miktarını azaltmakta ve nörotoksisiteyi hafifletmektedir.
(Cevap C)
38. Altmış yaşında bir erkek hasta akut sağ hemiparezi ve afazi başladıktan 2 saat
sonra acil servise getiriliyor. Hastanın öyküsünden daha önce hipertansiyon dışında

bir hastalığı bulunmadığı öğreniliyor. Hastanın kan basıncı 160/85 mmHg olarak
saptanıyor.
Bilgisayarlı tomografi sonucu normal olan bu hasta için en uygun tedavi
aşağıdakilerden hangisidir? (Nisan 2006)
A) İntravenöz tPA (doku plazminojen aktivatörü)
B) Düşük molekül ağırlıklı heparin (LMWH)
C) Warfarin
D) İntravenöz heparin
E) Aspirin
Atherosklerotik Trombotik Tıkayıcı Damar Hastalığı:
• SVO nın en sık sebebidir.
• En Sık Arterya serebri media etkilenir. Tanı: • BT ilk 12-24 Saatte akut infartta
bulgu vermeyebilir.
• MR difuzyon sekansı ilk 1 saat içinde sitotoksik ödemi saptar.
Difüzyon MR da sol ASM beslenme sahasında akut infarkt
Tedavi:
• İlk üç saatte gelen hastalara t-PA verilmeli
• ASA, clopidogrel, heparin
• KİBAS varsa kontrol altına alınmalıdır (mannitol, furosemid, mekanik ventilatör)
(Cevap A)
39. Bilinci kapalı bir hastada pupillaların myotik olması durumunda aşağıdakilerden

hangisi düşünülmelidir? (Nisan 2006)


A) Beyin ölümü
B) Mezensefalik enfarktüs
C) Antikolinerjik ilaç intoksikasyonu
D) Opiat intoksikasyonu
E) Serebellar hemoraji
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
35
KÜÇÜK STAJLAR
Anizokori
• Orta beyin lezyonları
• Okulomotor paralizi
• Horner sendromu
Pin point pupilla (Işık refleksi pozitifdir)
• Pons lezyonlarında,
• Opiat, organofosfat intoksikasyonu
• Myotik göz ilaçları
Bilateral fiks dilate pupilla
• Diffüz serebral anoksi
• Antikolinerjik, sempatomimetik ilaçlar
• Hidrosefali
(Cevap D)
40. Kafa travmasını takiben ilerleyici şuur kaybı, sağ midriazis ve sol hemiparezi
gelişmesi durumunda öncelikle aşağıdakilerden hangisi düşünülmelidir?
(Eylül 2005)
A) Falks altı herniasyon
B) Santral transtentoriyal herniasyon
C) Unkal herniasyon
D) Tonsiller herniasyon
E) Serebellar herniasyon
Kibasta Herniasyonlar
1) Subfalxian Herniasyon:
Falx serebri altından gyrus cingulinin karşı tarafa itilmesidir.
Başağrısı, bulantı, kusma, görme kaybı oluşur. 2) Transtentorial Herniasyon:
Tentoriumdan uncus ve hipokampusun herniye olmasıdır. 3. Kranial Sinir bası altında
kalır (anizokori), hemiparezi-hemipleji, deserebre katılık oluşur.
3) Tonsiller Herniasyon:
Foramen magnumdan, serebellar tonsiller girerler ve medulla oblongataya bası
yaparlar.
Ani şuur kaybı, ani solunum kaybı, ani intermittant opistotonus olur. Ense
sertliği, öğürme ve öksürük reflekslerinin kaybı görülür.
36
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
Beyin Shift tipleri
(Cevap C)
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
41. Elli altı yaşındaki bir erkek hasta, son 3 aydır devam eden yürüme güçlüğü
şikayetiyle
başvuruyor. Nörolojik muayenede, sol alt ekstremitede pozisyon duyusunda azalma
saptanıyor. Romberg testi pozitif olan hastanın öyküsünden 2 yıl önce peptik ülser
nedeniyle gastrektomi ameliyatı geçirdiği öğreniliyor.
Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? (Eylül 2005)
A) Dar spinal kanal
B) İntradural-ekstramedüller tümör
C) Subakut kombine dejenerasyon
D) Tabes dorsalis
E) Spinal musküler atrofi
SUBAKUT KOMBİNE DEJENERASYON (NÖRO-ANEMİK SENDROM)
B12 vitamin yetersizliğine bağlı beyin, medulla spinalis, optik sinir ve periferik
sinirler etkilenir.
En ağır hasar medulla spinalisde arka ve lateral kordonlarda görülür.
Ekstremitelerde parestezi, yorgunluk hissi ve ağırlık yakınmaları oluşur. Hastalık
ilerledikçe spastik-
ataksik yürüyüş ortaya çıkar.
(Cevap C)
42. Yetmiş yaşında bir erkek hasta, 4 gün içinde yavaşça ilerleyerek yerleşen
simetrik bir kuadriparezi
nedeniyle getiriliyor. Duyu muayenesi normal olan hastanın refleksleri alınamıyor
ve iki yanlı fasiyal
parezisi olduğu saptanıyor.
Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? (Eylül 2005)
A) Gullian-barre sendromu
B) Servikal medulla basısı
C) Pons hematomu
D) Atlanto axial subluksasyon
E) Baziller arter trombozu
GUILLAIN-BARRE SENDROMU
Periferik sinirler karşı antikor gelişir. Viral ve bakteriyel (Campilobakter
jejuni) ile
enfeksiyonlar tetiklenbilir.
Başlangıçta duyu semptomlar belirgindir.
Daha sonra distalden başlayan ve asendan olarak ilerleyen paraliziler başlar.
Tanı:
Hastalarda BOS proteinleri yüksektir. BOS’ta yüksek protein olmasına karşı hücre
görülmez. (Albu-
mino, sitolojik dissosiasyon)
Tedavi:
Plazmaferez uygulanması seçilecek ilk tedavi metodudur.
Ayrıca intravenöz human immunglobolin G (IVlG) bu hastalarda düzelmeyi
hızlandırmaktadır
(Cevap A)
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
37
KÜÇÜK STAJLAR
43. Aşağıdakilerden hangisi deliryuma yol açan durumlardan biri değildir? (Eylül
2005)
A) Kardiyak aritmi
B) Elektrolit denge bozukluğu
C) Posttravmatik stres bozukluğu
D) Hiperparatiroidi
E) Tiamin yetersizliği
DELİRYUM
Beyin işlevlerinin bedendeki herhangi bir patolojiden etkilenmesi ile ortaya çıkar.

Konfüzyon ve bilinç düzeyi bozukluğu ile karakterize akut başlangıçlı ve genellikle


geri dönü şümlü
bir bozukluktur. Kognitif (bilişsel) yetilerde bozulma eşlik eder (bellek, dikkat
ve konsant rasyon,
oryantasyon, konuşma).
Emosyonel dalgalanma, halusinasyonlar ve mantıksız dürtüsel şiddet içeren
davranışlar olabilir. Tipik
olarak semptomlar geceleri şiddetlenir. Hemen her klinikte günlük pratikte herzaman
rastlanılan
bir tablodur.
Sebepleri:
Beyinle ilgili nedenler
• Serebrovasküler olaylar
• İntrakranial enfeksiyonlar
• Travmalar
• Tümörleri
• Epilepsi
• Yoksunluk sendromları
Metabolik
• Karaciğer, böbrek yetmezliği
• Sıvı-elektrolit bozuklukları
• Vitamin eksiklikleri
• Hipertansiyon
• Hipo-hiperglisemi
• Adrenal patolojiler
• Akut pankreatit
• Hipertermi
Toksik
• Zehirlenmeler
Diğer
• Cerrahi
• Aritmiler
• Travma
Post Travmatik Stres Bozukluğu
Herkes için ağır sayılabilecek olağan dışı travma (deprem vs) ile karşılaştıktan
sonra olayın tekrar
tekrar yaşanması, tepkilerde yavaşlama, dış dünyaya ilginin azalması ile belirli
ruhsal bozukluktur.
38
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
Bulgular:
Anksiyete, depresyon, obsesiv hatırlama, kompulsiv şekilde suçluluk hissi duyma,
irritabilite, yatak
ıslatma ve aşırı alkol kullanımı sayılabilir. PTSB’nin bulgularının 2 gün ile 1 ay
sürmesi durumuna akut stres bozukluğu denir ve bu durum trav-
madan sonraki 3 hafta içinde ortaya çıkar.
(Cevap C)
44. Aşağıdaki SSS tümörlerinden hangisinin prognozu en kötüdür? (Nisan 2005)
A) Optik gliom
B) Medulloblastom
C) Serebellar astrositom
D) Prolaktinoma
E) Anaplastik meningiom
MEDULLOBLASTOMA
• En sık bulgusu kusma ve başağrısıdır.
• Ayrıca huzursuzluk, diplopi, meningismus ve serebellar bulgular görülür.
• Subaraknoid aralık boyunca BOS yoluyla yayılım sıktır.
• BOS’un yayıldığı yerlere implantasyonla yayılır. Meninks tutulumu vardır.
• Desmoplastik variant sıklıkla genç yetişkinlerde bulunur.
• Sıklıkla serebellum vermiste görülürler.
MR da 4. ventrikülde yerleşmiş medulloblastoma
Tedavi: Cerrahinin amacı agresif ama sensitif bir rezeksiyondur.
Radyosensitiftirler ve %25-30’u agresif
radyasyon tedavisiile tedaviedilir. Çocukların en malign tümörü medulloblastomadır.
Tanı konulduğunda yaşam süresi 9 ay kadardır.
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
(Cevap B)
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
39
KÜÇÜK STAJLAR
40 TUSTIME TÜM TUS SORULARI 45. Elli yaşında bir erkek hasta, giderek artan işitme
kaybı ve yürürken sağa doğru düşme eğilimi şikayetleriyle başvuruyor. Hastanın
öyküsünden yıllardır zaman
zaman ortaya çıkan baş dönmesi olduğu öğreniliyor. Fizik muayenede hafif sağ
santral fasiyal parezi, yüzde duyu kaybı, sağda serebellar testlerde orta derecede
bozukluk ve sağ tarafta iletim tipi işitme kaybı saptanıyor. Bu hasta için en olası
tanı aşağıdakilerden hangisidir? (Nisan 2005)
A) Serebellar kanama
B) Serebellar infarkt
C) Pontin enfarkt
D) Serebellopontin açı tümörü
E) Olivopontoserebellar atrofi
Serebellopontin açı tümörleri dendiğinde ilk akla gelen akustik nörinomdur. Kulak
çınlaması, ver- tigo, işitme kaybı gibi semptomlar oluşturur. Çok büyümesi halinde
5. ve 7. sinir bası bulguları
oluşabilir.
MR da sağ pontoserebellar köşe tümörü
(Cevap D)
46. Boyun disseksiyonu yapılan bir hastada ameliyat sonrasında sol tarafta enoftal-
mus, ptozis ve pupil konstrüksiyonu gelişmesi durumda öncelikle aşağıdakilerden
hangisi düşünülür? (Eylül 2004)
A) Sempatik sinir trunkus travması
B) İnternal karotid arter tavması
C) Eksternal karotid arter travması
D) Göze sürülen merheme reaksiyon
E) Lingual arter bağlanması
Sempatik sinir trunkus travmasında veya bası yapan tümörlerde (Pancoast akciğer
tümörü) Horner
sendromu gelişir. Horner sendromunda üst göz kapağına tonus kazandıran düz kas olan
Mül- ler kası inervasyonu bozulduğundan ptosiz oluşur. Ayrıca Parasempatik
hakimiyet olduğundan
etkilenen taraf gözde miyozis oluşur.
Horner Sendromu
(Cevap A)
47. Aşağıdakilerden hangisi Alzheimer hastalığının belirtilerinden biri değildir?
(Eylül 2004)
A) Unutkanlık
B) Vibrasyon duyusu kaybı
C) Konuşma bozukluğu
D) Cisimleri, dokunmakla tanımada güçlük
E) Motor aktivitede azalma
Alzheimer demansında unutkanlık, afazi, asterognozi (cisimleri tanıyamama), apraksi
(becerik- sizlik), motor aktivitede azalma, kişilik değişikliği ve psikotik
bulgular oluşabilir. Ancak vibrasyon
duyusu gibi derin duyular etkilenmez.
(Cevap B)
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
41
KÜÇÜK STAJLAR
42 TUSTIME TÜM TUS SORULARI 48. Sol gözünde görme kaybı nedeniyle başvuran 25
yaşındaki kadın hastanın fizik muayenesinde optik nörit bulguları saptanıyor. Beyin
omurilik sıvısı incelemesinde
oligoklonal bant pozitif bulunmuş, manyetik rezonans görüntülemede beyinde peri-
ventriküler hiperintens alanlar gözlenmiştir.
Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? (Eylül 2004)
A) Amiyotrofik lateral skleroz
B) Primer lateral skleroz
C) Myastenia gravis
D) Multipl skleroz
E) Tuberöz skleroz
MULTIPL SKLEROZ
• MS genç erişkinlerde görülen demiyelinizan bir hastalıktır. Semptomlar
• Halsizlik, parestezi, retrobulber nörit, diplopi ve sfinkter sorunlarına bağlı
idrar kaçırma
• Hastalık relapslar ve remisyonlarla gider.
• Myelin basic protein (MBP) T hücreleri için en önemli antijendir. Hastaların kan
ve BOS’larında MBP-reaktif T lenfositler bulunmaktadır.
• MS hastalarının serumlarında ayrıca myelin komponentlerine karşı (myelin
oligodendrosit gliko- protein-MOG) antikorlar bulunmaktadır.
• Optik sinir lezyonları MS’de başlangıç bulguları arasında en sık
görülenlerdendir.
• I. motor nöron, duyu nöron ve otonomik SSS nöronlarını tutar, 2. motor nöron ve
periferik sinirleri tutmaz. Tanı
• MR’da plakların varlığı
• Uyarılmış potansiyeller BOS’da oligoklonal bandların gösterilmesi multipl skleroz
tanısını destekleyen laboratuar bulgularıdır.
MS hastasında MD da periventriküler ve spinal kordda demiyelizan plaklar
Tedavi: Akut atakta glukokortikoid kullanılır, plazma Exchange’i yapılır. Yine bu
amaç için MTX, siklofosfamid,
IVIG kullanılabilir. Remisyonun sürdürülmesi için INF-Beta kullanılmaktadır. INF-
Beta immunmodulatör etki ile T hücre
proliferasyonun azaltmakta, inflamasyonu baskılamaktadır. Glatiramer asetat 4
aminoasidin (l-lizin, l-glutamat, l-alanin, l-tirozin) random kombinasyonundan
oluşan bileşiktir. MHC molekülünü bloke ederek etki göstermektedir.
(Cevap D)
49. Dört saat önce travma geçiren hastanın fizik muayenesinde sağ kulaktan kanlı
akıntı, aynı tarafta periferik fasiyal ve abdüsens paralizisi saptanmıştır.
Bilinci açık olan hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? (Nisan 2004)
A) İntrapontin hemoraji
B) Wallenberg sendromu
C) Epidural hematom
D) Subdural hematom
E) Kafa kaidesi kırığı
Petroz kemik kırıkları, longitudinal ya da transvers olabilir.
Longitudinal kırıkları daha sıktır ve bu kırıklar da orta kulak ve kulak
kemikçiklerinde harabiyet olur. Transvers kırıklarda iç kulak etkilenir ve N.
fasialis yaralanır.
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
Temporal kemik longitudinal kırık
Temporal kemik transvers kırık
(Cevap E)
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
43
50. Aşağıdakilerden hangisi serebellar sendrom bulgularındandır? (Nisan 2004)
A) Lezyon tarafında disdiadokinezi
B) Epilepsi
C) Lezyon karşısında apraksi
D) Pasif harekette hipotoni
E) Lezyon tarafında internükleer oftalmopleji
Cerebellum temel görevi kastan ve beyinden bilgi alıp karşılaştırmak, böylelikle
hareketin doğru
yapıldığı konusunda bilgi edinmektir. 1- Archicecerebellum: Cerebellumun en eski
parçası olan lobus flocconodularisten oluşur ve
denge ile ilgilidir. Flocculonodular lob vestibüler çekirdeklerle bağlantılıdır ve
en önce gelişmiş olan lobdur. Archicerebellum’da denir. Özellikle postür ve denge
için
gereklidir. Harabiyetinde denge kaybı ve ataksi oluşur. 2- Paleocerebellum
(anterior serebellum): Kas ve tendonlardan proprioseptif duyular alır.
Medulla spinalisle bağlantılıdır. Lezyonunda semptom olmaz. 3- Neocerebellum
(posterior serebellum): Filogenetik açıdan en yeni parçadır. Beyinle
bağlantılıdır. İstemli hareketlerin koordineli, düzenli yapılmasını sağlar.
Hareketin genişliğini,
yönünü, kuvvetini ayarlar. Neoserebellum lezyonlarında disartri, dismetri,
intensiyo- nel tremor ve disdiadokokinezi oluşur.
Serebellum lobları
(Cevap A)
51. Demansa genellikle jeneralize myoklonik kasılmanın eşlik ettiği nörolojik
hastalık
aşağıdakilerden hangisidir? (Nisan 2004)
A) Alzheimer
B) Creutzfelt jacob
C) Parkinson
D) Huntington
E) Pick hastalığı
KÜÇÜK STAJLAR
TUSTIME TÜM TUS SORULARI 44
Creutzfeldt-Jakob (CJD) hastalığında beyinde görülen süngerleşme
(Cevap A)
52. Aşağıdakilerden hangisi mononöropati multiplekse neden olmaz? (Eylül 2003)
A) DM
B) Kriyoglobulinemi
C) PAN
D) Romatoid artrit
E) Tüberküloz menenjiti
Mononöritis multipleks, değişik pleksuslardaki sinir etkilenmelerine verilen addır.
Örneğin lomber
pleksustaki etilenmeyi göstern düşük ayak, brakial eldeki etkilenmeyi gösteren elde
parestezi gibi. Mononöritis multipleks vaskulitik etkilenmenin tipik bulgusudur.
Özellikle PAN vaskulitinde oldukça
tipiktir. Bunun yanında DM nöropatide, romotaid artritte ve kriyoglobulinemik
vaskulitte görülebilir.
(Cevap E)
Creutzfeldt-Jakob (CJD) hastalığı
• Creutzfeldt-Jakob (CJD) hastalığı nadir görülen bir nörolojik bozukluktur.
• Cerebeller ataksi, myoklonik kasılmalar, demans ve ölümle seyreder.
• Tipik histopatolojisinde Spongiyoform dejenerasyon görülür.
• Özellikle cerebral ve cerebellar kortekste vakuoler dejenerasyon görülür.
• Hastalık etkeni 1982’de tanımlanmıştır. Sadece proteinden oluşan prion adı
verilen hastalık
etkeninin, herhangi bir nükleik asit taşımadığı bilinmektedir.
• İnsan beyninde normalde endojen bulunan prion ilişkili protein (PrPc) yerine
hastalık yapan
prion modifiye protein (PrPSc) geçer. Bu nedenle nöron bağlantıları bozulup
• CJD hastalığı oluşur. İngilterede çıkan son salgında hastalığın değişik bir formu
oluşup, hızlı ilerleyen (bir sene kadar) klinik oluşturmuştur.
• Özellikle hamburger tipi fastfoodla beslenen gençlerde dana etinden hastalık
bulaşabilmektedir.
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
45
KÜÇÜK STAJLAR
53. Kırk beş yaşında erkek hasta yaklaşık 14 yıldır yılda 4 kez gözlenen 16 gün
süren ve günde 5 kez olan baş ağrısından şikayetçidir. Hastanın öyküsünde ağrıların

genellikle aynı saatlerde ortaya çıktığı ve ağrıyı yüzünün sol tarafında yüz
etrafında hissettiği, ağrı ile birlikte gözde kızarıklık, göz yaşarması ve aynı
tarafta alın ve göz
yaşarması olduğu söyleniyor. Bu hasta için en olası tanı nedir? (Eylül 2003)
A) Epizodik gerilim baş ağrısı
B) Oftalmoplejik migren
C) Epizodik küme baş ağrısı
D) Kavernöz sinüs trombozu
E) Trigeminal nevralji
(Cevap C)
54. Progresif işitme kaybı şikayetiyle gelen 20 yaşındaki bir hastanın fizik
muayenesinde sensorinöral işitme kaybı, mental durumda bozulma, serebellar ataksi,
derin ten-
don reflekslerinde azalma, çorap-eldiven tarzı duyu kusuru ve retinitis pigmentosa
saptanıyor. Elektromiyografik incelemede ise polinöropati gözleniyor.
Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? (Nisan 2003)
A) Friedreich ataksisi B) Refsum hastalığı
C) Myotonik distrofi D) Alport sendromu
E) Paget hastalığı
REFSUM HASTALIĞI Refsum sendromu fitanik asitin kanda ve dokularda biriktiği lipit
metabolizması bozukluğu ile karakterize,
nörolojik hasar ile kendini gösteren yavaş progresif bir hastalıktır. Klinik: 4
major bulgusu vardır.
• Retinitis pigmentosa
• Periferal nöropati
• Ataksi
• Bos sıvısında protein artışı (Pleositozis olmaksızın)
Diger:
• Nistagmus
• Anosmi
• İktiyozis
• Epifizyal displasi Etyoloji:
Bu sendrom otozomal resesif geçiş gösterir. Esas biyokimyasal anormallik fitanik
asitin birikmesidir. Refsum sendromlu hastalar fitanik asit degradasyon özelliğini
kaybetmişlerdir. İnsan vücudu fitanik
asiti üretemez, fitanik asit diyet sayesinde alınır. Refsum hastalardaki
semptomların tümü bu birikme nedeniyle ortaya çıkar. Fitanik asit diyetle
alındığından, fitanik asit içeren yiyeceklerin diyetten
çıkarılması semptomların oluşmasını engeller, oluşan semptomların gerilemesini ve
stabilleşmesini sağlar. Bu sendromdaki defektli enzim peroksizomlarda bulunan ve
dallı yağ asidlerini yıkan fitanoil-
CoA hidroksilaz’dır. (alfa-oksidaz)
46
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
Epidemiyoloji:
Bu sendrom erken çocukluktan 50 yaşına kadar herhangi bir zamanda ortaya
çıkabilmesine rağmen
genelde ilk 20 yıl içerisinde görülür. Kadınlar ve erkekler eşit oranda etkilenir.
Tedavi:
Refsum hastalığı tedaviye en iyi yanıt veren lipid depo hastalığıdır. Fitanik asit
içeren yiyeceklerin
diyetten çıkarılması plazma konsantrasyonunu düşürür. Bu düşüş aylarca
görülemeyebilir. Bu
durum fitanik asitin fitanat olarak depolanabilmesinden kaynaklanmaktadır. Diyete
uyuma bağlı
olarak periferal nöropati kaybolur, iktiyozis azalır. Fakat görme ve duyma ile
ilgili problemler
gerilemez. Sadece ilerleme durdurulabilir.
Fitanik asit içeren yiyecekler; tuna balığı, morina balığı, mezgit, kuzu eti,
haşlanmış biftek, beyaz
ekmek, beyaz pirinç, haşlanmış patates, yumurta sarısı.
Plazmaferez diyet tedavisine pozitif başlangıç cevabı oluşması için eklenebilir.
Yaşamın erken
yıllarında standart, zamanlı ve doğru tedavi ile tedavinin etkisi artırılabilir.
(Cevap B)
55. Yetişkinlerde görülen beyin tümörlerinden hangisinin prognozu en kötüdür?
(Eylül 2003)
A) Astrositom grade III
B) Oligodendrogliom
C) Epandimom
D) Glioblastoma multiforme
E) Medulloblastom
Glioblastoma multiforma erişkinlerde en sık görülen ve en kötü prognozlu beyin
tümörüdür. Çocuklarda
en sık görülen beyin tümörü pilositik astrositom, en kötü prognozlu beyin tümörü
ise medulloblastomdur.
(Cevap D)
56. Akut bir baş boyun bölgesi yaralanmasında öncelikle aşağıdakilerden hangisi
yapılmalıdır? (Eylül 2002)
A) Röntgen çekilmesi
B) Solunum yolunun açık tutulması
C) İdrar sondası takılması
D) İntravenöz sıvı verilmesi
E) Taze kan verilmesi
Travmalarda ilk yapılması geren temel yaşam desteği A: Airway, B: Breath
C: Circulation sağlamaktır. Yani solunum yolunun açık tutulması ve havalanmanın
sağlanmasıdır.
(Cevap B)
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
47
KÜÇÜK STAJLAR
57. Aşağıdakilerden hangisinde gözlük şeklinde periorbital ekimoz gözlenir?
(Eylül 2002)
A) Akut subdural hematom
B) Epidural hematom
C) Kafa kaidesinde kırık
D) İntraventriküler kanama
E) Travmatik subaraknoid kanam
Kafa tabanı kırıklarında periorbital ekimoz oluşur.
(Cevap C)
58. Myastenia graviste aşağıdaki kaslardan hangisinin fonksiyonunda kusur gelişmez?

(Eylül 2002)
A) Orbikülaris okuli
B) Levator palpebrae
C) İnterkostal kaslar
D) Pupilla fonksiyonlarını düzenleyen kaslar
E) Proksimal ekstremite kasları
Myastenia graviste iskelet kasındaki Nikotinik Ach reseptörüne antikor gelişir. Düz
kaslarda et-
kilenme olmaz. Bu nedenle pupil kaslarında etkilenme olmaz.
(Cevap D)
59. Diyabetik bir hastada sağ el baş parmak, işaret parmağı ve orta parmağında
uyuşukluk, duyu kaybı,
baş parmakla orta parmağın uç uca birbirine değdirilememesi ve tenar atrofi
görülüyor.
Hastada aşağıdaki sinirlerin hangisini tutulmuş olduğu düşünülmelidir? (Eylül 2002)

A) N.medianus B) N.aksillaris
C) N.ulnaris D) N.muskulokutaneus
E) N.radialis
Diabetik hastalarda yüksek kan şekeri pro- teinlerde glikolizasyon oluşturmaktadır.

Glikozile protein ürünler dokularda birik- mekte ve mikrovaskuler komplikasyonlara


neden olmaktadır. DM hastalarda en sık görülen kronik komplikasyon nöropatidir.
Nöropati duysal, motor, otonom olabilir. En klasik nöropati eldiven çorap tarzı
duyu
kusuru ile giden nöropati formudur. Dia- betik ayak nöropatiye sekonder gelişen
komplikasyondur.
Diyabetik ayak
48
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
Diyabetik ayak
Otonom nöropati: Postural hipotansiyon başlıca belirtileridir. Erkeklerde impotans
görülür.
Anormal gastrointestinal motilite bağlı diabetik gastroparezi görülebilir. Mide geç
boşalır. Ayrıca
kolon motilitesi azaldığında bakterilerin aşırı çoğalmasına bağlı ishal (gece)
görül-
ebilir.
Diabetik amyotrofi: N.femoralis hasarına bağlı femur çevresi kaslarda atrofi
oluşur.
Diabetik radikülopati
Diabetik mononöropati: En sık tutulan kranial sinir 3. kafa çifti.
Charcot eklemi: Derin duyu bozulduğu için eklem kıkırdağı dejenere olup eklem
içine düşer.
Charcot eklemi
(Cevap A)
60. Küme baş ağrısında profilaktik tedavide kullanılmayan ilaç hangisidir?
A) Ergotamin
B) Verapamil
C) Metizerjit
D) Propranolol
E) Kodein
Küme başağrısında tedavi ve proflaksi migrenle aynıdır. Ancak küme başağrısında
histamin artışı
etken olduğundan, histamin liberatörleri kullanılamaz. Bu nedenle kodein gibi opiat
histamin lib-
eratörü olduklarından tedavide yeri yoktur.
(Cevap E)
61. Lomber ponksiyon, aşağıdaki durumlardan hangisinde kontrendikedir?
(Nisan 2002)
A) Spinal kord tümörü
B) İntrakranial tümör
C) Tüberküloz menenjit
D) Myelitler
E) Multiple skleroz
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
49
KÜÇÜK STAJLAR
Endikasyonları:
• BOS basıncı ölçülmesi
• Hücre, kimyasal ve bakteriyolojik incelemeler (subaraknoid kanamalar, menenjit,
ensefalit)
• Myelografi, sisternografi için radyoopak madde verilmesi
• Kemoterapi (İntratekal metotreksat) Kontrendikasyonları;
• İntrakranial kitle şüphesi (Serebral herniasyon riski var)
• LP yerinde lokal enfeksiyon
• Koagulopati
(Cevap B)
62. Altmış yaşındaki bir erkek hastada konuşma güç, sağ yüz ve vücut yarısında
uyuşma, sağ kolda kuvvet azlığı tespit ediliyor. Serebrovasküler olay düşünülen bu
hastada, tabloya hangi damarın tıkanıklığı yol açmış olabilir? (Nisan 2002)
A) Sağ karotid arter
B) Sol anterior serebral arter
C) Sol orta serebral arter
D) Sağ posterior serebral arter
E) Sol posterior inferior serebellar arter
A.serebri medianın aterosklerotik tıkanması stroke en sık sebebidir. ASM tıkandığı
zaman dominans
(sol) hemisfer etkilenmiş ise afazi gelişir. Ayrıca motor ve duysal kayıp oluşur.
(Cevap C)
63. Kafa travması geçirmiş, fokal nörolojik bulguları bulunan, şuuru kapalı olan 62

yaşındaki bir erkek hastada akut evrede ilk başvuruda gereken radyolojik yöntem
hangisidir? (Nisan 2002)
A) Ön-arka kafa grafisi
B) Ultrasonografi
C) Angiyografi
D) Manyetik rezonans görüntüleme
E) Bilgisayarlı tomografi
Kafa travmasında norolojik bulgular var ise, bilinç kaybı varsa ilk yapılacak
tetkik BT dir. BT intrakra-
nial bası, olası kanamayı, kranial fraktürü gösterir.
(Cevap E)
64. Aşağıdakilerden hangisi HIV virüsüne bağlı nöropsikiyatrik komplikasyonlardan
değildir? (Eylül 2001)
A) Anksiyete B) Depresyon
C) Demans D) Trikotillomani
E) Konvülsiyon
50
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
HIV ilişkili Psikiyatrik Bozukluklar
Demans: Nedenler; HIV ve eklenebilen MSS enfek siyonları, MSS neoplazmaları,
sistemik bozukluk-
lar ve endokrinopatilerle oluşan MSS anormallikleri ve ilaçların MSS yan
etkileridir. Deliryum: HIV enfeksiyonlu hastalarda demansa ne den olan benzer
nedenlerle ortaya çıkabilir.
Deliryum tanısı az konulmaktadır. Anksiyete bozuklukları: HIV enfeksiyonlu hastalar
anksiyete bozukluklarından birine sahip ola-
bilir fakat yaygın anksiyete bozukluğu, posttravmatik stres bozukluğu ve obsesif-
kompulsif bozuk- luk daha yaygındır.
Uyum bozukluğu: Anksiyeteli veya çökkün duy gudurumlu uyum bozukluğu bildirilenlere
göre HIV
enfeksiyonların %5-20’sinde görülür. Depresif bozukluklar: Depresif bozuklukların
tanı ölçütlerini karşıladığı bildirilen HIV enfeksiyonlu
hastaların oranı %4-40’tır. Madde kötüye kullanımı: Hastalar depresyon veya
anksiyeteyle başa çıkmak için düzenli olarak
ilaçları kullanma eğilimindedirler. İntihar düşüncesi ve girişimleri: HIV
enfeksiyonlu ve AIDS’li hastalarda artmış olabilir.
Özkıyımın risk etkenleri; AIDS’le ilgili nedenlerle ölen arkadaşları nın olması;
pozitif HIV antikor test sonucu; nüksler, eşcinsellikle ilgili sosyal güçlükler,
yetersiz sosyal ya da mali destek, demans veya
deliryumun varlığıdır. Aşırı kaygılı durum: Seronegatif olmalarına ve hastalık
olmamasına karşın yüksek risk grubun daki
kişiler anksiyözdürler ya da virüs bulaşması konusunda obsesyonları vardır.
Semptomlar yaygın anksiyete, panik ataklar, obsesif kompulsif bozukluk ve
hipokondriyazisi içerir. Tekrarlanan se-
ronegatif test sonuçları bazı hastalara yeniden güven verir. Bu güvenin
sağlanılmadığı kişilerde destekleyici veya içgörü yönelimli terapi uygun olabilir.
(Cevap D)
65. İntraserebral kanamanın en sık görüldüğü beyin bölgesi neresidir? (Eylül 2001)
A) Serebral hemisferler
B) Beyin sapı
C) Putamen
D) Serebellum
E) Parietal lob
Hipertansif Serebral Kanama Beyin kanaması nedenleri sırasıyla hipertansif
kanamalar, anevrizma veya AVM, kanama diatezi ve
amiloid anjiopati ve diğerleri. En sık hipertansif kanamalar putamen düzeyine
olmaktadır. Bunun nedeni bazal ganglionları bes-
leyen arterlerin (a. Talamostriata-a.lentikulostriata) ASM’den dik açı ile
çıkmalarıdır. Bu nedenle sistemik basınç direkt olarak bu damarlara yansır.
Pontin kanamalarda; pinpoint pubil, şuur kaybı ve quadriparezi olur. Bütün beyin
kanamalarında amaç kafa içi basınç artışını kontrol altına almaktır.
Tedavi:
• Beyin kanamasında KİBAS önlemleri alınır.
• Yüzeyel beyaz cevher hematomlarında dekompresyon uygulanabilir.
• Rekombinan Faktör VII ümit vermektedir.
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
51
KÜÇÜK STAJLAR
52 TUSTIME TÜM TUS SORULARI Sağ putaminal hipertansif kanama ve orta hat shifti
(Cevap C)
66. Aşağıdakilerden hangisi temporal lob herniasyonu bulgularından değildir?
(Eylül 2001)
A) Primer optik atrofi
B) Oftalmopleji
C) Piramidal traktus tutulumu
D) Bradikardi
E) Cheyne-stokes solunumu
Kibasta Herniasyonlar
1) Subfalxian Herniasyon: Falx serebri altından gyrus cingulinin karşı tarafa
itilmesidir.
Başağrısı, bulantı, kusma ve görme kaybı oluşur.
2) Transtentorial Herniasyon: Tentoriumdan uncus ve hipokampusun herniye olmasıdır.
3. Kranial Sinir bası altında kalır (anizokori), hemiparezi- hemipleji ve deserebre
katılık oluşur.
3) Tonsiller Herniasyon: Foramen magnumdan, serebellar tonsiller girer ve medulla
oblonga- taya bası yaparlar. Ani şuur kaybı, ani solunum kaybı ve ani intermittant
opistotonus olur. Ense
sertliği, öğürme ve öksürük reflekslerinin kaybı görülür.
Kibasta herniasyon tipleri
(Cevap A)
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
67. İntradural ekstramedüller en sık spinal kord tümörü hangisidir? (Eylül 2001)
A) Ependimom
B) Astrositom
C) Menengiom
D) Kordoma
E) Anjioma
İntradural ekstramedüller tümörler
• Meningiomlar (en sık)
• Nörinoma (Schwannomalar)
İntradural-İntramedüller tümörler
• Astrositomlar
• Epandimoma
(Cevap C)
68. Komadaki bir hastada pupillalar küçük iğne ucu kadar ve sabit görünmektedir. Bu

hastada kanama nerededir? (Nisan 2001)


A) Diensefalon
B) Serebral hemisfer
C) Pons
D) Üst beyin sapı
E) Bulbus
Pons kanamalarında, opiat zehirlenmelerinde, organofosfat (kolinerjik) ilaç
zehirlenmelerinde
topluiğne başı denilen pubil oluşur.
(Cevap C)
69. Bir hastada pseudobulber felç varsa lezyon nerededir? (Nisan 2001)
A) Medullar nükleuslar
B) Pons
C) Kranial sinirler
D) Bulber nükleuslar
E) Traktus kortikobulbaris lifleri
Psödobulber palsi
V, VII, IX, X, XI ve XII kranial sinirlerin motor nükleuslarına giden kortikobulber
yolların dejenerasyo-
nuna bağlıdır. Yutma güçlüğü ortaya çıkar. Konuşma peltek ve monotondur.
Öğürme refleksi artmış ve dil hareketsizdir, dışarı çıkarılamaz. Hastalarda
emosyonel labilite, gülme
ve ağlama krizleri de görülür. Kortikobulber yol limbik sistemin içinden geçer. Bu
yolun etkilenmesi
nedeni ile emosyonel semptomlar oluşmaktadır.
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
53
KÜÇÜK STAJLAR
54
TUSTIME TÜM TUS SORULARI MR da 4. Ventriküle yerleşmiş me- dulloblastoma
(Cevap B)
71. Genç hastada kafa grafîsinde sellada genişleme ve suprasellar kalsifikasyon
saptanırsa en olası tanı hangisidir? (Eylül-2000)
A) Tuberoz skleroz
B) Kraniofarengioma
C) AVM
D) Sturge-Weber
E) Prolaktinoma
Kortikobulber yol
(Cevap E)
70. Medullablastomlar beynin hangi bölümüne yerleşir? (Nisan-2001)
A) Corpus collosum
B) Serebellum
C) Paryetal lob
D) Mezensefalon
E) Tentorium
Pilositik astrositom, medulloblastom, ependimom posterior fossadan köken alan
tümörlerdir. Medullo- blastom, PNET tümörü olup dördüncü ventrikülden köken alır.
BOS yoluyla ekim yaparak yayılması
tipik özelliğidir.
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
Kraniofaringioma ön hipofizin Rathke kesesinden oluşması sırasında bu bölgedeki
embriyonik artıklardan
gelişen tümördür. Hipofiz yetmezliği ve diabetes insipitus oluşturur.
(Cevap B)
72. Parkinson hastalığında morfolojik değişiklikler nerede görülür? (Eylül-2000)
A) Nükleus dentatus B) Korteks
C) Substantia nigra D) Subtalamik nükleus
E) Kaudat nükleus
Parkinson Hastalığı Tremor, rijidite, bradikinezi, postürel instabilite ile
karakterizedir.
En sık nedeni idyopatik Parkinson hastalığı olup, başka dejeneratif beyin
hastalıklarında da temel veya ek bulgu olarak görülür. Sekonder Parkinsonizm için
araştırılacak diğer nedenler: ilaç kullanımı
hikayesi (nöroleptikler, rezerpin, lityum gibi), intoksikasyonlar (karbon monoksit,
manganez, siyanid, karbon disulfit, disülfüram), tümör, vasküler (multi-infarkt),
hidrosefali, hipoksi ve travmadır.
Hastalığın karakteristik bulguları tremor, rijidite, bradikinezi ve postür
değişiklikleridir. Parkinson tremoru istirahatte belirgin olup, kaba ritmik,
fleksiyon-ekstansiyon, pronasyon-supinasyon hareketlerinden
meydana gelir. Para sayar tarzda tremor da sık görülür. Tremor ekstremitenin
distalinden başlayarak proksimale ilerler, aylar veya yıllar sonra diğer ekstremi-
teye geçebilir. Emosyonel stres ve dikkatle şiddeti artar. Hastalarda değişen
derecelerde rijidite mevcuttur. Yürüme muayenesi sırasında postural değişiklikler
fark edilebilir. Hasta genel fleksiyon
postüründedir. Yürürken kolların asosiye hareketleri azalmıştır. Ufak adımlarla
yürür, harekete başlamada ve başladıktan sonra sonlandırmada zorluk
çeker.Bradikinezi en çok karşılaşılan
problemlerden biridir. Yüz mimiklerinde azalma (maske yüz) belirtisi tespit edilir.
El yazısı küçük harflerle olup yazmaya başladıktan sonra giderek küçülür
(mikrografi).
Fizyopatolojisinde nigrostriatal yolaktaki inhibitör nitelikli dopaminarjik
nöronların kaybı söz
konusudur.
Dopaminerjik nöronların kaybı ile striatumdan GABA ve Ach salınımı artar. Buna
bağlı olarak par-
kinson kliniği ortaya çıkar
Parkinson Tedavisi Parkinson tedavisinde L-Dopa kullanılmaktadır. L-dopanın
periferik dekarboksilazlarca yıkımını önle-
mek için dekarboksilaz inhibitörleri kullanılır. Bunlar karbidopa ve
benzarasid’tir. Ayrıca tedavide antikolinerjikler, antiviral bir ajan olan
amantadin, dopamin agonistleri ve bir MAO-B inhibitörü
olan selejilin kullanılır.
(Cevap C)
73. Broca afazisinde a.cerebri medianın beslediği alanda görülen enfarktüs nerede
görülür? (Eylül-2000)
A) Temporal lob
B) Frontal lob
C) Fasikulus arcuatus
D) Gyrus angularis
E) Oksipital lob
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
55
KÜÇÜK STAJLAR
56 TUSTIME TÜM TUS SORULARI Beynin lateral yüzünü besler. Broca, Wernicke konuşma
sahaları ve el-kol-yüzün motor ve duysal sahalarının beslenmesinden sorumludur.
Orta serebral arter
İnferior frontal gyrus (pars triangularis): Konuşmanın motoralanıdır. Lezyonunda,
Broka (expresif)
afazisigelişir, hasta konuşamaz, ancak iyi anlar.
Beyin gyrusları
(Cevap B)
74. Ekstramedüller intradural yerleşimli spinal sinir tümörü hangisidir? (Nisan
2000)
A) Menengiom
B) Ependimom
C) Metastatik tümör
D) Astrositom
E) Hemangioblastom
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
İntradural, ekstramedüller tümörler
• Nörofibrom
• Menengiom
• Ekzotik ependimom
İntradural, intramedüller tümörler
• Astrositom
• Ependimom
Ekstradural tümörler
• Genellikle metastatik tümörler
(Cevap A)
75. Aşağıdaki durumların hangisinde papilla stazı görülmez? (Nisan 2000)
A) Arteryel hipertansiyon malign fazı
B) Kafa içi basınç artışı sendromu
C) Malign tirotoksik ekzoftalmi
D) Santral retinal ven oklüzyonu
E) Amyotrofik lateral skleroz
Papilödem kafa içi basıncın arttığı (kanama, tümör, menenjit, hidrosefali, karanial
sinostozis..) du-
rumlarda görülen, gözdeki optik sinirin sınırlarının silinmesi ile kendini göstren
bulgudur. Pap-
ilödem uzun sürdüğünde optik atrofiye sebep olabilmektedir. Papilödem ayrıca retina
damar
hastalıklarında, hipertansiyonda, vaskülitlerde ve tiroid oftalmopatisinde
görülebilir.
ALS motor nöron hastalığıdır. Papilödem görülmez.
(Cevap E)
76. Spontan intraserebral kanamanın en sık görülen nedeni hangisidir? (Nisan 2000)
A) Anevrizma
B) Hipertansiyon
C) Tümör
D) AV malformasyon
E) Kan diskrazileri
Spontan intraserebral kanamnın en sık sebebi hipertansiyondur. Hipertansiyonda en
sık putaminal
kanama olmaktadır.
AV malformasyonda subaraknoid kanama ve parankimal kanamlar oluşabilir. Willis
poligonunda
görülen Berry anevrizmasında ise subaraknoid kanama görülür.
(Cevap B)
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
57
KÜÇÜK STAJLAR
77. ”Primidone” aşağıdaki hastalıklardan hangisi için özel bir ilaçtır? (Nisan-93)
A) Şizofreni
B) Nevroz
C) Depresyon
D) Epilepsi
E) Kore
Primidon, fenobarbitale dönüşü etki gösteren anti-epileptik ilaçtır. Ayrıca
esansiyel tremorda da
kullanılır.
(Cevap D)
78. Beyin ölümü tanısını hangisi desteklemez? (Eylül 99)
A) Derin tendon reflekslerinde artma
B) Deserebrasyon rijiditesi
C) Kalbin durması
D) Spontan solunumun olmaması
E) EEG’nin düz çizmesi
KLİNİK ÖLÜM
Solunum ve kalp durması ile karakterizedir.
SEREBRAL (KORTİKAL) ÖLÜM
Serebral hemisferlerin, korteksin ölümü ile karakterizedir, derin komaya karşın
spontan solunum devam
eder.
BEYİN SAPI ÖLÜMÜ
Spontan solunum dahil tüm beyin sapı reflekslerinin kaybı ile karakterizedir. Tıbbi
ve kanuni otoriteler,
mekanik ventilasyonla desteklendiğinde kalp atmaya devam etse bile beyin sapı
ölümünü kesin ölüm
olarak kabul eder.
BEYİN ÖLÜMÜ
Tüm beyin dokusunun; serebrum, serebellum, orta beyin ve beyin sapının ölümüdür.
BİYOLOJİK ÖLÜM
Beyin ile tüm dokuların kalp, akciğerler, böbrekler, karaciğer, deri vs.nin
ölümüdür. Resüsite edilmezse
klinik ölümü takiben biyolojik ölüm kaçınılmaz.
BEYİN ÖLÜMÜNÜN TESHİSİ
Komanın derecesi Glasgow Koma Skalası’na (GKS) göre saptanabilir (Tablo I). Buna
göre GKS: 13-15
minimum, GKS : 9-12 orta, GKS≤8 siddetli beyin hasarı ve GKS<5 derin koma olarak
değerlendirilir.
Beyin ölümü tanısı klinik olarak, çesitli destekleyici testler ve radyonüklid
görüntüleme yöntemleri ile
konabilir.
58
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
Glasgow Koma Skalası
Göz açma skor
Spontan → 4 Emirle → 3 Ağrılı uyaranla → 2 Yok → 1 Motor cevap
Emirle ekstremite hareketleri normal → 6 Ağrılı uyaran lokalizasyonu → 5 Ağrılı
uyarana reaksiyon → 4 Ağrılı uyarana fleksiyon → 3 Ağrılı uyarana ekstansiyon → 2
Ağrıya cevap yok → 1 Sözlü cevap
Oryante-isim, yaş → 5 Konfüzyon → 4 Uygunsuz konuşma → 3 Anlamsız homurtu → 2 Cevap
yok → 1 KLİNİK BULGULARI DESTEKLEYİCİ TESTLER 1. EEG; sadece beyin korteksi
hakkında bilgi verir 2. Beyin Sapı Uyarılmış Potansiyeli (BAEP); Beyin ölümünün
olduğu bölgenin elektrofizyolojik aktivitesini gösterir. Beyin sapı ölümünü
gösteren, hasta başında uygulanabilen, hastaya zarar vermeyen en uygun test olup,
klinik tanıyı teyit etmek için yeterlidir. Asağıdakilerden biri varsa test
uygulanmaz:
• Kohlear iletim yolu patolojisi
• VIII. Kraniyal sinir kesisi
• Pons hemorajisi
• Posterior fossa operasyonu 3. Serebral dolasımın kesildiğinin gösterilmesi
Bilgisayarlı Tomografi: Beyin damar yatağının görülmesi serebral dolasımın
varlığını kesin olarak gös-
termez MRI (Magnetic Resonance Imaging) anjiyografi: Serebral dolasımı çok iyi
gösterir, fakat ventilatördeki
olgularda uygulama zorluğu vardır. Transkraniyal Doppler Sonografisi (TDS): Karotid
arterler ve bazilik arter hakkında bilgi verir. Radyonüklid Teknikler: Serebral
dolasımı kesin olarak gösterir, uygulama kolaydır. Transplantasyon
için kullanılacak organların da kanlanmasını gösterir. SPECT (Single Photon
Emission Tomography): Radyoaktif madde ( Tc99m HMPAQ) ile beyin per- füzyonu
arastırılır. Beyin dokusunda radyoaktif madde tutulumunun olmaması, beyin perfüzyo-
nunun olmadığını gösterir ve kesin beyin ölümü tanısı koydurur.
(Cevap A)
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
59
KÜÇÜK STAJLAR
79. Hipertansiyonu olan hastalardaki intrakranial kanamanın en sık lokalizasyonu
neresidir? (Eylül 99)
A) Talamus B) Putamen
C) Cerebellum D) Beyin sapı
E) Cerebral korteks
Hipertansiyonlu hastalarda en sık kanama bazal ganglionlara (putamen) olur. Bazal
gangliona
kanama sonucunda kapsula interna basısı ve buna bağlı hemipleji, hemihipoestezi
oluşur. Ayrıca kanama sonucunda kafaiçi basınç artımı ve herniasyon oluşabilir.
(Cevap B)
80. Santral sinir sisteminin hangi bölgesinin lezyonunda dengesizlik görülür?
(Nisan-99)
A) Anterior hipotalamus B) Serebellum anterior lob
C) Serebellum posterior lob D) Serebellum flokkulonoduler lob
E) Oksipital korteks
45. Sorunun açıklamasına bakınız.
(Cevap D)
81. Çocuklarda ve gençlerde en sık 3. ventrikülde, serebellumda ve optik sinirde
görülen glial tümör hangisidir? (Nisan 99)
A) Glioblastoma multiforme B) Pilositik astrositom
C) Ependimom D) Anaplastik astrositom
E) Oligodendrogliom
Pilositik Astrositomlar
Pediatrik yaş grubunda en sık görülen beyin tümörüdür. Çocuk ve gençlerde görülür
ve tipik ola rak 3 lokalizasyondan birinde ortaya çıkarlar ve beningdirler.
Yaklaşık 2/3’ü serebellumda, %25-30’u optik sinir ve kiazma bölgelerinde, %10-15’i
serebral hemisferde yerleşir.
Genellikle kistik olan bu tümörlerde solid tümör dokusundan oluşan bir mural nodül
vardır. Histopa-
tolojisinde Rosenthal fibrilleri görülmektedir.
Tedavi: Cerrahi, radyoterapi, kemoterapi
60
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
(Cevap B)
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
82. Pitozu olan, edrofonium verilince semptomları düzelen bayan hastada en olası
tanı
hangisidir? (Nisan-99)
A) Multipl skleroz
B) Myastenia gravis
C) Santral fasial paralizi
D) Okulomotor paralizi
E) Horner sendromu
MYASTENİA GRAVİS Nöromusküler kavşak hastalığıdır.
Otoimmün post-sinaptik asetil kolin reseptörlerine karşı gelişmiş antikor vardır.
Tekrarlayıcı hareketlerle
artan kas güçsüzlüğü ve antikolinesterazlarla bu güçsüzlüğün düzelmesi tipiktir.
Her yaşta başlayabilir. 20-40 yaş kadınlarda sıktır. %8-10 timoma ile birliktedir.
Hastalık çoğu zaman oküler belirtilerle en sık olarakta tek taraflı pitozisle
başlar. Daha sonra çift
görme eklenir. Tek başına bu bulgularla seyreden hastalara oküler MG denilir (%
10).
Konuşma güçlüğü, yutma güçlüğü, çiğneme güçlüğü ve solunum güçlüğü bulber
bulgulardır.
Erken yorulma ekstremitelerde daha önce başlayabilmesine rağmen sıklıkla bulber
bulgular daha önce
oluşur.
Tedavi
• Asetilkolinesteraz inhibitörleri (Pridostigmin),
• Steroidler, plazmaferez, immun supresifler, azotioprin, IgG ve timektomi
uygulanabilir. Tanı• Antikolinesteraz ilaçlardan yararlanılır. Edrofonyum klorid
(Tensilon) enjekte edilir.
• Gözle görülür iyileşme (pitozda düzelme) varsa test pozitiftir.
• EMG tanıda kullanılır.
(Cevap B)
83. Altmış yaşında aniden saçmalayarak gelen erkek hastada okuma ve söyleneni
tekrarlama bozuk ise hastada ne düşünürsünüz? (Nisan-99)
A) Alzheimer afazisi B) Global afazi
C) Broka afazisi D) Wernicke afazisi
E) Kondüksiyon afazisi
Wernicke konuşma alanı
• Fonksiyonu: Konuşmanın duysal merkezidir.
• Lezyonunda: Wernicke (reseptif) afazisi gelişir. Hasta kendi konuştuğunu bile
anlamaz, akıcı konuşur ve genelde hemiparezi yoktur, psikozla karışır.
Afazi tipleri
• Motor afazi (Broca afazisi): Hasta anlar ancak konuşamaz.
• Sensorial (Wernicke afazisi): Hasta konuşulanı anlamaz ancak akıcı konuşur.
• Konduksiyonel afazi: Hasta anlar ancak tekrar edemez.
• Global afazi: En sık görülen afazi tipidir. Hasta ne anlar ne de konuşur.
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
61
KÜÇÜK STAJLAR
62 TUSTIME TÜM TUS SORULARI Gyruslar ve fonksiyonları (Cevap D)
84. Aşağıdakilerden hangisi orta serebral arter tıkanıklığına bağlı perisilvian
aralıktaki
yaygın nekroz sonucu görülür? (Nisan-99)
A) Wernicke afazisi
B) Broka afazisi
C) Global afazi
D) Literal parafazi
E) Kondüksiyon afazisi
Motor konuşma (inferior frontal gyrus-pars triangularis) Fonksiyonu: Konuşmanın
motor alanıdır,
Lezyonunda: Broka (expresif) afazisi gelişir, hasta konuşamaz, ancak iyi anlar.
(Cevap C)
85. Aşağıdakilerden hangisi bilateral koronal sütür sinostozu sonucu oluşur?
(Nisan-99)
A) Skafosefali
B) Trigonosefali
C) Brakisefali
D) Oksisefali
E) Plagiosefali
Kranyosinostoz
Kranyosinostoz kranyal sütürlerin erken kapanmasıdır. Erken kapanan sütüre bağlı
olarak kafada şekil bozuklukları ortaya
çıkar. Primer kranyosinostoz etkilenen kalvaryal sütüre göre sınıflandırılır.
Sagital sinostoz en sık görülen kranyosinostoz tipi olup genel- likle izole bulgu
olarak ortaya çıkar. Sagital sütürün erken
kapanması sonucunda skafosefali ve dolikosefali denilen uzun ve dar kafa görünümü
oluşur.
Skafosefali
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
İkinci sıklıkta koronal sütürün erken kapanması görülür. Bi- lateral koronal
sinostozda kısa ve geniş kafa görünümü
olan brakisefali ortaya çıkar. Unilateral koronal sinostozda plagiosefali denilen
asimetrik
kafa şekli oluşur. Lambdoid sütürün erken kapanmaında oksisefali ya da tur-
risefali denilen görünüm oluşur. Metopik kranyosinostozda trigonosefali görünümü
oluşur.
Brakisefali
(Cevap C)
86. Erişkinde kafa içi basınç artışının radyolojik bulgusu hangisidir? (Nisan-99)
A) Sütürlerde açılma
B) Kafada büyüme
C) Sellada erozyon
D) Konvolisyonel belirtilerin artması
E) Fontanelde kabarıklık
Pediatrik çağda kafa içi basıncı arttığında baş çevresinde büyüme, sütürlerde
açılma, fontenelde kabarıklık, batan güneş tarzında göz deviasyonu görülür. Sella
taban erozyonu hipofiz tümörlerinde
ve erişkin tipi kafa içi basınç artışında görülen konvansiyonel grafi bulgusudur.
(Cevap C)
87. Aşağıdaki kafa çiftlerinden hangisinin etkilenmesi intrakranial basınç
artışında çift
görmenin sebebidir? (Eylül-98)
A) 3. kranial sinir
B) 8. kranial sinir
C) 6. kranial sinir
D) 1. kranial sinir
E) 7. kranial sinir
Kafa içinde en uzun seyri olan sinir 6. sinirdir. Bu nedenle kafa içi basınç artışı
durumlarında en sık
etkilenen siniridir. Felcinde içe şaşılık gelişir.
(Cevap C)
88. Aşağıdakilerden hangisi ekstrapramidal sistem bulgusu değildir? (Nisan-99)
A) Korea
B) Atetoz
C) Asteriksis
D) Hemiballismus
E) Grandmal epilepsi
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
63
KÜÇÜK STAJLAR
64 TUSTIME TÜM TUS SORULARI BAZAL GANGLİONLAR Bazal ganglionlar özellikle ritmik
hareketin (elyazısı gibi) yapılmasından sorumludurlar.
Nükleus kaudatus, putamen, globus pallidus, nükleus subtalamikus ve substantia
nigra oluşur. Bazal ganglionlarana fonksiyonu talamusdan geçen lifler aracılığıyla,
motor korteksi etkile-
mektir. Bazal ganglionların amacı hareketin planlanması ve eşgüdüm halinde
yapılmasıdır. Ayrıca bazal ganglionların duygulanım ve bilişsel fonksiyonlardanda
sorumludur.
Bazal ganglionlar
Nükleus kaudatus ve putamen’in beraber oluşturduğu yapıya striatum denir. Bazal
ganglionlar motor merkezlerin fonksiyonlarına yardımcı olur. Bazal ganglionların
girişi Striatum, çıkışı substansia
nigra ve globus pallidustur. Subtalamik nükleus lezyonunda ballismus olur. Tek
taraflı olursa lezyonun karşı tarafından olur ve
buna hemiballismus denir, irade dışı kasılmalardır. Corpus striatum lezyonunda
atetozis oluşur. Distoni ve Huntington koresi bu bölümle ilgili
bozukluklardır. Huntington koresinde striatumdaki kolinerjik ve GABA erjik liflerde
de- jenerasyon vardır.
Substantia nigra lezyonları parkinsona neden olur. Substantia nigradan, striatuma
dopa- minerjik lifler gitmektedir. Parkinson hastalığında nigrostriatal yolda
dejenerasyon vardır.
Parkinson hastalığı rijidite, hipokinezi ve tremorla (hap yapar, para sayar tipi)
karakterizedir.
(Cevap E)
89. Altmışbeş yaşında kronik alkolik hasta şuur bozukluğu, ataksi, nistagmus ve
oftal-
mopleji ile geliyorsa en olası tanı hangisidir? (Eylül-98)
A) Delirium tremens
B) Akut alkol intoksikasyonu
C) Wernicke ensefalopatisi
D) Serebellar dejenerasyon
E) Hipoglisemi
WERNICKE - KORSAKOFF SENDROMU (WKS) 19. yüzyılın son dekadlarında ayrı ayrı
tanımlanan Wernicke Ensefalopatisi ve Korsakoff Psikozu
sonraları etyolojik, klinik ve histopatolojik ortak özellikleri nedeniyle Wernicke-
Korsakoff Sendromu (WKS) olarak nitelenmiştir.
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
Sendromun bileşenlerinden Wernicke Ensefalopatisi (polioencephalitis hemorrhagica
superioris) akut veya subakut başlayan oküler bulgular, ataksi ve konfüzyonla
karakterizedir. Korsakoff Psikozunda ise diğer kognitif fonksiyonlar görece
korunmuşken, belirgin bozukluk bellek alanındadır. Korsakoff Psikozu sıklıkla
Wernicke Ensefalopatisi ile birlikte görülür. Korsakoff Sendromunu, Wernicke
Ensefalopa- tisinin seyrinde eklenen psişik semptomlar olarak nitelendirmek yanlış
bir tanımlama olmayacaktır. Etyolojide avitaminoz ve özellikle tiamin (B1)
eksikliği sorumlu tutulmaktadır. Yapılan otopsi çalışmalarında tiamin bağımlı
enzimlerin aktivitesinde selektif azalma bulunmuştur. Ayrıca B1den fakir diyetle
beslenen hayvanlarda WKS bulguları izlenmiştir. Tiaminin dietle alınmasındaki
yeter- sizlikden dolayı sendromun ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu sendromun en
sık kronik alkoliklerde izlenmesi, tiaminin alımının kısıtlanması ile birlikte
alkolün direk nörotoksik etkisinin de patogenezde sorumlu olabileceği şüphesini
doğurmuştur. Klinik belirti ve Bulgular Sendromun en sık rastlanılan bulguları
mental durumda bozulma, okülomotor bulgular ve dengesiz
yürümedir. Mental Bulgular: Akut WKS sendromunda mental semptom olarak en sık
konfüzyona rastlanılır. Hasta apatiktir, oryan- tasyonu kaybolmuştur. Konfüzyonel
duruma ataksi ve okülomotor bulgular eşlik eder. Tedaviye bu dönemde başlanmazsa
hastalık progresif seyir gösterir ve kalıcı bulgular oluşur. Konfüzyonel durum
ciddi bir amneziye dönüşür. Anterograd amnezi: Bu dönemde hastanın diğer kognitif
alanlarına ilişkin patolojik bulguya rastlanmazken, yakın bellekteki ciddi bozukluk
kendisini yeni verbal ve verbal olmayan bilgilerin öğrenilememesi sonucu yakın
dönem olaylarının hatırlanamaması, yeni tanışılan insanların isimlerini, yüzlerini
hatırlayamama, güncel olayların hiç akılda kalmaması şeklinde gösterir. Yeni
bilgilerin öğrenilememesi, uyaranın kayıt süreçlerinin ilk basamağında işleme
(encoding) kusuru sonucu olmaktadır.
Bellek problemleri dışında bazen problem çözme ve kavram oluşturma zorlukları
şeklinde frontal bul- gulara rastlanılabilir. Bellek bozukluğundaki bir diğer neden
de bellek işlevlerinde kayıt edilmiş bilgilerin geri getirilmesi ile ilgili frontal
sistemin etkilenmesidir. Entelektüel yetiler amnezi dışında normaldir. Retrograd
amnezi: WKS olguları hastalığın başlangıcından geriye doğru uzanan bir dönemde olan
toplumsal olayları, kendileri ile ilgili bilgileri hatırlayamazlar. Hastalığın
başlangıcından ne kadar geriye gidilirse o döneme ait bilgiler daha iyi
hatırlanmaktadır. Yani hasta çocukluk ve erken yetişkinlik dönem- lerini
hatırlarken hastalığın başlangıcından geriye doğru yakın geçmişini
hatırlayamamaktadır. Retrograd amnezinin ciddiliği, frontal lob fonksiyonlarını
gösteren testlerdeki başarısızlıkla doğru orantılı olarak bulunmuştur. Sistematik
bellek araştırmasının planlanması ve inisiasyonunda frontal lob önemli görev
almaktadır. Bu bozukluğa bağlı olarak premorbid olarak öğrenilmiş bilgiler geri
çağrılamamakta ve retrograd amnezi oluşmaktadır. Göz bulguları: Nistagmus en sık
rastlanılan bulgudur. Sıklıkla bakış yönüne vuran horizontal nistagmus görülür.
Bazı vakalarda vertikal veya rotatuar nistagmus da izlenebilir. Eksternal göz
hareketlerindeki kısıtlılık ilk olarak kendini horizontal plandaki göz
hareketlerinde gösterir. Daha sonradan vertikal plandaki göz hareketlerinde
kısıtlılık tabloya eklenir. Göz hareketlerindeki kısıtlılık, asimetrik bilateral
lateral rektus paralizisi ve vertikal bakışlarda da olabilen konjuge bakış
kısıtlılığından total oftalmoplejiye kadar uzanan bir yelpaze içinde izlenebilir.
Pupilla ışık cevabının azalması görülebilir ama bu refleksin total olarak
alınamaması saptanabilen bir bulgu değildir. Klinik tabloya ılımlı bir ptoz eşlik
edebilir.
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
65
Ataksi:
Ön planda gövde ataksisi vardır. Hasta adımlarını açarak dengesiz bir biçimde,
yalpalayarak yürür.
Buna ekstremite ataksisi de eşlik edebilir. Serebellumdaki tutuluma ek olarak
vestibuler sistemin
etkilenmesi bulgulardan sorumludur.
Tanı
İyi anamnez alınması, beslenme düzeninin, alkol kullanımının ve tüketim miktarının
sıkı bir şekilde
sorgulanması gereklidir
(Cevap C)
90. Sol hemiplejili genç bayan hasta acile getiriliyor. Felç halini inkar eden
hastanın
sol tarafta görme uyaranlarına cevap yok ise bu hastada lezyonun en olası yeri
hangisidir? (Eylül-98)
A) Sağ frontal lob
B) Sağ parietal lob
C) Sol frontal lob
D) Sağ occipital lob
E) Sağ kapsula interna
Non dominans hemisferdeki (sağ hemisfer) pariteal lob lezyonlarında neglect (ihmal)
oluşur. Bunun
nedeni sağ parietal hemisferin 3 boyutlu uzaysal konformasyon sağlamasıdır.
(Cevap B)
91. Sturge-Weber sendromunda aşağıdaki bulgulardan hangisi görülmez? (Eylül-98)
A) Koroid hamartomu
B) Glokom
C) Anjiomlar
D) Nevus flammeus
E) Konvülziyon
KÜÇÜK STAJLAR
TUSTIME TÜM TUS SORULARI 66
Struge - Weber
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
STRUGE-WEBER HASTALIĞI
Fasial nevüs (porto şarabı renginde), nöbetler, hemiparezi, intakranial
kalsifikasyonlar ve mental retar-
dasyon ile karakterize bir hastalıktır. 1/50.000, sporadik görülür Fasial nevüs
doğumdan itibaren, tek taraflı yüzün üst bölümünü ve göz kapağını tutar. Aynı taraf
gözde buftalmos ve glokom olabilir. Nöbetler ilk 1 yıl içinde gelişir. Tipik olarak
fasial nevüsün karşı taraf vücut bölgesinde fokal tonik-klonik antikonvülzanlara
dirençli
nöbetler şeklindedir. Progresif hemiparezi gelişir. Hastaların % 50’sinde nöbetlere
sekonder serebral atrofi ve mental retar-
dasyon gelişir. Beynin, özellikle oksipital bölgesinde leptomeningeal
vaskülarizasyonundaki bozukluk ve kalsifikasyon
CT ve kranial radyografi ile görüntülenebilir. Tedavi nöbetlerin önlenmesine
yöneliktir. Nöbeti kontrol altına alınabilen çocuklar normal gelişim gösterirler.
(Cevap A)
92. Aşağıdakilerden hangisi beyin kan akımını artırır? (Nisan-98)
A) CO2 düşüklüğü B) O2 yüksekliği
C) Hiportermi D) Hipotansiyon
E) pH düşüklüğü
Asidoz, PCO2 de artma gibi durumlar beyin kan damarlarında vazodilatasyona sebep
olarak vazodila-
tasyon oluşturmaktadır. Beyin damarlarını etkileyen en önemli faktör PCO2 dir.
(Cevap E)
93. Hangisi Alzheimerin özelliği değildir? (Nisan-98)
A) 65-70 yaşlarında sık görülür
B) Bellek bozukluğu vardır
C) Algılama kusuru vardır
D) Oryantasyon bozukluğu görülebilir
E) Depresif mizaç ve paranoid kişilik değişiklikleri görülebilir.
Alzheimer hastalığı beyinde amiloid birikimi ile giden dejeneratif hastalıktır.
Bellek bozukluğu ile seyre- der. Yer, zaman, kişi oryantasyonu gibi kognitif
yetiler bozulur. Ayrıca hastalarda kişilik değişiklikleri ve duygudurum
bozuklukları görülebilir.
(Cevap C)
94. Altıncı kranial sinir paralizisinde aşağıdakilerden hangisi görülür? (Nisan-98)

A) Tam hareketsizlik vardır


B) Göz aşağı dışa bakamaz
C) Göz yukarı dışa bakamaz
D) Göz dışa bakamaz içe şaşılık görülür
E) Göz içe bakamaz dışa şaşılık görülür
(Cevap D)
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
67
KÜÇÜK STAJLAR
95. Bitemporal hemianopside lezyon nerededir? (Nisan-98)
A) Genikülat ganglion
B) Kalkaneal sulkus
C) Optik kiazma
D) Oksipital korteks
E) Fovea sentralis
GÖRME YOLLARI
Her iki gözün görebildiği alana görme alanı (vizüel alan) denir. Her iki gözün
retina’sının nazal yarımlarından gelen lifler orta hatta çapraz yapar. Bu çapraza
chi-
asma opticum denir. Chiasma opticum’dan sonraki görme yolu tractus opticus’tur. Bir
taraf tractus opticus içinde;
aynı taraf gözün retina’sının temporal yarımından gelen liflerle, karşı gözün
retina’sının nazal yarımından gelen lifler bulunur.
Tractus opticus’u oluşturan liflerin çoğu, corpus geniculatum laterale (CGL) ’de
bulunan üçüncü nöronlarla sinaps yapar. Bir miktar lif vizüel uyarılarla ilgili
refleksler için, CGL’ye uğramadan
area pretectalis’e ve colliculus superior’a gider.
CGL’den başlayan üçüncü nöron uzantıları, tractus geniculocalcarinus (radiatio
optica) adı ile primer vizüel kortekse (17 numaralı Brodmann alanı) gider. Vizüel
korteksin major arteri, a.
cerebri posterior’dur. GÖRME YOLLARININ LEZYONLARI
Chiasma opticum’un önündeki lezyonlar sadece lezyon tarafın daki gözde, chiasma
opticum ve ark
asındaki yapıların lezyonları ise her iki gözde görme alanı kaybına neden olur.
Anopia, görme kaybıdır. Tam olmayan görme alanı defektlerine skotom denir. Chiasma
opticum’un sagittal harabiyetlerinde (adenohipofiz tümörlerindeki gibi); her iki
gözün
retina’sının nazal taraflarından gelen lifler tutulduğundan bitemporal hemianopia
olur.
68
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
Görme yolları
(Cevap C)
96. Kronik, epizodik olmayan vertigo, çınlama, işitme kaybı V, VII ve VIII kranial
sinirl-
erin paralizileri varsa lezyon nerede olabilir? (Eylül-97)
A) Kapsula interna
B) Spinal kord
C) Serebellopontin köşe
D) Temporal lob
E) Medial longitidunal fasikulus
Pontoserebellar köşe tümörlerinde, bu köşeden çıkan 6, 7, 8 fafa çiftlerinde basıya
bağlı fonksiyon kayıpları oluşur. En sık görülen köşe tümörü akustik nörinomdur.
Vertigo, kulak çınlaması, işitme
kaybı akustik nörinomun klasik semptomlarıdır.
(Cevap C)
97. Multiple sklerozda duyarlılığı en yüksek olan tetkik hangisidir? (Eylül-97)
A) BT
B) Angiografi
C) MRG
D) 2 yönlü kafa grafisi
E) Beyin sintigrafisi
Multipl sklerozda periventriküler beyaz cevherde demyelinizan plaklar oluşur. Bu
plaklar T2-MR
sekansında hiperintens görülürler Kontrast tutan MS plakları aktif (devam eden
inflamasyon) olarak değerlendirilir.
MS de periventriküler demyelizan plaklar
(Cevap C)
98. İki taraflı hemiparezi, konuşmada, çiğnemede, yutmada, farinks ve dil
hareketler-
inde zayıflık, gülme ve ağlama nöbetleri görülen hastada en olası tanı nedir?
(Eylül-97)
A) Pseudotümör serebri
B) Pseudobulbar paralizi
C) Fasial paralizi
D) Parkinson
E) Pseudohipertrofik musküler distrofi
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
69
KÜÇÜK STAJLAR
Psödobulber palsi
V, VII, IX, X, XI ve XII kranial sinirlerin motor nükleuslarına giden kortikobulber
yolların dejenerasyo-
nuna bağlıdır.
Yutma güçlüğü ortaya çıkar. Konuşma peltek ve monotondur.
Öğürme refleksi artmış ve dil hareketsizdir, dışarı çıkarılamaz. Hastalarda
emosyonel labilite, gülme
ve ağlama krizleri de görülür.
(Cevap B)
99. Travmatik kafa kırığında orta meningeal arterin yaralanması sonucu hangisi
gelişir?
(Eylül-97)
A) Subaraknoid kanama
B) Subdural kanama
C) Epidural kanama
D) Pons tabanına kanama
E) Eksternal kapsül içinde hematom
Epidural Hemoraji
• Sıklıkla kafa kemiklerinde olan fraktürlere eşlik eder.
• A.meningia media kanamasına bağlıdır.
• BT’de lens seklinde (bikonveks) olarak gözükür.
• % 20 vakada lusid interval denilen tablo oluşturur. Hastada kafa travmasından 2-3
saat sonra
bilincin aniden kapanması ile giden tablo oluşturabilir.
Tanı: BT
Tedavi: Cerrahi olarak boşaltılır
(Cevap C)
100. Dorsal medulla spinalis yaralanmasının akut döneminde aşağıdakilerden hangisi
görülmez? (Nisan-97)
A) İdrar retansiyonu
B) Flask parapleji
C) Patella ve aşil reflekslerinde artma
D) Alt ekstremitede terleme kaybı
E) Alt ekstremitede duyu kaybı
Medulla spinalis yaralanmlarında, yaralanma seviyesinin altında spinal şok gelişir.
Bu 3-4 haftalık
dönemde reflekler kaybolur. Daha sonra refleksler geri gelirler. Kortikal
inhibisyon kalktığından
uzun dönemde refleksler canlı-artmış olarak alınırlar.
(Cevap C)
70
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
101. Aşağıdaki sinirlerden hangisi ön kol, el bileği ve el parmak ekstansör
kaslarını in- nerve eder ve kesi, kurşun yarası veya sert dış yüzeylere dayanma
sonucu sıkışarak
“düşük el” oluşturur? (Nisan-97)
A) N. medianus
B) N. radialis
C) N. ulnaris
D) N. axillaris
E) N. muskulokutaneus
N.radialis, a.profunda brachi ile beraber humerus diafizinde seyrederler. Humerus
üzerine bası veya
humerus cisim kırıklarında radial sinir hasarlanması olabilir. Radial sinir ön kol
ekstansör kaslarını inerve eder. Bu nedenle hastalarda düşük el oluşur.
Radial sinir trasesi
(Cevap B)
102. Aşağıdaki tümörlerden hangisi posterior mediastende daha sık görülür? (Eylül-
96)
A) Timoma
B) Tiroid tümörleri
C) Nörojenik tümörler
D) Teratoma
E) Bronkojenik kist
Ön mediasten tümörleri: Teratom, T hücreli lenfoma, timoma Arka mediasten
tümörleri: Nörojenik Tümörler
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
71
KÜÇÜK STAJLAR
72 TUSTIME TÜM TUS SORULARI Mediasten tümörleri (Cevap C)
103. Kafa travması sonrası rinoresi olan birinde en sık tekrarlayan menenjit etkeni

hangisidir? (Eylül-96)
A) S. aureus
B) N. menengitidis
C) S. pneumonia
D) Listeria monocytogenes
E) E. coli
Kafa travması sonrası en sık menenjit etkeni Streptokokus pnömonidir. Penetran kafa
travmalarından
sonra ise en sık menenjit etkeni Stafilokokus aureustur.
(Cevap C)
104. Akromegaliye sebep olma ihtimali en yüksek olan tümör hangisidir? (Eylül-96)
A) Somatotrop adenom
B) Kraniofaringiom
C) Asidofil adenom
D) Bazofilik adenom
E) Laktotrop adenom
Akromegalinin sebebi GH salgılayan somatotrop hücreden kaynaklanan tümörlerdir.
AKROMEGALİ
• Asidofilik (veya kromofob) pituiter adenom
• 30- 50 yaş grubunda sık
• Çocukta her yaş grubunda görülebilir
• Tanı konulduğunda en büyük boyutlara ulaşan hipofiz tümörüdür.
• Growth Hormon ektopik salınımına da bağlı olabilir. (örn: Pankreatik tümörler)
• Başağrısı en sık semptomlardır.
• Kolon Ca ve polip riski artmıştır.
• GH ile birlikte en sık prolaktin salgılanır.
Akromegalinin klinik bulguları
Klinik:
• Kemik ve yumuşak doku değişiklikleri
• Uçlarda büyüme
• Yumuşak doku büyümesi
• Çıkık alın- prognatizm
• Visseromegali
• Proksimal kas güçsüzlüğü (Miyopati)
• Jinekomasti
• Deri kıvrımlarının kalınlaşması
• İnterstisyel ödem
• Osteoartritis
• Bası nöropatileri; en sık bitemporal hemianopsi
Metabolik değişiklikler
• Polidipsi
• Hiperhidrozise sekonder dehidratasyon
• Glukoz intoleransı- osmotik diürez
• Galaktore (prolaktin salınımı)
• Hipertansiyon
• Hiperfosfatemi (tübüler fosfat reabsorbsiyonu)
• Terleme ve sebase gland fonksiyonunda artma
• Hiperkalsüri, böbrek taşı
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
73
KÜÇÜK STAJLAR
Sistem Semptomlar Bulgular
Genel Halsizlik, terleme, sıcak intoleransı,
kilo artışı
Deri ve subkutan doku
74 TUSTIME TÜM TUS SORULARI El ve ayaklarda büyüme, yüz hatlarında kabalaşma, yağlı
deri, aşırı kıllanma
Nemli deri, deride katlantılar, akantozis nigrikans, ayak ölçüsünde artma
Baş Başağrısı Parotid büyümesi, frontal
bombeleşme
Gözler Görme bozukluğu Vizuel görme defektleri
Burun, boğaz, paranazal sinuslar Sinus konjesyonu, ses değişikliği,
malokluzyon
Dilde büyüme, prognatizm, dilde diş izleri, dişlerin arasında açılma
Boyun Guatr, uyku apnesi
Kardiorespiratuvar Konjestif kalp yetmezliği Hipertansiyon, kardiyomegali
Genitourinar sistem Libido azalması, oligomenore, im-
potans, infertilite, böbrek taşı
Nörolojik sistem Parestezi Karpal tünel sendromu
Hipersomnolans
Kaslar Güçsüzlük Proksimal myopati
İskelet sistemi Eklem ağrıları Osteoartrit
Tanı: • Oral glukoz süpresyon testi: Oral glukoz alımı sonrası plazma GH supresyonu

olmaması, bazen paradox artma (en kolay ve spesifik test)


• Sabah açlık GH ölçümü > 10 ng/ml
• GH sirkadian ritm kaybı
Radyoloji: MR
Tedavi: Transsfenoidal hipofizadenektomi (ilk seçenek) - Radyoterapi Octreotid
(Somatostatin sentetik analoğu): Yan etkiler DM, malabsorbsiyon, safra taşı
(Cevap A)
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
105. Trigeminal nevraljide tercih edilecek ilaç hangisidir? (Eylül-96)
A) Fenobarbital B) Aspirin
C) Steroid D) Karbamazepin
E) Fenitoin
(Cevap D)
106. Sağ periferik fasiyal paralizi, sağ 6. kranial sinir paralizi ve sol tarafta
hemiparezi
varsa lezyon nerededir? (Eylül-96)
A) Sol pons
B) Sağ kapsüla interna
C) Sol kapsüla interna
D) Sağ pons
E) Sol talamus
Pons lezyonlarında 5, 6, 7, 8 kafa çiftlerinde fonksiyon kayıpları görülür. Vücudun
karşı tarafında
duysal ve motor kayıp oluşur.
(Cevap D)
107. Çocuklarda beyin tümörünün en sık lokalizasyonu hangisidir? (Nisan-96)
A) Supratentorial
B) İnfratentorial
C) Pineal
D) Hipofizer
E) Orta beyin
Çocuklarda görülen beyin tümörleri infrataentorial yerleşimşi iken, erişkinlerde
görülen beyin tümör- leri ise supratentorial yerleşimlidirler. En sık pediatrik
beyin tümörü pilositik=kistik astrositomdur. Düşük gradelidir. İyi prognozludur.
(Cevap B)
108. Aşağıdaki spinal tümörlerden hangisi intramedüller yerleşimlidir? (Nisan-96)
A) Nörofibrom
B) Fibrosarkom
C) Meningioma
D) Nöroblastom
E) Epandimoma
Ependimomlar medulla spinaliste kanalis sentralis bölgesine yerleşim gösterirler.
BOS yoluyla ekim
metastazı yaparlar. Ependimom her yaşta görülebilir. Ventrikül içinde veya santral
kanalda yerleşebilir. İntrakranial olan- lar ilk iki on yılda, intraspinal olanlar
erişkinlerde sıktır. İntrakranial olanlar en sık 4. ventrikülde yerleşip
hidrosefali ve KİBAS oluşturur. Ventrikül duvarı veya santral kanal artıklarından
gelişen iyi sınırlı kitle oluştururlar. Papiller yapı izlenebilir.
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
75
KÜÇÜK STAJLAR
Damar çevrelerinde dizilen uzamış hücreler perivasküler pseudorozet; lümen
çevresinde dizilen hücreler
ependimal rozetleri oluşturur. Çoğu iyi diferansiye olmakla birlikte bazen
anaplastik değişiklik görü-
lebilir.
Subaraknoid bölgede yayılabilirler. Kauda equina bölgesinde, filum terminaleden
köken alan özel bir
ependimom tipi olan miksopapiler ependimom görülür. Lateral ve 4. ventrikül
çevresinde subepen-
dimom; 3. ventrikül tabanında kolloid kist; koroid pleksus papillom ve karsinomu da
bu grupta yer
alan tümörlerdir.
(Cevap E)
109. Broca afazisi hangi lob lezyonlarında görülür? (Nisan-96)
A) Frontal
B) Parietal
C) Oksipital
D) Temporal
E) Serebellum
Broka sahası larinks ve ağız kaslarını inerve ederek kelimelerin verbalize
edilmesini sağlar. İnferior
frontal gyrusa yerşleşmiştir.
(Cevap A)
110. Kas fasikülasyonunun sıklıkla gözlendiği nörolojik hastalık aşağıdakilerden
hangisidir? (Nisan-96)
A) Myopati
B) Myastenia gravis
C) Amyotrofik lateral skleroz
D) Guillan-Barre sendromu
E) Myotonik distrofi
Medulla spinalisten çıkıp kasa giden motor nöronlar 2. motor nöronlardır. 2. motor
nöron hasarında
kasta fasikulasyon ortaya çıkar. Bu nedenle kas fasikulasyonu 2. motor nöron
hastalıklarının temel
bulgusudur.
Denervasyon hipersensivitesi
İkinci motor nöron hasarlarında, kasa giden asetilkolin miktarı azalır. Bu nedenle
azalan
asetilkolini daha iyi bağlayabilmek için iskelet kasında bulunan nikotinik reseptör
sayısı
artar.
Bu olaya up-regülasyon denir. Artan reseptörler küçük miktardaki asetilkolini bile
bağlayabilirler.
Bu durumda kasta titremeler oluşur.
Bu titremelere fasikülasyon adı verilir. Fizyolojide bu olaya denervasyon
(sinirsizleştirme)
hipersensivitesi denir.
(Cevap C)
76
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
111. Multipl sklerozda temel patolojik bozukluk hangisidir? (Nisan-96)
A) Endotel hasarı
B) Akson dejenerasyonu
C) Vaskülit
D) Demyelinizasyon
E) Nöron dejenerasyonu
MULTİPL SKLEROZ Merkezi sinir sisteminin en sık görülen demiyelinizan hastalığıdır.
Myelin basic protein (MBP) T hücreleri için en önemli antijendir. Hastaların kan ve
BOS larında MBP-reaktif T lenfositler bulunmaktadır. MS hastalarının serumlarında
ayrıca myelin komponentlerine karşı (myelin oligodendrosit gliko-
protein-MOG) antikorlar bulunmaktadır. Optik sinir lezyonları MS’de başlangıç
bulguları arasında en sık görülenlerdendir. I. Motor nöron, duyu nöron, otonomik
SSS nöronlarını tutar. 2. motor nöron, periferik
sinirleri tutmaz. MR da plakların varlığı, uyarılmış potansiyeller, BOS’da
oligoklonal bandların gösterilmesi
multipl skleroz tanısını destekleyen laboratuar bulgularıdır
Tedavi: Akut atakta glukokortikoid, plazma Exchange
yapılması kullanılmaktadır. Yine bu amaç için MTX, siklofosfamid, IVIG
kullanılabilir. Remisyonun sürdürülmesi için INF-Beta kullanılmaktadır. olgularda
kullanılabilir. INF-Beta immunmodulatör etki ile T hücre proliferasyonun
azaltmakta, inflamasyonu baskılamaktadır. Glatiramer asetat 4 aminoasidin (l-lizin,
l-glutamat, l- alanin, l-tirozin) random kombinasyonundan oluşan bileşiktir. MHC
molekülünü bloke ederek etki göstermektedir.
(Cevap D)
112. Onaltı yaşındaki bir kız çocuğunda çok su içme, çok idrara çıkma şikayeti
olduğu ve vazopressinle şikayetlerin düzeldiği tesbit ediliyor. Fizik muayenede
bilateral heteronium hemianopsi, direkt kafa grafisinde suprasellar kalsifikasyon
izleniyor. Tanıda ne düşünürsünüz? (Eylül-95)
A) Hand-Schüller Christian B) Tüberoskleroz
C) Kraniofarenjiom D) Kordoma
E) Konjenital Toksoplazma
Hand-Schüller-Christian hastalığı histiositozis x’in sendromik formudur. Histositik
hücrlerin retroorbital dokuyu infiltre etmeleri sonucu eksoftalmi, hipofiz
infitrasyonu sonucu diabetes insipitus, kemik infiltrasyonu sonucu kafa ve vertebra
kemiklerinde litik alanlarla karakterizedir.
(Cevap C)
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
77
KÜÇÜK STAJLAR
78 TUSTIME TÜM TUS SORULARI 113. Orbita kırığında en iyi hangi görüntüleme metodu
kullanılır? (Eylül-95) A) Town grafi
B) Caldwell
C) MR
D) BT
E) Water’s
Kemiği en iyi görüntüleyen tetkik direkt grafi ve BT dir. Orbita oldukça fazla
kemik tarafından oluşturulduğundan süperpozisyon fazladır. Kesitsel tomografik
görüntüleme bu bölgede en yararlıdır.
BT de sol orbita taban kırığı
(Cevap D)
114. Ani başlayan başağrısı, ense sertliği ve 3. kranial sinir paralizisi olan 35
yaşında
hastada 37°C ateş ölçülmüştür. En olası tanı nedir? (Eylül-95)
A) Beyin absesi
B) Menenjit
C) Subaraknoid kanama
D) Glioma
E) Tetanoz
(Cevap C)
115. Kafa içi basıncının arttığı durumda aşağıdakilerden hangisi beyin kan akımını
azaltır? (Eylül-95)
A) Hiperventilasyon
B) Hiperkapni
C) Hipoksi
D) Asidoz
E) Hipertansiyon
Karbondioksit beyin damarlarında vazodilatasyon oluşturur. Bu nedenle
hiperventilasyon soncunda oluşan hipokarbi beyin damarlarında vazokontraksiyon
yapar. Bu nedenle kafa içi basıncı düşer. Kafa travmalarında KİBAS ı azaltmak için
bu yöntem kullanılır. (Ilımlı mekanik hiperventilasyon)
(Cevap A)
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
116. Optik nöritin en sık nedeni hangisidir? (Eylül-95)
A) Sigara içimi
B) Multipl skleroz
C) Alkol
D) Ensefalit
E) Metastatik tümör
Optik nöritin en sık nedeni MSS nin en sık demiyelinizan hastalığı olan multipl
sklerozistir.
(Cevap B)
117. Parkinson tedavisinde kullanılan ilaç aşağıdakilerden hangisidir? (Nisan-95)
A) Klorpromazin
B) Reserpin
C) Haloperidol
D) Dopamin
E) Amantadin
ANTİPARKİNSON İLAÇLAR Normalde SSS’de bazal gangliyonlarda dopaminerjik /
kolinerjik bir denge vardır. Eğer bu
denge dopaminin azalması ya da asetilkolinin artırılması şeklinde değişirse Par-
kinson tablosu ortaya çıkar.
Bu durumda tedavide yapılması gereken; Ya dopaminerjik aktiviteyi artırmaktır.
Ya da SSS’de kolinerjik aktiviteyi azaltmaktır.
DOPAMİNERJİK ETKİLİ İLAÇLAR
Dopamin prekürsörü Levodopa
Bromokriptin
DA reseptör agonistleri
Lizurid
Pergolid Apomorfin
DA salınımını artıranlar Amantadin
MAOB inhibitörleri Selegilin
COMT inhibitörleri Tolkapon / Entakapon
Levodopa (L-DOPA):
L-dopa analoğudur ve dopaminin prekürsörüdür (Dopamin doğrudan santral sinir
sistemine
geçemediği için prekürsörü kullanılır).
Periferdeki dopa dekarboksilaz enzimide Ldopa’yı dopamine dönüştürür. Bu istenmeyen
bir
durumdur. Çünkü L dopa, santral sinir sistemine daha az geçer ve etkisi belirgin
olarak azalır.
Levodopanın periferdeki bu dönüşümünü azaltmak için dopa dekarboksilaz in-
hibitörü ilaçlarla birlikte kullanmak gerekir.
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
79
KÜÇÜK STAJLAR
Dopa Dekarboksilaz İnhibitörleri
• Karbidopa
• Benserazid
Piridoksin, dekarboksilaz enzimlerinin kofaktörüdür. Levodopanın periferde Dopamine
çevrimini
artırarak, levodopanın santral etkisini azaltır.
Levodopa’nın Yan Etkileri:
En sık görülen yan etkisi bulantı kusmadır (KTZ’de uyarı ortaya çıkardığı için).
Diskinezi
Coombs testini pozitifleştirebilir.
Coombs Testi Pozitifliği ve Otoimmün Hemolitik Anemi Oluşturan İki Dopa Soyadlı
ilaç
• Levodopa
• Metildopa
Kontrendikasyonları:
• Malign melanom (dopamin melaninin prekürsörüdür)
• Psikoz
Bromokriptin:
• Bir ergot alkaloididir.
• Hiperprolaktinoma tedavisinde de kullanılır.
• D2 reseptör agonistidir.
• Eritromelalji oluşturabilir.
• Retroperitoneal fibrozis yapabilir.
Lizurid
• Post sinaptik D2 reseptörlerini aktive eder.
Pergolid
• Post sinaptik D1 ve D2 reseptörlerini aktive eder. Bu nedenle bromokriptinden
daha güçlüdür.
Kabergolin
• D2 reseptörlerini aktive eder. En uzun etkilidopamin reseptör aktivatörüdür.
Ropinirol
• Ergot alkaloidi olmayan D2ve D3reseptör aktivatörüdür. D2 reseptörü üzerinde
etkisi daha fazladır. Oral kullanılır.
Pramipeksol
• Oral kullanılır. D2 ve D3 reseptör aktivatörüdür. D3 reseptörü üzerine etkisi
daha fazladır.
Nöroprotektif etkileri olabileceği düşünülmektedir.
Ouinagolid
• Ergot alkaloidi olmayan bir D2 reseptör aktivatörüdür.
Selejilin:
• MAO-B enziminin selektif ve irreversibl inhibitörüdür.
• Hastalığın başlangıç döneminde kullanılır.
80
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
Entakapon / Tolkapon
• COMT (Katekol-o-metil transferaz) inhibitörleridir.
• Entakapon periferik etkili katekolometil transferaz inhibitörüdür.
• Tolkapon ise aynı zamanda Santral Sinir Sistemi’nde COMT (Katekol-o-metil
transferaz) enzi-
mini bloke eder
• Tolkapon; belirgin hepatotoksiktir.
Amantadin:
• Glutamat N-metil D-aspartat reseptör blokajı yapar
• Hem dopaminerjik, hem de antikolinerjik etkisi vardır.
• Livedo reticularis oluşturabilir.
NOT: Livedo retikularis (kutis marmarato) yapan diğer ilaçlar kinin ve kinidindir.
Ayrıca
lupus ve PAN, AFA sendromunda görülebilir.
SANTRAL ANTİKOLİNERJİKLER
Parkinsonda en belirgin olarak tremoru düzeltirler.
• Biperiden (Akineton)
• Benztropin
• Triheksifenidil
• Orfenadrin
• Difenhidramin (Bir antihistaminiktir)
• Bornaprin
• Dietazin
• Etopropazin
• Klorfenoksamin
• Prosiklidin
(Cevap E)
118. Kafa travması geçiren, tek gözü sağa deviye ve pupili midriatik olan ve ışık
ref-
leksi olmayan bilinci kapalı hastada ne düşünürsünüz? (Eylül-94)
A) Todd paralizisi
B) Kommosyo serebri
C) Beyin ödemi
D) Unkal herniasyon
E) Subfalksian herniasyon
Unkal herniasyon temporal lobun uç kısmının tentoriumdan geçip 3. sinire bası
yapmasıdır. (Cevap D)
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
81
KÜÇÜK STAJLAR
119. Multiple skleroz’da tutulumu en az olan hangisidir? (Nisan-95)
A) Serebellar sistem B) Kortikospinal traktus
C) Optik sinir D) Periferik sinir
E) Medulla spinalis
MS, santral sinir sisteminin demiyelinizan hastalığıdır. Periferik sinir sistemini
tutmaz. Periferik sinir
sistemini tutan demiyelinizan hastalık Gullian-Barredir.
(Cevap D)
120. Bilateral ekzoftalmusu, kemozisi, oftalmoplejisi, ateşi ve başağrısı olan bir
has-
tada ne düşünürsünüz? (Eylül-94)
A) Retinoblastom
B) Temporal lob absesi
C) Orbital selülit
D) Kavernöz sinüs trombozu
E) Karotikokavernöz fistül
Kavernöz sinus trombozu genellikle enfeksiyonlara sekonder (menenjit, fasial
selülit) tablodur. V.
Oftalmika drenaj sorunu oluşacağından ekzoftalmi, başağrısı, ateş gibi semptomlar
oluşturur.
(Cevap D)
121. Normal basınçlı hidrosefalisi olan bir hastada hangisi görülmez? (Eylül-94)
A) Demans
B) Üriner inkontinans
C) Yürüme güçlüğü
D) Konuşma bozukluğu
E) Papil ödemi
NORMAL BASINÇLI HİDROSEFALİ (ADAM HAKİM SENDROMU)
İleri yaş grubu hastalığıdır. Yavaş başlangıçlı ve progresif seyirlidir. Primer
(idiopatik) ve
sekonder formu vardır.
Sekonder Etyoloji:
• Aquaduct Patolojileri (Stenoz, çatallanma, gliozis),
• Kafa travmaları,
• Subaraknoid kanama,
• Beyin Tümörleri (glial metastatik tümörler)
• Kistik Hastalıklar (araknoid, epitelyal, poronsefalik kist),
• Enfeksiyonlar (menenjit, ensefalit) Üçlü karakteristik klinik triad bulgusu
vardır
1- Yürüme bozukluğu 2- Mental Değişiklikler (Demans)
3- İdrar inkontinansı
82
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
NÖROLOJİ - NÖROŞİRURJİ
Tanı Bilgisayarlı Tomografi:
Ventrikülomegali, periventriküler ödem Lomber Ponksiyon:
Hastanın klinik şikayetlerinde geçici olarak rahatlama veya iyileşme olursa,
hastalık lehinedir. Tedavi: Mutlaka Şant takılmalıdır.
(Cevap E)
122. Sabahları daha kötü olmak üzere oksipital baş ağrısı, bulantı-kusması ve 3
aydır
şikayetleri progresif gidiş gösteren hastanın papil ödemi mevcuttur. Tanıda ne
düşünürsünüz? (Nisan-94)
A) Beyin tümörü
B) Subaraknoid kanama
C) Migren
D) Subdural kanama
E) Myastenia gravis
KİBAS semptomları baş ağrısı, bulantı, kusma ve papil ödeme bağlı görme
bozukluğudur. KİBAS bağımlı kusmalar sabaha karşı aratr. Bunun nedeni gece solunum
yavaşlar, buna bağlı kanda
karbondioksit yükselir. Bu nedenle beyin damarlarında vazodilatasyon oluşur.
Böylelikle kafa içi basınç daha fazla yükselir.
(Cevap A)
123. Sağ göz kapağında düşme, çift görme, halsizlik, proksimal kas güçsüzlüğü ve
gi-
derek artan yorgunluğu olan 40 yaşında hastada tanıyı desteklemek için ne yapılır?
(Nisan-94)
A) Elektromyografi
B) Kas enzimleri tayini
C) Kranial tomografi
D) Magnetik rezonans
E) Pozitron Emisyon Tomografisi
Hastada myastenia gravis tarif edilmiştir. Kas sinir kavşak hastalıkları ve
nöropatilerde en iyi tanı
yöntemi EMG dir.
(Cevap A)
124. Beyin sapı sağlam olan komadaki bir hastanın sağ kulağına soğuk su lavajı
yapıldığında gözde ne olur? (Nisan-94)
A) Aynı tarafa deviasyon B) Karşı tarafa deviasyon
C) Aynı tarafa nistagmus D) Karşı tarafa nistagmus
E) Gözlerde hareketsizlik
TUSTIME TÜM TUS SORULARI
83

You might also like