Professional Documents
Culture Documents
EKONOMİ HİKAYESİ
ŞAFAK ALTUN
N’OLACAK BU MEMLEKETİN
HALİ?
EKONOMİ TIKIRINDA
91- Osmanlı döneminde hangi yatırım “Yüzyılın
projesi” olarak görülüyordu?
Berlin-Bağdat Demiryolu Projesi, ortaya çıkışından itibaren devamlı olarak
uluslararası ilişkilerin önemli bir gündem maddesi oldu. İlk kez Ingiltere
tarafından dile getirilen Bağdat Demiryolu hattı, Avrupa’yı zengin petrol
yataklarının bulunduğu Basra körfezine bağlayacaktı. Sadece Türkiye ayağı, 2
bin 700 kilometre uzunluğa ulaşıyordu. Osmanlı imparatorluğu gerek asker
sevkıyatında kullanmak, gerekse bu hattın geçtiği bölgelerdeki vergi
gelirlerini arttırmak için bu demiryolunun yapılmasını istiyordu. 1897
Osmanlı-Yunan Savaşı’nda da demiryollarının önemini gören Osmanlı
yöneticileri, bu hattın yapılması için sabırsızlanmaktaydı. Çok önemli
tartışmalardan ve Ingiltere, Rusya ve Fransa’nın engelleme girişimlerinden
sonra Bağdat Demiryolu yapım imtiyazı Alman Deutshe Bank şirketine
verildi.
Osmanlı Anadolu Demiryolları Şirketi, 1890’da Izmit-Adapazarı hattını
başarıyla tamamladı. Demiryolu, 1891 ’de Bilecik’e, 1892’de de Ankara’ya
ulaştı. Abdülhamit, Almanların 27 Kasım günü şimendiferi Ankara Garı’na
sokmayı başarmalarından o kadar memnun kaldı ki, 15 Şubat 1893 günü
Anadolu Demiryolu kumpanyasına ödül olarak, Ankara-Kayseri ve Eskişehir-
Konya hattının imtiyazını Anadolu Demiryolu Şirketi’ne verdi, ikinci hat 17
Temmuz 1896’da Konya’ya ulaştı. Almanya, bundan önce Haydarpaşa Liman
inşaat ve işletmesini de üstlenmiş, Bağdat Vilayeti çevresinde demiryolu inşa
işini almıştı. Anadolu Demiryolu Şirketi, 1896’da Eskişehir-Konya hattını
açtıktan sonra, hattın Konya ötesine, Bağdat’a doğru devam etmesi gündeme
geldi. Bir İngiliz sermaye Grubu, İskenderun-Basra hattına talip oldu. Alman
tasarısı, Anadolu’yu Suriye ve Irak’a bağlarken, İngilizler’inki ise
İskenderun’dan başlıyordu. Sonuç Almanlardan yana oldu. 25 Kasım 1899
tarihinde Anadolu Demiryolu hattının Konya’dan Bağdat ve Basra’ya
uzatılması imtiyazı, Deutsche Bank’a verildi. Bu imtiyaz, üzerine 16 Ocak
1902’de kesin imtiyaz anlaşması imzalandı. Şirket bazı mali ve idari
güçlükler yüzünden 5 Mart 1903’te kurulabildi. Şirketin kurucuları, Deutsche
Bank, Anadolu Demiryolu Şirketi ve Osmanlı Bankası’mn da arala-nnda
bulunduğu bir sermayedar grubuydu. Alman sermayesinin hakim olduğu
şirkette, Fransız sermayesi de yüzde 30’luk bir payla temsil edilmekteydi.
Sözleşmenin imzalandığı 1902 yılından 191 l’e kadar çok yavaş olarak
ilerleyen hat yapım çalışmaları, bu tarihte İstanbul’da yeni bir anlaşmanın
imzalanmasından sonra hız kazandı.
Uzun diplomatik ve siyasi mücadelelerin ardından imtiyazı Almanlara verilen
demiryolunun inşası da bir hayli sıkıntılı oldu. Öncelikle İngiltere, Fransa ve
Rusya kendi nüfuz bölgeleri ve çıkarları açısından çeşitli gerekçelerle
demiryoluna karşı çıkmaktaydılar. Sözleşmeye göre inşaatın 200 kilometrelik
bölümler halinde yapılması gerekiyordu. Demiryolunun ilk bölümü olan
Konya-Bulgurlu hattı 25 Ekim 1904’te işletmeye açıldı. 3 Haziran 1908’de
ikinci kısmı oluşturan Bulgurlu / El-Halif arasının inşa edilmesi için
anlaşmaya varıldı. Fakat 1908’de II. Meşrutiyet’in ilan edilmesi, demiryolu
çalışmalarını önemli ölçüde etkiledi. Örneğin, 14 Eylül’de şirket işçileri greve
gitti, ertesi yıl Bağdat Demiryolu projesi hakkında Meclis soruşturması açıldı.
Ancak 191 l’de Bağdat Demiryolu Şirketi’yle yeniden sözleşme imzalanarak
inşaata başlandı. Demiryolu Toros ve Amanos Dağları’nda kazılması gereken
tüneller yüzünden, Torosların farklı yerlerinde birbirinden kopuk hatlar
halinde inşa edildi.
İngiltere’nin desteği ve izni olmadan bu projenin gerçekleşmesinin imkansız
olduğunu gören Deutsche Bank yöneticileri, verdikleri çeşitli ödünlerden
sonra, 1914 yılının Haziran ayında onları da projeye ortak etmek suretiyle,
Bağdat Demiryolu hattının önündeki son engeli de kaldırdılar. Ancak çok kısa
süre sonra savaş başlayınca bu rüya da tarihe gömülmüş oldu.
1914 yılı Haziran ayına kadar Bağdat Demiryolları’nm Bulgurlu-Bağdat
arasındaki 887 kilometrelik kısmı ve Bağdat-Samarra hatları tamamlanarak
Şam’da Hicaz Demiryoluna bağlandı. Projenin, toplam 828 kilometrelik
kısmı yapılmadı. Demiryolunun Türkiye Cumhuriyeti, sınırları dahilinde
kalan kısmı, 10 Ocak 1928’de satın alınarak devletleştirildi.