You are on page 1of 39

Ali Erdoğan - Varlık Hakk'ın Söz Bahane

KİMLİĞİ

Yıl 1947-48 arası Erdoğan ailesinden M. Süleyman'ın eşi Cennet'fen dünyaya gelir. İki
yaşındayken annesi ikinci çocuğu doğururken Hakk'a yürür. Babası evlenmez. Bir evin ocağının
ışığı sönünce Anadolu bozkırında düşünün artık çileyi.

Çileler içinde büyüyen Ali, ilkokul bitiminde, yani on yıl sonra 12 yaşında babasını da kaybeder.
Ağabeyisi ve yengesi ile büyür. Tarla-tapan, koyun-kuzu derken, 1966 da askerliğini İstanbul'da
yapar. Böylece İstanbul'u tanımış olur. Dönüşte, okul arkadaşı Cennet'le nişanlanır. 1968
tarihinde evlenir ve İstanbul'a gelir. Çeşitli işlerde çalışır. 1992 yılının Mart ayında, Çay
fabrikasından emekli olur.

Taşlıtarla'da otururken, Sarıgazi Yenidoğan Osman Gazi mahallesinden arsa alır, 3 katlı çift
daireli bir mekân yapar. İki oğlu vardır, onları evlendirir, her birinden birer olmak üzere iki de
torunu vardır. Vardır da işte tam rahat edeceği bîr zamanda Azrail ile tanışır. 4 Aralık 2004 günü,
"boğazım yanıyor" der. Göztepe hastanesine kaldırılır. 5 Aralık 2004 Pazar günü, Hakk'ın
rahmetine kavuşur.

"Her şey aslına dönecektir."

ŞİİRLERİ

ELVEDA

Dünyaya geldim de bir an gülmedim


Anne mi baba mı nasıl görmedim
Dünya kazancıma hile bilmedim
Elveda dostlarım size elveda

Henüz iki yaşta annesiz kaldım


On üç yaşa geldim babasız kaldım
Yetim öksüzlükle yuvamı kurdum
Yarenler dostlarım size elveda

Askerlikten sonra gurbete çıktım


Çeşitli işlerde hayli çalıştım
Hasretliğe gurbetliğe alıştım
Dedim Tokat Zile size elveda

Yıllarca çalıştım emekli oldum


Sıfırdan başladım mekânım kurdum
Eşim yavrularla beraber durdum
Eşim yavrularım size elveda

Ali İdim bana Alim dediler


Ehli hal olanlar halim bildiler
Âşık oldum çok kelamlar geldiler
Tüm cümle canlara dedim elveda

Alim Cennet ile birlik çalıştık


Helâlından güzel bir yuva yaptık
O'nu yavrularım size bıraktık
Elveda dostlarım size elveda
ARARIM

Bülbül gibi zar ederek


Arar gülümü ararım
Hep dolaşıp şu cihanı
Arar yârimi ararım

Boş gezerdim bu cihanda


Ümidi kestiğim anda
Güldü öyle bir zamanda
Arar o anı ararım

Yârim bir kez bana baktı


Hançeri sineme taktı
Beni âşıklara kattı
Arar aşkımı ararım

Yârim güzel usul boylu


Narin ince kibar huylu
Asaletli yüce soylu
Arar namını ararım

Alim der ki ben nideyim


Bilmem ki nere gideyim
Derdimi kime dökeyim
Arar tabibi ararım

2.11.1991

MAHRUM ETME HALLERİNDEN

Himmet eyle Yüce Pirim


Ver öpeyim ellerinden
Cennet bağında dolaşıp
Koklayayım güllerinden

Gül cemalin bir cennettir


Görenlere ziyarettir
Sana bakmak ibadettir
Ayrılamam yanlarından

Bade versen dolu dolu


Mest eylesen sen bu kulu
Göster bana doğru yolu
Geleceğim yollarından

Çok şükür ki seni buldum


Her haline hayran oldum
Serimi canımı verdim
Mahrum etme hallerinden

Alim gelmiş boyun büker


Gözlerinden kan yaş döker
Pirinden bir himmet diler
Esirgeme kullarından

09.11.1991

GÖRMEDİM SENİ

Ne yüce varlıktır benim güzelim


Neden önce tanımadım ben seni
Bütün gizli sırlar sende varımış
Sırlara gizlendin görmedim seni

Bunca yılı hep beraber yaşadık


Nice zorluklan birlik taşıdık
Sanki eş değil de arkadaşıdık
Arkadaşım oldun görmedim seni

Adın güzel kendin güzel huyun var


Ehl-i Beyt'e çıkar yüce soyun var
Olsaydık biz bize emin sadık yâr
Yıllarca tanıyıp bilmedim seni

Abu hayat olmuş tatlı dilin var


Taze açmış gonca gonca gülün var
Bütün iyi işte senin eİin var
İyiiğe burundun görmedim seni

Alîm der ki benim gülüm pek şirin


Gönlünde açılmış yara var derin
Makamın yücedir sağlam temelin
Temele sığındın görmedim seni

3.11.1991

DOYA DOYA

Yârim senin cemalini


Göremedim doya doya
Güzel gözlerine bakıp
Sevemedim doya doya

Benim yârim edalıdır


Aşka düşmüş sevdalıdır
Sanki servinin dalıdır
Bakamadım doya doya

Yaralıyım büyük derdim


Yardan ayrıyım hasretim
Arttı gamım gasevetim
Gam çekerim doya doya

Bir gün gelse yâr yanıma


Kolun dolasa boynuma
Günüm dönerdi bayrama
Bayram olur doya doya
Alim'İn çilesi bitse
Bahçesinde güller yetse
Bülbüller şakıyıp ötse
Seyrederim doya doya

11.11.1991

HER GELENE SORULMUYOR

Yâri yitirdim ararım


Göremedim görünmüyor
Bütün herkese sorarım
Her gelene sorulmuyor

Yârimi yanıma alsam


Sinesin sineme sarsam
Leblerinden bade alsam
Alamadım alınmıyor

Alim güzel yârin hali


Şeker şerbet söyler dili
Öpem dedim nazik eli
Öpemedim öpülmüyor

11.11.1991

İNSAN ÜSTÜNE

Mevla'm türlü türlü güzel yaratmış


Güzelliği vermiş insan üstüne
Çeşit çeşit çiçek verip yaratmış
Onu da işlemiş insan üstüne

Kâinatın en yücesi insandır


İnsanı var eden iman vicdandır
Hakk'a inananın imanı tamdır
Hakk tecelli etmiş insan üstüne

Alim der ki her iş Hakk'ın hikmeti


Hikmetine erem ver ki himmeti
Dilediği yere verir rahmeti
Rahmeti var etmiş insan üstüne

13.11.1991

BEN AĞLARIM GÜLMÜYORUM

Sevdalıyım sevdalıyım
Bilmiyorum ne yaptığım
Hep gam kederi çekerim
Ben ağlarım gülmüyorum
Sevda geldi beni yaktı
Yapa yalınız bıraktı
Dostlarım bana ıraktı
Ben gül olup açmıyorum

Ne güzeldir Hakk'ın hali


Aşkı verir eder deli
Bahar da açtırır gülü
Ben gül olup açmıyorum

Rabbim beni af eylesin


Sonunda mutluluk versin
Alim'in çilesi bitsin
Daha bir şey demiyorum

14.11.1991

BENİM SEVDİĞİM

Bu gece seyrimde yârimi gördüm


Güzeller güzeli benim sevdiğim
Hoş geldin dedi de elini verdi
Daha neler dedi benim sevdiğim

Ne kadar güzeldi o ne hal idi


Çok şeyler söyledi tatlı dil İdi
Ne olur sevdiğim yakın gel dedi.
Gitme dedi bana benim sevdiğim

Yan yana oturup muhabbet ettik


Hal hatırdan sonra sohbetler ettik
Hakk'm birliğini orda zikrettik
Hakk'a ısmarladı benim sevdiğim

Alim geldi gördü burda zatını


Ebedi unutmaz hiç sıfatını
Eğer yakalarsan aşkın atını
Aşk ile gel dedi benim sevdiğim

14.11.1991

EYLEDİ

Pirimi niyaza vardım


Pirim beni hoş eyledi
Eğilip secdeye durdum
Bu gönlümü coş eyledi

Pirim nazar etti bana


O bakış değer cihana
Her hali haz verir cana
Kin kibirden boş eyledi

Pirin kapısında durdum


Her müşkülüm O'na sordum
İman edip ikrar verdim
Kötü halden dur eyledi

Benim Şah'm Sultan'ımdır


Tenim içinde canımdır
Hemi de kıble gâhımdır
Beni alıp kul eyledi

Alim geldi mürşidine


Yüzünü sürdü pirine
Serini verdi yoluna
Hal içinde hal eyledi

15,11,1991

BENİ

Nazlı yârim cevreyleme


Bir bakıver güldür beni
Beni böyle terk eyleme
Gel yanıma oldur beni

Bir tek arzum seni sevmek


Her zaman yanında olmak
Gittiğin yerlere gelmek
Tut peşinde gezdir beni

Ben garibin bi çareyim


Sensiz yalnız avareyim
Biraz yanma geleyim
İster isen öldür beni

Ben bilmem ki deli miyim?


Yaşar mıyım ölü müyüm?
Yoktur benim evim köyüm
Al yanında götür beni

Bu Alim senin esirin


Gülsen bana şirin, şirin
Aşık oldum yaram derin
Deli diye bildir beni

17.11.1991

BU HALİMLE

Yârim senin hasretini


Çekiyorum bu halimle
Ne söyieyim bilmiyorum
Konuşurum bu halimle

Ayrılıktır beni yakan


Çaresizlik belim büken
Her yer bana oldu diken
Duruyorum bu halimle
Kalmadı sabrım kararım
Her yerde gezer ararım
Nasip olursa rastlarım
Arıyorum bu halimle

Bülbül hasret kalmış güle


Tarifi gelmiyor dile
Hep dilerim bitsin çile
Bekliyorum bu halimle

Senden oldu hep bu İşler


Geçti yazlar bahar kışlar
Alim gerçek olsun düşler
İstiyorum bu halimle

20,11,1991

GEÇMİYOR

Kalbimde burukluk içimde hüzün


Bitmiyor bu acım zaman geçmiyor
Yardan ayrı kaldım yanıyor özüm
Zor oldu yaşamak günüm geçmiyor

Yârin ayrılığı yakıyor beni


Hasretlik çok acı incitir canı
O nazlı yârimden ayrı kalalı
Gündüzüm karanlık gecem geçmiyor

Ben bilemez oldum bahan yazı


Yüzümde üzüntü gönlümde sızı
İçime düşeli bu aşkın közü
Günlerim ay oldu yılım geçmiyor

Madem gidecektin sevmese idin


Gözüme bakıp ta gülmese idin
Beni bu hallere koymasa idin
Sensiz bir dakikam anım geçmiyor

Yardan ayrı kalmak Alim'i üzen


Acep kavuşur mu aşk ile gezen
Söylemesi zordur ben nasıl yazam
Sensiz bir kelimem hecem geçmiyor

20.11.1991

DİYE

Dolaşıp gezerim bütün âlemi


Belki bir gün yâri görürüm diye
Bilip tanıdığa haber salarım
Yârimden bir haber alırım diye
Yâre benziyordu birini gördüm
Sevda yaktı beni yandım kavruldum
Bir zaman orada eğlendim durdum
Acaba gördüğüm doğru mu diye

Yâre kavuşmaktır benim muradım


Her zaman ümitle onu aradım
Dertli oldum günden güne sarardım
Niçin nazlı yâri yitirdim diye

Alim'İn büyüktür derdi kederi


Yoktur derdin bundan daha güzeli
Yakıyor içimi yârin hasreti
Yârime doymadan ayrıldım diye

21.11.1991

İSTERİM

Yâr aklıma düştü durmaz ağlarım


Özledim yârimi görmek isterim
Boz bulanık sular gibi çağlarım
Ümitle menzile varmak isterim

Her an hayalimde bazen düşümde


Yâri hep aradım gözüm yaşında
Haberini alsam gitsem peşinde
Gittiğim yerlerde bulmak isterim

Sade hayal bana artık yetmiyor


Çok zormuş ayrılık derdim bitmiyor
Beklerim ümitle yârim gelmiyor
Tüm varımı ona vermek isterim

Bilmem böylemidir Hakk'ın hikmeti


Aşka düşürürde verir zahmeti
Aşıkın Maşuk'a vardır hürmeti
Ben de sevdiğimle olmak isterim

Alim diyor bu ayrılık bitmez mi?


Bu üzüntü bu sıkıntı yetmez mİ?
Bİr gün olur yârim benle gitmez mi?
Canımı canana katmak isterim

22.11.1991

NE DİYEM

Keder bastı yine geçmiyor günüm


Hasretlik bağrımı yaktı ne diyem
Başım alıp diyar diyar dolaşsam
Yâri bulamazsam kime ne diyem

Gurbetlik değildir benim kederim


Yardan ayrı düştüm ona hasretim
Aşk atına binsem çabuk giderim
O da kolay değil dostum ne diyem

Alîm bu hasretlik bir gün bitecek


Üzüntüler sıkıntılar gidecek
Yârim mutlak bir gün bana gülecek
Bütün arzum budur başka ne diyem

23.11.1991

OLAMAZ

Âlemler sahibi yoktan var eden


Kavuştur yârime onsuz olamaz.
Yalvarırım Hakk'a niyaz ederek
Bulmak nasip eyle yârsız olamaz

Hakk'tan nasip olsa yârle kavuşsak


Hasretlik giderip bulup görüşsek
Hal hatır soruşup hem de sarışsak
Buluşup ta hiç gülmeyen olamaz

Seviyorum demek gayet zor olur


Sevenlere dere tepe düz olur
Seven sevdiğini arar da bulur
Sevenler bir gerek ayrı olamaz

Alim der yârimi ara sam bulsam


Daha ayrılmasam beraber kalsam
Hak'ın hikmetini hep onda görsem
Malum Tanrı birdir iki olamaz

23.11.1991

BULAMADIM

Dolaştım dünyayı gezdim cihanı


Durup dinlenecek yer bulamadım.
Şu dünya malını çok alıp sattım
Hep zarara gittim kâr bulamadım

Gönül havalandı durmaz zar ile


Günlerim geçiyor ahu zar ile
Gönlüm istiyor ki olsun yâr ile
Halimden anlayan yâr bulamadım

Bu dünyanın adaleti böyledir


Aşık eder aşk sözleri söyletir
Dert verirde inim inim inletir
Derdime dermanı ben bulamadım

Yapma Alim çok uzatma bu sözü


Yürek yaralıdır dayanmaz özü
Dilerim Mevla'dan bağışlar bizi
Daha bundan güzel söz bulamadım

27.11.1991

SEN BİLİRSİN

Pirim benim bu halimi


Sen bilirsin sen bilirsin
Acı veren dertlerimi
Sen bilirsin sen bilirsin

Kapındaki kul olayım


Yürüdüğün yol olayım
Gelip yanında durayım
Al yanma sen bilirsin

Versen benim dermanımı


Tez çıkarsan fermanımı
Verem sana al canımı
Senin olsun sen bilirsin

Yârim sana niyaz ettim


Gelip eteğini tuttum
Hatalıyım çok suç ettim
Affet suçum sen bilirsin

Zor yaşanır bu dert ile


Hayat bana oldu çile
Alim çeker bile bile
Bitir çilem sen bilirsin

27.11.1991

GÜZEL
Yüzüne bakınca hayran olduğum
Sevmeye layıksın güzelsin güzel
Gözünün içinde sevgi gördüğüm
Hakk için seveni sevesin güzel

Yüzünü görünce coştu bu gönlüm


Senin cemalinde kendimi buldum
İnandım ben aşka elaman dedim
Sen insanı âşık edersin güzel

Sevenleri sevmek güzeldir hoştur


Sevgiden gayrisi dünyada boştur
Sen âşık ol aşkın atını koştur
Aşık' olmak Hakk'ın emridir güzel

Sevenleri sever biz de yâr deriz


Bir olur birlikte Hakk'a gideriz
Hakk'ın yolu birdir biz de biliriz
Senin ile birlik olurum güzel
Şu Garip Alim'in neyine baktın
Çaldın kalbimi de sevgini kattın
Aşık edip gizli, gizli ağlattın
Gönlümün sahibi olmuşsun güzel

25,11,1991

PİRİMİ

Cihanı gezdim dolaştım


Sordum Pirimi Pirimi
Şükür olsun ki kavuştum
Buldum Pirimi Pirimi

Pirimin güzeldir huyu


Asil temiz onun soyu
Nur dolmuştur evi köyü
Gördüm Pirimi Pirimi

Ben Pirime ulu dedim


Hakk'a gider yolu dedim
Vaktimizde Veli dedim
Bildim Pirimi Pirimi

Benim Pirim Adil Ali


Erenlerden onun hali
Hakikat makamı yeri
Tuttum Pirimi Pirimi

Alim Pirime tabidir


Onun yoluna bağlıdır
Sevmiş ciğeri dağlıdır
Sevdim Pirimi Pirimi

29.11.1991

BİLİNMİYOR

Hey yarabbim neden böyle


Yâr yitirdim bulunmuyor
Nazlı yardan ayrılınca
Şad olup ta gülünmüyor

Ayrılık yaktı içimi


Yedi bitirdi gücümü
Bilemedim ben suçumu
Gitti yârim görünmüyor

Yârin hasretliği zordur


Âşık olan yâd'a kördür
Nerde isen bana bildir
Bilmeyince durulmuyor

Yâr seni arasam bulsam


Nerdeysen yanma gelsem
O güzel yüzünü görsem
Görmeyince bilinmiyor

Alim seni çok aradı


Gül yüzünü göremedi
Hatırını soramadı
Bulmayınca sorulmuyor

28.01.1992

BAKIYOR

Sevdiğim güzel gülüşün


Her an İçimi yakıyor
Hangi tarafıma baksam
San ki yâr ordan bakıyor

Sen yârimsin bir tanesin


Benim derdime çaresin
Yarama merhem olasın
Göz göz olmuş hep akıyor

Güzellikte yoktur eşin


Beni yakıyor ateşin
Mahsun mahsun o bakışın
İçimi delip geçiyor

Yâr içime yara sensin


İlaç sensin çare sensin
Derdime derman veresin
Dillerinden bal akıyor

Alim dedin adım andın


Olanca aklımı çaldın
Beni dertten derde saldın
Aşkın beni hep yakıyor

24.01.1992

DURDUM DARINA

Yüceler yücesi ey ulu Pirim


Bir eşin benzerin gelmez cihana
Hakk seni yaratmış kendi nurundan
Anadan doğuşun olmuş bahane

Hem Pirimsin Mürşidimsin ulumsun


İkranmsm İmamınsın dinimsin
Allah'ımsın Muhammed'im Alimsin
Yolunda ben oldum deli divane

Hub cemalin açsan ben de bir görsem


Açılsa yollarım meydana girsem
Ben senin kapında kıtmırın olsam
Muhtacım hep senin hayır duana
Boş yere yabanda aradım durdum
Hakk'ın hikmetini ben sende gördüm
İman edip ikrar verdim Hakk bildim
Sen kabul eyle de acı kuluna

Alim sende gördü bütün âlemi


Bana sen söylettin bunca kelamı
Ancak sen sararsın benim yaramı
Ver benim muradım durdum darına

13.02.1992

HALİNİ HALİNİ

Bu gün yine yâri gördüm


Sordum halini halini
Varıp yanma oturdum
Tuttum elini elini

Sevenlerin Kâbesidir
Güzelliğin hanesidir
San ki aşkın badesidir
İçsem dolunu dolunu

Ben aşıkım deli gibi


Gözyaşlarını dolu gibi
Coşmuş bahar seli gibi
Gitti salını salını

Bakamadım edasına
Doyamadım sedasına
Katlanırdım cefasına
Bilsem yerini yerini

Alim'in de bir yâri var


Ondan derde derman umar
Aşkına düşmüşte yanar
Söyler adını adını

18,02,1992

BEN BÖYLE

Yârimi yitirdim nasıl güleyim


Bulana dek hep ağlarım ben böyle
İçim kan ağlıyor nerde durayım
Durana dek hep gezerim ben böyle

Yârin ayrılığı yakıyor beni


Sanki bir ok vurdu deldi sinemi
Efkâr geldi yine aldım kalemi
Bitenecek hep yazarım ben böyle
Hep böyle söylerim derdim tükenmez
Yollara bakarım gül yüzlüm gelmez
Yâri bulamazsam ateşim sönmez
Sönene dek hep yanarım ben böyle

Alim der derindir yaram çok derin


Aşkından kül oldum olsun haberin
Umutla beklerim gelecek yârim
Gelene dek hep beklerim ben böyle

14.12.1992

HİÇ GİTMİYOR

İnan yârim o hayalin


Göz önümden hiç gitmiyor
Güzel olan her sözlerin
Kulağımdan hiç gitmiyor

Çamurumu sen yoğurdun


İnandım beni doğurdun
Sonunda sevgilim oldun
Sevgin benden hiç bitmiyor

Doğumunu İlk görüşüm


Koşup yanına varışım
Elime alıp sevişim
Hayalimden hiç gitmiyor

Yalnız idin çok ağladın


Ben senin yanına vardım
Nur oldun bana parladın
Şelven benden hiç gitmiyor

Çok güzeldin gözüm aldın


Dayanıp ta bakamadım
Ben Ali'nim âşık oldum
Aşkın benden hiç gitmiyor

26,11,1992

NE GÜZELDİR

Yârimi arasam bulsam


Yakın olsam ne güzeldir
Her zaman yanmda olsam
Birlik dursam ne güzeldir

Dünyada ki tek özlemim


Ne deseler sevgi derim
Ben de yârimi severim
Baki sevsem ne güzeldir

Allah sevenleri sever


Yâri olan onu över
Dilerim ki mutluluk ver
Mutlu olsam ne güzeldir

Demiştin ki sen yanaşın


Yana, yana tam olasın
Sonunda Hakk'ı bulasın
Gerçek bulsam ne güzeldir

Alim'in vardır sevdiği


Ondan başka yok bildiği
Hakk'tan ister iyiliği
İyi olsam ne güzeldir

26,11,1992

GERİ DURAMAZ

Yüce Hakk'ın hikmetine


Eremez akıl eremez
Cahil gezer yaban yerde
Giremez yola giremez

Hakkın gizli sırları var


Dört kapıdan yollan var
Kırk makamda nurlan var
Göremez körler göremez

Hakkın yolu boşta kalmaz


Gidenler gider yorulmaz
Ahmak dolaşır bulamaz
Alim der şaşan soramaz

19,12,1992

GÜZEL OLUR

Ben günahsız bir kul olsam


Kul olması güzel olur
Hakk yoluna hizmet etsem
Hizmet etmek güzel olur

Pirimin yüzüne baksam


Orda Hakk'ı tavaf etsem
Şah'ımın yolunu tutsam
Yol tutması güzel olur

Doğru giden Hakk'ı bulur


Hakk'ın divanına durur
Orda günahlar af olur
Af olursa güzel olur

Hemi Pirim hem Şah'ımdır


Tapındığım dergâhımdır
Yaratıcı hem Tanrı'mdır
Allah demek güzel olur
Alim kurbandır yoluna
Eğilip durdu darına
Daim yalvarır Pirine
Kabul olsa güzel olur

29,12,1992

TADAYIM

Rabbim bana kısmet eyle


Hayırlı bir kul olayım
Kaldır perdeyi gözümden
Cemalin açık göreyim

Âlemleri sen yarattın


Kendin gizlendin sır ettin
Görenleri âşık ettin
O aşkı ben de tadayım

Ben Pirime tabi oldum


Hakk sırrını onda gördüm
Alim der kapında durdum
Yoluna ben de gireyim

29,11,1992

SANA MALUM

Ulu Mevla'm bu halimi


Sen bilirsin sana malum
Üzüntümü kederimi
Gör çektiğim sana malum

Yaratan sen veren de sen


Bakan da sen gören de sen
Bu derdimi bilende sen
Ver dermanım sana malum

Kâinatı sen var ettin


Dermanımı derde kattın
Alim diye kul yarattın
Affet suçum sana malum

29,11,1992

OLUR

İnsan sevdiğini görse


Tıpkı Hakk'ı görmüş olur
İman etse ikrar verse
Her dileği kabul olur
Yâri sevmesi güzeldir
Kötü huylan düzeltir
Günahlan yer eritir
Menziline varmış olur

Bütün her iş sevgi ile


Alı veri razı ile
Bir kez görse gözü ile
Sevdiğini bilmiş olur

Gören bilir tanır yâri


Ayla güneştir her biri
Yâr yoluna verse seri
Gayesine ermiş olur

Alim'de sevse yârini


Yunsa günahı kirini
Tanısaydı kendisini
Varlığını bulmuş olur

04,12,1992

OLDU BANA

Yine hasret yine elem


Bilmem ne hal oldu bana
Böyle hayat yaşanamaz
Dünya zindan oldu bana

Bu hasretlik yaktı beni


Deldi İncitti sinemi
Bilmem çektiğim çile mi?
Hayat çile oldu bana

Hasretinden deli oldum


Kendimi hep yasta buldum
Ben ağlarım nerde güldüm
Gülmek haram oldu bana

Arzuladım sevdiğimi
Unutmuşum bildiğimi
Terk eyledim benliğimi
Acayip hal oldu bana

Alim der sevdiğim bulsam


Bulunca sineme sarsam
Hakk yolunda canım versem
Canım kurban oldu bana

17.12.1992

ONLARINDIR
Bir can cananla buluşsa
İki cihan onlarındır
Sevgi görse saygı verse
Mutluluklar onlarındır

Aşk güzeldir sevmek güzel


Sevmekle sevilmek güzel
Dostça Hakk'ı bilmek güzel
Tüm güzellik onlarındır

Cihanın güzel varlığı


Gönülden atar darlığı
Yakalarsa aydınlığı
Cümle varlık onlarındır

Şevki âlemi ısıtır


Hem ısıtır hem ısıtır
Aşk'a gelince arıtır
Güzel günler onlarındır

Alim dostu güzel görür


Gönlünü güzele verir
Orda Hakk'a secde durur
Hakk'ın nuru onlarındır

27.12.1992

NE YAPAM

Özledim o dostu görmek dileğim


Dostum benden gizleniyor ne yapam
Gözümde tütüyor benim meleğim
Kapalı gözlerim görmez ne yapam

Her zaman ağlasam sızlasam bile


Bir kere yitirdim geçmiyor ele
Çoktandır hasretim o gonca güle
Bağlandı yollarım gayri ne yapam

Pirimin yüzüne baktığım zaman


Çağırırım Hakk'a derim elaman
Kesilir takatim tükenir derman
Dizlerim tutmuyor ben de ne yapam

Bu hasretlik bilmem neden bitmiyor


Pirin hali göz önümden gitmiyor
Güllerim açıp ta bülbül ötmüyor
Baharım gelmezse güzde ne yapam

Alîm neden böyle gam ile keder


Âşık olan daim sitem mi eder
Hakk'tan ne gelirse hep kabul eder
Kaderde bu varmış daha ne yapam

09.05.1993
NE ÇIKAR

Geldim ki sevdiğim gitmiş bu elden


Acep ağlasam mı gülsem ne çıkar
Baktım sağa sola ümit ederek
Yok, olmuş eseri ölsem ne çıkar

Ezildim üzüldüm sormayın halim


Baktım hiç izi yok büküldü belim
Sorayım dedim de tutmadı dilim
Gam çöktü içime sorsam ne çıkar

Bana acı verdi yâri görmemek


Gözünün içine bakıp gülmemek
Beni sarhoş eder onu dinlemek
Gitmiş gayri ah vah etsem ne çıkar

Bana haz verirdi olsa yanımda


Zindelik olurdu garip canımda
Dolaşırdı düşüncem de sırrımda
Yakın olsa uzak gitmiş ne çıkar

Alîm dostu gizlemişim özümde


Her nereye baksam orda gözümde
Hiç dilimden düşmez daim sözümde
Hayali gönlümde gitse ne çıkar

15.07.1993

VARLIK HAKK'IN SOZ BAHANE

Pirim bana bade sundu


İçtim ondan kana kana
Aşkından sevdaya düştüm
Can katıldı tekrar cana

Gözleri lal ile mercan


Bunu fark edemez her can
Sesini duyduğum zaman
Sahip olurum cihana

Saçların gözün karası


Vardır gönlümde yarası
Hele kaşların arası
Errahman görünür bana

Kulakları şemsi kamer


Yüzleri misk ile kamber
Leblerinden bade sunar
Varlık Hakk'ın söz bahane

Alim sevdi yâri Piri


Dilinden içmişim balı
Durdura bilsem zamanı
Varırdım ulu divana

18.07.1993

VERİR İSEN

Yanar içim artar közüm


Söylerim bilinmez sözüm
Pirime bildirdim arzum
Çare sen de verir isen

Sözler vardır söz içinde


Anlamlar aynı biçimde
Bu âlemin sırrı bile
Sende gizli verir isen

Şah'ım bana himmet eyle


Murat alam yüzüm güle
Bu Alim'de girsin yola
Eğer izin verir isen

19,07,1993

NAZLI YÂRE

Bugün gene gönlüm gamlı


Çünkü hasretim o yâre
Hep gözlerim yolda kaldı
Gülüm gelmedi bir kerre

Sevdiğime canım feda


Aşkımdan kalmayam cüda
Kulağıma geldi nida
Yâr elinden ola çare

Bilmem kime ne diyeyim


Derdimi nasıl söyleyim
Alim der gam mı çekeyim
Böyle derim nazlı yâre

21.07.1993

NE ZAMAN BİTECEK SÖYLE

Niçin çile elem keder


Benim kaderim mi böyle
Yaşamım acıyla dolu
Ne zaman bitecek söyle

Niyetlerim yer bulmuyor


O yârim dolu sunmuyor
Dostlarım halim bilmiyor
Hepsi diyor ki sabreyle

Alim yönün döndü Şah'a


Halim malumdur Allah'a
Doldur bade ver bir daha
İçir de beni mest eyle

24.07.1993

BUNDAN SONRA

Gitme yârim gurbet ele


Üzme bizi bundan sonra.
Resmini gönlüme aldım
Canım oldun bundan sonra

Ümidim sen yaşamaya


İster yemin edem haya
Şu dünyada bana gaye
Leyla'm oldun bundan sonra

Eğer seversen halini


Yeter üzme bu delini
Estirme gönül yelini
N'olur gitme bundan sonra

Derya denizleri geçtim


Öldüm aşkın ile piştim
Gönlümüzde yerin seçtim
Artık gitme bundan sonra

Ne kadarda güzel özün


İsıtıyor bizi sözün
Meleğe benziyor yüzün
Alim sever bundan sonra

22.07.1993

SEN GÖSTER

Ben beni aradım daim yâdlarda


İsmini çağırdım türlü adlarda
Gökte bulutlarda yerde odlarda
Bana bende var olanı sen göster

Sensin biliyorum cihanı kuran


Hem yüzüme gülüp karşımda duran
Doğanlarla doğup daim var olan
Bana bende var olanı sen göster

Alim ne yapar ki sensiz dünyada


İster hayalimde ister rüyada
Gel gözüme görün her an yanımda
Bana bende var olanı sen göster

25.07.1993

GONUL KÖŞKÜNE

Sevdiğim güzelin düştüm aşkına


İçirdi badeyi döndüm şaşkına
Murada ererdim mutlu olurdum
Girebilsem yârin gönül köşküne

O zaman olmazdı ayrılık Ölüm


Kimseden gelmezdi bana bir zulüm
Görürdü gözlerim söylerdi dilim
Kısmet verilirdi böyle şaşkına

Alim der dertliyim sersem gezerim


Hakk'ın varlığını yarda sezerim
Kavuşursam bu soruyu çözerim
Doyum olmaz sefasına meşkine

05.08.1993

YÜZÜM GÜLMEDİ

Özledim ben Piri yâri


İkisi gitti gelmedi
Sanki aylar yıllar geçti
Bir defa yüzüm gülmedi

Yaktı beni hasretleri


Gönlüm içinde yerleri
Canım biri tenim biri
Buluşup sızım dinmedi

Alim feryat edip ağlar


Ayrılık sinemi dağlar
Dedim yanımda olalar
Dileklerim yer bulmadı

GELSENE

Her gelenle söylüyorum


Yârim gelecek diyorum
Bugün ümit ediyorum
Yârim gelsene gelsene

Çok Özledim hep gözümde


Bir ateş yaktın özümde
Derman kalmadı dizimde
Canım gelsene gelsene
Alim'İ hep ağlatırsın
Neden böyle yalvartırsın
Köşe bucak aratırsın
Gülüm gelsene gelsene

11.09.1993

PİRİM BUGÜN BİZE GELDİ

Gerçek bayram oldu bu gün


Adil baba bize geldi
Emiş anamla birlikte
Pirim bu gün bize geldi

Coştu gönlümüz şad oldu


Evimiz şen abad oldu
KÖşe bucak nurla doldu
Işığımız bize geldi

Cihan bize bahşedildi


Gönlümüzden kir silindi
İki âlem bir göründü
Çünkü Şah'ım bize geldi

Bayramın dördüncü günü


Unuttum yarını dünü
Ömrümün en mutlu anı
Mürşidimiz bize geldi

Alim Cennet murat buldu


Arzuları kabul oldu
İçimiz sevgiyle doldu
Sevdiklermiz bize geldi.

24.05.1994

BAĞIŞLA

Önce zikredelim Yüce Mevla'yı


Muhammed Mustafa bizi bağışla
Aliyyel Mürteza Hasan Müçteba
Hüseyni Kerbela bizi bağışla

Çok cefalar çekti Zeynel Abidin


Ol İmam Bakır'a hep ettiler kin
Yoluna bağlıyız Cafer Sadığın
Pir Musa-i Kâzım bizi bağışla

Doğru yol sürerdi İmam-ı Rıza


Taki'ye Naki'ye varam niyaza
Hasan Askeri de beratım yaza
Mehdi Saib Liva bizi bağışla

Alim Ehli Beyt'in kapısın kulu


Şahların Şah'mdan içseydim dolu
O zaman açılır Hakikat yolu
Hünkâr Hacı Bektaş bizi bağışla

17.08.1994

BANA GÖTÜR CANANIM

Himmetinle Pirim durdum darına


Beni benden bana götür Sultanım
Cemalini görüp serimi verdim
Beni benden bana götür cananım

Nasıp oldu senin kapında durdum


Muhammet Mustafa nurunda gördüm
Aliyyel Mürteza sırında bildim
Beni benden bana götür Hünkârım

Sendedir hidayet sende keramet


Acı bu kuluna eyle merhamet
Bu yolun sırlan sizde emanet
Beni benden bana götür sevdiğim

Sensiz halim harap oldum perişan


Çaresiz bırakma göster bir nişan
Sultan yoksa neye yarar bu cihan
Beni benden bana götür gül yüzlüm

Alim diyor bu yol uzak sen yorma


Yakın eyle benim ümidim kırma
Hatam çoktur ama yüzüme vurma
Beni benden bana götür sultanım

20.09.1994

PİR ABDAL MUSA

Niyet ettim mekânım göreyim


Kısmet eyle bana Pir Abdal Musa
Aşkı sen ver bende dilin olayım
Sensin halim bilen nur Abdal Musa

Biliyorum çağırana gelensin


Hem zahiri hem batini bilensin
İsteyenin muradını verensin
Benim de muradım ver Abdal Musa

Bazen geyik olup yolda gezersin


Beyoğlu Gaybi'yi alıp gidersin
Işık verip O'nu âşık edersin
Bana da aşkı ver sen Abdal Musa

Duydum uçar suyu nasıl sorayım


Nasip eyle bende varıp göreyim
Varıp dergâhına yüzler süreyim
Kısmet eyle bana yâr Abdal Musa
Alîm Erdoğan da senin kulundur
Hakk'a doğru giden ulu yolundur
Bize aşkı veren kendi halindir
Gerçeğin sürdüğü yol Abdal Musa

AŞKINA

Hakk var etti bu cihanı


Muhammed Ali aşkına
Sevdim Hasan Hüseyini
Zeynel Aba'nın aşkına

Bakır kaynadı kazanda


Cafer Buyruk'u yazanda
Musa Kâzım niyazında
İmam Rıza'nm aşkına

Taki Naki dert ilacı


Hasan Asker başım tacı
Mehdi'dir güruhu Naci
Alim sever Hakk aşkın

05,11,1994

ANSANA

Ne yatarsın gönül sohbet zamanı


Hak Muhammed Ali'yi de ansana
Daima zikreyle Fatma anayı
İmam Hasan Hüseyin'i ansana

Zeynel Abidin'i Özünde tanı


Bakırın aşkıdır yakan cihanı
Cafer'i Sadık'ta canların canı
Musa Kâzım Rıza'yı da ansana

Taki'yi Naki'yi söyler dilimiz


Hasan Askeri'yle açsın gülümüz
Mehdi'ye ermektir bizim kârımız
Alim her an Ehl-i Beyt'i ansana

05.11.1994

OLUR

Şah'ı vilayetin yoluna girsem


Muhammed Mustafa özümde olur
Hasan Hüseyin'i candan seversem
Cihanın sultanı benimle olur

Zeynel Abidin'i ansam dilimde


İmam'ı Bakır'ı bilsem canımda
Cafer'i Sadık'ın olsam yolunda
Yolun kurucusu yanımda olur

Musa'yı Kâzım'a etsem niyazı


Duysa idim ol Rıza'nm avazı
İmamı Taki'nin çekseydim nazı
Serveri Muhammed benimle olur

Ol İmam Naki'yi bulsam özümde


Hasan Askeri'yi ansam sözümde
Muhammed Mehdi'nin olsam izinde
Sultan'ı Enbiya sözümde olur

Alim diyor girsem aşk ateşine


Gidebilsem erenlerin peşine
Vara idim o sultanın köşküne
Ebediyyen benim canımda olur

22.01.1995

MAHRUM EYLEME

Yüce Mevla'm senden budur dileğim


Hakk yolundan beni mahrum eyleme
Hep İsmini anmak ister yüreğim
Bu arzumdan beni mahrum eyleme

Çağırırım Hakk Muhammed adını


Tadam diye Ehl-i Beyt'in tadını
Göreyim yüzünü ver muradımı
Gül yüzünden beni mahrum eyleme

Şah'ı Merdan bize hep rehber ola


İmam Hasan yardım etse bir kula
Defterine yazsa Şah'ı Kerbelâ
Şefaatten beni mahrum eyleme

Dert ortağım ola Zeynel Abidin


İmam'ı Bakır da yoktur asla kin
Buyruğuna uysam Cafer sadık'ın
Dört kapıdan beni mahrum eyleme

Musa'yla Rıza'yla sürelim yolu


İmam'ı Taki'nin ol Alim kulu
Aliyyül Naki'den içelim dolu
Hakk'ın badesinden mahrum eyleme

Hasan Asker Ehl-i Beyt'in kuzusu


Mehdi'ye ermektir gönül arzusu
Alim Erdoğan'ın derdi sızısı
Ehl-i Beyt'ten beni mahrum eyleme

27.01.1995

YETİŞ ŞAH'I MERDAN DİYE


Secdem vardır Muhammed'e
Yetiş Şah'ı Merdan diye
Yalvarırım Fatma'naya
Yetiş Şah'ı Merdan diye

İmam Hasan içti zehir


Şah Hüseyin bu yolda Pir
Zeynel Aba çeker zikir
Yetiş Şah'ı Merdan diye

İmam Bakır çekti çile


Cafer sadık ilmi ile
Musa Kâzım gelir dile
Yetiş Şah'ı Merdan diye

İmam Riza sürdü yolu


Şah Taki'den içek dolu
Nakİ'nin hep söyler dili
Yetiş Şah'ı Merdan diye

Asker'e secde durAlim


Mehdi'ye malumdur halim
Alim her an yalvarırım
Yetiş Şah'ı Merdan diye

ŞAH'I MERDAN'IN
Ruhuke ruhumdur dedi Muhammed
Cam cammdandır Şah'ı Merdan'm
Dembike dembiki söyledi Ahmed
Kanı kanundandır Şah'ı Merdan'ın

O Nebidir Ali O'nun özüdür


Söylediği sözler kendi sözüdür
Seyredin cemalin gerçek yüzüdür
Eti etimdendir Şah'ı Merdan'ın

Ondan zuhur etti Fatıma ana


Hasanla Hüseyin verildi ona
Bunların tamamı pençe-i aba
Soyu soyumdandır Şah'ı Merdan'ın

Onlardan hatıra Zeynel Abidin


İmam'ı Bakır'la Cafer Sadık'ın
Musa-i Kazım'm yolu sürdüğün
Yolu yolumdandır Şah'ı Merdan'ın

İmam'ı Rıza'dır başımız tacı


Taki'yle bulunur dertler ilacı
Aliyyül Nakî'nin gönül miracı
Varı varındandır Şah'ı Merdan'ın

Hasan Askeri'yle durAlim dara


Erebilsek Mehdi Sa'ib Zaman'a
Alim Erdoğan'ım geldim amana
Darında dururum Şah'ı Merdan'ın
19.03.1995

YANIYOR

Hakk Muhammed Ali aşkı Özümde


Yanıyor dostlarım içim yanıyor
Fatmana'yı daim andım sözümde
Yanıyor dostlarım gizim yanıyor

İmam Hasan ile Şah'ı Kerbelâ


Bunlara deriz ki Pençe-i Aba
Gönlümde yaşayan Zeynel Abayla
Yanıyor dostlarım gönlüm yanıyor

İmam'ı Bakır'la gidelim yola


Caferi Sadıktan ilmimiz dola
Musa-i Kâzım'dan İmam Rıza'ya
Yanıyor dostlarım özüm yanıyor

Taki'yle Naki'yle söylenirse söz


Hasan Askeri'yle kaynar pişer öz
Mehdi'yle tutuşur içimdeki koz
Yanıyor dostlarım varım yanıyor

Alîm Erdoğan ol Ehl-i Beyt'e yâr


Dermansız yareni sen onlarla sar
Zikret İmamları eyleyesin kâr
Yanıyor dostlarım serim yanıyor

27.03.1995

HAKK MUHAMMED ALİ DİYE

Dost yoluna veririm can


Hakk Muhammed Ali diye
Canım sevenlere kurban
Hakk Muhammed Ali diye

Hasan Hüseyin atası


Zeynel Abidin dedesi
İmam Bakır'n sedası
Hakk Muhammed Ali diye

İmam Cafer kutbul arif


Musa Kâzım güzel zarif
İmam Rıza eder tarif
Hakk Muhammed Ali diye

Taki'yle Naki'nin sözü


Askeri'nin yanar özü
Saİp Zaman koru bizi
Hakk Muhammed Ali diye
Alinı'in budur dileği
Aşk ile yanar yüreği
Bütün gerçekler süreği
Hakk Muhammed Ali diye

20.05.1995

EYLESEM

Yaksam aşkın kazanını


Ciğerim kebap eylesem
Bütün kötü hali silip
Özümü toprak eylesem

Varsaydım Hakk'ın katma


Erseydim ilmi zatına
Her işimi Hakk adına
Severek tamam eylesem

Doğru yola olsam talip


Gelseydim nefsime galip
Her olanı Hakk'tan bilip
Özüm O'na kul eylesem

Hakk bilip sevsem cihanı


İncitmesem hiç-bir canı
Verilene olsam gani
Daim Hakk'a şükreylesem

Alim aşka gelsem coşsam


Hep Hakk'ın yolunda koşsam
Varıp menzile ulaşsam
Serim aşka yol eylesem

17.11.1995

HÜSEYİN

Miladi yılında altı yüz seksen


Hakk'ın bayrağını açtı Hüseyin
Yezit'in zulmünü kabul etmeyip
Adalet yolunu seçti Hüseyin

İnsanlan çağırırdı Hakk yola


İntizar etmezdi asla bir kula
Sevenleri feda etti bu yola
Kevser havuzuna vardı Hüseyin

Evlatların bir bir Hakk'a yolladı


Fakirleri mazlumları kolladı
Kötü hal koymadı hepsin sırladı
Hakk için varından geçti Hüseyin

Dedesi Muhammed atası Ali


Fatıma ananın koncacık gülü
Muharrem ayının onuncu günü
Şehitlik şerbetin içti Hüseyin

Alim görmek diler her an cemalin


Beni mest ediyor senin her anın
Düşkün perişanım n'olur tut elim
Eriştir gerçeğe beni Hüseyin

10.12.1995

İNŞALLAH

Dünya kârı için yalan


Demedim demem inşallah
Rızalıksız bir tek lokma
Yemedim yemem inşallah

Etmedim hiç kov gıybeti


Küfür denilen illeti
Biliyorum haset kötü
Çekmedim çekmem inşallah

Yemedim yetimin malı


İncitmedim hiç bir canı
Bilmediğim işte zanı
Yapmadım yapmam inşallah

Kavga edip tutmam kini


Örnek edinmem kibiri
İftirayla e'le şeri
Atmadım atmam inşallah

Alim diler insan sevmek


Sevenin gönlüne girmek
Kötü huydur riya etmek
Etmedim etmem inşallah

03.02.1996

ŞAH GÖRÜNÜR HER YANIMDA

Güzel Şah'a gönül verdim


Gece gündüz hayalimde
İsmin anmak ibadetim
Zikrederim hep dilimde

Aklım alıp etti âşık


Kendi bana oldu maşuk
Şu gönlüme verdi ışık
Yanıyor cümle canımda

Erişirsek eğer Şah'a


Vasıl oluruz Allah'a
Sapmazsak yoldan bir daha
O olur bütün varımda
Dizlerimde oldu derman
Hem yazar hakkımda ferman
O camındır odur canan
Dolaşır durur kanımda

Bütün varımı kapladı


Nefsim arıtıp Hakk'ladı
Alim kendini yokladı
Şah'ı gördü hep yanında

15.06.1996

BİR TEK ÂMEL

Hoş görüyle sevgi saygı


Olmalıdır bir tek amel
Güler yüzle iyi hizmet
İnsan da var olur cemal

Kurtuluşa giden tek yol


Yaradana hepimiz kul
Adaletle haklıdan ol
Budur arşı tutan temel

Hakk emrine olma asi


Secdeye var et niyazı
Alim'in budur avazı
Arayanlar bulsun kemal

03.01.1997

**************************
Sevdiğim cemalin ayım güneşim
Dünya da bulunmaz senin bir eşin
Gündüz hayalimsin gece de düşüm
Her an gönlümdesin inan sevdiğim

**************************

Seven de sevdiren de O
Gülen de güldüren de O
Bana aşkı veren de O
Sevdiğim Tann'dır benim

19.01.1998

**************************

Açıldı gönlümün gülü


Şaktyıp öter bülbülü
O dost bizi çağırıyor
Gel der bitti Ömrün günü

28.12.2001
**************************
MAHLÛKATA BESİN YAPTI

Kâinatı var eden Hakk


Tüm varlığı O yarattı
Toprağa ot bitki verdi
Mahlûkata besin yaptı

Denizlerde türlü varlık


Orda yüzer gemi kayık
Birlikte balina balık
Bu işi böyle sır yaptı

Ormanda taş tepe ağaç


Her mahlûkat O'na muhtaç
Ceylan kurt kuş yavru anaç
Hepsini onda dur yaptı

Atmosfer ay yıldız güneş


Yağmurla kar rüzgâr ateş
Yoktur insan ilmine eş
Âdem gönlün nurdan yaptı

İnsana aşk sevgi verdi


Vekilimdir benim dedi
Kendisi gönlüne girdi
Onda türlü haller yaptı

Alim hayran yaratana


Arzusu kul olmak O'na
Hele aşk gelince cana
Sevdi hepsin birlik yaptı

04.10.1997

ÖZÜNÜ TOPRAK ETMELİ

Hakk'a gönül veren insan


Özünü toprak etmeli.
Şekki şüpheden kurtulup
Gönlün Hakk'ta bir etmeli

Evveli Hakk ahiri Hakk


O tecelli eder ancak
İstediği olur mutlak
İman edip şükretmeli

Alîm Hakk'a teslim olam


Arayıp da kendim bulam
Hakk yoluna canım verem
Başka eylik neylemeli

06.10.1997
BU HALİME

Koca ömür boşa geçti


Eyvah benim bu halime
Gençliğim elimden uçtu
Yazık benim bu halime

Hatalarım bilemedim
Pire ikrar veremedim
Hakk cemalin göremedim
Gülün benim bu halime

Alim girem doğru yola


Teslim olam özden Pir'e
O yareme merhem süre
Koyman beni bu halime

09.10.1997

NURUNLA

Allah'ım yücesin Gafur Ganisin


Bu cihanı sen yarattın nurunla.
Muhammed Mustafa Hakk Habibullah
Ali Veliyullah oldu nurunla

Hikmetin gizledi Fatıma Ana


Ondan zuhur etti Hasan Müçteba
Hüseyin yolunda şehid olanda
Zeynel Kerbelâ'dan çıktı nurunla

İmam Bakır çok kaynadı kazanda


Cafer İlmin ile buyruk yazanda
Musa Kâzım bu cihanı gezende
İmam Rıza razı oldu nurunla

İmam Taki ile Aliyyel Naki


Hasan Asker yaşar gönlümde baki
Mehdi getirecek Hakk adaleti
Alim sevdi Ehl-i Beyt'in nurunla

15.11.1997

EFENDİM

Mecnun edip beni dile düşüren


Bildim aşkın ile sensin Efendim
Akan sular gibi akıp coşuran
Taştan taşa vuran selsin Efendim

Bana canı verdin yaşarsın bende


Bedenim eyledi kendime perde
Bakışların ile düşürdün derde
Beni aşık eden nursun Efendim
Toprak edip yerden yere serdiren
Türlü türlü sebze meyve verdiren
Bazen ağlatıp ta bazen güldüren
Dağdan dağa atan yelsin Efendim

Bazen dere tepe atıp savuran


Aşkın ile ruhum yakıp kavuran
İnandım sen oldun beni doğuran
Bedenim yaşatan cansın Efendim

Alim sever Pirin bütün halini


Sohbet ile açan gonca gülünü
Bülbül gibi öten güzel dilini
Yaşadıkça bende varsın Efendim

22.11.1997

ÖMÜR BOYU
(Akrostiş)

Senin güzel halin gören


Unutamaz ömür boyu
Leyle Mecnun aşkı gibi
Tapar sana ömür boyu

Adın anar kaynar coşar


Nerde olsa seni yaşar
Arzu edip sana koşar
Seni sever ömür boyu

Eder sevginle kârım


Verir aşka tüm varını
Gönlünde ki sultanını
İster durur ömür boyu

Sevgin ile bulur hayat


Özleminle alır murat
Zerre kadar bulsa bir tat
Lütuf olur ömür boyu

Eğer sevgim desem sana


Razı olup gülsen bana
İster yaysınlar cihana
Mutlu Alim ömür boyu

04.12.1997

KUR'AN İLE EHL-İ BEYT'İ

Muhammed'in emaneti
Kur'an ile Ehl-i Beyt'i
Sevmek Yaratan'ın emri
Kur'an ile Ehl-i Beyt'i
Resul hepsinin ulusu
Ali'dir Hakk'ın Veli'si
Fatma Ana'nm varisi
Kur'an ile Ehl-i Beyt'i

İmam Hasan'ı Müçteba


Hüseyin Deşti Kerbelâ
Zikreyledi Zeynel Aba
Kur'an İle Ehl-i Beyt'i

Bakır Cafer'in ecdadı


Musa Kazım'm feryadı
İmam Rıza'nın muradı
Kur'an ile Ehl-i Beyt'i

Taki Naki gerçek nurdur


Asker Mehdi doğru yoldur
Alim'in sevdiği Şar'dır
Kur'an ile Ehl-i Beyt'i

28.01.1998

İHSAN EYLE
(Akrostiş)

Geldik size kul olmağa


Üzme bize ihsan eyle
Zerre kadar sevgin varsa
Ezme bize ihsan eyle

Lütuf eyle gülsün yüzüm


Pirime bağlıdır özüm
İste kabul olsun sözüm
Ricam bize ihsan eyle

İçimizden kir şilinsin


Mevcudat hep bir görünsün
Eksiğimiz hoş görülsün
Medet bize ihsan eyle

Ümidimi hiç kesmedim


Nadana sırrım açmadım
Andımı verdim kaçmadım
Canan bize ihsan eyle

Alim Cennet durduk dara


Talip eyle ver bir çare
Işıt bizi koy ikrara
Mevlam bize ihsan eyle

17.04.1998

AŞKTIR CANIM
(Akrostiş)
Özden öze akan sevgi
Zevk değildir aşktır canım
Leblerden içilen bade
Et değildir aşktır canım

Miski amberdir kokusu


Zerresi gönül tapusu
Evvel ahiri hepisi
Nere baksan aşktır canım

Gerçeklerden bize kalan


İnsanlığa rehber olan
Nerde varsa canla canan
Ebediyen aşktır canım

Alim aşka özden bağlı


Yanıyor yüreği dağlı
İçinde yaşayan canı
Ta ezelden aşktır canım

04.08.1999

BAYRAM OLUR SEYRAN OLUR

Yarla gelince yan yana


Bayram olur seyran olur
Katabilsek canı cana
Bayram olur seyran olur

Hayranım ben nazlı yâre


O yardan var bana çare
Erişilince didara
Bayram olur seyran olur

Arzuladım gül yüzünü


Aşkla erittim özümü
İşitince avazını
Bayram olur seyran olur

Nasip olsa yâri görsek


Yüzüne yüzümüz sürsek
Kollarımız açıp sarsak
Bayram olur seyran olur

Alim Hakk'tan dilek diler


Yâri görse yüzü güler
Gönülden gönüle girer
Bayram olur seyran olur

15.10.2000

HAKK'A SIĞIN DİKKATLİ OL


Sevgi saygı ile sohbet
Olsa bile dikkatli ol
Hata kötülüğe sebep
Bunlan bil dikkatli ol

Güven olsa saygı ile


Konuşulsa sevgi ile
Candan dostun olsa bile
Çevrene bak dikkatli ol

En önce aile bağı


Evine sokma sokağı
Bil sınırını durağı
Haddini bil dikkatli ol

Üzülme Alim geçer bu


Her olayın vardır sonu
Din iman olsa da konu
Hakk'a sığın dikkatli ol

13.02.2000

DOST

İki bin yılının şubat on dördü


Sevgililer günün kutlu olsun dost
Gönülden atasın gamı kederi
Sevgililer günün kutlu olsun dost

Sevgi saygı ile geçe her yılın


Aşkın şarabından verile dolun
Muhabbet bağına uğraya yolun
Sevgililer günün kutlu olsun dost

Alim sevgisini bağladı bire


Gönülden gönüle sevgili yâre
Arzusunu yazıp getirdi dile
Sevgililer günün kutlu olsun dost

14.02.2000

KUTLU OLSUN BİZE DOSTLAR (*)

Tevaf eyledik Pirleri


Kutlu olsun bize dostlar
İnşallah yunduk kirleri
Kutlu olsun bize dostlar

Edeb Ali Battal Gazi


Sücaaddin olsun razı
Karaca Ahmed'in hazı
Kutlu olsun bize dostlar.

Abdal Musa koca Pir'dİr


Mavi Göl gizli bir sırdır
Uçar Su derde dermandır
Kutlu olsun bize dostlar.

Değirmen'i solak dönmüş


Budala ayağın yakmış
Gaygusuz dervişi olmuş
Kutlu olsun bize dostlar.

Alim seviyor pirleri


Öze bağlı gönülleri
Bize yansısın nurları
Kutlu olsun bize dostlar.

04.06.2000

(*) Abdal Musa ziyareti dönüşü Afyon-Kütahya arasında arabada yazıldı.

İRŞAD EYLE YOLDA BİZİ


(Akrostiş)

Nuruna hayran olduğum


Utandırma yolda bizi
Rüya hayalde gördüğüm
Yanıltmazsm yolda bizi

Üzerimde senin aşkın


Zulmeyleme göster meşkin
Leblerinden bade içtim
Üşendirme yolda bizi

Pirim, ulum, hem yârimsin


İçimde ki hayalimsin
Rızalık ver yüzüm gülsün
İlerlettir yolda bizi

Müşkülümü sen çözersin


Alıp yola kul edersin
Lütfün ile pak edersin
İrşat eyle yolda bizi

Alim dileğin diledi


Derdini döktü söyledi
İçi rahatlığa erdi
Laik eyle yolda bizi

13.10.2000

SENDEN EFENDİM

Yolumu çevirdim ulu dergâha


Medet senden mürvet senden Efendim
Kusurum bağışla koyma gümanda
Medet senden mürvet senden Efendim

Hatam çok fazladır bilirim bende


Bütün dertlerimin dermanı sende
Derdime derman ver bırakma darda
Medet senden mürvet senden Efendim

Gelmişim kapına dilerim derman


Acı çektim çok çağırdım elaman
Bütün hatalara oldum ben pişman
Medet senden mürvet senden Efendim

Sen yücesin bağışlarsın suçları


İhsanınla doyurursun açları
Korlar gözetirsin hep muhtaçları
Medet senden mürvet senden Efendim

Aşk ile yıkayıp eyleyesin pak


Hep sana yöneldim sensin gerçek Hakk
Derdime dermansın bilirim mutlak
Medet senden mürvet senden Efendim

Pirim Adil Ali cömerttir Gani


Aşk ile çevirir çarkı devranı
Göçüp şu cihanda olmadan fani
Medet senden mürvet senden Efendim

Alim'de yönünü çevirdi Pir'e


Tek dileğim Hakk'ın yoluna ere
Yazıp arzu halin getirdi dile
Medet senden Mürvet senden Efendim

26.5.2003

Ali Erdoğan - Varlık Hakk'ın Söz Bahane


HAZIRLAYAN: ADİL ALİ ATALAY
CAN YAYINLARI 2006

You might also like