You are on page 1of 18

10-O.

Saatcioglu (60-77) 13/4/01 15:24 Page 60

Yayg›n Anksiyete Bozuklu¤unun Tedavisi ve Yeni Yaklafl›mlar

Yaygın Anksiyete Bozukluğunun Tedavisi


ve Yeni Yaklaşımlar
Dr. Ömer Saatçioğlu1

ÖZET: ABSTRACT:
YAYGIN ANKS‹YETE BOZUKLU⁄UNUN TEDAV‹S‹ VE YEN‹ TREATMENT OF GENERALIZED ANXIETY DISORDER AND
YAKLAfiIMLAR NEW APPROACHES

Yayg›n anksiyete bozuklu¤u (YAB), afl›r› s›k›nt› veya endifle ve Generalized anxiety disorder (GAD) includes excessive worry or
çok say›da bedensel-psikolojik belirtileri içerir. Psikiyatrik anxiety and the number of physical and psychologic symptoms.
bozukluklardan en s›k görülenlerden birisidir. Bu yaz›da özel- GAD is some of the most frequent psychiatric disorders. In this
likle YAB’ nun tedavisi ve tedaviyle ilgili yeni yaklafl›mlar ele article, the treatment and the new approaches of the treatment
al›nm›flt›r. YAB ile ilgili kapsaml› literatür (MEDLINE, APEL, in GAD were particularly evaluated. It was used computerized
PSYCHLIT) taramas› yap›lm›fl konu ile ilgili psikiyatrik, t›bbi ve literature (MEDLINE, APEL, PSYCHLIT) searches to identify
psikolojik makaleler ve kitaplar incelenmifltir. Bu gözden clinical, research, and review articles on this subject. Various
geçirme yaz›s› YAB’ nun tan›m›n›, klinik gidiflini, tedavisi ve journals and textbooks from the psychiatric, medical and
tedavideki yeni geliflmeleri içermektedir. YAB çocukluk döne- psychology literature were accessed. This review includes
minde bafllar ve uzun seneler devam eder ve s›kl›kla depres- findings on the identification of GAD, clinical presentations,
yon ve kiflilik bozukluklar› ile birlikte görülür. YAB’ nun kronik outcome and treatment interventions. GAD commonly deve-
yap›s›n›n olmas› sebebiyle tedavinin aylar ya da y›llarca lops in childhood and continues for many years, and it fre-
sürdürülmesi gerekebilir. Tedavi farmakoterapi ve çeflitli quently occurs with depression and personality disorders.
psikoterapileri kapsamaktad›r. K›sa dönem tedavi için benzo- Because of the frequently chronic nature of generalized anxiety
diazepinler (BZ) yarar sa¤lar. Ayr›ca buspiron ve antidepresan- disorder, they may need to be continued for months to years.
lar da YAB olan hastalarda yarar sa¤lamaktad›r. Hastalara, Treatment consists of pharmacotherapy and various forms of
semptomlar›n kontrol alt›na al›nmas›n› ve yan etkilerin tolere psychotherapy. The benzodiazepines are used for short-term
edilmesini sa¤layan yeterli düzeyde doz titrasyonunu içeren treatment. Buspirone and antidepressants are also used for the
farmakolojik giriflimlerde bulunulmal›d›r. Uygun farmakoterapi pharmacologic management of patients with generalized
giriflimine yan›t vermeyen hastalar için yeniden psikiyatrik anxiety disorder. Patients must receive an appropriate pharma-
de¤erlendirme yap›lmal›d›r. cologic trial with dosage titrated to optimal levels as judged by
the control of symptoms and the tolerance of side effects.
Anahtar sözcükler: yayg›n anksiyete bozuklu¤u, farmakoterapi, Psychiatric reevalution should be considered for patients who
psikoterapi do not respond to an appropriate trial of pharmacotherapy.

Klinik Psikofarmokoloji Bülteni 2001;11:60-77 Key words: generalized anxiety disorder, pharmacotherapy,
psychotherapy

Bull Clin Psychopharmacol 2001;11:60-77

GİRİŞ sendromu, efor sendromu, asker kalbi, anksiyete his-


terisi, anksiyete nevrozu, kardiyak nevroz, irritabl
aygın anksiyete bozukluğu (YAB), tanı sistemle- kalp, nörosirkulatuvar asteni, hiperventilasyon
Y rine DSM-III ile birlikte girmiş olan yeni bir
anksiyete bozukluğu tanısıdır. Akut ve şiddetli
sendromu, atipik depresyon, fobik anksiyete/deper-
sonalizasyon sendromu vb.) oluşmasına yol açmıştır
anksiyete atakları ile daha düşük şiddette ve daha (1, 2). Bu sendromların tanımlanışında bazen panik
kronik anksiyete klinisyenlerce eskiden beri ayırt atağı fenomenleri, bazen kronik ve yaygın anksiyete
edilebilmesine karşın, bunlar çoğunlukla birarada ya öğeleri, bazen de anksiyetenin somatik belirtileri ön
da birbirlerinin yerini tutar biçimde plana çıkarılmıştır. Psikiyatri literatüründe en yaygın
kavramlaştırılmıştır. Bu durum benzer klinik kullanılanı, Freud'un tanımladığı anksiyete
sendromları tanımlayan çok sayıda tanı (Da Costa nevrozudur. Anksiyete nevrozunun trisiklik antidep-

Bak›rköy Ruh Sa¤l›¤› ve Sinir Hastal›klar› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi


1

Yaz›flma Adresi / Address reprint requests to: Dr. Ömer Saatçio¤lu, Ataköy, 9. K›s›m, A5-A Blok, Kat 12, Daire:61 34750 ‹STANBUL

Telefon: +90 (212) 572 9596 Fax: +90 (212) 572 9598
E-mail: osaatcioglu@superonline.com

60 Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 11, Say›: 1, 2001 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 11, N.: 1, 2001
10-O. Saatcioglu (60-77) 13/4/01 15:24 Page 61

Ö. Saatçio¤lu

Tablo 1. Yayg›n Anksiyete Bozuklu¤u Tan› Kriterleri (DSM IV)


A. En az 6 ay süreyle hemen her gün ortaya ç›kan, birçok olay ya da etkinlik hakk›nda (iflte ya da okulda baflar› gibi) afl›r›
anksiyete ve üzüntü (endifleli beklentiler) duyma.
B. Kifli, üzüntüsünü kontrol etmeyi zor bulur .
C. Anksiyete ve üzüntü, afla¤›daki alt› semptomdan üçüne (ya da daha fazlas›na) efllik eder (son 6 ay boyunca hemen her
zaman en az›ndan baz› semptomlar bulunur). Not:Çocuklarda sadece bir maddenin bulunmas› yeterlidir .
(1) huzursuzluk, afl›r› heyecan duyma ya da endifle
(2) kolay yorulma
(3) düflüncelerini yo¤unlaflt›rmada zorluk çekme ya da zihnin durmufl gibi olmas›
(4) irritabilite
(5) kasgerginli¤i
(6) uyku bozuklu¤u (uykuya dalmakta ya da sürdürmekte güçlük çekme ya da huzursuz ve dinlendirmeyen uyku)
D. Anksiyete ve üzüntü oda¤› bir Eksen 1 bozuklu¤unun özellikleri ile s›n›rl› de¤ildir , örn. anksiyete ya da üzüntü bir Panik
Ata¤› olaca¤› (Panik Bozuklu¤unda oldu¤u gibi), genel bir yerde utanç duyaca¤› (Sosyal Fobide oldu¤u gibi), hastal›k
bulaflm›fl olma (Obsesif-Kompulsif Bozuklukta oldu¤u gibi), evden ya da yak›n akrabalar›ndan uzak kalma (Ayr›lma
Anksiyetesi Bozuklu¤unda oldu¤u gibi), kilo alma (Anoreksiya Nervozada oldu¤u gibi), birçok fizik yak›nman›n olmas›
(Somatizasyon Bozuklu¤unda oldu¤u gibi) ya da ciddi bir hastal›¤›n›n olmas› (Hipokondriazisde oldu¤u gibi) ile ilgili
de¤ildir ve anksiyete ve üzüntü sadece Posttravmatik Stres Bozuklu¤u s›ras›nda ortaya ç›kmamaktad›r .
E. Anksiyete, üzüntü ya da fizik yak›nmalar klinik aç›dan belirgin bir strese ya da toplumsal, mesleki alanlarda ya da ifllev-
selli¤in önemli di¤er alanlar›nda bozulmaya neden olur .
F. Bu bozukluk bir maddenin (öm. kötüyekullan›labilen bir ilaç, tedavi için kullan›lan bir ilaç) ya da genel t›bbi bir durumun
(örn. hipertiroidizm) do¤rudan fizyolojik etkilerine ba¤l› de¤ildir ve sadece bir Duygudurum Bozuklu¤u, Psikotik bir
Bozukluk ya da Yayg›n Geliflimsel Bozukluk s›ras›nda ortaya ç›kmamaktad›r.

resanlara ve benzodiazepinlere farklı yanıt vermesine özgül olmadığını, motor ve ruhsal gerilim semptom-
bağlı olarak, iki ayrı anksiyete sendromunu içerdiği larının daha çok bulunduğunu göstermesi üzerine;
öne sürülmüştür (3). Başka gözlemlerle de destekle- 18 semptomluk liste 6'ya, ölçüte uygunluk için
nen bu bulgu DSM-III sınıflandırmasında anksiyete gereken semptom sayısı 6'dan 3'e indirilmiştir (8,9).
nevrozu tanısı yerine panik bozukluk (PB) ve YAB Böylece YAB kliniğinin ve sınırlarının daha netleşerek
tanılarının konmasına yol açmıştır (4). YAB ile ilgili güvenirliğinin artacağı umulmaktadır. DSM-IV tanı
tanı sorunları DSM-IlI-R'de bir ölçüde giderilmiştir. kriterleri Tablo1. de gösterilmiştir.
Uyum bozuklukları kategorisinden ve yaşam olay- YAB’ nun yaşam boyu prevalansı %4,1-6,6 olup,
larına reaktif, kısa süreli anksiyete hallerinden bu hastaların doktora başvuru oranı diğer hastalık-
ayırabilmek amacıyla tanı için gerekli olan 1 aylık lardan 2 kat daha fazla bulunmuştur. Kadınlarda
süre, 6 aya çıkarılmıştır. Ayrıca 18 semptomluk liste- erkeklerden daha fazla görülmektedir. Başlangıç
den 3 semptom yerine, 6 semptom aranması ölçütü belirtileri genellikle kademeli olarak artış ve
getirilmiştir (5). Bu yeni ölçütler uygulandığında, şiddetlenme gösterir. Başlangıç yaşı ortalama 20 yaş
YAB'nun çok yüksek bulunan, genel toplumdaki öncesidir ve alevlenme iyileşme dönemleri ile giden
yaşam boyu prevalans oranlarında büyük düşüşler kronik seyir gösterir (10-13). YAB’da kaslarda gergin-
olduğu görülmüştür (6). DSM-III-R ile I'inci eksende lik, iritabilite, uykusuzluk, yorgunluk, yerinde dura-
çoğul tanı koyma olanağının sağlanması ve endişe mama gibi psikolojik aşırı uyarılma olur. Bilişsel
kavramının vurgulanması YAB'nun bağımsız bir sürecin bozularak konsantrasyonda azalma, sorun-
tanısal kategori olarak güçlenmesini sağ1ayabilmiştir lara gereğinden fazla önem verme ve aşırı endişelen-
(7). DSM-IV’ te ''aşırı anksiyete ve endişe''yi niteleyen me belirginleşir. Başetme yöntemlerinin yetersizleş-
''gerçekdışı'' sözcüğü kaldırılmış, endişenin mesiyle kaçınma, erteleme, sorun çözmede güçlük
denetlenemez olduğu vurgulanmış ve topIumsal, ortaya çıkar (14,15).
mesleksel alanlar ve işlevselliğin önemli diğer
alanlarında bozulma yapması gerektiği belirtilmiştir Ayırıcı Tanı
(8). İlişkili semptomlar üzerinde yapılan çalışmalar
da otonomik etkinlik artışı semptomlarının YAB'na Anksiyete, birçok tıbbi durumda ve ruhsal bozuk-

Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 11, Say›: 1, 2001 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 11, N.: 1, 2001 61
10-O. Saatcioglu (60-77) 13/4/01 15:24 Page 62

Yayg›n Anksiyete Bozuklu¤unun Tedavisi ve Yeni Yaklafl›mlar

Tablo 2. Yayg›n Anksiyete Bozuklu¤u, Panik Bozukluk ve Major Depresyon’ un Özellikleri


Bozukluk Ay›rt edici özellik Bafllang›ç yafl› ‹liflkili belirtiler Hastal›¤›n gidifli Aile öyküsü

Yayg›n Belli bir konuda 20’ li yafl›n Yerinde duramama, Kronik Yayg›n anksiyete
Anksiyete endifle duyma bafllang›c› motor gerginlik, bozuklu¤u
Bozuklu¤u yorgunluk panik bozuklu¤u, alkol
kötüye kullan›m›

Panik Yo¤un, k›sa süreli Bimodal Kalp at›m›nda ‹yileflme ve Panik bozukluk, major
bozukluk akut anksiyete, bafllang›ç h›zlanma, titreme, tekrarlama depresyon, alkol
ani olabilen (ergenlik terleme, nefes periyodlar›yla kötüye kullan›m›
de¤iflken dönemi-30 lu darl›¤› seyreder
s›kl›kta ataklar yafllar›n ortas›)

Major Dirençli çökkün 20’li yafllar›n Nörovejetatif Belirtiler Major depresyon, alkol
depresyon mizaç; dirençli ortas› belirtiler düzelebilir ancak kötüye kullan›m›
anksiyete efllik (uykusuzluk, ifltahta yeniden ortaya
edebilir azalma, suçluluk) ç›kabilir

lukta görülen bir belirtidir. Ayırıcı tanıda iyi bir Şizofreninin başlangıç döneminde yoğun anksiyete
anamnez ve öykü alma, fizik ve ruhsal muayene ve bulunabilir. Düşünce bozukluğunun olması ile
gerekli laboratuvar incelemeleri ile tanı koyma kolay- ayrılabilir. YAB, paranoid bozukluklar ve diğer
laşır. Başka bir eksen I bozukluğu olsa bile YAB psikotik bozukluklarla karışabilir (19). Alkol kötüye
tanısı konabilir. Bunun koşulları DSM-IV' teki YAB kullanımı ve borderline kişilik bozukluğunun en
''D'' ölçütü ile açıklanmıştır. Endişenin odağı diğer önemli semptomlarından biri anksiyetedir. Bazen
bir bozuklukla ilişkili olmamalıdır. Endişeyi obsesyonel YAB'lu hastalar yanlışlıkla bu tanıları alabilir ya da
düşüncelerden ayırmak önemlidir. Obsesyonel bunlarla bir arada karşımıza çıkabilirler. Birincil
düşünceler yalnızca her günkü ya da gerçek yaşam hastalığın tedavisiyle anksiyete belirtileri yatışabilir.
sorunlarıyla ilgili aşırı endişeler değildir. Aksine Anksiyete semptomları doğrudan özgül bir genel
sıklıkla zorlantı, dürtü ve imgeler biçimini alan ego- tıbbi duruma bağlı ise genel tıbbi bir duruma bağlı
distonik düşünceler değildir ve çoğuna kompulsiyon- anksiyete bozukluğu tanısı konmalıdır (8,20). Bu
lar eşlik eder (8). Uyum bozukluğundaki anksiyete 6 beIirleme öykü, laboratuvar bulguları ve fizik bakı
aydan kısa, bir yaşam olayına tepkisel ve herhangi bir temelinde yapılır. Tremor, terleme, taşikardi, hiper-
anksiyete bozukluğu ölçütlerini karşılamayan bir tansiyon belirtileriyle hipertiroidi; kolaylıkla YAB
anksiyetedir. Patolojik olmayan anksiyete ile YAB tanısı alabilir. İkisi birlikte de görülebilir. Kardiyak
anksiyetesi ayrımında endişenin denetlenemez hastalıklar ve YAB'nun ayırıcı tanısında gerekirse
olması, işlev bozucu niteliğine bakılması gerekir. EKG, eforlu EKG, ekokardiyografi ve Doppler gibi ileri
YAB' ndaki anksiyete daha yaygın, belirgin ve daha tetkikler yapılabilir. Feokromositomada anksiyete
uzun sürelidir. Ayrıca günlük yaşam anksiyetelerine belirtileri görülür. Hastada sigarayla hipertansif
bedensel belirtilerin eşlik etmesi az görülür. Son krizler oluşması bu tanıyı düşündürür. Anksiyetede
olarak kişideki endişe nedeni sayısı ne kadar çoksa YAB terleme el, baş ve alındayken; feokromositomada
olasılığı da o kadar yüksektir (8,9). YAB'nda depres- çoğunlukla göğüs ve sırt bölgesindedir.
yon olmasa bile bazı depresif belirtiler görülebilir Feokromositomalı hastalar haraketsiz kalmak ister-
(11,16). Depresyon-YAB birlikteliği de sıktır. lerken, anksiyöz hastalar da psikomotor etkinlik
Depresyon epizodlarında anksiyete semptom olarak artmıştır (11). Temporal epilepside anksiyete belirti-
bulunabildiği için, depresyonun gidişi sırasında ek lerinin yanı sıra otomatizmalar görülebilir.
olarak bir YAB tanısı konmamalıdır (8,17). YAB’unda Hipoglisemi, kafeinizm, madde kullanım bozukluğu
yaşam kalitesinin depresyonla kıyaslandığı bir YAB'na benzer klinik görünümler oluşturabilir.
çalışmada, yaşam kalitesi YAB’nda daha düşük Anksiyetenin etyolojisi madde kullanımına bağlıysa
bulunmuştur (18). Tablo 2. de YAB, panik bozukluk madde kullanımına bağlı anksiyete bozukluğu tanısı
ve major depresyonun özellikleri karşılaştırılmıştır. konmalıdır (8).

62 Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 11, Say›: 1, 2001 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 11, N.: 1, 2001
10-O. Saatcioglu (60-77) 13/4/01 15:24 Page 63

Ö. Saatçio¤lu

Tedavi Administration) tarafından onaylanmış her biri farklı


yan etki profili ve etki mekanizmasına sahip üç ilaç
YAB'nun tedavisinde ilaç tedavisi, davranışçı ve bulunmaktadır (21,22):
bilişsel psikoterapiler, relaksasyon eğitimi gibi tedavi • Benzodiazepinler
yöntemlerinin yararlı olduğu kabul edilmektedir. • Buspiron
Ancak bu tedavi yöntemlerinin birbirlerine üstünlüğü • Venlafaksin
yeterince araştırılmamıştır (9,15,20). Hangi tedavi Son yıllarda anksiyetenin tedavisinde ß adrenerjik
seçilirse seçilsin, başlangıçta hastayla anlaşmak, antagonistler, hidroksizin ve ondansetron gibi bazı
eğitim ve güvence vermek yararlıdır (19). ilaçlarda kullanılmaktadır. Bu yazıda, YAB’ nun
YAB tedavisine yönelik pek çok farklı kaynak tedavisi; psikolojik ve farmakolojik tedavi başlıkları
bulunmaktadır. Ancak YAB tanısı konan hastaların altında gözden geçirilmiştir.
%66’ sının tedaviye hiç başvurmadığı bildirilmiştir
(11). Tedavide hem farmakolojik hem de psikolojik A. Psikolojik tedavi
uygulamaların kullanıldığı birleşik modelin
kullanılması önerilmektedir (21). YAB’ nun tedavisi YAB’ unda orta şiddette anksiyetesi olan hasta-
için gereken ilaçların seçimi ve tedavinin yöntemi lara farmakolojik olmayan tedavi yöntemleri uygu-
önemlidir. Tıbbi durumlardan veya yasa dışı madde lanabilir (23,24). Farmakolojik yaklaşımların
kullanımından kaynaklanan anksiyetenin özellikle yanısıra psikolojik terapilerin de bilinmesi gereklidir.
ayırt edilmesi başlangıç tedavisi için önem teşkil Dinamik psikoterapi, destekleyici psikoterapi ve
etmektedir. Psikiyatrik değerlendirmede depresyon, bilişsel-davranışçı terapi yaklaşımları önemlidir. Bu
psikoz veya diğer psikiyatrik durumların ayırt edilme- farklı terapilerin hedefi şu şekilde açıklanabilir
si önemlidir. Anksiyeteyi artırabilecek ürünlerden (11,22,24):
uzak durulması öğütlenmelidir. Mümkünse kafein Dinamik psikoterapi: Tedavinin temeli çatışma-
içeren gıdalar (kola, çay, kahve) ve çikolata diyetten nın çözülmesi olup; işlev bozukluğuna ait ilişkiler,
kaldırılmalıdır (19,21). Teofilin, stimülanlar, dekon- uyum bozukluğuna yönelik savunmalar ele alınır.
jestanlar, kokain, esrar ve alkol kullanımı durdurul- Destekleyici psikoterapi: Anksiyetenin zedeleyici
malıdır. Hastanın alkol ve madde kullanımını doğası, çevresel stresin azaltılması ve bozulmaya
gizleyebileceği akılda tutulmalıdır. Bunun dışında sebep olan sıkıntılı durumların düzeltilmesi sağlan-
kalan ve anksiyeteye yol açabilecek tüm tıbbi durum- maya çalışılır.
lar dışlandıktan sonra anksiyete tedavisine geçilir Bilişsel-davranışsal terapi: Bilişsel yapılanma,
(19). psikolojik eğitim, gevşeme, nefes kontrolünü
Farmakolojik tedavinin yanısıra, psikoterapötik sağlama, yüzleşme, pratik ayrıştırma, yol gösterici
yaklaşımlar da önerilmektedir. Ancak, bu tedaviler benlik eğitimini içermektedir.
yeterince araştırılmamıştır. Yapılan çalışmalarda, Bilişsel terapi, bilişsel bozuklukların yarattığı
kesinleşmemiş tedavi uygulamaları, kontrol endişeleri daha gerçekçi olarak görmeyi sağlamakta
grubunun olmaması, az sayıda örneklem ve izleme ve bu şekilde daha iyi planlama yapılarak anksiyeteyi
çalışmalarının olmamasını içeren metodolojik sorun- kontrol etmenin yollarını göstermektedir. Hastalar
lar bulunmaktadır. Özellikle hafif yada orta şiddetli aynı zamanda “endişe için endişelenmenin"
anksiyetesi olan hastalarda psikoterapötik anksiyeteyi beslediğini, ertelemenin ve gözardı
yaklaşımlar oldukça başarılı sonuçlar vermektedir. etmenin problemleri çözmek için işe yarar yollar
YAB’ nun farmakoterapötik uygulaması için olmadığını da anlarlar (25).
anksiyete belirtilerinin tedavisinde yarar sağlayan pek Günümüzde davranışçı ve bilişsel terapinin bir-
çok bileşkeler vardır. Bunlardan alkol, anksiyete belir- likte kullanıldığı psikoterapi şeklinin daha fazla yarar
tilerinin akut azalmasını sağlayan belki de ilk ajandır. sağladığı belirtilmektedir. Yapılan az sayıda
Merkezi sinir sistemini (MSS) deprese eden barbitu- araştırma davranışçı-bilişsel terapinin psikodinamik
ratlar, paraldehid, bromidler, glutetimid, meproba- psikoterapiden (26) ve farmakoterapiden (27,28)
mat, metokualon, metipirilon gibi pek çok bileşkeler daha etkili olduğunu göstermektedir. Fakat
uyku bozukluğu ve anksiyete tedavisine yönelik davranışçı-bilişsel terapinin üstünlüğünün kesinlik
olarak araştırılmaktadır. Günümüzde YAB için kazanması için daha fazla araştırmanın yapılması
Amerika Birleşik Devletleri’ nde FDA(Food and Drug gerekmektedir (27-29).

Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 11, Say›: 1, 2001 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 11, N.: 1, 2001 63
10-O. Saatcioglu (60-77) 13/4/01 15:24 Page 64

Yayg›n Anksiyete Bozuklu¤unun Tedavisi ve Yeni Yaklafl›mlar

Anksiyete yaşayan kişi çevreyi tehdit edici olarak f) Aşırı genelleştirme (overgeneralization).
algılar, çevresel uyaranları tehlike yönünde abartır ve g) Kişiselleştirme (personalization).
genelleştirir. Kendisini bunlarla baş edecek güçte YAB 'nda uygulanan davranışçı-bilişsel psikote-
bulmaz ve anksiyeteyle baş etmede olası yardımcı rapi kısa sürelidir. Ortalama 5-20 seans sürer.
güçleri küçümser (30). Bu nedenle anksiyetesi olan Başlangıçta tedavi süreci ve tedavinin amaçlarına
kişilerdeki en temel bilişsel şemalar tehlike, tehdit ve yönelik bilgiler hastaya aktarılır. İyi bir hasta-terapist
incinebilirliktir (31). Bu temel bilişsel şemalar bireye ilişkisi önemlidir. Anksiyete, düşünce, duygu ve
özgü olmakta, aile ve kültürden köken almakta, davranışla ilgili ev ödevleri verilip hastadan kayıt
erken çocukluk yaşamında ve sosyalleşme sürecinde tutması istenir. Başlangıçta anksiyete ve ona bağlı
yerleşmektedir (32). Kişiyi algıladığı “tehlikeli" orta- fizyolojik semptomlara ilişkin hastanın düşünceleri
ma uyumlandırmak ve zarardan kurtarmak için, ve düşünme özellikleri değerlendirilir. Davranışçı-bi-
bilişsel, affektif ve davranışsal değişiklikleri içeren lişsel psikoterapilerde amaç hastanın davranışı,
“anksiyete programları" devreye girer. Bu programlar, duyguları ve düşünceleri arasında bağlantı kur-
kaçma ya da döğüşme için hazırlık, uyanıklıkta artış masını sağlayarak, düşünce özelliklerini hastaya
ve otonom sinir sistemi değişiklikleri, yapılmakta göstermektir (32,33).
olan davranışın durdurulması, çevrenin olası tehlike Marks, YAB 'nda davranışçı-bilişsel psikoterapinin
odakları yönünden inceden inceye gözden geçirilme- anksiyeteyi azalttığını, semptomları yatıştırdığını ve
si gibi öğelerden oluşmaktadır. Böylece anksiyete bu iyileşmenin 6-12 aydan fazla sürdüğünü belirt-
kişinin ilgisini tehlikeye yöneltmesini sağlar. Kişi mektedir (34). YAB 'nda davranışçı-bilişsel terapilerin
potansiyel tehlike yaratan uyaranları izler, tehlike etkinliğine ilişkin uzun süreli izleme çalışmalarının
oluşturmayanları dikkate almaz. Bu süreç otomatik- yetersiz olduğu anlaşılmaktadır (21,27,28,35). Tedavi
tir ve kişinin bilinçli iradesinin dışında işler. Tehlike, sonuçlarını değerlendirmek için daha uzun süreli
kişide kaçınma ve güven arayışı davranışlarını çalışmalara gereksinim vardır. Rickels ve Schweizer,
geliştirirken, aynı anda kişide fizyolojik belirtilerde de YAB 'lu hastalarda yapılan psikoterapileri gözden
artış olur. Fizyolojik değişiklikler, bilişsel alanda yeni geçirdiklerinde, kontrollü çalışmaların çok yetersiz
tehlike ve bedensel hastalık düşünceleri geliştirir. veriler sağladığını görmüşlerdir. Yazarlar davranışçı-
Kişiyi güven arayışı davranışına yöneltir. Bu fizyolo- bilişsel terapi çalışmalarında başlangıçta düzelme
jik belirti artışı, ardından yeni negatif otomatik görüldüğünü, sonraki izlemelerde ise belirtilerin
düşünce artışına yol açarak kısır döngü oluşturur. tekrarlandığı izlenimini edinmişlerdir (13). Barlow ve
YAB'nda da erken çocukluk döneminde ve arkadaşları, 65 YAB 'lu hastaya relaksasyon, bilişsel
sosyalleşme sürecinde aktarılan süreçlerle otomatik terapi ve her iki tedaviyi kombine şekilde uygu-
düşünceler ortaya çıkar. Bu hastalarda anksiyeteyle lamışlar ve sonuçlarını tedavi için bekleyen kontrol
ilişkili bilişsel şemaların oluşmasından sorumlu hastalarıyla karşılaştırmışlardır. İki yıllık izleme sonu-
bilişsel süreçler şunlardır (32,33): cunda tedavi gruplarının kontrollerden daha iyi
a) Dikkatin bağlanması (attention binding): olduklarını, tedavi gruplarının birbirlerine üstün
Tehlike ve tehlikeye ilişkin kavramlara dikkatini olmadıklarını bulmuşlardır. Oldukça yüksek oranlarda
odaklaştırma. (% 5-38) tedavinin bırakılması söz konusudur. Üste-
b) Katastrofize etme (catastrophizing): Olaylar lik tedaviye karşın birçok hastada anksiyete semp-
ve tehlikeyle ilgili olabilecek en kötü sonucu tomlarının sürmekte olduğu görülmüştür. Bu neden-
düşünüp bunun olabilirliğini artırma. le daha odaklanmış ve etkili psikoterapi yöntemlerine
c) Seçici soyutlama (selective abstraction): gerek olduğu vurgulanmıştır (36). Bir başka gözden
Geçmiş ya da bugünkü bir durumla ilgili olarak bir geçirme yazısında tek başına uygulanan relaksasyon
dizi öğeyi yadsıyıp tek bir şeyi ele alarak o şeyle ilgili tedavisinin plasebodan üstün olmadığı, davranışçı-
kısımlar üzerinde yoğunlaşma. bilişsel terapilerin ise ilaçlar kadar etkili olduğu sonu-
d) İkili düşünme (dichotomous thinking): cuna varılmıştır (35).
Olayları ya kara kavramlarla tehlikeli ya da ak Bugünkü bilgilere göre tedavi en azından şunları
kavramlarla tehlikesiz olarak değerlendirme. içermelidir (37):
e) Keyfi sonuç çıkarma (arbitrary inference): *YAB hakkında bilgi verme ve tedaviye ilişkin
Yetersiz kanıtlara dayanarak rastgele sonuçlar eğitim,
çıkarma. *Relaksasyon eğitimi ve pratiği,

64 Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 11, Say›: 1, 2001 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 11, N.: 1, 2001
10-O. Saatcioglu (60-77) 13/4/01 15:24 Page 65

Ö. Saatçio¤lu

*Bireyin davranış ve duygularına ilişkin beklenti- sınıflandırılmaktadır: 2-keto, 3-hidroksi ve triazolo


leri ve düşünüş biçimini değiştirme, grupları. Pek çok 2-keto bileşkeler aktif metabolitlere
*Kaçınma davranışı gelişmişse anksiyete oluşturan okside edilmiştir; bunlar diazepam, klordiazepoksid
uyaranlarla yüzIeştirme. ve klorazepat içermektedir. Klonazepam diğer bir
Çoğu olguda, bu yaklaşımlardan daha kapsamlı 2-keto ajandır ve inaktif metaboliti yoktur. 2-keto
girişimler gerekli olmaktadır. Ilımlı düzeydeki akut bileşkelerin yarılanma ömrü uzundur (20 saatten
anksiyetede destekleyici ya da içgörü yönelimli fazla). 3-hidroksi ajanlar, oksazepam ve lorazepamın
psikoterapi ilk tercihtir. Hasta yanıt vermiyor ya da yarılanma ömrü yaklaşık 12 saattir. Triazolo benzodiaza-
daha şiddetli bir akut anksiyete varsa davranışçı- pinler alprazolam ve triazolamdır. Bunlar sitokrom
bilişsel terapiyle birlikte BZ kullanımı uygun olacaktır. P4503A4 enzimle okside edilmiş şekilleridir ve
Yine yetersiz bir yanıt söz konusu ise daha uzun süre- yarılanma ömrü sırasıyla 11-16 saat ve 1.5 – 5.5
li BZ ile birlikte buspiron tedavisi denenmelidir (38). saattir (44). Bütün benzodiazepinlerin etkileri ben-
Anksiyetenin tedavisinde kişilik bozukluğu, kronik zerdir (45). Hepsi gama-aminobutirik asit
sosyal stres etkeni olan ve psikolojik tedaviden çok (GABA)/benzodiazepin (BZ) kompleks reseptörü ile
az fayda bekleyen hastalar psikoterapötik tekniklere etki etmekte, sedasyon etkisi yaratmaktadır.
çok iyi cevap vermemektedirler. Bu hastalara Benzodiazepinler endişeyi azaltmamakta, fakat
çoğunlukla psikoterapi ve farmakoterapi birlikte tetikte olmayı azaltarak anksiyetenin azalmasını
uygulanmalıdır (26,38). sağlamakta ve kas gerginliği gibi bedensel belirtileri
Aile bireyleri de YAB olan hastaların tedavisinin ortadan kaldırmaktadır (39). Benzodiazepinlerin yan
planlanmasına katılmalıdır. Başlangıçta hastanın etkileri genellikle hafiftir ve sedasyon ve psikomotor
öyküsü ile ilgili önemli bilgiler verebilir ve tedavi yetmezlik görülür, nadiren paradoksal saldırganlık
planının oluşturulmasına katkıda bulunabilirler. ortaya çıkabilir. Paradoksal saldırganlığın bilişsel
Çünkü hastalar tehlike işaretleri için tetikte olabilir, yetersizlik ve “gün batımı" sendromu olan hastalarda
bilgi saklayabilirler. Aile bireyleri bu anlamda hasta- daha sık görüldüğü belirtilmiştir. Gün batımı sendro-
ların problemlerine başka bir bakış açısı getirebilir. mu, gün sonunda aktivitenin azalmasıyla birlikte
Buna ek olarak aile bireyleri hastanın problem çözme ortaya çıkan şaşkınlık veya ajitasyonu tanımlamak
tekniklerini geliştirme çabalarına destek olarak onlara için kullanılmaktadır. Ajitasyon duyu azalmasına
yardımcı olabilirler. Ayrıca onların sosyal izolas- bağlı olarak ortaya çıkar. Benzodiazepinler antegrad
yonunu azaltmak amacıyla diğer insanlarla iletişime amneziye (yeni öğrenilen bilginin unutulması) sebep
girmeleri teşvik edilebilir ve problemlerle ilgili olabilir. Bu durum triazolam ve midazolam gibi yük-
düşüncelerinin derinleşmesini azaltmaya yönelik sek potanslı benzodiazepinlerde görülmektedir (46).
görüşmeler yapılabilir (35). Sedasyon, konsantrasyon bozukluğu ve bellek kaybı
gibi etkileri tolere edebilme bir kaç hafta içinde
B. Farmakolojik tedavi gelişir. Buna rağmen anksiyolitik etki daha geç kay-
bolur (39,47). Benzodiazepin tedavisi 2 mg
Farmakolojik tedavi, anksiyetesi günlük diazepam yada buna eşdeğeri ile günde 3 defa olarak
yaşamını etkileyen hastalar için tercih edilmelidir. başlanabilir. Doz belirtiler kaybolana veya yan etki-
Araştırma neticeleri YAB’lu hastalar için henüz ideal ler ortaya çıkana yada 40 mg’lik günlük doza
bir tedavi süresi konusunda sonuç vermemiştir (39). ulaşılana kadar, iki veya üç günde bir günde 2 mg
Hastaların %25’inde ilaç tedavisinin kesilmesinden arttırılabilir (41,43). YAB olan hastaların %35’ inin
bir ay sonra nüks ile karşılaşılırken, %60 ile %80 benzodiazepinden belirgin yarar, %40’ ının ise orta
hastada ise bir sene içinde nüks ile karşılaşılmak- düzeyde yarar gördüğü belirtilmiştir (48). Günlük
tadır. En az altı ay tedavi gören hastalarda nüks etkin tedavi dozu 15-25 mg olarak kabul edilmekte-
oranı, daha kısa süre tedavi görenlere göre daha dir. Sedatif ve psikomotor etkilerine tolerans
düşük bulunmuştur (40). geliştiğinde antianksiyete etkisine de tolerans
geliştiği bildirilmesine rağmen, bununla ilgili çok az
Benzodiazepinler çalışma bulunmaktadır (11,21,48,49). Yaşlı hastalar-
da, benzodiazepine mümkün olan en düşük dozda
En sık kullanılan anksiyolitikler benzodiazepin- başlanmalı ve yavaş yavaş doz arttırılmalıdır (50).
lerdir (39,41-43). Benzodiazepinler 3 grupta Tablo 3’te anksiyete bozuklukları için genellikle kul-

Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 11, Say›: 1, 2001 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 11, N.: 1, 2001 65
10-O. Saatcioglu (60-77) 13/4/01 15:24 Page 66

Yayg›n Anksiyete Bozuklu¤unun Tedavisi ve Yeni Yaklafl›mlar

Tablo 3. Anksiyete Bozukluklar› için Genellikle Kullan›lan Benzodiazepinler


Yar› ömür Dozaj da¤›l›m› Bafllang›ç Dozu
Ad› (saat) (günlük)*
Alprazolam 14 1 - 4 mg aras› 0,2 - 0,5 mg aras›
Günde 4 defa

Klordiazepoksid 20 15 – 40 mg aras› 5-10 mg aras›


Günde 3 defa

Klonazepam 50 0,5- 4,0 mg aras› 0,5- 1,0 mg aras›


Günde 2 defa

Klorazepat 60 15- 60 mg aras› 7,5- 15,0 mg aras›


Günde 2 defa

Diazepam 40 6- 40 mg 2 – 5 mg aras›
Günde 3 defa

Lorazepam 14 1 – 6 mg 0,5- 1,0 mg aras›


Günde 3 defa

Oksazepam 9 30 – 90 mg 15 –30 mg aras›


Günde 3 defa
* Yafll› hastalar için listelenen dozun yar›s› kullan›lmal›d›r

lanılan benzodiazepinler ve etkin doz aralığı göste- (51). Çoğunlukla benzodiazepinleri kötüye kullanan
rilmiştir (42,43). hastaların alkol yada uyuşturucu bağımlılık öyküleri
Oksazepam gibi kısa yarı ömürlü ajanlar kolayca ya da kişilik bozuklukları mevcuttur (10,43).
metabolize edilir ve yoğun sedasyona sebep olmaz- Benzodiazepin tedavilerinin tümü, bağımlılığa
lar. Bu ajanlar yaşlı ve karaciğer rahatsızlıkları olan götürebilir. Bu sebepten ilaç kullanımı bırakıldığında
hastalarda kullanılmalıdır. Aynı zamanda ihtiyaç yoksunluk belirtileri ortaya çıkabilmektedir. Bu belir-
olduğu anda “anında kullanım” için de uygundurlar. tiler anksiyete, alınganlık ve uykusuzluk olabilir.
Klonazepam gibi uzun yarı ömürlü ajanlar, eşlik Ayrıca yoksunluk belirtilerini, anksiyetenin yeniden
eden başka tıbbi sorunları olmayan genç hastalarda ortaya çıkmasından ayırmak oldukça güçtür.
kullanılmalıdırlar. Uzun yarı ömürlü ajanlar gelişmiş Nöbetler yoksunluk süresince nadiren ortaya çıkabilir
etkileriyle beraber bir sürü avantaj da sağlar. Bunlar; (43). Yoksunluk belirtilerine duyarlılık yüksek dozlar-
gün içinde daha az sıklıkla kullanım imkanı da, yarılanma ömrü kısa olan ajanlarda, hızlı
sağlamaları, hastaların dozlar arasında daha az azaltılan dozlarda ve tütün kullanımı olan veya yasa
anksiyete yaşamaları ve ilaç kesildikten sonra ilacı dışı madde kullanım öyküsü olan hastalarda daha
bırakma belirtilerinin daha az görülmesidir. Hastalara şiddetli olmaktadır (39). Bağımlılık riski dozun yük-
benzodiazepin başlandığında ilaç kullanırken araba sek olmasına ve tedavi süresinin uzamasına bağlı
ve ağır iş makinaları kullanma gibi dikkat gerektiren olarak artar. Ancak benzodiazepinlerin YAB’nda üç
işler konusunda gereken uyarı yapılmalıdır (41-43). ay süreyle etkin dozda kullanıldığında yarar sağladığı
Terapötik dozlarda benzodiazepinler kötüye kul- belirtilmiştir (41,47). Yoksunluk belirtileri, yarı ömrü
lanıma götürmez ve bağımlılık riski azdır (42). kısa olan bir ajanın son dozundan 6 ila 12 saat
Kötüye kullanılan benzodiazepinler çoğunlukla sonra; yarı ömrü uzun olan bir ajanın ise son
diazepam, lorazepam ve alprazolam gibi çabuk emili- dozundan 24 ila 48 saat sonra ortaya çıkar (47). Altı
mi olanlardır (47). Alprazolam sadece panik bozuk- haftadan fazla benzodiazepin kullanan hastalarda
luğu olan hastalarda reçete edilmelidir. Eğer benzo- yoksunluk belirtilerinin olmaması için ilacın dozu
diazepinlerin kötüye kullanımı söz konusu ise başka %25 veya daha az olacak şekilde azaltılmalıdır (41).
maddelerle özellikle opiyatlarla birlikte kullanılırlar Hastalar bu azaltılan doz döneminde rebound (geri

66 Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 11, Say›: 1, 2001 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 11, N.: 1, 2001
10-O. Saatcioglu (60-77) 13/4/01 15:24 Page 67

Ö. Saatçio¤lu

tepme) anksiyetesi ile karşılaşabilirler. Bu rebound olan kişilerin benzodiazepin kullanmaya eğilimi söz
geçicidir ve 48 ila 72 saat içinde ortadan kalkar. konusudur (50).
Rebound anksiyetesi sona erdiğinde, hasta tekrar Benzodiazepinlerde farmakokinetik farklılık cin-
ortaya çıkan anksiyeteye bağlı olarak başlangıçtaki siyetle ilişkili olup kadınlarda daha yavaş konjuge
anksiyete belirtilerini yaşayabilir (41,47). olurlar (59,60). Ayrıca estrojen ağırlıklı kontraseptifler,
Benzodiazepin tedavisine olumlu yanıt veren hasta- okside olmuş benzodiazepinlerin metabolizmasını ve
larda tedavinin ne kadar sürmesi gerektiğine karar veril- konjugatif enzimleri inhibe eder (61-63). Oral kont-
melidir. Çabuk ve etkili yanıt alınan hastalarda, 6 hafta raseptiflerle birlikte lorazepam ve temazepam alan
içinde tedavi azaltılarak sonlandırılabilir. Yetersiz kadınlarda psikomotor işlevsellik daha fazla bozulur.
yanıt alınanlarda ise 6-12 ay süreyle kullanım plan- Ayrıca oral kontraseptif alan kadınlarda, diazepam
lanabilir. Ancak sürenin ne kadar olması gerektiğine kullanılırken göreceli intoksikasyon bildirilmiştir (64).
ilişkin yeterli bilgi ve çalışma yoktur (52). Rickels ve Benzodiazepinlerin diğer ilaçlarla ve alkolle birlik-
arkadaşları, 15-40 mg/gün dozunda 6 haftalık te kulanıldığı durumlar söz konusu olabilir (65-71).
diazepam tedavisinin ardından aynı hastalara 18 Ladewig ve Grossenbacker’ in bir çalışmasında
hafta plasebo vermiş ve sonraki plasebo tedavisi 300.000 olgunun 31 inde benzodiazepin bağımlılığı
sırasında düzelmenin sürdüğünü saptamışlardır bildirilmiştir (sıklık %0,01) (72). Benzodiazepin
(53). Rickels ve arkadaşlarının bir başka kötüye kullanımı olan hastaların şimdiki veya geçmiş
çalışmasında, 4 haftalık lorazepam ve klorazepat ile öyküsünde madde ve alkol kötüye kullanımı olduğu
düzelen hastaların %70'inde izleyen 2 haftalık saptanmıştır (48). Alkol kötüye kullanımı olan hasta-
plasebo tedavisi sonucunda iyileşmenin sürdüğünü ların benzodiazepin kullanımı %35, benzodiazepin
görmüşlerdir (54). Bu çalışmalara karşılık, tedavinin kötüye kullanımı ise %10 olarak bulunmuştur (73).
sonlanmasıyla belirtilerin şiddetlendiğini gösteren Perry ve Alexander, benzodiazepin yoksunluk nöbeti
araştırma sonuçları da yayımlanmıştır (13,55,56). olan 40 olguda yarılanma ömrü kısa olan ajanlarla
İlacın kesilmesiyle ilk belirtiler tekrarlamaktadır. tedavi edilen 22 hastanın, yarılanma ömrü uzun olan
Tedavinin kesilmesinden sonraki ilk ay içinde hasta- ajanlarla tedavi edilen 17 olguyla aynı sayıda nöbet
ların % 2 ‘sinde, 1 yıl sonra ise %60-80 'inde semp- geçirdiğini bulmuşlardır. Ancak, diazepam ve
tomlarda şiddetlenme olduğu bildirilmiştir (56). lorazepama bağlı nöbet geçiren 14 olgu
Dubovsky, BZ kesilmesiyle %25-75 oranında belirti- kıyaslandığında, lorazepam grubunun diazepam
lerde şiddetlenme olduğunu, %40-100 oranında ise eşdeğer dozu ve günlük kullanım süresinin
yoksunluk beİirtileri ortaya çıktığını belirtmektedir yarısından daha az olduğu bulunmuştur (74).
(57). Rickels ve arkadaşlarının 119 hasta üzerinde Benzodiazepinlerin aşırı alımında çok hafif bulgular
yaptığı çalışmada, uzun süre BZ kullanan hastaların görülür. Ancak alkol ile birlikte alındığında solu-
daha yoğun ruhsal tedaviye ve sosyal desteğe numun durması ölüme sebep olabilir. Alkol kul-
gereksinim duydukları saptanmıştır (58). Bu sonuçlar lanımının aşırı miktarlarda olduğu veya sık
yanında yan etkileri ve kullanım riskleri nedeniyle kullanıldığı durumlarda benzodiazepinlerin kullanıl-
Benzodiazepinler mümkün olan en kısa süre ve en ması risk oluşturmaktadır (75,76).
düşük dozda kullanılmalıdır (38). Altshuler ve arkadaşlarının gözden geçirme
Çok az kontrollü çalışma, uzun süre benzodi- yazısında, gebelerde kullanımının güvenli olduğuna
azepinlerin kullanılmasını desteklemesine rağmen; dair kesin bir bilgi olmadığı belirtilmiştir (77).
YAB’ nun kronik bir bozukluk olmasına bağlı olarak Benzodiazepin kullanan kadınların çocuklarında
hastalar aylar yada yıllar boyunca benzodiazepin yarık damak görülme oranı, bu ilacı kullanmayanlara
tedavisine gereksinim duyabilirler. Genellikle akut göre 2.4 kat daha fazla bulunmuştur. Yarık damak
anksiyete veya yeni bir stres faktörü (çifte anksiyete) riskinin alprazolam kullanımında daha fazla arttığı
ile beraber giden kronik anksiyeteli hastalar, benzo- ileri sürülmüş, sıklığın %0,70 olduğu belirtilmiştir.
diazepin tedavisini bir kaç hafta boyunca Gebelik süresince benzodiazepin kullanıldığında;
almalıdırlar (13). Hastalar benzodiazepin tedavisi doğum sonrası çocukta öncelikle sedasyon, kas
kesildiği zaman anksiyete tekrar ortaya çıktığında zayıflığı ve hipotoni gibi yoksunluk belirtileri beklen-
şiddeti daha fazla algılanır (42). Ayrıca eğer gereki- melidir. Gebelik sırasında farmakoterapi gerektiği
yorsa ilaç hiç kesilmeden kullanılmalıdır. Yaşlı, zaman antidepresanların daha uygun seçim olduğu
psikolojik sıkıntıları olan ve çoğul tıbbi sorunları belirtilmiştir (78).

Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 11, Say›: 1, 2001 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 11, N.: 1, 2001 67
10-O. Saatcioglu (60-77) 13/4/01 15:24 Page 68

Yayg›n Anksiyete Bozuklu¤unun Tedavisi ve Yeni Yaklafl›mlar

Benzodiazepinler kullanılırken, değerlendirmede Buspironun yarı ömrü kısadır. Bu nedenle günde 2-3
özellikle şunlara dikkat edilmelidir (38,43,47,65-71): kez, bölünmüş dozlarla verilmelidir. Buspironun kul-
• Hedef semptomlara etkinliği, lanım dozu 2-3 hafta süresince terapötik etkisi görü-
• Acil yan etkilerin tedavisi ve hastaların bunlara lene kadar 30-60 mg/gün olup, doz 90 mg/gün’ e
toleransı, kadar çıkılabilir. Doz 30 mg/gün den daha az kul-
• Entoksikasyon belirtilerinin bulunup bulun- lanıldığında, plasebodan daha az etkili olduğu
madığı (konuşmada bozulma, dilin dolanması, koor- bildirilmiştir. Bazı araştırmacılar uzun süreli tedavi
dinasyonda bozulma), hastalarının, buspiron tedavisini benzodiazepinle
• Dozun arttırılması için önerilerde veya girişimde tedavi olanlardan daha fazla sıklıkla bıraktıklarını
bulunma, göstermişlerdir. Bunun azalmış etkinliğe bağlı olup
• Reçeteyi daha erken yazdırma girişiminde olmadığı kesinlik kazanmamıştır (11). Eğer doz
bulunma, çabuk titre edilirse başağrısı veya sersemlik yapabilir.
• Madde kullanımına ait izlerin ve belirtilerin Buspirona başlandığında hasta benzodiazepin kul-
bulunması, lanıyorsa günlük 20 veya 40 mg buspiron dozuna
ulaşılana kadar benzodiazepinin azaltılmaması öne-
Buspiron rilmektedir (39). Sedasyon, psikomotor aktivite veya
hafıza kaybı olmaması, alkolle etkileşmemesi,
Buspiron, antipsikotik potansiyeli araştırılırken bağımlılık olasılığının olmaması, ilaç bırakma
anksiyolitik etkisi belirlenen bir ilaçtır. Buspiron 5- fenomeninin görülmemesi nedeniyle; buspiron ben-
HT1A reseptörlerine parsiyel etki yoluyla serotonin zodiazepinlerden farklı yan etki profili gösterir (82).
sistemi üzerine etkilidir. Ayrıca dopamin 2 reseptör- Benzodiazepin yoksunluk sorunu olan hastalarda
lerine afinitesi vardır ve hipokampal A10 nöronları buspironun avantajı olabilir. Tablo 4’ de buspiron ve
üzerine etkilidir. Terapötik etkilerine karşı tolerans benzodiazepin arasındaki klinik farklılıklar gösteril-
gelişmez (79). Genelde buspiron benzodiazepinlere miştir (38).
oranla daha az sedasyona sebep olur ve psikomotor Rickels ve arkadaşları, 6 ay süreyle klorazepat alan
işlevi azaltmaz. Azaperon grubu, benzodiazepinlerle 40 YAB hastası ile buspiron alan 21 YAB hastasına bu
veya MSS depresanları ile çapraz tolerans geliştirmez, süreden sonra 4 hafta plasebo vererek, 6 ve 40 ay
alkolle etkileşimi ve kötüye kullanımı yoktur. Yan sonra uzun süreli izlemlerini değerlendirmişlerdir.
etkileri sersemlik, başağrısı, bulantı, sinirlilik ve Her iki grubun %25'inde daha plasebo döneminde
parastezidir (80). Gebelik ve laktasyon süresince kul- semptomların yavaş yavaş döndüğü bulunmuştur.
lanımı ile ilgili çok az bilgi bulunmaktadır ve bu Altı aylık izlemde anksiyete semptomları klorazepat
durumlarda kullanılması önerilmemektedir (81). grubunda %55, buspiron grubunda %38; 40 'ıncı ay
Tablo 4. Buspirone ve Benzodiazepin aras›ndaki klinik farkl›l›klar
Buspiron BZD
Anksiyeteye akut etki -a +b
Psikotik ajitasyona akut etki 0 +
Antikonvulzan etki 0 +
Anksiyeteye kronik etki + +
Depresyona etki + 0c
Akut panik ata¤a etki 0 Alprazolam
OKB için SSRI eklenmesi + 0
Sedasyon 0 +
Alkolle etkileflim 0 +
Öforinin engellenmesi 0 +
Potansiyel kötüye kullan›m 0 +
BZD yoksunluk sendromunun alevlenmesi 0 +
IV veya IM kullanabilme 0 +
a
çal›flma yok
b
+=var, 0=yok
c
Alprazolam›n olas› antidepresan etkisi d›fl›nda ço¤u BZD’ nin antidepresan etkisi yoktur

68 Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 11, Say›: 1, 2001 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 11, N.: 1, 2001
10-O. Saatcioglu (60-77) 13/4/01 15:24 Page 69

Ö. Saatçio¤lu

izleminde klorazepat grubunda %57 , buspiron edilen ajanlar doksepin, imipramin, nefazodon,
grubunda %25 oranında saptanmıştır. Buspiron alan paroksetin ve venlafaksindir (85,88,97,101).
hasta grubunda ek olarak ilaç alınmadığı ancak buna Antidepresanlar yan etkileri açısından birbirinden
karşılık klorazepat grubunda fiziksel bağımlılık ile farklılıklar gösterirler. Trisiklikler pek çok yan etkiye
açıklanabilen aralıklı ya da sürekli ilaç alındığı sahip olup antikolinerjik etkiler, ortostatik hipotan-
görülmüştür (83). Uhde ve Tancer YAB olan hastalar- siyon, sedasyon, kardiak etkiler, kilo alma ve aşırı
la yapılan 14 buspiron çalışmasını gözden doza bağlı zehirlenme görülebilir. Daha yeni antidep-
geçirmişlerdir. Bu çalışmalarda belirtilerin 6 aylık resanlar aşırı doz için daha güvenilir olup, yan etki-
süreyi içermeyen DSM-III kriterleri, DSM-III-R ve ler yönünden daha iyi tolere edilirler. Paroksetin gibi
DSM-IV kriterleri kullanılmıştır. 14 çalışmanın 10’ u seçici serotonin geri alım engelleyicileri (SSRI’lar),
plasebo kontrollü, 13’ ü buspiron ve benzodiazepin bulantı, başağrısı, huzursuzluk ve cinsel işlev bozuk-
karşılaştırmalıdır. Plasebo çalışmalarının yarısında luğu yapabilirler. Nefazodon sersemlik, uyuşukluk,
buspironun plaseboya eşdeğer oranda etkili olduğu ağız kuruluğu, bulantı, kusma ve kabızlık yapabilir.
belirtilmiştir. Plasebosuz kontrollü çalışmalarda bus- Venlafaksin tedavinin başında bulantı, baş ağrısı,
piron benzodiazepinlerle kıyaslanmış, tanı kriterleri uyku bozukluğu, sersemlik, cinsel işlev bozukluğu,
günümüze daha yakın olarak kullanılmış ve buspiro- yatar durumda diastolik kan basıncında artışa sebep
nun daha etkin olduğu bildirilmiştir (79). olur (81). Kan basıncındaki bu etkinin venlafaksinde
Buspiron kronik anksiyetesi olan ve benzodiazepin %4.8, imipiraminle %4.7, plasebo ile %2.1 oranında
tedavisinden sonra hastalığı nüks eden hastalarda görüldüğü ve venlafaksin dozu 300 mg/gün’ den
çoğunlukla kullanılır. Ayrıca daha evvel madde kul- daha fazlaya çıkıldığında %13’ e çıktığı bildirilmiştir
lanım öyküsü olan hastalarda, tedavi için öncelikli (44). Antidepresanların teratojenik riski hakkında çok
ilaçtır (13). Buspironun YAB olan hastaların az bilgi bulunmaktadır. En fazla çalışılmış ajanlar
tedavisinde benzodiazepin kadar etkili olduğu belir- olan trisiklik antidepresanlar ve fluoksetin düşük
tilmektedir (84). Ayrıca kullanımı fiziksel bağımlılık teratojenik risklere sahiptir (77). Ayrıca, trisiklik
ya da toleransa sebep olmamaktadır (39). antidepresanlar ve fluoksetin, anne karnında iken
Benzodiazepin tedavisi belirtilere hemen etki göster- ilaçlarla karşılaşmış okul öncesi çocuklarda zeka, dil
mekte, buna karşın buspironda bu etki 2 ila 3 hafta ve davranış gelişimini etkilemediği belirtilmiştir.
sonra ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden hastalar belir- Diğer SSRI’ lar, venlafaksin veya nefazodon gibi
tilerin geç ortadan kalkması konusunda uyarılma- antidepresanların teratojenik etkileri bilinmemektedir
lıdırlar. Buspiron, benzodiazepinin tersine bedensel (86).
belirtilerden çok YAB’a bağlı gelişen endişelerin
tedavisinde etkilidir (51). Buna rağmen daha önce Doksepin
30 gün süreyle benzodiazepin ile tedavi edilen
hastalarda buspironun etkili olmadığı ileri Liebowitz, anksiyetede trisiklik antidepresanların
sürülmüştür (13). Daha önce benzodiazepin kullan- etkinliğini gözden geçirdiği yazısında doksepin ve
mamış olan hastaların çoğunda buspironun ilk benzodiazepinin karşılaştırıldığı 18 çalışmanın, 9’
seçenek olabileceğini belirten görüşler bulunmak- unda aralarında fark bulunmadığını; 4’ ünde dok-
tadır (38). sepinin üstün olduğunu belirtmiştir. Çalışmaların 2’
GABA/BZ kompleksine ait ek araştırmalar YAB’ sinde benzodiazepin daha üstün bulunmuştur. Bu
nun norepinefrin ve serotonin gibi birçok nörotrans- çalışmalar plasebo grubunun olmaması, değişen
mitter sistemlerini de etkilediğini göstermektedir. Bu benzodiazepin dozu, çalışmaların süresi ve örneklem
nörotransmitterleri etkileyen trisiklik antidepresanlar seçimi yönünden farklılıklar göstermektedir (87).
ve SSRI’lar gibi farmakolojik ajanlar da benzodi-
azepin yada buspiron tedavisine cevap vermeyen İmipramin
hastalarda araştırılmaktadır (23).
YAB’na bağlı olan endişelerin kontrolünde, imipramin
Antidepresanlar etkili görülmüştür (88). Fakat ayrışmamış depresif
belirtileri olan hastalarda benzodiazepin yada buspiron
Anksiyeteyi tedavi eden antidepresanların, tera- kadar etkilidir. Ancak antikolinerjik ve antiadrenerjik
pötik etkinliğine ait pek çok çalışma vardır. Kabul etkileri imipraminin kullanımını kısıtlamaktadır

Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 11, Say›: 1, 2001 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 11, N.: 1, 2001 69
10-O. Saatcioglu (60-77) 13/4/01 15:24 Page 70

Yayg›n Anksiyete Bozuklu¤unun Tedavisi ve Yeni Yaklafl›mlar

(39,88). İmipramin çalışmalarının tümü DSM-IV tanı te olduğunu göstermiştir (93). Diğer nörohormon
kriterlerinden önce tamamlanmıştır. Kahn ve arka- sistemleri üzerinde kendi etkisi olmamakla beraber,
daşları 8 haftalık çok merkezli, rastgele, plasebo kont- metabolitinin alfa-2 adrenerjik reseptörler üzerinde-
rollü imipramin (ortalama doz 135 mg/gün) ve klor- ki etkisi nedeniyle, ortostatik hipotansiyon tedavi
diazepoksid (ortalama doz 55 mg/gün) karşılaştır- başlangıcında sorun yaratabilir. Bunun dışında
malı çalışma yapmışlardır. Bu çalışmada ayaktan izle- kardiyovasküler sistem açısından güvenli bir ilaç
nen 242 olguya önce primer anksiyete tanısı konmuş, olduğu bildirilmiştir (92,94). Sedatif ve anksiyolitik
sonra DSM-III kriterleri dikkate alınarak anksiyete etkisi güçlüdür. Diğer antidepresanlara oranla çok
nörozu olarak tanı değiştirilmiştir. İki haftalık tedavi daha az cinsel fonksiyon bozukluğu yaptığı, hatta
sonrası değerlendirmede imipramin; plasebo ve diğer antidepresanların neden olduğu anorgazmi ve
klordiazepoksidden daha etkin bulunmuştur. Ancak empotans için yararlı olduğu öne sürülmektedir.
bu çalışma günümüzde kullanılan YAB tanı kriter- Buna karşın priapizme sebep olabilir (1/10000).
lerini karşılayan hastaları spesifik olarak içermemek- Priapizm acil bir durumdur ve üroloji konsültasyonu
tedir (89). gerektirir (95). Trazodon terapötik indeksi geniş olup
Hoehn-Saric ve arkadaşlarının çalışmasında panik aşırı dozda alındığında göreceli olarak belirtileri hafif
bozukluk (PB) ve major depresyon (MD) dışlanarak atlatılan bir ilaçtır (92). Başka ilaçlarla yanıt
YAB olan hastalar DSM-III ile değerlendirilmiş ve alınamayan hastalarda 200-400mg günlük dozda
Hamilton Anksiyete Değerlendirme Ölçeğine göre fayda sağladığı belirtilmiştir (38,88).
(HADÖ) en düşük puan 18 olarak bulunmuştur.
Alprazolam (ortalama doz 2.2 mg/gün) ve Nefazodon
imipraminin (ortalama doz 91 mg/gün)
karşılaştırıldığı bu çalışmada, 6 hafta sonunda her 5HT2 blokajının yanısıra serotonin geri-alınımını
ikisinin de eşit etkinlikte olduğu bulunmuştur (90). engelleyerek etkisini göstermektedir. Zayıf antikoli-
Sekiz haftalık, çift kör, plasebo kontrollü başka bir nerjik ve antihistaminik etki gösterir. Alfa l adrenerjik
çalışmada; imipramin (ortalama doz 142 mg/gün), antagonist etkisinin de zayıf olduğu belirtilmiştir
trazodon (ortalama doz 225 mg/gün) ve diazepam (96). Ağız kuruluğu, kabızlık, idrar retansiyonu,
(ortalama doz 26 mg/gün) değerlendirilmiştir. Bu sedasyon gibi yan etkiler ortaya çıkarabilmektedir.
çalışmaya MD ve PB’u olmayan DSM-III kriterlerine %99 oranında plazma proteinlerine bağlanan
göre YAB tanısı konan 230 hasta alınmış, 2. haftada nefazadon'un yarı ömrü 2-4 saattir. Depresyonda ve
diazepam antidepresanlardan ve plasebodan daha YAB’ da günlük kullanım dozunun 200- 600 mg
etkili bulunmuş, 3. haftada ilaç tedavilerinin hep- arasında olduğu belirtilmektedir. Anksiyete ve
sinin plasebodan üstün olduğu, 4. haftada uykusuzluk belirtilerinde başarılı sonuçlar alınmak-
imipraminin diazepam, trazodon ve plasebodan tadır (97). Cinsel fonksiyon bozukluğu ve kilo
üstün olduğu, 6. haftada imipraminin plasebodan alımına yol açmaz. Hedges ve arkadaşları, DSM-IV
üstün olduğu saptanmıştır. Araştırmacılar tanı kriterlerine göre YAB tanısı konan 21 hastada
diazepamın başlangıçta anksiyetenin somatik belirti- nefazodon 200-400 mg/gün doz titrasyonu
lerine, imipraminin anksiyetenin psikolojik belirtile- yapılarak 8 haftalık süreyle kullanmış, Klinik Global
rine daha etkili olduğu sonucuna varmışlardır (88). İzlenim Ölçeği (CGI) uygulanan çalışma grubunun
Mc Leod ve arkadaşları, imipramin ve major %57’ sinde iyi veya çok iyi düzelme saptamıştır (98).
metaboliti desipramin kullandıkları YAB tanısı konan Trazodon’a benzer farmakolojik profile sahiptir
14 olguda, 6 hafta sonunda anksiyete belirtilerinde ancak daha iyi tolere edilir ve iyi bir seçenek olarak
belirgin düzelme ve antikolinerjiklerin plazma görülmektedir (23,51).
düzeyinde ise çok az artış saptamışlardır (91).
Paroksetin
Trazodon
SSRI grubunda yer alır. YAB olan hastaların
En belirgin etkisi postsinaptik 5-HT reseptör- tedavisinde kullanılmaktadır, ancak araştırılmakta olan
lerinin antagonizmasıdır (92). Değişik klinik pek çok antidepresanlar gibi bununla ilgili çalışmalar
çalışmalar ve bunların meta-analizleri trazodonun da azdır. Çift kör, rastgele, 8 haftalık düzenlenmiş bir
plasebodon üstün, standart trisikliklerle eşit etkinlik- çalışmada paroksetin (ortalama doz 20 mg/gün),

70 Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 11, Say›: 1, 2001 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 11, N.: 1, 2001
10-O. Saatcioglu (60-77) 13/4/01 15:24 Page 71

Ö. Saatçio¤lu

imipramin (ortalama doz 75 mg/gün) ve 2- kontrollü, çift kör, rastgele çalışmalarda, HADÖ
klordesmetildiazepam (ortalama doz 4,2 mg/gün) uygulandığında en düşük puanın 18 olduğu, Raskin
karşılaştırılmıştır. Seksenbir hastanın hepsine DSM-IV Depresyon Ölçeği puanının Covi Anksiyete Ölçeği
kriterlerine göre YAB tanısı konmuş, PB ve MD puanından daha yüksek olduğu saptanmış ve
dışlanmıştır. Sekizinci haftada tedavi grupları arasında anksiyete belirtilerinin tedavisinde venlafaksin’in et-
bir fark bulunmazken, antidepresanların psikolojik kili olduğu bulunmuştur (106-108). Haskins ve arka-
belirtilere daha etkili olduğu saptanmıştır (99). daşlarının 218 kişilik çalışma grubuyla yaptıkları altı
aylık izleme çalışmasında, venlafaksin’in ilk 1 hafta-
Venlafaksin da etkisinin başladığı ve çalışmanın sonunda etkin-
liğinin devam ettiği gösterilmiştir (108).
Serotonin ve noradrenalinin geri alınımını inhibe Venlafaksin Amerika Birleşik Devletleri’nde
ederek etki göstermektedir. Dopaminin geri alınımını anksiyolitik ve antidepresan olarak adlandırılan ilk
daha az oranda inhibe etmektedir. Plazma protein- ilaçtır; buna bağlı olarak, major depresyonu veya YAB
lerine düşük oranda (%30) bağlanan venlafaksin olan hastaların tedavisinde veya bunların komorbid
karaciğerde metabolize olur. Aktif metaboliti olan olduğu zamanlarda tercih edilmesi önerilmektedir
dimetil venlafaksinin yarı ömrü 10 saat iken, ken- (85,109).
disinin yarı ömrü 4 saattir. İn vitro çalışmalar ven-
lafaksinin sitokrom P450 enzim sistemini inhibe Beta-blokörler
ettiğini göstermektedir. Bu etkinin serotoninin geri
alınım inhibitörlerine göre daha az olduğu belir- Beta-adrenerjik antagonistlerin YAB’nun
tilmektedir. YAB’unda 75 - 375 mg/gün olarak tedavisinde sınırlı yerleri vardır. YAB 'nda beta-blokör-
kullanılmaktadır. Yan etkileri arasında bulantı, ter- lerin plaseboya üstünlüğünü gösteren çalışmalar
leme, baş ağrısı, anksiyete sayılmaktadır (100,101). olduğu kadar, aksi yönde kanıtlar da vardır (110).
Birinci grup depresyon tanısına komorbid anksiyete- Beta-blokörler periferik beta-adrenoreseptörleri
si olan hastaları, ikinci grup depresyonu olmayan bloke ederek anksiyetenin fiziksel belirtilerinin azal-
YAB olan hastaları içeren anksiyeteli iki grubun masını sağlamaktadır. Özellikle propranololün nöron
değerlendirildiği bir çalışmada; venlafaksin’in her iki membranını stabilize ederek ve 5HT reseptörlerini
grupta da anksiyete düzeyini belirgin düzeyde azalttığı etkileyerek ''santral anksiyolitik'' etki gösterdiği belir-
ve plasebo kontrollu bazı çalışmalarda da venlafaksin’in tilmiştir. Uygun doz 80-160 mg/gün dür (11,111).
depresyonlu hastaların anksiyete belirtilerinde Çarpıntı, titreme ve terlemeyi içeren somatik belirti-
düzelme sağladığı bulunmuştur (102-105). Plasebo leri azaltıcı etkisi gösterilmiştir. Kalp atımını azaltıcı
kontrollü venlafaksinle yapılan 6 çalışmanın meta (dakikada 5-10 atım) etkisi vardır. Depresif belirtiler,
analizinde psişik anksiyete ve Hamilton Depresyon zayıflık, bulantı, yorgunluk, konsantrasyon kaybı gibi
Değerlendirme Ölçeği’nde (HDDÖ) saptanan yan etkileri bulunmaktadır. Kalp yetmezliği olan
anksiyete-somatizasyon belirtilerinde düzelme hastalarda bradikardiye; astımlılarda ise belirtilerin
olduğu gösterilmiştir (103). Çift kör, plasebo kontrol- alevlenmesine sebep olabilir. Hipoglisemi
lü venlafaksin kullanılan çalışmada; HDDÖ ölçeği ile bulgularının görünmesini engelleyerek tip I dia-
orta ve aşırı şiddetli psişik anksiyetede ilk 4 haftada betlilerin tedavisini güçleştirebilir (112). Gepirone,
belirgin azalma saptanmıştır (104). Major depres- azaperone, hidroksizin, ondansetron ve zatosetron,
yonu olan 359 hastada venlafaksin ve fluoksetin’in 5-HT3 antagonistleri, abekarnil, ve betaksolol uzun
kıyaslandığı ve anksiyete belirtilerinin çalışmaya etkili ß adrenergic antagonistler olup; bunlarla ilgili
alınmanın temel kriterini oluşturduğu bir çalışmada çalışmalar yapılmıştır (113-118). Bu çalışmaların
ise her iki ilaç da HDDÖ toplam puanda plaseboya üstün sonucu tatmin edici olmayıp YAB’ nun tedavisinde
bulunmuştur. Onikinci haftada Hamilton Anksiyete kullanılması için daha fazla araştırmaya ihtiyaç
Değerlendirme Ölçeği ile yapılan değerlendirmede vardır.
venlafaksin’in (%65) fluoksetin (%51) ve plasebodan
(%39) anlamlı derecede yüksek cevap oranına sahip Diğer
olduğu saptanmıştır (105). DSM-IV tanı kriterleri
kullanılarak YAB tanısı konan ve MD tanılı olguların YAB’ nun tedavisinde genellikle kullanılan iki
çalışma dışı bırakıldığı venlafaksin kullanılan plasebo bitkisel ilaç bulunmaktadır. Bunlar Valerina offici-

Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 11, Say›: 1, 2001 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 11, N.: 1, 2001 71
10-O. Saatcioglu (60-77) 13/4/01 15:24 Page 72

Yayg›n Anksiyete Bozuklu¤unun Tedavisi ve Yeni Yaklafl›mlar

nalis (valerian) ve Piper methysticum (kavakava) ‘un alınması isteniyorsa, BZ’ler tedavide yer almalıdır.
kökünden yapılan içeceklerdir. Her ikisinin de sedatif Ancak uzun süre BZ kullanım risklerine dikkat
etkileri vardır. Fakat kava kavanın alkol ve benzodi- edilmelidir. Kısa süreli bir tedavi öngörülmüşse,
azepinlerle etkileşimi, diskinezi, distoni ve dermopati davranışçı-bilişsel terapi iyi bir seçenek olabilir.
gibi endişe verici yan etkileri mevcuttur (119-121). Gerekiyorsa psikoterapiye BZ de eklenebilir. Daha
Valerian kökünün aniden bırakılması durumunda uzun sürecek tedavilerde davranışçı-bilişsel terapi ve
deliryum ve kalp krizine yol açtığı bildirilmiştir (122). buspiron kombinasyonu seçilmelidir.
YAB olan hastalara tedavi edici ajanlar olarak öne- BZ’ler anksiyetenin uyku bozukluğu, titreme, kas
rilmeden önce, bu bitkisel ürünlerin daha ileri gerginliği gibi somatik belirtilerine etkili olup, kısa
seviyede araştırmalarının yapılması gerekmektedir. süreli tedavide en iyi etkiye sahiptir. Ancak, potan-
siyel kötüye kullanım ve bağımlılık riski olan bir
Tedavi süresi ilaçtır. Alkol ve madde bağımlılık öyküsü olanlarda
ikinci veya üçüncü sırada tercih edilmelidir. YAB olan
YAB’ nun tedavi süresi henüz kesinleşmemiştir. hastaların yarısı 6 aydan daha uzun süre tedavi
Bazı araştırmacılar en düşük etkin dozda tedavi edildikleri için, kısa dönemde benzodiazepinlerin etki-
yapılmasını ve 6 aylık aralıklarla ilacın kesilerek si görüldükten sonra, uzun dönem için diğer tedavi
yeniden değerlendirilmesini önermektedirler seçenekleri kullanılmalıdır. Buspiron’un etkinliği YAB’
(11,34,83). Klorazepat veya buspiron ile başarılı bir nun günümüzdeki tanı kriterlerine göre tanı konulan
şekilde tedavi edilen hastaların yaklaşık %50’ sinde, hastalarda tartışılmaktadır. Ancak antidepresanlar,
6 ay sonra tedavi kesildiğinde belirtilerin yeniden tolere edemeyen veya bağımlılık öyküsü olan
ortaya çıktığı belirtilmiştir (123). YAB olan hasta- kişilerde tercih edilebilir. Antidepresanlar ve azaperon
ların kısa süreli tedaviden fayda gördüğü, ancak YAB’ nun psişik komponentlerine (endişe, gerginlik,
tedavinin uzatılması gerektiği vurgulanmaktadır kuruntu) daha etkilidir. Bunlar kısa süreli tedavi alan
(123-126). hastaların iyileşmesinde daha etkili bulunmuştur.
Antidepresanların öncelikle venlafaksin’in; YAB’ da
Tartışma ve Sonuç depresyon eştanısının yüksek oranda görülmesi,
kötüye kullanım potansiyelinin olmaması, yan etki-
YAB son 10 yıldır daha fazla üzerinde durulan bir lerinin daha tolere edilebilir olması ve etkinliğinin
konu olmuştur. YAB çocukluk döneminde başlar ve kabul edilmiş olması gibi nedenlerle tedavide ilk
uzun seneler devam eder ve sıklıkla depresyon ve seçenek olması yönünden dikkate alınmalıdır.
kişilik bozuklukları ile birlikte görülür. YAB olan Psikiyatrist mevcut bir komorbid psikiyatrik bozuk-
insanların çoğu psikiyatri dışı alanlara başvurur ve luğu ve hangi komorbid bozukluğun öncelikli olarak
tedavi edilemezler. YAB için etkin tedavi BZ, buspiron tedavi edilmesi gerektiğini belirlemelidir. Ayrıca
ve venlafaksin’ i içermektedir. BZ’ler başlangıç etkisi tedaviye yönelik psikoterapinin eklenmesi ve ilaçların
en hızlı olandır. Her üç tedavinin de 3-6 hafta değiştirilmesi dikkate alınmalı, gerektiğinde bununla
sürdürülmesi gerekmektedir. Çabuk ve etkili sonuç ilgili önerilerde bulunulmalıdır.

Kaynaklar:
1. Breier A, Chamey DS, Heninger GR: The diagnostic valid- 4. American Psychiatric Association: Diagnostic and
ity of anxiety disorders and their relationship to depres- Statistical Manual of Mental Disorders, Third Edition,
sive illness. Am J Psychiatry 1985; 142:787-797 American Psychiatric Association, Washington DC, 1980

2. Lesser IM, Rubin RT : Diagnostic considerations in panic 5. American Psyhiatric Association: Diagnostic and
disorder .J Clin Psychiatry 1986; 47 (suppl6):4-10 Statistical Manual of Mental Disorders, Third Edition,
Revised (DSM-III-R), American Psychiatric Association,
3. KIein DF: Delineation of two drug-responsive anxiety Washington DC, 1987
syndromes. Psychopharmacologia 1964; 5:397-408

72 Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 11, Say›: 1, 2001 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 11, N.: 1, 2001
10-O. Saatcioglu (60-77) 13/4/01 15:24 Page 73

Ö. Saatçio¤lu

6. Breslau N, Davis GC: DSM-III generalized anxiety disor- 20. Wells KB, Golding JM, Burnam MA. Chronic medical
der: an empirical investigation of more stringent criteria. conditions in a sample of the general population with
Psychiatry Res 1985; 14:231-238 anxiety, affective, and substance use disorders. Am J
Psychiatry 1989;146:1440-6
7. Hunt C, Singh M: Generalized anxiety disorder. Int Rev
Psychiatry 1991; 3:215-229 21. Taylor CB. Treatment of anxiety disorders. In: Schatzberg
AF, Nemeroff CB, eds. Textbook of Psychopharmacology.
8. American Psychiatric Association: Diagnostic and 2nd ed. Washington, DC: American Psychiatric Press Inc;
Statistical Manual of Mental Disorders. 4th ed., American 1998:775-89
Psychiatric Association, Washington DC, 1994
22. Roerig JL. Diagnosis and Management of Generalized
9. Brown TA, Barlow DH, Liebowitz MR: The empirical basis Anxiety Disorder. J Am Pharm Assoc 1999; 39:811-821
of generaİized anxiety disorder. Am J Psychiatry 1994;
151:1272-1280 23. Connor KM, Davidson JR. Generalized anxiety disorder:
neurobiological and pharmacotherapeutic perspectives.
10. Kaplan HI, Sadock BJ. Generalized anxiety disorder. In: Biol Psychiatry 1998;44:1286-94
Kaplan HI, Sadock BJ, editors. Synopsis of Psychiatry
Bahavioral Sciences/Clinical Psychiatry. 8th ed. Egypt: 24. Gelder M. Psychological treatment for anxiety disorders.
MassPublishing Company, 1998:623-28 In: the clinical management of anxiety disorders. Coryell
W, Winokur G, eds. New York: Oxford University Press,
11. Papp LA, Gorman JM. Generalized anxiety disorder. In: 1991:10-27
Kaplan HI, Sadock BJ, eds. Comprehensive Textbook of
Psychiatry. 6th ed. Baltimore, Md: Williams and Wilkins; 25. Butler G, Fennell M, Robson P, Gelder M. Comparison of
1995:1236-49 behavior therapy and cognitive behavior therapy in the
treatment of generalized anxiety disorder. J Consult Clin
12. Castellanos D, Hunter T. Anxiety Disorders in Children Psychol 1991;59:167-75
and Adolescents. South Med J 1999; 92:946-954
26. Durham RC, Murphy T, Allan T, Richard K, Treliving LR,
13. Rickels K, Schweizer E: The clinical course and long-term Fenton GW. Cognitive therapy, analytic psychotherapy
management of generalized anxiety disorder. J Clin and anxiety management training for generalised anxi-
Psychopharmacol 1990; 10(Suppl):101-110 ety disorder. Br J Psychiatry 1994; 165:315-23

14. Kessler RC, McGonagle KA, Zhao S, Nelson CB, Hughes 27. Power KG, Jerrom DW, Simpson RJ, Mitchell MJ. A con-
M, Eshleman S, et al. Lifetime and 12-month prevalence trolled comparison of cognitive-behaviour therapy,
of DSM-III-R psychiatric disorders in the United States. diazepam and placebo in the management of generalised
Results from the National Comorbidity Survey. Arch Gen anxiety. Behav Psychother 1989; 17:1-14
Psychiatry 1994;51:8-19
28. Power KG, Simpson RJ, Swanson V, Wallace LA, et al. A
15. Gliatto MF. Generalized Anxiety Disorder. Am Fam controlled comparison of cognitive-behavior therapy,
Physician 2000; 62:1591-600,1602 diazepam, and placebo, alone and in combination, for
the treatment of generalized anxiety disorder. J Anxiety
16. Gelder M, Gath D, Mayou R: Oxford Textbook of Disord 1990;4:267-92
Psychiatry'de, Oxford University Press, Oxford,
1989:175-183 29. Ladouceur R; Dugas MJ; Freeston MH; Leger E; Gagnon
F; Thibodeau N. Effıcacy of a cognitive-behavioral treat-
17. Coryell W, Endicott J, Winokur G: Anxiety syndromes as ment for generalized anxiety disorder: evaluation in a
epiphenomena of primary major depression: outcome controlled clinical trial. J Consult Clin Psycbol 2000;
and familial psychopathology. Am J psychiatry 1992; 68:957-64
149:100-107
30. Fenton GW: Recent advances in the study of anxiety.
18. Wittchen HU, Carter RM, Pfıster H, Montgomery SA, Roth M, Noyes RJr, Burrows GD (eds.): Handbook of
Kessler RC. Disabilities and quality of life in pure and Anxiety, Vol: l, Elsevier Science Publishers, Amsterdam,
comorbid generalized anxiety disorder and major depres- 1988:399-419
sion in a national survey. Int Clin Psychopharmacol
2000; 15:319-28 31. Clark DM: Anxiety states: Panic and generalized anxiety.
Hawton K, Salkovskis PM, Kirk J, Clark DM (eds.):
19. Alkın T, Alptekin K. Yaygın Anksiyete Bozukluğu. In: Cognitive Behavior Therapy for Psychiatric Problems.
Köroğlu E editor. Anksiyete Monograflar Serisi 4. Ankara: Oxford Medical Pub., Oxford, 1990:52-96
Medikomat Basım, 1995:149-188

Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 11, Say›: 1, 2001 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 11, N.: 1, 2001 73
10-O. Saatcioglu (60-77) 13/4/01 15:24 Page 74

Yayg›n Anksiyete Bozuklu¤unun Tedavisi ve Yeni Yaklafl›mlar

32. Freeman A, Simon KM: Cognitive therapy of anxiety. 47. Schweizer E. Generalized anxiety disorder. Longitudinal
Freeman A, Simon KM, Beutler E, Arkowitz H (eds.): course and pharmacologic treatment. Psychiatr Clin
Comprehensive Handbook of Cognitive Therapy, Plenum North Am 1995;18:843-57
Press, New York, 1989:347-365
48. Dubovsky SL. Generalized anxiety disorder: new concepts
33. Wells A: Cognitive therapy for anxiety and cognitive the- and psychopharmacologic therapies. J Clin Psychiatry
ories of causation. Burrows GD, Roth M, Noyes RJr (eds.): 1990;51(suppl):3-10
Handbook of Anxiety, Vol. 5, Elsevier Science Publishers,
Amsterdam, 1992:233-254 49. Shader RI, Greenblatt DJ. The pharmacotherapy of acute
anxiety: a mini update. In: Bloom FE, Kupfer DJ, eds.
34. Marks M: Behavioral psychotherapy for generalized anx- Psychopharmacology: The Fourth Generation of
iety disorder. Int Rev Psychiatry 1989;1:235-244 Progress. New York, NY: Raven Press Ltd; 1995:1341-8

35. Mathews A. Why worry? The cognitive function of anx- 50. Shorr RI, Robin DW. Rational use of benzodiazepines in
iety. Behav Res Ther 1990;28:455-68 the elderly. Drugs Aging 1994;4:9-20

36. Barlow DH, Rapee RM, TA: Behavioral treatment of 51. Longo LP. Non-benzodiazepine pharmacotherapy of
generalized anxiety disorder. Behav Ther 1992; 23: anxiety and panic in substance abusing patients.
551-570 Psychiatr Annals 1998;28:142-53

37. Lader M: Benzodiazepine withdrawal. Noyes Rjr, Roth M, 52. Perry PJ, Garvey MJ, Noyes Rjr. Benzodiazepine treatment
Burrows GD (eds.): Handbook of Anxiety, Vol. 4, Elsevier of generalized anxiety disorders. In: Noyes RJr, Roth M,
Science Publishers, Amsterdam, 1990:57-71 Burrows GD, editors. Handbook of Anxiety, Vol 4.
Amsterdam: Elsevier Science Publishers, 1990:111-124
38. Janicak PG, Davis JM, Preskorn SH, Ayd Jr FJ. Treatment
with Antianxiety/Sedative-Hypnotic Agents: Treatment 53. Rickels K, Case G, Downing RW, et al: Long-term
of Generalized Anxiety Disorder. In: Retford DC, editor. diazepam therapy and Clinical outcome. JAMA 1983;
Principles and Practice of Psychopharmacotherapy. 1st 250:767-771
ed. Baltimore:Williams&Wilkins, 1993; pp 416-423
54. Rickels K, Fox IL, Grenblatl DJ: Clorazepate and
39. Schweizer E, Rickels K. Strategies for treatment of gen- Lorazepam: clinical improvement and rebound anxiety.
eralized anxiety in the primary care setting. J Clin Am J Psychiatry 1988; 145:312-317
Psychiatry 1997;58(suppl 3):27-33
55. Rickels K, Case G, Downing RW, et al: One-year follow-
40. Hales RE, Hilty DA, Wise MG. A treatment algorithm for up of anxious patients treated with diazepam. J Clin
the management of anxiety in primary care practice. J Psychopharmacol 1986; 6:32-36
Clin Psychiatry 1997;58(suppl 3):76-80
56. Kaplan HI, Sadock BJ: Generalized anxiety disorder.
41. Shader RI, Greenblatt DJ. Use of benzodiazepines in anx- Synopsis of Psychiatry, Williams & Wilkins, Baltimore,
iety disorders. N Engl J Med 1993;328:1398-405 1994:611-614

42. Hoehn-Saric R, McLeod DR. Clinical management of 57. Dubovsky SL: Generalized anxiety disorder: new concepts
generalized anxiety disorder. In: the clinical management and psychopharmacological therapies. J Clin Psychiatry
of anxiety disorders. Coryell W, Winokur G, eds. New 1990; 51(Suppl 10):3-10
York: Oxford University Press, 1991: 79-100
58. Rickels K, Care WG, Schweizer E, et al: Low-dose
43. Schatzberg AF, Cole JO, DeBattista C. Manual of clinical dependence in chronic benzodiazepine users: a prelimi-
psychopharmacology. 3d ed. Washington, D.C.: American nary report on 119 patients. Psychopharmacol Bull 1986;
Psychiatric Press Inc., 1997 l22:407-415

44. Stahl SM, Essential psychopharmacology. Second ed; 59. Yonkers KA, Ellison JM. Anxiety disorders in women and
Combridge: Cambridge University Press, 2000 their pharmacological treatment. In: Jensvold MF,
Halbreich U, Hamilton JA, eds. Psychopharmacology and
45. Thompson, PM. Generalized anxiety disorder treatment Women: Sex, Gender and Hormones. Washington, DC:
algorithm. Psychiatric Annals 1996;26:227-32 American Psychiatric Association Press; 1996:261-85

46. Salzman CN. Behavioral side effects of benzodiazepines. In: 60. Greenblatt DJ, Allen MD, Harmatz J, et al. Oxazepam
Adverse Effects of Psychotropic Drugs. Kane JM, Lieberman kinetics: effects of age and sex. J Pharmacol Exp Ther
JA, eds. New York, NY: Guilford Press; 1992:139-52 1980;215:86-91

74 Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 11, Say›: 1, 2001 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 11, N.: 1, 2001
10-O. Saatcioglu (60-77) 13/4/01 15:24 Page 75

Ö. Saatçio¤lu

61. Abernethy DR, Greenblatt DJ, Arendt R, et al. Impairment 76. Ashley MJ, le Riche WH, Hatcher J, et al. "Mixed" (drug
of diazepam metabolism by low dose estrogen contain- abusing) and "pure" alcoholics: a socio-medical compar-
ing oral contraceptives steroids. N Eng J Med ison. Br J Addict Alcohol Other Drugs 1978;73:19-34
1982;306:791-2
77. Altshuler LL, Cohen L, Szuba MP, et al. Pharmacologic man-
62. Fazio A. Oral contraceptive drug interactions: important agement of psychiatric illness during pregnancy: dilemmas
considerations. South Med J 1991;84:997-1002 and guidelines. Am J Psychiatry 1996;153:592-606

63. Teichmann AT. Influence of oral contraceptives on drug 78. Elia JE, Katz JR, Simpson GM. Teratogenicity of psy-
therapy. Am J Obstet Gynecol. 1990;163:2208-13 chotherapeutic medications. Psychopharmacol Bull
1987;23:531-86
64. Ellinwood EH, Easier ME, Linnoila M, et al. Effects of
oral contraceptives and diazepam induced psychomotor 79. Uhde TW, Tancer ME. Buspirone. In: Kaplan HI, Sadock,
impairment. Clin Pharmacol Ther BJ, eds. Comprehensive Textbook of Psychiatry. 6th ed.
Baltimore, Md: Williams and Wilkins; 1995:1957-60
65. Busto U, Sellers EM, Naranjo CA. Patterns of benzodi-
azepine abuse and dependence. Br J Addict 1986;8:87-94 80. Goa KL, Ward A. Buspirone: a preliminary review of its
pharmacological properties and therapeutic efficacy as
66. DuPont RL. Abuse of benzodiazepines: the problem and an anxiolytic. Drugs 1986;32:114-29
the solutions. Am J Drug Alcohol Abuse 1988;14S:1-69
81. Perry PJ, Alexander B, Liskow BI. Psychotropic Drug
67. Edwards JG, Cantopher T, Olivieri S. Dependence on psy- Handbook. Washington, DC: American Psychiatric Press
chotropic drugs: an overview. Postgrad Med J Inc; 1997:303-43
1984;60S:29S
82. Lucki I, Rickels K, Giesecki MA, Differential effects of the
68. Stitzer ML, Griffiths RR, McClellan AT, et al. Diazepam anxiolytic drugs diazepam and buspirone on memory
use among methadone maintenance patients; patterns function. Br J Clin Pharmacology 1987; 23:207-11
and dosages. Drug Alcohol Depend 1981;8:189-99
83. Rickels K, Schweizer E, Csanalosi I, et al: Long-term
69. Jaffe JH, Ciraulo DA, Nies A, et al. Abuse potential of treatment of anxiety and risk of withdrawal prospective
halazepam and of diazepam in patients recently treated comparison of clorazepate and buspiron. Arch Gen
for acute alcohol withdrawal. Clin Pharmacol Ther Psychiatry 1988; 45:444-450
1983;34:623-30
84. Goa KL, Ward A. Buspirone. A preliminary review of its
70. Perera KMH, Tolley M, Jenner FA. The use of benzodi- pharmacological properties and therapeutic efficacy as
azepines among drug addicts. Br J Addict 1987;82:511-15 an anxiolytic. Drugs 1986;32:114-29

71. Griffiths RR, Roache JD. Abuse liability of benzodi- 85. Rocca P, Fones V, Scotia M, et al. Paroxetine efficacy in
azepines: a review of human studies evaluating subjec- the treatment of generalized anxiety disorder. Acta
tive and/or reinforcing effects. In: Smith NDE, Wesson Psychiatr Scand 1997;95:444-50
DR, eds. Benzodiazepines: Standards of Use in Clinical
Practice. Boston: MTT Press; 1985:209-26 86. Nulman I, Rovet J, Stewart DE, et al. Neurodevelopment
of children exposed in utero to antidepressant drugs. J
72. Ladewig D, Grossenbacher H. Benzodiazepine abuse in Engl J Med 1997;336: 258-62
patients of doctors in domiciliary practice in the Basle
area. Pharmacopsychiatry 1988;21:104-8 87. Liebowitz MR, Fyer AJ, Gorman JM, et al. Tricyclic ther-
apy of the DSM-III anxiety disorders: a review with impli-
73. Ashley MJ, le Riche WH, Hatcher J, et al. "Mixed" (drug cations for further research. J Psychiatr Res
abusing) and "pure" alcoholics: a socio-medical compar- 1988;22(suppl 1):7-31
ison. Br J Addict Alcohol Other Drugs 1978;73:19-34
88. Rickels K, Downing R, Schweizer E, et al. Antidepressants
74. Perry PJ, Alexander B. Sedative/hypnotic dependence: for the treatment of generalized anxiety disorder: a
patient stabilization, tolerance testing and withdrawal. placebo-controlled comparison of imipramine, trazodone
Drug Intell Clin Pharm 1986;20:532-7 and diazepam. Arch Gen Psychiatry 1993;50:884-95

75. Osborn H, Goldfrank LR. Sedative-hypnotic agents. In: 89. Kahn RJ, McNair DM, Lipman RS, et al. Imipramine and
Goldfrank LR, Flomenbaum NE, Lewin NA, et al. chlordiazepoxide in depressive and anxiety disorders. II.
Goldfrank's Toxicologic Emergencies. Norwalk, Conn: Efficacy in anxious outpatients. Arch Gen Psychiatry
Appleton & Lange; 1994:787-804 1986;43:79-85

Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 11, Say›: 1, 2001 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 11, N.: 1, 2001 75
10-O. Saatcioglu (60-77) 13/4/01 15:24 Page 76

Yayg›n Anksiyete Bozuklu¤unun Tedavisi ve Yeni Yaklafl›mlar

90. Hoehn-Saric R, McLeod DR, Zimmerli WD. Differential 104. Feighner JP, Entsuah AR, McPherson MK. Efficacy of
effects of alprazolam and imipramine in generalized anx- once-daily venlafaxine extended release (XR) for symp-
iety disorder: somatic versus psychic symptoms. J Clin toms of anxiety in depressed outpatients. J Affect Disord
Psychiatry 1988;49:293-301 1998;47:50-8

91. McLeod DR, Hoehn-Saric R, Porges SW, Kowalski PA, 105. Silverstone PH, Ravindran A, for the Venlafaxine XR 360
Clark CM. Therapeutic effects of imipramine are coun- Canadian Study Group. Once-daily venlafaxine extended
teracted by its metabolite, desipramine, in patients with release (XR) compared with fluoxetine in outpatients
generalized anxiety disorder.J Clin Psychopharmacol with depression and anxiety. J Clin Psychiatry
2000; 20:615-21 1999;60:22-8

92. Tollefson GD: Major Depression (Dunner DL ed) in 106. Haskins JT, Aguiar L, Pallay A, et al. for the Venlafaxine
Current Psychiatric Therapy, Philadelhia, WB Saunders, XR 210 Study Group. Double-blind, placebo-controlled
1993:196-204 study of once daily venlafaxine XR in outpatient with
generalized anxiety disorder [abstract]. Presented at:
93. Workman EA, Short DD: Atypica.l antidepressant versus 11th Congress of the European College of
imipramine in the treatment of major depression: a Neuropsychopharmacology; October 31-November 4,
metaanalysis. J Clin Psychiatry 1993; 54:5-12 1998; Paris, France

94. Glassman AH, Preud'homme XA: m Review of 107. Haskins JT, Rudolph R, Aguiar L, et al. for the
cardiovascuJar effects of heterocyclic antidepressants. J Venlafaxine XR 214 Study Group. Double blind, placebo-
Clin Psychiatry 1993; 54(suppl 2):16-22 /comparator-controlled study of once daily venlafaxine
XR and buspirone in outpatients with generalized anxi-
95. Balon R, Yeragani VK, Pohl R, et al: Sexual dysfunction ety disorder [abstract]. Presented at: 11th Congress of
during antidepressant treatment. J Clin Psychiatry 1993; the European College of Neuropsychopharmacology;
354:209-212 October 31-November 4, 1998; Paris, France

96. Malik K: Nefazodene: structure, mode of action and 108. Haskins JT, Rudolph R, Aguiar L, et al. for the
pharmacokinetics. J Psychopharmacol 1996; 10 Venlafaxine XR 218 Study Group. Venlafaxine XR is an
(suppl):1-4 efficacious short and long term treatment for general-
ized anxiety disorder [abstract]. Presented at: 11th
97. Nutt D: Early action of nefazodone in anxiety associat- Congress of the European College of
ed with depression. J Psychopharmacol 1995; Neuropsychopharmacology; October 31-November 4,
10(suppl):18-21 1998; Paris, France

98. Rocca P, Fonzo V, Scotta M, Zanalda E, Ravizza L. 109. Aguiar LM, Haskins T, Rudolph RL, et al. Double-blind,
Paroxetine efficacy in the treatment of generalized placebo-controlled study of once daily venlafaxine
anxiety disorder. Acta Psychiatr Scand 1997;95:444- extended release of outpatients with GAD [Abstract].
50 American Psychiatric Association, 1998: 241. Abstract
NR643
99. Hedges DW, Reimherr FW, Strong RE, et al. An open trial
of nefazodone in adult patients with generalized anxiety 110. Cowley DS: Generaİized anxiety disorder .Dunner DL
disorder. Psychopharmacol Bull 1996;32:671-6 (ed): Current Psychiatic Therapy de, WB Saunders
Company, Pennsylvania, 1993:263-269
100. Montgomery SA: Venlafaxine: a new dimension in anti-
depressant pharmacotherapy. J Clin Psychiatry 1997; 111. Birkett P, Tyrer P: Beta-blocking drugs for the treatment
54:119-126 oLgeneralized anxiety disorder. Noyes RJr, Roth M,
Burrows GD (eds): Handbook of Anxiety, Vol. 4, Elsevier
101. DeVane CL. Differential pharmacology of newer antide- Science Publishers, Amsterdam, 1990:147-168
pressants. J Clin Psychiatry 1998;59(suppl 20):85-93
112. Wingerson D, Roy-Byrne P. Review of anxiolytic drugs.
102. Lecrubier Y, Moon CAL, Schifano F, et al. Efficacy of ven- In: Dunner DL editor. Current Psychiatric Therapy.
lafaxine in depressive illness in general practice. Acta Mexico: W.B. Saunders Company, 1993:295-303
Psychiatr Scand 1997;95:485-93
113. Rickels K, Schweizer E. The clinical presentation of gen-
103. Rudolph RL, Entsuah R, Chitra R. A meta-analysis of the eralized anxiety in primary-care settings: practical con-
effects of venlafaxine on anxiety associated with depres- cepts of classification and management. J Clin
sion. J Clin Psychopharmacol 1998;18:136-44 Psychiatry. 1997;58(suppl 11):4-10

76 Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 11, Say›: 1, 2001 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 11, N.: 1, 2001
10-O. Saatcioglu (60-77) 13/4/01 15:24 Page 77

Ö. Saatçio¤lu

114. Ferreri M, Hantouche EG. Recent clinical trials of hydroxy- 121. Norton SA, Ruze P. Kava dermopathy. J Am Acad
zine in generalized anxiety disorder. Acta Psychiatr Scan Dermatol 1994;31:89-97
1998;98(suppl 392):102-8
122.Garges HP, Varia I, Doraiswamy PM. Cardiac complica-
115. Freeman AM, Westphal JR, Norris GT, et al. Efficacy of tions and delirium associated with valerian root with-
ondansetron in the treatment of generalized anxiety dis- drawal [Letter]. JAMA 1998;280:1566-7
order [letter]. Depres Anxiety 1997;5:140-1
123.Rickels K, Schweizer E, Csanalosi I, et al. Long-term
116. Smith WT, Londborg PD, Blomgren SL, et al. Pilot study treatment of anxiety and risk of withdrawal: prospective
of zatosetron (LY277359) maleate, a 5-hydroxytrypta- comparison of clorazepate and buspirone. Arch Gen
mine-3 antagonist, in the treatment of anxiety. J Clin Psychiatry 1988;45:444-50
Psychopharmacol 1999;19:125-131
124.Scheibe G. Four year follow-up in 40 outpatients with
117. Lydiard RB, Ballenger JC, Rickels K. A double-blind evalu- anxiety disorders: buspirone versus lorazepam. Eur J
ation of the safety and efficacy of abecarnil, alprazolam, Psychiatry 1996;10:25-34
and placebo in outpatients with generalized anxiety
disorder. J Clin Psychiatry 1997;58(suppl 11):11-8 125.Rickels K, De Martinis N, Garcia-Espana F, Greenblatt DJ,
Mandos LA, Rynn M, Imipramine and buspirone in treat-
118. Swartz CM. Betaxolol in anxiety disorders. Ann Clin ment of patients with generalized anxiety disorder who
Psychiatry 1998;10:9-14 are discontinuing long-term benzodiazepine therapy. Am
J Psychiatry 2000; 57:1973-9
119. Almeida JC, Grimsley EW. Coma from the health food
store: interaction between kava and alprazolam [Letter]. 126.Mahe V, Balogh A. Long-term pharmacological treat-
Ann Intern Med 1996;125:940-1 ment of generalized anxiety disorder. Int Clin
Psychopharmacol 2000; 15:99-105
120.Schelosky L, Raffauf C, Jendroska K, Poewe W. Kava and
dopamine antagonism [Letter]. J Neurol Neurosurg
Psychiatry 1995;58:639-40

Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, Cilt: 11, Say›: 1, 2001 / Bulletin of Clinical Psychopharmacology, Vol: 11, N.: 1, 2001 77

You might also like