Professional Documents
Culture Documents
(Geçmiş)
Present
(Şimdiki)
Future
(Gelecek)
CAN/ Be able to
Could
MAY
Had to
Might
Should/Ought to:
Should/Ought to:
Would
Would
Have/get+object+past participle
Make+object+bare infinitive
Let+object+bare infinitive
WOULD+ HAVE+ V3
Must have+V3
should/ought to have+V3
can't have+V3
may have+V3
could have+V3
could have+V3
Might have+V3
Needn’t have+V3
İngilizce Zamanlar (Tensler)
Can yardımcı fiili bir işi yapabilmek, becerebilmek anlamına gelen cümlelerde kullanılır.
► Must: ...meli, ...malı: (Must'ta zorunluluk söyleyen kişiyle ilgilidir. Dışarıdan herhangi bir baskı
yoktur.)
► Have to: zorunda olmak
Bu çeşit cümleler, geniş zaman cümlesinde, özne ile fiil arasına must yardımcı fiili getirilerek
kurulurlar.
Have to ve must’ın geçmiş zaman biçimidir. Tüm özneler için aynıdır. Eylemin yalın durumunu alır.
Soru ve olumsuz yapılırken did kullanılır ve had to, have to’ya dönüştürülür.
..ecekti
I will go. Ben gideceğim.
I would go. Ben gidecektim
would'un tek başına kullanımı ''used to '' ile aynıdır.would kendisinden sonra gelen fiile
''……-erdi'' anlamını verir.Geçmişte yaptıgımız fiileri özne +would+ fiil ile kurabiliriz
Bu yapıda, have ve get fiillerinden sonra söz konusu nesne ve ardından gerekli fiilin past participle
hali getirilir. Cümlede işi yapan kişiye yer verilmez. Have ve get fiilleri, cümle hangi zamanda ise ona
göre çekilmeli, cümlenin past participle kısmı sabit kalmalıdır:
Birisine bir işi zorlayarak yaptırmak. Bunda neden-sonuç ilişkisi çok barizdir.
izin vermek, müsaade etmek, salmak anlamına gelir. Birisine bir şey yapması için izin vermeyi anlatır.
Bu yapıyı geçmişteki bir şeyin olduğundan neredeyse emin olduğumuzda kullanırız. Yani “yüksek
ihtimalle öyle olmuştur” dediğimiz durumlar için kullanırız
(-mış olmalı)
Must have+V3
Must not have+V3 (-memiş olmalı)
Cümleye kattığı anlam: gerekli veya olumlu bir durum vardı ama olmadı ya da gerçekleşmedi.
Geçmişte yapılan bir hata veya pişmanlıklardan bahsetmek için bu yapı sıklıkla kullanılır.
should/ought to have+V3 : (-malıydı)
shouldn’t have+V3 (-mamalıydı)
Bu yapıyı geçmişteki bir şeyin olmadığından neredeyse emin olduğumuzda kullanırız. Yani “yüksek
ihtimalle öyle olmamıştır” dediğimiz durumlar için kullanırız.
Bu yapıyı geçmişteki bir şeyin olduğundan daha az emin olduğumuzda kullanırız. Yani “belki, bir
ihtimal öyle olmuştur” dediğimiz durumlar için uygundur.
Bu yapıyı geçmişteki bir şeyin olduğundan daha az emin olduğumuzda kullanırız. Yani “belki, bir
ihtimal öyle olmuştur” dediğimiz durumlar için uygundur.
Bu yapıyı geçmişte yapılan bir şeyin gerekli olmadığı ama gerçekleştiği durumlarda kullanırız.
The baby had cried till the morning Bebek sabaha kadar ağlamıştı. I
I had been working in the garden yesterday. Ben, dün bahçede çalışmaktaydım. I
The baby will be sleeping in the afternoon. Bebek öğleden sonra uyuyor olacak. I
I will have been working in the garden tomorrow. Ben yarın bahçede çalışmakta olacağım. I
I must go to school five days a week. Haftada beş gün okula gitmeliyim. ı
She had/got her hair dyed yesterday. Dün saçını boyattı. she
I made my students come to class in time Öğrencilerimi sınıfa zamanında getirt tim I
She should have taken the job İşi kabul etmeliydi She
She might have killed her husband by mistake Yanlışlıkla kocasını öldürmüş olabilir she
A member of his
A member of his family might have killed him Aileden biri onu öldürmüş olabilir family
Olumsuz
called the ambulance. Ben ambulans çağırdım.
could get back there by the five o'clock Saat beşe kadar oraya dönebilirdik.
Past continuous
tense olumsuz
cümleler, I was not (wasn't) walking.
Present
continuous
tense olumsuz
cümleler I am not singing.
Present perfect
tense olumsuz
cümleler I have not (haven't) seen
Özne Yardımcı fiil Fiil + ing takısı
Present perfect
continous
tense olumsuz have not been
cümleler, I wearing
(haven't been)
Future Perfect
Continuous
Tense cümleler
I will haven’t been reading
olumsuz şekli
I couldn’t dance
olumsuz şekli
I may not go to
olumsuz şekli
we mustn't talk
olumsuz şekli
I didn't Have to pay
olumsuz şekli
my mother might not be happy
olumsuz şekli
olumsuz şekli
you shouldn't eat too much
olumsuz şekli
ayşe wouldn't leave
olumsuz şekli
I would not call
olumsuz şekli
she haven’t had/got her hair dyed
olumsuz şekli
I could' t Make my students
olumsuz şekli
My father wouldn’t let me drive his car
olumsuz şekli
olumsuz şekli
Şayet annem bu kuşu görseydi, onu
bought it satın alırdı.
olumsuz şekli
He would not have arrived
olumsuz şekli
He must not have seen
olumsuz şekli
She should not have taken
olumsuz şekli
he can’t have committed
olumsuz şekli
she might not have killed
olumsuz şekli
olumsuz şekli
he could not have fallen
olumsuz şekli
A member of his family might not have killed
olumsuz şekli
You needn’t have done
Türkçesi Yardımcı fiil Özne Fiil 1.Şekli
soru cümleleri
Ben zili çalmadım. Did I loose
Past continuous
tense, ingilizce
belirsiz geçmiş
zaman soru
cümleleri
a kangaroo. Ben hiç kanguru görmedim. Have I
Tümleç Türkçesi Yardımcı fiil Özne
Present perfect
continous tense
a coat. Ben mont giymemekteyim. soru cümleleri Have I
Future Perfect
Tümleç Türkçesi Continuouns Tense Yardımcı fiil Özne
(İngilizce gelecek
zamanda
devamlılık) soru
cümleleri
Ben yarın bir kitap okumakta
a book tomorrow. Will I
olmayacağım.
soru şekli
Ben ağaca çıkamam. Can you close
Tümleç Türkçesi Yardımcı fiil özne
soru şekli
very well Ben iyi dans edemezdim. Could you
soru şekli
the party Partiye gitmeyebilirim may ı
soru şekli
about it Bunun hakkında konuşmamalıyız must they
soru şekli
a fine Ceza ödemek zorunda kalmadım. Did I
soru şekli
very well Annem mutlu olmayabilir might ı
soru şekli
me Ayşe beni terk etmeyecekti. would you
soru şekli
my parents every Sunday Anne-babamı her Pazar aramazdım. would I
soru şekli
yesterday. Dün saçını boyatmadı had/got she
soru şekli
Öğrencilerimi sınıfa zamanında
come to class in time did I
getirtemedim
soru şekli
Babam geçen gün bana arabasını
the other day. kullanmasına izin vermezdi Did My father
./kullanmama izin vermedi
soru şekli
by 6 altıya kadar gelmiş olmayacaktı
soru şekli
You Seni görmemiş olmalı
soru şekli
the job İşi kabul etmemeliydi should she
soru şekli
suicide İntihar etmiş olamaz can’t have he
soru şekli
Yanlışlıkla kocasını öldürmemiş
her husband by mistake might she
olabilir
soru şekli
soru şekli
down Yere düşmüş olamaz could have he
soru şekli
A member of
him Aileden biri onu öldürmemiş olabilir might have his family
soru şekli
the washing up Bulaşığı yıkaman gerekmezdi
Tümleç Türkçesi Soru kelimesi
Tümleç Türkçesi
Tümleç Türkçesi
Ben bu ayakkabıları
These shoes satın alacakmıydım?
Açıklama
Tümleç Türkçesi
Türkçesi
Tümleç Türkçesi
Nesne, phrasal verbs ‘ den sonra gelebilir, veya cümleyi iki kısma ayırabilir.
· You have to do this paint job over. (Bu boyamayı tekrar yapman gerekir.)
Aşağıdaki Phrasal verbs’lerin nesnesi zamir olduğunda, bu iki kısmın ayrılması gerekir
Fiil Anlam
hold up Geciktirmek
put on Giyinmek
use up boşaltmak
Aşağıdaki phrasal verbs ‘ ler ile asıl eylem cümlede birlikte yer aldığı edatlardan (veya diğer kısımlardan)
ayrılamaz :"Who will look after my estate when I'm gone" "Ben yokken evime kim bakacak?"
Fiil Anlam
go through tüketmek
Aşağıdaki phrasal verbs ‘ ler nesne almazlar. "Once you leave home, you can never really go back again." “Evden b
kez ayrılırsan, bir daha asla geri dönemezsin.”
Fiil Anlam
catch on tutmak
come in girmek
get up kalkmak
grow up büyümek
keep on (with
Devam etmek
gerund)
wake up Uyanmak
i iki kısma ayırabilir.
Örnek
Örnek
I was talking to Mom on the phone when the operator broke
in on our call.
Örnek
That old Jeep had a tendency to break down just when I
needed it the most.
“Eski cipim, ona en ihtiyacım olduğu zamanda bozuldu.”
Popular songs seem to catch on in California first and then
spread eastward.
“Popüler şarkılar önce California da tutar daha sonra doğuya
doğru yayılır.”
Father promised that we would never come back to this
horrible place.
“Babam, bu berbat yere bir daha dönmeyeceğimize söz
verdi.”
They tried to come in through the back door, but it was
locked.
“Arka kapıdan girmeyi denediler ama kapı kilitliydi.”
He was hit on the head very hard, but after several minutes,
he started to come to again.
“Kafasını çok kötü çarptı ama birkaç dakika sonra bilinci
yerine gelmeye başladı.”
The children promised to come over, but they never do.
“Çocuklar ziyaret edeceklerine söz verdiler ama hiç
gelmiyorlar.”
We used to just drop by, but they were never home, so we
stopped doing that.
“Eskiden habersiz uğrardık ama onları hiç evde bulamazdık
bu yüzden artık gitmiyoruz.”
When we visited Paris, we loved eating out in the sidewalk
cafes.
“Paris’e gittiğimizde kaldırım kafelerinde yemek yemeye
bayılırdık.”
Uncle Heine didn't have much money, but he always seemed
to get by without borrowing money from relatives.
üstünü örtmek.giydirmek
gelmek
değer biçmek
emeklemek
kesmek
anlaşmak
ölmek, vefat etmek.can atmak, çok
istemek:
kazmak
dalmak
yapmak
çekmek
rüya görmek
içmek
sürmek
yemek yemek
düşmek
beslemek
hissetmek
dövüşmek
bulmak
firar etmek
uçmak
yasaklamak
tahmin etmek
unutmak
Türkçe Anlamı
affetmek
yüzüstü bırakmak, terketmek.
donmak
elde etmek
vermek
gitmek
büyümek
asmak
sahip olmak
duymak
büyük bir güçle atmak veya
fırlatmak.veya kaldırmak
yontarak şekil vermek.
saklamak
vurmak
tutmak
yaralanmak
saklamak
bilmek
yaymak
rehberlik etmek
egilmek,meyletmek
öğretmek
ayrılmak
ödünç vermek
izin vermek
yalan söylemek
yakmak,aydınlatmak
kaybetmek
yapmak
anlamına gelmek
buluşmak
hata yapmak
yanlış anlamak
öldürmek.
ödemek
mazeret olarak göstermek, bahane
etmek.
kanıtlamak
koymak
okumak
yeniden yapmak.
binmek
çalmak
yükselmek
koşmak
biçmek,kesmek
söylemek
görmek
ARAMAK, SORUŞTURMAK
satmak
göndermek
koymak,başlatmak,kurmak
Türkçe Anlamı
sallamak
parlamak
göstermek
KÜÇÜLMEK,ÇEKMEK
kapamak
şarkı söylemek
batmak
oturmak
öldürmek.
uyumak
kaymak,sessizce gitmek veya geçmek.
koklamak ,kokmak
cezalandırmak,öldürmek,vurmak
gizlice sokulmak
konuşmak
harf harf söylemek
harcamak
kafadan atmak, uydurmak. (topaç
v.b.'ni) döndürmek; (topaç v.b.)
dönmek.
tükürmek
yaymak
ayakta durmak,durmak
Çökertmek
çalmak
çarpmak
sıra halinde gitmek, ipe dizmek
çabalamak
yemin etmek
yüzmek
almak
öğretmek
yırtmak
anlatmak
düşünmek
fırlatmak
anlamak
üzmek,alt üst etmek
uyanmak
giymek
ağlamak
ıslamk,kutlamak
kazanmak
çevirmek,kurmak
(çamaşırları) sıkmak veya burmak.
yazmak
Prepositional phrase ler
word meaning word meaning
a diversity of birçok farklı in advance of öncesinde,-in önünde
yanında,üstelik,-den
over and above ayrı olarak, -den başka.
yoluyla,vasıtasıyla,
through başından sonuna kadar
..-e
gelince.hususunda,ile
with regard to ilgili
additionally ek olarak ,ayrıca for that reason that işte bu sebepten ötürü
afer ...-den sonra, ardından for the reason that sebebiyle
..-mesinden sonra.-den
afer which sonra from which oradan , -den
... de
Albeit olsa:gerçi,hernekadar,isede given that tahminen, farz edelim ki
also ayrıca,hemde -de, -da hence bu yüzden
although yet her ne kadar olsa da however ancak,fakat,her nasılsa
although/though ….-e rağmen/rağmen however much ne kadar olursa olsun
and so ve böylece, bu nedenle if eğer, -se/sa
and so forth ve bunun gibi if ever şayet,nadiren,belkide hiç
hal böyleyken, böyle
and yet olmakla beraber if only keşke
...-dığı için, çünkü, -
as -iken, gibi,olarak İf So öyleyse
that is yani
that is why bu yüzden
o zaman, öyleyse,
then ondan sonra
thereby öylece, onunla ilgili
therefore bu yüzden
ondan,bunda.bu nedenle , bu
thereof yüzden
thus böylece,bu nedenle
unless ...-mezse, mazsa,olmadıkça
until/TİLL ...-e kadar
bundan başka, ayrıca.
what is more
whether... or ister
which is why işte bu yüzden
..-iken, ne, esnasında
while ,zaman,süre,müddet
with whom kim,kiminle
.. -den hoşlanmamaya
başlamak.patlamak. geçmek (bir
afer math kötü sonuç,kötü yan etki go off olay belirli bir şekilde) roll on
kendini kaybetmek, kontrolü
all but hemen hemen,neredeyse go off on one kaybetmek roll out
Devam etmek,Olmak, meydana
amp up güçlendirmek, arttırmak go on gelmek roll up
bang on bir şeye vurup durmak, tamamen go up çıkmak, yükselmek,kadar gitmek… round up
.-e uygun olmak, -e uymak; -e
bang up mahvetmek, canına okumak: go with yakışmak. row over
bank on çabuk yiyip bitirmek, silip
something bir şeye bel bağlamak gobble up süpürmek rub of
base on dayanmak, esas kabul etmek goof around avare avare dolaşmak rub out
bash in haşat etmek, parçalamak gouge out oymak, oyup çıkarmak rule out
bask in zevk almak grapple with ile boğuşmak rummage around
azarlamak, paylamak, haşlamak.
bawl out grind out eziyet etmek, çektirmek run across
(düşürdüğü bir şeyi vb.) el
be fed up with bezmek, usanmak grope around yordamıyla aramak, run after
(biri) işe yaramaz olmak. beraberliği
be through bitirmek gross out iğrendirmek,iğrenmek run around
bear out onaylamak, tasdik etmek hammer away kafa yormak.durmadan çalışmak run out
bear with .-e sabır göstermek. hammer out ..e şekil vermek. run out of
beat back geri püskürtmek,yenmek hand down kuşaktan kuşağa devretmek run out on
bardaktan boşanırcasına yağmak,
beat down bastırmak,azaltmak hand in vermek, teslim etmek. run over
babadan oğula geçirmek, başkasına
beat of kovmak, defetmek. hand on vermek run through
beat up hırpalamak, fena halde pataklamak hand out dağıtmak, yazılı kağıdı dağıtmak run towards
become
someone's oyuncağı haline gelmek, oyuncağı
plaything olmak hand over vermek,teslim etmek,devretmek run up
bed down yatıp uyumak hand up uzanmak,yetişmek run up to
asmak,telefonu
kapamak,kapatmak, için yanıp
bind of ilmik üstüne ilmik atmak hang up tutuşmak scent out
bitch about şikayet etmek happen across tesadüf etmek, rastlamak scoop out
geçmişi yad etmek, eskiyi
bite of ısırmak, ısırıp koparmak hark back to anımsamak scoop up
blow up Patlamak, havaya uçurmak head up başına geçmek, başına geçirilmek seek out
blurt out ağzından kaçırmak, hear out sonuna kadar dinlemek. seep into
baskın yapmak, birdenbire ortaya
bob up çıkmak help out yardımda bulunmak. seep out
batağa saplanmak,bataklığa seethe with
bog down gömülmek hem in - hem about kuşatmak, içine almak, çevirmek. someone
özetlemek, kısa kesmek,
boil down kaynayarak suyunu çekmek hew out yontarak şekil vermek. sell of
book something
up tüm yerleri rezerve etmek/ayırmak hide away saklamak; saklanmak. sell out
boot out işten atmak, kapı dışarı etmek hide out polisten saklanmak, gizlenmek send for
sınır komşusu olmak.egiliminde
border on olmak hike up yukarı çekmek send in
bottle up bastırmak,gizlemek (hisler gibi) hinge on bağlı olmak, dayanmak send of
durumu iyiye gitmek, kendini
bounce back toparlamak hit of keşfetmek,ortaya çıkarmak send out
tesadüfen bulmak, birisine send someone
bow out çekilmek, emekliye ayrılmak hit on asılmak over
sıkıştığı yerden çıkmamak, kutu
box in barajı yapmak,sıkışıp kalmak hitch up (pantolon) yukarı çekmek send up
işi genişletmek,dallanıp
branch out budaklanmak hold accountable sorumlu tutmak serve out
break away kurtulmak,kaçmak,ayrılmak hold back zaptetmek, kendini tutmak set about
break down bozulmak hold dear (birine) düşkün olmak set alight
kar ve zararı eşit olmak, ne kar ne
break even zarar etmek hold down (işi) iyi yürütmek, bastırmak set back
zorla girmek,sözünü önermek, öne sürmek. uzun
break in kesmek,alıştırmak hold forth uzadıya konuşmak set down
break in on Bir sohbeti bölmek hold in tutmak, zaptetmek. set foot
break in on
somebody's
conversation lafını kesmek hold of uzakta tutmak, yaklaştırmamak. set free
ayrılmak, bırakmak,
sonlandırmak, koparmak,kopmak,
break of ilişkiyi kesmek,birdenbire durmak hold on beklemek, tutmak set in
break out patlak vermek, kaçmak hold on to tutunmak set of
break through engeli geçmek, aşmak hold onto tutmaya çalışmak Set Off, Out
ilişkiyi kesmek, ayrılmak
break up (sevdiğinden),ayırmak hold out ileri sürmek, ısrar etmek,uzatmak Set On
hold out on birinden gizlemek.bilgi vermeyi
brim over taşmak (su vb) someone reddetmek set out
sebep olmak, neden ertelemek,süre dolmasına rağmen set someone
bring about olmak hold over görevine devam etmek straight
geciktirmek,havaya
bring along yanında getirmek. hold up kaldırmak,tutmak,soymak set up
devirmek, indirmek, eleştirilere göğüs germek,makul
bring down azaltmak hold water olmak. set upon
tanıtmak, sunmak,
bring in kazandırmak, işe almak hold with ile aynı fikirde olmak. settle down
bring into getirmek hole up köşesine çekilmek,saklanmak settle in
bring on geliştirmek, sebep olmak hone in on odaklanmak settle on
bring out ortaya çıkarmak honk at someone birine korna çalmak settle up
ikna etmek,razı etmek, karşıya hook something
bring over geçirmek into something bir şeye bir şeye bağlamak shake down
çocuk yetiştirmek,
bring up bahsetmek, kusmak hook up ilişki kurmak, askıya asmak shake out
brush away fırçalayarak temizlemek/çıkarmak hook up with ile evlenmek,ile ilişki kurmak shape up
hook up with
brush up tazelemek (bilgiyi) someone biriyle buluşmak/görüşüyor olmak shell out
elde etmeye çalışmak (zam/terfi
buck for vb'ni) hop in (araba vb'ye) binmek shin up
bunch up birbirine kenetlenmek indulge in kendine bir şey yapma izni vermek: shuffle of
inure someone to
buoy up moral vermek, neşelendirmek something birini bir şeye alıştırmak shut in
anlaşmazlıkları ya da sorunları
çözmek,(pürüz, sorun v.b.'ni)
burn down yanıp kül olmak iron out gidermek. sic on
burn of yakıp kül etmek iron out something tüm sorunları çözmek sidle up to
burn out mahvolmak.yakıp yok etmek. jack in bırakmak, vazgeçmek sif through
tamamen yanmak.,yakmak, yakıp
burn up yok etmek. jack of mastürbasyon yapmak sign away
bust out of (bir yerden) sıvışıp kaçmak. jazz up canlandırmak, hareketlendirmek. sign on
.-e yağ çekmek, -i yağlamak, -e
butter up dalkavukluk etmek. jeer at ile alay etmek, ile eğlenmek. sign out
otuz bir çekmek,masturbasyon
button up iliklemek,düğmelemek jerk of yapmak. sign over
buy of rüşvet vermek, rüşvet kabul etmek jibe with ..-e uymak, ile uyuşmak. sign up
buy out bütün hisselerini almak. jot down not almak/etmek simmer down
call away çağırmak juice up ortamı renklendirmek, içki içmek sing out
istemek, gerektirmek,
call for çağrıda bulunmak jump in . ---nın içine zıplamak single out
(yardımcı veya danışman olarak)
call in (birini) çağırmak. jump on çıkışmak, üzerine binmek sink in
iptal etmek, sona
call of erdirmek, durdurmak jump out at üstüne zıplamak siphon of
call on Ezbere okumak,Ziyaret etmek jump up zıplamak, atlamak sit in
call out to seslenmek jut out çıkık olmak, çıkıntı yapmak sit on
birden devrilip düşmek.alabora
call upon başvurmak,ziyaret etmek keel over olmak. sit out
uzak durmak, uzak
cancel out etkisini yok etmek,iptal etmek keep away tutmak sit with someone
yapmak, gerçekleştirmek,
uygulamak,(birini/bir şeyi) dışarıya
carry out taşımak keep up yukarda tutmak slice up
(bir şeyin) sayesinde (bir işi) keep up with ayak uydurmak, hızına slick something
carry through yapmak veya başarmak: yetişmek down
cart away from dışarıya çıkarmak/götürmek kick around aylaklık etmek, oyalanmak slim down
kazanç sağlamak, yararlanmak,
cash in paraya çevirmek kick off başlamak,girişmek slip away
charge with (bir şeyle) suçlamak launch into başlamak, istekle girişmek snuck out
kovalamak, (köpek vb.) birisini
chase of kovalayarak dışarıya çıkarmak lay down yatmak, döşemek snuck out
.-i azarlamak, -i haşlamak. -i
chat up birine yazmak/asılmak lay into dövmek, -e dayak atmak. snuggle down
check on in birini kontrol etmek lay on üzerine atılmak, saldırmak. sob something out
.-e iyice bakmak; -e alıcı gözüyle
check out bakmak. lay out yere sermek,sermek, hazırlamak sort out
incelemek,denemek amacıyla
check over gözden geçirmek lay over kaplamak sort through
leach into bir şeyin içine işlemek, (bir şeyin
check up on İncelemek, kontrol etmek something içine doğru) sızmak sound of
cheese of yorgun düşmek, bezginlik duymak lead away saptırmak,alıp götürmek sound out
bir şeye
chew out fırça atmak,azarlamak lead in girmek/girişmek/başlamak,giriş space out
chip in para vermek, lafa girmek lead with someone (maça/oyuna) bir şey ile başlamak spin of
chop up doğramak leak out dışarı sızmak (sır), sızdırmak spin on
chop down budamak,kesip düşürmek. lean in yüklen, omuz ver spit out
chuck away çöpe atmak.boşa harcamak lean over üzerine eğilmek, abanmak sponge up
birden önüne çıkmak, pat diye spout of about
churn out seri üretim yapmak leap out önüne çıkmak something
tek bir kelime etmemek,sesini
clam up çıkarmamak leave off .-den vazgeçmek, -i bırakmak. sprawl out
dışarda tutmak,
Clean Out temizlemek,soymak leave out katmamak,atlamak spring up
clear of sıvışmak, tüymek. leave over ertelemek spring on
come about doğmak,meydana gelmek lie down yatmak, uzanmak. stake out
cinsel ilişkiye girmek,birinin
karşılaşmak, iyi etki sorumluluğunda veya vazifesinde
come across bırakmak lie with olmak stalk of
varmak, birlikte gitmek,
come along ortaya çıkmak, gelişmek lie within içinde kalmak stamp out
come along with birisiyle gitmek/gelmek lie-in geç saate kadar yatmak Stand by
start in on
someone or
come on sahneye çıkmak. live down unutturmak somethink
kıt kanaat geçinmek, geçimini
Come Out çıkmak, görünmek, gözükmek. live of sağlamak start of
geçimini sürdürmek,yaşamını
come out right doğru çıkmak live on idame ettirmek start on
start out with
come over başına gelmek,olmak,Ziyaret etmek live out sonuna kadar yaşamak. someone
becermek, başkalarını hayal
kırıklığına uğratmamak,(bir haber) zor bir durumdan sağ olarak
come through gelmek. live through çıkmak,yaşamak (bir zamanı/olayı) start up
come to ayılmak, kendine gelmek. Live Up To ulaşmak,-e uygun yaşamak stave of
cope with başa çıkmak look back on arkasına/geriye dönüp bakmak step down
güvenlik çemberi oluşturmak, hor görmek, tepeden step into
cordon of kordon altında almak look down on bakmak something
cotton on farkına varmak, kavramak look for aramak step of
cough up zorla söylemek, zoraki anlatmak Look Forward To Dört gözle beklemek step out
count for
something bir değeri/önemi olmak,para etmek look in on kısa bir ziyaret yapmak. step over
look in on
count on güvenmek, bel baglamak somebody birini ziyaret etmek step up
incelemek, araştırmak,içine
count out birer birer saymak look into bakmak stew over
cover up gizlemek; örtbas etmek. look on seyirci kalmak,izlemek stick in
creep out gizlice çıkmak/sıvışmak lumber of hantal hantal gitmek/ilerlemek strike down
birdenbire oluşmak, ortaya çıkmak,
crop up doğmak, çıkmak. lurk around\about gizli gizli dolaşmak. strike of
karalamak, silmek, üstünü çizerek bir işyerini başarılı bir şekilde idare
cross out iptal etmek. make a go of etmek, başarılı olmak strike up
crow about birşey hakkında böbürlenmek make do with ile yetinmek string out
kalabagını yararak ilerlemek,itiş
crowd in kakış ilerlemek make down fiyatını düşürmek string up
e doğru gitmek, e neden
cull out seçip ayırmak/almak make for olmak, sağlamak strip of
karşı gelmek, üstün olmak,
cut across kestirmeden gitmek make of kapkaç yapmak struggle on
oluşturmak, uydurmak(hikaye vs
gayrete gelmek, bağlarını yalan)
cut loose koparmak,kelepçelerini çözmek make up makyaj yapmak stumble over
kesmek, kapatmak,
cut of durdurmak make up for telafi etmek suck in
cut out kesip çıkarmak, bırakmak make up with gönlünü almak, ile arayı düzeltmek suck up
cut out for (bir şey için) biçilmiş kaftan olmak map out ayrıntılarıyla planlamak sum up
dash down acele ile yazmak, karalamak marry of evlendirmek,baş göz etmek swathe in
dawn on kafasına dank etmek, anlamaya istenilen ölçülere göre/uygun
somebody başlamak measure up olmak. sweat out
deal in ... ticareti yapmak. measure up to kadar iyi olmak: sweep away
ele almak, çözmek, başa meet up with biriyle karşılaşmak, birine
deal with çıkmak someone rastlamak sweep in
giyinip kuşanmak, allamak mesh with
deck out pullamak something bir şeyle uyuşmak sweep into
depend on güvenmek , bağlamak mete out paylaştırmak, dağıtmak swell up
aylak aylak dolanmak, boş boş
dick around takılmak miss out atlamak,kaçırmak swept away
elde edememek,(bir etkinliği vb)
die down sönmek (ateş),gücü azalmak miss out on kaçırmak (katılamamak) swerve away
die of birer birer ölmek. mist over buğulanmak swing by
yok olmak, soyu mix someone up in swoon over
die out tükenmek something birini bir şeye dahil etmek someone
kazmak,(gömülmüş birini/bir şeyi) karman çorman etmek,kafasını
dig out kürekleyerek çıkarmak. mix up karıştırmak swoop down
dig through delmek mob up (kavga vb için) adam toplamak swoop in
dig up kazıp çıkarmak monkey with ile oynamak, -i ellemek. tack down
dish out servis yapmak, yemekleri dağıtmak move along ilerlemek take along
bir yere dadanmak/bir yerin
divvy up paylaşmak,bölmek move in on kontrolünü eline geçirmek take apart
yürürlülükten kaldırmak , move in on
do away with durdurmak somebody abayı sermek take away
do over Bir işi tekrar etmek move of uzaklaşmak,gitmek,ayrılmak take back
alakalı olmak, ilgili olmak,ile
do with yapmak move out evden taşınmak. take care of
olmadan idare etmek, sız
do without idare etmek,..-siz yapmak move over kenara çekilmek take down
üzerinden hareket etmek, içinden
dole out azar azar dağıtmak,dagıtmak move through geçmek take for
doll up güzelce giyinmek, güzelleştirmek move up öğrenciyi bir üst sınıfa yükseltmek take in
kurşun yağmuruna tutmak,
dope up (hayvana ya da insana) ilaç vermek mow down soykırım yapmak take into
dragoon
something into take someone
somebody zorla yaptırmak muscle in on ihlal etmek/girmek across something
drink down kadeh yuvarlamak, içki yuvarlamak nut out To find a solution for talk down
büyük bir zevkle
drink in seyretmek/dinlemek. open out on .-e açılmak. talk into
drive around araba ile gezmek open up başlatmak, açmak talk out
drive out kovmak, defetmek. pace out adımla ölçmek,adımlamak tamper with
drone on homurdanmak pack in (sigarayı/alkolü vb) bırakmak tap into
drop by Habersiz ziyaret etmek pad out uzatmak,şişirmek tap out
drop down düşmek. pair off eşleşmek; eşleştirmek. tape up
habersiz uğramak,çat kapı ziyaret
drop in etmek pan out sonuç vermek.meyvesini vermek team up with
(bir bilgiyi/haberi/mesajı)
drop in on ..-i ziyaret etmek. bir yere uğramak pass along iletmek/vermek tear apart
drop off bırakmak,düşmek pass around elden ele gezmek tear away
drop out ayrılmak, okula devam etmemek Pass Away ölmek,vefat etmek,geçmek tear down
drop out of Sınıfta kalmak pass by geçmek,geçip gitmek tear of
dry out kurumak,tamamen kurumak pass over üzerinden geçmek test out
kurumak, tükenmek; kurutmak,
dry up tüketmek. pass through içinden geçmek.nüfuz etmek. thaw out
duck down (öne doğru) hızla eğilmek pass up geçmek thin out
duck into bir yere dalmak patch up onarmak think back on
(sorumluluktan vb) birine bir şeyi (olarak)
duck out kaçınmak,ortadan kaybolmak pawn of kakalamak/yutturmak think over
fade away solmak,unutulup gitmek pick over ayıklamak. ince eleyip sık dokumak tick up
fade out karartmak, zayıflayıp kaybolmak pick up Bir şeyi kaldırmak tidy up
çabucak anlamak, hemen
fall apart parçalara ayrılmak, uzak düşmek pick up on kavramak tie down
(güvenilecek bir kimseye/yere)
fall back on başvurmak. pile in doluşmak tie up
(bir şeyin) altına düşmek. (bir
fall below şeyin) altına inmek pile on üşüşmek,tepeleme doldurmak tinker with
pile up
fall down düşmek. something arttırmak tip of
fall in çökmek,sıraya girmek pin down saptamak. tip over
yüksekten
fall of düşmek,düşmek,terketmek pin on iğne ile bağlamak, yamamak toil away
fall on ..-e hücum etmek, -e saldırmak. pine away erim erim erimek, eriyip solmak. top of
ortaya çıkmak,dışıra
fall out çıkmak,dökülmek pine over someone birinin özlemini/hasretini çekmek top up
fall out with ağız dalaşına girmek, kavga etmek pipe down çenesini kapamak,susmak toss around
fill up Tamamen-ağzına kadar doldurmak plunge down düşmek (dikine ve büyük bir hızla) truss up
filter down aşağıya doğru yayılmak plunge into dalma,dalış,atılmak,daldırmak try on
açıklamak,Dikkat çekmek,
find in aranan konum, içinde bul point out belirtmek try out
anlamak, bulmak,
find out çözmek, keşfetmek poke around bakınmak, el yordamıyla aranmak tuck in
sonuçlandırmak, (işi) çabucak
finish of bitirmek. polish of bitirmek. tuck into
konuşmaya başlamak, silahı istemeye istemeye vermek (para),
fire away ateşlemek, durma, yap! pony up sökülmek (paraları) tuck under
fish out bulup çıkarmak,arayıp bulmak pop in sokuvermek, geçerken uğramak tucked away
. -e girmesini sağlamak. yerine
fit in uydurmak -sığdırmak pop of ölmek,çekip gitmek tucker out
ihtiyaçlarını sağlamak, teçhiz
fit out etmek pop out yuvasından fırlamak,fırlamak tumble down
birdenbire ortaya çıkmak,pat diye
fix on ..-i seçmek, -e karar vermek. pop up belirmek/ortaya çıkmak tune in on
fix with organize etmek, düzenlemek pore over konsantre olmak,incelemek turf out
fizzle out iyi başlayıp sonradan suya düşmek. pounce upon birden üstüne atılmak turn around
pound something bir şeyi vurarak/döverek bir şeyi
flat out son hızla, tüm gücünü harcayarak out düzleştirmek turn back
flip out tepesi atmak prey upon içine dert olmak, yiyip bitirmek turn on
flit about uçuşmak prick up dikmek (kulak), kulaklarını dikmek turn out
flood in akın akın gelmek. sel basmak print of negatiften çıkarmak turn over
flop down küt diye oturmak prop up desteklemek,dayamak turn round
flush out saklandığı yerden çıkarmak prowl around sessiz sessiz/sinsice dolanmak turn to
pry something out
fly of uçup gitmek. of someone (birinin) ağızdan laf/bilgi almak turn up
fly out öfkelenmek, fırlamak psych out kafayı sıyırmak, kendini kaybetmek turned off
kazık atmak, üçkağıtla
fob of benimsetmek pucker up kırıştırmak,buruşturmak use up
işbirliği yapmak.elde
fuss over üzerine titremek pull together bulunanlardan meydana getirmek. wake up
futz around boşa vakit harcamak pull up azarlamak, durmak walk along
gang up birlik olmak,takım olmak pump up pompayla şişirmek walk away
get along with İyi anlaşmak, birisiyle geçinmek push into içine doğru itmek, sokuşturmak walk over
get away kaçmak, kurtulmak put about yaymak (haber/dedikodu) ward off
yanına kar kalmak,çözmek,Bir işten
get away with sıyrılmak put aside bir kenara bırakmak,askıya almak warm up
içeri atmak, hapse atmak.
get back dönmek,geri çekilmek put away ortadan kaldırmak, saklamak. wash down
ilerlemesine engel olmak., yerine
get behind geride kalmak, gerisine düşmek put back koymak,geri almak wash of
get by Hayatını sürdürmek,geçmek. put down yere koymak,kaydetmek, yazmak. wash out
telefon ile
bağlamak,gerçekleştirmek, (bir
yasa tasarısını) (meclisten)
get on with it devam etmek,biriyle geçinmek put through geçirmek. whip in
(bir şeyi bir şeyin) yanına
get on,get upon binmek, geçinmek, devam etmek put to yerleştirmek whip of
çıkarmak,(satışa) çıkarmak.
(bir işe) bakmak, (bir işi) ele almak, (direnişte) bulunmak; (kavga)
get onto (bir işe) meşgul olmak. put up etmek, (mücadele) etmek. whip up
get out çıkmak, inmek, yayılmak put up at kalmak (otel vb'nde) whittle down
iyileşmek, atlatmak,
get over üstesinden gelmek Put Up With katlanmak,tahammül etmek whore up
yapıp da kurtulmak,bitirip
get over with kurtulmak putter around ufak tefek şeyler yapmak win back
get rid of kurtulmak,kovmak puzzle out kafa yorarak çözmek. win out
get round to zaman ayırmak,vakit bulmak quit on someone işi aniden bırakmak win over
telefonla ulaşmak,
get through başarılı olmak, tüketmek
rack out uyumak wind down
give back geri vermek rat on someone birini ispiyonlamak/gammazlamak work off
razı olmak, pes etmek,
give in teslim etmek
rat out yüzüstü bırakmak,ispiyon etmek work on
yoğunlaştırmak (baskıyı vb),
give in to boyun eğmek, -e teslim etmek ratchet up çoğaltmak work out
salmak, dışarı çıkartmak,
give of bırakmak rattle away habire konuşmak, cır cır konuşmak work over
gloss over örtbas etmeye çalışmak read up okuyup bilgi edinmek write up
go about işe koyulmak. ele almak read up on araştırma yapmak yank of
yank someone
go about with birlikte olmak, birlikte görülmek ream out fena halde azarlamak around
Go Ahead devam et reel something in makara ile içeriye sarmak yield up
ile beraber gitmek.-e razı olmak, -i
go along with kabul etmek. reign over hüküm sürmek, hükmetmek zero in on
go around-go
round gezinmek,dolaşmak rely on güvenmek, bel bağlamak tee up
go away gitmek, ayrılmak. rely upon bel bağlamak,güvenmek hollow out
remark on
go back Geri dönmek someone biri hakkında yorumda bulunmak
tekrar/yeniden gözden
go back over geçirmek/incelemek rev up hızlandırmak
go behind peşine takılıp gitmek ride off atını sürerek gitmek
meaning
sağ salim çıkmak
yukarı çıkmak
süslenip püslenmek
uyduruvermek
sinirlendirmek
telefonu kapamak
yuvarlanarak ilerlemek
yuvarlanmak
sıvamak,toplanmak
çatı yapmak
çürüyüp dökülmek
silip çıkarmak.
peşinden koşmak,kovalamak
aşagıya kosmak,dökülmek,kötüye
gitmek
uğramak, eklemek
Karşılaşmak, rast gelmek
kaçmak,(matbaacılık ) basmak.
devam etmek
bitmek, tükenmek
tüketmek, bitmek
(birini) terketmek.
. - e doğru koşmak
fırlamak, artmak
erişmek
akın etmek,dalmak
fırlamak,birden önüne çıkmak
çuvallara koymak/doldurmak,
yağma etmek
tasarruf etmek
kesmek,doğramak
kabuk bağlamak
iz sürmek
kepçe ile çıkarmak, çukur açmak
toplamak,kaldırmak
kenara kaymak
kazıyarak silmek\çıkartmak
güçlükle bir araya getirmek, güçlükle
toplamak
bir işin içine etmek, bir işi berbat
etmek; (bir işin) içine etmek, (bir işi)
berbat etmek.
mühürlemek
kapıya kadar geçirmek
araştırmak,aramak
içine sızmak
sızmak
ile kaynaşmak/kaynaştırmak
hepsini satıp bitirmek, elden
çıkarmak.
kişisel çıkar için ele vermek,elden
çıkarmak
çağırmak, getirtmek
içeri göndermek.sunmak, arz
etmek.
yollamak.
dışarı göndermek,yollamak
(cezasını/görevini) tamamlamak
başlamak, girişmek, koyulmak.
tutuşturmak
yazmak,
ayak basmak
başlamak.ayarlamak,meydana
gelmek
yola çıkmak, yol açmak
SEYAHATE BAŞLAMK, YOLA ÇIKMAK
ATAK
üzerine saldırmak
yerleşmek, uslanmak
yerleştirmek, mesken tutmak
..-e karar vermek.
yoluna koymak, halletmek
silkip atmak
(biri) iyi bir yolda olmak; (iş v.b.) iyi
gitmek:
(para) vermek.
sarılarak tırmanmak
fırlamak,vurmak
içeri almak
Gösteriş yapmak
kovmak,uğurlamak
çıkagelmek, ortaya
çıkmak,varmak
kuruyup buruş buruş olmak;
büzüşmek.
görüşünü
engellemek,hapsetmek,kapamak
birini birine saldırtmak,köpeği birine
saldırtmak
(birinin) yanına yaklaşmak, (birine)
yanaşmak.
elekten geçirmek, inceleyerek
okumak
kendi imzasıyla bir şeyi başkasına
devretmek
mektubu bitirmek, mektubu
noktalamak.
ekibe katılmak (sözleşmeli
olarak),imzalamak
imzalamak
kendi imzasıyla (bir şeyi) (başkasına)
devretmek.
kaydolmak, yazılmak.
batmak
çekmek, almak.
başında durmak,bakmak
tasarlamak,karalamak
göz gezdirmek,çabuk ve üstünkörü
okumak
çıkarmak,kaçmak
yavaşlamak, sakinleşmek
şiddetle çarpmak/bindirmek
ortaya çıkarmak
sakinleştirmek,düzeltmek
düzlemek, pürüzsüzleştirmek
ısırmaya çalışmak,ağzıyla kapmaya
çalışmak
koparmak,kırmak
hemen satın almak, hemen kabul
etmek,yakalamak
ayırmak,koparmak
kapmak
kıvrılıp yatmak
ağzını aramak
hecelemek,heceleyerek okuma
serilmek, uzatmak
birdenbire meydana
gelmek,türemek
pat diye söyleyivermek
savaş/saldırı pozisyonundan
çıkmak, bulunduğu makama bir
daha aday olmamak
katılmak,yerini almak
göze çarpmak,fırlamak
başına dikilmek
ayaga kalkmak,dayanmak,dikilmek
hareket etmek,başlamak
ilgilenmek (hobi vb), başlangıç
yapmak
şaha kalkmak,fırlamak,çalışmak
geçici olarak savmak,defetmek
dışarıda kalmak
yatıya kalmak
yerinden kımıldamamak
(bir duygu/his) yavaş yavaş
sarmak/bürümek
birine sessizce/sinsice yaklaşmak
. -e batmak
yöneltmek
inmek,istifa etmek; emekliye
ayrılmak.
çıkmak,dışarı çıkmak
ugramak,ziyaret etmek
hiddetle ayrılmak
devirmek
soymak,çıkarmak
uğraşmak
sarhoş
tıkıştırmak
tıka basa (bir şeyin içine)
doldurmak/itmek
rasgele bulmak, tesadüfen bulmak;
tesadüf etmek.
özetlemek
parçalarına ayırmak,sökmek
götürmek,ortadan kaldırmak
sözünü geri almak, geri vermek
ilgilenmek, göz kulak
olmak
almak,anlamak,dolandırmak
içine almak,sokmak,getirmek
detaylarıyla açıklamak
detaylarıyla açıklamak
ısınmak, hoşlanmak,
başlamak
almak,yakalamak,mesgul olmak
aşağılamak
ikna etmek, -meye ikna etmek
konuşarak çözmek
hakkında
konuşmak,bahsetmek,tartışmak
bir sorunu ya da durumu ayrıntılı bir
şekilde konuşmak
yırtarak ayırmak
koparmak,kurtarmak,ayırmak
yıkmak
koparmak,sıyırmak,ayrılmak
iyice düşünmek
uydurmak, bulmak
susamak,susatmak
savurmak,dagıtmak
atmak,boşa harcamak
bir araya gelmek, birlikte/beraber
bir şey yapmak
işaretlemek,tik koymak
toparlamak,kendine çeki düzen
vermek,düzeltmek
bag,baglantı,ilişki kurmak
kurcalamak (tamir/düzeltme
amacıyla)
çalışıp çabalamak
son vermek,bitirmek, tamamen
doldurmak
(yarım olan bardağı/içkisini)
doldurmak/fullemek
savurmak
hafifçe karıştırmak (bir yiyeceği bir
sıvıyla)
toplamak
takas
daha pahalısıyla/büyüğüyle takas
etmek
azalarak yok olmak
sokmak
altına kıvırmak.
sıvamak,katlamak
saklanmış,gizlenmiş
yormak
düşmek; düşürmek.
açmak
dışarı atmak,kovmak, kapı dışarı
etmek
geri dönmek
yatmak.teslim etmek.
dönüşmek, dönüştürmek
Elektriği kapamak,Mide
bulandırmak, tiksindirmek
tersyüz etmek,söndürmek,üretmek,
olduğu ortaya çıkmak,
sonuçlanmak
devretmek, iş yapmak
çevirmek; çevrilmek, dönmek.
..-e başvurmak, -in yardımını
istemek.
sapmak
tüketmek, harcamak,boşaltmak
yaklaşmak,doğru gitmek
devretmek, -e vermek
.-e hemen girişmek.
Uyanmak
(bir şeyin) yanından geçmek
yürüyüp gitmek,uzaklaşmak
ısıtmak,
yıkayıp temizlemek
yıkayıp temizlemek
gözkulak olmak
birdenbire dönmek
girivermek
hızla çıkarmak
abartmak
yok etmek
sararıp solmak
solmak,sararıp solmak
aç kurt gibi yemek, hapır hupur
yemek, (yemek) atıştırmak.
ugraşmak,meşgul olmak
üzerinde çalışmak,
anlamak, hesaplamak,
antrenman yapmak,halletmek
pataklamak, hırpalamak
tamamını yazmak,yazmak
166 accolade onurlandırma, şövalyelik verirken kılıçla dokunma 8166 it is no skin off my nose
167 Accommodate YERLEŞTİRMEK,kalacak yer sağlamak 8167 it İs What İt İs
168 accommodating yardımsever, yardımcı. 8168 Itch
169 Accommodation KONAKLAMA YERİ 8169 itching
170 accommodative uyabilen, intibak eden 8170 Item
171 accommodativeness uyumluluk 8171 itemization
172 accompaniment eşlik etme. 8172 itemized-itemised
173 Accompany EŞLİK ETMEK 8173 itemize-itemise
174 accomplice şuç ortagı 8174 iteration
175 Accomplish başarmak, tamamlamak 8175 itinerant
176 accomplishable başarılabilir 8176 itsy-bitsy
177 accomplisher başaran 8177 ivory
178 accomplishment üstesinden gelme,başarma 8178 jab
275 adaptable yeni koşullara adapte olabilen veya uyarlanabilen. 8275 jug
276 adaptation-adaptedness uyarlama,alışma 8276 juggle
277 Adaption alıştırma, uyum 8277 juggler
278 Add TOPLAMAK,EKLEMEK 8278 jugular
279 addable,addible toplanabilir,eklenebilir 8279 Juice
280 addedly toplam bir şekilde 8280 juicer
281 Addict TİRYAKİ,BAGIMLI 8281 July
282 addictedly bağımlı bir şekilde 8282 jumble
283 addiction düşkünlük, bağımlılık 8283 jumble up
284 addictive alışkanlık yapan 8284 Jump
285 Addition ekleme 8285 jumper
286 Additional ilave,ek, ilave edilen 8286 jumpy
287 additive katkı,katılan kimyasal madde. 8287 junction
459 aghast dehşet içinde, donakalmış. 8459 lapse into a vegetative state
460 Agile atik,çevik 8460 larcenous
461 agilely çevikçe 8461 larceny
462 Agility çeviklik,atiklik 8462 lard
463 aging yaşlanma 8463 Large
473 agonizingly-agonisingly işkence eder bir şekilde, kahredici bir halde 8473 Last
474 agony ızdırap,acı çekmek 8474 last forever
475 Agree ANLAŞMAK,AYNI FİKİRDE OLMAK,razı olmak 8475 last long
476 agree on üstünde anlaşmak, kararlaştırmak 8476 lasting
477 agreeable hoş, iyi.razı 8477 lastingly
478 agreeably hoş bir şekilde, uygun bir şekilde 8478 lastingness
479 agreeingly kabul eder bir şekilde 8479 Lastly
480 Agreement ANLAŞMA 8480 latch
481 Agriculture TARIM,ZİRAAT 8481 latchkey child
482 Ahead İLERİ,ÖNDE 8482 Late
483 ahem öhö öhö (dikkat çekmek için kullanılır) 8483 late comer
484 Aid YARDIM,yardım etmek 8484 latent
485 aide emir kulu,yaver 8485 later on
486 aide-de-camp emir subayı 8486 lathe
487 aider yaver,yardım eden 8487 lather
488 aidful yardımcı,yardımcı 8488 latitude
489 aidless çaresiz, yardıma muhtaç 8489 latrine
490 Ail rahatsız olmak,hasta olmak 8490 latte
491 Ailing hasta, rahatsız. 8491 latter
492 Ailment hastalık,rahatsızlık 8492 latterly
493 Aim 1.AMAÇ 2.HEDEF ALMAK 8493 laud
494 aim at hedeflemek 8494 laudable
495 aimer amaç edinen,yönlendiren 8495 laudative-laudatory
496 aimlessly amaçsızca… 8496 laudatorily
497 Air 1.HAVA 2.HAVALANDIRMAk,herkese söylemek. 8497 laudatory -laudative
498 airag kımız 8498 Laugh
499 Airhead aklı havada 8499 laughable
500 airing açığa vurma, havalandırma, ortaya dökme 8500 laughter
501 airlift hava yoluyla taşımak veya götürmek. 8501 Launch
Word pronunciation turkish meaning of below words Line Word pronunciation
502 Airport HAVA ALANI 8502 launch forth
503 airship zeplin,uçak 8503 launder
504 airtight hava geçirmez. 8504 laundress
505 airtightness hava geçirmezlik 8505 Laundry
506 Aisle koridor,geçit 8506 Laundry-Basket
507 ajar aralık, az açık (kapı). 8507 laureate
508 akin benzer, yakın: 8508 laurel
509 akin to akraba,yakın 8509 laurels
510 alacrity neşe ve çeviklik, şevk. 8510 Lavatory
511 Alarm ALARM,korkutmak; dehşete düşürmek. 8511 lavish
512 alarmedly etekleri tutuşmuş bir şekilde 8512 Law
513 alas Eyvah!/Yazık! 8513 law of averages
514 Album ALBÜM 8514 Lawful
515 Alcohol ALKOL 8515 law-making
516 alcove hücre gibi ve kapısız ufak oda,çardak 8516 Lawn
517 Algebra CEBİR 8517 lawsuit
518 algorithm algoritma,Arap rakamları sistemi 8518 Lawyer
519 Alias Takma ad 8519 lax
520 alibi mazaret,bahane,suç mahallinden başka yerde 8520 laxity
521 Alienate yabancılaştırmak 8521 Lay
522 alienator nifak sokan kimse, dostları birbirine düşüren kimse 8522 lay low
523 alight ışıl ışıl,yere inmek 8523 lay odds
524 Alike HEMEN HEMEN AYNI, BENZER, AYNI YOLDA 8524 lay people
525 alimony nafaka. 8525 layabout
526 Alive YAŞAMAK,CANLI 8526 Layer
667 amounts to ile eşanlamlı olmak:toplamı (belirli bir miktar) olmak: 8667 lilt
Word pronunciation turkish meaning of below words Line Word pronunciation
668 amphitheatre arena, amfitiyatro 8668 limb
739 annul (yasa, yargı, sözleşme v.b.'ni) bozmak, feshetmek. 8739 loath
740 annulable iptal edilebilir 8740 loathe
741 anoint (kutsamak için) (başına) yağ sürmek, meshetmek. 8741 loathing
742 anointment yağlama 8742 lob
743 anonymity gerçek ismini saklama: 8743 lobby
744 anonymous isimsiz, anonim, imzasız. 8744 Lobster
745 anonymously isimsiz bir şekilde 8745 Local
746 anonymousness isimsizlik, yazarı bilinmeme 8746 locale
747 anorexic iştahsız 8747 Locate
748 Another DİĞER, BİR BAŞKA 8748 Lock
749 Answer YANIT,cevap vermek, cevaplamak, yanıtlamak; 8749 locket
750 answerableness cevaplanabilirlik 8750 loco
751 answerer muhatap,cevaplayıcı 8751 locust
752 Ant KARINCA 8752 lode
822 appealingly İsteyerek, rica ederek; ayartarak, çekici bir şekilde 8822 Lousy
823 Appear GÖRÜNMEK 8823 Love
824 Appearance GÖRÜNÜŞ,ortaya çıkma,görünüm 8824 love affair
825 appeasable yatıştırılabilir 8825 loveable
826 appease yatıştırmak,taviz vermek, ödün vermek. 8826 loveliness
827 appeasement yatıştırma,taviz verme, ödün verme. 8827 lovelorn
828 appellate temyiz,temyiz yoluyla 8828 Lovely
829 appellation nam,isim,ünvan 8829 lover
830 appendage eklenti; uzantı 8830 Low
Word pronunciation turkish meaning of below words Line Word pronunciation
831 appendices ek,ekler 8831 low blow
832 Appendix ek,ilave, apandis 8832 low ceilinged
833 Appetite İŞTAH 8833 low ground
834 appetitive iştah açıcı 8834 lowdown
835 Applaude-Applaud alkışlamak 8835 Lower
836 applauder alkışçı 8836 low-heeled
837 Applause alkış 8837 low-key
838 Apple ELMA 8838 lowlife
839 appliance aygıt, cihaz. 8839 lowly
840 applicable to ..(-e) uygulanabilir. 8840 Loyal
841 Applicant başvuru sahibi,,aday 8841 Loyalty
842 Application BAŞVURU ,uygulama 8842 lozenge
843 Applied uygulamalı, tatbiki. 8843 lucid
844 applier aday,başvuran 8844 lucidity
845 Apply 1.BAŞVURMAK 2.UYGULAMAK 8845 Luck
846 Appoint ATAMAK 8846 Lucky
847 appoint to . (-e) atamak, tayin etmek. 8847 lucrative
848 appointee atanan kimse. 8848 ludicrous
849 appointer atayan,tayin eden 8849 lug
850 appointive tayine bağlı 8850 Luggage
851 Appointment 1.RANDEVU 2.ATAMA 8851 lugubrious
852 apportion bölüştürmek, paylaştırmak. 8852 lugubriously
853 apportionable pay edilebilir 8853 lukewarm
854 apportionment bölüp dağıtma, bölüştürme. 8854 lull
855 appraisable değer biçilebilir, paha biçilebilir 8855 lullaby
1102 astound aşırı derecede şaşırtmak, hayretler içinde bırakmak 9102 Meaning
1103 astounding şoke eden. 9103 Means
1104 astoundment hayrete düşme, şaşırma 9104 Meantime
1105 astray yanlış yola sapmış, kötü yola düşmüş 9105 Meanwhile
1106 astride ata biner gibi,bacaklarını ayırarak 9106 Measure
is an elaborate inclinometer, historically used by
1107 astrolabe astronomers, navigators, and astrologer 9107 measured
1392 bankroll finanse etmek, parasal kaynak sağlamak,hazır para 9392 Morale
1393 Bankrupt İFLAS 9393 morally
1394 bankruptcy iflas 9394 morass
1436 bask tatlı bir sıcaklığın karşısında uzanmak, güneşlenmek 9436 motley
1437 Basket SEPET 9437 Motor
1438 bastard piç,adi herif,soysuz,gayrimeşru çocuk. 9438 motto
1439 Bastardize ALÇALMAK,DEĞERİNİ DÜŞÜRMEK 9439 moujik
1440 bastion kale burcu; tabya. 9440 mound
1441 bat (beysbol, kriket v.b.'nde) sopa.sopayla topa vurmak 9441 Mount
1442 Bath YIKANMAK 9442 Mountain
1443 Bathe YIKAMAK (bedenin bir bölümünü) 9443 mountainous
1444 bathhouse banyo (halka açık) 9444 mounting
1445 bathrobe bornoz 9445 mourn
1446 batshit deli-kaçık 9446 mourner
1447 battalion tabur. 9447 mournful
1448 batter sert darbelerle vurmak,hırpalamak 9448 mournfully
1449 batterer dövücü 9449 Mouse
1450 Battery PİL,dövme, dayak. 9450 mousse
1451 Battle SAVAŞ, MUHAREBE 9451 mousy
1475 be caught in flagrante uygunsuz vaziyette yakalanmak (cinsel ilişki vb) 9475 muggle
be caught off one's
1476 guard hazırlıksız yakalanmak 9476 mulled
1477 be cognizant of farkında olmak, haberdar olmak 9477 multiplication
1478 be committed bağlanmak 9478 Multiply
1479 be conducive to müsait olmak 9479 multiply by
1480 be cooked pişirilmek,pişmek 9480 multitude
1545 be proud of ..-den gurur duymak, ile iftihar etmek, ile övünmek. 9545 Narrate
1546 be put in order düzenlemek 9546 narration
1547 be quits fit olmak 9547 narrative
1548 be registered to adına kayıtlı olmak, -e kayıtlı olmak 9548 Narrow
1549 be rich çok zengin 9549 nasal
1550 be rid of kurtulmak, -den kurtulmuş olmak 9550 nascent
1551 be scalded haşlanmak 9551 nastiness
1552 be set hazır olmak, hazırlanmış olmak: 9552 Nasty
(bir yerden) (belirli bir uzaklıkta) bulunmak. kafi
1553 be short of gelmemek (varolan şeyler/birileri) 9553 Nation
Word pronunciation turkish meaning of below words Line Word pronunciation
1554 be short on . -de birinin eksikliği olmak 9554 National
1555 be situated bir yerde bulunmak,bulunmak 9555 Native
1556 be slated büyük bir ihtimalle meydana gelmek.planda olmak 9556 nativity
1557 be soused sarhoş olmak. 9557 Natural
birbirine zıt oldukları halde belirli bir amaç için birlikte
1558 be strange bedfellows çalışmak 9558 naturally
1559 be subject to ..-e tabi/bağlı olmak. 9559 Nature
1560 be subjected to tabi tutulmak, maruz kalmak 9560 Naughty
1561 be supposed to gerekmek,lazım olmak,farzedilmek 9561 Nausea
1564 be tantamount to ile aynı olmak, ile eşanlamlı olmak. 9564 nauseatingly
1577 bearer üzerinde taşıyan kimse, elinde bulunduran kimse.hamil 9577 Nebulous
1578 Bearing yatak , tasıyan ( teknik ) 9578 necessarily
1579 Beast CANAVAR,hayvan 9579 Necessary
1580 beasts of burden yük hayvanı 9580 necessitate
1581 Beat 1.VURMAK 2.YENMEK,devriye 9581 necessitation
Word pronunciation turkish meaning of below words Line Word pronunciation
1582 beater döven,dövücü 9582 necessitative
1583 beatific mutlu eden ,kutsayan 9583 Necessity
1584 beatifically keyifli bir biçimde, mutlu olarak 9584 Neck
1585 beatification aziz ilan etme, kutsama 9585 neckerchief
1586 beatify çok sevindirmek, kutsamak 9586 Need
1597 become a laughing stock kendini gülünç duruma düşürmek 9597 Negotiate
1928 Boogie hızlı bir şekilde hareket etmek,çılgınca dans etmek 9928 on the make
1929 Book KİTAP,YER AYIRTMAK 9929 on the march
1930 book keeper finans müdürü 9930 on the move
1931 bookish kitap sever, okumayı seven kimse 9931 on the quiet
1932 book-keeping muhasebecilik 9932 on the run
1933 Booklet BROŞÜR 9933 on the sly
1)PATLAMAK 2)ÇOK HIZLI GENİŞLEMEK,derinden gelen
1934 Boom ses 9934 on the spot
1935 boon nimet, lütuf, iyilik. 9935 on the string
1936 boorish kaba. 9936 on the take
1937 boost artırma,yüksektme,artırmak,yükseltmek 9937 on the whole
1938 Boot 1)AYAKKABI,BOT 2)BAGAJ,sepetlemek 9938 on tiptoes
1939 booth kabin,gişe,(fuar veya sergide) stand. 9939 on to
1940 booty ganimet, yağma, çapul. 9940 Once
1941 booty call seks yapmak için yapılan arama 9941 once again
1942 booze içki, alkollü içecek. 9942 once in a lifetime
1943 Border SINIR 9943 once in a while
1944 Bore CAN SIKMAK 9944 once more
1945 bore stiff canı çok sıkılmak 9945 once over
1946 Bored CANI SIKILMIŞ 9946 One
1947 boredom can sıkıntısı,sıkıntı 9947 one after the other
1948 Boring SIKICI (I'm bored=Sıkıldım,I'm boring=Sıkıcıyım) 9948 one another
1949 Born DOĞMUŞ 9949 one foot in the grave
Word pronunciation turkish meaning of below words Line Word pronunciation
1950 borough kasaba, kaza, ilçe. 9950 one up on
2073 bring to light meydana çıkarmak, aydınlatmak, gün ışığına çıkarmak 10073 out of the way
2074 brink kenar (uçurum, felaket),kenar 10074 out of turn
2075 brisk haraketli,canlanmak,canladırmak 10075 out there
2076 briskly canlı bir şekilde, hareketli bir şekilde 10076 Outbreak
2077 briskness kıvraklık, hassaslık 10077 outbuildings
2078 bristle saçı diken diken olmak,tüy,kıl 10078 outburst
2079 bristling ringa yavrusu 10079 outcast
2080 bristly kıllı,öfkeli 10080 outcome
2081 britches pantolon. 10081 outcrop
2128 buff (bir şeyi) yumuşak bir şeyle parlatmak. perdah vurmak 10128 outwardly
2129 buffet açık büfe yemek 10129 outweigh
2130 buffeted (fırtına yüzünden) harabeye dönmüş 10130 outwit
2131 buffoon şaklaban,soytarı 10131 outwith
2132 bugger herif,alçak herif,bozmak,mahvetmek 10132 Oval
2133 buggery oğlancılık, haylazlık 10133 Oven
2134 buggy böcek dolu, böcekli. 10134 Over
2135 bugle boru,borazan 10135 over and done with
2136 bugler boru çalan kimse,borazancı 10136 over and out
2137 Build İNŞA ETMEK, kurmak 10137 over time
2138 builder inşaatçı 10138 overall
2139 Building BİNA 10139 overanxious
2140 Bulb AMPUL 10140 overawe
2141 bulbous soğanlı,bombeli 10141 overbearing
2153 bum serseri, aylak,serseri bir hayat sürmek, otlakçılık etmek 10153 Overdue
2154 bumble homurdanmak,mırıldanmak 10154 overeat
2155 bumbling becereksiz,sakar 10155 over-emotional
2199 burrow oyuk, in, yuva.tünel kazmak, yuva yapmak, oyuk açmak. 10199 Overtime
2200 Burst PATLAMAK,açılma 10200 overtime ban
2201 burst of laughter birden kahkaha atma 10201 overtly
2202 burst open (aniden) açılıvermek 10202 overture
2203 Bury GÖMMEK 10203 Overturn
2204 Bus OTOBÜS,otobüsle taşımak, otobüsle gitmek 10204 overuse
2205 Bush ÇALI 10205 overweening
2206 bushwhack pusu kurmak 10206 overweight
2207 bushwhacker pusucu 10207 Overwhelm
2208 bushy gür 10208 Overwork
2209 busily yogun,vızır vızır 10209 overwrap
2210 Business İŞ 10210 overzealous
2211 business like sistematik 10211 Owe
2212 businesslike ciddi, sistemli. 10212 Owl
büst,iflas,polis baskını,bozmak,parçalamak,girip
2213 bust aramak. 10213 Own
2214 Bustle telaş ,koşusturmaca,telaş etmek 10214 Owner
2215 Busy MEŞGUL,yogun,işlek 10215 Ox
2216 But FAKAT 10216 oxidation
2217 but even ancak hatta,ancak bu bile 10217 Oxygen
2218 but for eğer olmasaydı 10218 oxymoron
Word pronunciation turkish meaning of below words Line Word pronunciation
2219 But now ancak şimdi 10219 Oyster
2220 Butcher KASAP 10220 pa
2221 butchery kasaplık,katliam 10221 pace
2222 butler kahya.kilerci 10222 pace up and down
2223 butt popo,karışmak, uç uca birleştirmek 10223 paces away
2224 butt out defol,kaybol 10224 pacific
2225 Butter TEREYAĞ 10225 pacifism
2226 buttery tereyaglı 10226 pacifist
2227 buttocks but, kalça, kıç, popo, kaba et. 10227 pacify
2228 Button DÜĞME 10228 Pack
2229 buttoned düğmelenmiş 10229 package deal
2230 buttress desteklemek. 10230 Packed
2231 buxom (kadın) etli butlu,çekici 10231 Packet
2232 Buy SATIN ALMAK 10232 pact
2233 buyer's remorse alıcının pişmanlığı 10233 paddle
2234 buy-in satın alarak stoklama 10234 paddock
2235 buzz vızıltı,vızıldamak. 10235 padre
2236 buzzard bir tür akbaba. 10236 pagan
2237 buzzer periyot veya devrenin bittiğini belirten düdük 10237 Page
2238 By YANINDA, SIRASINDA, TARAFINDAN, ..E KADAR 10238 pageant
2239 by and large genellikle,genel olarak 10239 pageantry
2240 By Any Chance bir ihtimal 10240 page-boy
2241 by any means her ne şekilde olursa olsun, ne pahasına olursa olsun 10241 pail
2242 by chance tesadüfen,gelişigüzel 10242 Pain
2243 by comparison karşılaştırarak, kıyasla 10243 pained
2244 by contrast with buna karşı,aksine 10244 Painful
2245 by courtesy of izniyle, sayesinde. 10245 painstaking
2246 by day gündüz 10246 painstakingly
2247 by far (öbürlerinden) kat kat daha ...: 10247 Paint
2248 by force of gereği olarak, sayesinde 10248 Painter
2249 by rote düşünmeden, ezberden. 10249 Pair
2250 bygone geçmiş, eski. 10250 pal
2251 bylaw yönetmelik maddesi. 10251 Palace
2252 bypass baypas,baypas yoluyla - den geçmek. 10252 palate
2253 bystander görgü tanığı, seyirci kalan 10253 palatial
Word pronunciation turkish meaning of below words Line Word pronunciation
2254 c yenileme,uzatma 10254 Pale
2255 Cab TAKSİ 10255 pall of smoke
2256 cabalistic esrarlı 10256 pallet
2257 Cabbage LAHANA 10257 pallid
2258 cabbage patch doll lahana bebek 10258 pallor
2295 calumniate iftira etmek, çamur atmak, kara çalmak. 10295 Parade
2296 calumniator çamur atan kimse,iftiracı 10296 paradigm
2297 calumny iftira, kara çalma. 10297 Paradise
2298 cambric pamuklu ince kumaş 10298 paradisiacal
2299 Camel DEVE 10299 paradoxical
2300 cameo minyatür… 10300 paradoxically
2407 cascade katlanarak/dalga dalga artmak, çağlayan gibi dökülmek 10407 pave
2408 Case 1.KUTU,KAP 2.DAVA ,DURUM 10408 pavement
2409 casebook doktorların tuttuğu yazılı rapor 10409 Paw
2410 casement pencere kanadı. 10410 pawn
2411 casevac ölü ve yaralıların hava yoluyla tahliyesi 10411 Pay
2412 Cash NAKİT 10412 pay attention to
2413 cash cow bir firmaya çok fazla para kazandıran ürün 10413 pay court to
Word pronunciation turkish meaning of below words Line Word pronunciation
2414 cash mountain para dağı 10414 pay grade
2415 cash pile para yığını 10415 pay rent
2416 cashflow nakit akışı 10416 pay strict attention to
2417 cashmere kaşmir 10417 pay tribute to
2418 Cash-Register YAZAR KASA 10418 payable
2419 cash-strapped para sıkıntısı çeken 10419 paying
2420 Cask varil,fıçı 10420 payload
döküm,alçı,oyuncular,cast,(bakış v.b.) çevirmek,
2421 cast yöneltmek, atfetmek. 10421 paymaster
2422 cast around çare aramak, araştırmak 10422 Payment
2423 cast of mind düşünüş şekli 10423 payoff
2424 caste sosyal sınıf,kast 10424 Pea
2425 castgate paylamak, azarlamak. 10425 Peace
2426 Castle KALE 10426 peaceful
2427 castrate hadım etmek,kuvvetten düşürmek 10427 Peach
2428 castration hadım etme 10428 peachy
2429 Casual GÜNDELİK,GEÇİCİ,SIRADAN 10429 Peak
2430 casually gelişigüzel,tesadüfen 10430 peal
2431 casualties zayiat,ölü sayısı 10431 Peanut
2432 casualty kazazede, yaralı/ölü 10432 Pear
2433 Cat KEDİ 10433 pear drop
2761 clobber eşek sudan gelinceye kadar dövmek, iyice benzetmek 10761 Plenty
2762 Clock SAAT 10762 plenum
2763 clock face saat kadranı 10763 pliable
2764 clog takunya,engel,tıkanmak 10764 plight
manastıra kapatmak.tecrit etmek,
2765 cloister ayırmak.manastır,kemeraltı 10765 plod
2766 clomp pat pat yürümek 10766 plombage
2767 Close 1.SON 2.KAPALI 3.KAPATMAK 10767 plonk
2768 Close YAKIN 10768 plonker
Word pronunciation turkish meaning of below words Line Word pronunciation
2769 close at hand an meselesi, ha oldu ha olacak 10769 plop
2958 Commute HAFİFLETMEK,her gün iş ile ev arasında gidip gelmek. 10958 precede
2959 commuter her gün işe trenle gidip gelen kimse 10959 precedent
2960 compact sıkıştırmak, yoğunlaştırmak,pudriyer, pudralık. 10960 precept
2961 compaction sıkıştırma, sıkışma 10961 preception-precept
2962 Companion yoldaş,arkadaş 10962 preceptor
2963 companionship yoldaşlık,arkadaşlık,eşlik 10963 preceptorship
2964 Company 1.ŞİRKET,arkadaşlık,ortaklık 10964 precinct
2965 comparable kıyaslanabilir, karşılaştırılabilir 10965 Precious
2966 Comparatively nispeten 10966 precipice
3140 conjure büyü yoluyla çağırmak (ruh vb), hokkabazlık yapmak 11140 probate
3141 conjurer hokkabaz, sihirbaz. 11141 probation
3142 Connect BİRLEŞTİRMEK 11142 probationary
3143 connection bağlantı, ilişki. 11143 probative value
3216 construe yorumlamak, tefsir etmek, mana vermek, anlamak. 11216 promiscuity
3217 Consul KONSOLOS 11217 promiscuous
3218 consulate konsolosluk, konsoloshane. 11218 promiscuously
3219 Consult DANIŞMAK 11219 promiscuousness
3220 Consultancy danışmanlık 11220 Promise
3221 consultant danışman,müşavir 11221 promising
3222 Consultation DANIŞMA,MÜZAKERE,İSTİŞARE 11222 promontory
3363 Corn 1. EKİN, MISIR 2.NASIR (tread on someone~s corns) 11363 pun
Word pronunciation turkish meaning of below words Line Word pronunciation
3364 Corned salamura 11364 Punch
3365 Corned Beef Sıgır salamurası 11365 punch-drunk
3366 Corner KÖŞE 11366 punchline
3367 cornet kornet. kornet çalan kimse 11367 punctilious
3368 cornice korniş. 11368 Punctual
3369 corny klişe, modası geçmiş 11369 punctually
3370 coronary kalp krizi, kalple ilgili 11370 punctuate
3371 coronation taç giyme töreni. 11371 punctuation
3372 coroner şüpheli ölüm olaylarını araştıran memur 11372 Puncture
3373 corporal onbaşı,bedensel, bedeni, cismani. 11373 pundit
3374 Corpse CESET 11374 pungent
3375 corpulent obez,iri 11375 Punish
3376 corpus külliyat 11376 Punishment
3377 corral kuşatmak, (bir yere) sokmak 11377 punitive
3378 Correct 1.HATASIZ 2.DÜZELTMEK 11378 punk
3379 correction düzeltme,doğrulama 11379 punter
3380 corrective düzeltici, ıslah edici. 11380 puny
3381 correctively düzeltici bir şekilde, ıslah edici olarak 11381 Pupil
3382 Correlate ilişkisi olmak 11382 Puppet
3383 Correlation ilişki, oran 11383 Puppy
3384 Correspond benzemek, haberleşmek, 11384 purblind
3385 Correspondent MUHABİR,MEKTUPLAŞMA 11385 Purchase
3386 correspondingly buna bağlı olarak 11386 Pure
3387 Corridor KORİDOR 11387 purely
3388 corrosive çürütücü, aşındırıcı, kemirici. 11388 purgation
3389 Corrupt bozulmak,bozmak,rüşvet vermek,ahlaksız 11389 purgatory
3390 Corruption RÜŞVETÇİLİK,YOLSUZLUK.BOZULMA 11390 purge
3391 Cosmetic KOZMETİK 11391 purify
3392 Cosmopolitan kozmopolit, Dünya vatandaşı 11392 Puritan
3393 cossack Kazak (ülke) 11393 purity
3394 cosset üzerine düşmek,şımartmak 11394 purl
3395 Cost MASRAF,MALİYET, 11395 purloin
3396 cost of living yaşam maliyeti 11396 Purple
3425 countervail aynı kuvvetle karşı koymak, eşit kuvvetle karşı koymak 11425 puzzlement
3426 counterweight denge ağırlığı 11426 pygmy
3427 countess kontes 11427 Pyjamas
3428 Country 1.ÜLKE 2.KIRLIK ALAN 11428 Pyramid
3429 countryside kırsal kesim,kırsal bölge 11429 Pythagoras
Word pronunciation turkish meaning of below words Line Word pronunciation
3610 cudgel sopa, çomak.sopa atmak, sopa çekmek, sopalamak. 11610 raving
3651 curry favor with (pohpohlama v.b. ile) birinin gözüne girmeye çalışmak. 11651 rebuke
3652 Curse LANET 11652 rebuttal
3653 cursedly kahrolası bir şekilde,talihsizce 11653 recalcitrant
3654 curt ters ve kısa (söz). 11654 Recall
3655 Curtail kısaltmak 11655 recant
3656 curtailment kısaltma 11656 recap
Word pronunciation turkish meaning of below words Line Word pronunciation
3657 Curtain PERDE 11657 recapture
3658 curtly ters bir şekilde,kısaca 11658 recce
kadınlara özgü dizleri bükerek öne doğru eğilip selam
3659 curtsey verme hareketi, reverans yapmak 11659 Recede
3660 curtsy diz bükerek reverans, reverans yapmak 11660 Receipt
3661 curvature eğrilik 11661 Receive
3662 Curve KIVRIM,EĞRİ 11662 Recent
3663 Cushion YASTIK 11663 recently
3664 cushy rahat (meslek vb),rahat 11664 Reception
3665 cuss sövgü, küfür.küfür etmek 11665 receptive
3666 cussedness terslik 11666 receptiveness
3667 custard krem karamele benzeyen bir tatlı 11667 recess
3668 custodial emanet 11668 Recession
3669 custodian koruyucu, muhafız. 11669 recidivism
3670 Custody gözaltı,gözetim 11670 Recipe
3671 Custom GELENEK,ADET 11671 recipient
3672 customary göreneksel,alışılmış,adet olan 11672 reciprocal
3686 cuttingly iğneleyici bir şekilde, incitici bir şekilde 11686 reclusive
3687 cyberbullying siber zorbalık 11687 Recognition
3688 Cycle DEVİR,BİSİKLET, TUR 11688 Recognize
Word pronunciation turkish meaning of below words Line Word pronunciation
3689 cyclical periyodik 11689 recoil
3690 Cyclist bisikletçi 11690 Recollect
3691 Cylinder SİLİNDİR 11691 recommence
3692 cymbal büyük zil. 11692 Recommend
3693 cynic kinik, sinik. 11693 Recommendation
3846 decoratively süslü bir şekilde, dekoratif bir şekilde 11846 relegate
3847 decorativeness süsleme, dekoratiflik 11847 relegate to
3848 decorum adaba uygun olma, terbiyeli olma 11848 relent
3849 decoy tuzak yemi,tuzak, tuzağa düşürmek 11849 relentless
3850 Decrease AZALMAK 11850 relentlessly
3851 decree karar,kararname,hüküm vermek,karara baglamak 11851 Relevance
3852 decrepit eskimiş, yıpranmış. 11852 relevancy
3853 decry azarlamak,rezil etmek 11853 Relevant
3854 Dedicate adamak,vakfetmek. 11854 reliability
3855 dedicate to ,-in adına sunmak, -e ithaf etmek. 11855 Reliable
3856 Dedication adama, bağlılık 11856 Reliance
3857 Deduce anlamak,sonuç çıkarmak 11857 reliance on
3858 Deduct çıkarmak, azaltmak 11858 reliant
3859 deduction kesinti,çıkarılan miktar 11859 reliant on
3860 deductive sonuç çıkarılabilir,çıkarımsal 11860 Relief
3861 Deed TAPU 11861 Relieve
3862 Deem dikkate almak, varsaymak 11862 relight
3863 Deep DERİN 11863 Religion
3864 deep down aslında,kalbinin derinliklerinde 11864 religious man
3865 deep trouble vahim bir durum 11865 relinquish
3866 deepen derinleşmek; derinleştirmek. 11866 relish
3867 deep-fry bol yağda kızartmak 11867 relive
3868 deeply derinden,içten 11868 relocate
3869 Deep-Set çukur,derinde olan 11869 relocation
3870 Deer GEYİK 11870 reluctance
3871 deface tahrif etmek,görünüşünü bozmak 11871 Reluctant
3872 defacement silme,bozma,tahriş 11872 Remain
3873 Defamation karalama, kara çalma, lekeleme. 11873 remainder
3979 demutualization mütekabil bir şirketin sermaye şirketine dönüştürülmesi 11979 reroute
3980 demutualize mütekabil bir şirketi sermaye şirketine dönüştürmek 11980 reschedule
4122 detonate patlamak, infilak etmek; patlatmak, infilak ettirmek. 12122 revoke
4123 detour varyant (yol).,varyanttan gitmek. 12123 Revolt
4124 detract küçük düşürmek,değerini düşürmek 12124 Revolting
4125 detractor aleyhte konuşan kimse,küçük düşürücü kimse 12125 Revolution
4126 Detriment ZARAR 12126 revolutionary
4362 dishonourable ciğeri beş para etmez, yüz kızartıcı, dürüst olmayan 12362 Sail
4363 dishonourableness şerefsizlik, namussuzluk 12363 Sailor
4364 dishonourably utanılacak şekilde, haysiyetsizce 12364 Sake
4365 dishrag bulaşık bezi 12365 salacious
4366 disillusionment gözünün açılması,gerçekleri görmesini sağlama 12366 Salad
4367 disincline (bir şeyden/birinden) soğutmak, caydırmak. 12367 salaried
4368 disinfect dezenfekte etmek, mikroplardan arındırmak, 12368 Salary
4369 disinfectant dezenfektan. 12369 Sale
4370 disinherit mirastan yoksun bırakmak. 12370 sales outlet
4371 disintegrate parçalara ayırmak 12371 salient
4372 disintegration parçalama; parçalanma. 12372 saliva
4373 disinterested ilgisiz 12373 salivate
4878 elicit gerçeği ortaya çıkarmak, (bilgi) edinmek, sağlamak. 12878 Shrink
4879 eligible nitelikli, uygun şartlara sahip 12879 shrivel
4880 eligible fro .. -e uygun. 12880 shroud
4881 Elimination eleme, yok etme 12881 shrug
4882 ellipsis eksilti.üç nokta 12882 Shuck
4883 elongate uzatmak. 12883 shudder
4886 elopement evlenmek için evden kaçma, âşığıyla kaçma 12886 shunt
4887 eloquence etkili ve güzel söz söyleme yeteneği. 12887 shush
4888 eloquent anlamlı,güzel konuşan 12888 Shut
Word pronunciation turkish meaning of below words Line Word pronunciation
4889 eloquently kolay anlaşılabilir şekilde, güçlü ve etkili bir biçimde 12889 shutoff
4890 Else DAHA, BAŞKA 12890 shutter
4891 Elsewhere BAŞKA BİR YER 12891 shuttle
4892 elucidate açıklamada bulunmak, izahat vermek; açıklamak. 12892 Shy
paçasını kurtarmak,atlatmak (takip edenleri/bir
4893 elude tehlikeyi),aklına gelmemek 12893 shyly
4894 elusive tarifi zor; anlaşılması zor. 12894 shyness
5080 entice tatlılıkla ikna etmek (kötü bir şey yapmaya),akıl çekmek 13080 slowpoke
5120 epicenter can alıcı nokta,depremin merkezi, deprem özeği. 13120 smuggle out of the country
5121 epicure zevk sahibi kimse 13121 smugness
5122 epidemic salgın 13122 smush
5123 epidermis üstderi, derinin dış bölümü 13123 Snack
5124 epileptic saralı,sara hastalığına özgü. 13124 Snaffle
5125 epiphany 6 Ocak'ta kutlanan bir yortu. Görünüş 13125 Snag
5126 Episode olay, hadise, bölüm 13126 Snail
5127 Epitaph MEZAR TAŞI YAZISI 13127 Snake
5128 epithet (övücü veya hakaret edici) söz, laf. 13128 Snap
5129 epitomized özetlenmiş, örnek teşkil edilmiş 13129 snap out of it
5130 epoch devir, çağ. 13130 snap to
5131 epoch-making çığır açan, dönüm noktası 13131 snapping
5132 Equal EŞİT 13132 snappy
5133 Equality EŞİTLİK 13133 snare
5134 Equalize EŞİTLEMEK 13134 snarer
5135 equally aynı derecede,eşit olarak 13135 snarl
5136 equanimity ılımlılık, soğukkanlılık 13136 snatch
5137 equation denklem. 13137 snatch at
5138 equidistant eşit uzaklıkta, aynı mesafede olan. 13138 sneak a peek
Word pronunciation turkish meaning of below words Line Word pronunciation
eşit uzaklıkta olacak şekilde, aynı mesafede olacak
5139 equidistantly şekilde 13139 sneakers
5140 equilibrium denge 13140 sneaky
5141 equine at gibi 13141 sneer
5142 equinox gündönümü,gece gündüz eşitliği 13142 sneering
5143 Equip DONATMAK,kuşatmak 13143 Sneeze
5144 Equipment TESİSAT,DONANIM 13144 snick
5200 etch desen hakketmek için madeni bir yüzeyi asitle oymak 13200 Soccer
5201 eternal ebedi ve ezeli, başı ve sonu olmayan, ölümsüz. 13201 sociable
Word pronunciation turkish meaning of below words Line Word pronunciation
5202 eternally ebediyen, daima,sonsuza dek 13202 Social
5203 ether eter,lokman ruhu 13203 socially
5204 ethereal ruhsal,göksel, semavi. 13204 Society
somebody's
5244 everything else diğer herşey 13244 stamping/stomping ground
5245 evict tahliye ettirmek. 13245 Someone
5313 excruciatingly dayanılmaz ağrılar çekecek şekilde, azap veren şekilde 13313 Spank
5314 exculpatory suçsuzluğu kanıtlanmış 13314 Spanner
5315 excursion gezi,gezinti 13315 spar
1.AFFETMEK 2.MUAF TUTMAK 3.ÖZÜR,
5316 Excuse MAZERET,affetmek, mazur görmek. 13316 Spare
5317 exec çalıştır 13317 sparingly
5318 execrable iğrenç,berbat 13318 sparkle
5319 execrate lanet etmek. nefret etmek 13319 sparse
5320 execration nefret .lanet 13320 spasm
5321 Execute YERİNE GETİRMEK, İNFAZ ETMEK, İDAM ETMEK 13321 spasmodically
5322 execution infaz,uygulama 13322 spatial
5323 executive yönetici, idareci,yönetimsel, idari. 13323 spatially
5324 exemplary örnek niteliğinde olan, örnek. 13324 spatter
5325 Exercise EGZERSİZ 13325 Spawn
Word pronunciation turkish meaning of below words Line Word pronunciation
5326 Exert (yetki) kullanmak,çabalamak,uygulamak 13326 Speak
5327 exertion gayret, çaba, emek. 13327 speak for
5328 exfil tahliye 13328 speaking of which
5329 exfoliate pul pul dökülmek 13329 spearhead
5330 Exhale nefes vermek 13330 Special
5331 Exhaust 1)YORULMA,BİTME 2)EGZOS 13331 Specialize
5332 Exhaustion yorgunluk 13332 Species
5333 Exhibit SERGİ, GÖSTERMEK 13333 Specific
5364 Expatriate kendi vatanından başka bir ülkede yaşayan kimse. 13364 spiky
5365 Expect UMMAK,BEKLEMEK 13365 Spill
5366 Expectancy beklenti, umut 13366 spin
5367 expectantly ümitle,sabırsızlıkla 13367 spin the bottle
5368 Expectation beklenti,umut 13368 spinach
elverişli bir çare,belki doğru olmayan fakat elverişli bir
5369 expedient çare, 13369 spindle
5370 expedite hızlandırmak, kolaylaştırmak. 13370 spindly
5371 expedited hızlandırılmış 13371 spine
5372 expedition (özel bir amaçla yapılan) uzun yolculuk. 13372 spineless
5373 expeditious eli çabuk,çabuk,hızlı 13373 spinelessness
5374 expeditiously hızlı bir şekilde 13374 spinster
5375 expel çıkarmak,kovmak 13375 Spiral
5376 Expend harcamak 13376 spire
5377 expendable harcanabilir,gözden çıkarılabilir 13377 Spirit
5378 Expenditure masraf, gider 13378 spirited
5379 Expense MASRAF 13379 Spit
5380 Expensive PAHALI 13380 spit ball
5392 expletive kızınca veya heyecanlanınca söylenen anlamsız sözcük 13392 splint
splutter
5398 exploratory araştırma, araştırma ile ilgili,keşifçi 13398
5399 Explore KEŞFETMEK,ARAŞTIRMAK 13399 Spoil
5400 Explosion patlama 13400 spoilsport
5401 Explosive PATLAYICI MADDE 13401 spokesperson
5402 expo fuar. Ifade,açıklama 13402 spongy
5403 exponent savunucu, taraftar.üst,üs 13403 sponsorship
5404 exponential hızlı ve büyük,inatçı, üssel 13404 spontaneity
5405 exponentially üstsel,katlanarak 13405 spontaneous
5406 Export İHRAÇ MALI, İHRACAT 13406 spontaneously
5407 Expose açığa çıkarmak, maruz bırakmak 13407 spoof
5408 exposed korunmasız,açık 13408 spook
5409 exposition sergi, fuar. 13409 spooky
5410 expository açıklayıcı,açıklayan 13410 spool
5411 expostulate eleştirmek. sitem etmek 13411 Spoon
5412 Exposure maruz kalma,sergileme, herkese duyurma. 13412 spoonful
5413 expound açıklamak, izah etmek, yorumlamak. 13413 spoor
5414 Express İFADE ETMEK,AÇIK,HIZLI 13414 sporadic
5415 Expression İFADE,ANLATIM 13415 sporadically
5416 Expressionless ifadesiz,anlamsız 13416 Sport
5417 expressive anlamlı, manalı. 13417 sportiveness
5418 expulsion kovma, ihraç etme; kovulma, ihraç edilme. 13418 Spot
Word pronunciation turkish meaning of below words Line Word pronunciation
5449 extradite (suçluyu) (suç işlediği ülkeye) iade etmek/ettirmek. 13449 squalid
5450 extradition suçluların iadesi. 13450 squalidness
5451 extraneous konu dışı,yabancı (madde, cisim). 13451 squall
5452 extraneously konu dışı bir şekilde, dıştan gelerek 13452 squalor
5453 extraneousness konuyla ilgisi olmayan bir şekilde 13453 squander
5454 extraordinaire olağandışı 13454 Square
5455 Extraordinary OLAĞANDIŞI 13455 squared
5456 extrapolate geleceği tahmin etmek, dış değer bulmak 13456 squarely
5457 extrapolation bilinene dayanan tahmin, dış değer bulma 13457 squareness
olağanüstü algılama olan,bilinen duygulara
5458 extrasensory dayanmayan 13458 Squash
5459 extravagant savurgan, müsrif. 13459 squat
5460 extravagantly savurgan bir şekilde, har vurup harman savurarak 13460 Squawk
5461 Extreme SON DERECE, AŞIRI 13461 squeak
5462 extremist aşırı uçlarda yaşayan kimse 13462 Squeaky
5463 Extremity uç kısım 13463 squeal
5464 Extricate kurtarmak,çıkarmak 13464 squeamish
5465 exuberance canlılık ve neşelilik. 13465 Squeeze
5486 Face 1.YÜZ, SURAT 2.KARŞISINA ÇIKMAK, BAŞINA GELMEK 13486 Stage
5487 face down karşısındakini sindirmek-susturmak, arka yüz 13487 stagger
5488 facet yön,görünüş,parça. elmas yontmak 13488 stagnant
5489 facetious şakacı 13489 staid
5490 facetiously şakacı bir şekilde 13490 Stain
5491 facile kolay 13491 stained glass
5492 facilitate hafifletmek,kolaylaştırmak, yardım etmek 13492 Stair
5493 facilitative kolaylaştırıcı 13493 staircase
5494 facility tesis,kolaylık,yetenek 13494 stake
5495 facsimile kopya,aynı,kopyalamak 13495 stakeholder
5496 Fact GERÇEK 13496 stakeout
5502 factually gerçekle ilgili surette, gerçeklere dayalı olarak 13502 Stamp
5503 faculty fakilte,yetenek 13503 stampede
5504 fad geçici bir moda veya heves. 13504 stance
5720 fill me in on the situation Durumu bana açıkla. 13720 striking resemblance
5721 filling station benzin istasyonu. 13721 String
5722 filly yavru kısrak 13722 string bean
5723 Film FİLM 13723 stringent
5724 Filthy pis,kirli 13724 Strip
5796 Flat 1.DÜZ 2.DAİRE (apartman katı),düzlük, geniş düz yer. 13796 Submarine
5871 flurry kısa süren bir heyecan veya telaş. 13871 sugarcoat
5872 Flush şifon,aynı hizada olan,(yüzü) kızarmak 13872 Suggest
5873 fluster heyecanlı ve şaşkın bir hal, heyecanlandırıp şaşırtmak 13873 Suggestion
5874 flute (sütundaki) yiv. 13874 Suicide
çarpıntı,çırpınma,çırpınmak,dalgalanmak,küçük
5875 flutter oynama 13875 suicide watch
5876 flux akış 13876 Suit
5877 Fly 1.UÇMAK 2.SİNEK 13877 suit to
5878 fly high yüksekten uçmak. gözü yükseklerde olmak 13878 Suitability
5879 fly open birdenbire açılmak 13879 suitable
5880 fly over üzerinden uçmak\geçmek 13880 Suitcase
5881 foal tay. 13881 suitor
5882 Foam KÖPÜK 13882 sulk
5883 Foam Rubber SÜNGER 13883 sulky
5884 focal point ilgi merkezi, merkez noktası 13884 sullen
5885 Focus odaklanmak 13885 sullenly
5886 fodder beslemek,(saman veya ot gibi) hayvan yemi. 13886 sully
5887 foe düşman,hasım 13887 sultry
5888 foetus cenin 13888 Sum
Word pronunciation turkish meaning of below words Line Word pronunciation
5889 Fog SİS 13889 summarily
5890 fogey eski kafalı kimse,tutucu kimse 13890 Summary
5891 foible zayıf yön,zaaf 13891 summation
5892 foie gras kaz ciğeri 13892 Summer
5893 foil folyo,set çekmek, önlemek. 13893 Summit
5894 foist on .. -e zorla kabul ettirmek, -in başına yıkmak: 13894 summon
5895 Fold KATLAMAK 13895 sumpter
5911 fool about aylak aylak dolaşmak, vaktini boşa harcamak 13911 superimpose over
gözü kara,kendini veya diğerlerini boş yere tehlikeye
5912 foolhardy atan. 13912 superintendent
5913 Foolish APTALCA,budala 13913 Superior
5914 Foot AYAK 13914 superlative
5915 Football FUTBOL 13915 supernumerary
5916 footbridge yaya köprüsü. 13916 superscription
5917 Foothill bayır,dag etegi 13917 supersede
5918 foothold ayak basacak yer. 13918 Superstition
5935 for no apparent reason ortada hiçbir neden yokken 13935 Supplies
6018 forte birinin asıl uzmanlık alanı,bir kişinin en iyi yaptığı şey 14018 swearword
6019 Forth ileri 14019 Sweat
6020 forthcoming varış,gelecek, önümüzdeki. Konuşkan,cana yakın 14020 sweat gland
6021 Forthwith DERHAL, HEMEN 14021 Sweater
6022 Forties kırk yaşlarında 14022 swede
6023 fortify güçlendirme yapmak,sağlamlaştırmak 14023 Sweep
6024 fortitude metanet.cesaret 14024 Sweet
6025 Fortnight İKİ HAFTA, ONDÖRT GÜN 14025 sweetly
6026 Fortunately allah şükür,iyiki 14026 Sweetness
6027 Fortune 1.SERVET 2.ALIN YAZISI 3.TALİH 14027 Swell
6028 Forward İLERİ 14028 swerve
6029 fossilise fosilleştirmek,fosilleşmek 14029 swig
6030 Foster büyütmek, geliştirmek, evlatlık,üvey 14030 swill
6031 Foul PİS, KİRLİ 14031 Swim
6032 Found İNŞA ETMEK ,KURMAK,bulmak 14032 swindle
6033 Foundation 1.TEMEL 2.VAKIF 14033 swindler
6034 founder kurucu,dökümcü, dökmeci, gemi batmak 14034 swine
6035 founding kurucu 14035 Swing
terkedilmiş çocuk. terkedilip sokakta veya başka bir
6036 foundling yerde bulunan bebek 14036 swipe
6037 fount pınar, kaynak, çeşme. 14037 swirl
6038 Fountain ÇEŞME,FISKİYE 14038 swish
6039 Fountain-Pen DOLMA KALEM 14039 Switch
6040 four-poster bed sayvanlı karyola 14040 swivel
6041 fowl kümes hayvanı,kuş avlamak 14041 swizzle
6042 Fox TİLKİ,aldatmak. 14042 Swollen
6043 foxglobe yüksükotu. 14043 swoon
6044 foxy tilki gibi, kurnaz 14044 swoop
Word pronunciation turkish meaning of below words Line Word pronunciation
6045 foyer bekleme odası,antre 14045 Sword
6046 fracas arbede; gürültülü kavga 14046 swot
6047 fraction (bir şeyden) küçük bir parça,kesir 14047 sycophancy
6048 fracture kırık,çatlak 14048 syllable
6049 Fragile KIRILGAN 14049 syllabus
6050 fragment parça,kırık parça, kırık. 14050 Symbol
6051 fragrance koku,güzel koku 14051 symmetrical
6052 fragrant güzel kokulu, mis kokulu. 14052 symmetrically
6096 frenzy çılgın bir hal; çılgınlık 14096 take a chance on someone
6097 Frequency sıklık 14097 take a fall
6098 frequent sık sık tekrarlanan. 14098 take a number
6099 frequently sık sık. 14099 take arms
6100 Fresh TAZE 14100 take charge of
6101 freshest taze,temiz,körpe 14101 Take courage
6102 freshness tazelik,serinlik 14102 take forward
6103 fret üzülmek 14103 take great care
6104 friable kırılgan.kolayca ufalanabilen 14104 take heart
geçimini kiliseye yapılan bağışlarla sağlayan din
6105 friar görevlisi 14105 take hold of
Word pronunciation turkish meaning of below words Line Word pronunciation
6369 get the hang of nasıl yapılacağını öğrenmek, püf noktasını öğrenmek 14369 thou-shalt-not (you shall not)
6370 get the lead out acele et,çabuk ol 14370 thrash
6371 get time off işten izin almak 14371 Thread
6372 get to know öğrenmek, tanımak 14372 Threat
6373 get to work on çalışmaya başlamak, üzerinde çalışmaya başlamak 14373 Threaten
6374 get used to alışmak 14374 threateningly
6375 get used to it buna alış 14375 threefold
6376 Get well soon! geçmiş olsun 14376 three-fourths
6377 get/have sight of gözüne ilişmek,görmek 14377 threescore
6378 gettable erişilebilir, ulaşılabilir 14378 threshing floor
6379 get-together toplantı,parti 14379 threshing machine
6380 Ghastly korkunc 14380 threshold
6381 ghetto azınlıkların ve yoksulların oturdukları mahalle 14381 thrice
6382 Ghost HAYALET,HORTLAK 14382 thrift
6383 gibberish konuşmaya benzeyen anlamsız sesler. 14383 thrill
6645 groupie pop müzik topluluğu üyelerinin peşinde koşan kız 14645 treatise
6646 grove koru,ağaçlık 14646 Treatment
sürünmek,yerde sürünmek,kendini alçaltmak,
6647 grovel yaltaklanmak. 14647 Treaty
6648 Grow BÜYÜMEK, YETİŞMEK 14648 treble
Word pronunciation turkish meaning of below words Line Word pronunciation
6656 grudge kin, garaz,(bir şeyi) (birine) çok görmek; kıskanmak: 14656 tremolo
6657 grudgingly istemeyerek. 14657 tremor
6658 gruel yulaf lapası… 14658 tremulous
6659 grueling çok zor; zorlu.eziyetli 14659 trench
6660 gruesome korkunç, dehşet verici. 14660 trench coat
6661 gruff hırçın,huysuz 14661 trepak
6662 gruffly sertçe,kabaca 14662 trepidation
6663 Grumble SIZLANMAK,YAKINMAK 14663 trespasser
6664 grumpy huysuz,aksiliği tutmuş 14664 triable
6665 grunge dağınıklık, kirlilik 14665 triad
6666 grunt hırıltı,homurtu 14666 Trial
6667 Guarantee GARANTİ 14667 triangular
6668 Guard KORUMAK,BEKÇİ 14668 triangulate
6669 guardedly ihtiyatlı bir biçimde, ihtiyatla 14669 triangulation
6670 Guerrilla GERİLLA 14670 Tribe
6671 Guess TAHMİN ETMEK 14671 tribulation
6672 Guest KONUK 14672 tribunal
6673 guffaw nahoş bir kahkaha.nahoş kahkaha atmak. 14673 tributary
6674 Guidance rehberlik,yönlendirme 14674 Tribute
6675 Guide REHBER, REHBERLİK ETMEK 14675 Trick
6684 guilty as charged işlediği iddia edilen tüm suçlardan suçlu bulunmuştur 14684 Trim
6685 guise aldatıcı görünüş,maske,kılık 14685 trimester
6686 Guitar GİTAR 14686 trio
özellikle siyasi suçluları cezalandırmak amacıyla
6687 gulag kullanılan sovyet çalışma kampı 14687 Trip
6688 gulch küçük kanyon. 14688 tripe
6689 gules kırmızı 14689 triplicate
6690 Gulf KÖRFEZ 14690 Tripod
6691 Gull martı 14691 tripping
6692 gullet boğaz, gırtlak. 14692 trippy
6693 gullible kolay aldatılabilir. 14693 trite
6694 gully küçük vadi, sel yatağı 14694 Triumph
6968 heresy sapkınlık, dince kabul olunmuş inançlara aykırı düşünce 14968 undo
6969 heretic kafir 14969 undoable
6970 Heretical yaratılışa ters düşen 14970 undoing
6971 hereto şimdiye dek,bu konuya 14971 Undoubtedly
6972 Heretofore şimdiye kadar, bundan önce. 14972 undress
6973 Heritage MİRAS 14973 undue
6974 hermetical sızdırmaz, tam sızdırmaz 14974 undulate
6975 hermetically hava geçirmez veya sızdırmaz bir biçimde 14975 undulation
Word pronunciation turkish meaning of below words Line Word pronunciation
6976 Hero KAHRAMAN 14976 unduly
6977 heroic kahraman, kahramanca, cesur. 14977 undying
6978 heroine kadın kahraman. 14978 Unearth
6979 herr bay 14979 unearthly
6980 herring ringa balığı 14980 unease
6981 hesitancy tereddüt,duraksama 14981 uneasily
6982 hesitantly tereddütle, duraksayarak. 14982 uneasy
6983 Hesitate DURAKSAMAK, TEREDDÜT ETMEK 14983 Unemployment
6984 hesitating tereddüt eden, duraksayan 14984 unencumbered
6985 Hesitation tereddüt 14985 unending
6986 hetman ataman 14986 unenviable
6987 heuristic buluşsal, sezgisel 14987 unequivocal
6988 heuristically sezgisel olarak, bulgusal olarak 14988 unequivocally
6989 hew yarmak,yontmak,balta ile kesmek 14989 unerringly
7154 House EV, barındırmak,bir eve koymak, kendi evine almak. 15154 unselfish
7155 house of commons avam kamarası (ingiltere) 15155 unselfishly
7156 houseful ev dolusu 15156 unsetting
7225 hypermarket içinde her türlü eşya satılan büyük alışveriş merkezi 15225 Uphold
7226 hypochondriac hastalık hastası. 15226 upholder
7227 hypocrisy iki yüzlülük,riyakarlık 15227 upholstery
7228 hypocrite ikiyüzlü kimse. 15228 Upkeep
7229 hypothetical varsayıma dayanan,farazi 15229 upland
7230 hypothetically varsayalım ki,varsayımlı olarak 15230 uplift
7231 hysteria histeri,sinir bozukluğu 15231 uplifting
7232 hysterical çılgın,kendini kaybetmiş 15232 up-market
7233 I did all I could yapabileceğim kadar yaptım 15233 Upon
7234 i didn't mean to bunu yapmak istememiştim 15234 Upon which
7235 i don't get it! kafam almıyor!, anlayamıyorum 15235 Upper
7236 i doubt whether şüphe ediyorum, pek sanmıyorum 15236 upper class
I’m gonna get out of your
7237 hair seni rahat bırakayim bari 15237 upper hand
7238 Ice BUZ,öldürmek. dondurmak; donmak. 15238 uppermost
7239 ice-cold çok soğuk,buz gibi 15239 uppity
7663 indignity küçük düşürücü hareket, hakaret; onur kırıcı durum. 15663 Wednesday
7664 indirect cost dolaylı masraf 15664 wee
7665 indiscreet düşüncesiz; geveze, boşboğaz, 15665 weedkiller
7666 indiscriminate gelişigüzel, rasgele; ayırt edilmemiş, karışık 15666 Week
7667 indiscriminately rastgele, ayrım gözetmeksizin 15667 Weep
7668 indispensable zorunlu, vazgeçilmez 15668 Weigh
7669 indispensably mecburi olarak 15669 weight down
7670 indisposed rahatsız, keyifsiz. 15670 weir
7671 indisposition rahatsızlık, keyifsizlik. 15671 weirdo
7672 indissoluble çözünmez,sağlam 15672 Welcome
Word pronunciation turkish meaning of below words Line Word pronunciation
7673 indissoluble bond ayrılmaz bağ 15673 Welfare
7674 indistinct belirsiz, iyice görülmeyen, bulanık. 15674 welfare check
7675 indistinguisable ayırt edilmesi olanaksız, seçilemez. 15675 Well
7676 Individual BİREY, BİREYSEL,TEK 15676 well after
7677 individualistic bireysel,bireyci 15677 well done
7678 individualize bireyselleşmek,kişiselleştirmek 15678 well off
indivisibility,
7679 indivisibleness bölünmezlik 15679 well wisher
7680 indivisible bölünmez, bölünemez 15680 wellbeing
7681 indivisibly bölünemez bir şekilde 15681 well-bred
bir düşünce sisteminin esaslarını öğretmek , (fikir)
7682 indoctrinate aşılamak 15682 well-built
7683 indoctrination zorla kabul ettirme, beyin yıkama 15683 well-cared-for
7684 indolence uyuşukluk,tembellik 15684 well-chosen
7685 indolent tembel,isten kaytaran 15685 well-disposed
7686 Indoor EV İÇİNDE, İÇERDE 15686 well-fed
7687 Indorse ÇEKİ CIRO ETMEK,ONAYLAMAK 15687 Well-Known
indubitability -
7688 indubitableness tartışma götürmezlik 15688 well-lit
7689 indubitable şüphesiz.kuşkusuz 15689 well-nigh
7690 indubitably şüphesiz olarak 15690 well-off
7691 induce ikna etmek,neden olmak. 15691 well-preserved
7692 induced uyarılmış, teşvik edilmiş 15692 well-stocked
7693 inducement neden, vesile.ikna 15693 well-thought-through
7694 induct askere almak,resmen göreve baslatmak 15694 well-travelled
well-trodden
7695 induction göreve getirme. 15695 path/track/route
7696 indulge şımartmak, (arzu, rica v.b.'ni) yerine getirmek. 15696 well-turned
7706 ineffable sözü edilmez, ağza alınmaz (kutsal).tarifsiz, anlatılmaz. 15706 Whale
7707 ineffectual etkisiz (çare, ilaç v.b.).yeteneksiz (yönetici, işçi v.b.). 15707 whammy
7708 ineffectually verimsiz olarak,güçsüz bir şekilde 15708 wharf
herhangi bir makam için yeterli niteliklere sahip
7709 ineligibility, ineligibleness olmama, seçilememe 15709 What
7710 ineligible bir makam için yeterli nitelikleri olmayan, yetersiz. 15710 what about you
7711 inept yeteneksiz 15711 what have you been up to
7712 ineptitude beceriksizlik.acemilik 15712 What If
7713 inequality eşitsizlik 15713 what on earth
7714 inert hareketsiz.eylemsiz 15714 what the devil
7715 inescapable kaçınılmaz 15715 Whatever
7716 inessential gereksiz. 15716 whatnot
7717 inestimable çok değerli, değeri tahmin edilemeyecek kadar büyük 15717 what's it got to do with it?
7718 inevitability kaçınılmazlık 15718 What'S Its (His/Her) Name
7719 Inevitable kaçınılmaz,çaresiz, 15719 What'S More
7720 inevitably kaçınılmaz şekilde 15720 What'S What
7721 inexcusable affedilmez,bağışlanamaz 15721 wheedle
7735 infantilise bebek muamelesi yapmak, çocuk muamelesi yapmak 15735 wherewithal
7736 infantility bebeklik 15736 whet
7737 infantilization çocuk muamelesi yapma 15737 Which Means
7738 infantilize çocuk muamelesi yapmak 15738 which to
7739 infantry piyade (ASKER) 15739 whicker
7740 infantryman piyade er 15740 whiff
7741 infatuate aklını çelmek, çıldırtmak. 15741 whiffle
7742 infatuation delicesine aşık olma, karasevdaya düşme 15742 While
7743 infect bulaştırmak 15743 whilst
7744 infectious bulaşıcı 15744 Whim
7745 infectiously bulaşıcı bir halde 15745 Whimper
ŞAKA
zevk,eğlence
NEŞELİ
(kulplu) sürahi.
hokkabazlık yapmak.hokkabaz
hokkabaz,hilekâr kimse.
boyuna ait.
SU (meyve suyu v.s.)
meyve sıkacağı
TEMMUZ
karmakarışık şey; karışıklık
karmakarışık etmek, karıştırmak
SIÇRAMAK, ATLAMAK
kazak üzerine giyilen kolsuz elbise
ürkek, gergin (kimse)
kavşak,birleşme yeri
birleşme yeri, önemli olayların gelişmesindeki kritik
bir an
HAZİRAN
bedava gezi, talih oyunları amacıyla düzenlenen
paket tur
yargı hakkı, yargılama hakkı.
hukuk ilmi, hukuk.
JÜRİ
1.YALNIZ 2.HEMEN ŞİMDİ
yaklaşık,aşagı yukarı
çünkü,öylesine
..-den önce
turkish meaning of below words
son dakikada,tam vaktinde
tam öyle,böyle
şehir
kaldırım taşı
karışıklık,gürültü patırtı
turkish meaning of below words
KETÇAP
kargaşa, karmaşık iş
ANAHTAR
bozmak
TEKME, TEKMELEMEK
işleri kızıştırmak
1.ÇOCUK 2.DALGA GEÇMEK 3.GENÇ KEÇİ
ZORLA KAÇIRMAK (İnsan, hayvan vb.)
çocuk hırsızı
BÖBREK
ÖLDÜRMEK
AİLE, AKRABA
1. İYİ, DOST, SEVGİLİ 2.ÇEŞİT, TÜR
az çok,gibi
anaokulu.
iyi kalpli.
iyi kalplilik
tutuşturmak,yanmak
çıra
iyi niyetli
iyilik,nezaket
akraba.soy
KRAL
KRALLIK
kraliyet, krallık
yatmak,uzanmak
kader.nasip
ÖPÜCÜK, ÖPMEK
alet takımı,takım çantası
MUTFAK
Alman birası
tembel, ağır
tembelce,yavaşça
geciken
gölcük,deniz uzantısı göl
toprak sahibi
irice
şaka, muziplik.
muzipçe şakalar yapan kişi
turkish meaning of below words
şakacı olma, eğlenceli olma
soytarı,budala
KAMÇILAMAK,KİRPİK
bir içecek türü
dermansızlık, halsizlik, bitkinlik, yorgunluk.
DEVAM ETMEK, SÜRMEK, YETERLİ OLMAK
YATMAK
kul.köle
tegmen,yüzbaşı
YAŞAM, HAYAT
hayatla barışık, hayat dolu
cansız,ölü
canlı gibi görünen.
hayatın bağlı olduğu şey, hayat çizgisi
ömür boyu.
cankurtaran
1.ASANSÖR 2.YUKARI KALDIRMAK
bağ,bağlama
1.IŞIK 2.AÇIK (renklerde) 3.HAFİF
ÇAKMAK
çakırkeyf,sersem
sersem gibi
dengeyi kaybetme,bayılma hissi
kaygısızlık,gamsızlık
aydınlatma, ışıklandırma.
yıldırımsavar,paratoner
1. HOŞLANMAK 2.GİBİ
işte böyle,bunun gibi
böyle,bunun gibi
olasılık, ihtimal.
MUHTEMELEN ,BÜYÜK OLASILIKLA
benzerlik,benzeme
hoşlanma, sevme; beğenme.
eflatun
eflatun
ingiliz denizcisi
HAT, SINIR, LİMİT
limuzin
topallama,topallamak, aksamak.
berrak, şeffaf, duru.
ÇİZGİ, SATIR, SIRA,hat
gümrük hattı
yüz hatları
doğrusallık
dava etme.dava
davacı
dava konusu olabilir
ÇÖP,DÖKÜNTÜ,darmadağın etmek.
KÜÇÜK
yavaş yavaş
küçüklük,önemsizlik
Hristiyanlık ekmek ve şarap ayini,
CANLI
YAŞAMAK
hayatın tadını çıkarmak
gerçek mermi
işyerinde oturmayı gerektiren (iş), birlikte yaşamak
(evli olmadan)
canlı,hayat dolu
KARACİĞER
özel üniformalı/giysili
üniforma,kılık
YAŞAMLAR
çok öfkeli, kanı beynine sıçramıs.
YAŞAM ,YASAYAN,CANLI
turkish meaning of below words
geçim masrafları
ne çıksa beğenirsin!, bak şu işe
YÜK, YÜKLEMEK,SİLAH DOLDURMAK
SOMUN EKMEK,AYLAKLIK ETMEK
ÖDÜNÇ VERMEK, BORÇ VERMEK, BORÇ
tefeci
tefecilik
isteksiz,gönülsüz
tiksinmek
nefret.
havaya atmak, havaya doğru vurmak.
kulis yapmak.antre.
İSTAKOZ
BÖLGESEL, YEREL
(bir olayın geçtiği) yer. Mahal
KURMAK,YERLEŞTİRMEK,YERİNİ BELİRLEMEK
KİLİTLEMEK, KİLİT
madalyon
deli,çılgın
çekirge.,ağustosböceği.
maden damarı
dengesiz,oransız
çenesi düşük,geveze
konuşkan bir biçimde
gevezelik, konuşkanlık
irfan,ilim
opera dürbünü
KAMYON
KAYBETMEK
ümitsizliğe düşmek
KAYIP, ZARAR
zararına satış
ÇOK, bölüştürmek, taksim etmek,arazi
parçası,hisse,pay
çok,bir sürü
YÜKSEK SESLİ
hopârlör
salon,divan,uzanmak
karartmak, surat asmak
kötü,iğrenc
SEVGİ;AŞK
aşk mecarası,aşk ilişkisi
Sevimli
sevimlilik,hoşluk
karşılıksız aşk yüzünden üzgün, terkedilmiş
SEVİMLİ
âşık, sevgili, yâr, dost.
ALÇAK, DÜŞÜK
turkish meaning of below words
kural dışı vuruş
alçak tavanlı
alçak zeminli
hakikat, işin içyüzü.
ALT,DÜŞÜRMEK
alçak topuklu
sade, gösterişten uzak
serseri,ayak takımı
alçakgönüllü.rütbe veya mevkice aşağı
SADIK
SADAKAT,BAĞLILIK
baklava şekli,eşkenar dörtgen
aklın başında
berraklık. Açıklık
ŞANS
ŞANSLI
kârlı, kazançlı, yararlı.
gülünç, güldürücü, komik.
çekmek, sürüklemek.
VALİZ
mahzun, kederli.
asık suratlı bir halde,kederli bir biçimde
soğuk,kayıtsız
yatıştırmak, uyuşmak
ninni.
delirtmek; delirmek.
can sıkıcı,delirtici
asil üye/aza , esas adam
matmazel
tımarhane.
delilik
büyük girdap,kargaşa
CEPHANELİK , MAGAZİN ,ŞARJÜR (SİLAHIN)
tövbekar fahişe
böcü,larva
BÜYÜ
büyülü
büyülü bir şekilde, büyüleyerek.
sihirbaz, büyücü.
amirane
amirane bir şekilde
sulh hakimi
turkish meaning of below words
zorunlu, gerekli.
yele
ANLAM
ARAÇ,VESİLE 2.PARA,varlık
BU ARADA,bu süre içinde
BU ARADA, AYNI ANDA
ÖLÇÜ,ÖNLEM
ölçülü,düzenli
EZGİ, MELODİ
KAVUN
ERİMEK
ÜYE
zar
öleceğini hatırla
hatırlanmaya değer şeyler
UNUTULMAZ,AKILDA KALICI
MUHTIRA,BİLDİRİ,NOT
ANIT,ANISINA YAPILMIŞ,ANMA TÖRENİ
EZBERLEMEK
HAFIZA,anı
ADAMLAR
tehdit,tehdit etmek
tehditkar bir şekilde
halka gösterilen yabani hayvanlar (sirkte vb)
TAMİR ETMEK,ONARMAK
yalancı,yalan
uydurma bir şekilde
yalancılık
dilenci,dilencilik etmek
hizmetçi, hizmetçiye ait
menenjit
âdet görmek, aybaşı olmak.
âdet, aybaşı,
ZİHİNSEL
turkish meaning of below words
BAHSETMEK,ANMA
pis kokulu
ticarete ait, ticari.
ticaret anlayışı
TÜCCAR
merhametli,bagışlayıcı
acımasız
ruhsal durumu birdenbire değişen
MERHAMET,RAHMET
KATIKSIZ,SAF
SADECE
BİRLEŞMEK
birleşme,iki veya daha çok şirketin birleşmesi.
ERDEM,HAKETMEK, DEĞMEK
övgüye değer, saygıya değer.
neşeyle
MUTLU,NEŞELİ
atlı karınca
hipnotizmayla uyutmak.
KARIŞIKLIKLIK,DAĞINIKLIK
ile uğraşmak, ile ilgilenmek.
yemek salonu
müdahale etmek (başkasının işine), bulaşmak
MESAJ
dagınık,pis
METAL
mecaz
ÖLÇEK
kristal meth
bana öyle geliyor ki,galiba
METOT,YÖNTEM
Sistemli,düzenli
çok titiz, çok dikkatli.
özenli şekilde,titizlikle
turkish meaning of below words
titizlik.
METRE
cesaret,yüreklilik,huy
miyav.miyavlamak
bebek gibi ağlamak, miyavlar gibi ağlamak
kasvetli/sıkıcı ortam, tehlikeli atmosfer
FARELER
çok yakından idare veya kontrol etmek
ORTA
ortaçağ ingilizcesi
ikisi ortası, ikisinin ortası
komisyoncu, aracı.
komisyoncu,aracı
orta katman
tatarcık
GECE YARISI (24:00)
orta, orta yer.
yarı yolda
ebe
ebelik
surat, çehre.eda,tavır
keyfini kaçırmak, sinirden kudurtmak
1)HAFİF 2)YUMUŞAK
mil uzaklık ölçü birimi 1609 m
kilometre
ASKERİ
askeri ataşe
minyatür ressamı
ENAZ
1.BAKAN 2.BÜYÜKELÇİ YARDIMCISI
..-e yardım etmek, -e hizmet etmek.
özenli bakım, ihtimam.
ÖNEMSİZ, UFAK, MİNÖR
küçük suç
AZINLIK
nane,(para) basmak.
EKSİ ( - )
turkish meaning of below words
1.DAKİKA 2.ÇOK KÜÇÜK 3.ZABIT
çok dikkatli ve tam olarak
MUCİZE
serap,ilüzyon
çamura saplamak; çamura saplanmak.
AYNA
ayna gibi
şenlik, cümbüş
sevinçsiz,neşeşiz
neşesiz bir halde, sevinçsizce
insanları sevmeyen
yanlış anlama
gayri meşru,alçak
düşük yapma, başarısızlık
yanlış kullanım
ufacık şey,zerre
yatıştırmak,hafifletmek
hafifletme, azaltma.
piskoposluk tacı
KARIŞTIRMAK, KARIŞMAK
ayaktakımı,kalabalık
HAREKETLİ,SEYYAR
alay etmek,küçümsemek
alay-taklit
turkish meaning of below words
MODEL (model araba,manken v.b)
ILIMLI, ORTA
ılımlı olarak,az çok
ılımlılık,ölçülülük
toplantı başkanı
MODERN, ÇAĞDAŞ
MÜTEVAZİ, ILIMLI
degişiklik,degiştirme
değiştiren şey.
değiştirmek
değiştirmek,modüle etmek
çalışma tarzı
önemli adam,kar tümseği
MORAL
manevi olarak,ahlakça
bataklık, batak.güçlük,engel
ürkütücü ve marazi konulara aşırı ilgi duyan,
hastalıklı
ölüm oranı, hastalık
turkish meaning of below words
DAHA FAZLA
her zamankinden daha çok
olması daha muhtemel,büyük olasılıkla
bir çok kez
üstelik,Daha Fazlası
ANNE
bebek dili
turkish meaning of below words
annelik
ana gibi
HAREKET, teklif,el ile iş aret etmek.
hareketsiz
1)MOTİVLENMEK 2)GÜDÜ,dürtü,neden
dag,üzerine çıkmak,başlatmak.
DAĞ
dağ gibi, çok büyük, çok iri.
artan
yas tutmak, matem tutmak.
yaşlı kimse,matemli kimse
kederli,yaslı
kederle
FARE
saç köpüğü
ürkek,mahcup,fare gibi
mırıltı,mırıltılanmak
kabakulak.
dünyevilik
belediyeye ait, belediye.
belediye.
cömertlik.
savaş gereçleri.
silahşor
MÜSLÜMAN
tülbent
ZORUNLULUK
HARDAL
toplanma,toplanmak
küflü
değişebilir, değişken.
1)SESİZ 2)DİLSİZ
sakatlamak,kesip sakat bırakmak
asi,isyancı
isyan ,ayaklanma
it, köpek.
MIRILDANMAK, KISIK SESLE SÖYLENMEK
ORTAK,İKİ TARAFLI
hayvan agızlıgı,susturmak.
turkish meaning of below words
namlu alevi
BENİM
having a mind of extreme versatility and power
gizemli,esrarengiz
gizemli bir şekilde
GİZEM,SIR
gizemli bir hava vermek,şaşırtmak
yakalamak, ele geçirmek, tutuklamak.
çok zengin kişi, doğuda zengin olup ülkesine
dönmüş avrupalı
tırnak cilası
saf,toy, tecrübesiz.
çıplaklık
İSİM
hesap günü
ANLATMAK
anlatım.anlayış.hikaye
hikâye, öykü.
DAR
burun,geniz sesi
gelişmeye başlayan, yeni oluşan.
pislik,iğrençlik
PİS, KÖTÜ KOKULU
ULUS
turkish meaning of below words
ULUSAL
YERLİ (her native language)
doğuş,doğum
DOĞAL
doğal olarak,elbette
DOĞA
YARAMAZ (naughty child = yaramaz ρocuk)
bulantı ,mide bulantısı
hayır, yok.
istemezükçü, huysuz,uzlaşmaz
YAKIN
yakında
neredeyse.hemen hemen
temiz,derli toplu, düzgün.
sıvıyı sprey hale getirmek
Belirsiz,bulutlu
ister istemez.
GEREKLİ
gerektirmek; zorunlu kılmak.
gereklilik, zarurilik
turkish meaning of below words
gereklilik kipi
GEREKLİLİK
BOYUN, yaka
boyun atkısı
GEREKSİNİM, İHTİYAÇ
gerekmek, lazım olmak; zorunda olmak, -e mecbur
olmak:
gerekli, lüzumlu, lazım olan.
İĞNE, ŞİŞ
LÜZUMSUZ
beceriksiz
kötü, alçakça.
GÖRÜŞMEK,MÜZAKERE
görüşme
zenci
kişneme.kişnemek
KOMŞU
semt, mahalle, çevre
HİÇBİRİ
NE O..NE ÖBÜRÜ
hak edilen ve kaçınılmaz ceza.intikam
neoklâsik
yeni muhafazakar
YEĞEN (erkek)
sinir,soğukkanlılık
sinir bozucu
SİNİRLİ
YUVA, KUŞ YUVASI
1.AĞ 2.NET (brütün tersi)
alt, alttaki.
turkish meaning of below words
aktif internet kullanıcısı
ŞEBEKE,ÇALIŞMA AĞI
sinirsel, sinire ait, sinirle ilgili.
tarafsız,yansız,nötr
HİÇBİR ZAMAN ,ASLA
hatta hiç
o kısmı boş ver sen
boşver
YİNEDE ,BUNA RAĞMEN
YENİ
yeni gelen.
yeni bulunmuş, yeni keşfedilmiş
yeni evli
HABER
GAZETE
haber filmi
EN YAKIN, BİR SONRAKİ, ERTESİ
bağlantı noktası
kemirmek,ısırmak
HOŞ,güzel
incelik, hassaslık, titizlik.
heykel v.b. için) duvarda oyuk.
TAKILMIŞ AD, LAKAP
YEĞEN (kız)
şık,hoş,zeki
GECE
KABUS
SIFIR, BOŞLUK
çevik, atik.zeki
çevikçe,çabucak
avanak,salak,sersem
çimdik,çimdiklemek
erkek çocuk, oğlan.
her şeye kusur bulan,kılı kırk yaran
engel olmak,iptal etmek
turkish meaning of below words
HAYIR
daha az, -dan daha çok
üzülmece, darılmaca yok
noksansız, az değil
artık,bundan böyle
tabiki,pe tabi
değersiz
normallik,olağan hal
KUZEY
BURUN
burun kanaması
küçük çiçek demeti
burun deligi
dertlere çare olarak birinin ortaya attığı
fikir,kocakarı ilacı
her şeye burnunu sokan,meraklı
başkalarının işine burnunu sokan
DEĞİL
hiç , hiç degil
katiyen,hiç
bile,üstelik hiç
çok iyi değil
turkish meaning of below words
şimdi olmaz
çok zeki değil
..-den önce değil , meden önce
özellikle, başta ... olmak üzere.
noter
çıraklık dönemi
ŞİMDİ
demin.az önce
ya şimdi ya hiç
BUGÜNLERDE
HİÇ BİRYER
turkish meaning of below words
zararlı
ince fark, ayırtı
incelikli
çekirdeklenmek
ÇIPLAK
dürtme,dirsek ile dürtmek.
SIKINTI, RAHATSIZLIK
atom bombası
geçersiz kılma. Iptal
uyuşuk,uyuşturmak
SAYI, NUMARALANDIRMAK
hissizleşme
hissis şekilde
uyuşukluk, uyuşma.
aptal.mankafa
rahibe
rahibe manastırı
nikâh; düğün.
HEMŞİRE, HASTABAKICI,emzirmek,iyileştirmek
dadı,bebek bakıcısı
kreş,anaokulu
özel sağlık yurdu,küçük özel hastane
terbiye,terbiye etmek,yetiştirmek
1.KURUYEMİŞ (fındık v.b) 2.KAÇIK KİMSE
deli.kaçık
besin, gıda
çatlak,deli
deli, çatlak.
NAYLON
orman veya su perisi (mitoloji),güzel kız
MEŞE
KÜREK
VAHA
turkish meaning of below words
yemin,ant
yulaf ezmesi
inatçı, boyun eğmez, dik başlı.sert
itaatkar,sadık
itaatkar bir şekilde,uysalca
dikili taş
şişmanlık
SÖZ DİNLEMEK, İTAAT ETMEK
örtmek, gizlemek, perde çekmek.
örtme, gizleme, perde çekme.
ölüm ilanı
İTİRAZ ETMEK
NESNE, OBJE, AMAÇ
somutlaştırmak, nesneleştirmek
itiraz, karşı çıkma
eski ingilizce
ESKİ MODA
eski toprak,yaşlı
OMLET
alamet, işaret.
ugursuz
ugursuzca
ihmal, boşlama, savsama.
ATLAMAK, ihmal etmek, yapmamak.
her şeye gücü yeten/kadir
her şeyi bilen.
ÜZERİNDE
günlük olarak,her gün
düzenli olarak, muntazaman.
her tarafta, dört bir tarafı
zaman zaman,arasıra
ara vermeden, biteviye.
hazır, emre hazır
deli,çılgın
dik,arka arkaya
her yerde, orada burada
turkish meaning of below words
yanıyor,yanmakta
mevcut, el altında
izinli.
hiçbir şekilde,asla
bile bile, kasıtlı olarak
tekrar düşününce
doğru yönde; doğru, tam.
dakikası dakikasına, tam zamanında.
faaliyette, gittikçe kötüleşmekte
olay yerinde
anında,derhal
kazanma hırsıyla yanıp tutuşan.kendinden başkasını
düşünmeden
yürüyüş halinde, hareket halinde
hareket halinde, hareket halinde
gizlice, gizli gizli
kaçmakta. acele etmekte
sinsice,el altından
hemen, derhal.
peşinde
rüşvet yiyen
genel olarak,her şey hesaba katılırsa
ayaklarının ucuna basarak
üstüne,üzerine,haberdar
1.BİR KEZ 2.BİR AN ÖNCE
bir kez daha
hayatta bir kez
arada bir,arasıra
bir daha
göz atma,kontrol
BİR
birbiri ardından, art arda
birbirini,birbirlerine
bir ayağı çukurda
turkish meaning of below words
bir adım önde
tek seferlik,bir kez olan ve bir daha tekrarlanmayan
olay
kısa metrajlı film
zahmetli, meşakkatli, külfetli, eziyetli
onda bir, onda biri
SOĞAN
seyirci.
izleyen
SADECE, YALNIZCA
sadece bir sene sonra
yeni,henüz
ancak şimdi
ancak o zaman
üşüşme, saldırı.
başlama,saldırı,hucüm
başlangıç (bir olayın vb)
ofsayt olmayan
şiddetli saldırı, hücum.
sahnede
üstüne,üzerine
ileriye doğru, ileri; ileride.
ışık geçirmez, donuk, saydam olmayan.
AÇIK, AÇMAK
açık fikirli, açık görüşlü
açmak ( Kapı vs)
açık bırakılmış, sonuca bağlanmamış
açıklık, delik.
açıklık
ÇALIŞTIRMAK,İŞLETMEK
ameliyat etmek
işletme giderleri
1.OPERASYON ,İŞLEM ,AMELİYAT
işletmek,operasyon,çalıştırma,harekat
özel dedektif
turkish meaning of below words
OPERATÖR
uyku ilacı,uyku getirici
düşünmek, görüş belirtmek
GÖRÜŞ,FİKİR,DÜŞÜNCE
inatçı,fikrinden dönmeyen
afyon
düşman,rakip
fırsatçı
FIRSAT
karşı koymak, karşı çıkmak, direnmek.
ZIT,TERS,karşısında
genelde gazeteyi temsil eden başyazıdaki görüşün
tersini savunan yazı
muhalefet, itiraz,KARŞITLIK
zulmetmek, sıkıntı vermek
mazlum,sıkışmış,ezilen
zulüm,eziyet
bunaltıcı, sıkıcı, ağır.
zalim kimse.
aşagılama.hakaret
tercih etmek,şeçmek
İYİMSER
SEÇME, SEÇENEK, OPSİYON
servet, zenginlik.bolluk
bol,zengin.bereketli
VEYA,yada
daha doğrusu
kadar, civarında, yaklaşık:
SÖZLÜ
orangutan
1.PORTAKAL 2.TURUNCU
hatip
YÖRÜNGE
meyve bahçesi
planlamak, düzenlemek.
emretmek, buyurmak; (Tanrı) takdir etmek.
turkish meaning of below words
zorlu sınama,çile
1.EMİR 2.SİPARİŞ 3.DÜZEN, SIRA
düzenlilik,çekidüzen
sistemli,kurallı, emir eri,yazıcı
düzen, kural.,yasa; yönetmelik.
SIRADAN, NORMAL
savaş gereçleri
1.ORG 2.ORGAN 3.ORGANİZASYON, KURULUŞ
ORGANİZE ETMEK,planlamak, düzenlemek
aşırı düşkünlük
şark,doğu
oryantal,doğuya özgü
yönlendirmek, yöneltmek.
yönlendirme, yöneltme.ortantasyon
KÖKEN, ORİJİN
ORJİNAL, İLK, YENİ
başlamak
süs,dekoratif
süs,süsleme
çok süslü, şatafatlı, gösterişli.
orfeus'a özgü
ortodoksluk
salınım,tereddüt
osilatör,titreşim oluşturan alet
kemikleştirmek, katılaşmak
görünüşte, görünürde.
gereksiz gösteriş,şatafat
dikkati çeken, gösterişli, fiyakalı, cakalı
gösterişli bir biçimde.
toplum dışına itmek; dışlamak.sürgün
devekuşu
DİĞER
geçen gün
1.BAŞKA TÜRLÜ 2.YOKSA,AKSİ TAKTİRDE
uhrevi, hayali işlerle meşgul
..MELİ ..MALI EKİ
turkish meaning of below words
bir parça,kara parçası
BİZİM
çıkarmak, dışarı atmak, kovmak.
DIŞARI
dışarı doğru
duyulacak bir şekilde, yüksek sesle
dışında
nefes nefese
bağlam dışı
tehlikeyi atlatmış
kabul edilmemiş,istenmeyen, gözden düşmüş
şarjı bitmiş
itaatsiz (kimse).
hiç yoktan
apansız ,aniden
acıyarak,merhameten
hürmeten
imkânsız, olamaz, söz konusu olamaz.
saldırganca
..-den daha yüksek rütbede olmak.
garip
sosyal yardım.aşmak, geçmek.
içten,karşılıksız,doğrudan,bütünüyle,doğrudan
..-den daha hızlı koşmak, -i geçmek.
büyük fark atmak
başlangıç.
DIŞARIda,dışında
büyük
turkish meaning of below words
varoşlar, dış mahalleler.
taşerondan hizmet almak,dışarı yaptırmak
sözünü sakınmayan, açıksözlü.
samimiyet,açıksözlülük
serilmiş,yayılmış
(yarışta) geçmek, -den üstün çıkmak
daha hızlı yüzmek
dış,dışa doğru
fazla pişmiş
turkish meaning of below words
VADESİ GEÇMİŞ
gereğinden fazla yemek yemek
aşırı duygusal
olduğundan fazla yetenekli görmek,yeteneklerini
abartmak
aşırı beslenmiş
fazla beslemek
taşma,su basmak
çok cömert
yaşına göre fazla büyümüş,azman
üzerine sarkmak.
sarkık
tezcanlı
bakım, elden geçirme
yukarıdan geçen.genel masraflar
sabit maliyetler
kulak misafiri olmak
fazla hoşgörülü
aşırı güç kullanma, aşırı yükleme
çakışma, örtüşme
örten tabaka, örtü.kaplamak.
göz ardı etmek
fazlaca,aşırı derece
bir gecede,geceleyin
üstgeçit.
gereğinden fazla korumak.
aşırı koruyucu
fazla önemsemek.
aşırı tepki göstermek
aşırı tepki
FAZLA MESAİ
fazla mesainin reddi eylemi
açık bir biçimde, açıkça.
öneri, teklif.
devirmek,devrilme
aşırı kullanım
kendinden fazla emin.kendini beğenmiş
kilolu,şişman
etkisi altına almak
FAZLA ÇALIŞMAK, AŞIRI ÇALIŞMAK
ambalaj kağıdı ile örtmek
çok istekli
BORÇLU OLMAK
BAYKUŞ
kova
ACI, AĞRI
yakınan, sızlanan, inleyen, kederli.
AĞRILI
titiz, özenli, dikkatli
titizlikle
BOYAMAK, BOYA
1.RESSAM 2.BOYACI
ÇİFT,eşleştirmek, çiftleştirmek.
ahbab,arkadaş
SARAY
tat alma duyusu.damak
saray gibi.
turkish meaning of below words
SOLUK,SOLGUN (renk)
yoğun duman (kalın duman bulutu)
palet (yük kaldırmada/taşımada kullanılan)
solgun, soluk.
solgunluk, beniz sarılığı
ayrılmak,bırakmak,elden çıkarmak
paylaşmak.
.-e katılmak
. -i yemek; -i içmek
katılan, iştirak eden
kısmı
KATILMAK
katılım
ÖZEL,BELİRLİ,BELLİ
özellikle
katı parçacık
bölme, perde.
kısmen,tam olmayan
turkish meaning of below words
1.ORTAK 2.PARTNER
YARIM GÜN
kısmen
PARTİ
partiye katılan kişi
GEÇMEK, GEÇİRMEK
kendini ... diye satmak,diye geçinmek
fena değil,geçer,geçerli
PASAJ,GEÇİŞ
hesap cüzdanı.
YOLCU
gelen geçen
hırs; tutku.
tutkulu,ateşli
Tutkuyla. hararetle.
tutkusuz
PASİF, EYLEMSİZ
pasif olarak
PASAPORT
PAROLA
GEÇMİŞ,GEÇEN
erbap,üstat
MAKARNA (Hamurdan yapılan şeyler)
MACUN, HAMUR,YAPIŞTIRMAK
EGLENCE
papaz
papazlığa ait
pastoralize
otlak,çayır,otlamak
hamur gibi, macun kıvamında.
sıvazlamak,okşamak,pat sesi
aradaki anlaşmazlığı gidermek
kafa,kelle
aşai rabbani ayininde kullanılan metal tabak
baba tarafından
turkish meaning of below words
babalık.
PATİKA, KÜÇÜK YOL
gülünç:acıklı, dokunaklı, etkili
acıma,dokunaklı söz
yol:
SABIR
1.SABIRLI 2.HASTA
pederşahi toplum
baba katili.babayı öldürme.
babadan kalma miras,kilise vakfı
yurtsever, vatansever, ulussever.
yurtseverlik, vatanseverlik,
DEVRİYE
devriye polis.
PATRON,KORUYUCU
kaldırım döşemek
kaldırım, yaya kaldırımı
HAYVAN PENÇESİ
piyon,kukla
ÖDEMEK
dikkate almak,dikkatini vermek
kur yapmak
turkish meaning of below words
maaş derecesi
kira ödemek
çok özen göstermek
takdir etmek, saygı göstermek
ödenecek,ödenmesi gereken, ödenecek.
ücret, kazançlı, paralı
taşıma kapasitesi
veznedar
ÖDEME
ücret ödeme.maaş
BEZELYE
BARIŞ
huzurlu, sakin.
ŞEFTALİ
şeftali gibi, çok güzel
ZİRVE, TEPE
birkaç çanın birlikte çalınması
YER FISTIĞI
ARMUT
armutlu şeker
İNCİ
ÇİFTÇİ, KÖYLÜ KESİM
köylüler
çakıl,çakıl dökmek
bastırılmış (duygu),hapsedilmiş
titiz,meraklı
dik,dikey
diklik.dikeylik
(suç v.b.'ni) işlemek.
fail,(suç) işleyen kimse.
suç işleyen,fail
sürekli, devamlı,ebedi
sürekli kılmak, sürdürmek, devam ettirmek.
şahsiyet,karakter
KİŞİLİK
kişileştirme
kişilik vermek, kişileştirmek, canlandırmak.
ter,terleme
terlemek, ter dökmek.
İKNA ETMEK
ikna,inandırma
ikna edici
ilgili olmak
ile ilgili olmak, -e ait olmak
kararlılık, azim.
ilgili,uygun
zihnini karıştırmak, rahatsız etmek.
aklını karıştırmak,altüst etmek
endişeli.kaygılı
dikkatle okuma.
dikkatle okumak.
sapık
PİKNİK
RESİM
resimli kartpostal
dindar,sahte sofu
1.BORU 2.PİPO 3.FLÜT, düdük çalarak
emretmek/çağırmak.
boru hattı,iletişim hattı
turkish meaning of below words
kaval çalma
gücenme.gücendirmek,uyandırmak:
korsanlık
parmak uçlarında veya topuk üzerinde dönüş
yapma.
Balık burcu.
işemek
değersiz
kızgın,siniri tepesinde
çulsuz, beceriksiz
fıstık,antep fıstıgı
TABANCA
çukur,(bir yerde) çukurlar açmak.
pit duruşu
zift,yalpalamak.(çadır) kurmak.
acımasız, merhametsiz
acımasızca
çok düşük ücret.
balgam, balgam salgılayan
ACIMAK (What a pity : Ne yazık)
ACIMAK (What a pity : Ne yazık)
eksen etrafında dönmek
eksen,mile ait,en önemli
Afiş
yatıştırmak, teskin etmek.
teskin etme
YER, YERLEŞTİRMEK,atamak, tayin etmek.
iş yeri
plasebo etkisi
sakin, yumuşak, uysal.
uysallıkla
çalıntı yapan kişi, eser hırsızı
emek hırsızlığı,çalıntı yapma
turkish meaning of below words
hoş
Hoş
hoş,hoşça
LÜTFEN
ZEVK,MEMNUNİYET
katlamak (elbiseyi 2-3 katlı etekler gibi)
deniz harp okulunun en yeni öğrencisi
kefalet vermek . Söz vermek.kefalet.rehin
bağlılık yemini etmek
tam yetkili elçi.
bollluk . Bereket
bereketli, verimli.bol
ÇOK SAYIDA,BOL
herkesin katıldığı toplantı
uysal, yumuşak başlı
kötü durum.
ŞİİRLER, ŞAİRLİK
dokunaklı,acı, keskin.
turkish meaning of below words
etkili bir biçimde, dokunaklı biçimde
NOKTA, UÇ,HUSUS,SORUN,İŞARET
ETMEK,GÖSTERMEK
açık ,açıkça
bakış açısı
dolaysız,direk,dobra dobra
açıkça, anlamlı olarak
ibre, gösterge,işaret eden kimse veya şey.
anlamsız,şaçma,uçsuz
polemik,sert tartışma.
POLİS, güvenliği sağlamak,denetlemek
POLİTİKA,POLİÇE
politika yapıcı
PARLATMAK
komünist parti yönetim kurulu
KİBAR,nazik
kibarca
POLİTİK
POLİTİKACI
POLİTİK
budamak
polen,çiçek tozu
oy verme kabini
kirletici madde
polonez dansı
afacan peri,peri
çok eşlilik
yalan makinesi
turkish meaning of below words
çok tanrılı
briyantin; pomat, merhem. pomat sürmek
merhem
yumruklamak, dövmek. kılıç kabzasındaki top
tantana, debdebe, görkem.
görkemli,kendini begenmiş,azametli
kadınsı,yumuşak
gölcük, gölet; havuz.
iyice düşünmek,kafa patlatmak
agır,hantal,sıkıcı
ağır ağır, sıkıcı bir şekilde
kama,hançer
ahkam kesmek, papalık sıfatı ile katılmak
duba, tombaz.
HAVUZ
bitkin, bitap, takati kesilmiş.
1.YOKSUL 2.ZAVALLI
pop,baba,patlama sesi.
papa
kavak
gelincik; haşhaş.
halk, kitle.
populer eden
yaşamak, oturmak,nufüsünü arttırmak
NÜFUS
PORSELEN
veranda,sundurma
DOMUZ ETİ
One who is sexually attractive.
yunusbalığı.
su veya sütle pişirilen lapa.
LİMAN
taşınabilirlik
(kötü bir olayı) önceden haber vermek, (olumsuz bir
şeyin) habercisi olmak.
belirti, işaret, haberci.
turkish meaning of below words
kötü,uğursuz
uğursuzca
uğursuzluk
1)HAMMAL 2)KAPICI
portföy
iri yapılı, cüsseli, şişman.
elbise bavulu
portre,vesikalık fotoğraf
betimlemek, canlandırmak
kendine ... süsü vermek, ... kılığına girmek
poz veren kimse
numaracı,poz veren
lüks; şık, modaya uygun.
yerine koymak,önermek,varsaymak
DURUM, KONUM
OLUMLU,POZİTİF
yakın arkadaş grubu,takım
SAHİP OLMAK
SAHİPLİK,MAL,MÜLK
paylaşmak istemeyen.
orta çağda tedavi için kullanılan şarap veya bira ile
kestirilmiş baharatlı sıcak süt
OLASILIK,İHTİMAL
OLASI, MÜMKÜN
avustralya keseli sıçanı
1.POSTA,POSTALAMAK,nöbet yeri
posta arabası
POSTA ÜCRETİ
geri,arka
döl, soy.gelecek nesil
büyük bir hızla, çok acele.
operasyon sonrası
ERTELEMEK
aday
(pas'çıleyt) farzetmek, varsaymak.
poz,tutum,poz vermek, kasım kasım kasılmak
savaş sonrası
POT,POTA,KAP,ÇÖMLEK,demlik,cezve,kupa
PATATES
şiş göbek, koca göbek
kuvvetli, güçlü.
curcuna,gürültü, gürültü etmek, dert olmak
(yol yüzeyinde arabaların yol açtığı) çukur.
çömlekçilik.çanak çömlek.
torba,kese,cebe indirmek
küçük oturak
kümes hayvanları
dalıvermek,saldırmak
yumruklamak.,vurmak, dövmek.
DÖKMEK, AKITMAK
ALIŞTIRMA YAPMAK
pratisyen.
öğretici,egitici
çayır,kır
ÖVGÜ,ÖVMEK
övgüye değer
çoçuk arabası
hoplamak,zıplayarak oynama
eşek şakası; oyun.
afacan,şakacı,maskaralık
gevezelik.,gevezelik etmek.
çocukça konuşmak, saçma sapan konuşmak
DUA ETMEK
VAAZ VERMEK
vaiz,hatip
başlangıç, önsöz.
incilden önce
istikrarsız,kararsız,güvenilmez.
tehlikeli bir şekilde.
önlem, tedbir
ihtiyatlı,tedbirli
ihtiyati tedbir
ön yarlıgı,sakıncalı
ön sınav,yeterlik sınavı
ön,ilk
başlangıç, giriş.
önceden tasarlamak.
önceden tasarlama
öncül,önceden açıklamak
(bir kurum veya kişiye ait) bina/arazi.
önsezi
evlilik sözleşmesi, evlilik öncesi anlaşma
(zihni) ile meşgul olma,kafası meşgul olma
zihnini meşgul etmek
önceden nasip etmek
turkish meaning of below words
önceden nasip olma
hazırlayıcı,hazırlık
HAZIRLIK
HAZIRLAMAK
hazırlık, hazır olma
edat
alımlı,çekici
mantıksız,akıl almaz
ön yeterlilikten geçirmek
önceden gerekli olan şey. Önkoşul,şart
imtiyaz,yetki,hak
kötüye işaret
ileri görüş.
ileri görüşlü.
reçete yazmak
REÇETE
VARLIK(bir yerde varlığı )
BURADA, MEVCUT, ŞİMDİKİ, ARMAĞAN
SUNMAK,BUGUN,ŞUAN,HEDİYE
sunma, sunuş, takdim; sunulma.
önsezi.
şimdi, şu anda.
büyük jüri raporu
koruma
KORUMAK,KONSERVE YAPMAK
önceden kurmak, önceden hazırlamak
BAŞKAN
başkanlık
duruşma hakimi
vasiyetnamenin onayı
deneme,staj
deneme süresi
ispat değeri
sonda,araştırma,incelemek
SORUN, PROBLEM
yargılama yöntemine ait, prosedür ile ilgili
ilerlemek, dava açmak
.. -den kaynaklanmak; -den ileri gelmek.
başlamak, -e geçmek
.-e devam etmek.
işlem,muamele,hareket tarzı
tutanak, zabıt.
gelir
İŞLEM,SÜREC
alay,geçit töreni
ilan etmek, duyurmak
ilan,bildiri
eğilim, meyil.
üretmek; üremek; yaratmak.
doğurma,üreme
disiplin sorumlusu
elde etmek, edinmek, sağlamak.
temin,tedarik
dürtme,teşvik etmek
savurgan,tutumsuz,savurgan kimse
turkish meaning of below words
olaganüstü,müthiş
dâhi, deha, harika:olaganüstü
ÜRETMEK,göstermek
üretici,yapımcı
ÜRÜN
ÜRETİM
üretkenlik
kutsal şeye saygısızlık
dinsiz,dinle ilgisi olmayan
ağız bozukluğu, küfür.
iddiasında bulunmak, ikrar etmek (inancını)
MESLEK
teklif, önerme.teklif etmek, önermek.
yetenekli, usta.
becerikli bir şekilde
KAR,KAZAN, FAYDA,-e kazanç sağlamak.
karlı,kazançlı
kazançla,karlı
savurgan, müsrif,ahlaksız
derin,büyük
derinden,son derece
derinlik
hikmet, genişlik, derinlik
savurgan,eli açık
bol bol,bolca
çok büyük miktar, çokluk, bolluk.
cet, ata, dede.
soy; torunlar.
hastalığın sonucunu tahmin
(bir şeyin olacağını) önceden haber vermek.
(bir şeyin olacağını) önceden haber verme
PROGRAM
İLERLEME,GELİŞME
ilerleme
ilerleyen,ilerici
gittikçe,devamlı olarak
turkish meaning of below words
YASAKLAMAK
mermi, atılan cisim.
tomurcuk vermek,hızla çoğalmak,üremek
tomurcuk verme, çabuk çoğalma
üretken,verimli
önsöz,giriş bölümü
uzatmak, sürdürmek.
kibirli
gezinti,öğrenci balosu
(mezuniyet balosunda) kavalye
gezinti yeri.,gezinti,gezinmek
şöhret, herkesçe tanınma
önemli,ünlü,belirgin
belirgin bir şekilde, dikkat çeken bir biçimde
hızlı,cevap,hatırlatmak,harakete geçirmek
suflör,önayak olan kimse
telkin
acilen,acil olarak
resmen ilan etmek, duyurmak. (inanç, düşünce
v.b.'ni) yaymak.
yayımlanan
yatkın,kabiliyetli
yatkın,egilimli
TELAFFUZ ETMEK,SÖYLEMEK
turkish meaning of below words
hemen, derhal.
KANIT
yazım hatalarını bulup düzeltmek ,provaları
düzeltmek
pervane,destek,desteklemek,dayamak
üretmek, çoğaltmak; üremek
ürüme .yayılma
propan (kimya)
ileri doğru sürmek,itmek, sevketmek.
uzay gemisini uçuran yakıt
UÇAK PERVANESİ
.. (-e) eğilim.
UYGUN, DOĞRU
öneri, teklif.
ileri sürmek, ortaya atmak, önermek.
mal sahipleri,hissedarlar
mal sahibi,sahip
uygunluk,görgü kurallarına uyma.
ileriye doğru sürme.itici güç
belirli bir oranda bölüştürmek/paylaştırmak.
sıkıcı,yavan
turkish meaning of below words
zengin,refah
fahişe,orospu
FUHUŞ
yüzükoyun yatan.yere sermek, yere yıkmak.
yere kapanma.bitkinlik
profesyonel tüketici
önder,kahraman,başoyuncu.
KORUMAK
koruma
korunan kimse
gururlu,gurur verici
KANITLAMAK
turkish meaning of below words
kaynak, köken.
ATA SÖZÜ
SAĞLAMAK, TEDARİK ETMEK
geçimini sağlamak. -e karşı hazırlıklı olmak.
ilahi takdir,hazırlık,tedbir
il, vilayet
vilayete ait.taşralı
temin, koşul,erzak; azık. Hüküm
geçici
(sözleşmeye konulan) kayıt, koşul, şart.
PROVAKASYON,TAHRİK
kışkırtıcı,tahrik edici
KIŞKIRTMAK, KIZDIRMAYA NEDEN OLMAK
resmi amir.,dekan
geminin baş kısmı
beceri; yetenek. Kahramanlık
sinsi sinsi dolaşma.sinsi sinsi dolaşmak.
yakınlık
vekil
aşırı derecede erdemlilik taslayan kimse.
tedbirlilik, sağduyu
tedbirli, sağgörülü.tutumlu
geleceğe yönelik, ileriye dönük, basiretli
basiretli bir şekilde
sağgörülü bir şekilde,tutumlu bir halde
namusluluk taslama
budamak, fazla kısımları atmak
hapishane şarabı
şehvetlilik,cinsel istek
istekli, arzulu.
şehvetli bir şekilde
..-in gizlisini saklısını araştırmak.
Kum cini
piskopat,ruh hastası
psikoz hastası
turkish meaning of below words
PAB, BİRAHANE
cinsel organ çevresindeki kıl
KÜÇÜK EL ÇANTASI
takip etmek
kovalayan kimse,takipçi
sevimli
sağlamak, tedarik etmek.
tedarik etme, yiyecek içecek sağlama
satıcı, müteahhit
hüküm alanı (bir yasanın)
İTMEK
kolay aldanan kimse, yemlik.
aceleci,saldırgan
kedi
kedi,kuku
KOYMAK
telefon etmek
yanlış adım atmak
birine baskı yapmak,birini sıkıştırmak
mücadele vermek, (kurtulmak için) boğuşmak
farzedilen, varsayılan.
varsayılarak, tahminen
çürümek, bozulmak; çürütmek.
çürük, çürümüş
geri zekâlı,aptal
BULMACA, PROBLEM,şaşrmak
şaşkınlık,muamma
Pigme.
PİJAMA
PİRAMİT
pisagor
turkish meaning of below words
vaklamak, vakvaklamak, ördek sesi çıkarmak.ördek
sesi
dört çiftle yapılan dans
dört kat
bıldırcın
antika,acayip,tuhaf
titremek.,sarsılmak
bir protestan tarikatı üyesi
nitelik,vasıf
EHLİYETLİ, KALİFİYE
tüy
yorgan
parlaklık,ışıma
ışın yayan, parlak.
RADYATÖR
radikal, köktenci.
RADYO
ışık saçan, ışıl ışıl
kırmızı turp
sal,sala binmek
turkish meaning of below words
üstü başı perişan çocuk,sokak çocuğu
(bir olay) þiddetle devam etmek:gazapihırs
öfke dolu,öfkeli
eski püskü,yırtık pırtık
kırpık kırpık bir halde, bakımsız bir şekilde
öfkeli bir şekilde
ayak takımı
RAY
KORKULUK
demiryolu. mecbur etmek,zorlamak
TREN YOLU
giysi,elbise
YAĞMUR
gökkuşagı
YAĞMURLUK
yagmur tanesi
yağış miktarı
yağmurla sırılsıklam olmuş
1.YÜKSELTMEK 2.ZAM YAPMAK 3.YETİŞTİRMEK
yükselen
askeri (ateşle) taramak. tırmıkla
düzeltmek,bahçıvan tarağı
alışılmışın dışında ve rahat,hovarda
gösterişli olarak, çapkın bir biçimde
hırıltı
toplanmak, desteklemek (bir davayı)
1)KOÇ 2)VURMAK, TOSLAMAK
gezinmek, dolaşmak,konuyu dağıtmak.
japon eriştesi
kol, şube, dal.
tokmak
rampa.
tantana,sağa sola sataşmak
turkish meaning of below words
çoşmuş,her tarafa yayılan,arka ayakları üzerine
kalkmış
sur
namlu temizleme çubuğu
çiftlik işletmek,çiftlik
rasgele
MENZİL,ARALIK, ALAN,dizmek, sıralamak.
1.SIRA 2.RÜTBE 3.SOSYAL SINIF
yüreğine dert olmak, acısı içinden çıkmamak
yağma etmek,altını üstüne getirerek aramak
fidye,fidye verip kurtarmak
heyecanlı bir şekilde bağırarak konuşmak, bağırarak
atıp tutmak
hafifçe vurmak,tıklatmak
günlük vukuat kaydı, günlük işlenen suçların
tutulduğu karakol kayıt kağıdı
doymak bilmez,açgözlü,yırtıcı
gözü doymama. Açgözlülük
ÇABUK, HIZLI
halattan kayarak inme
uyum,ahenk
(iki düşman ülke arasında) uzlaşma
kendinden geçmiş.
büyük sevinç,kendinden geçme
coşkulu,kendinden geçmiş
NADİR
seyreltilmiş
nadirlik, seyreklik.
yaramaz; kerata.
aşagılık.namussuz
1)HIZLI, ACELE 2) isilik
domuz pastırması dilimi
kulak tırmalayıcı, rahatsız eden (ses).
SIÇAN
cırcırlı makara,makara
2. ORAN,saymak, farzetmek, olarak görmek.
turkish meaning of below words
OLDUKÇA
onaylamak, tasdik etmek.
muhakeme etme
oran,orantı,mantıklı
mantıklı açıklama,gerekçe
rasyonelleştirme,modernleşme
akla uygun şekilde, mantık çerçevesinde
çıngırak,hırıltı,takırdamak
yüksek ve bet (ses).
çok açık saçık.
yakıp yıkmak, kasıp kavurmak.
.. -e bayılmak,övmek, göklere çıkarmak
yırtıcı,kurt gibi aç
çok aç.
aç kurt gibi.
genişçe ve derin dere çukuru, dere.
tepki göstermek
tepki, reaksiyon.
OKUMAK
isimleri okumak
nakit para
kolayca,seve seve
hazır olma, isteklilik,gönüllülük
yeniden kabul edilme,geri kabul
HAZIR
hazır
turkish meaning of below words
hazır zekâ
tekrar doğrulamak, yeniden tasdik etmek
emlak,mülk
GERÇEKTEN
emlak komisyoncusu
(ekin) biçmek.,semeresini almak.
azar,azarlamak
delillerle çürütme.
inatçı,sert kafalı
GERİ ÇAGIRMA,HATIRLAMA
sözünü geri almak, vazgeçmek, caymak.
tekrar özetlemek,özet
turkish meaning of below words
geri almak, yeniden ele geçirmek.
ön inceleme, ön araştırma
çekilmek,vazgeçmek
MAKBUZ,FİŞ
1.ALMAK 2.KABUL ETMEK
YAKIN ZAMANDA OLAN,SON,YENİ
geçenlerde, son zamanlarda,
1.RESMİ DAVET 2.RESEPSİYON
çabuk kavrayan,alır
yeni fikirlere açıklık,çabuk kavrama durumu
teneffüs, ara
EKONOMİDE DURGUNLUK,GERİ ÇEKİLME
yeniden suç işleme eğilimi
YEMEK TARİFİ
alan kimse, alıcı
karşılıklı,iki taraflı
.. -e karşılık vermek, -e karşılıkta bulunmak,acısını
çıkarmak
karşılıklı ilişki
karşılıklılık
anlatma,beyan
ezberden okuma.
okumak,ders anlatmak
umursamaz,pervasız
saymak,hesaplamak, güvenmek
..-i hesaba katmak, -i dikkate almak.
hesap, sayma. Hesaplaşma
geri istemek, ıslah etmek
yaslanan, yatar koltuk
başkalarıyla görüşmeden yalnız yaşayan
kimse,toplumdan uzak yaşayan kimse
toplumdan uzaklaşmış, toplumdan izole bir biçimde
yaşayan
tanınma, doğrulama
TANIMAK
turkish meaning of below words
(silah) geri tepme.(silah) geri tepmek.
HATIRLAMAK,ANIMSAMAK
yeniden başlamak
TAVSİYE ETMEK
tavsiye, öneri
(birbirini) suçlamak.
karşılıklı şikayet
askere almak, kaydetmek
anüsten
düzeltme
düzeltmek, doğrultmak.
bölge papazının konutu
iyileşmek.
turkish meaning of below words
tekrarlanma
geriye doğru eğmek
redd-i hâkim
hakimin davadan çekilmesini talep etmek, davadan
çekilmek
KIRMIZI, KIZIL
kurtarıcı,mesih
kurtarma; kurtarılma,rehinden kurtarma.
to divide anew into districts
yeniden yapmak.
güzel/keskin kokulu.
azalma
indirgeyici
fazlalık
gereksiz,luzumsuz
saz,kamış
tiz,kamış gibi
resif
(fena koku) yaymak.
turkish meaning of below words
kokutma (pis)
(başı) dönmek,yalpalamak, sendelemek.
sersemletici, baş döndürücü
BUZDOLABI
SIGINAK,GÜVENLİ YER
MÜLTECİ
geri ödemek
yeniden parlatmak,yeniden döşemek
red, kabul etmeme
REDDETMEK
yalanlamak, çürütmek.
yeniden kazanmak,yeniden kazanmak.
turkish meaning of below words
muhteşem,krala ait
eğlendirmek.ziyafet çekmek.
dikkatle bakmak. dikkate almak, hesaba
katmak,bakış,saygı
SAYGI ,1.DİKKAT 2.DÜŞÜNCE 3.BAKMAK
4.İNANMAK,göz önüne almak,
saymak. gözüyle bakmak
olarak kabul edilen
ilişkin
her şeye rağmen; ne olursa olsun.
krallık,saltanat
yeniden oluşturmak; yeniden oluşmak. yeniden
canlandırmak
yeniden doğma, vücudun onarımı
saltanat vekili, kral naibi
regicide,bir hükümdarı katletmek
rejim,yönetim şekli
perhiz, rejim.
alay,sürü,kalabalık
alay
BÖLGE
1)KÜTÜK,SİCİL,KAYIT
gerilemek, ilkelleşmek
ÜZGÜN OLMAK, PİŞMAN OLMAK
üzülerek
DÜZENLİ, OLAĞAN
kurala uygunluk, intizam
düzene sokmak, düzenlemek,ayarlamak
DÜZENLENME , YÖNETMELİK, TÜZÜK
düzenleyici, mevzuata ilişkin
(yediklerini) geri çıkartmak
kusarak çıkarma.
rehabilitasyon
turkish meaning of below words
..-i az çok tekrarlamak; tekrarlamak.
prova yapmak
egemenlik,saltanat,hüküm sürmek
saltanat süren
geri ödemek,zararını karşılamak
yeniden hükmetmek
yular
reenkarnasyon
güçlendirmek,sağlamlaştırmak
güçlendirme, takviye
eski görevine vermek
tekrar canlandırmak, harekete geçirmek
tekrarlamak.
tekrar eden
KABUL ETMEMEK,REDDETMEK,geri çevirmek
red, geri çevirme
sevinmek,neşelenmek
bayram sevinci,büyük sevinç
gençleştirmek,canlandırmak
gençleştirme.canlandırma
yeniden yakmak, alevlendirmek
KİRALAMAK
vazgeçme.,terk
ONARMAK
tazminat.
hazır cevap
geri gitmek,dönmek
(birini) uyruğunda olduğu ülkeye geri
göndermek/iade etmek.
GERİ ÖDEMEK
(yasa, emir v.b.'ni) kaldırmak, iptal etmek.
Feshetmek
iptal edilebilir
TEKRARLAMAK
tekrar tekrar
geri püskürtmek (düşmanı), püskürtmek
itici, geçirmez
tövbe etmek,pişman olmak
tövbe,pişmanlık
tövbekar,pişman
yankı,geri tepme
repertuar.
tekrar, yineleme
hep kendini tekrar eden
başka bir şekilde ifade etmek
DEGİŞTİRMEK
YEDEK,DEGİŞTİRME
tekrar doldurmak.
dolu, tamamıyla dolmuş.
turkish meaning of below words
aşırı tokluk.doygunluk
YANITLAMAK, YANIT
CUMHURİYET
cumhuriyetçi…
kabul etmemek, geri çevirmek.reddetmek
iğrenç, tiksindirici, çirkin.
püskürtme.ret, geri çevirme.geri
püskürtmek,reddetmek, geri çevirmek.
iğrenme, tiksinme,itme
iğrenç, tiksindirici, itici.
bir şeyi başka bir amaçla kullanmak üzere
değiştirmek
saygın
İTİBAR,ÜN
saygınlık,ün,şeref,saymak,farzetmek
turkish meaning of below words
varsayılan, farzolunan; sözde.
RİCA ETMEK, RİCA
GEREKSİNMEK,gerektirmek
gereksinim, koşul
gerekli.
yeniden yönlendirmek
yeniden planlamak
KURTARMAK
ARAŞTIRMA
aracı,satıcı
benzerlik.
benzemek
GÜCENMEK,içermek
içerlemiş
içerleme,kin
rezervasyon
SAYGI DUYMAK
saygınlık
SAYGIN,SAYGIDEĞER
saygılı
saygılı bir biçimde,hürmetle
sırasıyla
nefes alma, solunum.
mühlet, süre.
muhteşem,göz kamaştırıcı
CEVAP VERMEK
cevap, yanıt
sorumluluk
SORUMLU
turkish meaning of below words
DİNLENMEK
GERİYE KALAN
RESTORAN, LOKANTA
sahibine iade,zararı ödeme.
ınatçı
huzursuz,hareketli
kıpır kıpır
onarma, yenileme
İADE ETMEK ,RESTORE ETMEK,ONARMAK
engellemek, sınırlamak
kısıtlama,kendini tutma.
SINIRLAMAK
kısıtlama,sınırlama
yeniden yapılandırmak
SONUÇ
bileşke kuvvet
YENİDEN BAŞLAMAK,KALDIGI YERDEN DEVAM
ETMEK
kaldığı yerden devam etme,yeniden başlama
yeniden yüzeye çıkmak, yeniden kaplamak
yeniden dirilme.
yeniden dirilen.
diriltmek,dirilmek,hayata döndürmek
canlandırılma,diriltme
PAREKENDE, PAREKENDE SATIŞ
perakende satış noktası
tutmak, korumak
avukatlık ücreti
alıkoyma,tutan
öç almak, intikam almak.
İNTİKAM, MİSİLLEME
misilleme.intikam
geciktirmek, yavaşlatmak.
geciktirme, yavaşlama
geri zekâlı
alıkoyma,tutulma (ısı/su vb)
turkish meaning of below words
alıkoyan, tutan.
suskunluk
suskun, ağzı sıkı
el çantası
binici
iki vadiyi birbirinden ayıran yayvan sırt
alay, eğlenme,alay etmek
GÜLÜNÇ, SAÇMA
saçma bir şekilde,gülünç bir şekilde
yaygın,çok sayıda
sık sık tekrarlanan müzikal bağ
sayfaları acele ile çevirmek
TÜFEK
teçhizat,donatmak.
donanım
1.HAK 2.DOĞRU,HAKLI 3.SAĞ TARAF
şimdi
erişim hakkı, geçiş hakkı
yasal,gerçek,haklı
meşru/yasal olarak, haklı olarak
turkish meaning of below words
doğruluk, yasallık
insaflı,adil
sert,katı,dik kafalı
sertçe,sıkı sıkıya
zorluk.titizlik .sertlik
özenli,dikkatli.
sinirlendirmek, kızdırmak.
dere.çay
kenar
ÇALMAK(zil çalması), TELEFON ETMEK
YÜZÜK, HALKA
paten sahası
durulama
isyan,kargaşa,kargaşaya yol açmak
huzuru bozan,kargaşa çıkaran
yırtılıp açılmak
OLGUN
olgunlaştırmak; olgunlaşmak.
olgunlaştırıcı
sökülmüş
dalgalanma,dalgacık
dalgacık
YÜKSELMEK
RİSK
tehlikeyi göze alan
RİSKLİ
uygunsuz, müstehcen
açık saçık bir şekilde
ayin,dinsel tören
rakip,rekabet etmek
rekabet,muhalefet
yarık,yarılmış
NEHİR
perçin,perçinlemek.
turkish meaning of below words
SÜRMEK, SÜRTMEK,ovmak
1)LASTİK, KAUÇUK 2)SİLGİ
1.ÇÖP 2.SAÇMA,ıvır zıvır
Çöplük
moloz
buruşturmak, kırışmak
sırt çantası.
çıngar; arbede.
dümen,klavuz
al yanaklı,elma gibi
KABA
temel bilgi, işlevini yitirmiş organ
temel,ilkel
pişmanlık duymak, üzüntü duymak
üzücü; hazin; hüzünlü.
acınacak bir halde, pişman bir şekilde
kederlilik
kabadayı, külhanbeyi.
dalgalanma,kırışıklık,dalgalanmak
KÜÇÜK HALI, KİLİM
HARABE, YIKIM, MAHVETME
harap edici,yıkıcı
1.YÖNETMEK 2.KURAL
kural kitabı, kanunname
1.KURAL KOYUCU, YÖNETİCİ 2.CETVEL
yargı,hüküm
GÜRLEMEK
uzun uzadıya düşünmek
altüst edip aramak.
acayip,garip
söylenti,dedikodu
turkish meaning of below words
dedikodu yayan kimse, dedikoducu
karmakarışık etmek.buruşmak
çıngar; arbede.
1.KOŞMAK 2.ÇALIŞTIRMAK (fabrika,şirket
v.b),oynatmak,yayınlamak,gösterim
karaya oturmak.
belaya çatmak,derde çatmak
1.KAÇAK 2.KONTROL DIŞI (runaway increase in
prices)
köhne, harap.zayıf
basamak,sandâlye ayak desteği
atışma, anlaşmazlık.
cüce, ciğeri beş para etmez tip
koşarak varmak
kopma,kırılma, (ilişkiyi) koparmak, bozmak.
kırsal, köye ait.
hile, oyun.
ÇABUK DAVRANMAK,ACELE
acele sipariş
saz, günlük çekim
(iş gününde) trafiğin en yoğun olduğu zaman.
PAS
kırsal,köy,köylü
hışırdamak; hışırdatmak.
hışırtı,hışırdama
tekerlek izi.rutin; monoton ve sıkıcı bir yaşam veya
çalışma tarzı,tekerleklerle iz yapmak.
acımasız,merhametsiz
acımasızlık
çavdar.
musevilerce cumartesileri uygulanan kutsal
dinlenme günü
sabatik yıla ait veya ilgili
turkish meaning of below words
üniversitedeki öğretim üyesine tanınan uzun ve
maaşlı izin
samur, kapkara,matem rengi
SABOTAJ
savaş tehdidi
kesecik, torbacık
ÇUVAL
KOVMAK, İSTİFAYA ZORLAMAK
bok çuvalı!
çuval dolusu
kutsal
kutsallık
KURBAN, FEDAKARLIK
kutsal kişi ya da şeylere saygısızlık
kutsal bir şeye karşı saygısız
ÜZGÜN, MUTSUZ
kederlendirmek,üzmek
EYER,SIRT,eyerlemek.
at sürmekten gerilmiş ve hassaslaşmış olan
üzüntülü bir şekilde,açı bir şekilde
üzüntü,keder
dirayet.zeka
adaçayı,bilge
çalı
sarkmış,sarkık
turkish meaning of below words
DENİZ YOLCULUĞU,YELKEN
DENİZCİ
HATIR, UĞRUNA
şehvetli.müstehcen.
SALATA
maaşli.aylıklı (çalışan)
MAAŞ
SATIŞ,ucuz
satış mağazası
göze çarpan, dikkati çeken.
tükürük
ağzı salyalanmak, ağzı sulanmak
tasdik edilmiş
kutsallık.
KUM
SANDALET,sandal
kum torbasıyla korumak, kum torbası
kum perisi
1) ZIMPARA KAĞIDI 2) ZIMPARALAMAK
SANDVİÇ
aklı başında.
daha aklı başında
kana susamış, kan dökücü.
umutlu; iyimser.
temizlemek, sterilize etmek
akıl sağlığı
budala,özsu,azaltmak.çökertmek
ukala.kendini bilmiş
ukala bir şekilde.kendini bilmiş bir şekilde
iğneleme,gizli alay
iğneleyici, alaylı
alaylı bir biçimde
SARDALYA
küçümseyen, küçümseyici, alaylı, alaycı
kuşak
zarif bir şekilde yürümek
sululuk,küstahça konuşmak
arsız, küstah,
okul çantası
doyurmak.
UYDU
doyurmak.
SATEN, ATLAS
Halk edebiyatında taşlama
hicivli, hicivsel.
turkish meaning of below words
tatmin, memnuniyet.
TATMİN ETMEK
doyurmak, nüfuz etmek
doyma, doygunluk.
CUMARTESİ
SALÇA, SOS
TENCERE
FİNCAN TABAGI
aylak aylak dolaşmak, avare avare dolaşmak.
SOSİS
kurtarılabilir, muhafaza edilebilir
VAHŞİ,YABANİ,YIRTICI
bilgin,alim
1.KORUMAK 2.TASARRUF ETMEK
yeni adla saklamak,
en iyisini en sona saklamak
biriktirilmiş para; tasarruflar.
kurtarıcı
maharet, beceriklilik
lezzetli,güzel kokulu
TAT, LEZZET
iştah açıcı,yemeğin başında veya sonunda yenen bir
yemek
kısıtlamak,sınırlamak, kifayetsiz,yetersiz.kısıttlı
günah keçisi;günah keçisi olmak
yara izi,iz,iz bırakmak,sıyırmak
KIT,NADİR,SEYREK
kıtlık
KORKUTMAK
korku tellallığı
ATKI
al, kırmızı.
utanç sembolü
sıvışmak
dağıtmak, saçmak
hallaç pamuğu gibi atmak
çöple beslenmek
OLAYIN GEÇTİĞİ YER, MANZARA, TİYATRONUN BİR
SAHNESİ
doğal manzara.
koku,esans
şüpheci kimse.
kuşkucu
PLAN, PROJE
entrikacı, dolap çeviren
bölünme, hizipleşme
gevezelik etmek
turkish meaning of below words
boş ve anlamsız konuşma
tuhaf (kimse), enayi
bilimsel, ilmi
BURS,ilim
OKUL
egitim, ögretim.
iki direkli yelkenli,bira bardagı
iskoç dansı
BİLİM
bilimsel,bilim adamı
bilim adamı
zekice konuşmak, parıldamak
harikulade, göz kamaştırıcı
çocuk,evlat
MAKAS
alay,küçümseme,alay etmek
ile alay etmek.
azarlamak,çıkışmak
ceza,cezlandırmak
ÇÖREK
çok hafif kaymak
kenera kay
kepçe,büyük kazanç,kepçe ile boşaltmak
tabanları yağlamak
ozan,şair
kapsam,faaliyet alanı
yakmak, kavurmak; yanmak, kavrulmak.
SKOR,puan
küçümsemek, hor görmek.tepeden bakma, hor
görme, küçük görme.
AKREP
iskoç
kazasız,belasız, masrafsız
sıvışmak, tüymek.
KARIŞTIRMAK,MÜCADELE
tırmanmak, karıştırmak
telefonun dinlenmesini önleyen cihaz
hurda,ufak parça, hurdaya ayırmak
KAZIMAK, SÜRTMEK
kavgacı
TIRMALAMAK 2.KAŞIMAK,çizik
kazıma
karalamak,acelem ile yazmak
cılız, bir deri bir kemik
ÇIĞLIK
keskin çığlık,cırlamak,acı acı bagırmak
1.EKRAN 2.PERDE, PERDELEMEK
VİDALAMAK, VİDA,düzmek; düzüşmek.
karalama, çiziktirme.,karalamak, çiziktirmek.
yazar bozuntusu, kötü yazan kimse
aşırı tutumlu olmak,cimrilik etmek
geçici senet, kese
yazı ile ilgili
yazıt,din dersi
ciğeri beş para etmez tip,pislik
otlakçılık yapmak, çalmak
beleşçi.otlakçı
fırça,fırçalama,bodur agaç,ovmak, fırçalayarak
temizlemek.
motor/önüne gelenle yatan kız
ENSE
pis, dağınık
çok güzel, harikulade, şahane, enfes.
turkish meaning of below words
mükemmelce, harikulade bir şekilde
mükemmellik, görkemlilik
vicdanı elvermeme,tereddüt etmek.
vicdanının sesini dinleyen, vicdanlı,dürüst,dikkatli,
titiz.
titizlikle,dikkatle
ince eleyip sık dokumak,dikkatle incelemek
dikkatle bakma, inceleme.
sürüklenmek, rüzgarla sürüklenmek
rüzgarla sürüklenmiş, sürüklenmiş
aşagılık ,pislik
hızla koşmak, seğirtmek.hızlı koşma
çirkin,kirli
DENİZ
gemicilik,gemi yolculugu
1)MÜHÜRLEMEK 2)FOK BALIĞI
dikiş, dikiş yeri, dikiş gibi iz bırakmak
kadın terzi.
ARAŞTIRMAK
Ne bileyim ben!
yanma,daglama,haşlama
DENİZ KIYISI
DENİZ KENARI
sezon,mevsim,kurutmak
yetişmiş, olgunlaşmış
turkish meaning of below words
KOLTUK,SANYALYE
EMNİYET KEMERİ
oturma,oturma yerleri
yosun
ayrılıkçı,ayrılma yanlısı (siyasal/dinsel bir
örgütten/bir devletten/federasyondan)
kimseyle görüştürmemek,eve kapamak
gözlerden uzak,tecrit edilmiş
toplumdan uzak yaşama,inziva
1.SANİYE 2.İKİNCİ,(bir öneriyi) desteklemek.
İKİNCİ DERECE, KALİTE
gizlilik
GİZ, SIR
SEKRETER
devlet bakanı
gizemli,ketum,gizli kapaklı
ağzı sıkı bir şekilde,gizlice
mezhep,tarikat
mezhep,tarikat,hizipçi
KISIM, BÖLÜM
laiklik
GÜVENLİ, SAĞLAM,SAGLAMAK
sakinleştirmek, yatıştırıcı vermek
ciddi bir şekilde, sakin bir biçimde
yatıştırıcı
tortu,çökelti
isyanı körükleyen kişi
fitneci, kışkırtıcı
baştan çıkartmak,ayartmak
baştan çıkaran kimse
ayartıcı, baştan çıkaran, çekici.
çalışkan.gayretli
çalışkan bir biçimde
çalışkanlık.inatçılık
1.GÖRMEK 2.FARK ETMEK 3.ANLAMAK
turkish meaning of below words
uygun görmek, münasip görmek
GÖZDEN GEÇİRMEK
1.TOHUM 2.ÇEKİRDEK
hırpani, tohumlu,keyifsiz
madem,mademki,-diği için,-e göre
ARAMAK, SORUŞTURMAK
arayan kimse
GÖRÜNMEK,gibi gelmek:
görünmek
görünüşe göre,görünüşe bakılırsa
gaipten haber veren kimse.
gofre kumaş
meni
YARI
ilahiyat fakültesi.
SENATO
GÖNDERMEK
bunak
bunaklık, güçsüzlük
KIDEMLİ,ÜST, YASÇA BÜYÜK
duyum, his
DUYU,HİS,mana,anlam
durgunluk hissi
mizah anlayışı
utanma hissi,utanma duygusu
DUYGUSUZ,ANLAMSIZ,ŞAÇMA
duyarlılık,hassaslık
DUYARLI,MANTIKLI,AKILLI
DUYARLI, HASSAS
şehvetli,duygusal,şehvetli…
1.CÜMLE 2.HÜKÜM GİYME,MAHKUM OLMA (A Life
sentence)
duygu, his,aşırı duyarlık.
turkish meaning of below words
duygusal
nöbetçi, gözcü.
nöbetçi, nöbetçi asker.
nöbet
çanakyaprağı
AYRI, AYIRMAK
ayırma
EYLÜL
mikroplu
mezar gibi.kasvetli
mezar odası,ölü gömme
birbiri ardından gelme,sıra,ardışık,sıra, düzen; seri,
dizi.
haczetmek, el koymak.
mutlu kaza,şans eseri değerli birşeyler keşfetme
yeteneği
sakin,huzurlu.yüce
sakince
sükûnet, dinginlik, huzur.
kul,esir, ortaçağ köylüsü
kölelik
ÇAVUŞ
başçavuş
SERİ (T.V ,radyo,hikaye v.b )
sıra,seri,dizi
CİDDİ
ciddi suç
VAAZ
yılan
testere dişli (yaprak, bıçak).
sıralı,sıkışık
HİZMETÇİ
1.HİZMET ETMEK 2.SERVİS YAPMAK,yararı
dokunmak
SERVİS
turkish meaning of below words
PEÇETE
kölelik.
kölelik.
AYARLAMAK, YERLEŞTİRMEK, HAZIRLAMAK
hedef tayin etmek
bir tarafa bırakmak, bir tarafa koymak
hedef koymak
etkin hale getirmek, harekete geçirmek
başlamak,uğraşmak
işe girişmek, işe koyulmak.
yenilgi,başarısızlık
düzenleme ,ayar
YERLEŞMEK,ADAPTE OLMAK
anlaşmazlığı çözmek, ara bulmak
ANLAŞMA,YERLEŞME
yerleşimci
kesmek.,ayırmak
BİR KAÇ
işten çıkarma,ayırma
AGIR,ŞİDDETLİ,SERT,sade
yarılmış,bölünmüş
şiddetli,agır,sert
DİKİŞ DİKMEK
pissu, lağım suyu.
lağım.
CİNSİYET, CİNS
denizcilikte açısal mesafeyi ölçen aygıt
cinsel içerikli mesajlaşma
cinsel
yırtık pırtık,eski püskü
baraka
engel, mania, zincir, kelepçelemek,elini kolunu
bağlamak
GÖLGE, GÖLGELEMEK,panjur
HARANLIK, GÖLGE
turkish meaning of below words
İZLEMEK (gizlice)
gölgeli,şüpheli,namussuz,
mil,şaft,dingil,(birinin) canını yakmak.
sevişmek,kaba tüy
SARSMAK,titremek
YOKLUK, KITLIK
KÜÇÜLMEK,ÇEKMEK,psikiyatrist
kuruyup buruş buruş olmak
örtü,kefen,örtmek,gizlemek
omuz silkme
mısır koçanını saran yapraklar.
ürperti,titreme
ayaklarını sürüyerek yürüme,(bir şeyleri) bir yerden
alıp başka yere koymak.
dışlamak,uzak durmak
yolunu değiştirmek,tayin etmek (önemli bir yerden
önemsiz bir yere/makama)
susmak; susturmak.
KAPATMAK (kapı,pencere v.b ) SHUT UP=SUS
turkish meaning of below words
kapama,kesme
kepenk,panjur, kepenkleri kapamak
mekik, gidip gelmek
UTANGAÇ
utanarak
utangaçlık
Incest between siblings in fanfiction. Siblings +
incest = sibcest.
kardeş
kardeşlerarası rekabeti
hastalıklı.
hastalık
kenar,yan
ikincil mesele
yanyana
.-in tarafını tutmak.
yardımcı, kader arkadaşı
bir oyuncuyu kenara çekmek,gözden düşmek,yan
yol
yan parçası
yandan çarpmak
(birini) asıl amacından saptırmak
kaldırım
yan yan gitmek.
elemek,gözden geçirmek
İÇ ÇEKMEK
GÖRÜŞ,manzara,görmek.
kör,görmeyen
turistik yerleri gezip görme,gezi
turist.
turkish meaning of below words
1.İŞARET 2.İMZALAMAK
SİNYAL VERMEK, SİNYAL
sözleşmeyi imzalayan taraflar
İMZA
imzalayan,imzacı
önem, anlam
ÖNEMLİ,ANLAMLI
anlamına gelmek, göstermek:
İŞARET DİREĞİ
1.SESSİZLİK 2.SUSTURMAK
SESSİZ, SAKİN
siluet, gölge görüntü.
İPEK
eşik,pervaz
salaklık,aptallık
BUDALA, APTAL
SİLO, DEPO
çamur ve kum tabakası
insana benzeyen maymun
benzerlik
benzerlik, benzeşme
içten içe kaynamak,kaynatmak
basit,kolay
avanak.aptal
basitlik,sadelik
BASİTLEŞTİRMEK
taklidini yapmak; gibi yapmak:
sahte tavır, benzeme
eşzamanlı,aynı zamanda olan
aynı anda,eşzamanlı
GÜNAH,günah işlemek; günaha girmek.
1.'...DEN BERİ 2.ÇÜNKÜ
ŞİMDİYE KADAR
turkish meaning of below words
bu yana
o zamandan beri
o zamandan beri...ne zamandan beri
İÇTEN, SAMİMİ, SAHTE OLMAYAN
samimiyet,içtenlik
kolay ve iyi maaşlı bir iş.
kuvvetli, güçlü.adeleli
günahkâr, günahlı (kimse)
ŞARKI SÖYLEMEK
1.TEK 2.BEKAR 3.TEK KİŞİLİK
yalnız başına, kendi başına
TEKİL,TEK
tuhaflık,eşsizlik
garip bir biçimde,tekil olarak
kötü,ugursuz
1.BATMAK 2.EVYE
ağ kurşunu,maden işçisi
günahsız
günahkâr, günahlı.
yudum,yudumlamak
İSKELET
şüpheci kimse.
şüphecilik, kuşkuculuk,
taslak,skeç
yarım yamalak, oldukça eksik.
egrik,çarpık,birbirine paralel olmayan. (bir şeyin
anlamını) çarpıtmak.
şiş,şişe geçirmek
(susuzluğunu) gidermek.
çarpma sesi,çarparak kapatmak (kapıyı/kapağı),ağır
bir şekilde eleştirmek
kesin sonuç
mahpushane, hızla çarpan kimse (kapı vb)
köle sahipliği
esaret, kölelik
öldürmek,katliam yapmak
kalitesiz,adi
kızak,balyoz, -i kızakla taşımak.
şık,parlak tüylü
UYUMAK, UYKU
uyuyan kimse.
uyurgezer
UYKULU, SAKİN
turkish meaning of below words
sulu sepken yağmak
kaygan,hilekar,kaypak
yarımyamalak, üstünkörü.
yanlış,hata
yarık,yarık açmak,uzun ve dar kesik
düşe kalka ilerlemek, dengesini kaybetmişçesine
kaymak
kaba saba kimse, hödük.
ağzından salya akmak.
yemek artıklarından oluşan sulu yiyecek (hayvana
verilen)
EĞİM,YAMAÇ,meyletmek, eğimli olmak.
son derece dikkatsiz, yarımyamalak
vıcık vıcık.sulu
YARIK,DELİK AÇMAK
turkish meaning of below words
tembellik.
tembel.
YAVAŞ, YAVAŞLAMAK
mıymıntı
kurşun,konuşma dili (içkiden) yudum. birine okkalı
bir yumruk atmak
kıran kırana geçen boks maçı
boksör, sert oynayan oyuncu
miskin,halsiz,ağır ilerleyen
uyku; hafif uyku.uyumak; hafif uyumak.
çökme,çökmek, düşüş (fiyat/oy/müşteri sayısı
vb'nde)
agızda yuvarlamak/gevelemek , leke
höpürdetmek, höpür höpür içmek.
geveleyerek konuşma
erimeye başlamış kar, eriyen kar.
sinsi.
şapır şapır öpmek
KÜÇÜK, UFAK
küçük çaplı, küçük ölçekli
önemsiz
bende
yine de
FUTBOL
sosyal,girişken,hoşsohbet
turkish meaning of below words
SOSYAL
sosyal yön
SOSYETE, ÇEVRE, TOPLUM
1)ÇORAP 2)VURMAK,KIRMAK 3)PUT A SOCK IN IT =
SUSMAK
SOKET, PRİZ
çim,çimen,herif,ibne,homoseksüel
soda
çimlendirme
KANEPE
YUMUŞAK
yumuşatmak; yumuşamak.
TOPRAK,kirletmek,pisletmek
gece matinesi
(bir yerde) kalma; ikamet. geçici olarak ikamet
etmek
teselli.teselli etmek
lehim,lehimlemek
ASKER
tek ,yegane
tek sahip
tek başına işletme kuran kişi
sadece,yanlızca
1.CİDDİ 2.AGIRBAŞLI
tören yapma
resmen gerçekleştirmek.düğün yapmak
büyük ciddiyet,dinsel tören
(para, yardım, bir iyilik v.b.'ni) istemek.
avukat,savcı
meraklı, istekli
KATI, SERT
DAYANIŞMA
pekiştirmek, sağlamlaştırmak, katılaşmak
katılık,saglamlık,dayanınırlık
yalnız, kendi başına.
turkish meaning of below words
yalnızlık
gündönümü.
çözüm
ÇÖZÜM BULMAK, ÇÖZMEK
çok ciddi,kasvetli.
1.BAZI, BİRKAÇ 2.YAKLAŞIK
bir gün, günün birinde.
bazıları
BİRİSİ
az sonra
az sonra
kısa zaman sonra
kurum,is
yatıştırmak
yatıştırıcı, teselli edici
turkish meaning of below words
İNCELİKLİ SOSYAL HAYATTAN BİLGİSİ
OLAN,KİŞİ,GELİŞMİŞ
dünya/hayat hakkında çok şey bilme.
yanıltmaca.aldatmaca
aşırı duygusallık
sırılsıklam
pis,cimri.çok kirli
AĞRI VERİCİ,ACIYAN
boğaz ağrısı
fena halde,,şiddetle
KARIŞ,SÜRE,MÜDDET,kapsamak.(kemer) (yolun)
üstünden geçmek; (köprü) (bir yerin) üstünden
geçmek.
pullarla süslemek, pullamak.
pırıltılı şeylerle süslemek
ispanyollar
uzun ve sarkık kulaklı bir köpek
belirlemek
aldatıcı, sahte.
sahte bir şekilde, yanıltıcı bir biçimde
yanıltıcılık, güvenilmezlik
benek, ufak leke, nokta.
gözlük
(genellikle açık havada yapılan) büyük gösteri veya
tören.
gözlük
MUHTEŞEM,OLAGANÜSTÜ
İZLEYİCİ (Maρ vb.)
göz kamaştıktan sonraki görüntü
spekülasyon yapmak,tahminde bulunmak
spekülasyon
KONUŞMA
nutuk çekmek
HIZ, HIZLI GİTMEK
HIZÖLÇER
1.HARFLERİ SÖYLEMEK 2.BÜYÜLÜ SÖZCÜKLER
PARA HARCAMAK, HARCAMAK
müsrif, savurgan, tutumsuz.
püskürmek, kusarak çıkarmak
yep yeni, gıcır gıcır
BAHARAT
turkish meaning of below words
tertemiz, pırıl pırıl.
ÖRÜMCEK
(satış için) önceden hazırlanmış ikna edici
konuşma/sözler.
musluk.
sivri uç; sivri uçlu çubuk.
inatçı,dik başlı
DÖKMEK,SAÇMAK (Sıvı)
dönme,dönüş
spin the bottle
ıspanak.
kirmen
uzun ve zayıf (bacak).
omurga,diken,kitap sırtı
karaktersiz ve tabansız,omurgasız
omurgasızlık. iradesizlik
kız kurusu,evde kalmış kız
SPİRAL,döne döne gitmek/hareket etmek.
kulenin sivri uçlu tepesi, kule ucu,
1.RUH, RUHSAL DURUM
şevkli, ruh haline sahip
TÜKÜRMEK
tükürük topu
1.RAĞMEN 2.BİRİSİNE ZARAR VERME İSTEĞİ,nispet
yapmak/vermek.
garazlı, kinci; nispetçi.
ateş püsküren kimse, sönmemiş volkan
SIÇRATMAK
uzay gemisinin denize inişi
meyil vermek,şekil vermek
dalak.
MÜHTEŞEM,GÖRKEMLİ
ihtişam, görkem.
atel,sabitleyici
bir anlık
savurganlık yapmak, harcamak (epey
para),gösteriş,hava
.-e epey para harcamak
öfke veya şaşkınlıktan) tükürür gibi konuşmak veya
tükürür gibi (bir şeyler) söylemek.
1.BOZMAK 2.ŞIMARTMAK ,YAGMA
başkalarının keyfini kaçıran,mızıkçı
sözcü, marka yüzü
sünger gibi, süngersi.
destek,sponsorluk
doğallık…kendiliğindenlik
kendiliğinden olan
kendiliğinden,anında
ile dalga geçmek, -i gırgıra almak.
ajan, casus.,ürkütmek, korkutmak.
ürkütücü, ürkünç, perili.
makara.
KAŞIK
kaşık dolusu
vahşi hayvanın izi.iz sürmek
ara sıra olan, arada sırada vuku bulan
düzensiz bir şekilde, gelişigüzel
SPOR, gösteriş yapmak, spor yapmak
sporculuk
1.LEKELEMEK
2.TANIMAK,AYIRMAK,değerlendirmek,fark etmek
bir damla,çok az
doğru,kesin
sahne ışığı
gözcü, nöbetçi
eş, koca veya karı.
fışkırtmak; fışkırmak.emzik.fışkıye
burkulma,burkmak
yayılmak,serilmek,yayılma,serilme
YAYILMAK, YAYMAK
eğlence,alem
şen şakrak,hayak dolu,canlı biçimde
basit,kolay,dogru sözlü
bağnaz
ZORLAMA ,GERGİNLİK,YÜK
SÜZGEÇ
boğaz
daraltmak.sıkışmak
karaya oturmak,iplik,kıyı, sahil, kenar.mahsur
kalmak.
çarpıcı benzerlik
İP,TEL, sıra halinde gitmek, ipe dizmek
ayşekadın fasülye
sert,sıkı
SOYMAK, SOYUNMAK,ŞERİT,BANT
birinden (bir seyi) almak, birini (bir seyden) mahrum
etmek.
1.ŞERİT,ÇİZGİ 2.KIRBAÇ CEZASI
çabalamak
1.ÇARPIŞ 2.FELÇ,İNME,okşamak, sıvazlamak.
gezinti,dolaşmak
GÜÇLÜ
kuvvetle,şiddetle
aksi,küstah
YAPI
MÜCADELE ETMEK 2.ÇABALAMAK
telli çalgıyı tıngırdatmak, zımbırdatmak
sarhoş
turkish meaning of below words
uyuşturucu müptelası
kasılarak yürümek.
biçilen tarlada kalan kökler
inatçı
İnatla
kısa ve kalın, kütük gibi
sıkışmış
azametli
azgın erkek, bir grup damızlık at
ÖĞRENCİ
stüdyo.
çalışkan,gayretli
titizlikle
ÇALIŞMAK, OKUMAK, İNCELEMEK
1.MADDE , ŞEY 2.TIKIŞTIRMAK
doldurmak
lahana dolması
fazla resmi
aptallaştırmak,aptal durumuna düşürmek
tökezlemek,sendelemek
bastırılmış,zorlanmış
konu,mevzu,maruz,baglı,bagımlı,vatandaş, maruz
bırakmak,hür olmayan, hürriyetsiz.
tabi olma,buyruğu altına alma
öznel, sübjektif.
buyruğu altına almak (bir halkı), zaptetmek
boyun eğdirme,zapt etme
kira ile başkasına devretmek
katı durumdan gaz durumuna geçirmek,
bilinçaltındaki güdüleri iyiye yönlendirmek
yüce,ulu,yüceltmek,yükselmek
asil bir şekilde
yücelik
DENİZALTI
.. -i suyun içine batırmak/daldırmak; suyun içine
batmak/dalmak.
batık,batmış (gemi vb)
turkish meaning of below words
batma, su altında kalma
su altında kalabilir
boyun eğme, sunma
uysal, itaatli, itaatkâr.
uysallık.itaatkarlık
SUNMAK,TESLİM OLMA
yörüngealtı
ast,birinin emri altına koymak
yalancı şahitlik yaptırmak, rüşvetle kandırmak
mahkeme çağırmak,birini mahkemeye çağıran resmi
yazı
ABONE OLMAK,İMZALAMAK
sonraki,daha sonra
sonradan
uşakvari, uşak gibi davranan, fazlasıyla itaatli.
bitmeye yüz tutmak/bitmek (öfke/kavga vb),
hafiflemek
yardımcı, ek; ikincil, yan:yan kuruluş
PARA YARDIMINDA BULUNMAK
PARA YARDIMI, SÜBVANSİYON (Devletten)
geçinip gitmek,varlığını sürdürmek
ile geçinmek
kendini geçindirme.
toprak altı
MADDE, CEVHER
önemli,saglam
gerçekte,ciddi olarak
ispat etmek, kanıtlamak.
VEKİL, YERİNE GEÇME
yerine koyma/geçme,vekil,ikame
kapsamak.içermek
hile, manevra.
yeraltı. toprak altı
turkish meaning of below words
yeraltı.gizli
altbaşlık,altyazı
ince, hafif, hemen göze çarpmayan,meselenin ince
taraflarını kavrayabilen/anlayabilen.
zekice yaklaşma
ÖNERİ
İNTİHAR (Commit suicide : İntihar etmek)
intihar gözetimi, intihara eğilimli tutukluların
gardiyanlarca sık sık kontrol edilmesi
1.UYGUN, UYGUNGELMEK 3.TAKIM ELBİSE
uygun bir hale getirmek (bir başka şeye)
uygunluk, elverişlilik
uygun,elverişli
BAVUL (Elbise iρin)
talip
somurtma,somurtmak, surat asmak.
somurtkan, somurtuk, asık suratlı.
suratsız,öfke dolu fakat sessiz.
asık suratlı bir şekilde
kirletmek, lekelemek; gölge düşürmek.
sıcak ve nemli (hava).
TOPLAM,MİKTAR
turkish meaning of below words
kısa ve öz bir biçimde
ÖZET
özet,toplam
YAZ
ZİRVE, dağın zirvesine çıkmak
başkomiser,müfettiş
ÜSTÜN,ÜST,AMİR,ÜSTÜN KİMSE
en iyi, mükemmel.
fazla.extra
yazı
(yeni bir şey) (eski bir şeyin) yerini almak.
BATIL İNANÇ
uysallık,esneklik
yalvaran kimse.
yalvaran kimse.
yalvarmak.
yalvarma, yalvarış
tedarikçi, satıcı
ERZAK, MAL
SAĞLAMAK, MİKTAR,TEDARİK,ARZ, tedarik etmek,
sağlamak
TAŞIMAK, YARDIM ETMEK, TARAF TUTMAK,
DESTEKLEMEK
destekleyici, destek verici.
ZANNETMEK,varsaymak
güya, sözümona.
tahmin,varsayım
fitil
BASTIRMAK
üstüncü,üstünlük yanlısı
üstünlük,yücelik
YÜCE, ÜSTÜN
fevkalade
EMİN, KESİN
..-den emin
turkish meaning of below words
kesin,saglam
temkinli
sağlam basma. Sağlamcılık
elbette,muhakkak
kesinlik,emin olma
kefil.
sörf,kıyıya vuran köpüklü dalgalar
YÜZEY
fazlalık.fazlasıyla (yemek) yeme veya içme.fazlasıyla
yedirmek
küfür, sövgü.
TER,TERLEMEK
ter bezi
SÜVETER
yerlahanası
SÜPÜRMEK
TATLI
tatlı bir şekilde,kibarca,nazikçe
tatlılık.guzel kokulu
KABARMA,ŞİŞMEK,harika, çok güzel.
birdenbire başka bir yöne sürmek (taşıtı)
yudum,içmek
bol bol içmek, bol suyla yıkamak
YÜZMEK
dolandırma,dolandırmak
üçkağıtçı, dolandırıcı
pis herif.domuz
1.SALLANMAK ,yumruk savurmak
aşırmak,çalmak,kuvvetle vurmak
dönmek; girdap gibi dönmek
hışırdamak (yapraklar/ipek vb)
AÇMAK, KAPATMAK (düğme)
dönüvermek; döndürüvermek.
cızırdamak
ŞİŞMİŞ
bayılma,bayılmak
ani iniş.üzerine çullanmak
turkish meaning of below words
KILIÇ
çok ders çalıþmak, ineklemek.
dalkavukluk.
hece, seslem.
müfredat,ders özeti
SEMBOL
simetrik, simetrili.
simetrik bir biçimde
sempatik,birinin duygularını anlayıp paylaşan,
anlayışlı, halden anlayan.
duyarlıca,sempatikçe,acıyarak
duyguları paylaşmak biri ile
sempati,acıma
belirti, bulgu, gösterge
senkronize etme,senkronize etmek
eşzamanlılık
hükümet memuru.mutemet
sendika,kartel
eşanlamlı...
özet.
sentez, bireşim.
şırınga,şırınga etmek
ŞURUP
SİSTEM
1.MASA 2.TABLO,LİSTE
TABLET,hap,yazıt,levha
sansasyonel gazete
TABU,YASAK,AYIP
cetvel haline koymak, tablo haline getirmek.
taşı
adi,çok rüküş
takt, ince bir anlayış, ince bir nezaket.
Acılık, keskinlik, yakıcılık, sertlik
taktikçi.
telepati
TELEFON
TELESKOP
televizyonda yayınlanmış
TELEVİZYON
ANLATMAK, SÖYLEMEK
peşinen söylemek, peşin söylemek
filiz
büyük ve harap apartman.
prensip, ilke
on kat, on misli.
on binlerce ( insan vb)
gergin,germek
TENTE,ÇADIR
kesin olmayan.farazi, deneysel.
geçici olarak, tereddütle
belli belirsiz, temelleri sağlıksız,,ince
görev süresi,kullanım hakkı,kullanma
turkish meaning of below words
1.ZAMAN DİLİMİ 2.SÖZCÜKLER 3.SÖMESTR
TERMİNAL, ölümcül (hastalık).
bitirmek,son vermek
terimbilgisi,
toprak,yeryüzü
TERAS
arazi
karasal; karada yaşayan.
KORKUNÇ, BERBAT
son derece,berbat bir şekilde
küçük av köpeği, gönüllü asker
MÜTHİŞ
KORKUTMAK,dehşete düşürmek
BÖLGE ,TOPRAK PARÇASI
TERÖR
kısa ve özlü (söz).
kısa ve özlü bir şekilde,kısaca
SINAMAK, DENEMEK, TEST
deneme için yapılan pazarlama
vasiyetname
vasiyetçi
tanıklık etmek,şahadet etmek
göstermek,kanıtlamak
ters olarak
tanıklık,sahitlik,ifade verme,delil
aksilik
çabuk kızan (ufak şeylere), çabuk sinirlenen
alıngan, kırılgan.
saman çatı
hepsi buydu işte,bu kadar
bundan dolayı, bu yüzden
(donmuş şey) erimek, çözülmek.
reklam panosu
merhum, rahmetli.
ayaktakımı
.-in ta kendisi
gerçek şu ki
benzerleri, gibiler
oradan, o yerden.
o zamandan beri
teori kurmak
TEORİ
tedavi edici,sağlığa
1.ORADA 2.VAR OLMAK yararlı
(There is DALLAS on TV
today.)
mahal yok
.-den iyisi yok./-in üstüne yok./-in yerini hiçbir şey
tutamaz.
sonra; ondan sonra.
bu nedenle,DOLAYISIYLA
içinde,orada
oraya,ona
ona,oraya
onun üzerine.hemen, derhal.
bunun üzerine, bunun sonucu olarak
TERMOMETRE
BUNLAR
(yazılı eser olarak) tez.
ONLAR (çoğul üçüncü kişi zamiri)
1.KALIN 2.SIK
turkish meaning of below words
çalılık ,agaçlık
kalınca,kalın bir şekilde
kalınlık
kalın yapılı kimse, birbirine çok yakın dikilmiş
(bitkiler)
HIRSIZ
but; uyluk.
yüksük.
yüksük dolusu,çok az
İNCE
ince dudaklar
senin,seninki
ŞEY
işler
DÜŞÜNMEK
hakkında kötü düşünmek
aklına gelmek; (bir şey yapmayı) düşünmek,
tasarlamak,düşünmek
hakkında kötü düşünmek
düşünür,filozof
ÜÇÜNCÜ
SUSAMIŞLIK, SUSATAN,susuz
ONÜÇÜNCÜ
OTUZUNCU
BU
oraya
göğüssel,gögse ait
çok zor, çok sıkıntılı,dikenli
TAM,TÜMÜYLE
safkan.safkan at, safkan.soylu
yol, geçit.
TAMAMIYLA, BÜTÜN İNCE DETAYLARIYLA
ONLAR
turkish meaning of below words
sen
RAGMEN ,KARŞIN
DÜŞÜNCE
DÜŞÜNCELİ
düşünceli bir şekilde
DÜŞÜNCESİZ
düşüncesizce
.-meyeceksin
dövmek,dayak atmak
İP, İPİ İĞNEYE TAKMAK
TEHTİD
TEHTİD ETMEK
tehditkar bir biçimde
üç kat, üç misli.
dörtte üç
altmış
harman yeri
döven makinesi
(kapıya ait) eşik.
üç kere.
tutumluluk,azla yetinme
heyecan,heyecanlandırmak
çok heyecan verici ve süspans dolu kitap, film veya
piyes
gelişmek, büyümek
GIRTLAK, YEMEK BORUSU
gırtlaksı, gırtlaktan gelen (ses)
zonklamak,(kalp) çarpmak, hızla vurmak.
kalabalık.kalabalık bir halde ilerlemek, gitmek,
gelmek, toplanmak veya beklemek:
kalabalık
bogmak,bogaz,kısmak
İÇİNDEN, BAŞTAN SONA,sayesinde
turkish meaning of below words
tamamen.baştan aşağıı, tepeden tırnağa; sapına
kadar.
boyunca,süresinde,her tarafında
FIRLATMAK
açmak, -i açıvermek
sokmak,itme
pat,pat sesi,pat diye düşmek
eşkıya gibi, haydutça
EL, BAŞ PARMAĞI
(kalp) güm güm vurmak.gümbür gümbür hareket
etmek.
çarpıcı şey
GÖK GÜRÜLTÜSÜ
Gök gürlemesi
kulakları sağır eden, gök gürültüsü gibi
gümbürtülü bir şekilde
FIRTINA
yıldırım çarpmış,hayrete düşmüş
a castle in Westphalia
pat
tütsülük
PERŞEMBE
BÖYLE, BÖYLECE
şimdiye kadar, bu zamana kadar
şöylece, öyle
engellemek; kösteklemek; karşı gelmek.
senin
haberler.
DÜZENLİ, DERLİ TOPLU
1.BAĞ, BAĞLAMAK, BERABERE 2.BOYUNBAĞI
KRAVAT
kravat iğnesi.
KAPLAN
SIKI, KOLAY AÇILMAZ
sıkı dokunmuş
tayt,kilotlu çorap
kiremit.(damı) kiremitle kaplamak.
1.KADAR 2.YAZAR KASA
(dümene takılan) yeke.
it is
DOKU,KAĞIT MENDİL
bir hristiyanın kiliseye vermek üzere ayırdığı gelirinin
yüzde onu
1.BAŞLIK 2.UNVAN
ufak dedikodu, laklak, dedikodu yapmak
..e KADAR
ileri geri,aşagı yukarı
bir yandan öbür yana; bir aşağı bir yukarı
boş ver gitsin
örnek vermek gerekirse
bir yere kadar, bir dereceye kadar
tamamına, son haddine kadar
yani, demek ki.
kara kurbağası
zehirli mantar
TOST YAPMAK 2.KADEH KALDIRMAK
kızartma
TÜTÜN
sigara satıcısı
turkish meaning of below words
kızakla kaymak/gitmek.
BUGÜN
hurma içkisi
AYAK BAŞ PARMAĞI
ayak tırnagı
uzakdoğu’da soya fasulyesi suyunun
fermentasyonundan elde edilen bir tür peynir
BİRLİKTE
birliktelik
zahmet,uğraş,didinmek,zahmet etmek
TUVALET
elbise, tuvalet
SİMGE , JETON
1.TİCARET 2.İŞ
değiş tokuş
ticari marka
GELENEK
TRAFİK
ticaret, kaçakçılık
TRAJEDİ
trajik,feci
iz,izlemek,sürüklenmek
öncü
römork,kısa film özeti,karavan.
1.EĞİTMEK 2.STAJ YAPMAK 3.TREN
antrenör.
EĞİTİM,ÖĞRETİM
boş boş dolaşmak,dolanıp durmak
özellik, hususiyet.
hain,vatan haini
turkish meaning of below words
hain; haince; hıyanet içeren.
gidişat,yörünge
ayak bağı.engel
serseri,sürtük,yaya gitmek,serserice dolaşma
ağır adımlarla yürüyerek
ezmek,çiğnemek (ayak altında)
saygısız davranmak, ayak altında çiğnemek
dilim,kısım
sakin,durgun
huzur,sukunet
sakinleştirmek, yatıştırmak.
(iş) görmek,yapıp bitirmek
işlem,ticari işlem
verici,ahize
değiştirmek
SAYDAM
ortaya çıkmak, belli olmak.
turkish meaning of below words
başka bir yere dikmek (bitki), birşeyi başka bir yere
temelli götürmek
TAŞIMACILIK
enine, çapraz.
çapraz bir şekilde
TUZAK, KAPAN, YAKALAMAK
avcı,kürklü hayvanları tuzakla yakalayan avcı
süslü koşum takımı.
travma.yara
anlaşma
üç misli
turkish meaning of below words
çırpıntı,titreklik
titreme,ürperme
titrek,ürkek
siper,handek,siper\hendek kazmak
yağmurluk
rusyada bir çeşit dans çeşiti
korku,endişe, heyecan
izinsiz giren kimse
yargılanabilir
üçlü topluluk,üçlü
1.DENEME2.DURUŞMA, MİZAN
üçgen şeklinde
üçgenlere ayırmak, üçgenlere bölmek
üçgenleştirme
KABİLE
felaket, musibet.
mahkeme.yargıç kürsüsü
ırmak ayağı
harac.övgü.hürmet
1.HİLE,HİLE YAPMAK,KANDIRMAK ,
damla damla akan şey.damla damla akmak; damla
damla akıtmak.
üç dişli mızrak
değersiz şey,önemsiz şey,önemsememek
.. -i ciddiye almamak, -i hafife almak.
önemsiz,üstünkörü
TETİK ( Who pulled triger? )
mecburi atış
turkish meaning of below words
ses titremesi.titrek sesle söylemek.sesi titremek;
sesi titretmek.
süs,süslemek,azarlamak,yenmek,düzgün
üç aylık dönem
üçlü.
fahişe
SALI
turkish meaning of below words
çekiştirmek,çekmek,kuvvetli çekiş.
ÖĞRETİM, OKUL PARASI
LALE
hacı yatmaz, büyük su bardağı
yuvarlanan / dönen çalı
kagnı,çiftçi arabası
KARIN,MİDE
arbede.karışıklık
fırtınalı.çalkantılı
1.AKORD ETMEK, AYARLAMAK, 2.EZGİ
ahenksiz,ayarsız
ahenksiz bir şekilde
kadın ceketi
TÜNEL
dar bakış açısı
TÜRBAN
çalkantılı,türbülanslı,kavgacı
kaka,bok
çim ekmek,çimlendirmek,çimenlik, çim.
1.HİNDİ 2 TÜRKİYE
karışıklık, kargaşa.
DÖNMEK, DÖNÜŞ 2.It's your turn=Sıra
sende,ÇEVİRMEK
cazibeni kullan
aksi görüse sahip olma,dönek
dönek adam
şalgam.
ANAHTAR TESLİM (proje vb.)
katılanlar, toplantı mevcudu.
DEVİR,İŞ HACMİ
paralı otoyol.
turnike.
vesayet,himaye
öğretmen,özel hoca
ders vermek,özel ders vermek
turkish meaning of below words
ikili,iki
tıngırtı
(elle) büküvermek, çekivermek.
İKİ KEZ
ince dal
sicim,sarmak,dolanmak
birden saplanan) şiddetli sancı.
pırıltı,pırıldamak,göz kırpıştırmak
hızla dönmek, fırıldanmak
BÜKME,BÜKÜLME, KIVIRMAK,BURKULMAK
segirme,birden çekmek
bir fiyatına iki
zengin iş adamı,kodaman
1.ÇEŞİT, TİP 2.DAKTİLOYLA YAZMAK
çirkinlik,iğrençlik
ÇİRKİN
alman mızraklı süvari askeri
ülser
itiraf edilmemiş,gizli
turkish meaning of below words
art düşünce, art niyet
eninde sonunda
aşırı sağ
göbeğe ait,göbege yakın
göbek kordonu.
gücenme, alınma.
şüpheli, kuşkulu
ŞEMSİYE
sayısız, pek çok.
sayısız,çok
utanmaz,yüzsüz
şiddeti azalmamış.hafiflememiş
ELİNDEN GELMEZ,YAPAMAZ,GÜCÜ YETMEZ
olağanüstü,anlaşılmaz, garip.
kayıp (haber alınamıyor)
alışılmamış, alışılmadık.
tanışmayan,bilmez
keskin zekalı olmayan
katıksız,saf,hilesiz
maceracı olmayan
etkilenmemiş,
korkusuz
yardımsız, kendi başına, yalnız başına.
elden çıkarılamaz,devri mümkün olmayan
ilgisiz
saf,katıksız
değişmez
değiştirilmemiş,degışmemiş
belirsizliğe mahal vermeyen,kesin,tam
açık bir biçimde
aynı fikirde, müttefik.
oybirliğiyle, ittifakla.
haber verilmemiş, duyurulmamış
azalmamamış,sakinleşmemiş
mütevazı alçakgönüllü
ele geçirilemez,başarılamaz,ulaşılmaz
yararsız, faydasız.
kaçınılmaz,zorunlu
aşırı tutkulu.heyecanlı, hararetli, ateşli.
farkında olmama
dayanılmaz,çekilmez
dayanılmaz şekilde
uygun olmamak
uygunsuz, yakışık almayan
.-ce bilinmeyen, -ce meçhul.
taraf tutmayan, tarafsız, yansız.
kendiliğinden gelen (fikir)
lekesiz, kusursuz.
dizginini çıkarmak
dizginlenemeyen,ölçüsüz
kırılmamış,bozulmamış,boyun eğmemiş.
tokasını açmak.
itiraf etmek. (vicdan vb) rahatlatmak
düğmelerini açmak/çözmek
haksız
acayip.,esrarengiz, olaðanüstü.
durmayan, bitmez tükenmez
durmaksızın
sansürsüz
nezaketsizce yapılan , gayri resmi
gayri resmi bir şekilde, laubalice
turkish meaning of below words
. -e özgü olmayan
alışılmadık bir biçimde
haritası yapılmamış.bilinmiyen,meçhul
kontrol edilmemiş. Başıboş
DAYI, AMCA
(sıkılmış eli) açmak veya açtırmak; (sıkılmış el)
açılmak.
tokasını açmak
(tıkanık bir şeyi) açmak:
nadir,sıradışı
olağanüstü bir şekilde.nadiren
anlayışı kıt,anlayışsız
ilgisizlik, kayıtsızlık.
kayıtsız şartsız.
kayıtsız şartsız olarak
samimi olmayan,tatsız
mantıksız,vicdansız
BİLİNÇSİZ,BAYGIN
adanmamış, kutsanmamış
ALTTA, ALTA
silah altında, silahlanmış
himayesinde
beklenenden daha az başarı göstermek
kavranılamaz,ölçülemez.
OLUMSUZ,ELVERİŞŞİZ
yapılamaz,imkansız
serbest bıraktırmak,kurtarmak
serbest,kontrolsüz
yorulmaz.
soğukkanlı,temkinli
kötüleyen
cesur, korkusuz, gözü yılmaz.
gözü kara bir şekilde
turkish meaning of below words
odaklanılmamış,üzerine düşülmemiş
ortaya çıkarmak, göz önüne serilmek, (katlanmış bir
seyi) açmak
gözler önüne serme.gelişme
bireyin ruhsal güçlerinin farkına varması
beklenmeyen
beklenmedik, umulmadık.
affedilmez,bagışlanamaz
oluşmamış. şekilsiz
şanssız
temelsiz, asılsız, boş
papazlıktan çıkarmak
(sarılı bir şeyi) açmak, açmak (yelken, bayrak gibi
sarılı bir şeyi)
hantal,beceriksiz
allah'ın cezası, berbat
kaba bir şekilde
nankör,nahoş, tatsız.
merhem
kötü. kutsal olmayan
MUTSUZ
koşum takımını çıkarmak
SAĞLIKSIZ
hiç duyulmamış
duyulmamış.işitilmemiş
önemsenmeyen, ihmal edilmiş
kıvrılmamış
beklenmedik.habersizce
korkak
engellenemeyen.engelsiz
aklını oynatmak
dengesiz (kimse)
serbest bırakmak,açmak
silahı kılıfından çıkarmak
çengelden çıkarmak; çengelden çıkmak.
telaşsız, acelesiz, rahat, sakin.
turkish meaning of below words
telaşsız bir şekilde
zarar görmemiş
birleştirilmiş,birleşik
1.ÜNİFORMA 2.TEK TİP
eşit oranda
birleştirmek.
tek yanlı
tek taraflı olarak
hayal edilemeyecek şekilde
yaratıcı olmayan,hayal gücü olmayan
şüphe edilmez, kusursuz
umursamaz, etkilenmemiş
bağlı olmayan,bağımsız
ıssız, boş, tenha.
anlaşılmaz
istemeden yapılan,kasıtsız
amaçlanmamış sonuç
ilginç olmayan, çekici olmayan.
1.SENDİKA 2.BİRLEŞME
eşsiz olarak
benzersizlik,eşşizlik
uyum,ahenk
BİRİM, ÜNİTE
sımsıkı elbise
BİRLEŞMEK,birleştirmek,evlenmek
birlik,bütünlük
evrensel olarak
ÜNİVERSİTE
haksız, adaletsiz.
yetkisiz, gayri meşru,haksız
haksız yere,insafsızca
taranmamış, dağınık (saç).
kırıcı,nezaketsiz
Şefkatsizlik,kalpsizlik
BİLİNMEYEN
kanunsuz, yolsuz.
turkish meaning of below words
kanunsuzca.
serbest bırakmak, salıvermek.
isimsiz, adsız.
gereksiz.
sinirini bozmak,cesaretini kırmak
huzursuz,rahatsız
çözmek, sökmek; çözülmek, sökülmek.
okunaksız, okunamayan
karşılıksız
ücreti ödenmemiş
arıtılmamış.kaba
özverili,bencil olmayan
özverili bir şekilde,cömertçe
rahatsız edici
huzurunu kaçırmak,rahatsız etmek,yerinden
çıkarmak:
rahatsızlık verici, sarsıcı
kılıfsız
üflenmemiş
güvenilmez,sağlam olmayan:
çarpıcı olmayan,sıradan
ustaca sergilemek
desteklemek, onaylamak
destek
döşemelik kumaş; döşeme.
bakım masrafı,bakım
yüksek arazi, yayla
yükseltme.yüceltme, yükseltmek.yüceltmek
neşelendirici, moral yükseltici
pahalı mal satılan yer
ÜSTÜNDE
bunun üzerine
ÜST
zenginler sınıfı
dik,dikey,dürsüt,namuslu
yükseğe çıkarmak,isyan,ayaklanma
akıntıya karşı
turkish meaning of below words
gürültü, velvele, şamata, curcuna.
(birini) oturduğu yerden veya çevresinden
ayırmak.kökünden sökmek
lüks,pahalı
DEVİRMEK,BOZMAK,ALTÜST ETMEK
sonuç, netice.
tepetakla, allak bullak
küçük görmek, gölgede bırakmak
ÜST KAT, YUKARISI
ayağa kalkmak,dikmek
doğru, dürüst.
sonradan görmüş,görgüsüz
taşra,şehir dışı
(ani ve hızlı) artış.
artış, artma.
sinirli.telaşlı
BUGÜNE KADAR
en yeni, en son
kent merkezinin dışı
yükselme, iyiye doğru gitme, düzelme:
ters dönmüş, alabora olmuş
YUKARI,YUKARIYA
KENTSEL,ŞEHRE AİT
kentleşme, şehirleşme.
DÜRTME, (ısrar ederek ) YAPTIRMA
,ZORLAMAK,İKNA ETMEK
harekete geçirmek (bir hayvanı), hızlandırmak (bir
hayvanı)
acele, ivedilik.
ACİL
işemek
idrar, sidik.
BİZE
1.KULLANIM 2.FONKSİYON
KULLANMAK
turkish meaning of below words
KULLANIŞLI,faydalı.
kullanıcı,tüketici
içeri getirmek, yerini göstermek
OLAĞAN,ALIŞILMIŞ,her zamanki gibi
genellikle
gaspetmek, zorla almak, el koymak.
gaspçı
tefecilik
yarar,fayda,kamu hizmeti
kullanım
faydalanmak, kullanmak
şiddet, hiddet.
şiddetli,ateşli
öfkeli bir halde,şiddetle
TAŞIT ARACI ( kamyon,TIR,araba v.b )
araç, taşıtlarla ilgili
delik açmak
.-den çıkarmak (öfke/hınç)
turkish meaning of below words
MACERA, GİRİŞİM,RİSK, (Genelde iş
hayatında),tehlikeye atmak:cüret etmek:
cüretli, atak, atılgan.
mahkeme yeri. toplantı yeri.
dürüstlük, doğruluk,gerçeklik
FİİL
sözlü,kelimesi kelimesine
sözlü olarak,kelimesi kelimesine
kelimesi kelimesine anlatım,harfi harfine
yasak (alm)
yeşil, taze.
HÜKÜM
sınır, kenar,eşik
kilise memuru
doğrusu,gerçekten
gerçek, hakiki.
hakikat,gerçek
parlak kırmızı
fareler; sıçanlar.
ilkbahara ait.
başkan yardımcısı
etrafi,civari,çevre
ahlaksız,şiddetli
KISIR DÖNGÜ
acımasızca,alçakça
değişiklik,kararsızlık
KURBAN, KAZAZEDE
kurban etme, mağduriyet
KURBAN ETMEK (Grubun suρunu bir kişiye
yüklemek.)
GALİP
galip, utkulu, muzaffer.
GALİBİYET,ZAFER
erzak sağlamak,erzak
ile yarışmak, ile rekabet etmek:
GÖRÜNÜM, MANZARA
gece nöbeti,gece uyumama
uyanık olma
turkish meaning of below words
uyanık, tetikte, tedbirli.
yasa dışı kanun infazcısı
dinçlik,güç,kuvvet
kuvvetli, etkin, dinç, gayretli, enerjik.
kuvvetlice
aşagılık,iğrenç,rezil
rezalet,kepazelik
saygınlığına zarar vermek, açıktan açığa karalamak,
-e alenen iftira etmek
VİLLA
KÖY
köylü
alçak, hain.çok kötü
doğruluğunu kanıtlamak , aklamak
doğruluğunu kanıtlama , aklama
kindar,kinci
kinci bir şekilde
kindarlık
ASMA ,BAĞ KÜTÜGÜ
SİRKE
ucuz kalitesiz şarap
ihlal etmek, çiğnemek
ihlal,ihlal etme
şiddet,tecavüz
ŞİDDETLİ,SERT
şiddetle,öldüresiye
KEMAN
kemancı, viyolonist.
kızlık,bakireye özgü.
erkekçe.güçlü
neredeyse, hemen hemen.
erdem,fazilet
virtüoz,üstat
erdemli, faziletli.iffetli, namuslu.
çok zehirli, çok tehlikeli, öldürücü.
turkish meaning of below words
VİZE
surat,çehre.yüz
akışmazlık
yapışkan
ilkel, düşünmeden yapılan
GÖRÜNEN
gözle görülür bir şekilde
GÖRÜŞ, İMGE,VİZYON
hayali
ZİYARET ETMEK
ZİYARETÇİ, KONUK
manzara, görünüm.
hayalinde canlandırmak,görselleştirmek
zayıflık,güçsüzlük
refah
ZENGİNLİK,SERVET
SİLAH
GİYMEK,aşınma,yıpranma
aşırı derecede bitkin,çok yorulmuş
bıkkınlıkla,yorgun bir şekilde
yorgunluk,bezginlik
sıkıcı, yorucu, bıktırıcı, usandırıcı.
yorgun,bitkin
sinsi kimse, kurnaz kimse, çakal.
HAVA;İKLİM,,,(güçlük, tehlike v.b.'ni) atlatmak,
savuşturmak.
rüzgar fırıldağı
kötü havadan etkilenmiş,fırtına yemiş
dokuma,örme,dokumak
dokumacı, çulha.
ile evlenmek; ile
evlendirmek.,birleştirmek.bağlamak
takoz.yarmak,sıkışmak,sıkıştırmak
ÇARŞAMBA
ufacık, küçücük, minicik.
zararlı ot ilacı
HAFTA
aglamak
AĞARLIK, TARTMAK
yüklemek
su seddi, bent.
çok tuhaf bir kimse, çok eksantrik kimse.
1.AĞIRLAMAK, HOŞ GELDİN
turkish meaning of below words
refah, zenginlik
sosyal yardım çeki
1.İYİ 2.KUYU
epey sonra
aferin, iyi yapılmış
iyi durumda,zengin
kaslı
bakımlı
seçkin, oturaklı
yardımsever, kibar
besili
ÜNLÜ, BİLİNEN
iyi aydılatılmş
neredeyse. hemen hemen
hali vakti yerinde, zengin.
iyi korunmuş
iyi stoklanmış
üzerinde iyice düşünülmüş
çok seyahat etmiş, gezmiş görmüş
BALİNA
nazar.göz değmesi
iskele.
NE
ne alakası var
BİLMEM KİM (BİRİSİNİN ADINI UNUTMA)
BUNUN YANISIRA, ÜSTELİK
İŞİN ÖNEMİNİ BİLMEK (I know what's what)
tatlı dille ikna etmek, kandırmak
gerekli kaynak(lar)
uyandırmak,tahrik etmek,bilenme
bu da demek oluyor ki
hangisini
hafif hafif kişnemek
esinti,koku, koklamak, kötü kokutmak
üflemek
BU ARADA,esnasında,iken
…--- iken
KAPRİS,HEVES
sızlanmak,inlemek,inilti
sıvı,akışkan
türkçesi
delmek,patlatmak,delme,delinme
kilometre
olup olmadıgını
olsa da olmasa da
şüphesiz
sarmak,pislik
bunalım,korku
sınıf,kalite,derece,türbe
ileri
sezon,mevsim,kurutmak
hiç , hiç degil
doğurgan
dişi geyik
uyumlu,uysal
arada bir
soymak,soyunmak
iz,izlemek,sürüklenmek
demlik,cezve,kupa
yüce,büyük,herseye gücü yeten,son derece
sapmak,açılmak,ayrılmak
avanak,salak,sersem
kahrolası,allahın belası
rafa kaldırmak, germek,raf
bir araya toplamak,tıkıştırmak,
sürü,gütmek,toplamak
çıglak/feryat atmak,çıglık
çalışkan , gayretli
örtmek,kuşatmak
çılgın, barbar,kızgın
gizlilik
kan,kan bagı
püre,püre yapmak,ezmek
allah şükür,iyiki
sivilce,kabarcık
türkçesi
nokta,benek,noktalamak,beneklemek
kararlaştırmak,anlaşmak
yumru,şişlik,katlanmak
sandık
sızmak
gen
açgözlü
pislik
merak
cankurtaran
iyi geçinmek,anlaşmak
Bu kadar
oturma,oturma yerleri
içini çıkarmak,bagırsak,dalak
yırtmak,sökmek
serpmek,çizelemek,tutam
dolaşım,sirkülasyon
dindar,sahte sofu
bok,pislik,şıçmak,baş belası
vaiz,hatip
sıkıntı,tehlike,üzmek,acı vermek
çözmek,halletmek,temizlemek
agırlaştırmak,kötüleştirmek
geciktirmek, yavaşlatmak.
lütfetmek,teşrif etmek,lutüf,zarafet
ulaşmak
kahrolası,allahın belası
aptal
budala
hücre,oda
güzel,sevgili
zorlu sınama,çile
danışman,avukat
bagımlı,baglı
el arabası
yaprak biti
türkçesi
kötü,iğrenc
ayak tırnagı
(ayak parmağında oluşan) şiş.
eklem
bakım masrafı,bakım
temizlemek,soymak
buluşmak , flört etmek
yaşamak
fiskeparmak şıklatmak
şıklatmak
sürünmek ,ilerlemek
düzmek; düzüşmek.
psikiyatrist
küfürlü,aşalayıcı
yoldaş,arkadaş
çağrı,meslek
ayar,ayarlama,düzeltme,alışma
açık sözlülük,samimiyet
küçümsemek,hor görmek
sopalamak,zorla yaptırmak
durmadan, bitmek tükenmek bilmeksizin.
yatıştırmak
gevezelik etmek,boş bogazlık etmek
engel,engeli aşmak,üstesinden gelmek
kusma,kusmak
sevgili,koca
süs,süslemek,azarlamak,yenmek,düzgün
fırçalamak,çırpma teli
kuvvetlice
palavracı
martı
gaklamak,vaklamak,karamsar kimse
viyaklamak,şikayet etmek
sarmak,tasfiye etmek,son vermek
keder,üzüntü,acı
danışman
türkçesi
ölmek,vefat etmek,geçmek
anlamı olmak,ifade etmek,tasvir etmek
feci,korkunc,talihsiz
cömertlik
zulüm,acımasızlık
açgözlülük
serbetçe,özgürce
ebedi,sonsuz,zamanı belirsiz
romancı,yazar
temin etmek
başvurmak
olaylı,maceralı
üretici,yapımcı
agza alınamaz,sözü edilemez
konu,mevzu,maruz,baglı,bagımlı
sakince
ifadesiz,anlamsız
çoçuk ruhlu,içten samimi
muhasebeci
kırk yaşlarında
sertleştirmek,sağlamlaştırmak ,katılaştırmak
incelikle
akşam karalıgı,alaca karanlık,loş
demet,deste,bohça,bohçalamak,sarmak
sarhoş,yürüyemeyecek kadar çok içmek
hassaslık,sevecenlik
ilan,duyuru,reklam
insanlık dışı,merhametsiz
hastalık
diz çökmek
memnun etmek,tatmin etmek
kanal,nehir yatagı
cennet,irem bagı
tıklatmak,hafifçe vurmak
sıkıca, kararlı bir şekilde
türkçesi
yanyana
emek,işgücü,çalışma,çalışmak,ugrasmak,dogum
sancısı
biricik,sevgili
sakinlikle,soguk kanlılıklar,sogukça
dikkatlice
merakla,garip biçimde
uyurgezer
aglamaklı,gözü yaslı
ustalıkla
floş,şifon,aynı hizada olan,durulamak,yaslamak
ölmek,dayanamamak,pes etmek
pat,pat sesi,pat diye düşmek
ahır,ahırda durmak
masturbasyon yapmak
bisikletçi
eleman,öge,element,unsur
esmer,yanık tenli
sterlin,paund
koparmak,zorla almak/yaptırmak
hesaba katma,önemseme,dava maddesi
kundakçılık
bedensel
karşısında
herif
en yaşlı
özellikle
çatlama
gıdaklamak,gevezelik etmek,geveze,gıdaklama
zaten,neyse
azaltmak,azalmak
egitici,terbiyeci
saldırgan,dil uzatan
spekülasyon
spekülasyon yapmak,tahminde bulunmak
yarar,fayda,kamu hizmeti
türkçesi
pis,kirli
çim,çimen,herif,ibne,homoseksüel
wake up(annelerin cocuklari cici sekilde uyandirma
cumlesi…)
zorba,kabadayı,zorbalık etmek
alay,sürü,kalabalık
keşif,arama
tegmen,yüzbaşı
meşru,yasal,meşrulaştırmak,yasal hale getirmek
ticaret,ticari
gözaltı,gözetim
dikmek,igne batırmak,çük,diken,delmek
ihlal,zorla girmek,davetsiz girme
işletmek,operasyon,çalıştırma,harekat
öldürmek,katliam yapmak
rahatsız olmak,hasta olmak
geri almak,telafi etmek
öğretmek,talimat vermek
gergin,germek
çarpıntı,çarpmak,zonklamak
safra,öd,huysuzluk, terslik, aksilik.
telefonun dinlenmesini önleyen cihaz
delikanlı
ağızda kalan tat
susturmak,tıkaç,komik söz
kireçli,tebeşirli
bagırsak,içini çıkarmak,temizlemek
mermer
açıklama
kurnaz,zekice
kurnazca ,zeki bir şekilde
sıra kelime telaffüz türkçesi sıra kelime telaffüz
1 Abandon ebandın TERK ETMEK 1 Today tıdey
2 Ability ebılıti YETENEK 2 Together tıgedır
3 Able eybıl MUKTEDİR 3 Tomorrow tımarou
4 Aboard ebord (bir taşıtın)İÇİNDE OLMAK 4 Tongue tang
5 About ebaut 1.HAKKINDA 2.YAKLAŞIK OLARAK 5 Tonight tınayt
6 Above ebav YUKARIDA 6 Too tuu
7 Abroad ebrod YURT DIŞI 7 Tooth tuuth
8 Absence ebsıns YOKLUK 8 Top tap
9 Absent ebsınt 1.YOK 2.EKSİK 9 Touch taç
10 Absolute ebsolut MUTLAK, KESİN 10 Visit vizit
11 Absurd ebzörd SAÇMA 11 Visitor vizitır
12 Accept eksept KABUL ETMEK 12 Vocabulary vıkebyulıri
13 Accident eksidınt KAZA,TESADÜF 13 Voice vois
14 Accommodate ekomodeyt YERLEŞTİRMEK 14 Volume volyum
15 Accommodation ekomıdeyşın KONAKLAMA YERİ 15 Vote vout
16 Accompany ekampıni EŞLİK ETMEK 16 Voyage voyıc
17 According To ekording tu GÖRE 17 Wage weyc
18 Account ekaunt HESAP 18 Wait weit
19 Accurate ekürıt DOĞRU, HATASIZ 19 Waiter weytır
20 Accuse ekküz SUÇLAMAK 20 Wake weyk
21 Ache eyk AĞRI 21 Walk wolk
1.BİR UÇTAN DİĞERİNE 2.DİĞER
22 Across ekros TARAFTA,karşıdan karşıya , karşınına 22 Wall wool
23 Act ekt 1.DAVRANIŞ 2.DAVRANMAK,ROL ALMAK 23 Want wont
24 Active ektiv ETKİN, FAAL 24 War wor
25 Actor ektır ERKEK OYUNCU 25 Warm worm
26 Actress ektrıs KADIN OYUNCU 26 Warn worn
27 Actual ekçuıl GERÇEK 27 Wash woş
65 Alike elaık HEMEN HEMEN AYNI, BENZER, AYNI YOLDA 65 Any eni
66 Alive elaıv YAŞAMAK,CANLI 66 Anybody enibadi
67 All ol 1.HEP 2.TÜM 3.HER 67 Anyone enivan
sıra kelime telaffüz türkçesi sıra kelime telaffüz
68 All Right ol rayt 1.TAMAM 2.EVET 68 Anything enyting
69 Alliance elayıns İTTİFAK,BİRLİK 69 Anyway enivey
70 Alligator aligeytır TİMSAH 70 Anywhere eniveır
71 Allow elov İZİN VERMEK 71 Apart epart
72 Almost olmost HEMEN HEMEN 72 Ape eyp
73 Alone elon 1.YALNIZ 2.TEK 73 Apologize epolocayz
74 Along elong 1.BOYUNCA 2.İLERİ 74 Appear eppiır
75 Already olredi AZ ÖNCE, ZATEN 75 Apple epıl
76 Also olso HEM DE,AYNI ZAMANDA 76 Apply eplay
77 Always olveys DAİMA,HER ZAMAN 77 Appointment eppointmınt
78 Amaze emeyz ŞAŞIRTMAK 78 Appreciate eprişieyt
79 Ambassador embesedır BÜYÜKELÇİ 79 Approve epruv
80 Ambition embişın HIRS 80 Approximate eproksimıt
81 Ambush embuş TUZAK 81 April eyprıl
82 Among emong ARASINDA 82 Archbishop arçbişıp
83 Amount emaunt MİKTAR 83 Architect arkitekt
84 Amuse emüuz EGLENDİRMEK,GÜLDÜRMEK 84 Architecture arkitekçır
85 And end VE 85 Area eriya
86 Angry engri KIZGIN 86 Argue argüu
87 Animal enimıl HAYVAN 87 Aristocrat eristokrat
88 Ankle enkl AYAK BİLEĞİ 88 Arm arm
89 Announce enauns BİLDİRMEK, ÇAĞRIDA BULUNMAK, ANONS 89 Armchair armçeir
90 Annoy enoy RAHATSIZ ETMEK, KIZDIRMAK 90 Armour armır
91 Annual enyuıl YILLIK 91 Army armi
92 Another enadır DİĞER, BİR BAŞKA 92 Around eraund
93 Answer ensır YANIT 93 Arrange ereync
94 Bald bold KEL 94 Arrest erest
95 Ball bol 1.TOP 95 Arrival erayvıl
96 Ballerina belıriinı BALERİN 96 Arrive erayv
97 Balloon baluun BALON 97 Arrow erov
98 Ban ben YASAK 98 Art art
99 Banana bınana MUZ 99 Article artikl
100 Bank benk BANKA 100 Artificial artifişıl
101 Banker benkır BANKA YÖNETİCİSİ, BANKER 101 Artist artist
102 Bar bar 1.ÇUBUK 2.BAR 102 As ez
sıra kelime telaffüz türkçesi sıra kelime telaffüz
103 Bare beyr ÇIPLAK, BOŞ 103 Ash eş
104 Bargain bargın 1.PAZARLIK ETMEK 104 Ashamed eşeymd
105 Barrel berıl 1.VARİL 2.NAMLU 105 Aside esayd
106 Base beys 1. TABAN 2.ÜS,temel 106 Ask esk
107 Basement beysmınt BODRUM 107 Asleep esliip
108 Basket baskıt SEPET 108 Ass es
109 Bath bath YIKANMAK 109 Assistant esistınt
110 Bathe beth YIKAMAK (bedenin bir bölümünü) 110 Associate esoşieyt
111 Battle betl SAVAŞ, MUHAREBE 111 Astonish estoniş
112 Bay bey KOY,körfez 112 At et
113 Beach biiç SAHİL 113 Atmosphere etmosfiır
114 Bean biin FASULYE 114 Attach eteç
1.TAŞIMAK, DAYANABİLMEK 2.AYI,tahammül
115 Bear beır etmek 115 Attack etek
116 Beard bıed SAKAL 116 Attempt etempt
117 Beast biist CANAVAR 117 Attend etend
118 Beat biit 1.VURMAK 2.YENMEK 118 Attention etenşın
119 Beautiful büutiful GÜZEL 119 Attractive etrektiv
120 Because bikoz ÇÜNKÜ 120 August ogust
121 Become bıkam OLMAK 121 Aunt aant
122 Bed bed YATAK 122 Autumn otumn
123 Bee bii ARI 123 Available eveylıbl
124 Beer biır BİRA 124 Avenue evenyu
125 Before bifor ÖNCE 125 Average evirıç
126 Beg beg DİLENMEK,yalvarmak 126 Avoid evoid
127 Begin begın BAŞLAMAK 127 Awake eveyk
128 Behave biheyv DAVRANMAK 128 Aware eveyr
129 Behind bihaynd ARKADA, GERİDE,arkasında 129 Away evey
130 Believe bıliiv İNANMAK 130 Awful oful
131 Bell bel ZİL, ÇAN 131 Axe eks
132 Belong bilong AİT OLMAK 132 Baby beybi
133 Below bilov ALTTA, AŞAĞIDA 133 Back bek
134 Belt belt KEMER 134 Backbone bekbon
135 Bench benç 1.TEZGAH 2.BANK 135 Backward bekvörd
136 Bend bend EĞMEK, EĞİLMEK 136 Bad bed
sıra kelime telaffüz türkçesi sıra kelime telaffüz
137 Beneath bınith ALTINDA 137 Badly bedli
138 Benefit benıfit YARARI OLMAK 138 Bag beg
139 Berry beri KÜÇÜK ÇEKİRDEKSİZ MEYVE 139 Baggage begıc
140 Beside bisayd YANINDA 140 Bake beyk
141 Besides bisaydz HEM DE 141 Baker beykır
142 Best best EN İYİ 142 Balance belıns
143 Bet bet İDDİA ETMEK, İDDİAYA GİRMEK 143 Balcony belkıni
144 Better better DAHA İYİ 144 Bored bord
145 Between bitviin ARASINDA 145 Born born
146 Beyond biyand ÖTESİNDE 146 Borrow borou
147 Bicycle baysikl BİSİKLET 147 Boss bos
148 Big big BÜYÜK 148 Both bouth
149 Bike bayk BİSİKLET 149 Bottle botl
150 Bill bil 1.MAKBUZ 2.HESAP 150 Bottom botım
151 Bin bin KAP 151 Bow bou
152 Bird börd KUŞ 152 Bowl boul
153 Birth börth DOĞUM 153 Box boks
154 Biscuit biskit BİSKÜVİ 154 Boy boy
155 Bishop bişıp PİSKOPOS 155 Brain breyn
1.PARÇA 2.MATKAP,ANAHTARIN UCU
156 Bit bit 3.ISIRMANIN PAST ŞEKLİ 156 Brave breyv
157 Bite bayt ISIRMAK 157 Bread bred
158 Black blek SİYAH 158 Break breyk
159 Blame bleym SORUMLU TUTMAK, SUÇLAMAK 159 Breakfast brekfıst
160 Blank blenk BOŞLUK 160 Bridge bric
161 Blast blast PATLAYARAK PARÇALANMA, MAHVETMEK 161 Brief briif
162 Bless bles (Tanrı'dan) KORUNMASINI DİLEMEK, TAKDİS 162 Bright brayt
163 Blind blaynd KÖR 163 Bring bring
164 Blood blad KAN 164 Broadcast broodkast
165 Bloom bluum ÇİÇEK, ÇİÇEK AÇMAK 165 Brother bradır
166 Blow blou ÜFLEMEK, PATLAMAK,darbe 166 Brown braun
167 Blue blu 1. MAVİ 2.MUTSUZ 167 Budget bacıt
168 Boast boust ÖVÜNMEK 168 Bulb balb
169 Boat bout BOT;SANDAL 169 Bunch banç
sıra kelime telaffüz türkçesi sıra kelime telaffüz
170 Body badi GÖVDE;VÜCUT 170 Bungalow banglou
171 Boil boıl KAYNAMAK 171 Burglar börglır
172 Bold bould CÜRETKAR, UTANMAZ, KORKUSUZ vs. 172 Burn börn
173 Bomb bomb BOMBA 173 Burst börst
174 Bone boun KEMİK 174 Bury böri
175 Bonfire bonfayır MEYDAN ATEŞİ, ŞENLİK ATEŞİ 175 Bus bas
176 Book buk KİTAP 176 Business biznıs
177 Book buk YER AYIRTMAK 177 Busy bizi
178 Border bordır SINIR 178 But bat
179 Bore bor CAN SIKMAK 179 Butcher butçır
180 Ceremony serımıni SEREMONİ 180 Butter batır
181 Certain sörtın KESİN,BELİRLİ, EMİN OLMAK 181 Button batn
182 Certainly sörtınli KUŞKUSUZ 182 Buy bay
183 Certificate sertıfıkeyt SERTİFİKA 183 By bay
184 Chain çeyn ZİNCİR 184 Cable keybl
185 Chair çeır İSKEMLE 185 Cake keyk
186 Chalk çolk TEBEŞİR 186 Calculate kalkuleyt
187 Challenge çalınc MEYDAN OKUMA,ENGEL 187 Calendar kelindır
188 Champion çempiın ŞAMPİYON 188 Call kol
189 Championship çempiınşip ŞAMPİYONA 189 Calm kaam
190 Chance çens ŞANS, FIRSAT 190 Camera kemıra
191 Change çeync 1.DEĞİŞMEK 2.DEĞİŞİM 3.BOZUK PARA 191 Camouflage kamuflaaj
192 Character kerıktır KİŞİLİK 192 Camp kemp
193 Charm çarm ÇEKİCİLİK 193 Campus kempıs
194 Charming çarming ÇEKİCİ 194 Can ken
195 Chatter çetır GEVEZELİK YAPMAK 195 Canal knal
196 Cheap çiip UCUZ 196 Cancel kensıl
197 Cheat çiit 1.HİLECİ 2.HİLE YAPMAK, KOPYA ÇEKMEK 197 Cancer kensır
198 Check çek KONTROL ETMEK 198 Candidate kendidıt
199 Cheese çiiz PEYNİR 199 Candle kendl
200 Chemical kemıkl KİMYASAL 200 Canteen kantiin
201 Cherry çeri KİRAZ 201 Capacity kpasiti
202 Chess çes SATRANÇ 202 Capital kepıtl
203 Chicken çikın PİLİÇ 203 Captain keptın
204 Chief çif ŞEF 204 Capture kepçır
sıra kelime telaffüz türkçesi sıra kelime telaffüz
205 Child çayld ÇOCUK 205 Car kaar
206 Childhood çayldhuud ÇOCUKLUK 206 Caravan karavan
207 Choose çuz SEÇMEK 207 Card kaad
208 Christian krisçın HIRİSTİYAN 208 Care keyr
209 Church çörç KİLİSE 209 Career kariır
210 Cigarette sigıret SİGARA 210 Carnival karnivıl
211 Cinema sinıma SİNEMA 211 Carpenter karpıntır
212 Circumstances sörkımstansıs DURUM, VAZİYET 212 Carpet kaarpıt
213 Circus sörkıs SİRK 213 Carry keri
214 Citizen sitizn YURTTAŞ 214 Case keys
215 City siti KENT;SİTE 215 Cash keş
216 Civil sivl SİVİL 216 Castle kesl
217 Claim kleym İLERİ SÜRMEK, iddia etmek 217 Cat ket
218 Class klas SINIF 218 Catch keç
219 Classic klesik KLASİK 219 Cattle ketl
220 Clean kliin 1.TEMİZLEMEK 2.TEMİZ 220 Cause koz
221 Clear kliır 1.AÇIK, BERRAK, ANLAŞILAN 221 Ceiling silign
222 Clerk klark MEMUR 222 Cell sel
223 Clever klevır ZEKİ,AKILLI 223 Cellar selır
224 Climb klaymb TIRMANMAK, YÜKSELMEK 224 Century sençri
225 Clock klok SAAT 225 Connect konekt
226 Close klous YAKIN 226 Conquer konkuır
227 Close klouz 1.SON 2.KAPALI 3.KAPATMAK 227 Consider konsidır
228 Clothes klouthz GİYSİLER (her zaman çoğuldur ) 228 Consist kınsist
229 Cloud klaud BULUT 229 Contain konteyn
230 Club klab KLÜP 230 Content kontent
231 Coal kol KÖMÜR 231 Contents kontents
232 Coat kout PALTO 232 Continuous kontinuıs
233 Coconut kokonat HİNDİSTAN CEVİZİ 233 Control kontroul
234 Coffee kafi KAHVE 234 Convenient konvinyınt
235 Coffin kofin TABUT 235 Conversation konverseyşın
236 Coin koin MADENİ PARA 236 Cook kuuk
237 Cold kould SOĞUK 237 Cool kuul
238 Collar kolır YAKA, TASMA 238 Cop kap
239 Collect kolekt TOPLAMAK 239 Copper kapır
sıra kelime telaffüz türkçesi sıra kelime telaffüz
240 Colour kalır RENK 240 Copy kopi
334 Dock dok 1.TERSANE(gemi) 2.SANIK İSKEMLESİ 3.DOK 334 Elephant elıfınt
335 Doctor daktır DOKTOR 335 Else els
336 Document dokümınt DOKÜMAN 336 Emergency ımörcınsi
337 Dog dog KÖPEK 337 Employee ımployi
338 Doll dol OYUNCAK BEBEK 338 Empty empti
sıra kelime telaffüz türkçesi sıra kelime telaffüz
339 Donkey donki EŞEK 339 Encourage ınkarıc
340 Door door KAPI 340 End end
341 Double dabl ÇİFT 341 Enemy enımi
342 Exchange ıksçeync DEĞİŞ TOKUŞ 342 Energy enırci
343 Excite ıksayt HEYECANLANDIRMAK 343 Engage engeyc
344 Exclude eksklud DIŞLAMAK.HARİÇ TUTMAK 344 Engine encin
1.AFFETMEK 2.MUAF TUTMAK 3.ÖZÜR,
345 Excuse eksküuz MAZERET 345 Enjoy ıncoy
346 Exercise eksısayz EGZERSİZ 346 Enough inaf
347 Exist ıgzist OLUŞ, VAR OLMAK 347 Enter enter
348 Exit eksit ÇIKIŞ, ÇIKMAK 348 Entertainment entıteynmınt
349 Expect ekspekt UMMAK,BEKLEMEK 349 Entrance entrıns
350 Expense ekspens MASRAF 350 Envelope ınvılop
351 Expensive ekspensiv PAHALI 351 Equal ikuıl
352 Experience ıkspiriıns TECRÜBE 352 Equality ikualiti
353 Expert ekspört BİLİRKİŞİ, UZMAN, EKSPER 353 Error erır
354 Explode ıksploud PATLAMAK (bomba patlaması) 354 Escape ıskeyp
355 Explore ıksplor KEŞFETMEK,ARAŞTIRMAK 355 Essential ısenşıl
356 Express ıkspres İFADE ETMEK,AÇIK,HIZLI 356 Even ivın
357 Expression ıkspreşın İFADE,ANLATIM 357 Evening ivning
358 Extra ekstrı FAZLA, EKSTRA 358 Event ivent
359 Eye ay GÖZ 359 Eventually ivençuıli
1.YÜZ, SURAT 2.KARŞISINA ÇIKMAK, BAŞINA
360 Face feys GELMEK 360 Ever evır
361 Factory fektri FABRİKA 361 Every evri
362 Fair feır 1.DÜRÜST,ADİL ,FUAR 362 Evil ivl
363 Fairly feıli OLDUKÇA 363 Exact ıgzekt
364 Fall fol 1.DÜŞMEK 2.SONBAHAR (AmE) 364 Exactly ıgzekli
365 False fols 1.YANLIŞ, HATALI 2.SAHTE 365 Examine ıgzamin
366 Familiar fımiliır TANIDIK, BİLDİK 366 Example ıgzempl
367 Family femıli AİLE, FAMİLYA 367 Excellent eksılınt
368 Famous feymıs ÜNLÜ 368 Except ıksept
369 Fanatic fınıtik FANATİK 369 Exception ıksepşın
370 Far far UZAK 370 Flood flad
371 Fare feır ÜCRET (tren,vapur vb. için) 371 Floor floor
sıra kelime telaffüz türkçesi sıra kelime telaffüz
372 Farm fam ÇİFTLİK 372 Flour flauır
373 Farther fardır DAHA UZAK 373 Flower flauır
374 Fashion feşn MODA 374 Fly flay
375 Fast fast HIZLI 375 Fog fog
376 Fat fet 1.ŞİŞMAN 2.YAĞ (vücut et yağı) 376 Follow folou
377 Fate feyt KADER 377 Fond fond
378 Father fadır BABA 378 Food fuud
379 Favour feyvır iyilik 379 Fool fuul
380 Favourable feyvırıbl ELVERİŞLİ 380 Foot fuut
381 Favourite feyvrıt EN SEVİLEN, FAVORİ 381 For for
382 Fear fiır KORKU 382 Forbid forbid
383 Feather fedır TÜY (kuş tüyü) 383 Force fors
384 February february ŞUBAT 384 Foreign forın
385 Fee fii HARÇ, ÜCRET (okul, avukat, doktor v.b) 385 Forest forıst
386 Feed fid BESLEMEK 386 Forget fıget
387 Feel fiil HİSSETMEK 387 Forgive fıgiv
388 Fellow felıu ADAM,DOST 388 Fork fork
389 Female fimeyl DİŞİ 389 Fortune forçın
390 Fetch feç GİDİP GETİRMEK,ALMAK 390 Forward forvıd
391 Fever fivır ATEŞ (vücut) 391 Fox foks
392 Few füu AZ, BİR KAÇ 392 Free frii
393 Field fiild ALAN,TARLA 393 Free frii
394 Fight fayt KAVGA, KAVGA ETMEK 394 Freedom friidım
395 Figure figır ŞEKİL,RAKAM,SAYI 395 Freeze friz
396 File fayl 1.DOSYA 2.TÖRPÜ 3.SIRA 396 Fresh freş
397 Fill fil DOLDURMAK 397 Friday fraydey
398 Film film FİLM 398 Friend frend
399 Final faynl SON 399 Friendly frendli
400 Finally faynıli SONUNDA 400 Frighten fraytn
401 Finance faynens FİNANS 401 Frog frog
402 Find faynd BULMAK 402 From from
403 Fine fayn 1.İYİ, İNCE, KÜÇÜK 2.PARA CEZASI 403 Front frant
404 Finger fingır PARMAK 404 Fruit fruut
405 Finish finiş BİTİM, BİTMEK 405 Full ful
sıra kelime telaffüz türkçesi sıra kelime telaffüz
1.YANGIN, ATEŞ ETMEK, ATEŞ 2.İŞTEN
406 Fire fayır KOVMAK 406 Fun fan
407 Firm förm FİRMA,SAGLAM 407 Funny fani
408 First först BİRİNCİ, İLK 408 Fur för
409 Fish fiş BALIK 409 Further fördır
410 Fit fit UYGUN ,FORMDA 410 Future füuçır
411 Fix fiks YAPIŞTIRMAK, TAMİR ETMEK 411 Gain geyn
412 Flag fleg BAYRAK 412 Gallery gelıri
413 Flake fleyk PUL,TANE (snowflake : kar tanesi) 413 Gamble gembl
414 Flame fleym ALEV 414 Game geym
415 Flash fleş FLAŞ 415 Gang geng
416 Flat flet 1.DÜZ 2.DAİRE (apartman katı) 416 Garage garaaj
417 Flavour fleyvır TAT,LEZZET 417 Garden gadn
418 Flesh fleş ET (derinin altındaki) 418 Garlic gaalik
419 Flight flayt UÇUŞ 419 Gas ges
420 Float flout YÜZMEK , ŞAMANDIRA 420 Gate geyt
421 Flock flok SÜRÜ 421 Gather gedır
422 Grain greyn TAHIL,TANE 422 General cenrıl
423 Grand grend BÜYÜK, MUHTEŞEM 423 General cenrıl
424 Grape greyp ÜZÜM 424 Generous cenrıs
425 Grasp grasp SIKICA TUTMAK 425 Genius ciniıs
426 Great greyt BÜYÜK, MÜKEMMEL 426 Gentleman centlmın
427 Green griin 1. YEŞİL 2.TECRÜBESİZ ,TOY 427 Get get
428 Grey grey GRİ 428 Gift gift
429 Grill gril GRİL 429 Gipsy cipsi
430 Grip grip SIKICA TUTMAK 430 Girl görl
431 Grocer grousır BAKKAL 431 Give giv
432 Ground graund YER, TOPRAK 432 Glad gled
484 Hire hayır KİRALAMAK (taşınabilir nesneleri,araba,TV, v.b ) 484 Inform infoom
485 History histri TARİH 485 Informal infoomıl
486 Hit hit DARBE, ÇARPMAK, POPÜLER (hit) 486 Information infımeyşın
487 Hobby hobi HOBİ 487 Ink ink
488 Hold hold TUTMAK, KAVRAMAK 488 Inn in
489 Hole hol DELİK 489 Insect insekt
490 Holiday holidey TATİL GÜNÜ 490 Inside insayd
BOŞ (bir cismin arkası boş olması davul,duvar
491 Hollow halou v.b) 491 Insist insist
492 Home hom EV, YUVA 492 Install instol
493 Honest anıst DÜRÜST 493 Instance instıns
494 Honey hani BAL 494 Instead Of insted ov
495 Honeymoon hanimuun BALAYI 495 Instruction instrakşn
496 Honour anır ONUR 496 Instrument instrumınt
497 Hop hap SIÇRAMAK, ZIPLAMAK ,SEKMEK 497 Intelligent intelicınt
498 Hope houp UMUT 498 Interest interest
499 Hopeless houplıs UMUTSUZ 499 Interesting intresting
500 Horizon hırayzın UFUK 500 Intermediate intımidiıt
501 Horn horn 1.BOYNUZ 2.KORNA 501 International intıneyşınıl
510 Jaw cov 1.ÇENE KEMİĞİ 2.ÇENE ÇALMAK,KONUŞMAK 510 Invite ınvayt
511 Jazz cez CAZ 511 Iron ayrın
512 Jealous celıs KISKANÇ 512 Island aylınd
513 Jet cet JET, FIŞKIRMAK 513 Likely laykli
514 Jewel cuıl MÜCEVHER 514 Liquid likuit
515 Job cab İŞ 515 List list
516 Join coin KATILMAK 516 Listen lisın
517 Joke couk ŞAKA 517 Little litıl
518 Journal cöönl GAZETE,DERGİ 518 Live laıv
519 Journalist cönılist GAZETECİ 519 Live liv
520 Journey cööni YOLCULUK 520 Lives layvz
521 Judge cac 1.HAKİM 2.YARGILAMAK 521 Living living
522 Judgement cacmınt YARGI 522 Load loud
523 Juice cuis SU (meyve suyu v.s.) 523 Local lokıl
524 July culy TEMMUZ 524 Lock lok
525 Jump camp SIÇRAMAK, ATLAMAK 525 Long long
526 June cuun HAZİRAN 526 Look luuk
527 Jury cüri JÜRİ 527 Loose luuz
528 Just cast 1.YALNIZ 2.HEMEN ŞİMDİ 528 Lose luuz
529 Justice castis ADALET 529 Loss los
530 Keep kiip KORUMAK, TUTMAK, DEVAM ETMEK 530 Lot lot
531 Key kii ANAHTAR 531 Loud laud
532 Kick kik TEKME, TEKMELEMEK 532 Love lav
533 Kid kid 1.ÇOCUK 2.DALGA GEÇMEK 3.GENÇ KEÇİ 533 Lovely lavli
534 Kill kil ÖLDÜRMEK 534 Low lov
535 Kind kaynd 1. İYİ, DOST, SEVGİLİ 2.ÇEŞİT, TÜR 535 Lower lovır
536 King king KRAL 536 Luck lak
537 Kingdom kingdım KRALLIK 537 Lucky laki
538 Kiss kis ÖPÜCÜK, ÖPMEK 538 Luggage lagıc
539 Kitchen kiçın MUTFAK 539 Lunch lanç
540 Knee nii DİZ, DİZ ÇÖKMEK 540 Lung lang
sıra kelime telaffüz türkçesi sıra kelime telaffüz
541 Knife nayf BIÇAK 541 Luxury lakşıri
542 Knock nok VURMAK (kapıya vurmak) 542 Machine mışiin
543 Know nou BİLMEK 543 Machine-Gun mışiin gan
544 Knowledge navlıc BİLGİ 544 Mad med
545 Labour leybır İŞGÜCÜ 545 Madam medım
546 Lack lek EKSİKLİK 546 Magic mecik
547 Ladder ledır MERDİVEN 547 Mail meyl
548 Lady leydi HANIMEFENDİ 548 Main meyn
549 Lake leyk GÖL 549 Make meyk
550 Lamp lemp LAMBA 550 Make-Up meyk ap
551 Land lend KARA,ARAZİ 551 Male meyl
552 Land lend İNİŞ YAPMAK, KONMAK (uçak v.s.) 552 Man men
553 Landlady lendleydi EVSAHİBİ BAYAN, EVİNİ KİRAYA VEREN 553 Manage menıc
554 Language lengwıc DİL ( yabancı dil v.b ) 554 Management menıcmınt
555 Large larc GENİŞ 555 Manager menıcır
556 Last lest SON, SONUNDA, GEÇMİŞ 556 Manner menır
557 Last lest DEVAM ETMEK, SÜRMEK, YETERLİ OLMAK 557 Many meni
558 Late leyt 1.GEÇ ,GEÇİKMİŞ 558 Map mep
559 Laugh laf GÜLMEK 559 March març
560 Laundry londri YIKANACAK ÇAMAŞIR, ÇAMAŞIRHANE 560 Mark mark
561 Lavatory levıtri TUVALET 561 Market maakıt
562 Law lou YASA, KANUN 562 Marry meri
563 Lawyer louyır AVUKAT 563 Marvelous marvılıs
564 Lazy leyzi TEMBEL 564 Mask mesk
565 Lead led 1.KURŞUN (metal) 2.KURŞUN KALEM UCU 565 Mass mes
ÖNDERLİK ETMEK,ÖNDE GİTMEK, YOL
566 Lead liid GÖSTERMEK 566 Master mestır
567 Leader liidır ÖNDER, LİDER 567 Match meç
568 Leadership liidışip ÖNDERLİK 568 Material metıriıl
569 Leaf liif YAPRAK 569 Matter metır
570 Lean liin 1.İNCE, YAĞSIZ 2.EĞİLMEK YASLANMAK 570 May mey
571 Learn lörn ÖĞRENMEK 571 Me mi
572 Least liist EN AZ 572 Meal miıl
573 Leather ledır DERİ 573 Meaning miining
574 Leg leg BACAK 574 Meantime miintaym
sıra kelime telaffüz türkçesi sıra kelime telaffüz
575 Legacy legisi MİRAS 575 Meanwhile miinvayl
576 Legal ligl YASAL 576 Measure mejır
577 Lemon lemın LİMON 577 Meat miit
578 Lens lenz LENS 578 Mechanic mekanik
579 Less les DAHA AZ 579 Medal medıl
580 Lesson lesn DERS 580 Medicine medisin
581 Let let BIRAKMAK 581 Meet miit
582 Letter letır MEKTUP, HARF 582 Meeting miiting
583 Level levl DÜZEY, SEVİYE 583 Melody melodi
584 Liberal libırıl LİBERAL 584 Melon melın
585 Library laybrıri KİTAPLIK, KÜTÜPHANE 585 Melt melt
586 Licence laysıns LİSANS (ehliyet v.b ) 586 Member membır
587 Lie laı YALAN, YALAN SÖYLEMEK 587 Memorize memırayz
588 Lie laı YATMAK 588 Memory memıri
589 Life layf YAŞAM, HAYAT 589 Men men
590 Lift lift 1.ASANSÖR 2.YUKARI KALDIRMAK 590 Mend mend
591 Light layt 1.IŞIK 2.AÇIK (renklerde) 3.HAFİF 591 Mental mentıl
592 Like layk 1. HOŞLANMAK 2.GİBİ 592 Mention menşın
593 Middle midl ORTA 593 Merchant mörçınt
594 Midnight midnayt GECE YARISI (24:00) 594 Merry meri
595 Military militıri ASKERİ 595 Mess mes
596 Milk milk SÜT 596 Message mesıc
597 Mind maynd AKIL 597 Metal metıl
598 Mind maynd aldırmak,önemsemek 598 Meter mitır
599 Mine mayn 1.BENİM 2.MADEN OCAĞI 3.MAYIN 599 Method methıd
600 Minimum minımum ENAZ 600 Metre mitr
601 Minister minıstır 1.BAKAN 2.BÜYÜKELÇİ YARDIMCISI 601 Mice mays
602 Minority maynorıti AZINLIK 602 Nuisance nuusıns
603 Minute mınıt 1.DAKİKA 2.ÇOK KÜÇÜK 3.ZABIT 603 Number nambır
604 Mirror mirır AYNA 604 Nurse nörs
605 Miss mis 1.ÖZLEMEK 2.KAÇIRMAK,KAYIP 605 Nut nat
606 Miss mis BAYAN 606 Oak ook
607 Missile misayl FÜZE, FIRLATILAN CİSİM 607 Obey obey
608 Mission mişn ÖZEL BİR GÖREV İÇİN YOLCULUK,MİSYON 608 Object ıbcekt
609 Mix miks KARIŞTIRMAK, KARIŞMAK 609 Object abcekt
sıra kelime telaffüz türkçesi sıra kelime telaffüz
610 Model madl MODEL (model araba,manken v.b) 610 Observation abzıveyşın
611 Modern madn MODERN, ÇAĞDAŞ 611 Observe ıbzörv
612 Modest modıst MÜTEVAZİ, ILIMLI 612 Obtain ıbtein
613 Moment moumınt AN 613 Obvious ıbvıyıs
614 Monday mondey PAZARTESİ 614 Ocean ouşın
615 Money mani PARA 615 October oktobır
616 Monkey manki MAYMUN 616 Of ov
617 Month manth AY (takvim ayı) 617 Off of
618 Moon muun AY 618 Offer ofır
619 More mor DAHA FAZLA 619 Office ofis
620 Morning morning SABAH 620 Officer ofisır
621 Mosque mosk CAMİ 621 Official ofişl
622 Most moust EN ÇOK 622 Often ofn
623 Mother madır ANNE 623 Oil oyl
624 Motor moutır MOTOR 624 Old old
625 Mountain mauntın DAĞ 625 On an
626 Mouse maus FARE 626 Once wans
627 Mouth mauth AĞIZ 627 One wan
628 Move muuv HAREKET ETMEK, 628 Only ounli
629 Movement muuvmınt HAREKET 629 Open oupın
630 Much maç ÇOK (miktarca) 630 Operator opıreytır
631 Mud mad ÇAMUR 631 Opportunity aporçüniti
632 Murder mördır CİNAYET,öldürmek 632 Opposite apızit
633 Music müuzik MÜZİK 633 Optimist aptimist
634 Must mast ZORUNLULUK 634 Or or
635 My may BENİM 635 Orange orınc
636 Mystery mıstri GİZEM,SIR 636 Order oordır
637 Nail neyl 1.TIRNAK 2.ÇİVİ 637 Ordinary oodnri
638 Name neym İSİM 638 Organ orgın
639 Narrow nerou DAR 639 Origin oricin
640 Nation neyşın ULUS 640 Other adır
641 National neyşınl ULUSAL 641 Otherwise adırwayz
642 Native neytiv YERLİ (her native language) 642 Ought oot
643 Near niır YAKIN 643 Our aar
644 Neck nek BOYUN, yaka 644 Out aut
sıra kelime telaffüz türkçesi sıra kelime telaffüz
645 Need niid GEREKSİNİM, İHTİYAÇ 645 Out-Of-Date aut ov deyt
646 Needle niidl İĞNE, ŞİŞ 646 Output autput
647 Neglect nıglekt İHMAL ETMEK 647 Outside autsayd
648 Neighbour neybır KOMŞU 648 Over ouvır
649 Neither niidır HİÇBİRİ 649 Overcome ouvıkam
650 Neither...Nor... naydır..nor.. NE O..NE ÖBÜRÜ 650 Own on
651 Nephew nevüuu YEĞEN (erkek) 651 Owner ounır
652 Nervous nörvıs SİNİRLİ 652 Page peyc
653 Nest nest YUVA, KUŞ YUVASI 653 Pain peyn
654 Never never HİÇBİR ZAMAN ,ASLA 654 Paint peynt
655 New nuu YENİ 655 Painter peyntır
656 News nüuz HABER 656 Pair peır
657 Newspaper nüuspeypır GAZETE 657 Palace pelıs
658 Next nekst EN YAKIN, BİR SONRAKİ, ERTESİ 658 Pale peyl
659 Nice nays HOŞ 659 Panic penik
660 Niece niis YEĞEN (kız) 660 Paper peypır
661 Night nayt GECE 661 Paradise perıdays
662 No no HAYIR 662 Paragraph perıgraf
663 Noble noubl SOYLU 663 Parent perınt
664 Nobody noubadi HİÇ KİMSE 664 Park park
665 Noise noiz GÜRÜLTÜ 665 Parliament parlımınt
666 None nan HİÇBİRİSİ 666 Part part
667 Noon nuun ÖĞLE ZAMANI 667 Part-Time part taym
668 Normal normıl NORMAL 668 Partner partnır
669 North north KUZEY 669 Party paati
670 Nose nouz BURUN 670 Pass pes
671 Not nat DEĞİL 671 Passage pesıc
672 Note not 1. NOT 2.KAĞIT PARA 3. NOTA 672 Passenger pesıncır
673 Nothing nathing HİÇBİR ŞEY 673 Passport pasport
674 Notice noutis DUYURU, DİKKATİNİ ÇEKMEK 674 Password paswörd
675 November novembır KASIM 675 Past pest
676 Now nau ŞİMDİ 676 Pay pey
677 Nowadays nauıdeyz BUGÜNLERDE 677 Payment peymınt
678 Nowhere nouweır HİÇ BİRYER 678 Peace piis
679 Pear peır ARMUT 679 Present prizent
sıra kelime telaffüz türkçesi sıra kelime telaffüz
680 Pen pen TÜKENMEZ KALEM 680 President prezidınt
681 Pencil pensl KURŞUN KALEM 681 Press pres
682 People piipl HALK 682 Press pres
683 Pepper pepır BİBER 683 Pressure preşır
838 Ruler ruulır 1.KURAL KOYUCU, YÖNETİCİ 2.CETVEL 838 Stand stend
839 Run ran 1.KOŞMAK 2.ÇALIŞTIRMAK (fabrika,şirket v.b) 839 Standard standırd
1.KAÇAK 2.KONTROL DIŞI (runaway increase in
840 Runaway ranıwey prices) 840 Star star
841 Rush raş ÇABUK DAVRANMAK,ACELE 841 Start start
842 Sabotage sebıtaj SABOTAJ 842 State steyt
843 Sack sek ÇUVAL 843 Station steyşn
844 Sack sek KOVMAK, İSTİFAYA ZORLAMAK 844 Stay stey
845 Sad sed ÜZGÜN, MUTSUZ 845 Steal stiil
846 Sigh say İÇ ÇEKMEK 846 Step step
847 Sight sayt GÖRÜŞ,manzara 847 Stick stik
sıra kelime telaffüz türkçesi sıra kelime telaffüz
848 Signal signıl SİNYAL VERMEK, SİNYAL 848 Stick stik
849 Silence saylıns 1.SESSİZLİK 2.SUSTURMAK 849 Still stil
850 Silent saylınt SESSİZ, SAKİN 850 Stock stok
851 Silk silk İPEK 851 Stomach stomak
852 Sin sin GÜNAH 852 Stone stoun
853 Since sins ŞİMDİYE KADAR 853 Stop stap
854 Since sins 1.'...DEN BERİ 2.ÇÜNKÜ 854 Store stoor
855 Sing sing ŞARKI SÖYLEMEK 855 Story stori
856 Single singl 1.TEK 2.BEKAR 3.TEK KİŞİLİK 856 Straight streyt
857 Sink sink 1.BATMAK 2.EVYE 857 Strange streync
858 Sir sör EFENDİ 858 Stream striim
859 Sister sistır 1.KIZ KARDEŞ 2.HEMŞİRE 3.RAHİBE 859 Street striit
860 Sit sit OTURMAK 860 Strength strength
885 So sou 1.ÖYLEYSE, BU YÜZDEN 2.BU ŞEKİLDE 3.ÇOK 885 Sunday sandey
924 Spite spayt 1.RAĞMEN 2.BİRİSİNE ZARAR VERME İSTEĞİ 924 Try tray
925 Splendid splendid MÜHTEŞEM,GÖRKEMLİ 925 Tube tüub
926 Split split İKİYE BÖLMEK,AYIRMAK 926 Tuesday tüuzdey
927 Spoil spoil 1.BOZMAK 2.ŞIMARTMAK ,YAGMA 927 Tune tüun
928 Spoon spuun KAŞIK 928 Tunnel tanl
929 Swim swim YÜZMEK 929 Turkey törki
961 Term törm 1.ZAMAN DİLİMİ 2.SÖZCÜKLER 3.SÖMESTR 961 Vegetable vectıbl
962 Terrible terıbl KORKUNÇ, BERBAT 962 Vehicle viikıl
963 Terrific tırifik MÜTHİŞ 963 Very veri
964 Terror terır TERÖR 964 Veto viitou
965 Test test SINAMAK, DENEMEK, TEST 965 Victim viktım
966 Than den ...DEN ...DAN EKİ 966 Victor viktır
967 Thank thenk TEŞEKKÜR ETMEK 967 View viu
968 That det O 968 Villa vilı
969 Theatre thiıtır TİYATRO 969 Village vilıc
970 Their theır ONLARIN 970 Wife wayf
971 Them them ONLARI 971 Wild wayd
1.ÖYLEYSE 2.O ZAMANDA 3.ONDAN
972 Then then SONRA,DAHA SONRA 972 Will wil
1.ORADA 2.VAR OLMAK (There is DALLAS on
973 There theer TV today.) 973 Win win
974 Therefore deırfoor bu nedenle,DOLAYISIYLA 974 Wind waynd
975 These diiz BUNLAR 975 Wind wind
976 They dey ONLAR (çoğul üçüncü kişi zamiri) 976 Window windou
977 Thick thik 1.KALIN 2.SIK 977 Wine wayn
sıra kelime telaffüz türkçesi sıra kelime telaffüz
978 Thief thiif HIRSIZ 978 Winter wintır
979 Thin thin İNCE 979 Wire wayır
980 Thing thing ŞEY 980 Wireless wayılıs
981 Think think DÜŞÜNMEK 981 Wish wiş
982 Thirsty thörsti SUSAMIŞLIK, SUSATAN 982 With with
983 This dis BU 983 Within widin
984 Those douz ONLAR 984 Without widaut
985 Though dou RAGMEN ,KARŞIN 985 Witness witnıs
986 Thought thoot DÜŞÜNCE 986 Wolf wulf
987 Thread thred İP, İPİ İĞNEYE TAKMAK 987 Woman wumın
988 Threat thret TEHTİD 988 Wonderful wandıfl
989 Threaten thretın TEHTİD ETMEK 989 Wood wuud
990 Throat throut GIRTLAK, YEMEK BORUSU 990 Wool wuul
991 Throw throu FIRLATMAK 991 Word wööd
992 Thunder thandır GÖK GÜRÜLTÜSÜ 992 Work wörk
993 Thunderstorm thandıstorm FIRTINA 993 Worker wörkır
994 Thursday thözdey PERŞEMBE 994 World wörld
995 Thus das BÖYLE, BÖYLECE 995 Worm wörm
996 Ticket tikıt BİLET 996 Worry wöri
997 Tidy taydi DÜZENLİ, DERLİ TOPLU 997 Worse wörs
1.BAĞ, BAĞLAMAK, BERABERE 2.BOYUNBAĞI
998 Tie tay KRAVAT 998 Worst wörst
999 Tight tayt SIKI, KOLAY AÇILMAZ 999 Wound wuund
1000 Till til 1.KADAR 2.YAZAR KASA 1000 Wreck rek
1001 Time taym 1.ZAMAN 2.KERE 3.ZAMANLAMAK 1001 Write rayt
1002 Timetable taymteybıl (zaman) TARİFESİ (gemi,uçak v.b) 1002 Wrong rong
1003 Tin tin 1.TENEKE 2.KONSERVE 1003 X-Ray eks rey
1.BAHŞİŞ, BAHŞİŞ VERMEK 2.ÖNERİ,TAVSİYE
1004 Tip tip 3.UC 1004 Year yiır
1005 Tire tayır YORMAK,LASTİK 1005 Yellow yelou
1006 Tired tayırd YORGUN 1006 Yes yes
1007 Tissue tişuu DOKU,KAĞIT MENDİL 1007 Yesterday yestıdey
1008 Title taytl 1.BAŞLIK 2.UNVAN 1008 Yet yet
1009 To tu ..e KADAR 1009 Yoghurt yogıt
1010 Toast toust TOST YAPMAK 2.KADEH KALDIRMAK 1010 Young yang
sıra kelime telaffüz türkçesi sıra kelime telaffüz
1011 Tobacco tıbakou TÜTÜN 1011 Your yoor
1012 Zone zon BÖLGE 1012 Zero zirou
1013 1013
1014 1014
1015 1015
1016 1016
1017 1017
1018 1018
1019 1019
1020 1020
1021 1021
1022 1022
1023 1023
1024 1024
1025 1025
1026 1026
1027 1027
1028 1028
1029 1029
1030 1030
1031 1031
1032 1032
1033 1033
1034 1034
1035 1035
1036 1036
1037 1037
1038 1038
1039 1039
1040 1040
1041 1041
1042 1042
1043 1043
1044 1044
1045 1045
1046 1046
türkçesi
BUGÜN
BİRLİKTE
YARIN
DİL
BU GECE
1.ÇOK 2....DE ...DA EKİ
DİŞ
EN YÜKSEK, EN İYİ, ÜST, KAPAK
DOKUNMAK
ZİYARET ETMEK
ZİYARETÇİ, KONUK
KELİME DAĞARCIĞI
SES
HACİM
OY VERMEK, OY
DENİZ YOLCULUĞU
SAAT ÜCRETİ,ÜCRET
BEKLEMEK
GARSON
UYANMAK, UYANDIRMAK
YÜRÜMEK, YÜRÜYÜŞ
DUVAR
İSTEMEK, İSTEK
SAVAŞ
1.ILIK, ILINDIRMAK 2.SEVECEN
UYARMAK
1.YIKAMAK
1.ARTIK, GEREKSİNİM DUYULMAYAN 2.BOŞA
HARCAMAK,İSRAFET ETMEK
1.İZLEMEK, SEYRETMEK, BAKMAK 2.KOL SAATİ
SU, SULAMAK
ŞELALE
HERHANGİ
HERHANGİ BİRİ
HERHANGİ BİRİ
türkçesi
HERHANGİ BİR ŞEY
HER NEYSE
HERHANGİ BİR YER
AYRI
MAYMUN
ÖZÜR DİLEMEK
GÖRÜNMEK
ELMA
1.BAŞVURMAK 2.UYGULAMAK
1.RANDEVU 2.ATAMA
TAKTİR ETMEK
ONAYLAMAK
YAKLAŞIK OLARAK
NİSAN
BAŞPİSKOPOS
MİMAR
MİMARİ
ALAN, BÖLGE
TARTIŞMAK
ARİSTOKRAT
KOL, SİLAH
KOLTUK
ZIRH
ORDU
1.AŞAĞI YUKARI 2.ÇEVRESİNDE,ETRAFINDA
DÜZENLEMEK, AYARLAMAK
TUTUKLAMAK
VARIŞ ,geliş
VARMAK
OK
SANAT
1.MAKALE 2.EŞYA
YAPAY
SANATÇI
1.GİBİ 2.OLARAK 3.OLARAK
türkçesi
KÜL
UTANMIŞ,MAHCUP
bir yana
SORMAK, İSTEMEK
UYKUDA
1.EŞEK 2.APTAL,GÖT
YARDIMCI
ORTAK,İLGİLENMEK
ŞAŞIRMAK (bir kimseye)
DE..DA eki
HAVAKÜRE, ATMOSFER
EKLEMEK,TAKMAK
SALDIRMAK, ATAK
teşebvüs etmek,girişim
KATILMAK
DİKKAT
ÇEKİCİ
AĞUSTOS
TEYZE, HALA
SONBAHAR
HAZIR, SERBEST, BOŞTA
CADDE
ORTALAMA
KAÇINMAK
UYANIK,UYANMAK
FARKINDA OLMAK, HABERDAR OLMAK
UZAK,UZAKTA
KÖTÜ, BERBAT, ÜZÜCÜ
BALTA
BEBEK
1.ARKA 2.SIRT
1.OMURGA 2.BİR İŞİN TEMELİ
GERİYE DOĞRU
KÖTÜ
türkçesi
1.KÖTÜ,AĞIR
ÇANTA
BAGAJ
PİŞİRMEK
FIRINCI
1.DENGE 2.BAKİYE
BALKON
CANI SIKILMIŞ
DOĞMUŞ
ÖDÜNÇ ALMAK
PATRON
İKİSİ
ŞİŞE
EN ALT, DİP
YAY,egilmek
ÇANAK,KASE
1.KUTU 2.BOKS
ERKEK ÇOCUK
BEYİN
KORKUSUZ, CESUR
EKMEK
KIRMAK
KAHVALTI
KÖPRÜ
KISA, ÖZET
PARLAK
GETİRMEK
YAYIN (radyo ve T.V. yoluyla)
ERKEK KARDEŞ, AĞABEY
KAHVERENGİ
1.BÜTÇE 2.BÜTÇE YAPMAK
AMPUL
DESTE, DEMET
türkçesi
tek katlı tahta ev
HIRSIZ
YANMAK
PATLAMAK
GÖMMEK
OTOBÜS
İŞ
MEŞGUL
FAKAT
KASAP
TEREYAĞ
DÜĞME
SATIN ALMAK
YANINDA, SIRASINDA, TARAFINDAN, ..E KADAR
1.KABLO 2.TELGRAF
KEK
HESAPLAMAK
TAKVİM
1.ÇAĞIRMAK 2.TELEFON ETMEK 3.KISA ZİYARET
SAKİN
KAMERA
SAKLAMAK
KAMP
KAMPÜS
TENEKE KUTU
KANAL
İPTAL ETMEK
KANSER
ADAY
MUM
KANTİN
KAPASİTE
1.BAŞKENT 2.BÜYÜK HARF 3.SERMAYE,
1.KAPTAN 2.YÜZBAŞI
1.ELE GEÇİRMEK 2.HAPSE ATMAK
türkçesi
ARABA
KARAVAN
KART
BAKIM,DİKKAT, ÖZEN
KARİYER,MESLEK
KARNAVAL
MARANGOZ
HALI
TAŞIMAK
1.KUTU,KAP 2.DAVA ,DURUM
NAKİT
KALE
KEDİ
YAKALAMAK
BÜYÜKBAŞ HAYVAN
1.NEDEN,SEBEB 2.NEDEN OLMAK
TAVAN
HÜCRE (hapis,beyin v.b)
KİLER, BODRUM
YÜZYIL
BİRLEŞTİRMEK
İŞGAL ETMEK,FETHETMEK
1.GÖZ ÖNÜNE ALMAK 2.DÜŞÜNMEK
OLUŞMAK
İÇERMEK,KAPSAMAK
İÇERİK
İÇERİK,İÇİNDEKİLER
SÜREKLİ,DEVAMLI
KONTROL ETMEK, YÖNETMEK
ELVERİŞLİ, UYGUN
KONUŞMA,GÖRÜŞME,SOHBET
1.AŞÇI 2.YEMEK PİŞİRMEK
1.SERİN 2.SERİNLETMEK, SOĞUTMAK
POLİS
BAKIR
türkçesi
KOPYALAMAK, TAKLİT ETMEK
FİL
DAHA, BAŞKA
ACİL DURUM
İŞCİ,PERSONEL
BOŞ
türkçesi
CESARETLENDİRMEK
SON, BİTİRMEK
DÜŞMAN
ENERJİ
1.NİŞANLAMAK 2.İŞ VERMEK,MESGUL OLMAK
MAKİNE
EĞLENMEK,HOŞLANMAK
YETER
GİRMEK
EĞLENCE
GİRİŞ
ZARF
EŞİT
EŞİTLİK
HATA
KAÇMAK
GEREKLİ,ZORUNLU
1.HATTA 2.ÇİFT,BERABERE,DÜZGÜN
AKŞAM
OLAY
SONUNDA, NİHAYET
HİÇ
HER
KÖTÜ
TAM,KESİN
KESİN OLARAK
İNCELEMEK, SINAV VERMEK
ÖRNEK
MÜKEMMEL
DIŞINDA, HARİÇ
İSTİSNA
SEL
KAT,ZEMİN,TABAN
türkçesi
UN
ÇİÇEK
1.UÇMAK 2.SİNEK
SİS
İZLEMEK, TAKİP ETMEK
DÜŞKÜN,SEVEN
YİYECEK, BESİN
1.APTAL 2.APTALCA DAVRANMAK 3.KANDIRMAK
AYAK
İÇİN
YASAKLAMAK
ZORLAMAK, ZOR, FORS
YABANCI (ülke veya ırk)
ORMAN
UNUTMAK
BAĞIŞLAMAK, AFFETMEK
ÇATAL
1.SERVET 2.ALIN YAZISI 3.TALİH
İLERİ
TİLKİ
ÖZGÜR, RAHAT, SERBEST, SERBEST BIRAKMAK
BEDAVA, ÜCRETSİZ
ÖZGÜRLÜK
DONMAK
TAZE
CUMA
ARKADAŞ
DOSTÇA
KORKUTMAK
KURBAĞA
(...DEN, ...DAN) EKİ
ÖN
MEYVE
DOLU, TAMAMEN
türkçesi
EĞLENCE
1.KOMİK 2.GARİP
KÜRK
DAHA FAZLA , AYRICA
GELECEK
KAZANMAK
GALERİ
KUMAR OYNAMAK, KUMAR
OYUN
ÇETE
GARAJ
BAHÇE
SARIMSAK
GAZ
BAHÇE KAPISI
1.TOPARLAMAK, TOPLANMAK 2.ANLAMAK
GENERAL,YAYGIN
GENEL
CÖMERT
DAHİ
CENTİLMEN
1.ALMAK 2.ELDE ETMEK 3.ANLAMAK
1.ARMAĞAN 2.YETENEK
ÇİNGENE
KIZ
VERMEK
MEMNUN
memnuniyetle
CAM, BARDAK
ELDİVEN
GİTMEK
KEÇİ
TANRI
türkçesi
ALTIN
ALTINDAN
AKVARYUM BALIĞI
1.İYİ 2.DEVAMLI ( uzun periyot )
İYİ GÖRÜNÜMLÜ, YAKIŞIKLI
KAZ
HÜKÜMET
MEZUN (üniversite mezunu)
ESİR, REHİNE
PASNİYON
1.SICAK 2.ACI ( yemekte )
OTEL
SAAT
EV
EV HANIMI
NASIL
ANCAK
UGULTU ,VIZILDAMAK,
ALÇAK GÖNÜLLÜ ,MÜTEVAZİ
GÜLDÜRÜ, MİZAH
AÇ
AVLAMAK
ACELE ETMEK
YARALAMAK, YARALANMAK
KOCA, ERKEK EŞ
BUZ
DONDURMA
FİKİR,ÖNERİ
ATIL, BOŞ
EĞER
HASTA, HASTALIK
KANUNSUZ
ANINDA, DERHAL
KABA, NAZİK DEĞİL
İTHAL ETMEK
türkçesi
OLANAKSIZ
1.İÇİNDE, İÇERİ, İÇERDE, İÇERİYE 2.POPÜLER
AMACIYLA, MAKSADIYLA
KAPSAMAK
HATALI, YANLIŞ
ARTMAK
İNANILMAZ, BÜYÜLEYİCİ
BAĞIMSIZ
ENDÜSTRİ
ETKİ, ETKİLEMEK
BİLDİRMEK
GAYRI RESMİ
BİLGİ, ENFORMASYON
MÜREKKEP
1.HAN 2.MOTEL
BÖCEK
İÇERİSİ
ISRAR ETMEK
KURMAK,YERLEŞTİRMEK
ÖRNEK
YERİNE
TALİMAT,EGİTİM
ENSTRÜMAN
ZEKİ
1.İLGİ DUYMAK 2. FAİZ
İLGİNÇ
ARADA,ORTA
ULUSLARARASI
DAVET ETMEK
1.DEMİR 2.ÜTÜ
ADA
MUHTEMELEN ,BÜYÜK OLASILIKLA
SIVI
LİSTE
DİNLEMEK
KÜÇÜK
CANLI
YAŞAMAK
YAŞAMLAR
YAŞAM ,YASAYAN,CANLI
YÜK, YÜKLEMEK,SİLAH DOLDURMAK
BÖLGESEL, YEREL
KİLİTLEMEK, KİLİT
UZUN
BAKMAK, BAKIŞ.GÖRÜNMEK
GEVSEK,BOL
KAYBETMEK
KAYIP, ZARAR
ÇOK
YÜKSEK SESLİ
SEVGİ;AŞK
SEVİMLİ
ALÇAK, DÜŞÜK
ALT,DÜŞÜRMEK
ŞANS
ŞANSLI
VALİZ
ÖĞLE YEMEĞİ
AKCİĞER
türkçesi
LÜKS
MAKİNE
MAKİNELİ TÜFEK
DELİ
MADAM, BAYAN
BÜYÜ
POSTA
ANA, ESAS
1.YAPMAK 2.ÇEŞİT
1.MAKYAJ 2.UYDURMAK
ERKEK
ADAM
YÖNETMEK, KONTROL ETMEK
YÖNETİM, İDARE
YÖNETİCİ, MENAJER
TAVIR, GÖRGÜ
BİRÇOK
HARİTA
1.MARŞ 2.YÜRÜYÜŞ 3.MART (ayı)
İŞARETLEMEK, İŞARET,İZ
PAZAR, PİYASA
EVLENMEK
HARİKA,OLAGANÜSTÜ
MASKE
KÜTLE, KİTLE, YIGIN
ÇEYREK
KRALİÇE
SORU, SORMAK
ÇABUK
SESSİZ, SAKİN
OLDUKÇA,TAMAMEN
KÜÇÜK TEST
TAVŞAN
IRK,YARIŞ,KOŞU
YARIŞMAK
RADYATÖR
RADYO
RAY
TREN YOLU
YAĞMUR
ÇABUK, HIZLI
NADİR
OLDUKÇA
1.HAM 2.ÇİĞ
ERİŞMEK
OKUMAK
HAZIR
FARK ETMEK (idrak etmek )
GERÇEKTEN
MAKBUZ,FİŞ
TANIMAK
türkçesi
1.GÜVENLİ, EMİN 2.KASA
DENİZCİ
HATIR, UĞRUNA
SALATA
MAAŞ
SATIŞ
TUZ
AYNI, FARKSIZ
KUM
SANDALET
SANDVİÇ
TATMİN ETMEK
CUMARTESİ
STANDART
YILDIZ
BAŞLAMAK, BAŞLANGIÇ
1.DEVLET 2.DURUM
İSTASYON
KALMAK
ÇALMAK
1.ADIM, ADIM ATMAK 2.ÜVEY
SOPA, ÇUBUK
türkçesi
YAPIŞTIRMAK, DEĞDİRMEK, YAPIŞMAK
1.HAREKETSİZ, SAKİN 2.HALA
1.STOK, STOK YAPMAK 2.HİSSE SENEDİ
MİDE
1.TAŞ 2.MEYVE ÇEKİRDEĞİ 3.(6.3)Kg.
STOP, DURMAK, NOKTA, DURAK
DÜKKAN, DEPOLAMAK
ÖYKÜ ,HİKAYE
DÜZGÜN, EN KISA YOLDAN
GARİP, TUHAF
IRMAK
CADDE
GÜÇ, KUVVET
BASTIRMAK(üzerine basa basa konuşmak),
STRES,VURGULAMAK
1.GERİNMEK,GERMEK ,ESNEME,UZATMA
KATI (katı kuralları olan),SIKI,SERT
İP,TEL
GÜÇLÜ
MÜCADELE ETMEK 2.ÇABALAMAK
ÖĞRENCİ
ÇALIŞMAK, OKUMAK, İNCELEMEK
APTAL
1.KONU 2.ÖZNE
DENİZALTI
ALT GEÇİT , ALT YOL
1.BAŞARMAK
BAŞARI
1.BUNUN GİBİ 2.BU KADAR,öyle
EMMEK
ANİ
ACI ÇEKMEK
ŞEKER
ÖNERMEK
türkçesi
1.UYGUN, UYGUNGELMEK 3.TAKIM ELBİSE
TOPLAM,MİKTAR
YAZ
GÜNEŞ
PAZAR (günü )
bronzlaşmak
SÜPER
TAŞIMAK, YARDIM ETMEK, TARAF TUTMAK,
DESTEKLEMEK
ZANNETMEK
EMİN, KESİN
YÜZEY
SOYADI
1.ŞAŞIRTMAK 2.SÜRPRİZ
ÇEVRELEMEK
ŞÜPHELİ,ŞÜPHELENMEK
1.YEMİN ETMEK 2.KÜFRETMEK
SÜPÜRMEK
TATLI
TUR
DENEMEK, DENEME
TÜP
SALI
1.AKORD ETMEK, AYARLAMAK, 2.EZGİ
TÜNEL
1.HİNDİ 2 TÜRKİYE
DÖNMEK, DÖNÜŞ 2.It's your turn=Sıra
sende,ÇEVİRMEK
İKİ KEZ
TİPİK
ÇİRKİN
ŞEMSİYE
DAYI, AMCA
ALTTA, ALTA
ANLAMAK
İŞSİZLİK
MUTSUZ
SAĞLIKSIZ
1.ÜNİFORMA 2.TEK TİP
1.SENDİKA 2.BİRLEŞME
BİRLEŞMEK,
ÜNİVERSİTE
türkçesi
BİLİNMEYEN
OLMADIKÇA
KİLİDİ AÇMAK
KADAR (belli bir zamana kadar)
1.YUKARI 2.DİKİNE 3.TÜMÜYLE
ÜST
ÜST KAT, YUKARISI
YUKARI,YUKARIYA
BİZE
1.KULLANIM 2.FONKSİYON
KULLANMAK
KULLANIŞLI
OLAĞAN,ALIŞILMIŞ
VADİ
DEĞERLİ
DEĞER
SEBZE
TAŞIT ARACI ( kamyon,TIR,araba v.b )
ÇOK, TAM
VETO, VETO ETMEK
KURBAN, KAZAZEDE
GALİP
GÖRÜNÜM, MANZARA
VİLLA
KÖY
KARI (eş)
VAHŞİ
KAZANMAK
SARMAK, KURMAK (saat v.b )
RÜZGAR
PENCERE
ŞARAP
türkçesi
KIŞ
1.TEL 2.TELGRAF
TELSİZ,KABLOSUZ
İSTEK, İSTEMEK
İLE
İÇİNDE
SAHİP OLMAYARAK, YANINDA OLMADAN
TANIK, TANIKLIK ETMEK
KURT
KADIN
HARİKA
ODUN
YÜN
SÖZCÜK, KELİME
ÇALIŞMAK, İŞ
İŞÇİ
DÜNYA
SOLUCAN
ENDİŞELENMEK
DAHA KÖTÜ
EN KÖTÜ
YARALAMAK, YARA
ENKAZ,KAZA,HURDA,MAHVETMEK
YAZMAK
YANLIŞ
RÖNTGEN IŞINI, X IŞINI
YIL
SARI
EVET
DÜN
HALA, ŞİMDİYE KADAR, HENÜZ
YOĞURT
GENÇ
türkçesi
SENİN, SİZİN
SIFIR
sıra kelime telaffüz türkçesi sıra kelime telaffüz
1 Abandon ebandın TERK ETMEK 1 Ant ent
2 Ability ebılıti YETENEK 2 Anti anti
2 Able eybıl MUKTEDİR 3
3 Aboard ebord (bir taşıtın)İÇİNDE OLMAK 4
3 About ebaut 1.HAKKINDA 2.YAKLAŞIK OLARAK 5 Any eni
4 Above ebav YUKARIDA 6 Anybody enibadi
4 Abroad ebrod YURT DIŞI 7 Anyone enivan
5 Absence ebsıns YOKLUK 8 Anything enyting
5 Absent ebsınt 1.YOK 2.EKSİK 9 Anyway enivey
6 Absolute ebsolut MUTLAK, KESİN 10 Anywhere eniveır
6 Absurd ebzörd SAÇMA 11 Apart epart
7 Accept eksept KABUL ETMEK 12
7 Accident eksidınt KAZA,TESADÜF 13 Ape eyp
8 Accommodate ekomodeyt YERLEŞTİRMEK 14 Apologize epolocayz
8 Accommodation ekomıdeyşın KONAKLAMA YERİ 15
9 Accompany ekampıni EŞLİK ETMEK 16
9 According To ekording tu GÖRE 17 Appear eppiır
10 Account ekaunt HESAP 18
10 Accurate ekürıt DOĞRU, HATASIZ 19
11 Accuse ekküz SUÇLAMAK 20 Apple epıl
11 Ache eyk AĞRI 21
12 22
12 Across ekros 1.BİR UÇTAN DİĞERİNE 2.DİĞER TARAFTA,karşıdan karşıya , karşını 23 Apply eplay
13 Act ekt 1.DAVRANIŞ 2.DAVRANMAK,ROL ALMAK 24
13 Active ektiv ETKİN, FAAL 25 Appointment eppointmınt
14 Actor ektır ERKEK OYUNCU 26 Appreciate eprişieyt
14 Actress ektrıs KADIN OYUNCU 27
15 Actual ekçuıl GERÇEK 28 Approve epruv
15 Add ed TOPLAMAK,EKLEMEK 29 Approximate eproksimıt
16 Address edres ADRES 30
16 Administration edminıstreyşın İDARE,yönetim 31 April eyprıl
17 Admire edmayr BEĞENMEK,HAYRAN OLMAK 32 Archbishop arçbişıp
17 Admit edmit 1.KABUL ETMEK 2.İZİN VERMEK,itiraf etmek 33 Architect arkitekt
18 Adult edalt YETİŞKİN 34 Architecture arkitekçır
18 Advance edvens 1.İLERİ 2.AVANS 35 Area eriya
19 Advanced edvensd GELİŞMİŞ 36 Argue argüu
19 Advantage edventıc AVANTAJ 37
20 Adventure edvençur MACERA 38
20 Advertise edvırtayz REKLAM YAPMAK, İLAN VERMEK 39 Aristocrat eristokrat
21 Advice edvays TAVSİYE 40 Arm arm
21 Advise edvayz TAVSİYE ETMEK 41 Armchair armçeir
22 Aerial eriyıl ANTEN 42 Armour armır
22 Aeroplane eıropleyn UÇAK 43 Army armi
23 Affair effeyır 1.OLAY 2.İŞ 3.İLİŞKİ 44 Around eraund
23 Affect efekt ETKİLEMEK 45 Arrange ereync
24 Afford eford SATIN ALMA GÜCÜ OLMAK 46 Arrest erest
24 Afraid efreid KORKMAK 47 Arrival erayvıl
25 After aftır SONRA 48 Arrive erayv
25 Afternoon aftırnuun ÖĞLEDEN SONRA 49 Arrow erov
26 Afterwards aftırvördz (bir olaydan) SONRA 50 Art art
26 Again egein BİR DAHA;YİNE 51 Article artikl
27 Against egeinst KARŞI, ZIT 52 Artificial artifişıl
27 Age eyc 1.YAŞ 2.ÇAĞ 53 Artist artist
28 Aged eycd YAŞINDA,yaslı 54 As ez
28 Agency eycınsi ACENTE 55 Ash eş
29 56 Ashamed eşeymd
29 Aggressive egresiv SALDIRGAN, KAVGACI 57 Aside esayd
30 Ago ego ÖNCE 58 Ask esk
30 Agree egrii ANLAŞMAK,AYNI FİKİRDE OLMAK,razı olmak 59 Asleep esliip
31 Agreement egriimınt ANLAŞMA 60 Ass es
31 61
32 Ahead ehed İLERİ,ÖNDE 62
32 Aid eyd YARDIM 63 Assistant esistınt
33 Aim eym 1.AMAÇ 2.HEDEF ALMAK 64 Associate esoşieyt
33 Air eyr 1.HAVA 2.HAVALANDIRMA 65
34 Alarm alarm ALARM 66 Astonish estoniş
34 Algebra alcebra CEBİR 67 At et
35 Alike elaık HEMEN HEMEN AYNI, BENZER, AYNI YOLDA 68 Atmosphere etmosfiır
35 Alive elaıv YAŞAMAK,CANLI 69 Attach eteç
36 All ol 1.HEP 2.TÜM 3.HER 70 Attack etek
36 All Right ol rayt 1.TAMAM 2.EVET 71 Attempt etempt
37 Alliance elayıns İTTİFAK,BİRLİK 72 Attend etend
37 Alligator aligeytır TİMSAH 73 Attention etenşın
38 Allow elov İZİN VERMEK 74
38 Almost olmost HEMEN HEMEN 75 Attractive etrektiv
39 Alone elon 1.YALNIZ 2.TEK 76 August ogust
39 Along elong 1.BOYUNCA 2.İLERİ 77 Aunt aant
40 78 Autumn otumn
40 Already olredi AZ ÖNCE, ZATEN 79 Available eveylıbl
41 Also olso HEM DE,AYNI ZAMANDA 80 Avenue evenyu
41 81 Average evirıç
42 82 Avoid evoid
42 Always olveys DAİMA,HER ZAMAN 83 Awake eveyk
43 Amaze emeyz ŞAŞIRTMAK 84 Aware eveyr
43 Ambassador embesedır BÜYÜKELÇİ 85 Away evey
44 Ambition embişın HIRS 86 Awful oful
44 Ambush embuş TUZAK 87 Axe eks
45 Among emong ARASINDA 88 Baby beybi
45 Amount emaunt MİKTAR 89 Back bek
46 Amuse emüuz EGLENDİRMEK,GÜLDÜRMEK 90 Backbone bekbon
46 And end VE 91
47 Angry engri KIZGIN 92 Backward bekvörd
47 Animal enimıl HAYVAN 93 Bad bed
48 Ankle enkl AYAK BİLEĞİ 94 Badly bedli
48 95 Bag beg
49 Announce enauns BİLDİRMEK, ÇAĞRIDA BULUNMAK, ANONS 96 Baggage begıc
49 Annoy enoy RAHATSIZ ETMEK, KIZDIRMAK 97 Bake beyk
50 Annual enyuıl YILLIK 98 Baker beykır
50 Another enadır DİĞER, BİR BAŞKA 99 Balance belıns
51 Answer ensır YANIT 100 Balcony belkıni
51 Bald bold KEL 101 Bored bord
52 Ball bol 1.TOP 102 Born born
52 Ballerina belıriinı BALERİN 103 Borrow borou
53 104 Boss bos
53 Balloon baluun BALON 105 Both bouth
54 Ban ben YASAK 106 Bottle botl
54 Banana bınana MUZ 107 Bottom botım
55 108 Bow bou
55 Bank benk BANKA 109 Bowl boul
56 Banker benkır BANKA YÖNETİCİSİ, BANKER 110 Box boks
56 111 Boy boy
57 112
57 Bar bar 1.ÇUBUK 2.BAR 113 Brain breyn
58 Bare beyr ÇIPLAK, BOŞ 114
58 Bargain bargın 1.PAZARLIK ETMEK 115 Brave breyv
59 Barrel berıl 1.VARİL 2.NAMLU 116 Bread bred
59 Base beys 1. TABAN 2.ÜS,temel 117 Break breyk
60 Basement beysmınt BODRUM 118 Breakfast brekfıst
60 119
61 Basket baskıt SEPET 120
61 Bath bath YIKANMAK 121
62 Bathe beth YIKAMAK (bedenin bir bölümünü) 122 Bridge bric
62 Battle betl SAVAŞ, MUHAREBE 123 Brief briif
63 Bay bey KOY,körfez 124 Bright brayt
63 Beach biiç SAHİL 125 Bring bring
64 Bean biin FASULYE 126
64 Bear beır 1.TAŞIMAK, DAYANABİLMEK 2.AYI,tahammül etmek 127 Broadcast broodkast
65 Beard bıed SAKAL 128
65 Beast biist CANAVAR 129 Brother bradır
66 Beat biit 1.VURMAK 2.YENMEK 130 Brown braun
66 Beautiful büutiful GÜZEL 131
67 132 Budget bacıt
67 Because bikoz ÇÜNKÜ 133
68 Become bıkam OLMAK 134
68 Bed bed YATAK 135 Bulb balb
69 Bee bii ARI 136
69 137
70 Beer biır BİRA 138
70 139 Bunch banç
71 Before bifor ÖNCE 140 Bungalow banglou
71 Beg beg DİLENMEK,yalvarmak 141 Burglar börglır
72 Begin begın BAŞLAMAK 142 Burn börn
72 Behave biheyv DAVRANMAK 143 Burst börst
73 Behind bihaynd ARKADA, GERİDE,arkasında 144 Bury böri
73 145 Bus bas
74 Believe bıliiv İNANMAK 146
74 Bell bel ZİL, ÇAN 147 Business biznıs
75 Belong bilong AİT OLMAK 148 Busy bizi
75 Below bilov ALTTA, AŞAĞIDA 149 But bat
76 Belt belt KEMER 150 Butcher butçır
76 Bench benç 1.TEZGAH 2.BANK 151 Butter batır
77 Bend bend EĞMEK, EĞİLMEK 152 Button batn
77 Beneath bınith ALTINDA 153 Buy bay
78 Benefit benıfit YARARI OLMAK 154 By bay
78 Berry beri KÜÇÜK ÇEKİRDEKSİZ MEYVE 155
79 Beside bisayd YANINDA 156 Cable keybl
79 Besides bisaydz HEM DE 157
80 Best best EN İYİ 158 Cake keyk
80 Bet bet İDDİA ETMEK, İDDİAYA GİRMEK 159 Calculate kalkuleyt
81 Better better DAHA İYİ 160 Calendar kelindır
81 Between bitviin ARASINDA 161 Call kol
82 Beyond biyand ÖTESİNDE 162 Calm kaam
82 Bicycle baysikl BİSİKLET 163 Camera kemıra
83 Big big BÜYÜK 164 Camouflage kamuflaaj
83 Bike bayk BİSİKLET 165 Camp kemp
84 Bill bil 1.MAKBUZ 2.HESAP 166
84 Bin bin KAP 167 Campus kempıs
85 168 Can ken
85 Bird börd KUŞ 169 Canal knal
86 Birth börth DOĞUM 170 Cancel kensıl
86 Biscuit biskit BİSKÜVİ 171 Cancer kensır
87 Bishop bişıp PİSKOPOS 172 Candidate kendidıt
87 Bit bit 1.PARÇA 2.MATKAP,ANAHTARIN UCU 3.ISIRMANIN PAST ŞEKLİ 173 Candle kendl
88 Bite bayt ISIRMAK 174 Canteen kantiin
88 Black blek SİYAH 175 Capacity kpasiti
89 Blame bleym SORUMLU TUTMAK, SUÇLAMAK 176 Capital kepıtl
89 Blank blenk BOŞLUK 177 Captain keptın
90 178 Capture kepçır
90 Blast blast PATLAYARAK PARÇALANMA, MAHVETMEK 179 Car kaar
91 Bless bles (Tanrı'dan) KORUNMASINI DİLEMEK, TAKDİS 180 Caravan karavan
91 Blind blaynd KÖR 181 Card kaad
92 182
92 Blood blad KAN 183 Care keyr
93 Bloom bluum ÇİÇEK, ÇİÇEK AÇMAK 184 Career kariır
93 Blow blou ÜFLEMEK, PATLAMAK,darbe 185 Carnival karnivıl
94 Blue blu 1. MAVİ 2.MUTSUZ 186 Carpenter karpıntır
94 187 Carpet kaarpıt
95 188
95 Boast boust ÖVÜNMEK 189 Carry keri
96 Boat bout BOT;SANDAL 190 Case keys
96 Body badi GÖVDE;VÜCUT 191 Cash keş
97 Boil boıl KAYNAMAK 192 Castle kesl
97 Bold bould CÜRETKAR, UTANMAZ, KORKUSUZ vs. 193 Cat ket
98 Bomb bomb BOMBA 194 Catch keç
98 Bone boun KEMİK 195 Cattle ketl
99 Bonfire bonfayır MEYDAN ATEŞİ, ŞENLİK ATEŞİ 196 Cause koz
99 Book buk KİTAP 197 Ceiling silign
100 Book buk YER AYIRTMAK 198 Cell sel
100 Border bordır SINIR 199 Cellar selır
101 Bore bor CAN SIKMAK 200 Century sençri
101 Ceremony serımıni SEREMONİ 201 Connect konekt
102 Certain sörtın KESİN,BELİRLİ, EMİN OLMAK 202 Conquer konkuır
102 Certainly sörtınli KUŞKUSUZ 203
103 Certificate sertıfıkeyt SERTİFİKA 204
103 Chain çeyn ZİNCİR 205 Consider konsidır
104 Chair çeır İSKEMLE 206
104 207 Consist kınsist
105 Chalk çolk TEBEŞİR 208
105 Challenge çalınc MEYDAN OKUMA,ENGEL 209
106 Champion çempiın ŞAMPİYON 210
106 Championship çempiınşip ŞAMPİYONA 211 Contain konteyn
107 Chance çens ŞANS, FIRSAT 212
107 Change çeync 1.DEĞİŞMEK 2.DEĞİŞİM 3.BOZUK PARA 213 Content kontent
108 Character kerıktır KİŞİLİK 214 Contents kontents
108 215 Continuous kontinuıs
109 Charm çarm ÇEKİCİLİK 216
109 Charming çarming ÇEKİCİ 217
110 Chatter çetır GEVEZELİK YAPMAK 218 Control kontroul
110 Cheap çiip UCUZ 219
111 Cheat çiit 1.HİLECİ 2.HİLE YAPMAK, KOPYA ÇEKMEK 220 Convenient konvinyınt
111 Check çek KONTROL ETMEK 221 Conversation konverseyşın
112 222 Cook kuuk
112 Cheese çiiz PEYNİR 223 Cool kuul
113 Chemical kemıkl KİMYASAL 224 Cop kap
113 Cherry çeri KİRAZ 225 Copper kapır
114 Chess çes SATRANÇ 226 Copy kopi
114 227 Corn korn
115 Chicken çikın PİLİÇ 228 Corner kornır
115 Chief çif ŞEF 229 Correct korekt
116 Child çayld ÇOCUK 230 Cost kost
116 Childhood çayldhuud ÇOCUKLUK 231 Costly kostli
117 232 Cottage kotıc
117 Choose çuz SEÇMEK 233 Cotton kotn
118 Christian krisçın HIRİSTİYAN 234 Cough kof
118 Church çörç KİLİSE 235 Council kaunsl
119 Cigarette sigıret SİGARA 236 Count kaunt
119 Cinema sinıma SİNEMA 237 Country kantri
120 238 Couple kapıl
120 239 Courage karıc
121 Circumstances sörkımstansıs DURUM, VAZİYET 240 Course kors
121 Circus sörkıs SİRK 241 Court kort
122 Citizen sitizn YURTTAŞ 242 Cousin kazn
122 City siti KENT;SİTE 243 Cover kavır
123 244 Cow kau
123 Civil sivl SİVİL 245 Coward kauırd
124 Claim kleym İLERİ SÜRMEK, iddia etmek 246 Crack krek
124 247 Crash kreş
125 Class klas SINIF 248 Crazy kreyzi
125 Classic klesik KLASİK 249 Cream kriim
126 Clean kliin 1.TEMİZLEMEK 2.TEMİZ 250
126 Clear kliır 1.AÇIK, BERRAK, ANLAŞILAN 251 Creature kriiçır
127 Clerk klark MEMUR 252 Crime kraym
127 Clever klevır ZEKİ,AKILLI 253
128 Climb klaymb TIRMANMAK, YÜKSELMEK 254 Criticize kritisayz
128 255 Crop krop
129 Clock klok SAAT 256 Cross kros
129 Close klous YAKIN 257
130 Close klouz 1.SON 2.KAPALI 3.KAPATMAK 258
130 Clothes klouthz GİYSİLER (her zaman çoğuldur ) 259 Crowd kraud
131 Cloud klaud BULUT 260 Crown kraun
131 Club klab KLÜP 261
132 262
132 Coal kol KÖMÜR 263 Crush kraş
133 Coat kout PALTO 264 Cry kray
133 265 Cube küub
134 Coconut kokonat HİNDİSTAN CEVİZİ 266
134 Coffee kafi KAHVE 267
135 Coffin kofin TABUT 268 Culture kalçır
135 Coin koin MADENİ PARA 269 Cup kap
136 Cold kould SOĞUK 270 Cure küur
136 Collar kolır YAKA, TASMA 271
137 Collect kolekt TOPLAMAK 272
137 Colour kalır RENK 273
138 Comb kom TARAK 274 Current karınt
138 Come kam GELMEK 275 Curse körs
139 Comfort kanfırt KONFOR ,RAHAT 276 Curtain körtn
139 Comfortable kanfırtıbıl KONFORLU 277 Curve körv
140 Command komand EMRETMEK,KUMANDA ETMEK 278 Custom kastım
140 279 Customer kastımır
141 280
141 Common kamın ORTAK,YAYGIN 281 Cut kat
142 Community komüniti TOPLULUK 282
142 Company kampany 1.ŞİRKET 283 Dad ded
143 284 Daily deyli
143 285 Dam dem
144 286
144 287 Dance dens
145 Competition kompitişn 1.YARIŞMA 2.REKABET 288 Danger deyncır
145 Complain kımpleyn YAKINMAK, ŞİKAYET ETMEK 289 Dangerous deyncrıs
146 Complete kımpliit TAM,tamamlamak 290 Dare deyr
146 Compliment komplimınt İLTİFAT, ÖVGÜ 291 Dark dark
147 Compound kompaund BİRLEŞİK, BİLEŞİK 292 Dash deş
147 Concern konsörn 1.İLGİLENDİRMEK 2.ÜZÜLMEK 293 Date deyt
148 Concert kansıt KONSER 294 Daughter dotır
148 Conclude konkluud SONUÇLANDIRMAK 295 Day dey
149 Condition kındişın DURUM, ŞART 296 Dead ded
149 Confess kınfes İTİRAF ETMEK 297 Deal diıl
150 Confidence konfidıns GÜVEN 298 Dear diır
150 Confuse kınfüuz (kafası) KARIŞMAK, ŞAŞIRMAK 299 Death deth
151 Congratulate kongraçuleyt KUTLAMAK 300
151 December dısembır ARALIK (ayı) 301 Doubt daut
152 Decide disayd KARAR VERMEK 302 Down daun
152 Decision dısijn KARAR 303 Draw drov
153 Declare dikleır ilan etmek,,bildirmek 304 Dreadful dredfl
153 Decorate dekıreyt DÖŞEMEK, DEKORE ETMEK 305
154 Deed diid TAPU 306 Dream driim
154 Deep diip DERİN 307 Dress dres
155 Deer diır GEYİK 308 Drill dril
155 Defeat dıfiit KAYBETMEK (oyunda,savaşta,vs.),YENMEK 309 Drink drink
156 Defence difens SAVUNMA, DEFANS 310 Drive draıv
156 Defend difend SAVUNMAK 311 Drop drop
157 Definite defınit KESİN, BELİRLİ 312
157 Degree dıgrii DERECE,LİSANS 313
158 Delay dıley GECİKTİRMEK, ERTELEMEK 314 Dry dray
158 315
159 Delicious dılişıs LEZZETLİ 316
159 317 Dust dast
160 318 Duty düuti
160 Deliver delivır DAĞITMAK, DAĞITIM 319
161 Demand dimend İSTEK, TALEP, İHTİYAÇ 320 Each iiç
161 321 Eager iigır
162 322 Ear iır
162 323 Early örli
163 Dentist dentist DİŞÇİ 324 Earn örn
163 Deny dınay İNKAR ETMEK, YALANLAMAK 325
164 Depart dıpart AYRILMAK 326 Earth örth
164 Department dıpartmınt BÖLÜM;DEPARTMAN 327 Ease iiz
165 Depend dıpend BAĞIMLI OLMAK, İHTİYACI OLMAK 328 East iist
165 Deposit dıpozıt DEPOZİT 329 Easy iizi
166 Depress dıpres BUNALTMAK,bastırmak 330 Eat iit
166 331
167 Describe dıskrayb TANIMLAMAK, BETİMLEMEK 332
167 Desert dezırt 1.ÇÖL 2.TERK ETMEK(haksız yere) 333 Edge ec
168 Deserve dızörv HAKKETMEK, LAYIK OLMAK 334 Editor editır
168 335 Educate ecukeyt
169 Desire dızayr ARZU 336 Effect ıfekt
169 Desk desk SIRA;MASA 337
170 338
170 Dessert dızört TATLI (yiyecek) 339 Egg eg
171 Destroy dıstroy YIKMAK 340 Either.....Or.... aydır ... or
171 341
172 Detail diteyl AYRINTI, DETAY 342 Elbow elbou
172 343 Elder eldır
173 344
173 345 Election ılekşın
174 Devil devl ŞEYTAN 346 Electricity ılektrisiti
174 Dial dayıl 1.GÖSTERGE 2.TELEFON ETMEK 347 Elegant elıgınt
175 Diamond daymınd 1.ELMAS 2.KARO (kağıt oyunlarında) 348
175 Diary dayri GÜNLÜK, AJANDA 349 Elephant elıfınt
176 Dictator dıkteytır DİKTATÖR 350 Else els
176 Dictionary dikşınri SÖZLÜK 351
177 Die day ÖLMEK 352
177 Difference difrıns AYIRIM, FARK 353
178 Different dıfrınt FARKLI 354 Emergency ımörcınsi
178 Difficult dıfıkılt ZOR 355
179 Dig dig KAZMAK 356
179 Dinner dinır AKŞAM YEMEĞİ 357 Employee ımployi
180 Diploma dıploumı DİPLOMA 358
180 Diplomat dıplımat DİPLOMAT 359
181 Direct dırekt 1.DİREKT 2.YÖNLENDİRMEK, YOL VERMEK 360 Empty empti
181 Direction dırekşn YÖN 361
182 Director dırektır DİREKTÖR 362 Encourage ınkarıc
182 Dirt dört KİR 363 End end
183 Dirty dörti KİRLİ 364 Enemy enımi
183 Disadvantage disadvantıc DEZAVANTAJ 365 Energy enırci
184 366 Engage engeyc
184 Disappear disıpiır GÖZDEN KAYBOLMAK 367 Engine encin
185 Disappoint disıpoint HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRAMAK 368 Enjoy ıncoy
185 Disc disk DİSK 369 Enough inaf
186 Disc-Jockey disk cokey DİSCOKEY 370 Enter enter
186 Discipline disiplin DİSİPLİN 371
187 Discover diskavır KEŞFETMEK 372
187 Discuss dıskas TARTIŞMAK 373 Entertainment entıteynmınt
188 Disease diziiz HASTALIK 374 Entrance entrıns
188 Dish diş YEMEK,TABAK 375 Envelope ınvılop
189 Dismiss dismis KOVMAK 376 Equal ikuıl
189 Disobey disıbey İTAAT ETMEMEK 377 Equality ikualiti
190 378
190 Dispose dispouz yerleştirmek.,HAZIRLAMAK 379 Error erır
191 Dispute dıspüut ANLAŞMAZLIK 380
191 381 Escape ıskeyp
192 382
192 383 Essential ısenşıl
193 Distinguish distinguwiş AYIRT ETME ( bir özelliğinden dolayı ) 384
193 Distribute distribüut DAĞITMAK 385
194 District distrikt İLÇE,BÖLGE,SEMT 386 Even ivın
194 Disturb distörb RAHATSIZ ETMEK 387 Evening ivning
195 388 Event ivent
195 Division divijn BÖLÜM 389 Eventually ivençuıli
196 Dizzy dizi BAŞ DÖNMESİ 390 Ever evır
196 Do do YAPMAK 391 Every evri
197 Dock dok 1.TERSANE(gemi) 2.SANIK İSKEMLESİ 3.DOK 392 Evil ivl
197 Doctor daktır DOKTOR 393 Exact ıgzekt
198 Document dokümınt DOKÜMAN 394 Exactly ıgzekli
198 Dog dog KÖPEK 395
199 Doll dol OYUNCAK BEBEK 396 Examine ıgzamin
199 397 Example ıgzempl
200 Donkey donki EŞEK 398 Excellent eksılınt
200 Door door KAPI 399 Except ıksept
201 Double dabl ÇİFT 400 Exception ıksepşın
201 Exchange ıksçeync DEĞİŞ TOKUŞ 401 Flood flad
202 Excite ıksayt HEYECANLANDIRMAK 402 Floor floor
202 Exclude eksklud DIŞLAMAK.HARİÇ TUTMAK 403 Flour flauır
203 Excuse eksküuz 1.AFFETMEK 2.MUAF TUTMAK 3.ÖZÜR, MAZERET 404 Flower flauır
203 Exercise eksısayz EGZERSİZ 405 Fly flay
204 Exist ıgzist OLUŞ, VAR OLMAK 406 Fog fog
204 Exit eksit ÇIKIŞ, ÇIKMAK 407
205 Expect ekspekt UMMAK,BEKLEMEK 408 Follow folou
205 Expense ekspens MASRAF 409 Fond fond
206 Expensive ekspensiv PAHALI 410 Food fuud
206 Experience ıkspiriıns TECRÜBE 411 Fool fuul
207 Expert ekspört BİLİRKİŞİ, UZMAN, EKSPER 412
207 413 Foot fuut
208 414 For for
208 Explode ıksploud PATLAMAK (bomba patlaması) 415 Forbid forbid
209 Explore ıksplor KEŞFETMEK,ARAŞTIRMAK 416 Force fors
209 Express ıkspres İFADE ETMEK,AÇIK,HIZLI 417
210 Expression ıkspreşın İFADE,ANLATIM 418
210 419 Foreign forın
211 420 Forest forıst
211 421 Forget fıget
212 Extra ekstrı FAZLA, EKSTRA 422 Forgive fıgiv
212 423 Fork fork
213 424
213 Eye ay GÖZ 425
214 Face feys 1.YÜZ, SURAT 2.KARŞISINA ÇIKMAK, BAŞINA GELMEK 426
214 Factory fektri FABRİKA 427 Fortune forçın
215 428 Forward forvıd
215 429
216 430
216 431
217 Fair feır 1.DÜRÜST,ADİL ,FUAR 432 Fox foks
217 Fairly feıli OLDUKÇA 433
218 434 Free frii
218 435 Free frii
219 Fall fol 1.DÜŞMEK 2.SONBAHAR (AmE) 436 Freedom friidım
219 False fols 1.YANLIŞ, HATALI 2.SAHTE 437 Freeze friz
220 Familiar fımiliır TANIDIK, BİLDİK 438 Fresh freş
220 Family femıli AİLE, FAMİLYA 439 Friday fraydey
221 Famous feymıs ÜNLÜ 440 Friend frend
221 Fanatic fınıtik FANATİK 441 Friendly frendli
222 442
222 Far far UZAK 443 Frighten fraytn
223 Fare feır ÜCRET (tren,vapur vb. için) 444 Frog frog
223 Farm fam ÇİFTLİK 445 From from
224 Farther fardır DAHA UZAK 446 Front frant
224 Fashion feşn MODA 447
225 Fast fast HIZLI 448 Fruit fruut
225 449
226 Fat fet 1.ŞİŞMAN 2.YAĞ (vücut et yağı) 450 Full ful
226 Fate feyt KADER 451 Fun fan
227 Father fadır BABA 452
227 453 Funny fani
228 454 Fur för
228 455
229 Favour feyvır iyilik 456 Further fördır
229 Favourable feyvırıbl ELVERİŞLİ 457 Future füuçır
230 Favourite feyvrıt EN SEVİLEN, FAVORİ 458 Gain geyn
230 Fear fiır KORKU 459 Gallery gelıri
231 460 Gamble gembl
231 Feather fedır TÜY (kuş tüyü) 461 Game geym
232 February february ŞUBAT 462 Gang geng
232 Fee fii HARÇ, ÜCRET (okul, avukat, doktor v.b) 463
233 Feed fid BESLEMEK 464 Garage garaaj
233 Feel fiil HİSSETMEK 465 Garden gadn
234 Fellow felıu ADAM,DOST 466 Garlic gaalik
234 Female fimeyl DİŞİ 467 Gas ges
235 468 Gate geyt
235 Fetch feç GİDİP GETİRMEK,ALMAK 469 Gather gedır
236 Fever fivır ATEŞ (vücut) 470 General cenrıl
236 Few füu AZ, BİR KAÇ 471 General cenrıl
237 Field fiild ALAN,TARLA 472
237 Fight fayt KAVGA, KAVGA ETMEK 473 Generous cenrıs
238 Figure figır ŞEKİL,RAKAM,SAYI 474 Genius ciniıs
238 File fayl 1.DOSYA 2.TÖRPÜ 3.SIRA 475
239 Fill fil DOLDURMAK 476 Gentleman centlmın
239 Film film FİLM 477 Get get
240 Final faynl SON 478 Gift gift
240 Finally faynıli SONUNDA 479 Gipsy cipsi
241 Finance faynens FİNANS 480 Girl görl
241 Find faynd BULMAK 481 Give giv
242 Fine fayn 1.İYİ, İNCE, KÜÇÜK 2.PARA CEZASI 482 Glad gled
242 Finger fingır PARMAK 483 Gladly gledli
243 Finish finiş BİTİM, BİTMEK 484 Glass glas
243 Fire fayır 1.YANGIN, ATEŞ ETMEK, ATEŞ 2.İŞTEN KOVMAK 485
244 Firm förm FİRMA,SAGLAM 486
244 First först BİRİNCİ, İLK 487 Glove glav
245 Fish fiş BALIK 488 Go go
245 Fit fit UYGUN ,FORMDA 489 Goat gout
246 Fix fiks YAPIŞTIRMAK, TAMİR ETMEK 490 God gad
246 Flag fleg BAYRAK 491 Gold gould
247 Flake fleyk PUL,TANE (snowflake : kar tanesi) 492 Golden gouldın
247 Flame fleym ALEV 493 Goldfish gouldfiş
248 Flash fleş FLAŞ 494 Good gud
248 Flat flet 1.DÜZ 2.DAİRE (apartman katı) 495 Good-Looking gud luking
249 Flavour fleyvır TAT,LEZZET 496 Goose guus
249 Flesh fleş ET (derinin altındaki) 497
250 Flight flayt UÇUŞ 498
250 Float flout YÜZMEK , ŞAMANDIRA 499 Government gavınmınt
251 Flock flok SÜRÜ 500 Graduate grecueyt
251 Grain greyn TAHIL,TANE 501 Hostage hastıc
252 Grand grend BÜYÜK, MUHTEŞEM 502 Hostel hastl
252 Grape greyp ÜZÜM 503 Hot hat
253 Grasp grasp SIKICA TUTMAK 504 Hotel houtel
253 505 Hour auır
254 506
254 Great greyt BÜYÜK, MÜKEMMEL 507 House haus
255 Green griin 1. YEŞİL 2.TECRÜBESİZ ,TOY 508 Housewife haus wayf
255 509
256 Grey grey GRİ 510 How haw
256 Grill gril GRİL 511 However hauevır
257 Grip grip SIKICA TUTMAK 512 Hum ham
257 Grocer grousır BAKKAL 513 Humble hambl
258 Ground graund YER, TOPRAK 514 Humour hüumır
258 Group gruup GURUP, TOPLULUK 515 Hungry hangri
259 Grow grow BÜYÜMEK, YETİŞMEK 516 Hunt hant
259 Guard gard KORUMAK,BEKÇİ 517 Hurry hari
260 Guerrilla gırilı GERİLLA 518 Hurt hört
260 Guess ges TAHMİN ETMEK 519 Husband hazbınd
261 Guest gest KONUK 520 Ice ays
261 Guide gayd REHBER, REHBERLİK ETMEK 521 Ice-Cream ays kriim
262 Guilt gilt SUÇ, KABAHAT 522
262 Gum gam 1.YAPIŞKAN 2.DİŞ ETİ 523 Idea aydiı
263 Gun gan SİLAH 524
263 Habit hebit ALIŞKANLIK 525
264 Hail heyl DOLU (yağış),selamlamak 526
264 Hair heyr 1.SAÇ 2.HAYVAN TÜYÜ 527 Idle aydl
265 Half half YARIM 528 If if
265 Hall hol HOL 529 ill il
266 Hammer hemır ÇEKİÇ, ÇEKİÇLEMEK 530 Illegal illigıl
266 Hand hend EL 531
267 Handbag hendbeg EL ÇANTASI (kadınların) 532 Immediate immidiıt
267 533
268 534
268 Handsome hendsım YAKIŞIKLI 535
269 Handwriting hendrayting EL YAZISI 536 Impolite impolayt
269 Hang heng ASMAK 537 Import import
270 Hangar hengır HANGAR 538
270 Happy hepi MUTLU 539
271 Harbour harbır LİMAN 540 Impossible imposıbl
271 Hard hard SERT, ZOR, BELALI, KÖTÜ 541
272 Hardly hardli neredeyse hiç ,ZORLA 542
272 Harm harm ZARAR,KÖTÜLÜK,ZARAR VERMEK 543
273 544
273 Harvest harvıst HASAT 545 In in
274 546 In Order To in ordır to
274 Hat het ŞAPKA 547
275 Hate heyt NEFRET 548 Include inkluud
275 549
276 Hawk hovk 1.ATMACA ,ŞAHİN 550 Incorrect ınkırekt
276 551 Increase inkriiz
277 Head hed BAŞ, KAFA 552 Incredible inkredıbl
277 Headache hedeyk BAŞ AĞRISI 553
278 Health helth SAĞLIK 554 Independent ındıpendınt
278 Healthy helthi SAĞLIKLI 555
279 Hear hiir DUYMAK 556
279 Heart hart 1.KALP 2.KUPA (oyun kartlarında) 557 Industry indastri
280 Heat hiit ISI 558
280 Heater hiitır ISITICI 559 Influence ınfluıns
281 Heaven hevın CENNET 560 Inform infoom
281 Heavy hevi AĞIR 561 Informal infoomıl
282 562 Information infımeyşın
282 Height hayt YÜKSEKLİK 563
283 564 Ink ink
283 Hell hel CEHENNEM 565 Inn in
284 Help help YARDIM, YARDIM ETMEK 566
284 567
285 Here hiır BURASI, BURADA, BURAYA 568 Insect insekt
285 Hero hiro KAHRAMAN 569 Inside insayd
286 Hesitate heziteyt DURAKSAMAK, TEREDDÜT ETMEK 570 Insist insist
286 Hiccup hikap HIÇKIRIK 571
287 Hide hayd SAKLANMAK, SAKLAMAK 572
287 High hay YÜKSEK 573 Install instol
288 574 Instance instıns
288 575 Instead Of insted ov
289 Hill hil TEPE, YOKUŞ 576
289 Hire hayır KİRALAMAK (taşınabilir nesneleri,araba,TV, v.b ) 577 Instruction instrakşn
290 History histri TARİH 578 Instrument instrumınt
290 Hit hit DARBE, ÇARPMAK, POPÜLER (hit) 579 Intelligent intelicınt
291 580
291 Hobby hobi HOBİ 581
292 Hold hold TUTMAK, KAVRAMAK 582 Interest interest
292 Hole hol DELİK 583 Interesting intresting
293 Holiday holidey TATİL GÜNÜ 584 Intermediate intımidiıt
293 Hollow halou BOŞ (bir cismin arkası boş olması davul,duvar v.b) 585 International intıneyşınıl
294 Home hom EV, YUVA 586
294 587 Interrupt intırapt
295 Honest anıst DÜRÜST 588 Interval ıntıvl
295 Honey hani BAL 589 Interview intıvüu
296 Honeymoon hanimuun BALAYI 590 Into intu
296 Honour anır ONUR 591 Introduce intrıdyus
297 Hop hap SIÇRAMAK, ZIPLAMAK ,SEKMEK 592 Invalid invelid
297 Hope houp UMUT 593 Invent invent
298 Hopeless houplıs UMUTSUZ 594
298 Horizon hırayzın UFUK 595 Investigate ınvestıgeyt
299 Horn horn 1.BOYNUZ 2.KORNA 596 Invite ınvayt
299 Horrible haribl KORKUNÇ 597 Iron ayrın
300 Horse hors AT 598
300 Hospital haspitl HASTANE 599 Island aylınd
301 Host houst EV SAHİBİ (konukları olan) 600
301 It it O (cansız ve üçüncü tekil şahıs zamiri) 601 Likely laykli
302 Jail jeyl HAPİS 602
302 Jam cem 1.REÇEL 2.SIKIŞIKLIK (tfaffic jam ) 603
303 January cenueri OCAK ( ayı ) 604
303 Jaw cov 1.ÇENE KEMİĞİ 2.ÇENE ÇALMAK,KONUŞMAK 605 Liquid likuit
304 Jazz cez CAZ 606 List list
304 Jealous celıs KISKANÇ 607 Listen lisın
305 Jet cet JET, FIŞKIRMAK 608 Little litıl
305 Jewel cuıl MÜCEVHER 609 Live laıv
306 Job cab İŞ 610 Live liv
306 Join coin KATILMAK 611 Lives layvz
307 612 Living living
307 Joke couk ŞAKA 613 Load loud
308 614 Local lokıl
308 Journal cöönl GAZETE,DERGİ 615 Lock lok
309 Journalist cönılist GAZETECİ 616 Long long
309 Journey cööni YOLCULUK 617 Look luuk
310 618 Loose luuz
310 Judge cac 1.HAKİM 2.YARGILAMAK 619 Lose luuz
311 Judgement cacmınt YARGI 620 Loss los
311 Juice cuis SU (meyve suyu v.s.) 621 Lot lot
312 July culy TEMMUZ 622 Loud laud
312 Jump camp SIÇRAMAK, ATLAMAK 623 Love lav
313 June cuun HAZİRAN 624 Lovely lavli
313 Jury cüri JÜRİ 625 Low lov
314 Just cast 1.YALNIZ 2.HEMEN ŞİMDİ 626 Lower lovır
314 Justice castis ADALET 627 Luck lak
315 Keep kiip KORUMAK, TUTMAK, DEVAM ETMEK 628 Lucky laki
315 Key kii ANAHTAR 629 Luggage lagıc
316 Kick kik TEKME, TEKMELEMEK 630 Lunch lanç
316 Kid kid 1.ÇOCUK 2.DALGA GEÇMEK 3.GENÇ KEÇİ 631 Lung lang
317 Kill kil ÖLDÜRMEK 632 Luxury lakşıri
317 Kind kaynd 1. İYİ, DOST, SEVGİLİ 2.ÇEŞİT, TÜR 633 Machine mışiin
318 King king KRAL 634 Machine-Gun mışiin gan
318 Kingdom kingdım KRALLIK 635 Mad med
319 Kiss kis ÖPÜCÜK, ÖPMEK 636 Madam medım
319 Kitchen kiçın MUTFAK 637 Magic mecik
320 Knee nii DİZ, DİZ ÇÖKMEK 638 Mail meyl
320 Knife nayf BIÇAK 639 Main meyn
321 Knock nok VURMAK (kapıya vurmak) 640 Make meyk
321 641 Make-Up meyk ap
322 Know nou BİLMEK 642 Male meyl
322 Knowledge navlıc BİLGİ 643 Man men
323 Labour leybır İŞGÜCÜ 644 Manage menıc
323 Lack lek EKSİKLİK 645 Management menıcmınt
324 Ladder ledır MERDİVEN 646 Manager menıcır
324 Lady leydi HANIMEFENDİ 647 Manner menır
325 Lake leyk GÖL 648 Many meni
325 649 Map mep
326 650 March març
326 Lamp lemp LAMBA 651 Mark mark
327 Land lend KARA,ARAZİ 652 Market maakıt
327 Land lend İNİŞ YAPMAK, KONMAK (uçak v.s.) 653 Marry meri
328 Landlady lendleydi EVSAHİBİ BAYAN, EVİNİ KİRAYA VEREN 654 Marvelous marvılıs
328 Language lengwıc DİL ( yabancı dil v.b ) 655 Mask mesk
329 Large larc GENİŞ 656 Mass mes
329 Last lest SON, SONUNDA, GEÇMİŞ 657 Master mestır
330 Last lest DEVAM ETMEK, SÜRMEK, YETERLİ OLMAK 658 Match meç
330 Late leyt 1.GEÇ ,GEÇİKMİŞ 659 Material metıriıl
331 Laugh laf GÜLMEK 660 Matter metır
331 Laundry londri YIKANACAK ÇAMAŞIR, ÇAMAŞIRHANE 661 May mey
332 Lavatory levıtri TUVALET 662 Me mi
332 Law lou YASA, KANUN 663 Meal miıl
333 664
333 Lawyer louyır AVUKAT 665
334 666 Meaning miining
334 Lazy leyzi TEMBEL 667
335 Lead led 1.KURŞUN (metal) 2.KURŞUN KALEM UCU 668 Meantime miintaym
335 Lead liid ÖNDERLİK ETMEK,ÖNDE GİTMEK, YOL GÖSTERMEK 669 Meanwhile miinvayl
336 Leader liidır ÖNDER, LİDER 670 Measure mejır
336 Leadership liidışip ÖNDERLİK 671 Meat miit
337 Leaf liif YAPRAK 672 Mechanic mekanik
337 Lean liin 1.İNCE, YAĞSIZ 2.EĞİLMEK YASLANMAK 673 Medal medıl
338 Learn lörn ÖĞRENMEK 674 Medicine medisin
338 Least liist EN AZ 675 Meet miit
339 Leather ledır DERİ 676 Meeting miiting
339 677 Melody melodi
340 678 Melon melın
340 Leg leg BACAK 679 Melt melt
341 Legacy legisi MİRAS 680 Member membır
341 Legal ligl YASAL 681
342 Lemon lemın LİMON 682
342 683
343 Lens lenz LENS 684 Memorize memırayz
343 Less les DAHA AZ 685 Memory memıri
344 Lesson lesn DERS 686 Men men
344 Let let BIRAKMAK 687 Mend mend
345 Letter letır MEKTUP, HARF 688 Mental mentıl
345 689 Mention menşın
346 Level levl DÜZEY, SEVİYE 690 Merchant mörçınt
346 Liberal libırıl LİBERAL 691
347 692
347 Library laybrıri KİTAPLIK, KÜTÜPHANE 693 Merry meri
348 Licence laysıns LİSANS (ehliyet v.b ) 694 Mess mes
348 Lie laı YALAN, YALAN SÖYLEMEK 695 Message mesıc
349 Lie laı YATMAK 696 Metal metıl
349 Life layf YAŞAM, HAYAT 697 Meter mitır
350 Lift lift 1.ASANSÖR 2.YUKARI KALDIRMAK 698 Method methıd
350 Light layt 1.IŞIK 2.AÇIK (renklerde) 3.HAFİF 699 Metre mitr
351 Like layk 1. HOŞLANMAK 2.GİBİ 700 Mice mays
351 Middle midl ORTA 701 Nuisance nuusıns
352 Midnight midnayt GECE YARISI (24:00) 702 Number nambır
352 Military militıri ASKERİ 703 Nurse nörs
353 Milk milk SÜT 704 Nut nat
353 705 Oak ook
354 706 Obey obey
354 Mind maynd AKIL 707 Object ıbcekt
355 Mind maynd aldırmak,önemsemek 708 Object abcekt
355 Mine mayn 1.BENİM 2.MADEN OCAĞI 3.MAYIN 709 Observation abzıveyşın
356 Minimum minımum ENAZ 710 Observe ıbzörv
356 Minister minıstır 1.BAKAN 2.BÜYÜKELÇİ YARDIMCISI 711 Obtain ıbtein
357 Minority maynorıti AZINLIK 712 Obvious ıbvıyıs
357 713
358 Minute mınıt 1.DAKİKA 2.ÇOK KÜÇÜK 3.ZABIT 714
358 715
359 Mirror mirır AYNA 716 Ocean ouşın
359 Miss mis 1.ÖZLEMEK 2.KAÇIRMAK,KAYIP 717 October oktobır
360 Miss mis BAYAN 718 Of ov
360 Missile misayl FÜZE, FIRLATILAN CİSİM 719 Off of
361 Mission mişn ÖZEL BİR GÖREV İÇİN YOLCULUK,MİSYON 720
361 721
362 722 Offer ofır
362 Mix miks KARIŞTIRMAK, KARIŞMAK 723 Office ofis
363 Model madl MODEL (model araba,manken v.b) 724 Officer ofisır
363 725 Official ofişl
364 Modern madn MODERN, ÇAĞDAŞ 726 Often ofn
364 Modest modıst MÜTEVAZİ, ILIMLI 727 Oil oyl
365 Moment moumınt AN 728 Old old
365 Monday mondey PAZARTESİ 729 On an
366 Money mani PARA 730 Once wans
366 Monkey manki MAYMUN 731 One wan
367 Month manth AY (takvim ayı) 732 Only ounli
367 Moon muun AY 733 Open oupın
368 More mor DAHA FAZLA 734
368 Morning morning SABAH 735
369 Mosque mosk CAMİ 736 Operator opıreytır
369 Most moust EN ÇOK 737
370 Mother madır ANNE 738 Opportunity aporçüniti
370 Motor moutır MOTOR 739 Opposite apızit
371 Mountain mauntın DAĞ 740 Optimist aptimist
371 Mouse maus FARE 741 Or or
372 Mouth mauth AĞIZ 742 Orange orınc
372 Move muuv HAREKET ETMEK, 743 Order oordır
373 Movement muuvmınt HAREKET 744 Ordinary oodnri
373 Much maç ÇOK (miktarca) 745 Organ orgın
374 Mud mad ÇAMUR 746
374 Murder mördır CİNAYET 747 Origin oricin
375 Music müuzik MÜZİK 748 Other adır
375 Must mast ZORUNLULUK 749 Otherwise adırwayz
376 My may BENİM 750 Ought oot
376 Mystery mıstri GİZEM,SIR 751 Our aar
377 Nail neyl 1.TIRNAK 2.ÇİVİ 752 Out aut
377 Name neym İSİM 753 Out-Of-Date aut ov deyt
378 Narrow nerou DAR 754
378 Nation neyşın ULUS 755 Output autput
379 National neyşınl ULUSAL 756 Outside autsayd
379 Native neytiv YERLİ (her native language) 757
380 758 Over ouvır
380 759 Overcome ouvıkam
381 Near niır YAKIN 760
381 761 Own on
382 762 Owner ounır
382 Neck nek BOYUN, yaka 763
383 Need niid GEREKSİNİM, İHTİYAÇ 764
383 Needle niidl İĞNE, ŞİŞ 765
384 Neglect nıglekt İHMAL ETMEK 766 Page peyc
384 Neighbour neybır KOMŞU 767 Pain peyn
385 Neither niidır HİÇBİRİ 768
385 Neither...Nor... naydır..nor.. NE O..NE ÖBÜRÜ 769 Paint peynt
386 Nephew nevüuu YEĞEN (erkek) 770 Painter peyntır
386 Nervous nörvıs SİNİRLİ 771 Pair peır
387 Nest nest YUVA, KUŞ YUVASI 772 Palace pelıs
387 773 Pale peyl
388 Never never HİÇBİR ZAMAN ,ASLA 774
388 775 Panic penik
389 New nuu YENİ 776 Paper peypır
389 News nüuz HABER 777 Paradise perıdays
390 Newspaper nüuspeypır GAZETE 778 Paragraph perıgraf
390 Next nekst EN YAKIN, BİR SONRAKİ, ERTESİ 779
391 Nice nays HOŞ 780
391 Niece niis YEĞEN (kız) 781 Parent perınt
392 Night nayt GECE 782 Park park
392 783 Parliament parlımınt
393 No no HAYIR 784
393 Noble noubl SOYLU 785 Part part
394 Nobody noubadi HİÇ KİMSE 786 Part-Time part taym
394 Noise noiz GÜRÜLTÜ 787
395 None nan HİÇBİRİSİ 788 Partner partnır
395 Noon nuun ÖĞLE ZAMANI 789 Party paati
396 Normal normıl NORMAL 790 Pass pes
396 North north KUZEY 791 Passage pesıc
397 Nose nouz BURUN 792 Passenger pesıncır
397 Not nat DEĞİL 793 Passport pasport
398 Note not 1. NOT 2.KAĞIT PARA 3. NOTA 794 Password paswörd
398 Nothing nathing HİÇBİR ŞEY 795 Past pest
399 Notice noutis DUYURU, DİKKATİNİ ÇEKMEK 796
399 November novembır KASIM 797
400 Now nau ŞİMDİ 798 Pay pey
400 Nowadays nauıdeyz BUGÜNLERDE 799 Payment peymınt
401 Nowhere nouweır HİÇ BİRYER 800 Peace piis
401 Pear peır ARMUT 801 Present prizent
402 802 President prezidınt
402 Pen pen TÜKENMEZ KALEM 803 Press pres
403 804 Press pres
403 Pencil pensl KURŞUN KALEM 805 Pressure preşır
404 People piipl HALK 806 Pretend pritend
404 Pepper pepır BİBER 807 Pretty priti
405 Per pör HER 808
405 Perfect pörfekt KUSURSUZ, YETKİN 809 Previous priiviıs
406 Perform pörform 1.yapmak 2.UYGULAMAK 810 Price prays
406 Performance pörformıns PERFORMANS 811
407 Perhaps pörheps BELKİ 812
407 813 Prince prins
408 814
408 Person pörsın KİŞİ 815 Print print
409 Personality pörsınelıti KİŞİLİK 816 Prison prizn
409 Persuade pörsweyd İKNA ETMEK 817
410 Petrol petrıl PETROL 818 Private prayvıt
410 Phone foun TELEFON 819 Prize prayz
411 Photo foutou FOTOĞRAF 820 Probable prabıbl
411 Piano pieno PİYANO 821 Problem prablım
412 822
412 Pickpocket pikpakıt YANKESİCİ 823
413 Picnic piknik PİKNİK 824 Production prodakşn
413 Picture pikçır RESİM 825 Profession profeşn
414 Pie pay PASTA, BÖREK 826
414 Piece piis PARÇA 827 Programme prougrem
415 Pig pig DOMUZ 828 Progress prougres
415 Pigeon picın GÜVERCİN 829 Promise promis
416 830
416 Pill pil HAP 831 Proof pruuf
417 Pilot paylıt PİLOT 832 Proper prapır
417 833
418 834
418 835
419 Pink pink PEMBE 836 Protect prıtekt
419 Pipe payp 1.BORU 2.PİPO 3.FLÜT 837 Protest protest
420 Pity piti ACIMAK (What a pity : Ne yazık) 838
420 Place pleys YER, YERLEŞTİRMEK 839
421 840 Provide provayd
421 Plan plen PLAN, PLANLAMAK 841 Pub pab
422 Plane pleyn UÇAK 842 Public pablik
422 Plant plent 1.BİTKİ, BİTKİ EKMEK 2.FABRİKA, TESİS 843 Publish pabliş
423 844 Pull pul
423 Plate pleyt TABAK 845 Pullover pulouvır
424 Play pley 1.OYNAMAK 2.ÇALMAK (bir müzik aletini) 846 Pump pamp
424 Player pleyır OYUNCU, ÇALAN 847
425 848 Punish paniş
425 Please pliiz LÜTFEN 849
426 Pleasure plejır ZEVK,MEMNUNİYET 850 Puppet papıt
426 Plenty plenti ÇOK SAYIDA,BOL 851
427 852 Purchase pörçıs
427 Plug plag FİŞ, BANYO TIKACI 853 Purple pörpıl
428 Plus plas ARTI 854 Purpose pöpıs
428 Pocket pakıt CEP 855 Push puş
429 Poem poım ŞİİR 856 Put put
429 857 Puzzle pazl
430 858 Pyjamas pıcaamız
430 Point point NOKTA, UÇ,HUSUS,SORUN,İŞARET ETMEK,GÖSTERMEK 859 Quality kualıti
431 Poison poizın ZEHİR 860
431 Police pıliis POLİS 861 Quarrel kuarıl
432 862 Quarter kootır
432 Polish poliş PARLATMAK 863 Queen kuiin
433 Polite pılayt KİBAR 864 Question quesçın
433 Political pılitikl POLİTİK 865
434 866 Quick kuik
434 867 Quiet kuayıt
435 Pool puul HAVUZ 868 Quite kuayt
435 Poor puur 1.YOKSUL 2.ZAVALLI 869 Quiz kuiz
436 Population papüleyşn NÜFUS 870 Rabbit rebit
436 Pork pork DOMUZ ETİ 871 Race reys
437 Port port LİMAN 872 Race reys
437 Position pızişn DURUM, KONUM 873 Radiator reydieytır
438 Positive pazitiv OLUMLU,POZİTİF 874 Radio reydio
438 Possess pızes SAHİP OLMAK 875 Rail reyl
439 876 Railway reylwey
439 877 Rain reyn
440 Possible pasıbl OLASI, MÜMKÜN 878
440 Post poust 1.POSTA,POSTALAMAK 879
441 Postpone pospon ERTELEMEK 880
441 Pot pot POT,POTA,KAP,ÇÖMLEK 881
442 Potato poteyto PATATES 882 Rapid repid
442 Pour poor DÖKMEK, AKITMAK 883 Rare reyr
443 Powder paudır TOZ, PUDRA 884
443 Power pauır GÜÇ 885 Rather radır
444 Powerful pauıfl GÜÇLÜ 886 Raw row
444 Practical prektikl PRATİK 887
445 Practice prektis ALIŞTIRMA 888 Reach riiç
445 889 Read riid
446 890 Ready redi
446 Pray prey DUA ETMEK,yalvarmak 891 Realize riılayz
447 892 Really riıli
447 893
448 Prefer prıför YEĞLEMEK, TERCİH ETMEK 894
448 Pregnant pregnınt HAMİLE 895
449 896 Receipt rısiit
449 Preparation prepıreyşn HAZIRLIK 897
450 Prepare prıpeır HAZIRLAMAK 898
450 Presence prezns VARLIK(bir yerde varlığı ) 899
451 Present preznt BURADA, MEVCUT, ŞİMDİKİ, ARMAĞAN 900 Recognize rekıgnayz
451 Recommend rekımend TAVSİYE ETMEK 901
452 Record rekord 1.KAYIT 2.PLAK 3.REKOR 902 Safe seyf
452 Recover rikavır 1.İYİLEŞMEK 2.KURTARMAK 903
453 Red red KIRMIZI, KIZIL 904 Sailor seylır
453 Reduce rıdyus AZALTMAK 905 Sake seyk
454 Reflect riflekt YANSITMAK 906 Salad selıd
454 907 Salary selıri
455 908 Sale seyl
455 Refuse refyuz REDDETMEK 909 Salt solt
456 Regard rigard SAYGI ,1.DİKKAT 2.DÜŞÜNCE 3.BAKMAK 4.İNANMAK 910 Same seym
456 Regret rigret ÜZGÜN OLMAK, PİŞMAN OLMAK 911 Sand send
457 Regular regulır DÜZENLİ, OLAĞAN 912 Sandal sendl
457 Reject ricekt KABUL ETMEMEK,REDDETMEK 913 Sandwich sendwic
458 Relation rıleyşn İLİŞKİ 914 Satisfy setısfay
458 Relationship rıleyşnşip İLİŞKİ 915 Saturday setırdey
459 Relative relıtiv AKRABA 916 Save seyv
459 Relax rileks RAHATLAMAK, GEVŞEMEK 917 Say sey
460 Release rilis SERBEST BIRAKMAK, GEVŞETMEK 918
460 919
461 Relieve rıliiv RAHATLAMAK,HAFİFLETMEK 920 School skuul
461 Religion rılicın DİN 921 Science sayıns
462 Remain rımeyn 1.GERİYE KALMAK 2.YERİNDE DURMAK 922 Scissors sizız
462 Remark rımark BELİRTMEK, AÇIKLAMA 923 Score skoor
463 Remarkable rımarkıbl DİKKATE DEĞER,OLAGAN ÜSTÜ 924
463 Remember rimembır UNUTMAMAK, ANIMSAMAK 925
464 Remind rimaynd HATIRLATMAK,ANIMSATMAK 926 Scream skriim
464 927 Screen skriin
465 Remove rimuuv UZAKLAŞTIRMAK,ORTADAN KALDIRMAK 928 Screw skru
465 Rent rent KİRALAMAK 929 Sea sii
466 Repair ripeır ONARMAK 930 Search sörç
466 Repay rıpey GERİ ÖDEMEK 931 Seashore siişor
467 Repeat rıpiit TEKRARLAMAK 932 Season siizn
467 Replace rıpleys DEGİŞTİRMEK 933 Seat siit
468 Replacement rıpleysmınt YEDEK,DEGİŞTİRME 934 Second sekınd
468 Reply rıplay YANITLAMAK, YANIT 935 Secret sikrıt
469 Report riport RAPOR, RAPOR ETMEK 936 Secretary sekrıtri
469 937 Section sekşn
470 938 See sii
470 Republic rıpablik CUMHURİYET 939 Seed siid
471 Request rikuest RİCA ETMEK, RİCA 940
471 Require rikuayır GEREKSİNMEK,gerektirmek 941 Seem siim
472 Rescue reskuu KURTARMAK 942
472 Reserve rizörv 1.REZERV 2.REZERVASYON YAPTIRMAK 943 Seldom seldım
473 Resign rizayn İSTİFA ETMEK 944 Select sılekt
473 Resist rızist DİRENMEK,KARŞI KOYMAK 945 Selection sılekşn
474 Respect rıspekt SAYGI DUYMAK 946 Selfish selfiş
474 947 Sell sell
475 Responsible rıspansıbl SORUMLU 948 Semi semi
475 Rest rest DİNLENMEK 949 Send send
476 Rest rest GERİYE KALAN 950
476 Restaurant restrant RESTORAN, LOKANTA 951
477 Result rizalt SONUÇ 952
477 Retire ritayır EMEKLİ OLMAK 953
478 Return ritörn GERİ DÖNMEK 954 Sentence sentıns
478 Revenge rivenc ÖÇ ALMAK, İNTİKAM 955
479 Reward riword ÖDÜL 956 September septembır
479 Rib rib KABURGA 957 Serial siiriıl
480 Ribbon ribın KURDELA, ŞERİT 958 Serious siiriıs
480 Rice rays PİRİNÇ 959
481 Rich riç ZENGİN 960
481 Ride raıd ATA,BİSİKLETE BİNMEK 961 Serve sörv
482 Ridiculous ridikulıs GÜLÜNÇ, SAÇMA 962 Service sörvis
482 Right rayt 1.HAK 2.DOĞRU,HAKLI 3.SAĞ TARAF 963 Set set
483 Ring ring YÜZÜK, HALKA 964 Settle setl
483 Ring ring ÇALMAK(zil çalması), TELEFON ETMEK 965 Settlement setlmınt
484 Ripe rayp OLGUN 966 Several sevrıl
484 Rise rayz YÜKSELMEK 967
485 Risk risk RİSK 968
485 Risky riski RİSKLİ 969
486 River rivır NEHİR 970 Shadow şedou
486 Road roud YOL 971 Shadow şedou
487 Roar roor KÜKREME 972 Shake şeyk
487 Roast roust ROSTO, FIRINDA PİŞİRMEK 973 Shame şeym
488 Rob rob 1.SOYGUN YAPMAK 974
488 Rock rak 1.KAYA 2.SALLANMAK 975 Share şeyr
489 Role roul ROL 976 Sharp şarp
489 Roll rol YUVARLANMAK 977 Sheep şiip
490 Roof ruuf ÇATI 978
490 Room ruum ODA 979
491 Root ruut KÖK 980 Shelter şeltır
491 Rope roup HALAT, İP 981 Shine şayn
492 Rose rouz 1.GÜL 2.PEMBE 982 Ship şip
492 Rough raf KABA 983 Shirt şört
493 Round raund YUVARLAK 984
493 Row rou 1.SIRA 2.GÜRÜLTÜ 985 Shoe şuu
494 Row rou KÜREK ÇEKMEK 986 Shoot şuut
494 Royal royıl KRALİYETE AİT,KRALİYET 987 Shop şap
495 Rub rab SÜRMEK, SÜRTMEK, 988 Shopping şaping
495 Rubbish rabiş 1.ÇÖP 2.SAÇMA 989 Shore şoor
496 Rude ruud KABA 990 Short şort
496 Rule ruul 1.YÖNETMEK 2.KURAL 991 Shortly şortli
497 Ruler ruulır 1.KURAL KOYUCU, YÖNETİCİ 2.CETVEL 992 Shot şat
497 993 Shoulder şouldır
498 Run ran 1.KOŞMAK 2.ÇALIŞTIRMAK (fabrika,şirket v.b) 994 Shout şaut
498 Runaway ranıwey 1.KAÇAK 2.KONTROL DIŞI (runaway increase in prices) 995 Show şou
499 Rush raş ÇABUK DAVRANMAK,ACELE 996 Shower şauır
499 Sabotage sebıtaj SABOTAJ 997 Shut şat
500 Sack sek ÇUVAL 998 Shy şay
500 Sack sek KOVMAK, İSTİFAYA ZORLAMAK 999 Sick sik
501 Sad sed ÜZGÜN, MUTSUZ 1000 Side sayd
501 Sigh say İÇ ÇEKMEK 1001 Sport sport
502 Sight sayt GÖRÜŞ,manzara 1002 Spot spat
502 1003 Spot spat
503 Signal signıl SİNYAL VERMEK, SİNYAL 1004 Spread spred
503 1005 Spring spring
504 Silence saylıns 1.SESSİZLİK 2.SUSTURMAK 1006 Spy spay
504 Silent saylınt SESSİZ, SAKİN 1007 Square skueır
505 Silk silk İPEK 1008 Staff staaf
505 1009 Stage steyc
506 Sin sin GÜNAH 1010 Stain steyn
506 Since sins ŞİMDİYE KADAR 1011 Stair steyr
507 Since sins 1.'...DEN BERİ 2.ÇÜNKÜ 1012 Stamp stemp
507 Sing sing ŞARKI SÖYLEMEK 1013
508 Single singl 1.TEK 2.BEKAR 3.TEK KİŞİLİK 1014 Stand stend
508 Sink sink 1.BATMAK 2.EVYE 1015 Standard standırd
509 Sir sör EFENDİ 1016 Star star
509 Sister sistır 1.KIZ KARDEŞ 2.HEMŞİRE 3.RAHİBE 1017
510 Sit sit OTURMAK 1018 Start start
510 Situation siçueyşn DURUM,VAZİYET 1019 State steyt
511 Size sayz BOYUT,BÜYÜKLÜK 1020
511 1021 Station steyşn
512 1022 Stay stey
512 Skeleton skelıtın İSKELET 1023
513 1024 Steal stiil
513 1025
514 Skin skin DERİ 1026
514 Skirt skört ETEK 1027 Step step
515 Sky skay GÖKYÜZÜ 1028 Stick stik
515 1029 Stick stik
516 Slave sleyv KÖLE 1030
516 Sleep sliip UYUMAK, UYKU 1031 Still stil
517 Sleepy sliipi UYKULU, SAKİN 1032
517 Sleeve sliiv ELBİSE KOLU,SLEEVELESS = KOLSUZ (elbise,bluz v.b) 1033 Stock stok
518 Slide slayd SLAYT,SÜRGÜ,KAYMA 1034
518 1035 Stomach stomak
519 1036 Stone stoun
519 Slim slim İNCE, ZAYIF 1037 Stop stap
520 Slim slim ZAYIFLAMAYA ÇALIŞMAK 1038 Store stoor
520 Slip slip YUVARLANMAK, KAYMAK DÜŞMEK 1039 Story stori
521 1040
521 Slow slou YAVAŞ, YAVAŞLAMAK 1041 Straight streyt
522 Small smol KÜÇÜK, UFAK 1042 Strange streync
522 Smash smeş ÇARPIP KIRMAK,PARÇALAMAK 1043
523 Smell smel KOKU, KOKLAMAK 1044
523 Smile smayl GÜLÜMSEMEK 1045 Stream striim
524 Smoke smouk 1.TÜTÜN İÇMEK (sigara vb.) 2.TÜTMEK 3.DUMAN 1046 Street striit
524 Smooth smuuth PÜRÜZSÜZ,DÜZGÜN, YUMUŞAK 1047 Strength strength
525 1048 Stress stres
525 Snake sneyk YILAN 1049 Stretch streç
526 1050 Strict strikt
526 Sniff snif BURNUNU ÇEKMEK 1051
527 1052 String string
527 Snow snou KAR 1053
528 So sou 1.ÖYLEYSE, BU YÜZDEN 2.BU ŞEKİLDE 3.ÇOK 1054
528 Soap soup SABUN 1055
529 Society sısayıti SOSYETE, ÇEVRE, TOPLUM 1056 Strong strong
529 Socket sakıt SOKET, PRİZ 1057 Struggle stragl
530 Sofa soufı KANEPE 1058 Student studınt
530 Soft soft YUMUŞAK 1059 Study stadi
531 Soil soil TOPRAK 1060
531 Soldier soulcır ASKER 1061 Stupid stüupid
532 1062 Subject sabcıkt
532 Solid solid KATI, SERT 1063 Submarine sabmıriin
533 Solve solv ÇÖZÜM BULMAK, ÇÖZMEK 1064
533 Some sam 1.BAZI, BİRKAÇ 2.YAKLAŞIK 1065 Subway sabwey
534 Somebody sambadi BİRİSİ 1066 Succeed sıksiid
534 Someone samwan BİRİ 1067 Success sıkses
535 Sometimes samtaymz BAZEN 1068
535 Somewhere samweır BİR YER 1069 Such saç
536 Son san ERKEK ÇOCUK, OĞUL 1070 Suck sak
536 Song song ŞARKI 1071 Sudden sadn
537 Soon suun YAKINDA (zaman açısından) 1072 Suffer safır
537 Sore soor AĞRI VERİCİ,ACIYAN 1073 Sugar şugır
538 Sorrow sarou ÜZÜNTÜ,KEDER 1074 Suggest sıcest
538 Sorry sori ÜZGÜN 1075
539 Sort sort ÇEŞİT 1076 Suit suut
539 Sort sort SIRALAMAK 1077 Sum sam
540 Soul soul RUH 1078 Summer samır
540 Sound saund 1.SES 2.MANTIKLI 3.TOPLAM 1079 Sun san
541 Sound saund GİBİ GELMEK 1080 Sunday sandey
541 Soup suup ÇORBA 1081
542 Sour sauır EKŞİ 1082 Suntan santen
542 Source soors KAYNAK 1083 Super suupır
543 South sauth GÜNEY 1084
543 1085
544 Space speys 1.UZAY 2.BOŞLUK 3.YER 1086
544 Spade speyd KÜREK 1087
545 Spare speyr EKSTRA, FAZLA, BOŞ, YEDEK 1088 Support sıport
545 Speak spiik KONUŞMAK 1089 Suppose sıpouz
546 Special speşl 1.ÖZEL 2.EN İYİ 1090 Sure şuır
546 Speech spiiç KONUŞMA 1091 Surface sörfıs
547 Speed spiid HIZ, HIZLI GİTMEK 1092 Surname sörneym
547 1093 Surprise sıprayz
548 Spend spend PARA HARCAMAK, HARCAMAK 1094 Surround sıraund
548 Spirit spırit 1.RUH, RUHSAL DURUM 1095 Suspect sıspekt
549 Spite spayt 1.RAĞMEN 2.BİRİSİNE ZARAR VERME İSTEĞİ 1096
549 Splendid splendid MÜHTEŞEM,GÖRKEMLİ 1097 Swear sweır
550 Split split İKİYE BÖLMEK,AYIRMAK 1098 Sweep swiip
550 Spoil spoil 1.BOZMAK 2.ŞIMARTMAK ,YAGMA 1099 Sweet swiit
551 Spoon spuun KAŞIK 1100
551 Swim swim YÜZMEK 1101 Tour tuır
552 Swing swing 1.SALLANMAK 1102 Towards tıwordz
552 Switch swiç AÇMAK, KAPATMAK (düğme) 1103 Towel tauıl
553 Sword sood KILIÇ 1104 Tower tauır
553 Symbol simbl SEMBOL 1105 Town taun
554 System sistım SİSTEM 1106 Toy toy
554 Table teybl 1.MASA 2.TABLO,LİSTE 1107
555 Tail teyl KUYRUK (kedi,uçak v.b) 1108
555 Tailor teylır TERZİ 1109 Trade treyd
556 Take teyk TUTMAK,ALMAK,TAKE OFF=elbise çıkarmak,uçak kalkması 1110 Traffic trefik
556 Talk tolk KONUŞMA, KONUŞMAK 1111 Train treyn
557 Talkative tolkıtiv KONUŞKAN 1112 Training treyning
557 Tall tool UZUN 1113 Transfer trensför
558 Tame teym EVCİL, EVCİLLEŞTİRMEK 1114 Translate trenzleyt
558 Tank tenk 1.TANK (depo) 2.TANK (silah) 1115
559 Tap tep MUSLUK 1116 Travel trevl
559 Tape teyp BANT, SELOTEYP 1117 Tray trey
560 Task task GÖREV 1118 Treasure trejır
560 Taste teyst TATMAK, TAD 1119 Treat triit
561 Tax teks VERGİ 1120
561 Taxi teksi TAKSİ 1121 Tree trii
562 Tea tii ÇAY 1122
562 Teach tiiç ÖĞRETMEK 1123 Tribe trayb
563 Teacher tiiçır ÖĞRETMEN 1124
563 Team tiim TAKIM, GRUP 1125 Trip trip
564 1126
564 Telegram telıgrem TELGRAF 1127 Trouble trabl
565 Telephone telıfoun TELEFON 1128 Trousers trauzız
565 Telescope telıskoup TELESKOP 1129 True truu
566 Television telıvijn TELEVİZYON 1130 Trunk trang
566 Tell tel ANLATMAK, SÖYLEMEK 1131 Trust trast
567 1132 Truth truth
567 Temperature temprıçır SICAKLIK 1133 Try tray
568 Tender tendır HASSAS,YUMUSAK,TEKLİF 1134 Tube tüub
568 Term törm 1.ZAMAN DİLİMİ 2.SÖZCÜKLER 3.SÖMESTR 1135 Tuesday tüuzdey
569 Terrible terıbl KORKUNÇ, BERBAT 1136 Tune tüun
569 Terrific tırifik MÜTHİŞ 1137 Tunnel tanl
570 Terror terır TERÖR 1138 Turkey törki
570 Test test SINAMAK, DENEMEK, TEST 1139 Turn törn
571 Than den ...DEN ...DAN EKİ 1140 Twice tways
571 Thank thenk TEŞEKKÜR ETMEK 1141
572 That det O 1142
572 Theatre thiıtır TİYATRO 1143 Typical tipikıl
573 Their theır ONLARIN 1144 Ugly agli
573 Them them ONLARI 1145 Umbrella ambrela
574 Then then 1.ÖYLEYSE 2.O ZAMANDA 3.ONDAN SONRA,DAHA SONRA 1146
574 There theer 1.ORADA 2.VAR OLMAK (There is DALLAS on TV today.) 1147 Uncle ankl
575 Therefore deırfoor bu nedenle,DOLAYISIYLA 1148
575 These diiz BUNLAR 1149 Under andır
576 They dey ONLAR (çoğul üçüncü kişi zamiri) 1150
576 Thick thik 1.KALIN 2.SIK 1151 Understand andıstend
577 Thief thiif HIRSIZ 1152 Unemployment animploymınt
577 Thin thin İNCE 1153
578 Thing thing ŞEY 1154
578 Think think DÜŞÜNMEK 1155 Unhappy anhepi
579 Thirsty thörsti SUSAMIŞLIK, SUSATAN 1156 Unhealthy anhelthi
579 This dis BU 1157 Uniform yuniform
580 1158 Union yunyın
580 Those douz ONLAR 1159 Unite yunayt
581 Though dou RAGMEN ,KARŞIN 1160 University yunivörsıti
581 Thought thoot DÜŞÜNCE 1161 Unknown announ
582 Thread thred İP, İPİ İĞNEYE TAKMAK 1162 Unless anles
582 Threat thret TEHTİD 1163
583 Threaten thretın TEHTİD ETMEK 1164
583 Throat throut GIRTLAK, YEMEK BORUSU 1165 Unlock anlok
584 1166 Until antil
584 Throw throu FIRLATMAK 1167 Up ap
585 Thunder thandır GÖK GÜRÜLTÜSÜ 1168
585 Thunderstorm thandıstorm FIRTINA 1169 Upper apır
586 Thursday thözdey PERŞEMBE 1170
586 Thus das BÖYLE, BÖYLECE 1171 Upstairs apsteız
587 Ticket tikıt BİLET 1172 Upward apwıd
587 Tidy taydi DÜZENLİ, DERLİ TOPLU 1173
588 Tie tay 1.BAĞ, BAĞLAMAK, BERABERE 2.BOYUNBAĞI KRAVAT 1174
588 Tight tayt SIKI, KOLAY AÇILMAZ 1175 Us as
589 Till til 1.KADAR 2.YAZAR KASA 1176 Use yuus
589 Time taym 1.ZAMAN 2.KERE 3.ZAMANLAMAK 1177 Use yuuz
590 Timetable taymteybıl (zaman) TARİFESİ (gemi,uçak v.b) 1178 Useful yuusfl
590 Tin tin 1.TENEKE 2.KONSERVE 1179 Usual yujl
591 Tip tip 1.BAHŞİŞ, BAHŞİŞ VERMEK 2.ÖNERİ,TAVSİYE 3.UC 1180
591 Tire tayır YORMAK,LASTİK 1181
592 Tired tayırd YORGUN 1182 Valley veli
592 Tissue tişuu DOKU,KAĞIT MENDİL 1183 Valuable velyubl
593 Title taytl 1.BAŞLIK 2.UNVAN 1184 Value velyu
593 To tu ..e KADAR 1185
594 Toast toust TOST YAPMAK 2.KADEH KALDIRMAK 1186
594 Tobacco tıbakou TÜTÜN 1187 Vegetable vectıbl
595 Today tıdey BUGÜN 1188 Vehicle viikıl
595 1189 Very veri
596 Together tıgedır BİRLİKTE 1190 Veto viitou
596 Tomorrow tımarou YARIN 1191 Victim viktım
597 Tongue tang DİL 1192 Victor viktır
597 Tonight tınayt BU GECE 1193
598 Too tuu 1.ÇOK 2....DE ...DA EKİ 1194 View viu
598 Tooth tuuth DİŞ 1195 Villa vilı
599 Top tap EN YÜKSEK, EN İYİ, ÜST, KAPAK 1196 Village vilıc
599 1197
600 1198
600 1199
601 Touch taç DOKUNMAK 1200
601 1201 Wife wayf
602 Visit vizit ZİYARET ETMEK 1202
602 Visitor vizitır ZİYARETÇİ, KONUK 1203 Wild wayd
603 Vocabulary vıkebyulıri KELİME DAĞARCIĞI 1204 Will wil
603 Voice vois SES 1205 Win win
604 Volume volyum HACİM 1206 Wind waynd
604 Vote vout OY VERMEK, OY 1207 Wind wind
605 Voyage voyıc DENİZ YOLCULUĞU 1208 Window windou
605 1209 Wine wayn
606 Wage weyc SAAT ÜCRETİ,ÜCRET 1210 Winter wintır
606 Wait weit BEKLEMEK 1211
607 Waiter weytır GARSON 1212 Wire wayır
607 Wake weyk UYANMAK, UYANDIRMAK 1213 Wireless wayılıs
608 Walk wolk YÜRÜMEK, YÜRÜYÜŞ 1214
608 Wall wool DUVAR 1215 Wish wiş
609 1216 With with
609 Want wont İSTEMEK, İSTEK 1217
610 War wor SAVAŞ 1218 Within widin
610 Warm worm 1.ILIK, ILINDIRMAK 2.SEVECEN 1219 Without widaut
611 Warn worn UYARMAK 1220 Witness witnıs
611 Wash woş 1.YIKAMAK 1221 Wolf wulf
1.ARTIK, GEREKSİNİM DUYULMAYAN 2.BOŞA
612 Waste weyst HARCAMAK,İSRAFET ETMEK 1222 Woman wumın
612 Watch woç 1.İZLEMEK, SEYRETMEK, BAKMAK 2.KOL SAATİ 1223
613 Water wotır SU, SULAMAK 1224 Wonderful wandıfl
613 Waterfall wotırfol ŞELALE 1225 Wood wuud
614 Wave weyv 1.DALGA( deniz,radyo) DALGALANMA 2.EL SALLAMAK 1226 Wool wuul
614 Way wey YOL, ROTA, YÖN,YÖNTEM 1227 Word wööd
615 We wi BİZ 1228 Work wörk
615 Weak wiik ZAYIF,ERKSİZ 1229 Worker wörkır
616 Wealth welth ZENGİNLİK,SERVET 1230 World wörld
616 Weapon wepın SİLAH 1231 Worm wörm
617 Wear weır GİYMEK 1232 Worry wöri
617 Weather wedır HAVA;İKLİM 1233 Worse wörs
618 Wednesday wenzdey ÇARŞAMBA 1234 Worst wörst
618 Week wiik HAFTA 1235
619 Weigh weit AĞARLIK, TARTMAK 1236 Wound wuund
619 Welcome welkam 1.AĞIRLAMAK, HOŞ GELDİN 1237
620 Well wel 1.İYİ 2.KUYU 1238 Wreck rek
620 Well-Known wel noun ÜNLÜ, BİLİNEN 1239 Write rayt
621 West west BATI 1240 Wrong rong
621 Wet wet NEMLİ 1241 X-Ray eks rey
622 What wat NE 1242
622 Whatever watevır HERNEYSE 1243
623 When wen NE ZAMAN 1244 Year yiır
623 Whenever wenevır 1.HERHANGİ BİR ZAMAN 2.NE ZAMAN Kİ ... 1245 Yellow yelou
624 Where weır NEREYE, NEREDE 1246 Yes yes
624 While wayl BU ARADA 1247 Yesterday yestıdey
625 1248 Yet yet
625 Whistle wisl ISLI, ISLIK ÇALMAK, DÜDÜK 1249
626 White wayt BEYAZ, AK, BEYAZ TENLİ 1250 Yoghurt yogıt
626 Who hu KİM 1251
627 Whoever huevır HERKİMSE 1252 Young yang
627 Whole houl TÜM, BÜTÜN WHOLESALES = TOPTAN SATIŞ 1253 Your yoor
628 Whose huuz KİMİN 1254
628 Why way NEDEN, NİÇİN 1255 Zero zirou
629 Wide wayd 1.GENİŞ 2.KENARDAN KENARA 1256
629 Widow wıdou DUL 1257 Zone zon
türkçesi
KARINCA
KARŞI, ZIT, TERS
HERHANGİ
HERHANGİ BİRİ
HERHANGİ BİRİ
HERHANGİ BİR ŞEY
HER NEYSE
HERHANGİ BİR YER
AYRI
MAYMUN
ÖZÜR DİLEMEK
GÖRÜNMEK
ELMA
1.BAŞVURMAK 2.UYGULAMAK
1.RANDEVU 2.ATAMA
TAKTİR ETMEK
ONAYLAMAK
YAKLAŞIK OLARAK
NİSAN
BAŞPİSKOPOS
MİMAR
MİMARİ
ALAN, BÖLGE
TARTIŞMAK
ARİSTOKRAT
KOL, SİLAH
KOLTUK
ZIRH
ORDU
1.AŞAĞI YUKARI 2.ÇEVRESİNDE,ETRAFINDA
DÜZENLEMEK, AYARLAMAK
TUTUKLAMAK
VARIŞ ,geliş
VARMAK
OK
SANAT
1.MAKALE 2.EŞYA
YAPAY
SANATÇI
1.GİBİ 2.OLARAK 3.OLARAK
KÜL
UTANMIŞ,MAHCUP
bir yana
SORMAK, İSTEMEK
UYKUDA
1.EŞEK 2.APTAL,GÖT
YARDIMCI
ORTAK,İLGİLENMEK
ÇEKİCİ
AĞUSTOS
TEYZE, HALA
SONBAHAR
HAZIR, SERBEST, BOŞTA
CADDE
ORTALAMA
KAÇINMAK
UYANIK,UYANMAK
FARKINDA OLMAK, HABERDAR OLMAK
UZAK,UZAKTA
KÖTÜ, BERBAT, ÜZÜCÜ
BALTA
BEBEK
1.ARKA 2.SIRT
1.OMURGA 2.BİR İŞİN TEMELİ
GERİYE DOĞRU
KÖTÜ
1.KÖTÜ,AĞIR
ÇANTA
BAGAJ
PİŞİRMEK
FIRINCI
1.DENGE 2.BAKİYE
BALKON
CANI SIKILMIŞ
DOĞMUŞ
ÖDÜNÇ ALMAK
PATRON
İKİSİ
ŞİŞE
EN ALT, DİP
YAY,egilmek
ÇANAK,KASE
1.KUTU 2.BOKS
ERKEK ÇOCUK
BEYİN
KORKUSUZ, CESUR
EKMEK
KIRMAK
KAHVALTI
KÖPRÜ
KISA, ÖZET
PARLAK
GETİRMEK
AMPUL
DESTE, DEMET
tek katlı tahta ev
HIRSIZ
YANMAK
PATLAMAK
GÖMMEK
OTOBÜS
İŞ
MEŞGUL
FAKAT
KASAP
TEREYAĞ
DÜĞME
SATIN ALMAK
YANINDA, SIRASINDA, TARAFINDAN, ..E KADAR
1.KABLO 2.TELGRAF
KEK
HESAPLAMAK
TAKVİM
1.ÇAĞIRMAK 2.TELEFON ETMEK 3.KISA ZİYARET
SAKİN
KAMERA
SAKLAMAK
KAMP
KAMPÜS
TENEKE KUTU
KANAL
İPTAL ETMEK
KANSER
ADAY
MUM
KANTİN
KAPASİTE
1.BAŞKENT 2.BÜYÜK HARF 3.SERMAYE,
1.KAPTAN 2.YÜZBAŞI
1.ELE GEÇİRMEK 2.HAPSE ATMAK
ARABA
KARAVAN
KART
BAKIM,DİKKAT, ÖZEN
KARİYER,MESLEK
KARNAVAL
MARANGOZ
HALI
TAŞIMAK
1.KUTU,KAP 2.DAVA ,DURUM
NAKİT
KALE
KEDİ
YAKALAMAK
BÜYÜKBAŞ HAYVAN
1.NEDEN 2.NEDEN OLMAK
TAVAN
HÜCRE (hapis,beyin v.b)
KİLER, BODRUM
YÜZYIL
BİRLEŞTİRMEK
İŞGAL ETMEK,FETHETMEK
OLUŞMAK
İÇERMEK,KAPSAMAK
İÇERİK
İÇERİK,İÇİNDEKİLER
SÜREKLİ,DEVAMLI
ELVERİŞLİ, UYGUN
KONUŞMA,GÖRÜŞME,SOHBET
1.AŞÇI 2.YEMEK PİŞİRMEK
1.SERİN 2.SERİNLETMEK, SOĞUTMAK
POLİS
BAKIR
KOPYALAMAK, TAKLİT ETMEK
1. EKİN, MISIR 2.NASIR (tread on someone~s corns)
KÖŞE
1.HATASIZ 2.DÜZELTMEK
MASRAF,MALİYET,
PAHALI
KULUBE,KÖY EVİ
PAMUK
ÖKSÜRMEK
KONSEY
SAYMAK
1.ÜLKE 2.KIRLIK ALAN
1.ÇİFT (karı-koca v.b) 2.BİR KAÇ
CESARET
1.GİDİŞAT 2.KURS,ROTA
1.MAHKEME 2.KORT
KUZEN
KAPLAMAK
İNEK
KORKAK
KIRMAK
KAZA,ÇARPMAK
ÇILGIN
1.KREMA 2.KREM 3.KİRLİ BEYAZ
YARATIK
SUÇ
ELEŞTİRMEK
ÜRÜN (toprak ürünü),KIRPMAK
1.KARŞIDAN KARŞIYA GEÇMEK,ÇAPRAZLAMA GİTMEK 2.HAÇ
KALABALIK
TAÇ
EZME,EZMEK
BAĞIRMAK, AĞLAMAK
KÜP
KÜLTÜR
1.FİNCAN 2.KUPA
İYİLEŞTİRMEK, TEDAVİ, İŞLEM
GEÇERLİ.AKIM 2.CARİ 3.KUR
LANET
PERDE
KIVRIM,EĞRİ
GELENEK,ADET
ALICI, MÜŞTERİ
KESMEK,AZALTMAK
BABA
GÜNLÜK
BARAJ
DANS
TEHLİKE
TEHLİKELİ
1.CESARETLİ OLMAK,CÜRET GÖSTERMEK 2.MEYDAN OKUMAK
1.KARANLIK 2.KOYU 3.SİYAH TENLİ
HIZLA KOSMAK
GÜNÜN TARİHİ
KIZ ÇOCUK
GÜN
ÖLÜ
ANLAŞMA,İŞ,MİKTAR
1.SEVGİLİ, SEVİLEN 2.PAHALI
ÖLÜM
1.KURU 2.KURUMAK
TOZ
1.GÖREV,HİZMET,VERGİ
KENAR
EDİTÖR
EĞİTİM,EGİTMEK
ETKİ
YUMURTA
YA.....YA.....
DİRSEK
YAŞLI (daha yaşlı)
SEÇİM
ELEKTRİK
ZARİF,ŞIK
FİL
DAHA, BAŞKA
ACİL DURUM
İŞCİ,PERSONEL
BOŞ
CESARETLENDİRMEK
SON, BİTİRMEK
DÜŞMAN
ENERJİ
1.NİŞANLAMAK 2.İŞ VERMEK,MESGUL OLMAK
MAKİNE
EĞLENMEK,HOŞLANMAK
YETER
GİRMEK
EĞLENCE
GİRİŞ
ZARF
EŞİT
EŞİTLİK
HATA
KAÇMAK
GEREKLİ,ZORUNLU
1.HATTA 2.ÇİFT,BERABERE,DÜZGÜN
AKŞAM
OLAY
SONUNDA, NİHAYET
HİÇ
HER
KÖTÜ
TAM,KESİN
KESİN OLARAK
AYAK
İÇİN
YASAKLAMAK
ZORLAMAK, ZOR, FORS
TİLKİ
KORKUTMAK
KURBAĞA
(...DEN, ...DAN) EKİ
ÖN
MEYVE
DOLU, TAMAMEN
EĞLENCE
1.KOMİK 2.GARİP
KÜRK
GARAJ
BAHÇE
SARIMSAK
GAZ
BAHÇE KAPISI
1.TOPARLAMAK, TOPLANMAK 2.ANLAMAK
GENERAL,YAYGIN
GENEL
CÖMERT
DAHİ
CENTİLMEN
1.ALMAK 2.ELDE ETMEK 3.ANLAMAK
1.ARMAĞAN 2.YETENEK
ÇİNGENE
KIZ
VERMEK
MEMNUN
memnuniyetle
CAM, BARDAK
ELDİVEN
GİTMEK
KEÇİ
TANRI
ALTIN
ALTINDAN
AKVARYUM BALIĞI
1.İYİ 2.DEVAMLI ( uzun periyot )
İYİ GÖRÜNÜMLÜ, YAKIŞIKLI
KAZ
HÜKÜMET
MEZUN (üniversite mezunu)
ESİR, REHİNE
PASNİYON
1.SICAK 2.ACI ( yemekte )
OTEL
SAAT
EV
EV HANIMI
NASIL
ANCAK
UGULTU ,VIZILDAMAK,
ALÇAK GÖNÜLLÜ ,MÜTEVAZİ
GÜLDÜRÜ, MİZAH
AÇ
AVLAMAK
ACELE ETMEK
YARALAMAK, YARALANMAK
KOCA, ERKEK EŞ
BUZ
DONDURMA
FİKİR,ÖNERİ
ATIL, BOŞ
EĞER
HASTA, HASTALIK
KANUNSUZ
ANINDA, DERHAL
OLANAKSIZ
1.İÇİNDE, İÇERİ, İÇERDE, İÇERİYE 2.POPÜLER
AMACIYLA, MAKSADIYLA
KAPSAMAK
HATALI, YANLIŞ
ARTMAK
İNANILMAZ, BÜYÜLEYİCİ
BAĞIMSIZ
ENDÜSTRİ
ETKİ, ETKİLEMEK
BİLDİRMEK
GAYRI RESMİ
BİLGİ, ENFORMASYON
MÜREKKEP
1.HAN 2.MOTEL
BÖCEK
İÇERİSİ
ISRAR ETMEK
KURMAK,YERLEŞTİRMEK
ÖRNEK
YERİNE
TALİMAT,EGİTİM
ENSTRÜMAN
ZEKİ
ARAŞTIRMA YAPMAK,İNCELEMEK
DAVET ETMEK
1.DEMİR 2.ÜTÜ
ADA
SIVI
LİSTE
DİNLEMEK
KÜÇÜK
CANLI
YAŞAMAK
YAŞAMLAR
YAŞAM ,YASAYAN,CANLI
YÜK, YÜKLEMEK,SİLAH DOLDURMAK
BÖLGESEL, YEREL
KİLİTLEMEK, KİLİT
UZUN
BAKMAK, BAKIŞ.GÖRÜNMEK
GEVSEK,BOL
KAYBETMEK
KAYIP, ZARAR
ÇOK
YÜKSEK SESLİ
SEVGİ;AŞK
SEVİMLİ
ALÇAK, DÜŞÜK
ALT,DÜŞÜRMEK
ŞANS
ŞANSLI
VALİZ
ÖĞLE YEMEĞİ
AKCİĞER
LÜKS
MAKİNE
MAKİNELİ TÜFEK
DELİ
MADAM, BAYAN
BÜYÜ
POSTA
ANA, ESAS
1.YAPMAK 2.ÇEŞİT
1.MAKYAJ 2.UYDURMAK
ERKEK
ADAM
YÖNETMEK, KONTROL ETMEK
YÖNETİM, İDARE
YÖNETİCİ, MENAJER
TAVIR, GÖRGÜ
BİRÇOK
HARİTA
1.MARŞ 2.YÜRÜYÜŞ 3.MART (ayı)
İŞARETLEMEK, İŞARET,İZ
PAZAR, PİYASA
EVLENMEK
HARİKA,OLAGANÜSTÜ
MASKE
KÜTLE, KİTLE, YIGIN
USTA, EFENDİ, SAHİP, HOCA
1.KARŞILAŞTIRMAK ,2.MAÇ 3.KİBRİT,EŞLEŞMEK
MALZEME, MADDE
1.MESELE 2.MADDE,KONU
1.MAYIS 2.MAY BE = BELKİ
BANA, BEN
YEMEK
ANLAM
BU ARADA
BU ARADA, AYNI ANDA
ÖLÇÜ,ÖNLEM
ET
MEKANİK
MADALYA
İLAÇ, TIP
BULUŞMAK, KARŞILAMAK
TOPLANTI, MİTİNG
EZGİ, MELODİ
KAVUN
ERİMEK
ÜYE
EZBERLEMEK
HAFIZA
ADAMLAR
TAMİR ETMEK,ONARMAK
ZİHİNSEL
BAHSETMEK,ANMA
TÜCCAR
MUTLU,NEŞELİ
KARIŞIKLIKLIK,DAĞINIKLIK
MESAJ
METAL
ÖLÇEK
METOT,YÖNTEM
METRE
FARELER
SIKINTI, RAHATSIZLIK
SAYI, NUMARALANDIRMAK
HEMŞİRE, HASTABAKICI
1.KURUYEMİŞ (fındık v.b) 2.KAÇIK KİMSE
MEŞE
SÖZ DİNLEMEK, İTAAT ETMEK
İTİRAZ ETMEK
NESNE, OBJE, AMAÇ
GÖZLEM
GÖZLEM YAPMAK
ELDE ETMEK, SAĞLAMAK
AÇIK, BELLİ
OKYANUS
EKİM (ayı )
İYELİK EKİ, NIN
KAPALI,DEVRE DIŞI,UZAK
TEKLİF ETMEK
OFİS
SUBAY, MEMUR
RESMİ
SIK SIK
YAĞ, PETROL
ESKİ, YAŞLI
ÜZERİNDE
1.BİR KEZ 2.BİR AN ÖNCE
BİR
SADECE, YALNIZCA
AÇIK, AÇMAK
OPERATÖR
FIRSAT
ZIT,TERS
İYİMSER
VEYA
1.PORTAKAL 2.TURUNCU
1.EMİR 2.SİPARİŞ 3.DÜZEN, SIRA
SIRADAN, NORMAL
1.ORG 2.ORGAN 3.ORGANİZASYON, KURULUŞ
KÖKEN, ORİJİN
DİĞER
1.BAŞKA TÜRLÜ 2.YOKSA,AKSİ TAKTİRDE
..MELİ ..MALI EKİ
BİZİM
DIŞARI
MODASI GEÇMİŞ, ESKİ
ÇIKTI
DIŞARI
1.ÜSTÜNDE 2.BİTMEK
ÜSTESİNDEN GELMEK
SAYFA
ACI, AĞRI
BOYAMAK, BOYA
1.RESSAM 2.BOYACI
ÇİFT
SARAY
SOLUK,SOLGUN (renk)
PANİK
1.KAĞIT 2.GAZETE 3.EVRAK, KİMLİK
CENNET
PARAGRAF
ANA BABA
1.PARK 2.PARK ETMEK
PARLAMENTO
1.ORTAK 2.PARTNER
PARTİ
GEÇMEK, GEÇİRMEK
PASAJ,GEÇİŞ
YOLCU
PASAPORT
PAROLA
GEÇMİŞ,GEÇEN
ÖDEMEK
ÖDEME
BARIŞ
SUNMAK,BUGUN,ŞUAN,HEDİYE
BAŞKAN
1.BASKI 2.ÜTÜLEME 3.BASIN
BASKI YAPMAK, BASMAK
BASINÇ, BASKI
YAPAR GİBİ GÖZÜKMEK, TAKLİT YAPMAK, SALLAMAK:)
1.SEVİMLİ 2.OLDUKÇA
ÖNCEKİ
FİYAT,BEDEL
PRENS
ÜRETİM
MESLEK
PROGRAM
İLERLEME,GELİŞME
SÖZ VERMEK
KANIT
UYGUN, DOĞRU
KORUMAK
PROTESTO
CEZALANDIRMAK
KUKLA
SATIN ALMAK
MOR
AMAÇ,GAYE
İTMEK
KOYMAK
BULMACA, PROBLEM
PİJAMA
NİTELİK, KALİTE
KAVGA
ÇEYREK
KRALİÇE
SORU, SORMAK
ÇABUK
SESSİZ, SAKİN
OLDUKÇA,TAMAMEN
KÜÇÜK TEST
TAVŞAN
IRK,YARIŞ,KOŞU
YARIŞMAK
RADYATÖR
RADYO
RAY
TREN YOLU
YAĞMUR
ÇABUK, HIZLI
NADİR
OLDUKÇA
1.HAM 2.ÇİĞ
ERİŞMEK
OKUMAK
HAZIR
FARK ETMEK (idrak etmek )
GERÇEKTEN
MAKBUZ,FİŞ
TANIMAK
DENİZCİ
HATIR, UĞRUNA
SALATA
MAAŞ
SATIŞ
TUZ
AYNI, FARKSIZ
KUM
SANDALET
SANDVİÇ
TATMİN ETMEK
CUMARTESİ
1.KORUMAK 2.TASARRUF ETMEK
DEMEK, SÖYLEMEK
OKUL
BİLİM
MAKAS
SKOR
ÇIĞLIK
1.EKRAN 2.PERDE, PERDELEMEK
VİDALAMAK, VİDA
DENİZ
ARAŞTIRMAK
DENİZ KIYISI
MEVSİM, SEZON
KOLTUK,SANYALYE
1.SANİYE 2.İKİNCİ
GİZ, SIR
SEKRETER
KISIM, BÖLÜM
1.GÖRMEK 2.FARK ETMEK 3.ANLAMAK
1.TOHUM 2.ÇEKİRDEK
GÖRÜNMEK
EYLÜL
SERİ (T.V ,radyo,hikaye v.b )
CİDDİ
HARANLIK, GÖLGE
İZLEMEK (gizlice)
SARSMAK
UTANÇ
PAYLAŞTIRMAK, PAYLAŞMAK, PAY
1.KESKİN 2.TAM TAMINA 3.ZEKİ
KOYUN, KOYUNLAR
SIĞINAK
PARLAMAK, PARLATMAK
GEMİ, GEMİYLE YOLLAMAK
GÖMLEK
AYAKKABI
ÇEKİM,FİLM ÇEKME,VURMAK
DÜKKAN, ALIŞVERİŞ YAPMAK
ALIŞVERİŞ
KIYI
1.KISA 2.ANİDEN
KISACA,YAKINDA
ATIŞ
OMUZ
BAĞIRMAK
GÖSTERMEK, GÖSTERİ
1.DUŞ, DUŞ ALMAK 2.SAĞANAK YAĞMUR
KAPATMAK (kapı,pencere v.b ) SHUT UP=SUS
UTANGAÇ
HASTA
1.KENAR,YAN,TARAF SIDEEFFECT=YAN ETKİ 2.TARAF TUTMAK
SPOR
1.KÜÇÜK YUVARLAK İŞARET 2.BEN (ciltteki) 3.LEKE
1.LEKELEMEK 2.TANIMAK,AYIRMAK
YAYILMAK, YAYMAK
1.İLKBAHAR 2.YAY 3.ÜSTÜNE ATLAMAK 4.PINAR
CASUS
KARE,metrakare
ELEMAN, MEMUR
1.EVRE SAFRA 2.SAHNE
LEKE,BOYA,BOYAMA
MERDİVEN
PUL, DAMGA, DAMGALAMAK
1.AYAKTA DURMAK,BULUNMAK 2.STAND IN=DUBLÖRLÜK YAPMAK
STANDART
YILDIZ
BAŞLAMAK, BAŞLANGIÇ
1.DEVLET 2.DURUM
İSTASYON
KALMAK
ÇALMAK
MİDE
1.TAŞ 2.MEYVE ÇEKİRDEĞİ 3.(6.3)Kg.
STOP, DURMAK, NOKTA, DURAK
DÜKKAN, DEPOLAMAK
ÖYKÜ ,HİKAYE
IRMAK
CADDE
GÜÇ, KUVVET
BASTIRMAK(üzerine basa basa konuşmak), STRES,VURGULAMAK
1.GERİNMEK,GERMEK ,ESNEME,UZATMA
KATI (katı kuralları olan),SIKI,SERT
İP,TEL
GÜÇLÜ
MÜCADELE ETMEK 2.ÇABALAMAK
ÖĞRENCİ
ÇALIŞMAK, OKUMAK, İNCELEMEK
APTAL
1.KONU 2.ÖZNE
DENİZALTI
bronzlaşmak
SÜPER
TUR
DOĞRU (ona doğru, akşama doğru)çok yakın sonlarında
HAVLU
KULE
KASABA
OYUNCAK
1.TİCARET 2.İŞ
TRAFİK
1.EĞİTMEK 2.STAJ YAPMAK 3.TREN
EĞİTİM,ÖĞRETİM
TRANSFER
ÇEVİRİ , TERCÜME
YOLCULUK YAPMAK
TEPSİ
HAZİNE
1.DAVRANMAK,MUAMELE ETMEK 2.TEDAVİ ETMEK 3.İKRAM
AĞAÇ
KABİLE
SORUN,SIKINTI,ARIZA
PANTOLON
DOĞRU, GERÇEK
1.AĞAÇ GÖVDESİ 2.BAGAJ
GÜVENMEK
GERÇEK
DENEMEK, DENEME
TÜP
SALI
1.AKORD ETMEK, AYARLAMAK, 2.EZGİ
TÜNEL
1.HİNDİ 2 TÜRKİYE
DÖNMEK, DÖNÜŞ 2.It's your turn=Sıra sende,ÇEVİRMEK
İKİ KEZ
TİPİK
ÇİRKİN
ŞEMSİYE
DAYI, AMCA
ALTTA, ALTA
ANLAMAK
İŞSİZLİK
MUTSUZ
SAĞLIKSIZ
1.ÜNİFORMA 2.TEK TİP
1.SENDİKA 2.BİRLEŞME
BİRLEŞMEK,
ÜNİVERSİTE
BİLİNMEYEN
OLMADIKÇA
KİLİDİ AÇMAK
KADAR (belli bir zamana kadar)
1.YUKARI 2.DİKİNE 3.TÜMÜYLE
ÜST
BİZE
1.KULLANIM 2.FONKSİYON
KULLANMAK
KULLANIŞLI
OLAĞAN,ALIŞILMIŞ
VADİ
DEĞERLİ
DEĞER
SEBZE
TAŞIT ARACI ( kamyon,TIR,araba v.b )
ÇOK, TAM
VETO, VETO ETMEK
KURBAN, KAZAZEDE
GALİP
GÖRÜNÜM, MANZARA
VİLLA
KÖY
KARI (eş)
VAHŞİ
1.İRADE 2.İSTEK 3. VASİYET 4.GELECEK ZAMAN EKİ
KAZANMAK
SARMAK, KURMAK (saat v.b )
RÜZGAR
PENCERE
ŞARAP
KIŞ
1.TEL 2.TELGRAF
TELSİZ,KABLOSUZ
İSTEK, İSTEMEK
İLE
İÇİNDE
SAHİP OLMAYARAK, YANINDA OLMADAN
TANIK, TANIKLIK ETMEK
KURT
KADIN
HARİKA
ODUN
YÜN
SÖZCÜK, KELİME
ÇALIŞMAK, İŞ
İŞÇİ
DÜNYA
SOLUCAN
ENDİŞELENMEK
DAHA KÖTÜ
EN KÖTÜ
YARALAMAK, YARA
ENKAZ,KAZA,HURDA,MAHVETMEK
YAZMAK
YANLIŞ
RÖNTGEN IŞINI, X IŞINI
YIL
SARI
EVET
DÜN
HALA, ŞİMDİYE KADAR, HENÜZ
YOĞURT
GENÇ
SENİN, SİZİN
SIFIR
BÖLGE
Idioms
sıra kelime türkçesi sıra kelime
1 a bean counter (aşağılayıcı anlamda) muhasebeci 248 huff and puff
2 a bee in one's bonnet bir konuya kafasını takmak 249 I could eat a horse
3 a big-head ukala, bilmiş 250 if push comes to shove
4 a bit under the weather kendini kötü hissetmek 251 in a black mood
a center of interest ilgi merkezi 252 in a constant state of flux
5 a chunk of change büyük/çok para 253 in a pinch
6 a cog in the machine çarkın dişlisi, sistemin işlemesini sağlayan küçük bir parça 254 in any event
7 a cold fish soguk,arkadaşça olmayan 255 in dribs and drabs
8 a face as long as a fiddle çok üzgün görünen 256 in fine fettle
9 a good turn bir iyilik: arkadaşça davranış 257 in for a penny in for a pound
10 a heart of gold altın gibi kalbi olmak 258 in full swing
11 a heavy hitter ağır top 259 in high dudgeon
12 a red-letter day önemli/özel gün 260 in high spirits
13 a shot across the bow uyarı ateşi,uyarı 261 in one fell swoop
14 a skeleton in the cupboard aile sırrı ,kirli çamaşır 262 in one's heart of hearts
15 a whole nother thing tamamen başka bir şey,tümüyle apayrı bir şey 263 in someone's stead
16 abound in\with (bir yerde) bol olmak, çok olmak. 264 in the blink of an eye
17 Airy-Fairy dili hiç pratik olmayan,fantezi 265 in the dead of night
18 align oneself with başkasıyla işbirliği yapmak, işbirliği içine girmek 266 in the heat of the moment
19 all walks of life her kesimden,yetmiş iki milletten insan 267 in the know
20 amount to a hill of beans incir çekirdeğini doldurmayacak önemde,değersiz 268 in the lap of luxury
21 an awkward customer geçimsiz kişi 269 in the nick of time
22 an axe to grind diş bileyen kimse, şikayete sebep olan durum 270 in the thick of something
ucube,standardın dışında türünün tek örneği bir grubun dışında kalan
23 an odd ball acaip kimse 271 iron out the kinks
24 as good as gold çok terbiyeli,çok güvenilir 272 it rings a bell
25 as happy as a clam aşırı/çok mutlu 273 jack up something
26 as happy as the day is long son derece memnun 274 jet-set
27 as hard as nails acımasız,taş yürekli 275 jump out of one's skin
28 ashen-faced beti benzi atmış 276 keep a low profile
244 batten down the hatches zor bir dönem için bir takım önlemler almak, gemiyi fırtınaya hazırlamak 282 keep someone in the loop
33 be a figment of one's imagination hayal mahsulü/ürünü olmak 283 keep something dark
249 be at a standstill durmak, durmuş vaziyette olmak; kesilmek, kesilmiş vaziyette olmak. 284 keep tabs on
34 be at daggers drawn kanlı bıçaklı olmak 285 kick up a fuss
35 be at the end of one's rope sabrın sınırında olmak, çaresiz kalmak 286 know all
36 be baying for blood birisinin cezalandırılmasını/zarar görmesini istemek 287 land of nod
255 be big on something bir şeyin düşkünü olmak 288 lay a finger on
253 be duty bound to do görev icabı/gereği yapmak 289 lay a hand on somebody
37 be hard on someone birine kötü davranmak 290 lay claim to something
38 be hard pressed (bir şeyi yapmakta) zorlanmak 291 lay eyes on
39 be hard put to it akla karayı seçmek 292 lazy and out of work
40 be ı in awe of someone birine çok saygı duymak 293 lazy bones
41 be in on haberi olmak,bilmek, bir şeyin içinde yer almak 294 lead astray
42 be in the wind buhar olup uçmak, kanundan kaçmak 295 leave someone at the altar
251 be in way over one's head boyundan büyük işlere kalkışmak 296 leave someone up in the air
43 be made of money para babası olmak 297 lend a hand
44 be off base yanlış olmak 298 let bygones be bygones
46 be on the pill doğum kontrol hapı kullanmak 300 Let Go
47 be on the warpath burnundan solumak, küplere binmek 301 let in on
be on to someone (birinin) ne numara çevirdiğini anlamak 302 let off the hook
48 be out for blood intikam istemek/aramak 303 let out
49 be out of keeping with (bir şeye) uygun olmamak, garip kaçmak 304 let the cat out of the bag
50 be up and about tekrar eski haline gelmek, (hastalıktan) kalkmak 305 let the dead bury dead
51 be well in with arkadaşlık kurmak, insanlarla iyi ilişkiler kurmak 306 lie fallow
52 bear in mind unutma 307 lie low
53 beat about the bush bin dereden su getirmek, sözü ağzında gevelemek 308 lie through one's teeth
54 bide one's time (bir iş için) uygun zamanı beklemek 309 like a bear with sore head
55 big-shot önemli kimse,kodoman 310 lion's share of something
56 bit off bir tahtası eksik, hafif kaçık 311 live on the edge
black sheep of the family ailenin yüz karası 312 live to a ripe old age
57 blow a gasket öfkelenmek, deliye dönmek 313 live up to all the hype
58 blow off some steam içini döküp rahatlamak 314 look down in the dumps
59 blow your own trumpet (böbür böbür) böbürlenmek 315 look for a needle in a haystack
look high and low (for someone or
60 bone chilling tüyler ürpertici,korkutucu 316 something)
265 bone of contention ihtilaf konusu. anlaşmazlık sebebi 317 lose no time in doing something
61 bottom line uzun lafın kısası,(asıl) önemli olan,sonuç 318 lose-lose situation
62 bowl over ağzı bir karış açık kalmak, vurup devirmek 319 make a clean breast of
63 break it to…. birine kötü bir haber vermek 320 make a fool of
64 bring something upon oneself kendi başına (dert) açmak 321 make a lucky guess
65 broad in the beam fıçı gibi,çok şişman 322 make a name for oneself
66 brood on kara kara düşünmek 323 make a pass at
67 bum rap kötü şöhret 324 make fun of
68 burn bridges köprüleri yakmak 325 make good
69 burn someone at the stake yakarak öldürmek, birisini haşlamak 326 make head or tail of
burn someone in effigy protesto olarak sevilmeyen birinin kuklasını yakmak veya asmak. 327 make heavy weather of
70 bust up mahvetmek, parçalanmak 328 make much of somebody
71 buy one's way in to something bir şeyi para ile elde etmek 329 make no bones about
72 buzz someone in (kapının düğmesine vb basarak) birisini bir yere/ içeri almak 330 make of
73 by all accounts eldeki tüm verilere göre, herkesin dediğine göre 331 make the best of
74 by same token aynı sebeple 332 make way
75 call a spade a spade dobra dobra konuşmak, doğruya doğru eğriye eğri demek 333 man about town
76 call in sick hastalık yüzünden işyerine gelmeyeceğini belirtmek 334 middle of the road
77 call it a night akşam olduğu için bir işe son vermek, paydos etmek 335 mind your own beeswax
78 call over yoklama yapmak 336 murder on something
79 call to mind hatırlamak; hatırlatmak, akla getirmek. 337 music to my ears
80 can't stomach midesi kaldırmamak 338 near by
81 can't stomach someone birini görmeye tahammül edememek 339 neck of the woods
case of something bir şeyin örneği 340 needless to say
82 cast an eye göz gezdirmek 341 new-fangled
83 cast aspersions on iftira atmak,hakkında kötü ve olumsuz konuşmak 342 nip in the bud
84 catch on moda olmak, tutmak. 343 of no avail
85 catch someone off guard birini gafil avlamak, birini hazırlıksız yakalamak 344 Off the books
86 change one's tune ağız değiştirmek 345 off the charts
87 cheer up neşelenmek,neşelendirmek 346 off the mark
88 chew the cud geviş getirmek.derin derin düşünmek. 347 off the peg
247 chime in with ile uyumlu olmak 348 off the track
89 chuck down yere düşmek, kendini yerde bulmak 349 off the wagon
90 class up the joint bir şeyi daha şık/zarif hale getirmek 350 on cloud nine
267 close at the hand çok yakın.yakın 351 on high
91 close shave paçayı zor kurtarma. sinekkaydı tıraş 352 on the edge
92 coast-to-coast atlantik'ten pasifik'e,kıyıdan kıyıya 353 on the lam
cock of the walk bir yerde borusu öten kişi 354 on the off chance
263 cold-shoulder birisine soğuk davranmak 355 on the rack
93 colour up renk katmak,daha ilginç kılmak 356 on the wane
94 come apart at the seams işler bozulmak, kötü duruma düşmek 357 on top form
95 come at a price bir bedeli olmak 358 on top of
96 come clean gerçeği bütün açıklığıyla söylemek, itiraf etmek 359 one in the eye for
97 come in handy işe yaramak. (ileride) faydalı olmak 360 out and about
98 come in useful yararlı olmak,işe yaramak 361 out in the open
99 come straight out of a comic book çizgi romandan fırlamış gibi bir hali olmak 362 out of courtesy
100 come to a halt durmak, durma noktasına gelmek 363 out of sorts
101 come to a head en yüksek noktaya gelmek, doruğa ulaşmak 364 out of the blue
come to a standstill urma noktasına gelmek 365 out of the frying pan and into the fire
102 come to fruition meyvesini vermek,sonuç vermeye başlamak 366 out of the woods
103 come unglued kendini kaybetmek,sinirleri boşanmak 367 out of whack
come within a hair('s breadth) of
104 someone or something çok yaklaşmak,ramak kalmak 368 over the moon
105 consecrate to adamak, varını yoğunu adamak 369 over the top
106 cop out kaypaklık etmek, sözünden dönmek 370 pain the the neck
107 cozy up to someone biriyle sıkı fıkı olmak, samimileşmek 371 pale into insignificance
108 crack a joke espri patlatmak,şaka yapıyor 372 pan down
109 crack open yarılmak, çatlamak 373 pass the hat around
110 crack open a bottle (kutlama amacıyla) bir şişe açmak 374 pay off
(özellikle korktuğundan dolayı) bir işten elini eteğini çekmek, başlanan işi
111 crap out of something on someone bitirmeyerek birini baltalamak/sabote etmek 375 peace of mind
112 credit someone with sevilmeyen birinde olumlu bir niteliğin olduğunu kabul etmek 376 pep talk
113 culminate in ile sonuçlanmak, ile sona ermek, ile son bulmak. sebep olmak 377 pick somebody's brain
114 cut a deal anlaşma yapmak, anlaşma sağlamak 378 pie in the sky
115 cut and run bırakıp kaçmak, sıvışmak 379 pipe dream
116 cut corner işin kolayına kaçmak 380 pit one person against another
117 cut it close ucu ucuna/milimi milimine yapmak/yetişmek 381 place the blame on someone
cut no ice (birini) etkilemeyi başaramamak 382 play it by ear
118 cut someone to ribbons bozguna uğratmak, birini ciddi/ağır biçimde kesmek 383 play it by the book
119 cut to the chase doğrudan sonuca gitmek, sadede gelmek 384 played out
121 devil of a job en zor iş/görev,deveye hendek atlatmaktan daha zor 386 plead with someone for something
122 do a dump on someone birini acımasızca/kıyasıya eleştirmek/yermek 387 pluck up courage
123 do the rounds (sırayla) uğramak/ziyaret etmek 388 pod person
don't look a gift horse in the mouth bedava gelen şeyde kusur aranmaz 389 poke into
250 double down bahsi/yatırımı ikiye katlamak 390 pop over (for a visit)
124 down and out hayatta yenilgiye uğramış, bezgin, bitkin. 391 pour scorn on
125 down in the mouth karamsari,cesareti kırılmış 392 pros and cons
126 draw a bead on someone nişan almak, tüm ilgisini birine yöneltmek 393 pull a face
127 drink a toast to someone (birinin) sıhhatine veya şerefine içmek. 394 pull out all the stops
128 drop dead tahtalıköyü boylamak, aniden ölmek 395 pull the plug
129 drop the ball çuvallamak,başarısız olmak 396 pull the rug out from under someone
130 drum something into beynine işlemek 397 pull the wool over somebody's eyes
131 engage in ile uğraşmak, ile meşgul olmak 398 put a lid on something
132 exempt from yükümlülüğünü kaldırmak 399 put an end to
133 explain away mantıklı açıklamalarla kuşkuları dağıtmak, örtbas etmek 400 put one's neck on the block
134 face it out yüz yüze gelmek, karşı karşıya gelmek 401 put someone on a pedestal
135 face the music bir problemle karşı karşıya olduğunu kabullenmek,bedel ödemek 402 put someone on the stand
136 fall foul of ile çatışmak. 403 put the kibosh on (something)
fall prey to someone tuzağına düşmek 404 put two and two together
137 feel all in çok yorgun olmak 405 put up money
138 feel like a million dollars mükemmel hissetmek 406 Quick off the mark
139 fell as if my head was going round başı dönmek 407 quick on the uptake
140 fend for oneself başının çaresine bakabilmek, kendini geçindirmek 408 quite a ways
142 fender bender hafif trafik kazası 410 rain cats and dogs
fever pitch heyecan kasırgası 411 rain check
143 fiddle with someone biriyle uğraşmak 412 ray of hope
144 fight something down üstesinden gelmek, bertaraf etmek 413 reach to fruition
145 fire off something (jet hızıyla) yollamak 414 resemble somebody in looks
146 fire upon someone birine ateş etmek/açmak 415 ride roughshod over
147 fit as a fiddle keyifli,neşeli,sapasaglam 416 right off the bat
148 flare up alevlenmek, kızgınlıktan patlamak 417 right out of the box
261 flash through one's mind birden aklından geçmek 418 rise up against someone
149 flip side madalyonun öbür yüzü, diğer taraf (kaset, demir para) 419 room with someone
150 flip someone for something bir şey için yazı tura atmak 420 rough patch
151 foot the bill parasını vermek, hesabı ödemek. 421 round off to something
152 for what it's worth ne olursa olsun, ne pahasına olursa olsun 422 round the bend
153 fray at the edges başarısız olmaya başlamak, eski günlerini aratmak 423 run it by (me) again
154 freak out çıldırmak, balatayı yakmak 424 run of the mill
155 frighten the life out of somebody birisini çok korkutmak,ödünü patlatmak 425 run on something
156 from all walks of life toplumun her kesiminden,her kesimden 426 run roughshod over someone
157 from head to toe tepeden tırnağa kadar, baştan aşağı 427 run the risk of
158 from the get-go en başından beri 428 safe and sound
159 full well çok iyi,çok harika 429 sage advice
160 fuss about şikayet edip durmak, çırpınmak 430 say something out loud
161 get a bead on someone birisine nişan almak 431 scare out of his wits
162 get a crush on someone birine gönül bağlamak 432 scare someone stiff
163 get a handle on something (soruna) çözüm bulmak, bir şeye hakim olmak 433 scare stiff
164 get a line on bir konuda bilgi almak, hatta kalmak 434 scare the bejesus out of (someone)
165 get back at somebody birine bir şeyi ödetmek, birinden bir şeyin öcünü almak. 435 set eyes on
166 get carried away kendinden geçmek, heyecanlanmak, kendini kaptırmak 436 set fire to
169 get into bed with birisiyle yatağa girmek, -ile cinsel ilişkide bulunmak 439 shack up with
170 get off easy hafif bir cezayla veya cezasız olarak kurtulmak; ucuz kurtulmak. 440 shake in our shoes
171 get off on the wrong foot kötü bir başlangıç yapmak (ilişkide vb) 441 shook up
(bir sanık) hiçbir ceza yemeden serbest bırakılmak, kılına bile
172 get off scot-free dokunulmamak 442 short end of the stick
173 get on everyone's nerves çok öfkelendirmek (herkezi) 443 sit bolt upright
174 get on the bandwagon başkalarının yaptığı bir eyleme katılmak. çoğunluğun görüşüne uymak 444 sit in judgment on/over
175 get on top of someone (sorun) içinden çıkılmaz bir hal almak, yükü altında ezilmek/kalmak 445 sit still for something
176 get one's leg over bacaklarını ayırmak, seks yapmak 446 Slow off the mark
177 get one's life back on track hayatını yeniden rayına oturtmak 447 slow on the uptake
smack-dab in the middle of
178 get the jump on erken davranmak 448 somehere
snatch someone out of the jaws
179 get the nerve up (to do something) (bir şeyi yapmak için) kendinde yeterli cesareti bulmak 449 of death
180 get the word out haberi/mesajı yaymak/ulaştırmak 450 spill the beans
181 get wind of something bir şeyin duyumunu almak,haberini almak 451 stand in awe of
182 get/be in over one's head boyundan büyük işlere kalkışmak 452 steer clear of someone
184 gird one's loins (zor bir işe) iyice hazırlanmak, (zor bir iş için) paçaları/kolları sıvamak. 454 stick in one's craw
269 give an account of oneself (biri ) hakkında hesap vermek 455 stick one's neck out
185 give someone the runaround birini başından savmak, başından atmak 456 strike out on one's own
260 give vent to one's feelings hislerini/duygularını açığa vurmak/serbest bırakmak 457 sweep under the carpet
186 gladden one's heart yüreğini ferahlatmak, yüreğine su serpmek 458 swelter
187 gloat over zevkle seyretmek (birinin başarısızlığını) 459 switch gears
188 gloves are off bundan sonra iş ciddi, kılıçlar çekildi 460 take a flyer
268 glut oneself with tıka basa yemek 461 take a hint
189 go amiss işin içinde bir terslik olmak 462 take a toll
190 go ape çok sinirlenmek,çıldırmak 463 take a whack at something
205 go with it (kendini veya bir şeyi) olayların akışına bırakmak, akıntıya uyum sağlamak 479 the very thing
206 go wrong yanılmak, yanlış yapmak. 480 the whole shebang
there is more than one way to skin a
207 graced with something bir şey ile süslenmiş/ bezenmiş/dekore edilmiş 481 cat
208 grasp at a straw denize düşen yılana sarılır, kendini kurtarmak için her şeyi yapmak 482 there is something to be said for
209 grey area bir konunun belirsiz bölümü 483 throw a temper tantrum
210 grind to a halt durma noktasına gelmek,durmak 484 throw in towel
211 grunt work zor ve sıkıcı iş, angarya 485 throw under the bus
212 gun somebody down birini vurmak 486 tick off
213 gush over someone çok beğenmek, övgüler yağdırmak 487 to cut a long story short
214 gut reaction içimden bir ses 488 to say the least
215 hair's breadth kıl payı 489 toe the line - toe the mark
216 hale and hearty turp gibi, sapasağlam. 490 toot one's own horn
217 half smile gönülsüz gülüş/tebessüm 491 top of the class
218 hang up on telefonu birinin yüzüne kapatmak 492 tough it out
219 happen along rastlantı olarak görüşmek, şans eseri karşılaşmak 493 train of thought
220 have a fling kurtlarını dökmek. 494 trigger-happy
221 have a go denemek, (bir şeye ya da bir şey yapmaya) teşebbüs etmek 495 triumph over
222 have a long rap sheet sabıkası kabarık olmak 496 triumph over someone
türkçesi
burnundan solumak, öfleyip pöflemek
kurt gibi açım
iş o noktaya gelirse
kötü ruh hali
sürekli değişen, değişmekte
gerektiğinde, sıkışınca
ne olursa olsun, her halükarda
azar azar
keyfi yerinde.
kaybedecek bir şey yok, battı balık yan gider
en yoğun döneminde, tam faaliyet halinde
hiddetli.siniri tepesinde
sevinçli,neşeli
bir hamlede.bir çırpıda
kalbinin derinliklerinde.tüm kalbiyle
birinin namına, birinin yerine
göz açıp kapayana kadar
gecenin köründe.gecenin ortasında
sıcağı sıcağına, düşünmeden
sorunları/problemleri gidermek
tanıdık gibi geliyor
yavaş yavaş artırmak/yükseltmek
jet sosyete
aklı başından gitmek,korkuyla yerinden sıçramak
dikkat çekmemeye çalışmak
hüküm vermek
gıkı çıkmamak, kımıldamadan oturmak
kalın kafalı
kalın kafalı, algılama sorunlu