You are on page 1of 32

DEVRE : V ÎÇTÎMA : S

T. B. M. M.
ZABIT CERİDESİ

CİLD : 26

Yetmişinci İnıkad
1-VI-1938 Çarşamba

Mündericat
Sayıfa Sayrfa
1 — Sabık zabıt hulâsası 2 2 — Urfa mebusu General Ahmed- Yazgan ve
2 — Havale edilen evrak 2 Kırşehir mebusu Ali Riza Esenin, Ankara Yük­
3 — Riyaset Divanının Heyeti Umumiyeye sek Ziraat enstitüsü kanununa bir madde ek­
maruzatı 3 lenmesi hakkında kanun teklifi ve Bütçe encü­
1 — İzmir vilâyeti dahilindeki turistik yol­ meni mazbatası (2/63) 4
ların inşası, kaplıcalarla pilâjlarda asrî tesisat 3 — Posta, telgraf ve telefon idaresi teşkilât
vücude getirilmesi hakkındaki kanun lâyihası­ ve vazifelerine dair olan 2822 sayılı kanuna ek
nın geri verilmesine dair Başvekâlet tezkeresi 3 kanun lâyihası ve Nafıa ve Bütçe encümenleri
4 — Müzakere edilen maddeler 3 mazbataları (1/1028) 4:5
1 — Manisa mebusu merhum Sabri Toprağm, 4 — Türk - Yunan dostluk, bitaraflık, uzlaş­
yabancı memleketlerden gelecek Türk olmayan ma ve hakem muahedenamesi ile samimî anlaş­
yabancı göçmenler hakkında kanun teklifi ve ma misakına munzam muahedenamenin tasdiki
Hariciye, Sıhhat ve içtimaî muavenet ve Dahi­ hakkında kanun lâyihası ve Hariciye ve Millî
liye encümenleri mazbataları (2/52) 3:4 Müdafaa encümenleri mazbataları (1/1039) 5:10,11:13
1 — SABIK ZABIT HULASASI
Barut ve ntevaddı infilâkiye, fişek ve av mühim­ Posta, telgraf ve telefon,
matı ve av saçması inhisarlarının 1934 malî yılı Orman umum müdürlüğü
hesabı katğisine, Ve Havayolları Devlet işletme idaresi 1938 malî
Dahiliye vekâleti merkez teşkilât ve vazifeleri hak­ yılı bütçelerile,
kındaki kanunun bazı hükümlerini değiştiren kanun­ Askerî zat işlerine teallûk eden davalarının ted-
da değişiklik yapılmasına, kik ve muhakeme usulüne,
. îlk tedrisât müfettişlerinin muvazenei umumiyeye Askerî muhakeme usulü kanununun 41 nci madde­
alınmasına, sinin değiştirilmesine,
Adliye teşkilât kadrosuna, 57 918 000 lira fevkalâde tahsisat verilmesine,
Dahiliye vekâleti vilâyetler kadrosunda bazı de­ inhisarlar idaresinin mütedavil sermayesine,
ğişiklik yapılmasına, Maarif vekâleti merkez teşkilât ve vazifeleri hak­
1937 malî yılı muvazenei umumiyesine dahil bazı kındaki kanuna bağlı çizelgenin değiştirilmesine dair
daire bütçelerinde değişiklik yapılmasma müteallik lâyihalaı da kabul edildikten sonra çarşamba günü
kanun lâyihaları ile, toplanılmak üzere inikada nihayet verildi.
Bir kişinin ölüm cezasına çarptırılmasına dair Başkan vekili Kâtib Kâtib
mazbata kabul edildi. İsparta Niğde
Vakıflar, R. Canıtez K. Ünal C. Oral

2 — HAVALE EDİLEN EVRAK


Lâyihalar I nununun 2 nci ve 9 ncu maddelerinin değiştirilmesi
1 — Askerî memurlar hakkındaki kanuna bir I hakkında kanun lâyihası (1/1073) (Millî Müdafaa
madde ile bir muvakkat madde eklenmesine dair ka­ encümenine)
nun lâyihası (1/1071) (Millî Müdafaa encümenine) 11 — Yangmbas (İtfaiye) kanun lâyihası (1/1070)
2 — 1455 numaralı kanunun bazı maddelerile bu (Dahiliye, Maliye, Adliye ve Bütçe encümenlerine)
kanunun ikinci maddesini tadil eden 1637 sayılı ka­ 12 — Ziraat vekâleti vazife ve teşkilâtı hakkın­
nunun birinci maddesini muaddil 2016 numaralı kanu­ daki 3203 sayılı kanuna ek kanun lâyihası (1/1078)
nun ikinci maddesinin değiştirilmesi hakkında kanun (Ziraat ve Bütçe encümenlerine),
lâyihası (1/1072) (Millî Müdafaa encümenine) Mazbatalar
3 — Devlet demiryolları ve limanlan işletme ida­ 13 — Ankara şehri otomatik telefon kanununun
resi hesablarmda kayidli 1929 yılı sonuna kadar olan 7 nci maddesini değiştiren 1366 sayılı kanuna ek
muamelâttan doğan bir kısım borçların ne suretle kanun lâyihası ve Nafıa ve Bütçe encümenleri maz­
m terkin edileceğine dair kanun lâyihası (1/1074) (Na­ bataları (1/946) (Ruznameye)
fıa ve Bütçe encümenlerine) 14 — Askerî memurlar hakkındaki 1455 sayılı
4 — Devlet tarafından kurulacak demir ve çelik kanunun 5 nci maddesile zeylinin değiştirilmesine
fabrikalarının haiz olacakları muafiyetler hakkında ve bu kanuna iki muvakkat madde eklenmesine dair
kanun lâyihası (1/1076) (Iktısad, Maliye ve Bütçe olan 3128 sayılı kanunun 2 nci maddesinin tadili hak­
encümenlerine) kında kanun lâyihası ve Millî Müdafaa encümeni
5 — Gümrük tarifesi kanununa bağlı tarifenin mazbatası (1/1047) (Ruznameye)
216 numarasında değişiklik yapılmasına dair kanun 15 — Devlet Havayolları umum müdürlüğü teş­
lâyihası (1/1067) (Iktısad, Gümrük ve inhisarlar, kilâtı hakkında kanun lâyihası ve Nafıa ve Bütçe
(Maliye ve Bütçe encümenlerine) encümenleri mazbataları (1/1024) (Ruznameye)
6 — İzmir telefon tesisatının tesellüm ve işletme 16 — Emekli binbaşı Şükrü Aytuğun cezasının
muamelelerine dair kanun lâyihası (1/1068) (Nafıa affine dair Adliye encümeni mazbatası (5/66) (Ruz­
ve Bütçe encümenlerine) nameye)
7 — izmir vilâyeti Turistik yollarmm inşası hak­ 17 — Kültür bakanlığına bağlı okulları mütedavil
kında kanun lâyihası (1/1076) (Dahiliye, Nafıa, sermayesi hakkında kanun lâyihası ve Maarif, Maliye
Iktısad, Maliye, ve Bütçe encümenlerine) ve Bütçe encümenleri mazbataları (1/983) (Ruzna­
8 — Orman umum müdürlüğü teşkilâtı hakkın­ meye)
daki 3204 sayılı kanuna ek kanun lâyihası (1/1077) 18 — Ordunun Nenelü köyünden Hüsnüoğlu Meh-
(Ziraat ve Bütçe encümenlerine) med Karahavzanın ölüm cezasına çarptırılması hak­
9 — Ordu zabitan heyetine mahsus terfi kanunu­ kında Başvekâlet tezkeresi ve Adliye encümeni maz­
nun 14 ncü maddesile bu kanunun 1494 numaralı ka­ batası (3/501) (Ruznameye)
nunla tadil edilen 10 ncu maddelerinin değiştirilme­ 19 — Resmî dairelerde elektrik tenviratının tah­
sine dair olaıı 2162 sayılı kanunun 1 nci maddesinin didine dair kanun lâyihası ve Bütçe encümeni mazba­
tadili hakkında kanun lâyihası (1/1069) (Millî Mü­ tası (1/745) (Ruznameye)
dafaa encümenine) 20 — Türkiye Cumhuriyeti ile Afganistan Hü­
10 — Ordu zabitan heyetine mahsus terfi ka- kümeti arasmda münakid muhadenet ve teşriki me-

—2—
t : 10 İ-6-İÖ3Ö C:l
Saî muahedenamesinin temdidi hakkındaki protokolün [ ve hakem muahedenamesi ile samimî anlaşma mı-
tasdikma dair kanun lâyihası ve Hariciye encümeni sakma munzam muahedenamenin tasdiki hakkında
mazbatası (1/982) (Ruznameye) kanun lâyihası ve Hariciye ve Millî Müdafaa encü-
21 — Türk - Yunan dostluk, bitaraflık, uzlaşma menleri mazbataları (1/1039) (Ruznameye).

BÎRÎNCI GELSE
Açılma saati : 15
BAŞKAN — T. Fikret Süay
KÂTİBLER : Ziya Gevher Etili (Çanakkale) , Kemal Ünal (İsparta) .

BAŞKAN — Meclis açılmıştır.


3 — RİYASET DÎVANININ HEYETİ UMTJJMÎYEYE MARUZATI
I — İzmir vilâyeti dahilindeki turistik yol­ nmda vardır.
ların inşası, kaplıcalarla pilâjlarda asrı tesisat BAŞKAN — Evrakı varideye yeni gelmiştir.
vücude getirilmesi hakkındaki kanun lâyihasının ve encümenlerde müzakeresi henüz ikmal edil­
geri verilmesine dair Başvekâlet tezkeresi memiştir.
DAHİLÎYE V. ŞÜKRÜ KAYA (Muğla) —
Büyük Millet Meclisi Yüksek Reisliğine Vaktin darlığına binaen muhtelif encümenlere
I I - V"- 1937 tarih ve 6/1606 saydı tezkere havale edilmiş olan lâyihanın bir muhtelit encü­
ile Yüksek makamlarına sunulmuş olan « İzmir men teşkilde orada müzakere edilmesini arkada­
vilâyeti dahilindeki turistik yolların inşası, kap­ şım ve ben rica ediyoruz. Böylece lâyihanm in­
lıcalarda plajlarda asrî tesisat vücude getirilme­ tacı vaktinde yapümış olacaktır.
si» hakkındaki kanun lâyihasmm, bu hususta yeni BAŞKAN — İzmir vdâyeti turistik yolları
bir lâyiha tanzim ve takdim edilmiş olmasma hakkındaki yeni gelen lâyiha Dahiliye, Nafıa,
binaen geri gönderilmesine yüksek müsaadeleri­ tktısad, Maliye ve Bütçe encümenlerine havale
ni dilerim. edilmişti. Hükümet muhtelit bir encümende bu
Başvekil lâyihanm müstacelen müzakeresini teklif edi­
0. Bayar yor. (Muvafık sesleri). Bu teklifi kabul eden­
ler ... Etmeyenler ... Kabul edilmiştir. Bu en­
BAŞKAN — Lâyiha iade edilecektir. cümenlerden üçer zat seçilmesi münasib mi?
NAFIA V. ALİ ÇETİNKAYA (Afyon Kara- (Münasib sesleri). Biraz evvel zikrettiğim en­
hisar) — İzmirin tutristik yolları hakkmda olan cümenlerden üçer zat seçilerek teşkil olunacak
kanun lâyihasının yeni şeklinin müstacelen mü­ muhtelit encümende işbu lâyihanm müzakeresi
zakeresini rica ediyoruz. Evrakı varide meya- yapılacaktır.

4 — MÜZAKERE EDİLEN MADDELER


1 —• Manisa mebusu merhum Sabri Toprağın, Halbuki bu mazbata bu izahatı ihtiva etmi­
yabancı memleketlerden gelecek Türk olmayan yor. Yani hangi kanunun hükümleri bu maksa­
yabancı göçmenler hakkında kanun teklifi ve Ha­ dı temin etmektedir? bunu söylerlerse memnun
riciye, Sıhhat ve içtimaî n%uavenet ve Dahiliye olurum. •
encümenleri mazbataları (2/52) [1] DAHİLİYE En. M. M. ŞÜKRÜ YAŞIN
(Çanakkale) — İskân kanunu bu bapta Hükü­
(Hariciye encümeni mazbatası okundu). mete kâfi derecede salâhiyetler vermektedir.
HAKKI TARIK US (Giresun) — Encümen­ Onun için ayrıca bir kanun tedvinine lüzum gö­
den bir sual soracağım. rülmemiştir.
Mazbatada, şimdiye kadar mevcud olan ba­
zı kanunların hükümleri bu maksadı temin et­ HAKKI TARIK US (Giresun) — Hangi ka­
tiği cihetle,bu lâyihanın reddedildiği yazılıdır. nunun hangi maddesi?
DAHİLİYE En. M. M. ŞÜKRÜ YAŞIN (Ça­
[1] 206 sayılı basmayazı zaptın sonundadır. nakkale) — İskân kanununun.
î : 70 1-6-1938 ö :1
HAKKI TARÎK US (Giresun) — Ne diyor? Maddelere geçilmesini kabul edenler ... Et­
DAHİLÎYE En. M. M> ŞÜKRÜ YAŞIN (De­ meyenler ... Kabul edilmiştir.
vamla) — Bilmiyorum, okumak lazımdır.
BESİM ATALAY (Kütahya) — Ben de ay-' Posta, telgraf ve telefon teşkilât kanununa ek
ni şeyi soracaktım. kanun
BAŞKAN — Mazbata hakkında başka mü-
talea var mı? Mazbatayı reye arzediyorum. Ka­ MADDE 1 — Posta, telgraf ve telefon ida­
bul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir. resi teşkilât ve vazifelerine aid 2822 sayılı ka­
nunun 25 inci maddesine bağlı (1) numaralı cet­
2' — üt fa mebusu General Alime d Yazgan velin telefon işleri ve vilâyetler kısımlarına bu
ve Kırşehir mebusu Ali Rıza Esenin, Ankara kanuna bağlı cetvelde derece ve aded ve maaş­
Yüksek Ziraat enstitüsü kanununa bir madde ları gösterilen memuriyetler ilâve edilmiştir
eklenmesi hakkında kanun teklifi ve Bütçe encü­
meni mazbatası (2/63) [1] CETVEL
BAŞKAN — Heyeti umumiyesi hakkmda D. Memuriyetin nevi Aded Maaş
mutalea var mı?
Maddelere geçilmesini reye arzediyorum. Telefon işleri
Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edil­ 10 Birinci sınıf şef 35
miştir. 11 İkinci » » 30
12 Birinci smıf memur 25
Ankara Yüksek Ziraat enstitüsü kanununa 14 İkinci » » 20
muvakkat bir madde eklenmesine dair kanun 15 Kâtib 17,5
MADDE 1 — 10 haziran 1933 tarih ve 2291 18
sayılı Ankara Yüksek Ziraat enstitüsü kanu­ Vilâyetler
nuna aşağıdaki muvakkat madde eklenmiştir: İzmir telefon müdürlüğü
MUVAKKAT MADDE — Ankara Yüksek 5 Müdür 80
Ziraat enstitüsünün teşkilinden evvel Ziraat, 7 İşletme âmiri 55
Baytar, ve Orman yüksek mekteblerinde mü­ 7 Santrallar âmiri 55
derrislik yapmış olub da enstitünün teşkilinden 7 Şebeke » 55
sonra bu enstitüye doçentlikle girmiş ve bilâ­ 7 Muhasebeci 55
hare büyük muvaffakiyetlerinden dolayı vak­ 10 Ayniyat muhasibi 30
tinden evvel profesörlüğe terfi ettirilmiş olanla­ 12 Memur 25
ra terfi tarihlerinden itibaren profesörlük ma- 14 » 20
aaşı verilir. BAŞKAN — Madde ve cetvel hakkmda mu­
BAŞKAN — Madde hakkında mutalea var talea var mı?
mı? Cetvelle birlikte maddeyi reye arzediyorum.
Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edil­ Kabul edenler ... Etmeyenler ... Kabul edilmiştir.
miştir.
MADDE 2 — Umumî müdürlüğe bağlı ola­
MADDE 2 — Bu kanun neşri tarihinden mu­ rak vazife yapacak olan İzmir telefon müdür­
teberdir. lüğü, kanunun (17) nci maddesinde mevzubahs
BAŞKAN — Kabul edenler... Etmiyenler.. vilâyet müdürlükleri sıfat ve salâhiyetini haiz­
Kabul edilmiştir. dir.
MADDE 3 — Bu kanun hükümlerini icraya BAŞKAN — Kabul edenler ... Etmeyenler ...
Maliye ve Ziraat vekilleri memurdur. Kabul edilmiştir.
BAŞKAN — Kabul edenler... Etmiyenler.. MUVAKKAT MADDE — Bu kanuna bağlı
Kabul edilmiştir. cetvelin İzmir telefonu kısmındaki memuriyet­
Lâyihanın birinci müzakeresi bitmiştir. lerde 1938 malî yılı zarfmda İcra Vekilleri He­
yeti kararile ücretli Türk veya ecnebi istihdam
o — Posta, telgraf ve telefon idaresi teşkilât edilebilir.
ve vazifeleHne dnir olan 2822 sayılı kanuna ek BÜTÇE E. M. M. RAİF KARADENİZ
kanun lâyihası ve Nafm ve Bütçe encümenleri (Trabzon) — Üçüncü satırda « İcra Vekille­
mazbataları (1/1028) [2] ri Heyeti karan ile ücretli ...» tabiri vardır.
BAŞKAN — Heyeti umumiyesi hakkmda Yerine « .... İcra Vekilleri Heyetince tesbit edi­
mutalea var mı? lecek ücretlerle ...» denilecektir.
BAŞKAN — Maddeyi tashih veçhile reye
[1] 207 sayılı basmayazı zabtın sonundadır, arzediyorum. Kabul edenler ... Etmeyenler ...
^ Î2J 209 sayılı basmayazı zabtın sonundadır. Kabul edilmiştir.
î : 70 1-6-1938 ö :1
MADDE 3 — Bu kanun 31 mayıs 1938 tari­ hükmünü Türkiye - Yunanistan müşterek hu-
hinden muteberdir. dudlarmm iki Devletin kefaleti altmda ihlâli
BAŞKAN — Kabul edenler ... Etmeyenler ... kabil olmadığının tesbiti teşkil eder.
Kabul edilmiştir. Diğer komşumuz Bulgaristan ile de aramızda
ebedî bir dostluk muahedesile bir bitaraflık
MADDE 4 — Bu kanunun hükümlerini yeri­ tahkim ve uzlaşma muahedesi mevcud olduğu ci­
ne getirmeğe Nafıa vekili memurdur. hetle kendisine Yunanistan ile yapıldığını ar-
BAŞKAN — Kabul edenler ... Etmeyenler ... zettiğim samimî anlaşma muahedesinden, daha
Kabul edilmiştir. imzadan evvel, malûmat verilmişti. Bu hususta
Lâyihanın birinci müzakeresi bitmiştir. Bulgaristan ile aramızda fikir teatisinden sonra
4 — Türk - Yunan dostluk, bitaraflık, uz­ aramızdaki bitaraflık muahedesinin temdidi ile
laşma ve hakem muahedenamesi ile samimî an­ iktifa edildi. Ayni sene zarfında Balkan mütte­
laşma misakına munzam muahedenamenin tas­ fikimiz Yugoslavya ile 1925 de başlayan ve o
diki hakkında kanun lâyihası ve Hariciye ve devrenin yekdiğerini takib eden hâdiseleri için­
Millî Müdafaa encümenleri mazbataları de muvakkat bir fasıla geçiren samimî temas
(1/1039) [1] iki tarafın çok uygun olan menfaatlerile ve iki
milletin birbirine karşı besledikleri saygı ve sev­
HARÎÎCYE V. Drl TEVFÎK RÜŞTÜ ARAŞ gi ile tekrarlandı ve samimî bir dostluk muahe­
(İzmir) — Yunanistanla Türkiye arasmda mun­ desine varıldı.
zam muahede olarak Atinada, bu defa Başve­ Ayni suretle diğer Balkan müttefikimiz Ro­
kilimizin refakatında gittiğim sırada, imza olu­ manya ile de o vakit böyle samimî bir dostluk
nan muahedenin müstaceliyetle müzakeresini ve muahedesi yapıldı.
bu günki ruznameye alınmasını rica ediyorum. Artık Balkanlarda hava değişmiş ve asırlar
Muahedenin metni ve kanunun metni arkadaşla­ ve asırlarca devam eden binbir türlü tecrübe­
ra dağıtılmıştır. lerin ve çekilen iztırablarm husule getirdiği
BAŞKAN — Evrakı varidenin 21 nci madde­ bir anlayışla Balkan menfaat birliği ve kardeş­
sindeki Türkiye - Yunan muahedesinin ruzna­ lik duyguları belirmeğe başlamıştır. Yunan
meye alınmasını ve müstacelen müzakeresini milletinin bir teşebbüsü ile ve bütün Balkanla­
Hükümet teklif etmektedir. Teklifi reye arze- rın iştirakile vakit, vakit ve yer, yer toplan :
diyorum: Kabul edenler . . . Etmeyenler . . . Ka­ makta olan hususî Balkan konferansları bu
bul edilmiştir. Ruznameye alınmıştır. Müstace­ yeni doğan temiz ve gürbüz duygulara revaç
len müzakere edilecektir. verdi. İşte bu esnada idi ki kardeş Yuguslav
Heyeti umumiyesi hakkında mütalea var Devletinin büyük Kralı Majeste Alexandre'IIÎ
mı? Şefimiz Atatürkü ziyareti ve bu iki büyük Dev­
HARİCİYE V. Dr. TEVFİK RÜŞTÜ ARAŞ let Reisinin konuşmacı Balkan anlaşmasına yeni
(İzmir) — Muhterem arkadaşlar; yüksek tas­ bir cereyan verdi. Romanya, Balkanlardaki bu
vibinize Hükümetin arzettiği Türk - Yunan mu­ canlı cereyanın ön safında yer tuttu.
ahedesi daha evvelce yapılmış olan ve meri bu­ Bundan sonra Balkan Anlaşmaları genişle­
lunan muahedelerin bir zamimesi ve iki komşu miş ve resmî bir mahiyet almış ve Balkan Dev-
ve kardeş memlekette durmadan şuurla ve istek­ letbîî kançılaryaları arasında maksadla görüş­
le inkişaf eden beraberlik ve birlik temayülle­ meler birdenbire süratlenmiştir. Hepimizin dai­
rinin tescili vo tabii bir neticesidir. ma iyi hatırladığımıza şüphe olmayan 1934 se­
Muhteviyatını herkes biliyor. Çünkü Balkan nesi şubatında Atinada Balkan misakı imza
konseyi Ankarada toplandığı vakit parafe edile­ olundu. O gündenberi dört müttefik Balkan
rek tam metni ilân edilmişti. Devleti Hariciye Nazırları muntazam bir su­
Bunu, Başvekilimizin refakatında -ASinaya rette ve muayyen vakitlerde toplantılar yap­
yaptığımız ziyaret esnasında imzaladığımızı bi­ makta ve daima temas halinde bulunmaktadır­
liyorsunuz. O zaman dahi tam metni yine mat­ lar. Diğer taraftan Balkan milletleri muhte­
buatta intişar etmişti. Bu suretle mükerreren lif sanat şubeleri arasında ve her sahada ar­
neşredilen metni haricinde alenî veya gizli baş­ tarak yapılmakta olan ziyaretlerle ve konuş­
kaca hiç bir merbutu olmayan bu muahede malarla Hükümetlere rehber olmakta devam
uzaktan, yakından hiç bir devleti rencide ve is­ etmekdedir.
tihdaf etmez. Şjmdi müzakeremizin mevzuunu teşkil eden
Yine biliyorsunuz ki, Yunanistan ile aramız­ Türkiye - Yunan muahedesi Balkan yarım ada­
da iki taraflı olarak 1930 tarihli bitaraflık, tah­ sındaki milletler arasmda idamesi arzu edi­
kim ve uzlaşmaya dair bir muahede ile bir de len münasebetlerin timsali ve Balkan müttefik­
1933 de yapılan samimî anlaşma muahedesi var­ leri arasmda yaşıyan çözülmez bağlılığın tabii
dır. Bu samimî anlaşma muahedesinin esaslı inkişafının bir misalidir. (Alkışlar).
Müstaceliyetle kabul ve tasdik buyurulması-
[1] 210 sayılı basmayazı zabtın sonundadır m Yüksek Heyetinizden rica ederim (Alkışlar),
t : ?0 1-6- m o: ı
HAZIM POBOY (Tokad) — Sayın arkadaş­ hangi bir şekilde vaziyet almak için taraflara
lar, Muhterem Başvekilimizin bize son Atina hem hareket imkânı veren ve hem de otomatik
seyahatmdan getirdiği bu güzel hediye hak­ olmayan bu hüküm misakm temel taşmı teşkil
kındaki fikirlerimi - Hariciye encümeni azasın­ etmektedir. Hukuk ve vecibelerin tayininde ka­
dan bulunmak sıfatile - kısaca arzetmek isterim. bul olunan formül hiç bir ihtilâf a meydan ver­
Yunanistanla aramızdaki ihtilâfları tasfiye meyecek surette emniyetbahş ve mesuttur.
ettikten sonra yüksek menfaatler üzerine kuru- Arkadaşlar, üçüncü maddenin ihtiva ettiği
lub pek hayırlı neticeler vermiş olan pürüzsüz hüküm her iki Hükümetin birbirine karşı besle­
bir dostluğun faidelerini tekrara lüzum yok­ diği samimiyete bir delil teşkil etmek itibarile
tur. Bu faideyi isabetli ve nafiz nazarlarile olauğu kadar yeniliği itibarile de calibi dikkat­
daha evvelden görmüş olan Büyük Önderin me­ tir. Jiil ele tutuşmuş ve mukadderatını birbiri­
sai arkadaşlarına ötedenberi verdiği direktifler ne bağlamış olan iki milletten birinin kendi yud-
üzerine tahassül eden Türk - Yunan bağlılığının dunda diğer dost millet emniyetine ve rejimine
bugün de en kuvvetli bir eseri karşısında bulu­ karşı her hangi bir teşekkül veya tecemmu ta­
nuyoruz. / rafından muhtelif suretlerle vuku bulacak teca-
Arkadaşlar, hukuk müntesibleri herhangi bir vüzkâr hareketleri tecviz etmemesinden ve hat­
mesele hakkında tedvin edilmiş olan bir ka­ ta tecviz etmemekle de kalmayarak teorime ka­
nunun tekâmül safhalarını gösteren tadilleri dar gitmesinden daha tabiî ne olabilir?
merdiven basamaklarına benzetirler. Bunların Harbi - pek muayyen haller müstesna olmak
her birinde bir derece daha yükselme, bir derece üzere - millî ve meşru bir müdafaa aleti ve va­
daha yüksekten güzel ve geniş görme vardır. sıtası olmaktan çıkarmış olan Kellog - Briyan
Dost bir devletle uzun ve samimî münasebetleri misakı dünyada mevcud devletlerin hemen hep­
tesbit eden muahedeleri de bu yolda telakki si tarafından imzalandığı halde gene dün­
edebiliriz. yanın her yerinde milletlerin birbirlerine karşı
Cumhuriyet Hükümetinin Yunanistanla ak­ türlü tecavüzkâr propagandalarda bulunmala-
dettiği muahedeler 30 teşrini evvel 1930 tarihli r ıbu günkü Avrupa ve hatta cihan vaziyetinin
dostluk, bitaraflık, uzlaşma ve hakem muahe­ ne kadar müşevveş olduğunu gösterecek bariz
desi, 14 eylül 1933 tarihli samimî anlaşmalar vasıflardan biridir. Ruhlara elem veren bu
(Yani antant kordiyal) misakr, diğer iki komşu manzara karşısında kalplerini sulha ve emniye­
devletle de olduğu gibi kara hududlarımızın te samimiyetle bağlamak isteyenler temenni
Balkanlarda her türlü tecavüzden masuniyeti ederler ki, Devlet birbirlerile anlaştıkça arala­
kefaletini ihtiva eden Balkan misakı ve niha­ rında böyle kaideler koysunlar ve muahedele­
yet bu gün tetkik ve tasvibinize arzolunan bu mu­ rin bu gibi ahkâmından doğan hukuk dahilî
ahededir. Daha ziyade alelade diyebileceğim mü­ kanunları ahkâmile de telif edecek teşebbüsler
tekabil münasebetlerin tesbitine medar olan ve alsınlar. Yunanistan ve Türkiye bu hususta
bir çok Devletlerle akdetmiş bulunduğumuz bütün bir cihan medeniyete rehberlik ediyor­
dostluk, bitaraflık, uzlaşma ve hakem muahe- lar; bu ne kadar sevinecek bir haldir.
desile bunu takib eden samimî dostluk muahe­ Dördüncü madde akidlerin ya kendi ara­
desinden sonra bu gün elimizde bulunan vesi­ larında yahud başka akidlerle kendileri dahil
kanın karşılıklı hukuk ve vecaib itibarile elbet­ oldukları ve olmadıkları halde diğer teahhüdle-
te bunlardan daha yüksek bir manası ve şü­ rin ayrıca meriyetine dair ihtiva eden bir hük­
mulü vardır. mü havidir ki, diğeri de her hangi bir noktai
Birinci madde bize tarafeynden birinin se­ nazar ihtilâfına meydan vermemek için
bebiyet verilmeyen bir taarruza uğradığı hal­ bunun sarahaten zikri muvafık ve lâzımdır.
de mütearrızm harekâtını takyid için diğer Esasen 1933 samimî anlaşma misakı kuvvei mü­
âkidin taraflığmı ne kadar uvvetle müda­ eyyidesini Balkan misakında bulduğu gibi mü­
faa edeceğini ve bu müdafaada ne kadar ileri zakeresini yapmakta olduğumuz bu munzam
gideceğini göstermektedir. Bu alelade bitaraf­ ahidname de Balkan antantı çerçevesi içinde ya­
lıktan fazla bir şeydir, ikinci maddede mühim İM pılmış ve bu antantın ruhunu teyid etmekte bu­
nokta nazarımıza çarpmaktadır. Tarafeynden lunmuştur. Cihan sulhunun en tehlikeli imtihan­
biri bir veya müteaddid Devletler tarafından ları geçirdiği bu günlere Balkan vaziyetinin
hasmane bir harekete uğradığı takdirde diğer kalblerimize verdiği huzur ve emniyeti şüphe­
âkid taraf vaziyete çare bulmak için bütün siz Balkan misakma ve bu misaka samimiyetle
kudretini sarfeyleyecektir ve eğer - ikinci bağlanmış olduklarını her vesile ile gösteren di­
nokta - buna muvaffak olunamaz ise kendi yük­ ğer kıymetli komşularımız Yugoslavya ile Ro-
sek menfaatlarma uygun bir hal sureti bulmak manyaya da medyunuz. Ayni zihniyeti takviye
için muahid olduğu Devletle vaziyet üzerinde eden bu munzam ahidnamenin, bu itibarla kom-
hayrihahane bir surette istişare edecektir. Mu­ şularımızca da kıymeti pek büyüktür?
ahedenin hususiyetini bize en bariz bir surette Muahedenin müddetinden bahis olan madde
gösteren ve yükssek menfaatin emrettiği her beşinci ve sonuncu maddedir. Bu müddetin 10
î : 70 1-6- 1938 C:1
sene kadar uzun olması ve inkızasmdan bir se­ muahede bu vasfı haizdir. 1930 senesinde başla­
ne evvel tarafeynden biri canibinden feshedil­ mış olan dostluk münasebetlerinin gün geç­
mediği halde yine 10 sene devam eylemesi ve ne- tikçe kuvvet bulmasının bir ifadesidir.
cib komşu Devletle şimdiye kadar akdedildiğini Muahedenin kuvvetini yapan ikinci bir âmil
yukarıda arzeylediğim diğer muahedelerin de Hükümetler tarafından alınan kararların o Hü­
ayni müddet içine almması bize her iki tarafm kümetlerin idare ettikleri milletlerin haleti ru-
da bu mesud anlaşmayı kısa bir zaman ile mu- hiyelerine tevafuk etmesidir.
kayyed görmek istemedikleri yolunda zevk ile İki milletin mevcud dostluk ve ittifak bağ­
hâsıl ettiğimiz bir kanaat vermektedir. Bu her ları lehinde muhtelif vesilelerle yaptıkları te­
iki milletin birbirlerine karşı ne kadar kuvvet­ zahürat bu itibarla çok kıymettardır. Dost Yu­
li bir emniyetle bağlandıklarının diğer bir deli­ nanistan Hükümet reisinin memleketimizi ziya­
lidir. reti esnasında bunu görmek frrsatmı bulduğu
Arkadaşlar, bu seri tahlil bize gösteriyor ki gibi sayın Başkanımızın Yunanistan seyahatin­
muahedenin en büyük kuvveti açıklığında ve de de halk tarafından büyük tezahürat yapıl­
samimiyetindedir. Bu metin her türlü ihtimalâ- mıştır. Bütün bu alâmetler her iki Hükümetin
tı derpiş eden derin bir anlaşmanın muhassala- müşterek menfaatlarmı temin maksadile takib
sıdır. Fakat hiç kimseye karşı tehdidi tazanı- ettiği dostluk siyasetinin halk kütlelerinin tavru
mun eden bir şekli ve ruhu yoktur. Ve bunun tasvibine nail olmak suretile inkişaf ettiğini
içindir ki sulhun en hakikî bir vesikasıdır. gösterir.
Muhterem Başvekilimiz Türkiye ile Yunanis-
tanm coğrafî vaziyetleri ve sakinlerinin arzusu Ankadaşlar, bu muahede her iki memleketin
itibarile birbirlerinin tabiî bir imtidadı oldu­ muayyen menfaatlerini alâkadar eden ve şim­
ğunu ifade etmekle Türk - Yunan dostluğunun diye kadar mevcud olan taahhüdlere yeni bazı
ne kadar kuvvetli bir mürevvici olduklarını an­ hükümler ilâve etmiş olmakla beraber her han­
latmışlardır. Bu söz memleketin her tarafında gi bir Devlet hakkında her hangi bir tehdidi
ve bütün kalblerde tatlı bir aksi şada husule tazammun etmemektedir. Haricî siyaset saha­
getirmiştir. Bu tabiî imtidad ancak böyle can­ sında Türkiye Cumhuriyetinin temin ettiği bü­
dan ve samimî bir anlaşmayı müstelzimdir. Baş­ yük eserlerden biri olan Balkan birliğinin icab-
vekilimizin Atinaya birinci gidişlerinde bu dost­ larma de uygundur. Çünkü Balkan birliğine
luğun temelini atmak hususunda nasıl âmil ol­ dahil olan Devletlerin dostluklarını her gün
duklarını biliyoruz. Bu gün de bize yardımcıları biraz daha kuvvetlendirmeleri bu birliğin ga­
kıymetli Hariciye vekilimizle beraber bu anlaş­ yesine temamen uygundur. Diğer bir bakım­
manın daha tatlı bir vesikasını getiriyorlar. Ha­ dan, bu muahede, dış siyasetini hukukundan en
ricin iğfalkâr telkin ve tesirlerinden kendileri­ ufak bir fedakârlık yapmadan sulh lehinde ça­
ni bihakkm kurtarmış olan ve müttefiklerile lışmak suretile ifade etmiş olan Türkiye Hü­
bir kardeş muhabbetile geçinmekte olduğunu kümetinin bu gaye için de şimdiye kadar sarfet-
anlayan ve birbirlerini pek yakmdan tanıyan miş olduğu gayelerin yeni bir nişanesidir. Fil­
necib Türk ve Yunan milletlerinin dostluklarını hakika Balkanların mazideki vaziyeti bir kerro
bu suretle tevsik etmelerindeki hayırlı neticeyi göz önüne getirilsin. Orada muhtelif haricî te­
görmekte bir dakika tereddüd etmiyelim. Cum­ sirlerin alâkadarlar arasında menfaat zıddi­
huriyetin pek kısa bir zaman içinde haricî si­ yetleri ihdas etmek suretile sarfettikleri mesai
yasetimize verdiği istikametle Türklük namma henüz unutulmamıştır. Eugünkü manzara bü­
her tarafta istihsal ettiği şerefin derece­ tün, bütün başkadır. Altmış milyonluk bir in :an
sini hemniz bilirsiniz. Bize bu volu açanları ve kütlesi müşterek menfaatlarmı temin etmek
bu yolda devam edenleri candan tebrik ederim. hususunda müttefik kalmışlar ve menfaatları
ALÎ MUZAFFER KÖKER (Konva) — Sa- her hangi bir tehlikeye maruz kalırsa onu bir­
ym arkadaşlar; bugün yüksek tasvibinize arze- likte müdafaaya söz vermişlerdir. Hakikaten
dilen Yunan Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti bu" çok mesud bir manzara teşkil eder. Bu yeni
arasmda aktedilmiş munzan muahede Türkiye muvaffakiyetinden dolayı Hükümeti tebrik eds-
Cumhuriyeti Hükümetinin Atatürkten ilham rim (Alkışlar).
alarak ve yüksek tasvibinizle senelerdenberi seki- MİLLÎ MÜDAFAA ENCÜMENİ BAŞKANI
netle, vakarla, memleketin hakikî menfaatlerin­ Gl. KÂZIM SEVÜKTEKİN (Diyarbakır) —
den mülhem olmak suretile idare etmekte bu­ Bendeniz de Millî Müdafaa encümeninde bulun-
lunduğu dış siyasetin takdirle anılmağa lâyik maklığım ve itilâfname Encümenimizce müza­
yeni bir vesika teşkil eder. Arkadaşlar bir mu­ kere edilmiş olması hasebile yapılan bu kanun
ahedenin krymeti, hayatiyeti bir takım esas lâyihası münasebetile bazı maruzatta bulun-
şartlarla taayyün eder. Bu esas şartlardan bi­ maklığıma müsaadelerini rica ederim.
risi, bir muahedenin iki memleketin hakikî men­ Senelerce komşuluk etmekte bulunduğumuz
faatlerini mütekabil bir surette temin etmesi­ Yunan hükümeti ile Osmanlı İmparatorluğunun
dir. Bugün yüksek tasvibinize arzedilmiş olan lüzumsuz olduğuna kani olduğum anlaşamamaz-
î : 70 1-6-1938 O:1
lığı, Yüksek huzurunuzda itaat ve derin saygı kadar büyük ehemmiyet atfettiklerini pek bariz
ve büyük sevgi ile eğilerek andığım En Büyü­ bir surette tecelli ettirmişlerdir.
ğümüz Atatürkün Türk Milletinin menfaatini Elen milletinin başmda bulunan durbin ve
mucib olan her işte olduğu gibi büyük isabetle durendiş büyük Devlet adamı Jeneral Metaksas
irşad ve telkinine mazhar olan Türkiye Cum­ hiç şüphe yoktur ki, bu bağlılığın yegâne âmili
huriyet Hükümeti, bu anlaşamamazlığı kökün­ addedilmek lâzımdır.
den bertaraf ederek anın yerine bütün dünya Başta Elen Kiralı Majeste İkinci Jorjun
milletlerine numune olacak surette Elen ile Türk yüksek müzaheretini de iftiharla zikretmek bir
arasmda hududsuz dostluk ve kardeşlik vecibedir.
meydana getirmiştir. Ben, yarım asra karib Sayın Başvekilin Atina seyahati esnasında
bir zamanın en çetin, en meşum, en müşkül se­ duydukları heyecan bu münasebetle vaki olan
nelerinde Yunan milletini tanımış ve bu milletin söylevlerindeki krymet ve ehemmiyeti Büyük
fedakârlık ve vatanperverlik ve cesaretine şa- Millet Meclisinin Yüksek kürsüsünden tezahür
hid olmuş ve anların dürüst hareketlerini ve ettirmek bahtiyarlığını huzurunuzda arzetmek
nezaket ve inceliklerini görmüş ve işitmiş oldu­ isterim.
ğundan her hususta bu dostluğa ve 6 - 7 sene­
dir mevcud itilâfnamelerin kıymet ve ehemmi­ Jeneral Metaksasm hatırımda kaldığına gö­
yetlerini bir araya toplayan bu itilâfnameye bü­ re Başvekilimiz şerefine söylediği nutuk ha­
yük bir ehemmiyet atfetmekteyim. kikaten tedkik edilmeğe değer mahiyettedir.
Bir kaç ay evvel dostlarımız ve müttefikleri­ Bu nutkunda Elen - Türk dostluğunun ha­
miz Balkan paktının çok sayin şahsiyetleri An- raretli olan Türkiyemizin Ulu önderini saygı ile
karaya geldikleri zaman Türklerin samimî selâmlamakta ve bu selâmdan bütün Elen mil­
dostu olan ve Yunanlıların kıymetli Başvekili letinin Türk milletine karşı duyduğu kardeş
ile yapılıp parafe edilen bu itilâfnamenin her sevgi ve birliğini tebarüz ettirmektedir. Men­
iki milletin fedakârlık ve kahramanlık hasletle­ faat ve hissiyattan terekküb etmiş çifte temel
rini birleştiren ve taraflı bir çok menafii ve bir üzerine 1930 senesinden beri başlayan ve gittik­
takım hususiyetleri havi olan güzel bir eser ol­ çe zengin başarılarla bezenerek genişleyen sağ­
duğunu arzeder, sulhun idame ve vikayesine lam bir surette kurulmuş olan Elen - Türk an­
hizmet eden her iki milletin bağlılıklarını tant kordiyalini, müşterek eserimizi, iftiharla
memnuniyetle karşılarım. seyredebileceğimizi; bundan başka,, Yunanistan,
Bu itilâfnameyi imza etmek için Atineye Romanya, Yugoslavya ve Türkiyenin ayni
giden Başvekilimizle Hariciye vekilimiz hakkın­ sulh ve terakki azmile ahenkli, müessir, sıkı ve
da bütün Yunanistanda gidiş ve gelişlerinde bü­ kuvvetli bir blok teşkil ettiklerini; ve yine 1930
yük tezahüratta bulunmalarını ve En Büyüğü­ ve 1933 muahedelerine mesud bir ilâve olarak
müzü hürmetle ve sevgi ile anmalarını Türk mil­ aktedilen bu muahedenin tehdid edici bir hedefi
letine ve onun Büyük Şefinin bu çok güzel ese­ olmadığı gibi hiç kimse aleyhine de aktedilmiş
rine olan itimadın en büyük bir nişanesi telâkki olmadığını; ancak bu muahedenin sulhun muha-
ederim. fazlası hususunda manevî yükseklikten maada
İtilâfın her iki millet hakkmda faydalı ol­ iki memleketin dostluk ve birliklerini her zaman
masını temenni ederken diğer müttefiklerimiz daha ziyade sıklaştırmak arzularının ne kadar
Yugoslavya ve Romen milletlerile de olan dost­ büyük olduğunu; pek veciz bir surette ifade
lukları saygı ile anar, çok mühim addettiğim ve buyurmuşlardır.
sulhun idamesi için çok menfaat umduğum bu Saym Başvekilimizin Jeneral Metksasm bir
itilâfnameden dolayı da Hükümeti Cümhuriye- çok güzel ve samimî sözlerine mukabele eden
mizi tebrik ederim. (Bravo sesleri, alkışlar). daha kuvvetli söylevlerinde kendilerine iş­
MEHflYCED SOMER (Kütahya)— Huzuru ali­ tirakten başka bir şey kalmadığını, her iki
lerine gelen bu mukaveleyi; milletimizle Elen dost memleketi birbirine çeken yakın­
milletinin kahramanlık meydanında birbirleri­ lık ve benzerliklerden doğan ve ismi; muhtevi­
nin yüksek meziyetlerini anlamak suretile doğ­ yatının ruhunu göstermeğe kâfi olan « Antant
muş bulunan eşsiz bir samimiyetin mütemmim kordiyali » Türk - Elen birliğinin bu remzini
eseri olarak tavsif etmek en doğru bir tabir bütün dünyaya; balkan azaları arasında hüküm
olur. süren tam bir tesanüd halisane teşriki mesainin
Saym Başvekil Celâl Bayarm Elen diyarına bir misali olarak iftiharla gösterilebileceğini
seyahati esnasında gerek ajansa ve gerek gaze­ tebarüz ettirmiştir.
tecilere vaki beyanatında kendilerinin bu seya­ Türkiyenin sulhseverliğini bütün dünya
hatten mütevellid memnuiyet ve sevinçlerini anlamış ve takdir etmiştir.
izah buyurarak, dostluk ve karşılıklı sevgi bağ- Balkan antantını şüphe etmemek lâzımdırki,
larile birbirlerine bağlanmış olan iki dost mille­ Türkiyenin sulhseverliği ve Atatürkün durbin
tin selâmlarını götürüb getirdiğini ifade buyur­ siyaseti meydana getirmiştir. Bunda Hariciye
muşlar ve Elen - Türk birliğine, dostluğuna ne vekilimizin de değerli hizmetleri ve hissei ifti-
—8—
î : 70 1-6-1938 O:1
han olduğunu da zikretmek isterim. tisini yoklamak lâzımdır. Muahedelerde asil
Arkadaşlar; Balkan antantı demek, altmış rol oynayan kalemler değil, kalpler ve sevgi­
milyonluk bir kütlenin ayni gaye ve hedef için lerdir. Bu itibarla Türk - Yunan muahedesi üd
birleşmiş olması demektir. milletin birbirine karşı duymuş oldukları bir
sevginin, bir sempatinin mahsulü ve neticesi­
Müttefik ordular, icabı halde Karadenizden dir. Bunun kuvvetini Yunanistanda Türk sev­
Adriyatik denizine kadar sarsılmaz bir cebhe gisini ve sempatisini temsil eden Saym Başba­
tutacaklardır. kanımıza karşı Yunan milletinin göstermiş oldu­
Saym Başvekilimizle Hariciye vekilimize te­ ğu millî tezahürat ve heyecanda görmek müm­
şekkürü borç bilir, âtiyen de kendilerine mu­ kündür.
vaffakiyetler dilerken ittifakm önemli verimle­ Arkadaşlar; iki milletin ve iki memleketin
rini beklediğimi arzeder yaşasın müttefiklerimiz coğrafî, siyasî ve millî menfaatlerini karşılayan
temennisile sözüme nihayet vermeden evvel şu­ ve tamamlayan bu munzam muahedeyi yalnız bir
nu ilâve edeceğim: Demin burada Hariciye ve­ yönden de görmek doğru değildir. Bu muahe­
kilimizin izah ettiği veçhile biz her hangi bir denin Şarkî Akdenizde, Akdenizde, Balkanlar­
anlaşmamızdan, her hangi bir işimizden daima da ve dolayısile bütün dünya politikası ve dün­
Bulgar komşumuzu haberdar etmiş bulunmakla ya barışı üzerinde yaptığı ve yapacağı tesiri de
kendilerine karşı samimiyetle elimizi uzatmış birlikte görmek ve tedMk etmek lâzmdn*. Dün-
bulunuyoruz. Bu yüksek kürsüden Bulgarlara yo politikasının krizli ve zaman zaman endişe
hitab ediyorum ki bu fır«atı kaçırmasmlar, Hü­ verici bir devresinde iki dünyann birleştiği bir
kümetimizin gösterdiği sulhperverlikten bunlar noktada İM komşu Devletin bütün siyasî for­
da istifade etsinler, bu güzel ittifak, tabiî sul­ malitelerin üstünde millî bir inanış ve millî an­
hun muhafazasını temin etmek içindir. Onun layışla birbirine ellerini vermelerinin, anlaşma­
için Hariciye vekilimizin temenniyatma ben­ larının dünyâ politikassmda ve tarihinde büyük
deniz de iştirak eder ve Bulgar komşumuzun rolü ve ehemmiyeti olsa gerektir. îşte biz bu
ehemmiyetle nazarı dikkatini celbederim (Al­ gün bu muahedeyi tasvib ederken Türk - Yunan
kışlar). dostluğu için yeni bir çığır açmış oluyor ve
CAVÎD ORAL (Niğde) — Saym arkadaş­ böylelikle dünya sulhuna müsbet yardımlarda
larım; yakınlarda almanca olarak « Wetterso- bulunmuş oluyoruz. Arkadaşlarım, bu tarihî
nen der Welt politik » isminde bir eser intişar rolü ifa ederken bu gün bütün varlığımızı ve
etti. Dünyanın çeşidli politik cereyanlarından benliğimizi yüksek ve şerefli mevkiimizi, dünya
bahseden bu eserde bize ayrılan kısmın başlığı barısı için lâzrmgelen kuvvetli vaziyetimizi ken­
şudur : (Bosfordaki kuvvetli adam) başlangı­ disine borçlu olduğumuz Türk milletinin Büyük
cında şöyle deniyor : Yıkılan Osmanlı impara­ kurtarıcısı ve Türk dünyasmm Büyük Atası
torluğunun enkazı üzerinde Atatürkün kurmuş önünde en derin bir minnet ve şükran duygula-
olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti gittikçe rile eğilelim ve bu muahedeyi hazırlayan ve im­
büyük bir Devlet statüsünü almaktadır. za eden kıymetli ve kudretli Başvekilimize ve
Evet arkadaşlar, dünya tarihinin eşsiz ve Cumhuriyet Hükümetimize derin saygı ve te­
mümtaz bir şahsiyeti olan büyük Şefimizin yük­ şekkür ve takdirlerimizi sunalım (Alkışlar).
sek idaresindeki Türkiye Cumhuriyeti Devleti, FAZIL AHMED AYKAÇ (Elâzığ) — Saym
millî kudreti ve millî kuvvetile dostluğuna gü­ Heyetinizin her zaman saygı ile gördüğüm bir
venilir ve dostluğu, sempatisi her devlet ve her şiarı vardır. Yurdumuzun emniyeti, saadeti mev-
millet için bir kazanç ve bir kuvvet olan büyük zuubahis olduğu zaman en naçiz ağızdan bile
bir Devlet olmuştur. îşte bunun en canlı bir çıkacak kelimeleri büyük bir sevgi ile karşılar­
delilini de, bu gün yüksek tasvibinize arzedilen sınız. Bugün ben arkadaşmızı huzurunuzda söz
Türk - Yunan muahedesi teşkil eder. Fakat ar­ söylemeğe teşvik eden sebeblerden birincisi
kadaşlarım, bu muahedeyi her hangi bir siyasî budur.
muahede şeklinde kabul etmeğe imkân yoktur. İkincisine gelince, heman takdir buyurursu­
Bu muahede her hangi bir siyasî muahedenin nuz ki, yüksek tasvibinize arzedilen mukavele,
çerçevelerini aşan ve içinde tarihin, hâdiselerin, Anayurdun dış siyaseti ile alâkadar her Türkü
realitelerin, millî menfaatlerin gösterdiği ve öğ­ sevinçle coşturup söz söylemeğe sevk edecek
rettiği zaruretleri irfade eden bir yakınlaşma, bir muvaffakiyet vesikasıdır.
bir anlaşma, daha doğrusu bir kaynaşma mahi­ Arkadaşlar, irfanlarmm, talakatlarmm de­
yetindedir. ğerli hasılasını şmdi sizlerle beraber alkışladı­
Arkadaşlarım; bir muahedenin hakikî kıy­ ğım hatiblerimiz Türk - Yunan dostluğunun an­
metini ve manasmı iyice anlayabilmek için yal­ laşmasının ve dayanışmasmm pek mesud bir
nız imza edilen bir kâğıd parçasına ehemmiyet semeresi olan vesikaya dair tarihî, siyasî ve hu­
vermek doğru değildir, bir muahedenin hakikî kukî mahiyette malûmat verdiler. Kendilerine
kıymetini anlayabilmek için o muahedeyi imza bu değerli izahatlarından dolayı gerçek teşek­
eden iki milletin birbirine olan sevgi ve sempa­ kürlerimi sunarken size bir ricada bulunacağım.
î : 70 1-6-1938 C:1
Türkiye Cümhurıyetir-Jıı dış siyasetine daima şeref ve şiarı verdiği sözü tutmak, koyduğu im­
nâzım olmuş ve bugün hakim olmakta bulunmuş zayı bir namus damgası addetmektir. O imzayı
sulhseverlik pTfensibini bir kere daha tebarüz bulunduğu yerden silecek hiç bir el yoktur.
ettirmeme müsaade buyurunuz. Zira o prensible BAŞKAN — Lâyihanın heyeti umumiyesi
bu itilaf hakikaten de bu vecizeyi Türk irfanına hakkında başka mütalea var mı? Maddelere ge­
uyduğumuz gündenberi bütün savaşımız yurd çilmesini kabul buyuranlar . . . Etmeyenler . . .
da ve cihanda barışı ve asayişi ve sonra dostça, Kabul edilmiştir.
insanca anlaşıb ilerlemeği pekleştirmek için sar-
fedilmedi mi? Nice sinirlendirici dakikalar ge­ Türk - Yunan dostluk, bitaraflık, uzlaşma ve
çirdik. Fakat dikkatimiz her saniye etrafımızı hakem muahedenamesi ile samimî anlaşma misa-
teftiş etmekle beraber kararımız ve imanımız bir kma munzam muahedenin tasdikma dair kanun
dakika bile sarsıldımı?. Pek iyi bilirsiniz ki asla.
Arkadaşlar; peşinden koştuğumuz sulh da­ MADDE 1 — Türkiye ile Yunanistan arasın­
vasında yalnız ülküye aynı samimiyetle bağlan­ da 27 nisan 1938 tarihinde Atinada imzalanan
mış bir ideal kardeşi olarak Yunanlı dostları­ 30 teşrinievvel 1930 tarihli Türk - Yunan dost­
mızla elele vermiş olduğumuzu hatırlamakta ve luk, bitaraflık, uzlaşma ve hakem muahedena­
size hatırlatmakta bir an daha gecikmiye gön­ mesi ile 14 eylül 1933 tarihli samimî anlaşma
lüm değildir. Evet arkadaşlar, birbrini bir çok misakma munzam muahedename kabul ve tas­
alanda bir çok kere denemiş olan bu iki millet, dik edilmiştir.
birbirinin elini dostça sıktıktan sonra şunu an­ BAŞKAN — Madde hakkında mütalea var
ladı : gördü kü şmdiden sonra emniyet, istiklâl mı? Maddeyi reye arzediyorum. Kabul buyuran­
ve medenyet yolunda sağlam adımlarla ilerle­ lar işaret buyursun . . . Etmeyenler . . . Madde
mek için en kuvvetli amil her ikisinin de her kabul edilmiştir.
vakit kolkölâ ve kardeşçe yürümesdir. MADDE 2 — Bu kanun neşri tarihinden mu­
îşte bu gün önümüze sunulan eser bu şuurun teberdir.
iki millet ârasmda bir çok tecrübeden, görgüden BAŞKAN — Maddeyi reye arzediyorum. Ka­
sonra tam bir iman haline geldiğini bütün âle­ bul buyuranlar işaret buyursun . . . Etmeyen­
me ilân edici bir sulh ve selâmet berattıdır de­ ler . . . Madde kabul edilmiştir.
netebilir.
O topraklar şu saatte dünyaya, iyi anlaşma, MADDE 3 — Bu kanunun ahkâmmı icraya
dostça komşuluk ve insanca terakki numune­ Hariciye vekili memurdur.
leri veriyor. Ne güzel model. BAŞKAN — Maddeyi reye arzediyorum. Ka­
Bilirsiniz ki bizim millî dileklerimiz aziz bul buyuranlar işaret buyursun . . . Etmeyen­
yurdumuzu kuşatan sınırlarla çevrilmiştir ve ler . . . Madde kabul edilmiştir.
alnımızın teri Türkiye topraklarına damlar. Lâyihanın heyeti umumiyesini açık reye ar­
Türk nasyonalizimi bize başka milletlere ve zediyorum.
milliyetlere ihtiram göstermeyi öğretti. Her Reye arzedilen lâyihaya rey vermeyen var
türlü hakkımıza hürmet etmeyi ve ettirmeyi na­ mı?
sıl millî bir ibadet bilirsek; başkalarmm huku­ Rey toplama muamelesi bitmiştir.
kunu muhterem görmeyi de öylece medenî bir Reylerin neticesini arzediyorum:
vazife sayarız. Zaten her gün artan dostlukları­ Türk - Yunan dostluk, bitaraflık, uzlaşma ve
mız bu umdelere olan yalansız bağlılığımızdan hakem muahedenamesile samimî anlaşma misa­
ileri geliyor. Ayni duygulara, ülkülere sadık kma munzam muahedenamenin tasdiki hakkın­
her siyasî ve içtimaî heyet bizim gerçek dostlu­ daki kanun lâyihasına (280) zat lâyihayı kabul
ğumuza güvenirse pek haklıdır. etmek suretile rey vermiştir. Muameue tamam­
Eskiden Balkanlar Balkanlılarındır denilir­ dır, binaenaleyh kanun (280) reyle kabul edil­
di. Bu düsturu artık bütün Balkanlar bütün Bal­ miştir (Şiddetli alkışlar).
kanlılarındır şekline koyan tekâmül dostlarımı­ Ruznamede müzakere edilecek başka bir şey
zın da bahsettiği ideallere ayni sadakatla mer­ kalmamıştır. Cuma günü saat 15 de toplanmak
but oluşundan ileri geldi. Bunu bu yüksek kür­ üzere inikada nihayet veriyorum.
süde söylemekle en gerçek saadeti duyduğuma
şüpheniz olmasın ve bütün âlem bilsin ki Türkün Kapanma saati: 16,14
î : 70 1-6-1938 O:1
Türk - Yunan dostluk, bitaraflık, uzlaşma ve hakem muahedenamesile samimî anlaşma misakma
munzam muahedenamenin tasdiki hakkındaki kanuna verilen reylerin neticesi
[Kanun kabul edilmiştir.]
Aza adedi 399
Reye iştirak edenler 280
Kabul edenler 280
Reddedenler 0
Müstenkifler 0
Reye iştirak etmeyenler 114
Mûnhaller 5

[Kabul edenler]
Afyon Karahisar ismail Hakkı Uzunçar- Şükrü Yaşın Zeki Mesud Alsan
Bere Türker şılı Ziya Gevher Etili Zülfü Tiğrel
Cemal Akçın Memed Emir Çankırı Edirne
Haydar Çerçel Osman Niyazi Burcu Hatice özgener Dr. Fatma Memik
îzzet Akosman Rahmi Selçuk Mustafa Abdülhalik Elâzığ
îzzet Ulvi Aykurd Sabiha Gökçül renda Fazıl Ahmed Aykaç
Mebrure Gönenç Bayazıd Ziya Esen Fuad Ziya Çiyiltepe
Amasya Halid Bayrak Çoruh Erzincan
Esad Uras thsan Tav Akif Akyüz Abdülhak Fırat
îsmail Hakkı Mumcu Bilecik Ali Zırh Aziz Şamili Ilter
Nafiz Aktın Dr. Gl. Besim Ömer Asını Us Hikmet Işık
Ankara Akalın Atıf Tüzün Erzurum
Ahmed Ulus Bolu Fuad Bulca Azız Akyürek
Eşref Demirel Dr. Emin Cemal Suda îhsan Kurtkan Dr. Ahmed Fikri Tuzer
Hatı Çırpan Hasan Cemil Çambel tlyas Sami Muş Dr. Saim Ali Dilemre
Mümtaz ökmen îsmail Hakkı Uzmay Çorum Fuad Sirmen
Müşfik Ayaşlı Mitat Dağdemir Ali Rıza özenç Gl. Zeki Soydemir
Rifat Araz Şükrü Gülez Dr. Mustafa Cantekin Nafiz Dumlu
Şakir Kınacı Burdur Eyub Sabri Akgöl Nakiye Elgün
Antalya Halid Onaran îsmail Kemal Alpsar Şükrü Koçak
Celâl Mengilibörü Mustafa Şeref Özkan İsmet Eker Eskişehir
Dr. Cemal Tunca Bursa Münir Çağıl Ahmed özdemir
Numan Aksoy Asaf Doras Nabi Rıza Yıldırım Emin Sazak
Rasih Kaplan Atıf Akgüç Denizli îstamat özdamar
Tevfik Arıcan Dr. Galib Kahraman Dr. Hamdi Berkman Osman Işm
Türkân örs Dr. Refik Güran Dr. Kâzım Samanlı Gazi Anteb
Aydın Dr. Sadi Konuk Emin Aslan Tokad Ali Kılıç
Adnan Menderes Fatin Güvendiren Gl. Şefik Tursan Bekir Kaleli
Nuri Göktepe Mustafa Fehmi Ger- Mazhar Müfid Kansu Gl. Ali Hikmet Ayer-
Balıkesir çeker Yusuf Başkaya dem
Cemal Esener Refet Canrtez Diyarbakır Memed Şahin
Dr. Hasan Vasıf Som- Şekibe însel Dr. ibrahim Tali ön- Ömer Asım Aksoy
yürek Çanakkale gören Remzi Gtires
Enver Adakan Dr. Mustafa Bengisu Gl. Kâzım Sevüktekin Giresun
Hacim Çarıklı Hilmi Ergeneli Huriye öniz Hakkı Tarık Us
Tevfik Bilge ismail Sabuncu

— 11 —
t : 70 1-6-1938 O :1
Muzaffer Kılıç Kayseri Mahmud Nedim Zabcı Esma Nayman
Münir Akkaya Ahmed Hilmi Kalaç Mihri Pektaş Gl. Naci Eldeniz
Sadrı Maksudi Arsal Ferruh Güpgüp Vasıf Çınay İbrahim Mete
Gümüşane Hasan Ferid Perker Manisa Tevfik Tarman
Durak Sakarya Nahid Kerven Dr. Saim Uzel Siird
Bdib Servet Tör Reşid özsoy Hikmet Bayur Hulki Aydm
Şevket Erdoğan Salih Turgay Kani Karaosman İsmail Müştak Mayakoa
îçd Kırklareli Osman Ercin Şevki Süsoy
Emin înankur Dr. Fuad Umay Yaşar özey Sinob
Fikri Mutlu Şevket ödül Maraş Hulusi Oruçoğlu
Hamdi Ongun Zühtü Akın Memed Erten Hüsamettin Okan
İstanbul Kırşehir Mardin İsmail Hakkı Veral
Ali Barlas Ali Rıza Esen Abdürrezzak Satana Sivas
Ali itana Tarhan Hazım Börekçi Dr. Rıza Levent Gl. Akif öztekin I r -
Atıf Bayındır Memed Seyfeli Edib Ergin demgil
Dr. Tuğamiral Hakkı Kocaeli Hilmi Çoruk İsmail Memed Uğur
Şinasi Erel Ali Dikmen İrfan Ferid Alpaya Mitat Şükrü Bleda
Fakihe öymen Hasan Hayri Tan Rıza Erten Rasim Basara
Hamdi Gürsoy İbrahim Dıblan Muğla Remzi Çiner
Hayrullah Ergin İbrahim Süreyya Yiğit Dr. Hüseyin Avni Er­ Sabiha Görkey
Sadettin Uraz Kemalettin Olpak can Şemsettin Günaltay
Şükrü Âli ögel Ragıb Akea Hüsnü Kitabcı Vasfi Raşid Seviğ
Taşar Yazıcı Salâh Yargı Nuri Tuna Ziya Basara
İzmir Konya Şükrü Kaya Tekirdağ
Be*ıal Anman Ahmed Hamdi Dikmen Muş Faik öztrak
Hüsnü Çakır Ali Rıza Türel Hakkı Kılıçoğlu Tokad
Kâmil Dursun Bediz Mor ova Şevki Çiloğlu Galib Pekel
Rahmi Köken Cemal Tekin Şükrü Ataman Gl. Sıtkı Üke
Sadettin Epikmen Dr. Osman Şevki Ulu­ Niğde Hürrem Ergun
Şükrü Saraçoğlu dağ Oavid Oral Hüsnü Konay
İsparta Gl. Ali Fuad Cebesoy Dr. Abravaya Resai Erişken
Kâzım Gürel Dr. Rasim Ferid Talay Süreyya Tevfik Genca
Hüsnü özdamar
İbrahim Demiralay Mustafa Halid Üner Faik Soylu Trabzon
Mükerrem Unsal Naim Hazim Onat Kâmil İrdelp Mitat Aydın
Kars Ressam Şevket Dağ Ordu Raif Karadeniz
Baha Öngören Tevfik Fikret Sil ay Ali Canib Yöntem Seniha Hızal
Kütahya Dr. Ziya Naki Yal- Süleyman Sırrı Gedik
Esad özoğuz
Gl. Muhittin Akyüz Dr. Şakir Ahmed Ediz tırım Ur fa
Hüsrev Kızıldoğan Hüseyin Rahmi Gürpı­ İsmail Çam aş Gl. Ahmed Yazgan
Memed Nazif Sirel nar Selim Sırrı Tarcan Muhittin Dinçsoy
Ömer Güntay Memed Somer Samsun Refet Ülgen
Kastamonu Muhlis Erkmen Ali Tunalı Van
Dr. Şükrü Şenozan Naşid Uluğ Meliha Ulaş Hakkı Ungan
Dr. Tevfik Aslan Ömer Dinç Memed Ali Yürüker İbrahim Arvas
Nuri Tamaç, Vedit Uzgören Memed Güneşdoğdu Münib Boya
Sami Erldnan Malatya Ruşeni Barkın Yozgad
Sıtkı Şerif Eken Muttalib öker Zühtü Durukan Celâl Arat
Tahsin Coşkan Dr. Hilmi Oytâç Seyhan Ekrem Pekel
Veled Izbudak Emrullah Barkan Ali Münif Yegena Emin Draman
İsmet İnönü

— 12 —
İ : 70 1-6-1030 6 :İ
Ömer Evci I Zonguldak Halil Türkmen Receb Zühtü Soyak
Sungur | Esad Çakmakkaya Raif Dinç Rifat Vardar

[Beye iştirak etmeyenler]


Afyon Karahisar Edirne Mahmud Esad Bozkurd Niğde
Ali Çetinkaya (Bakan) Faik Kaltakkıran İsparta Ahmed Vefik Uluçay
Ankara Mecdi Boysan Kemal Ünal Halid Mengi
Aka Gündüz (İzinli) Şeref Aykut Kars Ordu
Dr. Taptas Elâzığ Fuad Köprülü Ahmed İhsan Tokgöz
Falih Rıfkı Atay Fuad Ağralı (Bakan) Kastamonu Hamdi Yalman
Kamâl Atatürk (B. C.) Tahsin Berk İbrahim Grantay Muhittin Baha Pars
Yahya Galib Kargı Erzincan Şerif İlden Samsun
Muammer Eriş Saffet Ankan (Bakan) Kayseri Dr. Asım Sirel
Antalya Erzurum Faik Baysal Seyhan
Tayfur Sökmen Gl. Pertev Demirhan Kırşehir Damar Arıkoğlu
Aydın Nafi Atuf Kansu Lûtfi Müfid özdeş (İzinli)
Dr. Hulusi Alataş Eskişehir Kocaeli Hilmi Uran (R. V.)
Dr. Mazhar Germen Yusuf Ziya özer Or. Gl. Ali said Akbay- Ömer Biçer
Nazmı Topcoğlu Gazi Anteb tuğan Siird
Tahsin San (izinli) Dr. M. Ali Ağakay Konya Mehmed Ali Kurtoğlu
Balıkesir Giresun Ali Muzaffer Göker Sinob
Gl. Kâzım Özalp Gl. İhsan Sökmeı Kâzım Okay Cevdet Kerim încedayı
(Bakan) Talât Onay Mustafa Eken Yusuf Kemal Tengir-
Hayrettin Karan Gümüşane Mustafa Ulusan şenk
Bayazıd Ali Şevket öndersev Kütahya Sivas
Dr. Hüsamettin Kural Hasan Fehmi Ataç Besim Atalay Necmettin Sadak
Bilecik (İzinli) Receb Peker Tekirdağ
İbrahim Çolak İçel Malatya Cemil Uybadın
Salih Bozok Ferid Celâl Güven Gl. Osman Koptagel Rahmi Apak
Bolu Hakkı Saydam Osman Taner (İzinli) Yahya Kemal Beyatlı
Cevad Abbas Gürer İstanbul Manisa
Tokad
Burdur Ahmed Hamdi Denizmen Faik Kurdoğlu (Bakan)
Nâzım Poroy
İbrahim Necmi Dilmen (İzinli) Kâzım Nami Duru
Dr. Neşet Ömer İrdelp Kenan Örer Trabzon
Bursa Daniş Eyiboğlu
Esad Sagay Dr. Refik Saydam Refik İnce
Halil Nihad Boztepe
Sadettin Ferid Talay Gl. Refet Bele Tahir Hitit
Hamdi Ülkümen
Çanakkale Halil Etem Eldem Turgud Türkoğlu Hasan Saka
Ahmed Cevad Emre Salâh Cimcoz Maraş
Çankırı Ziya Karamursal Alâettin Tiridoğlu Vrfa
Fazıl Nazmi örkün İzmir Hasan Reşid Tankud Ali Saib Ursavaş (İzinli)
Çoruh Celâl Bayar (Başbakan) Kemal Kusun Behçet Günay (İzinli)
Hasan Cavid Dr. Tevfik Rüştü Araş Nuri Ural (İzinli) Fuad Gökbudak
Denizli (Bakan) Mardin Mehmed Emin Yurdakul
Haydar Rüştü öktem Gl. Kâzım İnanç Osman Dinçer Zonguldak
Necib Ali Küçüka (İzinli) Muğla Hasan Karabacak
Diyarbakır Halil Menteşe Yunus Nadi Necati Güneri
Rüştü BeMl Hamdi Aksoy Muş Ragıb özdemiroğlu
Hasan Ali Yücel Naki Yücekök (İzinli)
)>m<(
T, B. M. M. Matbaan
*
S. Sayısı: 206
Manisa mebusu merhum Sabri Toprağın, yabana mem­
leketlerden gelecek Türk olmayan yabancı göçmenler
hakkında kanun teklifi ve Hariciye, Sıhhat ve içtimaî
muavenet ve Dahiliye encümenleri
(mazbataları (2/52)

Büyük Millet Meclisi Yüksek Reisliğine

Yabancı memleketlerden gelecek Türk olmayan yabancı muhacirler hakkında lâyihai kanuniye
' esbabı mucibe mazbatası
Bu gün Avrupanın mühim yerlerinde yahudilere karşı bir husumet hükümran bulunuyor.
Bu husumet gitgide tevessü ediyor:
Başta Almanya yahudileri memleketinden çıkarıyor, çıkarmaktadır. Polonyada, Romanyada,
Macaristanda yahudilerden nefret ediliyor.
Dünyada yahudilerin en büyük hakları ve müsavata mazhar oldukları yerlerden biri, şüphesiz
înğilteredir. Orada da yahudilere karşı endişe uyanıyor.
Istâhbulda çıkan «Tan» gazetesinin 21 ilkteşrin 1936 tarihli, çarşamba günü nüshasınm beşinci
sahifesinde îngilterenin eski Harbiye nazırı «Wuniston Çhurohil» in makalesinin mütercem sure­
tinde görülen şu fıkra çok calibi dikkattir.
" «Sonra îngilteredeki yahudiler bu kargaşalıklardan tamamile uzak kalmalıdırlar. Kanuna itaat
eden yahudiler komünistler himayelerine muhtaç değildirler. Bunu zabıta temin eder.»
Wmston Churchilin bu sözüne göre îngilterede de yahudiler endişeyi mucib bulunuyor. Orada
da yahudiler hakkmda nefret, husumet başlıyor.
Hülasa Avrupada yahudilere husumet yavaş, yavaş taammüm ediyor, yapılıyor.
Yahudiler kendilerine tahsis kılmmış olan Filistinde de rahat, huzur bulamıyorlar. Oraların asıl'
sahibleri olan Arablar, memleketlerine olan tasarruf haklarını kaybetmemek için bir an mücadele-
. deh fariğ kalmıyorlar. •
Yahudiler, gördükleri bu, nefret, ye husumeti» sevk ve tazyikile bulundukları yerlerden yavaş,
yavaş kendilerine daha müsaid bulunan memleketlere hicret edeceklerdir. Bu pek tabiidir.
Avrupada, yahudiler jçin fevkalâde müsaid bir memleket te Türkiyedir. Yahudiler, Türkiye-
de gördükleri serbestiyi, hüsnü muameleyi diğer hiç bir memlekette bulamazlar:
Meselâ, Türkiyede, Türk tâbiiyetinde bulunan yahudiler ırkî lisanları olan ibraniceyi konuşma­
dıkları gibi millî lisanları olan türkçeyi de ağızlarına almazlar, konuşmazlar.
İçlerinde hbr vakit türkçe konuşanları pek azdır, müstesnadır. Bunlar da balıkçı sair küçük
esnaf İçindedir.
¥ Yahudiler^ abalarında ye diğer anasır ile ecnebi bir lisanla konuştukları gibi halis, saf Türklere
bile ekseriya.ecnebi lisanla hitab ederler.
Yahudilerin hepsi de türkçe< bildikleri halde türkçe konuşmayıb ecnebi lisanını kullanmaları­
nın sebebi, hikmeti:
Kendilerini Türklerden ayırmak, Türklerden daha yüksek görünmek batıl iman, ve zehablan-
dır. Türklüğü hor, hakir görmeleridir. «
Yahudiler böyle bir cüreti Balkanlardaki diğer memleketlerde, yahud Almanyada, yahud Avru-
— 2 —
panm diğer bir memleketinde göstermiş olsalar, maruz olacakları muameleler teşrihten ve izahtan
varestedir. .,
Halbuki, (memleketimizde bu cinaî hareketlerinden dolayı hiç bir itabe, hiç bir muameleye
uğramamaktadırlar, bilâkis yine ayni muamele görmektedirler.
Yahudiler, yalnız kendi aralarında türkçe konuşmamak, yalnız kendi aralarında ecnebi lisanı.
kullanarak, Türkleri tahkir ile kalmazlar, Memleketimize gelen her yabancı diğer anasırı da arka­
ları sıra sürüklerler.
îşte bunun bariz misali Beyaz Ruslardır.
Bu beyaz Rusların, îstanbula ne büyük sefalet istarab içinde geldikleri malûmdur. Türkler
Çarlıkla aralarındaki siyasî husumeti asla düşünmeyerek, haklarında her türlü mihmanperverligi, şef­
kati göstermişlerdir.
Bu beyaz Ruslar on altı senedir memleketimizde bulunuyor, bu müddet zarfında Türkleşecekleri
yerde yahudilesmisler, yani, bu müddet zarfmda gayet kolay olan türkçeyi öğrenib konuşacakları
yerde yahudilerle temasta bulunarak, onları taklid etmişlerdir, onların kullandıkları ecnebi lisanmı
istimal etmektedirler.
Türklerin mihmanperverliklerine karşı hissetmeleri tibiî olan şükran duygularını Türkçe yerine
ecnebi lisanı istimal ile yani Türkleri tahkir ile eda etmektedirler.
Hulâsa hariçten memleketimize gelen Türk ırkına mensub olmayan anasır memleketimizde tavat­
tun ettikleri zaman Türkleşmiyor, yahudileşiyor. Memlekete muzır oluyor.
Şu hale göre, memleketimize gelecek, hicret edecek olan yahudi muhacirler de Türkleşmeyib yahu-
dilere iltihak edecekleri pek tabiidir.
Vatandaş yahudilerin, Türkçe konuşmayarak ecnebi lisanı kullanmaktaki inadları, ısrarları şüp­
hesiz ilerde çok elîm ıstırablara meydan verecektir Şöyle k i :
Altı yüz seneye yakın bir zamandır yahudilere ırkî lisanları olmayan îspanyoleayı uorattura-
madık. Halbuki Aliyans Izrailit mektebleri elli, altmış senede yahudilere beş yüz küsur sonedir ko­
nuştukları türkçeyi bıraktırmış, tspanyolcadan başka diğer bir ecnebi lisanla da konuşmayı öğret­
miş, bunu müthiş bir itiyad haline getirmiştir.
Aliyans Izrailit mektebleri yahudileri Türklükten çıkarmış, Aliyans izrailite ilhak etmiş, memle­
keti gayrimuvafık bir unsur yapmıştır.
Şüphesiz: tarihî hakikatlerdendir ki Türk tabiiyetinde bulunan anasırdan her hangi biri bir ec­
nebi teşekkülün, bir ecnebi nüfuzun, bir ecnebi tesirin altına girmiştir, Türk vatanına .muhakkak
muzur olmuştur, mazarrat vermiştir.
Türkçe konuşmayan ve lüzumsuz ecnebi lisanı konuşan bu vatandaşların bu tahkirimiz hallerine
Türkler de, bittabi, bir gün tahammül edemiyeeeklerdir. Gayet tabiî, gayet haklı, gayet millî, gayet
vicdanî, olarak yahudileri bu fena, Türklüğü tahkir edici, itiyatlarından, sui ahlâklarından vazge­
çirmeğe, mene kalkışacaklardır.
O vakit yahudiler bir takım uygunsuz hareketler vücude getireceklerdir.
Bu suretle memleketin ahenk ve huzuru bozulacaktır.
Memleketin huzur ve rahatı, menfaati noktalardan bu fena yahudi muhitinin şimdiden, vakit
fevt etmiyerek ıslahına çalışmakla beraber, bu muhitin tevessüüne de asla meydan vermemek lâ­
zımdır, zaruridir.
îşte bu mütalealara, düşüncelere mebni bağlılâyihai kanuniye tanzim kılınmıştır :
Birinci madde : dünyanın her hangi bir yerinden hicret etmek isteyen yahudilerin kabul olun­
maması teklif olunmuştur.
tkinci maddede: memleketin âlî menfaatleri düşünülerek; profesör, sanayii nefise mütehassısı
gibi bir ilim ve fende, nefis sanatlarda mütehassıs bulunan yahudilerin istisnaen Türk tabiiyetine ka­
bulleri için ahkâmı mahsusa yazılmıştır. Bunların kabulü halinde eşlerinin ve çocuklarının da ka­
bulleri tabiidir.
Üçüncü maddede musevî olmayan, müslim, veya gayrimüslim diğer ecnebilerin ne şartla Türk
tabiiyetine alınabileceği gösterilmiştir.
( S. Sayısı : 206 )
Dördüncü maddede: kanunî, gayri kanunî^ her.ne şekilde Türk tabiiyetinden çıkmış olan muse-
vilerin bir daha asla tekrar Türk tabiiyetine almamıyacağı derç kılınmıştır.
Beşinci maddede : Türk ırkma mensub ve Türkçe konuşan muhacirlerin hicret ve tavattunları­
nın serbest oldğu gösterilmiştir.
Bunların da bulundukları memlekette gayri siyasî bir cürüm ve cinayetle mahkûm bulunmamaları
lâzımdır.
işbu mazbata ve bağlı lâyihai kanuniyenin Büyük Millet Meclisine tevdi buyurulmasmı rica
eylerim.
Manisa
Sabrı Toprak

MANİSA MKBUSU MERHUM SABRI TOP­


RAĞIN T E K L l F l
Türkiyeye gelecek muhacirler hakkında lâyihai
kanuniye
MADDE 1 — Avrupadan, Filistinden, dün­ taahüd etmelerile de meşruttur.
yanın her hangi bir noktasından hicret etmek Bu müddetin inkızasmda türkçe konuşmayıb,
isteyen musevilerin Türkiyede tavattunlarına as­ kendi lisanlarile yahud diğer bir ecnebi lisanla
la müsaade olunamaz. konuşmakta devam edenler Türk tâbiiyetinden,
Ecnebi tâbiiyetinde bulunan bir musevi hiç Türk memleketinden ihraç olunurlar.
bir suretle Türk tâbiiyetine kabul edilemez.
MADDE 4 — Her ne şekilde, her ne sebeb-
MADDE 2 — Ancak profesör gibi, sanayii le olursa olsun, Türk tâbiiyetinden çıkmış olan
nefise erbabı gibi bir ilimde, bir fende veya bir musevi tekrar Türk tâbiiyetine alınamaz,
sanayii nefisede bihakkın mütehassıs olan mu­ memlekete girmesine de asla müsaade edilemez.
sevilerin Türkiyede yerleşmesine, Türk tâbiiye­
MADDE 5 — Türk ırkına mensub ve lisan­
tine girmesine yalnız icra Vekilleri Heyetinin
ları türkçe olanların Türkiyeye hicret ve tavat­
bir kararı mahsusile müsaade olunabilir. Bun­
tunları iskân kanunu ahkâmı dahilinde ser­
ların eşi ve çocukları da ayni müsaadeden isti­
besttir.
fade ederler.
MADDE 6 — işbu kanun neşri tarihinden
MADDE 3 — Musevî olmayan müsldm, gay­ muteberdir.
rimüslim diğer ecnebilerin Türk tâbiiyetine gi­
rerek Türkiyede tavattun edebilmeleri, nihayet MADDE 7 — işbu kanunun icrayi ahkâmına
bir sene sonra, behemehal Türkçe konuşmayı Dahiliye vekâleti memurdur.

( S. Sayısı : 206 ),
4 >—
Hariciye encümeni mazbatası
T. B. M. M.
Hariciye encümeni İl -I - 1938
Esas No; 2/52
Karar No. 12
Yüksek Reisliğe
Yabancı memleketlerden gelecek Türk olma­ Binaenaleyh ahkâmı mavcudenin kifayeti
yan yabancı göçmenler hakkında Manisa mebu­ bu babda yeni bir kanun kabulünü fazla göstere­
su Sabri Toprak tarafından Yüksek Meclise ve- cek mahiyette görülmekle Manisa mebusu
rilib encümenimize havale buyurulan kanun Sabri Toprağın mevzubahs kanun teklifi bilitti-
teklifi 10-1-1938 tarihli toplantımızda Harici­ fak reddedilmiştir.
ye vekâleti namma Başhukuk müşaviri Ziya Havalesi mucibince Sıhhat ve içtimaî muave­
Kızütan hazır olduğu halde tedkik ve mütalea net encümenine tevdi buyurulmak üzere Yüksek
olundu: Reisliğe sunulur.
Teklifi kanuninin metni ecnebi tabiiyetinde­ Hariciye En. Reisi M. M. Na. Kâtib
ki musevileri istihdaf etmektedir. Halbuki ha­ Trabzon Kastamonu Kastamonu
riçten Türkiyeye muhaceret etmek isteyen alel- Hasan Saka Şerif İlden Şerif tiden
ûmum ecnebilerin Hükümeti milliyece muhace­ Diyarbakır İzmir Niğde
retlerini menedecek mevzuatı kanuniye bu mak­ Dr. î. Tali öngören Halil Kâmil İrdelp
sadı temin edecek ahkâmı havi ve bu ahkâmdan Kıöcaeli Diyarbakır Manisa
Hükümeti Oümhuriyemizin daima menafii mil­ Süreyya Yiğit Zeki M. Alsan Hikmet Bayur
liye ve vataniyemiz lehine istifade edeceği be- Antalya
dihidir. Dr. G. Tunca

Sıhhat ve içtimaî muavenet encümeni mazbatası


T. B. M. M.
S. ve 1. M. E. 14-1 - 1938
Esas No. 2/52
Karar No. 4
Yüksek Reisliğe
Yabancı memleketlerden gelecek Türk olma­ munda her türlü tedbirleri alabilmek salâhiye­
yan göçmenlere dair Manisa mebusu Sabri Top­ tini haiz bulunduğundan yeniden bir kanun ted­
rak tarafından verilen kanun teklifi Hariciye vinine ihtiyaç olmadığına karar verilmiştir.
vekâleti Başhukuk müşaviri Ziya Kızütan ve Havalesi mucibince Dahiliye encümenine
iskân umum müdürü Dr. Cevad Atasağun ha­ tevdi buyurulmak üzere Yüksek Reisliğe sunu­
zır bulundukları halde okundu ve görüşüldü. lur.
2510 sayılı İskân kanunu ile bunun bazı mad­ S. ve î. M. E. Reisi M. M. Kâtib
delerinin değiştirilmesine dair 2848 saydı ka­ Erzurum Bursa Edirne
nunda ve 1312 sayılı Türk vatandaşlığı kanu­ Dr. A. F. Tüzer Dr. R. Güran Dr. F. M emik
nunda, teklif olunan kanun projesindeki gayeye Balıkesir Bursa Denizli
uygun bulunmak üzere Türk kültürüne bağlı Dr. II. V. Somyürek Dr. S. Konuk Dr. H. Berkman
olmayanların göçmen olarak memlekete kabul Kayseri Konya Kütahya
edilmemelerini temine kâfi ve Devletin yüksek S. Turgay Dr O. Ş. Uludağ Dr. Ş. Ediz
menfaatini koruyan ve millî duyguları gözeten Malatya Mardin Niğde
ahkâm mevcud olduğu gibi Hükümet, lüzu­ Dr. H. Oytaç Dr. E. Levent A. V. Uluçay

( S,. Sayısı,: 206 )


- 5 -
Ördü Sinob Bayazıd Çorum
Dr. Z. N. YalUnm H. Okan Ş. V. Kunay, M. Cantekto,

Dahiliye encümeni mazbatası

T. B. M. M.
Dahiliye encümeni 27-7-1938
Esas No. 2/52
Karar No. 26
Yüksek Reisliğe
Türkiyeye gelecek muhacirler hakkında Ma­ Antalya Burdur Bursa
nisa mebusu Bay Sabri Toprak tarafından ve­ R. Kaplan H. Onaran F. Güvendiren
rilen kanun teklifi encümenimize de havale bu- Çanakkale Çoruh Çorum
yurulmuş olmakla Hariciye encümeninin ol- H. Ergeneli Atıf Tüzün Kemal Alpsar
babdaki mazbatasile birlikte okundu ve iş ko­ Erzurum Erzurum İstanbul
nuşuldu: N. Elgün Zeki Soydemir Ş. Â. ögel
Teklifin; bazı kanunlarla temin edilmiş olan Kars Kocaeli Kütahya
hükümleri ihtiva eylemesi hasebile lüzumsuzlu­ E. özoğuz A. S. Akbaytuğan M. Somer
ğu yolunda Hariciye encümeni tarafından be­ Malatya Samsun Samsun
yan olunan-mütaleaya tamamen iştirak eden en­ E. Barkan M. Ali Yürüker Zühtü Durukan
cümenimiz de teklifin reddine karar vermiştir. Sivas Sivas Sivas
Yüksek Reisliğe takdim olunur. Mitat Ş. Bleda 8. Görkey V. R. Seviğ
Tokad Urfa
Da. En. Rs. M. M. Katib Galib Pekel Muhittin Dinçsoy
Tekirdağ Çanakkale Tokâd Zonguldak Zonguldak
C. JJybadm Ş. Yaşın Hurrem Ergun Rifat Vardar H. Türkmen

»G><i

( S. Sayısı : 2Û6 ).
S. Sayısı: 207
Urfa mebusu General Ahmed Yazgan ve Kırşehir mebusu
Ali Rîza Esenin , Ankara Yüksek ziraat enstitüsü kanunu­
na bir madde eklenmesi hakkında kanun teklifi ve Bütçe
encümeni mazbatası (2/63)

V" 10 - 1 - 1938
Yüksek Reisliğe '
Esbabı mucibe
2291 sayılı Yüksek Ziraat Enstitüsü kanununun 20 nci maddesinin ikinci fıkrasında müddetini
dolduran ve vazifesinde liyakat gösteren birinci sınıf doçetl er Fakülte ve Divanın esbabı mucibeli
teklifile vekâletçe profesörlüğe tayin olunur. Diye beyan edilmekte ve mezkûr kanuna bağlı (1)
numaralı cetvelde ise ikinci sınıf profesörlük maaşı 90 lira olarak gösterilmektedir. Binaenaleyh
gerek müddetini doldurduktan sonra ve gerek gösterdiği büyük muvaffakiyet dolayısile
daha evvel profesörlüğe tayin edilenlere profesörlük maaşı olan 90 liranın verilmesi icab eder.
Esasen Hükümetin de bu kanunun bu maddesinden :ıyni manayi kasd ettiği Ziraat ve Bütçe
encümenleri mazbatalarının tedkikile anlaşılır. Şöy\e k i : Hükümetin kanun lâyihasında 20 nci
maddede «bu tayin büyük muvaffakiyetler dolayısile daha evvel yapılabilir. Şu kadar ki.müddeti
doldurmadıkça terfi ettiği derecenin maaşını alamaz» tarzında yazılıdığı halde Ziraat encümeni
27 - V - 1933 tarihli 1/715 numaralı mazbatasında bu ma İde için «vazifesinde liyakat gösteren bi­
rinci smıf doçetlerin büyük muvaffakiyetleri dolayısile profesörlüğe tayini muvafık görüldüğü
halde bunların terfi ettiği derecenin maaşım.alabilmeleri, için» müddetini doldurmak kaydını En­
cümenimiz ilim ve fennin memleketimizde kökleşmesi noktasından kaldırmış, Fakülte ve Divanın
takdirile profesörlüğü istenenlerin kayıdsız ve şartsız mukabili olan maaşla birlikte terfilerini
kabul etmiştir. «Diyerek maddeden Hükümetin teklif etti» şu kadar ki müddeti doldurmadıkça
terfi ettiği derecenin maaşmı alamaz.» Kay di kaldırılmış Bütçe encümeni bu hususun mazbatasında
bir mütalea dermeyan etmemiştir. Gerçi Bütçe encümeninin bu sükûtu leh ve aleyhde de düşü-
nülebilirse de hakikat şudur ki kanunun bu noktası bir boşluk ifade etmektedir.
Bu sebeple 22 - 30 senedenberi mülga Yüksek baytar mektebinde ve diğer yüksek mekteblerde
muallimlik ve mülga darülfünunda müderrislik yaptıktan sonra Yüksek ziraat enstitüsü veteriner
fakültesi doçentliğinde bulunarak fevkalâde liyakatleri görülen ve müteaddid eserlerile mevki ve şöh­
ret kazandığından dolayı profesörlüğe terfi ettirilmiş bulunan beş zat kanunun bu noksanından
dolayı bir profesörlük maaşmı alamamaktadırlar. Halbuki işgal ettikleri mevkilerde ecnebi profe­
sörlerden ziyade fayda ve temin eden bu beş zatin 22 - 30 sene gibi münhasıran memleketin ilim ve
irfan hayatına hizmetleri de göz önünde bulundurularak kazandıkları profesörlük makamının ma­
aşım alamamaları karşısında mütessir olmamak mümkün değildir.
Binaenaleyh kanunun bu sükûtu dolayısile bundan böyle genç doçentlerin vaktinden evvel terfi
ederek kazanacakları profesörlük unvanını bu gençler için bir ilmî şeref payesi olarak telâkki
etsek bile 22 - 30 sene ilim hayatına vücudunu vakfederek evvelce de senelerce profesörlüğe mu­
adil olmak üzere kabul edilen müderrislik unvanını kazanmış olan bu beş zati müsmer mesailerinde
devama teşvik etmek ve ilim adamlarına karşı memleket ve milletin yakın alâkasını göstermek'
için yalmz bunlara münhasır olmak üzere terfilerinden itibaren maaşlarını da alabilmelerini temin
makfiadile ilişik kanun teklifinin kabulünü dilerim.
Kırşehir ' Urfa
A. Esen T Gl. Ahmed Yazgan
— 2—
Bütçe encümeni mazbatası

T. B. M. M.
RiUçe-tnci'mmi ,26 - V -1938
Mazbata No. 136
Mms $0. 2fö$
Yüksak ^Reisliğe
Ankara Yüksek ziraat «enstitüsü kanununa ve ilim afkile tedris hayatından da ayrılama­
bir madde eklenmesi hakkında Urfa mebusu Gl. mış olan bu profesörlerin derece maaşlarını al­
Ahmed Yâzgan ve Kırşehir mebusu Ali Rıza malarını madelet prensiblerine uygun gören
Esenin kanun teklifi encümenimize havale edil­ encümenimiz kanun teklifini esas itibarüe ka­
mekle Ziraat- vekili Faik Kurdoğlu ile teklif sa­ bul eylemiş ise de halen mezkûr enstitüde ayni
hihlerinden Urfa mebusu Gl. Ahmed Yazgan ha­ vasıfları haiz olan ve evvelce profesörlük yap­
zır oldukları halde okundu ve konuşuldu:- tıkları halde bilâhare doçentlikle enstitüde va­
Ankara Yüksek ziraat enstitüsü hakkındaki zife almak zaruretinde kalan ve teklif
H291 sayılıftanunnn 20 nei maddesinin ikinci olunan profesörler gibi fevkalâde liya­
fıkrasmda |( müddetini dolduran ve vazifesinde katlerine binaen vaktinden evvel profesör­
liyakat gösteren birinci smıf doçentler Fakülte lüğe terfileri icra edilen daha bir kaç
ve Divanmf esbabı mncibeli teklifile vekâletçe profesör bulunduğu ve haklarında arkadaşların­
profesörlüğ^ tayin olunur. Bu tayin büyük mu­ dan ayrı bir muamele tatbik edildiği takdirde
vaffakiyetler dolayisile daha «vvel de yapılabi­ şevk ve gayretlerinin kırılacağı Ziraat vekili ta­
lir) demekte olub bu fıkraya istinaden müdde­ rafından izah edilerek bunların da yukarıda ar-
tini doldurmadan profesörlüğe terfi ettirilen zolunan profesörler gibi muameleye tâbi tutul­
bir kısmı doçentlerin 1452 sayılı kanunun umu­ ması müzakere esnasında teklif edilmiş ve encü-
mî hükümlerine göre terfi ettikleri derece ma­ menimizee yukarıda izah edilen mucib sebeble-
aşını alamadıkları halbuki bu profesörlerin 22 re dayanılarak diğer profesörler hakkında der­
- 30 sene gibi uzun zaman Yüksek baytar ve di­ piş edilen esasın bunlar hakkında da tatbiki
ğer bazı yüksek mekteblerde muallimlik ve hakkaniyete uygun görülmüş ve maddenin bu
Darülfünunda müderrislik yaptıktan sonra Yük­ şekilde yeniden yazılmasına karar verilmiştir.
sek baytar mektebinin lâğvi dolayisile Ankara Bu suretle yeniden hazırlanan kanun lâyi­
Yüksek ziraat enstitüsü Veteriner Fakültesi hası Umumî Heyetin tasvibine konulmak üzere
doçentliğine tayin ve görülen fevkalâde liya­ Yüksek Reisliğe sunulmuştur.
katlerine • ve müteaddid eserlerile kazandıkları Reis R. V. M. M.
mevki ve .şöhretlerine binaen profesörlüğe çı­ Burdur İsparta Trabzon
karıldıkları cihetle bunların çrkawldıkları de­ M. Şeref Özkan R. Karadeniz
rece maaşını alama malarını şevk ve gayretleri­ Kâtib
ni kıracak mahiyette gören teklif sahıibleri yal­ İstanbul Çorum Diyarbakır
nız bunlara münhasır olmak ve ihraz ettikleri F. öymen E. Sabrı Akgöl Rüştü Bekti
derece maaşlarını alabilmelerini temin etmek Grümüşane Malatya Muş
maksadile i$bu teklifi yaptıkları mucib sebeb- D. Sakarya M. Öker Ş. Çiloğlu
lerin tedkikinden ve alınan izahattan anlaşılmış Ordu Seyhan Siird
ve yapılan müzakere sonunda 22 - 30 seneden H. Yalman N. Eldeniz M. Mayakon
beri muallimlik ve müderrislik yapmak suretile Sivas Tokad Yozgad
esasen bu günkü derece maaşlarına istihkak Remzi Çiner S. Genca S. Içöz
kesb ettikleri halde teşkilât ve kadro gibi for­ Mardin
maliteler yüzünden bu maaşı almakta gecikmiş R. Erten

( S. Sayısı : 207 )
UEFA MHBUıSU GENERAL AHMED YAZ- BÜTÇE ENCÜMENİNİN DEĞ-tŞTUJK
GAN YE KlRŞEOajB MpUıSU ALt RIZA
ESENİN TEKLÎFÎ
Ankara Yüksek Ziraat enstitüsü kanu­ Ankara Yüksek Ziraat enstitüsü kanu­
nuna muvakkat bir madde eklenmesi nuna muvakka bir madde eklenmemde
hakkında kanun lâyihası dair kanun lâyihası
MİADDE 1 — 10 haziran 1933 tarih ve 2291 MADDE 1 — 10 haziran 1933 tarih ve 2291
sayılı Ankara Yüksek Ziraat enstitüsü kanunu­ sayılı Ankara Yüksek Ziraat enstitüsü kanunu­
na aşağıdaki muvakkat madde eklenmiştir: na aşağıdaki muvakkat madde eklenmiştir:
MUVAKKAT MADDE — Ankara Yüksek MUVAKKAT MADDE — Ankara Yüksek'
ziraat enstitüsünde 19 mayıs 1936 tarihinde fev­ ziraat enstitüsünün teşkilinden evvel Ziraat,
kalâde liyakatlerinden dolayı profesörlüğe terfi Baytar, ve Orman yüksek mekteblerrnde mü­
edilibde 1452 sayılı kanunun umumî hükümleri­ derrislik yapmış olub da enstitünün teşkilinden
ne göre Ankara Yüksek Ziraat enstitüsü kanu­ sonra bu enstitüye doçentlikle girmiş ve bilâ­
nunda gösterilen kadro maaşnu alamayan beş hare büyük muvaffakiyetlerinden dolayı vak­
profesöre münhasır olmak üzere terfi tarihlerin­ tinden evvel profesörlüğe terfi ettirilmiş olanla­
den itibaren profesörlük maaşı verilir. ra terfi tarihlerinden itibaren profesörlük maaşı
verilir.
MADDE 2 — Bu kanun neşri tarihinden mu­ MADDE 2 — Aynen . ^
teberdir.
MADDE 3 — Bu kanunun hükümlerini icra­ MADDE 3 — Aynen
ya Maliye ve Ziraat vekilleri memurdur.

>« ««»•» ••

( S. Sayısı : 207 )
S. Sayısı: 209
Posta, telgraf ve telefon idaresi teşkilât ve vazifelerine
dair olan 2822 sayılı kanuna ek kanun lâyihası ve Nafıa ve
Bütçe encümenleri mazbataları g(l/l028)

T. C.
Başvekâlet 7-V-1938
Kararlar müdürlüğü
Sayı : 6/1926
Büyük Millet Meclisi Yüksek Reisliğine
Posta, telgraf ve telefon idaresi teşkilât ve vazifelerine aid 2822 sayılı kanuna ek olarak Nafıa
vekilliğince hazırlanan ve icra Vekilleri Heyetinin 5 - V -1938 tarihli toplantısında Yüksek Meclise
arzı kararlaştırılan kanun lâyiası esbabı mucibesile birlikte sunulmuştur.
Başvekil
G. Bayar

Esbabı mucibe
1 - Hükümetçe satın alınması kararlaştırılan izmir telefon tesisatının idare ve işletmesi için ih­
dasına lüzum görülen maaşlı memuriyetler kadrosu ile 2822 sayılı teşkilât kanununun kabulünden
sonra satın alınan istanbul, izmir telefonlarına müteallik muamelâtın ve günden güne tevessü ve
inkişaf eden milletler arası telefon münasebatının ve şehirler dahilî, şehirler ve milletler arası te­
lefon tevsiat ve işletmesi işlerinin tedviri için telefon işleri reisliği kadrosuna ilâvesine katği lüzum
görülen memuriyetler merbut cetvelde gösterilmiştir.
2 - izmir telefon müdürlüğünün de İstanbul ve Ankara telefon müdürleri gibi idareyi temsil
salâhiyetini haiz olmasını teminen bu madde teklif edilmiştir.

Nafıa encümeni mazbatası

T.B.M.M.
Nafıa encümeni 11 - V -1938
Esas No. 1/1028
Karar No. 12
Yüksek Reisliğe
Posta, telgraf ve telefon idaresi teşkilât ve Telefon muhaberatının günden güne artması
vazifelerine aid 2822 sayılı kanuna ek olarak ve milletler arası telefonlarile memleketimiz te­
Nafıa vekilliğince hazırlanan ve icra Vekilleri lefonlarının iltisak ederek konuşmağa açılması
Heyetinin 5 - V - 1938 tarihli içtimamda Yüksek ve izmir telefon şirketinin satın alınarak Hükü­
Meclise arzı kararlaştırılan kanun lâyihası ve es­ mete intikal etmesi gibi sebeblerden naşi 2822 sa­
babı mucibe mazbatası vekâlet mümessili hazır yılı kanunun 25 nci maddesine bağlı 1 numaralı
olduğu halde tedkik ve müzakere olundu. cetvelin telefon isleri ve vilâyet kısımlarında lâ-
— 2 —
yihaya merbut cetvelde derece ve adedleri göste­ M. Gönenç Cemal Akçm E. Demirel
rilen memuriyetlerin ilâvesi zarurî görülmüş ve Elâziğ Eskişehir içel
bu babdaki lâyiha aynen kabul olunarak havalesi F. Ziya Çiyiltepe A özdemir F. Mutlu
mucibince Bütçe encümenine tevdi buyurulmak izmir İsparta Kars
üzere Yüksek Reisliğe sunulmuştur. S. Epikmen H\. özdamar Baha öngören
Nafıa E,. Reisi M. M. Kâtib Kastamonu Malatya Tokad'
Erzincan Kayseri Manisa Sami Ermkan V. Çinay 8. Üke
A, Samrih llter A. H, Kalaç O. Ercin Samsun
Afyon K. Afyon K. Ankara Dr. A. Sürel

Bütçe encümeni mazbatası

T. B. M. M.
Bütçe encümeni 28 -V - 1938
Mazbata No. 143
Esas No. 1/1028
Yüksek Reisliğe
Posta, telgraf ve telefon idaresi teşkilât ve vakkaten istihdamları lüzumlu görülmüş oldu­
vazifelerine dair 2822 sayılı kanuna ek olarak ğundan bu memurların maaşlı kadroda ücretle
hazırlanıb Başvekâletin 7 - V - 1938 tarih ve istihdamlarını temin maksadile muvakkat bir
6/1976 sayılı tezkeresile Yüksek Meclise sunu­ maddenin lâyihaya konması Umum müdürlükçe
lan kanun lâyihası Nafıa encümeni mazbatasile teklif edilmiş Encümenimizce de yerinde görü­
birlikte encümenimize havale edilmiş olmakla len bu teklif kabul edilmiştir.
idarenin umum müdür vekili ve muhasebe mü­ Bu tadil ile yeniden hazırlanan kanun lâyi­
dürü hazır oldukları halde okundu ve konu­ hası Umumî Heyetin tasvibine konulmak üzere
şuldu : Yüksek,Reisliğe sunulmuştur.
Gerek milletler ve şehirler arası telefon mu­
Reis M. M. Kâtib
haberatının günden güne tevessüü ve gerek İz­
Burdur Trabzon istanbul
mir ve istanbul telefonlarının satın alınmasın­
M. 8. Özkan R. Karadeniz F. Öymen
dan sonra telefon işlerinin çoğalması dolayısile
merkez teşkilâtında telefon işleri reisliği kad­ Çorum Kayseri Kırklareli
rosuna bazı memuriyetlerin ilâvesine ve 3375 E. 8. Akgöl N. Kerven 8. ödül
sayılı kanunla satın alınma mukavelesi tasdik Manisa Mardin Ordu
edilen izmir telefon müdürlüğü kadrosunun-da T. Türkoğlu R. Erten H. Yalman
tesbitine dair olan işbu lâyiha esas itibarile Seyhan Sivas Tokad
Encümenimizce de "kabul edilmiştir. N. Eldeniz R. Çiner 8. Genca
Ancak izmir telefon müdürlüğü kadrosunda Trabzon
eski idareden devredilmiş bazı memurların mu­ 8. Bay

( S. Sayısı : 209 )
— 3—
HÜKÜMETİN TEKLİFİ BÜTÇE ENCÜMENİNİN DEĞİŞTİRİŞİ
Posta, telgraf ve telefon idaresi teşkilât ve Posta, telgraf ve telefon teşkilât kanununa ek
vazifelerine aid 2822 sayılı kanuna ek kanun kanun lâyihası
lâyihası
MADDE 1 — Posta, telgraf ve telefon ida­ MADDE 1 — Aynen
resi teşkilat ve Vazifelerine aid 2822 sayılı ka­
nunun 25 nci maddesine bağlı (1) numaralı cet­
velin telefon işleri ve vilâyetler kısmalarına
bu kanuna bağlı cetvelde derece ve aded ve
maaşları gösterilen memuriyetler ilâve edil­
miştir.
MADDE 2 — Umumî müdürlüğe bağlı ola­ MADDE 2 — Aynen
rak vazife yapacak olan İzmir telefon müdür­
lüğü, kanunun (17) nci maddesinde mevzubahs
vilâyet müdürlükleri sıfat ve salâhiyetini ha­
izdir.
MUVAKKAT MADDE — Bu kanuna bağlı
cetvelin İzmir telefonu kısmındaki memuriyet­
lerde 1938 malî yılı zarfmda icra Vekilleri He­
yeti kararile ücretli Türk veya ecnebi istihdam
edilebilir.
MADDE 3 — Bu kanun 31 mayıs 1938 tari­
hinden muteberdir. MADDE 3 — Aynen

MADDE 4 — Bu kanunun hükümlerini ye­


rine getirmeğe Nafıa vekili memurdur. MADDE 4 — Aynen
5 - V -1938
Bş. V. Ad. V. M. M.V.
C. Boyar Ş. Saraçoğlu K. Özalp
Da.V. Ha.V. Mal. V.
Ş. Kaya Dr. T. B. Araş F. Ağralt
Mf. V. Na. V. lk.V.
S. Ankan A. Çetinkaya Ş. Ke\sebir
S.I.M. V. G. 1. V. Zr.V.
Dr. H. Alataş Bana Tarkan F. Kurdoğlu

( S. Sayısı : 209 )
—4—
CETVEL

D. Memuriyetin nevi Aded Maaş

Telefon işleri
10 Birinci smrf şef 2 35
11 İkinci » » 4 30
12 Birinci smrf memur 4 25
14 ikinci » » 4 20
15 Kâtib 4 17,5

18

Vilâyetler

îzmtir telefon müdürlüğü


5 Müdür 80
7 İşletme âmiri 55
7 Santrallar âmiri 55
7 Şebeke » 55
7 Muhasebeci 55
10 Ayniyat muhasibi 30
12 Memur 25
14 » 20

»9<i

( S. Sayısı : 209 )
S. Sayısı: 210
Türkiye - Yunan dostluk, bitaraflık, uzlaşma ve hakem
muahedenamesi ile samimî anlaşma misakına munzam
muahedenamenin tasdiki hakkında kanun lâyihası ve Ha­
riciye ve Millî müdafaa encümenleri mazbataları (l/l039)

T.C.
Başvekâlet 7 - V - 1938
Kararlar müdürlüğü
Sayı : 6/1928
Büyük Millet Meclisi Yüksek Reisliğine
30 teşrinievvel 1930 tarihli Türk - Yunan dostluk, bitaraflık, uzlaşma ve hakem muahedenamesi
ile 14 eylül 1933 tarihli samimî anlaşma misakına munzam muahedenamenin tasdiki hakkında Ha­
riciye vekilliğince hazırlanan ve İcra Vekilleri Heyetince 6 - V - 1938 tarihinde Yüksek Meclise arzı
kararlaştırılan kanun lâyihası esbabı mucibesile birlikte sunulmuştur.
Başvekil
C. Boyar

' Esbabı mucibe lâyihası


Türkiye ile Yunanistan arasında mevcud sam'imî dostluk bağlarını daha ziyade tekâmül ve
inkişaf ettirmek kasdü niyetile Yunanistanla 30 teşrinievvel 1930 tarihli Türk - Yunan dostluk
bitaraflık, uzlaşma ve hakem muahedenamesile 14 eylül 1933 tarihli samimî anlaşma misakına mun­
zam bir muahedename 10 sene meri olmak üzere ahiren Ankarada içtima eden Balkan misakı
konseyinin içtimai sıralarında parafe edilmiş ve 27 nisan 1938 tarihinde 18 - I I I - 1938 tarih ve
8278 sayılı Heyeti Vekile kararına tevfikan Atinada imza kılınmıştır.
Türkiye ile Yunanistanı teahhüd altında bulunduran iki taraflı ve çok taraflı muahede, anlaşma
ve uzlaşmaları hiç bir suretle ihlâl etmeyecek olan işbu munzam muahedename ile esasen çok sa­
mimî olan 'iki taraf münasebatının daha ziyade inkişaf ve takviyesi ve Türk - Yunan hududlan-
nın daha esaslı bir emniyet altına alınması ve iki memleketin umumî sulh ve sükûn ülküsüne, ve
memleketlerinin dahilî inkişafları için istedikleri huzura ola'n bağlılıklarının bir defa daha teyidi
istihdaf edilmiştir.
Türkçe tercemesile birlikte takdim edilen bu munzam muahedenamenin tasvib ve tasdiki Büyük
Millet Meclisinin yüksek rey ve takdirlerine arzolunur.
— 2—
Hariciye encümeni mazbatası

T. B; M. M.
Hariciye encümeni 28 - V -1938
Esas No. 1/1039
Karar No. 21
Yüksek Reisliğe
30 teşrinievvel 1930 tarihli Türk - Ynan kanun lâyihası Encümenimizce aynen kabul
dostluk, bitaraflık, uzlaşma ve hakem muahede- olunmuş ve havalesi mucibince Millî Müdafaa
namesile 14 eylül 1933 tarihli samimî anlaşma mi- encümenine tevdi buyurulmak üzere yüksek ka­
sakma munzam muahedenamenin tasdiki hakkında tınıza ' sunulmuştur.
Hariciye vekilliğince hazırlanıb Başvekâletin 7 ma­ Hariciye E. Reif îi M. M. N. Kâtib
yıs 1938 tarih ve 6/1928 sayılı tezkeresile Büyük Trabzon Kastamonu Kastamonu
Meclise sunulan kanun lâyihası Encümenimize H. Saka Ş. İlden Ş. İlden
havale buyurulmakla Hariciye vekili Dr. Tevfik Kocaeli îzmir Niğde
Rüştü Araş hazır olduğu halde tedkik ve müta- 8. Yiğit H. Menteşe K. İrdelp
lea olundu: Diyarbakır Erzurum Kars
Esasen mevcud bulunan ve iki memleket ara­ Z. M. Alsan P. Demirhan M. Akyüz
sındaki münasebeti daha ziyade inkişafa hadim Antalya . Elâzığ Tokad
olacağı görülen işbu munzam misaka müteallik Dr, C, Tunca F, Aykaç N. Poroy

Millî Müdafaa encümeni mazbatası

T. B. M. M.
Millî JMüdafaa Encümeni 30 - V -1938
Esas No. 1/1039
Karar No. 66
Yüksek Reisliğe
30 teşrinievvel 1930 tarihli Türk - Yunan kanun lâyihası Encümenimizce aynen kabul edil­
dostluk, bitaraflık, uzlaşma ve hakem muahede- miş olmakla Heyeti Umumiyenin tasvib nazarına
namesi ile 14 eylül 1933 tarihli samimî anlaşma arzolunmak ve müstacelen müzakere edilmek ri-
misakına munzam muahedenamenin tasdiki hak­ easile Yüksek Başkanlığa sunulmuştur.
kında Hariciye vekilliğince hazırlanan ve Yük­
M. M. En. Rs. M. M. Kâ.
sek Meclise arzı kararlaştırılan kanun lâyihası es­
Diyarbakır Erzurum Samsun
babı mucibesile birlikte sunulduğuna dair olub
Gl. K. Sevüktekin Ş. Koçak R. Barkın
Hariciye encümenince müzakere edilerek yazılan
mazbatasile birlikte Encümenimize verilen Başve­ Antalya Erzurum Sinob
kâletin 7 mayıs 1938 tarihli ve 6/1928 sayılı tezke­ C. Mengilibörü A. Akyürek C. K. Incedayı
resi ve bağlı evrakı Hariciye vekili ile M. M. Vekil­ Balıkesir Balıkesir Tekirdağ
liğinden gönderilen memuru huzurile okundu ve C. Esener H. Çarıklı R. Apak
görüşüldü. Tokad Çoruh Kars ,
Esbabı mucibeye ve verilen izahata ve mev­ H. Konay Asım Us H. Kızildoğan
cud bulunan her iki memleket arasındaki güzel Yozgad Manisa Muğla
münasebata ve bunun inkişafına hadim olan işbu Celal Arat K. N, Duru İV. Tuna

(S. Sayîsı: 210)


HÜKtEMjETÎN TBKLÎFÎ
30 teşrinievvel 1930 tarihli Türk - Yunan dost­
luk, bitaraflık, uzlaşma ve hakem muahedenamesi
İle 14 eylül 1933 tarihli samimî anlaşma misakı-
na munzam muahedenamenm tasdikına dair ka
nun lâyihası
MADDE 1 — Türkiye ile Yunanistan arasın­ Hariciye vekili memurdur.
da 27 nisan 1938 tarihinde Atinada imzalanan
6 - V •• 1938
30 teşrinievvel 1930 tarihli Türk % Yunan dost­
luk, bitaraflık, uzlaşma ve hâkem muahedena­ Bş. V. Ad. V. M. M. V.
mesi ile 14 eylül 1933 tarihli samimî anlaşma C. Bayar Ş. Saraçoğlu K. Özalp
misakma munzam muahedename kabul ve tas­ Da. V. Ha. V. Mal. V.
dik edilmiştir. Ş. Kayat Dr. T. R. Araş F. Ağralı
Mf. V. Na. V. Ik. V.
MADDE 2 — Bu kanun neşri tarihinden mu­ S. Arıkan A. -Çetinkaya Ş. Kesebir
teberdir.
S. î. M. V. O. î. V. ZT. V.
MADDE 3 — Bu kanunun ahkâmmı icraya Dr. H. Alataş Bana Varhan F. Kurdoâlu

XS. Sayraı: 210),


_ 4—
30 TEŞRİNİEVVEL .1930 TARİHLÎ TÜRK - YUNAN DOSTLUK, BİTARAFLIK, UZLAŞ­
MA Vil HAKEM MUAHEDENAMESÎ ÎLE 14 EYLÜL 1933 TARÎHLÎ SAMİMÎ ANLAŞ­
MA MtSAKINA MUNZAM MUAHEDANAME

Türkiye ile Yunanistan, kendilerini teyemmünen birleştiren bağlan daha ziyade tekâmül ettir­
mek arzusu ile mütehassis oldukları ve kendilerini mütekabilen teahhüd altında bulunduran iki
taraflı ve, çok taraflı muahede, anlaşma ve uzlaşmaları her hangi bir surette ihlâl etmeyecek
munzam bir muahedename akdini arzu ettikleri eihetle aşağıdaki hükümleri kararlaştırmışlardır:

Birinci madde , *
îki Yüksek Âkid Taraftan biri, bir veya bir kaç Devlet tarafından sebebiyet verilmeyen bir
taarruza uğradığı takdirde diğer Yüksek Âkid Taraf, mezkûr Devlet veya Devletlerin asker­
lerini, silâhlarını, harb mühimmatlarını geçirmek veya erzak, hayvanat ve saire tedarik etmek
ve nihayet ricat halindeki ordularını geçirmek' veyahud askerî keşiflerde bulunmak üzere
kendi topraklarından istifade etmesine icabında silâhla mümanaat ederek bitaraflığını muhafaza
etmeği teahhüd eder.

ikinci madde
îki Yüksek Âkid Taraftan biri üçüncü bir veya bir kaç Devlet tarafından hasmane bir ha­
rekete uğradığı takdirde, diğer Âkid Taraf vaziyete çare bulmak üzere bütün gayretlerini sarf ey­
leyecektir. Bu gayretlere rağmen muharebe bir emri vaki olacak olursa, her iki Âkid Taraf,
kendi yüksek menfaatlerine uygun bir hal suretine vâsıl olmak maksadile vaziyeti hayırhahane bir
zihniyet ve itina ile tekrar tedkik etmeği teahhüd ederler.

i ' Üçüncü madde


îki Yüksek Âkid Taraf, kendi toprakları üzerinde diğer memleketin huzur ve emniyetini boz­
mak veya Hükümetini değiştirmek maksadını güden teşekkül ve tecemmülerin vücud bulmasına
ve ikametine ve yine diğer memlekete karşı propaganda veyahud her hangi başka bir vasıta ile
mücadele tasavvurunda bulunan şahıs veya tecemmülerin ikametine asla meydan vermemeği teah­
hüd ederler.

Dördüncü madde
Yüksek Âkid Taraflar karşılıklı, iki veya bir çok taraflı olmak üzere akdettikleri halen meri
teahhüdlerinin işbu muahedename hükümlerinden ayrı olarak tesirlerini tamamile icraya devam
edeceğini kararlaştırmışlardır. • •* - . • . , , .

Beşinci madde
Tasdiknamelerin teatisi tarihinden itbaren meriyete girecek olan işbu muahedename, on sene müd­
detle akdolunmuştur. înJkrzasından bir sene evvel Yüksek Âkid Taraflardan hiç biri canibinden fes­
hedilmediği halde ayni müddetle meri kalacak ve hep bu suretle devam eyleyecektir.
Yüksek Âkid Taraflar, 30 teşrinievvel 1930 tarihli Türk - Yunan dostluk, bitaraflık, uzlaşma ve
hakem muâhedenamesi ile 14 eylül 1933 tarihli samimî anlaşma misakmın, meriyet müddetine
müteallik hükümlerine rağmen, işbu muahede gibi ayni müddet zarfında meri olacağını kararlaştır­
mışlardır.

( S . Sayısı: 210)

You might also like