Professional Documents
Culture Documents
ÜNİTE
Bu üniteyi çalıştığınızda:
- Mustafa Kemal Paşa’nın nasıl Milli Mücadele’in lideri haline geldiğini anlayabilecek,
- Mustafa Kemal Paşa’nın Milli Mücadele’nin hazırlıklarını nasıl başlattığını açıklayabilecek,
- Kongrelerin Milli Mücadele’deki yerini tanımlayabilecek,
- Kurtuluş Savaşı’nın hazırlıkların hangi aşamalardan geçilerek gerçekleştiğini
anlatabileceksiniz.
*AİİT-1 dersinin bu ünitesi Öğr. Gör. Dr. N. Selcen Korkmazcan tarafından hazırlanmıştır.
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 158
GİRİŞ
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 159
A. Mustafa Kemal Paşa’nın Mondros Ateşkes Antlaşması’na Bakışı
Mustafa Kemal Paşa, Mondros Ateşkes Antlaşması ile ilgili olarak Osmanlı Devleti’nin
kendisini kayıtsız şartsız düşmanlara teslim etmeye razı olduğu düşüncesini taşımıştır.
Antlaşma’nın 10. Maddesine göre Toros Tünelleri’nin İtilaf Devletleri’nce işgal edileceği ve 16.
Maddede yer alan Kilikya’daki birliklerin geri çekilmesi zorunluluğunu değerlendirmiş ve
sanılanın aksine İtilaf Devletleri’nin iyi niyetli bir ateşkes hazırlamamış olduklarını ve fırsat
bulduklarında işgal bölgesini genişleteceklerini anlamıştır. Bu düşünceyle hareket eden Mustafa
Kemal Paşa, Sadrazam Ahmet İzzet Paşa’ya 5 Kasım 1918’de yazdığı telgrafta, öngörüsüyle
birlikte, mücadele edilmesi gerektiğini belirten şu satırlara da yer vermiştir: “…tedbirler
alınmadıkça, orduları terhis edecek ve İngilizler’in her dediklerine boyun eğecek olursak,
ihtirasatın önüne geçmeye imkân olmayacaktır.”
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 160
sonra istifa etmiştir. İstanbul’daki siyasi karışıklık ve uluslararası baskılar artarak devam
etmiştir.
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 161
• Dönemin başarılara imza atmış ünlü komutanlarından biri olması,
• İstanbul’a geldiğinde Padişah ve devlettin üst tabakalarında güven veren bir izlenim
bırakmış olması,
Mayıs ayının ilk haftası içinde tayin işleri tanımlanan Mustafa Kemal Paşa’ya
hükümetçe geniş yetkiler verilmiştir. Merkezi Sivas’ta bulunan Albay Refet Bey
komutasındaki 3. Kolordu ile merkezi Erzurum’da bulunan Kazım Karabekir Paşa
komutasındaki 15. Kolordular doğrudan müfettişlik emrine verilmiştir. Bunların dışında
müfettişlik bölgesine yakın olan birliklere ve valiliklere de bildirimde bulunabilme hakkı
tanınmıştır. Bu geniş yetkiyle, Mustafa Kemal Paşa’nın yetki bölgesi Trabzon, Erzurum,
Sivas, Van, Erzincan, Samsun Kayseri, Ankara, Kastamonu, Maraş, Diyarbakır, Bitlis ve
Elazığ illerini de içine almıştır.
• Asker toplamak gibi faaliyetlere engel olmak, asayişi bozmaya yönelik olaylara fırsat
vermemek.
Mustafa Kemal Paşa, 16 Mayıs 1919'da karargâhına almak üzere seçtiği ve aralarında
Miralay Kazım Bey (Dirik), Miralay Refet Bey (Bele) ve Dr. Refik Bey’in (Saydam) de
bulunduğu 18 kişilik heyetiyle birlikte Galata Rıhtımı’ndan sandalla geçiş yaptığı Bandırma
Vapuru ile İstanbul'dan ayrılmıştır. Mustafa Kemal Paşa’nın gerçekleştirmek istediği “Türk
halkını, tehlikelere karşı uyarıp halkı örgütlemek ve bağımsızlık mücadelesini başlatarak
kayıtsız şartsız ulus egemenliğine dayanan tam bağımsız bir Türk devleti kurmak”tır.
19 Mayıs 1919 günü Mustafa Kemal Paşa Samsun’a gelmiş ve hemen çalışmalara
başlamıştır. Tümen ve Jandarma Komutanları ile görüşüp mevcut durum ve Pontusçu
Rumların faaliyetleri hakkında bilgi almıştır. Bazı askeri ve idari görev değişikliklerinin
yapılmasını sağlamıştır.
Atatürk’ün Nutuk adlı eseri, 19 Mayıs 1919 tarihinin Milli Mücadele’deki önemine
atfen Atatürk’ün 19 Mayıs 1919 günü bulunulan durumu tasviriyle başlamıştır. Atatürk, şöyle
demiştir:
"1919 yılı Mayısının 19 uncu günü Samsun'a çıktım. Genel durum ve görünüş: Osmanlı
Devleti'nin içinde bulunduğu topluluk, Genel Savaşta yenilmiş, Osmanlı ordusu her yanda
zedelenmiş, koşulları ağır bir Ateşkes Anlaşması imzalanmış. Büyük Savaşın uzun yılları
boyunca, ulus yorgun ve yoksul bir durumda. Ulusu ve yurdu Genel Savaşa sürükleyenler,
kendi başlarının kaygısına düşerek, yurttan kaçmışlar. Padişah ve Halife olan Vahdettin,
soysuzlaşmış, kendini ve yalnız tahtını koruyabileceğini umduğu alçakça yollar araştırmakta.
Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki Hükümet, güçsüz, onursuz, korkak, yalnız padişahın
isteklerine uymuş ve onunla birlikte kendilerini koruyabilecek herhangi bir duruma boyun
eğmiş.
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 163
İtilâf devletleri, Ateşkes Anlaşması hükümlerine uymayı gerekli görmüyorlar. Birer
uydurma bahane ile İtilaf donanmaları ve askerleri İstanbul’da. Adana iline Fransızlar; Urfa,
Maraş, Antep’e İngilizler girmişler. Antalya ile Konya’da İtalyan birlikleri, Merzifon’la
Samsun’da İngiliz askerleri bulunuyor. Her yanda yabancı devletlerin subay ve memurları ve
özel adamları çalışmakta. Daha sonra, sözümüze başlangıç olarak aldığımız tarihten dört gün
önce, 15 Mayıs 1919 da İtilaf devletlerinin uygun bulmasıyla Yunan ordusu İzmir’e
çıkarılıyor.
Bundan başka, yurdun dört bir bucağında Hıristiyan azınlıklar, gizli, açık, özel istek ve
amaçlarının elde edilmesine, devletin bir an önce çökmesine çalışıyorlar...”
Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a çıkışından sonra 22 Mayıs 1919’da Harbiye Nezareti'ne
gönderdiği ilk raporda;
Mustafa kemal Paşa’nın Ordu Müfettişi ünvanıyla, bu rapordan sonra yazdıkları da aynı
mahiyette olmuştur. 15 Mayıs 1919'da Yunanlılar tarafından gerçekleştirilen İzmir'in işgalinin
hiçbir haklı gerekçesinin bulunmadığını, olayın hükümetçe her platformda, özellikle İtilaf
Devletleri nezdinde protesto edilmesini ve işgalin bertaraf edilmesi için gerekli önlemlerin
derhal alınması gerektiğini belirtmiştir.
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 164
depolanması gibi görevlerin yerine getirilmediğini de gördükten sonra Mustafa Kemal
Paşa’nın İstanbul’a geri çağrılmasını istemeye başlamışlardır. Amacının kolaylıkla
anlaşılacağının farkında olan Mustafa Kemal Paşa, İngilizlerin yoğun bulunduğu Samsun'da
faaliyetlerini sürdüremeyeceğini anlamış ve karargâhını 25 Mayıs 1919’da Havza'ya
taşımıştır.
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 165
• Ülke bütünlüğünün korunabilmesi için ulusal tepkilerin daha canlı şekilde
gösterilmesi ve sürdürülmesi gerektiğini,
• Bir hafta içinde yabancı işgalinin, köyler dahil her ilde mitingler düzenlenmesi,
protesto yürüyüşleri yapılması, büyük devletlerin temsilcileri ve İstanbul
Hükümeti’ne telgraf gönderilmesiyle karşılık bulması gerektiğini,
• Ulusal amaca hizmet eden her tür faaliyetin desteklenmesini, ancak toplum
psikolojisinden doğabilecek taşkınlıklara, özellikle Hristiyanlara karşı kırıcı
olabilecek davranışlara izin verilmemesini istemiştir.
Mustafa Kemal Paşa, 3 Haziran 1919’da askeri ve idari birimlere telgraflar göndererek
Paris Barış Konferansı’na gidecek heyetin milli vicdanın sesine uygun hareket etmesinin
zorunlu olduğunu ve Türk milletinin haklarını korumak için adım atmak zorunda olduğunu
ifade etmiştir.
E. Amasya Genelgesi
Mustafa Kemal Paşa’nın Havza Genelgesi ile halkı mücadeleye davet ettikten sonra
İstanbul’a geri çağrılması, kendisi ve yakın çalışma arkadaşlarını, ülke gerçeklerini halka ve
orduya daha etkileyici bir şekilde ve hızlıca duyurmaya yöneltmiştir. Mustafa Kemal Paşa,
beraberindeki Refet Bey ile beraber 12 Haziran 1919’da Havza’dan Amasya’ya geçmiştir.
Burada Ali Fuat Paşa ve Rauf Bey ile buluşan Mustafa Kemal Paşa, Erzurum’daki Kazım
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 166
Karabekir Paşa ve Konya’daki Mersinli Cemal Paşa ile haberleşerek ve bu isimlerin desteğini
alarak esaslarını hazırladığı ve yaveri Cevat Abbas Bey’e yazdırdığı Amasya Genelgesi’ni 22
Haziran 1919‘da tüm ilgililere duyurmuştur. Amasya Genelgesi, Mustafa Kemal Paşa’nın
Anadolu’ya çıkışından itibaren askeri ve idari yetkililere gönderdiği telgraflarda vurguladığı
ve halka ilan ettiği esasların bir karar olarak ifade edilmesidir.
• Milletin içinde bulunduğu durumu anlatmak ve haklı sesini duyurmak için her türlü
baskıdan uzak bir milli heyetin kurulması gereklidir.
• Bunun için Anadolu’nun her bakımdan en güvenilir yeri olan Sivas’ta bir milli
kongrenin toplatılması kararlaştırılmıştır.
• Bunun için bütün illerin her sancağından, milletin güvenini kazanmış üç temsilcinin
hemen yola çıkması gerekmektedir.
• Her ihtimale karşı bu durum, milli sır olarak saklanmalı, delegeler gereken yerlere
kimliklerini gizleyerek gelmelidirler.
• Doğu illeri adına 10 Temmuz’da Erzurum’da bir kongre toplanacaktır. O güne kadar
öteki il delegeleri Sivas’a ulaşabilirlerse, Erzurum’da toplanan delegeler de
Sivas’taki genel kongreye katılmak için yola çıkarlar.
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 167
Resim 2: Amasya Genelgesi’nin hazırlandığı Saraydüzü Kışlası
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 168
1. Amasya Genelgesi’nin Önemi ve Sonuçları
• Neden mücadele edilmesi gerektiği ve bunun ne şekilde yapılacağı ilk kez bu belge
ile ifade edilmiştir.
• Milli bir kurulun gerekliliğinden söz etmesi ile de “yeni bir devlet”in kuruluşuna
işaret etmektedir.
23 Haziran 1919’da İçişleri Bakanı Ali Kemal Bey, valiliklere yolladığı gizli bir
genelgede Mustafa Kemal Paşa’nın İngiliz Fevkalade Komiseri’nin isteği doğrultusunda
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 169
görevden azledildiğini, resmi bir sıfatı kalmadığı için emirlerinin dinlenmemesi gerektiğini
ilan etmiştir. Ancak Ali Kemal Bey, bu genelgeyi yazdıktan 3 gün sonra istifa ettiğinden,
İçişleri Bakanı’nın yayınladığı genelge Hükümetçe teyit edilmemiştir. Bu durum, Mustafa
Kemal Paşa’nın zaman kazanarak bir süre daha müfettişlik yetkilerini kullanmasına imkân
tanımıştır.
Mustafa Kemal Paşa, Amasya Genelgesi’nde vurgulanmış olduğu gibi, doğudaki milli
direnişi toparlayıp Sivas Kongresi’nin ilk basamağını oluşturmak için 26 Haziran 1919’da
Erzurum’a doğru hareket etmiştir. Sivas’tan geçerken, İçişleri Bakanı Ali Kemal Bey’in emri
doğrultusunda kendisini görevinden almak için çalışan Elazığ Valisi Ali Galip ile görüşmüş
ve onun bu girişimine engel olmuştur. Böylece, İstanbul Hükümeti’nin Anadolu’da başlayan
faaliyetleri Mustafa Kemal Paşa’yı tutuklayarak lidersiz bırakıp engelleme girişimi sonuçsuz
kalmıştır. Mustafa Kemal Paşa, Erzincan’dayken, Padişah’tan İstanbul’a geri dönmesinin
beklendiğini vurgulayan bir telgraf almış, ancak görevinden ayrılmayacağı cevabını vererek
zaman kazanmaya çalışmıştır. 3 Temmuz 1919’da Erzurum’a ulaşan Mustafa Kemal Paşa,
faaliyetlerini burada sürdürmüştür. 7 Temmuz 1919’da Anadolu ve Rumeli’deki ordu ve
kolordu komutanlıklarına hazırladığı genelgeyi göndermiştir. Genelgede şu ifadeler yer
almıştır:
“ Bağımsızlığımızı korumak için derlenip kurulmuş olan ulusal güçlere hiçbir yönde
karışılamaz ve saldırılamaz. Devlet ve ulusun geleceği, ulusal iradeye bağlı ve onun
egemenliği altındadır. Ordu da bu iradeye bağlı ve onun hizmetindedir.
Ülkemizi kolaylıkla ele geçirmek amacına yönelik olarak İtilâf Devletleri tarafından yapılan
baskı sonucu, hükûmet herhangi bir askerî veya ulusal örgütümüze dağılma emri verirse,
kabul edilmeyecek, uygulanmayacaktır.
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 170
İstekleri ve amacı ulusal bağımsızlığı sağlamaya yönelik olan Ulusal Hakları Savunma ve
İzmir’in Yunanistan’a Katılmasını Reddetme derneklerinin ve bunların girişimlerinin bozulup
dağılmasına yol açacak herhangi bir etki ve karışmayı ordu, kesin olarak önleyecektir.
Devlet ve ulusun bağımsızlığını sağlama yolunda, bütün sivil devlet görevlileri, Ulusal
Hakları Savunma ve İzmir’in Yunanistan’a Katılmasını Reddetme derneklerinin, ordu gibi,
yasal yardımcılarıdır.
Vatanın herhangi bir bölgesine, saldırılırsa, bütün ulus, haklarını savunmaya hazır
bulunduğundan bu gibi olaylar çıkınca işbirliği için derhal her taraf birbirine en süratli
şekilde haber vererek işbirliği sağlanacaktır.”
Ülkenin düşmüş olduğu durumdan kurtulabilmesi için güçlü bir yetki ile Anadolu’ya
geçmeyi başarabilen ve bu güçlü yetkinin Milli Mücadele için itici güç olacağını düşünen
Mustafa Kemal Paşa, artık hiçbir resmi yetkisi, gücü olmayan sıradan bir vatandaş olmuştu.
İçinde bulunduğu ümitsiz durumdan nasıl sıyrıldığını, gücü nereden bulduğunu Nutuk’ta şu
şekilde ifade etmiştir: “Durumu, ordulara ve ulusa kendim bildirdim. Bu tarihten sonra resmi
görev ve yetkilerden sıyrılmış olarak, yalnız milletin sevgi ve fedakârlığına güvenerek ve onun
tükenmez feyiz ve kudret kaynağından ilham ve güç alarak vicdani görevimizi yapmaya devam
ettik.”
Mustafa Kemal Paşa, Erzurum’a geldiğinin ilk günlerinde, Kolordu Komutanı Kazım
Karabekir Paşa, Rauf Bey, Süreyya Bey, Kazım Bey, Kurmay Hüsrev Bey, Doktor Refik Bey,
Münir Bey ve Mazhar Müfit Bey ile gerçekleştirdiği toplantıda son nefeslerine kadar
çalışmanın gerekli olduğunu, yüreğinde bu gücü duymayanların işe girişmemelerinin daha iyi
olacağını anlatmıştır. Görevden alınmasıyla, her türlü sonuçla karşı karşıya bulunduğunu,
kendisiyle işbirliği yapmanın o sonuçları kabul etmek anlamına geleceğini belirtmiştir.
Yaşanan gelişmelere karşın, resmen müfettişlik görevi ve askerlikten istifa ettiği kritik
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 171
dönem, Kazım Karabekir Paşa’nın üniformasıyla gelip asker selamını vererek “Hepimiz
emrinizdeyiz Paşam” sözleriyle bağlılığını bildirmesi ve diğer komutanlar ve arkadaşlarının
da onu takip etmesiyle atlatılmıştır. Atatürk’ün askerlikten ayrılması sonrasındaki bu gelişme,
hayatının da Milli Mücadele’nin de dönüm noktalarından biridir. Kazım Karabekir’in devamı
gelen bu tavrı Mustafa Kemal Paşa’nın milli hareketin lideri olarak benimsendiğinin
göstergesi olmuştur.
G. Erzurum Kongresi
Vilayâtı Şarkiye Müdafaai Hukuku Milliye Cemiyeti’nin 3 Mart 1919’da açtığı Erzurum
şubesi, Trabzon şubesiyle birlikte 10 Temmuz 1919’da Doğu illeri kongresi toplamaya karar
vermiştir. Mustafa Kemal Paşa, Haziran ayında Amasya’da bulunduğu sırada Cemiyet’in doğu
illerine yaptığı Erzurum’a delege gönderme çağrısı ilk etapta yeterli karşılığı bulmamıştır.
Ancak, Mustafa Kemal Paşa’nın çabasıyla çağrı Amasya Genelgesi’nde tekrarlanmış ve bu kez
yeterli sayıda delege toplanabilmiştir. Erzurum’dan 24, Trabzon’dan 17, Sivas’tan 10, Bitlis’ten
3 ve Van’dan 2 delegenin katılımıyla planlanan günden 13 gün sonra, 23 Temmuz 1919 günü
Erzurum Kongresi başlamıştır.
Mustafa Kemal Paşa ve Rauf Bey istifa eden Erzurum temsilcileri emekli Binbaşı Kazım
ve Dursunbeyzade Cevat Beyler yerine kongreye katılmış ve Mustafa Kemal Paşa başkan
seçilmiştir. Mustafa Kemal Paşa, kongre üyelerine “Tarih ve olayların sürükleyişi ile, içine
düşülen kanlı ve kara tehlikeleri görmeyecek ve bundan coşup kabarmayacak hiçbir yurtseverin
düşünülemeyeceğine” vurgu yaparak, Mondros Ateşkes Antlaşması hükümlerine aykırı olarak
yapılan saldırı ve işgallerden söz etmiştir. Ülkenin içinde bulunduğu durumu detaylarıyla
anlatarak, millet aleyhine alınan kararların iflasa mahkûm olduğunu belirtmiştir. Ulusun
kaderini elinde bulunduran bir ulusal iradenin ancak Anadolu’dan çıkabileceğini belirtmiştir.
Ulusal iradeye dayanan bir millet meclisi oluşturulmasını ve gücünü millet iradesinden alacak
bir hükümetin oluşturulmasını yapılacak ilk iş olarak göstermiştir.
14 gün süren Erzurum Kongresi’nin ardından alınan kararlar bir bildiriyle yayınlanmıştır.
Bildiride, Milli Mücadelenin temel ilkelerini belirleyen şu kararlar yer almıştır:
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 172
• Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı ve Osmanlı Hükümeti’nin dağılması
halinde bütün millet birlikte direnecek ve hakkını savunacaktır.
Doğu Anadolu’daki direniş örgütleri “Doğu Anadolu Müdafaayı Hukuk Cemiyeti” adı
altında bir araya getirilmiştir. Erzurum Kongresi’nin aldığı kararları uygulamak üzere derneğin
yürütme kurulu olarak belirlenen 9 kişilik Temsil Heyeti, Mustafa Kemal Paşa’nın
başkanlığında oluşturulmuştur. Heyette Eski Bahriye Nazırı Rauf Bey, Eski Erzurum Mebusu
Raif Efendi, Eski Trabzon Mebusları İzzet Bey ve Servet Bey, Şeyh Fevzi Efendi, Eski Beyrut
Valisi Bekir Sami Bey, Eski Bitlis Mebusu Sadullah Efendi ve Aşiret Reisi Hacı Musa Bey yer
almışlardır. Seçilen heyet üyeleri yeterince bir araya gelip çalışma fırsatı bulamamış, İzzet,
Servet ve Hacı Musa Beyler ve Sadullah Efendi hiç toplantılara katılmamışlarsa da Mustafa
Kemal Paşa, Rauf Bey ve Bekir Sami Bey, Meclisi Mebusan açılıncaya kadar birlikte
çalışabilmişlerdir.
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 173
“Milli irade” ve “Kuvayı Milliye” kavramları kullanılmış, ilk kez Temsil Heyeti ile bir çeşit
geçici hükümet kurulmuş, ilk kez manda ve himaye reddedilmiştir. Kongrede “her türlü işgale
karşı tavır alınacağının” hükme bağlanması, ulusal harekete büyük katkı sağlamıştır. Alınan bu
karar ulusal nitelikte bir kongre olan Sivas Kongresi’nin toplanmasına, Misak-ı Milli ilkelerinin
tespit edilmesine ve Ankara’da bir Meclis’in kurulmasına giden yolu açmıştır. Daha sonra
imzalanacak olan Mudanya ve Lozan Antlaşmalarının tam bağımsızlığı savunan ilkeleri de ilk
kez Erzurum Kongresi’nde ifade edilmiştir.
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 174
Temsil Heyeti Başkanı Mustafa Kemal Paşa, Sivas Kongresi’ni toplamak üzere Erzurum’dan
ayrılmıştır.
Mustafa Kemal Paşa, Erzurum’dan ayrılmadan önce, İbrahim Süreyya ve Mazhar Müfit
Bey ile oturmuş, zaferden sonra olacakları öngörerek Mazhar Müfit Bey’den not defterini
getirmesini istemiştir. Sonrasını Mazhar Müfit Bey anılarında şu şekilde anlatmıştır:
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 175
Şapka inkılâbını ilân etmiş olarak Kastamonu’dan dönüyordu. Ankara’ya döndüğü
anda otomobille eski Meclis binası önünden geçiyor, ben de kapı önünde bulunuyordum.
Manzarayı görünce gözlerime inanamadım. Kendisinin ve yanında oturan Diyanet İşleri
Başkanı’nın başında birer şapka vardı. Kendisi neyse ne? Fakat, kendisini karşılamaya
gelenler arasında bulunan Diyanet İşleri Başkanına da şapkayı giydirmişti. Ben hayretle bu
manzarayı seyrederken, otomobilini durdurttu, beni yanına çağırdı ve birden:
- Azizim Mazhar Müfit Bey, kaçıncı maddedeyiz? Notlarına bakıyor musun?
deyiverdi.”
Mustafa Kemal Paşa’nın daha Milli Mücadele’nin hazırlık aşamasında,
Erzurum’dayken zafere olan inancını ifade eden bu satırlar, aynı zamanda öngörüsünün ne
kadar yerinde olduğunu da göstermesi açısından önem taşımaktadır.
H. Sivas Kongresi
Sivas Kongresi, Anadolu'da başlayan Milli Mücadele hareketinin Amasya Genelgesi ile
kararlaştırdığı ulusal bir kongreydi. Ancak işgalci güçlerin baskıları, İstanbul Hükümeti'nin
olumsuz tutumu ve basında Anadolu haberlerine uygulanan sansür gibi sebeplerden ötürü,
ulusal girişim Türk milletine gerektiği ölçüde ulaştırılamamıştır. İstanbul Hükümeti’nden
gelen tehditler, işgal alanının genişlemesi, Sivas’ın güvenlik sorunları olduğuna dair
söylentiler ve maddi olanaksızlıklar da Kongre’nin toplanmasından önce ortaya çıkan
olumsuz gelişmelere yenilerini eklemiştir. Bu sebeplerle, planlandığından daha geç başlayan
Sivas Kongresi’ne katılım beklenenin altında olmuş ve altısı Erzurum Kongresi’nde
belirlenen Temsil Heyeti üyesi olmak üzere toplam 38 üye katılabilmiştir.
Sivas Kongresi’nin daha başında Mustafa Kemal Paşa’nın başkanlığa seçilmesine itiraz
eden bir grup şiddetli tartışmalara sebebiyet vermiştir. Oy çokluğuyla Mustafa Kemal
Paşa’nın başkan seçilmesiyle tartışmalar bitmemiştir. İttihatçı olunup olunmadığı, padişaha
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 176
çekilecek olan bağlılık telgrafının içeriği, kongrenin siyasetle uğraşmaması gerekliliği
konularında da tartışmalar devam etmiştir. Ancak kongre süresince en önemli ve en şiddetli
tartışma “manda” konusunun kurtuluş çaresi olarak ortaya atılmasıyla yaşanmıştır. Erzurum
Kongresi’nde “manda ve himayenin asla kabul olunmayacağı” kararı alınmış olmasına
rağmen yeniden gündeme getirilmesi ve manda sorununu gündeme getirenler arasında Rauf
Orbay, Refet Bele, İsmail Fazıl Canpolat, İsmail Hami Danişment, Bekir Sami, Kara Vasıf
gibi Mustafa Kemal Paşa’ya yakın olan kişilerin bulunması konuyu daha da sıkıntılı hâle
getirmiştir. Bu isimler, ülkenin siyasi ve ekonomik anlamda çok zayıf olduğunu öne sürerek
Amerikan mandasını savunmuşlardır. Manda fikrini savunanların çoğunun İstanbul’dan gelen
delegeler olmaları başkentin siyasi istikrarsızlığı sebebiyle bu görüşe yakın olunmasıyla
açıklanabilir. Anadolu’dan gelen delegeler, manda ve himayeyi reddederek ABD’den
Türkiye’nin koşullarını yerinde incelemesi için bir heyet talep edilmesini öne sürmüşlerdir.
Manda sorunu, Amerikan Senatosu’na manda ve himaye değil, adil bir barış için destek
bekleyen bir mektup gönderilmesi kararıyla çözülmüştür.
1 - 30 Ekim 1918 tarihinde sınırlarımız içinde kalan ve Müslüman çoğunluğu oturan Osmanlı
topraklarının bölümleri birbirinden ve Osmanlı topluluğundan ayrılamaz bir bütün
oluşturur.
3 - Osmanlı topraklarının bir parçasını işgale ve özellikle bağımsız birer Rumluk ve Ermenilik
kurulması amacına yönelik davranışlara karşı Aydın, Manisa ve Balıkesir cephelerindeki
ulusal savaşımlarda olduğu gibi elbirliğiyle savunma ve karşı koyma ilkesi kabul
edilmiştir.
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 177
4 - Öteden beri aynı vatan içinde birlikte yaşadığımız Müslüman olmayan tüm unsurların her
türlü uyrukluk hakları bütünüyle saklı olduğundan, bu unsurlara siyasi egemenliğimizi ve
sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilmesi kabul edilmeyecektir.
5 - Osmanlı hükümeti bir dış baskı karşısında memleketimizin herhangi bir parçasını gözden
çıkarıp bırakmak zorunda kalırsa hilâfetle saltanatın ve vatanla milletin dokunulmazlığını
ve bütünlüğünü sağlayacak her türlü önlemler ve kararlar alınmıştır.
7 - Milliyet ilkelerine saygılı olan ve memleketimize karşı saldırı ve yayılma amacı gütmeyen
herhangi bir devletin teknik, endüstriyel ve ekonomik yardımından memnun oluruz.
9 - Vatan ve milletimizin karşı karşıya bulunduğu kıyım ve acılar ile hepsi aynı amaçla
milletin vicdanından doğan yurtçu ve milliyetçi derneklerin birleşmesinden oluşan genel
topluluk "Anadolu ve Rumeli Müdafaayı Hukuk Derneği" adını almıştır. Bu dernek her
türlü particilik akımlarından ve kişisel hırslardan uzaktır. Bütün Müslüman
vatandaşlarımız bu derneğin doğal üyesidir.
10 - Anadolu ve Rumeli Müdafaayı Hukuk Derneğinin 4 Eylül 1919 tarihinde Sivas şehrinde
toplanan Genel Kongresi tarafından kutsal amacı gütmek ve genel örgütü yönetmek için
bir "Temsilci Kurul" seçilmiş ve köylerden il merkezlerine kadar bütün ulusal örgütler
güçlendirilmiş ve birleştirilmiştir.
Kongre kararları, bütün ulusun kurtuluş çarelerini kapsaması bakımından büyük önem
taşımaktadır. Alınan kararlar bir süre sonra, bazı küçük değişikliklerle İstanbul Mebusan
Meclisi’nde Misak-ı Milli adı altında onaylanmıştır. Her şeyden önce, bir milletin var
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 178
olduğunu kabul eden kongre, millet iradesine mutlak üstünlük tanıyarak, Padişah dahil,
herkesin, bu iradeye tabi bulunduğunu açık olarak ifade etmiştir.
Kongre’nin son günü kabul edilen bildiride, ülkenin parçalanmaz bir bütün olduğu
kararında ülkenin sınırı olarak, Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalandığı tarihteki sınır
ifade edilmiştir. Ülkenin ayrılmaz bir bütün olduğu vurgulanmış, Kuvayı Milliyeyi etkin
kılınması, millet iradesinin hakim kılınmasının esas olduğu hatırlatılmıştır. İşgale uğrayan
vatanın hep birlikte savunulacağı, azınlıklara denge bozucu ayrıcalıklar verilmeyeceği
belirtilmiştir. Milli Meclis'in bir an önce toplanması ve milletin geleceğinin bu meclisin
kontrolüne bırakılması gerektiği, Kongrenin seçtiği Temsil Heyeti’nin Meclis açılana kadar
vaziyeti idare edeceği vurgulanmıştır. Milli cemiyetler, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti adıyla tek bir isim ve amaç etrafında birleştirilmiş, cemiyetin köylere kadar
teşkilatlanacağı belirtilmiştir.
Sivas’ta, Erzurum’da seçilen Temsil Heyeti muhafaza edilmiş ve 9 olan üye sayısı,
yurdun diğer bölgelerinden seçilen yeni üyelerle 16’ya çıkarılarak Anadolu ve Rumeli
Müdafaai Hukuk Cemiyeti’nin Temsil Heyeti haline getirilmiştir. Mustafa Kemal Paşa
başkanlığında olan ve ülkenin tamamını temsil edecek 16 kişilik Temsil Heyeti hemen göreve
başlamıştır. Kongre kararlarında da belirtildiği gibi heyet, en azından Milli Meclis açılıp işleri
tam olarak ele alıncaya kadar, millet adına kendini milletin işlerine yetkili kılmış, yani bir
nevi yürütme organı olarak görev yapmıştır. Bunun en iyi örneği Ali Fuat Paşa’nın 9 Eylül
1919’da Batı Anadolu’daki Kuvayı Milliye birliklerine komutan olarak atanmasıdır.
Milli Mücadele’nin ilk yayın organı olan “İrade-i Milliye” Mustafa Kemal’in çabaları
ile 14 Eylül 1919 günü Sivas’ta çıkmaya başlamıştır. Mustafa Kemal Paşa, halkı örgütleme
konusunda büyük yeri olduğunu bildiği basına önem verilmesi gerektiğini düşünerek, Sivas
Kongresi’nde gazete çıkarmak gerektiği düşüncesini paylaşmıştır. Sivas Valisi İsmail Hami
Bey ise hazırlanacak gazetenin Sivas Vilayet Matbaasında bastırma görevini üstlenmiştir.
Gazete, Temsil Heyeti sesini kamuoyuna daha iyi duyurabilmek amacını görev edinmiştir.
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 179
Resim 3: İrade-i Milliye Gazetesi’nin 14 Eylül 1919 Tarihli İlk Sayısı
Kongrenin sabote edilmesi için çeşitli yollar deneyen, ancak başarılı olamayan Damat
Ferit Paşa Hükümeti’ne karşı Temsil Heyeti'nin tavrı, Anadolu'nun İstanbul ile haberleşme
olanaklarını kesmek şeklinde olmuştur. Meşru bir hükümet göreve gelinceye kadar bir baskı
unsuru olarak değerlendirilen bu kararın yanında İstanbul’a baskı yapılması da
sürdürülmüştür. Bu baskıların sonucunda Damat Ferit Paşa istifa etmek zorunda kalmıştır.
Damat Ferit Paşa’nın istifasının ardından Anadolu'da yürütülen faaliyetlere sıcak bakan Ali
Rıza Paşa 2 Ekim 1919’da hükümet kurmuştur. Bu gelişme, Anadolu'da yürütülmekte olan
milli hareketin gücünü göstermiştir ki, bir süre sonra Temsil Heyeti kendi şartlarını kabul
ettirmek için İstanbul hükümeti ile görüşmeler yapacak bir güce erişmiştir. Sivas Kongresi,
ulusal mücadelenin ve Mustafa Kemal Paşa’nın gücünü artırmış ve bu gücü yurt geneline
duyurmuştur.
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 180
İ. Diğer Kongreler
16-25 Ağustos 1919 tarihleri arasında yine Hacım Muhittin Bey'in öncülüğünde
Alaşehir'de geniş çevrelerden katılımlı bir kongre düzenlenmiştir. Kongrede, Erzurum
Kongresi’nde oluşturulan Temsil Heyeti ile ilişki kurulmasına ve Sivas Kongresi’ne temsilci
gönderilmesine karar verilmiştir. 20 Ağustos'ta ilan edilen beyannamede Yunan zulmüne
karşı mücadeleye devam etme zorunluluğu vurgulanmıştır. Kongrenin milli amaçla toplandığı
ve karar aldığı, kongreyi düzenleyenlerin saltanata bağlı olduğu, particilik ve siyasetle
ilişkilerinin olmadığı, tek amaçlarının karşı karşıya kalınan zorlu durumdan bölgelerini ve
ülkeyi kurtarabilmek olduğu açıklanmıştır. Erzurum'da bulunan Kâzım Karabekir Paşa 24
Ağustos 1919’da, bu kongrenin toplanmasından duyduğu memnuniyeti, Ali Fuad Paşa'ya
gönderdiği tarihli telgrafında kaleme almıştır.
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 181
ortak hareket imkanı sağlama girişiminde bulunulmuştur. Silah, cephane, asker ve mücadele için
ihtiyaç duyulan parayı temin etmek için yapılması gerekenler ele alınmıştır.
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 182
b) Trabzon Kongreleri
c) Kars-Ardahan-Batum Kongreleri
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 183
d) Trakya Kongreleri
Trakya Türklerinin haklarını savunmak için bir araya gelen vatanseverler, Trakya
Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetini kurmuşlar ve öncelikle Trakya’nın Osmanlı
Devleti’nden ayrılmaması, böyle bir durum söz konusu olacaksa Trakya’nın bağımsız
kalması, her hangi bir ülke tarafından işgalinin önlenmesi yönünde çalışmaların yapılması
amacıyla Edirne’de ve Lüleburgaz’da kongreler düzenlemişlerdir.
J. Amasya Görüşmesi
Bahriye Nazırı Salih Paşa, İstanbul hükümeti tarafından, bu görüşme için Anadolu’ya
gönderilmiştir. 20-22 Ekim 1919 tarihleri arasında gerçekleşen görüşmelerde Salih Paşa’ya
Padişah’ın yaveri Albay Naci Bey eşlik etmiş, Temsil Heyeti’ni Mustafa Kemal Paşa, Rauf
Bey ve Bekir Sami Bey temsil etmişlerdir. Yapılan müzakereler sonrasında Mustafa Kemal
Paşa ile Salih Paşa arasında 5 protokol şeklinde düzenlenen kararların, İstanbul Hükümeti’nin
Kuvayı Milliyecilerden beklentilerini içeren ilk üçü iki nüsha halinde açık ve imzalı, Temsil
Heyeti’nin İstanbul'dan beklentilerini içeren ikisi ise gizli ve imzasız olarak düzenlenmiştir.
21 Ekim 1919’da imza altına alınan kararlar Salih Paşa’nın öne sürdüğü ve Temsil
Heyeti’nin kabul ettiği ordunun siyasetle uğraşmaması, vatan için yıkıma neden olacağı
gerekçesiyle İttihatçılığın ülkede tekrar uyanmaması, ulusal örgütler ve hükümet arasında
temel konulardaki anlaşmazlıklar ortadan kalktığından Temsil Heyeti'nin hükümetin durumu
ve gücüne zarar verecek faaliyetlerden kaçınmaları; tutukluların serbest bırakılması; Tehcir
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 184
olayında suç işlemiş olanların cezalandırılması; işgalcilere karşı savaşa girme isteklerinin
şimdilik gizli tutulması; seçimlere Mebusan Meclisi’nde muhalif partilere de ihtiyaç
duyulduğundan müdahale edilmemesi; çoşkulu gösteri ve makalelerden vazgeçilmesi, iç
güvenliği bozacak olaylara imkan tanınmaması; hükümet lehine ya da aleyhine yazılar
yazılmaması olarak özetlenebilir.
22 Ekim 1919’da ise uzun süren görüşmelerin ardından, yapılacak seçimlerde memleket
çıkarlarına aykırı tavırlar izlediklerinden imajları kötü olan İttihatçıların yasalara uygun
şekilde Meclis dışında bırakılmasının uygun olacağı, bunun yanı sıra, seçimlere tüm siyasi
partilerin ve Hristiyanların katılımının mümkün kılınması gerektiği kararı imza altına
alınmıştır.
• Mebusan Meclisi’nin Hükümet’in uygun bulacağı bir yerde bir an önce toplanması
ve bunun için milletvekili seçimlerinin serbestçe yapılması,
Gizli olan ve imza atılmadan kabul edilen dördüncü protokolde Temsil Heyeti'nin
İstanbul Hükümeti’nden beklentilerine yer verilmiştir. Buna göre:
Yine gizli olduğu kabul edilen ve imzasız olan beşinci protokolde ise, barış
görüşmelerine gidecek heyette bulunması gerekli görülen delegelerin isimleri yer almıştır.
Salih Paşa, İstanbul'a döndükten sonra protokolle sözünü verdiği unsurların pek çoğunu
yerine getirememiştir. Hükümet, bu sözleri yerine getirme konusunda ortak bir karara
varamamıştır. Ancak bu istekler içinde en önemlisi olan Mebusan Meclisi’nin yeniden
toplanması için çalışmaların başlatılması sağlanabilmiştir. Bu açıdan oldukça önemli olan
Amasya Görüşmeleri’nin en önemli sonucu ise, şimdiye kadar “isyancılar” olarak
nitelendirilen Kuvayı Miliye’nin İstanbul Hükümeti’nce resmen muhatap kabul edilmesi,
ortaya konulan kararların taraflarca imza altına alınmasıyla bu durumun resmiyet kazanmış
olması ve böylece Temsil Heyeti'nin varlığının meşrulaşmasıdır. Temsil Heyeti’nin kısa süre
içinde ne kadar güçlendiğini gösteren bu görüşme, büyük bir siyasal bir başarıdır. İstanbul
Hükümeti’nin Temsil Heyeti’ni muhatap alarak aynı masaya oturmuş olması ve alınan
kararların kısmi olarak da olsa yürürlüğe konulması için çalışmalara başlanmış olması,
Anadolu hareketine uzak duran kişileri de etkilemiş ve bu kişilerin Milli Mücadele’ye
yakınlaşmalarını sağlamıştır.
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 186
K. Komutanlarla Gerçekleştirilen Sivas Toplantısı
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 187
o Üst düzey sivil görevlilerin Ulusal Örgütlere bağlı kalacakları sözü alınacak ve
milli teşkilata katkı sağlamaları istenecektir.
• Paris Barış Konferansı, Türkiye hakkında olumsuz bir karar verir ve hükûmet ve
Ulusal Meclis bunu kabul eder ve onaylarsa uygun yollarla ulusal iradeye
başvurularak tüzükte açıkça belirlenmiş bulunan ilkelerin gerçekleştirilmesine
çalışılacaktır.
Mustafa Kemal Paşa’nın, Meclis’in işgal güçleri ve zararlı cemiyetlerin etkisi altındaki
İstanbul’da toplanmasına karşı çıkmakta haklı olduğu, ancak Meclis Misak-ı Milli’yi kabul
ettiğini ilan ettiğinde işgal edilince anlaşılmıştır. Paris Barış Konferansı’nda Türkiye hakkında
taraflar arasında anlaşmazlık yaşanıp kesin karara varılamadığından bu konu ileri bir tarihe
bırakılmıştır. Sonuca bakıldığındaysa, Komutanların toplantısında karara bağlandığı gibi İtilaf
Devletleri barış görüşmelerinde Türkiye aleyhine karar almış, hükümet bunu kabul etmiş, bu
sebeple ulusal iradeye başvurularak tüzükte, yani Sivas Kongresi’nde kabul edilen kararların
uygulanmasına geçilmiştir. Bu kararlar da bilindiği gibi Türkiye topraklarının bölünmez
bütün olduğunu ve Kuvayı Milliye’nin etkin, ulusal iradenin hakim kılınmasının zorunlu
olduğunu ifade eden ve bu doğrultuda çalışılacağını vurgulayan içeriğe sahiptir.
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 188
yürütülürken Temsil Heyeti, Sivas’tan Anadolu’nun her yerini yönetmesi zor olduğundan,
karargâhını çalışmaları daha yakından takip edip yönlendirebileceği uygun bir yere taşıma
gereği duymuştur.
Mustafa Kemal Paşa, bu ve bunun gibi nedenlerle aklında daha önceden beri olan
Ankara’ya bazı temsilcileri Ekim ayında göndermiştir. 20 bin nüfuslu Ankara’nın, halkın
verdiği kurtuluş mücadelesinin merkezi olması yeni bir devlete doğru gidişte yeni bir
başlangıcı da simgelemiştir.
Mustafa Kemal Paşa, Rauf Bey, Mazhar Müfit Bey, Süreyya Bey, Ahmet Rüstem Bey,
Cevat Abbas Bey, Hüsrev (Gerede) Bey, Refik (Saydam) Bey ve Hakkı (Behiç) Bey’den
oluşan bazı Temsil Heyeti üyeleri ve beraberlerindekiler ile 18 Aralık 1919’da Sivas’tan
hareket ederek, Kayseri ve Kırşehir üzerinden 27 Aralık 1919 günü Ankara’ya ulaşmışlardır.
Mustafa Kemal Paşa ve beraberindekiler Ankara Vali Vekili Yahya Galip Bey, 20. Kolordu
Komutanı Ali Fuat Paşa ve Ankara’nın ileri gelenleri tarafından Gölbaşı’nda karşılanmıştır.
Ankara’nın göründüğü ilk yer olan Dikmen sırtlarında Mustafa Kemal Paşa ve
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 189
beraberindekiler sayıları onbinlerle ifade edilen Ankaralılar tarafından büyük bir coşkuyla
karşılanmış, kendisi de araçtan inerek yaya olarak şehre girmiştir. Bundan sonra Ankara,
Milli Mücadele hareketinin ve daha sonra da kurulacak olan yeni Türk devletinin değişmez
merkezi olmuştur.
Mustafa Kemal Paşa İstanbul’da Meclis çalışmalarına katılmak üzere Ankara’dan geçen
milletvekilleriyle görüşmelerde bulunmuştur. Erzurum ve Sivas Kongreleri’nde ele alınan ve
bağımsız Türkiye’nin kuruluş beyannamesi olarak Misak-ı Milli adı altında kabul edilecek
olan metin hakkında konuşmuş, bazı tavsiyelerde bulunmuştur. Milletvekillerinin Meclis
çalışmalarına başlar başlamaz Müdafaayı Hukuk Grubu adı altında bir grup oluşturmalarını ve
kendisini Meclis Başkanı seçmelerini istemiştir. Bu istekleri öne sürmesi sebepleri arasında,
güçlü bir grup oluşturarak hızlı karar alınmasının mümkün olması ve kendisi Meclis Başkanı
olursa Meclis faaliyetleri engellenirse farklı bir şehirde toplama yetkisine sahip olabileceği
düşünceleri yer almıştır.
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 190
ÖZET
Mondros Ateşkes Antlaşması’nın yürürlüğe konulup işgallerin başlamasının ardından
Osmanlı devlet adamlarının ortaya çıkan durumlar karşısında aciz kalmaları, yeni kurtuluş
planlarını zorunlu kılmıştır. Mustafa Kemal Paşa, kendine ve milletine olan inancıyla
kurtuluş faaliyetlerini başlatmadan bunun uzun bir süre hazırlığını yapmıştır. İstanbul’daki
koşullar altında, yapacak pek bir şey olmadığını anlayan Mustafa Kemal Paşa, Anadolu’ya
geçip Milli Mücadele’yi örgütlemenin yollarını ararken üstlendiği görev, bu çabalarını
hızlandırmıştır. Birlikte çalışıp faydalı sonuçlar elde edebileceği isimleri belirledikten sonra
yetkilerini de genişletip Anadolu’ya geçen Mustafa Kemal Paşa, ulusal bağımsızlık
mücadelesinin gerekleri doğrultusunda yaptığı çalışmalarıyla bu mücadelenin lideri haline
gelmiştir.
Resmi görevi sürerken başlattığı faaliyetleri, İtilaf Devletleri ile birlikte İstanbul
Hükümeti’ni rahatsız eden Mustafa Kemal Paşa müfettişlik görevini ve askerliği bıraktıktan
sonra da Milli Mücadele için genelgeler yayınlayarak, kongreler düzenleyerek, miting ve
protestolarla işgalin bertaraf edilmesine çalışarak sivil mücadelesini sürdürmüştür.
Gerçekleştirilen toplantılar ve yapılan faaliyetlerde, bu faaliyetlerin meşruiyet kazanabilmesi
için de çaba sarf eden Mustafa Kemal Paşa, disiplini, çalışkanlığı, inancı, yeteneği ve
öngörüsüyle ulusal bağımsızlık mücadelesinin hazırlıklarını başarılarla sürdürmüştür.
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 191
KENDİMİZİ SINAYALIM
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 192
5) IX. Ordu Müfettişliği görevine atanan Mustafa Kemal Paşa’nın görevi, Samsun ve
civarındaki karışıklıkları önlemek, mütareke gereği ordunun terhisini kolaylaştırmak ve
asayişi bozmaya yönelik olaylara fırsat vermemekti.
Buna göre, ilk raporundaki maddelerin hangileri görev tanımını aşmış olduğunun ve
mücadele edeceğinin göstergesi olarak değerlendirilebilir?
7) Erzurum Kongresi'nde;
Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, bölünemez.
Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı konacaktır.
Manda ve himaye kabul edilemez.
Azınlıklara siyasi ve sosyal dengemizi bozucu ayrıcalıklar verilemez.
kararları alınmıştır.
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 193
8) 30 Nisan 1919’da Mustafa Kemal, padişah emriyle IX. Ordu Kıtat-ı Müfettişliğine tayin
edildi.
Aşağıdakilerden hangisi Mustafa Kemal’in görevleri arasında değildir?
9) Mustafa Kemal, Anadolu'ya geçtiğinde işgallere karşı mücadele etme kararlılığına sahipti.
Ancak Samsun'a çıktıktan sonra, derhal bir ordu kurup mücadeleyi başlatmak yerine,
öncelikle genelgeler yayınlayıp kongreler toplama yolunu seçmiştir.
Mustafa Kemal'in bu tutumu ile aşağıdakilerden hangisini amaçladığı söylenebilir?
A) Saltanatı kaldırmayı
B) Bölgesel cemiyetler kurmayı
C) Mücadeleyi halka dayandırmayı
D) İtilaf Devletleri'yle çatışmamayı
E) İngiliz Manda yönetimini kabul etmeyi
10) İstanbul Hükümeti ile Mustafa Kemal Paşa arasında yapılan Amasya Görüşmelerinde,
Osmanlı Mebusan Meclisi'nin toplanması kararlaştırılmıştı.Mustafa Kemal Paşa meclisin
sağlıklı çalışabilmesi ve özgürce kararlar alabilmesi için İstanbul dışında, Anadolu'da bir
yerde toplanması gerektiğini düşünüyordu.
A) Yalnız I B) I ve II C) I ve III
D) II ve III E) I, II ve III
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 194
KENDİMİZİ SINAYALIM CEVAP ANAHTARI
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 195
YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK KAYNAKLAR
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 196
Bu ders notunu öğrenci kendi bilgisayarına indirebilir ancak parayla satılamaz. Sayfa 197