You are on page 1of 6

KEMAL TAHİR’İN

ESERLERİNDE
GELENEKLERLE; KÖY
VE KÖYLÜ MODELİ
TESPİT MAKALESİ

ZEYNEP ALEYNA KORKMAZ

Öz: Asıl adı İsmail Kemalettin Demir olan Kemal Tahir’in eserlerini; Orta Anadolu’daki köy
ve kasabaları anlattığı romanlar ve Meşrutiyet ve Mütareke yıllarından başlayarak 1930’lu
yıllara kadarki konuları ve insanları, bu insanların yaşadığı şehirleri anlattığı siyaset romanları
olarak iki ana bölüme ayırmak mümkündür. Bu iki çizgi dışında olan ve Kemal Tahir’in
edebiyatımızda unutulmaz bir yere sahip olmasını sağlayan tezli romanı “Devlet Ana” da ise
yazar, Osmanlı’nın özellikle kuruluş yıllarındaki olaylarını ele almış; Osmanlı toplumu ve
yönetim şekli ile ilgili düşüncelerini anlatmıştır. Bu çalışmada Kemal Tahir’in sosyal gerçekçi
anlayışla edebiyatımıza kazandırdığı eserlerdeki köy ve köy gerçekleri incelenmiştir. Kemal
Tahir, yazdığı köy romanları ile tanınan ve Cumhuriyet döneminde eserler veren
sanatçımızdır. Köy, köylü ve köy gerçeklerini başarılı bir şekilde bu anlayışla birlikte ele alır.
Onu diğer sosyal gerçekçilerden ayıran bilimsel bir metotla bunu yapmasıdır. Bu çalışmadan
elden edilen sonuçlar doğrultusunda Kemal Tahir’in eserlerinde köy ve köy gerçeklikleri göz
önüne serilecektir.
Anahtar Kelimeler: Kemal Tahir, Kemal Tahir Romanları, Köy, Köylü

Giriş
Kemal Tahir yazdığı köy romanlarıyla tanınan Cumhuriyet Döneminde sosyal gerçeklik
alanında eserler veren bir yazardır. Kemal Tahir’e göre Türk romanı işçimiz ve köylümüzdeki
gerçekliklerden çıkar. Yazdığı bu köy romanları genelde Çorum, Çankırı dolaylarındaki
köylerde geçer.
Kemal Tahir yazdığı romanlarında köy gerçeklerini bilimsel bir metotla incelemiştir. Kemal
Tahir, köyü ve köy insanını, sosyal ve siyasal olarak tümüyle ilişkilendirir ve böylece
Anadolu insanının ortak ve bütüncül yapısını ortaya çıkarmak ister. Bu yüzden Alemdar
Yalçın, ‘Kemal Tahir’in, Osmanlı toprak sisteminin, batıdaki serflik ve derebeylik sistemine
benzemez, köy romanlarını yazdığı sırada keşfetmiştir (Yalçın, 2003: 174) der. Bunun doğru
bir tespit olduğu düşünülürse, Kemal Tahir yukarıda bahsettiğimiz bu ilişkilendirmeyi başarılı
bir şekilde uygulamıştır. Romancının vardığı sonuç, kültür geleneğinin, ekonomik geleneğin,
her millette kendine göre bir değişim yolu izlediğidir. Romanlarında köyü, köy yaşamını, köy
insanlarını, köy enstitülerini, hapishanedeki yaşamı, Cumhuriyet Döneminin siyasal ve sosyal
özelliklerini, ağalık, ırgatlık, yarıcılık, gurbet, eşkıyalık gibi konuları işlemiştir. Hikayelerinde
ise genellikle ayrıntılara, geleneğe, kuralcılığa çok önem veren yazar genellikle töreleri ve
gurbetçi köylerin çektiği sıkıntıları anlatmıştır. Kemal Tahir verdiği eserlerde köyde törelere
bağlı olan, köy düzenini incelemiş ve bu düzeni eleştirmiştir. ‘Göl İnsanları, Sağırdere, ve
Körduman, Orta Anadolu köy yaşamına bakıştaki keskin gözlemciliği, nesnel gercekçiliği ve
ifade gücü ile olağan dışı bir yazarın ilk ürünleri olarak görülebilir.’ (Halit Refiğ). Kemal
Tahir, " Sağırdere ", " Körduman " ve " Köyün Kamburu " adlı çalışmalarında köy sorunlarını
ele almıştır. Bunun yanı sıra "Rahmet Yolları Kesti" ve "Yedi Çınar Yaylası" kitaplarında ise
ağalık ve eşkıyalık meselelerini işlemiştir.
Romandaki karakterleri, yazdığı romanların en önemli meselesi olarak gören Kemal Tahir;
kalabalık bir karakter kadrosu oluşturmuştur. İşte bu sebeple şehir ve köy yaşamında
görebileceğimiz çoğu karakteri onun eserlerinde de görebilmemiz mümkündür.
Çok fazla bilgi ve kültür birikimi olan edebiyatçımız, bu özelliği ile akıcı bir anlatıma ulaşmış
ve bu sayede köy ve kasaba çevresindeki konuşulan ağızdaki özelliklerle, İstanbul ağzını
başarılı bir şekilde bir araya getirmiş; canlı, rahat, akıcı, özgün bir üslup oluşturmuştur.
Romandaki her karakteri kendi yöre ağzıyla konuşturmuş, Türklere ait motifleri eserlerinde
başarılı bir şekilde okuyucuya yansıtmıştır. Bu yüzden "Türkiye'yi, Türkleri sahiden tanımak
isteyen yerli yabancı herkes Kemal Tahir'i okumak, anlamak zorundadır." (Halit Refiğ, 1987).

Kemal Tahir’in Eserleri


Kemal Tahir’in roman, hikaye, senaryo, mektup alanında toplam 24 tane eseri bulunmaktadır.
Bunlardan 19’u roman 4’ü hikayedir. "Namusçular", "Karılar Koğuşu", "Hür Şehrin
İnsanları", "Dam Ağası", "Bir Mülkiyet Kalesi" romanları ölümünden sonra yayımlanan
romanlarıdır. Bir Kurtuluş Savaşı romanı olan "Yorgun Savaşçı", Osmanlı Devleti'nin
kuruluşunu anlattığı "Devlet Ana", Serbest Fırka’nın kuruluş sürecine değindiği "Yol Ayrımı"
ve daha önce "Tan" gazetesinde yayımlanan öykülerinden oluşan "Göl İnsanları" da Tahir'in
en çok bilinen eserleri arasında yer alır. Tüm bunların dışında 15 tane de notları bulunur.
‘Osmanlı, Bizans, Sosyalizm, Toplum, Sanat ve Edebiyat’ bunlardan bazılarıdır. Biz bu
çalışmamızda, köy ve köylü modelini incelediğimiz için bu alanda yazılmış olan eserlerine
odaklanmakta fayda vardır. İncelememize ‘Sağırdere’ ve ‘Körduman’ nehir romanlarından
başlayabiliriz.
Sağırdere ve Körduman romanları
Bu iki roman Türk köy romancılığının temel taşlarından kabul edilir (Dr. Kamuran Eronat).
Bunlardan Sağırdere romanı (1955) , edebiyatımızda ilk köy romanı özelliğini taşıyan
romandır. Bu romanda olaylar köy- kent ikilemi üzerinde kuruludur. Yoksul olan köylünün
köydeki küçük ve yoksul hayatını sade ve samimi bir şekilde aktarır. Çankırı’ya bağlı
Yamören köyünün adetlerini, bu romanda görmek mümkündür. Sağırdere romanı ‘Düğün’ ve
‘Gurbet’ olarak iki bölüme ayrılır. İlk bölüm olan düğün kısmında Mustafa adlı ana karakterin
çocukluk aşkına kavuşamayınca, köye katlanamayıp Ankara’ ya çalışmaya gitmesini konu
alır. Orda bütün zorluklara katlanmaya çalışan ana karakterimiz değişmeye başlar. İşte bu
noktada ikinci kısım olan gurbet başlar. Değişen karakterimiz işe yaramaz bir insanken iyi bir
mesleki konuma sahip olur. Bu romanda feodal toplumun yani derebeylik sisteminin
acımasızlığını gözler önüne seren Kemal Tahir, köylüyü kendi malı gibi kabul eden topluma
karşı bir tutum vardır. Ana karakterimiz mesleki bir başarı elde ettikçe şehirdeki kirli yüzle
karşılaşmaya başlar, Şehirde çok fazla üçkağıtçı ve düzenbaz insanlar vardır. Bunlarla
karşılaşan karakter asla geri dönmem dediği ve hatta “İş bulmalı… Köye dönmek yok ! Ya iş
bulmalı ya da ölmeli !” dediği köy yaşamına tekrar döner. Burada Kemal Tahir’in romanında
köy ve köy insanını temiz ve saf işlediğini görürüz. Kentteki yaşam ise yalan doludur. Bu
yüzden köylü ve kentli arasında bir çatışmayı da içeren bu romanda Mustafa’nın kentteki o
kargaşaya ayak uydurma çabası vardır. Köydeki yaşamın samimi, köy insanının içtenliğine
karşı kentteki o acımasız tutum bu romanda göze çarpan detaylar arasındadır. Türk
köylüsünün halkbilim öğelerinin birçoğu Sağırdere ve bu romanın devamı niteliğinde olan
Körduman romanında işlenmiştir. Bunlar “... Kadın-erkek ilişkileri, düğünler, aile düzeni,
batıl inançlar, eski babaerkil töre ailesinden kalma köy içi gruplaşmalar, kavgalar, nesilden
nesle sürüp giden kan dâvaları, köy içi üstünlük iddiaları, şekilci bir din anlayışının etkileri,
ahilikten kalma delikanlı teşkilatının son kalıntıları” olarak tanımlanır. (Alangu 1965: 454)
Kısacası bu kitapta köyden kente geçiş, gurbet kavramı, köy deki adetler ve köy insanının
yaşantısı göze çarpar. Bunlarla beraber Cumhuriyet’in ilk dönemlerine ışık tutması, gurbete
birlikte gidip, gurbette yolları ayrılan hemşerilerin ve dostların şehir hayatına bakışını
yansıtması yönünden önemli bir eserdir. Bu romanın devamı niteliğinde olan Körduman
(1957) romanında ise kendisi hakkında başarısız olduğu dedikoduları yapılan Mustafa,
köyüne zenginlikle döner. Köyde yine eski hali gibi davranır. Buna karşı gönül ilişkilerinde
yaptığı hatalar ve en yakın arkadaşını öldürmesiyle sonuçlanır.

Köyün Kamburu, Yediçınar Yaylası ve Büyük Mal : Çorum üçlemesi


"Yediçınar Yaylası", olayların Çorum çevresinde yaşanması sebebiyle "Çorum Üçlemesi"
olarak isimlendirilen roman serisinin birinci kitabıdır. Serinin ikinci kitabı "Köyün Kamburu"
ve üçüncüsü ise "Büyük Mal" romanıdır. Kemal Tahir'in bu romanlarında eşkıyalık, ağalık
düzeni ve yobaz din adamlarına yönelik eleştirilerde bulunur. Çorum ağzıyla, geleneksel halk
hikayeleri ve meddah anlatımından yararlanılarak, Tanpınar’ın deyimiyle, büyük bir dil
makinesi üretildiği görülür.
Yediçınar Yaylası konusunu yazarın biraz eleştirel şekilde anlattığı- Çorum ve çevre halkının
hoş olmayan ilişkileri ve renkli hayatları oluşturur. Başrol Çakırların Halil Ağa’dır. ‘Anadolu
insanı merkezli bakışı ile, bütün bu süreçte hiç değişmez olan coğrafyanın yüzyıllardır
süregelen kuralları Anadolu insanının gözünden anlatılır.’ (Wikipedia).
Köyün Kamburu (1958), 1900’lü yıllarda Çorum’a bağlı Narlıca Köyünde geçmektedir. Ana
karakter Çalık Kerim, 12 yaşındadır ve annesi ölmüştür. Tütün kaçakçısı Gâvur Ali tarafından
Bafra’ya Laz ağalarına hizmetkâr olarak götürülmüştür. Yıllar sonra geri döner. Babası Parpar
Ahmet ise karısı Ayşe’yi sürekli dövmektedir. Bunun üstünde köylüler, Parpar’n içinde eccin
olduğunu düşünür ve onları defetmek için Parpar’ı döverler. Sonuç olarak Parpar ölür. Çalık
kerim ise çobanlık ve köy camisinde müezzinlik yapar. Çorum medresesinde molla ve ders
hocası olur; adı da artık Çalık Hafız’dır. Yıllar sonra Narlıca’ya dönen Çalık Hafız, köyü
haraca kesen eşkıyalarla savaşmış ve bunun sonucunda onları sindirmiştir. Ekonomik gücü de
elinde tuttuğundan dolayı bir zamanların Çalık Kerim’i, Çalık Hafız olup sonra da ağalığa
kadar yükselmiştir.
Büyük Mal (1970) adlı kitabında ise; Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında Çorum yöresi
köylerinde gelisen olaylar anlatılır. Bu romanda ağalar arası çatışma ön plandadır.
Rahmet Yolları Kesti romanı
Kemal Tahir, Rahmet Yolları Kesti (1957) romanında; ağalık sisteminin eşkıyalıkla olan
ilişkisini ve bunun giderek bir zorbalığa dönüştüğünü, halk arasında eşkıyalığa duyulan
hayranlığın aslında halkın kendi çaresizliğinden kaynaklandığını söyler. ‘Kendi düzenini
kurmuş eşkıya eskisi iki ağanın genç yaşta bir kızı kaçırmak için tezgahladığı oyunlar ve
uzun, yağmurlu bir kış gecesinde meydana gelen olaylar hem eşkıya-ağanın hem halkın hem
de zulme uğrayanların gözünden olanca canlılığıyla anlatılmıştır.’ (Ömer Faruk K. , 2019)

Sonuç
Kemal Tahir, köy doğumlu olmamasına ve köyde değil de İstanbul’da büyümesine rağmen
‘Türk köylüsünü yakından tanımanın verdiği kolaylıkla halkbilimsel açıdan önemli veriler
sunmuştur.” (Er 1986: 13) : Sağırdere ve Körduman, Kemal Tahir’in ‘köklü okuma ve
araştırmalarından’ (Kabaklı 1994: 312) destek almış ve Türk halkının yaşam zenginliğini
irdelemiş eserler olarak dikkat çekmektedir. (Dr. Kamuran Eronat) Kemal Tahir, Sağırdere ve
Körduman ikilemesinde sürekli olarak halkbilimi ve onun ögelerini aktarma kaygısı
gütmüştür. Bunu da Sağırdere romanının giriş sahnesindeki düğünden anlayabiliriz. Bu düğün
köylünün geleneksel düğün hazırlığını ve gerçekleşen düğününü ele alır. Örneğin köydeki bu
düğünde kadınların ve erkeklerin farklı yerlerde eğlenmeleri göze çarpar. Bunun dışında aynı
romanda gerçekleşen başka bir düğünde gelinin ‘üçlü dolaşma adeti’ adı altında cami
etrafında 3 defa dolaşması, kendisinde başörtü ve para verilmesi ‘‘Alınan kızın, baba evinden
ayrılmasıyla ortaya çıkacak ekonomik bolluğu doldurmak, ayrıca çeyizinin bedelini ödemek
amacıyla” (Er 1986: s.34) kumaş verilmesi, evlerinin bereketi artsın anlayışıyla birtakım
geleneksel davranışlar eşliğinde koca evine getirilmesi de romandaki bu geleneksel yapıya
örnek olarak verilebilir. Bu bahsettiğimiz gelenekler kitapta şu satırlarla açıklanır; “ Caminin
önüne asker gibi sıralanmış atlı dünürcüler üçüncü dolaşma tamam olur olmaz; oğlan evine
müjde vermek için hayvanlarını tepiklediler. Gelin önde, davul-zurna arkada, alay aşağı
mahalleye doğru yavaş yavaş yürüdü. İkindi güneşi, gelinin gölgesini selvi gibi uzatmıştı.
Yolun iki tarafında, avluların kapısında bekleyen kocakarılar, üzerlerine avuç avuç buğday,
arpa serperek bağrıyorlardı: Uğurlu olsun!... - Ağzının tadı bozulmasın!...”1(s.103)
Bahsettiğimiz geleneklere bağlı olarak Kemal Tahir romanlarında köydeki batıl inançlara da
değinir. Sağırdere’de Mustafa, sevdiği kıza kavuşabilmek için bütün ümidini tılsımlı yarasa
kemiğine bağlaması köy insanının geleneklerine bağlı olarak ortaya çıkan bir batıl inançtır.
Bunu dışında muska gibi ögeleri de Körduman romanında görmek mümkündür. “Amcanın
muskaları rahmetli eniştenin tılsımından baskındır... Tılsım, cin, peri işi... Muska dua üzerine
gider. Sen duayı bilir misin?” (Körduman, s.107) Yine aynı romanda “Karının kısırı hocaya
belini çiğnetirse oğul peydahlar. ” (Körduman, s.106) gibi sözler de geçmektedir. Köyün
Kamburu’nda ise köylünün karısını döven karakterin içinde cin olduğunu düşünmesi ve
bunun için adamı dövmeleri yine bu batıl inanca örnektir. Tüm bu durumlar köy halkının
mevcut inanç sisteminde yeterince “eğitilmemiş olmanın yol açtığı yanlış düşüncelerden”
(Kaplan1997:242) kolay kolay kurtulamadığını gösterir. Örneğin romanlarda köyde ataerkil
bir havanın hakim olduğu çok net göze çarpabilir. Karakterlerin sürekli olarak cinsiyetçi
yaklaşımlarda bulunduğu, kız çocuğun önemsiz lanse edilmesi, erkek çocuk istemeleri ve
bunun için evlenmek istedikleri görülür. “Öteki karıdan bir kızı oldu. Ayşe’yi oğlan
doğurtmak için alıyor.” (S.s. 57) Kemal Tahir’in romanlarında işlenen köylü modelinde dar
bir çevrede büyüyen ve her türlü etkileşimden uzak olan köylü modeli kendini geliştirmeden
de uzaktır. Köydeki hayat şartlarının ağırlığı ve bunun sonucunda problem doğmasıyla
köylünün bu problemi geleneklere uygun olarak, pozitif bilimlere uzak bir şekilde çözmek
istediği görülür.
Bunun dışında özellikle Sağırdere ve Körduman eserlerinde yarenlik kültürünün izlerini
görmek mümkündür. Bu da köy halkının birlik ve beraberliğinin Kemal Tahir’in
romanalarında ön planda olduğunu gösterir. Romanlarda bu kültürün etkisi kaybolursa
“gücünü yitirdiği zaman köyde başı boşluk ve ahlâksızlık” (Yalçın 2003: 160) olacağı
üzerinde durulur. Yani Kemal Tahir’in gözünde köyde birlik ve beraberlik olması bir düzeni
işaret eder.
Kemal Tahir’in bu eserlerinde Köylü Modeli’nin medeni hukuka ters bir şekilde kendi
adaletlerini sağladıkları görülür. Sağırdere ve Körduman ikilemesinde bunu kan davası
şeklinde görebiliriz. Bunu da şu satırlarda görebiliriz; “son derece cimri ve zengin bir aile
olan hocaların hakkı ile aralarında tekelerini ve sığırlarını öldürttüğü için düşmanlık
bulunmaktadır.” (Yalçın 2003:158) Kemal Tahir’in eserlerinde köylü modelinin her şeye
rağmen köye olan sevgisini ve mülkiyetçiliğini görebiliriz. Köy insanının psikolojik
eğilimlerine, değer yargılarının sabitliğine ve yeniliğe kapalı olmasına da romanlarında sıkça
yer verir. Köylünün psikolojisi ve sosyal statüsü hakkında eşyalar bize bilgi verir. Eşyaların
rastgele, bozuk ve anlamsız bir şekilde bir araya getirilmesi; bu eşyalara sahip kişinin kendini
gerçekleştirememiş bir insan olduğunu gösterirken tam tersi olan köylünün, köyde önemli bir
konumda olduğunu belirtir. Bunu giyim- kuşam ve takıyla da destekler. Bu yaklaşımla Kemal
Tahir eşya ve insan ilişkisinde statüyü gösterir Türk köylüsünün ekmeğe ve emeğe verdiği
önemi romanlarında görebiliriz. Buna ek olarak köyde ekmeğe ve emeğe saygısızlık yapıldığı
takdirde o yılın kıtlıkla geçmesi de köy insanının bir inanç sistemi olarak karşımıza çıkar.
Kemal Tahir’in romanlarında köylü sürekli olarak halk hikayeleriyle iç içedir. Köylüler
devamlı halk efsaneleri ve halk hikayeleri anlatır ve olan olayları, kişileri bu hikayelerle
bağdaştırır: “ – Gördün mü ortak? Bizim Pelvan masalların Ferhat’ı olmuş’’ (Körduman,
s.323) Bunun sebebi Kemal Tahir’in kahramanalrı sahip olduğu kültürel çevre ile
konuşturmak istemesidir. Türk ezgileri de köylünün dilinden düşmez. Eserelerde köylü,
karşılaştığı hastalıklar karşısında da doktora başvurmak yerinde kendileri alternatif tedavi
yöntemleri uygular. Gelenekçi tedavi ön plandadır çünkü köylü modern şekilde tedavi
olabilecekleri yer imkanına uzak kalmıştır. Tedavilerde zeytin, sirke gibi yöntemlere
başvurur.
Kısacası Kemal Tahir; Türk köylüsünün, değerlerini, yaşayış biçimini, gelenek ve
göreneklerini, ağızlarını tüm gerçeklikleriyle göz önüne sermeye çalışmış ve bunu
başarmıştır. Köylünün kendine has problemlerini ve kültürlerini bize yansıtan yazar, Türk
köylüsünün hayatını bu denli hissetmemizi sağlayacak eserleri edebiyatımıza katmıştır.
Kaynakça
https://www.edebiyatogretmeni.org/kemal-tahir/‘Kemal Tahir (1910-1973)’, 2009-2020
https://www.turkedebiyati.org/toplumcu-gercekci-koy-romani/  , ‘Toplumcu Gerçekçi Roman
Ve Gelişimi’, Doç. Dr. Mehmet NARLI
https://www.aa.com.tr/tr/kultur-sanat/romanin-yorgun-savascisi-kemal-tahir/1458257 ,
‘Romanın Yorgun Savaşçısı: Kemal Tahir’, Ahmet Esad Şani, 20 Nisan 2019
https://www.edebiyatogretmeni.org/etiket/kemal-tahir-romanlari/ ,‘Kemal Tahir Romanları’,
2009-2020
http://sozriko.blogspot.com/2011/08/blog-post.html , ‘Cumhuriyet Dönemi Çağdaş Türk
Romanı 1946-2000’, Alemdar Yalçın, Akçağ Yayınları, Ankara, 2003
https://tr.wikipedia.org/wiki/Kemal_Tahir#Eserleri
http://www.onkajans.com/kemal-tahir/
https://kemaltahir.wordpress.com/2009/10/14/kemal-tahir-kitaplari/ ‘Kemal Tahir Kitapları’
Ömer Faruk K. , 14 Ekim 2009
https://kemaltahir.wordpress.com/category/kemal-tahir-hakkinda-yazilanlar/ ‘Hem Kemal
Ehli Hem Tahir Bir Adam’ Ömer Faruk K. , 2 Haziran 2017
https://edebiyatvesanatakademisi.com/kitap-ozetleri-ve-elestirileri/sagirdere-hakkinda-konu-
ozet-ve-kemal-tahir/68133 , ‘Sağırdere Hakkında Konu Özet ve Kemal Tahir’, Orhan
Tepebaşı, 7 Nisan 2020
https://ozetivar.com/sagirdere-konusu-ve-ozeti/ , 22 Mart 2019
https://eserozetleri.com/korduman-roman-ozeti-kemal-tahir/ , 1 Haziran 2018
https://edebiyatvesanatakademisi.com/kitap-ozetleri-ve-elestirileri/korduman-konusu-ozeti-
ve-kemal-tahir/68134 , Orhan Tepebaşı, 7 Nisan 2020
https://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%B6rduman
https://1000kitap.com/koyun-kamburu--14690/incelemeler
https://1000kitap.com/kitap/koyun-kamburu--33347/incelemeler
https://eserozetleri.com/koyun-kamburu-roman-ozeti-kemal-tahir/ , 30 Mayıs 2019
https://tr.wikipedia.org/wiki/Yedi%C3%A7%C4%B1nar_Yaylas%C4%B1
ACEHAN, Abdullah, et al. Sürgünle Gelen Aşk. Karadeniz Araştırmaları, 2012, 32: 123-135

ERONAT, Kamuran, ‘KEMAL TAHİRİ’N SAĞIRDERE VE KÖR DUMAN


ROMANLARINDA HALKBİLİMİ ÖĞELERİ’

ULUDAĞ, Mehmet Emin. Yediçınar Yaylası’ndaki Kahramanlara Yönelik Psikolojik Bir


Çözümleme Denemesi. Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, 8.2: 85-98.

Büyük Mal, Kemal Tahir, İthaki Yayınları, İst., 2008 s. 511

You might also like