Professional Documents
Culture Documents
Terkeden bir sevgilinin bağlanıp geri gelmesi için aşağıda paylaşacağım duayı niyet edip
okuyunuz. Gecede 1 defa okunması yeterlidir , 7-21 ve ya 41 gün devam ettirilmelidir.
Tesiri görüldüğü anda kesilmelidir çünkü karşıdaki kişiyi fazlası delirtebilir. Dikkatli
uygulanmalıdır.
Dileği şu şekilde olmalıdır: filan oğlu fülan / fülan kızı filan bana aşk ve sevgiyle geri
gelsin, gözü benden başka kimseyi görmesin , huzur ve mutluluğumuz daim olsun.
Duası:
Bismillahirrahmanirrahim
Allahümme,ya müfettihal ebvab,ve ya müsebbibel esbab,ve ya mukallibel kulubi vel
ebsar,ve ya delilel mütehayyirin,ve ya giyasel müstegisin,ve ya müferricel
mahzunin,tevekkeltü aleyke ya rabbi,kadaytü fevveztü faraztü emri ileyke,ya rezzaku,ya
fettahu,ya basitu,ve sallallahu ala hayri halkihi Muhammedin ve alihi ve sahbihi
ecmain.Amin.
muhabbet için
muhabbet için bu Esma i şerifleri 3000 kere oku sabru kararı kalmıya. İnanmıyan kafir olurmuş sakın
3000 den fazla okuma sevdiğin helak olur.Bu mübarek Esma nın cin çıkarmak için de acaip bir havası
celilesi vardır. cinni çıkarmak çıkmasa onu helak etmek için 100 kere okuyup her okuyuşta havaya
üfüresin adet tamam olmadan cin çıkar çıkmasa helak olur.Zinhar emanet olsun dekme kimseye
okutmayasın.
Aşk,Sevgi
Zina eden bir erkek ile yuva yıkmak isteyen bir kadının bu kötü işten uzaklaştırmak
istersen: Yünden kıvrılmış bir fitil alıp, fitilin üzerine Şems Suresini Cellaha lafzına kadar
اجاَّل َها
َ ارإِ َذ
ِ َوال َّن َه
Veşşemsi ve duhaha.
Tevekkelü Ya huddame hazihil ayetiş şerifeti bi akdi zekera fülan an ferci fülanete
Ondan sonra bu fitilin üzerinden matlubun olan kişiyi atlatırsan, o kişi hemen bağlanır.
Bir daha o kötü kadınla zina etmez. Daha sonra çözmek istersen, o fitili yak. O kişinin erkekliği cözülür
bu işler için gün ve okunma sayısı önemlidir
selamet vesselam
Eski sevgilisi ile barışmak isteyen kişiler ve sevdiği dargınlık aralarında dargınlık ve küslük olan çiftlerin
aralarındaki aşk arttırmak için uygulayacağı aşk tılsımı
Sevdiği ile kavuşamayan kimse, sevdiği kimsenin yıldızının eşref bir saatinde aittaki vefki miskianber
mürekkebi ile yazar ve hakiki zeytin yağma batırarak yakar, dua yanarken de dört yüz defa Ya Rakip
ismini zikreder ve Ya Rabbi! Bu kişi benim hakkımda hayırlıysa bir an evvel bize mutlu bir yuva
kurmayı nasip et diye dua ederse, kısa zamanda muradına erer.
Vefk budur:
Aşk,Sevgi
Sevdiğin kişinin daha çok kendine ısınmasını, seni dinlemesini, sevip saymasını istiyorsan aşağıda gelen
tılsımı yazıp sağ kolunda taşıman yeterlidir.
Tılsım şudur;
Bir kimsenin rüyasına girmek için
Bir kimseye rüyasında görünmek ve muradınızı söyleyerek arzu ettiğiniz şeyi o kimseye yaptırmak
istiyorsanız.3 gece herkez yattıktan sonra aşağıda yazdığım duayı 786 kere okursanız istediğiniz ve
arzu ettiğiniz şeyi yaptırırsınız.
Ahiyen şerahiyen ezünayün esbavütün ali şeddai ya hüddamı hazihil esma izhebu ala filan fi sıfatı vel
hilyeti ve kulu maksadi ve muradi haza...Burada kendi söylemek istediğiniz şeyleri söylersiniz.
filan yazan yere etki etmek istediğiniz kişinin adı ve annesinin adını söyleyeceksiniz
Daha Sonra
Sonra 40 kere Tebbet suresi okunur.(Tebbet süresi Kuranı kerimin 111. süresidir.)
Ancak başlamadan önceki ilk bir hafta içinde 1001 fatiha okumak çok faydalıdır.
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Elhamdülillâhi rabbil âlemîn. Yâ Hayyü Yâ Kayyûmu ecib Yâ Rûkyâîl. Semîan mutîan ente ve
huddâmeke Müzhib. Bi hakki Elhamdülillâhi rabbil âlemîn. Ve bi hakkil Hayyil Kayyûmi ve bi hakki
seyyidinâ Muhammedin aleyhissalâtü vesselâm ve bi hürmetil melâiketil müvekkelîne bi kavâimil arşi
Ebced.Tevekelü ya hüddam bi celbi muhabbetti ve meveddeti ve şahaveti filan binti filan bi hakkı
ayettişşerife elvahen 3 elacele 3 essate 3
Errahmânirrahîm. Yâ Raûfu Yâ Atûfu ecib Yâ Cebrâîl aleyhisselâm. Semîan mutîan ente ve huddâmeke
Ebyad. Bi hakkir Rahmânirrahîmi Ve bi hakkir Raûfil Atûfi ve bi hakki seyyidinâ Muhammedin
aleyhissalâtü vesselâm ve bi hürmetil melâiketil müvekkelîne bi kavâimil arşi Hevzah. Tevekelü ya
hüddam bi celbi muhabbetti ve meveddeti ve şahaveti filan binti filan bi hakkı ayettişşerife elvahen 3
elacele 3 essate 3
Mâliki yevmiddîn. Yâ mukallibel kulûbi vel ebsâri ecib Yâ Semsemâîl semîan mutîan ente ve
huddâmeke Ahmer. Bi hakki Mâliki yevmiddîn. Ve bi hakki mukallibel kulûbi vel ebsâri ve bi hakki
seyyidinâ Muhammedin aleyhissalâtü vesselâm ve bi hürmetil melâiketil müvekkelîne bi kavâimil arşi
Taykel. Tevekelü ya hüddam bi celbi muhabbetti ve meveddeti ve şahaveti filan binti filan bi hakkı
ayettişşerife elvahen 3 elacele 3 essate 3
İyyâ kena'büdü ve iyyâ kenesteîn. Yâ Serîu Yâ Karîbü ecib Yâ Mîkâîl semîan mutîan ente ve
huddâmeke Bürkân. Bi hakki İyyâ kena'büdü ve iyyâ kenesteîn. Ve bi hakkis Serîil Karîbi ve bi hakki
seyyidinâ Muhammedin aleyhissalâtü vesselâm ve bi hürmetil melâiketil müvekkelîne bi kavâimil arşi
Mensa'. Tevekelü ya hüddam bi celbi muhabbetti ve meveddeti ve şahaveti filan binti filan bi hakkı
ayettişşerife elvahen 3 elacele 3 essate 3
İhdinas sirâtal müstakîm. Yâ Kadiru Yâ Muktediru Ecib Yâ Sarfeyâîl semîan mutîan ente ve
huddâmeke Şemhûreş bi hakki İhdinas sirâtal müstakîm. Ve bi hakkil Kadiril Muktediri ve bi hakki
seyyidinâ Muhammedin aleyhissalâtü vesselâm ve bi hürmetil melâiketil müvekkelîne bi kavâimil arşi
Faskar. Tevekelü ya hüddam bi celbi muhabbetti ve meveddeti ve şahaveti filan binti filan bi hakkı
ayettişşerife elvahen 3 elacele 3 essate 3
Sirâtallezîne enamte aleyhim. Yâ Alîmü Yâ Hakîmü. Ecib Yâ Anyâîl semîan mutîan ente ve huddâmeke
Zevbeah. Bi hakki Sirâtallezîne enamte aleyhim. Ve bi hakki Alîmil Hakîmi ve bi hakki seyyidinâ
Muhammedin aleyhissalâtü vesselâm ve bi hürmetil melâiketil müvekkelîne bi kavâimil arşi Şetsah.
Tevekelü ya hüddam bi celbi muhabbetti ve meveddeti ve şahaveti filan binti filan bi hakkı
ayettişşerife elvahen 3 elacele 3 essate 3
Ğayril mağdûbi aleyhim veladdâllîn. Yâ Kâhiru Yâ Azîzü ecib Yâ Kesfeyâîl. semîan mutîan ente ve
huddâmeke Meymûn. Bi hakki Ğayril mağdûbi aleyhim veladdâllîn. Ve bi hakkil Kâhiril Azîzi ve bi
hakki seyyidinâ Muhammedin aleyhissalâtü vesselâm ve bi hürmetil melâiketil müvekkelîne bi
kavâimil arşi Zadzağ. Tevekelü ya hüddam bi celbi muhabbetti ve meveddeti ve şahaveti filan binti
filan bi hakkı ayettişşerife elvahen 3 elacele 3 essate 3
Aksemtü aleyküm Yâ Melâiketir rûhâniyeti minel ulviyyâti ves süfliyyâti ve Yâ huddâme fâtihatil kitâbi
ecîbûnî ve ümiddûnî ve a'yinûnî fî cemîı ümûrî elvâhan elvâhan elacele elacele essâate essâate bi
hakkis sebıl mesânî vel kurânil azîm. Ve bi hakkil esrâri vel berekâti fîhâ bi hakki mâ ta'tekıdûnehü
minel azameti vel bürhâni ve bi hürmeti seyyidinâ Muhammedin aleyhissalâtü vesselâm. Allâhümme
sehhirlî abdikel refrefil Uhaydar inneke alâ külli şeyin kadîr. Bi rahmetike yâ erhamer râhimîn.
Muhyiddin-i ibni Arabi (k.s.a) Hz. lerinin evail-i suver duası. tarifi içinde. buyurun. Hotfile.com: One
click file hosting: evail-i suver duasi.pdf
Cinlerden Kurtulmak İçin
Aşk,Sevgi
[Bu yazı ; cinlerden kurtulmak için yardım isteğen,ne yapması gerektiğini sûal eden kimseğe
yazılmıştır.Bunlar denenmiştir ve fâidelere biiznillahi teâlâ kavuşulmuştur.Bu yüzden daha fazla
kimsenin istifade edebilmesi için yeni konu açarak,yazımızı yayınlıyoruz.Dileğen kimse hiçbir ekleme
ve eksiltme yapmadan yazımızı yayınlayabilir.Gayret bizden,tevfik Allahü teâlâ ve tekaddes
hazretlerinden.]
Âlemlerin Rabbi olan Allahü teâlâ'ya sonsuz hamd ü senalar olsun.Onun ''celle celalühü'' âlemlere
rahmet olarak gönderdiği en sevgili kulu Muhammed Mustafâya salât ve selâm olsun.Peygamber
efendimizin ''aleyhissalatü vesselâm'' günâhsız,her türlü aybdan,kusûrdan uzak Âline ve Eshâbına da
düâlar ve selâmlar olsun !
Bismillâhirrahmânirrahîm
Siteye yazmamağa karar vermiştik.Fekat yardım için sözü bozup,yazıyoruz.Allahü teâlâ günahlarımızı
afv u mağfiret eylesin.Âmin
Öncelikle geçmiş olsun.Allahü sübhânehü ve teâlâ maddi ve manevi hastalıklarınıza şifâlar ihsan
eylesin.Sizi,bizi ve tüm ümmet-i muhammed'i her türlü şerden ve şerli varlıktan korusun.Âmin.
Allahü teâlâ'nın dostlarını seven birgün gelir,evliyalar divanına kaydolur.Bu yüzden size en tesirli
ilaçlardan birisi,bu büyüklerin hayatlarını insafla okumaktır.
'' Onların hayatlarında gizli nasihatlar saklıdır.O nasihat ki,insanı yanlıştan doğruya yöneltir. ''
Bu büyüklerin hayatlarını okuyunca,onları seversiniz ve onlar gibi olmağı istersiniz.Bu vesile ile
nemâzlara başlarsınız.Onlara olan sevginiz hürmetine Allahü teâlâ sizin günahlarınızı mağfiret
eder,sizi doğru yola yöneltir.5 vakit nemâzını kılan kimse Allahü teâlâ'nın hıfzı emanında olur.Dûaları
makbul olur.Bu itibarla bu çok önemlidir.
Bir Hadis-i Şerif Meâli: "Beş vakit Namazı kasten, Mazeretsiz Terk eden, Allah’ın hıfz ve Emanından
Mahrum olur." [İbni Mace]
Aktab-ı Erbaa (Dört Kutup) Abdulkadir Geylani hazretleri,Ahmed er Rufai hazretleri,Ahmed-i Bedevi
hazretleri,İbrahim Desuki hazretleri'dir. ''rahmetullahi aleyhim ecmain'' Bu velilere yardım etme izni
verilmiştir.Bu velilerin hayatlarını okuyun... Sonra bu velilerden yukarıda bahsettiğimiz şekilde bi
iznillah yardım isteyin,Allahü teâlâ'nın izniyle şifaya kavuşursunuz.Şifa Allahü teâlâ'dandır.
Dûaların kabûl olması için mutlaka 5 vakit nemâzı kılmak gerekir.Günahlardan kaçmak,emredileni
yapmak gerekir.Ehl-i sünnet itikadı üzere olmak gerekir.Bunları yapmağan kimsenin duasının kabûl
olması pek zordur.Bu yüzden ''Ya Rabbi dinimi doğru şekilde öğrenmek istiyorum.Nasib et'' diye ihlaslı
bir şekilde dua eden,doğru yola kavuşur.Allahü teâlâ dinini doğru olarak öğrenmek isteyene,bunu
nasib edeceğine söz verdi.Allahü teâlâ sözünden dönmez.
Bu yüzden her müslimanın yapması gereken böyle dûa etmek ve ehl-i sünnet itikadını doğru yerden
öğrenmektir.İlim öğrenmektir.Bu itibarla size ve diğer kardeşlerime ''Seadeti Ebediyye Tam İlmihâl''
kitabını tavsiye ederiz.Her gün ''Ya Rabbi bilerek yahut bilmeyerek küfre sebep olan bir söz
söyledimse yahut bir iş yaptıysam tevbe ettim.Beni Affet'' diye düa etmelidir.Böyle düa eden
affolur.Küfre sebep işleri ve sözleri öğrenmelidir.Bunlardan sakınmalıdır.Ölçüyü
kaçırmamalıdır.Ölçüyü kaçıranların sonu cehennem-e zümaradır.Ölçü emredileni yapmak,yasak
edilenden sakınmak,ehl-i sünnet itikadı üzere olmaktır.Bu yüzünde ilim öğrenmeli,dediğimiz kitabı
okumalıdır.Bu nefse elbette ağır ve zor gelir.5 vakit nemâzı kılmakta nefse ağır gelir.Bunun içindir ki ;
ihlas sahibi olmalıdır.İhlas sahibi olabilmek içinde Peygamber efendimizin ''aleyhissalatü
vesselam'',Ashab-ı Kiramın,Evliyaların hayatlarını okumalıdır.Hayatları okuduktan sonra
Habibullah'ın,Evliyaların aşkıyla insan yanmağa başlar.Onları seven,Allahü teâlâ'yı sevmiş olur.Bizim
Allahü teâlâ'yı sevmemiz,O'nun sevmesiyledir.Bizim O'nu zikretmemiz,O'nun bizi zikretmesiyledir.O
bizi sevmese,zikretmese,biz O'nu ''celle celalühü'' sevemeyiz ve zikredemeyiz.Bunun için bu
büyüklerin hayatlarını okumak pek önemlidir.Bununla birlikte ilim öğrenmeli,5 vakit nemâz'a
başlamalıdır. [Silsile-i Aliyye büyüklerini googledan araştırınız.Bu büyüklerin hayatlarını
okuyunuz.Onlar kabe-i muazzamayı görünce; ''Ya Rabbi bizi seveni dostun eyle'' diye dûa etmişler ve
bu duaları kabul olmuştur.Dileğine kavuşmak için, iki rekât namaz kılıp, sevabını silsile-i aliyye denilen
âlimlerin ruhuna hediye etmeli, bunların hürmeti için diye dua etmeli. Mesela, (Yâ Rabbi, hayırlı bir
çocuk nasip eyle) diye dua edip, (Bu duamı Silsile-i aliyye büyükleri hürmetine kabul eyle) demeli.
(Mekatib-i şerife)]
Allahü teâlâ, her şeyi sebeple yaratır. Bir şeye kavuşmak için, bu şeyin yaratılmasına sebep olan şeyi
yapmak gerekir. Her şeyin yaratılmasında ortak olan manevi sebep, sadaka vermek, 70 kere
(Estağfirullah min külli mâ kerihallah) duasını okumaktır. Bu iki manevi sebep, maddi sebepleri
bulmaya da yardım eder. Ruhi sıkıntıların çoğu, cinden ve büyüden meydana gelir. Ruhi hastalıklar,
sara ve cinden korunmak için, kıymetli kitaplarda bildirilen dualardan bazıları şunlardır:
3- Bir miktar suya Âyet-el kürsi, İhlas ve Muavvizeteyn [Nas ve Felak] surelerini okumalı. Büyü yapılan
kimse bundan üç yudum içmeli, kalan su ile gusletmeli.
4- Sedir ağacının 7 tane yeşil yaprağı ezilip su ile karıştırılır. Üzerine Âyet-el kürsi, İhlas ve Kul-euzüler
okunur. 3 yudum içip geri kalanla gusledilir.
5- Üç kere Salevat ve Fatiha, Âyet-el kürsi, Kâfirun, İhlas, Felak ve Nas sureleri yedişer defa okunup
hastaya üflenir. Bunlar tekrar okunup hastanın yatağına, evin her yerine, bahçeye üflenir.
6- Fatiha, Âyet-el-kürsi ve 4 Kul [Kâfirun, İhlas, Felak ve Nas sureleri]yedişer kere okunup hastaya
üflenirse, büyü, nazar, hayvan sokması ve bütün dertler için iyi gelir. Tuza okunup, suda eritip içirmek
ve ısırılan yere sürmek de olur.
7- Sabah akşam, Bekara suresinin başından 4 âyet ve Âyet-el kürsi ile, Âyet-el kürsiden sonraki iki
âyeti ve Bekara suresinin sonundaki 3 âyet, delinin üzerine okunursa, iyi olur.
8- Sabah akşam 24 kere Estağfirullah denir, sonra (Estağfirullah elazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel
kayyume ve etubü ileyh) denir. Sonra 11 İhlas ve 7 kere Fatiha ve 33 kere, Allahümme salli ve sellim
ala seyyidina Muhammedin ve alâ âli seyyidina Muhammed okuyup, sevabı Peygamber efendimizin
ve Eshab-ı kiramın ve Evliyanın ve sonra isimleri okunarak Silsile-i aliyye büyüklerinin ruhlarına hediye
edilir. Bunların hürmetine şifa vermesi için dua edilir. Her gün sabah-akşam böyle dua edilir.
9- Günde 500 kere (La havle vela kuvvete illa billah-il-aliyyilazim) okumalı! Başlarken ve bitirince yüz
kere salevat getirmeli. [Bunu her gün muhakkak okumalı, ihmal etmemeli.]
10- Ha-Mim Mümin suresinin başından masir’e kadar ve Âyet-el kürsi okumalı.
11- La ilahe illallahü vahdehü la şerike leh lehülmülkü velehülhamdü vehüve alâ külli şeyin kadir
okumalı.
12- Cuma günü seher vakti, sağ elinin içine Nisa suresi 99. Âyeti, vemen yahruc’dan rahimâ’ya kadar
yazılır, sonra dili ile yalanıp yutulur. 40 yıllık büyü de olsa çözülür.
13- Sar’adan kurtulmak ve cinden korunmak için Âyât-i hırz okunmalıdır! Âyât-i hırz, şu sure ve
âyetlerdir:
Fatiha,
En’âm 17,
Hud 56,
İbrâhim 12,
Ankebut 60,
Fatır 2,
Yasin 83,
Hadid 1, 2, 3, 4, 5,
Cin 1, 2, 3, 4, 5, 6,
Peygamber efendimizin üç türlü ilaç kullandığı bildirilmiştir. Kur’an-ı kerim veya dua okurdu. Fen ile
bulunan ilaçları kullanırdı. Her ikisini karışık da kullanırdı. (Mevahib)
Kur’an-ı kerimin ve duanın etki etmesi için bazı şartların gözetilmesi lazımdır. Okuyanın veya yazanın
ve hastanın buna inanması, hastanın zararlı olan gıdalardan, şüpheli ilaçlardan perhiz etmesi, sıcaktan
ve soğuktan sakınması lazımdır. Okuyan kimsenin, itikadının bozuk olmaması, haram işlemekten, kul
hakkından sakınması, haram ve habis şey yiyip içmemesi ve karşılık olarak ücret almaması şarttır.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
İmam-ı Şarani hazretleri, (Kuşluk namazına devam edene, cin musallat olmaz) buyurdu. Cin
mektubunu, yanında veya evinde bulundurana, cin gelmez ve dadanmış olan cin de gider.
Dua, ilaç gibidir. Allahü teâlâ dilerse tesir eder. Yani tesirini Allahü teâlânın verdiğine inanmalıdır!
(Dert-bela gelince, Hazret-i Yunus’un duasını okusun! Allahü teâlâ onu muhakkak kurtarır. Dua şudur:
Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke, inni küntü minez-zâlimin.) [Hakim]
(Sabah akşam, 3 defa, “Bismillahillezî lâ yedurru ma’asmihî şey’ün fil erdı ve lâ fissemâi ve
hüvessemî’ul alîm” okuyan, büyücü ve zalimden emin olur.) [İbni Mace]
(“Lâ havle...” okumak, doksandokuz derde devadır. Bunların en hafifi sıkıntıdan kurtulmaktır.) [Ebu
Nuaym] [İmam-ı Rabbani hazretleri, din ve dünya zararlarından kurtulmak için her gün 500 defa “Lâ
havle velâ kuvvete illâ billah” okurdu. Okumaya başlarken ve okuyunca yüzer defa Salevat getirirdi.
(Tefsir-i Mazheri)]
(Evinde, Fatiha ve Âyet-el kürsi okuyana, o gün cin ve şeytan zarar veremez.) [Deylemi]
(Allahü teâlâ, duanızı kabul eder. Dua ettim, hâlâ duam kabul olmadı diye acele etmeyiniz! Allahü
teâlâdan çok isteyiniz! Çünkü kerem sahibinden istiyorsunuz.) [Buhari]
(Mümin dua edince, Allahü teâlâ, Cebrail’e, “Ben onu seviyorum, isteğini hemen yerine getirme!”
Facir [günahkâr] dua edince de, “Ben onun sesini sevmiyorum. İsteğini hemen yerine getir” buyurur.)
(Çalışmadan dua eden, silahsız harbe giden gibidir.) [Deylemi] [Demek ki; sebeplere yapışmadan
istemek kuru bir temennidir.]
(Bir lokma haram yiyenin, kırk gün duası kabul olmaz.) [Taberani]
1- Maddi veya manevi bir isteği olan kimse, gece, gusledip veya abd1est alıp, iki rekât namaz kılsa,
her rekatında bir Fatiha ve üç İhlas okusa, selamdan sonra secdeye gidip, (Ya Rabbi, benim isteğimi
Ebu Bekr-i Sıddık hürmetine yerine getir) diye dua etse; Allahü teâlâ, isteğini verir. (Menakıb-ı ciharı
yari Güzin)
2- (70 kere “Yâ Allah, Yâ Rahmân, Yâ Rahîm, Yâ Kaviyyü, Yâ Kâdir” okuyup da dua eden, ne isterse
istesin, Cenâb-ı Hak duasını kabul eder ve ne muradı varsa verir.)
Allah rızası için okumalı. Bir seferde 70 defa okumalı, 71 olsa olmaz, yanına başka isim konsa olmaz,
bu bir şifredir. İsm-i a’zam, ism-i Celal, Esma-ül Hüsna’dır. Her namazdan sonra okuyana ne mutlu!
Hiç olmazsa günde bir defa okumalı.
3- Dua izinli okunmalı! Bir hacetin hâsıl olması için dua okunurken, tesir etmesi, üstadın izniyle
okumalı. Üstad vefat etmişse, kitabından öğrenip okumak da izin almak olur. İzin alan, izin verenin
vekili olur. Vekilin okuması, üstad gibi tesirli olur.
4- Çocuklarını idarede sıkıntı çeken kişiye Peygamber efendimiz, (Neden istiğfar etmiyorsun? Ben
günde yüz defa istiğfar ederim) buyurmuştur. İstiğfar edileceği zaman yüz defa (Estağfirullah min külli
mâ kerihallah, Estagfirullahel’azîm ellezî lâ ilahe illâ hüvel hayyel kayyûme ve etûbü ileyh) demeli ve
manasını düşünerek söylemeli. Manası şöyledir:
(Razı olmadığın şeylerden, yaptıklarımı affet ve yapmadıklarımı yapmaktan koru! Kendisinden başka
ilah bulunmayan Hay, Kayyum ve Azim olan Allah’a istiğfar eder ve günahlarıma pişman olup O’na
sığınırım.) [Azim, zatı ve sıfatları kemalde; Hay, ezelî ve ebedi bir hayatla diri olan; Kayyum, zatıyla
kaim olan, yarattığı her şeyi varlıkta durduran demektir.]
5- Dileğine kavuşmak için, iki rekât namaz kılıp, sevabını silsile-i aliyye denilen âlimlerin ruhuna
hediye etmeli, bunların hürmeti için diye dua etmeli. Mesela, (Yâ Rabbi, hayırlı bir çocuk nasip eyle)
diye dua edip, (Bu duamı Silsile-i aliyye büyükleri hürmetine kabul eyle) demeli. (Mekatib-i şerife)
Sabah ve yatsı namazından sonra Silsile-i aliyye’nin isimlerini, sonra Fatiha okuyarak ruhlarına
gönderip, onları vesile ederek yapılan dua kabul olur. Tecrübe edilmiştir.
6- Ayât-i hırz, usulüne uygun okunur ve yanında taşınırsa, murat hâsıl olur.
7- Adakta bulunmalı. Mesela, (Şununla evlenirsem veya şu işim olursa, sevabı Seyyidet Nefise
hazretlerine olmak üzere, Allah için, üç Yasin okumak nezrim olsun) denince, bu dileğin kabul olduğu
tecrübe edilmiştir.
8- Kör bir zat gelip, (Ya Resulallah! Allahü teâlâya dua et, gözlerim açılsın) dedi. Peygamber efendimiz
de, (Güzel bir abdest al! Sonra, “Yâ Rabbi! Sana yalvarıyorum. Sevgili Peygamberin Muhammed
aleyhisselamı araya koyarak, senden istiyorum. Ey çok sevdiğim Peygamberim Muhammed
aleyhisselam, seni vesile ederek, Rabbime yalvarıyorum. Senin hatırın için kabul etmesini istiyorum.
Ya Rabbi, bu yüce Peygamberi bana şefaatçi eyle! Onun hürmetine duamı kabul et!”) duasını
okumasını söyledi. O da, abdest alıp dua etti. Hemen gözleri açıldı. (Tirmizi) Bu duayı okuyanlar,
maksatlarına kavuşmuşlardır.
(Allah’tan veya insanlardan bir isteği bulunan, güzelce abdest alıp iki rekât namaz kılsın! Sonra Allahü
teâlâya hamd etsin, Resulüne salevat getirip, şu duayı okusun!
Hacet namazı iki, dört veya on iki rekât olarak kılınır. Birinci rekâtta Fatiha ve üç Âyet-el kürsi okunur,
diğer rekâtlarda Fatihayla birer kere İhlâs ve Muavvizeteyn [iki kul e’ûzü] okunur. Yahut her rekâtta
Fatiha, Âyet-el-kürsi ve İhlâs okunur.
Yatsı namazını kılıp vitri kılmadan önce, dört rekât namaz kılınır. Birinci rekâtta bir Fatiha, üç Âyet-el-
kürsi okunur. İkinci rekâtta Fatihadan sonra üç İhlâs ve Muavvizeteyn [yani iki kul e’ûzü] okunur.
Üçüncü rekâtta ilk rekâtta okunanlar okunur. Dördüncü rekâtta ise ikinci rekâtta okunanlar okunur.
Namazdan sonra dileğini ister. (İmad-ül-islam)
(Ya Rabbi! Sana yalvarıyorum. Âlemlere rahmet olarak gönderdiğin Sevgili Peygamberin Muhammed
aleyhisselamı araya koyarak, senden istiyorum. Ey çok sevdiğim Peygamberim Muhammed
aleyhisselam! Seni vesile ederek, Rabbime yalvarıyorum. Senin hatırın için kabul etmesini istiyorum.
Ya Rabbi! Bu yüce Peygamberi bana şefaatçi eyle! Onun hürmetine duamı kabul et!)
Bu duayı müslümanlar, her zaman okuyup maksatlarına kavuşmuşlardır. Bu duaları bir kere okuyup
bırakmamalı. Kırk gün ve daha fazla kadar devam etmek iyi olur.
Ayrıca ; Ashab-ı Bedir'in ''rıdvanallahü teâlâ aleyhim ecma'în'' isimlerini okumak,bu büyükleri vesile
ederek düa etmek pek çok fâidelere sebeptir.Bunlardan biride düanın kabûl olmasıdır.O yüzden bu
büyüklerin isimlerini ardından 3 ihlas-ı şerif,1 fatiha-ı şerif okumak,çokça iyi olur,büyük
fâidelere,nimetlere sebep olur.
Son olarak:
Başınızı ağırttığımız için özür dileriz.Allahü teâlâ şifalar ihsân eylesin.Ümidinizi asla ve kat'a
kesmeyiniz.Dertte,belada,hastalıkta,şifada hülâsâ hayırda şerde Allahü teâlâ'dan unutmayınız.Dünya
imtihan yeri,yukarıdaki dediklerimizi yapan kurtuluşa erer,sıkıntılardan kurtulur,inşâallahü teâlâ.
Selâmetle...
Aşk,Sevgi
1. Ra’d Suresi.
2. Yasin Suresi.
3. Saffat Suresi.
4. Duhan Suresi.
5. Casiye Suresi.
6. Rahman Suresi.
7. Vakıa Suresi.
9. Mülk Suresi.
Bu sureler hastaya sabah akşam okunur. Okuma şöyle yapılmalıdır. Birinci sure sabah, ikinci sure
akşam, üçüncü sure bir sonraki sabah, dördüncü sure bir sonraki akşam okunmalı ve böylece aralıksız
hastaya okunmaya devam edilmelidir. Bundan sonra hastaya Ayet El-Kürsi ile başlayan azap ayetleri
okunur.
Hastanın durumunda iyileşme görülürse bu yönteme 7-15 gün devam edilir. İyileşme görülmezse
rukye ayetleri, şifa ayetleri, Yasin suresi, azap ayetleri suya okunur. Hasta yedi gün ara vermeden bu
su ile duş alır. Kullanılan suyun temiz bir yere dökülmesi gerekir. Suya okunurken, okuyan kimsenin
nefsi suya değmelidir:
Şifa Ayetleri:
Bismillahirrahmanirrahıym*
İnsanları bulunmadığı bir yerde bir kimsenin bineği kaçarsa,Ya İbâdallâh Ahbisühâ (Ey Allah'ın kulları,
bineğimi hapsedin.) 3 kere nida ederse, Allah (c.c)..ya insanlardan Ebdal taifesi denilen zevattan birini
yahut da insan sûretinde melekleri ya da melekleri gönderir...
Biriniz, kendisi insanların bulunmadığı bir yerde olduğu halde bir şeyini kaybettiği halde yahut bir
yardım dilediği zaman Yâ İbâdallâh Ağîsûnî (Ey Allah'ın kulları, bana yardım edin.) diye 3 kere derse,
gerçekte göremediği Allah'ın yardımcı kulları vardır... Daha önce yazmıştım bilen arkadaşlar
olacaklardır.. Evliyadan ve ruhanilerden manevi yardım istemenin açık delillerini hadis-i şeriflerde
bulabiliriz. Utbe ibni Gazvan (radıyallahu anh)’dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte, Resulullah
(Sallallâhu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur:
"Sizin biriniz; bir şey kaybederse yahut yanında arkadaşı bulunmadığı bir yerde yardım isterse 'Ey
Allah'ın kulları bana yardım edin! Ey Allah'ın kulları bana imdat edin!' desin. Çünkü Allah'ın bizim
görmediğimiz kulları vardır." (Ziynet'ül-Gulub, Sayfa: 73) (peygamber efendimizin bize bildirdiği dua
yukarıda yazılan)
İmam-ı Taberanî (R.A.)’ın beyanına göre, bu hadis-i şerif tatbik edilmiş, böylece yardım görülmüştür.
İbni Abbas (radıyallahu anh) dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Resulullah (sallallahu aleyhi
vesellem) şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz ki Allah’ın, hafaza meleklerinin dışında yer yüzünde melekleri vardır ki, ağaç yapraklarından
düşenleri yazarlar. Sizin birinize çöl arazisinde bir aksaklık isabet ederse, 'Ey Allah'ın kulları! (Bana)
yardım edin diye seslensin " (2)(peygamber efendimizin bize bildirdiği dualar)
Abdullah ibni Mesud (radıyallahu anh)’dan rivayet edilen diğer bir hadis-i şerifte, Resulullah
(sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur:
"Sizin birinizin sahrada hayvanı kaçarsa, 'Ey Allah'ın kulları hapsedin! Ey Allah'ın kulları durdurun!'
diye seslensin. Çünkü Allah'ın yer yüzünde hazır bulunan kulları vardır, Onu tutarlar. " (3)
(peygamberimizin bize bildirdiği dualar)
İşte bütün bu hadis-i şerifler, mukaddes ruhlara sahip olan varlıklarla tevessülün ve onlardan himmet
(yardım) istemenin caiz olduğunun, açık delilleridir.
Devenin bulunması için yardım edenler, Mevlâ'nın bulunması için yardım etmezler mi?
Allâme Muhammed İbni Allan (R.A.) "Ezkâr" şerhinde şöyle demiştir; “Bu hadis-i şeriflerde geçen,
"Allah'ın kulları"ndan maksat, ya melekler veya Müslüman cinler ya da, "Ebdâl" diye isimlendirilen
"Ricâl-i Gayb" (seçkin veliler)’dir.”
İmam-ı Nevevî (R.A.) ise şöyle demiştir: “İlimde büyük hisse sahibi olan bazı büyüklerimiz, içlerinden
birinin katırı kaçtığında bu hadis-i şerifle amel ederek, Allah'ın kullarından yardım istediklerini ve o
anda hayvanlarının bulunduğunu bize nakletmişlerdir.
Bir kere benim de aralarında bulunduğum bir cemaatte, hayvan kaçmağa başladı, insanlar onu
tutmaktan âciz kalınca, ben bu isti'âne'yi (yardım isteme lafzını) söyledim. Benim bu sözümden başka
görünen hiçbir sebep ortada yokken hayvan o anda durdu.” (4)
İmam-ı Nevevî gibi Şâfi'î Mezhebinde ictihad mertebesine ulaşmış büyük bir âlimin bu beyanı, bu
hadis-i şerifin sağlamlığına ve bununla amel etmenin cevazına açıkça delâlet etmektedir.
Ayrıca Sahabe-i Kiramın tatbikatı da bu yöndedir. Çünkü onlar, vefatından sonra da, Resulullah
(sallallahu aleyhi vesellem)’e nida ederek yardım istemişlerdir. Nitekim şu rivayetler bunun en açık
delillerindendir.
Hafız İbni Kesir’in naklettiğine göre, Yemame vakıasında Müslümanların şiarı (Nişanı) “Ey
Muhammed” sözleriydi. (5)
Abdurrahman ibn Sa’d (radıyallahu anh) şöyle anlatıyor: “Bir kere Abdullah İbni Ömer (radıyallahu
anh)un ayağı uyuştu. O zaman sahabeden bir adam, ona en sevdiğin bir insanı an dedi. O’da “Ya
Muhammed” deyince, bağlardan kurtulmuş gibi rahatladı. (6)
Hadîs-i erba'in)de (Herhangi bir işinizde, sıkışıp şaşırınca, kabirdekilerden yardım isteyin!) ve
(Deylemî]nin bildirdiği (Kabirdekiler olmasa, yeryüzündekiler yanardı.) hadîs-i şerîfleri ile yukarıda
bildirilen hadîs-i şerîfler, Allah-u Teala'nın izni ile, ölülerin dirilere yardım ettiğini göstermektedir.
Perşembe Günü Akşam Namazı ile Yatsı Namazı Arasında Gusl Abbesti Alıp Evde Bir Odaya Kapanın.
Sonra 1 Defa CİN Suresini Okuyun. Okurken Sakin Olun ve Kalbinizden Cinin Yanınızda Olduğunu
Düşünün Tamamen Konsantre Olun. Okuma İşlemi Bitince Hiç Konuşmadan Uykuya Dalın. Sağ
Tarafınıza Yatın ve Devamlı İçinizden "Allah'a ve Resuluna İnanan Müslüman Bir Cinle Görüşmek
İstiyorum" Deyin. Sonra Rahman Suresinin 15. Ayeti Olan " Ve hale kal canne min maricin min narin "
Türkçe Anlamı : Can'ıda Yalın (Dumansız) Ateşten Yarattık. Ve Zariyat Suresinin 56. Ayeti Olan " Ve ma
halaktul cinne vel inse illa li ya'budun " Türkçe Anlamı : İnsanları ve Cinleri Yalnızca Bana Kulluk
Etsinler Diye Yarattım. Demektir. Bu 2 Ayeti Arka Arkaya 41 Defa Okuyun. Sonra Uyumaya Çalışın.
Cuma Günü Öğlen Vakti ile İlkindi Arasında 57 Ayetel Kürsü Okuyun Sonra Yine Aynı Şekilde "Allah'a
ve Resuluna İnanan Müslüman Bir Cinle Görüşmek İstiyorum" diye Dua Edin. Ama Kalbinizden Hiç
Fesatlık Kötü Düşünce vs Geçirmeyin Sanki Cin Gelmiş Sizinle Birlikte Sizin Yanınızdaymış Gibi
Hissedin. Cuma Akşamı Bir Kap Su Önünüze Alın Yine Aynı Şekilde 41 Defa O Ayetleri Arka Arkaya
Okuyun Suya Üfleyin Sonra Cin Suresinin 1. Ayetinden 5. Ayetine Kadar Okuyup Suya Üfleyin. Sonra
KALBEN Suya Odaklanın Bakın... Ve Yine "Allah'a ve Resuluna İnanan Müslüman Bir Cinle Görüşmek
İstiyorum" deyin... İnşAllah Gelecektir Arkadaşlar.
Biraz Konuşalım Arkadaşlar. Cinler İki Çeşittir. Müslümanlar ve Kafirler Olmak üzere. Bu Cinlerin Bizim
Aramızda Yaşadıklarına Yolculuk Ettiklerine AMMAR Denir. Müslümanlarına Mümin Cin,
Şeytanlaşmışlarına İFRİT Denir.
Ben Cinlerle Görüşmüyorum Cine Güvenmem... Ben Yüzyıllar Önce Yaşamış Müslüman İnsanlarla
Görüşüyorum. Onlara Rahmani Denir. Rahmanilerle Her İnsan Görüşemez Arkadaşlar Başımdan Bir
Olay Geçti Öylelikle Vesile Oldular. ******lar Cinlerle İrtibat Kurarlar Ama Ben Rahmanilerle. Cinler
Yalan Söyler Ama Rahmaniler Söylemezler. Ayetler Okuyarakdan Hüddam Elde Edebilirsiniz Ama
Rahmanileri Edemezsiniz. Rahmaniler En Güçlüleridir. Manevi Gücüm Gerçekten Vardır. Ama Büyü
Yapmasını Bilmiyorum Öğrenmekde İstemem. Rahmaniler Çözümünde Yardım Ediyorlar O Yüzden
Büyüyü Şeytan Yapsa Yine Çözerim....
.................................................. ...............................
Kim gun ve gecesinde 4.356 Ya Allah ismi serifi zikretse cok kisa zamanda kendisine bir rahmani
hizmetli verilir.
Aşk,Sevgi
Sırları:
Alimler, Berhetiye duası hakkında, gizli sırlarla dolu hazine, kırmızı yakut, diye yad etmişlerdir. Nice
alimler ve arifler de bu hazineden faydalanmışlardır. Bereket ve tesiri çok yüce olan bu mübarek
isimlere şeytanlar,cinler, ifritler baş kaldıramazlar. Ruhani ilimlerin temeli bu mübarek isimlerdir.
Berhetiyye, Süleyman Aleyhisselam’ın tahtının dört bir yanında yazılı idi.En son kelimesi olan
“Şemhahir” ism-i celili ise mührüne işlenmişti. Berhetiyye’nin manevi gücü ile Süleyman
Aleyhisselam, kurtları, kuşları, cinleri hükmü altına almıştı.
Esmâü'l-Berhetiyh Adedleri ve Adâbına göre okunulduğu zaman ruhaniyetleri celbeder. Lâkin gereksiz
ve boş yere özellikle gösteriş amaçlı, şişe devirme, eşyaları hareket ettirme, bir yerden bir yere tayy-i
mekân yapma gibi amaçlarla kullanılırsa manevi cezâsı vardır. Bu tür Esmâlar ancak ihtiyaç halinde bir
hastayı veya bir zorda olan kişiye sadece Allah rızası yardım amaçlı adedine, menzil ve saatlerine göre
okunulmalıdır.
Esmâ-i Berhetiyh; 28 Esmâ'dan oluştuğu çoğu kimseler tarafından bilinmekte olup, 28 harf ve
menzille sabitlik kazanır. Toplam adedi "18587" olup genelde Üçlü Vefk'i yapılarak kullanılmaktadır.
Uygulamaya geçmeden ve bu tür çalışmalara girmeden önce bir İslâm alimine veya profesörüne
danışınız. Zirâ bu tür uygulamalar oldukça tehlikeli olmakla beraber anlamını bilmediğiniz bir çalışma
ve uygulama üzerinize cin musallatı getirmekle beraber dinden çıkmanıza da sebep olabilir.
Duası:
Bismillahirrahmanirrahim.
İlâ mülikil cinni ve'ş-şeytani vel mürdeti vel afarite cünudi iblisi ecmain.
(Amaç)
Kerîrin Kerîrin.
Tetlîhin Tetlîhin.
Turânin Turânin.
Mezcelin Mezcelin.
Bezcelin Bezcelin.
Terkâbin Terkâbin.
Berheşin Berheşin.
Galmeşin Galmeşin.
Hutûrin Hutûrin.
Kalnehûdin Kalnehûdin.
Berşânin Barşânin.
Kezhirin Kezhirin.
Nemuşelhîn Nemuşelhîn.
Berhayûlen Berhayûlen.
Beşkeylahin Beşkeylahîn.
Kâzmezîn Kâzmezîn.
Engalelitin Engalelitîn.
Kabâratin Kabâratin.
Gayâhen Gâyahen.
Keydehûlen Keydehûlen.
Şemhâhirin Şemhâhirin.
Şemhahirin Şemhahirin.
Şemhahîrin Şemhahîrin.
Bikehtahûnihin Bikehtahûnihin.
Beşârişin Beşârişin.
Tunîşin Tunîşin.
Şemhabarûhin Şemhabarûhin.
Emvilin celedin mehcemen helmecin vurudihin mehfeyacin bi izzetike illa ahazte semihim ve
Ebsarihim.
Sübhane men leyse kemislihi şey'ün ve Hüve's-Semiû'l-Basîr. Ve Bi Hakkı (Adedi Kadar Tespit Edilmiş
Esmaül Hüsnâ Okunulur.)
Ecibü eyyetühel müliki vel avan bi hakkı hazihil esmai aleyküm vetâatiha ledeyküm ve bi hakkı men
kale li's-semavati vel ardi i'tiya tavanen kerhen kaleta eteyna tai ine lillâhi'r-rabbil alemîn.
Ecibu vesmeu ve atiu vela tekunü minellezine kalu seminâ ve atânâ ve hüm la yesmaune.
Aksemtü Aleyküm bil melekil azim münzilel vahiy ale'r-Resuli min muradikatil azameti ilâ levhil
Mahfuz.
İlla mâ ecebtüm azimeti hazihi vehzurtüm hâdimi hazel yevmül müvekkiline Bi Yevmil(Okuma Günü)
Bi hakkı (İstek)
Berhetihîn ->>>662
Kerîrin ->>>430
Mezcelin ->>> 80
Bezcelin ->>>42
Terkâbin ->>>702
Berheşin ->>>507
Galmeşin ->>>1370
Hutûrin ->>>825
Kalnehûdin ->>>195
Berşânin ->>>553
Kezhirin ->>>935
Nemuşelhîn ->>>1026
Berhayûlen ->>>254
Beşkeylahin ->>>962
Kâzmezîn ->>>154
Engalelitin ->>>1130
Kabâratin ->>>703
Gayâhen ->>>1017
Keydehûlen ->>>76
Şemhâhirin ->>>1146
Şemhahirin ->>>1165
Şemhahîrin ->>>561
Bikehtahûnihin ->>>112
Beşârişin ->>>803
Tunîşin ->>>365
Şemhabarûhin ->>>1750
İçine düştüğün zorlukların düzelmesi ,murad ettiğin hayırlı işlerin Allah?u Teala?nın c.c inayeti ile
çabucak gerçekleşmesi için aşağıdaki tarif üzere YASİN-İ ŞERİYF okunur?
Gece yarısı kalkıp güzelce abdest alırsın?2rekat hacet namazı kılarsın?Namazdan sonra ;
* 7 defa ESTAĞFİRULLAH EL AZIYM * namazda okunan 3 defa SALLİ ve BARİK Dua ?ları
* 3 İHLAS 1 defa FATİHA-İ ŞERİF 121 defa YA MUCİYB YA ALLAH * 129 defa YA LATIYF okuyup sonra ;
Niyet ne ise 3 defa Cenab- Allah?a c.c dua edilerek YASİN-İ ŞERİYF hürmetine dua arz edilir? Sonra
yine 3 Salli ve Barik
YASİN-İ ŞERİYF okunmaya başlanır?İlk ayet olan YAASİİİN kelimesi 70 defa tekrar edilir ve sure
okunmaya başlanır? Son 2 ayete gelince bu kısım 3 defa tekrar edilir?
Alıntıdır.
beşmaşeymahın 2 şamihın ala külli berahın aksemtü aleyke eyyühel avnül muin biızzeti şemlehın 2
şemalehın en te'tiyne ve takdı haceti bihakkı şa'şaın eş'aşin eş'üşin 2 barekellahü fiyke ve aleyke ve
innehü lekasemün lev ta'lemüne azim.
not:yalnız 2 kez okunacak yerlerin altını bilenler işaretlerse daha kolay ve doğru okunabilir.
Günümüzde bazı insanlar birtakım kelimeleri birer kod, birer telefon numarası gibi kullanarak ve
belirli sayıda tekrarlayarak onlarla irtibat kurmakta, fakat genelde zararlı çıkan da insanoğlu
olmaktadır. Çünkü bu seansların, eskilerin el verme dediği yöntemle, yani bilen kişilerle yapılması
gerekir. Her iki varlık da ayrı boyutlarda yaşamaktadır. Temas kurmaya karar verdiğinizde enerjiniz
onları karşılamaya yetmeyebilir ya da onları negatif etkileyebilir. Bu durumda da ipler onların eline
geçer ve psikiyatrların possesyon dediği belki de demekte zorlandığı durum ortaya çıkar. Yani
bedensiz bir varlık sizi yönetmeye başlar.
Kur'an'ı Kerim'de cinlerin, ve şeytanların celp ve teşhirine yani irtibat kurup, hizmet ettirilebileceğine
dair işaretler var. Nitekim günümüzde dahi bu konu bir kısım kötü niyetli kişiler tarafından
gerçekleştirilerek, bir çeşit oyun ve eğlence aracı olarak kullanılabildiği gibi, kimileri tarafından da
falcılık, sihirbazlık, hırsızlık yaptırıldığı bilinen hususlardandır.
Ruhani varlıkların yani melek, cin ve şeytan gibi varlıkların kendi bedenleri, bizim yaşadığımız boyutta
olmadığı için onları bizim gibi de görmemiz mümkün değildir. Bu sebeple yüce gördükleri Allah onlara
bir temessül, yani başka bedenlere girme hakkı vermiş ve onlar da insanlarla görüşmek durumunda
oldukları zaman bu bedenlerden istedikleri birine girip öyle görünebiliyorlar. Bu konunun misalleri
oldukça fazladır. İlmi ve manevi yönü büyük olan ****ların cinlerden talebe okutmasından tutun da
Cebrail (a.s) in, sahabeden ahlakı ve güzelliği ile dikkati çeken Dıhye suretine girip Peygamberimize
vahiy getirmesine kadar. Ayni şekilde şeytanın Daru'n-Nedve'de Necitli bir ihtiyar şekline girip
Peygamberimizi öldürmek için plan yapanlara akıl vermesi ve cemiyette insan şekline bürünmüş
olarak dolaşan şeytanlara ve cinlere verilebilecek bir çok örnek vardır.
Cinleri basit ve kötü işlerde kullanmak, onlarla eğlenmek yerine, daha farklı ve akademik seviyedeki
bazı işlerde ve uğraşlarda kullanmak mümkündür. Aslında bizzat şahit olduğumuz bazı kişilerle,
duyduğumuz bazı şahısların onları kullanıp, yine onlardan elde ettikleri bir kısım bilgilerle kitap
yazdıklarına dair söylentiler var.
Bazı duaların okunması ile cinlerin çağrılabileceği ve onlar vasıtası ile yapılmayacak işlerin
yapılabileceğine de inanılmaktadır. İnsanların hizmetinde kullanılan cinlere Huddam adı verilir. Cin
hizmetçiler kullanan büyücü ve üfürükçülere de huddam lı denir.
Kur'an-ı Kerim'de, Hz. Süleyman(a.s) hakkında nazil olan ayetlerde, cinleri emrinde çalıştırdığı
bildirilmektedir. Hz. Süleyman, cinlerden teşkil ettiği işçilere, onların usta ve sanatkarlarına kaleler,
burçlar, saraylar yaptırmış; heykeller, mabetler, mescitler yaptırılıp, bunlarla yemekler pişirilip halka
ikram edilmiş ve insanlar, bu nimetler ve refah içerisinde tembelliğe zevk ve eğlenceye dalmadan
çalışmaya ve kendilerine verilen nimetlere şükre davet edilmişlerdir. Çünkü insanın esas gayesi
Allah'a kulluk etmek ve Onun verdiği nimetlere, sıhhat ve afiyete şükretmektir.
Kur'anda, Hz. Süleyman'ın cinleri denizlerin diplerine dalma işinde kullandığı da belirtilmektedir.
Hz. Davud'un 19 oğlundan biri olan Haz. Süleyman'a Allah'ü Teala tarafından çok özel bir güç
verilmiştir. Hz Süleyman kuşlarla ve cinlerle konuşma ve onların her hareketinden davranışlarından
anlama ona verilen ilahi bir güçtür. Hz. Süleyman cinlere, şeytanlara hükmetmiş, özellikle onların
inşaat ustalarına, denize dalan dalgıçlarına vazifeler vermiş ve çalıştırmıştır. Birbirine zincirli vaziyette,
cezalandırılmadıkça rahat durmayan, iş yapmayan diğer cin ve şeytanlar da onun emrine girenler
arasındadır. (25. Sat Suresi 37,38)
Bu şeytanlar içerisinde iblis yoktur ancak İblis'in gayret ve çabasıyla şer ve fesat ehli olan ve adına
Şeytan denilen cinler vardır. Cinler alemini teşkil eden bütün cinler değil, içlerinden yalnız belli bir
kavmidir.
Cinler ve şeytanlar Hz. Süleyman tarafından insanların güç yetiremeyecekleri derecede ağır işlerde
çalıştırılmış, yüksek binalar yapılmış, maharet isteyen sanatlar icra edilmiştir. Belkıs gibi bir hükümdar
sultanın su dolu zannedeceği derecede sırçadan yapılmış sahanlık bunun bir örneğidir. Mescit ve
mihraplar azizlere ait timsal ve heykeller ve daha buna benzer işler Hz. Süleyman'ın emir ve isteği
üzerine bu cinler tarafından yapılmıştır. (27) 13 yaşında iken Saltanat' a geçtiği rivayet edilen Hz.
Süleyman 4 yıl sonra inşaatı yeniden başlatmıştı. 53 yaşına geldiği zaman Beyt-i Makdis'in bitmesi için
fazla bir iş kalmamıştı ama Cibril Emin gelmiş hayatının sona erdiğini izin verilirse ölüm meleğinin
görevini yapmak üzere beklediğini bildirmişti. Tek dileği vardı: Allah'ım cinler ve şeytanlar benim
öldüğümü duyarlarsa Beyt-i Makdis'in yapımını bırakırlar. O halde vefatımı geç duyur.
Bu duasının kabul edilmesi üzerine sırça sarayına girdi ve ibadete başladı. Dışarıda görenler onu iki
eliyle tuttuğu asasına alnını dayamış halde müşahede ettiler. Ayaktaydı, bir şeyler düşünüyormuş gibi
bir hali vardı. Hz. Süleyman günlerdir hatta haftalardır hep aynı yerde aynı vaziyette duruyordu. Bu
arada Hz. Süleyman'ın asasını kemirmeye başlayan bir kurt Yüce Mevla'nın görevlendirmesiyle geceli
gündüzlü uğraşıp duruyordu. Nihayet bir gün asasını ucu iyice kemirilmiş oldu ve kaydı. Ona dayanmış
olan Hz. Süleyman vücud-u şerif'i yere yığıldı. Tam bu sırada ona bakanlar vefat ettiğini anladılar ve
cinler derhal işi bıraktılar. Şu an günümüzde Kudüs'te bulunan cinlerin yapmış olduğu mescit Beyt-i
Makdis halen ayaktadır.
Tavsiyem Bu islerle(Azaim ilmi) ile ilgilenenlere Basiret gozunuzu acmanizdir. Vesselam.... asagiya
yazdigimda ilmi ve ruh gucu az, bu gibi konularda bilgisi yetersiz sirf merak konusu veya başi boş bir
ceserat ile kesinlikle denenmesini tavsiye ederim. Neden dersen Kuranin tilsimlariyla onlari itaat
ettirmektir ve serlerinden kurtulmaktir. ozune girmektir, Bu nasil derseniz Zikir iledir. Devamli zikir…
vesselam… Nedemek istedigimi, Bedi-u Zaman Said Nursi hazretlerinin sozleriyle bitirmek isterim.
Ve çok su-i istimalata mense olmakla beraber,içinde bir dogru olsa on yalan karisiyor.Cünkü, dogruyu
ve yalani ayirdedecek bir mihenk,bir ölçü olmadigindan habis ruhlar ve seytana yardim eden
cinnîlerin,bu vesile ile,hem onun ile mesgul olanin kalbine ve hem de Islemiyete zarar vermek ihtimali
var.Cünkü, maneviyat namina,Islâmî hakîkatlere ve genel inanca aykiri haber vermeler oluyor.Habis
ruhlar iken,kendilerini temiz ruhlar zannettirip,belki kendilerine bazi büyük veliler namini verip
Islamiyetin esaslarina aykiri sözlerle zarar vermeye çalisabilirler.Hakikati degistirip,saf gönüllüleri…
Fakat simdiki gibi, bazen kendine …… namini veren cinlere ve seytanlara ve habis ruhlara musahhar
ve maskara olup oyuncak olmak degil,belki Kuranin tilsimlariyla onlari itaat ettirmektir ve serlerinden
kurtulmaktir.
Hem, ruhlarin temessülüne isaret eden Hz. Süleymanin (a.s.), ifritleri celb ve teshirine dair ayetler;
hem,"Ona (Meryeme) ruhumuzu (Hz. Cebraili) gönderdik de,kendisine düzgün bir insan seklinde
temessül etti" gibi bazi ayetler, ruhanîlerin temessülüne isaret etmekle beraber,ruhlarin celbine dahi
isaret ediyorlar.Fakat isaret olunan temiz ruhlarin celbi ise, medenîlerin yaptigi gibi, hezeliyat
suretinde bazi oyuncaklara,o pek ciddi ve ciddi bir âlemde olan ruhlara hürmetsizlik edip,kendi yerine
ve oyuncaklara celbetmek degil; belki ciddi olarak ve ciddi bir maksad için,Muhyiddin-i Arabî gibi
zatlar ki,istedigi vakit ruhlar ile görüsen bir kisim ehl-i velayet misüllü, onlara müncelip
olup,münasebat peyda etmek ve onlarin yerine gidip âlemlerine bir derece yaklasmakla
ruhaniyetlerinden manevi istifade etmektir.
Kâmil müslümanlar,ruh çagirma seanslariyla gayb âlemini tanimaya çalismak yerine,Kuran vasitasiyla
o âlemi bilmeye gayret ederler. ira Kuran, alem-i sehadette âlem-i gaybin lisanidir
MENDEL-I NEFSI ;
Su daveti:
Gonderilmesi: 7 defa Zilzal suresi, veya baska bir Sarfiye duasi olabilir. ("Bismillahirrahmanirrahim.
İnsarifû ilâ mekâniküm bârakellahü minküm ve aleyküm yâ ervâhıl ulviyetti ves süfliyyeti insarifû ilâ
mevâtıniküm ve cealnâ min beyni eydiyhim sedden feağşeynâhüm fehüm lâ yübsırûn, bârakellahü
minküm ve aleyküm"
Üç,Yedi,Dokuz,11 vs.... defa okunursa davet edilen cinler geldikleri yere geri dönerler.
Unutmadan davet esnasinda, Keşif ayeti yazilip alnina konur. (Basina taktigin tekkenin icine alnina
yerlesebilecek sekilde koy.)
Alıntıdır.
Aşk,Sevgi
Buraya kadar anlattıklarımızdan anlaşılmıştır ki, çevremizde bizden başka canlılar ve göremediğimiz
başka dost ve düşmanlarımız var. Cinler de insanlar gibi Allah'ın emirlerinden ve yasaklarından
sorumlu varlıklardır ve birbirlerine yaptıkları zulüm ve haksızlıklarla, insanlara yaptıkları kötülüklerin,
verdikleri zararların cezasını çekerler.
Kendisine sığınan ve emirlerine itaat eden kişiyi Allah asla yardım ve yardımcısız bırakmaz. Bunun,
yani ilahi himayenin, hangi şartlarda gerçekleşeceğini ise, aslında vicdanen hepimiz bilmekle beraber,
aşağıdaki maddelerden oluşmaktadır.
Birkimse Sure-i Bakara'da şu ayeti okursa "Allah-ü la ilahe illahu..", sabah okursa akşama kadar,
akşam okursa sabaha kadar cinlerin şerrinden korunur. Ve evinde Bakara Suresini okuyan bir kişinin
evine asla cin ve şeytan giremez.
Bu hususta yapılacak en iyi şey daha önce de kısmen değindiğimiz gibi, dua ve evrad'ü ezkar ile
Allah'a sığınıp, bilmediğimiz ve görmediğimiz türlerin onların şerlerinden ve yapabilecekleri
kötülüklerden korunmak kalıyor. Bunun da bir tek yolu var. Dua ve Münacat. İnsan günlük hayatında
abdestli bulunması halinde,onlardan kısmen korunacağı gibi, buna namazı ve diğer dualarıda ilave
ederse, korunma konusunda kendini biraz daha sağlama almış olacaktır.
21 - Besmele
1 - Yasin
11 - Fatiha
11 - İhlâs
11 - Kafirun
11 - Nas
7 - Bakara (163-164)
7 - Rahman (31-35)
Okunan sulardan abdest alınsın (sık sık) Evin içine hafifçe serpilsin
Aşk,Sevgi
Amaç ve Usulleri
Kişisel mükemmellik konusunda Çin düşünceleri Mısır veya İran'da uygun görülmeyecek üç fikri
bağdaştırmaktaydı. Bunlardan ilki biçimsel felsefe veya dinden çok önce varolan ölümsüzlük
arzusuydu. Popüler kültürde uzun ömür idealleri mutlaka yaşamın sona ermesi gerekmediği
varsayıma doğru gelişti. Bu fikirde ruhun beden dışı ölümsüzlüğü değil de, ölümsüz bir beden içinde
kişiliğin devamı söz konusuydu. Ölümsüzlüğü en karmaşık doktrinlerde bu yeni fiziksel kişilik simya ile
birlikte birçok disiplinle içsel olarak besleniyordu ve sonunda "çıplak çocuk" olarak gelişip şekil
aldığında kelebek gibi kozalığını ağırlıksız bir hurda gibi geride bırakıp doğardı.
Birisi öldükten sonra bir süre etrafta uçuşan kişisel güç avam tarafından ayrışılmazdır, ancak
bilginlerce 10 "ruha" bölünürdü (üç "yang hun" ve yedi "yin p‘o"). Normal ölüm sonrası çürümeyi
önlemek ancak ortak mekanları bedenin de onlarla birlikte varlığını sürdürebilirse mümkün olabilir.
Bundan dolayı, Lu Gwei-djen ve Joseph Needham'in belirttikleri gibi Çin ölümsüzlüğün maddesel
olması zorunluydu.
Ölümsüzlüğün diğer bir belirtisi de ruhun mükemmelleşmesidir. Bedensel ve ruhsal arasında herhangi
bir ikilem tanınmadığı için, bedenin geliştirilmesi ruhsal geliştirmeden farklı görülmüyordu.
Ölümsüzlük yaşlanma ve ölümden kurtulmaydı. Yaşamın uzatılması için dindarlık, ritüel, ahlak ve
hijyen de gerekliydi. İster Taocu, Budist veya Konfüçyüsçü inisiyelerin popüler fikirleri olsun, Yüce Yol,
yani Tao'ya kişinin uyum sağlayabilmesi için her türlü uğraş ve çaba da gerekli görülüyordu.
Ölümsüzlüğün ruhsal ve fiziksel mükemmellik yanında üçüncü bir belirtisi de ilahi bir hiyerarşiye dahil
olmadır. Popüler düşüncede bu hiyerarşi dünyevi düzenin ayna imajı olarak bürokratı. Hatta, güç ve
sorumluluğun bir mevkie ait olup, bu konumu dolduran kişi için onunla birlikte gelen gücün ancak
geçici sahip olunduğu düşüncesi gerek siyaset, gerekse de dinde paralel gelişti.
Aynı anda uzun ömür, halâs ve semavi atanmayı vaat eden birçok yol vardır. Örgütlenmiş dini
hareketler tarafından grup olarak veya bireysel inisiyeler tarafından özel olarak yürütülen
meditasyon, tapınma ve nefsi kırma çalışmalarını bedensel disiplinler, yaşamsal enerjileri açığa
çıkaran cinsel teknikler, diyet kürleri veya simya destekleyebilir.
Bu ruhsal arayışta simyanın neden bir rolü olmalıdır? Başka bir deyişle, kimyasal etkileşimin
sembolizmi nasıl bir katılımda bulunabilir? İlahi bir düzende atanmanın dünyasal imalarına rağmen,
bu hedef mistik bir yola varılırdı... bireyin Yüce Yolla birlik sağladığı bir yöntem. Kendisi Yol denilen bu
yöntem mükemmel bir şekilde kozmosu, toplumu ve kişiyi birleştirmekteydi.
Yol ile özdeşleşmek için aydınlanma veya sezgisel öngörüyle onu deneyimleme gerekirdi. Bu deneyim
bilmekle başlayabilir, ancak rasyonel algılamanın sınırlarının çok ötesinde bir derinlikte. Eski bir
simyasal şiirde, Kırmızı Çam üstadının Arcane Memorandum'da (Ch‘ih-sung-tzu hsüan chi,
muhtemelen 7. asır veya önce) yazdığı gibi:
Büyük evren (makrokozmos) veya küçük evrende (mikrozmos) mükemmellik getiren Yol'un gelişimsel
yönü doğadaki canlıları yaşam devinimlerinde görülebilir. İnsan sadece bitki ve hayvanlardaki yaşam
devinimlerinden değil, ama Aristoteles'in topraktan geliştiğini kaydettiği madenlerin devinimlerinden
de söz edebilir. Maden evrimi yaşlanma ve ölümün ötesine ulaşabilir. Çünkü nihai hedefi zincifre veya
altının mutlak mükemmelliydi. Bu iki maddenin vasat seviyeden evrimleri insanları ölümsüz kılan
işleminin basit metaforlarıydı. Aslında zincifre olan iksir (tan) doğanın Yol'unu mükemmelleştiriyordu
ve simyasal düşüncede insanların mükemmelleşme potansiyellerini simgelemeye başlamıştı. Böylece,
iksir ve onu imal etme sanatı, kullanılan maddeler arasında bulunmadığı durumlarda dahi zincifreden
(tan) adını almaya başladı.
Simyacıların "Büyük Çalışması" doğanın mükemmelleştirme işleminin aynısı tekrarlıyor. 9. asırda
yazılan bir metinde dediği gibi: "doğal devinimle dönüşmüş iksir, akan cıvanın kurşunu kucakladığı ve
hamile bıraktığı zaman oluşur... 4320 yılda iksir tamamlanır... O güneş ve ayın, yin ve yang'in çi
enerjisini 4320 yıl kucaklar; böylece kendi çi enerjisi doyuma ulaştığında, o en yüksek kademede
ölümsüzler ve semavi varlıklar için devinimle dönüşmüş bir iksir olur. Aşağıda, dünyada kurşun ve cıva
ölümsüzlük uğruna simyasal işleme maruz kaldığında, suni iksir bir yılda tamamlanır... Simyagerin
hazırladığı şey binlik skalasına tekabülünden dolayı kalmaktadır (Tan lun chüeh chih hsin chien, sayfa
126). Diğer bir deyişle, simyager 4320 saatlik bir yılda (360 günlük bir yılda günde 12 Çin saati)
doğanın 4320 yılda tamamladığını başarıyor.
Böylece simya işlemi kozmik evrimin bir minyatür modeli olmakta. Uygulamacı sadece zamanı
küçültmüyor, fakat laboratuarın sınırları içine evrenin boyutlarını sığdırıyor. Yol'un işlevini tefekkür
edebileceği ve birleşebileceği mekan ve zaman sınırlarına daraltıyor.
Simyager mekan ve zamanı maniple etmek için çoğu niceliksel ve niteliksel tekabüller olan çok farklı
araçlar kullanmaktadır. Labarotuarı dört esas yöne tam hizalı, fırını tam ortada ve her ikisi gökyüzü ile
ilgili çizimlerle kaplı olabilir. Fırının hacmi, platformuna basamak konulmuş olması, ateşleme için
konulan kapılar ve sayısı, hepsi onu gök ve yeryüzüyle hizaya getiryor.
Ateşin sıcaklığı geliştirici kozmik güçleri temsil ettiğine göre, bu güçleri yeniden yaratmak için ateşin
zamana tabi olması gerekir. Böylece ateşin yoğunluğu ölçülü yakıt kullanarak zamanı dikkatle
ayarlanmış devrelerde yavaş yavaş yükseltilerek alçaltılıyordu. Termometrenin olmadığı için mevcut
yegane kesin ölçü aleti teraziyle dört mevsimdeki sıcaklık ve soğukluk tekrarlanmaktaydı. Kök
kömürün ağırlığını artırmak ve azaltmak için ve bir seri kapıyla fırın beslemek için birkaç teknik şema
günümüze dek kalmıştır. Bunlar başı ve sonu eşit olan basit devreler değildi, fakat devre sonraları
giderek azalıp simyasal bileşimlerinde hem devinimsel, hem de gelişen bir değişim ima etmektedirler.
Kurulan modellerde devinimsel yaklaşım ayrıca bileşimlerde de belli oluyordu. En etkin eski işlem iki
bileşim veya birbirlerine karşı yin ve yang, yani zıt olan, iki bileşim kullanırdı. Onlar bir devinimden
diğer devinme konjuge ve ayrılmış oluyorlardı ve (simyagerin gözünde) giderek daha mükemmel bir
dizi ürün üretiyorlardı. Daha önce söz edilen cıva ve kurşun örnektir. Diğer sık rastlanan bir çift de cıva
ve kükürttür, bunlar da karışarak sülüğen (suni zincifre) oluşturup yüksek bir ısıda ısıtıldığında cıva
tekrar elde edilebilir. Yaklaşık bin yıl önce yazan bir simyagere göre: "Zincifre cıvadan oluşması ve
cıvayla tekrar öldürülmesi sırrın sırrıdır ("Cheng-t'ung tao tsang" cilt 587'de "Ch'en Ta-shih" içinde "Pi
yü chu sha ban lin yü shu kuei" ). Bazen devinimden devinme kademeli olarak ilerleyen değişimler ek
maddeler katarak elde edilirdi, ancak simyager açısından işlem esas itibarıyla ikilemli olarak
görülürdü.
Bu, Yol'un devimsel dinamiklerini taklit etmede simyacının kullanacağı bütün metaforları tüketmiyor.
Kozmik yumurta sarısının kademeli olarak yarı oluşmuş civcivi yetiştirmesi metaforu bütün büyük
simya geleneklerinde mevcuttur. Simyasal işlemlerin yapıldığı kap veya şişe çoğu kez yumurta olarak
söz edilir. Çin'de simya unsurlarının yumurta kabuğun içine kapatıldığı sıkça görülmüştür. Bu konuda
en eski ayrıntılı yazılı kayıtlar 9. asır veya biraz sonrasından ve son kayıtlar 17. asır ortalarından
gelmektedir. 15. asırda yaşayan bir Ming imparatorluğu prensi bu işlemi mantıksal sonucuna dek
yürütmüştü ve zincifre dolu yumurtasını kuluçkada yatan bir tavuğun altına yerleştirmişti. Kozmik
işlemler sadece bir odada değil, aynı zamanda bir üstadın bedeninde yenilenebilir. Beden içinde
yaşam enerjisi veya kozmik ışık devresini imgelemeyi içeren meditasyon teknikleri muğlak bir şekilde
dördüncü asırda belgelenmişti. Birinci asıra doğru üstatlar bedenleri içerisinde tanrısal varlıklarla
ilişkilendirmeler kuruyorlardı.
Bu çalışmalarda sadece simyaya (veya Taocu'luğa) özgün olan bir şey yoktur, ancak simya işlemini
içselleştirmeye bir baz oluşturmaktadır. Yol'un tam bilinciyle zıtların birleşmesini ifade etmek için
fırının işlevi konusunda metaforlar kullanıldı. Farzeen Baldrian-Hussein'in dediği gibi: "İçsel simyanın
üstadı (nei-tan) iç laboratuarı kendi bedeninde kurmakta. Hatta içinde gelensel simyanın bütün
unsurlarını ve aletlerini bulmaktadır: firin, reaksiyon şişesi, cıva, zincifre, kurşun ve diğer madenler.
Zihinsel ve fizyolojik bir işlemle laboratuarı donatır, ateşi yakar, alevi gözetir, bir reaksiyon şişesinde
unsurların evliliğini sağlar ve istenilen sonuç elde edildiğinde, işlemi değişik bir seviyede yeniler"
(Hussein, 1984, sayfa 14). 300 yıllı civarlarına ait önemli bir yazıda, üstad kalp işlevleriyle ilgili güneş
solunumu ve böbrek işlevleriyle ilgili ay solunumun hareketlerini kontrol eder. Bu solunumlardan
birincisine "ilahi iksir" denir ve ikincisine "sıvılaşmış altın" denir. Bu içsel simya bedenin küçük evren
(mikrokozmos) olarak hayati işlevlerinin fiziksel dünyaya tekabül eden ve ruhsallığı semavi ve dünyevi
bürokrasilerin ayna imajları şeklinde düzenlenmiş içsel tanrıların tezahür ettiğine dair yaygın
düşünceden doğdu.
Bu disiplinleri takip ederken, ürün değil işlemin kendisi önemlidir. Dışsal simya metinlerde dahi ya
iksiri içmekten söz edilmez veya ölümsüzlüğün "Büyük Çalışma"ya tanık olmaktan oluştuğu yazılır.
Reaksiyon şişesi açıldığında iksirin renk ve şekliyle ilgili bazı tarifler, onun yüksek bir şuur halinde
tefekkür edildiğini ima eder.
Eğer ölümden bağışıklık kazanmanın yöntemi derin bir kişisel deneyimse, simyanın menfaatleri
aktarılamaz. Ancak iksirlerin aktarımını arzulanır kılan simyanın farklı boyutları da vardı. Bu sanat ister
yüklü masraflarını karşılamak için olsun, ister kâr amacıyla olsun, masrafları karşılayacak birinin
himayesini sağlayabilir. Tıpta simya öncesi bir geleneğe göre üst seviye ilaçları ölümsüzlüğe verir (alt
seviyede ilaçlar ya tükenmiş diriliği, ya da şifa vermektedir). Bu düşünce tarzının bir uzantısı olarak
birçok hekim yeni ilaçların kaynağı olarak simyayı etüt etti ve simyagerler mevcut ilaçları çalışmalarına
adapte ettiler.
Günümüze dek intikal eden birçok simya yazıları doğrudan doğruya ekonomik ve terapi açıdan
arzulanır ürünler elde etmeye amaçlarlar. Bu kaynaklar simayasal altın ve zincifreyle ilgili iksirlerin
hazırlanması üzerine dururlar. Altın, kişisel gelişimi ön plana alan esas simya gelenceğinde nispeten
önemsiz bir sorundur.
Ritüel ve çalışması?
Aşk,Sevgi
Bu sorunun yanıtı hemen hemen tamamen ezoterik psikoloji alanında bulunur. Majiyi becerisi, bilinç
ve bilinçaltı arasındaki ilişkinin belirli yönlerine dayanmaktadır. Güç bilinçaltında yatar. Bu gücü
yönlendirme yetisi bilincin işlevlerinden biridir. Adept (Üstat) Majisyen ile novice (yeni başlayan) veya
inisiye olmayan arasındaki fark şudur, Adept bilinç ve bilinçaltı arasında iki yönlü irtibat kurmuştur,
novice veya inisiye olmayan kişide sorun ise, bu irtibatın bilinçten bilinçaltına olmak üzere tek yönlü
olmasında yatar. Bu sorunu daha da büyüten bir şey de, bu tek yönlü irtibatın bilinçdışı oluşudur,
dolayısıyla genelde bunun varlığından habersizdirler.
Bilinçdışı, bilincin konuştuğu dili anlar. Eğitilmemiş psişik yapılara sahip kişiler bilinçaltının dilini ender
olarak anlar. Bunun sebebi, bilinçdışı dili, bilincin tersine kelimeler kullanmaz, onun dili sembollerdir
ve iletişim tarzı yazılı kelime veya konuşma değil, imgelemedir.
Bilinçdışı, bilinçaltının aracılıyla rüya ve fantezilerle bilinçle iletişim kurmaya çalışır. Bütün rüyalar
bilinçdışının bilince iletmeye çalıştığı veya bilinçte düzeltilmesi gereken fikirleri temsil eden sembolik
imajlar ve senaryolarla doludur. Mister (gizem okulu) geleneğin geçmişinde kurnaz bir gözlemci bu
ilişki hakkında şimdi ele alacağımız bazı önemli şeyler keşfetti. İşte majinin kuramsal mekanizması
bunlardan çıktı.
Bilinçdışı fikirleri temsil etmek üzere sembol olarak kullanacağı imajları kişinin dış çevresinden elde
etmesi gerekir.
Başka bir alternatifin bulunmaması açıdan bilinçdışı, kişinin sembolleri olarak sarih fikirler geliştirdiği
imajları kullanır. Bundan dolayı rüyalarda bulunan birçok sembolik imaj ve olaylar sadece rüyaları
gören kişiye özgün anlamlar taşır. Yine de rüyalarda bulunan bazı semboller evrensel olarak belirli
fikirleri temsil etmektedir.
Bilinçdışı kişinin bilinçsiz olarak geliştirdiği sembol sistemlerinin dışında farklı bir sembol sistemi
kullanmaya eğitilebilir.
Bu son fikir, Magus (majisyen) için büyük önem taşıdı, çünkü bilinçdışını bilincinin anlayabileceği bir
dilde konuşmasını öğretebileceği anlamına geldi, böylece iki-yönlü bir iletişim kurabilirdi. Bu şekilde,
İbranice ve Altın Şafak sisteminin Yetziratik sistemi gibi majikal alfabelerinin inşa edilmesi gibi amaçlar
ortaya çıktı.
Etkin olarak bilinç ve bilinçdışı arasında iletişim kurabilecek bir majikal alfabeyi inşa ederken, her bir
sembolün belirli bir anlamı olması gerektiğini aklımızda tutmamız gerekiyor. Bu anlamların da direkt
olarak evrensel gerçeklere ve yasalara dayanması ve ayrıca bir bütün olarak alfabenin kapsamlı bir
birlik oluşturması gerekiyor. Böylece majisyen majikal sembolizmin inceliklerini öğrenirken, aynı
zamanda bilinçdışında yeni bir dil öğretmektedir. Ergeç yeni semboller rüyalarda ve aktif imgelemeli
meditasyonda işlenmeye başlar.
İşte ritüel arkasındaki mekanizmayı şimdi anlamaya başlayabiliriz ve seremonyal inisiyasyonlar bunu
açıklamak için en iyi örnekleri oluştururlar.
Bir majikal mabet bir birleşik veya karma semboldür. Temel seviyede bir majikal loca bireyin veya
inisiyasyon durumunda adayın majikal anatomisi sayılabilir. Locada her eşya parçası adayın iç ve/veya
dış özelliklerinin bir yönünü temsil eder. Bu kapsamda anlamsız sembol bulunmaz. Majikal daire veya
yer karosu adayın hareket alanı - veya tercih ederseniz etki küresidir. Daire veya yer karosunun
herhangi bir yerinde olabilecek altar (sunak) adayın kendisini temsil eder. Şekli ve renginin de önemli
anlamları vardır. Ritüelin belirli zamanlarında ve inisiyasyon ve gelişmenin değişik evrelerinde altarın
üzerinde ayrıca sembolik özellikleri olan cisimler konulur. Bunlar arasında en yaygın olanlar Magus'un
dört aleti ve lambadır. Bu alet veya silahların her biri dörtlü psişik varlığın bir yönünü temsil eder
(bilinçaltı, bilinç, sezgi ve irade). Lamba bu işlevlerin birleşik halini ve yüksek benliği temsil eder.
Dairenin her bir dört yönünde bu dört alete ilişik makrokozmik güçleri temsil etmek üzere birer lamba
yanar. Locanın batısında bazen iki sütunla belirlenmiş bir kapı vardır ve bu bilinçli benlik ve bilinçsiz
benlik arasında sınırı temsil eder. Doğuda ayrıca yüksek benliğe veya dünyeviliğin ötesindeki alemlere
giden bir kapı vardır.
Ritüel sırasında her bireysel ritüel hareket, Magus'un bilinçdışının (veya adaylarının bilinçdışlarının)
anlaması istediği bir fikrin sembolüdür. Bir bütün olarak ritüel şuurda bir değişiklik yaratmak için
tasarlanmıştır ve değişiklik sadece bilinç ve bilinçdışı arasında bir işbirliği ile mümkün olabilir.
Dolayısıyla Loca sadece karmaşık bir sembol değil, aynı zamanda locada işlenen ritüel bu karmaşıklığı
artırır, zira sembolün hayata geçmesini sağlar.
Örneğin, Magus majikal asasını (sihirli değneğini) eline aldığı zaman bilinçaltına İradenin devreye
geçmesi gerektiğini söylüyor - zira asa iradeyi temsil eder. Eğer asayı doğuya götürüp bir invokasyon
(davet/çağrı) pentagram çizerse, o "havayi" veya entelektüel yönde kendi (veya adayın) İradesinin
arınması için İradesinin (veya dayın İradesinin) yardımını istediğini söylüyor.
Bazılarınız bileceği gibi, bazıları son derece karmaşık olan birçok ve farklı ritüel hareket içerebilir. Bu
şeklide, majikal bir seremoni değişim için son derece karmaşık bir formül olup bilinçdışına çok ayrıntılı
öneriler aktarabilir, bunu da en fazla etkiyi yapacak şekilde bilinçten yan geçip bilinçaltına
ulaşmaktadır.
Böylece anlaşılır ki, uygulayıcının her bir sembolik davranış ve imaj arkasındaki manayı iyicene bildiği
zaman seremonyal maji en iyi sonucu verir. Yine de, bazı seremoniler üzerinde aynı şekilde çalışan
kişilerin sayısından dolayı astralda güçlü düşünce formları geliştirdiği için, onlar bir dereceye kadar
kendi başlarına belirli bir güç taşımaktadırlar ve inisiye olmayan kişilerde bile etkili olabilirler.
Şeytanın insanı aldatma yolları çok çeşitlidir. Her insana mizacına göre ayrı ayrı
yollardan gelir.
Büyüklerden birisi bir gün şeytanı gördü ve ona marufukerhi ile aran nasıl diye sordu. O
da, "Benim onun kalbine verdiğim vesvese şu misale benzer. Adamın birisi denize bevl
ediyor. Ne yapıyorsun denildiğinde, denizi kirletiyorum diyor" cevabını verdi. Evet
Allah'ın ihlaslı kulları da böyledir.
Şimdi asıl mevzumuza gelelim. Cinler, kâhin ve sihirbazlarla nasıl arkadaşlık ediyor? Cin
ile irtibat kurmuş, arkadaş olmuş bir cinci şu yollar ile bu işi gerçekleştiriyor: Cinler ile
görüşüp, onlardan yardım görmek isteyen, onlara bazı işler yaptırmak, bilinmeyen mazi
(geçmiş) ile ilgili veya şu anda olanlarla ilgili haber almayı murad eden insan iki
türlüdür. Cahil ve ahmaktır, bu tam şeytanın aradığı adamdır. Çünkü cahil olması
sebebi ile de onun vesilesi ile başkalarını küfre götürecektir. Bu cahil insan, kendi
başına İslamî ölçüler dışında zahitlik yapmaya başlar, yalnız başına halvete girip az
yemek, az uyumak ve bazı zikirler yapmak ile meşgul olur. Bu arada ona bazı keşifler
vâki olur ve bazı şeyler rüyasında haber verilir.
Bir de ne görsün, bir gece oda bembeyaz bir nur ile dolar ve nuranî görünüşlü bir adam
zuhur eder. Cincilerin ekserisi bu şeytanı ruhanî diye tarif ederler. Gelen bu şeytan o
cahile hitaben, "Ey Allah'ın dostu! Senin zikir ve ibadetlerin sebebi ile sana geldim ve
bundan sonra emrindeyim" der ve hatta bazıları bu şeytanı melek diye isimlendirir.
Bu şeytan, o cinciyi mizacına göre, bazılarını bilerek küfre sokar, bazılarını küfür
olduğunu bilmeden küfre sokar. Yavaş yavaş onu meşhur eder ve onun vesilesi ile
insanları yoldan çıkarır. Cinler ile görüşüp onlar ile arkadaşlık etmek isteyen kişi akıllı ve
ilmi de var ise, ona ya hiç gelmezler, yahut da gelip ona tesir edemezler. Eğer durum
böyle olur ise bir daha ona gelmezler. O cin ile arkadaşlık kurmuş olan insan aslında
kendisi çok yalancı ve günahkârdır. Zaten yalancılığı, günahkâr ve Allah'tan gafil olarak
yaşaması cin ile arkadaş olmasına sebep olmuştur. Kur'an-ı kerim'de bunu açıkça beyan
etmektedir. Şöyle ki: "Şeytanların kimler üzerine nazil olduğunu size haber vereyim mi?
Şeytanlar, ifk'ü iftiraya cüret edenler, kulaklarını şeytana tutan ve şeytandan bir takım
haberler alarak halka yayanlar. Bunların ekserisi yalancıdır. (Şuara:221-223)
"Bir kimse Rahman Teâlâ'nın zikrinden i'raz ederse ona biz şeytanı musallat kılarız.
Şeytan da daima ona yakın, arkadaş olur. (Zuhruf: 36)
Fahri Razi'nin beyanına göre şeytanın insana yakın olmasının sebebi, Kur'an-ı Kerim'den
ir'az etmesi; (yüz çevirmesidir.) Şu halde Kur'an'dan yüz çevirmeyen kimseye şeytan
fırsat buldukça mukarin olur; vesveseden hali olmasa da mukareneti daimi olmaz. Yine
başka ayet de Allah'u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: Mealen "Müşriklerin size mücadele ve
muhasama etmeleri için şeytanlar dostlarına fısıldarlar (telkinde bulunurlar), eğer
onlara uyarsanız, siz de müşriklerden olursunuz." (En'am:121)
Hasılı kelam cinci, İslamî ölçüler dışında halvet, (yalnız kalmak), riyazetle bazı
kelimeleri tekrarlayarak şeytana arkadaş oluyor, ona yapacaklarını yaptırdıktan sonra
"ben senden uzağım" diyor. Allah'u Teâlâ'nın Kur'an-ı Kerim'inde haber verdiği gibi,
Yahudileri kandıran münafıkların durumu da, şeytanın durumuna benzer ki, O insana
inkâr et dedi, insan inkâr edince de, "Ben senden uzağım, ben alemlerin Rabbi olan
Allah'tan korkarım" diyecektir. Allah (c.c.) bizi şeytanın hilelerinden korusun. Amin.
Yine Allah'u Teâlâ cehennem ehli ile şeytan arasında olan hadiseyi şöyle anlatıyor:
"Cennetliklerin cennete, cehennemliklerin cehenneme girmeleri ile şeytan
cehennemliklere şöyle dedi; Allah size gerçek vaad etti, ben de vaad ettim ama ben
sözümden döndüm. Benim sizi küfre zorlayacak bir gücüm yoktu. Sadece sizi küfür ve
isyana davet ettim! Siz de benim davetime koştunuz. O halde beni kınamayın, kendi
kendinizi kınayın. Ne ben sizi kurtarabilirim ne de siz beni. Bundan evvel sizin şirk
ettiğiniz şeylere ben küfr ettim. Zira zalimler için azab-ı elim vardır. Azabtan başka bir
şey yoktur." (İbrahim: 22)
yalnız tüm bunları uygularken kesinlikle hoş kokular yakacaksınız.Yani tütsü şart.
Aşk,Sevgi
Bilindiği gibi, insanların var oluşundan beri inançlar olmuş ve olmaya da devam edecektir. Definede
her zaman duyuyoruz cin musallatı tılsım diye musallat olma, üç şekilde olur:
Bildiğimiz gibi, her maddenin bir enerjisi alanı var. Gömülerin de toprak altında yaydığı enerji alanı
var. Cinler, bu enerjiden vitamin gibi yararlanırlar. Yâni aile olarak ne kadar enerjiye sahipse, o kadar
hızlı hareket eder, o kadar zengin olurlar. İnsanların zenginliği gibi, cinlerin kendiliğinden sahiplendiği
hazinelerde genel düşünce, böyledir. "Bu sahiplenilen hazineyi yine başka bir cin ailesi sahiplenemez
mi?" diye aklımıza gelebilir.İster insan, ister cin soyundan bunlar alınmak istendiğinde savaşta galip
gelen kazanır. Cin ailesi, az ise sayıca daha fazla fert ile saldırıp alınabilir. Fakat bu savaş, çok
tehlikelidir ; tıpkı insanlarda olduğu gibi, kin duygusu cinlerde insanlardan daha fazla gelişmiştir. Siz
,on kişi; bir kişinin elinden zorbalıkla aldığınız malı, .malı alınan, sizi teker teker yakalayıp hesap sorma
eyleminde bulunuyorsa, cinler için de aynı şey geçerlidir. Zorbalıkla alınan hiçbir para, hayır getirmez.
inanışlardan biri de, Hz. İsa'nın çarmıha gerilip öldürüldüğü yerden bir ağaç çıkar. Bu ağacın salgıladığı
zamk, ağacın ağladığını simgeler. Bu, tütsü olarak yakıldığında, cinler, çıkarılan kokuyu çok seviyorlar.
Nerede yanıyorsa bölge olarak hepsi oraya toplanırlar. Bunlar hazır olunca, defineyi gömerken cinleri
musallat edecek kişi devreye girer. Gömülen bu hazinenin korunmasını ister. Cinler, ne zamana kadar
sorusuna, devreye giren kişi, saat, tarih, zaman belirtmez. Şifreyi söyler; yani örneğin "Felçli biri
gelecek ya da 7 kişi gelecek, şunları yapacak, ya da şunlar oluncaya kadar." der. Daha sonra oradan
ayrılır. O denilen gerçekleşmediği müddetçe, o para oradan alınamaz. Hiç mi alınamaz, tekrar aynı
ayin gerçekleştirilir. İşin ehli, tütsüyü yakar, şifreyi öğrenir ve yapar.
Para, bir Müslüman tarafından gömülmüşse; bunları melekler korur. Kutsal emanetleri de öyle. Eğer
gömüde haram varsa, bunları da Müslüman cinler korur. Bu parayı gömen insanın soyundan birisi, bu
tılsımı bozmaktadır; fakat, o soydan bir insan, ayakta ve sağ ise, bir başkası bunu alamaz
Tılsımları, yalnız o tılsımı bekleyen cin, Müslüman ise sizin okuduğunuz Kuran-ı Kerim'e saygı duyar.
Hıristiyan ise, okunan İncil'e saygı duyar size izin verir. Eğer bunlar zıt ise; siz Müslüman, o Hıristiyan
ise, hiç bir şekilde o defineyi alamazsınız. Peki gizli ilimler ve havas kitaplarının faydası olmaz mı?
Buradaki bilgiler, sadece Müslüman cinler içindir. Gayri Müslim bir cine okunduğunda etki etmez.
Eğer etseydi, bütün cinler Müslüman olurdu. Bunlarla anlaşıp irtibat kuran insanların pazarlıkla
anlaşabilme yöntemleridir ya da onların dinini öğrenip zoraki alınmasıdır. Defineyi bekleyen cinler
Müslümansa, önce abdest almak, 7 ayrı kağıda Ayet-el Kürsi'yi yazıp bu kağıtları tespit edilen noktaya
yerleştirmek için işin ehli kimseler gerekir. Bu işlemler yapıldıktan sonra, işin ehli, 7 tur definenin
olduğu bölgeye daire çizerek bir kapı bırakır. Çalışma esnasında kimsenin konuşmaması gerektiğini
telkin eder. 21 Nas, 7 Ayet-el Kürsi, 3 İhlas ve 1 Fatiha okunur
Hıristiyan cinlerin sahip olduğu tespit edilirse, İncil'den ayetler ve papazların ayin esnasında yaktığı
tütsü yakılarak çıkartılabilir. Papaz ve İncil yok ise, kazan kişiler ..??( ..sırra vakıf olmak gerek.. )
yıkanır. Para, büyü ile koyulduysa cimentu buhur tütsüsü yakılır. Eğer para, dinsizler tarafından
konmuş ise, tek yöntem savaşmaktır. Oradaki cinlerin sayısını öğrenip üç-dört kat cine sahip **** ile
çalışılmalıdır. Yahudi ve diğer dinlere tâbi olan cinler için, Hıristiyanlık'ta yapılan işlemin aynısı
uygulanır
Cin padişahları ve ya askerleri tarafından korunan hazineler ise, hiçbir zaman çıkartılamaz. O
paraların, Mehdi resûlün yeryüzüne ininceye kadar korunacağına söz verilmiştir. O bölgede kazı
yapanların hayatı, tehlikededir ..
Kazıda duyulan sesler ve görüntüler
Kazıda, kazan kişiler neyden korkuyorsa, gördüğü cisim ona göre değişir. Örneğin; insan, yılandan
korkuyorsa yılan, akrepten korkuyorsa akrep. İki kişinin de korkuları farklı ise; aynı cisim, korktukları
şekle bürünür. Burasının büyülü olduğunu işaret eder. Görünen cismi orada kesmek gerek
Cinler, orada beklemekten sıkılmıştır. Size şifre veriyordur. Altı-yedi metrede kurbağa yılan vs
çıkabilir. Bu çıkan hayvanı altına dönüştürürseniz, büyük parayı çıkartabilirsiniz. Çıkan cisimler, en
fazla 40 gün içinde altına dönüştürülmelidir. Dönüştürülemez ise, ilk çıktığı yere geri döner. Eğer hızla
kaçan varlıklara dönüşmüşse (sinek, arı vs) bu varlıkları hemen öldürürseniz hemen altına dönüşür.
Kaçanlar ise, o parayı gömen insanın soyundan olan eve gider. Eğer 7 gün içinde buhur ve ayin
yapılmazsa bir daha alınamaz.
Eğer o parayı gömen kişinin soyunun evi, yedi günden daha fazla ulaşabileceği bir yerdeyse, tütsü ve
diğer işlemleri yapmakla onları geri getiremezsiniz. 24 saatte içinde yapmak daha iyidir.
Unutulmamalıdır ki cinler, insan zekasının ancak %10'una sahiptirler. İnsanlar düşündükleri zaman,
beyinlerindeki enerji, dışarıya renkli ışıklar olarak yansır. Bunu bazı hayvanlar ve cinler görür. İnsanları
yönlendirmesi ise bu zamanda olur. Bu âna da gaflet ânı denir. Örneğin, sabah evden markete ekmek
almaya gittiniz. Daha sonra, marketi geçtiğinizi fark ediyorsunuz ve ekmek alacağınız aklınıza geliyor.
İşte bu an, gaflet ânıdır. Bu ânda, insanları yönlendirirler. İnsandan üstün oldukları güç, sadece budur.
1. Kazılacak yere 6 köşeli yıldız çizmek ve ortasını kazılınca büyüğünün ve cinleri kayboldukları
biliniyor
2. 7 adet yeşil sedir, iki taş arasında dövülür. 2 litre suya konup üzerine 7 Ayet-el Kürsi, Kâfirûn, İhlas,
Felak ve Nas sûreleri okunur ve bölgeye serpilir.
3. Yunus Sûresi 81-82, Ta'ha Sûresi 69, Araf 118-122 ayetleri bir tabak suya okunur ve bölgeye
serpilirse büyü bozulur
4. 21 Yasin Sûresi'ni bölgede okumak
5. Başka bir çözüm: Fatiha, Ayet-el Kürsi, İhlas, Felak ve Nas sürelerini 70 kere o bölgede okumak.
6. Başka bir çözüm: Defne yaprağı'nın tütsü olarak yakılması ve 7 İhlas okunması
7. Başka bir çözüm: Beyyine Sûresi'nin, bir tabağa okunup bölgeye serpilmesi
9. En zor olan tılsımlar, büyü ve cinleri temizlemek için 789 kere Besmele, 70 Fatiha, 41 Yasin, 2200
kere Felak ve Nas, 41 kere Cin Sûresi, 1 kere Fetih Sûresi, 1 kere Ta'ha
Aşk,Sevgi
Bu tertipin yapılacağı gün aç olunması şarttır. O gün kişi az konuşur. Uygulama geç saatte sessiz bir
mekanda mümkünse karanlıkta yapılır .Önce abdest alınır. Sonra Allah c.c. rızası için iki rekat namaz
kılınır. 3 defa cin suresi okunur. Hoş kokulu bir tütsü yakılır. Ardından bir mumu çevreleyecek şekilde
7 kere ya şahram kazınır ve muma üç defa cin suresi nefes edilir. Mum gül yağıyla yağlanır. Ardından
mum yakılır ve mum yanarken 333 kere aşağıdaki dua okunur.
"ya şahram ya şahram ya şahram ya saraei ya saraei ya kerrir ya şahram ya fettah ya fettah ya fettah
ya şahram ya şahram ya saraei ya saraei ya musavvir ya musavvir ya musavvir ya kerrir ya kerrir ya
kerrir ya şahram ya sarei elacele essate ya hadim ya şahram"
eger isersen istedigin kişinin uykusuna girip onu aciz edesin her kimin üzerine okursan huddam onun
işini bitirir ve o kişiyi yarı uyanık rahatsız eder gece yarısı besmelei şerifle bu azimeti istedigin kadar
okursun
denenmiş ve kesin sonuç alın mıştır azizim daha ne diyeyim ALLAH bu azimeti münafıkların ve kötü
düşünceli insanların eline geçir mesin AMİN
İki rekat namaz kılınır. Birinci rekatta fatihadan sonra Hümeze süresi ikinci rekatta fatihadan sonra fil
süresi okunur. Selam verdikten sonra 100 defa Ya Aziz ismi şefiri okunur ve sonra 200 defa Fil süresi
okunur. Fil süresini her defa okuyunca ve "ersele" kelimesine gelince; erseltu ileyke ya ........ (burda
kime gönderilecekse onun ismi ve annesinin ismi okunur) sonra süreyi tamamlayın. Denenmiş ve
faydası görülmüş bir uygulamadır... Kaynak: El Lulu vel mercan bu uygulamayi yapip alacagini
tahsileden varmi acaba. bilgisi olan varsa sorularimi yanitlayabilirlermi 1-kisi borcunu verdikten sonra
rahatsiz ediliyomu 2-alacakli bu uygulamayi yaparken yada sonrasi rahatsiz ediliyomu. 3-uygulamaya
baslamadan önce kendimizi korumaya almamiz gerekmiyormu 4-bu uygulama birkereye mahsuzmu
yapiliyo yoksa alacagimizi tahsil edene kadar devam edilecekmislm .arkadaşlar. irsali hatif demek
büyünün daha şiddetli ve en pis bir şeklidir. irsali hatif gönderdiğin kişi irsali hatif niyetiyle okunan
ayet veya surenin görevlileri tarafından çeşitli şekilde eziyet edilir.acaba o irsali hatifi gönderen kişi
rahat edeceğinimi zannediyor.karşı tarafa bir kötülük yapar ama en kısa zamanda misliyle cezasını
görür.bu ilimle yapılan hiçbir kötülükte hiç bir iyilikte yüce yaratan tarafından karşılıksız
kalmaz.acizane tavsiyem bu ilimle karşı tarafa kötülük yapmaktan uzak durulması.çünkü sonu
hüsran............!!!!!!!!!'....bitik......
Kaynak: http://www.estanbul.com/irsal-i-hatif-denenmis-121958-3.html
Kaynak: http://www.estanbul.com/irsal-i-hatif-denenmis-121958-3.html
Bu İsmi a'zamın adedi 11, 111 ve 1111 dir. Bunun Diba'-i, İsmi
yeskutu bihi kavâhen fela yebkâ fil kevni zürühin illâ ve nârun
duaytü bihi ecibtü veizâ seeltü bihi a'taytü inneke ala külli
şeyin kadir.
Bu İsmi a'zamın sayılamayacak kadar faydası ve özellikleri
(100) defada bu duayı bir kez veyahutta her okumanın sonunda bir
Yedi gece müddetle hergece ismi a'zamı bin (1000) defa okur ve
yenmek istersen: Onbir (11) defa İsmi a'zamı, üç (3) defa Diba'-i
üstün gelirsin.
yenerek kahredersin.
dağılır.
sonra sağ yanı üzerine ve kıbleye karşı yatıp uyursa, Allah c.c. ın
zorlanan kimse, işinin olması niyetiyle iki rekat hacet namazı kılıp,
1111 defa ismi a'zamı, 3 defa diba'-i, 1000 defa ismi şerifi, 3
hacetine ulaşır.
hacet namazı kılıp namazdan sonra, 1111 defa ismi a'zamı, 3 defa
duayı okuyup yola çıkarsa, güzel bir yolculuk yapıp sağ salim Allah
kıldıktan sonra, abdest tazeleyip iki rekat hacet namazı kıl. Namazdan sonra Duha Suresini yetmiş (70)
defa, aşağıdaki Azimetide ikiyüz (200) defa oku. Okurken Lübani zeker ve Kizbere buhurlarını
yakarsın.irsali hatif nedir diye sormayın cin dir
Ya Hamişen Ya Şehlişen Ahmişahüm edhulü fi heyeti ala fülan ibni fülanete hatta la yenamü ve la
ye’külü vela teşrabü vela yekünü lehü kararun hatta ye’tiyel mehabbete eddaireti bidevaril leyli ven
nehari ma bi kalbi el ğallabi aranün taslihu elvahan elvahan elacele elacele essaate essaate.