You are on page 1of 64

Kontrast

Foto g r af Der gisi Sayı: 50 Ocak - Subat


, - Mar t 2016

Fotoğrafta Anlam
. Orhan Alptürk . Prof. Dr. V. Doğan Günay . Doç.Dr.Zuhal Özel Sağlamtimur
. Aslı Erciyeş Tosun . Prof. Dr. Alev Fatoş Parsa . Ayşe (Eziler) Kıran . Öğr. Gör. Nilay İşlek
ana sponsorluğunda
yayımlanmaktadır.
. Mete Okumuş . Yrd.Doç.Dr. Gülbin Özdamar . Özcan Yurdalan . Cengiz Engin
Dosya
Kontrast
Konusu
Editör Merhaba
Kontrast
Ocak
2016

Şubat AFSAD
Mart Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği
Adına Sahibi
Eda ARISOY
Ocak ayı için bitişlerin ayı demişlerdi 2016 yılı başlarken,
“her bitiş yeni başlangıç demektir” diyerek söze başlayalım. Yayın Yönetmeni (Sorumlu Müdür)
Tabi okuyucularımız ne bitiyor diye merak içinde kalmasın Kamuran FEYZİOĞLU
diye de, gönüllü olarak çıkardığımız dergimizin bayrağını
bir başka ekibe devrettiğimizi de bildirelim. Yayın Kurulu
Kontrast Fotoğraf Dergisi farklı ekiplerin sentezinden Burak CİRİTCİ
geçerek bugünlere ulaştı, bir gazete olarak başladığı Ceren ÖZCAN
yayın hayatına, bir müddet ara verdikten sonra dergi Deniz KORAŞLI
konseptiyle, Gökhan Bulut yönetiminde, Ceyda Taşdelen Derya ILDIRDEMİR
yayın yönetmenliğinde şimdiki formatına kavuştu. Artık Nilüfer ZENGİN
olgunlaşma evresi diyebileceğimiz bir döneme geldi. Yiğit KOÇBAY
İnsan ömrüyle birleştirilemez elbette ama 50 sayı da Zeynep HAMURDAN
azımsanacak bir miktar değil. Artık ekibi de tazelemenin Esin ÖZÇELİK
zamanıdır… Romantik ayrılışlara alışığız toplum olarak,
ancak romantize edilecek bir şey de var mı bunca gerçeklik Redaksiyon
içerisinde bilemiyoruz; acılarımızla, gerçekliklerimizle, Nilüfer ZENGİN
sizlerle on sayıdır birlikteyiz. Başka mecralarda, fotoğrafa,
sanata dokunduğumuz her yerde birlikte olacağımızın Grafik Tasarım
farkında olarak vedalaşıyoruz… Cem DEMİR

Bu sayıda sizler için neler hazırladık? Anlam uzun zamandır


Reklam
bizim de aklımızı meşgul eden ve bir ucundan tutarak
Cem DEMİR
gündemimize taşımak istediğimiz konuydu. Orhan Alptürk
ile yaptığımız görüşmeler sonucunda dosya konumuzun
Yönetim Yeri (Dergi İletişim)
hazırlanmasında ilgili konu başlıkları ve yazarları ile
AFSAD – Bestekar Sok. No: 28/21
buluşmamızı sağladı, bu işi birlikte ortaya çıkardık.
Desteklerinden dolayı kendisine teşekkür ediyoruz. Kavaklıdere – Ankara
Tel: 0312 4172115
Dilsel anlamın, dilsel göstergelerle birlikte varlığından, Faks: 0312 4172116
tarihsel sürecinden başlayarak görüntüsel göstergelerle GSM: 0533 7388208
buluştuğu, zengin bir kaynak hazırlamaya çalıştık. Bazen www.kontrastdergi.com
okuması ağır ve akademik gelecek belki ama fotoğrafın www.afsad.org.tr
ayrılmaz parçalarından birinden, Görüntüde Anlam’dan kontrast@afsad.org.tr
bahsediyoruz eni konu… Üç ayda bir yayımlanır.
Derneğimiz atölyelerinden, Mehmet Özer’in yürüttüğü Baskı Mattek Matbaa
Toplumcu Gerçekçi Belgesel Fotoğraf Atölyesi 2015 biterken
bir teze konu oldu. Ankara Üniversitesi yüksek lisans Ağaç İşleri Sanayi Sitesi 1354 Caddesi 1362
öğrencilerinden Oğuzhan Burak tarafından incelenen Sokak No: 35 İvedik ANKARA/TÜRKİYE
atölye, süreci ve üretimleriyle artık akademik bir yayın Tel:0.312.433 23 10 Pbx
ve bu sayıda ustalığı bir atölyeye bahşedip, o bölümde bu Faks:0.312.434 03 56
haberi değerlendirmek istedik. Yayın Türü: Bölgesel Süreli
ISSN: 1304-1134
Şimdilik bu sayı ile birlikte bir nefes alımlık uzağa gidiyoruz,
birlikte çok güzel işlere imza attığımız tüm Kontrast ekibine
Her hakkı saklıdır. Bu dergide yer alan; yazı, makale,
ve ekibin perde arkasında okuyucu rolündeki sizlere fotoğraf, karikatür, illüstrasyon, vb.’nin, elektronik
gönülden teşekkürü bir borç biliyorum. ortamlar da dahil olmak üzere, kullanım hakları
AFSAD (Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği)’a ve/
Saygıyla… veya eser sahiplerine aittir. İzin almaksızın, hangi
dilde ve hangi ortamda olursa olsun, materyalin
tamamının ya da bir bölümünün kullanılması
yasaktır.

Dergide yer alan yazıların ve fotoğrafların


sorumluluğu yazarlarına aittir.
Kontrast Yayın Ekibi Adına
Yayın Yönetmeni
Kamuran Feyzioğlu
kamuranfeyzioglu@gmail.com

2 3 AFSAD
İçindekiler

4 Fotoğrafta Anlam
Hazırlayanlar:
Deniz KORAŞLI 35 F/64
İletişimin Kıldan İnce Mecrası
Esin ÖZÇELİK
Özcan YURDALAN

4 Klasik/Doğrudan Fotoğraf ve
Anlam 38 Portfolyo
O Parto/ Doğum
Orhan ALPTÜRK Alex STODDART
Hazırlayan: Zeynep HAMURDAN
6 Göstergebilim ve Fotoğrafta Çeviri: Zeynep HAMURDAN
Anlam
Prof. Dr. V. Doğan GÜNAY

10 Somuttan Soyuta Fotoğrafta


43 Portfolyo
“Şüpheli Benzeşmeler”
Biçim, İçerik ve Öz Meltem IŞIK
Doç.Dr.Zuhal ÖZEL SAĞLAMTİMUR Hazırlayan: Ceren ÖZCAN

Fotoğrafta Göstergebilimsel
12 48
Çözümleme “Postmodern Usta İşi
Okuma” Toplumcu Gerçekçi Belgesel
Fotoğrafçılar Atölyesi
Aslı Erciyeş TOSUN Cengiz Oğuz GÜMRÜKÇÜ
Murat YAYKIN
18 Fotoğraf ve Görsel Göstergebilim
Mehmet ÖZER
Üzerine
Prof. Dr. Alev Fatoş PARSA

Fotoğraf Sanatında Gösterge:


22
Belediye Meydanındaki O Ünlü
59 Fotoğraf Okuma
Nuri Bilge Ceylan’ın “Nude In
Öpücük The Room” İsimli Fotoğrafı İçin
Bir Çözümleme Denemesi
Ayşe (EZİLER) KIRAN
Cengiz ENGİN
Hazırlayan: Deniz KORAŞLI
26 Çoğul Okuma, Studium ve
Punctum
Öğr. Gör. Nilay İŞLEK Okuyoruz
62 Militan Fotoğraf ve Fotoğrafçı
Sokak Fotoğrafçılığına Bakış
28 Murat YAYKIN
Mete Okumuş Hazırlayan: Kamuran FEYZİOĞLU

30 Sosyolojinin ve Etnografinin
Vazgeçilmezi: Fotoğraf
Yrd.Doç.Dr. Gülbin ÖZDAMAR
Dosya
Konusu
Ocak Klasik/Doğrudan Fotoğraf
2016

ve Anlam
Şubat
Mart

Orhan ALPTÜRK
Fotoğraf Sanatçısı, Yazar
orhanalpturk@gmail.com

İnsanın yüz yüze algı ile ilişkisinin neredeyse Kimi zaman bir pencereden görme olarak kimi
tamamen kesildiği bir dünyada hemen her gün zamanda bir ayna yansıması olarak değerlendirildi.
sayısız fotografik görüntü üretmeye devam
1960’lardan itibaren fotoğraf üzerinde etkilerini
ediyoruz. Hiç bıkmadan. SIKILMADAN(?) Acaba
göstermeye başlayan yeni disiplinler yüzünden
bunun ne kadar farkındayız.
120 yıla yakın süren masumiyetine gölgeler
Böyle bir soruyla yazıya başlamamın temel nedeni, düşmeye başladı... ‘Algılanan Dünya’ adlı eseriyle
insanın üretim ve tüketim ilişkilerini yönlendiren ile ilk sorgulamayı başlatanlardan biri de Maurice
duygu ve akıl ilişkisinin hatta bilinçdışı ilişkisinin Merleaue Ponty olur. Yüz yüze algı ile merkezi tekil
ANLAM ÜRETME temelli oluşudur. perspektife indirgenmiş görüntünün hiç de eşdeğer
olmadığını dile getirir.2
19.yy başlarında ‘Gözlemci Özne Camera
Obscura’da içeri girip çıkarak aynı anda hem Daha sonra 1980 yılına gelindiğinde Roland
nesnel algı dünyası ile ilişki kurarken bir taraftan Barthes’ın CAMERA LUCIDA’sı devreye girer
da karanlık odaya ters olarak yansıyan iki boyutlu ve Barthes fotoğraf’ın VARLIKBİLİMSEL
optik görüntü ile ilişki kurabiliyordu. Yani, yüz tanımlamasının peşine düşer ve şunları dile getirir;
yüze algının gerekleri olan süreç, bedenin ve gözün “Ben diyorum ki, fotoğrafik gönderge görüntü ya da
hareketlerini yerine getiriyordu. ‘Özne, camera göstergenin gönderme yaptığı, isteğe bağlı olarak
obscura sayesinde dışarıdaki dünya ile içerideki gerçek olan değil ama olmadan fotoğrafınında
temsili arasındaki mütekabiliyet ilişkisini güvence olamayacağı, merceğin önüne yerleştirilen ve
altına alır ve bunun bekçiliğini üstlenir; aynı zorunlu olarak gerçek olan şeydir... Fotoğrafta
zamanda düzene uymayan ya da başkaldıranlar
dışarıda bırakılır. Düşünsel bir içe bakışla bir
öz disiplin rejimi çakışmaktadır’1. Ama yine aynı
ÖZNE bir taraftan da gördüğü iki boyutlu optik
yansımayı 16. yy’dan beri KAYIT etmek derdini
taşıyordu. İstediğine de hepimizin bildiği gibi 1839
yılından itibaren kavuştu. Artık yansıyan görüntü
sabitlenmiş, kayıt altına alınmıştı. Sonsuza dek o
andaki görüntü varlığını çok değişik serüvenler
altında sürdürecekti...
Kayıt altına alınan görüntü ne yazık ki hiç bir
anlamda masum değildi. Yıllarca görmeye eşdeğer,
yüz yüze algıyı iki boyutta sergileyen masum bir
insan ürünü olarak ele alındı; üretildi, tüketildi...

4 5 AFSAD
o nesnenin orada bulunmuş olduğunu asla okur ve değerlendiririz. Bu da klasik fotoğrafa
yadsıyamam”. yönelik sorunlardan biridir. Üretici de izleyici de
bir bağımlılık ve bilgi sorunuyla karşı karşıyadır.
Burada bir üst üste çakışma vardır: Gerçeklik
Yine Baudrillard üzerinden konuşacak olursak dil
ve geçmişin çakışması. Ve bu sınırlama yalnızca
sorununu apaçık görebiliriz; “İnsan şeyleri kafasında
FOTOĞRAF için varolduğuna göre, bunu indirgeme
canlandırıp, isimlendirip kavramsallaştırarak
yolu ile Fotoğrafın gerçek özü, onun NOEMA’sı
var ederken aynı zamanda da onları ait oldukları
sayabiliriz... O halde Fotoğrafın noemasının adı
ham gerçekliğin içinden kurnazca çekip alarak
şu olmalıdır; BU VARDI3. Barthes’ın bu yaklaşımı
yok olmalarına neden olmaktadır... Bir şeye bir
Doğrudan/Klasik Fotoğrafı son derecede net
isim verilip, temsil edilebilir bir hale getirilip, bir
tanımlarken bir TEMSİL SİSTEMİ olgusunu da
kavram niteliği kazandırıldığı andan itibaren o şey
aynı zamanda tanımlamaktadır.
bir hakikate dönüşme ya da kendini bir ideoloji
Nesne-Fotoğraf ve Anlam ilişkisini de STUDIUM olarak dayatma pahasına bile olsa yavaş yavaş
kavramı ile ortaya koyar. Fotoğraflardaki görsel canlılığını yitirmektedir”6. Yani her anlam yaratma
biçimleri analoji yardımı ile birer GÖSTERGE çabası dünyaya ait bir yorum olmaktan öteye
OLARAK okunmasını önerir. Ve bu okumaların gidemeyecektir.
studium bilgisinin değişebilirliğinden yola çıkarak
Fakat ANLAM yaratımına yönelik unutulmaması
çoğul okumalar olabileceğini de dile getirmiş olur.
gereken bir temel sorunumuz daha var. O da
Fakat Barthes’ın atladığı bir şey vardır. Nesnelerin tarihsel, toplumsal ve politik olan her üretim ve
görünümleri özneye kendini bir KARŞILILIK tüketim ilişkisi gibi fotoğrafta bu yapının dışında
ilişkisinde dayattığı gibi, görünümlerden elde edilen değerlendirilemez. Victor Burgin de bunu çok açık
optik görseller/göstergeler görme edimine eş değer bir biçimde dile getirmiştir; “Nesneler algılandıkları
değildirler. Görmenin dönüştürülmüş halleridirler. her anda, anlaşılır ilişki sistemlerinin içerisine
Yani sayısız manipülasyonların kullanıldığı bir yerleştirilirler (hiçbir gerçek kameranın önünde
KODLAMA İŞLEMİNİN sonucunda fotoğrafik masum olamaz)”. İdeoloji olarak SÖYLEnenin
göstergeye dönüşürler -merkezi perspektiften, içinde kendi konumlarını alırlar. İdeoloji ile demek
siyah beyaza dönüşüme, siyah beyazdan gri skala istediğimiz, en geniş anlamıyla; genellikle belli bir
değişikliklerine, objektif açı değişikliklerinden ışık toplumda dünyanın ve olayların, gerçekten gerekli
değişikliklerine, dört boyutlu algının iki boyuta fiili doğasını anlatmak için kabul edilen doğal ve
indirgenmesine vs.-. Elde edilen temsil sisteminin sosyal dünyaya ait ifadeler karmaşasıdır.7
asıl ANLAM OLUŞUMU bu kodların oluşturulması
Evet tüm fotoğraflar aynı zamanda ideolojiktir. Bu
ile gerçekleştirilir. Ve bu kodlar da süreç içerisinde
yapıdan bağımsız olarak ele alınamazlar. ÇAĞIMIZ
oluşan tarihsel, toplumsal, ideolojik ve kültürel
tam da bir simülasyon, hipergerçeklik ve sanal
yapılardır. Bu kod sistemleri öğrenilmedikten
dünya kaosudur. Böylesi bir yaşam karmaşası
sonra fotoğrafların bir temsil sistemi (anlam’ın
içinde de doğrudan nesnel dünya ile olan algı
oluşturulması) olarak kullanılması her zaman
ilişkimiz yine görüntüler aracılığı ile kesilmekte
sorunlu olacaktır.
ya da yönlendirilmeye çalışılmaktadır. Yapmamız
Yukarıda da belirttiğim gibi fotoğrafçı özne gereken tek şey de FOTOĞRAFın bir görsel kod
tüm manipülasyon yönetimlerini elinde tutsa sistemi olduğunu unutmadan, bu FARKINDALIK
bile fotoğrafladığı nesne kendini dayatarak içinde üretmek ve tüketmektir...
ondan bağımsız bir üretime sonuna kadar izin
vermeyecektir. Yani ortaya çıkan fotoğraf her
zaman için bir karşılılık ilişkisini gösterecektir.
İzlediğimiz ‘gerçeklik yanılsaması’ bir ilişki Kaynakça:
sonucunu yansıtacaktır bize... Jean Baudrillard 1
Gözlemcinin Teknikleri, Jonathan Crary, sf-56; Metis
bunu şöyle ifade eder; “Fotoğrafik görüntü öznenin Yayınları, 2010
bir düzen, bir görüş dayatma isteği ile süreksizliği 2
Algilanan Dünya, M.Merleau Ponty, sf-22,23,24; Metis
ve apansızlığı içindeki nesnenin kendini dayatma Yayınları, 2008
isteği arasındaki savaşım nedeniyle de dramatiktir”4.
ve devam eder; “Fotoğraf çekme isteği belki de şu
3
Camera Lucida, Roland Barthes, sf-83; Altıkırkbeş
Yayınları, 1992
saptamadan kaynaklanır; Bir bütün perspektifi
içinde, anlam açısından bakılan dünya oldukça 4-5
Kötülüğün Şeffaflığı, Jean Baudrillard, sf145-146 ; Ayrıntı
hayal kırıcıdır. Ayrıntıda ve aniden görüldüğünde Yayınları, 1995
ise her zaman kusursuz bir açıklık içindedir.”5 6
Neden Her Şey Hala Yok Olup Gitmedi, Jean
Baudrillard,sf-8-9 ; Boğaziçi Üni.Yayınları, 2012
Tabiiki fotoğrafalar aracılığıyla elde ettiğimiz
ANLAMı yine ne yazık ki sözel veya yazın dille 7
Fotoğrafı Düşünmek, Victor Burgin, Sf-55; Espas, 2013
Dosya
Konusu
Ocak Göstergebilim ve Fotoğrafta Anlam
2016

Şubat
Mart

Prof. Dr. V. Doğan GÜNAY


Dokuz Eylül Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Dilbilim Bölümü
dogan.gunay@deu.edu.tr

“Gerek yok her sözü laf ile beyana.


Bir bakış bin söz eder, bakıştan anlayana”
Mevlana Celaleddin Rumi

İnsanlar kalıcı olsun diye bir an’ın fotoğrafını çeker. ortaya koyma işiyle başlamaktadır. Yeniden sunum
Bunlar bazen doğadaki bir durumun fotoğrafı, her yerdedir. Doğada, çevremizde ya da dünyada var
bazen bir canlının, binanın, yaratılmış bir olayın, olan bir şey; roman, öykü, resim, fotoğraf, mimari
olgunun fotoğrafıdır. Sanatçı her durumda fotoğraf vb. gibi anlamlı yapılar; sanat yoluyla, görüntü
ile seçilen o “an”ın ve sonsuz hareket halindeki yoluyla, dil yoluyla yeniden oluşturulur. Yeniden
oluşumların kalıcı olmasını amaçlar. İster devinim sunum sanat yapıtının en temel özelliklerinden
ister durağan olsun bir anın kalıcı olmasıdır söz birisidir.
konusu olan. Anlatı ile betimleme arasındaki
Anlatı, sinema, fotoğraf, karikatür ya da bir başka
farkı sinema ile fotoğraf arasındaki duruma
anlamlı yapı bir tür yeniden sunumdur. Yeniden
benzetebiliriz. Fotoğraf, bir anının değişmeden
sunum yoluyla fotoğrafçı gerçek dünyaya yeni bir
duran bir an’ının betimlenmesidir. Fotoğraf bir
anlam katmış olacaktır. “Sanat yapıtı için yeniden
bakıma anlatıdaki betimleme kısmına denk düşer.
sunum denilse de asıl olan gerçek dünyada olan
Anlatının eylemler dizisi ise sinemaya benzer.
ve görülen bir şeyin yeniden sunumu aşamasında
Sinema anlatır, fotoğraf betimler.
sanatçı kendi öznelliğini işin içine katar. Bu da
İnsanlar yaşamlarından bir an’ın kalıcı olması için sanatın gerçeği gösterme biçimidir”1.
fotoğraf çektirirler. Bu kalıcılık hem anımsamak
anımsanmak hem de geçmişe bir not düşmek
Gerçek Dünya Sanatsal Evren
anlamındadır. Geçmişe not düşmek de bir
bakıma anımsamakla ilgilidir. Burada bir başka Olmak – görünmek Olmak görülmesini
boyuttan daha söz etmek gerekiyor. Eğer fotoğraf sağlamak
yoluyla sadece geçmişe bir not düşmek, yaşanmış
herhangi bir anı anımsamak söz konusu ise sadece Gerçek Yeniden sunum
deklanşöre basmak yeterli olacaktır. Ama birazcık
da bu anı “anlamlı” hale getirme niyeti varsa durum Buradan anlaşılan gerçek dünyadaki bir nesne,
bambaşka bir yöne kayar. İşte orada öznellik ya da bir gösterge sanatsal evrende yeniden oluşturulur.
yeniden oluşturma süreci işin içine girer. Belki de Sanat denilen şey belki de /görülmesini sağlamak/
“sanat” denilen şey, var olanı olduğu gibi sunmanın kipliğinin ardında saklıdır2. Nesne gerçek dünyada
dışında, yeniden sunum (fr. représentation) olarak vardır ve bunun görülmesini sağlama biçimi

6 7 AFSAD
sanatçıya bağlıdır ve sanatçının öznelliği bu Elbette doğadaki bir şey tek başına anlamlı olabilir
aşamada söz konusu olur. ancak genelde insanın bazı dış müdahalesi ile anlam
yaratılabilmektedir. Doğadaki bir ağacın, bir kuşun,
Kadrajın içine alınan iki tür görüntüyü (doğadaki
güneşin ya da ayın fotoğrafı çekilebilir. Ancak
bir durumun olduğu gibi alınması ile doğadaki
bunlar belli bir düzen içinde, bir ilişki oluşturacak
olayları belli amaçlar için bir araya getirme ve
biçimde bir araya getirilmeye çalışılırsa onu yeni
düzenlemesi), türüne bağlı olarak iki biçimde
biçim vermek anlamına gelecektir. İşte anlam da
yorumlamak olasıdır. Görüntülerin birincisi,
böyle bir anda ortaya çıkacaktır.
doğadaki ham halde bulunan görüntüdür. İnsanın
fazla bir müdahalesi yoktur denilebilir. Diğeri Anlam denilen şey biraz soyut, biraz da felsefi bir
ise belli bir biçim verilen görüntüdür. İkinci tür durumdur. Saussure, “anlam karşıtlıklardan doğar
görüntüyü anlamlandırmak için yorumlamak ve karşıtlık içinde var olur” diyor. Eğer durağan
gerekir. Bu tür görüntü yorumlanmaya muhtaçtır. bir yapı durumundaki fotoğraf yoluyla anlam
Çünkü belli bir amaçla bu düzenleyim yapılmıştır. yaratılacaksa çok sıradan bir deklanşöre basmanın
ötesinde biraz çaba harcamak gerekebilecektir.
Buradaki ikili yapıyı biçim/töz karşıtlığı olarak
Örneğin; Saussure’ün dediği şekliyle bazı
değerlendirebileceğimiz gibi kültür/doğa karşıtlığı
karşıtlıkları bir araya getirebilmek önemlidir.
biçiminde yorumlamak da olasıdır. Doğada
Doğadaki bir varlık değerini öbür varlıkların
kendiliğinden var olanı insan;
tümüyle kurduğu bağıntı ve
ekranda, kâğıtta, dilde, tuvalde Fotoğrafı merkeze karşıtlıktan alır. Bu durum
ya da bir başka yerde yeniden
oluşturur. Bu yeniden oluşturma alarak kısaca bize bir öğenin tek başına var
olmayacağını onu var edenin
bir biçimdir, belli bir niyetle anlatabileceğimiz öğeler arasındaki karşıtlık bağı
oluşturulmuştur. O zaman,
burada anlattığımız bağlamda, göstergebilim, olduğunu gösterir. Saussure;
‘Her gösterge dizgesinde olduğu
doğa ya da töz olanda insanın belli bir amaçla gibi dilde de göstergeyi gösterge
fazlaca bir müdahalesi yoktur.
Ama onu kültürel bir ürüne oluşturulmuş yapan, onu benzerlerinden
ayırt eden özellikten baksa bir
dönüştürdüğü ya da belli bir anlamlı bir şey değildir. Değer ve birimi
biçime dönüştürdüğü anda o
insanın öznel olarak ürettiği ve
yapı karşısında yarattığı gibi özelliği yaratan
da ayrılıktır’ der. Fotoğrafda
istese de istemese de kendi değer anlamın oluşum anlam yaratma, değer sürecinde
yargılarını da bir biçimde kattığı
ürünler ortaya çıkacaktır.
süreci ve benzerlik ve farklılıkların sanat
adına dönüşüm süreci değil
Bu kadar karmaşık anlatımdan
anlamlamayı midir?
sonra fotoğrafa geçtiğimizde, sorgular ve ortaya
Alıcı, dinleyici ya da okuyucu
bir anının dondurulması olan çıkarmaya çalışır.
açısından ise anlamlı olan
fotoğraf öncelikle kültürel
şeyin yorumlanması ya da
bir üründür, bir biçimdir.
anlamlandırılması gereklidir. Bu da belli bir
Dondurulması düşünülen anda bir seçme işi
bakış açısı, yaklaşım ve yönteme bağlı olarak
vardır. Bu da bir biçim vermedir. Tözü biçim haline
yapılabilecektir. Birçok çözümleme biçiminin
getirme işidir. Biçimlemek bir anlamda öznelliğin
temelinde, oluşturulan bu anlamlı yapıyı belli bir
girdiği bir andır. Yani doğadaki töz halindeki
yaklaşımla değerlendirme ve yorumlama vardır.
bir şeyin resmini çekmek onu biçimlendirmek
Örneğin Paris Göstergebilim Okulu’ndan Algirdas-
demektir. Bu açıdan tüm fotoğraflar bir kültürel
Julien Greimas ve izleyicilerinin geliştirdiği
üründür. Ama kadrajın içindeki doğayı ya da
göstergebilimsel okumalar da anlamın peşindedir.
tözü simgeleyen fotoğraflarla çok fazla bir anlam
Genel göstergebilim ya da sonradan gelişen görsel
yaratılamayacağı da ortadadır. Bu sefer kadrajın
göstergebilimin peşinde olduğu şey anlamdır.
içinde yer alacak kısımları yeniden düzenlemek,
Fotoğrafı merkeze alarak kısaca anlatabileceğimiz
daha özenli kurgulamak da gerekebilir. İkili bir
göstergebilim, belli bir amaçla oluşturulmuş
durum söz konusudur: Öncelikle fotoğraf kendi
anlamlı bir yapı karşısında anlamın oluşum süreci
başına bir kültürel üründür, yani bir biçimdir.
ve anlamlamayı sorgular ve ortaya çıkarmaya
İkinci olarak da kadraj içine alınan görüntünün
çalışır. Göstergebilim, bir yapı karşısında “bu metni
düzenlenmesi yani “anlamlı” hale getirilmesi yeni
(anlamlı yapıyı, söylemi, fotoğraf, karikatür, öykü
bir biçim olarak değerlendirilebilir.
vb.) kim söyledi” ya da bu “metinde ne söyleniyor”
Fotoğrafa anlam katmak demek bir bakıma doğada sorularının yanıtı peşinde değildir. Her metnin
var olana az da olsa müdahale etmek demektir. (konuşma, resim, heykel, karikatür, fotoğraf vb.yi
bir metin olarak değerlendirmek olasıdır) bir
üreteni vardır. “Kim söyledi” sorusunun
yanıtı böylece bulunabilir. Yine her metnin
konusunun ne olduğu konusunda bir şeyler
söylenebilir. Göstergebilimin peşinde
olduğu soru “bu metin söylediği şeyi
nasıl söylüyor?” biçiminde özetlenebilir.
Bu soru bize anlamlamanın oluşumunu
sorgulamaya götürür. Her metinde
anlamın oluşumu farklı biçimdedir.
Fotoğraftaki anlam oluşturma ile öyküde
anlam oluşturma farklı biçimlerde
olacaktır. Oluşturulan her anlamlı yapının
okunması da alıcının öznelliğine bağlı
olarak değişecektir. Yani aynı durumun
farklı açılardan, farklı kişilerde yarattığı
anlamlar (özellikle eğretilemeli anlamlar)
farklı olacaktır. Çağdaş göstergebilimin Fotoğraf: İsa Çelik
kurucu Greimas’a göre “anlam bitirilemez”. Belki de anlatılarda olan bir durumdur. Örneğin tek bir kare
bu nedenle olsa gerek, Greimas, Fransız öykü yazarı fotoğraf için bu aşama olmayacaktır. Çizge, anlatı
Guy de Maupassant’ın 15 sayfalık bir öyküsünü, izlencesini belirtir. Çizge ve eyleyenler anlatısal
227 sayfalık bir göstergebilimsel çözümleme ile yapıyı oluştururlar.
açıklamaya çalışır3. O halde her anlamlı yapıyı
yeniden sorgulamak ve kendi içinde çözümlemek - Son öğe olarak belirtilen temel anlam
gerekmektedir. Yani bir fotoğrafı çözümledikten ve sözdizim ise çözümlemenin derin yapısında
sonra bir başka fotoğrafın da aynı olabileceğini ortaya konan anlamlamanın oluşumunu belirtirler.
düşünerek vazgeçmek, göstergebilimin çözümleme Fotograf açısından bu aşama önemlidir. Bu aşama
biçimine aykırı bir durumdur. anlamlamanın temel yapısını ortaya koymayı
amaçlar.
Betisel yerdeşlik (uzam, zaman,
Söylemsel Mersin, Gülnar doğumlu İsa Çelik’in bu fotoğrafına
eyleyen)
yapılar bakıldığında, sadece doğadan bir rastgele durumun
İzleksel yerdeşlik
betimlenmesi değil, özel olarak bir anın seçimi
Anlatı çizgesi (eyletim – sözleşme-,
olduğu ortadadır. Gerçek anlamda bir seçme
edinç, edim –eylem-, yaptırım)
işinin olduğunu görebiliyoruz. Elbette bir kuş
Eyleyensel sözdizim (özne, nesne,
görmüşüzdür, bir baca, bir ışık, akşam karanlığı
Anlatısal- gönderen, karşı özne, anlatı
vb. Ama bunların hepsini bir araya getirmek hem
göstergesel izlencesi, anlatısal süreç)
kültürel bir durum hem de biçimdir. Bu biçimde
yapılar Kipsel yapılar (/istemek/, /zorunda
insan kendi öznel yanını da işin içine katmıştır.
olmak/, /bilmek/, /muktedir
Burada tek bir kadraj içine belki de çok zor rast
olmak/, yapmak ya da olmak; bu
gelecek bir durumu bir araya getirerek bir anlam
kipliklerin olumsuzlukları)
yaratıcı imgeyi oluşturmaya çalışmıştır. Burada bir
Temel anlam ve sözdizim biçim ya da kültürel yan söz konusudur. Bir kadraj
Derin
(göstergebilimsel dörtgen: içinde anlamlı bir kare oluşturabilmek için fotoğraf
yapılar
anlamlamanın temel yapısı) sanatçılarının saatlerce beklediğini hepimiz
duymuşuzdur.
Genel göstergebilimde üç düzeyli bir çözümleme
biçimi geliştirilmiştir. Greimas’ın izleyicilerden Fotoğraftaki anlam sorunu ile farklı bilim dalları
Denis Bertand bu üç aşamayı şu biçimde yeniden ilgilenmektedir. Örneğin felsefe, görsel sanatlar,
düzenlemiştir4: alımlama estetiği gibi bazı alanlar fotoğraftaki
anlam ve görüntü durumuyla ilgilenebilmektedir.
Bu tabloyu kısaca yorumlamak gerekirse:
Elbette göstergebilim de fotoğraftaki anlam
- Beti okumanın ilk düzeyi ve söylemsel sorunuyla fazlasıyla ilgilenmektedir. Çünkü
tutarlılığın kişi, uzam ve zaman bağlamında göstergebilimin temel amacı, insanın belli bir
yerdeşlikle kurulduğu öğedir. İzlek ise bir anlatıda amaçla ürettiği her türlü göstergeyi anlamsal
ilk okumayla görülebilecek konuların sıralanması açıdan ele alıp değerlendirmesidir.
olarak belirtilir. Beti ile birlikte izleksel öğe,
Göstergebilimsel çözümleme açısından
söylemsel yapıyı oluşturur.
baktığımızda söylemsel yapı olarak fotoğraftaki
- Anlatısal-göstergesel yapılar genelde uzam ve izlekten söz edilebilir. İstenirse alaca

8 9 AFSAD
karanlıktan yola çıkarak bir zaman diliminden de değiştirebilecektir. Bir bakıma ışığı sağlayacak bir
söz edilebilir. Tek bir kareden oluşan fotoğraf için bakıma ise fotoğraftaki tek devingen olan nesne
anlatı çizgesi, eyleyensel sözdizim, kipsel yapılar çıkarak fotoğraf durağan bir yapıya dönüşecektir.
gibi anlatısal göstergesel yapılardan söz edilemez. Kuşkusuz baca, ışık ve alaca karanlık için de farklı
Ancak derin yapılar bağlamında bu fotoğraf ele yorumlar getirilebilir.
alınıp incelenebilir.
Sonuç olarak fotoğraf yoluyla sanatçı gerçek dünyayı
Göstergebilimsel çözümlemenin üçüncü yeniden yorumlar, ona bir anlam katar. Kattığı
aşamasında anlamsal kurgulanışın ortaya çıkarılışı bu anlamın anlamlandırılması ve yorumlanması
amaçlanmaktadır. Bu da değişik biçimlerde yer alıcıyla ilgilidir. Bu da anlamı oluşturma kadar
alan karşıtlıklarla olacaktır. Görüntülenecek nesne zor, hatta bazen ondan da daha zor bir süreci
ya da nesneleri belli bir düzen içinde yerleştirerek gerektirebilir.
bazı karşıtlıklar oluşturmak gerekebilir. Örneğin;
Anlamlandırabilecek nice güzel fotoğraflar
düz çizgiler eğik çizgilere, yatay çizgiler dikeylere,
görebilmek dileğiyle...
kırmızlar beyazlara, dairesel yapılar dikdörtgensi
yapılara karşıt olarak yerleştirilmeli ki bir anlam Kaynakça:
oluşturulsun. Kısacası doğadaki nesnelerle de bu 1- GÜNAY, V. Doğan (2014) “Doğrulama ulamı bağlamında
anlam yaratılabilir ancak belirli bir özen ve çaba sanat yapıtında doğru ya da yanlış” Güneş, Ahmet (editör)
gösterilmesi gerekmektedir. İletişim Araştırmalarında Göstergebilim içinde. Konya:
Literatürk Akademia Yayınları, ISBN:978-605-337-024-6,
Fotoğrafa baktığımızda canlı olan kuş cansız [111-133].
nesnelere karşıt durumdadır. Önde karanlıkta olan 2- Günay, V. Doğan (2002) Göstergebilim Yazıları, İstanbul:
kuş arkadaki aydınlığa karşıttır. Dikey durumdaki Multilingual Yayınları, s. 132.
baca yatay durumdaki kuşa karşıttır. Karanlık,
3- Greimas, Algirdas-Julien (1976) Maupassant. La
aydınlığa, kalıcı olan (baca), geçici olana (kuş), Sémiotique du Texte Paris: Editions du Seuil.
üstteki de alttakine karşıttır. Bu karşıtlıklar her
zaman yorumlanabilecek şeylerdir. Örneğin; canlı 4- Bertrand, Denis (2000) Précis de Sémiotique Littéraire.
Paris: Nathan-Université, s. 29
durumdaki kuş her an uçarak var olan yapıyı
Dosya
Konusu
Ocak Somuttan Soyuta Fotoğrafta
2016

Şubat
Mart
Biçim, İçerik ve Öz

Doç.Dr.Zuhal ÖZEL SAĞLAMTİMUR


Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi
Fotoğrafçılık ve Grafik Anabilim Dalı Başkanı
e-posta: zuhal.ozel@ege.edu.tr

Bir sanat yapıtında düzeni meydana getiren biçimsel oluşumlar kendi aralarında
yapısal bağıntılar kurarlar ve bu bağıntılar görsel sanatlarda estetik değerleri
meydana getirirler.

Görsel bir dile sahip olan fotoğrafı anlamak için, İçeriğin biçime dönüşmesi, soyut değerin somut
biçim ve içerik bir arada değerlendirilmelidir. Biri hale gelmesidir.
diğerinin önüne geçse bile, fotoğraf üretmenin
Doğayı somut bir şekilde yansıtma eğilimi ve bunun
vazgeçilmez bir ikili yapısı vardır. Biçim ve
tersi olan eğilimler günümüzde çeşitli görsel dillerin
içerikten oluşan bu ikili yapıda “biçim yapıtın
oluşmasını sağlamıştır. Hepsinde ortak nokta
algılanan dış gerçekliği olarak düşünülmekte,
bilimsel düşüncenin ve insanın iç dünyasının biçime
içerik ise biçimin iletmeye çalıştığı «mesaj» olarak
dönüştürülmeye çalışılmasıdır. Biçim kavramı
değerlendirilmektedir”1. Biçim, genelde içeriği
insanlık tarihinin başlangıcından günümüze
oluşturan bir araç olarak görülmesine rağmen,
evrenselliğini korurken, içerik ve öz kavramlarının
fotoğraf estetiği ve gerçekliği temsili açısından biçim
sosyo-kültürel ortam, tarihsel geçmiş ve daha pek
ve içerik arasında bir bütünlük bulunmaktadır.
çok faktörün etkisi altında olduğu görülmektedir.3
Avner Ziss’e göre; biçim, sanatta tasarımsal Bir fotoğrafı biçimsel anlamda değerlendirebilmek
ve  anlatımsal  araçların  belli bir sanatsal dizgede ve çözümleyebilmek için, öncelikle o fotoğrafçı
parça ve bütün ilişkisini göz önünde tutma tarzıdır. hakkında geçmişine ve eserlerine ait bilgiye sahip
Biçim, kompozisyonu, konuyu ve daha başka olmak, daha önce yaptığı çalışmalarını görmek
öğeleri içerir; belli başlı işlevi, kendisiyle diyalektik faydalı olabilmektedir. Fotoğrafçı hangi akımdan,
bir bütünlük  kurduğu içeriği dile getirmesi ve tarzdan, stilden, yaklaşımdan etkilenerek üretimde
etkilemesidir2. Işık, doku, ölçü, nokta, çizgi, renk, bulunmuş, renklerin dili, optik yasalar, perspektif,
renge ilişkin ton derecelemesi, kütle ve hacim anatomi gibi içeriği oluştururken hangi tasarımsal
gibi unsurlar plastik bir sanat eserinde biçimi araçları kullanmış bilinmesi önem taşımaktadır.
oluştururlar. Bir sanat yapıtında düzeni meydana
İçerik, estetik bakış açısıyla sanatçı tarafından
getiren biçimsel oluşumlar kendi aralarında
yorumlanmış ve değerlendirilmiş, gerçekte var olan
yapısal bağıntılar kurarlar ve bu bağıntılar görsel
belli olayların imgelerle yansısıdır. İçerik, estetik
sanatlarda estetik değerleri meydana getirirler.
fikirden, temadan oluşur ve biçim karşısında başat
Sanat eyleminin önemli bir aşaması olan içeriğin bir rol oynar; biçimle dile gelir, çünkü onunla
ortaya çıkışı ile insanın estetik ilgilerine sunulmayı diyalektik bir bütünlük kurar.4 İçerik aynı zamanda
bekleyen bir süreç başlar. Bu da fotoğraf gibi görsel bir fotoğrafın ‘öz’ünü de teşkil eder, izleyiciye
bir sanatta biçimin algılanması ile olur. Biçim ve bir şeyler anlatmak ya da göstermek için konuyu
içerik bir düzen içinde konumlanmamışlarsa, o aktarır. İçerikle iç içe girmiş bir kavram olarak
biçim yeteri kadar çekicilik kazanamamış demektir. değerlendirilen öz, bir şeye bir varlığa özgü temel

10 11 AFSAD
nitelik, genelde onu oluşturan düşünce olarak Soyut fotoğraf, günümüzde fotoğraf makinesi,
ifade edilmektedir. Somut ya da olabildiğince karanlık oda, bilgisayar gibi ekipmanlar kullanılarak
nesnel gerçekliğin yansıtıldığı fotoğraflarda içerik ya da fotoğraf makinesi kullanmaksızın doğrudan
ön plana çıkarken, soyut fotoğrafta öz ancak film, kağıt ya da diğer fotoğraf malzemeleri ya
kavranabilmektedir. İçeriği ve özü belirleyen din, da dijital ekipmanlarla üretilebilir. Bu fotoğraf
politika, ideoloji, toplum, ruhsal durum, sanat türünde ima edilen öz ile soyutlama yapılarak
felsefesi gibi pek çok etmen bulunmaktadır. yaratılan düşünce, duygu, his ya da izlenim
oluşturulmaktadır. Soyut fotoğraflarda, “fotoğrafçı
Fotoğraf denince ilk aklımıza gelen, var olan bir
kendi iç dünyasından, zihnindeki düşlerinden,
gerçekliğin yansımasıdır ve biçim bu anlamda
düşleriyle oluşturduğu imgelerinden yola çıkmış,
nesnel gerçekliğin yansıtıcısı olan bir ayna gibidir.
hayallerinin örtüştüğü biçimlerle yaptığı kurguda,
Ancak, gerçekliği yansıtan fotoğrafların tersine,
kendini fotoğrafıyla anlatmaya çalışmıştır”.6
soyut fotoğrafta izleyici genellikle gerçekliği bütün
Yıldız’a göre; soyut fotoğraf, izleyicisinde bir
halinde, net ya da tüm açıklığıyla görememektedir.
nesnenin görüntüsüne ulaşmayı sağlayacak
Somut, bütünün ve nesnel gerçekliğin bilgisini;
öngörüyü hedeflemez; aksine, fotoğrafçının
soyut ise parçaların eksik bilgisini anlatmaktadır.
kurduğu bir hayalden yola çıkarak, sunduğu
Duyularla kavrananı dile getiren somuta karşın
biçimden, izleyicinin kendi hayal dünyasında bir
soyut, yalnızca düşünceyle kavranan bir özü dile
duygu ve anlam, dolayısıyla içerik yaratmasını
getirmektedir.
bekler. Bir soyut fotoğrafçı, beklenenden daha yalın
Başlangıçta sadece biçim olarak düşünülen soyut anlatımların peşinde koşar, yalnızca kompozisyonla
fotoğraf, aslında sanatçının kendini anlattığı, ilgilenir. Onun aradığı aklındaki imgeye gönderme
zihninde oluşturduklarını figüratif olmayan yapacak bir biçimdir ve bu biçimi bir şekilde var olan
şekilde ele aldığı bir fotoğraf yaklaşımıdır. Bu gerçeklikten üretir. Ama o gerçekliğe çeşitli yollarla,
yaklaşımda, fotoğraf ana fikrin bir kısmını iletir; öyle müdahaleler yapar ki, çoğu zaman kendisinden
izleyici, ima edileni anlayabilmek için çaba başkası o biçimin kaynağı olan gerçekliği hayal bile
göstermelidir, sıklıkla konunun kendisini veya edemez. Fotoğrafçının, aklındaki biçimi yaratırken,
nesnel gerçekliğini görememekte, ancak fotoğrafın yeni biçimler üretirken yalnızca nesnel gerçekliğe
özünü anlayabilmektedir. Konuyu kolaylıkla müdahale etmesi gerekmez, fotoğraf tekniklerini
kavranabilir bir biçimde sunmayan soyut fotoğraf, kullanarak da müdahalesini yapabilir.
görselin detayından daha çok renk ve çizgiler yolu Sonuç olarak somuttan soyuta doğru biçim, bir
ile açıklamada bulunmaktadır. fotoğrafı oluşturan öğeleri seçme ve düzenleme
tarzı olarak değişim gösterir. Biçimin, somut olan
Soyut fotoğrafta biçimi oluşturan öğelerle, seçici
ya da nesnel gerçeklik bağlamında, içerik üzerinde
bir kompozisyon üretilmelidir. Nesnel gerçekliğin
doğrudan etkileri bulunduğu kabul edilen bir
içselleştirildiği noktada oluşan öznel ifade, soyut
gerçektir. Soyut fotoğrafta ise, bir nesnenin zaman,
sanatın içeriğini belirler. İfade edilecek şey,
mekan ve işlevinden soyutlanarak fotoğraflanması
fotoğrafçının bir durum karşısındaki tutumudur. Bu
söz konusudur, çıkan görüntünün nesnel
tutum tekil ve birbirinden bağımsız nesne, kavram,
gerçeklikle bağı vardır, ancak bu bağlantı biçimsel
olguları belirtmekten çok bütünsel bir yapıyı açığa
güzelliği ve özü yansıtmaktadır. Biçimlerin niteliği
çıkarır. Bütünsel yapı tekillerle şekillendirildiğinde,
ve düzenlenişi yani kompozisyonu değiştikçe bizde
ifadesinde eksilmeler yaşayacağından yeni bir yapı
uyandırdığı duygu ve düşünceler de değişmektedir.
oluşur. Oluşan bu bütünsel yapı görsel bir ürün
Bir fotoğrafın anlamı ve üzerimizde bıraktığı etki,
olarak açığa çıkarıldığında içerik belirlenmiş olur
kısaca biçimsel düzenlemeye bağlıdır. Nesneleri
.5Tek bir kareye daha fazla anlam yüklemenin ve
seçmek ve yerleştirmek, birbirleriyle ilişkilerini
anlatabilmenin arayışı olarak ifade edilebilen soyut
düzenlemek somut ve soyut fotoğraf üretmenin
fotoğrafçılık, nesnel olmayan, deneysel, kavramsal
içerik ve özünü oluşturmaktadır.
fotoğrafçılık türlerini kapsar.
Kaynakça:
Man Ray, Làszlò Moholy-Nagy, Andrè Kertèsz gibi 1- Metin Sözen, Uğur Tanyeli, Sanat Kavram ve Terimleri
fotoğrafçılar doğal bir görünümün bir parçasını Sözlüğü, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2003.
soyutlar, izleyiciden nesnenin kendisine özgü 2- Avner Ziss, Estetik, s:288, De Yayınevi, İstanbul, 1984.
doğasında var olan içeriği uzaklaştırırlar. Soyut 3- Emel Şölenay, “Sanatta Biçim ve İçerik Sorunu”,
görüntüler elde etmek için fotogram, sertleştirme, Anadolu Sanat, Sayı 7, 1997.
S/B ve renkli tonlara ayırma, solarizasyon, optik 4- Avner Ziss, Estetik, s:298, De Yayınevi, İstanbul, 1984.
bozulma gibi teknikleri kullanan fotoğrafçılar, 5- Gökhan Bulut, “Soyut Fotoğraf”, http://trdemarka.com/
biçimsel anlatımı bilerek ön plana çıkarır, gerçek MakaleDetay
nesnelerden görünüşte gerçekdışı bir görünüm 6- Serpil Yıldız,  “Öznel Bir Dışavurum - Soyut Fotoğraf”,
yaratırlar. TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi, Sayı: 452, 2005.
Dosya
Konusu
Ocak Fotoğrafta Göstergebilimsel Çözümleme
2016

Şubat
Mart
“Postmodern Okuma”

Aslı Erciyeş TOSUN


Ege Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü
Araştırma Görevlisi
aslierciyes@hotmail.com

Görüntüsel gösterge herhangi bir nesneyi çağrıştırabilir ya da birebir bir


nesneye karşılık gelebilir. Tamda bu noktada yorumcunun öznelliği ve nesnenin
dolayımlı ya da dolayımsız oluşu devreye girmektedir.

Fotoğraf sosyal, kültürel, öznel birikimlere yola çıkarak göstergebilim yöntemi ve postmodern
bağlı olarak her bireyin gözünde yeniden okuma yaparak incelediğimiz fotoğrafta ilk etapta;
anlamlandırılabilme özelliğine sahip zengin bir gördüğümüz dünyanın altında başka anlamlar,
görüntüsel mediumdur. Duyular yolu ile elde gerçeklikler ve tüketim toplumuna hizmet eden
ettiğimiz dış dünyaya ve fotografik görüntülere içerik olduğu ve her öznenin kendi bakış açısına
ilişkin bilgiler kişiye, zamana ve mekana göre göre şekillenen, inşa edilen ve kesin olamayan
sürekli bir değişim hareketi içinde bulunmaktadır1. bir gerçeklik algısı yaratıldığı hakikati karşımıza
Günümüze gelinceye kadar fotoğrafın etrafında çıkmaktadır.
değişen, ilerleme gösteren ve şekillenen görüntüyü
sabitleme pratikleri aynı zamanda görüntüye Ne amaçla çekilmiş olursa olsun fotoğraflar,
dair görme ve anlamlandırma biçimlerimizi de izleyiciler üzerinde; algılama, inanma,
derinden etkilemektedir. canlandırma, anımsama, düşünme, etkilenme gibi
duygusal süreçleri tetikleyerek bireyleri sosyal ve
Fotoğraf içerdiği teknik süreç yüzünden konu kültürel yapılanmalarına göre hayatın farklı bir
aldığı modeli ile özdeşleştirilmiştir. Bunun nedeni gerçeklik fragmanına sokmaktadır.
fotoğrafın optik bir ortam olması dolayısı ile
kendine özgü niteliklerinden kaynaklanmaktadır. Göstergebilim insanlığa dair her türlü anlamlı
Postmodern dönemin yeni bir yansıması olan faaliyeti bir tekst olarak ele alarak, bu yapının
tüketim toplumunda bireyler özellikle reklam içerisinde anlamın nasıl kurulduğu ve bu yapı
fotoğrafları ile kuşatılmış olarak yaşamakta ve içindeki her bir temel parçanın diğer parçalarla
bu dönem görsel kültür, söz ve teknolojik imgeler ve tek başlarına ne anlam ifade ettiğini bulup
üzerinden işlerlik kazanmaktadır. açıklamayı ilke edinmiştir ve göstergelerin
oluşturduğu metinlerin içerdiği anlamdan ziyade
Göstergebilimin temel taşı göstergelerdir. nasıl şifrelenip kurgulandığı ve üretildiğini çözüp
Göstergelerin anlamsal işleyişleri göstergebilimin ortaya çıkarmak göstergebilimin temel hedefidir.
konusunu oluşturmaktadır. “Gösterge gösteren
ve gösterileni bağlayan ortak bir toplamdır. Yani Bu çalışmada Saussure’nin gösteren ve
gösterge fiziksel nesne (gösteren) ile zihinsel gösterilen kavramlarını açıklayan dizimsel
ürün (gösterilen) arasındaki bağ ve ilişkidir”2. sentagmatik eksen ve Peirce’nin gösterge türleri
Bu yaklaşım çalışmanın nüvelerini oluşturması üzerinden gidilmiş, ağırlıklı olarak ise Peirce’nin
açısından önem taşımakta, fakat postmodern yorumlayıcının gösterge karşısında konumunu ve
okuma ve anlamlandırma teamülü; karşılığını anlamlandırmasını etkin kılan öznel postmodern
Charles Sanders Peirce’nin göstergebilim okuma yöntemi Peirce’nin gösterge, nesne ve
anlayışında bulmaktadır. Peirce’nin yaklaşımından yorumlayıcıdan oluşan üçgeni temel alınarak
analiz edilmeye çalışılmıştır.

12 13 AFSAD
Saussure’e göre gösterge; gösteren ve Christian Louboutin Reklam Metni Analizi
gösterilenden meydana gelmektedir. Gösterge;
anlamı olan fiziksel nesne, gösteren; göstergenin
işaret ettiği fiziksel nesneyi oluşturan her türlü
resim, yazı işaret ve fotoğraflar, gösterilen
ise gösterenin zihinde yarattığı yansımaların
bileşenini oluşturmaktadır. Saussure’un gösterge
kavramını; fiziksel varlık olan gösteren ve zihinsel
karşılık olan gösterilen meydana getirmektedir.
Peirce ise Saussure’den farklı olarak gösteren
ve gösterilenden meydana gelen ikili yapıyı
yani göstergeyi görüntüsel gösterge (belirttiği
şeyi doğrudan temsil eden resim, fotoğraf gibi),
belirtisel gösterge (nesnesi ortadan kalktığında
bu özelliğini kaybeder), simge (yorumlayanı
olmadığında bu özelliğini kaybeder sembol ve
yazılar gibi) olarak üçlü bir yapı içerisinde ele
almıştır.
Peirce’nin anlamlandırma şeması: 3

Fotoğraf 1: Peter Paul Rubens, Two Satyrs, 1618

Peirce anlamlandırma şemasında nesneyi dolayımlı


nesne (zihinsel çağrışım yapan) ve dolayımsız nesne
(temel nesne ideasına karşılık gelen) olarak ikiye
ayırmış; yorumlayıcı özneyi ise nesne ve gösterge
karşısında aktif, kendisi de göstergeler karşısında
inşa olan bir gösterge olarak ele almış kendi içerisinde
dinamik, duygusal, nihai, girişken, mantıksal ve
dolayımsız olarak kategorize etmiştir. Böylelikle
anlamlandırma ve gerçeklik yorumlayıcının kültürel
ve de zihinsel deneyimlerine göre değişebilen
akışkan bir hale evrilmiştir.
Peirce görüntüsel göstergenin nesnesi ile arasında
kurduğu benzeşimin yorumcu tarafından inşa
edildiğini vurgulamaktadır. Görüntüsel gösterge
herhangi bir nesneyi çağrıştırabilir ya da birebir
bir nesneye karşılık gelebilir. Tamda bu noktada
yorumcunun öznelliği ve nesnenin dolayımlı ya da
dolayımsız oluşu devreye girmektedir. Peirce’nin
bu yaklaşımı postmodern çoğulcu bakış açısını
destekler nitelikte görünmektedir. Yorumlayıcının
hiçbir anlamlandırması artık gerçeklikle uygun
bir şekilde kesişmemektedir; böylelikle gerçeklik,
yorumlama ve anlamlandırma her defasında yeniden Fotoğraf 2: Peter Lippmann, Lofficiel Türkiye
üretilmektedir. Ocak 2012
Lofficiel Türkiye Ocak 2012
İnternet Sayısı
Dizimsel (Sentagmatik) Eksen
www.lofficiel.com.tr
Christian Louboutin
Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen

Görüntüsel Yarı insan yarı hayvan Satyr kır tanrısı Polimorf beden
mitolojik tanrı

Görüntüsel Kıyafet Yılan derisi Ayakkabı Öznenin bitip tükenmek bilmeyen


meta arzusu, öznenin baştan
çıkarılması, kül kedisi masalı

Görüntüsel Yiyecek meyve Üzüm Aşk, şarap, şehvet, arzu, dionizyak

Görüntüsel Bitki Yaprak Taç,Tanrısal simge, güç, kudret

Belirtisel Yüz ifadesi, jestler Bakışların çekici alımlı İstek, oyuna davet, karizmatik imaj
tavrı, tebessüm
Tablo 1. Lofficiel Türkiye Ocak 2012 İnternet Sayısı, Reklam Fotoğrafı Çözümlemesi.

Postmodern Okuma 1619 yıllarında gerçekleştirdiği Two Satyrs adlı


Fotoğrafçı Peter Lippmann tarafından Christian tablosuna müdahelelerde bulunarak modernizmin
Louboutin markası için çekilen-yapılan reklam estetik söylemine karşılık gelen temsil, tarih, sanat
fotoğrafı içinde çok önemli postmodern ögeler ve öznellik paradigmalarını parçalamıştır. Aslında
barındırmaktadır. Her şeyden önce reklam kendine mal etme oyunu Baudrillard’ın kırıntılarla
fotoğrafında postmodern özneler için hazırlanan oynama söylemiyle de örtüşmektedir;
müthiş bir oyun yer almaktadır. Fotoğrafçı “Baudrillard sanal alanında, olanaklı tüm
Lippmann 2012 yılında ressam Peter Paul Rubens’in sanatsal biçimlerin ve işlevlerin tükendiğini iddia
1618 yıllarında gerçekleştirdiği Two Satyrs adlı eder. Teori de kendisini tüketmiştir. Böylece,
tablosu üzerinden kurguladığı bu oyun, tarzına postmodern, “bundan böyle olanaklı tanımların
göre yeniden canlandırma oyunudur, yüksek kültür olmadığı bir evrenin” karakteristiğidir. “Her şey
ile popüler kültür arasındaki ayrımlayıcı çizginin olup bitti. Olanaklılıkların uç noktalarına varıldı.
ortadan kaldırılması oyunudur. Bu oyun aynı Her şey kendi kendisini imha etti. Bütün bir evreni
zamanda yeniden canlandırmanın orjinale meydan yapıbozumuna uğrattı. O nedenle geriye yalnızca
okuması oyunudur. kırıntılar kaldı. Bundan sonra yapılabilecek tek
Postmoderniteyi yaratan kültürün görsel krizinin şey, kırıntılarla oynamaktan ibaret. Kırıntılarla
açığa çıkarılması oyunudur4. Kendine mal etme oynamak, işte bu postmoderndir”6.
oyunudur. Postmodern sanatçı tarih, temsil ve öznellik
Kendine mal etme, geçmiş geleneklerden, popüler yitimine katkıda bulunup, sanatın ölümünü
kültürden veya gündelik hayattan teknikleri, estetikleştirerek bir suç ortaklığında bulunmuştur.
görüntüleri veya var olan malzemeleri sıklıkla izin Kırıntılar evreni, Rubens’i Rubens’e karşı
almadan, onu orjinalinden farklılaştırarak, onu kullanarak imha eden Peter Lippmann için ilham
yeniden kullanma bağlamında ele geçirmektir. kaynağı olmuştur. Gerçektende geriye Rubens’in
Kendine mal etme teknikleri sıklıkla daha önce kırıntısı kalmış gibi görünmektedir. Bu durum
orjinalinde görülmeyen anlamı ortaya çıkarmak orjinale karşı bir yok etme yapı çözme mücadelesi
için kullanılır. Kendine mal etme modernizmin olarak karşımıza çıkmıştır.
orijinal takıntısını ve yazarın-sanatçının ayrıcalıklı Linda Hutcheon postmodern fotoğrafların
pozisyonunu zayıflatma stratejilerini kullanmıştır. kullandıkları görüntüleri tarif ederken bu
Postmodernizm, modernizmin bireysel ifadesi, mücadeleye göndermede bulunmaktadır.
artistik-sanatsal özgünlüğü, yenilik ilkelerinin Postmodern fotoğrafların kullandıkları görüntüler
eleştirisi olarak ortaya çıkan diğer estetik var olan temsilleri yeniden sahiplenmede tam
yaklaşımları ve kendine mal etmeyi içerir5. olarak etkilidir. Çünkü onlar önceden var olan
Kendine mal etme orjinalliğin, özgünlüğün alt anlamlarla yüklüdür ve onları yeni ve ironik bir
üst edilmesidir. Reklam fotoğrafı ile fotoğrafçı bağlama yerleştirmek postmodern fotoğrafın suç
Peter Lippmann, Peter Paul Rubens’in 1618- ortaklığı eleştirisinin tipik bir biçimidir; tanıdık

14 15 AFSAD
görüntülerin gücü kullanılırken postmodern ve böylelikle yeniden canlandırma aracılığıyla bir
fotoğraf ayrıca bu tanıdık görüntülerin doğallığını mitolojik metine göndermede bulunmaktadır.
bozmaktadır7. Peter Lippmann tamda bu bağlamda Rubens’in
Reklam fotoğrafı, postmodern fotoğraf olarak Two Satyrs adlı resmini kendi stili gibi varsayarak,
tam da kendi meşruluğunu ilan ettiği bu cinayet onu kendi reklam fotoğrafına uyarlayarak
nedeniyle, yeniden canlandırma silahı ile eser ve öznesi olmayan boş ve sahipsiz bir bayan
sahipliğine ve orjinale karşı uyguladığı hiper estetik ayakkabısını fotoğrafa eklemek suretiyle yeni bir
terör nedeniyle bir anarşi ve kaos yaratmaktadır. metin oluşturmuş, böylelikle Rubens’in tablosunu
Bu anarşik ve kaotik ortam kendisini zaman ve pastişlemiştir. Bu pastişlemede dikkati çeken
mekan parçalanması olarak göstermektedir. bir olgu da ayakkabı aracılığıyla yapılan eklektik
düzenlemedir. Mitolojik bir metnin bütünlüğü,
Resmin orijinalinin yapıldığı 17. yüzyıldan başka bir metinden bir parça iliştirilerek
ve fotoğraf aracılığıyla orijinalin yeniden parçalanmıştır.
canlandırıldığı 21. yüzyılda zamansal ve mekansal
izler birbirine karışmıştır. Reklam fotoğrafında Doğayı sembolize eden pagan tanrılar olarak
süreksiz ve kesintili, çoklu ve parçalanmış nitelendirilen Satyrslerin sarhoş ve şehvetli kır
postmodern zaman beraberinde şizofrenik bir tanrıları olarak özellikle uyarılmış erkeklikleri
atmosfer oluşturmaktadır. Bu şizofrenik atmosferi ve şarap tanrısı Dionysos ile yakın ilişkileri
orijinal ve yeniden canlandırmanın da öznesi olan dikkat çekmektedir. Dionysos tıpkı postmodern
mitolojik karakterler, sarhoş ve şehvetli Satyrs kır özneler gibi hiyerarşiyi yıkmakta, kalıpları
tanrıları ve öznesi olmayan boş ve sahipsiz ayakkabı parçalamaktadır.“Dionysos ise bağlantısız, çılgın,
desteklemektedir. şefkâtsiz, yıkıcı ve müsrif enerjidir… Dionysos
heyecan verici ama edepsizdir, yeniden başlatmak
Yunan mitolojisinde Satyrs’ler sarhoş ve şehvetli amacıyla her şeyi silip süpüren yenidir… Değişken
kır tanrıları olarak bir atın kuyruğu, kulakları ve ve hareketli Dionysos hoi polloidir*, o çoğuldur…
ayakları ile bir adam olarak temsil edilse de, roma Dionysos doğaçlamacı ve maskelidir; daemonik
mitolojisinde reklam fotoğrafında görüleceği gibi güç ve çoğul kimliktir”10.
Satyrs sarhoş ve şehvetli kır tanrıları bir keçinin
boynuzları, kuyruğu, kulakları ve ayakları ile bir Satirler postmodern özneleri hazzın ve cinsel
adam olarak temsil edilmiştir8. arzunun alanına, Dionysos evrenine taşımaktadır.
Rasyonel aklın yönlendirdiği modern benliğin
Kır tanrıları Satyrs üzerinden irrasyonel akıl süper ego aracılığıyla denetlediği hazlar ve hayvani
tarafından kuşatılan mitolojik bir evren, şık bir içgüdüler doğaları gereği satirler tarafından
ayakkabıyı bilgisayar teknolojileri ile üretecek postmodern öznelere bir alternatif olarak
teknolojiye sahip hiperrasyonel akıl tarafından sunulmaktadır.
kuşatılan postmodern evrenle ve uzayla iç içe
geçmiştir. Postmodern uzay homojen bir uzay Postmodern özne, reklam fotoğrafı aracılığıyla
değildir, heterojen bir uzaydır. Zamansal, mekansal kendi ötekisini yani alter egosunu işlemsel
ve kimliksel farklılıklara övgüler dizilen bir uzaydır. Satyrlerin haz ve cinsel arzu evreninde dolaşıma
Bu aynı zamanda düşselle gerçeğin arasındaki sokmaktadır. Ancak reklam fotoğrafı satirler
sınırların kalktığı patafizik bir evrendir. Bu evrende üzerinden hazzı ve cinsel arzuyu dolaşıma sokarken
reklam fotoğrafı hareketli, merkezsizleşmiş, oynak, ‘puzzle’ın önemli bir parçasını eksik bırakmakta ve
parçalanmış aktif postmodern öznelerden dolayı postmodern özneden fotoğrafa her baktığında bu
çok sayıda olası anlamlar barındırmaktadır. ‘puzzle’ı, eksikliği tamamlamasını istemektedir.
Nitekim fotoğrafın göndermede bulunduğu Bu anlamda reklam fotoğrafı postmodern özneye
metinlere bakıldığında çoklu anlamların aynı anda fotoğraf üzerinden katılım, süreç/performans/
ve bir aradalığı görülecektir. happening** fırsatı sunmaktadır.

Bir özneye ya da nesneye sabitlenebilen ama buna Cinsel arzunun yeniden üretilmesi ve hızlıca
karşın hiçbir birliği ve bütünlüğü olmayan çokluk tüketilmesi katılıma, eksikliğin giderilmesine
olarak tanımlanan postmodern ivme kök-sap- bağlıdır. Bu eksiklik ayakkabıdaki boşluktur, onu
yüzey9, burada kır tanrısına sabitlenen ayakkabı, giyecek olanın yani tüketici kadının belirsizliğidir,
kır tanrısı ile zamansal ve mekansal düzenlemede eksikliğidir. Bu boşluk ve eksiklik postmodern özne
bağlamından ve bütünlüğünden koparılan bir tarafından tamamlandığında cinsel arzu da fotoğrafa
çokluk olarak karşımıza çıkmaktadır. bir dahaki bakışa kadar somutlaşmaktadır. Böylece
postmodern özne sürekli olarak arzulayan bir
Reklam fotoğrafı metinlerarasılık bağlamında varlık olarak tutulur. Bu durum bir tekrarlar evreni
Rubens’in antik Yunan ve Roma mitolojisine yarı olarak tanımlanabilen simülasyon evreninde her
keçi yarı insan olan kır tanrıları Satyrs aracılığıyla şeyin yeniden üretildiğinin ve canlandırıldığının
göndermede bulunmasını kendisine mal etmekte bir göstergesidir.
Fotoğrafın Rubens’in tablosunu yeniden oluşturulmuş estetik karşısında mağlup olmuştur.
canlandırması ile arzunun yeniden canlandırılması Böylelikle gerçekliğin temsili de bu kurgulanma
arasında bir paralellik vardır. Reklam fotoğrafındaki aşamasında sorunlu hale gelerek parçalanmış,
boş ayakkabı aynı zamanda farklı bir metne Charles fakat bu parçalanma temelde bir çoğullaşmayı
Perrault’un 1697 yılında yayımlanan Cinderella gerekli kılmıştır.
(külkedisi) adlı masal kitabına gönderme de Güzel bir görüntünün bileşenleri olan ahenk,
bulunarak, tıpkı yarı insan yarı keçi olan Satrys’lerin uyum, ritm, altın oran gibi klasik estetik değerler
reklam fotoğrafında melezliğe yaptığı vurguda yerini belirsizliğin, kaosun, anarşinin, orijinal
olduğu gibi, mitolojik metni başka bir masal bağlamından kopartılmış nesne ve görüntülerin
metni ile birleştirerek melezleştirip çoğaltmıştır. planlı şekilde bir araya getirilerek yeni bir bakış açısı
Böylelikle boş ayakkabı masalda olduğu gibi bir kez ve estetik biçimle sunulduğu görüntüler ortamına
daha ayakkabısını düşüren postmodern öznesini bırakmıştır. Bu yeni temsil biçimi artık kendisinden
beklemektedir. başka hiçbir gerçekliği temsil etmemektedir.
Bunun sonucunda reklam fotoğrafı hem mitolojik Fotoğraf burada postmodern estetiğe hizmet eden
hem de masalsı kodlarla hizmet etmektedir. Bu bir araç, göstergebilimsel postmodern okuma ise
durum postmodern reklamın geçmişin kültürel ortaya çıkan bu eklektik görüntüleri açıklamaya
temsilleri üzerinden inşasını gözler önüne yarayan bir yöntem durumuna geçmiştir. Böylece
sermektedir. Popüler medya kültüründe varsayılan hem estetiğin hem de gerçekliğin anlamı yeniden
gerçekliğin çöküşüne uygun olan genel bir eğilimde inşa edilmektedir
postmodern reklam, reklamı yapılan ürünün * hoi polloi: Alt tabaka, sürü, sıradan kişi veya
herhangi bir niteliğinden çok reklamın kültürel kişiler.
temsilleriyle ilgilidir.
** happening: Teatral doğası olup senaryo
Reklamların şık görünümü, popüler kültür dahilinde olmadan, doğaçlama yoluyla yapılan bir
ve sanattan zekice alıntıları, mini destanları, çeşit sanatsal etkinliktir.
nesnelerin yüzeyleri ile ilgileri, geçmişi apaçık Kaynakça:
yeniden kullanması, geçmişi yeniden dolaşıma 1- Immanuel Kant Aydınlanma Nedir Sorusuna Yanıt, Haz.
sokması, geçmişin geri dönüşümü gibi özelliklerin Nejat Bozkurt Say Yayınları İstanbul 2005, s.263.
reklamlarda postmodernizmin ortaya çıkışının 2- Sinemasal Dergisi Bahar 1999 Dokuz Eylül Üniversitesi
göstergesi olduğu söylenebilir11. Güzel Sanatlar Fakültesi Yayınları İzmir. s. 9.
Reklam fotoğrafındaki kır tanrıları hem insan 3- John Fiske,İntroduction to Communucation Studies,Lon
don:Methuen,1982,s.45 Aktaran Seyide Parsa, Alev Fatoş
hem hayvan olmaları bağlamında polimorf ve
Parsa,Göstergebilim Çözümlemeleri,s.11.
melez canlılardır. İki farklı canlı biçiminin bir
4- Nicholas Mirzoeff, The Visual Culture Reader, Routledge,
aradalığının yanı sıra kır tanrıları üzerinden London, 1998, s.4.
mitoloji ve Cinderella üzerinden masal gibi iki 5-http://media.guggenheim.org/content/arts_curriculum/
farklı metnin bir aradalığı reklam fotoğrafını assets/edu.Richard.Prince.pdf.
da polimorflaştırmakta ve çok biçimli hale 6- Steven Best, Douglas Kellner, Postmodern Teori,çev.
getirmektedir. Fotoğrafçısı Peter Lippmann’ın bu Mehmet Küçük, Ayrıntı yayınları, İstanbul, 2011, s.159-160.
tavrı reklam fotoğrafını çifte kodlama üzerinden 7- Laura Barrett, Composıtıons of Realıty: Photography,
ironikleştirmiştir. Reklam fotoğrafındaki bir başka History, and Ragtime, Johns Hopkins University press,
postmodern tavır, çifte kodlamayı sağlayan ve Baltimore, Modern Fiction Studies, Volume 46, Number 4,
fotoğrafı parçalayarak çok katmanlı hale getiren Winter 2000, s.808.
öznesiz ayakkabı üzerinden gerçekleştirilen 8- http://www.oxforddictionaries.com
metonomidir. Bir metin olarak masalda yer alan 9- www.felsefe.gen.tr.Erişim
bir parça (öznesi olamayan boş ayakkabı) bütünü 10- Camille Paglia, Cinsel Kimlikler, çev.Anahid Hazaryan,
Fikriye Demirci,Epos yayınları, Ankara, 2014, s.110-111.
temsil etmesi adına fotoğrafçı tarafından reklam
11- Dominic Strinati, An Introduction to Theories of Popular
fotoğrafı içerisinde konumlandırılmıştır.
Culture, Routledge, New York, 2004, s.221.
SONUÇ * Mehmet Rıfat,Göstergebilimin ABC’si, Simavi Yayınları,
Göstergebilimsel postmodern okuma sürecine tabi İstanbul, 1992, s.21-22.
tuttuğumuz, reklam fotoğrafında da gördüğümüz * Utku Özmakas,Charles Sanders Peirce’in Gösterge
Kavramı,Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2009,
üzere teknoloji ve sanatın iç içe geçtiği postmodern 2/s.42.
kültürün estetik yapılanması her türden görsel
* Korhan Gümüş,Hüsniye Şahin,Temel Göstergebilim
materyalin bir aradalığına izin veren bir pratik Kavramları, http://dergi.mo.org.tr
sergilemektedir. Böylesi bir yapılanma içerisinde *Aslı Erciyeş Tosun Postmodern Gerçekliğin Kadın
artık klasik estetik ve güzellik anlayışı yerini ayrımlı Dergilerinde Temsili Reklam Fotoğrafları İncelemesi Ege
form ve yapıların melez birlikteliğine bırakmıştır. Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış
Ürüne ait mevcut estetik; kurgulanmış ve yeniden Doktora Tezi, 2015, İzmir

16 17 AFSAD
Dosya
Konusu
Ocak Fotoğraf ve
2016

Şubat
Mart
Görsel Göstergebilim Üzerine

Prof. Dr. Alev Fatoş PARSA


Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi
Radyo-TV ve Sinema Bölümü
alevparsa@gmail.com

Kendine özgü saf bir anlatımı bulunan fotoğraf, insanlığın en temel duygusuna
seslenir; “güven.” Ona güveniriz, görüneni apaçık gösterir tüm çıplaklığıyla.
Hatta daha da fazlasını, okuruyla konuşur adeta fotoğraflar. Fransız Marksist
felsefe düşünürü Louis Althusser’in deyimiyle, ideolojilerin seslendiği gibi
seslenir “Hey Sen Oradaki!”

“Görsel bir anlatı formu olan fotoğrafı açıklamak kurmaktadır, anlamsa bir üst okumayla
güçtür çünkü anlaması kolaydır.” Çağdaş film çözümlenmektedir. Fotoğrafı çekici kılan ise,
kuramcılarının öncüsü olan Cristian Metz’in aslında belleğimizin saklayamadığı o anı yakalamasıdır.
sinema için söylediği bu sözü fotoğrafa uygulamak, Roland Barthes’ın da belirttiği gibi; fotoğraf, resim,
durağan imgenin sınırsız gücünü de vurgular. çizgi-roman, sinema, televizyon ve gazete haberi,
Görsel bir sanat formu olan fotoğraf özünde sayısız karikatür, masal, insan davranışları vb. tümü anlatı
ve sonsuz anlatı biçimlerini barındırmaktadır. formlarıdır ve bir öykü anlatır (Barthes 1988: 7).
Anlam ise anlatı formları aracılığıyla taşındığına İnsanlık tarihiyle başlayan anlatı, yaşamın kendisi
göre, görsel göstergebilimden yararlanmak bu gibi hep vardır. Anlatısı olmayan bir toplum yoktur
formların okuryazarı olmak anlamına gelir. ve insanların dünyayı anlayıp anlamlandırmasının
Okuryazarlık dendiğinde 21.yy toplumlarında bir yoludur. Diğer anlamda aslında bir olayın
artık sadece okuma ve yazma yeteneği olarak yeniden sunumudur. Her anlatı gibi, fotoğraf da
açıklanamayacak farklı, yeni birçok okuryazarlık gerçek değildir, gerçeğin bir kopyası hiç değildir;
alanlarının anlaşılması gerekmektedir. Özellikle fotoğraf, imgeleri aracı kullananın gözünden
dijital/sayısal, medya ve görsel okuryazarlıklar yorumlayarak yeniden sunar. Fotoğrafın geçip
iletişimin özel ve yeni alanını tanımlamaktadır. gitmekte olan zamanı saptaması ve imgesinin
Bu bağlamda, dijital/sayısal ve görsel okuryazarlık nesnesine nazaran daha kalıcı olması medya
sürecinin etmenleriyle oluşturulan imgelerin, tarihinde onun en önemli gücünü oluşturmuştur.
ikonların anlamını okumayı, onları eleştirel
Kendine özgü saf bir anlatımı bulunan fotoğraf,
değerlendirmeyi ve yaratım süreçlerini döngüsel
insanlığın en temel duygusuna seslenir; “güven”.
bir bütünlük içinde çözümlemeyi gerçekleştirmek,
Ona güveniriz, görüneni apaçık gösterir tüm
bu ortamının sağladığı sosyal ve ideolojik olguları
çıplaklığıyla. Hatta daha da fazlasını, okuruyla
irdelemek açısından yararlıdır.
konuşur adeta fotoğraflar. Fransız Marksist
Görsel iletişim alanına giren fotoğraf iki boyutlu felsefe düşünürü Louis Althusser’in deyimiyle,
dünyasında imgeler aracılığıyla okurlarına sürekli ideolojilerin seslendiği gibi seslenir “Hey Sen
iletiler aktarmaktadır. Görsel tasarımlar veya Oradaki!” diye ve kişiyi iç yolculuğuna çıkarır. Bir
görüntülerin anlamı daha önce belleğimizde tarih yazar fotoğraflar. Bunu kelimelerle değil,
yer alsın ya da almasın, alıcısıyla bir iletişim görüntülerle yapar. Ünlü fotoğrafçı Ara Güler’in

18 19 AFSAD
de tespit ettiği gibi: “Çok önemli bir iş yapıyoruz… yapısını ve kodlarını araştırmaktadırlar. Özellikle
Bir tarihçinin ya da gezginin yazdığı tarih gibi, imgeleri anlamlandıran görsel göstergebilim anlam
çektiğimiz görüntülerle yaşadığımız anı tespit oluşumu üstüne bilgi edinmeyi ve bunun yollarını
ediyor ve tarihe aktarıyoruz. ‘Dünyanın görsel incelemektedir.
tarihi’ni yazıyoruz…”. Ta ki dijital dünyaya kadar,
Göstergebilimde bilindiği gibi, düzanlam
buraya kadar konu edilenler analog dünyaya
yalnızca mekanik, elektronik veya dijital işlemler
özgü kodlardır. Yüzlerce yıldır dünya analog iken
aracılığıyla taşınan görüntüdür, gösterenin
son 30 yıldır dijital ve geldiği nokta ise sınırsız.
nesnel olarak kavranmasıdır, yani köpek sadece
Analog dünya sürekli ve sabit bir döngü içinde
köpektir. Yananlam ise, ima edilen anlamlardır
devinirken; dijital ise popüler, ince, hafif ve
ve göstergeye özel değerler atfeder. Yani köpeğin
kolay tüketilebilir. Geçmiş bütüne odaklanırken,
cinsi, yaşı, görüntüsü, rengi, nasıl göründüğü vb.
bugün bireysel ve parçalıdır. Yeni medya ve
Diğer şekilde örneklersek, askeri bir üniforma
iletişim teknolojilerinin geldiği bu noktada herkes
düzanlamında işlevsel olarak bir düzeyi belirtirken,
fotoğrafçı! Amerika Birleşik Devletleri KPCB
yananlamında bu düzeye bağlı
(Kleiner Perkins  Caufield &
Byers) analisti Mary Meeker’ın Günümüzde olarak saygınlık ve etkileyiciliği
de sağlamaktadır. İşte burada
2014 yılı “İnternet Eğilimleri”
raporuna göre; her gün 1.8
fotoğraf, internet düzanlam ve yananlamın
milyar fotoğraf internete üzerindeki sanal birleşimi ile bir anlamlama
söz konusu olmaktadır. Bir
yükleniyor ve paylaşılıyor. ortamında görüntü bin sözcüğe bedeldir.
Bunun içinde en fazla fotoğraf
700 milyon ile Snapchat sonuçlarının Yananlam insan müdahalesinin
sonucudur –kamera ve objektif
uygulaması ile yüklenmekte, nereye ulaşacağı seçimi, açılar, odaklama,
ardından WhatsApp ve 350
milyon ile Facebook ve dakikada bilinmeyen renk, filtreler, aydınlatma,
alan derinliği, özel efektler- ve
27 bin yani günde 40 milyon bir serüvenin bunları görme biçimleri teknik
fotoğraf ise Instagram’a
yüklenip paylaşılmaktadır. Bu başrolündedir. olarak yaratılmış göstergelerdir.
Ünlü iletişimci John Fiske
veriler fotoğrafın geldiği noktayı Bu ortamlar en (1982) bunu; “düzanlam neyin
vurgular. Elbette her sanat
dalında olduğu gibi teknolojinin
sıradan, değersiz görüntülendiği, yananlam ise
ucuzlamasıyla (dijital fotoğraf ve eklektik nasıl görüntülendiği” olarak
açıklamaktadır.
donanımları, bilgisayar
teknolojisi, ulaşılabilir yazılımlar
bir yapıda
Her göstergenin bir tözü, bir
vb. aracılığıyla) belgesel film iken, yeniden de biçimi vardır. Örneğin, yol
bilgisel filme, aksiyon filmleri yaratılmış ve trafik kurallarında geçişi
sanat filmlerine ve fotoğrafçılık yasaklayan kırmızı ışık, töz
fotoğraf sanatının karşısında kurgulanmış bir olarak optik ve elektriksel
olmuştur. Sanatın doğası gereği dünyadır ve temeli bir belirtke, biçim olarak ise
mutlaka bilgi, eğitim, estetik yuvarlak ve kırmızı bir düzlem
donanım ve deneyim bu süreçte onaylanma ve parçasıdır. Ancak bu belirtkeyi
bir adım öne çıkarak farkını beğeni üzerinedir. öteki belirtkeler arasındaki
ortaya koyacaktır. bağıntı belirler; kırmızı ışığın,
yeşil ve sarı ışıkla olan karşıtlığı
İnsan, dış dünyada ve kültürel çevresinde
bu bağıntıya örnektir. Burada yeri gelmişken belirti
görsel, işitsel ve yazılı kodlar gibi çeşitli anlam
ve belirtkeyi açıklamakta yarar bulunmaktadır.
evrenleri ile kuşatılmıştır. Mehmet Rifat’ın (1996)
Bunlar dil dışı göstergelere örnektir ve onlara ek
da belirttiği gibi; “Dış dünyadaki anlamların
olarak ikon ve simge de eklemlenebilir. Belirti;
oluşumunu, birbirine eklemlenerek yepyeni
istem dışı oluşan doğal göstergelere denir ve ancak
anlamlar yaratmasını sorgulayan insandır.
onu yorumlayana bir şeyler aktarabilir. Burada
Anlamlandıran insanın tüm yaşamı bir ‘okuma
gösteren ve gösterilen arasındaki ilişki nedenlidir;
serüveni’dir.” Dış dünyadaki anlamsal imgeler
duman-ateş, gökyüzünde kara bulutlar-yağmur,
her zaman belirgin durumda bulunmazlar, anlam
öksürük/ateş-hastalık, sararan yapraklar-sonbahar
çoğu zaman örtüktür, açıklanmayı, çözümlemeyi
gibi. Belirtke ise, iletişim kurma ve bilgi verme amacı
ve okunmayı bekler. Yüzyılın son yarısından
taşıyan, gösteren ile gösterileni arasında uzlaşıma
sonra ortaya çıkan yeni bilim dallarından görsel
bağlı ve nedensiz bir ilişki vardır. Örneğin; trafik
göstergebilim, anlambilim, yorumbilim gibi yeni
levhaları, alarm ve tehlike işaretleri, sirenler, gemi
disiplinler çeşitli konularda anlamın sistematik
bayrak ve flamaları gibi. Ters dönmüş bir üçgen şekli,
tek başına düşünüldüğünde geometrik bir şekildir, bu ayrımı, dil dışı göstergeleri çözümlemede
ancak bu bir trafik levhasında yer aldığında bir ileti önemlidir. Hjelmslev’in ayrımına örnek, fotoğraf
taşır ve kendi dışında başka bir şeyin yerini tutar ve sanatında şu şekilde açıklanabilir:
bir göstergeye dönüşür. ‘Yol ver’ anlamına gelen bu
Tablodan da anlaşıldığı üzere bir fotoğraf, toplum
işaret yerine başka bir işaret de kullanılabilecekken,
içindeki bir davranış, giyim stili, sakal bırakma ya da
insanların zihninde bu gösterilenin oluşması
kullanılan kokular, yani duyulara seslenen her türlü
uzlaşımsal bir ilişki ile açıklanabilir. Belirtkeden
olgu başlı başına bir gösterge ve anlam taşıyıcısıdır.
sonra dil dışı göstergelere ikon ya da diğer
Gösterge sistemleri birbirleriyle de iletişime
deyişle görüntüsel gösterge ve simgenin de
geçtiklerinde, yeni anlamlar doğurduklarında,
eklemlenebileceğini ilk kez göstergebilim tarihi
onların alt anlamlarını okumak ve doğru yerde
açısından önemli bir düşünür olan Charles
kullanmayı öğrenmek gerekmektedir.
Sanders Peirce söz etmiştir. Saussure’un gösteren/
gösterilen ikilisine karşın, Peirce, göstergede üçlü Görsel göstergebilimin altında yatan temel sava
ayrıma girmiş gösterge (representamen), nesnesi göre, bütün kültürel nesneler anlam taşıdığına ve
ve yorumlayanı ayrımlarını eklemiştir. Yorumlayan bütün kültürel uygulamalar anlama dayandığına
anlamlandırma sürecine katılır ve onu etkiler. göre, göstergelerden yararlanmak gerekmektedir.
Gösterge ve nesne arasındaki bağıntıyı yorumlayıcı Örneğin; birçok insan bir güreş karşılaşmasını
sağlamaktadır. Gösterge birinci öğedir, sözü geçen güreşçinin rakibine karşı kazanmasına göre
nesne ikincidir, anlamlamayı sağlayan üçüncü tasarlanmış rekabete dayalı bir oyun ya da spor
öğede yorumlayıcıdır. İkon /görüntüsel gösterge; olarak değerlendirirken, Roland Barthes, ‘Kim
görsel göstergelerdir ve dili kullanmadan ileti kazandı?’ diye değil, ‘Bu olayın anlamı ne?’ diye
aktarırlar. Resim, fotoğraf, şema ve heykel örnek sorgular. Güreş sporunu okunacak bir metin olarak
olarak verilebilir. Simge; genellikle evrenseldir ve değerlendirir. Barthes’ın bir diğer reklam bildirisi
uzlaşmaya bağlı olarak soyut ve sayılamayan bir bir İtalyan markası olan Panzani ürünlerinin
gösterilene göndermede bulunan görsel biçimdir. çözümlemesidir ve bu reklamda Barthes (1977)
Örneğin, zeytin dalı (barış), güvercin (özgürlük), şu sorular çerçevesinde metni okur ve çözümler:
terazi (adalet) vb. “1. Reklamda saptanan gösterenler hangileridir?
2. Bunlar ne anlama geliyor? Gösterilenler
Göstergebilimin bağımsız bir bilim dalına
hangileridir? 3. Reklama ‘mit’ düzeyinde bakalım:
dönüşmesini sağlayan, hem dilsel hem de dilsel
Kültürel mesaj ya da tema nedir? Elimizde bir
olmayan göstergelerle ilgili bir kuram tasarlamış
Panzani reklamı var: kırmızı bir yüzeyin önünde
ABD’li mantık bilimci C.S. Peirce’den sonra,
sarı ve yeşil renklerde, ağzı yarı açık bir fileden
Kopenhag Dilbilim Çevresi kurucularından
taşan makarna paketleri, bir teneke kutu, bir paket,
Danimarkalı Louis Hjelmslev (1899-1965) ve
domatesler, soğanlar, biberler. Tanıtımın içerdiği
ardından Algirdas Julien Greimas’ın (1917-
farklı iletileri ‘süzmeye’ çalışalım. Görüntü ilk olarak
1992) çalışmalarıyla göstergebilimi daha sağlam
tözü dilsel olan bir ileti sunar; kenarda yer alan
temeller üzerine oturmuştur. İnsan göstergeler
başlık ve sahnenin doğal düzenlenişine… eklenen,
aracılığıyla bir anlam aktarmak ister. Hjelmslev,
marka etiketi tarafından desteklenmektedir. Bu
temelde Saussure’un gösteren/gösterilen ikilisini
iletinin alındığı kod Fransızcadan başkası değildir;
anlatım/içerik, biçim ve töz karşıtlığı ile yeniden
deşifre etmek için gerekli bilgi, yazma ve Fransızca
düzenlemektedir. Gösteren için anlatım, gösterilen
bilgisidir. Bu ileti daha da ayrıntılandırılabilir, zira
içinse içerik terimlerini önerir ve her ikisini de
Panzani göstergesi yalnızca şirketin adını değil, aynı
biçim ve töz olarak alt birimlere ayırır. Hjelmslev’in
zamanda bir başka gösterileni ‘İtalyanlığı’ vurgular.
Anlatımın Kompozisyon öğeleri, ışık- Öyleyse dilsel ileti birden fazladır: düzanlamsal ve
Biçimi gölge vb. yananlamsal ileti. Dilsel iletiyi bir tarafa bırakacak
olursak, saf görüntüyle baş başa kalırız. Bu imge
Çeşitli fotoğraf teknikleri
Anlatımın bilgisi – kamera,
daha ilk bakışta bir dizi kesintili gösterge sunar.
Tözü objektifler, alan derinliği İlk olarak bu göstergeler doğrusal olmadığı için
vb. temsil edilenin bir alışverişten dönüş sahnesi
FOTOĞRAF olduğu düşüncesi yer alır. Bu iki güçlü değere
İçeriğin Fotoğrafın konusuna ait
göndermede bulunan bir gösterilendir: ürünlerin
Biçimi fikir ve estetik bilgisi
tazeliği ve evde hazırlanacak olmaları. Göstereni ise
Fotoğrafa özgü alt yiyeceklerin ‘açılıp’ masanın üzerine saçılmasına
İçeriğin anlamları okuma, kodları yol açan yarı açık filedir. Bu ilk mesajı okumak için,
Tözü çözme, kültür, değerler ve daha ‘mekanik’ bir uygarlığa ait aceleyle stoklama
ideolojiyi okuma vb.
(dondurulmuş ya da konserve olarak saklanan
Tablo: Hjelmslev’e göre fotoğrafta gıdalar, buzdolapları) yöntemine karşılık, kişinin
anlatım ve içeriklemesi ‘kendisi için alışveriş ettiği’ son derece yaygın

20 21 AFSAD
bir kültürün alışkanlıklarının bir parçası olarak çözümlenmesinde uygulanabilecek yöntemler
yerleşmiş bulunan bir bilgiye gereksinim duyarız. bütününü oluşturmaktadır. Görsel metinleri
İkinci bir gösterge de aşağı yukarı aynı derecede okumak gerekmektedir, çünkü bunlar basitçe
aşikardır; göstereni ise domates, biber ve posterin var olmamışlardır, yapılandırılmış bir bütündür
üç ayrı renk tonunun (sarı, yeşil, kırmızı) bir araya ve yaratıcılarının bilinçli seçimleri, tercihleri,
getirilmesidir; gösterileni İtalya ya da İtalyanlıktır. değerleri ve ideolojileri ile donatılmışlardır.
Görüntüyü keşfe devam edecek olursak en azından Böylece görsel metinleri okurken görünenin
iki gösterge daha saptayabiliriz: birincisinde, bir ardında görünmeyenleri, ima edilen anlamları da
yandan Panzani’nin özenle dengelenmiş bir yemek anlamlandırmak gerekir. Özellikle görsel işitsel
için gerekli her şeyi sağladığı, diğer yandan da, medya önemli bir ekonomik güçtür ve çıktılarının,
teneke kutunun içindeki karışımın çevresindeki anlam ve iletilerinin ne söylediği, nasıl söylendiği,
doğal ürünlere eşdeğer olduğu yolundaki görüşle, bunların kime ulaştığı ve okurlarının, izleyicilerinin
farklı nesnelerin sıralı toplamı, dört dörtlük bir üzerindeki etkilerinin ne olacağını göstergebilimin
yemek sunumu düşüncesini iletmektedir; diğer temel inceleme alanıdır. Onun üzerine çalışmak
göstergede ise, görüntünün beslenmeyle ilgili anlamlar ve kodlar üzerine çalışmaktır. Kodlama
sayısız resmi anımsatan düzenlenişi bizi bir ve kod açımı da öğrenilir. Örneğin; bir gazete
estetik gösterilene götürür: ‘natürmort’ ya da manşeti gündemden ileri gelebilirken, kimi de
diğer dillerdeki ifadesiyle ‘still life’ (konusu, cansız gündemi belirleyebilir. Kimin ve neyin önemli
varlıklar veya nesneler olan resim); göstergenin haber olduğunu düşünmemizi işaret ederken belirli
dayandığı bilgi ağırlıklı olarak kültüreldir…”. göstergelerden yararlanır. Örneğin; gazetede
manşetinde yer alan ‘facia’ yazısı ya da acı çeken
Görsel göstergebilim yapısalcılık, anlatı ve mitoloji
bağıran bir insanın yüz ifadesinin yakın çekim
incelemelerinden sonra hem anlamların üretilmesi
fotoğrafı gibi. Bu göstergelerin anlamı öğrenilir,
ve kavranılması koşulları üstüne genel bir düşünce
tanınır ve çözümlenir. Diğer göstergelerle ilişkisi
biçimini, hem de anlamlı bütünlerin somut
içinde de anlamlandırma gerçekleşir. Anlamı
oluşturan her zaman göstergelerin toplamıdır.
Günümüzde fotoğraf, internet üzerindeki
sanal ortamında sonuçlarının nereye ulaşacağı
bilinmeyen bir serüvenin başrolündedir. Bu
ortamlar en sıradan, değersiz ve eklektik bir yapıda
iken, yeniden yaratılmış kurgulanmış bir dünyadır
ve temeli onaylanma ve beğeni üzerinedir. Sonuç
olarak günümüzde, teknoloji ile kullanılan yeni
medya iletişim alanları, araçları ve programları
düşünüldüğünde, bu yüzyıla özgü öğrenilmesi
gereken dijital ve görsel göstergeler hızla artmakta
bu bağlamda da anlamlandırılması gereklidir. Bu
nedenle gelecekte en fazla gelişecek alanların birisi
de görsel ve dijital göstergebilim olacaktır. Sanatın
her alanında ve her dönemde geleneksel, modern,
post modern kaoslar yaşanacaktır ve bunlar uzun
vadede ilerleme de sağlayacaktır. Teknolojik
gelişimler, değişim ve dönüşümler yaşanırken,
önemli olan bunları yok saymayıp uyum sağlamak
ve geliştirmek için gerekli donanımlara sahip
olmaktır. Çünkü görsel ve dijital olan bu yüzyılın
gücü teknoloji sürücüsü ise bilgidir.

Kaynakça:
-Barthes, R. (1988) Anlatıların Yapısal Çözümlemesine
Giriş, Çev.: Mehmet-Sema Rifat, İstanbul: Gerçek
Yayınevi.
-Meeker M, (2015) Internet Eğilim Raporu, http://www.
kpcb.com/blog/2015-internet-trends,
Barthes’ın çözümlediği PANZANI reklam bildiri
fotoğrafı -Rifat, M. (1996) Homo-Semiotucus, İstanbul, YKY.
Dosya
Konusu
Ocak Fotoğraf Sanatında Gösterge:
2016

Şubat
Mart Belediye Meydanındaki O Ünlü Öpücük

Ayşe (EZİLER) KIRAN


Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Yabancı Diller Eğitimi Bölümü
aysek@hacettepe.edu.tr

Fotoğrafın tanıtımı
zanaatkârları, esnafı, işsizleri, aşıkları, sokakta
Fransız fotoğrafçı Robert Doisneau’nun 1950 oynayan çocukları göstermektedir. Resimleri hep
yılında Paris Belediye sarayı meydanında çektiği sevgi, neşe, geçmişe özlem, barış, mutluluk gibi
bu fotoğraf, kalabalık bir kaldırımda bir kahvenin olumlu duyguları yansıtmaktadır. Bu fotoğrafın
önünden öpüşerek geçen bir çifti göstermektedir. seçilmesinin nedeni hem çok bilinmesi, hem de kimi
Doisneau, özellikle siyah beyaz çektiği fotoğraflarda çekim sorunlarını beraberinde getirmesidir.

Robert Doisneau, 1950

22 23 AFSAD
DİLBİLİM VE GÖSTERGEBİLİM bile. Bu dört katmanlı yapı örneğimizdeki fotoğrafa
Gösterge uygulandığında ortaya aşağıdaki biçimde bir
katmanlaşma çıkmaktadır.
Bu fotoğraftan yola çıkarak göstergebilimin bir görsel
gösterge olan fotoğrafa nasıl yaklaştığını çok kısa bir Anlatımın tözü=fotoğrafın malzemesi
biçimde de olsa anlatmaya çalışacağız. Kural koyucu Anlatımın içeriği =fotoğrafın
ve tarihsel bakış açısını bir yana bırakan Ferdinand kompozisyonu
de Saussure, eşsüremlilikte “dili düşünceleri ifade Gösterge= İçeriğin tözü =fotoğraftaki somut ya
eden bir göstergeler dizgesi1 olarak tanımlamıştır. da soyut figürler + yer+ zaman
Saussure göstergelerden söz ederken bunların dil dışı İçeriğin biçimi=belli bir anda
olabileceğini de, çeşitliliğini de vurgulamıştır: dinsel kalabalık içinde öpüşen genç bir çift
ayinler, nezaket biçimleri, askeri göstergeler.
Bu katmanlar aşağıdaki gibi açıklanabilir:
Bilindiği gibi Saussure’e göre gösterge, gösteren ve
gösterilen olmak üzere iki düzlemden oluşur. Gösteren Anlatımın tözünü fotoğrafın göz tarafından algılanan
duyularla (sessel, görsel) algılanabilir oluşuyla somut malzemesi oluşturur; artık pek göremediğimiz
özelliği, gösterilen ise akıl, bilgi, bilgisel ve ruhsal fotoğraf filminin greni (ya da kumlu oluşu), renkli,
deneyimlerle anlaşılabildiği için soyut özelliklidir. Bu siyah-beyaz oluşu.
iki düzlem, dilbilimcinin benzetmesiyle, bir kağıdın Anlatımın içeriği resmin yüzeyini, bu yüzeye yayılan
iki yüzü gibidir: birbirinden ayrılamaz2. geleneksel olarak kompozisyon (örneğin piramit
düzenleme) denilen az çok düzenli olan geometrik
gösteren [foto:raf]
Gösterge = ≈ ışık yardımı ile iz yapıları içerir. Dikey, yatay çizgiler gibi. Ayrıca,
gösterilen ışığa bağlı olarak bu yüzeydeki belli bölgelerin nasıl
bırakma1
aydınlatıldığını, gölge, ışık, karanlık arasındaki
Örnekteki fotoğraf için görsel gösterge açısından karşıtlıkların resimde değerleri oluşturduğu düzeydir
daha özel bir tanım yapılabilir. de.
resim+ fotoğraf + siyah Anlatımın biçiminde fotoğraftaki soyut ya da somut
beyaz + belli bir uzam+ biçimler, insan, yer, nesneler ve bunlara bağlı olarak
+ön taraf + öpüşen zaman konusunda bilgilendiren öğeler bulunur (varsa
iki genç+ yanlarından gölgelerin kısa uzun oluşu, ışığın yönü).
geçen
gösteren insanlar + kafe + İçeriğin tözü de içerikteki anlam olarak bir kalabalığın
Gösterge = ≈ gündüz+ bahar ya da ortasında rahatça öpüşen genç bir çifti sunar.
gösterilen sonbahar Düzanlam ve Yananlamlar
belli bir anda çekilmiş,
ön taraftaki figürlerin Gösterge olarak sözcüklerin, nesnelerin, insanların,
belirgin, bunların resimlerinin kendilerinde içkin olarak
arkalardakilerin fulü bulunmayan çağrışımlarda bulunduğu hep
olduğu bir resim bilinmesine ve sezilmesine karşın çağrışımların
dilbilimde nasıl ve nerede karşılık bulduğu tartışma
Göstergenin bu tanımı dil düzeyinde pek çok
konusuydu. Saussure’ün izinden giden Danimarkalı
sorununun açıklanmasını sağlasa da, göstergenin
dilbilimci Louis Hjelmslev bu çağrışımların
kimi özelliklerini açıklayamıyordu. Danimarkalı
göstergenin içeriğinde, anlamın oluşturucu katmanı,
dilbilimci Louis Hjelmslev, Saussure’ün izinden
içeriğin biçiminden kaynakladığını ortaya koydu.4
giderek göstergeyi ve dili kuramsal olarak dört
katmanlı bir bütünlük olarak çözümledi. Roland Anlatımın tözü
Barthes’ın güncel örneklerle kolayca kavranır bir Anlatımın içeriği düzanlam
Gösterge =
biçimde anlattığı bu yapı görsel göstergenin de İçeriğin biçimi yananlam
çözümlenmesini sağlamıştır. İçeriğin tözü
Yalnız, dilbilimcinin kuramını öylesine incelikle
Anlatımın tözü=ses bilgisi ve soyut biçimde sunması hemen anlaşılmasını ve
Anlatımın içeriği =sesbilim
uygulanmasını uzun yıllar engelledi. Çok iyi bir
Gösterge = İçeriğin biçimi =sözcükbilim +
biçimbilgisi dilbilim okuru olan Barthes on dört yıl sonra hem
İçeriğin tözü=anlambilim kuramı açıkladı, hem de görsel göstergelere uyguladı
(Panzani markalı makarna reklamının fotoğrafı5.
Günlük dilde sözcükler, söylemler, metinler, dilsel Düzanlam herkesin üzerinde anlaştığı, yansız,
olmayan göstergeler belki de bundan çok daha nesnel, karşılığı sözlüklerde bulunabilecek bir
karmaşık yapılarda olsalar bile bir bütün halinde anlamdır. Oysa yananlamlar toplumlara, kişilere,
gerçekleşmekte, ayrışmaları hissedilmemektedir yere ve zamana göre değişebilen öznel ve değişken
anlamlardır. Bu nedenle yananlamsız bir gösterge Mutluluk Duyarlılık Mutsuzluk
düşünülemez. Değişik bağlamlar değişik anlamlar
yaratılabilir. Düzanlam bilgiye bağlı olup dilin
yetisinin dil bölümünde yer alır; yanalamlar duygu + -
ve sezgilere doğrudan ilişki olduğu için bağlamda
Esenlik Esensizlik
ortaya çıkarak dilin söz bölümünde gerçekleşir.
Örneğin “fotoğraf” sözcüğünün düzanlamı
“ışık yardımı ile iz bırakma”dır. Yananlamları
çağrışımlara dayandığı için değişik bağlamlarda,
Mutsuz Mutlu
değişik anlamları çağrıştırır: /sanat/, /belge/, / olmama Duyarsızlık olmama
uğraş/, /geçmiş/, /gelecek/, /fotoğrafçılık/, /
anı/6.... Şekil 1.
Saussure, yapısalcılıktan hiç söz etmez, bunun Bir göstergede (söylem, metin, fotoğraf...) bir izleği
yerine “dizge” terimini kullanır. Ancak kendisini ya da bir kavramı bulmak yeterlidir. Bu saptamadan
izleyen Hjelmslev’in yapısalcı bakış açısı ve zengin sonra onun karşıtı ve çelişkin olanı bulunabilir. Bu
katkıları anlambilim ve göstergebilime giden yol kavramlar rastlantısal değil, aynı anlam olanından
açmıştır. Her ne kadar “anlam” “tanımlanamaz”7 olmalıdır.
olarak nitelense de anlambilim göstergeler /Mutluluk/ ve /mutlu olmama/ çelişkin
dizgesinin ürünü ile ilgilenir, anlamı olabildiğince kavramlar olup bu fotoğraf çerçevesinde bir arada
nesnel ve yansız bir biçimde göstermeye çalışır. bulunmazlar. Aynı biçimde /mutsuzluk/ ve /
Göstergebilim ise yorumlanabilir olanla, bir mutsuz olmama/ da çelişkin terimler olarak bir
başka deyişle, belli bir bağlam içinde, belli bir arada bulunamazlar. /Mutluluk/ ile /mutsuzluk/
deneyimden yola çıkılarak dile getirilebilen ya birbirinin karşıtı iki kavramdır, ama ortak
da düşünülebilen ile ilgilenir. Bu iki dilbilimcinin özellikleriyle /duyarlılık/ ekseninde /ve/ bağlacı
izinden giden Algirdas-Julien Greimas bir bütün ile eklemlenirler (/mutluluk/+ /mutsuzluk=
olarak algılanan anlatımın tözünün, yani sesin duyarlık). Ne /mutlu olmama/ ne /mutsuz olmama
birimlerine ayrılmasından, kısacası sesbilim ve /, /duyarlığın/ tersine /duyarsızlık/ ekseninde
sesbilgisinden yararlanarak sesbirim aracını birleşir (ne /mutsuz olmama/ ne /mutlu olmama/).
anlama uyguladı. Örneğin [foto:raf] sesi /f/, /o/, /t/, Öte yandan karenin olumlu (+) tarafındaki /
/o/,/r/, /a/, /f/ sesbirimlerinden oluşur. Anlamı da mutsuz olmama/è /mutluluğu/ içererek /esenlik/
birimlerine ayrıştırmak olanaklı mıdır? Örneğin kavramını oluşturur. Olumsuz (-) taraftaki /mutlu
olmama/ da /mutsuzluğu içererek /esenliksizlik/
“Fotoğraf” göstergesinde içeriğin tözü /cansız/+
kavramını yaratır. Bu kavramlar söylem (ya da
/somut/+/ışık/+/duyarlılık/+/iz/,/eylem/ gibi
fotoğraf) düzleminde gerçekleşir. Bu fotoğrafta /
anlambirimciklerin eklemlenmesiyle oluşur.
duyarlık/ kavramı bakış açısının iki genci seçmesiyle
Anlatımın tözü ile içeriğin tözü arasındaki tek
gerçekleşmektedir. Fransa’nın pek çok yerinde, her
benzerlik ikisinin de birimlerine ayrılabilmesidir. zaman öpüşen çiftlerle karşılaşmak olası olduğu
Sesbirimler sınırlı sayıda, anlambirimcikler için bu Fransızların kanıksadıkları bir manzaradır.
kavramların ifadesi olduğu için sınırsız sayıdadır. Bu çerçevede resimde öpüşen çiftin yanından,
İşte bu ilkeden yola çıkan Greimas 1966’da onlara bakmadan geçen insanlar kayıtsızlıkları ile
yayınladığı Yapısal Anlambilim’de (Sémantique /duyarsızlığı/ temsil etmektedirler. / Mutluluk
structurale)8 kaynak yapıtında o zamana dek / izleği / gençlik /, / öpüşme / figürleriyle
çok az görülen, saf kuramdan dil olgularının belirginleşmektedir. / Esenlik / kavramı gene
betimlemesine ve söyleme geçmiştir. Greimas gençlerin, / rahat /, / umursamaz / davranışı,
yapısal anlambilim anlayışıyla, anlamı oluşturan yaşamın /sorunsuz/ akışıyla anlamını bulmaktadır.
anlambirimciklerin işlevlerini teker teker değil, Öte yandan, her ne kadar fotoğrafın kahramanları
aralarında oluşturdukları dayanışma ve temel resmin ortasında yer alsalar da, iki gencin başlarının
yapı çerçevesinde inceler. Temel kavramlar sola arkaya, /esenlikli/ (+) tarafa eğilmiş olması /
birliktelik ve birlikte olmamadır. Greimas’ın mutluluk/ izleğini desteklemektedir. Fotoğrafın
oluşturduğu ünlü göstergebilimsel kare metinlerin, temel anlamını oluşturan olumsuz değerler bu
söylemlerin, görsel göstergelerin görünmeyen fotoğraf söyleminin derin anlamında bir olasılık
temel yapılarını izlekleri aracılığıyla çözümlemek olarak kalmakta, fotoğrafın yüzeyinde figürlerle
için bir araçtır. Örnek fotoğrafa göre aşağıdaki gibi biçimlenmemekte, bir değer nesnesine (figürüne)
görselleştirilebilir. dönüşmemektedir.

24 25 AFSAD
Göstergenin Nedensiz ve Nedenli Oluşu o sırada oyunculuk dersi almakta gençlerden
Göstergeyi oluşturan gösteren ile gösterilen aynı yerde, aynı pozu vermelerini ister. Resimler
arasındaki ilişki zorunlu olup, birbirlerinin karşılıklı dergide yayınlanır ama unutulur. Otuz yıl sonra
olarak önvarsayımıdırlar. Bir düzey olmadan 1980 yılında fotoğraf, Fransızların ciddiyetiyle
diğer düzey saptanamaz. Bu özelliği ile gösterge ünlü, entelektüel televizyon dergisi Télérama’nın
nedensizdir. Ancak göstergeler değişik etmenlerle kapağında yayınlanınca poz verenler kendilerini
nedenli olabilirler. Doğal dillerde dış ya de gerçek tanıyarak durumu basına açıklarlar.
dünyaya öykünme ile olduğu gibi. Örneğin; suya Enstantane fotoğrafın ilk örneklerinden (arketip)
düşen nesnenin sesinin “cup”, yağlanmamış bir biri olarak göklere çıkarılan bu resim bir anda
kapı sesinin “gıcırdamak” sözcükleriyle verilmesi fotoğrafçının sahneye koyduğu bir olayın
gibi. İkincisi ise bir sözcükten yola çıkarak eklerle ya fotoğrafına dönüşür. Bu durumda artık söz konusu
da eksiltmelerle yeni sözcükler elde etmek: “foto”, fotoğrafın nedensiz bir gösterge olduğunu söylemek
“fotoğraf”, “fotoğrafçı”, “fotoğrafçılık”. Türkçe bilen olanaksızdır. Doisneau bilerek isteyerek fotoğrafına
bir kişi “fotoğraf” sözcüğünden yola çıkarak diğer müdahale etmiş, belki teknik olanakları kullanmış,
sözcüklerin anlamını kolaylıkla bulabilir. Bir de hatta bu kareyi bulana dek bir çok resim çekmiştir.
anlamsal nedenlilikten söz edilmelidir. Sözcük Sonuç olarak;
özellikle eğretilemeli (metaforik) olarak kullanılarak
anlamı değiştirilir. Örneğin: “Yazar bu makalesinde Çağdaş yaşamın ve dünyanın saygın bir sanatı
Türkiye’nin son on yılının fotoğrafını gözler önüne olan fotoğrafçılığın nesnesi görsel göstergelerdir.
sermiş.” Burada bağlama göre “fotoğraf”ın anlamı Fotoğrafçı kendi bakış açısıyla, kendi dünya
“ışık yardımı ile iz bırakma” değil, /olaylar/, /süre/, görüşüyle ve en önemlisi de dünyayı algılayışıyla
/toplumsal, siyasal, kültürel yaşamdır/. sanatını yaratır. Böylece değişik malzemeler
üzerinde yeniden sunduğu dünya gerçekliğine
Saussure ve Greimas’ı izleyen Rudolph Arnheim hem yeni bir anlam katar hem de yeniden bir
düşünceyi iletmenin tek yolunun dil yetisi anlam oluşturur. Anlam gibi soyut, sınırları çok
olmadığını belirtir. Doğrudan duyu organlarının da belirgin olmayan bir kavramın nesnelliği ve
algısıyla düzenlenerek gerçekleşen duyusal bir yansızlığı, belli bir bağlam içinde incelendiğinde,
düşüncelerin de varlığından söz eder. Bu duyusal ancak temel yapıları ve bağlantıları ile ortaya
edimler içinde düşünsel dile yakın ama ondan farklı konabilir. Belki de fotoğraf çözümlemesinde bu
olan görsel düşüncenin ayrıcalıklı bir yeri vardır.10 temel yapılar hem fotoğrafçının hem de fotoğrafa
İşte bu anlamda görsel göstergenin de nedenli bakanın yaratıcılığını besleyebilir.
oluşundan söz edilebilir. El ile yapılan yağlıboya,
Kaynakça
suluboya resimlerde, heykellerde sanatçı çalışma
1 Saussure, Ferdinand de (1974), Cours de linguistique générale,
alanında gerçekliğe müdahale edebilir. Modeline Payot yay. Paris. Tr. Çev. Berke Vardar (1976) Genel Dilbilim
poz verdirebilir, giysilerini değiştirebilir, malzemesi Dersleri, Türk Dil kurumu yay, Ankara, s. 34 ve 115.
üzerinde renkleri seçebilir, gölgeleri ayarlayabilir. 2 A.g.y., s. 107.
Bir anlamda nesnesini sahneye koyabilir. 4 Hjelmeslev, Louis (1949) “Recherches structurales”, Travaux du
cercle linguistique de Copenhague, cilt V.
Fotoğrafın doğuşu, gerçekleşimi ve ilk ürünlerindeki 5 Barthes, Roland (1964)
öncelikli kaygı ânı yakalama ve gerçeğe en yakın Rhétorique de l’image, in Communication, n°4, s. 41-42
haliyle ortaya koyma olduğu için enstantaneleri 6 /.../ iki çizgi arasındaki sözcükler kavramlar, izlekler olup içleri
düzanlamlı fotoğraflar olarak tanımlayabiliriz11. boştur. Örneğin /sanat/ izleği “güzellik”, “estetik”, /anı/ kavramı
Hatta bu nedenle ilk zamanlar fotoğrafın doğayı, da “geçmiş”, “zaman”, “eski” sözcükleriyle ifade edilmiş olabilir.
dış dünya gerçekliğini taklit ettiği, taklit etmesi 7 Greimas, Algirdas-Julien ve Courtès, Josephe, (1993)
Sémiotique, dictionnaire raisonné de la théorie du langage, Paris,
gerektiği düşünülüyordu. Ancak fotoğraf sanatı bu Hachette yay., s. 348.
anlayıştan çok çabuk uzaklaştı. Susan Sontag’a göre 8 Algirdas Julien-Greimas (1966), Sémantique structurale, Paris,
fotoğrafa ne kadar az müdahale edilirse, ne kadar Larousse, yay.
az teknik kullanılırsa o kadar masumdur, böylece 9 Greimas, Algirdas-Julien ve Courtès, Joseph, a.y., s. 29- 33.
alanında otorite olma şansı da artar.12 Ayrıca Ayşe (Eziler) Kıran ve Zeynel Kıran, (2007) Yazınsal
Okuma Süreçleri, Ankara, Seçkin yay., s. 328- 345.
Belki de Doisneau da böyle düşünüyordu. İkinci 10 Arnheim, Rudolph (1976) La pensée visuelle, Paris, Flammarion
Dünya savaşından sonra Life dergisi kendisinden yay., Joly Martine (1994) L’image et les signes, Paris, Nathan yay.
s. 21.
Paris’in romantik havasını yansıtacak bir
11 Ancak fotoğrafın fotoğrafa bakana neler çağrıştırdığı ayrı bir
dizi fotoğraf ister. Fotoğrafçı Paris Belediye konudur.
meydanında bir kafede otururken, önündeki 12 Lamartine Alphonse de (2012) Cours familer de la littérature
kalabalık kaldırımda iki gencin öpüştüğünü XXXVII, Sontag Susan ile röportaj Gutenberg EBook,
görür, ama pozu yakalayamaz. Bunun üzerine www.gutenberg.org
Dosya
Konusu
Ocak Çoğul Okuma;
2016

Şubat
Mart
Studium ve Punctum

Öğr. Gör. Nilay İŞLEK


İzmir Ekonomi Üniversitesi
nilayislek@hotmail.com

“… Fotoğraf’ın sonsuza dek kopyaladığı şey aslında yalnız bir kere olmuştu. Varoluş
açısından asla yinelenemeyecek olanı, mekanik olarak yineler Fotoğraf.”
R. Barthes

Sanat ve fotoğraf denilince akla gelen ilk kitaplardan Fotoğrafçı karşılaştığı mevcut olayları, durumları,
birisidir Camera Lucida ve tabii ki yazarı Roland nesneleri bir araya getirerek deklanşöre basar
Barthes. Yazar fotoğraf üzerine düşünülebilecek ve fotoğrafta birer imge olarak seyirciye sunar.
her konudan söz etmiş ve bizi Punctum ve Studium Fotoğrafa bakan birey gözleriyle görüntüyü algılar ve
kavramlarıyla baş başa bırakmıştır. o imgeleri beynine iletir. Görüntüler beyine iletilene
Fotoğraf ile ilgilenen her bireyin ortak kaygısıdır kadar anlamsız göstergelerdir. Asıl anlamlandırma
sözünü doğru iletebilmek, bu bağlamda fotoğrafın ve kavrama bu noktada başlar. Bu görüntüler bakan
özelliklerini bilmek ve fotoğrafın ne olduğu sorusuna kişide yeryüzündeki gerçekliğe ait sunumlar yaparken,
cevap aramak, felsefi açıdan kavramları sorgulamak izleyiciye bu yüzeyin alt katmanlarındaki sanatçının
gerekir. Bireyler dış dünyaya ilişkin bilgilerinin büyük varoluş gerçekliğini aktarabiliyor, hissettirebiliyorsa
bir bölümünü görme duyusu ile sağlamaktadır. Görme güçlü olduklarını söyleyebiliriz. Kısaca görüntülemek
duyusu bireyin tüm duyu sistemi içinde gerek zenginlik anı dondurmaktan ibaret değildir. İçine aldığı öğelerin
ve gerekse etkinlik açısından ayrıcalıklı bir yer ve yapıları, aralarındaki ilişki, taşıdığı söylemler onu
öneme sahiptir. Hedefi gerçeği bir yüzeye aktarmak ilginç kılar. Görselde düşünsel ve estetik olanın yanı
olan fotoğraf, kendi gelişim sürecinde gerçeğe temas sıra doğru anı seçmek ve kendi gerçekliğimizi sadece
ederek zaman kavramını anlaşılır bir olgu haline gördüklerimizle değil, beynimizle hatta ruhumuzla
getirmekle beraber, görselliğin temeli olan ışığın yansıttığımız zaman fotoğraf nefes almaya başlar.
dilini, yaşanılan dönemin görsel envanterini ve aynı Fotoğraf çekme eylemine girişen kişi gördüğü birçok
zamanda insanların bireysel gerçekliğini de aktaran duruma geçici duygularla tepki verir. Salt görselliği
bir konumdadır. Gerçeklik kavramına ayna tutan cezbedici olan görüntüler, görme kavramı üzerine
fotoğraf gelişimi boyunca, görüntü üretme sürecinde düşündürmez bizi. Barthes’ın söylemleri işte bu
ve gerçekliğin algılanmasında önemli değişimler noktada karşımıza çıkar. “Fotoğraf nedir?” sorusunun
yaşamıştır. Nesnel gerçekliğin birebir kopyalanabilir ve peşinde olan Barthes göstergeleri, gösterge dizgelerini
çoğaltılabilir oluşu ise tüm görsel kültürü etkileyerek, ele alarak tamamen kendi bakış açısıyla fotoğrafın ne
her alanda yeni vizyonlar geliştirmiştir. olduğu üzerine söylemler geliştirmiştir. “Göze nasıl
görünürse görünsün, ne türden olursa olsun, fotoğraf
Fotoğraf, anlamlar barındıran katmanlardan oluşur. görünmez: gördüğümüz şey aslında o değildir.
Fotoğraf, çeken kişinin gördüklerini, gördükleri Kısaca, gönderge ayrılmaz.” Ve fotoğrafın kendisine
karşısında hissettiklerini iki boyutlu bir düzlem hissettirdiklerinden yola çıkarak Punctum ve Studium
üzerine indirgemesi durumudur. kavramlarını fotoğraf kuramına kazandırmıştır.

26 27 AFSAD
Roland Barthes, Punctum ve Studium‘u fotoğraf (semiyoloji) okunmasını, fotoğraf içerisindeki simgeler
içerisinde aynı anda bulunan, fakat birbirlerinden ve semboller ile anlamlar arasında benzerlikler
tamamen bağımsız iki kavram olarak tanımlar. bulmaya dayalı fikir yürütmeyi kapsar. Bu bağlamda
fotoğrafın incelenmesi sonucu bulunan her türlü
Bu iki kavram ile “Fotoğraf nedir?” sorusuna hatta
ideolojik, kültürel, tarihsel, etik, estetik ve teknik
birçok kişi tarafından beğenilen ve iyi fotoğraf olarak
olarak yapılan okumalar Studium kapsamındadır
gösterilen fotoğrafların neden bizde etki bırakmadığına
ve fotoğrafı anlamanın temelinde bilgilere dayalı
ve bunun yanı sıra birçok kişinin dikkatini çekmeyen
anlamlandırma olayı yatar. Barthes’ın söylemlerinde,
kötü fotoğraf sınıfına giren bazı fotoğraflarınsa
fotografik metnin çoğul anlamlılığını işaret etmesi ile
içimize mızrak gibi saplanıp, bizi acıtması, etkilemesi
fotoğrafta fotoğrafçının gösterdiğini değil de seyircinin
durumuna cevap bulabiliyoruz. Fotografik görüntü
kendi görmek istediğini görmek istemesi aynı şeydir.
içerisinde bizi etkileyen gördüğümüz şey aslında o
Fotoğrafta da tek bir anlam yoktur. Çoğul anlam
değildir. Barthes’a göre, fotoğraf gerçeğin temsilidir,
ve çoğul görülebilecek olanlar vardır. Fotoğrafçı ve
gerçek yoktur. Sadece fotoğrafı çekilen nesneler,
seyirci aynı ortak paydada buluşabilir. Fotoğrafçının
kişiler, eşyalar durur karşımızda. Fotoğraf bize
mesajı seyirci tarafından hemen ve doğru şekilde
onların, o andaki hallerini ve ölümlerini gösterir.
anlaşılabiliyorsa bu kişisel birikimler ve spesifik ilgi
Barthes, bir fotoğrafta bulunması gereken nitelikleri,
sayesinde gerçekleşir.
fotoğrafın verdiği mesajı sorgular. “Ne pahasına
olursa olsun fotoğrafın kendi içinde ne olduğunu, “Fotoğrafın sonsuza dek kopyaladığı şey aslında
görüntüler topluluğunda hangi temel özelliklere yalnız bir kez olmuştur. Varoluş açısından asla
ayrıldığını öğrenmek istiyordum” diye yazar. Çoğul yinelenemeyecek olanı, mekanik olarak yineler
okumalar içerisinde varlığı sorgular. Fotoğraf makinesi Fotoğraf. Onda olay hiç bir şey uğruna aşılmaz:
karşısında duran birinin varoluşu ve fotoğrafçının gereksinme duyduğum bütünü görmek olduğum
deklanşöre dokunuşu ile bir mecaz yaratılır. Fotoğrafa bedene geri götürür o her zaman; yorulmaz anlatımı
müdahale söz konusu değildir, dışarıdan bir şey ile fotoğraf, mutlak tikel mat ve biraz bön bir egemen
eklenemez ya da içerisinden bir şey  çıkartılamaz. olumsal, bu (fotoğraf değil, bu fotoğraf), kısaca bir
tuché, fırsat, karşılaşma ve gerçektir” der Camera
Fotografik okuma birçok noktadan yapılırken Punctum
Lucida’da Barthes. Düşüncelerini Punctum’un
ve Studium bağlamında şöyle ele alabiliriz; Punctum,
zihinlere sığmazlığı karşısında örneklerle açıklamaya
fotoğrafa bakan kişinin ilk dikkatini çeken, onu
çalışmakta ve kendi kişisel bakış açısı ile fotoğrafın ne
delip geçen ve o an içselleştirilen anlamdır. Barthes,
olduğunu ve kendisine hissettirdiğini sorgulamaktadır.
Punctum’dan, “Fotoğrafın içinden çıkıp size mızrak
Ona göre fotoğraf seyirciyi heyecanlandırmalı,
gibi saplanan, delip geçen” diye bahseder. Bu anlamı
şaşırtmalı, tutku uyandırmalı ya da canını acıtmalıdır.
barındıran obje fotoğrafta gerek anlamsal gerek
şekilsel ön plana çıkan herhangi bir şey olabileceği gibi Günümüz belgesel fotoğrafçılarından Dora Günel’in
kavramsal bir ifade olarak da çıkar karşımıza. Punctum “Yaşam, Alzhemier, Ölüm” adlı fotoğraf serisinde
kişisel olmakla beraber duyguları bir araya getiren beklemeden gelen mızrak gibi içimize giren Punctum
göstergesel yapısıyla açıklanmasına gerek olmayan bir kavramı ile karşı karşıya kalıyoruz. Gerçeklik ve
durumdur. Punctum’u anlama çabaları bizi Studium’a sorgulaması bir yumruk gibi yüzümüze çarpıyor.
sürüklemeye başlar. Punctum fotoğrafın aurası Fotoğraflara baktığımızda aklımıza Barthes’in
niteliğinde fotoğrafçının söyleminden bağımsızdır. “Fotoğraf nedir?” sorgulaması ve ölüm ile fotoğraf
Punctum fotoğrafın içerisinde sessizce seyirciye arasında kurmuş olduğu ilişkiyi anlattığı şu sözler
sızan fark edildiği anda sizi sarsan bir darbedir. Bu geliyor “… Ucunda ölüm olan geçmiş bir geleceği
darbeyi aldığımız anda fotoğraf bizi içine çoktan dehşet içinde gözlüyorum. Pozun mutlak geçmişini
almıştır. Punctum tamamen izleyiciye hitap eder ve (geniş zaman) veren fotoğraf, bana gelecekteki ölümü
fotoğrafçının insiyatifinden çıkmıştır artık. Punctum’u hatırlatıyor. Beni delen bu eşdeğerliliğin keşfidir.
bize vermeyen fotoğraflar ise salt görsel estetik hazzı Çocuk olan annemin fotoğrafı önünde kendi kendime
hissettirir. şunu söylüyorum: O ölecek…”
Barthes’e göre Punctum fotoğraftan fışkıran ve Fotoğraflara baktığımızda geçmiş, gelecek ve şimdiki
okuyanı  çarpansa, Studium fotoğraftaki bir  şeyi zaman duygularını aynı anda yaşıyoruz. Ölüm kavramı
öylesine beğenip beğenmeme durumdur. Studium, yaşamdaki bütün eylem ve faaliyetlere anlam katan bir
fotografik söylem içerisinde anlatılmak istenileni kavramdır. Bu fotoğraflarda fotoğrafın ölümle bağıntılı
anlamlandırma, anlamlar arasındaki ilişkileri ve olduğunu öne süren birçok düşünüre istinaden Çerkes
bu anlamları kendi bakış açımıza göre ele alıp Karadağ’ın “Fotoğraf Ölümü Kutsarken, Yaşamı da
yaptığımız değerlendirme ve gösterdiğimiz ilgidir. Sorgular!” söylemi Dora Günel’in bu fotoğraflarında
Kısaca Studium, fotoğrafı biçim ve içerik bağlamında karşılık buluyor. Fotoğrafçı deklanşöre basma anının
inceleme, yorumlama ve algıladıklarımız sonucunda ötesinde ölen kişinin (annesinin) fotografik imgesi
fotoğrafı beğenme ve fotoğrafa değer verme sürecini içinden geçip onu gerçek kılabileceği, varlığına
tanımlar. Studium, fotoğrafın göstergebilimsel ulaşabileceği bir punctum anı yakalamıştır…
Dosya
Konusu
Ocak Sokak Fotoğrafçılığına Bakış
2016

Şubat
Mart

Mete Okumuş
meteokumus@gmail.com

19. yy sonlarında Kodak firmasının satış politikasında belirlemiş olduğu “Basın,


gerisini bize bırakın”. sloganıyla görüntü üretimi ve tüketimi inanılmaz bir ivme
kazandı. 1940’ların ikinci yarısında amatörler tarafından çekilen fotoğraf sayısı
1,5 milyon iken, 1954 yılında bu rakam 2 milyara ulaşır. Günümüze baktığımızda
ise bu ivmenin aşağıya doğru değil yukarıya doğru olduğunu tahmin etmek güç
olmasa gerek.

Fotoğraflaşan her nesne, basitçe her şeyin ise bu ivmenin aşağıya doğru değil yukarıya doğru
kayboluşundan arta kalan bir izdir. Bu kavranamaz olduğunu tahmin etmek güç olmasa gerek... Bugün
bir karmaşa içindeki –dünyadan arta kalan çekilmiş, internet sitelerinin sadece birine 250 milyar fotoğraf
dünyadan arta kalan namevcut- dönüşümlerden yüklenebiliyor ve kişiselleştirilmiş en yaygın
sonra fotoğraflanan sadece -şu ya da bu nesnenin fotoğraf paylaşım platformu olan Instagram’da bir
yanılsamalı projeler dünyası için neredeyse nihai günde 30 milyondan fazla fotoğraf paylaşılıyor.
bir çözüm ve neredeyse mükemmel bir suçtur.
Bu kadar yoğun bir fotoğraf kullanımının en
Fotoğraf makinelerinin geçmişten günümüze, büyük kaynağı cep telefonlarının bir fotoğraf
değişen dünyamızı, çevremizi kayıt altına makinası kadar gelişmiş özelliklerle donatılmış
aldığımız bir görsel kaydedici olarak yeri ve önemi olması gerçeğidir. Fotoğrafa ulaşabilirliğin bu
oldukça büyüktür. Öyle ki, zamanla bu makinalar kadar hızla yayıldığı bir çağda kendimize uygun,
yalnızca stüdyoda kullanılan bir araç olmaktan fotoğraf algımıza uygun platformlar oluşturmak
çıkmış, yolları, sokakları keşfederken yanımızdan artık çok daha kolay. Alt alta fotoğraf dizilimi
ayırmadığımız aksesuarımız haline gelmiştir. yaparak beğenimizi “tıklayarak” rahatlıkla
19. yy sonlarında Kodak firmasının satış sunabildiğimiz bu platformlardan dolayı, fotoğraf
politikasında belirlemiş olduğu “Basın, gerisini tüketim nesnesi konumuna gelmiş gibi algılansa
bize bırakın”. sloganıyla görüntü üretimi ve da aslında bu durum Spectateur (tanık, görgü
tüketimi inanılmaz bir ivme kazandı. 1940’ların tanığı; seyirci, izleyici) ile fotoğrafı çeken arasında
ikinci yarısında amatörler tarafından çekilen ki ilişkiyi bozmamaktadır. Bu ilişikide fotoğrafçı
fotoğraf sayısı 1,5 milyon iken, 1954 yılında bu “an” olarak fotoğraflarıyla dönüşler yapar ve
rakam 2 milyara ulaşır.2 Günümüze baktığımızda izleyicisiyle ilişkisini dinamik tutar.

28 29 AFSAD
Birçok fotoğrafçının özellikle sokak fotoğrafçısının günlük hayatta kullanmadığımız bakış açılarıyla
yolu Flâneur olmaktan geçer. “Flâneur bir kent izleyicilere, aktarım aracı olarak fotoğrafın dilini
gezginidir. En ücra köşelerine kadar metropolü kullanmışlardır ve ikonlaşmış fotoğraflarla
arşınlar ve modern hayatın bütün görünümlerini geçmişin izleri olarak günümüze aktarmışlardır.
müthiş bir aşkla gözlemler, ayıklar ve hafızasının
arşivine kaydeder. Kalabalıklarda barınır, Günümüzde sokak fotoğrafçılığının aktarım
kalabalıklarla nefes alıp verir, kalabalıklara mest mecrası olan internette yer alan yüzlerce
olur. Tebdil-i kıyafet gezer. Kimse onu fark etmez, fotoğrafçının izlenimleri, kentlerin ve
o ise herkesi fark eder. İnsan sarrafıdır. Modern yaşamların metamorfozlaşan alanlarındaki insan
hayatın kahramanlarını o seçer. Kahramanları izlenimlerinden doğan milyonlarca görüntüler
aynı zamanda yoldaşları olur.”3 arasından ayrışıp kendi
Sokak fotoğrafçısı da avareliğini İçinde zamanının
geçirecektir.
çok daha ötesine
gezginliğini kayıt altına alır.
bulunduğumuz Belgesel fotoğraf anlayışının
Sokak fotoğrafçısı kendi estetik
algısının yansımalarını, yaşadığı sistemin birebir kurallı kod sistemine
uymayan sokak fotoğrafçılığı,
çevreyi, sokakları ve hayatı, “Ayna
ve pencereden ” bakarak sunar.
4
gerektirdiği kendi temsilini ortaya koyduğu
İnsanları, binaların arasına doyumsuzluk ve kurallara dinamiğiyle
rağmen
anlık
metropol
refleksler
sıkışmış küçük yeşil alanlar
da, metrolarda, çarşılarda, sürekli değişim ve individual perspektiferini
yansıtacağı farklılıklarla,
sokaklarında kaydeder. ihtiyacı sokak semiyotiğin alanında   kültürel
Değişimin tıpkı
üretiminin ivmesi gibi akıl
fotoğraf fotoğrafçısı kodlara göre inşaa edilmiş
metni anlam süreçlerine göre
almaz bir hızla artması, yaşam için neredeyse düzenlenmiş işaret sistemlerinde
alanlarımızın değişmesi, yer alacak, ikonlaşacak
farklılaşması, içinde sonsuz bir fotoğraflara rastlamamız
bulunduğumuz
yabancılaşmamız,
mekânlara
sokak
kaynak sağlamış mümkün olacaktır.
fotoğrafçısı için insan üzerinde olacaktır. İçinde bulunduğumuz sistemin
gerektirdiği doyumsuzluk ve
yarattığı bu değişim sürecinin
tekinsizliğini, uyum ve uyumsuzluğunu kaydetme sürekli değişim ihtiyacı sokak
arzusunun daha çok ortaya çıkarttığı söylenebilir. fotoğrafçısı için neredeyse sonsuz bir kaynak
sağlamış olacaktır.
Her sokak fotoğrafçısı kendi zamanını kendi,
Kaynakça:
yaşam alanını kaydetmiştir. Diane Arbus, Elliott
1-Baudrillard, Jean. Fotoğraf Neyi Anlatır, Yok oluş sanatı,
Erwitt, Robert Doisneau, Henri Cartier Bresson, Derleyen Caner Aydemir. Hayalbaz Yayınları, İstanbul,2007,
Robert Frank, Herbert List, Marc Riboud, 129 s.
Brassai, Weegee, İzis Bidermanas, Jacques Henri 2-Bajac, Quentin, Fotoğraftan Sonra Analog Fotoğraftan
Lartigue, Edouard Boubat, Vivian Maier, Lee Dijital Devrime. Çev. Marşa Franco. YKY, İstanbul 2001, 14 s.
Friedlande gibi fotoğrafçılar farklı zaman ve 3-Artun, Ali. Modern Hayatın Ressamı, Charles Boudelaire,
mekânın gözlemcileri olarak yaşam alanlarının İletişim Yayınları, İstanbul,2003, 33 s.
bütünlüğünü karelerine taşımışlardır. Yaşamın, 4-Tunç, Handan. Alptürk, Orhan. Görüntüleme ve
hayatın izlerini taşıyan göstergelerle dolup taşan Görüntülenende Zaman Algısı. İFSAK Dergi, İstanbul 2001,
bu fotoğraflar kendi perspektiflerinde bakışlarını, 145 s.

Cafe Kibele
Tel: 0312 426 64 14
Jhon F. Kennedy Cad. Bestekar Sokak No: 33 / 1 Kavaklıdere / ANKARA
Dosya
Konusu
Ocak Sosyolojinin ve Etnografinin Vazgeçilmezi:
2016

Şubat
Mart Fotoğraf*

Yrd.Doç.Dr. Gülbin ÖZDAMAR


Eskişehir Fotoğraf Sanatçıları Derneği (EFSAD)
gulbinozdamar@gmail.com

“Fotografik görüntüye bakmak, toplumsal bağlam, kültürel önkabüller ve grup


normalar tarafından belirlenmiş bir toplumsal faaliyettir. Fotoğrafları fotografik
uyarım amacıyla görüşmecilere gösterebilmek için, görüşmeci grubun fotoğrafı
nasıl kullandığına dair bir önbilgi gereklidir ki buna bağlı olarak metodolojik
stratejiler planlanabilsin ve ortaya çıkan veriler görüşmecilerin ortak anlam
dünyası çerçevesinde değerlendirilebilsin.

Fotoğraf, 19. yy modernleşmenin ve Sanayi Howard S. Becker, sosyolojinin doğum tarihini,


Devrimi’nin önemli simgelerinden biridir. Bu Comte’un sosyolojiye adını veren çalışmasını
dönemin ortaya çıkardığı bilimsel ve teknik yayınladığı yıl, fotoğrafınkini ise Daguere’nin
gelişmeler ortamında fotoğrafın bulunuşu ve Fransız Bilim Akademisi’nde görüntüyü metal levha
yaygınlaşması gerçekleşmiştir. Bu nedenle, üzerine kaydettiğini duyurduğu 1839 yılı olarak
fotoğrafın dönüşümü ele alınırken “bağlamsal” bir belirtmektedir. Ona göre fotoğraf ve sosyoloji aynı
anlayışla durumu incelemek ve gerekli saptamaları tarihlerde ortaya çıkmıştır. Başlangıcından bu yana
yapmak gerekir. Bağlamsal yaklaşım, durumun her ikisinin de hizmet ettiği projelerin en önemlisi,
derin anlamlarının kavranmasında önemli bir toplumun araştırılması ve keşfidir 2. Berger de
anlayıştır. “Her buluş, bir yandan kendisinden Becker gibi, fotoğraf icat edildiği sıralarda,
önce gelen bir dizi deneyim ve bilgi birikiminin Comte’un, Pozitif Felsefe Dersleri’ni yazdığını
diğer yandan da toplumsal ihtiyaçlarının ve Pozitivizm, fotoğraf ve sosyolojinin bir arada
çerçevesinde biçimlenir.” 1 Teknolojik gelişmelere büyüyüp geliştiğini ifade etmektedir. Ona göre,
paralel olarak değişen ve farklılaşan fotoğraf “onların üçünün de uygulamada dayanıklılığını
da, kendine çeşitli alanlarda yer bulmuş gerek sağlayan şey, bilimciler ve uzmanların kaydettiği
sanat ve bilim içinde, gerekse kitle iletişiminde gözlemlenebilir, niteliği ölçülebilir olguların
önemini ortaya koymuştur. Bir sanat nesnesine bir gün insanlığa doğa ve toplum hakkında ve
dönüşmesinden ziyade, bağlamsal bir çerçevede onları bir düzen içinde tutacak şekilde eksiksiz
fotoğraf; toplumsal ve bilimsel bir olgu olarak, bilgi sunacağı inancıdır3. Comte’un açıkladığı
toplumsal gerçekliği aktardığı inancının yanı pozitivizm, aslında fotoğraf makinesini ve onun
sıra, meydana gelen bir olayın varlığına kanıt ürettiği iki boyutlu yüzeyi de bilimin bir sonucu
oluşturması ve belge görevi görmesi nedeniyle olarak gören bir anlayıştadır. Çünkü işin içinde
hem pozitif bilimlerde hem de sosyal bilimlerde “insan aklı” vardır. Bundan önceki resmetme
önemli bir yere sahiptir. tekniklerinde insan duyguları, dünyayı hissediş

30 31 AFSAD
ve el becerisi varken, fotoğraf insan aklının konularıyla yakından ilgili olmuşlardır. Fotoğraf,
bir ürünüdür. Fotoğrafın tarihi okumalarında başlangıcından beri toplumun çözümlenmesinde
görüldüğü gibi fotoğrafın icadında rolü olan bütün bir araç olarak kullanılmaktadır ve fotoğrafçılar
bilim adamları, kendi deneylerinden elde ettikleri bu durumu görevlerinden biri olarak kabul
verilerden bir başkası için soru oluşturarak, ederler. Önceleri, kimi fotoğrafçılar, fotoğraf
yeni deneyler yaparak ve sonucunda akıllarını makinelerini çağdaşlarının başka türlü asla
ve edinilmiş bilgilerini kullanarak fotoğrafı hep göremeyeceği uzak toplumların kaydedilmesinde,
bir adım ileri götürmüşlerdir -ki bütün bilim daha sonra da kendi toplumlarının, çağdaşlarının
dallarında var olan süreç böyle işler-. görmeyi istemeyeceği yanlarının gösterilmesinde
kullanmışlardır6. Aynı zamanda fotoğrafçılar
Bu dönemde geliştirilen buharlı tren, buharlı göç, yoksulluk, ırk, toplumsal huzursuzluk gibi
gemi gibi buluşların, deniz aşırı ülkelere çağdaş toplumsal sorunlarla ilgilenmişlerdir. Bu
yolculuklara sebep olması, bilinmeyen yerlerin fotoğraf geleneğinde, kötülükler genellikle teşhir
keşfedilmesine ve onların kaydedilmesine neden amacıyla betimlenmekte ve bunların düzeltilmesi
olmuştur. Sömürgecilik döneminde teknolojik için eylem çağrısı yapılmaktadır (Sosyal Belgeci
devrimin simgelerinden biri olan fotoğraf, ötekiyi Anlayış). Bu duruma verilecek ilk örnek belgesel
kategorize etmek, tanımlamak, ona egemen olmak fotoğrafın da babası sayılan, Jakob Riis’dir. 1870
ve kimi zaman da bir öteki icat etmek amacıyla yılında ABD’ye giderek röportajcı olan Jacob Riis,
kullanılmıştır4. Böylelikle yeni bir alan olarak “New York’un aşağı mahallelerinde sefil hayatlar
ortaya çıkan antropoloji sayesinde “ötekiler”e ait süren göçmenlerin yaşam koşullarını anlattığı
her şey incelenmeye başlanmıştır. Bu açıklamalar yazılarını, görüntülerle güçlendirmek için
ışığında antropoloji, sosyoloji ve fotoğrafın fotoğraftan faydalanmış, böylece fotoğraf, ilk defa
paralel bir tarihe sahip olduklarını vurgulamak toplumsal eleştiri malzemesi olarak kullanılmıştır
gerekmektedir. Batchen’e göre, ‘esas gayesi’, (Freund, 2006:99). Lewis Hine, günde 12 saat
‘uygarlaşmış kabilelerin nitelikleri, alışkanlıkları, çalışan, hayatlarını fabrikalarda, tarlalarda ya
istekleri üzerine otantik bilgi’ toplamak olan da gecekondu bölgelerinde bakımsız evlerde
‘Yerli Halkları Koruma Topluluğu’nun 1837’deki geçiren çocukların fotoğrafını çekmiştir (Oral,
kuruluşu, Daguerre’nin ürettiği ilk ‘Daguerretype’ 2006:116). Fotoğraflar, Amerikalı’ların gözlerini
ile aynı zamana rastlamaktadır. Bu iki deneyim açmış ve çocukların çalışmaları konusunda yasal
aynı zamana rastlamasının ortak arzusunu değişikliklerin yapılmasını sağlamıştır 7.
ise, “gözle görüneni sadakatle tekrarlayarak
bilgiyi görünür kılma arzusu” olarak tanımlayan Fotoğrafçılar tıpkı bir etnograf gibi, kültürel
Batchen, fotoğrafın icat edilişini izleyen fikrin, konuların, kişilik tiplerinin (ya da tipik
etnografik bir dünya tasarısını varsaymasının kişiliklerin), toplumsal tipolojinin ve toplumsal
şaşırtıcı olmadığını vurgulamakta ve etnografların karakteristik atmosferinin ortaya çıkarılması ile
fotoğrafa olan ilgilerini şöyle açıklamaktadır 5. de ilgilenirler. Bu nedenle Robert Frank’ın (1969)
büyük etkiler yaratan “Amerikalılar” çalışması
“1840’lardan itibaren etnografların
hem Tocqueville’in Amerikan kurumlarına ilişkin
ilgisine layık büyük bir imaj üretimi
çözümlemelerini hem de Margeret Mead ve Ruth
mevcuttu. Bunlar, Fransız köylülerinin
Benedict’in kültürel konulardaki çalışmalarını
zoraki katkısı sayesinde insanlarla
hatırlatmaktadır. Frank, ülkenin farklı kırsal
doldurulmuş kır tablolarından
bölgelerinde tekrar tekrar çektiği, bayrak,
Amerikan yerlilerin tam tekmil asalı,
otomobil, restoranlar gibi şeylerin fotoğraflarını
taçlı büstlerine kadar uzanıyordu.
sunmuştur. Fotoğrafladığı bu şeyleri, uyandırdığı
Egzotik Öteki’ne ait imajlar çok değişik
çağrışımlar aracılığıyla Amerikan kültürünün
türden tüketicilere çekici gelebiliyordu.
derin ve anlamlı simgeleri haline dönüştürmüştür.
Daha 1850’lerde, fotoğrafçılar
zenci kölelerin profilden imajlarını
Antropolojiye tarihsel olarak bakıldığında fotoğrafı
üretmişlerdi ve bu imaj kısa zamanda
da içine alan ve antropolojinin bir alt alanı olan
kriminoloji ve etnoloji disiplinlerine
görsel etnografi, pozitivist metodolojinin hakim
özgü bir imaj çeşidi olarak görülmeye
olduğu dönemde ortaya çıkmış ve gözlemlenebilir
başlayacaktı. 1870’lere gelindiğinde
bir nesnel gerçekliği görsel-işitsel teknolojilerinin
ise, fotoğraf antropolojik yöntemin
(fotoğraf makinesi, video gibi) aktarabileceği
sistematik, hatta bazı durumlarda
görüşü yaygınlık kazanmıştır. Bunun nedeni
zorunlu bir parçası haline gelmişti”.
bu araçların, tarafsızlığına, şeffaflığına ve
Bu paralel tarih boyunca fotoğrafçılar -özellikle şüphe götürmeyen tanıklığına olan inançtır. Bir
belgesel üslupla çalışan fotoğrafçılar- bir pozitivistin perspektifinden bakıldığında, şüphe
etnografın ya da bir sosyologun araştırma edilmez bir tanık ve güvenilir verilerin kaynağı
olan fotoğraflar sayesinde, insan zihninin sınırları görülmektedir. Etnograflar ya da fotoğrafçıların
olmadan, gerçek, film düzlemine kaydedilir. Bu kimlikleri, araştırma konusuna yaklaşımlarını,
nedenle antropologlar, teknolojilerin gelişmesi ne tür fotoğraflar çekeceklerini etkileyecektir.
ve ulaşılabilir olmasıyla birlikte, bilinmeyen Bunun nedeni ise fotoğrafı çeken etnografın
kültürleri, farklı coğrafi bölgeleri, insan ya da fotoğrafçının çekim sürecine doğrudan
topluluklarını ve onlar hakkındaki detayları katılmasıdır. Doğal olarak elde edilecek verilerin,
fotoğraf makinesi ile belgeleyerek arşivler katılımcılardan bağımsız olması beklenemez.
oluşturmuşlardır 8.
Araştırmalarda veri toplama aracı olarak kullanılan
Bazı fotoğrafçılar da toplumları ve kültürleri fotoğrafın, görsel veri olarak farklı toplanma
temsil eden türlerin portrelerini çekerek, yolları ve teknikleri bulunmaktadır. Araştırmacı
toplumsal betimlemeyi portreler üzerinden tarafından çekilen fotoğraflar, veri toplama
yapmaya çalışmışlardır9. Becker bu geleneğin sürecinde bir görüşme cihazı olarak, özellikle
en önemli ismini August Sander olduğunu görsel sorulara sözel sorulardan daha kolay yanıt
önermiştir. Sontag da, “bilim olarak fotoğrafa bir veren kişiler için sıklıkla kullanılmaktadır. Bu
örnek” olarak, Agusut Sander’in 1911’de başladığı, tür yöntemlerin temel amacı, etnografik bilgiye
Alman insanın fotoğrafik bir kataloğunu çıkarma ulaşmaktır. Etnografik fotoğrafın farklı veri
projesini göstermiştir. Sander, bireyleri temsili toplama tekniklerinden biri de son dönemlerde
karakterleri için seçmemiş, pek doğru bir biçimde görsel antropologlar ya da görsel sosyologlar için
fotoğraf makinesinin yüzleri birer toplumsal vazgeçilmez bir teknik olan fotografik uyarım
maske olarak açığa çıkardığını varsaymıştır. (photo elicitation)’dır. Schwartz bunun nedeninin
Fotoğraflanan herkes belli bir ticaretin, sınıfın ya görme biçimleri ile ilişkili olduğunu şöyle
da mesleğin göstergesidir 10. Bu dönemde fotoğraf açıklamaktadır:
gerçekliğin bir kanıtı olarak kullanılmakta “Fotoğrafik görüntüye bakmak,
ve görülmektedir. Fotoğrafın sosyal bilimler toplumsal bağlam, kültürel ön
projelerinde kullanılmaları ise, onları sadece birer kabüller ve grup normalar tarafından
kanıt olmalarından kaynaklanmaktadır. belirlenmiş bir toplumsal faaliyettir.
Fotoğrafları fotografik uyarım
Günümüzde ise fotoğraf, gerçekliği aktardığı
amacıyla görüşmecilere gösterebilmek
ve anın bir kanıtı olduğu inancından ziyade,
için, görüşmeci grubun fotoğrafı nasıl
birer görsel günlük olarak tanımlanmaktadır.
kullandığına dair bir önbilgi gereklidir ki
Görsel kayıt, nesnel gerçekliğin kaydedilmesidir.
buna bağlı olarak metodolojik stratejiler
Görsel bir günlük yaratmak ise fotografik aracın
planlanabilsin ve ortaya çıkan veriler
kendisinin alternatif bir kavramsallaştırılması
görüşmecilerin ortak anlam dünyası
üzerine inşa edilen farklı yan anlamlar
çerçevesinde değerlendirilebilsin” 11.
taşımaktadır. Araştırmacının ya da fotoğrafçının
araştırma boyunca, araştırdığı ya da belgelediği Fotografik uyarım ilk olarak, fotoğrafçı ve
konu üzerindeki kavrayış düzeyiyle birlikte, araştırmacı olan John Collier tarafından
araştırmaya neleri dahil edip, neleri göz ardı etnografik araştırmalara uyarlanmıştır. Collier
edeceği ve objektifin önünde olup bitenleri ne bu yönteme fotoröportaj (photo-interview) adını
biçimde değerlendireceği farklılaşmaktadır. vermiş, foto-röportajın anahtar elamanlarını
Görsel günlük olarak fotoğraflar, araştırma kullanarak veri toplamak için fotoğrafı bir araç
sürecine, araştırmacıyı ve aracının (fotoğraf olarak kullanmıştır. Göçmen ailelerin farklı
makinesi) niteliklerini yeniden sokmaktadır. etnik grupların arasında nasıl yaşadıkları ve
Başka bir deyişle günlük, araştırmacının sahaya nasıl onlara adapte olduklarını araştıran Collier,
girişinin, katılımının ve sahadan ayrılışının bu yöntemi ilk olarak katılımcılarla yaptığı
özdüşünümsel (self-reflexivity) bir tarihsel görüşmelerde kullanmıştır 12. Collier, geliştirdiği
kaydıdır. Özdüşünümsellik, kültürel gerçekliğin tekniğin nedenini, görüşmecilerin geçmişi
nesnel bir biçimde aktarılacağını savunan görüşe hatırlamada hafıza problemleri ve kafa karışıklığı
ve ideolojiye duyulan kuşkuların bir ürünüdür. yaşamalarına bağlamıştır. Bu problemleri çözmek
Toplanan verilerin çoğu, araştırmacının/ ve görüşmecilerden daha detaylı bilgiler alabilmek
fotoğrafçının süzgecinden geçmekte, onun kendi için Collier, yansıtmalı foto-röportaj yöntemi
izlenimleri ve kuramsal yönelimindeki önyargıları adını verdiği yöntemi tasarlamıştır. Araştırmacı
bu süzgecin derinliğini belirlemektedir. Bu ve fotoğrafçı olarak Collier, görüşme yapacağı
yaklaşım içinde çekilen görüntüler, zaman konuya kapsamlı bir bakışı sağlayabilmek için
ve mekân içinde belli bir anda, belli bir araç fotoğraflar çekip, seçmiş ve fotoğrafik uyarım
kullanan bir araştırmacının belli bir toplulukla sürecine kendisi de dahil olmuştur. Baskısını aldığı
karşılıklı etkileşiminin biricik neticesi olarak seçilmiş fotoğrafları görüşmecilere göstererek,

32 33 AFSAD
endüstriyel yaşam, barınma, ailelerin öyküleri photographs in anthropological inquiry, Special issue of
gibi konularda onların yorum yapmalarına, Visual Anthropology 3. New Jersey: Harwood Academic
araştırmacının sorduğu sorulara detaylı cevaplar Publishers..
vermelerini sağlamıştır 13. 5- Batchen, G. (1996). Kültür Kavramları: “Antropoloji ve
Fotografik uyarım, araştırmacı tarafından bir Fotoğraf”. Oryantalizm, Hegemonya ve Kültürel Fark, s:213-
anlam ifade edeceği varsayılarak bir araya 214. (Der: F. Keyman, M.Mutman, M. Yeğenoğlu). İstanbul:
getirilmiş bir dizi fotoğrafın, bireylere ya da İletişim Yayınları.
gruplara, onların değer, inanç, davranış ve 6- Becker, S. H. (2006). Fotoğraf ve Sosyoloji, s:46-49.
anlam dünyalarını keşfetmek, anıları harekete Toplum Bilim Fotoğraf Özel Sayısı, Sayı: 19.
geçirmek, grup dinamiklerini keşfetmek 7- Freund, G. (2006). Fotoğraf ve Toplum, s:99. İstanbul: Sel
gibi belirli amaçlarla yapılan veri toplama Yayınları.
yöntemidir. Fotoğraflar, katılımcılara ait aile
albümlerinden, evde çekilen videolardan, 8- Ruby, J. (1996). Visual Antropology, In Encyclopedia of
televizyon görüntülerinden, gazetelerden Cultural Anthropology, s:345, (Edi).David L. and Melvin E.
de seçilebilmektedirler 14. Katılımcıların bu New York: Henry Holt and Compony, Vol 4.
görüntülere bakarak gerçekleştirdikleri yorumlar, 9- Becker, S.H.(2006).Fotoğraf ve Sosyoloji,s:50.Toplum
araştırmacı tarafından analiz için daha sonra Bilim Fotoğraf Özel Sayısı,Sayı: 19.
kullanılmak üzere (video-ses) kaydedilmektedir 15. 10- Sontag, S. (1999). Fotoğraf Üzerine, s:79. İstanbul:
Etnik kimlikleri belirlemek, davranışları anlama, Altıkırkbeş Yayınları.
hafızadaki bir şeyleri çağrışımlarla ortaya 11- Prosser, J. ve Schwartz, D. (2006). Sosyolojik Araştırma
çıkarmak, öğrenciler ve çocuklarla çalışmak, Sürecinde Fotoğrafın Yeri, s:101. Toplumbilim Dergisi,
program değerlendirmesi yapmak, hemşirelik, Sayı:14.
tıp ve genlerle ilgili araştırma yapmak, yüksek 12- Bignante, E. (2010). The use of photo-elicitation in field,
zekalı öğrencileri eğitmek ve soyut ve üzerinde Research, EchoGéo, s:17,
konuşulması zor konular ve kavramlarla ilgili
Numéro 11. décembre 2009 / février 2010
konuşmak için araştırmacılar genellikle fotografik
uyarıma başvurmaktadırlar16. 13- Collier, J. ve Collier, M. (1986). Visual Anthropology,
Photography as a Research Method, s:100-101. New Mexico:
* Bu yazı “Etnograflar ve Fotoğrafçılara Yönelik Bir Etnografi University Of New Mexico Press.
Çalışması: Hacı Bektaş Veli Etkinliklerinin Foto-Etnografisi”
14- Prosser, J. ve Schwartz, D. (2006). Sosyolojik Araştırma
başlıklı doktora tezime dayanmaktadır.
Sürecinde Fotoğrafın Yeri, s:101. Toplumbilim Dergisi,
Kaynakça: Sayı:14.
1- Freund, G. (2006). Fotoğraf ve Toplum, s:25. İstanbul: Sel 15- Berg, B. L. (2008). “Visual Ethnography”, The Sage
Yayınları. Encyclopedis of Qualitative
2- Becker, S. H. (2006). Fotoğraf ve Sosyoloji, s:45. Toplum Method.s:936 London: SAGE.
Bilim Fotoğraf Özel Sayısı, Sayı: 19.
16- Hurworth, R. (2003). Photo-Interviewing for research,
3- Berger, J. ve Mohr, J. (2007). Anlatmanın Başka Bir Biçimi, Social research UPDATE, Department of Sociology
s:90. İstanbul: Agora Kitaplığı. University of Surrey. Oral, M. (2006). Fotoğraf ve Toplumsal
4- Scherer, J. C. (1990). Picturing cultures: historical Değişme. Toplumbilim Fotoğraf Özel Sayısı, Sayı: 19.
34 35 AFSAD
f/64
Doğaçlama
İletişimin Kıldan İnce Mecrası Ocak

2016
Şubat
Mart

Özcan YURDALAN
Fotoğrafçı, Yazar
ozcanyurdalan@yahoo.com

Evet aynen öyle. konumlanıyoruz, bu müthiş deneyimi bizzat ya-


şayabiliyoruz.
Her marifeti bir yana, en hasından arızalarıyla
birlikte bir iletişim aracıdır fotoğraf. Bu sayede iletişimin bir tür demokratikleşme ha-
Bir bilgiyi, duyguyu iletebilir olmasından başka line tanık oluyoruz. Ancak bu yeni durumun bir
haber taşıma yeteneğiyle de öne çıkar. Kıymetli- yanılsama olma riskini de dikkate almak gereki-
dir. Kıymeti kişisel bir tanıklığın öznel ifadesi yor. İki açıdan: ilki, iletişim mecralarında dolaşan
olmakla sınırlı kalmaz, aynı zamanda bir saklama fotografik enformasyonun güvenilir olup olma-
ortamı sunmasıyla da belirginleşir. Yaşanmışlık- dığı. Hepimizin bildiği gibi bir enformasyonun,
ların görsel kodlarla saklanabildiği özgün bir de- haber niteliği kazanabilmesi için belirli üretim
polama ortamı. işlemlerinden geçmesi gerekiyor. Fotoğrafla üre-
tilen bir tanıklığın bu vasıfları yoksa sıradan bir
Öznel veriler üreterek, kişisel yorumları ve tanık- görsel kayıt olmaktan ileri gidemiyor. İkincisi ise,
lıkları iletebilen ve saklayabilen “fotoğrafçılık” gi- görsel iletinin bağlamından kopup kopmadığı. Bu
derek yaygınlaşıyor, hayatımızdaki yeri büyüyor. mesele de ilki gibi tamamen fotoğrafçının sorum-
Bu büyüme, yüzeysel bir ilginin gelip geçici kar- luluk alanına giriyor.
şılığı olarak kalmıyor, fotoğraflara duyulan ilgi
zaman geçtikçe derinleşiyor ve yapısal özellikler İletişim bilindiği gibi anlık bir temasın değil bir
kazanıyor; vazgeçilmez bir günlük faaliyet haline sürecin adı. İster görsel ister sözel olsun, bir
geliyor. verinin üretim işlemlerinden başlayarak, gön-
derenden alıcıya aktarılma sürecine iletişim
Fotoğrafçılık her şeyden önce çağımızın en sevi-
deniyor. Kuşkusuz iletişimin tek öznesi haber
len kolektif eğlence aracı ve sosyalleşme vasıtası
mahiyetindeki iletiler değil ancak ilk akla ge-
oldu. Ayrıca sanatsal uygulamalar için de geniş
len bu. Dolayısıyla iletişim sürecinden karşı-
imkânlar sunuyor. İletişim desen hakeza.
lıklı bir anlaşılma hali yaratabilmesi bekleni-
Bulunmaz bir nimet yani, tıpkı fasulye gibi. yor. Gösterenin–gösterdiklerinin–,söyleyenin
–söylediklerinin–bağlamını kaybetmeden iletil-
Fotoğraflar artık konvansiyonel üretim ve dağı-
mesi ve bu sayede anlaşılmaya dayalı bir ortak-
tım biçimlerini terk etti. Bu terk ediş teknolojik
laşma zemini yaratılması. Mesele bu. İletişimin
gelişmeler sayesinde oldu. Görüntü üretebilen
içeriği haberleşmeden ibaret olmasa bile oldukça
yeni aletler fotoğraf çeken ile fotoğrafa bakan ara-
ağırlık taşıyor.
sındaki ilişkiyi yeniden tanımladı. Bilgiyi üreten
ile alımlayan arasındaki trafiğin değişebilirliği- İletişimin sürdürülebilir olması ve işlevli kılınma-
ni, haber/bilgi akışının iki taraflı işleyebildiğini sı için bir kodlar sistemine ihtiyaç var. Yani gön-
görebiliyoruz artık. Cep telefonlarıyla birleşen deren ile gönderilen arasında ortak bir dil inşa
görüntü üretme ve dağıtma aygıtlarını kullana- edilmiş olması gerekiyor. Bu noktadan kaptırarak
rak iletişimin kâh bir yanında kâh öte yanında yol alıp gitmek beni de bu yazıyı da aşar ama gör-
sel iletişimin kodları başlığı altında birbirinden recek olursak düşünürün günümüzde klasik ya-
çok farklı kuramlar olduğunu biliyorum. pısıyla “haber”in bile yetersizliğe işaret ettiğini
görüyoruz:
Bu yazının akışından da anlaşılacağı gibi, bireysel
ya da kamusal bir araç olarak fotoğrafı haber taşı- “Haber hiç bir şeydir! Aslolan, sadece yorum,
ma, tanıklık paylaşma ve belgeleme yetenekleriy- sunum, habere ritmini ve varlığını veren este-
le bir iletişim mecrası olarak ele alıyoruz. tik boyuttur. Yani ilgiye ulaşma, uyandırma, bir
sorgulama başlatma kapasitesidir. Bu tamamen
Tarihine baktığımız zaman, fotoğrafların elden bir sanatçının çalışmasıdır”
ele dolaşmaya başladığı günlerden itibaren bil-
gi taşıma özelliğine sahip olduğunu görüyoruz. Guattari’nin bu sözlerini, iletişim alanını meka-
Fotoğrafçılar sokağa çıktıktan, hayata baktıktan, nik bir bilgi aktarımı, sıradan bir haber paylaşı-
uzak diyarlardan görüntüler getirmeye başladık- mı olarak değerlendiren, fotografik sanat algısı-
tan sonra kamusal bir algı yarattılar. Bir kanaat nı “fine art” la sınırlı tutan yaklaşımları dikkate
oluşturdular: alarak aktardım. Öte yandan iletişim mecrasının
güvenilir olması ve fotoğrafçının sorumlulukları
Dış dünyayı öncelikle görerek algılıyor, bilgileni- da özel bir öneme sahip.
yor, bu sayede yargılar geliştiriyoruz. Hal böyle
olunca insan türünün en güçlü bilgilenme organı Haber ve bilginin iletilmesi, kamusal bir konu. O
sayılan “göz” ile fotoğrafçılığı özdeşleştirilen bir nedenle iletişim alanındaki her görselin taşıdığı
algı doğdu. Fotoğraflar da fotoğrafçının gözleriyle bilgilerin fotoğrafçısına yüklediği yükümlülükler
gördüklerini bize getirdiğine göre, inanılır ve gü- söz konusu. Bunların başında ürettiği bilginin ve
venilir bilgiler taşıyor olmaları gerekiyordu. Gör- tanıklığın sorumluluğunu alarak bilginin doğru-
düğüne inanan insan, fotoğrafçının gördüğünü luğuna dair güvence verebilmesi geliyor.
gösteren fotoğrafları da gerçeğin kanıtı saydı. Fo- Şimdi fotografik iletişimin haber ve belgesel fo-
toğrafın iletişimdeki rolü bu temel kabul üstün- toğraf alanında küresel değerleri temsil ve inşa
den yükseldi. Yazının sonuna ulaşabilirsek eğer, edebilen bir kurumun, World Press Photography
bu kanaatin günümüzde nereye geldiğini, fotog- (WPPh)’nin 2016 yılı basın fotoğrafçılığı yarışma-
rafik iletişimde nasıl kıldan ince kılıçtan keskin sına katılım için koyduğu etik kriterlere bakarak
bir dizi etik vasıf aranmaya başladığını göreceğiz. yazıyı tamamlayalım. Bu sayede fotoğrafçılığın
Az sabır. sadece güzel görüntüler, ilginç fotoğraflar, kolay
Kanaatlerimiz bir dizi karmaşık sistem içindeki tüketilebilen imajlar üretebilme marifeti olma-
algılama mekanizmaları ve toplumsal yargılarla dığını hatırlatmış olalım, fotoğrafçılıkta sanatsal
birlikte oluşuyor. Bu süreç işlerken fotoğrafa da kriterlerden bağımsız, etik ve estetik değerlerin
hala önemli bir pay biçiliyor. Fotoğraf aracılığıyla varlığına dikkat çekelim. Bu alandaki genel ka-
iletilen bilgiler, görmeyle ilişkisi sayesinde inan- bullerin bizim kafa yormaya pek gerek duymadı-
dırıcılık açısından diğer bilgilenme mecralarına ğımız zeminlerde gezindiğini hatırlatarak bitire-
göre üstünlükler taşıyor. lim. Sözü WPPh*’ye bırakalım:
Haber / Belgesel Fotoğrafta Etik Düsturlar
Kişisel bakış temelli öznel bir ifade/iletişim aracı
olan fotoğrafçılık bütün arazlarıyla birlikte kendi 1. Fotoğrafçı, kendi varlığının fotoğrafladığı or-
tarihini inşa etmeye devam ediyor. Burada haber tam üzerinde yaratacağı etkinin farkında olmalı
taşıyabilen, belgeleme yapabilen bir iletişim mec- ve sahnelenmiş fotoğraf fırsatlarının yönlendiri-
rasından söz ediyorsak eğer Felix Guattari’nin ciliğine karşı direnmelidir.
sözlerine kulak vermek gerek:
2. Fotoğrafçı, fotoğrafladığı ortamın yeniden
“Bir haber, önce olayın seçimi ve sınırlarının oluşturulması veya sahnelenmesine bilerek katkı-
belirlenmesine bağlıdır. Bir olay esas itibariyle da bulunmamalı veya neden olmamalıdır.
duygusal boyutlarla kendini gösterir, değerler
süzgecinden geçmiştir, ancak farklı özgün bir 3. Fotoğrafçı çektiği fotoğrafın bütünlüğünü ko-
bakış açısıyla değerlendirilebilir. Haber gazete- rumalı, içeriğinde materyal değişikliği yapmama-
ciliği vardı elbette! Ancak gazeteciler, nesnellik lıdır.
örtüsü altında, özgünlüklerini yok etmezler” der. 4. Fotoğrafçı altyazıların/başlıkların kesin ve
İletişim mecralarının ekseninde duran “haber” ile doğru olduğundan emin olmalıdır.
“enformasyon” arasında bir fark olduğunu bile- 5. Fotoğrafçı, foto hikâye düzenlenişinin, içeriği
rek meseleye bakacak olursak eğer şöyle bir tablo doğru ve adil bir biçimde temsil ettiğinden emin
çıkıyor karşımıza: Ülkemizde haber ve belgesel olmalıdır.
çalışmalarını ciddiyetle sürdüren fotoğrafçıla-
rın-niyetlerinden bağımsız olarak- enformasyon- 6. Fotoğrafçı fotoğrafının tüm oluşum süreçle-
la sınırlı iletilere sahip görsellerle yetindiklerini ri hakkında açık ve şeffaf olmalı, WPPh’ye karşı
düşünüyorum. Burada yine Guattari’ye kulak ve- yaptığı çalışmanın sorumluluğunu üstlenmelidir.

36 37 AFSAD
Değeri azalmaz,
aksine hep artar.
Profesyonellerin vazgeçilmez objektifi 50mm F:1.4 yeniden yaratıldı.
Bugünün olağanüstü yüksek çözünürlüğe sahip görüntü algılayıcıları için yeni bir standart. Olağanüstü
keskinlik, kusursuz dar netlik estetiği, düşük ışık koşullarında yüksek performans. Sigma'nın yeni nesil
yüksek performanslı, geniş diyafram açıklığına sahip standart sabit odaklı objektifi:

SIGMA 50mm F1.4 DG HSM

Fotoğraf: Orhan Cem Çetin / KALİMBA

Yeni nesil objektiflerimiz hakkında daha geniş bilgi için:


www.sigma-global.com | www.fotopro.com.tr
Doğaçlama
Portfolyo
Ocak
2016

Şubat
Mart

Alex STODDART
info@alexstoddart.com
Fotoğraf Sanatçısı

Kendimi öncelikle bir hikâye anlatıcı olarak şans veriyor. Bu her zaman direkt olmuyor. Çoğu
tanımlıyorum. Sadece hikâyelerimi bir fotoğraf zaman sadece mecazen oluyor ama yine de bir
makinesi ile anlatmış bulunuyorum. Şanslıyım ki şans veriyor. Bu benim hayatımın monotonluğunu
şu anki dijital zamanlarda yaşıyorum çünkü aynı kırıyor ve bahsettiğim farklı hayatlarda doğmamı
fikirleri layıklıyla bir boya fırçası veya sözlerle sağlıyor.
ifade edebilir miydim bilemiyorum. Her karede
yarattığım farklı bir dünya ve orada yaşayan farklı Fotoğraflarım karakteristik olarak karanlık bir
karakterler var. Kendi yüzüm birebir orada olmasa atmosfer ve tona sahip. Dürüst olmak gerekirse
da her fotoğrafta aslında hep benden bir parça var. bunun sebebini henüz çözebilmiş değilim. Yapı
Her zaman sadece bir hayatım oluşunun ve onu olarak canlı ve neşeli bir insanım, sanırım bu,
sadece bir bedende yaşayacağım gerçeğinin acısını hayatın diğer yüzüne – ölüm, depresyon, gönül
içimde hissediyorum. yarası- olan merakım yüzünden böyle oluyor.

Pek çok farklı hayat yaşamak istiyorum. Burada Fotoğrafı etrafımdaki dünyayı sindirmek ve
sağa dönmek yerine sola dönersem veya şu kariyer kendi kendimi incelemek için kullanıyorum.
yolu yerine bunu seçersem veya o kişi yerine bunu Fotoğraflarım olmasa, sürekli yaratmanın bende
öpersem ne olacağını deneyimlemek istiyorum. yarattığı rahatlama olmasa kendimi kaybolmuş
Ve fark ettim ki fotoğraf sanatı, özellikle öz-portre hissederdim.
çekmek, bana bu diğer olasılıkları keşfetmek için Hazırlayan ve Çeviri: Zeynep HAMURDAN

38 39 AFSAD
40 41 AFSAD
42 43 AFSAD
Doğaçlama
Portfolyo
“Şüpheli Benzeşmeler” Ocak

2016
Şubat
Mart

Meltem IŞIK
www.meltem-isik.com
www.galerinevistanbul.com
info@galerinevistanbul.com

Her birimiz, kendi kalıbımızın içinden nasıl anlamlandırdığımızı araştırıyorum.


adını ‘göz’ koyduğumuz iki delikten dışarıya Fotoğrafladığım farklı bedenlere ait detayları bir
bakıyoruz. Burnumuzu her daim gördüğümüz araya getirerek, bunlardan bağımsız bütünlere
gibi, gördüğümüz her andan itinayla siliyoruz. ve anlamlara, görülene dair alternatif okuma
Gördüklerimizi kendi filtrelerimizden süzerek olanaklarına işaret ediyorum.
algılıyor ve anlamlandırıyoruz. Gözümüzle Fotoğrafla bir alıp vermediğim, bir meselem
beynimiz arasındaki son sürat ve sürekli iletişim var. Çalışmalarımda fotoğrafla aramızdaki
sayesinde, farkına bile varmadan, aslında her bu sorunlu ilişkiyi ve ona inanışımızdaki, ona
gördüğümüzü kuruyoruz. Altını çizmek istediğim, olan ihtiyacımızdaki sebepleri kurcalıyorum.
bu ilişkideki veri akışı yalnızca gözlerden beyne Kameranın arkasından baktığımız resimle, çıplak
değil, beyinden gözlere doğruda işliyor. Biz ise gözle algıladığımız dünya arasındaki benzerlik ve
ısrarla gördüğümüzü “gerçek” zannediyoruz. Oysa farklılıklar, fotoğrafın gerçeklikle olan ilişkisi ve
gerçeklik mutlak değil. Her bakışımızla kendi dolayısıyla belleği inşa etmedeki rolü ilgimi çekiyor.
gerçekliğimizi inşa ediyoruz...
“Şüpheli benzeşmeler” serisinde insan bedeni
üzerinden, nasıl gördüğümüz ve gördüğümüzü Hazırlayan: Ceren ÖZCAN
44 45 AFSAD
46 47 AFSAD
Usta
İşi
Doğaçlama
Ocak Toplumsal Belgesel Fotoğraf ve AFSAD
2016

Örneği*
Şubat
Mart

Cengiz Oğuz GÜMRÜKÇÜ


Fotoğrafçı, Yazar
cgumrukcu@gmail.com

AFSAD 1977 yılında kurulan bir dernek. Türkiye’nin – Cumartesi Anneleri” olmuştur. 1980 döneminde
en büyük ikinci fotoğraf derneği.. Kurulduğu yıllar yoğunlaşan kayıplar belki azalmıştır ama hiç
itibarıyla bakıldığında pek çok aşamadan, pek çok bitmemiştir. Bu da fotoğrafın gücünü ortaya dökmek
zorluktan geçmiş bu güne gelene kadar… Fotoğraf için iyi bir bahanedir aslında.
dünyasının duayenleri üye olduğu ve pek çok başarılı Geçen sene Mart ayının başlarında Ankara
çalışmaya imzaların atıldığı bir yapıdır. Üniversitesi’nde yüksek lisans öğrencisi,
İçindeyken, o anı yaşarken pek göremezsiniz bazı Oğuzhan Burak beni arayıp AFSAD hakkında
şeyleri. Çocuğunuzun büyümesi gibidir... Hani bir tez hazırladığını ve örnek çalışma olarak da
geriye dönüp eski, tozlu albümlere baktığınızda fark yürütücülüğünü Mehmet Özer’in yaptığı Toplumcu
edersiniz ne kadar yaşlandığınızı. Ben AFSAD’a Gerçekçi Belgesel Fotoğraf Atölyesi’ni ele alacağını
geldiğimde, 13 yaşında gencecik bir delikanlıydı söyleyince çok heyecanlandım. Randevulaştık. İki
mesela. Koca bir darbe atlatılmış, insanlar kaçtıkları saatten fazla sohbet ettik. AFSAD ve belgesel fotoğraf
derneklere dönmeye başlamıştı. O yıllarda AFSAD’ın hakkında sorduğu sorulara elimden geldiğince cevap
fotoğraf geleneği olarak belgesel ön plana çıkıyordu. vermeye çalıştım. Örneklemelerde anlattığım bazı
İnsanların anlatılmamış hikâyeleri vardı ve onu konular için kendi arşivimi açtım, elimde bulunan
anlatmaya çalışıyorlardı. Fotoğraf halk için ve halkla kaynak kitaplardan destek vermeye çalıştım.
birlikte yapılmalı deniliyordu. İşçileri konu alan bir 2015 Ekim ayının sonlarında ise Mehmet Özer beni
çalışma, eski bir otobüsün içinde sergileniyor ve arayıp çalışmanın tamamlandığını, tez olarak kabul
ite kaka çalıştırılıp sanayi bölgesindeki insanlara edildiğini ve birer baskısının biz katkı verenlere
sunuluyordu. hediye edileceğini söyledi. Tez çalışmasını ilk
Sonrasında başka akımlar ve bu başka akımların duyduğumda yaşadığım heyecanı yine yaşadım. Çok
temsilcileri de geldi AFSAD’a. Her şey fotoğrafa geçmeden çalışma elimize ulaştı.
konu olabiliyordu artık. 90’larda Belgesel- Deneysel Giriş bölümünde yazan “Toplumsal belgesel fotoğraf,
çatışması Türkiye’yi sardığı gibi AFSAD’ dada kendini 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyılın başlarında ortaya
göstermeye başladı. Kimse diğerinin fotoğrafını çıkmış bir fotoğraf tarzıdır. Türkiye’de ise 1970’lerin
beğenmiyordu. Kurgu kendine yer edindi. Doğa ortalarında fotoğrafta yeni eğilimlerin ortaya
fotoğrafçılığı, sokak fotoğrafçılığı, deneysel fotoğraf çıkmasıyla birlikte sosyal gerçekçi veya toplumsal
da can bulmaya başladı… belgeci fotoğraf olarak adlandırılan fotoğraf tarzı
Belgesel fotoğraf ise, bir gelenek olarak yerini hep gündeme gelmeye başlamıştır. Türkiye’de AFSAD,
korudu. Değişik alanlarda, değişik belgesel çalışmalar 1977 yılında kurulduğunda, öncelikle kimin için ve
hep devam etti. Bunlardan en çok konuşulanı ve hatta neden fotoğraf çekileceğinin belirlenmesi gerektiğini
bir teze konu olanı da AFSAD bünyesinde Mehmet savunmuş, diğer fotoğraf derneklerindeki fotoğraf
Özer arkadaşımızın son 10 yıldır öncülüğünü yaptığı anlayışından farklı olarak, fotoğrafa işlev yükleyen
“Toplumcu Gerçekçi Belgesel Fotograf Atölyesi” ve toplumsal sorunları dert edinen bir topluluk
oldu. Atölye birçok çalışmayla çıktı karşımıza, bu olarak toplumsal belgeci fotoğrafı kurumsallaştıran
çalışmalardan da bence en çok ses getireni, en çok ilk dernek olmuştur. Bu bağlamda AFSAD’ ın
kanayan yaraya parmak basanı “Göz Altında Kayıplar “Toplumcu Gerçekçi Belgesel Fotoğraf” atölyeleri,

48 49 AFSAD
toplumsal belgesel fotoğraf yaklaşımının temel Her toplumsal belgesel fotoğraf politik bir mesaj
varsayımları çerçevesinde incelenecektir.” bölümü içerir. Ancak bu propaganda veya politik amaçla
AFSAD’ ın Toplumsal Belgesel Fotografa yaklaşımını çekilen her fotoğrafın toplumsal belgesel fotoğraf
özetler niteliktedir. olduğu anlamına gelmez. Çünkü politik amaçla
Tezin giriş bölümü daha sonra şöyle devam kullanılan fotoğraf, bazen belirli bir mesajı etkin
etmektedir: “Toplumsal belgesel fotoğraf, belgesel bir biçimde aktarabilmek için kimi tekniklerle
fotoğrafa dayanır ve kimi zaman diğer fotoğraf çarpıtılıp kullanılabilmektedir. Toplumsal belgesel
türleriyle karıştırılır. Bu nedenle onu diğer fotoğrafçılığın anlamı ve işlevine dair yaşanan bu
fotoğrafçılık alanlarından ayıran özelliklerinin karışıklığın giderilmesi açısından bu fotoğrafçılık
ortaya konulması gerekmektedir. Toplumsal yaklaşımının temel amacının saptanmasının
belgesel fotoğrafın toplumsal bir etki yaratması, çok önemli olduğu düşünülmektedir. Ayrıca toplumsal
sayıda kişiye ulaşmasıyla ve konu edilen sorunun bir değişimi ve dönüşümü amaçlayan toplumsal
daha fazla görünür olmasıyla mümkündür. Bu belgesel fotoğrafın nasıl bir işlevi olduğunu ve bunu
nedenle toplumsal belgesel fotoğrafın yaygınlaşması nasıl gerçekleştirdiğini uzun yıllardır Türkiye’de
belli iletişim kanallarıyla (gazete, dergi vb. yazılı bu alanda ürünler veren, ancak herhangi bir
basın) gerçekleşmektedir. Bu durumda bazen araştırmaya bu anlamda konu olmayan bir
haber fotoğrafı olarak değerlendirilebilmektedir. kurumdan yola çıkarak ortaya koymak önem
Bir iletiye sahip olmasıyla haber fotoğrafı niteliği taşımaktadır.”
taşımakla birlikte, anlık çekilen haber fotoğrafından, Bu güzel çalışmayı bizlere kazandırdığı için Oğuzhan
değinilen toplumsal sorunun “gerçeğe yakın” bir Burak’a buradan en derin teşekkürlerimi sunmak
şekilde ortaya konulması için o konuyla ilgili daha isterim. Mehmet Özer 10 yıldır soluksuz devam
fazla zaman harcanması gerekir ve bu özelliği ettirdiği çalışmalar ile disiplinli, düzenli ve organize
ile haber fotoğrafından ayrılır. Şok fotoğrafları yapılan işlerin başarıya nasıl ulaştığını bizlere
da toplumsal belgesel fotoğraftan farklı diğer bir göstermiş ve kuruluş yıllarından gelen geleneğin de
fotoğraf tarzıdır. Şok fotoğrafları, vurgulu mesajlar takipçisi olmuştur. Mehmet Özer bu çalışmayı tek
içerebilir. Bu güçlü mesajlar sayesinde toplumsal başına yapmadı tabii ki. Bu yüzden atölye katılımcısı
bir etki de yaratabilir. Ancak ele aldığı sorunun tüm arkadaşlara da tek tek teşekkür ederim. İyi ki
toplumsal bir yönünün olup olmaması burada öne varsınız. İyi ki bizi bir araya getiren AFSAD’ımız var.
çıkan bir özelliktir. Bireysel bir sorun ya da trajedi
bir şok fotoğrafı olabilirken, bir toplumsal belgesel *Oğuzhan BURAK’ın Yüksek Lisans Tezi
fotoğraf değildir. Ankara-2015

Toplumcu Gerçekçi Belgesel Fotoğrafçılar


Atölyesi
Murat YAYKIN
Fotoğrafçı, Yazar, Senarist
Sinema Yönetmeni

Tarih Yazıcılar
İlk fotoğrafın çekildiği 1826 tarihinden bu yana Fotoğrafçıların tutumları, onların bir görünümü
fotoğraf konusunda çok şey söylendi ve daha görüntüye dönüştürme sürecini ve bunu paylaşma
da söylenecek. Çünkü tanık olduğumuz, tarafı yöntemlerini de belirleyecektir. Neden fotoğraf
olduğumuz hayatlar, kavgalar devam ediyor. çektiğimizden başlayarak, nasıl paylaşacağımıza
Fotoğrafçı, fotoğrafın hangi alanı ile ilgileniyorsa kadar olan süreç fotoğrafçıların tarzını da
ilgilensin, fotoğraflarında parmak izleri belirleyecektir. Soruların yanıtları için öncelikle
vardır. Dünyamızı algılama biçimimiz, hayat bizden önce iz bıkıranların izini sürmek, onlardan
karşısındaki duruşumuz, bizim fotoğraf tarzımıza, öğrenmek gerekiyor. Bu tarihsel yolculukta her
fotoğraflarımıza da yansır. Ama temel ve ortak bir fotoğrafın süreceği bir iz vardır ve elbette ki biz
duygu vardır ki o da objektifimizi neye çeviriyorsak de kendi öykümüzü yazarken, Paul Strand, Jacob
ondan sorumlu olduğumuzdur. Bu sorumluluk Riis, Lewis Hine’ın, madenlerde çalıştırılan
duygusu deklanşöre bastığımız anda başlayacak ve çocuk işçilerinin, Amerika sahillerine yeni bir
soludukça sürecektir. dünya umuduyla karaya çıkan göçmenlerin yeni
dünyayı yoksul omuzlarında amansız bir sömürüye sokakları, duvarları, alanları kullanmaktır. Tüketim
maruz kalarak nasıl yarattıklarını unutmayacağız. merkezleri fotoğraflarımızın sergi alanları olamaz.
Fotoğrafik resme sosyal bir amaç yükleyen İskoç Fotoğrafçılar çalışma konularına büyük bir özen
fotoğrafçı William Carrick, foto muhabirliğinin ve sorumluluk duygusuyla yaklaşırlar. Çalışma
temellerini atan Alman fotoğrafçı Karl Bull’ın, 1891- sona ermiş olsa bile sorunun öznelerine karşı olan
1892 yıllarında Volga boylarındaki açlığın, sefaletin sorumluluğu devam eder.
fotoğraflarını çeken, belgesel fotoğrafçılığın
ilk isimlerinden Maxim Dimitriyev’in bilgi ve Projeyi oluşturma süreci fotoğrafçıyı değiştirmiyorsa,
fotoğrafları tarihsel bilincimizin önemli kilometre fotoğrafları da bir durumu anlatmada yetersiz kalır
taşları olacaktır. Fotoğrafın sınıflar mücadelesindeki ve başkalarını da değiştiremez.
önemli işlevini Ekim Devrimi fotoğrafçıları; Unutulmamalıdır ki fotoğraflarımız, görünümlerin
Alexandre Dorn, Petr Nowichiy, Alex Saweljiev’den şiirsel dili, şarkısıdır. Fotoğraf yaşamın türküsünü
öğrenmeyi sürdürecek, birikimlerini tarihsel bir söylemeyi, yeryüzünün tüm çalışanlarının,
miras olarak bilgi hanemize kaydedeceğiz. Magnum halklarının, onurunu ve taleplerini haykırmayı
fotoğrafçıları, Robert Capa, Henri Cartier Bresson, sürdürüyor.
Tına Modetti, Sebastian Salgodo, James Nachtwey,
Toplumcu Gerçekçi Fotoğraf Atölyesi
Spirio Meletzis başta olmak yüzere yüzlerce
cesur fotoğrafçı dünyamızın kaydını tutarak, bize Mehmet Özer 2006 yılında kurduğu atölyenin adını
geçmişimize bakmamızın olanaklarını sunuyor ve Toplumcu Gerçekçi Belgesel Fotoğraf Atölyesi
bizlere gelecek düşü kurduruyor. koydu. Bilindiği gibi 19. yy da etkisini göstermeye
başlayan ‘toplumcu gerçekçilik’ daha çok edebiyat
Tarih bilincimiz ve sınıflar mücadelesinin, fotoğrafın alanında ifade buldu. Bugün geçerliliğini tartışmasız
dili ve olanaklarıyla birlikte toplumcu belgeselci hâlâ korumakla birlikte popüler kültürün yıkıcı
fotoğrafçıların çalışma biçimleri de şekillenmektedir. etkisi ile rekabet etmek zorunda. Buradan bakılınca
Fotoğrafçı ürettiği fotoğrafını bir dil üzerinden adını ‘Toplumcu Gerçekçilik’ten alan Belgesel
oluşturur. Bu dil fotoğrafçının toplumsal bilincinin Fotoğraf Atölyesi, hem üretimlerinin kitlelerle
ve fotoğrafın oluşturduğu yeni bir dildir. Bu dili buluşabilmesi adına piyasanın insafına bırakılması
gibi temel bir sorunla, hem de üretimlerinin kendini
oluşturmak için fotoğrafçı çok iyi hazırlık yapmak
korumak adına dar bir elit kesimin ulaşabildiği
(okumak, araştırmak) zorundadır.
eserlere dönüştürülmesi problemiyle uğraşmak
Fotoğraf, çalışmasını toplumsal bir sorun üzerinden gibi zor bir görevi de üstlenmiş vaziyette. Bu
oluşturur. Önceden belirlediği bir amacı vardır ve kısır döngünün kırılması için yaptıkları işi, yani
fotoğrafçı çalışmasını bu amacı gerçekleştirmek, Belgesel Fotoğrafı toplumsal bir olgu olarak
projesini bu amaca çalışmanın konusu olan algılamakta ve içinde bulunduğu toplumun gelişim
sorunu bu sorunun örgütlü gücü olan bir örgütle evresinin somutunun doğru kavranmasına gayret
yapmayı yeğler. Çalışmanın sonucunda yine etmektedirler. Kapitalizmin saldırısı gün geçtikçe
birlikte projelendirdiği kurumla beraber çalışmanın şiddetlenirken, yarattığı kültürel etkiyle, yaşanan
sonuçlarını paylaşır. kültürel yozlaşmayla ve popüler olanla mücadele
içindedirler. Bunu da hem ürünlerini/fotoğraflarını
Fotoğraf çalışmasının bir hedef kitlesi vardır. hem de üreten bir kişi/fotoğrafçı olarak kendilerini
Öncelikle hedef kitlesi çalışmayı birlikte yaptığı halkın örgütlenmesi sürecinde olması gereken yerde
sorunun birinci dereceden muhatabı olanlardır. Bu konumlayarak yapmaktadırlar.
süreç içinde fotoğrafçı bu sorunun bir öznesi haline
Şimdi tamda bu noktada atölyeyi anlamak
gelir.
için toplumcu gerçekçiliği açmak gerektiğini
Fotoğrafçı sadece durumu bir öykü üzerinden düşünüyorum.
fotoğraflayarak görevini yapmış sayılmaz, bu Bilindiği gibi toplumda yer alan her türlü yapı
sorunda hem taraf hem de bu sürecin tarihsel birbirlerinden bağımsız, birbirleri üzerinde etkili
tanığıdır. olmayan olgular değildir. Aksine toplumsal yaşam
Hedef kitlesi, çalışma yaptığı alandır ve bunu örgütlü içerisinde adı anılan ekonomi, kültür, sanat, eğitim,
gücüyle yapar ya da olanaklıysa bu örgütlü gücün inanç, spor, hukuk vb. gibi yapılar bir bütünlük arz
oluşturulması konusunda sorunun öznelerinin ederler. Doğadaki değişim, şeylerin birbirleriyle olan
belirlediği biçimde katkı sunar. ilişkileri ya da mücadeleleri sonucu ortaya çıkar.
Aynı şekilde bilinci belirleyen yaşamdır ve bilinç
İkinci hedef kitle ise, toplumsal bir bilinçle birlikte üretken, değiştirici, dönüştürücü etkinliği içinde
itiraz ya da onayı istediği toplumsal tepkinin durmaksızın yeniden ve yeniden kendini üreten bir
oluşturulması için geniş kitlelere ulaşmalarını yol izler. Kültürel ürünlerde aynı şekilde toplumsal
sağlamak. Sergileme yöntemleri bakımından ilişkilerin etkileşimi sonucu bunun bir ürünü olarak
yaratıcı yöntemler bulmak sorunun öznesi ile ortaya çıkar. Yani kültür, insanın kendisiyle birlikte
birlikte sergilemek, bunun için sergi salonlarını, doğayı da insanileştirmesi sürecidir.

50 51 AFSAD
Sınıflı toplumlarda kültür ve sanat sınıfsal özellikler bireylerin gelişmesine olanak sağlayacak bir düzeni
taşır. Çünkü her çağda egemen düşünceler egemen önermeyi, yansıtmayı hedefler.
sınıfın düşünceleridir; yani toplumun egemen maddi Eleştirel gerçeklik sistemi revize etmekten başka bir
gücüdür de. Maddi üretim araçlarına sahip olan şey yapmaz. Sınıfsal bir duruşu yokta denebilir. Aynı
sınıf aynı zamanda zihinsel üretim araçları üzerinde şekilde postmodern yaklaşımlar da bir aldatmacadır.
de denetim sahibidir. Zihinsel üretim araçlarından Günümüzde, 20. yy a ait belgesel, sosyal belgesel
yoksun olanların düşünceleri genellikle buna fotoğrafları ya da toplumsal gerçekçi fotoğrafları
bağlıdır yalnızca o döneme sıkıştırılmış belki de nostaljik bir
Başka bir deyişle sanat, bir toplumsal bilinç biçimidir. değer atfedilerek değerlendirilmeye başlanmıştır.
Toplumcu sanatın ortaya çıkışı ise sınıf bilincinin Fotoğrafçılarını ise birer kahramanlaştırılmış/
tarihsel olarak oluşması sürecine bağlı olmuştur. ikonlaştırılmış kişiler olarak görürler. Bugün
19. yüzyılın ikinci yarısında gelişen sanayileşme göstergelerin kullanımından, biçimsel özelliklerinin
sonucunda endüstrileşmenin yönlendirdiği yeni belirlenmesine kadar pek çok nokta birbirinin
dünya düzeninin ortaya çıkmasıyla gelişen toplumsal benzeri tekrarlardan oluşmaktadır. Artık ne
çelişkiler, insanları her yönden yeni bir yönelime
anlattığınız değil, nasıl anlattığınız önemli olmuştur.
itmiştir. İlerleyen sanayileşme ile birlikte meydana
20. yy ın bir derdi olan fotoğrafçılarının yerine
gelen toplumsal çelişkiler sayesinde ‘toplumsal
toplumsal sorunlara eğilmeyi bir çeşit bağnazlık
gerçeklik’ şekillenmiş ve dünya sanat ve edebiyatında
itici bir güç olmuştur. Boyutlanmasında Rusya’daki sayan, sistem içine dâhil olduğunun farkında
Ekim Devrimi’nin etkisi vardır. 1900’lü yıllara doğru ya da değil ama rahatsız olmayan fotoğrafçılar
belgesel fotoğraf ‘toplumsal belgeci’ yaklaşım olarak çoğalmıştır. Sınıfsal zeminini küçükburjuvazide
tanımlanan yöne doğru hızla kaymaya başlar. İlk kez bulan bu ideolojik tutumla, toplumsal olandan uzak
1917 Ekim Devrimi’nin hemen sonrasında Sovyet dururlar. Böylelikle neo-liberalizmin kaygan zemini
Rusya’da kullanılmaya başlayan ve yoğunluklu küçük-burjuva sanatçısına kucak açar.
olarak edebiyat alanını kapsayan ‘Toplumsal Özne kavramının sınıfsal ve tarihsel
Gerçekçilik’in fotoğraftaki yansıması ‘Toplumsal belirleyenlerinden koparıldığı, gerçekliğin de aynı
Belgeselci’ yaklaşım olarak tanımlanmıştır. O şekilde, sınıfsal algılanışıyla tarihsel yüklerinden
dönemde toplumsal belgeselci fotoğrafçılar, fotoğrafı arındırıldığı postmodern kuram, ‘anlamı’ nesnel
sadece mekânları ya da anları görüntüleyen bir araç gerçeklik ve özne arasındaki sınıfsal ilişki ekseninde
olarak görmediler ve toplumsal eleştirinin en güçlü tanımlayan Marksizm felsefesine saldırmaktadır. 
araçları olarak sistemli olarak çalıştılar.  Fotoğrafa Burjuvazi ‘eleştirel gerçekliğini’, kendi dünya
dekoratif bir amaç yerine, sosyal bir amaç yükleyen görüşü  ve sınıfsal çıkarlarına göre estetik/sanatsal
Alfred Stieglitz, Jacob Riis, Lewis Hine, Tina düzlemde yaratarak doğurmuştur. Proletarya,
Modetti gibi fotoğrafçıların çalışmalarıyla (ki kapitalist toplumda burjuvazi ile uzlaşmaz
dönemlerinde önemli çalışmalara imza atmış çok
sınıf karşıtlıkları  içindeyken ‘burjuva eleştirel
sayıda fotoğrafçıyı burada anmak gerekir) fotoğraf
gerçekçiliği’, kapitalist toplumun sınıflı bir toplum
sınıflar mücadelesinde kullanılan bir olanak halini
olduğunun farkında olarak kendi egemenlik ve
aldı. Onlar fotoğrafın eleştiren, yargılayan bir gücü
olduğunu gösterdiler. sömürü ilişkilerini gizleyen bir tutuma yönelmiştir.
Sanayileşme ile birlikte Avrupa’da sınıflar arasındaki
Toplumsal gerçekçilik, kendi belirleyici başlıca çatışmaların belirginleşmesi, kapitalizmin
özelliği açısından evrensel bir nitelik taşır. sömürü savaşları, Paris Komünü,  Proleter Ekim
Toplumcu Gerçekçi Belgesel Fotoğraf, nüvesini Devrimi, Proletaryanın Enternasyonal örgütlenme
halktan ve yaşamın ta kendisinden alır. Politik içerik deneyimleri, vb. gibi gelişmelerle birlikte gerçekliğe,
taşımasıyla fotoğrafın etkileme ve belirleme gücünü burjuva eleştirel gerçekçiliği dışından bakılmıştır.
yükseltmiştir. Materyalist ve Marksist bir dünya Kapitalist topluma ve kapitalist toplumsal ilişkilere
görüşü üzerinde temellendirilmiştir. Bu anlayışın yöneltilen bilimsel ve toplumsal eleştiri, sosyalist
ekseninde “insan, toplum ve üretim ilişkileri” vardır. estetik ve sanat eleştirisini gündeme getirmiştir. İşte
Toplum için üretim anlayışı vardır. Eğitsel bir işlevi bu bakış açısının birikimleri üzerinden Toplumcu
vardır. Toplumsal çatışmayı ve bu çatışmanın insan Gerçekçilik doğmuştur. Toplumcu Gerçekçilik
üzerindeki etkilerini yansıtır. İnsanın hem kendisini erişilmeyecek bir düşün ardında değildir, işleyen bir
hem çevresini değiştirebileceği gerçeğini baz alır. süreçtir ve diyalektiktir.
Özü itibarıyla verili olana muhaliftir. Dönüştürme İşte ‘Toplumcu Gerçekçi Belgesel Fotoğraf
pratiği olmaları da muhalifliğinden gelir. O yüzden Atölyesi’ bu eksende yaşama geçmiştir ve ilkesini
de iktidarla arasında çatışma her zaman sürer burjuva egemen ideolojisine karşı durarak
gider ve üretimini iktidarın yozlaştırma çabalarıyla temellendirmiştir. Bireyin egosunu şişiren post-
ilişkilendirmez. Eleştirel Gerçekçilikten ayrılır. modernist yaklaşımların aksine bireyin ‘ide’sini
Çünkü bireyle toplumsal yapı arasındaki çatışmayı hem kendi hem de toplum için kullanan bir anlayışı
yansıtma yerine bu çatışmayı ortadan kaldıracak, üretimlerine yansıtmaktadır.
Yürek Eşiği

Mehmet ÖZER
AFSAD Toplumcu Gerçekçi Belgesel Fotoğraf
Atölyesi Eğitmeni

AFSAD Toplumcu Gerçekçi Belgesel Fotoğraf dilsiz olmadığından söz ettim. Yaralanmış
Atölyesi fotoğrafçılarına, hayvanların sessizliğini anlattım. Sermayenin
şiddetinden kaçamayan ağaçların, suların
Sevgili arkadaşlarım merhaba, çaresizliğini ancak sizin gösterebileceğinizi
Şimdi bir yol ayrımındayız söyledim size.

Birlikte çıktığımız bir yol daha bitti. İnsana rengini veren toprakların zehirlendiğini
ve insanlarının sürgüne ölüme gönderildiğine
Şimdi yeni yollar için sırt çantaları hazırlıyoruz. birlikte tanık olduk. Küçük Ayla kurdi’nin sahile
vurmuş bedenine bakarak öfkenin de, umudun da
Soluk soluğa geçti ama göz açıp kapayıncaya kadar tutanakçısı olmamız gerektiğini anladık ve bunu
geçti işte. Ardımızda anılar bırakarak. kalbimizle onayladık. Suruç’tan Ankara’ya barış
Ne çok şey öğrendim sizlerden, öğrendiğim her istekleri kanla boğulan insanların düşlerini gerçek
şey için teşekkür ederim. kılmanın geride kalanların insan sorumluluğundan
söz ettik birlikte. Unuttuğumuz kadar suçlu,
Hayat ve hayal bilgisi dersleriniz için, Acılar ve hatırladığımız kadar güçlü olacağımızı bu nedenle
kederler için de teşekkür ederim. fotoğraflarımızın unutmaya karşı bir olanak olduğu
bilinciyle bastık deklanşöre. İnatla sürdürülen
Çocuk düşleri ve sevinçler için teşekkür ederim. savaşa rağmen ısrarla barışı savunmanın, bizden
Bildiğim şu dur ki, biriktirdiğim, bildiğim ya da önce gidenlere verilmiş bir söz olarak hayatımıza
sahip olduğum olanaklarımı sizlere vermeye çağırdık. Yeni yollar açamaya çalıştık ömrümüze.
çalıştım. Kanatarak kitapların sayfalarını, her Bir gülün bile dosta, taştan ağır geldiğinden el
satırdan bir düş toplayarak size ulaştırmaya; alarak dostluğun öneminden bahsettim.
bildiğimi anlatıp, gördüğümü gösterip, her olanağı
paylaşmaya çalıştım. Eğer eksik kalmışsam, Bildiğim bir şey var, yüzünüz her bulutlandığında
kalbimle özür dilerim sizden. Dilim döndüğünce, benim kirpiklerime yağmurlar yağdı. Sorular
ufuk çizgisinde değil, evlerde güneşlerin nasıl sordum kendime, birçoğu yanıtsızdı, uykusuz
karardığını, ama yine büyük sevinçlerle nasıl kaldım ve öğrendim hayatlarınızdan.
doğduğunu anlattım. Suların nasıl ağladığını,
dağların nasıl yas tutuğunu gösterdim ve taşların Eşitlik ilişkisi kurmak, aslında eşitsiz ilişkiler
üzerine kurulmuş sisteme bir itirazdı ve
bayram sevinçleri
taşıdınız avuçlarıma.
Sorunlarımız vardı
paylaştık, sorularımız
vardı yanıtladık.

Canımızın yandığı
zamanlar oldu ama yine
biz sarmaladık yaramızı,
onardık kendi kendimizi.
İçimizdeki bencilliğe
savaş açıp öteki olmaya
çalıştık aklımızın
fikrimizin yettiğince.

52 53 AFSAD
Düşüncelerimizin gücü yalnızca doğru olmasında Kendi parmak iziniz kadar size ait güçlü ve güzel
değil onun örgütlü olmasındadır. fotoğraflar üretmeniz dileklerimle, sizleri sonsuz
bir aşkla sevdiğimi söylemek isterim.
Örgütlü bir bilinç güçlü ve yenilmezdir ki çağdaş
insan olmanın en önemli özelliği örgütlü olmaktır. Paylaşmak insan ruhunun inceliğidir, sizlerin
Tüm bu başarılarınızda örgütümüz AFSAD’ın eli paylaştığını görünce bin kat büyüdünüz gözümde,
yanı başımızdaydı, teşekkür ederim. çocuklar gibi sevindim. Gözlerinizde günışığı,
yüzünüzde sıcaklığı sahiciliğin, bitimsiz bir şarkı
Omuzlarınızdaki yükün farkındasınız. 1 Mayıs gibi sürsün gülüşleriniz.
meydanlarından, yoksul gecekondulara,
yeryüzünün yarısı kadınlardan, aynı ekmek ve Sizler ne güzel, ne iyi insanlarsanız ve ben ne
gelecek için mücadele ettiğimiz dillerimiz ayrı kadar çok şanslıyım ki yolum sizinle kesişti ve
olsa da kalbimizin aynı heyecanla çarptığı sınıf fotoğrafların ömrümüze açtığı yolda birlikte
kardeşlerimize, maden ocaklarından sokaklara yürüdük. Ben bahtiyarım.
alanlara kadar onlarca hayatın tanığı olduk. Bir
derviş sabrı ile bu yükü taşımalısınız. Unutmayın Sevginin yalnızca emek olduğuna ve hiçbir
başkaların hayatına bakmak ondan sorumlu olmak karşılık beklemeksizin sevmeyi de bilmenin
demektir. Orada sadece rant görenlere inat orada gerekliliğine inanıyorum. Sevmenin bir insanlık
bir hayatın olduğunu gösterdiniz. Şafakla söylenen hali, bir erdem olduğunu, sevilmenin bir ayrıcalık
şarkıları çağırın hayatınıza, değişimine katkıda olduğunu biliyorum ve yaşıyorum. Eksik idim
bulunduğunuz hayat gelip çalacak kapınızı. kendimi sizinle tamamladım. Yeryüzünde yalnız
olmadığımızı biliyordum, sizinle birlikte hala bir
Anne acılarına tanık oldunuz Cumartesi umudun olduğunu gösterip bu umudumu ısrarla
meydanlarında, Surdibi Düşlerinde, Haziran sürdürmek istedim.
Direnişinde. Çocuklarını yitiren her anne için
evlat oldunuz, gördüm bunu. Bütün yalınlığı ile sadece teşekkür ödülümü almak
içindi çırpınışım.
Şiirle, şarkıyla, edebiyatla, resimle birlikte
fotoğrafın diliyle kurduğumuz yeni dilimiz, yaşamı Yüreğimin üzerinde ayağa kalkıp alkışlıyorum
her gün yeniden yaratan emekçilerle, yoksullarla, sizleri.
kadınlar ve öğrencilerle buluştu ve çalışmalarınız Sizinle soluduğum hayat için,
toplumcu belgesel fotoğrafçılığın tarihinde yerini
aldı. Sizden sonra bu alanda çalışacak olanlar beşibirli bir sevinçle
sizlerin ayak izlerine basacaklar.
sevginin sesiyle
İyi fotoğraf çekmek önemli ve gereklidir ama
ondan daha da önemli olan sizlerin bu süreçte ne aklımla, kalbimle…
kadar öğrenip değiştiğinizdir. Ve asla unutmayın teşekkür ederim atölye arkadaşlarım
ki ne kadar başkalarının acısına bakabiliyorsak
o kadar insanız. İçinizde açtığınız her kapı, teşekkür ederim AFSAD
her pencere bizim insanlığımızı sınayacaktır.
Ve siz her eşiği aşacaksınız buna inanıyorum. teşekkürler ey hayat.
Fotoğraflarınızda yürek çarpmasını hissettiğimde 5 Ocak 2016 Ankara.
kanatlandı sevinçlerim.
NEDEN FOTOĞRAF ÇEKİYORUZ? Çalışma tarzı KOLEKTİF çalışmadır.
- Sana bakarak, senden geçerek bana ulaşmalarını, Projeler, sergiler, gösteriler, etkinlikler kolektif
beni anlamalarını, beni bulmalarını sağlamak için; aklın ve emeğin ürünüdür.
- Senin gözlerinle kendimize bakmak için, Projeler mutlaka bir sorun üzerinden oluşturulur.
Atölye projelerini sorunun kurumsal kimlikleri ile
-İnsanın bir yüzü, yüzünün içindeki bin bir yüz
ortak olarak yürütür.
halini gösterdiği için;
Atölye çalışmalarından hiçbir üye olanak ya da
- Dünyayı gösterip yeni dünyalar düşü kurdurduğu ayrıcalık sağlayamaz.
için;
Dışarıdan ya da kurslardan atölye katılabilme
- İçimizdeki beni bulma serüvenimizde bizi yol sadece atölye üyelerinin onayı ile olur.
gösterdiği için;
Gözün değil bilincin gördüğünü bilerek bilmeyi ve
- Hayatımızı anlamlandırıp, yeni anlamlar kattığı biriktirmeyi önemser.
için; Atölye çalışanlarının tümü açısından eşitlik ilişkisi
- İçimizdeki beni herkesle paylaşıp, bizi yaşamla atölyenin olmazsa olmaz değeridir. Tüm üyeler
eşitlediği için; eşitler arasında eşittir. Bu tutum tüm üretim ve
sunum aşamalarında geçerlidir.
- Dokunmadan, konuşmadan iletişim
kurabildiğimiz için; Paylaşmak esas değerdir. Bilgi ve olanak, sorunlar
ve sorular ve yanıtları koşulsuz paylaşılır.
- Ölmekten Korktuğumuz, yaşadığımızı
İki temel dili vardır sevginin ve sanatın dili. Bizi
kanıtlamak ve ardımızda izler bırakmak için;
birbirimize bu dillerin inceliği bağlar.
-Bizim ömrümüzden daha uzun olduğu için; Atölye içindeki sorunlar kolektif tartışma ile
-Değişmeye inandığımız ve bizdeki, toplumdaki çözülür.
değişmeyi gösterdiği için; Atölyedeki en büyük ceza sevgisizliktir. Artık
-İtiraz hakkımızı etkin bir biçimde kullanmamıza sevenler sevilmez olurlar.
olanak sağladığı için; Atölye çalışanları örgütlü olma bilinciyle örgütü
- Her insanda kendimizden bir şeyler bulduğumuz AFSAD’ı her koşulda gözetir.
için; Kuruluş amaçlarına uygun davranır.
- Hayata dair söylenecek sözümüz olduğu için; Atölye çalışanları, atölye çalışmasının,
derneğimizin sokağa açılan penceresi olduğu
- Bizi dilbaz, düşbaz ve işgüzar yaptığı için; bilinciyle hareket eder.
- Olup biteni, akıp gideni anlamak için; Bencillik, Bireycilik ve kibir, çalışma tarzımızın
- Size dair şeyleri anlamaya, anlamlandırmaya beraberliğimizin inkârıdır.
çalışırken; kendimizi anlamamıza yardımcı olduğu
için;
-Bir başına kalabalık olan fotoğrafın, yalnızlığımı
paylaşıp bizi çoğalttığı için;
-Toplumsal belleğimizi diri tutup, tarihimizi ışıkla,
zamanla yazdığı için;
- Sözün tükendiği yerde fotoğraf konuştuğu için;

54 55 AFSAD
NEYİN FOTOĞRAFINI ÇEKİYORUZ? -Serin dağ başlarında konuklarını bekleyen
rüzgarın, kayalarda ağlayan suların,
-Ellerimizde zamana ve ışığa hükmeden kalbimizle,
kalabalık caddelerin, ırmak gibi akıp giden bize birlikte yaşamayı öğreten ağaçların fotoğrafını
yürüyüş kortejlerinin, vitrinlerden yansıyan çekiyoruz.
yoksulluğumuzun fotoğrafını çekiyoruz.
-Anne acılarının, çocuk sevinçlerinin ve açlıktan
-Kuşun bile yuva yaptığı dünyada evsizlerin, küçülen bedenlerin fotoğraflarını çekiyoruz.
yurtsuzların büyük yoksulluklarının fotoğrafını
-Dışlanmışların, ötekilerin fotoğrafını çekiyoruz
çekiyoruz.
-Hayatın ve aşkın, vefanın ve vicdanın fotoğrafını
-Adına fotoğraf makinesi dediğimiz göğsümüzün
çekiyoruz
üstünde sallanıp duran kalbimiz, aklımızı
süzgecinden geçen, kalbimizin de onayladığı -Yolların, yolculukların, bir sırt çantasına sığdırılan
ayrılıkların, acıların, kederlerin fotoğrafını bir ömrün fotoğraflarını çekiyoruz.
çekiyoruz -Akıp giden hayatın, aklımızın eşiklerine,
-İşgalcilerin kül ve enkaza çevirdiği kentlerin ve kalbimizin nehirlerine taşıdığı öyküleri çekiyoruz.
külün içindeki közün fotoğrafını çekiyoruz.

Fotoğraf: Türkan Namlucu / Orada Hayat Var - Dikmen Ankara 2011

Fotoğraf: Mehmet Özer / Dia Fotoğraf: Mehmet Özer / Umudun Gözleri Cizre
Fotoğraf: Mehmet Özer / Ankara Ayakta

Fotoğraf: Mehmet Özer / Berkini Uğurluyoruz - 12 Mart 2014, Ankara

56 57 AFSAD
Fotoğraf: Mehmet Özer / Dia

Fotoğraf: Mehmet Özer / 1 Mayıs 2011 – İstanbul


FOTOĞRAF / PRODÜKSİYON / DİJİTAL BASKI

, Laminasyon, Poster, Fotoğraf, Canvas, Fotoblok, Laminasyon, P


Fotoğraf, Canvas, Fotoblok, Laminasyon, Poster, Fotoğraf, Ca
Fotoblok, Laminasyon, Poster baskıları, Reprodüksiyon,
Fotoğraf, Canvas, Fotoblok, Laminasyon, Poster, Slayt tarama

Slayt - Negatif banyo

sergi fotoğraf
baskıları
Selanik Caddesi, 27/B Kızılay/ANKARA
Tel: 0 312 4180558 pbx Fax: 0.312.4181756 www..ratcolor.com
58 59 AFSAD
Fotoğraf
Okuma
Nuri Bilge Ceylan’ın “Nude In The Room” Doğaçlama

İsimli Fotoğrafı İçin Bir Çözümleme


Ocak

2016
Şubat
Mart
Denemesi

Cengiz ENGİN
cengiz.engin@gmail.com

1. 2.
Fotoğraf kadrajının içinde yer alan her şey; Fotoğrafla ilgilenmeye başladığım ilk yıllarda,
öncelikle kendi nesnesini temsil eder. Bu; gerçeklik çalışmalarıyla beni etkilemiş; fotoğrafa bakış
düzlemindeki görsel temsildir. Nesnesinin açıma yön vermiş birkaç Türk fotoğrafçısı vardır.
bir zamanlar, belli bir bakış açısından; ve bir Bunlardan birisi Nuri Bilge Ceylan’dır.
süreliğine o şekilde göründüğünün bir
kanıtıdır.Bir diğer tarafta ise nesnelerin
görüntü içerisindeki konumlanışları,
birbiri arasındaki ilişki ve fotoğrafın teknik
içeriği; görsel bir anlatıyı meydana getirir.
Bu da; anlam düzlemindeki temsildir. Bu
anlamın deşifre edilmesi, az da olsa bir çaba
gerektirir.
Fotoğrafa ilave olarak bazı dış etkenler de
(sunum koşulları, fotoğrafa eşlik eden alt
veya yan metinler, fotoğrafa ait hikayenin
izleyici tarafından önceden biliniyor olması
vb.) fotoğrafın anlamlandırılmasına katkı
sağlar.
İzleyici elindeki bütün bu verileri kendi
bireysel süzgecinden geçirerek yorumlar,
fotoğrafta farklı anlamlar ve estetik değerler
keşfetmeye çalışır.
Ulaştığı yorumlar görüntü ile tutarlı olduğu
sürece, birbirinden farklı yorumların hepsi
de geçerlidir.
Bu süreç; bir şiirin, edebi bir metnin veya
bir sinema filminin çözümlemesinden çok
da farklı bir süreç değildir. Fotoğraf: Nuri Bilge Ceylan / Nude In The Room
O dönemde kurgusal fotoğraflar üreten, karanlık için önem açısından birbiri ile eşdeğer oldukları
oda denemeleri yapan bir fotoğrafçı. izlenimini uyandırıyor.
Nuri Bilge Ceylan’ı REFO Fotoğraf Sanatı Kadının bakışlarından fotoğrafın içine giriyoruz;
Dergisi’nin Şubat 1988 tarihli 1.sayısında ardından gözlerimiz kadın-sandalye-palto üçgeni
tanıdım. Geleneksel fotoğraf anlayışından farklı içinde geziniyor. Fotoğrafın hikayesi bu üçgenin
bir kulvarda ürünler vermiş bu fotoğrafçının içinde gizli. Bu, biçimci bir fotoğraf değil; belgesel
çalışmalarına aradan geçen zamana rağmen ilgim veya doğrudan bir fotoğraf da değil; hikaye
hiç azalmamıştır. anlatan, bu hikayeyi kurgusal hamurda yoğurarak
aktaran bir fotoğraf. Koyu gri tonlar ve iri grenli,
3. keskin olmayan detaylar; hikayenin gizemli
Elimde Nuri Bilge Ceylan’ın 1985 tarihli bir yapısına uygun bir atmosfer yaratıyor. Fotoğrafçı
albümü var. İçindeki fotoğraflarda portreler, bu hikayenin bazı kısımlarını özellikle biraz
özportreler, nüler, montajlar, karanlık oda gizemli ve belirsiz bırakarak; bu kısımlara bizim
denemeleri... İçlerinden bir tanesine biraz daha çabalayarak ulaşmamızı, belki de kafamızda kendi
uzun uzun bakıyorum : hikayelerimizi oluşturmamızı istiyor.

İlk bakışta fotoğraftan çok karakalem bir resme Bu fotoğraf, kadın vücudunun çıplaklığına rağmen;
benzer. Figürlerin çizgisel konturları ve dağınık klasik nü fotoğraflarının idealize edilmiş estetize
yapıdaki aşırı iri gren dokusu, son derece çıplaklığını içermiyor. Veya erotizmin sınırlarında
resimsel bir lezzet içerir. Fakat biliyoruz ki bu gezinen, cinsel birleşme çağrışımlı bir görüntü de
bir fotoğraf albümünde yer alan bir görüntüdür. değil.
Dolayısıyla, fotoğrafa ait gerçeklik noktasından Buradaki çıplaklık; ilk bakışta algılanan, nesnesinin
hareketle incelemeye devam ediyoruz, gerçekliğin düz anlamıyla çıplak olduğu gerçeğinden daha
kurgusallıkla bütünleşerek yorumlanmış farklı yan anlamlar taşıyor. Çıplaklık, fotoğraftaki
görüntüsünü. kadının “kadınlığına” dair sıkıntıların hakim
Görüntünün sağ tarafında çıplak bir kadın, olduğu bir hikayeyi temsil ediyor.
masa olduğu izlenimi veren köşeli, koyu renk Kadının sarkık göğüsleri, başının ve vücudunun
bir düzlemin arkasında yüzü bize bakar şekilde tedirgin duruşu, sağ omzuna yakın yara izleri,
oturuyor. kadının hem psikolojik olarak, hem de fiziksel
Arka fonda neredeyse bomboş, soğuk bir duvar. olarak yorgun ve örselenmiş olduğuna dair
Ne bir resim, ne bir ayna, ne dekoratif bir eşya; ipuçları içeriyor.
hiçbir şey yok. Sadece duvarın ortasında yüksekçe Fotoğrafçı kadrajın içerisine kadının dışında
bir konuma çakılmış duvar askısı. Askıda bir şapka sadece sandalye ve askılıktaki kıyafetleri dahil
ve uzunca bir palto. etmiş veya bir başka söylemle bunlar dışındaki
Askılığın hemen önünde, görüntünün sol tarafında diğer her şeyi kadraj dışı bırakmıştır. Oda,
ahşap bir sandalye. Sandalyenin yüzü odaya değil yaşamın içinde yer alan bir çok aksesuardan
askılığa dönük. Sanki şapka ve paltoyu asmak yoksun gözükmesi nedeniyle, evden daha çok bir
amacıyla üzerine çıkılmış ya da bir süre paltoya hücreyi andırmaktadır. Odadaki bu boşluk; kadın
doğru oturulmuş gibi. için hayatta sandalye ve askıdaki kıyafetten daha
baskın başka bir nesne daha olmadığına da işaret
Odanın tüm boşluğuna rağmen fotoğraf ferah bir etmektedir, açıkça.
duygu içermiyor; çok ağır ve kasvetli bir havası var.
Tam da bu noktada cevap bulunması gereken
Bu dramatik etkiyi güçlendiren sadece fotoğrafa
soru; asılı olan şapka ve paltonun kadının
koyu gri tonların (low key) hakim olması değil,
kendisine mi yoksa başka birine mi ait olduğudur.
aynı zamanda paltonun düşey hareketine eşlik
Gerek şapkanın gerekse paltonun erkek kıyafetleri
eden, kadının bitkin vücut dili ve çökük bakışları
mi yoksa kadın kıyafetleri mi olduğunu kesin
da fotoğrafı hem görsel hem de duygusal olarak
bir netlikte söyleyemiyoruz. Her iki durumda
aşağıya doğru çeker.
fotoğrafın yorumu birbirinden farklı yerlere
Karanlık oda marifetiyle kadının üzerindeki gitmektedir :
ışık diğer nesnelerden daha aydınlık. Buna - Şapka ve paltonun kadının kendisine ait olduğu
rağmen palto, sandalye ve kadın arasında bir ilgi varsayımında :
devingenliği var. Hiç şüphesiz ki fotoğrafın ana
ilgi odağı kadın figürü. Ne var ki, hem sandalye ve Şapka ve palto kadının iç dünyasındaki yaralı halini
hem de palto; zaman zaman kadından rol çalıp ayrı dış dünyadan sakladığını ima etmektedir. Kadın
birer ilgi odağı haline geliyor. Gerek kadraj içinde hem fiziksel, hem de duygusal olarak yaşadığı
kapladıkları alan, gerekse neredeyse simetrik olumsuzlukları toplum içinde maskelemektedir.
bir dengede konumlandırılmış figürler; fotoğraf Odanın içine sırtı dönük duran sandalye,

60 61 AFSAD
kendisinin bile zaman zaman sorunlarını yok Koyu siyah renkli masa, kadının önünde uzanan
saydığını; masada oturmakta olduğu sandalye umutsuz ve karanlık geleceğin bir metaforudur.
ise kendisiyle ve sorunlarıyla tüm çıplaklığıyla
başbaşa kaldığı iki farklı yaşantı durumunu temsil Bu fotoğrafın Nuri Bilge Ceylan’ın kendi sitesinde
etmektedir. (www.nuribilgeceylan.com) yer alan “Early
Photographs” bölümündeki sunumunda ismi
- Şapka ve paltonun bir erkeğe ait olduğu “Nude in the Room” (Odadaki Çıplak) olarak
varsayımında : paylaşılmıştır. Oysa ki elimdeki 1985 yılına
ait albümde bu fotoğrafa “Ore” ismini vererek
Gizli bir özne olarak bir erkek, duvarda asılı şapka paylaşmayı tercih etmiş Ceylan.
ve paltoda nesneleşmiş halde fotoğrafın hikayesi
içindedir. Bu erkek belki bir baba, belki bir eş Kanımca albümdeki ilk paylaşımı, bugünkü hiçbir
veya beraberlik yaşadığı birisidir. bağlam oluşturmayan “Odadaki Çıplak” isminden
daha anlamlıdır. Albümdeki diğer fotoğraflar gibi
Erkek, kadının sorunlarının ana sebebidir. bu fotoğrafına da İngilizce bir isim vermiş Ceylan.
Buradaki sandalye, üzerine çıkmak ve “Ore”, ingilizcede “Cevher” demektir. Cevher
yerden yükselerek şapka ve paltoyu asmak kelimesi “bir şeyin özü; değerli taş, mücevher;
amacıyla kullanılmaktadır. Kadının bu erkekle yetenek” anlamlarına gelmektedir. Ama aynı
özdeşleştirdiği şapka ve paltonun “asılması”; zamanda bir isim olarak da kullanılmaktadır,
sorunların temsili olarak idam edilmesidir Cevher.
kadının gözünde. Oysa ki, erkeğin şapka ve
paltosunu asmak için üzerine çıktığı sandalye; Belki de bu fotoğrafta, kurgusal yapısına karşın;
her gün kendi intiharının da bir provasıdır adeta. gerçek bir hikayeyi, gerçek bir kişinin dramını
Üstelik bu durum, yaşadığı sorunları yaşantısının görsel yorumuyla aktarmaktadır bizlere Ceylan;
tam ortasına kendi elleriyle ve isteyerek sabitliyor isminin anlamı ironik bir şekilde mücevher
olmasının da paradoksal bir eylemidir. anlamına gelen bir kadının dramını..

Fotoğraf Kitaplarının Türkiye’deki Adresi


www.homerbooks.com |  HomerKitabevi |  Homerbooks |  homerbookstore |  homerkitabevi

Fotoğraf kitaplarımızın güncel listesini www.homerbooks.com sitemizden inceleyip satın alabilirsiniz.


Homer Kitabevi Merkez: Yeni Çarşı Caddesi, No: 12/A, Galatasaray, 34433, Beyoğlu/İstanbul, Tel: +90 212 249 59 02 - Faks: +90 212 249 67 86
Homer Kitabevi Ankara: Bestekâr Sokak, No: 35, Kavaklıdere, 06680, Çankaya/Ankara, Tel: +90 312 426 07 77 - Faks: +90 312 465 04 20
Okuyoruz Militan Fotoğraf ve Fotoğrafçı*
Ocak
2016

Şubat
Mart

Murat YAYKIN
Kalkedon Yayınları, Ekim 2015, 156 sayfa

Murat Yaykın’ın son kitabı olan Militan içinin nasıl boşaltıldığını anlatan bir
Fotoğraf ve Fotoğrafçı üçlemenin son çalışmaydı ve finale doğru iki tezim öne
kitabı. Yazarın izniyle kitabın sunuş çıkıyordu. Birincisi Andy Warhol, Cindy
metnini aynen yayınlıyoruz. Sunuş metni, Sherman, Yasamusa Morimura, Sherie
bu kitabı ve üçlemeyi okuyucularıyla Levine gibi ülkemizde sanatları çok da
paylaşmak üzere açıklıkla yazılmış. sorgulanmadan –Batılı hayranlığı, meta
ve müze değeri üzerinden– kabul görmüş
“Kitaba koyduğum isme bakarak son eleştirel gerçekliğin ötesine geçememiş
söyleyeceğimi baştan söyleyip okuru postmodern sanatçıların eserlerini
yönlendirdiğimi düşünenler olabilir. eleştirmem, ikincisi ise “Belgesel Fotoğraf
Tek kelimeyle militan olmaktan sanat değildir, fotoğrafçısını da sanatçı
bahsediyorum. Bunda bir sakınca yapmaz” tezimdi.
görmediğim gibi düşüncelere müdahale
etmek değildir kastım, okurun itirazını Sanat, Teknoloji, Bilim ve Fotoğraf
ya da takdirini yüksek sesle söylemeye kitabım; iktidar ideolojisinin sanat,
ve tartışmaya teşfik etmektir -hadi teknoloji ve bilim alanında fotoğrafı/
çeknimeyeyim, ajite etmektir- amacım. görüntüyü/imgeyi kullanarak insan
Çünkü konuşan insan, bilgisini ve toplumların algılarını nasıl
sorguladığı gibi öğrenmeye her daim aç şekillendirdiğini, bireyi hem kendine
olan yazara da katkı sağlayacaktır. Buna hem de yaşama nasıl yabancılaştırdığını,
kitabın içeriğinin raflarda kalmasındansa ürettiği “verili gerçek”liği yayarak yeni
hayata akmasını istemememin son bir gerçekliği, yeni bir tarih yaratma ve
kertede harcadığım emek açısından böylece ideolojisini yayma çabalarını
hakkım olduğunu düşünüyor olmamı deşifre ediyordu.
da eklersem niyetimin kötü olmadığı
anlaşılır umarım. Bu serinin son kitabı Militan Fotoğraf
ve Fotoğrafçı ise fotoğrafçılar kadar
Militan fotoğraf ve fotoğrafçı derken görüntü üreten ve kamusal olan her yerde
neyi kastettiğimi açıklamak için okuru, üretimini paylaşan herkese (sinema,
sabrını zorlamak pahasına biraz video, tiyatro, yazılı ve görsel medya vb.
bekleteceğim. Aslında okuru bu teze uğraşanları) önceki iki kitapta aktarmaya
ısındırmak için önden iki kitap yazdım. çalıştığım tespitlerden yararlanarak “Ne
Bunlardan biri Fotoğraf İdeolojisi diğeri Yapmalı?” sorusuna bir yanıt niteliğinde.
Sanat, Teknoloji, Bilim ve Fotoğraf adlı
kitaplardı. İlki fotoğraf terminolojisinde Öyleyse başlayalım…”
kullandığımız kavramları ve olguları * Kitabın önsözünden, yazarın izniyle...
siyasal görüşüm olan “diyalektik
materyalist” felsefe açısından açan ve
egemen ideoloji tarafından bu kavramların Hazırlayan: Kamuran FEYZİOĞLU
ve olguların nasıl kullanıldığını ve

62 63 AFSAD

You might also like