You are on page 1of 16

Amino Asitlerin

Degredasyonu
Amino asitler, diyette ve açlıkta bir enerji kaynağıdır.
• Amino asitler; peptidler ve • Bazı amino asitlerden asetil-CoA veya
proteinlerin yapıtaşları oldukları asetoasetat eşdeğerleri de üretebilir ve
gibi nörotransmiterler ve bunlar ketojenik amino asitlerdir:
hormonların da öncülleridirler. Lipidlerin ve keton cisimlerinin sentezi
• Bazı amino asitlerin karbon için metabolize edilebilirler.
iskeletleri, glukoneojenez yoluyla • Yeterli miktarda protein tüketen bir
glukoz üretmek için kullanılabilir, kişide, önemli miktarda amino asit,
böylece glukoz gerektiren veya
tercih eden dokular için depolama için karbonhidrata (glikojen)
metabolik bir yakıttırlar. Bu tür veya yağa (triaçilgliserol) çevrilir. Fakat,
amino asitler, glukojenik veya amino asitlerin özel bir depolama
glikojenik amino asitler olarak formu yoktur, bununla beraber bazen
adlandırılır. enerji kaynağı olarak kullanılırlar.
Amino asit metabolizmasından çıkan fazla azotun atılımı.
• Amino asitler metabolize • Bu nedenle, insanlarda birincil azot
edildiğinde ortaya çıkan fazla azot atılım ürünü, karaciğerdeki üre
(nitrojen) atılmalıdır. döngüsünde üretilen üredir.
• Amino asitlerden çıkarılan azotun • Üre salgılayan hayvanlar, üreotelik
ilk formu amonyaktır ve serbest olarak adlandırılır.
amonyak oldukça toksiktir. • Ortalama bir bireyde, atılan
• İnsanlar ve çoğu hayvanlarda, nitrojenin % 80'den fazlası üre
amino asit katabolizmasından çıkan (BUN; kan üre azotu) formundadır
amonyak hızlı bir şekilde nötr, daha (25-30 g / 24 saat). Daha küçük
az toksik ve çok çözünür yapıda miktarlarda nitrojen de ürik asit,
olan Üre’ye çevrilir ve idrarla atılır. kreatinin ve amonyum iyonu
şeklinde atılır.
Serum üre ölçümleri (BUN), amino asit metabolizmasının etkilenebileceği çeşitli metabolik hastalıklar ve böbrek
sorunları olan bireylerin durumunun izlenmesinde önemlidir.
Esansiyel amino asitlerin diyetle alınması şarttır.
• Pek çok amino asidin karbon iskeleti, merkezi metabolik yollardaki
metabolitlerden üretilebilir, bu da insanlarda amino asitlerin hepsinin
olmasa da bazılarının biyosentezine izin verir.
• Vücutta sentezlenebilen amino asitlere esansiyel olmayan amino asitler
denir (non-esansiyel), bunların diyetle alınması gerekli değildir.
• İnsan metabolizmasından üretilemeyen karbon iskeletine sahip amino
asitlere esansiyel amino asitler denir ve bunlar diyetle alınmalıdır.
• Esansiyel olmayan amino asitlerin biyosentezinde, uygun karbon
iskeletlerine amino grupları eklenmelidir. Bu genellikle, o spesifik amino
asidin karbon iskeletine karşılık gelen bir α-keto asidin transaminasyonu
yoluyla gerçekleşir.
Proteinlerin merkezi
metabolizma ile ilişkisi
• Kas proteinleri ve yağ doku lipidleri,
açlıkta ve starvasyon sırasında
glukoneogenezi desteklemek için
tüketilir. Vücut proteinleri,
potansiyel enerji rezervinin önemli
bir bölümünü temsil etmesine
rağmen normal şartlar altında, enerji
üretimi için kullanılmazlar.
• Bununla birlikte uzamış bir açlıkta, kas proteinleri; temel proteinlerin
sentezi için amino asitlere ve glikoneojenez ile kan glukoz düzeyini korumak
ve ayrıca enerji üretimi için metabolitler sağlamak üzere keto asitlere
indirgenir. Bu, açlık sırasında kas kütlesi kaybını açıklar.
Diyetsel ve endojen proteinlerin merkezi metabolizma ile ilişkisi

• Oksidatif
metabolizma
• Enerji üretimi
• Normal
protein sentezi
için gerekli
Vücut ve diyet
amino asitler proteinlerinin
diyetle yeterli merkezi amino
miktarda protein asit havuzu ve
halinde metabolizma
ilişkisi
alınmalıdır.
Diyetsel ve endojen proteinlerin emilimi
• Diyet proteinlerinin enerji metabolizması veya esansiyel amino asit
havuzuna katılabilmesi için serbest amino asitler veya küçük peptitlere
sindirilmesi ve bağırsaktan emilmesi gerekir.
• Proteinlerin sindirimi, mide ortamında bulunan çok düşük pH'da aktif olan
bir karboksipeptidaz olan pepsin etkisiyle midede başlar. Mide içeriği ince
bağırsağa (duedonuma) boşaltılırken pankreas salgılarıyla karıştırılır ve
sindirim devam eder.
• Pankreas salgıları alkalidir; karboksipeptidazlar, tripsin, kimotripsin ve
elastaz dahil olmak üzere birkaç sindirim enzimini içerir. Sindirim daha sonra
ince bağırsaktaki enzimler tarafından tamamlanır.
• Kalan di- ve tripeptidler enterositlerdeki enzimler ile parçalandıktan sonra,
serbest amino asitler kana emilir ve enerji metabolizması, biyosentez veya
diğer dokulara dağıtım gibi ihtiyaçlar için karaciğere portal ven ile taşınır.
Endojen protein döngüsü (turnover)
• Amino asitlerin diyet proteinlerinden alınması,
sindirilmesi ve emilmesine ek olarak, vücuttaki
tüm proteinler bir ömrü (yarılanma ömrü) vardır
ve bunlar amino asitlere indirgenir ve yeni
sentezlenmiş proteinler ile değiştirilir. Bu protein
döngüsü lizozomlarda veya proteazomlarda
gerçekleştirilir.
• Lizozomal sindirim, otofaji adı verilen bir
süreçte otofagozomlar olarak bilinen
veziküllerde protein veya organelin yutulmasıyla
başlar. Veziküller daha sonra lizozomlarla birleşir
ve protein, lipidler ve glikanlar, lizozomal asit
hidrolazlar tarafından yıkılır.
Endojen protein döngüsü (turnover)
Sitozolik proteinler, birincil
olarak, çoklu proteolitik aktivite
içeren yüksek moleküler ağırlıklı
kompleksler olan proteazomlar
tarafından parçalanır. Bu süreç
genellikle küçük bir proteinin
(ubikitin) bağlanmasıyla
tetiklenir, ancak sitozolik
proteinlerin parçalanması için
hem ubikitine bağımlı hem de
ubikitinden bağımsız yollar
vardır.
AMİNO ASİT DEGREDASYONU (YIKIMI)
Amino asitlerden enerji metabolizmasına yönelik karbon iskeleti elde
etmek için amino asitler deamine edilmelidir. Amino grubunun amino
asitlerden uzaklaştırılması yani deaminasyon için üç mekanizma vardır:
■ Transaminasyon: Amino grubunun uygun bir keto asit alıcısına
aktarılması
■ Oksidatif deaminasyon: Amino grubunun oksidatif olarak
uzaklaştırılması
■ Non-Oksidatif deaminasyon; bir su molekülünün bir dehidratazla
uzaklaştırılması: Bu reaksiyon, bir α-keto asit ve amonyak üretmek için
hidrolize olabilen kararsız ara ürün olan imin üretir (örn. Serin veya treonin
dehidrataz).
Amino Asit Degredasyonu – Oksidatif deaminasyon
• Oksidatif deaminasyon, stereospesifiktir ve L- veya D-amino asit oksidaz
tarafından katalize edilir. İlk adım, iki hidrojen atomunun flavin koenzim
tarafından çıkarılması ve kararsız bir α-amino asit ara ürünün üretilmesidir.
• Bu ara ürün, su ilavesiyle ayrıştırılır ve amonyum iyonu ve amino asite karşılık
gelen α-keto asid üretilir. Amonyum iyonu üre döngüsüne girer. Amino asit
oksidaz enzimleri sadece karaciğerde ve böbrekte vardır.
Amino Asit Degredasyonu – Oksidatif deaminasyon
• D-amino asitler diyette bulunur, bunların kendilerine karşılık gelen α-keto
asitlere çevrilmesi ile α-karbon atomundaki asimetri ortadan kaldırılır ve
böylece keto asitler, L-amino asitlere aminlenebilir.
• D-amino asitlerin L-amino asitlere bu şekilde çevrilmesi sayesinde diyetle
alınan D-amino asitler vücutta kullanılabilir:
Amino Asit Degredasyonu & Non-oksidatif deaminasyon
• Non-oksidatif deaminasyon: Bir su molekülünün bir dehidratazla
uzaklaştırılmasıdır. Bu reaksiyon, bir α-keto asit ve amonyak vermek
için kendiliğinden hidrolize olan kararsız ara ürün olan imin üretir (örn.
Serin veya treonin dehidrataz).
Amino Asit Degredasyonu – Transaminasyon
• Amino gruplarının amino asitlerden çıkarılması için temel mekanizma,
transaminasyon yoluyla yani amino gruplarının bir amino asitten uygun bir
α-keto asit alıcısına aktarılmasıdır.
• En yaygın transamimasyon reaksiyonları, amino gruplarının α-ketoglutarat
veya oksaloasetata aktarılması ve glutamat ve aspartat üretimidir.
• Aminotransferazlar (veya transaminazlar) olarak adlandırılan birkaç enzim
ile amino grupları çoğu amino asitlerden çıkarabilir ve karşılık gelen α-keto
asitler üretebilir.
• Aminotransferaz enzimleri, kofaktör olarak B6 vitamininden (piridoksin)
üretilen bir kofaktör olan piridoksal fosfatı kullanır; piridoksamin,
reaksiyonda bir ara maddedir.
Amino Asit Degredasyonu – Transaminasyon:
Amino grubunun uygun bir keto asit alıcısına aktarılması.
• Piridoksal fosfatın katalitik rolü. Aminotransferazlar veya transaminazlar, kofaktör
olarak piridoksal fosfat kullanır. Piridoksamin, amino grubunun bir α-amino asit ile bir
α-keto asit arasındaki transferinde bir ara ürün görevi görür.
Piridoksal fosfat; transaminasyon ve Transaminasyon, hem bir verici α-amino
dekarboksilasyon reaksiyonları dahil asidi (R1) hem de bir alıcı α-keto asidi (R2)
olmak üzere hem amino hem de keto içerir. Ürünler, R1'in karbon iskeletinden
bileşiklerini içeren çeşitli enzim katalizli türetilen bir α-keto asit ve R2'nin karbon
reaksiyonlarda kullanılır. iskeletinden bir α-amino asittir.
Amino Asit Degredasyonu – Transaminasyon:
Amino grubunun uygun bir keto asit alıcısına aktarılması.
• Piridoksal fosfatın katalitik rolü.
Aminotransferazlar veya
transaminazlar, kofaktör olarak
piridoksal fosfat kullanır. Piridoksamin,
amino grubunun bir α-amino asit ile bir
α-keto asit arasındaki transferinde bir
ara ürün görevi görür.

Alanin Aminotransferaz (ALT)


Aspartat Aminotransferaz (AST)

You might also like