You are on page 1of 5

Dersin Adı:Hücre Zarı Bileşenlerinin Kimyasal Yapısı

Ders Sorumlusu:Prof.Dr.Nuriman Özgüneş

Ders Süresi:2Saat

Dersin Amacı:Hücre zarı bileşenlerini tanıtmak.

Ders içeriği:

BİYOMEMBRANLAR
Biyomembranlar hücre içi ortamı dışardan ayıran yarı geçirgen yapılar olmaları
yanında, başka önemli görevler de yaparlar. Membranlar esnek ve kendini onaran
yapılar oldukları için, görevlerini yerine getirirken, sürekli şekil değiştirebilir ve
kendilerini oluşturan lipit ve proteinlerin hareket etmelerine izin verirler. Membranlar
üzerinde enzimler yardımı ile birçok tepkime yürür, reseptör molekülleri ile dışardan ve
içerden gelen sinyaller algılanır ve bilgiler hücre içine iletilir, adhezyon molekülleri
aracılığı ile komşu hücrelerle bağlantı sağlanır, transport proteinleri ve kanallar yolu ile
dış-iç ortam arasında madde akışı sağlanır.
Membranların hepsi aynı tip moleküllerden (protein, lipit, karbonhidrat) oluşur,
genel düzenleri ve birçok özellikleri aynıdır. Ancak lipit, protein ve karbonhidrat
içerikleri birbirinden çok farklı olabilir. Membran içeriği üç faktörden etkilenir: canlı
türü, doku türü ve membran tipi. Membranın lipit/protein miktarı bu faktörlere göre
%20-80 arasında değişim gösterir.

Membranı Oluşturan Moleküller

Membran Lipitleri

Fosfolipitler: Membranların temel lipidi fosfolipitlerdir. Bunlar gliserol veya


sifingozinden türeyebilmekle birlikte çoğu gliserolden türeyen gliserofosfolipitlerdir.
Yapıları aşağıdaki gibidir:
Gliserol

Yağ asidi Yağ asidi

Fosfat grubu

Alkol
İkinci önemli fosfolipit grubu, sifingozinden türeyen sifingomiyelindir. Bu lipit
miyelin tabakalarında fazla miktarda bulunur. Yapısı aşağıdaki şekilde gösterilebilir:

1
Sifingozin

Yağ asidi

Fosfat grubu Kolin


(Etanolamin)
Seramit: Sifingozine 1 yağ asidi eklenmesi ile seramit oluşur.

Glikosifingolipitler: Sifingozinden türeyen ve şeker molekülü içeren


glikolipitler daha çok plazma membranında yer alırlar. Bunların bir glukoz veya
galaktoz bulunduranları serebrosit, iki veya daha fazla şeker bulunduranları globosit ve
kalabalık bir şeker grubu içerenleri ise gangliyosit adını alır.
Sifingozin

Yağ asidi

Şeker ünitesi

Kolesterol: Membranların ana sterolü kolesteroldür. Kolesterol, en fazla yüzde


ile plazma membranında ve daha az olarak da çekirdek, mitokondri ve Golgi
membranında bulunur. Bakteri membranında ise bulunmaz.

Membran Proteinleri

1. Periferal Proteinler: Bunlar membrana zayıf şekilde bağlandıkları için,


şartları (pH, iyon derişimi) değiştirerek veya üre gibi H-bağlarını kıran molekülleri
ekleyerek mebrandan uzaklaştırılmaları mümkündür. Membranın iç veya dış yüzünde
yer alabilirler.

2. İntegral Proteinler: İntegral proteinler membrana sıkı şekilde bağlı veya


gömülü oldukları için ancak hidrofobik etkileşimleri kıran deterjanlar ve polar olmayan
(nonpolar) çözücülerle membrandan uzaklaştırılabilirler.

3. Çıpalı Proteinler: Bazı membran proteinleri, kendilerine kovalan olarak


bağlanmış çıpalarla membrana tutunurlar. Çıpa olarak; yağ asitleri (miristik ve palmitik
asit), izoprenoitler (farnesil ve geranilgeranil) ve GPI (glikozil fosfatidil inozitol) çıpası
kullanılır.

Membran Karbohidratları:
Hücrelerin çoğunda plazma membranının dış yüzü oldukça kalın bir karbohidrat
tabakası ile kaplanmıştır. ‘’Glikokaliks’’ adını alan bu tabakadaki karbohidratların çoğu
membran proteinlerine ve bir kısmı da membran lipitlerine kovalan olarak
bağlanmıştır. Proteinin karbonhidrat kısmı; glukoz, galaktoz, mannoz, fruktoz, N-asetil

2
glukozamin, N-asetil galaktozamin ve sialik asit gibi birimlerin biri ile veya birçoğunun
bir araya gelmesi ile oluşur.

Sıvı-Mozaik Membran Modeli


1972’de Singer ve Nicholson tarafından ortaya atılan bu modele göre; lipit çift
tabakasından oluşan akışkan membran ortamında, proteinler, gömülü veya tutunmuş
olarak bulunur. Bu durumda, hem proteinler hem de lipitler lateral olarak serbestçe
hareket edebilirler.
Sıvı-mozaik membran modelini esas alarak membranların genel özelliklerini
şöyle sıralayabiliriz:
1. Membranlar esas olarak bir ‘lipit çift tabakası’ndan oluşmuştur.
2. Membranlar asimetriktir,
3. Membranlar dinamik yapılardır,
4. Membranların çoğunda ana lipit grubu fosfolipitlerdir.
5. Membranlar akışkan yapılardır.

Membran Reseptörleri
Hücreler dışarıdan aldıkları sinyalleri, yüzeylerinde bulunan resöptör proteinleri
aracılığı ile algılar ve bu sinyali, sinyal dönüşüm mekanizmaları ile biyolojik
olarakanlamlı bir cevaba dönüştürürler. Plazma membranı reseptörleri aşağıdaki
görevlerden birini yapabilirler:
1.İyon kanalı olarak çalışabilirler.
2.Enzim aktivitesi gösterebilirler.
3.Sitoplazmada bulunan JAK kinazları aktive edebilirler
4.G proteinlerini aktive edebilirler.

3
Dersin Adı: Hücre Zarında Etkileşimler

Ders Sorumlusu:Prof.Dr.Nuriman Özgüneş

Ders Süresi: 2 Saat

Dersin Amacı: Hücre membranında gerçekleşen taşıma olaylarını tanıtmak

Ders içeriği:

MEMBRANDA TAŞIMA
Membranlarda taşınan iyon veya molekül yoğun bir ortamdan daha az yoğun
ortama taşınıyorsa, bu işlem “pasif taşıma” adını, tersi olursa “aktif taşıma” adını alır.
Sadece bir molekülün (iyonun) taşındığı işlemler “üniport”, iki molekülün
(iyonun) beraberce taşındıkları ise “kotransport” olarak adlandırılır. Kotransport işlemi;
moleküller (iyonlar) aynı yönde taşınıyorsa “simport”, ters yönde taşınıyorlarsa
“antiport” adını alır.

PASİF TAŞIMA

A) Pasif Difüzyon
Membranlarda pasif taşıma aracısız veya bir aracı yoluyla başarılır. Bir molekül
membrandan, hiçbir aracıya gerek olmadan geçiyorsa, bu geçiş “pasif difüzyon” olarak
adlandırılır.

B) Kolaylaştırılmış Taşıma
Proteinleri aracı olarak kullanan pasif taşıma işlemlerine “kolaylaştırılmış
taşıma” adı verilir. Bu işlemlerde integral membran proteinleri görev alırlar.
Kolaylaştırılmış taşıma işlemleri de aracı molekülün işlev biçimine göre ikiye
ayrılırlar: Kanal açanlar ve taşıma sırasında konformasyon değiştiren taşıyıcılar (bunlar
transporter, permeaz, translokaz gibi isimler alırlar).

1.Kanal Açan Proteinler


Hücrenin ihtiyacı olan besin maddelerinin, suyun, inorganik iyonların
membrandan hızla geçmesini sağlamak için gözenek ve kanal oluşturan proteinler işlev
görür. Bunların özgül olmayanlarına gözenek adı verilir.

a) Gözenekler (Porlar):Membranlarda 3 tip gözenek tanımlanmıştır:


1. Geçit Kavşakları (Gap Junction)
2. Çekirdek Gözeneği
3. Porinli Gözenek

b) İyon Kanalları: Özgül kanallardır. Hücrelerin hepsinin plazma ve organel


membranlarında, ana iyonları (Na+, K+, Ca+2 ve Cl-) konsantrasyon gradiyenleri yönünde
(yoğundan az yoğuna doğru) geçiren iyon kanalları bulunur.
İyon kanallarını aşağıdaki şekillerde sınıflayabiliriz:

4
1. İyon cinsine göre: Katyon ve anyon kanalları
2. Kontrol tipine göre:
a) Voltaj kapaklı: Voltaj değişimine göre açılıp kapanır.
b) Ligand kapaklı: Hücre içi veya dışından gelen bir ligandın bağlanması ile
açılıp kapanır.
c) Mekanik kapaklı: Basınç ve temas gibi mekanik uyarılarla açılıp kapanır.

İyonoforlar
Mikroorganizmaların sentezlediği bazı organik moleküller, membrana yerleşerek
iyon geçirgenliğini değiştirirler. Bunlardan gramisidin, membranda kanal oluşturan
iyonoforlara; valinomisin ise membran içinde hareket ederek iyon taşıyan iyonoforlara
örnektir. Bu iyonoforların iç yüzeyleri hidrofilik, membrana bakan yüzeyleri ise
hidrofobiktir.
Su Kanalları (Akuaporinler): Bazı hücrelerde membrandan ozmotik su
difüzyonu yeterli olmadığı için bu hareketi hızlandıran su kanalları vardır. Su kanalları,
4 alt birimden oluşan “aquaporin” proteinlerinden meydana gelmişlerdir. 10 değişik su
kanalı tanımlanmıştır. Nefrojenik diyabet insipitde bu kanallardan birinin geninde
mutasyon olduğu gösterilmiştir.

2.Taşıyıcı Proteinler (Transporter):Konformasyon Değiştiren


Taşıyıcılar
“Transporter” olarak adlandırılan membran proteinleri, aktif veya pasif taşımada
rol alırlar. Bunlardan pasif taşıma yapanlar, daima yoğundan az yoğuna doğru taşıma
işlemini gerçekleştirirler ve kolaylaştırılmış taşımanın bir tipini oluştururlar. Bunlar,
kanal açarak pasif taşıma yapanlardan farklı olarak enzimlere benzer bazı özellikler
gösterirler. Yani, enzimlerde bulunan 3 özelliği taşırlar: özgüllük, doygunluğa ulaşmak
(maksimum hız göstermek) ve inhibe olabilmek.

AKTİF TAŞIMA
Aktif taşımada da kolaylaştırılmış taşımanın, taşıyıcı protein ile olan kısmına
benzer şekilde; özgüllük, doygunluğa ulaşma ve inhibe olabilme özellikleri vardır.
Aktif taşıma pirimer ve sekonder aktif taşıma olarak ikiye ayrılır. Pirimer aktif
taşımada enerji kaynağı ATP molekülü iken, sekonder aktif taşıma bir iyon (genellikle
Na+ veya H+) gradiyeninde saklı enerjiyi kullanır.

You might also like