Professional Documents
Culture Documents
U M U T Ü R K T A R İ H K U R U M U Y A Y I N L A R I
XVI. Dizi — Sa. 57
LOZAN
TELGRAFLARI
I
(1922 - 1923)
BİLÂL N. ŞİMŞİR
T Ü R K T A R İ H K U R U B A S I M E V İ — A N K A R
M U A
B U KİTAP,
LOZAN KONFERANSI KAHRAMANLARIMIZIN
A Z İZ HÂTIRASINA VE VATANSEVER TÜRK
DİPLOMATLARINA SAYGIYLA ARMAĞAN
EDİLMİŞTİR
B. N. Ş.
ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TA R İH Y Ü K S E K K U R U M U
T Ü R K T A R İ H K U R U M U Y A Y I N L A R I
X V I. Dizi — Sa. 57
LOZAN TELGRAFLARI
C İL T
I
(Kasım 1922 — Şubat 1923)
Hazırlayan
T Ü R K T A R İ H K U R U M U B A S I M E V İ — A N K A R A
CO N SEU L S U P R f iM E D ’A T A T Ü R K POUR CULTURE, LAN GUE ET H IS T O R E
TELEGRAMMES
DE LAUSANNE
VOLÜM E
I
(Novembre 1922 — Fevrier 1923)
fid. par
B İL Â L N. ŞİM ŞİR
M em bre de la Societe T urque d ’Histoire
19 9 0
ATATÜRK SUPREM E C O U N C IL FOR CULTURE, LAN GU AGE AND H IS T O R Y
LAUSANNE TELEGRAMS
t u r k is h d ip l o m a t ic d o c u m e n t s o n
THE LAUSANNE PEACE CONFERENCE
VOLÜM E
I
(November 1922 — February 1923)
Edited by
PRINTED AT T U R K İ S H H I S T O R I C A L S O C İ E T Y — A N K A R A
ISBN 975-16-0266-1 Tk.
ISBN 975-16-0267-X
İÇİNDEKİLER
Ö nsöz .................................................................................................................... IX
Belgelerin Listesi ve Ö zetleri .......................................................................... i
Belgeler ................................................................................................................. 99
Bu ciltte Lozan barış konferansının birinci dönem iyle ilgili T ü rk diplom atik
belgeleri yer alm aktadır. Belgeler, T ü rk H üküm eti ile L ozan ’daki T ü rk delegas
yonu arasındaki yazışm alardan oluşuyor. Konferansın birinci dönem i 20 Kasım
1922’den 4 Şubat 1923’e kadar, 77 gün sürmüştür. Bu cilt, bu dönemi biraz ta
şarak, konferans öncesinde ve sonrasındaki günlerde yapılan bazı yazışm aları da
kapsamaktadır.
Dahası, Lozan sistemi bugün de yaşam aktadır. Birinci dünya savaşı sonun
da Versailles, Saint-Germ ain, Trianon, N euilly barış antlaşm alarıyla kurulm uş
olan Avrupa barış düzeni, yirmi yıl sonra ikinci dünya savaşıyla altüst olup tari
he karıştığı halde, Lozan barışı o büyük savaşa göğüs gerip günüm üze kadar
ayakta kalabilmiştir. Lozan, bugün de T ü rk dış politikasında bir yer tutar.
“ İstanbul’da iki gün kaldım . Refet Paşa’nın karargâhı halinde bulunan Şark
M ahvelinde misafir edildim.
“ Bir akşam yem eğinde beyanat verdim. Bu beyanatım da, sulh arzum uzu,
m ukavelelere riayetli olduğum uzu, bir an evvel neticeye varm ak istediğimizi bil
diriyordum . M ukavelelere riayetli olduğum uzu söylerken kastım, Fransızlarla
yaptığım ız Ankara İtilâf M ukavelesi idi. Bu m ukaveleye riayeti, bu fikri belirt
m ek istiyordum .Aynı zam anda um um î olarak, tafsilâta girm eksizin hep Büyük
M illet M eclisinin yaptığı ve yapacağı m ukaveleleri işaret ederek, um um i efkârı
teskin etm eğe çalışıyordum .
“ İsviçre’ye gelir gelm ez karşımıza çıkan ilk mesele İsviçre’yi tam am ıyla boş
bulm am ızdır. M ütteffıklerden hiç kimse, hiçbir heyet İsviçre’ye gelmemişti. Y a l
nız biz gelmiş bulunuyorduk... Ben İstanbul’da general Harington
ile görüşm üştüm . O bana bir şey söylememişti. Gerek İstanbul’da, gerek İstan
bul’dan ayrıldıktan sonra yolda veya herhangi bir yerde bana konferansın bize
söylendiği gibi ayın 13’ünde toplanm ayacağını, bir hafta teehhür edeceğini bil
dirmemişlerdi. Bu durum dan çok__ sıkıldım. Gazetecileri topladım . Evvelâ bu
boşluktan, kimsenin bulunm am asından şikâyet ettim. Bizi ayın 13’ü için buraya
çağırdılar. Geldik, yoktular. Eee... niçin yoksunuz? Bari onu söyleyin...
“ İsviçreli gazetecilerle yaptığım basın toplantısından sonra otelde, Sayın Fe
rit T e k ’i bekliyordum . Ferit T e k o zam an bizim Paris’te tem silcimizdi. K en di
sinden havadis alacaktım . Bu esnada Lozan’daki Fransız Konsolosu benim le
görüşm ek üzere otele geldi. Fransız sefirinin bu akşam benim le görüşm ek istedi
ğini söyledi. O akşam Fransız sefiri ile görüştüm. Fransız H üküm eti beni Pa
ris’e davet ediyordu. Konferans için henüz bir haftalık vakit vardı. Bu vakitten
istifade ederek görüşm em izi ve bana Fransa’yı tanım a fırsatı vermek istiyorlardı*
Daveti kabul ettim. Bu arada Ferit Bey de gelmişti. O nu nla da görüştüm. H e
men ertesi gün Paris’e hareket ettim. Paris’te başvekâlet dairesinde M ösyö Poin
care ile buluştuk. Bütün m erakım , sulh var mı yok m u,bunun üzerine bir teşhis
koym aktı...” 2.
Lozan günlerinde yazışm alar pek yoğun geçmiştir. G ece gündüz, telgraf tel
leri çalışmıştır. Pazardır, C u m ad ır denm em iş, her A llahın günü durm adan tel
graflar çekilm iştir.Kim i zam an karşılıklı günde 10-15 telgraf çekildiği olmuştur.
Çekilen telgraflara ı ’ den başlayarak devam eden num aralar verilmiştir. K onfe
ransın birinci dönem inde böyle num aralanm ış olarak İsmet Paşa’dan A nkara’ya
320 telgraf çekilmiştir. Başbakan H üseyin R a u f Beyin İsmet Paşa’ya gönderdiği
telgrafların sayısı ise 388’e ulaşmıştır. Konferansın kesildiği günlerde sıra num a
rası alm adan veya başka num aralarla çekilm iş telgraflar da vardır. Böylece üç
aydan az bir zam an içinde T ü rk H üküm eti ile L ozan ’daki T ü rk delegasyonu
arasında karşılıklı çekilen telgrafların sayısı 750’ye yaklaşmıştır. Bu zengin ve
önem li tarihi koleksiyonun hem en hem en tamamı bu ciltte bulunacaktır. Sekiz-
on kadar telgrafa arşivde rastlanmamıştır, am a bunun da pek önem li bir eksik
lik olduğu sanılm am aktadır.
Konferansın birinci dönem inde toplam 750 kadar telgraf çekilmiş olduğu
halde, bu ciltte 544 belge görülür. İlk bakışta büyük bir eksiklik varmış sanıla-
caktır. O ysa aradaki fark sadece görünüştedir ve şundan ileri gelmiştir: arka ar
kaya çekilen kim i telgraflar, alınıp açıldıktan sonra birleştirilip tek telgrafa
dönüştürülm üştür. Böyle Birleştirilmiş ve birbirini izleyen birkaç num ara birden
almış olan epeyce telgraf vardır.O sıkışık günlerde zam an kazanm ak için bu yo
la başvurulmuştur. Telgraflar, kitap şifresiyle kapatılıyor ve P T T kanalıyla çekili
yordu. Şim diki gibi kripto m akinaları, telex veya faks m akinaları ve A nkara ile
Lozan arasında doğrudan telsiz bağlantısı yoktu. K itap şifresiyle telgraf kapatıp
açm ak, iğneyle kuyu kazm ak gibi zam an alıcı bir işti. Bu bakım dan telgraflar
ya kısa kısa, ya da bölüm bölüm kapatılıp çekiliyor ve bu bölüm ler alındıktan
sonra yine birleştiriliyordu. Birleştirilen telgraflarda eski sıra num aralı kalıyordu.
Telgrafın doğru alınıp alınm adığını kontrol bakım ından da bu num araların ya
rarı oluyordu. H angi telgrafın hangi bölüm ünün açılam adığı veya anlaşılamadı-
ğı kolayca kontrol edilebiliyordu. Zam anında birleştirilmiş olan telgraflar, oldu
ğu gibi alındığı için, kitaptaki belgelerin sayısı epeyce azalm ış gibi görünür.
Gerçekte ise sekiz-on eksiğiyle 750 kadar telgrafın hepsi bu kitapta bulunm akta
dır.
Lozan üzerine bizde epeyce yayın yapılmıştır. Konferansa danışm an olarak
katılan Prof. Cem il Bilsel, Lozan antlaşmasının onuncu yılında iki ciltlik bir ki
tap yayınlam ış ve bu kitap bir zam anlar hukuk öğrencilepnin elkitabı olm uş
tu r4. Gazeteci olarak konferansı izlemiş olan Ali Naci K aracan da Lozan antlaş
masının yirm inci yılında kalınca bir kitap çıkarmış ve bu kitabın daha sonra
ikinci baskısı da yapılm ıştır3. Lozan barış antlaşması ve eklerinin fransızca aslıy
la Türkçe çevirisi zam anında Düstur’*da yayınlanm ıştı6. Sık sık başvurulan bu
antlaşmanın aslıyla Türkçesi daha sonra Dışişleri Bakanlığım ızca ayrı kitap ola
rak da basılm ıştır7. Aslı fransızca olan Lozan konferansı tutanakları,zam afıında
türkçeye çevirilmişti. Tutanakların daha yeni ve kusursuz bir çevirisi rahmetli
hocam Prof. Seha L. M eray tarafından yapılm ıştır8. İsmet Paşa, Hatıralarinda
Lozan konferansına genişçe yer ayırm ıştır9. L ozan’a üçüncü delege olarak giden
Dr. R ıza N u r da kendine has buruk ve sivri uslubuyla konferansı uzun uzun
anlatm ıştırl0. K onuyla ilgili başka yayınlar da vardır.
“ ı. Doğu sının: “ Ermeni Y u r d u ” sözkonusu olam az, olursa görüşm eler kesi
lir. 2. Irak sının: Süleym aniye, K erkü k ve M usul livaları istenecek, konferansta
başka bir durum ortaya çıkarsa H üküm etten talim at alınacak. 3. Suriye sının:
Bu sınırın düzeltilm esi için çalışılacak ve sınır şöyle olacaktır: R e’si îb n Ha-
ni’den başlayarak H arim , M üslim iye, M eskene, sonra Fırat Y o lu , Derizor, Ç öl,
nihayet M usul vilâyeti güney sınırına ulaşacak. 4. Adalar: D u ru m a göre davranı
lacak, kıyılarım ıza pek yakın olan adalar ülkem ize katılacak, olm azsa A n k a
ra’ dan sorulacak. 5. Trakya sınırı: 1914 sınırının elde edilm esine çalışılacak. 6.
Batı Trakya: M isak-ı M illî m addesi (yani plebisit istenecek-B.N.Ş.). 7. Boğazlar
ve Gelibolu yarımadası: Y aban cı bir askerî kuvvet kabul edilem ez, bu yüzden
görüşm eleri kesmek gerekirse önceden A nakara’ya bilgi verilecek. 8. Kapitülâs-
yonlar: K abu l edilem ez, görüşm eleri kesm ek gerekirse gereken yapılır. 9. Azınlık
lar: esas m übadeledir. 10. Osmanlı borçları: Bizden ayrılan ülkelere paylaştırıla
cak, Y un an istan’dan alınacak tam irat bedeline m ahsup edilecek, olm azsa 20 yıl
ertelenecek. D üyun-u U m u m iye İdaresi kaldırılacak, zorluk çıkarsa (Anka
ra’ dan) sorulacak. 11. Ordu ve donanmaya sınırlama konm ası söz konusu olam az.
12. Tabancı kuruluşlar: Yasalarım ıza uyacaklar. 13. Bizden aynlan ülkeler için M i-
sak-ı M illi’nin ilgili m addesi geçerlidir ve 14. Islâm cemaat ve vakıflanmn haklan,
eski anlaşm alara göre sağlanacaktır” l2.
T alim at budur. Altında tek tek Bakanların im zalarını taşıyan ve aslı Başba
kanlık Ö zel K alem M üd ü rlü ğü başlıklı kağıda yazılm ış bulunan bu metin, M i-
sak-ı M illi’ nin biraz genişletilmişi gibidir. T ü rkiye’nin m illî hedeflerini kalın çiz
gilerle belirler. İsmet Paşa, L o zan ’da bu talimatı yerine getirm ek görevini
üstlenmiştir. Talim at, T ü rk iy e’nin m illî sınırlarını çizm eyi, sonra da bu sınırlar
içinde devletin tam bağım sızlığını sağlam ayı am açlar. İki noktada T ü rk
H üküm eti savaşı göze alabilecek kadar kesin kararlıdır: Biri “ Ermeni Y u rd u ”,di
ğeri kapitülasyonlar. Lozan’da T ü rk iy e’den “Ermeni Y u r d u ” istenirse, yani A n a
dolu’dan toprak koparılm ağa kalkışılırsa, görüşm eler derhal kesilecektir. A nka
ra’ dan yeni talimat istemeğe gerek bile yoktur. İsmet Paşa, bu konuda
H üküm ete danışm adan görüşm eleri kesm eye yetkilidir. G örüşm eleri kesmek, ye
niden savaşı göze alm ak demektir. K apitülasyonlar konusunda da gerekirse
görüşmelerin kesilebileceği ve savaşın göze alınabileceği anlaşılıyor. Bu noktada
da İsmet Paşa A n kara’ya danışm adan görüşmeleri kesebilecektir.
A nkara’da hazırlanm ış olan talimatın L ozan ’da yetersiz kaldığı çabucak an
laşılmıştır. İşin içine girince ve hele gayet hazırlıklı yedi düvelle boğuşm a başla
yınca, binbir soru ortaya çıkmıştır. 25-30 satırlık bir genel talim at bu sorulara
cevap verem ezdi ve verememiştir. D aha önemlisi, Konferansta düşm an cepheyle
Lozan yazışm alarının hacm ini ve önemini arttıran bir diğer neden, diplo
masinin ağırlık m erkezinin o günlerde Lozan’a kayması olmuştur. Zam anındaki
söylenişiyle, “ mesâil-i siyasiye L ozan ’da tem erküz etmiştir”. H ele ilk zam anlarda
Avrupa diplomasisinin başlan oraya toplanmıştı. Dışişleri Bakanlıklarının kal
burüstü elem anları oraya taşınmışlardı. T ü rk Dışişleri personelinin yarısı ora
daydı. İsmet Paşalar, Lord Curzonlar, hem başdelege, hem de dışişleri bakanı
olarak L ozan’da bulunuyorlardı. Bugün T ürkiye dışişleri bakanı iki günlüğüne
bir yabancı ülkeye gitse, A n kara’dan oraya yıldırım telgraflar yağm ağa başlar ve
önemli gelişmeler sayın bakana sürekli duyurulur. Dışişleri Bakanı İsmet Paşa
aylarca L ozan’da kaldığına göre, bu uzun süre içinde kendisine elbette pek çok
bilgi akmıştır. Dışişleri Bakanlığının yürüttüğü çeşitli işler ona duyuruluyor ve
danışılıyordu. Barış görüşm eleriyle doğrudan doğruya ilgili görülm ese bile dış
ilişkilerimizi ilgilendiren bazı işler de İsmet Paşa’nın önüne geliyordu. Ö rneğin,
Tü rkiye Belgrad’a bir diplom atik temsilci atayacaktır. H enüz barış andlaşması
im zalanm adığı ve T ü rkiye’ nin dış ilişkileri normale dönüşm ediği için, atanacak
görevliye Elçi ya da Büyükelçi denem iyor, diplom atik temsilci deniyor. Bunun
için girişim yapılacaktır. Girişim Belgrad’da değil, L ozan’da yapılır. Ç ü nkü
T ü rk ve Yugoslav dışişleri bakanları zaten L ozan’dadırlar, bu işi de orada konu
şuverirler.
T ü rkiye’ nin dış ilişkilerinde bir geçiş dönem inin yaşanm akta olması da
o aylarda L ozan’ı bir diplom asi merkezi olarak öne çıkarıyordu. O sm anlı İm pa
ratorluğu yıkılmış, onunla birlikte O sm anlı Hâriciyesi de tarihe karışmıştı, i
Kasım 1922 tarihinde Saltanatın kaldırılm asıyla birlikte yurt dışındaki son Os-
manlı diplom atlarının da görevleri bitmiş, maaşları kesilmişti. Y eni T ü rk H ârici
yesi ise henüz tam kurulamam ıştı. A vrupa’da T .B .M .M . H üküm etinin yalnız
M oskova, Rom a ve Paris’te temsilcilikleri vardı. Bir Fransız A lbayından başka
Batı Avrupa devletlerinin de A nkara’da temsilcilikleri yoktu. M üttefikler ve öteki
devletler tezelden Ankara’ya bir şey duyurm ak, T ü rk iye’deki sorunlarını dile ge
tirmek isteyince sık sık L ozan’da İsmet Paşa’ya başvuruyorlardı. Lozan bir m er
kezdi. İsmet Paşa da bu girişimleri telgrafla A nkara’ya duyuruyordu. K itapta bu
çeşit belgeler de vardır. Bunlar, Lozan günlerinde T ü rk iye’nin dış ilişkileriyle il
gili aydınlatıcı ipuçlarıdır.
İsmet Paşa, “am atör diplom at” oluşu yüzünden L ozan ’da güçlüklerle karşı
laştığını anlatır. “ K apitülâsyonlar m eselesinde benim uğradığım güçlük, biraz da
askerlikten gelip am atör olarak diplom atlık yaptığım dan doğm uştur” der ve
şöyle devam eder:
Bir gün İtalyan delegesi M on tagna bir işten dolayı İsmet Paşa’yı protesto
etmiş. Askerlikten diplom atlığa yeni geçm ekte olan Paşa, bundan pek etkilen
miş. D iyor ki:
“ Böyle protesto ettin m i, ben bir saat sonra m uharebeye tutuşuruz, deyive
ririm ” cevabını verdim.
Bu kitapta yer alan telgraflar ise O sm anlı diplom atik belgelerinin tam tersi
dir. Bunlar, kısa, kuru, tok, küt, şekilsiz belgelerdir. H atta sivri ve kaba izlenimi
bile verirler. İsmet Paşa, “m ercu du r”, “m üsterham dır” gibi tek kelim elik nezâket
cüm lelerini bile telgraflarından sık sık esirger. B u nlan dahi çok görür bir tutum
Buna karşılık bu belgelerin hem en hepsi özlüdür, anlam lıdır ve önem lidir.
Kısacık telgraflarla çok şey anlatılmıştır. H em en her telgraf adam akıllı anlam
yüklüdür. Bunlarda süs yok, yaldız yoktur, am a inanç vardır, yürek vardır. D ik
katle üzerine eğilince bu belgeler insanı etkiler ve düşündürür. Şekil ihm al edil
miştir, am a öz önemsenmiştir. Bu konuda İsmet Paşa’nm pek titiz davrandığı
anlaşılıyor. O n u n kendi kalem inden çıkan bazı telgrafların müsveddeleri
görülm eğe değer. Yazm ış, çizm iş, yeniden yazm ış, çıkm alar yapm ış, onları da
silmiş, tekrar yazm ış ve sonunda en doğru cüm leleri, en yerinde kelimeleri bu l
duğuna kanaat getirmiş ve böylece yeni bir telgraf doğm uştur. İsmet Paşa’nm
kendine has bir yazı uslübu vardır. Telgraflar belki bu açıdan da incelem enğe
değer.
L ozan’ da telgrafların çoğu geceleri kalem e alınmıştır. G ündüzleri kom isyon
lar, alt-kom isyonlar toplanıyor, m üzâkereler yapılıyor, ayrıca konferans dışında
da özel görüşm eler oluyordu ve akşam lan bunlan A n k ara’ya rapor etm eye sıra
geliyordu. Akşam yem eğinden sonra T ü rk delegasyonu üyelerinden bazıları L o
zan Palas otelinin holünde vakit geçirirken ya da Y ah y a K em a l’den hoş fıkralar
ve şiirler dinleyerek içkilerini yudum larken, bazılan da otelin yukan katlarında
çalışm aya dalm ış ve yan nki görüşm elere hazırlanıyor olurlardı. İsmet Paşa da
oteldeki dairesine çekilip o günün telgraflannı kalem e alırdı. Paşanın çalışmaları
çoğu zam an gece yansından sonraki saatlere taşardı ve o günün raporları ertesi
gün A nkara’ya tellenirdi. G ece yansından sonra sabahın erken saatlerine kadar
çalışıldığı olurdu. Şifre görevlisi m üsveddelerin altına “ kapdım saat 2 evvelde”
gibi notlar düşerdi. T a m gece yarısı kapatılan ve her iki günün tarihini taşıyan
telgraflar da vardır. İngilizlerin Lozan belgelerinde her telgrafın çekildiği ve alın
dığı saatler ve dakikalar hiç şaşmadan kaydedilmiştir. Bizim telgraflarda “vüru-
d u ” diye alındığı gün bazen kaydedilm işse de alış saatleri ve dakikaları belli de
ğildir.
Sözlerim e son verirken rahm etli Prof. Dr. Bekir Sıtkı B aykal’ı burada an
m ak istiyorum. Son defa A nkara’ da bulunduğum sırada rahm etli hoca bu bel
geleri bir an önce yayınlam am için beni teşvik ediyordu. Fakat ben, diğer işleri
min yoğunluğu yüzünden, bu kitaba ayıracak zam an bulam ıyordum . H oca
emekli olm uştu, bol zam anı olduğunu ve bana yardım edebileceğini söylüyor
du. Sonunda kitabı birlikte yayınlam aya karar vermiştik. H oca, belgeleri dakti
loya çekecekti. Sonra oturup belgeleri birlikte yaym a hazırlayacaktık. G erçekten
hoca işe başlam ış ve belgelerin bir bölüm ünü daktiloya çekmişti. Fakat m aalesef
öm rü yetm edi. T iran a ’da görevli old u ğu m bir sırada aziz hocanın vefat haberini
aldım. Hatırası önünde saygıyla eğilirim.
H ocanın vefatı beni kam çıladı. Bu belgeleri İsmet Paşanın sağlığında yayın
lam ayı düşünm üştüm , olm amıştı; Bekir Sıtkı Baykal hoca ile birlikte yayınlam a
ya niyetlenm iştim. O n u n d a öm rü yetmemişti. H iç değilse ben sağlığım da bu
belgeleri yaym a hazırlayayım diye yeniden işe koyuldum .
B İL Â L N. ŞİM Ş İR
T ü rk T arih K u ru m u Üyesi
Bu cilt, sürekli görevle Arnavutluk’ta ve Ç in ’de bulunduğum yıllarda dizildi ve basıldı. Kitabın
provaları birçok defa T iran ’a ve Pekin’e gidip geldi. Bu taşınmalar sırasında 85 sayılı belgenin
metni kayboldu, yalnız özeti kitapta kaldı. Ü zgünüm ve özür diliyorum
BELGELERİN LİSTESİ VE ÖZETLERİ
K im den kim e yazıldığı ve özü
1922 Yılı
1 11 Kasım ismet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 3 ................................ ıo ı
19 Kasım İsmet Paşa ’dan İstanbul’da Refet Paşaya tel. No. 4 ............ 104
19 Kasım Başbakan Hüseyin Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 2 .... 108
20 Kasım Başbakan Hüseyin Rauf Beydenİsmet Paşa ’ya tel. No. 1...... 109
20 K asım Başbakan Hüseyin Rauf Beyden İsmet Paşa’va tel. No.4 .... 109
12 2 i Kasım Başbakan Hüseyin Rauf Beyden İsmet Pasa’va tel. No. 5 1 '5
Yugoslav b a ş b a k a n ın ın güvendiği adam lardan A l
bay T a siç, gizlice Ankara’ya geldi: Türkiye-Yugos-
lavya ilişkilerinin kurulması üzerinde durdu. Buna
taraftar olduğum uzu bildirdik. Y ugoslavya’daki
T ü rk ve İslâm ahaliye baskıların durdurulm asını
istedik.Sırp heyetinin L ozan’da sizinle anlaşm ası
nın uygun olacağını bildirdik. G örüşm eniz uygun
olu r. (Bkz. No. 22.84, *36)
15 22 Kasım Başbakan Hüseyin Rauf Beyden İsmet Pasa ’ya tel. No. 6 .... 118
16 22 K asım Başbakan Hüseyin Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 7 118
18 22 K asım Mustafa Kemal Paşa’dan İsmet Paşa’ya tel. No. 11 ........ 119
Söyleviniz henüz alınmadı.
19 22 Kasım İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 15, 16. .................... 120
20 23 Kasım Başbakan Hüseyin Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 1 2 .... 121
22 24 Kasım Başbakan Hüseyin Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 1 3 .... 124
29 26 Kasım Başbakan Hüseyin Rauf Beyden ismet Paşa ’ya tel. No. 15 130
30 26 Kasım Başbakan Hüseyin Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 17 ... 130
31 26 Kasım İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa, tel. No. 29, 30 ..... 130
32 26/27 Kasım Başbakan Hüseyin Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No.
16 ..................................... ...................................... 132
K o nferans açılışında okuduğunuz söylev metnini
tekrar tellemenizi rica ederim.
33 26/27 Kasım Başbakan Hüseyin Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 18 .... 132
34 26/27 Kasım Başbakan Hüseyin Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No.
19 ................. ‘ 33
35 27 Kasım Başbakan Hüseyin Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel No. 2 7 ...... '34
İzm ir’deki Fransız bankaları, kapitülasyonları ileri
sürerek O sm anlı özel hesaplarıyla ilgili bilgi ver
memişler. (Bkz. No. 36)
36 27 Kasım Başbakan Hüseyin Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 28 .... 134
37 27 Kasım Başbakan Hüseyin Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 29....... 135
38 27 Kasım Başbakan Hüseyin Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 30 ■
■■
■ !35
Egem enliğim iz altındaki Adakale aleyhine bir ka
rar çıkm asına m eydan verilmemesi rica olunur.
(Bkz. No. 55)
39 27 Kasım Başbakan Hüseyin Rauf beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 34........ 136
40 27 Kasım ismet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 31,32. ....................... 136
41 27/28 Kasım Başbakan Hüseyin Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No.
20, 21, 22. .................................................... 138
42 28 Kasım Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 2 3 ........ 139
43 28 Kasım Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 2 4 ........ 1 39
44 28 Kasım Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 25. ......... 140
45 28 Kasım Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 26. ......... 140
46 28 Kasım Başbakan H. Rauf B eyden ismet Paşa ’ya tel. No. 3 1 .......... H1
50 28 Kasım Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 3 8 ........ 143
52 28 Kasım ismet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 34, 35. ........................ 144
54 29 Kasım Başbakan H. Rauf Beyden İsmeLPaşa ’ya tel. No. 4 0 ......... 148
55 29 Kasım Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 41 ......... 148
İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 38, 39, 40. .............. '49
1. Birinci komisyon. M idilli. Sakız, Sisam. Nikarva
adalarının askerden arındırılmasını kabul etti. Ö te
ki E ge adaları yeniden görüşülecek. Alt-kom isyon-
larda güm rükler, dem iryolları görüşüldü.
Kim den kim e yazıldığı ve özü
58 30 Kasım Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 43 ....... 151
ransa çağırdılar.
ı Aralık İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. Çok ivedi. No. 45 ........
2 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden ismet Paşa ’ya tel. No. 44 ......
İlgi: No. 61
2 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 49 .......
İlgi: No. 63
İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 48, 49, 50. ............
2 Aralık raporu:
69 3 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 48 ........ 160
72 4 Aralık ismet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 51. Çok ivedi .................................. 162
73 4 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 57 ...... 162
75 4 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel.No. 53 .......... '^3
Şim diye kadar alınan telgrafları bildirm enizi rica
ederim. (Bkz. No. 98)
İlgi: No. 72
80 5 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 60 ......... 166
81 5 Aralık Mustafa Kemal Paşa’dan İsmet Paşa’ya tel. No. 77 ........... 166
82 5 Aralık İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 56, 57, 58 ........... 167
4 Aralık Raporu:
84 6 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ye tel. No. 61 ......... 171
5 Aralık raporu:
İlgi: No. 62
88 6/7 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 6 5 ....... r73
Borçların bölüştürülm esinde yalnız gelir üzerinde
d urm ak yetm ez. G ü m rü k işinde tartışma kabul
edem eyiz. (Bkz. No. 99)
896/7 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 66,
67, 68, 69 ....................................................................
İlgi: No. 71
90 7 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 70 ......... 174
İlgi: No. 86
İlgi: No. 83
93 7 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 73 .......... 176
İlgi: No. 90
İlgi: No. 85
İlgi: No. 83
96 7 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No.76 .......... 177
İlgi: No. 87
6 Aralık raporu:
2. Görüşm elerim :
İlgi: No. 75
99 8 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 78 ........ 180
100 8 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 79 ........ 181
İlgi: No. 89
101 8 A ralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 79. . 181
Mükerrer.
102 8 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 80 ....... *8 ı
59 sayılı telgrafınız gelmedi.
No. T arih K im den kime yazıldığı ve özü Sayfa
103 8 Aralık İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 70, 71 .................... 182
104 8 Aralık İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 69 ................... 183
105 8 Aralık İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 72,73,74 ................... 184
8 Aralık raporu:
106 9 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 81 ........ 187
107 10 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden ismet Paşa ’ya tel. No. 82,83....... 188
108 10 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 84 ......... 189
109 10 A ralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 85 ......... 189
no 10 A ralık ismet Pasa ’dan Başbakanlığa tel. No. 76,77,78 ................ ıgo
in 10/11 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 86,
87, 88. ..................................................................................... 192
112 10/11 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 89 ........ 194
İlgi: No. 44
113 10/11 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 9 0 ......... 194
114 10/11 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 91 ........ 195
115 11 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 92 ........ 195
116 11 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 93 ........ ıg 6
73 sayılı telinizin tekrarlanmasını rica ederim.
(Bkz. No. 105)
117 11 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 94 .......... 196
1 18 11 A ralık İsmet Paşamdan Başbakanlığa tel. No. 79, 80, 81 ............... 197
10 Aralık raporu: Pazar tatili dolayısıyla özel
görüşm eler yaptım :
120 11 Aralık İsmet Paşa ’dan Mustafa Kemal Paşa ’ya tel. No. 83 .............. 201
Sağlığınız nasıldır?
122 12 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 95 ......... 203
123 12 Aralık Mustafa Kemal Paşa ’dan İsmet Paşa ’ya tel. No. 10 8 .......... 203
124 12 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 100 ....... 204
125 12 Aralık İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 85 ......................... 2°4
11 Aralık raporu.
126 12/13 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet_Paşaya tel. No. 96,
97, 98, 99. ................................................................................. 205
128 13 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 102 ...... 207
129 13 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 103 ...... 208
130 13 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 10 4...... 208
131 13 A ralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 105 ........ 209
Yunanlıların Batı T rak ya’da yığınak yapm aları
üzerine F uat Bey müfrezeleri 21 K asım da İskeçe
yöresinde sınırlı bir harekât yapm ışlar. O la y basın
da kasıtlı olarak büyütülm üştür.
132 13 A ralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 106 ........ 209
134 13 Aralık ismet Pasa’dan Başbakanlığa tel. No. 86, 8 7 ,8 8 .................. 210
12 A ralık raporu:
135 13 Aralık ismet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 89 ........................ 213
136 14 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 109 ...... 214
137 14 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 110 ..... 2I4
İlgi: No. 106, 115
138 14 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 1 1 1 ........ 2I4
İlgi: No. 135
139 14 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 1 1 4 ...... 215
13 Aralık raporu:
141 14 Aralık İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel No. 101 ............................ 2 I7
M ezhepler konusunda bir uzm anın tezelden L o
zan ’a gönderilm esini rica ederim . (Bkz. No. 150)
142 14/15 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Pasa ’va tel.No. 112,
113. ............................................................................................. 217
143 15 Aralık ismet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 95, 96,97, 98,
98/2, 99, 99/2. ......................................................................... 218
14 A ralık raporu:
145 15 Aralık İsmet Paşa 'dan B aşbakanlığa tel. No. 102 ............................ 225
147 15 Aralık İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 103 ........................... 226
148 15/16 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet paşa’ya tel. No. 116 ...... 226
149 16 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 117........ 227
150 16 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden ismet Paşaya tel. No. 118 ........ 227
151 16 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 119 ...... 228
152 16 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Pasa ’va tel. No. 120 ....... 228
153 16 Aralık İsmet Pasa ’dan Başbakanlığa tel. No. 105, 106 .................... 228
16 Aralık raporu:
155 17 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No.121 ....... 230
156 17 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No.122 ........ 231
157 17 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No.123 ....... 232
158 17 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 124 ....... 232
159 17 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No.125 ....... 232
160 17 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 126 ........ 233
161 17 Aralık Başbakan H. Rauf Bevden İsmet Paşa ’ya tel. No.127 ........ 233
162 17 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ya tel. No. 128 ...... 234
163 17 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden ismet Paşa ’ya tel. No. 129 ..... 234
İlgi: No. 121
164 17 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden ismet Paşa’ya tel. No. 130,
131 ............................................................................... 235
L ozan ’a giden Filistin delegesi A b d ü lkad ir M uzaf
fer Efendiye politikam ız açıklanm ıştır. M isak-ı M il
li sınırlarım ız dışında kalan eski O sm anlı m üslü-
m anlannın kendi kaderlerini tayin etmelerini savu
nuyoruz. Y ah udiler, Türkiye-Suriye anlaşması vs.
ile ilgili yanlış haberleri yalanlıyoruz. M üslüm anla
rın kaderleriyle esasen ilgilenm iyor değiliz.
165 17 Aralık ismet Paşa ‘dan Başbakanlığa tel. No. 10 4 ........................... 236
15 Aralık raporu:
166 18 Aralık Başbakan H. Rauf beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 132 ........ 23^
167 18 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 133 ....... 238
168 18 Aralık İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 107, 108, 109 ......... 239
17 Aralık raporu:
169 19 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 134 ...... 245
İlgi: No. 143
170 19 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 1 3 5 ...... 245
İlgi: No. 165
172 19 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 138 ..... 24^
İstanbul’daki dini liderler Refet Paşa’yı ziyaret
ederek yeni yönetim e başarı dilediler. Ermeniler,
yeni Patrik adayları içinden hangisini uygun
gördüğüm üzü soruyorlar. G örüşünüz nedir? (Bkz.
No. 187)
173 19 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 1 3 9 ...... 247
Afganistan, T ü rkiye ile yapılacak barış antlaşm a
sında Afgan çıkarlarının da gözetilm esini istemiş.
174 19 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 1 4 0 ...... 247
18 A ralık raporu.
19 Aralık ismet Paşa 'dan Mustafa Kemal Paşa ’ya mektup .............
20 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden ismet Paşa ’ya tel. No. 14 2 .....
20 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 1 4 4 .....
19 Aralık raporu:
182 20 A ralık İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 117 .......................... 255
185 21 A ralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 146 ........ 257
186 21 A ralık İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 119, 120, 1 2 1 ............ 257
20 Aralık raporu:
187 21 Aralık İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 124 .......................... 260
188 22 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 149 ..... 261
K u rye geldi.
189 22 Aralık İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa Şifre. Tel. No. 122, 123 .... 261
190 22 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Pasa ’ya tel. No. 148. 262
Makina başında şifre
192 22 Aralık İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 126, 127 .................. 263
21 A ralık raporu.
193 22 Aralık Reşit Safvet Beyden Dışişleri Bakanlığına tel. No. 129.
Acele ............................................................................. 265
194 22 Aralık İsmet Paşa’dan Gazi Mustafa Kemal Paşaya tel. No.
135. %ata mahsus ................................................................... 266
195 23 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No.150 ......... 266
İlgi: N o. 183
196 23 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 151 ......... 267
197 23 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 152 .......... 267
198 23 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 153 ......... 2^7
K uryenin getirdiği Boğazlarla ilgili belgeler Genel-
kurm ay’a ulaştırıldı. (Bkz. N o. 186)
N o. T arih K im den kime yazıldığı ve özü Sayfa
199 23 Aralık İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 130, 131, 132,
133, 134 ...................................................................... 268
22 A ralık raporu:
200 23 Aralık İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 1 3 6 ............................. 271
201 24 A rallık Başbakan H. Rauf Bevden İsmet Paşa ’ya tel. No. 154
Çok acele .................................................................................. 271
202 24 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşaya tel. No. 1 5 5 ........ 271
203 24 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 1 5 6 ........ 272
23 A ralık raporu.
24 Aralık ismet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 139, 140 ...............
208 25 A ralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 147 ■
■■
■ 277
22 Aralık raporum uz alındı.
209 25 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 157 .... 277
210 25 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 158.... 278
211 26 Aralık Gazi M ustafa Kemal Paşa’dan ismet Paşa ’ya Şifre tel.
No. 159 ................................................................................. 278
212 26 Aralık Gazi Mustafa Kemal Paşa ’dan İsmet Paşa ’ya tel. No. 160 278
M ektubuna duygulandım . Başarılarınızı mutluluk-
la izliyorum . Sağlık durum um iyidir. H alifeyle ilgi-
li gerici girişimler beni rahatsız ediyor. O rd u iyi-
cTır: hazırdır. “Hasretle gözlerinden öperim çok
sevgili kardeşim İsmet.”
213 26 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 161 ....... 279
Basına duyurulan kararlan acil acık telgrafla bil-
dirm eniz uygun olur.
214 26 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 162 ....... 279
215 26 Aralık İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. JVo. 142, 143, 144 .......... 280
25 Aralık raporu.
216 26 Aralık İsmet Pasa ’dan Başbakanlığa tel. No. 145,146 ................... 281
26 Aralık raporu.
217 27 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 163 ..... 285
218 27 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 16 4 .... 285
219 27 Aralık İsmet Paşa 'dan Başbakanlığa tel. No. 147 ........................ 285
221 28 Aralık BaşbakanJL Rauf Reyden İsmet Pasa ’va tel. No. 1 6 5 .... 2^7
İlgi: No. 216
222 28 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden ismet Paşa’ya tel. No. 166 ..... 287
223 28 Aralık ismet Paşa 'dan Başbakanlığa tel. No. 149, 150, 151 ........ 287
27 Aralık raporu:
224 29 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 167,
16 8 ............................................................................... 290
225 29 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden ismet Paşa’ya tel. No. 169 ..... 291
ismet Pasa ’dan Başbakanlığa tel. No. 154, 155 ............... 291
28 Aralık raporu:
30 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 171 .....
234 30 Aralık İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel No. 159, 160 ................ 298
29 A ralık raporu:
236 31 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden ismet Paşa’ya tel. No. 176 ..... goo
237 31 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 178 ...... 300
238 31 Aralık İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 162, 163 ............. 300
30 Aralık raporu:
1. A zınlıklar alt-kom isyonu toplandı.
240 31 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel No. 180 ■
■ 3°3
General H arington, İngiliz askerlerinin işledikleri
suçlardan dolayı üzüntüsünü bildirm iş.Banş konu
sunda iyim serm iş. İngiltere’ nin savaş istemediğini
söylemiş. (Bkz. N o. 230)
241 31 Aralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 181 ••• 3°4
General Pelle. Konferans kesilirse İngilizlerin sava
şa girebileceklerini söylem iş. K apitülasyonlar konu
sunda bir geçiş dönem i gerektiğini ileri sürmüş.
242 31 A ralık Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 179 .... 304
243 31/12 -1/1 İsmet Paşa ’ya tel. No. 182 ................................................... 305
1923 Y ılı
244 1 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 183 ..... 305
İlgi: N o. 226
245 1 O cak İsmet Paşa Hazretlerine tel. No. 195 ............................. 3°^
Barrere, T em p s gazetesinden yakm ıyor ve görevin
den ayrılabileceğini söylüyorm uş.
246 1 O cak ismet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 167 ..................... 306
(Ferit Beyin telgrafı:)
247 1 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 1 6 8 ........................... 3°7
31 Aralık raporudur.
248 1 O cak ismet Paşa ’dan Dışişleri Bakanlığına tel. No. 169 ........... 308
249 1 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 170 ......................... 308
250 1 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 171 ......................... 309
1 O cak raporu.
251 2 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 184 ...... 309
252 2 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 185, 309
186, 187
253 2 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 188 ...... 3u
254 2 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 1 8 9 ....... 311
İlgi: No. 239
255 2 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 190 ...... 312
İlgi: N o. 246
256 2 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 191 ...... 312
İlgi: N o. 227
A bd ü lham id veresesi konusundaki cevabınız nedir?
(Bkz. N o. 289)
257 2 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel No. 19 2 ....... 313
258 2 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 193 ...... 313
259 2 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 194 ....... 3!3
İlgi: No. 207, 231, 249
262 3 O ca k Başbakan H. Rauf Beyden ismet Paşa’ya tel. No. 197 ....... 3*7
Fevzi Paşa, M u su l’un geri alınması gerektiğini bil
diriyor.
264 3 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel No. 175, 176 ................................. 3 ^
2 O cak raporu:
266 3 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 178 .......................... 32°
268 4 O cak Başbakan H. Rau f Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 198 ...... 321
269 4 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 199 ........ 321
270 4 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 200 ....... 3 22
1. M ou gin ile telgraf işini konuştum .Eastem kab
losunda zorlukla karşılaştığımızı, K östence hattında
müttefik kom utanlarının bize güçlük ve fazladan
m asraf çıkardıklarından yakındım ve bunun düzel
tilmesini istedim. (Bkz. No. 218, 26g, 287)
271 4 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 201 ........... 323
272 4 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 202 ..... 323
273 4 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 2 0 3 ....... 324
274 4 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No.204 ........ 325
3 O cak raporu:
277 4 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 183 ............................ 329
İlgi: No. 201
278 4 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 184 ............................ 329
Dört telgrafınızın tekrannı. Ü ç telgrafınız gelmedi.
Örneklerin kurye ile gönderilmesini dilerim.
K im den kime yazıldığı ve özü
5 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 207 ....
4 O ca k raporu:
5 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 187, 188, 189 .......
Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel No. 208 ......
284 6 O ca k Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 209 ........ 336
285 6 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Pasa ’ya tel.No. 210,
211, 212, 213, 214 .................................................................. 336
286 6 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 215 ....... 337
M u su l’dan alınan istihbaratı sunuyorum .
287 6 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 190 ............................ 338
288 6 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 191 ........................... 338
5 O cak raporu:
289 6 O cak İsmet Paşa 'dan Başbakanlığa teL No. 192 ........................... 340
290 6 O cak İsmet Paşa'dan Başbakanlığa tel. No. 193 ........................... 34°
H avacılıkla ilgili cevaplarının tellenmesini arzede-
rim. (Bkz. No. 295)
291 6 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 194, 195, 196 .......... 340
292 7 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 216 ...... 343
293 7 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 217 ....... 343
Boğazlar konusunda daha sağlam güvence alm ak
gereklidir. (Bkz. N o. 282)
N o. T arih K im den kim e yazıldığı ve özü Sayfa
294 7 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 218 344
Çok acele
İlgi: N o. 291
295 7 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 219 ...... 344
296 7 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 197, 198 ................................. 344
6 O cak raporu:
297 7 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 199 ...................................... 349
298 7 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 2 2 0 ....... 349
299 8 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 227 ........ 349
İngilizler, Ç erkez Ethem ve adam larını m uharip
sayarak genel aftan yararlandırm ak istiyorlarmış.
Nedir?
300 8 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 222 ....... 350
301 8 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 223, 224 350
Fransa H üküm eti, A d an a dem iryolunu K ipert gru
buna devretmiş. Bu gurup hattın O sm aniye
bölüm ünde gereken onanm ı yapm aktan kaçınıyor.
Genelkurm ay, bu durum da hatta elkoyabileceğini
bildiriyor. H attın onanm ı için Fransızlar katında
girişim de bulunulm asını önem le rica ederim . (Bkz.
N o. 106, 115, 137, 165, 325)
302 8 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 225 ....... 351
303 8 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 226 ....... 35 1
Şeyh M ah m u d İngilizlere bazı tekliflerde bulun
m uş ve teklifler kabul olunm uş.
304 8 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 273 ........................... 352
Bir telgrafınız iki defa geldi. Neden?
306 8 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 207 ........................ 352
307 8 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 202 ............................ 353
308 9 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 227 ..... 353
149 sayılı telgrafınızın tekrarını rica.
309 9 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 228 ....... 353
310 9 O ca k Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 229 ....... 353
311 9 O ca k Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’yatel. No. 230 ....... 354
Y un an istan’da toplam 635^ asker tutsağım ız var
mış. Sivil tutsaklar ayrıca bildirilecek. (Bkz. No.
109)
312 9 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 206 ........................... 354
8 O ca k raporu:
314 9 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel No. 208 ........................... 356
316 9 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 216 ............................ 35b
317 10 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel No. 231 ...... 357
İlgi: No. 295,290
319 10 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 233 ...... 358
320 10 O cak Başbakan H. Rauf Beyden ismet Paşa’ya tel. No. 234 ...... 358
322 10 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa teL No. 210, 211, 212 ......... 360
9 O cak raporu:
323 10 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel No. 214,215 acele...... 3^2
Patrik’in İstanbul’dan çıkarılması teklifinden vaz
geçtik. Patrik’in siyasi ve idari yetkileri olm ayacak
yanlız ruhani yetkileri olacak. Patrik tartışması so
na erdi.
324 10 O cak ismet Paşa 'dan Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya tel. No.
2 1 7 ....................................................................................... 366
325 11 O cak Başbakan H. Rauf Beyden ismet Paşa ’ya, Adnan Beye
ve Paris Mümessilliğine tel. No. 238, 239. ....................... 366
326 11 O cak Başbakan H. Rauf Beyden ismet Paşa ’ya tel. No. 240,
241, 243, 244, 245..................................................... 3^7
1. Aralof, L ozan ’da Fransa’ya güvendiniz, am a ya
nıldınız; tek dostunuz R usya’dır, dedi. T ü rk iye’de
ki Rus dış ticaret temsilcilikleri ve İzm ir Konsolos
luğu konusundaki tutum um uzdan şikayet etti. G e
reken cevaplar verildi. (Bkz. N o. 316)
327 11 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 218, 2 1 9 .................. 368
328 11 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 220 ............................ 369
10 O cak raporu:
32g 12 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel No. 246 ...... 37°
M übadil R um lar, İtalyan vatandaşlığına vs. geçip
tekrar geri dönm eğe kalkışabilirler. Şim diden
önlem düşünm ek gerek.
332 12 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 222, 223 ................................ 371
11 O cak raporu:
333 12/13 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 224 .......................... 374
Bizdeki Y u n an esirlerinin listesini verm eden önce
Y un an istan’daki esirlerimizin listesini alm ak gere
kir.
334 13 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 248 ..... 374
İlgi: 312,322
336 13 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 250,
251 375
Y un an lılar T rak ya ’da M ud an ya anlaşm asını çiğne
m eğe başladılar. İtilaf devletleri buna seyirci kalı
yorlar ve hatta onlar da M ütarekeyi çiğniyorlar.
Gerekenlerin dikkatlerinin çekilm esini rica ederim.
(Bkz. No. 394)
K im den kime yazıldığı ve özü
337 13 O cak Mustafa KemalPasa’dan ismet Pasa’va tel. No. 252 ......... 378
338 13 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 253 ....... 379
339 13 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 225 ........................... 379
12 O cak raporu:
340 14 O ca k Mustafa Kemal Paşa’dan İsmet Paşa’ya tel. No. 247 .......... 3&1
341 14 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 254 ........ 382
342 14 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 255...... 3^2
A lm an politikanızı gizlice incelem ek üzere Cevad
Beyi görevlendirdik.
343 14 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 256 ..... 382
344 14 O cak Başbakan H. Rauf Beyden ismet Paşa ’ya tel. No. 257 ...... 383
345 14 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 226 ........................... 383
13 A ralık raporu:
346 14 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 227, 228 ................................. 384
14 O cak raporudur.
347 15 O cak Başbakan H. Rauf Beyden ismet Paşa’ya tel. No. 258 ....... 386
348 15 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Pasa \ a tel. No. 2 5 9 ...... 387
349 15 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 2 6 0 ...... 387
350 15 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 2 6 1 ....... 387
351 15 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 2 6 2 ....... 388
352 15 O cak Reşit Safvet Beyden Dışişleri Bakanlığına tel. No. 229 ..... 388
353 15 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 230,231 ................ 388
354 15 O cak İsmet Pasa’dan Başbakanlığa tel Afn 737 73 ? ................... 389
15 O cak raporu:
355 16 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 263
Zata Mahsus. Çok gizli ............................................... 391
357 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 268 ....... 394
358 16 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel No. 2 6 9 ......... 394
359 16 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 234 .......................................... 395
360 17 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel No.270 ........ 395
362 17 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 235 ........................... 396
363 17 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 236 ........................... 397
İlgi: N o. 343
364 18 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 274 ...... 398
365 18 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 275 ...... 398
366 18 O cak Mustafa Kemal Pasa ’dan İsmet Pasa ’va tel. No. 276 ......... 399
367 18 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 277 ...... 399
368 18 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Pasa ’ya tel. No. 278 ...... 399
İlgi: No. 353
369 18 O cak Başbakan H. Rauf Beyden ismet Paşa’ya tel. No. 279 ........ 400
370 18 O cak İsmet Pasa1dan Raşhnkanhğa. tel. Nn. 237 ........................... 400
372 19 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 281 ........ 402
374 19 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 238, 239, 240,
241 ............................................................................................ 403
375 19 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 242 ............................ 405
18 O cak raporu:
377 20 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 283 ........ 406
378 20 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 284 ........ 406
380 20 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet ve Fevzi Paşalara tel. No.
286 .............................................................................................. 407
381 20 O cak Başbakan H. Rauf Beyden Fevzi Paşa’ya tel. No. 287
Makina başında. Bir dakika geâktirilmeyecektir................... 407
382 20 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 287 ........ 408
383 20 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 288,
289,290 ................................................................................... 408
384 20 O cak Başbakan H. Rauf Bevden İsmet Pastı’ya tel. No. 2 9 1........ 409
385 20 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Pasa ’ya tel. No. 2 9 2 ........ 410
386 20 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 243, 244, 245 .......... 410
19 O cak raporu:
388 20 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 248 ............................ 4*3
Y un an istan’a götürülen sivil tutsakların tam ve
doğru listesinin hazırlatılm ası. (Bkz. N o. 397)
389 20 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 249 ............................ 413
390 20 O cak İsmet Pasa’dan Mustafa Kemal Paşa’y ç tel. No. 2 5 0 .......... 414
391 20 O cak İsmet Pasa ’dan Başbakanlığa tel. No. 251 ........................... 414
392 20 O cak İjmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 252 ....................... 414
393 20 O cak ismet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 253 ...................... 415
394 20 O cak ismet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 256 ........................... 415
395 21 O cak Başbakan H. Rauf Beyden ismet Paşa ’ya tel. No. 2 9 3 ......... 416
397 21 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Pasa ’va tel. No. 296,
297 417
398 21 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 298 ...... 418
399 21 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 299 ...... 418
401 22 O cak Başbakan H. Rauf Beyden ismet Paşa ’ya tel. No. 300,
301, 302 ................................................................................... 419
402 22 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 303 ...... 420
403 22 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 304 ........ 421
404 22 O cak Başbakan H. Rauf Beyden ismet Paşa ’ya tel. No. 305,
306, 307. Şahsi ............................................................. 421
406 22 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 255. Acele ................ 424
21 O cak raporu:
407 22 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel No. 258, 259 ................... 424
22 O cak raporu:.
411 23 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Pasa ’ya tel. No. 312 ....... 427
İlgi: No. 406/2
413 23 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 3 1 6 ....... 428
414 23 O cak İsmet Pasa ‘dan Mustafa Kemal Pasa ’ya tel. No. 362 .. 428
415 24 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 3 1 5 ........ 429
416 24 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Pasa ’ya tel. No. 3 1 7 ....... 429
418 24 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Pasa ’ya tel. No. 3 1 9 ......................430
419 24 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 260, 2 6 1 .................... 43 1
23 O cak raporu:
420 24 O cak İsmet Paşa 'dan Başbakanlığa tel. No. 263............................ 433
421 24 O cak ismet Paşa ’dan Başbakanlığa teL No. 264 ...................... 434
422 24 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 265, 266, 267,
268 434
423 24 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 269 .......................................... 436
424 24 O cak İsmet Paşa ’dan Mustafa Kemal Paşa ’ya teL No. 2 7 0 ........................ 436
432 25 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel No. 271,272 .................. 441
24 O cak raporu:
433 25 Ocak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel No. 273 ...................... 442
Ç içerin’den 22 O cak günlü bir m ektup aldım .
T ü rk iye’deki R us ticaret mümessillikleri ve Rus
konsoloslukları konusunda şikayetler ileri sürüyor.
Aydınlatılm am ı rica ederim. (Bkz. No. 401, 441)
434 25 O cak İsmet Paşa ’dan Dışişleri Bakanlığı ’na tel. No. 274 ............. 443
436 26 O cak Başbakan H. Rauf Beyden ismet Paşa ’ya tel. No. 3 2 8 ........ 443
437 26 O cak İsmet Haşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 275.276. 277.............. 444
25 A ralık raporu:
438 26 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 278 Zata Mahsus .. 446
439 26 O ca k İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 279 ........................... 446
440 26 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel No. 280 446
İlgi: N o. 396
İlgi: N o. 432
26 O cak raporu:
443 27 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 283, 285 .................. 448
27 O cak raporu:
İlgi: N o. 442,443
445 27 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 282 ........................... 452
446 28 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ‘ya tel. No. 333,
334, 335, 336 ........................................................................... 452
447 28 O aca k Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 337,
338 ............................................................................................ 454
K arahan’ın M oskova Büyükelçim ize söyledikleri:
Rus delegeleri L ozan ’da T ü rk delegasyonuna arka
çıkm ışlardır. İsmet Paşa Ç içerin ’e teşekkür etmiş-
tir.
448 28 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşaya tel. No. 339,
340 454
449 28 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 347,
342, 343, 344 .......................................................................... 455
451 28 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 348,
349, 350, 351, 352 ........................................................ 457
452 28 O cak Başbakan H. Rauf Revden İtmet Paşa’ya tel. No. 3 4 7 ....... 459
G örüşm eler kesilecekse M ösyö... ile işbirliği yap
m ağa çalışm anız yararlı görülüyor.
453 28 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Pasa ’ya tel. No. 3 5 3 ...... 459
454 28 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 284 ....................... 460
455 28 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 288 .......................... 460
456 29 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 287 .......................................... 461
28 O cak raporu:
458 30 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 3 5 5 ....... 462
459 3° O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 289 .......................... 462
460 30 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 290, 297 ................... 463
461 30 O cak İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 292 ........................... 4^4
345 sayılı telin tekrarını rica (Bkz. N o. 450)
462 30 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 293, 294, 295 .......... 4^4
1 M übad ele anlaşmasıyla esir değişimi anlaşması
im zalandı. Esirlerle ilgili anlaşm a bugün yürürlüğe
girdi, ö te k isi, barış antlaşmasının onaylanm asıyla
yürürlüğe girecek. Ö n ce Y unanistan T ü rk esirleri
ni teslim edecek, sonra kendi esirlerini bizden ala
cak.
463 30 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 296 ........................... 465
464 31 O cak Başbakan H. Rauf Beyden ismet Paşa’ya tel. No. 357,
358 ............................................................................................. 465
465 31 O ca k Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 359 ....... 466
466 31 O cak Başbakan H. Rauf Beyden ismet Paşa’ya tel. No. 360 ....... 466
467 31 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Pasa ’ya tel. No. 361 ....... 466
468 31 O cak Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 362 467
Çok gizli
469 31 O cak İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 297, 2 9 8 ................... 467
30 O cak raporu:
471 1 Şubat Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Pasa ’ya tel. No. 363 ...... 47 °
G azi M . K em al Paşa’nın görüşü: M üttefikler ağır
b ir proje verip bunu kabul etm ezsek konferansın
sona ereceğini bildirirler ve böylece konferans kesi
lirse o zam an askeri harekâta başlam ak elzem dir.
Konferans kesilm ez de ertelenir ise o zam an askeri
harekâta geçm eden önce gelişmelere bakm ak u y
gun olur. İsmet P aşa’nm yurt dışında kalm am ası
da çok önem taşır.
472 1 Şubat Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Pasa ’va. tel. No. 364 ...... 473
T .B .M .M .’nin size teşekkür kararını sunuyorum .
N o. T a rih K im den kim e yazıldığı ve özü Sayfa
473 1 Şubat Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 365 ..... 473
İlgi: N o. 470
474 1 Şubat Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 3 6 6 ....... 474
475 1 Şubat İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 299 .........................................474
31 O ca k raporu:
476 2 Şubat Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 367, 368 479
477 2 Şubat Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 370 ...... 480
(R auf Beyden Ferit Beye):
478 2 Şubat Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 3 7 1 ........ 480
479 2 Şubat ismet Paşa’dan Dışişleri Bakanlığına ve Adnan Beve tel. .... 481
480 2 Şubat Adnan Beyden Hariciye Vekâletine tel. No. 302 .................. 481
481 2 Şubat İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 303,304 ................... 482
1 Şubat raporu
482 2 Şubat İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 305 ........................... 483
İlgi: N o. 458
483 2 Şubat İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 3 0 6 ........................... 483
485 2 Şubat İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 308 ........................... 484
486 2 Şubat İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 309 .......................... 485
487 2 Şubat ismet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 310 ........................... 486
488 2 Şubat İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 311 ........................... 487
489 3 Şubat Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 372 ........ 487
490 3 Şubat Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 373 ........ 488
491 3 Şubat Başbakan H. Rauf Beyden ismet Paşa’ya tel. No. 374
Çok acele ...................................................................... 488
492 3 Şubat Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 375 ....... 489
493 4 Şubat Başbakan H. Rauf Beyden ismet Paşa ’ya tel. No. 376,
377, 378 ....... ^ . ' Z . . . . ......................................................... 489
494 4 Şubat Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 3 7 9 ..... 491
495 4 Şubat Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 380 ...... 491
Ç anakkale bölgesindeki İngiliz birlikleriyle, ilgili is
tihbaratı sunuyorum . İngilizler bizden taarruz bek
liyorlar, sanırım.
N o. T a rih K im den kim e yazıldığı ve özü Sayfa
496 4 Şubat Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 3 8 1....... 492
îlgi: N o. 487
498 4 Şubat ismet Paşa’dan Başbakanlığa _tel. No. 312 ......................................... 493
499 4 Şubat ismet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 313, 314 ................................ 493
3 Şubat raporu:
502 5 Şubat Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 383 ...... 495
5°3 5 Şubat İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. No. 316, 3 1 7 ................................. 496
4 Şubat raporu:
503 bis 5 Şubat Dışişlerinden bütün dış temsilciliklere tel. Genelge, No. 365... 501
504 6 şubat İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa tel. No. 3 1 8 ,3 1 9 ................... 502
5 Şubat raporu:
505 6 şubat Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. Çok..ace
le. No. 384 5°3
İlgi: N o. 504
İlgi telinizi Bakanlar K u ru lu n d a görüştük. Açıkla
m ayı yaptık. Sunuyorum . Siz de o yolda açıklam a
yapınız.
507 6 Şubat İsmet Paşa ’dan Başbakanlığa Tel. No. 320 .......................... 5°4
İlgi: No. 410
508 6 Şubat Adnan Beyden Hariciye Vekaletine tel. No. 423 ................. 504
509 6 Şubat Paris Mümessilliğinden Hariciye Vekaletine tel. No. 1352..... 505
511 7 şubat Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 385 507
İlgi: No. 510
512 7 şubat Lozan ’da ismet Paşa ’dan B aşbakanlığa tel.......................... 507
Parolalı şifre anahtarları L ozan ’da bırakıldı. Y o ld a
bunlarla bana telgraf gönderilm em esini.
513 7 Şubat İsmet Paşa ’dan Paris Mümessilliğine tel . ................................. 508
519 8 Şubat Paris Mümessilliğinden Dışişleri Bakanlığına tel. No. 1365 . 511
İlgi: No. 5 16 ,5 18
522 10 Şubat Bükreş’te bulunan İsmet Paşa’dan Başbakanlığa tel. ......... 512
524 10 Şubat Adnan Beyden İsmet Paşa ’ya tel. No. 4/1593 ................... 514
İlgi: N o. 522
525 11 Şubat Adnan Beyden İsmet Paşa ’ya tel. Pek acele.......................... 5 14
İlgi: No. 522
527 11 Şubat Adnan beyden İsmet Paşa’ya tel. No. 89/132 ................... 5 15
528 11 Şubat Başbakan H. Rauf Beyden Adnan Beye tel.Makina ba- 515
şında. Bir dakika geciktirilemez.
535 J3 Şubat Gazı Mustafa Kemal Pasa’dan İsmet Paşa’ya tel No.
445 ............................................................................................ 520
536 13 Şubat İsmet Pasa’dan Adnan Rey aracılımla Gazi M. Kemal 521
Paşa‘ya tel.
İlgi: N o. 535
Eskişehir’ de buluşuruz.
537 13 Şubat Başbakan H. Rauf Beyden İsmet Pasa’va tel. No. 386 . 522
539 l 3 Şubat Paris Mümessilliğinden İsmet Paşa’ya tel. No. 1391 .......... 523
D aily M ail gazetesi, zatı âliniz ile R ıza N u r arasın^
da anlaşm azlık olduğunu yazıyor.
540 14 Şubat Paris Mümessilliğinden Dışişleri Bakanlığına Açık tel. ....... 523
541 14 Şubat Dışişleri Bakanlığından Paris Mümessilliğine tel. ........ ....... 525
İlgi: No. 538
543 17 Şubat Paris Mümessilliğinden Dışişleri Bakanlığına tel. No. 1401 . 526
* İsveç Elçisi M ösyö Gustav O scar VVallenberg idi. 1920 yılında T ü rkiye’de göreve başlamış
ve 1930 yılına kadar bu görevde kalmıştır. İngiliz raporlarına göre VVallenberg, Alm an yanlısı ve
Türk yanlısı idi. Birinci D ünya Savaşında İngiltere’deki T ü rk çıkarlarını İsveç koruduğu için, İs
tanbul’daki İsveç Elçisi M alta’daki T ü rk sürgünleriyle de ilgilenmiş ve oradaki İsveç Konsoloslu
ğundan sürgünlerle ilgili bilgi almış ve bu bilgileri T ü rk makam larına iletmişti. İsveç Elçisinin
kendisini Türklere yakın sayması, düzenlediği davetlere Türkleri çağırması, kendisinin de sık sık
Türklere ziyaretlerde bulunm ası, İstanbul’daki Ingilizleri sinirlendirmişti. Türklere karşı pek dostça
duygular beslemeyen İngiliz Büyükelçisi R .C .Lindsay, W allenberg için “ gülünç biçim de Türkofil
bir kimsedir” diyordu. (F.O. 324/264, p. 9, No. 7/1).
lira hâzır para bizim icün bir ehem m iyyet-i kat’ivve-i havâtiyeyi hâizdir. Sefirle
tem asda m ahrem iyet şâyân-ı ehem m iyyetdir. Sefirin icrriim am müsteşrik
M ösyö... m ülâkâtda hazır idi. T eşyî’de de bulundu. Vâsıta olabilir.
İS M E T
No. 2
İcrâ Vekilleri Hey’eti Riyâsetine
* Aleksandr Stambulivski. B ulgar Çiftçi Partisinin lideriydi. 1919 yılında seçimle iktidara
geldi. 1923 y ılında silâhlı bir darbeyle düşürüldü ve öldürüldü. L ozan Konferansının açılışında bu
lundu, am a Lozan banş Antlaşmasının imzalanm asını göremedi. Stam buliyski, Bulgaristan’daki
T ürk azınlığına karşı hoşgörülü davranm ış, hatta T ü rk azınlık okullan için hazine topraklanndan
fonlar Kurdurmuş id i. Bulgaristan’daki T ü rk azınlığı yalnız Stam buliyski’nin kısa iktidan dönem in
de biraz nefes alabilmiştir. (Bilâl N. Şimşir, Bulgaristan Türkleri, Ankara: 1986, s. 54-57). Stam bu
liyski Hüküm eti, Bulgaristan Türklerinin T ü rk Kurtuluş Savaşı için yardım toplam alanna ve T rak
ya’ daki C afer T ayyar ordusundan Bulgaristan’a geçen askerlerimize oradaki Türklerin yardım elle
rini uzatm alanna gözyummuştu.
Stam buliyski’nin Lozan konferansından en büyük beklentisi, Ege denizine Karaağaç (Alek-
sandropol) üzerinden bir çıkış kapısı elde edebilmekti.
Londra ve Paris ve R o m a’daki sefirlerini d a’vet etmiş olduğundan L ozan ’da
Bulgaristan içün bir hatt-ı hareket ta’yîn edebileceğini söyledi. Selanik içün Y u
nanlıların Sırblara b a ’zı ehem m iyyetsiz m üsâadâtda bulunduklarını, fakat B u l
garistan’ın Yunanistan’la hem en hiç m ünâsebeti olm adığı bildirdi. Benim le
görüşm ek arzusunu izhâr etmesi bizden istifâde arzusunda bulunduklarını ve
Balkanlılarla henüz k a ti bir şey yapm adıklarını ihsâs etm ekte ve M eclis-i
M eb ’usân Reisi ile D âhiliye N âzırının istasyona gelm eleri de bu ihtimâli takviye
eylemektedir. M a ’mâfîh beyânât ve ifâdâtında fazla m uhteris gözükm esi de ge
rek Balkan devletlerinden ve gerek Düvel-i i’tilâfiyeden henüz tam âm iyle kat’-ı
üm m îd etm ediğini ikrâr ediyor.
İS M E T
No. 3
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
İS M E T
İsmet Paşa, doğrudan Paris’e gitmedi. Lozan’da otele indi ve Ferit (Tek) Beyi Lozan’a çağır
dı. Ferit Bey, 13 Kasım günü Lozan’a gitti.
** İsmet Paşa, Lozan’a giderken daha İstanbul’da yabancı basma demeçler vermeğe başladı.
9 Kasım da İstanbul’da Le Petit Parisien gazetesine, 12 Kasım da İsviçre’de Le Malin muhabirine de
meçler verdikten sonra 13 Kasım Pazar günü Lozan’da ilk basın toplantısını yaptı. Ayni gün ak
şam üzeri La Tribüne de Geneve gazetesine özel bir dem eç verdi. Ö teyandan da yabancı basını çok
yakından izletiyordu. Lozan’a varır varmaz, 12 Kasım 1922 günü Delegasyona bir iç genelge ya
yınladı. Buna göre şu üyeler yanlarında gösterilen yabancı gazeteleri günü gününü izleyeceklerdi:
M ünir Bey: Times; Şevket Bey: Daily Chronicle; Hüseyin Bey: Daily Telegraph, Morning Post; Cevad
Bey: Daily Herald, Daily Mail; M uhtar Bey: Petit Parisien; Veli Bey: Debats, Echo National; Şeref
Bey: Journal; T ah ir Bey: Matin; Reşit Safvet Bey: Echo de Paris; Hikmet Bey: Temps; Celâlettin
Bey: Humanite; Safvet Bey: Action Française; Zühti Bey: Rusça gazeteler; Şükrü Bey: İtalyanca gaze
teler; Tevfık Bey: A lm anca gazeteler. (PBA-K. 372/ 1).
No. 4
İstanbul’da Rejet Paşa Hazretlerine
İS M E T
No. 5
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
* İsmet Paşa, 12 Kasım Pazar akşamı saat 22 sularında indiği Lozan’da 48 saat kaldıktan
sonra 14 Kasım Salı akşamı Paris’e hareket etti ve dokuz saatlik bir tren yolculuğundan sonra 15
Kasım sabahı Paris’e vardı ve Crillon oteline indi. Ayni gün saat 17’de, Fransa Başbakanı ve Dışiş
leri Bakanı M . Poincare ile 45 dakika kadar süren bir görüşme yaptı. (İsmet Paşa’nın Paris gezisi
ni daha önce ayrıntılarıyla yayınlamıştım. Bkz. B.N . Şimşir, “ Lozan’a D oğru”, Cumhuriyet, 27-31
Tem m uz 1973)
sın m etâlibim ize ve hassaten kapitülasyonlara Fransa’nın zahîr alacağını üm m id
ettiğimizi ilâve ettim. İngilizlerin talebi veçhile m üttefikler arasında evvelden ta
karrür etmiş m evâdd karşısında bulunm ak ihtim âlini mevzû-ı bahs ettim **.
Reddetti. M üzâkerâtm m üsâvât esâsına m üstenid olacağını, Versailles’da Al-
m anlara yapılan m uâm ele yapılm ayacağını söyledi. Poincare’nin söylediği Ver-
sailles’dan beri dört sene geçtiğini ve büsbütün başka vaz’iyyetler hâsıl olduğu
nu işâret ettim. M em leketin tahribatından şikâyet ettim. M ülâkâtm hülâsası ola
rak m üzâkerât çok çetin olacak fakat bir neticeye vanlacak m ealindedir. M ülâ-
kâtımız sam îm iyetden ziyâde burûdet ve ciddiyet içinde geçmiştir. G arîb bir şey
olarak bilâhire Fransa’da görüştüklerim kâfîeten Poincare’nin esâsen durgun
adam olduğunu ve Konferansta dürüst hareket edeceğini te’m ine devâm ettiler.
** İsmet Paşa’nın Paris’e indiği gün Lord Curzon da özel kurye ile Poincare’ye bir muhtıra
yetiştirmişti. Curzon, Lozan Konferansında M üttefiklerin bir cephe halinde Türklerin karşısına çık
malarını sağlamağa çalışıyor ve özellikle şu noktalarda görüş birliğine varılmasını istiyordu: i) Batı
Trakya, 2) Batı T rakya Sının, 3) Boğazlann serbestliği, 4) Kapitülâsyonlar, 5) Ege adaları, 6) Suri
ye ve Irak sınırlan, 7) M anda topraklan, 8) H arp mezarlıktan, 9) İstanbul, 10) Azınlıklar, n )
Türk silâhlı kuvvetleri, 12) M alî hüküm ler ve 13) Ekonomik hüküm ler. İngiliz muhtırası esas alı
narak M üttefikler arasında görüşmeler başlamıştı.(JDB/'7Î, I/18, No. 193 vd). İsmet Paşa’nın deyi
miyle M üttefikler, Lozan konferansında “ müttehid bir cephe” yapm ağa uğraşıyorlardı. Bu yüzden
Paşa, önceden hazırlanmış bir antlaşma projesi karşısında bulunm ak ihtimalini söz konusu etmişti.
*** İsmet Paşa’nın 15 Kasım günü Paris’te C rillon otelinde yapm ış olduğu basın toplantısı,
Fransız basınında geniş yer tutmuştu. Bu basın toplantısı hakkında Paris gazetelerinde çıkmış olan
yazılann bir bölüm ünü daha önce yayınladım . (Bkz. Bilâl N. Şimşir, Dış Basında Atatürk ve Türk
Devrimi, C ilt I, Ankara: 1981, ss. 84-103, No. 30-38).
dem em ekliğim iz lâzım geleceğini beyân etti. Bizim m etâlibim iz asgarî şerâitden
ibâret olup pazarlık esâsı bizce m ergûb olam ayacağını söyledim . Bu fikre kendi
si de iştirâk etm ekle beraber m üzâkerât her halde m ütekâbilen m üsâadât irâesi
ile neticeye vâsıl olacağını ifade eyledi. Y u n an tahribâtının ta’mîrâtını harâretle
bahsettim. M üzâkerât m ünkati’ olursa ne olacak dedim . H er halde m ünkati’ ol
m ayacak dedi. M ün kati’ olursa her halde şimdiki hâl ya’ni ne harb ne sulh ol
m ayacak dedim .
Konferans yirm ide açılacaktır. Lozan gazeteleri aleyhim ize yazm ağa başla
mışlardır. Celâleddin  rif Bey buradadır. L ozan’dan yazılan 7 num aralı ve 19/
11 /38 tarihli bu raporun tarih-i vüsûlünün iş’ârı.
İS M E T
H Ü S E Y İN R A U F
* Konferansın açılışı arifesinde çeşit çeşit devletlerin buna katılmak için başvurdukları
görülüyordu. 15 Kasım 1922 günlü Tribüne de Geneve gazetesi, İspanya, İsveç ve Danimarka
hükümetlerinin de Lozan konferansına katılmak için başvurduklarını duyuruyordu. Bunun gibi
başka haberlere de rastlanıyordu.
** Başbakan ve Dışişleri Bakan Vekili Hüseyin R auf (Orbay) Bey, 19.11.1922 günü Paris
M üm essilliğine şu telgrafı çekmiştir: “ M erkeze tebliğ olunan m ühim istihbarat-ı siyasiyenin doğru
ca Lozan’da Heyet-i M urahhasa Riyasetine de iblâğı hususuna itina olunması m ercudur - Hüseyin
Rauf.” (PBA - K. 372/ 1).
No. 7
Şark ve Garbe Tamim, ismet Paşa
Hazretlerine de (ayrıca)
No. 3 19 Teşrin-i sânî 38
(19 Kasım 1922)
H Ü S E Y İN R A U F
* Lozan Konferansının açılışına üç gün kala son Osm anlı Padişahı Sultan Vahdettin’in
Malaya adlı İngiliz zırhlısına binip yurt dışına kaçması ve M alta adasına götürülmesi, dış basında
epeyce geniş yankı yaptı. Zaten T ürkiye haberleriyle dolu olan yabancı gazeteler bir de padişahın
kaçışına yer ayırdılar. (Bu konudaki yazılar için bkz B.N. Şimşir, D i j Basında Atatürk ve Türk Devri
mi, s. 106-123, No. 40-47, vd. Ayrıca Bkz. Bilâl N. Şimşir, “ Vahdettin’in Kaçışı Son u,” Cumhuri
yet, 26-29 Ağustos 1973)
Vahdettin’in kaçınlışı Hind Hilafet komitesince kınanmıştır. Lozan’da Ruşen Eşref (Ünaydın)
bunu Hilâl-i Ahm erden M uttalip Beye şöyle tellemiştir:
“Telegram m e Bom bay comite Kalifat reprouve ingerence britannique dans affaires Kalifat
approuve decision Assemblee Nationale qui represente conviction du m onde m usulman trouve de-
cision conforme cheriat - R ouchene.” (PBA - K. 372/ 1)
No. 8
İsmet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 9
İsmet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
* Abdülm ecid Efendinin Halifeliğe seçilmesi üzerine yabancı basında çıkan yazıların bazı
ları:
— “Ankara M eclisi A bdülm ecid’i Halife seçecek”, Le Journal (Paris), 20.11.1922.
— Robert-Raynaud, “T ürkiye’nin İki Padişahı” , Le Matın (Paris), 21.11.1922.
— August G auvin, “ Halifelik bunalım ı” , Journal des Debats (Paris) 22.11.1922.
— “Yeni Halife A bdülm ecid” , L ’lllustratıon (Paris), 25.11.1922
— “ Halife Abdüİm ecid Hazretleri” , The Müslim Standard (Londra), 30.11.1922. ve “Ankara ve
Halifelik” , Ibid. “ İsmet Paşa Hazretlerinin A bdül Q ayum M alik’e D em eci” , Ibid.
— Paul Erio, “Yeni Halifeye biat töreni” , Le Journal, 1.12.1922
— Paul Gentizon, “T ürkiye M ektubu: Yeni H alife”, Le Temps (Paris) 2.12.1922
— “ Halife ikinci A bdülm ecid’e biat” , L ’Illustration, 9.12.1922. Bu yazıların tam metinleri için
bjcz. B.N . Şimşir: Dış Basında Atatürk...., No. 45, 46, 47, 53, 58, 59, 60, 61, 63, 67 vd.
No. 10
Refet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 11
Büyük Millet Meclisi Riyasetine
No. 9 — H ülâsa söylenilen şerâit aynıdır. Y aln ız bugün m uâm ele daha nâ-
zikânedir. Bu da bir iki gündür gazetelerde görülen fena havâdisleri tahfife de
m a’tûf olabilir. Konferansın küşâdında İsviçre Reis-i cum hûrunun benim le Lord
C u rzon’un cevâb vermesi takarrür etmiş olması üzerine hazırladığım ız nutkun
muhteviyâtından bahsettim. Bir iki cüm lesini tahfif husûsunda çok rica etmeleri
üzerine m uvâfakat etm eği m ünâsib gördüm . Esâsen yalnız İsviçre’ye teşekkür
edilmesi mevzû-ı bahs olduğundan ve halbuki nutkum uzda esâs olan aksâmı ta
m âm en m uhâfaza ettiğimizden bunda bir m ahzûr yoktur. Konferans salonuna
girilmezden evvel Lord C u rzon takdîm edildi ve ber m uktazây-ı nezâket âfâkî
ba’zı şeyler konuşuldu. Bize karşı bunun da tavrı şâyân-ı dikkat bir sûretde nâ-
zikâne idi.
No. ıo — İsviçre Reis-i cum huru Konferansı alenî bir celse ile açarak be-
yân-ı hoşâm edî etti ve İsviçre’nin Konferans mahalli olarak ta’yîn edilm esine
m em nuniyetini izhâr ettikten sonra düvel-i m uâkidenin gösterecekleri kiyâset ve
hiss-i m üsâlem etkârâne ile fecâyi’-i harbin bir ân evvel zâil ve hal-i sulhün hâsıl
olması tem enniyâtını izhâr etti.
B a’dehu İsviçre Reis-i cum huru kendisine gösterilen hissiyata karşı her iki
mize teşekkür ettikten sonra yarın kablez-zuhr saat on birde m urahhaslar içti
m â’ etm ek üzere bu um ûm î ve alenî celseye nihâyet verildi *.
İS M E T
* Lord Curzon, Lozan Konferansının açılış törenini 20 Kasım 1922 günlü 6 sayılı telle
şöyle rapor eder:
“ First plenary meeting of conference took place this afternoon in a large hail open to public
and press. Svviss President presided and read an appropriate and vvell-vvorded speech of vvelcome.
It had been agreed that I should respond on behalf of delegations in a few vvords of a comple-
mentary character. T his I did and proceedings would have terminated had not ismet Pasha ad-
vanced to the platform pulled out a paper and read a speech containing some very partisan and
rather truculent remarks. French President of C ouncil told me that but for his influence speech
would have been m uch vvorse.
“ French and T urks are staying in same hotel and contact betvveen them (is) constant and
close. ism et Pasha is com ing to cali upon me presently.
“ His attitude today vvas (? exam ple ol) spirit in vvhich Turkish delegation are approaching
conference and foreshadovvs trouble at every tum . ( D B F P - 1 / 18, p. 320, No. 209).
T ü rk delegasyonunda basın işleriyle görevli Ruşen Eşref (Ünaydın) bey de 20 Kasım 1922
günü İstanbul basınına şu telgrafı çekmiştir:
“Journaux Akcham ikdam ileri T an in e Tevhid Terdjum an Yenichark Vakit Bureau Presse
T e l. Lausanne, 20 Novembre 1922
Conference ouverte quinze heures dem ier
Discours president Haal voeux paix prompte Curzon discours remerciements accueil suisse
exprima desir arriver accord tous points İsmet prononça discours français insista effort national in-
dependance liberte releva devastations injustifiees declara delegation anim ee m axim um bonne foi
possible remercia hospitalite suisse
Premere seance demain onze heures
Rouchene” (PBA-K. 372/ 1)
No. 11/bis
M onsieur le President,
U n armistice conclu, il y a plus de quatre ans, sur la base et sur la foi des
principes vvilsoniens avait suspendu ofliciellement les hostilites dans lesquelles se
trouvait engage l’Em pire O ttom an.
L a nation turque, continuellem ent privee des bienfaits de la paix, se rendit
com pte de 1’ insufFısance et de l’inanite de ses incessantes dem arches pacifıques
en vue de l’obtention du droit et de la justice et, com prenant q u ’il ne lui restait
aucun autre espoir de salut, reussit â defendre son existence et â realiser son
independance par ses propres m oyens m oraux et materiels. Elle a endure dans
cette voie des souffrances et consenti des sacrifices sans nom bre dont les nations
libres ont ete les temoins sym pathiques. Les T u rcs de tout âge et de toutes
conditions, les femmes et les enfants ont contribue â cette lutte de defense. Je
ne puis m ’ em pecher de rappeler ici les interminables attaques depuis 1918, at-
taques et souffrances q u ’on ne saurait justifıer d ’aucune façon,ainsi que les de-
vastations causees system atiquem ent sans aucune necessite militaire et dans un
esprit exclusif d ’extermination dans les parties les plus riches et les plus prospe-
res de ses territoires.
J e rappellerai enfın q u ’en ce m om ent encore, plus d ’un million de T u rcs
innocents errent sans asile et sans nourriture â travers les ruines dans les plai-
nes et sur les plateaux de l’Asie-M ineure.
En consentant ces sacrifices surhumains, la nation turque a conquis sa pla-
ce dans l’hum anite civilisee avec tous les droits â l’existence et â l’independaııce
inherents aux nations capables d ’une vigoureuse vitalite et com m e un element
de paix, de concorde ainsi que de travail et d ’activite. L e but suprem e de la
Grande Assem blee N ationale de T u rq u ie est de conserver, de consolider cette
position.
Les evenements des ces dem ieres annees ayant eriğe en dogm e dans la
conscience de l’hum anite cette verite que la paix et la tranquillite generales ne
peuvent etre realisees q u ’en tant que les nations respecteront mutuellement leurs
droits de liberte et d ’independance, j ’aim e â esperer que le souvenir de ces
evenements constituera pour l’avenir un gage de paix et de stabilite.
J e m ’attache â l’espoir que la Delegation turque qui est anim ee du maxi-
m um de bonne volonte possible, trouvera dans les autres Delegations une bon-
ne volonte identique et que de cette m aniere les efforts de la Conference abou-
tiront â un resultat satisfaisant.
Je termine, M onsieur le President, en rem erciant au nom du G ou vem e
ment de la G rande Assem blee Nationale de T u rq u ie la Confederation Helveti-
que pour la courtoise hospitalite q u ’elle veut bien nous accorder en acceptant
la reunion de nötre Conference sur son sol national.
Je me felicite d ’autant plus du choix heureux du siege de cette Conference
q u ’elle se tient dans un pays dont la glorieuse histoire est le plus irrecusable te-
m oignage de la valeur q u ’ une noble nation attache â son independance*.
Sayın Başkan,
D ört yılı aşkın bir süre önce, Başkan VVilson’un ilkelerine ve bunlara inanç
duygusuna dayanarak yapılm ış bir m ütâreke, O sm anlı im paratorluğunun da
katılmış bulun duğu çarpışm aları resm en durdurm uştu.
H âlâ bu dakikada bile, bir m ilyondan çok m asum T ü rkü n , A nadolu ovala- •
rında ve yaylalarında, evsiz ve ekm eksiz, yıkıntılar arasında, başıboş dolaştıkları
nı da hatırlatm ak isterim.
Sayın Başkan,
T ü rkiye B üyük M illet M eclisi hüküm eti adına, İsviçre Cum huriyetine, kon
feransımızın burada toplanm asını kabul etm ekle lütfen göstermiş oldukları nazik
konukseverlikten dolayı teşekkür ederek sözlerime son vereceğim. Tarih i şanlı
soylu bir ulusun, kendi bağım sızlığına ne kadar büyük bir değer verdiğini inkâr
edilm ez bir şekilde gösteren bu ülkenin, konferansa toplanm a yeri olarak seçil
mesinden bü yük bir m utluluk duym aktayım *.
PBA-K. 372/2
No. 12
ismet Paşa Hazretlerine
No. 52 1 Teşrin-i sânî 38
(21 Kasım 1922)
Bugün elinde vesika-ı resmiyesi olm ayan ve fakat Y ugoslavya Başvekili Pa-
şıç’in m u ’temedi ve m ahrem i olduğunu söyleyen erkân-ı harbiye m iralayların
dan Lozan Konferansında harb heyeti müşavir-i askerîsi Tasiç, Refet Paşa dela
letiyle m ütenekkiren A n kara’ya geldi. Y edin de esbak D ebre m ebusu Basri Beyin
G azi Paşaya tavsiyesi vardır. M iralay, Y ugoslavya ile te’sis-i m ünasebâta ve
mümessil teatisine taraftar olup olm adığım ızı*, Yugoslavya’yı hudud-ı hazırası ile
kabul edip etm eyeceğim iz hakkındaki fikrimizi sordu ve m ünasebâta girmekten
* Sırbistan ile T ürkiye arasındaki diplomatik ilişkiler, Osm anlı Devletinin Birinci D ünya
Savaşına girmesi üzerine, Kasım 1914 tarihinde kesilmiş ve Belgrad’daki T ü rk Elçisi Cevad (Ezine)
Bey 1 Kasım 1914 tarihinde ordaki görevinden ayrılmış idi. Lozan Konferansının devam ettiği
günlerde İsmail Canbolat Bey Belgrad mümessilliğine atandı. Barış andlaşması henüz im zalanm a
dığı ve Ankara-Belgrad diplomatik ilişkileri normale dönüşmediği için- İsmail C anbolat’a Elçi ü n va-'
m verilememiş ve diplomatik mümessil denmişti. Ancak I. C anbolat Belgrad’da göreve başlamadı.
1924-1925 yıllarında T ah ir Lütfı (Tokay) Bey, geçici olarak T ürkiye’nin belgrad temsilciliği görevi
ni yürüttü. Lozan antlaşması yürürlüğe girdikten sonra, T ürkiye’nin Belgrad temsilciliğine 22
Ağustos 1925’te M ümessil ünvanıyla Y u su f Hikmet (Bayur) bey atandı ve Şubat 1926’da kendisine
Elçi unvanı verildi. O zam anlar Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı adını taşıyan Yugoslavya da, M ondros
M ütârekesinden sonra, 14 Şubat 1920 tarihinde İstanbul’a geçici olarak Radom ir Şaponyiç adlı bir
işgüder atadı. 1923 yılında bunun yerini M üm essil sıfatıyla Trajan Givkoviç adlı Kosovalı Türkçe
de bilen bir diplomat aldı. Ancak 1926 yılında T ürkiye’ye T om ir Popoviç adlı tam yetkili bir Elçi
atanabildi.
başlayarak âtiyen Balkanlar’da iki kuvvetli askerî devlet arasında husulü kendile
rince m atlub i’tilâfı îm a etti. Rüfeka ile b a ’de’l-m üzakere G azi Paşa ile birlikte
m um aileyhe âtideki tarzda cevap verildi:
H Ü S E Y İN R A U F
No. 13
Hey ’et-i Vekîle Riyâsetine
B ugün Konferanstan sonra Lord C u rzon tarafından izhâr edilen arzuya bi
nâen iâde-i ziyâret etmesi te’min olunduktan sonra görüştüm . Konferansın tar-
z-ı mesâisi nasıl olacağından ve mesâil tefrik edilerek kom isyonlarda tedkîk edil
mesi kendisinin yarınki konferans içün sûret-i husûsiyede derm iyân edilen
m ülâhazası olm am akla beraber heyet-i m urahhasalara isterlerse m ülâhazât-ı
um um iye derm iyân etmeleri teklîf olunacağından bahsetti. Riyâset m es’elesini
buna d a söyledim . O da Poincare ile aynı nazariyeyi derm iyân etti. T ü rkler
içün en ehem m iyetli m es’ele hangisi olduğunu sordu. M esâilin hepsi yekdiğeri
ne m erbût ve hepsi aynı derecede m ühim olup bu n lan n esâs-ı müşterki istiklâl-i
tâm teşkil ettiğini söyledim. İngiltere’nin hangi m es’eleyi m ühim addettiği suâli
ne karşı gülerek sulh dedi ve N oel yortularını m em lekette geçirm ek arzusunda
bulunduğundan mesâilin o vakte kadar hallolunm ası tem ennisini izhâr etti. Bu
kendilerinin elinde olup isterlerse bir saatte m es’elenin biteceğini söyledim. Buna
karşı da gülerek aynı şey sizin de aynı veçhile elinizdedir dedi. Y u n an tahribâ-
tından ve bunların ta’m irinden bahsettim . Y un an lılar da T ürklerin tahribinden
bahsediyor. H er ikiniz söylersiniz. Biz bîtaraf bir sûretde dinleriz dedi. Bugünkü
nutukda b a ’zı cüm leler sert olduğundan şikâyet ederek birbirim ize karşı sert
nutuklar îrâd etm em em izi rica etti. Iztırâb çekm iş bir milletin m ümessili oldu
ğum dan şiddetli addettiği nutukların şikâyetden başka bir şey olm adığını, A n a
dolu’da söylediğim iz nutuklarda bile hiçbir milletin izzet-i nefsine karşı hiçbir
kelime söylem ediğim izi ve ben de gerek m ünâsebât-ı resm iye ve gerek m ünâse-
bât-ı şahsiyem de sözlerime fevkalâde i’tinâ etm ek i’tiyâdında bulunduğum u bil
dirdim. Yunanlılara karşı zaferim ize diyecek olm adığını, fakat müttefiklere karşı
da m uzaffer olm adığım ızı söyledi. Cevâp verdim. Y arın veya öbür gün iâde-i zi-
yâret edeceğini söyleyerek sık sık görüşm em izi arzu ettiğini ilâve etti. Ben de
b ii-m u kâbele görüşm eğe âm âde bulunduğum u ve konferansın devamı m üdde-
tince işlerin bu suretle daha kestirme hallolunabileceğim beyân ettim. M es’ele
nin zevâhiri fırtınadan evvel tatlı yel m ahiyetindedir. İlk evvel mesâil-i arziyeyi
mevzû-ı bahs etm ek fikrindedirler.
İS M E T
No. 14
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 13, 14 21 Teşrin-i sânî 338
(21 Kasım 1922)
Bu sabah konferans açıldı. Resm î teblîğ aynen açık olarak arz edilmiştir.
Bugün yalnız Konferansın nizâm nâm e-i dâhilîsi m üzâkere edilmiştir. Bunun he
men her m addesine i’tirâz m ecbûriyetide kaldık*. Harâretli m ünâkaşât oldu.
Konferans hangi devletlerin m urahhaslarından teşekkül edeceğine dâir olan bi
rinci m addenin dâire-i şüm ûlünden notalarda taayyün eden devletlerden mâa-
dâsının ihrâc edilm esinde sûret-i kat’iyyede ısrâr ettik ve m urahhasların adedi
nin iki olm asına binâen her ictîm a’da m urahhaslardan yalnız ikisinin m urahhas
addedilm esi teklifini de şiddetle reddettik. B oğazlann rejim ine âid komisyondan
bahsolunurken Sovyetlerin iştirâki lâzım olduğunu ifâde ettim. C urzon d a’vet
olunduklarını, henüz bir cevâb vermediklerini söyledi. Boğazlar m es’elesini Sov
yetlerin iştirâki olm aksızın takarrür ettirilemeyeceğini tekrâren te’yid ettim. Ri-
yâsete T ü rk hey’et-i m urahhasasınm da iştirâkini resmen taleb ve aynı talebi
kom isyonlann riyâseti içün de tekrar ettik.
No. 14 — ö ğ le d e n sonra olan içtim â’ dahî İsviçre hüküm etine karşı te
şekkürü ve sulhün akdi hakkm daki tem enniyâtı m utazam m in olarak Fransız,
İtalyan ve Japon m urahhaslarının îrâd ettikleri nutuklarla geçti. Y arın Lord
* Curzon, Türklerin, İçtüzüğün hemen her noktasına itiraz ettiklerini söylüyor: “ ...U pon
great majority o f these points T urks raised objections often of a very trivial character to establish
their claims to complete equality or to satisfy their national pride” (D B F P - I/ı8 , p. 322).
C u rzo n ’un riyâset edeceği Arâzi, U m ûr-i askeriye ve Boğazlar kom isyonu topla
nacak ve T rak ya hudû d u m evzû-i bahs olacaktır. B ugün yalnız şeklî m esâil ko
nuşulduğu halde birçok nikatda şiddetli m ünâkaşât m ecburiyetinde bulunduk.
Konferansın hitâm ından sonra iâde-i ziyâret içün otele gelen Lord C u rzon ile
nâzikâne görüştük. R uslarla aram ızda kavga olup olm adığını sordu. R eddetm ek
liğim üzerine dostluk ne kadar devâm edecek dedi. D âim â ve ilânihâye dedim .
Sonra teklifsiz ve âfâkî şeylere geçti.
İS M E T
No. 15
İsmet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 16
İsmet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 17
Lozan ’da Türk Heyeti Murahhasa Reisi ismet Paşa Hazretlerine.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 18
İsmet Paşa Hazretlerine
A çık olarak gönderildiği bildirilen nutuk henüz gelm em iştir*. Sekiz num a
ralı telgrafınızın imzası. M ustafa K e m a l.
H Ü S E Y İN R A U F
* Söz konusu nutuk, İsmet Paşa’nın Konferansın açılışında okuduğu nutuktu. A çık telgraf
la gönderilen ve Atatürk’ün de merakla beklediği bu nutkun Fransızca aslını ve Türkçe çevirisini
de buraya almayı uygun gördüm. Bkz. N o.ı i Bis.
No. 19
Hey ’et-i Vekile Riyasetine
No. 15, 16 22 Teşrirı-i sânî 38
(22 Kasım 1922)
Konferans kom isyon halinde toplandı. Reis C u rzon öğleden evvel T rak ya
h ududlan hakkında talebim izi sordu. Şarkî T rak ya içün 1913 h ududunu ve
G arbî T rak ya içün re’y-i âm taleb ve delâili lâzim e serdeyledim . * G arbî T ra k
ya’nın hudu unu sordu. Li-m aksadin tedkîk ettireceğimi ve cevab vereceğimi bil
dirdim. Venizelos uzun bir nutuk ile Bulgarlara bi’l-nzâ verilen hududdan bahs
ve G arb î T rak ya iddiâsını kabul edem eyeceğini söyledi ve Bulgarlara serbestî-i
ticâri verilebilecğini îm â etti. Sırp sefiri bunu te’yid ve ayrıca bîtaraf m ıntaka ve
gayr-ı askerîlikten bahsetti. R om an ya onu te’yid etti. N utuklarına cevâb vermek
hakkını m uhâfaza ettim. B ulgar h ey’etinin A dalar D enizi m ahreci içün istim â’
olunacağından bahsetti. Bulgarların A dalar D enizine m ahreçlerine aleyhdar ol
m adığım ızı ve T rak ya ’ya taalluk etm eyen bir m es’ele içün istim âm a muvâfakat
ettiğimizi bildirdim ve bundan m âadâ Bulgar h ey’etini dinledikten sonra teklifâ-
tın h ey’et-i um ûm iyesine bugün veya yarın cevâb verm ek hakkını m uhâfaza
edeceğim i söyledim .Curzon behem ehâl cevâb verm ek lâzım dedi. Ö ğled en son
raki ictim â’da Bulgar hey’eti geçm iş teşebbüslerini hülâsa ve bizim le alâkadârla-
nn izzet-i nefislerini m uhâfazaya i’tinâ ile A dalar D enizinde m ahreç ve G arbî
* İsmet Paşa’nın Batı T ra k ya ’da halkoyuna başvurulması isteği büyük tepkiler yarattı.
Özellikle Balkan ülkeleri Türklerin tekrar M eriç’in batısına geçecekleri korkusuna kapıldılar. Batı
T rak ya’da T ü rk nüfusu ezici çoğunluktaydı. H alkoyuna başvurulmuş olsaydı, Batı T rakyalılar
T ürkiye’ye katılmaya karar verebilirler ve böylece Türkiye sınırları M eriç nehrinin batısına uzan
mış olurdu. Bu olasılık karşısında Balkan ülkelerinin saçları adeta diken diken oldu. Türkleri M e
riç’ in batısına geçirmemek için Bulgaristan, Yunanistan, Yugoslavya ve R om anya arasında, 1912
yılında olduğu gibi 1922 Kasım ayında da bir “ Balkan Bloku” oluştuğu haberleri, 24 ve 25 Kasım
1922 tarihli Avrupa gazetelerinin sütunlarını doldurdu. Paris’in etkili gazetesi 24 Kasım 1922
günlü başyazısında şunlan yazıyordu:
L a Conference de Lausanna a enregistre un premier resultat: Les Etats balkaniques, si divi-
ses depuis pres de dix ans, se sont retrouves unis contre les revendications turques. Vers la fin de
1912, com m e la T u rq uie etait vaincue, le bloc balkanique laissait voir ses premieres fıssures, pre-
sages de deux guerres successives. Vers la fin de 1922, com m e la T u rq uie victorieuse reparait en
Europe, les Etats balkaniques se remettent d ’accord...
Les Etats balkaniques n’admettent pas que la T u rq uie s’etende â l’ouest de la M aritza. (Le
Temps, 24.11.1922)
ö te k i gazetelerde de benzer yazılar vardı. Ö te yandan İsmet Paşa, 23 Kasım 1922 günü ya
bancı gazetecilere demeçler vermişti. Şöyle konuşmuştu:
“ Biz Batı T rakya’yı istemiyoruz. A m a halkın serbestçe görüşünü açıklayabilmesi gerekir, diye
düşünüyoruz.
— Balkan devletleri arasında görülen “ aşk evliliği” konusunda ne düşünüyorsunuz?
İsmet Paşa, basın toplantısında bulunanların gülüşmeleri arasında:
— Ben böyle bir şey farketmedim, diye cevap veriyor, (“ ismet Pacha reçoit la presse” , Journal
de Geneve, 24.11.1922)
T rak ya’nın düvel-i m uazzam a-i m üttefika emri altında bîtaraf kalmasını istedi.
Ben teklifâtı tedkîk ve cüm lesine gelecek ictim a’da cevâb vereceğimi bildirdim .
Bu söz C urzon ile şiddetli münâkaşâtı da’vet etti. C u rzon vaktinde mesâiyi ha
zırlam ak ve te’hîr etm em ek gibi zevâhir altında şiddetli ısrar etti. Cevâblarını al
dı. Nihâyet kendi m ülâhazâtını söyledi. Hülâsası 1915 de Bulgarlara b i’l-ihtiyâr
terk-i arâzi ettiğimize ve notalarım ızda dâim â M eriç ve Edirne’den bahsolundu-
ğuna uzun uzun binây-ı m ütâlaa ederek teklifâtını serdetti. Bize M eric’e kadar
hudud ve E d im e şim âlinde bir noktadan bed’ ile T u n c a ve M eriç tarafeyninde
yirmi otuz kilometrelik bir bîtaraf mıntaka ve Cisrim ustafapaşa— Dedeağaç
şömendöferi beyne’l-milel ve G arbî T rak ya Y un an istan’a âid kalacaktır. Sırp
hey’eti K aradeniz’den D edeağac’a kadar bir bîtaraf m ıntakadan bahs ve talebi
m e rağm en tasrîhden im tinâ’ etti. Teferruâtı tâlî kom isyonda çalışılacak dediler.
Bu teklife göre K aradeniz’den T u n c a ’ya kadar hudud dahilinde otuz kilom etre
lik bir bîtaraf m ıntaka ayrıca ihdâs olunacaktır.Curzon beyânâtında devletlerin
m üttehid olduklannı mükerreren ifâde etti. Fransız ve İtalyan m urahhasları söz
alarak te’yîd ettiler. İçtim â’ yan n a kaldı. Bulgar hey’eti m iyânında bulunan Ce-
neral Savof otele gelip beni ziyâret etti.. D edeağac’a bir mahrec-i iktisâdî te’min
ettikleri anlaşılıyor. Ben de tarafdâr olduğum u söyledim. Bundan sonra iâde-i
ziyâret içün gelen İtalyan Başvekili M usolini ile m uhtelif mesâil görüştüm. K a-
raağac’ın kurtarılması kabil olacağını zannediyorum . Fakat 913 hududunu kur
tarmak ve G arbî T rak ya ’da re’y-i âm te’mîni m üşkildir. H er ne olursa olsun
redd-i kat’î karşısında bu yüzden inkıtaa m ahal verm eyeceğim . Zarurî olan şekli
kabul edeceğim . Bîtaraf ve gayr-ı askerilik gayr-ı kabil-i kabul bir m âhiyetde
görülm iyorsa da tâlî kom isyonda teferruâtı çalışıldıktan sonra vâzıhan anlaşıla
caktır.
İS M E T
No. 20
İsmet Paşa Hazretlerine
Ceneral (PLyautey)’in şu aralık A nad olu ’da seyahati şark ve âlem-i İslâmda-
ki tesiri itibariyle m ünasip görülm em iştir. O n a göre idare buyurulm ası muvafık
olur.
No. 21
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 21 — Bir de O rta A n ad olu ’da bulunan Hıristiyanların nakli ve yetim le
rin seyahati aslâ lâzım ve m üsta’cel olm adığı halde bu esnâda bize şiddetli za
rar ve aleyhim ize galeyân-ı efkâr husûle getireceğini arz ederim . Bu hususda da
vâzıhan tenvîr buyurulm aklığım ı istirhâm ederim. Ekalliyetler ve H ıristiyanlar
gibi m esâilde bilhassa Am erikalıların iştirâki ile şiddetli m üşkilât göreceğim izi
tahm în ediyorum . C evab intizânndayım .
İS M E T
No. 22
İsmet Paşa Hazretlerine
C 25/11/38, N um ara 24
Buraya gelen Sırp M iralayı ile vuku bulan m ükâlem e hülasası size bildiril
miştir. Y ugoslavya’ya bir m üm essil i’zâm ı takarrür etti. K im in olacağını ayrıca
bildiririm *.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 23
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
İS M E T
No. 24
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 23 25 Teşrin-i sânî 38
(25 Kasım 1922)
Lord C u rzon bugün bana tekrar İstanbul’da pek şâyân-ı ıztırâb bir vaziyyet
ve hâdisât m evcudiyetinden bahs ve Selahaddin A d il Paşaya tarafımdan tebli-
gât-ı husûsiye yapılm asını rica etti. V a z’iyyet hakkında m a’lûm ât i’tâsını rica
ederim.
İS M E T
No. 25
Hey ’et-i Vekîle Riyîsetine
No. 24, 25, 26 25 Teşrin-i sânî 38
(25 Kasım 1922)
1 — Beni ziyârete gelen Sırp nâzın aleyhim izde Balkan ittifakının aslı olm a
d ığını*, yalnız R om anya ile b a ’zı mesâil içün müttefik olduklarını, Y u n an ve
2 — M adam G aulis Paris’ten g eld i***. Fransız hey’etine i’tim âd etm ekliği
mi ve M areşal L yau tey’in A n ad olu ’da seyâhatını ihzâr etm eği teklif etti. Bir iki
hafta içinde düşüneceğim i söyledim . G elip harâbeleri görmesini ve kendisiyle
m ülâkat icrasiyle o zam anki m üzâkerât vaz’iyyetine göre kendisine m uâm ele îfâ-
sını muvâfık görm ekteyim . M uvâfakatınızı şim diden rica ederim. O vâsıta ile
Fransız hey’etine şiddetli şikâyet haberleri gönderdik. Fransız gazetelerinin hâli
yine aleyhim izdedir. Tekrar bizim aleyhim izde bir şey anlaştılar görünüyor.
İS M E T
No. 26
Hey ’et-i Vekîle Riyâsetine
No. 27 25 Teşrin-i sânî 38
(25 Kasım 1922)
Ö ğled en evvel tâlî kom isyon hudud boyunca gayr-ı askerî kılınacak mınta-
kayı ve M ustafapaşa ve D edeağaç şimendiferinin beyne’l-milel işletilmesini ihzâr
etti. Ö ğleden sonra Arâzi K om isyonunun um um î ictim âında h udud boyunca
gayr-ı askerî m ıntakayı kabul edeceğim i fakat dâim î m ürâkabe olam ayacağını ve
en m ühim olarak hudud boyunca gayr-ı askerî m ıntakanın bîtaraf ve gayr-ı ka-
bil-i m ürûr addedilm esi lüzûm unu ifade ettim. O n lar yalnız gayr-ı askerî kıl
m akla iktifâ, bîtaraflığın düvel-i m üm ziyenin askerî ve siyâsî taahhüdüne rabte-
dilmesine i’tirâz ettiler. M ünâkaşa im tidâd etti. Edirne’de bize kale yapm ayınız
diyorsunuz. O halde m em leketin taarruza karşı vaz’iyyetini te’mîn etm ek lâzım
dır dedim . Sonra bu m es’eleyi m eselâ Boğazlar ve Ç anakkale gibi gayr-ı askerî
kılınması mevzû-ı bahs olacak diğer menâtıkin m ütâlaasm a te’hir eylediler. Bul
gar h ey’eti D edeağac’a ve bir koridora m âlik olm ağı iddiâ etti. Venizelos şiddet
li hücum yaptı.Türklere m ağlûb olduk burada biz size m ağlûb olm adık, ne isti
yorsunuz dedi. Konferans Rum ların Bulgarların m ücâdelesine epeyi gülüştü.
N ihâyetde söz alarak D edeağaç’tan Bulgarların vâsi’ m ikyasda istifâdeye hakları
olduğunu ve Yunannistan haksız olarak harbi idâm e ettiği cihetle Bulgarların
ıztırâbâtından da m es’ûl bulunduğunu ifâde eyledim . Bunun üzerine İngiliz
Bulgarlara yol verdi çıkardı ve içtim â’ yarına kaldı. Bulgarlar diğerlerinin peşin
de günlerden beri dolaşıyor ve bizim aleyhim izde isbât-ı sadâkat etmeğe çalışı
yorlar. Bugün alenî izhâ-ı teveccüh etm ekle diğerleriyle m ünâsebâtını tasîb ve
aynı zam anda kendilerine m ü n ’im görünm eyi m urâd eyledik*.
Turks reserved their claim for 1913 frontier... T urks explained their contentions about
neutralization as necessary for their security from possible attacks in the future. I pointed out that
this dem and vvas one raising issues of the greatest importance and requiring reference to ali go-
vem m ent concem ed... A s regards Dedeagatch and railvvay a merry encounter took place between
M . Veniselos and M . Stambuliski who belaboured each other vvith good natured fury to the great
delight of the com m ittee.” (D B F P-I/ 18, p. 331, No. 222)
No. 27
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
İS M E T
* İstanbul’da Refet (Bele) Paşa ile Müttefik generalleri arasında sürtüşmeler vardı.
Sürtüşmeler, İstanbul’u Türklerin mi yoksa işgal kuvvetlerinin mi yönettiği sorusundan kaynakla
nıyordu. İstanbul’da güvenliği T ürk Polisi mi, yoksa Müttefik polisi mi sağlayacak? Suçluları T ürk
mahkemeleri mi yoksa Müttefik mahkemeler mi yargılayacak? A dlî kapitülasyonlar geçerli mi, de
ğil mi? Yani T ürk polisi İstanbul’daki yabancı suçluları tutuklayabilir mi, tutuklayam az mı? T ürk
mahkemeleri yabancıları yargılayabilir mi, yargılayam az mı? İşgal kuvvetleri İstanbul T ü rk basını
nı sansür edebilir mi, edemez mi? vs. vs...
Lord Curzon, İstanbul’daki durum u hem Lozan’da İsmet Paşa’ya baskı kozu olarak kullan
mak istiyor, hem de Müttefik Kom utanlar arasında Türklere karşı tek cephe sağlamağa uğraşıyor
du. İstanbul’da Refet Paşa ile M üttefik Kom utanlar arasındaki ilişkilerle ilgili olarak çoğu İngiliz
kaynaklı kasıtlı haberler yayılıyordu. Refet Paşa’nın İstanbul’da T ü rk yasalarını uygulam ağa, çalış
ması “ Kemalist Küstahlığı” gibi başlıklarla gazetelerde yayınlanıyordu, ö rn eğ in , Lozan Konferansı
nın açıldığı gün, İngiliz Reuter ajansının İstanbul çıkışlı bir haberini Fransız Echo National gazetesi
şu başlıkla veriyordu: “ Kemalist Küstahlığı. Müttefik Yüksek Komiserlerinin bütün çabalan Refet
Paşanın uyuşm az tutum uyla karşılaşıyor” .
** Bkz. No. 33.
No. 28
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 14 26 Teşrin-i sânî 38
(26 Kasım 1922)
25/11/38 ve 28 num aralı telgrafta ikinci m addede (bu suret-i halle bu gibi)
kelimelerini takip eden kelim e veya ibare (müttefıkkîn) kelimesine kadar çıkm a
mıştır. Y un an lılar dahil olm ak üzere, (yalnız) ibaresinden sonra gelen kelime de
çıkmamıştır. Tekrarım rica ederim.
No. 29
İsmet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 30
İsmet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 31
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
2 — Am erika hey’eti açık kapı politikasına dâir beyânât yâptı. Ayrıca arz
edeceğim. Bir de bugün C u rzon kapitüler devletleri K onferansa da’vet ettiklerini
bildirdi. Kendileriyle m üzâkere etm eyeceğim i teblîğ ettim.
B — Bir Ermeni hey’eti geldi. H âricde kalan 700 000 Ermeni içün yer iste
di. Sadâkatlarından dolayı A n ad olu ’da kaldıkları halde bu d e fa çıkarılan Erme-
* Lord Curzon, İsmet Paşa’nın Trakya ile ilgili isteklerini reddettiğini Londra’ya şöyle ra
por ediyor:
“This morning frontier commission resumed discussion of Tharican question. ismet Pasha
ansvvered previous speech of M onsieur Veniselos and M . Veniselos then ansvered ismet... I then
summed up on behalf of the allies after previously Consulting with allies and declared inflexible
adherence to decision (a) to decline any Turkish interference ir. respect of plebiscite or othenvise
vvith VVestern Thrace and (b) to adhere to M aritza frontier of Eastern Thrace... keeping Karağaç
vvhich is Greek town in the hands of the G reek.” (D B F P - I/18, p-330, No. 226)
Curzon, ismet paşayı haklı isteklerinden caydırmak için bir çeşit gözdağı vermiş. Türkiye
M eriç sınırından fazlasını isterse bütün Balkan ülkelerini kitle halinde karşısında bulacağını söyle
miş. Diyor ki:
“ I invited the Turkish delegation to reflect upon the entire situation before retum ing final
reply, and pointed out to them the invisdom of com ing into collusion not merely vvithinviting Po-
vvers, who vvere united, but vvith the solid bloc of Balkan States...” (Ibid).
** İstanbul’da, Refet Paşa’nın temsil ettiği T ürk yönetimi ile M üttefik Generallerinin işgal
yönetimi arasında yetki çatışması vardı. Lord Curzon, bu çatışmada M üttefik komutanların tek
cephe halinde Refet Paşa’nın karşısına dikilmelerini Lozan’daki başarısı bakımından gerekli
görüyordu. İstanbul’daki generaller birlik halinde hareket ederlerse Lozan’da da Müttefik delegele
rinin birliği güçlü görünecekti. Curzon, 25.11.1922 günü İstanbul Yüksek Kom iser Vekili M r.
Henderson’a şunları telliyordu:
“ It vvould considerably assist task of allies here at present stage if General Harington vvould
assume existence at Constantinople of complete allied unity novv established at conference, and
on this presumption novv take vvhere essential fırm stand justifıed by this unitiy. I feel that any
further concession at Constantinople must react on strong attitude taken up by m yself and other
allies at Lausanne”. (D B F P -l/ 18, p.333, No. 224).
nilerin ahvâlinden ve emvâl-ı m etrûkelerinden ve diğer bıraktıklarından şikâyet
etti. Konferansta fevkalâde yaygara yapacaklardır.
İS M E T
No. 32
İsmet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 33
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 18 26/27 Teşrin-i sâni 38
(26/27 Kasım 1922)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 34
İsmet Paşa Hazretlerine
Zâbıta meselesine gelince Refet Paşa ile ceneraller bu hususta görüşm ekte
ve gayet i’tilâfkâr davranm aktadır. D iğer mesâil tarafeynin m em nuniyetini mu-
cib bir suretde halledilm iş ve ancak polise m üdahale noktası görüşülm ekte b u
lunm uştur. Refet Paşa bu ciheti de bir hüsn-i neticeye iktirân ettirmekte pek
üm m idvârdır. Şu halde bizce zât-ı âlinize vâki’ olan şikâyet tarzında İstanbul’da
fevkalâde gergin bir hal ve buhran yoktu r*. Bu hususta Refet Paşanın m untaza
m an sizi haberdar etmesi kendisine yazılm ıştır Efendim .
H Ü S E Y İN R A U F
No. 35
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 27 27 Teşrin-i sânî 38
(27 Kasım 1922)
İzm ir M aliye M üfettişliğince Fransız bankalarından O sm anlı R um ve Er
m enilerle Y unanlıların esâmi, nükud ve emtialarını m übeyyin cetveller istendi
ğinden bahisle Fransa hüküm etince i’tirâz ve bu m uâm ele protesto edilmiştir.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 36
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 28 27 Teşrin-i sânî 38
(27 Kasım 1922)
Ferid B eye* tahrirât ile iş’âr olunduğu veçhile harbde düşm an ile teşrîk-i
mesâi eden eşhâsdan tegayyub edenlerin bilum um m allarının hüküm etçe idare
si, zim em ve m atlûblarının tahakkuk ve tasfiyesi, bakiye-i m atlûblannın hazine
nam ına hesab-ı câriye kaydı, bu eşhâsa ait hukuk ve vazâif-i vekâletin hüküm ete
intikali, 20 Nisan 38 tarihli kanun ile 13 Eylül 31 tarihli tasfiye K anunları ahkâ-
H Ü S E Y İN R A U F
No. 37
ismet Paşa Hazretlerine ve Ferit Beye
No. 29 27 Teşrin-i sânî 38
(27 Kasım 1922)
Fransız mektepleri hakkında tatbik edilen m uâm eleden dolayı bir sû-i te
fehhüm hâsıl olduğu görülüyor. M ekteblerin T ü rk iye m enâfiine ve T ü rk kanun
larına m ugayir propaganda veya fiile girişem em eleri kaydı ile mevcudiyetlerini
kabul etmiştik. Kendilerinden taleb olunan şey m ekteblere Türkçenin de idhâli,
T ü rk m uallim ler vasıtasıyla ve T ü rk çe olarak T ü rkiye tarih ve coğrafyasının da
tedrisidir. M ougin ile görüştüm . Bunda tam âm en hakkım ız olduğunu ve talebi
m izin m eşrû’ olduğunu o da takdîr ve tasdîk etti. Berây-ı m a’lûm ât arz ederim
Efendim *.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 38
İsmet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
H Ü S E Y İN R A U F
No. 40
Hey’et-i Vekîle Riyasetine
No. 31, 32 27 Teşrin-i sânî 38
(27 Kasım 1922)
2 — Akşam Curzon ile Irak üzerine husûsî konuştuk. M usul vilâyetini iste
diğim izi söyledim. Fakat reddetti. M üttefiklerle tam âm en m utâbık olduğunu,
Yunanlılara galebe ettiğimizi, fakat İngilizlere galebe etm ediğim izi ifâde etti.
C id d î m ünâkaşa cereyân etti. M es’ele bir aralık petrole intikâl ederek bizim de
ihtiyâcım ız olduğunu söyledim . Bir petrol kum panyası olduğunu, bunun dörtte
biri Fransızlara, dörtte biri İngilizlere, dörtte biri Am erikalılara verildiğini, diğer
dörtte biri sâireye âid olduğunu söyledi.Bu şâire T ü rkler olabilir dedim . O la b i
lir dedi. Bir de harbden sonra paraya ihtiyâcım ız olacağını, devletler m üştere
ken para verebileceklerini söyledi. D edim ki bu mesâil hep konuşulabilir. Fakat
yarın Konferansta ben M usul vilâyetini isteyeceğim. Kendisi de kat’iyyen red
detm ek içün bütün vesâiki ihzâr ve bütün tertibâtını ihzâr ettiğini söyledi. D e
dim ki: Bu m es’eleyi husûsî olarak aram ızda m üzâkere edelim . Fakat bu esnâ-
da diğer bütün mesâil-i esâsiyeyi halledelim ve hey’et-i um ûm iyesini birden
m ütâlaa edelim. M esâil-i m uhtelifeyi sordum . İstanbul’da ve Boğazlarda ve G e
libolu’da ecnebi kuvveti kalm ayacağını, fakat Boğazların tarafeyni gayr-ı askerî
kalacağını ve bunun C e m ’iyyet-i Akvâm tarafından bir kom isyon ile kontrolünü
düşündüklerini, kapitülasyon m esâilinde ecnebilere te’m inât isteyeceklerini
söyledi. C e m ’iyyet-i A kvâm ’a girm enin ehem m iyyeti hakkında nazar-ı dikkatimi
celbetti ve cem ’iyyet-i m ezkûreden bir kom isyonun Boğazlarda ve ekalliyetler
mesâilinde m ürâkabesi zararsız olacağını tavzîha çalıştı. Y arın Konferans öğle
den sonra mesâil-i m âliye içün içtim â’ edecektir. Fransızlar bu ânî tebeddülden
hiddete dûçâr olm uşlar*.
* Lord Curzon, İsmet Paşa ile bu görüşmesini, 27 Kasım 1922 tarihli ve 41 sayılı telgrafıy
la şöyle rapor ediyor:
ismet Pasha came to see me yesterday evening, and vve had a conversation of one
and a half hours on the vvhole situation. I think that he regards me vvith some confidence and ac-
cordingly I responded vvith equal frankness... He said that he intended to ask for rendition of Mo-
sul... he advanced a num ber of arguments ethnic and othenvise vvhich it vvas not difficult to de-
molish. I then said that if dem and vvere persisted in I should have no altemative but to say before
the vvhole conference, “ cannot and vvill not” . In fact I should return an absolute refusal, and from
that attitude nothing vvould induce me to depart... ismet Pasha then m urm ured vvord for vvhich
I vvas vvaiting, nam ely'oil’ ... he said that Anatolia vvas a poor country vvithout oil and that he
vvould very much like to have some. I replied that this seemed to me not an unreasonable request
vvhich vvas vvell vvorthy of examination... instead of a public disagreem ent in conference, vvould it
not be vvell to see if vve could arrive at a private agreement outside of it? YVhereupon ismet Pasha
himself proposed postponement of discussion of tomorrovv, and I shall novv avvait his invitation to
private conversation...
“...ismet then turned discussion on to vvider issues and asked my ideas as to future of
conference and subject to be discussed... I gave him rough sketch of vvhat I had in vievv... He
adopted a stiff attitude about capitulation...
“ Conversation vvith ismet vvas of a distincltly hopeful character, and every day that passes in
such exchanges diminishes the chances of a rupture” . (D B F P -I/ 18', p.338-339, No. 228:, F.O. 424/
255, p. 548, No. 670)
** Lozan Konferansında Am erikan Başdelegesi, A .B .D .’nin Rom a Büyükelçisi M r. Childs
idi. İkinci Amerikan delegesi, Bern Elçisi Grevv idi ki 1927 yılında A .B .D .’nin Ankara Büyükelçili
ğine atanmıştı. Am erikan delegeleri Lozan konferansında “ gözlem ci” olarak bulunuyorlardı; yani
barış antlaşmasını imzalamak niyetinde değillerdi, ama öteki delegeler gibi her işe karışıyorlardı.
olm ağa çalışacağından ve sulhü yapm ak faideli ve m üreccah olduğundan bah
setti.
4 — Lehistan Reis-i cum huru tarafından yâveri gelerek m ahrem âne bana
selâm ve tebrikât ile ananâta m erbûtiyetden ve müşterek tehlikeye karşı hâlen
ve âtiyen akd-ı revâbit lüzûm undan bahsetti. Selâm larına m ukabele ve m ücâm e-
lâtdan sonra sulh konferansı esnâsında R om anya ve şâire gibi müttefikleri üze
rinde Lehistanın te’sîrât-ı hayrhâhânesini görm eğe m untazır olduğum uzu ilâde
ile iktifa eyledim .
İS M E T
No. 41
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 20, 21, 22 27/28 Teşrin-i sânî 38
(27/28 Kasım 1922)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 42
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 23 28 Teşrin-i sâni 338
(28 Kasım 1922)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 43
İsmet Paşa Hazretlerine
N°- 24 28 Teşrin-i sâni 338
(28 Kasım 1922)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 45
İsmet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
* Bükreş’e T ürk Diplom atik M üm essili sıfatıyla M ayıs ıg23’te Cevad (Ezine) Bey gönderil
di. Sonra Elçilik payesine yükseltildi. 1924-1925 yıllarında N um an Rıfat Bey (Menem encioğlu)
Bükreş’te geçici işgüder olarak bulundu. Arkasından M ayıs 1925’te Hüseyin Ragıp (Baydur) Bey
Bükreş Elçiliğine atandı ve Rom anya ile diplom atik ilişkilerimiz normale dönüştü.
Bulgaristan ile diplomatik ilişkilere gelince, Şubat 1921 tarihinde Ankara H üküm etinin yan
resmî temsilcisi olarak Cevad A bbas (Gürer) Bey Sofya’ya gönderildi. A m a İtilâf Devletlerinin B ul
garistan üzerindeki baskıları sonucu Cevat Abbas Bey altı ay sonra Sofya’dan ayrılmak zorunda
kaldı ve T em m uz 1921’de geri döndü. O ndan sonra iki yıl kadar Sofya’ya temsilci atanamadı.
Bulgaristan’daki T ü rk çıkarlarını Sofya’daki İspanya Elçiliği koruyordu. M ayıs 1923 tarihinde bu
Elçilik refakatinde Başkonsolos sıfatıyla Enver Bey Sofya’ya atandı. Ertesi yıl onun yerine Server
C em al (Balısoy) gönderildi. 1926 yılında A li Türkgeldi M üm essil olarak Sofya’ya gönderildi. Ç ok
geçmeden Ekim 1926’da Rıdvanbeyoğlu Hüsrev (Gerede) Bey Sofya Elçiliğine atandı.
** T ürkiye’nin Rom a Mümessili.
*** T ürkiye’nin Paris M ümessili.
No. 46
İsmet Paşa Hazretlerine
jyQ j j 28 Teşrin-i sânî 38
(28 Kasım 1922)
M ısırlılar Konferansta İngiliz âleti olacak olan M ısır m urahhası bulun dur
m ayarak Zaglul Paşanın m urahhas sıfatı ile i’zâm ının te’m înini bizden rica et
mektedirler. Berây-ı m a’lûm ât arz olunur *.
H Ü S E Y İN R A U F
* M ısır delegeleri 23 Kasım 1922 günü Lozan Konferansı Sekreterliğine uzun bir muhtıra
sundular ve Konferansa kabul edilmelerini istediler. Sözkonusu olan Zaglul Paşa Başkanlığındaki
Mısır M illî Delegasyonu idi. Zaglul Paşa ise o tarihte İngilizler tarafından C ebelitank’a sürülmüş
bulunuyordu. (Journal de Geneve, 24.11.1922). Mısırlılar, güvendikleri Zaglul Paşa’mn sürgünden
kurtarılması ve konferansta kendilerini temsil etmesi için T ü rkiye’den destek umuyorlardı. Öteyan-
dan Fransa’nın T oulouse kentindeki Mısırlı öğ ren ciler D em eği de İsmet Paşa’ya bir mektup
göndererek hem T ürkiye’nin Büyük Zaferini kutlamışlar,hem de barış konferansında İsmet Paşa’ya
başanlar dilemişlerdi. Kendilerine, Paris M üm essilliği aracılığıyla ;u teşekkür mektubu gönderildi:
Representanl de Turquie â Paris, au President de l ’Association des Etudiants Egyptiens â Toulouse.
No. 47
ismet Paşa Hazretlerine
Şim diye kadar gönderilen telgrafların hiç birisinin vüsûlünü bildirm ediniz.
A çık nutkunuz da henüz gelm edi. Sizin keşîde ettiğiniz telgrafların num ara sıra
sı ta’kib etm ediği de bildirildi. H angi telgrafları aldığınızı ve aradaki eksik tel
grafların başka yere mi adres edildiğini bildirm enizi rica ederim Efendim *.
H Ü S E Y İN R A U F
* Dosyalarda, gerek İsmet Paşa’nm Lozan’dan çektiği, gerek A nkara’dan ismet Paşa’ya çe
kilen telgrafların num ara sıralan hiç şaşmadan birbirini izliyordu. Her telgraf tek num aralıydı. A n
cak telgraflar çekilirken acele ve çok acele kayıtlı telgraflann öne geçtiği oluyordu. O yüzden A n
kara’da, İsmet Paşa’nın telgraflannın “ num ara sırası takib etm ediği” izlenimi edinilmişti. Daha
sonraki günlerde İsmet Paşa’ nm T B M M Başkanı ve Başkomutan M ustafa Kem al Paşa’ya da tel
graflar çektiği ve bunlann da genel sırayı izlediği görülmektedir. A m a 28 Kasım 1922 tarihine ka
dar “başka yere adres edilen” telgrafa rastlamadım.
No. 49
ismet Paşa Hazretlerine
No. 35, 36, 37 28 Teşrin-i sâni 38
(28 Kasım 1922)
R usya ile m evcut vaz’iyet hakkında ber vech-i âtî arz-ı m a’lum ât olunur:
Bizim İ’tlâ fa tem âyül ederek R u sya’yı terk edeceğim izden M oskova’da cid
di endişe edildiğini ve bu tatbikatın bundan mütevellid olduğunu söyledi. Bu
endişelerin bâ-bem ehal olduğu hakkında kendisini tatmîn ve te’mîn ettim .M aki-
ne başında M oskova ile görüştü. M ülâkat neticesine dair henüz bir cevap getir
m edi. G elince bildiririm . Ataşe Tavali vasıtasıyle M üdâfaa-i M illiye nezdinde ve
Aralof bizzat benim le son m ükâlem esinde Konferans akam ete m ahkûm olursa
müşterek harekât için tedâbîr teem m ülünü teklif ediyor. R om an ya hududuna
tahşidâtda bulunduklarını da kendine has tebessüm ile söyledi.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 50
İsmet Paşa Hazretlerine
C . 26 Teşrin-i sânî 25 num aralı telgrafa*: H int eâzim inden D oktor H akîm
hakkm daki iş’ânn ız muvâfıkdır. N e zam an geleceğinin bildirilm esi m ercûdur
Efendim . **
H Ü S E Y İN R A U F
No. 52
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 34, 35 28 Teşrin-i sânî 38
(28 Kasım 1922)
No. 35. T rak ya’da hem hududların vaz’iyyet-i askeriyyeleri devâm ettiği
m üddetçe m ahdud bir kuvve-i askeriyye İstanbul, Boğazlar ve G elibolu’da kuv-
ve-i işgâliye olm ayacak, tarafımızdan gayr-ı askerî kılınacak, um ûm iyetle ordu
ve donanm a içün başka şerait yoktur. Y aln ız H ıristiyanlara mükellefıyet-i âm
m ede fikrimi sordu. T a b iî olduğunu söyledim. Ekalliyet R u m lar m übadele olu
nacak. Diğer anâsır içün R om anya ve sâirenin kabul ettiği ekalliyet m evâddı.
Kapitülasyonların şerât-i m âliyesinde m âni’ yok. Şerâit-i adliyesinde dahi C ode
civile’de ta’dîlât yapılacak. Bütün bu işlerin yapılm ası içün C e m ’iyet-i Akvâm ’a
dühûlü te’minât-i m übrem e addedeceklerdir. Bu m evâdd ve teferruât öyle kâğıt
üzerinde görüldükçe sıhhat ve mâhiyeti anlaşılabileceğini söyledim. Bana
C e m ’iyyet-i A kvâm ’ın m enâfıinden bahsetti ve nizâm nâm elerini tedkîk ettirmek
liğimi söyledi. M üsta’cel bir m ülâhaza olm ak üzere m anda’lar içün kuyûd-ı ih-
tirâziye koym ak m ecburuyetini zikrettim .M âni’ değildir dedi. Bu telgrafımın
alındığını ve anlaşıldığını bildirm enizi rica ederim *.
4 — Beni ziyârete gelen Belçika m urahhası ile görüştüm . O bana aslâ siyâsî
işlere karışmayacağını söyledi. Kendilerine taalluk eden m evâdd-ı m âliye ve ticâ-
riye içün mütâleâtını söyleyeceğini ifade etti. Ben de kendisine sâlis devletlerin
karışmasını kabul etm em eği iddiâ m ecburuyetinde olduğum u söyledim.
* İngiltere Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Sir VVilliam Tyrrell, 27 Kasım akşamı İsmet Paşa
ile yaptığı görüşmesini C urzon ’a rapor ederken şunları söylüyor:
“ A t the conclusion of our conversation ismet Pasha assured me that he vvould at once make
a thorough study of the League of Nations and its machinery, vvith a vievv to discover how far he
could follovv my advice. He also added that vvhen he had made this study and cleared his mind,
he vvould again get into touch vvith Lord Curzon vvith a vievv to resumption of his private conver
sation (DBFP- 1/18, p. 339, No. 228/n.ı
D r Rıza Nur, Sir W . Tyrrell hakkında şunları yazıyor:
“ Bu adam İngiltere Hariciye Nezaretinin en mühim adam ıymış. Foreign Ö lüce (İngiltere H a
riciye Nezareti) demek o demek imiş. Gözlerinde zekâ parlıyor. Tem kinli, ağıbaşlı, tam İngiliz has
leti var kendisinde. Şimdi Paris’te İngiliz Sefiridir ki, bu mem uriyet İngiltere’nin en m ühim m e
muriyetidir.” (Hayal ve Hatıratım, III, s. 985)
5 — Paris’e gönderdiğim m e’m urum Fransızlardan ber m u ’tâd lafzî te’mi-
nât veriyor**.
İS M E T
** İsmet Paşa, gizlice temaslarda bulunm ak üzere “ Kızılaycı Ham id Bey” diye tanınan
Hâm id (Hasancan) Beyi Paris’e göndermişti.
No. 53
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
Ekalliyetler hususunda yazdıklarım a bir cevâb alam adım . Fakat Rum ları
m übâdele, diğerlerini m uhâfaza ve bu halde R om anya ve şâire kavâidine tâbi’
tutmak esâsını ta’kib edeceğim . M âlî mesâil çetin çehre ile başlamıştır.
5 — R uslar her hey’ete nota vererek Konferansa baştan aşağı kabullerini ta
leb ettiler. M es’ele Konferansta mevzû-i bahs olm adı. M esm ûâta göre Fransa ve
İngiltere redd ve İtalya kuyûd-i ihtirâziye derm iyân ederek hüküm etinden istim-
zâc etmiş.
No. 54
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 40 29 Teşrin-i sânî 38
(28 Kasım 1922)
27 Teşrin-i sanî tarih ve 35 num aralı ve (Trakya’da hem hudutların) ibare
siyle başlayan şifre tam âm en açılam adığından serian tekrarını rica ederim Efen
dim.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 55
ismet Paşa Hazretlerine
No. 41 29 Teşrin-i sânî 38
(29 Kasım 1922)
27/11/38 tele zeyld ir*.
No. 56
ismet Paşa Hazretlerine
Paris ve Roma Mümessilliklerine
No. 42 29 Teşrin-i sânî (38)
(29 Kasım 1922)
O n günden beri Bolşevik kıtaâtının Besarabya’da tahaşşüd etm ekte (olduğu)
m üstahberdir. Bu bâbda alınabilecek m a’lum âtın senan iş’ârı m ercûdur.
No. 57
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 38, 39, 40 29 Teşrin-i sânî 38
(29 Kasım 1922)
No. 38. i — Arazi K om isyonu C u rzon riyasetinde içtim â’ etti. M idilli, Sa
kız, Sisam, N ikarya adalarının gayr-ı askeriliğini m ütâlaa ve kısmen kabul etti.
Ba’zı tedâbîri kâfi bulm adık. İm roz, Tenedos, Lim ni, Sem adirek adalarının
gayr-ı askeriliğini m ütâlaa etm ek isteyen tâlî kom isyonda a’zâm ız Rusların işti
rakinden evvel Boğaz m es’elesine girilem eyeceğini beyân etmişti. U m û m î kom is
yonda bu m ütâlaayı te’yîd ettik. K abu l olundu. Bu esnâda İmroz, Tenedos
adalarını Y u n an lehine ferâğ mevzû-ı bahs edildi. Şiddetle m uhâlefet ettik. B un
dan m âadâ Lim ni, Sem adirek adalarının m âlikiyetinin tedkîk edilmesini taleb
ettik. M es’elenin m ünâkaşasına devâm edilecektir. İngiliz nokta-i nazarı bütün
Boğaz adalarının gayr-ı askerî olarak Y un an lehine ferâğı zem îninde tezâhür et
ti.
2 — Bugün üç num aralı tâlî kom isyonda güm rük mesâili vardı. Hukuk-ı
mütesâviye ve m ütekâbile üzerine güm rük m uâm elâtı olacağını derm iyân et-
tik.Esâs i’tibâriyle kabul eder görünerek muvakkat bir rejim den bahsettiler. İtal
yan daha musırr göründü. D iğer bir tâlî kom isyonda şim endifer ve şâire bütün
m illetler tarafından kabul olunan ahkâm -ı um ûm iye nokta-i nazarından m ütâ
laa olundu. M esâil-i m âliyenin mâhiyet-i um ûm iyesi bir iki güne kadar tavaz
zuh edecektir.
4 — Garroni bugün vaktiyle İzzet Paşa ile yaptıkları bir projenin suretini
getirdi. Hülâsa-i m üddeiyât şudur: M usul içün bir şey söyleyem eyiz. M üttefik
ler resmen Konferansta bir cebhe ile çıkarlar. Fakat aralarındaki m üzâkerâtda
İtalya bize çok yardım etti ve ediyor. K en di menâfii hiç te’m în olunm uyor. İşte
bir proje getirdi. İçinden ne beğenirsek bir şey verelim. O n iki A d a m es’elesi
hallolunm uştur. Şim di Konferansta mevzû-i bahs etm eğe lüzûm yokm uş.
No. 40 ■5 — U krayna Reis-i hüküm eti Rakofski ile görüştüm . K onferansa
baştan aşağı iştirâk içün bütün h ey’et-i m urahhasalara verdiği notalara cevâb al
m adığını ifâde ve bizim bir teşebbüs yapm adığım ızdan şiddetle şikâyet etti.
Prensibim izi tekrar ile beraber renk verm em ek içün aleyhinde bir şey söylem e
diğim i bildirdim . Hülâsa-i m uhâverât: Eğer Konferansta tam bir cebhe yapm a
yacak isek notam ıza cevab verilm ediğini bahâne ederek iştirâk etm eyelim ve
T ürk-R us nokta-i nazarlarında ihtilâf tezâhür etmesin dedi. Bir ân evvel iştirâk
edip İngiliz işgalinin devâmı m es’ûliyetini deruhde etm eliyiz dedim . M üşterek
bir program içün ısrâr etti. Boğazların harb gem ilerine kapanm ası ve K arade
niz’in İngiliz donanm asından kurtarılm ası zem ininde ırâr etti. M üzâkerâta M i-
sâk-ı M illî ifadâtıyle başlam ağa m ecbur olduğum uzu ve dâim â tem asda buluna
cağım ızı serdettim .Hülâsa benim garb devletleri ile anlaşm a politikam hakkm da-
ki şâyıâtdan bahsettikten sonra Boğazlar m es’elesini şimdi mi m ütâlaa edelim
yoksa Konferans nihâyetine mi bırakalım ? suâlini sordu. Çiçerin bizim cevabı
m ız üzerine Berlin’den gelecek imiş. M es’elenin şim di m ütâlaası lüzum unu
söyleyeceğim . R uslar uzun istiğnâdan sonra yalnız Boğazlar m es’elesine iştirâke
râzı olm uşlardır. Fakat her sûretle çok m üşkilât çıkarm ağa çalışacaklardır.
İS M E T
* O günlerde dış basında M usul ve petrol sorunuyla ilgili çeşitli haberler ve yorum lar
görülüyordu. Lozan’ a yaklaşık 200 yabancı gazete muhabiri üşüşmüştü ve hepsi haber peşindeydi.
Sansasyon yaratan bir haber şuydu: G ü ya İngilizler M usul vilâyetini T ürkiye’ye bırakmışlar ve
karşılığında T ürkiye’den petrol imtiyazı almışlardı. (Le Temps, 26.11.1922). Sansasyon yaratan bir
başka gelişme Am erikan delegesi M r. C h ild ’m, “ açık kapı” politikasını savunması olmuştu. Am eri
kalılar Avrupa politikasından uzak duruyorlar, Lozan antlaşmasını da imzalam ayacaklardı, ama,
“açık kapı” politikasıyla M usul petrollerine konacaklar veya bu petrollerden daha geniş pay alacak
lardı. Bu da epeyce yorum lara neden oldu (“ L a question du petrole”, Le Temps, 26.11.1922;
“L ’Am erique s’eleve contre Pexistence des zones d ’influence en T u rq u ie ” , Le Matin, 27.11.1922
vb.)
İsmet Paşa’nın bu telgrafının çekildiği gün bir İsviçre gazetesinin başyazısı epeyce ilginçti ve
sanki gizlice yürütülen İsmet Paşa-Lord Curzon görüşmelerinin içyüzünü bilen birinin kaleminden
çıkmıştı. Başyazı, Lozan konferansında sıra, T ürkiye’nin Asya sınırlarının görüşülmesine geldiğini
belirttikten sonra, T ürkiye’nin bu konuda üç büyük devletle karşı karşıya bulunduğu belirtiliyor
du: D oğu’da Rusya, güneyde (Irak sınınnda) İngiltere, Suriye sınırında da Fransa.
Başyazı bundan sonra M usul sorununa geçiyordu. Bu çetin sorunun konferansı çıkmaza so
kabileceğini, İsmet Paşa ile Curzon arasında sürdürülen görüşmelerin sonuçsuz kaldığını anlatıyor
ve sonra şöyle devam ediyordu:
“ Les T urcs, assure-t-on, auraient accepte de laisser â l’Angleterre l’exploitation du petrole,
â condition que celle-ci reconnût leur souverainte sur la region contestee. M ais ils se heurterent â
un refus categorique.
“ L ’Angleterre invoque, pour conserver M ossoul, le m andat dont elle est investie par la Socie-
te des nations. L ’argum ent est, â vrai dire, un peu specieux. C a r la Societe des nations n’a pas
participe â la delimitation et â l’attribution des territoires soumis aux regimes des mandats, les Pu
issances s’etant elles-memes arroge ce soin....
“ La Turquie, dans cette affaire, se trouve done seule vis-â-vis de l’Angleterre... Aussi ismet
Pacha s’est-il volontiers rallie â l’ idee d ’un ajournement du debat sur les frontieres d ’Asie. II est
d’ores et dejâ probable que cette question ne sera pas epuisee â Lausanne et que le şort de M os
soul sera regle, fmalement, par voie de negociations direetes entre l’Angleterre et la T u rq uie” .
(“ B U L L E T IN : A la Conference de Laussanne: L a frontiere d ’Asie” , Journal de Geneve, 29.11.1922).
No. 58
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 59
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 42
5 — Konferansın işgal masârıfı O sm anlı güm rürkleri usûlü gibi tekâlîf ile
ve kelim eler altında gizli m akâsıd ile istiklâl-i İktisâdimize riayet etm em ek fikrin
de olduklannı neşriyât ile işâa ve şikâyet eylem ek lâzım dır m ütâlaasm dayım
Ben de aynını yapacağım .
İS M E T
* Lord Curzon, 1 .12.1922 tarihli ve 63 sayılı telgrafında, İngiliz uzm anlan ile T ü rk uzmanla-
nndan M uhtar (Çilli) Beyin, M usul petrolleri konusundaki görüşmelerini rapor ediyor:
“ Follovving m y conversation vvith ism et Pasha, I arranged that V em on, Clarke and Forbes
Adam should have informal conversations vvith Turkish expert, M ukhtar Bey, regarding oil in
Irak.
“ A t fırst conversation, M ukhtar asked at once definitely for participation of Turkey in T u r
kish Petroleum Com pany on same line as France and United States...
“Given Turkish participation, he said that question of M osul frontier might be regarded as
decided in our favour...
“ A t a second conversation, experts, on m y instructions, sounded M ukhtar as to T urkey ac-
cepting some percentage of royalties paid by company to Irak G overnm ent as an altemative to
participation in the Com pany. Prima facie, this seemed to me to ofîer a less complicated method of
satisfying T urkey... M ukhtar Bey promised that his delegation vvould coi'sider this altemative, but
explained that his present instructions only allowed him to discuss direct participation in the com-
pary...
“ I personally favour the altemative of paym ent of royalties by the com pany to T urkey ins-
tead o f actual participation of T urkey in the new company, provided T urkey vvould accept former
in satisfaction of her claim on M osul...” (D B F P -I/ 18', p. 354-355, No. 246; F. 0 . 424/255, p. 586-
587, No. 705).
No. 60
ismet Paşa Hazretlerine
1 Kânun-i evvel 38
(1 Aralık 1922)
i K ânun-i evvel tarihli, 39 num aralı telgrafınızda m adde (3) vâzıh değildir,
anlaşılamadı. Tekrarını rica ederim.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 61
Hey ’et-i Vekile Riyasetine
No. 43 1 Kânun-ı evvel 38
G ayet m üsta’celdir (1 Aralık 1922)
Elim izdeki Y u n an esiri, Y un an istan’daki esirimiz m iktarı nedir? H em en ce
vâb istirham ederim *.
İS M E T
Bkz. No. 65, 69, 71, 89, io o , 109.
No. 62
Hey ’et-i Vekîle Riyâsetine
2 — A n ad olu ’da ve bilhassa G arb î A n ad olu ’da m elce’siz kalan ahâlim iz na-
zar-ı dikkate alınarak ne kadar m uhâcir yerleştirm ek m üm kündür.
No. 64
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 44 2 Kânûn-i evvel 38
(2 Aralık 1922)
C. 20*
H Ü S E Y İN R A U F
No. 65
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 45, 46, 47 2 Kânûn-i evvel38
(2 Aralık 7922)
C 1/12/43 tele:. *
H Ü S E Y İN R A U F
No. 66
ismet Paşa Hazretlerine
No. 49 2 Kânûn-ı evvel 38
(2 Aralık 1922)
C . 45 tele *
H Ü S E Y İN R A U F
No. 67
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 46
No. 47
İS M E T
* Rus delegelerinden biri Vorovski idi; 22 Kasım 1922 günü Lozan’a gelmişti. Am a Rus
başdelegesi olan Dışişleri Bakanı Çiçerin ve üçüncü Rus delegesi Rakovski, 1 Aralık 1922 akşamı
Lozan’a indiler. Ruslar, Lozan konferansında Boğazlar işinin görüşülmesine çağırılmışlardı. Bütün
konferans müzâkerelerine katılam ayacaklardı. Konferansın açılışında da bulunm adılar. Çiçerin, L o
zan’a gelirken yolda Konferans Başkanlığına çektiği bir telgrafta, “ konferansa çağırıldık, ama kon
feransın açılış gününden haberdar edilmedik, konferansın açılışını gazetelerden öğrendik” diye ya-
kınmıştı. O tarihte Sovyet R usya’nın Batı Avrupa ile diplomatik ilişkileri henüz normale dönüşm e
mişti. Lozan’da Sovyetlerin tek dostu T ürkiye idi. İsmet Paşa, Rus Dışişleri Bakanı Çiçerin L o
zan’a iner inmez kendisini yem eğe çağırmıştı. Bu yemek, Lozan’da epeyce merak konusu olmuş ve
o günlerin gazetelerine de yansımıştı.
NO.68
Hey ’et-i Vekile Riyasetine
No. 49
Japon m urahhası ilk d e fa söz alarak kendilerinin başından bu m es’ele geç
tiğini, ancak yirm i sene çalıştıktan sonra ıslâhat-ı m üm kine ile bertaraf ettikleri
ni ve birkaç sene zarfında bizim de aynı neticeye varabileceğim izi ifade etti.
A m erika m urahhası alâkadârâna m es’eleyi ta’kîb ve cüm lenin m enâfıini m uhâ-
faza edecek bir sûret-i hallin bulunm asını tem ennî etmiştir. U zu n m ünâkaşât
cereyân etti. îhzâr ettiğim iz mufassal raporlar îrâd olundu. T â lî kom isyonlarda
ancak müstakil milletler esâsiyle çalışacağım ız kaydı ile m esâiye devâmı kabul
eyledik. T â lî kom isyonlarda bü yük m ünâkaşât olacaktır.
3 — Bugün diğer bir tâlî kom isyon üserâ ve m übâdele-i ahâli m es’elesini
çalıştı. Sivil üserânın evvelâ Yunanlıların iâde etmesi ve aynı m ikdarda üserânın
tarafımızdan m üteâkıben iâdesi kararına varılacaktır zannederim . Bu mesâili
halletm eden m übâdele-i ahâliye yanaşm adık.
4 — M übâdele-i ahâli m es’elesinin akalliyetlerle alâkadâr olduğu Garroni
tarafından söylenerek bu m es’eienin de C urzon riyâsetindeki kom isyon tarafın
dan m üzâkeresi teklîf ve kabul olundu. M übâdele-i ahâli hususunda yazdığım
telgraflara cevâb istirhâm ederim . Biz gerek T rak ya ’ya ve gerek A n ad olu ’ya bu
mevsimde ve derhal ahâli taleb ve kabul ediyor m uyuz. O n lar İstanbul’un
m übâdelesini düşünm üyorlar.Biz de kat’iyyen mevzû-ı bahs ediyoruz. Şurasını
arz edeyim ki m übîdele m ünhasıran R um lar içün mevzû-i bahsdır.
No. 50.
5 — M arki Garroni bugün husûsî bir adam göndererek hangi m esâilde bizi
iltizâm etmesini arzu ettiğimi bilhassa rica ve geçen gün mevzû-ı bahs ettiği
veçhile m uhtelif im tiyâzâtdan ne verm ek fikrinde olduğum uzu suâl eylemiştir.
İzzet Paşa ile takarrür ettikleri proje m etninden ne vereceğim izi bir iki gün son
ra tekrar gelip soracak. Ben savacağım fakat hüküm etin üm m idbahş olacak ha
zır bir imtiyâzı veya nokta-i nazarı varsa iş’ân.
İS M E T
* Çiçerin i Aralık C u m a akşamı Lozan’a inmiş, İsmet Paşa 2 Aralık Cum artesi günü Rus
delegasyonuna öğle yemeği vermiştir.
Bir gazete İsmet Paşa’nın Çiçerin onuruna verdiği yemek konusunda şunları yazıyordu:
Dejeuner et Conference Turco-Sovietiçue.
“ Lausanne, 2 dec. (d’un de nos env. spec.)
“ * M . Tchitcherine, ministre des Allaires etrangeres et premier delegue des soviets, s’est ren-
du a une heure cet apres-midi, au Lausanne-Palace, accom pagne de toute la delegation russe,
pour assister â un dejeuner q u ’Ismet pacha offrait en son honneur.
“ Dans le grand hail fleuri de l’hötel, devant les grandes colonnades de marbre, les bolch-
eviks, en jaquette d ’une coupe impeccable, ont ete presentes par Rechid Safet bey, secretaire gene
rale de la delegation d ’Angora, â ismet pacha et aux differents T urcs qui ne les connaissaient pas
personnellement.
La premiere prise de contact a ete des plus cordiales. Apres un instant de conversation,
Turcs et Russes sont descendus en causant amicalement dans une des salles â manger de l’hotel
ou de grand paravants les masquaient soigneusement â la vue des indiscrets.
“ Le dejeuner termine, Tchitcherine, Rakovski, Vorovski et les experts russes sont montes
avec les T urcs dans les appartements d ’Ismet pacha ou ils ont eu une importante conference.
“ Le chef de la delegation sovietique s’est refuse, ce matin encore, â faire des declarations â la
presse. -R .N .” (Echo de Paris, 3.12.1922).
T ü rk ve Rus delegeleri ertesi gün, yani 3 Aralık 1922 Pazar günü de uzun bir görüşme yap
mışlardı. 4 Aralık günü Konferans’ta Boğazlar sorunu görüşülmeğe başlanacaktı.
No. 69
ismet Paşa Hazretlerine
Sivil ......................................................................................... 76
K a d ı n ...................................................................................... 26
Ç o cu k .................................................................................... 6
1 - Rus hey’eti ile Boğazlar içün m üzâkerem ize devam ettik. O n la r Boğaz
larda tahkim ât ve K arad eniz’in em niyyetini y a ’ni Boğazların sefain-i habiyeye
kapalı tutulmasını taleb edeceklerdir. Y ekm eâl m üddeiyât içün vuku’bulan ıs
rarlarına karşı m üzâkerâta M isâk-ı M illî ifâdâtı ile başlam ak karar-ı kat’îsi ile
m ukabele ettik. Rus tekâlâfı hakkında suâl karşısında ve cevâb m ecburiyetinde
kalırsak bunların M isâk-ı M illîyi te’m în edecek eşkâlden biri olduğunu ifâde
edeceğiz. G eçen mesâil-i m uhtelife hakkında m a’lum ât, m ütâleât teâtî eyledik.
Konferans esnasında teması m uhafaza edeceğiz. Şiddetli m ubâhâtdan sonra
sükûnet-i nisbiye ifâde eden m uvakkat bir m anzara hâsıl olm uştur. Ayrılırken
Boğazlarda K aradeniz sâhildârlanndan m ürekkeb T u n a K om isyonu gibi bir
fennî komisyon teşkîli m a’nâsını izhâr etm em ek lüzûm un da m utâbık kaldık.
2 — Beni görm eğe gelm iş olan Londra A fgan sefiri vürûdunda Hilâfetin
Saltanatla ve kuvve-i icrâiye ile tev’em olması lüzûm unu m a’nidâr bir suretde
isbata çalışmış ve tarafım ızdan kendi nâm ına m ı, hüküm eti nâm ına mı söylediği
ve m es’elenin T ü rkiye um ûr-ı dahiliye ve idâresine taalluk eden cihetleri hak
kında beyân-ı m ütâlaa etm eğe im kân olm ayıp İslâm iyat nokta-i nazarından ser-
dolunan m üddeiyâtın ise îzâhı kolay olduğu zem îninde m ukabeleye m a’rûz kal
mış idi. Bugünkü m ülâkatım da m um âileyh bu zem îne tem as etm eyip A fgan’ı
İngiltere’ye dâim â T ü rkiye lehinde notalar verdiğini zikretm ekle iktifa ve L o n
dra’ya avdet eylemiştir.
4 — M u su l’un iadesi hakkında kat’î karar verm eğe vesâit-i husûsiye ile İn-
gilizleri da’vet etm ek niyetindeyim .
İS M E T
* Bkz. No. 61, 65, 69,89, 100 ve 109.
No. 72
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
48 N um araya:
İS M E T
Bkz. 76.
No. 73
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 74
İsmet Paşa Hazretlerine
G arbî A n ad olu ’ya ahalim iz yerleşdikten sonra daha altm ış bin hane iskân
olunabilir. A n ad olu ’nun aksâm-ı sâiresine de gayr-ı m üslim lere ait haneler he
sap edilm ek suretiyle iki yü z bin nüfûs m uhâcır kabul olunabilir. Bunlardan
başka yeniden hâne te’sîs suretiyle m em leketim iz pek çok m uhâcır iskânına el-
verişlidir.Ancak m uhâcırların uzun fasılalarla gelmesi lâzımdır.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 75
ismet Paşa Hazretlerine
Birkaç telgrafnâm ede vusûllerinin iş’ârını rica etmiştim. Cevap alam adım .
Bidâyet-i m uhâberem izden bugüne kadar kaç adedinin yedinize vâsıl olduğu
nun su’rat-ı iş’ânnı ehem m iyetle rica ederim ve telgraflarınızın vüsûlünde cevap
larının a ’zam î sür’atle ihzâr ve irsâl edilm ekte olduğunu arz eylerim Efendim *.
No. 76
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 77
Hey’et-i Vekîle Riyasetine
İS M E T
No. 79
ismet Paşa Hazretlerine
No. 55 (Tarihiyok)*
Generaller ile Refet Paşa arasında tekarrür eden şekil bervech-i âtîdir.
M üdanya m ukavelesinin m er’î bulunduğu m üddet zarfında müttefikin polisi
şehrin m uayyen m erâkizinde toplanacaklar ve bu m erâkizde birer T ü rk İrtibat
zâbiti bulunacaktır. Refet Paşa karargâhı ile beyne’l-müttefikîn polis idâresi ara
sında irtibat zâbitleri teâtî edilecektir. M üttefikin asâkiri tarafından îka’ edilen
cerâim T ü rk irtibât zâbitleri tarafından müttefikin polis m erâkizine bildirilecek
tir. Bunlar ancak tehlikeli vekayi’de T ü rk polisi tarafından derhal müttefikin po
lisine teslim edilm ek şartı ile tevkif edilebilecektir. M ü ’telifîn polisi de T ü rk te-
beasını aynı şekilde tevkif edebilecektir. T ü rk tebeasının gayrı müttefikin ve
müşârikleri devlet tebaası ve R us m ültecilerinden olan sivil ahalisinin kem â fı’s-
sâbık müttefikin polisi tarafından tevkifine devâm edilmesi ve T ü rk polisi bu eş-
hâsı tevkif m ecburiyetinde kaldığı takdirde kem â fi’s-sâbık bunları müttefikin
polisine teslim eylemesi ve orduları aleyhine cerâim İka’ eden eşhâsın divân-ı
harblere tevdii husûsu generaller tarafından teklif edilmiş ise de henüz karar-ı
kat’î alınmamıştır. M üttefikin kuvvetlerinin m evcûdunu M u d an ya mukavelenâ-
mesi m ûcibince esâsen kabul ettiğim ize nazaran m um âileyh ordular aleyhine
ika’ edilen cerâim m ürtekiblerini T ü rk m ehâkim inin tecziye etmesi tabiî oldu
ğundan sivil ecânibin beyne’l-müttefikîn polisi tarafından tavkîfi ve tarafımızdan
tevkîf olunanların da kendilerine teslimi m ecbûriyeti m ülga kapitülasyonların
tatbîk-i ahkâm ı dem ek olacağından ve âtiyen İstanbul’un tarz-ı idaresinde istis-
H Ü S E Y İN R A U F
No. 80
İsmet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 81
İsmet Paşa Hazretlerine.
M USTAFA KEM AL
No. 82
Hey’et-i Vekîle Riyasetine
* Lord Curzon, Londra’ya çektiği 5 Aralık 1922 günlü ve 74 sayılı telgrafında, Boğazlar ko
misyonunun ilk oturum unu yaptığını, İsmet Paşa’nın “yarım düzine cüm le” söyleyip sustuğunu,
Ç içerin’in ise Rusya adına olduğu gibi T ürkiye adına da bir konuşm a yaptığını söyledikten sonra
şöyle diyor:
“ General impression produced by sitting vvas that T urkey had openly and unnecessarily
placed herself in position of hum iliating subjection to Russia, and that latter had proposed a ridi-
culous plan designed only to convert the Black Sea into a fortified Russion lake, and to make
T urkey her vassal.” (F.O. 424/255, p. 618, No. 730; D B F P - 1/ 18, p. 369-370, No. 255)
Curzon, T ürkiye hakkmdaki bu düşüncesinde yanılmıştır. İsmet Paşa, asıl konuşmasını daha
sonraya bırakmıştı ve Rus görüşünden bam başka bir görüşle ortaya çıkacaktı. Hatta o kadar ki
Boğazlar yüzünden Sovyetler ile T ürkiye arasında bir ara gerginlik de olacaktı.
İsmet Paşa’nın 4 Aralık 1922 günü Boğazlar konusunda uzun konuşmayışı, kam uoyuna yan
lış yansıtılmak ve eleştirilmek istendi. Bunun üzerine T ürk delegasyonu basına aşağıdaki açıklam a
yı yaptı:
E X P L IC A T IO N S T U R Q U E S
La delegation turque, estimant que l’impression donnee â la seance de lundi n’etait pas jus-
tifıee, a tenu â s’expliquer.
Ses declarations debutent par un passage du pacte national relatif â la securite de Constanti
nople et des Detroits, dont il a ete dejâ fait mention.
2 — T â lî kom isyonların işleri:
La delegation a ajoute:
“ Les Detroits des Dardanalles et du Bosphore etant situes sur les territoires soumis â la plei-
ne souverainete de PEtat turc, cette question presente naturellement une importance toute speciale
pour la T urq uie qui, â titre de possesseur et le maître de ces territoires, ne saurait mieux faire
que d ’entendre tout d ’abord les propositions et les demandes qui lui seraient presentees par les
puissances.
“ La delegation du Governem ent de la G rande Assem blee nationale est disposee â etudier les
propositions dans l’esprit le plus conciliant, en tenant compte des principes sus-mentionnes, ses
considerations relatives aux solutions qui lui seraient suggerees.”
“ ismet pacha a repondu â toutes les questions de Lord Curzon. Au cours de la discussion,il
s’est reserve, com m e il a ete dit, d ’exposer sa these d ’une façon plus detaillee quand il aura con-
naissance du point de vue de toutes les autres delegations. “ Nous sommes les maîtres des territoi
res en question” , repete-t-il. “ Les puissances et les Etats interesses nous dem andent la liberte de
passage â travers nos possessions. C ’est bien le moins que nous attendions d ’abord les offres et les
propositions qui nous seront faites.”
“ II a ajoute que parmi les propositions soumises lundi â la conference, ce sont celles de la
Russie et de ses allies qui correspondent le mieux au point de vue turc en ce qui concerne la se-
curite de Constantinople et du bassin de la M armara...
“ A une question de Lord Curzon, ismet pacha replique q u ’il s’est contente, pour l’heure,
d’exposer les principes fondamentaux dont la delegation turque s’inspirera pour examiner les difle-
rentes propositions dont elle vient de prendre connaissance.
“ O n ne peut done pas plus parler d ’un refus quelconque de la part des T urcs que d ’un
m anque de nettete dans leurs declarations ou d ’une soi-disant mauvaise impression qui se şerait
degagee des debats. Le point de vue turc a ete fort explicitement enonce par l’expose clair et net
de ce principe essentiel, au debut de la seance.” (Journal de Geneve, 5.12.1922)
B — Ecnebi serm âyesiyle teşekkül eden ve hukukan T ü rk tâbiiyetinde ad
dolunan şirketlerin evvelâ ecnebi tâbiiyyetinde addolunm asını iltizâm ve ba’de-
hu sarf-ı nazar etm ekle beraber ecnebi tebaanın zarar ve tazm inâtı m iyânm da
bunların da zarar ve ziyanlarının tazm îni m uâhedeye dercolunm asında ısrâr et
mişlerdir. Tarafım ızdan redd-i k a ti karşısında m es’ele m uallak kalmıştır. M usırr
olan Fransızdır. İngiliz iltihak etmiş ve İtalyan te’lîf-i beyne çalışmıştır.
D — Şim endifer, posta, telgraf ve telsiz ve balon um ûrunda bizim şim diye
kadar iştirâk etm ediğim iz Barselon m ukarrerâtı ve şâir beyne’l-milel mukarrerâtı
teklîf ediyorlar. Tarafım ızdan kabul olunuyor.
No. 58
3“
A — Avdet etmekte olan Sırp H âriciye N âzın ile görüştüm . Boğazlar
mes’elesinde bir sûret-i hail bulunacağına kani’dir. M es’eleyi Sırbistan içün
m ühim addetm iyor. C u rzo n ’un hatt-ı hareketini tasvîb etm iyor. Sefâin-i harbiye
m ürûru m es’elesinde m üttefikler arasında henüz ittifak olm adığı istidlâl olunu
yor. Belgrad’a avdetiyle m üm essiller m es’elesini halledecek, bana yazacak. Evve
lâ bizim m üm essilim izi bekliyor. A n k ara’ya giden Sırp M iralayı dönm üş, Y u
nan tahrîbâtm dan bahsetmiş. Y unanlıların ta’m îr etm elerinde kendisinin vaziy-
yeti yoktur. O n u n alâkadâr olduğu m ühim m es’ele G arbı T ra k ya ’da plebisit ve
ya m uhtâriyet olmasıdır.
İS M E T
* Bkz. No. 91, 106, 115.
No. 84
ismet Paşa Hazretlerine
(6/Aralık 1922)
C.51:*
İS M E T
* Bkz. No. 23, 50, 73, 90, 93.
No. 87
ismet Paşa Hazretlerine
No. 62, 63, 64 6/7 Kânun-i evvel 38
(6/7 Aralık 1922
H Ü S E Y İN R A U F
No. 88
ismet Paşa Hazretlerine
\rn 65 6/7 Kânun-i evvel 38
6/7 Aralık 1922
M aliye Vekâletinin zât-ı âlinize keşidesini arzu ettiği m ütâleât ber vech-i
zîrdir:
3 — M üsâvi Şerâit tahtında sulhü m üteâkib arzu eden herhangi bir devletle
ticaret m uahedesi akdine de âm âdeyiz. M âliye Vekili H aşan Fehm i.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 89
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 66, 67, 68, 69. 6/7 Kânûn-i evvel 38
(6/7 Aralık 1922)
C 52. M üdâfaa-i M illiye Vekâleti üserâ meselesi hakkında ber vech-i âtî
m alum âtı cevâben bildirm ektedir*:
H Ü S E Y İN R A U F
No. 90
ismet Paşa Hazretlerine
No. 70 7 Kânun-i evvel 38
(7 Aralık 1922)
(7 Aralık 1922)
5 K ânun-ı evvel tarihli 6o num aralı telgrafınız* üzerine bu sabah M iralay
M ougin ile görüştüm. A dana, H am a, H um us şimendiferlerindeki Fransız ve
gayr-ı m üslim lerin tard edildiğine dâir Nâfıa Vekâletince bir m a iu m â t olm adığı
gibi M ougin de bihaberdir. M ektepler meselesini burada kendisiyle anlaştığı
m ızdan Ceneral Pelle’nin bu tarz m ürâcaatına hayret etti. Konferansta Barre
re’in riyâseti altındaki kom isyonda Kapitülasyonlar hakkm daki m utâlebât ve
gösterilen m üşkilâtdan ve netice-i m uhtem elesinin Fransızlar aleyhinde efkâr-ı
um ûm iyem izi tebdîl etmesi tehlikesinden ve bunda m ündem iç m ütâreke aka
binde fı’len tecellî eden şekilde bir İngiliz oyunu istişmâm edildiğinden bahs ve
şikâyet ettim. Benim le tam âm en hem fikir olduğunu kendisi Paris’te iken Fransa
hüküm etinin kapitülasyonda ısrâr etm eyeceğini beyân ve te’m în eyledi. Berây-ı
m a’lûm ât arz ederim Efendim.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 92
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
Bkz. No. 86. A y n ca bkz. No. 73, 90.
No. 94
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 74 7 Kânun-i evvel 38
(7 Aralık 1922)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 95
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 75 7 Kânun-i evvel 38
(7 Aralık 1922)
C . 60 telgrafın m adde 2 sine *
(7 Araltk 7922)
No. 97
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
(7 Aralık 7922)
* Lord Curzon, Foreign Office’ e gönderdiği 6.12.1922 tarihli ve 83 sayılı telgrafında şunları
söylüyor:
“ T h is m orning at meeting of fırst commission, I spoke at lengh in reply to C hicherin’s pro-
posals of M onday last with regard to Straits, demonstrating their im practicable character and in-
ner m eaning... I then vvent on to give a general exposition of plan of the allied governments for
the freedom of the Straits and demilitarised zones...
“ M y statement was followed by cordial expressions of allied solidarity from M onsieur Barrere
vvho m ade a useful little speech, and from M arquis Garroni.
“ Am erican delegate then m ade a vvell phrased and effective declaration of Am erican vievvs,
particularly vvith regard to freedom of access, both for ships of com m erce and ships of war,to the
Black Sea, vievving the Straits as an international highvvay and claim ing right of every State to pro-
tect its commerce...
“ ismet Pasha reserved reply of T urkish government to a later stage
“ Russia and T urkey having insisted on a full day for consideration of their full reply, discus
sion vvas then adjourned till Friday morning. T here vvill probably be some lively encounters then.
But fırst impression produced by allied statement is unquestionably good, and I expect it to re-
ceive vvarm support of smaller states.” (F. 0 . 424/225, p. 623-624, No. 738, D B F P -I/ 18, p. 374-375,
No. 260).
3 — M ülakatlarım :
** Boğazlar konusunda, 4 Aralık pazartesi günü Rus tezi, 6 Aralık çarşamba günü de
Müttefiklerin ortak tezi ortaya serildi ve konuşma sırası artık T ürkiye’ye geldi. Dış basının gözleri
T ürkiye’ye çevrildi. Bakalım ev sahibi T ürkiye nasıl bir görüşle ortaya çıkacaktı. Çeşitli yorum lar
yapıldı. Fakat Boğazların kapalılığına dayanan Rus tezinin T ürkiye’nin çıkarlarına uygun düşm e
yeceğini vurgulayan yazılar da görüldü. Aşağıda ilginç iki yorum dan parçalar aktarıldı.
Bu yorumlar, İsmet Paşa’nın Boğazlar ile ilgili Türk görüşünü açıklayan konuşmasından bir-
iki gün önce kaleme alınmıştır:
Paris’in ünlü Le Temps gazetesi şunları yazmıştı:
“ La T urquie a pu se rendre compte que les grandes puissances ne voulaient nullement l’et-
rangler; elle a compris que son independance ne pouvait plus etre menacee que par la persistance
de son adhesion â la these russe de la fermeture des Detroits. Enfin, elle sait, ou du moins les
plus infiuerıts de ses dirigeants savent que, sans le concours financier des puissances et sans une
paix prochaine, elle risque de se courir â l’efondrement irremediable. II est done extremement
probable qu ’elle adherera au point de vue allie, sous reserve, peut-etre, de quelques modifications
de detail ou d’application.” (“ La conference de Lausanne: U ne jou m ee historique” , Le Temps,
8.12.1922)
Londra’nın tanınmış gazetesi The Daily Telegraph da şunları ekledi:
“ VVhen asked for his opinion, ismet pasha returned the ansvver which will alvvays be associa-
ted vvith his name. He asked for more time to examine the proposals... and the request for the vi-
evvs o f Turkey vvill be adjoum ed till Friday. It may be said in passing that a very considerable
change is to be noted since the angel of Bolshevism descended to trouble the pool of Lausanne.
T h e cynical attempt of Chicherin to secure for Russia unmolested authority över the Black Sea has
acted as a cold douche upon the Turks. T h e delegation from Angora is tacitly abandoning its ori-
ginal attitude of hostility. T h e trend of their delegates’ thought seems novv to be directed to the
need of securing T urkey at least as m uch against Russia as against her late enem ines...” (“ Peace
Conference at Lausanne. Future of the Straits. Proposals of the A llies” ., The Daily Telegraph,
7.12.1922).
No. 98
Hey ’et-i Vekîle Riyâsetine
No. 68 7 Kânûn-i evvel 38
(7 Aralık 1922)
53 num aralı telgrafnâm e * cevâbıdır:
7, 8, 9, 10, 11, 18, 28, 29, 34, 35, 37, 48 num aralı telgrafnâm eleriniz el’ân
vürûd etm ediğinden tekrarları m ercûdur. Bâlâda num aralardan m âadâsı gelmiş
ve açılmıştır.
İS M E T
* Bkz. No. 75.
No. 99
İsmet Paşa Hazretlerine
(8 Aralık 1922)
C . 6/12/38 ve 61 tele: *
T e ’diyesi dûçâr-ı ta’tîl olan istikrâzât kupon bedelâtı hakkında olan düyûn-ı
um ûm iye tertiblerinin sulhtan sonraya te’cîli hakkındaki kanun, sâniyen Frank
üzerinden yapılm akta olan te’ diyâtın L on dra’da Sterlin üzerinden icrâsı m ecbû-
riyeti hâsıl olarak bu yüzden devlete azîm zarar terettüb edeceği nazar-ı dikkate
alınarak İstanbul hüküm eti tarafından İstanbul’daki D üyûn-ı U m û m iye’nin ci-
bâyet ettiği vâridâtdan tevzîâta tavsît edilen O sm anlı Bankasının bu m uâm eleyi
ta’ tîl etmesi em redilm iş ve hüküm etim ize kalacak düyûnun T ü rk parasıyle te’di-
yesi esase sulh konferansında m üdâfaa edilecek en m ühim bir mesele bulun
muştur. Şim diden Frank ve Sterlin üzerinden te’diyât icrâsıyle emr-i vâki’ ihdası
doğru olam ayacağı ve İstanbul hüküm etince yapılm ış olan ve zarar-ı m ahz b u
lunan tevziâta devam ın tecvîz edilem eyeceği M aliye Vekâletinin iş’ârına aften
arz olunur Efendim.
H Ü S E Y İN R A U F
(8 Aralık 1922)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 101
ismet Paşa Hazretlerine
No. 79 Mükerrer 8 Kânun-i evvel 338
(8 Aralık 1922)
7 Kânun-i evvel tarih ve 66 num aralı şifre* halledilem ediğinden senan tek
rarının em ir buyurulm ası m üsterham dır Efendim.
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 97.
No. 102
ismet Paşa Hazretlerine
No. 80 8 Kânun-i evvel 338
(8 Aralık 1922)
(8 Aralık 1922)
4 — M ülâkatlanm :
A — Bir İsviçreli hey’et bana Ermeni yurdundan bahsetti. Erm eniler faali
yettedirler.
* Nüfus değişimi anlaşmasının İstanbul Rum larını da içine alması yolundaki T ü rk önerisi
yabancı basında da eleştirildi. Avrupa gazeteleri bu haberi, “T ürkler İstanbul Rumlarını sürmek
istiyorlar” gibi başlıklarla verdiler. (Journal de Geneve, 8.12.1922). G azeteler,İstanbul’da 300-350 bin
kadar Rum yaşadığını, bunların “yerlerinden atılmalarının” insanlığa sığmayacağını ileri sürdüler.
Özellikle Am erikan delegesi C h ild ’in buna karşı çıktığım belirttiler. Londra’nın Daily Telegraph ga
zetesi, “ Barış Konferansında Am erika Birleşik Devletleri Hristiyanların Kovulmasını Şiddetle Pro
testo Ediyor” diye başlık attı ve Amerikan delegesinin konuşmasından şu parçayı da aktardı:
“T h e Am erican Delegation is not in accord vvith the proposal for a nevv and cumpulsory mo-
vement o f population... T h e Am erican Delegation is unable to approve of the movement from
Constantinople of the Greek population of that city... W e will not hesitate to express, in pursuan-
ce of our legitimate humanitarian interests, our protest at any such dislodgement of human be-
ings.” (“ United States and the Peace Conference. Expulsion of Christians. Em phatic Protest.” Daily
Telegraph, 8.12.1922. )
niz’e donanm a geçiren bir proje, Ruslarla müşterek politikayı bırakıp İngilizlerle
politika yapm ayı kabul etmektir, m ünhasıran R us aleyhinedir. Bu şiddetli mülâ-
hazâtdan sonra kat’î suâllerim ize karşı bize harbe devâm ı tavsiye edemezler.
Sulh yapm ak m ecbûriyetinde olduğum uzu kabul ederler.
No. 71
İS M E T
No. 104
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
(8 Aralık 1922)
A ydın dem iryolunun işletilmesini te’mîn içün celbi lâzım gelen otuz beş ec
nebi m e’m urun hatta alınm asına m üsâade olunm adığı ve dem iryolu
m üdürünün m übâyeât ve şâire hakkında Londra ile m uhâbere etmesine m âni’
olunduğu şikâyet ediliyor. K ezâlik Bağdat dem iryolunun A d an a kısm ında bütün
m uâm elâtm T ü rkçe olm ası em rolunm uş ise de yeni teşekkül eden şirket bu h u
susta hazırlanm am ış olduğundan bü yük m üşkilâtda kaldığı şikâyet ve ahâli ile
hüküm ete âid husûsâtda m uâm elât sırf T ü rkçe olm ak üzere m uâlem ât-ı dâhili
yesinin şimdilik Fransızca yapılm ası iltim âs olunuyor. M uâm elât ve mukarrerât-
dan m a iu m â t i’tâsı rica olu n u r*.
İS M E T
* Bkz. No. 114, 139.
No. 105
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
(8 Aralık 1922)
No. 73
Konferansı m üteâkıb R ıza N u r Bey Ruslara gitti. M ükem m el kavga etti.
Son m uzafferiyetim iz içinde onlan n da fişenkleri bulunm ak içün kapı kapı dola
şıp yalvardığını, fakat m uzafîeriyetlerim izi kendi vesâitimizle ve Fransız vesâiti ile
yapm ağa bizi m ecbur ettiklerini, hattâ geçen gün bile K afkasya’dan geçen ceb-
hâne trenlerimizi durdurduklarını söyledi. H er iki tarafı idare etm eğe çalıştığı
mızı m üstehziyâne îm â ederlerken yalvarm ağa başladılar.Çiçerin konferansta de
diğini inkâr etti. A ram ızda ihtilaf olduğunu gösterm em ekliğim izi rica ettiler.
Hâsılı Boğazlar işinde tahkim ât fikrini terk etm ekten m ütevellid Ruslarla hâsıl
olacağını tahm în ettiğim fırtına vaz’iyyete bizim hâkim iyetim iz ve R uslann
m ütâvaatı ile neticelendi denilebilir. M üm kü n olduğu kadar oyalanmaklığımızı ve
te’hîr etm ekliğimizi rica ettiler**.
“ ismet Pasha then named seven additional points in respect of vvhich T urks asked for assu-
rances or modifıcation. Chicherin spoke next and delivered a reply to my speech of VVednesday,
but indicated no departure from his original scheme... I then adjoum ed discussion till the after-
noon to enable me to reply to Turkish case...
“ I adopted a very conciliatory attitude tovvards Turkish demands, many of vvhich vvere quite
reasonable, and suggested a discussion betvveen our respective experts... Chicherin vvas continually
jum ping up vvith purely obstructive object...” (F.O. 424/255, p. 645, No. 752; D B F P -I/ 18, p. 381-
382, No. 266)”
** Rıza Nur, Ruslarla bu tartışmasını şöyle anlatıyor:
“ Çiçerin, Rakovski, Vorovski, M edivani beni odalarına aldılar. M eseleyi açtım. M ünakaşa
başladı. Hepsi birden pek şiddetli bir lisan kullanıyorlar. Hulâsa “ Boğazlan serbest yapm ayınız ve
yapam azsınız” diyorlar. Sebebini sordum. Çiçerin: “ Bunun manası Rus dostluğunu bırakıp, İngi
lizlerle dost oluyorsunuz demektir” dedi. Halbuki resmî beyanatlannda Boğazlann serbestisi ile
Türkiye’nin istiklâli gittiğini söylüyordu. Ne bu, ne de öteki doğru değildi. M esele İngiliz donan
masının birgün Rusya’ya hücum unun kolaylaşmış olmasıydı. Bunu temin ettim. Reddedem ediler
ama, kani olmak da istemediler. M ünakaşa da pek hararetlendi. O vakit evvelce zihnim de karar
laştırdığım darbeyi indirdim. Y an i dedim ki: “ Peki bize Boğazı açmayın, diyorsunuz. Bizim canı
mıza minnet, fakat İngilizler behemehal istiyorlar. Bunsuz kur yapmıyorlar. Bizim ise sulha ihtiya
cımız o kadar şiddetlidir ki hayatım ıza bedeldir. Behemehal sulh yapacağız.” “ Sulh yaptırm ayız”
dediler. Şiddetli bir sesle: “ siz ne deseniz, ne yapsanız, sulh yapacağız. Bunun için de sulhün
düğüm ü olan Boğazı açacağız ve bunun bütün kabahat ve mesuliyeti de sizindir” (dedim). Bu son
sözüme gözlerini açtılar ve hepsi birden: “ Nedenmiş sanki?!” dediler. Dedim ki: “ Hele izah ede
yim: Ben Rusya’ya ikinci gidişimde size hükümetim nam ına şu teklifi yaptımdı: AvrupalIlara karşı
tedafüi ve tecavüzî bir m uahede yapalım . Bizim paraya vesair böyle m addî yardımlara ihtiyacımız
vardır. Kendi kendimize artık dayanam ayacağız, sonra sulh yapm aya m ecbur olacağız. Bu bir ha-
2 — Ö ğleden sonra yine içtim â’ oldu. C u rzon i’tilâfkârâne benim tem as et
tiğim m evâdde sûret-i u m ûm iyede cevâb vermiyor. B irçoğunun mütehassıslarla
hallolunabileceğim ve G elibolu üzerinde istediğim iz te’m inâtı m ütehassısların
anlayam adığını söylüyor. K endisi G elibolu üzerinde kendi m ezarlarının tasarru
funu istedi ve hissiyât-ı m illiyeye fevkalâde hürm etkâr olduklarını Konferansta
isbât eden T ü rk delegasyonunun bu talebi kabul edeceğini bildirdi. M arm a
ra’da istediğim iz donanm a içün gayr-ı m üm kin değildir zanniyle beraber bunun
m evâdd-ı askeriye ve bahriye ile m üzâkere olunacağını söyledi. M ezarlara ve
bilhassa m uhârebe m eydanının m ezarlarına hürm et şıânm ızdan fakat tasarrufu
anlam adım . İzâhât istedim. M âlikiyet değil tasarruf dediğini Süleym an Şah ’m
kabri gibi ve N apoleon’ ın St. H elen adasındaki gibi, hâsılı Sevres M uâhedesinin
218 inci m addesinde düşünüldüğü gibi söylediğini bildirdi. M utahassıslardan
izâhât alayım . Bir de söz arasında m evâdd-ı askeriye ve bahriye geçiyor, bunu
derhal bilm ek isterim ve bunu anlam adan hiçbir m es’eleyi halledem em dedim .
Çiçerin benim bu beyânâtım ın am elî olduğunu, m es’eleyi mütehassıslarla tedkîk
ve halledeceklerini m uâhede m addeleri im zâ edilinceye kadar hiçbir şeyi tam
kabul etmiş addolunam ayacaklannı söylediler.
No, 74
kikat idi. Tam am iyle mantıkîdir. Siz bu teklifi reddettiniz. Para da vermediniz. Demek bizim sulh
yapm am ıza da o vakit razı oldunuz. İşte Rakovski söylesin” dedim . Rakovski: “ Evet bu teklifi
yaptınız. Biz de kabul etmedik” dedi... Devam ettim: “ Bu halde bugün ne hak ile bizi sulh yap
maktan menediyorsunuz? Bunun böyle olacağı şüphesiz idi.” dedim . Sustular ve önlerine baktılar.
Bunun üzerine işi tatlılığa vurdular. İçki getirttiler, içtik; dereden, tepeden konuştuk. Nihayet:
“ Hakkınız var. Sulh yapmalısınız. N e çare böyledir. Sizi temin ederiz ki aleyhinize hiçbir şey yap
mayız. Siz de, biz de aramızda olan bu ihtilâfı, bu kavgayı kimseye duyurm ayalım . Bir sır olarak
kalsın” dediler. “ Pekiyi” dedim ... T em inat verdim. M esele bitti. Ruslar T ü rkiye’yi Afo (koz) olarak
kullandıklarından bu ihtilâfın İngilizlerin kulağına gitmemesine pek ehem m iyet veriyorlardı”. (Ha
yat ve Hatıratım, III, s. 1025-1026).
bahriyesile bir tarafdan diğerine gidebilecektir. Bu m es’ele müttefiklerin R us po
litikasının esâsı olduğu halde bizim iki Boğaz arasındaki em niyyet karakolum uz
la zıdd-ı tâmdır. Benim en m üşkil gördüğüm nokta budur.
Cevâblarım : İstanbul Rum larının ihrâcından esasen vazgeçem eyiz. Eski İs
tanbul yerlilerine ve gayr-ı m ücrim lere m ahsus olarak bırakm ağa muvâfakat is
tihsâl edebilm ekliğim R um Patrikinin ihracına ve ekalliyetler m evâddınm T ü rk i
ye içün mevzu-ı bahs olm am asına mütevakkıfdır. Patrikin ihrâcm a üm m id ver
di, tevîk etti. Ekalliyetler m es’elesini araştıracağını söyledi. M usu l’a gelince: M u
sul şehri hâzır olduğu, ancak vilayetin cenub hududu üzerinde m ünâkaşa cere-
yân ettiği ve petrol m es’elesine henüz başlam adığım ız zem ininde m ahrem âne
havâdis verdim. İtalyanlarla bir iş yapm ak m ukavelât ile m üm kün değildir. Ef
radın hüküm ete m ürâcaatı ile olur esâsında m utâbık kaldık. Tripartinin ilgasını
i’lân etmek muvâfıkdır.. M ersin lim anı ile T rabzon lim anında iş aram alarını
söyledim. M uvâfakat etti. M ersin ve T rab zon lim anlarının inşâsı içün İtalyanla
rın hüküm etim ize m ürâcaat etm elerini G arroni’ye söyleyebilir m iyim ? C evâb is
terim. Çünki keyfiyeti A nkara’ya yazacağım ı bildirdim .
İS M E T .
No. 106
ismet Paşa Hazretlerine
No. 81 9 Kânun-i evvel 38
(9 Aralık 1922)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 107
İsmet Paşa Hazretlerine
Bu sabah A ralo f 9 tarihli K arah an ’ın bir notasını tevdî’ etti. Konferansta
zât-ı âlînizin Boğazlardan süfen harbiyenin serbestî-i m ürûrunu kabul ettiğinizi
L ozan’daki m urahhaslarından istihbâr etmeleri notanın i’tâsm a sâik olduğunu
ifâde ve R us hüküm etince M isâk-i M illîm iz derecesinde m ecbûrrîyü’l-icrâ olan
K aradeniz’e Boğaz tarîkiyle harb gem ilerinin m üruruna m uvâfakat etm em ek
husûsundaki M isâk-ı M illîlerine nazaran R u sya’nın K arad en iz’e harb gem ileri
nin serbestçe m ürûrunu kat’iyyen kabul edem eyeceğini, T ü rk hey’et-i m uraah-
hasasınca serbestî-i m ürûr kabul edilirse bunu M oskova İ’tilâfmı ihlâl ve bir ha-
reket-i hasm âne telakki edeceklerini ifade etti. Bu hareket sizin de M isâk-ı M illî
nize m ugayirdir. G arp devletlerine b a ’zı ta’vizât m ukabilinde böyle bir fedakâr
lıkta bulunuyorsanız kendilerine i’tim âd câiz değildir tarzında şim diye kadar
tekrar ettiği cüm leyi de tekrar etti. Kendisine M isâk-ı M illîm izin bu husûsdaki
fıkrasını bir kere daha izâh ettikten sonra m urahhaslarınızın da iştirât ettiği Bo
ğazlar konferansında devletler M arm ara ve İstanbul’un em niyetini bizim m urah
haslarım ızın kâfi görecekleri veçhile te’m în ederler ve yalnız R us m urahhaslan
bunu kabul etm ezlerse T ü rk iye’nin harbe devâm etmesini mi arzu ediyorsunuz
suâlim e karşı A vru pa’nın fevkalâde gayr-ı m üsâid şerâit içinde bulunduğundan
ve bize karşı harb edem eyeceklerinden mufassalen bahs ettikten sonra şim diden
bu suâle evet veya hayır denem ez, harb gem ilerinin serbest geçm em esi husû-
sunda sonuna kadar birlikte inad edelim ve son noktada m üzâkere ve karar ve
relim dedi.
Son noktayı nasıl ta’yîn edelim suâlim e sarîh cevap verm edi. İkinci m adde
de ve kısım kısım aynen arz edilen notada konferansta inkıtâ’ vukuunda Boğaz
ları m üştereken m üdâfaa için görüşm ek bizim tarafım ızdan teklif edilm iş şekilde
gösterilmektedir. H akikatde M üdâfaa-yi M illîye ateşe navallannın bana da A ra
lo f un m ürâcaatı ve tarafım ızdan şahsî ve hususî istîzâh tarzında cereyân etmiş
m ükâlem edir. B unu ihzârî m üzâkerât şeklinde gösteriyorlar. İhtâr ettim. A ralof
kabul ve bu tarz-ı tahrîrin hüküm etinin bu hususda görüşm ek arzusunda oldu
ğunu izhâr etmesi şeklinde kabul etm em izi rica ve R u s delegelerinin Boğazlar
dan harb gem ilerinin m ürurunu kabul etmeleri ihtim âli olm adığını tekrar eyledi
Efendim.
M âb a ’dı var*
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. m .
No. 108
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 84 10 Kânun-i evvel 38
H Ü S E Y İN R A U F
No. 109
İsmet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 110
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 76, 77, 78 10 Kânun-i evvel 338
(10 Aralık 1922)
i — Dem ilitarizasyon:
B — Ç anakkale Boğazında A nad olu cihetinde yirm i kilom etre um kunda bir
arazı, R um eli cihetinde de K um bağı-K avak-B aklaburunu hattına kadar G elibolu
şibihcezîresi gayr-ı askerî olacak.
G elibolu şibihcezîresinin baskınlara karşı muhâfazası içün beş bin kişilik bir
garnizon bulundurm am ızı elzem addettiğim izi iddiâ ettim.
D — Gayr-ı askerî mıntıkanın havâssı ber vech-i âtî olacak: D âim î batarya
lar, tahtelbahir torpil endahtm a m ahsûs tertibât ve teyyâreler ve kıtaât-ı askeriye
bulunm ayacak. Gayr-ı askerî m ıntıkalar m em leketim izi ikiye ayırdığı içün kıtaâ-
tımız bir cihetden diğerine geçm ek için gayr-ı askerî m ıntıkaya kat’edebilecek.
Bu m enâtıkda yalnız âsâyışın m uhâfazası içün elzem olan ve m ikdarı m üttefik
lerle m üştereken ta’yîn edilecek olan jan d arm a bulunacak.
M arm ara içün kuyûd vaz’edilm em esini, jan d arm a m ikdânnın ta’yininde
serbest bırakılm am azı, İstanbul garnizonunun ta’yininde m üttefiklerin m üdâha
le etm em elerini taleb ettim .Bu nikat ve G elibolu garnizonu m es’elesi hakkında
i’tilâf hâsıl olamadı.
No. 77.
K om isyonun son ictim âında Lord C u rzon tarafından taleb olunan beyne’l-
milel kom isyonun gayr-ı askerî m ıntıkanın teftîş ile m eşgul olmasını sûret-i
kat’iyyede reddettim. M uallak kalan mesâilin en m ühim i kontrol kom isyonu ve-
zâifınin gayr-ı askerî arâzinin teftişine kadar tevsîi, G elibolu garnizonu ve gayr-ı
askerî m ıntıkada jan darm a kuvvetinin ve İstanbul garnizonu m ikdârının m üşte
reken tahdîdi husûsâtıdır.
Hal-i harbe eğer T ü rkiye bîtaraf olursa: M uhârib devletler bütün donanm a
larını geçirm ek hakkında m âlik olacaklardır. Eğer T ü rkiye m uhârebeye dâhil
olursa m uhârib devletlere karşı Boğazlarda her türlü tedâbîr ittihâzında serbest
bulunacaktır. Bu sebeble gayr-ı askerîliğe ân z olan tebeddülât b a ’d e i-h a rb iâde
ve tashîh edilecektir.
No. 78
Bilhassa hal-i harbde T ü rkiye bîtaraf olursa gayr-ı m ahdûd kuvvetde bir
donanm anın Boğazlardan geçm esini protesto edeceklerini söyliyorlar. Bu mesâil
hakkında m ütâlaanızı bilm ek ihtiyâcındayım .
İS M E T
No. 111
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 86, 87, 88 10/11 Kânûn-i evvel 38
( 10/11 Aralık 1922)
“ Rus hüküm eti Boğazlar m es’elesindeki nokta-i nazannı T ü rkiye Büyük M il
let M eclisi hüküm etine Vaktinde bildirmişti. Rus hüküm etinin nikat-ı nazarının
başlıca esasları ber vech-i âtî hülâsa olunabilir.
No. 87
R u s hüküm eti bu haberi a ’zam î kayd-ı ihtiyâtla telakki eder. Zira Avrupa
em peryalizm ine karşı m uzafferâne m ücâdelesi esnâsında T ü rk m illetinin menâfi-
inde m üstesnâ bir idrâk göstermiş olan T ü rkiye B üyük M illet M eclisi hüküm e
tinin şimdi T ü rk hâkim iyetine ırâs-ı halel eden ve M isâk-ı M illînin İstanbul’un
em niyetine m üteallik en esaslı m addesini ibtâl eden ferâgatlere râzı olabileceğini
kabul etmek müşkildir. B ununla beraber Rus hüküm eti T ü rk iye B ü yük M illet
M eclisi hüküm etinin nazar-ı dikkatini gayr-ı kabil-i ta’m îr ve elîm hatalar inti-
kâbından zam anında ictinâb içün alınan bu habere celb etm eyi vazifesinden ad
deder.
A ynı zam anda eğer T ü rk heyet-i m urahhassasınm harb gem ilerinin Boğaz
lardan m ürûruna râzı olduğuna dâir m a’lum âtın bir esâsı var ise böyle bir ka
ran ancak böyle bir ihlâldan m ütevellid bütün netâyici ile birlikte 1921 tarihli
R us-Türk m uâhedesinin esaslı bir ihlâli olarak telakki edebileceğim izi Rus
hüküm eti T ü rkiye B ü yük M illet M eclisi H üküm etinin pîş-i ittilâına vaz’eder.
1921 R us-Türk m uâhedesine ve M isâk-ı M illî’ye rağm en ve binâen aleyh T ü rk
m illetinin olduğu kadar Şuralar Cum huriyetleri m ümessillerinin de menâfıi za
rarına olarak Boğazlann bilcüm le milletlerin sefain-i harbiyesinin m ürûruna
küşâd edilm esine m uvafakat, deniz tarafından zaif bir sûretde m üdâfaa edilm ek
te olan Rusya, U krayna ve G ürcistan’a karşı bir tecâvüze yol açılması m a’nâsını
ifâde edecek ve böyle bir hareket Şuralar Cum huriyetleri milletlerinin m enâfıine
m uhâsım bir hareketden başka dürlü tefsîr edilemeyecektir.
Bu takdirde R us Şuralar H üküm eti şim diye kadar iki hüküm et arasında
m enâfı’-i m üşterekelerinin müdâfaası içün ittihâz edilecek tedâbîr hakkında icrâ
edilmiş olan bilcüm le m üzâkerât-ı m ütekaddim enin tam am iyle fâidesiz olacağı
neticesine vâsıl olacaktır.
No. 88
R us hüküm eti T ü rkiye hüküm etinin kendisini menâfii içün te’m inâtı Rus-
T ü rk m uâhedesinde ve Rusya-Türkiye dostluğunda değil fakat şâir tarîklerde
aram ağa sevkettiği kemâl-i teessürle m üşâhedeye m ecbûr olacaktır. Rus
hüküm eti nokta-i nazarını kemâl-i serbestî ile beyân eder ve sizden tarafımızdan
alınan m a’lum âtın L ozan’da T ü rk hey’et-i m urahhasası tarafından hakikaten
ahzedilm iş olan vaz’iyyete ne dereceye kadar tetâbuk ettiğini tesbit edebilmekli-
ğimize m üsâade edecek izâhât-ı dostâne üm m id eyler. A ynı zam anda Rus
hüküm eti m ütekaddim bir teâti-i efkâr ile L ozan’da bir R u s-T ü rk m üttehid si
yâsî cephesi ihzârı husûsundaki bilcüm le teşebbüsâta rağm en tarafeyni de ha
berdâr kılan ve harekâtda âhengi te’min eyleyen ve o kadar zarûrî olan temasın
Lozan Konferansından çok evvel ve konferans esnâsında m ünkatı olm uş olduğu
nu m üşâhede m ecbûriyetindedir. H üküm et kani’dir ki eğer her iki hüküm et
hey’et-i m urahhasaları yapacakları teşebbüsât hakkında evvel em irde i’tilâf ettik
ten sonra L ozan’da m üttehid hareket etselerdi her halde T ü rkiye m enâfi’ ve is
tiklâlini Rusyanm kinden çok fazla tehdîd eden Avrupa em peryalist hüküm etleri
nin m üttehid ve müttefik cephesine karşı şimdi olduğu gibi her iki hey’et-i mu-
rahhasanın m ütekabilen teşebbüslerini hem aheng kılmaksızın hareket etmelerin-
den dolayı istihsâl edecekleri netâyicden daha m üsbet netâyic elde edilebilmesi
üm m id olunabilecekti. K ezâlik Lozan Konferansının inkıtâı halinde Bahr-i Si-
yâh ’ın em niyetini te’ mîn içün R u sya’nın ittihâzına m üheyyâ olacağı tedâbîre
m üteallik M üm essil A ra lo fa edilen sualin de ancak R usya ve T ü rkiye içün ih-
dâs edilen vaziyetin m üşterek bir tedkiki ve yalnız Konferansın inkıtâı halinde
değil, fakat kısm en bir m uvaffakiyetin m uhtem el olan istihsâli içün, mesâisi es
nasında da ta’kib edilecek m üşterek bir siyâsetin te’sîsi planı dâiresinde bir hale
iktirân edebilecektir.”
H Ü S E Y İN R A U F
No. 112
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 89 10/11 Kânûn-i evvel 338
( 10/11 Aralık 1922)
C . 71* Am erika m ektepleri âtîdeki şerâite riâyet ettikleri takdirde mevcud
olm akta devam edebilirler.
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 103 ve No. 44.
No. 113
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 90 10/11 Kânûn-i evvel 338
( 10/11 Aralık 1922)
C . 8 K ânûn-i evvel 74 num araya: *
T rab zon lim anı ve Trabzon-E rzu ru m şu’be hattı için m ürâcaat edecek İtal
yan şirketlerinin teklifini hüsn-i telakki ve tedkike m üheyyâyız. M ersin limanı
hakkında bir seneden beri bir Fransız şirketiyle cereyân eden m üzâkere intâc
edilm ek üzeredir. İntâcinden evvel bu bâbda daha m üsâid şerâit ibrâz edecek
bir İtalyan şirketinin teklifini de istimâ’ ve tedkike hazırız Efendim.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 114
İsmet Paşa Hazretlerine
C . 6g* Aydın dem iryoluna otuz beş ecnebi m e’m ûr alınm asına ve Londra
ile m uhâbere etmesine m üsâade edilm ediği hakkında Nâfıa Vekâletince m a’lû
m ât yoktur. M uhâbere kısmı Erkân-ı H arbiye’den tahkik ediliyor. Netice bildiri
lecektir. Y aln ız bilcüm le m e’m ûrînin T ü rk olması ve T ü rk ler arasında bu lun
m ayan mütehassısların ecnebi olarak istihdâm edilebileceği teblîğ edilm işti**.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 115
ismet Paşa Hazretlerine
73 num aralı telgrafnam enizin birinci m addesinde (iki tarafı idare etm eğe
çalıştığım ız)cüm lesiyle başladılar kelimesi arasındaki ibarenin ve tahkim ât fikri
nin kelim esinden Ruslarla hâsıl kelimeleri arasındaki ta’birâtın ve tahm in etti
ğim kelimeleriyle bizim hâkim iyetim iz kelimesi arasındaki ibare ile ikinci m ad
denin sonlarına doğru ikinci bir Yunanistan yapm ak istediklerini söyledi cüm le
sinden evvel’ki cüm lenin sür’at-ı tekrarını rica eylerim Efendim .
H Ü S E Y İN R A U F
No. 117
ismet Paşa Hazretlerine
No. 94 11 Kânun-i evvel 38
(11 Aralık 1922)
No. 79:
1 — C u rzon ile m ülâkatım ın hülâsası şudur. N oel zam anlarına kadar me-
vâdd-ı esâsiyeyi takrîr edip im zâ etmek ve buna nazaran m uâhede-i sulhiyenin
kaleme alınmasını m ütahassıslara terkederek iki üç hafta lâsıla vermek
düşünüyor imiş. Bilâ fasıla çalışarak sulh m uâhedesini im zâlam ak bence m ürec
cah olduğunu, esâslardan sonra da ifadât üzerinde m ünâkaşadan ictinâb oluna
m ayacağını, m a’hazâ arkadaşlarım ile görüşerek cevâb vereceğimi söyledim. İki
üç haftalık fasıla gayr-ı kabil-i ictinâb olursa daha evvel bir şey im zalam ak ve
fâsıla esnâsında Ankara’ya gidip gelm ek benim de arzum dur. Y alnız hâtırıma
gelen m ahzûr evvelâ kendilerinin en m ühim addettiklerini im zâlayıp bizim kileri
ni son m ünâkaşalara bırakm ak ve bir de sulh m uâhede-i kat’iyyesi im zalanm adı
diyerek İstanbul işgalini tem îd etm ek arzu edilebilir. Bu m ahzûra m ahal verme
m eğe çalışarak m uvâfakat fikrindeyim. C urzon ile mesâil-i m uhtelifıye temas et
tim. Boğazlar hakkında m uhtelefün fîh nokta-i esâsiye iki Boğaz arasındaki ge
mi adedinin tehlike teşkîl etmemesi içün siyâsî ve askerî te’m inâtı kâfi görm edi
ğimi söyledim. En kuvveti Bahr-ı Siyâh devleti kadar donanm a sahibi olm aklığı
mız lüzûm unu m üdâfaa ederek Reşadiye ve Sultan Osman gem ilerimizi iste
dim. İlk d e fa işittiği bu talebi düşüneceğini, te’minât-ı siyâsiyenin çalışm akta
olduğunu bildirdi. M a ’hazâ talebim in K aradeniz’e donanm a m ürurunu tahdîd
dem ek olduğunu fark edem edi. Ben de gem ilerim iz hakkında bir cevâb alm ak
içün kendisiyle bunu uzatm adım . Sonra M usul m es’elesine girdim. K a t’iyyen
reddetti. Bu hususta hüküm etinden m üeyyid taiim ât aldığını söyledi. Buradan
uzun m ünâkaşa oldu. V a z’iyyetin vehâm et ve tehlikesini ifâde ettim. K abu l etti
ğini söyledi. Sonra m ücâdele tatmîn ve tehdîd etti. K a t’iyyetle m ukabele ettim.
Ayrıldık. C urzon bana tehdidâtı arasında ittifaklarını, Balkan devletlerini unut
m adı. Kuvvet hesablannı iyi yapan adam lar olduğum uzu, eski zam ana nisbetle
karşımızdaki kuvvetlerin azalm ış olduğunu söyledim *.
* Curzon, 10 Aralık 1922 günü İsmet Paşa’yla yaptığı görüşmeyi 12.12.1922 tarihli ve 106
sayılı telgrafında şöyle rapor ediyor:
“ M y conversation vvith ism et yesterday (10.12.1922) vvas friendly but unfruitful. For he conti-
nued to insist on surrender of M osul and declared that he could never go back to Angora vvith-
out it. I declined to yield in the smallest degree and propose to send him a note vvhich may be use-
ful for subsequent publication, stating in detail our reason for refusal. I shall make a good deal
2 — M üteakiben Çiçerin m ukarrer olduğu veçhile yanım a geldi. Zât-ı âlile
rinin A ralo f ile bir m ülâkatını anlattı. Sulh olm azsa Irak’ı zaptedeceğim izi,
vaz’iyyetim izin daha kuvvetli olacağını söylemişsiniz. Bu ifâdâtı sulh yapm ak is
tiyoruz tarzındaki beyanât ve hatt-ı hareketim e cevâb gösterm ek istedi. Sulh
yapm ak istediğimizi ve reis-i hüküm etin bu ifâdâtı sulhun adem -i im kânı karşı
sında hüküm etin her vaz’iyyeti derpîş ve ihzâr etmekte olduğu suretinde anladı
ğımı söyledim. Sonra Boğazlar m es’elesini m ünâkaşa ettik. O n lar K aradeniz’e
vakt-ı sulhde her devletin en kuvvetli donanm a kadar sefâin-i harbiye geçirm esi
ni kabul etm iyorlar. T ü rkiye hâriç olm ak üzere bütün K aradeniz devletlerinin
donanm a m ecm ûunun beşte birine m uvâfakat ve tehtelbahirlere adem-i m üsâa
de gösteriyorlar. Vakt-i harbde ise T ü rk iy e’nin donanm a geçm esine m üsâadesini
reddediyorlar. Fikrim i sordu. Kendisine hak verdim. D onan m a geçmesi m es’ele-
si bizlere gayr-i m üsâid ve tehdîd-am îz olduğunu, buna m ukavem et içün son
derece uğraşacağım ızı kararlaştırdık. D edim ki bu ahvâl aleyhim ize kuvvet pren
sibidir. Bu bize gösteriyor ki biz sulhü yapm ağa m ecbur olursak dahî siyâseti
m iz m üşterek m üdâfaa m ecburiyetinden dolayı yine beraber olacaktır. Birbiri
mizi tatmîn ettik. Bir de T ü rk gazetecilerine beyânatda bulunm uş. M ahrem
söylediği şeyler İngiliz gazetecilerine sızmış. İhtilâf-ı nazar şeklinde görünm üş.
İ’tizâr ediyor. T e ’vîldir am m â kabul ettim.
3 — Şim diye kadar Boğazlar hakkm daki tekâlifin m âhiyeti m a’lûm olm uş
tur. Esâs olan nokta, hazerde ve bâhusûs seferde donanm anın serbestçe geçm e
sidir. Bu m adde hakkında hüküm etin nokta-ı nazarını evvelce arz ettiğim şekle
göre bilm ek isterim. M es’elenin karar-ı kat’îye iktirân edeceği günlerdeyiz. M u
sul da ağır bir vaz’iyyete girmiştir.
No. 81
out of point that surrender is not even consistent vvith fırst article of national pact to vvhich he
constantly appeals as magna charta of nevv T u rk e y .”
(F. 0 . 424/255, p. 668, No. 771; D B F P -I/ 18, p. 368, No. 273)
ve ilah... söyledim. M aksadım taallül ve tehdîdlere alenî bir cevâb vermekti.
Sert bir m ücâdele devrine girdik**.
** İsmet Paşa’nın ıo Aralık 1922 günü Cenevre’de Yahudilerin ziyafetinde bulunm ası ertesi
günkü İsviçre gazetelerinde genişçe yer tutmuştu. Journal de Geneve gazetesinin bu konudaki haberi
aşağıdadır:
ismet pacha et les membres de la delegation turque â la conference de Lausanne ont ete les
hötes, dim anche soir, â l’hotel des Bergues, de la Societe fratemelle des Sepharadi turcs â Geneve
(section des Israelites expulses d ’Espagne en 1506 et de Portugal en 1492). Cette reception au cours
de laquelle ismet pacha a fait d’importantes declarations sur l’attitude turque â la conference
de Lausanne, a ete aussi et surtout une grande manifestation turco-juive.
Le premier discours a ete prononce par M . Fisse, president de la Societe fraternelle des Sep
haradi. II a felicite le general vainqueur ismet pacha (sans oublier Kemal pacha), remercie de leur
presence les representants des autorites genevoises, ainsi que M . le professeur Eugene Pittard et
M me. Noelle Roger, grands amis de la Turquie. M . Fisse a enlin leve sa coupe de cham pagne au
succes complet de la Turquie â Lausanne et â S. E. ismet pacha.
C ’est ensuite M. Gunzburger, grand rabbin de Geneve, qui dit l’oeuvre admirable accomplie
par les T urcs en faveur des Israelites. Depuis 1454, ceux-ci, chasses de toutes parts, ont trouve un
sûr refuge aupres des sultans. Sur les rives du Bosphore, chaque J u if trouva une vigne et un fıgui-
er, en meme temps que le libre exercice de sa religion. M . G unzburger, qui parle ensuite en sa
qualite de Français, boit â la sante de S.E. ismet pacha.
Puis voici le discours du chef de la delegation turque â Lausanne. ismet Pacha Parle assis,
traduit par un interprete. Son discours, sans emphase, est net, precis. II est Pinterprete de la gran
de Assemblee nationale d’Angora. Dans son exorde il rend le plus vif hom m age â la Suisse, dont
la devise est que la force ne prime pas le droit, ainsi q u ’aux Israelites, qui considerent avec raison
la Turquie com m e leur patrie. ismet pacha souhaite que tous ceux qui vivent en T u rq uie pren-
nent exemple sur la conduite des Juifs. “ Cette reunion ajoute-t-il, causera un certain bruit dans
nötre pays. O n apprendra avec plaisir que les T urcs et les Juifs fraternisent â l’etranger.”
ismet pacha en arrive â la conference de Lausanne. II aborde d ’abord la question des capitu
lations.
“Ju squ ’ici, affirme-t-il, nos efforts n’ont pas donne de resultats tangibles. Nous sommes venus
ici animes de la meilleure bonne volonte. Et je crois avoir donne â Lausanne une preuve suffisan
te de cette bonne volonte. Nos revendications restent les memes aujourd’hui q u ’elles etaient hier.
Nous pouvons assurer aux etrangers qui viendront chez nous des garanties analogues â celles
q u ’ils obtiendraient dans les autres pays. Cette securite sera encore plus large plus tard, mais il
faut que nous soyons aussi libres chez nous. Cette remarque suflit â expliquer nötre attitude dans
la question des capitulations.”
Le general en arrive aux questions des Detroits et de la dette ottomane. “ Nous avons accepte
de supprimer les fortifications des Detroits pour laisser libre passage aux navires de comm erce de
toutes les nations. M ais ce sacrifice ne veut pas dire que nous mettons la capitale â la merci des
etrangers. C ela ne veut pas dire non plus qu ’en supprimant les capitulations nous mettons l’etran
ger â nötre merci.
Nous demandons seulement les territories qui nous appartiennent; si l’on nous en donnait
d’autres, nous les refuserions!
Nous demandons la repartition de la dette ottomane avec les pays detaches de l’ancienne
Turquie. C e sont des revendications indispensables pour assurer nötre existence. Le jo u r ou nous
5 — Temps Gazetesi zât-ı devletlerinin Fransızlara şükrânını neşrediyor.
Fransızlara bu esnâda izhâr-ı teşekkür içün oraca yeni bir m a’lum ât ve sebeb
hâsıl oldu ise lütfen tenvîr buyurulm aklığım ı istirhâm ed erim ***. Fransızlar bi-
avons decide de sauver nötre pays en fondant la Constitution nationale et en entreprenant la lutte,
nous etions beaucoup plus faibles q u ’aujourd’hui. Nous nous considerons aujourd’hui beaucoup
plus forts qu ’apres les armistices de M oudros et de M oudania.
Pourquoi? Parce que nötre cause est juste. J ’espere que les peuples ont apprecie nötre mode-
ration et compris la justesse de nos revendications nationales. Les echos parvenus ju sq u ’â vous de
la conference de Lausanne prouvent que nous ne nous posons pas en vainqueur brutal et que
nous avons, plutot, des intentions tres conciliantes. C ’est lâ nötre caracteristique nationale d ’etre
m o destes et conciliants.
M ais si malgre toute nötre bonne volonte et nos desirs d ’aboutir â la paix, nous echouons,
j ’espere que la conscience des peuples reconnaıtra que les torts ne sont pas de nötre cöte. Pour
arriver â obtenir cette paix, nous ferons preuve de la plus grande bonne volonte, mais une bonne
volonte unilaterale ne suffit pas souhations done que cette bonne volonte soit generale.”
S.E. ismet pacha, tres applaudi, leve son verre â l’honorable assemblee et â la Suisse.
M . le conseiller d ’Etat G ignoux exprime alors la reconnaissance des autorites du grand hon-
neur fait â la Suisse en reunissant sur son territoire une conference qui reeherehe la paix du mon-
de apres tant d ’annees de douleurs. Le peuple suisse et ses representants suivent cette oeuvre avec
le plus grand interet et forment, d ’une seule âme, le voeu que les travaux de la conference abou-
tissent â la paix definitive. Et si ce resultat si heureux peut etre obtenu le peuple genevois se sou-
viendra avec une emotion et une jo ie egales de la soiree passee â vos cotes. Je bois â V. E. et â la
grande T urq uie que vous representez. (Appl. prolonges).
Enfin, M . le professeur Eugene Pittard fait le plus vif eloge de la T urquie. L a Suisse a trop
combattu pour sa liberte pour q u ’elle ne comprenne pas ceux qui luttent pour la leur. “Je suis
convaincu, ajoute M . Pittard, que la Suisse vous com prend et que V. E. trouvera ehez nous des
hommes compatissant â toutes vos souflrances et faisant des voeux pour q u ’une paix juste et ho-
norable intervienne. La justice sera certainement un jou r de votre cöte. Excellence, je vous remer-
cie d’avoir honore aujourd’hui Geneve de votre presence. (Vifs appl)
C ’est la fin des discours. A utour des tables ou füme le cafe, qui n’est pas turc, des conversa-
tions particulieres s’engagent et quelques minutes plus tard ism et pacha et sa süite regagnent
Lausanne en automobile.
*** Le Temps gazetesinin 10 Aralık 1922 günlü sayısında çıkan söz konusu yazı şudur:
O n m ande d’Angora:
Vous savez que les deliberations de paix ont comm ence par la delimitation de la T hrace ori
entale. Les allies veulent nous donner Andrinople sans Karagatch: dans ce cas, Andrinople ne şe
rait pas turque. La vie econom ique d ’Andrinople şerait aneantie. N ous travaillons pour vivre, et
non pas pour etre serres dans des formalites si limites. Non, nous ne tolererons pas qu ’on frappe
i nötre porte â tout moment. Andrinople est turque, et par consequent Karagatch aussi.
ze kapitülasyon ve iktisat m esâilinde gayr-ı m üsâid ve m uanniddirler. Bir de Er
meni Patriki Refet Paşaya m ürâcaat ve beyân-ı sadâkat etmiş havâdisinin aslı
var ise em r ve iş’ân.
İS M E T
Q uant â la T hrace occidentale, nos exisgences sont tout â fait conformes â la verite: nous
demandons un plebiscite sur cette contree, ce que demande egalem ent le monde çivilise.
N ous avons fait un accord avec la France: c ’etait un armistice qui mettait fin aux hostilites
entre les deux pays, mais nous n’avons pas signe la paix, tandis que maintenant nous marchons
vers la paix definitive. Nous dem andons â la France d ’apprecier la façon dont nous avons defendu
nötre independance, en meme temps que les sacrifices faits pour cette cause supreme. Les Français
sont le seul peuple qui puisse com prendre la valeur de ce qu ’est l’independance d ’un pays.
L’opinion de cette nation est en nötre faveur depuis longtemps.
Nous sommes tres reconnaissants envers ce pays de ce qu ’il fait pour nötre cause. Je remer-
cie publiquem ent la presse française. Le personnage qui se trouve â la tete de ce pays est un des
plus grands hommes d ’Etat du monde. C ’est un de ces medecins qui diagnostiquent la maladie et
qui cherchent son remede. Nous pouvons esperer que le peuple français et la delegation qui rep-
resente ce pays apprecient la justesse de nötre cause.
No. 119
Lozan’da İsmet Paşa’dan Başkumandanlığa
İS M E T
No. 120
Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine.
TeL 11 Kânunuevvel 338
No. 83 (11 Aralık 1922)
No. 121
Hey ’et-i Vekîli Riyasetine
No. 84 11 Kânun-i evvel 38
(11 Kasım 1922)
M em âlik-i m eşgule dâhilinde bulun up da şim diye kadar gerek tekâlîf-i
mâliyeyi îfâ, gerek şâir vazâif ve merâsim-i kanuniyeyi ikmâl eylem em iş olan bil
um um ecnebilerle ecnebi şirket ve müessesâtının cüm lesi hakkında, vergilerin
ancak işbu m ahallerin hüküm et-i m illiye tarafından istirdâdı tarihinden i’tibâren
tatbîk edileceği ve te’diye hususunda dahi kendilerine tarih-i tebliğden bed ’et-
m ek üzere üç ay m ühlet i’tâ olunacağı ve diğer kanunlara m ütaallik m ükellefi
yetlerin ikm ali hususunda da kendilerine kezâlik tarih-i teblîğ ve i’lândan i’tibâ
ren üç ay m ühlet i’tâ olunm ası burada taleb olunm aktadır. M üm künse tervîci-
ne m üsâade buyurulm ası ve bu husûsun gerek İstanbul’ da, gerek istirdâd olu
nan diğer m ahallerde cerâid ve vesait-i m ünâsibe ile neşr ve ta’m îm i ve m ahallî
m e’m urlarına âcilen bu yolda tebligaat-ı lâzim ede bu yuru lm ası*.
No. 122
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 95 12 Kânun-i evvel 38
(12 Aralık 1922)
79 num aralı telgrafnam eniz açılam adığından tekrarına m üsâade buyurulm a-
sı m üsterhamdır.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 123
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 1 18/5 ve 126, 130.
No. 125
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
U m û m î içtim â olm adı, tâlî kom isyonlarda çalışıldı. Bizzât asker mutahassıs-
larla Boğazlarda gayr-ı askerilik hakkında yeni tanzîm edilen proje tedkîk olun
du*. G elibolu şebih ceziresinde garnizon talebim izi kabul etm ediler. M arm ara
sâhillerinde on beş santimlikten fazla top ve lağım tertibâtı bulunm am ası kaydı
nı kabul etmedik. M arm ara sâhillerine hiçbir suretle kayd istem iyoruz. İstanbul
İS M E T
t
No. 126
ismet Paşa Hazretlerine
Bundan başka bîtaraf kalacağım ız bir harbde M arm ara’da bu gibi tedâfüî
vesâit-i bahriyenin bulunm ası devletlerin kuvây-ı bahriyelerinin Boğazlardan
geçm esine bir m âni’ teşkil etmez. Bizim için ise tahte’l-bahir ve torpil endaht
tertibâtının bulunm ası M arm ara ve İstanbul’un em niyeti için en m üessir çare
lerden biridir.
H Ü S E Y İN R A U F
U N E P R O T E S T A T IO N R U SSE
Lausanne 12 decem bre - Donnant süite â leur intention formulee â la dem iere reunion de la
conference, les Russes ont proteste par ecrit contre leur exclusion de la conversation des experts
allies et turcs sur la question des Detroits.
Cette protestation est consideree dans les milieux de la conference com m e sans objet, les
conversations des experts allies et turcs ayant un caractere d ’information privee. Les Russes ont tou-
jours eu la faculte de s’inquerir pres des uns et des autres et n’ont jam ais ete exclus, suivant les
promesses faites par les Allies, des negociations officielles sur les Detroits. T el sera le sens de la
reponse de la conference, si reponse il y a .” (Le Journal, 12.12.1922).
No. 128
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 102 13 Kânûn-i evvel 338
(13 Aralık 1922)
Bugün nezdim e gelen A ralof zât-ı devletinizin harbde K aradeniz’e sefain-i
harbiyenin m ürûrunu resmen kabul ettiğinizi ve bu sûretle elveym m uhâsım
bulunduğum uz garb devletlerinin arzularını dost R usya devletinin hayatî zararı
na olarak tatmîn eylediğinizi ve binnetice Rus dostluğu siyâsetini terk ile Avru
pa siyâsetini kabul ettiğimizi, bunun gayr-ı dostâne bir hareket olduğunu söyle
d i*. Cevâben kendilerinin de kabul ettiği Misâk-ı M illîm izdeki İstanbul ve mar-
* ismet Paşa’nın 8 Aralık 1922 günü Boğazlar ile ilgili T ürk görüşünü resmen açıklaması,
Batılılan hoşnut ederken Rusları kızdırdı. O günlerin kimi gazeteleri, İsmet Paşa’nın konuşması
üzerine, Türkiye ile Müttefikler arasında bir “yum uşam a” dönem inin başlayabileceğini yazdılar.
Buna karşılık T ürk-R us ilişkileri gerginleşme eğilimi gösterdi. Ruslar, hem Ankara kanalıyla, hem
de basın aracılığıyla İsmet Paşa üzerinde baskı yaptırmağa çalıştılar. Rus Dışişleri Bakanı Çiçerin,
maranın em niyeti içün m uhâsım tarafın göstereceği te’m inât ve şerâit-i kâmileyi
bilm edikçe ve tedkîk eylem edikçe şu veya bu şekli kabul ediyoruz veya ettik ce
vâbını verem eyiz dedim . Bu esnâda yedim e vâsıl olan ı ı K ânûn-i evvel tarihli
85 num aralı telgrafınızın son fıkralarından kendisini haberdâr ettim. M esterîh
göründü. Berây-ı m a’lûm ât arz ederim Efendim .
H Ü S E Y İN R A U F
10 Aralık günü Lozan’daki T ürk gazetecilerine bir dem eç verdi ve T ü rk delegasyonunu açıkça
eleştirdi: “ Fransa, İngiltere ve İtalya, T ü rk zaferini kendi yararlanna kullanm ağa çalışıyorlar.
T ürkiye ancak Rus dostluğuna dayanarak güçlenebilir... (Lozan’da) T ü rk delegasyonunca izlenen
tutumdan pek m em nun olm adığım ız doğrudur” dedi. Rus Dışişleri Bakanının ve Başdelegesinin
bu yoldaki konuşmaları, “ Lozan’da Çiçerin İsmet Paşa’ya Karşı Entrika çeviriyor” gibi başlıklarla
yayınlandı. Şunlar söylendi: “Çiçerin ve meslekdaşlan, İsmet paşa üzerinde baskı yaptırmak için
Ankara’daki nüfuzlarını kullanacaklardır.” (“ A Lausanne M . Tchitcherine manoeuvre contre ismet
pacha” , Petit Parisien, n . 12.1922). AraloFun Ankara’daki bu girişimini,İsmet Paşa üzerinde baskı
yaptırmak manevrası olarak görmek yanlış olmaz.
No. 129
İsmet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 130
İsmet Paşa Hazretlerine
Ç içerin ’in sizi ziyâretinde benim A r a lo fa beyânâtım ı âhir tarzda ifâde etmiş
olduğunu anladım . A r a lo fa ihtâr ettim. Ç içerin’in yanlış anladığını ve derhal
tashîh edeceğini söyledi. M es’ele hakikatde Avrupalılar tekrar aleyhim ize harbe
başlarsa Irak’ ın kolaylıkla aleyhlerine sevkedilebileceği ve inkıtâ’ vâki’ olursa bu
tarz hareketin tervîc olunacağı tarzında geçen husûsî bir sözden ibârettir Efen
dim.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 131
ismet Paşa Hazretlerine
No. 105 13 Kânûn-i evvel 338
(13 Aralık 1922)
G arbî T rak ya ’da cereyân eden vekayi’ hakkında Refet Paşadan vârid olan
m a’lûm ât hülâsası ber vech-i zîr m a’rûzdur:
H Ü S E Y İN R A U F
No. 132
ismet Paşa Hazretlerine
No. 106 13 Kânûn-i evvel 338
(13 Aralık 1922)
No. 133
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 107 13 Kânûn-i evvel 38
(13 Aralık 1922)
İstanbul’dan m evrûd m a’lûm ât ber vech-i âtîdir.
No. 134
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 86, 87, 88 13 Kânun-i evvel 338
( 13/ 12/ 1922)
12K ânun-i evvel 38 raporudur.
1 — Ö ğled en sonra ekalliyetler kom isyonu içtim â’ etti. Reis C u rzon m ütte
fikler nâm ına uzun beyanât ve teklifâtını serdetti. Fransa ve İtalya te’yîd ettiler.
Curzon teklifâtınm hülâsası şudur: Ekalliyetler m es’elesi âlem-i m edeniyetde de
rin bir alâka tevlîd etmiş, bunların m evcudiyet ve masûniyeti Avrupa m uâhedâ-
tında kabul edilmiştir. 922 M artında Paris Konferansında m es’ele tedkık edile
rek T ü rk kanununda m evcud b a ’zı ahkâm ile A vrupa ahakam ını m ezcederek
yeni m uâhedeye ba’zı ahkâm koym ağı kararlaştırdılar. T ü rk hüküm eti 17
Şubat 920 beyânnâm esinde ekalliyet hukukundan bahsolunm uş ve 4 Teşrin-i
evvel notasında hüküm etim iz aynen şöyle demiştir. Binâenaleyh T ü rkiye ile
düvel-i m üttefıka arasında ekalliyetlerin him âyeye hakları olduğu ve m uâhede-i
sulhiyenin ahkâm -ı m ahsûsayı ihtivâ etmesi hususunda muvâfakat-ı efkâr hâsıl
olmuştur. Bu tedâbîrin tatbîk ve nezâreti hususunda C e m ’iyyet-i Akvâm en kıy
metli ve ahlâkî bir müessesedir. Fakat bu da başka teşkilât mı olacağı tedkîk
edilecektir. Ü m m idleri odır ki T ü rk hüküm eti Cem iyyet-i Akvâm a girmeği ciddî
sûretde düşünecektir. Bundan sonra m uhtelif ekalliyetleri saydı. Rum lar, Erme-
niler, Y ahudiler, Nesturi ve Asurîler. Erm enilerden, onlara karşı müttefiklerin
taahhüdlerinden bilhassa bahsetti ve bunların A n ad olu ’ya avdetini teşcîa taraf-
dâr olduğum uzu m em nuniyetle işittiğini söyledi. H om e Arm enien m es’elesine
temas etm ek m ecburiyeti vardır. M evcud Ermenistan fakir dolu ve birçok Er
menilerin istemedikleri bir şekl-i hüküm eti vardır. Gerek şimâl-i şarkî vilayetleri
m izde ya K ilikya ve Suriye hududlarım ızda bir içtim â m ahalli verilmesi istid’â
olunuyor. Ahvâl bu istid’ânın tahakkukunu daha ziyâde işkâl etti. T ü rk hey’eti-
nin nokta-i nazarını taleb etti. Şim di gerek T ü rk iye’deki gerek Yunanistan’daki
ekalliyetlerin te’min-i m übâdelesine geldi. Evvelâ Avrupa m uâhedâtındaki me-
vâdd-ı um ûm iye sâniyen vaz’iyyet-i hâzıra ile alâkadâr tedâbîr y a ’ni afv-ı um û
mî i’lânı ve m aktû’ bir bedel m ukabilinde Yunanistan ile beraber askerlikten
m uâf tutulmaları ve serbestî-i seyahat ve emvâllerine ve hukuklarına te’sir ede
cek tedâbîr yapm am ak ve İstanbul’da ve Y un an istan’ın bir tarafında bu tedâbî
rin tatbikine nezâret edecek bir hey’et vücuda getirilmesidir.
* 12.12.1922 günü azınlıklar işinin görüşülmeye başladığını Lord Curzon, 13 Aralık 1922
tarihli ve 110 sayılı telgrafı ile Londra’ya şöyle rapor ediyor:
“T ext o f m y speech this aftem oon (12.12.1922) introducing question of minorities has, I beli-
eve, been telegraphed to English press... ismet Pasha produced a paper and for över an hour read
a dissertation, probably dictated beforehand at Angora, vvhich contained:
(1) A lengthy travesty of bygone history:
(2) Q uotations from unnum erable authorities of every nationality who had ever said anything
favourable to Turkish rule;
(3) A statement of vievvs of T urkish govem m ent full of contempt and hostility tovvards Arm e-
nia...
I expressed m y profound diasppointm ent and regrets at this exhibition vvhich if at ali fully
reported in press, will produce lam entable impression throughout the vvorld...
I vvamed ismet Pacha aftervvards that if he did not completely change his attitude, disaster
was inevitable.”
(F.O. 424/225, p. 681, No. 774\DBFP-I/ 18, p. 387-388, No. 274).Aynca Bkz. No. 140, 143.
nşm ak içün bunu bir vesîle addetm eğe çalışmış idi. M es’elenin esâsını görüştük.
Boğazdan geçecek gem ilerin beyne’l-milel bir komisyon tarafından tedkîkini iste
miyor. Y aln ız T ü rkler m e’sûl olsun diyor. D edim ki kom isyon tarafından kont
rolü kat’iyyen kabul etm eyiz. Bu beyne’l-milel kom isyonu yalnız geçecek gem i
ler içün düşünüyoruz. Bunu da yalnız Türklere hasretmekte m ahzur budur ki
bu husûsda K aradeniz ve A kdeniz devletlerinin şikâyetlerine bi-gayr-ı hakkin
m uhâtab olm ak arzu etmeyiz. H issediyorum ki Ruslar bu rejimi kabul etm eye
cekler. Bir de m üttefikler B oğazlann gayr-ı askerîlik projesini Ruslardan ayrı tu
tuyorlar. Ben Boğazlar m es’elesine müteferri’ bütün tedâbîrin beraber m üzâkere
edilmesini kabul ettim.
İS M E T
No. 135
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 89 73 Kânun-i evvel 38
H Ü S E Y İN R A U F
No. 137
İsmet Paşa Hazretlerine
jVa. 110 14 Kanurı-ı evvel 38
(14 Aralık 1922)
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 106, 1 15.
** Bkz. No. 166.
No. 138
İsmet Paşa Hazretlerine
Na. 111 14 Kânûn-i evvel 338
(14 Aralık 1922)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 139
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 114 14 Kânun-ı evvel 338
(14 Aralık 1922)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 140
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
* “ Lord Curzon, azınlıklarla ilgili 13 Aralık 1922 günlü konuşmasını, Lozan konferansında
o güne kadar yapm ış olduğum “en ciddî konuşm a” diye niteliyor, ism et Paşa ise Curzonun o ko
nuşmasını “ şiddetli, mütecâvizâne” diye adlandırıyor. Curzon, o günkü görüşmeyi ayni 13 Aralık
günlü ve 113 sayılı telgrafıyla Londra’ya şöyle rapor ediyor:
“T his morning ismet Pasha delivered his reply to my speech of yesterday about minorities. It
was scarcely more satisfactory than its predecessor. A s to the Arm enians they vvould live frater-
nally and harm oniously with the T urks in future and require no protection. A national home was
out of the question since it would involve dismemberment of T urkey and was inconsistent vvith in-
dependent sovereignty... H e altogether rejected the idea of an independent body or organization to
supervise minority protection in future...
“ I then delivered much the most serious speech that I have m ade in this conference... If
Turkey, (I said), chose to break on question of minorities not a voice vvould be raised anyvvhere
in her defence. I concluded by warning ismet Pasha that critical moment had arrived and that we
must advance or separate. He will reply tomorrovv.” (F. 0 . 424/255, p. 682, No. 775; D B F P - 1/ 18, p.
388, No. 275).
** Am erikan delegesi C h ild ’ın 13.12.1922 günü İsmet Paşa ile görüşmesi, kimi İsviçre gazete
lerinde, “ azınlıklar konusunda anlaşm a um udu” biçiminde yorum landı. Am erikalılar İsmet Paşa’ya
anlaşma tavsiye edecekler ve bu da paşa üzerinde olum lu etki yapacakmış. Netekim İstanbul
Rumlarını m übadele dışında bırakmakla da İsmet paşa ödün vermiş. A m a İsviçre gazetesi, azınlık
lar konusundaki bu “ haçlı tutum unu” Türklerin pek kavrayamadıklarını da belirtiyordu. Cur-
zon’un azınlıklar yüzünden Lozan m üzâkerelerini koparm a tehdidini anlam ak zordu. (Journal de
Geneve, 14.12.1922) O günkü gazetelerden bazılarının başlıkları şöyleydi: “ Azınlıklar konusunda
uyuşm az tutum u ciddi güçlükler yaratıyor” (Matin, 14.12.1922), “ Konferansın kesilmesi tehdidi”
(Journal, 14.12) vs.
bu husûsda aldığım tafsilâtı bir iki gün sonra söyleyeceğim . Ekalliyetler m es’ele-
sini açtım. Bizim tâbiiyyetim izde bir Ermeni yurdun un m ahzûru olm ayacağını
ısrâr etti. En nihâyet bizim m etâlibim iz dâhilde çalışacağını vaadetti. İngilizler
içün propaganda yapıyorlar.
İS M E T
No. 141
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 101 14 Kânun-i evvel 338
(14 Aralık 1922)
İS M E T
* Bkz. No. 150.
No. 142
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 112, 113 14/15 Kânûn-i evvel 38
( 14-15 Aralık 1922)
1 — A n ad olu ’dan gayr-ı m uslim lerin azîmetlerini te’m înen evvelce bir ay
için serbestî-i seyahatlerine m üsâade edilmiş idi. Bilâhire taraf-ı devletlerinden
A vrupa’ da ve bilhassa konferans m uhîtinde anâsır-ı m erkum enin tehcîr ve taktîl
şeklinde m uâm eleye tâbi’ tutulduktan telakkîsi hâsıl olduğu bildirildiğinden ve
tarafımızdan bu bâbda teşebbüsâtda bulunulm ası arzu edildiğinden bir ay
m üddetin inkızâsında hânca çıkm aları m e’zûniyeti tem dîd edilmemişti. Bu
d efa k i iş’ârınız üzerine H ey’et-i Vekîlece bilâ m üddet serbestî-i seyahatlarına
karar verildi ve îcâb edenlere teblîğ edildi. Bu husûsda birgünâ m uâvenet ve
tahkikat veya nezâret şeklinde A vrupa m üdâhalesini kat’iyyen kabul edem eyiz.
D âhilde H ıristiyanlar hakkında m ûcib-i kîl u kal olabilecek hiçbir müstesnâ
m uâm ele tatbik edilm ediği gibi sükûnet-i m utlaka da vardır.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 143
Hey ’et-i Vekîle Riyâsetine
No. 95, 96, 97, 98, 98/2, 99, 99/2 15 Kânun-i evvel 338
(15 Aralık 1922)
14 K ânun-i evvel raporudur.
No. 95
No. 96
* Lord Curzon, bir önceki toplantıda yaptığı sert konuşmanın ve Lozan’ı terkedip gidebile
ceği yolundaki tehdidinin İsmet Paşa üzerinde etkili olduğunu ileri sürüyor. G üya bu yüzden İs
met Paşa, bu defa “değişik tonda” bir konuşma yapmış ve beklenmedik biçimde barış yapıldıktan
sonra Türkiye’nin M illetler Cem iyetine gireceğini açıklamıştı. Curzon, 14 Aralık 1922 günlü ve 120
sayılı telgrafında şöyle diyor:
“ Conference resumed this morning to hear reply of ismet to my speech of yesterday. This
has produced startling effect upon the T urks vvho had been closeted the entire afternoon declining
to see anyone until they had prepared their ansvver. This vvas in a very different tone from previ-
ous Turkish performances. For not only did it reveal a conciliatory attitude as regards minorities
but it contained salutary and unexpected announcement that T urkey is prepared to join the Lea-
gue of Nations on the conclusion of peace. YVhen vve contrast this announcem ent vvith the captio-
us and hostile utterances of two days earler I cannot doubt that my threat to leave Lausanne
brought them to the ground. ismet also reiterated firm desire of his delegation to conclude peace.
I vvarmly vvelcomed Ismet’s declaration...
“Outlook is therefore more promising.”
(F .O . 424/255, p.685, N o.781; D B F P -I/ 18, p. 391, No. 278)
** 14 Aralık 1922 günlü oturum hakkındaki resmî bildiri şudur:
“ La Conference de Lausanne. La Seance de Jeudi. Com m unique ofliciel. Lausanne, 14 de-
cem bre (1922)
Voici le com m unique officiel de la seance de ce matin:
“ La premiere commission s’est reunie â 10 h.30 pour reprendre la discussion sur la question
des minorites.
“ ismet pacha a repondu point par point aux declarations faites par lord Curzon dans la se
ance de la veille et a expose que la position de la Turquie dans la question des minorites etait de-
terminee par le pacte national.
“ Lord Curzon a pris acte de l’esprit de conciliation dont s’inspiraient les paroles d ’Ismet pac
ha et a souligne notamment l’intention du gouvem em ent turc,exprim ee par ismet pacha, de de-
mander â entrer dans la Societe des nations des la conclusion de la paix.
“ M . Barrere et le marquis Garroni se sont associes aux paroles de lord Curzon et ont expri-
me l’espoir que les travaux de la sous-commission se poursuivraient avec succes.
fikri kendisinden gelm ediğini iddia etti. Reddettik. Fransız ve İtalyan i’tilâfkârâ-
ne söz söylediler. C u rzon tekrar söz alarak ekalliyetler m evâddının kâfi gelm eye
ceğini zannettiğini ve tâlî kom isyonun T ü rkiye’nin um ûr-ı dâhiliyesine karış
m aktan i’tinâ ile tevakki etmesi lüzûm un u ve T ü rk iye’nin m uâhedât-ı sâiredeki
m evâddan fazla hiçbir noktâ kabul etm eyeceğini tasrîh eyledi. Erm eni yurdu
m es’elesine hafif temas ederek T ürklerin Erm enilerle doğrudan doğruya temas
ederek bir sûret-i hail bulacakları üm m idini izhâr eyledi. E rm eni m es’elesinde
er geç varacağım ız en m üşkil nokta m uhâcirlerin avdeti m es’elesidir. C idden
m uztarib bulunuyorum . Bir de hem imtiyâzât-ı m ezhebiyenin ve cem âatlar h u
kukunun hem de ekalliyetler hukukunun mevzû-ı bahs olm asına taham m ül
edem eyeceğiz. Bunlarla uğraşacağız. Ü ç dört günden beri sıkı olarak ihdâs edi
len ekalliyetler propagandasını cidden tehlikeli bir şekle ifrâğ etmişler idi.
V az’ iyyetde esaslı bir tebeddül ve sükûnet hâsıl o lm u ş*** ise de bunu ciddî bir
tehdîdden sonra yine m uvakkaten köşeye bırakm ak şeklinde addediyorum . M u
sul hakkm daki metâlib-i m usırram a ve Rum larla yeniden gösterm ek istediğim
vahdete bir m ukâbele addolunabilir. Sarfettiğimiz m esâî cidden m ühim -
dir.T ü rkiye’deki bütün m isyonlar buradadır. Bundan m âadâ K onferans ka
pitülasyon ve mesâil-i iktisâdiyenin en ağır safhasındadır. Ekalliyetler şimdilik
teskîn edildiğinden İktisadî sefere başlayacağız. Fakat âtîdeki îzâhatdan kısmen
anlaşılacaktır ki cidden küstah vaz’iyetleri vardır.
No. 97
“ M . Venizelos a precise les vues du gouvem em ent grec sur divers aspects du probleme des
minorites.
“ Apres une replique d’ Ismet pacha et une breve declaration de M . Spalaikovitch, la seance
a ete levee.
“ La sous-commission continuera ses travaux demain matin.”
(Le Temps, 15.12.1922)
*** ismet Paşa’nın konuşmasından sonra ortalık yatışmış gibi görünüyor ve dış basın da
bunu vurguluyordu. 15 ve 16 Aralık 1922 günlü gazete başlıklarından birkaçı şöyleydi:
— “ Lozan Konferansında. Fırtına’dan sonra sükünet” (La Suisse, 15.12.1922)
— “Azınlıklar Sorunu: İsmet Paşa’nın U zlaşıcı Cevabı” (Joumalde Geneve, 15.12.1922)
— “ Lozan’da İyimserlik. Türkiye, azınlıklar konusunda M illetler Cem iyetinin kontrolünü ka
bul ettiğini açıkladı.” (Le Journal, 15.12.1922)
— “ ismet Paşa uzlaşıcı bir tutum takındı.” (Matin, 15.12.1922)
— “ Lozan Konferansında Detant (Yum uşam a)” (Le Temps, 16.12.1922)
B — D üyûn-i U m û m iye İdâresinin tanındığına dâir m uâhedeye m adde der
cini kat’iyyen reddettik. H üküm et tarafından sendikalara M uharrem K aram â-
m esi’nin m er’iyyeti hakkında beyânât yapılm asını teklîf ettiler. D üşünürüz de
dik. İcâb ederse yapm ak kararındayız. Bu m addenin anlaşıldığını bildiriniz.
C — M em leketim izde kalan te’m inât kâfi gelm ezse yeni te’m inât taleb edi
yorlar. Buna lüzûm olm adığını iddiâ ediyoruz. A çık kalırsa evvelâ m evcud vârı-
dâtın fazlasından, sâniyen yeni vâridâtdan ikmâl edileceği tarafımızdan beyân
olunacaktır.
No. 98 G ü m rü k m es’elesi
B — İki sene zarfında yeni şerâit-i iktisâdiyeye göre yeni bir ta’rife hazırla
yıp bunun üzerine her devletle m ünferiden mukâvele-i ticâriye m üzâkeresine
girmek ve yapılan m ukaveleyi derhal tatbîke koym ak, yapılam azsa beş sene son
ra tarafeyn içün serbestî-i tam,
D — İstihlâkât-ı dâhiliye resmine tâbi’ eşyayı tasrîh ve beş sene içün m uhâ-
faza etm ek ve m üm âsili dâhilinde istihsâl edilen eşyalardan aynı resmi almak,
A — İki sene m üddet ile râyic usûlünü vasatî yüzde dört zam m ile ta’kib
ve yüzde yirm iden fazla hiçbir resim alm amak.
B — İki sene zarfında T ü rk iy e’nin hazırlayacağı bir ta’rifeyi devletlere teb
liğ. O n lar i’tirâz ederse hekem e m ürâcaat ve bu ta’ rifenin yüzde on beş ilâ yir
mi arasında yapılm asını taahhüd etm ek ve işbu ta’rifeyi on beş sene içün m er’î
tutmak. Bir tarafdan da mukâvele-i ticâriye akdine girişmek. Fakat muvaffakiyet
olm azsa veyahud mukâvele-i ticâriye yapıldıktan sonra onlar vazgeçm ek isterler
se on beş senelik ta’rifeyi devâm hakları olm ak.
C — M em nûiyet olm am ak, en ziyâde nâil-i m üsâade devlet m uâm elesi tat
bik etm ek, idhâlât içün devletler arasında istisna yapm am ak.
D — D âhilde m üm âsili olm ayın im tiyâz üzerinde istihlâk resmi alm am ak.
No. 98/2
Seyr-i sefain, m ülkiyet ve alâm et-i farikadır ki, evvelce arz olunm uştur.
B — Bizden otuz m ilyon lira masârif-i işgâliye istiyorlar. Birici tertîb evrâk-ı
nakdiyenin karşılığı olarak D üyûn-i U m u m iye em rinde bulunan altınları alıp
m ahsûb etm ek istiyorlar.
No. 99/2
8 — İran’ın Cem iyyet-i A kvâm ’da m urahhası geldi. İngiliz Fransız gruplan
olm akla beraber C e m ’iyyet-i A kvâm a dühûlum üzü zarûrî ve faideli olacağını
söyliyor. H üküm etine yazm ış ki bizim le ittifak ve Afganistan’ı idhâl ile bir grup
yapm aktan ve kuvvetli olm aktan başka çâre yoktur. A ynı fikirde olduğum uzu ve
hüküm ete yazacağım ı söyledim.
9 — C u rzo n ’dan aldığım husûsî m ektubun hülâsa-i m eâli ber vech-i âtîdir:
M uhtıra meâlini ayrıca yazarım . A zîzim İsmet Paşa, M usu l vilayetinin iâdesini
taleb ve esbâbını serdediyorsunuz. D âim â serdettiğim i’tirâzâtım ın esbâbını mel-
fûf m uhtıra ile teşrih ettim. B ü yük Britanya C em ’iyyet-i A kvâm tarafından m an
dater ta ’yîn edildiği bir kıt’ayı iâde edem eyeceğinden m âadâ m utırada beyân
olunan esbâbdan dolayı da hüküm etim M usul vilâyetini iâde etm eği tasavvur
ed em ez****.
İS M E T
**** Lord Curzon, M usul vilâyetinin kuzey yansını, Süleym aniye’ye kadar olan bölgeyi,
Türkiye’ye bırakmayı düşünmüştü. Bunun üzerine Londra’dan kendisine gönderilen talimatta, İn
giltere’ nin bu topraklan T ürkiye’ye bırakamayacağı bildiriliyor ve çeşitli gerekçeler gösteriliyordu.
Ö zetle şunlar söyleniyordu:
(ı) Bu bölgeyi vermek, İngiltere’nin durum unu zayıflatır ve T ürkler ondan sonra M usul vilâ
yetinin tamamını isterler. (2) T ürkiye Kuzeydeki kürt bölgesini aldıktan sonra güneydeki T ürk
bölgeseini de almak ister. (3) Bu bölgenin T ü rkiye’ye verilmesi Irak’ta ulaşımı sekteye uğratır. (4)
Bağdad ile İran arasındaki ulaşım da tehlikeye düşer,(5) İdarî zorluklar ortaya çıkar, (6) İngilte
re’ nin Irak’ta daha fazla asker bulundurm ası zorunluluğu doğar... (F . 0 . 424/255, No. 750; D BFP -I/
IS, p.380-381, No. 265)
Bütün bu nedenlerden dolayı İngiltere, M usul vilâyetinin kuzeydeki dağlık bölgesini bile
T ürkiye’ye vermeğe razı görünm üyordu. Bu gerekçelere bir de petrol ekleniyordu.
No. 144
icra Vekilleri Riyasetine
No. 100 15 Kânun-i evvel 38
(15 Aralık 1922)
Am erikanların talebi üzerine âtîdeki m eâlde bir beyânnâm e bir iki güne ka
dar neşretm ek fikrindeyiz: T ü rkiye B üyük M illet M eclisi H üküm eti, m em lekette
kalan ekalliyetlerin kendi zîr-i him âyesinde m eskenlerinde yaşam alarını ve hu-
zûr ve âsâyişi içinde işleri ile m eşgul olmalarını arzu eder. Fakat gitm ek isteyen
lerin hareketlerine m üm anaat edilm eyecektir. D iğer tarafdan hiç kimse m em le
keti terke icbar olunm ayacaktır. M em leketi terketm ek arzu edenlerin nakli içün
T ü rk lim anlarına vapurların dühûl etmesine m üsâade olunacaktır*.
İS M E T
* Bkz. No. 160.
No. 145
Heyet-i Vekîle Riyasetine
N°- 102 75 Kânun-i evvel 38
(15 Aralık 1922)
İS M E T
* Bkz. No. 156.
No. 146
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
İS M E T
No. 147
Heyet-i Vekîle Riyasetine
No. 103 15 Kânun-i evvel 38
(15 Aralık 1922)
İS M E T
No. 148
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 116 15/16 Kânun-i evvel 338
( 15/16 Aralık 1922)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 149
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 117 16 Kânun-ı evvel 338
(16 Aralık 1922)
95, 96, 97,98, 99num aralı telgrafnam eleriniz gelm edi. 100, 101 ve 102 nu
maralarınız geldi.Aradaki diğer telgrafların ne olduğu hakkında m a’lâmât-ı âci
le i’tası m ercûdur.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 150
ismet Paşa Hazretlerine
No. 118 16 Kânun-ı evvel 338
(16 Aralık 1922)
C 15 Kânun-ı evvel 38 ve 101 num araya*. M ülga A dliye Nezâreti M ezâhib
M üdürü Baha Beyin m üşavir tahsisâtı ile ta’yâni takarrür etmiş ve derhal hare
keti içün harcırâhı tesviye ve Dersaadet’te icap edenlere evâmir-i lâzim e veril
m iştir**.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 151
İsmet Paşa Hazretlerin
No. 119 16 Kânun-i evvel 38
(16 Aralık 1922)
Erkân-ı H arbiye’ye tebliğ olunan 55 num aralı telgrafınızda bahsolunan iki
Erm eninin isimlerinin sü’at-ı iş’ârı m ercûdur.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 152
ismet Paşa Hazretlerine
No. 120 16 Kânun-i evvel 38
(16 Aralık 1922)
78 num aralı telgrafın son fıkrasına cevaptır. M aca r’lı zabitin A n kara’ya gel
mesi m uvâfık görülm üştür.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 153
Hey ’et-i Vekîle Riyâsetine
No. 105, 106 16 Kânun-i evvel 38
(16 Aralık 1922)
16 K ânun-i evvel 38 raporudur.
1 — U m û m î içtim â’ olm adı. M übâd ele tâli kom isyonu içtim â etti. R um
Patrikinin İstanbul’ da ihrâcını İtalyan ve Fransız tervîc eder göründü. İngiliz
sükût etti. Am erikan, Patrikin ihrâcı aleyhinde bir beyânnâm e kıraat etti. B u
nunla berâber muvaffakiyet ihtim âli görm ekteyiz. A ncak ekalliyetler hakkında
A vrupa m uâhedâtında m evcud olan m evâddan m âadâ A - afv-ı um ûm î i’lânı,
B - Y etim olan ve daha T ü rk aileleri nezdinde alıkonm uş olan Hıristiyan ço
cukları içün ihdâs olunan bîtaraf hânenin ibkâsı, C - H ıristiyanlar içün askerli
ğin ilgâsı, D - Ekalliyetler hukukunun himâyesi içün C e m ’iyyet-i Akvâm tarafın
dan İstanbul’da bir sefir tavzîf edilmesi şeklinde dört m adde m evcud olduğu
bana îm â ve ism â’ edildi. İngilizlere gönderdiğim haberde huzûr-ı vicdanla
Konferansı kapayacağım ı iblâğ eyledim . Bu haberim i alanlar bâriz bir şaşkınlık
göstermişlerdir.
2 — Ruslardan U krayna Reis-i C u m huru Rakofski ile M edivani m üstacelen
geldiler. M ülâkât hülâsası şudur: N oradunghian onlara m üracaat etmiş, Ermeni
yurdu için Bulgarların G arb î T rakya ve M akedonya Kom iteleri bizim le m ülâkât
içün tavassut rica etmiş. Cevâben ba’zı İngilizlerin bana K ilikya’dan Ermeni
yurdu ihdâsını fakat Sovyet Erm enistanı’nın T ü rk iye’ye terkini teklîf ettiklerini
söyledim. Bu isâbet oldu. Ç ünki onlar bu işââtın hâricinde de devâm ettiğini
söylediler. M utm ain olduktan m âadâ kendilerine dâğ-ı derûn olan Fransızlarla
aralarını bulm ak içün bana salâhiyet verdiler. Rom anyalIlarla m ünâsebetlerini
anlattılar. N e vakit onlarla m ünâsebet arasalar evvelâ Besarabya’dan vazgeçtikle
rine dâir sened ararlar imiş. Bugünlerde de R om en ikinci m urahhası Diam andi
husûsî olarak görüşm ek aramış. Ben R uslar tarafından düşkünlük göstermemek
üzere R om anya ile dahî aralarında te’sîs-i m ünâsebet im kânını arayacağım . Ra-
kofski’nin M oskova’ya avdeti m uhtem el imiş fakat m uhakkak değil. O lursa beni
heberdâr edecek. Bugünlerde çok düşkün ve zavallı görünüyorlar. İkinci intihâ-
bâtda dahi vaz’iyyetleri sarsılmış olduğuna dâir haberler vardır. A m an orduları
mızı iyi m uhâfaza edelim. H er fırtına dönüp dolaşıp onların karşısında sükûnet
buluyor.
No. 106
* Söz konusu belge, tipik bir Ermeni propaganda bildirişiydi. “ Ermenistan İçin Konferansa
Ç a ğ n ” (Pro Arm enia-Appel â la Conference) başlığını taşıyordu. Paris’te 8 Aralık 1922 günü imza
ya açılmıştı. Ö zetle, Müttefiklerin “T ürk Ermenistanını” kurtarmayı savaş içinde ilân ettikleri,
beş m ilyon re’y toplanm ış. Bu akşam Fransız hey’etinin ziyâfetinden sonra te-
beanın tertîb ettiği bir balo verildi. B ütün delegasyonlardan m ühim a’zâlar var
dı. Benim balo salonuna vürûdum u sûret-i m ahsûsada alkışlam ak üzere büyük
bir kalabalık ve muvaffakiyet hâsıl oldu. Aleyhim ize şiddetli bir propaganda fa
kat tarafımızdan da muvaffakiyet ve kuvvetle iktihâm günlerindeyiz.
İS M E T
ama bunun şimdiye kadar yapılm adığı, i .200.000 Ermeni öldüğü, halen 600.000 den fazla Ermeni
göçmenin evsiz barksız dağınık biçim de yaşadığı ileri sürülüyor ve “ Vakit geçirilmeden bir Ermeni
millî yurdu” (un foyer national) kurulm ası” isteniyordu. Lozan konferansına gönderilen ve gazete
lerde de yayınlanan bu çağrı bazı Fransız ileri gelenlerine de imzalatılmıştı. B unlann başında
Fransa Akademisinden Antole France, M aurice Barres, general de Lacroix, A kadem iden Henri de
Regnier, Fransa Enstitüsünden gazeteci-yazar Auguste Gauvain, C am ille Flam marion vb. gibi kişi
ler vardı. (Tam metin için bkz. Journal de Geneve, 19.12.1922).
No. 154
Gazi Mustafa Kemal Paşa ’dan Lozan ’da Heyeti Murahhasa Riyasetine.
Başkum andan
(İmza) G A Z İ M .K E M A L
No. 155
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 156
ismet Paşa Hazretlerine
Bundan sonra zarûret-i kat’iye görülürse M eclis reisi tarafından bir telgraf-
nam e ile ruhsatnâm eleriniz m usaddak olduğunu bildirm ek dahi m üm kündür.
No. 157
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 123 17 Kânun-i evvel 38
(17 Aralık 1922)
C 16/12/38, 96 num aralı telgrafa*:
Birçok vekayi’ ihdas ederek m em leketim izi terketmiş olan Erm eni m uhacir
lerinin tekrar avdetlerine m uvâfakat edem eyeceğim izi arz eylerim .
H Ü S E Y İN R A U F
No. 158
İsmet Paşa Hazretlerine
jy0 724 17 Kânun-i evvel 338
(17 Aralık 1922)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 159
İsmet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 160
ismet Paşa Hazretlerine
Bu tarzda bir beyânnam enin m atbuât ile bayânât tarzında neşrine esas i’ti-
bâriyle tarafdar isek de şu sırada İstanbul’u külliyetli m ikdarda terketmekte
olan Rum ların m uhâceretlerini tevkîf m ahzûrunu da nazar-ı dikkatınıza arz ey
leriz.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 161
İsmet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
1 — Berlin Kongresi ile tasfiyesi lâzım gelen düyûn ile düyûn-i dâhiliyenin
dahi taksime idhâli.
2 — D üyûn-i um um iyenin b a ’d e’t-taksîm dahi te’diyesi m es’elesi ta’mirât
ile pek ziyade alâkadârdır.
1918 senesinde ta’tîl-i m uhâsam ât edilmiş olm asına rağm en Fransa ve İngil
tere başvekillerinin muvâfakatı ile A n a d o lu ’ya bir istilâ ordusu çıkartılmış ve üç
seneyi m ütecâviz bir zam andan beri im tidâd eden bu harb m em leketim izi harâ-
bezâra çevirmiş ve m enâbi’-i vâridâtı kurutm uştur. D üyûn-i um ûm iyeyi te’diye-
den evvel m em leket yaşam ağa ve bunun için m enâbi’-i vâridâtını ihyâya m uh
taçtır. D üyûn-i m ezkûrenin te’diye im kânını istihsâl etm ek üzere ta’mirât masâ-
nfının te’mini lâzım dır. T a ’mirât istihsâl olunduktan sonra hissem ize isâbet ede
cek düyûn-i um um iyenin te’diyesini m üzâkereye girişebiliriz. Bu cihet istihsâl
olunam azsa haksız olarak bize tahm îl edilm iş olan istilâ harbinin bütün tahribâ-
tını ta’m îr etm ek içün bize düvel-i m üttefikanm zam an ve im kân vermesi lâzım
dır. B unun içün düyûn-i um ûm iyenin te’diyesini yirm i sene te’cîl ettirmek zarû-
rîdir. İstilâ harbinde m es’uliyetleri gayr-ı kabil-i inkâr olan düvel-i müttefikanm
bu m üsâadeyi bize bahşetm eleri m uktazây-ı adâletdir.
3 — M üddet-i m uayyene ile güm rük ta’rifesinin her ne olursa olsun tesbiti-
nin istiklâlimizi m uhill bulunduğundan suret-i kat’iyyede reddedilm esi lâzımdır.
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 134.
No. 163
ismet Paşa Hazretlerine
No. 129 17 Kânun-ı evvel 338
(17 Aralık 1922)
C . 84 num aralı telgrafa*:
H Ü S E Y İN R A U F
No. 164
ismet Paşa Hazretlerine
No. 730, 137 77 Kânun-i evvel 337
(77 Aralık 1922)
D — V ahd edd in’in m em âlik-i islâm iyeye girebilm esini te’m în içün yapılan
T ü rkiye B üyük M illet M eclisinin Türklerden m âadasını m a’nen ve m addeten
terkettikleri şeklindeki şâyıâtı tekzîb.
E — Beş K ânun-i evvelde M ısır’da bütün İslâm m urahhaslarından mürek-
keb bir kongre akdolunacaktır. Bu kongrede hususâtı m evzû’ı-bahs oldukça
bunları tekzîb edebilm ek içün nokta-i nazarım ızın tekzîblerle te’yîd ve irâesi.
İslam ların m ukadderatı ile m a’nen de alâkadâr olm adığım ız isbat etm ek is
teyen ve İslam lar nezdindeki nüfûz-ı m a’nevîmizi kırmak gayesini istihdâf eden
lere karşı ber vech-i bâlâ îfây-ı m uktazâsı Erkân-ı harbiye riyâsetinden bildiril
mektedir. Berây-ı m a’lûm ât arz ederim.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 165
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
* Andrew Ryan, bir Katolik İrlandalIydı. 1899-1914 yıllan arasında İstanbul’daki İngiliz
Büyükelçiliğinde tercüm an (dragoman) olarak bulundu. M ondros M ütârekesi üzerine, Kasım
1918’de yine İstanbul’da baştercüman ve siyasal danışman olarak görev aldı. M ütâreke dönem inde
İstanbul’daki hemen hemen bütün İngiliz kodam anlanna akıl hocalığı etti. T ürkiye’de Rum lardan,
Ermenilerden ve hattâ işbirlikçi M üslüm anlardan oluşan bir casus teşkilâtını yönetti. İstanbul’daki
İngiliz Yüksek Komiserliği içinde kurduğu “ Ermeni ve Rum Şubesi” aracılığıyla yurtsever T ürkler
için kara listeler hazırlattı. Bunlann bir bölüm ünü tutuklanıp M alta adasına sürülmesine neden ol
du. T ü rk Kurtuluş Savaşı içinde, “T ü rkiye’de en çok nefret edilen insan” diye tanınıyordu. L o
zan’a da danışman olarak götürüldü ve özellikle hristiyan azınlıklar ve Ermeniler konusunda T ü rk
delegasyonuna büyük zorluklar çıkardı.Lozan andlaşmasından sonra artık T ürkiye’ye giremedi.
C idde’ye İngiliz Elçisi olarak atandı. Emekli olunca The Last of the Dragomans (Dragom anlann So
nuncusu) başlıklı bir kitap yayınladı. (Londra: 1951). (Bkz. Bilâl N. Şimşir, The Deporlees of Malta
and the Armenian Queslion, Ankara: 1984, p. 6 vd.) İsmet Paşa, İngiliz Dışişleri M üsteşanna R yan’ı
şikâyet ediyor, ama müsteşar dinlemekle yetiniyor. 1921 yılında da Refet Paşa, İngiliz binbaşısı
Henry ile görüşmesinde Ryan’ı şikâyet etmişti.
ter bitaraf olsun harekât-ı harbiye vuku’bulam az. B una m uhâlif hareket eden
devlet ile vâzıu’l-im zâ devletler arasında müştereken ve m ünferiden hal-i harb
hadis olur. M ünferiden taahhüdden im tinâ ediyorlar.
İS M E T
** Rom anya Dışişleri Bakanı M . D uca idi. Balkan Savaşının acı tecrübesinden sonra, T ürk
yöneticileri, Balkan devletleri arasında bir gizli ittifak anlaşması bulunduğu yolundaki söylentilere
karşı çok duyarlıydılar. Bu konuda gazetelerde haberler de görülüyordu. Ö rneğin 13 Aralık 1922
tarihli Journal de Geneve, gazetesi Eleftheron Vima gazetesine dayanarak, Yunanistan-Yugoslavya-
Rom anya gizli ittifakının 16 M ayıs 1923 tarihinde sona erecek süresinin gizlice uzatıldığını duyur
muştu. M . Duca, bu haberleri yalanlıyordu.
*** Lozan günlerinde, Ankara’ nın başkent olacağı yolunda dış basında haberler görülüyor
du. ismet Paşa da Ankara’ya yabancı m üteahhitler çağırmayı tasarlıyor. H üküm et ise bu işi bazı
tazminat veya tamirat alm aya bağlıyor. (Bkz. No. 170).
No. 166
İsmet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 167
İsmet Paşa Hazretlerine
1 — Tarafım ızdan otuz m ilyon lira işgâl masârıfı te’diyesi ve taksim oluna
cak borçların 1918 senesi borçlan olması ve birinci tertîb evrâk-ı nakdiyem izin
karşılığı olduğu halde m usâdere ettikleri beş m ilyon altın liranın iâdesi mesâili
m utahassıslar arasında gayr-ı kâbil-i hail kaldığından bunu m urahhaslarla sûre-
t-i husüsiyede tedkîk ettik. İşgâl masârıfı m es’elesinde hüküm etlerinin m üsâid ve
teveccühkâr bulunacağını üm m id ettiklerini, fakat şim diden bir şey söyleyem e
yeceklerini, Harb-ı um ûm î senesi borçlarının taksime idhâl olunam ayacağını ve
değeri de A lm anlara bore olup şimdi düvel-i m üttefıkaya devr olduğunu ifâde
eylediler. İtalyanlar sâkit kaldılar. A zablı ve uzun m ünâkaşâtdan ve M ondros ve
M udanya vesâikini mevzû-i bahs ettik. M üttefiklerle aram ızda hal-i harb var
m ıdır yok m udur suâline yoktur cevâbını alırlarsa M ondoros sebebile m ütâreke
nin dâim olduğunu istintâc ediyorlar.İzm ir’de aynı suâle Başkum andan hal-i
harb olm adığı cevâbını aldıklarını söylediler. İzm ir’deki m uhâverât ve m uhâbe
râtı da ve cüm le vesâiki de kendilerine îzâh ettim. Ankara’ya gittiğim zam an şu
kadar işgâl masârıfı hazfolundu dediğim zam an herkesin böyle bir zem îne nasıl
olup da tem âs ettiğimden m ütehayyir olacağını ve hiç kim senin bir iş yapılm ış
olmasını düşünm eyeceğini serdettik. H ülâsa bu m es’ele hallolunm adan m üzâke-
rat-ı m âliyeye devâm da (aide olm adığını söylediğim den vaz’ iyyetde buhrân ve
m üşkilât göründü. A nladığım a göre işgâl masârıfından vazgeçecekleri tabiî olup
bu zem înde ısrâr işgallerinin haklı olduğunu iddia etmiş olm ak ve bununla
gâlib m uâm elesi ve tavrı yapm ak ve sâniyen um ûm î pazarlıkta bunu diğer bir
şey m ukâbilinde terketmiş görünm ektedir. A ynı sebebler beni de daha evvel
halletm eğe sevkediyor.
2 — A m erika m urahhası açık kapı politikasını bana tekrar etti. B a’zı imtiyâ-
zât-ı İktisâdiye m ukabiline diğer m ahallerde mesâil m uallaka-i siyâsiyeyi hallet
m eğe m uarızdır. Fikrim i sordu. Böyle im tiyâzât vermedik. M ersin lim anı çoktan
beri A nkara’da m üzâkerededir. Belki bugünlerde halletm işlerdir veya edecekler
dir. Am erikalılar m ürâcaat ederlerse alırlar, etm ezlerse başkaları alır. H ülâsa ni-
hâyet M usul petrollerini im tiyâza verip verm ediğim izi anlam ak istiyor.Yalnız bu
gibi imtiyâzât veremediğimizi bildirmekle iktifa eyledim. Bugün Am erika m urah
hası bu m es’eleden başka mesâil-i m a’lume-i insâniyeye tem as etmedi.
4 — R uslar mesâili evvelen tâlî kom isyonda m ütâlaa edelim diye ısrâr edi
yorlar. Projelerim izi kendilerine bütün teferrüâtiyle veriyoruz. O n lar prensip ola
rak kapalı sistemi tuttuklarından teklifâtım ızda yarın esâslı fark tezâhür edecek
tir. D iğer tarafdan Fransızlarla aralarını bulm ayı bana ısrârla tekrâra başlam ış
lardır.
İS M E T
* Lozan günlerinde dış basında yoğun bir T ü rk düşmanlığı propagandası göze çarpıyordu.
Ermeniler, Yunanlılar, T ürkiye’de çıkarları bozulm uş bütün yabancı çevreler, T ürkiye’yi haksız ye
re kötülemek için kollan sıvamışlardı. Böyle bir ortamda “T ürkiye’ nin D ostlan İsviçre D em eği”
(La Societe Suisse des Am is de la T urquie) adlı bir dem eğin kurulm uş olması, İsmet Paşa’nın da
belirttiği gibi, pek değerliydi. D em eğin kuruluşu İsviçre basınında yankı yaptı. İsviçre gazetelerinde
çıkan ve İsmet Paşa’nın konuşmasını da içeren iki yazı, tarihi birer belge olarak aşağıya olduğu gi
bi alınmıştır.
Lausanne, 17 decembre.
D im anche soir a eu lieu dans les salons du Lausanne-Palace une manifestation en l’honneur
d’ Ismet pacha et de M ustapha K em al pacha. Cette manifestation avait ete organisee par la Societe
suisse des amis de la Turquie, socete en formation.
Le president, colonel Fonjallaz, a constate q u ’il appartenait â un pays de liberte et de patrio-
tisme, qui fait ses preuves dans le passe, de saluer les deux soldats qui tiennent les destinees de la
Turquie. II a constate aussi que la devise du canton de Vaud, “ Liberte et Patrie” peut, plus que
jam ais, s’appliquer dans cette fete de famille.
Le colonel Fonjallaz a dit ensuite que la fondation de cette societe remonte â plusieurs mois
avant la conference de Lausanne. II a souhaite que des rapports de plus en plus etroits s’etablis-
sent dans l’ordre econom ique surtout entre la Suisse et la Turquie. Celle-ci peut com pter sur tout
le cordial devouement du peuple suisse. En terminant, le colonel Fonjallaz a salue une fois encore
en M ustapha Kem al et en ism et Pacha les representants du droit et de l’independance.
A u nom de la societe il leur a remis deux medailles d ’or, qui portent â l’avers respective-
ment les mots: “A M ustapha K em al” et “ A ism et pacha” avec deux branches de lauriers entrela-
cees, et sur le revers: “ La Societe suisse des amis de la Turquie, Lausanne 1922.”
D IS C O U R S D ’IS M E T P A C H A
J ’ai l’insigne honneur de saluer la Societe suisse des amis de la Turquie au nom de Mustapha
Kem al Pacha et d’exprimer la profonde et grande estime de la nation turque ainsi que celle de
la delegation qui represente en ce moment la nation turque â la conference de Lausanne. Les
promoteurs de la fondation de cette societe sont des citoyens suisses convaincus de la necessite
d’etablir des relations d ’amitie sinceres et solides entre nos deux pays.
Je ne puis m ’imaginer un ideal plus eleve que celui de faire connaître l’un â l’autre, par le
developpement de leurs relations intellectuelles, economiques et commerciales, nos deux pays, de
façon â les faire marcher la main dans la main, dans la voie du bonheur et de la prosperite.
Nötre reunion de ce soir trouvera en T urq uie l’echo le plus etendu et le plus cordial et cons-
tituera le plus encourageant presage pour les relations futures.
Avec mes camarades qui president aux destinees de mon pays, nous sommes decides â fon-
der des filiales de votre societe tant dans la capitale que dans les villes principales de T urquie et â
travailler de toutes nos forces et de toute nötre sincerite â la reussite de cette entreprise.
Je remercie particulierement les patriotes suisses qui nous honorent de leur presence ce soir
pour les voeux qu ’ils ont si noblem ent formules en faveur d ’une paix que ma patrie a bien meri-
tee. Dans ces voeux, je trouve non seulement les souhaits de vrais amis et des sentiments eleves de
droiture et d ’amitie mais aussi les traditions imperissables d ’une vaillante nation qui, â travers les
peripeties de l’histoire, a reussi â faire apprecier par l’univers entier ses qualites d ’indomptable
patriotisme.
Je me ferai un devoir de faire parvenir â M ustapha Kem al, generallissime des armees turques
la medaille commemorative que vous lui decernez en temoignage de votre profonde veneration
pour sa personne. L a nation turque sera fıere de s’approprier les preuves d ’estime et de considera-
tion adressees â son president, qui est l’em blem e vivant de sa sainte cause. Q uant â moi, je con-
serverai avec jo ie et orgueil, com m e un inappreciable souvenir de la noblesse et de l’elevation
d’âm e du glorieux peuple suisse, la medaille dont vous voulez bien m ’honorer.
Apres le resultat heureux et decisif de nötre soulevement national, malgre les sacrifıces sans
nombre que nous avons consentis pour defendre nötre independance, et les devastations radicales
et systematiques dont nötre territoire ancestral a ete le theâtre tragique, avant et surtout pendant
la dem iere invasion, destructions dont deux de vos eminents compatriotes de la Croix-Rouge tra-
caient dem ierem ent encore l’effroyable tableau, nos conditions de paix sont identiquem ent les me-
mes que celles qui furent considerees com m e le minimum de nos revendications nationales aux
jours les plus sombres de nötre histoire. N ous n’invoquons aucunem ent les circonstances qui nous
sont redevenues favorables pour elever la moindre pretention excessive ou non justifiee.
C e que nous reclamons tout d ’abord est Pintegrite absolue des territoires dans lesquels les
T urcs sont en majorite ecrasante. Nous ne saurions, dans ce periple, consentir â aucun sacrifice, â
quel titre, sous quel nom ou sous quel pretexte que ce soit.
N ous assurerons aux minorites restees en T u rq u ie tous les avantages reconnus â ce propos
dans les recents traites intervenus en Europe. L ’introduction de toute autre stipulation exception-
nelle constituerait une atteinte inadmissible â nos droits de souverainete romprait l’equilibre et
I’identite de conditions des divers elements, reduirait l’autorite du gouvernement turc par la creation
d’organismes semi-etatiques dans l’ Etat. A ucun gouvernement turc ne peut accepter de pareille
immixtion. L a condition actuelle de l’Etat turc repose sur le controle direct et eflıcace de la nation
sur le pouvoir executif. O n ne peut nous montrer au monde aucune forme de gouvernem ent qui
realise plus que la nötre le controle reel du peuple. Elle ecarte toute possibilite de tractations sec-
retes, aussi bien en politique interieure que dans les relations etrangeres. La suppression de la sou
verainete m onarchique est la preuve irrecusable de la ferme volonte des T urcs de se liberer des
entraves seculaires en vue d ’assurer une existence conforme aux exigences modem es.
Aussi la nation turque est-elle decidee â determiner par des traites ses relations politiques,
judiciaires et econom iques en conformite des regles generales du droit intem ational et du principe
de reciprocite.
Personne ne peut, de bonne foi, taxer ces demandes d ’exageration et recuser nötre droit â les
soutenir. Elleş constituent, de l’aveu et de l’experience de tous les peuples de l’univers le mini
m um des conditions indispendables â l’existence et au libre essor d’une nation. Je suis heureux de
vous entendre dire q u ’elles rencontrent l’echo le plus sym pathique parmi vos nobles et vaillants
compatriotes et je vous remercie une fois touchant interet que vous tem oignez pour les miens.
ism et pacha a conclu en levant son verre â la sante du tres honorable president de la Confe-
deration helvetique, â la prosperite etem elle de cet illustre canton de V aud dont la devise est “ Li-
berte et Patrie”, au bonheur sans m elange de ses habitants. (Applaudissements).
M . le prof. M aurice M illioud a ensuite prononce un beau discours tres applaudi. Puis on a
encore entendu M . le prof. Eugene Pittard, de Geneve.
ism et P ach a
O n ne vit jam ais vainqueur plus modeste... C e heros d ’une epopee que l’histoire rapprochera
des plus glorieux faits d’armes consignes dans la memoire des homm es, le generalissime ismet
pacha est la simplicite, l’afîabilite meme. T andis q u ’il se tient lâ, debout, souriant, si jeun e encore
- il depasse â peine la quarantaine - on songe â ce raid magnifique a travers PAnatolie, â son en-
tree en vainqueur dans les villes q u ’il rendait â sa patrie, au peu de jours q u ’il lui fallut pour je-
ter l’ennemi â la mer. C hez lui, aucune pointe d ’orgueil ou de satisfaction personnelle. M ais ses
yeux bruns s’illuminent lorsqu’il parle de ses soldats, de son peuple qui a tant souffert apres dix
ans de guerre, et qui, dans un supreme sursaut, decida de se liberer ou de mourir. Et sa voix
s’emeut en prononçant le nom de M ustapha Khem al, son ami, qui, l’oeuvre de liberation accom-
plie, n’aspire qu ’â rentrer dans Pobscurite. T ou te l’attitude d ’ Ismet pacha temoigne d ’un oubli to-
tal de sa propre personne: il a ce detachement de ceux qui se sont voues â une cause sacree. II
apparaît plus grand encore dans la paix que dans la guerre.Sous ce calm e apparent â travers ce
sourire d ’une seduction si rare, on sent la force d’une resolution inebranlable, l’autorite que don-
ne la conscience d ’un grand devoir accepte et difficile â remplir.
ismet pacha n’oublie pas une seconde que le sort de son pays se jo u e en ce moment et qu ’il
porte, lui et sa delegation, une responsabilite ecrasante.
“ Nous sommes forts,” , disait-il l’autre jou r â Geneve, “ mais ce n’est pas parce que nous som-
mes vainqueurs... c’est parce que nous defendons nötre droit.”
Parole adm irable sur les levres d ’un victorieux, parole que nous n’avions pas accoutume
d’entendre...
Peut-etre si les vainqueurs avaient ete moins moderes, s’ils avaient parle plus haut, eleve des
pretentions plus ambitieuses, s’ils s’etaient fait arracher par lam beau concession apres concession,
peut-etre leurs adversaires se fussent-ils montres plus conciliants dans leurs marchandages. M ais
les T urcs de 1922, â l’encontre de la diplomatie europeenne, preferent jou er loyalement cartes sur
table...
— “ Nous avons voulu prouver que nous desirons sincerement la paix", dit ismet pacha, “ nous
avons fait d ’avance les concessions... nous ne pouvons pas aller plus loin: nous voulons que nötre
pays puisse vivre.”
L e general soupire. U n nuage atroce a passe devant ses yeux, l’ image de toute la detresse
humaine qui assombrissait sa victoire.
— “ II faudrait que les delegues des grandes puissances voyagent en Anatolie, acheve-t-il avec
tristesse. ils verraient...Alors il n’y aurait plus de discussion.”
Ils verraient... Ils verraient ce que les envoyes du Com ite intem ational ont relate dans leur
sobre et poignant rapport: des villes entierement detruites, â deux cents kilometres du front, sans
q u ’aucune pretendue necessite de guerre, â cette distance, pût expliquer cette destruction systema-
tique; une population decimee, denuee de tout, qui erre au milieu des decom bres et gratte le sol
avec ses mains; des dizaines de milliers et des dizaines de milliers de femmes et d ’enfants sans ab-
ri, sans couverture, au debut de l’hiver, et mourant de faim...
“ Nous n’avons jam ais eu â nous occuper d ’une mission plus penible que ce pelerinage â tra
vers ces ruines, ni connu de plus triste spectacle que l’aspect des habitants dont la physionomie
traduisait encore l’epouvante et la stupeur. Involontairement, nötre pensee etait ramenee vers
Pompee et M essine; mais, tandis que l’aneantissement de ces villes avait ete dû â des causes natu-
relles, la destruction des bourgades d ’Anatolie se trouvant â des distances considerables du front,
avait, au dire des temoins a ete m ethodiquem ent perpetree par des “ chretiens” , en plein X X e si-
ecle. Necessites militaires, disait-on en Europe.M ais, en ce qui nous concem e et en toute consci-
ence, nous ne saurions admettre une sem blable explication”.
Et citons encore cet appel que les oeuvres de secours et les coeurs de bonne volonte enten-
dront sûrement, car les victimes musulmanes ont droit â nötre aide, au m eme titre que toutes les
victimes de la guerre:
“ ... En resume, nous avons l’ absolue conviction que les oeuvres de secours ne peuyent rester
inactives en face d ’un desastre frappant une population d ’environ cent quatre-vingt mille âmes, et
q u ’elles doivent mettre leurs organisations et leurs experiences la disposition du Croissant-Rouge
pour coordonner les efîorts
“ Si les delegues pouvaient voir, dit sobrem ent ismet pacha, la discussion şerait term inee...”
C e victorieux, qui n’a meme pas une parole violente â l’egard des incendiaires, pense, dans
sa bonne foi, q u ’il suffirait de “ voir”...
Et nous discemons lâ une des tâches de la societe qui se fonde, les A m is de la T u rq uie ai-
deront â faire “ voir” .Etablir des liens econom iques entre la Suisse et la T u rq uie est une initiative
heureuse et, sans doute, feconde. L a societe nouvelle se doit encore d ’eclairer l’opinion. C e ne se
ra pas difTıcile, d ’ailleurs. Les Suisses repondent toujours quand on fait appel â leur passion pour
la liberte.
“ Les T urcs defendent leur pays, nous ecrivait un brave m ontagnard. Nous, les Suisses, qui
avons tant combattu pour le nötre, nous pouvons le com prendre” .
“ Nötre pays et nötre droit, a dit ism et pacha. Nous sommes forts... mais ce n’est pas parce que
nous sommes vainqueurs” .
NOELLE ROGER
16Kânun-i evvel ve 97 num aralı tel * anlaşıldı. Cevabı ber vech-i âtîdir.
2 — D üyûn-i U m û m iye içün fazla te’m inât gösterm eğe im kân m âlî ve hu
kukî yoktur.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 170
ismet Paşa Hazretlerine
İnşaat ve gerekse um ûr-ı nâfıa içün bu gibi m üteşebbislere çok ihtiyaç var
dır. A ncak mütevakkıfun ileyhi ta’mirât bedelinin te’mini olacaktır.
No. 171
İsmet Paşa Hazretlerine
Refet Paşa Hazretlerine
No. 136 19 Kânun-i evvel 338
(19 Aralık 1922)
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 235, 237.
No. 172
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 138 19 Kânun-i evvel 38
(19 Aralık 1922)
* İstanbul Fener Rum Patriği M eletios IV, T ürkiye’li değil G irit’li bir R um du. Kendisi gibi
Girit asıllı olan Velizelos’un dostuydu. İstanbul Patrikliğine getirilmeden önce Atina metropoliti
olarak görev yapmıştı. Refet Paşa’nın İstanbul’a gelişini ve İstanbul’un da T B M M Hükümeti
yönetimine girmesini kutlamamıştı. Tersine, Lozan konferansı günlerinde de T ü rk düşmanlığını
açıktan açığa sürdürüp gidiyordu. Lozan’da T ü rk delegasyonu T ürkiye R um lanyla Yunanistan
Türklerinin değiş-tokuş edilmesini ve Fener R um Patrikliğinin de T ürkiye dışına gönderilmesini
savunurken, Patrik M eletios da bir Fransız gazetesine dem eç vermiş ve nüfus değişimine karşı çık
mıştı. (Paul Erio, “ Les Chretiens de Constantinople. U ne conversation avec le patriarche M eletios
IV” , Le Journal, ıg. 12.1922) Lozan’da Venezelos yine ayni gazeteye verdiği bir demecinde Patrik
M eletios’un, “Türklerin gözünde pek istenen bir kişi olm adığını” (peu persona grata, aupres des
Turcs) kabul ediyor ve eğer Patrikhane İstanbul’da bırakılırsa Patrik M eletios’un görevden ayrıla
bileceğini söylüyordu. “ Patrikane işi ilke olarak bir çüzüm e bağlanırsa Patrik M eletios’a ayrılması
nı ilk söyleyecek olan benim ” diyordu. (“ M . Venizelos souscrit â Peloignement de M eletios IV ” , Le
Journal, 25.12.1922)
gösterdikleri beş nam zetten hangisinin intihabının muvafık olacağını istîzân et
mişlerdir. A dnan Beyle bilm üşâvere verilen cevabda bu m es’elenin Erm eni m il
letine aidiyeti cihetiyle nam zedler hakkında m ütâlaa derm iyânına bir lüzûm
görülm ediği söylenmiştir. Bu hususda mütâlaa-i devletlerinin sür’atle iş’ârını ri
ca ederim .**
H Ü S E Y İN R A U F
No. 173
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 174
ismet Paşa Hazretlerine
A d an a vilayetinde icrây-ı m uâm ele etmekte olan Suriye Fransa bankası ile
pam uk şirketi hakkında ecnebî şirketlere m ütedâir 30 Teşrin-i sânî 330 tarihli
kanun-ı m ahsus ahkâm ının tatbîk olunacağı A d an a vilayetine iş’âr olunm uş ve
suhûlet-i m ahsûsa olm ak üzere on beş gün m ühlet verilmişti. Bu m üddet zar
fında ahkâm-ı kanuniye dâiresinde lüzûm -i tescilleri zım nında alelusûl mürâca-
at-ı resmiyede bulunm am ış olduklarından kanunun on ikinci m addesine tevfi
kan sedleri zarûret kesbetmiştir.
No. 175
Hey ’et-ı Vekîle Riyasetine
No. 110, 111, 112, 113 19 Kânun-i evvel 38
(19 Aralık 1922)
18 K ânun-i evvel 38 raporudur.
No. 177
ismet Paşa Hazretlerine
No. 141 20 Kânun-i evvel 338
(20 Aralık 1922)
A ralo f beni ziyaret etti. 19/20 gecesi görüştük. K onferansa aid m ükâlem e
evvelkilere nisbetle m ülâyım cereyân etti. Konferansın içtim â’ edeceği taayyün
ettikten ve fakat m ahalli takarrür etm eden M oskova’dan salâhiyet-i fevkalâdeyi
hâiz bir komiserin konferans esnâsmda m üttehid cephe ile hareketi te’m în içün
A n ad olu ’ya gelm ek arzu ettiğini fakat tarafımızdan tam bir arzu izhâr edilm edi
ğini söyleyerek m ükerrer m üracaatlarına rağm en bu hususda görüşm ekten icti-
nâb ettiğimizi tekrar etti. Bu noktayı da yanlış derhâtır ettiklerini, bilakis tarafı
m ızdan böyle bir ziyaretin m em nuniyetle telakki edileceği Y u s u f K em al Bey va-
sıtasiyle söylendiğini, bilâhire M edivani’nin A n k ara’ya vürûdunda tarafımızdan
suâle m ukabil kendisinde salâhiyet olm adığını ifâde ettiğini hatırlattım. Bundan
sonra m uhtelif yollardan ve şekillerde harb gem ilerinin Boğazlar’dan m ürûruna
m üsâade edip etm eyeceğim izi anlam aya uğraştı. M uh âd ım tarafın ve M arm a
ra’ nın m asûniyeti hakkında ne gibi te’minât düşündüklerini kâğıt üzerinde
görüp tedkîk etmeden ve kâfi olup olmadığını bilm eden bu bâbda bir cevap ver
m ek im kânı olm adığını tekrar îzah ettim. Söz siyâset-i um ûm iyeye intikal etti.
Boğazların serbestiyetinin Şark iktisâdiyâtm a elîm te’sirâtını îzâhına m ukabil
zât-ı âlinizin son telgrafınızda bildirdiğiniz Rakofski’ye m üdâfaa m ünâsebetim i
zin takviyesi tarzındaki ifadenizi A r a lo fa ben de tekrar ettim. Fransızların ta’mi-
rât m es’elesi dolayısiyle A lm an lara karşı hareketleri mevzû-ı bahs oldu. Ben ke-
zâ zat-ı devletinizin Rakovski’ye tavsiyeniz veçhile Fransızlarla anlaşm ak arzu
sunda bulun up bulunm adıklarını sordum . M oskova’nın çok tarafdâr olduğunu
hattâ Franklin Bouillon’un A n k ara’yı ikinci ziyaretinde kendisiyle görüşüp an
laşmak içün hüküm etinden ta’lim ât aldığını ve fakat görüşm eğe muvaffak ola
m adığını söyledi. Fransızlarla anlaşm ayı çok arzu ettikleri ve çalıştıkları
görülüyor. Ç içerin ’e bizim kuriye ile m ektup gönderiyor. L ozan ’da bu hususda
sarf-ı mesâi etmesini teklif ve tavsiye edeceğini kuvvetle zannediyorum . M o u g in ’i
bir kere daha bu hususta yoklam am ı m usırrâne benden rica etti ve bu geceki
m ükâlem em izden çok m em nun kaldığını söyleyerek ayrıldı.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 178
ismet Paşa Hazretlerine
Vekâlet m e’m urlarından Behçet Bey kuriye olarak bugün L ozan ’a hareket
ettirildi.
No. 179
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 143 20 Kânun-i evvel 338
(20 Aralık 1922)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 180
ismet Paşa Hazretlerine
No. 144 20 Kânun-i evvel 38
(20 Aralık 1922)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 181
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 114, 115, 116 20 Kânun-i evvel 338
(20 Aralık 1922)
G elibolu ’da beş bin kişi kabul etmediler. Y u n an donanm asının da gayr-ı
askerî Y u n an adalarında dem irlem esini ve bu adalar efrâdının adalarda ta’lîm
etmesini idhâl ettiler. Boğazlann serbestîsi nâm ı altındaki lâyihada hem en hiç
ta’dilât yapm adılar. Bu sûrede sefain-i harbiye hâl-i sulhda her devlet en kuv
vetli K aradeniz donanm asına m uâdil bir donanm ayı geçirm ek hakkını hâizdir.
Boğazlar arasında bulunacak harbiye sefâini içün bir tahdîd yapılm am ıştır.
Hâl-i harbde m uhârib devletler bütün kuvvetlerini isti’m âlde serbestdir.
No. 115
No. 116
E ğer niyetleri bu ise ısrâr edeceklerinden K onferansın inkıta’ ihtim âli var
dır. K onferansın inkıtâ buhranlarına karşı İstanbul’da ve orduda dâim a hâzır
bulunm ak lâzımdır.
İS M E T
* Curzon, 19 Aralık günü yapılan Boğazlar görüşmesinden hoşnut kalmış. Londra’ya şunla
rı rapor ediyor:
“ T oday was a better day.
“ After careful examination by our experts of various counter-projects for the Straits submitted
by Turks and Russians, I delivered this m om ing full and final allied reply... I fırst rejected Russi-
an scheme in toto... I then took T urkish counter-schemes ... and refused them for defınite reasons,
accepting hovvever one or tvvo of a harmless nature... ismet Pasha as usual asked to reserve reply
but protested strongly against proposed Straits commission and denounced political guarantees as
inadequate...
“ I took advantage... to say that allies had meant to end debate on the subject today but
would grant one more sitting to hear T urkish reply tomorrovv... T urkey vvill realize that she must
either accept Straits convention as it stands or lose it altogether. T o d a y ’s proceedings vvere in rea-
lity presentation of ultim atum ...” (F. 0 . 424/255, p.723, N0.805; D B F P -I/ 18, p.398, N0.283)
** 19 Aralık günü Boğazlar sorununun görüşülmesi yabancı basına geniş ölçüde yansımıştır.
Kim i gazeteler T ü rk karşı projesini tam olarak sütunlanna almışlardır. 20 Aralık 1922 tarihli gaze
telerden birkaçının başlıkları, bir fikir vermek üzere, aşağıya alındı:
Journal de Geneve: -“ Lozan Konferansı. Boğazlar İşinde İlerleme olm uyor. - Lord Curzon, iler
leme olmadığını, fakat herkesin de bu Boğazlar işini artık bitirmek istediğini belirtiyor...”
Journal: - “Müttefikler Boğazlar İşini Bitirmeğe Kararh-Kom isyon bugün son toplantısını ya
pacak” .
Petit Parisien: - “Lozan’da Boğazlar Sorunu. Rus Karşı-Projesi Reddedildi. - T ü rk Karşı-Proje-
si bugün incelenecek- M üttefikler bugün öğleden sonra sorunu temizlemeyi um uyorlar” .
Echo de Paris: - “Boğazlar Sorunu- M üttefikler T ü rk ve Rus projelerine karşılık verdiler” .
Le Temps: -Tlontre-projet turc -Liberte des Detroits” (Türk karşı-projesinin tam metni). “ Rus
delegasyonunun projesi” (Tam metin).
No. 182
icra Vekilleri Hey ’etı Riyasetine
No. 117 20 Kânun-i evvel 38
(20 Aralık 1922)
İS M E T
* Lord Curzon, İstanbul’daki İngiliz şirketlerinin kapatılmasını önlem ek için silâh kullan
maya kadar ileri gitmek niyetindeydi. “ I was prepared if necessary to authorise protection of Bri-
tish companies by use of force in Constantinople if Turks close ofiices of those companies” diyor
du. (F. 0 .424/255, N0.778; D B F P -I/ 18, p.389, No. 276). Am a öteki devletler buna yanaşm ayınca is
met Paşa’ya İngilizcesi aşağıya aktarılan ortak notayı verdiler:
“ Principal delegates of Great Britain, France, and Italy leam that Turkish authorities in
Constantinople have invited foreign companies there to register themselves at Com missariat of N a
tional Economy before January l st failing which they vvill no longer be recognised.
“ Delegates point out that lavv invoked formed subject of conversations before the war bet-
vveen Turkish government and embassies, but that these conversations vvere inconclusive. Status of
foreign companies in Turkey is novv under consideration at conference and delegates cannot admit
question under deliberation here should be settled in fact and unilaterally by Turkish government
before conference has taken decision.
“ Delegates therefore request ismet Pasha to cause instructions to be issued to suspend appli-
cation of lavv” . (D B F P -I/ 18', p. 389, n.2.)
** Bkz. No. 196.
No. 183
Hâriciye Vekâlet-i Celîlesine
No. 184
ismet Paşa Hazretlerine
No. 145 21 Kânun-i evvel 38
(21 Aralık 1922)
T ü rk iye B ü yük M illet M eclisi H üküm etinin evân-ı teessüsünde âmâl-i milli-
yeye fı’len m uhâlefet m akdadı ile Hilâfet ordusu teşkiline tevessül eden kesân
sulh-i um um înin akdinde afv-ı um ûm îden istifade ettirileceklerine dâir te’m inât
alarak bu işe girişmişlerdi. Afv m es’elesi m uâhedeye dâhil olunursa hem bu gi
bi eşhâs hiyânetlerinden dolayı hesap vermeğe m ecbur olm aksızın ileride de
tahrikâta devam fırsatını bulacaklar ve İngilizlerin bâlâdaki te’m inâtı asılsız çık
mamış olacaktır. Bu tehlikeyi nazar-ı dikkatınıza vaz’ ile beraber afv m es’elesi
mevzû-ı bahs olarak m usâlahanâm eye bunun hakkında bir m adde derci kesb-i
zaruret ederse bu bâbdaki taahhüdün m ütekabil olması lâzım geleceğini arz ede
rim. Zirâ İngiltere tebeasm dan binlerce zevat hilâfetin istiklâl ve şerefini m uhâ
faza yolunda kalen ve kalem en m ücâhedede bulunm uş olduklarından dolayı İn-
gilizler tarafından m ahkûm edilmişlerdir. M evlana Şevket A li biraderler ve rüfe-
kası, G andhi ve daha bu gibi M üslim ve H indu nîce zevât-ı m uhterem enin in-
de’z-zarûr m uâhedeye dercolunacak m etinde afvın m ütekabil olacağı kaydının
ilâvesi sûretiyle afv-ı um ûm îden istifade ettirilmesi husûsunun te’m îni lâzım ol
duğunu m ütâlaa ediyorum .
H Ü S E Y İN R A U F
No. 185
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 146 21 Kânun-i evvel 38
(21 Aralık 1922)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 186
Hey ’et-i Vekîle Riyâsetine
No. 119, 120, 121 21 Kânun-i evvel 38
(21 Aralık 1922)
No. 120
R uslar söz alm adı. Hâsılı taleb ettiğim m evâddı halletm eğe m üsâîd bir ze-
mîn gösterdiler. Bu esnâda tekrar tahriren bir m ütalaa vererek K om isyonun ve-
zâifini tasrîh ve bâhusûs kabul ettiğim m evâdd gayr-ı kâbil-i inkısâm bir kül
** Boğazlar yüzünden Lozan’da ipler koptu kopacak dendiği bir anda birden ilke anlaşması
na varılması, dış basında geniş ve olum lu yankı yaptı. Gazetelerden birkaç alıntı aşağıdadır:
“ İsmet Paşa, Boğazlarla ilgili M üttefik projesini genel çizgileriyle kabul edebileceğini, proje
nin bazı hüküm lerinde ise değişiklik arzuladığını açıkladı... Lord Curzon, T ürkiye’nin M üttefikle
rin projesini genel çizgilerle kabul etmesinden büyük memnuniyet duyduğunu belirtti... Türklerin
birden bire dönüş yapm aları herkesi şaşırttı. A m a Ç içerin’in susması daha da şaşırtıcı oldu.” (Jo
urnal de Geneve, 21.12.1922)
“Türkler Lozan’da kendilerine sunulm uş olan önerileri reddetselerdi ne olurdu? Barış imza-
lanmazdı, yani M udanya mütârekesi geçersiz olur, Türkler Yunanlıların karşısında yalnız kalırlar
dı. A m a M ondros mütârekesi ayakta kalır ve İstanbul’un statüsü 1918’den beri olduğu gibi sürer
giderdi... Böyle bir durum dan kimse hoşnut kalmazdı, am a bu durum T ürkiye için daha da tatsız
olurdu.” (Tribüne de Geneve, 21.12.1922)
“ T ürk delegasyonu, son dakikada akıllıca davranmayı bildi. T ürkiye’nin A vrupa’ya dönüşü ve
M illetler Cem iyetinde yerini alışı arifesinde iyi niyetli ve ölçülü davranmak gerektiğini kavradı. İs
met Paşa, üzerindeki bütün uğursuz etkileri savuşturup sorumluluğu üzerine aldı... Boğazlar konu
sunda Türklerle M üttefikler arasında varılan anlaşma, Ruslar için şimdiye kadar hiç karşılaşmadık
ları bir başarısızlıktır... T ürk delegasyonu bağımsız davranmaya başlayınca Ruslar dâvayı kaybetti
ler. Boğazlar sözleşmesi artık yapılmış sayılabilir.” (Journal des Debats, 22.12.1922).
“ İsmet Paşa Müttefiklerin uzattığı eli kabul etmekle Ç içerin’in bütün um utlannı suya
düşürdü.” (Journal de Geneve, 22.12.1922).
2 — Y irm i dört saatten beri bütün m urahhaslarla devr-i dâim m ülâkât et
tik. B ugün İngiliz M üsteşârına M u su l’da kat’iyyen ısrâr ettiğimi ve efkâr-ı um û-
m iyeye karşı bütün da’vâyı kazanm ak içün bugün m ühim fedâkârlık yaptığım ı,
fakat Boğazlar K om isyonunun tahdîd-i vazâifinde m usırr olduğum u söyledim.
Garroni m ahrem m ülâkâtında Boğazlar m es’elesinde i’tilâf ancak kendi gayreti
ile hâsıl olduğu ve bütün m esâisine karşı hiçbir şey yapm adığım da ısrâr ederek
cebinden yeni bir im tiyâz program ı çıkardı. Bir defa tedkîk edip de ne verecek
sem vereyim dedi. Bundan sonra kapitülasyon m es’elesine nakl-i kelâm ederek
kanunlarım ız şeriata m üstenid olduğundan tebdîl edilinceye kadar ecânibin m u
hakem esi içün ecnebilerin m ahâkim e idhâlini ve beş sene kadar bir m üddet
lüzum unu îm â eyledi. Bu m es’eleyi evvelâ sûret-i husûsiyede aram ızda ihzâr
içün ısrâr etti. D iyor ki ne bizden ne onlardan olm ayan üç kişilik bir bîtaraf
mutahassıs hey’ et bu kanunları tedkîk ederek filhakîka ecânibe uyup uym ayaca
ğını bîtarafâne ifâde eylesin diye bir teklîf yaptı. Bu tedâbîre ihtiyâç olm adığını,
m adde ve sebeb üzerine m utahassıslanm ın sühûletle isbât edeceklerini ifâde ve
m utahassılanm ızın evvel em irde kendisi ile görüşm esini takrir eyledik. Garroni
Boğazlar kom isyonunun gayr-ı askerîliği kontrol vazifesi olm ayacağını,bu vazife
nin sefirlere verilmesini düşündüklerini îm â eder etm ez m ünâkaşa koptu ve
te’vîle saptı.
İS M E T
No. 187
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
Jıfo. T24 21 Kânun-i evvel 38
(21 Aralık 1922)
İS M E T
No. 188
ismet Paşa Hazretlerine
No. 149 22 Kânun-i evvel 38
(22 Aralık 1922)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 189
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 122, 123 22 Kânun-i evvel 38
(22 Aralık 1922)
İS M E T
Bkz. No. 190, 191.
No. 190
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 148 22 Kânun-i evvel 38
(22 Aralık 1922)
(M akina başında)
Iş’ânn ız veçhile H aşan Beyin i’zâm ı ve avdetine kadar Ferit Beyin M âliye
um ûruna nezâret ve riyâset etmesi muvâfıkdır.
T e ’cil-i düyûnun şifre hallinde hata olarak yü z sene diye anlaşıldığını zan
nediyorum . Bizim iş’ârım ız yirm i senedir.
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 189 ve 191.
No. 191
Hey ’et-i Vekîle Riyâsetine
M âliye işlerimiz iyi değildir. D üşm ânın m etâlibi çoktur. A dam ları son dere
ce kuvvetli mütehassıs, m usırr ve m ukni’dir. H üküm etten aldığım ız ta’ limât da
m ütehassısların söylediğine göre m üm kinü’l-icrâ değildir. Ben mem leketin
bütün m âliyecilerini etrafıma topladım . Haşan B ey *, Ferid B ey ** , Cavid
İS M E T
bir daha sordu. Yine: “ Hesap yapayım ” Dedi, gitti. Yapm ış, geldi. “ Doksan dokuz milyon lira”
dedi. İsmet kızdı: “ Canım Haşan Bey! Bu nasıl iş?... Bunun hangisi doğru?... Fark, yüzler, binler,
haydi yüzbinler de olsa ne ise. M üthiş. M ilyonlar var!” dedi. Haşan ne cevap verse iyi?! “ Ben ne
yapayım! O vakit hesap öyle çıktı. Şimdi de böyle çıktı...” Şu adam güya iktisat ve m aliye müte
hassısı...” (Hayat ve Hatıratım, III, s. 1117)
** Ferit T E K . O talihte Paris M ümessili idi. Paris’ten Lozan’a çağırıldı. Başbakan Hüseyin
Rauf O rbay ile arası pek iyi değildi.
*** İttihat ve Terakki İktidarının M aliye Bakanı olan ve 1926’da İzm ir Suikasti dolayısıyle
idam edilen C A V İ T Bey, Lozan delegasyonuna sonradan katıldı. 12 Aralık günü Lozan’a vardı.
Özellikle Fransız borçlan konusunda bilgisine başvurulacaktı. (Malin, 14.12.1922)
**** Bkz. No. 189.
No. 192
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 126, 127 22 Kânun-i evvel 38
(22 Aralık 1922)
21 Kânun-i evvel 38 raporudur.
* Rıza Nur, Lozan’da yarattığı bu olayı uzun uzun anlatır. H atıralannda şunları yazm ak
tadır:
“ Ben Kaklam anos’ı âciz bir hale sokmuştum. Adeta cevap veremez hale gelmişti. Bu sefer
Venizelos tekrar gelmeğe başladı. A m a ne geldi? Pür hiddet... Baştan aşağı gazap kesilmiş... Bize
2 — A dliye m ütehassıslarım ız m ukarrer olduğu veçhile M arki Garroni ile
görüştüler. Adliyem ize ecnebi hâkim ler idhâli tedkîk ve m üzâkere olundu. U ç
kişilik bir bîtaraf hey’ete kanunlarım ızı tedkîk ve hükm ettirm ek istiyorlar. Sonra
Garroni bana m utahassıslarım ın taş gibi durduklarını söyliyor. Esâsen m es’ele-
ateş püskürüyor... D üşündüm . Bu da bir sahne istiyor ve bir darbe indirip işini bitirmeli... Büyük
bir kaidedir: “ G erm eli fakat koparm am alı.” Y an i darbeden evvel zemini hazırlamalı...
“ Derken hiç akla gelmeyen fırsat zuhur etti. A tina’da Y unanlılar G onaris ile ordu kum anda
nını kurşuna dizmek istemişler. İngiltere, Fransa ve İtalya m üdahale ve şefaat etmiş, dinlem em iş
ler, kurşuna dizmişler. Curzon Venizelos’ u çağırmış, pek fena şeyler söylemiş. Bunu işitince de
dim, fırsattır. Yarın istediğimi yapanm . Ertesi gün celse oldu. Venizelos yine Türkleri katliamla it
ham ediyor, fena şeyler söylüyor... ekm eğim e yağ sürüyor... Reise: “ Sizden söz istiyorum, hala ver
mediniz! Söz benim ” dedim. Reis: “ Söz Ekselans Rıza N ur Beyin” dedi. Venizelos yine susmuyor,
söylüyor. O n un sözünü kesmesini beklemedim , söze başladım. Büyük bir şiddetle söylüyorum . V e
nizelos sustu. Dem ek herifi şirretlikle bastırdım. Dedim ki: “ K aç gündür T ü rk milletini barbar,
katliamcı gibi sözlerle itham ediyor.Barbar da katliamcı da Rum lardır. T ürkler açık sözlüdür. İti
raf ediyorum . Efendiler, hep işitin, biz Yunanlıları kestik, fakat kabahat kimin?... O n lar bizi kesti
ler, biz de onları kestik. T ab iî can müdafaası. Hırsız gibi gelip evimize girdiler, yaktılar. Oraları
gezen İsviçre Salib-i Ahm eri delegesi vatanımızı Pompei’ye benzer bulm uş... Bu müthiş cinayetle
rin kabahati Yunan milletidir. O da değil, bunda mes’ul olan Y u n an Hüküm etidir... Hatta o da
değil, Efendiler, Y u nan millet ve hükümetini sevk eden ve bu facianın yegane m es’ulü vardır. Bu
câni kim dir biliyor m usunuz? (Elimi uzattım, göstererek) işte bu Venizelos Efendidir. Y u n an m ille
tini faciaya şevketti, kırdırdı... G onaris’i kurşuna diziyorlar. Y u n an milleti Venizelos’u kurşuna diz
sin...”
Benim gözlerim dönmüştü. Bir telâş oldu. Baktım Venizelos’un başı bükülmüş. M asanın
üstüne yıkılmış. Y ü zün e baktım benzi kül gibi olmuş. Herkes telâş edip ayağa kalktı. Ö ld ü zan
nettik. Ben de korktum. Birkaç dakika, sersem, alık alık durduk. Baktım başını kaldırdı. Ferahla
dım ... M ontagna da Venizelos’a elini uzatıp: “ Aldın mı? Sana kaç defa sus dedim ” dedi. “ Celseyi
kapattım” dedi.
“ M üthiş bir sahne ve darbe oldu. Artık Venizelos bir daha ağzını açam adı. Sonraki celseye
de gelmedi. V a k ’a dünyaya aksetti... D ünya gazeteleri yazdı. V e işte bunun üzerinedir ki ressam
Derso derhal bir resim yapm ış.Bunda Venizelos’la ben boks yapmışım. Ellerim izde eldivenler. V e
nizelos sırt üstü ipin üstğne yıkılmış. Ben köşede sandalyeye oturm uşum . İsmet (Paşa) bir havlu
ile beni yelpazeliyor. Curzon da elinde saate bakıyor.
“ Bu bizim gazetelere de aksetmiş... Bütün millet bundan keyf duym uş... Artık benden bah
settikçe o Lozan’da Venizelos’u döğdü derlermiş...
“ Bunları da hiç zabta geçilm em işlerdir...”
(Hayat ve Hatıratım, III, s.ı 103-1106)
O la y, yabancı basına da yansımış ve Havas haber ajansı aşağıdaki haberi geçmişti:
“ Lausanne, 21 decem bre - U n incident a marque la seance de ce matin de la commission
des minorites. II s’agissait de l’examen de deux projets, cleui des allies et celui des Turcs, sur la
protection des minorites...
“ A peine venait-on d ’aborder 1’article concem ant la liberte de l’emigration que M . Venizelos
s’eleva tres vivement contre la deportation par milliers des G recs d’Anatolie, se livrant â une atta-
que contre le gouvem em ent d ’Angora.
“ Le delegue turc, R iza N our, repondit sur le meme ton et fit retom ber sur M . Venizelos la
responsabilite de la guerre et ses consequences.
“ Le president italien, M . M ontana, impuissant â calm er les deux adversaires, a dû lever la
seance au milieu de l’agitation et du bruit. (“ U n vif incident entre M . Venizelos et le delegue
turc”, Echo de Paris, 22.12.1922)
nin taş gibi olduğunu ifade ettim. Keyfiyet kom isyona havâle ediliyor. İddiâlan
şu iki zem ine m a’tûfdur: K anun-i m edenîm iz şer’a m übtenîdir, ecnebilere uy
maz. H akim lerim iz yeni kanunları bilm ediklerinden tatbik edem eyeceklerdir.
Hülâsa: adliye işinde başladığım ız yerde duruyoruz.
No. 127
İS M E T
** Bozcaada.
No. 193
Hâriciye Vekâletine
No. 129 22 Kânun-i evvel
(22 Aralık 1922)
14 Kânun-i evvelde hareket etmiş olan kuriye Cem aleddin beyin A nkara’ya
muvâsalatının sür’at-i iş’ân m üsterham dır.
R E Ş İD S A F V E T
No. 194
Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine
No. 135 Lozan, 22 Kânun-i evvel 38
İS M E T
* Bkz. No. 2i i.
No. 195
ismet Paşa Hazretlerine
No. 150 23 Kânun-ı evvel 38
(23 Aralık 1922)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 197
ismet Paşa Hazretlerine
No. 152 23 Kânun-i evvel 38
(23 Aralık 1922)
Suriye hududları hakkında husûsî resmî hafi veya celî Fransızlarla m ükâle-
m e cereyân etti mi? İş’ârını rica ederim. O havâli m eb’usları zât-ı devletinize
arz-ı hürm et ediyorlar*.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 198
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 131
No. 132
No. 133
** Curzon, İsmet Paşa ile yaptığı son iki görüşmeyi şöyle rapor ediyor:
“ Since the suspension of sittings of m y Com mission on Straits, I have had two meetings with
ismet Pasha, in com pany vvith m y French and Italian colleagues, on the points vvhich stili remain
unsettled. These are in main:
(1) Future inspection of demilitarized zones,
(2) Nature and wording of general guarantee demanded by Turks,
(3) Sovereignty of Islands outside Dardanelles.
“ A t these discussions vvhich last for hours, ismet repeats same propositions över and över
again, refusing to budge an inch... In m y judgem ent these tactics are condamned to failure;and
time vvill shortly arrive vvhen we must subm it Straits Convention to T urks to sign or leave.
“ Ali indications from Angora point to desire of Turks for peace; but this finds little reflection
in attitude of their delegation here, who are diflicult and obstructive to last degree...” (D BFP-I /18
p.400, N0.286)
limeleri kaldırm ak, onların yerine transit devresi nâm ı altında diğer bir usûl fa
kat ekseriyetle daha şiddetli ahkâm koym aktır. Bu fikri m âlî, adlî m esâilde ekal
liyetlerde ilâh... görürüz. 1918 senesinin gâlib ve hâkim i vaz’iyyetini projelerinde
m uhâfaza ediyorlar. Sâniyen İstanbul’da m urakabe fikrindedirler ve um ûm iyetle
gerek ekalliyetlerde gerek mesâil-i sâirede m ürâkabe tem âyülündedirler. Son de
rece yorucu ve yıpratıcı usûl-i m üzâkereleri ile bir tarafdan yıldırm ak ve diğer
tarafdan esâsı çürük ve m ütecâvizâne m etâlibin m ünâkaşasına sokarak ne kadar
ilerlenirse o nisbette bataklığa sokm ak istediler. H em en her m es’elenin h u du
dunda dıvarlara dayanıp durm uşuzdur. Y a bizi yıkacaklar, eski usûlde m uaddel
bir Sevres yapacaklar, ya biz onları yıkacağız, her m edenî ve m üstakil millet gi
bi bir sulh yapacağız. Şim di artık hücûm ve iğfal devri geçm iş, m üttefikler içün
karar zam anı gelmiştir. Fransızlarla Ingilizlerin arası fevkalâde iyidir. Bu adam
larda eski i’ tiyâdlarından vazgeçm ek ihtim âli azdır.
No. 134
İS M E T
*** İstanbul’daki İngiliz Yüksek Kom iserliği, İsmet Paşa’nın bu pek önemli şifre telgrafını
ele geçirmiş veya çözm üştür. Yalnız bu telgrafı değil, Ankara’nın buna cevabını (N0.202) de ele
geçirmiştir. Yüksek Kom iser Vekili Henderson, 25 Aralık günü C u rzon ’a şunlan tellemiştir:
“ A/r. Henderson (Constantinople) to the Marçuess Curzon of Kedleston (Lausanne)
No. 700 Telegraphıc Constantinople, December 25, 1922
Personal and Secret
“ I leam from usual secret sources that ismet telegraphed to A ngora on Decem ber 23rd that
allies vvere stili (insisting on) (? control) in Straits, minorities and other questions, and that as
T urkey could not yeald in taking steps vital to her independance, a sudden rupture of negociati-
ons has to be expected.Spirit of conference did not point to definite results being secured and alli
es vvere trying to cow the Turks. T h e latter had got their back to the vvall on ali questions and
could not give in. He accordingly asked for necessary instructions to be sent to Refet.
“ In a reply dated Decem ber 24th R eouf says matter has been reported to Sm ym a, Constanti
nople and Eastem Thrace, that Fevzi Pasha has replied that his arm y is ready and that he, Reouf,
can guarantee that Turkish army is prepared for ali emergencies..... ”
{F . 0 . 424/255, p.746, N0.825; D B F P -I/ 18, p. 412-413, N0.291)
Bu telgrafın birinci paragrafı, İsmet Paşa’nın telgrafının son paragrafının çevirisi, ikinci para
grafı da R au f O rb ay ’ın buna cevabının (Bkz. N0.202) İngilizceye çevrisi niteliğindedir. Demek ki,
İngilizler, T ü rk şifre telgraflarının metinlerini ele geçirmişler veya bunları eksiksiz açabilmişlerdir.
Bkz. No. 202.
No. 200
Hey ’et-i Vekîle Riyâsetine
Y ü z bin lira tahsîsât ilâvesi hakkında kuriye ile gönderdiğim iz tahrirât vardı
mı? Keyfiyetin ta’cîli ve telgrafla irâdesini bilhassa istirhâm ederim *.
İS M E T
No. 201
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
Bkz. No. 277.
No. 202
ismet Paşa Hazretlerine
No. 155 24 Kânun-i evvel 38
Gayet aceledir (24 Aralık 1922)
1 — H al-i hâzırda İngiliz siyâsetinin Türkleri elde etm eğe m a’tû f olduğu
te’ m în olunm aktadır. R uslara karşı Balkanlıların ve ahiren Y un an istan’ın ileri
karakol olarak isdhdâm ı siyasetinin iflası üzerine T ü rklerin aynı maksatla takvi
ye ve ikamesi m utasavver imiş.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 204
Hey’et-i Vekîle Riyasetine
3 — Ç içerin ile m ülâkatım ızm hülâsası şudur: Boğazlar hakkındaki son tek-
lîfâtım üzerine husûsî m ülakatlarda cereyan eden efkâr ve m ütâlaâtı îzâh ve K o
misyon vezâifinin m ünâkaşasından haberdâr ettim . A ram ızda tevhîd-i m esâî ve
tetâbuk olduğunu A n kara’ya yazm akta olduğum u bildirdim . Cevâben kapalı
usûl iltizâm ettikleri nokta-i nazarlarım ız arasında ihtilâf olduğunu ketm etm e
diğini söyledi. Fransızlarla te’sîs-i m ünâsebet içün V eygan d ile teşebbüs ettiğimi,
henüz cevâb alm adığım ı, Fransızların İngilizleri pek ziyâde kullandıkları zanne-
tiğimi ifâde ve fırsat kollam ağa devâm edeceğim i ilâve ettim. Erm eniler kendisi
ne m ürâcaat edip m uhâcirler içün arâzi istemişler. O d a R u sya’da arazi vaadet-
miş. Buradaki Erm enilerin Sovyet Ermenistanını tanım adıklarına nazar-i dikkati
ni celbettim. R uslar A rap politikası yapm ak istiyorlar. B ü yük bir A rap K onfede
rasyonundan bahs ve m ütalaam ı istifsar etti. D edim ki A rap politikası
düşünm edim . Fakat H icaz Kiralının böyle bir projesi olduğunu ve H icaz K iralı
nın da İngiliz dem ek olduğunu bilirim dedim . Filhakîka program oradan gel
miş. Arapları alm ak isteyip istem ediğim izi sordu. A raplar bize iltihak-i içün pek
heveslidirler. Serbest kalsalar bunun içün re’y verecekler. Fakat biz aslâ başka
millet istem iyoruz. M üstakil olarak yaşam alarını istiyoruz, arzularına da böyle
cevâb veriyoruz dedim . M ısır’dan ve ilâah.. konuştuk. T em ası m uhafaza etmek
ricâsiyle ayrıldı. M usul hakkında C u rzo n ’un muhtırası ile benim cevâbım ın
sûretlerini istedi. Vaadettim .
İS M E T
** Lord Curzon, barış andlaşmasmı Noel ve yılbaşı tatiline kadar yapm ayı tasarlıyordu. Bu
nu başaramadıktan başka Noel ve yılbaşı için de Lozan’dan aynlam adı. “ Bu m elankolik ortamda
Noel’i geçirmek alnım ın yazısıym ış” diye yakınıyordu. T am Noel arifesinde M usul ile ilgili T ürk
cevabını alınca, “ İşte şimdi Noel için kendim e meşgale çıktı, T ü rk cevabını çürütm ekle uğraşırım”
dedi ve Londra’y a şunu yazdı:
“Turks after prolonged gestation have produced a twelve page reply about M osul vvith which
it vvill be my sole Christmas relaxation to destroy.” (D BPFP-I/ 18, p. 401, No. 286).
Musul ile ilgili Türk muhtırası hakkında gazetelerde aşağıdaki haber görüldü:
Le m em onrandum turc au sujet de Mossoul
C e matin, ism et pacha a fait remettre â lord C urzon la reponse au m em orandum anglais
concernant l’attribution du vilayet de M ossoul. L a delegation turque developpe les raisons suivant
lesquelles M ossoul appartient â la T urquie. La population sedentaire du vilayet de M ossoul est,
selon la reponse d’Ismet pacha de 503,000 habitants, se decom posant en 263,830 Kurdes, 146,960
T urcs, 53,210 Arabes, et 39,000 non musulmans.
Le delegue turc refute l’argum ent britannique qui voulait etablir une difference entre les
Kurdes et les T urcs anatoliens, sous pretexte que la langue turque parlee â M ossoul n’est pas la
meme q u ’â Constantinople. O r, il n’existe pas en Anatolie un seul endroit ou l’on parle un turc
identique â celui de la capitale: par contre, le dialecte de M ossoul est le m em e q u ’en Anatolie.
A u point de vue politique, les K urdes et les T urcs de ces regions reclament leur rattache-
ment â la T urq uie et lorsque la population aura la possibilite d ’exprim er librement sa volonte, on
verra q u ’elle n ’est point partisan de son rattachement â l’Irak.
L e vilayet de M ossoul ne fait pas geographiquem ent partie de l’ Irak, auquel l’Angleterre vou
lait le rattaeher. D ’autre part, les relations commerciales et econom iques s’orientent vers l’Anatolie
meridionale et particulierement vers la region de Diarbekir et Tiflis beaucoup plus que vers Bag
dad. C ’est par M ossoul que passe l’unique voie reliant le sud de l’Anatolie â la Perse. Le vilayet
de M ossouil a une importance considerable au point de vue des relations comm erciales et des co-
munications, par le fait q u ’il se trouve au eroisement de toutes les routes reliant les unes aux aut-
res l’Anatolie, la Russie, l’Irak et la Perse. G râce au ehemin de fer de Bagdad, pour Iequel la
T u rq uie a consenti de tres lourds sacrifıces, la region de M ossoul se trouve, au point de vue eco-
nom ique, reliee plus direetement avec PAnatolie et, de ce fait, elle est plus proehe des ports medi-
terraneens que de ceux du golfe Persique. Strategiquement parlant, il est indispensable pour etab
lir les com m unaications militaires entre les differentes parties de l’Anatolie.
Dans sa dem iere partie, le delegue turc conclut que M ossoul a ete du reste occupe sans au-
cun droit, apres l’armistice, par des troupes anglaises, et que le vilayet tout entier fait partie integ-
rante de la Turquie, suivant le pacte national turc.
(Journal, 2 5 . 12 . 19 2 2 )
No. 205
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 139, 140 24 Kânun-i evvel 338
No. 40
Diğer tarafdan Fransızların İskenderun lim anı husûsundaki kuyûd ile hem-
hudud m enâtıkda ahâliye karşı taahhüd ettikleri m evâdden sulh m uâhedesinde
kurtulm ak isteyebilirler. Eğer istemezlerse bu kuyûd Fransızlarla arzu ettiğimiz
zam an sebeb-i ihtilâf ve m ünâkaşa olm ağa hazırdır. K urtulm ak isterlerse A n ka
ra İ’tilâfnâmesi aleyhine kendileri balta vurm uş olacaklar ki bu vaz’iyyetden
sonra bütün hudud işini ortaya atm ak m üm kündür.
İS M E T
** Bkz. No. 236.
No. 206
Hey ’eti Vekîle Riyasetine
No. 141 24 Kânun-i evvel 38
(24 Aralık 1922)
24 K ânun-i evvel 38 raporudur.
N oel ta’tîli. Sabahleyin H aşan Bey A nkara’ya hareket etti. Akşam Fransız
A m iral Lacaze ile bulundum . Fransa gazetelerinin vaz’iyyetde inkıtâa dâir tel
graflarını beraber o ku d u k*. İnkıtâa sebeb olan kontrol fikrinden sarf-ı nazar
edileceğini söylüyordu. Fransız ve İtalyan m urahhasları m em leketlerine gitti
ler**.
İS M E T
* Paris’in ünlü Le Temps gazetesinin 24 Aralık 1922 günlü başyazısında şu satırlar okunu
yordu:
“ La conference siege depuis pres de cinq semaines, et elle n’a encore regle aucune ques-
tion...
“ Nous regrettons qu ’on n’eût pas conclu, aussitot apres l’arnıistice de M oudania, un traite
preliminaire qui aurait du moins assure la paix. M ais le temps a passe... Dans l’interet de la paix
future, bomons-nous done â faire les trois observations que voici:
“ 1. Toutes les questions soumises â la conference ne sont pas egalem ent difliciles â resou-
dre... II şerait naturel qu ’on com m ançât par s’entendre sur les choses les plus faciles â resoudre...
“ 2. A deux reprises, pendant les pourparlers de Lausannes, on a entendu prononcer le mot
de rupture: d’abord â propos des minorites, puis â propos des Detroits. Fort heureusement, ces
orages n’ont pas eu de lendemain...
“ 3. O n comprend que la conference se hâte lentement, mais on aime â penser q u ’elle se
hâtera tout de meme. L ’experience prouve que les aflaires d ’O rient tendent â se com pliquer se-
rieusement, quand une conference d ’hiver se prolonge sans resultats definitifs. O n s’en est aperçu
apres l’hiver de 1876-1877 et pendant l’hiver de 1912-1913. Dans les deux cas, des negociations
traînantes menerent tout doucem ent â un conflit... il est bon de faire la paix avant que les jours
s’allongent beacoup...” (“ Bulletin du Jour: C in q semaines â Lausannes” , Le Temps, 24.12.1922)
** Lord Curzon ile İsmet Paşa ise Noel ve yılbaşı günlerinde Lozan’da kaldılar. Curzon, N o
el dolayısiyle isviçrelilere ve Lozan halkına bir mesaj yayınladı. Konferansın açılışında İsviçre
Cum hurbaşkanı Haab, Noel’e kadar barış yapılması dileğinde bulunm uştu. Lord Curzon, banş
andlaşmasını N oel’e yetiştiremediklerini, am a yoğun biçimde çalıştıklarını belirtiyordu. “ N oel’de
kısa bir dinlenmeden sonra yeniden çalışmaya başlayacağız ve inşaallah, kısa zam anda işimizi so
nuçlandıracağız” diyordu. (“ U n message de Lord Curzon au peuple suisse” , Journal des Debats,
25.12.1922).
No. 207
Hey ’et-i Vekîle Riyâsetine
No. 156 24 Kânun-i evvel
(24 Aralık 1922)
K ayseri’de bir Sinod teşekkül etti mi ve yerliden birkaç diyakos m ünhal
yerler içün episkopos takdîs olundu m u ve sûret-i m ukerrereye tevfikan kilisenin
tanınması içün hüküm ete m ürâcaat olundu mu? Buralar... ve m uâm elât-ı mez-
No. 208
ismet Paşa Hazretlerine
No. 147 25 Kânun-i evvel 38
(25 Aralık 1922)
122 ve 123 num aralı ve 22 K ânun-i evvel tarihli raporlarınız alınm ış ve hal
ledilmiştir Efendim.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 209
ismet Paşa Hazretlerine
Y ü z bin lira hakkm daki kanun lâhıyası fart-ı m esâîye rağm en ancak çar
şam ba günü M eclisten geçirilebilecektir. Neticeyi arz ederim *'*
H Ü S E Y İN R A U F
No. 211
Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa ’dan Lozan 'da
ismet Paşa Hazretlerine.
No. 159 26 Kânun-ı evvel 38
(26 Aralık 1922)
1 — G arroni’nin gale ziyafetine aid tafsilâtı bü yük haz ve iftiharla okudum .
Eyidir. Bu neticeyi alan zekâ ve kiyasetinizi bu m ünasebetle takdir ve tebrik
ederim *.
2 — Şeyh Sünnisi hakkm daki işarım a sürati m üm kine ile cevap vermenizi
rica ed rim **. Ç ü n kü m üşarileyh cevap alm adan buradan gitmiyor. Hasretle
gözlerinden öperim kardeşim. 26/12/38
Başkum andan
M U STAFA KEM AL
* Bkz. No. 194.
** Bkz. No. 81 ve 324.
No. 212
Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa ’dan Lozan ’da
ismet Paşa Hazretlerine
No. 160 26 Kânun-ı evvel 38
(26 Aralık 1922)
M ektubun u derin bir tahassüsle okudum . K uryeyi kaçırmış idim. M ufassal
bir m ektupla cevap verecektim. K alb im d e akislerini d uydukça ne kadar bahtiyar
oluyorum : A yn i derece-i tahssürle seni ne kadar göreceğim geldiğini bilm em
tahmin edebilir misin? Parlak bir netice-i m uvaffakiyetle şerefli avdetinizi
düşünerek müteselli olm aktayım . O rad a ihrâz ettiğin ihtiramlı mevkii ve cihana
izhâr ettiğin kudret, zekâ ve liyâkati m es’udane tem âşâ ediyorum .
Başkum andan
M USTAFA KEM AL
No. 213
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 161 26 Kânun-ı evvel 38
(26 Aralık 1922)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 214
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 162 26 Kânun-ı evvel 38
(26 Aralık 1922)
T a ’tîl günüdür.
No. 144
İS M E T
No. 216
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 145, 146 26 Kânun-i evvel 338
(26 Aralık 1922)
“ G ün ler geçti. Ekalliyetler işi ile meşgulüz. Bir gün rûznam e, ekseriya bize yaptıkları gibi,cel
seden bir saat evvel geldi. Bunun gayesi bize cevaba, hazırlanmağa, tetkikat yapm ağa vakit verme
mek, türkçesi bizi gaflette yakalam ak. Rûznam ede: “ Bugünkü celsede Ermeni, Asurî, Keldanî
hey’etleri dinlenecek” deniyor. Hayret içinde kaldım. 22 Kânunuevvel celse sonunda reisin: “ Bul
gar hey’etini dinleyeceğiz” dediği vakit, Bulgarların arkasında Ermeni H ey’etini görür gibi olup
şiddetle hareket etmiş idim... M eğerse hakkım varmış. Ermeniler Lozan’a doluşmuş. Ermeni yurdu
diye paçaları sıvamışlar, çalışıyorlardı. Hem de ben yalnız Ermeni görmüştüm , şimdi bir de hiç
bilm ediğim ve aklım a gelmeyen Asûrî, G eldanîler varmış. Hayret... Alıklaştım . Derken pek kızdım.
Dem ek bize oyun ediyorlar... Ben de onlara oyun ile m ukabele edeyim de görsünler dedim . Celse
ye iştirâk etmeyeceğim, fakat bunu ânî yapacağım . îsm et’e (Paşa) hiç söylemedim... Vakit de ver
meden yapacağım ... Bekledim, içtimaa yarım saat kala bir nota yazdım . Kendi im zam ile imzala
dım. Bunda diyordum ki: “ Ben size söylemiştim. Dinlem ek isterseniz biz gelmeyiz. Hem Ermeni,
Ermeni devlet değil ki... Biz devletlerle m üzâkereye geldik, ilh. Bu sebeple celseye gelm iyoruz” .
T am on dakika kala kâtip Ahm et Cevat’ı çağırdım . “Al şunu! Kim seye gösterme ve söyleme!...
O tom obili al, U şi’ye git!... C else zamanı gelsin,delegeler yerlerine otursunlar. O esnada içeri gir,
bu notayı M ontagna’ya ver ve derhal dışarı çık! Sakın orada kalm a!..” Ç ün kü odada kalsa bu
adam lar bizi celsede hazır addederler. Bu kabiliyette insanlardır. Böylece yaptı. Celseyi yapam a
mışlar, fakat hususî mahiyette diye Bulgarları, Ermenileri ilh... dinlemişler. A ncak bunları zabıtna-
malere geçirememişlerdir. Hasılı emrivâki yaptım ...” (Hayat ve Hatıratım, III, s. 1059-1060)
O la y, ertesi günü, yani 27 Aralık 1922 tarihli yabancı gazetelerde “T ü rk delegasyonunun bir
protestosu” gibi başlıklarla duyuruldu. R ıza N u r’un M ontagna’ya gönderdiği 26 Aralık 1922 günlü
notanın metni de gazetelerde şöyle yayınlandı:
La Conference de Lausanne
Lausanne, 26 decembre.
Rıza N our bey, deuxiem e delegue turc, a envoye au president de la sous-commission des mi-
norites, M . M ontagna, la lettre suivante:
M . le president,
Dans l’ordre du jo u r de mardi com m unique k nötre delegation, je lis, non sans surprise, que
des delegues armeniens et bulgares seront entendus â la prochaine seance de la sous-commission
des minorites. A la fin de la derniere seance de cette sous-commission, j ’avais eleve des objections
motivees contre cette proposition d ’introduire une delegation bulgare. II avait ete enfın convenu
que celle-ci şerait entendue exclusivement â titre prive par les Allies. O r je constate que V. E. main-
tient l’ intention de la recevoir dans la reunion de la sous-commissions, et d ’y entendre egalement
la delegation armenienne.
J e crois devoir repeter ici ce que j ’ai eu l’honneur de vous dire â ce propos dans la derniere
seance de la sous-commission. Je proteste energiquem ent et si, malgre l’attitude arretee de la dele
gation turque, partie directement interessee dans le debat. V. E. persistait â vouloir entendre ces
deux delegations dans la sous-commission, je ne pourrais accepter que cette seance ait un caracte-
re officiel et que les declarations qui y seraient faites soient mentionnees au proces-verbal. A u point
de vue officiel et â cleui de la delegation turque, la seance şerait consideree com m e non avenue.
La conference comprend deux parties en presence, dont l’une est constituee par les Allies et
l’autre par les T urcs, tandis que la reunion â laquelle ne participerait pas la delegation turque ne
saurait etre consideree com m e une seance ofllcielle de la conference.
M algre les arguments legitimes et repetes que j ’ai fournis l’autre jou r â l’apui de ma decisi-
on, V.E. insiste pour recevoir non plus seulement les Bulgares, mais aussi les Armeniens.
La delegation formee par ces dem iers est composee de sujets turcs; elle pretend representer
les Arm eniens sujets turcs. Entrer en contact avec une paraille delegation equivaudrait â employer
contre un Etat des sujets de ce meme Etat; toute initiative ou dem arche dans ce sens auraient po
ur consequence de nous encourager â suspecter les assurances qui nous sont prodiguees en vue de
la sauvegarde de nos droits de souverainete.
D ’autre part, il n’est pas inutile de se dem ander quel peut etre le caractere oflicial des A r
meniens qui sont invites et de quel gouvem em ent ils se pretendent les delegues. L ’Etat existant
d’Arm enie a resolu, par un traite avec la T urquie, toutes les questions en litige entre les deux
pays. Ainsi que l’a declare lord Curzon, les Armeniens qui s’adressent â la conference sont des
personnalites privees, qui font aussi bien de l’opposition â la Republique d ’ Erivan.
La sous-commission des minorites prend une forme qui depasse le cadre habituel de ses de-
liberations.
La delegation turque estime done q u ’elle est justifıee â ne pas prendre part â ces reunions.
Dans le cas oîı le principe şerait accepte d ’entendre toutes les personnalites privees qui pretendent
etre deleguees par leurs nations respeetives, les delegues du gouvem em ent de la grande Assemblee
nationale de T urquie auront l’honneur de proposer au meme titre l’admission et l’audition de de
legations des populations d ’Egypte, de Palestine, de Syrie, de PIrak, de l’lnde, de Tunisie, de Tri-
politaine, des minorites musulmanes de Yougoslavie, de Roum anie, de Bulgarie et de Grece, ainsi
que des delegues de l’ Irlande, qui ne cessent de s’adresser â eux pour faire entendre â la confe
rence leurs justes et legitimes revendications.
Bu notadan ayrı olarak İsmet Paşa da Konferans başkanı Lord C urzon ’a bir nota göndermiş
ve konferansa resmen çağırılmış devletlerden başka hiçbir devletin ve hiçbir kuruluşun oturum lar
da dinlenemeyeceğini tekrar belirtmiş, yoksa T ürkiye’nin de Yugoslavya, Rom anya, Bulgaristan ve
Yunanistan topraklarında yaşayan azınlıkların Lozan konferansında dinlenmesini isteyeceğini sözle
rine eklemiştir. İsmet Paşa ayrıca, adlarını açıkça zikretmeksizin Mısır, Suriye, Filistin, Hindistan
delegelerinin de konferansta dinlenmesini isteyebileceğini C urzon ’a hatırlatmıştır.
İsmet Paşa’nın bu notası 27 Aralık 1922 günlü La Suisse gazetesinde şöyle yayınlanmıştır:
A la conference de Lausanne
L A U S A N N E , 27. (N) - ismet pacha a adresse hier, â Lord Curzon, â M . Barrere et au mar-
quis Garroni, une note pour protester contre le fait que l’ordre du jo u r de la seance de la sous-
commission des minorites, fıxee â hier apres-midi, annonçait que des delegations armeniennes et
bulgares y seraient entendues. ismet pacha s’exprime ainsi:
— Soit verbalement, soit par ecrit, j ’ai eu l’honneur de prevenir â plusieurs reprises la presi-
dence que la delegation turque ne pouvait accepter la participation â la conference d ’aucun Etat
ni d’aucune association en dehors des puissances invitantes et de celles qui furent ofliciellement
invitees d ’un com m un accord avec la Turquie. Si la Conference tient â entendre les reclamations
des minorites vivant dans tous les pays, la delegation turque proposera l’audition des delegations
des minorites de Yougoslavie, de Roum anie, de Bulgarie et de Grece, ainsi que de celles envoyees
â Lausanne par les pays musulmans. En attendant q u ’une decision soit prise â ce sujet la delega
tion turque declare ne pouvoir assister â n’importe quelle reunion de commission ou sous-comissi-
on. Elle considerera les seances ainsi tenues sans sa participation, com m e nulles et non avenues.
(La Suisse, 27.12.1922)
lâhiyeti dâhilinde ittihâz edilm iş ve m urahhaslarım ız iştirâkden im tinâ’ etmiş ol
duğunu ve hâdisenin elân kapanm ış addolunacağını bildirdi**.
No. 146
C u rzo n ile m ülâkat ettim. Boğazlar işinde gayr-ı askerî m enâtıkın m urâka-
besi ve te’ minât-ı siyâsiye m es’elesini m üzâkere ile başladık. M urakabenin m uâ-
hededen çıkarılacağını söyliyor. Fakat ataşe m iliterlerle gayr-ı askerî tedâbîrinin
m uâyenesinde ısrâr ediyor ve bu halde siyâsî te’m inât d a verebileceğini söyliyor.
Projeler üzerinde daha vâzıh anlaşılabilecektir. M usul hakkında son cevâbım ı
gönderdim dedi. H enüz alm adım . Refet Paşa ile H urrington arasında geçen bir
m uhavereden naklen kendisine bizim i’tim âd etm ediğim izin teşerruh ettiğini ve
halbuki kendisinin bana i’tim âdı olduğunu söyledi. H üsn-i m ukabele ettim. Bir
takım tedâbır-i askeriye alınm aktadır ki bunlar bizi sulha götürm ek için vâsıta
olm asa gerektir dedi. Sonra sulha varm ak içün mesâili nasıl halledebileceğim izi
sordu. K om isyon ve tâlî kom isyonlar hiçbir m es’elede ilerleyem iyorlar, T ü rk
m urahhasları bulundukları noktada tavakkuf ve ısrâr ediyorlar. Böyle devâm
ederse nokta-i nazarlarını yazıp bir u m ûm î proje verm ekten başka çare kalm a
yacaktır diyor. îzâh ettim ki bu vaz’iyyetin sebebi tarafeynin zıdd prensipler üze
rine çalışmasıdır. Evvelâ prensipler üzerine ittifak etm ek lâzım dır. B u aralık ka
pitülasyon m es’elesini açtı. U zu n uzun anlatıp îzâh etti. B u husûsda dün ya bi
zim le beraberdir, m utlaka bir te’m inât vereceksiniz dedi. A d am bütün m esâilde
nokta-i nazarlarında harfiyyen musirdir. Ayrıldık. H akikaten m üzâkerât bir ze-
mîn-i takarrüb ve i’tilâf bu lun am ayacak bir şekilde tevakkufdadır.
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 200, 210.
No. 218
İsmet Paşa Hazretlerine
N°- 164 27 Kânun-ı evvel 38
(27 Aralık 1922)
L ozan’dan alınan telgrafların Eastem kablosundan geçm ekte olduğu ve inti
zamsızlıkların başlıca sebebi bundan ileri geldiği beyaniyle m uhâberât hususun
da nakden biraz daha fedâkârlık ederek Köstence kablosunun isti’mâli hususu
nu mütehassislerin ifade ettikleri A dnan Beyefendiden alm an 26 K ânun-i evvel
tarihli telgrafta bildiriliyor. Biz buraca o tarîki kullanacağız. Siz de aynı tarikla
keşîde etm enizi rica ederim.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 219
Hey ’et-ı Vekîle Riyasetine
No. 147 27 Kânun-i evvel 38
(27 Aralık 1922)
Haşan Beyin avdetine kadar Ferid Beyin kom isyonlarda ve Konferans icti-
m âında lede’l-îcâb söz alarak mesâil-i mâliyeyi re’sen m üdâfaa ve m ünâkaşa
edebilmesi îcâb edecektir. Bunun içün m üşârün ileyhim m urahhas ünvân ve
mevkiini hâiz olması m uktazî olduğundan diğer hey’et-i m urahhasalarda emsâli
olduğu vech ile m üşârünileyhe delegue suppleant m evki’ ve salâhiyeti i’tâsını is-
tirhâm ederim *.
No. 220
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 152
İkam et, teessüs ile beraber ticâret, san’at ve herhangi bir İktisadî faaliyet
dolayısiyle tekâlifin her nev’inde ecnebiler Türkler ile müsâvi derecede m ükelle
fiyete tâbi’ olmaları, m enkul ve gayr-ı m enkul emvâl ve menâfiin m ülkiyet, ta
sarruf, ferâğ ve intikal ve tevârüsüne m ütealik kezalik bilâ vâsıta ve bilvâsıta
mevcûd ile ileruda vaz’ı m uhtem el bütün vergilerde kezalik Türklerle müsâvi
derecede m ükellef kılınmaları ve teessüsüne m esâğ verilen her nevi’ ecnebi şir
ketleri ile şu’be, başkanlık ve şâir müessesât-ı ecnebiyenin mümâsili T ü rk şir
ketleri derecesinde ve şu’belerin beyânnâm elerine veyahud tahkîkat-ı resmiyeye
müstenid olan sermâye veyahud îrâd vergilerine tâbi’ olm aları ve gayr-ı m ukîm
seyyâr ecânibin nizâm âtım ız m ûcebince vergi taksitlerini tam âm en te’diye eyle
meleri hakkındaki husûsât m üsâvât ve m ütekabiliyet esâsına m üstenid olarak
kabul olunm uştur. Vilâyât nevâhî vergilerinde ecnebiler içün yine vergi müsâvâ-
tı kabul edilmiştir:
Teşvîk-i sınâî kasdı ile yapılan ve yapılacak olan bilâ vâsıta vergiler muâfı-
yetinin yerliler gibi ecnebilere ve şirketlerine teşmîl edilmesini isteyen müttefıkîn
prim ve redd-i rüsûm hakkının sâdece tebaam ıza hasrını ve nihâyet taleblerin-
den tefrikini kabul etmişler ise de yalnız vergi m uâfıyetinden istifâdede musır-
dırlar. Bu m ahzûrun prim te’diyesi ve redd-i rüsûm usûlünün vaz’ı ile telâfisi
m üm kündür.
No. 153
No. 221
ismet Paşa Hazretlerine
No. 165 28 Kânun-ı evvel 38
(28 Aralık 1982)
C 27 Kânun-i evvel 146 n um araya*:
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 216
No. 222
ismet Paşa Hazretlerine
No. 166 28 Kânun-ı evvel 38
(28 Aralık 1982)
İngilizlerin Faysal ile yaptıkları m uâhedeyi halka kabul ettirmek içün mec-
lis-i müessisân intihabına faaliyetle çalıştıkları ve m uârız olan bütün halkı tayyâ-
re bom baları ile tehdîd eyledikleri ve ayrıca beyânnâm e ve fetvâlarla halkı iknaa
çalıştıkları Erkân-ı harbiye Riyâsetinden bildirilm ektedir.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 223
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 149, 150, 151 28 Kânun-i evvel 38
(28 Aralık 1922)
27 Kânun-i evvel 338 raporudur.
No. 149
U n m e m o ra n d u m tu rc sur M osso u l
Lausanne, 26 decembre.
İsviçre eâzim inden Ermeni m uhibbi bir hey’et gelip benden Ermeni m illî
yurdu taleb etti. Bütün cihan efkâr-ı um ûm iyesinin bunu taleb ettiğini, bundan
kurtulm ak kabil olm adığını şiddetli bir sûretde taleb etti. M üstahak oldukları
cevâbları aldılar**.
No. 151
lord Curzon continue en declarant q u ’il ne peut un seul instant admettre les pretentions contenues
dans le pacte national d ’Angora, que le monde connut en fevrier 1920 seulement et d ’apres le-
quel la Turquie seule devait regler le şort du vilayet de Mossoul. II termine ainsi:
L ’Angleterre, fidele â ses obligations envers les populations de ce pays, envers ses allies, en-
vers la Societe des nations, dans laquelle vous avez accepte de rentrer, ne peut que reiterer son re-
fus meme d’examiner l’evenualite de Pevacuation de M ossoul et ne voit pas la necessite de con-
tinuer â discuter plus longtemps sur ce point. (Le Journal, 28.12.1922)
** R ıza N ur da, Cenevre’de Com ite Philarmenic adlı bir kuruluşun üyesi dört kişinin kendi
sine gelip Ermeni yurdu istediklerini anlatıyor. Gelenlerden biri Am erikalı, İkincisi Fransız ve di
ğerleri İsviçreli imiş. Biri Cenevre üniversitesi profesörlerindenmiş. Am erikalı üye, “ Eğer siz Erme-
nilere yurt vermezseniz sizi vuracaklar” diye tehditte bulunm uş. Bunun üzerine Rıza N ur sert bir
cevap vermiş: “ M ösyö! demiş, dünyada hiç kimseye, hiçbir millete badiheva insaniyet nam ına,lâf
ile yurt vermezler. Bunun tarihte misali yoktur. Y u rt ve hürriyet alm ağa lâyık bir millet bunu kan
dökerek alır. Nitekim Türkler yaptılar. Ermeniler de şimdiye kadar... Türkleri kırdılar geçirdiler,
harplerde T ü rk ’ün düşm anına iltihak ettiler. Sokaklarda T ü rk ricalini vurdular. Vâkıa kan
döktüler, bu usulü tecrübe ettiler, am a kudretleri yetişmedi... Efendi!... Pek sevdiğin Ermenilere
söyle!... Şim diye kadar T ürk devlet ricallerinden birkaç kişiyi vurdular. Bundan böyle bir T ü rk ’ün
canına kıysınlar, T ürkiye’de de bu bir T ü rk yerine on bin Ermeni katliam etmeğe ahali yemin et
miştir... Sen Ermenileri çok seviyorsan bunu anlat. Ermenileri suikastten vazgeçir...” demiş. Heyet,
cevabını alıp gitmiş. (Hayal ve Hatıratım, III, s. 1067-1068)
yet-i akvâm vâsıtasıyle ayrıca bir m ürâkabe ve askerlikten gayr-ı m üslim ler istis-
nâsı gibi diğer m uâhedâtda olm ayan kuyuda ısrâr ediyorlar. Boğazlar m es’elesi-
nin bâki kalan teferruatı hakkında yeni m üzâkere yoktur. İnkıtâ’ her ân m uhte
m eldir***.
İS M E T
*** Bkz. No. 229.
No. 224
ismet Paşa Hazretlerine
No. 167, 168 29 Kânun-i evvel 38
(29 Aralık 1922)
M ou gin beni ziyâret etti. Boğazlar projesini Fransızların ihzâr etm ek sure
tiyle bize m üzâheret ettiklerini söyledi. Boğazlar projesibizce m ûcib-i m em nuni
yet bir tarz-ı hail olm adığını, gayr-ı askerî m enâtık ile M arm ara ve İstanbul’un
m esûniyyetinin ihlâli halinde m ünferiden ve m üştereken vâzıu’l-im zâ devletler
tarafından bizim le birlikte mütearrızı kuvvetle m en’etm ek taahhüd olunm adıkça
İstanbul ve M arm ara’nın M isâk-ı M illîm izdeki sarâhat veçhile emniyeti
m üm kün olam ayacağını söyledim . M âliye husûsâtında salâh olduğunu zâtâliniz-
le Cavid Beyin m üttefikler m âliye projesinin bü yük ihtilâfı m ûcib olm ayacak şe
kilde gördüğünüzü söyledi. Ben aksini iddia ettim. Erm enilerin konferansta
Fransızların da m uvâfakatı ile istim â’ edilm esine hayret ettiğimizi ve bize ba’zı
m em âlikde ekseriyet teşkil eden İslâm m urahhaslannı d a ’vet içün hak ve fırsat
verdiklerini söyledim . M ah cû b ve müteessir oldu. Gayr-ı m üslim lerin askerlikten
istisnâlarını taleb etm ek el’ân ve sarâhaten um ûr-ı dâhiliyem ize m üdâhale fik
rinden sarf-ı nazar etm ediklerine bâriz delîl olduğunu ve bu zihniyet tebeddül
etm edikçe sulh akdine m âni’ olacaklarını ve m es’uliyetin kendilerine raci’ bulu
nacağını söyleyerek Fransa’da siz bu gibi ekalliyetler hakkında ne yapıyorsunuz
dedim . Cevâben vatanım ızda yaşayan ve Fransız tebaası olan her ferd askerdir
dedi ve bize güya hak verdi. M üd an ya Konferansında görüldüğü gibi L ozan ’da
da Lord C u rzo n ’u m utîane ta’kib ettiklerine dâir elkâr-ı um um iyede şâmil bir fi
kir hâsıl olm akta bu lun du ğu na işâret ettim. C u rzon nâzırdır. Bizim kiler yalnız
m urahhasdır gibi şeffaf bir m a’zeret gösterdi ve sıkıldı.
G eneral Pelle A d an a’da seddedilen mekteplerin küşâdı içün anlaşm ak arzu
sunda bu lun du ğu nu söyledi. Cevâben, eğer m ektebler açılınca bizim kanunları
m ızın derhal câri bulunm asına birgûnâ i’tirâz etm eyeceklerine beni te’m în eder
seniz M aarif Vekili nezdinde bu b âbd a müessir tavassutda bulunacağım ı söyle
diğim i, M ou gin ’in benim le görüştüklerini, m untazam an Poincare’ye yazm akta
olduğunu berây-ı m a’lûm ât arz ed erim *.
No. 225
ismet Paşa Hazretlerine
No. 169 29 Kânun-i evvel 38
(29 Aralık 1922)
M ougin sırf şahsî m ütâlaa olm ak üzere bana yazdığı hususî m ektupta Bo
ğazlar hakkındaki 20 Kânun-i evvel içtimâinin kat’î gibi göründüğünü ifâde ettik
ten sonra hey’et-i m urahhasam ızın Boğaz rejimi hakkında müttefikîn tarafından
teklif olunan tarzı kabul ile Bolşeviklerden tarafa ayrıldığını ehem m iyetle kayd
ve yalnız üç kayd-ı ihtiyatî derm iyân etmiş olduğunu ve bunlar hakkında da
i’tilâf olunacağını, kapitülasyon yerine kaim olacak tarz hakkındaki projenin bu
yolda bir i’tidâldan m ülhem olduğu ve T ü rk devletinin hâkim iyetine aid hukuk
ve salâhiyyâta riâyet ettiğini bildiriyor, Berây-ı m a’lumât.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 226
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 154
No. 155
i — Bom pard bilâhire nezdim e geldi. Şiddetli tehdîdât ve m ünâkaşât karşı
sında nihâyet sulhden nâ-üm m îd olarak avdet etti. Garroni ile husûsî m ülâkatda
İS M E T
No. 158
Zâta m ahsusdur.
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 219.
No. 229
ismet Paşa Hazretlerine
No. 171 30 Kânun-i evvel 38
(30 Aralık 1922)
1 — 27/12/38 tarihli telgrafınızı* İzm ir’de Fevzi Paşaya yazm ış idim. 29 ta
rihli cevâbî telgrafnâmesi ikinci m addededir.
H enderson kırk sekiz saatten beri gayet bedbîn olduğunu, sulh yapm ak is
tem ediğimizi anladığını, tarafım ızdan hücum vâki’ olursa İngiliz hüküm etinin
de harbe m ecbur olacağını, m a’m âfîh G azi Paşa ile benim nüfûzum uzu bu yol
da isti’m âl edeceğim ize em in olduklarını, m uvakkat üç m uhtelit m ahkem e için
bu kadar m ühim bir zam anda sulhün ihlâl edilm em esi lâzım geleceğini, şim di
ye kadar hiçbir m es’elede m üsâadâtda bulunm adığım ızı; inkıtâ’ halinde İstan
bul sokaklarında harb başlam ış olacağını söylemiştir. M um âileyh evvelki beyân
larında beş senelik m ehâkim -i m uhtelite esâsı kabul olunursa teferruâtda uyuş
m ak m üm kün olduğunu, m eselâ yalnız İstanbul’da bile bir m uhtelit m ahkem e
nin kâfi olacağını söylemiş. H aşan Beyin A n kara’ya gelm esinden İngilizler
üm m idleniyorm uş *.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 231
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 174 30 Kânun-i evvel 38
(30 Aralık 1922)
C . 156* Kayseri’de T ü rk Ortodoks Kilisesi nâm iyle bir kilise te’sîs içün m et
ropolitlerden m ürekkeb sinod teşekkül etmiştir. M etropolitlerden M eletyos K o n
ya, Prokopius Kayseri piskoposluklarına getirilmiş, diyakoslardan Papa Kostan-
tin’in Ankara metropolidi olarak takdis merâsimi icrâ edilmiştir. İntihâb m azba-
H Ü S E Y İN R A U F
* * Bkz. No. 249, 259.
No. 232
İsmet Paşa Hazretlerine
Tel. 30 Kânun-ı evvel 338
No. 175 (30 Aralık 1922)
Doktor İsmail Sıtkı Beyin riyaseti altındaki M ısır H ey’et-i M urahhasası* ile
görüştüm. Bu hey’et ile Zaglul Paşa’nın riyaset ettiği hey’et arasında pek
m ühim ve esaslı bir fark vardır. Zaglul Paşa’nm taraftarları İngilizlerle uyuşarak
ba’zı kuyûd ve şerâit tahtında bir istiklâle râzı oldukları halde bu hey’et bilâ
kayd-ü şart Sudan dahil M ısır’da istiklâl-i tam a talib ve taraftardır. M am afih
konferansda m üttehid bir cephe arzetm ek için aralarında muvakkat bir i’tilâf
akdetmişlerdir. D oktor İsmail Sıtkı Bey hey’eti iki gün evvel L ozan ’a mütevecci-
* Dr. İsmail Sıtkı Başkanlığındaki heyet Vatanî partisi heyetiydi. Zaglul Paşa heyeti ise Vaft
partisinin temsilcisiydi. Zaglul Paşa, Aralık 1921’den beri Cebelitarık'ta sürgün bulunuyordu ve
kendisi Lozan’a gelememişti. Lozan’daki Vaft partisi delegasyonu, Zaglul Paşa’nın İngilizlerce tu
tuklanıp sürülmesinin birinci yıldönüm ünde Lozan’dan İngiltere Başbakanı Bonar Lavv’a protesto
telgrafı çekmişti. (La Suisse, 23.12.1922). M ısır heyeti 19 Aralık 1922 günü Lozan Konferansı baş
kanlığına bir muhtıra sunmuş, M ısır’ın dâvasını uzun uzun savunm uştur.M uhtıra’da sonuç olarak
şu üç istek ileri sürülüyordu: (1) M ısır ve Sudan’ı da kapsayacak biçimde bütün Nil vadisinin ba
ğımsızlığının tanınması, (2) İngiliz askerlerinin bütün Nil vadisini boşaltm alan ve (3) Süveyş kana
lının tarafsızlığının korunması ve bu tarafsızlığın gözetiminin M ısır’a bırakılması. (Mısır muhtırası
nın tam metni için bkz. Journal de Gcneve, 20.12.1922)
Her iki M ısır heyeti T ürkiye’den medet um uyor ve Atatürk’ün teveccühünü kazanmak için
birbirleriyle yanşıyordu. Bu konuda Londra’nın ünlü Times gazetesinin bir haberi aşağıdadır:
(F R O M O U R C O R R E S P O N D E N T .)
Constantinople, D EC . 27.
T h e arrival in Turkey of the two Egyptian delegations from Lausanne has aroused unusual
interest in Arabic affairs generally. T h e VVatanist (O ld Extremist) Delegation, headed by İsmail
Sidki, vvhich proceeded recently to Angora, only remained there three days, and is novv retum ing.
Meanvvhile the other delegation, representing the Zaghlulists, and including the Sheikh Ali el Ghi-
ati, has arrived and is also desirous of proceeding to Angora. T h e tvvo delegations are not friends;
the Zaghlulists apparently vvish to prevent the YVatanists from securing a m onopoly of Kem alist fa-
vours, vvhatever these are vvorth.
An offıcial Angora com m unique of the 25th alleges that the British are forcing the popula-
tion o f the M osul area to sign a petition favouring the maintenance of the sovereignty of Iraq, and
that those vvho refuse are being fıned and terrorized by bom bing expeditions. O n the other hand,
hen A nkara’dan hareket etmiştir. Konferanstaki beyanatınız arasında bir vesile
ve m ünâsebet bularak M isak-ı M illî’nin birinci m addesine istinâden M ısır’ı da
telâffuz buyurm anızı rica ederim **.
Başkum andan
GAZİ M U STAFA KEM AL
the Turkish Press announces the receipt of num erous telegrams from M oslem countries expressing
allegiance to the National Assem bly, am ong them one from Seyyid Idriss of H odeida.
T h e ikdam to-day provides a refreshing change from the recent Press attacks upon Lord
Curzon. its Lausanne correspondent states that the French attitude is incomprehensible, but the
salient characteristic of the proceedings is the hitherto unexpected mastery of Lord Curzon and
his ability in dealing vvith Eastem affairs. British prestige in the East, which was supposed to have
been broken by the wild policy of M r. Lloyd George, is again being re-established, thanks to
Lord Curzon. (Times, 28.12.1922)
** İsmet Paşa, birinci Kom isyonun 31 O cak 1923 günlü oturum unda M ısır konusunda şun
ları söyledi:
“T B M M Hüküm eti, T ürkiye’nin sınırlan dışında kalmış olan eski Osm anlı İmparatorluğu
topraklan üzerinde hiç bir niyet beslememekte olduğunu, daha önce de, birçok kez açıklamış bu
lunmaktadır... Bu temel ilkeden esinlenen M isak-ı M illî, 1 nci maddesinde, yalnız Arapların otur
makta olduklan topraklann kaderinin yerel (mahallî) halkın serbestçe açıklayacaklan istekleri uya-
nnca düzenlenmesini öngörmektedir.
“T ü rk Tem silci Heyeti,... M ezopatam ya, Hicaz, M ısır ve Suriye’ nin, T ü rk sınırlan dışında
kalmış bütün öteki ülkeler gibi, kendilerine uygun görecekleri yönetimi, özgürlük içinde seçmeğe
haklan olduğunu, resmen bildirmeği bir ödev saymaktadır.” (Tutanaklar... I/1/2, p. 49).
No. 233
ismet Paşa Hazretlerine
No. 177 30 Kânun-ı evvel 338
(30 Aralık 1922)
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 189, ı g ı , 280.
No. 234
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 159, 160 30 Kânun-i evvel 338
(30 Aralık 1922)
29 K ânun-i evvel 38 raporudur.
4 — Bugün Am erikalı, tâlî kom isyonda, tehcîr edilen veya m uhâceret eden
lerin evlerine avdet ve m ülklerine tasarrufları îcâb ettiğine dâir bir m uhtıra ver
di. Bu sûretle m uhâcirlerin avdeti resmen mevzû-i bahs oluyor.
5 — Chester projesinin Fransızlarla ahdım ıza m ünâfi olduğu y a ’ni aynı im-
tiyâzâtı evvelce Fransızlara vermiş olduğum uz haberi alınıyor. A m erika’lıları bu
vâsıta ile hüsn-i m ünâsebâta sevketmek ve Fransızları beyhûde yere büsbütün
tahrik etm em ek içün im tiyâz m uâm elesinin tehîri varid-i hâtır olm akta ise de
bu bâbda hey’etin tenvîr buyurulm ası m üsterhamdır.
İS M E T
No. 235
İcra Vekilleri Riyasetine
Suriye hududları şim diye kadar ta’kib buyurulan ve âtiyen ta’kib edilecek
olan hatt-ı hareket H ey’et-i V ekîle,H âriciye encüm eni ve ayrıca o havâli m eb’us-
ları tarafından tasvîb edilmiştir. A rzu buyurulduğu gibi m es’eleyi M eclis hey’et-i
um um iyesinde mevzû-i bahs ederek m ünakaşa etm ek behem e hal şüyûunu m û
cib olacağı endişesinden ve zât-ı âlîlerinizin işâret bu yurd uğu nu z veçhile zam iri
mizi şim diden izhâr tehlikesinden dolayı şimdilik muvâfık görülmemiştir.
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 205 ve No. 197.
No. 237
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 178 31 Kânun-ı evvel 38
(31 Aralık 1922)
No. 238
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 162, 163 31 Kânun-ı evvel 38
(31 Aralık 1922)
30/12/38 raporudur.
1 — Ekalliyetler tâlî kom isyonu içtim â’ etti. Akşam a kadar çalıştılar. M âli
yenin hukuk-ı eşhâs kom isyonu çalıştı. Sûret-i um ûm iyede m üsâid olarak az bir
terakki edildi.
* Le Matin adlı Fransız gazetesi, 30 Aralık 1922 tarihli sayısında, İsmet Paşa’nın uzun bir de
mecini yayınladı. G azetenin Paris’ten Lozan’ a gelen yazan Jules Sauervvein’a verilen bu özel de
meçte İsmet Paşa özellikle M usul sorunu üzerinde duruyor. M usul yüzünden konferansın tıkanıp
kaldığını savunuyor ve İngilizleri eleştiriyor. Şöyle diyor:
“ Les negociations etaient arrivees sur tous les sujets â un point difTıcile, mais la question de
M ossoul, qui a ete brusquem ent mise sur le tapis, les a rendues presque tragiques. La delegation
britannique, qui a parfaitement vu q u ’aucun entente n’est possible sur l’attribution du territoire
de M ossoul, cherche â transporter les conversations sur un autre terrain afin d ’avoir les puissances
avec elle,si une rupture est inevitable.
“ L ’affaire de M ossoul tient en quelques mots. Les Anglais nous ont dit d ’abord q u ’ils avaient
fait des promesses aux Arabes. Nous avons prouve que les Arabes ne representent m eme pas un
dixieme de la population du vilayet de M ossoul. O n nous a affirme ensuite que M ossoul faisait
geographiquem ent partie de la M esopotam ie. Nous avons demontre q u ’au contraire le vilayet de
M ossoul est partie integrante de l’Anatolie.
“ Enfin, les Anglais, â bout d ’arguments, ont em ploye un moyen dont la valeur morale est
douteuse. Ils ont affirme q u ’ils avaient occupe M ossoul avec leurs armees victorieuses et que ce
territorie leur appartenait par droit de conquete. Adm ettons la valeur de cet argument, bien q u ’au
point de vue du droit elle soit de faible valeur. J ’ai repondu que c ’etait faux et que les Anglais
avaient occupe M ossoul plusieurs semaines apres l’armistice et sans rencontrer aucune resistance,
tout com m e ils ont occupe Constantinople, tout com m e ils ont fait occuper S m ym e par leurs alli-
es Grecs.
“ Devant cette contradiction des deux theses, q u ’avons-nous vu? T ou tes les autres questions se
sont aussitöt envenimees(...)
“ Depuis que l’affaire de M ossoul s’est presentee aux Anglais sous un aspect insoluble, depuis
que j ’ai revandique hautement la possession du vilayet et de ses petroles pour la T urq uie, il est
advenu que la discussion sur les Capitulations a pris un ton aigre et presque dram atique...” (Jules
Sauerwein, “ U ne Declaration d ’ Ismet Pacha au “ M atin” : C ’est parce que PAngleterre veut conser-
ver les petroles du territoire de M ossoul que les allies em pechent d ’aboutir la conference de Laus
anne” , Matin, 30.12.1922).
yor. Bonard Lavv ve Poincare içtim âi da vardır. V aziyyet m uğlaktır. A lm an
ta’ m îrâtı sebebiyle teşerruh eden İngiliz projesi Fransa’yı tatm în etm eyecek imiş.
Fransa’yı galeyâna getiren sebeb-i aslî budur. M usu l m es’elesi de Paris’te ta’m î
rât m es’elesi ile beraber hallolunacak deniliyor. Fransız gazetelerinde bir de
M usul yüzü nd en m üttefiklerin m ücâdeleye girişmesine m ahal olm adığını ve İn-
gilizlerin kendilerinde yaptıkları gibi Türklerle ayrıca h u du d işini halletm elerini
neşrettiler. H ülâsa bir tarafdan M usu l talebi, diğer tarafdan uhûd-i atîkanın
reddi ile İngilizlere ve m üttefiklere karşı en ağır vaz’iyyetde bulunuyoruz. İngiliz
donanm asının Çanakkaleye şevki ve Y u n a n istihzârâtı burada m übâlağalı olarak
bize îsâ ediliyor. Paris’te Fransa ve İngilizler, aralarındaki mesâili halledebilirler
se karşımıza tekrar m üttehid olarak gelm eğe çalışacaklardır.
İS M E T
No. 239
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 164, 165, 166 31 Kânun-ı evvel 38
(31 Aralık 1922)
M âliyenin hukuk ve em vâl kom isyonlarına aid bu gün Barrere ve bir m üte
hassıs ile ve Ferid Bey ve Z ekâî Beylerle bir içtim â’ yaptık. Şim diye kadar m u
allak kalan nikatdan ba’zıları bir dereceye kadar halledilm iştir. H arb esnâsında
ecnebi tebaasının zararlarını tazm în etm eği bize teklîf ettikleri halde harb ve iş
gal esnâsında bizim tebaam ızın zararlarını tazm în etm eği y a ’ni m ütekabiliyet
esâsını kabul etm iyorlardı.Şim di bunu kabul ediyorlar. Ecnebi tebaa zararları
nın Suriye ve Irak gibi m ünfek araziye taksimini kabul etm eyerek yalnız T ü rk
hüküm etine âidiyetini iddiâ ediyorlardı. Şim di bu zararların taksîmini kabul
ediyorlar. Burada bahsi geçen zararlar tekâlif-i harbiye m usâdere gibi tedâbîr-i
harbiyeye şâmildir. T ah rîb ât ve şâire gibi efâl-i harbiye burada mevzû-i bahs
değildir. Bundan başka şim diye kadar T ü rk iye’de kalan ecânibin duçâr olduğu
zararlar gerek hüküm etin tedâbîr-i harbiyesinden gerek ale’l-ıtlak eşhasın m uâ-
melât-ı husûsiyesinden m ütevellid olsun evvelen hüküm et tarafından tazm în ve
ba’ dehu alâkadârândan hüküm etçe taksîm olunm ak lâzım dır diyorlardı. Sebeb
olarak harb esnâsında m em lekette kalan ecnebi tebaanın her zarara karşı vika
yesi hüküm etin taht-ı m es’ ûliyetinde olduğunu ve her m em lekette bunun içün
fevkalâde takayyüdât icrâ edildiğini söyliyorlardı. Şim di kabul olunan şekl-i h u
sûsî: Zararlar hüküm ete âid olm ayıp hüküm et bu husûsta tedâbîr-i seria-i adli
ye ve idâriye ittihâz edeceğini taahhüd etm ekle iktifâ olunacaktır. İki esaslı nok
ta m uhtefün fihdir:
Bizim iki nokta hakkında iddiâm ız, bunlar T ü rk tebaası ve şirketlerine ta
allûk ettiğinden m uâhede ile m ünâsebetdâr olm adığı ve ihtilâfâtın m ahkem eleri
mize âid olduğu zemînindedir. O nların teklifine göre m ezkûr şirketler zararlarının
bir a ’zâ bizden, bir a ’zâ alâkadârdan, bir a ’zâ bîtarafdan m ürekkeb üç kişilik
hakem hey’eti ile tedkîk ve hükm olunm alıdır. Biz diyoruz ki b a ’zı m ukavelâtda
harb esnâsında hüküm et şirkete vaz’-ı yedd ederse hesâbın nasıl görüleceği dere
edilmiştir. Bunlar ahkâm e göre m uâm ele görür. B a’zı m addeler m ukavelâtda
m ünderic değildir ve b a ’zı şirketlerin m ukavelâtında ise hal-i harb esâsen nazara
alınmamıştır. Bu ahvâlde m ehkem elerim ize m ürâcaat olunarak halledilm elidir.
O n lar m ahkem elerin bu mesâili sür’atle ve lâzım gelen m a’lûm ât ve ihtısâs ile
halledem eyeceğini iddiâ ediyorlar. Binâenalyh
1 — Şirketlerle harb senelerinin hesabâtından tevellüd edecek ihtilâfâtı, ya
pacağım ız bir kanun-i m ahsûsla m uvakkat bir m üddet içün hakem hey’eti vâsı
tası ile hallini kabuleder m isiniz? sür’atle em r ve iş’ârı *.
2 — Fransızca readaptation denilen şerâit-i cedîdeye tevfîk keyfiyetine gelin
ce bu bâbda taleblerine bir hakem h ey’eti vâsıtasiyle ihtilâfâtı halletm ekdir.
M uâhedede dercolunm ası m e’m ûldur. Fakat hüküm et esâs i’tibâriyle bu ihtilâ-
fâtı birinci m addede olduğu gibi bir kanun-i m ahsûs ile m uayyen bir hakem
hey’eti vâsıtası ile halletm eği kabul ediyor m u? Sür’atle em r ve iş’ârı.
İS M E T
* Bkz. No. 254.
No. 240
ismet Paşa Hazretlerine
No. 180 31 Kânun-i evvel 38
(31 Aralık 1922)
A dnan Beyden bugün aldığım ız telgrafta kendisini ziyâret eden General
H arrington İstanbul’da N oel yortuları esnâsında İngiliz askeri tarafından ik a’
olunan hâdisâtdan dolayı çok m üteessif olduğunu ve bu bâbd a tahkikata devam
edildiğini ve Çanakkale vak’asından dolayı da teessürlerini tekrar ettiğini* ve sulh
hakkından îkbînliğini m uhâfaza eylediğini ve İngiltere’nin harb etm ek istem edi
ğini ve kendisinin şahsen bir ân evvel sulhün in’ikadi ile yeni ta’yîn olunduğu
Şim alî İngiltere K u m an danlığın a kavuşm ak tem ennisinde bu lun du ğu nu beyân
eylediği bildirilm ektedir. Berây-ı m a’lum ât.
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 230.
No. 241
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 242
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
A fgan Sefiri
Sultan A hm ed*
No. 243
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 182 (tarihsiz) *
(İmzasız)
* 31 Aralık 1922 veya 1 O cak 1923 tarihli olduğu anlaşılıyor.
** Bkz. No. 248.
No. 244
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 183 1 Kânun-ı sânî 39
(1 Ocak 1923)
C . 29 Kânun-i evvel 38, 155 num aranın üçüncü m addesine.* A d lî kapitülas
yonların yerine derm iyân edilen tekâlife karşı esâsen m utasavver olduğu veçhile
bîtaraf devlet tâbiiyyetinde bulunan hukukşinâslardan ıslâhât-ı adliye içün
m üşâvir celbine teşebbüs edildiği takdirde müttefiklerin m uzır tekliflerini dâfi’
olacağı kanaatında olm am akla beraber bîtaraf devletler tebaalarından teklif-i
devletleri veçhile ve tarafınızdan müşâvir-i adlîlerle şim diden hususî m ukaveleler
akdine salâhiyyetdâr bu lun du ğu nu z H ey’et-i V ekîlece ve bugünkü 1 Kânun-i
sânî 339 tarihinde M eclisin hafi ictim âında tarafımızdan verilen izâhât üzerine
takarrür etmiştir. Bu hususda esâsen sizce de m usam m en olduğu veçhile bunu
ahde geçirm em ek ve resmî beyânâtda bulunm am ak lâzımdır.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 245
ismet Paşa Hazretlerine
No. 195 1 Kânun-ı sânî 39
(1 Ocak 1923)
L ozan ’dan Fransa hâriciye nezâretine gelen bir raporda Barrere’in Tem ps
gaztesinin tenkidâtından şikâyet ve tenkidâtm devamı halinde vazifesine devam
edem eyeceğini beyân ettiği, Barrere ile B om bard’ın aralarının açık olduğu Paris
M üm essilliğim izden bildirilm ektedir.
(İm za yok)
No. 246
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
(1 Ocak 1923)
İS M E T
* Bkz. No. 255.
No. 247
Hey ’eti Vekile Riyasetine
No. 168 1 Kânun-u sânı 339
(1 Ocak 1923)
31 K ânun-ı evvel 38 raporudur:
T a ’ tildir. M aliye için Barrere ile konferans yaptım . C u rzo n ’dan M u su l hak
kında cevabî m ektup a ld ım *. Ç o k m ülâyim ane yazılm ış. Artık m ünakaşatı zaid
görüyor. M esâili kom isyona ihale edecekm iş. A ram ızda sû-i tefehhüm olmuş.
Ben dâim â M usul vilâyetinin cenub hududunda, o da Irak’ ın şimal hududunda
tashihatdan bahsederm iyiz. Kendisi Paris’ten avdet eder etm ez mütehassısları-
* Lord C urzon ’un bu m ektubu konusunda basında çıkan bir haber aşağıdadır:
İS M E T
** Curzon, Paris’e hareketinden önce, 30 Aralık 1922 günü Söm ürgeler Bakanlığına yazarak
M usul konusunda bir uzm an istedi. Şunları yazdı:
“ Follovving for Colonial Oflice.
“ ismet Pasha has accepted my proposal for a meeting of ou r respective experts to discuss
Irak frontier question. M y proposal vvas confined to northem boundary alone. H e uses vvord fron-
tiers in plural and clearly intends, having been vvorsted in paper encounter, to raise vvhole question
anevv in proposed meeting. A t same time I do not think I ought to refuse and shall therefore
be obliged if Bullard can be sent out on M onday or T uesday at least to help m e.” (Curzon to
Crovve, T el. No. 168, or Decem ber 30, 1922: D B F P -I/ 18, p. 426, No. 305).
No. 248
Hâriciye Vekâletine
No. 249
icra Vekilleri Riyâsetine
No. 170 Lozan 1/ 1/139 ( 1923)
İS M E T
No. 250
Heyet-i Vekîle Riyasetine
T a ’tîldir. Bom pard ile m ahkem eler m es’elesini görüştüm . Ecnebi hakim leri
projesinde musırdırlar. Bu kapitülasyonlar işinde bize asıl m üşkilâtı Fransızlar
yapıyorlar. Paris’te bu akşam başvekiller toplanıyorlar. Verilecek kararlann bi
zim içün ehem m iyyet-i azîm esi vardır.
İS M E T
No. 251
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 252
İsmet Paşa Hazretlerine
H — Gayr-ı askerî m enâtıkda herhangi m uhill-i âsâyiş bir vak’a hâdis olur
sa T ü rkiye hüküm eti bilâ istizân jan d arm aya kuvvetü’z-zahr asker sevk edilebi
lir.
V ü sûllün ü n iş’ârı *.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 253
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 188 2 Kânun-ı sâni 39
(2 Ocak 1923)
C 31 K ânun-i evvel 162 n u m araya*:
H arb ve işgal esnâsında tebeam ızm zararlarını tazm ini kabul edenler miyâ-
nında Y un an lılar da dâhil midir? A cilen iş’ârını rica ed erim **.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 254
ismet Paşa Hazretlerine
Na. 189 2 Kânun-ı sâni 39
(2 Ocak 1923)
No. 256
ismet Paşa Hazretlerine
No. 191 2 Kânun-ı sâni 39
(2 Ocak 1923)
C 28, 29/12/38 tarih ve 157, 158 num aralı iki tele: *
3 — Verese nâm ına hareket eden zâtın M u su l’un bize iâdesi içün A m erika
hüküm etinin bize m uâvenetde bulunacağına dâir beyânâtı Am erika m urahhas-ı
resmîsi tarafından dahi te’yîd ve tevsik olunduğu takdirde karar ittihâz etmek
üzere iş’âr bu yuru lm ası**.
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 227.
** Bkz. No. 289.
No. 257
ismet Paşa Hazretlerine
No. 192 2 Kânun-ı sâni 39
(2 Ocak 1923)
A d n an Beyden alınan 31 K ânun-i evvel tarihli telgrafa nazaran resmî ve
gayr-ı resmî Fransız mehâfıli M u su l m es’elesinin mesail-i sâireden ayrı olarak
doğrudan doğruya İngilizlerle aram ızda halledilm esi husûsunun tarafımızdan
te’m inine çalışılması lüzûm un da m üşârünileyh nezdinde ısrâr etm ekte imişler.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 258
ismet Paşa Hazretlerine
No. 193 2 Kânun-i sâni 39
(2 Ocak 1923)
İngilizler M usul m es’elesi dolayısiyle Konferansı akâm ete uğratm akta, aynı
zam anda L ozan ’da bulunan bütün hey’et-i m urahhasaları kendi taraflarına cel-
bederek Türkleri i’tilâfgirizlikle ithâm a çalışm aktadırlar. M u su l m es’elesinin ay
rıca T ü rklerle İngilizler arasında halledilm esi içün T ü rkler tarafından yapılacak
bir teklif İngilizlerin hilekârlığını suya düşüreceği ve M u su l hâriç olm ak üzere
sulh m uâhedesini de im za kabil olduğu takdirde T ü rklerin karşısında yalnız İn
gilizlerin kalacağı, o zam an İngiliz efkâr-ı um ûm iyesinin M usu l m es’elesi içün
Türklerle harb etm eye hiçbir zam an râzı olm ayacağı ve T ü rkler tarafından yapı
lacak böyle bir teklifi İngilizler reddederlerse diğer hey’et-i m urahhasalar tabia-
tiyle T ü rk ler tarafını iltizâm ederek M usu l m es’elesi içün Konferansın akam ete
uğram asına râzı olm ayacaklardır.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 259
ismet Paşa Hazretlerine
No. 194 2 Kânun-ı sâni 39
(2 Ocak 1923)
Sinod Prokopyos, M eletyos, Pervasyos ism indeki eski m etropolidlerden
m ürekkebdir. T akd îs edilm ek üzere bulunan piskoposlar adedinin dokuza iblâ
ğına ve bilhassa diyakosların takdisine i’tinâ edilm ektedir*. N eticede tafsilâtı arz
edilecektir.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 260
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
M uhtar
* 22 Aralık 1922 günü M oskova O pera binasında toplanan X . Sovyet Kongresinde hasta
olan Lenin hazır bulunam am ış ve onun yerine siyasal konuşm ayı Kam enev yapmıştı. O n u n bu
konuşması, “ O n un cu Sovyet Kongresinde Kam enev, İngiltere’nin Lozan’daki politikasını şiddetle
eleştirdi” başlığıyla bazı Avrupa gazetelerinde de yayınlanm ıştı. Bu yayınlardan bir parça aşağıya
alındı:
Au Dixiem e Congres des Soviets
KAM EN EVV C R I T I Q U E A P R E M E N T L A
P O L IT IQ U E A N G L A IS E A L A U S A N N E
Kanemevv, ensuite, critiqua avec une severite particuliere l’attitude de la G rande Bretagne â
la conference de Lausanne.
II se passe, â Lausanne, un fait significatif et des plus aises â constater: la G rece et la G ran
de-Bretagne n’y montrent q u ’une seule idee: convertir la T u rq u ie en une vaste colonie.La Russie,
elle, ne soutient la T u rq uie que parce que ce pays com bat l’imperialisme.
La G rece n ’est pas bolcheviste, c ’est entendu. N ’em peche q u ’elle fusille sans hesiter plusieurs
de ses ministres, qui n’ont ete, au fond, que les instruments de l’Angleterre.
Pour nous, nous ne nous laisserons pas influencer: nous resterons les amis de la T urquie,
tant que la T u rq uie continuera â manifester des sentiments antimperialistes. Et s’il arrive q u ’un
jou r, le gouvem em ent d ’Angora fasse des “ courbettes” a la G rande-Bretagne et â Lord Curzon, la
Russie alors, s’elTacera et laissera les T u rcs suivre cette politique de servilite. M ais ce jour-lâ n’est
pas encore venu.
En fait, la conference de Lausanne n’a, â l’heure actuelle, encore rien regle.
Et, il nous sera bien permis de constater par ailleurs que la politique aventureuse de lord
C urzon n ’a fait, en ce qui concem e notamm ent la question des reparations, que semer â profu-
sion de nouveaux germes de guerre. (Pelit Parisien, 26.11.1922).
No. 261
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 89 2 Kânun-ı sâni 39
(2 Ocak 1923)
Proje gayr-ı askerilik ve serbestî-i m ürur ve kom isyon ve te’m inât hakkm da-
ki müteferrik lâyihalar üzerinde talebim iz üzerine b a ’zı ta’dîlât yapıldıktan sonra
m ezkûr lâhıyaların hey’et-i um ûm iyesinin hukuk mütahassısları tarafından bir
leştirilmesiyle Fransızlar tarafından vücûda getirilmiştir. Bu projenin b a ’zı me-
vâddı üzerinde Ingilizler i’tirâzlarını m uhâfaza ettikleri gibi tarafım ızdan da
ba’zı tashîhât ve m etâlib derm iyânm da ısrâr olunm aktadır.
Ingiliz i ’tirâzlan:
D — İngilizler gayr-ı askerî m ıntıkanın bir i’tilâf kom isyonu tarafından tah
didini taleb etmektedirler. Y aln ız harita üzerinde işaretle iktifa edilm esine çalışı
lacaktır.
E — Y edin ci m addenin (sahîfe 12) nihâyetine G elibolu Şibihcezîresinde ja n
darm adan m âadâ bir T ü rk garnizonu bulundurm ak hakkını tanıyan bir kayd
vaz’ına çalışılacaktır.
İS M E T
No. 262
ismet Paşa Hazretlerine
No. 197 3 Kânun-ı sâni 39
(3 Ocak 1923)
Fevzi Paşa Hazretleri M u su l’un her hangi şerâit ile olursa olsun idarem iz
altına geçm esi lâzım geldiği m ütâlaasındadır. Berây-ı m a’lûm ât.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 263
Hey ’et-ı Vekîle Riyasetine
No. 174 3 Kânun-ı sâni 39
(3 Ocak 1923)
C . * H arb ve işgal zam anında tebaam ızın zararlarını tazm în bahsinde Y u
nanlılar içün düvel-i m üttefıkanın kabul ettikleri m adde aynen şudur:
B una karşı Y unanlıların derm iyân ettiği kayd-ı ihtirâzî, kendilerinin harbin
bir devresine kadar m üttefikler m iyânında bulundukları ve ondan sonra T ü rkiye
ile m uhârib oldukları cihetle m ebhûs zararların taksimi keyfiyetinin tarafeyn te
baası emvâl ve hukuk ve m enâfiıyle iştigal eden İktisâd K om isyonun un vezâifın-
den hâriç ve M âliye K om isyonuna dâirdir ki bundan m aksadları da m ezkur ko
m isyonda bu zararları m asârif işgaliye ile karşılaştırmağa çalışm aktır.
Elim izde bütün m enâfi’-i iktisâdiyem izi m uhâfazayı kâfıl ciddî tçdkîkata
m üstenid ve m ukavelât-ı ticâriye akdi içün m uktazî sütunları hâvi bir ta’rife
m evcud olsaydı vaz’iyyeti tesbit içün d er’akab ticâret m ukavelâtı akdi m üzâkerâ-
tına girişilmek tabiî idi. Fakat böyle bir ta’rife bulunm adığı gibi istatistik m a’lu-
m âtm ın cem ’i, ta’rifenin ihzârı. M eclisden geçirilmesi oldukça bir zam ana
m ütevakkıf bulun duğundan der’akeb m üzâkerât-ı ticâriyeye başlam ak içün de
eldeki ta’rifeden istifâdeden başka çâre mevcûd değildir. Binâenaleyh eldeki ta’ri
fenin tedkîkat m üddeti esnâsm da tesbîtine m ukabil diğer devletlerin de asgarî
idhâlât ve ihrâcât resim lerinin tesbîtinden istifâde etm ek içün çalışm ak lâzımdır.
Buna vüsûl içün düşünd üğü m üz proje âtideki tarzda tesbît edilmiştir:
No. 176
4 — M ukaveleler yalnız iki sene içün yapılacaktır. İki seneye kadar ticâret
mukavelesi akdi içün hazırlanam adığım ız halde altı aydan altı aya tem dîd et
m ek hakkını hâiz olacağız.
İS M E T
* Bkz. No. 272, 285.
No. 265
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 177 3 Kânun-i sâni 39
(3 Ocak 1923)
2 K ânun-i sânî raporudur.
2 — M âliyenin kom isyonları in’ ikad etm iyor. H usûsî m esâî vardır. D iğer
telgrafnâm em e sür’atle cevâb istirhâm ederim.
* Paris Konferansı, A lm an ya’nın “T am irat” borçlan ile ilgili olarak Fransa, İngiltere ve İtalya
Başbakanlan arasında 2 O cak 1923 günü başlamıştı. Konferansta Fransız ve İngiliz tezleri çarpışı
yordu. İngiltere, A lm anya borçlannın ertelenmesinden yanaydı; Fransa ise bir güvence olm adan
tığına dâir buralarda havâdis çoktur. B ir iki m ühim İngiliz simsârı M usu l pet
rolleri içün çok zam andan beri olan teşebbüslerini ta’cîl ve teşrîd ediyorlar.
M uhtelif şeraitlerini kabul edersek M u su l’un iâdesini te’m în edeceklerini söyli-
yorlar. Bu akşam ki şartları elli sene im tiyâz, M usu l petrollerinin yüzde on iki
buçuk hissesi bize âid. A m erika’yı ve sâireyi tatmîn etm ek onlara âid. H üküm et
rüsûm u tabiî imiş. Curzon gelsin bakalım ahvâl nedir.
No. 266
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 178 3 Kânun-i sânî 339
(3 Ocak 1922)
H ey ’et-i sulhiye tahsîsâtına ahîren ilâve edilen yü z bin liraya âcil ihtiyâç
vardır. H angi tarihte ve ne vâsıta ile gönderildiğinin em r ve iş’ârı *.
No. 267
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
(3 Ocak 1923)
K ü n yeleri evrâk gönderm ek zam anında sıra ile iâde etm ek tabiîdir. Bilâ
lüzum hem en iâdelerine lüzûm olm adığı m a’rûzdur.
İS M E T
No. 268
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 269
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
* Lozan ile İstanbul ve Ankara arasında iki telgraf hattı vardı. Biri “ Eastern” (Doğu) telgraf
hattıydı ve Akdeniz üzerinden İstanbul’a geliyordu. Öteki hat Rom anya’nın Köstence şehri üzerin
den, Karadeniz yoluyla İstanbul’a ulaşıyordu ki buna kısaca Köstence hattı deniyordu. Eastern
hattı İngilizlerin elindeydi. Köstence hattına da M üttefik kuvvetler el koym uşlardı. Lozan konfe
ransı günlerinde Ankara ile Lozan arasında telgraf haberleşmesinde çeşitli güçlüklerle karşılaşılı
yordu. G üçlükler kimi zaman pek önem kazanıyordu. Başbakan Hüseyin R au f O rbay, haberleşme
de güçlüklerin giderilmesi için Köstence hattının kullanılmasının uygun olacağını düşünmüştü.
A m a İsmet Paşa, daha güvenilir ve daha hızlı haberleşme sağladığı gerekçesiyle Eastern hattının
kullanılmasının daha uygun olacağı görüşündeydi.
** Bkz. No. 287.
No. 270
ismet Paşa Hazretlerine
jVo. 200 4 Kânun-i sânî 39
(4 Ocak 1923)
1 — Bu sabah M ou gin ile görüştüm . Telgraflarım ızın te’hîr edildiğini, tak-
dîm ve te’hîr yapıldığını, tedkikatım ız neticesinde telgrafların Eastern kablosun
dan geçmesi yüzü nd en bu gibi m uam elâta m a’rûz olm ası ihtimâl-i galibini an
ladığım ızı, bunun içün tarîk-i m uhâbereyi Köstence hattına çevirdiğim izi, fakat
onun da düvel-i m ütteflka kıtaâtı başkum andanlığı tarafından m ürâkebe olun
d uğunu ve ta’m îr masrafı diye kelim e başına on dört kuruş zam m iyât yapıldığı
nı öğrendiğim izi, m üzâkerât-ı sulhiyyeyi ehem m iyetle ihlâl edebilecek olan bu
gibi m uâm elâta hiç olm azsa m em leketim iz dâhilinde taham m ül edem eceğim izi,
m uhâberem izde sür’at ve em niyyeti düvel-i m üttefîkanın bize karşı m üteahhid
bulunduklannı ifâde ve bunların r e fi içün teşebbüsât-ı m üessirede bulunulm ası
lüzûm unu ilâve ettim *.
H Ü S E Y İN R A U F
H Ü S E Y İN R A U F
No. 272
İsmet Paşa Hazretlerine
2 — M e n ’-i idhâlât kanununa dâhil olan eşyanın on iki misli güm rük res
mine teb’an idhâline dâir lâyıha-i kanûniye kabul edilmiştir. Bundan ziyâde
resme tâbi’ tutulm ası bizce m atlûb eşyanın nelerden ibâret olacağını H aşan Bey
getirecektir.
No. 273
ismet Paşa Hazretlerine
No. 203 4 Kânun-i sani 339
(4 Ocak 1923)
C 160 tele*:
i — Sam sun-Sivas dem iryolunun inşâsı 1912 istikrâzına m erbût olarak Re-
gie G enerale de C hem in de fer şirketine bâ irâde-i seniyye verilmiş fakat şartnâ-
m e ve m ukavelenâm e kat’iyyen im za ve teâtî edilm eden H arb-ı um ûm î infilak
ettiğinden i’tilâf-ı m ezkûr meclis-i vükelâ kararıyle keen lem yekûn addedilm iş,
şirket zarar ve ziyanın H üküm et-i O sm ân iyeye âidiyetinden bahisle protesto ey
lemiştir.
H üküm et kesb-i kat’iyyet etmiş bir m ukavele m evcud değildir şeklinde ce
vap vermiş ve şirket m ukavelenin irâdeye iktirânından ve yegâne vâsıta-i teblîğ
olan Fransız sefaretine resmen tebliğinden ve binâenaleyh kesb-i kat’iyyet etti
ğinden ve hat hüküm etçe şirkete teslim edilm ek suretiyle m ukavele m evki’-i tat-
bika da konduğundan ve hüküm etin fesih kararı vermesi ve hattın iâdesini taleb
etmesi de m ukavelenin m evcudiyetini zım nen tanımış dem ek olduğundan bahis
le tekrar cevap vermiştir. Bilâhire A m erika sefareti de Fransız hüküm eti nâm ına
aynı protestoyu yapmıştır. İcab eden cevaplar verilmiştir.
M ezkû r şirketle yapılan m ukaveleye nazaran şirket hüküm etin bir m üteahhi
di sıfat ve m âhiyetini hâizdir. Şirket beher kilom etreye sekiz bin lira alacaktır.
A m erikalı Ç ester ile ve refiki ile m üzâkereyi m enâfık’-i vataniye nokta-i na
zarından daha m uvâfık gördüğünden m üzâkerâta devam edileceği N âfıa V ekâle
tinden bildirilmiştir.
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 234.
** Bu belge önce telgraf olarak gönderilmiş, sonra yazıyla da tekrarlanmıştır.
No. 274
ismet Paşa Hazretlerine
Telgrafnâm enin m üttefiklerle zarar tazm îni cihetinden Y u n an lılar hâriç ol
m ak üzere sarf-ı nazar etm ek şıkkı tervîc olunacaktır’dan m aksûd tarafeyn sarf-ı
nazar edecek m idir, yoksa yalnız biz m üttefiklerden istemekten sarf-ı nazar mı
edeceğiz? S ü r’at-i iş’ânnı rica ederim .
H Ü S E Y İN R A U F
No. 275
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
Y azı
185. 186 ve 187 num aralı şifrelere* cevâb ve Boğazlar hakkm daki 89 nu m a
ralı h ey’et-i m urahhasa raporuna zeyldir. 185, 186, 187 num aralı raporların ek
ser m ahalleri hallolunam adığından lâyıkıyle anlaşılam am ıştır. A nlaşılan nikat ve
husûsât-ı şâire hakkında ber vech-i zır arz-ı m a’lûm ât olunur:
4 — Son birkaç gün zarfında 89 num aralı rapora leffen takdîm kılınan pro
jed e istihsâl olunan ta’dîlât düvel-i i’tilâfıye tarafından tashîh şeklinde teksîr
edilm iş ve sûret-i husûsiyede bize verilmiştir ki bir sûreti leffen takdîm kılınmış
tır.
D — Siyâsî te’ mînât olarak 89 num aralı raporda m erbût projenin on yedin
ci m addesinin sol tarafında m uharrer m etnin cü z’î ta’dilâtla kabul olunduğu
haber alındı. Bu ta’dîlât ikinci fıkranın nihâyetinde m uharrer “dont elleş dispo-
sent” ta’bîrinin “ que le Conseil de la Societe des Nations decidera â cet effet”
sûretine kalbinden ibaret imiş. Bundan fazla te’mînât-ı siyâsiye istihsâli m üm kin
olmamıştır.
İşbu te’m înât-ı siyâsiyeyi ben esâsen düvel-i ecnebiyenin tecâvüzüne karşı
taleb ettim. O n la r bu bir taraflı te’m înâta i’tiraz ederek taahhüd ettiğim iz me-
vâddı bizim ihlâl etm em iz hâlinde mesûliyyeti deruhde etm ediğim izi izhâr etti
ler ve bu hâlde gayr-ı askerîliğin m ürâkabesini şart ittihâz ettiler. H er türlü
m ürâkabeden âzâde olm ak ve bahsolunan gayr-ı askerî ve serbestî m ürûr terti-
bâtını m uâhede ile zâten taahhüd etmiş olm ak sebebiyle tecâvüzün tarafeyne
şâmil olmasını zarurî olarak kabul ettik. Bu sûretle hiç olm azsa düvel-i ecnebi
yenin tecâvüzüne karşı da te’minât-ı siyâsiye deruhde ediyoruz ve bir tarafdan
tecâvüz olup da te’m înât ahkâm ına riâyet olunm azsa bu te’m înâtın gayr-ı askerî
ve serbestî-i m ürûr tertibâtının gayr-ı m ünfek aksâm ı olduğunu kaydettirm iş
oluyorum .
6 — 89 num aralı rapora m erbût projede m ünderic m etâlibim izin diğer kıs
mı hakkında henüz m üsbet bir netîce elde edilem em iştir.
İS M E T
C O N V E N T I O N R E L A T IV E A L A L IB E R T E D E S D E T R O I T S
E R R A T U M
Article 5. — Supprim er la dem iere ligne, “ m ais ne pourra l’y faire m ouiller
sauf le cas de fortune de m er” et la rem placer par: “ mais ne pourra pas user de
ces eaux com m e base d ’operation contre la T u rq u ie, ou pour une concentration
navale ou militaire dans ce b u t” .
“ Article 13 — L a com mission sera chargee de s’assurer que sont dûm ent ob-
servees les dispositions concernant le passage des bâtim ents de guerre et aero-
nefs militaires, dispositions faisant l’objet des paragraphes 2 et 3 de l’annexe ci-
jo in te”.
No. 276
Hey ’et-i Vekile Riyasetine
No. 180, 181, 182 4 Kânun-i sânî 339
(4 Ocak 1923)
3 K ânun-i sânî 39 raporudur.
2 — M âliye işleri içün bugün husûsî m ülâkatlar oldu. H iç birisi m üsâid de
ğildir. Fransızlar her husûsda m usırr ve m uanniddirler. Ben b a ’zı askerî
m es’eleler içün Ceneral YVeygand ile görüştüm. H üsn-i telakki etti. Sonra ka
pitülasyon m esâilini açarak bir m üddet-i m uvakkate içün adliyede ba’zı te’mînât
lüzûm unda ısrâr etti.
3 — İngiliz A m ele Partisinden iki a ’zâ bugün tekrar gelerek Konferans inkı-
tâ’ ederse m usâdem eye m ahal kalm ayarak m uvakkat bir sûret-i tesviye bu lun
ması için m üdâvele-i efkâr ve bir proje i’ tâ ettiler. İnkıtâ’dan sonraki ahvâli
düşünm ek salâhiyetim hâricinde olduğundan bu zem îni m ütâlaa m üm kün ola
m ayacağını ifâde ettim .İnkıtâ’ olursa B ü yük M illet M eclisi İngiliz parlam entosu
na m ürâcaat ederse m usâdem eye m ahal kalm ayarak parlam entolar arasında iki
hey’et ile m üzâkere m üm kin olacağını söylediler. M eclis karârı ile yapılabilecek
işlere dâir fikir derm iyânı m üm kin olm adığını söyledim . N ihâyet inkıtâ’ olursa
kendilerinin görüşm eğe hazır olduğunu söylediler.
No. 181
La question de M ossoul a ete l’objet ces jours derniers de conversations privees entre les de-
legues interresses, mais il n’a pas ete possible d ’arriver â un accord.Les Anglais et les T u rcs main-
tenant leurs points de vue. O n croit d ’ailleurs que les Turcs, d ’apres les instructions q u ’ils auraient
reçues tout recem ment, ne modifıeront pas leur maniere de voir. Dans ces conditions, il şerait
possible que la question de M ossoul et d ’autres problemes difliciles fussent reserves pour une con
ference ulterieure qui devrait am ener la conclusion definitive de la paix.
( Gazelle de Lausanne, Journal de Geneve, Tribüne de Geneve, 4 .1. 1923).
No. 277
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 183 4 Kânun-ı sâni 39
4 Ocak 1923
İS M E T .
* Bkz. No. 201.
No. 278
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 184 4 Kânun-i sânî 39
(4 Ocak 1923)
1 — 187 num aralı ve 2 K ânu n-i sânî 39 tarihli telgrafnâm enin “sefain-i
bahriye ile” cüm lesinden “m addesi” kelimesine kadar;
2 — 186 num aralı ve 2 K ânun-i sânî 39 tarihli telgrafnâm enin “G elibo
lu ’nun gayr-ı askerî” kelim esinden sonraki kelime ile m il adedinin;
İS M E T
No. 279
ismet Paşa Hazretlerine
No. 205, 206 5 Kânun-i sâni 39
(5 Ocak 1923)
M akam -ı Hilâfet yalnız T ü rk iy e’ye aid olm ayıp bilcüm le âlem-i İslâm a şâ
mil ve aiddir. Binaen aleyh halife-i M üslim în em îrü’l-m ü’m inîndir. Bu i’tibarla
halifenin vaz’iyyetini hukuk ve salâhiyyet-i meşrûasını icâbât-ı asriyeye ve zarûri-
yât-ı zam âneye göre tesbit ve ta’yin eylem ek T ü rkiye Devletinin salâhiyyeti fev-
kındadır. Ç ü n ki T ü rkiye Devletinin halifeye istiklâl ve hâkim iyet-i m illîsini ihlâl
etm eksizin verilebileceğini h ukuk ve salâhiyyât-ı diğer İslâm hey’ât-ı ictim âiyye-
leri tarafından vâcibü’r-riâye telakki etm ek lâzım dır ki h ukuk ve salâhiyyât-ı
m ezkûre yalnız T ü rk iye’ye m ünhasır kalm asın. Âlem -i İslâm ın m üstakil ve gay-
r-ı m üstakil olanlarının ahvâl-i m ahsûsalan buna gayr-ı m üsâid ve gayr-ı m üte
ham m il olabilir. Binâenaleyh h ukuk ve salâhiyyât-ı hilâfeti âm ve şâmil bir
sûretde ta’yîn etm ek ancak bütün İslâm hey’ât-ı ictim âiyesinin hâiz-i salâhiyyet
hey’et-i m urahhasalarından m ürekkeb bir şûrây-ı islâmın içtim â’ ve husûs-ı m ez
kûru hail ve tesbît eylemesi tabiî ve zarurîdir.
H Ü S E Y İN R A U F
** M r. Chotani, merkezi Hindistan’ın Bom bay kentinde bulunan Hind Hilâfet Komitesi baş-
kanıydı. Bu komite, İstiklâl Savaşımız boyunca T ü rkiye’ye destek olmuş, ayrıca H indistan’da para
toplayarak A nkara’ya göndermiştir. M r. Chotani ile T ü rk makam ları arasında 1921-1922 yıllarında
epeyce yazışm alar olmuştur. T ü rk iy e ’nin Paris temsilciliği aracılığıyla yürütülen bu yazışmaların
bir bölüm ünü daha önce yayınlam ış bulunuyorum . Bkz. Bilâl N. Şimşir, Atatürk ile Tazifmalar, 1,
( 1920- 1923), Ankara: 1981 ve Bilâl N. Şimşir, Homage to Mustafa Kemal Atatürk, İslâmabad, Pakis
tan: 1401/1981.
No. 280
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 207 5 Kânun-ı sâni 39
(5 Ocak 1923)
H aşan Bey bugün saat bir treni ile doğru seyâhatına devam etm ek üzere
L ozan’a m üteveccihen hareket etm iştir*.
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 189, 191, 233. Lozan Konferansında İkinci T ü rk delegesi Haşan Saka, 30 Aralık
1922 günü A n kara’ya vardı. Bir hafta orada kaldı. Lozan Konferansı hakkında H üküm ete ve
T ürkiye Büyük M illet M eclisine bilgi sundu. Haşan Beyin T ü rkiye’ye gidişi, Ankara’da T ürk
Hüküm eti ile görüşmeleri ve sonra geri dönüşü yabancı basında yakından izlendi. Yola çıktığı
günden dönüşüne kadar geçen günler içinde, yabancı basında Haşan Bey ile ilgili kısa kısa ve fa
kat sık sık haberler çıkmıştır. Y abancı basın, Haşan Bey’in A nkara’ya gidip gelişinden sonra L o
zan ’daki T ü rk delegasyonunun tutum unda bir değişiklik olup olm ayacağını anlam ağa çalışmış, bu
geziden sonra İsmet Paşa’ya yeni talimat gönderileceğini ve T ü rkiye’nin tutum unda bir yum uşam a
olacağını sanmış, bunu beklemiştir. Haşan Saka’nın bu seyahati sırasında T ü rk basınına yaptığı
açıklamayla ilgili olarak yabancı gazetelerde çıkan bir haber aşağıya alındı:
Declarations de Hassan Bey
Hassan bey, delegue turc, venant de Lausanne et se rendant â Angora, qui doit fournir â
l’Assem blee nationale des explications sur les debats de la conference de Lausanne, a fait, â la
presse turque de Constantinople, les declarations suivantes:
L a question des Detroits sera facilement resolue si les puissances interessees nous donnent,
collectivement puis individuellement, des garanties de securite pour Constantinople, puisque nous
acceptons la liberte de la navigation comm erciale. La modalite du passage des navires de guerre
sera reglee par une commission speciale.
A u sujet des minorites, Hassan bey a dit:
N ous acceptons les principes prevus dans les autres traites et nous reconnaissons les minori
tes religieuses, mais nous rejetons les minorites de race et de langues. L a question de l’echange
des populations est encore en discussion. Nous reconnaitrons le patriarche oecum enique com m e
chef religieux, mais nous lui denions tout autre privilege.
Nous considerons les capitulations com m e abolies: il est done impossible de les retablir. Les
puissances proposent leur maintien sous une forme juridique. La question est encore en discussion.
En ce qui concerne les reparations, nous demandons â la G rece 4 milliards de franes-or.
Nous n’acceptons pas la reconnaissance des frais d ’occupation des troupes interalliees.La question
des tarifs douaniers et de la dette publique de M ossoul est encore en discussion.
Hassan bey a term ine en disant:
N ous nous plaignons de la lenteur des debats de la conference. N ous esperons que le traite
pourra etre signe â fin janvier, bien que de nom breuses questions importantes ne soient pas enco
re resolues et que les exigences des puissances depassent les limites des principes prevus par le
pacte national et constituant le m inim um de nos revendications. (Journal de Geneve, 2g. 12.1922).
No. 281
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 185, 186 5 Kânun-i sânî 39
(5 Ocak 1923)
No. 185
La sous-commission pour l’echange des populations est revenue mardi apres-midi sur la deli-
cate question du patriarcat oecum enique de Constantinople. Des l’ouverture de la seance, le dele-
2 — A m erika m urahhası ile m ülâkâtım ın hülâsasına göre Erm eni m es’ele-
sinde çok yum uşak olm uşlardır. K apitülasyonlarda esâs i’tibâriyle m usırdırlar.
Fakat yine m ülâyım fark vardır. Bizim m üracaatım ız üzerine Chester projesine
A nkara’ca m üm ânaat edildiği haberi şâyi’ olm uştur. M üracaatım ız haberini red
dettim. Fakat m âcerâ m em leketim ce m a’lûm olduğundan m ûcib-i bedbîni oldu
ğunu söyledim . M uhkırâne ve m ütecâvizâne vaz’iyyet alm ağa lüzûm olm aksızın
menâfı-i iktisâdiyenin dostâne vaz’iyyete tâbi’ olduğunu kavlen ve fı’len izhârda
devâm m üessir görünm ektedir. Buradaki m urahhası bu husûsda bana m üracaa
ta sevketmek muvâfıkdır. Ç içerin ile dostâne m ülâkât ettim.
No. 186
gue britannique, M . Ryan, en l’absence de lord Curzon, a tenu â m arquer une fois de plus l’atti-
tude de son gouvem em ent. II a, en effet, lu une declaration qui constate que le gouvem em ent bri-
tannique ne saurait se rallier â aucune proposition tendant â eloigner de Constantinople le patri-
arcat oecum enique. Q uelle que puisse etre la solution qui sera donnee â cette question, l’Angle-
terre insiste sur l’injustice q u ’il y aurait â porter atteinte aux driots purement spirituels et â la ju-
ridiction du patriarche primat des Eglises orthodoxes et chef de PEglise grecque orthodoxe en
Turquie.
M . Caclam anos, pour la G rece, a fait alors de nouvelles suggestions, tendant â maintenir au
patriarcat de Constantinople les elements constitutifs de l’institution patriarcale qui derivent des
saint conciles. Le delegue grec insista sur le fait q u ’il est canoniquem ent exclu, d ’apres lui, de cre-
er une autorite ecclesiastique autocephale, soit dans un dom aine oiı le patriarche est chef, soit
dans le diocese de Constantinople. Neanmoins, l’exercice de droits tels que la creation d ’une admi-
nistration d ’inspection et d ’entretien d ’ecoles confessionnelles, couvents, oeuvres charitables chreti-
ennes, pourrait etre detache de la personne du patriarche et devolu â un grand vicaire designe par
le patriarche, sous le controle du gouvem em ent turc.
C ’est alors que le delegue turc a fait rem arquer que les nouvelles propositions grecques equi-
valent au rejet de la proposition de la delegation française quant â la separation des pouvoirs spi
rituels et temporels du patriarche. T o u t en faisant savoir au president de la sous commission que
la delegation turque examinera encore les suggestions grecques, Riza N our bey declara que, dans
ces conditions, il se voyait dans l’obligation de revenir des aujourd’hui â son premier point de
vue, qui est l’eloignem ent pur et simple du patriarche oecum enique de Constantinople.
Cette seance, qui du reste fut assez breve, n’a fait faire aucun pas en avant, au contraire; car
devant l’attitude de la delegation grecque, les T urcs reviennent simplement â leur intransigeance
de la premiere heure. Ils avaient pourtant manifeste des intentions plus conciliantes aux preceden-
tes seances de la sous-commission.
H E N R Y R O L L IN
(Le Temps, 4.1.1923)
** Paris’te M üttefik başbakanları arasında görüşmelerin anlaşm azlıkla sona ermesinden L o
zan’da Türklerin yararlanm ağa kalkışıp kalkışm ayacaktan yabancı basının da zihnini kurcalamıştı.
5 O cak günü İsmet Paşa, gazetecilerin sorulannı cevaplandırdı: “ Paris görüşmeleri sonucunun Lo-
vâidinc m ukâbil Fransızlar bizim sulhum uzun b a ’zı m evâddını ezcüm le M u
sul’u tahhüd etmişlerdi. Paris’te ihtilâf olunca burada vaz’iyyet ne olacak? Ü ç
dört güne kadar hazırlayacakları projeyi tebliğ ederken bu cihet tavazzuh ede
cektir. Vaziyyet karışık ve gergindir.
5 — M usu l petrolü için adam ları Londra’ya gönderm ekliğim bir İngiliz
mutavassıtı ile takarrür etti. Y arın göndereceğim . Erbâb-ı nüfûz ve ticâret ile ve
bizzât Bonar lavv ile petrol m üzâkeresi açacağım . Petrolde m enâfi’ ile M usu l’u
kurtaracak bir sûret-i hail arayacağım .
İS M E T
zan’da T ürkiye’ nin tutum unu hiçbir şekilde değiştirm eyeceğini” belirtti. Bu konuda Havas ajansı
nın geçtiği haber şudur:
Lausanne, 5 Janvier — İsmet pacha, chef de la delegation ottomane, a repondu hier soir aux
joum alistes qui l’interrogeaient au sujet de la repercussion possible sur la conference de paix, de
l’echec de la conference de Paris.
— Favorable ou defavorable, l’issue des pourparlers de Paris ne modifıera aucunem ent nötre
attitude. Nous estimons nos revendications justes et legitimes et nous continuerons â nous en tenir
au pacte national. L a conference de Lausanne est une chose, celle de Paris en est une autre. Voilâ
pour le cöte turc.
C et apres-midi se reunit la sous-commission financiere, qui est une de celles ou les negociati-
ons ont fait le moins de progres concernant le sort de la dette ottomane. Elle suivait un sort favo
rable lorsque Ferid bey, representant du gouvem em ent d’Angora â Paris, est intervenu dans le de-
bat et a tout remis en question. 11 en resulte un desaccord que la seance que la sous-commission
de cet apres-midi, va constater officiellement. (Havas). (Le Malin, 6.1.1923).
No. 282
Hey ’et-i Vekile Riyasetine
No. 187, 188, 189 5 Kânun-i sânî 339
(5 Ocak 1923)
No. 187
Serbestî-i m ürûra m üteallik ahkâm ın ihlâl edilm esi veya ânî bir taarruz ya-
hud herhangi bir fi’l-i harb veya tehlike-i harb Boğazlardan serbestî-i seyr ü se
feri veya dem ilitarize m enatıkın em niyyetini ihlâl edecek olursa düvel-i m üteâki-
de ve her halde Fransa ve İngiltere ve İtalya ve Japon ya C e m ’iyyet-i A kvâm
meclisinin bu husûsda kararlaştıracağı bi’l-um ûm vesâitle efâ l-i m ezkûreyi
m üctem ian m en’edeceklerdir.
No. 188
Fıkra-i ânifede mevzû-i bahs olan hareketi istilzâm eden e fâ l bertaraf olun
ca işbu m uâhede ahkâm ı ile ta’yin edilm iş olan Boğazlar statüsü yeniden bi-te-
m âm ihâ tatbîk olunacaktır. Dem ilitarizasiyon ve Boğazların serbestîsi ahkâm ın
dan cüz-i m ütem m im teşkîl eden ahkâm -ı ânife düvel-i m üteâkidenin C e m ’iy
yet-i A kvâm m ukâvelenâm esi m ûcebince hâiz bu lun m uş olabilecekleri hakuk ve
taahhüdâtı ihlâl etmeyecektir.
No. 189
M a ’ mâfîh bizim hüküm etim izin eFâli bu hüküm den hâriç bıraktınlsa dahî
tarafımızdan ahkâm -ı m ezkûre ihlâl edildiği takdirde yine devletlerin ve bilvâsıta
C e m ’iyyet-i Akvâm ın hakk-ı i’tirâzı bulunacağından hükm -i m ezkûrun idhâlinde
de bundan fazla m ahzûr yoktur. Bilakis aleyhim izde m ünferiden m üdâhaleyi
m en’etm ek nokta-i nazarından laidesi de vardır. D iğer tarafdan bu te’m înât
form ülü dört devletin m üctem ian hareketini istilzâm etm ek i’tibâriyle Boğazların
dem ilitarize m enâtıkın em niyyeti nokta-i nazarından bir te’sîri olabilecektir.
Eğer te’m înât ister isek ancak bu şekilde istihsâl edebileceğim ize göre ya te’mî-
nâtdan büsbütün vazgeçm ek veyahud bu şekli kabul etm ek m ecbûriyetindeyiz.
Bu husûsdaki m ütâlaa-i kat’iyyenin m akine başında iş’âr buyurulm asını rica
ed erim *.
İS M E T
No. 283
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 208 6 Kânun-ı sâni 39
(6 Ocak 1923)
Şekerden 15, kahveden 20, petrolden 6, çaydan 40, prinçten 10, baharâttan
30, m argarinden 80, m um dan 30, sabundan 5, boş çuvaldan 5, ve elli adet
çöpü m uhtevî kibritin beher kutusundan 20 para ve kezâlik elli varakı muhtevi
sigara kâğıdının beher defterinden 1 kuruş istihlâk resmi istîfâ olunm akta idügi
M âliye Vekâletinden bildirilm iştir Efendim .
H Ü S E Y İN R A U F
No. 284
ismet Paşa Hazretlerine
No. 209 6 Kânun-ı sâni 39
(6 Ocak 1923)
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 265.
No. 285
İsmet Paşa Hazretlerine
Y arın tren olm adığından pazartesi günü İstanbul’a avdet ve oradan telgrafla
hüküm etini ve m urahhasları haberdâr etm ek ve belki de L ozan ’a gitm ek içün
çok isti’câl ediyor. İnkıtâ olursa taarruz istikam etlerim izi anlam ağa çalıştı. B e
nim işim olm adığını söyledim ve m übhem ifâdelerle her tarafda tehlike göster
dim.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 286
ismet Paşa Hazretlerine
M u su l’dan gelen m evsûk-ul kilem bir yolcunun verdiği m a’lum ât ber vech-i
âtîdir:
2 — 200 ve 201 num aralı ve 4 K ânun-i sânî tarihli iki telgrafnâm e halledile-
m ediğinden tekrarı m ercûdur.
İS M E T
* Bkz. No. 269.
No. 288
Hey ’et-i Vekîle Riyâsetine
No. 191 6 Kânun-i sânî 39
(6 Ocak 1923)
M âliyenin tâlî kom isyonunda m üzâkere inkıtâ’ etti. B üyük kom isyona rapor
yapılacaktır. Fransızlar 1914 e kadar olan borçları kabul ediyorlar. Biz 1918 e
kadar borçların taksîmini istiyoruz. Sıhhiye tâli kom isyonunda Sıhhiye K om is
yonunda düvel-i selâseden üç dört a’zâ teklîf ettiler. K a b u l etmedik.
İS M E T
29 tarih ve 157, 158 num aralı telgrafnâm ede** A m erikalı O m u zter M ayer
(Unterm ayer) tarafından temsîl edilen grubun teklîfâtı kabul edildiği takdirde
A m erika hüküm etinin M usu l m es’elesinde T ü rkiye lehine icrây-ı nüfûz etmesi
kat’î sûretde va’dedilem ezse de her halde m uhtem el diye beyânâtda bu lun u ld u
ğu arz edilmişti.
B unun bir m uâvenet va’dı suretinde tefsîr buyurulm ası içün tasrîh-i keyfiyet
olunur Efendim .
İS M E T
* Bkz. No. 256.
** Bkz. No. 227.
No. 290
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 193 6 Kânun-ı sâni 39
(6 Ocak 1923)
İS M E T
No. 291
Hey ’eti Vekîle Riyasetine
N o. 195 — Sûret-i kat’iyyede son sözüm üzü söylem iş olduğum uzu ve başka
bir şeyin üm m id edilm em esini beyân eylem ekliğim üzerine m um âileyh b a ’zı ka
nunlarım ızda ve bilhassa kanun-ı ticâretde yapılm ası zarurî olan ba’zı ta’dîlât ve
ıslâhât lâyihalarını ihzâr etm ek ve B ü yük M illet M eclisine teklîf eylem ek üzere
siyâsî zevâtdan değil belki sırf h ukuk şinâslardan ve A m erika ile müttefik devlet
ler tebealanndan dört beş kişiden m ürekkeb m uvakkat bir kom isyon teşkîl olun
ması fikrini ileri sürdü. Bu teklîf m üşâvir istihdâmı projesinden dahî hafifdir.
M afhazâ bu fikri m ülâhaza ve teem m ül edeceğim i fakat hiçbir vakit bu bâbda
resmî taahhüde girem eyeceğim i bu m ülâkât hâricinde veya Konferansta sorulur
sa redd-i efkâr edeceğim i ve bir de kat’iyyen m üttefik devletler tebaasından kim
seyi alam ayacağım ı ve kendilerinin düşünerek ihzâr ettikleri bir m ütâlaayı ken
dilerine hürm eten düşünm ek üzere kabul eylediğim i ifade ve aynı teklîfı tahri
ren verm ek istemesi üzerine m üttefikler duyarlar ve üm m idlenirler ve bugünkü
beyânât-ı kat’iyyem den sonra tekrar başka bir fikrim varmış zehâbına düşerler
diye tahrirî teklifi alm aktan i’tizâr ettim .Kendisi efkâr-ı um ûm iyeyi oyalam akdan
ve hâzırlam aktan başka bir şey düşünm ediğini söyledi.
İS M E T
Intransigeance
Lausanne, 6 janvier.
(De nötre envoye special)
L a seance de la commission des capitulations qui s’est tenue cet apres-midi n’a fait que con-
sacrer l’antagonism e irreductible des deux theses en presence. Le desaccord constate officiellement
il y une dizaine de jours a subsiste, malgre toutes les conversations qui se sont deroulees depuis
lors dans les coulisses. ismet pacha fut absolument intransigeant. II ne veut â aucun prix des me-
sures transitoires d ’ ordre judiciaire prevues par les Allies. II se refuse m eme â apporter aucune
contre-proposition. T ou t se bom a dans ces conditions â de simples exposes de principe, et la se
ance prit Fin sur l’espoir tim idement exprime par les chefs des delegations alliees que les represen-
tants d ’Angora pourront encore changer d ’idee.
En depit des nombreuses concessions faites par les Allies, l’intransigeance des T urcs s’aflirme
ainsi de plus. Ils speculent visiblement sur le desaccord franco-anglais. Sans doute esperent-ils que
M .Poincare, apres les evenements de Paris, reviendra peu â peu â la politique preconisee par
M .Franklin-Bouillon.Ils ne semblent pas se douter cependant que leur attitude actuelle dans la
question des capitulations et de la dette est plus prejudiciable encore aux interets de la France
q u ’â ceux de l’Angleterre. Rien non plus, dans les relations qui se sont etablies â Lausannes entre
les delegations française et anglaise ne s’est produit qui justifıe le moins du monde leur espoir.
M ais les tendances extremistes, un moment reprimees par quelques esprits moderes et clairvo-
yants, l’emportent aujourd’hui dans l’entourage d ’Ismet pacha, et si l’on ne parle pas encore ou-
vertement de rupture, l’idee d ’un ajoum em ent inevitable fait de jo u r en jo u r plus de progres. is
met pacha a d’ailleurs lui-meme montre le bout de Poreille lorsqu’il a annonce cet apres-midi â la
commission des capitulations q u ’il şerait dispose â conclure des accords separes avec les diverses
puissances. Son je u de la sorte rappelle de plus en plus celui des bolcheviks â Genes.
(Journal de Gmeve, 7.1.1923)
*** Bkz. No. 294.
No. 292
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 216 7 Kânun-ı sâni 39
(7 Ocak 1923)
İstanbul’da kalacak Rum ların bir sene m üddetle em lâklanm satıp m em le
keti terkde serbest olm aları ve bu m üddet zarfında askerlikten istisna edilm eleri
kabul olunduğu takdirde hem * ............. larını arzu edenlerin ısrarlarını reP ve
bu suretle İstanbul’dakilerin gitmesi te’m în edilm iş olacağını Tarenyes iddia
ediyor. Berây-ı m âlum ât.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 293
ismet Paşa Hazretlerine
No. 295
ismet Paşa Hazretlerine
No. 219 7 Kânun-ı sâni 39
(7 Ocak 1923)
C 6 K ânun-i sâni 39 ve 193 num aralı şifreye*:
3 — O raca esaslı suretde tedkikat yapılarak şâyân-ı kabul bir şeklin teklif
buyurulm ası m ercû du r**.
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 290.
** Bkz. No. 317.
No. 296
Hey ’et-i Vekîle Riyâsetine
No. 197, 198 7 Kânun-i sânî 39
(7 Ocak 1923)
6 K ânun-i sânî raporudur:
No. 197
2 — Tarafım ızdan R ıza N u r Beyin riyâset ettiği ekalliyetler tâlî kom isyo
nunda gayr-ı m üslim lerin askerliğinde ısrâr ve bunu kom isyona şevkettiler. B u
na m ukabil afv-ı um ûm î m es’elesini halletm edik. Bilakis ve bilm ukâbele afv-ı
um ûm îyi kendi m üstem lekerindeki birçok M üslüm anlara teşmîl edecek vaz’iyyet
aldık. Başlıca bu iki nokta kalmıştır. Venizelos eski şekilde imtiyâzât-ı m ezhebi-
yeyi yeniden mevzû-i bahs etmiş ise de şiddetli m ukâbelem iz üzerine iskât edil
miştir.
No. 198
Bundan sonra m üttefikler m üteâkiben Erm eni yurdu, Âsurî, G eldan î yurdu
içün m üteâkib mufassal beyânât ve m üddeiyâta başladılar. R ıza N u r Bey bu
beyânâta m üsâade edem eyeceğini ifâde ve Reisden vaktiyle söz alm ak husûsun
da tekaddüm veısrâr etmiş ve nihâyet Reisin çabalam asına rağm en kom isyonu
hey’eti ile beraber terk ederek çekilm iştir**. Erm eni m esâilinde söz söylemek,
sade yüzleri kıpkırmızı, telâşları var. Dem ek bir uygunsuzluk çıkm asından korkuyorlar. Ben bir
düzüye söz istiyorum. O bitirdi, Fransız delegesi başladı. Bu defa talebimi şiddetlendirdim. A yağa
kalktım. Ben de M ontanya gibi: “ Birkaç kelimecik söyleyeceğim ” , dedim. Söze Fransızlardan evvel
başladım.
“ Dedim ki: “ İtilâf devletleri Ermenileri kendilerine siyasî âlet yapm ışlar, ateşe saldırmışlardır.
Kendi devletleri aleyhine isyan ettirmişlerdir. Bunun neticesi onların te’dibi olmuştur. T ed ip ile,
sâri hastalık ve hicret ile kırılmışlardır. Bunun bütün mes’ uliyeti bize değil, İtilâf devletlerine âittir.
Ermenilere m ükâfat lâzımsa siz verin!... El malı ile dost kazanılmaz. Ermeniler mazlum im iş...A n
cak dünyada m azlum millet bir tane değildir. M ısır hürriyeti için birkaç defadır ve daha dün kan
içinde çalkandı. Hindistan, T un us, Cezayir, Fas hürriyetini, yurdunu istiyor. Hatta İrlandalılar
yurtlan, istiklâlleri için kaç asırdır, ne kadar kan döktüler?! Siz bunlara istiklâllerini, yurtlarını ve
rin... Bütün bu okuduklarınız keenlemyekûndur. Bu şart dahilinde burada duram ayız. Celseyi ter-
kediyorum ” dedim ...
“ M ontanya pür telâş: “Celseyi terk edem ezsin!” diye bar bar bağırm ağa başladı. Yırtınıyor.
Dedim ki: “ Celseyi terk edemeyiz m i?” M ontanya: “ Evet, edem ezsiniz!” diyor. Dedim: “T ü rk H e
yetini burada tutm ağa kâdir bir kuvvet var mı? Celseyi terk ederiz ve nasıl terk ediyoruz
görünüz!” ... Bizim müşavir ve kâtiplere: “ Haydin, kalkın!” ... dedim . Kalktılar. Kâtip A hm ed C e
vad önüm de duruyordu, şaşırmış, “ Beyefendi ben de çıkacak m ıyım ?” diye bağınyor. “ Ne duru
yorsun, kalk!...” dedim. Çantası ve kâğıtları topluyor. Acele ve telâşından kâğıtları düşürdü, yerle
re dağıttı. T opladı, o da kalktı. Ben başta, diğerleri arkamda hat yaptık. M ontanya’ya: “ İşte bakı
nız, nasıl gidiyoruz. Bonjur M ösyö” dedim . Y ürüdük. M ontanya halâ bağırıyor: “ Celseyi terk ede
mezsiniz” diyor, tepiniyor. Diğer delegeler, birbirine karışmış, herkes hayrette. Biz çıktık, gittik...
“ Otele geldik. İsmet’e (Paşa’ya) “Y in e Ermenilerden bahsettiler. Ben de celseyi terkettim.
Celseyi terketm em ek için çok gayret ve telâş ettiler. D inlem edim ” dedim. Diğer tafsilâtı anlattım.
Bana sarıldı ve: “Seni bin kere tebrik ederim. Ermeni mes’elesini işte toprağa göm m üşsündür” de
di. Y üzüm den öptü. Ben korkacak zannediyordum , bilâkis cesaretle karşıladı ve çok keyiflendi.
Ben de ferahladım ...” (Hayat ve Hatıratım, III, s. 1061-1064).
*** O lay, dış basında genişçe verildi. Ertesi günkü gazetelerin haber ve yorum larından üçü
aşağıdadır:
U N V IF IN C ID E N T A L A U S A N N E
L es d elegu es tu rcs q u itten t la salle des seances
Lausanne, 6 janvier. - Un incident a m arque la seance que tenait ce matin la sous-commissi-
on des minorites. Les delegues turcs, ayant â leur tete Riza Nour, depute d ’Angora, ont quitte la
salle des seances en declarant q u ’ils ne voulaient plus poursuivre la discussion. Voici comm ent
l’incident s’est produit:
M . M ontana, president de la sous-commission, avait lu une declaration au sujet de l’etablis-
sement d ’ un foyer national arm enien.Le delegue anglais, sir Horace H um boldt, appuya la motion
de son collegue, en ajoutant q u ’il faisait la meme proposition en faveur des Assyro-Chaideens,
auxquels la G rande-Bretagne porte un puissant interet.
Le representant de la France ayant dem ande la parole pour exposer â son tour le point de
vue de son gouvernement, Riza N our insista pour obtenir la parole sans plus attendre. O n dut ce-
der a ses instances, et c’est alors que l’incident s’est produit.
Riza N aour declara q u ’il com prenait l’interet prim ordial que les grandes puissances portent
aux minorites en T urquie, car, a-t-il dit, le m alheur de ces minorites est toujours venu de ce que
les grandes puissances occidentales ont encourage les minorites en T urq uie â s’armer et â lutter
contre le gouvernem ent central. A u nom de la delegation ottomane, Riza N our declara que, dans
ces conditions, il ne pouvait continuer d ’entendre les propos qui venaient d ’etre devant elle, et
que la delegation ottomane considerait com m e nulles et non avenues les declarations qui venaient
d’etre faites.
Riza Nour, sans attendre davantage, se leva et quitta la salle des seances.
La derniere seance de la sous-commission des minorites a ete m arquee par un incident tres
rcgrettable. La sous commission a d ’abord exam ine la question de l’armistice. Elle a constate q u ’il
n’etait pas possible de prendre une decision et que la question devait etre tranchee par la com
mission pleniere.
Les delegues des trois puissances alliees ont alors donne lecture d ’une declaration dans la
quelle elleş soumettent aux T urcs la question des Arm eniens, celle des Assyro-Chaideens, des Bul-
gares de la T hrace occidentale, ete.
D ’apres ces declarations, rien â ce sujet ne doit fıgurer dans le traite de paix, mais les Allies
desirent soumettre ces questions, qui les interessent au point de vue humanitaire, â l’examen bien-
veillant des T urcs dans l’idee que peut-etre, avec la collaboration de la S. d. N., ils pourraient trou-
ver une solution, notamm ent en ce qui concerne les Arm eniens, et â leur accorder certaines ga-
ranties, tout en maintenant la souverainete de la Turquie.
Les delegues italiens et anglais avaient pris la parole, lorsque le delegue turc, Riza N our bey,
a dem ande â faire une courte declaration. II a dit q u ’il com prenait fort bien que les puissances
s’interessassent au şort des minorites, puisque ce sont elleş qui ont fait le m alheur de ces popula
tions en s’en servant com m e agents pour leur politique. II a ajoute que la T u rq u ie n ’avait pas â
s’occuper de ces questions, et il a quitte la salle.
Apres son depart, le delegue français a donne lecture de sa declaration, conçue dans des ter-
mes analogues â celles de l’Italie et de la Grande-Bretagne. Puis le president a leve la seance en
constatant que Riza N our bey, par son geste, assumait une lourde responsabilite. Le delegue an
glais s’est prononce dans le meme sens.
tes.Ils relevent que cette façon d ’agir ne peut q u ’entraver la bonne marche des pourparlers, q u ’elle
n’est pas diplom atique, et que les Allies ne peuvent la considerer que com m e une oflense.
Les plenipotentiaires ont fait parvenir samedi soir â ismet pacha une note conjointe dans la-
quelle ils parlent de l’incident cree dans la seance du matin de la sous-commission des nationali-
tes par R iza N our bey. Dans leur note, les A llies remettent les choses au point et dem andent au
chef de la delegation turque ce q u ’il pense de l’attitude de son collaborateur.
L ’A rm enie sacrifıee
Lausanne, 6 janvier.
M ösyö Berkes (?) ile m ülâkata nazaran adliye içün m üşavir kabul ve intiha
bına salâhiyetdâr olduğum ifade buyurulm uştur. Ö n ce H ey’et-i Vekîlenin m u
vafakatim M eclisin m uvafakati ile teşrik etmiş idiniz. F i’l-hakîka m es’ele
m üsta’celiyet ve m übrem iyet iktisâb ettiğinden m ütehassıs ecnebi adliye m üşavi
ri intihâb ve kabul etm ekte m uvâfakat-ı sâm îlerinin tasrîh ve tekrar buyurulm a-
sını istirhâm ederim *.
İS M E T
* Bkz. No. 294 ve 300.
No. 298
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 220 7 Kânun-ı sânî 39
(7 Ocak 7923)
M açka kışlasında ve İstanbul’daki depolardaki silâhlarım ızın İngilizlerin
götürdüklerini istihbâr ettim. İngilizlerin bu hareketinden üç komiserler nezdin-
de şikâyetde bulunm asını A dnan Beye yazdım . Berây-ı m a’lum ât arz eylerim.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 299
ismet Paşa Hazretlerine
No. 227 8 Kânun-ı sânî 39
(8 Ocak 7923)
M üttefiklerin afv-ı um um înin M üslüm anlara teşm îlinde onlardan bir kısmı
nın m eselâ E dhem ve A dapazarı havâlisindeki Çerkeslerin kendileriyle birlikte
harb eylediğini söyleyerek afva idhâlini istediklerini İngiliz m atbuâtında
gördüm . M üttefiklerin vâki’ ise bu iddialan bize karşı m ütârekeden sonra da
m uhârib bulunduklarını isbât eder sanırım. Bu bâbdaki m a’lum âtınızın iş’ârını
rica ederim .
No. 300
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 222 8 Kânun-ı sânî 39
(8 Ocak 1923)
Gayet müsta ’celdir
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 297.
** Bkz. No. 294.
No. 301
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
** Bkz. No. 325.
No. 302
ismet Paşa Hazretlerine
No. 225 8 Kânun-ı sânî 39
(8 Ocak 1923)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 303
ismet Paşa Hazretlerine
No. 226 8 Kânun-ı sânî 39
(8 Ocak 1923)
Süleym aniye hâkim i Şeyh M ah m u d ’un İngilizlere derm iyân ettiği ve onla
rın kabul eylediği tekâlifin şunlardan ibâret olduğu istihbâr edilmiştir. K arzen
üç m ilyon lira elli m akineli ester i’tâsı ve M usul vilâyetinin K ürtlere teslimi ile
beş sene m üddetle siyâset-i dâhiliye ve hâriciyelerine m üdâhale edilm em esi. Be-
rây-ı m a’lumât.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 304
icra Vekilleri Riyasetine
No. 213 8 Kânun-ı sânî 39
(8 Ocak 1923)
26 K ânun-i evvel tarih ve 149 num aralı telgrafnâm e tekrar taleb edilm ediği
halde altı gün sonra bir daha gönderilmiştir. Bu yanlışlığın neden tevellüd etti
ğinin iş’ârı m ercûdur.
İS M E T
No. 305
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 200 8 Kânun-i sânî 39
(8 Ocak 1923)
T a ’ tîldir. Ç içerin’in istidlâline nazaran Fransız İngiliz siyâseti bir iki gün
içinde tavazzuh edecektir.
İS M E T
No. 306
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 308
ismet Paşa Hazretlerine
149 num aralı telgrafnâm em iz 4/1/39 ve 184 telgrafnâm enizin beşinci m ad
desinde vürûd etm ediği bildirilm ekle tekrâr keşîde edilm iştir Efendim.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 309
ismet Paşa Hazretlerine
Fevzi Paşa Hazretlerine
No. 310
ismet Paşa Hazretlerine
No. 229 9 Kânun-ı sânî 39
(9 Ocak 7923)
Fevzi Paşa H azretlerinin 7 K ânun-i sânî 39 tarihli istihbârâtından:
H Ü S E Y İN R A U F
No. 311
ismet Paşa Hazretlerine
No. 230 9 Kânun-ı sânî 39
(9 Ocak 1923)
85 num aralı telgrafım a zeyld ir*.
Şim diye kadar Y u n an Salîb-i ahm erinden alınan sekiz kısım listede esâm isi
ne dâir verilen m a’lum ât(a göre) üserâm ızın m evcudu 453 zâbit, 5699 nefer ve
201 sivil ki cem ’an 6353 kişidir. M ütebaki ve bilhassa sivil üserâm ıza aid listeler
de Hilâl-i A h m er’e tevdî’ edilmiştir. V ü rû d u n d a m a’lum ât verilecektir.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 312
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 206 9 Kânun-ı sânî 39
(9 Ocak 1923)
8 K ânun-i sânî 39 tarihli rapordur:
İS M E T
No. 313
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
İS M E T
LE S E V E N E M E N T S D ’O R IE N T
10 O cak 1923 günlü Avrupa gazetelerinde de benzer haberler görüldü. Bunlardan biri aşağı
dadır:
Selon des nouvelles de Constantinople qui sont parvenues â Paris la nuit dem iere, le gouver-
nement grec aurait l’intention de faire avancer aujourd’hui meme son armee en T hrace orientale.
Cette attaque contre les T urcs, qui n’ont en Thrace orientale que quelques unites de gendarme-
rie, viserait evidem ment la ville de Constantinople et les rives des Detroits.
Le gouvem em ent français, aussitot averti des bruits qui courent â Constantinople, s’est mis
en comm unication avec Rom e ainsi q u ’avec Londres et a envoye des instructions â son ministre â
Athenes, afin de ne rien negliger pour prevenir une agression grecque. II convient d ’ajouter que le
representant du gouvem em ent grec â Paris declarait hier encore, au quai d ’O rsay, que la Grece
n’a nullement l’intention de se lancer dans une pareille aventure. (Le Temps, 10.1.1923)
** Bkz. No. 318.
No. 314
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 208 9 K ânun-ı sânî 39
(9 Ocak 1923)
İS M E T
No. 315
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 209 9 Kânun-i sânî 39
(9 Ocak 1923)
İS M E T
No. 316
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 216 9 Kânun-ı sânî 39
(9 Ocak 1923)
Ç içerin Karasin ile beraber gelerek A ra lo fd a n aldıkları m a’lûm âta göre ti-
câret-i hâriciye bürolarının tarafım ızdan m en’edildiğini bildirm işlerdir. Bunların
konsolosluk m uâm elâtı yapm alarından ve ticâret içün m uktazî te’ m înât ve mu-
kâvelat ihzâr edilm ediğinden dolayı avdetim den evvel faâliyetleri m en ’edilm iş ise
de bir tarafdan m uvakkat bir sûret-i tesviye bulunm uş, diğer tarafdan ticâret
m uâhedesi akdi tesrî’ kılınmış olduğunu biliyorum . Y en i m a’lûm ât yoktur. A lır
sam m uayyen m evâdd üzerine konuşabiliriz dedim . Karasin îzâhât vererek ticâ-
ret-i hâriciye bürolarının seyâhat edenleri vize etm ek salâhiyetleri değil ise de
R usya’ya gidecek eşyây-ı ticâriyeyi vize etmek vazifeleri olduğunu tasrîh etti.
M a ’lûm ât alm adan bir şey söyleyem em . T icâret m uâhedesinin intâcı içün Ara-
lo fa ta’lîmât vermenizi rica ederim dedim ve bilhassa G ürcistan’da gem ilerim iz
ve ticâretimiz pek ziyâde m üşkilât ve ta’kibâta m a’rûz olduğunu söyledim.
M a ’lum ât ve tafsilât i’ tâsını rica ederim *.
İS M E T
* Bkz. No. 326.
No. 317
ismet Paşa Hazretlerine
No. 231 10 Kânun-ı sânî 39
(10 Ocak 1923)
Seyâhat-ı havâiye m ukavelesinin tedkiki içün M üdâfaa-i M illiye, D âhiliye ve
M âliye Vekâletlerince ta’yîn olunan zevâtın m üştereken verdikleri raporda şir
ketin teklifât-ı esâsiyesi elde olm adıkça bu bâbda kat’î suretde beyân-ı m ütâlaa-
nin m üm kün olam ayacağı gösterilmiştir. İstasyon mevâzii ile hutût-i havâiye is
tikametlerinin cihet-i askeriyece ta’yin ve tesbiti şartıyla m ezkûr m ukaveleye işti-
râkde M üdâfaa-i M illiye Vekâleti m ahzûr görm em ektedir. İşbu m ukavele hak
kında hey’ et-i m urahhasaca esaslı bir suretde tedkikat icrâ ettirilmesi mercû-
d ur*.
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 290, 295.
No. 318
ismet Paşa Hazretlerine
Adnan Beyefendiye
No. 232 10 Kânun-i sânî 39
(10 Ocak 1923)
H an ya’nın Pepovle köyünden Resm oî (?) ailesine m ensup yirmi yaşında bâ-
kire H avva’yı Y un an lılar cebren evinden alıp götürm üşler. H an ya’da Kuvarkaki
(?) M ustafa A ğa A hm edaki Ali Beyi öldürm üşler. G irit’de İslâm lar taham m ülün
fevkında zülüm ve tazyîk içinde imişler. A d a ahali-i İslâm iyesi tahlîs edilm ezse
cüm lesi m ahkûm -i helâk imişler. H an ya’daki üserâm ız ac ve m uhtâc-ı m erha
met bir halde bulunuyorlarm ış. B unlar hakkındaki teşebbüsât neticesinden
m a’lum ât i’tâsını rica ederim.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 319
ismet Paşa Hazretlerine
No. 233 10 Kânun-i sânî 39
(10 Ocak 1923)
C 208 tele*:
No. 320
ismet Paşa Hazretlerine
No. 234 10 Kânun-ı sânî 39
(10 Ocak 1923)
C 9/1/39.207 n um araya*:
H Ü S E Y İN R A U F
No. 321
Fevzi Paşa Hazretlerine
ismet Paşa Hazretlerine
No. 235, 236, 237 10 Kânun-ı sânî 39
(10 Ocak 1923)
Y aln ız Fevzi Paşaya: M oskova Sefaretinden alınan m a’lum âtı âtîdeki telgraf
la İsmet Paşaya teblîğ ettik.
K arahan 2 Kânun-i sânîde M oskova sefirimizle m ülâkatında son haberlere
göre Lozan sulhünün im zâsı kuvve-i karîbeye geldiğini söylem ekle beraber Çiçe-
rin’in daha evvelki iş’ârından Boğazlarla gayr-ı askerî m ıntıka m es’elesinden
m âadâ nikat-ı esâsiyenin hiç birinde beyne’t-tarafeyn i’tilâf hâsıl olam adığının
anlaşıldığını ilâve etmiştir. Sefirim iz bu ifâdâtdaki tenâkuzu istîzâh etmiştir.
No. 236
No. 237
Karahan İ’tilâf devletlerinin diğer esaslarda bizi tatm îne m ütem âyil olm a
dıkları ve binâenaleyh sulhün kaybolm adığı hakkında R usya m uhâfilinde mev-
cud bir zehâbı îm â etm ek istemiştir. Biz devletlerin tekrar m uhâsam âta başlaya
caklarını zannetm ediğim izden dolayı Boğazlar m es’elesinde m üsâid davranm ak
ta imişiz. H albuki R usya bu zanda değilmiş. İki hüküm et arasında asıl ihtilâf
bu noktada imiş *. Berây-ı m a’lûmât.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 211
No. 212
Ekalliyetler m es’elesi m üsâid bir sûretde hitâm a erm ekte addolunabilir. Er
meni yurdu da son günlerindedir. Şâyân-ı dikkatdır ki m uhterem Am erika M u
rahhası bütün m üzâkerâta hiç karışmamışlardır.
2 — Sıhhiye tâlî kom isyonunda m uvakkat bir İ’tilâf-ı Sıhhiye komitesine i’ti-
râz ettik ve afyon beyne’l-milel ahdi hakkında tedkikâtım ız hitâm bulm adığın
dan her iki nokta kom isyona ihâle olundu. A fyon ahdi hakkındaki burada ted-
kîkâta nazaran kabulüne m âni’ yoktur. Zâten bizim afyon ihrâc edeceğim iz
m em leketler kâm ilen kabul etmiş olduklarından kabul ve adem -i kabulda bizim
içün esâslı bir fark olm az. B unu kabul edeceğiz. İstanbul’da sıhhiye beyne’l-
milel komitesini reddedeceğiz.
3 — Ç içerin bugün Karasin ve diğer bir nâzınn vürûdu üzerine bizi ziyâfete
çağırdılar. Karasin L on dra’ya gidiyor. Çiçerin diyor ki m üttefikler bir daha
serfürû ettiler. İngilizlerle husûsî bir i’tilâf yaparak m uâhedeye idhâl etm em ek
şartıyle İngiliz hâkim leri kabul edeceğim izi işitmiş. Rusların İngiliz hâkim leri ta
rafından m uhâkem esi, onları aşağı derekesine indireceğini söyliyor. T ü rk iy e ’de
yalnız T ü rk hâkim ler olacağına m utm ain olmasını bildirdim .
İS M E T
No. 323
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 214
* Lord Curzon, Fener Rum Patrikliğinin İstanbul’da bırakılm asına karar verilişini, “ çok giz
li” kaydıyla Londra’ya şöyle rapor etmiştir:
“ The Marçuess Curzon of Kedleston to Sir E. Croıve.
1 Bir başka telgrafında Curzon, İsmet Paşa’nın müzâkere yöntem ini şöyle anlatıyor:
“ I have just risen from a conversation of more than one and a half hours vvith ismet Pasha,
the result of vvhich... vvere vvholly negative. He is impervious either to argument, vvarning or appe-
al, and can only go on repeating the same catchvvords, indulging in the same futile quibbles, and
making the same childish complaints. O n e might ju st as vvell argue vvith the Pyram id of C heops.”
(D B F P -I/ 18, p. 415, No. 293)
Dem ek ki İsmet Paşa, “ Nuh diyor, peygam ber dem iyor” imiş. C urzon onunla konuşurken
sanki duvara konuşuyorm uş. Firavunun piramidi gibiym iş İsmet Paşa.
C u rzo n riyasetinde M übâdele-i A hâli K om isyonun un ictim âm da m uhtelif
mesâilde ve İtalya M urahhasının îzâhatından sonra m üzâkere Patrik işine inti
kâl edince C u rzo n bütün dünyanın bu m es’ele ile alâkadâr olduğunu ve idâri
ve siyâsî vazâifı bırakılm ayacak olan Patrik’in ruhânî vazâife devâm ına T ü rk i
ye’nin m üsâdesini üm m id ettiğini söyledi. Fransız, R u m , Sırp te’yîd ettiler. Ve-
nizelos im tiyâzâtdan nikâh ve talak gibi m uâm elât-i diniyeden bahsetti. Cevâ-
ben R u m Patrikhanesinin siyâsî ve idâri işlerle iştigâl etm eyeceğine dâir beyânâ-
tmı sened ittihâz ederim . Ekalliyetlerin hukuku bu husûsda m uâhede içün ihzâr
ettiğimiz m evâdd ile tanzîm edilmişti. M übâdele-i ahâli esnâsm da Patrik’ın da
İstanbul’dan azîm eti tarafımızdan teklîf olunm uştu. Bu teklîfden sarf-ı nazar
ediyorum dedim . Bu suretle Patrik m ünâkaşası siyâsî ve idâri vazâif ve im tiyâzâ-
tı olm adığının ve ekalliyetler hukuku nâm ı altında tanıdığım ız m evâddan m âa
da bir taahhüde girm ediğim izin tasrîh ve i’lânı ile hitâm bu lm u ştu r**. Şahsen
Patrik’in İstanbul’dan ihrâcı m üm kin olm am ış ise de birçok m uallak mesâil
arasında bu nu n bir m es’ele-i um ûm iye-i H ıristiyaniye şekline girm esinden ihti-
râz etm ek lüzüm u da hâsıl olm uş idi.
İS M E T
La situation
O n a vu, hier, en lisant le compte-rendu des travaux de la conference, que nous entrons
dans l’ere des miracles. Les obstacles tombent com m e par enchantement, les chemins les plus ma-
laises deviennent soudain carossables, les fronts soucieux se rasserenent et l’avenir “ouvre sa porte
rose et d aire.”
M ais il n’est pas que les A llies â faire des concessions. Les T urcs en ont fait une. II fut ad-
mis, mercredi, que le patriarcat oecum enique restât â Constantinople. C eux de nos lecleurs qui
suivent de pres les travaux de la conference auront remarque que, dans la derniere partie de son
article de mardi, nötre correspondant de Constantinople ecrivait que les T urcs admettaient le
maintien du patriarcat, â condition qu ’il fût prive de ses privileges seculiers. O r, jusqu ’aujourd’hui les
Turcs ont refuse categoriquement de garder â Constantinople, m eme depouille de ses pouvoirs ci-
vils, le chef des eglises ortodoxes. Pouvant se renseigner de premiere main, M . Gentizon a su,
avant nous, que les T urcs allaient se montrer un peu conciliants.
I l y a longtemps que les G recs ont admis la limitation des pouvoirs du patriarcat. Ils n’ont
pu que reconnaître l’action politique nefaste du patriarche Meletios, mais ils peuvent faire valoir,
en revanche, les resultats de leur lente penetration. Ils ont cree des hopitaux, des orphelinats, des
ecoles, ceuvres privees, entretenues par la com m unaute. Le patriarcat doit continuer â les diriger.
Conferant le sacrement du mariage, il est dans ses attributions de prononcer le divorce et, d ’une
maniere generale, de determ iner le statut familial de ses ouailles. Les musulmans vivant en pays
chretien ont ces privileges, il n’y avait pas de raison pour les refuser aux chretiens en terre d ’ Is-
lam. C ar la separation entre PEglise et l’ Etat, proclamee par le nouveau gouvem em ent turc n’est,
en fait, realisee que dans la personne du sultan. Jadis chef politique et religieux tout â la fois, il
n’est plus aujourd’hui que le chef religieux et s’est refugie â la M ecqu e.’Les T urcs ont done ac-
cepte le maintien du patriarcat â Constantinople, en lui reservant ses droits religieux. Les G recs se
sont declares satisfaits. T an t m ieux. ( Tribüne de Geneve, 11.1. 102“})
Echange des populations. La question du patriarche
L a premiere commission s’est reunie mercredi matin en seance pleniere pour entendre le
rapport de la sous-commission pour Pechange des populations.
II resulte de ce rapport que les trois questions suivantes: 1) restitution des otages civils; 2)
echange des prisonniers de guerre; 3) echange des populations, sont reglees, tout au moins dans
leur principe. Les points restant â regler le seront par la sous-commission, qui espere pouvoir ap-
porter dans deux ou trois jours un texte d ’accord satisfaisant pour tout le monde.
L ’ensem ble de ces questions fera l’objet d ’un traite separe entre la T u rq u ie et la Grece. Les
otages civils, au nom bre de 9811, dont 9600 homm es, seront rendus tout de süite apres la signatu-
re de ce traite separe.De meme que les G recs rendront tous leurs prisonniers de guerre, les T urcs
rendront un nom bre egal de prisonniers, mais ils conserveront les autres ju s q u ’â la conclusion de
la paix definitive.
Restait l’importante question du patriarcat grec de Constantinople.
Les representants des Allies, lord Curzon, M . Barrere, le m arquis G arroni, ont pris les pre-
miers la parole pour soutenir le maintien du patriarche, mais depouille de ses attributions admi-
nistratives et civilles, sauf en ce qui concerne le mariage et le divorce, qui sont consideres com m e
des sacrements. Le patriarche ne conserverait que des attributions exclusivement spirituelles et
morales.
M . Veniselos a rappele les arguments q u ’il avait fait valoir dans la sous-commission. II a dit
q u ’il ne voyait aucune raison pour que les T u rcs insistent sur l’eloignem ent du patriarcat alors
q u ’il sera depouille des attributions politiques qui lui furent conferees par des gouvernements
turcs.
Le delegue roum ain a dit q u ’etant donne que le patriarche est le prim at de l’ Eglise orthodo-
xe et le chef d’ une institution seculaire. il avait le devoir de prevenir la delegation turque que son
eloignement choquerait les sentiments religeux du peuple roum ain. “ C e n’est pas, a-t-il ajoute. au
moment 0C1 les T urcs cherchent â renouer les rapports avec les nations chretiennes q u ’il faudrait
eloigner le patriarcat de Constantinople.”
Enlin, le delegue serbe a parle du patriarcat com m e une institution veneree dans le monde
entier.
ism et pacha a pris acte de la declaration que le patriarche n’aura plus d ’attributions politi-
ques et, en consequence, les T urcs renoncent â dem ander son eloignem ent de Constantinople.
Patrihhanenin İstanbul’da bırakılm asıyla ilgili olarak Fransız gazetelerinin yayınlarından iki
örnek aşağıdadır:
A LAU SAN N E
LA C O N FE R E N CE DE LAU SAN N E
Lausanne, JOjanvier
La commission territoriale et militaire, presidee par lord Curzon, s’est reunie ce matin. Elle
a constate qu ’un accord complet s’etait realise dans toutes les questions traitees par la commission
pour Pechange des populations. C ’est un pas nouveau vers la conclusion definitive de la paix de
Lausanne.
Prie par lord Curzon de com m enter son rapport, M . M ontana a rappele que la sous-com-
mission pour l’echange des populations s’est occupee de trois questions principales: la restitution
des otages civils, Pechange des prisonniers de guerre et Pechange des populations. Des solutions
satisfaisantes sont envisagees. La T u rq uie rendra, une semaine apres la signature de la convention
sur l’echange des populations, les 9,800 personnes considerees com m e otages civils. Aussitöt apres
cette signature le gouvem em ent grec renverra en T urquie tous ses prisonniers de guerre et le gou-
vernement turc en rendra le m eme nom bre. A la conclusion de la paix de Lausanne, la T urquie
rendra le reste des prisonniers grecs. Enfın, les populations seront obligatoirement echangees. Tou-
tefois, un accord etant intervenu au sujet du patriarcat oecum enique, la T urq uie consent â ne pas
eloigner de Constantinople la colonie grecque et le chef de PEglise grecque orthodoxe. La Grece,
de son cöte, gardera les m usulmans de T hrace occidentale.
La question du patriarcat oecum enique a ete reglee ce matin seulement. Lord Curzon, M.
Barrere, M . Spalaikovitch et M . Venizelos ont fait tour â tour devant la commission pleniere l’his-
torique de cet epineux probleme. Le president de la commission dem anda alors au premier dele-
gue turc s’il consentirait â ne pas insister sur l’eloignement de Constantinople du patriarcat oecu-
menique au cas oîı le chef de PEglise grecque, considere desormais uniquem ent com m e une auto-
rite spirituelle, şerait depouille de toutes ses attributions administratives et civiles, sauf en ce qui
concem e la conclusion et l’annulation du mariage.
C ’est alors qu ’ Ismet pacha declara que, dans ces conditions, la T u rq uie retirait ses reserves
et se ralliait volontiers sur ce point aux suggestions que venait de faire lord Curzon. L ’accord etait
realise.
II est bon de noter que les questions qui ont trait â Pechange des populations feront l’objet
d’ une convention speciale qui pourra etre signee par la T u rq u ie et la G rece avant la fin des nego-
ciations de Lausanne pour la paix definitive en Orient.
Ainsi se trouve reglee une question qui passionnait les milıeux religieux anglo-saxons et qui avait provo-
que de vives interventions de la part des representants de PAngleterre et des Etats-Unis.
U ne autre question epineuse, celle de M ossoul, paraît egalem ent en bonne voie. L ’attribution
de la ville m eme de M ossoul resterait seule en discussion actuellem ent, tandis que l’on se şerait
dejâ entendu sur le partage du reste du vilayet.
C et apres-midi, se reuniront trois sous-commissions econom iques. O n a l’intention de pous-
ser tres activement leurs travaux, car on a le desir de reunir la commission pleniere des questions
economiques, presidee par M . Barrere, des vendredi matin. (Le Temps, 11.1.1923).
No. 324
Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine
No. 217 10 Kânun-ı sânî 339
(10 Ocak 1923)
Şeyh Sunnisi için M arki G arroni ile birkaç gün evvel görüştüm . H ü kü m e
tinden soracağını söyledi. Şeyh H azretlerinin ilk önce m üracaat ve arz-ı hizm et
ettiğini söyledi ve m üstağni göründü. Şim diye kadar bu babta bir m alûm at ver
m ediler. A lınacak m alûm at derhal arzedilecektir*.
İS M E T
* Bkz. No. 81 , 21 1 .
No. 325
ismet Paşa Hazretlerine
Adnan Beyefendiye, Paris Mümessilliğine
No. 238, 239 11 Kânun-ı sânî 339
(11 Ocak 1923)
A n k ara İ’tilâfnâm esinin onuncu m addesi m ucebince teşekkül eden Fransız
grubunun meclis-i idâre reisi M ösyö K ib er (?) buraya gelmiştir. A m anos kısmı
ta’m îr olunarak um um hattın nakliyâta küşâdı hüküm etin m enâfı’-i hayâtiyesin-
dendir.K iber gruplarının vaz’ iyyet-i hukukiyyesi sarîh olm adığından ve ta’mirâta
m uktazî üç, dört yü z bin lirayı tedârik edem eyeceklerinden bahisle ta’m irâtın
tarafımızdan icrasını istiyor. Bu m ecbûriyetin hüküm ete âid olduğuna dâir
tahhüdüm üz yoktur. Şirketin bittabi’ ta’m irâtı icra etmesi lâzım dır. H albuki bu
grup yalnız bir m ilyon Franklık bir serm aye ile teşekkül etm iş ve Y enice-N usay-
bin hattının kâm ilen fennî bir şekilde işletm eye vaz’ı altm ış m ilyon Frank ser
m aye ile kabil görülm ekte bulunm uş olduğundan grubun bu işi başarması
m üstahyel görülm ektedir. H üküm et ber vech-i bâlâ m eblağ-ı m ezbûru sarf m ec
buriyetinde bulunm adığından M ösyö K ib er’e Fransa hüküm eti ve m ensub ol
duğu grup ile m uhâbere edebilm esi içün on gün kadar daha m ühlet verilebile
ceği ve bunun da inkızasında um um hatta vaz’-ı yed olunacağı kendisine ifâde
edilmiştir. M üdâfaa-i m illîyeye âid esbâbdan dolayı ta’m irâtın teehhür etmemesi
lâzımdır. Vesâitim izle ta’m ir lüzûm u tahakkuk ettiği halde um um hattın işlet
mesine vaz’-i yed olunacağı hususunun şim diden lâzım gelenlere ihbâr edilm esi
ni rica ederim . Bu m ühlet zarfında bir cevâb-ı kat’î i’tâsı lâzım d ır*.
No. 326
ismet Paşa Hazretlerine
No. 245
Bu teklifatın onda biri şiddetinde L ozan ’da zât-ı sâm îlerine teklif yapılm a
mış olsa gerektir. İzm ir konsolatosu m es’elesine gelince, m a’lûm -ı devletleri ol
duğu üzere İzm ir’in m enâtık-ı harbiyeden m a’dûdiyeti hasebiyle orada hiçbir
devletin konsoloslarını resm en tanım adık.Buna binâen R u sya’nın da orada res
mî konsolosunu kabulde m a’zûr idik. Fakat B ayezit’teki R us konsolatosunun
re f ve ilgası takdîrinde İzm ir’de R us konsolatosunu (?) olm ak üzere belki kabul
edebileceğim izi söylemiştik. B ugün e kadar tek bir R us tebaası olm ayan Baye-
zit’deki konsolato ilga edilm ediği gibi âsâyış-ı m ahallîyi ihlâl edecek tedâbîrde
bulunan ve hattâ karakolum uza girip bir adam ı çıkarm ak cü r’etinde bulunan
konsülü dahi kaldırm am ışlardır.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 327
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 278, 219 11 Kânun-ı sânî 39
(11 Ocak 1923)
No. 218
No. 219
İS M E T
No. 328
Hey ’et-ı Vekîle Riyasetine
İzm ir’ den çıkan b a ’zı R um ların tebdîl-i tâbiyyetle ele’lhusûs İtalyan tebeası
olarak tekrar avdete teşebbüs ettikleri görülüyor. M ecb u rî m übâdelenin esas i’ti-
bâriyle kabul edilm esine rağm en bu yolda teşebbüsle tekrar avdet ve yerleşecek
lerin adedleri çok olacağını zannediyorum . Filhakika dâhiliye V ekâletince m em
lekete girm elerine m üsâade edilm em esi vârid-i hâtır olursa da daha esaslı bir
tedbîri şim diden teem m ül etm ek m ecburiyeti de derkârdır. Bu hususdaki mütâ-
laa-i devletlerinin iş’ârını rica ederim .
H Ü S E Y İN R A U F
No. 330
İsmet Paşa Hazretlerine
12 Kânun-ı sânî 339
(12 Ocak 1923)
No. 331
icra Vekilleri Riyasetine
No. 221 12 Kânun-ı sânî 339
(12 Ocak 1923)
U h dem ize geçen sefaret ve şehbenderliklerde tevdî-i u m û r ettiğim iz kâtibler-
le tercüm an ve hadem eler m aaş alam adıklarından m ütevâlî sûretde m üştekkidir-
ler. M um aileyhim e tevdî-i vazîfe ettiğimiz günden beri işleyen m aaşlarına m ah
subu icra edilm ek üzere şim dilik bir m ikdâr avans i’tâsı zarûrî görüldüğünden
serîan yirm i bin İsviçre Frankının em rim e irsalini rica ed erim *.
İS M E T
* Bkz. No. 330, 335.
No. 332
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 222
No. 223
rarlıyım. Israrımın sebebi şu: T ürkler askere gidiyor, dükkânını kapatıyor, ticareti gidiyor. Hristi-
yan ise kalıp zengin oluyor. T ü rk karısının koynunda kalamıyor. Ç ocuk yapam ıyor, hristiyan yapı
yor. T ü rk harpte kırılıyor, Rum kırılmıyor, çoğalıyorlar. T ü rkiye’nin çok yerinde eskiden Rum yok
veya çok az iken bu suretle çoğalmışlardır. Beni nihayet celsede çok sıkıştırdılar. Ben de resmen
söyledim. Hem cevap bulamadılar, hem de çocuk yapm a m es’elesine güldüler. Keza Rum ve Er
meni askerlikten korkuyorlar. Hele Harbi U m um ide yapılan amele taburları gözlerini pek yıldır
mış. Dem ek askerlik olursa, gençler askerlik çağı gelince Yunanistan’a kaçacaklar. Yirm iden yukan
yaştakiler de ecelleriyle öle öle bitecekler. Dem ek ki kur’a yaşı hristiyanlar için bir hendektir. Bu
suretle m übadele ile atam ayacağım ız hristiyanları da otuz yılda her yıl safra döker gibi dökeceğiz.
Kırk elli yıl içinde bu askerlik onları bitirecektir. Bu hesabı yapıyorum . Bu sebeple bu nokta üze
rinde tutundum durdum . Asla sarsılmadım. Beni yerimden sökemediler ve nihayet muvaffak ol
dum. Hakikaten sulhten sonraki beş yıllık pratik, askerlik çağına gelen Rum , Ermeni ve Yahudilerin
ekseriyetle kaçtıklarını gösterdi. Bir asker kaçağı da tabiî ceza korkusuyla bir daha dönem iyor. Bin
şükür... Bu muvaffakiyetimden pek m em nunum .” (Hayat ve Hatıratım, III, s. 1046, ve 1049-1050)
*** Haşan Saka’nın Ankara’dan dönüşü, yabancı basın çevrelerinde de merakla izlenmiştir.
Lozan’a indiği zaman Haşan Saka yabancı basına uzun bir demeç vermiş ve T ü rk Hüküm etinin
tutum unu açıklamıştır. Bu demecin 13 O cak 1923 günlü Le Temps gazetesinde çıkan metni aşağıya
alınmıştır.
L a c o n fe re n ce d e L au sa n n e
L e re to u r d e H assan b e y
O n mande de Lausanne:
Hassan bey, revenu jeudi soir d ’Angora, s’est rendu aussitot aupres d ’Ismet pacha, avec qui
il a eu un entretien.
Plusieurs m em bres de la delegation turque, qui s’etaient rendus â la gare pour recevoir Has
san bey, ont laisse entendre â un representant de l’agence Reuter que les dispositions du gouver-
nement d ’Angora etaient conciliantes.
Hassan bey a fait â PAgence econom ique et fınanciere, sur les resultats de son voyage â An-
gora, des declarations dont voici les principaux passages:
Dette publiçue — En ce qui nous concem e, je pois vous dire que, pour la Dette publique, nous
ferons â la premiere seance de la comm ission financiere une declaration par laquelle nous con-
firmerons et reconnaitrons defınitivement le decret de M ouharrem sur tous les points, selon le de-
sir des allies. A ucun changem ent ne sera exige par nous en ce qui concem e le conseil de la Dette
publique, duquel pourtant nous demanderons q u ’on ecarte seulement les delegues des creanciers
allemands et autrichiens dont il ne peut plus etre question.
La date du point de depart du payement des annuites devra etre fixee, soit a partir de 1918,
soit de 1920, â condition que chaque province livre dans l’intervalle des deux annees, â l’adminis-
tration de la Dette publique, les revenus afferents â ces payements. Sur cette base, les allies n’au-
ront q u ’â fixer eux-memes la date qui leur conviendra.
Dommages de guerre — En ce qui concem e la date de repartition de la Dette — point delicat
— qu ’on admette seulement en principe nötre these et nous nous entendrons certainement sur les
modalites de compensation des dettes respectives, de m eme que pour les domm ages de guerre;
mais nous resterons intraitables sur la question des dom m ages de guerre dus par la Grece.
Emprunts de ehemim de fer — La date de la repartition de la Dette publique une fois recon-
nue, nous l’appliquerons aussi aux emprunts des ehemins de fer, ainsi q u ’â toutes les autres det
tes sur le meme systeme de la proportionnalite preconisee par les allies.
Si, dans l’avenir, la T urquie prend des arrangem ents fınanciers â l’etranger, c’est surtout
avec la France q u ’elle desire le faire, en raison des relations morales et fınancieres q u ’elle tient
beaucoup â conserver et meme â developper.
Les anciennes concessions — O n a eu tort de eroire que la question des concessions doit etre
discutee â Lausanne. Les concessions sont des affaires privees qui doivent se traiter par nötre gou-
vernement â Angora.
Nous garderons â leurs detenteurs legitimes et nous reconnaitrons les concessions des socie-
tes dans les conditions stipulees par leur cahier des charges, sous reserves de certaines modifica-
tions dans les rendements et tarifs, com m e il arrive, par exemple, pour les ehemins de fer.
Les Capitulations — Je sais q u ’â la conference on s’efforce d ’etablir un regime equitable sur
ce point; mais je puis vous affirmer q u ’en ce qui concem e le regime juridique, nous n’ admettrons
aucun compromis qui touche aux revendications nationales. T ou t au plus accepterions-nous un ju -
risconsultant ou un conseil juridique, mais qui ne pourra sieger aux seances des tribunaux.’ Nous
elaborons, en ce moment, un nouveau code, qui est inspire des codes etrangers et, d ’ailleurs, il y
a huit ans dejâ que nous avons etabli la liberte des contrats. Le contrat fait la loi des parties. Les
capitulations etaient plutöt un regime politique que juridique, et ce regime lesait, au fond, les in-
terets des etrangers.
Les douanes — Pour le regime douanier, nous accepterons ce regime transitoire pour une pe-
riode de trois ou quatre ans et â condition de faire, meme pendant cette periode transitoire, avec
chaque pays, des accords com m erciaux qui deviendront ensuite defınitifs. Pour le tarif douanier, je
puis dire qu ’il est un des plus reduits. U ne loi supprime les mesures extraordinaires et reduit le
coefTıcient de 15 0/0 â 120/0.
Nötre tarif a un but fıscal et non pas prohibitif. Nous avons besoin de revenus et la Dette
publique en prendra sa part, necessaire aux annuites.
La guestion de Mossoul — Je dois vous avouer que c’est lâ le point delicat de la conference. Je
n’ai pas de nouvelles instruetions â ce sujet. Nous garderons nötre point de vue, estimant nos re
vendications trop justes. Nous attendons, en outre, le resultat des negociations de Londres: mais je
erois q u ’i! vaut mieux aussi que cette question soit reglee â Lausanne dans un esprit de concilia-
tion et j ’espere que nous arriverons bientöt â un accord. (Le Temps, 13.1.1923).
No. 333
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 224 12/13 Kânun-ı sânî 39
( 12/13 Ocak 1923)
İS M E T
* Bkz. No. 359, 383, 420.
No. 334
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 248 13 Kânun-i sânî 39
(13 Ocak 1923)
No. 335
ismet Paşa Hazretlerine
No. 249 13 Kânun sânî 39
(13 Ocak 1923)
C 12/1/39 ve 221 n um araya*:
ı6/M art/3 6 tarihinden sonra İstanbul hüküm etince yapılan ta’yirı ve nasıb-
ları kanun-i m ahsûs ahkâm ına nazaran tanınm ak im kân-ı kanunîsi yoktur. Bu
bâbda mufassal tahrirât**, postadadır Efendim .
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 331.
** Bkz. No. 330.
No. 336
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 337
ismet Paşa Hazretlerine
No. 252 13 Kânun-ı sânî 39
(13 Ocak 1923)
Refakatinde Eşref olduğu halde beray-ı tedâvi İsviçre’ye giden Çerkeş Ed-
hem ’in L ozan ’a giderek hey’eti m urahhasam ıza sûikasd tertibatiyle alâkadâr ol
ması bazı istidlâata nazaran Erkân-ı H arbiye-i U m u m iyece m uhtem el
görülm ektedir*.
M U STAFA KEM AL
* O dönem de suikast olayları oldukça yaygındı, ittihat ve Terakki Liderlerinden T alât Paşa
Berlin’de, C em al Paşa T iflis’te, Sait Halim Paşa R om a’da Ermeni suikastlerine kurban gitmişlerdi.
Bu acı olayların üzerinden henüz bir-bir buçuk yıl geçmişti.
A yrıca Lozan konferansı günlerinde de suikastler eksik olm uyordu. Varşova’da Polonya C u m
hurbaşkanı bir suikast sonucu öldürülm üştü. Sofya’da Bulgar İçişleri bakanına suikast düzenlen
mişti ve daha sonra Bulgar Başbakanı Stam buliyski de öldürülm üştü. Lozan şehrinde de Rus dele
gesi Vorovski bir suikastte öldürüldü.
Bütün bu örnekler de gözönünde tutularak İsmet Paşa Lozan’da Çerkeş Ethem, Ermeni ko
mitecileri vs. tarafından girişilebilecek bir suikast eylem ine karşı A n kara’dan uyarılıyor ve sürekli
korunuyordu. Lozan’a giderken yanında on kadar nefer götüren İsmet Paşa için ayrıca İsviçre
hükümetinden de korum a istenmişti. İsviçre H üküm etinin verdiği iki korum a polisi otelde, yolda,
konferans binasında İsmet Paşa’yı korumuşlardır.
No. 338
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 253 13 Kânun-i sânî 39
(13 Ocak 1923)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 339
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
1 — M übâdele-i üserâ ve ahâli tâlî kom isyonu yeni birtakım müşkilâtı hal
letmeğe çalıştı. İsimlerini ta’yîn edeceğim iz yüz elli kişinin m em lekete girm em e
si fakat başka m ahkûm iyet olm am ası şartı ile afv-ı um ûm inin m üslim ve gayr-ı
m üslim lere teşmîli m ukâbilinde ve m uâfıyet-i askeriye teklifinden vazgeçecekler
dir. Biz de bunları kabul ed iyoruz*.
İS M E T
** İsmet Paşa’nın, Lord C urzon ’u atlayıp M usul işini Londra’da halletmeğe kalkışması
C urzon ’u kızdırmıştır. T ü rk delegasyonu ile ilişki kuran bazı petrolcüler de M usul işinde direnen
Lord C u rzon ’un yakında değiştirileceği ve yerine milletvekili Ronald M c N eil’in atanacağı yolunda
söylentiler çıkarmışlardır. Bu söylentiler Lord C urzon ’u daha da sinirlendirmiştir. Curzon bu
söylentilerin yalanlanması için bir yandan doğrudan Başbakan Bonar Lavv’a telgraf çekmiş, öte
yandan da Foreign OfTıce’de Sir E. Crovve’a şunları yazmıştır:
“ İsmet Pasha has been endeavouring vvithout success to persuade, threaten or force me to
surrender to Turkey the M osul vilayet in d u d in g of course the oil-bearing region. I have, acting
upon the advice and authority o f the Cabinet resolutely and persistently declined. Recognising his
failure here, he sends behind m y back some vvholly unscrupulous and untrustvvorthy agents to
London to try and effect a deal either vvith His M ajesty’s Governm ent or vvith private persons in
London, so that I may, by this perfidious manoeuvre, be confronted vvith an agreement or un-
derstanding of vvhich I knevv nothing, and vvhich is in direct opposition to the policy vvhich I am
pursuing here.
“These agents enter into com m unication vvith tvvo M em bers of Parliament (Sir W . YVatson
Rutherford and M ajör Bamett) vvho actually discuss vvith them a concession for oil in an area un-
der the British M andate, and vvhich I have declined to yield (..... )
“ I am also at once informing ismet Pasha of my extreme surprise at his conduct in despatch-
ing these agents to London, and I am telling him that the gentlemen vvith vvhom they have dealt
are destitute of any authority, and are altogether repudiated by His M ajesty’s G overnm ent.”
(D B F P-I/ 18, p. 445-446, n.5)
*** Bu konuda basında da yazılar çıkmıştır. Bunlardan ikisi aşağıdadır:
L ’ affaire de Mossoul
t O n a annonce, il y a cinq ou six jours, le depart d’experts turcs pour Londres, oû ils allaient,
assurait-on, d ’accord avec la delegation britannique, traiter Paffaire de M ossoul. La nouvelle
avait ete accueillie en France avec am ertum e et nous ne l’avions pas comm entee, d’abord parce
que nous avons toujours estime q u ’il etait preferable de laisser les interesses poursuivre directe-
ment ces negociations, ensuite parce que certain details qu ’on donnait paraissaient sujets â caution.
O r, voici les faits. Des experts turcs sont, en efîet, partis pour Londres, mais sous leur propre
responsabilite et sans y etre en rien invites par la delegation britannique. C ’est un agent des socie-
tes petrolieres anglaises, fort actif, depuis longtemps â Lausanne, qui les a decides â entreprendre
te voyage; il leur promettait de les introduire au Foreign Ö lüce oîı, disait-il, on les attendait; il leur
assurait egalem ent que le trust etait pret â negocier avec eux. M ais, â peine arrives â Londres,
les Turcs ont trouve porte close au Foreign Office, qui leur a fait savoir que la delegation britan-
nique â Lausanne etait seule qualifee pour traiter l’affaire de M ossoul; en m eme temps, il les pre-
venait, ainsi que les societes petrolieres, que tous les accords qui pourraient etre eventuellement
conclus ne saurait en rien engager le gouvem em ent britannique ni modifıer sa position. Cette
aventure s’est done terminee par le retour precipite des experts turcs, qui sont rentres hier matin,
apres un bref et inutile sejour â Londres.
P IE R R E D E L A C R E T E L L E
(Journal des Debats, 15.1.1923)
Lausannes, 18 janvier
D ans un de mes derniers telegrammes, je faisais allusıon incidem m ent â une note adressee
recemment par lord C urzon â la delegation turque au sujet de M ossoul. La delegation britanni-
que, qui paraît tenir absolum ent â envelopper du plus profonds mystere tout ce qui touche â cette
question, a dementi formellement cette information. C e dementi peut s’ajouter â la liste dejâ lon-
gue de ceux q u ’elle a lances ici, et dont l’ inexactitude au moins partielle, a ete constatee chaque
fois par la süite. Je suis, en effet, en mesure d’afiirmer que la delegation britannique a adresse â
la delegation turque, il y a cinq jours, non pas en effet une note, mais une lettre qualifiee de pri-
vee, au sujet du voyage de deux expets turcs â Londres.
La delegation turque a repondu de la m eme façon. Elle estime que, des propositions lui
ayant ete faites par des groupes financiers anglais au sujet de l’exploitation eventuelle des petroles
de Mossoul, elle avait le droit de s’enquerir de la valeur de ces propositions et de la situation des
groupements qui les faisaient.
Je erois savoir par ailleurs que, depuis la derniere reunion des experts anglais et turcs au su
jet de la fıxation des frontieres asiatiques de la T urquie, cette question a ete abordee â nouveau
au cours de conversations officieuses, sans avoir encore abouti. Du cöte turc, on demenderait
q u ’on s’en remît â un plebiscite pour la fixation du sort de la partie du vilayet de M ossoul qui
reste contestee, tandis que, du cöte anglais, on voudrait recourir â un arbitrage.
O n sait par ailleurs q u ’une societe mixte tureo britannique “ Corporation for the economic
development of T u rk ey” , qui com pte au nom bre de ses souscripteurs M . Leslie Urquhart, vient
d’etre enregistree â Londres et a com m e objet la reeherehe et l’exploitation de gisemenets de pet
role en Turquie. (Le Temps, 19.1.1923).
No. 340
ismet Paşa Hazretlerine
No. 247 Ankara, 14 Kânun-ı sânî 39
(14 Ocak 1923)
M. KEM AL
No. 341
ismet Paşa Hazretlerine
No. 254 14 Kânun-ı sânî 39
(14 Ocak 1923)
M aiyet-i âlîlerinde bulunan Süvari Binbaşısı A tıf Efendinin İzm ir’in esnây-i
işgalinde aldığı “ M erd ek” isimli hayvan hakkında 13 K ânun-i evvel tarihli ve
7590 num aralı telgrafnâm e cevabının serîan iş’ârını M üdâfaa-i M illiye Vekâleti
nin te’kîdine binâen rica ederim.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 342
ismet Paşa Hazretlerine
No. 255 14 Kânun-ı sânî 39
(14 Ocak 1923)
Zâta mahsus. Mahremdir.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 343
ismet Paşa Hazretlerine
No. 256 14 Kânun-ı sânî 39
(14 Ocak 1923)
Zâta mahsus. Gayet mahremdir.
Esbak Bern Sefiri Fuad Selim Beyin elyevm İsviçre’de ikamet etm ekte oldu
ğunu haber alıyoruz. Vaktiyle Selânik’te Başşehbenderlikte ve Bern Sefaretinde
faaliyet ve reviyyetle idârey-i m aslahat etmişti. K endisinden ileride de istifade
edilm ek m üm kün olduğunu düşünüyorum . Fakat vaz’iyyet-i hâzırası ve kendi
hakkında m ütâlaa-i devletlerinin iş’arını rica ederim *.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 344
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 345
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 226 14 Kânun-i sânî 39
(14 Ocak 1923)
1 — M âliye K om isyonu içtim â’ etti. 1918 e kadar olan borçlar lüzûm unda
ısrâr ettik. Reddettiler. M asârif-i işgâliye ve yalnız tarafımızdan efâl-i harbiye
tazmînâtı taleb ettiler ve reddim izi reddettiler. C u rzon şiddetle şikâyet etti. Y in e
kat’iyyen reddettik. M es’elenin ba’zı nıkâtının tâlî kom isyonda tekrar tedkîki
mevzû-ı bahs oldu. Celse ta’tîl edildi. C u rzon i’tirâz etmiş. N ihâyet bir gün da
ha içtim â’ edilerek bugün kü m âliye m es’elelerinin m üzâkeresini kabul ettiler.
G erçi m âliye mesâili ziyâde faaliyet aldı ise de esaslar olduğu gibi duruyor.
C urzon bütün bu m esâilde a’zam î m üşkilât ve m âni’ göstererek m uallak olan
M usul m es’elesinde râm etm ek fikrindedir.
İS M E T
No. 346
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 227, 228 14 Kânun-i sânî 39
No. 127 (14 Ocak 1923)
14 Kânun-i sânî 39 raporudur.
1 — Pazar ta’tîlidir. Bugün m uallak kalan mesâil-i m âliyeyi Bom pard ile
çalıştık. Borcun kapital üzerine taksimini kabul ve tarz-ı tatbîkını m ülâhaza edi
yorlar. H arb nihâyetine kadar olan borçları kısmen kabul ve evrâk-ı nakdiyenin
taksîmini tedkîk edeceklerdir. Fransız sermayeli olan T ü rk şirketlerinin zararları
nı tazmîn ve m ukâvelelerini ta’dîl içün te’m înât istiyorlar. Sonra efâl-i harbiye
tazmînâtı taleb ediyorlar. Bu hasârâtın müttefiklerle ancak m ukâbil olm ak şar-
tıyle kabul olunabileceğini veya m ütekâbilen vazgeçilebileceğini söyledim.
M es’ûliyet-i harbiye esâsına girerek ve Fransız tebaasının harbden zararlarını
deruhde edem eyeceklerini ileri sürerek kat’iyyen ısrâr ediyorlar. K a t’iyyen red
dediyoruz. Efâl-i harbiye ta’mîri nâm ı altında bizi düvel-i m erkeziyedeki ta’mî-
rât işleri vaz'iyyetine düşürm ek istediklerini ihsâs ederek cidden m ütevahhis ve
k a ti bulunuyorum .
No. 228
3 — C u rzo n ’un bir iki güne kadar L ondra’ya gideceği söyleniyor. Bom pard
da Paris’e gidecektir. İngilizler gerek m âliye ve gerek diğer m esâilde bizim aley
him ize yeniden şiddetli vaz’iyyet alıyorlar ve alacaklardır. M aksadları yıldırıp
M usul’dan vazgeçirm ek ve vazgeçm ezsek müttefikleri de kendi m es’elelerini hal
ledem eyecek vaz’iyyete sokmaktır. Binâen aleyh sulh hâlen M usu l m es’elesinin
üzerindedir. D iğer tarafdan m üttefikler şahsî hücûm larla hey’eti yıldırm ak ve
i’tibârdan düşürm ek ta’biyesindedirler. Bunun en m ütecaviz şeklini buradaki
Fransız hey’eti Ferid Bey aleyhine yaptılar. M es’elenin esâsı, Ferid Bey D üyûn-ı
U m ûm iye Fransız dâyinler vekîli ile m üzâkere ederken Fransızların Alm anlarla
meşgul ve sulha m ecbûr ve İngilizlerin zâten şâirlerini m uhârebeye sürm ekle
m e’lû f ve İtalyanların ise ehem m iyyetden ârî olduğunu ve bu m eâlda söylemiş.
H albuki Fransız, m üttefiklerin m ütârekeyi m üteâkib şerâitini dikte etm em ek ha
tâsını yaptıklarına teessüf etm ekle söze başlamıştı. H er ne ise bu m ülâkâtı Fran-
sızlar kendi aralarında Fransa’ya hakâret telakki ederek Ferid Beyle m ünâsebât-
dan im tinâ’ ettiler. M üttefiklere m übâlağalı sûretde yetiştirerek tevsî ettiler. Se-
beb-i aslî, Ferid Beyin li-m aslahatin yaptığı m üzakerât ve teklîfât idi.M ünâsebâ-
ta taalluk eden kısmını m üdâhale ederek bertaraf etmiş isem de husûm etiyle
m eşhûr olan Debats gâyet m ütecâvizâne bir m akale yazarak gazetede m ünâka
şa ve tecâvüz açtı*. D iğer gazetelerin henüz ne vaz’iyyet alacağı m a’lûm değil-
* Journal des Debats adlı Paris gazetesinin Lozan’daki muhabiri Pierre de Lacretelle, o
günlerde sistematik olarak Türkiye aleyhinde yazılar yazıyordu. Ferit T e k beye saldıran da ayni
muhabir oldu. Bu gazetecinin 14.1.1923 tarihli Journal des Debats gazetesinde Ferit Bey aleyhinde
yazdığı uzun yazıyı daha önce çıkmış olan Dış Basında Atatürk adlı kitabım a almıştım, (s. 196-198)
Bu saldırıya karşı Ferit T ek Bey, gazeteye aşağıdaki mektubu gönderdi. Bu m ektup Journal des De
bats gazetesinin 17 O cak 1923 günlü sayısında yayınlanmıştır:
İS M E T
J e considere comm e oiseux de discuter l’economie du projet turc tout entier avec votre cor-
respondant. M ais le plus curieux et le plus etonnant, c’est de voir que votre correspondant me fait
aussi un grief de defendre l’interet des porteurs français. II ecrit, en effet, textuellement, “ que la
Delegation turque exige aussi que les Etats substitues q u ’elle vient d ’exclure remettent immediate-
ment des garanties â l’administration de la Dette, de maniere que le paiment des coupons soit as-
sure regulierement.” Ainsi la Delegation turque, apres avoir d ’abord defendu les droits de son
pays, n’a pas omis de plaider les interets des porteurs français en exigeant des Etats balkaniques
le paiem ent regulier des coupons.
Et maintenant, q u ’il me soit permis, M onsieur le Directeur, de declarer ici que les critiques
de votre correspondant, si violentes et si peu civiles qu ’elles soient, ne parviendront jam ais â mo-
difier la politique d’accord et d ’amitie franco-turque que j ’ai suivie â Paris depuis plus d ’un an.
Parce que cette politique qui im plique une collaboration toujours plus etroite de la T urquie et de
la France, est basee sur l’interet bien compris de mon pays. M ais il n’est peut-etre pas inopportun
de rappeler q u ’il est inutile de froisser les amis sinceres de votre pays.
Veuillez agreer, M onsieur le Directeur, les assurances de ma consideration distinguee.
A. FER İD ,
Representant de Turquie.
(Journal des Debats, 17.1.1923)
** Bkz. No. 358, 404, 425.
No. 347
ismet Paşa Hazretlerine
No. 258 15 Kânun-ı sânî 39
(15 Ocak 1923)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 349
ismet Paşa Hazretlerine
No. 260 15 Kânun-ı sânî 39
(15 Ocak 1923)
Y un an lılar elindeki sivil üserâmızın ve rehinelerin derhal m übâdelesi ta
karrür ettiği iş’âr buyuruluyor. M übâdelenin ne zam an başlayacağı hakkında
m a’lum ât verilmesi m ercûdur.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 350
ismet Paşa Hazretlerine
No. 261 15 Kânun-ı sânî 39
(15 Ocak 1923)
C 225 telgrafın birinci m addesine*.
H ey’et-i Vekile cerâim siyâsiye için m utlak olarak afv-ı um um î kabul edil
dikten sonra afvdan müstefîd olması îcab eden tebaam ızdan adedi ne olursa ol
sun ba’zı eşhâsın m em lekete girmemesi hususunun m uâhedeye dercine tarafdâr
değildir. Binâberin m uayyen bir m ikdarda eşhâs istisnâ edilm ek ve m ütekabilen
kabul olunm ak şartıyle cerâim-i siyâsiye içün afv-ı um um î kabul ve i’lânı muvâ-
fık görülm ekte ve m uâhedeye istisnânın dercini istiklâl ile gayr-ı kabil-i te’lîf
bulmaktadır.
No. 351
ismet Paşa Hazretlerine
No. 262 15 Kânun-ı sânî 39
(15 Ocak 1923)
İsveç H üküm eti ile ikam et ve konsolosluk mukavelesi akdine zât-ı âlilerinin
salâhiyyetlerini m üş’îr salâhiyyeynâm e tanzîm olundu. Ç an ta ile gönderilecek
tir*. Bu iki m ukaveleden başka hüküm et-i m ezkûre ile şâir m ukavelât akdi
m atlûb m ıdır ve hüküm et-i m ezkûrece muvâfakat lâhık olm uş mıdır. D iğer bita
raflardan hangileri ile hangi m ukavelât içün salâhiyyetnâm e lâzımdır. Serîan
iş’âr buyurulm ası m ercûdur.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 352
Hâriciye Vekâletine
No. 229 15 Kânun-ı sânî 39
(15 Ocak 1923)
M ad d e 1 — 205 ve 206 num aralı telgrafnâm elerin gönderilip gönderilm edi
ğinin serîan iş’ârı.
R E Ş İD S A F V E T
No. 353
Hey ’et-i Vekîle Riyâsetine
4 — A surî G eldanî hey’eti reisi husûsât-ı m a’rûza hakkında L ozan ’da be
nimle uyuştuktan sonra tatbikatı içün kendisinin veya diğer birinin A nkara’ya
gitmeğe hâzır olduğunu da ilâve etti.
Buna tem âyülüm , M usu l civârındaki G eldan î kuvvetlerinin lehim ize hareke
tini te’mîn etm ek fâidesi bir de buradan A surî hey’etini gönderm ek arzusudur.
A ğ a Petros Harb-ı U m û m î’de intikam ordusu kum andanı olarak bize çok
fecâyi’ yapm ış olan bir adam deniliyor. Hâlen bir ehem m iyeti var mıdır? Bu
nun oraya gelm esinde fâide m elhûz m udur? İktızây-i hâlin emr-u iş’ârı müster-
ham dır*.
İS M E T
* Bkz. No. 368.
No. 354
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 232, 233 15 Kânun-i sânî 339
(15 Ocak 1923)
1 — M âliyenin tâlî kom isyonu dün arz ettiğim esâsât dâhilinde çalıştı. K a
pitülasyonların bir tâlî kom isyonu çalıştı.
2 — Bugün Am erika m urahhası nezdim e gelerek adlî sistemde müdavele-i
efkârdan âtîsi hakkında bedbîn göründükten sonra akşam içün kendisi ile C u r
zon ve benim aram da nezdinde bir içtim â’ ihzâr etti. A m erika hey’etinin
Türkler aleyhine çalıştığına dâir gazetelerimizin şikâyeti sû-i te’sîr ettiğini ve A n
kara’daki teşebbüsât-i iktisâdiyeye yapılan nüm âşıyı kendileri üzerine te’sîr yap
mayı istihdaf ettiği halde bilakis sermâyedarları daha ziyâde endîşenâk ve
hey’etlerini daha ziyâde bîtaraf yaptığını söyledi. Teşebbüsât-ı iktisâdiyeden
m a’lûm âtım yok ise de arada bir sû-i tefehhüm hâsıl olduğunu gördüğüm den
hüsn-i sûretle delâlet edebiliyorum ve Am erika hey’etiııe de izhâr-ı muâvenet-
içün çok fırsat vardır dedim .
4 — C u rzo n ’un bir iki günde avdeti havâdisi doğru değil. O n beş gün son
ra gidip parlam entoya izâhât verecek imiş. M üsâade edeim işim ki İsmet Paşa
çok tatlı ve m u ’tedil adam dı desin. A ğer inkıtâ’ olursa öm ründe benim kadar
m uannid ve aksi adam görm ediğini iddia edecek imiş. Bu akşam tatlı ve ciddî
m uhâverât esnâsında adlî te’m înât içün şiddetle ısrâr etti. M üttefiklerin bâ-hu-
sûs İtalyanların ve Am erikalıların ayrı ayrı musırr olduklarını söyledi*. Esâs
İS M E T
No. 355
ismet Paşa Hazretlerine
No. 263 16 Kânun-ı sânî 39
%âta mahsûsdur (16 Ocak 1923)
H Ü S E Y İN R A U F
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 400,401.
No. 357
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 358
ismet Paşa Hazretlerine
İS M E T
No. 360
ismet Paşa Hazretlerine
A n ad olu ’da hâlen üç Episkopos cem ââtca vâki’ d a’vetler imtisâlen m ukad-
dem â Patrikhânece ta’yin olundukları devâiri terkle diğer m ahaller episkoposlık-
larını kabul etmişler ve ruhbân ve ahâli kendilerini tanımıştır. Bunlar Kayse-
ri’ de b i’l-ictim â’ Sinod meclisi teşkil ederek Serokopyus Efendi (?) Kayseri M et-
ropolidliği ile um ûm A nadolu T ü rk Ortodoksları Serepiskoposluğuna naklen,
M illetyus Efendi K onya Episkoposluğuna, M ervasiyus Efendi G üm üşhane Epis-
koposluğuna, ahîren takdîs ve ta’yîn olunan Kostantinos Efendi A nkara Episko
posluğuna ta’yîn olunm uştur. Serepiskopos ve Episkoposlar ve Sinod’un a ’zây-ı
sâresi m u ’teberân ve m uhtelit m ahaller a ’zâsı A nadolu T ü rk O rtodoks Kilise-
si’ nin fi’len teşkîl olunduğunu ihbâr ile Kilisenin bu nâm ve unvân ile tanınm a
sını, nizâm nâm elerinin tasdikini ve Serepiskoposla Episkoposlann ve Sinod
m uhtelit m eclisler hey’etinin kabul ve m e’m ûriyetlerinin icrâsını A dliye Vekâle
tinden istirhâm eylemişlerdir. Bu bâbdaki m azbataları, nizâm nâm e ve Kilisenin
cem aât ve M etropolidân ve m eclis m uhtelit a’zâsının esâmisini hâvi zabıtlar da
vekâlet-i m ezkûreye vârid olm uştur**.
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 259, 249.
** Bkz. No. 393.
No. 362
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 235 Kânun-ı sânî 39
(17 Ocak 1923)
1 — M übâdele-i ahâli tâlî kom isyonu ictim âına devâm ediyor. Sivil ve aske
rî üserâ m übâdelesi takarrür etti ise de Y unanlılar tarafından imzâsı m übâdele-i
ahâli karam âm esine ta’ lîk edilm iştir ki iki üç güne kadar m e’m ûldur. M âliye ve
güm rük m üzakerâtı devâm etti. Bizim ta’rife-i hâzıram ızı aynen tesbît ve kabul
etmek teklifine m ukabil olan eski ta’ rifeyi altın fiâtı üzerinde tesbît etmelerini
bilâhire ayrıca mütavassıt bir ta’rife fikrini derm iyân ettiler. M ütevassıt ta’rifeyi
tanzîm ve teblîğ etmediler, hazırlam ağa çalıştılar. M a ’hazâ yarın Bom pard
bilcüm le m âlî müşâvirleri ile Paris’e gidiyor. M uallak mesâil içün kat’î karar ge
tirecek.
2 — Belçika sefirinde bir ziyâfetde m uhtelif zevatla m ülâkatım ın hülâsası
şudur: İtalyanlar kapitülasyonların adlî sisteminde bi usûl-i halle muvâfakat et
mezsek inkıtâ’ olacağından ve kendilerinin buna fevkalâde ehem m iyyet verdikle
rinden bahsettiler. İstanbul, İzmir, E d im e ve sâirede elveym kırk bin İtalyan var
imiş.. Fransızlar da mesâil-i m âliyeden dolayı Konferansın âkıbetinden bedbînî
tereşşuh ettirdiler. Bulgarlar da D edeağaç lim anı ve oraya kadar boydan boya
kendi m allan için bir koridor istiyorlar. İtalyan m urahhası bana bu fikri hara
retle tervîc etti.
İS M E T
No. 363
İcra Vekilleri Hey ’eti Riyasetine
İS M E T
No. 364
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 365
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
İki üç günden beri Fevzi ve K âzım Karabekir Paşalar Hazerâtı ile birlikte
orduyu teftiş etmekteyiz. Bu telgrafı H ereke’den yazıyorum . M eşhûdâtım dan
m em nunum . İki gün sonra Bursa ve Balıkesir m ıntıkalarına geçip teftişâta de-
vâm edeceğiz. M a ’lum ât, m uhabbet *.
Başkum andan
No. 367
ismet Paşa Hazretlerine
No. 277 18 Kânun-ı sânî 39
(18 Ocak 1923)
Şifre
Ü serâ teâtisi işlerine bakm ak üzere teşekkül edecek kom isyona a’zâ olacak
delegem izin ta’yini içün m ezkûr komisyon a’zalarının nerede birleşeceğinin
iş’ânnı rica ederim *.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 368
ismet Paşa Hazretlerine
No. 278 18 Kânun-ı sânî 39
(18 Ocak 1923)
C 16/1/39 23° num araya cevab*.
H Ü S E Y ÎN R A U F
No. 370
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 237 18 Kânun-ı sânî 39
(18 Ocak 1923)
M übâdele-i ahâli tâlî kom isyonu çalıştı, terakkî etti. A m iral Bristol bugün
akşam a kadar benim le kapitülasyonları m üzâkere ve intikali bir devrenin lüzû-
m una beni iknâa cehdetti.
İS M E T
No. 371
Fevzi Paşa Hazretlerine cevaben
ismet Paşa ile diğer Mümessillere re’sen
No. 280 18 Kânun-ı sânî 39
(18 Ocak 1923)
Ta ’mîm
Y un an lılar sulh m üzâkerâtı devam ettiği esnada bâki kalan kuvây-ı m unta-
zam alarını pey der pey G arb i T rak ya ’ya tahdîş etm iş ve askerleri M eriç boyuna
toplam aya başlamış ve altı fırka tahm in olunan askerlerine yeniden iki fırka da
ha gönderilm eye teşebbüs edilmiş, M eriç’i m ürûr içün alenen vesâit edildiği ve
vesâitin ihzânndan sonra m untazar olduğu veçhile âsâyışı ihlâl hareketleri başla
mış olduğu beyâniyle ahvâlin îcab ettirdiği tedâbîri ittihâz etm ezden m ukaddem
bu husûsda düvel-i müttefika komiserlerinin nazar-ı dikkati celb olunduğu ve
Yunanlıların M ud an ya M ukavelesi ahkâm ına riâyet edecekleri ve m ukavelenin
üçüncü m addesinin tatbîk olunacağı hakkında kat’î ve sarih beyanâta intizâr et
tiğimizi, aksi takdirde düvel-i müttefıka tarafından da im zâ edilen M udanya M u
kavelesine elyevm riâyet olunm adığına hükm etm ek m ecburiyetinde kalınacağı
dün akşamki tarihli bir nota ile İstanbul’a teblîğ olunm uştur Efendim *.
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 365-Trakya’da Yunan askerî hazırlığı ile ilgili olarak basında da sık sık haberler
görülüyordu. 20 ve 21 O cak 1923 günlü Fransız gazetelerinde çıkan haberlerden üçü aşağıya alın
dı.
T rakya’daki durum la ilgili olarak gazetelerde çıkan haberler:
Les nouvelles de T hrace q u ’on a reçues â Paris ce matin indiquent un etat de choses assez
dangereux. Voici les faits les plus saillants:
Les troupes grecques qui sont concentrees en T hrace occidentale constituent une force de
60.0000 â 70,0000 hommes.
Ces troupes se sont installees, contrairement â l’esprit de la convention de M oudania, sur
toute la partie de la rive droite de la M aritza que n’occupent pas les troupes françaises.
L ’etat-major grec complete l’effectif et l’armement de ses diverses unites. II s’efîorce aussi,
avec moins de succes peut-etre, de stimuler le moral de ses soldats. C e flechissement persistant du
moral est le seul trait pacifıque de la situation.
Les Grecs paraissent se preparer â franchir la M aritza. Ils ont rassemble du materiel de pon-
tonniers â Bosnakeui.
Des incidents se sont dejâ produits: pres de Boudjak, un poste grec a tire sur des paysans
turcs; dans le secteur d ’lpsala, un choc a eu lieu entre une patrouille grecque et le gendarmerie
turque, et un civil turc a ete tue.
Ces faits montrent qu’il est necessaire d ’inviter les Grecs â s’eloigner de la M aritza.
(Le Temps, 20.1.1923).
La situation en Thrace
O n m ande d ’Angora:
U n com m unique officiel kemaliste dit que les Grecs concentrent leurs troupes tout le long
de la ligne de la M aritza et installent egalement de forts contingents â Karagatch, violant ainsi la
convention de M oudania. Q uelques detachements ont tire sur les habitants et les postes turcs, fai-
sant plusieurs victimes.
D ’autre part, on m ande de Constantinople:
U n com m unique de l’etat-major du corps d ’occupation français â Constantinople dement les
informations signalant que de frequents incidents se produiraient dans les regions de la M aritza et
â Karagatch. La zone d’occupation française est dans un calm e com plet.Les milieux renseignes
dementent egalement les bruits qui ont couru du debarquem ent de detachements des Soviets dans
la region de M idia.
(Le Temps, 21.1.1923).
No. 372
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 281 19 Kânun-i sânî 39
(19 Ocak 1923)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 373
ismet Paşa Hazretlerine
No. 282 19 Kânun-i sânî 39
(19 Ocak 1923)
C229*
Tahrirâtlarınız müteferrik suretde gelmiş ve ekserisi m azrûfen hem en âid
olduklan dârelere dağıtılmıştır. Vekâlette kayıdları yoktur. 202 num aralı tahrirâ
tınızda neden bahsolunduğunun iş’ârı.
No. 374
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine.
No. 238
H aşan Beyin avdetinden sonra güm rük mesaili hakkında gerek tâlî kom is
yonda resm en gerek sûret-i husûsiyede İngiliz ve Fransız ve İtalyan delegeleriyle
cereyan eden m üzâkerât neticesinde vâsıl olduğum uz şekil ber vech-i âtîdir:
No. 239
No. 240
No. 241
H ülâsa üç sene m üddetle ta’rife-i hâzıram ızı bir mutavassıt tablo ile tesbît
etmiş oluyoruz. O nlardan da güm rük mevkufâtlarına göre asgarî ta’rifelerini tat
bik ettikleri m em leketler gibi m uâm ele görm ek fevâdini istihsâl etmiş oluyoruz
ve bütün i’tirâzlan bizim um ûm î ta’rifemize m ukabil kendilerinin asgarî ta’ rife
lerini istihsâl esâsının aleyhlerinde olduğunu ileri sürüyorlar. Biz de ta’rifemizi
üç sene içün tesbît ediyoruz. H albuki siz yalnız asgarî ta’rifenizi tatbîk ettiğiniz
m em leketler m uâm elesini bize veriyorsunuz, zarar bizim tarafımızdadır.. diyo
ruz. Bir ay zarfında para kıymeti % 30 tereffü’ ettiği takdirde ta’rifenin em salle
rini o nisbetde tenzîl etm em ek içün fı’lî vâsıtalar vardır. Altın Batlarının bir ay
zarfında vasatisini bu dereceye indirm ek içün son günlerde biraz altın m übâyaa
ettirmek ve bu sûretle param ız tereflu’ etse dahî belki bütün m ukavele m üdde
tinde emsâlleri m uhâfaza etm ek ve yalnız param ız tenezzül ettiği zam an nisbet-i
tedenni derecesinde tâ’rife emsâllerini lehim ize çoğaltm ak, bu sûretle tahavvülât
esâsının yalnız lehimize cereyânını te’mîn etm ek çâreleri vardır. G üm rük
m es’elesi husûsunda vardığım ız netîce yukardaki m a’rûzâtdan ibârettir. Nokta-ı
nazarının iş’ânnı rica ederim. M esâil-i m âliyeyi ayn ca arz edeceğim.
No. 375
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 242 19 Kânun-i sânî 39
(19 Ocak 1923)
18 K ânun-ı sânî 339 raporudur:
No. 376
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 246 19 Kânun-i sânî 39
(19 Ocak 1923)
205 num aralı telgrafnâm eniz tekrar edildiği halde halledilem ediğinden yeni
den akden posta ile gönderilmesi müsterhamdır.
No. 377
İsmet Paşa Hazretlerine
C Tahrirât 48.
G arb cephesi kum andanlığınca icrâ edilen tahkikât neticesinde üserâ inşaat
taburlarında Edrem it’de ....m üessesesinde m üstahdem Erm eni K atolik milletin
den Leonis M anas isminde bir kimse bulunm adığı anlaşılmıştır.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 378
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 421.
No. 379
Adnan Beyefendiye
Paris Mümesslliğine
ismet Paşa Hazretlerine
No. 285 20 Kânun-ı sânî 39
(20 Ocak 1923)
M a ’m ûretü’l-Azîz vilayeti m erkezinde tekrar küşâd edilm esi istenilen Fran
sız rahiblerinin m ektebinde M ekâtib-i husûsiye ta’lim âtnâm esinin altıncı m ad
desi m ûcebince Türkçe, T ü rk T arih ve coğrafyasının T ü rk m uallim ler tarafın
dan tedris teklifine m uvafakat edilm ediğinden küşâdına m uvâfakat olunm am ış
tır. C eneral Pelle M ekâtib-i husûsiye ta’lim âtnâm esinin tatbiki m ekteblerce ka
bul olunacağını te’mîn etm işti.M ougin ise teftişin icrâsı kabul edildiğine dâir ce-
vâb-ı m uvâfakat getirecekti. D ah a getirm edi. Berây-ı m a’lum ât.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 380
ismet Paşa Hazretlerine
Fevzi Paşa Hazretlerine
No. 286 20 Kânun-ı sânî 39
(20 Ocak 1923)
K ânun-ı sânînin yirm i beşinci günü Ç anakkale’deki jandarm a, polis ve
m e’m urîn-i hüküm etin kâm ilen esir edileceğini bir İngiliz neferi K ale Lim an
Reisi N azm i Beye söylemiştir. Berây-ı m a’lumât.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 381
Müşîr Fevzi Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 382
ismet Paşa Hazretlerine
I
No. 287 20 Kânun-ı sânî 39
(20 Ocak 1923)
C 18 K ânun-i sânî rapora*:
H Ü S E Y İN R A U F
No. 383
ismet Paşa Hazretlerine
No. 288, 289, 290 20 Kânun-ı sânî 39
(20 Ocak 1923)
C.
No. 289
H Ü S E Y İN R A U F
No. 384
ismet Paşa Hazretlerine
4 — D iğer bir İngiliz vapuruna yirm i beş sandık boğucu gaz makinesi tah
mîl edilmiştir. Bu vapurun semt-i hareketi m echûldur.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 386
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 243, 244, 245 20 Kânun-i sânî 339
(20 Ocak 7923)
N o. 243.
1 — M üb âd ele tâlî kom isyonu ile üserâ ve m ekabir tâlî kom isyonu içtim â’
etti. M übâd ele kom isyonunda Y un an istan’ da sâkin Türklerin em lâk ve arâzisini
zabt ve istimlâki yüzünden hâsıl olan vaz’iyyetden dolayı m übâdele hâl-i sâbıkın
nazar-ı dikkate alınmasını ve Y un an istan’da kalacak ve m übâdeleye tâbi’ olm a
yacak m ıntıkanın Strum a nehrine kadar tevsîni taleb ettik. İstanbul’da m übâde
leye tâbi’ olm ayacak mıntıkanın Pendik’e kadar tem dîdine ve an-asıl İstanbullu
olup m übâdeleye tâbi’ olm ayacak R um lardan hârice çıkanların avdetine m üsâa
de edeceğim izi beyân ettiğimiz halde T ü rk iye’ye gelecek ve evvelce gelen
T ürklerin emlâkinin takdîri ve Y un an istan’da Türklerin ibka olunacağı m ıntıka
nın tesbîtinde i’tilâf hâsıl olmamıştır.
No. 244
No. 245
Lord C u rzo n ’dan aldığım bir m ektubda M usul m es’elesinin aram ızda halli
ne im kân hâsıl olam adığı ve gelecek salı günü T ü rk hey’et-i m urahhasasınm
Suriye veya Irak hu du d lan veyahud her ikisi hakkında nokta-i nazarını komis
yonda îzâh etm ek arzu ettiğimiz takdirde hazırlanabilm em iz içün keyfiyetden
beni haberdâr ettiğini bildirdi *. Vereceğim cevâbda salı günkü ictim â’da Türki-
İS M E T
J ’en previens â l’avance Votre Excellence, de maniere q u ’elle puisse se preparer, si elle le de-
sire, â exposer devant la commission le point de vue de la delegation turque en ce qui concem e
les frontieres de la Turquie, soit avec la Syrie ou la M esopotamie, soit avec les deux, et je ferai
alors une reponse.
En attendant, je serais heureux de connaître, pour mon information personnelle, les questi-
ons principales que, Votre Excellence pourrait avoir l’intention de traiter.
(Journal des Debats, 20.1.1923)
Lord C urzon ’un T ürk-tngiliz ikili görüşmelerinden vazgeçip M usul işini Konferansa getirmesi
ve ayrıca mektubunda Suriye sınırından da söz etmesi, Fransız basınında çeşitli yorum lara ve eleş
tirilere neden oldu. Ö rneğin Le Temps gazetesinin Lozan muhabiri Henry Rollin şunları yazdı:
“ Dans la lettre qu ’il a adressee â ism et Pacha, Lord C urzon lie la question des frontieres de
M esopotam ie â celle des frontieres de la Syrie...
O n peut done se dem ander si l’on se trouve en presence d ’une mauvaise redaetion pouvant
donner lieu â une interpretation erronee, ou d ’une tentative, grosse de consequences graves, de li-
er deux questions, dont l’ une est dejâ reglee, mais pourrait peut-etre remise en discussion, et dont
l’autre n’a abouti q u ’â la constatation d ’un desaccord sur une des questions auxquelles la T urquie
paraît tenir le plus. II est d ’ailleurs certain que la delegation britannique ne veut â aucun prix
rompre â propos de la question de M ossoul, en raison des commentaires que cela pourrait soule-
ver, et c’est peut-etre lâ une explication de cet abandon soudain du principe de pourparlers separe
sur ce sujet. D ’autres explications peuvent etre envisagees, mais pour pouvoir en apprecier la vale-
ur, il semble preferable d ’attendre que la pensee des delegations britannique et turque se soit pre-
cisee davantage.
(Le Temps, 21.1.1923).
No. 387
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
Y un an istan’da bulunan sivil üserâm ızın dokuz bin sekiz y ü z elli yedi oldu
ğu 10/12/38 tarihli ve 85 num aralı telgrafnâm elerine istinaden Konferans m üzâ
kerelerinde iddiâ olunm uş idi. M uh telif devâirden perâkende sûretde gönderil
miş listelerde m uharrer eşhâs m ikdârı yedi bin kadar tuttu. Sivil üserânın iâde-
sinde Salîbi A h m er hey’eti ve hüküm etçe esâs ittihâz olunm ak üzere Y un an lılar
tarafından Y un an istan’a götürülen eşhâs listelerinin sûret-i sahîhede tanzîm ve
ihzârının em ir buyurulm ası *.
İS M E T
* Bkz. No. 397.
No. 389
İcra Vekilleri Hey ’eti Riyasetine
3 K ânun-i evvel 922 tarih ve 45 num aralı telgrafnâm elerinin ikinci m adde
lerinde* G arb î T rak ya ’da m elce’siz kalan ahâlim iz yerleştirildikten sonra daha
altm ış bin hâne iskân olunabileceği ve A n ad olu ’nun aksâm-ı sâiresinden giden
gayr-ı m üslim lerin hâneleri hesâb edilince bugün içün iki yü z bin hâne m uhâ-
cırı m em leketin kabul ve iskâna m üheyyâ olduğu bildirilmişti. Bu m a’lûm ât
Y u n an hey’et-i m urahhasasınca m a’lûm olduğundan bu m a’lûm âtın m enbaı
Yunanlıların eline geçebilecek bir m enba’ mıdır? Bu m a’lûm ât T ü rk çe gazete
lerle neşr edilm iş midir? Sür’at-ı işârı**.
İS M E T
No. 390
Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine
İS M E T
No. 391
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 251 20 Kânun-ı sânî 39
(20 Ocak 1923)
İsveç m urahhası ikamet ve konsolosluk mukavelesi akdine hâzır olduğunu
henüz bildirmemiştir. D iğer bîtaraf hüküm etlerin bizim ile ne mukavelesi akdet
m ek isteyecekleri henüz m a’lûm olm am akla beraber Belçika ve İspanya ve D a
nim arka ve H ollanda ile ikam et ve konsolosluk ve şâir hergûna m ukavelât akdi
ne m e’zûniyeti m üş’ ir ve diğer salâhiyetnâm elerdeki ta’bîrâta m üm âsil ta’birâtı
muhtevî bir salâhiyetnâm e gönderilm esi ihtiyâten m uvâfıkdır *.
İS M E T
* Bkz. No. 327, 351.
No. 392
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No, 252 20 Kânun-ı sânî 39
(20 Ocak 1923)
No. 393
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 253 20 Kânun-ı sânî 39
(20 Ocak 1923)
C . 272 ve 273. *
İS M E T
* Bkz. No. 361.
** Eski A dliye Nezareti M ezâhip (Mezhepler) M üdürü olan Baha Bey, özellikle Patrikhane
ve kiliseler konusundaki görüşlerine başvurulmak üzere Lozan’a çağırılmış bir uzmandı. Rıza Nur,
Baha Beyden yeterince yararlanılamadığını söylemektedir.
Ayrıca Bkz. No. 141, 150.
No. 394
Heyet-i Vekîle Riyasetine
No. 256 20 Kânun-i sânî 39
(20 Ocak 1923)
19Kânun-i sânî tarihiyle İngiliz not verbali üzerine
250 ve 251 num aralı telgrafnâm elere * istinâden K onferansa bir nota ile şi
kâyet etmiştik. İngiliz hey’et-i m urahhasasından alınan cevâbî notada m uayyen
nikatın î ’tilâf kuvvetleri tarafında işgaline nihâyet verilmiş olması hakkında
adem-i m a’lûm ât beyân edilm ekle beraber M eric’in garb sâhilindeki Y u n an te-
cem m uu Şarkî T rak ya ’nın tahliyesinin netîcesi olduğu ve sulhun ihlâlini tergîb
etm eyecek ve buna en ziyâde teessüf edecek olan İngiliz h ey’et-i m urahhasasın-
ca bunun ihlâl-i sulh m aksadına m a’tû f olduğunu farz etm eğe bir sebeb
görülm ediği, A n ad olu ’daki istihzârât-ı askeriyeyi ilerletm ekle iktifa etm eyerek
T rak ya ’da teşkilât-ı askeriye icra ve oraya A n ad olu ’dan top im râr eden ve İstan
b u l’da da top nakline teşebbüs eden T ü rk iye’nin bu husûsdaki şikâyeti m ûcib-i
istiğrâb görüldüğü ve Y u n an askerinin eski İngiliz üniforması giym elerine gelin
ce A vrupa ordularının çoğunda bü yük devletlerin ordularına m ahsûs olan üni
form alar kesretle m üsta’m el ve hattâ T ü rk zâbitlerinde bile bu hâl m eşhûd ol
duğu beyân edildikten sonra 14 K ânun-i evvelde sebeb-i m ücbir şevkiyle Ç a
nakkale’ nin yirm i m il şarkına İngiliz tayyâre zâbiti ile tayyârecisinin m eşrû’
gösterilem eyecek bir sûretde tevkîf edilm esi husûsunda İstanbul kuvây-ı işgaliye
kum andanının teşebbüsâtini te’yîden bunların tahliyesi taleb ve rica edildiği ve
İngiliz zâbtânının şim diye kadar m ûcib-i şikâyetleri olm uş hâdise bundan ibâret
olm am akla beraber işgalin devâm ınca ufak tefek hâdisâtm tekevvünü gayr-ı ka-
bil-i ictinâb olduğu ve T ü rk ler tarafından şikâyet edilen ahvâl-i fevkalâde vaktiy
le tahkîk ve ta’ m îk edildiği halde T ü rk m e’ m ûrîni hareketlerinden m es’ûl ol
dukları, efrâdı bu kabîl hâdisâtı tahrîkden m en’edem edikleri, velhâsıl Y u n an lıla
rın şimendiferlerdeki iz’âcâtından dolayı beyn’el-milel müttefıkîn şimendifer ko
m isyonuna m ürâcaat lüzûm u beyân edilm ektedir**.
İngiliz esirleri ve tayyâreler hakkında bir şey yapm ak kabil ise kendilerine
bildirilm ek üzere em r ü iş’ârı m üsterham dır.
İS M E T
** Lord Curzon, ayni gün Londra’ya şunları tellemiştir:
“ ism et Pasha having sent m e mem orandum accusing Greeks of outrages on Moslems in Gre-
ece and o f violation of M udania convention vvith the alleged countenance of the allies, I have sent
strong reply in vvhich I have dravvn attention to the manner in vvhich T urks are disregarding their
own obligations under that convention and have energetically dem anded release of the tvvo British
airmen detained since Decem ber 14th.” (D B F P-I/ 18, 1.458, No. 335).
No. 395
ismet Paşa Hazretlerine
No. 293 21 Kânun-ı sânî 39
(21 Ocak 1923)
Y en i bir şehir inşâsı hakkında Reis Paşa H azretlerine vuku’bulan iş’âr-ı âlî
leri buraca nazar-ı dikkate alınmıştır. N afıa Vekâletine esâsen bu hususda teklif
vardır. A n cak oraca vuku’bulacak tekliflerin zât-ı devletleri tarafından ehem m iy-
yetle nazar-ı dikkate alınması bizim içün m ûcib-i teşekkürdür. İsviçreli Profesör
M axim ilian (?) bu gibi işler içün m ürâcaatda bulunm uştu. Zât-ı devlerince bu
zâtın da re’yine m ürâcaat tensîb buyurulduğu takdirde îfay-ı m uktazâsısı ve ne
ticeden m a’lum ât i’tâ buyurulm asını rica ederim.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 396
İsmet Paşa Hazretlerine
Roma, Paris Mümessilliklerine
No. 294 27 Kânun-ı sânî 39
(21 Ocak 1923)
Mahremdir
No. 397
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 296, 297 21 Kânun-ı sânî 39
(21 Ocak 1923)
1 — Y un an istan’daki sivil üserâmızın m ikdân 3800 kişi iddia edildiği anla
şılmıştır. H albuki bu tarihe kadar taayyün eden üseram ız m ikdân 8519 kişi
olup İzm ir’den alındıktan ahîren bildirilen 499 ve K aresi’den gönderilen 1724
kişinin ilâvesi halinde m ecm û’ üserâm ız 10742 ye bâliğ olur. Bu m ikdârdan Ç a
talca liva ve vilayetinden gönderilenler hâricdir.
2 — Sivil üserâmızın D âhiliye’den alınan esâmi cedvelleri aynen hey’et-i
m urahhasaya irsâl kılınmakta idi.
3 — Sivil üserâmızın adedi hakkında m evcud m a’lum âtm bir ân evvel ik
mâli ile M üdâfaa-i M illiye’ye teblîği D âhiliye’ye bildirilmiştir.
4 — N ezdim izde bulunan sivil Y u n an üserâsının şim diden nezâret altında
İzm ir’e doğru yola çıkarılm alan vilâyetlere bildirilm iştir*.
No. 398
İsmet Paşa Hazretlerine
İstanbul’da bulunan em lâk-i islâm iyenin satıştan m uhâfazası içün yalnız İs
tanbul’a m ahsûs olm ak üzere ve sırf bu m aksadla m oratoryum i’lânında oraca
m ahzûru var m ıdır sür’at-i iş’ân **
H Ü S E Y İN R A U F
No. 399
İsmet Paşa Hazretlerine
İS M E T
No. 401
ismet Paşa Hazretlerine
No. 300, 301, 302 21 Kânun-ı sânî 39
(21 Ocak 1923)
R u sya’nın Bayezid konsolosu orada hiçbir R us tebaası olm adığı halde ba’zı
adam lara R us tâbiiyyetine girdiklerini m üş’ir pasaport vesâire tevzî’ etm ekte ve
Kürdleri ve rüesây-ı aşâiri ifsâd edecek tarzda propagandada bulunm akta ve
m e’m urîn-i m ahalliye ile dâim i suretde b i’l-iltizâm hâl-i m ünâkaşa ve cidâlde
bulunm aktadır. Vilayât-ı şarkiyede ibkası konsoloslarının tebaaları olm adığı hal
de bulunm alarından tevellüd eden elîm m ahzurlara m eydan verm em ek için bu
vesileden bi’l-istilâde konsolosun oradan refin i ve esâsen orada Rus konsolosu
bulunduğu takdirde ileride diğer devletlerin de aynı suretle konsolos bulundur
mak hakkını ileri sürecekleri kaviyyen m a’lûm olduğunu binâen bu konsoloslu-
ğun külliyyen oradan ilga ve refin i taleb edeceğiz. Fakat bundan evvel şahsen
konsolosun kaldırılm asını istedik ve bu hususda Bayezid’de de ileride ecnebi
konsolos bulundurm ayacağım ızı A r a lo f a söyledim.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 402
ismet Paşa Hazretlerine
22/1/39 tarihli telgrafnâm enizi şimdi aldım. 2 m adde tam âm en anlaşılm ış
tır.
No. 403
İsmet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 404
ismet Paşa Hazretlerine
Ferid Bey hâdisesi m ünâsebetiyle M iralay M ou gin ’e sırf şahsî olarak Ferid
Bey beyânâtının sû’i tefsîre m a’rûz kaldığını ve hususî m âhiyetde olan b a ’zı latî-
felerinin m atbuâta aksettirilerek m urahhaslarım ızın şahıslarına taarruz edilm esi
nin b î fâide olacağından başka milletimizi rencîde edeceğini ve bu hususda Po
incare’nin nüfûzunu isti’m âl ile m atbuâtda başlayan bu cereyânın devâm ma
m eydan verm eyeceğini üm id ettiğimi söylemiştim. Bugün M iralay M ou gin nez-
dim e gelerek diğer telgrafım daki Poincare’nin bana telgrafını naklettikten sonra
şifâen şahsî ve m ahrem olarak Ferid Bey hâdisesi hakkında Poincare’nin şahsî
ve m ahrem bu husustaki telgrafını okudu:
Ferid Bey, H aşan Beyi m uvakkaten istihiâf ettikten sonra birçok m esâildeki
i’tilâflan keen lem yekûn addetm iş, yalanlarıyla, terbiyesizliği ile ve sûi niyetle
herkesi dilgîr etmiştir.
Şu ifâdâtda bulunm uştur: “ Fransa harb etmek istem iyor ve yapam az. R u h r
üzerine kuvvetlerini tahşîd etm ek istiyor. İngiltere harb etm ek isterse fakat
m üzâkere fesâdcûyâne kırk sekiz saat sonra cesur askerlerim iz Irak’a girecekler-
dir.Geriye İtalya kalıyor, bırakın ki güleyim . M illetim iz liyâkat kesbetti, sulhu
istiyoruz fakat harbden korkm ıyoruz.”
M iralay M ougin ilâveten dedi ki: birinci derecede Poincare gibi bir Fran
sız’a karşı Avrupa siyâsetinin m erkezi olan Paris’te birinci derecede bir T ü rk
görmek istiyoruz. M a ’lumât-ı sâlifeye nazaran şüphesiz Ferid Beyin velev ki cü z’î
bir zam an içün olsa da m uhâfaza ve sıyâneti lâzım dır. Ben M iralay M o u g in ’e
husûsî ve dostâne bir latîfenin bu tarzda telakki edildiği tarzında cevâb verdim
ve bunda ciddiyetle telakkinin doğru olam ayacağını ve her halde Ferid Beyin
bu tarzda idâre-i kelâm edem eyeceğini söyledim ise de m üşârünileyhin âtiyen
Paris’te îfay-ı vazife etmesi im kânsız olacağı m ütâlaasındayım . A ynı m ütâlaaya
siz de iştirâk ederseniz ne zam an ve en m ünâsib kim in bu vazîfeye ta’yini mu-
vâfık olacağının mütâlaa-i âliyeleri ile birlikte iş’ârını rica ederim *.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 405
İsmet Paşa Hazretlerine
Fevzi Paşa Hazretlerine
1 — Paris’den gelen Fransız hey’eti henüz m âlî tekâlifi tahrirî olarak verme
di. H arb hasârat-ı şahsiyesi olm ak üzere on beş m ilyon Lira otuz yedi senede
ödenm ek üzere kat’î olarak taleb edecekler. Yunanlılardan ta’mîrât bedeline de
m üsâid olacaklar imiş.
İS M E T
* Bkz. No. 411
** Bkz. No. 407.
No. 407
Hey ’et-i Vekile Riyasetine
No. 258, 259 22 Kânun-i sânî 39
(22 Ocak 1923).
22 Kânun-i sanî 39 raporudur:
No. 258
1 — M übâdele tâlî kom isyonu içtim â etti. İslâm em lâkini te’diye ettirmek
içün teklif ettiğimiz tedâbîr-i esâsiye Yunanlılarca kabul edilm ediğinden bütün
m es’ele m uallak kaldı. M ezarlar hakkında asgarî kom isyon ictim âında um ûm i-
yetle m ezarlar arazisinin tasarrufundan vazgeçtiler. Fakat A rıburunu sâha-i har
binin m ezarlar gibi tahsîs edilm esi Avustralyalılarca taleb edildiği hakkında In-
gilizlerin ısrârı tarafımızdan reddolunduğundan m es’ele m uallak kaldı.
No. 259
Garroni şerâitim izden şiddetle şikâyet ve ka’iyyetle reddetti. M es’ele ka
pitülasyonlar işinin adlî sistemden m âadâ işlerini bitirm ek içün İtalyanlara
m ütârekeden sonra yaptıkları yeni İtalyan tebaası hakkında muvâfakat verm ek
ten ibârettir ki m üm kin olduğu kadar asgarî ve m ahzûrsuz yapm ağa çalışıyoruz.
İS M E T
No. 408
ismet Paşa Hazretlerine
Fevzi Paşa Hazretlerine
Paris, Roma, Moskova, Tiflis,
Baku, Batum Mümessilliklerine
No. 309 23 Kânun-i sânî 39
(23 Ocak 1923).
K ânun-i evvelin 31 inci günü bir İngiliz müfrezesi H aliç’te bulunan dört
m otor gam botum uzun m akine aksâm ına âid âlât ve edevâtı ve 2 K ânun-i sânî-
de dahî havuzdaki üç m otorun m akine aksâmını almışlardır. M açk a ve Taşkış-
lalardan m uhtelifü’l-ecnâs esliha ve m ekanizm aları dahi alınıp vaporlara tahmîl
edilerek gönderilmiştir.
B unun üzerine fevkalâde komiserlere gönderdiğim iz şifâhî bir notada âlât
ve esliha-i m ezkûre T ü rk hüküm etinin m alı olup İstanbul’da ve düvel-i müttefi-
kanın m üşterek m uhâfaza ve m es’ûliyetleri altında bulundurulm akta olduğun
dan ve sâhibinin m a’lum ât ve m uvâfakatı olm aksızın m em leketten çıkarılm aları
gayr-ı câiz olacağını kendilerinin de takdîr edeceklerinden bahisle işbu tarz-ı ha-
reketden dolayı protesto eyledik ve bunların Y u n an ordusuna teslimi m aksadiy-
le D edeağaç’a sevkedilecekleri m üstahber olduğundan işbu levâzım ve eslihanın
ne m aksadla ve nereye gönderildikleri hakkında âcilen cevâb vermelerini istedik.
Berây-ı m a’lûm ât*.
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 384.
No. 409
Adnan Beyefendiye
ismet Paşa Hazretlerine
No. 310 23 Kânun-ı sânî 39
„ , ...
Gayet aceledir
(23 Ocak 1923) 7
'
M ü lg â Bükreş Sefârethânesinin tahliyesine m ahallî m ahâkim inden hüküm
istihsâl edilmiş olduğu anlaşılıyor. Sefârethânede bir kasa derûnunda Sefaretin
güm üş takımları ile billurdan b a ’zı evânî bulunduğu ve kasa alâhâlihi naklolun
duğu takdirde bunların kırılacağı ve anahtarı gönderilm ezse kasa kapısının kırı
lacağı bildirilmiştir. R om anya M üm essiline m ürâcaatla kasanın kırılm ak ihtim â
li olduğuna nazaran R om an ya hüküm etinin bir gün için te’hîrine m übâşeret
olunm ası esbâbının.....? m evcuddur.
H Ü S E Y İN R A U F
Bkz. No. 410, 507.
No. 410
Adnan Beyefendiye
ismet Paşa Hazretlerine
No. 311 23 Kânun-ı sânî 39
(23 Ocak 1923)
M ü lg a H ariciye Nezâreti tarafından Köstence’de şehbender olarak bulunan
Fazıl Bey aleyhine ısdâr olunan bir hüküm den dolayı şehbenderhânenin eşya ve
dosyalan pencerelerden dışarı atılmış ve bilâhire bir m ahzene konulmuştur.
M es’ele bir tahliye hükm ünün icrasından ibâret olduğu halde İsviçre Sefaretinin
bu bâbdaki i’tirâzına ehem m iyyet verilmemiştir. Şehbenderhâne eşyası içün hâlâ
bir bin a bulunam adığı anlaşıldığından eski bina dâhilinde hiç olm azsa üç oda
nın tahsîsi lâzımdır. Bu m uâm elâtın yolsuzluğu R om an ya m üm essilinin nazar-ı
dikkatına vaz’ buyurulm asını ve husûs-ı m ezkûrun te’m iniyle berâber neticeden
m a’lum ât i’tâsını rica ederim *.
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 409, 507.
No. 411
ismet Paşa Hazretlerine
No. 312 23 Kânun-ı sânî 39
(23 Ocak 1923)
C . 22 K ânun-i sânî 255 num aranın ikinci m addesine: *
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 406, 414, 445.
No. 412
ismet Paşa Hazretlerine
No. 413
ismet Paşa Hazretlerine
No. 316 23 Kânun-ı sânî 39
(23 Ocak 1923)
C . 20 Kânun-i sânî tele*.
3 — Elim izde kabil-i iskân bir halde emlâk-i m etrûkeden bugün T ü rkiye
dâhilinde köyler de dâhil olduğu halde yüz bin hâne yoktur ve bunlardan
büyük kısm ına da ber vech-i bâlâ şim diden m elce’siz kalan halkım ız yerleştiril
miştir.
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 389.
No. 414
Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine
B ugün son derece buhranlı oldu. Curzon bütün vesâitini bütün gün is-
ti’m âl etti. M usu l’ un siyâsî m uharebe günüdür. Konferansın m ebâdisinde olma-
dığım ızı bütün cihan efkâr-ı um um iyesine karşı M usu l yüzünden sulh âlem ini
tehlikeye koym ak m es’uliyeti ağır olduğunu iddiâ ve M u su l’u taleb ettim. Ce-
miyyet-i A kvâm ’a m üracaat etm eğe karar verdi. O n u n m ahrem niyeti sulh pro
jesinin hey’et-i um ûm iyesini pazarlığa koym azdan evvel M usu l m es’elesini hal
letmek idi. Ç ü n kü m üşkil vaz’iyete girdi. V e ric’at etti. B üyük m üsadem e aka
binde İspanya Sefirinin ziyafeti m ünâsebetiyle anladım ki İtalya ve A m erika
m ahâfılinde meserret var idi. Belki m uzafîeriyet günüdür. Zafer çok buhrânlı
günde olur. Fakat anlaşılm az. Ben böyle söz sarfetmişim.Bilesiniz ki çok yorgu
num . U ç gece uyum adım . Bugünkü M usul m üsâdem esini düşündüm . C urzon
inkıtâ karşısında şimdilik ric’at etti. B ü yük ve m ütem âdî tertibât ve tehdidât
yaptı. Ç o k yoruldum . Benim güzel G azi Şefim beni bu kadar im tihâna niçin fe-
dâ ettin. B ü yük ziyafetlerin birinci dam lasını hep senin sıhhatına ve en büyük
buhrânlardan sonra benim le içerler. Selâm selâm! A ca b seni tekrar görecek m i
yim? C urzon sandalyesinde yığılm ış idi. V ed â’ ederken Garroni bana çok çalım
lı hâlin var diye gülüyordu. İngiliz’i M usul yüzünden sulhu tehdîd eder göster
dik. Dehşetli propaganda ve m ü cad ele’*.
İS M E T
* İsmet Paşa’nın M usul konusundaki resmî raporu için bkz. No. 419.
No. 415
ismet Paşa Hazretlerine
No. 315 24 Kânun-ı sânî 39
(24 Ocak 1923)
H Ü S E Y İN R A U F
* M ısır Vaft partisi lideri Zaglul Paşa, İngilizler tarafından tutuklanıp Cebelitarık’a sürgün
edilmiş bulunuyordu.
No. 416
ismet Paşa Hazretlerine
No. 317 24 Kânun-ı sânî 39
(24 Ocak 1923)
C . 258 telgrafın ikinci m addesine*. İtalyanlar tarafından hilâf-ı kanun ola
rak istisnâen İtalya tâbiiyyetine m üctem ian girmelerini kabul etm em iz taleb olu
nan bin kişi kimlerdir. Aileleri efrâdına şâmil olm adığı takdirde tebdîl-i tâbiiy-
yetde neden ısrâr ediyorlar. Bu adam lar nerelidir ve başkalarından ihtifası nasıl
m üm kün olacaktır. Tebdîl-i tâbiiyyeti kabul edersek kanûnen m em leketten çık
m aları lâzım geleceğinden bu cihete riâyet olunacak mıdır?
H Ü S E Y İN R A U F
No. 417
ismet Paşa Hazretlerine
Müşîr Fevzi Paşa Hazretlerine
J\fo. 318 24 Kânun-ı sânî 39
(24 Ocak 1923)
M iralay M ou gin ’den Fransızların Ruslar Besarabya’ya taarruz edeceklerin
den endişe etm ekte oldukları ve Lozan Konferansı devam ederken vukua gele
cek böyle bir taarruzun R us delegelerinin uzaklaştırılmasını ve bu suretle bizim
de m uahede ile m erbût olduğum uz uzaklaştırılan R uslar yüzünden Konferansı
ta’vîk edeceğim iz m ülâhazasındadır. H er halde Rusların Besarabya üzerine taar
ruzlarını üm m id etmekte ve bu ihtim alden endişe eylemektedirler. Berây-ı
m a’lumât.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 418
ismet Paşa Hazretlerine
JVo. 319 24 Kânun-i sânî 39
(24 Ocak 1923)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 419
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 260, 261 24 Kânun-i sânî 339
(24 Ocak 1923)
23/1/923 raporudur.
No. 260
No. 261
M . Bompard, apres avoir constate que la question de la frontiere entre la T urq uie et la
Syrie, dejâ reglee par des accords anterieurs, n’etait pas soulevee, a tenu de s’associer â la proposi-
tion extremement liberale faite par la delegation britannique et a insiste aupres de la delegation
turque pour q u ’elle l’acceptât.
Le m arquis Garroni s’est associe â cet appel.
ism et pacha s’est reserve de faire connaître sa reponse dans une seance qui aura lieu cet ap-
res-midi â 18 heures. ( G a ze lle de Lausanne, 24. 1. 1923).
Le communique de 19 heures 45.
No. 420
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
263 24 Kânun-ı sânî 339
(24 Ocak 1923)
C . 20/1 /39 ve 289 num aralı şifreye: *
İS M E T
** Bkz. No. 420, 423.
No. 421
Heyet-i Vekile Riyasetine
İS M E T
* Bkz. No. 378.
No. 422
No. 267
No. 268
İS M E T
* Gerçekten Lord Curzon, hiç vakit geçirmeden M usul işini M illetler Cem iyetine havale et
meğe karar vermiştir. 24 O cak 1923 günü M illetler Cem iyeti G enel Sekreteri İngiliz Sir E. Drum-
mond, Cenevre’den Lozan’a gelmiş, ayni gün C urzon ile Drum m ond başbaşa verip M usul işinin
M illetler Cem iyetine götürmenin yöntemlerini kararlaştırmışlardır. Curzon, bunları Londra’ya ra
por ederken, 25 O cak 1923 günü M illetler Cem iyeti Konseyine resmî bir mektup göndereceğini de
duyurmaktadır. (FO . 424/256, p. 196; No. 116 ve D B F P -I/ 18, p. 466, No. 342)
25 O cak 1923 günlü gazeteler, Lord C urzon ’un M illetler Cem iyetine başvurduğunu duyuru
yorlardı:
Echo de Paris gazetesi: “ ismet Paşa’mn reddetmesine rağmen Lord C urzon M usul sorunu için
Milletler Cem iyetine başvurdu” diye başlık atmıştı. Journal de Geneve: “ M usul sorunu için M illetler
Cem iyetine başvuruldu” diyordu. Le Journal gazetesi: “ M usul Sorunu yüzünden Lozan Konferansı
Kesilecek m i?” diye başlık atmıştı ve alt başlığında “ Lord Curzon bu konuda M illetler Cem iyetine
çağrıda bulundu” diyordu. Pelit Parisien gazetesinin başlığı şuydu: “ M usul Sorunu Lozan’da, ismet
Paşa M illetler Cem iyetinin Hakem liğini Reddetti. A m a Lord Curzon dün hemen, 11. madde gere
ğince M illetler Cem iyetine başvurmaktan geri durm adı” . Le Temps gazetesi de “ M usul ve M illetler
Cem iyeti” başlıklı bir yorum yayınlıyor, Lozan Konferansında iki oturum görüşülen M usul işinin
Milletler Cem iyetine götürülmekte olduğunu anlatıyor ve yorum luyordu...
No. 423
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 269 24 Kânun-ı sânî 39
(24 Ocak 1923)
C . 18 Kânun-i sânî 23 ve 277 num aralı şifreye*:
İS M E T
* Bkz. No. 367, 397, 420.
No. 424
Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine.
22 K ânun-ı sânî tarihli ve 305 num aralı telgrafnâm em le * arz ettiğim esbâb
dolayısiyle Ferid Beyin Paris M üm essilliğindedevâm -ı m e’m uriyetinin gayr-i câiz
ve gayr-ı kabil olduğunda G azi M ustafa K em al Paşa Hazretleri de dâhil olduğu
halde H ey’et-i Vekîle m üttefıkdir. T ebdilin in kendi tarafından isti’fâ suretiyle
vukuu şâyân-ı tercîhdir. E l’ân orada bulunduğunu zannettiğim m üşârünileyhe
keyfıyyetin iblağı ve Paris’te M üm essillik um ûrunun diğeri intihâb ve i’zâm edi
linceye kadar m aslahatgüzâr ünvânı alm am ak şartiyle ve yalnız tebliğ ve tebellü
ğü m e’m ur olarak R agıb Beyin bulunm ası şimdilik m ünâsib görülm ektedir.
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 404.
** Bkz. No. 486 ve 493.
No. 426
ismet Paşa Hazretlerine
2 — İngilizler bir vapurla iki bin sandık cebhâne, m üteaddid sandık bom ba
iki yüz m itralyöz, on tayyare, yirm i top ve pek çok m alzem eyi D edeağaç’a Y u
nanlılara berây-ı m uâvenet gönderm işler,
H Ü S E Y İN R A U F
No. 428
İsmet Paşa Hazretlerine
A d et
No. 429
ismet Paşa Hazretlerine
No. 324 25 Kânun-ı sânî 39
(25 Ocak 1923)
Sam im î kardeşlerimin teessürâtıma iştirâki âlâm ım ı ta’dil ediyor. Size ve
bütün arkadaşlara teşekkür ederim Efendim *.
* Atatürk, annesinin ölümü dolayısiyle çekilen başsağlığı mesajına teşekkür etmektedir. Bkz.
No. 390.
No. 430
ismet Paşa Hazretlerine
Adnan Beyefendiye
No. 325 25 Kânun-ı sânî 39
(25 Ocak 1923)
D ört aydan beri Korfu adasında bulunan dokuz yü z sivil esirimizin gıdaları
bir kuru ekm eğe m ünhasır kalarak sefalet ve perişânî içinde yaşadıkları ve üç
ayda doksan vefiyat verdikleri anlaşılıyor.
îâdenin vukuuna değin bunların şerâit-i hayâtiyesinin ıslâhı ve keyfiyetin
m üm kün olduğu kadar tashihi m ercûdur.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 431
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
* Curzon, 23 O cak 1923 sabahı Birinci Kom isyonda M usul işi görüşülürken şunları söyle
miştir:
“ A nkara’nın Kürt milletvekillerine gelince, onların nasıl seçilmiş olduklarını kendi kendime
sormaktayım. Halk oyuyla seçilmiş tek bir milletvekili var mıdır? Bütün bu insanların doğrudan
doğruya atanmış oldukları ve bunlar arasında bir takımının, dil bilm edikleri için, Meclisin çalış
malarına katılmadıkları herkesçe bilinm ektedir...” ( Tutanaklar, I / ı / ı , s. 359)
** Fransa Başdelegesi M . Barrere, dinlenmeye ihtiyacı olduğunu ve rahatsızlanmak üzere
bulunduğunu belirterek, Lozan Konferansının nâzik bir döneme girdiği bir sırada, 23 O cak 1923
günü Lozan’dan ayrılmış ve Rom a’ya gitmiştir. İkinci Fransız delegesi M . Bom pard onun yerini
almıştır. Lord Curzon, Barrere’in ayrılışından hiç hoşlanmamış ve onun yerine geçen Bom pard ile
İtalyan Delegesi Garroni’nin, T ürkiye’ye yeni ödün verebileceklerinden kuşkulanmıştır. (D B F P -l/
18, p. 461-462, No. 338)
Curzon, bir başka telgrafında da, Barrere’in aslında hasta olmadığını, Türklere ödün vermek
durum unda kalm am ak için konferansı terkettiğini, ayni zam anda alçakça ve ödlekçe davranmış
olabileceğini, fakat ne olursa olsun Lozan’dan ayrıldığını anlatıyor. Ayni otelde kalan T ü rk ve
Fransız delegelerinin şimdi ahpaplık ettiklerini, T ürklere antlaşma projesinin sunulması arefesinde
İngiltere’nin azınlıkta kaldığını ileri sürüyor. (DBFP-I/J 8 p. 466-467, No. 343).
No. 432
Hey’et-i Vekîle Riyasetine
No. 271
No. 272
4 — Garroni ile görüştüm. Dostluktan bahsetti. İki bin beş yüz kişiyi İtal
yan tâbiiyetine almış. O nları bize kabul ettirmeğe çalışıyor. Çiçerin ile m ülâkat
ettim. Ç içerin ’in Fransızlarla m ünâsebet te’ sîs ettiği ve Boğazlar m uâhedesini
im zâ edeceği anlaşılm aktadır. R uslar im za içün G elibolu garnizonunun düvel-i
İ’tilâfıye tarafından kabulünü ve K aradeniz’e geçecek donanm a kuvvetinin tenki
sini şart koşacaklar. A ram ızda m ünâziün fıh mesâili konuştuk. Ticâret-i H ârici
ye dâirelerinin m ülhakatda husûsî şirketler m ahiyetinden başka olam ayacağını
tasrîh etti. Bayezid konsolosu değişecek ise de konsolosluğun ilgası em niyyetlerini
ihlâl edecek imiş. T alebim üzerine keyfiyeti bir daha tedkîk edecek. İstanbul
konsolosluğu hakkında m a’lûm at istedi**. Sür’atle m a’lûm ât rica ederim . Bu
akşam Ç içerin ’e ilk defa olarak A nkara’daki m ümessilin tebdîli lüzum unu söyle
dim. H iç sesini çıkarm adı. M uhtar Beyden m em nun olup olm adıklarını sor
dum. M em nuniyet ifâde etti. H albuki A nkara’da aram ızda sû-i tefehhüm oldu
ğunu söylediğim gibi ticaret m uâhedesini behem ehâl bitirm ek içün ta’lîm ât ver
melerini rica ettim. Çiçerin birkaç güne kadar bize m uâhede projesinin hey’et-i
um ûm iyesi verileceğini, ondan sonra inkıtâ’ veya fasıla olacağını da işitmiş. Bir
İtalyan m enbaından benim istim âım a göre adlî sistem hakkında hazırladıkları
yeni teklîf isimler başka olm ak üzere takriben evvelkine m üşâbih imiş.
İS M E T
No. 433
icra Vekilleri Hey’eti Riyasetine
İS M E T
* Dr. Rıza N ur ayni gün İstanbul’a da şu telgrafı çekmiştir: İstanbul Hâriciye M ümessili
Adnan Beyefendi Hazretlerine. Âkil M uhtar Beye. K at’î kadronun te’hîrini Sıhhiye Vekâletine yaz
dım. Tasfiyeye devâm ediniz. Tazm inâtı bol vermeyin. Çünki ecnebi, Rum ve sâireye gidecektir.
Rıza Nur. İSM E T
No. 435
ismet Paşa Hazretlerine
272 num aralı ve 25 K ânun-i sânî tarihli telgrafnâm enizin Bayezit konsolosu
değişecek ise ibâresine kadar sür’at-ı tekrârı m ercûdur.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 436
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 437
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 275, 276, 277 26 Kânun-i sânî 339
(26 Ocak 1923)
No. 275
No. 276
No. 277 s
İS M E T
* Bkz. No. 426.
No. 439
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
İS M E T
* Bkz. No. 398.
No. 440
Hey’et-i Vekîle Riyasetine
No. 280 26 Kânun-ı sânî 39 *
(26 Ocak 1923)
İS M E T
No. 441
ismet Paşa Hazretlerine
No. 329 27 Kânun-i sânî 39
(27 Ocak 1923)
C . 272/25 Kânun-ı sânî dördüncü m addeye.*
H Ü S E Y İN R A U F
No. 442
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
1 — Bir iki tâlî kom isyon son işlerini bitirip rapor yaptılar. Fransızlar ver
dikleri yeni projelerde yeni ağır m addeler göstermişlerdir. Fransızlar ya bizim
sulh yapm am ızı istem iyorlar veya hem bize her fenalığı yapm ak hem de
yüzüm üze gülerek hazm ettirm ek kabil olduğuna kani’dirler. İnkisâr ve intibâhı-
mızı sarîh bir sûretde kendilerine ihsâs ettim. Bugün bana eğer inkıtâ’ olursa
Suriye’de dahî Fransızlara hücum edileceği rivayetinin esâsını sordular. Vazîfem
sulh yapm ağa çalışmaktır. İnkıtâ’ olursa m âbaadını bilem em dedim . C id d î infı-
âlimizi M ou gin ’le hissettirmeliyiz. Son âna kadar İ’tilâfa sadâkatim izi m uhâfaza
ettik. Son âna kadar kendilerinden iğfal gördük.
İS M E T
* Bkz. No. 443.
No. 443
Hey’et-i Vekîle Riyasetine
No. 285
D R . R IZ A N U R *
* Rıza Nur, bu belgeyi Hayat ve Hatıratım adlı kitabında da veriyor. Şu farkla ki, altlan çizil
miş olan kelimeler telgrafta var, kitapta yok; parantez içindeki kelimeler de kitapta var, telgrafta
yoktur. (Bkz. Hayat ve Hatıratım, III, s. 1150-1151).
hem ehâl bir m ikdar ta’m îrât bedeli alm ak m ecbûriyetindeyiz. Fakat istediğimiz
dört m ilyar altın Frangı Y u n a n kabul etse dahî m addeten verm ek im kânı yok
tur. B unu bir hadd-ı asgarîye kadar indirm ek m a’kuldur. Bunlarla diğer metai-
bi te’ mîn etm ek ve düyûn-u um ûm iyenin Frank olarak te’diyesini de halletm ek
sûretiyle sulhu aram ak ve bunu yaparken zaaf gösterm ediğim iz ve her talebleri-
ni kabul edeceğim iz m a’nâsını verdirm em ek lâzım dır. A d lî kapitülasyonların
m em leketim izde ıslâhât-ı adliyeyi daha ziyâde tekem m ül ettireceğim ize ve bu
m aksadla Avrupa erbâb-ı hukukundan mutahassısları m em leketim ize celbedece-
ğim ize dâir beyânât ile işi halletm ek üm m idi vardır. D iğer teferruât-ı m esâilde
biraz i’tilâfkâr olabiliriz. Kanâatim bundan ibârettir.
H A Ş A N H Ü SN İ
İS M E T
No. 444
ismet Paşa Hazretlerine
No. 331, 332 27 Kânun-ı sânî 39
(27 Ocak 1923)
Gayet aceledir
H Ü S E Y İN R A U F
No. 445
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 282 27 Kânun-ı sânî 39 *
(27 Ocak 1923)
C . 23/1/923 ve num ara 3 12 **
No. 446
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
Une depeche de Lausanne, â l’agence Havas, signale que M . Poincare a telegraphie â M ous
tapha Kemal pour lui dem ander d ’accepter les conditions de paix des Allies. U n telegramm e de
Constantinople â l’agence Radio confirme cette nouvelle.
L ’Echo National dit que la depeche de M . Poincare aurait ete redigee par M . Franklin-Bou-
illon, qui, de son cote, avait adresse au chef du gouvem em ent d’Angora un telegramme ainsi con-
çu: “C h er ami, vous supplie manifester votre amitie pour France en acceptant clauses Lausanne. -
Signe: Votre ami Franklin” .
L ejo u rn al ajoute:
C ’est par l’effet prodigieux de cette amitie que nous avons failli nous brouiller avec les An-
glais, que la France a perdu le benefıce du regime des capitulations, que nous avons ouvert nötre
frontiere de Syrie et prive Alep de ses ressources en eaux, que les Russes ont ete introduits â la
Conference de Lausanne et que ladite Conference, apres deux mois d ’inutiles efforts, est d ’ores et
dejâ vouee â un echec certain. (Journal des Debats, 30.1.1923).
No. 447
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 448
ismet Paşa Hazretlerine
No. 339, 340 28 Kânun-ı sânî 39
M iista’cel (28 Ocak 1923)
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 301, 325.
No. 449
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 341, 342, 343, 344 28 Kânun-ı sânî 39
(28 Ocak 1923)
Fi’l-hakika m atm a’-ı nazarları M usu l petrollerine m a’tûf olan İngiliz sermâ-
yedârânının tatmîn ihtirâsâtı içün bütün İngiliz milletinin yeni fedâkârlıklara
sevk olunduğunu herkesin bilmesi ve Fransız m illetinin dahi İstanbul’da T ü rk
kavânîn ve nizâm âtına tam âm en tebaiyyet etmek üzere teşekkül eden birtakım
şirketlerin L ozan ’da Fransız diplom asisini vâsıta ittihâz ederek taahhüdleri hilâ
fında birtakım m utâlebât serdeylediklerini ve T ü rk milletini soym ağa m a’tûf
olan bu m utâlebât yüzünden sulhün akam ete şevkine kadar cesaret gösterdikle
rini anlam ası iktizâ eder.
Düvel-i m üttefıkanın karşım ızda m üttehid bir cebhe halinde abluka ve şâire
gibi tazyıkat yapm alarına m âni’ olm ak içün aralarındaki vahdet ve salâbeti kır
mak üzere ezcüm le M usul m es’elesinin hallini her türlü cebir ve tazyîkdan âzâ-
de bir halde bulundurulacak olan ahâlinin ârây-ı um ûm iyesine terk ettiğimizi
ve petrolleri işletmek husûsunda dahi m üzakerâta âm âde olduğum uzu i’lân et
mek ve Am erika ile ayrıca m uâhede akdine tevessül etm ek muvâfık olur.
No. 346
Başkum andan
No. 451
ismet Paşa Hazretlerine
No. 349
No. 350
Zarar ve ziyanlarını her zam an hüküm etle anlaşabilecek olan ecnebi serm â
yesi T ü rk hüküm etlerinin hukukunu m üdâfaa ile m illetlerin değil kapitalistlerin
nokta-i nazarını m üdâfaa edegelm ektedirler. H ayatım ız bahâsına da arzu ettiği
miz borçların tesviyesinden bizi m en’edecek kuyûd-ı taham m ülfersâ vaz’etmeleri
hiçbir zam an kabul edem eyeceğim iz adliyede ecnebi hakim leri ikamesine çalışıl
ması sûretleriyle bizi ni’ met-i sulhden m ahrum etm eğe teşebbüsleri m üttefikle
rin hiç olm azsa M enâfi’-i sulh-ı cihân nokta-i nazarından yanlış ve devâmı ha
linde kendi taraflarından sulhü m utlak olarak ihlâli m ûcib olacak şerâiti bize
cebretm eğe çalıştıklarını gösterir.
No. 351 — M etni verdikten sonra cevâb içün hey’etimizin A nkara’ya gelip
danışıp hazırlanm asını teklîf suretiyle bir fasılayı te’m în etm eğe çalışacakları ve
bu suretle İngilizlerin şimdiye kadar siyâsetlerinin esâsını teşkil eden intizâr ve işi
uzatarak em ellerini istihsâl yoluna gidecekleri de anlaşılıyor. Bunun tehlikesini
M ösyö Poincare’nin nazar-ı dikkate alm asını kemal-i sam imiyet, ciddiyet ve
hürmetle vasıfda m ecburiyet-i m illiye ve vicdaniye görüyorum .
No. 352 — M urahhaslarım ızın bidâyetden beri neyi kabul edecekleri ve ne
yi kat’iyyen kabul edem eyecekleri hakkında ta’lim ât ve salahiyyet-i kat’iyyeleri
mevcuddur. B unun içün A nkara’ya gelm elerine lüzûm yoktur. M ösyö Poinca-
re’den daha üm m id bahş bir cevâb beklem ekte kendim i haklı görüyorum . A ca
ba hâdisâtın seyrine m âni’ olam ayacak mı? Ö nüm üzdeki çarşam baya kadar za
man olduğuna kaniim ve Fransa reis-i hüküm etinin sulh-i beşeri tehlikeye
düşürecek müttefikin hey’et-i m urahhasasm ın te’kib etm ekte oldukları hareketin
istikametini tebdile muvaffak olacağından henüz kat’-ı üm m îd etm edim *.
H Ü S E Y İN R A U F
* R au f Bey’in A lbay M ougin ’e söylediği yukardaki sözler, Fransızlar tarafından ertesi gün
İstanbul’daki Ingiliz Yüksek Komiserliğine de aktarılmış. İngiliz Yüksek Kom iser Vekili M r. Hen-
derson, bu konuda şunlan rapor ediyor:
“ Frendi High Com m issioner read to rae today (29.1.1923) text of President of the C ou n cil’s
(Poincare’ s) telegram to M ustapha Kem al Pacha, vvhich vvas com m unicated to the latter by the
French Consul, Sm ym a, on January 27th, as vvell as telegram from Colonel M ougin vvho had si-
milarly com m unicated it to R auf Bey.
“Judging from M ougin’s telegram President of the C ou n cil’s appeal had met with somevvhat
discourteous reception by R eouf Bey, vvho referred to Franklin-Bouillon’s assurances for vvhich he
said there vvas nothing to shovv. He hinted that President of the C ou n cil’s fine vvords did not
amount to much more. H e said that G rand National Assembly, even if it vvished, had no povver
to accept judicial capitulations. He took exception to varıous fınancial clauses of the proposed
treaty and accused French of serving capitalist interests.
H e also, of course, referred to Karagatch and M osul as being points on vvhich T urks not
make concessions, and observed that object of British vvas to detach French from Turks.
“ Finally he com plined of delay involved in asking Turkish delegation to bring Treaty to An-
gora, and said that they had no need to leave Lausanne, as they had full povvers and instructions.
“ Generally speaking R e o u fs declaration vvas depreciation of value of President of the Coun-
cil’s intervention, and French High Com m issioner vvas clearly dissatisfied vvith it” . (Henderson to
C urzon, 29.1.1923, No. 59: D B F P -I/ 18, p. 479, No. 352).
No. 452
ismet Paşa Hazretlerine
No. 347 28 Kânun-ı sânî 39
(28 Ocak 1923)
İnkıtâ’-ı m üzâkerâtın gayr-ı kabil-i ictinâb olduğu sizce tahakkuk edince da
ha evvel M ösyö? ile görüşerek alacakları vaz’iyyeti (?) ve inkıta’ halinde tevhîd-i
mesâiyi (?) te’ m ine teşebbüsâtda bulunm anız fâideli görülm ektedir, Efendim.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 453
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 353 28 Kânun-ı sânî 39
, ... (28 Ocak 1923)
Muşta çeldir '
H Ü S E Y İN R A U F
No. 454
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
Poincare’ye verilecek cevâb hakkındaki 336 num aralı şifre* tam âm en halle-
dilem ediğinden başka bir bir m iftâhla akdiyle senan keşidesi m ercûdur.
İS M E T
* Bkz. No. 446.
No. 455
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
İtalyan m urahhası G alli Rodos vâlisi oldu. Garroni ile gelerek dediler ki
Rodos ile sâhilimiz arasında işleyen İtalyan gem ilerine tarafımızdan m üsâade
edilm iyorm uş, buna m üsâade edilsin. O nların tahm inine göre eğer sebeb A n a
dolu Rum ları veya Y un an lılar bulunduğu zannı ise bunların bulunm aycağını şi
fahen hattâ tahriren taahhüd edecekler. Kendisi o sûretle A dalarda İslâm lann
him âye ve teksirini ve Rum ların kesr-i nüfûzunu ta’kîb edecektir. R odos’ta nîm
resmî mümessilimizi kabul ve m ünâsebât-i m ütekabilenin sıklaştırılmasını
te’ m în edecek. Bir iki güne kadar hareket edeceğinden vapura m üsaâde hakkın
da kendisine cevâb vermek m ecburiyetindeyim . M üm künse tervîci ve iktizây-ı
hâlin sür’atle iş’ârı m üsterham dır. Bu m es’elenin bir kabotaj hakkı iddiâsına
m ahal verm em esine dikkat edeceğim izi ihtiyâten ifâde ettim.
No. 456
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
Bulgaristan Sobranyası Sofya’daki câm iin yıkılması içün bir kanun lâhıyası
kabul etmiş. Sofya’da yegâne kalan câm iin yıkılm ası Bulgaristan’ın unsur-ı islâ-
m a karşı hürm etkâr davrandığı hakkm daki iddiâlarına m uhâlif bir fiil teşkil ede
cektir. B una m ahal kalm am ak içün teşebbüsât icrâsını rica ederim.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 458
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 355 30 Kânun-ı sânî 39
(30 Ocak 1923)
29/1/23 tarihli Lifild ( ? ) ajansının Lozan Konferansındaki T ü rk vezne
darının iki yüz elli İngiliz lirası alarak firâr ettiğini neşrettiği gazetelerde
görülmüştür. Zannedilm em ekle beraber bu bâbdaki m a’lum âtım zın iş’ârını rica
ederim *.
H Ü S E Y İN R A U F
* Lozan Konferansında T ürk veznedarı Fuat (Ağralı) idi.
Dr. Rıza Nur, Fuad Bey hakkında şunlan yazıyor:
“ Bu adam , yani Fuad, kimsenin yevmiyesini vaktinde vermez, herkes şikâyet eder, işine bak
maz, bir mâli encüm ene gidip çalışmaz ve yerinde durmaz, zaten bir şey bilm ez de. Bana şikâyet
ettiler. Azarladım , yine olmadı. Bir defa kayboldu, hep parasız kaldık. Polise arattık. Cenevre’de
bir kadınla bir otele kapanmış, bir hafta kaldı. Sonra Lozan’a getirdiler” . (Hayat ve Hatıratım, III,
s. 1093)
Bu “ kaybolması” yüzünden, “ para alıp firar ettiği” yolunda söylentiler çıkmış olabilir. Am a bu
söylentiler yalanlanmıştır. Bkz. No. 282.
No. 459
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 291
M usu l içün re’y-i âm usûlünü ve kendileri ile ayrı sulh im kânını mevzû-i
bahs ettim. H er ikisi aleyhinde bulundu. O halde M u su l’un hakem e havâlesini
kabul eylediği (takdirde) m üzâkereye başlam ak m üm kündür. Y ah u d ısrâr ile in-
kıtâa gitm ek lâzım dır. Evvel m a’rûzâtım da bunu söyledim.
İS M E T
* Bu projenin tam Türkçe çevirisi için Bkz. Tutanaklar, Takım I, cilt 1, kitap 2, Ek. A.Ş. 53-150.
No. 461
Hey ’et-i Vekile Riyasetine
No. 292 30 Kânun-ı sânî 39
(30 Ocak 1923)
345 num aralı telgrafnâm enin 3. m addesinin* zam an ile vaz’iyyet-i hâzıra-
dan lafza üzerine İsmet Paşanın yeni kadar olan kısım halledilem ediğinden baş
ka bir miftâh ile akdedilerek senan tekrarı.
İS M E T
* Bkz. No. 450.
No. 462
icra Vekilleri Riyasetine
No. 293
İkisinin suretleri kuriye Refik Efendi ile takdîm kılınmıştır. Bugünden i’ti
bâren m er’î olan üserâ m übâdelesi i’tilâfnâmesine nazaran evvelâ Y un an lılar
bugünden i’tibâren bir hafta sonra sivil rehinelerim izin iâdesine başlayacaklar
dır.
O n d an sonra iki hafta zarfında Y u n a n ’da m evcud olanlar iâde edilm iş bu
lunacaktır.
No. 294
Bu sivil rehinelerim izin iâdesini m üteâkib bizim elim izde bulunm ası m uhte
mel Y u n an tebaasından sivil üserâyı iâde edeceğiz. Biz bu gibi eşhâsın adem-i
m evcudiyetini burada iddiâ ettik. Y un an lılar yüz kadar bulun duğunu söylediler.
Aileleri Y un an istan’a hicret eden T ü rk tebaası R um lardan A nadolu dâhiline
teh td olunan erkekler bu sınıfda dâhil değildir. Bunlar ahali m übâdelesi muka-
velenâmesi m ûcebince sulh m uâhedesinin imzâsını m üteâkib tahliye edilecektir.
Sivil üserânın iâdesini m üteâkib ve ondan nihâyet on beş gün zarfında Y un an
hüküm eti bütün T ü rk askerî üserâsını hep birden İzm ir’e iâde edecektir.
T ü rk hüküm eti Y u n an üserâsından aynı m ikdârda zabit ve neferi aynı va
purlarla sevkolunm ak üzere ihzâr edecektir. Y u n an üserâsından m ütebâki kala
cak m ikdâr sulhün imzâsım m üteâkib ve nihâyet üç hafta zarfında iâde oluna
caktır. Sivil rehineler ve üserây-ı harbiye m ütekabilen cerâim-i âdiye de dâhil
olduğu halde afvedilmişlerdir. Salîb-i A hm er kom isyonunun m asânfm ı m ukabil
olm ak üzere on bin Frank verilmiştir. Y un an istan’da bulunan sivil üserâmızın
m ükem m el bir listesinin üserâ m übadelesi içün ta’yîn olunacak m ümessilimize
i’tâsını istirhâm ederim.
İS M E T
No. 463
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
Sivrihisaryan birâderlerin tahliye edilip edilm ediklerine dâir henüz bir ce
vâb gelm edi. Elân m evkûf iseler derekab serbest bırakılm aları ve talgrafla m a’lû-
mât i’tâsı rica o lu n ur*.
İS M E T
No. 464
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 357, 358 31 Kânun-ı sânî 39
(31 Ocak 1923)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 465
ismet Paşa Hazretlerine
No. 466
ismet Paşa Hazretlerine
No. 360 31 Kânun-ı sânî 39
(31 Ocak 1923)
C . 296*
Fevzi Paşa G azi Paşa ile seyahatdadır. M üşkilât ile cevâb alabiliyorum . M a
kine başında ta’kib ediyorum . İki Erm eni hakkındaki m a’lum âtı alınca derhal
bildireceğim .
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 463.
No. 467
ismet Paşa Hazretlerine
No. 361 31 Kânun-ı sânî 39
(31 Ocak 1923)
1 — Fevzi Paşadan evvelce vâki’ olan suâle cevâben 28 tarihli bugün vâsıl
olan telgrafı ikinci m addesidir.
2 — Fikrim , M u su l’un Cem iyet-i A kvâm ’a terki kat’iyyen m uvâfık değildir.
A d lî sistem hakkında evvelce M üdâfaa-i M illiye Vekâletine fikrimi bildirmiş-
tim .Y a’ni İstanbul’da üç sene m üddetle m uhtelit bir m ahkem e kabul olunabilir.
Y un an istan’ın dahi m utlaka i’m ârâta m ecbûr tutulm ası lüzû m u n a kani’ bu lun
duğum u arz eylerim . Fevzi.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 468
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 469
icra Vekilleri Riyasetine
Lord B a lfour declare que U Conseil devra prendre toutes Us mesures necessaires pour proteger la p a ix du monde
C ’etait hier matin grande seance â la Societe des nations, la seance la plus importante, â
moins q u ’un jo u r on ne parle de la Ruhr.
Des rumeurs de guerre en Orient ont franchi le seuil paisible du palais du Petit Luxem bourg
et lord Ballfour, delegue de la Grande-Bretagne n’ a point cache la gravite de la situation.
Lord Balfour a parle du differend entre le gouvernement britannique et les T urcs au sujet de la
limitation des frontieres de l’Irak. - pas une fois le nom de M ossoul ne fut prononce - sur un ton
de conversation serieuse et serree. O n eût dit que lord Balfour s’adressait par-dessus la tete du
conseil de la S .D .N . â un interlocuteur qui n’etait pas lâ. Sans aucun doute, il s’adressait â la
Turquie, pour lui bien prouver que le point final n’etait pas mis, que tous les ponts n ’etaient pas
rompus. Evidemment, pour l’instant, il ne peut s’agir que de suggestions; des propositions d ’arbit-
rage sont dans l’air; des bruits de guerre circulent en Orient; mais ce ne sont que des bruits..
Dans le discours de lord Balfour, ce sont les mots danger et paix du monde qui reviennent
le plus souvent. Lord Balfour qui s’exprime en anglais rappelle d ’abord que la question a ete por-
tee â l’ordre du jou r par une lettre de lord Curzon, au nom du gouvernement britannique. II
ajoute;
Lord Curzon a propose â la Societe des nations d ’offrir ses bons offices pour discuter la
question des frontieres d’ un territoire mandate (le territoire de l’Irak) par la Societe des nations et
cette proposition a ete appuyee par ses collegues de France, d ’Italie et du Japon, qui ont ete una-
nimes â declarer que cette suggestion etait raisonnable, moderee, et servirait en tout cas les inte-
rets de la paix entre les nations.
A u cas 0C1 la proposition de Lord C urzon ne rencontrerait pas l’agrement des delegues turcs,
il y a lieu d’envisager quelle procedure nous pourrons suivre.
A nötre avis, il y aura lieu d ’invoquer, dans une reunion speciale du conseil de la Societe
des nations, l’article 2 du Pacte que vous connaissez tous, oîı il est expressement declare que “toute
guerre ou menace de guerre, q u ’elle affecte directement ou non l’un des membres de la Socie
te, interesse la societe tout entiere”.
O n convoquerait une reunion speciale du conseil qui prendrait toutes mesures sages et utiles
pour proteger la paix du monde.
T elle est la methode que le gouvernement de Sa M ajeste britannique propose de suivre dans
le cas, qui est encore â l’etat d’hypothese et qui, je l’espere, ne se produira pas, oû le gouvem e-
ment turc n’accepterait pas les bons offices de la Societe. ( P etit Parisien, 31.1.1923).
Ç içerin ile m ülakatım ızın hülâsası şudur: Kendisi m üzâkerâtın tarzına i’ti-
râz ederek Boğazlar m es’elesinin m uallakda olduğunu i’lân ve avdet edecektir.
Biz m es’elenin m uallak değil sulh m uahedesine m erbût olduğunu i’lân etm işiz
dir. Başka bir şey yapam ayız. Sulh olm azsa inkıtâ’ olm am ası, fâsıla olması fik
rindedir. Y aln ız bize bir fedâkârlığa m al olan uzam ayı kabul edem eyiz. Biz
harb ya sulh fikrindeyiz. Bu hâlde kendisiyle teşrîk-i harekât teklîf ettim. İstedi
ğim iz, para ve cebhâne ile m uâvenet ve teşebbüsünüzde teşrîk-i harekâtdır.
Y a ’ni biz Boğazlara ve T rak ya ’ya onlar da R om anya aleyhine hareket edecek
lerdir. İlk önce teşrîk-i harekâtın hattâ ihzârât ve tehdîdâtı A vru p a’yı bizim le sul-
he m ecbûr eder dedim . Cevâbı bu d un
No. 470
icra Vekilleri Riyasetine
Zem în-i i’tilâf ancak ya b a ’d e’s-sulh bir sene zarfında M usul m es’elesini
Türkiye-İngiltere arasında halletm ek, yahud Cem iyet-i A kvam hakem liğini ka
bul etmek, yahud bir diğer hakem kabul eylem ek gibi üç şekil hâlinde
görülüyor. Biz birinci şıkkı tercih ediyoruz. Bunun ve kat’î ıztırâr hâlinde diğer
lerinin de kabul edilip edilm eyeceğini (n) vakt-i m erhûnundan evvel iş’ân.
İS M E T *
* İcra Vekilleri Heyeti Reisi R au f Bey, bu telgrafı o zaman İzm ir’de bulunan Atatürk’e şöyle
tellemiştir:
H Ü S E Y İN R A U F
No. 471
ismet Paşa Hazretlerine
I — M uhâsım lar (kasîr) bir proje teklif ederler ve bunu reddettiğim iz tak
dirde Konferansın hitâm bulacağını bildirirler.
II — M uhâsım lar yine bize bir proje tevdî’ ve bizden m ukabil bir projeye
intizâr ettiklerini ihsâs ederler. Bu halde Konferans ta’tîl değil te’cîl edilmiş
olur.
Birinci ihtim âle göre harekât-ı askeriyeye m übâşeret tabiî ve elzem dir ve o
yolda hareket edilecektir.
İkinci hale göre harekât-ı askeriyeye başlam a m es’elesi (taham m ül) m a’nâsı-
nı tazam m üm eder. M uhâsım lan m ızm m es’uliyeti bize tahm îl içün bu şıkkı ih-
tiyâr etmeleri galib, ziyâdesiyle. B una karşı ittihâz olunacak karar vaz’iyyetin bi
raz daha inkişâfına bağlıdır.
Bir üçüncü şık daha vardır. Konferans şu veya bu şekilde duçâr-ı ta ’tîl olup
da İngilizler 16 M art hâdisesine m üşâbih bir vaz’iyyet ihdâs ederlerse bu da
m ühim bir sebeb-i harb o lu r.* İsmet Paşanın hâricde kalm am ası pek m ühim
ve lâzım olduğundan bütün bu ihtim âlât tafsîlen kendisine bildirilm eli ve hare-
kât-ı askeriyeye başlam azdan evvel diplom atik bir vesile ile infikâk ve avdetini
te’ mîn edecek esbâb ve vesâit şim diden ihzâr olunm alıdır. Başkum andan M u s
tafa K em al.
H Ü S E Y İN R A U F
* Basında da Lozan konferansının süresiz kesilmesi durum unda T ü rkiye’nin silâha başvura
cağı, öncellikle M usul üzerine yürüm eğe hazırlandığı ve M ustafa K em al Paşa’nın da teftiş gezisini
yanda kesip İzm ir’den Ankara’ya döndüğü yolunda haberler yayınlanıyordu. Konferans kesilecek,
yeniden savaş çıkacak mıydı? Zihinleri kurcalayan asıl soru buydu. Bu konudaki gazete haberleri
nin üçü aşağıdadır:
La commission des Detroits reste neanmoins convoquee pour jeudi, mais pour des raisons
que le president, lord Curzon, seul connaît, le projet de convention n’a pas encore ete officielle-
ment com m unique â la delegation russe qui avait demande â disposer d ’un delai de trois jours
pour l’examiner. II est vrai que la quasi certitude que les T urcs repousseront mercredi les termes
du traite rend im probable et inutile une reunion de la commission des Detroits.
L a convention preparee com m e annexe au traite ne sera certainement pas signee si le traite
ne l’est pas.
ism et pacha, dans des conversations particulieres avec les representants allies, paraît etre ac-
quis â l’idee d ’un ajournement sine die de la conference.
M . Poincare a fait adresser, vendredi, un telegramm e personnel â M ustapha Kem al pacha, faisant
appel â ses sentiments de conciliation et lui conseillant de conclure la paix.
En Cas de Rupture M ustapha K em al M archerait Sur Mossoul
Müsta ’celdir
H Ü S E Y İN R A U F
No. 473
ismet Paşa Hazretlerine
2 — Evvelce H ey’et-i V ekile nokta-i nazarı olarak ertesi günü M eclis’in itti-
fak-ı ârâsma iktirân eden m ufassal iş’ânm ızı aldınız ve anladınız mı? îş ’ânnı ri
ca ederim **.
No. 474
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 475
icra Vekilleri Riyasetine
No. 299 1 Şubat 39
(1 Şubat 1923)
* 29 O cak 1923.
M üttefikler, hazırladıkları Barış Antlaşm ası Projesini 29 O cak 1923 Pazartesi günü özel ola
rak T ü rk delegasyonuna vermişlerdir. A yni projenin özetini bir gün önceden dış basına da verdik
leri anlaşılıyor. Zira 29 O cak 1923 günlü yabancı gazeteler bölüm bölüm Antlaşm a Projesini ya
yınlamışlardır. (örn eğin Le Temps, 29.1.1923)
** Kom isyonlar 31 O cak 1923 Çarşam ba günü toplanmış ve Barış Antlaşması Projesi o gün
resmen T ü rk delegasyonuna sunulm uştur. T ü rk delegasyonuna 4 Şubat 1923 Pazar gününe kadar
süre tanınmıştır.
bıraktılar. Lord C urzon c u m a * ** günü gitm eğe karar verm işken hareketini iki
gün te’hîr ettiğini beyân etti ****.
İS M E T
A LA U SAN N E LA R U P T U R E S E M B L E E V IT Ü E
1M P 0 R T A N T E C 0 M M U N 1C A T I O J V D U G O U V E R M E M E N T F R A M Ç A I S
Nous avons signale â plusieurs reprises que, dans la pensee du gouvem em ent français, le
projet de traite qui a ete soumis hier ofTiciellement aux delegues turcs â Lausanne, et q u ’ils con-
naissaient dejâ officieusement depuis lundi soir, n’avait rien de definitif et q u ’il ne saurait, en tout
cas, leur etre presente com m e un ultimatum q u ’ils devraient accepter ou rejeter en bloc.
Profondement desireux d ’eviter une rupture des negociations qui se sont peniblement pour-
suivies depuis deux mois et dem i en Suisse, rupture qui pourrait avoir pour consequence une rep-
rise des hostilites en Orient, le gouvem em ent français a cru devoir exposer â nouveau ce point de
vue, avant la dem iere seance pleniere de la conference. Dans une com m unication q u ’il a fait ad-
resser avant-hier â Angora par l’entremise du general Pelle, nötre haut commissaire â Constanti
nople, et dont le texte a ete egalem ent transmis â Londres, â Rom e et â Lausanne, il a, en ef-
fet, insiste sur ce point que le projet de traite en question m arque simplemeut l’etat actuel des
pourparlers et que des conversations ulterieures restent possibles si, les T urcs consentent â s’y
preter.
II a ajoute q u ’au cas ou ism et pacha et ses collegues manifestarient le desir de continuer ces
conversations â Lausanne, il şerait pret â laisser sa delegation dans cette ville, mais que, si les de
legues turcs estimaient devoir se rendre â Angora pour y soumettre le projet de traite â l’Assem-
blee nationale, le gouvem em ent français şerait egalement dispose â reprendre plus tard les pour
parlers dans tel lieu qui şerait choisi.
Le but poursuivi par la France, en precisant ainsi son point de vue etait, non pas de se se-
parer de ses allies, mais - dans l’interet m eme de la paix que tous souhaitent vivement voir retab-
lir en Orient - de menager la possibilite de futures conversations au cours desquelles les T urcs
pourraient faire preuve â leur tour de cet esprit de conciliation auquel le president du Conseil faisait
appel dans son recent telegram m e â M ustapha Kem al.
C ette attitude a d ’ailleurs dejâ porte ses fruits. Non seulement â Lausanne, la delegation
turque, au lieu de rejeter, com m e on pouvait le craindre, le projet de traite s’est bom ee â ajour-
ner sa reponse â dim anche ou lundi,m ais, dans les milieux officiels britanniques, oû la com m uni
cation française avait tout d ’abord cause quelque inquietude, on reconnaissait franchement hier,
que cet emoi n’etait pas justifie. U ne note Reuter ajoutait meme q u ’on n ’avait pas, â Londres
plus q u ’â Paris, attache aux dem ieres propositions alliees, le caractere d ’un ultimatum. Ainsi que
le desirait le gouvem em ent français, tout espoir n’est done pas perdu et une paix definitive peut
encore sortir des negociations de Lausanne.
LE S A L L I ES O N T P R fiS E N T fi LE T R A IT fi
A L A S İG N A T U R E DES T U R C S
T o u r â tour, lord Curzon, M . Bompard et le marquis G arroni, presidents des grandes com-
missions de la conference, ont defini l’esprit du traite qui a ete presente â la signature de la T ur-
quie. Ils ont montre toutes les concessions qui ont ete faites par les allies aux revendications otto-
manes.
M . Bompard a fait allusion aux responsabilites encourues par la T u rq uie dans les origınes
de la grande guerre.
Toutes les declarations des allies ont attire l’attention de la delegation ottomane sur la grave
responsabilite q u ’elle encourait en rejetant en bloc le projet qui lui est presente.
La seance de la conference a ete suspendue pendant une heure pour permettre aux chefs des
delegations alliees de se concerter quant â la reponse â faire â ismet pacha.
A la reprise de la seance, lord Curzon a annonce qu ’il n ’etait pas possible de donner cora-
plete satisfaction â la dem ande turque, mais que, neanmoins, il etait dispose â demeurer ju s q u ’â
dim anche soir.
II a formüle l’espoir que ces quelques jou m ees seraient mises â profit pour rechercher les
moyens de hâter la signature de la paix. (Havas). {Le Malin, 1.2.1923)
IL N ’Y A PA S E U R U P T U R E A L A U S A N N E
L A U S A N N E , 30 janvier — Jam ais la conference de Lausanne n’avait ete agitee com m e elle
le fut ce soir lorsque fut publiee une depeche de Paris donnant la nouvelle que le gouvem em ent
français ne considerait le traite de paix qui sera soumis demain aux T u rcs que com m e un etat
des pourparlers actuels et que la delegation française resterait tout entiere â Lausanne au cas oiı
la delegation ottomane manifesterait l’intention de contınuer les negociations.
II importe d’ailleurs de dire que le resume de la note française â Angora reflete simplement
et ne fait que souligner ce qui a ete l’attitude invariable de la delegation française depuis le retour
de M . Bompard de Paris.
L a delegation française, â dessein, a toujours evite de parler de projet de traite. Elle s’est, en
efTet, inlassablement appliquee â montrer aux T urcs qu ’elle n’entendait pas, en ce qui la concer-
nait, les placer devant une sorte d ’ultim atum . Lorsque lord Curzon, par un com m unique brutal,
eut fait savoir la decision de la delegation anglaise de quitter Lausanne vendredi, soit quarante-
huit heures apres la dem iere seance pleniere, la delegation française tint a ce q u ’on sût que son
propre depart ne comporterait aucune signification brutale â l’egard de la T urq uie et que celle-ci
devrait estimer que la procedure am iable restait ouverte.La note française au gouvem em ent d ’An-
gora ne saurait done etre pour les Anglais une surprise et ils auraient tort d ’y voir un changem ent
de front. II faut reconnaître, au contraire, que la France a ete ju sq u ’au bout fidele â sa politique
d’accomm odem ent.
A u reste, pour qui a suivi avec attention les travaux de la conference il ne saurait faire de
doute que l’ intransigeance finale de la T urq uie a ete due dans une large mesure â la procedure
brusquee par laquelle le gouvem em ent britannique avait elos brutalement la discussion sur Mos-
soul. La France avait raisonnablement soutenu la proposition anglaise de faire arbitrer le differend
par la Societe des nations; elle ne pouvait en revanehe s’associer formellement au dem ier geste de
lord Curzon qui, sans concert prealable et sur le refus des Turcs, avait declare que sans delai,
c’est-â-dire sans q u ’il restât le temps materiel pour songer â une mediation encore possible, il sai-
sissait par le moyen detourne de la m enace de guerre l’organisme recuse par les T urcs pour cause
de suspicion legitime. I l y a lieu de relever d ’ailleurs que la delegation italienne fut constamment
d’accord avec nous pour attenuer dans toute la mesure possible le ton cassant et les procedes
sommaires de lord C urzon .O n eroit savoir ici q u ’elle approuve nötre note â Angora.
En resume, la delegation française considere que les T urcs sont saisis de propositions q u ’ils
doivent avoir le temps d ’examnier, q u ’ils sont admis â les discuter encore, q u ’on ne les place
point dans l’obligation de dire simplement oui ou non. Les Anglais ne pouvaient pas ignorer cela, et
si la com m unication du gouvem em ent français â M ustapha Kem al donne â cette attitude une
consecration accentuee, il n’y a pas lâ un fait nouveau.
O n laisse cependant entendre dans les milieux de la conference que m eme s’il est admis
q u ’il ne s’agit que d ’une divergence de vues quant â la forme, il peut resulter des reserves françai-
ses un espoir accru ehez les T urcs de conclure des paix separees. Depuis longtemps les Turcs
n’ont-ils pas laisse entendre que, la presente conference elose, d ’autres pourraient utilement s’ouv-
rir?-T O N Y R O C H E (Le Journal, 1.2.1923)
L ’ impression des Turcs
L A U S A N N E , 31 janvier. — U ne personnalite turque qualifiee vient de me faire la declara
tion suivante:
La note française â Angora aura un retentissement bienfaisant dans le monde de l’ Islam oti
l’impression grandissait au cours des pourparlers de Lausanne que la politique anglaise seule pre-
valait.
Nous pouvons maintenant envisager de façon moins pessimiste la conclusion de la Conferen
ce. — (Journal.)
Une note anglaise
M ais dans le meme moment l’hotel de la delegation britannique etait envahi, on entourait
les representants de la G rande Bretagne et, bientöt, le ehef de service de presse de la delegation
anglaise, avec l’autorisation expresse de lord Curzon, faisait la com m unication suivante:
O n declare du cöte britannique ne vouloir accorder aucun credit â des informations qui sont
en flagrante contradiction avec ce qui a ete entendu, de part et d ’autre, entre les Allies il y a
quelques jours, et que ces informations ont ete publiees sans avoir ete com m uniquees, prealable-
ment, ni au gouvem em ent, ni â la delegation britannique. C ette dem iere n’a pas l’intention de
modifier son plan dejâ arrete.
T rois seances plenieres de dem i-heure en dem i-heure
L A U S A N N E , 31 Janvier. — Les dem ieres seances, tenues ce matin, se sont echelonnees de
demi-heure en demi-heure, la reunion de la premiere commission ayant lieu â 10 h. 1/2, celle de
la seconde â 11 heures, celle de la troisieme â 11 h. 1/2
ism et reclame un delai
L A U S A N N E , 31 janvier. — Voici les premieres informations sur ce qui s’est passe ce matin
au cours de la seance de la conference de la paix.
T o u r â tour, lord Curzon, M .Bom pard et le marquis Garroni, presidents des grandes com-
missions de la conference, ont defini esprit du traite qui a ete presente â la signature de la T ur-
quie. Ils ont montre toutes les concessions qui ont ete faites par les Allies aux revendications otto-
manes.
M . Bompard a fait allusion aux responsabilites encourues par la T u rq uie dans les origines
de la grande guerre.
Toutes les declarations des Allies ont ete faites avec moderation, mais avec fermete, et tous
ont attire l’attention de la delegation ottomane sur la grave responsabilite q u ’elle encourrait en re-
jetant en bloc le projet qui lui est presente.
L ’observateur americain, M . C hild, et les representants du Japon, de la Roum anie et de la
Serbie se sont associes â ces observations et ont fait appel â l’esprit pacifıque des representants de
la Turquie.
ism et pacha a pris ensuite la parole. II est dem eure dans des considera-
tions generales, mais il a, au debut de son intervention, conteste la validite des mandats octroyes
par le traite de Versailles aux grandes puissances et il s’est fait le defenseur des revendications des
pays mandates et de quelques autres encore, com m e PEgypte.
II a demande un delai de huit jours pour permettre â la delegation ottomane de faire â la
conference de la paix une reponse substantielle.
La seance de la conference a ete suspendue pour permettre aux chefs des delegations alliees
de se concerter quant â la reponse â faire â ismet pacha.
28 Kânun-i sânî tarih ve 285 num ara ile başlayan* ve zât-i âlîleriyle rüfe-
kay-ı kirâm ınızın m ütâleât ve kanaatlarını m üş’îr bulunan telgrafnâm eler, 31
Kânun-i sânî tarih ve 300 num aralı son telgrafnâm enin ** vürûdu üzerine bir
kere daha tedkîk ve tahlîl edildi. V a z’iyyet hakkında zât-ı devletinizin nikât-ı na
zar ve kanâatlannız sarîhdir. R ıza N u r Beyefendi evvelâ M u su l’un m ukadderatı
nı şimdilik ihm âl etm ek ve inkıtâ’ yerine sulh çareleri aram ak şıkkını iltizâm
buyurdukları halde b i’l-âhire m ütâleâtınıza iştirâk ile M u su l’ dan sarf-ı nazar et
m enin kendilerince câiz olm adığını 28 Kânun-i sânî 286 num aralı telgrafla***
bildirdiler. H aşan Beyefendi sarih olm ayan M usu l şehri ve cenubu diye ifâde
ettikleri ve kendilerince karar verm enin pek nâzik bir m es’ele bulun duğunu be
yân eyledikleri M usul m es’elesinden sonra mesâil-i m âliyeyi dûr u dirâz tahlîl
ederek M u su l’un terki ve düyûn-i um ûm iyenin beyânnâm e ile tasdîkı suretlerini
ileri sürerek ve fakat kanaat ve karar hakkında son sözlerini söylem ek istem edik
leri görüldü.
No. 368
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 443.
** Bkz. No. 470.
*** 286 sayılı telgraf bulunam adı. A m a R ıza Nur’un bu görüşü bir önceki telgrafla A nka
ra’ya iletilmişti. (Bkz. No. 443)
**** Bkz. No. 483.
No. 477
İsmet Paşa Hazretlerine*
No. 370 2 Şubat 39 ( 1923)
H Ü S E Y İN R A U F
* Bu telgrafın aslında İsmet Paşaya değil, onun aracılığıyla Paris Müm essili Ferit (Tek) Be
ye çekildiği anlaşılıyor. Arşivde bulam adığım 369 sayılı telgrafın devamı niteliğindedir. Başı olm a
dığı için telgrafı anlamak biraz zordur. Am a Başbakan Hüseyin R auf Beyin, kendisine haber ver
meden Fransızlarla müzâkereye girişmiş olan Ferit Beyi merkeze çağırmakta olduğu görülüyor (Bkz.
No. 493).
No. 478
ismet Paşa Hazretlerine
No. 371 2 Şubat 39 ( 1923)
D iğer taraftan R usya’daki m e’m ûrum uzdan alınan istihbârâta göre de aske
rî, hâricî, güm rük, m âliye nokta-i nazardan R u sya’da zahm etkeş müstakil
hüküm etciklerinin M oskova’ya bağlanm a ameliyesinin hitâm bulm ak üzere ol
duğu, bâ m uâhede hiçbir tarafa iltihak etm eyecek olan N ahçivan’ın da bu gurû-
ha ilhak ettirilmek üzere bulun duğunu ilâveten arz ederim.
No. 479
Hâriciye Vekâletine
İslâm iyete taalluk eden daha b a ’zı m evâddı hey’et-i m urahhasam ıza hallet
tirmek istemişlerse de hepsinde hey’et-i m urahhasam ız m akâm -ı Hilâfete m üte
allik mesâilin salâhiyetim iz hâricinde bulunduğunu ifade ve te’yîd eylemiştir.
İS M E T
No. 480
Hâriciye Vekâletine
No. 302 İstanbul, 2 Şubat 39
(2/2/1923)
ADNAN
* Bkz. No. 489.
No. 481
icra Vekilleri Hey ’eti Riyasetine
1 Şubat raporudur.
Ö ğleden evvel Arazi K om isyonu içtim â’ etti. Lord C u rzon tanzîm kılınan
Boğazlar m ukavelenam esi içün hey’etim ize söz verdi. Ben m ukavelenin kabulü
içün Şarkî T rak ya’da kuvvetlerimiz içün vaz’ı mutasavver tahdidatın re fi ve b u
nun içün bir garnizon kabulü içün öteden beri serdetmekte olduğum uz talebi
mizi tekrar ettim .M oskova’da Ruslar teklîf olunan projenin tanzim ine ve m üzâ
keresine iştirâk ettirilm ediğinden şikâyet ve bir tâlî kom isyonda kemâl-i dikkatle
m üzâkere olunsa idi belki i’tilâf m üm kin olabileceğini iddiâ ve hâl-i aslîsinde
m uâhedât-ı atîkayı kabul edem eyeceğini ve R usya Boğazlar m ukâvelenâm esine
vaz’ı- im zâ etm eden Boğazlar m es’elesinin açık kalacağını söylediler. Lord C u r
zon Rusların beyân-ı fıkr ve m ütâlaa etmeleri içün kâfi fırsat verildiğini iddiâ ve
m etâlibim izin de gayr-ı m a’kül ve gayr-ı kabil olduğunu m u ’tedil bir lisanla be
yân etti.
No. 304
Ç içerin sulh akdini ve bilhassa Boğazlar m es’elesinde bir i’tilâf husûlünü iş
kâl içün m ukâvelenâm enin T ü rk hey’et-i m urahhasasına zor ve tehdîdle kabul
ettirildiğini ve m a’lûm âtı hâricinde ba’zı m üsâadâtda bu lun du ğu m u zu beyân,
K ars ve Ankara m uâhedelerine nazaran tarz-ı hareketim izi tenkîd etti. îctim a’da
Ç içerin’e bir cevâb verm edim . T arz-ı hareketim izin aram ızda m ü n ’akid m uâhe-
dâta m ugâyer olm adığını tahriren yazarak ve kendi m a’lûm âtı hâricinde m üsâa-
dâtda bu lun duğum uzun da doğru olm adığını ve çünki her şeyden kendisini
vaktiyle haberdâr ettiğimi söyleyerek keyfiyetin kendi tarafından tashihini taleb
edeceğim.
ÎS M E T
No. 482
Hey ’et-i Vekile Riyasetine
JVo. 305 2 Şubat 339 ( 1923)
C . 3 0/1/23* Lifild (?) Ajansının telgrafı kâtib Suad Efendinin birkaç kişiyi
dolandırıp A lm an ya’ya firâr eylem esinden galatdır. Fuad Bey vazifesini hüsn-i
ifâ etmektedir. Ajans vâsıtası ile tekzîb edilmiştir.
İS M E T
* Bkz. No. 458.
No. 483
Hey’et-i Vekîle Riyasetine
M ad d e 6 — V üsûlünün iş’ân.
İS M E T
No. 484
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 307 2 Şubat 39 ( 1923)
No. 485
icra Vekilleri Hey \eti Riyasetine
No. 308 2 Şubat 39 ( 1923)
No. 486
Hey’et-i Vekîle Riyasetine
No. 309 2 Şubat 39 ( 1923)
İS M E T
* Bkz. No. 404, 425 ve 493.
Ferit (Tek) Bey konusunda İsmet Paşa ile Hüseyin R auf Bey arasında gizli yazışm alar sürer
ken, 28 O cak 1923 tarihli Avrupa gazeteleri, Ferit Beyin Paris M üm essilliği görevinden alındığı yo-
lunda İstanbul çıkışlı bir haber yayınladılar. Böyle bir haber öyle seziliyor ki kasıtlı olarak basma
verilmişti. Paris’teki T ürk delegasyonu, Ferit B ey’in görevinden alındığı yolundaki haberin aslı ol
madığı yolunda hemen bir açıklam a yaptı. Bu açıklama veya yalanlam a da 30 O cak 1923 günlü
gazetelerde yayınlandı. Ferit Beyle ilgili iki haberin metinleri şudur:
L e ra p p e l d e F e rid b e y
Constantinople, 27 janvier.
L e gouvem em ent turc a rappele Ferid bey, son representant â Paris, â la süite des incidents
survenus recem ment â Lausanne. (O n se souvient que Ferid bey avait remplace â Lausanne, au
titre d ’expert fınancier, Hassan bey envoye â A ngora pour y chercher les instructions de la Gran-
de assemblee. Pendant son long sejour â la conference, le representant turc â Paris avait imagine
un projet relatif â la dette ottomane et aux domm ages de guerre, qui contribua beaucoup â era-
brouiller la situation. D ’autre part, l’attitude constamment et ouvertement francophobe de Ferid
bey le designait de moins en moins pour representer son pays â Paris. -Red.)
( Gazelle de Lausanne, 28.1.1923)
No. 487
icra Vekilleri Hey ’eti Riyasetine
Şim di C u rzon’ dan aldığım bir m ektupta K ânun-i evvel evâilinde İzm ir
m ülhakatından Bornova’da İngiliz kilisesine cebren girildiği ve derûnunda telvi-
sâtda bulunulduğu ve vakıa üzerine valinin nazar-ı dikkatinin celbedildiği hâlde
yirmi K ânun-i sânî tarihinde kilisede hâlâ Türklerin yatm akta olduğu ve tazmî-
nât verilmediği ve işbu vukuâtın Konferansta m ezarlıklara ve emâkin-i diniyeye
Türklerin riâyeti hakkında verdiğim te’m inâtla gayr-ı kâbil-i te’lîf görüldüğü
derm iyân ediliyor. Bu çirkin m es’elenin sür’at-i fevkalâde ile halliyle neticeden
bendenizi haberdâr etm enizi rica ederim *.
No. 488
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 311 2 Şubat 39(1923)
İS M E T
No. 489
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 372 3 Şubat 39( 1923)
2 Şubat 39 ve 368 num aralı telgrafım ızın* (farz-ı m uhal olarak M u su l’u şu
veya bu tarzda terketmek) cüm lesi (farz-ı m uhal olarak M u su l’u şu veya bu
tarzda şim dilik hallini terketmek) olacaktır Efendim.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 491
ismet Paşa Hazretlerine
Gayet aceledir
C . 2 Şubat/306 nu m araya*
H ey’et-i m urahhasam ızın fıkr-i zâtilerini hâvi 27 K ânun-i sânî tarihli telgraf
alındı. A nlaşıldı**. K ezâ bugün gelen 2 Şubat 306 num aralı telgraf*** alındı
ve heyetim izce görüşüldü. K ararım ız ber vech-i atîdir:
1 — M esâil-i m aliye ve adliyede lehim ize esaslı tebeddülât olm adığı halde
M usul m es’elesinin hallini ârây-ı um ûm iyeye ta’lîkan ve evvelce verdiğim iz ta’li-
mâta tevfikan hareket olunm ası lâzımdır.
Bu noktada beni tenvîr ve tatm în buyurm anızı sûret-i m ahsûsada rica ede
rim.
H Ü S E Y İN R A U F
No. 493
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 376, 377, 378 4 Şubat 339 ( 1923)
Suad B ey* fart-ı meşguliyetden son günlerde hasta düştü. K ıym etdâr muâve-
netinden m ahrum kaldık. Tevfik K âm il B e y ** ile diğer rüfekası tam m a’nâsıyla
geceli gündüzlü çalışarak her şeyden evvel hey’et-i m urahhasam ızın um urunu
velev en ufak bir teehhürden sıyânete ve bu m iyânda işi m ühim ve kesîr olan
İstanbul um ûrı hâriciyesini tedvire ve diğer sefârât mürâceâtını da tatmîne bezl-i
mesâi ve vakf-ı hayat ettiklerine en sıkı tem as suretiyle şahsen de şâhid ve kani
im. Zât-ı devletleriyle olan m uhâberâtım ızda hey’et-i m urahhasam ızdan taleb
* Suad Davas: Dışişleri M üsteşar Yardım cısıydı. D aha sonra R om a (1923-1932), Paris
(1932-1939) ve T ah ran (1939-1941) Büyükelçiliklerinde bulundu ve T ah ran ’da görevi başında vefat
etti. Savaş içinde cenazesinin yurda getirilmesi epeyce zor oldu.
** Tevfik Kâm il Koperler: Dışişleri M üdürlerindendi. D aha Sonra Sofya (1931 -1933) ve
M adrid’de (1934-1938) Elçilik yaptı.
zarureti olan cevâblardan b a ’zılannın bugün e kadar vürûd etmemesini de bir
cihân-ı husûm ete karşı vuku’bulm akta olan hürm et ve şükrân ile gördüğüm üz
m ücâdelât ve m ücâhedâtınızın tevlîd ettiği taham m ülsüz m eşâğılın netice-i tabi-
iyyesi olduğunu da anlıyoruz.
H Ü S E Y İN R A U F
H Ü S E Y İN R A U F
No. 495
ismet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
* Başbakan R auf O rb ay ’ın tahm ini pek yanlış değildi. İngiliz belgelerinden anlaşıldığına
göre, G eneral Harington gerçekten bir T ü rk saldırısı bekliyor ve İstanbul bölgesinden Ç anakka
le’ye çekilm ek için talimat istiyordu.Harington, İngiltere Harbiye Bakanlığına gönderdiği 28 O cak
1923 tarihli ve 3515 sayılı telgrafında şöyle diyordu:
No. 496
İsmet Paşa Hazretlerine
No. 381 4 Şubat 39 (1923)
H Ü S E Y İN R A U F
* Bkz. No. 487.
No. 497
İsmet Paşa Hazretlerine
H Ü S E Y İN R A U F
No. 498
icra Vekilleri Riyasetine
İS M E T
No. 499
icra Vekilleri Riyasetine
No. 313, 314 4 Şubat 39 (1923)
3 Şubat raporudur:
Yunanlılardan her halde peşin bir şey alm ak m ütebâkîsini tahkîk (bu keli
m e açılam am ıştır) eylem ek tarzında kat’î teklifime daha bir şekil bulam adılar.
Dört Şubat akşam ı m ühlet bitiyor ve İngiliz hey’eti avdet etm ek kararını m uhâ-
faza ediyor. M üttefikler bizden bugün kat’î cevâb istiyorlar.
No. 314
M ad d e 2 — 370 num aralı ta’lim âtınızın birinci m addesi mesâil-i m âliye ve
adliyede tebeddülâtdan dolayı kabil-i tatbîk değildir. Bununla beraber m es’eleyi
ta’lîk ve Ankara’dan ta’lim ât ahzı da kâbil bulunm uyor.
Şim diye kadar tevâfuk hâsıl olm uş veya yakınlaşm ış m evâdd ya’ni M u
sul’dan m âadâ mesâil-i arziye, Boğazlar, ekalliyetler, takriben güm rük, takrîben
düyûn-i um ûm iye, üserây-ı harbiye ve m ekâbir ve şâir m ukâvelâtı ta’dâd ederek
ihtilâf m evcud olan noktalar, y a ’ni alelum ûm mesâil-i iktisâdiyeye ve ecnebilerin
ikâmet ve (burada bir kelime açılam ımıştır)..sindeki farkları irâe eylem ek, tevâ
fuk hâsıl olan noktalan im zâ ederek bir sulh yapm ak, ihtilâf m evcud olan nok
talan m üzâkereye devam etm ek sûretinde teklîf hazırlıyoruz. M u su l’u bir sene
zarfında İngiltere ile halletm ek şeklini de irâe edeceğiz. İnkıtâ’ m uhakkak gibi
dir*.
İS M E T
* H. R auf Bey, İsmet Paşanın 313 ve 314 sayılı şifre telgrafını 4/2/1923 tarihinde G azi
M ustafa Kem al Paşaya tellemiştir: “ Bu gece son ve kat’î vaz’iyyetin haberine intizâr edeceğim.
Vürûdunda derhal arz ederim Efendim ” diye eklemiştir.
(tahkîk) kelimesinin rakamları (4353) dür.(ta’lîk) kelimesinin rakamları (0356) dir.(te’cîl) keli
mesinin rakamları (6652) dir.(te’sîr) kelimesinin rakamları (6852) dir.
No. 500
Hey ’et-i Vekîle Riyasetine
No. 315 4 Şubat 39 (1923) *
G azi M üşîr M ustafa K em al Paşa Hazretleri nâm ına O sm anlı Bankası vâsı-
tasiyle H ind Hilâfet Kom itesi tarafından iki bin İngiliz Lirası gönderilm iş ol-
m ağla G azi Paşa tarafından tesellüm ünün telgrafla iş’ârı ve m akbuzunun bizzât
kendi im zâları ile iâdesi ayrıca rica edilm iş olm akla arz olunur.
İS M E T
* T elgraf 3 Şubat’ta kaleme alınmış, ertesi gün kapatılıp çekilmiştir.
No. 501
İsmet Paşa Hazretlerine
Zâta Mahsusdur 5 Şubat 39 (1923)
K arikatür albüm ünü g örd ü m *. Bahşiş olarak bir aded de âcizlerine irsâli
muvâfık olur m u? G özlerinden öperim Paşam.
H Ü S E Y İN R A U F
* Derso’nun karikatür albüm ü olsa gerek. Rıza Nur bu konuda şunları söylüyor:
“ Lozan’a birçok ressamlar gelmişti. Delegelerin resimlerini yapıyorlardı. Bir tanesi pek meş
hurdur, karikatürcüdür. Adı Derso’dur. Bu adam resmini yapacağı adam a bir defa bir iki dakika
kadar bakıyor, sonra gidip karikatürünü yapıyor. Am m a m ükem m el yapıyor. Birçok resimler yap
tı. Bir albüm vücuda getirdi... Bu albüm Sinop’ta kütüphanem dedir” . (Hayat ve Hatıratım, III, s.
998)-
Derso’nun albüm ünün 200 nüsha basıldığı, pek nadir bir yapıt olduğu söylenir.
No. 502
ismet Paşa Hazretlerine
No. 383 5 Şubat 39 (1923)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 503
icra Vekilleri Riyasetine
No. 316, 3 17 5 Şubat 39 (1923)
4 Şubat raporudur:
N o. 3 17.
V aziyet şudur:
İS M E T
* Lozan Konferansının kesilmesi üzerine Lord Curzon, 5 Şubat 1923 günü Paris’ten Lon
dra’ya şunları telliyor:
“T h e Turkish ansvver vvas found to be a complete acceptance of the terms relating to territo-
rial matters, frontier, T hrace, the Islands and the Straits... T h e T urks yielded to the Allied decisi-
ons about Karagatch, the M aritsa Railvvay, Imbros and T enedos, the G allipoli garison, and the
A nzac graves, but they asked that the decision about M osul should be postponed for a year to ad-
mit of discussion betvveen the British and Turkish Govem m ents. O n the other hand they rejected
the formula as regards the future judicial regime for foreigners... and they asked for the postpone-
ment of the econom ic clauses of the Treaty en block for discussion at a later date.
“T h e Allied Delegation met immediately to consider their reply... U pon the judicial question
we decided, and vvere indeed bound, to stand fırm. T h e econom ic question mainly concerned the
French... M . Bompard... decided to postpone the question of certain of the econom ic articles for a
period of 6 months in order to adm it of further examination...
“ O n behalf of the Allies I m ade the necessary statement to ismet Pasha vvho was accompani-
ed by Riza N our and Hassan Bey. After a brief reirement for reflexion he accepted m y declara-
tion about the Irak frontier. But upon the two other issues he stood firm...
“ I described his refusal of the terms offcred to him as incredible. M onsieur Bom pard, arou-
sed to unusual passion, denounced it as a erime. Every form of argument, adjuration, vvaming, re-
quest, appeal vvas addressed to ism et vvithout producing the smallest efleet...
“T h e T urks had novv retired in sombre silence, but vvith a stili unbroken obstinacy, to their
hotel...
“ His M ajesty’s Government will recognize that in the end the result they so much feared viz..
that the break, if it occured, vvould take place upon issues for vvhich I vvas responsible or in
vvhich Great Britain was principally concerned, was successfully escaped. Ali the points for vvhich
I had fought had been secured and the methods pursued in the first commission had been tri-
umphantly vindicated. It vvas upon matters o f greater importance to the French and Italians than
to ourselves that the rupture took place...
“ Nevertheless in closing this series of telegrams, I record the opinion that it vvill presently be
found that the Lausanne conference has not failed and that the Treaty vvill stili be signed...”
(.D BFP -I/ 18; pp. 505-507, No. 370)
İsmet Paşa, Hatıralar’ ında Lozan Konferansının kesilmesini şöyle anlatıyor:
“ M uahede projesi iki gün evvel bizim elimize verilmişti. Bu iki gün içinde projeyi tetkik ettiği
miz zam an gördük ki, bizim arzu ettiğimiz, bizim hedef tuttuğum uz bir T ürkiye elde edilmiş ol
m uyordu. Kapitülâsyonlar mevzuunda istediğimizi vermiyorlar, malî meselelerde tekliflerimizin hiç
birini nazarı dikkate almamışlar, ö n ü m ü ze bir takım imtiyazlar çıkarıyorlar. M ali mesele olarak
müttefiklerin diğer bütün muahedelerde yaptıkları, alıştıktan bir zarar ve ziyan hesabından bahse
diyorlar. Harp dolayısiyla T ürkiye’ye tevessül edecek m ecburiyetler, mükellefiyetler tespit edilmiş.
Hulâsa, karşılıklı m üzâkerelerle yapılmış, vücude getirilmiş manzarası altında tek taraflı olarak ha
zırlanan bir muahedenin imzasına bizi dâvet ettiler...
“ Biz nihayete kadar noktainazarım ızda ısrar ettik. Fakat onlar aralarında daha evvel karar
vermişler. H içbir değişiklik yapm ak niyetinde değiller. Hazırladıktan m uahede projesini menfi şekli
ile bize behem ehal kabul ettirmek isteğinde olduklan anlaşılıyordu, görülüyordu. Nihayet hiçbir
neticeye varamadık ve biz salonu terk ettik” . (Hatıralar, II, s. 91-93)
Konferansın kesilmesi olayını anlatan, T ü rkiye’nin karşı-projesini ve İsmet Paşa’nın 4 Şubat
1923 Pazar günü basına verdiği demeci içeren Gazelle de Lausanne’m 5.2.1923 günlü sayısında çık
mış “ Lozan’ın Kesilm esi’’ başlıklı yazı aşağıya alındı:
L A R U P T U R E DE L A U S A N N E
C ’ en est fait!
L a conference est rompue. Les negociations n’ont pas abouti. Lord C urzon a quitte Lausan
ne par l’Orient-Express â 21 h. 35. Les autres delegations partiront, sans doute, lundi.
La nouvelle de l’echec est d’autant plus regrettable que, dans la jo u m e e de dim anche et jus-
q u ’au dem ier moment, on a pu esperer qu ’une entente interviendrait fınalement. Avant de com-
menter, brievement ce soir, ces fâcheux evenemeııts, resumons la jou m ee de dim anche.
Ainsi que nous le disions, hier, la delegation turque a travaille toute la nuit â rediger le con-
tre-projet qu ’elle presenterait aux Allies dans la journee de dimanche.
C ’est dim anche, vers 13 h. 30 seulement, q u ’Ismet pacha a remis sa reponse. U ne reunion
des chefs des delegations alliees eut lieu â 14 h. 40 â Beau-Rivage. Le memoire turc y a ete lon-
guement examine. Des explications ont ete demandees aux Turcs, puis, â 17 h. 30, ismet pacha a
ete appele â Beau-Rivage. Lâ, les Allies lui ont com m unique leurs observations sur son memoire:
M ossoul. — Les Allies acceptent la proposition turque de ne pas faire figurer la question au
traite et de la regler, d’ici un an, entre l’Angleterre et la Turquie.
R ep aration s entre Allies et Turquie: la compensation des 12 millions de livres turques or est
acceptee. Par contre, les Allies refusent de reconnaître les reparations â payer par la Grece.
C lau ses e co n o m iq u es: maintien du point de vue allie, sous reserve de nouvelles negocia
tions economiques dans six mois. Lord Curzon rappelle qu’ il quitte Lausanne par l’Orient-Express
â 21 h. 10.
Les Turcs dem andent â deliberer entre eux.
A 19 h. 45. ils rentrent dans la salle des deliberations et declarent refuser les contre-proposi-
tions des Allies relatives aux capitulations et aux questions economiques.
Et ils se retirent.
Auissitöt apres, les Allies decident de faire une supreme tentative aupres d ’Ismet pacha.
M M . Bompard, Child et M ontagna, second delegue italien, se rendent chez le chef de la delegation
ottomane. Le m arquis G arroni est reçu par M . Tchitcherine. Le depart de l’Orient-Express est
retarde pour permettre â lord Curzon de connaître le resultat de l’entrevue.
M algre toutes ces demarches, les T urcs refuserent irreductiblem ent de ceder sur les clauses
relatives au regim e des etrangers en Turquie. C ’est done sur une question interessant tous les A lli
es que s’echouent les negociations. L ’intransigeance butee et fanatique des T urcs ne s’etait jam ais
si bien fait voir.
Nous avons montre, au jo u r le jou r, l’attitude excessivement conciliante des Allies. L ’action
de la France a ete amicale au delâ, semblait-il, des voeux les plus exigeants. Q uant â lord C u r
zon, dans ces derniers jours notamment, il a fait voir son souci de ne pas precipiter la rupture.
Non content de remettre son depart,il s’est encore fait porter sur le quai de depart les demieres
informations, pret â descendre de vagon si, â la derniere minute, une chance d ’arrangem ent appa-
raissait.
M ais les T urcs n’ont pas voulu comprendre. Ils ont refuse le statut inespere que leur offraient
les puissances, grises par leur victoire et leur mysticisme nationaliste etroit, com plique d ’une
mefıance avouee pour tout ce qui vient de l’O ccident. A u devant de quel malheur vont ils? L ’ave-
nir le dira.
Nous ne demandons qu ’â nous tromper. Nous souhaitons de tout coeur que la seule pers-
peetive de nouvelles guerres fasse refleehir les uns et les autres et que de nouvelles et proehaines
negociations aboutissent.
Nous n ’avons voulu que noter la premiere impression ressentie â la nouvelle de l’echec des
negociations longues et laborieuses dont ce journal s’est eflorce de noter impartialement au jou r le
jo u r les phases diverses.
Les T urcs acceptent le reglement prevu des questions des nationalites et des minorites.
Q u estio n s fın an cieres. — Les T urcs acceptent le m ode de paiement de remboursement de
la dette publique ottomane, ainsi que de la repartition des charges provenant de la dette.Ils sont
d’ accord pour que les annuites relatives â la part de la dette incombant aux territoires detaches
commencent â courir â partir de l’annee 1920.
R ep aration s. — Les T urcs renoncent â la somme depassant 5 millions de livres turques or
qui se trouvait pendant la guerre en Allem agne et en Autriche, ainsi q u ’â la somme de 7 millions
de livres or revenant â la T urquie pour des navires de guerre comm andes et non livres.
Par contre, elle accueille avec plaisir la renonciation reciproque des puissances alliees â la
somme de 12 millions de livres or reclam ee par elleş â titre de reparations pour les domm ages de
guerre subis par les ressortissants allies.
La T urquie prend acte de l’acceptation en principe par les puissances alliees d ’une somme
suffisante pour la reparation des devastations causees par l’agression de la Grece contre la Turquie.
A ffaires sanitaires. — La T urquie est prete â engager comme conseiller dans l’administraition
sanitaire des frontieres des medecins specialistes europeens pour une duree de cinq annees. Ces
medecins remplaceraient la commission sanitaire primitivement prevue.
L e s clauses fiscales concem ant des etrangers sont egalem ent resolues.
C o n v e n tio n re la tiv e au regim e d u com m erce. — Elle est acceptee, â condition que l’abo-
lition des capitulations economiques figüre egalem ent dans le traite de paix, que cette convention
ait une duree de cinq annees pour les quatre puissances alliees et une annee pour les autres puis
sances signataires.
En plus des questions precitees, ajoute le memoire turc, il y en a d ’autres qui peuvent etre
considerees com m e partiellement resolues. II en existe egalem ent qui n’ont pas encore reçu de so-
lution.
Si l’on compare les questions qui ont ete resolues et qui sont enumerees plus haut, et celles
qui ne l’ont pas encore ete, on voit clairement que les premieres constituent les questions fonda-
mentales et forment 80 % des questions devant figurer dans le traite. O n peut done admettre q u ’il
ne reste plus, grâce aux grands sacrifıces consentis par la T urq uie, aucun obstacle serieux â la
conclusion de la paix.
Messieurs, la conference a abouti â un echec. C ’est un grand malheur, surtout pour la T ur-
quie. Les Turcs se sont montres irreductibles sur la question du regime judiciaire. Ils refusent toute
garantie aux ressortissants etrangers. La conference de Lausanne est terminee. Je pars demain.
Du cöte turc, on declare que c ’est sur les question economiques q u ’il n’a pas ete possible de
se mettre d ’accord.
D E C L A R A T IO N S D ’IS M E T P A C H A
ismet pacha a reçu dim anche soir les representants de la presse. II a constate que, en ce qui
le concernait, il avait agi, au cours de la conference, avec Pentier sentiment de la responsabilite
que les delegues avaient envers leur peuple et sa destinee. Toutes les decisions que j ’ai prises, a-t-
il dit, je puis les soumettre en toute tranquillite de conscience â l’examen des peuples.
ismet pacha a montre les concessions q u ’il avait consenties pour les questions territoriales,
pour la liberte de passage des Detroits, pour les conventions commerciales et aussi pour les capitula-
tions.
Nous avons, ajoute-t-il, concede tout ce qui etait possible et juste. Dans les questions financi-
eres, les T urcs sont des debiteurs honnetes et ils sont prets â assumer les charges qui leur revien-
nent. Restent les questions economiques. Je ne les ai pas acceptees: nous ne pouvons signer des
contrats que d’autres ont faits â nötre insu. D ’autre part, pendant l’occupation etrangere, on a ac-
corde des concessions concernant tout le pays. O n nous dit maintenant de signer des concessions
inconnues concernant des territoires inconnus. J ’ai refuse et ce refus est logique. J ’ai refuse ce ser-
vage econom ique de mon pays. Celui-ci est detruit d ’un bout â l’autre et on veut nous enlever
toute possibilite econom ique pour nous relever.
En reponse â une question. ism et pacha constate q u ’aucune com m unication ne lui a ete-
faite au sujet de la conference, c’est-â-dire si elle est terminee ou simplement interrompue.
II compte quitter Lausanne dans un ou deux jours, mais il attend des A llies une com m uni
cation officielle au sujet de la conference. Cette question est tres importante, puisque l’armistice
avait ete conclu ju sq u ’â l’ouverture de la conference et pendant la duree de celle-ci. (Gazelle de
Lausanne, 5.2.1923).
No. 503/Bis
Bilcümle Mümessillik ve Sefaretlere
Gayet Aceledir
H Ü S E Y İN R A U F
No. 504
icra Vekilleri Riyasetine
No. 319
Fevkalâde m üsta’çeldir
Makine başında bir me’mûr
çektirecek ve ta ’kîb edecektir.
No. 506
Paris Mümessilliğine
6 Şubat 339 (1923)
İzm ir lim am dahilinde ancak 1000 ton tonilatolu torpidolar bulunabilecek
tir. K araburun — O ğlan — A dalar hattından içeriye hiçbir ecnebi zırhlı ve kru
vazör ve bin tondan büyük torpido ve m uhripler giremeyecektir. Bu şerait hilâ
fına lim anda bulunanlar 7 Şubat 339’da nısfelleyle kadar lim anı terkedecektir.
İşbu tebliğin bir suretinin derakip alâkadarana tebliğ ve neticenin inbası müte-
m ennadır*.
p.B.A.-K. 372/1 H Ü S E Y İN R A U F
* Bu telgraf üzerine, T ürkiye’nin Paris M üm essilliği, 7 Şubat 1923 günü Fransa Dışişleri
Bakanlığına şu notayı sunmuştur:
“M ission Dıplom alxque Turque â Paris, au M inistere des A ffaircs Etrangeres de France.
No. 507
icra Vekilleri Riyasetine
C e v âb *.
İS M E T
No. 508
Hâriciye Vekâletine
Makine başında
G eneral Pelle bugün H ikm et Beyi d a’vet ederek gazetelerin lisanından şikâ
yet ettikten sonra inkıtâın beyhude yere olduğunu, adlî kapitülasyonların ta’dî-
lâtı tarafımızdan kabul edildiğini ve mesâil-i m âliyenin de ta’lîki kendi tarafla-
nndan kabul edildiğini, binâenaleyh sulhun im zâsında bir m ahzur kalmadığını
söylemiştir.* Bi’t-tabi’ bendeniz bunun derece-i sıhhatına vâkıf değilim Efendim.
ADNAN
* Fransız makamları, b a n ; imzalanm asına ciddi bir engel kalmadığı yolundaki haberleri ba
sın yoluyla da yayıyorlardı. Havas ajansı, yetkili Fransız m akam lanndan alarak, 6 Şubat 1923
günü aşağıdaki haberi geçmişti ve haber gazetelerde çıkmıştı:
Paris, 6 fevrier.
(H avas). — L ’horizon dipiomatigue s ’est subitement eclairci du câte de Lausanne.
Le redacteur diplomatique de l’A gence Havas apprend de source autorisee qu ’avant de quit-
ter Lausanne, M . Bompard a eu une entrevue avec ismet pacha dont il a rendu compte au presi-
dent du conseil dans un telegramme que M . Poincare a reçu dans l’apres midi. II resulte de cette
communnication qu ’apres ce nouvel echange de vues, le chef de la delegation turque, mieux instruit
des intentions personnelles des allies, n’a pas persiste dans son attitude intransigeante de la veille.
II a accepte le texte qui avait ete soumis precedemment sur le regime des capitulations. La
question qui, â la dem iere minute, avait empeche la signature du traite dim anche, se trouve done
ainsi resolue. Bien entendu, les reserves formulees par la delegation turque sur d ’autres questions
comm e le statut de M ossoul, subsistent puisque les Allies les ont acceptees.
M . Poincare, desireux de maintenir l’unite d ’action avec les allies de la France, s’est empres-
se de com m uniquer aussitöt â Londres cette nouvelle favorable.
Le gouvem em ent britannique en a eu connaissance dans la soiree meme, mais sans doute
trop tard pour pouvoir en deliberer au cours du conseil des ministres tenu â la fin de l’apre-midi,
des Parrivee de lord Curzon.
Dans sa conversation avec le delegue français, ismet pacha a precise â nouveau que, s’il avait
l’intention de se rendre â Angora pour conferer avec son gouvemement, il entendait bien, dans tous
les cas, que l’armistice de M oudanie empeeherait la reprise, des hostilites au moins pendant le
temps de son absence.
A u x dernieres nouvelles, lundi soir, Nihad bey aurait declare que le chef de la delegation
nationaliste ne quittera plus Lausanne.
Dans ces conditions on ne voit pas,dans les milieux français, la raison qui pourrait s’opposer
â la signature proehaine du traite qui a ete si laborieusement prepare en com m un et qui doit, au
prix des concessions admis, par les Allies, assurer le reglement de la paix en Orient.
( Tribüne de Lausanne, 6.2.1923.)
No. 509
Paris Mümessilliğinden Hariciye Vekâletine.
Şifre tel. 6 Şubat 339 (1923)
No. 1352
Şim diye kadar konferansta m ühim müşkilât ihdas eden Fransızlar, konfe
ransın inkıtâı hakikati önünde telâşa düştüler. H üküm et m ehafili Türklerin İn
gilizlerle ayrı sulh akdi ihtim alinden korkmaktadırlar. G erek bu m ülâhaza, ge
rek inkıta netayicinin gittikçe aleyhlerine tevcih edeceği ve şeraitin ağırlaşacağı
zannı kendilerini İngilizlerle m üştereken intacı sulh için L on dra’da m üstacel ba
zı teşebbüslere sevk etti. Poincare L on dra’ya m üracaatla İsmet Paşa’nın sulha
am ade olduğunu zannettiğini beyan ve m üşarileyhin seyahatini tehir için m üşte
rek Fransız-İngiliz teşebbüsü teklif etti. Londra buna cevaben böyle bir teşebbüs
için arzusu kâfi olm ayıp İsmet Paşa tarafından bir teklif gelmesi lüzum unu bil
dirdi.
PBA-K. 371/1.
No. 510
icra Vekilleri Riyasetine
(Vürudu 7/2/39)
6 Şubat raporudur.
1 — Am erika, İtalya m urahhasları hareket etti. İtalyanlar yalnız m urahhas
ların gittiği h ey’etin kaldığı, H üküm etler arasında görüşülerek bir çâre-yi hail
bulunm akta olduğunu, bizim gitm em ekliğim izi söylediler. Isrâr ettiler. V e m u
rahhaslar gitti.
Fransızlar m ünâziünfih olan iki noktayı ya’ni adlî sistemi için yaptığım be-
yânât ve bütün m evâdd-ı iktisâdiyenin çıkanlm asile m es’eleyi hail edilm iş adde
diyorsam ki Bom pard’ı da böyle söylem iştim , bunu tahriren yazar isem K onfe
ransın iki üç gün içinde tekrar toplanacağını söylediler. Bütün hey’etler gibi
merkez-i hüküm etim e gitm ek ihtiyâcında olduğum u tekrâr ve ısrâr ettim.
M üsalem et-i esâs hudud ve arâzi m es’eleleridir. Bunda tatmîn edilm iş olan
İngilizler mesâil-i sâirede diğerlerini şiddetle tazyîk etm eğe başlamışlardır. T elâş
o raddededir ki hiçbir noktada bağlanm ayarak vaz’iyyetin azam î randım anını
anlamış olduğum uzdan bilâhire bunlardan rücû’ etm ek ihtim âlim iz vardır. A n
cak bu endîşe onları yeniden m üttehid cebheye sevk edebileceği gibi bize yolda
yapacakları m üteaddid teklifâta cevâb verm ek gibi m üşkil vaz’iyyetde de bu lun
durabilir.
A râzi m es’eleleri üzerine aldığım ız vaz’iyyetler yani M u su l’un bir sene zar
fında hail edilmesi ve (ihtilâf-ı efkâr... Cem iyyet-i A kvâm a havâlesi), Şarkî Trak-
ya hududunun aynen şimdiki gibi kabulü gibi kararlar hakkında hüküm etim in
nokta-i nazarını bilm ek istiyoruz.
İS M E T
No. 511
ismet Paşa Hazretlerine
No. 385 7 Şubat 39 (1923)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 512
İcra Vekilleri Riyasetine
Lozan, 7 Şubat 39 (1923)
91919 ve 14141 parolalı m iftâhlar L ozan’da kalan M ustafa Şeref Beye bıra
kılmıştır. Bunlarla yolda H ey ’et-i M urahhasaya telgraf keşîde edilmemesi.
No. 513
İsmet PaşaJdan Paris Mümessilliğine
7 Şubat 39 (1923)
PBA-K. 372/ 1.
* Telgrafın altında 4 Şubat, üstünde ise 7 Şubat 1923 tarihi var. Anlaşılan 4 Şubatta kale
me alınmış, fakat biraz gecikerek 7 Şubatta çekilmiştir.
No. 514
Paris Mümessilliğinden Hariciye Vekaletine
Tel. 7 Şubat 339 (1923)
C . 6 Şubat tele*.
No. 515
Paris Mümessilliğinden Hariciye Vekâletine
No. 1355 7 Şubat 1923
1 — İzm ir lim anındaki sefaini harbiyenin 7 Şubat nısfılleyle kadar lim an
dan çekilmeleri hakkındaki telgrafnam elerinin Fransız H âriciyesine tebliğine
m ukabil M ösyö Poincare âtideki cevabın Zat-ı Devletlerine arzını âcizlerinden
rica etti.
2 — Böyle bir tebliğe (fransızcası sommation) m utavaat edem eyiz. Gem ileri
m iz bu akşam çekilm eyeceklerdir. T aarru za uğrarlarsa kendilerini m üdafaa ede
ceklerdir*.
PB A -K . 372/1.
* T ü rk notasına karşı fransız cevabı 7 Şubat 1923 günü öğleden sonra saat 2.30’da telefonla
Türkiye M üm essilliğine bildirilmiştir ve fransızcası şöyledir:
Le 7 Fevrier 1923
Telephone â 2.30 heures.
Reponse verbale de M . Poincare â la note verbale turque concem ant le stationnement des
navires de guerre â Sm ym e:
“ Nous ne pouvons ceder â une sommation de cette sorte. Nos bâtiments ne se retireront pas
ce soir. S’ils seront attaques ils se defendront” .
(PBA-K. 372/1).
No. 516
Hariciye Vekaletinden Paris Mümessilliğine
Ankara, 7 Şubat (1923)
Saat 22.
* Bu telgraf üzerine Paris M üm essilliğim izce Fransa Dışişleri Bakanlığına aşağıdaki nota su
nulmuştur:
M ission Diplom atique Turgue â Paris,
au M inistere des Affaires Elrangeres de France.
2— ( ) arasındaki kısım. *
H Ü S E Y İN R A U F
No. 518
Hariciye Vekaletinden Paris Mümessilliğine
8 Şubat 339 (1923)
İzm ir lim anının torpil ile şeddinden sonra talimat-ı m ahsusasına tevfikan
sefain-i ticariyenin dûhul ve hurûcu için bir geçit m ahalli bırakıldığı Erkân-ı
Harbiye-i U m um iyenin iş’arından anlaşıldı *.
H Ü S E Y İN R A U F
Conform em ent aux instructions reçues de son G ouvem em ent, la M ission diplom atique tur-
que a I’honneur de porter â la haute connaissance du G ouvem em ent de la R epublique Française
ce qui suit:
L e port de Sm ym e ayant ete ferme par des mines un passage a ete reserve pour Pentree et la
sortie des bâtiments de comm erce./.
(PBA -K. 372/1).
No. 519
Paris Mümessilliğinden Hariciye Vekaletine
İzm ir lim anının şeddi hakkındaki em irnam eleri Fransız hâriciyesine tebliğ
olundu. İşbu tebliğe cevap verm eyeceklerini ve fakat taram a vasıtasıyle m ethale
m üdaheleye teşebbüs edeceklerini müsteşarın ifadesinden istidlâl ettiğim m aruz
dur.
PBA-K. 372/ 1.
No. 520
Paris Mümessilliğinden Hariciye Vekaletine
3 — Fransız M eclis-i M ebusanı H ariciye Encüm eni birkaç gün evvel R hur
ve Lozan hakkında Poincare’den izahat istemiş. Fakat Poincare M eclis istihzah-
ları gibi komisyon teşebbüsünün de tehirini talep etmiştir. D ün hariciye
encüm eni T a rd ieu ’nun teklifi ile Poincare’nin kom isyona izahat itasında İsrara
karar vermiştir. Poincare’nin M ecliste m uhalefet tarafından m uaheze edilmesi
ihtimali varsa da yine de rey alacağını zannediyorum .
PBA-K. 372/ 1.
No. 521
Hariciye Vekaletinden Paris Mümessilliğine
10 Şubat 339 (1923)
D üşm an sefaininin İzm ir lim anına dahil olm ak üzere tarafımızdan atılan
torpilleri toplam ağa başlam aları ve yahut U zunada ve mevki-i m üstahkemin
herhangi bir kısmına karşı yapacakları ihraç harekâtının harekât-ı hasmaniye ibti-
dar m ahiyetinde telâkki edileceği ve bu suretle fiilen bir tecavüz vukuunda tara
fım ızdan m üdafaa olunacağı 9 Şubat tarihiyle Erkân-ı H arbiye-i U m u m iye R i
yasetinden tebliğ olunm aktadır*.
H Ü S E Y İN R A U F
P B A -K . 372/ 1.
* Paris M üm essilliği, 10 Şubat 1923 tarihli, 1374 sayılı bir telgrafla, yukardaki telgrafın
Fransa Dışişlerine duyurulup duyurulm ayacağını sormuştur. Ertesi gün Hüseyin R au f bey, iki keli
melik bir telgrafla “ Evet efendim ” diye cevap vermiştir. Bunun üzerine Paris M üm essilliği Fran
sa’ya şu notayı vermiştir:
M ission D iplom a tiçuc T u rçu e â Paris,
au M inistere des Affaires Etrangeres de France.
No. 1378
Conform em ent aux instructions reçues de son G ouvem em ent, la M ission diplom atique tur-
que a l’honneur de porter â la haute connaissance du M inistere des Affaires Etrangeres de la Re-
publique, ce qui suit:
“ T o u t debarquem ent eflectue sur n’importe quel point de la place forte de Sm ym e, ou toute
tentative de repechage des mines posees sur l’ordre du com m endem ent turc, seront consideres par
le G ouvem em ent de la G rande Assem blee Nationale de T u rq uie com m e un comm encem ent
d’hostilites, et com m e une attaque contre laquelle il sera dans Pobligation de se defendre”.
(PBA -K . 372/1).
No. 522
ismet Paşa ’dan Heyet ’i Vekîle Riyasetine
(Viinıdu 11/2/39)
B ugün 10 Şubatta M urahhas H eyetinin bir kısmı ile Bükreş’e geldim . Salı*
günü K östence’den hareketle Ç arşa m b a** günü sabahleyin İstanbul’a gelece
ğim ve İstanbul’da durm aksızın A nkara’ya hareket edeceğim . İzm ir’de bulunan
sefain-i harbiyenin yirm i dört saatte uzaklaşması için H üküm etin ültim atom
verdiği ve bu yüzden vaziyyetin gerginleştiği gazetelerde m ütâlaa olunm uştur.
Konferansta sulh için pek çok netâyiç elde edilmiş olup m ütebakisinin de elde
edilmesi m e’m ûldür. Binâenaleyh H âriciye Vekîli ve H ey’et-i M urahhasa Reisi
sıfatıile benim avdetim e kadar vaz’iyyet-i um um iyenin olduğu gibi muhâfazasını
* 13 Şubat 1923.
** 14 Şubat 1923.
İsmet Paşa 14 Şubat sabahı İstanbul’da olm ayı umuyordu. Am a R om anya’da çetin bir kışa
yakalandılar. Bükreş-Köstence arasında kara saplandılar ve üçbuçuk saatlik bu yolu 36 saatte ala
bildiler. İsmet Paşa’ nın İstanbul’a gelişi iki gün gecikti.
istirhâm ederim . Nâzır-ı m es’ûlün izâhâtm a ehem m iyet vermeksizin ittihâz-ı
mukarrerât etm ek haksız ve isâbetsizdir. Lozan elyevm inkıta’ etmemiş ve ta’lîk
olunm uş şekilde gösterilmekte olduğundan benim izâhâtım ı dinlem eden evvel
şekil değiştirm eğe sebep yoktu r***.
Telgrafnâm enizi kamilen hail edem edik. İstanbul’da A dnan Beye yeni ta’li-
m âtınız var ise gönderm enizi rica ederim.
İS M E T
No. 523
İsmet Paşa 'dan İcra Vekilleri Riyasetine
Y akın dan sıkı bir inzibat ile vaziyete hâkim olunuz. Avdetim e kadar ahvali
m uhafaza etm ek elzem dir. İzm ir hadisesi üzerine buralarda harbin kabili icti-
nab olm adığı zihniyeti hasıl olm uştur*. Böyle bir zihniyet karşımızdakileri
ümitsizliğe ve şiddete sevk edebiliyor. D erhal A nkara’ya gelm enizi istirham ede
rim.
İS M E T
* Gerçekten T ü rk makam larının İzmir limanını yabancı savaş gemilerine kapatmaları üzeri
ne, 7-10 Şubat 1923 günleri pek gergindir. Başta tngilizler olmak üzere Müttefikler, banşa kadar
savaş gemilerinin hareketlerini sınırlamayacaklarını iddia etmişler, bir yandan T ürk hükümetine
nota verirken, öte yandan da inadına İzm ir’e savaş gemileri göndermişlerdi. Silâhlı bir çatışmaya
ramak kalmış gibiydi, tngilizler, İstanbul’da gerileyince arkasından İstanbul’u boşaltmaya zorlana
bileceklerini düşünüyor ve İzm ir limanına kadar bir çeşit kuvvet gösterisine kalkışıyorlardı, tsmet
Paşa, haklı olarak, gereksiz bir silâhlı çatışma olayının Lozan’da harcanan emekleri ve sağlanan
sonuçlan silip götürebileceğinden endişe duyuyordu.
No. 524
Adnan Beyden İsmet Paşa Hazretlerine
Başkum andan Paşa Hazretleri A n k ara’ya teşrifinizden evvel zât-ı âlîleri ile
Fevzi Paşa huzûruyla görüşm ek istediklerini arz ederim .
ADNAN
No. 525
ismet Paşa Hazretlerine
İzm ir lim anı hâdisesinde vaz’iyyet-i hâzıranın on beş gün m üddetle ve av-
det-i âlîlerine kadar m uhâfazası takarrür ettiği ve bu husûsda endîşe buyurul-
maması R a u f Beyefendiden şimdi aldığım en m ahrem şifrede bildirilm iştir Efen
dim.
ADNAN
No. 526
H. Rauf Bey’den Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine
ve Erkanı Harbiye-i Umumiye Reisi Müşir Fevzi Paşa Hazretlerine
Takiben.
i — İsmet Paşa’ dan şimdi 1 1.2.39, 20.30 evvelde aldığım telgrafnam e* ay
nen ikinci m addededir. Kendisine m üsterih olmasını yazdım . D ü n akşam
* İsmet Paşa’nın Bükreş’ten Heyeti Vekile Riyasetine çektiği 10 Şubat 1923 tarihli telgrafı.
No. 523.
K östence’ye vapuru m ahsus gönderildiğinden işar ettiği tarihten daha evvel mu-
vassalatı m e’m uldür efendim **.
H Ü S E Y İN R A U F
** İsmet Paşa, zamanından önce değil, zamanından sonra İstanbul’a gelebilmiştir. Kara
saplanmışlar. R ıza N ur şöyle anlatıyor:
“ Şimdi yol meselesi var. ismet Edirne’den geçmek istemiyor. Y unanlılar kendisine bir suikast
yaparlar diye korkuyor... Herhalde îsm et’in hakkı var. Rom anya tariki ile gitmeğe karar verdik...
“ Bükreş’te birkaç gün ikametten sonra Köstence’ye gidiyoruz. T ren bir noktada kara saplan
dı, kaldı. Ne ileri ne geri kımıldanmıyor. Baktım iki yanım ızda karlar vagonların irtifaını aşıyor.
Ç ok fenama gitti. Y a burada günlerce kalırsak... Belki aç kalmam ız bile muhtemel. Şu kar da bit
ti. Ç ünkü lokomotifin her yeri dondu. Biz de donuyoruz...
“ Bereket versin Rom anya Hüküm eti arkadan amele ve asker taburları gönderdi. O n lar birkaç
gün uğraşıp yolu açtılar. Köstence’ye geldik. İsmet telgraf ile G ülcem al vapurunu istemiş. Vapur
orada...” ( Hayat ve Hatıratım, III, s. 1 160-1161).
No. 527
Adnan Beyden İsmet Paşa Hazretlerine
ADNAN
No. 528
Hüseyin Rauf Beyden İstanbul’da
Adnan Beyefendiye
Ankara, 11 Şubat 39
No. 529
ismet Paşa Hazretlerine
İstanbul, 11 Şubat 1923
M ad d e 1 — İnkıtâ’ i’lân edilm edi. İzm ir hâdisesi ancak hâdd devresini ge
çirmiş sayılabilir *.
* Başbakan H . R a u f Bey, bugünlerde İstanbul’daki İngiliz Yüksek Kom iserliğine sözlü me
sajlar ulaştırmış, T ürkiye’ nin İngiltere’ye karşı düşm anca niyetler beslemediğini duyurm uş ve İz
mir’deki gerginliğin giderilmesi için M üttefiklerin gereken önlemleri almalarını rica etmiştir. R auf
Beyin bu yoldaki sözlü mesajı Adnan (Adıvar) aracılığı ile İngiliz Yüksek Kom iser Vekili Hender-
son’a ulaştırılmıştır. Bunun üzerine Henderson, 12 Şubat günü Londra’ya çektiği telgrafta, gergin
liği gidermek için İzm ir’deki İngiliz savaş gemilerinin geri çekilmesini önem le H üküm etine öner
miştir. Henderson, 15 Şubat günü İzm ir’de M ustafa Kemal Paşa tarafından İktisat Kongresinin
açılmasından ve İsmet Paşa’nın Köstence’den İstanbul’a gelişinden önce, İngiliz savaş gemilerinin
İzmir’den çekilmeleri için de ısrar etmiştir. Dolayısiyle 11 ve 12 Şubat günleri İzm ir bunalımının
artık yum uşam aya ve giderilmeye yüz tuttuğu anlaşılıyordu. (Bkz. F.O. 424/256, p. 546, No. 284
ve D B F P -I/ 18, p. 536-537, No. 390: H enderson’dan F .O .’e tel. 12.2.1923, No. 80).
No. 530
İcra Vekilleri Riyasetine
12 Şubat 39 (1923)
İS M E T
No. 531
Adnan Beyefendiye
No. 386, 387, 388 72 Şubat 39 (1923)
H Ü S E Y İN R A U F
No. 532
Mission Diplomatıgue Turque â Paris au Ministere des Affaires Etrangeres
de France
Note Verbale
PBA-K. 372/1
No. 533
Paris Mümessilliğinden Hariciye Vekaletine
1 — İzm ir lim anında ihraç hareketine veya torpil toplanm asına m üteallik
olup 10 Şubatta irsal ve 11 Şubatta tavzih buyurulan telgrafnameleri ile M on
dros ve M ud anya mukaveleleri hakkındaki nokta-i nazarlarını m übeyyin 11 Şu
bat telgrafnameleri Fransız H âriciyesine tebliğ edildi.
Şubat’ m onbeşinci günü İzm ir’de iktisat Kongresini bizzat küşat etmeyi pek
m ühim telâkki ediyorum . Erzincan, Diyarbekir gibi uzak yerlerden m üntehap
halk m ümessilleri gelmiştir. Şubatın onbeşinci günü akşam ı İzm ir’den hareket
edebileceğim . A nkara’ya beraber gitm em izi muvafık buluyorum . Bu telgrafın
vusülünü işar buyurm anızı rica ederim *.
M USTAFA KEM AL
ADNAN
No. 535
Gazi Mustafa Kemal Paşa ’dan ismet Paşa Hazretlerine
Gayet Müstaceldir.
Ben iktisat kongresini açm ak için ayın onbeşinde (İzm ir’de) bulunm aya
m ecburum . O nd oku zu n cu akşam ı A nkara’ya hareket niyetindeyim . H asta olan
Fevzi Paşa Hazretleri o güne kadar iadei afiyet ederse beraber hareket edeceğiz.
Bu m üm kün olm adığı takdirde:
* Telgraf, İzm ir’den İstanbul’a gönderilmiş ve ordan aktarmalı olarak yeniden Beyoğ-
lu’ ndan çekilmiştir.
İkinci Suret: Ben on beş akşam ı İzm ir’den, siz ona göre İstanbul’dan hare
ket ederek Eskişehir’de birleştikten sonra Ankara’ya hareket ederiz. K âzım K a-
rabekir Paşa Hazretleri beraberdir. İşarınıza m untazırım efendim ***.
M USTAFA KEM AL
ADNAN
*** Bkz. No. 536.
No. 536
İstanbul’da Adnan Beyefendiye
Cevap 1 3 *
İS M E T
H Ü S E Y İN R A U F
No. 538
Paris Mümessilliğinden Hariciye Vekaletine
Tel. 13 Şubat 39 (1923)
No. 1381
1 — Bu sabahki m atbuat İzm ir lim anındaki sefain-i harbiyeye lim anı terket-
meleri için H üküm etim iz tarafından Cum artesi günü yeniden üç günlük m ühlet
verildiğini ve bunun hitam ında... hareketim izi alacağım ızı neşrediyorlar.
2 — M üm essiliğe bu babda bir tebliğ gelm ediği cihetle bera-i m alûm at ar-
zolunur*.
PBA-K. 372/ 1.
No. 539
Paris Mümessilliğinden İstanbul'da ismet Paşa’ya.
No. 1391
PBA-K. 372/ 1.
No. 540
Paris Mümessilliği Maslahatgüzarı Hüseyin Ragıb Beyden
Hariciye Vekaletine
Seance ouverture Com m unes Bonar Law espere signature traite mais declare
Angleterre decidee â tout qu oiqu e danger im m ediat n ’existerait pas stop Cur-
zon C ham bre Lords dit que T u rq u ie avait occasion devenir Etat stable et pren-
dre place (parmi) nations civilisees stop Conditions paix etant tres genereuses
avait cru refus turc im possible stop T u rcs com m is grande faute et s’en rendront
com pte bientot*.
H U S S E IN R A G H IB
PBA-K. 372/ 1.
* Lord Curzon, Lozan’da barış andlaşmasını imzalamam akla Türklerin “ büyük hata” işle
diklerini tekrarlıyordu. 9 Şubat günü İstanbul’da Henderson’a bir telgraf gönderdi. İstanbul’dan
geçecek olan ism et Paşa’ya C urzon ’un özel mesajının iletilmesini istedi. Bu mesajında Curzon
şöyle diyordu:
“ O u r point of wiew is
(1) that the T urks made a gross mistake in not signing at Lausanne before m y departure last
Sunday (4.2.1923), after immense concessions that had been made;
(2) that ismet would have done vvell to rectify that error next m om ing before leaving Laus
anne, as M . Bompard reported his intention to do;
(3) that we are stili willing at any time to sign treaty in that form;
(4) that we can offer no opinion as to additional concessions believed to have been offered by
Bompard and M ontagna at last moment after I had left...
“ His M ajesty’s Governm ent found with great relief at Lausanne that great bulk of questions
at issue betvveen the allies and Turkish government vvere satisfactorily resolved, and they are gra-
tified at friendly sentiments that prevailed betvveen H .M .’s G overnm ent and Turkish delegation
after eleven vveeks’ association. I desire to be personally remembered to ism et Pasha, and renevv
my advice to him, so frequently given, to take what he has secured vvhüe he can stili get it... I
should like to receive a friendly message from him that he will duly consider m y advice, and that
the handshake will be possible in the near future... (F. 0 . 424/256, p. 526, No. 257 ve D B F P -I/ 18, p.
522, No. 380: C urzon ’a tel. 9.2.1923, No. 31).
Yüksek Kom iser Vekili Henderson, 17 Şubat 1923 sabahı İstanbul’da İsmet Paşa ile görüştü
ve C urzon ’un yukardaki mesajını kendisine iletti, ismet Paşa da C urzon 'a dostça bir mesaj yolladı.
Henderson bunu şöyle rapor ediyor:
“ I saw İsmet Pasha this m om ing....
“ I then delivered personal message in you r telegram No. 31, and described to him Britısh
point of vvievv as indicated in the first part of that telegram. ism et begged m e to convey to you a
most friendly message in response to yours. H e said that though you and he had disagreed on
many points he had great admiration for and confıdence in you, and that at Lausanne your opi-
nion had been the only one that counted for him. I said that you had equally great sym pathy
and confidence in him. H e added he had alvvays paid great attention to your advice...
“G enerally speaking he vvas friendly and pacific and gave me impression of being most an-
xious to have your advice as to the best course to pursue...
“ I consider it most desirable that you should if possible send him some message in reply...”
(F. 0 .424/256, p. 565, No. 315; D B F P -I/ 18, p. 552-553, No, 402: Henderson’dan C urzon ’a tel.
17.2.1923, No. 90).
Lord Curzon, 20 Şubat 1920 günü H enderson’un yukardaki teline şu karşılığı vermiştir:
“ Please thank ismet for his friendly sentiments tovvards myself, and express m y confıdent be-
lief that he vvill use ali his influence in the cause of peace” . (D B F P -I/ 1 8 p. 553, n. 3).
İsmet Paşa, C urzon ’un mesajına 25 Şubat 1923 günü şu karşılığı vermiştir:
“ I present to Y o u r Excellency m y best respects and thaııks for message received on m y pas-
sage through Constantinople and for good vvishes vvhich you have ju st sent me. Allovv m e to say
that I stili entertain conviction that mere knovvledge of humble claims of Turkish people, which like-
every people asks only to live free and independent, is conducive to, and sufficient to assure,
world peace” . (D B F P -I/ 18, p. 553. n.3).
İsmet Paşa, Bükreş’ten geçerken de Lord C u rzon ’dan bir mesaj almış. Bunu şöyle anlatıyor:
“ R om anya’da bir gün kaldım ... Bu bir gün içinde R om anya’daki İngiliz sefareti vasıtasıyla
bana Lord C urzon ’un bir mesajını tebliğ ettiler. Kim senin bilm ediği bir mesaj. Bir sır gibi gizli
tutulmuş, dostane yazılmış bir mesaj. Lord Curzon mesajında sulh olacağından bahsediyor, konfe
rans esnasında Lozan’da çalıştığım gibi Ankara’da da sulh için uğraşacağım dan söz ediyor, bana
muvaffakiyet diliyor ve aram ızdaki münâsebetlerin konferansta bir sulh ile neticelenmesi ümidini
ve temennisini tekrar ediyordu. Ben de cevap verdim, teşekkür ettim ” . (Hatıralar, II, s. 94)
Bu mesajlar üzerine İsmet Paşa, Eskişehir’deki görüşmesinde ve Ankara’da, daha rahatlıkla
“sulh ihtimali vardır” diyebilmiştir.
İsmet Paşa şöyle der: “ Lord C u rzon ’un benim hakkında ne düşündüğünü bilmem. Buna da
ir bir vesika okum adım . Fakat bende kalan bir sevgi ve saygı hissidir...” (Hatıralar, II, s. 76). İngi
liz belgelerine bakılırsa Lord C u rzon ’un da ism et Paşa hakkında ayni duygulan beslediği söylene
biliyor. (BNŞ).
No. 541
Hariciye Vekaletinden Paris Mümessilliğine
C. 1381 tele*.
Düvel-i İtilâfiye Kom iserleri sulhun akdine kadar sefain-i harbiyelerinin li
m anlarım ıza duhul ve hurucu hakkında vazettiğimiz tedbirleri tanım ayacaklarını
m übeyyin bir nota verdiler. Biz bu notaya tahriren cevap verm ezden evvel üç
gün zarfında nokta-i nazarlarının tavzih edilmesini taleb ettik. M esele bundan
ibarettir. O n lar M ondros m ütârekesine istinad ediyorlar, biz Düvel-i İtilâfiye ile
m ünâsebatım ızı M udanya m ukavelesinin tanzim ettiği kanaatindeyiz. V e bu
noktai nazar.... ettiğimiz ve verdikleri notada taleb ettikleri bilakayıt küşat keza
m ülga M ondros m ukavelenam esi ahkâm ı idi. İsmet Paşa gelinceye kadar izah
ve istizah ile vakit kazanm ayı ve sonra cevap vermeyi iltizam ediyoruz.
H Ü S E Y İN R A U F
PBA-K. 372/ 1.
* Bkz. No. 538
No. 542
Paris Mümessilliği Maslahatgüzarı Hüseyin Ragıb Beyden
Hariciye Vekaletine
C h am bre Com m unes debats reponse discours T ron e A u bry H erbert unio-
niste critique politique C u rzon Lausanne dem ande convocation rapide nouvelle
conference et souhaite cooperation France-Angleterre en O rient stop Ronald
M acN eal sous-secretaire Foreign O ffice defend politique C u rzon stop Estime
Grande Bretagne fait concession extraordinairem ent genereuses stop Echec con
ference şerait produit questions fınancieres interessant Angleterre moins que
autres allies.
No. 543
Paris Mümessilliğinden Hariciye Vekaletine.
PBA-K. 372/ 1.
No. 544
Hariciye Vekaletinden Paris Mümessilliğine.
H ariciye Vekili İsmet Paşa H azretlerinin dün avdet ettikleri ve 2 i Şubat ta
rihinden itibaren vazife-i Vekâleti ifaya m übaşeret ettikleri tam im en beyan olu
nur.
SU A D
DİZİN
- A -
Abdülbaki, 279. 239, 280, 292, 294, 312, 320, 324, 329, 333,
Abdülham id veresesi, 44, 48, 294, 312. 336, 337. 340. 345. 36 i >384. 39°. 397. 4° 5.
Abdülkadir M uzaffer Efendi, 32, 235. 429, 448, 449, 456, 461, 463, 493, 496, 502,
Abdülaziz, 109. 506.
Abdülhadi Han, 304. Anadolu, Asie M ineure, IX , 7, 9, 13, 14, 16,
Abdülm ecid Efendi, 4, 109, 110. 18, 50, 66, 71, 74, 82, 87, 88, 113, 114,
Abdürrahim Bey, 279. 121, 123, 125, 126, 129, 131, 133, 146, 153-
Actıon Française, 104. 156, 159, 163, 178, 190, 211, 213, 217, 223,
Adakale, 10, 12, 135, 148. 234. 243, 250, 251, 253, 259, 264, 274, 301,
Adalar, Ege Adaları, A dalar Denizi, X IV , 9, 356. 377. 378, 396, 413>4 ‘6, 425 . 428, 442 ,
12, 27, 102, 106, 120, 122, 131, 167, 311, 444. 45° . 464-
315, 46°, 5° 3- Anafartalar, 411.
Adana demiryolu, 21, 27, 29, 33, 34, 59, 80, Angleterre, Bkz. İngiltere.
146, 171, 175, 182, 184, 187, 214, 226, 238, Ankara, Angora, X -X II, X IV -X V II, X V III, 5,
247, 290, 317, 350, 454. 7, 11, 19, 37, 38, 46, 64, 67, 70, 71, 74, 77,
Adapazarı, 438. 79, 81, 82, 85-87, 89, 90, 92-96, 102, 103,
Adnan (Adıvar) (Dışişleri Bakanlığı İstanbul 109, I Io, 115, 123, 126, 133, 137, 140, 142,
Temsilcisi), X II, 58, 59, 63, 68, 76, 86, 94, 149, 160, 166, 170, 171, 179, 187, 197, 200,
95. 96. 247. 271, 296. 303. 304. 351. 357. 215, 216, 235, 237, 239, 25O, 2 5i, 256, 26i,
366, 376, 398,406, 407, 426, 438, 439, 443, 263, 265, 269, 270, 273, 274, 289, 296- 299,
462, 467, 481,482, 487, 504, 505, 509, 513, 305, 320, 322, 333, 337, 356, 358, 359, 372,
5 I4_5 I6, 518, 520, 521. 38ı, 385. 389. 390. 396, 399.400, 402, 405,
Afganistan, 34, 46, 161, 224, 247, 304, 305. 407, 423. 44O, 442, 443,449-451.454. 456,
Afrika, IX , 16, 166. 458, 4 6 i, 462, 467, 468,470-472,477,480,
Afyonkarahisar, 165, 354, 361, 374. 483, 485, 486, 488, 489,493, 494,502,505,
Afyon anlaşması (mukavelesi), 59, 61, 361, 374. 507, 510, 513-515, 520, 521, 523, 524.
A ğa Petros (Asuri-Geldani Heyeti baş Ankara Anlaşması, Ankara İtilafnamesi, X , 40,
kanı), 64, 67, 388, 389, 399. 7 ’ > 73. 74. ı°5> '7>. 238, 275, 350, 366,
Ahm et Bey (Güm ülcine eşrafından), 279. 419. 425, 43°. 431. 445. 454-
Ahm et Cevat (Açıkalın), 346. Ankara İtilâf mukavelesi, Bkz. Ankara Anlaşası,
Akdeniz, X V II, 196, 206, 213, 322. İtilafnamesi.
Akhisar, 439. Anzak (Anzac: Australian and Nevv Zealand
Âkil M uhtar, 443. Arm y Corps), 484, 497.
Akpmar, 177. Aralof, 6, 22, 25, 26, 35, 59, 65, 77, 118, 142,
Alaşehir, 439. 192, 194, 198,207, 208, 250-252, 356, 367,
Alexandropol, Bkz. Karaağaç. 393> 420, 431, 469, 484.
Ali Türkgeldi, 140. A n b u m u , 4 11, 425, 441, 444, 448.
Alm anya, Allem agne, 319, 382, 409, 483, 499. Armistice de M oudania, Bkz. M udanya M üta
Anıanullah Han, 304 rekesi.
Am asya, 135, 148. Armutili, 439.
Amerika, A B D , 3, 11, 15, 19, 36, 54, 81, 83, Asie M ineure, Bkz. Anadolu.
101, 123, 126, 127, 131, 133, 137, 140, 149, “Asuri Y u rd u ” , 55, 67, 211, 282, 345, 360, 388,
172, 175, 177, 182, 183, 194, 213, 214, 216, 389. 399-
Asya, IX , X V II, 150, 432. Belgrad, X V , 17, 27, 115, 170, 171, 378, 446,
Atıf, Binbaşı, 62, 382. 506.
Atina, 165, 256, 401. Berkes, M. 349.
Atrenos kazası, Bursa’nın, 172. Berlin, 150, 378, 419, 420, 442, 469, 484.
Avezzana, Baron (İtalya Büyükelçisi), 107. Berlin M uahedesi, (Berlin Kongresi), 135, 212,
Avrupa, IX , X V , 28, 40, 49, 81, 102, m , 120, 221, 234, 245.
'5 ° . '5 7 , >77, >79- >82, >93. 211, 242, 243, Bem , 36, 38, 103, 137, 256, 266, 382.
274, 279, 293, 299, 318, 355, 416, 421, 422, Bem ey, (Amerikan Yüksek Komiserliği görevli
451, 456, 469, 485. si), 53. 336 -
Avustralya, 411, 441. Besarabya, 12, 74, 148, 229, 430.
Avusturya, Autriche, 172, 409, 444, 499. Beyoğlu, 520.
Aydın (demiryolu), 21, 23, 27, 173, 183, 195, Beyrut, 256.
215. 439- Biga, 178, 439.
Azerbaycan, 480. Bilecik, X , 83, 87, 466, 487.
Azınlıklar, Akalliyetler, Minorites, X IV , 26-32, Bilsel, Prof. C em il, X III.
37-40, 42, 44, 45, 49, 51, 55, 58, 106, 169, Bingazi, 166.
268, 276, 282, 283, 289, 300, 315, 336, 347, Birinci D ünya Savaşı, Harbi U m um i, ıo ı , 104,
360, 363, 371,494- 115, 212, 372, 389,474, 510.
Bitlis, 62, 379.
Black Sea, Bkz. Karadeniz.
- B -
Boğazlar, Les Detroits du Bosphore et des Dar-
Bağdat (demiryolu), 2 i, 172, 183, 184, 195, danelles, Straits, X , X IV , 7, 13, 15, 17, 18,
274. 389. 45° . 472- 20-27, 29, 32, 34-39, 41, 42, 47, 48, 51, 52,
Baha Bey (M ezhepler Eski M üdürü), 30, 227, 54, 58, 65, 75, 84, 106, 111, 118, 124, 127,
4>5- 13 1» ' 37, 145 , ' 47, 149 , >5*. >57, 159* 161,
Bakla Burnu, 190, 310. 167-172, 177-180, 182-185, '87-193, 196-
Bakü, 73, 425. 199, 202, 204-207, 213, 223, 225, 226, 236,
Balfour, Lord, 468. 237. 239, 248, 249, 251-255, 257-260, 265,
Balkan, Balkans, 3, 102, 116, 120, 125, 131, 267, 269, 272, 273, 276, 280, 281, 284, 292,
197, 221, 237, 272, 378. 3° 9> 3' 314-3‘ 6, 325, 326, 334-336, 343,
Balıkesir, 399. 354, 355, 393, 407, 4‘ 9> 449, 454, 461, 469,
Balya, 34. 4 71,4 8 2 ,4 9 4 ,4 9 6 ,4 9 9 ,50 1.
B an; Antlaşm ası, Bkz. Lozan Antlaşması. Bolya Şirketi, 45.
Barış Konferansı, Bkz. Lozan Banş Konferansı. Bombay, 109.
Bamett, M ajör, 380.
Bampard, 29, 47, 63, 78, 90, 123, 147, 223,
Barrere, 10, 21, 29, 40, 46, 47, 55, 76, 144, 226, 249, 292, 306, 320, 392, 396, 433, 440,
146, 175, 178, 182, 219, 223, 265, 269, 273,
284, 302, 306,307, 317, 341, 348, 364, 365,
449, 476, 478, 484, 497, 498, 5° ° " 5° 2, 5° 5>
506, 523.
440. Bone, General, 7.
Barres, M aurice, 230. Borçlar, Bkz. Osm anlı Borçlan.
Basra, 172. Bornova, 87, 89, 486, 492.
Basri Bey (Debre M ebusu), 115. Bosnaköy, 376, 401.
Başkale, 389. Bosphore, Bkz. Boğazlar.
Batı T rakya, G arbi Trakya, Thrace O ccidenta- Boussac (Adana’da Fransız Pamuk Fabrikası
le, 6, 7, 9, 10, 17, 26, 41, 67, 70, 76, 106, M üdürü), 226.
120, 122, 131, 133, 138, 141, 154, 169, 170, Bozcaada, Tenedos, 22, 38, 149, 178, 190, 210,
201, 209, 210,229, 279, 400, 413, 416, 417, 265, 316, 326, 484, 497.
419, 438, 485, 499. Bratianu (Romen Başbakanı), 516.
Batum, 6, 73, 90, 118, 119, 425, 480, 489, 495. Bridel, Gaston (Gazette de Lausanne M uhabi
Bayezid, Bkz. Doğu Bayazit. ri), 499-
Bayındır, 438. Bristol, Amiral M ark, 27, 213, 216, 280.
Behçet Bey, 388. Britanya, Bkz. İngiltere.
Belçika, 12, 145, 182, 248, 397, 414. Brüksel, 183, 256.
Bucak, Boudjak, 402. '37. '45- >49. '52. 156 , ‘58 . ‘59- i 6 7'
Budapeşte, 256. 170, 177, 178, 184-186, 190, 197, 204, 211,
Bulgaristan, 3, n , 102, 103, 120, 140, 167, 178, 212, 215, 2 l6, 219,220,224,229, 248,249,
283, 462. 254, 255, 258-260, 264, 265, 268-270, 272,
Bursa, 83, 87, 135, 172, 399, 438, 466, 487. 273, 275, 276, 280, 282-284, 288-290, 292,
Bükreş, 73, 91-93, 140, 256, 426, 504, 506, 507, 295. 298, 299, 30i, 307, 3 11, 319, 320, 333,
5 12-5 15. 522 , 5 24- 338, 339. 3 4 1. 348. 360. 362-365. 3 % 380.
381, 383. 384. 39°. 397. 4 1 1 . 4 12, 416 . 428,
- C -
431-436. 440. 441. 445. 448, 458, 459. 461 .
463, 467, 468, 471, 474-478, 482, 483, 486,
Caclam anos, Bkz. Kaklam anos. 4 9 1- 496-500. 5°5> 523 -526 .
Cafer Tayyar, 102.
Cahit Bey (Yalçın) Hüseyin, 392. - ç -
Canpolat Bey, Bkz. İsmail Canpolat.
Capitulations, Bkz. Kapitülasyonlar. Çaladiri, 209.
Cavit Bey, 65, 216, 262, 263, 290, 391, 392, Ç al Kazası, 438.
Çanakkale, Dardanelles, IX , 31, 36, 68, 70, 88,
423-
Cebelitarık, 297. 89, 127, 131, 169, 178, 231, 257, 269, 295,
Celalettin A rif Bey, 104, 107, 140. 296, 3°2. 3°3> 3*5. 4°7> 4 ‘ '. 4 9 '. 492-
Cem alettin (Kurye), 38, 265, 267, 309, 388. Çekoslovakya, Tchecoslovaquie, 348.
Cem al Hüsnü (Taray), İkinci Katip, 36, 38, Çerkeş Ethem, 6, 56, 62, 119, 378.
256, 261, 266. Çiçerin, T chitcherine (Rus Dışişleri Bakanı),
Cem al Paşa, 378. ı ı , 14, 15, 17, 20, 21, 24, 26, 27, 34-36,
Cem iyet-i Akvam, Bkz. M illetler Cem iyeti. 40, 42, 52, 57, 59, 60, 65, 67, 68, 71, 75,
Cenevre, Geneve, 24, 198, 199, 242, 243, 289, 77, 80, 84, 86, 89, 126, 143, 150, 157, 159,
435 . 462. 160, 167, 168,170, 177-179, 185, 186, 92,
Cerablus, 454. 198, 207,208, 210, 212, 224, 248, 251, 253,
Cevad Abbas (Giirer), 140. 254, 259,281, 333, 356, 359, 361, 393, 405,
Cevat Bey, 104. 4°7> 4'9>420, 436, 441, 442, 454, 461, 469,
Cevad Bey (Ezine), (Belgrad’daki T ü rk Elçisi), 482, 483, 493, 496, 499.
63. 115, 282. Çifteler, 439.
Cezayir, 346. Çivril, 438.
Chester projesi, Cester, 45, 50, 76, 78, 299, Çölemerek, Çölem erik (Hakkâri), X IV , 389,
324, 367, 437, 446. 492-
C hild (A B D ’nin Rom a Büyükelçisi), 41, 137,
182, 280, 341, 390, 476, 478, 498. - D -
1. Conlribution i l ’Hisioire des Populations Turgues en Bulgarie, 1876- 1880, Ankara : 1966, 1986
2. Rumeli'den Türk Göçleri,Cilt I ( 1877- 1878), Ankara : 1968, 1989
3. Rumeli’den Türk Göçleri, Cill I I ( 1879), Ankara : 1970, 1989
4. Rumeli’den Türk Göçleri, Cilt III ( 1880- 1885), Ankara : 1989
5. Fransız Belgelerine Göre Midhal Paşa’nın Sonu ( 1878- 1884), Ankara : 197°
6. İngiliz BelgeriyleSakarya’dan İzmir’e, 1921- 1922, İstanbul : 1972; Ankara: 1989
7. İngiliz Belgelerinde Atatürk, Cilt I, Ankara : 1973
8. İngiliz Belgelerinde Atatürk, Cilt II, Ankara : 1975
9. İngiliz Belgelerinde Atatürk, C ilt III, Ankara : 1979
10. İngiliz Belgelerinde Atatürk, C ilt IV, Ankara : 1984
11. Malta Sürgünleri, İstanbul : 1976, Ankara : 1985
12. Ege Sorunu. Belgeler. Cilt 1(1912-1913), Ankara : 1976, 1989
13. Ege Sorunu. Belgeler. C ilt II (1913-1914), Ankara : 1982, 1989
14. İngiliz Belgelerinde Türkiye’de "Kürt Sorunu”, 1924- 1938, Ankara : 1975
15. Atatürk ile Yazışmalar, Cilt I ( 1920- 1923), Ankara : 1981
16. Dış Basında Atatürk ve Türk Devrimi, Cilt I ( 1922- 1924), Ankara : 1981
17. Homage to Mustafa Kemal Atatürk, Hero of the East, Islamabad : 1981
18. British Document on Ottoman Armenians, Vol. I, Ankara : 1982, 1989
19. British Documents on Ottoman Armenians, Vol. II, Ankara : 1983, 1989
20. British Documents on Ottoman Armenians, Vol. III, Ankara : ıg8g
21. British Documents on Ottoman Armenians, Vo. IV, Ankara : 1990
22. The Genesıs of the Arrneman Çhtestıon, Ankara : 1984
23. The Deportees of Malta and the Armenian Question, Ankara : 1984
24. Documents Diplomatiques Ottamans, Affaires Armeniennes, Vol. I, Ankara : 1984
25. Documents Diplomatiques Ottamans, Affaires Armeniennes, Vol. II, Ankara : 1989
26. Osmanlı Ermenileri, Ankara : 1986
27. Aperçu Historiçues sur la Questıon Armenienne, Ankara : 1985
28. Türk Basınında Bulgaristan Türkleri. £orla Ad Değiştirme Sorunu, Ocak-Nisan 1985, Anka
ra : 1985
29. Bulgaristan Türkleri, 1878- 1985, Ankara : ıg86
30. The Turks of Bulgaria, 1878- 1985, London : 1988
31. Glimpses on the Turkish Minority in Bulgaria, Ankara : 1986
32. The Turkish Minority Press in Bulgaria : Its History and Tragedy, 1865- 1985, Ankara : 1986
33. Turkish Minority Education and Literatüre in Bulgaria, Ankara : 1986
34. The Turks of Bulgaria in International Fora, Vol. I ( 1985), Ankara : 1990
35. The Turks of Bulgaria in International Fora, Vol. I I ( 1986), Ankara : ıggo
36. Ankara, Ankara... Bir başkentin Doğuşu, Ankara : 1988
37. Atatürk’ün Hastalığı, Ankara : 1989
38. Türk Yazı Reformu (Basılıyor).
39. Atatürk ve Yabancı Devlet Başkanlan / (Basılıyor).
40. Atatürk’ün Büyük Söylevi Üzerine Belgeler (Basılıyor).
90. 06. Y. 0152. 188
İİt
' ' • . v * •
IS B N 9 7 5 -16 -0 2 6 6 -1 Tk.
IS B N 9 7 5 - 1 6 -0 2 6 7 -X