Professional Documents
Culture Documents
Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı
Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı
YAVUZ
SULTAN SELİM
DİVANI
Türkçeye çeviren :
Prrof. B r . A Lİ N İH A D TARLAN
İSTANBUL
Afhm'elt H alit Kitabevi
194 6
KENAN MATBAA3 J,
İSTANBUL — 1946
Ö N SÖ Z
- 1 -
10
.4.
TERKİB-İ BEND DER N A ’T-İ NEBEVÎ
11
1 — Âlemin güzelliği Mustafanm yanağının gülündendir.
İki âlemin nurları Mustafanm cemalindendir.
2 — Mustafa aşkının hararetli pazarında yüz baş bir hab
beye, yüz can yarım arpaya satılır.
3 — Onun yolunun toprağı olan bir dilenci, padişahlar pa-
dişahıdır.: Onun esiri olan her kul azat olmuştur (kur
tulmuştur) .
4 Aşkın kemalinin tecellisi olan bu aydınlık, Mustafa
nurlarının bir parıltısından başka bir şey değildir.
'5 — Tuba ağacı, Mustafaya kurban etmek için başını eline
almış onun yolunda mahvolmuş bir halde durup, yü
rüyüşünün yüksek nahlini hayran hayran seyrediyor.
6 — Cebrail şimdi göklerden niçin inmiyor biliyor musun?
Mustafanm sözünden utandığı için.
7 — Onun aşkı ile gönlü mahzun olan her sine ne bahtiyar
dır. Mustafanm yoluna kurban edilen can, ne aziz bir
candır.
8 — Onun dergâhından uzak yaşadığım için yaşamaktan
bıktım usandım, kan ağlamaktan âdeta gam denizinin
üzerinde yüzen bir çöpe döndüiTi.
12
6 — Ümmetlerin cevahir inadenlerinden. çıkardJklar.ı bü-
tün lâ’l ve inciler Mustafanm (gazada kırılan) tek inci
dişinin diyetidir.
7 —-O gönül aydınlıktır ki onun aşkının ıstırabiyle kan
olmuştur. O dide ruşendir ki (dideler ruşen) Mustafa-
ya hayran olmuştur.
8 — Ey aşkın ve âşıkın sevgilisi, ey cari veren ve gönül ok
şayan Peygamberim, ey ümmetinin şefii olan şah Ah
met; ey hem- Mahmut ve hem Eyaz (hem seven hem
sevilen) olan Muhammed.
13
1 — Ey gönül, ruh, ancak Mustafanm nimeti ile yaşar. Kâ
inatın başlangıcı (yaradılışı) Mustafamn bir neticesi
dir.
2 — İki âle'm.den ürken, kaçan canıı ,'in simrugu Allaha
şükrolsun ki can-ü gönülden Mustafaya ramolmuştur.
3 — Kevser onun ihsan ve merhametinin çeşmesinden bir
nemdir. Âb-ı hayat, Mustafanm kadehinden bir kat-
redir.
4 -T-Dünya çenge benzeyen endamını nasıl doğrultabilir ki
o haşre kadar Mustafaya tâzim için böyle yerlere kadar
eğilecektir.
5 — Mademki bizim -bu sözlerimiz Mustafanm ilhamı ile
dir, niçin Ebu Cehil ehli hakkın sözünü inkâr eder ki...
6 — Her ne kadar gönlümün zikri daim-a Mustafanm adı
dır, fakat bu dil ile onun adını anmaktan haya ediyo
rum.
7 — Bu dördüncü kafeste (dördüncü felek) hızlı adımlar
la yürüyen güneş, Mustafamn tuzağının içinde uçan
bir güvercindir.
8 — Ey padişahım evvelâ ümmetlerine büyük mükâfatlar
ver; sonra da Selimin canına aşk şarabını ihsan et.
14
GAZELLER
- 5
1 — Gam kılıcı tenimi yaraladı. Daha da yaralansın. Belâ
ve mihnetim arttı. Daha da artsın.
2 — Ey dostum, bana hayır dua etmek istersen;
Aşk kılıcı vücudunu daha ziyade yaralasın diye dua
et.
3 — Yarabbi öyle âşıkım ki o keman kaşlının şuh gözü
daha hunhar olsun diye kendi kanıma susamışım,
4 — Onun aşkının ıstırabını çekmek bugün zordur. Y a
rabbi, dilerim şimdikinden daha güç olsun da kimse
onu kolay kolay çekemesin.
5 — Yarabbi, derdlllerin deva aradıkları vefa vadisinde
onun, aşkiyle kim hasta düşmüş ise daha beter hasta
olsun, deva bulmasın.
6 — Niçin nasihat dinlemedi de gönlün arkasına takıldı,.
rezil rüsva oldu. Bu suçunun cezası olmak üzere bu
hain (gönlü kara) gözlerim daha fazla kanlı yaşlar
döksün.
7 — Selim, rakip bizi sevgilinin diyarından âvâre etti. Di
lerim Allahtan ağyarın gözleri, etekleri gibi ıslak olsun.
(Eteği ıslak namussuz demektir).
15
GAZEL
- 6 -
1 — Gönlüm dertli ise senin aşkının ıstırabı ona derman
olsun, sevgilinin aşkının belâsı onun canının mümyası
(ilâcı) olsun.
2 — O güzel, başımı yolunda toprak etmek isterse bu müj
de bana kâfidir; başım, o ne emrederse öyle olsun.
3 — /Beni öldürm-ek için kılıç kaldırmaya ne ihtiyaç var,
benim gibi yüz tanesi onun bir kirpiğinin okuna feda
olsun.
4 — Vücudumu hançerle parça parça ederse canıma min
net! Zira yüz tane can-ü gönül onun kapıcısının sada
kası olsun.
sofrasını böyle süsledi; artık bu sofranın üzerinde tatlı
gülüşünden daima tuz- bulundurmalıdır.
6 — Selim, sevgilinin ayağını öpmek benim için devlet ve
dibine batsın (başına toprak olsun),
servettir. O olmadıktan sonra devlet ve servet yerin
5 — Mademki o gül yanaklı, hattının sebze.sile güzelliğinin
16
GAZEL
- 7 -
- 8 »
1 — Eğer gam, beni'm. kendisinden ayrı nasıl yaşadığımı
bilseydi acır ve bir nefes gönlümden ayrılmazdı.
2 — Gamdan canımı mahvediyorum da bu ağlayan, inle
yen canımın halini bir kere sormuyor. Kimse âlemde
yârından cüda olmasm.
3 — Sevgilimin zülfünün hayaliyle yaralı gönlümü sardun.
Geceleyin merhem bulamıyan yaranın vay haline..,
4 — Eyvah ki her an birbiriyle yarı§ edercesine hattı ayrı,
kâkülü ayrı, kıvrım k ıvnm zülfü ayrı^ beni gam bağma
sarıyorlar.
5 — Selimi eğer mecnundan daha beter oldu ise bu,
hayret edilecek bir şey değildir. Zira o aşk yolunda
benî Âdem cinsinden ayrıldı.
18
GAZEL
. 9 -
19
GAZEL
.1 0 ^
20
GAZEL
- 11 -
1 — Ne zamana kadar ah-ü feryat edip herkesin nazarında
kötü kişi olacağım. Sâki, gel kadehi dolu dolu sun ki
kendimden geçeyim.
2 — Yârimin hattının vasfını bir kâğıtta okuduğum zaman
candan istiyorum- ki o kâğıdın bir harfine kendimi kur
ban edeyim.
3 — Hayatta rüsvaylık ve bednamlıkla meşhur olayım. Bu
ayrılışla belki kendimi iki âlem halkından kurtarırım.
4 — Sevgilinin köpeği benim feryadımdan bir nefes rahat
sız olsa başımı secdeye koyup kendime yüz beddua
ediyorum.
5 — Selimi, öyle istiyorum ki iki âlemden de çekilip kur
tulayım. Âşıklar içinde bari bu suretle teferrüt ede
yim.
21
GAZEL
- 12 -
1 — Yarabbi, ya o sevgilimin gönlüne bii'az merhamet ver;
benim bu perişan halime acısın. Yahut bu yaralı gön
lüme .biraz huzur ve sabır ihsan et.
. 2 — Halkın yanında dişini sıkıp feryad-ü figan etmemek
; kabildir. Fakat kanlı yaşlar döken gözü nasıl ağlamak
tan menedelim?
3 — Bu sırlan kimseye açmak kabil değilse de artık sev
giliye halim i anlatacağım.
4 — Ağlayıp inlemeğe çok alıştım dostlar, artık benden sa
bır ıbeklemeyiniz.
5 — Yüzhinlerce vâdinden birine sadık kalmadı. Ey rüz
gâr, o unutkan sevgiliye bizi hatırlat.
6 — Bu ne haldir ki kimden vefa ümit ettimse sonunda o
ben hastayı cefa ile öldürdü.
7 — Ay yüzlü sevgilim, yanağının ateşim ne zamana kadar
alevlendirip duracaksın. Selim i hasretten yandı; ona
acı!
•>9
GAZEL
» 13 -
23
GA.ZBL
- 14 -
24
GAZEL
- 15 -
25
GAZEL
- 16 -
26
GAZEL
- 17 -
27
GAZEL
28
GAZEL
- 19-
î — Yaralı gönlüme tebessümünle tuz ektin. Ey ay yüzlü
ler sultanı, bert fakiri öldürdün.
2 — Her zaman bana .bir rakip musallat ediyorsun. Bu m u
radına ermemiş biçareni ne zamana kadar böyle aj^ak-
1ar altında çiğneteceksin.
3 — Güzellerin açtığı yaralara kolay kolay ilâç bulunmaz.
Ben nasıl bu gittikçe artan dertlerime deva ariyayım.
4 — Akıl bana aşk ve cünundan vazgeç diyor. Arif olan in
san bu uğursuz şeyler düşünen aklı kendine dost edi
nir mi?
5■— Ey Selimî, aşkına dair yüz tane efsane söylesen o za
lim dilber sana kıl kadar acımaz.
29
GAZEL
- 20 -
•30
GAZEL
' 21 -
1 — Cihanda güzel bir sevgili ile saf bir şarabı her'husus
ta cennete, huriye ve kevsere tercih ederim.
2 — Puta da secde etsem, mescide de girsem bundan sonra
onun kaşının takından başka bir m-ihrabım yoktur.
3 — Ateş canımı sardı. İçim bu kadar yandığı halde göz-
yaşımdan başka kimse bir damla su ile bu ateşimi
söndürmüyor.
4 — Gece gündüz bir gülün sevdası ile bülbül gibi feryat
edip duruyorum. Ben yiyecek, içecek, uyku nedir bil-
miyen bir kuşum.
5 — Sabah rüzgârı zülfünün gecesini o yüzden uzaklaş
tırdı. Halbuki ben bu gam karanlıklarından bir meh
tap umuyordum.
6 — Yanan gönlümden yükselen dum-an onun saçlarım kı
vırdıkça her kıvrım bana can riştesi verdi.
7 — Canım dudağıma geldi. O zaman başucuna gelirim de
din. E y "can haberleri getiren güzel, çabuk ol yoksa
beni bulaimazsın.
B — Gönülden sürahi, ciğer kanından şarap ve yanan ci
ğerden kebap... Meclisimde zevk-u safa esbabı ancak
bunlardır.
9 — Şairliğimin papağanı, ey Selimi, kalem kamışı ile her
an o dudağı tavsif etmekte ve bu suretle bana saf şe
ker sunmaktadır.
31
GAZEL
» 22 -
32
GAZEL
- 23 -
Y a v u z S e l i m D i v a n ı : .'J 33
GAZEL
- 24 -
34
GAZEL
- 25 -
35
GAZEL
- 26 -
1: — Ey aşkının güneşinin dağı ^sineme ajaıa olan .dilber,
göğsüme çektiğim ateşli nallar o aynayı cilalıyor.
'I — Benden başka hiç kimsenin canında senin derdinin da
ğı bulunmasın. Bu hâzinedeki serveti (nakdi) başka
sına verm-eye razı olabilir miyim?
3 — Sinemdeki kini (yay oku atar gibi) sinemden çıkar
madıkça yaralı canıma gamının oku merhem olmadı.
4 ~ Ey güneş yüzlülerin güneşi, arasıra vefakârlık edip
bu eski âşıkımn hatırını sorarsan hiç ayıp olmaz.
5 -r- Ey Selimi, eğer aşk çobanı benim varlığımdan haber
dar olsaydij yün hırkasını (manevî fakr, dervişlik alâ
meti) bana vasij^et ederdi.
36
GAZEL
- 27 -
37
GAZEL
- 28 -
38
GAZEL
- 29 -
39
GAZEL
- 30 -
40
GAZEL
- 31 -
41
GAZEL
- 32 .
42
GAZEL
- 33 -
43
GAZEL
- 34 -
44
GAZEL
- 35 -
45-
GAZEL
- 36 -
46
GAZEL
- 37 -
47
GAZEL
- 38 -
48
GAZEL
- 39 -
Yavıı* Selim D iv a n ı: 4 49
GAZEL
- 40 -
50
GAZEL
- 41 -
51
GAZEL
" 42 -
52
GAZEL
- 43 -
53
GAZEL
- 44 -
54
GAZEL
- 45 »
55
GAZEL
- 46 -
56
GAZEL
- 47 -
57
GAZEL
- 48 -
58
GAZEL
- 49 -
. 50 -
60
GAZEL
- 51 -
61
GAZEL
- 52 -
62
GAZEL
- 53 -
63
GAZEL
- 54 -
64
GAZEL
- 55 -
YavuT, S e l i m D i v a n ı t 5 65
GAZEL
- 56 -
- 57 -
m-
GAZEL
- 58 -
68
GAZEL
59 -
69
GAZEL
- 60 -
70
GAZEL
• 61 -
71
GAZEL
- 62 -
72
GAZEL
- 63 -
73
GAZEL
- 64 -
74
GAZEL
- 65 -
75^
GAZEL
- 66 -
76
GAZEL
- 67 ~
77
GAZEL
- 68 -
■ 69 ■
'79
GAZEL
- 70 -
80
GAZEL
- 71 -
Y a v u z Selim D ivanı ; 6 81
GAZEL
- 72 ~
82
GAZEL
- 73 -
83
GAZEL
- 74 -
84
GAZEL
- 75 -
85
GAZEL
- 76 -
86
GAZEL
- 77 -
87
GAZEL
- 78 ■
- 79 -
89
GAZEL
- 80 -
90
G AZEI-f
- 81 -
1 — [Senin aşkından m ecnun olan gönül, daha m ecnun
olsun, gam d iyarnıda daha perişan ve riisva olsun.
2 — Güzellik gülünün üzerinde yetiştiği servi boyun d a
ima daha taze, daha güzel ol^un.
3 — Güzel gözün hile ile beni öldürdü; fakat zarar yok, o
güzel göz, isterim ki, aşk uyandırm ak fenninde daha
m ahir ve daha âlim olsun.
4 — Ben h er ne kadar gam yolunda gün günden daha a l
çalıp toprak oldum; fakat yine dilerim, senin güzelliğin
m ertebesi gün günden daha yüksek olsun.
5 — Ey Selim , garçi senin için gam daim a bol bol h a z ır
dır. E’akat bundan daha ziyade ve bundan daha iyi
şekilde hazır olsun.
91
GAZEL
- 82 -
92
GAZEL
. 83 -
93
GAZEL
- 84 -
94
GAZEL
- 85 -
95
GAZEL
- 86 -
96
GAZEL
- 87
1 — So'nbaharda ç'm enler üzerine dökülen sa n y a p ra k
lar dertli F erh adın kabrine serpilen hediyelerdir.
2 — Vefa uğrunda şehit olanların kabrinden yükselen her
toz dünj^aya ne m ihnetler, ne belâlar yağdırır.
3 — Şefaat dilemek için ; M ecnunun kabrine gidiyorum .
Zira V e f a yağm uru ancak o kahram anın m ezarına ya-
ğar.
4 — O kem an kaşlının oku hangi m azlum un göğsüne y a
ğarsa ona hasetten ciğerim hun oluyor.
5 — Y anan gönlüm den yükselen dum an göklerde gam
b u lutu olur. Ve yıldız gözyaşları içli ahlarla o b u lu t
ta n dökülür.
6 — Sevgilinin endam ını j^-adederek tek başına ağlayıp'
gezen âşıkların iki gözlerinden döktükleri y aşlard ır ki
toprak üzerinde çim enler yetiştirir.
7 — Bir kem an kaşim m aşkı ile can veren Selim î’nin
ş'irieri, her okunduğu m ecliste, dinleyenlere hüzün
ve elem verir.
Y a v u z Selim D i v a n ] : 7 97
G A 'Z H jI j
- 88 -
•1— B ir güzelüa aşkı ile b îkarar olau (na’l der âteş) her
kese, aşk postacısı güzel bir liaber getirir.
2 — Benim le berabei aşk ıstırabını çeken arkadaşlarım a
m üjde. Sevgili, belâlar çeken âşıklarının canına ve
gönlüne kas detti.
3 — Filvaki âşık sevgilinin aşkı ile m uztarip ve 23erişandır,
am m a onun zülfü de bu yüzden pek rah at bir halde
değildir (perişandır).
4 —-Âşık yaralı göğsünü tirkeş gibi tu ttu k ça sevgilinin
gözünden m ütem adiyen a^şk okları yağar.
5 — Ey Selimi, cihanda güneş gibi temiz bakışlı ol. Âşık
odur ki kalbi gülü gış nedir bilmiye!
98
GAZEL
- 89 -
99
GAZEL
- 90 -
100
OAZEL
" 91 -
101
GAZEL
» 92 -
102
GAZEL
- 93 -
103
GAZEL
- 94 -
104
GAZEL
- 95 -
105
GAZEL
- 96 »
106
GAZEL
- 97 -
107
GAZEL
- 98 -
1 — o sert ve huysuz sevgilim, gönlüme zülften kam çı
vurdu. Can, bana niçin vurm adı diye firaktan yandı
tutuştu.
2 — Sabah rüzgârı gibi güneş te b ir ay yüzlü düberin pe
şinde koşuyor. Böyle olmasaydı o eşiği sevgi ile (ru-yi
m ihr) öper miydi?
3 — M usa Tû.r dağı üzerinde A llahtan kendisine görünm e
sini istem işti. K em al-i aşk T ûru üzerine, Musa gibi
senden didar istem iyen âşıkin canı hakikaten n u r ile
doludur,
4 — Sofî, onun dudağm ın sihrine, güzelliğine kulak asma;
zira o bu:efsane ile binlerce zLihd-ü takva sahibini yol
dan çıkardı,
5 — Selim î’ye ev b arktan bahsetm e. Zira o evvelâ kendini
yaktı, sonra evini barkını.
108
GAZEL
- 99 -
1 — Herkesi güm üş sineli dilberlerin ayrılığı yakar; hal
b uki ben divaneyi civanların visali daha ziyade yakar.
2 — Aşk ile yanan insanda can ve cism in ne lüzum u var?
Aşk havasında C ibril-i Em-inin bile kanadı yanar.
3 — Sevgilinin aşkı beni, öyle yaktı ki canım bir ateş p a r
çası kesildi. Böyle haiberi olm adan yanan âşık ne kadar
bahtiyardır.
4 — Ey Soiî; aşkın ateşi ile yanıyorum diye ne feryad edi
yorsun? Beni yakan bu ateş öyle bir ateştir ki onun
bir kıvılcım ı seni cayır cajar yakar.
5 — H icran ateşi beni günde yüz defa ya'ksa ne iyi olur.
Z ira her öldürüşünde beni bir kere visali ile diriltm e
ye m ecbur olur.
6 — Visalin kadrini bilm ediğim için şimdi mum gibi yanı
yorum . Ey gam, bırak hicran beni bundan daha beter
yaksın.
7 — K âh ağlayan göz ile, kâh ıslak göz (çeşm-i ter) ile ya
nıyorum-, Selim î’ye deniz ve kara padişahlığından bu
kadarı kâfidir.
109
GAZEL
- 100 -
1 — Eğer sevgilinin okunun m um u tek er teker beni yaksa
ben her beni yaktığı zam an ok tem reninden ‘b ir dağ
kesilirim .
2 — Keşke visal günü pervane gibi yansam . Ya cem alinden
ayrı beni ansızın yakıverirse!..
3 — O cefakâr güzel başkasını aşkı ile yakıp Icül ettikten
sonra beni yakıyor! İşte bu haset benim canımı yakı
yor.
4 — K ülüm ü onun yolu üzerinde benim yerim e bırakınız.
Onun kahrının beni yolsuz yakm ası reva değildir.
5 — Bırakın o ay yüzlü sevgilim beni yaksın; zira bu,
yaşam aktan daha iyidir. O zaman ben m uhabbet ateşi
içinde alev gibi raksederim .
110
GAZEL
- iioı.
1 — Çöl m ecnunu, viraneler asesi geliyor. Ey şehir çocuk
ları, m üjde, divane geliyor.
2 — B ütün genç sakiler şarap kâselerini ellerine alsm lar;
zira kiliseyi alt üst eden, m eyhaneyi birbirine katan
geliyor.
3 — îste r vefa m ektubu, ister cefe haberi gelsin. Canane-
den gelen her şey bizim için güzeldir.
4 — O iki sarhoş nerkisten- (gözlerden) gelen oku gönlüm,
canım dan bin kere daha aziz tutar.
5 — Onun dudağm dan ayrı kaldığı zam anlar biçare Selim î’-
nin kadehini daima belâ taşı kırıyor.
111
GAZEL
- 102 -
1 — Beni cefa ile öldürm ek istedin, rakîb visalinle bah-
tij'ar oldu. Ben başkasının da iştirak ettiği b ir devleti
istemem.
2 — K eskin kılıcının m anevî tesiri, can boynuna ham ail
olduktan sonra gönül aşkın tü rlü tü rlü 'belâlarından
sağ, salim kurtuldu.
3 — Ey servi boylu güzel, yanağına sarkan zülfünde ne s i
hir var bilmem ki onu akıllı görünce akılsızlığından
deliriyor, deli görünce akıllanıyor.
4 — Yeni ay, senin kaşının tâk i ile bahse girişti; fakat ne
ticede m ahcubiyetten başka eline birşey geçmedi,
5 — K âfir, niçin bir gamze oku ile beni bu kedar tehdit
ediyorsun,? Mademı-ki Selim i, senin itabın yüzünden
öldürülm esine razı olmuştur.
112
GAZEL
- 103 -
1 — Gece gönlüm o an'ber saçan kâkülün gamı içinde m ah
voldu. Yalnız bahtım , talihim m ahvolm adı. Y ıldızların
m eşalesi dahi söndü.
2 — G ünüm , gecem ne acaip geçiyor: yar.-ilı gönlüm ün gök
leri kaplayan dum anı içinde güneş gurub ediyor, ay
n>eş’alesi gökyüzünden çekiliyor.
3 — Gam açıktan açığa hicran elini belim e sarm ca (beni
kucaklayınca) zevk-u safa utancından bir kenara çe
kilip ortadan kayboldu.
4 — Ona halimi anlatm ak için bir söz söylem ek istedim .
İçim den bir ah yükseldi. G önülden derdim, ağzım dan
sözüm silindi, gitti.
5 — Aşkm ın cefası, beni öldürdüğü halde yar, bir kere
m ezarım ı ziyaret etmedi. Acaba âlem den sevgi ve ve
fanın nam -ü nişanı silindi mi?
6 — Ey gönül onun okundan dostluk beklem e, zira dostlar
arasında vefa, sevgi denen şeyden eser kalm adı diye
Vendi kendine dü.şman ol.
- 104 -
1 — Eğer b en sana h ay ran değilsem bu gözüm niye ağlayıp
durıu;’? Zülfüne bağlı değilsem halim neden perişan
oldu?
2 — Eğer okuna canımz verm ek istem eseydim kalbim deki
kan niye göğsüm de elm as b ir tem ren kesildi?
3 — K âkülünü ördünse yine âşıklar can verdiler. Eğer on
ları ç'özüp dağıtm adınsa gönül n arhı neden ucuzladı? '
4 — Eğer ayda senin n u ru n varsa niçin gündüzleri pek az
gözüküyor? Eğer p eri sana benziyorsa niye insanlardan
gizleniyor?
5 — Sevgili, Selim î’ye ayş elbisesi götüreceğim dem iş
ti. Yarabbi! B u kadar zenginliğine rağm en neden yine
pişm an oldu?
114
GAZEL
» 105 -
1 — Yine bayram şöyle böyle geç1;i; fakat benim gönlüın
sevinmedi. M innete uğram ış canım gani bağından k u r
tulm adı.
'2 — Ben rind belâ hududuna ayak bastıktazi sonradır ki
bu çölde d ert âdeti teessüs etti.
3 — Aşk dersinde M ecnun nâkıs kaldı; benim gibi gönlü
elinden gitm iş bir sahib-i irşad olamad;.
4 — Ey gönül husrevlikten (padişahlıktan) geç; zira Şi
lin in aşkında gam balı; ancak F erh ad ’ın gönlü istediği
gibi oldu,
5 — Kaşın, gözünden naz öğrendikten som a üstadını öyle
geçti ki hiç bir şakird bunu yapam am ıştır,
6 — Senin ae 3;vi boyunu ve gül yanağını gördükten sonra
gönlüm bir nefes gül koklam adı, bir dem- şimşada
m-eyletmedi.
7 — Selim i, nasıl dünya gamı ile m üteessi. olsun ki aşk
■içinde onun gönlünün m ülkü ancak :--enin hicranm la
m am ur oldu.
115
GAZEL
- 106 -
116
GAZEL
- 107 -
1 — Bir an beni hatırlam adın; hakikaten dostluk bu kad ar
olur. Senin aşkının elem inden yüreğim- h u n oldu;dil-
darlık bu kadar olur.
2 — Gönlümü ona dert ortağı olsun diye zülfüne verdim .
Onu yüzlerce gama m^üptelâ ettin. H akikat dert ortağı
bu kadar olur.
;3 — Göül m-ülkünü Süleym an gibi fethetl in de kim senin
haberi yok; hilekârlıksa bu kadar olur.
4— Peri gibi yüzünü gösterir göstermez gözden kaybo
luyorsun. Beni gamzenle helak ettin; cefakarlık bu
kadar olur.
5 — Selimi, bizim, varlığım ız sevgilimizlt' aram ıza perde
çekiyordu. Tam yerinde bir iş yaptın; ortadan perdeyi
kaldırm ak bu kadar olur.
117
GAZEL
- 108 -
ns
GAZEL
- 109 -
1 — Â şıklığın alâm eti âşıkm kendine > abaucı. olm asıdır.
F eryat etmesi, kendinden geçmesi ve divane olm asıdır.
2 — Ey güneş, eğer bir parça akim varsa onun eşiğinin to p
rağından yüzünü ayırm azsın.
3 — Senin güzel yüzünü gökteki aya beazetm ek, ey peri,
divaneliğin son derecesidir.
4 — Senin aşkının yoluna ihlâsla ayak basan kimse, kılıç
karşısında dahi yüz döndürürse m ertlik etmiş olmaz.
5 —^Eğer o p u t kadar güzel sevgili ile bir saat bir evde b u
lunsam onu bu kadar gördüğüm için sevinçten can ve
ririm .
119
GAZEL
- 110 -
1 — Âşık odur ki gam zehrinin kadehini benim gibi içer.
Eteği kau olur ve gönül kanını eteğinden içer.
2 — Âşık odur k i h er an gönlü ok tem renleriyle dolu, ya
ralı yaralı yâıun diyarına ah ederelî gider, yahut ora
ya o kadar odun taşır.
3^— O cefakâr sevgilim, o kadar güzelliğin hilelerini bilir
ki ayağm ı öpm ek istediğim zaman gömleğinin eteğini,
in d irir (ayaklarını saklar);
4 — E y ecel, artık gel canım ı âl; gönül ne zamana kadar
kâh cefa, kâh helâ, kâh düşm-an h ak areti altında ezil
sin?
5 — Ey (...) e (1) benzeyen ruhum , onun zülfüne gölge
sa’l ma, h en kim im k i o gül kokulu sünhül benim b â rı
m ı çeksin.
6 — Selimî, vücudu dert tem renleriyle delik deşik olduğu
halde gam şehidi oldu. Tabutım u böyle zırha bürüyen
yiğite aşk olsun.
120
GAZEL
- 111 -
1 — Tam onun hicranına dayanm ak vakti gelince gam beni
mecalsiz bırakıp öldürüyor. O ay gibi yüzü görünce de
derhal heyecan beni öldürüyor.
2 — Onun yüzünü gördüğüm zam-an öyle aşk ile sarhoş olu
yorum ki itidalim i kaybediyorum . L âkin c zaman da
onun itidali beni öldürüyor.
3 — Güvercin o vefasız sevgilim den b ir m ektup getirdi. Ey
gönül, ne vebalim varm ış ki bir kuş kanadı ile beni öl
dürüyor?
4 — Ondan visal istem iyorum . Hicranına razıyım . T ahay
yülü dahi beni öldüren o ay gibi yüzü nasıl görm eye
tahamm-ül ederim ?
5 — Son derece «Selim» olan tabiatım ın şevki ile onun aya
ğına başıma koyduğum, zaman utanıyor, kızarıyor; ve
işte bu hicabı beni öldürüyor.
121
GAZEL
- 112 -
1 — Beni yalnız o gönlüm ün rah al ve huzuru olan sevgili
m in aşkı, tstırabı öldürm üyor. Benim ıstırabım dan o
m üteessir oluyor; işte o beni öldürüyor,
2 — H er ne kad ar bütün dünya onun bana cevr-ü cefa et
tiğini biliyorsa da bundan korkm uyorum . Beni tanı-
m am azlıktan geliyor, tısıl o beni öldürüyor.
3 — Cünun m ülkünde rüsva olduğum a yanm ıyorum ’. Ağya
rın ta ’nı- ve dostların nasihati beni öldürüyor.
4 — F eryad-ü figandan canım o kadar yaralandı ki. B un
dan sonra bir feryad etm ek istersem d e rt ve figanım
beni öldürür,
5 — Selim, m eyhanelerde o kadar divane divane dolaşıyo
rum ki nihayet bir köşede pîr-i m ugan beni öldürecek.
122
GAZEI.
.. 113 -
1 — Beni ne ondan uzak cim-am ne de m ahrum iyet öldü
rüyor; kendisini nasıl sevdiğimi bilm iyor, o beni öldü
rüyor.
2 — Nasıl o tü rkün elinde ölmem ki beni her an yüz defa.
kâh gözü ile kâh kaşı ile kâh kirpiği ile öldürüyor.
3 — K aşının âşığı öldürm esi güzel oluyur ama billah beni
o perişan zülfün ıstırabı öldürüyor !
4 — Hiç bir zaman onun kaşının çatılm asından şikâyet et
mem. Yalnız arasıra o gülen dudap,ının (lâ’linin) tat
lılığı beni öldürüyor.
5 — Ey Selimî, o servi boylunun cefasından korkm uyorum .
F akir âşıkı asıl rakiplerin ta ’nı öldi;rür.
123
GAZEL
- 114 -
1 —'K anım gözlerim-den onun ayağının toprağına damla-
yorsa sevgiden dam layor, bırakın damlasın.
2 — H er zam an beni cefa ile öldürüyor. K ıyam ete kadar
kanım o güzelin hançerinden dam layacaktır.
3 — Sabah rüzgârı evvelâ bana uğrayor, sonra onun diya
rına gidiyor. Ve sabah rüzgâr: gül yaprağı üzerine be
nim göz yaşlarım ı serpiyor.
4 — Gönlüm deki ateşin göklere yükselen dum anı bir bulut
olur ve bütün dert ve belâ o b uluttan yağar.
5 —-Gamdan, ayrılık gözyaşlarindan kebap oldum. Gönül
den kanım; ayrı gidiyor, gözüm-den yaşım ayrı akıyor.
6 — Sarı yüzüm üzerinde gözyaşım onun endam ını istiyor.
H avadan dam layan her katre temizdir,
7 — Ey Selim, sevgilinin parlak (sulu) iki dudağından da
ha ne kadar her lâhza belâ belâ üzerine yağacak?
124
GAZEL
- 115 -
' — Biz gittik; g ö n ü l o eşikte kaldı. Bu ürkek canım, gö
nülsüz (âşık) yersiz yurtsuz kaldı.
2 — B ütün rakiplerim onun visali ile sevindiler. Allaha
b.;n şükür olsun, sevgilinin aşkının ıstırabı yalnız ben
âcize kaldı.
3 — Canandan uzak kalan cana yazık oldu Sevgiliden h a
bersiz kalan gönül, ne âciz gönüldür.
4 — Ne yazık ki yuvasına dönemiyen bu vurulm uş (ok ye
miş) kuştan o üm it gül fidanı haberdar değil.
5 — Farzedelim- ki iç yarasının devası vardır, fakat kem ik
lerim e kadar işleyen bu ayrılık yarasına nasıl dayanı
rım ?
6 — Belki a.şk belâsından k u rtu lu ru m diye sefere çıktım.
Bilâkis aşkım ziyadeleşti. İlâç yine olduğu gibi kaldı.
1 — D ostlar arasında düşm anlarıriin istediği hale düşen
Selim.i bir kere sorup soruşturm ayaı. o dosttan feryad!..
125
GAZEL
- 116 -
126
GAZEL
- 117 -
1 — B ırakm ıyorlar ki senin visaline nail olayım. Seni gör
sem bile bırakm ıyorlar k i iki lâkırdj konuşalım.
2 — G önlüm den çıkan dum ana karışıp se nin havanda bu
lu t olsam yağm ur oltıp tek ra r d am lılar halinde yere
düşm eye bırakm ıyorlar.
o — B u fâni (toprak) varlığım dan bir rüzgârlık nefes kal
dı. K orkarım ki senin diyarına esmeğe b.ırakmıj^acak--
1ar.
4 — Âşıkın eli zaaftan tarak olsa, bırakm azlar ki sevgili
nin sünbülünü bir kere tarasm .
5 — Senin zülfünde bir sihir var ki görebilen insanları tu-
zaksız avlayıp bağlıyor, ürkm eğe dala m eydan verm i-
yor.
6 — Senin ayrılığının denizinde tim sah ancak eceldir. O ra
ya h e r düşen m uhakkak helâk olur, kurtulam az.
'7 — Ey zahit, mademki. Selim î’nin sırlarından haberin yok,
bu şaraptan sana tattırm asalar daha iyi olur.
127
GAZEL
~ 118 -
1 - Söz, fik ir kağıdı üzei’ine yüz tane can j^azsa, o dudak,
bir söz ile hepsini kusurlu, kabahatli çıkarır.
2 — Saçını tahayyül etm ediğim bir an eğer vat ise A llah o
ânı benim öm-rümden eksiltsin.
3 — G ünüm gam dan o kadar geceye benzedi ki hani göl
gem ben divaneden artık ü rküp kaçacak raddeye geldi.
4 — Benim dilim in kılıcının alevi var zannediyorsun. H al
buki (gökte) levh-u kalem in ayağını kesen benim
âhım dır.
5 — Selim,: o göıiül alan dilberin cefası da güzeldir. Sesini
çıkarma. Bırak daim a cefa ve zulmetsin.
.128
GAZEL
"119 -
î — Okun bazan parçalanm ış gönlüm de \ erleşii' kalır, ba
zen da göğsüm ü delip sırtım dan uçar gider, beni dertli
eder.
2 — Senin aşkının beni birçok defalar yakm ası için isti
yorum ki öldükten sonra evvelâ senin yolunun toprağı,
sonra da çalı çırpı olayım.
3 — Senin dergâhına ettiğim secdelerden dolayı alnım da
toplanan tozları yıkayan insafsız, maht^ere kadar benim
can düşm anım dır.
4 — Ben öldükten sonra aşktan b ir parça nasibi olan h e r
kes kendine benim m ezar taşım ı secd jgâh yapm alıdır.
5 — B ir perinin yüzünden her zam-an divane olurum, ve te k
rar o, b ir efsun okuyup aklım ı başım a getirir.
6 — Keşke tak d ir 'beni varlık âlem inden hariç bıraksaydı.
Ne zam ana kadar beni felekler gibi hayran hayran dön
d ürüp duracak?
7 — Selimî, eğer onun vurduğu av olup atının terkisine
asılm aya lâyık değilse, ne olur, yüzüm ü terkisine as
tığı av gibi kana boyasa!..
- 120 -
130
GAZEL
» 121 -
1 — K aşların daha ne kadar naz ve siteiB edecek? A llah
aşkına onlara söyle ortalığa bu kadai fitne, bu kadar
perişanlık salm asınlar,
2 — Ne k a d a r güzel olur, ben öldürülürüm , ve firak içinde
yaşıyanlar kanlı elbisemi türbem e, alem i kanlı perde
yo^parlar.
3 — Â şıklar benim- ziyaretim e geldikleri zaman m ezarım ın
taşına «vefa» kelimesini yazarlar.
4 — Canım, sevgilim, naz kâfidir artık. Z tm an padişahları
azarlarlar, cezalandırırlarsa da bazan iûtuf da ederler.
5 — Selim gibi yüzlerce defa ayağım ı kesseler âşıklık di
yarından hiç çekilip gider m iyim?
1.31
GAZEL
- 122 -
1 — S arayında senin gibi bir lâle yanaklı sevgili olan, gül
ve sünbül tem aşasına hiç m eyleder mi?
2 — Eğer servi, başına serpuş geçirse senin boyuna, beyaz
gül de elbise giyse senin yanağına benziyebilir.
3 — Evvelâ dudağından benim m uradım ı ver, sonra e ğ e r
beni cevr-ü, cefa ederek kovarsan reva olur, yoksa olmaz.
4 — Ya zülfünü çözüp dağıtma, zira beni öldürm eğe kasde-
diyor; yahut kanım ın b ahası (diyet) olm ak üzere bana
bir buse ver.
5 — B ir an gönlüm senin aşkından hâli değildir. Ben, böyle
m üptelâ gönül görmedim.
6 — Eğer sen benim kanım ı içiyorsan kim se buna hayret
etmez. Sizin gamınızı yiyen (size âşık olan) İdmseye'
böyle yapılm alıdrr.
7 — Bu aş>k derdine sabırla çare b u l diyorsun. A şk günün
de sabır kime nasip olmuş ki bana da olsun?
8 — ElimJzdeki bu m uhabbet yayı ile senin önünde eğer
oku hedefe vurursak bu, kazara m ı olm uştur?
9 — Selim î’ye ilâç adını anma; zira gözünü ilâca diken a.sk
hastasına sabır çok iyi gelir.
132
GAZEL
- İİ23 -
1 — Aşk ehli indindt; cennet, ancak ay yiizlü b ir hurinin
bulunduğu yerdir.
2 — Evinde b ir güzelle b erab er o turan insan neden bağ b a h
çeye, gülistana gitm ek istesin?
3 — Y ar uğuruna hediye edilecek bir kıym eti olm adığı için
her an canımla m ücadeledeyim .
4 — Canım, gönlünü sevgili yoluna hasretroiyen insanm
canı ve gönlü sevgilininin devrinde dert ile hûn blm a-
hdır.
5 — M uhabbet ehli her n e 'k a d a r çoksa da Selimî gibi bir'
âşık, bir rind nerede vardır?
133
GAZEL
- 124 -
1 — K arşım da o güzelden, başka kim senin bulunduğunu
istem iyorum . Zira sevgili ile başbaşa kalm akta başka
bir zevk, b ir h alet vardır.
2 — H alvet köşesinde yar benim le beraber oldu m u derhal
bize kadehin hizfnetkâr olmasını isterim .
3 — Sevgili şefkatli, şarap şişesi de yanım da arkadaş oldu.
mu, bulunduğum uz yer kilise de olsa benim, için cen
netten daha iyidir.
4 — O tatlı p u t (sevgili) halvetten başka biı yerde söz söy
lem iyor. Ey ırm slüm anlar, yâr k â fir olduktan sonra b e n .
ne y ap a 5rrm?
5 — A rkadaşlar, eğer m eclisten kaçıyorsam beni ayıplam a
yın. P eriy i teshir için, halvet lâzım dır.
6 — O nunla beraber, bulunduğum zam an istiyorum ki gön
lüm ün kuşu kebap ve sinem de b uhurdanlık olsun.
7 — Ej'’ Selim î, yar ile huzur köşesinde bir zaman geçirm ek
dünyanın kasrına oturup K ayser’in servetine m alik ol
m aktan daha iyidir.
134
GAZEL
^ 125 -
1 — Ne güzeldi o gece ki o p eri yüzlü, can gibi sinem de
idi. Ben onun ayağını öpm ek istiyordum am a o, b a
şını benim dizime koym uştu,
2 — Ne m übarek saatti o saat ki o ay yüzlü sevgili kolum a
yaslanm ış ve bu şerefle başım, güneşlerden, aylardan
daha yüksek m akam lara erişm işti,
3 — H icrandan ölmüştüm. B ir söz söyledi, dirildim. Galiba
o h u rinin lâ ’l dudağı bana can ilâcı olmuştu.
4 — Saçlarm ı ellerimle dağıttığım zam an felek benim bek
çim, parlak ay benim; kölem (hindu) olm uştu.
5 — Onun zülfüne eriştikten sonra ey gönül, niye Selim ’den
başını çeviriyorsun. B enim bağrım da olduğun için bu
kadar saadete eriştin.
135
GAZEL
- 126 -
136
GAZEL
127 »
1 — Yar; sarhoş, saîm arak yanım a gelir. Dudağım ı dudağı
na dokundurm adan canım ı alır, gider.
2 — O nasıl biı belâdır ki eteğine satıldığım zaman naz ede
rek dişleriyle elimi ısırır kaçar.
3 — A klı başındadır, diye beni o kadar ayıplar, bana o ka
dar levm eder. Sonra da sarhoşları alaya alır ve gider.
4. — Ben ihtizar halinde ayağını öpm ek isterim . Bu yaralı,
yanm ış gönlüme acımaz, çekilir, gider.
5 — E,y Selimi, m adem ki ben onım zülfünün aşkı ile ıstı
rap içindeyim. Ne o hır bari zülfünü dağıtsa da Öyle
gitse.
137
GAZEL
- 128 -
1 — Onu görm ek istiyorum ; am a ne faide! Görmeğe takatim,
yok. B ahtım ın günü karanlıktır. Gözüm aydın olmuş
ne faide!..
2 — Gözünden bir tatlı bakışı istiyorum ki ânında can ve
reyim . F ak at bana bir göz ucu ile bakm ıyor, ne faide!..
3 — G üzellerin sevgisinde göğsünü yaralam ak sabırsızlığa
delâlet eder. Gönlün yanm alıdır, yoksa gömleğini p a r
çalamışsın ne çıkar?
4 — Ne zam ana kadar benden vefa görüyorsun diye cefanı
artıracalîsın? Ey güzeUer şahı, iyilik et, fenalıktan ne
çıkar?
5 — Önüm de yüz binlerce gül açılıp serpilse ne çıkar; m a
demki gözüm ün önünde o güm üşler gibi beyaz tenli,
servi boylu sevgilim yoktur...
6 — A yağındaki dikenleri kirpiklerim le çıkarm.ak istiyo
rum , yoksa onun köpeğinin ayağına; yüz sürm ekten ne
faide elde edilir?
7 — Ey Selim, bizi aşk böyle perişan, sergerdan dolaştırıp
duruyor. Yoksa rüzgâr gibi böyle dünyayı gezip dolaş
m aktan ne çıkar?..
138
GAZEL
- 129 -
1 — E y 'g ü z e l,'se n cefam her an biraz daha artırdıkça ben
ciğeri yanmış âşıkiıi da sevgi ve vefası o kadar artıyor.
2 — Ay yüzlü sevgilim, ben biçarenin canına h e r gün bir
belâ daha fazla gelsin diye gül yanağının üzerinde ta
ze h attın belirdi.
3 — Gönlüm e reva gördüğü zulüm, ziyadeleşsin diye Y arab
bi gönlüm deki gam ve derdi ziyade eyle.
4 — Z ühd-ü takva ziyadeleştikçe küstahlık ve riy a a rtar
diye ben, yolunu kaybetm iş yüzsüz zahidler yoluna git
m iyorum .
5 — Ey Selimi, aşk yolunda gam. ve dert iste. Zevk ve safa-
ya m ukarin olan aşk hiç b ir zaman artmaz.
139
GAZEL
- 130 -
1 — Benim ay yüzlü güzelim gece evine döneceği zaman
beni beraber götürm ediği için canım onunla gidiyor.
2 — O gidip te ben ona refak at edemediğim zaman gönlü
m ün kanı göz yaşı olup onun arkasından akiyor, gidi
yor.
3 — Başım, onun eşiğinin toprağı olduğu zarnan ne kadar
bahtiyar olacağım. Belki bu suretle onun köpeğinin
ayağını öpebilm ek m üm kün olur.
4 — Dosta gönül sırlarını açmak h e r ne kadar edebe m u
haliftir. L âkin efsane olup insanların diline düşm-ekten
daha iyidir.
5 — Beni öldürm ek için kılıcını çekse, ne olur. Bir an 3Hİ-
zünü igörmek için bu ne güzel b ir bahanedir.
6 — Ey periye benziyen sevgilim , b u çeşnili güzellik sende
varken niçin kim se senin aşknıdan M ecnun gibi avare
olm uyor?
7 — Gerçi Selim ’in cisminden bir kem ikten başka b ir şey
kalm adı. Ne devlet o da senin okuna hedel; olsa.
HO
GAZEL
- 131 .
1 — Dudağından ayrı kaldığım zam anlar nerede konakla-
yam kanlı göz yaşları döküyoruıt!-. T opraktan lâ ’l cev
heri bu yüzden çıkıyor.
2 — Ey ömrüm, senin aşkınla can veriyorum . Baş ucum a
gel, gelmezsen işim çok güçleşecektir.
3 — Pervane benim gibi senin didarm m m um una' âşık
(Mecnun) değildir. Onun için o m um un dum anı onun
canının boynuna zincir olup sarılıyor.
4 — Bu âşıkların m uradı üzerine devretm iyen felekten inen
her belâ, m uhakkak hicran gecesi benim gönlüm de ko
naklar.
5 — Seli'mî’ye daha ne kadar benden vazgeç deyip duracak
sın? Senden kim. vazgeçebilir ki!..
141
GAZEL
- 132 -
1 — Ah bu yüzlerce gam la insanı kahreden bakış ne ba
kıştır! Bu ne nazdır, ne zalim bir lûtuftm-.
2 — Bazan benim le cenk edersin, bazan ağ y ar ile sulh eder
sin. B u kerem lerle dolu cevr-ü cefa daha ne kadar sü
recek?
3 — Ne yazık ki bir m eş’aleye benzeyen yüzün, üzerinde
beliren siyah 'hattınla elemli b ir esirin ahınm bayrağına
benziyor.
4 — Ey güzel, senin hicranınla ne ölüyüm , ne diriyim ; böy
le yokluğa bürünm üş varlıktan dad bir feryad iki!..
5 — Selim i gibi yüz yol (kere) ona m ektup yazdım. Yazı
lı beyaz kâğıda beiıziyen kalbine bir toz bile yazmadı.
(Hiç benim feryatlarım dan, m üteessir o lm ad ı).
142
GAZEL
- 133 -
1 — A llah, uyanık gönüle senin sevginin sırrını ihsan et
tikten sonra o gönüle nasıl b ir başka sevgi yol bulabilir?
2 — Ben iki dünya oyun tahtasında (şatranç) ancak senin
■güzel yüzünü (ruh) (1) istiyorutn. Z ira sana âşık olan,
(senin aşkınla oynayan) onu (ruhi) şaha bile değişmez.
3 — Y olunu kaybeden insanı yol gösterenin verdiği haber
ne kadar sevindirirse senin okun da gönlürTtü öyle- bir.
.haberle sevindii’di.
4 —-Eğer ay sana m uhabbet ve şefkatinden dolayı (güneşi
ile) y ârın m enzilini hab er verse dahi ona itim at e t
m e; zira o bil haberi herkese yayar.
5 — E y gönül, başkasından yandım, dostluk umma; düş
m andan da korkm a. D evlet ve saltanat ancak A llahın
verdiğidir.
6 — Tac-ü ta h tta n sakın b a h t ve saadet arama. Zira m anâ
padişahı, Y usuf'a M ısır saltanatını kuyunun dibinden
verdi.
7 — Ey canım, eğer sana Selimî gibi yüz tane devlet ve sa l
tan at dahi verilse cihana bağlam p dosttan uzak olm.’a.
(1) = Ruh.
143
GAZEL
- 134 -
1 — o insafsız sevgili, âşıklarına dad etmez. O nlar canla
rını verm edikçe gönüllerinin m uradını \'ennez.
2 — Sevgilinin yanağı güzellik gülistanıdır. F ak at Cenabı
H ak o renk ve kokuyu her bahçeye vermez,
3 — Acı, âzâr o tatlı dudağa ne kadar yaraşır. F ak at m üş-
kili bu ki kolay kolay azarlam az.
4 — Âşık, aşk derdini dertnana değişmez. Onun için ey ta
bip bundan sonra beni tedaviye uğraşma.
5 — Sarhoş olan bir rind billâh m eyhanenin toprak kadehi
ile taşını Süleym an’ın tac ve tahtına değişmez.
6 — Sevgilinin visal eteğine erişm ek devleti için Allahın
yardım ı lâzım dır; b u devlete insan kendi kendine nail
olamaz.
7 — Selimî, Öyle irfan sahibidir ki rindlik ve âşıklık âle
mini H akanın m ülküne değişmez.
144
GAZEL
- 135 -
1 — Can boynuna sevgilinin saçları ne güzel zünnar olur.
Gönül o kirpiklerin aşkı ile yaralansa ne güzel olur!..
2 — Vücut, hicran askerinin' hücum u ile h er viran oldukça
sevgilm in aşkı te’k rar onu im ar etse ne güzel olur!..
3 — Y ar b ir buse vei’eceğiıii vadetse de âşık iki üç buse
aldıktan sonra bunları inkâr etse ne kadar güzel olur!..
4 — G ariplerin cefa çekmesi eskidenberi b ir usul, b ir â d e t
tir. Sevgili de vefadarlığı kendine âdet edinse ne güzel
olur.
5 — Sevgili, âşıkın îery ad -ü zarındaıı usanıp gazaba geldiği
zam an biçare âşıkın dile,gelm esi ne güzel olur!..
6 — Biliyorum ki onun dudağından b ir buse alm ak bana
m üyesser değildir. F ak at ne iyi olur, arasıra sana buse
vereceğim dese!..
7 — Y ârım , zahm et e 6 ip bana doğru gelse de onun bu ge
lişine (kudum una) hediye olarak canım ı versem ne
kad ar güzel olur!..
Y a v u z S e l i m D i v a n ı : 10
GAZEL
- 136 -
1 .—. o gül endamlı servi^ çadm m m önünde görününce ca
nım kapıya çıkıp onu karşılasm diye can perdesini p a r
ça parça ederim.
2 — H er aıı öm ür gibi gidip b ir an ba§ ucum a gelmiyor.
Böyle öm ür bitip tükenae daha iyidir.
3 — H icran gecesinden artık öldüm Yarabbi! B ir sebep halk
et te üm idim in yıldızı gerei bürcünden doğsun.
4 — Kendim i bilm iyorum ; ah ettiğim için beni ayıplama.
Bağrım dan yükselen b u ah kendine m alik olm ıyan gö
nülden geliyor.
5 — Selimi; aşksız eğer cihan m ülküne zerre kadar kıy;met
verirse, .senin aşkının ıstırabından m ahrum olsun.
146 ■
GAZEL
- 137 -
1 — Kim sem yok ki ayrılık gecesinde baş ucum a gelip be
ni arayıp sorsun, teselli etsin. H er an başım a ayrı bir
d(3r t ve belâ geliyor.
2 — O gönül aydınlatan ayın yüzünü görmediğim sabah,
kanlı gözyaşımın kızıllığı içinde gönlüm ün alevi güneş
gibi doğar.
3 — Gam beni öldürdü; lâkin ansızın sevgilinin sevinç h a
b eri gelse ebedî hayata nail olurum.
4 — İstiyorum ki o güzel benim halim i sorm aya gelsin. F a
k a t ben yanm ış biçarenin kapısından ancak dert içeri
giriyor.
5 — Ne zam ana kadar bu yaralı vücudum la, ten azabını
çekeceğim? Keşke bu y aralı tenim den can çıkıp gitse.
6 — Gamı giderm eğe çalıştıkça m ahzun ve yaralı gönlüme
daha fazla gam hücum edij^or.
7 — Ey Selim, sevgilin kederlidir. Keşke m elâm et taşı üze
rinde yatan başım yüzlerce derde uğrayıp bundan da
ha beter m uztarip olsa!..
147
GAZEL
- 138 -
.1 — Ne güzel andır o an M sevgilim hiddetle dönüp geîir.
Evvelâ peri gibi kendini gizler sonra geüp kendini
gösterir,
2 — V urulm uş ta canı dudağına gelmiş b ir av gibi yoluna
düşm üşüm . A vdan ne zaman dönecek diye bekliyorum .
3 — A yrılıktan öldüğüm zaman sevgilim m ezarım ın başına
gelirse te k ra r dirilirim .
4 — Ey bülbül, sonbahar geldi. A rtık feryad etme. Bu gi
den gül, ancak baharda avdet eder.
5 — A yrılıktan Selim ’in yüreği kan oldu. Ona visal m üjde
sini ver. B elki gönlü tekrar sükıjn ve huzura kavuşur.
148
GAZEL
- 139 -
1 — o peri, karşım a geldiği zamajı kendim i kaybediyor,
.biraz tegafül edince de kendim e geliyorum,
2 — Onun zülfü ay (yanağı) üzerinde nasıl bir akrepdir ki
her telinin ucundan canım-a yüz b in iğne batıyor.
3 — Aşkın huzurunda küfr ile im an m üsavi olduğuna göre
bir kim se hangi dinden olm alıdır ki senin aşkının mez
hebine gîi’sin?
4 — D ertli gönlüm den çok m em nunum . Zira aşk yolunda
dertli gönüle daha ziyade belâ ve gam gelir.
5 — Selim’e acı da rakibin tarafın a bakm a. Zira Selim se
nin kapm a yaralı gönlünden kanlar akarak geliyor.
149
GAZEL
- 140 -
1 — Gam beni.m ahvetti. Bir halim i sorunuz. Dostlar, dsot-
luk zam anıdır; ne haldeyim bir sorunuz 1
2 — Ey rakipler, sevgilim den ayrı kim sesizlikten ölüyo
rum . Sorunuz, acaba dünyada bana benze': bir tane da
ha var m ıdır?
3 — M adem ki günahkârlar onun aşkm m ateşinde yanıyor
lar. Ben de günahkârım.; benim de âm âlim i bir soru
nuz.
4 —^K aybolan cam ım onun dudağm dan sordum. H attı baş
kaldırıp: «Onun halini benim üzerim deki benden (hâl)
. sorunuz», dedi. '
5 — Dsotlarm ı, onun didarm dan uzak kalan Selim ’in halini
gördünüz. Şim di y ârm halini de benim halim den so
ru n u r. (Y ârto nasıVgüzel olduğunu benim halim e bakın
da anlayın).
150
GAZEL
- 141 -
1 — Ey nar çiçeğine benzeyen yüzü ile halkm canına ateş
salan diltıer, senin ayrılığından âşıMa-rın, ciğerlerini pa
ralıyorlar.
2 — Ey aya benziyen vefasız (bedir) güzel, her ne kadar
gözlerin vefa sahiplerine y a r olm ayorsa da sen b ari
âşıkına arasira sevgi göster,
3 — Gözün hilekâr gamze sihiri ile büyüledikçe hiç .âşıkla
rın o yak u t renkli lâ’lden (dudaktan) gönül m uradm a
nail olabilirler mi?
4 — D udağındaki ben o gece ren k li kâkülünden renk çalı
yor, Sarlıoş gözüne söyle, uyum asın; senin güzelliğine
bekçilik etsin,
5 — Ey m erham etsiz kâfir, Selirnî’ye hiç acım ıyorsun. A ş
kının ıstırabı içinde bu âciz biçare ne zamana k a d a r
yana yana ağlasm?
151
GAZEL
- 142 .
1 — Güzel yüzü ile gülle]’i, gülistanları hasetten ağlatan o
sevgili, ne zamana kadar anber kokulu saçlarının aşkı
ile canım ı yakacak?,
2 — Şuh gözlerinin beni pençelediği (cenk) yetişm iyorm uş
gibi şim di de alnı üzerine kâkülünü tel tül (târ) dağıttı.
3 — O servi boylu güzelixı yanağı şaraptan gül gibi renk
renk olmuş. Benimse can ve gölnüm hasret ve ıstırap
ta n diken diken!..
4 — Dudağı, can bağışlayor. İçinde denk denk güzellik gül
beşekeri var. H attı güzelliğin ne kadar incelikleri v a r
sa hepsini kendinde toplam ış.
5 — Ey m utrip, bu gece bezm im izde çenki elinden bırakm a.
Ey Selimî, sen de şarap iç ve gözünü sevgiliden ay ır
ma!
152
GAZEL
- 143 -
1 — Gâh halkm ta’n-ü teşnii, gâh belâ, gâh yârın cefası..'.
Ben bu yaşayıştan, bu hâdiselerden bıktım , usandım
artık!
2 — Ne canım, ne gönlüm, ne sevgilim, ne sabrım, ne kara-
ram var. Kim se benim gibi adem diyarında helâk olup
kalm asın.
3 — Ne acaip hayat geçiriyorum ; A şk belâsı yüzünden has
ret bezminde şarap içiyorum, visali intizar içinde ele
geçiriyorum.
4 — K anlar saçan gözümle hicranm yolunda toprak oldu
ğum zaman m.ezaruTun üzerüade d e rt ve gam otu biter.
5 — Ne visale sabredebiliyorum- ne firak a tahamm-ül. Ben
yaralı biçare, hay retler içinde kaldım.
6 — Ey şuh, senin a.skınin ıstırabından gayrı bir dostum
kalm adı. O bile bu ânım da bana b ir uğram ıyor.
7 — Onun kaşları çatıldı diye ne şikâyet ediyorsun. Selim,
m adem ki bizi öldüren o m ahm ur gözün güzelliğidir.
153
GAZEL
- 144 -
1 — Benim gibi âlem de kimse yârm dan ayrı/ kalmasın.
Ç ünkü ben kendim den ayrı, sevgilim den aja’i belâ çe
kiyorum .
2 — Ben onun okundan (aşkm dan) nasıl vefa beklerim ?
Gönlüm, y â rm vefasından öyle üm idini kesmiş ki...
3 — Y ardan ne zaman b ir «merhaba)) ya nail olurum diye
daim a kendikendim e aşk m erhabası ediyorum (aşkın,
sana huzur ve rah a t getirsin tem ennisini ediyorum ).
4 — A rasıra sevgilime feryad-ü figan edeyim, A llah aşkma
diye yalvarayım ; bu, bana kâfi bir devlettir.
5 — Selim bari öleyim de sevgilinin kapısındaki köpek be
nim yüzüm den töhm et altında kalmasın. D aha ne ka
dar sevgiliden bu m aceranın sözünü dinleyip duraca
ğım?
154
GAZEL
145 -
1 — Senin m ahallenin köpeği , her gece h er gün bana bir
parça daha yabancı oluyor. Bu sebepten ben divane,
her an daha ziyade çıldırıyorum .
2 — B ugün ben ve gönlüm gibi belâya karşı nı-erdane da
yanan kimse yoktur. O gama karşı kahram an ben ise
ondan daha kahram anım .
3 — Y ar eşiğinden uzak öyle hicran yaşları döküyorum ki
göz yaşlarım dan duvar, dam ve ev sırsıklam oluyor.
4 — Kaşın, nasıl her an başım a daha fazla fitne yağdırı-
yorsa gözün de öylece benim kanım ı dökmek için h e r
an daha fazla sarhoş olsun.
5 — Pervane her ne kadar senin didarının şûlesinde Selima
gibi kendini yaktı ise de hâlâ kanadı hasret göz j'aşı
ile ıslaktır.
155
GAZEL
- 146 -
1 '— Yazık, öm rüm sona erdi, hâlâ bu hicran gecesi sona
erm edi. B u sonsuz gam-ü m ihnet canım dan bir an ay
rılm adı;
2 — H er ne; kadar bu parçalanm ış gönlüm, cehennem ate
şinin kıvılcım laıı ha'line geldi ise de, ey ölüm, bir m üd
det daha dur, gitm e; zira henüz canım'in kârı tam am ol
m adı.
3 — O kem an kaşlının tem reni candan eksildi. Ruhum , ona
derm an edilinceye kadar benim ıstırabım ı teSkin e t
medi.
4 — O peri gizlendi ve âşıkların feryadı ziyadeleşti. G ül
perde arkasına çekildi; hâlâ bülbüller îeryad edip du
ruyor.
5 — Onun gözünden öyle utanıyorum ki nihayet kendim i
öldürm ek istedim. O zaman bana dedi ki: «Sineni ge-
■tir, bizim okum uz daha tükenmedi...))
6 — Selim, onun yoluna gözlerimden o kadar lâ’l serptim .
hâlâ da eteğim deki inci A^e yak u t bitm edi.
156
GAZEL
147 -
1 — Bu gece onun diyarında vefakâr âşıkların feryadı sona
erdi. ıBen hâlâ «Yarabbi nihayet onun yüzünü görebi
lecek miyim?» diye idert içinde yanıyorum .
2 — Eğer gözümün nihayet ona bakacağını bilsem haset
ten evvelâ ağlar, ağlar, onu kör ederim.
3 — Eğer kem iğim cefa taşından daha yum uşak ise ne saa
det! Hiç olm-azsa onun diyannın bir topıağı olacağım ı
üm it edebilirim.
4 — H er ne kadar zülfünün kokusu âşıkların canını sardı.
(K aptı götürdü) F ak at sonunda onun kokusu ile gön
lü diri olan âşık ne bahtiyardır!
5 — Ey gijneş, ne zamana kadar onun ay gibi cemali ile
bahse girişeceksin? Söz dinle, zira nihayet onun güzel
liği karşısında utanıp kızarırsın.
6 — E}' gönül, ne zamana kadar Selim î’nin canından şikâ-
vet edip duracaksın? Böyle yapm a, hiç olm-azsa bir gün
onun bağrında oturdun. (Aranjzda hak, h u k u k vardır)
157
GAZEL
- 148 -
1 — Gönül nasıl onun örülm üş saçlarına bakabilir? Zira
nazar, onun yüzünden utanır.
2 — Aşkının ıstırabı gönlüm e em anet edilmiş ya, bu, bana
kâfi. E şe r onun tarafına bakarsam bu em anete hıyanet
etm-iş olurum .
3 — Bir başkası onun kapısındaki köpeğe baksa dertli gön
lüm hasetten yanrp kebap olur.
4 — Onun kininin yayında yüzlerce gamze oku vardır. Onun
gözüne, kasına kim bakm aya cesaret eder?
5 — Selim’in gönlü asla belâdan kurtulm asın. Zira belâ için
de gözleri kör oldu.
158
GAZEL
- 149 -
1 — Parçakuıtnış gönlüme ciğerim yanıyor. Daha ne kadai'
yansın. Senin diclarının hasretinden ciğerim bir anda
hun oldu.
2 — H icranın zulm ü ile ciğerim öyle yaralandı ki, hasta ve
biçare gönlüm den care, derm an istiyor.
3 — Bu kuru vücudunla senin köpeğini nasıl m isafir ede
yim? Göz yaşlarım ın seli içinde ciğerim bu gam evin
den aktı gitti.
4 — Ciğer, senin katı yüreğin gibi m erm erden dahi olsa
gönül derdine nasıl taham m ül eder, hayretteyim !
D — Gönül bir ateş, bu zayıf tenim de çörçöp! Ciğer zalim
güzellerin aşkma yanıp kebap oldu.
6 — Ey Selimi, o ay yüzlü güzele nasıl bakabilirim ; zira
baktığım zam-an ciğerim yüreğinden yanar.
159
GAZEL
- 150 -
1 — Yine kâfir gözün imanı yağm a etti; yine înüslüm anla-
rm dinine fitne saldı.
2 — Beni visali ile diriltince onda m ahvoldum . Ve «benim
bu hayran âşıkım artık öldüv diye yine kendini gizle
di gitti.
3 — Onun k ah ır kılıcı yara ve d ert dolu gönlüm ü j^ardı.
Bir kere daha gam gülzarm m goncası sevindi ve gül
dü.
4 — Gam- şerbetini içen aşk ehli böyle dirildikten sonra a r
tık onun gamına m-üptelâ olmayan bir tek can diri ka
lırsa kâfirim .
5 — O tatlı dudak benim yüzüm den hem acı oldu, hem de
incindi. F akat ey güzeller şahı, âşıkm ı acı sözlerle azar
lam an da ayrı b ir lûtuftur.
6 — Beni kahrettin; fakat yüzünü göster de kolay can ve
reyim . İstiyorum ki bu m üşkil işi yine sen kolaylaş
tırasın.
7 — D ert sakisinin elinden h e r şarap içen can veriyor. Y a
rabbi! Bu şerbetin kıym^etini artık bu kadar ucuzlatm a.
8 — Ey felek, m eydandan çekil, yıldızlardan uzak bir yere
,CTit. Bu gece yine âhım la bu m eydanı yakacağım.
9 — M ecnun gibi âşıklar çoktur am m a devran bir tane da
ha Selim gibi b ir âşık yetiştirirse hayrete şaj'an bir
şey yapm ış olur
160
GAZEL
- 151 »
1 — Senin yüzünün her nefeste a y n bir güzelliği vardır.
H er lâhza a y n bir parıltısı, başka b ir hali vardır.
2 — Yaralı gönlüme senden gelen her gamze oku, m ahzun
gönlüme başka bir lezzet veriyor.
3 — Ey ebedî T anrının sanat eseri, senin cemalinin aynası
bana her nefeste bir başka şekil gösteriyor.
4 — Bize âlemin zevk v e safası gam ve derttir. Sana d ü ş
kün olanların başka bir zevk ve safaları vardır.
5 — Ben jî-ârm kölesiyim. Beni köpeğim dîye çağın^ror,
Selim, bu da bana a y n b ir devlettir.
Y a v u z S e l i m D iv a n ı- 11 161
GAZEL
- 152 .
1 — Ey gönül ehline aşkı h er au a y n bix oağ olan sevgili,
canın h e r dam arı senin okunun tem renine ayrı bir bağ
üe sarılm ıştır,
2 — H er teli üzerinde a y n bir âkil düşünse yine uzun ge
celer senin saçlarını tavsife kâfi gelmez.
3 — D udağının altında hor zam an candan daha güzel yüz
lerce ta tlı nükte ve h er nükte ile beraber bir tatlı gü
lüş vardır.
4 — Ey canım, seni öldröreceğina diye bir yeinuı ettin. A l
lah aşkına b ir yem in daha et te gönlüm inansın.
5 — D udağını andıkça, gözüm ün önünde sensiz bir başka
gülbeşeker görm esin diye, gözlerim kanla doluyor.
6 — Sen âlem in güneşisin. E ğer felekte bir parça gayret.
haysiyet olsaydı yüzünün karşısında güneşe benziyen
başka b ir şey vücuda getii’irdi (parlatırdı).
7 — Ey Selim i gözünün yan bakışı seni rezil-ü rüsva etti.
K alk bir m üddet fitneden uzaklaşalım , kaçaliîn.
162
GAZEL
- 153 -
1 — Ey gözüm, ağlama, o ay gibi yüze bak. Ey gönül, öldü
rülm ekten kaçm a da l?;ai’a gözlere bir bak.
2 — Onun çenesi ve zülfü seni m üteessir etmesin, bak boy
nuna ip bağlatnış, ayagı b ir kuyunun başmda. (zülüf,
ip; kuyu da çene).
3 — Ay yüzlü sevgilim, visal bezminde âşiknıdan gafil ol-
m-a. Eğer nazar değmesin diye korkarsan arasıra ona
bak.
4 — Gönül, senin hattm dan yüz çevirdi, sonra da yoluna ba-
şmı feda etti. O kara yüzlülüğe bak, bu özür dilemeye
bak!
5 — Bak, o, sarhoş, külahım yana eğmiş gidiyor, biçare Se
lim i ise kapism daki köpeğin ayağm a düşmüş, ağlayıp
.feryad ediyor.
163
GAZET^
- 154 -
1 — o ay yüzlü güzeli görm ek için h er an başka bir hile
ye baş vuruyorum . Ansızın görünce de, ikinci de
fa görm ej’-e hasret, çekiyorum .
2 — Yüz tane gözüm olsa geceleyin gözyaşlanm onu kör
ediyor. Ben her gün nereden bir görür göz tedarik
edejdm ?
3 — Nerede bir dakika konaklasam benim ıstırabım halkı
ağlatıyor. Onun için her gece bir başka kü lh an köşe
sinde yatıyorum .
4 — Benden yeryüzü, âhım dan da felek bıktı, usandı (da
raldı) , Şimdi artık dar bir m ezar köşesinden başka ba
na m esken kalm adı.
5 — Eğer vüoudum'da h er tüyüm bir başka iğne olsa ted
bir ipliği gönlüm ün yarasım dikemez.
6 — H er an bir başka güm üş tenli dilberi vasfettiğim için
gönlüm- m uztarip oluyor. Ben de onu bir ay yüzlü gü
zeli anarak teselli ediyorum .
7 — Selim i onun lâ ’l dudağından gönül m uradını alıncaya
kadar öldüm, bittim . Keşke her ânım böylece b ir baş
ka ölümle geçse!
164
GAZEL
- 155 -
1 — Gönül o ay yüzlü dilberin gidişinde öm rün geçtiğini
gördükten sonra a rtık yaşam ak ihtiyarının kendi elin
de olm adığını anladı,
2 — Ey yanağa, gönül bağı ve öm ür nevba'barı olan 'dilber,
ne zamana kadar ayrılığın benim, canım ı parça parça
edecek? (H arhar).
3 — Aya benzeyen yüzünün üzerinde zülfün dağılmasın,
D evr-i kam er gelm iştir (Devr-i kam er, yuvarlak aya
benziyen yüz de;mektir. Bir de h e r yıldızın bin sene
süren bir hâkim iyet devri vardır. Âdem P eygam ber
den itibaren de Devr-i kam er başlam ıştır. Yedi seyya
renin sonuncusunun devridir). Ö m rü tarm ar etme.
4 — A şkının ıstırabm ı gençlikte çekm ek isterim. Sonra öm
rü m ü ihtiyarlık âlem inde hesap ederim.
5 — Ey Selim, bu gece sevgilinin visalini ganim et say. Zira
öm ür eyyam ı pek çabük geçiyor.
165
GAZEL
- 156 -
1 — Hei’kes, bir başka zevk bir başka seyir düşünür. Be
nim gönlüm de yainız o güm üş sineli sevgilinin yüzünü
nasıl görebilirim arzu ve düşüncesi var,
2 — N erede bir seyran varsa belki oraya gelir ve yanılır
da bana bir kere bakar üm idiyle kendim i oraya ata-
nm .
3 — Eğer arzusu gözyaşımm güm üşü ve sararm ış güzüm ün
altını ise ona canım feda olsun; altın ve güm üş nedir
ki!..,
4 — Onu görm eye taham m ül edemediğim halde bakıyorum
ki âlem e rüsva olayım ve b ir m üddet onun bulundu
ğu şehirden çıkıp izimi kaybedeyim.
5 — Selimî, aşk yolunda vasi yoiktur; fakat sevgili senin
gönlünün nasıl b ir aşk ıstırabı içinde inlediğini bilse
fena m ı olur?
166
GAZEL
" 157 -
.1 — Ey güzelliği ile a y la n kıskandıran güzel, senin güneşe
benzeyen güzel yüzün için her gece sabaha kadar yıl-
dızlarm gözü seğiriyor.
2 — Ey huri, sana nasıl doya doya bakabilirim k i o karan
lık geceye benzeyen siyah saçların gözlerimi görm ekten
m enediyor.
3 — Yanağındaki ben görünm ezse bu h a y re t edilecek bir
şey değildir. Ay ve güneş aydınlığında yıldız görünür
m ü?
4 — Ey peri, ben mecnvıııdan senin ne halde bulunduğunu
sorma. Z ira safor-u k a ra rı elinden gitm iş ben bîçarenin
kendinden dahi haberi yoktur.
5 — Selim î günde yüz defa canım veriyor; fakat senin vi
salinin kokusu onu ertesi gün diriltiyor.
107
CtAZEL
- 158 -
1 — Senin diyarına başım ın üzerinde jm rüyerek geldiğim
zam an anlayacaksın ki ben başını ortaya koyan biv
âşıkım.
2 — Senin yüzünün aynasına temiz yürekle bakm asını bi
len her rinde A llah ganî gani rah m et eylesin.
3 — Bir kere baş ucum a geldin. Bir kere daha lütfedip ge
lirsen işim tam am dır.
4 — Senin aşkının ıstırabı canımızın yoldaşı olduktan son
ra yine ıstırabının aşkı ile beraber te k ra r bu şehirden
çıkar gideriz.
5 — Aşk yolunda Selim i .gibi itip batan, narr.-u nişanı
m ahvolan kim seden hiçbir âkil bir haber getirmedi.
168
GAZEL
- 159 -
1 — o sevgili bir zahmel: edip bana gelse cammı onun yo
luna harcar, bu ay rılıktan k urtulurum .
2 — M adem ki adem m ülkünde gam, keder yoktur. Gel ey
gönül, biz yine adem m ülküne dönelim. En iyisi budur.
3 — Güneş ve ay m eşalesini yakan bu ahım, yine sineden
bayrağını açarsa bu sefer iki cihanı yakar.
4 — Ey güzel, ayrılığın beni cevr-ü zulm.- ile yaktı. Gel bu
sefer de beni cevr-ü: sitem den kurtar.
5 — Gönül ve cana v urduğun oka bir başka m üşteri yoksa
gönül ve göz onu te k ra r satın almağa hazırdır.
6 — Ey kerem sahibi padişah, Selim i gibi senin aşkının kö
lesi olm aktan başka ne günah işledim?
169
GAZEL
- 160 -
170
GAZEL
- 161 -
1 — o kadar nazlısın ki âşıklarına b ir dönüp bakm i 5'orsun
bile! F akat sen naz et, çünkü bizde niyazdan başka
bir şey yok ki!..
2 — Senin aşkında o kadar sabr-u kararım ı kaybettim ki
seni hatırladıkça ağlıyorum .
3 — H ayalinin padişahına o kadar m innettarım ki., ben di
vane, ile m ahrem , sırdaş bir o vardır.
4 — Senin okun gönül jm vasm a erişince can dedi ki; «Gü
vercin geldi. Yaralbbi, acaba şahin ne haldedir?»
5 — B ir gece, senin diyarında feryad-ü figan etmeszem,
köpeğin benim m atem im i tu ta ra k feryad-ü figana baş
lar.
6 — Aşkının ıstırabı ile öldüğüm gece ne güzel' bir gece
dir. M um gibi yana yana ağlam aktan ku rtu lu ru m .
7 — Selim başını, vücudunu aşk yolunda toprak et ki ca
nın cananenin huzuruna uçup gitsin.
171
GAZEL
- 162 -
172
GAZEL
- 163 -
1 — D ert ve belâdan bir lâhza am an bulam ıyorum . Aşk
belâsına kimse benim gibi m-üptelâ olmasın.
2 — Bir sevgilim var ki saçım n h er telinde yüz binlerce
naz olduğu halde kıl kadar m uhabbet ve vefası yoktur.
3 — B aşkalarım n hatırı için bana yüz sene eevr-ü cefa eder
de A llah hatırı için bir lâhza bana şefkat ve m uhab
bet göstermez.
4 — Yarabbi, onun aşkına benim vefam ı daima artır. Zira
biliyorum ki o asla cefayı terketm iyecektir,
5 — O ay yüzlü güzelin sevgi ve vefa gösterm esi nasıl
m üm kün değilse benim de onun derdinden, m ihnetin
den kurtulm am öyle m üm kün olmasın.
6 — Onun firakiyle canım ile tenim arasındaki bağ kopsa
dahi bir an onun aşkının ıstırabı benim canım dan a,y-
nlm asın.
7 — B ir «merhaba» desin diye Selim î’nin canı çıktı; fakat
o taş yürekli o kadar nazlı ki, dertli âşıklarına b ir m er
haba dahi etmedi.
173
G AZELi
- 164 -
1 — B ugün yine senin saçının sevdası ile tâb-ü. tüvaıum
kesildi. Beni düşün bugün hicrandan çok harabım .
2 — K eder cehennem inde yanıp kebap oluyorum . Ne ağ
lam a, ne gam lı göz bana bugün im dat edebilir.
3 —-Bugün hayatım dan çok m uazzebim ; ey ecel habercisi
bir lütfet, beni geceye kadar yaşatma!
4 — Her taraftan benim su ve ekm eğim i kesiniz, ey eyyam
sakisi, bugün bana şarap verm e.
5 — iBir kem an :kaşlınin sevgilisinden takatim tak oldu. Ey
gam, bugün beni öldür de bari bir sevap işle!
6 — Selim î vefakâı-lığmıdan canımı yar yoluna sarfediyo-
rum . Belki bugün beni ondan ayu'an perde kalkar.
174
GAZEL
- 165 -
1 — B ugün agk içinde ne kadar İcararsızmı (huzursuzum ).
B ugün cansızım, yaralı gönlüm e m alik değilim.
2 — Sevgilim in ay gibi yüzünü görmedim^. Bugün kim senin
yüzünü görm ek istem iyorum .
3 — A yrılıktan mecalsiz düştüm . B ugün ben rnuhakkak
kendim i öldürürüm ,
4 — A rtık vaktidir; hasret ile çektiğim ah bugün benim to
zum u rüzgâra verm elidir.
5 — Bvıgün yana yana ettiğim feryatlar M ecnunu m ezarın
da tiril tiril titretti.
6 — B ugün göz yaşı döken gözlerim beni bütün âlem e rüs-
vay etti.
7 — Ey gam, Selim ’den bir nefes ayrılm a; canımı bugün sa
na ısm arlıyorum .
175
GAZEL
- 166 -
1 — Cihanda arzum uz m ey ile m ahbub bir arkadaştır. B ü
tü n kevn-ü m ekândan istediğimiz bu şekilde yaşam ak-
tır.
2 — K endim i m elâm et dağı ile dağlayıp aşka kul olm uşum
ya! Bu kadar bir nam ve nişan, her yerde bize kâfidir.
3 — Dokuz felek hâzinesinin altım, b ü tü n aşk dağıdır. Al
tın saray başkalarının olsun bize m eyhane (deyr-i m u-
gan) kâfidir.
4 — Kolları; açıp sevgilinin servi boyunu kucaklamak., aşk
yolunda bize 3'-ay ve ok b u kâfidir.
5 — Ey güneş, zerreye benzeyen biz nerede, visal çeşmesi
nerede? Onu ayna gibi aksettiren senin ay yüzün bize
kâfidir.
6 — Padişahlar sarayında günde beş defa çalınan nöbet
(m usiki) bir baş ağrısından başka bir şey değildir.
 şıkların se'her vakti ettikleri feryad, âh-ü figan bize
kâfidir.
7 — 0 yanağın güzelliğini tavsif etmek, dudağını düşün
m ek, gizli âşikâr bu kadar bir hazine ve para bize kâ
fidir.
8 — Ey Selimi, aşktan başka kim senin him ayesini dileme;
cihanı feth için dilimizin kılıcı (şiirlerimiz) bize k â
fidir.
Î76
GAZEL
- 167 -
1 — Senin aşkm m beni yakan diyarı benim için bağ ve çe
m endir. Âlemde bu v atan Sevgisi bana kâfidir.
2 — Aşk içinde yana yana öldüğüm zam an yaralarım ın.
üzerindeki pam uklar benim kefenim dir.
3 — Gönlüm e hicran ile ne yaralar açtım (elifler); ben di
vane bunlardan başka serv ve gül istemem.
4 — D ertli âşıkların m eclisinde m atem için benim ferya-
dmı. kafidir.
5 — Sarhoş zülfün gibi beni neye darağacına çekiyorsun.
Canım ın boynunda o zülfünün ipi kâfidir.
6 — Ey arkadaş, bu gece m um u yakm a. Benim âhım 'bu k e
der evini kâfi derecede aydınlatır.
7 — Âlemde Ferhad ile M ecnunun m atem m erasim i için,
ey Selim i benim ferjrad'~ü figanım kâfidir.
. 168 .
1 — Cihanın ne altıııını, ne m alını ne m ülkünü istiyorum .
Yalnız b ir güzel civanın aşkını istiyorum .
2 — Te>k, başım yârın eşiğinde olsun, kâfirim eğer cemıei-
bahçelerini istersem.
3 — SevgiLtnin yüksek endam ının hasreti ile bir ah çek
mek... İşte yerden göğe kadar bu saadeti istiyorum.'
4 — Yaralı, dertli gönlüm e deva olarak bir kem an kaşlının
üzerim e ok yağdırm asını istiyorum .
5 — Ey zahid, artık beni zühd-ü tak v a sokağına çağırma,
ben dostlarla m uğlarm kilisesinin b ir kösesinde yaşa
m ak arzusundayım .
6 — Canım, Selim ’i öldüreyim demişsin. A llah razı olsun
eğer bu işi yaparsan; zaten ben de bunu istiyorum .
178
GAZEL
- 169 '
1 — Ey camm, cefâ, çeken âşıklarına kin besleme. Sen o
kadar iyisin ki bu hareket sana ya'kışmıyor, kindar ol
ma.
2 — Benim gibi birine karşı gönlünde kin tu tarsan yazıktır.
İşte beni hicrana düşürdün. Bu g an im et' sana kâfidir.
A rtık pusudan çık.
3 — Beni öldürm ek için her lâhza allık sürünm e. Ey güzel
lik güneşi bu kadar ategîn olma.
4 — H er zerreye sevgi ile (güneşten) iltifat etme. K endi
kadrini bil, olur olmaz herkesle arkadaş olma.
5 — Ey gönül, y ârın cevr-iı cefasindaıa böyle feryad edip
durm a. Hiç kederlenm e; yüzünde belirecek olan hat,
on-dan senin intikam ını alacaktır.
6 — Gönül, senin tatlı ve çapkın konuşm alai’mı istij^or.
G ül gibi perdeden çık, utanm a!.
7 — Ey Selim, başının üzerinde aşkm gölgesi olduktan son
ra düşm an bir felek olup senin üstüne çullansa altta
kalm a (zeminde kalm a).
179
GAZEL
- 170 -
1 — Y üzünün âyinesi hat sebzesinden paslanmış. Demek
nihayet bizim gönlüm üzün ateşinden yükselen dum an
ona tesir etti.
2 — Zâbid, o zülfün yanında bile k ü fürden hazer etm eyi b ı
rakm ayınca canının boynuna zünnar ipi dolandı.
3 — G am dan şikâyet eden canı onun aşkının ıstırabından
k u rtu lm ak öldürür. Vefalı y â n n tuz ekm ek hakkı ni
hayet tesirini gösterdi.
4-— Hızır, onun ağzından kendisine hakaret edeceğine dair
vaidi işitince sonra inkâr eder diye korkup ■vaidini
derhal yerine getirm esini istedi.
5 — Onun diyarının köpeği benim feryadım a uydu; o da in
lem eye başladı. M eslekdaşinı görünce onu kendine
dost edindi.
6 — Ben âvâreden kaçıp aşka iltica eden gönül, onu gam
şahnesi (polisi) ile pazarlık ederken ele geçirdi.
7 — N ar çiçeği rengi ile onu saran kırm ızı elbiseyi görünce
Selim î’nin canının göm-leği kana bulandı.
180
GAZEL
- 171 -
1 — Okun bir kuştuı; Ici kafesi yaralı göğsümdür. E ğer 'bir
başka sineye heves edip giderse ben m ahvolurum .
2 — Ö n ve arka aynaları, senin aşkının yaraları oldukça
gönlüm belâ okundan kaçmaz.
3 — vSenin kapının köpeği benim arkadaşım dır. İsterim ki
boynundaki tasm a benim canım ın riştesinden (ipinden)
olsun.
4 — Ağzmm mim i anlaşılm ası m üşkil b ir rem zdir ki söz
den başka kim se onu açıkça görem em iştir.
5 — L â ’le benzeyen dudağın bizzat nezaketten yapılm ış bir
■sekerdir ki sinek kanadının gölgesi bile ona bir yük
olur.
6 — L eylânm devesi nereden geçti ise orada M ecnunun
gönlünün kanından yetişen lâleyi ve M ecnunun nalesi-
ni aram ıştır.
7 — Selim, bütün kâinatın tahtını elde etse bundan iftihar
duymaz, utanır. Başının altında aşk m eyhanesinin ka
pısındaki taş bulunsun bu, ona kâfidir.
181
GAZEL
- 172 -
1 — G önlüm üzün üzerinde onun aşkının yükü daima bu
lunm alıdır. A ksi takdirde o k âfi derecede kerem sahibi
değildir diye ezelden ebede kadar şikâyet ederiz.
2 — Bizim gönliim-üz ıstırabının askeri ile m am ur ol
m uştur. Camımzı verip onun firakını, elemini satın al
mışızdır.
3 — GönlümüZide onun ıstırabı olduktan sonra âlem in se
vinci bizim olsa istemeyiz. Onun m uhterem harem ine
başkaları nasıl girebilir.
4 — Daha ıdevh-ü kalem» in nam v e nişanı yok iken gön
lüm üzün leVhine gam yazısı kısm et olmu§ı.
5 — E y gönül, onun ayrılığının zeJırini tatm ak tan fariğ ol-
m-a! A y şişesine. Cem. kadehine niye m innet ediyor
sun?
6 — Bizim ahım ız bir yıldırım olup felekleri tutuşturunca
güneşin ve ayın alevleri onuıı ancak b ir nişanesi, b ir
alâm eti olur.
7 — Selim'î, kılıç gibi belâya aleni olduğu zaman, ey gönüL
aşk ona her an (dem bedem ) zafer m üjdesi verir.
1S2
GAZEL
»173 -
1 — H er an sevgilinin ayrılığı bir ok olup beni öldürüyor.
K orkuyorum eteği benim kanım a bulanm asm .
2 — Bana onun ay gibi p a rla k yüzüne b a k diyorlar. N asıl
bakayım , fettan kaşından belâ yağm uru yağıyor.
3 — O perinin söz söylem esini istem iyorum ; zira B e d a h ş ^
lâ ’line benzeyen dudağı o kadar naziktir ki incinir, y a
rılır diye korkuyorum .
4 — Dam-ağım, ağzım, sinem susuzluktan ne kadar m uzta-
riptir. F ak at çenesinin kuyusundan su um uyorum .
5 — H e r 'kirpiğinin ucunda yüzlerce kana bulanm ış can var
ken o, nasıl gözlerini açıp uyanabilir?
6 — Başım onun dokuz çarhın da fevkinde olan eşiğinin
üzerinde idi. Şimdi ayrılık derdi o başı h â k ile yeksan
etti,
7 — A y yüzlü sevgilim, Selim î'de aşk derdi var. B u ne
haldir, gönlün hiç âşüdarının hayalini h atırından geçir
m ez m i?
183
GAZEL
- 174 -
1 — H attın ın (nun j ) u, burnunun (elif 1 ) i ve ağzının
(m im ) i bir araya gelince nam, olur. (M eşhurdur ki)
■bunlardan bahsetm ekte (bunların sözünde) lezzet yok
tur.
2'— Bu elif ile hattının nunu üzerinde kaşının (m ed )
olması güzelliğin (ân) ıdır ki onu kimse benim gibi
beyan edemez.
3 —^Gözü (a ^ ) , zülfü (1 J ), ağzı (m ^ ) galiba ledünnî
b ir ilim dir ki onun mânaları, incelikleri beyana sığm ı-
yor.
4 — H er iki zülfü (ta U» ) harflerine benziyor, kıvrım ları da
(vav i ) harfi, O halde bu iki zülfe şeker çiğneyen
(tatlı söz ;söylc-yen) tutisinin (dudağının) kanatları di
yebiliriz.
5 — Onun zülfü ile çenesini (kuyu) sihir gibi ifadesi ile
tavsif eden Selim î kalem i ile Ba'bil kuyusunu tepe aşa
ğı etti. (Babil kuyusu, ile H ârut M âru t’a işaret).
184
GAZEL
- 175 -
1 — Ay gibi parlak sevgilim , ham am a gelince onun güzel
endam m ın önünde d u ru r ve ayaklarına g-öz yaşlarım
dan yüzlerce tas su dökerim .
2 — Bu ağır yükten nazik uzuvlar incinir, bilirim am m a
yine daim a başına su dökm ekten kendim i alam am .
3 — O, ham am m sıcaklığından sıkılıyor; bilm iyor ki onun
bu sıkıntıları benim canımı, ciğerimi cayır cayır yakı
yor.
4 — H araretten 'bunalıyorum ; o, bana acıyıp ta bir bardak
su em retm iyor. Y anım da da kim se yok ki söyle de b a
na bir bardak su getirsinler diyeyim.
5 — Selimi, cananın başında (başına) artık sıcak göz yaş
ları dökme. Zira hamlamın sıcaklığı onu kâfi derecede
bunalttı. =
185
GAZEL
- 176 -
1 — Ay yüzlü, sevgilim, her ne kadar bu iıasta âgıkîîii öl
dürm ek kasdindesm biliyorum . B ari bir kere lütfet te
ona didarım göster.
2 — Ey h u rilere benzeyen sevgilim , senin çengin (çalgı) a #
evinde bir darağacı oldu. H er an her teli; darına bîr gö
n ü l asıyor.
3-— M ecnunluk nüshası ve cennet m e şk i için onun tâ r 's?e
çenginden (ikisi de m usiki âleti) cetvel ve p erg âr ha
zırlam ışım .
4 — Beni naz ile öldürünceye kad ar çok zahm etler çektin.
B ari baş ucum a gelip te kendini m üteessir etme.
5 — «Adam öldürm ek k ü fü r dahi olsa ben Selim’i öldüre-
ceğiın i) dem işsin eğer b u sözünden dönersen kâfir olur
sun.
186
GAZEL
~ 177 -
1 — Aşk ile öyle divane olm uşum ki sevgilimle beraber
kim i görsem düşm-anımdır sanıyorum .
2 — Ey zahid: İ)eııi divanelücten, aşktan m enetme. B en nâ-
m uradlılt âlem inde kendi işini iyi bilen b ir adam m ı.
3 — Eğer âşiM ardan didarm ı diriğ etm eseydin kimse acı
lar içinde ta tlı canını: verm ezdi,
4 — Onun endam ını doğrusu m evzun b ir serve benzettim .
F ak at bu eğri ve sakat zevkim den ben de hayli u tan
dım.
5 — Senin aşkını açığa v urdu diya Selim î’yi daha ne kad ar
azarlıyaeaksın? E}!- güzel, tövbe bir daha y apm am . Ben
de yaptığım işten pişm an oldum.
187
GAZEL
- 178-
1 — F ırsat bulup ta bir iki defa onun tarafına baksam, yü-
zü.nden utam r, başımı yere eğerim.
2 — Benim kapım a, duvarım-a dayandığı zaman am an yan
ları acım asın diye ne endişeler ederim.
3 — Onun huyunu bilm iyorum . Aşk yolunda onun huyunu
ne vasıtalarla öğreneyim bilnıiyorum .
4 — Gâh h a ttı ve beni, gâh gözü, gâh kaşı benim hicran
gecesi tadaı- kara bahtlı olm am ı istiyor.
5:— Ey Selim, saçı ateş üzerinde kıvrılıp bükülm edi, şen
deki bu ıstırap (piç-ü tâb) ve perişanlığa sebep ne ki?..
188
GAZEL
»179 -
1 — Yazık ki gönül bir lâhza hicrandan kurtulm uyor. Can,
tenden, ten can belâsından kurtulm uyor.
2 — Cihanda güzel yüz seven aleyhinde daima kötü söz
söylerler.
3 — M ecnun gibi m elâm et diyarına ayak basan, ölmedikçe
o m eydandan kurtulm az.
4 — Güzellerin h a tt-ü hâline âşık olanın o gizli gam dan
kurtulm ayacağı aşikârdır.
5 — Aşk ıstırabm in m uhterem harem ine m ahrem olan in
san, m ahşere kad ar m ihnet ve m ahrum iyetten k u r tu l- '
maz,
189
GAZEL
- 180 -
1 — N ihayet bağrım kan oldu. Ve ben d ertten kurtuldum .
A yrılığiııın ilâcı ancak öldürm ek hassasına m aliktir.
2 — Bir öm ürdür aşk denizinde dalgıçlık ediyorum . Elim e
gözüm den akan yaş incisinden başka bir şey geçmedi.
3 — Ey yoldaşım, onun aşkının gamı u ğurunda ölmezsem
bana hulûs-i kalb ile ihlas okuma.
4 — M elâm et çölünde bir kasırga görürsen bil ki o Mec
nunun aşk m acerasını duyup rakseden bir fakir {jen-
d e -p û ş ) dir.
5 — Ey Selim, aşk şiirinde veod ve yanıklık olm alıdır. Yok
sa yüz tane nev-.zeimm m anâ ve incelikler bir hiibbeye
değmez.
190
GAZEL
- 181 -
1 — Aj" yüzlü sevgilim, güneşten nasıl ziya istenirse beiı
de senden veîa istiyorum .
2 — Bazan veîa da ediyorsun, lâkin bundan m aksadın ce
fadır.
3 — Senin didarm in aşkı ile rüsva oldum. Yoksa kim ken-
dikendıni rezil' etm ek ister?
4 — Ey zâhid, haydi sen selâm et diyarına git. Bizim gönlü
m üz belâ istiyor.
5 — Bazan küzıyorsun, bazan naz edip^ 'bizi azarlıyorsun;
hulâsa iT/aksadın bizi öldürm ektir.
6 — Ben. başını senin eşiğine koym uş bir köpeğim. Başka
neresini istiyebilirim ?
7 — Selim î’ye yabancılık gösterm e; sevgilim st-r. de bir aşi
na istivorsun.
191
GAZEL
- 182 -
1 — Senin derd-ü gamını devaya değişen, niye değiştiği
için sonunda pişman, oİTnuştur.
2 — Senin aşkına tu tu lan cefakeş fakirin gönlü, b ü tü n sev
gisini vefa ile m übadele etti.
3 — Senin sevgin ile canım yok oldu ve aşka bağlandı. F â
niliği verip bakiliği aldı.
4 — Senin aşkın uğurunda canını vermeyen.; saltanatı be
davaya değişmiştir.
5 — Selim î gibi benim gönlüm aşk şehinşahlığm ı ekle et
mek için cihan padişahlığını belâ ile değişti.
1,92
GAZEL
- 183 -
1 — Sevgilim, _yüzündeki beaîer, güneş yanağın üzerinde
noktalara benziyor. H attının tazeliği yannıda ay da gül
gibi haset ıstırabı içindedir.
2 — H er ne kadar (H uda — ) kelim esinin üzerinde de
bir tek nokta râ rd ır am m a senin dudağının devrinin
noktası şayan-ı hay ret bir şeydir.
3 — Güzelliğinin sahifesinden m isk renkli hattını kazma;
A llahın su n ’u içinde sehiv ve yanlış b ir h a t hiç olur
m u?
4'— Yanağının gülü üzerinde h a t sebzesi yetiştiği zaman
gözüm-ün çeşmesinden h er tarafa yüz tane Şat nehri a k
m aya başladı.
5— A şk 3‘üzünden m elâm et denizine gark olan Selim, bir
su kabarcığı gibi âvâre ortada dönüp dolaşm aktadır.
Y avH z Selinıt D i v a n ı : Î 3 19fl
GAZEL
- 184 -
1 — Ey canım, senden uzak kaldığım zam anlar m ihnet ve
gam a kanaat ettim . Senin gibi bir padişahtan zulme,
siteme razıymı.
2 — Senin a§kınla M ecnun gibi şükretm iyorum ; fakat ka
naat ediyorum . Ben ım h z u n .gibi bu vaziyete düşmüş
bağrı y aralı b ir âşık daha yoktur.
3 —■F akir gönlüm ün ahvalini nasıl sana şerhedeyim ; o
daha önceden yaralı caniyle adem m ülkünde kanaat
, edip kalm ıştır.
4 — «Gönlün yağm a ediliyorsa m üteessir olma; bil ki biz
onu perişan ediyoruz» dedin; doğrusunu söylüyorum ,
Billahi kani değilim.
5 — Sâlîi, m adem ki cihan fânidir. Kadehi getir, ne d u ru
yorsun? B ugün Selimi, Cem m ülküne dahi kani değil
dir.
194
GAZEL
- 185 ..
1 — Ay yüzlü sevgilim, seııin aşkından gelecek dert ve be
lâya razıyım . Senin didarinın aşkı içinde daim a her
cefaya razıyım .
2 — D ünya kolay kolay benim gibi bir divane daha göre
mez. Hem gönlündeki gam ile m em nun hem aczinden
' hoşnut.
3 •— Senin zülfünün yüzünden geceleri yüzlerce şikâyet et
sem seher vakti sabah rü zg âıin m haberi beni yine her
şeye razı eder.
4 — Ey .güzeller padişahı, arasıra halim i sor, fakir dilenci
yi bir tatlı dil, güler yüz de m.-emnun eder.
5 — Gözün ne kadar cefakârdır. K ötü huyluluğundan, sar
hoşluğundan dolayı, ne hicranı ile beni öldürüyor, ne
de vefakârlık gösterm eye razı oluyor,
6 — Senin cemalinin ayı ve güneşi olm adıktan sonra felek
ler beni dünya saltanatına razi edemezler.
7 — Nasıl senin yüzüne Selimî gibi gözlerimi dikip b ak a
bilirim. Bizim gözümüzü ayağının tozu doyurm uştur.
195
GAZEL
- 186 -
1 — Ey güzel, yanağın bahçedeki beyaz gülü; saçların sün-
bülü kıskandırıyor. F akat bundan âşıklarına ancak gö
n ü l âhı (gönül dtım anı) ve aşkın karasevdası düşüyor.
2 — K aşların işve ve naz ile çatılınca, bu manzara, bir ba
dem için iki karganın m ücadelesini andırıyor.
3 — D erd-ü gam ile dolu gönlüm ancak senin okunla açı
labilir, Sanki senin her okun bu bahçenin anahtarıdır.
4 — Canım feryattan başka arkadaş ve dert ortağı bulm a
dı. O; çemen sahnında bana gönül kanından şarap ver-
di.
5 — Ben öldükten sonra âşıkların gönlü bana o kadar ya
nar ki, benden o kadar bahsederler ki, onların dilleri
benim m ezar taşım olur.
6 — K apındaki köpek dün oyun olsun diye eteğimi kaptı.-
Ben de M ecnun gibi ona sarı benzim in altınından he
diye verdim .
7 — Selim’in şimdi bütün m eşguliyeti onun didarının aşkiy-
le dünyaya rezil-ü rüsvâ olm aktır, Yarabbi! bana h u
zur ve rah at köşe,si nasip etme!
196
GAZEL
- 187 -
1 — B ir ay yüzlü sevgilim v ar ki gönlüm bir an onun der
dinden kurtulm uyor. A şktan (m ihr) canm> dudağım a
geldi. O insafsız nâ-m îJırbân (ay yüzlü sevgilim ) b e
nim le alâkadar bile değil. R ahat ve sakin.
2 — Âlemi zülfü gibi perişan ettiği halde kendi h u z u r için
de. Aşkının elemi bir cihanı yaktığı halde o cihanla alâ
kasını kesmiş, kendi âleminde.
3 — Gözü ve kaşı ile —ki güzellikte birbirinin üstadı ve şa
kirdidir— ok ve yay kullanm adan benim gibi birçok
larının kanını dökm üştür.
4 —-Ey ölüm, eğer b ir pairça m erham etin varsa beni toprak
altında gizleme. O gönüller alan sevgilinin 'aşkının yü
künden kurtulm ak istem iyorum .
5 — Gâh canın, gâh gönlün im innetini niye çekeyim? İşte
ham dolsun can benim m ihnetim den, gönül de candan
kurtuldu.
6 — D ağlar, kırlar benim- şöhretim le doldu. M ecnun gibi
divane olan ben b ü tü n bunlardan bihaberim .
7 — Selim, gam yolunda bir toz olup hayat vazifeni sona
erdir ki bu âhir zaman kavgasından kurtulasın.
197
GAZEL
- 188 -
1 — Yazık dünyada m ihnetten başka bir şey bize nasip de
ğil, daim a hor ve hakir oluyoruz. Yazık! Dostlarım ız
dan hiç bir dostluk görem iyoruz.
2 — A y yüzlü dilberler çok am a şefkat (m ihrbani) o k a
dar az ki... D ilberler çok ama, yazık, bir tek dildar yok.
3 —■Ölm ek istedim ; fakat yazık ki bu birkaç günlük hayat
tan elime geçen şey ancak gönül incinm esidir.
4 —fB ir ay j^üzlü güzele gönül verdim ; fakat onun geceler
kadar siyah kâkülünde ne yazık ki hileden, iğfalden
başka birşey görm üyorum .
5 — Ey Selim, camatı bu ten zindanından bıktı usandı. F a
kat yazık ki beni bu m ahpesten kurtaracak bir halâs-
k â r görm üyorum .
198
GAZEL
199
GAZEL
- 190 -
1 — Yine a y n h k acısı yüreğim e işledi. Zaten ölmüştüm ,
ajnrılık beni bundan beter bir hale getirdi.
2 — N e olur ölüm biraz daha çabuk gelse! Z ira ayrılık ile
perişan olan bu yarım canım beni yaktı, bitirdi.
3 — Y arabbi a rtık beni k u rta r; bir gün belâ ve m ihnet, er
tesi g ü n ayrılık ıstırabı... B ıktım usandım.
4 — A dem m ülküne giderken bana yoldaş olacak hiçbir
dostum yok; bu dostluğu bana ancak ayrılık azabı ya
pabilir.
5 — Ey gam, dert diyarında beni ve gönlüm ü yalnız bırak
ma. Z ira firak denen b u varlığa itim adım ız yok.
6 — E ğer bu ay rılık acısı benden başkalarına da sirayet:
etseydi dünyada gönül hastalığından ölm eyen kimse
kalmazdı.
7 — Selim, canım ı veriyorum.; fakat, ne yazık, firak o k ad ar
cefakâr ki beni bu bedelle bile başa baş kabul etm iyor.
200.
GAZEL
- 191 -
1 — ÂlelîKÎe çok kim seler ay rılık tan d ert yandılar. Fakat,
bu ayrılık destanı en İDÜyük belagat ve ifadesini ben
de bıoldu.
2 — D ert diyarında Mecnun, Vâm ık, F erhad nam bırakm ış
lar; ben ise ayrılığın tim sali olm uşum dur.
3 — İsrafil, sû r’u ö ttürdüğü zam an benim ayrılık yüzünden
feryadım ı işitirse korkusundan A llaha sığınır, (kula
ğını çeker).
4 — A yrılığın beklenm eden hücum eden belâlarını o kadar
görm üştür ki visal zam anında dahi gönlüm huzur ve
sükûna kavuşmaz.
5 — Ey vefasız felek, kendini koru; zira ciğerim den gizli
ayrılık ateşi şimşek gibi yükseldi.
13 — Ey Selimi, benim gönlüm deki ajrrılık m uhabbetini ci
handa h a ttâ tasav v u r edecek b ir gönül v ar m ıdır?
201
GAZEL
- 192 -
1 — Gerçi A llahın iradesi taallûk etti ve Peygam ber mucize
gösterip ayı parm ağının bir işaretiyle ikiye böldü.
Fakat ayın başı üzerinde senin güzelliğinin tacı geceyi
parçaladı.
2 — Senin hattının suretinde çok m anâlar vardır; fakat zâ-
hid bunu ne bilsin, sahifejd bir yüzünden okuyor. (Bir
cephesini görüyor, m anâlarını derinleştirm iyor).
— Ben aya benzeyen yüzünün aynasında H akkı gördüm-.
Benim gibi seni m anâ göziyle gören herkes (cHak» de
di.
4 — Sofî her zam an (maani) den bahseder an'ıma onun aş
kının ■(m antık) m m (beyan) ında söz söyliyemez.
5 — Ey Selim, bana Ferhad, M ecnun efsanelerini sorma.
Ben âşıklık hususunda onları çok geride bırakm ış bir
adamım,
202
GAZEL
- 193 -
1 — Ne olur gönJüm aşka daha fazla m üptelâ olsa... Zira
aşk belâsı hiç bir belâya benzemiyor.
2 — Senin uzun saçların rü zg âr ile dağılınca aşk havasiyle
öm rüm üzü rüzgâra verdik.
3 — Ey canım, sen vefa etsen ae etm esen de m em nunum .
Yalnız gönlüm üzden aşkın cefası eksik olmasın, bunu
istiyoruz.
4 — Ne güzel olur, F erhad ve M ecnun efsaneleri gibi biz
den de âlem e aşk n ü kteleri yadigâr kalsa!..
5 — Senin aşkının sayesinde Selim i gibi yüzlerce kem al
g ö stere rek cihana p ad işah ve aşka k u l (dilenci) olm’U-
şuz.
203
GAZEL
- 194 -
1 — Gam diyarından hiçbir vech ile kurtulm am a imkâîi
yok. Eğer A llah m uvaffak ederse buradan ancak didar
KâbesLne gidebilirim .
2 — Nasıl zevk ve safa darüşşifasına yol bulabilirim . Benim
dertten başka; bir arkadaşım yok ki!..
3 — Gönlüm den yükselen ah aleviyle bir erguvan fidanına
döndüm. K irpiklerim den lâ ’I ve akik dallan yetişiyor.
4 — Aşkından yandım ey peri, bana acıdığın günü görebi
lecek miyirr>?
5 — Saçlarını ne kadar sevdiğim i, hicran ile can verdiğim
gün anlıyacaksm .
6 —^K anlar saçan gözüme öyle hakaretle bakm a. Bu derin
derya lâ’l ve inci m adenidir.
7 — Bazan Selim î’n in halini sor. O ağlaya ağlaya b ir girdap
gibi göz yaşı denizine batm-ıştır.
204
GAZEL
- 195 -
1 — o ay yüzlü güzel çeıık (m usiki âleti) dili ile halini be
yan ediyor. Bu sebepledir 'ki (bu yüzdendir ki) çengin
ağzı hayretinden açık; kalm ıştır.
2 — Vecd ile dinle ki çenk, firak nağm eleriyle aşkın şerh
ve beyan destanını terennüm ediyor.
3 — Başının üzerinde kâk ü lü nasıl canlar riştesi ise p a rm a
ğı da çengin can telini inletiyor.
4 — Sözle sazla biraz gönlüm ü eğlendireyim , İstırabım ı
unutayım diyortom; çenk coşup feryada başlayınca
benim derdim ziyadeleşiyor.
5■— Çengin kem iğindeki gam delikleri ekserij>'a akrebe
benizyen sij'^ah saçlarının iğnesindendir.
S — Gönül, çenk ifadesini aşk dili ile beyan etse dahi, bu
hasta canım, onun ahvalini lâyıkıyle anlatam az.
7 — Selim gibi hiç kim se hal (vecd) m akam ında çengin
gizli sırrından haberdar olamam-iştır.
205
GAZEL
- 196 -
1 — Sâkî şarap ver; şu sararm ış benzim e kan gelsin. Ey
m utrip, çengini çal, gönlüm vecd içinde kalsm .
2 — Çenk, senin ayrılığ.mı tah ay y ü l ederek dilsiz dilsiz
feryad ediyor. Daha o belâya uğram adan yalnız tahay
yül ederek feryada başlayan bu çenk, ne kadar âcizdir.
3 — Saçların cam m m boynuna zincir saİTnıştır. Benim ca
nım ı ezeceksin diye (benim canım için) her an bir be
lâyı ayak altında ezme.
4 — Senin çengine lâyık bir m-ızrap' olabilm ek için hilâlin
parm ağı, zayıflıktan m ızrap gibi oldu.
5 — Çenk çaldığın zaman canımı sana versem , yine sana
lâyık' bir hediye verm iş olmam. Bu âciz Selimi, nc za
m ana kadar sana karşı böyle m ahcup kalacaktır?
206
GAZEL
» 197 -
1 — Benim gibi kim se gönül m üptelâsı olmasın. Gönlüne
u yup m ahzun canını rüzgâra verm esin (m ahvetm esin).
2 — M ihnet ve m ah rum iyet belâsmdan. yapılan bu gönül
binası, galiba a§k şahı için yapılm ış k i içinde yüzlerce
gam dağı vardır.
3 — Daiana ıstırap ateşi içindeyim ; bazan gözüm bana zu l
m ediyor, bazan gönlüm, cefa ediyor; ne yapayım, bun
lara ne çare bulayım ?
4 — Camın, sevgilim, sen ister bak ister bakma, biz gönlü
m üzün tem izliği ile senin cemaline vefakâr bir ayna
yız.
5 — Selimi, ben a rtık adam olmam, şifa bulm am ; zira gö
n ü l m-acerası beni âleme rüsv,a etti.
207
GAZEL
- 198 -
1 — A şktan yüreğim kan oldu. Bu yürekle sevgilime karşı
o dei'ecc m ahcubum ki hayalini dahi gönlüm den geçi-,
rem iyorum .
2 — H asret dolu gönlüm dostun kerem inden mahcup, çöl
yolunda m enzil m enzil kaçıyorum .
3 — Gönül, aşkm nazarm ın kıym etini önce bilm edi; bun
dan sonra m ahrum iyet diyarından güç kurtulur.
4 — Gönül onun, cevr-ü zulmünü, o kadar sevij^or ki ben
sevdazedeyi cihana rüsva eyledi.
5 — Ey Selim i dostun huzuruna bu ağlayan gözlerinle gi
dersen başını yukarı kaldırm a, belki o kadar ağla ki.
gözyaşlarının içine bat, kal.
208
GAZEL
- 199 -
1 — Senin güzelliğin, sim anın şem ailini si.hr ile k a n şü rm ış.
Saçmın her telinde yüzlerce haile ve büyü asilmiş.
2 — SeiTin kaşm sahifenin başına m eşk olarak yazılm adık
ça güzellik sahifesi üzerine risalelerce inşa yazılmadı.
3 — Sana herkesten evvel âşık olduğunu iddia eden adam ,
ayrılığın ıstırap ve kederlerini delil olarak getirm elidir.
4 — E ğer H ızır, senin taze (yeşil) hattından ve dudağından.
uzak düşerse A llaha yem in ederim ki ölümfü senin hic
ranınla yaşam ağa tercih ederim,
5 — Gönlüm, senin kılıcını canım ın boynu üzerinde ham a-
yil gibi gördüğü anda varlığın felâketlerinden fitnele
rinden kurtuldu.
6 — G örüşüm üzün kem alinden ve hakikati gördüğüm üz-
dendir ki senin ay gibi yüzüne bakm aktan âciziz.
7 — Seli.mî, hicran m aksuresinin (hünkâr m ahfili) şahiıı.-
şahıdır. Gönül dert ile yaşar, ask ıstırabını sever.
210
GAZEL
- 201 -
1 — Yine bir bülbül gibi gülistandan a y n düştüm . Âşık
oldum, sevgilim in diyarm dan ayrı düştüm .
2 — Ey gam, sabaha kadar bana m'üsaade et; beni hicran
gecesinde öldürme. Zira bir güneş yüzlü sevgiliden ay
rı düşm üşüm .
3 — Gönlüm, onun saçlarını, yanağını anarak, ay gibi sev
gilimden bir karanlık gecede ayrı düştüm diye feryad
ediyor,
4 — Ey dostun hicraniyle ne hale girdiğim i soranlar, o ka
dar biliyorum ki ben bir yardan ayrı düşmüşüm! (Faz
la bir şey sorm ayınız).
5 — Ey Selim, beni ayıplayanlar öyle bir yardan nasıl bir
ıstırap içinde ayrı düştüğüm ü bilm iyorlar.
2U
GAZEL
- 202 -
1 — Ben senin; aşkınm yolundan kan içinde geldim. B ir h a
lime bak, ipek bitap, pek bitkin geldim.
2 — M ecnun gibi senin aşkınla öyle kendim de değilim ki
nasıl gittim , nasıl geldim bilm iyorum ,
3 — A yrılığından o kadar zayıf, o kadar hastayım ki gali
ba ben b ir güzelin ufacıcık ağzından çıkıp gelmişim.
4 — Hicran, senden ayrı beni öldürm ek istiyordu. L âkin
bak sana üm it bağladığım için nihayet ona galip gel
dim.
5 — Y üzüm ü ayaklarına sürersem beni ayıplan'>a! Çok ası
kım , çok m uztaribim , hiç h u zu r ve rahatım j'^ok.
6 — Senin didarm m karşısında b u kendinden geçen haki
kat ben m iyim, yoksa yine hayalen m i vuslat harîm ine
girmişim?
7 — Senin saçlarının örgüsünden uzak Selim' gibi M ecnun
olmuşum. Zira şimdi eskisinden beter mecnumuim.
210
GAZEL
- 203 -
1 — K anlı yaş döken gözümü hayalinle aydınlatınca insan
lar (m erdüm ler) arasında onun yeri m uayyen oldu.
2 — Beni kin kılıcı ile öldüresin diye yüzlerce günah işle-'
dim. Bu fen (hile) ile kendim i aşkının yolunda (fena)
m ertebesine eriştirdim .
3 — Senin okunla o kad ar pencere açtım ki gömleğim zırh
gibi göz göz oldu.
4 — Y anağının gülünden ayrı hangi gülgende m e sk e n 'tu t-
tum sa gönlüm ve canım dert ateşinden o anda külhan
kesildi.
5 — Ey Selim i, âlem b ile aşk sultanm a lâyık değildir. Ben
b u viranede zarurî olai'ak kendim e bir külhan yaptım .
213
GAZEL
- 204 »
1 — Askerim le İstanbul tahtından hareket edip İra n ta ra
fına sefere çıktım. Kızılbaşı ıttelâm et kanına garket-
tim .
2 — M ısır valisi can-ü gönülden benirH’ azm -ü him m etim in
kölesi oldu. P adişahlık sancağım dokuz feleğin fevki
ne yükselttim .
3 — N usret çengini (musiki âleti) zafer bezm inde çalm aya
başlar başlam az bu m üjde Ira k m ülkünden Hicaza ka
dar yayıldı. (Irak, Hicaz m usiki m akam larıdır).
4 — K ılıcım d an . M averaünnehr kana garkoldu. Düşm anın
gözünü Isfahan sürm esinden m ahrum ettim^
5 — D üşm ana bir nazar edince gam sıtm asından ter içinde
kaldı ve her kılm dan A m u n ehri aktı.
6 — M ülk tah ta sı (bisat; oyun tahtası) üzerinde devlet şat-
rancım oynam aya başladığım zaman H ind şahı, âkil
(Ferzane) askerim in kaı-şısında m ağlûp b ir fil haline
geldi(pil-i m at).
7 — E y Selimî, m ih r-ü vefa potasuida altın gibi eridikten
sonra cihaıa m ülkünün parası üzerine benim ismim y a
zıldı.
214
GAZEL
- 205 -
1 — Bir gece senin diyarında gecelem em işim ki göz yaşım
dan yeryüzü çam ur deryası haline gelmemiş olsun.
2 — Bir gün gam elini neşat define vurm adım ki güneş ve
sy ı o defin zilleri yapm am ış olayım .
3 — Seni o kadar seviyorum ki asla güneş aynasını senin
aylar kad ar parlak yüzüne karşı tutm adım .
4 — Yüzbinlerce derdini çekip sabrettim,; fakat b ir gün
senden gönlüm ün m uradını elde edemedim.
5 — Zâhid’in sohbetinden gözyaşı gibi kaçtım ’. Divaneyim
âkillerle sohbet edemiyorum.
6 — Selim i sevgiliden a y rı (lâm — gibi iki büklüm ol
dum-, fakat bunu sevgilinin boynuna ham ail yapm adım .
215
GAZEL
- 206 -
216
GAZEL
^ 207 -
], — Ben onun sevgisi vadisinde beyhude (bedava) dolaş
m adım . O nu aram ak için sabah rüzgârı gibi her k a p ı
ya baş vurdum .
2 — Onun benine âşıkım ; Â dem P eygam ber gibi bir da-
ne uğrunda yüzüm kara oluyor. G üzellerin saçlariyle
benleri beni belâ tuzağına düşürdü.
3 — M ecnun aşk yüzünden benim çektiğim cefayı çeksej^-
di âşik olduğuna bin kere pişm an olurdu.
4 — Benim de bülbül gibi nağm elerim vardı. F ak at bir
gülden ayrı düştüm . Canım m ahvoldu, gam dikeni b e
ni öyle harap etti ki nihayet herşeyim m ahvoldu (bî-
neva) oldum.
5 — Gönlüm de cananın hasreti, fikir diyarına daldım. Dö-
nüncej''e kadar o yâr-ı canım bana arkadaşlık etti.
6 — A ğlayan sineme dağ ve elifle ah yazdım vp bu suretle
âşıklık diyarında tabl-u âlem (davul, dağ, bayrak; elif)
sahibi (emir, şah) oldum.
7 — Selimi, ben de M ecnun gibi aşk m ülküne sahip olun
caya kadar saltanat aşkı (mihr, güneş) ile ne kadar
fakirin kapısının etrafm da dönüp dolaştım,
217
GAZEL
- 208 -
1 — o kıvrım' kıvrım saça o kadar âşık oldum ki nihayet
ondan k at’ı r ^ a r ettim , kendim de m ahvoldum .
2 — Aşk belâsını çok kimse çekti; fakat benim gibi kimse
onun, uğurunda bu kadar belâ çekmedi.
3 — Senin visalini an arak çim enlerde o kadar dolaştım, ya-
nağm gibi güzel kokulu bîr gül bulm adım .
4 •— Senin aşkını herkesten gizliyordum . D ayanam adım
ansızın bir ah ettim ; herkes bu sırrım ı tınladı.
5 — Ö ldükten sonra vücudum u yolunun toprağı ile ört.
Ben bu kefenin aşkı ile senin uğurunda şehit oldum.
6 — Rakip .bana düşman, dostlarım derdim i dinlem ekten
bıkm ış. B ak senin askın yüzünden insanlara karşı ne
kadar rü sv a oldum.
7 — Selim, o sert şehsuvar peşinde kendim den geçtim-, v a
tandan bıktım .
218
GAZEL
- 209 -
1 — o peri evlâdı olan güzelin cemaline öyle delicesine âşı-
kım ki âh-ü feryadım dan kom şularım sabahlara kadar
uyuyam ıyorlar.
2 — Evvelce hal ehli bana aşk ve âşıklık nedir öğrettiler
de haindolsun bu dertsizlikten kurtuldum ,
3 — Rüzgârın, onun visalinden bana getirdiği koku saye
sinde güle ihtiyacım yok. Fidan boyunu gördükten son
ra serv derdinden (âzad) oldum,
i E ğ e r o Leylâ değilse niye ben Mecnun gibiyim. Eğer
o Şirin değilse niye ben F erhad (suretinde) yim.
5 — Selim i d e rt içindedir; sevinçten nasibi yoktur. Onun
için dünya m eserretlerinden kederleniyorum , gönlü
m ün derdi beni sevindiriyor.
219
GAZEL
- 210 -
1 — Hicrana tak atim kalm adı. D ertli oldum. Ey vefasrz,
biraz olsun; acı, helak oldum.
2 — Mesiha, ibenim ayağm ıı öperdi. H atb u k i Iben. setvia
kapm daki köpeklerin ayakları altında toprak oldum,
3 — D ert v e hicrandan yakam ı, göğsüm ü parçalaya parça-
laya kiliseye g ittikten sonra gönlüm- artık tekkeyi iste
miyor.
4 — Gönül dam arı saf şarap hasretinden kurudu, artık bir
dam la kanım kalm adı; k u ru asma dalları gibi cayır ca
yır yandım . ,
5 — Selim gam cehennem inde yandım am m a âşıklıktan
başka ne günah ettim se hepsinden pîr-ü pâk oldum?.
220
GAZEL
- 211 »
1 — Senin visalini düşünm ek beni hicrandan beter öldürü
yor. Ç ünkü beni diriltiyor, bir kere daha öldürüyor.
2 — A y yüzlü sevgilim, senden başka bir şey istem iyorurn;
bir kere bana bak! Ne; yapayım senin gözün daim a bir
bakışla beni öldürüyor.
3 — O kların ne gönlüme,, ne ciğerime isabet ediyor. Bu
dertli gönlüm, bu hûm olm uş bağrım (ciğerim) nihayet
beni b ir gün m uhakkak öldürecek.
4 — Beni öldürm ek kasdinde olan hicran günü, ne olur ke
rem etse de bugünden öldürst-,
5 — Sarhoş gözün seni takip edemiyeyim, gönlüm hasretle
dolu yollarda kalayım diye beni yol üzerinde ö ldürü
yor,
6 — K ıvrım kıvrım saçlarm dan uztık, hicran içinde ah edi
yorum . F akat bu ah, senin gönlüne tesir ederse beni
öldürür,
7 — Ey can âfeti, senin diyarında Selim i gibi beni de visal
tatarı (postacısı) her an b ir haber getirerek öldürü
yor.
221
ciAZEL
- 212 -
1 — Saçının her telinde yüzlerce naz-ü istiğna belirdikten
sonradır-ki kaşların gazaplı halini terkeder.
2 — H er an bana bir kere bakar diye üm itlendiğim bu a l
datıcı gözde (nerkis) ne yazık ki uykudan başka birşey
göremedim.
3 — Beni cevr-ü cefa ile öldürürsen de gam yen>em. Z ira
evvelce de senden bir vefa görm üş değilim ki!..
4 — D idannm m um u etrafında pervane gibi gam ateşine
yandım, uçamadım .
5 — Toprağım ı rü zg âr senin diyarına ' savurduktan sonra
a.jk yolunda ne kadar şerefli olduğum u anladım.
6 — Ey canım ın sevgilisi, gönlüme çok sır sakladım. Fakat
bu sırrı senden daha iyi bileni görmedim.
7 — Senin ayrılığından h er gece rüyam da dertli dertli o
kadar ferj^ad ettim de kim senin bu sfganm ia iştirak
ettiğini görmedim.
‘222
GAZEL
- 213 '
1 — o ay yüzlü sevgilünden a y rı çektiğim ıstıraptan şikâ
y et etm iyorum , ölem-iyorum, bana asıl belâ hayatım
dan geliyor.
2 — A yrılığın karanlığı gecelerim i çok m übarek bir hale
getiriyor. Bu kudsiyet bana v^ahdetin ne tecellilerini il
ham ediyor.
3 — Bana, «oxı.un gözünün hastalığını niye sorm adm?» de
meyiniz. O andaki utancım dan şimdi utanıyorum .
4 — Ağlayan gözüm birçok lâ’l ve inciye m aliktir. Fakat
bu zenginliğim beni rüsva etti.
5 — Selim i padişahlık istem-iyorum. Y ârım ın kölesiyim.
Ben bu köleliğim den dolayı şehinşahmı.
223
GAZEL
- 214 -
1 — Karjm lık gecem, senin ay yüzünle aydınlandî. Kim se
benim kadar uyanık - bahtlı değildir.
2 — Y aralarla gönlüm bijr gülzara, vücudum bir lâleye
döndü. D ünyada kimin böyle bir bağ bahçesi vardır?
3 — B aşkalarının yanında bana düşm an kesildiğini görün
ce anladım ki âlem de benim sevgilim gibi bir sevgili
yoktur.
4 — Bana «onun diyarını terkedip cennete gel» dem’eyiniz.
Ben gölge gibiyim; b u duvarın dibinden hiç ayrılır mı-
yım?
5 — Gönlüm de gam hastalığı her an ziyadeleşiyor. Bu ne
vi hastalık adam öldürürse hay ret ederim.
6 — Ey zâbid ister zikr ile m eşgul olayım, ister o saçı dü
şüneyim. Benim tesbihirh ve zünnanm dan sana ne?
7 — Ey güzel. Selimi, senin saçının kıvrım-mda kalan gön
lünü istiyor. H er ne kadar bundan utanıyorsan da söy
le barj ben utanayım .
224
GAZEL
- 215 -
1 — B ir güneş yüzlü dilber istiyorum . Ben M ecnun bu gece
yine ne belâya düştüm .
2 — Ey uyku, gözümden çekiL bu gece hayalim le bir ayağı
öpmek istij'’orum.
3 — Ben kimim ki senin gibi bir güzelden vefa üm it ede
yim. Bekliyorum ki bana acıyıp cevr-ü cefa edesin.
4 — H er gecesi matem- içinde geçen ben bedbaht nasıl ar
kadaşlarım ı zevk ve safaya davet edebilirim ?
5 — O cennet hurisinin didarı gülünden uzak> Selim gibi
ağlayan bir bülbülüm , feryad terennüm ediyorum .
- 216 -
226
GAZEL
~ 217 -
1 — Daima gönlümde bir katilin kılıcının derdi var. B u ne
acaip gönül derdidir ki kim se halim i sormuyor!
2 — Yüzüm gözüm toprak'içinde, ağlıyorum ey zâh'it. Ben
nasıl K âbeye giderim! G örm üyor m usun ki başka yer
de alâkam var (elim su ve çam urdadır).
3 — Zevk ve safa menziline varam ayıp geri kaldımsa, sev
gilim, m em nunum . Z ira hiç olmazsa senin diyarının
toprağı üzerinde konakladım .
4 — Onun saçının sevdası bir k üfürdür ve ben ondan canı
m ı ku rtarm ak -istiyorum. M üslüm anlar, ben zavallı
âşık ne batıl fikre saplanm ışım bakınız!
5 — Zülfü kıvrım kıvrım , kâkül desen o da öyle! Kaşları
çatılmış! H er taraftan ne m üşkül belâya uğradım Ya
rabbi!
6 — O ay yüzlü uzaktan Selim î’nin feryadını işitince:
«Âlemde ne kabiliyetli bir âşıkım (dertlim) varm ış
hayret!» dedi.
227
GAZEL
- 218 -
1 — Hicrgn gününde sarhoş oluyoı-j derdimi unutuyorum .
Bu nasıl adalet ki mülkü, (vücut m ülkünü) harap ede
rek m am ur ediyoruîn.
2-— Visal gecesi beni anarak söylediği her sözü, onu ana
rak o kadar tek ra r ediyorum ki m ahşere kadar hatı
rım dan çıkmaz.
3 — D ertli gönlüm keder dağı ile o kadar yanıyor ki top
rak olmuş sinemi lâle gibi rüzgâra veriyorum . (Lâle
nin ortasındaki siyahlık).
4 — O ne güzel aşktır ki bîri halim i sorsa, dağlara ka.çayım
feryad ede 3'’im, ve F erh ad ’ın matem-ini tutuyorum , di
yeyim.
5 — Selimi, bazan sarhoş, bazan hicran ile kendim den geç
m iş , (bîhuş) bir haldeyim . Dünj?a gam ından kendi
mi böyle kurtarabiliyorum .
228
GAZEL
- 219 -
1 — o güm üşler gibi beyaz tenli sevgilinin hicranı ile öl
m ek istemiyorum.. Zira ben ansızın ölürsem hicran beni
öldürdüğü için bednam olur.
2 — Ey ölüm, gönlüm de onun b u kadar hicran acısı var;
buna sekerat acısım da ilâve etme! lütfet; git b ırak ben
kendikendim e öleyim, i
3 — Ne bende söz söyliyecek k u d ret var, ne o bana bir söz
söylüyor. Ey canım, vücudum u terk et te onun huzu
runda bir söz için ölmüş olayım.
4 — Şirinin diyarından böyle çekildimse h a y re t etm eyin.
Belâ dağında Fei'had gibi kendi elimle ken'dimi öldür
m ek istiyorum .
5 — Yarabbi! Beni bir kere daha o ay yüzlü sevgilim in
ipeklere (1) benzeyen diyarına götür. D ağda bajnrda
böyle kefensiz ölüp kalm am reva değildir.
6 — Onun aşkından bahsedersem (nefes vurursam ) garez-
kârlardan korkuyorum . Selim i en iyisi budur ki bir
kere bahsedip (bir nefes vuru.şta) ölüp gideyim'.
229
GAZEL
- 220 -
1 — Visal günü o nazenin sevgilim in didarm m h araretli
sevdası ile ölüyorum . Yarabbi^ bana yüzlerce defa böy
le ölüm nasip eyle,
2 — Evvelce gönlümde onun aşkı yüzünden ne güzel ke
der ve kin. (endûh ve kin) vardı. Yarabbi! sonunda'da
bana böyle gam lı (endûhgin) ölüm nasib et.
3 — M ahşerde, Cenabı H ak tevfikini refik ederse, ancak o
kaşların karşısında secdeye kapanarak ettiğim ibadet,,
bana şefaat edecektir.
4 — O kem an kaşlı güzel beni öldürm ek için ok atarsa
onun okunu tebcil ederek, onu takdir ederek can veri
rim .
5 — Onun ıstırabı, beni öldürürken fazla' üzülm esin diye
canımı yavaş yavaş vücudum dan çıkarır ve sonra m ah
zun m-ahzun ölürüm .
6 — Se!im.î’niu âlemde bir tek m uradı budur; gönlünün,
o nazenin sevgilisi yolunda âciz ve bitab ölmesi.
230
GAZEL
- 221 -
1 — Fenâ iklim inde ınum gibi ağlaya ağlaya eriyor ve ölü
yorsam da hiç m üteessir değilim. Zira bir sevgili uğu
runda ölm ek insan için baki b ir devlettir.
2 — Evde otursam o şuhun ayrılığı, sokağa çıksam ağ
yarın ta'nı beni öldürüyor.
3 — Bu ne ıstıraptır Yarabbi! A şk derdiyle ölüyorum da
lalan hilekâr, zalim güzelin y&lunda ölüyorum diyem i
yorum.
4 — A şktan gönlüm, canım hûn oldu da gönlüm ün rahati
olan o dilberin bir şeyden haberi yok. Tabib d ertten
haberdar değil, ben-zavallı hasta ölüyorum,,
•5— Selimi, m adem ki y ar uğrunda ölüyorsun, niye feryad
ediyorsun? Ben böjde ölüm için her an yüz kere ölü-
rüm-,
231
GAZEL
- 222 -
232
;GAZEL
- 223 -
1 — Bir gece o perinin diyarında canım ı verm ek istiyorum .
Eğer feryad edersem; onun kapism daki köpekleri tak
lit ederim, o haberdar olmaz.
2 — H em e kadar lâyık değilse de hediye olarak canım ı
dudağım a getirmişimi M aksadım onun aşkının ıstıra
bını gönlüme m isafir; etm ektir.
3 — Benim gönlüm ün yarasından zerre k ad ar m üteessir ol
duğunu istem ediğim için oiıa halim i bildirm iyorum ,
4 — Lâle gibi yüzlerce defa gönlüm ün dağını gizlesem sa
rı yüzüm e akan kanlı gözyaglarından yine askım âleme
faş oluyor.
5 — Yarabbi! Ölm eden evvel gönlüm ün m uradım ver; bir
gece onun eşiğine başım ı koyup uyuyayım ,
■'6— Evvelce sabrım vardı, kendim i teskin ediyordum . A r
tık gönlüm bu ıstıraba dayanam ıyor, nasıl edeyim.?
7 — Bana: «Selim-î, b izim ;geçeceğimiz yolları göz yaşların
la s u la !)) diyorsun. Em rin baş üstüne (göz üstüne) na
sıl em redersen öyle yapayım!
233
GAZEL
- 224 -
1 — Bu ne haldir, daima kendim den geçmek, bir güzelin
didarı aşkı ile helâk olm ak istiyorum ,
2 — B ir ay yüzlünün yanağının aynasında A llahı gördüm.
Y arabbi!, E ğer ona eğri bakarsam gözlerim kör olsun.
3 — Güzelliğinden şikâyet ettim . D udağın dedi ki; «Ay
gibi daim a karşında tecelli ediyorum. Bu sana kâfi
değil m idir?»
4 — A yağını öpm ek bana m üyesser oirrıuyor. O ne dev
lettir, eşiğinde toprak olup b u dertten kartulsam !
5 — E y L eylâya benzeyen güzel b ir kadefle- benim işimi
tam am la k i M ecnun gibi divane divane dağlarda sah
ralarda dolaşayım.
6 — Seninle dost olmak bana m uhal. Onun için gönlüm
hasretle dolu, uzaktan uzağa yabancılaı gibi sana b a
kıp duruyorum ,
7 — Bu huysuz gönlümle ne yapacağım'i bilm iyorum .
O nun y ü m a d e ıi ne evde rah atım vev , ne seferde!
8 — H er an sana baksam h alk görecek diye korkuyorum .
Onun için bir gün gönlüm, canım sende olduğu halde
ben sözde başka yerde olayım.
3 — Gece bana; «Kirpiğinle köpeğim in ayağına batan di
keni çıkar» dedin. Baş üstüne (göz üstüne), eğer er
tesi sabaha kadar yaşarsam öyle yapayım!
10 — Senin kanlar döken gözün gibi cihan benim başıma
belâ yağdırsın, eğer kıl kad ar korkarsan; Selim i de
ğilim.
234
GAZEL
- 225 -
uMevlâna Ahdurrahvıan Câmîn yân gazelini tahmis
235
1 — Y arabbi .bana saadet tah ü n ı ihsan et demiyorum,
2 — M em leketler fethetm ek için bana zafer ve nu sret ver
demiyorum.
2 — D ert kazanm ak için aşk yoluna girm ek fu’satm ı ver,
demiyorum,
4 — Ben perişan biçaieye o devleti v e r ki,
5 — Bir gün }o zemane Süleym am ile beraber oturayım ,
4
1 — A ğlayan gönlüm o çene kuyusunun güzelliğine hapse
dildiği andanberi,
2 — H er gece Yarabbi, Yarabbi! diye feryadlarım aya, gü
neşe erigij^or,
3 — Ey ay yüzlü güzel, senin didarm dan uzak yıldızlar gibi
göz yaşı döküyorum .
4 — Senin nazik tabiatm dan korkuyorum , yoksa her gece
seher vaktine kadar,
5 — M ahallenin etrafm da ağlayarak, feryad ederek dolaşı
rım.
236
GAZEL
- 226 -
1 — Yine birisini h atırlay arak ağlam aya başladım. Gözüm;
hicranın arzu ettiği şekle girdi.
2 — Cananın zafran renginde m ektubu geldi. Onu gözüm ün
üzerinden o kadar ayırm adım ki gözlerim, sarılık has
talığına tutuldu.
3 — Visal günü onun yüzüne dikkatle bakayım diye gözüm
kendinden utandı ve perde arkasına gizlendi. (Gözle
rim e perde indi).
4 — Onun köpeği gönlüm le kan olmuş bir ciğer için çeki
şip duruyordu. N ihayet gözüm kefil oldu da sulh et
tiler.
5 — Âlemde sanem kadar' güzel sevgililerin visalleri gülü
dikensiz olmaz. O sebepten gözüm böyle kan içindedir.
6 — Gönlüm ü, güzellerin sevdası, yakıp kebap etti. Gözüm
ay gibi güzellerin aşkı peşinde koşuyor.
7 — Ey Selimi, o huri .yüzlü güzele bakm-ak için gözüm ;
gönlüm ün ve canım ın gözüne gözlük oldu.
237
GAZEL
- 227 -
1 — Onım yüzüne rakipler görecek diye her an bakam ıyo
rum . Onun için bir köşeye çekilip o ay gibi cemalini
uzaktan tem aşa ediyorum .
2 — Ne güzel olur o güzel yüzünü gösterdiği zaman ben
biçare onu gâh dışarıdan, gâh çadırının içinden tem a
şa ederim.
3 — Başımı eşiğinden menetn>e. Ben öldükten sonra dahi
başım ı senin aşkının yolunda toprak olmuş görm ek is
terim .
4 — Kanlı kılıcının aksiyle yüzüm ü gülgûn et. Onu senin
hicranınla ne zamana kadar bir sam an gibi zafran ren
ginde görüp duracağım ?
5 — Çene kuyusundan hırsız gibi kim seye görünm eden hat
tı tarafına giden canmıı, Y arabbi yine hırsızlar gibi- o
kuyuda m-ahpus göreyim.
6 — Fettan kaşı, zülfünden sonra yine çatılu'sa; onu (la)
dan geçip (illallah) vecdi içinde göreyim inşallah!
7 — Selimi, o peri yüzlünün visaline ben nasıl nail olabi
lirim ? Onu ansızın görürsem öyle harap oluyorum ki
visaline takat nerede kalır?
238
GAZEL
- 228 ~
1 — o güm üş tenli güzele baktıkça ölmek istiyorum-. Zira
benim nazarım , o güzel yüze lâyık değildir.
2 — B ir başkasını benim şeklimde aşk ile m ahvolm uş gö
rürsem hasetten ölürüm . O nun için aksimi görürüm
diye aynaya bakmam.
3 — H icran gecesinde ben divane ancak bunu düşünürüm ;
Visal günü nasıl b ir hile ile o peri yüzlüye bakabileyim .
4 — Üzerindeki elbiseyi öjde kıskanıyorum ki canım boğa
zıma geliyor. Ya göm leğinin arasından gül gibi vücu-
aunu görürsem ne hale gelirim ?
5 — Gözümü onun endamından, zülfünden, yüzünden ayı
rıp ta nasıl sünbül, reyhan, servi ve yasemine b ak a
yım?
6 — Selimî, hicran köşesinde onun hayaline kanaat ederek
kendim i teselli ediyorum . O ay gibi yüzü bir meclis
içinde görmeye ne ihtiyacım var?
239
GAZEL
- 229 -
1 — Canım- sevgilim ; eğer senin diyarm dan ansızın çıkıp
gidersem beni ayıplama! Z ira aşk beni öyle divane et- ■
m iştir ki bazan yolum u şaşırıyorum .
3 — Eğer yolda kendim den geçmiş bir halde yürüyorsam
beni ayıplam a arkadaş!. Onun ayağnıı öpmeği düşünü
yor; öyle yürüyorum .
4 — O güzel, salına salına yürüyen dilberin, kimin aşkı
içinde böyle yürüdüğünü gördükçe keklik gibi gam da
ğından kahkahalarla gidiyorum .
5 — Sözde onun gözünün sihrinden o kadar çekiniyorum
ki el’am an diyerek, A llah A llah diye zikrederek yürü-
yon.\m.
6 — Ben (elsiz, ayaksız) kanlı gözyaşımin seylabı içinde
âciz kalm ışım . S u.üzerinde sürüklenen bir sam an çö
pü gibi iradesiz, kendim e gelm eye çabalıyorum .
7 — Ey Selim i; belki onu naz uj'-kusunda görürüm , haberi
olm adan dudağından öperim' diye .... (1) vakitsiz gidi
yorum .
240
GAZEL
- 230 -
1 — Kimse benim gibi hem fakir hem de garip ohnasm.
Benim gibi öm ründen nasib alm-amak felâketine uğ
ram asın.
2 — Keşke ayrihk beni ağlata ağlata öldürse! Ne zamana
kadar bin tane düşm anın çevrini, üstelik de r a
kibin ta'nını çekeyim.
3 — Ben hastaAT ölüm döşeğinde görüp te halimi soran ta
bip bile gönülden yaralandı.
4 — Ey kâfir, A llah aşkına zülfünü, yüzünü göster. Ta ki
ben puta, saneme hattâ salibe tapayım .
5 — Ey vefa cennetlerinin tutisi (papağan) ve b ülbülü olan
Selimi, âlemde âşıklık, senin şiirlerin yüzünden revaç
kazanm ıştır.
Y a v u z Selim D i v a n ı : 241
GAZEL
- 231 -
:î--^}By sevgilim, bu ay gibi yüzünün güzelliği sana Allah
,Wgisidiı* (sana b ir H uda güzelliği de verm iştir). A r’~
; a r ^ e şim şad ağaçlan senin servi boyunun kölesidir 1er.
:'2^:îC a§larm in kıvrm tısı altm da sihirbaz gözün benim
gönlüm de sabır bırakm adı; yine bana zulm etm ek sev
dasında!
• 3 — Senin hicranınla dün gece yürekten bir ah ettim, bu
âh ’M ecnun’un m erkadini de yaktı, F erhad’ın türbesi
nin de.
‘"4 — Ne yazık ki senin m erham etsiz kalbine gözyaşları, ah
ve figan, h a ttâ feryad tesir etmiyor.
: 5 — Ölümüm'den sonra bu yanan kalbim in ateşinden vücu
dumda' bir zerre kalırsa kabrim deki taşı da, hattâ de
m iri ve-çüliği de yakar.
î'6 .^ D ü n senin-peşinden koşarken köpeğin bana olan dost
luğundan-dolayı (seni sevdiğim için) arkasına dönüp
’ bana b a k tı,'h a ttâ bir saniye durdu.
■•7__ Bîsütun, •■Selimfnin ıstırap içinde feryaduiı lişitinee
"f-eryad-ü'figan-,etti, hattâ yere yıkıldı,
242
GAZEL
» 232 -
1■ — Ey yalnız canlar değil, yaralı gönüller de aşkının ıstı
rabına esir olan dilber, ayrılığından yalnız gönül değil,
gözyaşı incileri yağdıran göz dahi kana garkolm uştur.
2 — D aha ns kadar beni vaslına m ahrem olm aktan böyle
m ahrum edeceksüı. Ne zamana kadar bu cefa? B ir ke
re de vefakâr olsan ne olur?
3 — Bundan sonra her gece senin diyarına M ecnun gibi
feryad-ü figan ederek geleceğim.
•4 —■Senin aşkının ateşini nasıl gizliyebilirim. Şehirde, so
kakta, pazarda h er yerde zaten rezil ve rüsva oldum.
5 — Şehir, benim ah-ü feryadım la o kadar doldu ki insan
lar duvar kenarlarına çekildiler.
■6 — Dün senin diyarına geldim. Naz ile yüzünü örttün.
 şıklarına yüzünü d'ahi gösterm ekten çekiniyorsun.
Ne yazık!
■7 — Ey Selim-î o gül yanaklının fidan boyundan ayrıyım .
Gözüme gül ve gülistan diken gözüküyor.
243
GAZEL
- 233 -
1 — H attın ve benin birleşip ne zam ana kadar gönülleri
yağm a edecekler? Bir arada görünüp ne zamaha ka
dar herkesin canmı alacaklar?
2 — Tebessümle iki dudağm hokkanm ağzım açtılar mı
inci ve yakutu birarada gösterirler.
3 — Kevser ve zemzem senin tatlı dudağım görseler utanç
larından kuyunun dibinde birleşip otururlar.
4 — Gönlüm, ne visal ile seviniyor ne hicran ile yeriniyor.
Bu her ikisinin biraraya gelm iyeceğini biliyorum da
onun için.
5 — Ey Selimî, gam ile dertten şikâyet ediyorsun. B unla-
rm eskidenberi senin en şefekatli dostların olduğunu
bilm iyor m usun?
244
GAZEL
- 234 -
1 — Ne zamana kadar canıma, ciğerime yaralar açacağım?
O kadar sabr-u kararım j^'ok ki j^aralı göğsüme 'bir el
koyayım (onu teskin için).
2 — Bu ne haldir kj beni htızuruna çağırdığı zam an ona
doğru bir adım atam ıyorum ?
3 — Onun ayağı çok nazik; benim yüzüm , içimdeki diken
lerle örtülü. Ben fakir nasıl onun ayağına yüzüm ü gö
züm ü sürebilirim ?
4 — N erede o talih bende., bırakm azlar ki bir gece o kâfi
rin köpeğinin ayağına başım ı koyup sabaha kadar ya
tayım.
5 — Ey Selimi; şarap kadehi, sevgilinin cemali' olduktan
sonra niye cenneti, on-daki K evser ve Tûbâyı isteyeyim-?
245
GAZEL
- 235 -
1 — Sana olan aşkım ı anlarlar diye dij^anna gelem iyorum ,
G'am bulutu oldum', ağlayan gözümle senin tarafına
gelem iyorum.
2 — Bana diyorsun ki: ıcBenim diyarım a öyle ulu orta, se
bepsiz gelip gitm e». İstem iyorsan o didarı tema§a zev
kinden gönlüm ü m enet. Ne yapayım dayanam ıyorum .
3 —• Bağımı alıp köpeğinin ayakları altm a at ki M ecnun
gibi aşktan sarhoş, aşk ordusunun başına geçip serdar
olmıyayım .
4 — G önlüm ün arkasından canım senin diyarına geldi ya
ey güzel; a rtık beni sorm a; zira ben m ihnet köşesinde
ağlaya ağlaya can verdim , onun için gelm iyorum .
5 — Selimi, senin diyarm a köpekler gibi geliyorsa onu ayıp
lama! Zira ben senin kapm a gelmedikçe adam olamı
yorum .
246
GAZEL
- 236 -
1 — Gîece ile gündüzü (yüz ile saç) iyi taksim ettiği için^
sevgilinin yüzü güneşe' m üreccahtır.
2 —: Beni m isk kokulu saçı altında o kadar güzeldir ki, can
ları avlayan tuzağın içindeki daneye yahut cim in ( JL)
noktasına benziyor. (Cim, saç).
3 — Şahin gibi h er tarafta avlanm ak için, kaşın âhuya ben
zeyen gözlerine ders verm iştir.
4 — G üvercin senin okunun hüm asm dan ürkmez. . Eğer
uçuyorsa sevincinden; yere düşüyorsa o hüm aya k ar
şı hü rm et ve tazim indendir.
5 — O güzelin gözü yüz tane başı kesilm iş kuş getirdi. Ya
ni bununla: «Ey Selimi aşk uğrunda işte böyle teslim
ol» demek istedi,
247
GAZEL
- 237 -
1 —-Ey güller gibi taze s e n a boyium, ne diyeyim-! Hicran
gecesi senin diyarından a y n o kadar gözyaşları dök
tüm ki!..
2 — Beni kendim den kurtar. Saçının bir teline kurban et.
A llaha kasem ederim ki bu sözümde kıl kadar riya
yoktur.
3 — «Hicran için.de ne ıstıraplar çekiyorsan söyle» dedin,
ben bir deli oldum, ne söyliyeceğimi bilm iyorum .
4 — Sevgilim, gönlüm senden deva istediği için beni göz
yaşları İçinde öldür. Ö ldür ki bundan sonra artık sen
den gam ve kederden başka b irş e y ' aram ıyayım ,
5 — Gönlüm de otuz senenin ıstırabı birikti. Şimdi kadehin
dudağına hasretim , şarap testisinden başka birşey dü
şünm üyorum .
6 — Selimi, sakın sevgiliden şikâyet etme. İster bana ihsan.
eder, ister beni öldürür; ben onun kölesiyim.
248
GAZEL
- 238 -
1 — Zannediyorum ki günlerce onu ben kendiliğim den a ra
yıp duruyorum ; halbuki zavallı bilmiyorum- ki beni
zerre gibi dÖrt tarafa galan onun sevgisidir, (m ihridir).
2 — K a§larm ın takına h e r baktığım, zam an yeni ay göi'-
m üş insan gibi gönlüm «Allahu Ekber» diyordu.
3 — A ylar kadar dilber sevgilim, m isk kokulu siyah saçla
rını yanağının üzerine aç, dök; zira ben o koku halkası
yüzünden belâ zincirine bağlanm ışım.
4 — Ay gibi parlak yüzlü sevgilim, surete bakm a m anâ ta-
leb et; niye aynaya bakıyorsun? Sevgilimin aynaya
benzeyen yüzüne ikilik yakışm-ıyor.
5 — Göğsüm deki yarıktan gönlüme niçin gözyaşı döküyo
rum biliyor musun? İstiyorum ki gönlüm ün sahifesin-
de senden başka ne varsa silip çıkarayım.
6 — V ücut gam dan o derece yandı ki aleve döndü. V ücu
dum daki her kıl ateşten çıkan dum ana benziyor.
7 — Selimi, ne zamana kadar basım a m-elâmet taşları ya
ğacak. Bu bitkin vücudum , bilm em dağ m ıdır, yoksa
ben demir ve tunçtan m ı yaradılm ışım ?
249
GAZEL
- 239 -
1 — Onun aya benzeyen yüzüne güneş demeden evvel o
kindar zülfüne nikab (örtü) demeliyim. (Yâni hica
bım dan yüzüm ü evvelâ örtm eliyim ).
2 — O gü:iel, zülfüne dair bana birşey sorduğu zaman söz
söylüyorum ; lâkin çok ö rtü lü (hicabda) söylüyorum .
3 — O şekerler saçan lâ ’l dudak M ısırın tem iz ve saf şeke
rini utandm j^or. O dudak bal ortasında parlak bir ya
kuta benziyor.
4 — Dedin ki: uYa beni terket, yah u t rakip ile oturm aya
razı ol.» A canım, ben b u söze nasıl cevap verebilirim ?
5 — Aşk içinde (aşkın yüksekliği yanında) adını anarken
hicab duyan ben senin en hakir köpeğine (âlicenab) (1)
diye hitab ediyorum.
6 — Bana ne cefa etm eyi düşünüyorsun, ne sevgi göster
meyi! (Benimle ne cefa babm dasın ne vefa yohm da)
Sen söyle, didannm huzurunda hangi hususta (hangi
baptan) söz sÖyliyeyim?
7 — Selim'î, aklım başım da iken, (ayık iken) bir söz söy-
liyem iyorum . M eğer ki son derece sarhoş olayım o za
m an o peri ile konuşabiliyorum .
250
GAZEL
- 240 -
1 — Dün o ay yüzlülerin güneşi, ata binmig gidiyordu. Ya
nağı parıl parıl parlıyor, saçları dağılmış, dudağında
tebessüm...
2 — Yoldaşı vefa, gönlü uyanık, yanağı ay, hattı reyhan...
H ulâsa baştan ayağa güzellik, naz, letafet ve sevgi!
3 — Hele başındaki sŞahane altın taç! Ayın yerinde Süheyl
ve Zühre (yıldızları) p arıl p arıl parlıyor sanırsın.
4 — K aşları yay, saçları anber, yanağı güzel kokulu b ir gül,
dudağında insanı büyüleyici b ir güzellik! H at ve beni
âşıkların başına belâ, kâfir gözü fettan!
5 — Bu güzellik karşısında ne sabrım , ne aklım kaldı. Ona
doğru atıldım ; yolunda toprak olmak istedim.
6 — O kadar zarif, öyle çevik bir süvari... Nasıl anlatayım'?
H ayatım a karşı gösterdiği alâka ve lûtfa hayran ol
dum.
7 — F akat o İsa gibi canlar veren Y usuf (peygam ber) b ir
lütuf ve iltifat mucizesi gösterip gizli bir işaretle bir
eda ile bana hayat verdi.
8'— Öyle bir gülümseme ile- bana acıdı ve h ürm et göster
di ki rakiplerin gözünden bu lü tu f vefa içine saklanıp
gizlendi.
— Senin didarinm aşkı ile, ey ârâm -ı canım, Selimî, nedir
biliyor musun? H icran içinde avare, hakir, dertli bir
âşık (onu başka bir şey zannetm e).
251
GAZEL
- 241 -
1 — o servi boylu güzelin dudağından bir terennüm işitir
işitmez, ben gönlü yanmış asıkın canından bir zemze
m edir yükseldi.
2 —: Onun sesindeki suziş, herkesin canını, gönlünü yaktı.
Ağzınm içindeki dil vecd ateşinin alevi m idir, nedir?
3 — (Nevaî) m akam ından okuduğu her parça (Acem) ve
(Hicaz) 1 haset içinde yaktı. N ihayet (meyan) da doğ
ruca (rast) âşıklarına (uşşak) geldi.
4 — Parm ağındaki m ızrap bir tem renli harp oku olup o
yay ve oktan ciğerim yüz parça oldu. (Parm ak, yay;
m ızrap, ok).
•5 — Ey Selim, her ne kadar gönlün aşlî yüzünden için
için hûn oldu. Fakat lütfet bu gizli sırrı kimseye açma!
252
GAZEL
- 242 -
1 — M ecnun gibi göz yaşından bir su kenannda servi boy
lu bir dilberi yâdederek oturuyorum ,
2 — Su habbesi gibi Ceyhun nehrinin kenarında çadır k u r
muş, başımı m ihnet ve m ahrum iyet yakası içine çek
mişim.
3 — Belâ bulutu gölgesi gibi olan, cansız vücudüm u dert,
keder, elem- çölüne salmışım.
4-— Varlığı öldüren kılıç 'darbesiyle âlem den kesilip, gir-
dibad gibi âvâre ayrılık çölüne düşmüşüm,,
o — İnsanlar benden dünya zevkleriyle alâkadar olmamı,
aşk ıstırabına karşı sabretm-emi bekliyorlar, hangi sa
bır, nerede o takat, o dünya zevkleri!..
6 — H icran içinde yaşam am m üşkül ama çok şükür senin
aşkının ıstırabı s-ayesinde ölüm üm kolay olacaktır.
7 — Herkes iki cihanda m-uradına erm ek ister. Selimi ise
iki cihandan bizar olm uştur.
253
GAZEL
- 243 -
1 — Bu yanak mıdıi’j yoksa ay ve güneş m idir; bu zülüf
m üdür, kâkül m ü d ü r yoksa perişan sünbül m üdür?
2 — Bu fettan k aşlar m ıdır, yoksa putperest 'm ih ra b ı mi,
yahut sevgi m eşki mi, yah u t yeni ay m ıdır?
3 — Bu sevgilinin gözleri m idir, yoksa cenk eden güzeller
m idir, yahut dinsiz k âfirler m idir, yoksa imanı yağma
eden eşkiya m ıdu'?
4 — Bu sevgi ve vefa m ıdır; yoksa halka can bağışlanialc
m ıdır? Bu naz, itab ve gazap m ıdır; yoksa esirleri Öl
dürm ek m idir?
5 — Aşk dünyayı kasıp kavuruyor; yoksa M ecnun dirildi
mi? Ferhad- m ı feryad ediyor, yoksa hayran Selim mi
ah-u figan içindedir?
254
GAZEL
- 244 *
255
GAZEL
- 245 »
1 — Aşkının elem leri içinde terk -i can etm ek kolaydı;:.
amma, senden gelen o güzel (dilâviz, gönüle asılan)
elem leri terketm ek elden gelmiyor.
2 — Geceleyin hayalinden o kadar atanıyorum ki dilim
dolaşıyor, perişan zülfünün ıstırabını ona söyliyem i-
yorum .
3 — Şûh gözün yüzlerce işve ve sarhoşluk içinde... Ben di
vane ise kendi kendim e konuşuyor, ayrılık ıstırabını
anlatm aya çalışıyorum',
4 — Y üzünü gördüğüm anda gönlüm, kendini kaybediyor.
Nasıl ahvalim i canana anlatabilirim ?
5 — Sevgili putların zülfüne bağlanıp rahata erenler, gö
nül, mezhep, iman, hepsini terketm elidir.
6 — A h nerde o devletli an ki ben bir güzel ile bir yerde
Oturup ona uzun uzun gönül sırrını anlatayım.
7 — Ey sabah rüzgârı, git ona Selim î’den haber götür, de
ki «o hâsta, aşk elem leri içinde öyle bir haldedir ki dil
ile anlatılam az».
256
GAZEL
- 246 -
1 — A ylar kadar parlak yüzlü sevgilim, dertli âşıkm a ne
zamana kadar cefa edeceksin? Ne vakte kadar, her ya
bancıya dost her diösta düşm an olacaksın?
2 — Sonunda bir fakirin derdine deva olm ayacak idisen
onu önceden niye derde saldm ?
3 — K erem et, daima böyle zulüm ve cefayı âdet edinm e;
j’oksa âgıka vefa etm e senin nazarında ayıp m ıdır?
4 — Rakibin yüzüne bakıp beni köpek gibi kapından koğ-
ma. İyilere daima garazsız, riyasız işler yakışır (iyi
dir).
5 — A şkınm ıstırabını h er an hançerinle gönlüm den çıkar
ma, âşık ile m aşuku birbirinden ayırm am alıdır.
6 — E ğer zülfün kıl kadar nâfe miskine benziyor dediysem
hatâ ettim, bu hatâm a binlerce defa estağfi'ruUah!
7'— Selimî, «Yarabbi! ne zaman o periler kadar güzel sev
gilim e bir m erhaba diyebileceğim)i diye diye bu has
ret içinde can m a, gönlüme veda ettim.
Y avuz Selim D iv a n ı: 17 257
GAZEL
- 247 -
1 — Eğer güzelliğin hararetinden vücudun m üteessir ol
duysa ey güzeller padişahı, ne diyeyim o da güzelliği
nin kefareti olsun.
2 — Y üzünü göster, zira aylar, seneler var ki benim günaiı-
kâr gözüm hüsnü ziyaret etm em iştir.
3 — Perdeden çık ki zühre ve güneş, bayram ayı gibi sa
na güzelliği m üjdelesinler,
4 — Benim huzur ve rahatım ı sen aldın; onun için sabır ve
kararım yok. Âlem de kim senin sabrını güzellik yağma
etmesin.
5 — Selimî’nin diline güzellik ibaresi geldi m i senin kara
gözlerini anıp canını verir.
258
GAZEL
- 248 -
259
GAZEL
- 249 -
1 — Ey peri, lü tfet de kemalini göster. K erem et, başımı
ayağm ın altında ez.
2 — A şktan saçının teli gibi zayıf ve bitkin bir hale geldim.
Bu perişan halim e bir kere dön, bak.
3 — H icranının köşesinde bir divane gibiyim. H ilâl kaşın
la bir işaret et de bu cinnetten kurtulayım .
4 — Siyah saçlarına benzemek dâvasını güden bu hicran
gecesi A llah rızası için (A llaha has) artık lütfet te vi
salinin gündüzüne sadaka olsun.
5 — Ey Selimî, geceleyin o ay yüzlü güzele kai'şı bir deli
lik yapmışsın. B ugün canını ver de o m ahcubiyetten
kurtul.
260
GAZEL
- 250 -
1 — Benim le dost ve arkadaş olan herkes bana nazenin
güzellere âşık olduğunu, onlar yüzünden ıstırap çekti
ğini söylem iştir.
2 Felek beni dört ayağının altında ezerse hiç korkm am .
Zira ben toprakla beraber oldum ; zemin benim m üt-
tefikim dir.
3 —•Ey peri, bakışlarınla, naz ;ve edan ile beni her an öl
dürüp durm a. Bana böyle yapm a; iyilerden kötülük
sadır olm ası çok kötü b ir i şeydir.
4 — Havasa, avama vefa ve lûtfun bol. Çevr-ü cefan yal-
11]z bana m-ahsus.
5 — Yenim bana senin kolundan bahsettiği zam andanberi
başım zulüm yakasında, ayağım da hicran eteğindedir.
(M azlum bir insan gibi yakam ı başım a çekmiş, ayağı
mı da eteğime sarm ış bir haldeyim .)
6 — Gam askerinin padişahıyıır.-. Sancağım yoksa da ateşli
âhım in şa’şaası bana sancak olur.
7 — Selim, yeryüzünde ne varsa hepsinden elini eteğini
çekmiştir. Ey alnı ay gibi parlak, boyu servi gibi m ev
zun sevgilim, senin aşkının ıstırabı bana kâfidir.
261
GAZEL
- 251 -
1 — Ya arasıra bana karşı vefakâr ol, yah u t hiç dönüp te
bana bakma.
2 — İster bana, ister başkasına kime olursa olsun bakma;.
çünkü kıskanıyoruıı>.
3 — Sana niyaz ettim , yolunda toprak oldum; .çünkü ta ri
kat m ürşidi (yol pîri) bana böyle em retti.
4 — A yrılık gecesi, âhım-ın m um undan başka kim se bana
arkadaşhk etm iyor.
5 — Aşk yüzünden kâfir olan günahkâr ise onun günahı
benim boynum a olsun.
262
GAZEL
« 252 »
263
GAZEL
- 253 -
1 — Benim perhizkâr güzelim o kadar v efahdir ki temiz
kalbine asla ;benim tozum (bana dair düşünce ,elem)
dahi yol bulup giremez.
2 — Visalinin sevinci beni öyle kendim den geçirir ki, yaş
lı gözüm ün onun didarı üzerinde kalm asm ı dahi iste
mem.
3 — Padişahlar fakirlerin sohbetinden hoşlaşm adıkları için
onun indinde benim itibarım olduğunu istemem.
4 — Eğer yüzlerce ay yüzlü dilber karşım a gelse vefakâr
olduğum için; hiç birisine bakmam . Ben nasıl kim senin
sevgilisine bakm ıyorsam isterim ki kimse de benim
sevgilime bakm asın,
5 — Ne tarafa baksam , bir belânın bana pusu kurduğunu
görürüm . H angi terafa gitsem m uhakkak bir ıstırap
beni bekler.
6 — Ben öldükten sonra karalara bürünüp m-atemimi tutan
ve ıstırabından bîhuş yere uzanan biris'i vardır; O da
m ezarım daki m ilin gölgesidir.
7 — Selim, senin hicranını çeke çeke, hâk ile j'eksan oldu,
A y yüzlü sevgilim, «Yarabbi, bu hakir asıkım ne hal
dedir?» diye bir sorm az mısm? ‘
264
GAZEL
- 254 -
1 — Ay yüzlü dilber, ansızın bir kere bana bakıversen
sanırsın ki yer, gök benim olur.
2 — Ey güzeller padişahı, senin tatlı dudağından ayrılık,
beni o hale düşürdü ki bana dağlar taşlar acıyor, has
retle akan ciğerlerinin kanı gözyaşı olup gözlerinden
fışkırıyor.
3 — Geceleri yanan gönlüme eşiğinin toprağını m erhem
olarak sürdüğüm zamdan hicranın yüzünden çektiğim
bu ıstıraplara o toprak bile m erharriet ediyor.
4 — Seni bîr kere görm ek için canım ı veriyorum . K anaat
etm iyorsun. Ey m erham etsin kâfir, bana bundan baş
ka ne teklif edebilirsin?
5 — B ilm iyorum ki ne zaman sinemi onun yağız atının
n a ’li ile aydınlatacağım , o genç sevgilim- sarhoş olup
atm ı üzerime sürm üyor ki!,.
265
6 — Ya ay gibi parlak yüzünü göster, yah u t saçından in-
■tikamımı al (saçın onu ö rtüyor); zira güneş yüzünü
görmezsem cihan gözüme zindan kesiliyor.
7 — Arkadaş, bana daha ne kadar M ecnunun çektiği m ih
neti anlatıp duracaksın. Kendim neler çekınektej^inij
bu bana kâfi! Bana o m asalları okuma!
8 — Benim, yanım dan böyle başını çevirip (eteğini saçıp)
geçme, korkarım gözüm ün yaşı, gönlüm ün âhı eteğine
sarılır (senden davacı olur).
9 — D ertten, m ihnetten nasıl kurtulayım ? B u âhır zam an
başım a su gibi dert, belâ, yağdırıyor.
10 — Bazan beni bir zülfe bağlar, bazan bir kâküle sarar.
Bilm iyorum bu yersiz yurdsuz gönül, benden ne is
te r ki?..
1 1— Bana aşikâr olarak felekler tahtını vereceğine göz
uciyle gizlice bir baksa ne kadar daha iyi olur.
12 — Selimî, ah bir ecel gelse de bu dert içinde geçen za
m anlar için canın üzerim e yüklediği m innetlerden
kurtulsam ! Sen bunları düşünm üyorsun!
266
GAZEL
- 255 -
1 — Başım yar yoluna toprak olduğu gün korkarım ki rüz
gâr onun diyarında benden eser bırakmaz.
2 — Dedim; «Dudağının yanındaki ben can noktası m ı
dı r ? «, «Benim şekerüne sinek konm adı» deyip sözü
kesti.
3 — Sevgilinin endamı beni gölge gibi gam^ ayağı altında
ezdi. B ununla «benim kapım ın toprağından ayrılıp
bir yere gitme» demek istedi,
4 — Sarraf (cevahirci) inci ve cevherini ona m ethedince
güldü (dişlerini gösterdi) «Benim incimden daha gü
zel olamaz» dedi.
5 — «Selimi gibi içli bir âşık olamaz» dedin. Aşkolsun! Ne
iyi görüşlü bir güzelsin!
267
GAZEL
- 256 -
1 — Kime gönlüm ün halinden bahsettim se gönlü bana acı
dı, yaralandı. Beni tedavi için gelen tabip, nabzım ı tu
tar tutm az kederinden âdeta hasta oldu,
2 — A radan bir ay geçti, sevgilim in yüzünü göremedim.
G örür görmez bu bir aylık ıstırabım ı öyle anlattım ki
kâfir zülfü benim halim den m üteessir oldu.
3 — Can penceresinden ney gibi benim feryad-ü figanım ı
dinleyen herkes gamlı gam lı ah etmeye, ağlam aya
başladı.
4 — Bilmem ben dertlinin, ben bedbahtın ne kötü talihim
var ki zevk ve safa gülistanına gitsem orası dikenlerle
doluyor.
5 — Selimî onun lâ ’le benzeyen dudağını anarak öldü isem
gam yem«m; zira Hiç olmazsa âlem e benden şiir yadi
gâr kaldı.
268
GAZEL
- 257 -
1 — Nerede âşıkane bir şiir gördüm se onu bahane ederek
a?ı-ü feryad ettim.
2 — Bon gönül peşinde M ecnundan ziyade k o ştu m .' F akat
senin aşkını onun gibi cihana j^aymadım.
3 — A rasıra sen.in köpeklerinin ayaklarını öpmeğe geldim -
se, bu saygısızlığı ettim se beni m azur gör. İradem
elim de değil ki'..
4 — A şkın uğurunda ölüp te kim seye sırrını söylem iyen
şehit gider. Ben onun n u rlar inen m ezarının başında
b ir m um olsaydım!
5■— Eğer, indinde zerre kadar itibarım olsaydı bazan dü
şüncenin şark tarafından esiverirdim,
6 — «Bayram a (be-id) sana b ir buse veririm n dedin. B en
o bayram-a uzak (baid) olan vâdene üm it bağlıyorum .
7 — Selim ’in ne kendisinden, ne yârından üm idi var. Ben
ne nâm urad, ne üm itsiz bir fakirim .
269
GAZEL
- 258 -
1 — Ey güzel endamı benim servim, güzel yüzü benim gü
lüm olan sevgili! Hoş, sevimli (dil-cû) hattı 'benim
bağım, çimenim olan sevgili!
2 — Aşkınm uğurunda öldüğüm zaman istiyorum ki kefe-
lümin üzerine senin yolunun toprağından vefa ıtri
serpsinler!
3 — Aşkının yüzünden canım, tenim o kadar zayıf, belirsiz
bir hale geldi ki hicran gecesinde ecel beni bulamıya-
caktır.
4 — Bir kere senin diyarına gelmeme izin versen bu saa
deti Rıdvanın bahçesinde (cennette) ebediyen kalma
ya (orasını vatan ittihaz etmeye) tercih ederim.
5 — Sükût incisi çok güzel bir şeydir; fakat ekseriya aşkı
nın harareti benj. söyletiyor. (Halbuki ben aşkının ha
raretinden böyle çok söylüyorum, benim sözüm senin
aşkından daha sıcaktır manâlarına da gelir).
6 — Selimî’nin beyitleri' senin dudağının vasıflarını bildi
rir. Bir kere benim bu aden incilerimi kulağına tak (ku
lak ver, dinle).
270
GAZEL
- 259 -
1 — Gam oku, daha ne kadar bu âciz sinemi yaralayıp du
racak, bu gamlı gönlüm ne zamana kadar herkesin lev-
îttine, hakaretine uğrayacak?
2 — Can vermekten korkmam. Zira belâ diyarında can ver
mek (Kalû bele) danberi benim gdetimdir.
3 — Hamdolsun sevgilinin zülfünij.n meymeneti, uğuriyle
aşka iman etmişim. Dinimde kıl kadar noksan ve sa
katlık yoktur,
4 — Yaşarken onun eşiği benim yastığım o]madı; bari m-e-
zanmm tuğlasını onun kapısının toprağından yapınız!
5 — Ey güneş, dün gece bir ay gibi güzelle nasıl sohbet et
tiğimi duysan kendinden utanırsın!
6 — Ay kadar parlak sevgilim, bu gece bana yüzünü gös
terdin; gözümütx önünden gitme; senin gül gül kızarıp
terleyen yanağın benim mahım ve pervinimdir.
7 — Selimi, ne güzel andır o an ki ben yar ile konuşurken
onuu aşkı ile can veririm. Sevgilim de beni beğenir,
takdir edor,
271
GAZEL
- 260 -
272
GAZEL
- 261 -
Y a v n z S elim D iv a n ı; 18 273
GAZKL
- 262 -
1 — Bu ne haidir, bana yan gözle olsun dönüp bir bakmı
yorsun. Eğer sevginden vazgeçeyim diyorsan bu im
kânsızdır.
2 — Niçin beni görüzıce kederli kederli duruyorsun. Bu
nazın kâfi. Ey güller kadar güzel sevgilim, bu ne ke
derdir, biraz açıl, gül!
3 — Yanağının, etrafında taze çimenler kadar güzel hattın
(hatt-ı jengârî), Mânî (meşhur nakkaş) nin kalemi iîe
mi çizilmiştir, yoksa Çinden gelen bir ferman mıdır?
4 — Aman Yarabbi! Bu ne kadar güzel bir hüsündür, bu
hat ve ben midir yoksa âşıklarının canına musallat ol
muş bir belâ mıdır!
5 — Nerde atm.ın na’lini buldumsa onunla sinemi dağladım.
Zira o na’l beni deli etmek için bir hilâl şeklidir (ay
başlarında cinnet buhranları ziyadeleşir sanılırdı.)
6 — Ey gözyaşı lütfet benim yüzüme allık olma! Zira yü
zümü sevgilinin köpekleri pençeleriyle kırmızı renge
boyamışlardır,
7 — Artık benim sevdamdan vazgeç diye daima Selimî’yi
öldürüyorsun. Allah aşkına böyle şeyler düşünme!
Bunlar hayalden başka birşey değildir.
274
GAZEL
- 263 -
1 — Bir türlü canım çıkanuyor; bilmiyorum ki kimi bekli
yor, Gönül de ıstırap ile hûn oldu; ey gözüm bu işi
kim yaptı?
2 — O siyah saçlarm hicraniyle âhım göklere yükseldi.
Gam, keder içinde günlerim mahv-ü heder oldü. Bu
kimin zamanında (rüzgâr) oldu.
3 — Gazap ve kin ile mücehhez, oku yayında mahzun can
ları almak için pusuya giren bu çevik cengâver (göz)
kime mensuptur?
4 — Ben bu gizli dertten öldüğüm zaman o vefasız gelip te
uBu kimin mezarıdır?» derse kabir içinde yeniden can
bulurum.
:5 — Ey canım,' senin diyarında o kadar zulüm gördüm ki
nihayet ölüp gam yolunda toprak oldum Bir kere lüt
fedip: «Bu kimin gubaridir (tozudur)» diye sormu
yorsun.
'6 — Sabah rüzgârı toz toprak içinde görünüp canıma gü
zel bir koku sunar sunmaz Selim bu kokunun kimin
baharmdan geldiğini derhal anladı.
275
GAZEL
- 264 -
y — Ey şûh, gel de gör; gam ile bir evde oturuyoruz. Sen
den ayrı Mecnuna döndüm; gel de bu âkilâne hai'eke-
timi bir gör.
2 — Ey peri yanaklı huri, senin gibi/bir vefakâr sevgilinin
cefasma kanaat ettim. Bak; ne kadar deliyim!
3 — Seninle beraber, yahut senden ayrı bu kanlara gark
olmuş can ve gönlümle memnun, oturup duruyorum.
İMe kadar kahramanım değil mi?
4 — Kapmdaki köpek ben fakirin akrabası ise de bak mah
sus ona ne kadar yabancı duruyorum-!..
5 — «Selimi, aşkı pervaneden öğrenn dedin. Bir gece be
nimle otur da nasıl pervane olduğumu gör!
276
GAZEL
- 265 -
1 — Ey göğsü gülmüşler gibi beyaz sevgilim, böyle gözüm
den kaybolup gitme. Beni böyle gözyaşı gibi gözden
düşürme!
2 — Gözyaşlarıma merhamet etmiyor, geçip gidiyorsun.
Kim sana bizim- yanımızdan böyle geç, dedi.
'3 — Ey rüzgâr, «onun sünbülü (saçları) perişandır» de
mişsin. Bir daha dertli âşıklara böyle haber getirme!
4 — Yanağını ayın on dördüne nasıl benzetirim. Ay, aylar
ca, senelerce böyle devam ©dip gitmez ki!
5 — Dün beni naz ile öldürdün. Şimdi de hiddetleniyorsun.
Sen de, bir gün böyle, bir gün böylesin.
6 — Her gün kırmızılar giyiniyorsun, benim ciğerim hûn
olu.yor. Senin yüzünden daha ne kadar böyle kanlar
içinde çırpınacağım?
7 — Ey Selim, sevgili senden cefasını esirgemiyor. Kimse
benirn- gibi itibarlı bir âşık görmemiştir.
277
GAZEL
- 266 -
1 — o ay yüzlü dilber ki dudağı canlara devadır, onun lü
tuf, edep ve hayasından ne kadar mahcubum.
2 — O dudaktan ;bir buse alıp aklımı kaybetmediğim hal
de onun harikulade sözlerine hayran oluyorum.
3 — Güzel yanağı ile Süheyl yıldızına benzeyen o Zühre
alınlı dilbere güneş mi diyeyim,, ay mı dij''eyim şaşır
dım!
4 — Yazıktır onun elbisesi ipekten, dibadan olmasın. Ona
canımın perdesinden gömlek yapımz.
5 — Selim, onun yanağını ve saçını görerek şeref kazandı
ğı geceyi yüzlerce defa ezel sabahına tercih eder.
278
GAZEL
- 267 -
1 — Gönlüme onun yayından bir ok gelmiyor. Gûya kaş
ları bana kin bağlamışlar!
2 —. Dün gece gönül sevgilinin saçı yolunda yürüyordu.
Beli hatırına gelince yolunu kaybetti.
3 — Ne yazık ki daha ağzından bir söz işitmeden sadece
onun konuşmasını düşünmek beni öldürdü.
4 — Benim çevik binici sevgilim, ava gidiyor. Ey kanlı
gözyaşım, onun dizginini tutma!
5 — Ey gönül, benim feryadım- onun köpeğinin canını sık
tı. Aman artık onun eşiğinde feryad edip baş ağrıtma!
6 — Her ne kadar macerası dillere destan oldu ise de Mec
nun asla benim kadar ıstıraip çekmem'iş. benim kadar
inlememiştir,
7 — Selim’in âh-ü feryadını işiten herkes, onun kanlı göz
yaşlarını görüp kan ağlamıştır.
279
GAZEL
- 268 .
1 — Saçının her teline yüzlerce bağ ile canımı bağladığım
o sevgilinin diyarından zalim felek beni ayırdı, avare
etti.
2 — Onun ay kadar parlak didanndan böyle mahrum ola
cağıma keşke gönlüm, bu gamlı canımdan artık kur-
tulsaydı!
3 — Ey sabah rüzgârı, onun zülfünü perişan et de beni ha
tırlasın. Zira bilirim o çok unutkandır
4 — O ay yüzlü sevgilime ben dertli âşık gidemiyorum. Ba
ri ey sabah rüzgârı, lütfet te bana onun güller gibi ko
kan sünbülünden (saçından) kokular getir.
5 — Başımı onun dizine koyup yalvararak aşkımı ona an
lattığım zamanlan yâdettikço kederden döğünüyorum
(elimi başıma vuruyorum).
6 — Benim gönlümde dert var, bilmiyorum o hurinin gön
lünde kimler var. Onun yanında (pehlu) kimler oldu
ğunu düşündükçe ıstıraptan benim bağrım (kaburga
kemliklerim; pehlu) parçalanıyor.
7 — Ey Selimi, seni ayrılık öldürdü ise mahaldir. Saçının
halkasından (kemendinden) niçin baş çevirdin?
280
GAZEL
- 269 -
1 — Onun güzel yüzünden ayn kaldığı için şarap şişesinin
bağrı hûn oldu. Onun lâ’le benzeyesn dudağının kade
hinden ayrı kaldıkça daima hıçkıra hıçkıra ağlar.
2 — Şafak kızıllıkları içinde iftihar ile kendini göklere çı
karan yeni ay; onun kaşlarına o kadar secde etti ki so
nunda yüzüne kan oturdu.
3 — Perişan saçları onun yüzünden ne kadar huzur ve ra
hat içmdedir. Keşke ben de onun saçının bir teli ol
saydım da böyle muazzez yaşasaydım.
4 — Ey gönül filvaki, hat güzel yüzü örter; fakat sen ken
dini perişan etme, onun huyu böyledir.
5 — Sevgili mecliste bulunsun kâfi; bu visalin ta kendisi
dir. Sırasız, yersiz her zaman onun tarafına bakmak
lâzım mı?
6 — Mademki her gittiğim yol onun diyarına doğrudur, be
nim nazarımda dağ ve bayırın gülistandan hiç bir far
kı yoktur.
7 — Selimi, ne zevk-u safa, ne işret meclisi; ne de saltanat
ister. Çünkü sevgilisi onun şarap testisini melâmet taşı
ile kırmıştır.
281
GAZEL
- 270 »
1 — Sevgilim, saçının gecesi günleri utandıracak kadar
parlaktır. Saçının makamı ayın dahi fevkindedir.
2■—■Senin saçın vefalı âşıklarının gönlünü avlayan bir tu
zaktır. Fakat ah dumanı da senin zülfüne tuzak ol
muştur.
3 — Sevimlilik divanı senin hattınla tamam olmuştur. Gü
zellik defteri senin zülfünün namına yazılmıştır.
4 — Saçların gönül sahiplerinin muradlarını astıkları bir
çengeldir. Âşıkların cam da zülfünün arzusu ne ise
öyledir.
5 — Hem gece, hem seher vakti görünen; 'zülfündeki ihamın
manâsıdır.
6 —^Aşk diyarında bî-âram (kararsız, âvâre) olan herkes
nihayet senin zülfüne râmr olmuştur,
7 — Seni akşamın alaca karanlığında gördümse ne çıkar?
Zülfünün gecesi benim için gündüzden daha güzeldir.
8 — Zülfün Selimî'yi her gece sabaha kadar hicran, ıstı
rabı içinde bırakarak ondan intikam alıyor.
282
GAZEL
- 271 -
1 — Ne zamana kadar gönlüm ıstırap içinde kalacak ve
senin gibi bir dert ortağım ülmıyacak? Senin gibi bir
gül yanaklının bu derece taş yürekli olması ayıptır.
2 — Her taraftan aşk ve ıstırap feryadlan yükseliyor. Bu
na rağmen feljîk benim kadar cefakeş bir âşık, senin
kadar zalim bir sevgili az görmüştür.
3 — Beni öldürmek için her an rakibe dudak ısırıyorsun.
Kindar bir insan cana kasd'ederse böyle etmeli. Çün
kü bundan daha zalimane öldürmek olamaz.
4 — Güzeller sultanı sensin. Âşıklar seni kime şikâyet e-
dip adalet istesinler. Senin gibi tatlı şehsuvar bir tane
daha yok ki onun avı olayım.
5 — Yusuf, güzelliğine mağrur ve müstağni olduğu için
Mısıra aziz oldu, dedin. Evet o da o zamanlai'da senin
gibi vekarli bir güzelmiş.
6 — Ej’' gönül, kan oldun; hâlâ o ay gibi güzelden ümit kes
miyorsun. Yarabbi gönlüm gibi bütün varlı ğiyle bir
ümide bağlananı meyus bırakma!
7 — Dedim ki: »Canım lütfet, Selim ile bir saat beraber
otur». ııHiç senin gibi bîkarar (m-uztarip) ile insan
oturup rahat eder mi?» dedi.
283
GAZEL
- 272 -
1 — Benim ay yüzlü güzelim, senin bu neşeli halin, beni
yakıp mahvetti. Senin bu neşeli çevik, çalâk cilvelerin
etrafma can yakan şimşekler yağdırıyor.
.2 — Zühd-ü takva tekkesinde bir ayık yoktur ki senin sar
hoş, pervasız hallerin onu baştan çıkarmasın.
3 — Gönlüme bir ok at, neşemden uçayım. Senin yolunun
toprağı ne zamana kadar dert ayağı altında ezilsin?
4 — O kadar temiz o kadar her fenalıktan münezzehsin ki
bu temizliğini gönlümden geçirmfek bile sana karşı
haincesine gıybet etmek gibi geliyor.
5 — Ey Selimi, nasıl bir sevgiliden ayrı düştün. Kâinatta
kim senin kadar meyustur?
■284
GAZEL
- 273 -
1 — o sihirbaz nerkisin (gözün), kaşının köşesinden her
işaret ettikçe gonüHerini kanını döküyor.
2 — Bir gözün beni naz ile bir taraftan öldürürken diğer
gözün, bir tavır ve edası ile bana yeniden hayat veri
yor.
3 — Saçın zaten kıvran kıvrım. Bir de kâkülüne naz dü
ğümünü vuruyorsun. Âşıkların «artık bu hayata elve
da m diye feryada başladılar.
4 — Kaşının bir işvesi beni öldürmeğe kâfi. Kolunu benim
kanımla bulaştırmağa hacet yok ki...
5 — Gönlümün yarası senin kapının toprağından deva ko
kusunu aldıktan sonra ben ne merheme hasret çeke
rim, ne de ilâç düşünürüm.
6 — Saçını ve yanağını gördükçe hayret ediyorum. Nasıl
iki hindu ay ve güneşi teshir etti?
7 — Benim ay yüzlü güzelim, niçin Selimî’den yüz çevi-
rijT-orsun? Onun gönlünün aynasında zerre kadar toz
yoktur ki...
285
GAZEL
- 274 -
1 — o kadar güzelsin ki gül ve nesrin sana haset edİ3''or,
Sevgilim, her an önümden geçip gitme. Gözüm seni
bir parça görsün bu kadar gitme.
2 —■Her ne kadar toprak ayağmı incitiyor. Bu âciz âşikm
canı ayağmin altında toprak oldu. Merhamet et gitme.
3 —- Gönlüm ve gözüm senin didarm ile hakkı gören bil’
âyine oldu. «Hakkı gören gözün önünden gitmei); der
sem haksız mıyım?
4 — Gözümden dağlar gibi kanlı damarlar fışkırıyor. Vü
cudum kabar kabar; bir kehkeşaiıa benzedim. Ey Ülker
yıldızına benziyen gözyaşım gitme. .
5 — îstedim ki onun huzurundan, rahat ve nmsterih artık
yokluk diyarına gideyim. Lütfedip de ki: «Aşk ıstıra
bı çeke çeke karşımda otur, gitmen.
6 — Onmı huzurundan adem diyarına gidiyordum-, o peri
dedi ki; «Ey Selimi, gitme bir parça otur, yüreğindeki
aşk ateşini teskin et.»
286
GAZEL
» 275 -
1 — Siyah bir dumana benziyen kâküllerini dağıtma. Ge
celeri ay mumunun üstüne siyah bir fanus örtüsü ör
tülmez.
2 — O yanak hat ve hâli ile her saat bir gönül ele geçiri
yor, Evet asker çok oldu mu ,f adişah, nifemleketler zap-
teder.
3 — Böyle sık sık saçlarını naz ile dağıtmak iyi bir şey de
ğildir. Gönlü dertli nice âşıkların cam oraya sığınmış
tır. Onların yuvasını dağıtırsın.
4 — Gönlüme her an benlerinin hasreti ile dağ vurma. Y ok
sa âlemi âhımın dumanı ile simsiyah ederim.
5 — Bir kere bana baksın diye can verdiğim, gözünün ucu
ile yol gösterip beni kendine hayran ettin.
6 — Herkes, Selimî’den «aşk içinde melâmet kılıcı ile öldü
rülen dertli, günahsız kimdir?)) diye soruyor,
287
GrASSL
. 276 -
1 — o parlak yüz, şarabın harareti ile böyle gül gül ol
muş; yoksa yüzünün parlak şem’i üstünde pervane
kanatları mı j^anmış?
2 — Yanağının üzerinde gönül naz gözyaşlarını görünce,
«Yarabbi bu ne güneştir ki yıldızları kendine toplamış,»
dedi.
3 — Güzelliğin tezhibini yapmak için ateş üzerinde altın
eritiyor. Galiba bu müzehhipliği (üstad-: sun’) olan
Allahtan öğrenmiş.
4 — O, yüzünü güzellik dağı ile damgalamış; galiba Yusuf
gibi aşk pazarında kendini birisine satmış (veya bi
risi için kendini yakmış, parlatmış).
5 — O ay gibi güzelin yanağı güzellik ateşi içinde yanıyor.
Ondan hazer et ey Selim, zira onun aşkı ile (onun ha
vasında) nice gönül kuşlarının kanatlan yanmışta’,
288
G'AZEL
- 277 -
1 — Senin aşkının ateşi, ey ay 5?ıüzlü güzel, beni öyle yak
tı ki vücudumda candan başka bir şey kalmadı, hepsi
yandı.
2 — Senin diyarında öyle canlar külü savruldu ki her taraf
la yanmış bir âşıkm eserini bulursun.
' 3 — Aşkının yolunda hangi konağa insen bir rGatemle kar
şılaşırsın. Zira dert ve hasretin sam rüzgârı muhak
kak bir kârvanı yfikmıstır.
4 — Lâ’l gibi dudağının bahsi dillere düşeliberi her an bir
dilde senin visalinin hasedi j'amyor.
5 ,— Senin diyarının köpeği benim kanıma üusamış amma
ne faide bende birkaç yanmış kemikten başka birpey
jrok ki...
6 — E 3'- Selimâ, bir keman kaşlının sevdası benim canımı
öyle ayaktı ki beni hatıriaj^an herkesin 3'üreği yanar.
Y a v n ?. S e lim D i v a n ı : 19 2R 9
GAZEL
- 278 -
1 —■Sevgilim, silâhlanmış, pusatlanmış çadırından çıktı.
Muhakkak benim gibi yüzlerce âciz âşıkı öldürmeye
hazırlanrfuştu'.
2 — Gül gibi yanağı, ne güzel, ne nazlı ışıklar içinde. Ben
ise onun Meranı ile gonca gibi bağrı kanlıyım.
3 — Kaşlarının kavsine bakmak istesen gamzesinin oku ker
taraftan nazarın yolunu bağlar.
4 — Ey gözüm, onun çatılmış kaşının takına bir bak, ve
düşün; hangi Hindli usta doğmecihk fenninde böyle bir
eser vücuda getirmiştir?
5 — Onun aşkında Selimi için gözyaşı ve sararm-ış bir yüz
kâfidir. Ne iki dünyanın padişahlığını, ne malı, ne al
tını ister.
290
GAZEL
- 279 -
291
GAZEL
- 280 -
1 Sevgili bana yakarış (niyaz) dolu gözlerle baktı; fakat
her yakarışı yüz naz perdesine bürünmüştü.
2 — Dedim ki; «Eteğini mi öpeyim, yoksa ayağını mı?»
«Git, dedi, benim eteğim naz ile âludedir.»
3 — Ayazın toprağına karışan Mahmudun kanı mahşer gü
nüne kadar gül renkli (kırmızı) gelincikler yetiştirir.
4 — Yazık, benim sarhoş sevgilim, def, çeiJc gibi çalgılara
gönül verdi. Ö nazik kalbin kendisini saza vermesi hiç
iyi bir şey değil.
5 — Nazlı nazlı seni paylayan o tatlı dudak yüz tane bed
baht asıkın kanı pahasıdır.
292
GAZEL
„ 281 -
1 — Ey gönül, gamsızlıktan perişan bir haldeyim; bana beni
irşad edecek bir gam -srer. Bu mahzun sineme onun
hicranının feryadını ver.
2 — Vücudum, gamdan virane oldu. Ey can, kerem et bu
yağan zulüm taşlariyle gönlümü yeniden imar et.
3 — Başım belâya hasret çekmekten dertli oldu. Allah aş
kına güzel yüzünü göster ve bana cefa et. O güzel yüz,
eskiden bana ne cefalar ederdi; o eski vefakârlık dem
lerini ona hatırlat.
4 — Onun didarından mahrum-um; daima ondan bahsedi
yorum. Ey gam, canımı mahvederek sen de bana imdat
et; belki bu kederden kurtulurum.
5 — Sevda dağlarında insanı cefadan kurtaran madde de
ğil manâdır. Ey Şirin’ in canı Ferhad teşnesine koku
lar gönder.
293
GAZEL
- 282 »
294
GAZEL
- 283 -
295
GAZEL
296
GAZEL
285 -
297
GAZEL
- 286 -
1 — Anber kokuları saçan, saçlarım ördüğün zaman can
pazarına ne fitneler salıyorsun.
2 — Ne ulu insanların başlarını meydana attığın halde kim
se cesaret edip te senden bahsedemdjj-or.
3 — «Can nakdini ver, sana dudağımdan iki buse vereyim»
dedin. Biz kârdayız, sen ziyandasın.
4 — Avını vurup yıkan gamızenin oku gönlümde yerleşti.
Aferin, öyle nişanlamışsın ki!..
5 — Ölünceye kadar vefa boyunduruğu boynumda bulun
sun diye ellerini canımjn boynuna doladın.
6 — Ağzının varlığmdan kimse haberdar değildi. Bir söz
söyledin benim gibi yüz bihaberi şüpheye düşürdün.
7 — Seliroî’ye_ «seni çağıracağım diye» vaid'ler ediyordun.
Nihayet biçareyi kapı dışarı ettin.
298
GAZEL
- 287 -
299
GAZEL,
- 288 -
300
GAZEL
" 289 -
301
GAZEL
. ’ 290 -
302
GAZEL
- 291 -
303
GAZEL
- 292 -
304
GAZEL
™ 293 -
- 294 -
306
GAZEL
295 -
307
GAZEL
- 296 -
308
GAZEL
- 297 -
309
GAZEL
- 298 -
310
GAZEL
- 300 -
312
GAZEL
» 301 -
313
GAZEL
- 302 -
314
GAZEL
- 303 -
315
KA.SÎDE
- 304 -
318
girmen taşı gibi dönen Mecnun’un yüreğindeki yanış
aşkına,
52 — Yarabbi, Şirin'e olan vefası yüzünden serv ve sanev-
beri gözü görmeyen Ferhad’ın aşkı hürmetine,
53 — Onun ay yüzü güzellik nuru ile öyle parlasın ki her
seher parlak güneş ona âyinelik etsin.
54 — Her ne kadar tacı feleklerden daha üstün ise de yine
Selim’in başı gibi yüz baş senin ayak türabın olsun.
5 5 — Dokuz felek bir tek yıldızını dahi göstermediği zaman
orada senin kemalin terennüm etsin.
5 6 — Yarabbi artık sabrım kalmadı. Ya bana tahammül ver
yahut onun anber kokulu saçından bu kıvrımları aç.
k a s id e
■•305 -
1 — Ne güzel demrir o dem ki dertli bir arkadaş ile çi
menlerde gezer, bü' gül yanaklı sevgiliyi hatırlaya
rak ağlaya ağlaya menekşeler toplarız.
2 — Bahar geldi. Bülbül sevgiden perişan oldu, çıldırdı.
Bu da gönlü yaralı olanlara bir başka belâdır.
3 -— Her kuş nasıl bir gülistan isterse biz de sevgilinin di
yarını öyle özlüyoruz! Herkes bir iş güç peşinde; bi
zim işimiz de feryad-ü figan.
4 — Hasret gözyaşiD,ın seli uykumun yolunu kesti. Gözü
mün önünde daima bir menekşe bahçesi var.
5 — Herkes gülistanda güller koparıp demet yaparken
ben kalender de köşeden bucaktan ayrılık dikenleri
topluyorum,
6 — Ümitsizlik, nâmuradlık köşesine çekilip oturmak is
tiyorum, Fakat eyvah o sabır ve o iradeye malik de
ğilim.,.
7 — İyi olayım, kötü ala.ymı. İşte ben buyum: Sinesi ya
ralı bir. fakir, hakir bir mazlum.
9 — Talih ve ululuk sultanı, mülk ve devlet hakanı.., Her
müzün halini arzedeceğiz.
9 — Talih ve uluk sultanı, mülk ve revlet hakanı... Her
şah ve şehriyar onun yolu üzerinde birer dilencidir.
10 — Güzellik göğünün mahı, vefakâr sevgili., güneş onun
yolunun üzerinde bir zerre toz kadar hakirdir.
1 1 — b gönüllerde kıyametler koparan güzel; nazlı, işveli
gözleri ile can ve gönül üzerine her -in oklar yağdır
maktadır.
12 — Ayaklarının toprağını çarhtan daha üstün tutanlar,
her; zaman onun kulu olmakla iftihar ederler.
]3 — Onun gibi bir ay, âleme ender doğar. Hattâ artık bir
benzeri dünyaya güç gelir.
14 — Ey Igönül, yüreğimden çık, onun kaşına ve gözüne
bale; ey gözüm, misk kokulu siyah saçlarla bezenmiş
bir! ay ve güneş gör.
15 — Ay; yüzlülerin şahı, bütün güzellerin emiri, ey her
namlı şanlı padişah. ayağının türabı olan güjzel,
16 — Gamzene; «Cefâdan başka bir işin yok, yoksa bize
daıigın mısın?» dedim. Derhal; «Evet» diye cevap
verdi. ’ ;
17 — Her ne karar misk ve anber, yanağının iki tarafın
daki zülüflerinden koku almışsa da o zülüfleri insan
nasıl kıyar da göbek miskine benzetir?
18 — Senin güzeliğini Çin ressamlarının tasvirlerine nasıl
benzetebilirim. Bu güzelliğin nakş ve nigâr ile mü
nasebeti yok ki...
19 — Eğer huzurunda bir âşık efgan ederse taaccüp etme.
Nerede gül varsa orada muhakkak ağlayan bir bül
bül bulunur.
20 — Bütün büyüklerin yanında beni o kadar zelil ettin ki
benden senin diyarındaki köpekler bile arlanıyorlar.
21 — İn'saf et, kerem et; aşk uğrunda benim gibi hor hakir
olan bir âşık gördün mü? Söyle.
22 — Gönlüme bu kadar cefayı reva görme. Kâfir, seni
açıkça sevmekten başka ne günahım var?
23 — Senin gibi gönüller okşayan güzelden benim gibi
ümitli bir âşık ne lûtuflar bekler...
24 — Fazla baş ağrıttım. Artık duaya başlıyayım. Benim
gibi bir mahcup âşık elinden duadan ba.şka bir şey
gelmez.
25 — Her nevruzda toprak güller yetiştirdikçe, güzel yüzün
gözlerimin önünde her lâhza bir bahar yaşattıkça,
26 — Yarabbi, saçlarının nuriyle her geceyi gündüz yapan
Hazreti Peygamberin ve âl ve ashabının hürmetine,
27 — Saadetten; gençlikten, ömürden kâm alasın, her bü
yük erhîr senin kölen olsun.
28 — Her ne kadar saçının teline bir âşıkm bağlanması
ayıp değilse de senin benden başka âşıkm olmasın.
29 — Her ne kadar Selimî’riin sana âşık olmasından arla
nırsan da onun kıyamete kadar senden başka bir sev
gilisi olmasın.
— SON —