You are on page 1of 16

ANTİK KAYNAKLAR IŞIĞINDA

TARİHTE BITHYNIA DEPREMLERİ

Sencer ŞAHİN

Anadolu Yarımadası’nın kuzeybatı bölgesi Antik Çağlar’da Bithynia


diye tanımlanmaktaydı. Batıda İstanbul Boğazı’ndan Bursa’ya çekilecek
dikey bir çizgiyle, doğuda Ereğli’den Sakarya Irmağı’na çekilecek dikey
bir çizgi arasında kalan bölge Bithynia’nın yaklaşık coğrafi hacmini oluş-
turmaktadır. Yani bugünkü Kocaeli, Sakarya, Bolu, Bursa, Yalova ve Bile-
cik vilayetlerini içine alan bir bölge söz konusudur. Bithynia’nın antik de-
virdeki en önemli kentleri ise, batıdan başlayarak sayacak olursak, Kal-
khedon (bugünkü Kadıköy), Nikomedeia (bugünkü İzmit), Nikaia (bu-
günkü İznik), Prusa ad Olympum (Uludağ eteğindeki Bursa), Prusias ad
Hypium (Melen Çayı kıyısındaki Üskübü/Düzce’nin biraz kuzeyinde bu-
günkü Konuralp); Herakleia Pontike (Karadeniz Ereğlisi) ve Klaudiupolis
(Bolu) kentleridir. Bu kentler arasında da en ön sırayı Metropolis unvan-
larıyla Nikaia ve Nikomedeia tutmaktadır. Bu iki kent bugün hâlâ antik
isimlerinin bozulmuş biçimleri altında varlıklarını sürdürmektedir. “Is
Nikomedeia”dan önce “Isnikmid” biçimine, oradan da “Ismid” ve “İzmit”
şekline dönüşmüştür. Benzer şekilde İznik de aynı halk etimolojisiyle gü-
nümüze ulaşmıştır. Önce “Is Nikaian”, sonra da “Isnik ve ”İznik” olmuş-
tur. Her iki kentin tarihi açıdan kuruluşu da yaklaşık aynı zamana rastlar.

Prof. Dr. Sencer Şahin, Akdeniz Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Eskiçağ Dilleri
ve Kültürleri Bölümü kurucusu ve emekli öğretim üyesi, Antalya (sencersahin@
akdeniz.edu.tr).
Bu yazı, İznik Eğitim ve Öğretim Vakfı tarafından İş Bankası sponsorluğunda 1-4
Kasım 2000 tarihleri arasında düzenlenen 1. Uluslararası İznik / Nikaia Sempoz-
yumu’nda sunulan bildirinin metnidir.
2 Sencer ŞAHİN

İskender’in generallerinden biri olan Lysimakhos İzmit Körfezi’nin en


doğu ucunda, bugünkü Başiskele civarında bulunan Astakos kentini yı-
kınca, Bithynia Kralı Nikomedes İ. Ö. 262 yılında yıkılan Astakos’un tam
karşısında bugünkü İzmit’in merkezinde yükselen tepe eteklerinde yeni
bir kent kurar ve adını da kendi adına izafeten Nikomedeia koyar.1 İznik’-
in en eski adı (sarmaşığı, bağı-bahçesi bol anlamına gelen) Helikore’dir.2
Kent Mysialılar tarafından yıkılınca, Büyük İskender’in generallerinden
Antigonos Monophtalmos tarafından kare bir plan üzerine ve dört kapılı
olarak yeniden inşa edilir ve ismi Antigoneia olarak değiştirilir. Kent Lysi-
makhos’un eline geçince, o da kenti yeniden mamur hale getirerek ismini
karısına izafeten Nikaia olarak değiştirir.3 Bu isim tutar ve günümüze
kadar da yaşar.

İşte Bithynia’daki depremlerin hemen hepsini tarihte sürekli birbiriyle


yarışma halinde olan bu iki kentin hikâyesinden tanımaktayız. Kentlerin,
dolayısıyla Bithynia’nın Hellenistik ve daha önceki devirlerde yaşamış ol-
dukları deprem felâketlerine ilişkin elimizde hiçbir bilgi yoktur. Roma
Çağı’nda ise antik yazarlarda hemen her deprem hakkında bilgi notuna
rastlamaktayız. Bunlardan ilki İmparator Hadrianus zamanında İ. S. 120
yılında cereyan etmiştir. Bu deprem hakkında Hieronymus, 224. Olym-
piat’ın 4. yılı için şu notu düşmüştür:4

“Bir yer sarsıntısıyla Nikomedeia yıkıldı ve Nikaia büyük zarar gördü.


Hadrianus onarım için halka cömertçe yardımda bulundu.”

1
Arr. Bith. Fr. 63; Hier. chron. 131, 9; Memnon 20; Paus. 5, 12, 7.
2
Notitiae episcopatuum’daki bir nota göre: Georgii Cyprii descriptio orbis Roma-
ni, ed. H. Gelzer, Leipzig 1890, 11.
3
Strab. 12, 4, 7.
4
Hier. chron., 198, 9: Terrae motu facto Nicomedia ruit et Nicanae urbis plurima
eversa sunt. ad quarum instaurationem Hadrianus de publico est largitus impen-
sas.
Antik Kaynaklar Işığında Tarihte Bithynia Depremleri 3

Diğer kaynaklardan Hadrianus’un her iki kentte agora’lar ve yollar,


surlarda ise onarımlar yaptırdığını öğreniyoruz.5 Bu sur yapımından kasıt
sanıyorum sur kapısı, yani kentin giriş kapılarının yapımıdır. Çünkü Pax
Romana diye adlandırdığımız bu barış ve refah döneminde kent surları-
nın savunmaya yönelik işlevleri kalmamıştı. İznik’in Lefke ve İstanbul ka-
pılarında ise Hadrianus’a yapılmış ithaf yazıtlarından, Vespasianus Döne-
mi’ne ait bu kent kapılarının depremde zarar gördüklerini ve Hadrianus
tarafından yeniden yaptırıldıklarını anlıyoruz.

İmparator Marcus Aurelius’un yönetimi sırasında, yani İ. S. 161-182


yılları arasında olan deprem Asia Eyaleti’nin Metropolis’i Ephesos’tan Bi-
thynia Eyaleti’nin Metropolis’i Nikomedeia’ya kadar birçok kenti yık-
mıştır.6

İmparator Commodus Dönemi’nde, yani 180-192 yılları arasında bir


tarihte, cereyan eden deprem Nikomedeia’dan Sakarya Irmağı’na, yani
bugünkü Adapazarı’na kadar olan bölgeyi etkilemiş ve yer sarsıntıları Ma-
yıs’tan Ağustos ayına kadar sürmüştür. “Tanrının Gazabı”na bağlanan ilk
Bithynia depremi de budur. En eski “Dünya Khronographia’sı”nın yazarı
ve kilise kökenli bir hatip olan Iohannes Malalas bu deprem hakkında şu
notu düşmektedir:7

“İmparator Commodus’un yönetimi sırasında Nikomedeia, Bithynia


Eyaleti’nin Metropolis’i, tanrısal bir gazabın kurbanı oluyordu. Bu üçüncü
5
Synk. 659, 7: ὁ αὐτὸς (Hadrianus) Νικομήδειαν σεισμῷ καταπτωθεῖσαν καὶ Νί-
καιαν πόλεις Βιθυνίας χρήμασιν ἀνεστήσατο. Chr. Pasch., 475: Ἁδριανὸς ἐν Νι-
κομηδείᾳ καὶ Νικαίᾳ ἀγορὰς ἐποίησε καὶ τετραπλατείας καὶ τὰ τείχεα τὰ πρὸς τῇ
Βιθυνίᾳ.
6
Aur. Vict. 16, 12: Asiaeque Ephesus ac Bithyniae Nicomedia constratatae terrae
motu, aeque ac nostra aetate Nicomedia Cereali consule.
7
Mal. Chron. 12, 289, 8: ἐπὶ δὲ τῆς τοῦ αὐτοῦ Κομμόδου βασιλείας ἔπαθεν ὑπὸ
θεομηνίας Νικομήδεια, μητρόπολις τῆς Βιθυνίας, τὸ τρίτον αὐτῆς πάθος ἕως τῆς
Μουδουπόλεως καὶ ποταμοῦ τοῦ Σαγάρεως τὰ πέριξ μηνὶ μα ῳ τῷ καὶ ἀρτεμισίῳ
γ΄ εἰς τὸ αὖγος.
4 Sencer ŞAHİN

felâket Moudoupolis’e ve Sakarya Irmağı’na kadar olan bölgeyi etkiliyor ve


sarsıntılar Mayıs ayının üçünde gün boyunca ve gün ağarıncaya kadar sü-
rüyordu.”

Bu depremin Nikomedeia için “üçüncü felâket” olarak tanımlanması,


büyük olasılıkla Hadrianus ve Marcus Aurelius zamanında kentin yaşa-
mış olduğu depremler hesaba katılarak yapılmaktadır. Çünkü aynı Mala-
las, 268-270 yılları arasında hüküm süren İmparator Claudius Gothicus
devrindeki depremi “Nikomedeia’nın tanrının gazabından kaynaklanan
dördüncü felâketi” olarak tanımlamaktadır (τὸ τέταρτον αὐτῆς πάθος
ἀπὸ θεομηνίας). Söz konusu bu deprem yine aynı yöreyi bu kez Sakarya
Irmağı’ndan Dakibyza’ya, yani bugünkü Gebze’ye kadar etkilemiştir.8

Aradan 100 yıl kadar bir süre geçtikten sonra 358 yılında bölge, Make-
donya’dan başlayıp Marmara ve Ege bölgelerine kadar yayılan büyük bir
deprem felâketine uğrar. 24 Ağustos 368 yılında meydana gelen felâketin
boyutlarını devrin ünlü Roma tarihçisi Ammianus Marcellinus trajik bir
anlatımla gözler önüne serer:9

8
Mal. chron. 12, 298, 22: ἐπὶ δὲ τῆς βασιλείας αὐτοῦ (Claudius) ἔπαθε Νικομή-
δεια, μητρόπολις τῆς Βιθυνίας, τὸ τέταρτον αὐτῆς πάθος ἀπὸ θεομηνίας ἕως πο-
ταμῶν καὶ Δακιβίζης.
9
Amm. Marc. 17, 7, 1-6: 1. Isdem diebus terrae motus horrendi per Macedoniam
Asiamque et Pontum adsiduis pulsibus oppida multa concusserunt et montes. inter
monumenta tamen multiformium aerumnarum eminuere Nicomediae clades, Bit-
hyniae urbium matris, cuius ruinarum eventum vere breviterque absolvam. 2. Pri-
mo lucis exortu diem nonum kal. Septembrium concreti nubium globi nigrantium
laetam paulo ante caeli speciem confuderunt et amendato solis splendore nec con-
tigua vel adposita cernebantur: ita oculorum obtutu praestricto humo involutus
crassae caliginis squalor insedit. 3. dein velut numine summo fatales contorquente
manubias ventosque ab ipsis excitante cardinibus magnitudo furentium incubuit
procellarum, cuius inpetu pulsorum auditus est montium gemitus et elisi litoris
fragor, haecque secuti typhones atque presteres cum horrifico tremore terrarum ci-
vitatem et suburbana funditus everterunt. 4. et quoniam adclivitate collium aedes
pleraeque devehebantur, aliae super alias concidebant reclangentibus cunctis so-
Antik Kaynaklar Işığında Tarihte Bithynia Depremleri 5

“Bu günlerde korkunç depremler Makedonya, Asya (Ege) ve Pontus


(Karadeniz) bölgelerinde birçok kenti ve dağı sürekli yer sarsıntılarıyla sal-
ladı. Anılmaya değer diğer türlü felâketler arasında Nikomedeia’nın, yani
Bithynia’nın başkentinin yok oluşu özellikle önemlidir. Kentin yıkılışını
gerçeğe uygun biçimde ve kısaca anlatmak istiyorum:

24 Ağustos’ta sabahın alaca karanlığında kara bulutlar az önce açık ve


berrak olan gökyüzünü kaplıyor ve ortalık kararıyordu. Güneş parlaklığını
yitiriyor göz gözü görmez oluyordu. Böylece gözler görme yeteneğini yitiri-
yor, yer yüzü kirli bir sisle kaplanıyordu. Daha sonra, sanki Ulu Tanrı ka-
der tayin edici yıldırımlarını fırlatmış ve sanki rüzgârları dünyanın dört
bir ucundan salıvermiş gibi, çılgın fırtınaların dehşeti yeryüzünü kasıp ka-
vurmaya başlıyordu. Bunların darbeleri altında dağlardan gelen bir uğultu
ve kıyılardan yükselen bir çatırtı duyuluyordu. Bunu korkunç bir yer sar-
sıntısı eşliğinde rüzgâr anaforları ve şimşekler takip ediyor, kenti ve banli-
yölerini temelden yıkıyordu. Tepenin yamacındaki binalar yıkılarak birbiri
üzerine düşüyordu. Yıkılmanın gümbürtüsünden yer gök inliyordu. Bu
arada eşlerini ve çocuklarını ya da yakınlarını arayan insanların birbirine
karışan canhıraş çığlıkları ayyuka çıkıyordu. Nihayet ikinci saatin sonun-
da, üçüncü saatin bitiminden önce, tekrar açılan ve berraklaşan hava o
ana kadar görünmez durumda kalan ceset yığınlarını göz önüne seriyordu.

nitu ruinarum inmenso. inter quae clamoribus variis celsa culmina resultabant
quaeritantium coniugium liberosque et siquid necessitudines artae constringunt. 5.
post horam denique secundam, multo ante tertiam, aer iam sudus et liquidus la-
tentes retexit funereas strages. non nulli enim superruentium ruderum vi nimia
constipati sub ipsis interiere ponderibus. quidam collo tenus aggeribus obruti cum
superesse possent siqui iuvissent, auxiliorum inopia necabantur. alii lignorum
exstantium acuminibus fixi pendebant. 6. uno ictu caesi conplures, paulo ante ho-
mines, tunc promiscuae strages cadaverum cernebantur. quosdam domorum in-
clinata fastigia intrinsecus serabant intactos, angore et inedia consumendos. inter
quos Aristaenetus affectatam recens dioecensin curans vicaria potestate, quam
Constantius ad honorem uxoris Eusebiae Pietatem cognominarat, animam hoc
casu cruciatam diutius exhalavit.
6 Sencer ŞAHİN

Bazı kurbanlar düşen molozların müthiş şiddetiyle ezilmiş ve bunların kit-


lesi altında can vermişlerdi; bazıları ise gırtlaklarına kadar yıkıntılara gö-
mülmüş ve kimse yardımlarına gelemediği için ölmüşlerdi. Eğer biri bun-
lara yardım edebilmiş olsaydı, hayatta kalabilirlerdi. Kimi kurbanların be-
denleri ise merteklere saplanmıştı. Yedikleri darbeyle yaşamını yitiren bir-
çok kişi daha kısa bir süre öncesine kadar canlı birer varlıklarken, şimdi
gördüğümüz ise karman çorman bir ceset yığını. Diğer taraftan yıkılan ev-
lerin içinde mahsur kalan birçok insan da korku ve açlıktan telef oldu.
Bunların arasında Aristainetos da bulunuyordu. Bu zat, kısa bir süre önce
Constantius tarafından kurulan ve zevcesi Eusebia onuruna “Pietas”
(“Mümine Hatun”) diye adlandırılan Piskoposluğa vali olarak atanmıştı.
Böylesine bir talihsizliğe düçar olan bu zat uzun ve işkenceli bir can çekiş-
meden sonra ruhunu teslim ediyordu (Aristainetos Nikaia’da toprağa ve-
rilmiştir10). Birçok insan ani yıkımdan neye uğradıklarını anlayamadan
enkaz altında can vermiş ve hâlâ orada gömülü bulunuyorlar. Bazı insan-
ların kafası ezilmişti, bazılarının ise ya kolu ya bacağı kopmuştu. Yaşamla
ölüm arasında ne yapacaklarını bilemeyen bu insanlar, kendileriyle aynı
durumda olanlara yardım için yalvarıyorlardı; yeminler edilerek verilen
tüm sözlere rağmen hiçbirine yardım eli uzanmıyordu. Eğer aniden çıkan
yangın etrafa yayılmasa ve beş gün boyunca gece ve gündüz her şeyi yala-
yıp yutmasaydı, dini ve özel binalardan pek çoğu ayakta kalır ve insanlar-
dan da fazla miktarda kurtulan olurdu.”

10
Lib. epist. 901, 1-4: Ἐγὼ δέ σε ἐβουλόμην ἀμφότερα ὁμοῦ δύνασθαι, οἴκοι τε εἶ-
ναι καὶ παρ᾽ ἡμῖν, καὶ μεθ᾽ ἡμῶν μὲν ἐπιμελεῖσθαι λόγων, Νίκαιαν δὲ κοσμεῖν καὶ
συνέχειν Ἀρισταινέτῳ τὴν οἰκίαν. Νικαίας δέ μοι καὶ μεμνῆσθαι καὶ μέλειν καὶ τι-
μᾶν τῶν δικαίων ἂν εἴη, ἥδε γάρ ἐστιν ἡ τῷ κόλπῳ με δεξαμένη καθά περ τὸν Δι-
όνυσον ἡ Θέτις τῶν Βακχῶν αὐτῷ τυπτομένων. φιλῶν δὲ Νίκαιαν καὶ τὸν Ἀρισ-
ταινέτου τάφον πῶς οὐκ ἂν καὶ τὸν ἀντ᾽ ἐκείνου τοῖς ἐκείνου γενόμενον φιλοίην;
ἔνι δὲ καὶ φιλοῦντα μὴ ἐπιστέλλειν, ὥσπερ αὖ καὶ μὴ φιλεῖν ἐπιστέλλοντα, ἐπεὶ
καὶ αὐτὸς ἡμᾶς καὶ ὃν οὐκ ἐπέστελλες ἐφίλεις χρόνον; krş. Jones-Martindale-
Morris 1971, 104, 1.
Antik Kaynaklar Işığında Tarihte Bithynia Depremleri 7

Tarihi İzmit depreminden dehşet manzaralarını Ammianus bu acıklı


sözlerle aktardıktan sonra depremlerin nedenlerine de değinmeden ede-
miyor. Bu konuda geçmiş devirlerdeki dini görüşleri, bilginlerin teorile-
rini naklediyor ve sonunda da kendi düşüncelerine yer veriyor. Antik
devrin çok tanrılı dinlerinde depremin nedeni, insanların işlediği günah-
lardan ötürü, tanrılardan birinin öfkelenip yeri sallamasından kaynak-
lanmaktadır. Aristoteles ve bazı bilginlere göre, yeraltındaki boşluklara gi-
ren su kitlelerinin dalgalanması sonucunda yer sarsıntıları meydana gel-
mektedir. Anaksagoras’a (Klazomenai, İ. Ö. 5. yy.) göre ise, depremler ye-
rin en iç kısımlarına dolan rüzgârların dışarı çıkacak bir delik bulamaması
nedeniyle yer kabuğuna doğru yaptıkları basıncın sonucunda oluşmakta-
dır. Anaksimandros’a (Milet, İ. Ö. 6. yy.) göre de büyük kuraklıklardan ya
da yağışlardan sonra meydana gelen çatlaklardan yerin içine dolan büyük
hava kitlelerinin hareketi ve basıncı sonucunda sarsıntı oluşmaktadır.
Ammianus’un bizzat kendi düşüncesine göre ise depremler üç şekilde
oluşmaktadır:

a) Yerin içindeki maddelerin dışa doğru hareketi sonucunda oluşan


depremler: Buna Delos, Rodos gibi adaların oluşumunu örnek göster-
mektedir.

b) Yer kabuğunun yatay hareketi sonucunda meydana gelen deprem-


ler. Bunlar da hareket çizgisi üzerinde bulunan kent ve dağları tahrip e-
derler.

c) Volkan patlamaları sonucunda oluşan depremler.

Ammianus’a göre her üç tür depremde de şiddetli uğultular ve güm-


bürtüler duyulmaktadır. Ammianus Marcellinus’un antik İzmit’ten, yani
Nikomedeia’dan aktardığı 358 yılı depreminin dehşet dolu sahnelerinin
1999 yılı İzmit depreminde yaşananlardan hemen hiç farkı yoktur. -Tari-
hin bir ironisi midir bilinmez- her iki büyük depremin aynı aya ve bir
haftalık farkla aynı zamana ve yaklaşık aynı saatlere rastlamış olması da
8 Sencer ŞAHİN

ilginçtir. Bölge olarak da Marmara kadar büyük bir sahayı etkilemiş olan
bu şiddetli deprem felâketinden birçok diğer antik yazar da bahsetmekte-
dir. Bunlardan örneğin Eusebius-Hieronymus Nikomedeia’nın temelden
yıkıldığını yazmaktadır.11 Theophanes Homologetes de aynı depremden
bahisle bunun gece yarısından sonra cereyan ettiğini, kenti tamamen yık-
tığını ve halkın birçoğunun yok olduğunu yazmaktadır.12 Ammianus
Marcellinus, İmparator Iulianus Apostata’nın 362 yılında Antiokheia’ya
(Antakya) yaptığı seyahat sırasında Nikomedeia’ya uğradığını yazar ve
şöyle devam eder:13

“Iulianus ... Antiokheia’ya gitmek üzere Konstantinupolis’i terketti ...


Boğazı geçerek Kalkhedon ve Kartaca Kralı Hannibal’in gömülü olduğu Li-
byssa (bugünkü Dil Deresi kıyısında bir kasaba14) üzerinden Nikomedei-
a’ya vardı. Burası bir zamanların ünlü bir kenti olup, imparatorların bü-
yük masraflarıyla öylesine mamur bir duruma gelmişti ki, özel ve kamuya
ait çok sayıda binaların iyi bilinenleriyle, Ebedi Kentin (Roma kastedil-
mektedir) bir bölümü sanılabilirdi. İmparator, binaların kül yığınları ara-
sındaki acıklı durumunu görünce, ruhunun sıkıntısını sessizce akıttığı göz-
yaşlarıyla açığa vurdu ve yavaş adımlarla kraliyet sarayına doğru yürüdü.”

11
Hier. chron. 241, 3: Nicomedia terrae motu funditus euersa uicinis urbibus ex
parte uexatis.
12
Theophan. chron. 45, 25-28: Τούτῳ τῷ ἔτει σεισμοῦ μεγάλου γενομένου ἐν Νι-
κομηδείᾳ περὶ ὥραν τρίτην νυκτερινὴν τὴν πόλιν κατέβαλε καὶ πλήθη πολλὰ διέ-
φθειρεν· συναπώλετο δὲ καὶ ὁ ἐπίσκοπος τῆς πόλεως Κεκρόπιος. Ἀντιοχείας
ἐπίσκοπος Λεόντιος ἔτη ηʹ.
13
Amm. Marc. 22, 9, 5: hic quoque pari modo ad reparanda, quae terrae sub-
verterat tremor, abunde praestitis plurimis per Nicaeam venit ad Gallograeciae fi-
nes, unde dextrorsus itinere declinato Pessinunta convertit, visurus vetusta Matris
magnae delubra, a quo oppido bello Punico secundo, carmine Cumano monente
per Scipionem Nasicam simulacrum translatum est Romam.
14
Lokalizasyon hakkında krş. Şahin - Işın - Can 1983, 41.
Antik Kaynaklar Işığında Tarihte Bithynia Depremleri 9

İmparatorun bu seyahatinin hemen arkasından, yani büyük deprem-


den 4 yıl sonra, Nikomedeia ve Nikaia 362 yılında ikinci bir deprem felâ-
ketine uğrar. 358 yılı depreminden sonra Nikomedeia’da ayakta kalan bi-
nalar da bu depremle yıkılır. Nikaia’nın azımsanmayacak bir bölümü yer-
le bir olur.15 Aradan bir dört yıl daha geçtikten sonra, yani 368 yılında,
nihayet üçüncü büyük felâket gelir. Bu depremle de Nikaia temelden yıkı-
lır. Hieronymus, 286’ıncı Olimpiat’ın dördüncü yılı kroniğine şu notu dü-
şer:16

“Daha önceleri de sık sık yıkılan Nikaia, bir yer sarsıntısıyla temelden
yıkıldı.”

Bu yüzyılda Hıristiyanlığın iç mezhep çekişmeleri kızışmaktaydı. Do-


ğal afetlere suçlu aranıyor ve bulunuyordu da. Bu tür felâketler genellikle
karşıt dini görüşlülerin günahkârlıklarına ilahî bir tepki olarak yorumla-
nıyordu. Örneğin Ariusçuluk mezhebini benimsemiş İmparator Valens ve
piskoposu Eudoksios, katolikleri ve ortodoksları yakın takibe alırlar. Bu
yüzden de bu çevrelerce felâketlerin baş sorumlusu olarak görülürler. Ör-
neğin kilise yazarı Sozomenos durumu şöyle yorumlar:17

“Bu sırada, beklenmedik bir şekilde birçok yerde taş büyüklüğünde dolu
afeti olmasına ve pek şiddetli yer sarsıntılarının bazı kentlerde ve bu arada
Nikaia’da da feci yıkıma yol açmasına rağmen İmparator Valens ve pisko-

15
Amm. Marc. 22, 13, 5: et quartum nonas Decembres, vergente in vesperam die,
reliqua Nicomedia conlapsa est terrae motu, itidemque Nicaeae portio non me-
diocris.
16
Hier. chron. 245, 14: Nicaea, quae saepe ante corruerat, terrae motu funditus
eversa.
17
Soz. 6, 10, 2: ἐν τούτῳ δέ, καίπερ παρὰ τὸ εἰωθὸς χαλάζης ἐμφεροῦς λίθοις ἐν
πολλοῖς τόποις καταρραγείσης καὶ μεγίστων σεισμῶν ἄλλαις τε πόλεσι καὶ Νι-
καίᾳ τῇ Βιθυνῶν εἰσάγαν λυμηναμένων, οὐκ ἐπαὐσαντο Οὐάλης τε ὁ βασιλεὺς
καὶ Εὐδόξιος ὁ ἐπίσκοπος τοὺς ἑτέρως αὐτοῖς δοξάζοντας Χριστιανοὺς ἐκδιώ-
κοντες.
10 Sencer ŞAHİN

pos Eudoksios, kendilerinden farklı düşünen Hıristiyanları kovuşturmak-


tan vazgeçmiyorlardı.”

Hıristiyan âleminin ünlü bir kilise babası olan Nazianzoslu (Tuz Gölü
civarında bir kent) Gregorios kardeşi Kaisarios’un ölümü dolayısıyla yap-
tığı konuşmada ve bir şiirinde aynı depreme değinir. Deprem sırasında
Kaisarios kraliyet memuru olarak İznik’te bulunuyordu.18 Gregorios şii-
rinde19 hastalıktan ölen kardeşine söyle seslenir:
“Korkunç depremler yerle bir etti Nikaia kentini;
sen ise kurtarmıştın canını;
şimdi ama yenik düştün bir zâlim derde.
Yazık o soylu gençliğe, yazık o bilgeliğe,
yazık o güzelim Kaisarios’a.”
18
Greg. Naz. or. 7, 15: (Καισάριος) διέτριβε μὲν ἐν τῇ Βιθυνῶν, τὴν οὐ πολλοστὴν
ἀπὸ βασιλέως διέπων ἀρχήν. ἡ δὴ ἦν βασιλεῖ τὰ χρήματα, καὶ τὼν θησαυρῶν
ἔχειν τὴν ἐπιμέλειαν. ἐντεῦθεν γὰρ αὐτῷ τὰς μείζους ἀρχὰς βασιλεὺς προοιμιά-
ζεται. τοῦ δὲ πρώην συνενεχθέντος ἐν Νικαίᾳ σεισμοῦ, ὃς δὴ χαλεπώτατος τῶν
πώποτε μνημονευομένων γεγονέναι λέγεται, μικροῦ τοὺς πάντας ἐγκαταλαβόν-
τος, καὶ τῷ τῆς πόλεως κάλλει συναφανίσαντος, μόνος τῶν ἐπιφανῶν ἡ κομιδῆ
σὺν ὀλίγοις, ἐκ τοῦ κινδύνου περισώζεται, . . . . . ἀλλὰ τοῦ μὲν σεισμοῦ κρείττων
ἐγένετο, τῆς νόσου δὲ οὐκ ἔτι. καὶ γὰρ ἦν ἄνθρωπος. (O sırada [Kaisarios], impa-
ratora oldukça yakın bir memuriyeti yürütmek amacıyla Bithynia’da bulunuyor-
du. Yani görevi, imparator adına mali işleri yönetmek ve haznedarlık yapmaktı.
İmparator bu tür memuriyetleri daha yüksek mevkilere basamak olarak kullanı-
yordu. Kısa bir süre önce Nikaia’da meydana gelen ve hatırlanabilenlerin en şid-
detlisi olduğu söylenen bir deprem, kentin hemen hemen tüm halkını ve görkemini
mahvederken, yüksek kademeden bir tek o, çok az kimseyle birlikte felâketten ca-
nını kurtarabilmişti. . . . . .; depremden kurtulmuştu ama bir hastalıktan yakayı
kurtaramıyordu; ne de olsa insandı.).
19
Anth. Gr. 8, 94:
σεισμῶν μὲν κρυερῶν ἔφυγες στονόεσσαν ἀπειλήν,
ἡνίκα Νικαίης ἀστυμίγη δαπέδῳ .
νούσῳ δ᾽ ἀργαλέῃ ζωὴν λίπες. ὢ νεότητος
σώφρονος, ὢ σοφίης, κάλλιμε Καισάριε.
Antik Kaynaklar Işığında Tarihte Bithynia Depremleri 11

İznik veya Nikaia Kenti de Marmara Bölgesi’nde cereyan eden dep-


remlerden er ya da geç nasibini almış gözükmektedir. 358-368 yılları ara-
sında arka arkaya Bithynia kentlerini kasıp kavuran bu felâketlerden son-
ra20 Marmara Bölgesi uzun bir süre rahat nefes almışa benzemektedir.
Bundan sonraki ilk deprem haberi II. Theodosius’un yönetimi sırasında,
yani İ. S. 408-450 yılları arasında cereyan etmiştir. İstanbul’da da hissedi-
len bu depremin kesin tarihi bilinmemekle birlikte 450 yılına yakın bir za-
manda cereyan etmiş olmalıdır. Deprem hakkında tek kaynağımız Mala-
las’ın vermiş olduğu bilgilerdir. Bu yazar İstanbul’daki depremin tarihini
26 Ocak Pazar günü olarak vermektedir. Yıl tahminleri ise İ. S. 447 yılı ci-
varında yoğunlaşmaktadır.21 Theodosius Devri’nde Nikomedeia’da mey-
dana gelen depremin de bu tarihlere yerleştirilmesi doğru olur. Malalas
şöyle anlatmaktadır:22

“Bu imparator zamanında Bithynia’nın metropolü Nikomedeia tanrısal


gazapla yıkılıyordu; O, akşamın geç vaktinde gelen bu felâkete beşinci kez
uğruyor ve yere gömülüp yarılan deniz içinde batıp gidiyordu.”

Bu tarihi tasvirde de yine ister istemez 17 Ağustos 1999 depreminin


denize gömdüğü körfez kentlerimizi hatırlamadan edemiyoruz. Bu badi-
reden sonra bölge bir yüz yıl daha depremsiz bir yaşam sürer. Yıl 553, gün

20
368 yılı depremi hakkında bkz. ayrıca Sok. 4, 11, 4: τῇ δὲ ἑξῆς ὑπατείᾳ, ἥτις ἐν
Οὐαλεντινιανοῦ τὸ δεύτερον καὶ Οὐάλεντος τὸ δεύτερον, σεισμὸς περὶ τὴν Βι-
θυνίαν γενόμενος Νίκαιαν τὴν πόλιν κατέστρεψεν τῇ ἑνδεκάτῃ τοῦ μηνὸς Ὀκτω-
βρίου. τοῦτο ἐν δωδέκατον ἔτος μετὰ τὴν Νικομηδείας πτῶσιν.
21
Konstantinupolis depremi için bkz. Ozansoy 1996, 55-56 (diğer literatürle bir-
likte).
22
Mal. chron. 14, 363: ἐπὶ δὲ τῆς αὐτοῦ βασιλείας ἔπαθεν ὑπὸ θεομηνίας Νικο-
μηδεία, μητρόπολις τῆς Βιθυνίας, τὸ πέμπτον αὐτῆς πάθος ἑσπέρας βαθείας καὶ
ἀπσώλετο εἰς γῆν καὶ εἰς θάλασσαν καταποντισθεῖσα.
12 Sencer ŞAHİN

yine 15 Ağustos’tur. Tüm bölge yine sallanmaya başlar. Malalas olayı şu


şekilde nakleder:23

“7. İndiksiyon’un Ağustos ayında, korkunç bir deprem oldu. Byzan-


tion’daki birçok bina, hamam ve surların bazı bölümleri zarar gördü. Bu
felâket sırasında Konstantinos Meydanı’ndaki heykelin elindeki mızrak
(Çemberlitaş kastedilmektedir) düştü ve üç arşın (yak. 2 m) yere saplandı.
Enkaz altında çok insan telef oldu. Birçok diğer kent, bu arada Nikome-
deia’nın bir kısmı, bu felâkette yıkıldı. Enkazın altından günlerce sonra in-
sanlar canlı olarak kurtarıldılar. Deprem 40 gün boyunca kendini hissettir-
di.”

Theophanes Homologetes de aynı depremden bahsederek birçok insa-


nın öldüğünü, Nikomedeia’nın birçok bölümünün yıkıldığını ve yer sar-
sıntılarının 40 gün boyunca sürdüğünü onaylamaktadır.24

Sonuç olarak depremlerin Marmara Bölgesi’ni her yüz yılda bir şiddet-
li bir şekilde sarstığını ve bunları onlarca yıl boyunca ara depremlerin iz-
lediğini görüyoruz. Doğa kendini küçük değişikliklerle tekrarlıyor ama ta-
rih de kendini tekrarlamıyor mu?

Bakınız daha Traianus Devri’nde (İ. S. 2. yy.’ın başlarında), yani gü-


nümüzden yaklaşık 1900 yıl önce, bu imparatorun Bithynia valiliğini yap-
mış olan Plinius, Traianus’a yazdığı mektuplardan birinde ne diyor:25

23
Mal. chron. 18, 486, 23 - 487, 1-9: Ἐν δὲ τῷ αὐγούστῳ μηνὶ τῆς δευτέρας ἰνδικ-
τιῶνος ἐγένε τὸ σεισμὸς φοβερός, ὥστε παθεῖν οἴκους πολλοὺς καὶ λουτρὰ καὶ
ἐκκλησίας καὶ μέρη τῶν τειχέων παθεῖν ἐν Βυζαντίῳ. ἐν αὐτῷ δὲ τῷ φόβῳ ἔπεσεν
ἡ λόγχη, ἣν ἐκράτει τὸ ἄγαλμα τὸ ἐν τῷ φόρῳ Κωνσταντίνου, καὶ κατεπάρη ἐν
τῇ γῇ ἐπὶ πήχεις τρεῖς. ἐν δὲ τοῖς συμπτώμασι πολλοὶ συνελήφθησαν. ἐν αὐτῷ δὲ
φόβῳ καὶ ἄλλα πόλεις ἔπαθον, ἐν οἷς καὶ Νικομηδείας μέρος καταπεσεῖν. ἐκ δὲ
τῶν συμπτωμάτων Νικομηδείας καὶ μεθ΄ ἡμέρας τινὲς ζῶντες ἀνηνέχθησαν. ἐπ-
εκράτησε δὲ αὐτὸς σεισμὸς ἡμέρας μ΄.
24
Theophan. chron. 229, 8: καὶ πολλοὶ ἀπέθανον. πέπτωκε δὲ καὶ Νικομηδείας
μέρος πολύ. ἐπεκράτησε δὲ ὁ αὐτὸς σεισμὸς ἡμέρας μʹ.
Antik Kaynaklar Işığında Tarihte Bithynia Depremleri 13

“Efendim, Nikaia’daki henüz bitmemiş, ancak büyük bölümü tamam-


lanmış tiyatro için, duyduğuma göre - her ne kadar hesaplar henüz kontrol
edilmemişse de - 10 milyon sestertius’tan fazla para çarçur edilmiş; korka-
rım tüm masraf boşuna yapılmış. Çünkü, yapı bugünkü haliyle çökmüş
olup, üzerinde büyük çatlaklar oluşmuş. Bu durum, toprağın nemli ve yu-
muşak oluşundan ya da malzemenin kalitesiz ve dayanıksız oluşundan ile-
ri gelmiş olabilir. Her ne olursa olsun, yapının tamamlanması ya da oldu-
ğu gibi bırakılması veya yıkılması hususunda karar verilmesi gerekiyor.
Çünkü, yapıyı yıkılmaktan korumak için zaman zaman başvurulan destek
direkleri ve birtakım alt yapılar, bana, duruma bir çözüm olmaktan daha
çok, masraflı bir iş gibi görünüyor.”

Ve Plinius aynı mektupta devam ediyor:

“Yine Nikaia’lılar, yangının yıktığı bir gymnasion’u, benim gelişimden


önce, tekrar yapmaya başlamışlar; bu seferki ama eskisinden daha büyük
ve geniş olup, daha şimdiden külliyetli bir masraf yapılmış bulunuyor; kor-
karım amaca pek uygun değil. Çünkü, yapı düzensiz olduğu gibi, bölümler
arasında ilişki de yok. Ayrıca, şimdi rekabetci durumda bulunan bir mi-
marın iddiasına göre, inşaat başlayıp 22 ayak kalınlığındaki duvarlar kır-
pıntı taşla doldurulduğu ve tuğla ile kaplanmadığı için, üstlerindeki yükü
çekemeyebilirlermiş.”

Şu ana kadar söylediklerimizi alt alta toplarsak, şu sonuç çıkmaktadır:

25
Plin. epist. 10, 39: Theatrum, domine, Nicaeae maxima iam parte constructum,
imperfectum tamen, sestertium, ut audio (neque enim ratio operis excussa est).
Amplicius centiens hausit; vereor, ne frustra. ingentibus enim rimis desedit et hiat,
sive in causa solum umidum et molle, sive lapis ipse gracilis et putris; dignum est
certe deliberatione, sitne faciendum an sit relinquendum an etiam destruendum.
nam fulturae ac substructiones, quibus subinde suscipitur, non tam firmae mihi
quam sumptuosae videntur.
14 Sencer ŞAHİN

a) Depremler Marmara Bölgesi’nde periyodik olarak hep var olmuştur


ve yaklaşık her yüz yılda bir yöre kentlerini hep yıkmış ve insanları öldür-
müştür.

b) Binalar deprem beklentisi içinde değil, servet beklentisi içinde yine


çürük inşa edilmiş, yaşananların üzerinden üç nesil geçip de olanlar unu-
tulunca, aynı trajediler yeniden yaşanmaya devam etmiştir.

c) Politize olmuş dinci kesimler olayı, ister Pagan ister Hıristiyan ister
Müslüman olsun hep hasımlarının günahından kaynaklanan ilahî intikam
olarak yorumlamaya devam etmişlerdir.

Sözlerimi İznikli hemşehrimiz ünlü tarihçi Cassius Dio’nun 1800 yıl


önce söylediği, kanımca, isabetli bir saptamasıyla bitiriyorum:

“Bu tür şeylerin cereyan etmediği bir devir yoktur ve insan doğası aynı
kaldığı sürece, korkarım, olmayacaktır da.”26

Kaynakça ve Kısaltmalar
Antik Kaynaklar

Amm. Marc. Ammianus Marcellinus, Rerum Gestarum (ed. J.


C. Rolfe, The Loeb Classical Library, Londra –
Cambridge - Massachusetts 1935).
Anth. Gr. Anthologia Graecae (ed. W. R. Paton, vol. II, The
Loeb Classical Library, Londra - New York 1919).
Arr. Bith. Flavius Arrianus, Bithyniaka. Scripta Minora et
Fragmenta (ed. A. G. Roos - G. Wirth, Leipzig
1928).
Aur. Vict. Aurelius Victor, De Caesaribus (ed. F. Pichlmayr,

26
Cass. Dio 36, 20, 1: οὐ γὰρ ἐστιν τε ταῦτ᾽ οὐκ ἐγένετο, οὐδ᾽ ἂν παύσαιτό ποτε
ἕως δ᾽ ἂν ἡ αὐτὴ φύσις ἀνθρώπων ᾖ.
Antik Kaynaklar Işığında Tarihte Bithynia Depremleri 15

Leipzig 1911).
Cass. Dio Cassius Dio, Rhomaika (ed. E. Cary, Vol. III, The
Loeb Classical Library, Londra - New York 1914).
Chr. Pasch. Chronicon paschale (ed. L. Dindorf, Bonn 1832).
Greg. Naz. Or. Gregorios Nazienzenos, Orationes VII: Funebris
in laudem Caesarii fratris oratio (ed. F. Boulen-
ger, Paris 1908).
Hier. Chron. Hieronymos, Chronicon (ed. R. Helm, Eusebius
Werke 7,1: Die Chronik des Hieronymos, Leipzig
1913).
Lib. Epist. Libanios, Epistulae (ed. R. Förster, Libanii opera:
vol. XI, Epistulae 840-1544 una cum pseudepig-
raphis et basilii cum Libanio commercio episto-
lico, Leipzig 1922).
Mal. Chron. Ioannes Malalas, Chronographia (ed. L. Dindorf,
Bonn 1831).
Memnon Memnon (ed. K. Müller, FGH III, 536, Paris
1850).
Paus. Pausanias, Periegesis tes Hellados (ed. W. H. S.
Jones - H. Ormerod, vol. II, The Loeb Classical
Library, Londra - New York 1926).
Philost. Hist. Eccl. Philostorgios, Historia Ecclesiastica (ed. P. R.
Amidon, Philostorgius: Church History, Atlanta
2007).
Plin. Epist. G. Plinius Caecilius Secundus, Epistulae (ed. W.
Melmoth, vol. II, The Loeb Classical Library,
Londra - New York 1928).
Sokr. Sokrates Scholasticus, Historia Ecclesiastica, vol.
1 (ed. R. Hussey, Oxford 1853).
Soz. Sozomenos, Historia Ecclesiastica (ed. H. G.
16 Sencer ŞAHİN

Bohn, Londra 1855).


Strab. Strabon, Geographika (ed. H. L. Jones, vol. V,
The Loeb Classical Library, Londra - New York
1928).
Synk. Georgios Synkellos, Chronographiae (ed. G. Din-
dorf, Bonn 1829).
Theophan. Chron. Theophanes Homologetes, Chronographia, vol. 1
(ed., C. de Boor, Leipzig 1883).

Modern Kaynaklar

Jones - Martindale - A. H. M. Jones - J. R. Martindale - J. Morris, The


Morris 1971 Prosopography of the Later Roman Empire I,
Cambridge 1971.
Ozansoy 1996 E. Ozansoy, Malalas’ın Khronographia’sında Ius-
tinianos Dönemi Doğa Olayları, Adalya 1, 1996,
53-60.
Şahin 1987 S. Şahin, Katalog der antiken Inschriften des Mu-
seums von Iznik (Nikaia) / İznik Müzesi Antik
Yazıtlar Kataloğu II.3 (Testimonia 1-69) (I.K.
10.3), Bonn 1987.
Şahin - Işın - Can S. Şahin - M. A. Işın - M. K. Can, Acht Meilen-
1983 steine aus Libyssa, Epigraphica Anatolica 1, 1983,
41-55.

You might also like