Professional Documents
Culture Documents
BİZANS AYASOFYA’SINDA
HAYAT
AYASOFYA DOSYASI
“Tarihsel açıdan şehir bir paradoks- beş yıl gibi çok kısa bir süre sonunda 987 yılında Rus Prensi Vladimir’in
tur; geçmişin bıraktığı izler, az çok tamamlattırdı. 553 ve 557 yıllarındaki (980-1015) Konstantinopolis’e yolla-
harap halde yatan anıtsal binalar, depremlerin ardından kubbesi yı- dığı pagan elçiler Ayasofya’yı prense
unutulmaya yüz tutmuş dağınık anı- kılan Ayasofya’nın ikinci açılışı 562 şu sözlerle anlatır: “Cennette miydik
lar, artık okuyanı olmayan yazıtların yılının Noel’ine rastlar. yoksa dünyada mı anlayamadık. Zira
biçimsizleşmiş yankıları… Bunların böyle bir ihtişam ve güzellik dünye-
hepsi en uzun ömürlü şimdiye aittir. Ayasofya’yı yüzyıllar boyunca ziya- vi olamaz. Onu anlatacak kelimeleri
Bağlayıcı, ancak artık anlaşılırlığını ret edenler, İmparator İustinianos bulmakta zorlanıyoruz. Tek bildiği-
yitirmiş bir mirasın karşısında, uysal da dâhil olmak üzere, hayrete düşüp miz orada Tanrı’nın insanlar arasın-
bir boyun eğişle hayal kurarız. Atina, böyle bir eserin Tanrı’nın müdahalesi da bulunduğudur.”4 Bu diplomatik
İskenderiye, Roma veya İstanbul’da ve yardımı olmadan gerçekleşeme- ziyaretten kısa bir süre sonra pagan
yaşayanlar her gün kendi kuralları yeceği kanaatine varmışlardı. Kilise- Prens Vladimir Ortodoksluğu kabul
ve kazanımları olan bu oyuna davet yi 537 yılındaki ilk açılışından sonra eder.
edilir.” tasvir eden tarihçi Prokopios, hay-
ranlığını şu sözlerle dile getirir: “Ki- 8. yüzyıl ile 10. yüzyıl arası yazıya ge-
Gilbert Dagron
Constantinople imaginaire1 liseyi süsleyen sütun ve mermerlerin çirildiği düşünülen Ayasofya’nın po-
güzelliğini kim anlatabilir? Üzerinde püler kuruluş efsanesinde, Tanrı’nın
Ayasofya ilk olarak II. Constantius tomurcuklanmış çiçekleriyle bir çayı- Adem’den beri insanoğlunun gör-
(337-361) döneminde 360’ta tamam- ra vardığınızı hayal edin. Kimisi mor, mediği böyle bir kiliseyi yapması
landı. 404 yılında yangından yıkılan kimisi yeşil, bazısının parıldayan lal için İustinianos’a esin kaynağı oldu-
bina II. Theodosius (408-450) ta- rengi, diğerinin patlayan beyazı, do- ğundan; kilisenin planının bir melek
rafından restore edilerek 415 yılın- ğadaki tüm zıt renkler sanki bir res- tarafından imparatora rüyasında
da ibadete açıldı. 532 yılında Nika samın elinden çıkmışcasına yayılıyor. görünmek suretiyle ulaştırıldığın-
Ayaklanması’nda yanan bazilikayı I. Her kim bu kiliseye dua etmeye girse, dan; inşaatın çabuk tamamlanması
İustinianos (527-565) Theodosius’un böyle rafine ve incelikli bir çalışma- için yine bir meleğin inşaat alanına
yaptığı gibi ilk örneğine bağlı kala- nın insan eli veya gücüyle değil ancak gönderildiğinden ve binanın yapı-
rak restore etme yoluna gitmedi; Tanrı’nın müdahalesiyle yapılmış ol- mı için gereken parayı İustinianos’a
Krautheimer’in2 hesaplamalarına duğunu idrak eder. Ve böylece huşu Tanrı’nın beyaz kıyafetler içinde ha-
44 göre günümüzün 180 milyon dolarına içinde başını göğe doğru kaldırır, dımağası kılığına girmiş bir meleğinin
tekabül eden bir meblağ harcayarak O’nun uzakta olmadığını hisseder.”3 temin ettiğinden bahsedilir.5
TOPLUMSAL TAR‹H 254 ŞUBAT 2015
Bin yıla yakın Bizans’ın, daha sonra Resim 1
Ayasofya iç
da beş yüz yıla yakın Osmanlı baş- görünüm,
kentinin fiziki ve sembolik merkezin- 1900-1910 arası.
Sébah & Joaillier
de yer almış bu ibadethanenin Bizans
dönemi üzerine yapılan çalışmalar,
şimdiye kadar daha ziyade mimarisi,
günümüzde olmayan ek yapıları, içe-
risindeki litürjik unsurlar ve figüratif
bezemeleriyle ilgilidir.6 Ayasofya’da
gündelik hayat ve inananların ritü-
eller vasıtasıyla görme, işitme, koku
alma ve dokunma duyularına hitap
eden unsurlar üzerine yapılan çalış-
maların sayısı ise oldukça azdır.7 Bu
yazı tarihsel kaynakların bize izin
verdiği ölçüde Bizans Ayasofya’sını
ışık, ses, koku ve dokunuşlarla dol-
durup, buradaki hayatı “uysal bir
boyun eğişle hayal etme oyununa”
katılma çabasıdır.
IŞIK
etmeden veya onun için inşa etmeden her biri on ikişer adet kartallar, yabani olarak ilahiler seslendirirdi. Geç an-
tek başına bitirdi. Kilisenin güzelliği ve tavşanlar, buzağılar ve kargalar yonttu.
çeşitliliği şaşırtıcıydı, zira her yeri altın Mekanik bir alet vasıtasıyla her birinin tik dönemde çocuklar, hadımağaları
ve gümüşlerle parıldıyordu. Kilisenin boğazından yalnızca papazların abdest ve kadınlar da kilise korolarında yer
içine girenler için farklı mermerlerden almaları için su fışkırıyordu. Bu yere alırdı.21 7. yüzyılda Ayasofya’nın 525
yapılmış tabanı sanki bir denizi veya “Küçük Aslan” adını verdi ve her kiliseye
durmadan akan suları ile bir nehri geldiğinde kalabileceği, altınlarla kaplı,
kilise görevlisinden 415’inin ilahi söy-
andırıyordu. Nefin ortasındaki dört harika bir kıyafet değişme odasını lemekle de yükümlü olması, müziğin
mermer şeride cennetten akan dört buraya inşa etti. Tabanından tavanına ve insan sesinin ayinlerde ne kadar
nehir adını verdi ve her aforoz edilen gümüşlerle kaplanmış ve yaldızlanmış bu
önemli olduğunu göstermektedir.22
kişinin işlediği günaha göre bu şeritlerin kilisenin aşırı güzelliğini ve letafetini kim
üzerinde durmasıyla ilgili bir yasa anlatabilir? Bu ilahileri Ayasofya’nın mükemmel
çıkardı. Ayrıca sebilin çevresine sıradan akustiğinde hayal etmek gerekir.23
halkın abdest alması için ağızlarından Diegesis peri tes oikodomes tes Hagias 8 Eylül’de Meryem Ana’nın doğuşu-
sular fışkıran on iki fıskiye ve taştan Sophias (Ayasofya’nın İnşası Hakkında
aslan yaptı. Sağdaki kadınlara ayrılmış Anlatı), ed. ve İng. çev. Albrecht Berger,
nun kutlandığı yortuda şu ilahi oku-
bölümün sağına bir karış derinliği olan Accounts of Medieval Constantinople: nur: “Ey Theotokos, senin doğumun
bir havuz yaptı ve papazların havuzun The Patria (Cambridge, MA: Harvard tüm dünyaya neşeli bir haberdi, zira
üzerinden geçebilmeleri için bir yürüme University Press, 2013), s. 264-267. adaletin güneşi, laneti yok ederek
yolu yaptı. Havuzun karşısına yağmur Türkçe’ye çeviren: Buket Kitapçı Bayrı
takdis eden, ölümü alt edip bize son-
suz yaşamı bahşeden Tanrımız İsa
senden doğdu.”24
arios şöyle devam eder ışığı ve onun fenerine benzetilir: “Kutsal aydınlık
yarattığı görsel ziyafeti anlatmaya: tüm insanları aydınlatır: Ve deniz- 11 Mayıs’ta Meryem Ana tara-
“Hiçbir ölümlü gözlerini ışıltılı güzel- ci gece dolambaçlı yolunda büyük fından korunduğuna inanılan
likteki gökyüzüne diktiğinde, ensesi korkular içindeyken... Büyük Ayı’ya Konstantinopolis’in kuruluşu şu ila-
geride, dans eden yıldızlar giydiril- doğru değil, hayır Küçük Ayı’ya doğ- hiyle kutlanırdı: “Theotokos kenti
miş yuvarlak çayırlığa bakmaya da- ru da değil, yiğit gemisine yolu açan [Konstantinopolis] bağış olarak istik-
yanamaz. Gözlerini yeşeren tepele- kilisesinin inançlı meşalesine doğru rarını Theotokos’a [Meryem Ana’ya]
re doğru indirir ve ırmak akıntısı ve bakar: Yolu sadece Afrika kıyıların- adar, zira O’nun sayesinde ayakta
ağaçlık bir koru ve dipdiri dallara daki fenerin gece ışıklarıyla değil, kalmaktadır, O’nun tarafından koru-
yaslanmış asma ve yakamozlar saçan yaşayan Tanrı’nın cömert yardımı ile nup hüküm sürmekte ve ‘Sevin, yer-
büyük, huzur dolu bakışlarla sakin, de aydınlanır.”17 yüzünün dört bucağının umudu’ diye
denizcilerin kürekleriyle yırtarak haykırmaktadır O’na.”25
sıçrattıkları denizi görmeyi arzular. SES
Tanrı’ya adanan tapınakta adım ata- İlahilere zaman zaman o günde anı-
mıyorsak, geri dönmek istememiz- Musica movet affectus: Müziğin lacak olan azizlerin hikâyeleri, va-
den ziyade, hayran gözlerle başımızı duyuları harekete geçirerek, inanan- azlar, Kilise Babaları’nın yazılarının
her yere çevirmek istememizdendir. ları gündelik dünyevi meselelerden okunması için ara verilirdi.
Bu güzel miğferli meskenden tüm uzaklaştırıp farklı bir boyuta çıkar-
bıkkınlıklar def edilmiştir.”16 ma gücü, ortaçağda hem batı hem de KOKU
doğu kiliseleri tarafından oldukça iyi
Burada Ayasofya hem evrene hem anlaşılmıştı.18 Bugün akapella diye “Ve Rab Musa’ya dedi: Kendine hoş
de insan vücuduna benzetilmiştir. adlandırdığımız, enstrüman yerine kokulu baharat, kara günnük ve hoş
Bu dizede bakışlar gökyüzünden ay- insan sesinin kullanıldığı çoksesli kokulu ezfar ve kasnı zamkı ve hoş
rılır, dünyevi manzaranın üzerinde dini ilahiler Bizans kiliselerindeki kokulu baharat ve safi günnük al:
gezdikten sonra sonunda yatışmış ibadetin çok önemli bir parçasıydı.19 Tartıları bir olacak; ondan buhur,
denizin üzerinde durur. Kubbe, ilahi 6. yüzyılda Ayasofya’da ayinler yal- attar işi üzere tuzlanmış, temiz ve
gökkubbe ve Tanrı’nın zaferidir; yani nızca cumartesi gün batışında (hes- mukaddes hoş koku yapacaksın ve
dünya üzerinde ışıldayan haçtır. Ay- perinos), pazar sabahları (orthros) ondan bir parçasını çok ince döve-
rıca ışık, sembolik olarak Tanrı’nın ve önemli yortu günlerinde yapılırdı. ceksin ve toplanma çadırında, ora-
insanlara yolladığı yardımın simgesi 11. ila 13. yüzyıllar arasında Ayasofya da seninle buluşacağım şehadetin
olan kiliseyi temsil eder. Dünyevi Kilisesi’nde haftanın yedi günü en az önüne koyacaksın; size ziyadesiyle
tehlikeler, Tanrı’nın gösterdiği yol- beş dua vaktinde, yortu günlerinde mukaddes olacaktır. Ve yapacağın
dan sapmalar, baştan çıkmalar deni- daha fazla, ama özellikle güneşin buhurun tertibine göre kendiniz için
46 zin tehlikelerine, kilise ise denizcileri doğuş ve batışında yapılan ayinlerde buhur yapmayacaksınız... Koklamak
bu tehlikelerden kurtaracak deniz kesintisiz söylenen ilahiler duyulur- için onun gibisini kim yaparsa, kav-
TOPLUMSAL TAR‹H 254 ŞUBAT 2015
minden atılacaktır.” (Kitab-ı Mukad- Ama muhtemelen Süleyman’ın Kitab-ı aracı olan estetik tecrübenin önem-
des, Çıkış 30:34.)26 Mukaddes’te betimlemesi verilen ta- li bir parçasıydı. Bu güzel kokuları
pınağının, koku da dâhil olmak üzere Prokopios ve Paulos Silentiarios’un
Kitab-ı Mukaddes’e göre, Süley- tüm unsurlarına bir göndermedir bu. çiçekli çayır betimlemeleriyle hayal
man’ın Kudüs’te yaptırdığı tapınakta Zira Ayasofya’daki buhurdanlıklardan edebiliriz. Günün herhangi bir saatin-
da böyle bir buhur altarı vardı (Ta- ve kokulu yağ kandillerinden çıkan de kiliseye girenler ayin sırasında yo-
rihler 1:28:18 ve Tarihler 2:2:4) ve her kokunun ziyaret edenleri derinden ğun olarak, bunun dışında kalan saat-
sabah ve akşam yakılmaktaydı (Çıkış etkilediğini, 987 yılında Rus Prensi lerde de ayinin yapılmış olduğunu ha-
30:7,8).27 Ayasofya’nın kuruluşunun Vladimir’in elçilerinin Ayasofya’ya tırlatacak ölçüde her yere sinmiş hoş
efsanevi anlatımında İustinianos’un girdiklerinde içerideki rayihadan rayihaların izini sürebilirdi. (Resim 2)
Ayasofya bittikten sonra içeriye gir- başlarının döndüğünü anlattıkları ta- Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde Kili-
diğinde duyduğu hayranlıkla “Süley- nıklıklarından öğreniyoruz.29 Bizans se Babaları, buhurun pagan dönemde
man, seni alt ettim” dediği belirti- kiliselerinin ve Ayasofya’nın tescili tanrılara takdime olarak kullanılma-
lir.28 Bu kibir patlamasının genellikle haline gelen güzel kokular, ışık, renk- sından dolayı, kiliselerde ve Hıristi-
yapının mimarisi ve süslemelerine ler ve ilahilerle birlikte inananların yanların ayinlerinde kullanılmasına
atıfta bulunduğu düşünülmüştür. Tanrı’nın görkemini hissetmesine karşı çıkmışlardı; hatta Hıristiyanlı-
ğın bu ilk dönemlerinde buhur yak-
mak putperestlik gibi görülmekteydi. Resim 2
Bu ilk Hıristiyan düşünürlere göre Kubbeli bina
şeklinde
paganlık ve Yahudilikteki her türlü buhurdanlık,
nesnel adak, Tanrı’nın ruhani var- Konstantinopolis
veya İtalya,
lığının yanlış anlaşılmasından ileri 12. yüzyıl sonu,
gelmekteydi.30 Ancak İustinianos’un San Marco
Bazilikası,
Ayasofya’yı yeniden inşa ettirdiği 6. Venedik, Tesoro,
yüzyıla gelindiğinde, buhur ve koku- env. no. 109.
lu yağlarla yakılan kandiller anlam Byzantium, 330-1453,
değişikliğine uğrayarak, artık pa- ed. Robin Cormack
ve Maria Vassilaki
ganlık ve Yahudilikteki gibi takdime (Londra: Royal
Academy of Arts, 2008),
olarak değerlendirilmeyip, Tanrı’nın kat. no. 176,
s. 206-207.
krallığındaki cennetin yeryüzünde-
ki yansıması olan kilisenin cennet
gibi güzel kokmasıyla bağdaştırılma-
ya başlanmıştı. Muhteşem kokular,
Tanrı ve cennetin vasfındandı; tüm
kötülükler, cinler, günah, şeytan,
cehennem ve zındıklar ise kokuşmuş
olarak tanımlanıyordu.31 Hıristiyanlar
şeytanın ve kötülüklerin cennetin
güzel kokuları karşısında dağılacağı
fikrini benimsemişti.
Roma’daki kiliselere bağışlarını da mayan, kuzeydoğuda bulunan daha sonra, şifa vasfı olduğu düşünülen
anlatan Liber Pontificalis ecclesi- büyüğü olmak üzere iki vaftizhane kutsal mekândaki kandillerin yağını
ae romanae32 adlı eser bu konuda bulunmaktaydı. 6 Ocak ve Paskalya patrik bir vazoya koyarak yalnızca
bize fikir verebilir. Constantinus’un yortularında vaftizler gerçekleşirdi. imparatora veriyordu.41
Roma bazilikalarına bağışladığı kan- 4. yüzyıldan sonra, ebeveynler kır-
dillere yalnızca halis hintsümbü- kı çıkan bebeklerini ilk dini eğitime DOKUNMA
lü yağı (oleus nardinus pisticus) kabul edilmeleri için kiliseye getirir-
konması gerektiği belirtilmektedir. di. Daha sonra Paskalya’dan evvelki Bizans kiliselerinde erkek ve ka-
Hintsümbülü yağı, güzel kokusunun büyük perhizin dördüncü haftasının dınlar ayrı mekânlarda dua ederdi.
yanı sıra Hıristiyanlıkta sembolik ilk pazartesisi, Paskalya akşamı vaf- İmparatoriçenin yanında, imparator
önemi olan bir yağdır. Neşideler tiz olacaklar, dualar ve kötü ruhların ailesinin yakınlarının, ileri gelen-
Neşidesi’nde kralın huzuruna çıkan kovulması ve ikinci dini eğitim için lerin ve aristokratların eşleri nefe
gelinden bu koku yayılmaktaydı kiliseye getirilirdi.36 Bu aşamayı ge- açılan kemerleri ipek perdelerle
(Neşideler Neşidesi 1:12).33 Bu aynı çenlere photizomenoi (aydınlanmış- örtülmüş üst galeriden ayini izler ve
zamanda, Beytanya’ya gelen İsa’nın lar) denir ve şeytanın lanetlendiği, dinlerdi. Kiliseye girişte narteksin
başından dökülerek veya üzerine inancın tazelendiği bu törende vaftiz kapısında duran diyakoz, kilise men-
sürülerek tüm evi kokusuyla doldu- olacak kişinin kıyafetleri çıkarılır, subu olmayan erkekleri iç narteks ve
racak yağdır (Yuhanna 12:3; Markos vaftiz suyu kutsanır, vaftiz olacak ki- sağ yan sahına, kadınları ve çocukla-
14:3).34 Kilise Babaları, hintsümbülü şinin vücudu kokulu yağlarla ovulup rı sol yan sahına ve iç narteksin en
yağını hem Tanrı’ya sunulan bir he- üç kez başı suya sokulur, bunu giyin- arkasına ve dış nartekse yerleştirir-
diye hem de Tanrı’nın gelini gibi be- me, mühürleme, bekleyen cemaate di. Ayin devam ederken çocuklar av-
timlenen kilisenin yaydığı koku ola- katılma, Barış Öpücüğü, Aşai Rabbani luda ve bahçede oynayabilirdi. Genç
rak yorumlamıştır.35 Sümbülyağının takdimelerinin sunulması ve kudas erkekler, ileride kilise hiyerarşisine
dışında, yine Liber Pontificalis’ten (komünyon) izler, böylece kiliseye katılmalarını teşvik için, bir diya-
öğrendiğimize göre Constantinus kabul tamamlanırdı.37 kozun gözetiminde kutsal mekâna
Roma’daki kiliselerin farklı yerlerin- yakın bir konumda ayini izlerdi.
de kullanılmak üzere farklı kokulu Röliklerin ve ikonaların üzerine Bakire genç kızlar ise kadın diyako-
yağları ve baharatları da bağışları- asılmış olan kandillerin yağlarının zun gözetiminde ayrı bir grup olarak
na eklemiştir; pelesenk yağı, İsauria mucizevi şifa verici etkileri olduğu kadınlara ayrılan bölümde ayine ka-
storaksı, safran, karabiber, sinameki düşünülürdü. Konstantinopolis’te tılırdı. Kadın diyakozlar, rahibeler,
bunlar arasındadır. Aziz Kosmas ve Damianos38 ve Aziz nefin sol tarafında, kutsal mekâna
yakın konumlanırdı; ancak, erkek
kilise mensuplarının girebildiği kut-
sal mekânın içine girmeleri, kiliseye
9 Ocak 869’daki atanma törenleri dışında yasaktı.
depremden sonra Hiçbir zaman kutsal objelere doku-
namaz ve kudasta ekmek ve şarap
Tanrı’nın Büyük Bilgeliği adının ihsan bağışlarıyla kilisenin açık veren gelirini
edildiği ünlü kutsal mabedin büyük kâra geçirdi. Yağ yokluğundan kandiller dağıtamazlardı. Kutsal mekânın içi
ve azametli batı kemerinde ciddi artık sönecek duruma geldiğinden, ve çevresi erkek kilise mensuplarına
çatlaklar oluştuğundan ve kısa zaman Mantea adlı geniş mülkü kiliseye ait alanlardı. Burada dinadamı olma-
içinde yıkılmasından korkulduğundan, bağışladı. Böylece kandillerin sönmeden
İmparator I. Basileios sıkıştırılmasını ve yanmaya devam etmesini sağladı. Bunun
yan tek kişi, ayinin başında kutsal
mahir yapı ustabaşılarının yardımıyla yanı sıra bu kutsal mabette görev yapan mekâna giren imparatordu. 7. yüz-
onarılmasını ve böylece sağlam ve papazların maaşlarının bu mülkün zengin yıldan itibaren imparator kutsal
emniyetli hale getirilmesini sağladı. gelirinden ödenmesini temin ederek,
mekâna yalnızca hediyeler bırakmak
Aynı zamanda bu kemerin içine, lekesiz her daim ve aralıksız ayin yapılmasını
bir gebelikle hayata getirdiği Oğlunu güvence altına aldı. ve kutsal mekânı tütsülemek için gir-
kollarında taşıyan Tanrı’nın Annesi’nin meye başladı.
tasvirini yaptırdı ve bu tasvirin iki Vita Basilii, ed. ve İng. çev. Ihor
yanına, havarilerin başı Petros ve Ševčenko, Chronographiae quae
Paulos’u yerleştirtti. Gerek tamiratını Theophanis Continuati nomine fertur
Ayinlerin merkezini oluşturan kutsal
yaptırarak gerekse para yardımıyla, liber quo Vita Basilii imperatoris mekân ile kişiler arasındaki mesa-
kilisenin diğer yaralarına cömertlikle amplectitur (Berlin: De Gruyter, 2011), fenin bu derece sıkı bir hiyerarşiyle
şifa buldu. Zira Ayasofya’nın zayıflamış s. 264-267. Türkçe’ye çeviren: Buket düzenlendiği kiliselerde, kilise hi-
duvarlarını ayağa kaldırmakla kalmayıp Kitapçı Bayrı
48 yerarşisinden olmayan sıradan halk
için nefin içine süzülen yoğun ışığı,
TOPLUMSAL TAR‹H 254 ŞUBAT 2015
kilisenin kutsal mekânında gerçek- rölikler getirtmişti. Şehirde 9. yüzyıl
leştirilen ayini görmek veya kutsal sonrası 476 farklı azize ait 3600 rö-
mekâna yakın konumlanan kilise liğin bulunduğunu biliyoruz. Kons-
korosunun ilahilerini net olarak duy- tantinopolis, içindeki rölikler ve
mak zordu. Bu nedenle, Ayasofya kutsal objelerden dolayı 9. yüzyıldan
gibi büyük bir kilisedeki ayine katılan itibaren “Yeni Kudüs” diye adlandı-
sıradan insanlar için kilise ayinine rılmakta ve en önemli hac mekânı
aktif olarak katılmanın en etkin yolu olarak görülmekteydi.44 Bu röliklerin
dokunmaydı.42 Buna kilisenin bö- çoğu 1204’teki dördüncü Haçlı seferi
lümlerinden geçerken bu bölümleri sırasında yağmalanarak Batı’daki hü-
birbirinden ayıran kapı eşiklerindeki kümdarlara ve kiliselere dağıtılmış
ağır perdelere dokunmakla başlanır- olsa da, 1261’de şehrin Bizanslıların
dı. (Resim 3) Bu perdeler bir yandan eline geçmesiyle Konstantinopolis
iç mekânın mahremiyetini davetsiz kiliseleri tekrar röliklerle donatıl-
gözlerden gizler, böcekleri ve kuşla- mıştır.
rı dışarıda tutar ve ışığın çok parlak
olduğu zamanlarda güneşin ışınla- Zaman içinde Ayasofya Kilisesi’nin
rını engellerdi. Aynı zamanda kilise kendisi kutsal bir obje ve röli-
içinde önemli mekânsal geçişlerin de ğe dönüştü. 14. ve 15. yüzyıllarda
belirleyicisiydiler: narteksten nefe, Konstantinopolis’e hacca gelen vücudunda ayaklarındaki çivi yara- Resim 3
neften kutsal mekâna. Ayasofya gibi Rus hacıların ilk ziyaret ettiği yer larından şifalı sular akan İsa tasviri Ravenna,
Sant’Apollinare
varlıklı kiliselerde bu ağır perdelerin Ayasofya’ydı.45 Bu kişilerin tanık- (7); İoannes Khrysostomos’a ait asa Nuovo
üstleri dini temalı işlemelerle süslü lıklarından öğrendiğimize göre, (paterissa) (8); Aziz Arsenios’un be- Bazilikası,
mozaik (detay),
olurdu.43 Ayasofya’da Başmelek Mikail’in tas- deninin gömülü olduğu yer (9); Haz- 6. yüzyıl.
viri (1); Mısırlı Azize Meryem ile ko- reti İbrahim’in üç meleği ağırladığı
Béatrice Caseau,
Perdeyle örtülü kapı eşiklerini geç- nuşan Meryem Ana’nın ikonası (2); masa (10); şehitlerin üzerinde öldüğü “Experiencing the
Sacred,” Experiencing
tikten sonra muhtemelen basitçe papazlara günah çıkartamayacak ka- demir masa (11) bulunmaktaydı.47 (Re- Byzantium, ed. C.
Nesbitt ve M. Jackson
yere dokunulur veya çöküp alnı dar ağır günah işlediklerine inanan- sim 4) (Surrey: Ashgate,
yere koymak suretiyle (proskyne- ların önünde günah çıkarttıkları “Gü- 2013), s. 68, Fig. 4.4.
Fotoğraf: B. Caseau.
sis) Tanrı’nın huzurunda hürmet ve nah çıkartan İsa” tasviri (3); İmpara- Kutsal obje ve tasvirlere el yüz sür-
tevazuyla eğilinirdi. Sıcak ve yumu- tor Kapısı’nın üzerindeki “Kurtarıcı mek dışında “Barış Öpücüğü” de ki-
şak perdeden sonra, Ayasofya’da İsa” tasviri (4); bronz plakalarla kap- lisede dokunma duyusuyla ilintili
Bizans kiliselerinin ve Ayasofya’nın tescili haline gelen güzel kokular, ışık, renkler
ve ilahilerle birlikte inananların Tanrı’nın görkemini hissetmesine aracı olan estetik
tecrübenin önemli bir parçasıydı. Kiliseye girenler ayin sırasında yoğun olarak,
bunun dışında kalan saatlerde de ayinin yapılmış olduğunu hatırlatacak ölçüde
her yere sinmiş hoş rayihaların izini sürebilirdi.
olduğu gibi birçok Bizans kilisesinin lı, inananların şifa bulmak için öpüp, merasimlerdendi. Diyakozun işare-
yeri mermerle kaplı olduğundan, göğüslerini ve omuzlarını sürttük- tiyle kilisedeki herkes birbirini se-
soğuk mermerle temas edilirdi. Ay- leri, altında şifacı Aziz Gregorios’un lamlar ve öperdi. Cemaat içinde bir
rıca sütunları, kapıları, ikonaları, bedeni gömülü olan sütun (bugün aile bağı oluşturma amaçlı bu me-
rölikleri ve ikona ve röliklerin üze- “Ağlayan Sütun” diye bilinen nemli rasimde herkes kendi sosyal grubu
rindeki kandilleri öpmek dindarların sütun) (5); her yıl 14 Eylül’de Pha- içinde selamlaşıp öpüşürdü; kilise
yaptığı başlıca hareketlerdi. Kons- ros Kilisesi’nden getirilerek46 üç gün mensupları piskoposu öper, kilise dı-
tantinopolis kiliseleri ve özellikle boyunca Ayasofya’da gösterilen, şından erkekler kendi aralarında ve
Ayasofya, İsa’nın, Meryem Ana’nın üzerinde İsa’nın çarmıha gerilme- kadınlar kendi aralarında öpüşürdü.
ve diğer azizlerin rölikleri ve ikona- sinden kalan objelerin sergilendiği Kaynaklardan anlaşıldığına göre, ki-
larıyla donatılmıştı. Bizans impara- Nuh’un Gemisi’nin parçalarından lise görevlisi olmayanlar arasındaki
torları, I. Constantinus’tan itibaren yapılmış olduğuna inanılan masa (6); “Barış Öpücüğü” 11. yüzyıldan sonra 49
şehre imparatorluğun her yerinden mermere yontulmuş çarmıha gerili uygulanmamaya başladı.48
Resim 4 imparatorun katıldığı dini ve sivil
Ayasofya’daki
rölik ve merasimleri anlatan Merasimler
tasvirlerin Kitabı (De Ceremoniis veya Peri
yerlerini
gösteren şema. tes basileiou takseos)50 ve her gün
okunacak duaları, hatırlanacak aziz
AYASOFYA DOSYASI
G.P. Majeska,
“St. Sophia in the ve olayları ve dini merasimleri an-
Fourteenth and
Fifteenth Centuries: latan Ayasofya Kilisesi’nin typikon’u
The Russian Travelers (vakfiyesi),51 Konstantinopolis’te yıl
on the Relics”,
Dumbarton Oaks
Papers 27 (1973),
boyunca böyle altmış sekiz dini me-
s. 74. rasim alayının detaylarını vermek-
tedir. Ayasofya Kilisesi typikon’una
göre, patrik bu dini alayların otuz
ikisine katılmaktaydı. Merasimler
Kitabı’na göre, bu dini tören alayla-
rının on yedisinde imparator da bu-
lunuyordu.52
Ayasofya’da özellikle galerilerdeki Ayasofya’da ayinler yalnızca kili- rı, muhtemelen sarayın içinde veya
sütunlar üzerinde bulunan, 10. ve senin içinde yapılmazdı; kilise aynı Blakhernai Kilisesi’nde kutlamaya
13. yüzyıllar arasında kazılmış olduğu zamanda her beş günde bir Ayasof- başladı.53
düşünülen graffitiler (Resim 5) bize ya Kilisesi din görevlileri tarafından
Theodime, günahkâr bir keşiş, İoan- gerçekleştirilen, şehir içinde yapılan Bizanslılar ±—gerek sıradan insanlar
nes, Damianos, kimliği meçhul bir dini merasim alaylarının çıkış nok- gerekse imparatorluğun ileri gelen-
günahkâr, Marusa, Nazaros, Papis, tası ve bazı imparatorluk merasim- leri— bilinçli veya bilinçsiz işledikleri
Photios Pharas, Sabaoth, Moundi- lerinin varış veya geçiş noktasıydı. günahlardan ve bunlardan dolayı
lan, Theodor Phorsi, Niketas, Leon Görevli dinadamları, kutsal mekânı ölümden sonra çekecekleri azaplar-
Betiotor gibi, tarihsel kaynaklardan şehrin başka bir yerinde bulunan bir dan dolayı müthiş endişe duyarlardı.
kim olduğu anlaşılmayan sıradan azizin anısını kutlamak, Konstanti- Depremlerden düşman saldırılarına,
insanların sütunlara yalnızca do- nopolis şehrini derinden sarsan bir şehrin kuşatılmasına ve yanardağla-
kunmakla kalmayıp, sütunları kazı- depremi veya bir kuşatmayı hatır- rın sebep olduğu kül yağmuruna ka-
yarak Tanrı’dan yardım dilediklerini lamak, şehrin kuruluşunu kutlamak dar birçok olayı günahlarının Tanrı
göstermektedir. Birçoğu Tanrı’dan gibi birçok sebeple kilisenin dışında, tarafından cezalandırılması olarak
basitçe yardım isterken, aralarından ayin gününün özelliğine göre şehrin algılarlardı. Kimileri Ayasofya’nın
biri ruhunun ateşle kavrulduğunu belirli yerlerinin dolaşıldığı dini me- sütunlarına ruhlarını yakan azap ate-
50 söyleyerek Tanrı’ya yakarmakta- rasim alayları düzenlerdi. 10. yüzyıl- şini kazırken, imparatorlar, aileleri
dır.49 da derlenen ve Konstantinopolis’te ve imparatorluğun ileri gelen varlıklı
TOPLUMSAL TAR‹H 254 ŞUBAT 2015
Ayasofya’nın 14. yüzyıl bu betimleme söz konusu merasimle-
rin insanlar üzerinde yarattığı etkiyi
başlarında tamiri yansıtmaktadır:
Müteveffa imparatoriçenin [Montferratlı nüfuz ederek, yıllar önce inşa edilmiş
İrene, ö. 1317] çok parası vardı, imparator yapıların metruk hale gelmesine
“İmparator saraydan kiliseye giden
[II. Andronikos Palaiologos] bunun bir göz yummalarına sebep olur ve yolların üzerine halılar serilmesi ve
kısmını çocuklarına verdi ve kalanını böylece bunları yapanların hatırası güzel kokulu yapraklar ve dallarla
Yüce Tanrı’nın Bilgeliği Kilisesi’nin unutularak yok olan binalarla birlikte süslenmesini emretti. Yolun hem sağ
tamiratına harcadı. Zira tecrübeli yapı uçup giderken, yeni yapılar onları
ustalarından öğrendiği üzere binanın hem de solundaki binaların üzerine
yaptıranların hatırasını hafızalara açıkça
kuzey ve doğuya bakan iki yüzü, yerleştirerek ayakta kalır.
işlemeli kumaşlar asıldı. İmparatorun
zamanın yıkıcı etkilerinden çökmüştü önünden kırmızılar giyinmiş on bin
ve müdahale edilmez ise yıkılma Nikephoros Gregoras, Byzantina orta yaşlı erkek yürüyordu. Bunların
tehlikesi arz ediyordu. Bu nedenle
imparator despoina’nın servetinden
historia, ed. L. Schopen, c. 1 (Bonn, saçları omuzlarına dökülmekteydi ve
1829), s. 273-274. Alıntının İngilizce elbiselerinin üzerine başka bir şey
yapı ustalarına binlerce altın sikke
çevirisi: Cyril Mango, “Byzantine Writers
verdi ... ve bugün görülen derin
on the Fabric of Hagia Sophia,” Hagia
giymemişlerdi. Bunların arkasında
temelleri olan piramitleri [payandaları] beyazlar giyinmiş on bin genç deli-
diktirdi... İmparator Andronikos, Sophia from the Age of Justinian to
yeni bina temelleri atmakla övünmek the Present, ed. Robert Mark, Ahmet kanlı vardı. Hepsi yürüyordu. Bun-
yerine, halihazırda var olan eski Ş. Çakmak (Cambridge: Cambridge ları yeşil kumaştan kıyafetler giymiş
binaların metruk duruma düşmesine UP, 1992), s. 54; Alice-Mary Talbot, on bin oğlan ve onları da gökmavisi
izin vermeden bunları tamir ettirmek “Building Activity in Constantinople
kıyafetler giymiş on bin uşak takip
ve güçlendirmenin ve böylece gerekli Under Andronikos II,” Byzantine
destekle zamanın yarattığı tehlikelerin Constantinople: Monuments, ediyordu. Ellerinde parlak baltalar
savuşturulmasının çok daha önemli Topography and Everyday Life, ed. vardı. Bunların ayak izlerini pamuklu
olduğuna inandığından, tüm çaba ve Nevra Necipoğlu (Leiden: Brill, 2001), s. ipek Horasan kumaşından kıyafetler
hevesini binaların restorasyonuna 330-331. Türkçe’ye çeviren: Buket Kitapçı giyen beş bin seçilmiş hadımağası ta-
yöneltti. Zira habis bir huy insanlara Bayrı
kip ediyordu. Onların ellerinde de al-
tın haçlar vardı. Arkadan üzerlerinde
çapraz göğüslükler, ellerinde mızrak
kişileri yaptırdıkları manastırlarda çıkan ve Altın Kapı’ya kadar devam ve altın kalkanları olan on bin Hazar
günahlarının affedilmesi için keşiş- eden bir dini merasim alayıyla ha- ve Türk gulam gelmekteydi. Daha
lerin kesintisiz dua okuması gerek- tırlanır ve Tanrı’ya onları kurtardığı sonra rengârenk kostümleri içinde
tiğini manastır vakfiyelerinde (typi- için teşekkür edilirdi.55 yüz ileri gelen (patrikioi) geldi. Elle-
ka) açıkça belirtirlerdi. Genellikle rinde, içlerinden yanmış ödağacı ko-
gün doğarken Ayasofya’dan çıkıp, Şehir içinde gösterişli kıyafetler, el- kuları süzülen, altın buhurdanlıklar
bugün Çemberlitaş olarak bilinen lerinde tütsüler ve ikonalarla ilahiler vardı. Bunları altın işlemeli kıyafet-
Constantinus Forumu’ndan geçerek söyleyerek ilerleyen Ayasofya Kilise- leri ile on iki ileri gelen izledi. Hepsi
günün anlam ve önemine göre farklı si görevlileri bu merasimlerle şehri, altın asalar taşıyordu. Onları takip
noktalara ilerleyen bu dini merasim şehrin farklı yerlerindeki kiliseleri ve eden yüz gulam, kenarları mor biyeli
alaylarına katılanlar şehrin ve şehir kutsal mekânları kutsayarak, mer- ve incili kıyafetlerle ilerledi. Ellerin-
sâkinlerinin günahlarının affedilmesi kezinde Ayasofya Kilisesi bulunan de imparatorun dua ederken giyece-
için Tanrı’ya yakarır, aman dilerler- bir ağ oluştururdu. 9. yüzyılda im- ği kostümün bulunduğu altın sandığı
di. 7 Ekim, 26 Ekim, 26 Ocak, 17 Mart paratorun Büyük Saray’dan çıkarak taşıyorlardı. Son olarak tam impara-
gibi geçmişte farklı dönemlerde Ayasofya Kilisesi’ne geldiği büyük bir torun önünde, silentiarios diye anı-
Konstantinopolis’i sarsmış deprem- merasimin tanığı olan Suriyeli Harun lan bir adam yürüyordu. Görevi halkı
lerin anıldığı günlerde dini merasim İbn Yahya’nın İbn Rüste tarafından susturmaktı. Onun arkasından elinde
alayları düzenlenirdi. kaydedilen anlatımıyla bitirelim.56 altından bir kâse ve inci ve yakutlarla
Abartılı sayılar içermesine rağmen bezenmiş bir sürahi bulunan yaşlı bir
Konstantinopolis sakinlerinin doğal
afetleri günahlarıyla ilişkilendirdik-
lerini görmek açısından 26 Ocak’ta
yapılan alayda okunan dua fikir ve- Resim 5
“Tanrım,
rebilir: “Efendimiz, bizi adaletle ce- hizmetkârın
zalandırmak için ayağa kalktın; kor- Fotinos’a
yardım et”,
kuyla, önünde eğiliyoruz ve diyoruz Ayasofya galeri.
ki: Aziz Efendimiz, Kurtarıcımız, bize
Paul Magdalino,
merhamet et.”54 16 Ağustos’ta Arap- Ortaçağda İstanbul,
ların 717-718 yıllarında denizden ve çev. B. Cezar (İstanbul:
Koç Üniversitesi
karadan Konstantinopolis’i kuşatma- Yayınları, 2010), s. 195, 51
Resim 13. Fotoğraf:
sı yine Ayasofya’dan gün doğarken P. Magdalino.
Kutsal obje ve tasvirlere el yüz sürmek dışında “Barış Öpücüğü” de
kilisede dokunma duyusuyla ilintili merasimlerdendi. Cemaat içinde
bir aile bağı oluşturma amaçlı bu merasimde, herkes kendi sosyal
AYASOFYA DOSYASI
adam geldi. Ve sonunda üzeri mücev- İmparatorun elinde, içinde toprak toprak dolu kutuyu açıyor ve göz-
herlerle süslü ipekli merasim kıya- olan altın bir kutu vardı. O da yürü- yaşları içinde toprağı öpüyordu. Bu
fetlerini giyinmiş imparator yaklaştı. yordu. Her iki adımda bir, vezir im- şekilde kilisenin kapısına ulaştılar.”57
Başında bir taç vardı. Biri siyah biri paratora ‘Μνήσαστε τοῦ θανάτου’
kırmızı ayakkabılar giyiyordu. Başve- (Ölümü düşünün), diye sesleniyor, buket kitapçı bayrı
istanbul bilgi üniversitesi
zirlerinden biri onu takip ediyordu. imparator bu sesle duruyor, elindeki