You are on page 1of 12

ANADOLU'DA A R T U K L U DEVRİ MEDRESELERİNİN PLAN

ŞEMALARI ÜZERİNE NOTLAR

Ara ALTUN

Güneydoğu Anadolu'nun X I I . yy. avlu bazen îran ve Anadolu Selçuklu


başından X I V . yy. sonuna kadar, önem­ lan ile Beylikler devri Medreselerinde
li siyasi varlığı olan ArtukoğuUarının. rastladığımız anlamda meydana çık­
bu çevredeki kuvvetli mimari gelene­ makla birlikte, bazen de sadece yapının
ğin yerleşmesinde başlıca görevi yük­ bir kısmının merkezi olarak görülmek­
lenmiş oldukları artık tartışma götür­ tedir. Yine burada hemen belirtilmesi
mez bir gerçektir. Bugüne kadar, üze gereken bir husus, şimdiye kadar, Ar­
rinde birçok tartışma ve yayın olan Ar- tuklu Medreseleri içinde, Anadolu'daki
tuklu Devri Mimarisinin, Anadolu Türk anlamı ile kubbeli medreseye, yani av­
Mimarisine katkıları kesin çizgilerle lusunun üzeri kubbe ile örtülü medre­
ortaya koyulmuş değildir. seye rastlanmamıştır. Belkide Anado­
lu'daki en erken Artuklu medre­
Bu yazıda sadece onların, Anadolu seleri olarak da ele alınabilecek olan,
Medrese Mimarisine getirdiği araştırıcı Emineddin Medresesi ile Necmeddin
yeniliklerin bir kısmı üzerinde durula KülHyesi'nin doğu kanadı da avlu esa­
cak. Medrese plan şemaları üzerine sına dayanmaktadır*. Artuklu devrine
birkaç önemli noktaya değinilecektir. tarihlendirilmesi şüpheli olan Hanide­
ki Hatııniye Medresesi'nin bir X I I I . yy.
Genellikle belli yayınların ışığı al­
sonu Artuklu uygulaması olduğu kabul
tında tekrar edilegelen yapıların kıs?
edilecek olursa bile, avlusunun bir kub­
anlatımlarından burada çekinilmiştir'
be ile örtülü olduğu görüşü bugün için
Gerek, bundan önce, Artuklu devri'nİF
kabul edilebilecek dummda değildir.
bazı çok önemli yapıları üzerinde, gp
Avlusunun bir kubbe ile örtülü olduğu
rekse onların en uzun süre egemen
kabul edilebildiği takdirde de zaten he­
olup, en önemli mimari araştırmalar
men hepsi X I I I . yy. uygulamaları olan
ortaya koymuş oldukları Mardin mer
diğer kubbeli Anadolu Medreseleri ara­
kezlerindeki ilgi çekici yapılan üzerin
sında gelişmiş bir örnek olarak ele alı­
de yapılan yerinde araştırmalar, bugü
nabilecek ve daha çok mimari süsle­
ne kadar yazılı olanların dışında. Ar
meleri üzerine söz söylenebilecek bir
tuklu devri Türk Mimarisinin, Anadö
yapıdır. Artuklu medrese mimarisinin
lu'daki Türk Mimarisi gelişimi içinde
asıl önemli olduğu yer ise, açık avlulu
sanıldığından da önemli olduklarını
medreselerde gösterdikleri gelişmeler­
ortaya koymaktadır^.
dir.
X I I . yy. sonundan başlamak üze­ Bugüne kadar, son zamanlardaki
re, g ü n e y - d o ğ u Anadolu'da çeşitli ör­ yayınlarda, avlulu, yani açık avlu dü­
nekler ve denemelerle karşımıza çıkan zenine dayanan medrese mimarisinin
Artuklu devri medreseleri, genellikle Anadolu'daki gelişimini, Diyarbakır'­
avlu düzenine dayanmaktadır. Ancak, daki Artuklu medreseleriyle başlatmak
ARA ALTUN
230

gelenek haline gelmiştir. Mardin'deki kân ile bunun dış cephede yer alan ç e ş
Hatuniye Medresesi ise, açık medrese meyle bağlantısı dikkati çekici ayrı bir
lerin şimdilik en erken ve üstelik de en özellik olmaktadır. Yine Diyarbakır
olgun örneklere yaklaşan bir uygula- Mesudiye Medresesi, kitabelerinden an­
masıdır^ Küçültülmüş, iki katlı revak laşıldığı kadarı ile, 1193 den 1222 ye
h avlusunun güneyinde ve kuzeyinde yer kadar süren bir yapı tarihine sahiptir.
alan birer eyvan ve bunlardan güney- Çeşitli görünüşlerle şekillenen ve aslın
dekinin yanında, kubbeli türbesiyle, da dört mezhep için kurulmuş olan va-
Mardin Hatuniye Medresesi 1184/85 pı, bir bakıma Diyarbakır Ulu Cami
den önce yapılmış ve vakfiyesi 1206 külliyesini şekillendiren son yapılar­
da duvarına kazınmıştır. Anadolu açık dan biridir. Güneyinde yer alan revak.
avlulu medreselerinin ilerki yüzyılda doğrudan doğruya Ulu Cami avlusu­
ulaşabilecekleri olgun bir plan düzeni nun kuzey revakını meydana getirmek­
ve formu gösteren bu yapıyı kronolo tedir. Buna karşılık, kuzeyden açılan
jik sıraya göre hemen takip eden Di­ kapısı iki kademeli bir geçişle, avlu re-
yarbakır Artuklu Medreselerinde ise vakına açılmaktadır. Yapı aslında, iki
farklı durumlarla karşılaşılır. Gerçi katlı ve revaklı avlu düzenine dayan
burada da avlu esastır, fakat, mekân­ maktadır. Yine bu bölge ve devir özel-
ların dağılışı ile medrese mimarisiniii Hği olarak küçültülmüş avlunun doğu­
çok önemli bir parçası olan eyvanın sunda ana eyvan yer alır. İkinci kat bo­
durumu biraz değişmektedir. yunca da yükselen bu eyvanın iki ya
nmda iki kat halinde uzun odalar g ö
1198/99 tarihli Diyarbakır Zinciri- rülmektedir. Avluda, iki katlı revaklar
ye Medresesi, Ulu Camiye olan bağlan dan alttakiler daha orijinal g ö r ü n ü ş t e
tılanndan anlaşıldığı kadarı ile, genel dir. Genelikle bütün mimari s ü s l e m e
likle sadece öğrencilerin kalması ve bu bölümde toplanmıştır. Üst revak­
küçük ölçüde «tedrisat» yapılmasıyla lar ise bugünkü durumunda basit g ö
ilgili bir yapıdır. Esas dersler herhalde rünüştedir. Oysa, alt kat revaklarınır
ilkönce doğrudan doğruya Ulu Cami'de her bir kenarı ortasındaki kemer açık
sonradan da Mesudiye Medresesinde lığının, özel şekilde ele alınmış olma
görülmeğe başlanmıştır. Her iki med sı, burada ana eyvanla birlikte dört
resenin durumu bu görüşü destekleye­ eyvan düzeninin anısını yaşatır olarak
cek haldedir. Zinciriye Medresesinde görülebilir. Diyarbakır Mesudiye Med
revaklarla çevrili küçük orta avlu, bü­ resesinde avlu revaklannın güneyinde
tün hareketli ve oyalayıcı yapı tekniği, çok az yer olmakla birlikte, anıtsal ö!
malzemesi ve kemerleriyle bir Diyar­ çüde bir taş mihrabın yerleştirilmiş
bakır evinin avlusunu andıracak etki­ olması da, hemen arkasında Ulu Camı
dedir. Burada revaklarm gerisine yer­ avlusunun yer aldığı da d ü ş ü n ü l ü r s e
leştirilmiş bir güney eyvanı ilk bakış­ üzerinde durulabilecek bir konu ola
ta belli olmayacak duruma gelmiştir. bilir. Ancak, bu yapıda görülen bir de
Genellikle ortadaki biraz daha geniş vc ğişiklik, orta avlu etrafından ayrılan
daha çekici şekilde süslenmiş bir ke­ bir bölümün bulunmasıdır. Batıya d o ğ
mere sahip revaklar düzeninde de bir ru, bir iç eyvan, koridor, mihraplı mes
bakıma dört eyvan şemasının yaşadı­ cit ve yan odaları ile ayrı bir b ö l ü m
ğını düşünmek mümkündür. Bunlar­ meydana getiren bu uzama, bir b a k ı m a
dan zengin dilimli şekillerle bezeli olan bundan sonraki Artuklu Medreselerin­
güneydekinin arkasında yer alan eyvan de daha belirli bir hal almaya başlaya­
ve köşedeki kubbeli küçük oda dışın­ caktır. Mardin'de Diyarbakır Artuklu
da basit ve küçük mekânlarla çevrili­ Sarayı ile benzerliklerine dayanılarak
dir. Ancak, kuzey - batı köşesindeki me­
ANADOLU'DA ARTUKLU DEVRİ MEDRESELERİNİN PLÂN ŞEMALARI ÜZERİNE NOTLAR
231

X I I I . yy. başlarına tarihlenen Marujiye renkli kakma taş süslemeleri ve dilim­


Medresesi^ işte bu tek avlu düzeninden li kubbeli görünüşü yanında çok önem­
taşan medrese tipinin belki de geniş li plân ve form özelliklerine sahiptir
anlamda ilk uygulaması durumunda Birer kat farkı ile iki avlu etrafmda
dır. Buna karşılık en büyük Artuklu toplanan mekânlar büyük bir değişik­
Medreselerinden biri olan Mardin Şc- liktir. Anıtsal portal bir koridorun gü­
yanmaktadır. Orta avlusu en geniş olan neyinde, Bab es Sur camiinde görülen
hidiye Medresesi, tek avlu düzenine da- düzende bir cami mekânma götü­
bu medrese, kuzeyde bir büyük eyvan rür. Ortada bir kubbe ile kesilen eni­
ve iki yanmda değişik düzen gösteren ne beşik tonozlu bu mekânın arkasın­
mekânları ile X I I I . yy. ilk yarsmda di­ da, iki geniş mekân aynı koridora açı­
ğer bir özelliğin işaretçisi olmaktadır. lır. Bu koridorun açıldığı avlu, iki kat
Avlusunun güneyinde yer alan ve ilk düzenine dayanır. Kuzeyde yer alan
durumda her halde üç açıklıkla girişi selsebilli geniş eyvanın sonraki bir ek
sağlanan, bugün çok değişmiş bir mes­ leme ile meydana geldiği düşünülürse
cit kısmının yer alması, Doğrudan doğ­ de, güneyde yer alan ve dışa açık olan
ruya Zengî Artuklu ilişkilerine bağlana­ revaklar ile iki yanda eyvanlı bir dü­
bilir. Doğuda iki katlı bir düzen için­ zeni yaşatan mukarnas dolgulu giriş
de yer alan hücreler, türbe ve revakh 1er, avluyu tamamlar. Batıdaki giriş
avlusu hatırası diğer özellikleri arasın­ yine bir koridorun güneyinde ve ku­
dadır. Aynı yapı özellikleri ve plân dü­ zeyinde yer alan iki ayrı kısma açılır
zeni Harzem'deki Taceddin Mes'ua Güneydeki iki kat boyunca yükselen,
Medresesinde karşımıza çıkmaktadır. dıştan dilimli kubbeli, mihraph bölü­
Genellikle revakh bir avlusu olduğu mün arkasında türbe görülür. Bunun
düşünülen yapıda bugünkü revak izle­ üst katı ayrı bir merdivenle ilk şeklin­
ri şüpheiiyse de, güneyinde avluya bağ­ de avludan çıkılan özel bir bölümken,
lı bir caminin varlığı kesindir. avlunun kuzeyinde meydana getirilen
mekânların üzerinin kullanılmasıyla di­
X I I I - X I V . yy. uygulamaları olan ğer tarafla bağlanmıştır. Doğu bölü­
Melik Mansur ve Altunhoğa Medrese­ münün üst katında ise revaklı bir iç
leri ile sadece kaynaklardan çok geniş avlu etrafında çeşitli odalar yer alır
yapılar olduğunu öğrendiğimiz Hüsa- Aslında, bu plân şemasının en olgun
miye ve Muzafferiye Medreselerinin', şeklini, Mardin dışında kurulmuş olan
Mesudiye'den başlayıp, Marufiye ile Kasuniye medresesinde görmek müm­
devam eden bir gelişmenin örneklerin­ kündür. Belki de son bir Artuklu uy­
den oldukları düşünülebilir. Bunların gulaması olarak başlanmışken, Akko
kalan kısımları gençlikle bu fikri des­ yunlularca bitirtildiğinden bu isimle
teklemektedir. Marufiye'de Tarma tipi anılan ve hiçbir kitabesi bulunmayan
bir mekânda, selsebilli ve eyvanlı avlu­ yapı, Sultan İsa medresesini yapan mi­
nun doğusunda yer alan uzantılar, me­ marın bir eseri olmalıdır''. Burada ar
kânların tek bir avlu etrafında toplan­ tık cami, tamamen bir tarafa alınıp,
madığını gösteriyordu. Bu düzenin en bir koridorla ayrılmış, doğuda ise, re
sağlam kalmış örneği, bugünkü durum­ vakh ve iki katlı düzene dayalı, büyük
da, 1385 taihli Mardin Sultan Isa Med- eyvanlı olgun bir medrese şeması mey
resesidir. Bugüne kadar, tek örnek ola­ dana getirilmiştir. B u değişik uygula­
rak görülmeğe çalışılan yapının belli malarla, Artuklu medrese mimarisinin
bir mekân düzeni gelişmesinin son ör­ belli medrese tiplerine bir üçüncüsünü
neği olduğunu düşünmek mümkündür. kattığım kabul etmek muhakkak ki
Enine bir alam kaplayan yapı mukar- mümkündür. Tek avlu düzenini aşan
naslı klasik Selçuklu portalindeki iki
ARA ALTON
232

bu tipin ilk adımını da Mesudiye Med likle dört eyvanlı, avlulu bir plân şe­
resesinde görüyoruz. Devamlı araştır­ masına dayandığı kabul edilen medre­
ma içinde olduğunu anladığımız Artuk se mimarisinin ilk örneklerinin, belki
lu Devri Anadolu Türk mimarisinin de Gazneli mimarisinde de buna benzer
egemenlik bölgesinin özelliği olarak uygulamaları bulunduğunu belirtmek
kuzey ile güney mimarileri arasında yerinde olur. Artuklular'm sıkı ilişki
böylesinde bir sentezi gerçekleştirebil içinde bulundukları, bazı özellikleri ku­
mesi şaşılacak un şey değildir, tran' zeye, Anadolu'nun güneyine getirdikle­
dan geldiği kabuledilegelen, eyvan dü­ ri mimari çevre şüphesiz Suriye'dir
zenine dayalı avlulu medrese şeması ve Halep'deki en eski medrese ise kaynak­
avlusu kubbe ile örtülü medreseler dı­ lara göre, Artukoğlu Ilgazi'nin komu
şında bir üçüncü şeklin denemesine tam Süleyman bin Abdülcebbar'm 1122
girmeleri gerçekten dikkati çekici ol­ de yaptırtmağa başladığı Zeccaciye
maktadır, tki kalıptan birini veya çol Medresesidir*. Şiiler tarafından yapıhş)
yakın ilişki içinde oldukları Zenginler'- önlenen ve formu hakkında bilgimiz
in ortaya koyduğu güneyinde camisi bulunmayan bu medrese de, belki en
bulunan medrese şemasını alıp aynen erkeni yine Halep'de 1168/69 tarihli
uygulamak yerine değişik düzenleri Han el Tutun ve en geçi 1260 tarihli
ortaya koyabilmiş olmaları, onların Şerefiye olan bir dizi Suriye Medrese^
devamlı araştıran ve geliştiren bir mi­ si' ile ilgili görülebilecek Artuklu Med­
mari düşünceye sahip olmaları ile açık­ reselerinden en önemlisi ş i m d i k i du
lanabilir. Devamlı olarak güneyle siya­ rumda, Mardin Hatuniyc Medresesi ol
si ve ekonomik alış-verişleri olan Ar maktadır. 1184 den önce bir X I I . yy
tuklular'm mimari alanda da buranın son çeyreği uygulaması olarak ele alı­
etkisinde kalabilmeleri mümkündür, nabilen bu medresenin iki eyvanlı, re­
ancak, burada belirtilmek istenen bu vaklı avlulu, iki katlı düzeni ve köşede
etkinin kaba bir taklit olmadığıdır kubbe ile örtülü türbe kısmı ile orta­
özellikle Mardin'de ve çevresinde, ya­ ya koyduğu olgun plan ve form Anado­
ni Artuklular'm en uzun süre egemen lu Medrese mimarisinin g e l i ş m e s i n d e
oldukları yerlerde, antik çağdan bu ya­ ancak X I I I . yy. da belirmeğe başlaya
na gelişmiş ve kökleşmiş bir yapı gele­ çaktır. Diğer erken tarihli Artuklu
neği vardır. Böylesine yerleşmiş bir ge medreselerinden Diyarbakır'daki 119»
leneği, getirilen yeni fikirler ve yeni ih tarihli Zinciriye ile revaklı avlu vc
tiyaçlar hizmetinde kullanmak» kolay X I I I . yy. ilk çeyreğinde son şeklini ala­
olmasa gerek. Buna karşılık, bölgenin bilen Mesudiye ile iki katlı düzeni ba
mimari geleneğini yeni yapı sentezinde kımmdan belli bir bağ kurmak mum
çok ustaca kullanabilmek Artuklu mi­ künse de bu düzeni ile Hatuniye Medre
marisinin, bütün Türk Mimarisi geliş­ sesinin gelişmesi, Kayseri'deki Çifte
mesi içinde başardığı çok önemli bir Medrese ve 1217 tarihli Sivas K e y k â v u s
iştir. Gazneli mimarisinden bu yana Şifahanesi paralelindedir. X I I I . yy
belli bir gelişmeye sahip olan mihrap içinde, açık avlulu, iki katlı revaklı, iki
önü kubbesinin cami içindeki en güzel eyvanlı ve kubbeli türbeli medreseler,
ve en anıtsal sentezi ile birlikte, Med­ Anadolu Selçuklular'ımn g e n i ş ö l ç ü l e ­
rese mimarisinin de yeni denemelerini re varan uygulamaları olarak karşımı
geliştirmek Artuklu devri Anadolu mi- za çıkmaktadır. Diyarbakır Zinciriye'
marianmn başarılan arasındadır. nin, tek katlı düzeninde revaklı avlu­
nun güzel bir örneğini verirken, revak
X n . yy. sonunda, Selçuklular'ın kemerlerinin dağılımı ile bir b a k ı m a
İran'da Şiiliğe karşı bir müessese ola­ dört eyvanlı bir geleneği yaşattığı dü­
rak geliştirmeğe başladıkları ve genel­ şünülebilir. Fakat, Mesudiye tek büyük
ALTUN

esSh 1=1

\ \
/ /

5V)
DİYARBAKIR / HANİ
HATUNİYE MEDRESESİ
m söıen'd«n

l'i.ıl, 1

\ 1

^ 4-4

I I >
1 I /

HARDIN
HATUNİYE MEDRESESİ
kosım 1967 o o l t u n

\
Plan ; 2
• c

]
\
/'l %

[ L _ _
e;
t-I >43 fer (O
o>
OL.
P o

.E w>
P1
1
C3 o

/ I ' 3 - u
q o
I I
I I
w N 13
E 3 a z

1 <
(D

o:

o
to
DİYARBAKIR

ZİNCİRİYE MEDRESESİ akok ve Sözen'den eklemelerle

Plân : 3
ALTUN

F~ı r ~ r ~ ı r ı r n r~> < — ı r-ı"'


I 1 I I I I I I I I • I
r 1 I I l L _ J i _ _ I L _ l ı _ _ j l 11 1

• • • • • •
a I 1
J
• I

• • I
I I
- J 1 1

I I

W
HARZEM MEDRESESİ 1938 lerde a.gabriel'dea.

Hliin : 7

I , \

Pl&n : 8 Plân : 9
\
/ ^ ••

I \ / I /
/ \ '! (
1/ \ I ' k /I
/ I \
^ / i \
i .

c ^3^ V
MARDİN
MARUFIYE MEDRESESİNDEN
k o s ı m 1967 oro o l t u n

î —

Plân 0

1 :J

M
I I

I <-—

h4ARDİN ŞEHİOİYE MEDRESESİ a.kurar\»ın planından

Pl&n : 6
"m
/
>
\

j_ı y u yıs
\

V V

3
7
d5 I \

7
V
1
CII
y
r ;7

I /

MARDİN SULTAN İSA MEDRESESİ^ üst kat ^ a . g a b r i c l ' d e n 1967 de imlenerek..


^ • V ' V.
s n ti
> • N I

>

7- 3 !
[ > r-7
V
N
t - /
"L
\ yy

) ^1
/ A /
y ~ \ /
X ^ >:
^ ^

L _ r

MARDİN SULTAN ISA MEDRESESİ, zemin kot , a.gabrlel'dcn 19G7 dc işlenerek.

Plân : 10
ANADOLU'DA ARTUKLU DEVRİ MEDRESELERİNİN PLÂN ŞEMALARI ÜZERİNE NOTLAR

eyvanı ve iki katlı revakh avlusu ile, E n güzel örneğini X I V . yy. da Sul­
üstelik batıya doğru ayrı bir kompo tan tsa Medresesinde gördüğümüz, tek
zisyonla uzanan değişik bir görüşe işa­ avlu düzenini aşan geniş medrese ve
ret eder. Daha sonraki Mardin medre cami uygulamalarının ilk örneklerini,
selerinde görülen bu tek avlu düzenini bir bakıma Diyarbakır Mesudiye Med­
aşan plan şekli yanında, Şehidiye ve resesinde başlatıp, X I I I . yy. başında
Taceddin Mes'ud Medreseleri açıkça Marufiye ve sonra Altunboğa ve Melik
Zengîler'in Suriye'ye getirmiş oldukları Mansur Medreselcriyle devam ettirmiş­
güneyinde üç açıklıkla bağlı camisi tik. Bu formun erken ya da geç örnek
bulunan medrese şemasına yakın ben lerini şimdilik tanımi5'oruz. Bu yüzden
zerlikler gösterirler. Bu yüzden, büyül- de bu uygulamayı, araştırmalar yem
ölçülere varan, fakat değişikliklerle veriler ortaya koyana kadar, bir kapalı
esas durumunu oldukça kaybetmiş bu­ bölge üslubu olarak düşünmek zorun
lunan X I I I . yy. ilk yansına tarihlenen dayız. 2.IV.1972.
Şehidiye Medresesini de belki avlu et­
rafında yer alan rnekânlan, güneyinde 1) Konuya yabancı olmayanların, bu
y a p ı l a n n g e n i ş ölçüde yayınlanmış olduftu
ki camisi bakımından X I I . yy. sonuna escrleı-den tekrar gözden geçirebilecekleri dü-
tarihlenen Şam Nuriye el Kübra Med­ rünivlerek, ç'ereksiz uzatma ve tekrardan k a
çımimış. bu y a z ı y a da sadece konu ile ya­
resesi ve Adiliye ( X I I I . yy. başı) Med kından ilsrisl olmeısı bakımından yapılann
resesi'" ile aynı paralelde görmek müm plan .^.emalan eklenmiştir. Adı geçecek yapı-
!av iqin bir kerede genel anlamdaki ilgili y a
kündür. Bu formun da Anadolu'da Ma y nlar bu not içinde toplanmıştır : A. Gabri­
raş'daki Dulkadıroğlu yapısı Taş Med el. Voyages Archâologlques dans la Turquie
Orientale, Paris. 1940; A. Kuran. Anadolu
rese gibi bazı zayıf devamlarını bulmak Medreseleri I , A n k a r a 1969; M. Sözen. Ana-
mümkündür. Ancak, Anadolu Medresf r'olu Medreseleri I , İstanbul 1970; F . titer.
Erlton Devir Anadolu Türk Mimarisinde X n
Mimarisinin gelişmesinde Önemli var­ ve X I U . Yüzyıl A r t u k o ğ u l l a n Medreselerinin
lık göstermez. Kıble yönünde birden Yeri, Vakıflar Dergisi V H I , Ank. 1969;
M. Akok, Diyarbakır'da Uhıcami Mlmaxi
fazla, genellikle üç açıklıkla avluya ge­ !"';nzumesl. Vakıflar Dergisi V H I . Ankara
çit veren mescidin yer aldığı medrese 1£«9; A. Altun, Mardin'de llıi Artuklu -Med-
ı-.?«er.i. Sanat Tarihi Yıllığı m . İstanbul 1970:
düzeni daha çok X I I . yy. Zengi mima­ Mardir.'de Türk Devri Mimarisi, İstanbul
risinin Suriye'ye getirdiği bir şekil ola 1971; a y n c a : D. Kuban. Anadolu Türk Ml-
maı-îRlnln Kaynak ve Sorunları. İstanbul
rak görülür. Mardin'deki Latifiye Ca­ 1965; O. Aslanana, Turkish A r t and Architec­
ture, London 1971 ve bu yayınlardaki kay­
miinde de Şehidiye ve Taceddin Mes'­ naklar...
ud medreselcriyle birlikle X I V . yv. da
2) «Anadolu'da Artuklu Devri Türk Mi
bu formun kısmen devamını bulmak marisinin Gelişmesi» üzerinde yerinde yapı­
mümkündür. Asıl, X I I I . yy. Anadolu lan çalışmalar 1971 sonunda tamamlanmış
ı. imarisini elkilemiş durumu ile Kay­ olup, bu yeni araştırmalaı-m ışığında «Artuk­
lu Mimarisi» adlı kitabın yayın hazırlıkları­
seri bölgesinde karşılaşmak mümkün na girişilmiştir.
dür. X I I I . yy. Kayseri Hacı Kılıç Cami- 3) Bu yapılar hakkında toplu bilgi ve
Medresesinde" görülen, ortak avluya plan için A, Altun, adı g e ç e n kitap.

bağlı cami medrese uygulamasının da 4^ İlk g e n i ş tanıtma İçin, A. Altun. adı


g e ç e n makale.
ha erken bir X I I . yy. Danişmentli ör­ 5) İlk geniş tanıtma İçin, A. Altun. adı
neği, son yıllardaki onarım çalışmaları g e ç e n makale,
sırasında iyice ortaya çıkan Kölük ca­ 6) Bu dört Medrese için, A. Altun. adı
g e ç e n kitap.
mi - medresesinde de görülebilmekte­
7) Sözen. Andolu Medreseleri I , İst.
dir. Tabii, X V . yy. dan sonra, Osmanlı ICGO, 202 vd. da bu likir.
mimarisinde gelişen, camiye bağlı av 8) Sobcrheim, Halep (Aleppo) Encyc­
lunun etrafında yer alan medrese düze­ lopaedia of Islam. H , 232: Aslanapa. Turkish
A r t and Architecture, London 1971.
ninin bu konuya bağlanabilmesi için
9) Kuban, Anadolu Türk Mimarisinin
aradaki gelişine oldukça kopuktur. K a y n a k ve Sorunlan. İst. 1965, 60, dn. 118.

You might also like