You are on page 1of 11

Antakya

İnşaat mühendisi

Kendimiz yapmıştı

4,6

Maksimum bir dozda başladı

Şehiri çırptı

Kayınpederi-

2000lerin başında yapılmış- odtü mühendisi deprem gerçeğini biliyorduk.

Bilim mühendislik sınıfta kaldı.

Maraş

Hatayda deprem ivmeleri

Antakyalılar olarak

Yüzde 70-80

Sorumlu

Yüksek katlı bina yapılmaması lazım

Dört kat üstündeki binalar hasar aldı

Belde belediyeciliğinde

Rönesans Sitesi- 1000

İki adet parsel- 2005-2010

Üç kat yaptık-
Belde belediyesi 15 kat verdi. Zeytinlikti oralar

Rönasans istanbuldan bir firma yaptı.

Ekinci belediyesi-

Odabaşı beldesi- 3-4 kat

Antakya

Büyükşehir yasasından önce- özal döneminde açılmış belediyeler

7,7

7,7 belen de hiç hasar

Mühendislik şiddeti

Antakyadaki ivme-

Deprem 1,5 kat- 3 kat artarak bize vurdu ivme

Deprem yönetmenliğine aykırı

İvme-

Deprem yönetmenliği-

87-89- 99-2015

İvme-

Lütfü Savaş- palavra bir adam

Antakya

Rende- odabaşı

Güçlü Bahçe

Emlak Bank konutları- 1993 yılında yapılmış yıkıldı.


Antakya-

Kurtuluş Caddesi- iki kat üç kat

Mahremiye Camii- Osmanlı mimarısyla 500-600

Rum Ortodoks kilisesi kemerli

Ulu cami

Meclis binası Fransız binası-

Dış cephede esnek kaplama-

Samandağ- 40 yılı geçen binalarda

Deniz kumu ile yapılmış binayı

600 konut

1970lerin sonlarında yapılmış

Yıkılması şaşırırdık.

1965

1997 yılında

Odtüde havalimanı

Verimli araziler

Göl aynası- tarım yapılamıyor- dolgu yaptılar

2006-2007de son bitimin. Yaptı

ya havalimanı olmasaydı

pisti bozdu-

İvme-

Hatay büyükşehir
Hatay itfaiye binası enkazı altında kaldı
Polis asker enkaz altında kaldı

Maraş- adıyamana

Güçlü bahçe

Altınparl

Rönasans rezidence

rende

Hz. İsa, 33 yaşında iken bir Perşembe günü gece saat beş civarında Roma Valisi Pontius
Pilate’nin eşi Procla, ona bir mesaj gönderdi. Bu mesajda “ Sana yardım etmek için
yapacağım hiçbir şey yok, bugün rüyamda senden dolayı çok acı çektim. ” diye yazıyordu.
Mesajın Hz. İsa’ya ulaştığını öğrenen Kudüs Yahudileri, isyan ederek Hz. İsa’yı aramaya
başladılar. Hz.İsa’yı yakalayan Yahudiler, onu çarmıha gerdiler (Malalas, 1986: 127- 128).
Böylece, üç yıllık peygamberlik dönemi M.S. 33 yılında sona erdi. (Mar. 16: 19- 20;
Resullerin işleri, 1:9-11, Luka 24: 172) Bu olaydan kırk gün sonra on iki havari Kudüs’de bir
araya gelerek bundan sonra ne yapacaklarını konuştular ve Hz.İsa’nın evrensel mesajını
yaymak için Kudüs’de teşkilatlanma kararı aldılar (Malalas, 1986: 127-128). Hz. İsa’nın on
iki havarisini Yahudilerden ayıran şey Mesih’in gelmiş bulunması ve evrensel olarak bütün
insanlığın kurtulacağına inanmalarıydı (Renan, 1964: 30). Kudüs’teki havari meclisi, Hz.
İsa’nın mesajını anlatmak için Antakya şehrini uygun buldu. Bunda Antakya’nın Roma
İmparatorluğu’na bağlı özerk yönetim yapısına sahip olması ve aynı zamanda bölgenin en
büyük şehri olması etkili oldu. Bunun üzerine havari meclisi, ilk önce Pavlos’u Tarsus’a daha
sonra ise Barnabas’ı Antakya’ya gönderdiler (Downey, 1961: 275). Hz.İsa’nın göğe
çekilmesinden dört yıl sonra Barnabas ile Pavlos, Antakya’da buluşarak Singon olarak bilinen
Pantheon sokağının yakınında Hz.İsa’nın mesajını anlatmaya başladılar. Bir yıl gibi kısa bir
sürede Antakya’da putperestliği bırakarak Hz.İsa’nın öğretisini kabul eden büyük bir topluluk
oluşmaya başladı (Malalas, 1986: 128). M.S. 37 yılında havari Peter’in de Antakya’ya gelerek
Hz. İsa’nın öğretisini burada yayma çalışmasına destek olmasıyla Yahudilerden dini
görüşleriyle ayrılan bu topluluğa Antakya’da ilk kez “Hristiyan” adı verildi. Havari Barnabas
ve Pavlos’a destek olmak için Antakya’ya gelen havari Peter’in gayretleri sonucunda
putperestlikten yeni dine geçen Hristiyan topluluk dini yaşantısı ve görüşleri ile Pagan Roma
Dünyası’nı etkiledi. Böylece Antakya’da şekillenen Hristiyanlık, buradan Roma Dünyası’na
yayıldı
Malalas, ise: Efudyos’un Antakya’da M.S.41 yılında dini lider olduğunu söyler. Antakya
kilisesinin kurucusu ve ilk patriğinin Peter (Aziz Petrus) olduğunu belirtmiştir. Bununla
beraber, havari Barnabas, Pavlos ve Peter’in Antakya’ya gelerek Hz. İsa’nın öğretisini
anlattıkları M.S. 37 yılında Antakya’da deprem olduğunu da yazmıştır (Malalas, 1986: 131).

“Mermer sütunlu, kemerli, taş döşenmiş geniş caddeleri, oymalı,


süslemeli tiyatroları, mozaik döşenmiş hamamları ve evleri, heykellerle
bezenmiş pazar yeri ve meydanları, kiliseleri ve tüm görkemli yapılarıyla
imar edilmiş o kent” işte karşımızda. Üstelik kentin hepsi açılamamış,
açılması mümkün de görünmüyor. Kentin bu bölümünü ortaya çıkarıp
korumaya alırken sütunlar üstünde yükselen 200 odalı bir otel inşaa
ediliyor. Odalar dışarıda üretilerek sütunlar üstüne monte edilmiş. Eski
ile yeninin yaşam alanı. Malalas’ın kenti daha sıcak göründü bana. Böyle
bir yapı dünyada tek örnek, mozaikler bakımından da 3.büyüklükte.
2300 yıllık kentin üstünden kadim kente bakarak yemek yiyoruz. İonnes
Malalas’a konuk gelmiş gibiyim, onunla duygusal bir bağ oluşuyor
içimde. Malalas’ın yazısı şöyle bitiyor: “Kentin emniyet âmiri insanların
güvenliğini sağlayacak yerde zengin evlere dalarak yükte hafif pahada
ağır ne varsa soydu, zengin oldu. Genç olduğu halde bir yıl sonra tam
depremin yıldönümünde aniden öldü, böylece Tanrı hesabını gördü.”

20 Mayıs 526 akşam yemeği saati, Antakya halkı için çok önemli bir gün,
Hıristiyan halk “Meryem Ana Yortusunun arifesi. Evlerde yortuya özel
geleneksel Hirisi’ler pişirilmek için bir yandan hazırlıklar yapılırken, ailece arife
akşamında sofrada Tanrıya, İsa’ya ve Meryem’e şükran dualarıyla yemekler
yenmekteydi.
Sofralar sallanmaya başladı, evler, yer sallanmaya başladı. Yeryüzü sallanıyordu.
Altın Şehir o dillere destan şehir sallanıyordu. Seleucia Pieria (İskenderun Limanı)
– Sürekli alüvyonla dolmaya karşı zaten kaybedilmiş bir mücadele içinde olan
Liman, asla toparlanamadı- göklere yükselip, yere iniyordu sanki. Akdeniz bütün
hışmıyla çalkanıyordu. Fokurduyordu yer, yeraltındaki tüm adı bilinmedik
canavarlar aynı anda uluyordu sanki.

Antakya'da 20 mayıs 526'daki depremi bize bildiren Jean Malalas 'tır. 9 Bütün kent yıkılmıştı.
Gökten geliyor gibi görünen bir ateş, aşağı yukarı her tarafta yangınlara neden olmuştu. Bütün
kiliseler yıkılmışlardı veya alevlerin içinde yanıp külolmuşlardı. Kimi sakinler diri diri
toprağa gömülmüşlerdi, fakat kurtarılamıyorlardı. Haber imparatora ulaşmış olduğu zaman,
bir resmi yas ilan etmişti ve kentin yeniden inşası için gerekli parayı vermişti. Kimi sakinler
kurtarabilmiş oldukları mal-mülkleriyle kentten kaçmışlardı. Fakat kıra vardıklarında,
çevredeki köylüler onlara saldırmış ve soymuşlardı. Bununla beraber, bu haydutların hepsi
çok geçmeden anlaşılmaz bir şekilde ölü bulunmuşlardı.

Malalas bunun, tanrının lütfunun bir kanıtı olduğunu söylemektedir. Ve bu, diğer mucizelere
de yol açıyordu. 20 veya 30 günden beri kapalı kalmış kimi hamile kadınlar, açılan
yıkıntıların altından çıkarılmışlar ve yeni doğurdukları ile sağ salim kurtarılmışlardı. Ve
felaketten üç gün sonra gökkubbesinde bir haç görünmüştü. İnsanlar onun önünde
eğilmişlerdi ve tanrının öfkesinin çok şiddetli olmasından korkuyorlardı. Bu şekilde yazar
tarihteki doğalolaya girer: Deprem, insanların günahlarından nedamet getirmeleri için tanrı
tarafından gönderilmiştir.

mparatorlar deprem yaşayan halkın acısını paylaşmakla kalmamışlar, hayırsever davranışlar


da sergilemişlerdir. 20-29 Mayıs 526 depremi sonrasında, kentin bir an önce toparlanması ve
eski günlerine geri dönebilmesi için İmparator Julianus, kente yüklü miktarda para
bağışlayarak, kentte daha önceden yaşamış olan bürokratlardan Karinus’u, Patrik Phokas ve
10 28 Şubat-10 Mart 713, 18 Ocak 747, 24 Kasım 847, 30 Aralık 859-29 Ocak 860, 972, 5
Ağustos 1050, 26 Eylül 1091, 30 Aralık 1097, 13 Kasım 1114, 29 Kasım 1115, 29 Haziran
1169/1170 ve 20 Mayıs 1202’de meydana gelen depremler, kentte Orta çağ döneminde
meydana gelen diğer şiddetli depremler arasında sayılabilir. Aydın Adnan Menderes
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Yıl: 2021, Cilt: 8, Sayı: 2 (Sf. 229-243) Aydın
Adnan Menderes University Journal of Institute of Social Sciences, Year: 2021, Vol: 8, No: 2
(pp. 229-243) 237 yüksek rütbeli Asterios’tan oluşan bir komisyon ile beraber, yeniden
yapılanma faaliyetlerini takip etmek üzere Antiokheia’ya göndermiştir (Malalas, 1990: 242).
Deprem haberi diğer kentlerde duyulunca Antiokheia için dualar edilmiş, başkent
Konstantinopolis’te de dini törenler düzenlenmiştir. İtirafçı Theophanes, İmparator
Justinianus ve İmparatoriçe Theodora’nın yüklü miktarda ödeneği tadilat ve tamir için kente
gönderdiğini belirtir (Theophanes Confessor, 1997: 270). 31 Ekim 587/588 tarihinde meydana
gelen depreme tanıklık eden Evagrius Scholastikus, miktar belirtmeden imparatorun kentin
yapılandırmasını hızlandırmak üzere para yardımında bulunduğunu yazar (Evagrius
Scholastikus, 2000: 300).

Samandağ

İzmitten kum

Hatayda

14 kilometre uzanan bir sahil

İl özel idaresi ihaleyle

30 yaş ve üzere
Tuzlu kum

Demiri kemiriyor,

Uluslararası anlaşmalar

Barcelona sözleşmesi- kumsuz deniz

Deniz kaplumbağa izleme

1999 depremi

1990larda

Deprem bölgesi diye boğazımızı yırtıldı

Binalar-

Meclis üyeleri- deniz kumu dere yataklarına

Gevşek

Yumuşak zemin

Naci görür

İmar aflarıyla canına okudu

5 kat yüksel

8 kata kadar

iKi yıl

samandağ

merhum dedenin müteahhit

camcı kebapçı müteahhit olmuş

yapı denetim-
Güçlü bahçe

Altınparl

Rönasans rezidence

rende

İsmail Zubari

Defalarca yıkılmış bir bölgede yaşıyoruz

Büyüklerimiz anlatırdı depremlerin olduğunu herkes biliyor

Az çok okuma yazması

Antik şehir, elçilerin bölümü

İncilde yazıyor.

Kandilli- samandağ Antakya

9 şiddetinde

60-200 bin Antakya

Antakyalı tarihçi malalas

526 yılındaki depremi anlatır

591- Saint simon- ana kayası depremle 1000li yıllar

Bu kadar tarihi eseri varolmasına rağmen

Belediyelerin devletlerin deprem iç,n bir hazırlık yapmamış

Deprem yaşanmış, bizi es geçip gelecekte olabilecek bir şey olarak görmüşler
Sağlam kalan binalardan edindiğim bilgilerden

Ailesine ait- 3 katkı iki bina var

Birinde çizik yok diğeri yıkılmış

Nasıl oluyor

Önce zemini kontrol etti.

En az iki metre çıkardı taş çakıl doldurdu orayı, beton döktü

Taşıyıcı kolonlara beton

Burası deprem bölgesi bu bina sizi koruyacak

Elyaf- teknoloji fiberlerel güçlendirmeyi 14-15 yıldır yapıyorum

Zengin bir aileden geliyor bu arkadaş

1996 5.5 samandağ

Konferans

1960-1990 samandağ sahilini özel idare kum ocağı

1990 yılında abnin baskısıula kum ocağı yasaklandı.

1996da 5.5 şiddetinde deprem olunca konferans

Deniz kumunun inşaatı iç,n sakıncalı olduğunu bilmiyor musunuz

2000lere kullanıldı.

Belediyelerin hiçbir hazırlığı yok

1982-84 yılları arasında imar planı

Fen işleri müdürüne sormuştum

En fazla 3 katlı izni vardır

Yetkin olmayan insanların eline olursa


Zemin etüdleri asi nehrinin doldurduğu delta alanda oluştu

Tarım alanı olması gereken yere

Titus tüneli-

Öğretmen dedi ki sakın bu taşlara zarar vermeyin

Oğlum burda her taşın hikayesi vardır

Hatay kişi

Lütfü savaş

Ona oy vermiş

Suriye politikası

Sorumluluk kabul etmiyor

Kardeşi ağabeyi

Sadullah ergin-

Sançar

Hatay ve samandağ

Yazıktır günahtır- büyük bir hatadır. Her depremde çökecek

Hatay havalimanına inemediler.

Büyükşehir- defne arsus iki belediye

Harbiye- Antakya

Arsus- İskenderun
Alevi ve demokrat oylar

İskenderun merkez- arsuza bağladılar

You might also like