You are on page 1of 22

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

PISIDIA BÖLGESİ’NDE ANTİK DÖNEM’DEN GÜNÜMÜZE TIBBİ


VE AROMATİK BİTKİLER

LİSANS ÜSTÜ ÖDEVİ

BİLİMSEL ARAŞTIRMA TEKNİKLERİ VE ETİK

FERHAT GÜNDÜZ

1930231003

Isparta-2021
PISIDIA BÖLGESİ’NDE ANTİK DÖNEM’DEN GÜNÜMÜZE TIBBİ
VE AROMATİK BİTKİLER

Anahtar Kelimeler: Tıbbi Bitkiler, Aromatik Bitkiler, Floristik, Göller Bölgesi, Bitkilerin
Geleneksel Kullanımı

GİRİŞ

Tıbbi ve aromatik bitkiler ilaç, gıda, baharat ve kozmetik gibi birçok alanda
kullanılan ve insanlık tarihinin başlaması ile birlikte benzeri alanlarda kullanılan
bitkilerdir1. Tıbbi bitkiler, ilaç, beslenme vücut bakımı, kozmetik, tütsü veya dini törenler
gibi alanlarda kullanılırken, aromatik bitkiler ise daha çok gıda, parfümeri ve aromaterapi
sektörlerinde kullanılmaktadır2. Bitkisel ilaçlar, henüz işlenmemiş ya da işlenerek bir veya
birden fazla bitkinin karışımı ile oluşturulan, tedavi edici özelliği olan veya insanların
sağlıklarına yararı olan bitkilerden türetilen ürünlerdir3. Tarihsel çağlara ait yazıt ve
belgeler, tıbbî ve aromatik bitkilerin Babil, Asur, Antik Mısır, Antik Yunan gibi
uygarlıkların hastalıkların tedavisi, performans ve zindelik amaçlı beslenme, bitki
feremonlarının yaydıkları güzel kokulardan yararlanma ve ölü mumyalamada bitkilerden
yararlandıklarını göstermektedir4. Celcus, en medeniyetsiz ulusların bile yaralara ve
hastalıklara karşı tedavi için şifalı bitkiler hakkında bilgi sahibi olduklarından söz
etmektedir5.

Coğrafi koşulları dolayısıyla Türkiye birçok bitki türünün ana vatanı sayılmaktadır.
12.000’ in üzerinde bitki çeşitliliği arasında tıbbi ve aromatik bitkiler, bu floristik
zenginliğin önemli bir parçasını oluşturmakta; gıda, ilaç ve kozmetik gibi birçok alanda
kullanılmaktadır6. Türkiye’de tıbbi amaçlarla kullanılan bitkilerin sayısı net olmamakla

1
Veysi Acıbuca- Dilek Bostan Budak, “Dünya’da ve Türkiye’de Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Yeri ve Önemi”,
Çukurova Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi, 2018, s. 37- 44.
2
Hülya Kesici Güler- İlhami Emrah Dönmez- Sennur Alay Aksoy, “Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Antibakteriyel
Aktivitesi ve Tekstil Sektöründe Kullanımı”, SDU Journal of Science, 2015 (10), s. 27- 34.
3
Van Overwalle, “Medicinal and Aromatic Plants”, Chapter 9, Catholic University Leuven, s. 122.
4
Recep Aslan- Zeynep Karakuş, “Gelenekten Günümüze Tıbbi ve Aromatik Bitkiler”, Göller Bölgesi Aylık
Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi, Cilt 6 Sayı 73 ,2019, s. 60- 66
5
Celcus, De Medicina, I, Harvard University Press, Cambridge.
6
Aslan- Karakuş, 2019, s. 61.
birlikte 500 civarında seyretmektedir. İhraç potansiyeli olarak da yaklaşık 200 tıbbi ve
aromatik bitkinin varlığı bilinmektedir7.

Ülkemiz sınırları içerisinde yer alan ve antik dönemde Pisidia olarak bilinen Göller
Bölgesi’nde yetişen tıbbi ve aromatik bitkiler, bu çalışmanın ana materyalini
oluşturmaktadır. Göller Bölgesi’nin coğrafi olarak konumuna bakıldığında doğuda
Beyşehir gölü, batıda Acı göl ve Salda gölü, güneyde Gülük ve Köprülü geçitleri kuzeyde
ise Eber gölü ile sınırlanan oldukça farklı boyutlarda 65 gölün bulunduğu bölgedir 8.
Öncelikle bölge ile ilgili araştırma ve yayınlar taranmış ve Göller Bölgesi’nin florası
hakkında bilgiler edinilmiştir. Bölge ile ilgi flora çalışmaları yapıldığı halde tıbbi ve
aromatik bitkilerin bölgedeki tarihi hakkında kapsamlı bir floristik çalışma yapılmadığı
anlaşılmıştır. Özellikle Denizli ve Burdur’un diğer bölge şehirlerine göre daha az çalışılmış
olmalarından dolayı kapsamlı bir literatür oluşturulamamıştır9. Bu bağlamda çalışmanın
amacı antik dönemden bu yana bölgedeki tıbbi ve aromatik bitkilerin kullanım alanlarını
ve amaçlarını belirlemek, geçen süre içinde bu amaç ve alanlarda bir farklılık olup
olmadığını tespit etmektir. Çalışma süresince antik kaynakların verdiği bilgiler ve modern
olarak yapılan araştırmalar neticesinde elde edilen sonuçlar değerlendirilecek ve tablo
haline getirilerek çalışma desteklenecektir. Çalışmanın sonucunda çıkan verilerin, tıbbi ve
aromatik bitkilerin önemi, bölgede bir endüstri oluşturmuş mudur sorusuna açıklık
getireceği düşünülmektedir.

7
Emine Faydalıoğlu- Metin Saip Sürücüoğlu, “Geçmişten Günümüze Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Kullanılması
ve Ekonomik Önemi”, Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, Sayı 11, 2011, s. 52-67.
8
Naşit Kılıçaslan- Şirin Dönmez, “Göller bölgesinde doğal olarak yetişen soğanlı bitkilerin peyzaj
mimarlığında kullanımı”, Türkiye Ormancılık Dergisi, Sayı 17, 2016, s. 75.
9
Hasan Özçevik, “Biodiversity in the Lakes Region (Türkiye) and its Agricultural Importance” Süleyman
Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, Sayı 2, Cilt 23, 2019, s. 315- 328.
ARAŞTIRMA TARİHÇESİ
Türkiye Florası΄na göre, Türkiye 174 familyaya ait 1251 cins ve 12.000’den fazla tür ve tür
altı taksonu ile oldukça zengin bir floraya sahiptir 10. Bu taksonların 234 tanesi kültür bitkisi
ve yabancı kaynaklı bitkilerdir11. Avrupa kıtasının tamamının 12.000 bitki taksonuna sahip
olduğu düşünüldüğünde Türkiye’nin bitki örtüsü açısından oldukça zengin olduğu
görülmektedir12. Türkiye bitki florasına ait yapılan çalışmalara karşın Göller Bölgesi
florasında yapılan çalışmalar daha yüzeysel kalmıştır. Bölgede yapılan çalışmalar özelden
genele doğru yayılmıştır. 1987 yılında Hasan Özçelik tarafından Antalya’nın Akseki ilçesi
ele alınarak yapılan araştırmada doğal olarak yetişen bazı faydalı bitkilerin adları ve
kullanılışları literatüre kazandırılmıştır13. Yine H. Özçelik ve Hilal Serdaroğlu tarafından
1998 yılında yapılan, Isparta florasına genel bakış adlı çalışmada kentin florası
incelenmiştir14. Aynı yıl içerisinde Ahmet Duran Taş tarafından Akseki ilçesindeki bazı
botanik bitkilerin çeşitli amaçlara yönelik kullanımları ve yerel isimleri incelenmiştir 15.
Diğer bir araştırma Isparta kentinin Sütçüler ilçesi için 2002 yılında Mustafa Korkmaz ve
H. Özçelik tarafından yapılmıştır. Araştırmada Sütçüler ilçesinin florası incelenmiş ve
çalışma sonucunda 259 cinse ve 71 familyaya ait toplam 587 damarlı bitki taksonu
belirlenmiştir16. 2003 yılında Özlem Doğanoğlu ve Hüseyin Fakir tarafından yapılan
araştırmada ise Isparta’da bulunan Sığla Ormanı’nda koruma altına alınan bazı bitki türleri
ve ağaç türleri incelenmiştir. Yapılan arazi çalışmalarında 242 adet bitki örneği
toplanmıştır. İncelenen bitki örnekleri sonucunda 50 familya ve 75 cinse bağlı 78 takson
tespit edilmiştir. Bu bitkiler arasında tıbbi ve aromatik bitkilerde yer almaktadır17.

10
Faydalıoğlu, E- Sürücüoğlu, M, 2011, s. 54.
11
Sadık Erik- Tarık Kahya, “Türkiye Florası Üzerine”, KEBİKEÇ, Sayı 17, 2004, s. 139- 163.
12
John Edmonsdon, “Red Data Book of Turkish Plants (Pteridophyta and Spermatophyta)”, Edinburgh
Journal of Botany, 2002, s. 256.
13
Hasan Özçelik, “Akseki Yöresinde Doğal Olarak Yetişen Bazı Faydalı Bitkilerin Yerel Adları ve Kullanılışları”,
Doğa TU Botanik Dergisi, Sayı 11, 1987, s. 316-320.
14
Hasan Özçelik- Hilal Serdaroğlu, “Isparta Florasına Genel Bakış”, Isparta Bildiriler Kitabı: II, 1998, s. 161-
180.
15
Ahmet Duran Taş, “Akseki (Antalya) İlçesindeki Bazı Bitkilerin Yerel Adları ve Etnobotanik Özellikleri”, J. OT
Systematical Botany, Sayı 5, 1998, s. 77- 92.
16
Mustafa Korkmaz- Hasan Özçelik, “Contrıbutıons to the Flora of Sütçüler- Isparta”, Bulletin of Pure and
Applied Sciences, Vol. 21B, 2002, s. 1- 19

17
Hüseyin Fakir- Özlem Doğanoğlu, “Isparta Sığla ((Liquidambar orientalis Mill.) Ormanı Tabiatı Koruma
Alanı Bitki Taksonları”, Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, Sayı 1, 2003, s. 67- 86.
Şu ana kadar bahsedilen çalışmaların neredeyse tamamı bölge florası ile ilgili
çalışmalardır. Altay Gezer, Cengiz Yücedağ ve Özlem Doğanoğlu tarafından 2006 yılında
yapılan araştırmada Göller Bölgesi’nde bulunan Yenişehir Bademli Yöresi’nin bazı tıbbi
ve aromatik bitkileri incelenmiştir. Çalışma sonucunda 43 tıbbi ve aromatik bitki taksonu
saptanmıştır. Bu bitkilerin bilimsel adları, familyaları, yöresel adları, kullanım alanları ve
kullanılan kısımları tespit edilip yayınlanmıştır18. 2010 yılında Zekiye Ceren Artuluk
tarafından Burdur’un Tefenni ilçesinin florası ve halk ilaçları adında bir yüksek lisans tezi
yayınlanmıştır. Çalışmada bölgenin florası incelenmiş ve bölge halkı tarafından kullanılan
tıbbi bitkiler araştırılmıştır. Çalışma sonucunda toplam olarak 804 adet bitki taksonu tespit
edilmiştir. Tespit edilen bitki taksonları tür familya ve cinslerine göre ayrılmıştır 19.
Abdullah Çetin, Neslihan Erdoğan, Hasan Genç tarafından 2013 yılında yine Burdur
kentinin florası üzerine bir araştırma yapılmıştır. Yapılan araştırmada Burdur gölünün
çevresi esas alınmıştır. Araştırma bölgesinde toplam 1005 adet bitki örneği
değerlendirilmeye alınmıştır. Araştırma sonucundan içinde tıbbi ve aromatik bitkilerin de
olduğu örnekler tür familya ve cinslerine göre ayrılmıştır 20. Göller Bölgesi üzerine yapılan
flora çalışmalarının yanı sıra gül bitkisi üzerine yapılan çalışmaların sayısı da bölge
literatürü açısından oldukça fazladır. 2013 yılında Hasan Özçelik tarafından Türkiye’de
gülcülük üzerine bir çalışma yayınlanmıştır. Çalışma sadece Göller Bölgesi nezdinde
olmasa da bölgenin gül üzerine bir sanayi oluşturması nedeniyle çalışmanın önemli bir
kısmı Göller Bölgesi üzerinedir. Çalışmada gülcülüğün bölge için ekonomik önemi
açısından tahliller yapılmıştır21. 2014 yılında yine Türkiye’de gülcülük üzerine yapılan
araştırmada, bölge ekolojisinden dolayı araştırmanın önemli bir kısmını Göller Bölgesi
oluşturmaktadır. Araştırma Hikmet Orhan ve Hasan Özçelik tarafından yapılmıştır.
Çalışma boyunca Türkiye’nin birçok bölgesi taranmış ve toplanan örnekler ile doğal olarak

18
Özlem Doğanoğlu- Altay Gezer- Cengiz Yücedağ, “Göller Bölgesi-Yenişarbademli Yöresi’nin Önemli
Bazı Tıbbi ve Aromatik Bitki Taksonları Üzerine Araştırmalar”, Süleyman Demirel Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü Dergisi, Sayı 10, 2006, s. 66- 73.
19
Zekiye Ceren Artuluk, “Tefenni (Burdur) İlçesinin Florası ve Halk İlaçları”, Hacettepe Üniversitesi Sağlık
Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 2010.
20
Abdullah Çetin- Neslihan Erdoğan- Hasan Genç, “Flora of the Burdur Lake Surroundings”, Biological
Diversity and Conservation, Sayı 6, 2013.
21
Hasan Özçelik, “Türkiye’de Gülcülük: Tespitler / Tahliller”, Süleyman Demirel Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 2013, s. 44- 51.
yetişen ve ekonomik olarak yetiştirilen güllerin tespiti yapılmıştır 22. 2016 yılında Belkıs
Muca tarafından Burdur ili bitki envanteri adlı araştırma ile Burdur kentinin floristik
zenginliği biyolojik çeşitliliği kapsamlı şekilde çalışılmıştır. Arazi çalışması ile bitkisel
taksonlar listelenmiş ve endemik olanlar ve tehlike altında olan bitkiler işaretlenmiştir.
Gereken önemli habitatlar ve taksonları üzerinde de önerilerde bulunulmuştur23. 2017
yılında Cahit Balabanlı ve Hasan Özçelik tarafından Burdur kentinin tıbbi ve aromatik
bitkileri üzerine bir çalışma yayınlanmıştır. Burdur il sınırları içerisinde floristik, ekolojik
ve mera ıslahı amacı ile yapılan arazi çalışmaları boyunca tıbbi ve aromatik bitkiler
tespit edilmiş ve literatürdeki bilgileri ile karşılaştırılmıştır. Çalışmada toplamda 90
adet bitkinin tıbbi ve aromatik amaçlarla kullanılması incelenmiştir24. 2018 yılında yine
Hasan Özçelik tarafından Antalya ve Isparta’nın florası incelenmiştir. Çalışmada Köprülü
Kanyon Milli Parkı’nın ve çevresindeki bölgelerin vasküler florası araştırılmıştır. İçinde
tıbbi ver aromatik bitkilerin de bulunduğu toplamda 950 adet bitki örneği tespit edilip
incelenmiştir25. Beste İşçi, Şirin Dönmez, Mert Çakır tarafından 2019 yılında Isparta’da
doğal olarak yetişen tıbbi ve aromatik bitki türlerinin, peyzaj mimarlığı açısından kullanım
olanakları araştırılmıştır26 Tıbbi ve aromatik bitkilerin önemi ve bölgeye ekonomisi
açısından kapsamlı bir çalışma olmuştur.

22
Hasan Özçelik- Hikmet Orhan, “Türkiye’nin Gülleri”, SDU Journal of Science (E-Journal), 2014, Sayı 9, s. 43-
55.
23
Belkıs Muca, Burdur ili Bitki Envanteri (Ekonomik, Nadir ve Endemik Bitkileri), Burdur Belediyesi Kültür
Yayınları, Ankara, 2016.
24
Cahit Balabanlı, Hasan Özçelik, “Burdur İlinin Tıbbi ve Aromatik Bitkileri”, I. Burdur Sempozyumu, 2017, s.
1127- 1136.
25
Hasan Özçelik, “Flora inventory of Köprülü Kanyon National Park (Antalya-Isparta)”, Türkiye Ormancılık
Dergisi, Sayı 19, 2018, s. 40- 50.
26
Beste Kara- Şirin Dönmez- Mert Çakır, “Isparta Kentinde Doğal Olarak Yetişen Bazı Tıbbi ve Aromatik Bitki
Türlerinin Peyzaj Mimarlığı Çalışmalarında Kullanım Olanaklarının Belirlenmesi”, VII. Süs Bitkileri Kongresi,
2019, s. 233- 244.
GÖLLER BÖLGESİ FLORASI

Göller Bölgesi Batı Anadolu Bölgesi’nde ve floristik açıdan Akdeniz ve İran-Turan


bölgelerinin kesişim yerinde yer alan, farklı ekolojik koşullara sahip; arazisi büyük oranda
dağlık ve engebeli bir bölgedir (Res.1)27. Bölge coğrafi olarak batıda Acı Göl ve Salda
Gölü, doğuda Beyşehir gölü ve kuzeyde Eber gölü, güneyde ise Gülük ve Köprülü geçitleri
ile sınırlanan bölgedir. Güneyi kesimi Toroslarla çevrili, iç bölümlerinde yüksek ve alçak
dağ sıraları olan, onların arasında kalan havzalar ve de çok fazla sayıda göl ile birlikte
karstik bir bölgedir28. Kayaları genelde serpantin, kireç taşı ve volkanik özelliğindedir29.

Resim 1: Göller Bölgesi topoğrafyası

27
Mustafa Korkmaz- Hasan Özçelik- A. Zafer Tel- Fevzi Özgökçe, “Göller Bölgesi Florasına Genel Bir Bakış”,
IV. Ulusal Ekoloji ve Çevre Kongresi, 2001, s. 117- 130.
28
Kara- Dönmez- Çakır, 2019, s. 75.
29
Korkmaz- Özçelik- Tel- Özgökçe, 2001, s. 118.
Göller Bölgesi Isparta, Afyon, Burdur Konya, Antalya kısmen de Denizli ve Muğla illerine
dahildir30. Bölgedeki göllerin büyük kısmı tektonik olsa da Isparta'daki Gölcük Gölü gibi
bazı volkanik göllere de rastlanmaktadır31. Yörede irili ufaklı çok fazla göl bulunmasından
dolayı bölgenin iklimi ılımandır. Bölge floristik açıdan oldukça zengindir ve bölgenin en
önemli alanları Isparta kent sınırları içerisinde kalmaktadır32. Ancak Göller Bölgesi’nde 14
göl ile göl sayısı bakımından en zengin il Burdur’dur. İklimi bölge bölge olarak
değişkenlik göstermektedir. Arazi şekillerinin değişken olması, iklimin de değişken
olmasına neden olmaktadır. Bu durum bölgenin Akdeniz’e bakan yamaçlarında, Akdeniz
ikliminin dağ karakterleri etkili olması ve dolayısıyla Orta Anadolu ve Akdeniz step iklimi
geçiş özelliklerini göstermesinden kaynaklanmaktadır. Bu bağlamda bölge; Akdeniz
bölgesine nazaran daha az yağış almasına karşın İç Anadolu step iklimine göre de daha
fazla yağış almaktadır33. Göller Bölgesi’nde yüksek dağlık arazi ve bu dağların arasında
oluşan oluklar rüzgârın yönünü etkilemektedir. Rüzgârın yönüne bağlı olarak göllerin
yüzey alanında buharlaşan su ile nemlenen hava kütlelerinin yaslandığı dağ yamaçları daha
nemli iklim etkisinde kalmaktadır. Göller Bölgesi iklim bakımından hem İç Batı Anadolu
iklimini andırır, hem de Akdeniz ikliminin etkisi altında kalır. Burada da Akdeniz’in kıyı
bölgesindeki gibi kış yağışları çok sık yaşanır. Bununla birlikte İç Anadolu ikliminin
birtakım özelliklerini gösterir, ilkbahar yağışları da, hemen hemen kış yağışları değerine
oldukça yakındır34.

30
Korkmaz- Özçelik- Tel- Özgökçe, 2001, s. 118.
31
Kara- Dönmez- Çakır, 2019, s. 75.
32
Korkmaz- Özçelik- Tel- Özgökçe, 2001, s. 119.
33
Ayşegül Kaplan- Ömer Kamil Örücü, “Burdur Gölü ve Çevresinin Peyzaj Değerleri Açısından Turizm
Potansiyelinin Belirlenmesi”, Mimarlık Bilimleri ve Uygulamaları Dergisi, Sayı 4, 2019, s. 105- 121.
34
Kara- Dönmez- Çakır, 2019, s. 76.
ANTİK KAYNAKLARA GÖRE GÖLLER BÖLGESİ’NİN TIBBİ VE AROMATİK
BİTKİLERİ

Günümüzde birçok tıbbi ve aromatik bitkiye ev sahipliği yapan Göller Bölgesi’nin


bitkisel zenginliği antik dönemde de yazarların sıkça bahsettiği bir konu olmuştur. Antik
yazarlardan Strabon kitabında, Pisidia Bölgesi halkının yerleşim alanlarından bahsederken
“zeytin ağaçlarıyla dolu tepelerde otururlar”35 ifadesi ile bugün bölgede tıbbi ve aromatik
bitkiler envanterinde yer alan zeytini vurgulamıştır bununla birlikte Strabon halkın tıbbi
amaçlarda kullanılmak üzere süsen bitkisinden yapılan merhemi övdüğünden
bahsetmiştir36. Ayrıca Pisidia kentlerinden biri olan Amblada’dan bahsederken Amblada
bağlarının ve şarabının tıbbi perhizlerde kullanıldığından bahsetmiştir 37. Strabon ile antik
dönemde bölgedeki varlığını öğrendiğimiz bağcılık, hala Göller Bölgesi’nde devam
ettirilmektedir38. Günümüzde bölge halkı arasında süsen, süsengi ve iris adlarıyla bilinen
bitki antik dönemde tıpta ve parfümeri alanlarında sıkça kullanılmıştır. Plinius bitkinin
kökünün turp şeklinde olduğundan ve tadının oldukça acı olduğundan bahsetmiştir. Farklı
bölgelerde bulunabilen bu bitkinin en iyisinin koklandığında hapşurtması gerekliliğinden
de söz etmiştir. Bitkinin gövdesi bir arşın boyunda ve diktir. Yazar bitkinin iris adını çok
renkli olmasından dolayı gökkuşağını andırması üzerine aldığını aktarmaktadır. Diğer
bölgedeki bitkilerin daha iyi olduğundan bahsetmiş ancak Pisidia irisi de göz ardı
edilmekten çok uzaktır şeklinde ifade etmiştir39. Göller Bölgesi bitki envanterinde olduğunu
bildiğimiz bitki bugün tıpkı antik dönemde olduğu gibi tıbbi ve aromatik bitki olarak
kullanılmaya devam etmektedir. İris parfüm üretiminde ayrıca göğüs hastalıklarının
tedavisinde kullanılmaktadır40. Celsus’un bahsettiğine göre astım hastalığına karşı tedavi
olarak kullanılmıştır41.

35
Strabon, Coğrafya, Anadolu XII, XIII, XIV, (Çev. Adnan Pekman), Arkeoloji ve Sanat Yayınları, 2012, s. 64.
36
Strabon, 20212, s.65
37
Strabon, 2012, s. 64.
38
Seçkin Gargın- Burak İşçi, “Göller Bölgesinde Yetiştirilen Bazı Yöresel Üzüm Çeşitlerinin Özellikleri”, I.
Ulusal Sarıgöl İlçesi ve Değerleri Sempozyumu, 2011, s. 2.
39
Plinius, Naturalis Historia 21.10, (Çev. John Bostock), Londra, 1855.
40
Özçevik, 2019, s. 324.
41
Celsus, De Medicina 4.12, (Çev. Walter George Spencer), Harvard University Press, 1971
ANTİK KAYNAKLARDA BAHSEDİLEN VE GÜNÜMÜZDE GÖLLER
BÖLGESİNDE BULUNAN TIBBİ VE AROMATİK BİTKİLER VE KULLANIM
AMAÇLARI

Antik yazarlardan Plinius, Naturalis Historia adlı kitabında gül bitkisinin


çeşitlerinden, kokularından ve türlerinden bahsetmiş ayrıca bitkinin göz merhemlerinde
tıbbi amaçla kullanıldığından bahsetmiştir42. Bununla birlikte Roma’lı tıp doktoru Celsus,
De Medicina adlı eserinde gül bitkisinin birçok alanda kullanıldığından ve yararlarından
bahsetmiştir. Bitkinin antik dönemde boğaz iltihaplanmalarına karşın tedavi edici
özelliğinden bahsetmiştir. Bunun yanında vücutta yaşanan belirsiz şişmelere ve felce karşı
gül yağının merhem olarak kullanılması gerektiğinden bahsetmiştir 43. Günümüzde gül,
tıbbı ve aromatik bir bitki olarak Göller Bölgesi’nde kullanılmaya devam etmektedir 44.
Plinius sayesinde antik dönemde de kullanıldığını bildiğimiz papatya bitkisinin 45 bugün
Göller Bölgesi’nde doğal olarak yetiştiğini bilmekteyiz. Papatya bugün sakinleştirici,
ağrıcı kesici, üst solunum yollarının tedavisi, tansiyon düşürücü ve bulaşıcı hastalıkların
çabuk atlatılması amaçları ile tıbbi alanda kullanım görmektedir 46. Yine bölgenin tıbbi ve
aromatik bitki envanterinde olduğunu bildiğimiz defne47 bitkisi hakkında Plinius, antik
dönemde bal tüketimi sonucunda oluşan bal zehirlenmelerine karşı çözüm amacı ile defne
bitkisi kullanıldığından söz etmektedir 48. Dioscorides de bitkinin damar açıcı,
tendonlardaki ağrı, kulak ağrısı, böbrek iltihabı gibi hastalıklara karşı kullanıldığından
bahsetmiştir49. Bitkinin modern tıpta kullanım amaçları ise göz hastalıklarının tedavisi,
bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ve sakinleştirici etkisi dolayısıyla çay olarak

42
Plinius, 21.10, 1855
43
Celsus, 4.12, 1971.
44
Sibel Şentürk- Nevin Doğan, “Geçmişten Günümüze Tıbbi Bir Bitki Olarak Gül”, Göller Bölgesi Aylık
Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi, Sayı 54, 2017, s.12.
45
Plinius, 21.34, 1855.
46
Doğanoğlu- Gezer- Yücedağ, 2006, s.70
47
Hasan Özçevik, “Tıbbi Bitkilerimiz ve Yöremiz”, ANAMAS, Sayı 3, 2015, s. 4.
48
Plinius, 21.44, 1855.
49
Serpil Demirci, “Dioscorides’in De Materia Medica Adlı Eserindeki Tıbbi Bitkilerin Doğu Akdeniz
Bölgesi’ndeki Güncel Kullanımlarının Araştırılması”, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp
Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi, Sayı 9, 2019, s. 194.
tüketilmesidir. Sakinleştirici, terletici ve ateş düşürücü olarak, mide ağrıları ve kramplara
karşı kullanılan ayrıca yüksek tansiyonu ve şekeri düşürmede de yararlanılan 50 ve Göller
Bölgesi bitki envanterinde bulunan melisa bitkisi de antik dönemde kullanıldığını
bildiğimiz tıbbi ve aromatik bitkiler arasındadır51. Dioscorides melisa bitkisinin örümcek
ısırıklarında, diş ağrılarında, guatr, ülser ve gut hastalığının tedavisinde kullanıldığından
bahsetmiş ayrıca bitkinin adet düzenleyici olduğunu da belirtmiştir 52 Papatya gibi
günümüzde solunum yollarının tedavisi amacıyla kullanılan zambak bölge envanteri
içerisinde yer almaktadır53. Zambak bugün Isparta’da bir endüstri oluşturmuştur. Zambak
yağı bugün halk içinde hac kokusu olarak bilinen ve Dünya’da önemli bir parfümeri
ticareti oluşturan kokunun özünü oluşturmaktadır ve yapımında zambak yağı
kullanılmaktadır54. Antik dönemde zambak tek başına yağı çıkarılarak kullanıldığı gibi gül
yağı ile birlikte bir karışım şeklinde de kullanılmıştır. Plinius bitkinin yağı hazırlanırken
taç yapraklarının da mutlaka karışım içine eklenmesi gerekliliğinden bahsetmiştir 55. Celsus
mide ağrıları tedavisinde mide de genellikle bir şişlik varsa ve ağrının izlediği herhangi bir
türde iltihap varsa pelin otunun bir sigara gibi sarılıp aç karna içilmesi gerektiğinden söz
etmiştir56. Ayrıca antik dönem hekimlerinden olan Dioscorides pelin otunun mide
bulantısına karşı kullanılacağından bahsetmiş ve damar yolu genişletici bir özelliği
olduğunu vurgulamıştır57. Ana vatanı Avrasya olan ve günümüzde de mide
rahatsızlıklarına karşı kullanılan pelin otunun yalnızca taze dalları ve çiçekleri
kullanılmaktadır58. Göller Bölgesi’nde bulunan bazı tıbbi ve aromatik bitkilerin bölge halkı
tarafından toplanması, taşınması ve saklanması sırasında yöre halkına verilen bilgi
eksikliği nedeniyle elde edilen ürünlerin değeri ve kalitesi düşmekte veya kullanılamaz
hale gelmektedir. Bu bitkilere örnek olarak kekik verilebilir. Kekik üzerine uygulanan
yanlış yararlanma yöntemleri yüzünden bitkinin sürgün verme özelliği köreltilmektedir.
Bunların yanı sıra yanlış toplanma uygulamaları ile eğimli arazilerde erozyon tehlikesi

50
Doğanoğlu- Gezer- Yücedağ, 2006, s.71.
51
Plinius, 21.41, 1855.
52
Demirci, 2019, s. 197.
53
Özçevik, 2015, s. 4.
54
Özçevik, 2019, s. 324.
55
Plinius, 21.11, 1855.
56
Celsus, 4.12, 1971.
57
Demirci, 2019, s. 196.
58
Özçelik, 2019, 321.
artmaktadır59. Plinius kekik tohumunun gözle algılanamayacak kadar küçük olduğundan
bahsetmiş ve doğanın bu tohumu bizim görüşümüzden gizlemiş olması neden önemli diye
sormuştur. Kekiğin insanların eli değmediği sürece faydalı olacağından bahsetmiş ve insan
endüstrisinin denemeden bıraktığı ne kaldı diye eklemiştir60. Dolayısıyla antik dönemden
bu yana kekiğin yanlış toplanması, kullanılması ve depolanması sorunları hala
çözülememiştir. Kekik günümüzde antiseptik ve antibiyotik özellikleri ile öksürük ve
bronşit gibi solunum ve soğuk algınlığı, boğaz ağrısı gibi solunum yolları hastalıkları için
ilaç olarak kullanılmıştır. Tıbbi bir bitki olarak kullanılmasının yanı sıra aromasından
dolayı baharat olarak da kullanılmıştır61 . Antik dönemde ve günümüzde benzer amaçlarla
kullanıldığını bildiğimiz bitkilerden biri de lavantadır. Dioscorides antik dönemde bitkinin
göğüs hastalıklarına ve zehirlenmelere karşı tedavi amacıyla kullanıldığından bahsetmiştir.
Günümüzdeki tıbbın antik döneme göre oldukça gelişmesinden dolayı bitkinin kullanım
amaçları artmıştır. Bitkinin günümüzde kullanımı kalp ve damar hastalıklarında, bronşit,
astım, baş ağrısı, sigara bağımlılığı, beyin hastalıkları, hipertansiyon gibi rahatsızlıkların
tedavisinde kullanılmaktadır62.

59
Doğanoğlu- Gezer- Yücedağ, 2006, s.73.
60
Plinius, 21.31, 1855.
61
Özçevik, 2019, 322.
62
Demirci, 2019, s. 196.
GÖLLER BÖLGESİNDE TIBBİ VE AROMATİK BİTKİLERİN
EKONOMİK ÖNEMİ

Tıbbi ve aromatik bitkilerin öneminin ve endüstriyel kullanımlarının gün geçtikçe arttığı


bilinen bir gerçektir. Son zamanlarda özellikle tıbbi bitkilerin değerlerinin artmasının
nedeni de hastalık etmenlerinin evrim geçirerek geliştirdikleri direnç sonucu meydana
gelen dirençli suşlardır. Tıbbi bitkilerden yapılan ilaçlar sentetik ilaçlara nazaran çok yönlü
etkiye sahip olduklarından yeni mutasyonlara karşı etkili olmaktadırlar. Bu yüzden son
yıllarda tekrar bitkisel ilaçlara rağbet artmıştır 63. Türkiye’de bu bitkiler doğadan toplama
ve bazen de kültürü yapılarak yetiştirilen bitkilerden sağlanmaktadır. Büyük miktardaki dış
alımlarına rağmen, Avrupa’da tıbbi ve aromatik bitkilerin elde edilmesi amacıyla doğadan
toplamalar hala önemini korumaktadır. Doğadan toplanan ürünün değeri tarlada üretimi
yapılan ürüne göre kısmen düşüktür64. Türkiye’de ticareti yapılan mevcut tıbbi ve aromatik
bitki türlerinin önemli bir kısmı Göller Bölgesinde yer alan Antalya, Isparta ve Burdur
kentinde bulunmaktadır. Bu kentlerin arasında Antalya kentinin özel bir konumu
mevcuttur. Batı Akdeniz Bölgesi’nde yer alan 750 endemik türün yaklaşık 500 tanesi
Antalya kentinde yayılış göstermektedir. Bu bitki türlerinden 200 tanesi ise, yalnızca
Antalya’ ya ait endemik tür olarak kayıtlara girmiştir. Antalya kenti bu sebepten ülkemizin
en fazla endemik bitki türüne sahip olan il olma özelliğini taşımaktadır 65. 2013 yılında
Antalya ilinin tıbbi ve aromatik bitkiler ihracatı 58.646.103 dolar ile kent ihracatının
yaklaşık 4,55% oluştururken 2019 yılında bu rakam 85.921.943 dolar civarına çıkmış ve
kent ihracatının 4,85% oluşturmuştur. Geçen süre içinde ihracat miktarında ciddi bir
değişim yaşanmamıştır66. Göller Bölgesi içinde yer alan kentlerin arasında olan Isparta,
tıbbi ve aromatik bitkilerin ihracatı konusunda önemli bir avantaja sahiptir. Kentte
aromatik gül yağı çıkaran fabrikaların Mayıs-Haziran ayları haricinde atıl durumda
kalmaları bu fabrikaların diğer aromatik bitkileri işleyecek halde hazır durumda

63
Faydalıoğlu- Sürücüoğlu, 2011, s. 57.
64
Emine Bayram- Saliha Kırıcı- Sezen Tansı- Güngör Yılmaz- Olcay Arabacı- Süleyman Kızıl- İsa Telci, “ Tıbbi
Aromatik Bitkiler Üretiminin Arttırılması Olanakları”, Ziraat Mühendisleri Odası 7. Teknik Kongresi, 2010, s.
14.
65
https://baka.gov.tr/uploads/1357649536TiBBi-VE-AROMATiK-BiTKiLER-SEKTOR-RAPORU-5ARALiK.pdf
66
https://www.baka.gov.tr/assets/upload/dosyalar/bati-akdeniz-bolgesi-dis-ticaret-analizi.pdf
bulunmalarıdır67. 2013 yılında Isparta ilinin tıbbi ve aromatik bitki ihracatı 1.184.642 dolar
ile kent ihracatının yaklaşık 0,87%’ni oluşturmuştur68. Burdur kentinde ise bu ihracat
176.931 dolar civarında ve kentin ihracatının 0,13%’ ünü oluşturmaktadır 69. Bu verilere
göre Burdur, tıbbi ve aromatik bitki ihracatında diğer kentlere göre oldukça geridedir.
Yıllara göre değişmekle birlikte bölgede üretimi dolayısıyla ihracatı en çok yapılan belli
başlı tıbbi ve aromatik bitki türleri vardır. Bu bitkilerden biri olan kekik, dünya kekik
ticaretinin %50’sini karşılamaktadır. Yapılan bu ihracatın önemli bir kısmı ortalama %15-
20 Isparta kentinden ve özellikle Sütçüler bölgesi civarından toplanan kekiklerden
karşılanmakta ve birçok önemli kekik türü bu bölgede yer almaktadır 70. Yine bu bitkiler
arasında olan anasonun Burdur kentindeki üretimi Türkiye anason üretiminin yaklaşık
%58’lik kısmını gerçekleştirmektedir. Burdur’dan sonra %6’lık bir üretim miktarına sahip
olan Antalya ili ile birlikte bölge, Türkiye’nin toplam anason üretiminin yaklaşık %64’lük
bir kısmını oluşturmaktadır71. Bugün Isparta kentinde aromatik bir bitki olarak kullanılan
zambak bitkisinin üretimi ve işlenmesi için de tarlalar ve tesisler vardır. Parfümeri
sektöründe önemli bir ihraç ürünü olan zambak tesislerde işlenerek damıtılmaktadır.
Keçiborlu ilçesinde yer alan Robertet firmasında işlenen bitki başta Fransa olmak üzere
birçok ülkeye ihraç edilmektedir72 Bu bitkilerin yanı sıra bölgede gül ve lavanta üretimi,
haşhaş, kimyon, karanfil, kişniş, rezene, tarımı yaygın şekilde yapılmakta ve ihraç
edilmektedir. Florası nedeniyle bölgedeki yetişen karanfil bitkisi türleri arasında en iyi
ürün Gölcük gölü çevresinde yetişmektedir. Buna benzer şekilde gül yetiştiriciliği
açısından en iyi bölge de Dedegül dağıdır73. Toplayıcılık dışında bölgenin ekolojisi ve
uygun arazi yapısı organik olarak tıbbi ve aromatik bitki üretimi yapılmasına olanak
sağlamaktadır. Ve bölgenin konumu itibariyle liman ve havayolları merkezlerine yakın
olması, tıbbi aromatik bitki sanayisi ve ihracatı için oldukça uygundur. Bu nedenle bölgede
gül yağı fabrikaları ve lavanta yağı fabrikaları kurulmuştur. Ancak Göller Bölgesinde
toplayıcılık ile elde edilen tıbbi ve aromatik bitkilerin devamlı olarak kontrolsüz ve
67
https://baka.gov.tr/uploads/1357649536TiBBi-VE-AROMATiK-BiTKiLER-SEKTOR-RAPORU-5ARALiK.pdf
68
https://www.baka.gov.tr/assets/upload/dosyalar/bati-akdeniz-bolgesi-dis-ticaret-analizi.pdf
69
https://www.baka.gov.tr/assets/upload/dosyalar/bati-akdeniz-bolgesi-dis-ticaret-analizi.pdf
70
https://baka.gov.tr/uploads/1357649536TiBBi-VE-AROMATiK-BiTKiLER-SEKTOR-RAPORU-5ARALiK.pdf;
Bayram- Kırıcı- Tansı- Yılmaz- Arabacı- Kızıl- Telci, 2010, s. 16.
71
https://baka.gov.tr/uploads/1357649536TiBBi-VE-AROMATiK-BiTKiLER-SEKTOR-RAPORU-5ARALiK.pdf
72
Özçelik, 2019, s. 324.
73
Özçelik, 2019, s. 327.
bilinçsizce sökülmesi doğal vejetasyonun bozulmasına, nadir ve endemik bitki türlerinin
zamanla yok olmasına ve ülkemizde çok önemli bir sorun olan erozyonun artışına neden
olmaktadır. Dolayısıyla bölgedeki endemik bitki türlerinin zamanla yok olması bölgenin
tıbbi ve aromatik bitki ticaretine de zarar vermektedir74.

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

Antik kaynaklar da Göller Bölgesi’nde var olduğunu bildiğimiz tıbbi ve aromatik bitkilerin
kullanım alanları ve amaçları geçen zaman içerisinde, teknolojinin gelişmesi ayrıca tıbbi ve
aromatik bitkilerinde önem kazanmasıyla birlikte artmıştır. Antik dönemde tıbbi bitkiler
sınırlı sayıda rahatsızlığa karşı tedavi amacıyla kullanılırken günümüzde bu bitkilerin çok
fazla rahatsızlığa karşı tedavi amaçlı kullanıldığını görmekteyiz. Dolayısıyla bu bitkilerin
önemi günümüzde ciddi bir pazar oluşturmuştur. Uluslararası tıbbi ve aromatik bitki pazarı
ve ilaç sanayi, etken madde miktarı ve kalitesi yüksek olan ürünler talep etmektedir.
Günümüzde Göller bölgesinde ve Türkiye genelinde yeterli miktarda standart ve kaliteli
ürün temini doğal bitkilerin toplanmasıyla mümkün olamamaktadır. Bu bitkilerin düzenli
olarak kültürü ve ıslah çalışmalarıyla istenilen niteliklere ulaştırılması gerekmektedir. Bu
sayede bölgenin hem tıbbi ve aromatik bitki ihraç oranı artacak hem de doğal vejetasyonun
bozulmasına ve erozyonun baş göstermesine mâni olacaktır 75. Göller bölgesi iklimi,
konumu, florasının zenginliği, tıbbi ve aromatik bitki çeşitliliği gibi kriterler göz önünde
bulundurulduğunda cazibe merkezi olacak ve ciddi bir pazar payına sahip olabilecek bir
bölgedir. Ayrıca endemik bitki çeşitliliği açısından da göller bölgesi oldukça zengin bir
floraya sahiptir. Bölgede yetişen endemik bitkiler başta olmak üzere birçok bitkinin tıbbi
ve aromatik değeri oldukça yüksektir76. Bölgenin potansiyelinin kullanılması amacıyla
öncelikle bölgede yetişen bitkiler bir standarda tabi olmalıdır. Üreticiye kalitesi yüksek
sertifikalı fidan ve tohum verilmelidir. Bununla birlikte bitkinin en verimli yetişeceği
alanlar tespit edilmeli ve türlerin bu alanlara göre tarımı yapılmalıdır. Bu şekilde üretim
standartlaştırılır ve marka değeri artar 77. Ayrıca ticari değeri yüksek olan bitki türlerinin

74
Faydalıoğlu- Sürücüoğlu, 2011, s. 59.
75
Faydalıoğlu- Sürücüoğlu, 2011, s. 59.
76
https://baka.gov.tr/uploads/1357649536TiBBi-VE-AROMATiK-BiTKiLER-SEKTOR-RAPORU-5ARALiK.pdf
77
Özçelik, 2019, s. 327.
kültüre alınması ve bu bitkilerin doğal tarımına geçilmesi bölgenin uluslararası pazarda söz
sahibi olması açısından önemli bir adım olacaktır 78. Özellikle bölgede üretim miktarı az
olup dış ticaret değeri oldukça yüksek olan lavanta, karanfil gibi bitkilerin üretimlerini
arttırma olanaklarının arttırılması ve desteklenmesi gerekmektedir 79. Bölgenin önemli
bitkilerinden biri olan gülün tıbbi alanda daha geniş kapsamda kullanılması, tedavi edici
özelliklerinin tespit edilebilmesi amacıyla randomize kontrollü ve detaylı çalışmaların
yapılması, sağlık kuruluşlarında alternatif bir tedavi yöntemi olarak kullanılması ve
kullanım şekline yönelik olarak tedaviyi uygulayan sağlık personelinin bilgilendirilmesi
bölgede yoğun olarak yetiştirilen bitkinin pazarda daha aktif olmasını sağlayacaktır 80.
Doğadan toplanan ürünlerde çeşitliliğin, doğal vejetasyonun ve sürdürülebilirliliğin
korunabilmesi amacıyla ürünleri toplayan bölge halkının ürünlerin özellikleri, toplama
yöntemleri ve toplama zamanlarıyla ilgili eğitilip, bilinçlendirilmesi ve eğer varsa yasal
zorunlulukların daha tutarlı şekilde uygulanabilmesi ürün çeşitliliği ve sürdürülebilirliği
açısından oldukça önemli olacaktır81.

78
Faydalıoğlu- Sürücüoğlu, 2011, s. 64.
79
Acıbuca- Budak, 2018, s. 43.
80
Şentürk- Doğan, 2017, s. 15.
81
Acıbuca- Budak, 2018, s. 43.
Latince Adı Yöresel Adı Kullanım Kısımları Kullanım Amacı
(Adı geçen antik (Bulunduğu Bölge)
kaynak)
Narcissus tazetta subsp. Nergis Çiçeği Kozmetik ve parfümeri alanlarında
Tazetta- (Göller Bölgesi, kullanılmaktadır.
(Plin. Natur. H. 21.12) Güney Akdeniz-
(Ilıman yarı gölge
yerlerde yetişir)
Lilium Zambak Yaprakları ve çiçeği Öksürük ve bronşite karşı fayda sağlar.
(Plin. Natur. H. 21.11) (Göller Bölgesi-Aksu,
Yenişarbademli ve
Sütçüler)
Iridaceae Süsen, süsengi, iris Kökü Yağ ve parfüm üretiminde ayrıcı tıbbi
(Plin. Natur. H. 21.19) (Göller Bölgesi, aromatik bitki olarak göğüs hastalıklarına
(Cels, De Medic. 4.8) Türkiye’nin çoğu karşı da kullanılmaktadır. Celcus’un
bölgesi, dağlık alanlar) bahsettiğine göre astım hastalığına karşı
tedavi olarak kullanılmıştır.
Medicago sativa Yonca Yaprakları Parkinson hastalığı tedavisinde
(Plin. Natur. H. 21.30) (Göller Bölgesi dahil kullanılmakla birlikte çayı yapılıp gıda
Türkiye’nin çoğu olarak da tüketilmektedir.
bölgesi)
Thymus vulgaris Kekik Çiçeği ve tohumu Antiseptik ve antibiyotik özellikleri, öksürük
(Plin. Natur. H. 21.31) (Göller Bölgesi-Aksu, ve bronşit gibi solunum ve soğuk algınlığı ve
Yenişarbademli ve boğaz ağrısı gibi solunum yolları için ilaç
Sütçüler) olarak kullanılmıştır.
Leucanthemum Papatya Yaprak ve çiçeği Yatıştırıcı ve ağrı kesici olarak tıbbi
(Plin. Natur. H. 21.34) (Tüm Anadolu) alanlarda kullanılmaktadır.

Rosaceae Gül, yaban gülü- Yaprakları Antik Dönemde göz merhemlerinde


(Plin. Natur. H. 21.10) Göller bölgesi nemli kullanılmıştır. Gıda olarak tüketildiği gibi
(C Cels, De Medic. ve dağlık bölgelerde kokusu sebebi ile aromatik bir bitlik olarak
4.12) da kullanılmıştır.
Celcus boğaz iltihaplanmalarında gül
yağının kullanıldığından bahsetmiştir.
Melilotus Taş Yoncası Yaprakları Parkinson hastalığı tedavisinde
(Plin. Natur. H. 21.34) (Aslen Avrupa ve tüm kullanılmakla birlikte çayı yapılıp gıda
Asya Kıtası) olarak da tüketilmektedir.

Hyacinthus Sümbül Çiçeği İdrar söktürücü, iktidarsızlık, ağrı kesici,


(Plin. Natur. H. 21.38) (Doğu Akdeniz olarak ilaç yapımında kullanılmaktadır.
Bölgesi)

Melissa officinalis Limon otu, Nane otu, Yaprakları Bağışıklık sistemini güçlendirmede besin
(Plin. Natur. H. 21.41) Limon Melisa Otu olarak tüketilmektedir.
(Akdeniz ve Avrupa) Bal zehirlenmesinde tedavi olarak kullanılır.

Laurus Defne Yaprakları Sakinleştirici, bağışıklığın güçlenmesi, göz


(Plin. Natur. H. 21.44) (Akdeniz kıyıları ve hastalıkları gibi hastalıkların tedavisinde,
Anadolu’nun çoğu ayrıca Plinius’un belirttiğine göre antik
bölgesi) dönemde bal zehirlenmesine karşı tedavi
amaçlıda kullanulmıştır.
Morus Dut Meyvesi Vücutta kızarıklık ve cilt kuruluğunda,
(Celc, De Medic. 4.7) (Akdeniz Bölgesinden öksürük tedavisinde ilaç olarak
Doğu Anadolu kullanılmaktadır.
Bölgesine kadar olan
bölge)
Morus İncir, Hejir Meyvesi Celcus kuru incirin öksürük tedavisinde ve
(Celc, De Medic. 4.7) (Ege ve Akdeniz ciltte kepeklenme promlemlerine karşı
Bölgesi) kullanıldığından söz etmiştir.

Avena Yulaf Başakları Kalp rahatsızlıklarına karşı ve kolestrol


(Celc, De Medic. 4.9) (İç Anadolu ve düşürücü olarak kullanılır.
Akdeniz’in bazı
bölgeleri)

Prunus dulcis Badem Meyvesi Celcus’un bahsettiğine göre antik dönemde


(Celc, De Medic. 4.10) (Ilık Akdeniz iklimi- öksürüğe karşı badem nişastası
Göller Bölgesi) kullanılmalıdır.

Brassica juncea Hardal Yaprakları ve tohumu Celcus’un bahsettiğine göre antik dönemde
(Celc, De Medic. 4.10) (Tüm Akdeniz ve öksürüğe karşı badem nişastası
çevresi) kullanılmalıdır.

Portulaca oleracea Semiz Otu, pirpirim, Yaprakları ve dalları Celcus otun diş etlerinden kan gelmesine
(Celc, De Medic. 4.11) pırpor karşın çiğnenerek yenilmesi gerektiğinden
(Anavatanı Asya olan bahsetmiştir. Bununla birlikte şarap içinde
bitki Anadolu’nun bekletilerek yenmesinden de bahsetmiştir.
neredeyse tamamında
yetişir)
Allium Pırasa, çiviş, sarı Yaprakları Adet kanamalarında sorun teşkil eden
Ampeloprasum zambak durumlar için Celcus, pırasa suyunun tütsü
(Celc, De Medic. 4.11) (Batı Anadolu ve ile yudumlanarak içilmesinden bahsetmiştir.
Akdeniz’de tabi olarak
yetişen çok yıllıklı bir
bitki
Nigella Çörek otu, kara Tohumu Boğaz iltihaplanmalarında ve vücutta
(Celc, De Medic. 4.12) çekirdek şişkinlik oluşan durumlarda çörek otu posası
(Burdur ili ve çevresi) tıbbi bir bitki olarak kullanılmaktadır.

Artemisia absinthium Pelin otu, acı pelin,ak Yaprakları Celcus pelin otunun mide iltihapları ve farklı
(Celc, De Medic. 4.12) pelin, havşan, pire otu mide rahatsızlıklarında tedavi amaçlı
(Akdeniz dahil tüm kullanıldığından bahsetmiştir.
Anadolu bölgesinde
doğal olarak yetişir)
KAYNAKÇA

Antik Kaynaklar

Celsus., (1971), De Medicina ,I, IV, (Çev. Walter George Spencer), Harvard University
Press, Cambridge.

Plinius., (1855), Naturalis Historia, XXI, (Çev. John Bostock), Londra.

Strabon., (2012), Coğrafya, Anadolu XII, XIII, XIV, (Çev. Adnan Pekman), Arkeoloji ve
Sanat Yayınları.

Modern Kaynaklar

Acıbuca, V- Budak, D., (2018), “Dünya’da ve Türkiye’de Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin


Yeri ve Önemi”, Çukurova Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi, s. 37- 44.

Artuluk, Z., (2010), “Tefenni (Burdur) İlçesinin Florası ve Halk İlaçları”, Hacettepe
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara,

Aslan, R- Karakuş, Z., (2019), “Gelenekten Günümüze Aromatik Bitkiler”, Göller Bölgesi
Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi, Sayı 73, s. 61-66.

Aytaç, S- Yiğen, Ç., (2016), “Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Önemli Kullanım Alanları”,
III. Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Sempozyumu, s. 147- 152.
Balabanlı, C- Özçelik, H., (2017), “Burdur İlinin Tıbbi ve Aromatik Bitkileri”, I. Burdur
Sempozyumu, s. 1127- 1136.

Doğanoğlu, Ö- Gezer, A- Yücedağ, C., (2006), “Göller Bölgesi-Yenişarbademli Yöresi’nin


Önemli Bazı Tıbbi ve Aromatik Bitki Taksonları Üzerine Araştırmalar”, Süleyman
Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, Sayı 10, 2006, s. 66- 73.

Duran, A., (1998), “Akseki (Antalya) İlçesindeki Bazı Bitkilerin Yerel Adları ve
Etnobotanik Özellikleri”, J. OT Systematical Botany, Sayı 5, s. 77- 92.

Edmonsdon, J., (2020), “Red Data Book of Turkish Plants (Pteridophyta and
Spermatophyta)”, Edinburgh Journal of Botany, s.256.

Erik, S- Kahya, T., (2004), “Türkiye Florası Üzerine”, KEBİKEÇ, Sayı 17, s. 139- 163.

Fakir, H- Doğanoğlu, Ö., (2003), “Isparta Sığla ((Liquidambar orientalis Mill.) Ormanı
Tabiatı Koruma Alanı Bitki Taksonları”, Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi
Dergisi, Sayı 1, s. 67- 86.

Faydalıoğlu, E- Sürücüoğlu, M., (2011), “Geçmişten Günümüze Tıbbi ve Aromatik


Bitkilerin Kullanılması ve Ekonomik Önemi”, Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi
Dergisi, Sayı 11, s. 52-67.

Kaplan, A- Örücü, Ö., (2019), “Burdur Gölü ve Çevresinin Peyzaj Değerleri Açısından
Turizm Potansiyelinin Belirlenmesi”, Mimarlık Bilimleri ve Uygulamaları Dergisi, Sayı 4,
s. 105- 121.

Kara, B- Dönmez, Ş- Çakır, M., (2019) “Isparta Kentinde Doğal Olarak Yetişen Bazı Tıbbi
ve Aromatik Bitki Türlerinin Peyzaj Mimarlığı Çalışmalarında Kullanım Olanaklarının
Belirlenmesi”, VII. Süs Bitkileri Kongresi, s. 233- 244.

Kılıçaslan, N- Dönmez, Ş., (2016), “Göller Bölgesinde Doğal Olarak Yetişen Soğanlı
Bitkilerin Peyzaj Mimarlığında Kullanımı”, Türkiye Ormancılık Dergisi, s. 73- 82.

Korkmaz, M- Özçelik H., (2002), “Contrıbutıons to the Flora of Sütçüler- Isparta”,


Bulletin of Pure and Applied Sciences, Vol. 21B, s. 1- 19
Korkmaz, M- Özçelik, H- Tel, A- Özgökçe, F., (2001) “Göller Bölgesi Florasına Genel Bir
Bakış”, IV. Ulusal Ekoloji ve Çevre Kongresi, s. 117- 130.
Muca, B., (2016), Burdur ili Bitki Envanteri (Ekonomik, Nadir ve Endemik Bitkileri),
Burdur Belediyesi Kültür Yayınları, Ankara, 2016.

Overwalle, V., (2006), “Medicinal and Aromatic Plants”, Chapter 9, Catholic University
Leuven, s. 122.

Özcan, F., (2012), “Grek ve Roma Dünyasında Gül”, Süleyman Demirel Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı. 16.

Özçelik, H., (1987), “Akseki Yöresinde Doğal Olarak Yetişen Bazı Faydalı Bitkilerin
Yerel Adları ve Kullanılışları”, Doğa TU Botanik Dergisi, Sayı 11, s. 316-320.

Özçelik, H, Serdaroğlu, H., (1998), “Isparta Florasına Genel Bakış” Isparta, Bildiriler
Kitabı: II, s. 161-180.

Özçelik, H- Orhan, H., (2014), “Türkiye’nin Gülleri”, SDU Journal of Science (E-
Journal), Sayı 9, s. 43- 55.

Özçelik, H., (2015), “Tıbbi Bitkilerimiz ve Yöremiz”, ANAMAS Dergisi, Sayı 3, s. 3- 6.

You might also like