Professional Documents
Culture Documents
KIZIL KİTAP
Güneybatı Kafkas'ta
Taşnak Mezalimi
SUNUŞ 7
Kızıl Kitap 23
10
SUNUŞ
11
Mussavat hükümetinin arşivindeki belgelerin Rusça kopyalarını
hazırlarken, bazı yerleri okuyamadıklarına dair not düştükleri görü
lüyor.
Kızıl Kitap, RGASPİ'de fond 544, liste 3, dosya 20, yaprak 1-
78 numaralarıyla saklanıyor ve bazı yaprakların arka sayfalan da
hesaba katılırsa, 93 dosya kâğıdından meydana geliyor.
12
Kırmızı Kitap'ını çıkarıyor. Daha sonra Bolşeviklere katılacak olan
Menşevik hükümetinin Tarım Bakanı ve önemli yayıncılarından
Karibi'nin (gerçek adı P.P. Goleyşvili) imzasıyla çıkan Gürcü Kır
mızı Kitap'ı Ermeni iddialarına cevap verirken, Taşnakların bölge
halklarına karşı işlediği suçları bir bir ortaya koyuyor.3 Gürcü Kır
mızı Kitap'ından kısa bir süre sonra, elinizdeki Kızıl Kitap, Birinci
Doğu Halkları Kurultayı'nın seçtiği Doğu Halkları Propaganda ve
Hareket Konseyi'nin yetkilileri tarafından hazırlanıyor. Konsey,
yalnız Taşnakların değil, Gürcü Menşeviklerin günahlarını da kay
da geçiriyor.
Elinizdeki kitabın daha iyi anlaşılması için, Baku Kurultayı'nın
ve adı geçen Konseyin Ermeni sorunuyla ilgili tutumlarını özetle
mekte yarar var.
13
Emperyalistlerin sözde Ermeni kırımından sorumlu tuttuğu En
ver Paşa, Halil Paşa ve Bahattin Şakir de, Kurultay'a Fas, Cezayir,
Tunus, Trablusgarp, Mısır, Arabistan ve Hindistan Devrimci Örgüt
leri Birliği'ni temsilen kabul edilir. Mustafa Suphi, Ethem Nejat gi
bi Rusya'da kurulan Türkiye Komünist Fırkası'nın temsilcileri de
Kurultay'da delege olarak bulunurlar. İbrahim Tali ve Enver Pa-
şa'nın bildirgeleri kürsüden okunur.5
Kurultay, bağımsızlık uğruna savaşan Türkiye halkına beslediği
içten duyguları ifade eder ve ezilen Doğu halklarını yabancı istila
cıların boyunduruğundan kurtarmak isteyen genel millî devrimci
hareketleri bütünüyle desteklediğini açıklar.
Kurultay'da Ermeni sorunu da gündeme gelir. III. Enternasyonal,
Doğu Halkları Kurultayı için yayımladığı bildiride, Ermenilere ses
lenmekte, emperyalistlerin onları Türklere karşı kullandığını, hatır
latmaktadır.6 Batı güdümlü Ermeni milliyetçileri, bugün hâlâ Bakû
Kurultayı'nı, Azerbaycan işçi-köylü sınıfını selamladığı ve "kanlı
Ermeni emperyalizmini" mahkûm ettiği için topa tutmaktadır.7
14
Konseyi'nin en önemli görevi, Doğu ülkelerindeki millî kurtuluş
hareketlerinin desteklenmesi ve birleştirilmesidir.8
Doğu Halkları Propaganda ve Harekât Konseyi Başkanlık Ku-
rulu'nun 17 Eylül 1920 tarihinde Bakû'de gerçekleşen toplantısında
aldığı kararlar, Ermeni sorununa yaklaşımı açısından önem taşı
maktadır. Karar metninde "Çok Gizli" ibaresi bulunmaktadır.
Konsey'in kurulduktan sonra aldığı 2. karar, Taşnak tehlikesine
dikkat çekmektedir.
3 nolu kararda Azerbaycan'daki Sovyet iktidarının bazı Türk
korkulu (Türkofobik) uygulamaları eleştirilirken, 4 nolu kararda
Mustafa Kemal Paşa'nın Halil Paşa aracılığıyla ilettiği talebe dikkat
çekiyor. Ankara'daki devrimci hükümet, Kurtuluş Savaşı'nın içinde
bulunduğu zor durumu aşmak için, Taşnak varlığının en kısa zaman
da ortadan kaldırılarak Sovyet Rusya'yla sınır birliğinin sağlanması
ve Sovyet yardımının sağlanması gereğini vurguluyordu.
6 nolu kararda devrimci Türkiye ile birleşmek amacıyla Türk or
dularıyla ittifak içinde Ermenistan'a harekât düzenlenmesi zorunlulu
ğuna işaret edilmektedir. Böylece Ermeni halkını ezen Taşnak yöne
timi devrilecek ve İngiliz-Şah ordularının Ermenistan ve Gürcistan'la
birleşmesi engellenecektir. Bu sayede, Erzurum'daki Türk kolordusu
nun Ermeni sınırından alınarak Batı'ya gönderilmesi sağlanacak ve
Kemal Paşa hükümetinin otoritesi güçlendirilecektir. Kararda, Erme
nistan'ı Taşnaklardan kurtarma harekatının, bütün Azerbaycan halkı
yanında, Ermenilerin bir kısmının desteğini alacağına da değinilmek
tedir. En önemlisi, Erzurumdaki Türk kolordusunun yürüteceği aske
ri harekatta, Ermeni halkına karşı aşırılık yapılacağından korkmaya
gerek olmadığı da beIirtilmektedir."Doğu devrimini kurtarmak için,
Sovyet ordularının Ermenistan'a hemen harekât düzenlemesi ve Er
menistan'da Sovyet sistemini kurması şart" olarak görülmektedir.9
15
Toplantı karar metninde ileri sürülen fikirler kısa bir süre sonra
hayata geçirilir. Türk orduları ve Kızıl Ordu'nun ortak harekâtları
sonucu Taşnak Ermenistanı ortadan kaldırılır.
Kızıl Kitap, bu dönemin ürünüdür.
16
yönetici görevler alır. Pavloviç, 1922'de Novıy Vostok (Yeni Doğu)
dergisinin yazı kurulunun başına geçirilmiştir. 1921-27 yılları ara
sında Bütün Rusya Doğu Bilimleri Derneği başkanlığını ve Mosko
va Doğu Enstitüsü rektörlüğünü yapar. Pavloviç, SSCB'de Doğu
bilimlerini yapılandıran önemli bilim adamlarındandır. Kendisinin
emperyalizm ve millî kurtuluş hareketleri üzerine birçok eseri var.
Pavloviç, ayrıca Frunze İşçi-Köylü Kızıl Ordu Akademisi'nin kuru
cularındandır ve Akademi'de emperyalizm ve Doğu'da millî mese
le üzerine dersler vermiştir. 19 Haziran 1927 yılında Moskova'da
akciğer kanserinden ölür. 1 0
Pavloviç'in Türkiye üzerine birçok kitap ve yazısı da var.
SSCB'nin uzun dönem Dışişleri Halk Komiserliği'ni yapan Çiçe-
rin'in ifadesiyle, Genç Türk Devrimi ve Abdülhamit'in devrilmesi,
Pavloviç'i çağdaş Türkiye üzerine araştırmalar yapmaya sevk et
miştir. 11 "Devrimci Türkiye" adlı eserinde Ermeni sorununda şu
noktalara dikkat çeker:
10 Bkz. A.Ş., "M.P. Pavloviç (Veltman)", İstorik Marksist, c.4, 1927, s.266 vd.;
"M.P. Pavloviç", Nauçnıy Rabotnik, No.7-8, 1927, s.109 vd.; "M.P. Pavloviç
(Veltman)", Krasnaya Niva, No.27, 1927, s. 18. Ayrıca Şevket Süreyya Ayde-
mir'in Bakû Kurultayı'nda karşılaştığı Pavloviç'le ilgili değerlendirmesi için
bkz. Şevket Süreyya Aydemir, Suyu Arayan Adam, Remzi Kitabevi, 4. basım,
İstanbul, 1971, s.204 vd.
11 G.V. Çiçerin, "Vospominaniya O M.P. Veltmane-Pavloviçe", Pamyati M.P. Pav-
loviça (Veltmana), Nauçnaya Assotsiatsiya Vostokovedeniya Pri TsİK SSSR,
Moskva, 1928, s.6.
12 Adana ve Maraş bölgesi.
17
lerinin şiddetli nefretini Fransa üzerinden başka tarafa çek
mek amacıyla, her tür baskı yöntemi uygulaması için, bilinçli
olarak Ermeni gönüllü birliklerini görevlendirdi. (...) Taşnak
ların Ermenistan'da 200'den fazla Müslüman köyünü yakıp
yıktıkları biliniyor." 13
18
du. Meğerse Beyaz Kitap'ın bir de kardeşi varmış. Doğu halkları,
aynı kaygılarla, aynı amaçlarla gerçeğin mücadelesini vermişler.
Artık yalnız Mavi Kitap yok, Beyaz Kitap da var, Kızıl Kitap da
var.
Batı'nın psikolojik savaşının karşısındaki mevziler boş değildir.
Elinizdeki Kızıl Kitap, Batı'nın Mavi yalanlarına Doğu'nun ce
vabıdır.
Mehmet Perinçek
19 Şubat 2006, ul. Generala Tyuleneva/Moskova
19
D o ğ u Halkları P r o p a g a n d a v e H a r e k â t K o n s e y i P r e z i d y u m ü y e s i
Pavloviç ve Konsey'in K a l e m Müdürü Ryumin
y ö n e t i m i n d e resmi b e l g e l e r e d a y a l ı olarak h a z ı r l a n a n
"Kızıl Kitap" başlıklı d o s y a n ı n birinci sayfası.
21
KIZIL KİTAP*
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
l'de kayıtlı belge.
23
Kars Şehrinde Güneybatı Kafkas Cumhuriyeti'nin
Kurulduğuna Dair 27 Mart 1919 Tarihli Kararname*
Kararname
Büyük Rus Devrimi, o zamana kadar varlığını sürdüren monarşi
düzenine son verdi. Böylelikle kendi başına kalan Kafkas'ın güneyba
tı kısmı kendi kaderini tayin etme işini üzerine almak zorunda kaldı ve
Ekim 1917'de Rusya'da kurulan İkinci Geçici Hükümetin, Rusya'daki
büyüklü küçüklü bütün milletler için çıkardığı, kendi kaderlerini ken
dileri tayin etmeleri kararı uyarınca gerekli hükümet organlarını kur
du. Söz konusu karara dayanarak, Kars ve Batum vilayetlerinin Anıl-
kelek, Ahıska, Şerur, Nahçıvan, Sürmeli kazaları ve Erivan'ın güney
batı kısmı yurttaşlarınca seçilen bizler; halkın temsilcileri, işgalinde
bulunan topraklarımızdan Osmanlı Ordu birliklerinin çekilmesiyle
birlikte, Güney Kafkas'ın Kars ve Batum vilayetlerini, Ahıska, Ahılke-
lek, Şerur, Nahçıvan, Sürmeli kazalarını ve Erivan kazasının güneyba
tı kısmını içine alan sahada Güneybatı Kafkas Demokratik Cumhuri
yeti'nin kurulduğunu bütün dünyanın önünde ilan ediyoruz. Bu müna
sebetle Milli Şûra şimdi herkesin huzurunda şu kararlan almıştır:
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
2'de kayıtlı belge.
25
1. Güneybatı Kafkas Demokratik Cumhuriyeti bütün devletler
le ve özellikle yeni kurulmuş olan komşu Kafkas Cumhuriyetleriy
le iyi komşuluk ilişkileri kurmaya gayret edecektir.
2. Milletlerarası bir çatışma vuku bulduğu takdirde Güneybatı
Kafkas Demokratik Cumhuriyeti, çıkarlarına dokunulmadığı süre
ce tarafsızlığını koruyacaktır.
3. Güneybatı Kafkas Demokratik Cumhuriyeti yurttaşları milli
yet, din, mezhep ve sosyal durumuna bakılmaksızın Cumhuriyet sı
nırlan içinde gerek yurttaşlık, gerekse siyasi haklarından eşit şekil
de yararlanacaklardır.
AÇIKLAMA: Ermeni ve Müslümanlar arasındaki karşılıklı iliş
kilerin gerginleşmesi sebebiyle, dehşetini hâlâ üzerimizden atama
dığımız kanlı çatışmaların yenilerine yol açmaması için, Paris'te
yapılacak olan Genel Barış Konferansında bu sorun çözülünceye
kadar Milli Şûra, Ermenilerin Kars vilayetine, Şerur, Nahçıvan ve
Sürmeli kazalarına, Erivan kazasının güneydoğu kesimlerine yer
leşmelerini geçici bir süre yasaklayan bir karar almıştır. Adı geçen
yerlerde, Gürcistan ve Ermenistan Cumhuriyetleri topraklarından
gelen Müslüman mültecilerle dolu olmayan bir tek köy yoktur. (Er
menistan sınırlan içinde Ermenilerin işgalinde 482 Müslüman kö
yü, Güneybatı Kafkas Demokratik Cumhuriyeti sınırlarında Müslü
manların işgalinde 82 Ermeni köyü bulunmaktadır.)
4. Güneybatı Kafkas Cumhuriyetinin kaderi bundan sonra, akra
ba Kuzey Kafkas Cumhuriyetlerinin kaderleriyle birleşecektir. Müs
lüman Kafkas Devletleri ailesinin bir üyesi olarak, Birleşik bir Rus
ya'nın kurulması halinde, ona karşı tutumumuz, Kafkas'ın diğer Müs
lüman milletleriyle mutabakat çerçevesinde belirlenmiş olacaktır.
Banş konferansında ve İstanbul Konferansında bu meseleyi Kaf
kas'ın Müslüman milletleri temsilcileriyle birlikte çözmek için tem
silcilerimiz yetki sahibi olacak, meclis toplanıncaya kadar Güneyba
tı Kafkas Demokratik Cumhuriyeti'nin başında, milli azınlık temsil
cilerinin; Rus, Rum, Molokanların da olduğu Milli Şûra bulunacak
tır ve Geçici Hükümet, Milli Şûra önünde sorumlu olacaktır.
26
İngiliz Genel Karargâhı
Bakû
13 Ocak 1919
Ekselansları
Azerbaycan Hükümeti Başbakanı'na*
Ekselansları,
Karargâh Komutanı
Albay (imza)
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
3'te kayıtlı belge.
27
İngiliz Genel Karargâhı
Bakû
23 Ocak 1919
Ekselansları
Başbakan Fethali Han Hoyski'ye*
Genel Karargâh
Albay (imza)
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 5 4 4 , liste 13, dosya 20, yaprak
4'te kayıtlı belge.
28
Güneybatı Kafkas
Geçici Hükümeti Temsilcisi
27 Ocak 1919
No. 13
Batum
Ekselansları
Azerbaycan Cumhuriyeti Başbakanı'na*
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
5'te kayıtlı belge.
29
Gürcistan'da Görevli Diplomatik Temsilci Caferov'dan
Alman 4 Şubat 1919 Tarihli Şifreli Telgraf*
Giriş No. 200
Caferov
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
6'da kayıtlı belge.
30
Telgraf
Dışişleri Bakanlığı'na*
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
7'de kayıtlı belge.
31
7 Nisan 1919
No. 666
Azerbaycan Cumhuriyeti'nden
Batum Başkonsolosu'na*
* Rusya Toplumsai-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 5 4 4 , liste 13, dosya 20, yaprak
8'de kayıtlı belge.
32
Gürcistan'daki Diplomatik Temsilci Caferov'dan
9 Nisan 1919 Tarihinde Tiflis'ten Alınan
Şifreli Telgraf*
Giriş No. 25
Caferov (imza)
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
9'da kayıtlı belge.
33
15 Nisan 1919 Tarihinde Alınan
Şifreli Telgraf
No. 34
Başbakan'a
Dışişleri Bakanı'na*
Bakû
Caferov (imza)
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 2 0 , yaprak
10'da kayıtlı belge.
34
ÇOK GİZLİ
15 Nisan 1919
No. 1492
Tiflis
Başbakan'a
Dışişleri Bakanı'na*
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 5 4 4 , liste 13, dosya 20, yaprak
11'de kayıtlı belge.
35
KOPYA
Dışişleri Bakanlığı
17 Nisan 1919
No. 804
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 5 4 4 , liste 13, dosya 20, yaprak
12'de kayıtlı belge.
36
16 Nisan 1919 Tarihinde
Alınan Şifreli Telgraf
No. 35
Erivan'dan Bakû'ye
Dışişleri Bakanı'na*
Diplomatik Temsilci
Tekinski (imza)
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
13'te kayıtlı belge.
37
19 Nisan 1919 Tarihinde
Alınan Şifreli Telgraf
No. 905
Tiflis'ten Bakû'ye
Başbakan'a*
Caferov (imza)
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 5 4 4 , liste 13, dosya 20, yaprak
14'te kayıtlı belge.
38
No. 40/909
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
15'te kayıtlı belge.
39
İngiltere Genel Karargâhı
Bakû
21 Nisan 1919
Genel Karargâhı
Albay (imza)
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 5 4 4 , liste 13, dosya 20, yaprak
16'da kayıtlı belge.
40
Bakû'deki İngiliz Genel Karargâhı'na*
Başbakan
Dışişleri Bakanı
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
17'de kayıtlı belge.
41
Azerbaycan Cumhuriyeti
Dışişleri Bakanı
30 Nisan 1919
No. 2
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 5 4 4 , liste 13, dosya 20, yaprak
18'de kayıtlı belge.
42
içindedirler- açıkta bırakılması karşısında, öz kardeşlerinin ve din
daşlarının kaderine ve onlar üzerinde baskı uygulayanlara karşı ses
siz ve kayıtsız kalmayacak olan hükümetimin bana verdiği görev
le, bu tür "işgal" düzeninin, bir halkın kendi kaderini kendi tayin et
mesi ilkesini kökünden tahrip ettiğini (oysa bir halkın kaderini sa
dece onun iradesi belirleyebilir) bildirmeyi bir görev sayıyorum.
Mültecilerin kendi yerlerine yerleştirilmesi planını Hükümeti
miz anlayışla karşılamaktadır. Ancak bu yerleştirme, mültecileri
yerleştirmekten ziyade, söz konusu bölgeyi işgal etmeye ve kendi
ne mal etmeye çalışan Ermeni ve Gürcü birliklerince değil, İngiliz
birliklerinin yardımıyla yapılmalıdır. Buna benzer olaylar, bölgede
yasal yapının ve düzenin oturmasına değil, düzene ve komşu halk
ların bir arada barış içinde yaşamalarına sürekli tehdit oluşturacak
yeni gerginlik ocaklarının kurulmasına yol açar. Oysa İngilizlerin
istediği bu değildir.
Zatıalilerinizin, tartışmalı sorunları her zaman banş yoluyla
çözme isteğinden hiç kuşku duymayan Hükümetim, Ermeni ve
Gürcü birliklerinin Kars havalisine zorla girmesi nedeniyle protes
tolarını bildirir, bu hareketin durdurulması, söz konusu birliklerin
bölgeden çıkarılması ve halkın isteklerine cevap verecek bir yöne
timin kurulması hususunda emir istihsalini arz ederim.
43
Hükümet Başkanı Adına
Erivan'dan Çekilen Telgrafın Kopyası*
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
19'da kayıtlı belge.
44
Güneybatı Kafkas Cumhuriyeti
Askeri-Sağlık Müfettişi
15 Ağustos 1919
No. 19
Bakû
İskân Bakanlığı
Zatı devletlileri
Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı
Özel Kalem Müdürü İsmail Bey Huramoviç'e*
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
20'de kayıtlı belge.
45
ması hususunun yeniden dikkate alınması amacıyla Sayın Dışişleri
Bakanı'na bilgi verilmesini arz ediyorum.
Meclis üyesi Karaağazade'nin bildirdiğine göre, karşılıklı değiş
tirilen bölgenin Müslüman temsilcileri Tiflis'e gitmişler, toplantıya
katılabileceklermiş.
Azerbaycan Cumhuriyeti'ne
diplomatik işler için görevlendirilen
Askeri-Sağlık Müfettiş Vekili Bestujev
(imzalı)
46
Genelkurmay Karargâhı
22. Tümen
9 Eylül 1919
101/134
Ekselansları
Azerbaycan Dışişleri Bakanı'na*
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
21'de kayıtlı belge.
47
Zatı devletlileri
Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı'na*
Efendim,
Gerek Türklerin ayrılmasından, gerekse üç eyalet (evliye-i sela-
se)** üzerinde iktidar kurulduktan sonra Kars Sancağında baş gös
teren ve bugüne kadar da devam eden olaylardan sanıyorum habe
riniz vardır. Malumlarınız olduğu üzere adı geçen eyaletlerin ahali
si, Ermenilerin Müslümanlara karşı uyguladığı canavarca eylemler
den onları kurtaracak güç olarak iktidarın şahsında sizlere derin
umut beslemiştir. Bu üç bölgedeki Müslümanların durumu ve Er
meni vahşeti hakkında aşağıdaki bilgileri arz ederken, bizler için
bir kurtuluş yolu bulmanızı hassaten rica ediyorum.
1. Türklerin Kars'tan ayrılması münasebetiyle, buranın saygın
ve söz sahibi kişileri, halkın onurunu, haklarını, şahsiyetini ve mal
varlığını güvence altına almak amacıyla, bir taraftan Batum, öbür
yandan Şerur-Nahçıvan arasındaki sahayı içine alan bölgede Milli
İslam Şûrası toplanması kararı aldılar.
9 Mart 1919 tarihinde Kars'ta bir araya gelen temsilciler toplan
tısında 1 başkan, 6 üyeden oluşan 1,5 milyon insanın esenliği için
çalışacak bir Komite seçildi. 1,5 ay sonra demiryolu hattını kontrol
sıfatıyla bir İngiliz heyeti geldi, beraberinde, o zamana kadar giriş
izni olmayan Ermeni memurlarını da getirmişti. "Şûra" elbette bu
gibi olaylara razı olamazdı ve bu memurların derhal uzaklaştırılma-
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
22-23'te kayıtlı belge.
** Kars, Batum ve Ardahan. (Çevirenin notu.)
48
sını istedi. İngilizler bu talebi yerine getirdiler. Bu sırada Türkler
Kars bölgesini tamamen boşaltmışlardı.
13 Haziran 1919 tarihinde Milli İslam Şûrası "Güneybatı Kaf
kas Hükümeti" adını aldı. Her yerde mükemmel bir düzen hüküm
sürüyordu. Yerel seçimler sonucu oluşan Meclis, ülkenin bütün
yurttaşlarına karşı, hiçbir şekilde din, milliyet ayrımı yapmadan
adaletli ve eşit davranmaktaydı.
2. İngilizler, Kars'ın Ermenilere devri meselesinde, Müslüman
ların Ermeni hâkimiyeti altında yaşamayı kabul etmeyeceklerine
daha baştan kanaat getirmişlerdi, ama buna rağmen Meclisin top
landığı bir gün 30 bin İngiliz ve Hint askeri yığarak hükümet üye
lerini tutukladı ve Malta Adası'na sürdü. Üç gün sonra askeri durum
ilan ederek ve hâkim noktaları işgal ederek Kars'ı Ermenilere tes
lim ettiler.
3. İngilizler bazı sebeplerden Kars'ı terk etmişlerdi. Kars'ta gıda
maddelerinin ucuz olduğu düşüncesiyle şehre Erivan'dan -sayıları
20 bini bulan- Ermeni mülteci akını başlamıştı. Bunun sonucu şe
hirde gıda maddelerinin fiyatında korkunç bir artış oldu. Duruma
haâkim olduktan ve Kars'ta hâlâ kalmakta olan kadınlı çocuklu
Müslüman mültecileri sürdükten sonra (öyle ki Kars'ta 30 civarın
da ev kalmıştı) Ermeniler, eski intikam ve Müslümanları takip yö
nündeki politikalarını sürdürmeye başladılar.
4. İngilizler Kars'ı terk etmekle birlikte, burada bir İngiliz Ko
misyonu kalmıştı. Bu esnada Ermeni Cumhuriyeti Başbakanı Hati-
sov Kars'ı ziyaret etti ve Müslümanları, Rusları, Ermenileri topla
yarak ayrım gözetmeksizin herkese eşit davranılacağı, kişi ve mal
güvenliğinin korunacağı sözü verdi.
Hatısov'un ayrılmasından sonra İngiliz Komisyonu ve kısa bir
süre sonra da mülteciler için Amerikan Yardım Komisyonu geldi.
Beraberinde tahıl ve un getirmişti. Komisyon, Müslüman mülteci
leri tamamen görmezden gelerek, Ermenilere bedava tayın dağıt
maya başladı. Şikâyetimiz üzerine Komisyon Müslüman mültecile-
49
re bedeli karşılığında tayın verdi, ama birkaç gün sonra ekmek da
ğıtımı kesildi. Müslümanlar yine aç bilaç kendilerini sokakta bul
dular. Civar köylerden Kars'a gıda maddesi satmak için gelenlerin
mallarına şehre bir kilometre kala el konuyordu. O kadar ki, 15-16
kilogram arpanın şimdi 400 rubleye satıldığı oluyor, kaldı ki bul
mak da imkansız... Bizleri soğuktan öldürüyorlar, üstelik Ameri
kan Yardım Komisyonu, Ermeni birliklerinin tahıl ihtiyacını da kar
şılıyor.
Ayrıca Sarıkamış istikametindeki Akça bucağının köyleri top
ateşine maruz kaldı, köyler tahrip oldu, bütün hayvanlar telef oldu.
Göle'de 4 köy yıkıldı, malları talan edildi. Şöregel'de Keni köyün
den 300 büyükbaş hayvan, 60 at; Gülviran köyünden 100 büyük
baş, 300 koyun; Kalo köyünde bir araba dolusu tahıl ve un götür
düler, 4 kişiyi öldürdüler. Karaca bucağında yaşlı bir dedeyi ve oğ
lunu öldürdüler, 10 bin rublelerini aldılar.
Şehirde dükkânlar saat 10'da açılıyor, en geç 4'te kapanıyor, sa
at 4'ten sonra Müslümanları dışarıda göremezsiniz. Kalında 30
Müslüman köyü yağmalandı ve yıkıldı, sağ kalanlar Kars'a gittiler.
Özetle, Müslümanlar aç ve ölüyorlar. Şehirde ellerinde ne varsa
-Ermeniler yalancı tanık buldu mu- hemen gasp ediliyor.
Özetle, Müslümanların neleri var neleri yoksa; paraları, hayvan
ları, tahılı ellerinden zorla alınıyor. Şimdi her şeyden mahrum du
rumdalar.
Özetle, Kars bölgesi Müslümanlarına yardım edilmesi ve çıkar
larının korunması amacıyla bir temsilci yollamanızı özellikle rica
ediyoruz.
Kars Temsilcileri
(imza)
Kasım Zeynelov, Muhtar Adıgüzelov
50
Sayın Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti
Başkam'na*
Tutanak
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 2 0 , yaprak
24-25'te kayıtlı belge.
51
yağmalanan malları açık arttırmayla sattı; Gürcülerin, Çihel köyün
de 80 yaşında bir kadına tecavüz ettikleri ve sonra da bağırsakları
nı çıkarttıkları bilinen bir hadisedir; esirlerimizin gözlerini oydular
(Petoban Köyü), cinsel organlarını vb. kestiler. Buna karşılık hiçbir
zaman kiliseleri yakmadılar, oralardaki sivil halkı öldürmemişler.
4 Mart'ta biz Azgur'dan geri çekildikten sonra, Gürcüler zırhlı bir
araçtan 200-250 kişilik çoluk çocuklu bir kadın mülteci grubuna kur
şun yağdırmışlar, bu belki de daha iyiydi, zira sağ kalan kadınları
korkunç bir utançla baş başa bırakarak tecavüz etmişler. Bu olaylar
sadece Azgur'da cereyan etmiyordu, diğer bütün köylerde de durum
aynıydı. Bu bölgenin Azgur ve diğer köyleri büyük zarar gördü. Ba
zı köyler (Tkeşlana, Gürkel, Ağara, An, Dzir, Karamdan, Gunta) ta
mamen yakıldı. Tsinuban, Azgur, Kapadze, Tsil, Kide, Koltakev, Or-
pola köylerinde evlerin yarısından fazlası yok edildi, hemen hemen
her yerde (Zikel, Kide, Çunta, Karatudan, An, Gürkel) camiler yıkıl
dı; Gürcüler tahıl stoklarını, süt ve iş hayvanlarını alıp götürdüler.
Az çok kalburüstü kişiler hapse atıldı (örneğin, Azgur'dan Halif
Dadaşoğlu, Mustafa Sulüoğlu vs.). 300 tona yakın tahıl, 4 000 bü
yükbaş, 6 000 küçükbaş hayvana el konuldu. Koblian'da aynı olay
lar tekrarlandı: Çihel, Tutaçvar, Kikinet, Sahan, Harcan, Suflis, Ar-
cala, Ab, Hak, Oral, Pareha, Sarbastuman, Marel, Yukarı ve Aşağı
Uşe-Huro, Orçoşan, Garan, Cağızman, İnceoğlu köyleri ateşe veril
di; Harcan, Sahan, Kikinet, Çihel, Suflis, Sarbastuman, Cağızman,
Çaral, Marel köylerinin camileri yıkıldı; her yerde hayvanlara el ko
nuldu; toplam 3 000'e yakın büyükbaş hayvan, 7 000 kadar koyun
götürüldü; 300 tona yakın tahıla el kondu; milyonlar değerinde pa
ra ve kıymetli eşya gasp edildi. Gürcülerin iki kere saldırdığı Kars'ın
Posof bucağında: Badela, Polola, Stepansminda, Papalo, Gume, Pe
toban, Georgisuban, Çuantel, Erem, Zendar köyleri yakıldı; Badela,
Çilvana, Papalo, Güme, Petoban, Çuantel, Georgisuban köylerinde
camiler ateşe verildi; 120 ton tahıl ve 30 ton ot, 2 000 küçükbaş hay
van ve 1 000 büyükbaş hayvan ve at gasp edildi; Şuarskal'dan 5, An
aldan 6 genç kadın, Posof tan 300 rehine götürüldü; Gürcüler bu ey
lemlerinden başka gittikleri her yerde kadınlara tecavüz ettiler -bu
52
onların usulüdür- yağma yaptılar; gelen şikâyetlere göre sadece Po
sof ta 800 bin rubleye yakın para gasp etmişlerdi.
Ahıska Kazasının Uravel ve İdumalin cemaatine en son uğradı
lar, burada da programlarına göre hareket ettiler: Tobiyet, Zurzel,
Yeniköy, Anda, Kisapin, Groma, Shorca, Entel köyleri tahrip edil
di, yağmalandı; 2 000 tona yakın tahıl; 1 000 büyükbaş hayvan ve
3 000 koyun götürüldü.
İngilizlerin fiilen yönetiminde olan Ahılkelek'te Gürcüler geniş
boyutta tahribat yapamadılar. Buna rağmen bir tek Okam köyünden
15 ton kadar tahıl, her evden çift öküzlü araba talep ettiler; toplam
100 ton tahıl, 2 000 büyükbaş ve 6 000 küçükbaş hayvan gasp ettiler.
Toplam Zarar
8 köy yağmalandı
22 cami halılar
(değerli yıkıldı vs.) 3.000.000 M
1 300 Büyükbaş ve
2 500 küçükbaş hayvan götürüldü 8.400.000
Maddi zarar
TOPLAM 28.776.000
53
Çatışmaya girmeyen sivil insanlar öldürüldü (genellikle kadın
çocuk, yaklaşık 1 000-1 500). Ayrıca tanınmış 300 kişi tutuklandı,
11 genç kadın götürüldü, bir daha geri dönmediler.
Bütün bu eylemler komutanlarının rızası ve müsamaha göster-
meleriyle -hem de Caksu ve Ahıskada bulunan İngilizlerin gözü
önünde- yapılmıştı. Çoğu zaman onlar, Gürcülerin yol açtıkları bu
zulüm ve vahşeti bizzat görebildiler.
Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti, "kardeşleri Gürcü Müslü
manlara" karşı, onlara sosyalizm ve komünizm akideleri aşılaya
rak ve kendi kültürlerinin üstünlüğüne inandırarak işte böyle mü
cadele ediyor.
Yağmalanan ve aşağılanan Ahıska, Ahılkelek ve Posof Müslüman
ahali adına isyanımı belirtiyor ve Hükümetinizden himaye ve korun
ma rica ediyorum, çünkü hayvanların ve ürünün yağmalanması aç
gözlülükle, canavarca sürdürülmektedir. Hayvanları ve ekini ellerin
den alınacağı için köylülerin toprak sürmeyi göze alamadıklarını
söylemek yeter. Müslüman nüfusu açlık ve ölüm tehdit ediyor, halkı
mızı ancak Hükümetinizin desteği ve himayesi kurtarabilir.
(imzasız)
54
Kopya*
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
26-27'de kayıtlı belge.
55
başka yola başvurdu: Kars Hükümeti'nin, Türklerle sıkı ilişki ha
linde çalıştığını ve Türkiye'nin kısa zamanda Nahçıvan'ı ve Azer
baycan'ı kendi topraklarına katacağını, böylece hem İngilizler ve
hem de Ermeniler için tehdit oluşturacak büyük güç haline gelece
ğini dile getirerek İngilizleri etkilemeye başladı ve Barış Konfe-
ransı'na birkaç telgraf çekti. Bu dinamik ve zekice çalışmalardan
sonra İngilizler Kars Hükümeti'nin dağıtılmasını ve Kars'ın Erme
nilere devrini istediler; İngilizlerin Tatarlarla (Türklerle) küçük
çapta çatışmasından sonra Kars İngilizlere bırakıldı, sonra da Er
menilere devredildi. Kars Hükümeti'nin 35 üyesi tutuklandı ve Ba-
tum'a sevk edildi. 19 Nisanda İçişleri Bakanı Hatisov ve Karargâh
Komutam Silikov 400 milisle Kars'ı kalesiyle birlikte teslim alma
ya geldiler, 21 Nisanda da Gümrü'den Kars'a 1. ve 4. Piyade Alay
ları sevk edildi. Böylece Ermeniler Müslümanların pasif davran
ması sayesinde Kars'ı ele geçirmiş oldular. Kars alındıktan sonra
Ermeniler, Karabağ'ın öcünü almak için, Nahçıvan'ın işgali zorun
luluğunu -Nahçıvan'da bir tek Ermeni bile bulunmadığını hesaba
katmadan- öne sürmeye başladılar.
56
Azerbaycan Diplomatik Temsilcisi Caferov'a*
Tiflis
Hükümet Başkanı
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
28'de kayıtlı belge.
57
İvedi
Güneybatı Kafkas
Hükümet Başkanı
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
29'da kayıtlı belge.
58
Duyuru
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
30'da kayıtlı belge.
59
Kars Sancağı Murahhas Temsilcisi İsmail Nazaraliyev'in
Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti'ne Raporu*
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 5 4 4 , liste 13, dosya 20, yaprak
31-34'te kayıtlı belge.
60
baycan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı'nın, Ermenistan Dışişleri Ba-
kanlığı'na gönderdiği iki notada yer almıştı. Böylelikle işbu rapor
müteakip olayların tablosunu kronolojik gelişim düzeni içinde
gözler önüne sermektedir
Zaruşadin işini bitirdikten sonra Ermenilerin Şöregel'e karşı sal
dırıya geçtiğini, Kars bölgesine giderken Tiflis'te öğrendim. Şöre-
gel'deki Ermeni harekâtı, Osipyans'ın Şahnalar halkına üç gün içinde
köyü boşaltmalarını söylediği 12 Şubat tarihinde başlamıştı. Bu eski
bir Rus köyüydü ve buraya Müslümanlar, özellikle Erivan bölgesin
den ve Gümrü şehrinden gelen mülteciler yerleşmişti. Şahnalar halkı
Osipyantsin talebine boyun eğdiler ve hemen kadınları çocukları,
malı mülkü tahliyeye başladılar. Ne ki Osipyants sözünü tutmadı ve
14 Şubat'ta kalleşçe davranarak emrindeki birlikleri ani bir baskınla
köyü boşaltmakta olan sivil insanların üzerine yönlendirdi. Bazıları
kaçarak canlarını kurtardı. 100 kişiden fazla insan öldürüldü. Sağ ka
lanlar götürüldü, bugüne kadar da akıbetleri bilinmiyor. 15 Şubat'ta
yine Osipyantsin birlikleri önceden haber vermeden Karahan köyü
ne saldırdı. Burada top da kullanıldı, pek çok ev yandı, yıkıldı, ço
cuklar kadınlar öldü. Halk kaçışmaya başladı, -30 derece soğukta ve
kar fırtınasında 200'den fazla insan öldü. Aynı gün Mükez köyü bom
balanmaya başladı. Birçok ev yıkıldı, sivil halktan 100'e yakın insan
öldü. Düzenli birliklerin bu vahşetiyle yetinmeyen Osipyants, silahlı
Ermenileri Müslümanların üzerine saldırttı. 14'ü 15'e bağlayan gece
ve 15 Şubat'ta Aslanhane, Kinai, İlandı ve Aküzüm köylerine, civar
köylerin Ermenileri saldırdı. Müslümanlar, karanlık ve dondurucu
bir gecede evlerinden fırlayıp kaçmaya başladılar, kar fırtınası vardı.
Yollarını kaybettiler. 300'e yakın insan donarak öldü. Adı geçen köy
lerin malı mülkü Ermeniler tarafından yağmalandı. Talana Ermeni
kadınlar da katılmıştı. Topçu ateşiyle onlarca köy yerle bir edildi.
Müslüman ahalinin maruz kaldığı vahşeti ve aşağılanmaları sözlerle
anlatmak mümkün değildir. Köyler bütünüyle mahvediliyordu. Tes
lim olmaları da işe yaramıyordu. Aralık ve Karakilise köylerinin
61
bütün sakinleri itaat ettikten ve silahlarını bıraktıktan bir hafta sonra
düzenli Ermeni ordu birlikleri tarafından katledildiler. Bu olay 26 Şu
bat'ta olmuştu. Bundan önce, özellikle 16 Şubat'ta Şöregel halkı tes
lim olacaklarına dair Ermeni komutanına bir heyet göndermişlerdi.
Görüşmeler 25 Şubat'a kadar sürdü. Halk teslim oldu ve 400 civarın
da tüfek teslim edildi. Silah teslimini sadece Seydi ve Dilan köyleri
kabul etmemişti. 26 Şubat'ta bu iki köyün bombalanmasında Erme
niler bir sonuç alamamışlardı. Ermeniler bunun hırsını, Ermenistan
iktidarını tanıyan ve silahlarını teslim eden köylerden çıkardılar. Kü-
çükkımılı, Büyükkımılı, Molla Musa, Vartanlı, Bacıoğlu, Okçuoğlu,
Memed Abad, Aralık, Karakilise köyleri bombalanmaya başladı. Kü-
çükkımılı köyü yerle bir oldu. Altı köy büyük tahribata uğradı. Halk
bütün malını mülkünü bırakarak kaçtı, Aralık ve Karakilise sakinleri
kaçmayı başaramadı. Aralık'ta 1 000 nüfustan sadece 11'i kurtuldu.
Karakilise halkının neredeyse tamamı toptan katledildi, sağ kalan
260 kişi esir alınarak Gümrü'ye götürüldü. Mart ayının ilk günlerin
de önceden haber verilmeden Güllübulak köyü ansızın bombalanma
ya başladı. Sakinleri pek çok kurban verdikten sonra malını mülkü
nü bırakarak, Ermenilerin yakıp yıktıkları köylerini terk etti. Şöre-
gel'de 28, Zaruşad'da 11, Çıldır'da 2 köy büyük zarar gördü. Çok az
insan kaçarak kurtulmayı başardı. Kaçmaya çalışan insanlar soğuk
tan ve açlıktan can verdiler. Kalın kar tabakası, kar fırtınası ve 30 de
rece soğuk Ermenilerin vahşetini tamamlamıştı. Bütün yollar don
muş cesetlerle doluydu. Ermeniler öylesine korku salmışlardı ki, hal
kın duyguları adeta körelmişti. Yakınlarına merhamet duygusu sili
nip gitmişti. Anne babalar çocuklarıyla az ilgileniyorlardı. Küçük
yaşta çok çocuk öldü. Kurbanlar sayılmayacak kadar çoktu. Zarar
milyarları buluyordu. Yüzlerce kadın namusundan oldu. Ermeniler
bu yöre halkına en vahşice öldürme usullerini uyguluyorlardı. Küçük
çocuklar duvara çivileniyor, kadınların göğüsleri kesiliyordu. Hiçbir
söz bu zavallıların ıstıraplarını anlatamaz. Dünün milyonerleri, bu
gün sadaka dileniyorlar. Şöregel ve Zaruşad mültecileri, Akbaba ve
62
Çıldır'ı tam anlamıyla istila etmişler. Barınak yeri bulamayınca nafi
le dolaşıyor, bir köyden ötekine geçiyorlar. Bu boşuna uğraşı çok ki
şinin hayatına mal oluyor. Halk kınlıyor.
Mart'ın ilk günlerinde Çıldır'daydım ve şöyle bir manzarayla
karşılaştım: 4 köy hariç Zaruşad bucağı ve Şöregel'in tamamı Er
meniler tarafından işgal edilmiş. Akbaba itaatini bildirmiş ve Erme
nistan Komutanlığı'nın yetkilisi Yüzbaşı Sarkisbekyan'la silah tes
limi ve yönetimle ilgili şartlar görüşülmeye başlamış. Ermenilerle
savaş durumunda olan bir tek Çıldır kalmış. Çıldır halkının bu mu
kavemetinin nedeni, soma anlaşılacağı gibi, Gürcülerin yardıma
geleceğine bağlanan umuttu. Ama genel bir kuvvet ve güç zafiyeti
ni, kendi gücüne olan inancın ve umudun olmayışını, dış yardım al
madan davanın başarılamayacağı inancını burada da gözlemledim.
Meclis oturumunda ortaya çıktığı gibi, salt bu dört kazanın işga
line ilişkin somut bir öneriyle Tiflis'e -Gürcistan Hükümeti'ne- gön
derilen heyet geri döndü. Meclis, heyetin Gürcistan'dan eli boş dön
düğünü öğrenince, görevlerini başaramayan ve yerine getiremeyen
heyetin çalışma tarzını sertçe sorguladı. En çok da, heyetin kendi ka
fasına göre Azerbaycan Hükümeti'ne, Bakû'ye gitmesine kızmışlardı.
Çıldır Meclisi, Gürcistan görüşmelerinin başansızlıkla sonuçlanma
sını Bakû'ye gidişe bağladı. Ertesi gün, Ahıska'ya ve sonra Tiflis'e adı
geçen bölgelerin işgali için daha ısrarlı yeni bir heyet görevlendiril
di. Bu heyetin de çabalan boşunaydı. Gürcüler, güler yüzlü bir karşı
lama ve belirsiz, vaatlerin dışında bir şey yapmadılar.
Yukanda anlatılan koşullarda, bizim çalışmamız, halkın ve lider
lerin, Türklerin acil müdahalesine ve düzenli kuvvetlerle Oltu bölge
sinde askeri bir harekâta girişmesine bağladıkları umutlarının ayakta
tutulması suretiyle morallerinin yükseltilmesine inhisar etmekteydi.
Bundan birkaç gün önce Server Atabekov'dan bir mektup alındı; Ata-
bekov mektubunda, Türklerin, halkın Ermenilere karşı verdiği müca
deleye katılmak, davayı daha sağlam bir temele oturtmak ve çapını
genişletmek yönünde istekleri dikkate alınarak 25 Şubat'ta kararlaş-
63
tınlan harekâtın şimdilik ertelendiğini bildiriyordu. Atabekov, bu or
tak harekâtın gününü bildireceğini vaat ediyordu. Ayrıca Azerbaycan
Hükümeti'nin onlara karşı tutumundan da yararlandılar. Azerbaycan
Dışişleri Bakanı'nın, Ermenistan Dışişleri Bakanı'na gönderdiği no
talar, büyük miktardaki ödenek, Karslılara yardım işinin yeniden dü
zenlenmesi, yeni eğitmenlerimiz; bunların hepsi Çıldır halkına bü
yük moral vermişti. Çıldır'ın savunulması işinin başında bizim bir
görevlimiz vardı. Un, mermi satın alındı. Eğitmen olarak gelen Türk
çavuşlarının ihtiyaçları, cephelerde ve mevzilerdeki yerli askerlerin
beslenmesi bizim hesabımızdan karşılanıyordu. Milli Şûra'nın, ortak
düşmana acilen ve bir arada harekât başlatılmasına ilişkin çağrılarını
ve ricasını iletmek amacıyla Oltu, Erzurum, Şavşat, Pasinler Vadisi,
Horasan ve Sürmeli'ye kuryeler gönderildi. Bütün bu önlemler etki
sini gösterdi. Çıldır son imkânlarına kadar çarpışma ve dayanma ka
ran aldı. Bunun üzerine ben hemen Akbaba'ya hareket ettim. Burası
nın teslim olması, direnen Çıldır'ın ve teslim olmayan Zaruşad köy
lerinin gücünü sarsıyordu.
Ermenilerle başlatılan mücadelede bu dört kazanın halkı, umut
larını en çok Akbaba güçlerine bağlamıştı. Ben Akbaba'ya gitme
den hemen önce, Ardahan cephesinde Çıldırlılar Ermenilerle çar
pışmaya başlamışlardı. Akbaba'ya gidişim arifesinde Çıldırin Ar
dahan cephesinde Ennenilerle çatışmalar başladı ve bu yüzden bir
kaç gün Çıldır'da kalmam icap etti. Hemen mevzilere gittim. Çıl
dırlılar iki gün süren çatışmalarda başlangıçta iki zafer kazanmış
lardı, ancak destek alamayınca ikinci gün öğlene doğru geri çekil
mek zorunda kaldılar; bir de panik başladı, cephe hemen hemen sa
vunmasız kalmıştı. Tam bu panik ve geri çekilme sırasında, biz bir
kaç takviyeyle mevzilere gelmiştik. Büyük çabalar sonucu çok ki
şiyi geri döndürmeyi ve eski mevzileri yeniden ele geçirmeyi ba
şardık. Ermeniler bu cephede artık yeni taaruzlar gerçekleştirme-
diler. Askerlerin lojistik ikmaldeki bazı yetersizliklerini giderdikten
ve her yerde denetimi sağladıktan sonra savaşın üçüncü günü 9
64
Mart'ta Akbaba'ya geldim. Bundan birkaç gün önce ise, eski Rus
ordusundan Albay Yedigarov İsrafil Bey, Binbaşı Hurşit Bey, Şöre
gel ve Akbaba Milli Şûraları delegasyon üyesi Kerbelayi Mehmed
Hacı Abbasoğlu buraya gelmişlerdi. Benim gelişim öncesinde Ak
baba halkı artık 400 kadar tüfek teslim etmişti. Ermeniler itaat tale
bini 1 500 tüfek (1 000 adet 5 atımlık, 500'de berdanka tüfeği) tes
lim edilmesi şartına bağlamıştı. Akbaba'da tam bir perişanlığın, tam
bir örgütlenme bozukluğunun yaşandığını, etkin biçimde savunma
arzusu ve görüş birliğinin olmadığını, aynı şekilde silah tesliminde
de isteksizce davranıldığını gördük. Milli Şûra yoktu.
Türk düzenli birliklerinin Ermenilere karşı Kars'a doğru harekât
başlatacağı haberi dışında, durumu kurtaracak bir kuvvet göreme
yince, Oltu'dan ve Türkiye'den yardımın da acilen gelebileceğini
ummadığımdan, bütün çabamı silah teslimini geciktirmeye yönelt
tim. İki heyet gönderildi. Birincisi, Ermeni Kurmay Yüzbaşı Sar-
kisbekyan'a, ikincisi Gümrü'ye. Birinci heyet silah teslimini dört
gün uzatmayı başardı. İkinci heyet de dört gün süre daha alabildi ve
Akbaba'nın silah teslim tarihi olarak 20 Mart gece saat 12.00 ola
rak belirlendi. Bu arada Çıldırin Zaruşad cephesinde çatışmalar
başladı. Top sesleri üç gün dinmedi. Dördüncü gün ortalık sakinleş-
ti. Çıldır'dan Doktor Esat Hacıyev, Ermenilerin bu üç gün içinde
Zaruşadin Çıldır'a bitişik dört köyünü işgal ettiklerini, köyleri ate
şe verdiklerini, malı mülkü yağmaladıklarını, sivil insanları katlet
tiklerini ve hemen Zaruşad (Grenaderskaya) köyüne, 20 kilometre
kadar geri çekildiklerini bildirdi. Doktor Hacıyev, Ermenilerin bu
tavrını müttefiklerin Çıldır'ı Gürcistan'a teslim etme kararına bağlı
yor. Ancak 19 Mart günü, Ermeniler Gümrü tarafından Akbaba sı
nırlarına girmeye başladıklarında ve ben (Çıldır'da bulunan 100 as
kerle birleşmek ve Ermeni hattını yararak Oltu'ya geçmek amacıy
la) Akbaba'da bulunan 40 Türk çavuşu ve askeriyle birlikte burayı
terk ettiğimde, henüz yoldayken bir çavuştan (ki daha önce oraya
gönderilmişti) Çıldırin artık üç gündür Ermeniler tarafından işgal
65
edilmiş olduğunu öğrendim. Albay Mazmanov 6 topun eşliğinde,
300 piyade ve 60 atlıyla Çıldır'ı işgal etmiş, Meclis Başkanı Kamil
Prutski'yi tutuklamış ve sözde Azerbaycan'ın gönderdiği 3 milyon
rubleyi istemiş. Doktor Haciyev ve pek çok kişi Gürcistan'a kaç
mış. Çıldır'ın Ermenilerce hangi şartlar altında işgal edildiği hak
kında resmi bilgilere sahip değilim, zira derhal Akbaba'ya dönmem
ve Türk askerlerinin kurtarılmasıyla ilgilenmem gerekiyordu. Ak
baba'ya Ermeni milisler gelmişti ve ertesi gün buranın bütün sınır
larını Ermenilerin işgal edeceği bekleniyordu: Onların ve bizim
kurtulmamız için sadece bir günümüz kalmıştı. Aynı gün askerlere
Akbaba sınırlarını terk etme ve mülteci sıfatıyla Ahıska kazasına
geçmeleri emri verildi. Biz kendimiz de Mart 23'ü 24'e bağlayan
gece Akbaba'yı tamamen terk ederek Ahılkelek'e geçtik. Burada iki
gün boyunca mültecilere yardım sağlanması ve bu yardımların böl
gelere dağıtılması faaliyetiyle ilgilendik.
Kars havalisinde Ermeni başarılarının belli başlı nedenleri şöy
le sıralanabilir: Türklerle Kürtler arasında işbirliğinin bulunmama
sı ve Kürtlerin Türklere karşı açık düşmanlığı; Kürtlerin Ermeniler
tarafına geçmesi ve Kürtlerin akınına uğrayan Göle'nin bu şekilde
işgal edilmesi (Kürt şefleri Ermeniler tarafından satın alınmıştı, Er
meniler ihtiyaç duyduklarında insan satın almada paraya acımıyor
lardı); Göle'nin Ermeniler tarafından işgal edilmesiyle Oltu'yla
bağlantının kesilmesi; sert kış koşullan, şiddetli don, kalın kar; uy
gun ulaşım yollarının ve düzenli askeri birliklerin bulunmaması;
Ermenilerde topçu birliklerinin fazlalığı, bizdeyse hiç olmaması;
Ermeni ajanlığını kabul eden Kars İli Milli İslam Şûrası Başkanı
Meşedi Samed Hacıyev'in ihaneti; birçok yönetici ve zengin Müs-
lümanın gizlice Ermeniler tarafına geçmesi; iyi örgütlenmiş casus
teşkilatı ve her gizli faaliyetimizin Ermenilere iletilmesi (casus ola
rak genellikle Kürtler kullanılıyordu, yerli Türkler de az değildi);
örgütümüzün Bakû'de uzun süre gecikmesi; Şöregel olayları yoğun
66
döneminde Kerbelayi Memed Hacı Abbasoğlu'nun Şöregel ve Ak
baba'da bulunmaması; en kötüsü de, Müslüman yığınların bilinç
sizliği. Kars bölgesinde şu anda sadece Oltu sancağının tamamı ve
Kağızman'ın Horasan kazasının bir kısmı işgal edilmemiş durum
dadır. İşin başında dinamik bir örgütleyici olan Ayrımlı Şamil
Bey'in bulunduğu Sürmeli kazasının bir kısmı da mücadeleyi sür
dürüyor. Muhtemelen Ermeniler bu bölgelerden vazgeçecekler ve
ya bir girişimde bulunsalar bile düzenli ordunun asgari katılımı ve
esasen yerli Ermeni güçlerini kullanacaklar; zira ajanımızın bana
ilettiği güvenilir bilgilere göre, Ermeni birlikleri Gümrü'den Zenge-
zur'a ve genel olarak Azerbaycan sınırlarına hareket etmiştir. Kara-
bağ'da oluşan durumla ilgili olarak Azerbaycan'ın hayati çıkarları,
Oltu, Sürmeli, Vedibasar, Zengibasar ve hatta Nahçıvan'la birlikte
Şura'nın Ermenilere baskı uygulamasını, Ermenilerin dikkatinin bir
kısmının Karabağ'daki olaylardan başka yöne çekilmesini gerekti
riyor. Bu sebeple Oltu'ya gitmeyi,çok gerekli görüyorum, zira bu
rası bizim üssümüz durumundadır ve az önce saydığım yerlerdeki
-Nahçıvan hariç- harekât düzenlemelerinin buradan yönetilmesi
uygundur. Bir dakika bile gecikmeden Sürmeli'ye, Şamil Bey'in
yardımına yetişmek lazım, ona acil para yardımı yapılmalı, özellik
le de cephane. Raporumu bağlarken söylemem gerekir ki, derin
inancıma göre Kars Müslümanlarının kurtarılması ve onların Taş
nakların pençelerinden koparılması düzenli Türk birliklerinin katı
lımı olmadan başarılamaz, bu nedenle Hükümetin bu konuda za
man geçirmeden Erzurum'da Türklerle sıkı bir bağlantı kurması ve
çalışmalarımızı da, edindiğim sağlam bilgilere göre, Türk birlikle
rinin bulunduğu ve yerli örgütlerin hemen hemen feshedilmiş oldu
ğu Oltu'ya kaydırması gerekmektedir.
İmza
67
Kars Havalisinde Yakılıp Yıkılan Köylerin Listesi*
Şöregel Zaruşad
1 Daynalık 19 Küçükkımılı 1 Mescitli
2 Ani 20 Büyükkımılı 2 Keçebörk
3 Kinai 21 Akbulak 3 Zohrab
4 İlanlı 22 Dalaver 4 Güğercin
5 Aküzüm 23 Memed Abad 5 Kümbet
6 Aslanhane 24 Vartanlı 6 Ağzıaçık
7 Aralık 25 Molla Musa 7 Mamaş
8 Karakilise 26 Bacıoğlu 8 Kızılkilise
9 Tiknis 27 0kçuoğlu 9 Kalecik
10 Algina 28 Güllübulak 10 İncilipınar
11 Şahnalar 29 Kara Memed 11 Masucuk
12 İncedere 30 Taze Kızıltaş 12 Sarşat
13 Geçit 31 Köhne Kızıltaş 13 Okçuoğlu
14 Karahan 32 Çakmak 14 Tılak
15 Mekyüz 33 Cebeci
16 Dilan 34 Süzkurt
17 Seydi
18 Hacıpiri
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
35'te kayıtlı belge.
68
Sayın Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı'na*
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
36-37'de kayıtlı belge.
69
Yardımcısı Sekoyants kadınları tam bir hafta odasında alıkoyduk
tan sonra adamları serbest bırakmıştı.
Çıldırin temsilcileri, ilçelerinde bir tek Ermeni köyü bulunma
dığını, Ermeni tüccarların hiç engelle karşılaşmadan ilçeye serbest
çe girip çıktıklarını, mallarını sattıklarını, kimsenin onları kırmadı
ğını, Çıldır halkının genelde barışçı ve iyi insanlar olduğunu; mül
tecileri ilçede aç, yılgın bezgin dolaşan Erivan Müslümanlarının
acılı yazgılarını ve Mazmanov birliğinin Göle'de sivil insanlara
karşı uyguladığı baskı ve şiddeti; Müslümanların terörist mavzerci-
ler tarafından zalimce öldürülmelerini ve defalarca tecavüze uğra
malarını dikkate aldıklarını ifade eden Çıldır halkı, huzurlarının bo
zulmamasını ve askeri birliklerin köylerine girmemelerini, aksi tak
dirde topraklarına sokmayacaklarını bildirdiler. Ayrıca Çıldır tem
silcileri, barış yoluyla karşılıklı iyi ilişkilerin kurulması amacıyla
Ermenilerin kendi temsilcilerini, Akbaba, Şöregel, Çıldır ve Zaru
şad temsilcilerinin bir araya geldiği Zaruşad köyüne yollamasının
uygun olacağını bildirdiler.
27 Ocak'ta, başında Mazmanov'un bulunduğu Ermeni birlikleri
top ve makineli tüfeklerle Ardahandan Çıldır'a doğru ilerlemeye
başladı. Halk onları, Ardahan'ın Gülebert ve Çıldır'ın Bahrahatun
köyleri arasındaki ormanda karşıladı. Ermeni birlikleri topçu ateşi
açtı, iki saat süren topçu ateşinden sonra Ermeniler Gülebert köyü
ne geri çekilmek zorunda kaldılar.
28 Ocak'ta Zaruşad kazasında, Ermenilerin birkaç gündür
Kars'tan Zaruşad istikametindeki Romanovo köyünde toplandığı ve
yığınak yaptığı öğrenildi. 30 Ocak'ta gündüz saat 3'te Zaruşad tem
silcileri, Romanovo köyünde bulunan Ermeni birlikleri komutanı
General Osepyants'tan 30 Ocak saat 12 itibarıyla 1 numaralı emri
ni aldılar (sureti ilişiktedir).
Emirde belirtilen sürede 31 Ocak sabah saat 9'da Zaruşad halkı
temsilcilerinin cevabı Karargâh Komutanı'nca imza karşılığı General
Osepyants'a teslim edildi (sureti ilişiktir). Zaruşad temsilcileri bu ce-
70
vapta, emrin bölgenin 46 Müslüman köyüne duyurulması ve teslim
olma şartlarının görüşülmesi için 20 Şubat'a kadar süre istiyorlardı.
Temsilcilerin isteğine hiçbir şekilde cevap vermeyen General
Osipyants, 1 Şubat sabah 4'te 30 Müslüman hanenin bulunduğu
Keçebörk ve Pokrovka köylerine topçu ateşi başlattı. Her köye 3
makineli tüfekli piyade saldırısı yapıldı. 1 Şubat gündüz saat 12'de
Keçebörk, Mescitli, Pokrovka ve Haroşeye köyleri Ermeni birlikle
rince işgal edildi. Kaçışan insanlara mitralyöz ve topçu ateşi açıldı.
Keçebörk köyünden 8 kişi, Pokrovkadan 5 erkek, 12 kadın, 4 ço
cuk öldü; Mescitliden 3 erkek öldü, 8 erkek yaralandı, 4 kadın zor
la götürüldü. Güğercin köyünden 8 erkek öldü, 16 erkek yaralandı.
Kümbet'ten 8 erkek öldü, 18 kişi yaralandı.
Korkunç topçu ateşi sonunda 1 ve 2 Şubat'ta Ermeniler Keçe
börk, Mescitli ve Pokrovka'yı yeniden işgal ettiler ve bu köyleri
yağmalamaya ve kalanları öldürmeye başladılar. Keçebörk'ten 800
büyükbaş hayvan, 2 000 koyun, 500 ton buğday ve arpa, evlerini
bırakarak karılarını ve çocuklarını güçbela kurtaran 60 ailenin bü
tün ev eşyaları talan edildi.
Mescitliden 600 büyükbaş hayvan, 1 500 koyun, 250 ton buğ
day ve arpa, 45 ailenin malı mülkü yağmalandı.
Pokrovkadan, 172 büyükbaş hayvan, 300 koyun, 20 ailenin
mallan yağmalandı.
Haroşeye'den 70 büyükbaş hayvan, 200 koyun ve 30 ailenin
malı yağmalandı. 4 erkek, 2 kadın öldürüldü.
3 Şubatta Olşanka, Güğercin, Ağzıaçık, Mamaş, Bendivan, Kı-
zılkilise, Kalecik, Petrik ve Kümbet köylerine akşam altıya kadar
devam eden top ateşi açıldı. Bombardıman sonucu bu köylerden
özellikle Güğercin, Kızılkilise ve Olşanka büyük zarar gördü.
1 Şubat'ta Pokrovka köyüne saldıran Ermeni birliği merkez ko
lu komutanı Albay Şagubatov, 5 Şubat'ta, "31 Ocak-1 Şubat çatış
masında ölen Tatarlar (Türk) ölülerini toplamak için" Güğercin kö
yü sakinlerine izin verdi. Bu izne göre Güğercin köyünden dört ki
şi ölüleri toplamak üzere görevlendirildi. Bu dört kişi Ermenilerce
71
tutuklandı, ancak bir kişi kaçarak kurtuldu, diğer üçü dönmedi, akı
betleri bilinmiyor.
5 ve 6 Şubat'ta yukarıda adı geçen köylere periyodik top ateşi
devam etti.
7 Şubat sabah 10'da bu köylere 6 topla korkunç bir Ermeni bom
bardımanı başladı. Piyadeler 6 mitralyözle Güğercin, Kızılkilise ve
Olşanka köylerine saldırıya geçti, köyler akşam 5'e doğru işgal
edildi ve Güğercin, Kızılkilise tek bir ev bırakılmadan ateşe veril
di; bozgun sırasında Güğercin'den 1 200 büyükbaş hayvan, 2 000
kadar koyun ve 75 ailenin malları gasp edildi. Köylerde kalan 24
erkek, 8 kadın öldürüldü, 2 çocuk tutuşturulan saman yığınlarına
atıldı. Kızılkilise köyünden 500 büyükbaş hayvan, 2 000 koyun gö
türüldü ve 35 ailenin malı mülkü yağmalandı. Köyde kalan 80 ve
90 yaşlarında iki erkeği enkaz altında bırakarak, 14 kadın ve 27 ço
cuğu ise ateşe atarak öldürdüler.
7 Şubat'ta Kazancı köyünden Akbaba bölgesine topçu ateşi açıl
dı. Balıklı köyünden 4 kişi öldü, 2 kişi yaralandı; Karanamazlı kö
yünden 6 kadın, 17 çocuk, 4 erkek öldürüldü, 2 kişi yaralandı.
Köyler savunmasızca topçu ateşine hedef oluyorlar; evler, yüz
lerce masum insanı; kadınları, çocukları enkaz altında yok ederek
çöküyor. Sıcak yuvalarından mahrum kalan mülteciler korkunç acı
lar, işkenceler çekerek açlıktan ve soğuktan ölüyorlar. Ermeni bir
liklerinin işgal ettiği köylerde sağ Müslüman kalmıyor, çünkü hep
sini öldürüyorlar. Yüzlerce masum hayat yok ediliyor, binlercesi de
ölümün kıyısında...
İnsaniyet, adalet adına, Ermeni mezaliminin durdurulmasını ve
böylece binlerce masum hayatın yok olmaktan ya da perişanlıktan
kurtarılmasını hassaten rica ediyoruz.
72
1 Nolu Emir
Zaruşad Kazasına
30 Ocak 1920
Romanovo Köyü
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
38'de kayıtlı belge.
73
Zatıâlileri,
Tuğgeneral G. Osipyants'a*
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
39'da kayıtlı belge.
74
6. Aramızda kışkırtıcı insanlar yoktur. Önümüzde, Kağızmanda
Zaruşadda, Soğanlık'ta, Gölede küçük memurların sergiledikleri re
zilce zulümlerin canlı örnekleri vardır. Hasköyde ve Göle'nin başka
köylerinde hayvanlar, Gümrü'nün bile bedava malı oldu, Hasköy'ün
kadınları da şimdi esir olarak Ardahan Kaymakam Yardımcısı'nın ya
nında bulunuyorlar. Kars sancağı eski yöneticilerinden Caginov, bi
zim ilçenin bazı köylerinden zorla birçok ata el koydu, bu atların sa
hipleri şu ana kadar hiçbir şey yapamadılar; tamamen suçsuz olarak
hapiste eziyetler çeken insanlar (yaklaşık 20 kişi) kişi başına 20 000-
70 000 ruble arası rüşvet vererek sorgu yargıcından ve hapishane mü
düründen kurtuldular. Hiç sebep yokken yaz ayında Çatak ve Çamık
köyleri top ateşiyle yakılıp yıkıldı; 95 yaşlarındaki erkek ve kadınlar
öldürüldü; Kars'ta yıkılan köylerden ve Erivan'dan gelen mülteciler
bizim bölgeye doldular. Banş içinde bir arada yaşayan Müslümanlar
la Ermenilere gelince, bizde de barış içinde bir yaşam var, zira bizim
köylerde yüzlerce Ermeni tüccar ve zanaatkar bulunuyor, bunlardan
kimse Müslümanlardan toplu halde düşmanlık görmemiştir.
7. Size heyet olarak kimse gelmek istememektedir, çünkü böl
gemiz halkının tamamı bilgilendirilemedi ve hepsi sizin elinizde tu
tuklu bulunan Güğercin köyünden Hasan Mevlût Efendioğlu gibi
sorgusuz sualsiz tutuklanmaktan korkuyor.
8. Hiçbir hükümet sebepsiz yere kan akıtmamalıdır; sivil va
tandaşların kanını... Hem de demokratik bir cumhuriyet... Bu
yüzden barış ve halkın esenliği adına, 5. maddede zikredilen, hal
kın ihtiyaçlarını ve şikâyetlerini dinleyecek ve bu yolla barışçı bir
uzlaşmaya gidecek olan heyetin teşkilini talep ediyoruz. Bu za
mana kadar Zaruşadda görevli olanlar ve çeşitli heyetlerle bura
ya gelenler her zaman halkın önünde yalanlarla ve şovenizmle
boy göstermişlerdir.
9. Bütün bölge halkının bilgilendirilmesi ve onları bir mutaba
kata vardırmak için 20 Şubat'a kadar süre vermenizi ve talep ettiği
miz heyetin ivedi olarak buraya görevlendirilmesini rica ediyoruz.
75
10. Emrin içeriğinden haberdar olan bazı köylerin sakinleriyle
görüşmeyi gerekli ve uygun bulursanız, bu görevi üzerimize alma
yı ve 10 muhafızla birlikte en yakın Rus köyü olan Haroşeye'ye
gelmenizi arz ediyoruz. Hayatınızın korunacağı konusunda milletin
bütün malvarlığıyla kefiliz.
11. Bütün bunlara rağmen, bu anlattıklarımızı zatıâliniz inan
dırıcı bulmaz, barışın işe yarar bir yol olmadığını düşünerek köy
lerimizi topçu ateşiyle yakıp yıkmaya, malımızı mülkümüzü yok
etmeye, karılarımızı çocuklarımızı dağlara sürerek imha etmeye
başlarsanız, o zaman bu yaptıklarınız için dünyada bütün topları
susturan Büyük Devletlerin, komşu Demokratik Cumhuriyetlerin,
nihayet vicdanınız önünde siz ve Ermenistan Cumhuriyeti sorum
lu duruma düşmüş olursunuz. Sivil, masum insanlara karşı silah
lı bir harekete ise, meşru olmayan bir saldırı ve milli bir katliam
gözüyle bakılacaktır.
No.l
31 Ocak 1920 sabah saat 9
Keçebörk Köyü
76
Suretin sureti
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 5 4 4 , liste 13, dosya 20, yaprak
40'ta kayıtlı belge.
77
Biz 3 ölü verdik.
3.18 Ocak, Büyük Vedi: Ermeni devriyeleri Davala yolunda ge
lip geçene ateş etmeye başladılar. Genelde Ermeniler açıkça mey
dan okuma tavrı içindeler.
4. 22 Ocak'ta Ermeniler 60 kişiyle, Ordubad'a katırlarla buğday
taşıyan göçmenlere saldırdılar. Bizden 3 kişiyi öldürdüler, 21 katır
ve 1 at götürdüler.
5. 23 Ocak'ta Ermeniler, Alinçaşiaz köyüne saldırı düzenlediler,
5 kişiyi öldürdüler, 600 koyun ve yolda rastladıkları iki kadını alıp
götürdüler.
6. 23 Ocak'ta Ermeniler, Kerim Kulu Bek Tiza köyünün ileri
mevzilerine saldırdılar. Uzun süren karşılıklı ateş sonucunda geri
çekildiler. 2 kişi öldü, 3 kişi yaralandı.
7. 24 Ocak'ta Ermeniler Uniş köyüne saldırı düzenlediler, iki
saat süren karşılıklı ateş sonunda geri çekildiler.
8. 24 Ocak. Ermenilerin Şiva köyüne top ateşine başladıklarına
dair şimdi bir haber alındı. Emirlerinizi bekliyorum.
9. 25 Ocak, Ordubad'dan yaklaşık 300 kişilik büyük bir Ermeni
birliği Aza köyünü işgale kalkışmış, ama gelen yardımla onları ge
ri püskürtmüş, 2 ölü, 1 yaralı vermişiz. Bu saldırılar bizleri çatış
maya sevk ederken, Ermeniler boş durmayıp bu saldırgan eylemle
rini basın sayfalarında yaygara kopararak Müslümanlara mal edi
yorlar.
Yukarıdaki olaylardan anlaşılacağı gibi ve aldığımız güvenilir
haberlere göre, Ermenilerin bu saldırıları bilinçli eylemler olup,
köylünün işi ya da münferit çete olayları değildir, Ermenistan Hü-
kümeti'nin rızasıyla yapılmaktadır.
Söz konusu olayları bildirirken, zatıâlinizden halkın bu çaresiz
durumuna müdahil olmanızı ve adalet ve insanlık adına, Ermenile
rin sınırlarımızdaki bu gibi eylemlerinin durdurulması için gereken
önlemlerin alınmasını reddetmeyeceğinizi arz ediyoruz.
78
Sabrımız sonsuz değildir. Gerekli önlemler alınmazsa, ilerisi için
sorumluluğu kabul edemeyiz. Böylesine sorumluluk gerektiren bir
zamanda ne yapmamız lazım geldiğini zatıâliniz bizlere gösterin.
Bektaşov, Sultanov, Memedzade, Sadıkzade, Mirzazade, Tah-
manbeyzade, Genel Vali Camalinskiy.
79
ŞÖREGEL
Milli Şûrası
Şubat 1920
No. 200
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 5 4 4 , liste 13, dosya 20, yaprak
41'de kayıtlı belge.
80
Tiflis'ten Alınan Telgraf 549, 56, 4/2, 14, 5
İvedi
5 Şubat 1920
Giriş No. 453
Hükümet Başkanı'na*
Bakû
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 5 4 4 , liste 13, dosya 20, yaprak
42'de kayıtlı belge.
81
Tiflis'ten Alınan Telgraf 537, 39, 4, 13, 30
5 Şubat 1920
Giriş No. 452
Hükümet Başkanı'na*
Bakû
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 5 4 4 , liste 13, dosya 20, yaprak
43'te kayıtlı belge.
82
Dışişleri Bakanı'na*
Erivan
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
44'te kayıtlı belge.
83
Azerbaycan Diplomatik Temsilcisi'ne*
Tiflis
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
45'te kayıtlı belge.
84
Erivan'dan Bakû'ye 0664, 190, 11/2, 13/14
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
46'da kayıtlı belge.
85
den korunmayı Hükümetimizde arayan Müslümanların arzularına ve
hislerine tamamen uygun şekilde hareket etmiştir. Şimdi bölgede bo
zulmaz bir düzen ve huzur hâkimdir. No. 800, 10 Şubat
86
Tiflis'ten Telgraf No. 2497, 5 13 Şubat 920
14 Şubat 1920 tarihinde alınmıştır.
Giriş No.41
Hükümet Başkanı'na
Dışişleri Bakanı'na (kopya)*
Bakû
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
47'de kayıtlı belge.
87
Gürcistan Cumhuriyeti nezdinde
Azerbaycan Cumhuriyeti
Diplomatik Temsilciliği
15 Şubat 1920
No. 511
Tiflis
Dışişleri Bakanlığı'na*
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 5 4 4 , liste 13, dosya 20, yaprak
48'de kayıtlı belge.
88
Erivan'dan 17 Şubat 1920 Tarihinde
Alınan Telgraf
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
49'da kayıtlı belge.
89
20 Şubat 1920 Tarihinde
Tiflis'ten Alınan Telgraf
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
50'de kayıtlı belge.
90
Sayın Azerbaycan Cumhuriyeti
Bakanlar Kurulu Başkanı'na*
Rapor
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
51'de kayıtlı belge.
91
girmeyi de teklif etmektedirler. Gürcistan Hükümeti onlara her tür
lü yardımın yapılacağını vaat etti ve birliklerini harekete geçirmeye,
yerli halkın rızasıyla bu bölgeyi işgale hazır olduğunu bildirdi. Gür
cistan Hükümeti, delegelerin Azerbaycanda satın alacakları gıda
maddelerini Kars bölgesine, kendi ülkesinden geçirmeyi de kabul
etti. Buna kendim inanmasam bile Gürcü birliklerinin oraya çoktan
hareket ettiğini özel kaynaklardan biliyorum. Ancak itiraf etmek zo
rundayım ki, Türklere; Mustafa Kemal Paşa'ya olan umutlarımız bo
şa çıkarsa, ister istemez Gürcistan'ın tanınması lehine olan eğilimi
desteklememiz icap edecek. İşin doğrusu, halk, maneviyatını ve
kendi gücüne olan inancını yitirmiştir. Liderler ne yapacaklarını bi
lemez durumdalar ve şimdi henüz Türk yardımına umudumuz kay
bolmamışken bile tamamen bilinçsizce bu eğilimi destekliyorlar.
Sanıyorum Gürcistan Hükümeti, bizim örgütün varlığı ve Kars'a
gelişimiz konusunda artık bilgi edinmiştir. Bence bu Kars delegeleri
nin dikkatsizliğinden ve kusurlu davranmaları yüzünden oldu. Atabe-
kov Server Bey'in şimdi Oltu'da olduğuna dair bilgiler var. Yusuf Zi
ya da, Batum ve Acaristan yoluyla oraya gitmek üzere yola çıktı. Ben
bugün Borjom ve Ahıska yoluyla Akbaba'ya geçeceğim.
Edindiğim bilgilere göre, Kürtlerin Ermeniler tarafına geçme
sinden ve Şöregel'in Ermenistan iktidarını tanımasından sonra Sür
meli Müslümanlarının durumu kritik duruma gelmiş. Şimdi Sürme-
li'yle bağlantımız kesilmiş durumda, ancak bir iki ay sonra bağlan
tı kurabiliriz. Bu sebeple bu havalide çalışmaları için Nahçıvan'dan
birini yollamak gerekiyor.
Zatıâlinizle her türlü yazışma, özel sekreteriniz Mehmet Ali'ye
yönlendirilecektir. Zatınıza iletmiş bulunduğum haberlerden bazı
larının sizlerin takdirine göre, "Azerbaycan" gazetelerinde çıkaca
ğını ümit ediyorum.
Murahhas (imza)
26 Şubat 1920
Tiflis
92
Alıntı
Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Savunma Komitesi
Kararlar Defterinden*
22 Şubat 1920
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
52'de kayıtlı belge.
93
Alıntı
Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Savunma Komitesi
Kararlar Defterinden*
23 Şubat 1920
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 5 4 4 , liste 13, dosya 20, yaprak
53'te kayıtlı belge.
94
3. İskân Bakanlığı Temsilcisi ve Milli İslam
Şûrasıyla işbirliği içinde, Ermenistan'daki
Müslüman mültecilere dağıtılmak üzere
Ermenistan'daki Diplomatik Temsilciye,
bedeli ve nakliye masrafları İskân Bakanlı-
ğı'ndan karşılanmak üzere iki vagon pirin
cin göndermesi için Ticaret, Sanayi ve Gı
da Bakanlığı'nın görevlendirilmesi.
95
Erivan 29 Şubat 1920
No. 1194
Ermenistan Cumhuriyeti
Dışişleri Bakanlığı
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 5 4 4 , liste 13, dosya 20, yaprak
54'te kayıtlı belge.
96
Ancak huzursuz unsurlar ve silahlı çete tertipçileri rejime bağlı bu
köylere saldırılar düzenlemişlerdir. Mesela, eşkıya Selim'in çetesi
Kızılkilise ve Güğercin köylüleriyle beraber, Berdik ve Kaylaçık
Müslüman köylerine meşru yönetime boyun eğdikleri için saldır
mıştı, ancak bu saldırı geri püskürtülmüştür.
97
Tiflis'ten Alınan Telgraf No. 258/1
4 Mart 1920
Giriş No. 1059
Dışişleri Bakanı'na*
Bakû
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 5 4 4 , liste 13, dosya 20, yaprak
55'te kayıtlı belge.
98
5 Mart 1920 Tarihinde
Tiflis'ten Alınan Telgraf
Giriş No. 60
Başbakan Usubbekov'a
Dışişleri Bakanı Fetali Han Hoyski'ye (kopya)*
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
56'da kayıtlı belge.
99
Ahılkelek'ten Mart 1920 tarihinde
İvedi
Alınan Telgraf
No. 254
7 Mart günü gündüz saat 3'te Ermeni birlikleri Olçak köyüne sal
dırdılar, sakinlerini öldürdüler, top ateşine tuttular, malı mülkü yağ
maladılar, hayvanları sürüp götürdüler, kimi dağlara kaçtı, soğuktan
donarak öldüler. Top ateşi akşam 8'e kadar devam etti. 8 Mart'ta Bay-
rahatun köyünü bombaladılar. Bu arada bizler Çıldır, Akbaba, Zaru
şad ve Şöregel kazaları Müslümanları, Gürcistan Hükümeti'nden, adı
geçen kazaları kendi topraklarına katarak, bizleri Ermeni canavarla
rından korumasını ve birlikleriyle işgal etmesini, Azerbaycan Hükü
metinden de gereken yardımı yapmasını rica ediyoruz.
Çıldır kazası Komiseri Hasan Kasımov; Kvilag temsilcileri Ab-
dullayev, Abbas Urfanov, Abbas Sanamov, Hacıyev.
Bu telgraf Tiflis'ten, Hükümet Sarayı'ndan alınmıştır.
100
9 Mart 1920 Tarihinde
Meclis'in Olağanüstü Toplantısında
Alınan Karar*
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
58'de kayıtlı belge.
101
İvedi
Tiflis
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 5 4 4 , liste 13, dosya 20, yaprak
59'da kayıtlı belge.
102
KOPYA
İvedi
Ahılkelek'ten Mart 1920 tarihinde
Alınan Telgraf*
No. 254
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
60'ta kayıtlı belge.
103
sını dinleyerek, keza Ermenistan Cumhuriyeti'nin -pek çok köyün
yerle bir edilmesi ve binlerce Müslümanın yok edilmesiyle sonuç
lanan, savunmasız Müslüman ahalinin katliama uğramasıyla kendi
ni gösteren- saldırgan eylemlerini dikkate alarak; sınır ve toprak
sorunlarının bu şekilde çözümünün Güney Kafkas Cumhuriyetleri
arasında yıkıcı ve prensiplere aykırı, keza devrimin kazanından ve
Güney Kafkas cumhuriyetlerinin bağımsızlığı için tehlikeli bula
rak, Güney Kafkas dahil, bütün demokratik dünyanın önünde Er
menistan Hükümeti'ni şiddetle protesto ediyoruz. Bu vesileyle Eri
van Hükümeti'ne gerekli baskının yapılması amacıyla uygar millet
lerin parlamentolarına protesto için başvurması konusunda Meclis
Prezidyumu'nu yetkili kılıyoruz. Hükümetten de, mağdur olan in
sanların hayatını, onurunu ve malvarlığını güvence altına alacak
kesin önlemler almasını talep ediyoruz. Meclis şimdi olağan gün
demine devam edecektir.
104
Erivan'dan Telgraf*
Bakû/ No. 642
Aslının aynıdır
Dışişleri Bakanlığı Haber Bürosu Şefi Şçepotyev
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
61'de kayıtlı belge.
105
Kars Havalisinde Yakılıp Yıkılan Köylerin Listesi
Şöregel Zaruşad
1 Daynalık 22 Dalaver 1 Mescitli
2 Ani 23 Memed Abad 2 Keçebörk
3 Kinai 24 Vartamı 3 Zograb
4 İlanlı 25 Molla Musa 4 Güğercin
5 Aküzüm 26 Pacoğlu 5 Kümbet
6 Aslanhane 27 Okçuoğlu 6 Ağzıaçık
7 Aralık 28 Güllübulak 7 Mamaş
8 Karakilise 29 Kara Memed 8 Kızılkilise
9 Tiknis 30 Taze Kızıltaş 9 Kalecik
l0 Algina 31 Köhne Kızıltaş 10 İncilipınar
11 Şahnalar 32 Çakmak 11 Masucuk
12 İncedere 33 Cebeci 12 Sarşat
13 Geçit 34 Süzkurt 13 Okçuoğlu
14 Karahan 14 Tılak
15 Mekyüz
16 Dilan
17 Seydi
18 Hacıpiri
19 Küçükkımılı
20 Büyükkımılı
21 Akbulak
106
Kopyanın kopyası*
5 Mart 1920 Tarihinde Tiflis'ten Alınan Telgraf*
Giriş No. 60
Başbakan Usubbekov'a
Dışişleri Bakanı Fetali Han Hoyski'ye (kopya)
Hükümet Başkanı adına Kasımov'dan aldığım haberi iletiyorum:
"Çıldır, Zaruşad, Şöregel kazaları Müslüman ahalisi, Ermeni ik
tidarının talebine göre köylerini terk etmişlerdir. Son günlerde
meydana gelen olayları kelimelere dökmek imkânsızdır. Akbaba
kazası Ermenilerin tehditleri karşısında Gürcüleri tanıma kararı al
mıştır. Durum son derece vahimdir. Talimat bekliyorum. (Kası-
mov'un imzası)"
Bundan ayrı olarak aldığım haberlere göre, 1 Mart'ta Akbaba'ya
silahları teslim etmesi için ültimatom verilmiş. Teslim olan köyler
toptan kırıma uğramış. Yakılıp yıkılan köylerden kaçanlar Azerbay
can'a geçmek için izin istiyorlar. Bu meseleyi dikkatlerinize suna
rım. 4 Mart 1920, No. 27
Diplomatik Temsilci Vekilov
Haber Büro Şefi Şçepotyev
Kopyanın aynıdır: Haber Büro Şefi
***
Kopyanın kopyası
Tiflis'ten Alınan Telgraf No. 258/1 4 Mart 1920
Giriş No. 1059
Dışişleri Bakanı'na/ Bakû
Gürcistan Hükümeti'nce himaye edilmesi talebiyle Akbaba mu
rahhas heyeti bugün buraya geldi. Heyet, Şöregel Müslüman ahali
nin Ermeniler tarafından kırıma uğradığını, sağ kalanların kaçtığı-
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
62'de kayıtlı belge.
107
nı, bazılarının Ermeniler tarafından yakalandığını, binlerce insanın
Ermeni cellatların elinden ve dondurucu soğuktan öldüklerini bil
dirdi. Ermenilerin, önceden teslim olan köyleri yakıp yıktıklarını
söylemek yeterlidir; Karakilise köyünün bütün insanları katliama
uğramış. Az önce bir telgraf aldık. 1 Mart'ta Akbaba'nın 24 saat
içinde teslim olması için ültimatom verilmiş. Şöregel'in acılı kade
ri Akbaba'yı bekliyor. Azerbaycan Hükümeti'nin öz halkı önünde
manevi sorumluluk taşıdığını düşünerek, Ermenilerin bu insanlık
dışı vahşetinden halkımızı kurtaracak önlemleri almasını Hükümet
ten bir kez daha rica ediyoruz.
108
Suretinin sureti
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
63'te kayıtlı belge.
** Bir kişinin adı geçmemektedir. (Çevirenin notu.)
109
yalvarıp yakarmalarından soma torbalara konmuş ölüleri almayı ba
şarmışlar. Cesetler parçalara bölünmüş, başlarına sivri bir cisim so
kulmuş, bedenleri paramparça edilmiş. Soma aynı günün akşamı 7
Mart'ta Olçak köyüne Ermeni Birlikleri gelmiş; güya Sarıkamış'ta
çalıştırmak üzere özellikle gençlerden 50 kişi ve 20 çift öküz, ayrıca
12 kişi ve 10 koyun istemişler. Bu isteğe karşı köylüler yanıt olarak,
merhamet göstermelerini, güçlerinin üzerinde haraç, özellikle insan
-ki bir daha dönmeyeceklerini biliyorlardı- istememelerini rica et
mişler. Bu yanıt Ermenileri tatmin etmemiş, bu kez daha ısrarlı istek
lerini tekrarlamışlar. Köylüler, öleceklerini ve başka çıkış yolunun
kalmadığını görünce, taleplerini yerine getirecek durumda olmadık
larını kesin bir dille Ermenilere bildirmişler. Bunun üzerine Ermeni
ler Gülebert'e dönmüş, buradan askeri birliği alıp yeniden Olçak kö
yüne yönelmişler ve isteklerini kuvvet zoruyla elde etmek için köyü
top ve mitralyöz ateşine tutmuşlar. Kadınlar ve çocuklar panik ve
korku içinde, mitralyöz ateşi altında dağlara kaçmaya başlamışlar.
İnsanın yüreğini titreten kadın ve çocuk çığlıkları ve inlemeleri uzun
süre durmamış... bunlar sözlerle anlatılamaz. Annelerinden ayrı dü
şen küçük çocuklar nafile imdat çığlıkları atarak karlarda debelenip
dunnuşlar. Ermeniler Olçak ve Opal köylerini baştan aşağıya talan
etmişler. Buraların halkı Çıldır'a gitmiş. Onlarca ölü ve yaralı vardı,
maddi zarar 15 milyonu buluyordu. Ermeniler büyük bir titizlikle
malı mülkü yağmaladıktan sonra köyleri ateşe vermişlerdi. Zaruşad
istikametinden Çıldır-Akbaba yönünde de saldırılar yapılmaktadır.
Çıldır halkı Gürcistan'a kaçarak canlarını kurtardı. Gürcistan bu mül
tecileri çok iyi karşıladı. Bu vahşetin Müttefikler önünde protesto
edilmesini ve biz Müslümanların Ermeni çetelerin elinden yok edil
mesine meydan verilmemesini arz ediyorum.
110
Kopyanın kopyası
29 Şubat 1920
No. 1194
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
64'te kayıtlı belge.
111
köylere saldırılar düzenlemişlerdir. Mesela, eşkıya Selim'in çetesi
Kızılkilise ve Güğercin köylüleriyle beraber, Berdik ve Kaylaçık
Müslüman köylerine meşru yönetime boyun eğdikleri için saldır
mıştı, ancak bu saldırı geri püskürtülmüştür.
Dışarıdan gelen unsurların Ermeni devletine karşı gösterdiği bu
açık düşmanlık ve belli niyetleri, bu silahlı çetelerin ortadan kaldı
rılması için gerekli tedbirlerin alınmasını zorunlu kılmıştır. Üstelik
Hükümetimiz, yerli Müslüman ahalinin, bu yabancı maceraperest
lerin canice kışkırtmalarına ve propagandalarına boyun eğmediği
ne dair güvenilir bilgilere sahiptir. 800 nolu telgrafımda size, hal
kın bu unsurlardan sıkıntı duyduğunu bildirmiştim.
Hükümet böylelikle sorunun barış yoluyla çözümünde bütün
çareleri denedikten sonra sonuç alamayınca, bu silahlı çetelere kar
şı kuvvet kullanmak zorunda kalmış, ayrıca kanlı bir çatışma iste
meyerek güç kullanmadan önce bu silahlı haydutlara ikna olmaları
için -malvarlıklarının ve kişisel güvenliklerinin sağlanacağı sözü
vererek- Molokanlan yollamıştır. Barış yanlısı bütün Müslümanlar
itaat etmiş, kışkırtıcılarsa, aldattıkları huzurlu halkın bedduaları al
tında bir köşeye gizlenmişlerdir. Sivil halkla herhangi bir çatışma
cereyan etmemiştir. Sadece Selim, Kerbelayi Memed vb. silahlı çe
telerle çatışma olmuştur.
800 nolu telgrafımda, halkın bu dışarıdan gelen huzursuz unsur-
larca kışkırtıldığını, bu haydutların kaçmasından sonra bölgede tam
bir huzurun hâkim olduğunu bildirmiştim. Barış yanlısı Müslüman
köylerin sakinleri, kendilerini kışkırtıcılardan ve tertipçilerden kur
tardığı için Hükümete minnettarlıklarını bildirmek üzere Kars'a ve
Erivan'a temsilcilerini göndermeye başlamıştır.
10 Şubat'ta Zaruşad kazası sakinleri, Albay Kadımovün aracılı
ğıyla, kendilerini kabul etmesi için Kars Valisi'ne ricada bulunmuş
lardır. Aynı dilek diğer kazalardan da gelmiştir. Barışçıl halkı yine
kışkırtmak amacıyla Zaruşadda ortaya çıkan Kerbelay Memed'i halk
kovmuş, yanında bulunan bir akrabası da bu arada yaralanmıştır.
112
15 Şubat'ta Kars Valisi, Zaruşad ve Akbaba temsilcilerini -ara
larında tanınmış 25 köylü de bulunuyordu- kabul etmişti. Temsil
ciler, Ermenistan Cumhuriyeti'ne meşru bağlılıklarını ve itaatlerini
bildirerek Vali'ye güvence vermişlerdi.
17 Şubat'ta Kars'tan aldığım telgraf haberini veriyorum:
"Dışarıdan gelen maceracılar tarafından terörle yıldırılan ve hara
ca bağlanan Zaruşad halkı sonunda ordu birlikleri yardımıyla onları
aralarından kovdu ve tam bağlılık teminatını Kars'a, Valiye getirmek
için bizleri görevlendirdi. Albay Kasımovün aracılığıyla izin çıkara
rak onunla birlikte Kars'a geldik. Konuyla ilgili rapor sunarak şöyle
dedik: 'Hükümetin önünde meşru bağlılığımızı bildiriyoruz ve bizler
için ilginizi ve ihsanınızı reddetmeyerek bizi Ermenistan Cumhuriye
ti vatandaşı saymanızı rica ediyoruz. Zaruşad temsilcileri: Şamil Ağa
Hacı Mustafaoğlu, Musa Ahmetoğlu, Mehmet Ağaoğlu, Mihrali Ho-
caoğlu, Kürt temsilcileri: Asteğmen Dayo Bey, Vastanbekov Hamit
Bey, Osi Sahooğlu, Ardahan temsilcileri: Behramov Bahri Ağa, Celil
Memedov, Asteğmen Muganli Akper Ağa, Halilov Şalil Ağa, Molla
Aliyev Teymur Ağa, Hamza Dursunov, Aslanbekov."
Dikkatinizi, sizin haber kaynaklarınıza çekmek istiyorum. Bu
haberlerin düzmece olduğunu göstermek için bir örnek vereceğim:
Kimsenin tanımadığı, Kars bölgesi Müslüman murahhas heyeti si
ze, Albay Mazmanov'un Müslüman köylerine saldırılarına devam
ettiğini bildiriyor. Bu baştan aşağıya uydurma, çünkü Albay Maz
manov birliğiyle Gülebert köyünde bulunmaktaydı ve oradan da
hiç ayrılmamıştı. Bölgede bulunduğu zaman zarfında birliği tek bir
ateş açmamıştı. Sizin sözde Hemşehriler Derneği ve temsilciler gi
bi haber kaynaklarınızı tanımlamak bakımından Kars'tan aldığım
bir başka haberi veriyorum:
113
kâyeler yayıyorlarmış. Bunlardan ilki, bugüne kadar halka pençele
rini geçirmiş, meşhur köy ağası ve tefeci, siyaset maskesi altında
cahil yığınları korkutarak milleti soyup soğana çevirmiş. İkincisi,
günümüzün maceracılarından, öğretmenliği bırakmış ve cebini dol
durmak için siyasetle ilgilenmiş. Sonuncusu eski Şûra'nın önemli
adamlarından olup, ilk ikisiyle birlikte Şûrada mükemmel üçlü
oluşturarak, orada kendini gayet iyi hissetmekteydi. İlçe Hekimli
ğinin mütevazı görevi iştahını pek tatmin etmemiş ve güzel günler
beklentisi içinde bu iki kişiye yanaşmış. Çıkarlarımızın ateşli savu
nucuları işte bunlar. Lütfen bu adamların gerçek yüzlerinin açığa
çıkarılabilmesi için bu anlatılanların yayınlanmasına müsaade edin.
Ülke ıstıraptan kan ağlıyor, gereksiz politikalar üreterek, barış ça
balarına karşı silah şakırtılarını unutturmaya çalışan bu davetsiz sa
vunuculardan halkı koruyun.
Kars Vilayeti Diyanet İşleri Başkanı Gazaızade Ali Efendi
Milli İslam Şûrası Başkanı Meşadi Samed Hacıyev."
114
Kopyanın kopyası
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
65'te kayıtlı belge.
115
rerek (Ardahan'a 12 kilometre mesafedeki) Rum köyü Gülebert'e
püskürttü. Olçak ve Opal köylerine Ermeni Ordu birlikleri girdiği
zaman, sağ kalan bütün köylüleri katletmiş, malı mülkü yağmala
mış, Müslümanların evlerini enkaz yığını haline getirerek ateşe
vermişti.
Bunun yanı sıra, Ermeni birlikleri, Zaruşad istikametinden Çıl
dır'a saldırmaya başladılar. Zaruşad ve Çıldır kazası köylerini dö
ven 6 topun gümbürtüsü uzun süre dinmemişti, köyler tahrip ol
muş, savunmasız halk cellatlardan ve uğrayacağı utançtan köşe bu
cak kaçmaya başlamıştı. Askeri donanımları çok yetersiz olan mi
lis müfrezeleri saldırılara daha fazla dayanamayıp geri çekilmek
zorunda kaldı, pek çok köy teslim bayrağı çekti; buna rağmen Er
meni atlı birliği halka acımadı, kaçmayı başaramayan bütün köylü
leri katletti ve malı mülkü yağmalamaya başladı. Uzaklaşanı ayan
kadınlar ve çocuklar açlıktan ve soğuktan karlar içinde can verdi
ler. Özellikle Taşbaş, İğnezor, Taşköprü ve diğer köyler büyük za
rar gördü. Zaruşad, Çıldır, Şöregel ve Akbabadan mülteciler Gür
cistan topraklarına -Ardahan, Ahılkelek ve Ahıska'ya- geçtiler.
Korkunç topçu ateşine dayanamayan ve köyleri yakılıp yıkılan
insanlar, Ardahan istikametinden gelen ordu birliklerinin komutan
larına heyet gönderdiler ve Ermeni birlikleri Çıldır'a girdi.
Şu anda bu bölgeye Ermeni iktidarı yerleşmiş durumda olup, or
du birlikleriyle birlikte halkı yağmalamakta, baskıyla, şantajla para
almakta, silahları toplamaktadır. Terörle yıldırılmış halk, kendisini
tam bir perişanlığa ve yıkıma sürükleyen Ermenilerin taleplerini
yerine getirmek zorunda. Bu yasadışı şantaj yöntemlerinden başka
Ermeniler, Çıldır halkını 2 milyon ruble savaş tazminatına mahkûm
etmişlerdi. Bununla yetinmeyerek, söylenenlere göre, Ermeniler
halktan bütün silahları topladıktan sonra, genç yaşta Müslümanlara
çağrı yaparak bir yerlerde çalıştırmaya sevk edeceklermiş. Bu ka
zaların halkı son günlerini yaşamaktadır ve kitlesel bir kırımla kar
şı karşıyadır.
116
Zaruşad, Çıldır, Şöregel ve Akbaba havalisinden 30 bin civarında
mülteci Gürcistan topraklarında: Ahılkelek, Ahıska ve Ardahan'ın
kuzeyinde "fakra zaruret" içinde yaşamaktadırlar. Hayatlarını idame
ettirecek çok şeyden yoksundurlar. Birçoğu açık arazide, dağlarda
her türlü imkândan yoksun bulunmaktadırlar. Yakın zamanda yardım
yapılmazsa, açlıktan ve soğuktan yok olup gidecekler.
Oltu ve Ardahan sınırlarındaki Merdenik bölgesinde Oltu istika
metinden gelen milis birlikleri toplanmıştır; bu yüzden Ermeniler,
ordu birliklerinin büyük bölümünü Merdenik'e kaydırmaya başla
dılar, artık işgal etmiş oldukları bölgelerde ise baskıyla para topla
maya yetecek kadar birlik bıraktılar. Oltu yönünden Ermenilere
baskı uygulanmadığı taktirde, işgal altındaki bölgelerin halkı ölü
me mahkûm olacaktır.
117
Kopya
118
Sivil Müslüman nüfusa karşı uygulanan bu insanlığa aykırı kı
yım bizlerde büyük öfke ve infial uyandırmıştır.
Devletler arasındaki tartışmalı sorunlar barış yoluyla çözülür
ken, Ermeni Hükümeti, uluslararası sürtüşmelerin yansız olarak çö
zümü ve huzurun yaşatılması için davet edilen Müttefik Devletler
temsilcilerini hiç umursamadan, saldırgan tutkularını tatmin ama
cıyla silaha başvurmaktadır.
Ancak, Büyük Devletlerin temsilcileri olan sizlerin kutsal bir
görevi üstlenerek insaniyet adına, bizim ülkemizin kaderiyle kopa-
rılmaz bağı olan Kars bölgesinde, bu kanlı yürüyüşü derhal durdur
mak için Ermeni Hükümeti'ne karşı baskı yollarını bulacağınıza
inanıyoruz.
Batum Vilayeti
Milli İslam Şûrası Başkanı
Şûra üyeleri
119
Kopyanın kopyası
İvedi
Erivan
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
67'de kayıtlı belge.
120
ait olacağını bildirmektedirler. Kars bölgesi yetkili Müslüman temsil
cilerinin verdiği bilgilerden, 27 Ocak'tan itibaren başında Mazma-
nov'un bulunduğu Ermeni Ordu birliklerinin Müslüman köylerine
saldırılar düzenlediği; General Osipyantsin da tehdidini hayata geçir
diği, 7 Şubat'a kadar süren topçu ateşiyle Güğercin ve Kızılkilise köy
lerini yaktığı; Keçebörk, Meçitli (Camili), Kümbet, Ağzıaçık, Ma-
maş, Bendivan, Kalecik vs. köylerinde evleri yakmış olduğu anlaşıl
maktadır. Adı geçen köylerde Müslümanların malvarlığı Ermeni bir
likleri tarafından baştan aşağıya tahrip edildi ve yağmalandı. Büyük
ve küçükbaş hayvanlar götürüldü. Kars Hemşehriler Derneği üyesi
Ahılkelek'ten telgrafla, Şöregel'de top ateşiyle 12 köyün yakılıp yıkıl
dığını ve halkın bir kısmının top ateşiyle, bir kısmının da -30 derece
soğukta, şiddetli kar fırtınası altında donarak öldüklerini; malın mül
kün, hayvanların Ermeniler tarafından tarumar edildiğini ve yağma
landığını bildiriyor. Yine adı geçen dernek Tiflis'ten gönderdiği telg
rafta da, Ermeni Hükümeti'nin hiç aldırmadan Kars Müslümanlarını
toptan katletmeye başladığını, bütün köylerin topçu ateşiyle tahrip
edildiğini, Ermeni ordu birlikleri tarafından kadın ve çocukların bile
bu korkunç öç tutkusunun hedefi haline geldiğini bildiriyor. Keza, Er
meni birliklerinin girdiği her yerde Müslümanlara ölümü, yağmayı,
tahribatı beraberinde getirdiğine ve Kars havalisi Müslümanlarını
topyekûn imhayla tehdit ettiğine dair başka haberler de mevcuttur.
Hükümetim, Kars vilayeti Müslümanlarının ve Güney Kafkas
Ermeni halkının çıkarları için, Ermeni ordu birliklerince Müslüman
ların sistemli şekilde yok edilmesine son verilmesi amacıyla Ermeni
Hükümetine başvurmayı henüz mümkün bulmaktadır ve bu çağrıy
la Güney Kafkas'taki Müslümanların ve Ermenilerin bir arada huzur
içinde yaşamalarını sağlamak için alınacak önleyici bütün tedbirleri
de tüketmiş olduğu gözüyle bakacaktır. 26 Şubat, No. 1252
121
Paris'teki Sayın Azerbaycan Cumhuriyeti
Barış Delegasyonu Başkanı'na
İstanbul'daki Azerbaycan Cumhuriyeti
Diplomatik Temsilcisi'ne (kopya)*
1 Mart 1920
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 5 4 4 , liste 13, dosya 20, yaprak
68'de kayıtlı belge.
122
birlikleriyle Batum'u işgale karar verdi. Bu arada son günlerde Gür
cü basınında -Gürcistan'ın sözde ayrılmaz parçasını oluşturan Ba
tum ve Batum vilayeti üzerinde tarihsel, etnografik vb. haklarına
atıfta bulunarak- bu karar lehine yoğun bir kışkırtma kampanyası
yürütülmektedir. Bu konuyla ilgili olarak Gürcistan'da erkekleri nü
fusa kaydetme faaliyeti sürdürülmektedir. İlk emirle Batum'u işgal
etmek üzere, Notabeni istasyonunda Gürcü birliklerin beklediğine
dair haberler alınmaktadır ve bu bağlamda İngilizlerin Gürcülere
yardım edeceği yönünde bazı işaretler vardır.
Hükümetimiz, Batum konusunun böyle tek taraflı çözümünü
-Müttefik Misyonlarına verdiğim muhtırada zikredilen çözümün
yegâne kabul edilebilir olduğunu düşünerek- kabul etmemektedir.
Ortaya çıkan durum sebebiyle, belirtilen şartlara uygun olarak,
Batum sorununun çözümüne katkıda bulunacak bütün tedbirlerin
alınması zorunludur.
Çoğunlukla Müslümanların yaşadığı Batum vilayeti konusunda
ise, halkın isteği ve iradesiyle örtüşen başka bir çözüm de pekâlâ
mümkündür, ki görüldüğü kadarıyla halk bütün bu propagandalara
rağmen Gürcistan yönetimini tanımaya istekli değildir.
Hükümetimizin görüşü halkın istekleriyle tamamen bağdaş
maktadır, zira Batum ve Kars sancakları beraberce, coğrafi, etnik
ve dinsel yapı olarak yeterli verilere sahip bulunduğu için bağımsız
tek bir bütün oluşturmaktadır. Sorunun farklı çözümüyse aralıksız
kanlı çatışma ocakları yaratacak ve Güney Kafkas'ın huzurlu haya
tı bozulacaktır.
Belirtilen bütünleşme yoluyla ortaya çıkacak yeni bölgesel bir
lik, gelecekteki konfederasyonun bünyesine girebilir.
123
Alıntı
Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Savunma Komitesi
Kararlar Defterinden
7 Nisan 1920*
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 5 4 4 , liste 13, dosya 20, yaprak
69'da kayıtlı belge.
124
Kars ve Batum Vilayetleri Delegelerinden
Doğu Halkları Kongresi Prezidyumu'na Bildiri*
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
70'te kayıtlı belge. [Bu belge, Doğu Halkları dergisinde yayımlanmıştır. (Çevire
nin notu.)]
125
Bütün Müslümanlar, keza Rus nüfus (bahse konu bölgelerde
Müslümanlar ve Ruslar çoğunluğu oluşturmaktadır) sadece tekil
Sovyet iktidarını düşünmektedirler. Yakın gelecekte Gürcistan'da
ve Ermenistan'da Sovyet iktidarı ilan edilmezse, hep beraber silaha
sarılacaklar ve zulmedenlere karşı mücadeleyi başlatacaklardır.
İki kardeş halk olan Müslümanlar ile Ermeniler arasında karde
şi kardeşe kırdıran çatışmalara yeniden yol açılmaması için bildiri
mizi incelemelerini Kongre Prezidyumu'ndan özellikle rica ediyo
ruz, zira her iki taraf için de Taşnak iktidarı kabul edilemez.
126
Güneybatı Kafkas Demokratik Cumhuriyeti'nin
Deklarasyonu*
İngiliz Faaliyetleri
İngiliz birlikleri komutanı General Wocker, gelir gelmez hemen
Kars'a gitti ve üç gün sonra buraya Ermeni mültecilerle dolu bir tre
nin geleceğini Şûra'ya bildirdi. Şûra Hükümeti mültecilerin gelişi
ni memnuniyetle karşıladı. Ama işin aslına bakıldığında, az sayıda
mülteciyle birlikte, Ermeni vali Karganov'un, tam tekmil yöneti
miyle ve ordu birlikleriyle geldiği görüldü. Şûra, sınırdan bu habe
ri alınca, İngiliz temsilcisine buna izin verilemeyeceğini bildirdi,
gelen Taşnakları kuvvet zoruyla uzaklaştırdı. Aynı zamanda da Ba-
tum'daki İngiliz Kuvvetleri Komutanlığı'na böyle bir oldubitti kar
şısında protestosunu bildirdi.
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
71-72'de kayıtlı belge. [Bu belge, Doğu Halkları dergisinde yayımlanmıştır. (Çe
virenin notu.)]
127
Aldıkları önlemlerde başarısız kalan İngilizler, Kars halkı bu za
manda neredeyse aç dolaşırken, Şûra'dan Taşnak Hükümeti için ta
hıl izni talep etmeye başladılar. Bu tahıl sevkıyatına karşı peş peşe
gösteriler ve kalabalık mitingler düzenlendi ve Şûra bunu dikkate
alarak hububat yüklü trenleri bekletti; bu gösterilerin ikisi İngilizle
rin ateş açmasıyla sona erdirildi. Ocak ayının ortasından itibaren,
Ahıska ve Ahılkelek'te eşitlik ve kardeşlikten dem vurarak milleti
çırılçıplak bırakıncaya kadar soyan ve her fırsatta Müslümanların
ahlaki ve dinsel duygularını rencide eden Gürcü Menşeviklerle ça
tışmalar başladı. Gürcü saldırılarının durdurulması için İngiliz tem
silcilerine yapılan bütün başvurular sonuçsuz kaldı ve Gürcü Men
şevikler İngiliz Komutanlığının idaresi altında Kars havalisini işgal
ettiler. İngilizler, biz düşmanımıza karşı mücadele ederken en ufak
destekte bulunmadıkları gibi, defalarca silah ve askeri malzeme ta
şıyan araçlarımızı bekletti; köprüler kurdu ve kendi birlikleri gibi
göstererek bu köprülerden araçlarıyla birlikte Gürcü birliklerini ge
çirtti. Mart sonunda İngilizler Batum Şûrası'nı dağıttılar ve nihayet
Gürcistan'la savaşın en zor döneminde, 12 Nisan 1919 tarihinde
Meclisi dağıttılar ve üyelerinin büyük çoğunluğunu -aralarında 6
Müslüman, 2 Rum ve 1 Rus olmak üzere- Malta Adası'na sürdüler.
Halen orada bulunuyorlar. Halkı hükümetsiz bırakan İngiliz birlik
leri Taşnak çeteleriyle birlikte Kars bölgesinin kuzeyini ve doğusu
nu işgal etti, batısı da Gürcülerin işgalindeydi. Güneyde de -Oltu,
Kağızman ve Sürmeli'de— Şûra'nın kaçan üyelerinin kurduğu yeni
bir hükümetin öncülüğünde, Taşnaklara ve İngilizlere karşı mücade
le başlatıldı; bu mücadele hâlâ devam etmektedir. İngilizler, Rus,
Müslüman ve Rum ahalinin icaplarına bakılması için geniş bir hare
ket özgürlüğü sağlayarak, Kars bölgesini Taşnaklara ve Gürcü Men-
şeviklere teslim ettikten sonra Kars'tan ayrıldılar.
Batum sancağında Sovyetler'in yenilgisinden sonra, İngilizlerin
keyfi davranışları Taşnak çetelerinin davet edilmesiyle kendini gös
terdi; Batum'a önce Biçeharov'un Kazakları geldi, sonra da Gene-
128
ral Romanovski yerleşti. Ancak İngiliz ve Rus Çernosotenciler* ta
rafından ne kadar baskı yapılırsa yapılsın, yerli ahali Denikin yöne
timini tanımayarak, korkudan sadece İngilizlere yarı bağımlı kala
rak "Acaristan Şûrası" adıyla bir halk şûrası kurdu. Denikin'in boz
gunundan sonra İngilizler, Bolşeviklerle mücadelede yeni bir müt
tefik kazanmak isteyerek ve her zaman olduğu gibi Batum Şûra Yö
netimini tanıdığı yalanlarıyla halkı aldattı ve Batum sancağını Gür
cülere devretti; oysa halk o zamana kadar Gürcülere karşı tam bir
başarıyla mücadele veriyordu.
Kafkas'ta Müslüman nüfusa karşı mücadele veren İngilizler ve
Fransızlar bizim Cumhuriyetin delegelerinin, haklarını savunmak
için Paris Konferansı'na gitmelerine engel olmuşlardı. Fransız ve
İngilizlerin, sosyal demokrat ilkeler zemininde barış yapmakla gö
revlendirilen halk temsilcilerini yanlarında görmek istemelerini bu
talancılardan beklemek zaten mümkün değildir. Delegasyon Mal-
ta'ya sürülmekten zor kurtuldu, çünkü İngilizler, bizim delegasyo
nun 1919 baharında İstanbul'da tutuklanan Bolşevik Komitesi'yle
bağlantısı olduğuna dair haber almıştı.
Taşnak Faaliyetleri
129
saldırılarını durdurdu, ama bu kez Erivan Müslümanlarına baskı
yapmaya başladılar. Şûra üyelerinin tutuklanmasından sonra Taş-
naklar Kars bölgesine girdiler. İlk işleri Türkiye Ermenilerini -Taş
nak yanlısı olanların neredeyse tamamını- Kars bölgesi sınırlarına
yerleştirmek oldu. Nahçıvan'da ve Şöregel'de 100'den fazla köy
Müslüman nüfustan temizlendi. Müslümanlar doğdukları büyüdük
leri köylerinden sürülmüş, mal varlıkları, hayvan sürüleri Ermeni
Taşnaklara kalmıştı. Mayıs ve Haziran aylarında Eçmiadzin, Ka
ğızman ve Sürmeli kazalarında Müslüman katliamı başladı, bunun
sonucunda Eçmiadzin'de hiç Müslüman kalmadı. 1919 baharından
Ekim ayına kadar Kars'ın güneyinde ve Erivan'da Taşnaklara karşı
örgütlü bir mücadele yürütüldü. İşler Müslümanlar açısından iyi gi
diyordu, fakat soğukların başlamasıyla talih Taşnaklardan yana
döndü; harekâtı engelleyen kalın kar tabakasından ve savaşmayı is
temeyen yerli ahalinin barışçı tutumundan yararlanan Taşnak Hü
kümeti, Kars bölgesi Müslümanlarının işini ebediyen bitirmeye ka
rar verdi. Ocak 1920'de Taşnaklar, yan ıssızlaşmış Şöregel kazası
na saldırdılar ve toplarıyla bütün köyleri yakıp yıktılar; halkın bir
kısmı öldü, sağ kurtulanlar Akbaba'ya kaçtı. Direnemeyen köyler,
örneğin Daynalık, Mollamusa, Aralık, Aküzüm, Kinak gibi daha
birçok köy -direnen köylerin işi bitirildikten sonra- toptan kırıma
uğradılar. Bunun ardından Taşnaklar Zaruşad'a savaş açtılar. Diren
meye kalkışan 20 köy ateşe verildi. Binlerce insan kaçarken kar fır
tınası altında Kars çayını geçerken can verdi. Teslim olan ve tazmi
nat ödeyen 12 köy: Çamik, Keçili, İkiçatak, Kırkhungar, Kızıloğlu,
Gülviran, Karakale, Gülbaş, Kızılçakmak, İncilipınar, direnmeyi
sürdüren diğer köylerin işi bitirildikten sonra kırıma uğradılar. Bü
tün bunlar İngiliz temsilcisinin ve Amerikan Misyonu'nun gözleri
önünde cereyan etti.
İngiliz temsilcisinin tutumu özel bir dikkati hak etmektedir,
çünkü o bütün enerjisiyle Taşnak Hükümeti yararına hareket etmiş
ti: Odintsovo köyü yakınındaki demiryolu ve köprü bir başarı sonu-
130
cu Müslümanların eline geçtiği zaman, yola İngilizlerin sahip oldu
ğunu söyleyerek, kimsenin köprüye dokunamayacağına onları
inandırmıştı; binlerce insanın ölmesi ve masum insanların katledil
mesi onu zerrece ilgilendirmemişti. Taşnaklar, Zaruşad'la işini hal
lettikten sonra Çıldır ve Akbaba'ya saldırdılar. Halk topraklarını
kahramanca savundu, ancak iki ay süren kanlı çatışmalardan sonra
Taşnaklara teslim olmak zorunda kaldılar. Savunmayı örgütleyen
lerin bir kısmı kaçtı, bir kısmı yakalandı. Halktan 100 milyon rub
leyi bulan tazminat aldılar. Taşnaklar Mart ayında kuvvetlerini Ol
tu'ya karşı yığdı, Türkleri* yardıma çağıran halk, onların önderli
ğinde savaşa girdi. Aynı zamanda Kağızman'a ve Sürmeli'ye de Er
meni saldırıları sürüyordu. Taşnaklar bir buçuk yılda Kağızman'a
14, Sürmeli'ye 12 kez saldırı girişiminde bulunmuş, ancak başarılı
olamamışlar; zira bugüne kadar ellerinde sadece Iğdır kazası ve
Kağızman kasabası bulunuyor. Bu suretle Taşnaklar işgal altındaki
Kars bölgesi sınırlarında, yerli Müslüman ahalinin katliamını haya
ta geçirmiş oluyor, bunu hiç gerçekleştiremedikleri çevrelerde de
Müslümanları Kars bölgesi sınırlarının dışına itiyorlardı.
Şimdi bazı verilere bakalım: Haziran 1920'de Ermeniler Kars vi
layetinden 40 bine yakın insanı Türkiye sınırlarından geçirerek göçe
(tehcire) tabi tuttu. Ağustos'ta Şöregelden Şahtahtı istasyonu yakı
nındaki köprüye 5 bin civarında insan getirdi ve onları, Kars'tan ve
Erivan'dan gelen 100 binlerce Müslüman mültecinin yığıldığı İran sı
nırına geçirtti. Bu mültecilerin yazgısı ilgiyi ve merhameti gerçekten
hak ediyor. Her gün 1 OOO'i aşkın insan tifodan ve açlıktan ölüyor.
İran diplomatik temsilcileri kılığına bürünen Ermeni ajanları, Şöre
gel halkının diğer bölümünü mallan ve hayvanlarıyla birlikte vagon
lara doldurdular ve Uluhanlı köyüne getirdiler; bu zavallı, bahtsız in
sanları hiç acımadan burada öldürdüler, mallarını ve hayvanlarını
gasp ettiler. Taşnaklar Göle kazasında Arpaşen, Lavustan, Toptaş,
131
Telli vs. köylerini ateşe verdiler, hayvanlara el koydular, güzel kadın
ları Erivan'a götürdüler. Buna benzer pek çok olay yaşanmıştır. Bun
dan başka zavallı Müslüman mülteciler gece gündüz Ermenistan top
raklarından kaçarak canlarını kurtarmaya çalışıyorlardı. Müslüman
halkı gece demeden gündüz demeden katleden Mavzercilerin eylem
lerini sessiz kalarak geçiştirmemiz mümkün değildir. Örneğin, sade
ce bir ay içinde, Erivan ve Gümrü arasında çalışan trenlerde Azer
baycan pasaportuyla seyahat eden 500'e yakın Müslüman öldürüldü.
Öyle ya da böyle, Kars havalisinin Ermenistan tarafında, Sür
meli ve Eçmiadzin kazalarında 500 binden fazla Müslüman nüfus
tan -aynı bölgedeki 150 bin Ermeniye karşılık- 40 bin kişi kalmış
tı. Demek oluyor ki, Taşnakların amacı aşağı yukarı gerçekleşmiş
ti. En dikkat çekici olan, Bolşevik birliklerinin Kafkas'a gelmele
riyle birlikte Müslüman kırımının kesilmesidir. Bunun nedeni de,
Taşnakların kendilerinin insancıl olduklarını ve şovence duygular
beslemediklerini göstermek istemeleridir.
132
neybatı Kafkas'a karşı savaş açtılar. Tam bir bozguna uğrayan Men
şevikler, 50 bin kişilik bir ordu seferber etmeyi başararak, Güneyba
tı Kafkas birliklerine takviye ve araç sevkıyatını engelleyen İngiliz
desteği sayesinde, üç ay süren zorlu çatışmalardan sonra (Nisan so
nunda) Oltu sınularına ulaştılar. Gürcüler saldırırlarken ne kadınla
ra, ne çocuklara acıyorlardı, binlerce insan öldü, 30dan fazla köy
yakılıp yıkıldı, 15'e yakın cami ateşe verildi. Köylerinden ayrılma
yan halk hayvanından, tahılından yoksun kaldı; Amerikan Misyonu
nun, savaşın en şiddetli anında Şûra üyelerini tutuklayan İngilizlere
gönderdiği protestolar hiçbir sonuç getirmedi. Menşevikler bütün
seçkin kişileri tutukladılar; Gürcü milisler tarafından halk önderleri
nin öldürülmesi artık sıradan olaylar olmuştu. Hasan Hıdırov, Kara
Abdullah vs. böyle öldürülmüşlerdi. Gürcü Menşevikler, Batum ha
valisinde daha çok halkı bölerek ve Acarlı Cemalbek, Aslan ve Me
med Abaşidze, Hafız Sürmenizade, Süleyman Talunbzade, İskender
Tsivadze, Mehmet Ağa Çkoniya, Memed Gogobedze gibi satılmış
ağa ve beyleri parayla kendi tarafına çekerek hâkimiyetlerini sürdü
rüyorlardı. Demokrasi de, sonunun Menşeviklerin elinden geleceği
ni görerek, onlara karşı elinde silah sürekli savaşıyordu! Menşevik-
lere ve satılık ağalara karşı bütün gücüyle mücadele veren Acaristan
Şûrası bu davada öncü rolü üstlenmişti. Bu baharda Gürcü birlikle
ri Acaristan'da ve Çürüksu'da tam bir yenilgiye uğradı. Gürcistan
sarsılmıştı, ne var ki Kafkas'tan çekilip gitme zamanı gelen İngiliz
ler, Gürcüleri önce Artvin'e, ardından Batum'a getirdiler ve Çürük-
su'yu teslim olmaya zorladılar. Halk oylamasından sonra Acaristan
Halk Şûrası'nı tanıyacağı sözü veren (elbette bu vaadini yerine ge
tirmeyen) İngilizlere güvenmeyen halk, temsilcilerini, yardım ama
cıyla Türk Kızıl Ordusu'na gönderdi ve orası da yardım için Sovyet
Azerbaycan'a ve Sovyet Rusya'ya başvurmalarını tavsiye etti. Bu yı
lın Mayıs ayında Heyet Bakû'ye gitti ve Sovyet Azerbaycan'ından
yardım istedi. Ne yazık ki bu istek sonuçsuz kaldı. Gürcü Menşevik
ler Batum'da halen at oynatıyorlar; Şûra üyelerini tutukladılar ve
halkta öylesine bir korku yarattılar ki, Gürcü yandaşları bile karşı ta-
133
vır almaya başlamışlar: en itaatkâr Menşevik uşağı olan Aslanbek
Abaşidze bile soluğu dağlarda almış ve buradan Menşeviklere bas
kınlar düzenliyor. Sağ kalan Şûra üyeleri Acaristan'da, Şavşat'ta,
Gönye'de işgalcilere karşı, Sovyet makamlarından destek bekleye
rek mücadele yürütüyorlar.
Yukarıda anlatılanları toparlarsak, söylememiz gerekir ki, Gü
neybatı Kafkas halkı, Ermeni-Gürcü çoğunluğunu sağlamak için
Müslümanları yok etmeye soyunmuş İngiliz, Menşevik, Taşnak em
peryalist çete koalisyonunun aralıksız baskı ve zulümlerine maruz
kalmıştır, kalmaya da devam etmektedir. Kötü gidişi rahatlatacak
yegâne olgu, Bolşevik Ordusu'na yakınlaşmak olabilir. Sovyet Or
dusu Erivan'a ve Tiflis'e girerse, zulüm görenler ancak o zaman ra
hat nefes alabilirler. Güneybatı Kafkas halkınca bu gerçek açıkça bi
linmektedir, Kars'ta Taşnak yönetimi yerine, Sovyet iktidarı kurma
girişimleri sırasında Müslümanların, Ruslarla ve Rumlarla dayanış-
ma içinde olmaları buna tanıklık etmektedir. Başarısızlık ortak bir
başarısızlıktı; Taşnaklar, Ruslan da, Rumları da, Müslümanları da
kırıp geçirdiler. Şubemiz, Batum, Kars vilayetlerinde ve Sürmeli ka
zasında istilacılara karşı mücadele veren Güneybatı Kafkas Silahlı
Kuvvetleri'nin komünizmin kızıl bayrağını çoktandır kaldırdığını ve
Sovyet Azerbaycan ile Sovyet Rusya'nın Kızıl Ordularından kardeş
çe yardım beklediklerini bildirmeyi gerekli görmektedir.
Demokrasimiz ancak ağabeylerinin desteğiyle zafere ulaşabilir.
Eğer Menşevik-Taşnak gericiliği zamanında ezilmezse ve bize yar
dım edilmezse, İngiltere ve onun kuklaları yeni cephe kurarlar. Bu,
devrimin ortak davasını tehdit eder.
Şube Sekreteri
V. Bestujev
134
Güneybatı Kafkas Cumhuriyeti Hükümeti
Eski Üyesi V.A. Bestujev'in
Anadolu Yolculuğu*
* Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi, fon 544, liste 13, dosya 20, yaprak
73-78'de kayıtlı belge.
** Serbest Bölge. (Çevirenin notu.)
135
ilan edilmişti. Ne ki, Güneybatı Kafkas Cumhuriyeti bir bütün olarak
uzun süre yaşayamadı, sancılı doğumunun ilk günlerinden itibaren,
bir yandan Taşnaklarla, öbür yandan Gürcü Menşeviklerle savaşmak
zorunda kaldı. İngilizler de hem Taşnaklara, hem de Menşeviklere
büyük destek verdi. Sonuçta Meclis'in dağıtılması, 14 Nisan 1919 ta
rihinde Hükümet üyelerinin Kars'ta tutuklanması, Gürcülerin Ahıska
ve Ahılkelek'e, keza Ardahan'ın Posof kasabasına zorla girmeleri art
arda yaşandı ve Ermeniler ise İngiliz süngülerinin yardımıyla Kars
bölgesinin dörtte üçünü ve Sürmeli'yi işgal ettiler.
Hükümet üyelerinin bir kısmı hapisten kaçtı ve Oltu'ya gitti,
burada Taşnaklarla mücadeleyi yönlendiren yeni bir geçici hükü
met kurdular.
Batum'da ise daha İngilizler vardı, ancak bölgenin iç hayatını
Batum Milli İslam Şûrası düzenliyordu. Şûra Batum'da Sada-i Mil
let adlı Türkçe bir gazete çıkarıyordu.
Cumhuriyet topraklarında sağlık hizmetlerinin aksaması nede
niyle, yukarıda belirttiğim gibi, Güneybatı Kafkas Cumhuriyeti
Hükümeti'nin Azerbaycan Hükümeti nezdindeki temsilciliği beni
Cumhuriyetin genel sağlık hizmetlerini örgütlemek ve Oltu sanca
ğında sağlık ocakları kurmak amacıyla görevlendirdi.
Oltu'ya sadece iki yoldan, İran'dan ya da gizlice Acaristan-Şav-
şat üzerinden gidebilirdim. Biz ikinci yolu, yani Batum bölgesin
den geçen yolu seçtik. Yolculuğumda bana eşlik etmek üzere yaver
ve çevirmen olarak Dursunzade Yoldaş görevlendirilmişti.
Batum'a 28 Şubat 1920 günü geldik. Burada iki gün kaldıktan
sonra otomobille Milli İslam Şûrası prezidyum üyeleriyle beraber
Artvin-Ardanuç'a doğru yola çıktık.
Yolda bizleri, Acaristan'da cirit atan Gürcü ajanları izliyordu. Ba
tum'a geldiğimizi Gürcü Partisi ve Konsolosluğu çoktan öğrenmişti,
ama ne amaçla geldiğimizi bilmiyorlardı. Başında satılmış beylerden
Abaşidzeler'in bulunduğu yerel Gürcü Cemiyeti, Müslüman Gürcis
tan gazetesinde, Milli İslam Şûrası'nın, Bolşevik temsilcileriyle gö-
rüşmek amacıyla geldiğine dair yaygaralar koparmaya başladı. Gel
diğimizi İngiliz makamları da haber aldı ve biz sadece iki gün kal
dıktan sonra Batumdan ayrılmak zorunda kalmıştık.
O sıralarda (hatta şimdi bile) sadece Müslüman Acarlardan iba
ret olan Batum bölgesi ahalisi iki kampa bölünmüş durumdaydı:
Biri, Gürcü Menşeviklerin satın aldıkları ve yalnızca beylerden,
ağalardan, tüccarlardan oluşan Gürcistan yanlısı grup; diğeri de sa
yı olarak epeyce fazla ve özellikle köylülerden oluşan Güneybatı
Kafkas Cumhuriyeti'nin Geçici Hükümeti'nden yana olan grup.
Zorlu bir yolcululuktan sonra Ardanuç'a vardık. Ne ki, burada
bizi büyük bir hayal kırıklığı bekliyordu: Ardanuç, İngiliz Genel
Valisi Kuk Kulokis'in verdiği bütün güvencelere rağmen bir gün
önce Gürcüler tarafından işgal edilmişti. Mutlu bir tesadüf olsa ge
rek, ilk gün tutuklanmadık, zifiri karanlık bir gecede doğru Arda
nuç Kaymakamı Dedı Bey'in evine gittik.
Geldiğimizi elbette Gürcü Komutanlığı'na bildirmişlerdi, zira
Ardanuç'a girdikten yarım saat sonra kaymakamın evine geldiler.
Malum sorular, soruşturmalar, belge kontrolleri vb... yapıldıktan
sonra birlik karargâhına gitmemizi emrettiler. Güneybatı Kafkas
Cumhuriyeti topraklarının bir parçası olan Batum bölgesinin derhal
Gürcü askerleri tarafından boşaltılması gerektiğini vs. gerekçe gös
tererek bunu reddettik.
Tartışmamız sabaha kadar sürdü, sabahleyin halk geldiğimizi
öğrenince kaymakamın evine akın akın gelmeye başlamıştı. Gürcü
komutanına, başımızdan bir saç telinin koparılması halinde, şu an
da derhal Gürcistan'a karşı ayaklanacaklarını bildirdiler. Kayma
kam Dedı Bey ev sahibi olarak bizi savundu, zira Gürcistan yanlı
sı olmasına rağmen biz onun misafiriydik. Öğlene doğru bütün çev
re köylerden silahlı Acarlar, bizi kurtarmak ve Gürcü birliğini def
etmek amacıyla akın akın gelmeye başladılar. Kanlı bir çatışmaya
neden olmamaları için Gürcülere Ardanuç'u hemen terk etmelerini,
Batum'u da tahliye etmelerini söylediler. Gürcüler razı oldular, an-
137
cak, iaşe çavuşlarını bekledikleri için akşama kadar müsaade edil
mesini rica ettiler (çünkü ilçede Gürcülere yarım kilo ekmek bile
satmıyorlardı).
Acarların koruması altında öğlenden sonra saat dörtte Batum'a
doğru yola çıktık, zira mevcut şartlarda dağ geçidini kullanarak Ol
tu tarafına geçmemiz mümkün değildi.
Yolda Artvin'e uğradık, ancak burada da tatsız bir durumla karşı
laştık: İngilizler, Milli İslam Şûrası üyeleri olan biz Bolşevikleri Tür
kiye ajanı olmakla suçlayarak tutukladılar. Batum'a telgraf çekerek bi
zi sorup soruştururken, Artvin kaymakamı Şadiman Bey sayesinde
Batum'a kaçtık. Batum'a 16 kilometre kala Erge köyünde otomobilden
indik ve dolambaçlı patikaları kullanarak ertesi gün Batum'a vardık.
Batum'da da durumumuz pek parlak değildi. Buradan hemen
ayrılmamız gerekiyordu. Şiddetli bir fırtına başlamıştı ve bir tek
motor dahi denize çıkmıyordu. Bir taratayka'ya* bindik ve kıyı bo
yunca Goniç köyüne doğru ilerledik; köyün arka tarafında bizim
için bir tekne hazırlanmıştı, ama denize indirmek çok zor oldu; iki
saatten fazla uğraştık, iliklerimize kadar ıslanmıştık. Tekneyi güç
bela suya indirdikten sonra 6 güçlü Acar kürekçiyle beraber Türki
ye sınırına doğru hareket ettik.
Korkunç bir geceydi. 30 kilometreyi on saatte almıştık. Türkiye
kıyılarına birkaç kez yaklaşmıştık, ama fırtına bu konuksever kıyıla
ra çıkmamıza bir türlü imkân vermiyordu. Nihayet güçlü bir dalga ya
kalayıp, son gücümüzü de zorladıktan sonra kendimizi birden kıyıda
bulduk. Savrulurken herkesin artık öldüğünü ve kendimin de boğul
duğunu görür gibi oldum. Kendime geldiğim zaman etrafımızı kala
balık bir Türk grubu almıştı. Karaya ayak basmıştık, yakınımızda bir
köy vardı (biz Abuisa köyü yakınlarında kıyıya çıkmıştık). Kim oldu
ğumuzu açıkladıktan soma bizi Tabur Komutanı'na götürdüler, ko
mutan bizi çok sıcak karşıladı. O gün daha ileriye gitmemiz çok zor
du, dünkü kazadan sonra kendimizi toparlamamız gerekiyordu.
138
Ertesi gün şansımıza deniz sakinleşmişti ve biz tekneyle Ho
pa'ya hareket ettik, öğlene doğru Hopa'ya vardık. Gelişimiz hem
askeri, hem de sivil makamlara bildirilmişti.
Coşkulu bir karşılama oldu, bizleri RSFSC (Rus Sovyet Federa
tif Sosyalist Cumhuriyeti) yurttaşı gibi karşılamışlardı. Burada, da
ha önce Ahıska'da bulunan Türk Tümeni'nden tanıdığımız mesai ar
kadaşlarımız vardı. Ertesi gün Hopa'dan Oltu'ya gitmemiz gereki
yordu, ne var ki şiddetli kar fırtınası bütün geçitleri kapatmıştı ve
motorlu tekneyle Rize'ye gitmek zorunda kaldık.
Hopa'ya geldiğimiz, Rize'deki Alay Komutanı Talat Bey'e ve
mutasarrıfa (Valiye) bildirilmişti.
İskelede bizi Hükümet temsilcileri karşıladılar, otelde odaları
mızın hazır olduğunu bildirdiler. Sonra Ahıska'da çalışma arkadaşı
mız olan Alay Komutam'na uğradık. Sivil yöneticiler çok geçme
den Talat Bey'in yanına geldiler. Sovyet Rusya'nın durumuyla ya
kından ilgileniyorlardı, ama sorularımıza kaçamak yanıt veriyorlar
dı. Bir tedirginlik hissediliyordu.
Bir iktidar bölünmesi söz konusuydu; hem Ankara Devrim Hü
kümetinden, hem de İstanbul Padişah Hükümeti'nden emirler geli
yordu. Askeri makamlar Mustafa Kemal'in, sivil makamlar da Pa
dişah Hükümeti'nin tarafındaydı.
Gelişimizden Trabzon'daki İngilizlerin de haberi vardı, onlar
mutasarrıfa bizi sordular, mutasarrıf ise hakkımızda hiçbir şey bil
mediği cevabı vermişti. (İngilizsever) Trabzon Valisi de alıkonma-
mız ve Trabzon'a sevk edilmemiz için emir göndermişti. İki ateş
arasında kalmıştık, Rize'de yetkililer de benzer durumdaydı. Tam
bu sırada, İstanbul'da Antant'la Türkiye arasında çatışma çıktığı
telgrafını aldık, ertesi gün 14 Mart'ta da Ankara'dan, İstanbul'un İn
gilizler tarafından işgal edildiği haberi geldi. Lazistan sancağı Rize
şehrinde bu haberin bütün halk yığınlarında (Atin bucağı ve Of ha
riç; burada Müslüman dinine geçmiş Rumlar yaşıyordu) ne denli
139
büyük öfke yarattığını anlatmak mümkün değil. Şehirde artık ser
bestçe dolaşabiliyor, askerlerle ve halkla sohbet edebiliyorduk.
Bütün Rize halkı bizleri "Yaşasın Kızıl Moskova" haykırışlarıyla
karşılamıştı. Bu zaman Kızıl Ordu büyük askeri zaferler kazanmış
tı. Bu, İstanbul'a doğru giden karşıdevrimci beyaz muhafızlarla do
lu gemilerden anlaşılıyordu. Uzun süre Rize'de kalamazdık, Oltu'ya
gitmek zorundaydık, ama yollar dağlardan gitmemizi engelliyordu.
Bu yüzden, tek askeri deniz taşıtı olan topçu teknesiyle Trabzon'a
gitmek durumunda kaldık. Arkadaşım Ahmet Mithat sonradan bu
tekneyi Novorossiysk'e getirerek, Anadolu Devrim Hükümeti adı
na RSFSC'ine hediye etti (Ahmet Mithat Yoldaş kısa süre önce Do
ğu Halkları Propaganda ve Harekât Konseyi'nde bizi ziyaret etmiş
ve Prezidyum üyesi Pavloviç Yoldaşla görüşmüştür).
Trabzon'a birkaç kilometre kala Ahmet Mithat'ın yardımıyla ka
raya çıktık, yolun geri kalanına atlarla devam ederek Trabzon'a var
dık. Batum'dayken Türk Bürosu ve İslam Şûrası'ndan gerekli tavsi
ye yazıları aldığımızı da bu arada belirteyim. Her yolcuya kuşkuy
la yaklaşılan Türkiye'de bu belgelerle rahatça dolaşabilirdik.
Trabzon'da bizi İngilizlerden gizli karşılamışlardı; burada çok
sayıda İngiliz vardı. (İki savaş gemisi, Konsolosluk; burada ayrıca
Fransız Başkonsolosluğu da bulunuyordu.)
Geldiğimiz zaman Trabzon'da bir gönüllü birlikler karargâhı
vardı; emperyalist savaş sonrası* kalmış olan Rus malvarlığını Tah
liye Komisyonu da burada çalışmalarını sürdürmekteydi.
Ne tuhaftır ki, karşıdevrimci beyaz muhafızlar, Trabzon'a Bolşe
viklerin geldiği kokusunu almışlardı. İngilizlere mutlaka haber ver
meleri doğaldır. Onlar 24 saat içinde bizi İngilizlere takdim etmeyi
önerdiler. Ama bizi bulamadılar. Karargâhı Trabzon'a 40 kilometre
uzaklıkta (Cevizlik'te) bulunan Tümen Komutanı Rüştü Bey, bizim
kendisine götürülmemiz için komutana telefonla emir vermişti. Bi-
140
zi oraya götürdüler. Tümen Komutam'na Kızıl Ordu'nun, Azerbay
can'ın durumunu, görevimizi ayrıntılı olarak anlattık; kendisine
Müslüman dilinde vb. gazeteler verdik.
Gelişimiz Erzurum'a Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Pa-
şa'ya ve Ankara'ya bildirildi.
Uzun süre yanıt gelmedi. Mesele, Türklerin ifadesine göre be
nim Trabzon vilayetine gelen ilk Rus olmamdı. Hemen her gün ba
na ve yaverime Kızıl Ordu'yu, onun Trabzon'a, Erzurum'a, Baye-
zıt'a vs. ne zaman geleceğini soruyorlardı.
Askerlerle ve halkla yaptığımız sohbetlerde edindiğimiz izle
nimlere göre, Anadolu Devrim Hükümeti Sovyet Rusya'yla sıkı
ilişkiler kurmayı çok istiyordu. Kızıl Ordu'nun Kuban'da zafer ka
zandığını Türk gazetelerinden öğrendikten sonra, resmi kişiler bir
ağızdan, her zaman Bolşevikler tarafında olduklarını söylüyorlardı.
Trabzon gazeteleri İngilizlerin varlığına aldırmadan, hep birlikte,
Anadolu'nun tek kurtuluşunu Sovyet Rusya'yla ittifakta buldukları
nı yazıyorlardı.
Erzurum'dan izin çıktıktan sonra 16 Nisanda Erzurum'a doğ
ru yola çıktık. Rum bölgesinden (Hamsiköy) geçerken, Rusya'ya
ellerinden geldiğince zarar vermeye çalışan Rumların ateşiyle
karşılaştık.
Yeri gelmişken, topraksız "Pontus Cumhuriyeti" ilgimi çekmişti.
Bu hayal ürünü cumhuriyetin Yunanistan'dan, Venizelos'tan çıktığı
görülüyordu. Venizelos Trabzon'a kışkırtıcı ajanlar göndermişti ve
pek çok Rum bu kışkırtmalara kapılmıştı. Türkler, onların gizlice si
lahlandıklarını söylemişlerdi. Rumlarla sohbette -bazıları Rus dilini
bilmiyorlardı- onlann gerçekten de bir örgütlenme içinde oldukları
nı öğrendim. Her halükârda onlarda ciddi bir şeyler yoktu. Ayrıca
sayıları yetersizdir; Trabzon vilayetindeki (Trabzon şehri de dahil
olmak üzere) Rum ahali kadın erkek 450 bini geçmiyordu.
141
Ülke içlerine ilerledikçe Türklerin olaylara daha sağduyuyla
yaklaştıklarını ve Sovyet Rusya'yla birliğin, zamanın ihtiyaçlarına
tam olarak cevap vereceğini görebiliyordum. Erzincan, Gümüşha
ne ve Bayburt şehirlerinde resmi yetkililer ve halk bizleri çok can
dan karşıladı. Yol için bütün ihtiyaçlarımızı karşıladılar, koruma
verdiler vb.
Herkes Sovyet Rusya ve Azerbaycan'ın durumuyla ilgileniyordu.
Bütün bu anlattıklarımdan bir özet çıkarırsak, Anadolu Türk
Hükümetiyle Sovyet Rusya ittifakının, Antant'a ve Yunanlılara
güçlü bir darbe indireceğini düşünüyorum.
Anadolu'da (Türkiye) Büyük Millet Meclisi'nin yönetimi altın
da 400 bine yakın savaşçı mevcut; gerçi silahları az, teçhizatı yeter
siz, ama Türk askerini kim bilmez, o buna (yani teçhizata vb.) pek
önem vermez. Halk Rusların gelmesini bekliyor. İran olayları tek
rarlanmadığı takdirde, Anadolu'nun her yerinde altı ay sonra komü
nizm tohumu verimli bir zemine düşebilir.
Artık Anadolu'nun büyük noktalarında Komünist örgütlenmeler
var; Türk Komünist Teşkilatı Merkez Komitesini bir an önce Ana
dolu'ya göndermek gerekiyor.
22 Ekim 1920
Bakû
142