You are on page 1of 40

09.11.

2018

SOLUNUM
FİZYOLOJİSİ
Doç. Dr. Ferihan Çetin
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi
Fizyoloji Anabilim Dalı

AKCİĞER VENTİLASYONU
 Solunumun esas amacı, dokulara oksijen sağlamak ve
karbondioksiti uzaklaştırmaktır.
 Bu amacı gerçekleştirirken solunum dört ana işlev yürütür.
 1. Akciğer ventilasyonu: havanın atmosfer ve akciğer alveolleri
arasında içe ve dışa akımı
 2. alveoller ve kan arasında O2 ve CO2 difüzyonu
 3. O2’i vücudun doku hücrelerine taşımak ve oluşan CO2’i
hücrelerden uzaklaştırmak üzere kanda ve vücut sıvılarında
O2 ve CO2 taşınması
 4. Solunumun düzenlenmesi ve ventilasyonun diğer yönleri

1
09.11.2018

Solunum sisteminin görevleri

 Oksijen, karbondioksitin değişimi


 Havanın iletilmesi, bu sırada vücut ısısına
getirilmesi, nemlendirilmesi, temizlenmesi
 Ses oluşturulması
 Savunma
 Asit-baz dengesinin sağlanması
 Bazı hormonların dönüşümü

Solunum sisteminin fonksiyonları


(1) Solunum sistemi kan ve dış
cevre arasında homeostasis icin gerekli gaz
değişimini (oksijen ve
karbondioksit) sağlar. Dokularda oluşan
karbondioksit atmosfer havasına
verilirken, atmosferden alınan oksijen de kana
difuze olur.
(2) Vucudun hidrojen iyon konsantrasyonunu
duzenler. Vucutta hidrojen iyon
konsantrasyonunun duzenlenmesi başlıca iki
organ tarafından sağlanır:
Akciğerler ve bobrekler. Akciğerler,
karbondioksiti uzaklaştırmak suretiyle
hidrojen iyon konsantrasyonunun sabit
surdurulmesini sağlar.
(3) Konuşma seslerinin oluşmasını (fonasyon)
sağlar.
(4) Renin-anjiotensin-aldosteron
sisteminde gorevli anjiyotensin donuşturucu
enzim (ACE, angiotensinconverting enzyme)
sentezler).

2
09.11.2018

Bir proteolitik enzim olan ve bobrekte


jukstaglomeruler hucrelerden salgılanan
renin, karaciğerde sentezlenen
anjitensinojeni anjiotensin I’e cevirir.
Anjiotensin I, akciğer kılcal
damarlarından gecerken, damar
endotelinden salınan anjiyotensin
dönüştürücü enzim (ACE) ile anjiotensin II
’ye dönüştürülür.
Anjiotensin II güçlü sistemik vazokonsriktor
bir maddedir ve aldosteron
salgısını uyarır.
(5) Mikroplara karşı koruma sağlar.
Mikropların vücudumuza girmek icin
kullandıkları yollardan biri de solunum
yollarıdır.
Doğrudan veya tozlar, damlacıklar ve diğer
maddeler ile birlikte taşınan
mikroorganizmalar burun kılları, mukozal
salgılar ve solunum mukozalarında
bulunan siliyar hücrelerin hareketi ile dışarı
atılmaya çalışılır.

HAVA YOLLARI:
 Trachea
 Bronşlar
 Bronşiyoller İletici hava yolları
 Terminal bronşiyoller

 Respiratuarbronşiyoller
 Alveol kanalları Solunumsal
 Alveol keseleri hava yolları

3
09.11.2018

İleti bolgesi ; havanın respiratuvar


bronşiollere ulaşmadan önce gectiği
bütün anatomik yapıları icerir. Bu
yapılar; burun, ağız, farinks, larinks,
trakea, primer bronşlar ve terminal
bronşiolleri icine alacak şekilde
bronşiollerin bütün sıralı dallarıdır.
Trakea ve alveoller arasında hava yolları
23 kez dallanır. Bu dallanmalar sonucu
çap giderek azalırken, toplam kesit
yüzey alanı artar. Çok dallanmışlık hava
yollarının toplam kesit yuzey alanını
artırır. Bu alan trakeada 2,5 cm² iken
alveollerde 11.800 cm’ ²ye cıkar Bu
nedenle kucuk hava yollarında havanın
akış hızı cok küçük değerlere iner. Bu
dallanmaların sonunda yer alan başlıca
yapılar terminal bronşioller, respiratuvar
bronşioller, alveoler duktuslar ve
alveollerdir. Terminal bronşiollere kadar
olan yapılar ileti bolgesini, sonraki
yapılar ise solunum bölgesini oluşturur

 Hava iletisine ek olarak ileti bölgesindeki yapılar ses oluşumu (fonasyon),


 alınan havanın ısıtılması ,
 nemlendirilmesi ,
 filtrasyon
 temizleme gibi fonksiyonlar görürler.
 Hava burundan gecerken, konkalar ve septumun 160 cm²'yi bulan yüzeyi
tarafından ısıtılır. Nemlendirme işlemi ise su moleküllerinin bu yolların
yüzeyinden gaz fazına geçmesi ile sağlanır.
 Atmosfer havasının ısı ve nemi ne olursa olsun alınan hava solunum
bölgesine ulaştığında ısısı 37°C'a çıkar ve su buharı ile doyurulur. İlk
fonksiyon ic ısıyı korumaya, ikincisi ise akciğer dokusunun kurumasını
önlemeye yöneliktir. (Bir kişi havayı bir tüp vasıtasıyla doğrudan trakeaya
alırsa (trakeostomide olduğu gibi) havanın soğutucu ve özellikle kurutucu
etkisi akciğerlerin alt bölümlerinde ciddi hasara ve enfeksiyona neden
olabilir.
 6 mikrometre büyüklükte partiküller
 Kömür işçilerinde Terminal bronş hastalığı yaygındır. 1-5 mirometre
büyüklükteki partiküller yerçekimine bağlı çökelme nedeniyle küçük
bronşioller içine yerleşirler.

4
09.11.2018

Solunum Yollarının İşlevleri


 Trakea, Bronşlar ve Bronşioller
 Trakeanın kollapsını önleyen kıkırdak halkalar vardır. Bronş
duvarlarında daha az yoğunlukta bulunurlar, bronşlara yeterli
düzeyde sertlik verir, aynı zamanda akciğerlerin açılıp
büzülmesine de izin verirler. Bu plaklar çapı 1,5mm.’den daha
dar olan bronşiollerde kaybolur.
 Bronşiollerin çeperinde kollapsı önleyen herhangi bir sert yapı
bulunmaz. Bunun yerine alveolleri genişleten aynı
transpulmoner basınçlarla genişlemiş halde tutulurlar.
 Bronş ve bronşiollerin duvarlarında düz kaslar bulunur.
 Birçok obstrüktif akciğer hastalığı bu düz kasların aşırı
kasılmasıyla küçük bronş ve büyük bronşiyollerin daralması
sonucu meydana gelir.

 Normal solunum koşullarında havanın akışı alveollerden


atmosfere gerekli hava akımını oluşturmak için 1cmH2O
basıncı yeterlidir.
 Hastalık durumlarında daha küçük bronşioller küçük çaplı
olmaları nedeniyle;
 1.çeperlerindeki kasların kasılması
 2.Duvarlarında ödem oluşması
 3. bronşiollerin lümeninde mukus birikmesi sonucu kolayca
tıkanırlar ve hava akımına direncin belirlenmesinde rol
oynarlar.

5
09.11.2018

İNSPİRASYON KASLARI

 Diyafragma *
 M. External (dış) interkostalis
 M. Sternocleidomastoid
 M. Scalenus

MUSCLE MOVEMENTS (INSPIRATION)

6
09.11.2018

INSPIRATION

EKSPİRASYON
 M. Internal intercostals
 M. Abdominals
 Pasif bir olaydır.

7
09.11.2018

EXPIRATION

8
09.11.2018

 Öksürük refleksi
 Hapşırma refleksi

 KLİNİK
 Poliomyelitli hastalarda solunum kasları oldukca zayıflar ve
yardımcı solunum kasları hipertrofiye olur. Çünkü göğüs
kafesinin genişlemesinden sorumlu olurlar.
 Myastenia gravis ve Guillain Barre sendromu’nda solunum
kaslarının ve yardımcı kasların zayıflığı nedeniyle solunum
yetmezliği görülür. Bu durum akciğer fonksiyonlarının normal
olmasına rağmen ölüme yol açabilir. (restrictive AC
hastalıkları)

9
09.11.2018

 Ventilasyon: Havanın akciğerlere giriş ve çıkışı


 Perfüzyon: Kanın akciğerlerdeki dolaşımı
 Diffüzyon: Kan ile hava arasında gaz alış verişi
 (Gazların taşınması)
 (Dokuda kullanım)

Akciğer ve göğüs duvarının elastik özellikleri

 Hem akciğer hem de


toraks duvarı elastik
yapılardır
 Akciğerlerin içe doğru
çekilme eğilimi, toraks
duvarının ise dışa doğru
hareket etme eğilimi
vardır.

Göğüs duvarının dışa doğru çekilmesi, karşıt


yöndeki akciğerleri içe geri-çekilmesi eşit ama
karşıt yöndedir

10
09.11.2018

Plevra
 Viseral plevra akciğer dokusuna, parietal plevra ise toraks duvarı ve
diyafragmaya sıkıca tutunmuştur.
 İkisi birbirine çok yakın, ancak birbirine tutunmaz.
 Aralarında kayganlığı sağlayan çok az miktardaki plevra sıvısı vardır (0,3
ml/kg).
 Plevral boşlukta negatif basıncın nedeni; sıvının boşluktan lenfatiklere
pompalanmasıdır.
 Bu sıvıdaki basınç değişmeleri solunum sırasında toraks duvarı ve AClerin
birlikte içe ve dışa hareketini sağlar

Nasıl nefes alıyoruz?


 Atmosferik basınç: 760 mm Hg

 Alveol içi basınç: 760 mm Hg

 Intrapleural basınç: 756 mm Hg

Pleura

11
09.11.2018

İstirahatte basınçlar:

Havayolları Atmosfer
760 mmHg

İntraplevral basınç
756 mmHg

Göğüs kafesi İntrapulmoner basınç


760 mmHg

Akciğerlerde havanın içe ve dışa hareketine neden


olan basınçlar
Plevra basıncı ve solunum
hareketleri sırasındaki değişiklikleri
Normal solunum sırasında AC
hacmi, alveol basıncı, plevra
basıncı ve transpulmoner
basınçtaki değişiklikler
İnspirasyonun başlangıcında
normal plevra basıncı -5cmH2O
(Bu basınç akciğerlerin istirahat
durumunda açık kalması için
gerekli emme basıncını oluşturur)
Normal inspirasyon sırasında
göğüs kafesinin genişlemesi
ortalama -7,5cmH2O ‘ya kadar
düşen negatif bir basınç yaratır ve
gittikçe artan kuvvetle ACleri dışa
doğru çeker.

12
09.11.2018

Alveol Basıncı (AC alveollerindeki hava basıncı)


Glottisin açık olduğu ve
AC.lerden içeri veya dışarı
hiçbir hava akımının
olmadığı durumda,
solunum ağacının tüm
bölgelerinde ve alveollere
giden tüm yollardaki
basınçlar atmosfer
basıncına eşittir. Bu
basınç, yani 0 cmH2O
basıncı referans basıncı
olarak değerlendirilir.
İnspirasyonda havanın içe
doğru akışını sağlamak
üzere alveollerdeki basınç
atmosfer basıncından biraz
düşük düzeye (sıfırın
altında) inmelidir.
Bu zayıf negatif basınç, normal sakin inspirasyon için gerekli olan 0,5 L havanın 2sn’de
AClere girmesi için yeterlidir.
Transpulmoner basınç akciğer elastik geri-çekilme kuvvetine karşıt basınçtır.
Akciğerleri açık tutar.

13
09.11.2018

İntraplevral basınç
 İntraplevral alanda alveoler basınçtan (Palv - intrapulmoner basınc ) daha az
olan, subatmosferik (negatif) bir basınc vardır. Bu basınç intraplevral basınç
(Pip - intratorasik basınc ) olarak adlandırılır.
 Akciğerler göğüs duvarına hicbir anatomik bağla bağlı değildir. İntraplevral
alandaki negatif basınç tarafından göğüs duvarına yapışık tutulurlar.
 İntraplevral basınc –4 mmHg'dır. Bu yüzden akciğer duvarlarının iki tarafında
bir basınç farkı vardır; alveoler ve intraplevral basınclar arasındaki
bu farka transpulmoner basınç denir.
 Transpulmoner basınc [Palv-Pip = 0-(-4) = 4 mmHg] akciğerleri acık tutar,
yani akciğerleri kollapsdan koruyarak gergin tutar.
 Akciğerlerin elastik geri çekilmesine (gergin durumdan içe doğru hareket
eğilimine) karşı koyar.

Ventilasyon – Plevra Zarı

14
09.11.2018

Transpulmoner basınç
Alveol içi basınç ( alveoler
basınç, PA) ve
akciğerin çevreleyen
basınç (plevral basınç,
Ppl) arasındaki basınç
farkı olarak tanımlanır.
 Yani, PL= PA- Ppl
 Transpulmoner
basıncın artışı ile
akciğer hacmi artar.

15
09.11.2018

16
09.11.2018

17
09.11.2018

Akciğerlerin Kompliyansı
 Transpulmoner basınçtaki her
birim artışa karşı akciğerlerin
genişleme derecesine akciğer
kompliyansı adı verilir.
 Normal erişkin bir insanda, her iki
ACin birden toplam kompliyansı
transpulmoner basınçtaki her
cmH2O basıncı için yaklaşık
200ml hava hacmidir.
 Bu, herzaman transpulmoner
basıncın 1cm H2O artması ile
AClerin 200ml genişlemesi
demektir.
Kompliyans çizelgesinin özellikleri AC.lerin elastik kuvvetleriyle belirlenmektedir.
Bu kuvvetler:
1.AC dokusunun elastik kuvvetleri
2.AC hava boşluklarını ve alveol duvarlarının iç yüzeyini çevreleyen sıvının
yüzey gerimi ile oluşan elastik kuvvet

18
09.11.2018

Akciğerlerin Kompliyansı
 Kompliyans çizelgesinin özellikleri AC.lerin elastik
kuvvetleriyle belirlenmektedir. Bu kuvvetler:
 1.AC dokusunun elastik kuvvetleri
 2.AC hava boşluklarını ve alveol duvarlarının iç yüzeyini
çevreleyen sıvının yüzey gerimi ile oluşan elastik kuvvet

 Birim basınç değişikliğinde meydana gelen hacim değişikliği


(V/P,
akciğerin 200 ml/cm H2O
sistemin 110 ml/cm H2O)

 Elastisite; bir yapının gerilmeden sonra başlangıçtaki haline dönme


eğilimine karşılık gelir.
 Akciğerler yüksek konsantrasyonda elastin ve kollagen lifleri içerir.
 Bu nedenle çok esnek ve genişlemeye (kompliyans) dirençlidirler
 Bu direnç; elastik direnç olarak adlandırılır.
 Kompliyans ve elastik direnç arasında ters bir ilişki vardır:
 Kompliyans = 1 / Elastik direnç.
 Kompliyans ne kadar düşükse elastik geri çekilme o kadar yüksektir,
kompliyans ne kadar yüksekse elastik geri çekilme o kadar düşüktür.
Akciğerler genişlediği zaman elastin ve kollagen lifleri açılır ve gerilirler.
Boyları uzar ve eski durumlarına dönmek için elastik bir kuvvet oluştururlar.
 Akciğerler normalde göğüs duvarına yapışmış olduklarından daima elastik
bir gerilimdedirler.
 Bu gerilim inspirasyon sırasında akciğerler genişlediğinde artar ve
ekspirasyon sırasında elastik büzülme nedeniyle azalır. Akciğerlerin ve
diğer toraks yapılarının elastisitesi ekspirasyon sırasında havanın dışarı
hareketine yardım eder.

19
09.11.2018

Yüzey geriminin önemi hava ve


fizyolojik tuzlu su ile doldurulan
AC.lerin kompliyansları
karşılaştırıldığında görülür.
AC.ler hava ile
dolduğurulduğunda alveoldeki
sıvı tabakası ve alveollerdeki
hava arasında bir arayüzey
vardır. AC.ler tuzlu su ile
doldurulursa hava-sıvı arayüzeyi
söz konusu değildir; bu yüzden
yüzey gerim etkisi
bulunmamaktadır. Fizyolojik tuzlu
su ile dolu akciğerde sadece
doku elastik kuvvetleri etkilidir. Hava ile dolu AC.lerde büzülmeye neden
Hava ile dolu AC.leri genişletmek olan toplam AC elastikiyetinin 1/3’ünden
için gerekli transpulmoner doku elastik kuvvetleri (AC parankimindeki
basınçlar fizolojik tuzlu su ile dolu elastin ve kollajen lifler),
AC.leri genişletmek için gerekli 2/3’ünden alveollerdeki sıvı-hava yüzey
basınçlardan 3 kat daha gerim kuvvetleri sorumludur.
yüksektir.

Anormal kompliyans yaratan durumlar

 Akciğerin dokusunu harap eden eden tüm koşullar: Fibrotik


durumlar, sıvı birikmesi
 Göğüs kafesinin genişleme yeteneğini azaltan durumlar: Kifoz,
skolyoz, solunum kaslarında felç toplam kompliyansı düşürür.

20
09.11.2018

Surfaktanın Görevleri:
 Alveoler sıvının yüzey gerilimini azaltmak (fosfolipidler)
 Laplace yasasına göre
Kollaps basıncı= 2 x yüzey gerilimi / alveol yarıçapı

P=2T/r

P=2T/r

100μm yarıçaplı ve normal sürfaktan ile kaplanmış ortalama


boyutta bir alveol için basınç değeri 4 cmH2O olarak hesaplanır.
Alveoller sürfaktan içermeyen saf su ile kaplı ise 18cmH2O olarak
ölçülecekti.

21
09.11.2018

 Yüzey gerilimi bir sıvı özelliğidir ve her sıvı-gaz yüzeyinde gelişir.


 Alveoller normalde çok ince bir sıvı tabakası içerirler.
 Alveol sıvı tabakasının yüzeyindeki su molekülleri, hava moleküllerinden çok
diğer su moleküllerini çekerler.
 Su-hava yüzeyindeki su molekülleri arasındaki bu çekim yüzey gerilimi
olarak adlandırılır.
 Yüzey gerilimi doğrudan alveolun içine doğru, alveolleri kollabe edecek bir
basınç oluşturur.
 Yüzey gerilimi nedeniyle oluşan basınç LaPlace kanununda tanımlandığı
gibi; yüzey gerilimi ile doğru, alveolun yarıçapı ile ters orantılıdır
 (P=2.T/r P; basınç, T; yüzey gerilimi, r; alveol yarıçapı).
 Bu kanuna göre, her ikisinde de yüzey geriliminin aynı olması durumunda
küçük alveollerdeki basınç büyük alveollerdekinden daha büyük olacaktır.

 Bu durum küçük alveollerdeki havanın


büyük alveollere geçmesine neden olur.
Bu yüzden, teorik olarak küçük alveoller
tamamen büzülürken, büyük alveoller
giderek büyüyecektir. Bu durum
alveollerin kararsızlığı (instabilizasyonu)
olarak adlandırılır.
 Bu durum normalde görülmez. Çünkü
alveolun çapı azalırken alveol yüzeyindeki
surfaktan molekülleri birbirine yaklaşarak
miktarı artırır ve bu durum yüzey gerimini
düşürür. Azalmış yüzey gerilimi alveollerin
kollapsını önler.
 Aksine, alveoller genişledikce yüzeydeki
surfaktan miktarı azalır ve yüzey gerimi
artar.
 Surfaktanın yüzey gerimini azaltma
miktarının yüzey alanı ile ters orantılı
olması onun eşsiz bir özelliğidir.

22
09.11.2018

Alveollerde 2 tip hücre bulunur:


 Tip I: Gaz değişimi yaparlar
 Tip II: Sürfaktan salgılarlar.

Surfaktanın İçeriği:
 Fosfolipidler %70-80
 Dipalmitylfosfatidilkolin (DPPC)
 Nötral lipidler %10
 Kolesterol, trigliseridler, serbest yağ asitleri
 Proteinler %10
 Nonspesifik proteinler; alb, glob, IgG, transferrin
 Spesifik proteinler; SP-A, SP-B, SP-C

23
09.11.2018

Surfaktanın yüzey gerimine etkisi

Surfaktan: alveolleri stabilize eder


P=2T/r

24
09.11.2018

Surfaktan: Görevleri

 Solunum döngüsü boyunca alveolleri stabilize etmek

 Küçük çaptaki alveollerde kapanmayı önlemek

 İntraalveoler zedelenmeyi, plasma protein sızıntısını ve


pulmoner ödem oluşumunu önlemek

Surfaktan sentez eksikliği:

 Hücrelerin yeterince gelişmemiş olması


 Prematürite
 Hücrelerin beslenmesinin bozulması
 Ödem
 Dolaşım bozukluğu
 Hücre hasarlanması
 Enfeksiyon

25
09.11.2018

Yüzey gerimi
 Alveol sıvısı, fonksiyonu yüzey gerilimini düşürmek olan bir bileşik içerir.
 Bu bileşik surfaktan olarak adlandırılır. Surfaktan çok sayıda fosfolipit,
protein ve iyon içeren bir karışımdır.
Surfaktanın en önemli bileşenleri:
dipalmitolfosfatidilkolin (DPPC veya dipalmitolesitin), fosfatidilgliserol (PG),
surfaktan apoproteinleri ve kalsiyum iyonlarıdır.
Dipalmitolfosfatidilkolin, surfaktanın %65’ini oluşturur ve yüzey geriminin
düşürülmesinden sorumludur.
 Fosfatidilgliserol ise surfaktanın alveol yüzey alanı boyunca yayılmasını
sağlar.
 Surfaktan Tip II alveoler hücrelerde sentezlenir ve stoplazmada depolanır.
Daha sonra ekzositoz yoluyla salınır.
 Surfaktanın akciğerlerden temizlenmesinde ana yol tip II hücrelere geri
alınmasıdır. Ancak, lenfatiklere emilim ve makrofajlarca temizleme buna
katkıda bulunur.

 Surfaktan başlıca şu fonksiyonlara sahiptir:


 (1) Akciğerlerde kollabe edici yüzey gerilimini azaltır;
 alveollerin kollapsını önler.
 (2) Alveolleri stabilize eder; alveollerin eşit büyüklükte olmasını
sağlar.
 (3) Alveollerde ödem sıvısının birikimini önler.

26
09.11.2018

 100 mikron (m) yarıcaplı ve normal surfaktanla kaplanmış ortalama boyutta


bir alveol icinde oluşan basınc 3 mmHg’dır. Surfaktan olmasaydı alveollerde
yuzey geriminin 20 mmHg’lık bir basınc oluşturacağı hesaplanmış olup, bu
basınc sıvının kılcal damarlardan (kandan) alveole gecmesini sağlayacaktı.
 Surfaktan, yüzey gerilimini azaltır ve akciğer kompliyansını artırır.
Surfaktanın olmadığı durumlarda yüzey gerilimi ve elastik geri çekilme çok
artar.

KLİNİK
 Surfaktan fetal hayatın gec donemlerinde tip II alveoler hücrelerde sentezlenir.
 Alveoller icine salgısı gebeliğin 6–7. aylarına kadar, hatta bazı bebeklerde
bundan daha sonra bile başlamadığından premature bebekler yetersiz
surfaktanla doğarlar. Bunun sonucu olarak alveolleri kollabedir. Bu durum
solunum zorluğu sendromu (Respiratory Distress Syndrome - RDS) olarak
adlandırılır. RDS, bebek ölümlerinin önde gelen nedenlerinden biridir.
 Düşük akciğer kompliyansı nedeniyle bebek cok güç sarfederek inspirasyon
yapar. Bu da soluyamamaya, alveollerin ice cökmesine kollapsına
(atelektazi ) ve ölüme neden olabilir.
 Bu durum bütün prematürelerde görülmez. Cünkü akciğerlerin gelişim hızı
hormonal (başlıca tiroksin ve hidrokortizon) ve genetik faktorlere bağlıdır.
Surfaktan sentezleyen sistemin normal gelişimi hamileliğin ileri doneminde
salgısı artan kortizol hormonuyla kolaylaşır. Glukokortikoidler tip II alveoler
hücrelerde surfaktan yapımını uyarırlar. Bu nedenle, premature doğum yapma
olasılığı bulunan gebe kadınlara hastalığı önlemek icin kortizol verilebilir.
 Solunum zorluğu sendromu ile doğan bebekler ise sentetik surfaktan ile tedavi
edilir.

27
09.11.2018

Dinlenim anında normal bir erişkinde:


 Solunum frekansı: Dakikadaki solunum sayısı: 12-15/dk
 Soluk hacmi (Tidal volum): Sakin solunumda her bir inspirasyon ile
akciğerlere giren ve her bir ekspirasyon ile akciğerlerden çıkan hava.
 Her bir solukta ortalama 500 ml hava alınır ve verilir.
 Solunum dakika hacmi: Bir dakikada akciğerlere girip çıkan havanın
toplam miktarıdır.
 Soluk hacmi x solunum frekansı
 Dakikada 6-8 Litre hava.

Ventilasyonu etkileyen faktörler


 Hacim artışını sınırlandıranlar
 Solunum kasları:
İnspiratuar ve ekspiratuar gelen uyarı

 Göğüs kafesi bozuklukları

 İntraplevral basınç değişikliği,


boşluğa hava-kan-sıvı dolması

 Alveoler sıvının yüzey gerilimi

28
09.11.2018

Alveolar Ventilasyon

Solunum dakika volümü= tidal volüm X solunum frekansı

Solunum dakika volümü= 500 ml X 12/dak= 6000 ml/dak

Alveollere giren hava= tidal volüm – ölü boşluk volümü

Alveolar ventilasyon= (tidal volüm – ölü boşluk volümü) X


solunum frekası

Alveolar ventilasyon= (500 – 150) X 12= 4200 ml/dak

Ölü Boşluk Kavramı


 Anatomik ölü boşluk: İletici hava yollarında gaz değişimine katılmayan hava

miktarı. Yaklaşık 150 ml

 Fizyolojik ölü boşluk: İşlevsiz alveollerin hacmi + anatomik ölü boşluk.

Değişkendir

29
09.11.2018

Definitions of Dead Space

Anatomic Dead Space

Physiologic Dead Space


Low Blood Flow

Copyright © 2006 by Elsevier, Inc.

30
09.11.2018

Alveoler ventilasyon

Dakika ventilasyonu:
Anatomik ölü boşluk
500x12= 6000 ml/dk
150 ml kadar
Alveoler ventilasyon:
350x12= 4200 ml/dk

31
09.11.2018

Spirometre

32
09.11.2018

Akciğer hacim ve kapasiteleri

Normal soluma, zorlu inspirasyon ve zorlu ekspirasyon sırasında solunum


hareketlerini gösteren şekil

33
09.11.2018

Akciğer hacim ve kapasiteleri

Akciğer hacimleri
 İnspirasyon yedek hacmi (inspirasyon rezervi): Normal bir inspirasyondan
sonra, derin bir inspirasyon ile alınabilen hava miktarına denir.
 Yaklaşık olarak 3000 ml kadardır.
 Ekspirasyon yedek hacmi (ekspirasyon rezervi): Normal bir
ekspirasyondan sonra, derin bir ekspirasyon ile çıkarılabilen hava miktarına
denir.
Yaklaşık olarak 1100 ml kadardır.
 Artık hacim (rezidüel hacim): En zorlu bir ekspirasyondan sonra
akciğerlerde kalan hava hacmidir.
 Yaklaşık 1200 ml kadardır.

34
09.11.2018

Spirometre ile ölçülemez


(RV)

Akciğer Kapasiteleri

İnspirasyon kapasitesi: Soluk hacmi + inspirasyon yedek hacmi (3500ml)


Fonksiyonel rezidüel kapasite: Rezidüel hacim + ekspirasyon yedek hacmi
(2300ml)
Vital kapasite: İnspirasyon yedek hacmi + Soluk hacmi + ekspirasyon yedek
hacmi (4600ml)
Total akciğer kapasitesi: İnspirasyon yedek hacmi + soluk hacmi +
ekspirasyon yedek hacmi + rezidüel hacim (yaklaşık 5800ml)
Başka bir deyişle; Vital kapasite + Rezidüel hacim ya da
İnspirasyon kapasitesi + fonksiyonel rezidüel kapasite’den oluşur.

35
09.11.2018

Akciğer Kapasiteleri

• Zamanlı vital kapasite (FEV1): Zorlu ekspirasyonun ilk bir Saniyesi


süresince dışarı atılan hava hacmi, vital kapasitenin yüzdesi olarak ifade
edilir.
• Vital kapasitenin %75’inin altında olmayan FEV değerleri normal
sınırlar içinde kabul edilmektedir.
• Bronşiyollerin daralması sonucu hava yollarının direncinin arttığı astım gibi
hastalıklarda vital kapasite normal olabilmesine karşın FEV1 azalmıştır.

• Maksimum istemli ventilasyon (maksimum volanter volüm): İstemli bir çaba


ile bir dakika içinde akciğerlere girip çıkabilen en büyük gaz hacmidir.
• Normal değeri ; FEV1 (litre) X 40 L/dk kadardır.

36
09.11.2018

AKCİĞER HACİMLERİ VE KAPASİTELERLE


İLİŞKİLERİ

 IC = IRV + TV

 FRC = ERV + RV

 VC = IRV + TV + ERV

 TLC = VC + RV

37
09.11.2018

Hava yolu direncini etkileyen faktörler


 Bronş düz kasının kasılması hava yolu direncini artırır.
 Alveol gazında PCO2’nin düşmesi hava yolu direncini artırır.
 Sempatik uyarı bronkodilatasyon yapar.
 Bronş kaslarının sinirsel ve lokal kontrolü-Bronşiollerin
sempatik Genişlemesi. (Epi,NE beta adrenerjik reseptörleri
uyararak bronş ağacının dilatasyonuna neden olur)
 Bronşiollerin parasempatik daralması.(Ach
bronkokonstrüksiyon yapar. Astımda Ach etkisini
engelleyen Atropin gibi ilaçların verilmesi bronşiolleri
gevşeterek daralmayı düzeltebilir.
 Lokal Salgısal Faktörler Bronşiollerde daralmaya neden
olur.( Histamin, anafilaksinin yavaş etkili maddesi)

38
09.11.2018

39
09.11.2018

Pulmoner kan akımının kontrolü


(Alveoldeki oksijen miktarında azalma lokal alveol kan
akımını azaltır ve pulmoner kan akımının dağılımını
düzenler)
 Yeterli oksijenlenmenin sağlanabilmesi icin kanın, alveollerin iyi havalandığı
akciğer bolgelerine dağıtılması gerekir.
 Oksijen konsantrasyonunun azalması halinde sistemik damarlarda dilatasyon
gorulurken, pulmoner damarlarda kasılma gorulur.
 Alveollerdeki oksijen parsiyel basıncı 70 mmHg’nın altına duştuğunde
pulmoner kan damarları 3–10 dakika icinde kasılır. Bu sayede kan akımı
havalanmanın iyi olduğu bolgelere yonlendirilir.
 Boylece havalanma derecesiyle orantılı bir şekilde kan akımını akciğer
alanlarına dağıtmak icin otokontrol sistemi oluşturulur. Buna neden olan
kimyasal aracı madde bilinmemektedir.
 Düşük oksijen konsantrasyonlarında, alveol epitel hücreleri tarafından henüz
keşfedilmemiş vazokonstriktor bir maddenin salgılandığına inanılmaktadır.
 NCNA-VIP

40

You might also like