You are on page 1of 14

5.

HAFTA

KISALTMA GRUPLARI

İyelik ekli veya hâl ekli bir isimle başka bir isim veya sıfat ögesinin bir araya
gelmesiyle oluşan kelime grupları kısaltma grubu üst başlığında ele alınmaktadır. Kısaltma
grupları “kelime gruplarının ve cümlelerin kısalması, yıpranması neticesinde ortaya çıkan
klişeleşmiş gruplardır.” (Ergin, 1992: s. 396-397).

Bu gruplar genel olarak isim-fiil, sıfat-fiil veya zarf-fiil gruplarından kısalmıştır.


Bunların devamında yazılmamış, düşmüş bir olan, eden, olmak, etmek, olarak veya ederek
kelimesi vardır: boynu bükük, çiçeği burnunda, devede kulak, yükte hafif, başa bela, içine
kapanık, kıldan ince, kılıçtan keskin, bini aşkın, vatanı müdafaa, konuyla ilgili, elle tutulur,
bizim kız, senin oğlan, sayıca kalabalık, dostça hareket vb.

Burada çekim eki almış isim, “belirten” göreviyle kendinden sonra gelen bir sıfatı,
bazan da bir isimi belirtmektedir. Bu belirtmede de, iki isim söz içinde kalıplaşmayla
uğrayarak birleşik kelimeler oluşturmaktadırlar. Bu birleşikler sıfat veya zarf olarak
kullanılırlar ve daima ayrı yazılırlar. Vurgu ikinci öge üzerindedir: etine dolgun, cana yakın,
dile kolay, içine kapanık, keyfine düşkün, elde bir, devede kulak, arada bir, yükte hafif,
pahada ağır, ikide bir, yandan çarklı, sonradan görme, kardan adam, anadan doğma, içten
pazarlıklı vb. (Özkan-Sevinçli, 2009: s. 92).

Kısaltma grupları:
İsnat grubu
Bulunma grubu
Yaklaşma grubu
Uzaklaşma grubu
Vasıta grubu
İlgi grubu
Eşitlik grubu

İsnat Grubu

İsnat grubunu oluşturan kelimelerden birincisi genellikle iyelik eki almış durumdadır,
ancak bazen yalın hâlde de bulunabilir. İkinci kelime ise daha çok sıfat, bazen isimdir. İsnat
grupları ters çevrilmiş sıfat tamlaması görünümündedirler. Grubun vurgusu en sonda gelen
öge üzerindedir.

isim (iyelik ekli / yalın hâlde) isim / sıfat ( yalın hâlde)


(isnat olunan, isnat yapılan) ( isnat edilen )

karn + ı tok
boyn + u bükük
çiçeğ + i burnunda
burn + u büyük
baş açık
ayak yalın

gün aydın, para peşin, baş aşağı; saçı uzun, aklı kısa, başı boş, çenesi düşük, eli uzun,
gözü pek, gözü tok, kulağı kesik, eli kulağında vb.

nesebi meçhul / kapısı açık


(Peyami Safa, Yalnızız)

kanatları yoluk / ağzı açık / göğsü kıllı


(Mustafa Kutlu, Bu Böyledir)

Kulağı çınlıyor, ağzı yarı açık.


(Peyami Safa, Fatih-Harbiye)

Seni ben bekliyorum, göğsüm açık, / bağrım açık;


Hançer ol, göğsüme saplan; ecel ol, karşıma çık!
(F. N. Çamlıbel, Han Duvarları)

Bazen bir kartal yuvası gibi erişilmesi imkânsız yükselir.


(A. H. Tanpınar, Beş Şehir)

Yelesi kara, cins atını överdi.


(Emine Işınsu)

İki yüz karavaş Rûm u Hıtây


Ki yüzleri ay ola kaşları yay
(Hoca Mesud, Süheyl ü Nevbahâr)

Sımadı Pârsâ'nun sözini ol


Azîmet kıldı deyre ol yüzi gül
(Mehmed, Işknâme)

Yaradıldı Mustafâ yüzi gül / gönli safâ


Ol kıldı bize vefâ andandur ihsan bana
(Yunus Emre Divanı)

Ol sözi şîrîn ü ol cismi arı


(Süleyman Çelebi, Mevlid)

Bulunma Grubu

Bulunma hâli eki almış bir isimle onu takip eden bir isim veya sıfatın bir araya gelmesiyle
oluşan kelime grubudur. Grubu oluşturan ögelerden biri veya ikisi kelime grubu olabilir.
Grubun vurgusu en sonda gelen öge üzerindedir.

isim isim / sıfat


(bulunma hâlinde) ( yalın hâlde)

bin + de bir
deve + de kulak
yük + te hafif
çanta + da keklik
sol + da sıfır

Herkesin zarurî olarak günde birkaç defa birbirine rastladığı bu şehirde...


(A. H. Tanpınar, Beş Şehir)
→ Bulunma grubunun ikinci ögesi bir sıfat tamlamasıdır.

Ayşe, bir elinde çay bardağı, / bir elinde sigara aralarına girdi.
(Emine Işınsu)
Cümledeki iki bulunma grubunun da ilk ögesi tamlayanı düşmüş bir iyelik grubudur.

İşte onlar, o adı ağza alınmayanlar,


Gözlerinde çürükler, / kollarında çürükler.
(F. N. Çamlıbel, Han Duvarları)

Fırat’ı radyodan değil, içimde saklı bir kızdan dinledim.


(A. N. Asya, Sevgi Mektupları)

Benem bî-berk ü ber 'uryân ü tenhâ


İşümde â‘ciz ü giryân ü şeydâ
(Mehmed, Işknâme)

Dinlenüz ki binde birin diyelüm / Günde beş kez urulısar nevbeti


(Süleyman Çelebi, Mevlid)

Yaklaşma Grubu

Yaklaşma hâli eki almış bir isimle onu takip eden bir isim veya sıfatın bir araya
gelmesiyle oluşan kelime grubudur. Grubu oluşturan ögelerden biri veya ikisi kelime grubu
olabilir. Grubun vurgusu en sonda gelen öge üzerindedir.

isim isim / sıfat


(yaklaşma hâlinde) ( yalın hâlde)

can + a yakın
baş + a bela
için + e kapanık
dil + e kolay
diller + e destan

bana mahsus / yere serici / cama takılı / tahmine müsait / kendisine layık
(Peyami Safa, Yalnızız)

Her büyük meselede Konya ahîlerinin ve hükümet teşkilâtına mensup gençlerin


yardımı istenir.
(A. H. Tanpınar, Beş Şehir)
Yaklaşma grubunun ilk ögesi bir belirsiz isim tamlamasıdır.
Bir vakitler, dinî bilgilere tam hâkim, ulemadan bir zat...
(Emine Işınsu)
Yaklaşma grubunun ilk ögesi olan “dinî bilgiler” bir sıfat tamlamasıdır. Esasen bu
örnekte yaklaşma grubunun ikinci ögesi olan “tam hâkim” de bir kelime grubudur. Kimi
araştırmacılar bu tür yapıları sıfat tamlaması olarak adlandırsa da bizce bu yapıdaki örnekler
“derecelendirme grubu”dur.

Yeni camiin kubbe sistemi Sultan Ahmed’e çok yakındır.


(A. H. Tanpınar, Beş Şehir)
Yaklaşma grubunun birinci ögesi birleşik isim grubudur. İkinci öge olan “çok yakın”
yukarıda belirtildiği üzere bir “derecelendirme grubu”dur.

Bu, derunî anarşisinin akislerini eşyada da görmeğe mahkûm olduğu zamanlara


mahsus, zarurî bir perişanlıktı.
(Peyami Safa, Fatih-Harbiye)
Yaklaşma grubunun birinci ögesi bir sıfat tamlamasıdır.

Onları vermemek hayra alâmet değildir.


(A. N. Asya, Sevgi Mektupları)

Kaç bahar, bülbüle hasret, / güle hasret yaşadık;


Görmedik kaç yaz ufuklarda yarım bir mehtâb.
(F. N. Çamlıbel, Han Duvarları)

Gökden inen dört kitâbı günde bin kez okurısan


Erenlere münkir isen didar ırak senden yana
(Yunus Emre Divanı)

DİKKAT:
Aynı iki kelimenin tekrarlandığı ve bu tekrarlanan iki kelimeden birincisinin yaklaşma
hâlinde, ikincisinin ise yalın hâlde bulunduğu kelime grupları yaklaşma grubu değil, tekrar
grubu olarak adlandırılır: bire bir, başa baş, kana kan, göze göz, dişe diş, teke tek vb. [bk. 3.
Ünite: Tekrar Grupları (Yaklaşma hâli eki - yalın hâl düzeninde kurulan tekrar grupları)].

Uzaklaşma Grubu

Uzaklaşma hâli eki almış bir isimle onu takip eden bir isim veya sıfatın bir araya
gelmesiyle oluşan kelime grubudur. Grubu oluşturan ögelerden biri veya ikisi kelime grubu
olabilir. Grubun vurgusu en sonda gelen öge üzerindedir.

isim isim / sıfat


(uzaklaşma hâlinde) ( yalın hâlde)
yan + dan çarklı
el + den düşme
kıl + dan ince
kılıç + tan keskin
kar + dan adam
evler + den uzak
Cevaptan müstağni bir sual.
(Peyami Safa, Fatih-Harbiye)

Samim’den daha trajik / en ahlaklı adamdan daha zararsız


(Peyami Safa, Yalnızız)
Birinci uzaklaşma grubunun ikinci ögesi bir derecelendirme grubudur. İkinci
uzaklaşma grubunun ilk ögesi bir sıfat tamlaması, ikinci ögesi ise bir derecelendirme
grubudur.

Cetlerimizden iki kişi vatan haritasını benimsemişlerdir.


(A. H. Tanpınar, Beş Şehir)
Uzaklaşma grubunun birinci ögesi, tamlayanı düşmüş bir iyelik grubu; ikinci ögesi ise
bir sıfat tamlamasıdır.

Müfreze başkanına bile yükseklerden atar pozda, kendinden emin, rahat.


(Emine Işınsu)

Başımda çiçeklerden bir taç...


(Mustafa Kutlu, Bu Böyledir)

Gurbet ademden kara, hasret ölümden acı,


Ne zaman tükenecek bu yollar arabacı?
(F. N. Çamlıbel, Han Duvarları)

Senden gizli hiçbir şeyim yok.


(A. N. Asya, Sevgi Mektupları)

Altundan yimiş kılalar ağaca


Gümişden kuşlar kona uçdan uca
(Şeyyad Hamza, Yûsuf u Züleyhâ)

Ne kıssa kim şekerden dahı şîrîn


Yüzi mâh-i münevver zülfi Pervîn
(Mehmed, Işknâme)

İki cihan toptolu bâg u bustân olurısa


Senün kokundan eyü gül bustân içinde bitmeye
(Yunus Emre Divanı)

Velî Cumhûr Şâh'un bir kızı var


Güneşden alnı ve aydan yüzi var
(Mehmed, Işknâme)

DİKKAT:
Aynı iki kelimenin tekrarlandığı ve bu tekrarlanan iki kelimeden birincisinin uzaklaşma
hâlinde, ikincisinin ise yaklaşma hâlinde bulunduğu kelime grupları uzaklaşma grubu değil,
tekrar grubu olarak adlandırılır: baştan başa, baştan sona, baştan ayağa, birdenbire,
doğrudan doğruya, tepeden tırnağa, içten dışa, gönülden gönüle, elden ele, günden güne,
yıldan yıla, büyükten küçüğe, küçükten büyüğe, dilden dile, kulaktan kulağa vb. [bk. 3. Ünite:
Tekrar Grupları (Uzaklaşma hâli eki - yaklaşma hâli eki düzeninde kurulan tekrar grupları)].
DİKKAT:
“bundan dolayı, milattan önce, milattan sonra, yıllardan beri, ondan ötürü” gibi ilk ögesi
uzaklaşma hâlinde bir kelime, ikinci ögesi ise bir çekim edatı olan kelime grupları uzaklaşma
grubu değil, edat grubu olarak adlandırılır (bk. 5. Ünite, 2. Bölüm: Edat Grubu).

Yükleme Grubu

Yükleme hâli eki almış bir isimle onu takip eden bir isim veya sıfatın bir araya
gelmesiyle oluşan kelime grubudur. Grubu oluşturan ögelerden biri veya ikisi kelime grubu
olabilir. Grubun vurgusu en sonda gelen öge üzerindedir.

isim isim / sıfat


(yükleme hâlinde) ( yalın hâlde)

toplantıy + ı teşrif
kurultay + ı tertip
vatan + ı müdafaa

Uçsuz bucaksız duygularından ve sevgisini itiraflarından başka suçu yoktu.


(A. N. Asya, Sevgi Mektupları)

Böyle safhalar olmadığını bir ispat mecburiyetinde isem...


(A. N. Asya, Sevgi Mektupları)
Yükleme grubunun birinci ögesi isim tamlaması, ikinci ögesi ise bir sıfat
tamlamasıdır.

Seni istikbal için önce gelmek cihana...


Tek seni hayâl için süzerek batan günü...
(F. N. Çamlıbel, Han Duvarları)

Vasıta Grubu

Vasıta hâli eki almış bir isimle onu takip eden bir isim veya sıfatın bir araya gelmesiyle
oluşan kelime grubudur. Grubu oluşturan ögelerden biri veya ikisi kelime grubu olabilir.
Grubun vurgusu en sonda gelen öge üzerindedir.

isim isim / sıfat


(vasıta hâlinde) ( yalın hâlde)

insanlar + la dolu
konuy + la ilgili
düşmanlarıy + la barışık
taş + la kaplı

Kalede ve onun eteğine serpilmiş mahallelerde Türk velileri Roma ve Bizans taşlarıyle
sarmaş dolaş yatarlar.
(A. H. Tanpınar, Beş Şehir)
Vasıta grubunun ilk ögesi bir belirsiz isim tamlaması, ikinci ögesi ise bir tekrar
grubudur.

Akort esnasında çıkan en basit saz sesi büyük bir mânâ ile yüklü görünüyordu.
(Peyami Safa, Yalnızız)
Vasıta grubunun ilk ögesi bir sıfat tamlamasıdır.

Babası ile birlikte iki yanı yediveren güllerle kaplı avludan geçecekler.
(Mustafa Kutlu, Bu Böyledir)
Vasıta grubunun ilk ögesi bir sıfat tamlamasıdır.

Seni benim bilmekle mümkün bir hayatım var yavrum.


(A. N. Asya, Sevgi Mektupları)
Vasıta grubunun ilk ögesi bir isim-fiil grubudur.

İlgi Grubu

İlgi hâli eki almış bir isimle onu takip eden başka bir ismin bir araya gelmesiyle oluşan
kelime grubudur. İyelik grubu ve belirli isim tamlamalarının tamlanan ögesindeki iyelik
ekinin düşmesiyle ortaya çıkmış bir kelime grubudur. Grubu oluşturan ögelerden biri veya
ikisi kelime grubu olabilir. Grubun vurgusu en sonda gelen öge üzerindedir.

isim isim
(ilgi hâlinde) ( yalın hâlde ve iyelik eki düşmüş)

biz + im kız
sen + in oğlan
Ali Baba + nın çiftlik
Ahmetler + in tarla

Onlar bizim mahallede oturuyorlar.


(A. N. Asya, Sevgi Mektupları)

Yaşaran gözlerimde artık her şey değişti,


Bizim garip Şeyhoğlu buradan geçmemişti...
(F. N. Çamlıbel, Han Duvarları)

İlgi grubunun ikinci ögesi bir sıfat tamlamasıdır.

Döndi Ya‘kûb söyledi eytdi cânum


Sakla düşün sözi işit benüm
(Şeyyad Hamza, Yûsuf u Züleyhâ)
Eşitlik Grubu

Eşitlik eki almış bir isimle onu takip eden başka bir isim veya sıfatın bir araya
gelmesiyle oluşan kelime grubudur. Grubu oluşturan ögelerden biri veya ikisi kelime grubu
olabilir. Grubun vurgusu en sonda gelen öge üzerindedir.

isim isim / sıfat


(eşitlik ekli) ( yalın hâlde)
insan + ca tavır
sayı + ca kalabalık
dost + ça hareket
zekâ + ca üstün
adet + çe az
âdet + çe yabani

Hakikatte Selçuk mimarisi çok defa dince yasak olan heykelin peşinde gibidir.
(A. H. Tanpınar, Beş Şehir)

KISALTMA GRUPLARININ İŞLEVLERİ

Kısaltma Gruplarının Öteki Kelime Gruplarında Görev Alması

Kısaltma grupları başka kelime grupları içerisinde görev alabilir:

Dahı yiğrek ola Hakk’a kurbeti


(Süleyman Çelebi, Mevlid)
Yaklaşma grubu, tamlayanı düşmüş iyelik grubunun tamlanan ögesidir.

Velî Cumhûr Şâh'un bir kızı var


Güneşden alnı ve aydan yüzi var
(Mehmed, Işknâme)
Uzaklaşma grubu, tamlayanı düşmüş iyelik grubunun tamlanan ögesidir.

Cama takılı hâkimiyet...


(Peyami Safa, Yalnızız)
Yaklaşma grubu, sıfat tamlamasının sıfat ögesidir.

Cevaptan müstağni bir sual...


(Peyami Safa, Fatih-Harbiye)
Uzaklaşma grubu, sıfat tamlamasının sıfat ögesidir.

Kanatları yoluk bir ördek...


(Mustafa Kutlu, Bu Böyledir)
İsnat grubu, sıfat tamlamasının sıfat ögesidir.

Dulayşe Bacı, evimizden biri gibidir.


(Mustafa Kutlu, Bu Böyledir)
Uzaklaşma grubu, edat grubunun isim ögesidir.
Samim’den daha trajik mahluk...
(Peyami Safa, Yalnızız)
Uzaklaşma grubu, sıfat tamlamasının sıfat ögesidir.

... fırsatlarla, imkânlarla dolu gelecek...


(Mustafa Kutlu, Bu Böyledir)
Vasıta grubu, sıfat tamlamasının sıfat ögesidir.

... bir kanepe üstünde yığılı notalar...


(Peyami Safa, Fatih-Harbiye)
Bulunma grubu, sıfat tamlamasının sıfat ögesidir.

Hakk’a lâyık işlemek yeğdür işi


(Süleyman Çelebi, Mevlid)
Yaklaşma grubu, isim-fiil grubunun zarf ögesidir.

Kuru sevdâdur içi tolu gavgâ


Hemîşe başı boş ider bu sevdâ
(Mehmed, Işknâme)
→ İsnat grubu, birleşik fiilin isim ögesidir.

Herbiri elinde bir nûrdan tabak


Kim yaratmış sun‘ı birle anı Hak
(Süleyman Çelebi, Mevlid)
Uzaklaşma grubu, sıfat tamlamasının isim ögesidir.

Azîmet kıldı deyre ol yüzi gül


(Mehmed, Işknâme)
İsnat grubu, sıfat tamlamasının isim ögesidir.

Cümlede Kullanılışları Bakımından Kısaltma Grupları

Kısaltma Gruplarının Özne Olarak Görev Yapması

Yaşaran gözlerimde artık her şey değişti,


Bizim garip Şeyhoğlu buradan geçmemişti...
(F. N. Çamlıbel, Han Duvarları)
İlgi grubu özne görevindedir.

Bunca varlığa sebeb hem ol imiş


(Süleyman Çelebi, Mevlid)
Yaklaşma grubu özne görevindedir.

Gümişden kuşlar kona uçdan uca


(Şeyyad Hamza, Yûsuf u Züleyhâ)
Uzaklaşma grubu özne görevindedir.

Kısaltma Gruplarının Nesne Olarak Görev Yapması (3. Düzey Başlık)


Nûrdan gölgeyi göz kande göre
(Süleyman Çelebi, Mevlid)
Uzaklaşma grubu nesne görevindedir.

Döndi Ya‘kûb söyledi eytdi cânum


Sakla düşün sözi işit benüm
(Şeyyad Hamza, Yûsuf u Züleyhâ)
İlgi grubu nesne görevindedir.

Kısaltma Gruplarının Zarf Olarak Görev Yapması (3. Düzey Başlık)

Aktüelin yere serici hâkimiyeti altında zekâ, her anı bir ağaca benzeyen ihsanların
ormanında yolunu kaybetmiş, toptan kavrayışlara imkân veren, külli mefhumları yerinde
kullanmaktan âciz, hatta en küçük seziş kabiliyetinden de mahrum, sabit bir fikrin peşinde
sürükleniyor.
(Peyami Safa, Yalnızız)
Uzaklaşma grubu zarf görevindedir.

Kalede ve onun eteğine serpilmiş mahallelerde Türk velileri Roma ve Bizans taşlarıyle
sarmaş dolaş yatarlar.
(A. H. Tanpınar, Beş Şehir)
Vasıta grubu zarf görevindedir.

Kaç bahar, bülbüle hasret, güle hasret yaşadık;


Görmedik kaç yaz ufuklarda yarım bir mehtâb.
(F. N. Çamlıbel, Han Duvarları)
Yaklaşma grubu zarf görevindedir.

Hakk’a lâyık kılmaduk a‘mâlümüz


(Süleyman Çelebi, Mevlid)
Yaklaşma grubu zarf görevindedir.

Günde beş kez urulısar nevbeti


(Süleyman Çelebi, Mevlid)
Bulunma grubu zarf görevindedir.

Açup yüzüni gördi buldı murâd


Ol aya muvâfık Süheyl urdı ad
(Hoca Mesud, Süheyl ü Nevbahâr)
Yaklaşma grubu zarf görevindedir.

Canlı bir yüz bana yaklaştı, mehâbetle dolu;


Kim bu? Nerden bu geliş? Hangi yolun yolcusu bu?...
(F. N. Çamlıbel, Han Duvarları)
Vasıta grubu zarf görevindedir.

Kısaltma Gruplarının Yüklem İsmi Olarak Görev Yapması (3. Düzey Başlık)
En ahlaklı adamdan daha zararsızım.
(Peyami Safa, Yalnızız)
Uzaklaşma grubu yüklem ismi görevindedir.

Musiki onlar için güzel bir pozisyondan ibarettir.


(Peyami Safa, Fatih-Harbiye)
Uzaklaşma grubu yüklem ismi görevindedir.

Gurbet ademden kara, hasret ölümden acı,


Ne zaman tükenecek bu yollar arabacı?
(F. N. Çamlıbel, Han Duvarları)
Uzaklaşma grubu yüklem ismi görevindedir.

Kibr ü isyândan müberrâydı özi


(Süleyman Çelebi, Mevlid)
Uzaklaşma grubu yüklem ismi görevindedir.

Vezîri anun elliden çoğidi


(Hoca Mesud, Süheyl ü Nevbahâr)
Uzaklaşma grubu yüklem ismi görevindedir.

Dahı bir adı anun Rahmân’durur


Bağışlar kullarına Gufrân’durur
(Şeyyad Hamza, Yûsuf u Züleyhâ)
Yaklaşma grubu yüklem ismi görevindedir.

Dost yüzini gördi gözüm erenlere toprak yüzüm


Söz anlayana bu sözüm gerek şekeristân ola
(Yûnus Emre Divanı)
Yaklaşma grubu yüklem ismi görevindedir.

Uygulama:
Aşağıdaki metinlerde geçen isimleri ve kullanılışlarını gösterin:

“İstanbul gittikçe ağaçsız kalıyor. Bu hal, aramızdan şu veya bu âdetin, geleneğin


kaybolmasına benzemez. Gelenekler, arkasından başkaları geldiği için veya kendilerine
ihtiyaç kalmadığı için giderler. Fakat asırlık bir ağacın gitmesi başka şeydir. Yerine bir
başkası dikilse bile o manzarayı alabilmesi için zaman ister. Alsa da evvelkisi,
babalarımızın altında oturdukları, zamanın kutladığı ağaç olmaz...” Ahmet Hamdi
Tanpınar, Beş Şehir

“Unkapanı köprüsünden geçerken bir an Haliç’e baktı, köprünün altından geçecek bir
römorkörün ince uzun bacası, karanlıkta zor seçilen bir tayfanın çektiği iple
indiriliyordu. Şişhane yokuşunu çıkarken yoldan inen bir sarhoşla bir iki kelime
konuştu, İstiklâl Caddesi’nin iyi aydınlatılmış vitrinleriyle biri hariç ilgilenmedi: Bir
gümüşçü dükkânının vitrinini uzun uzun seyretti. Ne vardı aklında? Endişeyle
titreyerek, sevgiyle seyrederek merak ediyordum.” Orhan Pamuk, Kara Kitap

KAYNAKÇA

ABASIYANIK, Sait Faik, Kayıp Aranıyor, Bilgi Yayınevi, İstanbul, 1986

ADIVAR, Halide Edip, Akile Hanım Sokağı, Can Yayınları, İstanbul, 2010

ADIVAR, Halide Edip, Döner Ayna, İstanbul, Atlas Kitapevi, 1977

ADIVAR, Halide Edip, Handan, Atlas Kitabevi, İstanbul, 1995

ATAY, Falih Rıfkı, Batış Yılları, Bateş Yayınları, İstanbul, 2000

AYDEMİR, Şevket Süreyya, Suyu Arayan Adam, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1999

BANGUOĞLU, Tahsin, Türkçenin Grameri, TDK Yayınları, Ankara, 2004

BAYKURT, Fakir, Yılanların Öcü, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1979

BEYATLI, Yahya Kemal, Kendi Gök Kubbemiz, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2008

BUĞRA, Tarık, Dönemeçte, Ötüken Yayınları, İstanbul, 1996

BUĞRA, Tarık, İbişin Rüyası, Ötüken Yayınları, İstanbul, 1996

BURAN, Ahmet, “Türkçede İsim Çekim Ekleri”, Türk Gramerinin Sorunları II, TDK
Yayınları, Ankara, 1999, s. 264-277

DIRANAS, Ahmet Muhip, Şiirler, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2006

ERGİN, Muharrem, Türk Dil Bilgisi, Bayrak Yayınları, İstanbul, 2005


ERSOY, Mehmet Akif, Safahat, Say Yayınları, İstanbul, 2007
EYÜBOĞLU, Sabahattin, Diyelim Söz Arasında, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2010

GEMALMAZ, Efrasyap, “Türkçede İsim Tamlamalarının Derin Yapısı”, Atatürk


Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi S.4, Erzurum, 1996

GÜNTEKİN, Reşat Nuri, Damga, İnkılâp Kitabevi, İstanbul, 2000

GÜNTEKİN, Reşat Nuri, Yeşil Gece, İnkılâp Kitabevi, İstanbul, 2001

GÜRPINAR, Hüseyin Rahmi, Billur Kalp, Özgür Yayıncılık, İstanbul, 2005

GÜRPINAR, Hüseyin Rahmi, Efsuncu Baba, Özgür Yayınları, İstanbul, 2000

GÜRPINAR, Hüseyin Rahmi, Utanmaz Adam, Özgür Yayınları, İstanbul, 2000

HİSAR, Abdülhak Şinasi, Boğaziçi Mehtapları, Bağlam Yayınları, İstanbul, 1997

İLHAN, Attilâ, Sokaktaki Adam, İş Kültür Yayınları, İstanbul, 2010

KANIK, Orhan Veli, Bütün Şiirleri, Adam Yayıncılık, İstanbul, 2000

KARAOSMANOĞLU, Yakup Kadri, Kiralık Konak, İletişim Yayınları, İstanbul, 2000

KARAY, Refik Halit, Nilgün, İnkılâp Kitabevi, İstanbul, 1986

KEMAL, Orhan, Dünya Evi, Epsilon Yayınları, İstanbul, 2005

KEMAL, Orhan, Baba Evi, Epsilon Yayınevi, İstanbul, 2005

KEMAL, Yaşar, İnce Memed, Aka Kitabevi, İstanbul, 1988


KORKMAZ, Zeynep, “Türk Dilinde +ça Eki ve Bu Ek İle Yapılan İsim Teşkilleri Üzerine Bir
Deneme”, AÜ. DTCF. Dergisi, C. XVII, S. 3-4 (Eylül-Aralık 1960, s. 275-358; Türk Dili
Üzerine Araştırmalar, C. I, TDK Yayınları, Ankara, 1995, s. 12-84

KORKMAZ, Zeynep, Türkiye Türkçesi Grameri Şekil Bilgisi, Ankara, TDK Yayınları, 2009

ÖZKAN, Mustafa; TÖREN, Hatice; ESİN, Osman, Yüksek Öğretimde Türk Dili-Yazılı ve
Sözlü Anlatım, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2006

PAMUK, Orhan, Sessiz Ev, İletişim Yayınları, İstanbul, 2006

SAFA, Peyami, Fatih Harbiye, Ötüken Yayınları, İstanbul, 1999

SAFA, Peyami, Yalnızız, Ötüken Yayınları, İstanbul, 2000

SEYFETTİN, Ömer, Beyaz Lâle, İnkılâp Yayınları, İstanbul, 2004

SEYFETTİN, Ömer, Forsa, Erdem Yayınları, İstanbul, 2000

TAHİR, Kemal, Devlet Ana, İthaki Yayınları, İstanbul, 2005

TAHİR, Kemal, Esir Şehrin İnsanları, İthaki Yayınları, İstanbul, 2009

TAHİR, Kemal, Yorgun Savaşçı, İthaki Yayınları, İstanbul, 2005

TANPINAR, Ahmet Hamdi, Beş Şehir, Dergâh Yayınları, İstanbul, 2000

TANPINAR, Ahmet Hamdi, Huzur, Dergâh Yayınları, İstanbul, 2000

TANPINAR, Ahmet Hamdi, Mahur Beste, Dergâh Yayınları, İstanbul, 1996

You might also like