You are on page 1of 224

PLANLAMA

2006/2
ISSN 1300-7319
Üç ayda bir yayınlanır
Sayı: 36
TMMOB ȘEHİR PLANCILARI ODASI YAYINI
Journal of the Chamber of City Planners
UNION OF CHAMBERS OF TURKISH ENGINEERS AND ARCHITECTS

İçindekiler
Sunuș... 2
Kentsel Dönüșüm Değil Rant Amaçlı Tasfiye Yasası 5
Kentsel Dönüșüme Modern Kent Mitinin Çöküșü Çerçevesinden Bakmak
Hatice KURTULUȘ 7
Yeni Küresellik, Yeni Șehircilik: Küresel Kentsel Strateji Olarak Soylulaștırma
Neil SMITH
Çeviri: İlknur URKUN-BOWE, İbrahim GÜNDOĞDU 13
Kentsel dönüșüm üzerine Batı’daki kavramlar, tanımlar, süreçler ve Türkiye
Z. Müge AKKAR 29
Kentsel Dönüșüm, Tarihsel ve Güncel Bir Kırılma Noktası mı?
Özdemir GÜNDOĞAN 39
Yeni Yasal Düzenlemeler ve Kentsel Dönüșüme Etkileri
C. Nil UZUN 49
Neoliberal Küreselleșmenin Kentlerde İnșası: AKP’nin Küresel Kent Söylemi ve İstanbul’un Kentsel Dönüșüm Projeleri
Binnur ÖKTEM 53
Ekonomik Gelișmenin Kültürel Stratejileri: İstanbul Kent Merkezleri ve Tarihi Kentsel Alanların Yeniden
Yapılandırılması
Besime ȘEN 65
“Soylulaștırma Kuramlarının İstanbul’da Uygulanabilirliği: Cihangir Örneği”
Ülke Evrim UYSAL 77
İstanbul Kentinde Kentsel Dönüșüm Projeleri ve Planlama Süreçleri
Tayfun KAHRAMAN 93
Yıkılmayı Bekleyen Gecekondular: Eyüp İlçesi Güzeltepe Mahallesinde Bir Konut Bölgesi!
Șükrü ASLAN 103
Kentsel Dönüșümün Kentsel Planlamadan Bağımsızlaștırılması/Ayrılması Sürecinde Ankara
S. Zafer ȘAHİN 111
Düzensiz Konut Alanlarında Kentsel Dönüșüm Modelleri Üzerine Bir Değerlendirme
Nihan ÖZDEMİR SÖNMEZ 121
Kentsel SİT Alanlarında Turizm Amaçlı Dönüșüm ve Sorunlar: Ankara Kalesi Örneği
Asuman TÜRKÜN - Zuhal ULUSOY 129
Görüș 139
Kentsel Dönüșüm Projeleri: Adana’daki Uygulamalar
M. Alim ÇOPUROĞLU 147
Bir Kentsel Yenileme Deneyimi: Barselona
Yalçın DEMİRTAȘ - İsmet ESGİN 155
Sokağı Anlamak ya da Toplumsal Ben’in Yeniden Keșfi: Kentsel Sokaklar ve Kentsel Ritüeller
Olgu ÇALIȘKAN 163
Kentleri Nasıl Dönüștürmeli? 169
Hazırlayan: Mehmet Nazım ÖZER
İmar Hukuku 212
Kitap Tanıtımı 215
Tez Özetleri 217
Abstracts (İngilizce Özetler) 221
Dergiye göndereceğiniz yazıların ve görsel malzemelerin basılı kopyası ile birlikte olanaklı ise bilgisayar ortamında hazırlanmıș bir kopyasını da iletiniz.
• Yazı ile birlikte, kısa bir özgeçmișinizi de göndermeyi unutmayınız.
• Fotoğraf, harita, çizim vb. görsel malzeme metnin içine yerleștirilmeli ve ayrıca 300 dpi çözünürlükten düșük olmamak koșuluyla TIFF veya JPEG formatında
sunulmalıdır.
• Çeviri yazılar ve fotoğraflar için kaynak belirtmeniz zorunludur.
• Yayın Kurulu, gönderilecek yazıların yayınına ilișkin kararını yazı ile bildirecek; gönderilen yazılar iade edilmeyecektir.
• Yayın Kurulu, gönderilen yazılarda, yazım kurallarına uygun gerekli düzeltmeleri yapma ve dil yanlıșlıklarını gidermeye yetkilidir.
• Yazı ve çevirilerin sorumluluğu yazar ve çevirmenlerine aittir. Șehir Plancıları Odası sorumluluk kabul etmez.
sunuș...
Toplumsal yașamı yirmi yılı așkın bir süredir abluka altına alan özelleștir-
meci ve piyasacı neoliberal politikalar, kentsel mekanı yeni birikim alan-
TMMOB ları olarak görürken kentleri bu doğrultuda köklü değișimlere zorlamakta.
Șehir Plancıları Odası Yakın dönemde ülkemizde neoliberal politikalar doğrultusunda yapılan
Yayın Türü: Yerel Süreli Yayın yasal düzenlemelerin önemli bir bölümü kentlerin ve kentsel mekanın
Üç ayda bir yayınlanır yeniden düzenlenmesine ya da “dönüșümüne” odaklanmıș durumda.
Oda birimlerine ve üyelere ücretsiz gönderilir. “Kentsel dönüșüm” kavramının yerel politikacılardan ulusal düzeydeki
Sayı: 36
Ekim 2006 politikacılara, inșaat șirketlerinden uluslararası finansörlere kadar genișlikte
bir çevre tarafından sürekli dile getirilmesi bu durumun en çarpıcı göstergesi
TMMOB Șehir Plancıları Odası Adına Sahibi niteliğinde. Hatta sözkonusu çevrelerin bu ilgisi TBMM’nin gündemine
ve Sorumlu Yazı İșleri Müdürü
Buğra Gökçe getirilen “Kentsel Dönüșüm Yasa Tasarısı” ile somutlașmıș durumda.

Dergi Sekreteri
Dinamik ve çatıșkılı bir sosyo-mekansal yapı olarak kentler sürekli bir
İbrahim Gündoğdu değișim ve dönüșüm sürecindedir. Bunun yanısıra, ülkemiz gibi hayli
sorunlu bir kentleșme deneyimini barındıran coğrafyalarda sağlıklı ve
Yayın Kurulu
Nevzat Can
yașanabilir kentlerin/kentsel mekanların olușumu ciddi dönüșüm süreçlerini
Olgu Çalıșkan gerektiren bir ihtiyaç niteliğindedir. Bu noktada kent planlama disiplini ve
Özlem Çelik pratiği, mekansal dönüșüm dinamiklerini içinde barındıran bir yapıya sahip
Sevilay Çetinkaya
Tolga Çilingir olmasına rağmen, hakim kentsel dönüșüm mantığı planlamanın kapsayıcı
İbrahim Gündoğdu ve bütüncül yaklașımından uzak bir noktadadır.
Mahir Kalaylıoğlu
H. Çağatay Keskinok Bu sayımızda, kentsel dönüșüm süreçlerini toplumsal, yasal ve mekansal
Ulaș Ș. Kılıçkaya boyutları ile tartıșmaya açıyoruz. Kentsel dönüșümün gündemindeki deği-
Tunga Köroğlu
Binali Tercan
șimi, uygulanan ve uygulanması düșünülen örnekleri, bu uygulamalar ile
Pınar Özbay olușan kentsel mekanı ve artan sosyal dıșlanma ve ayrıșmayı irdelemeye
Pınar Özden çalıștık.
İlknur Urkun Bowe
A. Cenap Yoloğlu Yakın zamanda Odamız tarafından gerçekleștirilen Kentsel Dönüșüm Sem-
Yayın İdare Merkezi
pozyumu’nda da anılan çerçevede gerçekleștirilen sunușların bir kısmına
Hatay Sokak No. 24/17 dergimizin bu sayısında yer verilmiștir. Bunun yanı sıra son günlerde gün-
Kocatepe/ANKARA demde olan Dönüșüm Yasa Tasarısı ile ilgili Odamız görüșlerini kamuoyu
Tel: 0312 417 87 70
Faks: 0312 417 90 55 ile paylașan Kentsel Dönüșüm Değil Rant Amaçlı Tasfiye Yasası bașlıklı
e-posta: spo@spo.org.tr basın açıklamamız da bu sayımızda yer almaktadır.
www.spo.org.tr
Bu çerçevede kentsel dönüșüm dosyamızı tarihsel ve kuramsal boyutları ile
Baskıya Hazırlık ele alan yazılar ile açıyoruz. Hatice Kurtuluș, Kentsel Dönüșüme Modern
Plar Ltd. Ști.-Șerife Eren
Tel: 0312 432 01 83-93 Faks: 432 55 22
Kent Mitinin Çöküșü Çerçevesinden Bakmak bașlıklı yazısında; modern
toplumun kurulușunda önemli unsurlardan biri olan modern kentin temel
Kapak Tasarımı dayanakları olan sağlıklı yașam çevresi ile barınma hakkı kavramlarının
Ahmet Ünver
ve kamu yararı etrafında kurulan planlama paradigmasının küresel ser-
Kapak Fotoğrafı maye ve emlak pazarına teslim olduğunu öne sürmektedir. Bu çerçevede
Özgür Hamdi Bal son dönemde artan kentsel dönüșüm projelerinin neoliberal politikalar ile
Kentsel Çelișkiler Fotoğraf Yarıșması Birincilik Ödülü
yeniden yapılandırılan ilișkiler bağlamında ve yükselen sınıflar lehine
Baskı temellendirildiğini, kentsel alanın bu projeler yolu ile bütünüyle metalaș-
Mattek Matbaacılık tırılarak kamusal mekanın așındırıldığını ortaya koymaktadır.
Basım Yayın Tanıtım Tic. San. Ltd. Ști.
G.M.K. Bulvarı Akyol İșh. No:83 /32 (Zemin) Neil Smith’in yeni küresellik ve yeni șehircilik kavramlarını tartıștığı maka-
Maltepe-Ankara lesinde ise, soylulaștırma küresel kentsel bir strateji olarak ele alınmıștır.
Tel: (0312) 229 15 02-03-04 Fax: (0312) 231 98 88
Smith, Yeni Küresellik, Yeni Șehircilik: Küresel Kentsel Strateji Olarak
Basım Tarihi-Saati: 11.01.2007-09:00 Soylulaștırma bașlıklı makalesinde, son dönemlerde soylulaștırmanın batı
4.000 Adet Basılmıștır kentlerinin ötesinde yeni küreselleșme dalgası ile tüm kentlerde yaygın-
laștığı tezini öne sürmektedir.
Sayının Z. Müge Akkar tarafından hazırlanan Kentsel Dönü- değișen planlama paradigması çerçevesinden ele alarak
șüm Üzerine Batı’daki Kavramlar, Tanımlar, Süreçler Ve incelenmektedir. Șahin, kentsel dönüșüm projelerini plan-
Türkiye yazısı, kentsel dönüșümü kavramsal bir çerçeveden lamaya alternatif bir araç olarak ortaya konulduğunu öne
tartıșırken, 1990lı yıllarda batı kentlerinde gerçekleștirilen sürmektedir.
bașarılı kentsel dönüșüm projelerinin temel özelliklerini
Nihan Özdemir Sönmez yazısında Ankara’da yașanan kent-
aktarmaktadır.
sel dönüșüm süreçlerini iki farklı çerçeveden ele almakta,
Kentsel Dönüșüm, Tarihsel ve Güncel Bir Kırılma Noktası mı öncelikle; piyasa mekanizmaları ile yașanan dönüșüm ve
bașlıklı yazısında, Özdemir Gündoğan, kentsel dönüșümün, ikinci olarak da kamu-özel sektör ortaklıkları ile yașanan
kentlerin ilk kurulduğu günden itibaren içinde bulunduğu dönüșümleri incelemektedir.
dönüșüm/değișim sürecinden farklı bir kavramsallaștırmaya
Kentsel Sit Alanlarında Turizm Amaçlı Dönüșüm Ve
ișaret ettiğini öne sürmektedir. Bu süreç içinde sermaye biri-
Sorunlar: Ankara Kalesi Örneği bașlıklı yazıda tartıșmalı
kimi süreçlerinin de yeniden tanımlandığına dikkat çeken
olan tarihsel korumanın yasal çerçevesini ișaret ederek tarihi
Gündoğan, kentsel mekanda yașanan bu yeniden tanımlanma
kentsel mekanların turizm amaçlı dönüșümleri incelenmekte.
süreçlerini kentsel dönüșüm bağlamında ele alınmaktadır.
Asuman Türkün ve Zuhal Ulusoy tarafından kaleme alınan
Sayımızın beșinci yazısı ise Türkiye’de yașanan kentsel yazı bu çerçevede, Ulus Tarihi Kent Merkezi ve Kalenin
dönüșüm projelerini, Dönüșüm Yasa Tasarısı ile tartıșmak- dönüșüm sürecinde rant amaçlı bir koruma anlayıșı getiren
tadır. C. Nil Uzun, yazısında, kentsel dönüșüm süreçleri için ‘kentsel turizm’ ile fiziki ve sosyal yapı ile tüketici profilinin
gerekli yasal düzenlemenin eksikliğine ve yasa tasarısının değiștiğini öne sürmektedirler.
boșluklarına dikkat çekmektedir.
Gazi Üniversitesi Șehir ve Bölge Planlama Bölümü’nün
Binnur Öktem, Neoliberal Küreselleșmenin Kentlerde Ankara Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı 1/5000 ölçekli
İnșası adlı yazısında, AKP’nin küresel kent söylemi ve Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli ‘Ankara
İstanbul’daki kentsel dönüșüm projelerini incelemektedir. Tarihi Kent Merkezi Kentsel Yenileme Alanı Koruma
Bu projelerin neoliberal küreselleșme projesinin bir parçası Amaçlı Uygulama’ İmar Planı hakkındaki görüșleri ve Orta
olarak gündeme geldiğini ve yapısını küresel kent söylemi Doğu Teknik Üniversitesi’nin ‘Ankara Tarihi Kent Alanı
ile meșrulaștırdığını öne sürmektedir. Yenileme Projesi’ hakkında hazırlamıș olduğu görüșler bu
sayımızda yer almaktadır.
Ekonomik Gelișmenin Kültürel Stratejileri bașlıklı yazı-
sında Besime Șen, İstanbul’un tarihi merkezinde ve kent M. Alim Çopuroğlu yazısında Adana’daki kentsel dönü-
merkezinde yașanan dönüșüm sürecini ve bu sürecin soylu- șüm projelerinin uygulamalarını ele almaktadır. Adana’da
laștırmaya nasıl yöneldiğini sürecin arka planını olușturan belirlenen üç kentsel dönüșüm proje uygulamasını irdeleyen
neoliberal politikalar bağlamında irdelemektedir. Çopuroğlu, karșılaștırmalı bir analiz çerçevesinde güncel
kentsel dönüșüm pratiğinin sosyal, ekonomik, mekansal
Sayımızda sekizinci yazı olan Soylulaștırma Kuramlarının
sonuçlarını tartıșmaya açıyor.
İstanbul’da Uygulanabilirliği: Cihangir Örneği çalıșmasında,
Ülke Evrim Uysal, soylulaștırma kavramını küreselleșme Bir bașka kentsel yenileme örneği üzerine değerlendirme
süreçleri ile kentsel mekan ve yeni toplumsal sınıfların Yalçın Demirtaș ve İsmet Esgin tarafından ele alınmaktadır.
sermaye ile ilișkisi çerçevesinden ele almaktadır. Bir Kentsel Yenileme Deneyimi: Barselona bașlıklı yazıda
yazarlar ODTÜ Șehir ve Bölge Planlama Bölümü’nün
Tayfun Kahraman yazısında İstanbul’da son dönemlerde
düzenlemiș olduğu teknik gezi kapsamında yapılan gözlem
hızlı bir șekilde yașanan kentsel dönüșüm projelerini ince-
ve çalıșmaların bize aktarmaktalar.
lemektedir. Yazı, İstanbul’un İMP tarafından hazırlanmıș
olan 1/100000 ölçekli Çevre Düzeni Planı kapsamında Dergimizi bundan sonraki sayılarda da yer vermeyi düșün-
kentsel dönüșüm projelerini ve İstanbul’un ilk stratejik düğümüz kitap eleștirisi bölümü ile tamamlıyoruz. Sokağı
planını irdelemektedir. Anlamak Ya Da Toplumsal Ben’in Yeniden Keșfi: Kentsel
Sokaklar Ve Kentsel Ritüeller bașlıklı yazısında Olgu Çalıș-
Șükrü Aslan ise Yıkılmayı Bekleyen Gecekondular bașlık
kan, Urban Streets and Urban Rituals (Kentsel Sokaklar ve
yazısında İstanbul’un Eyüp İlçesi Güzeltepe Mahallesinde
Kentsel Ritueller) adlı kitabı değerlendiriyor.
yașanan bir dönüșüm sürecinden hareketle kentsel dönüșü-
mün gecekondu olgusu ile değișen ilișkisini tartıșıyor. Bir sonraki sayımız olan İzmir Özel Sayası’nın hazırlık-
ları Tolga Çilingir ve Ulaș Kılıçkaya’nın editörlüğünde
S. Zafer Șahin’in Kentsel Dönüșümün Kentsel Planlamadan
tamamlandı.
Bağımsızlaștırılması/Ayrılması Sürecinde Ankara bașlıklı
yazısında Ankara kentindeki kentsel dönüșüm projelerini YAYIN KURULU
KENTSEL DÖNÜȘÜM DEĞİL RANT AMAÇLI TASFİYE YASASI
Kentler ve kentsel mekan son yıllarda bir çok yasal düzenlemenin konusu olmasına karșın yasa yapıcıların sorun yumağı
haline gelmiș kentsel sorunlar karșısında rant odaklı ve parçacı düzenlemelerde ısrarı, ne yığılan sorunlar karșısında yeni
çözümler üretebiliyor ne de bu sorunların çözümünde toplumun geniș kesimlerince kabul gören bütünlüklü bir yasal zemin
sunuyor. Her bir yasal düzenleme daha büyük kentsel sorunlara/çelișkilere yol açıyor ve hukuksal tutarlılıktan yoksun yeni
yasal düzenlemeler birbiri ardına gündeme getiriliyor. Son yıllarda çeșitli çevrelerce dile getirilen ve bir süredir TBMM’nin
gündemine getirilmek istenen Kentsel Dönüșüm Yasa Tasarısı, gerek bu eğilimin vardığı son noktayı göstermesi gerekse yol
açacağı yeni sosyal/mekansal ve hukuksal sorunlar açısından titizlikle irdelenmeyi ve toplumun geniș kesimlerince değerlen-
dirilmeyi hak ediyor. Bu bağlamda TMMOB Șehir Plancıları Odası olarak anılan yasayı, sosyal adalet ve kamu yararını üstte
tutan bir anlayıșla değerlendirmeyi ve kamuoyu ile paylașmayı meslek etiğinin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz.

Sağlıklı ve yașanılabilir kentsel mekan üretimi açısından oldukça sorunlu bir kentleșme tarihine sahip ülkemiz için dönüșüm
ya da yenileme yoluyla kentsel mekanın/yașam alanlarının yeniden düzenlenmesi önemli bir ihtiyaca denk düșmektedir. Ancak
bu ihtiyacın çözümüne yanıt olarak geliștirilecek gerçekçi bir yasal düzenlemenin, sağlıklı ve yașanılabilir kentsel mekan
sorununu tüm yönleriyle (sosyal, ekonomik, kültürel ve fiziksel) ele alması ve belirli bir mekansal bütün (kent, bölge ve hatta
ulusal ölçek) içerisinde düzenlemeler getirmesi gerekmektedir. Ne var ki, çeșitli çevrelerin yoğun çabaları ile bugünlerde
TBMM’nin gündemine getirilen “Dönüșüm Alanları Hakkında Yasa Tasarısı” bu tür bir düzenlemenin oldukça uzağında bir
kaygı ve içerik tașımaktadır. Bu durum Yasaya gerekçe olarak sunulanlara da yansımaktadır: Yasanın gerekçesi olarak, yakın
dönemde çıkarılan 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Tașınmazların Yenilenerek Korunması ve Yașatılarak Kullanıl-
ması Hakkında Kanununun ve 5366 sayılı Belediyeler Kanununun eskiyen tarihi mekanların ya da afet ve kentsel riske açık
kent parçalarının yenilenmesine olanak sağlayan 73. madde hükümlerinin, mekansal sınırları ve uygulamayı kolaylaștıracak
eksiklikleri sunulmakta; ve bu sınırları ortadan kaldıracak genel bir düzenlemenin gerekli olduğu söylenmektedir. Böylelikle
Yasa kentsel yenilemeye/dönüșüme yönelik mevcut hukuksal çerçeveyi geliștirmeyi değil tüm hukuksal bağlardan kurtulmayı
temel amaç olarak belirlemektedir. Yasanın, “dönüșüm alanlarında planlama ve yapılașma” (madde, 6), “dönüșüm alanlarında
uygulama” (madde, 7), “gelirler, harcamalar ve muafiyetler” (madde, 8) ve “ çeșitli hükümler” (madde, 9) bașlıklı maddelerinde
açıkça görülen bu amaç Yasayı bir muafiyetler ve olağanüstü durumlar yasası haline dönüștürmektedir.

Hukuk devleti ilkesi ile uyumsuz bu genel çerçevesinin yanı sıra Yasa, yenilenmeye ihtiyaç duyan kentsel mekanları sosyal,
kültürel ve ekonomik köklerinden soyutlayarak değerlendirmekte ve kentsel yenilenmeyi fiziksel yenilenmeye indirgeyerek
piyasanın acımasız ișleyișine terk etmektedir. Böylesine geniș ve olağanüstü yetkilerle donatılmıș bir Yasa, ne dönüșüm alanları
olarak tanımlanacak bölgelerde yașayan halkın sosyal, kültürel ve ekonomik koșullarına değinmekte ne de halkın katılımı/
talepleri ile ișleyecek bir dönüșüm süreci öngörmektedir. Aksine Yasa, sınırları belediye meclisinin kararı ile belirlenecek
bütün ya da ayrı ayrı parçaların toplamı en az 5 hektar olan dönüșüm alanlarında tüm üst ölçek plan kararlarına son vermekte,
“dönüșüm amaçlı imar planları” ile bölgeye kent bütününden ayrıksı biçimde yeni yapılașma kararları getirme hakkı tanımakta
ve söz konusu plan (!) kararlarına karșı hak sahiplerinden gelecek olası itirazları/anlașmazlıkları deprem, afet gibi olağanüstü
koșullar için Bakanlar Kurulunu yetkisine verilen “acil kamulaștırma” kapsamında değerlendirerek “Bakanlar Kurulu kararı
alınmaksızın kamulaștırma” (madde, 7(6)) yapma yetkisini Belediyelere vermektedir. Bu çerçevede Yasa, bir bölgede yașayan
insanların yașam mekanlarına yönelik yenileme ya da dönüșüm gibi demokratik katılım kanallarının açık olması gereken bir
mekansal düzenleme sürecini; bırakın yerel halkın ve ilgili çevrelerin katılımını sağlamayı, bölge halkının itirazlarını dik-
kate almayı, olağanüstü afet koșullarında ancak Bakanlar Kurulunun alabileceği kamulaștırma yetkilerini, kısıtsız biçimde
belediyelere, bırakmak suretiyle tersine çevirmektedir. Bu kapsamda, Yasa hak sahiplerinin itirazlarını sadece kamulaștırma
bedeline olabileceğini belirlemektedir. Bununla birlikte Yasa, sorunlu kentleșme tarihimizin ürünü olan gecekondularda kiracı
ya da ev sahibi olarak yașayan yoksul halkın barınma hakkının sağlanmasına yönelik hiçbir bağlayıcı hüküm içermemekte,
nerede ve nasıl sağlanacağı belirli olmayan “sosyal konutlardan verilebileceği” (madde, 6(2)) temennisi ile bu temel sosyal
sorunu yadsımaktadır.
Öte yandan Yasa, üzerinde plan kararları alınacak ve yeni yapılașma koșulları belirlenecek dönüșüm alanlarının belirlenme-
sinde kent bütününü gözetir hiçbir karara referans vermemekte ve Belediye Meclisinin kentin herhangi bir mekansal parçasına
ilișkin alacağı dönüșüm alanı kararını yeterli görmektedir (madde, 1(a)). Bu yolla kent bütününden ve kent planından kopuk
dönüșüm alanları belirlenebilecek ve böylelikle kent planlamasının kentsel mekanların bir bütün șema içerisinde yenilenmesi,
sağlıklaștırılması ya da geliștirilmesine yönelik bütüncül ișlevi ortadan kalkacaktır. Böylesi bir mekansal düzenleme biçiminin
kentsel mekanlar arasındaki eșitsizlikleri daha fazla derinleștireceği, kentsel sorunlara/çelișkilere yenilerini ekleyeceği ve yeni
çatıșmalara yol açacağını kestirmek güç değildir. Halbuki deprem, afet ya da diğer kentsel riskler karșısında yenilenmesi ya
da dönüștürülmesi gereken alanlar kent bütününü gözeterek kent planına bütünleșik biçimde belirlenmeli ve bu çerçevede
belirlenecek koruma-geliștirme-yenileme ilkeleri etrafında planlanmalıdır.

Bu çerçevede, doğal afetlere ve kentsel risklere açık kentsel mekanların kamu yararı doğrultusunda yenilenmesine ya da
dönüștürülmesine yönelik hiçbir ciddi öneri sunmayan “Dönüșüm Alanları Hakkında Yasa Tasarısı”nı sorunlu kentleșme
deneyimimizin getirdiği kentsel yenilenme ve dönüșüm ihtiyacına yanıt olarak düșünmek mümkün değildir. Yasa, konu ile
ilgili sivil toplum kesimlerini, yerel inisiyatifleri ve meslek odalarını dıșlayan yasa yapım sürecine de yansıdığı gibi, mekansal
rantlardan birikim sağlamayı amaçlayan gayrimenkul piyasası aktörlerinin ve bu yolla ekonomik gelișme hedefleyen yerel
yöneticilerin ve merkezi hükümetin taleplerini yansıtmaktadır. TMMOB Șehir Plancıları Odası olarak, kamu yararı doğrultu-
sunda gerçekçi bir çözümün, kentlerimizin koruma, yenileme ve gelișme sorunlarını bütüncül bir planlama ilișkisi içerisinde
sosyal, kültürel, ekonomik ve fiziksel yönleriyle değerlendirecek, raflarda tozlanmaya terk edilen “İmar ve Șehirleșme Kanun
Tasarısı”nın hayata geçirilmesinde olduğuna ișaret ediyoruz. Bu doğrultuda, planlamanın bilimsel esaslarını ve kamu yara-
rını göz ardı eden, kentleri planlama süreçleri içerisinde değil parçacı rant odaklı “dönüșüm projeleri” etrafında geliștirecek
ve mekansal eșitsizlikleri derinleștirecek Yasaya tümüyle karșı çıkıyoruz ve Yasanın kentlerimizin/yurttașlarımızın ihtiyaç
duyduğu kentsel dönüșümü değil, rant amaçlı tasfiyeyi hedeflediğini kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.
TMMOB Șehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu

Baykan Günay arșivi 2000’li yıllar, Ankara


Altındağ’dan Ankaraya Bakıș-Cevahir Özgüler, 2006

PLANLAMA
2006/2

6
Kentsel Dönüșüme Modern Kent
Mitinin Çöküșü Çerçevesinden
Bakmak(*)

Hatice KURTULUȘ Doç. Dr.


Muğla Üniversitesi,
Sosyoloji Bölümü


Kentsel dönüșüm” kavramı özellikle plansız Ancak, kentsel dönüșüm projeleri bütün dünyada
ve kontrolsüz biçimlenmiș kentler ve metro- olduğu gibi Türkiye ‘de de bu gibi meșrulaștırıcı
politen alanlar söz konusu olduğunda bașlan- söylemler eșliğinde ama tamamen bașka bir senar-
gıçta olumlu anlamlarla yüklü olarak karșımıza yoyu gerçekleștirmek üzere sahneye çıkmaktaydı.
çıkmaktadır. Bu plansız ve kontrolsüz mekansal Bu senaryo, kapitalizmin küresel raundunda kent-
gelișmenin özellikle kentli yoksul sınıflar açısından sel toprakların tamamen metalașması ve pazardaki
olumsuz yașama ve barınma koșullarını yarattığı aktörlerin güç-rekabet ilișkilerine teslim edilme-
bilinmekte ve kentsel dönüșüm projelerinin bu alan- siydi. Modern toplumun kurucu unsurlarından
larda belirli iyileșmeler sağlayacağı umulabilirdi. olan modern kentin dayandığı sağlıklı yașam
Sosyal ve ekonomik maliyeti yoksul sınıflar tara- çevresi ve barınma hakkının gerçekleșmesi
fından fazlasıyla ödenerek, ancak sağlıksız çevre ve için tüm düzenlemeler ve düzenleyici kurumlar
barınma koșulları içinde kentsel araziye dönüșmüș (kamu yararını esas alan planlama, plancı ve
bu alanların yine bu sınıflar için daha yașanabilir özel mülkiyete müdahale edebilen siyasi otorite
bir kentsel çevreye dönüștürülmesi beklenebilirdi. gibi) küresel emlak pazarının oyuncuları tara-
Sadece mekansal olarak değil sosyal ve kültürel fından hızla oyun dıșında bırakılmaya bașlandı.
ölçekler olarak inșa edilmiș olan bu mahallelere Devlet ve sermayenin yeniden șekillenen ilișkisi
dıșarıdan bir müdahale de ancak böyle bir söylem çerçevesinde kentsel mekanın fiziki, sosyal ve
ile meșrulaștırabilirdi. Bu aynı zamanda “modern kültürel bariyerlerle “özelleștirilmesi” pek çok
kent” in dayandığı sınıfların mekanda göreceli yoldan ve pek çok farklı araçla gerçekleștirilmeye
olarak yerleștirilmesi yoluyla emeğin maliyetinin bașlandı. Bu yeni arazi ve emlak pazarında tekel
düșürülmesi ve sınıflar arasında sosyal teması rantı olușturacak değerde lokasyonlar ise daima
sağlayacak mekansal düzenlemelerle sınıfsal tarihsel kent merkezlerine yakın, ulașım ağlarının
çatıșma riskinin așağıya çekilmesi senaryosu ile gelișmesi ile son derece avantajlı hale gelmiș ve
de çelișmezdi. Diğer yandan “suç”la bütünleștiği yeterince güvenceli olmayan mülkiyet haklarına
varsayılan kentsel çöküntü alanlarında, kentsel sahip eski çöküntü alanları ile gecekondu mahal-
dönüșüm sürecinde bozulacak mülkiyet, kiracılık, leleriydi. Türkiye’de 1950’li yıllardan itibaren
komșuluk ve dayanıșma ilișkilerinin, varsayılan yoğun göç alan kentlerin ulașımı zor ve iklim
suçun organizasyonunu bozacağı ve dolayısıyla koșulları göreceli olarak olumsuz ve sağlıksız
kentsel șiddeti azaltacağı da kentsel dönüșüm çevre koșullarına sahip bölgelerine (İstanbul
kavramına olumlu anlamlar yüklenmesinin bir boğazı sırtları, eski sayfiye yerleșimlerinin
diğer nedeni olarak görülebilirdi. sırtları, kent içi çöküntü alanları gibi) yerleșen

*
Bu yazı, TMMOB Șehir Plancıları Odası tarafından 18 Kasım 2006 tarihinde düzenlenen Kentsel Dönüșüm Sempozyumu’nda PLANLAMA
sunulmuș bildirinin genișletilmiș halidir. 2006/2

7
kırsal göçmenler, kentin eski ve yeni mülksüzleri yandan da göçün maliyetini göçmenlere yükleye-
ile giderek gelir kaybederek bu alanlara yerleșen rek devletin sosyal harcama yükünü azaltıyordu.
alt-orta sınıflar, pazardaki son derece değerlenen Bu sayede kentsel rantların paylașımında gerçek
bu alanların metalașmasının önündeki en büyük bir sınıfsal çatıșmanın da önü alınıyordu. Bu
engeldi. Bu alanlar 1980’lerden itibaren belli ölçü- dönemde Batıda sosyal devletin konut yatırımla-
lerde ticarileșmekle birlikte yine de kentli yoksul rını desteklemesi ile Türkiye’de devletin hazine
sınıfların ulașabileceği belli bir kentsel arazi paza- arazilerine ișgal yoluyla yerleșmeyi görmezden
rının içinde kalmaktaydı. Kentsel dönüșüm söy- gelmesi aynı ekonomi politikasının sonuçlarıydı.
lemi ile kentsel dönüșüm projelerinin temel çelișik Diğer yandan metropoliten kentsel alanlarda
yanını da bu olușturmaktaydı. Söylem düzeyinde kırsal göçmenlerin formel ve enformel emek
tüm kentli sosyal sınıflar için avantajları ortaya piyasalarında iș bulabilme olanakları ve kentten
konularak meșrulaștırılan dönüșüm kavramı, proje beklentilerinin bulunması; kamu ve özel sektörde
ve uygulamaların bașlamasıyla bu meșruiyet düz- ücretli çalıșanların, orta sınıf yașam tarzını sür-
lemini hızla yitirmekte ve çelișki açıkça görünür dürebilecek ücret seviyelerinin kent içi mahalle-
hale gelmektedir. Bu çelișki kentsel dönüșümün lerde yap-satçı inșaat sektörünün ürettiği düșük
ekonomik boyutunda kristalize olmaktadır. maliyetli apartman dairelerini satın alabilecek
Kentsel dönüșüm yeni bir ekonomi olarak ortaya tasarrufa olanak vermesi; kentin burjuva sınıfını
çıkmaktadır. İleride üzerinde duracağım gibi bunu olușturan üretici kapital, tüccar ve mütahitlerin
Ayșe Buğra’dan (2000) ödünç alacağım bir kav- ulașım ve iletișim teknolojilerinin yetersizliği ve
ramla “kentsel dönüșümün ahlaksız ekonomisi” profesyonel yönetici kadroların eksikliğine bağlı
olarak tanımlamak mümkündür. olarak ișyerine yakın yerleșme mecburiyetleri
Bu bildiride üzerinde durulacak diğer boyut ise nedeniyle toplumsal sınıflar mekanda birbirle-
“toplumsal sözleșme”ye dayanan “modernlik riyle temas etmekteydi.
miti” nin, ete kemiğe bürünebileceği yer olan Bu dönemde sosyal sınıfların mekanda yer seç-
modern kentin, sınıfların toplumsal temasının yok melerinde konut-ișyeri mesafesi kadar tüm sınıf-
olduğu bir mekanda varlığını nasıl sürdüreceği lara açık kamusal mekanın varlığı belirleyici rol
sorusudur. 19 yüzyılın modernlik düșü ve kent oynamaktaydı.
ütopyaları belli sınıflar için gerçeğe dönüșürken,
yine aynı düșün bir parçası olan bütün toplumsal Fordist kapitalizmin dayandığı, kalabalık ücretli
sınıflar için karșılıklı kabul edilmiș olan sağlıklı sınıflar için standart malların üretimi, aynı sınıflar
çevre koșullarında yașama ve barınma hakkının için aynı standartlıkta konutlar ve yașam çevreleri
radikal biçimde așınmasının toplumsal ve mekan- üretimi ile eș zamanlı olarak gerçekleșmekteydi.
sal sonuçları, konunun sorgulanması gereken bir Kapitalizmin geç kalmıș ülkelerinde ise kırsal
boyutudur. göçmenlerden olușan ișgücünün konut ve barınma
sorunu bir bașka “standardın” kendiliğinden
olușumu ile çözümlenmekteydi. Bu anlamda
Neoliberalizm öncesi modern kentte
gecekondu mahalleri, kapitalizmin geç kalmıș
bazı kritik noktalar formuna özgün banliyöleșme modelinde bașka
Kapitalizmin bir önceki raundunda sosyal bir șey değildi. Bu modelde, Batıdaki gibi devlet
devlet ve fordist üretim rejimine dayalı olarak ücretli sınıflar için standart toplu konut alanlarının
biçimlenen devlet-sermeye-emek ilișkileri, üretimini teșvik etmek yerine, bu alanları kentsel
kentsel topraklarda kullanım ve mülkiyet hak- araziye dönüștürme maliyetini üstlenmeden zaten
larını, farklı olanaklar ve biçimlerle toplumsal kamusal olan toprakların göçmenler tarafından
sınıfların göreceli olarak paylașmasını mümkün ișgal edilmesini göz yumuyordu. Göçmenler emek
kılmaktaydı. Türkiye’de boș ve geniș hazine pazarına en kolay ulașabilecekleri mesafelerde ve
arazilerinin hem gecekondular hem de sanayi- uygun mülkiyet statüsündeki (kamu arazisi) alt
ciler için arazi avantajı sağlaması bunun en iyi yapısız arazilere, çetin koșullarda yașamayı ve
örneklerindendi. Hazine arazilerine yerleșebilme gelirlerinin büyük bir kısmını (çoğu zaman tama-
PLANLAMA olanağı bir yandan emeğin maliyetini düșürerek mını ya da fazlasını borçlanarak) inșaata harca-
2006/2 yeni gelișen sanayilere ucuz emek sağlıyor diğer mayı göze alarak yerleșiyorlardı. 1950’lerden

8
1980’lere, gecekondu mahalleleri (bazıları ilçe doğru ve kamusal mülkiyetten özel mülkiyete
ölçeğine büyüyerek ve apartmanlașarak) kentin doğru radikal bir transferin gerçekleșmesini
sadece en düșük gelirli göçmen-emekçi sınıfları mümkün kılmaktadır. Kentsel alanda coğrafi
için ișgal yoluyla yerleșilmiș yerleșim alanları açıdan tekel rantlarına sahip bölgelerde kalan
olmaktan çıkarak, düșük gelirli kentli orta sınıf- gecekondu mahalleri ile eski kent merkezlerindeki
lar için de standart yerleșim alanlarına dönüș- çöküntü alanları bu transferin ana kaynaklarından
meye bașladı. Bu “standart” yerleșimler, klasik bazılarıdır. Gecekondu alanlarında bir türlü tam
modern kentin banliyölerinden biçimsel (estetik) olarak düzenlenememiș mülkiyet hakları ve imar
ve olușum süreçleri (planlı, alt yapılı) açısından sorunları bu transferler için meșruiyet zeminini
olarak oldukça farklı olarak ortaya çıksa da içerik oluștururken; eski kentsel çöküntü alanlarında Bu çer-
ve fonksiyon açısından son derecede benzerdiler. ise zaten çok parçalı mülkiyet hakları ve ağırlıklı çevede
Kapitalizmin fordist raundunda ücretli sınıfların, kiracılık statüsü ile barınan en yoksul toplumsal
kentsel mekanda kendileri için üretilen ya da ken-
kentsel
sınıfların sağlıksız yașama koșulları ve șiddet
dilerine “bırakılan” yer/alan sayesinde, tüketimin potansiyeli, bu alanlarda dönüșüm projelerini dönü-
yanında mekan yoluyla sistemle bütünleșmeleri meșrulaștırarak bu transferi mümkün kılmakta- șümü,
sağlanmaktaydı. Bu aynı zamanda kentsel toprak- dır. Yoksul ve emekçi sınıfların kentsel alanda modern
lardaki mülkiyet ve kullanım haklarından emekçi tutunabilmelerinin son dayanağı da yeni sermaye
sınıfların ve orta sınıfın göreceli pay alabilmesini birikimi sürecinde yükselen sınıflar lehine ortadan
düșünce-
mümkün kılıyordu. kaldırılmaktadır nin temel
Bu süreçte kentsel alan toplumsal sınıflar açı- motto-
Kapitalizmin Küresel Raundunda sından dramatik bir biçimde ayrıșmakta ve bu larından
Kentsel Alanın Sınıflar Arasında ayrıșmada azalan kentsel kamusal harcamalar yeni biri olan
Yeniden Paylașımı ve Kentsel olușacak kentsel yoksulluk alanlarının kamusal
“toplum-
Dönüșüm Projeleri hizmet alabilmeleri olanağını daha da azaltarak,
1980’li yıllardan itibaren dünyada ve Türkiye’de eski yoksulluk alanlarından farklı, gerçek çöküntü sal adalet”
mekansal dönüșüm iki temel üzerinde yüksel- alanları, “slum”lar yaratacaktır. ilkesi
mektedir: Bu çerçevede kentsel dönüșümü, modern düșün- içinde ele
1. Neoliberal politikalar ile birlikte devlet cenin temel mottolarından biri olan “toplumsal alabilmek
ile sermaye arasında yeniden biçimlenen adalet” ilkesi içinde ele alabilmek imkansız hale
ilișkiler ve kentsel alanlarda sınıfların hak
imkansız
gelmektedir. Modern düșüncenin mekansal
sahipliğinin yükselen sınıflar lehine yeniden modernleșme ve dolayısıyla modern kent ile hale gel-
düzenlenme çabası. bağlam bağımlı ilișkisi düșünüldüğünde, top- mektedir.
2. Kentsel alanın bütünüyle metalaștırılması lumsal adalet ilkesinin bu denli așınması, bu
yoluyla sermaye birikimi mantığının içine ilișkinin bağlamından koparılarak serbest paza-
alınması ile kolektif eylemi de içinde barın- rın içine savrulmasına neden olmaktadır. Oysa
dıran kentin kamusal mekansal varlığının kent, semt, mahalle gibi ölçekler sadece fiziksel
așındırılması. ve demografik olarak ölçülebilen sayısal büyük-
Bu iki temel üzerinde inșa edilmeye bașlanan lükler değil, belli bir tarihsel dönemde, belirli
süreçte merkezi ve yerel yönetimlerin gerçek- toplumsal sınıfların tarafından belirli maliyetler
leștirdiği yasal reformlar üretim sermayesinin ödenerek “sosyal olarak kurulmuș” ölçeklerdir.
yanında yeni bir sermaye sınıfı yaratmakta Kentsel dönüșüm projeleri, sürtünmesiz –mate-
ve güçlendirmektedir.Bu dönemde neoliberal matiksel bir uzamda değil, sosyal, ekonomik ve
politikaların uygulayıcısı olan yerel ve merkezi kültürel olarak örülmüș, maliyetleri toplumsal
siyasi otorite, yabancı sermaye yatırımlarını sınıflar tarafından ödenmiș sosyo-mekansal
teșvik söylemiyle kentsel mekandaki kullanım ölçekler üzerinde gerçekleșmektedir. Belirli
ve mülkiyet haklarını esasında bu yeni yerli bir tarihsel dönem de, belirli toplumsal ve
sermaye lehine yeniden düzenlemektedir. Bu yerel maliyetler ödenerek ortaya çıkmıș bir
düzenlemeler kentsel topraklardaki kullanım ve sosyo-mekansal ölçeğin, bu maliyeti ödemiș PLANLAMA
mülkiyet haklarında alt sınıflardan üst sınıflara toplumsal sınıflar dıșlanarak, sermaye sınıfı 2006/2

9
lehine dönüștürülmesi ancak modern kapitaliz- ahlakı arasında varolan çatıșma” çerçevesinde
min kendi adalet ilkesinin dahi așındırılmasıyla ele alan yaklașımını,Türkiye’de gecekondunun
mümkün olabilecektir. olgusunun gelișimini açıklamak için, ana kavramı
tersine çevirerek kullanmaktadır. “Kentsel dönü-
șümü” bu kavram bağlamında düșündüğümüzde,
Kentsel Dönüșümün Ahlaksız
temel bir insan ihtiyacı olan barınma ihtiyacını
Ekonomisi (üstelik maliyeti kentin yoksul sınıfları tarafından
Kentsel Mumford 1938’de, banliyönün (suburbia) özel ödenerek kentsel araziye dönüșmüș bir kentsel
dönüșüm hayatın kurulması için ortak bir çabanın sonucu alanda) piyasanın kișisel olmayan güçlerine bıra-
olarak ortaya çıktığını yazmaktadır. Bu yaklașım kan neoliberal ekonominin ahlak dıșı tavrıyla,
proje- modern düșünceden gelmekte ve kamusal alanın- kentli yoksul sınıfların geleneksel barınma ihti-
lerinde mekanın dıșında kalan bir “özel hayat” tasavvu- yacını karșılama yolları ve ahlakının çatıșması
kamusal rundan beslenmektedir. Kapitalizmin fordist raun- temel bir toplumsal çatıșma alanı olarak ortaya
dunda bu çaba, emek, sermaye ve sosyal devletin çıkabilecektir.
mekan- ortaklığı ile ücretli sınıflara yeni bir tüketim formu
daki geniș olarak “özel hayatı” dolayısıyla da “banliyö evini”
satmalarından bașka bir șey değildi. Kapitalizmin Modernite’de bir ideal form olan
mülkiyet
küresel raundunda ise aynı soruyu tekrar sormak modern kent mitinin çöküșü
ve kulla- gerekiyor: “Devlet ve sermaye ve küresel emek Aristoteles Politika adlı eserinde, șehrin farklı
nım hak- pazarında avantajlı olan sınıfların ortak çabası ile insanların bir arada yașadığı yer olduğunu söy-
ları daha ortaya koyulan kentsel dönüșüm projelerinde bu lemektedir. Modernitenin köklerini aldığı Yunan
ortaklığın bir ahlakı var mı?” düșüncesinde farklı insanların “bir arada yașama
sınırlı belli
Kentsel dönüșüm sürecinde ortak çabanın, hali”, gerçeklik olarak değilse de mit olarak
bir sınıfa modernliğin dayandığı bir diğer temel mottodur.
kamusal kaynakların ve sınıflar arasında bölü-
transfer șülen geniș mülkiyet ve kullanım haklarının Modern mit, birbiriyle bütünleșik bir “kamu”
edilerek, belli bir sosyal sınıfa transferi için olduğu açık kurar. Modern kent, bu miti mekanın düzenlen-
kentsel olarak görülmektedir. Bu çaba, aynı zamanda mesi yoluyla gerçekleștirecek kurucu unsurlardan
kapitalizmin bir önceki raundunda göreceli biridir. Bu nedenle kamusal mekan bütün sosyal
toprağın olarak daha masum olan, “geniș ücretli sınıflar sınıfların içinde hareket edebildiği ve birbiriyle
özellești- için özel yașamı destekleyecek modern yașam temas edebildikleri bir alanın düzenlenmesidir. Bu
rilmesi ile çevresi kurma” nın ötesinde dar bir sosyal sınıfa aynı zamanda “sivil” bir alanı da temsil eder.
kamusal açık bir biçimde kentsel ekonomik kaynakları
Oysa kentsel dönüșüm projelerinde kamusal
ve varlıkları transfer edebilmek içindir. Giderek
mekan mekandaki geniș mülkiyet ve kullanım hakları
geleneksel orta sınıfları da içine alarak büyüyen
daha sınırlı belli bir sınıfa transfer edilerek, kent-
daraltıl- kent yoksullarının barındığı geniș ve avantajlı
sel toprağın özelleștirilmesi ile kamusal mekan
maktadır. kentsel arazi üzerindeki ekonomik değerin kentin
yeni varsıl sınıflarına transferi bu yolla mümkün daraltılmaktadır. Bu durumda sosyal sınıflar
olabilecektir. mekanda açık olarak ayrıșmakta ve kamusal
mekanda bir arada bulunabilme, temas edebilme
Bu nedenle bu çaba, Ayșe Buğra’nın bir bașka hali ortadan kalkmaktadır.
bağlamda kullandığı terim (2000, 97-128) ödünç
alınarak “kentsel dönüșümün ahlaksız ekonomisi” Kentsel Ayrıșma ile modern kentin gerçeklik ve
olarak değerlendirilebilir. Buğra “Ahlaksız Konut mitsel boyutlardaki çöküșü arasındaki ilișkinin
Ekonomisi” bașlıklı makalesinde E.P. Thomp- gözden kaçırılmaması gerekir. Modern kenti
son’un “18.Yüzyılda İngiliz halk kitlelerinin bir ideal forma dönüștüren temel etmen onun
ahlaki ekonomisi” bașlıklı denemesinde, bu yüz- bütünleșik bir sosyo-mekansak ölçek olarak mit-
yılda patlak veren yiyecek isyanlarının sadece leștirilmiș olmasıdır. Modern kentte bütünleșme,
yoksullukla ilgili olarak değil aynı zamanda,“in- kentin maddi ve kültürel birikiminin göreceli
san ihtiyaçlarının karșılanmasını piyasanın kișisel olarak paylașılması, sınıflar arası eșitsizliklerin
PLANLAMA olmayan güçlerine bırakan yeni siyasi iktisadın planlama aracılığı ile mekanda katlanılabilir sınır-
2006/2 ahlak dıșı tavrıyla halkın geleneksel tüketim larda düzenlenmesi ve kamusal mekanın sınıfların

10
temasına olanak verecek biçimde inșa edilmesi ile rafi sermayesinin en belirgin parçalarından olan
sağlanmaktaydı. Modern kentte mekan, serbest korular, boğaz sırtları, göl ve orman alanları mevzi
piyasa ekonomisinin kurallarının belli ölçüde öte- planlar ile belirli bir toplumsal sınıfın kullanımına
sinde ve planlamanın aktif müdahalesi ile kamusal açılıp kamuya kapatılmaktadır. Bu kapalılık, kent-
yararı gözeterek kurulmakta; bu sayede kent bir sel ayrıșmanın ötesinde, kentin tarihsel, coğrafi
sınıfsal çatıșmalar alanından, sınıfların göreceli ve kültürel varlıklarının ve zenginliklerinin de
olarak mekanda yerleștirildikleri ve birbirleriyle belli bir sınıfa transferi anlamına gelmektedir.
temas edebildikleri alan haline gelmekteydi. Bu süreçte bilim olarak “kent planlaması” yerini
yeni “kentsel stratejiler” üretimine, meslek olarak
Modern kapitalizmde sınıf çatıșmasının da bu
“șehir plancılığı” ise ısmarlama iș yapan zanaat-
sayede belli bir ölçüde geriletildiği düșünülürse,
karlığa bırakmaktadır. Kentsel dönüșümün yuka-
modern kentin çöküșünün sınıfsal çatıșma için
rıda sözü edilen ahlaksız ekonomisinin ihtiyaç
yeni bir çatıșma zemini hazırlaması kaçınılmazdır.
duyduğu meșrulaștırıcı bilimsel yaklașımların,
Bu zemin ise neoliberalizmin siyasi söylemi ve
söylemin ve stratejilerin üretiminde bilim önemli
politik uygulamalarıyla desteklediği etnik, dinsel
bir rol oynamaktadır. Eleștirel ve sorgulayıcı yak-
ve kültürel ayrıșmalar sayesinde kayganlaștırıl-
lașımlardan daha yaygın ve egemen olan kentsel
makta ve çatıșma sınıf boyutundan, sermaye sınıfı
dönüșümü meșrulaștırıcı yaklașımlardır. Bir
için daha az tehlikeli ancak emekçi sınıflar için
bașka deyișle, modern kent planlamasının ahlaki
esas tehlike olan sınıfsal dayanıșmayı yok edecek
yanını olușturan “kamu yararı” ilkesini serbest
sınıf dıșı çatıșma alanlarına kaydırılmaktadır.
piyasa ekonomisinin önüne koyan niteliği giderek
Kentsel mekanın “özelleștirilmesi” sadece sınıf-
kaybolmaktadır.
sal temasın olduğu zemini değil, aynı zamanda
sınıfsal dayanıșma ve kolektif eylemin zeminini Üstelik burada sadece kent planlaması bilim
de yok etmektedir. alanında değil, sosyal bilimlerin hemen hemen
bütün alanlarında, “kentsel dönüșümle” ilgili
Modern kent planlamasının bilim yaklașımlarda, modern sosyal bilimin sorgula-
olarak erozyonu ve yeni bir kentsel yıcı, eleștirel niteliğinden ne kadar uzağa düșül-
ütopya ihtiyacı düğü açıkça izlenmektedir. Temel sorun sadece
kent planlaması alanında değil diğer sosyal
Kapitalizmin küresel raundunda serbest piyasa
bilimler alanlarında da yeni kentsel ütopyaların
ekonomisi kentsel mekanı da metalaștırarak
üretilememesidir. Oysa barınma ve mülkiyet
içine alacak biçimde genișlerken, planlama-
hakları mücadelesi bile ancak arkasında sağlam
nın modern kent yaratma ideali yerini kentsel
bir kentsel ütopya olduğunda, rant kavgasının
mekanı ve kentsel toprakları piyasada kolayca
ötesinde gerçek ve ahlaklı bir mücadele alanı
değiștirilebilir değere dönüștürebilecek bir
olabilecektir.
imar plancılığına bırakmaktadır. Sadece kentsel
araziler değil, kentin tarihsel, kültürel ve coğrafi
mekansal sermayesi de bu planlar aracılığı ile Kaynaklar
kentli nüfusun büyük bir kısmını dıșarıda bıra- Mumford, L. (1940), The Culture of Cities, Secker
kacak biçimde yeni varsıl sınıfların kullanımına and Warburg, London
uygun hale getirilmektedir. Örneğin İstanbul’da Buğra, A. (2000), Türkiye’nin Ahlaksız Konut
kentin çeperinde geniș arazilere sahip 19. yüzyıl Ekonomisi, Devlet ve Piyasa Karșıtlığının Ötesinde,
çiftliklerinin arazileri ya da kentin tarihsel coğ- İletișim Yayınları, İstanbul.

PLANLAMA
2006/2

11
Olgu Çalıșkan, İstanbul-Tahtakale, 2006

PLANLAMA
2006/2

12
Yeni Küresellik, Yeni Șehircilik:
Küresel Kentsel Strateji Olarak
Soylulaștırma(*)

Neil SMITH Prof. Dr.,


City University of
Çeviri: İlknur URKUN-BOWE, İbrahim GÜNDOĞDU New York (CUNY)

1
990’ların sonunda New York’ta yașanan sektörün bașka türlü kendi bașına elde edemeye-
dört dizi olay neoliberal șehirciliğin temel ceği sonuçlara yönlendirilmesinden uzak durdu.
hatlarının birkaçını ele veriyordu. Birinci Bunun yerine, destek kent ve eyalet tarafından
olay sermaye ve devlete dairdi. 1998’in son yapılan bir yatırım ve “iyi ticari uygulama” olarak
günlerinde New York Belediye Bașkanı Rudy meșrulaștırıldı. Tehdidin en iyi ihtimalle altı boș
Giuliani kentin en elit kapitalistlerine büyük olduğu ve NYB’nın kenti terk etmeyi hiçbir
bir Noel hediyesi olduğunu açıkladı. New York zaman ciddi olarak düșünmeyeceği sadece șunu
Borsası’nın (NYB) Hudson nehrinin karșı tara- doğrulamaktadır: yerel yönetim, özel sektörün
fına tașınması “tehlikesi” karșısında Giuliani, seçtiği yolu düzenlemek yerine piyasa mantığı
güya borsayı kentte tutmak için 900 milyon tarafından zaten olușturulmuș olan oluklara
dolarlık vergi sübvansiyonu açıkladı. Bu, kentin kendini yerleștirmiș, esasında küresel sermaye-
küresel șirketlere ödediği bir dizi “coğrafi rüș- nin acemi ancak oldukça etkin bir ortağı haline
vetin” sadece sonuncusu ve en büyüğüydü. Bu gelmiștir. Dünya Ticaret Merkezi’nin yıkılması
sübvansiyon, kent yönetimi ve eyalet tarafından yeni borsanın bu alana kurulması için gerçek bir
Wallstreet’de NYB için 650.000 metrekare ofis olasılık yaratmıștır.
alanı inșa edilmesi için kullanılacak 400 milyon
doları içeriyordu. Bu anlașmada finansal ihtiyacın İkinci olaylar dizisi iș gücünün toplumsal yeni-
esas mesele olduğuna ilișkin herhangi bir sahte den üretimine dairdir. 1998’in bașlarında, New
tavıra yer yoktu; çünkü sübvansiyon, borsanın York Kenti Eğitim Dairesi matematik öğretmeni
dünya ekonomilerinden benzersiz miktarlarda açığı ile karșı karșıya bulunduğunu, bu nedenle
artık sermaye çektiği bir zamanda gelmiști. Bunun Avusturya’dan 40 genç matematik öğretmeni
yerine, kent ve eyalet görevlileri bu anlașmayı ithal edeceğini açıkladı. Daha da sıra dıșı olan,
bir “ortaklık” olarak adlandırdılar. Elbette bundan anadili İspanyolca olan 2 milyondan fazla nüfu-
önce de kamu-özel ortaklıkları gerçekleșmiști, sun yașadığı bir kentte İspanyolca öğretmeni
ancak bu seferki iki yönden benzersizdi. İlk -ve açığının İspanya’dan öğretmen ithal edilerek
en açık- yönü özel sermayeye verilen coğrafi giderilmesiydi. Her yıl yurtdıșından lise öğret-
rüșvetin ölçeğiydi: 2001’e gelindiğinde 1 milyar meni istihdamı bugün bir rutindir. Hemen hemen
doları așan, bu ölçekteki bir desteğin hiçbir örneği aynı tarihlerde, New York Polis Teșkilatı (NYPT)
yoktu. İkincisi ve en önemlisi, yerel yönetim bu okulların güvenliği görevini Okul Birliklerinden
örnekte tüm düzenleme sahteliklerinden ve özel aldığı açıklandı. Bu olaylar bir arada düșünül-

*
N.Smith, “New Globalism, New Urbanism:Gentrification as Global Urban Strategy”, N.Brenner ve N.Theodore (der) Spaces of PLANLAMA
Neoliberalism:Urban Restructuring in North America and Western Europe içinde, 2002, Blackwell:UK. 2006/2

13
düğünde, sadece kentin eğitim sisteminde değil leșik Devletler Eyalet Teșkilatına da bir o kadar
toplumsal yeniden üretim sisteminin genelinde kızgındı. Belki de bu Giuliani’nin New York ken-
derin bir krize ișaret etmektedir. tinin kendi uluslararası politikasını olușturmasının
zamanı gelmiștir dediği nokta idi.1 Daha temel
Üçüncü olay dizisi sosyal kontrolde esaslı bir
mesele ise șu idi: sermaye ile devlet arasındaki
yükselișe ișaret etmektedir. 1997’de, Haitili bir
ilișkiye dair bir yeniden yapılanmanın, toplumsal
göçmen olan Abner Louima’ya karșı korkunç
yeniden üretimde büyümekte olan bir krizin ve
polis vahșeti olayı açığa çıktı. Bundan bir buçuk
yükselmekte olan politik baskı dalgalarının orta-
yıl sonra silahsız bir Gineli göçmen olan Amadou
sında, değișen küresel ilișkiler ve ulus-devletlerin
Diallo, evinin girișinde 41 polis kurșunu ile öldü-
dramatik biçimde değișen akıbeti bağlamında kent-
rüldü. Louima’nın saldırganlarından ikisi sonunda
sel pratikler, kültürler ve ișlevlerde de bir yeniden
hapse atıldı, ancak -1990’ların sonunda masum
ölçeklendirme de yașanmaktadır.
New Yorkluların vurulmasından sorumlu polis
memurlarının çoğu gibi- Diallo’nun katilleri tüm Bu dört olay 1980’lerden beri doğumuna doğru
cezai yükümlülükten arındırıldı. Bir sonraki yıl, yavaș yavaș ilerleyen neoliberal șehirciliğin
Diallo’nun ölümü nedeniyle ara vermek zorunda ipuçlarını vermektedir. Neoliberalizm ile oldukça
kalınan bir hareketle, NYPT vücuda en yüksek özgün bir șeyi ifade ediyorum. John Locke’dan
zararı vermek amaçlı tasarlanan ünlü domdom Adam Smith’e kadar 18.yy liberalizmi iki önemli
kurșunları ile donatıldı. Bu sırada, 1994 ile 1997 varsayım etrafında dönmüștür: bireysel çıkarın
yılları arasında New York kent yönetiminin serbest ve demokratik kullanımının en yüksek
artan polis vahșeti davalarına 96.8 milyon dolar toplumsal yararı sağladığı ve piyasanın en iyisini
ödediği ortaya çıkarıldı. Dünya Ticaret Merkezi bildiği varsayımı. Bir bașka ifade ile, özel mülki-
faciasına kadar, New Yorklular artan bir biçimde yet bu kișisel çıkarın temelidir ve serbest piyasa
polis gücünün kontrolden çıktığını hissediyor- mübadelesi bunun en ideal aracıdır. Wooddrow
lardı. Polis sendikasının kötü üne sahip bașkanı Wilson’dan Franklin Roosevelt ve John F. Ken-
bile 1990’ların sonunda görülen kentin baskıcı nedy’e 20. yüzyıl Amerikan liberalizminin piyasa
asayiș stratejilerinin “bir polis devleti ve tiranlık ve özel mülkiyetin așırıklarına karșılık toplumsal
projesi” örneği olma endișesini ifade etti (Cooper tazmini savunduğunu söylemek pek o kadar yanlıș
1998: B5; Cooper 1999). Bu olaylar Giuliani’nin değildir; Amerikan liberalizmi hiçbir șekilde libe-
“sıfır-tolerans taktikleri” dayatmasının dolaysız ralizmin bu temel gerçeklerini ortadan kaldırmadı;
sonuçlarıydı, ancak aynı ölçüde, 20.yy’ın büyük aksine o, sosyalizmin meydan okumasına karșı
bölümüne hükmeden liberalizmden “rövanșçı uygun bir yanıt biçiminde, dalgalanmalarını
kent” olarak adlandırılacak bir yapıya doğru düzenlemeye çabaladığı ölçüde liberalizmin
kentsel politikada daha büyük bir değișimin par- özgül bir parçası olmuștur. Dolayısıyla 20.yy’ı
çasıydı (Smith 1996; Swyngedouw 1997). 21.yy’a tașıyan neoliberalizm, sadece ulusal
devlet gücünün değil aynı zamanda farklı coğ-
Dördüncü -ve muhtemelen en merak uyandırıcı-
rafi ölçeklerde örgütlenmiș ve yürütülmüș devlet
olay, kent yönetimin değișen rolü ile ilișkilidir.
gücünün de daha önce görülmemiș hareketliliği
BM diplomatlarının yerel park kurallarına karșı
tarafından canlandırılmıș olsa da, liberalizmin
vurdum duymazlığına kızan ve onları Manhat-
orijinal varsayımlarına önemli bir geri dönüșü
tan’daki trafik sorunun büyük bölümünü yarat-
ifade eder.
makla suçlayan Giuliani, yasa dıșı park etmiș
diplomatik plakalı araçları çekmeye bașlamakla Bu doğrultuda sermaye ile devlet, toplumsal
tehdit etti. Artık küçük ve büyük baskıcı politi- yeniden üretim ile toplumsal kontrol arasındaki
kaları yüzünden alay konusu olan (New York bağlantılar büyük ölçüde değiștirilmiștir. Ve
Times’ın kullandığı takma adıyla) “Benito” ana hatlarını henüz görmeye bașladığımız bu
Giuliani, BM’nin bu ihlallerine göz yuman Bir- dönüșüm, en güçlü șekilde toplumsal ilișkile-

1
Küresel ölçekli bu kent tabanlı dıș politika nosyonu, Barselona eski belediye bașkanı Pasqual Maragal tarafından New York’ta
PLANLAMA düzenlenen uluslararası konferansta sunulan sosyal demokrat önerilerden bilinçsizce alınmıștı. Giuliani katılmayı reddetmiș ancak
2006/2 fikirlerini yine de kullanmıștır.

14
rin değișen coğrafyası ile -daha somut olarak, oturur. Küresel kentler 1970’lerde, küresel mali
“topluluk”, “kentsel”, “bölgesel”, “ulusal” ve sistem önemli ölçüde genișlediğinde ve doğru-
“küresel” ile ilișkilendirilmiș eski bileșimlerin dan yabancı yatırıma, doğrudan üretici ișlevlere
yerini alan yeni ölçek bileșimlerini yaratan, top- yatırılan sermayenin değil sermaye piyasalarına
lumsal süreçler ve ilișkilere yönelik bir yeniden doğru ve bunlar arasında hareket eden sermaye-
ölçeklendirme ile- ifade edilmektedir. Bu yazıda nin hükmetmeye bașladığı zaman ortaya çıktı.
ben sadece neoliberal șehircilik ve küresel olan Bu da ardından, finans ekonomisinin komuta
ile kentsel olan arasındaki ilișki üzerine yoğun- ve kontrol merkezlerinde yoğunlașan yan üretici
lașıyorum. Hiç bir biçimde genel çerçevede diğer servislerde önemli bir genișleme üretti, ve yeni
ölçeklerin daha az ilgili oldukları gibi bir çıkar- kentsel biçimler zenginlik ve fakirlik arasındaki
sama yapmamakla beraber; küresel ve kentsel așırı çatallașma, sınıf ilișkilerinde çarpıcı yeniden Kentsel
değișim arasında kurulmakta olan ve özel bir bağ örgütlenmeler ve yeni göçmen ișgücü akımlarına
olarak görünen șey üzerine eğilmek istiyorum. bağımlılık ile șekillendi. Bu tabi ki, paradigma-
ölçeğin
Özellikle, bașlangıçta oldukça ayrı görünecek iki tic küresel kenttir. 1970’den bu yana, ekonomik köklü
iddiada bulunmak istiyorum. İlk olarak; “küresel- güç dengesi “Detroit ve Manchaster gibi üretim biçimde
leșmenin” ideolojik söylemi aracılığıyla yaygın mekanlarından, finans ve yüksek derecede özel-
yeniden
olarak ifade bulan yeniden biçimlendirilmiș bir leșmiș servis merkezlerine kaymıștır” (Sassen,
küresellik bağlamında, ölçek inșaası kriterlerini 1992:325). tanımlan-
bu sefer Asya, Latin Amerika ve Afrika’da üretim Sassen’inki, küreselleștirilmiș ütopyaların tasa-
ması ve
süreçlerine ve sıra dıșı kentsel büyümeye yönelik sız iyimserliklerine kabul edilebilir bir alternatif, aslında
yeniden gündeme getiren, kentsel ölçeğin köklü kentsel ekonomilerin değișen içerikleri hakkında yeni bir
biçimde yeniden tanımlanması ve aslında yeni akıllıca bir açıklamadır. Ancak bu açıklama, hem
bir șehircilik ile karșı karșıya olduğumuzu iddia șehircilik
küresel kentleri bağlayan çok daha karmașık bir
etmek istiyorum. İkinci olarak, daha çok Avrupa ilișkiler dizisini ve küresel kent etiketi altında ile karșı
ve Kuzey Amerika’ya odaklanarak, görece yeni gruplanabilecek çok daha geniș bir kentler dizisini karșıya
soylulaștırma sürecinin bu yeni șehirciliğin mer- ișaret eden ampirik zeminde (Taylor, 1999), hem
kezi bir özelliği olarak yaygınlaștırıldığını iddia
olduğu-
de teorik zeminde eleștiriye açıktır. Sonuçta, Sas-
etmek istiyorum. Dolayısıyla, kapitalist kentleș- sen’in iddiası mekanların fiilen nasıl inșa edildiği
muzu iddia
menin daha geniș tarihi içerisinde neoliberalizmin konusunda biraz muğlaktır. Yeterince açıklayıcı etmek
nasıl yeni biçimler geliștirdiğini açıklayan içiçe değildir. Sanki küresel toplumsal ekonomi; içinde istiyorum.
iki iddia sunuyorum. Sonuçta burada incelenen bazı daha küçük kapların, yani kentlerin, yüzdüğü
iki değișimin aslında bağlantılı olduklarını gös- kapların -ulus devletler- bir araya gelmesiyle
termeyi umuyorum. olușmaktadır. Küreselleșme bu kapların içinde
gerçekleștirilen toplumsal ve ekonomik ilișki ve
Yeni Șehircilik etkinlik türlerinde dramatik bir değișime, kaplar
Saskia Sassen, ustalıkla geliștirdiği bireșimli arasında etkinliklerin tekrar paylașımına ve küre-
açıklamalarında (1992, 1998, 2000) yerel meka- sel denizdeki çalkantıdan kentlerin hırpalanma
nın yeni küresellik içindeki önemi üzerine temel düzeyini artıracak șekilde ulusal kaplarda artan
bir iddia sunar. Sassen, yerin (place) küreselleș- bir geçirgenliğe neden olmaktadır.
tirmeyi olușturan insan ve sermaye dolașımının Ancak bu öngörüde, aslında batması muhtemel
merkezinde olduğunu ve küreselleșen bir dünyada bazı ulusal kaplar haricinde, aralarındaki iliș-
kentsel mekanlara odaklanmanın beraberinde kiler değișirken bile kapların kendileri oldukça
ulusal ekonomilerin hızla azalan öneminin fark bozulmadan kalmaktadır. Brenner’in (1998:11)
edilmesini getirdiğini ileri sürer. Öte yandan, ifade ettiği gibi, Sassen’in açıklaması “șașırtıcı
aynı zamanda küreselleșmenin belirli yerlerde biçimde devlet-merkezci” kalmaktadır. Burada,
temellenmiș belirli toplumsal ve ekonomik yeni bir küresellik bağlamında kapların kendile-
yapılar yoluyla gerçekleștiğinde ısrar eder. Bu, rinin temelden yeniden șekillendirildiği yeni bir
üretimden finansa doğru ekonomik değișimle șehirciliğin ortaya çıkıșını deneyimlediğimizi
PLANLAMA
tanımlanan tanıdık bir küreselleșme resmi üzerine iddia etmek istiyorum. “Kentsel” olan küresel 2006/2

15
olan kadar dramatik bir biçimde yeniden tanım- biçimde; ırkçılığın, sınıf sömürüsünün, ataerkil-
lanmaktadır, eski kavramsal kaplar -kentsel liğin ișlevsizliği ve birikim kriteriyle elde edil-
olanın ne olduğuna dair 1970’lerdeki varsayım- miș kentsel biçim ile toplumsal yeniden üretimin
larımız- artık su tutmamaktadır. Kentsel ișlev ve etkinliği yönünden meșrulaștırılmak zorunda olan
etkinliklerin yeni bileșimi ulusal ve küresel olan kentsel biçim arasındaki çelișkilerle ilișkilendiri-
karșısında sadece kentin yapısını değil, -kelime lerek, toplumsal yeniden üretimin bir krizi olarak
anlamıyla- kentsel ölçeği neyin olușturduğunun yorumlanmıștır.
tanımının ta kendisini değiștirmektedir. Șimdi bir adım geriye gelelim ve “küreselleșme”
Kentler tarihsel olarak, olușum ve dönüșümle- sorusunu ele alalım, çünkü eğer küresel kentler-
rinin tarihi ve coğrafyasına bağlı olarak, askeri den bahsediyorsak muhtemelen bunların tanımı
Üretimin ve dinselden siyasi, ticari, sembolik ve kültürele bu süreçle bağlantılıdır. 21.yy’ın bașında küre-
metropoli- uzanan bir dizi ișlevden birkaçını birden yerine selleșen tam olarak nedir? Bugünün hangi yönü
ten ölçeğe getirmișlerdir. Benzer șekilde, kentsel olanın yenidir? Kușkusuz küreselleșen meta sermayesi
ölçeği belirli toplumsal coğrafyaları ve tarihleri değildir; hem Adam Smith hem de Karl Marx bir
doğru “dünya piyasası”nın mevcudiyetini tanımıșlardır.
yansıtmıștır. Endüstriyel kapitalizmin gelișimi
yeniden ve genișlemesi ile, kentsel olanın ölçeği artan Aynı șekilde, küreselleșen finans sermayesi de
ölçeklen- biçimde ișgücünün günlük göçünün coğrafi olamaz. Küresel finansal değișimin düzeyleri,
dirilmesi sınırları tarafından belirlenirken, gelișen kentler 1890’lar ile I. Dünya Savașı arasındaki dönemin
sermayenin güçlü merkezileșme dürtüsünü daha düzeylerine ancak bugün tekrar ulașmaktadır.
küresel 1944’den sonra kurulan Bretton Woods kurum-
da çok yansıtmaktadır. Diğer bir deyișle; kent
değișimin bașka hangi ișlevleri yerine getirirse getirsin, ları, özellikle IMF, durgunluk ve savașla kesilen
bir ifade- bașka hangi etkinlikleri barındırırsa barındırsın, küresel finansal akımları yeniden canlandırmak ve
üretim ve yeniden üretim arasındaki toplumsal düzenlemek amacı ile kurulmușlardır. Bu tarihsel
sidir; aynı bakıșın ıșığında, 1980’lerden bu yana borsanın
iș bölümü aynı zamanda bir mekansal bölüșüm
zamanda, haline geldiği sürece ișgücünün toplumsal yeniden ve döviz piyasalarının küresel yayılımı ve mali
yeni üretiminin toplumsal ve mekansal örgütlenmesi- kontrolün büyük ölçüde serbestleștirilmesi küre-
selleșmenin nedeni olmaktan çok onun bir sonucu
șehirciliğin ișçi sınıfı nüfusunun temini ve bakımı- kentsel
ölçeğin belirlenmesinde kilit rol oynamaktadır. niteliğinde olabilir. Bilgisayar ve benzersiz göç
kalbinde çağında kültürel imajların küreselleșmesi oldukça
Her șeyden öte, modern kentin ölçeğinin belirle-
yatmakta- yicisi oldukça sıradandır: ișçilerin ev ile iș arasın- güçlü olsa da, zaten varolan kültürlerarası iliș-
dır. daki yolculuklarının coğrafi sınırlarının çelișkili kinin boyutları göz önünde bulundurulduğunda
saptaması (Smith 1990: 136-137). kültürel küreselleșmenin yeniliği iddiasını sür-
dürmek zordur. 1980’lerden uzun zaman önce
Devletin konuttan sosyal yardıma ve ulașım altya- bütün “ulusal” kültürler az ya da çok melezdi.
pısına kadar sosyal yeniden üretimin büyük bölü- Sonuçta elimizde sadece üretim sermayesi
münü üstlendiği gelișmiș kapitalizmin Keynezci kalmaktadır ve küreselleșme ne kadar yeni bir
kenti; kentsel ölçekle toplumsal yeniden üretim șeyi müjdeleyebilirse, yeni küresellik ekonomik
arasındaki bu kesin ilișkinin doruk noktasını gös- üretimin artan șekilde küresel -ya da en azından
termiștir. Bu, kentsel devrimden (Lefebvre 1971) uluslararası- olan ölçeğidir șeklinde iyi bir açık-
kentsel krize (Harvey 1973) ve Castells’in (1977) lama yapılabileceğini düșünüyorum. 1970’lerde
kentsel olanın toplu tüketim üzerinden tanımında tüketim mallarının çoğu yerinde tüketilmesi ya da
1960lardan beri Avrupa ve Amerikan kent kuram- bașka bir ulusal pazara ihraç edilmesi için halen
cılarının çalıșmalarında tutarlı biçimde yer almıș bir ulusal ekonomi içinde üretiliyordu. 1990’lara
ve feminist kent kuramının sürekli ilgilendiği gelindiğinde ise bu model terkedilmiști. Belirli
(Hansen ve Pratt 1995; Katz 2001; Rose 1981) ürünlerin kesin üretim alanlarını teșhis etmek
bir temadır. Aynı derecede sermaye birikiminin gittikçe daha zor hale geldi ve ekonomik coğ-
de merkezi olan Keynezci kent, bir çok yönden rafyanın eski söylemi artık anlamını yitirmiști.
her bir ulusal sermaye için birleșik bir istihdam Otomobil, elektronik eșya, giyim, bilgisayar,
PLANLAMA ve sosyal yardım alanıydı. Gerçekten de 1960 ve biyomedikal ve birçok bașka sektörde, yüksek
2006/2 1970’lerin dile getirilen kentsel krizi geniș bir ya da düșük teknolojiyle artık üretim ulusal

16
sınırları așarak örgütlenmekte, ulusal “ithalat” rini yeniden yapılandırdı. İlk olarak, daha önce
ve “ihracat” soruları yerini üretim sürecine içsel (alt ulusal) bölgesel ölçekte yer seçen üretim
küresel ticaret sorularına bırakmıștı. “Ulusal ser- sistemleri gittikçe artan șekilde belirleyici ulusal
maye” fikri bugün pek bir anlam tașımamaktadır bağlamlarından koparıldılar; ve bu sadece 1970
çünkü ulusal sınırlar üzerinden küresel ticaret ve 1980’lerdeki endüstrisizleșme dalgası ile
artık firma içidir: șirketlerin kendi üretim ağları değil, aynı zamanda mevcut ölçek hiyerarșisinin
içinde gerçekleșmektedir. yeniden biçimlendirilmesinin bir parçası olarak
toptan bölgesel yeniden yapılandırma ve yıkım
Ekonomik yönden bakıldığında, ulusal düzeyde
ile de sonuçlandı. Sonuç olarak üretim sistemleri
örgütlenen devletlerin güçlerinin așınmakta
küçültüldü. Üretimin mekanı artan șekilde daha
olduğu konusunda çok az șüphe bulunmaktadır.
büyük bölgeler yerine genișleyen metropoliten
Bu, kesinlikle bir “sıfır toplam” ölçek anlayıșına
merkezlerde odaklanmakta: tersi beklenirken,
atıfta bulunmamaktadır (Brenner 1998; MacLeod
metropoliten ölçek yine bölgesel ölçeğe hük-
2001), veya ulus devlet ortadan kalkıyor gibi basit
metmektedir. Örneğin Amerika’nın Kuzeydoğu
bir iddia değildir. İlk olarak ulusal ölçekli gücün
ya da Ortabatı bölgeleri, İngiliz Midlands ve
politik ve kültürel gücü aslında hiç de așınma-
Alman Ruhr’un -modern endüstriyel kapitaliz-
makta ve belki de bazı yerlerde güçlenmektedir.
min klasik coğrafi meyveleri- yerinde Sao Paulo
İkincisi, Malezya ya da Zimbabwe’den oldukça
ve Bangkok, Mexico City ve Șanghay, Mumbai
farklı bir kadere sahip olan ABD ve Çin düșünü-
ve Seul bulunmaktadır. Geleneksel endüstriyel
lürse; ulusal ölçekte ekonomik gücün așınması
bölgeler 19.yy ve 20.yy’ın büyük bölümünde
oldukça dengesizdir ve mutlaka evrensel değil-
ulusal sermayenin omurgası iken, bu yeni ve dev
dir. Örneğin, Meszaros (2001) ABD devletinin
kentsel ekonomiler artan șekilde küresel üretimin
tutkusunun küresel bir devlete dönüșmek gibi
platformlarıdırlar. Üretimin metropoliten ölçeğe
görünmediğini ve “terörizmle savaș” vahșeti-
doğru yeniden ölçeklendirilmesi küresel değiși-
nin -gerçekte küresel hegemonya için bir savaș
min bir ifadesidir; aynı zamanda, yeni șehirciliğin
(Smith yayınlanacak)- bu analizi doğruladığını
kalbinde yatmaktadır.
savunmaktadır. Yine de ulusal ölçekteki artmıș
ekonomik geçirgenlik kaynakları yadsınamaz: Ulus devletler, gelișmiș kapitalist ekonomilerde
iletișim ve mali serbestleșme sermayenin coğrafi 20.yy’ın ortalarına hükmeden liberal kentsel
hareketliliğini genișletmiș; benzersiz ișgücü politikalardan artan bir biçimde uzaklașırken,
göçleri yerel ekonomileri yerel ișgücüne otoma- bunun doğal sonuçları da yașanmaktadır. ABD’de
tik bağımlılıktan uzaklaștırmıș; ulusal ve yerel Bașkan Ford’un (Meșhur Daily News manșeti
devlet (kent yönetimleri dahil) iğneyi sermayeye “Ford’dan kente: Düșüp Öl” ile ölümsüzleștiri-
çuvaldızı ise ișgücüne batırarak ve toplumsal len) derin bir mali kriz içine giren New York’a
yeniden üretime verdikleri desteği geri çekerek yardım etmeyi reddetmesi, ardından Bașkan Car-
cevap vermișler; ve son olarak, sınıf ve ırk temelli ter’ın 1978’de bașarısızlıkla sonuçlanan kentsel
mücadeleler büyük ölçüde azalmıș; ve nüfusun, plan girișimi, kentlerden kopan ve bağımsızlașan
ekonominin yeniden yapılandırılması ve içi bir ulusal ekonominin sinyallerini verdi. Liberal
boșaltılan sosyal hizmetler sayesinde artan nüfu- kentsel politikanın pürüzsüz ve düzenli olmayan
sun bu bölümünü yüz üstü bırakmak için yerel toptan terki, Clinton’un 1996’da alaycı bir șekilde
ve ulusal hükümetlere fırsat çıkmıștır. Özellikle sosyal refah sistemini kesmesine doğru gidiyordu.
ABD de, ișçi sınıfı ve azınlık nüfuslarının kitlesel Sonuçları genellikle daha yumușatılmıș ve sayısız
izolasyonu, rövanșçı kentin ulusal halidir. Görece biçim almıșsa da, değișimin rotası en zengin eko-
düșük düzeylerde mücadele 1992 Los Angeles nomilerin çoğunda benzerdir (Fakat İtalya -her ne
ayaklanmalarına karșı devletin, 1960’lardaki kadar ulusal devlet gücünün bir bölümü Avrupa
ayaklanmaların ardından ıslahçı -fakat ataerkil- Birliği’ne devredilmișse de- bir istisna olabilir).
yanıtla dramatik bir zıtlık tașıyan, uygulamada
Burada mesele, ulus devletin zorunlu olarak
yanıtsızlıklıklarında can alıcı idi.
zayıflatıldığı ya da siyasi ve ekonomik gücün
Sonuçta karșılıklı olarak birbirlerini destekleyen mekansallığının bir ölçüde daha az güçlü olduğu
PLANLAMA
iki değișiklik kentlerin ișlevlerini ve aktif rolle- değildir. Bu iddia -küresel gücün bugün belirli 2006/2

17
bir yerden daha çok bir ekonomik bağlantılar lanma ve dengesizlik” olduğunu düșünmüștüm.
ağında yerleștiği iddiası- Hardt ve Negri’nin Coğrafi biçim ile ekonomik süreç arasındaki bu
İmparatorluğu’ndaki (2000) etkileyici inceleme- çelișki șüphesiz sürerken; Asya’nın, Afrika’nın
lerde somutlașmıștır, ancak bu incelemeler finans ve Latin Amerika’nın birçok yerindeki kentlerden
sermayesi ile kahinlik yapma ve iktidarın eko- elde edilen veriler farklı bir tablo sunmaktadır.
nomik faaliyetlerin ve siyasi kontrolün mekanda Örneğin, Sao Paulo’ya günlük ev-iș yolculuğu
zorunlu sabitlenmesi ile gelen çelișkilerine karșı bir çokları için 3:30 da bașlayabilmekte ve iki
bir körlükle kusurludur. Daha önce ulusal ölçekte yönde de 4 saati așabilmektedir. Zimbabwe’de
örgütlenmiș belirli ișlev ve etkinlikler kesinlikle Harare kentinde, kent çeperindeki siyah semtler-
hiyerarșide așağıda ve yukarıda bulunan diğer den ev-iș yolculukları yine her iki yönde 4 saat
ölçeklere dağıtılmıștır. Ancak aynı zamanda, sürmekte, ve bu durum ișçilerin ev dıșında 16 saat
ulus devletler piyasanın dıșsal tamamlayıcıları geçirdiği, geri kalan zamanın çoğunda uyudukları
olmak yerine daha saf, yerel temelli ekonomik bir iș gününe yol açmaktadır. Aynı ișçiler için
aktörleri olarak kendilerini yeniden tanımla- ev-iș yolculuğunun ekonomik yükü de, kısmen
maktadırlar. Ölçeklerin belirlenmesi toplumsal Dünya Bankası’nın isteği ile gerçekleșen ulașım
gücün ana unsurlarını yapılı fiziksel çevre içinde özelleștirmesi sonucunda, dramatik biçimde art-
cisimleștirdiği ölçüde (kim yetkilidir ve kim mıștır: 1980’lerde haftalık gelirin %8 kadarına
kısıtlanmıștır, kim kazanır ve kim kaybeder), mal olan ev-iș yolculukları, 1990’ların ortasına
toplumsal ve ekonomik yeniden yapılandırma, gelindiğinde %22 ila %45’ini gerektirmektedir
aynı zamanda mekansal ölçeğin yeniden yapı- (Ramsamy 2001: 375-377).
landırılmasıdır (Brenner 1998; Smith ve Dennis
Bunun nedeni nedir? Birçok iyi niyetli plancı
1987; Swyngedouw 1996,1997).
uygun altyapı eksikliğini suçlamaktadır ve
Bu cilde çeșitli katkıların önerdiği gibi neoliberal bu yadsınamaz bir konudur. Ancak, eğer bir
șehircilik; ișlevlerde, faaliyetlerde ve ilișkilerdeki önceki soyutlama düzeyine geri dönersek, bu
daha kapsamlı yeniden ölçeklendirmenin ayrılmaz metropollerin merkezlerinde sermayenin mer-
bir parçasıdır. Bu, toplumsal yeniden üretim hak- kezileșmesine eșlik eden dramatik arazi değeri
kında soru ișaretleri pahasına, üretim ile finans artıșı ile bu sermaye merkezileșmesinin üstüne
sermayesi arasındaki bağ üzerine bir vurguyu inșa edildiği ișçilerin acınacak maașlarına bağlı
beraberinde getirmektedir. Sorun toplumsal olarak yașamaya zorlandıkları marjinal ve kent-
yeniden üretimin örgütlenmesinin artık kentsel dıșındaki semtler arasında temel bir coğrafi çelișki
ölçeğin tanımını belirlemiyor olması değil, bunu bulunmaktadır. Yine de, olağanüstü biçimde,
gerçekleștirme gücünün önemli ölçüde tüketilmiș düzensiz ve meșakkatli ev-iș yolculukları henüz
olmasıdır. Avrupa’da ve özellikle ABD’deki bir ekonomik çöküșe yol açmamıștır; ekonomik
banliyö yayılımı üzerine kamusal tartıșma, Avru- üretimin istekleri -ve özellikle ișçilerin ișyerine
pa’daki kentsel “yenileme”yi destekleyen yoğun ulașabilmeleri ihtiyacı- toplumsal yeniden üretim
kampanyalar ve ortaya çıkan çevresel adalet gerekliklerinden kaynaklanan sıkıntılardan
hareketleri; sadece toplumsal yeniden üretim önceliklidir. Neredeyse çekilmez ev-iș yolculu-
krizinin tamamen mekansallaștığını değil; tersi ğunun etkileri henüz ekonomik üretimi tehlikeye
olan kentsel mekan üretiminin bu krizi kapsar
atmamıștır. Bunun yerine, bir “çaresiz esneklik”
duruma geldiğini de öne sürmektedir. Kentsel
yaratmıș ve Katz’ın (yayımlanacak) “parçalayıcı
ölçeğin üretimi ile değerin etkin genișlemesi
gelișmeler” olarak adlandırdığı daha kapsamlı
arasında bir bağlantı bulunmaktadır ve yanlıș
toplumsal çöküșün içine yedirilmișlerdir.
ölçeklendirilmiș bir șehircilik sermaye birikimine
ciddi șekilde engel olabilir. Günlük ev-iș yolcu- Bu nedenle kentsel ölçeğin ve ișlevin bileșik
luğu krizi bu krizin merkezinde yer almaktadır. yeniden yapılandırılmasının vardığı son nokta,
Daha önce kentlerin coğrafi genișlemesinin insan- geleneksel üretim temelli bölgelerin parçalan-
ları evden ișe ve tekrar evlerine götürme güçlerini masının ve toplumsal yeniden üretimin kentsel
aștığı yerlerde, sonucun sadece kentsel kaos değil ölçekte artan yer değiștirmesinin sancılı, muha-
aynı zamanda ekonomik uyumun kalbine giden lefet yaratmadan gelip geçemeyecek, ama aynı
PLANLAMA
2006/2 “soyut ișgücünün evrenselleștirilmesinde parça- zamanda kısmi olduğu gelișmiș kapitalizmin

18
eski kentlerinde bulunmaz. Aksine, Keynesçi sine: devletin sorumluluklarının tamamen gözden
refah devletinin tam olarak kurulamadığı, kent çıkarılması sonucunda toplumsal yeniden üretim
ile toplumsal yeniden üretim arasındaki tanımla- üzerine mücadeleler daha da önem kazanmıștır.
yıcı bağın hiçbir zaman çok iyi olmadığı ve eski Ancak devletin bu alandan çekilmesi toplumsal
biçimlerin, yapıların ve kentsel çevrenin daha az kontrol yönünden artan devlet etkinliği ile örtüș-
ayak bağı olduğu Asya’nın, Latin Amerika’nın ve mektedir. New York’un rövanșçı kente dönüșümü 21.yy’da
Afrika’nın bazı bölümlerinin büyük ve hızlı büyü- yalıtık bir olay değildir, ve küresel ve yerel coğ-
rafyaların yeniden ölçeklendirilmesi bağlamında
neoliberal
yen metropollerinde bulunur. Bu metropoliten
ekonomiler yeni bir küreselliğin üretim merkezleri daha otoriter devlet biçimlerinin ve pratiklerinin șehirciliğin
haline gelmektedirler. Kuzey Amerika, Avrupa, ortaya çıkıșını anlamak zor değildir. Swyngedo- bir boyutu
Okyanusya ve Japonya’daki savaș sonrası banli- uw’a (1997:138) göre, piyasa mantığının içi boșal- Asya ve
yöleșmeden farklı olarak; erken 21.yy’ın dramatik tılmıș refah devletinin yerine konması, nüfusun
kentsel gelișimi açıkça toplumsal yeniden üretim önemli bir bölümünü kasten dıșlamakta, ve sosyal Latin Ame-
yerine toplumsal üretim tarafından yönlendirile- direniș korkusu yoğunlașan bir devlet otoriterli- rika kentsel
cektir. Bu bakımdan, en azından, Lefebvre’nin ğini tetiklemektedir. Aynı zamanda yeni kentsel deneyimle-
kenti ve kentsel mücadeleleri toplumsal yeniden ișgücü artan bir biçimde, gittikçe küçülmekte
olan devletin ekonomik mantığına tam entegre
rinin özel-
üretime dayanarak yeniden tanımlayan bir kentsel
devrim ilanı -ya da Castells’in kentsel olanı toplu edilememiș marjinal ve yarı zamanlı ișçilerden ve likle yeni
tüketime dayanarak tanımlaması- tarihin sayfa- kültürel ve politik ağları -sosyal yeniden üretim șehirciliğin
larında unutulacaktır. Eğer, Harvey’in (1985: araçlarının bir parçası olan- alternatif sosyal pratik ön safla-
202,209) bir zamanlar gözlemlediği gibi, Key- normları ve alternatif direniș imkanları sunan göç-
nesçiliğin gelișmesi ile “arz yönlü kentleșmeden menlerden olușmaktadır. rına eșitsiz
talep yönlü kentleșmeye doğru” “kapitalizm vites Özet olarak, yapmaya çalıștığım șey New York,
katılımı
değiștirdi” ise, 21.yy șehirciliği potansiyel olarak Londra ve Tokyo gibi kentlerin, küresel kentsel ise, ikinci
bu değișimi tersine çevirmektedir. yerler ve yüksek finans hiyerarșisinde güçsüz bir boyutu
Ölçeğin yeniden yapılandırılması ve kentsel olduklarını iddia etmek değildir. Bu merkez-
soylulaș-
ölçeğin temkinli bir șekilde yeniden güçlendi- lerde finans ve diğer komuta fonksiyonlarının
rilmesi -Giuliani’nin beș ilçelik bir dıș politika yoğunlaștığı inkar edilemez. Bunun yerine, tırmanın
tutkusu- sadece neoliberal șehirciliğin bir kolunu bu gücü bir bağlama oturtmaya ve finans ser- bir küresel
ifade etmektedir. Bu, “toplumsal kimliklerin mayesinin mutlaka üstün olduğu varsayımını kentsel
olușumunda kentler devletlerin yerini almakta- sorgulama yoluyla kentlerin “küresel” olarak
nitelendirilmesinin kriterini sorgulamaya çalıșı- strateji
dır” iddiasını öne süren siyasi coğrafyacı Peter
Taylor’un (1995: 58) daha kültürel biçimde tarif- yorum. Eğer anılan küreselleșmenin ilk adımda olarak yay-
lenmiș hassas değerlendirmesi ile bütünleșir. Sao üretimin küreselleșmesine yol açtığı iddiasında bir gınlaștırıl-
Paulo ve Șanghay, Lagos ve Bombay gibi kentler, gerçeklik payı varsa, küresel kenti olușturanın ne
olduğu konusundaki değerlendirmemiz herhalde
ması olarak
sadece büyüklük ve ekonomik faaliyet yoğunluğu
yönünden değil -zaten bunu bașarmıșlardır- bu iddiayı yansıtmalıdır. adlandırı-
esasen küresel ekonominin kuluçkaları, yeni labilecek
kentsel biçim, süreç ve kimliğin öncüleri olarak Kentsel Yenileme: Küresel Kentsel șeyle
daha geleneksel kentsel merkezlere meydan oku- Strateji Olarak Soylulaștırma ilgilidir.
yabileceklerdir. Hiç kimse 21.yy’ın kent devletler
Șimdi izin verin ölçekleri değiștireyim ve soylu-
dünyasına bir geri dönüșe sahne olacağını ciddi
laștırma sürecine yöneleyim. 21.yy’da neoliberal
olarak iddia etmemektedir -ancak kentsel politik
șehirciliğin bir boyutu Asya ve Latin Amerika
ayrıcalıkların bölgeler ve ulus devletlerden geri kentsel deneyimlerinin özellikle yeni șehirciliğin
alınması görülecektir. ön saflarına eșitsiz katılımı ise, ikinci bir boyutu
Sonuçta, kentsel olanın toplumsal yeniden üretim soylulaștırmanın bir küresel kentsel strateji olarak
yerine toplumsal üretimle yeniden tanımlanması yaygınlaștırılması olarak adlandırılabilecek șeyle
hiçbir șekilde toplumsal yeniden üretimin kentsel ilgilidir. İlk bakıșta, biri küresel güç merkezle-
PLANLAMA
yașamdaki önemini azaltmamaktadır. Tam ter- rinde lüks konutlarla diğeri bütünleșen çeperdeki- 2006/2

19
lerden gelen yeni șehircilik modelleri ile ilgili bu Kentlerimizin ve kasabalarımızın kontrolünü
iki sav birbirinden oldukça farklı görünmektedir. kaybettik; kötü tasarımla, ekonomik yayılma
Bunlar kesinlikle yeni bir șehirciliğin birbirine zıt ve toplumsal kutuplașma ile bozulmalarına
deneyimlerini ifade etmektedirler, zaten mesele de izin verdik. 21.yy’ın bașı bize bir kentsel röne-
budur. Neoliberal șehircilik toplumsal, ekonomik sans șansı sunan bir değișim zamanıdır.
ve coğrafi değișimin geniș bir alanını kușatmıștır Bu kentsel rönesans söylemi tabi ki yeni değildir,
ve bu zıt savların amacı neoliberal șehircilik ancak burada daha da büyük önem tașımaktadır.
deneyiminin ne kadar çeșitli olduğu ve bu zıt Kentsel yeniden inșa tutkusunun ölçeği dramatik
dünyaların nasıl bir araya geldikleri konusunu șekilde büyümüștür. Batı kentlerinde devletin
öne çıkarmaktır. sponsor olduğu savaș sonrası kentsel yenileme
Bilim insanlarının çoğunluğunun soylulaștırma dağınık özel-piyasa soylulaștırmasını teșvik
vizyonu, 1960’larda sosyolog Ruth Glass tara- ederken; bu soylulaștırma ve 1980’lerden itiba-
fından tanımlanan sürece sıkıca bağlı kalmıștır. ren kent merkezinde arazi ve konut piyasasının
Glass’ın, soylulaștırmanın münferit bir süreç yoğunlașan özelleștirilmesi, üzerinde büyük
olarak ortaya koyan 1964’deki beyanı șöyledir: ölçekli çok-yönlü kentsel yenileme planlarının
Birer birer, Londra’nın ișçi semtlerinin bir 1960ların kentsel yenilemesini büyük bir farkla
çoğu orta sınıflar -üst ve alt- tarafından geçerek yükseldiği zemini sağladı. Günümüzün
ișgal edilmektedir. Eski püskü, mütevazı kentsel yenileme söylemi, özellikle Avrupa’da,
ahırlar ve kulübeler –üst katta iki, alt katta tek boyutlu değildir ancak diğer șeylerin yanında,
iki odalı- kira kontratlarının süresi doldu- soylulaștırmanın kentsel çevrede yaygınlaștırıl-
ğunda ele geçirilmiș, șık ve pahalı konutlar masını ișaret etmektedir.
haline gelmișlerdir. Daha önce ya da son Glass ve DETR’ın sunduğu vizyonlar arasındaki
dönemde çöküntüleșmiș olan daha büyük bazı temel farklılıkları düșünelim. Glass’a göre
Viktorya evleri- oda oda kiraya verilen ya 1960’ların soylulaștırması Islington konut piya-
da birden fazla hane tarafından kullanılan sasındaki marjinal bir gariplik -sıradan halkla bir
evler- tekrar iyileștirilmiștir...Bir mahallede arada bulunmaktan korkmayan profesyonel sınıf-
bu soylulaștırma süreci bir kez bașladığında, lar için tuhaf bir kentsel etkinlik- iken, 20.yy’ın
özgün ișçi sınıfı kullanıcılarının tamamı ya da sonuna gelindiğinde İngiliz kentsel politikasının
çoğunluğu yerlerinden edilene ve mahallenin merkezi hedeflerinden biri haline gelmiștir.
toplumsal karakteri tamamen değiștirilene Glass’ın hikayesindeki anahtar aktörler mahalleye
kadar hızla devam eder. tașınan orta ve üst-orta sınıf iken, 35 yıl sonra
Glass yeni bir kentsel “soylu sınıfın” ișçi semt- soylulaștırmanın aktörleri hükümet, șirketler
lerini dönüștürdüğü bu yeni sürecin sıradıșılığını ve hükümet-șirket ortaklıklarıdır. Savaș sonrası
neredeyse șiirsel bir șekilde yakalamıștır. Șimdi konut pazarında ortaya çıkan planlanmamıș,
yine Londra’dan, 35 yıl sonra güncellenmiș bir açıkça tesadüfi bir süreç bugün uçlarda, tutkulu
ve titiz bir șekilde planlanmaktadır. Tamamen
beyanı ele alın. Așağıdaki, Birleșik Krallık Çevre,
gelișigüzel olan șey gittikçe sistemleștirilmek-
Ulașım ve Bölgeler Dairesi (DETR) tarafından
tedir. Soylulaștırma süreci ölçek ve çeșitlilik
atanmıș özel bir Kentsel Çalıșma Grubu (Urban
açısından hızla evrilmiștir ki, 1960 ve 1970’lerde
Task Force) tarafından 1999’da yayınlanmıș
sürecin pradigmasını olușturan yalnızca konuta
“Kentsel Rönesans”(DETR 1999) kararından
yönelik iyileștirme projeleri, bugün sadece kent-
bir bölümdür:
sel çevrede değil kent kuramı yazınında da garip
Kentsel Çalıșma Grubu kentsel çöküșün
görünmektedir.
sebeplerini ortaya çıkaracaktır... ve insan-
ları kentlerimize, kasabalarımıza ve kentsel Belki de en önemlisi; ilk olarak Londra, New
mahallerimize geri getirecek pratik çözümler York, Paris ve Sydney gibi birkaç önemli geliș-
geliștirecektir. Kentsel yenileme için yeni bir miș kapitalist kentte teșhis edilmiș oldukça yerel
vizyon olușturacak... [Önümüzdeki 20 sene bir gerçeklik, șimdi fiilen küreseldir. Bu evrim
PLANLAMA zarfında] yeni yerleșimlerin %60’ı daha önce hem dikeyde hem de yatayda gerçekleșmiștir.
2006/2 geliștirilmiș araziler üzerine inșa edilmelidir... Bir tarafta, bir süreç olarak soylulaștırma kent-

20
sel hiyerarșiyi hızla çökertmiștir; bu sadece en (2000) bunu “demir atma safhası” olarak adlan-
büyük kentlerde değil, eski endüstri kentleri olan dırmaktadır. Üçüncü bir dalga 1990’larda ortaya
Cleveland ve Glasgow, daha küçük kentler olan çıkmıștır; bunu yaygınlaștırılmıș soylulaștırma
Malmö yada Grenada ve Lancaster, Pennsylvania olarak düșünebiliriz. Tabi ki soylulaștırmanın
ya da Çek Cumhuriyetindeki Ceske Krumlov gibi bu evrimi farklı kentler ve mahallelerde ve farklı
daha da küçük pazar kentleri gibi beklenmedik geçici ritimlere göre oldukça farklı șekillerde
merkezlerde de kendini göstermektedir. Aynı gerçekleșmiștir. Örneğin Mexico City’de süreç
zamanda, Tokyo’dan Tenerife’ye (Garcia 2001), New York kadar yüksek derecede sermayelești-
Sao Paulo’dan Puebla’ya (Jones ve Varley 1999), rilmemiș ve yaygınlașmamıș, Coyoaca’nın yanı
Cape Town’dan (Garside 1993) Karayipler’e sıra kent merkeziyle sınırlı kalmıștır ve tanım- 1990’lara
(Thomas 1991), Șanghay’dan Seul’a, soylulaș- lanabilir üç soylulaștırma dalgasının sınırlarının gelin-
tırma haberlerine bakılırsa süreç coğrafi olarak çizilmesinin burada neredeyse hiçbir ampirik diğinde
da yayılmıștır. Bir çeșit ironi içinde, mallarına geçerliliği bulunmamaktadır. Seul ya da Sao Pau-
el koyulmuș İngiliz köylülerin kaçak avcılara lo’da, süreç coğrafi olarak yalıtılmıștır ve henüz soylulaș-
dönüștüğü, 19. yy’da asilerin sürgün edildiği ve olgunlașmamıștır. Karayipler’de soylulaștırma ile tırma dün-
karșılığında yerel halkın yok edildiği, Van Die- küresel sermayenin ilișkisi, kendi özgün niteliğini yanın her
men’in vatanının (Tazmanya) bașkenti Hobart bile yaratacak biçimde, genellikle turist endüstrisinde
kendini göstermektedir. Aynı șekilde Thames’in
yerindeki
soylulaștırma sürecinden geçmektedir.
iki yakası boyunca devam eden eski liman ve depo kentler-
Tabi ki, bu soylulaștırma deneyimleri oldukça alanlarının dönüșümü, Londra’daki soylulaștır- deki özel
çeșitli ve eșitsiz biçimde, ilk Avrupa ve Kuzey manın çoğu Kuzey Amerika kentine göre daha
Amerika soylulaștırma örneklerine göre çok daha sermaye
kapsamlı olduğunu önermektedir. Daha kapsamlı
çeșitli șekillerde dağılmıștır. Bunlar oldukça farklı toplumsal, ekonomik ve siyasi ilișkilerin ifadesi ile uyumlu
yerel ekonomilerden ve kültürel topluluklardan olduğu kadar, herhangi bir kentteki soylulaștırma kent
çıkmakta ve karmașık șekilde daha geniș ulusal kendi kentsel mekanını yaratmada kendi özellik-
ve küresel siyasal ekonomilere bağlanmaktadır.
yönetimleri
lerini yansıtacaktır.
Buradaki önemli nokta, ilk olarak 1960’larda için önemli
Ve yine de, farklı derecelerde, 1990’lara gelindi-
marjinal olarak tanımlanan bir kentsel sürecin bir kentsel
evriminin hızı ve çağdaș șehirciliğin önemli ğinde soylulaștırma dünyanın her yerindeki kent-
lerdeki özel sermaye ile uyumlu kent yönetimleri strateji
bir boyutuna dönüșümüdür. İster Glass’ın
ahırlarıyla tasvir edildiği gibi garip biçimiyle, için önemli bir kentsel strateji haline gelmiștir. haline
isterse de 21.yy’da toplumsal olarak örgütlenmiș Avrupa’nın bazı yerlerinde 19.yy sonları ve gelmiștir.
biçimiyle olsun, soylulaștırma ișçi sınıfının kent Kuzey Amerika’da İlerici Dönem’den (Progres-
merkezinden uzaklaștırılmasını ișaret etmekte- sive Era) Roosevelt’in Yeni Anlașmasına (New
dir. Gerçekten de, sürecin Glass’ın soylulaștırma Deal) geçișe kadar eskiye uzanan liberal kentsel
tanımlamasında apaçık görülen sınıfsal doğası, politika, 1970’lerin siyasi ekonomik krizi ve
1980’lerin muhafazakar ulusal hükümetlerinden
İngiliz İșçi Partisinin laf kalabalığı içinde dikkat-
bașlayarak sistematik olarak yenilgiye uğratılmıș-
lice gizlenmiștir. Bu belirti niteliğindeki sessizlik;
tır. Reagan’dan Thatcher ve daha sonra Kohl’a,
kentin değișen bir ekonomik coğrafya ile sarılmıș
bu liberal kentsel politikanın hizmetleri ulusal
değișen sosyal ve kültürel coğrafyası hakkında,
ölçekte sistematik olarak güçsüzleștirilmiș ya da
onun daha görünür ve akıșkan ișaretleri kadar çok
çözülmüș ve soylulaștırma üzerindeki kamu yöne-
șey söylemektedir.
timi kısıtlamalarının yerine kentsel yapılı çevrede
Kuzey Amerika ve Avrupa bağlamında, üç sübvanse edilmiș özel piyasa dönüșümleri getiril-
soylulaștırma dalgası teșhis etmek mümkündür miștir. Bu dönüșüm, takip eden neoliberal lider-
(Hackworth 2000). 1950’lerde bașlayan birinci ler- Clinton, Blair, Schröder- tarafından pekiștiril-
dalga, Glass’ın gözlemlediği kadarıyla, dağınık miștir ve böylelikle soylulaștırmanın yeni safhası
soylulaștırma olarak düșünülebilir. Soylulaștırma- sadece ulusal gücün değil kentsel politikanın da
nın daha geniș kentsel ve ekonomik yeniden yapı- daha genel bir sınıfsal zaferi ile birleșir. 20.yy’ın
landırmayla iç içe girmesi ile 1970 ve 1980’lerde sonlarına gelindiğinde, kamusal planlama ile PLANLAMA
ikinci bir dalga bunu takip etmiștir. Hackworth kamu ve özel sermayesi arasında kararlaștırılmıș 2006/2

21
ve sistematik bir ortaklık tarafından körüklenmiș kasız ișgücü ile inșaa edilmiștir (bu 1990’larda
soylulaștırma, liberal kentsel politikanın son- New York ta hayret verici bir gelișmedir),
lanması ile ortaya çıkan boșluğu doldurmuștur. müteahhit İsraillidir, finansmanın büyük bölümü
Diğer yerlerde 20.yy’ın büyük bölümünde kent- Avrupa Amerikan Bankası’ndan sağlanmıștır
ler liberal kentsel politika ile yönetilmemiștir, (Smith ve DiFilippis 1999). Küresel sermayenin
değișimin rotası farklı olmuștur, yine de küresel yerel mahalle ölçeğine ulașması soylulaștırmanın
piyasada rekabet edebilecek bir kentsel strateji son safhasının ișaretidir.
olarak eski merkezlerde yaygın soylulaștırma
Üçüncü olarak soylulaștırmaya muhalefet sorusu
aynı yönde sonuç vermektedir. Bu anlamda, en
bulunmaktadır. Amsterdam’dan Sydney’e Ber-
azından yüzyılın sonu neoliberalizmi, eskiden
lin’den Vancouver’a, San Francisco’dan Paris’e
adlandırıldığı gibi Birinci ve Üçüncü Dünyanın
soylulaștırmanın ikinci dalgası, çoğunlukla örtü-
büyük kentlerindeki kentsel deneyimler arasında
șen konular etrafında çok sıkı olmayan bağlantılar
bir yakınlașmayı hissettirmektedir.
kurmakta olan çok sayıda evsiz, gecekonducu,
Soylulaștırmanın yaygınlaștırılmasının bir çok konut ve diğer soylulaștırma karșıtı hareketler
boyutu bulunmaktadır. Bunlar birbiriyle ilișkili ve örgütlenmelerin yükseliși ile eșleștirilmiștir.
beș özellik bağlamında anlașılabilir: devletin Bunlar nadiren kent çapında bir araya gelmișler,
dönüștürülmüș rolü, küresel sermayenin nüfuzu, ancak soylulaștırmaya yeteri kadar meydan oku-
siyasi muhalefetin değișen düzeyleri, coğrafi mușlardır ki, her bir örnekte kent siyasetçileri ve
yayılma ve soylulaștırmanın sektörel yaygınlaș- polis gücünün hedefi olmușlardır. Diğer șeyler
tırılması. Bunların her birini sırayla inceleyelim. bir tarafa, 1980 ve 1990’larda soylulaștırma
İlk olarak, soylulaștırmanın ikinci ve üçüncü karșıtı hareketlere yönelik yükselen baskı
dalgaları arasında, devletin rolü dramatik düzeyleri, gayrimenkul gelișiminin yeni kentsel
olarak değișmiștir (Hackworth ve Smith 2001). ekonomide artan merkeziliğini teyit etmektedir.
1980’lerde yașanan ulus devletin soylulaștırmaya Kentlerin siyasi rejimleri ekonomik profillerine
desteğinin görece geri çekilmesi, 1990’larda özel uygun biçimde değișmektedir ve liberal kentsel
sermaye ile yerel devlet arasındaki ortaklıkların politikanın gözden çıkarılması yeni kentsel güç
yoğunlașması ile tersine çevrilmiș, Barselona’nın rejimleri için ekonomik olduğu kadar siyasi de
kıyı kesiminden Berlin’in Postdamer Platz’ına, bir fırsat sunmuștur. Rövanșçı kentin ortaya
daha büyük, daha pahalı ve daha sembolik geliș- çıkıșı (Smith 1996) sadece bir New York
melerle sonuçlanmıștır. Kentsel politika artık, fenomeni değildi: 1980’lerde Amsterdam’daki
piyasanın daha yüksek kar arayıșında yarattığı ișgalci karșıtı kampanyalarda, Paris polisinin
oyuklara doğrudan ya da vergi gelirleri yoluyla evsizlerin (büyük bölümü göçmen) kamplarına
kendini yerleștirmek kadar ekonomik büyümeyi saldırılarında ve dünyanın çeșitli yerlerindeki
düzenlemeyi arzulamamaktadır. polis güçleri tarafından New York’tan ithal sıfır
tolerans tekniklerinde de görülmektedir. Sao
Küresel sermayenin oynadığı yeni rol de soylu-
Paulo’da, kentin sokaklarında yașayan insanlara
laștırmanın yaygınlaștırılması açısından tanımla-
uygulanan baskıcı taktikler New York’tan dün-
yıcıdır. Londra’nın Canary Wharf’ından Battery
yaya yayılan “bilimsel” “sıfır tolerans” doktrini
Park City’ye kadar -aynı Kanada menșeli șirket
ile rasyonelleștirilmektedir. Bu örneklerin hep-
tarafından geliștirilen- küresel sermayenin kent
sinde, yeni rövanșçılık açıkça kenti soylulaștırma
merkezlerindeki mega gelișmelere akıșını ișaret
için güvenli bir yer haline getirme bahanesiyle
etmek oldukça kolaydır (Fainstein 1994). Ancak,
gerçekleștirilmiștir. Bu yeni otoriteryanizm hem
küresel sermayenin daha mütevazı, mahalle ölçe-
muhalefeti ortadan kaldırmakta hem de sokakları
ğinde gelișmelere sızma kapasitesi, aynı derecede
soylulaștırma için güvenli hale getirmektedir.
dikkate değerdir. Bu anlamda sembolik olan, New
York’un Lower East Side bölgesinde, Wallstre- Bu son safhanın dördüncü özelliği soylulaștırma-
et’ten 2 mil uzakta, bütün dairelerin son model nın kent merkezinden dıșarı doğru yayılmasıdır.
yüksek hızda internet bağlantısına sahip olduğu Bu kesinlikle kolay ve düzenli bir süreç değildir,
PLANLAMA yeni 61 dairelik site binasıdır. Küresel kent stan- ancak soylulaștırma merkezdeki eski ve dönüș-
2006/2 dartlarıyla bu küçük bir gelișmedir, ancak sendi- memiș mülkler için bile, daha yüksek arazi ve

22
konut fiyatları yarattıkça, daha dıștaki mahalle- yeni rekreasyon, tüketim, üretim ve eğlence yapı-
ler soylulaștırmanın yarattığı dalgaya kapıldılar. ları olușturmaktadır. Aynı derecede önemli olan,
Yayılmanın modeli çok değișkendir ve mimari ve kentsel strateji olarak soylulaștırmanın büyük
parklardan suyun varlığına kadar her șeyden etki- ve orta ölçekli müteahhitler, yerel tüccarlar, Soylulaș-
lenmektedir. Her șeyden öte bu, kentsel çevreye emlakçılar ve marka bayiileriyle küresel finans tırmanın
sermaye yatırımının ve geri çekiliminin tarihsel piyasalarını, faydalı toplumsal sonuçların piyasa-
yaygınlaș-
yapısına bağlıdır. Sermaye yatırımının bașlangıç- nın düzenlenmesi ile değil piyasanın kendisinden
taki dıșa doğru büyümesi ve bu daha yeni çevreler- geleceğini varsayan kent ve yerel yönetimlerin tırılmasının
den yatırım-terki (disinvestment) eșitsiz biçimde kolaylaștırıcılığında, bir araya getirmesidir. En bir çok
oldukça, soylulaștırmanın yayılması da daha az önemlisi, gayrimenkul gelișiminin kentin üret- boyutu
eșit olacaktır. Aynı șekilde, mekansal genișleme- ken ekonomisinin merkezi kaygısı, bașlı bașına bulun-
nin büyük bölümünün son yıllarda gerçekleștiği bir amaç haline gelmesi; bunun istihdam, vergi
ve sürekli yatırım-terkinin yaratacağı fırsatların ve turizme bașvurularak haklı gösterilmesidir. maktadır.
sınırlandığı kentlerde soylulaștırmanın yayılımı Dünya çapında merkezi kentlerde yeni soylulaș- Bunlar
benzer șekilde sınırlı olabilir. tırma yapılarının inșası, 1960’larda tahayyül bile birbiriyle
edilemeyen șekillerde, yarıșan kentsel ekonomiler ilișkili beș
Son olarak, bu son safhayı simgeleyen sektörel
için sorgulanamaz bir sermaye birikim stratejisi
yaygınlaștırma yeni soylulaștırmayı diğerlerinden
haline gelmiștir. Yeni bir șehirciliğin daha geniș
özellik
ayıran șeyin merkezinde yer alır. 1950, 1960 ve çerçevesi ile merkezi bir bağlantı iște burada yat- bağlamında
1970’lerdeki kentsel yenileme birçok kentin mer- maktadır; bu konuya birazdan geri döneceğiz. anlașılabi-
kezinin tümden yeniden yapımına yönelik ve süreç
içerisinde kentsel ekonominin birçok sektörünü Soylulaștırmanın küresel kentler arası rekabetin lir: devletin
canlandırmıș olmakla birlikte oldukça düzenlen- bir aracı olarak stratejik șekilde kullanımı ve dönüș-
miș ve tamamen kamu finansmanına bağlı olması yaygınlaștırılması, en gelișmiș ifadesini “kentsel türülmüș
ile ekonomik ve coğrafi olarak sınırlıydı; ve bu yenileme”2 söyleminde bulmaktadır. Kentsel deği-
șimin yeni dalgasında devletin önemi ile uyumlu
rolü,
nedenle sosyal konut gibi daha geniș toplumsal
olarak, bu süreç en fazla ABD’de değil, daha çok küresel
ihtiyaçları karșılamak zorundaydı. Aksine, kentsel
yenilemeyi takip eden soylulaștırmanın ilk dalgası Avrupa’da ilerlemiștir. Tony Blair’in İșçi Partisi sermaye-
kamu sektöründen oldukça bağımsız ilerlemiștir. yönetimi soylulaștırmanın “kentsel yenileme” nin nüfuzu,
Önemli derecede kamusal desteğe rağmen, özel- olarak yeniden icat edilmesinin öncü savunucusu siyasi
piyasa finansmanının ağırlığının tümü üçüncü dal- olabilir ama soylulaștırma Avrupa çapında bir
harekettir. Örneğin Danimarka 1997’de, Kentsel muhalefe-
gaya kadar uygulanmamıștır. Bu nedenle birçok
kentte soylulaștırmanın son safhasını gösteren Yenileme için Ulusal Sekreterya olușturarak kent- tin değișen
șey, șirket ve devlet güçlerinin ve pratiklerinin sel yenilemeyi resmi politika yapmıștır ve Berlin düzeyleri,
yeni bir bileșiminin öncekilere göre daha istekli bürokratları 1991 sonrası yeniden inșaa dönemi- coğrafi
bir çaba içerisinde olușturulmasıdır. nin tümünü “kentsel yenileme” dönemi olarak
görmeye bașlamıșlardır. 2000 yılının Aralık
yayılma ve
Orta sınıflar için kenti yeniden ele geçirmek ayında Paris’te, “Avrupa’da Kentsel Yenileme soylulaș-
soylulaștırılmıș konut sunmaktan daha fazlasını ve Konut Politikasında Uyum” konulu büyük bir tırmanın
gerektirir. Soylulaștırmanın üçüncü dalgası, konferans düzenlenmiștir. Konferansa, Avrupa sektörel
bütüncül olarak sınıf-belirlenimli bir kentsel Birliği devletlerini temsilen kıdemli politika
yeniden yapıma yol açan tüm alanların yeni yöneticileri ve danıșmanları AB üyeliğine talip
yaygınlaștı-
peyzaj yapılarına dönüșümünün bir aracına teka- komșu ülkelerle beraber katılmıștı; konferansın rılması.
bül etmektedir. Bu yeni peyzaj yapıları șimdi broșürü, “kentsel yenilemeyi”yi bir gerçeklik
konutu alıșveriș, restoranlar, kültürel aktiviteler haline getirmek amacıyla “gerçekleștirilmesi
(cf Vine 2001), açık alanlar, istihdam fırsatları gereken kurumsal düzenlemeleri incelemek
ile birleștirmekte, mesken olduğu kadar tamamen için fiziksel gelișimin dar çerçevesi üzerinde...

2
Metinde ‘urban regeneration’ olarak geçen ifadeyi, ‘kentsel canlandırma’ olarak çevirmek mümkünse de, Türkçe yazındaki karșılığı PLANLAMA
ve yaygın anlașılabilirliği düșünerek ‘kentsel yenileme’ olarak çevirdik. (Ç.N.) 2006/2

23
konut ve yenileme tartıșması”nı öne sürme niye- sites)- yani zaten bir yada daha fazla kez gelișim
tine ișaret etmektedir. Konferansa katılanların devresi yașanmıș kent arazilerinde- gerçekleș-
misyonu pratik ve kapsamlıydı: büyük ölçekli mesi gerektiğini beyan etmektedir. Açıkça, bu
kentsel dönüșüm “yerel yenileme makamları, girișim daha önce yatırım-terki (disinvestment)
yerel yönetimler ve ulusal hükümetler” arasında yașamıș daha eski kentsel alanları hedef alacak-
olduğu kadar, “sosyal konut sunucuları, özel tır; bunlar metropoliten alanlara aralıklı olarak
yatırımcılar, (ve) denetleme ve eğitimle sorumlu yayılabilirlerse de, kent merkezlerinin içinde ya
olanlar” arasında da güçlü bağlantılar gerektir- da çevresinde yoğunlașacaklarını beklemek akla
mektedir. Yenileme politikaları çok yönlü ve yakındır. Dolayısıyla yenileme olarak paketlen-
normalde “soylulaștırma” etiketi altında kapsan- miș soylulaștırma, olumlu ve gerekli bir çevresel
mayacak çeșitli çabaları kapsamaktadır, yine de strateji olarak yeniden biçimlendirilmiștir.
bu girișimleri soylulaștırmayı ulusötesi kentsel
Buna bağlı olan soru, “toplumsal denge” ve, yeni-
politikaların kalbine dahil etmek için en istekli
leme stratejisinin ifadesiyle, “insanları kentlere
teșebbüsler olarak görmek anlamlıdır.
geri getirme” (DETR 1999) ihtiyacıdır. “Top-
Bu yeni “kentsel yenileme” gündemlerinin birkaç lumsal denge” kulağa iyi bir șey gibi gelmektedir
çarpıcı yönü bulunmaktadır. Birincisi ölçek soru- -kim toplumsal dengeye karșı olabilir ki?-; ta ki
nudur. Kentsel “yenileme”nın ulusal sınırları așan yenileme için hedef seçilen mahalleler incelenene
koordinasyonu benzersizdir. İkinci Dünya Savașı ve stratejinin orta ve üst-orta sınıfların yürüttüğü
sonrası Avrupa kentlerinin yeniden inșasına çeșitli geniș çaplı bir kolonileșmeyi içerdiği açıklığa
uluslararası kaynaklar katkıda bulunmușlarsa da, kavușana kadar. Politikacı, plancı ve iktisatçıya
bunu takip eden kentsel yenileme programları göre Londra, Brixton’da toplumsal denge beyaz
köken, finansman ve kapsam bakımından kararlı orta sınıfın daha büyük bölümünün “geri” getiril-
bir șekilde ulusaldı. Tersine bugün, Avrupa mesi demektir. “Toplumsal denge” savunucuları
çapında kentsel yenileme girișimleri daha önce beyaz mahallelerin eșit sayıda Afrikalı, Karayipli
görülmemiș bir ölçekte ulus așırı soylulaștırmaya yada Asyalı insan ile dengelenmesi gerektiğini
öncülük etmektedir. Merkezi bir kaygı, konut pek nadiren savunur. Dolayısıyla, “kentlerimize
girișimlerinin “diğer yenileme faaliyetlerine” geri getirilecek” olanlar genel anlamda “insanlar”
entegre edilmesinde yatmaktadır. Dolayısıyla değildir; bu çaba Galli kömür ișçilerine, Bavyeralı
Paris Konferansı’nın bașlığında ifade edildiği tarım ișçilerine ya da Breton’un balıkçı halkına
gibi, konut merkezli soylulaștırma politikasın- yönelik değildir. Bunun yerine, insanları kente
dan geniș tabanlı çok sektörlü “yenileme”ye geçiș geri getirme çabası her zaman için, beyaz orta ve
hala gerçekleșmektedir- ve, ABD’deki durumdan üst-orta sınıfların en büyük kentlerin coğrafyala-
farklı olarak, sosyal konut sorusu yenileme viz- rının yanısıra politik ve kültürel ekonominin kont-
yonundan tamamen dıșlanamamaktadır. Avrupa rolünü de tekrar ele geçirmelerine yönelik, bencil
çapında devlet merkezli bir kentsel yenileme stra- bir çabadır. Kimlerin kente geri davet edildiğine
tejisi kesinlikle tam yerleșmediğinden, kıta gene- ilișkin sessizliği sorușturmak, altta yatan sınıf
linde Avrupa Birliği-bürokratları (Eureaucrats), politikalarını açığa vurmaya bașlayacaktır.
müteahhitler ve finansörler için bu geçiș oldukça
Bundan sonra “yenileme”nin uyușturucu söylemi
yakındır. Yeni șehircilikle ilgili önceki tartıșma
sorunu bulunmaktadır. Öncelikle bu dil nereden
ile can alıcı bir bağlantı burada aydınlanmaktadır:
gelmektedir? Biyomedikal ve ekolojik bir terim
üçüncü dalga soylulaștırma, kentsel olanın ulusal
olan “yenileme/canlandırma” bireysel olarak
ve küresel ölçekler karșısında yeniden ölçeklendi-
bitkiler, türler ya da organlar için geçerlidir- bir
rilmesini artan biçimde ifade etmektedir..
ciğer ya da orman yenilenebilir/canlandırılabi-
İkincisi coğrafi odak sorunudur. Görünüște devam lir- bu da bir kentin stratejik olarak soylulaștı-
eden kentsel yayılmanın çevresel sonuçlarına karșı rılmasının aslında doğal bir süreç olduğunu ima
tetikte olan, 1999 İngiliz yenileme manifestosu, etmektedir. Dolayısıyla, yenileme stratejilerinin
önümüzdeki 25 yılda konut sunumunun %60’ının savunması kentsel değișimin özünde toplumsal
PLANLAMA
2006/2 “terk edilmiș endüstri” alanlarında (brownfield” olan kökenlerini ve hedeflerini gizlemekte ve

24
bu tür politikaların içinden çıktığı kazananlar Sonuç
ve kaybedenler siyasetini silmektedir. Soylulaș- Bu yazıda, oldukça farklı iki iddia sundum. Bir
tırma genellikle yerinden etmeyi içerir; yine de tarafta, küresel kentlerin küresel artık değer
ne İngiliz “kentsel yenileme” manifestosu ne de üretimine katılımları yerine komuta ișlevlerine
Avrupa çapındaki Paris konferansının gündemi, göre tanımlanması yönündeki Avrupa merkezci
önerilen kentin yeniden fethi ile yerinden edilecek varsayıma meydan okudum. Diğer taraftan ise,
insanların kaderi hakkında herhangi bir șey dile aynı küresel ekonomi bağlamında soylulaștır-
getirir. manın yarıșmacı bir kentsel strateji olarak hangi
Yenileme söylemi soylulaștırmayı șekere bula- șekillerde evrildiğinin altını çizmek istedim.
maktadır. Tam da, soylulaștırma söylemi kentin Soylulaștırmanın bir küresel kentsel strateji olarak
“yenileme”sinin içerdiği sınıfsal kayma hakkında 1990’lar sonrası yaygınlaștırılması, neoliberal
doğruyu söylemesi nedeniyle, müteahhitler, poli- șehircilik için iki șekilde önemli rol oynamaktadır.
tikacılar ve finansörler için kötü bir kelime haline İlk olarak, 20.yy. liberal kentsel politikasının terk
gelmiștir; soylulaștırma söyleminin, sınıfsızlık edilmesiyle ortaya çıkan boșluğu doldurmakta- Küresel
ideolojisinin çok yaygın olduğu ABD’de oldukça dır. İkincisi, üretken sermaye yatırımının gelișen
bir kentsel
yaygınlaștırılmıș buna karșın Avrupa’da bastırıl- sektörleri olarak kent merkezindeki gayrimenkul
mıș olması gibi bir ironik durumla karșılașıyoruz. piyasasına hizmet etmektedir: üretken sermayenin strateji
Bu çerçevede, Bochum’dan Brixton’a kendilerini küreselleșmesi soylulaștırmayı kucaklamaktadır. olarak
sosyalist olarak gören ve yerinden edilmenin Bu ne kaçınılmaz ne de kaza eseridir. Aksine, soylu-
tehlikelerinin muhtemelen oldukça farkında olan kentler küresel hale geldikçe, bazı tanımlayıcı
özellikleri de küresel hale gelmektedir. Soylu-
laștırma
görünüște ilerici plancılar ve yerel meclis üyeleri
bile, bürokratik “yenileme” taahhüttü tarafından o laștırmanın ortaya çıkan küreselleșmesi, kentle- neoliberal
kadar tutsak ediliyorlar ki ki, kent merkezlerindeki rin küreselleșmesi gibi, bazı ekonomik ve sosyal șehirciliğin
geniș çaplı soylulaștırmanın içkin gündemi yok çıkarların diğerleri üzerindeki galibiyetini ve eksiksiz
sayılıyor. “Kentsel yenileme” soylulaștırmanın (neoliberal) ekonomik varsayımların soylulaș-
daha önce görülmemiș bir ölçekte planlanmıș tırmanın rotası üzerinde yeniden tesisini ifade bir ifadesi-
ve finanse edilmiș bir sonraki dalgasını temsil etmektedir (Smith ve DiFilippis 1999). dir.
etmekle kalmamakta; bu söylemin Avrupa’da Soylulaștırmanın kendiliğinden sınırlı kaldığı yer-
eleștirel soylulaștırma anlayıșımızı etkisiz hale lerde bile, sermaye birikiminin aracı olarak kent-
getirmekteki bașarısı, neoliberal kent vizyonları sel gayrimenkul piyasalarının harekete geçirilmesi
için hatırı sayılır bir ideolojik bașarıyı temsil
oldukça yaygındır. Gayrimenkul endüstrisinin
etmektedir.
neoliberal șehirciliğin açıklayıcı özüne yoğun
Burada yapılmaya çalıșılan, yenileme ve soylu- entegrasyonunun daha açık bir belirtisi, Kuala
laștırma stratejileri arasında bire bir eșleștirme Lumpur, Singapur, Rio de Janerio ve Mumbai
ileri sürmek ya da bütün yenileme stratejilerini gibi gayrimenkul fiyatlarının 1990’larda birkaç
soylulaștırma için Truva atları olarak suçlamak kez katlandığı kentlerde görülmektedir. Elbette
değildir. Bunun yerine; soylulaștırmanın yenileme farklı yerlerde farklı șekillerde gerçekleșse de,
stratejilerinin güçlü, çoğu zaman gizlenen bir üretimle toplumsal yeniden üretim arasındaki
niyeti olduğu konusunda ısrar etmek, ve sürecin çelișkiyi vurgulayan aynı sermayenin merkezileș-
ölçeği daha tehdit edici ve soylulaștırmanın daha mesi süreci aynı zamanda soylulaștırma sürecini
geniș bir neoliberal șehircilik içine çekilmesi daha geliștirmektedir. Özellikle Mumbai’de 1990’ların
așikar hale gelirken bile, soylulaștırma sorusunu ortasında piyasa düzenlemesinin kaldırılması ve
göz önünden kaldıran ideolojik uyușturucuya küresel rekabet, bir süreliğine New York, Londra
eleștirel bir meydan okuma bașlatmak istiyorum. ve Tokyo’yu geride bırakan “așırı yüksek fiyatla-
Küresel bir kentsel strateji olarak soylulaștırma r”a yol açmıștır (Nijman 2000:575). Daha sonra
neoliberal șehirciliğin eksiksiz bir ifadesidir. 1996’nın son derece geçici uçdeğerleri geri çekil-
Soylulaștırma, devlet desteğiyle akıșkanlaștırılmıș mesine karșın Mumbai gayrimenkul piyasasının
bir piyasa aracılığıyla bireysel mülk taleplerini üst noktası kendisini hep dünya çapında kentlerle PLANLAMA
harekete geçirmektedir. rekabet içinde bulmaktadır. Bu durum, küçük 2006/2

25
ölçekli de olsa bazı mahallelerde tam anlamıyla haline gelmiștir. Neoliberal șehircilik hakkında
soylulaștırmaya yol açmıștır. yeterli bir kuramsal kavrayıș Lefebvre’nin iddi-
asına geri dönmek, onun fikirlerini mübalağala-
1970ler öncesi ekonomik rekabetin mekansal
rından ayırmak durumdadır.
ekseni ulusal ve bölgesel ekonomileri birbirine
düșürürken, 1990’lara gelindiğinde rekabetin
coğrafi ekseni küresel ekonomi içinde kentleri Teșekkür
birbirine karșı kıșkırtmıștır. Bu rekabet sadece Bu yazının editörlerine ek olarak, Julian Brash,
endüstriyel üretimi çekmek ve tutmak bakımın- Eliza Darling, Jeff Derksen, ve David Vine’a
dan değil kentlerin ikamet ve turizm güzergahları yorum ve destekleri için teșekkür ederim.
olarak pazarlanması ile de gerçekleșir. Bu; İngiliz
yenileme politikalarında örneğin 1990’lardaki Kaynakça
City Challenge (Jones ve Ward, bu kitapta),
Brenner N (1998) Global cities, glocal states: Global
aynı ölçüde evsizler-karșıtı politikaların daha
city formation and state territorial restructuring in
gelișmiș bir turizm sektörü yaratma bahanesiyle
contemporary Europe. Review of International
savunulduğu New York’tan Atlanta ve Vancou- Political Economy 5:1-37
ver’a açıkça görülmektedir. Travel and Leisure
(Seyahat ve Boș Zaman) dergisi artık, “gelișen Castells M (1977) The Urban Question. London:
kentler”i öne çıkarmak için “gelișen ekonomiler” Edward Arnold
söylemini kullanan düzenli bir bölüme yer ver- Cooper M (1998) Study says stricter oversight of
mektedir. Montevideo “gelișen kafe sosyetesi” police would save city money. New York Times 16
ile meșhur; Tunus “Prag ve Viyana’yı andıran November:Bl, B5
bir ihtișama sahip”; Panama City kendini kanal
Cooper M (1999) Vote by PBA rebukes Safir and
bölgesine “kültürel olarak anlayıșlı giriș kapısı”
his policy. New York Times 15 April: B3.
olarak biçimlendiriyor: “Yerleșir yerleșmez
çıkın ve alıșveriș yapın”; ve “Cracow bir Röne- Department of the Environment, Transport and
sans geçiriyor” (On the town 2000:50). Benzer the Regions (DETR) (1999) Towards an Urban
özlemler belediye bașkanı Giuliani’nin Dünya Renaissance. http://www.regeneration.detr.gov.uk/
Ticaret Merkezi faciasını takip eden yoğun kent utf/renais/ (last accessed 9 February 2002)
övücülüğüne (urban boosterism) kazınmıștır: 11 Fainstein S (1994) City Builders: Property, Politics,
Eylül’den üç gün sonra “Dıșarı çıkın ve normal and Planning in London and New York. Oxford:
bir hayat yașayın,” diye vaaz vermiștir. “Resto- Basil Blackwell
ranlara gidin, tiyatrolara ve otellere gidin, para
Garcia L M (2001) Gentrification in Tenerife.
harcayın.”
Paper presented to the ISA Group 21 Conference,
Lefebvre (1971) bir keresinde șehirciliğin kapita- Amsterdam, June
list büyümenin itici gücü olarak endüstrileșmenin Garside J (1993) Inner-city gentrification in South
yerini aldığını iddia etmiști: endüstrileșme siste- Africa: The case of Woodstock,
mik șehirleșmeyi beslemiș olabilir, ancak șimdi
șehirleșme endüstrileșmeye yol açmaktadır. Bu Cape Town. GeoJouma 130:29-35
iddia, özellikle endüstriyel üretimin küreselleș- Glass R (1964) London: Aspects of Change. London:
mesi ve Lefebvre’nin yazdığı zaman daha görünür Centre for Urban Studies and MacGibbon and Kee
olmayan Doğu Asya’nın büyümesi bağlamında,
Hackworth J (2000) “The Third Wave.” PhD
henüz zaman sınavından geçmemiști. Ve yine de
dissertation, Department of Geography, Rutgers
Lefevbre, çok gerçek bir șeyi sezmiș gibi görünü- University
yor. Küresel anlamda tabi ki șehirleșme endüst-
rileșmenin yerine geçmemiștir; șehirleșmeyi Hackworth J and Smith N (2001) The state of gen-
besleyen ürünlerin hepsi küresel ekonominin bir trification. Tijdschrift voor Economische en Sociale
yerinde üretilmektedir. Bununla birlikte, kentsel Geografie 92(4):464-477
gayrimenkul gelișimi -genelde soylulaștırma- Hansen S and Pratt G (1995) Gender, Work, and
PLANLAMA șimdi kentsel ekonomik büyüme için itici güç, Space. London: Routledge Hardt M and Negri A
2006/2 yeni kentsel ekonomiler için önemli bir sektör (2000) Empire. Cambridge, MA: Harvard University

26
Press Harvey D (1973) Social Justice and the City. Sassen S (2000) Cities in the World Economy.
London: Edward Arnold Thousand Oaks, CA: Pine Forge Press
Harvey D (1985) The Urbanization of Capital. Smith N (1990) Uneven Development: Nature,
Oxford: Basil Blackwell Capital, and the Production of Space. Oxford:
Basil Blackwell
Jones G and Varley A (1999) The reconquest of the
historic centre: Urban conservation and gentrifica- Smith N (1996) New Urban Frontier: Gentrifzcation
tion in Puebla, Mexico. Environment and PlanningA and the Revanchist City. London: Routledge
31:1547-1566
Smith N (yayımlanacak) Scales of terror: The
Katz C (2001) Vagabond capitalism and the neces- manufacturing of nationalism and the war for US
sity of social reproduction. Antipode 33:708-727 globalism. In S Zukin and M Sorkin (eds) After the
World Trade Center. New York: Routledge
Katz C (yayımlanacak) Disintegrating Develop-
ments: Global Economic Restructuring and Chil- Smith N and W Dennis (1987) The restruc-
dren’s Everyday Lives. Minneapolis: University of turing of geographical scale: Coalescence
Minnesota Press and fragmentation of the northern core region.
Lefebvre H (1971) La Revolution Urbaine. Gal- Economic Geography 63:160-182
limard: Paris Smith N and J DiFilippis (1999) The reassertion of
MacLeod G (2001) New regionalism reconsidered: economics: 1990s gentrification in the Lower East
Globalization and the remaking of political eco- Side. International Journal of Urban and Regional
nomic space. International Journal of Urban and Research 23: 638-653
Regional Research 25:804-829 Swyngedouw E (1996) Reconstructing citizenship,
Meszâros I (2001) Socialism or Barbarism: From the the rescaling of the state, and the new authoritarian-
`American Century” to the Crossroads. New York: ism: Closing the Belgian mines. Urban Studies 33:
Monthly Review 1499-1521
Nijman J (2000) Mumbai’s real estate market in Swyngedouw E (1997) Neither global nor local:
the 1990s: Deregulation, global money and casino “Glocalization” and the politics of scale. In K Cox
capitalism. Economic and Political Weekly 12 Feb- (ed) Spaces of Globalization: Reasserting the Power
ruary:575-582 of the Local (pp 137-166). New York: Guilford
On the Town. Emerging Cities (2000) Travel and Taylor P (1995) World cities and territorial states:
Leisure January 42-50 The rise and fall of their mutuality. In P Knox and P
Ramsamy E (2001) “From Projects to Policy: The Taylor (eds) World Cities in a World System (pp 48-
World Bank and Housing in the Developing World.” 62). Cambridge, UK: Cambridge University Press
PhD dissertation, Department of Urban Planning,
Taylor P (1999) So-called “world cities”: The evi-
Rutgers University
dential structure within a literature. Environment and
Rose D (1981) Accumulation versus reproduction Planning 31:1901-1904
in the inner city. In M Dear and A
Thomas G (1991) The gentrification of paradise: St
Scott (eds) Urbanization and Urban Planning in John’s, Antigua. Urban Geography 12:469-487
Capitalist Society (pp 339-382). London: Methuen
Vine D (2001) “Development or Displacement?:
Sassen S (1992) The Global City. Princeton, NJ: The Brooklyn Academy of Music and Gentrifica-
Princeton University Press tion in Fort Greene.” Unpublished paper presented
Sassen S (1998) Globalization and Its Discontents. at the conference on Gotham: History of New York,
New York: New Press CUNY Graduate Center, 7 October

PLANLAMA
2006/2

27
Özlem Çelik, İstanbul, 2006

PLANLAMA
2006/2

28
Kentsel dönüșüm üzerine
Batı’daki kavramlar, tanımlar,
süreçler ve Türkiye

Z. Müge AKKAR Y. Doç. Dr.,


ODTÜ,
Șehir ve Bölge
Planlama Bölümü

K
entsel alanlar karmașık ve dinamik sis- biçime girmesi, bașka bir durum alması olarak
temlerdir. Fiziksel, toplumsal, çevresel, tanımlanabilir. Kentsel dönüșüm yazınında,
ekonomik ve hatta siyasal ve ideolojik birçok kentsel dönüșüm tanımı bulunmaktadır.
faktörlerin etkisinde değișim ve dönüșüm gös- Bu tanımlar, vurguladıkları vizyon, amaç, stra-
terdikleri gibi, kendileri de birçok değișim ve teji ve yöntemlerine göre farklılık göstermektedir.
dönüșüme neden olabilirler. Kentsel mekandaki Lichfield’a (1992) göre, kentsel dönüșüm, kentsel
değișim ve dönüșümler, kimi zaman mekan ve bozulma süreçlerini daha iyi anlama ihtiyacından
yașam kalitesini artırıcı yönde olurken; kimi doğan ve gerçekleștirilecek dönüșümde elde
zaman ise, mekanın ekonomik, toplumsal, çevre- edilecek sonuçların üzerinde bir uzlașmadır.
sel ve fiziksel çökme ve bozulması olarak kendini Donnison’a (1993) göre ise, kentsel dönüșüm,
gösterir. Kentsel dönüșüm, bir olgu olarak, belirli kentsel çöküntü alanlarında yoğunlașan sorun-
bir zaman aralığında sürekli gerçekleșmektedir. ları eșgüdümlü bir biçimde çözümlemek için
Ancak, kent planlama yazınında, kentsel dönü- ortaya konulan yeni yol ve yöntemlerdir. Roberts
șüm, kentsel alanlardaki belirli bir zaman aralı- (2000), kentsel dönüșümü, kapsamlı ve bütünleșik
ğında ekonomik, toplumsal, fiziksel ve çevresel
(entegre) bir vizyon ve eylem olarak, bir alanın
çökme ve bozulmaya karșı verilen bir cevap
ekonomik, fiziksel, toplumsal ve çevresel koșulla-
olarak görülmüștür. Bu makale, kentsel dönüșüm
rının sürekli iyileștirilmesini sağlamaya çalıșmak
kavramının, amaçlarının ve kentsel dönüșümün
olarak tanımlamaktadır. Bir bașka deyișle, yitiri-
farklı biçimlerinin dünya yazını doğrultusunda
len bir ekonomik etkinliğin yeniden geliștirilmesi
tanımlanmasını amaçlamaktadır. Makale, aynı
ve canlandırılması, ișlemeyen bir toplumsal ișle-
zamanda, 1990 sonrasındaki kentsel dönüșüm
projelerinin ortak özelliklerinin altını çizmeye; vin ișler hale getirilmesi; toplumsal dıșlanma olan
ve bütün bu tanım ve belirlemelere bağlı olarak, alanlarda, toplumsal bütünleșmenin sağlanması;
Türkiye’deki kentsel dönüșüm projelerinde çevresel kalitenin veya ekolojik dengenin kaybol-
öncelikli olarak ele alınabilecek ilke ve süreçleri duğu alanlarda, bu dengenin tekrar sağlanmasıdır
tartıșmaya çalıșmaktadır. (Roberts, 2000).
Dolayısıyla, kentsel dönüșüm, çökme ve bozulma
‘Kentsel Dönüșüm’ Tanımı olan kentsel mekanın ekonomik, toplumsal, fizik-
Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğü (1992), ‘dönü- sel ve çevresel koșullarını kapsamlı ve bütünleșik
șüm’ kelimesini, “olduğundan bașka bir biçime yaklașımlarla iyileștirmeye yönelik uygulanan
girme, bașka bir durum alma, tahavvül, inkılap, strateji ve eylemlerin bütünüdür. Bu nedenle,
transformasyon” olarak tanımlamaktadır. Bu kentsel dönüșüm, yeni kentsel alanların planlan-
tanımlardan hareket edilirse, kentsel dönüșüm, ması ve geliștirilmesinden çok, varolan kentsel PLANLAMA
kentsel alanların varolan durumundan bașka bir alanların planlanması ve yönetimi ile ilgilidir. 2006/2

29
‘Kentsel Dönüșüm’ün Amaçları Batı yazınında kentsel dönüșüm projelerinde,
Kentsel dönüșüm, beș temel amaca hizmet kamu ve özel sektör katılımı yanı sıra, özellikle
etmek üzere ortaya çıkmıștır (Roberts, 2000). sivil toplum örgütleri ve toplumun farklı kesim-
Bunlardan birincisi, kentin fiziksel koșulları ile lerinin katılımını sağlayan bir planlama anlayıșı
toplumsal problemleri arasında doğrudan bir benimsenmekte; kentsel politikanın çok-aktörlü
ilișki kurulmasıdır. Kentsel alanların çöküntü müzakere süreçleriyle șekillenmesi gerekliliği
alanı haline gelmesindeki en önemli nedenlerden kabul edilmektedir.
birisi toplumsal çökme ya da bozulmadır. Kentsel
dönüșüm projeleri, temelde toplumsal bozulmanın ‘Kentsel Dönüșüm’ Konusunda
nedenlerini araștırır; ve bu bozulmayı önleyecek Değișen Politikalar ve Müdahale
önerilerde bulunarak, kentsel çöküntü ve bozulma Biçimleri
problemine çözüm bulmayı amaçlar.
19. yy’dan bugüne uygulanan kentsel dönüșüm
Kentsel dönüșümün ikinci amacı, kent dokusunu politikaları ve müdahale biçimleri çeșitlilik gös-
olușturan birçok öğenin fiziksel olarak sürekli termiștir. 1800’lerin ortalarından 1945’lere kadar,
değișim ihtiyacına cevap vermektir. Bir bașka kentlerdeki fiziksel ve toplumsal bozulmaya karșı
deyișle, kentsel dönüșüm projeleri kentin hızla en önemli müdahale biçimi, kentsel yenilemedir
büyüyen, değișen ve bozulan dokusunda ortaya (urban renewal). Endüstri Devrimi sonrasında,
çıkan yeni fiziksel, toplumsal, ekonomik, çevresel sanayi kentlerinde hızla artan çevre kirliliği,
ve altyapısal ihtiyaçlara göre, kent parçalarının sanayi alanlarının düzensiz yapılașması, kalaba-
yeniden geliștirilmesi amacını tașır. lık ve yașam standartları düșük konut alanları ve
yetersiz altyapı hizmetleri, sağlıksız kentlerin geliș-
Kentsel refah ve yașam kalitesini artırıcı bașa- mesine neden olmuștur (LeGates ve Stout, 1998;
rılı bir ekonomik kalkınma yaklașımını ortaya Madanipour, 2000; Oc ve Tiesdell, 1997). Temiz,
koymak, kentsel dönüșümün üçüncü hedefidir. sağlıklı ve yașanabilir kentlerin geliștirilmesi
Fiziksel ve toplumsal bozulmanın yanı sıra, amacıyla, ilk kentsel yenileme projeleri kamusal
kentsel alanların çöküntü bölgeleri haline gel- alanların artırılmasını sağlamaya çalıșmıștır. 19.
melerinin en önemli nedenlerinden birisi, bu yy’ın ikinci yarısında ‘Park Hareketi’ kente doğayı
alanların ekonomik canlılıklarını yitirmesidir. getirmeyi amaçlamıș; bunun sonucunda 1844’te
Kentsel dönüșüm projeleri fiziksel ve toplumsal Liverpool’da Birkenhead Parkı, 1845’te Londra’da
çöküntü alanları haline gelen kent parçalarında Victoria Parkı, ve 1863’te de New York’ta Central
ekonomik canlılığı yeniden getirecek stratejileri Park yapılmıștır (LeGates ve Stout, 1998). Park
geliștirmeyi ve böylece kentsel refah ve yașam Hareketi’ni, kent merkezlerinde geniș bulvar ve
kalitesini artırmayı amaçlar. caddelerin açılmasını kapsayan kentsel yenileme
Dönüșüm projelerinin diğer amacı ise, kentsel projeleri izlemiștir. Bu tür projelerin bașında,
alanların en etkin biçimde kullanımına ve gereksiz Paris’te 1850-1860 yılları arasında Baron Hauss-
kentsel yayılmadan kaçınmaya yönelik strateji- mann öncülüğünde gerçekleștirilen kentsel yeni-
lerin ortaya koyulmasıdır. Günümüzde ‘sürdürü- leme projesi gelir. Bu proje ile birlikte, Paris’in
lebilirlik’ hedefi ile bağlantılı olarak, kentlerde merkezinde büyük yıkımlar yapılmıș; geniș bul-
daha önce kullanılmıș ve atıl olan alanların tekrar varlar ve caddeler açılmıș; ve bu ulașım arterleri,
kullanımını sağlayan ve kentsel büyümenin ve kent merkezi dıșındaki Bois de Boulogne ve Bois
yayılmanın sınırlandırılmasına yönelik kentsel de Vincennes gibi parklara bağlanmıștır (LeGates
ve Stout, 1998). Bu dönemdeki yenileme projeleri,
dönüșüm projelerinin geliștirilmesi, doğrudan
hem çevrenin hem de trafiğin iyileștirilmesini sağ-
bu amaçla ilintilidir.
lamakla kalmamıș; aynı zamanda, kent merkezi ve
Son olarak, kentsel dönüșüm, toplumsal koșullar çevresindeki așırı kalabalığı azaltmıștır. Avrupa’da
ve politik güçlerin ürünü olarak kentsel politika- bu dönemdeki kentsel yenileme projelerine paralel
nın șekillendirilme ihtiyacını karșılamayı amaçla- olarak, Kuzey Amerika’da ‘Güzel Kent Hareketi’
maktadır. Günümüzde kentsel alanların üretilmesi gelișmiș; kentlerde geniș bulvar ve caddeler açıl-
PLANLAMA ya da yeniden geliștirilmesi çok paydașlı bir plan- mıș; belediye ve mahkeme binaları, kütüphane,
2006/2 lama ve tasarım süreciyle gerçekleștirilmektedir. müze gibi önemli kamusal kullanımlar bu bulvar

30
ve caddelere cephe verecek biçimde yerleștirilerek 1940’ların ikinci yarısından itibaren kentsel geli-
kent merkezlerinin yenilenmesi sağlanmıștır (Carr șim (urban development) stratejisinin de uygulan-
ve diğerleri, 1992). dığı görülmektedir. Bu yıllarda Batı kentlerinde
Kentlerdeki yenileme stratejilerine öncülük gelișim, kent çeperlerine de sıçrayarak; birçok
eden diğer bir gelișme ise, 20. yy’ın ilk yarı- mevcut kent ve kasaba çevresinde banliyöleșme 1980’ler,
olușmuștur. Bunların yanı sıra, yeșil kușağın öte-
sında, İngiltere’deki ‘Bahçe Kent Hareketi’ ve birçok
‘Yeni Kentler Hareketi’ne paralel olarak gelișen sinde Modernist planlama ve tasarım ilkelerine
göre gelișen yeni kentler kurulmuș; varolanlarda konuda
‘Modernist Hareket’tir. CIAM’ın Atina Sözleș-
mesi’nde belirlenen ana ilkelere göre, ‘modern ise hızlı bir büyüme gözlenmiștir. olduğu
kent’ temiz, sağlıklı ve güzel çevrelere sahip 1960’lar ve 1970’lerin bașları, kentsel iyileștirme gibi,
olmalı; kentlerin sağlıksız alanları yıkılmalı; bu (urban improvement) ve kentsel yenileme (urban kentsel
alanlar tekrar yapılașırken geniș yeșil alanlar üze- renewal) projelerine öncelik verilen yıllardır. Bu
rine yüksek kütlelerden olușan bir kentsel doku
dönüșüm
dönemde, fiziksel bozulma ile toplumsal bozulma
geliștirilmelidir (Jacobs ve Appleyard, 1987; Oc arasındaki doğrudan bağlantı kabul edilmiș; daha konusunda
ve Tiesdell, 1997; LeGates ve Stout, 1998; Mada- çok toplumsal sorunlara duyarlı ve alan-odaklı da, önemli
nipour, 2000). Ayrıca, bu kentlerde hem kentsel kentsel iyileștirme ve yenileme projeleri geliș-
ișlevler, hem de yaya ve tașıt trafiği birbirinden
deği-
tirilmiștir (Couch ve Fraser, 2003). Dönemin
ayrılmalıdır (Boddy, 1992; Oc ve Tiesdell, 1997; dönüșüm projelerinde kent merkezlerinin çev-
șimlerin
LeGates ve Stout, 1998). Modernist Hareket’in releri ve kenar mahalleler öncelik kazanmıștır. olduğu bir
ortaya çıkıșının ardından, Paris bașta olmak üzere Merkezi yönetimin önderliğinde geliștirilen bu dönemdir.
Avrupa’da birçok kentte yıkımlar yapılmıș; yıkı- projelerin etkileri sınırlı olmuștur. Yine de, bu
lan alanlar, Modernist planlama ve tasarım ilke- ‘Kentsel
projeler, kentsel dönüșümün hem fiziksel mekan
lerine bağlı olarak tekrar geliștirilmiștir. hem de toplumsal boyutlarının bir arada ele alın- yeniden
Modernist Hareket, İkinci Dünya Savașı’ndan ması gerekliliğinin yaygın olarak kabul edilmesini yapılan-
sonra, kentlerin yeniden yapılanması sürecinde de sağlamaları açısından önemlidir. Aynı zamanda, dırma’
etkili olmuștur. Savaș sonrası Avrupa kentlerinde bu projeler aracılığıyla, kent merkezleri ve yoksul
olușan büyük yıkımlar, kentlerin yeniden inșa- mahallelerin iyileștirilmesi ve yenilenmesi, mer-
(urban
ası (urban reconstruction) stratejisini gündeme kezi yönetimlerin öncelikli politika alanları haline redeve-
getirmiștir. 1940 ve 1950’lerin kentsel politika- gelmiștir. lopment)
ları, yeni kentsel kullanımların eski kullanımla- 1970’lerin ilk yarısına kadar kentsel bozulma top- politikası-
rın yerine gelmesini ve geçmișten gelen fiziksel lumsal bir hastalık olarak görülürken, 1970’lerin
sorunların yok edilmesine yönelik kentlerin nın yaygın
sonlarına doğru yapısal ve ekonomik nedenlere
yeniden inșaasını öngörmüștür. Bu dönemde, bağlı olarak açıklanmaya bașlanmıștır (Balchin
olarak
merkezi yönetimin öncülüğünde yeniden yapı- ve Hull, 1987). Bu dönem, ayrıca, devletin kullanıl-
lanma politikaları ortaya atılmıștır. Örneğin,
Amerika Birleșik Devletleri’nde 1949’da Konut
desantralizasyon politikaları ve daha katılımcı ması, bu
yaklașımları benimsemeye bașladığı yılları temsil
Yasası ile, sosyal konut politikasının genișle- dönemin
eder. Özellikle kent merkezi ve çevresini ele alan
mesi ve kentsel yenilemenin kurumsallașması
dönüșüm projelerini bașlatan ve yürüten aktörlerin kentsel
sağlanmıștır (LeGates ve Stout, 1998). Ayrıca,
bu dönemde, merkezi yönetim yerel yönetimlere,
çeșitlendiği gözlenir (Roberts, 2000). dönüșüm
kentsel yeniden geliștirme planlarını hazırlamala- 1980’ler, birçok konuda olduğu gibi, kentsel projele-
rını sağlayacak ilke ve standartları içeren detaylı dönüșüm konusunda da, önemli değișimlerin rinin en
rehberler sunmuștur. Yapılan planlar sonucunda, olduğu bir dönemdir. ‘Kentsel yeniden yapı-
önemli
kent içi alanlarda, öncelik kenar mahallelerin landırma’ (urban redevelopment) politikasının
temizlenmesine verilmiș; büyük yıkımlar yapı- yaygın olarak kullanılması, bu dönemin kentsel özelliğidir.
larak, bu alanlara çok katlı konut blokları inșa dönüșüm projelerinin en önemli özelliğidir.
edilmiștir. Geleneksel kent merkezlerinde de 1980’lerin dönüșüm projelerinin odağında,
büyük yıkımlar yapılmıș; yeni kent merkezleri, kentlerde boșaltılmıș, atıl ve çöküntü haline
tamamen ofis ve ticaret ișlevleri tașıyan alanlar gelmiș alanlarda, ekonomik canlanmayı sağla- PLANLAMA
haline getirilmișlerdir (Oc ve Tiesdell, 1997). mak bulunmaktadır. Bu amaçla, bașta İngiltere 2006/2

31
olmak üzere, kıta Avrupası ve Kuzey Amerika’da 1990 sonrasından günümüze kentsel dönüșümde
kentsel dönüșümün katalizörleri olarak ișleyecek kullanılan en yaygın müdahale biçimi, ‘kentsel
‘öncü projeler’ yapılmıștır (Hubbard, 1995; Hall yenileșme’ ya da ‘kentsel canlandırma’ (urban
1990 son- ve Hubbard, 1996; Noon ve diğerleri, 2000). Bir- regeneration)’dır. Bu dönemin önde gelen özel-
rasından mingham’da Senfoni Sarayı ve Kültür Merkezi, liklerinden biri, çok-aktörlü ve çok-sektörlü ișbir-
Londra’da Canary Wharf1, Liverpool’da Albert liklerine bağlı kentsel dönüșüm süreçlerinin varol-
günümüze
Docks2, Rotterdam’da Rotterdam Waterstad3 ve duğunun kabul edilmiș olmasıdır. Kamu ve özel
kentsel The Cultural Triangle4, New York’da Battery Park sektör yanında, gönüllü kurulușların ve toplumun
dönüșümde City4, ve South Street Seaport6 1980’lerin ‘öncü değișik kesimlerinin kentsel dönüșüm süreçlerine
kullanılan projeler’ine örnek olarak verilebilir. Bu tür pro- katılımlarının sağlanmasının önemi vurgulanmıș;
jeler, geniș alanları kapsayan, kentsel ișlev çeșit- ve buna yönelik yeni yasal düzenlemeler ve kent-
en yaygın
liliği içeren, kamu yararından çok yatırımcısının sel dönüșüm programları getirilmiștir. Örneğin,
müdahale karını ön plana çıkaran projelerdir. Bu projelerin çöküntü alanlarına temel altyapı sunumu ve arazi
biçimi, diğer önemli özelliği, çöküntü alanlarına tamamen ıslahında kamu sektörü teșviki ile özel sektör ve
‘kentsel yepyeni imajlar geliștirerek, bu alanlara ve kente diğer aktörlerin dönüșüm süreçlerinde aktif rol
hem potansiyel ulusal ve uluslararası yatırımcı ve alması sağlanmaya çalıșılmaktadır. 1990’lar,
yenileșme’
müșteri hem de turist çekmektir (Paddison, 1993; kentsel dönüșüm projelerinde yerel yönetimlerin
ya da ‘kent- Loftman ve Nevin, 1996; Jeffrey ve Pounder, de etkin rol aldığı yıllardır. Bu dönemin kentsel
sel can- 2000). Bașka bir deyișle, 1980’lerin öncü projele- politikaları, rekabetçi, ișbirlikçi ve girișimci yöne-
landırma’ rinin yarattığı yeni imajlar, bulundukları kentlerin tim anlayıșıyla hareket eden yerel yönetimlerin
pazarlanmasında da sıklıkla kullanılmıștır. olușumunu desteklemiștir (Stewart, 1994; Hall ve
(urban
1980’lerin dönüșüm projelerinin birçoğu kamu- Hubbard, 1996). 1990’lar, aynı zamanda, kent-
regenerati-
özel sektör ișbirlikleriyle gerçekleștirilmiștir sel dönüșüm alanında yeni kurumsallașmaların
on)’dır. Bu olușturulduğu yıllardır. Bir taraftan, bölgesel
(Paddison, 1993; Atkinson ve Moon, 1994; Hall
dönemin ve Hubbard, 1996). Bu projelerde, özel sektörün ölçekte yeni kurumsal örgütlenmeler geliștiril-
önde gelen rolü ön plana çıkarılırken, kamu sektörü (özellikle miștir. İngiltere’de kentsel çöküntü alanlarının
özellikle- merkezi yönetim) temel altyapı sunumu ve arazi canlandırılmasında özel sektör kurulușları, yerel
ıslahını sağlayarak, kentsel dönüșümün gerçekle- yönetimler, sivil toplum örgütleri, ve farklı top-
rinden biri, lumsal kesimlerle ortaklıkların kurulmasına öncü-
șeceği bu alanlara özel sermaye ve yatırımcıları
çok-aktörlü çekme rolünü üstlenmiștir. Kamunun diğer bir lük eden, finansal kaynak sağlayan ve bölgesel
ve çok- rolü, dönüșüm projelerini yürütecek ortaklıkları ölçekte çalıșan ‘kentsel canlandırma ajansları’8
sektörlü sağlayacak kurumsal örgütlenmeleri kurmaktır. bu türden kurulușlardır. Diğer taraftan, özellikle
Merkezi yönetimin öncülüğünde kurulan, özel 1990’ların sonlarına doğru, kentsel canlandırmada
ișbirlikle- özel sektör danıșmanlığı ön plana çıkartılmıștır.
ve kamu sektöründen birçok paydașın yer aldığı
rine bağlı ‘kentsel yapılandırma birlikleri7’ bu tür örgütlen- Kentsel canlandırma șirketleri9 adı altında ortaya
kentsel melerin önde gelenlerindendir. çıkan bu danıșmanlık șirketleri, İngiltere’de
dönüșüm
süreçlerinin 1
Londra’daki eski liman alanının dünyanın en önemli finans merkezlerinden birine dönüștürülmesi projesidir. Canary Wharf, 20. yy’in
varolduğu- en önde gelen ticari megastrüktürlerinden sayılmaktadır (Crilley, 1993).
2
Liverpool eski liman alanının dönüșüm projesidir. Bu proje aracılığıyla, Albert Dock, yeni bir marina, çalıșma parkı (business park),
nun kabul konut, ticari ve eğlence kullanımlarının geliștirilmesiyle canlandırılmaya çalıșılmıștır (Moore, 1990).
edilmiș 3
Bu proje, geleneksel limanın tekrar inșası ile birlikte, bir deniz müzesi, astropikal havuz cenneti, Imax sineması, dört yıldızlı otel ve
çeșitli lokantaları içermektedir. Ayrıca, projede, bir ofis ve üç konut bloğu bulunmaktadır (Hajer, 1993).
olmasıdır. 4
Bu proje, çağdaș sanat müzesi, yeni sergi sarayı, Ulusal Mimarlık Enstitüsü, ve daha çok üst-gelir gruplarına hitap edecek café ve
lokantaları içermektedir (Hajer, 1993).
5
Manhattan’ın güneyinde bulunan Battery Park, 1980’lerin bașında yeniden geliștirilmiștir. Battery Park City Projesi, orta gelir grubuna
yönelik kiralık konutları içeren superblokların yanı sıra, 34 ve 51 katlı 4 kuleden olușan Dünya Ticaret Merkezi ve 1.2 mil uzunluğunda
deniz kenarı boyunca uzanan yaya yolu ve açık alanları kapsamaktadır (Fainstein, 1994).
6
Bu proje, Manhattan’daki eski limanlardan biri olan South Street Seaport’un açık hava müzesine dönüștürülmesini içermektedir. Proje
aynı zamanda özel sektör tarafından kontrol edilen yüksek düzeyde ticarileșmiș kamusal mekanlardan olușmaktadır (Defilippis, 1997).
7
Urban development corporation, Türkçe’ye kentsel yapılandırma birlikleri olarak çevrilmiștir.
PLANLAMA 8
Urban regeneration agency, Türkçe’ye kentsel canlandırma ajansları olarak çevrilmiștir.
2006/2 9
Urban regeneration company, Türkçe’ye kentsel canlandırma șirketi olarak çevrilmiștir.

32
çöküntü alanlarında dönüșüm projelerinin hazır- 1990’lardan itibaren ‘kentsel koruma’nın (urban
lanmasından hayata geçirilmesine, çok paydașlı conservation) da kentsel dönüșümde ön plana
ortaklıkların kurulmasından yürütülmesine, finan- çıkmasına neden olmuștur. Son dönemde özel-
sal kaynak bulunmasına kadar kentsel dönüșümün likle Avrupa kentlerinde kentsel koruma amaçlı
birçok etabında öncü rol oynamaktadırlar. canlandırma projelerinin dört alanda yapıldığı
1990 sonrası, kentsel dönüșüme yaklașım da tespit edilmiștir: a) çöküntü haline gelmiș tarihi
değișmiștir. 1980’lerde kentsel dönüșümde merkezlerin canlandırılması, b) tarihi merkez-
mekanın fiziksel ve ekonomik boyutlarına vurgu lerin iyileștirilmesi, c) tarihi değeri olan sanayi
yapılırken; 1990’lardan itibaren, ancak mekanın ve ticaret alanlarının canlandırılması, d) küçük
fiziki, ekonomik, toplumsal ve çevresel boyut- ve orta büyüklükteki tarihi kentlerin korunması
larına, aynı zamanda kentsel dönüșümün yasal, (Drewe, 2000).
kurumsal, örgütlenme, izleme-değerlendirme 1990’lardan itibaren, kentsel canlandırma pro-
süreçlerini bütünleșik olarak ele alan bir yak- jeleri amaçlarına göre çeșitlilik göstermektedir.
lașım geliștirildiğinde kentsel canlandırmada Manchester’da Salford Quays ve Plymouth’da
kamu yararının en üst düzeye çıkarılabileceği Sutton Harbour Canlandırma Projesi, hem fiziksel
görüșü yaygın olarak savunulmaya bașlanmıștır. ıslah, hem çevresel iyileștirme, hem de ekonomik
Bu yaklașıma paralel olarak, dönemin bir diğer canlandırmayı amaçlayan projelere örnektir (Jeff-
önemli özelliği ise, ekonomik, toplumsal ve çev- rey ve Pounder, 2000). Buna karșılık, Massachu-
resel faktörlere dayanılarak, ‘sürdürülebilir kent sett-Boston yakınlarında Lowell, Halifax’da Dean
ve bölgeler’in geliștirilmesine yönelik ihtiyaçların Clough ve Newcastle’da Cruddas Park’da yapılan
kabul edilmesidir. Özellikle Avrupa’da, derișik kentsel canlandırma projelerinin toplumsal içe-
kent10 geliștirilmesi, ve ekonomik, toplumsal ve rikleri ön planda olan projelerdir. Bu projelerde,
çevresel kaynakların etkin ve verimli kullanı- toplumun ekonomik refah düzeyini iyileștirici
mını sağlayacak kentsel dönüșüm politikalarının dönüșüm stratejileri ön planda tutularak, çöküntü
uygulanması amacıyla, kent merkezlerinin yeni- alanlarında yașayan insanlara, yeni iș ve eğitim
den canlandırılması, kentsel genișlemenin ve imkanları sağlanmıș; yeniden topluluk olabil-
yayılmanın sınırlandırılması, çok-ișlevli kentsel melerine yönelik katılımlı süreçlerle toplumsal
alanların ve sürdürülebilir ulașım tekniklerinin dönüșümün sağlanmasına çalıșılmıștır (Noon ve
geliștirilmesi, doğal ve tarihi mirasın korunması diğerleri, 2000). Duisburg Nord’da Emscher Park
gibi bir çok ana politika bașlığı, kent planlama IBA11 ve Newcastle’da Grainger Town12 proje-
gündeminde tartıșılmaya bașlanmıștır (Jeffrey ve leri, kültürel ve tarihi mirasın ön plana çıkarıldığı
Pounder, 2000). kentsel canlandırma projeleridir. Bu projeler, aynı
Kentsel canlandırma projeleri aracılığıyla kent- zamanda, kent pazarlama programlarında katali-
lerin pazarlanmasına halen devam edilmektedir. zör olarak kullanılarak, kentlere ulusal ve ulusla-
Ancak, 1980’lerden farklı olarak, günümüzde rarası yatırımların çekilmesini hedeflemektedir.
kentsel canlandırma projeleri, kent pazarlama 1990’larde uygulanan bazı kentsel canlandırma
programlarında, kentlere yeni imajlar yaratmaktan projeleri ise kültürel etkinliklerin öncülüğünde
çok, kentlerin varolan tarihi ve kültürel mirasını kentsel dönüșümü sağlamayı amaçlamaktadır
ön plana çıkaracak imajlarını kullanmaktadırlar. (Fraser ve diğerleri, 2003). Glasgow, Dublin,
Tarihi ve kültürel miras ile ekonomik gelișme Rotterdam gibi Avrupa’nın kültür bașkentleri
arasındaki güçlü bağın öneminin anlașılması, olma yarıșını kazanan kentler, kent merkez ve

10
Campact city, Türkçe’ye derișik kent olarak çevrilmiștir.
11
Emscher Park, Almanya’da eski sanayi bölgesi olan Rurh’da yapılmıștır. Eski sanayi binaları, Emscher Park boyunca, eğlence ve
dinlence alanlarına ve sanat eserlerine dönüștürülmüștür (Percy, 2003). Böylece çöküntü alanı, tamamen farklı bir amaçla kullanılırken,
yeniden canlandırılması sağlanmıștır.
12
Grainger Town, İngiltere’nin kuzeydoğusunun bașkenti olarak kabul edilen Newcastle upon Tyne’ın 19. yy’da inșa edilen kent
merkezidir. 20. yy’ın bașından itibaren ekonomik, toplumsal ve fiziksel olarak gerileme yașayan Grainger Town üzerine 1970’lerden
itibaren birçok restorasyon projesi hazırlanmıș ve uygulanmiștır. Ancak bunların hiçbiri bu alandaki kentsel gerilemeyi engelleye-
memiștir. Buna karșılık, 1990’ların bașında Grainger Town Projesi’yle, Grainger Town’da tekrar ekonomik, toplumsal ve fiziksel PLANLAMA
canlanma sağlanmıștır. 2006/2

33
çeperlerindeki, eski liman ve sanayi alanların- projelerin dönüșüm strateji ve politikaları, zaman
daki çöküntü alanlarının canlandırmasını bu tür içinde değișen ekonomik, toplumsal, fiziksel ve
projelerle sağlamıșlardır. Edinburgh ve Utrecht çevresel koșullara göre tekrar gözden geçirilmek-
ise, tarihi ve kültürel miraslarını koruma odaklı tedir. Bu projelerin ikinci ortak özelliği, ișbirlikçi
dönüșüm projeleriyle ön plana çıkan șehirlere ve katılımlı planlama13 yaklașımıyla geliștirilmiș
örnektir. Kentsel canlandırma projelerinde diğer olmalarıdır. Kentsel dönüșüm politikalarının
kullanılan stratejilerden birisi de, turizmin canlan- bașarıyla hayata geçirilmesindeki en önemli
masını sağlayan, özel ya da rutin düzenlenen orga- etkenlerden birisi, özel sektör, kamu sektörü,
nizasyonlardır (Fraser ve diğerleri, 2003). Spor gönüllü kurulușlar ve toplumun farklı kesimleri-
karșılașmaları, konserler, sanat festivalleri gibi nin ortaklıkları ve uzlașmaları üzerinde gelișmiș
organizasyonlar kentlerin imajını iyileștirmekle olmalarıdır. Bu nedenle, Batı yazınında bașarılı
birlikte, bu kentlere, turist ve yatırım çekmekte, olarak tanımlanan kentsel dönüșüm projeleri
böylece yeni iș olanaklarının gelișmesini sağla- müzakereci yöntemlerle geliștirilmiștir. Bir bașka
maktadır. Barcelona, Atina, Porto, Orlando, New deyișle, projelerin araștırma, geliștirme, uygu-
Orleans, Pekin gibi kentler bu tür organizasyonlar lama, izleme ve öz değerlendirme süreçlerinde
sayesinde, hızla gelișmiș ve dünya kentleri ara- müzakereci ve katılımlı yöntemler uygulanmak-
sında ön sıralara yükselmișlerdir. tadır. Bunun için kentsel dönüșüm projelerinde
iș adamları ve esnaf forumu, mahalle veya bölge
Sonuç olarak, 19. yy’dan bugüne kentlerdeki top- sakinleri forumu, kentsel tasarım paneli gibi
lumsal, fiziksel, ekonomik ve çevresel bozulmaya çeșitli aktörlerin katılımına yönelik platformlar
çözüm bulmak amacıyla uygulanan kentsel dönü- olușturulmaktadır.
șüm politikaları ve müdahale biçimlerinde önemli
bir çeșitlilik ve zenginlik bulunmaktadır. Batı ve Çok-aktörlü ve çok-sektörlü koalisyonlara bağlı
Türk yazını incelendiğinde, yukarıda sözü edilen olarak kurulmuș olmaları, bu projelerin diğer
kentsel dönüșüm stratejilerinin dıșında, kentsel bir önemli özelliğidir. Carter’a (2000) göre,
sağlıklaștırma (urban rehabilitation), kentsel can- çok-aktörlü ve çok-sektörlü koalisyonların var-
landırma (urban revitalisation), kentsel koruma lığı, kentsel dönüșüm projelerinin bașarılarının
(urban preservation, urban conservation), eski sürdürülebilirliği açısından vazgeçilmezdir.
Kentsel dönüșüm projelerinin bașka bir özel-
dokuda yeni bina yapımı (infill development),
liği ise, kentsel dönüșüm probleminin fiziksel
kentsel bezeme (urban refurbishment), yeniden
mekan yanında, ekonomik, toplumsal ve çevresel
kentleștirme (re-urbanisation), kentsel sağ-
boyutlarını da ele alan kapsamlı ve bütünleșik bir
lamlaștırma (urban strengthening) ve yeniden
yaklașıma sahip olmasıdır. Bu projelerde, aynı
yerleștirme (urban relocation) gibi stratejilerin
zamanda, yasal, kurumsal, örgütlenme yönlerin
de bulunduğu görülür (Günay, 1994). Tüm bu
yanı sıra, projenin izleme ve değerlendirme,
stratejiler, bu bölümde sözü geçen temel strateji-
geri-bildirim süreçleri de önceden kurgulanmak-
lerin kapsamı içerisinde görülebilir.
tadır. Uygulama süreçlerinde, belirli aralıklarla
projelerin bașarılı yürütülüp/yürütülmediğine dair
Batı’daki Bașarılı Kentsel Dönüșüm incelemeler yapılmakta; geri bildirimler aracılı-
Projelerinin Özellikleri ğıyla, kentsel dönüșüm strateji ve alt politikaları
Özellikle 1990’ların bașından itibaren Batı gözden geçirilmektedir.
yazınında bașarılı sayılan kentsel dönüșüm Batı’daki kentsel dönüșüm deneyimi, bașarılı
projelerinde ön plana çıkan bazı ortak özellikler projelerin yerel bağlamlı olduklarını göster-
bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, bu projele- miștir. Batı yazınında, kentsel dönüșüm proje-
rin stratejik planlama yaklașımı ile geliștirilmiș lerinin geliștirilmesinde ideal çözüm modelleri
olmasıdır. Bu projeler, belirgin bir vizyon doğrul- önerilmemektedir. Yerelin koșullarının, sorun
tusunda tasarlanan stratejileri izlemektedir. Esnek ve ihtiyaçlarının incelenmesi ve araștırılması
bir planlama anlayıșına bağlı olarak geliștirilen bu ve ona göre çözümler önerilmesi gerektiği vur-

PLANLAMA
2006/2 13
Collaborative planning, Türkçe’ye ișbirlikçi ve katılımlı planlama olarak çevrilmiștir.

34
gulanmaktadır. Bunun için, yerele bağlı kentsel düșük geliștirilmiș kentsel alanların yasallaștırıl-
dönüșüm problemlerinin açık bir biçimde tanım- ması ve sağlıklaștırılması, prestijli yeni merkezi
lanması gerekir. iș alanları, fuar, alıșveriș, eğlence merkezleri,
konut alanlarının geliștirilmesi yönünde ulusal
Kentsel dönüșüm politika ve stratejilerine uygun
ve uluslararası büyük sermaye baskısı, kıyılarda
bir kurumsal örgütlenmenin olușturulması, proje-
doğal çevrenin tahribine yol açan uluslararası tatil
lerin bașarılı olarak hayata geçirilmesi açısından
köyleri, golf sahaları gibi alanların geliștirilmesi,
çok önemlidir. Bașarılı olarak saptanan kentsel
dönüșüm projelerinin bazılarında varolan kurum-
altyapı yatırımlarından yoksun ve varolan kentsel Ülkemizde
ve doğal dokuyu gözönüne almadan hızla gelișen farklı
sal yapıda uyum çalıșmaları yapılmıș; hatta yeni
ikinci konut alanları gibi birçok kentsel dönüșüm
kurumsal yapılanma ve örgütlenmeler hayata
problemi ile karșı karșıyadır. Ülkemizde kentsel dönüșüm
geçirilmiștir. problem-
dönüșümü tek bir süreç ya da problem alanı olarak
Batı’daki bașarılı kentsel dönüșüm projelerinin gören yaklașımların bırakılması gerekmektedir. lerine karșı
son ortak özelliği ise, kollektif çabayı harekete Bu tür yaklașımlarla geliștirilen yasal ve kurum-
geçiren projeler olmalarıdır (Bailey, 1995; Healey sal düzenlemeler, Türkiye’de birbirinden farklı
verilen
ve diğerleri, 1995; Parkinson, 1996). Bu nedenle, kentsel dönüșüm problemlerini çözmek açısından cevaplarda,
bu projelere yukarıda bahsedilen müzakereci yetersiz kalacaktır. Ayrıca, ülkemizde kentsel genelde
yöntemlerle özel ve kamu sektörünün, gönüllü dönüșüme yönelik problem alanlarının açık bir
dönüșüm
kurulușların ve toplumun farklı kesimlerinin des- biçimde tanımlanması ve bu problem alanları
teğinin ve katılımının sağlanması șarttır. Kentsel içerisinde öncelikli olanlarının belirlenmesi; sorunları
dönüșüm politikalarının bașarılarının sürekliliği, yasal, kurumsal ve finansal düzenlemelerin bu fiziksel
ancak yukarıda bahsedilen paydașların projeleri tür öncelikli dönüșüm alanları için bir an önce mekanın
sahiplenmesi ile sağlanabilmiștir. yapılması gerekmektedir.
dönü-
Ülkemizde farklı dönüșüm problemlerine karșı
verilen cevaplarda, genelde dönüșüm sorunları
șümüne
Türkiye’de Kentsel Dönüșüm
Projelerinde Ele Alınabilecek Öncelikli fiziksel mekanın dönüșümüne indirgenmiș; dönü- indirgen-
Konular, İlkeler ve Süreçler șümün toplumsal, ekonomik ve çevresel boyutları miș; dönü-
göz ardı edilmiștir. Halbuki, kentsel dönüșüm, șümün
Türk kentleri kentsel dönüșüm konusunda, Batı ile fiziksel mekanın dönüșümünün yanı sıra, sosyal
benzerliklerle birlikte, oldukça önemli farklılıklar gelișim, ekonomik kalkınma, ekolojik ve doğal toplumsal,
göstermektedir. Bu farklılıklar, Türkiye’nin yașa- dengenin korunması ve sürdürebilirliğinin sağlan- ekonomik
dığı ekonomik ve siyasal koșullarla birlikte, tarihi, ması ile birlikte kapsamlı ve bütünleșik bir yakla-
toplumsal, kültürel yapısından kaynaklanmakta- ve çevresel
șımla ele alındığı takdirde bașarıya ulașabilir. Bu
dır. Türk kentlerinin mekansal yapısı ve dönüșüm nedenle, Türkiye’de kentsel dönüșüm projelerinin
boyutları
süreçlerinin șekillenmesinde, bu dinamiklerin rolü geliștirilmesinde, fiziksel çevrenin dönüșümüyle göz ardı
büyüktür. Bu nedenle, Türkiye’nin ekonomik,
siyasal, toplumsal, kültürel ve çevresel dinamik-
birlikte, istihdam olanaklarının artırılması; eko- edilmiștir.
nomik canlılığını yitiren alanlara yeni ekonomik
lerine uygun kentsel dönüșüm müdahalelerinin aktivitelerin çekilmesi; buna yönelik teșvik
geliștirilmesi gereklidir. Bununla beraber, Batı’da programlarının geliștirilmesi; yerel girișimciliği
yașanan kentsel dönüșüm konusundaki deneyim- destekleyici kredi programlarının olușturulması;
lerden yararlanmak ve ülkemizin dinamiklerine vasıfsız emeğin kalitesinin artırılmasına yönelik
uygun hale getirerek kullanmak önemlidir. eğitim kurs ve programlarının açılması; mekansal
Batı’da çok çeșitli kentsel dönüșüm problemlerine ve toplumsal güvenliği artırıcı önlemlerin alın-
cevap verebilmek için farklı müdahale biçimleri ması; çöken kentsel mekanlarda toplumun eğitim
geliștirilmiștir. Türkiye’de kentsel dönüșümde en ve sağlık ihtiyaçlarına yönelik projelerin bașlatıl-
çok ön plana çıkarılan konu gecekondu alanlarının ması; doğal ve enerji kaynakların hem korunması,
dönüșümüdür (Türel ve diğerleri, 2005). Günü- hem de etkin ve verimli kullanılmasına yönelik
müz Türk kentleri, depreme dayanıklı kentsel stratejilerin geliștirilmesi gibi toplumsal, eko-
mekanların geliștirilmesi, doğal, tarihi ve kültürel nomik ve çevresel değerleri ön plana çıkaran PLANLAMA
mirasın korunması, yasa dıșı ve yașam kalitesi politikaların da bulunması gerekmektedir. 2006/2

35
Türkiye’de kentsel dönüșüm sorunlarına cevap, alanlarında hazırlayacakları planlarda kullanma-
belirli bir plan ve program dahilindeki siyasal ları gereken ilke ve standartları içeren detaylı
müdahalelerden çok, piyasa koșullarına, toplu- rehberler (guidelines) hazırlayabilir; bu rehber-
mun ‘spontan’ çözümlerine ve merkezi ve yerel lere göre geliștirilmiș projelerin uygulanmasına
yönetimlerin karșılıklı etkileșimlerine dayanıla- yönelik teșvik/destek programları geliștirerek,
rak verilmiștir (Türel ve diğerleri, 2005). Türk bu tür temel ilkelerin kentsel dönüșüm projele-
kentleri, Batı kentlerinden daha hızlı dönüșüm rinde hayata geçirilmesini sağlayabilir. Bu tür
süreçleri yașamaktadır (Türel ve diğerleri, 2005). kılavuzların hazırlanmasında merkezi yönetim
Bu dönüșümü denetleyen, yönlendiren kurumsal kurulușları yanı sıra, üniversitelerin katkılarının
ve yasal düzenlemeler, ve getirilen planlama da alınması gerekir. Bu konuda dikkat edilmesi
yaklașımları, çoğu kez dönüșümün gerisinden gereken en önemli unsur, bu tür rehberlerle, kent-
gelmiștir (Türel ve diğerleri, 2005). Kentsel sel dönüșüm projelerinde yerelin özelliklerinin ve
dönüșüm müdahalelerinin geliștirilmesine öncü- özgünlüklerine vurgunun kaybolmaması, prototip,
Türkiye’de lük eden aktörler, önce kamu kurulușları, sonra her yere uygulanabilir kentsel dönüșüm projeleri
piyasa ve özel birey ve kurulușlardır. Bu anlamda, ve mekanlarının üretilmemesidir.
merkezi Türkiye’de merkezi yönetimin kentsel dönüșüm
yönetimin Ülkemizde 1980 sonrası planlama ve denetleme
sorunlarına belirli ilkeler doğrultusunda tutarlı
pratikleri ‘tepeden inme’ ve merkeziyetçi özellik-
kentsel ve kapsamlı bir tavır geliștirmesi gerekmektedir.
lerini kaybetmeye bașlamıș; toplumu dıșlamayan
dönüșüm Bu ilkeler, kapsamlı ve bütünleșik yaklașım,
katılımlı planlamayı hayata geçirmeye yönelik tar-
stratejik planlama anlayıșı, ișbirlikli ve katılımlı
sorunlarına planlama süreçlerinin benimsenmesinin yanı sıra,
tıșmalar, uygulamalar ve kurumsal düzenlemeler
yapılmaya bașlanmıștır (Türel ve diğerleri, 2005).
belirli ilke- ‘sürdürülebilirlik’, ‘çok boyutluluk’, ‘olanaklara
Bu olumlu gelișmelere rağmen, ülkemizde kentsel
ler doğ- eșit erișim’, ‘yașam kalitesinin artırılması’ gibi
dönüșümde kamu ve özel sektör kurulușlarının,
temel ilkelerdir. Ardından, merkezi yönetim
rultusunda gönüllü kurulușların ve toplumun ilgili kesimleri-
tarafından, bu tür ilkelerin uygulamasına yönelik
tutarlı ve nin katılımını sağlayacak ortaklıkların kurulması
yasal, kurumsal ve finansal düzenlemelerin belirli
için önemli çabaların harcanması gerekmektedir.
kapsamlı bir bütünlük ve tutarlılık içinde kurgulanması
Öncelikle merkezi ve yerel yönetimlerin, kentsel
bir tavır gerekmektedir.
dönüșümde rol ve sorumluluklarının açık bir
geliștirmesi Genel ilkelerin yanı sıra, yerelliklerin özellikleri biçimde belirlenmesi; ve bunlara bağlı olarak
gerekmek- ve özgünlükleri göz ardı edilmemeli; kentsel kentsel dönüșüm projelerinde bu kurumların
dönüșüm stratejilerinin geliștirilmesinde, yerellik- eylem alanlarının planlanması gerekmektedir.
tedir. lere özel çözümler ön plana çıkarılmalıdır. Ülke- Özellikle yerleșik halkın ve yerelin geleceğinde
mizde her kent aynı kentsel dönüșüm sorunlarını söz sahibi bulunan aktörlerin dönüșüm projele-
yașamamaktadır. Her yerelliğin kendine özgü rine dahil edilmesi, kentsel dönüșüm projelerinin
sorun ve potansiyellerinin, kısıt ve tehditlerinin sürdürülebilirliği açısından son derece önemlidir.
tespit edilmesi; bunlara bağlı dönüșüm strateji ve Kentsel dönüșüm projeleri, uzun-vadeli projeler-
politikalarının geliștirilmesi șarttır. Bu anlamda, dir. Bu projelerde, kurumsal yapılar değișkenlik
yerele özgü güvenilir bilginin üretilmesi önem gösterseler de, farklı ilgi grupları arasında ișle-
kazanmakta; hem yerel yönetimlere, hem de yen ortaklıkların olușturulması ve sürdürülmesi
üniversitelere önemli roller düșmektedir. gerekmektedir. Kentsel dönüșüm projelerinin
sürdürülebilirliğindeki diğer önemli etken, ilgi
Bununla birlikte, yukarıda bahsedilen ilkelere
grupları tarafından projelerin sahiplenilmesinin
bağlı kentsel dönüșüm projelerinin geliștirilmesi,
ve harekete geçirilen ortak çabanın devamlılığının
belirli bir yetkinlik ve bilgi düzeyini gerektirir.
sağlanmasıdır.
Türkiye’de belediyelerin en önemli problemleri
arasında bulunan yetișmiș ve yetkin eleman Günümüz Türk kentleri özellikle üst-gelir grup-
yetersizliğine yönelik, hem eğitim kurumlarına ları, turistler, beyaz yakalı gruplar gibi toplumun
hem de merkezi yönetimlere önemli sorumlu- belirli bir kesimine hizmet verecek kentsel
PLANLAMA luklar düșmektedir. Örneğin, merkezi yönetim mekanların geliștirilmesine yönelik ulusal ve
2006/2 kurumları, yerel yönetimler için kentsel dönüșüm uluslararası sermayenin baskısı altındadır. Kuș-

36
kusuz kentsel dönüșüm sorunlarının çözümünde Donnison, D. (1993) Agenda for the future.
büyük ölçekli sermayenin varlığı önemlidir. Campell McConnell (der.) Trickle Down on
Ancak, birçok ülkede olduğu gibi, Türkiye’de Bubble Up? London: Community Development
de, özellikle 1980 sonrası büyük ölçekli ulusal Foundation.
ve uluslararası sermayenin kar güdüsünün ön Drewe, P. (2000) European experiences.
planda olduğu dönüșüm projeleri sonucunda, Peter Roberts ve Hugh Sykes (der.) Urban
kentlerin gereksiz yayılmasına, kültürel, tarihi Regeneration. London, Thousand Oaks, New
ve doğal zenginliklerin tahribine, ekonomik, top- Delhi: Sage. 281-293
lumsal ve çevresel sürdürülebilirlik ilkesine karșı, Fainstein, S.S. (1994) The City Builders.
kamu kaynaklarının verimsiz kullanımına, aynı Massachusetts, Oxford: Blackwell
zamanda ısrafına, yerele özgü olmayan, toplumsal
eșitsizliği, dıșlamayı ve kutuplașmayı artıran kent- Fraser, C., C. Couch, ve S. Percy (2003) Review.
Chris Couch, Charles Fraser ve Susan Percy (der.)
sel mekanların yaratılmasına yol açmıștır. Kentsel
Urban Regeneration in Europe. Oxford, Malden,
dönüșüm projelerinde ulusal ve uluslararası büyük
Iowa, Victoria, Berlin: Blackwell. 210-217
ölçekli sermayenin varlığının yukarıda bahsedilen
olumsuzlukları azaltmaya yönelik kullanılması, Günay, B. (1994) Kentlerin yeniden üretilmesi
ve kentsel dönüșümde orta ve küçük ölçekli yerel süreçleri. Mimarlık 249:111-114
(ulusal) sermayenin katılımının sağlanmasına Hajer, M.A. (1993) Rotterdam: re-designing the
yönelik stratejilerin merkezi ve yerel yönetimler public domain. Franco Bianchini ve Michael
düzeyinde desteklenmesi gereklidir. Parkinson (der.) Cultural Policy and Urban
Regeneration: The West European Experience.
Manchester, New York: Manchester University
Kaynaklar Press. 48-72
Atkinson, R. ve G. Moon (1994) Urban Policy in
Britain. New York: St. Martin’s Press Hall, T. ve P. Hubbard (1996) The entrepreneurial
city: new urban politics, new urban geographies?
Bailey, N. (1995) Partnership Agencies in British Progress in Human Geography. 20(2): 153-174
Urban Policy. London: UCL Press
Healey, P., S. Cameron, S. Davoudi, S. Graham & A.
Balchin, P.N. ve G.H. Bull (1987) Regional and Madanipour (der.) (1995) Managing Cities: The New
Urban Economics. London: Harper and Row Urban Context. Chichester: John Wiley and Sons
Boddy, T. (1992) Underground and overhead: Hubbard, P. (1995) Urban design and local economic
Building the analogous city. Michael Sorkin (der.) development. Cities 12(4): 243-251
Variations on a Theme Park. New York: The
Jacobs A. ve D. Appleyard (1987) Toward an urban
Noonday Press. 123-153
design manifesto. İlk yayınlandığı yer: American
Carr, S., M. Francis, L.G. Rivlin ve A.M. Stone Planning Association Journal. Richard T. LeGates
(1992) Public Space. Cambridge: Cambridge ve Frederic Stout (der.) The City Reader. 2. baskı
University Press (2000) London ve New York: Routledge. 491-
502.
Crilley, D. (1993) Megastructures and urban
change: Aesthetics, ideology and design. Paul L. Jeffrey, P. ve J. Pounder (2000) Physical and
Knox (der.) The Restless Urban Landscape. New environmental aspects. Peter Roberts ve Hugh Sykes
Jersey: Prentice Hall. 127-164 (der.). Urban Regeneration. London, Thousand
Oaks, New Delhi: Sage Publications. 86-108
Couch, C. ve C. Fraser (2003) Introduction: the
European context and theoretical framework. Chris LeGates, R.T. ve F. Stout (1998) Modernism and
Couch, Charles Fraser ve Susan Percy (der.) Urban early urban planning, 1870-1940. İlk yayınlandığı
Regeneration in Europe. Oxford, Malden, Iowa, yer: Early Urban Planning, 1870-1940. Richard T.
Victoria, Berlin: Blackwell.1-17 LeGates ve Frederic Stout (der.) The City Reader. 2.
baskı. London, New York: Routledge. 299-313.
Defilippis, J. (1997) From a public re-creation to
private recreation: The transformation of public Lichfield, D. (1992) Urban Regeneration for
space in South Street Seaport. Journal of Urban the 1990s. London: London Planning Advisory PLANLAMA
Affairs. 19(4): 405-417. Committee. 2006/2

37
Loftman, P. ve B. Nevin (1996) Going for growth: Parkinson, M. (1996) Strategic approaches for
Prestige projects in three British cities. Urban area regeneration: A review and a research agenda.
Studies. 33(6): 991-1019. Joseph Rowntree Foundation’ın Alan Dönüșüm
Madanipour, A. (2000) Public space in the city. Paul Knox Programı (Area Regeneration Programme)
ve Peter Ozolins (der.) Design Professionals and the Built kapsamında sunulan bildirisi.
Environment. New York: John Wiley. 117-125. Percy, S. (2003) New agendas. Chris Couch, Charles
Moore, C. (1990) Displacement, partnership and Fraser ve Susan Percy (der.) Urban Regeneration
privatization: Local government and urban economic in Europe. Oxford, Malden, Iowa, Victoria, Berlin:
regeneration in the 1980s. Desmond S. King ve Jon Blackwell. 200-209
Pierre (der.) Challenges to Local Government.
London, Newbury Park and New Delhi: Sage Roberts, P. (2000) The evolution, definition and
purpose of urban regeneration. Peter Roberts ve
Noon, D., J. Smith-Canham ve M. Eagland (2000)
Hugh Sykes (der.) Urban Regeneration. London,
Economic regeneration and funding. Peter Roberts
Thousand Oaks, New Delhi: Sage Publications.
ve Hugh Sykes (der.). Urban Regeneration. London,
Thousand Oaks, New Delhi: Sage Publications. 61-85 9-36.

Oc, T. ve S. Tiesdell (1997) The death and life of Stewart, M. (1994) Between Whitehall and town
city centres. Taner Oc & Steve Tiesdell (der.) Safer hall. Policy and Politics. 22(2): 133-145
City Centres: Reviving the Public Realm. London: Türel, A., S. Osmay, M. Güvenç, A. Ataöv, M.
Paul Chapman Publishing. 1-20 Akkar (2005) İstanbul Eylem Planlamasına Yönelik
Paddison, R. (1993) City marketing, image Mekansal Gelișme Stratejileri Araștırma ve Model
reconstruction and urban regeneration. Urban Geliștirme Çalıșmaları. ODTÜ: Șehir ve Bölge
Studies. 30(2): 339-350 Planlama Bölümü.

PLANLAMA
2006/2

38
Kentsel Dönüșüm, Tarihsel ve
Güncel Bir Kırılma Noktası mı?

Özdemir GÜNDOĞAN Șehir Plancısı

K
ent planlamanın aydınlanma çocuğu Ama acaba bu kavram diğer pek çok kavram gibi
olduğunu söylemek fazlasıyla kolay, ama moda olup sonra gelip geçecek mi, yoksa kurtuluș
insanlığın kurtulușunu kaleme almak bile günlerinin ve tarihin önemli bir kırılma noktasını
ayıp ve yersiz oldu. Güncel tartıșma bașlıklarının mı temsil ediyor?
üstesinden gerçek anlamda gelmeye niyetsiz olun- Kentsel dönüșüm kelimesi, kent planlamaya az
duğunda, kent planlama ile aydınlanma düșüncesi çok yakın olan herkesin, konuyla ilgili bir ya da iki
arasında kurulan bağlar sahte bir nitelik kazanarak kitap karıștıranların ağzından rahatlıkla çıkabilir.
birer aldatmacaya dönüștüler. Gerçek dünyevi Çünkü kent bir oluș sürecindedir ve kentin bir
yașamımız değersizleșirken, gelebileceğine yerden bașka bir yere doğru gittiğini anlatabilmek
artık inanmadığımız kurtuluș günleri ütopiklești. için “kentsel dönüșüm” kavramına hemen bașvur-
Gerçek planlama etkinliğimiz değersizleștiğine makta bir sakınca yoktur, yadırganacak hiçbir șey
göre, imar müdürlüklerinde “kentsel dönüșüm de yoktur. Ama artık o kavramda eskisinden farklı
odası” diye bir odanın kurulmasına kimse bir bir soğukluğu hissetmemek mümkün değil, içi-
șey demezdi, çünkü zaten neler olmuyordu ki. mize sinmeyen birșeyler var ve bu salt kavramın
Sadece planlama disiplininde değil, ülkemizde kendinden gelen bir durum değil… Derinlemesine
de kaygısızlık, teorik ve bürokratik titizliklerin bakmak zorundayız.
kaybedilmesi, sürgit sorumsuzluk en yaygın Bazı kavramlar, o kavramı insanların gündemine
olan davranıș biçimleri durumunda. İnsanların sokan kimselerin kavrama yükledikleri anlamın
ve kurumların bu derece yozlașmasına, bu çok ötesine geçer ve bașka bașka șeyleri ifade
derece teslim olmasına, düșüncelerine tutarlı etmenin bir aracı haline gelir. Hatta insanların
biçimde sarılmamasına, insanların müziği bile gündemine girdiği için kavramın çerçevesini
dinlerken haz duygusunu yitirmesine sebep olan çizmeye çalıșanlar bile, onun farklı farklı kavram-
șey güncel ve tarihsel bir sorundur. Her tarihsel larla ilișkisini kurup sınıflandırmaya çalıșırken,
sorun kendisini belirli güncel tartıșma bașlıkla- kendi eski bilgilerinin bir kısmını değersizlești-
rında açığa vurur ve kurtuluș ancak bu kavramlar rerek, güncel konușmalarında bu yeni kavrama
üzerindeki mücadelelerle gelir. Toplumsal çürüme bașvurmaya bașlar. Yani kavram eski pek çok
ve devletin çözülmenin üstüste bindiği bu yașa- tartıșmayı da içine çekerek onları sadeleștirir ve
dığımız dönem, plancıların karșısına bir yığın yeniden öğütür. Bu șekilde kavramın tanımlanma
sorunu da çıkardı. Meclisten çıkan yeni yasalar, biçimleri üzerinden tartıșmalar ve taraflașmalar
metropol kent meclislerinin mekana müdahaleleri ortaya çıkar. Kușkusuz bunu kavram kendi bașına
ile birleșerek kentleri dönüșü olmayan bir yola yapmaz ama kavramın toplumsal geri planı, konu
soktu. Bugünlerde tartıșmayı en fazla hak eden olduğu mücadele onu bu düzeye getirir. Acaba PLANLAMA
kavramlardan biri de “kentsel dönüșüm” kavramı. “kentsel dönüșüm” de öylesi bir kavram mı ve 2006/2

39
sunduğu güncel mücadele tarihsel bir bağlama Konunun toprak ile ilgili boyutu önemlidir,
sahip olarak kurtulușa kapı aralayabilir mi? çünkü toprak üretilebilen birșey değildir. Onun
üzerindeki yapıyı kullanan bir insan için, yapı tüm
Türkiye’de yeni bir kentin sıfırdan kurulması,
kullanım değerini yitirmiș ve ömrünü doldurmuș
apartmanlașma, gecekondu önleme projelerinin
olabilmesine karșılık toprak hala bașkası için bir
hayata geçirilmesi, bölge kat nizamının arttırıl-
değișim ve kullanım değerine sahip olabilir. Bu
ması, ıslah imar planlarının üretilmesi, büyük
nedenle toprakta bir kullanımdan bașka bir kul-
konut alanlarının inșası dönüșüm projeleri ger-
lanıma sürekli bir geçiș ya da dönüșüm zorunlu
Kentsel çekleștirildi. Kent sürekli bir dönüșüm içindeydi.
olarak söz konusudur. Toprağın oldukça doğal bir
dönüșüm, Ama tüm bu gelișmelerde kentsel dönüșüm kav-
özelliği olan dönüșümün tek nedeni bir yapının
ramı ya da onu ima eden kavramlar kullanılmıș
ilk etapta olsa bile yapılan ișin kendisi, onun çağrıștırdığı
ömrünü doldurması da değildir. Bir kullanım türü-
insanın nün gereksizleșmesi ya da yapıdaki eski ișlevini
genel anlamının çoğunlukla önüne geçti. Hatta
yerine getirmesinin șartlarının ortadan kalkması
aklına bir dönüșüm projesinden bahis açıldığında onun
da mümkündür ve o yapıya uygun bașka bir
neresiyle ilgili olduğunu ifade etmek için yeri ve
tarım-dıșı ișlev yeniden kazandırılabilir. Ancak dönüșü-
sorununu kapsayan proje isimleri verilirdi. Çünkü
alanlardaki kent zaten dönüșüm geçirirdi ve bunu yıllardır
mün doğallığı henüz ömrünü tamamlamamıș bir
yapının tüm değerleri ile birlikte yok edilmesini,
yapılı çev- görmekteydik, sorgulanması gereksizdi. Ama
yani yıkılıp yerine yenisinin yapılmasını da doğal-
renin yine artık kentin imarında sınırları belirlenen tikelliğin,
laștırmamalıdır.
yerinin, sorunlarının ve kendine özgü zorlukları-
tarım dıșı nın ve birbir bu değișimleri ifade eden kavramla- Tanımı yapmadaki ikinci zorluğumuz, kentsel
bașka bir rın bir önemi kalmamıș, bunların yerini “kentsel dönüșümün sadece kentle ilgili bir dönüșüm mü,
yapılı çev- dönüșüm” kavramı almıș görünüyor. Hatta yoksa aynı zamanda kırı da ilgilendiren bir dönü-
yakında plancı ne ișe yarar sorununa, “plancı șüm mü, eğer kırı da ilgilendiriyorsa ona neden
reye bilinçli
kentin dönüșümünü yapar” bile denilebilir. mekansal dönüșüm değil de kentsel dönüșüm
müdahale dediğimizin aydınlatılması ile ilgilidir. Tarımsal
Kentsel dönüșüm kavramının, diğer pek çok
ile dönüș- rantın kentsel rantın büyüklüğünü ve toprağın
tanımı gereksizleștirmesini sağlayacak kadar
mesi gelir. güçlü olması onun toplumsal bir mücadelenin fiyatını etkilediğini A. Smith’den bu yana bili-
yoruz, çünkü kentli sadece barınma değil, gıda ve
Ama sorun nesnesi oluyor olması ile ilgilidir. Ama pek çok giyim gibi kullanımlar olmadan kentli olamıyor
bu kadar kavram benzer bir özelliğe sahip olabilir. Bu
ve kentli bir insanın önce karnının doyması, sonra
durumda sorulması gereken; kavramın bu genellik
basit değil- düzeyine ulașmasının kalıcı mı yoksa, geçici bir giyinmesi, daha sonra konuta sahip olması gere-
dir önce- kiyor. Aksi takdirde elinde sadece konutu varsa
durum mu olduğudur? Yazı, bu sorunun cevabını
zaten satacaktır ve belirtilen ihtiyaçlarına önce-
likle sosyo- bulmaya çalıșacaktır. liği verecektir. Bu nedenle herhangi bir kentsel
politik bir dönüșüm salt kentsel değil, kırsal bir etkinliğin
mesele ile Tanımdaki Zorluklar de parçasıdır. O zaman kentsel dönüșüm yerine
mekansal dönüșümden mi bahsetmeliyiz. Kent-
uğrașılmak- Kentsel dönüșüm, ilk etapta insanın aklına sel dönüșüm, genel olarak mekansal dönüșümün
tarım-dıșı alanlardaki yapılı çevrenin yine tarım
tadır. parçasıdır ancak kentsel bir dönüșümden bahse-
dıșı bașka bir yapılı çevreye bilinçli müdahale
ile dönüșmesi gelir. Ama sorun bu kadar basit debilmek için özellikle “kent olarak yer”e ilișkin
değildir öncelikle sosyo-politik bir mesele ile belirli saptamaları da yapmamız gerekir. Kentsel
uğrașılmaktadır. Bunun için toprağın özel mül- alan ilk olarak sermayenin genișletilmiș yeniden
kiyete konu olduğu bir duruma ilișkin bir var- üretiminin alanıdır ve kırsal bir yerleșim gibi
sayımımızın olduğunu söyleyelim. Șimdi teorik üretim aracı topraktan ibaret değildir. Konuyu
kavramsallaștırma için așılması gereken üç büyük daha açık aktarmak için Marx’tan așağıdaki
zorluk vardır: birincisi toprakla ilgili bir nesne tanımları ve saptamaları aktarmamız gerekir.
ile uğrașılmasının özgüllüğü, ikincisi kent-kır Marx, Kapital isimli eserinin Birinci Cilt’inde
PLANLAMA çelișkisi ve kentin özgüllüğü, üçüncüsü kentsel “sermayenin üretim araçları, hammadde, yardımcı
2006/2 dönüșümün farklı tiplerinin bulunması. malzemeler ve iș aletlerince temsil edilen kısmı,

40
üretim sürecinde nicel bakımdan bir değișime bilinçli șekilde olabilir. Bir mahallenin çöküntü
uğramaz” dedikten sonra bu kısma değișmeyen bölgesine dönüșmesi, “ticaretin konutu yemesi”,
sermaye (c), diğer yandan “sermayenin, emek ya da kaçak kat arttırımı vb. kendiliğinden dönü-
gücü tarafından temsil edilen kısmı, üretim süre- șümlerdir. Bilinçli dönüșüm ise planlama kararları
cinde bir değer değișimine uğrar, … eșdeğerini ile mümkündür. Bugün kavramı tanımlamada esas
yeniden ürettiği gibi, bir fazlalılığı da, …artı- olan ikincisidir. Ama bilinçli kentsel dönüșüm
değeri de üretir” diyerek bu kısma da değișen de, arsa üzerinde bir yapının olup olmaması,
sermaye (v) adını vermiștir. Aynı çalıșmanın yapı varsa ömrünün tamamlamıș olup olmaması,
ilerleyen bölümlerindeki “artı-kârın ranta dönüș- ömrünü tamamlamamıș ise bakım-onarım ya da
mesi” bașlıklı kısmında, ișlev değișikliği anlamında mı yoksa yıkıp yerine
“Tarım-dıșı nüfusa oranla tarımsal nüfusu yenisinin yapılıp yapılmayacağına göre farklıla-
sürekli olarak azaltmak, kapitalist üretimin șabilir. Kullanıldığı anlamıyla kentsel dönüșüm
niteliğinde vardır, çünkü sanayide (dar bunların hepsini içerse de en geçerli karșılığını
anlamda) değișmeyen sermayenin değișen yık-yap ile bulduğunu biliyoruz.
sermayeye göre artıșı, değișen sermayede,
nispi bir azalma olsa da, mutlak bir artıșla O zaman, kentsel dönüșüm kavramı șebeke ve
birarada gider; öte yandan tarımda, belirli yollardaki bakım, onarım, tarihi dokulardaki dev-
bir toprak parçasından yararlanmak için resel ve kısmi yenilemeler ya da kendiliğinden
gerekli olan değișen sermaye mutlak olarak gerçekleșen yavaș yavaș yeni bina inșaları olarak
azalır; böylece bu ancak yeni toprakların sabit sermaye genișletmelerinin dıșındaki bilinçli
ekime açılması ölçüsünde artabilir, ama bu genișletilmiș ölçekli bir yeniden üretimdir. Kent-
da, gene, ön koșul olarak, tarım-dıșı nüfusta sel dönüșüm, genișletilmiș ölçekli yeniden üretimi
daha da fazla bir büyümeyi gerektirir.” (Marx, basit biçimde yerine koyma değil, birikim sonucu
K., 2003, p: 563). olarak yıp-yap ya da “imara açma” biçimindeki
toplu inșalar ile temsil edilir.
demektedir. Bu yüzden kentsel alan (tarım-dıșı
alan) sürekli olarak aynı yerde makine ve fab-
rika sayısını arttırarak sermayenin ve nüfusun Sermayenin Yeniden Üretimi Olarak
merkezileșmesini sağlayabilecek yetenektedir. Tașınmazın Yeniden Üretimi
Yani kentsel alanda üretime makinenin girmesi Tanımla ilgili engelleri kısmen ortadan kal-
mutlak olarak nüfus azalmasına sebep olmaz ve dırdığımızı düșünelim. Kentsel tașınmazın
nüfusu yeni fabrikalar kurarak çalıștırabilmesi, ya yeniden üretimi mülkiyet ilișkilerinin yeniden
da massetmesi mümkündür. Sermaye herhangi üretimi demektir ve bu yanı ile toplumsal iliș-
bir yere gitmekle kalmamakta, o yeri de kendine kilerin bütünün yeniden üretimi gibi bir anlamı
maletmekte, ama bunu onun biçimlerine uygun da içinde barındırır. Kentsel tașınmaz ile ilgili
bir biçimde yapmaktadır. mülkiyet ilișkilerinin, toplumsal ilișkilerin
Bunun yanında farklı sanayi kollarındaki iç bağ- yeniden üretimi ile ilgisinin ve eklemlenmesi-
lantıların gelișmesi ile kentsel alanda yapılacak nin nasıl olduğu farklı ülkelere göre değișebilir.
bir dönüșüm, kırsal alandakine göre daha geniș Kesin olan her türlü kentsel tașınmaz üretiminin,
kesimleri derinden sarsabilir. Yani “dönüșüm”ün toplumun yeniden üretiminde aynı düzeyde etkili
önündeki “kentsel” ifadesi, kavramı kullananlar olmadığı ve bu karșılıklı ilișkinin bölüșüm iliș-
farketsin ya da farketmesi, kır-kent çelișkisi ve kileri üzerinden yürüdüğüdür. O zaman farklı
kentin bu özgül durumunu varsaymakta, ser- kentsel tașınmaz yeniden üretimi etkinliklerinin
mayenin, yeri, kent olarak kendine maletmesini toplumsal ilișkileri ne düzeyde etkilediğini nasıl
içermektedir. tanımlayacağız?
Üçüncü zorluk ise hangi tip kentsel dönüșümden Toplumsal yeniden üretime ya da sermayenin
bahsettiğimiz ile ilgilidir. Kentsel dönüșüm yeniden üretimine hem geliștirici hem de sınır-
tașınmazın yeniden üretimi anlamına gelmek- layıcı bir etki yapan kentsel tașınmaz üretimi,
tedir ve sabit sermayenin yeniden üretimi söz bir mülkiyet ilișkisi olduğundan üretilen değerin
PLANLAMA
konusudur. Bu yeniden üretim, kendiliğinden ve bölüșümünde ne gibi bir değișikliğe yol açtığını 2006/2

41
bilmemiz gerekir. Değeri rant olarak ele geçiren sermaye sahipleri için, onların sahip olduğu
toprak sahibinin karın bir kısmına el koyduğunu sabit ve döner sermaye kitlesinin parçaları olma-
biliyoruz. Aynı el koyma kentsel topraktaki tekel larına karșın mülkiyet engeli yüzünden basit bir
ranttan dolayı ișçi ücretlerinin de düșmesine yol uzantı durumunda değillerdir. Bu sabit sermaye
açar. Bunun yanında toprağın özel mülkiyete konu varlıkları daha büyük sermaye gerektirir, uzun
olmasından dolayı rantın toprak sahibi tarafından dönemde tüketilir ve belirli bir toprağa bağlan-
alınması sermaye sahiplerinin daha büyük bir ser- dıklarında sermaye olarak değerlenebilmeleri için
maye birikimi yaratması ve sermayenin genișle- bașka sermayeler için kullanım değerleri barındır-
tilmiș yeniden üretimi sağlamasını sınırladığını maları gerekir. Bu anlamda kentsel tașınmazlar
da söyleyebiliriz. mülk sahipleri açısından da görücüye çıkmıș ve
tüketilmeyi bekleyen yatırılmıș sermayelerdir.
Diğer yandan kentsel tașınmazların bağlı olduğu
Yani toprak sahipleri sınıfı bir yandan hiçbir
mülkiyet ilișkisi toprak sahipleri ve sermaye değer üretmeyen asalak görünümünde iken,
sahipleri arasındaki bir ittifakın yolunu açarak diğer yandan da sermayesini toprağa yatırmıș ve
ișçi sınıfı üzerinde siyasi ve ideolojik bir basınç basit bir sermaye sahibi gibi (rantı da sermayesi
uygular ve ișçi ücretlerinin artmasının önüne de olarak görerek) kâr bekleyen bir konumdadır. Bu
geçebilirler. Bu șekilde sermayenin yeniden üre- anlamda bir yandan kapitalist kiracının karșısında
timi için geliștirici bir rolü de üstlenebilir. gibi dururken, bir yandan da onun yanında yer
Böyle bakıldığında kentsel tașınmazın yeniden almaktadır.
üretimi eski mülkiyet ilișkilerini çok normal Toprak sahibinin rantiye olduğunu bir süreliğine
biçimde sürdürerek bölüșümün eski oranlarında unuttuğumuz da, sermayelerin yatırıldığı farklı
devam etmesini sağlayabilir ya da bölüșüm oran- sektörlerden birini tercih eden bir kapitalist
larında bir değișiklik yaratarak sermayenin yeni- olarak görünecektir ve kendisini kesinlikle böyle
den üretimini güçlendirebilir ya da dönüșümün sanmaktadır. Bu haliyle kesinlikle gerçektir ve
pratik olarak sağlanamaması sermayenin yeniden bu șekilde yașamaktadır. Harvey (1985)’in ser-
üretimini zayıflatabilir. Ama sermayenin yeniden mayenin mekana kayması ya da uzun dönemli
üretimini engelleyen ya da geliștiren eğilimlerin yatırımların olduğu ikincil çevrime kayması
tașınmazı ilgilendiren bir mülkiyet ilișkisine olarak ifade ettiği bu șekilde okunabilir. Yani
indirgenmesi sadece belirli zaman ve mekanda sermaye yașadığı son krizlerle birlikte mekan
gerçekleșebilecek özgül bir durumdur. üretimine kaymaktadır. Bunun anlamı açıktır,
Sermayenin yeniden üretiminin sorunları acaba sermayenin yatırıldığı farklı sektörlerden biri
bugün kentsel tașınmazın yeniden üretimi soru- olarak kentsel tașınmaz üretimi, sermayenin
nuna mı indirgenmiștir, eğer böyle ise kentsel așırı birikiminin akacağı alanlardan biri olmuș
dönüșümün, kentsel tașınmazın üretimi ve yeni- durumdadır. Bu sermayenin kendisini değerli
den üretimindeki rolü nedir? Acaba gerçekten kılmasının bir yolu olarak vardır ve sorun bașka
mülkiyet ilișkisinin dönüșümü olarak kentsel alanlarda kar oranlarının düșüyor olması ile ilgi-
lidir. Ama sonunda bu alanda da kar oranlarının
tașınmazın yeniden üretimi, sermayenin yeniden
düșmesi tehlikesi vardır. Yani toprağa bağlan-
üretiminde yașanan güncel krizi așmanın yegane
mıș olan sermayenin tüketilmesinde yașanan
yolu durumuna gelmiș ve kentsel tașınmazların
sorunlar sermayenin üretimindeki sıkıntıların
yeniden üretiminin de en kalıcı yolu “kentsel
doğmasına yol açar. Bu durum sadece toprağa
dönüșüm” mü olmuștur? Bu soruların cevapla-
belirli bir miktar sermaye yatırmıș olan özel
nabilmesi için birinci olarak kentsel tașınmazın
mülk sahiplerinin değil, aynı zamanda yerel
yeniden üretimi ve sermayenin yeniden üretimi
yönetimlerinde bir krizin içine sürüklenmeleri
arasındaki ilișkide yașayan gelișmelere, ikinci
anlamına gelir. Askeri yatırımlar ve Ar-ge
olarak da kentsel dönüșümün güncel anlamda
çalıșmalarının artmasının da yine aynı șekilde
kentsel tașınmaz üretimi içinde tuttuğu yere
kar oranlarının diğer sektörlerde düșmesine
bakılmalıdır.
karșılık üretilen alternatif alanlar olduğunu
PLANLAMA Birinci olarak, kentsel tașınmaz varlıklar sabit biliyoruz ve herbiri aynı tehlike ile karșı kar-
2006/2 sermayeler olarak düșünülebilir. Bu varlıklar șıyadır. Bir yandan savașların olması silahların

42
tüketilmesi ve sermayenin, mülkiyet ilișkilerini Yukarıda bahsedildiği gibi, kentsel tașınmazın
dönüștürmek için çeperdeki daha küçük sabit yeniden üretiminin tüm biçimleri sermayenin
sermayelerle inșa edilmiș mekanları yıkılması, yeniden üretimini eșit biçimde etkilemez.
diğer yandan da aynı mekanları yeniden üreti- Mesela kendiliğinden gelișmelerden gecekondu-
mine devam etmesi bir kısır döngü gibi sürekli nun yaygınlașması sermayenin üretimi ve yeni-
devam edebilir gibi görünebilir ve sermaye bu den üretiminin en temel yollarından biri haline
yolla kar oranlarının düșmesini geciktirebilir. gelebilirken, tanımlarımız çerçevesinde “kentsel Acaba
Fakat sermayenin bu yayılması kendi içinde ve dönüșüm” projesi diyebileceğimiz cumhuriyetin
toprağa daha büyük sabit sermayeler yatırımları ilk yıllarındaki Ankara-Bahçelievler konutları Türkiye’de
yapması onların savașla yıkılmalarını da güçleș- sermayenin üretimi ve yeniden üretimindeki sermaye-
tiren bir dinamik de yaratır. aksaklıkları așmanın vazgeçilmez yollarından biri nin kent-
olmamıștır. Yani kentsel tașınmazların yeniden
Birçok açıdan Sovyetler Birliği’nin çözülme-
üretimin sadece belirli biçimleri belirli dönem-
leșmesi
sinden sonraki yılların, tarihi 90 yıl öncesindeki
döneme geri götürdüğü düșünceleri haklıdır. leri karakterize etmektedir. Acaba Türkiye’de olarak
Böyle bakıldığında sermayenin yeniden üreti- sermayenin kentleșmesi olarak ifade edilen 1980 ifade
minde kentsel mekan yıkılıp yeniden üretilmesi sonrası dönem, kentsel tașınmazların yeniden edilen
yașadığımız dönemin genel-geçer kurallarından üretimi anlamında “kentsel dönüșüm” projeleri
ile karakterize edilebilir mi? Desantralizasyon, 1980
biri haline gelmiștir, emperyalizmin saldırgan-
lıkları kendisini en fazla mekanın (yeniden) ıslah imar planları, gecekondu dönüșüm projeleri sonrası
üretiminde göstermektedir. Bu çerçevede kentsel ve büyük çaplı yol ve șebeke inșası vb. bunların dönem,
tașınmaz üretimi artık daha saldırgan bir șekilde herbiri yukarıda ifade ettiğimiz tanımlar çerçe-
vesinde birer “kentsel dönüșüm”dür. O zaman
kentsel
sürmek durumundadır. Ama kendisini dizginleye-
meyeceğinden alacağı yenilgiler onu daha büyük “kentsel dönüșüm”, kentsel tașınmaz üretiminin tașın-
bir krizin içine sürüklemektedir. en belirgin yollarından biri durumuna gelmiștir mazların
denilebilir. Bu durumda cevaplanması gereken yeniden
Tekrar kentsel tașınmaz üretiminin içinde soru șudur: bunların sermayenin yeniden üreti-
rant barındırdığını düșündüğümüzde, toprak minde tuttukları yer aynı mıdır? Sorunun daha üretimi
sahibi sınıflar ile kapitalist sermaye arasındaki detaylı cevaplanabilmesi için kentsel dönüșüm anlamında
uzlașma bir anlığına kayboluverir. Ama yașadı- sürecine daha derinden bakmamız gerekiyor.
ğımız dönemde belki de etkisi en az hissedilen
“kentsel
șey aralarındaki kutsal ittifakın bozulmasıdır. dönüșüm”
Bu anlamda kentsel tașınmaz üretimi sermayeyi Kentsel Dönüșümde Birikim ve Yıkım projeleri
sınırlandıran değil, daha çok gelișmesini sağlayan Toprakların özel mülkiyete konu olduğu kapitalist
ile karak-
bir konumda yer almaktadır. toplumlarda amaç sermaye için sermaye üretmek-
tir. Sermaye üretime girerek değerlenmesi ve daha terize
İkinci olarak, genel olarak kentsel tașınmazın
yeniden üretimi ile özel olarak “kentsel dönüșüm”
büyük bir sermaye haline gelmesi emek sömürüsü edilebilir
ile gerçekleșir ve birikime yol açar. Birikim tüke- mi?
arasındaki farklılığa değinmemiz gerekir. Kent-
tilir ve sadece eski değer yerine koyulursa bu basit
sel dönüșüm genișletilmiș yeniden üretim olarak,
yeniden üretimdir, fakat birikim daha büyük bir
sadece eski kentsel meskun alanlar için değil, aynı
sermaye yatırımı olarak gerçekleșirse bu durumda
zamanda henüz yapılașılmamıș ve yapılașılması
genișletilmiș yeniden üretim söz konusudur. Biz
düșünülen kentsel alanlar içinde ileri sürdüğü-
yukarıda yaptığımız tanıma sadık kalarak basit
müz bir kavramdır. Tanım çerçevesinde kentsel
yeniden üretimi değil, genișletilmiș yeniden
alanlardaki mülkiyetin dönüșmesinin sadece
üretimi inceliyoruz.
belirli biçimleri (devresel ve kısmi yenilemeler,
bakım, onarım ve sabit sermayenin yavaș yavaș Bu nedenle birikimi (genișletilmiș yeniden üretim
genișletilmesi dıșındaki bilinçli geniș ölçekli anlamında) kolay anlayabilmek için gökyüzün-
yık-yap, “imara açma”, yeni yol ve șebeke inșası den yeryüzüne düșen sermaye damlaları olarak
biçimleri) bu kavramda toplanmıș durumdadır ve düșünebiliriz, ama elbette sermayenin gerçekte
birikimin değerlendirilmesinin yollarından birini gökyüzünden düșmediğinin bilincinde olarak!
PLANLAMA
ifade etmektedir. Bu parçalar üç biçimde düșebilir: birincisi emek 2006/2

43
üretkenliğini arttırmadan genișlemesine gelișerek, Farklılık rantı I’den, II’ye geçerken Marx, özel-
ikincisi arttırarak derinlemesine gelișerek, üçün- likle I’in, II’nin tarihsel bir önceli olduğunu, onun
cüsü her ikisi birden. Bizim kentsel dönüșüm temel olduğunu ileri sürerek, farklılık rantı II’nin
olarak ifade ettiğimiz șey bunların üçünü de yanlızca farklı bir biçimde ifade edilmiș olan, ama
içerir. Her üç durumda da kentteki toplam ser- özünde ona özdeș olan farklılık rantı I olduğundan
maye varlığının miktarında eskisine göre bir artıș vurgular ve așağıdaki cümlelere yer verir.
olacaktır. Toplam sermaye kitlesindeki artıș acaba “Gene, șimdi de eskiden (farklılık rantı I’de)
rant miktarındaki artıșı beraberinde mi getirir? olduğu gibi aynı sermaye yatırımıyla farklı
Bu sorunun yanıtlanması için rant kuramlarına verimlilik gösteren (șey) topraktır, șu farkla
geçiș yapmak gerekecektir. Bildiğimiz rant ki, farklılık rantı I durumunda, çeșitli toprak
çeșitleri: farklılık rantı I, II, mutlak rant ve tekel türlerinin … yatırılan toplam sermayenin
ranttır. Smith, Ricardo, Von Thünen farklılık rantı farklı eșit parçaları için yaptığını, burada,
üzerinde durdular ve kuramlarını verimlilik ile (farklılık rantı II’de) aynı toprak farklı parça-
mesafe üzerine temellendirdiler. Mutlak rant ise lar halinde ardarda yatırılan bir sermaye için
Marx tarafından en kötü koșullarda üretim yapan yapar.” (Marx, K., 2003, p: 597-Parantezler
kapitalist kiracının, nedeni salt toprak üzerindeki tarafımdan eklenmiștir. O.G.)
mülkiyet olan, kaynağı değerin fiyat üzerindeki Marx, devamında farklılık rantı II ile ilgili üç
fazlalı olan bir biçimde tanımlandı. Farklılık farklı varsayımda bulunarak rantın, sabit-azalan-
rantı ve mutlak rantı, rantın tek normal biçimi düșen üretim-fiyatı durumlarındaki üretkenlik
olarak değerlendirdikten sonra, Marx, tekel rantı değișimiyle elde edilecek sonuçlarını görmeye
üzerinde fazla durmadı ve onu, ne üretim-fiyatı çalıșır. Daha sonra bu kısımları toparlayan Engels,
ne de metaların değerine, ama alıcıların gereksin- șu sonuçlara ulașır.
meleri ile ödeme yetenekleri tarafından belirlenen
gerçek bir tekel fiyatında dayandırarak, konuyu “...piyasa fiyatını düzenleyen (en kötü koșul-
rekabet teorisine dahil kabul etti. (Marx, K, 2003, lardaki) toprağı sıfır noktası olarak alırsak,
p: 672) rantı belirleyen etkenler mutlak ürün değil,
ürün farklılıklarıdır…
Bu çalıșmada daha çok farklılık rantı I ve II
üzerinde konu açısından yeterli olduğu oranda Ama daha çok önemli olan șey, aynı toprakta
durulacak. Farklılık rantı I, aynı büyüklükteki yinelenen sermaye yatırımı ile elde edilen
sermayelerin, aynı büyüklükte fakat farklı toplam ranta ilișkin sonuçtur;
verimlilik ve mesafelerdeki topraklar üzerin- (Sermaye yatırımı iki katına çıktığında) tahlil
deki uygulamalarından elde edilen farklı ürün edilen 13 durumdan 5’inde toplam rant iki
miktarlarının yarattığı artı-kar durumlarının bir katına çıkar…, 4 durumda … rant iki kattan
sonucudur. Farklılık rantı II ise, aynı büyüklükte fazla artar…, 1 durumda rant yükselir ama
fakat farklı üretkenlikteki sermayelerin aynı … iki katı değil, 3 durumda toplam rant …
verimlilik ve konumdaki toprağa uygulanma- aynı kalır,…
ları ile elde edilen farktır. Toprak üzerindeki
O halde bu demektir ki, bütün mümkün durum-
toplumsal belirlenimler doğal belirlenimlerin
ların büyük çoğunluğunda rant, topraktaki artan
üstesinden geldiğinde ya da onun verimlilik ya
sermaye yatırımının sonucu olarak yükselir. Tahlil
da mesafe gibi etkilerini kırdığında, farklılık rantı
edilen 13 durumdan yanlızca 3’ünde rantın top-
II, toprak üzerinde egemen hale gelebilir. Her iki
lamı değișmeden kalır. Bunlar en düșük kalitedeki
durumda da piyasa fiyatını belirleyen en kötü
toprağın rekabetin dıșına atıldığı ve bir sonraki
koșullardaki üretim, daha iyi koșullarda yapılan
kalitedeki toprağın onun yerini aldığı, yani rantsız
üretimlerin artı-kar sağlamalarına sebep olur. Bu
hale geldiği durumlardır…” (Engels, F., Kapital
șekilde toprak sahibi, artı-kar elde edilmeyen en
III içinde, p: 638-Parantezler tarafımdan eklen-
kötü koșullardaki toprak dıșında bu artı-karı rant
miștir-O.G.)
olarak ele geçirir. Hemen belirtelim farklılık rantı,
mutlak ranttan farklı olarak burada piyasa fiyatını Toplam rantın ek sermaye yatırımları yapılmadan
PLANLAMA belirleyen değil, onun tarafından belirlenen bir önceki düzeyin altına düșmesi rekabetin dıșına
2006/2 rant türü olarak ele alınmaktadır. itilen toprakların sayısının artması ile mümkün

44
olabilmektedir. Engels bu sonuçları değerlen- Kentsel dönüșümün sınırları içerisindeki alanlarda
dirirken, büyük toprak sahiplerinin canlılığı ve bulunan eski kullanımların bileșimi ile getirilecek
canlılığının tükenmesini bu tahlillerden rahatlıkla yeni kullanımlar arasındaki farklılık, belirlenen
çıkarmaktadır. Buradan yukarıdaki sorumuzun alanın kentin ve bölgenin içindeki konumu ve ne
cevabı olacak bir önerme ileri sürebiliriz; geniș- büyüklükte bir sermayeyi temsil ettiği ve yeni
letilmiș yeniden üretim her durumda daha büyük gelmesi beklenen sermayenin büyüklüğü bu
bir sermaye anlamına geleceğinden, kentsel meka- dönüșümde etkili olacaktır. Üretim alanları söz Geniș-
nın genișletilmiș yeniden üretim anlamındaki her konusu olduğundan, eni sonu yapılacak olan bir letilmiș
dönüșümünde, eski mekanların tüketimi durma- sabit sermaye yatırımı olduğundan ve üretim faa-
liyeti için bu sabit sermaye, harekete geçirilecek
yeniden
dığı sürece, düzenli bir rant artıșı gerçekleșmek-
tedir. Yani kentsel dönüșüm, yapılan varsayımlar toplam sabit sermayenin sadece belirli bir kısmını üretim her
ıșığında toplam rant miktarının artması anlamına temsil ettiğinden, kentsel dönüșüm alanındaki ser- durumda
gelecektir. Bunun özel mülk sahiplerinin doymak maye sahipleri değil de, dıșardan bașka bir aktör daha
bilmezliği ve en kötü toprak için bile rant talep burada yapılașmanın biçimini belirlediğinden, o
ettikleri gerçeği ile birleștirdiğimizde üretim- bölgedeki sermaye sahiplerinin bu dıșardan belir- büyük bir
fiyatlarını arttıran son derece çarpıcı büyüklükte lenen duruma ne ölçüde uyum sağlayacakları, ya sermaye
rantlar ile karșılașırız. da bașka sermaye gruplarının mı burada yer seçi- anlamına
leceği önemli bir sorundur. Yani bölgede tașımaz
Yani kentsel dönüșüm daha büyük miktarlarda varlıkların geçirdiği dönüșümün belirlenen sınır
gelece-
sermaye kitlesi anlamına geldiğinden onun top- içerisinde eklediği sermaye miktarının yanında ğinden,
rağa bağlandığı hemen her durumda daha büyük o sermaye miktarının –normalleșmiș ortalamalar kentsel
miktarda bir rant doğacaktır. Nihayetinde bunlar çerçevesinde- ne kadarlık bir sermaye ile birlikte
yık-yapın gerçekleșmesini koșullarıdır. Bu inanıl- mekanın
çalıșması gerektiği ve ne kadarlık sermaye ile
maz yık-yap süreci bir savaș ortamını andırır. Ser- çalıștığı durumu tamamen sermayenin mevcut genișletil-
mayenin düșen damlaları, gökyüzünden bașımız yoğunlașma, örgütlenme ve üretkenlik șartlarına miș yeni-
konan talih kușu değil, bombalardır. Düștükleri bağlıdır. Beklenen olmayabilir ve yapılar boș
yeri Bağdat’ın, Beyrut’un merkezine, Ankara’nın
den üretim
kalabilir. Tersi biçimde alanın genișlemesi iste-
gecekondu alanlarına, Eskișehir yoluna, İstan- nebilir, hatta eski sermaye sahipleri de faaliyetle- anlamın-
bul’un merkezi alanlarına çevirirler. Elektrikler, rini sürdürebilir. Mesela; Ankara’da Ceyhun Atıf daki her
musluktan akan su, köprülerden geçen trenler Kansu Caddesi, Dikmen Vadisini çok katlı lüks dönüșü-
kavșak düzenlemeleriyle sürekli kesilir. konutlarla bağlayan köprü vb. beklenen sonuçları
vermemiștir ve șu an aynı beklentiler Eskișehir
münde,
Kentsel Dönüșümde Çelișki yolu için devam etmektedir. Bunun yanından bek- eski
Kentsel dönüșüm alanları içinde konut, ticaret,
lenen gelișmeyi bir dönem sağlamıș ama süreklili- mekanların
ğini sağlayamamıș alıșveriș merkezleri vb. de söz tüketimi
dinlenme alanları, sanayi vb. rahatlıkla bulu-
konusudur. Aynı șey bașka yasallıklarda konutlar
nabilir. Bu alanların hepsini birbirinden farklı
için de geçerlidir. Ama konuyu derinleștirdiği- durmadığı
yasallıklarda toprağa bağlanırlar ve farklı yasal-
mizde, bu yatırımların geri dönüșünün olmaması sürece,
lıklarda bölüșüm ilișkilerine yansırlar. Ancak
sabit sermaye yatırımları ister yerel yönetimler, düzenli bir
kentsel dönüșüm projeleri hepsine aynı gözle
ister merkezi idareler eliyle yapılsın, emperyalist
bakar, bunlar gayrimenkul yatırımının çeșitli
merkezlere olan borçların geri ödenmesinde kriz-
rant artıșı
biçimleridir. Belirli bir kentte belirli bir bölüșüm gerçekleș-
lerin doğmasına sebep olabilir.
ilișkisinin olduğunu varsayalım ve buna göre
farklı sınıfların üretilen değerden farklı oranlarda Daha büyük sermaye kitlesinin toprağa bağlandığı mektedir.
pay aldığını varsayalım. Buna göre konut tercih- dönüșüm alanlarındaki konut, ticaret, sanayi vb.
leri yapacaklardır. Bu kentin belirli ve sınırlı bir alanların eski ve yeni bileșimlerini, özel alan çalıș-
alanında uygulanacak bir kentsel dönüșüm projesi maları gerçekleștirmeden anlamak ve net yargılar
eğer yukarıda aktardığımız biçimde olacaksa daha üretmek mümkün olmuyor. Ancak hemen her
büyük bir sermaye kitlesini mekan bağlamak için durumda rant yükseleceği için, beklenen sermaye
gelmektedir ve eski yapıları yıkacaktır. Bu șekilde büyüklüğüne sahip olmayan ișletmeler de, konut PLANLAMA
yeni rant yükselecektir. kiracıları da dönüșümün yapıldığı alanlardan 2006/2

45
itiliyorlar. Temelde iki biçimde zor veya ikna ile haliyle bölüșüm ilișkileri üzerinden yürür ve kent-
yașanan itilmeler, söz konusu arazilerin beklenen sel tașınmazların (yeniden) üretimi, sermayenin
müșterilerini çekmeyi bașaramadığında da kriz yeniden üretimini belirli dönemlerde kısıtlarken,
tehlikelerini beraberinde getirmektedir. belirli dönemlerde gelișmesinin önünü açabilir.
Ancak kentsel tașınmazların (yeniden) üretiminin,
Buradaki çelișki değerlenme ve değersizleșme
sermayenin (yeniden) üretimini engelleyen ya da
arasındadır ve daha büyük sermaye her durumda
geliștiren faktörleri tek bașına temsil etmesi özgül
daha büyük bir sömürü oranı ile gelme ilkesi
koșullara bağlıdır.
bulunduğundan ama tașımazlar daha yüksek
bir ranta sahip olacaklarından, kentsel dönüșüm Sermayenin özellikle 1970’lerle birlikte bașlayan
Kentsel projeleri aynı anda çelișik iki sloganı birden afiș krizi, așamayıp mekana yatırım yapması durumu,
dönüșüm yapmıș olmaktadır: bir yandan küçük sermayeler kentsel tașınmazların (yeniden) üretimini bir
kentte iflas edecek ve ücretler düșecek, diğer yandan yandan sermayenin (yeniden) üretiminde merkezi
daha yüksek kalitedeki yerlere daha büyük ser- bir konuma getirirken, diğer yandan onun toprak
değer- sahibi sınıfı ile kapitalist sınıf arasındaki ittifakı
mayeler ve daha yüksek gelirlere sahip insanların
lenme ve oturacak. Bunun sonucu açıktır: farklı sermaye güçlendirerek sermayenin önünde geliștirici roller
değersiz- grupları ve ücretliler arasındaki eșitsizliğin art- üstlenmesini kolaylaștırmıștır. Bu șekilde söz
leșmeyi ması ve diğer yandan krizin büyümesi. Bu durum konusu özgül durumun gerçekleșmiștir. Ancak
kentsel dönüșüm alanı ile sınırlı kalmaz ve kentin mekana yapılan yatırımların sermayenin yeni-
aynı anda den üretimin aracı haline gelmesi, bu yatırımın da
bütününü etkiler. Kentsel dönüșüm kentte değer-
gerçek- lenme ve değersizleșmeyi aynı anda gerçekleștirir tüketilmesini șart koștuğundan, yatırımın yerine
leștirir ve ve kentsel eșitsizlik artarken kriz büyür. konulamaması kentsel ve bölgesel kriz olasılığını
güçlendirir. Aynı dönemde askeri yatırımlarında
kentsel Sorun geniș çaplı olarak farkedildiğinde kentin artması kentsel tașınmazların (yeniden) üretimine
eșitsizlik tümünü ilgilendiren bir planın yapılması gerektiği uzun vadeli ve kalıcı bașka bazı misyonlar yükle-
artar- gündeme gelir. Bu ise her durumda daha büyük miș, bu konuda sermayenin gerekirse saldırgan-
bir nüfus için ve daha büyük bir sermayeyi veri lașabileceği açıkça görülmüștür.
ken kriz aldığından durum bu defa farklı kentler arasındaki
büyür. bir eșitsizlik, sonra bölge, sonra ulusal ölçekte 5 Türkiye’de 1980 sonrasını karakterize kentsel
tașınmaz (yeniden) üretim biçimi “kentsel
yıllık plan ya da 15-20 yıllık perspektif planlama
dönüșüm”dür. Bu anlamıyla kentsel dönüșüm,
problemine dönüșür. Yerelliklere düșen sermaye-
dünyadaki gelișmelere paralel olarak mülk sahibi
nin yarattığı tahribatın önlenmesine yönelik çaba-
sınıf ile kapitalist sınıf arasındaki kutsal ittifakı
lar artık ulusal ölçekte siyasi bir probleme ișaret
gerçekleștirmektedir. Ancak kentsel dönüșüm
eder. Bu nedenle yerel süreçlerle ulusal süreçlerin
alanlarının içerisinde barındırdığı eski kullanım-
ilgisini kurabilmek oldukça önemlidir.
lar ile yeni kullanımlar arasındaki farklılıklar, o
dönüșüm alanın kent ve bölge içindeki konumu,
Sonuç yeni üretilecek olan mekanın kent ve bölge için-
Çalıșmanın bașında sorduğumuz soru, “kentsel deki konumu, o mekan üretildikten sonra o mekanı
dönüșüm” kavramının tarihi ve güncel bir kırılma tüketecek olan sermayenin o kent ya da bölgedeki
noktası anlamına gelip gelmediği yönündeydi. mevcut yoğunlașma ve örgütlenme düzeyleri bu
Buraya kadar aktarılanları toparlarsak, kentsel dönüșüm projelerini sermayenin (yeniden) üre-
dönüșüm-sermayenin genișletilmiș yeniden üre- timinde tuttukları yerler açısından birbirinden
timi anlamında- meskun olan ve olmayan kentsel farklılaștırır. Kentsel dönüșüm anlamına gelecek
alanlarda, sermaye birikimin genișletilmiș ölçekli gerçekleșmelerin hangilerinin sermayenin (yeni-
bir kentsel sabit sermaye yatırımı olarak değer- den) üretimi açısından ne gibi anlamlar ifade
lendirilmesinin aracıdır. Bu biçimiyle hemen ettiği, belirlenen kentsel dönüșüm alanlarında
her durumda yatırıldığı yerde rantı arttıran bir özel yoğunlașmalar gerektirir. Bu nedenle net
faaliyettir. yargılar üretilmesi güçtür.

PLANLAMA Kentsel tașınmazların (yeniden) üretimi ile serma- Yine de, genel olarak, kentsel dönüșüm projeleri
2006/2 yenin (yeniden) üretimi arasındaki ilișki en ilkel genișletilmiș yeniden üretim anlamında daha

46
büyük bir sermayenin mekana yığılma, bunun bulunmaktadır. Bu kent parçası, kentte yașayan-
sonucunda da artan rant miktarlarını ifade eder. ların hafızasının, hatıralarının parçasıdır. Kentin
Bu sürecin değerlenme ve değersizleșme gibi yerlisi olmamızın, kente bağlanma kanallarımızın
bir çelișkiyi içinde barındırdığı, ișçi sınıfının ta kendisidir.
ve sermayenin farklı gruplarının o mekanlardan Șehirci duyularımız o bașkalarına basit gelen
dıșarı itilmesine sebep olduğu, bunu ise zor ve mekanda inanılmaz hikayelerin olduğunu
ikna yolları ile gerçekleștirdiği söylenebilir. Söz anlatmakta, o mekanlara dair bambașka hayaller
konusu çelișkiler farklı bir anlamda sabit serma- kurmamızı mümkün olabilmektedir. Șehircinin
yenin sermayenin üretime aracılık edemediği gerçek amacı olması gereken bu somut mekan,
ya da üretken șekilde tüketilemediği durumlar kentsel dönüșüm projeleri aracılığı ile sermaye-
aynı zamanda yerel, bölge ve ulus düzeyinde de nin soyut mekanına dönüștürülmektedir. Bugün
krizlere açık ortamlar yaratır. Bu nedenle yerel yeni olan bunun zorbaca yapılmasıdır. Mekana
deneyimlerin, ulusal ve ulus ötesi gelișmelerle müdahale eden meslek alanları da bu dönüșüme
birlikte ele alınması büyük önem tașımaktadır. onay vermeye zorlanmaktadır.
Mesela; Ankara Büyükșehir Belediyesi’nin
BOTAȘ’a olan borçlarının, yapılan kentsel dönü- Kenti yaratma ișinde bir kollektifin parçası olarak
șüm projelerinin üretken șekilde tüketilememesi çalıșmamız gereken mimarlık, peyzaj mimarlığı,
sonucunda geri ödenememesi hem BOTAȘ hem çevre, jeoloji, inșaat mühendisliği gibi meslek-
de Belediye’yi krizin içine çekmekte, hükümetler ler kendilerini, emekleriyle bu tarihin parçası
olmuș insanların hayatlarını sağlıklı ve güvenli
BOTAȘ’ı yalnız bırakmamak ve krizi așmak için
bir ortamda eșit bireyler olarak yașamaları için
emperyalist ülkelerin Ortadoğu’daki ișgaline ve
somut, yașanılan, deneyimlerin biriktirildiği kent-
genel olarak yaratılan șavașa Türkiye’nin aracılık
leri, silah ve petrol șirketleri, gayrimenkul yatırım
yapmasını önermektedir.
firmaları gözü ile görmekten sakınmaları gere-
Tüm bu aktarılanların ıșında kentsel dönüșüm ken bir așamadadırlar. Kent planlama aydınlama
kavramının ortaya çıkmasının ve kentsel mekan- geleneğinin çocuğu ise, insanlığın kurtulușunu
daki değișiklikleri ifade edecek diğer pek çok düșünerek mesleklerine tarihsel hakkını teslim
kavramımızın önemsizleșmesinin salt güncel etmeli, kavramdaki içerik yitimini mesleklerini,
değil, tarihsel de bir anlamı ifade etmektedir. kentlerini, ülkelerini kaybediyor olmalarına ver-
Bu kavramın hem teorik hem de siyasal olarak melidirler.
üstesinden gelinmesi insanlığın kurtulușu ideali
için gittikçe önemli bir adım haline gelmektedir.
Kaynakça
Çünkü kavram hafızaları adeta boșaltmakta,
Harvey, D. (1985), The Urbanization of Capital,
yeniden yüklemekte ve tanımlamalar üzerinden
Blackwell, Oxford
taraflașmalar yaratmaktadır. Kentsel dönüșümün
daha büyük bir sermaye giriși olarak anlamı ne Marx, K. (2000), Kapital, Birinci Cilt, Çev: Bilgi,
olursa olsun, sermaye belirli bir kentsel toprağın A., 6. Baskı, Sol Yayınları, Ankara
üzerine akmaktadır ve girdiği yerde doğal ve Marx, K. (2003), Kapital, Üçüncü Cilt, Çev: Bilgi,
tarihsel olarak olușmuș somut yașanılan bir mekan A., 4. Baskı, Sol Yayınları, Ankara

PLANLAMA
2006/2

47
Mert Akit, 2004

PLANLAMA
2006/2

48
Yeni Yasal Düzenlemeler ve
Kentsel Dönüșüme Etkileri(*)

C. Nil UZUN Y. Doç. Dr.,


ODTÜ Șehir ve
Bölge Planlama
Bölümü

D
inamik bir yapıya sahip olan kentlerde devam etmektedir. 1950li ve 60lı yılların önemli
dönüșüm süreçleri farklı zaman dilim- bir özelliği de kent merkezindeki çöküntü
lerinde farklı șekillerde gelișmektedir. alanlarının tamamen yıkılarak yenilenmesidir.
Birçok ülkede bu dönüșümlere koșut olarak 1970lerde ise sanayi ve merkez fonksiyonları
farklı zamanlarda farklı müdahale biçimleri da merkezden uzaklașmaya bașlamıș, yeni alt
ortaya çıkmaktadır. Tüm bu müdahalelerin merkezlerin olușması ile de eski kent merkezle-
temelinde de kentlerde ortaya çıkan bozulmanın rinde çöküntü alanlarının olușumu hızlanmıștır.
giderilmesi yatmaktadır. Türk kentlerinde de Bu dönemde eski kentsel alanlarda yenileme
1950li yıllardan bașlayarak hızlı bir kentleșme daha geniș kapsamlı olarak gerçekleșirken konut
süreci yașanmıștır. 1980lere gelindiğinde ise alanlarında da sosyal ve fiziksel rehabilitasyon
İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük kentlerde önem kazanmıștır. 1980lere önemli bir dönüm
hızlı kentleșmenin yanısıra kentsel dönüșüm de noktası olmuș, yeni gelișen servis sektörü ile
önem kazanmaya bașlamıștır. Bu yazıda Türki- birlikte büyük kent merkezleri yönetim merkezi
ye’de kentsel dönüșüme yönelik özellikle son olarak tekrar önem kazanmıștır. Bu gelișmeye
yıllarda yapılan yasal düzenlemelerin kısa bir koșut olarak yeniden geliștirme süreci ön plana
değerlendirilmesi yapılmaktadır. çıkarken merkez kullanımlarının yanında kent
Kentsel dönüșüm ile ilgili olarak Avrupa ve Ame- merkezindeki konut alanlarının önemi de gide-
rika’daki kentlere bakıldığında son yüzyılda farklı rek artmıștır. Kent merkezlerindeki dönüșüm
dönüșüm süreçlerinin yașandığı gözlenmektedir. 1990larda da devam ederken yeni müdahale
1940ların ikinci yarısında özellikle Avrupa kent- biçimleri de ortaya çıkmıștır. 1970lerde sanayinin
lerinde, savașın yarattığı yıkım nedeniyle yeniden kent dıșına çıkması ile boșalan sanayi alanları kent
yapılandırma önem kazanmıștır. 1950lerde uydu ekonomisine katkı sağlanması hedeflenerek yeni
kentlerin ortaya çıkması ile kentte yașayan nüfu- ișlevler kazandırılarak dönüșürken, merkezdeki
sun bir bölümü buralarda yerleșmiștir. Bu nüfu- çöküntü alanları da hem bireysel girișimlerle hem
sun kent merkezinde boșalttığı konut alanları ise de yerel yönetimler eliyle yenilenmeye bașlamıș-
daha düșük gelir grupları tarafından kullanılmıș tır. bunlarla birlikte özellikle kent merkezlerindeki
ve bir taraftan da çöküntü alanları ortaya çıkmıș- çöküntü alanlarında yașanan kentsel problemleri
tır. 1960larda kent merkezlerinde canlandırma kapsamlı bir yaklașımla ele alan, alanın ekono-
çabaları sürerken kent çeperinde de gelișmeler mik, sosyal, fiziksel ve çevresel yapısının uzun

*
Bu yazı, TMMOB Șehir Plancıları Odası tarafından 18 Kasım 2006 tarihinde düzenlenen Kentsel Dönüșüm Sempozyumu’nda PLANLAMA
sunulmuș bildirinin genișletilmiș halidir. 2006/2

49
vadeli olarak iyileștirilmesini hedefleyen kent- kında Kanun” bașlıklı son af kanunu önemli bir
sel dönüșüm projeleri büyük önem kazanmıștır rol oynamaktadır. Bu kanun ile gecekondu alanları
(Carmon,1997; Roberts, 2000). için ıslah imar planı yapma imkanı ortaya çıkarken
kentsel dönüșüm projelerinin de olușması dolaylı
Türkiye’de Kentsel Dönüșüm olarak sağlamıștır. Ayrıca gecekondularda kat
sayısının artmasını, gecekonduların alınıp satılma-
Türk kentlerindeki değișim ve dönüșüme bakıl-
sını ve müteahhitlere verilmesini mümkün kılın-
dığında 1950lerde bașlayan hızlı bir kentleșme
mıștır. Ancak bu kanunda gecekondu probleminin
sürecinin ardından Avrupa ve Amerika kentle-
sadece mülkiyet ve tapu konularının yapılașma
rinde gözlenen değișimlerin gerçekleștiği görül-
kurallarına göre ele alınması ile çözülebileceği
mektedir. Ancak Türkiye’de farklı süreçler eș
öngörüsünün bulunması Islah İmar Planları ile
zamanlı olarak da ortaya çıkabilmektedir. 1950li
gecekondu alanlarının ekonomik, sosyal, fiziksel
Türkiye’de yıllarda sanayileșme ile birlikte hızlanan kent-
ve çevresel yapısının uzun vadeli olarak iyileș-
kentsel leșme süreci beraberinde özellikle yoğun göç alan
tirilmesini olanaklı kılmamaktadır. Uygulanan
Ankara, İstanbul, İzmir gibi kentlerin kontrolsüz
dönüșüm bir biçimde büyümesini getirmiștir. Kentlerimiz-
ıslah imar planları sonunda sadece fiziksel bir
daha dönüșüm gerçekleșmekte kentsel dönüșümün
deki kontrolsüz gelișimin önemli etkenlerinden
temel hedeflerinden olan ekonomik, sosyal ve
yoğun biri de hızlı kentleșmeye cevap verecek yeterli
çevresel dönüșüm gerçekleșememektedir.
konut sunumunun olmaması nedeni ile gelișen
olarak
gecekondu alanları olmuștur. 1970lerde büyük 1980lerin sonunda ıslah imar planlarının yanı-
gecekondu Türk kentlerinde bir taraftan kentleșme devam sıra dönüșüm projeleri de yerel yönetimlerin
alanlarında ederken bir taraftan da uydu kentler olușmaya uygulamaları arasında yer almaya bașlamıștır.
gerçekleș- bașlamıștır. 1980lere gelindiğinde ise, kentleșme Bu projelere ilk örnek Ankara Dikmen vadisin-
hızı azalırken kent merkezlerinin ve gecekondu deki gecekondu alanı için hazırlanan Dikmen
mektedir. alanlarının dönüșümü, sanayi alanlarının kent Vadisi Kentsel Dönüșüm Projesidir. Bu proje
dıșına çıkması gibi olușumlar Türk kentlerinde alanın ekonomik, fiziksel ve çevresel yapısının
de gözlemlenmeye bașlamıștır. uzun vadeli olarak iyileștirilmesini hedefleyen
Diğer ülke örneklerinde de olduğu gibi Türkiye’de kapsamlı bir kentsel dönüșüm projesi olarak
de tarihi doku ve eski kent merkezleri önem tasarlanmıștır. Zaman içinde hem Dikmen Vadisi
tașımaktadır. Var olan tarihi yapıların koruna- Kentsel Dönüșüm Projesinde hem de diğer kentsel
rak yenilenmesi ve çoğu zaman da ișlevlerinin dönüșüm projelerinde yerel yönetimlerin kentsel
değiștirilerek yeniden kullanımları bu alanlardaki rantlardan yararlanma hedefi ön plana çıkarak
dönüșüm projelerinin temelini olușturmaktadır. kentsel dönüșümün sosyal ve fiziksel hedefleri
Dönüșümün gerçekleștiği diğer bir alan da kent göz ardı edilmeye bașlanmıștır.
içindeki sanayi yapılarının yenilenerek ticari ve
kültürel kullanımları ve kimi zaman da konut kul- Yeni Yasal Düzenlemeler
lanımı barındırması söz konusudur. Diğer ülke
1980lerle birlikte kentlerin gündeminde önemli bir
örneklerinden farklı olarak Türkiye’de özellikle
yer tutmaya bașlayan kentsel dönüșüm projeleri
1999 Marmara depreminden sonra deprem riski
yerel yönetimler için önemli bir araç olarak ortaya
tașıyan yapılașma alanlarının bu riske karșı
çıkmaktadır. Kentsel dönüșüm projeleri kentlerin
önlemlerin alınarak dönüștürülmesi söz konusu-
çöküntü alanlarının iyileștirilmesi ve gecekondu
dur. Özellikle İstanbul’da bu doğrultuda yapılan
alanlarının yerine daha sağlıklı yașam çevreleri
dönüșüm projeleri bulunmaktadır.
üretimin kolaylaștırılması için büyük önem
Tüm bunların yanısıra Türkiye’de kentsel dönü- tașımaktadır. Ancak ne yazık ki kentsel dönü-
șüm daha yoğun olarak gecekondu alanlarında șüm projeleri, dönüșüm alanlarının ekonomik,
gerçekleșmektedir. Gecekondu alanlarının dönü- sosyal, fiziksel ve çevresel yapısının uzun vadeli
șüm sürecinde 1984 yılında çıkartılan 2981 sayılı olarak iyileștirilmesini hedeflemekten çok yerel
“İmar Ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara yönetimler ve farklı çıkar grupları için bir gelir
PLANLAMA Uygulanacak Bazı İșlemler ve 6785 Sayılı İmar kaynağına dönüșmeye bașlamıștır. Bu durum da
2006/2 Kanununun Bir Maddesinin Değiștirilmesi Hak- kentsel dönüșüm projelerinde temel hedeften sap-

50
malara ve sağlıksız kentsel çevrelerin olușumuna belirleneceği ile ilgili herhangi bir hüküm bulun-
yol açmaktadır. Son yıllarda yoğun bir biçimde mamaktadır. 2004 yılında çıkartılan 5216 sayılı
değișen yasal düzenlemeler de kentsel dönüșüm Büyükșehir Belediyesi Kanunu’nda ise Büyükșe-
projelerinin ekonomik, sosyal, fiziksel ve çevresel hir Belediyelerine de kentsel dönüșüm ve gelișim
yapının iyileștirilmesi hedefine ulașılabilmesi için projelerini uygulama yetkisi verilmiștir.
yetersiz kalmaktadır.
2005 yılında yürürlüğe giren diğer bir kanun ise
5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültür El Tașınmaz
Yürürlükteki Yasalar
Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yașatıla-
Son iki yıl içinde gerçekleștirilen yeni yasal
rak Kullanılması Hakkında Kanun’dur. Bu kanu-
düzenlemelere 2004 yılında çıkartılan 5104
nun amacı “...yıpranan ve özelliğini kaybetmeye
sayılı “Kuzey Ankara Giriși Kentsel Dönüșüm
yüz tutmuș; kültür ve tabiat varlıklarını koruma
Projesi Kanunu” ilk örnek olarak verilebilir. Bu
kurullarınca sit alanı olarak tescil ve ilan edilen
kanunda amaç “...kuzey Ankara giriși ve çevre-
bölgeler ile bu bölgelere ait koruma alanlarının,
sini kapsayan alanlarda kentsel dönüșüm projesi
bölgenin gelișimine uygun olarak yeniden inșa
çerçevesinde fiziksel durumun ve çevre görün-
ve restore edilerek, bu bölgelerde konut, ticaret,
tüsünün geliștirilmesi, güzelleștirilmesi ve daha
kültür, turizm ve sosyal donatı alanları olușturul-
sağlıklı bir yerleșim düzeni sağlanması ile kent-
ması, tabiî afet risklerine karșı tedbirler alınması,
sel yașam düzeyinin yükseltilmesidir.” șeklinde
tarihi ve kültürel tașınmaz varlıkların yenilenerek
tanımlanmaktadır. Kentsel dönüșüm projelerinin
korunması ve yașatılarak kullanılmasıdır.” Burada
temel hedefleri gözönünde bulundurulduğunda
belirlenen amacın tarihi kent dokularını kapsayan
bu Kuzey Ankara Giriși Kentsel Dönüșüm Pro-
kentsel dönüșüm projelerinin amaçları ile ötüș-
jesi’nin sadece fiziksel bir dönüșüm öngördüğü
tüğü görülmektedir. Ancak bu yasada da yıpranan
ortaya çıkmaktadır. Bu eksikliğin yanısıra, bir
ve özelliğini kaybetmiș kent bölgelerinin nasıl ve
kentin belirli bir alanı için bir dönüșüm kanunu
hangi ölçütlere göre belirleneceği açıklanmamak-
çıkartılması ile de kentlerin planlanması ve
tadır. Bunun yanısıra bu yasa ile Kentsel Sit Alanı
gelișimi açısından olumsuzluklar içeren parçacı
kararlarının ve koruma amaçlı imar planlarının
yaklașımların da önü açılmıștır.
bütünlüğünün bozulması da söz konusudur.
2005 yılında çıkartılan 5393 sayılı Belediye
Kanunu’nun kentsel dönüșüm ve gelișim alanları Dönüșüm Alanları Hakkında Kanun
ile ilgili 73. maddesinde ise “...Belediye, kentin Tasarısı
gelișimine uygun olarak eskiyen kent kısımlarını Yukarıda tartıșılan yasalara ek olarak halen
yeniden inșa ve restore etmek; konut alanları, üzerinde tartıșılmakta olan Dönüșüm Alanları
sanayi ve ticaret alanları, teknoloji parkları ve Hakkında Kanun Tasarısı’nda da “...imar planı
sosyal donatılar olușturmak, deprem riskine bulunsun veya bulunmasın kentsel ve kırsal tüm
karșı tedbirler almak veya kentin tarihî ve kültürel alanlarda bilim, teknik, sanat ve sağlık kurallarına
dokusunu korumak amacıyla kentsel dönüșüm ve uygun olarak, afetlere ve kentsel risklere duyarlı
gelișim projeleri uygulayabilir... Bir yerin kentsel yașam çevrelerinin olușturulması için veya fiziki
dönüșüm ve gelișim proje alanı olarak ilân edile- köhneme ve sosyal ve teknik altyapının yetersiz
bilmesi için; o yerin belediye veya mücavir alan ve niteliksiz olduğu alanların iyileștirme, tasfiye,
sınırları içerisinde bulunması ve en az elli bin met- yenileme ve gelișimini sağlamak üzere dönüșüm
rekare olması șarttır” ifadeleri yer almaktadır. Bu alanlarının tespitine ve dönüșümün gerçekleș-
maddede kentsel dönüșüm projelerinin uygulana- tirilmesine dair her türlü iș ve ișlemler ile ilke
bileceği alanlar göreli olarak kapsamlı bir șekilde ve esasların” belirlenmesi amaçlanmaktadır. Bu
tanımlanmıș olsa da bir alanın kentsel dönüșüm yasada da dönüșüm alanının nasıl ve hangi ölçüt-
ve gelișim proje alanı olarak ilan edilebilmesi için lerle belirleneceği açık olmamakla birlikte sadece
sadece alan büyüklüğüne yönelik sayısal bir kısıt- dönüșüm alanının büyüklüğü için bir alt değer
lama getirilmiștir. Bunun yanısıra, eskiyen kent belirlenmektedir. Bunun yanısıra tasarıda yer alan
PLANLAMA
kısımlarının hangi ölçülere göre kim tarafından “Tasfiye, sağlıklaștırma, gelișme ve yeni yatırım- 2006/2

51
lar nedeniyle; dönüșüme konu alanın yetersiz Sonuç
olması halinde, dönüștürülecek bölge ile ilișkili Son yirmi yılda Türk kentlerinde de diğer ülke
Son yıl- bulunmak, aynı meclis kararında belirtilmek ve kentlerinde olduğu gibi kentsel dönüșüm giderek
toplam alan beș hektardan az olmamak kaydıyla, önem kazanmıștır. Son yıllarda çıkartılan çeșitli
larda çıkar- birbirinden ayrı ve birden fazla alan, tek dönü- yasalarla da kentsel dönüșüm plan ve projeleri
tılan çeșitli șüm alanı olarak belirlenebilir.” ifadesi burada için yasal çerçeve olușmaya bașlamıștır. Ancak ne
yasalarla da bütüncül bir planlama yaklașımının bulunma- yazık ki ne çıkartılan yasalar ne de üzerinde tartı-
dığını göstermektedir. Ayrıca bu yasa tasarısına șılmakta olan Dönüșüm Alanları Hakkında Kanun
da kentsel göre Dönüșüm alanları, 5366 sayılı Yıpranan Tasarısı kentsel dönüșüm sürecini kapsamlı bir
dönüșüm Tarihi ve Kültürel Tașınmaz Varlıkların Yeni- șekilde içermektedir. Alanların belirlenmesi ile
plan ve lenerek Korunması ve Yașatılarak Kullanılması ilgili kurallar ve ilkeler yetersiz kalmaktadır.
projeleri Hakkında Kanun çerçevesinde belirlenmiș olan Bunun yanısıra kentlerin gelișimi ve planlama
yenileme alanlarını da kapsaması söz konusudur. sürecinde çok önemli olan planlama sürecinin
için yasal Bu durumda aynı alan için iki farklı yasal düzen- bütünlüğü ve planlar arası bağlantılar hiçbir
çerçeve lemenin varlığı planlama sürecinde çok önemli șekilde dikkate alınmayarak parçacı yaklașımlar
olușmaya bir çelișkiyi ortaya çıkartmaktadır.
ortaya çıkmıștır. Bu düzenlemelerin hiçbirinde
bașlamıștır. Yasa tasarısında dönüșüm alanı sınırları içinde olası bir dönüșümün gerekliliğini ve niteliği
Ancak ne 12/10/2004 tarihinden önce yapıldığını belge- sorgulamayı, sürecini olușturmayı sağlayacak
leyen gecekondu sahiplerine, ruhsatsız yapı yaklașımlar bulunmamaktadır. Dönüșümün sosyal
yazık ki ne sahiplerine ve ikamet edenlere de bedelini yirmi boyutları ve dönüșüm sürecine katılım ile ilgili
çıkartılan yılı așmamak üzere borçlandırılmak kaydıyla olarak da herhangi bir düzenleme de getirilme-
yasalar yapılacak sosyal konutlardan veya yapılardan, mektedir. Dolayısıyla son yıllarda yapılan yasal
bağımsız bölüm verilebileceği ifade edilmekte- düzenlemeler ve gündemdeki yasa taslağının
ne de dir. Bu durumda 1984 yılında çıkartılan 2981 çöküntü alanlarında yașanan kentsel problem-
üzerinde sayılı yasa ile getirilen son gecekondu affı göz leri kapsamlı bir yaklașımla ele alması, alanın
tartıșıl- ardı edilerek yeni bir af gündeme gelmektedir. ekonomik, sosyal, fiziksel ve çevresel yapısının
Günümüzde gecekondu artık bir barınma aracı uzun vadeli olarak iyileștirilmesini hedeflemesi
makta olan
olmaktan çok kentte yașayanların belirli bir beklenen kentsel dönüșüm projelerinin olușturul-
Dönüșüm bölümü için yatırım aracı niteliği kazanmıștır. ması için gerekli yasal çerçeveyi olușturmakta
Alanları Böylesi yeni bir af, önümüzdeki yıllarda yatırım yetersiz kaldığı ve birçok olumsuzluk tașıdığı
Hakkında amaçlı olarak yeni gecekondu alanlarının ortaya görülmektedir.
çıkmasını teșvik ederek kentsel gelișimi olumsuz
Kanun olarak etkileyecektir.
Tasarısı Kaynakça
Bu yasa tasarısı ile ortaya çıkan bir problem de Carmon, N. (1997), “Neighborhood Regeneration:
kentsel dönüșüm alanlarında yapılan planlarla üst ölçek The State of the Art” Journal of Planning Education
dönüșüm planların uyumunun aranmaması, dönüșümün and Research Cilt 17, ss.131-144
sürecini üst kademe planlarda revizyon veya değișiklik
Roberts P. (2000), “The Evolution, Definition and
yapılmasını gerektirmesi halinde bu revizyonla-
kapsamlı rın üç aylık bir süre içerisinde gerçekleștirilmesi
Purpose of Urban Regeneration” P. Roberts ve H.
Sykes, Urban Regeneration: A Handbook. London,
bir șekilde gerekliliğidir. Bu durumda söz konusu tasarının Sage
içermekte- kanunlașması halinde planlama sürecinde ölçek-
ler arası bütünlük tamamen kaybolarak parçacı http://mevzuat.basbakanlık.gov.tr
dir. yaklașımlar ön plana çıkacaktır. http://www2.tbmm.gov.tr/d22/1/1-1225.pdf

PLANLAMA
2006/2

52
Neoliberal Küreselleșmenin
Kentlerde İnșası: AKP’nin Küresel
Kent Söylemi ve İstanbul’un
Kentsel Dönüșüm Projeleri(*)
Binnur ÖKTEM Y. Doç. Dr.,
Mimar Sinan GSÜ,
Șehir ve Bölge
Planlama Bölümü

T
ürkiye’de 1980 sonrası uygulanmaya baș- girdiği yarıșın kendisi bu problemleri derinleș-
lanan neoliberal program ve bu programın tirmektedir? Bugün Adalet ve Kalkınma Partisi
bir parçası olarak geliștirilen küresel kent (AKP) ve üzerinde yükseldiği geniș elit taban
projeleri ve uygulamaları İstanbul’u küresel kent tarafından İstanbul’a ve tüm ülkeye dayatılan
liginde yer almak adına kentler arası bir yarıș- ve kentin küresel bir kent olmasında kilit öneme
maya sokmuștur. Kent akademik çalıșmalarda ve sahip olduğu ileri sürülen kentsel dönüșüm pro-
bağımsız kurumlarca yapılan farklı küresel kent jelerinin kentte artan eșitsizlikleri çözerek kenti
hiyerarșilerinin bir çoğunda yer almamakla bera- küresel kent yapma potansiyeli nedir? Bu soruyu
ber uygulanan bu projeler kentin sosyo-ekonomik bașka bir biçimde sorar isek İstanbul’u küresel
ve mekansal yapısı üzerinde büyük dönüșümlere kent yapmak üzere politik, teknokrat, akademik ve
yol açmıștır1. İstanbul’da yașanan bu dönüșüm- sermaye çevrelerinin geliștirdiği kentsel dönüșüm
projelerinin kazananları ve kaybedenleri kimler
ler, küresel kent projelerinin kenti küresel kent
olacaktır?
yaparak küresel ekonominin nimetlerinden
yararlanacağı ve yararlarının yukarıdan așağıya AKP öncülü olan diğer yönetimler gibi İstan-
tüm sınıflara yayılacağı vaatlerini gerçekleștir- bul’un küresel kent projesini benimsemekte ve
mekte çok da bașarılı olamadıklarını göstermiștir. bu projenin gerçekleștirilmesi için daha önceki
Aksine kentte son yirmi yıldır yașanan yeniden hükümetlerin göster(e)mediği kadar büyük bir
yapılanma ve dönüșüm göstermiștir ki bu projeler kararlılık ve hızla çalıșmalarını sürdürmektedir.
kentteki gelir eșitsizliğini, sosyal kutuplașmayı, Büyük kentsel dönüșüm projelerinin İstanbul’un
mekânsal ayrıșmayı, kentsel gerilimi artırmakta küresel kent olmasında, kentin küresel sermaye
ve kentin sınırlı kaynaklarını belli sınıfların çıkar- için hazırlanmasında önemli bir yere sahip olduğu
ları için kanalize etmektedir. ileri sürülmektedir. AKP’nin kentsel dönüșüm
projelerinin sonuçları üzerinden bir tartıșma
İstanbul’da bugün derinleșerek varlığını sürdü- geliștirmek bu kentsel dönüșüm projelerinin bir
ren ișsizlik, sosyal kutuplașma, yoksulluk ve çoğunun daha uygulama așamasına geçmemiș
mekânsal ayrıșma gibi problemler kentin küresel ya da bir çoğunun proje ya da ihale așamasında
kent olma yarıșında geri kalmasından mı kaynak- olmasından dolayı güçtür. Bu nedenden dolayı bu
lanmaktadır yoksa dünya kenti olma adına içine makale, așağıda çizilen çerçeveden yola çıkarak

*
Bu yazı, TMMOB Șehir Plancıları Odası tarafından 18 Kasım 2006 tarihinde düzenlenen Kentsel Dönüșüm Sempozyumu’nda
sunulmuș bildirinin genișletilmiș halidir.
1
İngiltere’de Loughborough Üniversitesi’nde GaWC (Globalisation and World Cities/ Küreselleșme ve Dünya Kentleri) adı verilen
bir araștırma grubu kurulmuștur. Sassen’in çalıșmalarını ilke olarak kabul edip, ileri servis sektörlerinin özellikle muhasebe, reklam,
bankacılık, finans ve yasal konularda uzmanlașmıș uluslararası firmaların ofis ağları ve yer seçimine temellendirilen bir veri tabanı PLANLAMA
olușturmușlar ve bu veri tabanına göre de kentleri sınıflandırmıșlardır (Taylor, 2000). İstanbul bu sınıflandırmalarda yer almaktadır. 2006/2

53
AKP’nin politikalarının dayandığı temel argüman- leri belli bir açıdan açıklayan bu söylem, egemen
ları ve bu politikaların bugün yavaș yavaș ortaya sınıf tarafından olușturulan bir politik ve ekono-
çıkmaya bașlayan sonuçlarını benzer politikaların mik programı meșrulaștırmak üzere olușturulmuș
üretildiği dünya örnekleri ve İstanbul’da bugüne ve yaygınlaștırılmıștır. Bunun içindir ki sadece
değin uygulanan küreselleșme politikalarının mevcut durumun analizini değil aynı zamanda
sonuçları üzerinden tartıșmaya açacaktır. ekonomik, politik, sosyal ve mekansal alanlara
dair bir dizi politika önerisini de içermektedir.
Makalenin temel hipotezi; küreselleșmenin Küresel kent söylemi, daha kapsamlı bu küresel-
kaçınılmaz, ilerici ve yeni olduğu iddiaları, bu leșme söylemi içinde ortaya çıkmıștır. Söylemin
iddialar çerçevesinde ülkelerin büyük metropolle- akademik çerçevesi Friedmann ve Wolff tarafın-
rinin küresel kent olma yarıșına girmeleri, bunun dan ortaya atılan daha sonra Sassen ve bir dizi
için de kentlerini ve ekonomilerini düzenlemeleri diğer akademisyen tarafından geliștirilen dünya
ve kentsel dönüșüm projeleri gerçekleștirmeleri kenti hipotezi etrafında gelișen tartıșmalardır.
gerektiğine ilișkin söylem ve iddiaların ideolojik Dünya kenti söylemi, küresel kentlerin ortaya
söylemler olduğu ve bu söylemlerin belli güç çıkıșını yeni bir küresel ekonominin ortaya
odaklarınca olușturulan politik bir projeyi inșa çıkmasıyla açıklar. Küreselleșmenin, dünya
etmek ve meșrulaștırma amaçlı yayıldığını ileri ekonomisinin karșı konulamaz piyasa güçleri
sürer. Makalenin ilk bölümünde ilgili akademik tarafından yeniden yapılandırılması ve teknolo-
literatüre ve politika dokümanlarına bakılarak jideki gelișmelere bağlı olarak gerçekleștiği ve
küresel kent söyleminin temel argümanları analiz bu küreselleșmenin yeni, kaçınılmaz ve karșı
edilecek, küresel kentin tanımı ile bu tanımın konulamaz olduğu varsayılmıștır. Küresel eko-
olușmasına dair dinamikler, küresel kent olma nominin yeni organizasyonu, sanayinin özellikle
kriterleri ve bir kentin küresel kent olması için gelișmiș ülkelerden gelișmekte olan ülkelere
geliștirilen büyük kentsel projeler tartıșılacaktır. desantralizasyonu, finansal aktiviteler ile hizmet
Bu bölümde küresel kent söyleminin teorik ve sektörünün küresel ölçekte genișlemesini sağla-
metodolojik problemlerine rağmen söylemin nasıl mıștır. Buna paralel olarak üretimin ve finansal
ideolojik bir araç olarak kentleri biçimlendirdiği piyasaların küresel ölçekte genișleyen ağının
ortaya konulacaktır. kontrol ve yönetim ihtiyacının, küresel kentleri
olușturduğu ileri sürülmüștür.
İzleyen bölümde, İstanbul’da küresel kent söy-
leminin kentsel politikalarda AKP öncesinde ve Hakim söyleme göre dünya kenti, küresel ekono-
AKP yönetimince nasıl yorumlandığı ve küresel minin kontrol, yönetim ve organizasyon merkezi
kent hiyerarșisinde yer alabilmek için geliștiri- olarak tanımlanmaktadır. Friedmann’a göre
len kentsel politikaların en önemlilerinden biri (1986) uluslararası sermayenin yoğunlaștığı ve
olarak gösterilen kentin yapılı çevresinin küresel birikiminin gerçekleștiği mekânlardır. Bölgesel,
ekonomi için hazırlanması kapsamında gündeme ulusal ve uluslararası ekonomiler bu kentlerde
getirilen büyük kentsel projelerin uygulanmasında eklemlenirler (Friedmann, 1995). Sassen (1991)
güç odakları arasında gelișen koalisyonlar, çatıș- ise dünya kentlerini sadece kontrol ve yönetim
malar, bu sürecin kazananları ve kaybedenleri merkezleri olarak değil, aynı zamanda ticaret ve
tartıșılacaktır. hizmet sektörü ile finansal yeniliklerin üretimi-
nin de gerçekleștiği kentler olarak tanımlayarak
dünya kenti kavramına yeni bir boyut kazandırır.
Neoliberal Küreselleșmenin Kent Uluslararası finansın, uluslararası firmaların genel
İdeolojisi: Küresel Kent2 merkezlerinin buralarda yoğunlașması, küresel
Küreselleșme 1980’lerin sonlarından itibaren hem ulașım ve iletișim ağlarına sahip olma, yüksek
akademik hem de politik çevrelerde hakim söylem düzey uzmanlașmıș hizmetlere sahip olma, medya
haline geldi. Dünya ekonomisinde, politik, sosyal ve kültür aracılığıyla ideolojik sirayet küresel
ve mekansal alanlarda meydana gelen dönüșüm- kentlerin temel özellikleri olarak tanımlanmıștır.

PLANLAMA 2
Bu konuda daha detaylı bir açıklama Binnur Öktem ‘Küresel Kent Söyleminin Kentsel Mekanı Dönüștürmedeki Rolü: Büyükdere-
2006/2 Maslak Aksı’ isimli makalede H. Kurtuluș (der) ‘İstanbul’da Mekansal Ayrıșma’ bulunabilir.

54
Kentin küresel ekonomiye eklemlenme ile birlikte 1991). Kentlerin yarıșabilirliklerini artırmak için
istihdam yapısı, gelir dağılımı ve mekansal orga- benzer politika stratejileri izlenmiștir. Politikacı-
nizasyonunun değiștiği ileri sürülmüștür. Sosyal lar ve akademisyenler arasında küresel kentlerin
kutuplașma ve mekansal ayrıșma küresel kentin mekânsal yapısına ilișkin genel bir görüș hakim-
temel yapısal özellikleri olarak tanımlanmıștır. dir. Mevcut politika formülasyonu altında bir Mevcut
dünya kenti fonksiyonu öncelikle büyük ölçekli politika
Küresel kentlerin dünya ekonomisiyle entegras-
altyapı projelerinin teșviki ve yabancı yatırım-
yon biçim ve derecelerinin küresel kentler ara- formü-
cılara garanti verilmesi, ikinci olarak da kentin
sında bir küresel kent hiyerarșisi yarattığı ileri
sürülmüștür. Temel kriterler küresel yatırımları
yeni imajlarının muhtemel yatırımcılara ve tüm lasyonu
dünyaya satılmasıdır (Douglass, 1999). altında
çekebilmek, ve küresel ekonomide bir yönetim ve
kontrol merkezi olabilme yeteneği olarak tanım- Uluslararası iș merkezleri, alıșveriș merkezleri, bir dünya
lanmıștır. Literatürde birçok farklı küresel kent kapalı siteler, yeniden canlandırılan eski limanlar, kenti
hiyerarșisi farklı kriterlere göre tanımlanmıștır. lüks konut alanları, hızlı tren, uluslararası hava-
New York, Londra ve Tokyo’yu birinci dereceden alanı, fuar alanları, yüksek teknolojili sanayi fonksiyonu
küresel kent ilan etmek gibi genel bir eğilim söz parkları, ve oteller vs. küresel yatırımları ve diğer öncelikle
konusu olmakla beraber ikinci derecede küresel küresel akıșkanlıkları çekmesi için gerekli altyapı büyük
kentlerin hangileri olduğu noktasında bir netlik hazırlıkları olarak önerilmiștir. Küresel kent for-
yoktur. Kentlerin küresel ekonomide gösterdik- masyonunun göreceli olarak yeni boyutu ise son
ölçekli
leri bașarıya bağlı olarak bu hiyerarșide yükselip dönemde artan derecede sergilere, festivallere altyapı
düșebilecekleri ya da liste dıșı kalabilecekleri ve dünya çapında önemli aktivitelere, organizas- projeleri-
vurgulanmıștır. Küresel kent kategorisinin, kentin yonlara ev sahipliği yapmaktır (Douglass, 1999).
nin teșviki
küresel ekonomide oynadığı rol ile açıklanması 1980’lerde ağırlıklı olarak emlak eksenli, içinde
ve gerekli politikalar uygulanırsa bu statünün elde turizm yatırımlarını kapsayan büyük projeler ve yabancı
edilebileceğine dair argümanlar, büyük kentleri kentlerde uygulamaya konmuș iken, 1990’lardan yatırımcı-
küresel kent liginde yer alma yarıșı içine sokmuș- itibaren bu projelere ‘kültür’ ile ilgili stratejiler de lara garanti
tur. Küresel ekonomiye bașarılı bir eklemlenme katılmaya bașlanmıștır (Özdemir 2003).
için temel politika küresel ölçekte yarıșmacı
verilmesi,
Küresel kent söyleminin teorik ve metodolojik
kentlerin yaratılması olarak önerilmiștir (Dünya ikinci
sorunları vardır3. Dünya kenti araștırmacıları
Bankası, 1999b, OECD, 2005). Sassen’in (1998)
küreselleșmeye bu yaklașımı benimseyerek olarak da
ișaret ettiği gibi küresel kentlerin sabitlenmiș bir
dünya kentinin olușumunun arkasındaki dina- kentin yeni
sayısı yoktur bașarı ülkelerin ekonomilerini dere-
mikleri açıklamada uluslararası finans hareketleri, imajlarının
güle etmelerine, kamu ișletmelerinin özelleștir-
uzmanlașmıș servis sektörünün ve bilgi, teknoloji,
melerine (uluslararası yatırımcılara sunulacak bir
sermaye, imaj, vb. küresel akıșkanlıkların artan muhtemel
șeylerin olmasına), ve ulusal ve yabancı firmaların yatırım-
önemi gibi akıșkanlıklara vurgu yapmaktadırlar
ve piyasaların kenti kendi aktiviteleri için merkez
yapmalarına bağlıdır.
(Sassen, 1991,2000; Friedmann, 1986,1995; cılara
Castells, 1994). Böylece söylem ekonomilerin
Küresel ekonominin ulus devletler değil ancak ve kentlerin yeniden yapılanmasında süreçlere
ve tüm
kentler ve bölgeler üzerinden eklemlendiği ileri yoğunlașarak dönüșümün politik karakterini ve dünyaya
sürülmüștür. Ulus devletlerin küresel ekono- aktörleri göz ardı etmektedir. Halbuki küresel- satılması-
miye eklemlenebilmeleri ve küreselleșmenin leșme kapitalizmin 1960 sonlarında içine girdiği dır.
yararlarından faydalanabilmeleri ancak küresel krizi așmak üzere güçlü sınıflar tarafından
kentlere sahip olmakla mümkün olduğu ifade olușturulmuș politik projenin adıdır. İdeolojisi
edilmiștir. Diğer taraftan küresel kentlerin neoliberalizmdir ve bu projenin olușturulması
büyümesine katkıda bulunan dinamiklerin ulus ve uygulanması güç ilișkilerinden, politik süreç-
devletin büyümesine aynı derecede katkıda lerden ve kültürel bağlamdan bağımsız değildir.
bulunmayabileceği ileri sürülmüștür (Sassen, Kapitalizmin dönemsel krizleri vardır. Her kriz

3
Daha detaylı bir açıklama için bakınız Binnur Öktem ‘Küresel Kent Söyleminin Kentsel Mekanı Dönüștürmedeki Rolü: Büyükdere- PLANLAMA
Maslak Aksı’ isimli makalede H. Kurtuluș (der) ‘İstanbul’da Mekansal Ayrıșma’. 2006/2

55
sonrasında kapitalizm güçlü sınıflar tarafından yapılan ve pazarlanan bir meta haline gelmiștir
olușturulan politik bir proje ile yeniden yapılanır (Goodwin, 1993). İlginç olanı ise kentlerin bu
(George, 1997). Bu yeniden yapılanma süreci yarıșmaya benzer imajlarla katılmasıdır (Short
ise ideolojik ve kültürel manipülasyon gerek- and Kim, 1999).
tirir (Lovering, 2001). Küresel kent söylemleri
Kentsel dönüșüm literatürü dönüșüm projelerinin
ise kapitalizmin son dönem politik projesi olan
Batıda daha 19. yy’dan itibaren, Türkiye’de ise
neoliberal küreselleșmenin kent ideolojisidir.
1950’li yıllardan itibaren uygulanmakta olduğunu
Markusen’in (1999) de ișaret ettiği gibi küresel
belirtmektedir4. Ancak 1980 sonrası gündeme
kent söyleminin metodolojik sorunları (küresel
gelen kentsel dönüșüm projelerinin amacı daha
kentin tanımında ve küresel kent kriterlerindeki
önceki döneme göre farklılașarak ekonomik
belirsizlik ve hatta bir uzlașma olmaması, kavra-
Küresel yenilenme, canlanma ve gelișme olarak tanım-
mın belirli bir ekonomik aktiviteye dayanması,
lanmıștır. Ülkelerin küresel kent olma yarıșına
kent pro- tarihsel boyutu ve dünyadaki diğer yerleri dıșla-
soktukları büyük kentlerindeki kentsel dönüșüm
jesi hakim ması, dünya kenti araștırmalarında küresel kentin
projelerinin ölçeği, etkisi ve sonuçları ise daha
güç ve kontrol kapasitesinin nasıl ölçüleceğine
söylemlerin dair genel bir fikir birliği olmaması, uluslararası
büyük ölçeklerde gerçekleșmiștir.
kentteki akıșkanlıkları ölçebilecek veri eksikliği) bir
yeniden taraftan akademik çalıșmalarda veri bolluğuna İstanbul’un Küresel Kent Projesinin
yol açar iken diğer taraftan politikacılara ve diğer İnșası
yapılan- güç odaklarına kendi çıkarlarını meșrulaștırmak İstanbul, Asya ve Avrupa kıtaları üzerindeki eșsiz
malar ve için imkan tanımaktadır. Küresel kent projesi konumu, Balkanlardan Orta Doğu ve Karadeniz
dönüșüm- hakim söylemlerin kentteki yeniden yapılanma- ülkelerini içine alan doğal hinterlandı ve önemli
lerden lar ve dönüșümlerden yarar sağlamayı hedefleyen ticaret yollarının kesiștiği noktada yerleșmiș
yerel aktörlerce yorumlanması ile yine yerelde olmanın avantajlarını uzun 2600 yıllık tarihi
yarar inșa edilmektedir. Kentler küresel akıșkanlıklar boyunca yașamıș dünyanın en eski dünya kent-
sağlamayı tarafından güç ilișkilerinden bağımsız olarak lerinden birisidir. Osmanlı İmparatorluğu’nun
hedefle- değil ancak bu politik projenin söylemlerinin dünya kapitalizmine hızla eklemlendiği 19. yy
politikaları ve uygulamaları yönlendirmesi ve birçok akademisyence İstanbul’un hem ekono-
yen yerel meșrulaștırmasıyla yeniden yapılanır. mik aktiviteler, hem nüfus kompozisyonu hem de
aktörlerce sosyo-kültürel alanlarda dünya kenti özelliklerini
Dünyanın birçok ülkesinde bu söylemin argüman-
yorum- ları etkili bir politika aracı olmuștur. Birçok mer- tașıdığı dönem olarak adlandırılır (Keyder, 1993,
lanması kezi ve yerel hükümet son yirmi yıldır kentlerini 2000; Tekeli, 1992). Ancak 20.yüzyılın ilk yarı-
küresel kent yapmak için birbirine benzeyen poli- sında kentin bașkentlik fonksiyonunu yitirmesi
ile yine ve doğal hinterlandı olarak adlandırılan alandaki
tikalar üretmișlerdir. Hem erken kapitalistleșmiș
yerelde hem de geç kapitalistleșen ülkelerin kentleri bu politik ve ekonomik yeniden yapılanmalar ve bir
inșa edil- söylemin ișaret ettiği ekonomik bașarıyı yakala- dizi diğer etken kentin dünya kenti özelliklerini
mektedir. mak, sermayeyi çekmek, uluslararası bir turizm ve yitirdiği ancak yeni doğan bir ulus devletin büyük
finans merkezi olabilmek için gerekli yapısal çev- kenti statüsüne indiği öne sürülmüștür. 1980 son-
reyi olușturmak adına birçok büyük kentsel proje rası Doğu Blok’unda çözülme ve küreselleșmenin
geliștirmiștir. Bu projelerin hazırlanma sürecinde İstanbul’a dünya kenti statüsünü tekrar kazana-
planlama sistemi esnekleștirilmiș, uygulamalarda bilmesi için fırsatlar sunduğu ve bu fırsatları
özel sektöre ağırlık veren kamu özel ortaklıkları kullanabilmek için doğru politikalar izlenmesi
olușturulmuștur. Kentlerin pazarlanması yarıșma- gerekliliği ortak bir düșünce olarak hem siyasal
cılık kapasitesini artırmak adına önem kazanmıștır hem de akademik düzlemde kabul görmüștür.
(Paddison, 1993). Kentler kapitalist toplumdaki Hakim küresel kent söyleminin argümanları
herhangi bir diğer meta gibi paketlenen, reklamı 1980’lerin bașlarından itibaren İstanbul’a dair

PLANLAMA 4
Türkiye’de bu konuda farklı yaklașımlar mevcuttur. Bir grup akademisyen ve araștırmacı Türkiye’de kentsel dönüșümün 1950lerde,
2006/2 diğer grup ise bu son dönem gündeme gelen projeler ile bașladığını ileri surer.

56
üretilen kentsel politikaların belirlenmesinde en finans merkezine dönüșmesi, diğer bir merkezin
etkili söylem olup kentsel yapıdaki dönüșümlerde Altunizade’de yaratılması, lüks oteller ve alıș-
önemli rol oynamıștır. İstanbul’un küresel kent veriș merkezlerinin yapımı (Çırağan, Swiss
projesi 1980’den itibaren iktidara gelen hükümet- Otel, Gökkafes, Galeria, Akmerkez), Boğaziçi,
lerin ve diğer elit grupların Türkiye ekonomisini ormanlar ve kentin çeperlerinin yeni tipte lüks
dünya ekonomisine eklemlemeye yönelik oluștur- konut alanlarına açılması, vb. bu projelerden
dukları politikalar kapsamında olușturulmuștur. bazılarıdır
İstanbul’da 1984 ile 2004 arasında yerel yöne-
Bașta bu büyük kentsel projeler olmak üzere
timde iktidara gelen üç farklı siyasal parti kentin
arsa spekülasyonunu tetikleyen kentsel politi-
tarihi, jeo-politik ve kültürel değerlerini mobilize
kalar ANAP döneminde rüșvet, adam kayırma
ederek kendi küresel kent projesini üretmiștir.
ve yolsuzlukların artmasını, diğer taraftan ise
Hakim küreselleșme ve küresel kent söylemlerinin kentin çeperlerinde yașayan halkın bu süreçten
bu projelerde yorumu ilgili aktörlerin ekonomik, dıșlanmasını getirmiștir (Bilgin ve Karaoren,
ideolojik, politik, kültürel yapılarına, Türkiye’nin 1993). Gerçi bu projeden en çok zarar gören ve
değișen jeo-politik konumuna ve iç yapısındaki genelde kentin gecekondu alanlarında yașayanlar
gelișmelere göre farklılık göstermiștir. Bu proje- için ıslah imar planları ile af getirilerek ve Toplu
ler sosyal ve kültürel politikalarda farklılașırken, Konut İdaresi ile alt orta sınıf için konut üreterek
ekonomik politikalarda benzerlik göstermiș her ve bu sınıflara bir nevi rüșvet vererek neoliberal
birisi neoliberal küreselleșmenin argümanla- projenin yarattığı eșitsizliklerden doğan tepkiler
rını kabul etmiștir. Bu çerçevede çizilen kent yumușatılmaya çalıșılmıș ise de ANAP 1989’da
politikalarında ve planlama kararlarında kentin yerel seçimleri kaybetmiștir (Boratav, 1992).
uluslararası sermaye ve diğer akıșkanlıklar için SHP seçim propagandasını ANAP dönemindeki
hazırlanması gerektiği vurgulanmıș, kentin bir usulsüzlüklerle mücadele etme ve sosyal adaleti
dizi büyük projeler gerçekleștirmesi ve büyük getirmeye dair vaatler üzerinden yürütmüș ve
organizasyonlara ev sahipliliği yapması gerek- 1989 yerel seçimlerinde İstanbul da dahil olmak
liliği bütün yönetimlerce benimsenmiștir. Bu üzere birçok kentte seçimleri alarak büyük bir
projelerin gerçekleștirilme süreçleri devlet, bașarı kazanmıștır. Ancak SHP küreselleșme
sermaye, sivil toplum kurulușları ve akademik projesinin ekonomik politikalarını kabul etmiș ve
çevreler arasında farklı koalisyonlar ve çatıșmalar bunu sosyal politikalarla bütünleștirerek Üçüncü
yașanmasına neden olmuștur. Yol’cu bir yaklașım benimsemiștir. SHP, ANAP
döneminde bașlayan ve büyük sermayenin önemli
Anavatan Partisi’nin (ANAP) destek aldığı ve
bir kısmı tarafından desteklenen büyük kentsel
organik ilișkilere sahip olduğu ulusal büyük ser-
projeleri durdurmuș ve inceleme altına alınmıștır.
maye çevreleriyle birlikte İstanbul’u Beyrut’un
Bu da yerel yönetimle ANAP merkezi hükümetini
yerine Ortadoğu ve Avrupa’da uluslararası bir
ve yerel yönetimle büyük sermayeyi karșı kar-
kent yapma söylemiyle geliștirdiği birçok önemli
șıya getirmiștir. SHP’nin Üçüncü Yol yaklașımı
kentsel dönüșüm projesi, izleyen Sosyal Demok-
bașarısız ve popülisttir. SHP dönemi, hem hakim
rat Halkçı Parti (SHP) yönetimince ve sivil toplum
küreselleșme projesini savunanlar tarafından hem
kurulușlarınca büyük tepkilerle karșılașmıștır. Bu
de alternatif bir küresel kent arayıșı içinde olan
projeler kentin en değerli tarihi, doğal ve kültü-
akademisyenlerce İstanbul için bir kayıp olarak
rel alanlarında, plan kararlarını göz ardı ederek,
değerlendirilmiștir (Keyder, 2000). SHP dönemi
planlama sistemini esneterek ve belli sermaye
sonunda ekonomik problemler ağırlașmıș eko-
gruplarının çıkarları gözetilerek gerçekleștiril-
nomi 1994 Nisan’ında krize girmiștir.
miștir. Ağırlıklı olarak emlak ve turizm eksenli bu
projeler ile küresel ekonomiye eklemlenme için 1994 yerel seçimleri İstanbul’un küresel kent
gerekli olduğu öne sürülen lüks ofisler, alıș veriș olma fırsatını yakalayabilmesi adına bir test
merkezli, konutlar ve oteller yapılmıștır. ANAP olarak değerlendirilmiștir (Bora, 1999). 1994
döneminde sanayinin desantralizasyonu, Tarihi seçim çalıșmalarında Refah Partisi (RP) ulusal
Yarımadanın açık hava müzesi haline getirilmesi, kalkınmacı yaklașımına uyan biçimde sosyal
Büyükdere-Maslak sanayi aksının uluslararası bir adalet, yolsuzluklarla mücadele ve toplumsal PLANLAMA
2006/2

57
değerlere vurgu yapmıștır. Propagandası bölgesel, mek ve merkezi iș alanını geliștirmektir (Nazım
dinsel ve etnik alanları da kapsayan eșitlik, emeğe Plan Raporu, 1995).
saygı, yoksulluk, ișsizlik ve açlık problemlerine
Partinin ideolojik çizgisindeki dönüșüm sürecinde
ilaç, sosyal güvenlik, kardeșlik, merhamet, kal-
parti ile ordu, büyük sermaye ve diğer seküler
kınma, adil yönetim ve sosyal adalet kavramları
gruplar arasındaki ilișki, İslami belediyelerin
üzerine yoğunlașmıștır. RP politik desteğini daha
operasyonları ve politikacıların seküler ideolo-
çok kentin fakir kesimlerinden almıștır. Partinin
jiye, laikliğe karșı demeçlerinden dolayı gerilimli
bașarısı kentin gecekondu bölgelerinde yașayanla-
olmuștur. 1994 yerel seçimleri öncesinde RP’nin
rın zaferi olarak görüldü (Robins ve Aksoy, 1996;
gündeminde büyük kentsel projeler yoktur. Hatta
Coșkun, 1994). RP 1994 seçimlerine değin ve
yerel yönetime geldiğinde Türkiye’nin büyük ser-
seçimler boyunca bu yaklașımını korumuș, eko-
maye gruplarının arsalarının olduğu Büyükdere-
nomik konularda küreselleșme karșıtı bir söylem
Maslak aksındaki yapılașma haklarını indirmeyi
geliștirmiștir. RP hariç diğer partiler (SHP, ANAP
teklif etmiștir. RP büyük kentsel projeleri örneğin
ve DYP) ise söylemlerini ve propagandalarını
ANAP döneminde gündeme gelen Taksim Dolap-
kenti küresel yapmak üzerine kurmușlardır.
dere’de uluslararası bir iș merkezi yaratmayı
Ancak iktidara geldikten kısa bir süre sonra RP
amaçlayan projeyi 1998’de gündeme getirmiștir.
kalkınma yanlısı yaklașımını değiștirmiștir. Bu
Ancak bu tür projeler gerçekleștirmek için gerekli
değișim Partinin Fazilet Partisi (FP) adı altında
olan büyük sermaye ile ișbirliğinden yoksundur
tekrar kurulmasıyla Adil Düzen modelinin
ve partiyi destekleyen İslami sermaye ise bu
yerini serbest piyasa ekonomisi ve daha șeffaf
projeleri gerçekleștirebilecek sermaye birikimine
bir özelleștirme üzerine kurulan modelin alma-
sahip değildir. Üstelik Partinin siyasal kadroları
sıyla netleșmiștir (Tuğul, 2002). RP’nin ekonomi
ve partiyi destekleyen sermaye grupları 28 Șubat
politikasının dönüșümünün arkasındaki nedenler
süreci ile büyük bir darbe almıștır. Büyük kent-
partinin sistemle uzlașmaya gitmesi, İslami ser-
sel projelerin üstelik de Kentsel Dönüșüm altında
mayenin söylemindeki dönüșüm ve parti içindeki
politik söyleme giriși ve bir kentsel politika olarak
yeni teknokratların yaklașımlarındaki değișimle
tanımlanıșı tam da yukarıda tanımlanan partinin
özetlenebilir.
ideolojisinin neoliberal küreselleșme çerçevesinde
RP’ye göre de Türkiye’nin geleceği İstanbul’un yeniden tanımlandığı ve 1999 yerel seçimleriyle
dünya kenti statüsünü elde etmesine bağlıdır. yönetime gelen Fazilet/Saadet Partisi dönemine
Partinin ekonomi politikası dünya ekonomisinin denk düșmektedir. Gürtuna yönetimi 1999’da
küreselleștiği çerçevesinden hareketle tanımlan- ‘İstanbul İçin Büyük Dönüșüm Projeleri’ adı
mıș ve İstanbul ileri teknoloji sektörlerinde ve altında yayınladıkları bir raporla Erdoğan döne-
hizmetlerde birikim için bir potansiyel kaynak minde hazırlanan ancak itirazlar sonucu askıya
olarak görülmüștür (Bora, 1999). Bunun için alınmıș olan 1995 İstanbul Metropoliten Alt
önerilen politikalar tarihi kent dokusunu korumak, Bölge Nazım Planda belirlenen vizyon, hedef ve
uluslararası ölçekte spor, kültür, ticaret ve servis politikalar bağlamında uygulamalar gerçeklești-
alanları düzenlemek, kültürel ve sosyal aktiviteleri receklerini vurgulamıșlardır. Ancak bu raporda
iyileștirmek, uluslararası konferans, kongre, sanat, Nazım Plandaki 2010 hedefi yerine Türkiye
ve kültür merkezleri yaratmak, müze ve arșiv mer- Cumhuriyeti’nin yüzüncü kuruluș yıldönümü
kezleri açmak, turizm potansiyelini geliștirmek, olan 2023 yılı hedef alınmıștır5. Bu açıklamadan
uzmanlașmayı cesaretlendirmek, rekreasyon ve üç yıl sonra İstanbul Büyükșehir Belediyesi
turizm alanlarının kalitesini iyileștirmek, sanayiyi kendi tanımlaması ile Türkiye’nin Avrupa Bir-
desantralize etmek, hizmet sektörünün gelișmesini liğine üyelik sürecinde İstanbul’un öncü bir role
desteklemek, ulașım ve iletișim sistemini iyileștir- sahip olması ve ‘Avrupa Gelecek Konsepti’ ile

5
Raporda yer alan 500 projeye ilișkin bașlıklar sırasıyla șunlardır; Bir Dünya Vizyonu Gerçeği Olarak Avrasya Koridoru, Bölgesel
Vizyonun Sonucu ‘MİA’lar ve Kademelenme, Dev Bir Metropolün Dünyayla Bütünleșme ve Yarıșma Vizyonunun Gereği Kent
Omurgalarının Yeni Rolleri, Bir Uygarlık Atağı Vizyon Projesi, Mega Kentsel Dönüșüm, Bilgi Toplumuna Geçișin Vizyonu Prestij
PLANLAMA Merkezleri ve Bilișim Vadileri, Yeșilin Maviye Özlem Vizyonu, Kuzeyden Güneye Yeșil Koridorlar, Doğanın Yeniden Kendini Üretir
2006/2 Kılma Vizyonu, Çevre Projeleri ve Ekolojik Dönüșüm.

58
bütünleșme zorunluluğu nedeniyle, 2010 yılını bir benzerlik tașımaktadır Parti programının
esas alarak –henüz var olmayan-nazım plan ana temaları devletin desantralizasyonu, yeni bir
hedeflerini revize etmek ve İstanbul’u yeniden devlet toplum ilișkisi kurgusu, katılımcı demok-
bir ‘Dünya Kenti’ yapabilmek için yeni düzenle- rasi modeli, rekabetin ve piyasanın kutsanması,
meler yapıldığını bildirmiștir (Yapıcı, 2005). Bu özelleștirmelere hız verilmesi, sivil toplumun
amaçla daha önce 1992’de SHP döneminde kuru- güçlendirilmesi, iyi yönetișimin geliștirilmesi,
lan ‘Yeni Yerleșmeler Koordinatörlüğü’ 2001’de beșeri sermayenin iyileștirilmesi, vatandașlar
‘Yerleșmeler ve Kentsel Dönüșüm Müdürlüğü’ne arasında sosyal dayanıșmanın artırılması olarak
dönüștürülmüștür. Zeytinburnu Kentsel Dönüșüm tanımlanmıștır.
Projesi, Küçükçekmece Kentsel Dönüșüm Projesi,
İstanbul, AB’yle müzakere ve dünya ekonomisine
Haydarpașa Kentsel Dönüșüm Projesi, Miniatürk,
eklemlenme sürecinde önemli bir nokta olarak
Feshane, Formula 1, Fransız Sokağı, Haliç Kültür
tanımlanmıștır. Erdoğan İstanbul’u Türkiye’nin İstanbul,
Vadisi, Rahmi Koç Müzesi, Kadir Has Üniversi-
vitrini olarak değerlendirmektedir. Merkezi AB’yle
tesi, Sütlüce Kültür Merkezi bu dönem boyunca
hükümet ile yerel yönetimler bu konuda büyük
hazırlanan ve bir kısmının gerçekleștirildiği pro-
bir uyum içinde çalıșmakta, merkezi yönetim
müzakere
jelerden bazılarıdır. ve dünya
İstanbul’a özel bir önem atfetmektedir. AKP
Ancak Fazilet/Saadet Partisi döneminde bu pro- Türkiye’nin geleceğinin İstanbul’un geleceğine ekono-
jelerin uygulanmasında çok da büyük bir ilerleme bağlı olduğunu ileri sürmektedir. İstanbul’un kül-
kat edememiștir. Parti 28 Șubat sonrasında, özel- türel ve tarihi değerlerini koruyarak ve uyumlu bir
misine
likle de reformistlerin ayrılmasıyla kan kaybetmiș, küresel kent olması gerektiği, kentin dünya kenti eklem-
değiștiğini ispatlamak üzere gösterdiği tüm çaba- olmak için diğer kentlerle yarıșması gerektiği lenme
larına rağmen sistemin dıșına itilerek marjinalleș- bunun için de turizm, kültür, ekonomi ve finans sürecinde
miștir. Merkezi yönetimin desteğinden yoksun ve sektörlerinin geliștirilmesi gerektiği belirtilmiștir.
marjinal bir partiden gelen Gürtuna dönemi bir de İstanbul’u bir dünya markası yapma gerekliliği önemli
1999 depremi ve ülkenin yakın tarihte yașadığı en vurgulanmıștır. bir nokta
derin ekonomik kriz olan 2001/2002 krizlerinin olarak
AKP girișimcilik, pazarlama, imaj yaratma,
de etkisiyle büyük kentsel projelerini gerçekleștir-
mek konusunda çok da bașarılı olamamıștır.
yerel kalkınma, stratejik planlama ve büyük tanımlan-
kentsel dönüșüm projelerine çok önem vermek-
Büyük kentsel projeler partinin içinden ayrılan
mıștır.
tedir. Kentsel Dönüșüm projeleri sadece vizyon
ve ulusal ve uluslararası güç odaklarının tam (flagship) projeleri değil aynı zamanda büyük
desteğini alarak yönetime gelen AKP yöneti- gecekondu ve ıslah imar planları ile dönüșmüș
mince tekrar gündeme tașınmıștır. İslami Refah/ alanları da kapsayacak șekilde büyütülmüștür.
Fazilet/Saadet Partisi içinden ayrılarak Adalet Bu projelere bir de son dönemde kültürel pro-
ve Kalkınma Partisi (AKP) adı altında yeni bir jeler eklenmiștir. Bir önceki dönemde gündeme
parti kuran reformistler 2004 yerel seçimlerinde gelen büyük vizyon projeleri (Haydarpasa Limanı,
İstanbul’da yönetime gelmiștir. AKP kendisini Galataport, Haliç Kültür Vadisi, Sirkeci Garı,
‘yeni muhafazakar’, Yeni Muhafazakarlık’ı Çamlıca Kulesi, Sütlüce Kongre Merkezi, İstanbul
ise demokrasiyi, serbest piyasa ekonomisini ve Mall, Dubai Kuleleri, vs) yenileri de ilave edile-
bireysel özgürlükleri sahiplenmek olarak tanım- rek gündemin ağırlıklı konuları olarak ön plana
lamıștır. AKP’li liderler her fırsatta seküler bir çıkmıștır. Topbaș belediye bașkanı olmadan önce
parti olduklarını ve dinin politik amaçlar için bu projeleri yerel büyük sermayeye, belediye baș-
kullanılmasına karșı olduklarını ifade etmișlerdir. kanı olur olmaz da kenti pazarlamak ve yabancı
AKP daha liberal ve seküler ideolojiyle öncülü sermayeyi çekmek için MIPIM vb. uluslararası
Refah/Fazilet Partisine göre daha az çatıșmaya platformlarda tanıtmıștır. Yerel ve merkezi
giren, İslamcı referansları geri plana itilmiș, eko- yönetim bir yerel inisiyatif olarak bașlatılan ve
nomik liberalleșmeye öncelik veren bir yaklașım içinde birçok kentsel dönüșüm gerçekleștirmeyi
benimsemektedir (Çınar, 2005). Türk (2004)’e hedefleyen Avrupa Kültür Bașkenti projesini
göre AKP’nin izlediği politikalar, neoliberaliz- desteklemektedir. İstanbul Büyükșehir Beledi-
min sarsılan meșruiyet sorununu çözmek üzere yesi Kartal ve Küçükçekmece için uluslararası PLANLAMA
geliștirilen Üçüncü Yolcu politikalarla büyük bir kentsel tasarım yarıșması gerçekleștirmiștir. 2006/2

59
Diğer taraftan Erovizyon, Nato Zirvesi, Dünya yașayan alt ve alt orta sınıftan insanlar yerinden
Mimarlar Kongresi,vs. ile hızla bir kongre kenti edilme tehlikesiyle karșı karșıya kalmıșlardır.
olduğu iddia edilmektedir. Bütün bu projeleri ger-
Bu büyük projelerin bir kısmının ihaleleri yapıl-
çekleștirmek için yerel yönetimlerin yetkileri ve
makta bir kısmı ise uluslararası yarıșmalarla ve
gelirlerini artırmaya yönelik yasal düzenlemelere
İstanbul Metropoliten Planlama, İlçe belediyeleri
gidildi. İstanbul için bir planlama ofisi (İstanbul
ve TOKİ eliyle dönüștürülmeye bașlanmıștır.
Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Kentsel dönüșüm alanlarının belirlenme kriter-
Merkezi) kuruldu. OECD, DPT ve İstanbul lerinde ve bu projelerin ihaleleri sırasında ortaya
Büyükșehir Belediyesi İstanbul’un yarıșılabilirlik çıkan șaibeler, AKP’nin küresel kent projesinin
kapasitesini artırmak için önerilerin geliștirileceği kazananlarının partiyi destekleyen büyük sermaye
bir plan hazırlamak üzere anlașmaya vardı. Bele- grupları ile bu sermaye gruplarıyla ilișkide olan
diye, Avrupa Birliği İlișkileri Merkezi ve İstanbul siyasetçiler, kaybedenlerinin ise kentin çeperle-
AKP Turizmini Geliștirme Platformunu kurdu. Kurum- rinde yada merkezi alanlarındaki çöküntü alan-
emlak sal ve yasal düzenlemeleri gerçekleștirildi yada larında yașayan ve partiyi daha bașından iktidara
gerçekleștirilmeye çalıșıyor. tașıyan alt ve alt orta sınıf olacağına dair birçok
sektörünü
Bütün bu dönüșüm projelerine sadece yerel kanıt daha șimdiden ortaya çıkmıștır.
ekono- sermaye değil uluslararası sermaye de ilgi gös-
minin termektedir ve son iki yılda ülkeye ve İstanbul’a İstanbul’un Küresel Kent Projelerine
itici gücü emlak sektörüne gelen yabancı sermayenin önceki İlișkin Genel Değerlendirmeler
olarak yıllara göre oranı çok yüksektir. Yerel sermayenin
İstanbul’a dair yukarıda tanımlanan küresel kent
farklı fraksiyonları da farklı alanlardaki ekonomik
tanımla- aktivitelerinin yanında emlak sektörüne yatırım
projeleri küresel sermayeyi, yatırımcıyı yada
maktadır. turisti çekerek ekonomik zenginlik yaratmak ve
yapmaya bașlamıștır. 28 Șubat muhtırası son-
bu zenginlikleri tüm sınıflara yaymak konusunda
rasında darbe alan İslami sermaye içindeki bazı
çok da bașarılı olamamıștır. Kentte yașanan bir
gruplar da hızla emlak piyasasına girmektedir
dizi dönüșüm ise bu projelerin kazananları ve
(Kiler Grubu, Tașyapı, Torun Gıda, Ülker,vs).
kaybedenlerini daha da belirginleștirmiștir. Kentin
AKP yukarıda tanımlanan politikaları tüm ikti- ekonomik yapısına ilișkin göstergeler hala kentin
darlardan daha hızlı ve cüretkar biçimde hayata Türkiye’nin ekonomik anlamda en önemli kenti
geçirmeye çalıșmaktadır. Ulusal ve uluslararası olduğunu göstermekte hatta küresel kent politika-
güç gruplarını içeren geniș bir sınıfsal ittifak ları nedeniyle kentin ülke içindeki diğer kentlerle
üzerine temellenen AK Parti İslami kökenlerine arasındaki fark artmaktadır. Kentin temel ekono-
rağmen hızla merkez sağa doğru kaymıștır. Sadece mik aktivitesi olan sanayi 1980’lerde düșmeye
İslami sermaye değil Türkiye’nin seküler büyük bașlamıștır. Metal, gıda ve içki sektörlerinde bu
sermayesinin de desteğini sahiptir. AKP emlak dönemde istihdam azalırken, tekstil temel imalat
sektörünü ekonominin itici gücü olarak tanımla- sanayi sektörü olmuștur. Artan banka kredileri ve
maktadır. Bu bağlamda AKP dönemiyle birlikte daralan iç piyasa sanayi yatırımını olumsuz etkiler
kentsel dönüșüm projelerinin ölçeği yukarıda da iken turizm, konut, finans, ithalat-ihracat devletin
ifade edildiği gibi bir taraftan gecekondu ve ıslah tam destek verdiği yeni popüler yatırım alanları
imar planları ile dönüșen alanları, diğer taraftan olmușlardır. İmalat sanayindeki düșüșe karșın
kent merkezindeki eski sanayi, depolama, liman hizmetler sektöründe istihdamda artıș yașan-
ve tarihi gar binalarının dönüșümünü hedefleyen mıș, özellikle 1990’larda üst düzey hizmetler,
projelerle genișletilmiștir. Bu projelerle bir taraf- tüketici hizmetleri, perakende, finans sektörü
tan kentin doğal, tarihi ve kültürel anlamda en ve hizmetlerde 1990’lara gelindiğinde önemli
değerli alanları emlak, turizm ve kültür eksenli bir artıș görülmüștür. Buna karșılık nüfusun
projelerle belli sermaye gruplarının çıkarları artan ihtiyaçlarına rağmen kamu hizmetlerindeki
uğruna feda edilirken, 1980’lerden itibaren uygu- istihdam da düșüș yașanmıștır.
lanan neoliberal politikaların olumsuzluklarını en Doğrudan yabancı yatırım 1980’lerde artmaya
çok yașayan ve gecekondu, ıslah imar planlarıyla bașlamıș, 1990’lardan itibaren ise hızlanmıștır.
PLANLAMA
2006/2 dönüșen alanlar ile kentin çöküntü bölgelerinde Bu dönem gelen yabancı sermaye șirketlerinin %

60
72’si (bu dönemki toplam sermayenin %57.34’ü) eșitsizlik ve yoksulluk kentte gerginliği ve kentli-
hizmetler sektörüne gelmiștir. Yabancı sermaye- nin politik tercihlerinde radikalizmi körüklemiștir.
nin geldiği hizmetler sektörü içinde özellikle Hala bu büyüklükteki birçok dünya kentine oranla
üst düzey hizmetlerin %74.82’si ise İstanbul’da daha güvenli olmakla beraber suç oranında son
yer seçmiștir. Ancak Türkiye 1980’den itibaren yıllarda artıș hızlanmıștır.
izlediği yabancı sermayeyi çekme politikasında Yapılı çevredeki dönüșüm ve yeniden yapılanma
çok da bașarılı olamamıștır. Arttığı iddia edilen ise kentin çehresini büyük oranda değiștirmiștir.
yabancı sermaye hareketleri içinde Türkiye’nin Kenti dünya kenti yapmak üzere gerçekleștirilen
aldığı pay diğer birçok ülkeye göre cılız kal- birçok proje ise kentin hem tarihi hem de doğal
mıștır. güzelliklerini ve İstanbul’un sürdürülebilirliği için
Hem yerli hem de yabancı sermaye imalat sana- esas olan kuzeydeki yeșil kușağı ve su havzalarını
yinden ziyade emlak, turizm, finans vb. gibi daha ya tahrip etmiș ya da yok etmiștir. Büyükdere-
az üretici olan sektörlere yatırım yapmıș, değișen Maslak aksındaki gelișim ve İkinci Boğaz köprüsü
ekonomik yapı ișgücü piyasasındaki istihdam ve ve çevre yollarının yapımı kentin makroformu-
ücret yapısını değiștirmiștir (Sönmez, 1996). nun kuzeye doğru gelișmesini etkilemiș kentin
Gelir grupları arasındaki uçurum dramatik kuzeyindeki ormanlar ve su havzaları bir taraftan
biçimde artmıș, 1986’da en zengin %20’lik grup lüks konut siteleri diğer taraftan gecekondular
toplam gelirin %57,6 sını alır iken 2000 de bu ile dolmaya bașlamıștır. Çırağan, Dolmabahçe,
rakam %64.13’e yükselmiștir (Sönmez, 2001). Yıldız gibi Osmanlı saraylarının bahçelerinde
Bu oranlar Türkiye ortalamasının üzerindedir. beș yıldızlı lüks oteller inșa edilmiștir. Boğaziçi
Kentteki fakir gruplar artık sadece ișçi sınıfını yapılașmaya açılmıș kentin silueti ve kimliği
değil ancak alt orta sınıfında gerçeği olmaya tahrip edilmiștir.
bașlamıștır. Bu dönemin diğer bir özelliği olarak Küreselleșme ve küresel kent politikalarının
da orta sınıf içinde farklı fraksiyonlar arasında sonuçlarını daha birçok alanda gözlemlemek
kutuplașmaların ortaya çıkmasıdır. mümkündür. Bununla birlikte alt yapıda, yapılı
Sosyal sınıflar arasında artan kutuplașma yașam çevrede, kültürel hayatta bir takım ilerlemeler
tarzlarına özellikle de konut tercihlerine yansımıș- de mevcuttur. Ancak çok genel olarak ekonomik
tır. Orta sınıf içinde ortaya çıkan yeni orta sınıf ve sosyal kutuplașma artmıș, mekânsal ayrıșma
lüks banliyöleri, rezidansları, kapalı siteleri ya da derinleșmiștir. Kentsel gerilim ve yoksulluk
soylulaștırılmıș alanlarda yașamayı tercih eder birçok yerde yaygınlașmıștır. Bununla birlikte
olmușlardır (Erkip, 2000). Yeni orta sınıf aynı kentteki bazı gruplar bundan yararlanmıșlardır.
zamanda yeni bir yașam tarzını da benimsemeye İstanbul da bugün derinleșerek varlığını sürdüren
bașlamıș, lüks alıș veriș merkezleri, özel okullar, ișsizlik, sosyal kutuplașma, yoksulluk ve mekânsal
özel hastaneler bu yașam tarzının ayrılmaz par- ayrıșma gibi problemler kentin küresel kent olma
çaları olmuștur. yarıșında geri kalmasından mı kaynaklanmaktadır
Halen hem içten hem de dıștan göç almayı sürdü- yoksa dünya kenti olma adına içine girdiği yarıșın
ren kent, Türkiye nüfusunun %14,6 sını barındırır kendisi bu problemleri derinleștirmiștir?
ve bu haliyle ülkenin en büyük kentidir. Kentin Bu konuda hem akademik hem de politik yazında
2000 nüfusu 10 milyon civarındadır. Kente göç farklı yaklașımlar mevcuttur. Keyder (2000)
göreceli olarak hızını kaybetmiș bile olsa devam İstanbul için hem merkezi hükümetin hem de
etmektedir. Ancak göçün yapısı 1990’larda beri yerel yönetimlerin küresel kent olma kriterlerini
değișmiștir.1990 sonrası zorunlu göç ile kente yeterince yerine getiremediklerini savunmakta-
gelen gruplar daha önce göç edenlerden farklı dır. Keyder (2000) ANAP döneminin İstanbul’u
olarak iș ve barınma garantisi olmadan kente dünya kenti yapmak adına girișimcilik, liderlik,
gelmektedirler. Daha çok eski kent merkezindeki geniș görüșlülük ve stratejinin güçlülüğü açısın-
çöküntü alanlarında ve kentin çeperinde yer alan dan bașarılı bulmakta ancak ANAP dönemini izle-
gecekondu alanlarında yașayan son dönem göç- yen yıllarda kent yönetiminin halkçı politikalara
menler, ailelerden ziyade erkek nüfusun ağırlıklı teslim olduğunu dünya kenti olabilme potansiyel PLANLAMA
olduğu bir göçtür (Keyder, 2005). Kentte artan ve șansını iyi kullanamadığını ifade etmektedir. 2006/2

61
Bu makale ise yukarıda tanımlanan kentsel prob- Kaynakça
lemlerin sadece İstanbul için değil ancak bugün
Amin, S. (1997) Capitalism in The Age of
dünya kenti statüsü genelde kabul gören New Globalisation, London: Zed Books.
York, Londra, Tokyo, Paris vb. gibi kentlerde
Amin, S. (2000) The Political Economy of the
de hatta zaman zaman daha da derinleșerek var
Twentieth Century, Monthly Review, June, http:
olduğuna ișaret etmektedir. Küresel kent politi-
//www.monthlyreview.org/600amin.htm.
kaları bugünkü var oluș biçimleriyle kentlerdeki
bu sorunları çözmekte yeterli olmadığı gibi tam Bilgin, İ. ve Karaoren, M. (1993) İkili Yapıda Bir
aksine arttırmaktadır. Neoliberal ekonomi ve onun Șehir, İstanbul, 7, syf. 36-39.
kentsel stratejisi küresel kent ve bu kapsamda ger- Bora, T. (1999) Istanbul of the Conqueror: The
çekleștirilen büyük kentsel projeler hedefledik- “Alternative Global City” Dreams of Political Islam,
leri ekonomik canlılığı yakalamada ve yaratılan Ç. Keyder (der.) Istanbul Between the Global and the
ekonomik zenginliğin yukarıdan așağıya bütün Local, Maryland, Rowman & Littlefield Publishers,
Inc.
sınıflara yayılacağı iddialarını gerçekleștirmek-
ten uzaktır. Kentler arasında arttığı iddia edilen Boratav, K. (1991) 1980’li Yıllarda Türkiye’de
yarıșmaya her kent birbirinin benzeri projeler ile Sosyal Sınıflar ve Bölüșüm, İstanbul, Gerçek
katılmakta, her bașarılı proje taklit edilmekte her Yayınevi.
zaman için daha yeni ve daha ‘yaratıcı’ bir bașka Brenner, N. (1998) Global Cities, Glocal States:
proje gündeme gelmekte diğerlerini gündem dıșı Global City Formation and State Territorial
ve eski bırakabilmektedir (Hall, 1998, aktaran Restructuring in Contemporary Europe, Review of
Özdemir, 2003). Emlak-eksenli yeniden can- International Political Economy, 5 (1), syf. 1-37.
landırma stratejilerinde geliștirilen eğlence ve Castells, M. (1994) European Cities, the
ticaret gibi faaliyetlerin üretimin arttırılmasında Informational Society, and the Global Economy,
ziyade tüketimin desteklenmesine yöneliktir New Left Review, 204, syf. 18-32.
ve bu tip yatırımların ancak ekonominin diğer Cinar, A. (2005) Modernity, Islam, and Secularism
sektörlerinde çok dengeli ve pozitif bir gelișme in Turkey Bodies, Places, and Time, Minneapolis,
yakalandığında sürdürülebilir bir yatırım biçimi the University of Minnesota Press.
olabilir (Turok, 1992, aktaran Özdemir, 2003). Cohen, R.B. (1981) The New International Division
Kentsel projelerin bir çoğu bütüncül değil parça- of Labor, Multinational Corporations and Urban
cıdır ve kentsel alanda parçalanma ve ayrıșmaya Hierarchy, M. Dear and A. Scott (der.), Urbanization
yol açmaktadır (Özdemir, 2003). Bu projelerde and urban Planning in Capitalist Society, London:
genelde kent merkezinde yașayan yoksullar ve Methuen, syf. 287-315.
düșük gelir gruplarının talepleri dıșlanmakta, Douglass, M. (1999) Mega-Urban Regions and
büyük miktarlarda kamu fonları bu projelere World City Formation: Globalisation, the Economic
aktarılmakta bașarısız oldukları takdirde büyük Crisis and Urban Policy Issues in Pacific Asia, Urban
kayıplar ortaya çıkmaktadır. Bașarılı olsalar bile Studies, 37 (12), syf. 315-335.
özel sektörü çekmek için yapılan kamu sübvan- Dünya Bankası (1999) Creating Cities That Work
siyonları prestijli ve sonuçta ‘yüksek getirisi’ In the New Global Economy, World Bank Policy
olmayan diğer projelerden (sosyal konut,vs…) and Research Bulletein, 10 (4).
çekilmesi anlamını tașımaktadır (Keating, 1998, Dünya Bankası (1999) Entering the 21st Century
aktaran Özdemir, 2003). World Development Report 1999/2000,
Washington,World Bank.
Küresel kent ve neoliberal küreselleșme pro-
jesi yaratılan artı değerin eșitlikçi bölüșülmesi, Friedmann J. and G. Wolff (1982) World City
yoksullukla mücadele, istihdam yaratma, vb. Formation: An Agenda for Research and Action,
konularında gerçek çözüm üretmemiștir. Vaat International Journal of Urban and Regional
Research, 6 (3), syf. 309-344.
ettiği ekonomik zenginliği yaratmaktan ise çok
uzaktadır. Amin’in (1997) de söylediği gibi Friedmann, J. (1986) The World City Hypothesis,
eșitsizlikleri çözmek sermayenin ve onun son Development and Change, 17, syf. 69-83.
PLANLAMA dönem projesi neoliberal küreselleșmenin ilgi Friedmann, J. (1995) Where We Stand: A Decade
2006/2 alanına girmemektedir. of World City Research, Paul L. Knox and Peter

62
J. Taylor (der.), World Cities in a World System, Lovering, J. (1997) Global Restructuring and
Cambridge: Cambridge University Press, syf. Local Impact, Pacione M. (der.) Britain’s Cities
171-191. Geographies of Division in Urban Britain, London:
George, S. (1997) How to Win the War of Ideas: Routledge, syf. 63-87.
Lessons from the Gramscian Right, Dissent, Machimura, T. (1998) Symbolic Use of Globalisation
44(3). in Urban Politics in Tokyo, International Journal of
Goodwin, M. (1993) The City as Commodity: Urban and Regional Research, 22 (2), syf. 183-
The Contested Spaces of Urban Development, 194.
G. Kerns and C. Philo (der.), Selling Places: The Markusen, A. (1999) Debates and Surveys: Fuzzy
City as Cultural Capital, Past and Present, Oxford, Concepts, Scanty Evidence, Policy Distance: The
Pergamon Press, syf. 145-162. Case for Rigour and Policy Relevance in Critical
Gottman, J. (1989) What are Cities Becoming Regional Studies, Regional Studies, 33 (9), syf.
the Centre of? Sorting Out the Possibilities, R.G. 869-884.
Knight (der.) Cities in a Global Society, London, Nazım Plan (1995) 1/50,000 Ölcekli İstanbul
Sage Publications. Metropoliten Alan Alt Bolge Nazım Plan Raporu,
Haider, D. (1992) Place Wars: New Realities of the İstanbul, T.C. İstanbul Büyükșehir Belediyesi
1990’s, Economic Development Quarterly, 6 (2), Planlama ve İmar Daire Bașkanlığı Șehir Planlama
syf. 127-134. Müdürlüğü.
Harvey, D. (1989) From Managerialism to Özdemir, D. (2003) Yeniden Canlandırma
Entrepreneurialism: The Transformation in Urban Projelerinde Kültür, Turizm ve Emlak Piyasaları
Governance in Late Capitalism, Geografiska Üzerine Kurulu Stratejilerin Bașarı (sızlık)
Annaler, 71 (1), syf. 3-18. Koșullarının İncelenmesi, Kentsel Dönüșüm
Hill, R. C. and Kim J. W. (2000) Global Cities and Sempozyumu içinde, İstanbul, Yıldız Tekn ik
Developmental States: New York, Tokyo and Seoul, Üniversitesi Basım-Yayın Merkezi.
Urban Studies, 37 (12), syf. 2167-2195. Paddison, R. (1993) City Marketing, Image
Hirst P. and Thompson G. (1996) Globalisation Reconstruction and Urban Regeneration, Urban
in Question: The International Economy and the Studies, 30 (2), syf. 339-350.
Possibilities of Governance, Cambridge: Blackwell. Robins, K and Aksoy, A. (1996) Istanbul Between
Keyder, Ç. (1992) Istanbul’u Nasil Satmali, Istanbul, Civilisation and Discontent, City, 5-6, syf. 6-33.
3, syf. 81-85.
Sassen, S. (1991) The Global City: New York,
Keyder Ç. and Öncü A. (1993) Istanbul and the London, Tokyo, Princeton University Press.
Concept of World Cities, Istanbul, Friedrich Ebert
Vakfi. Sassen, S. (1994) Cities in a World Economy,
California, Thousand Oaks, CA: Fine Forge Press.
Keyder, Ç. (1999) Synopsis, in C. Keyder (der.)
Istanbul Between the Global and the Local,Maryl Smith, M.P. (1998) The Global City-Whose Social
and,Rowman&Littlefield Publishers, Inc. Construct Is It Anyway? A Comment on White,
Urban Affairs Review, 33 (4), syf. 482-488.
Keyder, Ç. (1999) The Settings, in Ç. Keyder (der.)
Istanbul Between the Global and the Local,Marylan Tekeli, İ. (1992) Dünya Kenti İstanbul, Görüș,
d,Rowman&Littlefield Publishers, Inc. Kasım, syf. 55-61.
Keyder, Ç. (2005) Social Exclusion in İstanbul, Tekeli, İ. (1994) Gelecegin İstanbul’u, İstanbul, 8,
International Journal of Urban and Regional syf. 114-116.
Research, 29 (1), syf 124-134.
Tugul, C. (2002) Islamism in Turkey: Beyond
Lovering, J. (1997) Creating Discourses Rather Than Instrument & Meaning, Economy and Society,
Jobs: The Crisis in the Cities and the Transition Vol. 31 (1), syf. 85-111.
Fantasies of Intellectuals and Policy Makers,
Turk, D. (2004) Adaletin v Kalkınmanın Üçüncü
Healey, P., Cameron, S., Davoudi, S., Graham, S.,
Yolu, Praksis, Sayı 12, Ankara.
and Madani-Pour, A. (der.) Managing Cities The
New Urban Context, West Sussex: John Wiley & Yapıcı, M. (2005) Gündemdeki Planlar/Projeler
Sons Ltd, syf. 109-126. Kent: İstanbul, Mimarlık, 322, syf. 22-25.
PLANLAMA
2006/2

63
İbrahim Gündoğdu, İstanbul, 2006

PLANLAMA
2006/2

64
Ekonomik Gelișmenin Kültürel
Stratejileri: İstanbul Kent Merkezleri
ve Tarihi Kentsel Alanların Yeniden
Yapılandırılması(*)
Besime ȘEN Araș. Gör. Dr.,
Mimar Sinan GSÜ,
Șehir ve Bölge
Planlama Bölümü

B
ugün İstanbul’daki eski kent merkez- rinin oldukça yoğun olan yerleșmeleri, 1950’li
lerinin yeniden yapılanması, mekansal yıllardan bu yana kente akan nüfusun ihtiyaçlarını
eskime ve köhneme, tarihsel mekanların karșılayamadığından sürekli olarak değișmiștir.
geri kazanılması ve sosyal açıdan güvenlik soru- Fakat kentin büyüyen ekonomik gücü ve buna
nunun çözülmesi gibi genel sorunlarla ilișkili bağlı olarak değișen sınıfsal yapıların ihtiyaçları,
olarak tartıșılmaktadır. Bu sorunlara “deprem” kent merkezlerindeki değișimin temel nedeni
gibi potansiyel bir riskin varlığı ile eski fiziksel olmuștur. Sanayileșmeye bağlı olarak kente akan
çevreye sonradan eklenen kaçak ve plansız yapıla- ve ișçileșen nüfusun konut ihtiyacı açısından çok
rın yarattığı sorunlar eklenmektedir. Kent merkez- sayıda gecekondu semti olușmuștur. Bugün bu
lerinin yeniden yapılandırılmasını1 gerekli kılan semtler artık kent içinde kalan yerler olurken,
yukarıdaki genel çerçeve, İstanbul kent merkezleri merkezlere olan değișim baskısı da artmıștır.
açısından daha özel bir nedenle, yani kentin 2010 Buna ormanlık alanlar ile boğaz sırtlarındaki
yılı için Avrupa Kültür Bașkenti olarak seçilmesi yeșil alanların yeni konut alanlarına açılması,
ile de bütünleșmektedir. kentin yerleșim sınırlarını iyice genișletmiș ve
yeni merkezlerin olușmasını doğurmuștur. Bu
Bu kapsamlı çerçeve, bu yazıda bütün yönleri yeni merkezler oluștukça eski kent merkezler
ile ele alınmayacaktır. Kent merkezleri ile tarihi önemini yitirerek, mekansal ve sosyal açıdan
kent içi alanlarının yeniden yapılandırılmasının gerilemeye bașlamıștır.2 Kentsel rantlar açısından
“soylulaștırma” gibi bir süreç ile nasıl bütünleș- da bir değer kaybı olușmuștur.
tiği ortaya konmaya çalıșılacaktır. Bu anlamda
sürecin arka planını olușturan genel politikaların İstanbul kenti, farklı siyasal yönetimlerin poli-
eğilimini açığa çıkarmak önemlidir. Yazıda, bazı tikalarının uygulamaları açısından da merkezi
örnekler üzerinden bu sürecin tartıșmalı boyutları öneme sahip olmuștur. 1980 sonrası neoliberal
değerlendirilecektir. politikalar diğer dönemlerden farklı olarak, kent-
sel mekanı sermaye birikimi açısından ön plana
çıkarmıștır. Mekana yapılan müdahaleler, “yeni
İstanbul’daki Kentsel Gelișme Sürecinin rant alanları” yaratırken, bazı alanların ise eski
Merkezleri Dönüștürme Dinamiği önemini yitirmesine neden olmuștur. İstanbul
İstanbul mekansal olarak büyüyen ve nüfusu açısından bu döngü çok hızlı ișlemiștir. Merkezi
hala artmakta olan bir kenttir. Kent merkezle- İș Alanlarının (MİA) dönüșüm hattına bakmak

*
Bu yazı, TMMOB Șehir Plancıları Odası tarafından 18 Kasım 2006 tarihinde düzenlenen Kentsel Dönüșüm Sempozyumu’nda
sunulmuș bildirinin genișletilmiș halidir.
1
Bugün bu süreç “kentsel dönüșüm” kavramı ve yasası ile gündeme gelmektedir.
2
Bu konuda kapsamlı bilgi için bkz.: İlhan Tekeli (1994) Development of Istanbul Metropolitan Area: Urban Administration and PLANLAMA
Planning, IULA-EMME Yayınları, İstanbul ve Erol Tümertekin (1997) İstanbul İnsan ve Mekan, Tarih Vakfı Yurt Yay., İstanbul 2006/2

65
bile, sürecin gelișim hızını ve kapsamını çarpıcı grupların yerinden edilmesi ile sonuçlanmakta-
bir biçimde gösterir (Tekeli, 1994; Sönmez, 2000; dır. Bu durum mekansal ve sınıfsal ayrıșmayı ve
Dökmeci ve Berköz, 2000). eșitsizliği yaratması ile bölüșüm ilișkileri ile de
bağlı hale gelmektedir. Sürecin gelișimi; sınıf ve
Bu süreçte ulașım, en kapsamlı yatırım alanı
cinsiyet ayrımları ile mülkiyet, üretim, tüketim
haline gelmiștir. Ulașım yatırımlarının öncelikli
ve yașam biçimleri gibi çok yönlü toplumsal bir
olmasında, konut ile iș mekanları arasındaki
süreci içermektedir. Konu, daha çok tüketim ve
erișebilirliğin kolaylașması hedeflenirken, bu
yașam biçimlerine bağlı taleplerin değișmesi
sürecin yaygın bir yerleșimi körüklediği görül-
biçiminde gündeme gelse de (Ley, 1984; 1986)
müștür. Yeni arazilerin yerleșime açılması ile kent
arz yönlü etkenler (Smith, 1979; 1986; 2000;
mekansal olarak büyürken, mevcut yerleșimler ile
Rose, 1984) soylulaștırmada belirleyici koșulları
Bugün kent yeni yerleșimler arasındaki sosyal ve mekansal
olușturmaktadır.
merkez- ayrıșmanın boyutu da büyümüștür (Kurtuluș,
2003) Yeni gecekondular ile lüks konutlar, aynı Arz yönlü etkenler, üretim temelli bir çerçeveye
lerinde zaman dilimlerinde hatta yan yana inșa edilmeye dayanır. Bu yaklașım, soylulaștırmanın bir yatırım
görülen devam etmektedir. İstanbul’un ekonomik açıdan alanı olarak nasıl kullanıldığını açıklamada önemli
hareket- büyümesi ve geliștirilmesi ise stratejik olarak bir çerçeve sunar. Çünkü mekanın yenilenmesi
sürdürülmüștür. Bu nedenlerle iș bulma ve daha veya yıkılıp yeniden yapılması ile bu alanlarda
lenme ise mekana dayalı bir ekonomik süreç bașlamakta-
iyi yașama koșullarıyla kente göç de devam
sorunları etmiștir. dır. Yapılan yatırımlar ile değerlenen mülkiyetler,
çözmek- piyasa sürecinde el değiștirmeye bașlayarak, eski
Kentin așırı büyümesi ve kentsel sistemin örgüt- kullanıcılar yerine yeni kullanıcıların bu alanlarda
ten öte, lenmesi çerçevesinde optimalliğin sağlanamaması yașamaya bașlamasını doğurmaktadır. Bu durum,
mekana sonucu eski kent merkezlerinin yeniden yapılan- burada yașayan yoksul ve düșük gelirli kesimlerin,
bağlı yeni- ması gerekli hale gelmiștir. Böylece merkezdeki yerinden edilmesine neden olmaktadır. Bu süreç-
eski binalar ile burada yașayan yoksul kesimle- ten en çok kiracılar etkilenmektedir. Artan fiyat
den yapı- rin varlığı, çözülmesi gereken “sorunun” odağı artıșları, bu semtlerde yașamayı pahalılaștırarak
lanma ile olmuștur. Bugün kent merkezlerinde görülen dolaylı bir yerinden etmeyi de yaratmaktadır.
ekonomik hareketlenme ise sorunları çözmekten öte, mekana
Smith (1979:540), eski kent merkezine yeniden
bir alan bağlı yeniden yapılanma ile ekonomik bir alan
yönelimin insanla değil, sermayenin hareketiyle
yaratma amacını tașımaktadır. Kentsel yenileșme,
yaratma koruma ve canlandırma gibi yapılanmalar da yeni
gerçekleștiğini açıklamaya çalıșır. Bu süreç,
amacını kamusal ortaklıklar veya diğer özel fonlar ile
yatırım alanları olarak görülmektedir. Eski kent
gerçekleștirilen konut stokundaki iyileștirmeleri
tașımakta- merkezlerindeki bu yeniden yapılanmada konut ve
de kapsamaktadır. Bu yaklașıma göre, gerilemiș
ișyeri fonksiyonları da çoğu zaman değișmekte ve
dır. kent merkezlerine yapılan yatırımlarda temel talep
“yeni ihtiyaçlar” çerçevesinde kullanım biçimleri
etkeni olarak yatırımcıların ekonomik davranıșları
yeniden belirlenmektedir. Bütün bunlar, giderek
göz önünde tutulur. Potansiyel olarak daha yüksek
yaygınlașan “soylulaștırma”nın önünü açmakta-
bir arazi rantı aslında tüketicilerin potansiyel
dır.
taleplerini dikkate almıș olur. Dolayısıyla bireysel
yatırımlar tek bașına konut ve arazi piyasasındaki
Kent Merkezlerinin Yeniden yeniden yapılanmayı açıklamakta yetersiz kalır.
Yapılanması Olarak Soylulaștırma: Burada devletin kritik bir rolü ve önemi vardır
Ekonomik Gelișmenin Kültürel (Williams, 1976; Smith, 2002; Weber, 2004).
Stratejileri Yapılı çevrenin daha esnek bir yapıyla gayri
Soylulaștırma (gentrification) sosyal ve mekan- menkul sermayesinin yatırımlarına açılmasında
sal olarak gerilemiș eski/tarihi kent içi alanlarının devletin rolü, yasal düzenlemeler ve denetleme-
yeniden yapılanmasıdır. Bu süreç çoğu zaman, ler açısından kritiktir. Bir diğer boyut ise kent-
yeni orta sınıf ve ișçi sınıfı olmak üzere iki farklı sel yenilemeler ile köhnemiș kent alanlarının
PLANLAMA sınıfın karșılașması biçiminde bașlayıp, ișçi sını- temizlenmesindeki mali teșviklerin kullanılma
2006/2 fının veya düșük gelirli kesim ile farklı marjinal düzeyidir. Burada vergi muafiyetleri ile doğru-

66
dan kaynak kullanımı biçiminde desteklemeler değișimlere bağlı olarak somutlașmaktadır. Yani
söz konusu olabilmektedir. Ayrıca mülkiyet üretimin büyük oranda kent dıșına yönelmesi ve
yatırımlarında artık küresel mali piyasalar da hizmet sektörünün çeșitli kollarının merkezde
belirleyici bir aktördür. Smith (2002)’in çalıș- yer seçmesi ile yeni orta sınıfın konut talebi, bu
ması, devletin soylulaștırmadaki değișen rolünü, sürecin gelișmesine yön vermektedir. Eski kentin
ekonomik süreçlerle nasıl bağlı olduğunu ortaya köhnemiș fakat tarihi nitelikteki mimarisinin yeni-
koymaktadır. den keșfedilmesi ve kent merkezindeki eğlence,
kültür-sanat etkinliklerinin yoğunluğu, bu talebi
Politik iktisat çerçevesine dayanan arz yönlü açık-
etkileyen kaynaklardır. Bu yönelim sadece erken
lamalar, konunun gerek gelișimi gerekse sonuçları
kapitalistleșen Batı ülkelerinin kentlerinde değil,
itibariyle sınıfsal yönünü de ortaya çıkarır. Sosyal
İstanbul gibi geç kapitalistleșen ülke metropo-
güvenceleri ve politik gücü gerilemiș olan ișçi
lünde de gözlenebilen bir süreçtir. Batı metro-
sınıfının ve diğer yoksul kesimlerin soylulaștırılan
pollerinin sanayisizleșme sonrası gerilemeye
alanlarda yașama olanaklarının ortadan kalkması,
bașlaması ile yașanan ișsizlik, çöküntü alanlarının
konunun en çarpıcı sonuçlarındandır (Marcuse,
artması gibi sorunlar yeni ekonomik stratejiler ile
1986).
așılmaya çalıșıldı. Bu anlamda tüketime ve hizmet
İșçi sınıfı ile yoksul kesimlerin yerinden edilmesi sektörünün bilgi ve iletișim gibi yeni alanlarına
ve kent merkezlerindeki yeni orta sınıfın görü- dayalı ekonomik büyüme ve istihdam yaratma
nürlüğü, üretim yapısındaki yapısal ve niteliksel stratejileri, bugün İstanbul için de bașvurulan

PLANLAMA
2006/2

67
stratejilerdir. İstanbul’da bu süreç 1990 sonrası stratejisine yönelmektedirler. Dolayısıyla kamu-
“küresel kent” olma yolundaki uygulamaları ile sal mekanlar, her kesimi bir araya getirebilen bir
somutlașmıștır (Öktem, 2005). Bu süreç aynı nitelikten uzaklașarak, özel grupların kontrolüne
zamanda Cihangir, Ortaköy, Arnavutköy, Kuz- girmektedirler. Ayrıca bu mekanlarda görsel
guncuk, Galata, Fener-Balat semtlerinin soylu- tüketim öne çıkmaktadır.
laștırıldığı dönemdir. Bu semtler kentin farklı Ekonomik gelișmenin kültürel stratejileri çeșitli
konumlarında yer alırlar. Ayrıca merkez olma biçimlerde olabilmektedir (Zukin,1998:825).
özellikleri açısından da oldukça farklı özellikler Tarihsel korumadan bașlayıp yeni müzelerin ve
tașırlar. Buna rağmen, mekansal yenileme ve yeni turizm odaklarının olușturulması gibi stra-
sınıfsal değișime dair yașadıkları/yașamaya baș- tejiler bunu destekleyen uygulamalardır. Bütün
ladıkları deneyimler, soylulaștırmanın yarattığı bunlar, gelișmiș sanayi toplumlarındaki “kültürel
birçok değișimin etkisini tașır. dönüș”ü ve üretim imajının enflasyonuna karșı
olan cevabı da göstermektedir. Bunun yanı sıra
Kültür Temelli Kent Ekonomisi
yeniden gelișmenin kültürel stratejisi, finansal
Kent merkezlerinin veya kent içinin eski ekonomik araçlar, bilgi ve kültür- sanat, yeme içme, moda,
ve sosyal canlılığını kazanması veya yașadığı bazı müzik ve turizm- gibi soyut ürün türlerine dayalı
sorunları așması açısından izlenen bir diğer stra- bir sembolik ekonominin olgunlaștığı kent mer-
teji ise kültür temelli bir kent ekonomisi yaratma kezlerinin öneminin artmasını da yansıtmaktadır
hedefidir. Bu tür bir kent politikasını kapsamlı (age., sf.826). Bu sembolik ekonomi, kültürel
bir șekilde çözümleyen Zukin (1998), kentlerdeki sembollerin üretimi ile de karșılıklı bir ilișkiye
bu son dönem değișimi, kentsel yașam biçimi dayanır. Bunların içinde üretildiği ve tüketildiği
çerçevesinde inceler. Çalıșmalarında, kentlerin mekanlar da öne çıkar. Bu mekanlar kapsamında
“kültürel” niteliğinin bir dönüșüm aracı olarak ofis, ev, restoran, müze ve hatta sokakları da
nasıl kullanıldığını ortaya koyar. Bu yönelim, sayabiliriz (Zukin, 1995’ten aktaran; Zukin,
yeni bir ekonomi politik olarak ele alınmaktadır. 1998: 826).
Kente dair bu dönüșümler, kültür endüstrilerinin
olușumuna da eșlik etmektedir. Post moderniz-
min yükseliși, sanayi sonrası üretim tarzı ve İstanbul’da Neoliberal Politikalar
buna bağlı olarak ortaya çıkan kimlik ayrımları, Eșliğinde Gelen Soylulaștırma
hizmet sektöründeki büyüme, “bebek patlaması” Batılı erken kapitalistleșen ülkelerde soylulaș-
kușağındaki olgunlașmanın sonuna gelinmesi ve tırma süreci 1960’lı yıllarda bașlamıș ve 1970’li
bu kesimin tüketici olarak yüksek beklentilere yıllarda hız kazanmıștır. Kentsel mekan, bu yıl-
sahip olması gibi yapısal bir dizi değișim, kent larda önemli bir birikim aracı olmaya bașlamıștır.
merkezlerinin ve çevresinde yer alan semtlerin Bazı kentsel alanlar yeniden değerlenirken, diğer
soylulaștırılmasını doğurmaktadır. alanlar ise kentsel gerilemeyi yașamaya bașlamıș-
tır. Türkiye gibi geç kapitalistleșen bir ülkede ise
Seyahat, kültür ve eğlenceye dair yeni tüketim
soylulaștırma neoliberal politikaların etkisinde ve
ihtiyaçlarını karșılamak üzere bazı yeni kentsel
özellikle 1990’lı yıllardan itibaren belirgin olarak
tüketim mekanları olușmaktadır (Zukin (1998:
ortaya çıkmıștır. Bu son dönem, soylulaștırmanın
sf. 826). Kültür bașkentleri arasındaki rekabet
küresel bir strateji olarak geç kapitalist ülkelerde
ise daha fazla turist çekmek üzere çeșitli kent-
de yaygınlık kazandığını göstermektedir (Smith,
sel tüketim biçimlerinin yoğunlașmasına neden
2002).
olmaktadır. Giyim, film vb. tüketim ürünleri
“estetik” ürünler olarak genelleștirilmektedir. 1990’lı yıllar, İstanbul açısından sanayileșme
Bunlar uluslar arası bir standardı yakalamıș temelinde ilerleyen kalkınma politikalarının
olanaklar olarak sunulmaktadır. Restoranlar, değiștiği bir dönemdir. Kent ekonomisi açısın-
cafe-bar ve butik oteller, sanat galerileri gibi dan hizmet sektörü, sanayiyi ikame edecek temel
yerler, gerek emlak piyasası açısından gerekse bir sektör olmaya bașlamıștır. Özellikle istihdam
reklam, satıș ve eğlence sektörleri açısından açısından önemli bir sektör haline gelmiștir. Yeni
PLANLAMA cazip hale gelmektedir. Kent yönetimleri de bu teknolojik olanaklardan yararlanan, bunun yanı
2006/2 süreçte “estetikleștirme” girișimlerini destekleme sıra reklamcılık, halkla ilișkiler, medya, gibi

68
yükselen ekonomik alanlar, hizmet sektörünü Türkiye ekonomisindeki payı bakımından İstan-
büyütmüștür. Ayrıca, geleneksel sektörlerin bul’da sanayinin önemi ve katkısı 1980’li yıllar-
özelleștirilmesi ile ekonomik üretimde ve buna dan itibaren azalmaya bașlamıștır. Bu gelișmede,
bağlı olarak istihdamda yapısal dönüșümler sanayinin desantralize olarak, kentin çevresindeki
gerçekleșmiștir. bölgelere tașınmasının etkisi büyüktür. (Aksoy,
Gayrimenkul sektörü ise ön plana çıkan bir diğer 1996) Üretim sektörü ile hizmetler arasındaki eski
önemli ekonomik alan olmuștur. Fakat bu alan, mekansal ișbölümü yerini hem üretim hem hizmet Türkiye
faaliyetlerinin denetiminin yer aldığı esnek üretim
kentsel topraklara dair spekülasyonlar ile gelișen gibi geç
bir nitelikten kurtulamamıștır. Gayri menkul komplekslerine bırakmıștır (Sabel, 1989’den
aktaran Asu Aksoy, 1996). Dolayısıyla eski kapitalist-
değerleme, faiz gibi sermayenin spekülatif olan
getirisine alternatif bir alan olmaya bașlamıștır. üretim merkezleri, ișgücünün marjinalleșmesi, leșen bir
Gayrimenkul değerleme ile yüksek faiz getirisinin kaçak hale gelmesi ve ișsizlik gibi sorunlarla ülkede
geçerli olduğu alanlara ilk olarak yerel girișimci karșılașmıștır.
ise soylu-
yönelirken, 1995 sonrası ve özellikle bugün Çalıșan sayısı ise 1980 yılında 1.563.939 iken
bu alanlar yabancı sermayenin de ilgi alanına
laștırma
2000 yılında 3.471.400’tür.
girmiștir. neoliberal
Hizmet sektöründe çalıșan sayısı en fazla Kadı-
Hizmet sektörünün giderek büyümesi, İstanbul köy ilçesindedir. Bunu Üsküdar, Küçükçekmece,
politikala-
kent ekonomisi açısından yeni fırsatlar yaratan Bahçelievler, Gaziosmanpașa, Fatih ve Maltepe rın etki-
bir dinamik olarak görülmüștür. Uluslararası izlemektedir. Yoğunluk açısından Șișli ve gide- sinde ve
ticaret, mali sermaye ve buna bağlı olarak ban- rek Maslak, Zincirlikuyu gibi ofis merkezleri
kacılık, sigorta kurumları ve aracı kurumlar ile
özellikle
son yıllardaki gelișmelerle ilk sıralarda yer
mali yatırım ve danıșmanlık kurumları, halkla almaktadırlar. Hizmetlerin doğu-batı yakala-
1990’lı
ilișkiler, reklam-pazarlama alanındaki artan yeni rında dağılımı incelendiğinde batı yakası %74.3, yıllardan
istihdam olanakları yeni orta sınıfın olușumu bakı-
mından maddi koșulları olușturmuștur. Bu yeni
doğu yakası %25.3’lük paylara sahiptir. Burada itibaren
da görüleceği gibi, Batı yakasındaki merkezleri belirgin
sektörlerde çalıșan ve yüksek gelirli bir yașama așırı bir yoğunluğa sahiptirler. Bu merkezlerde,
kavușan kentli genç profesyonel bir sınıf olușmuș- yeni gelișim kararları almak, rasyonel olmamakla olarak
tur. Bunun yanı sıra çok sayıda güvencesiz iș alanı ortaya
birlikte, kentsel fonksiyonlarının kullanımında da
da açılmıștır. Güvencesiz ve geçici ișlerin yaygın-
ciddi sorunlara yol açacaktır. Bașta altyapı yeter- çıkmıștır.
lığına rağmen, yüksek gelirli profesyonel ișlerin
sizlikleri ile bugün de önemli sorunları yaratmak-
kapsamı sınırlıdır. Kısaca günümüz kentleri,
tadır. Trafik sorunu, yeni ulașım akslarına rağmen
geleneksel sanayi kentlerinin gelișiminden farklı
çözülememektedir.
olarak, “sanayisizleșme”, “esnek üretim-enfor-
melleșme” gibi süreçlerde somutlașan kapitalist İmalat sanayi çalıșanlarının ilçelere göre dağılı-
üretim ilișkilerinin ve yeni birikim stratejilerinin mında Gaziosmanpașa ilk sırada yer almaktadır.
etkisini yașamaktadırlar. Bunu Bağcılar ve Küçükçekmece izlemektedir.

Tablo 1: İstanbul İli Yıllara Göre İstihdamın Sektörel Dağılımı


1980 1985 1990 2000
SEKTÖRLER Sayı % Sayı % Sayı % Sayı %
Tarım 85.730 5,5 97.439 5,2 130.322 5,1 282.317 8,1
Sanayi 538.440 34,4 652.044 34,8 853.625 33,6 1.116.126 32,2
İnșaat 111.690 7,1 122.936 6,6 224.126 8,8 215.925 6,2
Hizmetler 800.930 51,2 973.118 51,9 1.289.447 50,8 1.851.030 53,3
Diğer 27.149 1,7 28.060 1,5 42.443 1,7 6.002 0,2
Toplam Çalıșan 1.563.939 1.873.597 2.539.963 3.471.400
PLANLAMA
Kaynak: Sayılarla İstanbul, 2001 2006/2

69
İmalat sektörü içinde tekstil istihdam yaratma rant alanları yaratma biçimindeki bir ekonomik
kapasitesi, üretimdeki getiri oranı ve mekansal kaynağa yönelmiș durumdadır. Bu durum bölü-
ișbölümü açısından ekonomide ayırdedici bir șüm ilișkilerini de bozmaktadır. Emek gelirleri
yere sahiptir. Bu sektör gerek formel gerekse gerilerken, rant gelirleri artmaktadır.
enformel üretim ağını birlikte içerir. Sektörün
Bazı geleneksel ve ağır sanayi kollarının kent için-
mekansal ișbölümüne bakıldığında ise mekanda
den gitmesi ile olușan mekansal boșalmalar ve bu
çok dağınık bir biçimde örgütlendiği göze çarpar.
alanların özelleștirilmeye bașlaması, kent merkez-
Bu üretim alanında fason ișbölümü, küçük ve orta
lerinin yeniden yapılanmasını gündeme getirmek-
ișletmelerde daha yoğun olmasına karșın, büyük
tedir. Yani bir tür dönüșüm ihtiyacı doğmaktadır.
ișletmeler de fason üretimine bașvurmaktadırlar.
Mekansal açıdan bakıldığında fason üretimin Haliç, Zeytinburnu, Pașabahçe, Galata-Tophane
gibi sayılarını arttırabileceğimiz bu yerleșimlerde
Türki- konut-ișyeri biçiminde iç içe geçen fonksiyonel
mekansal ve ekonomik etkenler, ișsizlik gibi bir
dağılımı göze çarpar. Bayrampașa, Güneșli, Yeni-
ye’deki sorunla somutlașmaktadır. Bu boșalmıș veya
bosna, Zeytinburnu, Çağlayan, Merter, İkitelli,
soylu- Bomonti, Küçükköy gibi semtler bu durumun gerilemiș bölgelerin ekonomik olarak yeniden
laștırma bașlıca örneklerini oluștururlar. canlandırılmasında ise bașvurulan geliștirme
stratejileri, birçok dünya kentleri örneklerinde
süreci İstihdamının yarıya yakın kısmı kayıt-dıșı “kuru- benzerlikler tașımaktadır: Rekreasyonel alanlar
açısından lușlarda”, atölyelerde, ev ve benzeri yerlerde yaratmak, kentsel turizm, lüks konut ve ofis
bulunmaktadır. Kayıtlı kurulușlarda çalıșanların
önemli ise %40’ı küçük ișletmelerde yer almaktadır.
yapımı, büyük alıșveriș merkezleri gibi tüketime
bir așama bağlı özel projeler üretilmektedir. Bunlar sürecin
Dolayısıyla bu kesimin sosyal güvenceli olma ekonomik ve mekansal açıdan canlandırılmasında
yașan- durumu çok tartıșmalıdır. 1980-1990 arasında temel sektörler olmaktadır. Bu anlamda mekana
maktadır. İstanbul’da ücretli çalıșan sayısı artmıș, serbest
bağlı sermaye birikim stratejisi, toplumsal sınıf-
çalıșanların sayısında ise büyük bir azalma
Çünkü ların yașam koșullarını da belirleyerek yaygın-
olmuștur (Aksoy, 1996). İl içerisinde çalıșanla-
lașmaktadır. Birçok iș alanı ortadan kalkarken,
soylulaș- rın %56’sı batı yakasında, %28’i doğu yakasında,
yeni iș alanları esnek çalıșma koșulları ile mevcut
tırma artık %16’sı da bucak ve köylerde istihdam edilmek-
nüfusa ve ihtiyaca yanıt verememektedir. Ayrıca
tedir (DİE, 2000).
ekonomik bu yeni ekonomik alanların istihdam yaratma
bir yatırım TÜSİAD’ın Türkiye’deki ișsizlik üzerine hazır- potansiyellerinin sınırlı olması, kentte yașanların
ladığı “Türkiye’de İșgücü Piyasasının Kurumsal bütünü açısından çalıșma ve yașam koșullarını
stratejisi Yapısı ve İșsizlik” adlı raporda, piyasanın temel alan politikaların da geri planda kaldığını
olarak ihtiyaçlarına cevap veremeyen eğitimli gençler göstermektedir.
görülmek- arasında ișsizliğin çok yüksek olduğu görülüyor.
Araștırmada öne çıkan yapısal sorunlardan bir Sonuç olarak, Türkiye’deki soylulaștırma süreci
tedir. diğeri de kayıt dıșı istihdamdır. Raporda, tarım açısından önemli bir așama yașanmaktadır. Çünkü
dıșındaki kayıt dıșı istihdamın 1990’larda yüzde soylulaștırma artık ekonomik bir yatırım stratejisi
25’ken, 2003’te yüzde 31’e yükseldiği belirtiliyor. olarak görülmektedir. Bugün Tarlabașı ve Top-
10 kișiden daha az ișçi çalıștıran, genelde kendi hane gibi gerek mülkiyet durumu gerekse sosyal
hesabına ya da evde çalıșma șeklinde yürütülen sorunlar açısından riskli sayılabilecek alanlar dahi
ve ‘resmi olmayan sektör’deki istihdamınsa yatırımcıyı çekebilmektedir. Galata’daki soylulaș-
yüzde 90’ının kayıt dıșı olduğunu ortaya çıkı- tırma sürecinde ise artık büyük yatırımcılar etkili
yor. Kayıtdıșı istihdamın da yüzde 78’inin bu olmaktadır. Galataport gibi büyük kent projeleri
tip istihdamdan oluștuğu vurgulanıyor (http: ise çevrelerini ekileyerek, buradaki mülkiyetlerin
//www.isguc.org/news_view.php). rantların artmasına neden olmaktadır. Fakat bu
artıș çoğu zaman spekülatif olmaktadır.
Bütün bu değișimler, kentteki toplumsal ihtiyaç-
ları ne düzeyde karșılayabilmektedir? Bu sorunun Kent merkezinde yașamanın bir eğilim olarak
yanıtı, çalıșma koșullarının iyileștirilmesi ile kent- giderek güçlenmesi ve bazı kesimler açısından
sel hizmetlerin sağlanma düzeyi ile de ilgilidir. cazip olmaya bașlaması, talep açısından kent
PLANLAMA
2006/2 Fakat son dönem kentsel politikalar, yeni kentsel merkezlerini ön plana çıkarmaktadır.

70
Kentsel Yenileme/Dönüșüm:
Enformelliği ve Yoksulları Temizleme
Girișimleri
Süleymaniye, Beyoğlu, Fatih, Eminönü Belediye-
lerinin uygulamaya çalıștıkları kentsel yenileme
ve dönüșüm projeleri, bu alanlarda yer alan
sosyal yașamı bütünüyle değiștirecek gibidir. Bu
merkezlerdeki kullanımlar konut ve ișyeri olarak
karma bir yapı gösterir. İș yeri kullanımları, yoğun
olarak küçük üreticilik niteliğindedir. İșyerlerinin
varlığı gerek dönüșüm açısından gerekse bugün
mevcut duruma dair önemli sorunların kaynağı da
olabilmektedir. Daha çok yoksul kesimin yașadığı
konut kullanımı ise yoğunluk olarak daha düșük-
tür. Ucuz konut ve ișyerlerine yakınlık gibi özel-
likler, burada yașayanlar için kaybedilmesi büyük
maliyetlere yol açabilecek etkenlerdir.
Yukarıda belirtildiği gibi kent merkezlerinde
küçük üreticilik, seyyar satıcılık gibi enformel Sulukule Yıkımları
diyebileceğimiz birçok iș kolu hala yaygın http://emlak.mynet.com/ 20 Agustos 2006
olarak yapılmaktadır. Fakat küçük üreticilik,
üretim ortamları ile üretilen malların tașınması, Tarih, Çok Kültürlülük, Turizm ve
depolanması kent merkezlerinin tașıyamayacağı Soylulaștırma
ciddi bir yoğunluğa, sıkıșıklığa ve çevre kirlenme- Yukarıda adı geçen semtlerin merkezi konumları
sine neden olmaktadır. Dolayısıyla bu nedenlere ve tarihsel dokuları, mimari özellikleri yeni bir
dayanılarak, “yeni üretim ve yerleșim” yerleri talebin konusu olmaya bașlaması, bugünkü yeni-
alternatif olarak sunulmaktadır. Bu yerler daha den yapılanmanın önemli bir dayanağı olmaktadır.
çok “site” niteliğinde ve konum olarak kent Çünkü mekansal yenilemeyi karșılayabilecek ve
çevresinde olmaktadır. Bu yeni yerlere gitme giderek pahalılașan kent içi yașamı karșılayabi-
konusunda ise üreticiler veya esnaflar pek gönüllü lecek yüksek gelirli bir kesim bu talebi sürdüre-
bilecek güçtedir. Fakat bu sürecin hızı ve nasıl
davranmamaktadırlar.3
sonuçlanacağı ile ilgili olarak, yerel ve merkezi
Dolayısıyla alternatif olarak sunulan yeni yerle- yönetimlerin proje kararları ile yasal kolaylıklar
șim yerlerinin belirlenmesi kararı önemli bir süreç belirleyici olacak gibidir. Bir taraftan proje ilan-
olmaktadır. Çünkü bu “yeni yerler” faaliyet kolla- ları mülkiyet piyasasını hareketlendirirken, diğer
rının ihtiyaçlarını karșılayabilecek niteliği tașıma- taraftan bazı sivil toplum kurulușlarının girișimleri
dıkça, uygulamanın bașarısından bahsetmek güç bu semtlerin değișmesinde etkili olmaktadır.
olmaktadır. Bu anlamda “katılım” konusu önemli Bazı semtlerde, semtin çok kültürlü tarihini
hale gelmektedir. Yani bir yerleșim yerinde yapı- yașatmak üzere bazı kültür ve sanat etkinlikleri
lacak dönüșümler, orada yașayanlar ile projeyi gerçekleșmektedir. Bunlardan Galata semtinde
uygulayan aktörler arasında bir müzakere sürecini her yıl düzenlenen festival ile semt girișiminin
gerektirmektedir. Bu müzakere sürecinin daha eșit çabaları en çok bilinen örneklerdendir. “Galata
koșullarda yapılması, her kesimin ihtiyaçlarının Șenliği” bașlığında yapılan festivaller ile semtin
ortaya çıkarılması açısından da gereklidir. zengin kültürel mirasının korunması, kent kül-

3
Bu konuda Karaköy’deki esnaflar ile küçük üreticilerin yıllardır yerlerini bırakmaması ilk akla gelen örneklerdendir. Bir diğer çaba PLANLAMA
ise Galata’daki elektrikçilerin kaldırılması yönünde verilmektedir. Fakat burada da somut bir yol kat edilemedi. 2006/2

71
türü ve estetiği açısından öneminin tanıtılması, İstanbul’un çehresini değiștirecek turizm alanı
mahallelinin mahallesine sahip çıkması, kentlilik projeleri hazırlandığı açıklanmıștır. Bu dönemde
bilincinin olușumuna katkıda bulunulması, bu ilen edilen projeler șöyle sıralanmaktadır:
mirasın gelecek kușaklara aktarılması ve turiz-
• Tarihi Yarımada Projesi: Eminönü ve Sulta-
min canlandırılması gibi amaçlar sıralanmaktadır
nahmet semtlerini kapsıyor. Butik oteller açıl-
(Radikal Gazetesi, 25/06/2003).
ması teșvik edilecek. Așçılık okulu açılacak.
Bugün semtteki soylulaștırma süreci hatırlandı- • Beyoğlu-Galata Projesi: Karaköy Limanı,
ğında, bütün bu amaçların soylulaștırmaya paralel kentsel SİT alanı ve Salı Pazarı’nı kapsıyor.
bir amaca sahip olduğu görülür. Dolayısıyla bu “Galataport” adıyla sahil șeridine içinde
etkinlikler, soylulaștırmayı amaçlamasalar da, alıșveriș merkezleri olan liman projesi
sonuçlarının bu yönde etkili olduğu görülmek- hazırlanıyor.
tedir.
• Kilyos-Kemerburgaz Projesi: Turizm konak-
Fener-Balat rehabilitasyon projesi de benzer bir lama tesislerini kuzeye kaydırmayı hedefliyor.
etkiye sahiptir. Bir yenileme projesi olarak ger- Kıyı șeridi Doğa Parkı olarak planlanacak.
çekleștirilmeye çalıșılan bu projenin uygulamaya Tatil köyü, spor merkezi, orman içlerinde
bașlanması ile gerçekleșen etki, soylulaștırmaya ahșap evler gibi yapılașmalara izin verilecek
yol açmıștır. Bu süreç, mülkiyet piyasasındaki (http://www.milliyet.com/2003/09/12/yasam/
el değiștirmeler, spekülasyonun ve buna bağlı yas01.html).
yerinden etmeler ile sosyal bir değișime neden
olmaktadır. 1987’de Unesco Dünya Mirasını Bir Șemsiye Olarak Avrupa Kültür Bașkenti
Koruma Merkezi, Fatih Belediyesi, Fransız Ana- Projesi
dolu Araștırmaları Enstitüsü ve Fener Gönüllüleri Avrupa Kültür Bașkenti Projesi, temelde bir kültür
Derneği tarafından hazırlanan ve Fener ve Balat ve sanat projesi içeriğine sahiptir. Kültür mirasını
Semtleri Kentsel Rehabilitasyon Projesi adı veri- koruma, kentsel dönüșüm, sosyal gelișim, eğitim,
len çalıșma, bölgedeki 1267 tescil edilmiș binayı sosyal sorumluluk bilincinin gelișimi gibi konu-
kapsıyor (Radikal Gazetesi, 08/06/2002). Eski larda çeșitli projelerin yapılması hedeflenmekte-
Fatih Belediye Bașkanı Sadettin Tantan tarafın- dir (http://www.istanbul2010.org). Dolayısıyla
dan bașlatılan proje, toplam 10 milyon dolarlık projenin kapsamı, mekansal ve sosyal bir alanı
bir bütçeye sahip. Bu miktarın dörtte birinin tarif ederken, bu alanın nasıl bir politikayla geliș-
finansmanını Bașbakanlık Toplu Konut İdaresi tirilmesi gerektiğine de ișaret etmektedir. Burada
Bașkanlığı, kalanını ise AB karșılıyor (age). kritik olan iki nokta söz konusudur: Birincisi, bu
Yukarıdaki bilgiler, bu projelerde yerel yönetim- proje ile hangi alanların yeniden yapılandırıla-
ler ile merkezi yönetim kurumları ve aktörleri- cağı ve bundan hangi kesimlerin etkileneceğidir.
nin aktif olarak yer aldığını göstermektedir. Bu İkincisi, bu sürecin nasıl bir politikayla gerçek-
örnekte, uluslar arası bir kurum olarak Unesco leșeceğidir.
(Birleșmiș Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür
Kurumu) da yer almaktadır. Yeni Proje Alanları ve Tartıșmalı
Boyutları
“Daha Çok Turist İçin İstanbul Yenileniyor”
Son bir yıldır gündeme gelen projeler içinde
Daha önceki yönetimlerinde de İstanbul’da
Süleymaniye ve Roman mahalleleri birçok
kentsel yenilemeye bağlı bir turizm ekonomisi
yönüyle ele alınması gereken soruları da gündeme
yaratma amacı açıklanmaktaydı. Dönemin Bakanı
tașımıș durumdadır.
Erkan Mumcu, İstanbul’u turizm alanı ilan etme
kararını turizm ekonomisi yaratma gerekliliğine Roman mahalleleri içinde Sulukule projesi
bağlamaktadır. Buna göre Paris 12,5 milyon, kendi bașına bu dönüșüm projelerinin içeriğini
Londra 11,5 milyon turist ağırlarken, İstanbul’a yansıtmaktadır. Öncelikle İstanbul Büyükșehir
sadece 1,8 milyon turist geldiği ve 1,4 milyar Belediyesi tarafından 2002 ve 2003 yılı Yatırım
PLANLAMA dolar gelir elde edilmesinden duyulan rahatsız- Programı’na dahil edilerek, Romanların yașadığı
2006/2 lık dile getirilmektedir. Bu nedenle bakanlıkça, bölgelerin ‘Kentsel Tasarım Projesi’ kapsamında

72
rehabilitasyon çalıșmalar bașlatıldı. Proje için Bu projenin temel dayanakları arasında kültürel
ilk etapta 300 milyar liranın ayrıldığı belirtildi mirasa sahip çıkmak ve deprem gibi bir riske
(Radikal Gazatesi, Ulaș Yıldız: 26/09/2002). karșı dayanıklı yapılașmayı gerçekleștirmek gibi
Romanların yașadıkları bölgelerde çocuk park- temel dayanaklar dile getirilmektedir. Yüzde
larının yapılacağı, altyapı olanakları sağlanacağı, sekseni kiracı olan bu alandaki dönüșümlerin bir
binalar elden geçirilerek eğlence kültürüne zarar soylulaștırmayı bașlatacağı açıktır. (a.g.e)
vermeksizin bir yeniden yapılanmanın gerçekleș-
tirileceği hedeflenmekteydi. Fakat bugün burada Süleymaniye Projesi
yașanan yıkımlar ve yerine yapılacak yeni yapı- Bu proje katılımcıları İ.Ü., İstanbul Büyükșehir
lașmanın niteliği, buradaki yașamı bütünüyle
Belediyesi, Kültür Bakanlığı’ndan olușmaktadır.
değiștireceğini ve eski yașayanları yerinden
Proje, İstanbul turizminin geleceği açısından artı
edeceğini göstermektedir.
bir değer olarak görülmektedir. proje çerçevesinde,
Proje kapsamında birçok mahalle yer almakta- üniversiteye dahil birçok tarihi yapıt da bu bölgede
dır: Fatih’te Kürkçübașı, Atikmustafapașa, Balat, bulunmaktadır. http://www.hurriyetim.com.tr/
Karabaș, Tahta Minare ve Sulukule olarak bilinen yazarla...~551225,00.asp
Neslișah ve Hatice Sultan mahalleleri gibi. Bu
Tarihi yarımadadaki Süleymaniye’de toplam
projedeki karar alıcılar İstanbul Büyükșehir
1880 ev bulunuyor. Bu evlerden sadece 301’i
Belediyesi, Fatih Belediyesi ve TOKİ gibi yerel
iyi durumda. Diğerlerinin restore edileceği ya da
ve merkezi kurumlardan olușmaktadır.
yıkılıp aslına uygun olarak yeniden yapılacağı
Kentsel yenileme alanında, TOKİ tarafından belirtilmektedir (http://www.radikal.com.tr/haber:
tarihi Bizans surlarına uygun çağdaș standart- 25kasım: 20/04/2006; Selim Efe Erdem Arșivi).
larda konutlar yapılacağı belirtilmektedir. (http: Proje, Unkapanı’ya kadar inen bölgeyi de içerecek
//www.esenlerweb.com/haberler/:24-01-2006). șekilde geniș tutulmuș ve buradaki birçok özel
Bazı tescilli sivil mimari örneklerinin de restore binanın da kamulaștırılması; Botanik bahçesi ile
edilerek sosyal ve kültürel amaçlı olarak kulla- üniversitenin giriș kapısı ve bahçesine de yeni
nılacağı belirtilmektedir. Fakat bu kullanımdan fonksiyonların verilmesi gibi amaçlara sahiptir.
kimlerin yararlanacağı, yerinden etmenin bugün Bu sürecin bașlaması için, Meclis’e gönderilen
bile yașanmaya bașladığı düșünüldüğünde, burada “Kentsel Proje Yasası”nın onaylanması beklen-
bugün yașayanların olmayacağı söylenebilir. Oysa mektedir(age). Projenin dört yılda tamamlanması
sosyal ve ekonomik açıdan olduğu kadar kentsel ve 300-400 trilyona mal olması bekleniyor. (http:
alt yapı koșulları itibariyle birçok hizmete ihti- //www.hurriyetim.com.tr/). Süleymaniye, Ayvan-
yaç duyan Roman halkı yașayanlarının sorunları, saray, Yedikule, Zeyrek, Cankurtaran, Kumkapı,
“kentsel dönüșüm”ü olmadan da çözümü gerek- Gedikpașa, Laleli, Fener ve Balat, Eyüpsultan,
tiren bir konudur. Bu konu, kentte yașayan ve Tarlabașı ve Üsküdar’da yaklașık 10 bin evi kap-
kamusal hizmetlere ihtiyaç duyan bütün kesimler sadığı belirtilen dönüșüm projelerinin amacı, bu
için geçerlidir. evleri ‘aslına uygun olarak’ yenilemek.
Yenilenme çalıșmalarının bașlamasıyla birlikte Bu dönüșümdeki aktörler ise, Büyükșehir,
hak sahipleri isterlerse Sulukule’deki yașamla-
Beyoğlu ve Fatih belediyeleri, TOKİ, KİPTAȘ
rına devam edebileceği belirtilmektedir. Burada
ve özel sektör olarak ortaya çıkmaktadır.
yașamak istemeyenler binaları karșılığında
TOKİ’nin Gaziosmanpașa Tașocak bölgesinde Süleymaniye’de yürütülecek ilk uygulamada 1280
197 bin 923 metrekarelik alanda yapacağı konut- evden 300’ünü KİPTAȘ yenileyecek. Habere göre
lara tașınacak. Sulukule’de kalmak isteyenler de KİPTAȘ Genel Müdürü İsmet Yıldırım “Süley-
çalıșmaların yapılacağı dönemde yine TOKİ’nin maniye ve Haliç’in hızlı bir dönüșümle șöhreti
yaptığı konutlarda geçici olarak barınacak. Bu Avrupa’ya kadar yayılan bir yerleșim, eğlence
konutlara tașınmayı reddedenlerin evleri ise ve turizm merkezine dönüșeceğini” belirtmiștir.
bina bedelleri ödenerek kamulaștırılacak. (http: Buna göre ilk kazmanın mayıs (2006) ayında PLANLAMA
//www.sabah.com.tr/2006/01/14/gun111.html) vurulacağı belirtilmiștir. 2006/2

73
Bu projelerin uygulanmasındaki en tartıșmalı Oysa Tarlabașı için bașka proje önerisi de geliști-
konularından biri de mülkiyetin el değiștirmesi rilmiști. Prof. Dr. Alper Ünlü koordinatörlüğünde,
așamasında yașanan sorunlardır. Örneğin Süley- Büyükșehir Belediyesi Kentsel Dönüșüm ve
maniye’de sahibi restorasyona ‘ikna edilemeyen’ Yeni Yerleșmeler Müdürlüğü için hazırladıkları
101 ev kamulaștırıldığı belirtilmektedir. ‘Beyoğlu Çöküntü Alanlarının Rehabilitasyonu’
adlı projenin mekansal olduğu kadar sosyal bir
KİPTAȘ Genel Müdürü İsmet Yıldırım “Tarihi amaç üzerine odaklanmaktaydı. Semtin özellikle
yarımadadaki o mistik havaya uygun Osmanlı Tarlabașı Bulvarı ile Beyoğlu’ndan iyice koparak
Türk mahallelerini canlandırıyoruz. Bizim restore kendi içine kapanmasının sosyal sorunları arttır-
edip satacağımız evlerle Haliç sırtlarından Süley- dığı belirtilmektedir. Yani projenin, “bölgenin
maniye’ye kadar geniș bir bölgede hızlı bir yeni- İstanbul’un en büyük suç oranlarından birine
lenme süreci bașlayacak. Bu projeyle İstanbul’a sahip olduğu” için yapıldığı belirtilmektedir
yılda 10 milyon turist çekebilecek bir müze kent (Radikal Gazetesi, Efnan Atmaca (Arșivi)
ortaya çıkacak. 1280 evlik projede, biz 300 evi 06/07/2005).
üstlendik ve șu ana kadar 20 trilyon lirayla 101 evi
satın aldık. Diğerlerini ya ev sahipleri yapacak ya Kiracılar ve Mülk Sahipleri
da Büyükșehir Belediyesi istimlakla restorasyon- Bu projelerde sadece mülk sahipleri dikkate
larını üstlenecek” dedi. Fatih Belediye Bașkanı alınmaktadır. Kiracıların mağduriyeti ile ilgili
Mustafa Demir’se Ayvansaray’da Türk Mahallesi, özel bir politika geliștirilmemektedir. Mülk
Cerrahpașa’da Bulgurpalas, Haliç’te Fener-Balat sahipleri için ise iki seçenek sunulmaktadır.
ve Süleymaniye evlerinin yenilenme alanı seçildi- İsteyen sadece restorasyon bedelini ödeyerek
ğini belirtmiștir (http://www.radikal.com.tr/haber: evinde oturmaya devam edecektir. Sahibi res-
25kasım: 20/04/2006; Selim Efe Erdem Arșivi). torasyon bedelini ‘ödemediği/ ödeyemediği’
Beyoğlu Belediye Bașkanı Ahmet Misbah Demir- için kamulaștırılan evleri ise belediye restore
can da Tarlabașı, dönüșüm projesiyse uluslararası edecek, sonra piyasa fiyatıyla satıșa sunacak.
sermayenin ilgisini çektiklerini belirtmektedir. Süleymaniye’de bu kapsamda șu ana kadar
“Tarlabașı’nı İstanbul’un Champs Elysees’i 101 ev kamulaștırılmıș. KİPTAȘ yetkilileri, bu
yapacaklarını’ belirten bașkan yürütülecek evlerin sahiplerine 20 milyon YTL ödendiğini
dönüșüm projesiyle İngiliz, Amerikan ve Arap belirtmektedir. (http://www.radikal.com.tr/haber:
sermayesinin ilgilendiği belirmektedir. (http:// 25kasım: 20/04/2006; Selim Efe Erdem Arșivi;
www.radikal.com.tr/haber: 25kasım: 20/04/2006; http://www.tercuman.com.tr/25Kasım2006; http:
Selim Efe Erdem Arșivi) //www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ Yalçın Bayer).

“Tarlabașı’na Akmerkez” bașlıklı haberde, Proje, evlerin eski ve yeni sahipleriyle birlikte
arsa payları 50-100 metrekare olan küçük tarihi tarihi yarımadada ‘zengin, orta ve dar gelirli
evlerin, beșer-onarlı gruplar halinde birleștiri- vatandașların bir arada yașayacağı’ eski tadında
lip tek bir blok haline getirileceği belirtilmek- yeni mahalleler yaratmayı hedeflemektedir. Fakat
tedir. Blokları olușturan binaların dıș cepheleri pratikte bu hedefin farklılașacağına dair ip uçla-
korunacağı, içlerinde ise alıșveriș merkezleri, rının olduğunu göstermektedir. Yani gelecekte,
konutlar, butik otel ve pansiyonların yapılacağı her kesimden vatandașların bir arada yașaması
açıklanmaktadır. yapılacak. Aynı habere göre güç görünmektedir. Yoksul ve dar gelirli kesim,
yenileme sonucu değeri artan evlerinde oturmaya
Beyoğlu Belediye Bașkanı, Beyoğlu’nda 59
devam mı edecekler yoksa bu değer artıșı sonucu
ada belirlediklerini açıklamıștır. Bu projelerin
evlerini satacaklar mıdır? Bu iki seçeneğin sonu-
mülk sahiplerini memnun edeceği yönünde de
cunu bugünden kestirmek zor değildir. Çünkü
bir açıklama yapılmıștır.
evlerin değer artıșıyla birlikte bu yerleșimlerin
Projede hedefin, evlerin eski ve yeni sahiple- çevresel değeri de artacaktır. Değișen kullanım
riyle birlikte tarihi yarımada ‘zengin, orta ve fonksiyonları, burada yașamayı da pahalı hale
dar gelirli vatandașların bir arada yașayacağı’ getirecektir. Yani bu alanlarda olușan fiyat artıșla-
PLANLAMA eski tadında yeni mahalleler yaratmak olduğu rını karșılayan bir kesim yașamaya bașlayacaktır.
2006/2 belirtilmektedir. Sonuçta dolaylı bir yerinden etme yașanacaktır.

74
Son Dönem Projelerinin Yaratacağı Sonuçlar Korunması ve Kullanılması Hakkında Kanun
Projelerin uygulanması așamasında, mülkiyetlerin Tasarısı” adını almıș ve tasarı Haziran 2005’te
el değiștirmesi ile yașanan sorunların en önemlisi, yasalașmıștır.
yerinden etmedir. Projeler, bunu amaçlamasalar Bu yasa ile belediyeler, projeye katılmayan yapı-
da mevcut koșullar itibariyle bu durum yașanacak ları kamulaștırabiliyor, projeye onay verecek özel
gibi görünmektedir. Çünkü; koruma kurulları olușturabiliyor, inșaat harçların-
• Bu dönüșüm alanlarında yașayanların büyük dan muafiyetle maliyeti yüzde 30 azaltabiliyor.
çoğunluğu, düșük gelirli çalıșanlar ile ișsizlik Bu yasanın olanak tanıyacağı mekansal yapılanma
vb. sorunları çok sık yașayan yoksullardır. süreci, bazı aktörleri piyasada etkin hale getire-
• Mülk sahibi olmak bu koșullarda yerinden cektir. Bu açıdan gayrimenkul yatırım ortaklık-
edilmeyi önleyen bir durum olamamaktadır. ları, proje geliștiriciler, inșaat șirketleri, tașınmaz
İçinde yașadıkları konutu yenileyecek bir biri- değerleme ekspertiz șirketleri, sigorta șirketleri, Projelerin
kime sahip olmayan mülk sahipleri, konutla- gayrimenkul sektörü yatırımcıları, hukuk, dene-
rını satmak zorunda kalacaklardır. Bu satma
uygulan-
tim, danıșmanlık șirketleri, bankalar, finans kuru-
bedeli, onlara bașka bir yerde konut sahibi lușları, aracı kurumlar sürecin içinde yer alacak
ması așa-
olabilmeyi çoğu zaman sağlamayacak ise kesimlerdir. Toplu Konut İdaresi Bașkanlığı ve masında,
yașanacak olan durum, yerinden etmedir. Sermaye Piyasası Kurulu ise piyasa içindeki mülkiyet-
• Kiracılar açısından ise her durumda bir yerin- belirleyici aktörlerdendir (Yayed,2006).
den etme söz konusudur. Bunun için önerilen bir
lerin el
sosyal politika yoktur. “Uzun vadeli ödemelerle değiștir-
Sonuç
konut sahibi yapma” politikası ise gayri menkul mesi ile
piyasasının ekonomik beklentilerini karșılamak- Son dönemde İstanbul’da eski kent merkezleri ile
tarihi kent içinin soylulaștırılarak dönüșmesi, İstan- yașanan
tan öteye gitmeyecek bir öneridir.
bul açısından iki önemli konuyu ortaya koymaktadır: sorun-
• Bu projelerin sağlayacağı “yeni istihdam”
Birincisi, mekana yapılan yatırımların ekonomik bir ların en
olanakları, iș olanakları ortadan kalkan
strateji haline gelmeye bașladığıdır. İkincisi, üretim
kesimlerin ihtiyaçlarını karșılamakta ne kadar
ve hizmet alanındaki ekonomik süreç ile çalıșma
önemlisi,
yeterli olabilecektir? Mağdur olacaklar için yerinden
koșullarının kentin mekansal sorunları ile birlikte
böyle bir güvence verilecek midir?
ele alınmasındaki yetersizliktir. etmedir.
• Kent içinde olan ve köhnemeye bașlamıș
alanlarda, dönüșüm projelerinin “gerekliliği” Kent merkezleri ile tarihi kent içinin dönüșme-
așamasına gelinmeden de bazı temel sorunların sinde ise soylulaștırma stratejisi yaygınlık kazan-
bugüne kadar çözümsüz kalması tartıșılması maktadır. Bu süreç, mekanı ekonomik bir kaynak
gereken bir konudur. Yani Süleymaniye, Tar- olarak kullanan neoliberal politikaların yönelimini
labașı, Galata, Tophane gibi yerler, sosyal de göstermektedir. Yani mekana dair yenileme,
sorunların dıșında ciddi altyapı sorunları yıkıp-yeniden yapma biçimindeki müdahaleler,
ile mekansal eskimeye bağlı sorunları da mekan öncelikli girișimler olarak, kentte yașanan
yașamaktaydılar. Bu sorunlar, topyekün bir sosyal sorunları arka plana atmaktadır. Hatta son
yenileme projesi olmadan da çözülebilecek dönemin “temizleme” nitelikli projeleri, kentin
sorunlar iken, konunun sadece bugün “dönü- sosyal sorunlarını, kentin bir bölgesinden bașka
șüm projeleri” ile gündeme getirilmesi, bazı bir bölgesine tașımaktan öteye gidememektedir.
spekülasyonların da önünü açmaktadır. Yerinden etmeye bağlı sorunlar ise ilginç biçimde
Projelerin uygulanabilmesi ise yasal bir dayanağı kentte yașayan bütün yoksul kesimlerin sorun-
gerektirmektedir. Tarihi nitelikteki alanların larını da ortaya sermektedir. Büyük bir yoksul
dönüșümünü sağlayan 5366 sayılı Yasa Tasarısı, nüfus açısından barınma sorununun çözülmesi
artık yasalașmıștır. Hükümetin 1 Mart 2005 ile çalıșma koșullarının iyileștirilmesine duyulan
günü TBMM’ne getirilen “Kentsel Dönüșüm ve ihtiyaç, İstanbul gibi bir metropolün öncelikli
Gelișim Kanunu” adını tașıyan bir yasa taslağı, sorunlarındandır. Dolayısıyla bu ihtiyaçların
Meclis Komisyonlarında isim değișikliğine uğra- karșılanmasında kamusal politikaların üretilme-
PLANLAMA
yarak “Yıpranan Kent Dokularının Yenilenmesi, sine hala ihtiyaç vardır. 2006/2

75
Ayrıca genel politikalara bakıldığında çalıșma in N. Smith and P. Williams (eds) Gentrification of
koșulları, sosyal güvenlik ve sosyal hakların the City, Unwin Hyman, London
kapsamı, konut sorunu ve ihtiyacı gibi bir dizi Smith, N. (1979) “Toward A Theory Of
toplumsal konuda, piyasa öncelikli politikaların Gentrification; A Back To The City Movement
hakim hale gelmektedir. Çalıșan sınıflar ve düșük By Capital Not People”, Journal Of The American
gelirli kesimlerin barınma ve her türlü kentsel Planning Association 45, Sf.538-548.
hizmet beklentisini kapsayan alanlar, özel kesime Smith, N.(2002) “New Globalism, New Urbanism:
devredilmektedir.4 Gentrification as Global Urban Strategy,” Antipode
Cilt. 34(3):sf. 434-457. (Yeniden yay.) Neoliberal
İstanbul gibi büyük kentlerdeki bu yapılanma- Urbanism, Neil Brenner and Nik Theodore(Der),
larda, orta sınıf yașamının beklentilerini temel Basil Blackwell, Malden, MA
alan kentsel politikalar giderek yaygınlașmakta- Sayılarla İstanbul 2000 (2001), İstanbul Büyükșehir
dır. Yoksul kesimler ile düșük gelirli çalıșanlar, Belediyesi Yay., İstanbul
çeșitli marjinal ve bohem yașamayı tercih eden- Sönmez, M. (2000) “İstanbul’da Kuzey-Güney
lerin kent merkezlerinde yașama veya buradaki Kutuplașması ve Rantlar”, İstanbul Dergisi, Tarih
fonksiyonları kullanma düzeyi, ekonomik mali- Vakfı Yay.(35), İstanbul
yetleri dolayısıyla giderek zorlașmaktadır. Weber, R.(2004), “Extracting Value From The City:
Neoliberalism and Urban Redevelopment”, Spaces
Gelecekte sınıfsal ve kültürel olarak homojenleș- of Neoliberalism, N. Brenner ve N. Theodore (ed),
meye bașlayacak olan bu merkezler, amaçlandığı Blackwell, Oxford: sf. 172-193
gibi acaba turizm açısından da cazip olmaya Zukin, S. (1995) The Cultures of Cities, Cambridge,
devam edecek midir? Ma.: Blackwell.
Zukin, S. (1998) “Urban Lifestyles: Diversity and
Kaynakça Standardisation in Spaces of
Aksoy, A.(1996) Küreselleșme ve İstanbul’da İstihdam/ Consumption”, Urban Studies, Cilt. 35, No. 5-6,
Friedrich-Ebert-Vakfı Araștırma Sonuçları sf: 825-839
Öktem, B.(2005) “Küresel Kent Söyleminin Kentsel DİE, 2000
Mekanı Dönüștürmedeki Rolü: Büyükdere-Maslak
Aksı”, İstanbul’da Kentsel Ayrıșma, H. Kurtuluș Gazete ve İnternet Siteleri
(Der), Bağlam Yay. İstanbul http://www.isguc.org/news_view.php
Dökmeci, V., Dülgeroğlu, Y. ve Berköz, L. (2000) Radikal Gazetesi, 25/06/2003
İstanbul Șehir Merkezi Transformasyonu ve Büro Radikal Gazetesi, 08/06/2002
Binaları, Literatür Yay. İstanbul
Radikal Gazatesi, Ulaș Yıldız: 26/09/2002
Tekeli, İ.(1994) Development of Istanbul
Metropolitan Area: Urban Administration and http://www.milliyet.com/2003/09/12/yasam/
Planning, IULA-EMME Yayınları, İstanbul ve yas01.html
Erol Tümertekin (1997) İstanbul İnsan ve Mekan, http://www.esenlerweb.com/haberler/haber_
Tarih Vakfı Yurt Yay., İstanbul 747.htm:24-01-2006
Kurtuluș, H. (2003) “Mekânlarda Billurlașan http://www.sabah.com.tr/2006/01/14/gun111.html
Kentsel Kimlikler”, Doğu-Batı, (3) 75–99 http://www.hurriyetim.com.tr/
Ley, D. (1984) “Inner City Revitalization in Canada: yazarla...~551225,00.asp
A Vancouver Case Study”, in J. John Pallen ve B. http://www.radikal.com.tr/haber: 25kasım: 20/04/
London (eds) Gentrification, Displacement and 2006; Selim Efe Erdem Arșivi
Neighborhood Revitalization, State University of http://www.radikal.com.tr/haber: 25kasım: 06/07/
New York Press, Albany 2005; Selim Efe Erdem Arșivi
Ley, D. (1986) “Alternative Explanations for Inner- http://www.tercuman.com.tr/25Kasım2006
city Gentrification: a Canadian Assessment”, Annals
of the Association of American Geographers 76 (4), http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/Yalçın Bayer
521–535. http://www.istanbul2010.org).
Marcuse,P.(1986) ‘’Abandonment, Gentrification, YAYED(Yerel Yönetim Araștırma, Yardım ve
and Displacement: The Linkages in New York City” Eğitim Derneği) Görüșü, 2 Ekim 2006.

4
Ülkemizde kent içindeki ve eski gecekondu bölgelerindeki konutların yeniden yapılanmasında, rantları arttıracak olan projeler öne-
rilmektedir. Yani yıkıp-yeniden yapma veya yenileme gibi girișimler ekonomik bir sektör yaratmayı da içeriyor. Bütün bunlar aynı
PLANLAMA zamanda yüksek gelirliler ile düșük gelirlileri ayrıștıran projelerdir. Düșük gelirliler için ise onları yașadıkları yerlerde tutmaya çalıșan
2006/2 bir yaklașımdan öte, yeni yapılașma alanlarında inșa edilen “ucuz-ödeme koșulları kolay” konutlar önerilmektedir.

76
“Soylulaștırma Kuramlarının
İstanbul’da Uygulanabilirliği:
Cihangir Örneği”(*)

Eski mahallemde yașamaktan gurur duyardım


Ülke Evrim UYSAL İstanbul Üniversitesi
Eski güzel günlerin biteceğini hiç düșünmemiștim Kamu Yönetimi
Ama șimdi hiçbir șeyin aynı kalmadığını anlıyorum. Bölümü
O sokakta nasıl yürüdüğümü hatırlıyorum. Yüksek Lisans
Öğrencisi
Gördüğüm her yüz bana tanıdık,
Bildiğim yerler ise çok farklı geliyor.
Garip, nasıl da değișiyor her șey.**

B
u çalıșmada, 1980’lerden sonra Türki- modeli de kısaca incelenecektir. Daha sonra,
ye’de de gerçekleștiğini ileri süreceğim “soylulaștırma nedir” bașlığı altında kavram
bir olgu olarak, soylulaștırma (gentrifi- tanımlanacak ve kavramın içeriğinin netleștiril-
cation) sürecini incelemeye çalıșacağım. Çalıș- mesine gidilecektir. Sürecin dünya üzerindeki
mamda, bir kentsel yeniden yapılanma süreci örneklerinin değerlendirilmesinin ardından ise
olarak soylulaștırma olgusunu somut bir biçimde soylulaștırma kuramlarının Türkiye’ye ve İstan-
değerlendirmek için, Cihangir bölgesini araștırma bul’a uygulanabilirliği tartıșması çerçevesinde
sahası olarak seçtim; bununla birlikte yazımda soylulaștırmanın gerçekleștiği İstanbul semtleri
öncelikle soylulaștırma olarak adlandırılan sürecin incelenecektir. Son olarak, Cihangir bölgesindeki
kökenlerine değinmeye çalıșacak, bu yeni kavra- soylulaștırma süreci, Cihangir semtinin tarihsel
mının altında yatan sosyo-ekonomik dinamiklerin arka planının değerlendirilmesi ıșığında, incelene-
üzerinde kısaca durmaya çalıșacağım. Bu çerçe- cek ve buradaki soylulaștırma pratiklerinin, dünya
vede, soylulaștırma süreci, özellikle 1970’lerden ve İstanbul ölçeğindeki benzerleriyle karșılaștırı-
sonra kapitalizm içindeki biçimsel dönüșümler, larak, analizi yoluna gidilecektir. Bu çerçevede,
yeni üretim tipleri sonucunda ortaya çıkan yeni soylulaștırma kuramlarının İstanbul’da geçerli
sınıfsal ve sosyal yapılar ve küreselleșme süreci olup olmadığına, Cihangir ve diğer semtlerdeki
ile de paralel bir șekilde değerlendirilecektir. Bu soylulaștırma deneyimlerinin ortak noktalarına
doğrultuda, sanayi sonrası (post-endüstriyel) kent ilișkin sorulara da yanıt verilmeye çalıșılacaktır.

* Bu çalıșma Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Yüksek Lisans Programı çerçevesinde, Yrd. Doç. Dr. Pelin Pınar ÖZDEN
tarafından verilen Metropoliten Yerleșme Sorunları dersi için hazırlanmıș olup, Yrd. Doç. Dr. Pelin Pınar ÖZDEN tarafından gözden
geçirilerek son hali verilmiștir.
** “I used to be so proud to live in my old neighborhood/It never crossed my mind those days wouldn’t last for good/But now I realize
that nothing stays the same./I remember how I used to walk that street/It all comes back to me with every face I meet/But places I used PLANLAMA
to know began to look so strange/Funny, how things change.”(Inner Vision) 2006/2

77
Soylulaștırma, sanayi sonrası kente ve kentsel kapitalizmin kendini yeniden üretebilmesi için
ayrıșmaya ilișkin “ithal” bir kavram olduğu için, yeni düzenlemeler yapılması șart olmuștu. Bu
İstanbul’da soylulaștırma kuramının uygulanabi- çerçevede, 1970’lerin sonlarından itibaren, ulus
lirliğini sorgularken, dıș dinamikler kadar, yerelin devletin üretim biçimi olan Fordizmin, hiyerarșik
özgün yapısı da göz önünde bulundurulacak- ve merkeziyetçi kitlesel üretim modelinin yerine,
tır.Ayrıca, sürecin incelenmesinin 1970’lerden iti- Japon tipi üretim tarzı uygulamaya geçilmiș, katı
baren hızlanan neoliberal yeniden yapılanmadan bir ișbölümü yerine, esnek uzmanlașma diye
bağımsız olarak düșünülemeyeceği, çalıșmada adlandırılan ve “bilgi”nin, kas gücünün yerini
izlenecek yönteminin temel dayanaklardan aldığı, Post-Fordist üretim modeli benimsen-
birini olușturmaktadır. Bu çerçevede incelemeye meye bașlanmıștı (Kumar, 2004). Sermayenin
çalıșacağım soylulaștırma sürecini, 1970’lerde küresel ölçekte akıșkanlığını sağlamak adına, sözü
merkez ülkelerde ortaya çıkan ve 1980’lerden edilen altyapısal dönüșümler beraberinde devlet
itibaren küreselleșme dalgasıyla çevre ülkelere yapısında, toplumsal ilișkilerde, kültürde, vb.
yayılan yeni kapitalizmden ve yeni kapitalist gibi pek çok alanda da köklü değișimlere neden
üretim ilișkilerinden bağımsız değerlendirmek olmuștur. Bu dönem için akademik metinlerde
mümkün olmamaktadır. Bununla birlikte, çalıș- “sanayi sonrası toplum” “yeni kapitalizm”, “post-
mada katı bir “altyapının üstyapıyı belirlemesi” modern toplum” gibi yakıștırmalar yapılmaktadır.
prensibine takılıp kalmak niyetinde de değilim, bu Tanımlarda bir uzlașma olmasa da, dönemin en
nedenle disiplinler arası analizleri faydalı bulmak- belirgin özelliği, Batı ülkelerinde (ya da merkez
tayım. Öte yandan bir kentsel dönüșüm olgusu ülkelerde) üretimin ve dolayısıyla istihdamın,
olarak soylulaștırmanın incelenmesinde, birey- sanayi sektöründen hizmet ve finans sektörüne
sel tercih (choice) yaklașımlarına saplanmadan, kaymasıdır.
soylulaștırmanın kentsel yapı-aktör diyalektiğinde
Üretimin sanayiden hizmet sektörüne, büyük
yorumlanmasını ve tek tek soylulaștırıcıların birer
ölçekli ișletmelerden küçük ve orta boy ișlet-
özerk aktör olarak süreçteki rollerini değerlen-
melere kayması, beraberinde yeni toplumsal
dirmek yerine, soylulaștırma sürecini, yeni orta
yapılanmaları da getirdi. John Urry’nin örgütlü
sınıfların olușumu ve bu sınıfların ekonomik,
kapitalizmden, örgütsüz kapitalizme geçiș olarak
kültürel ve sosyal gereksinimleri doğrultusun-
adlandırdığı dönem, anlașıldığı gibi kapitalizm
daki rollerini ortaya koyarak değerlendirmeyi
içinde bir yeniden yapılanmaya tekabül etmektedir
daha inandırıcı bulmaktayım. Soylulaștırmanın
(Urry 1995, s.96). Bu yeni yapılanma içerisinde,
ekonomik, kültürel ya da bireysel tercihler odaklı,
birbiriyle ilgili olan iç içe geçmiș iki süreç ortaya
tek bir perspektife indirilerek açıklanmasından da,
çıkmaktadır; birincisi küreselleșmenin getirdiği
bu çerçevede kurtulmayı umuyorum.
genișleyen serbest meta ve ișgücü dolașımı ola-
Öncelikle 1970’lerden itibaren ortaya çıkan nakları çerçevesinde, sanayinin çevre ülkelere
dönüșümlerle yeni bir kent modelinin ortaya ihracı ve sanayi sektörünün kentsel alanlardan
çıkması ve modern kentlerdeki yeni eğilimleri de (özellikle kentsel merkezlerden) arındırılması ve
değerlendirerek, soylulaștırma sürecinin kuramsal kentsel mekanda önceliğin sanayi dıșı sektörlere
arka planına ve sosyo-ekonomik dinamiklerine (özellikle hizmet sektörüne) kaymasıdır (Thorns
değinmek istiyorum. 2004, s.71). Birinci süreç küreselleșmenin
yayılmasını ve artık tüketim ve üretimin dünya
ölçeğinde değerlendirilmesi gerektiğinin, ikinci
Sanayi Sonrası Kent ve Kentsel
süreç ise kent mekanındaki dönüșümlerin ve yeni
Yeniden Yapılanma
kentsel olușumların habercisi olacaktır. Sermaye-
Sanayileșmiș Batı Avrupa ülkelerinde, geliș- nin üretim ve yeniden üretim süreçlerindeki hare-
miș Anglosakson ülkelerinde ve Japonya’da, ketliliği, kârını arttırma pahasına yeni mekanlar
1970’lerden itibaren, ulus devletin ileri bir yaratmasına ve bașka mekanların gerilemesine yol
modeli olan refah devleti ve ekonomik üretim açmaktadır; sermayenin akıșkanlığının artması,
biçimi olan Fordizmin, kapitalizmin karlılık kentsel ayrıșmayı ve dolayısıyla kent mekanın-
ve verimlilik ilkelerine çare olamayacak kadar daki eșitsiz gelișmeyi hızlandırmaktadır (Șengül,
PLANLAMA
2006/2 eskidiği tartıșma konusu olmuș ve bu dönemde 2004, s.129).

78
Giderek serbestleșen ve yatırımları ile kenti bir merkezine yakın alanlarda yerleșmeye bașlayan,
“mübadele değeri” olarak algılayan sermayenin yeni kapitalist ilișkilerin ürünü olan yeni bir
kenti ve kent merkezini yeniden keșfetmesi, soy- orta sınıfın ortaya çıkmasıdır (Șen 2005, s.132).
lulaștırma sürecinin sosyo-ekonomik arka planı Soylulaștırma sürecini incelerken, bașlı bașına
ile oldukça yakından ilgilidir. Finans sektöründe, bir araștırma konusu ola yeni orta sınıfa da,
yönetim büroları kent merkezinde kalmayı sür- soylulaștırma süreciyle olan ilgisi çerçevesinde, Giderek
dürmüșse de, günümüzde kent merkezleri artık değinmeye çalıșacağım.
serbest-
birer üretim alanı olmaktan çıkmıștır; bu çerçe-
vede zamanımızın kent ekonomisi artık bir bilgi leșen ve
Soylulaștırma
ișleme merkezi olarak algılanmalıdır (Mulgan, yatırımları
1995, s.209). Yeni kapitalist ilișkilerin getirdiği Soylulaștırmanın Tanımlanması ve ile kenti bir
esnek uzmanlașma ve yeni çalıșma ilișkileri, Soylulaștırma Kuramları
büyük ișletmelerin kapanması ya da merkezden
“mübadele
Sanayi sonrası kentte, küçük ve orta ölçekli imalat
çevreye kayması, Post-Fordist üretimin tüketimde merkezlerinin kent dıșına tașınmasının ve küre-
değeri”
de çeșitlilik yaratması ve yeni tüketim kalıplarının selleșme ile birlikte sermayenin kentsel mekana olarak
doğması, kent içindeki sanayisizleștirme süreci, gözle görülür bir șekilde yerleșmesinin yeni kent- algılayan
kentsel popülasyonun da dengelerini önemli sel dönüșümlere ve yeni bir orta sınıfın ortaya
ölçüde bozmuștur. Ali Șimșek bu durumu șöyle sermaye-
çıkıșına yol açtığına değinmiștik 1970’lerden
özetler:
sonra da üst-orta sınıfların kent merkezinden nin kenti
80’lerle beraber kapitalizm metropolde “refah ve kent
kaçıșları devam etmiști; kent çeperlerinde
devleti”, çevrede “ithal ikameci” bir modeli
gündemden çıkarırken; çevre ülkelere “ucuz
kurulan, güvenlik ve kentsel donatılar açısından merkezini
köhnemiș kent merkezine nazaran çekiciliği olan,
ve esnetilmiș” ișgücünün merkezinde olan bol yeniden
çok sayıda site yerleșiminin kurulması ve uydu
devalüasyonlu ve “yoksullaștırıcı”, ihracata keșfetmesi,
kentlerin inșası günümüzde de sürmektedir.
dönük dıșa açık bir büyümeyi dayatıyordu.
Yașanacak süreçte “yarıșan yerellikler” Bununla birlikte, yeni kapitalist üretim ilișkileri-
soylu-
konsepti içinde bazı șanslı kentler ulusla- nin yarattığı, farklı tüketim alıșkanlıklarına sahip, laștırma
rarası sermayeyi mıknatıslayacak, yeniden sınıfsal kökenleri aynı olsa da klasik burjuvazi- sürecinin
dağıtacak “küresel kentlere” dönüșecektir.1 den bir çok bakımdan farklılık gösteren yeni bir sosyo-
Bunun dıșında, kent dıșına tașınan sanayi, kent sosyal sınıfın doğușu da, bu dönemde gerçekleș-
miști. Kimi zaman kentli genç profesyoneller ekonomik
merkezlerindeki imalat alanlarının zamanla birer
çöküntü alanlarına dönüșmesine yol açmıș ve olarak da adlandırılan bu kușak, savaș sonrası arka planı
sermaye de kent içinde yeni mekanlara yerleșe- nüfus patlamasının ürünüdür ve kendi yașam ile oldukça
rek hızla büyüyen beyaz yakalılar için istihdam biçimlerini geliștirmișlerdir; geç evlenme, az
yakından
yaratmıștır. İkinci Dünya Savașı sonrasında ken- çocuk sahibi olma anlayıșı, alıșveriș ve eğlen-
dini banliyöleșme süreci olarak gösteren mekan- cenin yoğun biçimde yașanması, kazançları ilgilidir.
sal ayrıșma, 1970’lerden itibaren değindiğim bu biriktirmek yerine harcamak düșüncesi bu yeni
altyapısal değișimler çerçevesinde, yeni bir boyut sınıfın “hayat tarzlarının” temelinde yer almak-
kazanmıștır. İlk belirtileri ileri derecede sanayi- tadır2 (Ergün, 2006, s.19) (Featherstone, 2005,
leșmiș toplumlarda (birer sanayi sonrası topluma s.133-142). Sözü edilen hayat tarzları ile, yeni
dönüșmeleri çizgisinde) ortaya çıkan bu yeni kent- burjuvazi (kimi zaman “yuppi”ler ve bunlardan
sel ayrıșma modelleri, kent merkezinin yeniden farklı olarak “Bobo”lar/Bohem-Burjuvalar kav-
yatırım için cazip hale gelmesini, sanayinin șehir ramları da kullanılmaktadır), ebeveynlerinden
dıșına tașınması ile kent merkezinde ya da kent farklı tüketim alıșkanlıklarına, sosyal ve kültürel

1
Ali Șimșek “Yeni Orta Sınıf ve Söylem Terminatörleri” www.yasamdersleri.com
2
Mike Featherstone, sözü edilen yeni orta sınıfın, modernliğin sınırlı ve öngörülebilir yașam standatlarının delinmesi gerekliliğinin,
kitleleri tüketim kalıplarının alabildiğince genișleterek, hedonist bir hayat tarzı geliștirmeye ve denetimsiz bir șekilde “hayatı yașamaya” PLANLAMA
yönlendirdiğinden bahseder. 2006/2

79
gereksinimlere sahiptir.3 Bu çerçevede, genellikle bölgelerin sanayiden ve liman faaliyetlerinden
1980’ler sonrasında genișleyen, finans, bankacı- arındırılmasını gerektirmektedir (Featherstone,
lık sektöründe ya da Mike Featherstone’nun 2005, s.176).
üzerinde durduğu gibi “kültür aracıları”4 olarak
Soylulaștırma, aynı zamanda bir yerinden etme-
çalıșan, veya akademisyenlik, mimarlık, sanat-
dir; sanayiden arındırılmıș kentin veya kent mer-
çılık ve benzeri marjinal mesleklere sahip genç
kezinde yerleșmiș bulunan ișçi sınıfının konut-
profesyonellerin, gereksinimleri farklı olduğu
larını, gönüllü veya gönülsüz olarak yeni orta
Soylulaș- gibi kentsel mekandaki konut tercihleri de farklı
sınıflara terk edilmesini içermektedir. Özden ise
tırma, aynı olacaktır. Güvenlik, kentsel donatılar, çevre
soylulaștırmaya eski sakinlerin yerinden edilme
kirliği, trafik gibi kent merkezinin külfetlerinden
zamanda süreci olarak bakan kentsel yenileme yaklașımını
kaçan seleflerinden farklı olarak, yeni orta sını-
öncelikli olarak benimsemeyerek, soylulaștır-
bir yerin- fın kültürel ve sosyal gereksinimlerini rahatça
mada, önceliği, yeni bir sınıfın “sosyo-kültürel
den karșılayabilecekleri ve tarihi-kültürel dokusuyla
açıdan bozulmuș, çöküntüye uğramıș, dolayısıyla
ön plana çıkmıș kent merkezlerindeki semtlere
etmedir; yerleșmeye ilgi duymaktadırlar. Bir bașka deyișle,
fiziksel çevresi de bozulmuș alanlarda, özellikle
sanayiden de tarihi kent parçalarında sosyal yapının ıslah
“eski” burjuvazi hızla kenti terk ederken, “yeni”
edilmesi” ne vermektedir (Özden, 2001). Elbette
arındırılmıș burjuvazi kentin ve kent merkezinin getirilerini
soylulaștırmanın farklı așamaları olduğunu, her
yeniden keșfetme eğilimindedir (Bailey, Robert-
kentin veya kentte farklı sosyal süreçler içerdiğini göz önüne
son, 1997, s.1-3). İște bu tersine ișler gözüken
kent mer- aldığımızda, sözü edilen yeni orta sınıfların öncü
süreç, bizi soylulaștırma kuramlarının üzerinde
rolü üstlendiğini göreceğiz. Çünkü zaman içinde,
kezinde durmaya zorlamaktadır.
soylulaștırma dalgaları çeșitlendikçe, daha farklı
yerleșmiș Soylulaștırma5 (gentrification), bir kavram olarak sınıfsal kökenlere mensup grupların soylulaștırma
bulunan ilk kez 1964 yılında sosyolog Ruth Glass tara- sürecine dahil olduğu ortadadır (İslam, 2006,
fından, Londra’nın ișçi mahallerindeki konutları s.169). Ancak bu durum dahi, soylulaștırmanın
ișçi sınıfının
orta ve üst sınıfın satın alması, bunların yerine bir “yerinden etme” süreci olduğu gerçeğini
konutlarını, șık ve lüks konutlar yapmaları ve bu bölgelerin değiștirmemektedir. Bu noktada, Hamnett soy-
gönüllü sosyal karakterini değiștirmeleri ile ilgili olarak lulaștırmayı șu șekilde tanımlamaktadır:
veya kullanılmıștır (Ergün, 2006). “Gentry” sözcüğü, Soylulaștırma, önceleri ișçi sınıfının ikamet
zamanla soylu-seçkin-üst tabaka gibi anlam ettiği veya çok sayıda grup tarafından payla-
gönülsüz genișlemesine uğrasa da, önceleri 17. yy’da șılan “alacakaranlık bölgelerinin” genellikle
olarak yeni İngiltere’de gerçekleșen “Glorious Revolution” orta sınıflarıca veya daha yüksek gelir sahibi
orta sınıf- sırasında önemli rol oynayan bir sosyal sınıfı gruplar tarafından, sakinlerinin sürülmesi
tanımlamak için kullanılmıștı.6 veya yer değiștirilmesiyle gerçekleștirilen,
lara terk fiziksel, ekonomik, kültürel ve sosyal bir
edilmesini Soylulaștırma, en genel tanımıyla gerilemiș
ișgaldir (Ergün, 2001).
olan eski kent içi mekanlardaki yeni bir sınıfsal
içermekte- ve mekansal ayrıșmayı ifade eder; çok yönlü Glass, bu yeni süreci, o güne dek kullanılan kent-
dir. bir dönüșümün sonucu olarak kentsel yeniden sel yenilenme ve yeniden canlanma gibi adlandır-
yapılanmanın bir parçası ve aynı zamanda da malarla anılan siyasal ve ekonomik iktidarların
sonucudur (Șen, 2005). Soylulaștırma, bir kent- müdahalelerinden ayırmak amacıyla, yeni bir
sel yenilenme ve mekansal dönüșümden çok daha kentsel soylu sınıfa kültürel olarak eklemlenmeye
fazlasına tekabül etmektedir. Bu süreç, kent içi çalıșan “yeni bir kentsel gentry’nin” ortaya çıkı-

3
Pierre Bourdieu’nun yeni ekonomik sınıfların kimliklerini analiz etmek için geliștirdiği “kültürel sermaye” kavramı, bu konuya ıșık
tutabilir.
4
Featherstone “Kültür Aracıları” kavramını, kültürün pazarlanmasında aracı rol oynayan meslek gruplarına, örneğin sanat galeri
sahiplerine, kültür festivallerini ya da gösterilerini düzenleyen organizatörler vb., ilișkin kullanılmaktadır
5
Akademik literatürde gentrification kavramının karșılığı olarak önerilen çok sayıda kavram (soylulaștırma, seçkinleștirme, mutena-
laștırma, nezihleștirme vb.) vardır ve bu konuda kesin bir uzlașma yoktur. Ben de burada soylulaștırma kavramını kullanmayı uygun
PLANLAMA buldum.
2006/2 6
http://en.wikipedia.org/wiki/Gentrification

80
șını gösterdiğini düșündüğü süreci, biraz da alaycı satın alınması soylulaștırma değildir (Ergün,
bir tavırla kentsel gentrification (soylulaștırma) 2006).
olarak adlandırmıștı (Yavuz, 2006, s.61).
Bunların dıșında soylulaștırma alanı olabilecek
Bu tanım doğrultusunda, soylulaștırmanın ișçi bölgelerin tespiti için, iș merkezlerine kolay
sınıflarının ya da dar gelirlilerin yașamakta ulașım (otoyollar, feribot, metro vb.), yüksek
olduğu kent merkezlerindeki binalara orta-üst mimari değere karșılık nispeten düșük konut
sınıfların yerleșmesi ve buradaki binaları reha- değerleri gibi kriterlerden de bahsedilir (Ergün,
bilite etmesi olarak algılandı ancak 1980’lerden 2006).
itibaren bu sürecin anlamında da bir takım sap-
Elbette ki bu kriterler üzerinde belli bir oydașma
malar olduğu da yadsınamaz (İslam, 2003, s.164).
bulunsa da, soylulaștırma sürecine ilișkin kuram-
Zaman içinde soylulaștırmaya ilișkin farklı yak-
lar bu süreci farklı bakıș açılarından, farklı bir
lașımlarla birlikte farklı tanımlar da ortaya çıktı.
șekilde yorumlamaktadır. Kuramsal tartıșmalar,
Örneğin, Kennedy ve Leonard ise, yakın bir
yapılar ve sosyo-ekonomik dinamiklere ya da
tarihte, soylululaștırmanın gerçekleșmesinde
aktörlere ve aktörlerin bireysel tercihlerine
dört kilit özellikten söz etmektedir:
yapılan vurgular ile farklılașmaktadır. Örneğin,
i- Soylulaștırma düșük gelir gruplarının
Marksist kuramlar genelde süreci toplumsal
yașadıkları alandan tașınmasını gerekli
değișmelerden bağımsız bir șekilde açıklamaktan
kılmaktadır.
kaçınırken ve süreç içinde sınıfsal analizlere yer
ii- Soylulaștırmanın alandaki konut stokunu verirken, liberal kuramlar daha çok bireylerin ya
iyileștirme sonucundan bașka, fiziksel ve da soylulaștırıcı aktörlerin tek tek davranıșlarına
sosyal bileșenleri de vardır. ve seçimlerine (choices) odaklanmaktadır (Șen,
iii- Soylulaștırma alanın karakterinde deği- 2005, s.135-138; Uzun, 2006, s.33-36; Karaman,
șiklikle sonuçlanır. 2006, s. 72-73). Yazının bașında belirttiğim gibi,
iv- Soylulaștırma genellikle bir konut alanı benim tercihim, katı bir ekonomik inidrgemeci-
bazında tanımlanırken, süreç ve etkileri likten uzak olmakla beraber, süreci toplumsal ve
tüm kent ve bölge düzeyinde görülmektedir ekonomik dinamiklerden bağımsız incelemek
(Ergün, 2006, Özden, 2002). değildir; aynı șekilde sözü edilen aktörlerden
bahsederken de bu aktörleri bağımsız araștırma
Soylulaștırmanın kent merkezinde gerçekleșmesi nesneleri olarak algılamak yerine, onları birer
kriteri günümüzde geçerliliğini kaybettiği gibi, soylulaștırıcı unsur olarak, toplum içindeki sosyo-
yine de sürecin tanımının șu kriterleri kapsadı- ekonomik konumlarına göre değerlendirmeye
ğını söyleyebiliriz: çalıșacağım. Bir bașka deyișle, aktörlerin tek tek
- kentin değer kaybetmiș konut alanlarında bireylerden oluștuğunu savunmak yerine, süreci
bașlaması daha önce üzerinde durduğum yeni orta sınıfın
- soylulaștırıcıların varlığı (genelde genç oynadığı rol üzerinden açıklamaya çalıșacağım.
profesyonellerin oynadığı rol üzerinde bir Bunun dıșında, devletin ve yerel devletin de kimi
akademik oydașma vardır) zaman bu süreçte bir aktör olarak sivrildiği de
- kentin tarihi ve kültürel özellikleri olan ortadadır. Bu çerçevede, soylulaștırma sürecine
semtlerin varlığı ve mekanların zamanla ve süreçte rol oynayan aktörlere ilișkin tespitlere
birer çöküntü alanına dönüșmesi geçebiliriz.
- yeni yapıların inșasından ziyade tarihi yapı-
Süreç ve Aktörler
ların dönüștürülmesi
Soylulaștırmayı farklı bakıș açısından değerlen-
- eski sahiplerinin gönüllü ya da gönülsüz
dirmek olanaklı olduğu gibi, soylulaștırmanın da
olarak yerinden edilmesi (displacement)
kendi içinde çok sayıda farklı alt-süreçlere ayrıl-
Yerinden edilmeye ilișkin kriter, soylulaștırma dığını söyleyebiliriz. Yukarıda kabaca listelenen
sürecinin özünü olușturmaktadır. Boș bir alanda kriterler doğrultusunda soylulaștırma süreci,
hiç yoktan lüks bir sitenin ya da konutların inșa merkez ülkelerde 1970’lerde bașlamıș, ülkemizde PLANLAMA
edilmesi veya pahalı konutların varsıl kesimlerce ise ilk örneklerini 1980’li yıllarda vermiștir. 2006/2

81
Soylulaștırmanın, yeni üretim ilișkileri sonucu yașam sürmenin “keyfini” çıkarmak isteyen genç
ortaya çıkan yeni bir kentli sınıfın kent meka- profesyonelleri de katabiliriz.
nındaki sanayisizleșme süreciyle olușan çöküntü
Soylulaștırmanın farklı alt-süreçleri içermesi,
alanlarına yerleșmeyle bașladığına değinmiștim.
soylulaștırıcıların da farklılașmasına yol açmakta-
Bu doğrultuda, yavaș yavaș kent merkezlerine
dır. İslam’a göre soylulaștırma süreci ilerledikçe,
yerleșen ilk öncülerin, bu mekanları dönüșüme
soylulaștırıcıların eğitim seviyesi giderek yüksel-
uğrattıkları gözlemlenmektedir. Soylulaștırma
mekte ve gelir bakımından da daha üst düzeyde
Üzerinde sürecinin aynı șekilde, çok sayıda dalga șeklinde
grupların soylulaștırma sürecine katıldığı gözlem-
gerçekleștiğinin ortaya konması da önemlidir
durulması lenmektedir (İslam, 2003).
(İslam, 2006, s.50-56). Bu konuyu, İstanbul’daki
gereken soylulaștırma sürecini incelerken tartıșmaya aça- Hangi kuramsal çerçeveden bakarsak bakalım,
bir bașka cağım. soylulaștırmada tek aktörün yalnızca tek tek
aktör de Soylulaștırma sürecinin öncülerinin kentli bireyler yahut yeni orta sınıflar olmadığı da orta-
profesyoneller olduğu genellikle kabul gör- dadır; soylulaștırmanın ileri safhalarından küresel
devlettir. sermayenin de kent merkezindeki gözde mekan-
mektedir ancak, sürecin bazı marjinal kișilerce
Doğrudan ve meslek sahiplerince7 bașlatıldığı konusu ise lara, rant açısından karlı bulduğu için yerleșmek
sağlanan tartıșılmaktadır. Özellikle liberal kuramcıların, isteyeceği de kesindir. Örneğin, soylulaștırma
bireysel girișimcilere odaklanmasına karșın, arz sürecinin bașladığı Cihangir çevresinde, yeni
kredilerle
yönlü Marksist yaklașımlar ise “öncü aktörler” tüketim kalıplarına gereksinim duyan soylulaș-
ya da yaklașımına alternatif olarak arazi ve mülkiyet tırıcılar çerçevesinde çok sayıda ișletmenin türe-
yurt dıșı değerleri üzerinden yola çıkarak bu öncülerin mesi bu durumun kanıtıdır. Hatta bu süreç, Fransız
kaynaklı aynı zamanda ekonomik olarak da öncü oldukla- Sokağı’nda olduğu gibi bir sokağın tamamının
rını ortaya koymaktadır (Șen, 2005, s.140)8. Bu sermaye aracılığıyla soylulaștırılması șeklinde de
yatırımların çerçevede, Marksist kuramların sınıf analizli yak- kendini gösterebilir.
aracılığı ile, lașımları, soylulaștırma sürecini kentsel büyüme
Üzerinde durulması gereken bir bașka aktör de
merkezi ve kentsel yeniden yapılanma içinde, neoliberal
devlettir. Doğrudan sağlanan kredilerle ya da yurt
küreselleșme üzerinden ve sermayenin kent meka-
ve yerel nını yeniden keșfetmesi olarak okumaktadır (Șen,
dıșı kaynaklı yatırımların aracılığı ile, merkezi
devlet ve yerel devlet de soylulaștırıcı bir aktör olarak
2005, s.140).
ortaya çıkabilir. Bireylerin etkisi üzerinde durulan
de soy- Kimi metinlerde, “yuppiler”ler ya da “bobo”lar Amerika Birleșik Devletleri deneyimleri ile İngil-
lulaștırıcı olarak adlandırılan bu grupların, “yeni hayat tere deneyimleri arasındaki belirgin bir fark da
bir aktör tarzlarını” sürdürmek amacıyla kent merkezini devletin rolü konusunda kendini göstermektedir
ve kent merkezine yakın bölgeleri seçmesi (Șen, 2005, s.141). Devletin, çeșitli mali yardım
olarak soylulaștırma sürecinin bașlamasında önemli ve kentsel politikalar aracılığı ile süren rolünün
ortaya bir etken olmaktadır. Alım gücü görece yüksek niteliği ve denetleyici-müdahaleci kimliğini bas-
çıkabilir. olan bu yeni sınıf, kültürel ve sosyal aktivitelerin kınlığı da soylulaștırma sürecinde aktif olarak yer
yoğun olduğu, tarihi dokuya ve mimari karakte- alabilmesine zemin hazırlamaktadır. Bu durumun
ristiğe sahip konutların bulunduğu semtlere yer- en somut örneği de Avrupa Birliği’nden sağlanan,
leșmeyi seçmektedir. Tolga İslam, Galata üzerine finansman ile soylulaștırma sürecinin bașladığı
yaptığı çalıșmanın kuramsal çerçevesi içinde, ilk Balat bölgesidir.
soylulaștırıcıların ‘35 yașın altında, yüksek eği-
timli, sanat ve tasarım camiasında ya da gelișmiș
hizmetler sektöründe çalıșmakta olan küçük ve Soylulaștırmanın Sonuçları Üzerine
çocuksuz aileler veya çiftler ya da yalnız yașayan Soylulaștırmaya, kentsel yenilenme ve sürdü-
bireylerden’ oluștuğunu ifade etmektedir (İslam, rülebilirlik açısından, ya da en azından görünüș
2003). Bu tespite, toplumsal baskıdan uzaklaș- itibarıyla, ihmale uğramıș ya da zamanla birer
mak isteyen evli olmayan çiftler ile, marjinal bir çöküntü alanı/sefalet yuvası (slum area) haline

PLANLAMA 7
Mimarlar, șehir plancıları, ressamlar, șairler gibi meslek gruplarının adı metinlerde ilk öncüler olarak sıkı sık yer almaktadır.
2006/2 8
Neil Smith’in geliștirdiği “Rant farkı” kuramı, tartıșmayı bu boyutta değerlendirmektedir.

82
gelmiș semtlerin yenilenmesi açısından olumlu
bir anlam yüklenebilir. Soylulaștırmaya, meka-
nın, eski haline referans ile yașanan dönüșümün,
güvenlik, sağlık, çevre temizliği, yașanabilirlik
gibi kriterler çerçevesinde, olumlu bir gelișme
olarak bakılabilir. Bununla birlikte, soylulaștırma
süreci özünde bir yerinden etmedir; bir semtin
eski sakinlerinin yerine, alım gücü daha yüksek
olan daha varsıl kesimlerin yerleșmesidir. Sözü
edilen kesimlerin ilk öncülerinin belirli bir semte
yerleșmesi ve zaman içinde olușan talep nedeniyle
semt içinde artan kiralar, eski sahiplerinin semtte
yașamasını olanaksız kılmaktadır. Soylulaștırma,
konutların mülkiyet değerlerinde de bir artıșa yol
açmakta, düșük gelirleri ile kiraları ödeyemeyen
eski kiracıların yerinden edilmesinin yanı sıra
artan emlak vergilerini ödeyemeyecek durumda
olan ev sahiplerini de konutlarını yabancılara sat- SoHo-New York

maya zorlamaktadır (Ergün, 2006). Bu çerçevede,


soylulaștırma sürecini konut değeri üzerinden de Dünya Kentlerinde Soylulaștırma
değerlendirmekte fayda vardır. Nilgün Ergün, Örnekleri
soylulaștırma sürecinin bu boyutunu șu șekilde
Soylulaștırma, ilk olarak sanayi sonrası toplum-
açıklar:
lara özgü bir süreç olarak ortaya çıktıysa da,
Gentrification sürecinin genellikle üç așaması
1980’lerden itibaren küreselleșmeyle ve çevre
vardır: Birinci așamada yeni gelenler bazı
ülkelerin kapalı ekonomilerinin küresel ekono-
konutları satın alır ve rehabilite ederler. İkinci
miye eklemlenmesi ile soylulaștırma süreci küre-
așamada alandaki kira değeri farkı veya değer
sel bir kimlik kazanmıștır denilebilir. Elbette bu
farkı duyulur yer değiștirme olușmaya bașlar
sürecin, her ülkede ve hatta aynı kentlerin farklı
ve çıkar çatıșmaları görülür. Üçüncü așamada
semtlerinde birçok açından farklı özellikler gös-
rehabilitasyonun etkileri daha görünür hale
terdiği de ortadadır.
gelirken, fiyatlar yükselir ve yer değiștirme
zorla olușmaya bașlar. Yeni sakinlerle, oriji-
Bellevue Road, Londra-İngiltere
nal sakinler, kurumları ve gelenekleri ile yer
değiștirirler (Ergün, 2006, s.19).
Ergün’ün açıkladığı gibi, soylulaștırma süreci
toplumsal çatıșmalara dönüșebilmekte, yerinden
etme süreci mekanda eski sakinler ve yeni gelenler
arasında bir ihtilaf, ya da bașka bir deyișle kent
mekanında bir sınıf mücadelesi șeklinde ortaya
çıkmaktadır. Bu ișin maddi boyutudur; üzerinde
durulması gereken ikincil bir boyut da ișin
manevi külfetidir; soylulaștırılacak bir semtten
sürülen semt sakinleri beraberlerinde o semte ait
değerleri de götürürler ve yeni gelenlerin sahip
çıktıkları semt yapay bir mahalle havasına bürü-
nür. Kanımca geriye, soylulaștırılmıș alanlarda
yaratılmaya çalıșılan, ve soylulaștırma sürecinde
itici bir rol oynayan, yapay bir nostaljik ve roman- PLANLAMA
tik havadan fazlası kalmaz. 2006/2

83
Örneğin, büyük bloklar halindeki ișçi sınıfı konut- eski bașkenti, yeni bașkent Ankara lehine gölgede
larının satıldığı ve “yuppi” piyasası için yeniden kalmıștı. Ne var ki, 1950’lerden yani Demokrat
geliștirildiği, Londra’nın Battersea bölgesi ve Los Parti’nin iktidara gelmesinden itibaren, İstanbul’a
Angeles’daki Pacific Rim bölgesi birer soylulaș- yönelik imar çalıșmaları bașladı. Menderes’in
tırma örneği olarak değerlendirilebilir (Feathers- liberal ekonomi-politikaları ekseninde, kente
tone, 2005, s.177). Ancak, soylulaștırma süreci ekonomik bir canlılık kazadırmak amacıyla ve
için genelde verilen tipik örnek, New York’un kentin tarihi dokusunun yok edilmesi uğruna,
SoHo semtidir. Bu semt, Bourdieu’nun “yeni inșa ettiği geniș ulașım ağları (Vatan, Millet
kültür aracıları” olarak adlandırdığı, sanatın ve ve Ordu caddeleri gibi) kent mekanına yapılan
kültürün bir meta olarak pazarlanmasında rol müdahaleler arasında sayılabilir. 1950’lı yıllardan
oynayan aktörlerin öncülüğünde, bir sanatçı- itibaren, sanayileșme hızının artması, Türkiye’de
lar kolonisi olarak adeta yeniden yaratılmıștır etkileri günümüzde de süren bir “göç” olgusunu
(Featherstone, 2005, s.178). Bunun yanı sıra, ortaya çıkarmıștır. İstanbul’un Türkiye’nin en
İngiltere’de Birmingham’da, Newcatle’da, önemli sanayi kenti haline gelmesi sürecinde,
İskoçya’da Edinburgh ve Glasgow’da soylulaș- üretimde ișgücünü olușturacak kitleler İstan-
tırma örneklerine rastlanmaktadır (Uzun, 2006). bul’a göç etmeye bașlamıș bunların bir kısmı
Bu liste, çok sayıda sanayileșmiș kenti içerdiği da, kent merkezinde ikamet etmeyi seçmiștir.
gibi, soylulaștırma süreci Meksika ve Türkiye Soylulaștırma açısından değerlendirdiğimizde,
(İstanbul) gibi gelișmekte olan ülkelerin kentle- gelecekte yerlerinden edilecek bu kitlelerin,
rinde de gözlemlenmektedir.9 İstanbul’da önceden azınlıklarca ve yabancı-
larca mesken tutulmuș, tarihi ve mimari değeri
yüksek yerleșim alanlarına yerleștiklerinin altının
İstanbul’da Soylulaștırma
çizilmesi gerekmektedir. Sözü edilen azınlıklar,
Kuramsal Çerçeve ve Uygulanabilirlik Cumhuriyet döneminde, ulus devletin ve homojen
Soylulaștırma kuramlarının İstanbul’a uygula- bir ulusun inșası ile sermayenin ulusallaștırılması
nabilirliği hala bir tartıșma konusudur; üzerinde uğruna yerlerinden edilmiștir. Bu süreçleri kabaca
durduğum süreçlerin İstanbul’da da aynı șekilde, șu șekilde sıralayabiliriz:
ya da benzer așamaları içererek yașandığına dair 1914-1924 Azınlık nüfusunun siyasal neden-
çok sayıda farklı görüș vardır. Ancak, soylulaș- lerle ülkeyi terk etmesi
tırma kuramları çerçevesinden bağımsız olarak 1923-1924 Yunanistan ile zorunlu nüfus
düșünsek dahi, 1980’lerden itibaren İstanbul’un mübadelesi
kimi semtlerinin kendine has mekansal yenilen- 1942 Varlık Vergisi uygulaması ve buna bağlı
meleri olduğu ve belli semtlerin de bu özellikleri olarak mülkiyetin el değiștirmesi
ile ortaya çıktığı da ortadır. Cihangir üzerindeki
1948 İsrail Devleti’nin kurulușu ve Yahudi
değerlendirmelere geçmeden önce de, İstan-
grupların bu ülkeye göç etmeleri
bul’daki soylulaștırma sürecinin temel dinamikle-
rine ve soylulaștırmanın yașandığını savunduğum 1950’ler Kırsal alandan göçün artıșı ve 6-7
İstanbul semtlerini kısaca değerlendirmekte fayda Eylül olayları sonucu özellikle
görüyorum. Beyoğlu’ndaki Rum nüfusun Yunanistan’a
göçü
İstanbul, Cumhuriyet’in ilanından sonra kentsel
yenilenme açısından, epeyce ihmal edilmiș bir 1960’lı yıllar Kıbrıs olayları nedeniyle Rum-
kentti. 1950’li yıllara kadar hemen hemen hiçbir ların bir kısmının İstanbul’ u terk etmesi
imar faaliyetinin merkezce ya da yerel yönetim- 1974 Kıbrıs Harekatı ile İstanbul Rumların
lerce gerçekleștirilmemiș olduğu imparatorluğun göçü (Șen, 2005, s.148).

9
Ergün, Soylulaștırma sürecinin farklı kentlerde farklı nedenlerden ve değișik dinamikler altında gerçekleștiğinin örneği olarak Ergün,
PLANLAMA İngiltere’de yerel yönetimlerin kararlarının belirleyiciliğine karșılık, Amerika Birleșik Devletleri’nde kent merkezine dönüșün çoğu
2006/2 zaman bir vergi düzenlemeleriyle ilgili olduğunu belirtir.

84
Sözü edilen kitlelerin ülkeyi terk etmesi ile bu çok sayıda alıșveriș merkezi, dünya markalarının
alanların hızla, Anadolu’dan gelen ve kente yer- satılığı mağazalar, dev hipermarketler, fast food
leștikten sonra genelde ișçi sınıfına eklemlenen zincirleri, yabancı restoranlar, barlar, gece kulüp-
göçmenlerin yerleșim alanı haline geldiği görü- ler, açılmıș ve bu yeni kesimin gereksinimleri doğ-
yoruz.1980’lerin sonuna kadar yani soylulaștırma rultusunda İstanbul yavaș yavaș bir kültür-eğlence
sürecinin ilk nüveleri ortaya çıkana dek, bu semt- kentine dönüșmeye bașlamıștır (Șen, 2005). Yeni
lerin fazlasıyla ihmale uğrayarak birer çöküntü profesyonel grupların sayıca artması ve tüketim İstanbul’da
alanı haline dönüștükleri gözlemlenmektedir.10 Bu alıșkanlıklarında meydana gelen değișmeler, büyük
çerçevede, İstanbul’da soylulaștırma için gereken İstanbul’da potansiyel bir soylulaștırıcı sınıfın
mekan kriterinin yani tarihi ve kültürel mirası olușumuna katkıda bulunmuștur. İstanbul’da
burjuvazi
tașıyan ancak zamanla birer çöküntü alanı haline büyük burjuvazi ve geleneksel orta-üst sınıflar ve gelenek-
gelmiș semtlerin varolduğunu söyleyebiliriz. kent merkezini terk ederken ve kapalı siteler ile sel orta-üst
1980’li yıllardan itibaren Türkiye’de ithal ikameci kendilerini kentsel yașamdan soyutlarken, yeni
sınıflar
ekonomi modelinin terk edilerek, ulusal pazarın orta sınıfın ise farklı bir hayat seçtiği her geçen
küresel pazara eklemlenmesi ve serbest piyasa sis- gün daha da belirginleșmektedir. Zaman içinde kent mer-
teminin benimsenmesi, beraberinde köklü sosyo- gelir düzeyleri yükselen bu genç sınıf “patron- kezini terk
ekonomik dönüșümleri getirmiștir; bu anlamda lar” kadar yüksek gelire sahip olmadıklarından ederken
çalıșmamın bașında sözü edilen süreci tüm dünya ve onların düzenli yerleșik hayatlarını tercih
etmediklerinden, İstanbul’daki soylulaștırıcı- ve kapalı
ülkeleri gibi Türkiye de yașamıștır. 1980 sonrası,
neoliberal politikaları İstanbul’daki mekansal ve ların önemli bir motorunu olușturmaktadırlar siteler ile
sınıfsal yeniden yapılanmayı belirlemesi açısın- (Bali, 2006). kendilerini
dan bir dönüm noktasıdır (Șen, 2005, s.149). Bu çerçevede, daha önce altını çizdiğim, soylu- kentsel
Bu dönüșüm süreci içinde, İstanbul’da konut laștırmaya ilișkin genel kriterleri bir kere daha
alanlarında ve konutların kullanımında da bazı yașamdan
hatırlayalım:
değișikler gerçekleșmiș, ikinci boğaz köprüsünün - kentin değer kaybetmiș konut alanlarında soyutlar-
ve çevre yollarının yapımı ile birlikte, bu akslar bașlaması ken, yeni
üzerinde finans merkezleri ve yüksek büro binaları
inșa edilmiștir (Ergün, 2006). Kent mekanındaki - soylulaștırıcıların varlığı (genelde genç orta sınıfın
sanayisizleșme süreci de hızla kendini göstermiș, profesyonellerin oynadığı rol üzerinde bir ise farklı
1950’lere kadar Merkezi İș Alanlarının (MİA) akademik oydașma vardır)
bir hayat
ekseni Karaköy-Galata bölgesinden önce Șișli- - kentin tarihi ve kültürel özellikleri olan
Mecidiyeköy eksenine, sonra kent merkezinden semtlerin varlığı ve mekanların zamanla seçtiği her
daha da uzaklașarak Levent-Maslak hattına kay- birer çöküntü alanına dönüșmesi geçen gün
mıștır (Șen, 2005). Bu gelișmelere paralel olarak, - yeni yapıların inșasından ziyade tarihi yapı- daha da
hizmet sektörü çalıșanlarının ve profesyonellerin ların dönüștürülmesi
sayısında artıș olmuș, kentin sorunlarından kaçma
belirginleș-
- eski sahiplerinin gönüllü ya da gönülsüz mektedir.
eğiliminde olan orta sınıfların ise kent çeperlerin-
olarak yerinden edilmesi (displacement)
deki “özel sitelere” yerleșmesi devam etmiștir. Dıș
ticaret hacimlerinde ve yabancı sermaye girișinde İstanbul için, soylulaștırmaya ilișkin mekanların
önemli artıșların yașanmıștır. Sözü edilen süreç varolduğu ortadadır; 1980’lerden itibaren soy-
içinde, yavaș yavaș Türkiye’li “yeni orta sınıf- lulaștırıcıların da ortaya çıkmaya bașlamasıyla
ların” olușmaya bașladığı görülmektedir. Batılı sürecin ivme kazanması bir anlamda “kaçınıl-
değerlerin ve tüketim maddelerinin serbestçe maz” olmuștu. Yerinden edilme kriteri ise zaten,
ülkeye girdiği 1980’lerin bu liberal politik-eko- sürecin tanımına içkindir. Bu çerçevede, İstanbul
nomik ortamında İstanbullular, merkez ülkeler- 1980’lerin sonunda soylulaștırmanın bașlaması
dekine benzer yeni kültürel tüketim alıșkanlıkları için gerekli kriterleri karșılayan bir kent olarak
kazanmıș; kentte yeni hayat tarzlarına hitap eden görülmektedir.

PLANLAMA
10
Sözü edilen duruma uygun semtler arasında, Cihangir, Galata, Asmalımescit bölgesi ve Tophane’nin belli kısımları sayılabilir. 2006/2

85
Yine de, İstanbul’da soylulaștırmanın önünde da çekici kılıyordu. Kuzguncuk, İstanbul’da soy-
bir takım engellerin olduğunu savunan görüșleri lulaștırma sürecinin ilk kez gözlemlendiği semttir;
belirtmeden, semtler ve soylulaștırma inceleme- 1970’lerin sonunda mimar Cengiz Bektaș’ın bu
sine girmeyelim. İlk tartıșma konusu, potansiyel bölgeye yerleșmesi ve kendi inisiyatifi doğrul-
soylulaștırıcıların genel nüfus içindeki oranlarının tusunda semt için bir rehabilitasyon programı
sorgulanmasıdır. Ergün, 2000 yılı nüfus sayım- hazırlanması Kuzguncuk’a yönelik ilgiyi art-
larına göre İstanbul’da potansiyel soylulaștırıcı tırdı. 1980’lerden sonra yavaș yavaș potansiyel
olarak kabul olunan yüksek eğitimli ve 25-39 soylulaștırıcıların ortaya çıkması ile, semt șairleri,
yaș grubuna mensup kișilerin oranının yüzde sanatçıları, yazarları, mimarları ve müzisyenleri
3 olduğunu belirterek, bunların da önemli bir kendine çekti ve soylulaștırmanın tipik sonuç-
kısmının baskın Türk kültürü altında bu tarz larından olan arsa ve mülk değerlenmesinin ilk
marjinal bir yașamı seçme konusunda zorlana- örnekleri de bu bölgede ortaya çıktı. Bașta Peri-
bileceklerinden bahseder (Ergün, 2006, s.29). han Abla olmak üzere, Süper Baba ve Yeditepe
Bahsi geçen potansiyel soylulaștırıcıların, eski İstanbul gibi artık İstanbul’da kaybolmaya yüz
binaların problemleri ve restorasyonu ile uğraș- tutmuș, iyi komșuluk ilișkileri, mahalle içi bir-
mak yerine, kent merkezine erișimi kolay, hazır liktelik ve cemaat ruhu gibi kavramları sürekli
olarak sunulan konforlu konutları tercih edeceği vurgulayan popüler televizyon dizilerinin de
iddia edilmektedir (Ergün, 2006). Bunun dıșında bölgede çekilmesi, Kuzguncuk’u gözde bir semt
bir ikinci tartıșma, Türkiye’de gelișmekte olan haline getirdi. Yukarıda sözünü ettiğim “mahalle
hizmet sektörünün, ekonomik krizler nedeniyle ruhu”nun yeniden canlanması da bu sürece içkin
küçülmesiyle ilgilidir; örneğin Șubat 2001 kri- bir kavram olarak ilk kez Kuzguncuk’ta ortaya
zinde 23 000 kadar bankacının ișsiz kaldığı tahmin çıktı. Arnavutköy için de benzer bir yenilenme
edilmektedir (İslam, 2006, s.50). Bu durum, İstan- sürecinden bahsedebiliriz; Arnavutköy de yara-
bul’da soylulaștırma sürecini olumsuz etkilemekte tılan mahalle ruhu açısından iyi bir örnektir;
ve yavașlatmaktadır. bu durumu semt yakınlarında inșa edilmesi
düșünülen üçüncü Boğaz Köprüsü’ne karșı semt
Bu değerlendirmeler ıșığında, soylulaștırma sakinlerinin örgütlenerek karșı çıkmasında göre-
kuramlarının, kendine has dinamiklerini göz biliriz. Yine Arnavutköy’de çekilen Yedi Numara
önünde bulundurmak kaydıyla, İstanbul içinde adlı dizi de mahalle ve komșuluk değerlerini
uygulanabilir olduğunu düșünüyorum. Bu ortaya koyan bir çalıșma olarak kabul edilebilir.
düșünceden hareketle, İstanbul’daki soylulaștırma Ortaköy için ise daha ilginç bir durum söz konu-
örneklerini kısaca inceleyelim. sudur; benzer bir süreç ile soylulaștırılan semt,
zaman içinde yoğun sermaye akıșı ile ikinci bir
Soylulaștırılan Semtler soylulaștırma süreci geçirdi ve yukarıda sözünü
İstanbul’da soylulaștırmanın gözlemlendiği ettiğimiz özelliklerinden dolayı buraya yerleșen
semtleri, sürecin tarihsel olarak çizildiği, Tolga kesimlerin, 1990’ların ortasından itibaren semti
İslam’ın soylulaștırma dalgaları șeklinde açıkla- terk ettikleri görüldü. Özellikle semt meydanının
dığı çerçevede ele alacağım. yeniden düzenlenmesi sonucunda Ortaköy, sıkıșık
trafiği, eğlence mekanlarının yoğunluğu, kafeleri,
İslam’a göre, İstanbul’da soylulaștırma süreci,
turistik otelleri ve gürültüsü ile tipik bir eğlence
üç dalga halinde yașandı: Birinci soylulaștırma
merkezi haline gelmiștir.
dalgası Boğaz kıyısındaki üç semtte, Kuzguncuk
Arnavutköy, ve Ortaköy’de gerçeklești (İslam, İslam’a göre ikinci soylulaștırma dalgası, Beyoğlu
2006, s.52). Bu üç yerleșim alanındaki bahçeli (Pera) ve çevresinde (Cihangir, Asmalımescit-
evler, iki ya da üç katlı müstakil yapılar, tipik orta Tünel Bölgesi, Galata) yașandı.11 Bu konuya,
sınıf apartmanları için ciddi birer alternatiftiler; Cihangir ve çevresini incelerken daha ayrıntılı
Boğaz’ın güzelliği ve yeșilliği ise bu semtleri daha olarak değineceğim.

11
İslam, İstanbul’da Tünel-Galata-Cihangir bölgelerinde soylulaștırmanın daha geç bașlamasını, Beyoğlu’nun 1980’lerde henüz bir
PLANLAMA cazibe merkezi olmaktan çok uzak bir konumda olușuna ve Boğaz semtlerinin doğal güzellikleri ve zengin çevresel konforuyla öncü
2006/2 soylulaștırıcılara daha çekici geldiğini savunmaktadır.

86
Üçüncü soylulaștırma dalgası ise, 1990’larda kapsayıcı bir șey yoktur. Dev mimari proje-
kentin en yoksul bölgelerine, Haliç’in Balat ve ler, hatta șehirlerin ya da kentsel alanların
Fener mahallerine sıçradı (İslam, 2006, s. 55). bütününü piyasa nesneleri olarak sunabilirler
Diğer tüm soylulaștırılan mahallelerde olduğu (Harvey, 1997; Batu 2000).
gibi, köhneleșme buralarda da 1950’li yıllardan
İstanbul’da da yapılan buydu. 1980’lerin bașında
sonra Anadolu’dan gelen göçmenlerin, gayri-
İstanbul’u “yeniden yapılandırmayı” görev edinen
müslim azınlıkların yerini almalarıyla bașladı
Bedrettin Dalan’ın temel amacı, kenti küresel
(İslam, 2006). Bölgede zaten kötü olan sosyal
bir metropol haline dönüștürmekti. Bu amaçla,
ve ekonomik koșullar, 1980’li yıllarda Haliç’in
Beyoğlu için bir yeniden canlandırma projesi
de sanayisizleștirme sürecinin kurbanı olmasıyla gündeme geldi; buna göre İstiklal caddesi yaya
daha da kötüye gitti ve bu semtlerde ticari canlılık bölgesi haline getirilecek buna karșın araç tra-
epeyce söndü (İslam, 2006). Ancak, 1990’ların fiği için de yeni bir arter açılacaktı (Batu, 2000,
sonunda, 1996 yılında İstanbul’da gerçekleștiri- s.47). Sözü edilen arter, Unkapanı Köprüsü’nden
len Habitat II’nin de etkisi ve Avrupa Komisyonu Taksim Meydanı’na uzanan Tarlabașı Bulvarı’dır;
tarafından finanse edilen ve Fatih Belediyesi ile o dönemdeki büyük tartıșmalara rağmen bulvar,
ortaklașa gerçekleștirilen Fener ve Balat Semtle- Tarlabașı bölgesinde yüzlerce tarihi binanın
rinin Rehabilitasyonu Programı’nın ilan edilmesi yıkılması pahasına trafiğe açılmıștır (Batu, 2000,
ile, bölgede soylulaștırma sürecinin dinamikleri s.48-51)12. İstiklal Caddesi’nin yaya bölgesi
ortaya çıkmaya bașladı (İslam, 2006). Fener ve olarak yeniden düzenlenmesi ve meydana araç
Balat bölgelerinde soylulaștırmada bireysel ter- girișinin düzene sokulması, bölgenin ekonomik
cihler ya da sınıfsal hareketler değil, doğrudan olarak canlanmasında oldukça önemli rol oyna-
doğruya kurumlar rol oynamıștır; bu nedenle bu mıștır. Kültürel olarak da Beyoğlu, İstanbul Film
iki semtin soylulaștırma süreci İstanbul içinde Festivali bașta olmak üzere, çok sayıda tiyatro
özgün bir konuma sahiptir. ve müzik festivaline ve gösterilere ev sahipliği
İstanbul’daki soylulaștırmanın bu șekilde kısaca yaparak, İstanbul içinde eșsiz bir kimlik kazandı.
değerlendirmesinden Beyoğlu ve ardından da Ancak bu canlanma, Beyoğlu’nun bir alıșveriș
Cihangir semti ile ilgili tartıșmalara geçebiliriz. ve eğlence mekanı olmasından öteye gidemedi,
yenilenen binaları ve göz alıcı ıșıkları ve hatta
Beyoğlu’nun Dönüșümü ve “nostaljik” tramvayıyla bile Beyoğlu eskinin
Soylulaștırmanın Altyapısının sevimsiz bir kopyası haline geldi.13 Șimșek’e
Hazırlanması göre, Beyoğlu’nu benzersiz kılan bu semtin
1980’lerdeki yapısal değișimle ve sermayenin insanlarıydı; binaların korunması ya da restore
kent bir mübadele değeri olarak yeniden keșfet- edilmesi beyhude bir çabaydı çünkü bu binalarda
mesiyle birlikte, kent mekanına yapılan kurumsal aynı insanlar oturmuyordu ve dolayısıyla bu böl-
müdahaleler de hızlandı. David Harvey’in, bu genin ruhu yoktu. Aynı değerlendirmeyi Cihangir
değișimle ilgili olarak söylediklerini İstanbul’daki için de yapabiliriz kanısındayım.
dönüșüm açısından da okuyabiliriz: Bütün bu tartıșmalara rağmen ortada bir gerçeklik
Pek az șeyin metalașmadan kaçabildiği, vardı: Beyoğlu ve İstiklal Caddesi, İstanbullu için
hipermodernitenin hızlandırılmıș dolașım yeniden vazgeçilmez mekanlar haline gelmișlerdi
koșullarında metalaștırılamayacak kadar, ve bu da Beyoğlu çevresindeki dönüșümleri de
bir tüketim nesnesi haline getirilemeyecek hızlandırdı. Bu doğrultuda, Cihangir’in soylulaș-
kadar her șeye baskın çıkabilecek büyük ve tırılması üzerine odaklanabiliriz.

12
Özellikle Mimarlar Odası yıkıma büyük tepki göstermiștir, Oda bașkanı, Dalan ve partisinin yaptıklarının, kenti çok uluslu șirketlere
satmak olduğunu belirterek, kentin iyi korunmuș bölgesinin bilerek yok edildiğini söylemektedir. Dalan’ın argümanı ise kalkınma ve
modernleșme uğruna yıkım devam edecekti, çünkü Beyoğlu’nun bir batakhane olmaktan kurtarılması gerekmekteydi. Dalan ayrıca,
yıkılan binaların Ermeni-Rum ve yabancılara ait olduğunu söyleyerek, ırkçı-milliyetçi bir görüșü de gündeme tașımıștır.
13
Ali Șimșek’e göre, Parizyen bir özlemle geleneksel orta-üst sınıfa uzun bir süre “nostalji gıdası” sağlayan Beyoğlu, bu süreçte hızla PLANLAMA
New York’lașmaktadır. Șimșek’e göre SoHo gibi eğlence mekanlarını varlığı da bir rastlantı değildir. 2006/2

87
Cihangir Semti ve Soylulaștırma Cihangir’de Soylulaștırma
Tolga İslam’ın ikinci soylulaștırma dalgası
Semte Genel Yaklașım
içinde değerlendirdiği Cihangir’in dönüșümü
Cihangir Semti, ismini 1599 yılında, Kanuni Beyoğlu’nun değișimiyle paralel oldu. 1980’ler
Sultan Süleyman’ın genç yașta ölen șehzadesi boyunca marjinal kesimlerin (Cihangir genelde
Cihangir adına, Mimar Sinan’a yaptırdığı cami-
travestilerin ve eșcinsellerin yoğunlaștığı bir semt
den alır. Semt, 19. yüzyılda Osmanlı İmparator-
olarak tanınır) adeta sığındığı bir semt olan Cihan-
luğu’nun en önemli bölgesi haline gelen Beyoğ-
gir, 1993 yılında bir ressam çiftin öncü olmasıyla,
lu’nun (Pera) kaderini paylașmaktadır. Beyoğlu,
yeni orta sınıf soylulaștırıcıların ilgisini çekmeye
elçiliklerin, yabancı okulların, Levantenlerin
bașladı (Ergün, 2001). Cihangir üzerine kapsamlı
yerleșimlerinin, bankaların ve finans kurulușla-
rının, İstanbul’un ana rıhtımı Galata’nın bulun- bir araștırma yapmıș Nil Uzun, soylulaștırıcılara
duğu özel bir bölgeydi. Beyoğlu’nun Osmanlı ilișkin șu tespitlerde bulunur:
bașkenti içinde bir Avrupa kasabası olduğunu Cihangir’i tercih eden iki grup bulunmakta-
söyleyebiliriz (Ortaylı, 2000, s.143). dır. Birinci gruptaki kișiler, buradaki evleri
mimari tarzları, mahallenin merkezi olması ve
Cihangir’in Avrupai üslupla inșa edilmiș binala- çevresel özelliklerinden dolayı tercih etmek-
rında genellikle İstanbul’un azınlık burjuvazisi, tedirler. Bu grupta genç kentli profesyoneller,
Levantenler ve yabancı tüccarlar ile konsolosluk- yazarlar, mimarlar, sanatçılar, akademisyen-
ların çalıșanları oturmaktaydılar (Keyder, 2000, ler bulunmaktadır.İkinci grup ise buradaki
s.13). Türkiye belediyeciliğinin ilk örneklerinin
evleri düșük fiyatlarla alıp yenileyip tekrar
verildiği bölge, kentsel donatılar bakımından da,
satan veya kiralayan yatırımcılardan oluș-
kentin diğer kısımlarına göre kıyaslanamayacak
maktadır (Uzun, 2006, s.40).
derecede avantajlıydı. 20.yy yüzyıl bașlarında
inșa edilen çok sayıda taș binasıyla, Cihangir çok Cihangir’de soylulaștırma, özellikle 1990’ların
yoğun bir yerleșim alanıydı (Ergün, 2001). ortalarından sonra çok hızlı yayıldı, konut fiyat-
larında büyük bir artıșa neden oldu ve semti bir
Cumhuriyet’in ilanından 1950’li yıllara kadar
geçen dönemde, Cihangir ve Beyoğlu çevresi de, orta-üst sınıf mahallesine dönüștürdü (İslam,
Ankara’nın bașkent konumunun gölgesinde kala- 2006). 1995 yılında kurulan Cihangir Güzel-
rak, eski parlaklığını yitirmeye bașladı. 1950’lerde leștirme Derneği’nin faaliyetleri sonucunda,
ise Menderes’in kentsel düzenleme çalıșmaları, yaratılan “mahalle ruhu” da, semtin çekiciliğini
genelde Tarihi Yarımada ile sınırlı kaldı. Daha arttırdı. Her yıl düzenlenen Cihangir Șenliği de,
önce sözü edilen, sermayenin ulusallaștırılması sözü edilen “semt bilincinin” olușmasına katkıda
süreciyle birlikte, Cihangir’in ilk sakinlerinin bulunmaktadır.
bir kısmı İstanbul’u terk etti, bir kısmı da daha Sokaklarında her an ünlü bir tiyatrocuya, sinema-
yașanabilir buldukları Șișli-Bomonti-Kurtuluș cıya, ressama ve edebiyatçıya rastlamanın olası
bölgesindeki apartmanlara yerleșmeyi uygun olduğu seçkin bir semt haline gelen Cihangir,
buldu. 1980’lere kadar devam eden bu süreçte, İstanbul’da bohem “hayat tarzının” simgesi
Anadolu’dan gelen göçmenler semte yerleștiler. haline geldi ve kimi zaman bu seçkinlikten dolayı
Gelir düzeyi düșük kesimlerin semte yerleșmesi,
“Cihangir Cumhuriyeti” olarak adlandırıldı. Bu
yerel devletin Cihangir’i daha da fazla ihmal
doğrultuda, soylulaștırma sürecinde Cihangir’in,
etmesine neden oldu ve semt giderek köhnele-
İstanbul’da soylulaștırma sürecine maruz kalmıș
șerek, İstanbul’un en bakımsız semtlerinden biri
diğer semtlerden farklı olarak, yararlandığı önemli
haline geldi. “Beyoğlu’nun arka sokakları”, bu
avantajları belirtmekte fayda var:
yıllarda İstiklal Caddesi’nin arka sokaklarının
güvensizliğini, karmașasını ve suç yoğunlașma- - Cihangir Taksim Meydanı’na ve İstiklal
sını belirtmek için kullanılan bir deyim haline Caddesi’ne oldukça yakın bir konumdadır.
gelmiști. Bu durum,1990’lı yıllarda Türk sinema- Önemli bir kısmı hizmet sektöründe çalı-
sına dahi yansımıștır, Beyoğlu çevresinde geçen șan soylulaștırıcıların Taksim meydanına
“Dönersen Islık Çal” ve “Gece Melek ve Bizim (özellikle metro erișim açısından) ulașımları
Çocuklar” isimli iki film, semtin bu dönemdeki oldukça sorunsuzdur; aynı șekilde eğlence
PLANLAMA
panoramasını sunmaktadır. mekanlarının ve kültürel aktivitelerin yoğun
2006/2

88
olarak bulunduğu İstiklal Caddesi ve Tünel’e
de erișim çok rahattır. Bu durum özellikle
eğlence sonra İstanbul gibi bir megapolde,
“eve yürüyerek dönme” lüksünü yașamak
isteyen kesimleri cezbetmektedir. Semtin
Fındıklı’ya yakınlığı da tramvay ulașım hat-
tına dahil olmasını sağlamaktadır.
- Cihangir, hem Boğaz’a hem de Haliç’e
bakan konutlarıyla, İstanbul içinde eșsiz
bir konuma sahiptir. Konutların üst katları,
genellikle deniz manzaralıdır.
- Cihangir Cami ve semtin merkezindeki Firuz
Ağa Cami, semtin tarihi dokusuyla son derece
uyumludur.
- Cihangir konutları, rehabilitasyon açısından
oldukça uygundur.
- Cihangir, içinde yer alan Bilgi Üniversitesi Cihangir Parkı
Hazırlık Okulu, yakın çevresindeki İTÜ, Bey- kesimlerinin hızla “New York”laștığını savunan,
kent Üniversitesi Hazırlık Kampüsü ve MSÜ Ali Șimșek’ten bir alıntı daha yapalım:
ile özgün bir konuma sahiptir. Soylulaștırma- Dalan ile bașlayan süreç kenti New Yorklaștı-
nın gerçekleștiği diğer semtlerde ise böyle bir rırken, medya da önemli dönüșümler geçirmiș,
durum söz konusu değildir (Ergün, 2006). dergi ve gazetelerin hem sayısı hem de nitelik-
- Semtte, soylulaștırma açısından konut leri (ayrıca mekanları) değișmiștir. Değișen
stokunun yeterliliği göze çarpmaktadır (Șen, medyanın en görünür yanı yeni bir yazar ve
2005, s. 152). köșe yazarı tipinin ortaya çıkmasıdır. En ünlü
- Semtin kendi kendine yeterliliği de üzerinde örneğini New York’tan yazan ironik, samimi,
durulması gereken bir konudur. Semt içinde hırçın Serdar Turgut’un olușturduğu, yemenin
yeterli sayıda dükkan ve mağaza bulunduğu ve içmenin en iyisinden anlayan, pop müziğe
gibi, semtin “seçkin” sakinlerine hitaben övgüler düzen; sürekli adlandıran ve öğütler
çok sayıda kafe, șarap evi, bistro ve lokanta veren bu yeni kușak gurme yazarlar, etlenmeye
açılmıștır. bașlayan yeni orta sınıfın “kanaat önderleri”
de olacaktır.14
- Cihangir, özellikle Galata ve Tünel çevresine
kıyasla, araba ile ulașım açısında daha geniș Yeme-içme edebiyatı yapan gurme yazarların
yollara sahip olmasıyla, arabaya düșkün yeni dıșında, özellikle de Radikal Gazetesi yazarları-
orta sınıf soylulaștırıcılar için daha çekicidir nın sürekli olarak Cihangir’de yașamı gündemde
(İslam, 2006, s.55). tutmaları ve bir anlamda övmeleri, Leman ve
Lombak gibi mizah dergilerinin, marjinalitenin
- Semt çevresinde yer alan, Taksim İlk Yardım
bașkenti olarak saydığı, Cihangir’de geçen çok
Hastanesi ve Alman Hastanesi’nin de, sağlık
sayıda karikatür veya karikatür serileri yayımla-
hizmetlerine erișim bakımından semt için bir
maları, semte yönelik olumlu değerlendirmeleri
avantaj teșkil ettiği söylenebilir.
zihnimize kazımıștır.15 Öyle ki “Beyoğlu’nun arka
Cihangir’e yerleșmeyi teșvik edici faktörler ara- sokakları” zihniyeti yerini yavaș yavaș semtin
sında basın ve yayın organlarının oynadığı rol da seçkinliğine vurgu olarak dile getirilen “Cihangir
kayda değerdir. Makalesinde, İstanbul’un belli Cumhuriyeti” zihniyetine bırakmaktadır.

14
www.yasamdersleri.com
15
1980 sonrası kușağın ilgiyle okuduğu bu mizah dizileri arasında “Kötü Kedi Șerafettin”, “Bir Evimiz Vardı”, “Cihangir’de Bir Ev” PLANLAMA
ve “Otis Abi” sayılabilir. 2006/2

89
Soylulaștırıcıların semte yerleșmesi, yeni tüketim
alıșkanlıkları da beraberinde getirdi. Geleneksel
esnaf da, yeni orta sınıfın tüketim kalıplarına
uyarak, kendini yeniledi; kuaförler berberlere
dönüștü, gereksinimler çerçevesinde çok sayıda
kafe, bar, lokanta ve lüks tüketim ürünleri satan
dükkan açıldı. Hayvan besleme oranının oldukça
yüksek olduğu semtte, buna bağlı olarak çok
sayıda veteriner kliniği faaliyet göstermektedir.
Geleneksel yapılarını koruyan esnaf da, Cihan-
girlinin ilgisini çektiği ölçüde varlığını sürdür-
mektedir.17
Mekansal yenilenme, eski sakinlerinin yerlerinden
edilmesi pahasına gerçeklești. Bugün, Cihangir’de
sürdürülen soylulaștırma, çok görünür olmasa da
ciddi mekansal-sınıfsal çatıșmalara yol açmakta-
dır (Uzun, 2006, s.40). Bu durum pratikte, yeni
Cihangir’de Bir Sokak gelenlerin kira artıșına yol açarak ev sahiplerinin
Cihangir’de Soylulaștırmanın Sonuçları kiraları karșılayamayacak olan Cihangirlileri
Cihangir’de yașanan soylulaștırma süreci, İstan- çıkarmasıyla, ev sahibi olan eski sakinlerin artan
bul’da yașanan soylulaștırma süreçleri içinde emlak giderlerini karșılayamaması ya da soylu-
Batı’daki örneklere en çok benzeyen idi; bu çer- laștırıcıların önerdiği cazip fiyatları kabul ederek
çevede sonuçları da son derece tipikti: mekansal evleri satmaları șeklinde kendini göstermekte-
yenilenme, yeni orta sınıf soylulaștırıcıların dir. Bunun dıșında, bașta Fransızlar, İtalyanlar
yerleșmesiyle semtin tüketim geleneklerinde bir ve İngilizler olmak üzere çok sayıda yabancının
değișim, yükselen konut ve arsa değerleri ile eski Cihangir’den konut edinmek istemesi fiyatların
sakinlerin yerinden edilmesi. Soylulaștırıcıların çok yükselmesine neden olmuștur. Yerinden edil-
“yașam tarzları” açısından ise New-York’un meye ilișkin bir ikincil faktör de, kültürel uyum-
SoHo bölgesi ve Cihangir arasında paralellik suzlukla ilgili olabilir; sayıca azınlık durumuna
kurulabilir.16 düșen eski sakinlerin, soylulaștırıcıların “yașam
tarzlarından” rahatsız olarak semti terk ettikleri
Cihangir’de soylulaștırma, 1990’ların ortasın- düșünülebilir ancak yerinden edilme genellikle
dan itibaren hızlandı ve semtin çehresi büyük bir gönülsüz bir șekilde gerçekleșmektedir.
hızla değișmeye bașladı. Tașınılan konutlar hızla
yenilendi, sokaklar temizlendi ve beledi hizmetler
yıllar sonra tekrar yoğunlaștı. Cihangir Güzelleș- Sonuç
tirme Derneği’nin öncülüğünde, Cihangir parkı 1980’lerden itibaren, yapısal uyarlama politikaları
düzenlendi ve temizlik-çöp toplama ișleri düzene çerçevesinde Türkiye, büyük bir dönüșüm sürecine
sokuldu. Semtin sanatçı, aydın, mimar vs gibi kal- girdi. Küreselleșme sürecine dahil olarak dünya
burüstü sakinleri de Cihangir’in yeniden yapılan- pazarına eklemlenen ve dıșa açılan ekonomideki
dırılmasında kamuoyunun ve medyanın desteğini sektörel değișim, geniș sermaye akıșları ve yeni
sağladılar. 2000’ler bașında, eski Cihangir’den kapitalist üretim ilișkilerinin baskınlığı, her türlü
pek eser kalmamıșsa da, soylulaștırma süreci üstyapısal değișimi beraberinde getirdiği gibi,
günümüzde de aynı hızla sürmektedir. yeni tüketim kalıpları temelinde, yeni ekonomik

16
Șimșek, www.yasamdersleri.com
17
Aslında ilginç olan berberlerin kuaföre dönüșmesinden çok, nostaljik bir hava içinde eski geleneksel yapılarını koruyan esnafın da
Cihangir’de varlığını sürdürmesidir. Yeni orta sınıfını “nostaljik” düșkünlüğü ve “eskiyi tüketmeye” olan sevimsiz merakı bu konuda
PLANLAMA etkili oldu. Örneğin bugün, Cihangir’de geleneksel ev yemekleri yapan çok sayıda lokantaya, “Since 1965” gibi ifadelerle mekanın
2006/2 “eskiliğine” referans vererek Cihangirlileri kendine çeken muhallebicilere ve çorbacılara da rastlamak mümkündür.

90
sınıflar yarattı. Sermayenin kent mekanına dönü- İslam, Tolga “İstanbul’da Soylulaștırma: Galata
șüyle ve kentin sanayisizleștirme süreci içinde Örneği” yayımlanmamıș yüksek lisans tezi, YTÜ,
mekansal ayrıșma ve toplumsal çatıșma daha da 2003
derinlești. Giderek küresel bir kent haline gelen İslam, Tolga, “Merkezin Dıșında İstanbul’da
İstanbul’daki mekansal ayrıșmayı, kentin özgün Soylaștırma”, İstanbul’da Soylulaștırma Eski
karakteri göz ardı edilmeden, dünya kentlerindeki Kentin Yeni Sahipleri içinde. Derleyenler David
değișimlerle ilișkilendirmek mümkün olmaktadır. Behar, Tolga İslam, İstanbul Bilgi Üniversitesi
Bu çalıșmada, özellikle Cihangir semti üzerindeki Yayınları, İstanbul, 2006
incelemelerde soylulaștırma kuramlarının İstan- İslam, Tolga, “Tartıșmalar” İstanbul’da Cihan-
bul’da uygulanabilirliğini tartıșmaya çalıștım. Soylulaștırma Eski Kentin Yeni Sahipleri içinde.
Bu konuda farklı örnekler ve farklı soylulaș- Derleyenler David Behar, Tolga İslam, İstanbul
gir’de yașa-
tırma biçimleri karșımıza çıksa da, günümüzde Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2006 nan soy-
İstanbul’da soylulaștırmanın hızını almıș bir süreç lulaștırma
İslam, Tolga, “Galata’da Soylulaștırma:
olduğunu ve daha fazla akademik ilgiye mazhar
olması gerektiğini düșünüyorum.
Soylulaștırıcıların Demografik ve Kültürel süreci,
Özellikleri Üzerine Bir Çalıșma”, TBMOB Șehir
Plancıları Odası Kentsel Dönüșüm Sempozyumu
İstanbul’da
Son olarak, Cihangir’in soylulaștırmaya ilișkin
bütün kriterlere sahip olduğunu, soylulaștırma 11-13 Haziran 2003, YTÜ Yayınları, İstanbul yașanan
sürecini 1990’ların ortasından itibaren bütün Keyder, Çağlar, İstanbul: Küresel ile Yerel Arasında, soylu-
șiddetiyle yașadığını ve soylulaștırmanın tipik Çev. Sungur Savran, Der. Çağlar Keyder, Metis laștırma
sonuçlarının burası için de geçerli olduğu sonu- Yayınları, İstanbul 2000
cuna varmaktayım. Sürecin günümüzde henüz
süreçleri
Kumar, Khrishan, Sanayi Sonrası Toplumdan Post-
tamamlanmamıș olduğu düșünüldüğünde, gele- modern Topluma Çağdaș Dünyanın Yeni Kuramları,
içinde
cekte Cihangir’deki değișimleri, uzun vadedeki Çev. Mehmet Küçük, Dost Kitabevi Yayınları, Batı’daki
sonuçlarıyla beraber tartıșmak, semteki soylu- Ankara 2004. örneklere
laștırma sürecine daha nesnel ve daha geniș bir
Mulgan, Geoff, “Kentin Değișen Yüzü” Yeni en çok
perspektiften bakmamızı sağlayacaktır.
Zamanlar içinde. Derleyenler Stuart Hall ve Martin
Jacques, Çev. Abdullah Yılmaz Ayrıntı Yayınları, benzeyen
Kaynakça İstanbul 1995 idi; bu
Bailey, Nick; Robertson, Douglas, “Housing Ortaylı, İlber, Tanzimat Devrinde Osmanlı Mahalli çerçevede
Renewal, Urban Policy and Gentification”, Urban İdareleri (1840-1860), Türk Tarih Kurumu
Studies, April 01, 1997
sonuçları
Basımevi, Ankara 2000
Bali, Rifat “Sonuç”, İstanbul’da Soylulaștırma Eski
da son
Özden, Pelin Pınar, Kentsel Yenileme
Kentin Yeni Sahipleri, Derleyenler David Behar, Uygulamalarında Yerel Yönetimlerin Rolü Üzerine derece
Tolga İslam, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Düșünceler Ve İstanbul Örneği, Siyasal Bilgiler tipikti.
İstanbul, 2006 Fakültesi Dergisi, Ekim 2000-Mart 2001, Sayı:
Batu, Ayfer, “Eski Mahallelerin Sahibi Kim? Küresel 23-24, s.255-269
Çağda Tarihi Yeniden Yazmak”, İstanbul: Küresel Özden, Pelin Pınar, “Yasal ve Yönetsel Boyutlarıyla
ile Yerel Arasında içinde. Çev. Sungur Savran, Der. Șehir Yenileme Planlaması ve Uygulaması”, İTÜ Fen
Çağlar Keyder, Metis Yayınları, İstanbul 2000 Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, İstanbul 2002
Ergün, Nilgün, “Gentrification Kuramlarının Șen, Besime, “Soylulaștırma: Kentsel Mekanda Yeni
İstanbul’da Uygulanabilirliği”, İstanbul’da Bir Ayrıșma Biçimi”, İstanbul’da Kentsel Ayrıșma
Soylulaștırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, Mekansal Dönüșümde Farklı Boyutlar içinde.
Derleyenler David Behar, Tolga İslam, İstanbul Hazırlayan Hatice Kurtuluș, Bağlam Yayınları,
Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul 2006 İstanbul, 2005
Ergün, Nilgün, “Gentrification in İstanbul” Cities
Șengül, Tarık, “Siyaset ve Mekansal Ölçek Sorunu:
Vol 21, No 5,
Yerelci Stratejilerin Bir Eleștirisi”, Küreselleșme:
Featherstone, Mike Postmodernizm ve Tüketim Emperyalizm, Yerelcilik, İșçi Sınıfı içinde. Derleyen
Kültürü, Çev. Mehmet Küçük, Ayrıntı Yayınları, E. Ahmet Tonak, İmge Kitabevi Yayınları, İstanbul PLANLAMA
İstanbul 2005 2004 2006/2

91
Șimșek, Ali, “Yeni Orta Sınıf ve Söylem Yavuz, Nuran, “Gentrification Kavramını
Terminatörleri” www.yasamdersleri.com Türkçeleștirmekte Neden Zorlanıyoruz”,
İstanbul’da Soylulaștırma Eski Kentin Yeni
Thorns, David C., Kentlerin Dönüșümü: Kent Teorisi
Sahipleri içinde Derleyenler David Behar, Tolga
ve Yașam, Çev. Esra Nal, Hasan Nal, CSA global
İslam, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları,
Yayın Ajansı, İstanbul 2004
İstanbul, 2006
Urry, John, “ Örgütlü Kapitalizmin Çöküșü” Yeni
Zamanlar içinde. Derleyenler Stuart Hall ve Martin
Elektronik Kaynaklar
Jacques, Çev. Abdullah Yılmaz Ayrıntı Yayınları, http://en.wikipedia.org/wiki/Gentrification
İstanbul 1995 http://www.portphillip.vic.gov.au/understanding_
gentrification.html
Uzun, Nil, “İstanbul’da Seçkinleștirme
(Gentrification)”, İstanbul’da Soylulaștırma Eski http://members.lycos.co.uk/gentrification/
Kentin Yeni Sahipleri içinde Derleyenler David http://www.azizistanbul.com/gravur10/
Behar, Tolga İslam, İstanbul Bilgi Üniversitesi cihangir.jpg
Yayınları, İstanbul, 2006 http://www.sunsetistanbul.com/flatforrent/
Uzun, Nil, “Eski Kentte Yeni Konut Dokusu: map.jpg
Cihangir ve Kuzguncuk’ta Sosyal ve Mekansal www.ivan-herman.net/.../ htmls/DSC01758.html
Yenilenme”, İstanbul 2000 www.kentli.org/sss/gentrification

PLANLAMA
2006/2

92
İstanbul Kentinde Kentsel
Dönüșüm Projeleri ve Planlama
Süreçleri(*)

Tayfun KAHRAMAN TMMOB


Șehir Plancıları
Odası
İstanbul Șube

İ
stanbul da kentsel dönüșüm demek bir çok kentsel rant ile eș anlamlı olmadığını vurgularken Sekreteri
projeden, farklı dönüșüm metodlarından, de esas aldığımız; mesleğimizin bizlere verdiği
kentin her yerinde süren plan çalıșmaların- bilimsel perspektif ile doğruyu bulmak ve bu
dan bahsetmek anlamına geliyor. Bu anlamda doğruları söylemek oluyor.
İstanbul’da kentsel dönüșümden bahsetmek
Bu yazıda, bizler Șehir Plancıları Odası İstanbul
demek, tüm kenti içine alan bir yeniden yapı-
Șubesi olarak, bu kentte kentsel dönüșüm kavra-
lanma anlamına geliyor. İstanbul’un sanayileș-
mına bakarken yine bilimsel gerçeklerden hareket
mesini terk ettiği bu günlerde, kentin kendisi için
ederek; İstanbulda ki kentsel dönüșümün mekan-
tanımladığı yeni fonksiyonlar kente yeni bir anlam
sal biçimlenișini ve İstanbul’da gerçekleșen ya da
yüklerken mekan kendini bu yeni yapılanmadan
gerçekleșecek olan kentsel dönüșüm projelerini
soyutlayamıyor. “Küresel Kent İstanbul Vizyonu”
anlatacağız.
ile gündeme gelen bu yeniden yapılanma; İstan-
bul’da kentsel dönüșüm alt bașlığında ele alınsa
da mekan üzerinde mikro projelerden bütüncül İstanbul’da Kentsel Dönüșüm ve
planlara kadar değișik görünümler sergiliyor. Mekan
Bu yeniden yapılanma süreci, birçok alanda yeni Kentsel Dönüșüm kavramının İstanbul’daki
mağdurlar yaratırken, birçok alanda da yeni kent- ayrıcalıklı anlamına bakarken, sınırları belli
sel rant odakları halini alıyor. İstanbul da saldırgan olmayan bir kavramdan bahsediyoruz. İstanbul’da
bir șekilde yașanan süreçte; Odamız da tüm olup yapılan her kentsel müdahale, kentsel dönüșüm
bitene müdahil olup, șehircilik ilke ve esaslarına bașlığı altında ele alınırken, kavramın anlamı
ilișkin doğru bildiğini söylemeye çalıșırken, bir da dağılıyor. Kavram kentin bir köșesinde bir
çok kez çareyi mahkemelere bașvurmakta bulu- prestij projesi anlamına gelirken diğer bir köșe-
yor. Deprem karșısındaki kırılganlığı ve sağlıklı sinde yeni bir konut alanı șeklini alabiliyor. Bu
bir kentsel yașam sunma konusundaki eksiklikleri anlamda İstanbul da pek çok kentsel dönüșüm
nedeniyle bir çok kez biz șehir plancılarının da kavramı tasviri yapabiliyoruz. Her yerde her tür
eleștirilerine maruz kalan bu kentte, bizlerde proje Kentsel Dönüșüm tabiri altında ele alınarak
kentsel dönüșüm projelerinin gerekliliği vurgu- uygulamaya sokulurken, karșımıza gelen bir çok
sunu yaparken, bu dönüșümlerin yerleșimciler ile yasa ve yasa tasarısı da bu sınırları belli olmayan
birlikte gerçekleșmesi savımı sürekli yineliyoruz. kavramın daha da karmașık bir hal almasına
İște bu noktada, kentsel dönüșüm kavramının neden oluyor.

*
Bu yazı, TMMOB Șehir Plancıları Odası tarafından 18 Kasım 2006 tarihinde düzenlenen Kentsel Dönüșüm Sempozyumu’nda PLANLAMA
sunulmuș bildirinin genișletilmiș halidir. 2006/2

93
Kavramsal olarak bu șekilde bir dağınıklık sergi- bașka değișim senaryosundan da bahsetmek zor
leyen kentsel dönüșümün İstanbul’daki mekansal görünsede, bu tür müdahaleler kentin bütüncül
karșılığına baktığımızda da, bir çok farklı senaryo olarak ele alınmasını da güçleștiriyor.
karșılașıyoruz. İstanbul’un kentleșme tarihi ile
Yapılan İstanbul İl Çevre Düzeni Planı hakkında
çakıșan bu kentsel dönüșüm senaryolarının,
bu konu üzerinden genel bir değerlendirme olarak
mekansal hareketi bize bu tarihi yeniden yașatı-
belirtmek gerekir ki, İstanbul Büyükșehir Belediye
yor. Bu anlamda, İstanbul’da 50’lerde bașlayan
Bașkanlığının kamuoyuna yaptığı açıklamalara da
kentleșme pratiği ile kentsel dönüșüm projelerinin
yansıdığı gibi, bu Plan bir “arazi kullanım planı”
yer seçme tercihleri aynı düzlemde ilerliyor. İstan-
olarak hazırlanmıș ve bütünsellikten öte kenti
bul’da sanayileșme ile birlikte kentin mekansal
mikro bölgeler üzerinden tanımlanmıștır.
biçimleniși, yeniden tanımlanan fonksiyonuna
ilișkin mekansal biçimleniși ile aynı çerçevede Oysa, Planın ek dokümanlarında da ifade edildiği
ilerliyor. İlk kaçak yapılașmanın görüldüğü gibi, Planın, mekansal strateji planı tekniğinde
Zeytinburnu ilçesi, İstanbul’da kentsel dönüșüm hazırlanarak, arazi kullanım kararlarını yani kent-
dendiğinde de ilk akla gelen kentsel dönüșüm teki müdahale alanlarını belirtmek yerine temel
alanı oluyor. Aynı șekilde gecekondu alanları hedefleri, yasal ve yönetimsel altyapıyı, uygulama
olarak gelișen alanlarda yeni konut ihtiyacına araçlarını ve bir bütün olarak süreci planlamayı
yönelik yapılanacak alanlar olarak belirlenip öne alması ve katılımcı bir yöntem benimsemesi
kentsel dönüșüme muhattap oluyorlar. gerekmektedir. Planda çeșitli noktalarda izlenen
ayrıntılı arazi kullanım kararları, Planın stratejik
Bu günlerde yapılan plan çalıșmaları da bu
planlama tekniklerine uygun olarak hazırlan-
senaryonun gün yüzüne çıkmasına ıșık tutuyor.
madığını açık bir biçimde ortaya koyarken bu
İstanbul çehresini değiștirirken yeni bir mekan-
parçacıl yaklașımlarda az önce bahsedilen İstan-
sal kurgu yakalamaya çalıșırken, onaylanan
bul’un gelecek vizyonuna uygun kentsel dönüșüm
İstanbul İl Çevre Düzeni Planında da görüldüğü
müdahaleleri için zemin hazırlamaktadır.
gibi, kent kendini kentsel dönüșüm projeleri ile
yeniden üretiyor. Doğal sınırlarına dayanmıș ve Dolayısıyla, İstanbul’a ait üst ölçekli planın
daha fazla genișleme imkanı bulamayan kentte bir arazi kullanım kararları yerine, hedef, kapa-

İl Çevre Düzeni Planı

PLANLAMA
2006/2

94
site, süreç, kaynak, uygulama aracı, ve benzeri Kentsel Dönüșümün İstanbul’da
boyutları olan bir stratejik planlama anlayıșına Mekansal Görünümü
yönelmesi kaçınılmaz bir ilke iken hazırlanan
İstanbul’da kentsel dönüșümün kent bütününde
plan; İstanbul’a biçilen yeni rol doğrultusunda
mekansal dağılımına bakıldığında, bu proje ve
kentteki yeniden yapılanmaya ve dönüșüme
planların belli mekansal bașlıklar altında topla-
ilișkin bir kılavuz olmaktan öte gidememektedir.
narak özelleștiği görülmektedir. Kente biçilen
Bu kapsamda, konut alanları yanında; merkezi iș
yeni rol ıșığında kentsel dönüșüm projeleri,
alanı gelișmeleri bağlamında “Dubai Kuleleri” ve
mekan üzerinde farklı anlamlar barındırırken;
benzeri noktasal gelișmeler ile turizm hedefleri
bunlara bütünden bakıldığında da bu projelerin bir
bağlamında “Galataport”, “Haydarpașa Projesi”
birlerinden bağımsız, fakat rastlantısal olmadığı
gibi bütünsellikten yoksun kentsel dönüșüm
göze çarpakmaktadır. Küresel Kent İstanbul Viz-
kararlarına İstanbul Çevre Düzeni Planının kesin
yonu ile tetiklenen süreçte bu vizyonun yarattığı
bir biçimde üst ölçekli plan disiplini getirmediği
fonksiyonelleșme ihtiyacı, farklı alanlarda kent-
saptanmaktadır.
sel dönüșüm farklı anlamlar içermesine neden
İstanbul’da üst ölçekli mekansal strateji planın- olmaktadır. Buna göre İstanbul’un kıyıları bir
dan, kentsel tasarım ölçeğine kadar bir bütün sterilizasyon sürecine girerken, bir kentsel vitrin
olarak ele alınan, șeffaf, katılımlı ve devamlılığı halini almakta, diğer taraftanda kıyıda kalmayan
olan bir planlama örgütüne ihtiyacı olduğu tar- bölgeler yeni vizyonun ihtiyaç duyduğu konut
tıșılmaz bir gerçekken, gündem de olan kentsel alanlarına dönüșmektedir. Bu süreçte müdahale
dönüșüm amaçlı plan ve projeler de bu șekilde de bir taraftan Kamu İdaresi tarafından yapılırken,
bir yapılanma görülmemektedir. Sağlıklaștırmak diğer taraftan da kendiliğinden Kamu müdahalesi
ve yașanabilir bir kentsel altyapı sunmak üzere dıșında gerçekleșebilmektedir. Bu șekilde bakıldı-
kentsel dönüșüm ihtiyacı bizler tarafından da ğında da karșımıza șöyle bir tablo çıkmaktadır:
birçok kez dile getirilse de, bugün yașanan süreçte
bütünsellikten uzak ve katılımcı olmayan bir plan- • Kamu Müdahalesi ile Gerçekleșen Kentsel
lama anlayıșının bu ihtiyaçlara hizmet etmeyeceği Dönüșüm Proje ve Alanları
açıktır. - Kıyı Alanları

İlçeler

PLANLAMA
2006/2

95
- TEM ve E-5 Karayolları Arasında Kalan leyicidir. Bu alanlarda yapı bazında kendiliğinden
Konut Alanları olan bir yeniden yapılanma varken kendiliğinden
- Kent Merkezindeki Prestij Projeleri gelișen bir kentsel dönüșümden bahsedilebilmek-
tedir. Ayrıca bu alanlara ek olarak Haydarpașa
• Kamu Müdahalesi Dıșında Gerçekleșen
Liman Bölgesi, Kadıköy deki en önemli dönüșüm
Kentsel Dönüșüm Alanları
alanıdır. Beykoz ise Boğaziçi Bölgesi’nde kaldı-
- Soylulaștırılan Alanlar ğından önemli bir değișimle karșıya kalmıștır.
Bu tabloya bakarak yorumladığımızda kentin Yeni 1/1000 Uygulama İmar Planları yapılan
planlama açısından bir bütünlük sergilemese alandaki, Beykoz Deri Kundura, Pașabahçe
de, kentsel dönüșüm bașlığı altında mekansal bir gibi önemli sanayi yapılarının üretimlerine son
bütünlük ortaya koyduğu kolaylıkla söylenebilir. vermesi ile Beykoz’da yerleșmiș olan ișçi sınıfı
İstanbul Küresel Kent olma yolunda parça parça buradan ayrılmakta ve bu sanayi yapılarının
projelerle de olsa yeni șekillenișini gerçekleștir- bulunduğu alanlarda yeni projeler üretilmektedir.
mektedir. Buna Göre; Aynı zamanda bir çok yeni üst sınıf konut alanının
yapıldığı İlçe’de, bu konut alanları Orman Kanu-
nu’na ve Boğaziçi Kanunu’na uygunsuzlukları
Kıyı Alanları nedeniyle önemli tartıșmalara neden olmaktadır.
Çoğunlukla mevcut mekansal kullanımda da Sarıyer de Beykoz örneğinde olduğu gibi,
kentin üst sınıf yerleșimlerinin ve fonksiyon- Boğaziçindeki üst sınıf konut yapılașmasının yer
larının yer aldığı kıyı alanları, Tuzla’dan Bey- seçtiği alanlardan biridir. İstinye ve çevresindeki
koz’a Sarıyer’den Silivri’ye kentin tüm kıyıları gelișmeler, Amerikan konsolosluğu, İMKB Koç
boyunca aynı gelișme eğilimini göstermektedir. Üniversitesi gibi mekansal tetikleyiciler ile bir-
Genelde Kamu İdaresi müdahaleleri ile dönüșen likte üst sınıf konut ihtiyacını karșılayan uydu
bu alanlarda bulunan alt sınıf konut yerleșimleri, yerleșimler burada yer seçmektedir. Bu üst sınıf
eski sanayi alanları ve özellikle Silivri ve çevre- konut yerleșimi İstanbul’un kuzey ormanlarına
sindeki tarım alanlarındaki dönüșüm projeleri üst doğru ilerlerken, K. Armutlu, Derbent, Kazım
sınıf yerleșim ve fonksiyonlara ilișkin bir yeniden Karabekir Mahallesi, Sarıdağ, İstinye gibi alt
yapılanma göstermektedir. Kamu müdahalesi sınıf konut alanlarının da dönüșümlerini gündeme
dıșında gerçekleșen kentsel dönüșümlerin de, getirmektedir. Bu sınıflandırma içerisinde yer
diğer bir anlatımla soylulaștırılan alanların da, alan Beșiktaș’ta ise kentsel dönüșümü gündeme
hepsi bu kıyı bölgelerinde yer alan tarihi yapılı getiren en büyük tetikleyici Sarıyer’den bașlayıp,
çevrede gerçekleșmektedir. Șișli üzerinden Büyükdere Caddesine inen yoğun
Mekansal olarak bu alanların görünümlerine gökdelen ve ofis yapılanmasının Beșiktaș’a yönel-
bakarsak; Pendik, Kartal, Maltepe’de E-5 mesidir. Karanfilköy gibi üst sınıf konut alanları
(D100) Karayolu güneyinde özellikle boș kalmıș arasında kalmıș olan gecekondu bölgelerinde
olan kamu arazileri ve sanayi alanları üzerinde kentsel dönüșüm projeleri hazırlanmaktadır.
projeler olduğu göze çarpmaktadır. Örneğin Kağıthane çevresinde yer alan gökdelenlerin
kamuoyunca da tartıșılan Zaha Hadid’in Kartal etkisi ile kendiliğinden dönüșürken, diğer taraf-
Sahilindeki projesi sanayi alanlarının dönüșü- tanda Kağıthane Deresi etrafındaki sanayinin
müne ilișkin örneklerden biridir. Maltepe’de de buradan kaldırılması gibi müdahaleler ile yapılı
eski sanayi bölgelerinde özellikle eski mermer çevresini değiștirmektedir. Nurtepe, Güzeltepe
gibi mahallelerde yerleșimci profilleri MİA’nın
ocaklarının bulunduğu alanlarda benzer dönü-
etkisi ile büyük değișimler göstermekte, İstanbul
șümler yașanmakta ve yapılan plan çalıșmaları
Büyükșehir Belediyesi İktisadi Teșekkülü olan
ile de bu dönüșümler kontrol edilmektedir.
Kiptaș bölgede yıkımlar ile ilerleyerek ve yeni
Kadıköy’de Kayıșdağı ve Fikirtepe de çokça üst sınıf konutlar inșa etmektedir. Șișli bölgesi,
konușulan kentsel dönüșüm alanlarından olsada kentin Merkezi İș Alanında kaldığından burada
bu bölgelerde herhangi bir plan yada proje gün- yer seçen merkezi iș alanı fonksyonları bölgenin
deme gelmemiștir. Fakat Kozyatağı’nda olduğu çehresini hızla değiștirmektedir. Aynı zamanda,
gibi, yeni gelișen yer seçimleri ve fonksiyonel Kuștepe, Seyrantepe gibi bölgelerde yapılan pro-
PLANLAMA
2006/2 yeniden yapılanma, Kadıköy’deki en büyük tetik- jeler bu değișimlerin tetikleyicisidir.

96
Beyoğlu bölgesinde ise kentsel dönüșüm dendi-
ğinde kavramın bir çok anlamı mekan üzerinden
okunabilmektedir. Galataport gibi önemli prestij
alanları burada yerleșmeye çalıșmakta, Tarla-
bașı Bölgesi “5366 Yıpranan Tarihi Ve Kültürel
Tașınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması
Ve Yașatılarak Kullanılması Hakkında Kanun”
uyarınca ilan edilen dönüșüm bölgeleri ile Hacı
Hüsrev, Tophane, Dolapdere, Okmeydanı kısmen
yapılan projeler kısmende çevrelerinde yer alan
tetikleyiciler ile dönüșürken, Galata, Cihangir,
İstiklal Caddesi ve çevresi soylulașmaktadır.
Tarihi Yarımada yani Eminönü ve Fatih İlçelerine
baktığımızda da, bu alanda dönüșümü tetikleyen
ana etmenin İstanbul’un Küresel Kent Vizyo-
nu’nda buraya biçilen Kültür ve Turizm Merkezi Tarihi Yarımada

rolü olduğu görülmektedir. Turizm bașlığı altında


yeniden yapılanma sürecinde de, Tarihi Yarıma-
rilecek olan çoğunlukla yoğun turizm tesisleri
da’daki kentsel dönüșüm projeleri fiziki durumun
șeklindeki yeni radikal fonksiyonlar ile Tarihi
iyileștirilmesi ve sosyal yapıda yașanan değișimler
Yarımada yașatılamayacaktır. Son olarak 18. yy.
çerçevesinde șekillenmektedir.
da konut alanları ve onlara servis veren donatılar
Tarihi Yarımada da 1950’lerde yapılan ulașım ile șekillenen Tarihi yarımada da getirilen yoğun
müdahaleleri ile MİA nın buraya tașınması turizm fonksiyonu buranın tarihi ile olan bağını
buradaki tarihi dokuyu bozarken, Aksaray etra- da koparacaktır. Tarihi Yarımada da yer alan
fındaki yapılanma buraya yeni yapılașmaları gün- bu alanlar, kaçınılmaz olarak Sultanahmet gibi
deme getirmiștir. 50 lerde bașlayan tarihi yapılı turizm gettolarına dönüșecektir. Müze kent örne-
çevredeki bozulmalar ve köhneleșme bugünlere ğinde yapılmak istenende Süleymaniye yi yeni bir
kadar devam etmiș ve müdahale edilmesi bugün turizm gettosu haline getirmektir. Unesco heyeti-
kaçınılmaz hale gelmiștir. nin İstanbul’a yaptığı son inceleme gezisinde en
Bu müdahale ihtiyacı doğrultusunda yapılan çok vurgu yaptığı noktada bu olmuștur.
müdahaleler ile orta sınıfın 20 yıl önce terk ettiği Sulukule
bu alanda, mevcut sosyal haritanın yeniden çizil-
mesi istenmektedir. Bizim sorduğumuz soru ise
bu alandaki sosyal haritayı yeniden mi çizmek
gerekir yoksa mevcudu korumak mı? Birinci yak-
lașım dünyadaki diğer tarihi çevre örneklerinde
görüldüğü gibi doğru bulunmamaktadır. Tersine
bu örneklerde de olduğu gibi buraları mevcut
sosyal yapısı ile korumak gerekmektedir. Sulu-
kule’de olduğu gibi Tarihi Yarımada’daki benzer
üst sınıf konut alanı yaratmak amaçlı projelerden
kaçınılmalıdır.
Diğer bir taraftan da Tarihi Yarımada da gerçek-
leșen kentsel dönüșüm projlerindeki en büyük
tehlike burda önerilen ve planla gelen radikal
fonksiyon değișiklikleridir. Șunu unutmamak
gerekir ki, Tarihi Yarımada dini, kültürel, sosyal
tesisleri ve sivil mimari örnekleri ile organik bir PLANLAMA
yașamın olușturduğu bir bütündür. Buraya geti- 2006/2

97
Tabiki son olarak İstanbul da Tarihi Yarımada arasında kalan konut alanları çoğunlukla kaçak
mevcut dokusu ile önemli bir tarihi kentsel yapılașmaların olduğu alanlardır. Bu alanlarda
çevre sunsa da, onun altında bu kentin bașka bir mevcut konut dokusu sağlıklı bir kentsel alt-
tarihi daha vardır. Tarihi Yarımada’nın altında yapı sunmazken kentsel dönüșüm projelerini de
yatan önemli bir arkeolojik miras varken Tarihi kaçınılmaz olarak gündeme getirmektedir. Fakat
Yarımada’yı sadece mevcut tarihi dokusu ile gündemde olan neredeyse tüm projeler yerleșimci
düșünmekte yanlıș olacaktır. Dünyaya korumak profillerini de değiștirmek amaçlıdır. Bu alanlarda
İstanbul’un için söz verdiğimiz bu kültürel mirasımıza da yapılması düșünülen projeler ve onaylı yada onay-
yeni viz- sahip çıkmamamız gerekmektedir. Fakat Metro sız plan çalıșmaları yerleșimcilerin bu alanlardan
ve Marmaray gibi projelerle bu mirasa nasıl sahip tașınmasını öngörmektedir. İstanbul’un yeni viz-
yonu doğ- çıkamadığımızın örneklerini sergilemekteyiz. yonu doğrultusunda sanayinin desantralizasyonu
rultusunda Zeytinburnu’nun İstanbul’un deprem gerçeği ile birlikte mavi yakalı ve vasıfsız iș gücünün yer
sanayinin ile birlikte kentsel dönüșüm için pilot bölgesi seçtiği bu alanlarda önemli bir sosyal değișim bek-
desantra- seçilmesi bir rastlantı değildir. Ali Müfit Gur- lenmekte ve konut alanlarında bu doğrultuda bir
tuna’nın 99 Marmara Depremi öncesi İstanbul yenilenme sağlanmaya çalıșılmaktadır.
lizasyonu 2023 kent vizyonu için kullandığı; “Kozmozlaș-
ile birlikte mıș Kentlerin Vizyon Projeleri”, “Bir Uygarlık İstanbul’da 1950 lerde yașanan ilk sanayileșme
Atağı Projesi: Mega Kentsel Dönüșüm Projesi” atakları ile, yeni göçerler barınma ihitiyaçlarını
mavi yakalı karșılamak amacıyla bu alanlarda kendilerine
gibi kavramlar, Marmara Depremi ile değișerek;
ve vasıfsız İstanbul’un kentsel dönüșüm projeleri ile depreme yer seçip gecekondularını inșa ederken olușan
iș gücü- hazırlanması halini almıștır. Deprem öncesi ilk kamu, sermaye, gecekondulu dengesi bugünlerde
müdahale edilmesi düșünülen alan Zeytinburnu bozulmuștur. Bu yeni göçerlerin konut ihtiyacını
nün yer
iken, Deprem sonrası projelerde de ilk müdahele karșılamak üzere kentsel altyapıya yatırım yapa-
seçtiği bu alanı Zeytinburnu olmuștur. mayan kamu ve iș gücü ihtiyacını bu yeni göçerler
alanlarda Zeytinburnu’nda bugün görülen kaçak yapılașma,
ile karșılayan sermaye yapıları; göçerlerin konut
önemli ihtiyaçlarını kendilerinin karșılamasına göz
Zeytinburnu için çok yeni bir olgu değildir. 17.
yumarken, İstanbul’un sanayileșmeyi dıșlayan
bir sosyal yy.’a bakıldığında Zeytinburnu’nun ilk kaçak
küresel kent vizyonu ile buna ihtiyaç kalmamıș-
yapılar ile tanıștığı görülür. İstanbul’da ilk üretim
değișim yapılanması ile birlikte ilk manifektür üretimi tır. İstanbul kentleșmesi böyle bir denge üzerinde
beklen- burada yer seçmiș ve kentin ilk sanayi alanı iken bu denge, 80 sonrası yeni zamanlar olarak
teorize ettiğimiz süreç ile birlikte bozulmuș ve ilk
mekte yapılmaması ile bu alanda ilk kaçak yapılașmalar
görülmüștür. Sonrasında ise İstanbul’un yașadığı olarak sermaye, sonrasında da kamu bu dengede
ve konut değișimlerin ilk izleri hep Zeytinburnu’nda görül- aldıkları konumlarını terk etmișlerdir. 50 yıldır var
alanlarında müștür. Bugünlerde ise yeni İstanbul kurgusu ile olan bu dengenin bozulması da bu kaçak yapıla-
bu doğrul- birlikte, Zeytinburnu da üst sınıf bir mağazacılık șan alanlardaki yerleșimci profilini değiștirmek
fonksiyonu ile üst sınıf bir konut yerleșimi için eğilimli kentsel dönüșüm projelerini gündeme
tuda bir hazırlanmaktadır. Bakırköy ise Bakırköy Bele- getirmektedir.
yenilenme diyesi’nin bina güçlendirme projeleri ile Zey-
İște bu süreçte de Bașbakanlık Toplu Konut
sağlanmaya tinburnu’nun tersine farklı bir yol izlemekte ve
İdaresi (TOKİ) kamu adına devreye girmekte
deprem karșısında topyekün bir dönüșüm yerine
çalıșılmak- konut alanlarının rehabilitasyonunu benimsemek-
ve bu alanlardaki dönüșümlerin tetikleyicisi
tadır. olmaktadır. Kendisine yasal çerçeve ile verilen
tedir. Küçükçekmece’de de sahilde yer alan sanayi
tesislerinin ve konut alanlarının olduğu bölge, bir rolle birlikte bir Kamu İktisadi Teșekkülü (KİT)
yarıșma sonucu elde edilen proje ile kentsel dönü- misyonu üstlenen kurum bu alanlardaki kamu
șüme muhattap olacaktır. müdahalelerini gerçekleștirmektedir. Kentin
boș alanlarında ya da özel mülkiyetteki büyük
arazilerinde sermaye șirketleri kendileri proje
TEM ve E-5 Karayolları Arasında ve uygulamalar yaparken, kentte proje yapılması
Kalan Konut Alanları riskli olan gecekondu alanlarında, TOKİ devreye
Kıyı alanlarından daha iç bölgelerde ve kentin girmektedir. TOKİ’nin ișlevi ise burada kamu
PLANLAMA
2006/2 iki önemli aksı TEM ve E-5 (D100) karayolları kaynaklarını hukuki zeminden yani kendisine

98
kanun ile verilen hukuki haklardan yararlanarak, olsa da kentsel dönüșüm projeleri hayata geçiril-
ihaleler ile sermayeye aktarmaktır. Kentteki yeni memiștir. Küçükçekmece ve Avcılar da ise Olimpi-
denge böyle bir zeminde olușurken, bu alanlarda yat Stadı ve Olimpiyat Köyü dönüșümün en büyük
yapılan plan ve projelere baktığımızda șöyle bir tetikleyicisidir. Avcılar da Florya Alt Bölgeleri bu
tablo karșımıza çıkmaktadır: nedenle kentsel dönüșüm projeleri kapsamında ele
alınırken, Küçükçekmece de Altınșehir, Ayazma,
Tuzla’da E-5 Kuzey ve Güneyinde yapılan plan
Kayabașı ve Cennet Mahalleleri bu süreçten etki-
çalıșmaları devam etmekte ve bu plan çalıșma-
lenmekte, projeler gerçekleștirilmektedir.
ları büyük bir yeniden yapılanmayı gündeme
getirmektedir. Pendik’te ise özellikle İstanbul
Park Formula 1 pisti, burada yer alan yat limanı, Kent Merkezindeki Prestij Projeleri
Sabancı Üniversitesi ve Sabiha Gökçen Havali- İstanbul’da kentsel dönüșüm denildiğinde, akla
manı buradaki dönüșümü tetikleyen faktörlerdir. gelen kentsel dönüșüm bölgeleri de kentte “küre-
E-5 kuzeyinde yer alan bölgeler, özellikle Aydos, sel kent vizyonunun” steril mekanlarını oluștura-
Sülüntepe ve Ertuğrul Gazi Mahalleleri, yapılan cak olan prestij projelerinin yapılması planlanan
planlarda görüldüğü gibi kentsel dönüșüm süre- alanlardır. Kamu mülkiyetinde olan boș alanlarda,
cinde en çok etkilenecek alanlardır. Kartal’da yine kamu mülkiyetindeki değișik fonksiyonları
da Pendik gibi E-5 kuzeyinde yeni imar planları olan tesis alanlarında ve sermaye kurulușlarına ait
üretilmekte ve bu planlarda Yakacık ve çevresi büyük sanayi alanlarının bulunduğu bölgelerde
ile Hürriyet Mah. kentsel dönüșüm alanı ilan yer seçen bu projeler, kent için önemli dönüșüm
edilmektedir. Maltepe’de benzer bir süreç izler- alanları olarak tariflenmektedir. Bu alanlar üzerin-
ken E-5 Kuzey’inde yer alan Gülsuyu, Gülensu den de küresel kent imajına uygun olarak kentin
ve Bașıbüyük Mahalleleri kentsel dönüșüm alanı pazarlanması beklenmekte ve pazarlama alanları
ilan edilmiștir. Özellikle Bașıbüyük te TOKİ yaratılmaktadır. Bakıldığında da bu projelerden
tarafından hazırlanan Bașıbüyük Toplu Konut bahsedilirken yayın organlarında da yer verildiği
Alanı Planları onanarak projeye bașlanmıștır. gibi projelerin yüklenicileri büyük ve uluslararası
Diğer taraftan da yapılan planlara askı sürecinde sermaye kurulușlarıdır.
1130 itiraz olmuș ve bu itirazların arkasından 32
Bu süreçte de, Türkiye küreselleșme pratiğinde
ayrı dava açılmıștır. Bu süreçte de plana katılımcı
çok önemli görevler biçilen İstanbul, yeni ve
bir imar planı yapım süreci izlenmesi gerektiğini
dönüștürücü küresel kent imajı ve prestij proje-
belirten plan notları eklenmiștir ve yeni planla- leri ile bir yașam alanından çok pazarlanabilir bir
rın yapım süreci devam etmektedir. İlçenin diğer
kuzeyde kalan bölgelerinde ise aynı durum söz Bașıbüyük
konusu iken buralardan çok fazla ve örgütlü bir
itiraz gündeme gelmemiștir. İlçede Yeditepe ve
Maltepe Üniversiteleri ile TEM Karayoluna E-5
(D100) Karayolunu bağlayan bağlantı yolunadaki
Kayıșdağı geçidi kentsel dönüșüm projeleri için
önemli tetikleyicilerdir. Bu bağlantı yolu üze-
rinde TOKİ haricinde bir çok sermaye grubu
konut projelerini devam ettirmektedir. Ümra-
niye’de ise, TEM in etkisi ile gelișen yerleșim,
Le casaba gibi üst sınıf yerleșimlerin ve büyük
alıșveriș merkezlerinin Ümraniye’de yer seçmesi
ile bir dönüșüm gerçekleșmektedir. A.Dudullu,
Y.Dudullu, Esenler, Ihlamurkaya, Yeni Çamlıca
Mahalleri Nazım İmar Planı önemli bir kentsel
dönüșümü vurgulamaktadır.
Avrupa Yakasında, Eyüp, Güngören, Bağcılar,
PLANLAMA
Esenler, Bahçelievler üzerinde spekülasyonlar 2006/2

99
meta olma yolunda ilerliyor. Çok az șeyin meta- sadaki “kıyı” kavramına aykırı yapılașmalara izin
laștırmadan kaçabildiği günümüz koșullarında, verirken bu alanlar için hazırlanan yasal çerçeve
İstanbul’un da metalaștırılamayacak bir nesne “Kruvaziyer Liman” tanımı ile Türkiye’nin tüm
olmadığını, İstanbul’un rantiyeci bir üslupla kıyılarını tehdit ediyor. TMMOB Șehir Plancıları
nasıl pazarlanabileceğini kent merkezinde yer Odası olarak daha önce dava konusu ederek iptal
alan prestij projeleri ile birlikte bizlerde tecrübe ettirdiğimiz yönetmelik sonrası yasa içerisine
ediyoruz. Galataport, Haydarpașa, Dubai Kuleleri, alınan kruvaziyer liman tanımı bu alanlarda yoğun
Zincirlikuyu Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü yapılașmalara zemin hazırlıyor. Uluslararası turist
Arazisi, Kanyon Alıșveriș Merkezi gibi projeler, gemilerinin uğrak yeri olması beklenen limanlara
bir taraftan kentin “Küresel Kent Vizyonuna” izin verilmesi tüm taraflarca yanlıș bulunurken,
yarașır steril mekanlar yaratırken diğer taraf- bunlara kulak tıkayan kamu idaresi projeleri
tanda, kentin pazarlanmasını tecrübe etmemize sürdüryor.
yardımcı oluyor. Aynı zamanda bu projeler ile
Diğer taraftan da benzer projeler, kentin belli
birlikte bulundukları çevreler önemli dönüșümlere
noktalarında konușulmaya ve projelendirilmeye
hazırlanıyor. Fakat kent merkezinde yer alan ve
devam ediyor. Son günlerde yine basında kendine
dönüșümleri ile birlikte kentte önemli merkezler
çokça yer bulan “Dubai Kuleleri”nin yapılacağı
halini alabilecek olan ve kent için dönüșümleri
İETT garajı, Karayolları 17. Bölge Müdürlü-
kaçınılmaz olan bu alanlar kamu yararına kulla-
ğü’nün Zincirlikuyu’da yer alan arazisi, bizlere
nılmak yerine uluslararası sermayenin iștahını
bu metalașma öyküsünün güzel örneklerini gös-
kabartacak șekilde pazarlanıyor.
teriyor. 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’na, meri
Bu projelerden ikisi olan Galataport ve Haydar- imar planlarına ve İstanbul İmar Yönetmeliği’ne
pașa da Kruvaziyer Liman olarak tanımlanan bu aykırı olan projeler, merkezi idarenin onayladığı
süreç, kentin diğer merkezlerinde simge gökdelen- imar planları ile gündemimize girerken merkezi
ler ve alıșveriș merkezleri halini alıyor. Özellikle hükümetinde İstanbul’daki dönüșümlerde ne
Galata ve Haydarpașa da yapılan projeler Anaya- kadar etkin rol oynadığını gösteriyor.

PLANLAMA
2006/2 Galataport

100
İstanbul Metropolünün en önemli bir noktala- kırılgan olan ve bizim hep bahsettiğimiz sağlıklı
rında, Boğaziçi alanı ve kamu yararı açısından bir kent yașamını sunmayan bu kentsel altyapı-
önem arzeden bölgelerde bulunan, konumlarının nın dönüșüm yașaması kaçınılmazdır. İște burada
yanında büyüklükleri ve kamu elinde bulunmaları plancılara düșen görev kamu yararını gözeten,
nedeniyle planlama sürecinin öngördüğü çalıș- katılımcı ve ikna edici bir planlama anlayıșı ile bu
malar açısından daha hassasiyetle yaklașılması kenti ele almak olacaktır. Aksi bir durum İstanbul
gereken bu alanlarda yapılan Nazım İmar Planı için düșünülemezken, plancıların bu alanları terk
değișikliğinde bırakınız hassasiyeti yönetmelik- etmesi ve müdahale etmekten kaçınması da, ya
lerin öngördüğü ve planlama bilimi ve süreci deprem sonucu ölümler ya da daha da sağlıksız-
açısından zorunlu kurallara bile uyulmuyor. lașan bir kent yașamı sonucunu doğuracaktır.
Bu ve benzeri bir çok örnek kentte projelendiril- İstanbul kentleșmesini Türkiye kentleșmesinin
meye ve planlanmaya devam edilirken bizlerde siyasal boyutuna vurgu yapmamızı gerektiren
TMMOB Șehir Plancıları Odası İstanbul Șubesi bir süreç olarak ele alsakta, bu kentte yașanan bu
olarak doğru bildiklerimizi söylemeye devam edi- sorunların bir tarafında da biz șehir plancılarının İște burada
yoruz ve Șube olarak tüm projelerin, bașından olduğunu kabul ederek İstanbul da yașanan yeni plancılara
sonuna kadar șehircilik ve planlama boyutları ile süreçte kentsel dönüșüm projelerinde alacağımız
değerlendirmeye tabi tutarak takipçisi oluyoruz. görevlerimizi iyi tayin etmemiz gerekmektedir. düșen
Bir taraftan davalar ile mücadelemizi sürdürürken, Bu görevi tayin ederken de, değișen planlama görev
diğer taraftan da dönüșümün İstanbul’da ki bir paradigmasının ișaret ettiği çoğunluk yararı kamu
bașka boyutunu gösteren bu projeler aracılığıyla, arayan, katılımcı ve ikna edici bir planlama modeli
“Eğrisiyle Doğrusuyla Galataport” panelinde öne sürememiz kaçınılmaz olacaktır.
yararını
olduğu gibi, İstanbul’u tartıșmaya açarak tavrı- gözeten,
Tüm meslek camiamızında kabul ettiği gibi
mızı ortaya koyuyoruz.
60’ların mekanik diye tabir edebileceğimiz plan- katılımcı
lama anlayıșı bugünün kentlerinde terk edilmiș ve ve ikna
Değerlendirme ve Sonuç değișen planlama paradigması çerçevesinde yeni- edici bir
İstanbul’da Küresel Kent Vizyonu ve Deprem den belirlenmiștir. Bugün İstanbul’da uygulanan
ile gündeme gelen kentsel dönüșüm projelerinde kentsel dönüșüm projeleri de çoğunluk yararı
planlama
ve İstanbul’un yeniden șekillenmesi așamasında, ve katılım gibi olguları içermemektedir. Plan anlayıșı ile
sadece bu vizyonu ve bu vizyona ilișkin kentin yapım süreçleri ve yapım șekilleri yasal yönetsel bu kenti
yeniden șekillenmesini tek bașına ele almak çerçeve de bu șekilde tanımlansa da, uygulamalar ele almak
anlamsız olmaktadır. Kent mekanında dönü- göstermektedir ki bu projeler çoğunluğa rağmen
șümün gündeme gelmesinin bir anlamının bu yapılmaktadır. Katılım kavramı üzerinden yapılan olacaktır.
vizyon etrafında kenti yeniden șekillendirmek uygulamalarda, yerleșimcileri çaresiz bırakıp razı
olduğu ve bu sürecin kent için doğruları gös- etmekten öte gidememektedir.
termediği bizlerinde kabul ettiği bir gerçektir.
Sonuç olarak, kentsel dönüșüm ve planlamanın
Fakat sağlıklı bir kentsel altyapı sunamayan ve
İstanbul’da kaçınılmaz olduğunu kabul ettiği-
bazı alanlarda yașamayan eski fonksiyonları
mizde, çoğunluk yararı arayıșının ve katılımın
nedeniyle köhneleșen bu kentte, bu değișimin
kentteki dönüșümün ortak payda da gerçekleș-
yani kentsel dönüșüm uygulamalarının gerektiği
mesi için tek yöntem olduğunu da kabul etmemiz
biz plancıların da kabuludur.
gerekmektedir. Bu bağlamda da, șehir plancılarına
Burada yine biz plancıların kamu yararını göz düșen görevde bugün sürdürülen kentsel dönü-
önüne alarak uygulamalara imza atmamız șüm projelerindeki hatalara düșmeyerek kentteki
İstanbul’da bu süreçte yaratacağımız en büyük ikna edebilme kapasitelerini ortaya çıkarmak
etki olacaktır. Depremsellik karșısında oldukça olacaktır.

PLANLAMA
2006/2

101
Baykan Günay arșivi 2000’li yıllar, Ankara

PLANLAMA
2006/2

102
Yıkılmayı Bekleyen Gecekondular:
Eyüp İlçesi Güzeltepe Mahallesinde Bir
Konut Bölgesi!(*)

Șükrü ASLAN Sosyolog,


Mimar Sinan GSÜ,
Öğretim Görevlisi

A
skeri bölgeler hariç tüm kamu arazileri1 Dıșlama Söyleminin Bugünü ve
ve eski kent merkezlerini de kapsayan Tarihsel Arkaplanı
“Dönüșüm Alanları Yasa Tasarısı”nda
Gecekondunun, sadece siyasal söylem içinde
görüldüğü gibi, dönüșüm projelerinin hedef
değil, gündelik söylemde de çoğunlukla dıșlama
seçtiği alanlar içinde gecekonduların özel bir
yer olușturduğu gözlenmektedir. Öte yandan söylemi ve zihniyeti çerçevesinde tarif edilmesi,
gecekondu tarih oluyor, șehirler gecekondu- her șeyden önce onun bir konut türü olarak savu-
lardan temizlenecek, gecekondu devri bitiyor nulmasını neredeyse olanaksızlaștırmaktadır. Söy-
vb. gecekonduyu dıșlayan ve daha çok iktidar lemin içeriğine baktığımız zaman gecekondu ve
kaynaklı olduğu gözlenen söylemin yaygınlaș- gecekondulunun; “ilkel”, “gelișmemiș”, “cahil”,
tığı bu dönemde gecekondu alanlarının gözden “eğitimsiz”, “șiddet yanlısı”, “kaba”, “yıkıcı” vb.
çıkarıldığı yönünde güçlü bir yargı olușmaktadır. kavramlarla anılması neredeyse olağan bir hal
Son iki yılda özellikle İstanbul Pendik, Çekmece almıș durumdadır. Siyasal söylemde, bu yargı,
ve Bakkalköy’de yașanan gecekondu yıkımı dene- gecekondu bölgelerini, “kentlerin çevresini kușa-
yimleri de bu yargıyı pekiștirmektedir. tan bir ur”2 olarak bile tarif edilebilmektedir.
Kușkusuz bu, tümüyle yeni bir durum değildir. Bu söylemin toplumsal etkisi o kadar güçlüdür ki
Tarihsel ve toplumsal bir sorun olarak baktığı- gecekonduluların birbirlerine yönelik algıları da
mızda gecekonduları ve gecekondu alanlarını
büyük ölçüde bu zihniyetin etkisi altında biçim-
hedef haline getirme sürecinde etkili olan diğer
lenmektedir. Gecekondulu kısmen değișime
faktörlerin yanısıra, üç temel faktörden söz edebi-
uğradıkça kendisinden sonra gelen “köylüleri”
liriz. İlki “kentli” bir imge sayılmaması nedeniyle
gecekonduyu dıșlayan söylemin yarattığı güçlü suçlamaya bașlamakta; kentin bozulmasından,
düșünsel etki, ikincisi bir konut türü olarak yașam șartlarının ağırlașmasından, kalabalık ve
gecekondunun geçmișteki ișlevini yitirmesi ve yığılmadan onları sorumlu tutmaktadır. Ama
son olarak eski gecekondu alanlarının, sermaye önceki örneklerde olduğu gibi yoksulluk nöbetini
birikim süreçleri için yeni ve anlamlı mekanlar onlara devretmeyi3 ve onlar üzerinden sermaye
haline gelmesidir. yapmayı da sürdürmektedir.

*
Bu yazı, TMMOB Șehir Plancıları Odası tarafından 18 Kasım 2006 tarihinde düzenlenen Kentsel Dönüșüm Sempozyumu’nda
sunulmuș bildirinin genișletilmiș halidir.
1
Dönüșüm Alanları Yasa Tasarısı Madde 5
2
R.Tayyip Erdoğan’ın TOKİ 1. Konut Kurultayında yaptığı konușmadan, Hürriyet, 9 Nisan 2006 PLANLAMA
3
Oğuz Ișık- Melih Pınarcıoğlu; Nöbetleșe yoksulluk, İletișim Yayınları, 2002 2006/2

103
Türkiye’de sözkonusu dıșlama söyleminin tarihini ikamet edenlerin sınıfsal yapıları bakımından
belki de en fazla gecekonduların bașladığı döneme köylü ya da yarı köylü olduklarına ilișkin vurgu
kadar götürebiliriz. Bununla birlikte, uygarlık ve olduğu görülecektir. Bu konuda yapılmıș ilk çalıș-
kent ilișkisi üzerinden yapılan tartıșmada görül- malarda gecekondu ailesi, toplumsal alıșkanlıklar
düğü gibi bu söylemin daha eski ve temelli top- ve değerler bakımından bir ucu köyde, öbür ucu
lumsal ve düșünsel nedenleri olduğunu söylemek kentte iki aile tipi” olarak tarif edilmiș7 ve bu yargı
mümkün gözüküyor. sonradan yapılacak olan hemen bütün araștırma-
larda da dile getirilmiștir.8 Dıșlama söylemini
Batıda 18. yüzyıldan beri uygarlık kavramının
benimsemeyen çalıșmalarda da sınıf yapısına
karșılığı olarak “civilization” sözcüğü “incelt-
vurgu yapılmıș gecekondudaki yașam tarzının
mek”, “soylulaștırmak” anlamında kullanılır.4
kökeninde kırsal kesimdeki feodal yapının
Bu, aynı zamanda kabalıktan kurtulmaya denk
dönüșmesiyle ișsiz kalan köylülerin bulunduğu
düșen bir anlatımdır. Civilization ve batıda önemli
vurgulanmıștır.9
Kent bir toplumsal birim olarak city (kent) sözcükleri
imgesi; de latincede yurttaș anlamına gelen “civitas”dan Bütün bu çalıșmalar aslında kentte yașayan ama
gelmektedir. Aynı șekilde modern dönemdeki kentli olamayan bir toplumsal kitlenin varlığına
gökdelen- “civily” ya da kentli yurttaș anlamına gelen “citi- ișaret etmișlerdir. Kent ve kentli kültürü bu
ler, toplu zen” sözcüklerinin kökeni de buradan gelir. Böy- ortamda kendisini inșa ederken karșıtını da tanım-
konutlar, lece uygarlık ve kent arasında tarihsel/toplumsal lamıștır. Burada karșıtı temsil eden unsur mekan
bir ilișki kurmak mümkün gözükmektedir.5 olarak gecekondular ve sınıf yapısı yarı köylü olan
büyük iș gecekondululardır. Bu durum, gecekondulașma
ve ticaret Uygarlık burada kendini tanımladığı gibi karșı-
sürecinde sistemin rolünü devre dıșı bıraktığı
tını da tanımlar. Yani kentsel olmayanı, kır ve
mer- köylüyü. Özellikle 1750’lerden sonraki dönemde,
ölçüde, bu kesimlerin kentlileșememesini asli
sorun ya da ödev olarak algılamamıza katkıda
kezleri, kentlerle toplum ve uygarlık arasında bağa vurgu
bulunacak uygun bir zemin yaratmıștır.
köprüler, yapmak ve kırsal alana ilișkin olanı küçümsemek
ya da așağılamak șeklinde düșünme biçimi yaygın Öte yandan bugün “kentsel dönüșüm süreci,”
otoyollar șekilde 19. ve 20. yüzyıl düșüncesini biçimlen- kentleri, karșısında bireyin ezildiği devasa yapı-
vb. ile dirir.6 Masumiyet, aptallık, gerilik gibi kırsal ları kurma süreci olarak anlatılmaktadır. Diğer bir
anlatıl- alanla ilgili bu kültürel kavramlaștırmanın, deyișle gecekondu ve gecekondulunun dıșlanması
kırsal alanın ekonomik açıdan sömürülmesi ve söylemini meșru kılan bilinç hali görsel sunumlarla
maktadır.
yeni kentsel sistemlerin meșrulaștırılmasıyla ilgili da pekiștirilmektedir. Kent imgesi; gökdelenler,
olduğu yönündeki görüșlerin anlamlı olduğunu toplu konutlar, büyük iș ve ticaret merkezleri,
da belirtelim. köprüler, otoyollar vb. ile anlatılmaktadır. Her
gün onbinlerce insanın içinde hareket ettiği bu
Gecekondunun sınıfsal yapısı ile “uygar” ya da
devasa yapıların sanal görüntüsü bile küçücük
“kentli” olmayanın sınıfsal yapısı arasında görü-
ve düșük kaliteli yapılar olan gecekonduların
len bu paralellik dıșlama söyleminin tarihsel bir
gözden çıkarılmasını meșru kılacak kuvvetli bir
geçmișten beslendiğini gösterir. Bu zihniyetin
bilinç hali yaratmaya yetiyor. Bu durumda gece-
içinden baktığımızda, gecekondulu kitlelerin
konduya yönelik çözüm, onun bu büyük yapılara
sınıfsal yapıları ve kültürel değerlerine yönelik
feda edilmesi gibi “doğal” bir anlam kazanıyor.
vurgunun önem kazandığını görürüz.
Çünkü onlar, “insanca yașam için hiç de uygun
Türkiye’de gecekondu üzerine yapılan çalıșmala- olmayan” “çarpık yapılașma”nın ya da yaygın
rın ortak yönlerinden birisinin, bu tür konutlarda ifadeyle “çarpık kentleșmenin” örnekleridir.

4
Fernand Braudel; Uygarlıkların Grameri, İmge Kitapevi Yay. Eylül 2001, s. 33
5
Holton, R. J; Kentler Kapitalizm ve Uygarlık, İmge kitapevi Yayınları, Ankara 1999 s. 13
6
Holton, R. J; Kentler Kapitalizm ve Uygarlık, İmge kitapevi Yayınları, Ankara 1999 s. 22/23
7
İbrahim Yasa; (1970) ‘Gecekondu Ailesi: Geçiș halinde Bir Aile Tipolojisi’, AÜSBF Dergisi, 25, s. 9-18
8
T.Yörükhan; (1968) Gecekondular ve Gecekondu Bölgelerinin Sosyo-Kültürel Özellikleri, Ankara, İmar ve İskan Bakanlığı-Mesken
PLANLAMA Genel Müdürlüğü-Sosyal Araștırmalar Dizisi 1.
2006/2 9
Kemal İnal; Evrensel Kültür Dergisi Sayı: 129, Eylül 2002

104
Gecekondunun “yıkılası mekan” olarak görülmesi benimsenmiștir.11 1950’li yılların bașından itiba-
sürecini hazırlayan birinci faktör bu algı ya da ren, cumhuriyetin temel politik tercihi olan kent
düșünme biçimidir. planlarını çiğneyen yeni politik tutum, konut
piyasasına ve gecekondu faaliyetlerine genelde
müdahale etmeme yönünde olmuștur.12 Hatta
Bir Konut türü olarak Gecekondu
bu döneme ilișkin olarak kamu yöneticilerinin,
İșlevsizleșirken Gecekondu
himayeci tutumları nedeniyle açıkça eleștirildik-
Mahallelerinin Sermaye İçin Gözde leri görülmektedir.13
Yatırım Alanlarına Dönüș(türül)mesi!
Bu bağlamda İstanbul’da gecekondu bölgelerinin
İkinci temel faktör, gecekondunun 50’li yıllardan
yasallașması süreci ilginç özellikler göstermekte-
bu yana sanayiinin ișgücü ihtiyacını karșılayan
dir. Örneğin 1940’lı yıllarda ilk gecekonduların
nüfusun konut problemini çözmek bağlamında
yapıldığı Zeytinburnu, sonradan her gecekondu
gördüğü ișlevin artık geçerliliğini yitirmiș olma-
mahallesinde benzeri kurulacak olan Kazlı-
sıdır.
çeșme ve Havalisini Güzelleștirme Derneği”nin
Konut ve yerleșme deneyimleri bakımından kamu görevlilerinin katıldığı bir törenle açılıșı
Türkiye’ye ve en önemli örnek olarak İstanbul’a ile yasallașmaya ilk adımı atacak ve 1953’de
baktığımızda, 1950’lilerden 80’li yılların sonuna bucak, 1957’de ilçe olmaya “hak” kazanacak-
kadar sanayi alanlarının temel belirleyici ișlev tır.14 Aynı durum diğer örnekler için de geçerlidir.
olduğunu; konut alanlarının, sanayi alanlarının yer 1950’lerde bașlayan gecekondulașma hareketleri,
seçim kararlarına bağlı olarak geliștiğini görebi- Gaziosmanpașa’nın 1963’de İstanbul’un ilçele-
liriz.10 1950’li yıllarda gördüğümüz sanayileșme rinden biri olmasıyla sonuçlanacaktır. Fikirtepe,
aslında kendi kentini doğurmuștur. İstanbul’un Kağıthane, Gültepe, gibi İstanbul’un her iki
çeșitli bölgeleri sanayi tesisleriyle örüldükçe yakasında hızla çoğalan gecekondu mahallele-
çevresi de bu tesislerde çalıșan nüfusun barınma rinin kuruluș öyküleri genel olarak böyledir.15
mekanları olan gecekondularla dolmuștur. Bu, Okmeydanı semtinin kurulușu da büyük ölçüde
planlama süreçlerinin tam olarak kapsayamadığı bu șekilde gerçekleșmiștir.16
bir durumdur ve “kapsamdıșı” kalanların enfor-
Bu çalıșmaya konu olan konut bölgesinin bağlı
mel ilișkiler üzerinden buldukları bir çıkıș gibi
olduğu Eyüp ilçesi ve çevresi de bunun örnek-
gözükmektedir.
lerinden biridir. 1950’li yıllardan itibaren göç
Tipik biçimi olan gecekondu olan enformel yer- yoluyla gelenler Haliç ve Surdıșındaki sanayi
leșmelerin klasik patronaj ilișkisi çerçevesinde kurulușlarının çevresine yerleșmișlerdir. Eyüp
geliștiğini vurgulamak gerekir. Diğer bir deyișle, bölgesinde de sanayiinin yer seçmesi bu bölgede
enformel yerleșmeler formeli temsil edenlerin de yerleșme sürecini tetiklemiștir. Bölgedeki gece-
birer aktörü olduğu süreç içinde kurulmuștur. kondulașma büyük ölçüde bu dönemin ürünüdür.
Nitekim 1970’li yılların ortalarına kadar, gece- Nitekim, 1998 yılında yapılan bir araștırmanın
kondulașma, sistemin küçük çaplı engellemelerine verilerine göre Eyüp ilçesindeki tüm konutların
karșın genelde ciddi müdahaleyle karșılașmamıș; %61’nin 1950-1980 yılları arasında yapıldığı
önemsememe, görmezden gelme gibi bir tutum görülmektedir.17

10
Zekiye Yenen, Oya Akın, Hülya Yakar; EYÜP; Dönüșüm Sürecinde Sosyal Ekonomik ve Mekansal Yapı, Eyüp Belediyesi Yayını,
2000 s. 88/89)
11
Gülçin Pulat Gökmen; “Geçmișten Günümüze Dar Gelirli Kentlilerin Konut Sorununa İlișkin Politikaların ve Sonuçlarının İrdelen-
mesi” Göç, Kent Gecekondu, Birsen Yayınevi, İstanbul 1998, s. 96
12
Oktay Ekinci; İstanbul’u Sarsan On Yıl, Altın Kitaplar, İstanbul 1985 s: 23-27
13
Ayda Eraydın; Değișen Mekan, Mekansal Süreçlere İlișkin Tartıșma ve Araștırmalara Toplu Bir Bakıș: Dost Kitapevi, Ankara,
2006, s. 86/87
14
Faik Akçay; Zeytinburnu; Gerçek Yönleriyle Bir Gecekondu Kenti, Çelikcilt Matbaası, İstanbul 1974, s. 15/16
15
Mustafa Sönmez; İstanbul’un İki Yüzü, Arkadaș Yayınları, İstanbul, 1996, s. 86-92
16
Ali İhsan Saner; Devletin Rantı Deniz, İletișim Yayınları, İstanbul 2000
17
Zekiye Yenen, Oya Akın, Hülya Yakar; EYÜP; Dönüșüm Sürecinde Sosyal Ekonomik ve Mekansal Yapı, Eyüp Belediyesi Yayını, PLANLAMA
2000 s. 88/89- 124 2006/2

105
Bir bütün olarak bakıldığında 1970’li yılların Dıșlama söyleminin üçüncü önemli faktörü gece-
ortalarına kadar ağırlıklı olarak, formel kurum kondu alanlarının sermayenin yeni yatırım alanları
ve kișilerle doğrudan/dolaylı ilișkisi olanlar, olarak önem kazanmıș olmalarıdır ve tam da bu
ciddi engellemelerle karșılașmadan “kente el sürecin hazırladığı bir sonuç olarak karșımıza
koymușlardır”. İstanbul kentinin doğurganlığı çıkmaktadır. Bir çok örnekte de görüldüğü gibi
son altmıș yılda yüksek düzeyde seyretmiștir.
1980’li yıllarda ekonomik, siyasal ve toplumsal
Her semt enformel olarak doğmuș; ama formelin
hayatın yeniden örgütlenmesine zemin olușturan
himayesinde yasal bir kimlik kazanmıș; kent
ailesi yasal olmayan ama gönüllülük ilișkisine yeni ekonomik politikalar sürecinde kentlerin
dayalı bir büyüme göstermiștir. Sözü edilen yapısında da dinamiklerinde de köklü değișimler
süreçte kentsel yoksulluk, sistemin üretimi için meydana gelmiștir. Bu dönemde devlet, merkezi
gerekli olan emekgücünün sömürüsü üzerine ve yerel yönetim düzeyinde kamusal hizmet ala-
oturmakta ve gecekondular gerçek anlamda nından adım adım çekilirken sermaye merkezli
yoksul sınıfların/kesimlerin mekanı olmak ve politikalara yönelmektedir. Sermaye birikim
sanayii için ișgücü sağlamak gibi iki temel ișlevi süreçleri açısından, bir kısmı kentin “önemli”
yerine getirmektedir. yerlerinde kalan eski gecekondu mahallelerinin
Ancak artık bu iki temel ișlevin, ișlevsizleștiği değișim değeri ön plana çıkmaya bașlamıștır. Bir
bir durum sözkonusudur. Neoliberal politikaların konut türü olarak ișlevini dolduran ve artık sanayi
etkilediği yeni kentsel politikalar gereği, sanayii için ișgücü ihtiyacıyla ilgisi kalmayan gecekon-
kentin dıșına kaymakta ve eski ișgücü ișlevsiz dular gözden çıkarılırken, gecekondu mahalleleri,
kalmaktadır. Bu çalıșmanın kapsadığı alan örne- küresel sermayenin çekim alanları olarak yeniden
ğinde Eyüp’te; 1980 yılından sonra sanayiinin ilçe
örgütlenmek istenmektedir. Bu durumda gece-
dıșına tașınma süreci, yerleșmelerde nüfus artıș
kondulu kitlelerin “tașınması” kentin yeni bir
hızını da etkilemiștir. Haliç çevresindeki sanayi
“görünüme” kavușturulması söylemi daha fazla
tesislerinin bölgeden çekilmesi sonucu, ilçenin
İstanbul nüfusundan aldığı pay 1980’de %3.42, vurgulanmaya bașlanmıștır. İktidarın bedeli ne
1985’de %3.12, 1990’da %2.90 ve 1997’de %2. olursa olsun gecekonduları yıkmakta kararlı21
71’e düșmüștür. Buna karșılık aynı dönemde sana- olduğunu belirtme ihtiyacı hissetmesi bu süreci
yiinin tașındığı bölgeler olan Büyükçekmece ve gayet açık anlatmaktadır.
Avcılarda bu oran çok yükseklerde seyretmiștir.
Böylece gecekondular ve gecekondu mahallele-
1997 yılında nüfus artıș oranı Büyükçekmece’de
rinin geleceği açısından yeni bir dönemde oldu-
%9.99, Avcılar’da %7.55 olmuștur. Bu oran
sadece Eyüp’ten değil İstanbul ortalaması olan ğumuz açıkça görülmektedir. Doğan Kuban’ın
%3.4’den de çok yüksektir.18 ifadesiyle sermayenin sermayesi olan kentle-
r”de22 para eden yeni alanlar keșfedilmektedir.
Yerleșim mekanları açısından da artık eski biçim
Bașka bir deyișle bu, kentlerde yeni “kurbanlık
ve ișlevler sözkonusu değildir. 1980 öncesi
meșru görülen gecekondu yoksulluğu artık bu mekanlar”23 üzerinden çeșitli tasarımlar yapıldığı
dönem geçerli değil gibi gözüküyor. 19 1980 anlamına gelmektedir. Gecekondu mahalleleri
öncesi tampon mekanizmaları yıkılmakta; konut “kurbanlık mekanlar”dan biri olarak gözden
kullanıcısı ve yapıcısı ayrıșmakta ve çeșitlilik çıkarılmıștır ve büyük olasılıkla yıkılacağı günü
yașanmaktadır.20 beklemektedirler.

18
Agk. s. 167
19
Oğuz Ișık- Melih Pınarcıoğlu; Nöbetleșe yoksulluk, İletișim Yayınları, 2002, s. 48
20
Oğuz Ișık- Melih Pınarcıoğlu; Nöbetleșe yoksulluk, İletișim Yayınları, 2002, s. 128
21
R.Tayyip Erdoğan’ın TOKİ 1. Konut Kurultayında yaptığı konușmadan, Hürriyet, 9 Nisan 2006
PLANLAMA 22
Doğan Kuban, “Yeni Küreselleșmenin Kıskacında Kent ve Planlama” Mimarist, Mimarlık ve Kültür Der. s. 70
23
2006/2 Rasim Özdenören; Kent İlișkileri, İz Yayıncılık,İstanbul 1998

106
Güzeltepe Mahallesinde Politik Kimliği tutanak tuttuğu; konutların, yasanın kapsadığı
Olan Konut Bölgesinin İnșası ve Kent 1976-1981 yılları arasında yapıldığı ifade edil-
Sistemine Dahil Ol(ama)ma Süreci! mektedir.27
Sözkonusu konut bölgesi, İstanbul Eyüp ilçesi Sözkonusu bölgedeki konutlara 1987 yılında Tapu
Güzeltepe Mahallesinin bir bölümünde o dönemde Sicil Müdürlüğü tarafından Tapu Tahsis Belgesi
sosyalist gruplar tarafından tasarlanan, planlanan verilmiștir.28 Tapu Tahsis Belgesi verilirken Ziraat
ve yapılan 135 gecekondudan olușmuș küçük bir Bankası Alibeyköy Șubesi ve Topkapı Vergi
bölgedir. Bölge Türkiye’de kentleșme deneyiminde Dairesine yapılan ödeme makbuzları ve Eyüp Dıșlama
politik nitelikli kentsel hareketlerin bir örneğidir. Belediyesi Șube Müdürlüğünün 2805 sayılı yasa
için bașvuru yazıları dikkate alınmıștır.
söyleminin
Yapımı 1977 yılının sonbahar aylarında bașlamıș
ve 1978 yılının ilk aylarında tamamlanmıștır. üçüncü
Tapu Tahsis Belgelerinin, tapuya dönüștürülmesi
Bugün sözü edilen 135 konutun 95 tanesi FSM amacıyla bașvurular yapılmıș ve girișimler sürer- önemli
TEM Otoyolu bağlantıları nedeniyle yıkılmıștır. ken, Karayolları Genel Müdürlüğü, bu alandaki faktörü
Bunlardan ancak 40 tanesi ayaktadır. konutların İstanbul Boğazı İkinci Karayolu gecekondu
Bu küçük konut bölgesinin yasal kimlik kazan- geçiși 2.864-3568 kilometreleri arasında, Hasdal
ması ve karșılaștığı sorunlar, Türkiye’de enformel Okmeydanı ekspres yolu üzerinde kaldığını, bu
alanlarının
konut alanlarının sisteme dahil olma süreç ve nedenle 2942 sayılı yasanın 22. ve 23. maddeleri sermaye-
deneyimi hakkında ilginç fikirler sunmaktadır. uyarınca istimlak edilmesini istemiștir. Daha önce nin yeni
Resmi kayıtlara göre söz konusu alandaki konut- iki kez istimlak yapılmıș ve yaklașık 100 gece-
kondu yıkılmıștır. Bu kez söz konusu olan yakla-
yatırım
ların ilk yasal belgeleri, vergi dairelerine ödenen
emlak vergisi makbuzlarıdır. Örneğin bu konut- șık 40 konutu kapsayan ek istimlak kararıdır. alanları
lardan biri için 1980 yılında 2.800 TL. emlak ver- Bu konutlarla ilgili kamulaștırma tebligatları ve olarak
gisi ödendiği görülmektedir.24 Belgelere göre aynı bedellerin ödenmesine 1987’de bașlanmıștır. önem
konut için 1981 yılında 3.470 olmak üzere her yıl Konut kalitesine göre belirlenen istimlak bedel-
düzenli olarak emlak vergileri ödenmiștir. Emlak kazanmıș
lerinin değișkenlik gösterdiği gözlenmektedir.
vergileri açısından hemen hemen hiçbir kesinti Ancak konut sahiplerinin bir kısmının itirazı olmalarıdır
olmamıștır. En son 2006 yılı Emlak vergisi olarak nedeniyle bu süreç uzamıș; istimlak kararları, ve tam da
29.05.2006 tarihinde Eyüp Belediye Bașkanlığına genel olarak ilerleyen dönemde kesinleșmiștir.29
47.600 YTL ödendiği görülmektedir. bu sürecin
07.04.1989 tarihinde “Kıymet Takdir Komis-
Eyüp Belediyesinin bir yazısında bitim tarihi 1980 yonu”, konut bölgesindeki itiraz konusuyla ilgili
hazırladığı
yılı olarak gözüken25 ve yapıldıkları andan itibaren çalıșmalarını sonuçlandırarak, konutların değer- bir sonuç
kaçak elektrik kullanan bu konutlara yine Eyüp Bele- lerini raporlar halinde düzenlemiș ve konut sahip- olarak
diyesinin bașka bir resmi yazısında elektrik verilme- lerine aynı yılın sonbaharında tebliğ edilmiștir.30
Aynı dönemde ilgili konutların istimlak bedelleri
karșımıza
sinin uygun görüldüğü ifade edilmektedir.26
de Ziraat Bankası șubelerine yatırılmıștır. çıkmakta-
Konut sahipleri, konut sahipliğine yasal hak
kazanmak amacıyla, 1983 yılında İstanbul Bu arada, bazı konut sahipleri, istimlak değerleri- dır.
Belediyesine “İmar ve Gecekondu Mevzuatına nin çok düșük olduğunu, yeniden tespit yapılma-
Aykırı Olarak Yapılan gecekondulara Ait Bașvuru sını isteyerek Eyüp 1. Asliye Hukuk Hakimliğine
Dilekçe Formu”nu doldurarak verdikleri, belge- bașvurmalarına karșın ilgili mahkeme, 1989/980
lerden görülmektedir. Bu belgelerden birinde bir esas ve 1991/340 sayılı karar ile, davacıların
Yeminli Özel Teknik Büronun, konutlarla ilgili taleplerini reddetmiștir. Bunun üzerine davacı

24
10.10.1980 Tarihli 980-4543 Sicil Nolu, 757099 Nolu Makbuz
25
Eyüp Belediyesinin, 21.04.1983 tarih ve 1940 sayılı yazısı
26
31 Mart 1982 tarihli ve 1070 sayılı yazı
27
085-H Grubu Odimtaș Yeminli Özel Teknik Büro Tutanağı, Kasım 1984
28
Bir örnek olarak 5 nolu konut için Eyüp Tapu Sicil Muhafızlığı’nın, 30.04.1987 tarihinde, 1491 yevmiye numarası ile verdiği Tapu
Tahsis Belgesi!
29
TC Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün 06.02.1989 gün ve 1989/5 sayılı kararı! PLANLAMA
30
Karayolları Genel Müdürlüğü, 17. Bölge Müd. 12.09.1989 tarih ve 27502 sayılı “Kamulaștırma Tebligatı” 2006/2

107
vekilleri kararı temyiz etmiș ancak Yargıtay 5. Dava sürerken, konutların üzerinde bulunduğu
Hukuk Dairesi 03.12.1991 tarihinde 29053 esas, ve davaya konu olan 76 pafta, 5 ada, 40 parsel
37295 sayılı karar ile ilgili mahkemenin kararını üzerindeki arsanın, 01.05.1995 tarihinde İstanbul
onamıștır. Büyükșehir Belediyesinden, Karayolları Genel
Müdürlüğüne devri yapılmıș33 burada 40 parselin
Karayolları Genel Müdürlüğü, bu așamada,
73.902 metrekarelik bölümü 53 parsel numarası
önceden hazırlattığı bir “Taahhütname”yi,
alarak 739.020.000 TL bedelle Karayolları Genel
istimlak edilecek konut sahiplerine imzalatmaya
Müdürlüğüne geçmiștir. Tapuda “Fundalık” olarak
çalıșmıștır. Burada kısaca, konutun istimlak geçen bu alanda, Karayolları Genel Müdürlüğünün
bedelinin aldığı, bununla ilgili bir hak talebinde belgelerinde icra yoluyla tahliyesi istenen 40 kadar
bulunulmayacağı, 30 Mayıs 1990 tarihine kadar kaçak yapı olduğu ifade edilmektedir.34
konutun boșaltacağı, aksi durumda her gün için
50.000 TL ödemenin “taahhüt” edildiği ifadeleri Eyüp Asliye 2. Hukuk Mahkemesindeki dava
yer almaktadır. Ancak konut sahiplerinden bunu devam ederken, 13.09.1996 tarihinde durușmaya
imzalayan olmamıștır. tarafların gelmemesi sebebiyle 31.12.1996 tari-
hindeki durușmada “dosyanın ișlemden kaldırıl-
Eyüp 3. İcra Müdürlüğü, 1990/1153 esas sayılı masına” karar verilmiș ve bu tarihten itibaren üç
dosyada görüleceği gibi adı geçen bölgede ay içinde yenilenmemiș bulunan bu davanın açıl-
tahliye ișlemlerine karar vermiș bunun üzerine mamıș sayılmasına karar verilmiștir. Sözü edilen
konut sahipleri “kamu yararı” ve yapılacak bir șey belgelerin Eyüp İlçesi II. Asliye Hukuk mahkemesi
olmadığını düșünerek istimlak bedellerini kabul 1997/181 sayılı dosyada bulunmaktadır.
etmiș ve konutlarının yıkılacağı günü beklemeye
bașlamıșlardır. Ancak, izleyen yıllarda Karayol- Bu arada konut sahipleri, açtıkları tüm davaları
“kamu yararı” vb. nedenlerle kaybetmiș; dolayı-
ları Genel Müdürlüğü, otoyolun her iki yanını tel
sıyla yasal açıdan dayanaklarını yitirmișlerdir.
örgülerle çevirip kendi sınırlarını koruma altına
Bununla birlikte bu “sosyal sorun”un nasıl çözü-
alınca, sözü edilen konutların, bu sınırların dıșında
leceği konusunda tarafların “girișimleri” devam
kaldığı görülmüștür. Hatta, karayollarının sınırı ile
etmiștir ve etmektedir.
ilk konutlar arasında bir de cadde kalmıștır. (Ziya
Gökalp Caddesi) Bu sürede konutların yıkımı için Yazıșmaların, mahkemelerin, arayıșların sürdüğü
doğrudan bir girișim de olmamıștır. bu süreçte en son olarak geçtiğimiz Mayıs ayında
İstanbul Büyükșehir Belediyesi Zabıta Müdürlüğü
Bunun üzerine konut sahiplerinin bir kısmı önce
görevlileri, mahallede tek tek konutların durumları
İstanbul II. Nolu İdare mahkemesine bașvura-
ile ilgili elektrik, su, doğalgaz, emlak vergisi vb.
rak, kamulaștırma ișlemlerinin iptal edilmesini konu edinen raporlar hazırlamıșlardır. Belediye
istemișler, ancak, İdare Mahkemesi, bu talebi görevlilerinin bu çalıșmasının, Karayolları Genel
reddetmiștir.31 Bunun üzerine, davacı vekilleri Müdürlüğü, 17. Bölge Müdürlüğü’nün 17.03.2005
Danıștaya bașvurmușlar; Danıștay 6. Dairesi tarih ve 07760 sayılı yazısı üzerine, Büyükșehir
de ișlemin hukuka uygunluğuna karar vermiș; Belediyesi Emlak İstimlak Daire Bașkanlığı,
davacıların taleplerini reddetmiștir.32 Mesken ve Gecekondu Müdürlüğünün 20.04.2005
Konut sahipleri 1995 yılında Eyüp Asliye hukuk tarih ve 4789 sayılı yazısına dayanarak gerçekleștiği
Hakimliğine bașvurarak, daha önce kendilerine görülmektedir. Bu yazılardan da anlașıldığı gibi,
verilen istimlak bedelini yasal faiziyle geri sözü edilen çalıșma, yıkım kararı verilen konutların
ödemek koșuluyla, konut sahipliği haklarının bugünkü durumlarını saptamayla ilgilidir.
iadesini istemișlerdir. 1995/522 nolu dosyadaki Buradaki konut bölgesine yıllardır hiçbir yatırım
belgelere göre Karayolları Genel Müdürlüğü yapılmadığı gözlenmektedir. Örneğin iki caddenin
bu talebin yasal yönden kabul edilemez olduğu asfaltı en son Tayyip Erdoğan’ın belediye bașkanı
yönünde savunma yapmıștır. olduğu dönemde yapılmıștır.

31
İstanbul 2. Nolu İdare Mahkemesinin 1993/756 esas ve 1993/1625 sayılı kararı.
32
Danıștay 6. Dairesi, 1994/1250 Esas, 1994/4736 sayılı kararı
PLANLAMA 33
1630 Yevmiye, 83 cilt, 8161 sayfa nolu ve 01.06.1995 tarihli Tapu Senedi
2006/2 34
KGM’ Vekili Avukat Orhan Sabuncu’nun 1995/522 esas nolu, 01.12.1995 tarihli savunmadan

108
Geçmișin Simgesi 40 Konutun Bugünü Daha çok Tunceli, Sivas, Amasya, Ardahan,
ve Geleceği! Erzincan, Sinop, Erzurum, Tokat, Çorum kökenli Öncelikle
2000’li yılların Güzeltepe Mahallesi birçok oldukları gözlenen ailelerin yıkım konusunda neoliberal
umutsuz oldukları; “gecekondunuzun yıkılacağını
özelliği nedeniyle kușkusuz artık 1970’li yılların
düșünüyor musunuz” sorusuna “düșünmek istemi-
politika-
mahallesiyle aynı değildir. Ancak mahallenin sözü
yoruz” șeklinde yanıt verdikleri görülmektedir. ların yeni
edilen küçük konut bölgesi, hem konut kalitesiyle
hem de içinde ikamet edenlerin değișmemiș sermaye
olmasıyla, geçmiși adeta bugüne tașıyor. Daha Sonuç birikim
önceden “cadde” olarak ifade edilen iki sokak Bugün gecekondunun tarif ettiği tek bir konut arayıșla-
arasında kalmıș bu konutların bulunduğu alan, türü yoktur.35 1950-70 yıllar arasında yapılan ve
rına karșı
tarihsel geçmișini bugüne tașımada ve yine ilk gerçekten de gece yapılan derme çatma kulübeler-
günlerinde olduğu gibi her an yıkım tehlikesiyle den olușan gecekondu mahalleleri zaten ortadan durmak
karșı karșıya olma anlamında, otantik özelliğini kalkmıștır. Böyle homojen mahalleler yoktur. gerektiği
koruyor. Bu alanın ayrı bir adı yok. Ama mahal- Gecekondu mahalleleri konut tipi yönünden de için, ikinci
leye çok kaba bir gözlemle bakıldığında bile çeșitlilik sunmaktadır.
olarak,
kolaylıkla ayırt edilebilecek bir mekan olarak Bunun tek istisnası Güzeltepe Mahallesindeki
dikkat çekiyor. yüzbin-
küçük bir konut bölgesidir. Özgünlüğünü ve
Konutların üçü hariç, tamamı ilk yapıldıkları gibi sürekliliğini korumaktadır. Barınma amacıyla lerce insa-
duruyorlar. Yapılanlardan ikisi, sadece üstlerine yapılmıș olan bu konutların otantik halinin devam nın rızası
bir kat daha yapmıșlar. Diğeri ise ilk konutların etmesi, barınmanın rant ilișkisine dönüșmesinin alınmadan
yapımından birkaç ay sonra, sahibinin ifadesine zorunlu olmadığını göstermesi açısından önem-
yerlerin-
göre “yıkılmayacakları anlașılınca bari adam gibi lidir. Barınma ihtiyacının karșısına “gecekondu
bir șey yapayım” diyerek o yıllarda üç kat olarak pazarı”nı çıkarmak konunun özünü anlamayı den edile-
yapılmıș. Bunun dıșındakiler, ilk gecekondu zorlaștırmaktadır. cekleri ve
halleriyle devam ediyorlar. Ortalama 60-70 met- Rant arayıșları burada içeriden değil dıșarıdan; ödeyeme-
rekare büyüklüğünde. Arsa büyüklükleri ise 150 neoliberal politikaların kenti bir meta olarak yecekleri
metrekare dolayında gözüküyor. algılamasından kaynaklanıyor. Bugün bir bütün maliyetler
Konutlarda oturanların %85’i konutların ilk olarak eski gecekondu mahalleleri 1980 sonrası
yeni ekonomi politikalarının tetiklediği rant ara- nedeniyle
sahipleridir. Diğer bir deyișle mahallenin de kuru-
cularıdır. %15’i ise konut sahiplerinin çocukları yıșlarının hedefindedir. sokağa
ya da yakınlarıdır. Konutlardaki hane yöneticile- Öncelikle neoliberal politikaların yeni sermaye bırakıla-
rinin %20’si serbest, %20’si ișçi %60 ise emekli birikim arayıșlarına karșı durmak gerektiği için, cakları için,
olduklarını belirtmișlerdir. Çoğunlukla orta ve alt ikinci olarak, yüzbinlerce insanın rızası alınma- yıkım pro-
gelir gruplarına mensup insanların yașamaktadır. dan yerlerinden edilecekleri ve ödeyemeyecekleri
Beyanlarına göre %75’inin bașka bir yerde evi ve maliyetler nedeniyle sokağa bırakılacakları için, jeleri kamu
%85’inin de binek aracı yoktur. yıkım projeleri kamu yararı çerçevesinde yeniden yararı çer-
Konut sahiplerinin %80’i “gecekonduyu bir tartıșılmalıdır. çevesinde
konut türü olarak benimsediklerini” ve bu Sadece 40 gecekondudan olușan bu küçük konut yeniden
mahallede yașamaktan dolayı mutlu olduklarını bölgesi ise, mekansal ve toplumsal sürekliliği tartıșılma-
belirtmișlerdir. Ortalama her hanede yașayan kiși nedeniyle ve politik hareketlerin örgütlediği
sayısı 4.7’dir. Yani geleneksel değil, çekirdek aile kentsel mekanların otantik bir simgesi olarak,
lıdır.
yapısına yakın bir aile tarzı egemendir. yıkılmak bir yana, korunmayı hak ediyor.

35
Cezmi Sevgi; Hızlı Kentleșmenin Fiziki Mekana Yansımasıyla Ortaya Çıkan Sorunlar: İzmir Örneği, Göç Kent Gecekondu, Birsen PLANLAMA
Yayınevi, İstanbul 1998, s. 54/55 2006/2

109
Baykan Günay arșivi 2000’li yıllar, Ankara

PLANLAMA
2006/2

110
Kentsel Dönüșümün
Kentsel Planlamadan
Bağımsızlaștırılması/Ayrılması
Sürecinde Ankara
S. Zafer ȘAHİN TMMOB Șehir
Plancıları Odası
Ankara Șubesi
Yönetim Kurulu

S
on yıllarda “Kentsel Dönüșüm” ifadesi- siyasal boșluğun kamu-özel sektör ortaklıkları Bașkanı,
nin toplumun her kesiminde çok yaygın ile ağırlıklı olarak karlılık ve tüketim temelinde Ankara İl Özel
bir biçimde kullanılmaya bașlandığı yapay bir șekilde doldurulması sürecine koșut İdaresi Stratejik
görülmektedir. Bu yaygınlașma; neredeyse tüm olarak ortaya çıkmıș, Toplu Konut İdaresi gibi Planlama
Koordinatörü
belediyelerin “kentsel dönüșüm” bașlığı altında çok önemli aktörlerin yerel alanda yoğun bir
giriștikleri uygulamalarda, kamu yönetimi reform șekilde rol alması ve “yüksek katlı yapılașma”
çalıșmaları kapsamında değiștirilen yerel yönetim gibi temel biçimsel unsurlarla belirginleșmektedir.
mevzuatında kentsel dönüșüme ilișkin olarak geti- Kentsel dönüșüm ideolojisine göre dönüșümün
rilen düzenlemelerde, kentsel dönüșüme ilișkin sosyal, siyasal, kültürel, doğal alanlardaki ve
olarak hazırlanan ve sonuncusu halen TBMM’de tarihsel sonuçları ve maliyetleri dönüșümün
Genel Kurula getirilmeye çalıșılan üç ayrı yasa kendisinin gerçekleștirilmesi yanında önemsen-
tasarısında, gecekondu sorununun ortadan kaldı- memesi gereken șeylerdir. Dönüșümün kendisine
rılması için önerilen reçetelerde, konut piyasasının
engel olabilecek her șey, planlama bașta olmak
talep ettiği arsa stokunun ve karlılık oranlarının
üzere așılması gereken engellerdir ve fiziksel
elde edilebilmesi için ortaya konan yaklașımlarda,
dönüșümün gerçekleșebilmesi adına bu engeller
kent yöneticilerinin görsel ve yazılı basın organ-
așılmalıdır.
larına yansıyan açıklamalarında ve daha bir çok
farklı yerde izlenebilmektedir. Yașanan bu sürecin Ankara kenti üzerindeki
etkilerinin incelenmesi yalnızca Ankara kenti
Ancak “kentsel dönüșüm” kavramının yaygınlaș-
ması sonucunda gerçekleștirilen uygulamaların için değil, Anadolu’daki tüm kentler için yașamsal
amacının ne olduğu, kentsel dönüșüm kavramı ile değer tașımaktadır. Cumhuriyetin kurulușundan
neyin ifade edilmek istendiği ve bu uygulamaların bu yana tüm Türkiye için planlı kentsel gelișmenin
sonuçlarının ne olduğu ve nasıl değerlendirilmesi öncü-örneği olagelmiș Ankara kentinin aslında
gerektiği konularının özellikle planlama açısından kentsel dönüșüm uygulamalarının da ilk örnekleri-
yeterince sorgulanmadığı görülmektedir. Kentsel nin görüldüğü kentlerden biri olduğu söylenebilir.
dönüșüm kavramının içeriğinin toplumda ve plan- Ankara kentinde gerçekleștirilen kentsel dönüșüm
lama alanında gerektiği ölçüde tartıșılamaması uygulamaları belirli bir yorumlama/çarpıtma süz-
bir yanıyla yapısal koșullara dayanmakla birlikte gecinden geçerek Anadolu’nun diğer kentlerine
sonuçta sadece var olduğu için kabullenilen ve var sirayet etmiștir. Özellikle 1990’lı yılların bașında
olan biçiminin dıșında biçimlerinin var olabileceği gerçekleștirilen Dikmen Vadisi Kentsel Dönüșüm
düșünülemeyen bir “Kentsel Dönüșüm” ideolojisi Projesine bu anlamda Türkiye’nin her yerinde
ortaya çıkmaktadır. Bu ideoloji bir anlamda yeni kentsel dönüșüm söylemlerinde sıklıkla atıfta
PLANLAMA
ve yapısal uyum siyasalarının yarattığı sosyal ve bulunulması bu etkinin bir göstergesidir. 2006/2

111
Yine de Ankara kentinde gerçekleștirilen kentsel 1950’lere gelindiğindeyse çok partili hayata
dönüșüm uygulamalarının Türkiye’nin bütününde geçiș ve ekonomide liberalleșme siyasalarının
yașanan yapısal dönüșümden bağımsız geliștiği uygulanmaya bașlanması ile yeni imar hareketleri
söylenemez. Bu sebeple öncelikle Türkiye’de gündeme gelmiș, belirgin sermaye birikimlerinin
kentsel dönüșüm kavramının geçirdiği maceranın olușabilmesi için kentlerde yeni inșa faaliyetlerine
Ankara kentinde yarattığı izlerin takip edilmesi girișilmesi sonucu bugün halk arasında “Mende-
önemli ip uçları sağlayabilir. res İmarı” denilen kentsel yenileme uygulama-
ları bașlatılmıștır. Özellikle İstanbul’da eski
Kentsel dönüșüm uygulamalarının bașlangıcı
kentsel doku yer yer yıkılarak apartmanlașma
aslında Türkiye cumhuriyetinin kuruluș yılla-
bașlatılmıș, tașıt trafiğine uygun yollar açılabil-
rına ve Ankara’nın genç cumhuriyetin bașkenti
mesi için tarihi yapılar ortadan kaldırılmıștır. O
olarak seçilmesine kadar uzanmaktadır. Cumhu-
günlerin uluslararası ve ulusal siyasal yapısında
riyetin kurulușundan sonra Ankara bașkent olarak
yașanan dönüșümler Türkiye’nin devlet yapısını
seçilmiș ve cumhuriyetin niteliklerini yansıtıcı bir
ve devlet-toplum-piyasa ilișkilerinin yeniden
dönüșüm uygulamasına girișilmiștir. Uluslararası șekillendirmekle kalmamıș, benimsenen yeni
bir yarıșma sonucunda Alman Mimar Herman siyasaların bir uzantısı olarak Amerikan yașam
Jansen’e hazırlattırılan plan doğrultusunda bir tarzının öğeleri olan otomobil, yüksek binalar ve
yandan Yenișehir’in inșası bașlatılırken, diğer geniș yollar uğruna kentin yerleșik alanlarının
yandan da eski Ankara kent dokusu plan doğrul- fiziksel dönüșüme uğratılması hedef alınmıștır.
tusunda değil daha çok içsel dinamiklerle de olsa Hem çok partili hayata geçiș öncesi hem de son-
yenilenmeye bașlamıștır. Bu dönüșümün arka pla- rasında kentsel dönüșümde hakim olan düșünce-
nında varolan sosyo-ekonomik süreçler, arazinin nin merkezi hükümette bulunan ideoloji olduğu
el değiștirmesi vs. gibi konular üzerindeki tartıș- açıkça görülmektedir. Kentsel dönüșümün motoru
malar bugün bile sürse de, kapsamı ve öncü rolü merkezi hükümettir ve yerel alana doğrudan
ile bu dönüșüm uygulamasının diğer tüm kentlere müdahalelerle dönüșümü gerçekleștirmektedir.
örnek vasfı da çok önemlidir. Burada dönüșüme Ancak dönüșümün amacı ne kentlerde var olan
yalnızca orta boy bir Anadolu kasabasının batılı sosyo-ekonomik sorunlara çözüm getirmek ne de
anlamda çağdaș bir kente dönüștürülmesi değil köyden kente göç için yeni açılımlar sağlamaktır.
aynı zamanda doğulu bir toplumun batılı değerleri Dönüșümün amacı Avrupa imgesinden Amerika
benimsemesi adına gerçekleștirilen bir modern- imgesine kayan fiziksel formları piyasa ișbirliği
leșme projesinin de mekana yerleșmesi anlamı içerisinde mekana yerleștirmektir.
yüklenmekteydi.
Bu yıllar Ankara için de dramatik dönüșümlerin
Yenișehir’in imar edilmesinin cumhuriyetin yașanması adına önemli bir kırılma noktası oluș-
sağlam temellerinin atılması ile eșdeğer görül- turmuștur. 1930’lu ve 1940’lı yıllar boyunca kendi
düğü bir ortamda Ankara kentinin var olan içinde bir dünya olușturan, yer yer gecekondulașan
dokusu, kentin kendi dinamiklerini yönlendiren ve barakalașan eski kent dokusu Demokrat Parti
aktörlerin baskınlığının yarattığı çekingenliğin de iktidarının dönüșüm uygulamalarına konu olmuș-
etkisiyle ihmal edildi, Jansen planının öngördüğü tur. Eski kent dokusunun organik yapısı açılan
dönüșüm gerçekleșemedi. Dönüșümün gerçekle- geniș caddeler ve bu cadde kenarlarında bölge
șememesinde arazi fiyatlarının yüksekliği kadar kat nizamı anlayıșı doğrultusunda inșa edilen
Jansen’in tasarısının eski kente ilișkin olan kıs- yüksek binalarla bozulmaya bașlamıș, bugünkü
mının fazla kabul görmemesi de etkili olmuștur. Bentderesi caddesi gibi bazı caddeler tarihi kent
Sonuçta, eski kentte bulunan boș alanlar kente dokusunu bir bıçak gibi ikiye ayırmıștır. Dönü-
yeni gelen asker-bürokrat elitin inșa ettirdiği șüm yalnızca fiziksel olmakla kalmamıș, sosyal
Avrupa mimarisine öykünen yeni binalar ve bir mücadelenin izlerini de yer yer yansıtmıștır.
yoksul göçmenlerin inșa etmeye bașladığı baraka Adnan Menderes’in bugünkü Hacettepe Üniversi-
ve gecekondularla dolarken eski kentte yașayan tesinin yer aldığı alandaki Hacettepe Mahallesini
Ankara’nın yerlileri dahi Yenișehir’de bașlayan ortadan kaldırmak adına bașlattığı imar operas-
arazi spekülasyonundan pay alma kavgasına dahil yonları ve bu amaçla Hacettepe Üniversitesini bu
PLANLAMA olmuș, eski kentin dönüșümü konusunda toplum- mahallede kurdurması bu operasyonlara ilișkin
2006/2 sal bir uzlașı noktası olușamamıștır. ilginç bir ayrıntı olarak örneklenebilir.

112
Sosyal Demokrat hareketlerin merkezi siyaset lerinin Belediyelere devredilmesi ve Belediyelere
alanında ve özellikle de yerel yönetimlerde aktarılan kaynakların artırılması sonucunda nere-
ağırlık kazanması ile 1970’lere gelindiğinde, deyse bütün büyük kentlerde kapsamlı planlama
kırsal alanlardan kentlere göç tüm hızı ile devam ve imar hareketleri bașlatılmıștır. Bu hareketler
ederken, sosyal ağırlıklı kentsel uygulamalar içinde ise önemli kentsel dönüșüm faaliyetleri
bașlatılmıș ancak dönemin hareketli ve kaotik yer tutmaktadır. Uygulanması düșünülen kentsel
siyasal ortamı içerisinde yeterli kaynaklar bulu- dönüșüm projelerinin içeriği tarihi kent dokusu-
namamıș ve planlanan uygulamaların bir çoğu nun restorasyonundan gecekondu alanlarının sağ-
hayata geçirilememiștir. Halbuki bu dönemde lıklı kentsel dokulara dönüștürülmesine kadar çok
ortaya konan dönüșüm projelerinin bir çoğu o geniș bir yelpazeyi kapsamaktadır. Bu dönemde
tarihlerde batıda uygulamaya konan sosyal içerikli özellikle Ankara’da Altınsoy, İstanbul’da da
kentsel dönüșüm projeleri ile benzer nitelikleri Dalan zamanında ortaya konan dönüșüm projeleri
tașımaktadır. Hatta 1980’lerden sonra neredeyse bugün hala uygulanmaya çalıșılmaktadır.
sorgulanmadan kabul edilen gecekondu alanla-
Ancak 1990’larda yerel yönetimlere ayrılan
rının dönüșmesi gerekliliği fikrinin temellerinin
kaynakların ve imkanların yetersizliği ve mül-
1970’lerde atıldığı söylenebilir. Bu yıllarda ilk Ankara’da
kiyet sorunların dolayısıyla yerel yönetimler bu
defa kentsel dönüșümün yalnızca fiziksel formlar
kentsel dönüșüm faaliyetlerini gerçekleștirmede Altınsoy,
için değil sosyal yapılar için gerçekleștirilmesi
bașarılı olamamıșlardır. Gecekondu alanlarında
elzem bir uygulama biçimi olduğu kabul edilmeye
uygulanan imar aflarıyla mülkiyet sorunu içinden
İstanbul’da
bașlanmıștır. Ancak, dönemin koșulları özellikle da Dalan
çıkılmaz bir hale sokulurken, merkezi yönetim-
ucuz konut ihtiyacının karșılanması gibi önce-
likler karșısında bütünsel bir dönüșümün kaynak
lerden yerel yönetimlere aktarılan kaynaklar değil zamanında
bir kentsel dönüșüm uygulamasını, ancak olağan ortaya
yokluğu sebebiyle sağlanamamasına sebep olmuș,
hizmetleri yerine getirmeye yeter hale gelmiștir.
dönüșüm yerine kaynaklar toplu konut uygulama-
Ancak önemli olan nokta kentsel dönüșümün konan
larına kaymıștır. Ankara’da Batıkent bunun bir dönüșüm
-içeriği her ne olursa olsun-bir siyasa olarak
örneği olarak gösterilebilir.
gerekliliğinin artık tüm kesimlerce üzerinde uzla- projeleri
Dönemin Ankara’sına bakıldığında dönüșüm șılan bir nokta olmasıdır. Bu uzlașı kimi zaman
projelerinin bașka türlü kaygılarla birlikte kağıt kentsel ranttan pay alma kaygılarını, kimi zaman
bugün hala
üzerinde kaldığını göstermektedir. 1970’li yılların da lümpen estetik kaygıları yansıtsa da, kentsel uygulan-
Ankara’sı çanak șeklindeki coğrafi yapısı içine dönüșüm bütün belediyelerde kavram olarak kul- maya çalıșıl-
sıkıșmıș, kırsal alanlardan kente yoğun göç, hava lanılmaya bașlanmıștır. Ama uygulamada ortaya maktadır.
kirliliği, trafik ve konut gibi sorunlarla boğușmak- çıkan sonuçlar bu sorunlardan dolayı parçacı ve
tadır. Bu sorunlar arasında artık kentin planlı nitelikten çok niceliğe yönelik olmaktadır.
kesimi etrafında bir kușak olușturan gecekondu
Ankara kenti de bu süreçten derinlemesine
alanlarının ve çöküntü bölgelerinin sağlıklı bir
etkilenmiștir. Bir yandan ağırlıklı olarak piyasa
biçimde dönüștürülebilmesi için ortaya konan
merkezli bir gelișme stratejisi doğrultusunda
dönüșüm projeleri ve yaklașımları ikinci planda
onaylı üst ölçekli planın dıșına çıkan gelișmeler
kalmaktadır. 1970’li yıllarda dönemin Ankara
ve parçacı plan değișiklikleri yaygınlașmaya
Metropoliten Nazım İmar Planlama Bürosu
bașlarken, bir yandan da gecekondu afları ve
tarafından hazırlanan “1990 Ankara Nazım
gecekondu ıslah imar planları yoluyla dönüșmeye
Planı”nda da bu kaygıların ağırlıklı olduğu göz-
bașlayan gecekondu alanları Ankara kentinde
lenmektedir. Planda dönüșüme ilișkin bazı ilke
imar planları ile getirilen ayrıcalıklı imar hakları
ve kararlar geliștirilse de ağırlık kentin var olan
ve imar planı değișiklikleri yoluyla dönüșümün
coğrafi yapının dıșına sıçrayarak gelișmesinin
gerçekleșmesine zemin hazırlamıștır. Tamamen
sağlanmasıdır.
piyasa aktörleri eliyle gerçekleșen bu dönüșümün
1980’ler ve sonrası ise kentsel dönüșüm uygula- tam anlamıyla bir kentsel dönüșüm olduğu söyle-
maları ve yerelleșme açısından tam bir kopma ve nemese de artık göz ardı edilemeyecek düzeyde
kırılma noktası olușturmaktadır. Öncelikle Özal büyük sorunlara yol açan gecekondu alanlarının
PLANLAMA
döneminde 3194 Sayılı Yasa ile planlama yetki- dönüșümü için bir erken dönüșüm biçimi olduğu 2006/2

113
söylenebilir. Bu dönemde özellikle Ankara ölçekli planın miadının dolmasını üzerinden on
Büyükșehir Belediyesinin piyasa süreçlerine bir yılı așkın bir zaman geçmiș olmasına rağmen
alternatif olarak geliștirdiği Dikmen Vadisi Dönü- tüm kentin üzerinde uzlașacağı bir plan olușturu-
șüm Projesi, Portakal Çiçeği Vadisi Projesi gibi, lamamıștır. Üst ölçek planın yokluğunda sayıları
kentin gecekondularla kaplı önemli vadilerini sağ- 5000’i așan parçacı plan ve plan değișiklikleri
lıklı bir șekilde dönüștürmek amaçlı projeler ise gerçekleștirilmiș, kentin çeperi ve kentin planlı
kamu eliyle gerçekleștirilen dönüșüm projelerinin alanlarında plan disiplini neredeyse yok olmuștur.
ilkleri olarak gösterilebilir. Bu dönüșüm projele- Bu tür bir plansızlașma karșısında bașta meslek
rinin geliștirilmesinde önemli olan hususlardan odaları ve sivil toplum örgütleri olmak üzere kent-
birisi de batıda olduğu gibi önemli bir akademis- liler yoğun eleștirilerde bulunmușlar ve yargı ve
yen desteğinin varlığıdır. Özellikle ODTÜ’den kentsel mücadele süreçleri bașlatmıșlardır. Bu
akademisyenlerin dönüșüm projelerinde aktif rol rağmen planlı kentsel gelișmenin örneği-öncüsü
almaları projelerin bu anlamda bașarılı olmasının olan Ankara Kenti plansızlığın ve el yordamıyla,
da yolunu açmıștır. günü birlik yapılan, yașanabilir kentsel mekanları
2000’li yıllarda ise kentsel dönüșüm merkezi değil arazi spekülasyonunu hedefleyen bir plan-
hükümetin uyguladığı kuralsızlaștırma, yerel- lama pratiğine konu olmaya bașlamıștır. Süreç
leșme ve özelleștirme siyasalarının üçünün bir bununla da kalmamıș, kentsel dönüșüm projeleri
arada uygulandığı ve meșrulaștırıldığı bir araç yoluyla planlamanın kendisi dahi așılma nokta-
haline gelmiș, her ölçekteki yerleșmede kısa sına gelinmiștir. Planlamanın tamamen fiziksel
vadeli amaçlar adına tek tip dönüșüm ve gelișim gelișmenin önündeki bir bürokratik engel ya da
projelerinin uygulanması yaygın hale gelmiș, meșrulaștırma mekanizması olarak görüldüğü bir
dönüșüm ve gelișim projeleri planlamanın ken- ortamda, daha doğrudan bir çözüm sunan ve daha
disine ciddi bir alternatif halini almıștır. Ankara meșru görünen kentsel dönüșüm projeleri artık
Kenti bu tür bir dönüșümden en fazla etkilenen planlamaya bir alternatif olarak uygulanmaya
kentler arasında yer almaktadır. Üst ölçek plan bașlamıștır. Üst ölçek plan yokluğu sebebiyle
kararları tamamen așınmıș, en son onaylı üst meșrulaștırılamayan kent çeperindeki, korunması

PLANLAMA Șekil 1. Ankara Büyükșehir Belediyesi Tarafından İlan Edilen Kentsel Dönüșüm ve Gelișim Bölgeleri (Ağustos 2006 itibariyle)
2006/2 *Bu makalede kullanılmıș olan haritalar Serkan Kemeç, fotoğraflar Çiğdem Ünal tarafından hazırlanmıștır.

114
gereken alanlardaki imar ve yapılașma baskıları olarak ortaya konmaktadırlar. Artık planlama
artık kentsel dönüșüm projeleri yoluyla yeni bir kararları, senaryolar, uzun erimli stratejiler
meșrulașma ve hukuk zemini bulmaktadır. yerlerini hak sahipliği, daire sayısı hesaplarına
bırakmıștır. Kentsel dönüșüm kararlarının ürettiği
Planlamanın yerini almaya bașlayan bu yeni nesil
pragmatik çözümler planlamanın yer yer kendini
kentsel dönüșüm projelerinin daha önceki kentsel
gösteren teknisist dilinden ve yabancılaștıran
dönüșüm çabalarından birçok farkı bulunmaktadır.
tavrından daha uygun bir çözüm sunmaktadır
Bu farklar; yasal dayanaklar, planlamayla ilișki,
kent yöneticilerine.
uygulayıcı aktörler, temsiliyet, uygulama modeli
bașlıkları altında incelenebilir. Yasal dayanaklar Uygulayıcı aktörlerin da farklılaștığı görülmek-
açından daha önceden uygulanan kentsel dönüșüm tedir. Dikmen Vadisi örneğinde görüldüğü gibi
projelerinin özel yasalara gereksinim duyulmak- daha önceleri daha yaygın bir tabana oturan
sızın var olan yasalar çerçevesinden gerçekleș- kentsel dönüșüm projeleri üniversitelerin ve Yeni nesil
tirildiği görülmektedir. Örneğin Dikmen Vadisi meslek odalarının da desteği almaya çalıșan kentsel
Kentsel Dönüșüm Projesi uygulanırken projeye kent yönetimleri tarafından gerçekleștirilmeye
özel bir yasa çıkarılması ihtiyacı duyulmamıștır. çalıșılmaktadır. Ancak yeni örneklerde çok dar
dönüșüm
Ancak yeni nesil kentsel dönüșüm projelerinin bir katılımla, hatta alanda yașayan insanların bile projeleri-
uygulanmasında projeye özgü yasaların çıkarıl- katılımını sağlama hassasiyetini göstermeyen bir nin uygu-
ması ya da genel yasalara özel yetki maddelerinin aktör profili olușturulmaktadır. Bu profilin temel
konması söz konusudur. Bu önemli değișikliğin özelliği kent yönetimi ile özel sektör sermayesi
lanmasında
kentsel dönüșüm uygulanırken mülkiyet ve elde özellikle de inșaat sektöründe yer alan büyük fir- projeye
edilecek rantın paylașımı üzerinde daha fazla ikti- malar arasında kurulan ittifakların ve ișbirlikleri- özgü yasa-
dar elde etmek ve planlamanın olușturduğu görece nin daha önce olmadığı kadar önem kazanmasıdır. ların çıka-
bürokratik mekanizmaların așılması olduğu söy- Sonuçta daha önceki kentsel dönüșüm modelinin
lenebilir. Öte yandan, yeni nesil kentsel dönüșüm plan kararlarının gerçekleștirilmesi için olușturu- rılması ya
projeleri, planlamanın bir aracı konumundaki eski lan bir örgütlenme ve finansman biçimi olduğu, da genel
uygulamaların tersine planlamaya bir alternatif yeni nesil kentsel dönüșüm projelerinin ise kent- yasalara
özel yetki
maddeleri-
nin kon-
ması söz
konusudur.

PLANLAMA
Șekil 2. Alansal Büyüklüklerine Göre Ankara Kentinde İlan Edilen Kentsel Dönüșüm Bölgeleri 2006/2

115
yönetimleri ile büyük inșaat firmaları arasında kentsel dönüșüm uygulamalarının Ankara’nın
kurulan ișbirlikleri ile kentsel ranta el koymanın kentsel yașamı üzerindeki önemini göstermek
yeni bir biçimi olduğu söylenebilir. açısından anlamlıdır.
Ankara’da uygulanmakta olan kentsel dönüșüm Așağıda 2006 yılı sonbaharı itibariyle Ankara
uygulamalarının bütünsel bir değerlendirmesini Büyükșehir Belediyesi tarafından ilan edilen 24
yapmak, kentin geleceğinin üst ölçek plan yok- kentsel dönüșüm bölgesinin Ankara kent makro
luğunda kentsel dönüșüm projeleri ile nasıl șekil- formu üzerinde yer seçimi görülmektedir. İlan
lendirildiği konusunda üstte bir bakıș elde etmek edilen kentsel dönüșüm bölgelerinin konumları
konusunda faydalı olacaktır. Bu amaçla 2006 yılı- incelendiğinde büyük bir kısmının kentin çepe-
nın sonbaharında Ankara Büyükșehir Belediyesi rinde ya da kent merkezindeki boș arazilerde yer
tarafından ilan edilen kentsel dönüșüm bölgele- aldığı, kent merkezindeki çöküntü alanlarında ve
rine ilișkin bilgi toplanarak incelenmiștir. Araș- gecekondu alanlarında ilan edilenlerin azınlıkta
tırmanın yapıldığı tarihlerde ilan edilen kentsel olduğu görülmektedir. Özellikle bugüne kadar
dönüșüm bölgesi sayısı 24’tür. Ancak bu yazının parçacı imar planları ile yapılașmaya açılamamıș
yayımlanacağı tarihlerde yapılan yeni araștırmalar olan güney ve güney batı aksındaki çok büyük
sadece Ankara Büyükșehir Belediyesi tarafından alanların kentsel dönüșüm bölgesi ilan edilmesi
Ankara’da ilan edilen kentsel dönüșüm bölgelerinin sayısının ilginçtir.
halihazırda 30’u aștığını göstermektedir. Ankara Büyükșehir İlan edilen kentsel dönüșüm bölgelerinin büyük-
Belediyesine bağlı ilçe belediyeleri tarafından lüklerine bakıldığında kent çeperine yakın böl-
ilan edil- ilan edilen kentsel dönüșüm bölgeleri de düșü- gelerde ilan edilen kentsel dönüșüm bölgelerinin
miș 50’nin nüldüğünde Ankara’da halihazırda ilan edilmiș daha büyük alanları kapsadığı, göreli olarak kent
üzerinde 50’nin üzerinde kentsel dönüșüm bölgesi olduğu merkezi ve etrafındaki alanlarda ilan edilen kent-
göörülmektedir. Salt kentsel dönüșüm bölgeleri- sel dönüșüm bölgelerinin ise daha küçük alanlarda
kentsel ilan edildikleri gözlemlenmektedir. İlan edilen
nin sayılarındaki bu belirsizlik ve hızlı artıș bile
dönüșüm
bölgesi
olduğu
göörül-
mektedir.

PLANLAMA
2006/2 Șekil 3. Yasal Dayanaklarına Göre Ankara Kentinde İlan Edilen Kentsel Dönüșüm Bölgeleri

116
bölgelerden özellikle kent çeperinde yer alanların özellikle kent merkezindeki çöküntü alanlarında
alanlarının yüzlerce hektar büyüklüğünde olması ya gecekondu alanlarında yer alan kentsel dönü-
kentsel dönüșümün planlamaya bir alternatif olma șüm bölgelerinin çoğunluğu sadece kentsel dönü-
durumunu doğrular niteliktedir. șüm bölgesi ilan edilmekle kalmıș, ya da planlama
İlan edilen kentsel dönüșüm bölgelerinin farklı çalıșmaları yeni bașlamıștır. Daha ziyade kent
yasal dayanaklara göre ilan edildikleri görülmek- çeperine yakın alanlarda ya da boș alanlarda ilan
tedir. Bunlar arasından 5104 Sayılı özel Yasa ile edilen kentsel dönüșüm bölgelerinde ise plan-
ilan edilen “Kuzey Ankara Giriși Kentsel Dönü- lama çalıșmaları tamamlanmıștır ya da devam
șüm Projesi” ile 5366 Sayılı Yasayla ilan edilen etmektedir. Yine projelendirme ya da uygulama
“Ankara Tarihi Kent Dokusu Yenileme Projesi” sürecine bașlanması bakımından incelendiğinde
dıșında kalan kentsel dönüșüm alanları 5393 kent çeperine yakın alanlarda uygulamanın daha
Sayılı Belediye Yasası ile 5216 Sayılı Büyükșe- hızlı ilerlediği söylenebilir. Gerek gecekondu ve
hir Belediye Yasalarından kaynaklanan yetkilerle çöküntü alanlarında mülkiyet çözümlemesinin
ilan edilmiștir. Bu alanların çok farklı konumlarda daha zor olușu, gerekse ișbirliğine gidilen inșaat
ve niteliklerde olmaları, bu yasalarda tanımlanan firmalarının hemen uygulamaya bașlayabilmesi
kentsel dönüșüm yetkilerinin alanın niteliğine açısından arazinin uygunluğu düșünüldüğünde
göre uyarlandığını göstermektedir. bu eğilim doğrulanmaktadır.
Kentsel dönüșüm bölgeleri yürütülmekte olan Yukarıdaki veriler birlikte değerlendirildiğinde,
süreçler açısından da farklılıklar göstermektedir. Ankara Büyükșehir Belediyesi tarafından ilan
Neredeyse tamamına yakınında mevcut imar plan- edilen kentsel dönüșüm bölgeleri kentsel dönü-
larında var olmayan imar hakları gerekli olduğun- șüme ihtiyaç olup olmadığı, ya da dönüșüm kara-
dan ya da imar planı yapılması mümkün olmayan rının tartıșılması bir yana bırakılırsa, dönüșüme
arazilerde yer aldıklarından imar planı değișikliği konu olabilecek bir gecekondu ya da çöküntü
yapılması gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında alanı bulunup bulunmadığı bakıș açısıyla incelen-

PLANLAMA
Șekil 4. Uygulama Sürecindeki Așamaya Göre Ankara Kentinde Kentsel Dönüșüm Bölgeleri 2006/2

117
Șekil 5. Alanların Kentsel Dönüșüme Konu Olma Özelliklerine Göre Ankara Kentinde İlan Edilen Kentsel Dönüșüm Alanları

PLANLAMA
2006/2 Fotoğraf 1. Güneytepe ve Güneypark Kentsel Dönüșüm Alanları

118
diğinde çarpıcı sonuçlara ulașılmaktadır. Dönü- zırda olușmuș bazı kentsel rantları rezerv olarak
șüm alanlarının çok küçük bir kısmı gecekondu tutabilmek adına bazı alanları kentsel dönüșüm
ya da çöküntü alanları üzerinde ilan edilmiștir. alanı ilan ettikleri sonucuna varılabilir.
Dönüșüm alanlarının büyük bir kısmı ise ya boș Așağıda “Güneytepe” ve “Güneypark” alanları
arazidir ya da çok küçük bir kısmında gecekondu görülmektedir. Fotoğraflardan da izlenebileceği
bulunmaktadır. İlan edilen dönüșüm alanlarının gibi her iki dönüșüm alanı da kent çeperindeki
bir kısmı da kent içerisinde kalmıș planlama boș arazi üzerinde ilan edilmiștir.
açısından bazı sorunlu alanların sorunlarını var
olan imar planlarını kestirmeden așmak için ilan
edilmiștir. Belediye ve Büyükșehir Belediye Sonuç
Yasasında tanımlanan yetkilere dayalı olarak 2000’li yılların ikinci yarısından itibaren; mer-
kent çeperindeki boș ya da kısmen boș arazilerde kezi hükümetin bir siyasası ve kamuoyunda kabul
ilan edilen kentsel dönüșüm bölgeleri daha hızlı gören bir ideoloji halinde belirgin fiziksel form-
bir uygulama sürecine sokulmakta, olușan ranta larla mekana yerleștirilerek kentsel rantın transfer
belediye-sermaye ișbirliği ile fiziksel dönüșüm edilmesinin amaçlandığı kentsel dönüșüm proje-
temelinde el konulmaktadır. Bunu yanı sıra, leri uygulamaları ile, kuralsızlaștırma sürecinde
kentsel dönüșüm bölgeleri sadece kentsel ranta kent planlamasının sağladığı meșruiyet yerine
el konmasının yeni bir yolu olarak değil bugüne kentsel dönüșümün pragmatik faydası konmaya
kadar planlama yoluyla meșrulaștırılamayan bazı çalıșılmakta, bu sürecin sonucunda kentsel dönü-
taleplerin de gerçekleștirilmesi için bir araç olarak șüm uygulamaları kent planlamasına alternatif bir
kullanılmaktadır. İlan edilen tüm kentsel dönüșüm uygulama biçimi olarak ortaya çıkmaktadır.
alanlarında uygulamanın bașlamamıș olması da Bu sürecin sonuçları Ankara Kenti için de oldukça
ilginçtir. Buradan da kent yönetimlerinin aynı derin bir șekilde yașanmaya bașlamıștır. Ankara
zamanda gelecekte olușabilecek ya da haliha- Kentinde öncelikle planlama kademelenmesinden

PLANLAMA
Fotoğraf 2. Güneypark ve Güneytepe Kentsel Dönüșüm Alanları 2006/2

119
kopuk, parçacı plan uygulamaları bașlamıș, bu yönlendirilen emlak ve konut piyasalarına belirli
geçiș döneminin ardından da kentsel dönüșüm ve gruplar lehine kısıtlar getirilmesi kentsel sosyal
gelișim bölgeleri üst ölçekli planlama pratiğinin dengeleri derinden etkileyecektir.
yerini almıștır. Gerçekleștirilmeye çalıșılan kent- Burada yapılması gereken, Ankara örneğinden
Böylesine sel dönüșüm uygulamalarında kentsel dönüșüme bașlayarak kentsel dönüșümün planlamadan
bir müca- konu olabilecek gecekondu alanlarının ya da soyutlanmıș haliyle, zamansal, mekansal ve
çöküntü bölgelerinin sağlıklı dönüșümü için değil
delenin daha çok kent çeperindeki, planlama yoluyla kent-
kurgusal anlamda insanın ve toplumların kendi
kaderlerini denetleme iradesinin yerini salt rant
öncül sel rantın elde edilemediği alanların yapılașmaya ve kar merkezli bir dönüșüm mantığına bıraktığı,
koșulu açılması için kullanıldığı görülmektedir. Kentsel sağlıklı kentsel katılım, yerel demokrasi, yașa-
kentsel dönüșüm sürecinin ișleyiși, ilan edilen alanların nabilir kentsel mekan taleplerinin göz ardı edil-
büyüklükleri, konumları ve yasal dayanakları bu mesine sebep olduğunun anlatılmasıdır. Kentsel
dönüșüme görüșü desteklemektedir. dönüșümün planlamaya bir alternatif olarak uygu-
karșı onu Resmin bütününe bakıldığında kent planlamaya lanmaya çalıșılması ya da planlama yerine ikame
kapsayıcı, alternatif bir gelișim projesi olarak uygulamaya edilmeye çalıșılması yalnızca kentsel hareketlerin
bütünsel, konan kentsel dönüșüm projelerinin; üst ölçek- mücadele gücünü azaltmakla kalmayacak, aynı
ten plandan yoksun kentsel gelișmenin yarattığı zamanda yerel demokrasi potansiyeli güdükleș-
süreç- tirecek, yașanabilir kentsel mekanların olușumu
vizyonsuz, yönsüz, verimsiz, sosyo-ekonomik
mekan- sorunlar yaratan gelișme biçiminin dıșında kent- için savunulan ilke ve esasların savunularına da
zaman sel sosyo-mekansal sistemi kesintiye uğratıcı ket vuracaktır.
üçlüsünü etkiler yaratacağı düșünülmektedir. Uygulamaya Böylesine bir mücadelenin öncül koșulu kentsel
konan kentsel dönüșüm projeleri sosyal adalet ve dönüșüme karșı onu kapsayıcı, bütünsel, süreç-
gözeten, barınma hakkı gibi değerleri değil, karlılık, kentsel mekan-zaman üçlüsünü gözeten, stratejik yakla-
stratejik rantın paylașımı ve belirli fiziksel formların yay- șımları içselleștirmeye çalıșan, katılımlı süreçleri
yaklașım- gınlaștırılmasını getirdiğinden tüm gelir grupları öngören planlamanın savunulmasıdır. Böyle bir
açısından olumsuz sonuçlar yaratabilecektir. Alt savununun planlamanın model kenti ve kentsel
ları içsel- gelir grupları açısından soylulaștırma ve barınma dönüșümün atıf kenti Ankara’dan bașlaması
leștirmeye hakkından mahrumiyet gibi sorunlar kentsel sosyal kentsel dönüșümün sapan rotasının yerine otur-
çalıșan, sorunları arttıracak, üst gelir grupları tarafından tulmasında da en yașamsal adım olacaktır.
katılımlı
süreçleri
öngören
planlama-
nın savu-
nulmasıdır.

PLANLAMA
2006/2

120
Düzensiz Konut Alanlarında
Kentsel Dönüșüm Modelleri
Üzerine Bir Değerlendirme(*)

Nihan ÖZDEMİR SÖNMEZ Y. Doç. Dr.,


Gazi Üniversitesi
Șehir ve Bölge
Planlama Bölümü

Ü
lke kentleșme ve planlama pratiğine ile yönlendirilen kentsel döșüm uygulamaları,
kentsel dönüșüm kavramının ilk giriși uygulama süreçleri ve ortaya çıkan sonuçlar açı-
1970’li yıllara uzanmakla birlikte, plan- sından karșılaștırmalı olarak değerlendirilecektir.
lamada bir uygulama aracı olarak kullanılması Bu değerlendirmede ıslah imar planı ile dönüșüm
1980’lerin bașına dayanmaktadır. Bu dönemde süreci yașayan bir gecekondu alanı ile kentsel
uygulamaya konulan liberal ekonomik politi- dönüșüm projesi ile dönüșümü gerçekleștirilen
kalar, tüm alanlarda olduğu gibi kentleșme ve Dikmen Vadisi’nde 1990’lı yılların bașlarında
planlama süreçlerinde de yeniden yapılanmayı yürütülmüș olan alan çalıșmasının bulguları esas
bir zorunluluk olarak sunmuștur. Bu çerçevede alınacaktır.
uygulamaya konan serbest piyasa ekonomisi
kentleri de șekillendirmeye bașlamıș bașta gece-
kondu alanları olmak üzere pek çok kentsel alanda
Kavramsal Çerçeve
dönüșüm süreci bașlamıștır. Türkiye’de gecekondu ya da ruhsatsız konut alan-
larının fiziksel planlama yoluyla dönüștürülerek
Kentsel alanlarda yașanan dönüșüm süreci ilk düzenli konut alanlarına kazandırılmasının ilk
önceleri liberal politikaların uygulamaya kon- örnekleri 1970’lerde uygulanmaya bașlanmıștır.
duğu ANAP hükümeti tarafından çıkarılan bir dizi Modernleșme teorisinin üçüncü dünya kentleri
gecekondu affı yasaları ve bu yasalar çerçevesinde için öngördüğü geleneksel/düzensiz konut alan-
uygulanan Islah İmar Planları ile bașlamıș daha larının bir süreç içersinde dönüșerek modern kent
sonraları da “özellikli” bölgeler için geliștirilen parçalarına dönüșeceği öngörüsü bu ülkelerde
“özel projeler” ile dönüșüm süreci hızlanmıștır.
uygulanan kentsel politikaları da etkilemiș ve
Islah İmar Planları kentsel arsa ve konut pazarında
bu bağlamda gecekondu alanları geçici olarak
dönemin piyasa koșullarının izin verdiği ölçüde
nitelendirilmiștir. Özellikle Keynesci politika-
etkili olurken, özel hazırlanan kentsel dönüșüm
ların uygulandığı dönemde gecekondu alanla-
projeleri özel sektör-kamu ortaklığı modeli ve
rına alternatif olarak düzenli konut alanlarının
katılımcı söylemi ile rant aralığı yüksek alanlarda
geliștirilmesi ekonomiyi canlandırıcı ve ișsizliği
uygulanmıștır.
önleyici bir yol olarak benimsenmiș ve bașta Latin
Bu çalıșmada Ankara kentinde 1980’lerin sonunda Amerika ülkeleri olmak üzere pek çok üçüncü
ve 1990’ların bașında piyasa mekanizması ve dünya ülkesinde bu türden konut alanlarının üre-
katılımcı, özel sektör-kamu ortaklığı modeli eli timi yaygınlașmıștır (Burgess, 1989: 40).

*
Bu yazı, TMMOB Șehir Plancıları Odası tarafından 18 Kasım 2006 tarihinde düzenlenen Kentsel Dönüșüm Sempozyumu’nda PLANLAMA
sunulmuș bildirinin genișletilmiș halidir. 2006/2

121
Ülkemizde de modernleșme politikaları çerçeve- Soylulaștırma orta ve orta üstü gelir gruplarının,
sinde, özellikle büyük kentlerde planlı gelișmiș fiziksel müdahale yolu ile yenilenen alt gelir grubu
alanların hemen bitișiğinde yer alan gecekondu konut alanlarına yerleșmesi olarak tanımlanabilir.
alanları, hazırlanan “ilave imar planları” ile Soylulaștırmanın olușumunun nedenleri hakkında
düzenli kent parçalarına dönüștürülmüșlerdir. farklı görüșler literatürde yer alsa bile, herhangi
Bu uygulamalar, nihai amacı modernleșme bir fiziksel dönüșümün soylulaștırma olarak kabul
ideolojisine paralel olarak gecekondusunu edilebilmesi için gereken koșulların tanımlanma-
yasallaștırmak ve daha da ileri giderek yeni imar sında bir oydașmadan söz edilebilir. Bu koșullar
hakları elde etmek olan gecekondu sahiplerinin bu șu șekilde sıralanabilir:
beklentilerini canlı tutacak düzeyde kalmıștır. Bu 1) Düșük gelir grubunun yeriden edilmesi
dönemde gecekondu alanlarının yasallaștırılması ve yerine daha yüksek gelir grubunun yer-
ve dönüșümü, gecekondu sahipleri ile hükümet- leșmesi ile yeni sosyal ayrıșma yapısının
ler arasında sürekli bir pazarlık konusu niteliği ortaya çıkması,
kazanmıștır. Ancak bu ilk örnekler hem nitelik 2) Yapılı çevrede farklı, özel mimari tasarım-
hem de nicelik bakımından görece sınırlı örnekler larla kendini ifade eden fiziksel dönüșümün
olarak kalmıșlar ve bir model olușturma düzeyine yașanması,
erișememișlerdir.
3) Benzer sosyal statü ve yașan standardına
Gecekondu alanlarının dönüșümüne yönelik ilk sahip olanların bir arada yașadığı konut alan-
kapsamlı hamle Özal Hükümeti tarafından 1980’li larının yaratılması,
yılların bașında yapılmıștır. İzlediği liberal eko- 4) Arsa ve konut piyasasında değerlerin yeni-
nomik politikalara ve yeni sağ olarak adlandırılan den tanımlanması, inșaat sektöründe yeni fır-
politik söylemine paralel olarak çıkarılan bir dizi satların yaratılması (Warde, 1991: 225).
gecekondu affı yasası büyük kentlerdeki düzensiz
Soylulaștırmanın belli bir dönemde ve belli bir
konut alanlarında yașanacak olan dönüșümün ilk
alanda ortaya çıkıșını ise iki farklı yaklașım
adımını olușturmuștur. Çıkarılan af yasaları ve
iki farklı açıdan açıklamaktadır. Bunlardan biri
bu yasaların sağladığı yeni imar hakları ile, bir
sürecin talep (tüketim), diğeri ise arz (üretim)
yandan küçük ölçekli sermayenin kentsel alanda
yönünü öne çıkararak soylulaștırmayı açık-
önü açılırken diğer yandan da gecekondu nüfusu
lamaktadır. Talep merkezli açıklamalar batılı
olarak adlandırdığımız düzensiz konut alanlarında
kapitalist ülkelerde 1980’lerde ortaya çıkan
yașayanların ‘yeni sağ’ projesine eklemlenmeleri
‘yeni orta sınıfı’ ve bu sınıfın yașam ve tüketim
amaçlanmıștır.
alıșkanlıklarını teorinin merkezine koymuștur
Bu amaçla uygulamaya konan ıslah imar planları (Ley, 1980). Buna göre, kent merkezine yakın
belli ölçüde bașarıya ulașmıș pek çok büyük kentteki alanlarda yașama tercihinde bulunan beyaz yakalı
gecekondu alanları bu yolla düzenli konut alanlarına yeni orta sınıf, kent merkezindeki eskimiș konut
dönüșmüștür. Ancak uygulamalar her gecekondu alanlarının dönüșümünün bașlamasında itici rolü
alanının dönüșüm sürecinde eșit șansa sahip olma- oynamıștır. Benzer biçimde soylulaștırmanın
dığını göstermektedir. Gecekondu alanlarının imarlı talep etkisi ile olușumunu bazı feminist yazarlar
kent parçalarına yakınlığı bu süreçte belirleyici da desteklemiștir. Feministlere göre, kadının eko-
olmuș ve pek çok gecekondu alanı ıslah imar planı nomik yeniden yapılanmada değișen pozisyonuna
yapılmıș olmasına rağmen dönüșememiștir. bağlı olarak konut alanı seçimindeki tercihi de
değișmiștir. Giderek artan sayıda kadının kariyer
Kentlerin çeperlerinde yer alan gecekondu alanla-
sahibi ve yalnız yașayan çocuklu aile olmaları,
rında ıslah imar planları yolu ile dönüșüm yașanır-
konut alanlarındaki soylulaștırma sürecini hız-
ken, kent merkezine yakın olan gecekondu alanla-
landırmıștır (Rose, 1989: 120).
rında da özel projeler yolu ile dönüșüm sürecinin
bașlaması aynı dönmeme denk gelmektedir. Bazı Soylulaștırmayı arz yönüyle açıklayanlar ise,
gecekondu alanlarının ıslah imar planları yerine kentsel alanlarda değișen arsa değerlerine bağlı
özel projeler yöntemi ile dönüșüm sürecine dahil olarak yatırımcıların bu alanlara yönelmesini
PLANLAMA olmaları soylulaștırma kavramı çerçevesinde sürecin bașlamasının ana nedeni olarak ișaret
2006/2 açıklanabilir. etmektedirler. Sermayenin kentsel alanların

122
dönüșümüne yönelmesini Smith ilk olarak 1979 sosyal ve teknik altyapı standartlarına uyulmamıș-
yılında rant açığı teorisi ile açıklamıștır (Smith, tır. Örneğin gerekli eğitim alanının %25’i, yeșil
1979). Bu teoriye göre, dönüșüm sonrası ortaya alanın %22’si sosyo-kültürel tesis alanının ise
çıkacak potansiyel rant beklentisi, dönüșüm öncesi sadece %12.5’i planda öngörülmüștür (Özdemir,
kullanımdan elde edilen gelirden yüksek değilse 1998: 166). Benzer biçimde teknik altyapı hiz-
kentsel dönüșüm gerçekleșemez. Bilindiği üzere metleri de planlanan nüfusun gereksinimlerinin
kapitalist ekonomik sistem birbiri ardına gelișen çok altında kalmıștır. Su ve kanalizasyon șebe-
sermaye birikimi, üretim fazlası, azalan kar ve kriz kesi artan ihtiyaca göre yenilenmemiș, mahallede
döngüsü içerisinde hareket etmektedir. Sermaye- 1960’larda kurulan her iki sistem de kullanılmaya Kentle-
nin periyodik kriz süreçlerini atlatabilmek için yeni devam edilmiștir.
rimizde
karlı alanlara yani yapılı çevreye yöneldiği gerçeği Dönüșümle ortaya çıkan ve düzenli konut alanı
kent merkezlerindeki soylulaștırma operasyonları- ıslah imar
olarak adlandırılan çok katlı apartman tipi yapı-
nın nedenlerini de açıklamaktadır (Smith, 1996). lașmanın yapı kalitesi düșük olup, düzensiz konut
planları ile
Dolayısıyla herhangi bir alanın soylulaștırılması alanına alternatif olușturduklarını savunmak da yașanan
için talep ne kadar yüksek olursa olsun sermaye- mümkün gözükmemektedir. Küçük sermayeli
nin yatırım koșulları yerine getirilmediği sürece
dönüșüm
yap-satçı müteahhitler tarafından geleneksel
soylulaștırmanın olușması imkansızdır. inșaat yöntemleri üretilen bu binalarda kullanılan
süreci
inșaat malzemesi düșük kaliteli olup konutlar da irde-
Piyasa Mekanizması Eliyle Dönüșüm- modern konfor elemanlarından yoksundur. lenmesi
Islah İmar Planları Tüm bu veriler birlikte okunduğunda, ortaya çıkan gereken ve
Yirmi yılı așkın bir uygulamanın sonucu gös- fiziksel yapının bir “ıslah” faaliyetinden daha çok mekansal
termiștir ki, kentlerimizde ıslah imar planları salt dönüșüme yönelik bir operasyonun sonuçla-
ile yașanan dönüșüm süreci irdelenmesi gereken rını tașıdığını söylemek yanlıș olmayacaktır.
olduğu
ve mekansal olduğu kadar sosyal ve ekonomik kadar
boyutları da olan bir süreçtir. Çalıșmanın bu Dönüșüm sürecinin diğer bir sonucu da ekonomik
alanda gözlemlenmiștir. Düzenli konut alanlarına sosyal ve
bölümünde de ıslah imar planı uygulamalarının
sonuçları 19 Mayıs Mahallesi örneğinde değer- bitișik konumundan dolayı uzun süredir yap-satçı ekonomik
müteahhitlerin ilgi alanı içinde olan mahallede boyutları
lendirilecektir. 19 Mayıs, bir bölümü 1957 tarihli
dönüșüm planın onaylanmasının hemen arka-
Uybadın-Yücel Planına göre yapılașmıș düzenli da olan bir
sından bașlamıștır. Hatta bazı müteahhitler plan
konut alanlarından bir bölümü de ruhsatsız konut
alanlarından olușan bir mahalledir (Keçiören
onaylanmadan önce gecekondu sahipleri ile süreçtir.
anlașıp plan onaylanır onaylanmaz da inșaata
Belediyesi, 1989). Bu nedenle mahalleye ilișkin
bașlamıșlardır.
ıslah imar planı yürürlüğe girdikten hemen sonra
mahallede dönüșüm süreci hızla bașlamıș ve kısa Ülke genelinde yaygın olarak uygulanan arsa
sürede de tamamlanmıștır. sahiplerinin daire karșılığı imar haklarını yap-
satçı müteahhitlere devretmeleri pratiği burada da
Islah imar planının uygulanmasının hemen ardın-
tekrarlanmıștır. İmar hakkı elde eden gecekondu
dan ortaya çıkan ilk çarpıcı sonuç yapı yoğunlu-
sahipleri müteahhitlerle yaptıkları anlașmanın
ğundaki artıș olmuștur. Mahalle için hazırlanan
sonucunda dairelerini elde etmișlerdir. Bu anlaș-
ıslah imar planında %70’e varan alan konut alanı
malarda en önemli belirleyici imar parsellindeki
kullanımına ayrılmıștır. Sosyal altyapı için ayrılan
hissedar sayısı olmuștur. Anlașma oranı %40-50
alanların toplamı ise sadece %7.9’luk bir yer tut-
arasında değișen oranlarda gerçekleșmiștir. Bu oran
maktadır. Alanda yer alan ikinci büyük kullanım
müteahhitlerle imar hakkı sahiplerinin neredeyse
ise yollardır (%22.5) (Özdemir, 1998: 162). Bu
eșit düzeyde pazarlık gücüne sahip oldukları söyle-
oranın yüksek olmasındaki en önemli etken ise
nebilir. Ancak alanda toplam parsel içinde tek his-
ıslah imar planlarında dönüșümün garantisi olarak
sedarlı parsel oranının sadece %11 gibi bir düzeyde
kabul edilen maksimum sayıda yapı parseli oluș-
olması bu çıkarımı doğrulamamaktadır. Bir bașka
turmanın yollarla sağlanabildiği gerçeğidir.
anlatımla %40-50 gibi bir oranla anlașmayı tek
Islah imar planı ile mahallede 25 000 kișinin yașa- bașına gerçekleștiren gecekondu sahibi sayısı PLANLAMA
yacağı öngörülmüș ancak yasalarla düzenlenen oldukça sınırlıdır. Çoğunlukla 2-3 bazı durum- 2006/2

123
larda da 4 hisseli parsellerin dönüșümünde yapılan Kamu-Özel Sektör Ortaklığı Modeli ile
anlașmalardan müteahhitlerin kazançlı çıktıklarını Dönüșüm- Soylulaștırma
söylemek yanlıș olmayacaktır. Zaten müteahhitler 1980’lerden sonra uygulamaya konan bir diğer
de durumun kendileri açısından kazançlı olduğunu dönüșüm modeli ise kamu-özel sektör ișbirliği
ifade etmișlerdir. Görüșme yapılan 18 müteahhittin ile geliștirilen özel kentsel dönüșüm projeleri
8’inin bölgede daha önceden iș yapmayan, dıșarı- yoluyla yașanan dönüșüm sürecidir. Bu süreç
dan gelen girișimciler olması da bu savı destekle- Batıda yıpranan kentlerin küresel kentler sistemi
mektedir (Özdemir, 1998: 171-172). içinde yerlerini yeniden belirlemeleri için bir ön
Dönüșüm sürecinden ekonomik olarak en olum- koșul olarak ortaya çıkmıștır. Bu bağlamda yıp-
suz etkilenen grup gecekondu kiracıları olmuș- ranan kent merkezlerinde ve terk edilen sanayi
tur. Dönüșüm sürecinin tamamlanmasından alanlarında dönüșüm projeleri hayata geçiril-
sonra yapılan araștırmada yeni apartmanlarda miștir. Bu projeler, Batı kentlerinde yeni cazibe
Kamu-özel yașayanların hiçbirinin ıslah imar planı uygu- merkezlerinin yaratılmasını, sermayenin hareket
laması öncesinde bu mahallede kiracı olarak kabiliyetini kolaylaștıran kamu müdahaleleri ile
sektör mümkün kılınmıștır.
yașamadıkları tespit edilmiștir. Yeni sakinlerin
ortaklığı çoğunluğunu daha önceden aynı mahalle ya da Benzer biçimde ülkemizde de 1980’lerde uygu-
ile uygu- yakın çevresinde oturanlar olușturmaktadır. Bu lanmaya bașlayan bu model, sermayenin kentin
lanan durum dönüșüm sonrasında olușan yeni çevrenin önemli alanlarında faaliyet göstermesinin yolunu
niteliksel olarak ancak bölgedeki talepleri karșılar açmak üzere olușturulan özel projelerle hayata
kentsel düzeyde olduğunu göstermektedir. Zaten alanda geçirilmiștir. Öte yandan da gecekondu sakinle-
dönüșüm yașayanların yaklașık %60’ının sabit gelirli ișçi, rinin katılımcı modelle sürece katıldıkları söyle-
projele- memur ya da emekli olmaları yaratılan çevrenin miyle toplumsal bir oydașmanın da sağlandığı
rinin ilk yeni ekonomik düzeyinin orta ve orta-alt gelir öne sürülmüștür.
grubu olduğunu göstermektedir.
örnek- Kamu-özel sektör ortaklığı ile uygulanan kentsel
Büyük kentlere göç edenlerin aynı bölgeden dönüșüm projelerinin ilk örneklerinden biri de
lerinden gelenlerle ya da aynı etnik kimliği paylașanlarla Dikmen Vadisi Projesidir. Dikmen Vadisi 1957
biri de bir arada yașamayı tercih etmeleri, gecekondu tarihli Uybadın-Yücel Planında ‘yeșil alan’ olarak
Dikmen alanlarının çoğunda gözlemlenebilen bir özellik- ayrılmıș fakat bu karar uygulanamamıștır. Vadide
tir. Bu yolla bir ‘dayanıșma ruhu’ olușturularak ilk gecekondular 1960’lı yılların bașlarında yapıl-
Vadisi Pro-
yabancı bir ortamda ayakta kalabilmenin koșulları maya bașlanmıștır. 1982 yılında yapılan revizyon
jesidir. olușturulmuștur. Dönüșüm öncesinde 19 Mayıs planında da alan vadide yer alan gecekondular
Mahallesi’nde yașayanlar için de durum farklı dikkate alınmaksızın yine yeșil alan olarak korun-
değildir. Dönüșüm öncesi çoğunluğun kendisini muștur. Bu revizyon planı esas alınarak hazırlanan
Alevi kimliği ile tanımladığı mahallede, dönüșüm ve 1986 yılında onaylanan 1/5000 ölçekli Dikmen
sonrası bașka alanlardan gelenlerle mahallenin bu Vadisi Yeșil Alan Projesi de gecekonduları dik-
homojen yapısı bozulmuș, Alevi nüfusun toplam kate almadığı için uygulama șansı bulamamıștır.
nüfus içindeki payı %35’lere gerilemiștir. Proje tüm gecekonduların alandan temizlenmesini
Benzer durum eğitim düzeyindeki farklılașmada öngörmüș bu da af yasaları ile yasallașan ve hak
da kendini göstermektedir. Mahallenin eski sahibi konumunda olan gecekondulara ödenecek
sakinlerinin hane halkı reislerinin çoğunluğu kamulaștırma maliyetini arttırmıștır. 1989 yılında
(%46.4) ilkokul mezunu ve sadece %25’i lise yapılan yerel seçimlerden sonra da Ankara
mezunu iken, yeni gelenlerin %30’u lise %5’i Büyükșehir Belediyesi ile Çankaya Belediyesi
de üniversite mezunudur. Kadınlar için oranlar tarafından kurulan Metropol İmar AȘ. vadinin
arasındaki fark daha da açılmakta, yeni gelenle- dönüșümü için Dikmen Vadisi Konut ve Çevre
rin %20’yi bulan üniversite mezunu olma oranı Geliștirme Projesi’ni hazırlamıștır (Çankaya Bele-
eski sakinler için sadece %9.7’de kalmaktadır diyesi, 1992). Bu proje 1989 yılında onaylanarak
(Özdemir, 1998: 188). Eğitim durumundaki uygulamaya koymuștur.

PLANLAMA bu farklılık mahalle sakinleri arasındaki sosyal Proje beș kilometre uzunluğundaki Vadide yakla-
2006/2 uyumu da zorlaștırmıștır. șık 300 hektarlık bir alanı kapsamaktadır. Proje ile

124
vadi tabanının yeșil alan olarak korunması, ancak planlarının getirileri ile kendi durumlarını karșı-
konut, iș yeri ve kültürel tesislerin yapılmasına da laștıran gecekondu sahipleri kendilerini projenin
olanak sağlayacak oranda yapılașmaya izin veril- kaybedenleri arasında kabul etmișlerdir. Vadinin
mesi planlanmıștır. Bu yolla vadinin kentin tüm kent içindeki konumundan kaynaklanan yüksek
kesimlerine hizmet veren bir rekreasyon ve kültür arsa değeri göz önüne alındığında gecekondu-
alanına dönüștürülmesi öngörülmüștür. cuların bu değerlendirmesinin çok da haksız
olmadığı ortaya çıkacaktır. Bunlara ek olarak
Projenin ilk etabı af yasasından sonra ‘hak sahibi’
projenin tamamlanmasından sonra dairelerine
olarak tanımlanan 335 gecekondu sahibini uygu-
tașınan gecekondu sahiplerinin çoğu, konutlarının
lamaya dahil etmiș ve bu amaçla alanın %15’ini
ısınma, bakım-onarım vb. masraflarının ödeme
kapsayan alanda konut kullanımı da önermiștir.
güçleri ile orantısız olduğunu belirtmișlerdir.
Hak sahiplerine verilmek üzere tasarlanan konutlar
80 metrekare büyüklüğünde ve görece düșük kali- Kentin en modern bölgelerinden birinde yaratılan
tede inșa edilmișlerdir. Hak sahipleri için yapılan yeni çekim merkezinde olușan yeni sosyal yașam
apartmanların yanı sıra, vadide projenin finans- da, gecekondu sahipleri ile yeni gelenler arasında
manında kullanılmak üzere lüks konut ve ișyeri uyușmazlığın ortaya çıkmasına neden olmuștur.
kullanım alanları da önerilmiștir. ‘Kültür Köprüsü’ Örneğin gecekondu sahiplerinin %68’i sadece
adı verilen 26 katlı lüks yapıda 219 konut ve 60 ilkokul mezunu iken, alana yeni gelenlerin %75’i
ticari birim önerilmiștir (Özdemir, 1996: 126). üniversite mezunudur. Benzer çelișki kadınların
Proje genelde vadiyi yeșil alan olarak planlayan çalıșma durumunda da ortaya çıkmaktadır.
ancak hak sahiplerine dağıtılmak üzere olușturulan Gecekondu sahibi ailelerden çalıșan kadınların
konut alanları ile lüks konut ve ișyerlerinden olușan oranı %37’de kalırken bu oran yeni sakinler için
kulelerle finansmanı sağlamayı amaçlayan nitelikte %73.4’e sıçramaktadır (Özdemir, 1996: 133). Bu
planlanmıș ve hayata geçirilmiștir. ikili sosyal yapı her iki kesim için de sorun alanı
olarak değerlendirilmiștir.
Dikmen Vadisi Konut ve Çevre Geliștirme Proje-
si’nin ilk uygulama sonuçları vadinin alanda yer Dikmen Vadisi Konut ve Çevre Geliștirme Proje-
alan gecekondulardan dolayı tümüyle yeșil alan si’nin ilk etabı katılımcı yaklașımın gereklerinin
olarak ayrılamayacağının kabulü ile bașlatılmıștır. en fazla yerine getirilmeye çalıșıldığı örnek
Bu nedenle hak sahibi olarak adlandırılan gece- olmuștur. 1994 yılı yerel seçimlerinden sonra
kondu sahiplerinin proje alanı içerisinde iskan değișen kent yönetimi, projenin ilk etabının
edilmesinin yolları aranmıș ve uygulanmıștır. uygulanmasından sonra ortaya çıkan kentsel
Ancak sonuçta yaratılan çevrenin bir yeșil alan rantın piyasa lehinde geliștirilmesi ve uygulan-
değil, yeni gelișme odağı olușturan bir cazibe ması yoluna gitmiș ve projede bu amaçla bir çok
merkezi olduğu açıktır. değișiklik yapılmıștır.
Projeden ekonomik olarak etkilenen aktörlerin Bugün gelinen noktada Dikmen Vadisi artık
bașında vadide kiracı ya da ev sahibi durumunda bir yeșil ve rekreasyon alanı değil Ankara kent
yașayan gecekondu sakinleri gelmektedir. Gece- merkezinde yer alan en lüks konut alanlarından
kondu kiracıları projeden tamamen dıșlanırken biridir. Olușturulan yeni çevrede oturan gece-
‘hak sahibi’ olarak nitelendirilen gecekondu kondu sahiplerinin oranı %38’e kadar gerilemiș-
sahipleri de mülkiyetlerinin büyüklüğü ile orantılı tir (Türker, 2003). Dönüșüm sürecinin sonucunda
olarak borçlandırılmıșlardır. Bu bağlamda, proje ortaya çıkan sonuçlar değerlendirildiğinde, kent
sonunda elde ettikleri ve kendileri için ‘özel’ merkezinde yüksek gelir grubu konut alanlarının
olarak üretilmiș konutlar gecekondularına kar- arasında sıkıșmıș bir gecekondu alanının Dikmen
șılık olarak doğrudan verilmiș konutlar değildir. Vadisi Konut ve Çevre Geliștirme Projesi ile soy-
Gecekondu sahipleri kendilerine verilen dairenin lulaștırıldığını söylemek yanlıș olmayacaktır.
fiyatı ile gecekondusu ve arsasına biçilen fiyatın Bir kentsel dönüșümün soylulaștırma olabilmesi
arasında kalan farkı ödemek suretiyle daire sahibi gereken koșullar bu proje ile sağlanmıș alanda
olmușlardır (Dikmen Vadisi Konut ve Çevre düșük gelir grubunun yerini yüksek gelir grubu
Geliștirme Projesi, 1991). Aynı dönemde kentin almıș ve yapılan dönüșüm çevrede konut ve arsa
PLANLAMA
diğer gecekondu alanlarında uygulanan ıslah imar değerlerinde yükselmeye neden olmuștur. 2006/2

125
Sonuç ve Değerlendirme yeni sosyal yașam da gecekondu alanlarında
1980’lerin bașında uygulanmaya bașlanan yeni- çoklukla gözlemlenen etnik, siyasal ve ekonomik
sağ ideolojisi, gecekondu nüfusunu bir dizi yasal dayanıșma ağlarını bozmuștur.
düzenlemeler ve imar hakları ile kendi projesine Kamu-özel sektör ortaklığı modeli ile dönüșümü
entegre etme yoluna gitmiștir. Bu çerçevede ilk gerçekleștirilen Dikmen Vadisi gecekondu ala-
olarak af yasaları birbirini izlemiș daha sonra da nında ise sonuç ‘soylulaștırma’ olmuștur. Kentin
yasal hale getirilen gecekondular için planlar diğer gecekondu alanlarında standart ıslah imar
hazırlanarak yeni imar hakkı elde etmelerinin planları hazırlanırken Dikmen Vadisi için özel
yolu açılmıștır. Merkezi ve yerel yönetimlerin dönüșüm projesi hazırlanmasının bazı temel
bu girișimi büyük kentlerin çeperlerinde hızlı nedenleri vardır. İlk ve en önemli neden, Vadi-
bir dönüșüm sürecini bașlatmıștır. Bu süreç nin kentin yüksek gelir gruplarının yer seçtiği en
Kamu-özel gecekondu sahiplerinin kentsel arsa ve konut gelișmiș bölgesinde bulunuyor olmasıdır. Kent
sektör pazarında söz sahibi olmalarının yolunu açan en merkezine ve yüksek gelir gruplarının yașam
büyük hamle olmuș ve gecekondu sahipleri de alanına bu kadar yakın bir yerdeki olası dönüșüm
ortaklığı bu süreçte gönüllü olarak yer almıșlardır. ANAP büyük inșaat firmalarının olduğu kadar yerel yöne-
modeli ile tarafından liberal ideoloji çerçevesinde bașlatılan timlerin de dikkatinden kaçmamıștır. Olușturulan
dönüșümü bu süreç 1989 yılında yerel yönetimlerde göreve özel proje bürosu eliyle hazırlanan özel dönüșüm
gelen sosyal demokratlar tarafından da kent plan- projesi de ıslah imar planlarında olduğu gibi gece-
gerçek- cılarının tüm itirazlarına karșın benimsenmiș ve konducunun girișimci olduğu bir modelle değil,
leștirilen aynen devam ettirilmiștir. kamu-özel sektör eliyle uygulanmaya konmuș-
Dikmen Gecekondu alanlarının mekansal dönüșümü ve
tur. Dönüșüm projesi hazırlanmasının bir diğer
Vadisi nedeni de Dikmen Vadisi’nin kentin yeșil olarak
gecekondu nüfusunun liberal ideoloji ile bütün-
korunması gereken önemli hava koridorlarından
gecekondu leștirilmesi için politik bir inisiyatifle bașlatılan
biri olmasıdır. Ancak uygulama ortaya koymuștur
ve piyasa mekanizması ile yönlendirilen bu süreç
alanında ki, Dikmen Vadisi kentin gereksinim duyduğu ve
değerlendirildiğinde çok farklı sonuçlara neden
ise sonuç kent için hazırlanan bütün fiziksel planların da
olduğu ortaya çıkmaktadır. Gecekondu alanlarının
dikkatle koruduğu bir yeșil alana değil kentsel
‘soylu- kent bütünündeki yerleri, kentin sosyo-kültürel
gelișme odağına dönüșmüștür.
laștırma’ açıdan odak sayılabilecek olan merkezlerine
yakınlığı vb. faktörler dönüșüm sürecini doğrudan Projenin maliyetinin karșılanması amacıyla
olmuștur. etkilemiș bazı alanlar hızla dönüșürken, pek çok birinci etapta uygulanması önerilen lüks konut
gecekondu alanı da ıslah imar planlarının tamam- ve ișyeri alanı üretimi projenin maliyetinin çok
lanmasına rağmen dönüșememișlerdir. Dönüșü- üstünde rant yaratmıș ve bu uygulama projenin
mün yașandığı gecekondu alanlarında ise süreçten ileriki etaplarında araç değil amaç olarak hayata
kazançlı olanlar gecekondu sahiplerinden çok geçirilmiștir. Hatta projenin birinci etabında yeșil
müteahhitler olmuștur. Dolayısıyla gecekondu ve alan olarak ayrılan alanlar bile plan değișiklikleri
ıslah imar planı aracılığıyla yașanan dönüșümün ile lüks konut alanlarına çevrilmiș ve bu alanlarda
amaçlanan politik ve ideolojik sonucunun bekle- konut kuleleri inșa edilmiștir.
nen düzeyde gerçekleșmediğini söylemek yanlıș Yaratılan lüks konut alanı proje içerisinde yer
olmayacaktır. Gecekondu kiracıları da bu sürecin verilmeye çalıșılan gecekondu nüfusu ile alanın
kaybeden aktörleri olarak yerlerinden edilmișler yeni sakinleri/sahipleri arasında bir sosyal ayrıș-
ve kentin çeperlerinde yeni gecekondu alanlarına maya neden olmuștur. Bu ayrıșma giderek artan
göç etmek zorunda bırakılmıșlardır. sayıda gecekondu sahibinin alanı terk etmesiyle,
Islah imar planları eliyle yașanan dönüșümün yerini homojen konut alanına bırakmıștır. Bu
mekansal sonuçları da benzer bir bașarısızlığa nedenle projenin düșük gelir gruplarının konut
ișaret etmektedir. Dönüșüm süreci küçük ölçekli sorunlarının çözümünde bir model olarak değer-
sermaye sahibi yap-satçı müteahhitler tarafından lendirilmesi de mümkün değildir. Hiç değerlen-
gerçekleștirildiği için ortaya çıkan fiziksel mekan dirmeye alınmayan gecekondu kiracılarının yanı
PLANLAMA de orta ve bazı durumlarda orta-altı gelir grubu sıra gecekondu sahipleri de alanı terk etmek
2006/2 yașam çevresi niteliğindedir. Alanda yaratılan zorunda kalmıș ve projenin uygulanmasından

126
önce yașanan sorunların benzerleri kent çeper- Keçiören Belediyesi, (1989), 19 Mayıs Mahallesi
lerine tașınmıștır. Islah İmar Planı Plan Açıklama Raporu
Projenin geneli değerlendirildiğinde kamu-özel Ley, D., 1980, Liberal Ideology And The
sektör ortaklığı ile gecekondu sahiplerinin de Postindustrial Cıiy, Annals of the Association of
projeye katılımını sağlamayı öngören proje bu American Geographers, C. 70, S. 2, 238-258.
amacına ulașamamıș, kamunun bu projedeki
Özdemir, N., (1998), The Transformation of Squatter
yeri, özel sektörün ve büyük sermayeli inșaat
Settlements into Authorised Apartment Blocks: A
firmalarının faaliyet alanını genișletme ișlevinin
Case Study of Ankara, Yayınlanmamıș Doktora
ötesine gitmemiștir.
Tezi, University of Kent, Canterbury
Bu iki farklı uygulama birlikte okunduğunda:
Özdemir, N., (1996), “Transformation of Squatter
• Düșük gelir gruplarının (özellikle kiracıların)
Settlements by the Public Sector: The Case of
her iki modelde de dıșlanan grup oldukları,
Dikmen Valley, Ankara”, Housing Levels of
• Dönüșüm için uygulanacak modelde dönü- Perspective, (der. R. Camstra, J. Smith), AME,
șüm alanının kent içindeki yerinin belirleyici Amsterdam, 124-134,
bir özellik olduğu,
Rose, D., (1989), ‘A feminist perspective of
• Her iki modelde de piyasa koșullarının
employment, restructuring and gentrification: the
kentsel mekandaki faaliyetinin kamu eliyle
case of Montreal’, The Power of Geography, (der.
kolaylaștırıldığı,
Wolch, J., Dear, M.), Unwin Hyman, Londra
• Yașanan dönüșüm sürecinden asıl kaybe-
denin yaratılan çevreler açısından tüm kent Smith, N., (1979), ‘Towards a theory of
olduğu sonuçları çıkarılabilir. gentrification: a back to the city movement by
capital not people’, Journal of American Planning
Association, S. 45, 538-48
Kaynakça
Burgess, R., (1989), The State and the Self-Help Smith, N., (1996), The New Urban Frontier:
Building in Preira, Colombia, Yayınlanmamıș Gentrification and the Revanchist City, Routledge,
Doktora Tezi, University College London, Londra Londra
Çankaya Belediyesi, (1992), Çankaya Belediyesi Türker Devecigil, P. A., (2003), An Agent Oriented
Çalıșma Raporu 1990-1991 Approach to the Analysis of Urban Transformation
Dikmen Vadisi Konut ve Çevre Geliștirme Projesi, Process: Ankara Dikmen Valey within the Context
(1991), Fizibilite Raporu, Ankara: Metropol A.Ș. of Sustainable Urban Development’, Yayınlanmamıș
Doktora Tezi, ODTÜ, Ankara
Hamnett, C., (1991), ‘The blind man and the
elephant: the explanation of gentrification’, Warde, A., 1991, ‘Gentrification as consumption:
Transactions of the Institute of British Geographers, issues of class and gender’, Environment and
S. 16, 173-189 Planning D: Society and Space, S. 8, 223-232

PLANLAMA
2006/2

127
Özlem Çelik, Ankara, 2006

PLANLAMA
2006/2

128
Kentsel SİT Alanlarında Turizm
Amaçlı Dönüșüm ve Sorunlar:
Ankara Kalesi Örneği(*)

Asuman TÜRKÜN* - Zuhal ULUSOY** *Yıldız Teknik


Üniversitesi, Șehir
ve Bölge Planlama
Bölümü

A
nkara Büyükșehir Belediyesi, son yıllarda olduğu ve noktasal bazı projeler ve getirdiği yıkım
Ulus Tarihi Kent Merkezi’nde geniș çaplı kararlarıyla Ulus’un sosyo-mekansal dokusunu **İzmir Ekonomi
bir yenileme ve dönüșüm hamlesi bașlat- tümüyle tahrip edeceği ve zaten karmașık olan Üniversitesi,
mıștır. 2005 yılının bașında, bu alanı kapsam içine mülkiyet yapısını iyice ișin içinden çıkılmaz Mimarlık Bölümü
alan ve daha önce onaylanmıș bulunan 1/5000 ve hale getireceği görülmektedir (TMMOB, Șehir
1/1000 ölçekli tüm planlar, yasaları ihlal ederek Plancıları Odası, 2006). Bu planın uygulanması
iptal edilmiș ve bu bölge, Belediye Meclisi’nin halinde Ulus, bugüne kadar olușmuș tarihsel ve
kararıyla “Ulus Tarihi ve Kültürel Kentsel Dönü- toplumsal bağlamından kopartılarak İstanbul
șüm ve Gelișim Proje Alanı” olarak ilan edilmiștir. kapalı çarșı türü binalarla “güzelleștirilecek”
Yasaların iptaline karșı TMMOB Șehir Plancıları ve sadece orada yașayanları, esnafı değil aynı
Odası dava açmıștır ancak bu dava henüz sürdüğü zamanda mevcut kullanıcılarını da dıșlayarak
için Ulus bu süreç içinde plansızlığa ve imarsız- kentin herhangi bir bölgesine dönüștürecektir.
lığa terk edilmiștir. Bu süre zarfında Ulus, 5366 Yerel yönetim düzeyinde bu gelișmeler olurken,
Sayılı “Yıpranan Tarihi ve Kültürel Tașınmaz Merkezi hükümetin de bu yönde çeșitli tasarruf-
Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yașatıla- ları bulunmaktadır. Meclis’e getirilen Kentsel
rak Kullanılması Hakkında Kanun” kapsamında Dönüșüm Kanun Tasarısı, dönüșüm alanlarının
“Yenileme Alanı” ilan edilmiș ve Ulus için plan tespitinin yapılabilmesini kolaylaștırmakta ve
ve projeler ürettirilmeye bașlanmıștır (TMMOB, bir kez bu karar verildiğinde uygulama kișile-
Șehir Plancıları Odası, 2006). Bu süreçte bazı rin hak talep edebilmelerini zorlaștırmaktadır.
göstermelik tanıtım toplantıları yapılsa da esas Sonuç olarak bu kanunun özellikle gecekondu
olarak Ulus’un geleceğiyle ilgili tartıșma, karara alanlarının dönüșmesine ön ayak olacağı ve
ortak olma gibi katılımcı süreçlerden tamamen borçlandırma önerdiği için de ciddi bir barınma
uzak kalınmıș ve yakın zamana kadar sürece sorununa yol açması beklenmektedir. Bu kanun
ilișkin hiçbir doyurucu açıklama yapılmamıș- teklifi 5366 Sayılı “Yıpranan Tarihi ve Kültürel
tır. Sonunda, Ankara Büyükșehir Belediyesi, Tașınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması
31.8.2006’da kısıtlı bir davetli grubunu çağırarak ve Yașatılarak Kullanılması Hakkında Kanun”
özel bir büroya hazırlatılmıș olan “Ankara Tarihi çerçevesinde belirlenmiș yenileme alanlarını da
Kent Merkezi Yenileme Alanı Koruma Amaçlı kapsam içine alabilmektedir. Bu hüküm ise tarihi
Uygulama İmar Planı”nın tanıtımını yapmıștır. sit alanları için yeni sorunlar yaratması olanaklı
Ortaya çıkmıș olan planın bütünsellikten uzak görülmektedir.

*
Bu yazı, TMMOB Șehir Plancıları Odası tarafından 18 Kasım 2006 tarihinde düzenlenen Kentsel Dönüșüm Sempozyumu’nda PLANLAMA
sunulmuș bildirinin genișletilmiș halidir. 2006/2

129
Bu süreçte aslında yapılmak istenen bellidir; farklı ekonomik kaynaklara sahip dünyanın deği-
yıllardır Ulus’ta rant bir türlü istenildiği kadar șik kentlerinde yaygın olarak ve batı kalıplarına
artırılamamaktadır ve bu önerilen plan ve proje- benzer șekillerde üretilmesi de, yatırımların ve
ler, gözü kara yıkım kararlarıyla, Ulus’u kullanı- yeni tüketim olanaklarının hem yerli hem yabancı
cının da farklılaștırıldığı bir yapıya dönüștürmek yatırımcılar ve tüketiciler açısından çekiciliğinin
istemektedir. Biliyoruz ki bir kente sadece rant artırılması ve kent toprağında olușacak rantın
gözlüğüyle bakıldığında, bu rantı artırmanın en çoğaltılması ve yeniden paylașılması anlamına
geçerli yolu, o mekanı orta ve üst gelir grupla- gelmektedir (Türkün, 2004).
rının talepleri doğrultusunda șekillendirmek ve Kentsel turizmin artan önemini hem talep hem
farklı biçimlerde tüketime sunmaktır. Özellikle de arz faktörleriyle açıklamak mümkündür.
1980’lerden sonra, dünyanın çeșitli kentlerinde Talep tarafından bakıldığında, 1950’lerden sonra
görülen, eski kent parçalarının yeniden ‘tedavüle özellikle gelișmiș ülkelerde giderek genișleyen,
sokulma ve piyasaya arz edilmesi’ sürecinin bir ücretleri artmıș bir orta-sınıf olușumundan söz
örneğini bugün Ulus’ta görmekteyiz. Batıdaki edebiliriz. Profesyonelleșmiș ișlerde yüksek gelir
sanayi kentlerinin birçoğu 1970’lerden bașlayarak karșılığında çalıșanlar, genel olarak beyaz-yakalı
‘sanayisizleșme’ olarak adlandırılan bir süreçten olarak adlandırılan kesimler ya da becerili ișlerde
geçerek farklı yollarla yeniden kazanmanın yol- daha yüksek ücretlerle istihdam edilen ișçiler bu
larını aramaya bașlamıștır; bu yollardan en önem- genișleyen orta-sınıfı olușturmaktadır. Elde edilen
lisi de ‘kentsel turizm’ olarak ortaya çıkmaktadır kazanımlarla artan boș zaman, yükselen eğitim
(Türkün, 2004). Batı kentlerindeki dönüșümler düzeyleri, boș zaman faaliyetlerinin değișen
üzerinde yapılan araștırmaların pek çoğunda, artık anlamı, farklı olanın keșfine duyulan istek ve
20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren bu kentlerin bütçeden tatile, seyahat etmeye ayrılabilen pay
çoğunun ‘üretim mekanları’ olmaktan ‘tüketim turizm sektöründe talebin artmasına neden olmak-
mekanları’ olmaya doğru evrilmekte olduğu ve tadır. Talebi artıran bir bașka önemli etmen de
küresel ekonomi içinde servis sektörünün en küreselleșen ekonomi çerçevesinde artık ișlerin
önemli kazanç alanını olușturmakta olduğundan dünya ölçeğinde örgütlenmesi, bunun ortaya
söz edilmektedir. Batı kentlerinde sunulan hiz- çıkardığı toplantı, iș gezisi, konferans, fuar gibi
metlerin sermaye ve insan çekmede kullandığı en gerekliliklerin ortaya çıkmasıdır (Beauregard,
önemli araç da kentlerin bütün olanaklarının, bu 1998; MacCannel, 1976). Bunların yanısıra kül-
arada geçmișinin de yeniden devreye sokularak türel, akademik, spor etkinliklerinin dünya ölçe-
farklı biçimlerde pazarlanır ve diğer kentlerle yarı- ğinde yaygınlașması pek çok kentsel mekanın bu
șır hale getirilmesidir (Fainstein ve Judd, 1999; tür faaliyetler için hazır ve çekici hale getirilmesi
Harvey, 1987; Zukin, 1991; Sadler, 1993). Ayrıca, çabasını gündeme getirmekte, bu tür faaliyetlerin
kütlesel üretimin ve sistemin her alanda ürettiği bu yerlerin tanıtımı, pazarlanması ve yeni gelir
tek tipleșmeye duyulan tepkilerle de birleșince getirici yatırımlara ön ayak olması beklenmektedir
özellikle 1970’lerden sonra ‘farklılık’ yüceltilen (Türkün, 2004).
bir değer olarak ortaya çıkmıștır (Jacobs, 1961);
sınıf içi toplumsal katmanlardaki çeșitlenme, bu Bu bağlamda Ankara’da önce Kale ve yakın
grupların hem üretimde yüklendikleri roller hem çevresinin dönüșümü için çaba sarfedilmiș ancak
de tüketim kalıpları açısından ayrıșmaya bașla- bu alanın konumu, etrafında yer alan ekonomik
ması, kent mekanının da buna bağlı olarak adalar faaliyetler, yașayanların ortaya çıkardığı top-
halinde șekillenmesine yol açmaktadır. lumsal doku ve mevcut binaların pek çoğunun
gelir getirici faaliyetlere elvermemesi sonu-
‘Sanayisizleșme’ türü bir dönüșümü yașamamıș cunda Kale yeterli derecede bir çekim ve talep
kentler açısından böyle bir modelin anlamı ise olușturamamıștır. Dolayısıyla, bugün yapılmak
kentlerde yeni yatırım ve tüketim olanakları istenen Ulus’un topyekün dönüștürülerek rantın
yaratması ve özellikle sanayisi ile ortaya çıkma- istenildiği kadar artmasına engel teșkil eden
yan kentlerde turizmin en önemli kazanç kaynağı unsurların temizlenmesidir. Dolayısıyla, Ulus
haline gelmesidir; dolayısıyla, global turizm Tarihi Kent Merkezi’nde düșünülen temizleme
sektörünün bir parçası haline gelerek kentlerin ve yenileme tamamlandığında Kale de bu projeye
çekiciliğinin artırılmasında ve zenginleșmesinde eklenmiș bir “hoșluk” olarak devreye girecek ve
PLANLAMA önemli bir araç olarak kullanılmaktadır. Bu burada bir türlü gerçekleștirilemeyen dönüșüm
2006/2 modelin farklı dinamiklerle gelișmiș, birbirinden de tamamlanmıș olacaktır. Böyle bir dönüșüm

130
içinde önerilen projeler, her nokta için belirleyici da bu düzenli fiziksel mekan organizasyonunun
bir öneri getirmese de böyle bir dönüșüm bașla- toplumsal düzenin kurulmasında etkin olacağı ve
dıktan sonra her parça bir zaman için ilișkisiz bir buna uygun davranan bireylerin ortaya çıkacağı
biçimde yanyana dururken, bir zaman sonra bu varsayılmaktaydı. Dolayısıyla, bu tür bir mekansal
parçalar ortaya çıkmıș genel eğilime ayak uydu- dönüșüme verilen öncelik, geçmișe ait ve modern-
rur. Diğer bir deyișle, bir müddet sonra her parça leșme misyonunu yüklenemeyecek kentsel doku-
biraz birbirine benzer ve standartlașır; kimliğini ların yıkılarak ortadan kaldırılmasını da meșru- Bașkentin
ve özgünlüğünü kaybeder. Ulus’ta ortaya çıkması laștırıyordu. Bu bağlamda, planlamaya kentlerin
beklenen dönüșüm, tașıdığı zihniyet açısından planlama
ișlevsel kriterlere göre biçimlendirilmesi görevi,
dünyanın ve Türkiye’nin diğer kentlerinde gözle- kentlere de modernite projesinin hedeflerini ve inșası
nen pek çok örnekle benzerlikler göstermektedir. gerçekleștirmede araçsal bir rol yüklenmiș oldu. sürecinde
Bu tür alanların dönüșüm sürecinde ortaya çıkan Her ne kadar CIAM’ın 1933’de ortaya koyduğu
farklılık, bağlamını olușturan ülkeye ya da kente eski kent
Atina Șartı’nda kent planlamasının tarihi eserlerin
özgü koșullara göre ortaya çıkmakla birlikte, tahribine yol açmaması koșulu ön görülüyorsa da dokusu-
temeldeki benzerlikler dikkat çekicidir (Türkün- özellikle geç modernleșen ülkelerde ve hızlı bir nun yeni
Erendil ve Ulusoy, 2004). kentleșmenin yarattığı sorunlar karșısında bu ihtiyaçların
Bu bildiride, Ulus Tarihi Kent Merkezi ve özel- șart pek çok örnekte göz ardı edilebilmekte ve
likle Kale’nin, Ankara’nın bașkent olușundan modernizmin meșruiyet kalıpları dıșında tezahür gerektirdiği
itibaren ne tür dönüșümlere uğradığı, kent içinde etmektedir (Tekeli, 1987). yapılaș-
farklı dönemlerde edindiği kimlik, mekansal ve mayla nasıl
Türkiye’de Cumhuriyet’in ilanını takip eden ilk
toplumsal dokusunda ortaya çıkan dönüșümler
incelenecek ve bu dönüșüm, farklı dönemlerdeki
dönem, aydınlanma düșüncesinden kaynaklanan uzlaștırı-
radikal bir modernite projesinin devreye sokulma-
ekonomik, politik ve ideolojik öncelikler, bu
sıyla tanımlanabilir. Mekansal düzenlemenin ilk
lacağı en
dönüșümde belirleyici olmuș aktörler ve kurum- önemli
sal yapılanmalar bağlamında ortaya konmaya önemli adımı geçmișin izlerini tașıyan İstanbul
çalıșılacaktır. 1980’ler sonrasında özellike Kale yerine Ankara’nın 1923 yılında bașkent olarak tartıșma
seçilmesi ve bir yașantı kalıbını olușturmak üzere
ve yakın çevresinin kentsel turizm olanakları konusu
açısından değerlendirilmesi ve bu yönde atılan kentin sembolik ve estetik olarak Batıda ortaya
adımlar, sit alanlarında turizm amaçlı dönüșü- çıkmıș planlalama ölçütleri ve mimari stiller çer- olmuștur
mün yarattığı sorunları tartıșmayı elzem hale çevesinde yeniden düzenlenmesidir (Tekeli, 1998; ve seçilen
getirmektedir. Dolayısıyla, son olarak da bugün 1998; Bozdoğan, 2002; Bozdoğan ve Kasaba, yol, eski-
yașanan süreçte yapılmaya çalıșılanların, bir 1998; Yavuz, 1981). Burada deterministik bir
kentsel tarihi sit alanını korumak ve yașatmak kabul bulunmaktadır: çevre değiștiğinde, bireyin nin göz
anlamında ne tür meșruiyet problemleri olduğu davranıșı da değișen çevrenin gereklerine uygun ardı edilip
ortaya konulacaktır. olarak biçimlenecektir (Kasaba, 1997). Dolayı- dokunul-
sıyla, modern kent araçsal bir ișlev kazanır ve bu
kent modelinin diğer kentlerin de dönüșümünü madan
Ulus Tarihi Kent Merkezi ve Kale’de hızlandıracağı varsayılır (Tekeli, 1998). Türki- yeni kentin
Değișen Fiziki ve Toplumsal Yapı ye’de modernist kent planlamasının topyekun ve arkasında
en kapsamlı örneği, 1923’de Türkiye Cumhuriye-
1923-1980 Dönemi fon oluș-
ti’nin bașkenti ilan edilen Ankara’da yașanmıștır.
Aydınlanma düșüncesinden kaynaklanan moder- Bu yeni rol yeni resmi kurumları ve gelișen hizmet turmasıdır.
nite projesi, ondokuzuncu yüzyılda, Batı kapita- ișlevi nedeniyle artan nüfusu barındıracak yapı-
lizminin ve sanayileșmenin sunduğu olanaklarla ların inșasını ve bașkenti simgeleyecek düzen-
pekișirken eș zamanlı ve birbirini destekleyen lemeleri gerektirmekteydi. Bașkentin planlama
unsurlar olarak ulus-devlet olușturma ve kentleșme ve inșası sürecinde eski kent dokusunun yeni
süreçleri yașanmaktaydı. Modernleșme projesi ihtiyaçların gerektirdiği yapılașmayla nasıl uzlaș-
mekanı toplumsal dönüșümün hem ideolojik bir tırılacağı en önemli tartıșma konusu olmuștur ve
aracı hem de fiziksel ortamı olarak ele almaktadır. seçilen yol, eskinin göz ardı edilip dokunulmadan
Böyle bir yaklașım sonucunda bir yandan kentler yeni kentin arkasında fon olușturmasıdır. Jansen,
düzgün ișleyen, kontrollü ve belli noktalara odak- planın onandığı 1932 yılında bu tavrını imar planı PLANLAMA
lanmıș görüntüye kavușturulurken diğer yandan notlarında șöyle anlatmıștır: 2006/2

131
“Yeni șehircilikte yeni șehir kısımlarının bir sembolü olarak sunulan apartman düzeninde
kurulmasını eski kısmın yayılıșından tamamen olușturulmuștur (Tekeli, 1998). Ankara’nın baș-
ayırmak lazımdır. Hatta nazari olarak Eski kent olarak yeni ișlevleri ve bunun gerektirdiği
Șehir üzerine haddi zatında bir cam levhası inșa faaliyetleri ve servis sektöründe hızla artan
kapamalıdır. Bu suretle kolaylıkla bütün gidi- emek talebi kentin çok hızlı nüfus artıșına maruz
șat takip edilerek șehri fenalıklardan korumak kalmasına neden olmuștur. 1927 ve 1950 yılları
kabil olur. Eski șehre mümkün olduğu kadar arasında İstanbul’un nüfus artıșı %42, İzmir’in
fazla el sürmemek gerektir. Yeni kısmın imarı- %48 iken Ankara’da %286 düzeyinde bir nüfus
nın tekamül ve terakkisinden sonra eski kısma artıșı yașanmıștır (Altaban, 1998). İlk olarak
münasip bir șekilde dikkatle bağlamak kabil İncesu ve Akköprü’de “baraka” olarak nitelen-
olur.” (Altındağ Belediyesi, 1987) dirilen gecekondu yapımı bașlamıștır. 1935’de
Kentin gelișmesi güneye doğru yönlendirildi- kentte konut olarak kullanılan 17372 yapının
ğinden eski doku üzerindeki spekülatif baskı 937’si baraka niteliğindedir. Aynı sayıma göre
kısmen engellenmekle birlikte burası ile ilgili konutların %91.4’ü 1-2 katlı, %1.8’i apartman
temel koruma ve yașatma önerileri geliștirilme- niteliğindedir (Türel, 1987). Gecekonduların
diğinden bakımsızlığa ve zaman içinde tahribe özellikle Kale civarındaki alanlardan bașlayarak
terk edilmiștir. Șehrin Kale’nin uzağında değil yaygınlık kazanması Kale ve çevresindeki konut
hemen yanına konumlandırılması Kale’nin alanlarının giderek orta ve yüksek gelirli gruplar
ifade edildiği ölçüde korunmasında çelișkiler tarafından terkedilmesine yol açtı. Bu kișiler ya
yaratmıștır. Ulus’un kentin ana merkezi olarak konutlarını sattılar ya da yoğun kiralık konut tale-
ortaya çıkıșı ve bu merkezin etrafında ve yeni bini karșılamak ve kira gelirlerini artırmak üzere
yerleșimlere bağlanan hatlar boyunca yoğun- konutları bölerek kiraya vermeye bașladılar.
lașan yeni kullanımlar, Kale’nin yakınındaki Birkaç kișinin veya ailenin yașaması için bölünen
geleneksel merkez üzerinde spekülatif baskıların kısımlara eklentiler yapmak gerekti. Dolayısıyla
olușmasına engel olamamıștır. 1932-37 yılları ara- daha önce avlu olan kısımlar servis alanlarının
sında geleneksel dokuda bazı plan uygulamaları eklenmesiyle doldu ve konutların birbirleriyle ve
yapıldı, bölgeyi diğer gelișme alanlarına bağla- sokakla ilișkilerinde büyük değișimler meydana
yan akslar açıldı ve bu önemli akslar üzerinde geldi. Bu durum Kale ve civarındaki konutların
yeni yapılașmalar oldu. Kale ve civarı dıșında, mimari özelliklerinde ve bölgenin dokusunda
Samanpazarı ve Talatpașa Bulvarı’na kadar bozulmalara yol açtı (Asatekin, 2001).
uzanan bölgeyi içine alan “Protokol Bölgesi”
koruma alanı ilan edildi. Ancak bu alanla ilgili Bunun yanısıra Ulus’ta kalacağı varsayılan
koruma yöntem ve araçları geliștirilemediği için merkezi iș alanının devletin çeșitli kurumlarının
geleneksel doku kendi kaderine bırakılmıș oldu binalarının, bakanlıkların, üniversitelerin, elçilik-
(Keleș, 1971; Akçura, 1970; Tankut, 1993). Öte lerin ve ticaretin giderek Sıhhiye’den bașlayarak
yandan, belediyenin mali gücünün yetersiz olması Kızılay’a doğru kayması sonucunda Ulus pek çok
nedeniyle planın uygulanan kısımları daha çok merkez ișlevini yitirmiștir. Ulus, 1960 öncesinde
modernite projesinin yüklendiği misyonu görsel Kızılay’a oranla beș misli fazla ișyeri barındırma-
olarak yansıtacak yeni mahallelerdir. Dolayısıyla sına rağmen bu tablo yıllar içinde Kızılay lehine
tarihi bölgelere yönelik kararlar uygulanamadığı bir değișim göstermiștir. 1970’de Ankara Nazım
için tüm kenti içine alan planlamanın yıkıcı yüzü Plan Bürosu’nun tespitlerine göre, Kızılay’daki
pratikte ortaya çıkmamıștır (Tekeli, 1998). Bu ișyeri sayısı Ulus’takilerin yarısı kadardır ancak
gelișmelerin sonucunda, Ankara’da “modern” istihdam ve ciro değerleri Ulus’un 1,5-2 misline
ve “geleneksel” olmak üzere ikili bir doku ortaya ulașmaktadır. Dolayısıyla, Kızılay 1950’lerden
çıkmıștır (Türkün ve Ulusoy, 2004). itibaren üst gelir gruplarına yönelik ticaret ve
Yerel yönetimin ve devletin sınırlı kaynaklarının hizmet ișlevleriyle beraber önemli bir merkez
yeni gelișen alanlara kaydırılması ve özendirilen olmaya bașlamıștır. 1950’lerde Ulus’taki çekir-
yeni kent imgesi, önce daha çok bahçeli evler değe saplanan Dıșkapı, İskitler ve Sıhhiye uzan-
PLANLAMA düzeninde, 1950’lerden sonra da kat mülkiyeti tılarında yeni ișlevler yoğunlașırken, Çıkrıkçılar,
2006/2 yasasıyla birlikte yoğunlașan ve modern yașamın Samanpazarı, Hamamönü ve Kale Önü uzantıları

132
geleneksel ișlevleri barındırmaktadır. 1985’de bu 1980 Sonrası
merkezlerdeki ișlevlerin dağılımı incelendiğinde 1960 yılında İmar ve İskan Bakanlığı bünyesinde
karar merkezlerinin, prestij ticaret mekanlarının, kurulan Ankara Metropoliten Alan Nazım Plan
ve hizmetlerinin Kızılay’da yoğunlaștığı, Ulus’da bürosu 20 yıllık bir perspektifle bir Nazım Plan
ise düșük gelir gruplarının kullanımına göre Șeması geliștirdi. Bu bir yapısal plan niteliğinde
șekillenen ve kırsal bölge niteliğindeki ticaret ve olmakla birlikte büro hazırlanan Mevzii İmar
hizmet ișlevlerinin bulunduğu, ayrıca bu alanın Planı ve İmar Planı değișikliklerinde yönlendi-
toptan ticaret ve depolama konularında ihtisas- rici olabildi; ancak, 1982’de Nazım Planın yürür- Kale için-
laștığı gözlenmektedir. Artık bu yıllarda Kızılay lüğe girmesinden sonraki iki yıl içinde büronun
merkez bölgesi faaliyetleri açısından Ulus’u deki mülk-
etkinliği azaldı ve kapatıldı. Bu planın bașarısı
geçmiștir. Dolayısıyla Ankara’da biri “modern”, Ankara’yı iyi tahlil etmesinde yatmaktadır. lerin el
diğeri ise daha “geleneksel” MİA ișlevlerinde Kentin gelișimi batı koridoruna yönlendirilmiș, değiștirme
uzmanlașmıș iki merkezli bir yapının ortaya Ulus-Kızılay ikilemi, eski Ankara’nın korun-
çıktığı söylenebilir (Bademli, 1987).
süreci,
ması konularında öneriler geliștirmiștir. 1983
sonrasında kentsel planlama çerçevesi değișmiș,
tapu
Böyle bir gelișim, Kale ve çevresinin kullanıcıları-
nın giderek farklılașmasıyla sonuçlanmıștır. Kale büro Ankara Büyükșehir Belediyesi bünyesinde kayıtlarının
civarı gecekondularla kușatılırken bir yandan da kurulan Metropoliten Planlama Dairesi’ne akta- yapıldığı
Kale içi ve civarındaki mahallelerde bölünerek rılmıș, Ankara İmar Müdürlüğü de Büyükșehir
1932
kiraya verilen bakım görmeyen konutlarda daha Belediyesi’nin bir dairesi haline gelmiștir. İmar
çok kente yeni göç eden nüfus barınmaktadır. Bu ve yerel yönetim mevzuatında yapılan değișik- yılından
mahalleler oda kiralamaya elverișli olduğu için likler sonucunda belediyelerin yapısı değișmiș itibaren
özellikle yalnız göç eden erkek nüfus tarafından ve plan hazırlama, onaylama ve uygulamaya 10 yıllık
tercih edilmektedir. Kale içindeki mülklerin el yönelik görev ve yetkileri artmıștır. Büyükșehir
Belediyeleri ve ilçe belediyeleri arasında yetki
dönemler
değiștirme süreci, tapu kayıtlarının yapıldığı
1932 yılından itibaren 10 yıllık dönemler içinde ve kaynak paylașımı konusunda sorunlar bulun- içinde
incelendiğinde, her on yıllık dönemde mülkle- maktadır. Teknik personelin yetersizliği, planların incelendi-
rin bește bir ya da altıda birinin el değiștirdiği ihale yoluyla yaptırılması ve politik yönelimlerin
ön plana geçmesi kamu yararının ne kadar gözetil-
ğinde, her
görülmektedir. En yüksek el değiștirme oranı
1950-59 döneminde yașanmıștır (%19.4) (Tablo diği konusunda kaygılara yol açmıștır (Bademli, on yıllık
1). Bu yıllar Kale civarının prestijini yitirmesiyle 1994). Bunların yanısıra Kültürel ve Doğal Var- dönemde
birlikte özellikle orta ve üst gelir gruplarınca ter- lıkların Korunması Yasası’nın 1983’te ișlerlik mülkle-
kedildiği döneme rastlamaktadır. Muhtemelen bu kazanmasıyla tarihi bir bölgenin tüm yapı stoğu,
sokak dokusu ve açık alanlarıyla bir bütün olarak rin bește
dönemde mülkler daha varlıklı göçmen gruplar
veya Kale civarında ișyeri sahibi esnaf tarafından korunması gündeme geldi; dolayısıyla ‘kültürel bir ya
satın alınmıștır. ve doğal miras’ kavramı ‘tarihi anıt’ kavramının da altıda
yerini almıș oldu.
Tapu kayıtlarından elde edilen verilerden, aynı birinin el
zamanda bu el değiștirmenin miras yoluyla 1982’de yürürlüğe giren planın da önerileri değiștirdiği
mülkiyetin parçalanması veya bir hissedarın doğrultusunda Ulus Tarihi Kent Merkezi’nin
ve Kale’nin yeniden ele alındığını görüyoruz; görülmek-
mülkü satın alması yoluyla değil daha çok aile
dıșından birilerine satılarak gerçekleștiği sap- 1986’da Ulus tarihi alanı için bir proje yarıșması tedir.
tanmaktadır (mülklerin %74.6’sı bu șekilde el ilan edildi. Bunun hemen ardından da 1987’de
değiștirmiștir). Altındağ Belediyesi, Kültür ve Turizm Bakanlı-

Tablo 1. 10 yıllık dönemler itibariyle mülklerin satıș oranları

1930-1949 1950-1959 1960-1969 1970-1979 1980-1989 1990-1999 Total

16.8 % (*) 19.4 % 18.4 % 15.7 % 16.9 % 12.7 % 100 %


PLANLAMA
(*) Bu oran 20 yıllık bir süreyi kapsamaktadır. 2006/2

133
ğı ile ortaklașa Ankara Kalesi Koruma Geliștirme ekonomik krizine bir çözüm olușturdu ve bazı
İmar Planı Projesi yarıșması açtı. Bu ikinci yarıș- grupların güçlerini ve rantlarını pekiștirme-
mada amaç șöyle tanımlanmıștı: sine yol açtı.
Bu yarıșmanın amacı Ankara Kalesi ve • Kentler, yeterince değerlendirilmeyen kay-
çevresinin bugün içerdiği tarihi ve kültürel naklarına yatırım yaparak ya da çekiciliklerini
değerleri ile, geleneksel dokusuyla, turist arttırmak üzere yeni kimlikler ‘imal ederek’
çekiciliğiyle korunması ve geliștirilmesidir. hem küresel turizmde kendilerine tanımlı
Bunun için, teknik ve sosyal altyapının düzen- nișler aramaya bașladılar hem de kent içinde
lenmesi, kent bütünüyle doğru bir bağlantı ku- rantını kaybetmiș birtakım potansiyel alanlar
rulması, yapıların sağlıklaștırılması, bakım ve yeniden devreye sokularak rantın yeniden
onarımları ile boș alanların çevreye uyumlu dağıtımı sağlanmıș oldu.
olarak değerlendirilmesi gibi hem fiziki hem
de sosyal, kültürel, ekonomik düzenlemelerin Kazanan projeyle ilgili çok farklı çevrelerden
bir bütün içinde ele alınması gerekmektedir. eleștiriler geldi; kimi görüșlere göre, Kültür
Ülkemizin tarihi, mimari ve kültürel değer- Bakanlığı 1979’da ODTÜ’ye bir koruma projesi
lerini korumaya yönelik planlarson yıllarda yaptırttı, ancak projenin ikinci kısmını ODTÜ’ye
önem kazanmaktadır. Oysa sözü edilen vermedi. 1987’de yarıșma açıldığında, 1979’daki
planların uygulamada yeterli düzeye ulaștığı proje için yapılan araștırmanın sonuçları yenilen-
söylenemez. Bu nedenle Kale yarıșması ile, meden șartnamede yer aldı; dolayısyla aradaki
uygulama çalıșmalarına öncülük edecek bir sekiz yılı hesaba katmayan, eksik ve hatalı
örnek üretmek, bu konudaki çalıșmaları özen- bilgiyle yarıșmaya çıkılmıștı. Bir ikinci görüș,
direrek güzel sanatları teșvik etmek amacı gü- yarıșmanın sonucunda bölgede turizmi öngören
dülmektedir (Altındağ Belediyesi ve Kültür ve ve destekleyen bir projenin kazanmıș olduğunu
Turizm Bakanlığı, 1987, s.14). öne sürüyordu. Yine bu görüșe göre, yarıșma pro-
jesinin olușturduğu çekim sonucunda metalașan,
Bu yarıșmada da aynen Jansen’in kazandığı sahte ve tüketime hazır bir durum yaratılmakta-
ilk yarıșmada olduğu gibi farklı bakıș açılarına dır ve yarıșmada kazanan projeninkine alternatif
sahip projeler vardı, kimisi buraya müdahelenin olarak, devlet desteğiyle ve Kale’de yașayanların
sınırlı olması gereği üzerinde dururken, kimisi de
katılımıyla gerçekleștirilecek bir senaryo da öne-
Kale’nin her yönüyle tasarlanıp gece kepenkleri
rilebilirdi. Bir üçüncü eleștiri projenin Kale’de
indirilen bir müzeye dönüștürülmesini önermek-
yașayan insanlardan, esnaftan kopuk olmasıdır;
teydi. Yarıșmanın sonuçları 1988’de ilan edildi.
ayrıca koruma anlayıșı bozuk olduğu ifade edil-
Kale’nin kentle bütünleștirilmesi amacı yarıșmayı
mekte ve arkeolojik kalıntıların üstünün örtülüp
kazanan projede tarihi mirasın korunması ve böl-
üstündeki salaș yapıların korunmasını sağlamanın
genin canlandırılma aracı olarak kafesi, restoranı,
mümkün olmadığı belirtilmektedir.
kültür evi, oteli ve pansiyonuyla tümüyle turistik
bir alana dönüștürülmesi șeklinde yorumlanmıștı. Kazanan projeyle ilgili eleștirilere biz de birta-
Bu eğilim dünyada çeșitli amaçlara hizmet etmek- kım eklemelerde bulunabiliriz (Türkün-Erendil
teydi (Harvey, 1989): ve Ulusoy, 2004):
• Kimliklerini yitirmiș ve standartlașmıș kent- • Projede önerildiği biçimiyle buraya atfedilen
lerde geçmișle gelecek arasında bir süreklilik rolün, buna ulașmanın araçları tartıșılmadan
kurmanın aracı oldu. istenen sonuca ulașması mümkün değildir;
• Özellikle refah devletindeki düzenleme araç- dolayısıyla, kendi haline bırakılmıș bir
larının esnekleșmesi sonucunda emeği koru- dönüșüm, denetlenmemiș bir pazar mekaniz-
yan mekanizmaların yok olduğu bir dönemde, masının kendi kuralları içinde en fazla rant
ulusal kimliğin güçlendirilmesine ve umutsuz getiren ișleve doğru evrilecektir.
ve yersiz yurtsuz hisseden insanlar arasında • Projede yukarıdan așağıya/tepeden inmeci
bir aidiyet duygusu uyandırmaya yaradı. bir biçimde, adeta nüfusun tümüyle bölgeye
• Yeni yatırım ve tüketim alanları açarak yatırım yapma hevesi ve gücü olan kișilerle
PLANLAMA
2006/2 neoliberal politikalar çerçevesinde 1970’lerin yer değiștireceği varsayımıyla, mevcut nüfu-

134
sun kapasitelerini ve görüșlerini gözardı eden yıldan kısa bir süredir bu konutta oturduğu görül-
öneriler geliștirildiği görülmektedir. mektedir; 3 yıldan az oturanların oranı %53.3’tür.
• Bölgeyle ilișkisi olan aktörler arasında, 2000 yılında 20 yıldan fazla zamandır burada otu-
kalenin kaderine dair en az bilgisi olanların, ranlar toplam nüfusun %19.7’sini oluștururken,
kiracı ya da mülk sahibi olsun, șu anda orada son 10 yılda gelenler %48’lik bir orana sahiptir.
oturanlar olması ilginçtir. Her iki yılda yapılmıș anket bulguları Kale’de çok
ciddi bir nüfus değișimi olduğunu göstermektedir
• Kale’yle ilgili plan kararlarının gündelik
ancak aynı zamanda da bu değișimin yıllar içinde
yașam pratiklerinin, buraya özgü dinamiklerin
hızını kaybettiği görülmektedir. Pekçok araștırma
ve var olan yapı stoğunun dikkatli çözimle-
Kale’nin Ankara’ya ilk gelindiğinde barınılan bir
mesine dayandırılmadığı açıktır.
geçiș bölgesi özelliği gösterdiğini ve değișimin
• Yapı stoğu dikkate alındığında, az sayıda çok hızlı olduğunu yansıtmaktadır (Keleș, 1971;
tarihi değer tașıyan bina olduğu ve yeni Akçura, 1970). Ancak yaptığımız araștırma
kullanımlar için restore edilenlerin de bunlar bunun son yıllarda değiștiğini ve buranın özel-
olduğu gözlemlenmektedir. likle Malatyalı nüfusun yoğunlukla yașadığı bir
• Üstelik projede ișlevsel dönüșümler tanımla- mahalle kimliği kazandığını göstermektedir. 2000
nırken bunların mali kaynakları ve yapı stoğu- yılında Kale’de yașayan Malatya’lıların %48.1’i
nun bu yeni ișlevlere uyarlanabilme kapasitesi son 10 yıl içinde Kale’ye yerleșmișlerdir. Diğer
gözardı edilmiștir. bir hesaba göre de son on yıl içinde Kale’ye gelen-
Bu eleștiriler çerçevesinde Kale’nin toplumsal ler içinde Malatya’lılar oranı %68.7’dir. Bir bașka
dokusunun yıllar içinde nasıl değiștiğine ve deyișle, Kale giderek Malatyalıların ikamet ettiği
bugün Kale’de yașayanların burada yașama bir mahalle niteliğini kazanmıștır (Türkün-Erendil
nedenlerinden söz edebiliriz. Kale’de uzun süre- ve Ulusoy, 2004).
dir oturanların verdikleri bilgilere göre 1950’li Kale’deki toplumsal dokuyu yansıtan diğer veri-
yıllarda burada yeni gelenlerin olușturduğu bir leri de șu șekilde özetleyebiliriz: kiracı olarak
mahalle dayanıșması bulunmaktadır. Ancak oturanlar 1979’da %71.5’lik bir oran oluștu-
bazı konutların burada oturmayan evsahipleri rurken bu 2000’de %64.2’dir. 2000’de Kale’de
tarafından bekarlara kiraya verilmesiyle gide- oturan nüfusun gelir durumu incelendiğinde ister
rek özellikle daha geleneksel aileler açısından evsahibi, ister kiracı olsun büyük bir çoğunluğu
sorunlar yașanmasına neden olmuștur. 2000 düșük-gelir grubuna dahildir. Kalabalık aile her
yılında Kale’de yapılan anketler bugünkü mülk iki dönemde de azınlıktadır ve bulgular Kale’de
sahiplerinin Ankara’ya bu dönemlerde geldiğini çekirdek ailenin yaygın olduğunu göstermektedir.
ve konutlarını yine bu dönemlerde aldıkla- Kale’nin genç bir nüfusu, diğer bir deyișle kente
rını göstermektedir. 40 yıldan fazla zamandır göreli olarak yeni göçetmiș ve mekanda devin-
Kale’de oturanların çoğunun Ankara’nın yakı- genliği yüksek bir nüfusu barındırdığı açıktır
nındaki Çankırı, Çorum gibi illerden geldikleri (Türkün-Erendil ve Ulusoy, 2004).
görülmektedir; ancak bu durum daha sonraki
yıllarda değișmektedir (Tablo 2). 1979 yılında Kale’de oturma nedenlerine bakıldığında ise șu
evsahiplerinin %51.8’inin 10 yıldan kısa bir süre sonuçlar ortaya çıkmaktadır. 1979’da Kale’de
içinde konutlarını satın aldıkları görülür; diğer bir oturanların burayı tercih etme nedenleri arasında
deyișle 1969-79 yılları arasında ciddi bir el değiș- önem sırasına göre ucuzluk (%42.7), merkezilik
tirme söz konusudur. 1979’da kiracıların konutta (%30.6) ve akrabalara yakınlık (%18.4) yer
oturma sürelerine bakıldığında ise %87.3’ünün 10 almaktadır. Miras nedeniyle burada olanların

Tablo 2: Kale’ye göç edenlerin geldikleri yerler itibarıyla dağılımı


Ankara ve İç Anad. Doğu
Akdeniz G.Doğu K.Deniz Malatya Diğer TOP.
ilçeleri (Ankara hariç) (Malatya hariç)
1979 52.1 15.8 1.8 2.2 1.2 4.0 19.0 3.9 100

2000 34.9 13.2 2.6 3.9 2.6 4.6 34.2 4.0 100 PLANLAMA
2006/2

135
oranı ise %4.9’dur. 2000 yılında da durum farklı ‘imal ederek’ hem küresel turizmde kendilerine
değildir. Ev sahiplerinin %66.7’si parasal neden- tanımlı nișler aramaya bașladılar hem de kent
lerle burada kaldıklarını söylerken aynı zamanda içinde rantını kaybetmiș birtakım potansiyel
Tarihi da ayrılma isteklerini ve burada adeta sıkıșıp alanlar yeniden devreye sokularak rantın yeniden
kentsel kaldıklarını ifade etmekteler. Kiracılar, burada dağıtımı sağlanmıș oldu
oturma nedenlerini ucuzluk (%37.8), ișyerine
alanlarda Kentsel dönüșüm, merkezlerin canlandırılması,
yakınlık (%20.4); ucuzluk ve ișyerine yakınlık
kent içinde tarihi değere sahip ya da konum olarak
turizm (%21.4) ve akrabalara yakınlık (%13.3) olarak
kent içinde avantaja sahip alanların soylulaștırıl-
amaçlı sıralamıșlardır. Dolayısıyla kiracılar açısından
ması veya yenilenmesi, terkedilmiș sanayi bölge-
daha bilinçli ya da zorunlulukların ortaya çıkar-
dönüșü- dığı bir tercih söz konusudur. Bunun yanısıra
lerinin ve kıyı alanlarının farklı ișlevlerle yeniden
münde kullanıma açılması olarak ortaya çıkmaktadır
2000 yılında kișilere Kale’nin sevdikleri yanları
(Smith, 2002). Ancak bu uygulamaların çoğu-
çok ciddi sorulduğunda hem kiracı hem de ev sahipleri
nun altında tek bir hedef bulunmaktadır: buraları
sorunlarla açısından buranın en iyi yönü komșuluk ilișki-
satılacak bir mal haline getirmek ve rantını yüksel-
leridir (her iki grup için %42). İkinci iyi yön ise
karșılașıl- çevrenin sunduğu olanaklardır (kiracılar %24.7,
terek belirli toplumsal kesimlere aktarmak (Hewi-
son, 1987). Her ne kadar bu gelișmeler, tarihi kent
maktadır. evsahipleri %22.2). Sevmedikleri yanlarına
yașamına dahil etmek ve çürümeye terkedilmiș
Dünyanın bakıldığında ise bunların pekçok gecekondu
alanları yeniden kazanmak türü söylemler çerçe-
bölgesinde ifade edilebileceği gibi çevre kirliliği
az çok her ve düzensizliği olduğu görülmektedir. Kale’den
vesinde ‘kamu yararına’ dayandırılmaktaysa da,
kentinde gerçekte söz konusu olan, dünyadaki pek çok
tașınma isteyenlerin oranı her iki grup açısından
örnekte görüldüğü gibi, rantları arttırmaktır.
gözlenen da %50’nin altındadır.
Sonuç olarak, rasyonalitesi de belirli bir mekanı
eğilim, Kale’nin 2000 yılındaki mülkiyet yapısına ve üst-gelir gruplarına açmaya dayanır. Bu daha
kentlere ne kadarının konut dıșı bașka ișleve evrildiğine çok seçilmiș bir ‘orta ve üst-sınıf demokrasisi’
bakıldığında șunlar görülmektedir: Kale’deki olarak devreye girer ve çok daha az demokratik
geçmișin
mülklerin %58.1’inin bir kișiye, %22.9’unun ancak çok daha elit bir karar üretme ve uygu-
izlerinden iki kișiye ait olduğu görülür. Çok hisseli bir lama süreçleriyle gerçekleșir; çoğunlukla ortaya
seçilmiș bir mülkiyet yapısı gözlenmemektedir; bu da miras çıkan ise güvenlikli ve kentin yoksulluğunun
kimlik imal yoluyla bölünen mülklerin çok kısa zaman içinde dıșlanabildiği ve görünmez kılındığı adaların
satıșa çıkarılmasına ve el değiștirmesine bağlıdır. yaratılmasıdır. Sonuç olarak da kamu tarafından
etmek ve İșlevsel dağılım incelendiğinde ise 2000 yılında İç bu tür projelere aktarılan kaynaklar, toplumun
reklamlar Kale’de mülklerin %83.2’sinin konut olarak kul- yoksul kesimlerinin ihtiyaçlarının karșılanma-
yoluyla lanıldığı, Dıș Kale’de bu oranın %57.5’e düștüğü sına ayrılacak paydan kesilerek sağlanmakta ve
saptanmıștır. Dıș Kale’de konut dıșı kullanımlar bu önceliğin meșruluğu, uzun vadede herkesin
da bunu
bilindiği gibi artmıș, 2000’de dükkan (%3.9), yararına olduğu iddia edilen kentsel kazançla
dünyaya konut altı ticaret (%7.1), kafe/restoran (%15.9) açıklanmaktadır. Ancak rantın doğrudan ya
tanıtmak- gibi kullanımlar yaygınlık kazanmıștır. İç Kale da dolaylı olarak belirli kesimlere aktarılması
tır. ise hala dar gelirlilere yönelik bir konut alanı ve kamuya dönmemesi sonucunda, elde edilen
görünümü sergilemektedir. kazancın ne kadarının toplumun ihtiyaçlarına
döndüğü kușkuludur (Türkün, 2004).
Sonuç Yerine: Turizm Amaçlı Kentsel Tarihi kentsel alanlarda turizm amaçlı dönüșü-
Dönüșüm ve Meșruiyet Problemi münde çok ciddi sorunlarla karșılașılmaktadır.
Kentsel turizm ve bununla birlikte ortaya çıkan Dünyanın az çok her kentinde gözlenen eğilim,
büyük çaplı kentsel dönüșüm projeleri pek çok kentlere geçmișin izlerinden seçilmiș bir kimlik
kentte yașanmakta olan ekonomik gerilemeyi imal etmek ve reklamlar yoluyla da bunu dünyaya
telafi etmek üzere, ‘yeni kent politikası’ olarak tanıtmaktır. Yaratılan ‘kent mitleri’ nedeniyle yal-
gündeme geldi. Kentler, yeterince değerlendi- nızca bir imaj ortaya çıkarılmakta ve kentlerin çok
PLANLAMA rilmeyen kaynaklarına yatırım yaparak ya da kimlikli yapısı indirgemeye uğramaktadır (Urry,
2006/2 çekiciliklerini arttırmak üzere yeni kimlikler 1990,1995). Bir yerin kültürü, o yerin tarihi ve

136
orada yașamıș olan insanlarla çok yakından iliș- bağlamında sürdürülen bu tür uygulamalar, özel-
kilidir. Ancak bir yerin pazarlanması sırasında likle güç dengelerinin son derece eșitsiz olduğu
tarihten o gün için önemli olan hikayeleri seçerek durumlarda bu eșitsizliği daha da artırmaya doğru
tarihi manipüle etmek, aynı zamanda da kültürü evrilir ve ortaya çıkan sonuç farklı tarafların ortak
manipüle etmek anlamına gelir ve böyle bir yak- kararlarına ve uzlașmasına dayanmadığı için de
lașım tarihte yașanmıș çelișkileri ve gerilimleri yalnızca belirli grupların kısa vadeli çıkarlarının
de gözardı eden bir sorumsuzluğa yol açmakta- bir yansıması olarak ortaya çıkar ve kentin bütün-
dır. Böyle bir süreç içinde tarihin derinlemesine lüğünden koparak adalașmasına, müzeleșmesine
algılanma olanağı yokolurken, yeniden yaratılan ya da bazı toplumsal kesimleri dıșlayıcı unsurlar
tarih de bir tür ‘kostümlü bir tiyatro oyununa’ olarak ișlev görmesine neden olur. Dolayısıyla,
dönüșmektedir. Dolayısıyla, hangi tarihi korumak böyle bir dönüșümün pek çok örnekte ekonomik
üzere seçtiğimiz, tarihin ne olduğu ve bunu ne rasyonelini, koruma bașarısını ve etik olarak
amaçla yaptığımız, diğer bir deyișle ‘otantiklik’ meșruiyetini tartıșmak güçleșir (Türkün-Erendil
kavramı ile ne kastettiğimiz içinde bulunduğumuz ve Ulusoy, 2002).
zaman ve mekanın kültürel, politik ve ideolojik
bağlamında ortaya çıkmaktadır ve aslında çok Ulus Tarihi Kent Merkezi ve Kale’de ortaya
tartıșmalı bir konudur. Bu konu çok önemli çıkan son durum bütün bu saydığımız nedenler-
olmakla birlikte pratikteki uygulamalarda çok den dolayı ciddi sorunlar içermektedir. Bu alanda
az söz konusu edilmekte ve korunması gereken dönüșüm tamamen rantın artırılması hedefine
alanlar çoğunlukla ortalama bir turistin taleplerine kilitlenmiș ve en önemli hedeflerden bir olan
göre șekillendirilmektedir. Herhangi bir yerde tarihi dokunun korunması meselesi göz ardı
bașarılı olan bir model, bağlamdaki farklılıklar edilmiștir. Bunun yanı sıra, ciddi bir sosyal yapı
gözardı edilerek, olduğu gibi tekrarlanmaktadır analizi yapılmamakta ve bu alan adeta tarihsiz ve
(Türkün-Erendil ve Ulusoy, 2002). kimliksiz olarak algılanmaktadır; aynı zamanda,
belediyenin önerileri hem yașayanlar ve ișletme
Bunların yanısıra, kararların verilmesi ve uygu- sahiplerinin, hem de mevcut durumda merkezi
lamada, katılımcılık ve șeffaflık konusundada kullananların talep ve beklentilerini göz ardı
önemli sorunlar ortaya çıkmaktadır. Son yıllarda edilmiștir. Yeni Kentsel Dönüșüm Yasası da bu
bu konuda yapılan araștırmalar kentsel dönüșüm-
çerçevede değerlendirilmelidir.
lerde çeșitli ortaklıkların, katılım modellerinin
ve süreçteki tüm aktörlerin temsilinin önemini
vurgulamaktadır (Ulusoy, 1998a,b). Ancak dün- Kaynakça
yanın farklı kentlerindeki uygulamaların çoğunda, Akçura, T., 1970, Ankara, Türkiye’nin Bașkenti
aslında kararların, hala tepeden inmeci ve güç Hakkında Monografik bir Araștırma, Ankara.
hiyerarșisinde ekonomik ve politik kaynaklara Altaban, Ö., 1998, “Cumhuriyetin kent planlama
çok daha kolay ulașabilir kesimlerin deneti- politikaları ve Ankara deneyimi”, 75 Yılda Değișen
minde olduğu gözlenmektedir; diğer bir deyișle Kent ve Mimarlık içinde, Tarih Vakfı Yayınları,
ittifaklar ve rant bölüșümü dönemin hiyerarșik İstanbul, 41-64.
olarak güçlü olanlarının arasında olmaktadır; Altındağ Belediyesi, 1987, Ankara Kalesi Koruma
dolayısıyla bu uygulamalardan etkilenecek Geliștirme İmar Planı Projesi, Ankara.
çeșitli aktörlerin temsili açısından meșrulukları
sorgulanmaya açıktır. Dönüșümden etkilenecek Asatekin, G., 2001, “Ankara Kalesi’ndeki geleneksel
konutlarda değișim”, Tarih İçinde Ankara II içinde,
kesimlerin ve sıradan kentlilerin uygulamalardan
ODTÜ Mimarlık Fakültesi, Ankara, 203-234.
çoğunlukla haberi yoktur. Hatta farklı güç grup-
ları arasında bile bilgi akıșı yoktur; yaratılan rant Bademli, R., 1987, “Ankara Merkezi İș Alanının
farklı mekanizmalarla, belirli bir dönemde bilgiye, Gelișimi”, Ankara: 1985’den 2000’e içinde,
ekonomik ve politik güce sahip olanlar tarafın- Büyükșehir Belediyesi, Ankara, 154-162.
dan paylașılmaktadır (Swyngedouw, Moulaert, Beauregard, R., 1998, “Tourism and economic
ve Rodriguez, 2002). “Tarihi kente dahil etmek” development policy, The Economic Geography of
ve “farklılıkları yanyana barındırmak” gibi bir the Tourist Industry içinde, D. Ioannides ve K.G. PLANLAMA
misyonu yüklenmiș gibi görünen ve projeler Debbage (der.), London: Routledge, 220-234. 2006/2

137
Bozdoğan, S., 2002, Modernizm ve Ulusun İnșası, Tekeli, İ., 1987, “Kent toprağında mülkiyet dağılımı
İstanbul: Metis Yayınları. ve el değiștirme süreçleri”, Ankara: 1985’den
2000’e içinde, Ankara Büyükșehir Belediyesi,
Bozdoğan, S. ve Kasaba, R., 1998 (der.) Türkiye’de
Ankara, 87-104.
Modernleșme ve Ulusal Kimlik, İstanbul: Tarih
Vakfı Yurt Yayınları Tekeli, İ., 1998, “Türkiye’de Cumhuriyet döneminde
kentsel gelișme ve kent planlaması”, 75 Yılda
Fainstein, S.S. ve Judd, D.R., 1999, “Global forces,
Değișen Kent ve Mimarlık, Tarih Vakfı Yayınları,
local strategies, and urban tourism”, The Tourist
İstanbul, 1-24.
City içinde, D.R. Judd, S.S. Fainstein (der.), Yale
University, 1-17. Türel, A., 1987, “Ankara’da konut yapım süreçleri”,
Ankara: 1985’den 2000’e içinde, Ankara Büyükșehir
Harvey, D., 1987, “Flexible accumulation through
Belediyesi, Ankara, 55-64.
urbanization: reflections on post-modernism in the
American city”, Antipode, 19, 260-86 Türkün, A., 2004, “Kentsel Turizm: Yeni bir Kentsel
Önceliğe Doğru…” Almanak 2004, Dünya ve Türkiye
Harvey, D., 1989, The Postmodern Condition, Basil: Yıllığı içinde, Sosyal Araștırmalar Vakfı, İstanbul.
Blackwell.
Türkün-Erendil, A. ve Ulusoy, Z., 2002, The
Hewison, R., 1987 The Heritage Industry, London: Re-invention of Tradition as an Urban Image,
Methuen. Environment and Planning B-Planning and Design,
Jacobs, J., 1961 The Death and Life of Great 29, 655-672.
American Cities, New York: Vintage Books. Türkün-Erendil, A. ve Ulusoy, Z., 2004, İronik
Kasaba, R., 1997, “Certainties and Modern Karșılașmalar: Kale’nin Kentle ve Kentin Kale’yle
Ambiguities”, Rethinking modernity and the İki Karșılașması,” Șehrin Zulası-Ankara Kalesi
National Identity in Turkey içinde, S. Bozdoğan içinde, İstanbul: İletișim Yayınları, 221-286.
ve R. Kasaba (der.), Seattle, London: University of Ulusoy, Z., 1998a, “Housing rehabilitation and
Washington Press, 15-36. its role in neighborhood change: a framework for
Keleș, R., 1971, Eski Ankara, Sevinç Matbaası, evaluation”, Journal of Architectural and Planning
Ankara. Research, 15:3, 243-257.

MacCannell, D., 1976, The Tourist: A New Theory of Ulusoy, Z., 1998b, “Conflicting interests in
the Leisure Class, New York: Schocken Books. revitalization: changing character of the Ankara
Citadel”, Shelter and Revitalization of Old and
Sadler, D., 1993, “Place-marketing, competitive Historic Urban Centers, International Conference’da
places and the construction of hegemony”, Selling sunulan bildiri, Havana, Cuba.
Places: The City as Cultural Capital Past and
Present içinde, G. Kearns ve C. Philo, Oxford: Urry, J., 1990, The Tourist Gaze: Leisure and Travel in
Pergamon Press, 175-192 Contemporary Societies, London: Sage Publications.

Smith, N. 2002, “New Globalism, New Urbanism: Urry, J., 1995, Consuming Places, New York:
Gentrification as Global Urban Strategy”, Antipode, Routhledge.
34, 427-450. Wright, G., 1991, The Politics of Design in French
Colonial Urbanism, Chicago, London: The
Swyngedouw, E., Moulaert, F. ve Rodriguez, A.,
University of Chicago Press.
2002, “Neoliberal Urbanization in Europe: Large-
Scale Urban Development Projects and the New Yavuz, Y., 1981, Mimar Kemalettin ve Birinci
Urban Policy”, Antipode, 34, 542-577. Ulusal Mimarlık Dönemi, Ankara: ODTÜ.
Tankut, G., 1993, Bir Bașkentin İmarı, Ankara: Zukin, S., 1991, Landscapes of Power, Berkeley:
1929-1939, Ankara: Anahtar Kitaplar. John Hopkins University.

PLANLAMA
2006/2

138
Görüș
08.11.2006
Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Șehir ve Bölge Planlama Bölümünün
Ankara Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı 1/5.000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar
Planı ile 1/1000 ölçekli “Ankara Tarihi Kent Merkezi Kentsel Yenileme Alanı Koruma Amaçlı
Uygulama İmar Planı hakkındaki görüșleri;
• 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Tașınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve
Yașatılarak Kullanılması Hakkında Kanun’a dayanılarak plan yaptırılmaz. Kanuna göre
koruma imar planlarının değil yapı projelerinin yapımı mümkündür. Ankara Büyükșehir
Belediyesinin 5366 Sayılı Kanun uyarınca hiçbir ölçekte imar planı ihale etme yetkisi yoktur.
5366 Sayılı Kanun uyarınca Yenileme Alanı ilan edilen alanda bulunan tarihi ve kültürel
tașınmaz varlıkları veya yeniden inșa edilecek yapılara ait Kanunda belirtilen “Yenileme
Projelerini” hazırlatabilir. Ankara Büyükșehir Belediyesi’nin bu alanda Yenileme Proje-
lerini de ihale etme yetkisi yoktur. Çünkü halen “Ulus Tarihi Kent Merkezi Koruma-Islah
Imar Planı” geçerlidir. Uygulanacak yenileme projelerinde Koruma Imar Planının esaslari
alınarak gerçekleștirilebilir.
• 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Tașınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve
Yașatılarak Kullanılması Hakkında Kanuna dayanılarak Ankara Büyükșehir Belediyesi
tarafindan yaptınlan Ankara Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı 1/5.000 Ölçekli Koruma
Amaçlı Nazım Imar Planı ile 1/1000 ölçekli “Ankara Tarihi Kent Merkezi Kentsel Yenileme
Alanı Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı, Ankara Tarihi Kent Merkezinde kapsamlı bir
kentsel dönüșümü ön gormektedir. Ancak yapılan toplantıdan ve plan notlarından anlașıla-
cağı gibi kentsel dönüșüm, sadece yasa dıșı yada yıpranmıș yapıların ortadan kaldırılması
ve fıziksel olarak yenilenmesi olarak algılanmıștır. Sağlıklı bir kentsel dönüșüm, kent bütünü
içerisindeki gereklilikleri plan kararları üzerinden sosyal, ekonomik, ve toplumsal boyutlan
göz önüne alan, bir yerel kalkınma projesi olarak ve rant odaklı değil kent ve kamu yararı
odaklı bir çıkıș noktasi ile hayata geçirilmesi gerekmektedir. Çözüm gerektiren konular çok
boyutlu incelemeler ve farkli disiplinler arasi ișbirliği ile gerçekleștirilmelidir.
• 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa göre bu alanda daha önce
verilmiș “sit alanı” kararları ve buna uygun yapılmıș olan Ulus Tarihi Kent Merkezi
Koruma-Islah İmar Planının yok sayılmasi usulen yanlıș, mevcut yasal ve kurumsal yapıyı
ve șehircilik ilkeleri göz ardı eden bir durum ortaya koymaktadir. İmar planlarının üstünde
olan ve kentsel sit alanlan için kentlerin üst ölçek planları uyarınca hazırlanan koruma
amaçlı imar planlarını bir yana bırakmakta ve kente dair plan gereksinimlerini dıșlamak-
tadır. Mevcut koruma amaçlı imar planının üstünlüğü yerine idarenin takdir yetkisi devreye
girmiștir. Koruma imar planı adı altında hazırlanan plan koruma imar planları hazırlamak
için gerekli olan temel analizlerden yoksundur.
• Yapılan toplantının ikinci ve sonuncu toplantı olması ve daha önce alınan kararların ve
bu kararlar doğrultusunda yapılan değișikliklerin toplantı katılımcılarına özetlenmemesi
düșündürücüdür. Disiplinler arası ișbirliğini gerektiren böylesine toplantıların azlığı ve
yapılan toplantı sonuçlarının da planlara yansımaması soru ișaretleri olușmasına neden
olmuștur. PLANLAMA
2006/2

139
• Özellikle planın temelini olușturan ulașım hatlarının zemin kotunun altına alınmasi kararı,
Ankara ilinde ilk yerleșmelerin olduğu tarihi bölgedir. Bu nedenle bölgede, yoğun olarak
tarihsel değeri olan yapı ve alanlar bulunmaktadır. Tarihi yerleșme alanına ilișkin Roma
dönemi yapılașma kalıntılarının büyük bir bölümünün ortaya çıkarılmamıș olduğu görüș-
leri dikkate alınmamıștır. Planın bu bölgeler için çözüm önerileri içermemesi uygulama
așamasında büyük sorunların ortaya çıkmasına neden olacaktır.
• Ulașım ağırlıklı olan bu planda özellikle zemin altına alınan yaya dolașımı, toplu tașım
güzergahları ve ulașım modları arası geçiș, durak noktalarının fiziksel, ekonomik, sosyal,
çevresel ve psikolojik sonuçları düșünülmemiștir. Kentsel ulașım gibi kent için çok önemli
olan bir konuda üst ölçek plandan uzak noktasal çözümler sorunların geleceğe aktarılması
demektir. Yapılan planın yetersiz, eksik ve yanlıș bilgilenme ve analitik etütler ile gerçek-
leștirildiği görülmektedir.
• Plan sınırlari içinde kalan 1. ve 2. Büyük Millet Meclisleri özel statüleri gereği AKM
(Atatürk Kültür Merkezi) alanı olarak tariflenmektedir. Bu alanlarda sahip oldukları özel
statü gereği plan yapımı kısıtlıdır. Ancak, uygularıması düșünülen plan bu alanlar için farklı
plan kararları içermektedir. Bir tek bu örnek bile hazırlanan planın bilimsel yaklașımdan
uzak olduğunun göstergesidir.
• Uygulama alanı ve öngördüğü kararlar bakımından incelendiğinde uygulama bütçesi
bakımından gerçekçi görülmemekle birlikte, șehirciliğin temel ilkelerinden olan kamu yararı
ilkesi göz ardı edilmiștir.
• Kentsel yenileme alanında tescilli yapılar dıșında yıkılıp yenilenecek ve „ișlevsizleșme ve
çöküntüleșme“ diye tanımlanan alanlarda uygulanması düșünülen tek bir yenileme modeli
yetersiz kalacaktir. Fonksiyon değișimleri, fiziksel yenilemeler ve rantın olușturacağı bas-
kılar göz ardı edilmiștir. Kentsel yenilemenin salt fiziksel bir değișim içermediği, sosyal
ve ekonomik sonuçlarının da olduğu düșünülmemiștir. Bunun nedeni planlamada bilimsel
yaklașımın eksikliğinden ileri gelmektedir.
Sonuç olarak, 5366 ayılı yasaya dayanılarak gerçekleștirilmek istenilen Ankara Tarihi Kent
Merkezi Yenileme Alanı 1/5.000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli
„Ankara Tarihi Kent Merkezi Kentsel Yenileme Alanı Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı
yasal, koruma ilkeleri, șehircilik ilkeleri, katılım, bilimsellik ve en önemlisi kamu yararına aykırı
en temel unsurları barındırmaktadır. Bu yaklașım planlama bütünlüğünü bozmaktadır. Mevcut
imar planı ve koruma amaçlı imar planlarından farklı bir süreç içermektedir. Uygulanmak
istenilen plan ile plan hiyerarșisini zedelemektedir. Uygulanması düșünülen plan ile planla-
manın üstünlüğü ve kamu yararı ilkesinin yerine idarenin takdir yetkisi getirilmiștir. Koruma
planlanının gerektirdiği temel analizlerden yoksun yapılașma koșulları içeren plan koruma
ilkelerine aykırı dönüșümleri içermektedir.
Cumhuriyet tarihimizin yazılmaya bașlandığı ve Cumhuriyet Türkiye‘sinin bașkenti Ankara‘nın
Tarihi Kent Merkezi olan Ulus‘un kimliğinin kazandırılmasında; tamamı Selçuklu ve Osmanlı
dönemlerine ait anıtsal yapılar, erken Cumhuriyet Dönemine ait mimari üsluplar ve Ankara tarihi
yerleșme alanında yaygın olarak bulunan sivil mimarlık örnekleri bu planlama çalıșmasının
disiplinler arasi ișbirliğinin, çok boyutlu ve bilimsel yaklașım ile gerçekleștirilmesi gerektiğinin
önemini göstermektedir.
PLANLAMA
2006/2

140
28.11.2006
“Ankara Tarihi Kent Yenileme Alanı Projesi” ne ilișkin Orta Doğu Teknik Üniversitesi
Mimarlık Fakültesi Görüșü
T.C. Ankara Büyükșehir Belediyesi Bașkanlığı İmar ve Șehircilik Dairesi Bașkanlığı’nın
M.06.0.ABB.0.13.04.YDU/2006(Dos.1106)/936,1013/9498,9582,10635 sayılı ve 17.10.2006
tarihli yazısına cevaben, 5366 sayılı “Yıpranan Tarihi ve Kültürel Tașınmaz Varlıkların
Yenilenerek Korunması ve Yașatılarak Kullanılması Hakkında Kanun” doğrultusunda Ankara
Büyükșehir Belediyesi’nce yürütülmekte olan ve 01.11.2006 tarihinde yapılan toplantıda
sunulan “Ankara Tarihi Kent Yenileme Alanı Projesi”ne ilișkin Orta Doğu Teknik Üniver-
sitesi Mimarlık Fakültesi olarak görüșlerimiz șunlardır:

Planın Dayandığı Yasal Çerçeveye İlișkin:


• ODTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanlığı’na T.C. Ankara Büyükșehir Belediyesi Bașkanlığı
İmar ve Șehircilik Dairesi Bașkanlığı tarafından gönderilen davet yazısında “Ankara
Tarihi Kent Yenileme Alanı Projesi”nin 5366 sayılı “Yıpranan Tarihi ve Kültürel Tașın-
maz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yașatılarak Kullanılması Hakkında Kanun”
doğrultusunda yürütülmekte olduğu belirtilmektedir. Bununla birlikte, tarafımıza iletilen
tüm dokümanlarda söz konusu çalıșma “Ankara Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı
Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı” olarak adlandırılmaktadır. Toplantıda yapılan
sunușta da planın 5226 sayılı Yasa ile değișik 2863 sayılı “Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kanunu” çerçevesinde yapıldığı belirtilmiștir. Bu tutarsızlık projenin hangi
yasal çerçeveye dayandığı konusunda belirsiz bir durumu ișaret etmektedir. Bu belir-
sizlik hem planlama sürecine, hem de planlama yöntem ve içeriğine ilișkin sorunlar
yaratmaktadır.
• 31 Ağustos 2006 tarihinde yapılan ilk toplantıda katılımcılara plan müellifleri
tarafından bitmiș bir plan sunulmuștur. Katılımcı bir süreci öngörmeyen bu yaklașım,
paydașların planlama sürecine katkı ve katılımını engellemektedir. Buna rağmen adı
geçen toplantıda katılımcılar konuyla ilgili çeșitli görüș ve eleștirilerini planlama eki-
bine iletmișlerdir. Belirtilen görüș ve eleștirilerin planın geliștirilmesi amacıyla dikkate
alınmıș olması ve bu alanda daha önce çalıșmalar yürütmüș kiși, kurum ve kurulușlarla
bağlantıya geçilmiș olması beklenirken, 17 Ekim 2006 tarihli 2. toplantıya davet yazısının
ekinde yer alan dokümanlardan ve 1 Kasım 2006 tarihli toplantıda yapılan sunuștan
bütün bunların göz ardı edildiği izlenmektedir. İlk toplantıdan bu yana, planın eleștirilen
genel yaklașımını ve kapsamını etkilemeyen sınırlı sayıdaki biçimsel müdahalelerin
dıșında herhangi bir değișiklik yapılmadığı görülmektedir. Bu nedenlerle, sadece yasal
bir gerekliliği yerine getirmek üzere usulen yapıldığı anlașılan iki toplantı da, “Koruma
Amaçlı İmar Planları ve Çevre Düzenleme Projelerinin Hazırlanması, Gösterimi, Uygu-
laması, Denetimi ve Müelliflerine İlișkin Usül ve Esaslara Ait Yönetmelik”te yer alan
‘paydaș toplantıları’nın kapsam, amaç ve tanımına uymamakta, paydașları gerçek
anlamda sürece katmamaktadır.
Planlama Sürecine İlișkin:
• Söz konusu plan, sunușta ve dokümanlarda belirtildiği gibi “Koruma Amaçlı İmar
Planı” ise, planın 5226 sayılı Yasa ile değișik 2863 sayılı “Kültür ve Tabiat Varlıkla-
PLANLAMA
2006/2

141
rını Koruma Kanunu” çerçevesinde hazırlanması, planlama süreci ve içeriğinin ise
25887 sayı ve 26 Temmuz 2005 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan “Koruma Amaçlı
İmar Planları ve Çevre Düzenleme Projelerinin Hazırlanması, Gösterimi, Uygulaması,
Denetimi ve Müelliflerine İlișkin Usül ve Esaslara Ait Yönetmelik” ve “Koruma Amaçlı
İmar Planı Teknik Șartnamesi”ne uygun olması gereklidir. Adı geçen yasa, yönetmelik ve
ilgili teknik șartnamede, planın ihale edilmesinden, plan müellifi ve ekibinde aranacak
asgari niteliklere, hazırlama sürecinin genel ilkeleri ve içeriğinden onaylanmasına ilișkin
sürece, tüm așamalar ayrıntılı șekilde tanımlanmıștır. Oysa ki, Büyükșehir Belediyesi
tarafından fakültemize iletilen belgelerde ve toplantılarda bu planın elde edilmesinde
izlenilen ihale süreci, plan müellifi ve ekibinin uzmanlıkları ve nitelikleri konusunda
hiçbir bilgi açıklanmamıștır.
Koruma Amaçlı İmar Planı Hazırlama Yöntemi ve İçeriğine İlișkin:
• Bu plan önerisi ve ekindeki çalıșmalar “Koruma Amaçlı İmar Planı Teknik Șartna-
mesi”nde tanımlanmıș olan asgari araștırma konuları, sentez ve değerlendirmeler ve
kararlar ile ilgili koruma amaçlı plan kapsamına uygun bir șekilde hazırlanmamıștır.
Teknik șartnamede belirtilen araștırmalar, sentez ve değerlendirmelerin büyük bir
çoğunluğunun bu plan belgesinin üretim sürecinde yer almadığı görülmektedir.
• Yasal belgelerle tanımlanmıș gerekliliklerin yanısıra, bilimsel açıdan da bu büyüklük
ve önemde olan, böylesine farklı dönem katmanları içeren ve bütünlüğü olan bir tarihi
çevreye yönelik plan kararlarının ancak çok kapsamlı ve çok boyutlu bir yaklașımla ve
doğru veriler kullanılarak olușturulan analiz ve araștırmalara, sentez ve değerlendir-
melere dayanması zorunludur. Böyle bir çalıșmada, kent ölçeğinden, ada, parsel, yapı ve
mimari elemanlar ölçeğine kadar fiziksel çevre ayrıntısıyla incelenmeli, belgelenmeli ve
değerlendirilmelidir. Diğer taraftan, alanda yașayan ve alanı kullananlara yönelik olarak
sosyal ve ekonomik yapı üzerine çok daha kapsamlı araștırma ve değerlendirmelerin
yapılmıș olması gereklidir. Ne var ki, bu çalıșma ile ilgili dokümanlar incelendiğinde,
analitik araștırmalar ve değerlendirmelerin hem yetersiz olduğu hem de yanlıș veriler
ve yorumlar içerdiği görülmektedir. Araștırmanın yetersizliği, değerlendirmenin yeter-
siz veriler üzerinden gerçekleșmesi plan kararlarına da doğrudan yansımaktadır. Bu
durumda eksik ve yanlıș bilgi üzerine alınmıș olan plan kararlarının sağlıklı olması da
beklenemez.
• Büyükșehir Belediyesi tarafından üniversitemize iletilen CD’de sadece 20 adet analitik
etüd bulunmaktadır. Ancak bunların çoğu bașka kurumlardan görüș adı altında alınmıș,
fakat gerçekte kurumların mülkiyetindeki alanları ayrı ayrı gösteren paftalar, ASKİ’den
alınmıș su hatları bilgisi, EGO’dan alınmıș doğal gaz hatları bilgisi, hava fotoğrafı
üzerine ișlenmiș proje alanı, eğim, eșyükselti çizgileri, jeolojik yapı, TAKS ve KAKS
analizleri gibi paftalardan olușmaktadır. Bu analizlerin birçoğu herhangi bir alandaki
bir imar planlama çalıșmasında yer alabilecek olan çalıșmalardır; ancak, Koruma
Amaçlı İmar Planlaması için yeterli değildir. Bu analizler arasında koruma kararları
geliștirmek açısından önemli olabilecek olan “Bina Yapım Cinsi” olarak adlandırılmıș
yapım sistemi ve malzemesine yönelik analiz, “Bina Nitelikleri” olarak adlandırılmıș,
yapısal durum ve yapıların gerektirdiği müdahale türüne yönelik olduğu anlașılan analiz,
tescil durumu ile ilgili pafta ve “Kat Adetleri” analizi ise tarihi çevrenin mevcut özel-
liklerini anlamakta ve koruma kararları geliștirmekte yetersizdir, hatta içeriklerinde
çok önemli hatalar vardır.
PLANLAMA
2006/2

142
Örneğin bu etüdlerden “Bina Nitelikleri” olarak adlandırılmıș olan çalıșmada tarihi
dokuda yer alan yapıların neredeyse tamamı “ağır onarım veya yıkılabilir” olarak
tanımlanmıștır. Söz konusu alandaki tarihi yapılar farklı yapısal durumlarda ve farklı
türlerde müdahalelere ihtiyaç duyan yapılardır. Çok az sayıda yeni onarım görmüș
yapı ve yeni yapılar dıșında, tarihi dokuyu olușturan geleneksel yapıların, aynı șekilde
ve “ağır onarım veya yıkılabilir” olarak tanımlanmıș olması ya bu verilerin gereğince
hassasiyetle toplanmadığı, ya da bu konuda uzman olmayan bir ekibin çalıșmasına
dayandığı sonucunu ortaya koyar ki, her iki durum da çok kaygı vericidir. Hepsinden
çok daha kaygı verici olan ise, bu alanda daha sonra yapılacak müdahaleler için bilinçli
‘art niyetli’ bir dayanak ve gerekçe olușturma çabası olabileceğidir.
Bahsedilen bu üç analiz dıșındaki analizlerin ise hiçbiri farklı kültür katmanlarına sahip
tarihi bir çevreyi anlamak için elzem olan ‘tarihi gelișim’, ‘dönemlere göre mekansal
yayılım’, ‘arkeolojik katmanlar’, ‘görsel çevresel değerler ve ögeler’, ‘açık-kapalı
alan ilișkileri’, ‘açık alan türleri’, ‘açık alan kullanımları’, ‘açık alanlara ait özgün
elemanlar’, ‘yapıların mimari nitelikleri ve dönemleri’, ‘mekansal ve cephe özellik-
leri’, ‘yapıların özgün nitelikleri ve mimari elemanları’, ‘plan, cephe, mimari eleman
tipolojileri’, ‘değișmișlik durumları’, ‘değișimlerin nedenleri ve türleri’, ‘mevcut mekan
kullanımları’, ‘özgün mekan kullanımları’, ‘yapı kullanım yoğunluğu’na ilișkin veriler
gibi çok önemli ve mutlaka yapılması gereken analizleri içermemektedir. Bunların yanı
sıra, iletilen dokümanlar arasında bu analitik etüdler üzerinden yapılması gereken
değerlendirme ve sentez çalıșmalarına da hiç rastlanmamaktadır. Bütün bunlar olmak-
sızın yapılan bir çalıșmanın sonucunda bilimsel dayanakları olan sağlıklı kararlara
ulașılamaz. İlgili yönetmelik ve teknik șartnamelerde detaylı bir șekilde tanımlanmıș
olan süreci ve gerekli çalıșmaları içermeyen böyle bir çalıșma “Koruma Amaçlı İmar
Planı” olarak değerlendirilemez.
Plan Kararlarına İlișkin:
• Sürece ilișkin bu sorunlar yanında, plan raporunda önemsendiği belirtilmekle birlikte,
sonuç üründe planla getirilen yeni düzenlemelerle alanın arkeolojik, tarihi ve mimari
değerlerinin gerektiği gibi dikkate alınmadığı görülmektedir.
Analitik etüdler içerisinde bu alanda yoğun bir biçimde var olan arkeolojik katmanlara,
kentin tarihi gelișimine ve bu alanda farklı dönemlere tarihlenen kentsel doku ve kültür
varlıklarına ilișkin hiçbir çalıșmanın bulunmaması, planda bu değerleri göz ardı eden
düzenlemelerin öngörülmesi sonucunu doğurmuștur. Örneğin, Ulus Meydanı’ndaki
kavșağın, Atatürk Bulvarı ve Çankırı Caddesi ile Anafartalar Caddesi’nin bir bölümü-
nün tüneller halinde yer altına alınması ile bu alanda yoğun bir biçimde var olduğu
arkeolojik araștırmalar, kazı ve sondajlar sonucunda bugün artık kesin olarak bilinen
arkeolojik katmanları büyük ölçüde tahrip edecektir.
Geleneksel kent dokusunu olușturan yapıların çoğunluğunun analitik etüdlerde “ağır
onarım, yıkılabilir” olarak nitelenmesi ve plan kararlarında bu alanlara yönelik olarak
getirilen tevhide ilișkin hüküm tarihi kentsel doku özelliklerinin ve ölçeğinin kaybola-
bileceği kaygısını doğurmaktadır.
Benzer șekilde plan kararları ve raporundan, bu alanda var olan Cumhuriyet dönemi
mimari değerlerinin ise yok sayıldığı görülmektedir. Özellikle Ulus Meydanı ve çevre-
PLANLAMA
2006/2

143
sinde bu plan ile getirilen düzenlemeler, projeleri ulusal mimarlık yarıșmaları ile elde
edilmiș ve 20. yüzyıl modern Türk mimarlığının örneği olan çok sayıda mimari eseri
tümüyle ortadan kaldırmayı öngörmektedir. Atatürk Heykeli çevresinin Ulus İșhanı ile
birlikte yarıșmayla elde edilmiș olan kentsel tasarımının getirilen yeni düzenlemelerle
ortadan kaldırılması da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Ayrıca bu alanda öngörülen
yıkımlarla Ulus Meydanı’nın, tarihi çevrenin ölçeği ile uyumsuz, tanımsız büyük bir
boșluk haline gelmesi, yeri değiștirilen Atatürk Heykeli’nin ise mekansal bağlamını
yitirerek bu boșluk içerisinde kaybolması kaçınılmazdır.
Sonuç olarak, bu planın korumadan çok yenileme öncelikli olduğu, bizatihi bu ‘yenileme
etkinliğini rant üretici olarak gören vizyonu sınırlı ve sığ bir görüșe sahip olduğu’ ve
‘tarihi bölgedeki yenileme’yi de büyük rant getireceği umulan yeni ticaret alanları ile
yaratmayı amaçladığı açıkça görülmektedir. Planın bu sınırlı vizyonla, arkeolojik kat-
manlarını, geleneksel kent dokusunu ve Ulus’un tarihsel kimliğinin en önemli niteliğini
olușturan ‘erken Cumhuriyet dönemi mimari mirasını olușturan mimari yapı, kentsel
mekan, çevre ve ‘yer’ özelliklerini de tehdit eden bir belge olduğu söylenmelidir.
• Koruma ile amaçlanan tarihi alanların içinde yașayanları ile birlikte sürdürülebilir-
liğini sağlamaktır. Bu planın getirdiği kararlar yalnızca fiziksel düzenlemeler ve ișlev
kararlarıdır. Sosyal yapı, yerel sahiplilik, bu alanda oturanlar ve alanı kullananların
sürece katılımı konuları belirsiz bırakılmıștır; planın uygulanması așamasında toplumsal
yapıda ne tür sonuçlar doğuracağı göz ardı edilmektedir. Plan raporu ve sunușlarda
plan müellifleri bu alanı ısrarla “çöküntü bölgesi” olarak tanımlamaktadır. Bir kent
bölgesinin “çöküntü bölgesi” olarak tanımlanabilmesi için belirli bilimsel ölçütler bulun-
maktadır ve bu tanımlama ancak ayrıntılı bir sosyolojik araștırma ve analiz sonucunda
yapılabilir. Planın hazırlanması sürecinde böyle bir çalıșmanın yapılmadığı, plan rapo-
runda yer alan sosyo-ekonomik yapıya ilișkin anket sonuçlarının bu anlamda yetersiz
olduğu ve gerçekte bu sonuçların alanın sosyolojik anlamda bir “çöküntü bölgesi”
olmaktan uzak olduğuna ilișkin göstergeler içerdiği açıkça görülmektedir. Ulus tarihi
kent merkezi barındırdığı ekonomik canlılık ve ișlev çeșitliliği ile bugün Ankara’nın en
önemli kentsel merkezlerinden biridir. Ulus tarihi kent merkezi ve çevresindeki konut
alanlarında göreli olarak düșük gelirli toplum kesimlerinin oturuyor olması bu alanı
hicbir biçimde “çöküntü bölgesi” olarak tanımlamaya izin vermez. Koruma amaçlı planın
bu alanda oturanları yerlerinden etmeden yașam koșullarını ve kalitesini iyileștirmeye
yönelik çözüm önerileri ve modeller getirmesi gerekir. Bu plan bu yönde hiçbir öneri
içermemekte, bunun yerine “çöküntü bölgesi” olarak tanımladığı bu alanın ağırlıklı
olarak bir turizm ve ticaret bölgesine dönüșümünü öngörmektedir. Bu alanda bugün
oturmakta ve çalıșmakta olan toplumsal grupların bu sürece nasıl katılacakları bir
yana, bu dönüșümden nasıl etkilenecekleri de açık değildir. Bu planda çağdaș koruma
planlamasında çok önemli olan toplumsal sürdürülebilirlik ilkesi tamamen gözardı
edilmiș görünmektedir.
• 5226 sayılı “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile Çeșitli Kanunlarda
Değișiklik Yapılması Hakkında Kanun” çerçevesinde çıkartılan “Koruma Amaçlı İmar
Planları ve Çevre Düzenleme Projelerinin Hazırlanması, Gösterimi, Uygulaması,
Denetimi ve Müelliflerine İlișkin Usül ve Esaslara Ait Yönetmelik”te Koruma Amaçlı
İmar Planlarının kapsam, amaç ve hedefleri arasında tanımlanan istihdam ve katma
değer yaratan stratejiler, plan uygulama etap ve programları, finansman ilkeleri ve
PLANLAMA katılımcı alan yönetimi modelleri de bu planın kararları içerisinde yer almamaktadır.
2006/2

144
Plan raporunda, “5366 Sayılı ‘Yıpranan Tarihi ve Kültürel Tașınmaz Varlıkların Yenile-
nerek Korunması ve Yașatılarak Kullanılması Hakkında Kanun”un sağladığı yeni araç
ve olanaklara gönderme yapılmakla birlikte, bu araçların nasıl kullanılacağı ve sürecin
ne șekilde yürütüleceği açıklanmamaktadır.
Planın Önceki Koruma Amaçlı Planlarla İlișkisi:
• Yazıșmalarda “Ankara Tarihi Kent Yenileme Alanı Projesi”, plan dokümanlarında ise
“Ankara Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı”
olarak adlandırılan bu planın, kapsadığı alan içerisinde yer alan üç alt bölgeye yönelik
olarak hazırlanmıș olan üç planın yerine geçmiș olduğu belirtilmektedir. Bu planlar
“Ulus Tarihi Kent Merkezi Kentsel Yenileme Alanı Koruma Amaçlı Uygulama İmar
Planı”, “Ankara Kaleiçi Koruma ve Geliștirme İmar Planı” ve “Ankara Merkez Eski
Kent Dokusu Koruma Planı”dır. Bu planların yerine hazırlanan “Ankara Tarihi Kent
Merkezi Yenileme Alanı Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı” önceki üç planda geliș-
tirilmiș olan ișlevsel kararları yinelemekte ve bu planlarda geliștirilmiș olan mekansal
düzenlemeleri aynen kullanmaktadır. Toplantılardaki sunușlarında plan müellifleri de
önceki planların kararlarının “% 90 oranında” bu planda benimsendiğini belirtmișlerdir.
Bu, yeni planın özellikle koruma konusunda yeni ve farklı düzenlemeler geliștirmediği
anlamına gelmekte, bu durumda önceden yürürlükte olan her üç planın neden iptal edi-
lerek yerlerine yeni bir plan hazırlanmasına gerek görüldüğü anlașılamamaktadır. Öte
taraftan her bir planın bütünlüğü içerisinde getirilmiș olan plan kararlarının bütünden
soyutlanarak yeni planın içerisine yerleștirilmiș olmaları kendi içerisinde tutarsızlıklara
neden olmaktadır.
• Bu plan tarihi kent alanlarında ișlevsel dönüșüm kararları dıșında korumaya yönelik
somut bir model getirmemekte, yerine geçtiği belirtilen üç alt bölgeye ilișkin mevcut
koruma amaçlı imar planlarından daha gelișmiș bir planlama yaklașımı sunmamaktadır.
Oysa ki, ODTÜ Mimarlık Fakültesi ögretim üyesi Prof. Dr. Raci Bademli’nin müellifi
olduğu “Ulus Tarihi Kent Merkezi Kentsel Yenileme Alanı Koruma Amaçlı Uygulama
İmar Planı”, Türkiye’de koruma planlamasında ilk defa “yapısal plan” yaklașımını
geliștirmiș ve alan bütününe yönelik getirdiği ana planlama kararları doğrultusunda
koruma planlaması kapsamında “proje alanları” uygulamasını geliștirmiștir. Hacı
Bayram Meydanı, Keklik Sokak bu doğrultuda ayrıntıda projelendirilerek gerçeklești-
rilmiștir. Bu projelerin uygulamasında mülkiyet sorunları ilk defa katılımcı bir yaklașımla
uzlașma yoluyla çözülmüștür. Bu planın yerine geçen yeni planın ise ișlevsel dönüșüm
kararları dıșında uygulamaya yönelik geliștirdiği yeni bir katılım ve finansman modeli
bulunmamaktadır.
“Ulus Tarihi Kent Merkezi Kentsel Yenileme Alanı Koruma Amaçlı Uygulama İmar
Planı”nın Ankara Büyük Șehir Belediye Meclisi’nin 14.02.2005 tarihli 210 sayılı kararı
ile iptal edildiği bildirilmekte ve iptal gerekçesi olarak “kamuya maliyeti” gösterilmek-
tedir. Oysa kamu yararını öncelikli olarak gözeten bu plan, “proje alanları” belirleyerek
uygulamada etaplama getirmekte ve mülkiyet sahiplerinin katılımı ile uzlașma yoluyla
kamuya maliyeti sınırlı tutmaktaydı.
Buna karșılık, “Ankara Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı Koruma Amaçlı Uygulama
İmar Planı” adıyla hazırlanan yeni plan hiçbir etaplama modeli getirmemekte, tarihi
kent merkezinde çok sayıda kent adasının toplulaștırılarak üzerindeki yapıların yıkımını
öngörmekte, ekonomik ömrünü tamamlamamıș olan bu yapıların yıkımı ile ülke ekono-
misine zarar verileceği düșünülmemektedir.
PLANLAMA
2006/2

145
Önceki Plan ve Proje Müelliflerinin Telif Haklarına İlișkin Sorunlar:
• “Ulus Tarihi Kent Merkezi Kentsel Yenileme Alanı Koruma Amaçlı Uygulama İmar
Planı”, 1986 yılında açılmıș olan yarıșma sonucunda birinciliği alan, ODTÜ Mimarlık
Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Raci Bademli’nin yönetiminde, Fakültemiz Șehir ve
Bölge Planlama ve Mimarlık Bölümleri’nden ögretim elemanlarından olușan planlama
ve tasarım ekibinin yoğun ve özverili çalıșmaları ile Orta Doğu Teknik Üniversitesi
tarafından hazırlanmıștır. Prof. Dr. Raci Bademli’nin vefatı sonrasında planın müellifliği
planlama ekibinde bașından beri yer almıș olan Doç. Dr. Baykan Günay tarafından üst-
lenilmiștir. Fakültemiz öğretim üyeleri tarafından geliștirilen bu planın iptal gerekçeleri
tarafımızca haklı bulunmamaktadır. (Doç. Dr. Baykan Günay’ın konuyla ilgili Mimarlık
Fakültesi Dekanlığı’na iletmiș olduğu değerlendirme raporu ektedir.)
• Tüzel kișilik olarak Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nin ve kiși-
sel olarak ODTÜ Mimarlık Fakültesi ögretim üyelerinin “Ulus Tarihi Kent Merkezi
Kentsel Yenileme Alanı Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı” üzerinde ve bu alanda
uygulanmıș olan kentsel tasarım ve mimari projeler özelinde olușmuș çok sayıda telif
hakkı bulunmaktadır.
• Bunun yanısıra, “Ankara Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı Koruma Amaçlı Uygulama
İmar Planı” adlı yeni planın plan raporunun incelenmesinden, bu raporda önceki plan
raporlarından ve özellikle “Ulus Tarihi Kent Merkezi Kentsel Yenileme Alanı Koruma
Amaçlı Uygulama İmar Planı” araștırma raporlarından büyük ölçüde yararlanıldığı ve
rapor yazımında gözetilmesi gereken yararlanılan kaynaklara referans verme kuralla-
rına uyulmaksızın Fakültemiz öğretim üyeleri tarafından hazırlanmıș bulunan araștırma
raporlarından doğrudan aktarmalar yapıldığı saptanmıștır. Bu açıkça intihaldir ve fikri
mülkiyet haklarının açık bir ihlalidir.

Sonuç:
T.C. Ankara Büyükșehir Belediyesi Bașkanlığı İmar ve Șehircilik Dairesi Bașkanlığı’nın
17.10.2006 tarihli yazısıyla tarafımızdan görüș talep ettiği “Ankara Tarihi Kent Yenileme
Alanı Projesi” ya da plan dokümanlarında adlandırıldığı șekliyle “Ankara Tarihi Kent
Merkezi Yenileme Alanı Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı”nın hangi yasal çerçeveye
dayandığının belirsiz olduğu, izlenen süreç Koruma Amaçlı İmar Planı hazırlama süreçle-
rine uymadığı, analitik etüdlerinin yetersiz olduğu, sentez ve değerlendirme çalıșmasının
bulunmadığı ve plan kararlarının doğru veri ve değerlendirmeler üzerine dayanmadığı
sonucuna varılmıștır.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi olarak, Ankara’nın kentsel gelișimi,
planlaması ve kent mekânlarının düzenlenmesinin bașkente yakıșan çağdaș planlama ilkeleri
ve tasarım anlayıșına uygun olarak gerçekleștirilmesi bizi en üst düzeyde ilgilendirmektedir.
Her zaman olduğu gibi, gerek kurumsal, gerekse üyelerimiz arasında bulunan uzmanlar
yoluyla, bașkent Ankara’nın planlanmasında, tarihi kent dokusu ve kültür varlıklarının
korunmasında, kent mekânlarının düzenlenmesinde kurumumuza düșen sorumluluğu yerine
getirmeye hazır olduğumuzu, Ankara’nın sorunları üzerine düșünmeyi ve düșündüklerimizi
kamuoyu ve isteyen kurumlarla paylașmayı sürdüreceğimizi belirtiriz.
Saygılarımızla.

PLANLAMA
2006/2

146
Kentsel Dönüșüm Projeleri:
Adana’daki Uygulamalar

M. Alim ÇOPUROĞLU Șehir Plancısı

Ü
lkemizdeki gecekondu olgusu üzerine 4. Islah-İlk iki yöntemin gecekondulașma
1977 yılında İngiltere’de yüksek lisans baskısının büyüklüğü karșısında yetersiz
tezi hazırlarken, kentleșmenin bu önemli kalıșları ve gecekonduların tüm büyük
sorununa yönelik olarak yönetimin gösterdiği tep- kentlerdeki konut stoku içinde en büyük payı
kileri sırasıyla ‘inkar’, ‘görmezden geliș’, ‘çaresiz olușturması üzerine periyodik olarak ve her
kabul’ ve ‘suçluya af’ șeklinde gruplandırma yap- defasında “son kez” hatırlatması ile çıkarılan
mıștım1. Bu tutumlara bağlı olarak benimsenen imar aflarına dayanarak mevcut gecekondu
yaklașımlar ve önerilen çözümler de așağıdaki alanlarının islahının amaçlanması.
șekilde gerçekleșiyordu:
O günden bugüne bu yöntemlerin dördü de
1. Yıkım-Özellikle büyük kentlerin çeperle-
ülkemiz kentlerinde merkezi ve yerel yönetimler
rinde hazine ya da bașkasının arazisini ișgal
eliyle, çeșitli projeler kapsamında uygulandılar.
ile düzensiz șekilde yapılmıș gecekonduların
Her bir uygulama farklı bașarı düzeyine ulașmakla
zabıta eliyle yıkımı.
birlikte, ülkemizde gecekondulașma ya da imarsız
2. Önleme-Polisiye tedbirler sonuç verme- yapılașmanın boyutları ve bu olușumu tetikleyen
yince, ilgili grubun özgün sosyal ve ekonomik etmenlerin gücü nedeniyle sorunun bütünü için-
koșullarının göz ardı edilerek kentin merkezi deki payları yine de göreli düzeyde kaldı. Benzer
alanlarında sahibi eliyle, küçük bir nüve ile șekilde aynı yöntemler bu yazının konusu Ada-
bașlayıp süreç içinde gelișen organik yapı- na’da da uygulamaya sokulmuș ve özellikle
lanmaya alternatif olarak hedef gruba kent 1980’lerden sonra kentte gecekondulașmaya karșı
çeperlerinde hazırlanan Gecekondu Önleme hatırı sayılır bir çaba sarfedilmiștir. Bir bölümüne
Bölgelerinde bitmiș konut sunulması. benim de plancı olarak katılığım bu süreçte islah
3. Yönlendirme-Gecekondu olgusunun ve yönlendirme yapılarak düșük gelirli grupların
dayandığı bazı özelliklerin kabulü ile benzer yerleșim alanlarına imar getirilmeye çalıșılmıștır.
șekilde sahibi eliyle (self-help) yapılașmanın Bu çabalar kentin farklı bölgeleri yanında özel-
bu kez yönetimlerin uygun gördüğü alanlarda, likle, kentin kuzeyinde “Kentsel Gelișme Alanı”
kısmi planlama-projelendirme çerçevesinde olarak seçilerek kamulaștırılmıș geniș alanda
gerçekleștirmek üzere İmarlı Altyapılı Arsa- uygulanmıștır. Aksi takdirde barınma sorununu
lar hazırlanarak potansiyel gecekonduculara gecekondu șeklinde çözümlemek durumunda
sunulması. kalacak dar gelirli gruplar için bu bölgede bele-

1
Çopuroğlu A., “Gecekondusation Process in Turkey: The Case of Ankara” (Türkiye’de Gecekondulașma Süreci: Ankara Örneği), PLANLAMA
Oxford Polytechnic, (Basılmamıș yüksek lisans tezi), Oxford, İngiltere, 1977 2006/2

147
diye ve kooperatifler eliyle gerçekleștirilen düșük Öveçler gibi mahallelerde gözlenen gelișmelere
maliyetli toplu konutların inșası ve kendi evini dayanarak sözü edilen bu yöntem:
yapmayı tercih edenler için imarlı-altyapılı arsa- 5. Dönüșüm-Kentlerin büyüme yönü altında
ların temini gerçekleștirilmiștir. Bu uygulamalar kalan gecekondu bölgelerinde yap-sat’çılar
kentin toplam konut stoku içinde çok düșük olan eliyle yașanan bir dönüșüm sürecinde imar-
imarlı konut payını görece dengelemiștir. Örnek- sız konutun imarlı haline gelmesi olarak
leri bugün kentte kooperatifler eliyle gerçekleșmiș özetlenmiștir.
olan 100. Yıl ve Öğretmen Konutları, Belediye
Sadece imarsız konutun veya parselin mülkiye-
(tarafından kurulmuș anonim șirket) eliyle yapı-
tine sahip olan ailenin imarsızdan imarlı konut
Ülke- lașmıș Belediye Evleri ve 2000 Evler çevresinde
ve çevreye geçișini sağlayan bu sürecin bireysel
mizde son görülmektedir. İmarlı-altyapılı arsa üstünde kendi
nitelikte olup kitlesel olamayacağı, gecekondunun
evini yapma uygulaması da anılan mahalleler ile
günlerde kendi dinamikleriyle ilgili olmayıp dıș etmenler-
bütünleșik olarak gelișmiștir.
den kaynaklandığı, dolayısıyla gecekondulașma
gündemi Bunun yanında, Adana’da uygulanan gecekondu sürecine karșılık bir çıkıș yolu ya da alternatif
yoğun ıslah projeleri, seçilen alanlara düșük hedefli imar olarak değerlendirilmesine olanak olmadığı tezde
olarak planlarının hazırlanması, eksik olan kentsel fiziki belirtilmiști.
ișgal eden altyapının sağlanması ile minimum standartlarda
Yaklașık 30 yıl sonra, ülkemizde son günlerde
donatımın kazandırılması ve hisseli mülkiyetten
kentsel bireysel tapuya geçișin gerçekleșmesiyle sonuç-
gündemi yoğun olarak ișgal eden kentsel dönü-
șüm niyetlerinin bu konuda tam da aksi bir görüșü
dönüșüm lanmıștır.
savunduğu ve kentlerimizin imarsız bölgelerinin
niyetleri- Tüm bu çabalar kentte imarsız konut gelișmesi- çözümüne yönelik önemli bir imar hareketi olarak
nin kent- nin hızını ancak kısmen kesebilmiștir. İmarsız gündeme getirildiği görülmektedir.
lerimizin konut gelișmeleri kentin çeperlerinde, biraz da
yönetimler arasındaki yetki karmașasından fay- Kentsel Dönüșüm Yaklașımı
imarsız dalanarak sürerken, artık kent içinde kalmıș olan
bölge- Ne basında ne de yetkililer tarafından belirtil-
eski gecekondu bölgelerindeki konut stoku satıș
memekle birlikte, Ankara’daki Dikmen Vadisi
lerinin ve kiralama yöntemiyle kente yeni gelen grupları
uygulamasının bu yaklașıma dayanak oluștur-
çözümüne barındırmaya bașlamıștır.
duğu sezilmektedir. Yıllarca kent merkezine
yönelik Anılan yüksek lisans tezinde, Türkiye’deki gece- çok yakın bir konumda olmasına rağmen kısmen
kondu olgusunun kırdan kente göç etmiș aileler gecekondular tarafından ișgal altında olan, kısmen
önemli bir
açsından incelenmesi ile; genellikle kamu ya da de sel yatağı olarak boș bekleyen bu kıymetli
imar hare- bașkasının arazisi üstünde tek bir odanın inșası alan 1990’lı yıllarda belediye tarafından iddialı
keti olarak ile bașlayan bir süreç olduğu ve zaman içinde aile bir proje halinde ele alınmıș ve daha tamam-
gündeme ekonomisinin kente gösterdiği uyum paralelinde lanmadan bașarısı belediye yönetimine yakın
gelișerek kalıcılaștığı șeklinde bir değerlendirme çevrelerce abartılmaya bașlanmıștır. Uygulama,
getirildiği yapılmıștı. Biraz da zorlama bir iyimserlikle özünde çevredeki imar hakları ile orantısız yük-
görülmek- bu sürecin ucunun kapalı olmadığı ve belli bir seklikte verilmiș yoğunluk ve yapılașma koșulları
tedir. olgunlașma düzeyine ulașıldığında ailenin islah, desteğinde inșa edilen bir yüksek köprü ile iki
kooperatifleșme, düșük maliyetli toplu konut uygu- kenarındaki kulelerin içerdiği ultra-lüks konut
lamaları vb. yöntemler desteğinde imarlı çevreye stoku paralelinde eski sel yatağı ve çevresindeki
geçiși ile sonuçlanacağı öne sürülmüștü. yamaçlarda yaratılan yeșil alan ve rekreasyon
Bu tür süreç sonuna diğer bir örnek olarak tesislerinden olușmaktadır. Daha önce aynı
alanda yerleșik olan gecekondulardan haksahibi
gecekondu sorununun boyutları karșısında ihmal
olan aileler ise yamaçlarda hızlı inșaa yöntemleri
edilebilir ölçekte kalmakla birlikte bir yönteme
ve daha kalitesiz malzeme ile gerçekleștirilmiș
daha değinilmiști. Gecekondu olgusu karșısında
düșük maliyetli bloklara yerleștirilmiștir.
yönetimlerin bir tepkisi olmaktan çok piyasa
PLANLAMA koșulları içinde kendiliğinden bir gelișme olan Dikmen Vadisi örneğinin, hem eski gecekondu-
2006/2 ve özellikle Ankara’daki Dikmen, Sokullu ve lar yerine getirdiği modern görünümlü apartman

148
blokları, hem de ortasında yaratılan geniș yeșil
alanlar ve hepsinden önemlisi satıșa sunulan bol
miktardaki lüks daireler ve ișyerlerinin uygulayı-
cıya getirdiği akçalı kaynak nedenleriyle yetkililer
nezdinde özendirici olduğu anlașılmaktadır. Ek
olarak, bu türden proje uygulamaları dolayısıyla
inșaat piyasasına gelecek olan canlılık da yöneti-
cilerin önemsediği bir fırsattır.
Bu senaryodan ilham aldığını düșündüğümüz ve
günümüzde büyük umutlar bağlanan yaklașımda
ise; kentlerin merkezi bölgelerinde bulunan yıp-
ranmıș yapı stoklarının aynı yöntemle yenilenmesi
arzulanmaktadır.
Kentsel Dönüșüm uygulamasının amacı Toplu
Konut İdaresi (TOKİ) Bașkanı tarafından kaleme
alınan bir yayında șu șekilde açıklanmaktadır2:
“Zamanla niteliğini kaybeden, fiziksel ve çevre-
Hazırlanan kanun tasarısı incelendiğinde; içerdiği
sel yönlerden bozulmuș ve köhneleșmiș, sosyal ve
“Belirlenen alan sınırları içindeki tüm tașınmaz-
ekonomik açıdan dıșlanmıșlıkla karșı karșıya olan
lar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
kentsel alanların belli sosyal ve ekonomik prog-
mevzuata uygun olarak yapılmıș ve onaylanmıș
ramlarla yenilenerek/dönüștürülerek kente kazan-
herhangi bir ölçek ve türdeki imar planı kapsa-
dırılması”. Görüldüğü üzere, kentte dönüșüm için
mında kalsalar dahi, bu Kanuna göre yapılacak
seçilecek alanlar imarsız niteliğiyle sınırlı olmayıp
hükümlere tabi olurlar (madde 2)” ve “Bu kanun
kent merkezindeki eski ve yıpranmıș kent dokuları
kapsamında yer alan bölgelerde, özel ve genel
da kapsama alınabilmektedir. Ancak yine de baș-
kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri uygu-
lıca hedef sorunun büyük boyutu nedeniyle kent-
lanmaz (madde 6)” gibi maddelerle uygulamada
lerdeki imarsız bölgeler olacaktır. Bu durum aynı
çeșitli üstünlükler elde edilmesinin amaçlandığı
kaynak ve sayfada kentsel dönüșüm projelerinin
görülmektedir. Bu kolaylık ve ayrıcalıkların salt
olası uygulama alanları sayılırken de belirtilmiș ve
imar ve ilgili diğer mevzuatın sınırlamalarından
kentsel dönüșüm projeleri ile “yașanabilir planlı
kurtulmak ile sınırlı olmadığı tasarıdaki “kentsel
kentlerin yaratılması genel hedefi ile birlikte; (1)
kaçak yapılașmıș alanların yasal ve kabul edilir
standartlarda konutlara dönüștürülmesi” hedefi ilk
sırada belirtilmiș bulunmaktadır.

Yasal Çerçeve
Kentsel dönüșüm konusunda bugün için eldeki
tek yasal belge “Kuzey Ankara Giriși Kentsel
Dönüșüm Projesi Kanunu” olup spesifik ve
göreli olarak daha dar bir alan ile net tanımlanmıș
hedeflere göre hazırlanmıș bulunmaktadır. Daha
yaygın uygulama amacıyla hazırlanan “Kentsel
Dönüșüm ve Gelișim Kanunu” tasarısı ise henüz
yasalașma sürecini tamamlayamamıș ve Resmi
Gazete’de yayınlanmamıș durumdadır.

2
Bayraktar, E. “Gecekondu ve Kentsel Yenileme”, Ekonomik PLANLAMA
Araștırmalar Merkez Yayınları, Ankara 2006, sayfa 235 2006/2

149
dönüșüm ve gelișim alanlarındaki uygulamalar 1. Seyhan İlçesi Fatih Mahallesi: 9.6 ha geniș-
her türlü vergi, resim, harç ve ücretlerden müstes- liğinde alan seçilmiș olup bu alanda mevcut
nadır(madde 3)” ifadesinden anlașılmaktadır. bağımsız birim sayısı 310 olarak tespit edil-
miștir. Ayrıca, toplu konut uygulaması için
Anılan yasa henüz tasarı halindeyken, yaklașı-
yaklașık 3 ha genișliğinde alan seçilmiștir.
mın çekiciliği nedeniyle büyük kentlerin çoğunda
uygulamalar bașlatılmıș bulunmaktadır. Uygula- Seçilen alan 1960’lı yılların sonunda ve o
maya sokulan kentsel dönüșüm çalıșmalarının dönemde kentin çeperinde yer almıș olarak
yasal dayanağı șimdilik mevcut belediye, imar her hangi bir planlamaya dayanmadan, hisseli
ve toplu konut yasaları ile ilgili diğer mevzuat olarak bölünmüș parseller üzerinde ve sahip-
olmaktadır. Bu durum; seçilmiș proje alanlarına leri eliyle inșa edilmiș yapıları içermektedir.
ayrıcalıklı imar hakları verilmesi, aynı alanda artan Aradan geçen sürede kentin genișlemesi
Anılan nüfusa yeterli olacak donatım alanları sağlanması, sonucu bugün artık merkezi konumda kalmıș,
Büyükșehir ve ilçe belediyeleri arasındaki ortak yapılar kendi içinde gelișerek 2, 3 ve 4 katlı
yasa henüz duruma gelmiș, ana cadde üstünde yer alanla-
çalıșma pratikleri, plan değișiklikleri için askı ve
tasarı itiraz süresi vb. imar mevzuatı prosedürleri konu- rın alt katları konut dıșı kullanıma dönüșmüș
halin- larında çeșitli zorluklar yaratmaktadır. ve mahalle olarak çeșitli fiziki altyapı ile
deyken, donatı tesislerine sahip olmuștur. Buna kar-
Kentsel dönüșüm projelerinin püf noktalarına
șılık gerek yapılar gerekse de çevre düzensiz
yaklașımın bakıldığında üç önemli özelliğin öne çıktığı
görünümü korumaktadır. Proje alanı, kent
çekiciliği görülmektedir:
merkezine yakınlığı ve inșa edilmekte olan
nedeniyle • Uygulamanın kentte bu tür bir dönüșüm ihti- raylı sistemin bir istasyonunun inșası nede-
yacını duyan alanlar bütününe oranla daha dar niyle imarlı yapılașmanın baskısı altındadır.
büyük bir alanda gündeme getirilmesi, Ancak alandaki mülkiyet yapısının ağırlıklı
kentlerin • Seçilen alana çevresi ve kent bütününe veril- olarak hisseli tapu șeklinde olması piyasa
çoğunda miș olanlara kıyasla ayrıcalıklı imar hakları, eliyle yenilenmesine engel olușturmaktadır.
uygulama- yoğunluk ve yapılașma esasları getirilmesi, 2. Seyhan ilçesi Göl Mahallesi: 14 ha geniș-
lar bașlatıl- • Bu yöntemle alanda müteahhitler eliyle liğindeki alan seçilmiștir. Bu alanda mevcut
yapılașmanın özendirici hale getirilmesi. bağımsız birim sayısı ön inceleme sonunda
mıș bulun-
Kentlerde böylesi ayrıcalıklı uygulamaların hem 216 olarak tespit edilmiștir.
maktadır.
de çeșitli prosedür engellerine takılmadan hızlı Kentsel Dönüșüm için seçilen bu ikinci bölge,
bir șekilde gerçekleștirebilmesi için uygulama 1980’li yılların sonunda bir bölümü hazine
kolaylıkları getiren bir yasal dayanağa ihtiyaç mülkiyeti üzerinde ve baraj gölünün kıyı
duyulması beklenen bir durumdur. kenar çizgisini ihlal ederek yapılmıș kaçak
yapılardan olușmaktadır. Proje konusu alan,
Adana’daki Durum Adana’daki diğer imarsız alanlara oranla daha
yeni olması nedeniyle konut ve çevre olarak
Adana Büyükșehir Belediyesi Meclisi kentsel
zaman içinde elde olunan gelișmelerin çoğuna
dönüșüm konusunu 2006 yılı ilk aylarında görü-
sahip değildir. Bunun yanında kent merke-
șerek kentte bu amaçla uygulama yapılmak üzere
zine uzak konumda olmakla birlikte sunduğu
çeșitli alanlar belirlemiștir. Daha sonra bunlar
manzara ve mikroklima avantajları nedeniyle
arasında öncelik sıralaması yapılarak ilk etapta
kentsel rantın oldukça yüksek olduğu alan
kentsel dönüșüm projesi hazırlanacak 3 alan seçil-
miștir. Proje uygulamasında Toplu Konut İdaresi olarak son yıllarda lüks konut ve dinlenme
(TOKİ)’nin finansman ve teknik desteğini sağla- tesislerinin en çok talep ettikleri yerdir.
mak amacıyla Büyükșehir Belediyesi ile TOKİ 3. Yüreğir İlçesi Sinanpașa Mahallesi: 3
arasında seçilen 3 alan için ayrı ayrı protokoller etapta uygulama yapılmak üzere toplam 13
imzalanmıștır. Bu çerçevede Adana’da Kentsel ha genișliğinde bir alan seçilmiș olup bu
Yenileme (Gecekondu Dönüșüm) Projesi uygu- alanda mevcut bağımsız birim sayısı 453
PLANLAMA
2006/2 lanmak üzere seçilen alanlar: olarak tespit edilmiștir.

150
Seçilen alan yine çoğunlukla 1960’lı yıllarda, Belirlenen ișbirliği esaslarınca, Belediye seçilen
Seyhan Nehri gibi bir gelișme eșiğinin karșı proje alanlarında mülkiyetlerin kamulaștırma,
tarafındaki konumu nedeniyle göreli olarak becayiș, vb. yöntemlerle devir alınması, alanın
ulașımı zor bir konumda, imarsız ve hisseli hazırlanması, yapı ve bitki örtüsünden temiz-
olarak bölünmüș parseller üzerinde, sahipleri lenmesi gibi ișlerden sorumlu olacak, TOKİ ise
tarafından küçük bir nüve ile bașlayıp zaman arazideki hazine mülkiyetindeki arazilerin bele-
içinde genișlemiș ve üst katları çıkmıș yapıları diyeye devri, alanda yapılacak kentsel tasarım,
içermektedir. Proje alanında bugün artık yapılar inșa edilecek konutların mimari ve mühendislik
ortalama 3 ve 4 katlı duruma gelmiș, büyük projelendirilmesi ve inșaatından sorumlu olacak-
bir bölümünün alt katları konut dıșı kullanıma tır. Ayrıca, Belediye seçilen alanlarda haksahibi
dönüșmüș ve mahallede çeșitli fiziki altyapı ile olacak vatandașların geçici iskanı, fiziki kentsel
donatı tesisleri var olmuștur. Buna karșılık yapı- altyapı temini ile TOKİ’nin ihtiyaç duyacağı imar
lar ve çevre düzensiz görünümdedir. Hisseli tapu planı değișikliğini yapmayı da yüklenmiștir.
sorunu bu alanda çözülmüș ve 1990’lı yıllarda Kentsel dönüșüm projesinin özü, alanda mevcut
uygulanan gecekondu islah çalıșması sonucunda konutlardan daha fazla birim (konut ve ișyeri)
bireysel tapulara geçilmiștir. Seçilen alan, bugün inșa ederek proje kapsamında hak sahibi olan-
kentin Yüreğir ilçesinin Merkezi İș Alanı (MİA) lara dağıtıldıktan sonra kalan birimlerin satıș
olmaya aday bir konumundadır. Yakın geçmiște değerinin proje uygulamasının tamamını finanse
gerçekleștirilen geniș ulașım aksları, parklar ve edecek boyutta olması olarak görülmektedir. Bu
katlı kavșak gibi altyapı yatırımları, çeșitli kamu amaca ulașılabilmesi için çalıșma alanındaki imar
kurumları yanında lüks otel vb. tesislerin yerse- haklarının daha öncesine ve çevresine oranla yük-
çimi nedenleriyle üzerindeki yenileme baskısının seltilesi tek çare olarak görülmektedir. Ayrıca,
arttığı hissedilmektedir. Buna karșılık, alanda büyük boyutlu uygulama ve toplu üretimin geti-
mülkiyetin çok küçük parçalara bölünmüș olması receği ölçek ekonomilerinden yararlanılması da
kendiliğinden bir yenilenmeyi geciktirmektedir. ümit edilmektedir.

PLANLAMA
2006/2

151
Ülkede uygulamaya bașlanmıș ve Adana için bilgi formu, çizimler ve fotoğraflar ile kayıt altına
örnek alınan çalıșalar incelendiğinde bu fizibilite- alınması gerçekleștirilmiștir.
nin așağıdaki șekilde gerçekleștiği görülmektedir.
Halen derlenen bilgilerin elektronik ortama akta-
Proje kapsamında inșa edilecek konut ve ișyeri rılması ve veri tabanı olușturulması faaliyetleri
birimleri toplam sayısından: devam etmektedir. Ayrıca proje kapsamında
1. X sayıda birim halen alanda yerleșik olup gayrimenkul maliklerinin haksahipliği durumunu
yapılacak haksahipliği değerlendirme çalıș- netleștirmek ve her bir gayrimenkulün piyasa
ması sonucunda haksahibi olacak hanehalk- değerinin Belediye ve TOKİ tarafından birlikte
larına tahsis edilecektir. Bu tahsis sürecinde kurulacak komisyon tarafından değerlendirilmesi
ailenin uygulama öncesinde sahip olduğu amacıyla ayrıntılı dosyalar hazırlanmaktadır.
gayrimenkul ile uygulama sürecinde inșa Diğer taraftan seçilen alanlarda yapılacak inșa-
edilecek konutların piyasa değerleri arasında atlara hazırlık olarak gerekli zemin etüdlerinin
karșılaștırma yapılacağı ve hesaplanan ilave- yapılması da sonuçlanmak üzeredir.
nin iade ya da borçlanma ile çözümleneceği
anlașılmaktadır. Bașlangıçta hazırlanan program uyarınca projenin
bundan sonraki bașlıca etapları șöyledir:
2. Y sayıda birim ise alanda kamulaștırma,
• Haksahipliği listesinin kesinleștirilmesi,
üstündeki yapı ile bitki örtüsünden temizle-
yerek arazi hazırlama, planlanan yapılașma • Alanda yerleșik nüfus ile proje ertesi için
uyarınca fiziki kentsel altyapı temini ile öngörülen vizyon çerçevesinde hedef müșteri
profilinin çizilerek proje kapsamında yaratı-
haksahibi olacak hanehalklarının geçici
lacak kentsel çevre, konut ve ișyeri birimle-
barınması ve imar planı değișikliği gibi
rinin tasarlanması, ayrıntılı kentsel tasarım,
harcamalar yapması öngörülen belediyenin
mimari, mühendislik ve peyzaj projelerinin
bu masraflarına karșılık olarak Büyükșehir
hazırlanması,
Belediyesine verilecektir.
• Haksahiplerinden proje kapsamında yapılan
3. Z sayıda birim ise proje kapsamında kentsel
uygulamalar için muvafakatlerinin alınması,
tasarım, mimari ve mühendislik projelerinin
hazırlanması giderleri ile bizzat inșaat ișleri • Proje alanında haksahiplerine tahsis edilecek
harcamalarına karșılık olarak TOKİ’nin konutların sayısı ve bedeli yanında; belediye-
olacaktır. ler ile TOKİ’nin masraflarına karșılık alacak-
ları ve projenin oto-finansmanı için üretilmesi
Görüleceği üzere proje kapsamında inșa edile- gerekli konut ve ișyeri birimlerinin nitelik ve
cek konut ve ișyerlerinin toplam sayısı en az X niceliğinin, buradan hareketle fizibilitesinin
+ Y + Z olmak durumundadır. Kaba bir hesapla, hesaplanmasını içeren en uygun dönüșüm
çalıșma alanında mevcut birim sayısının en az 3 uygulama modelinin kurgulanması,
katı sayıda birim inșa edilerek yoğunluk 3 katına • Seçilmiș alanlarda hedeflenen sayıda konut
çıkarılacaktır. ve ișyeri inșa edilebilmesi için ilgili alanlara
ait yürürlükteki imar planlarında gerekli deği-
Uygulama Yöntemi șikliklerin gerçekleștirilmesi,
Adana’da proje çalıșmalarının özel sektöre ihale • Haksahipleri ile proje öncesi mülklerinin
edilmesi yerine belediye ve iștiraki șirketlerin değeri ve proje kapsamında inșa edilen
uzman personeli eliyle emaneten elde edilmesi konut maliyetlerinden hareketle her bir
yoluna gidilmiș ve 2006 yılı Haziran ayı bașında haksahibi için ayrı mahsuplașma planının
çalıșmalara bașlanılmıștır. 2006 yılı Ağustos hazırlanması.
sonu itibariyle çalıșmaların ilk etabını olușturan • Maliklerden konut talep etmeyen, haksahibi
mevcut durumun tespiti çalıșması tamamlanmıș- olamayan, olduğu halde ilave yükümlülükle-
tır. Bu kapsamda, bedel takdiri ve haksahipliği rini yerine getiremeyen kișilerin gayrimenkul-
çalıșmasına taban olușturmak üzere alandaki her lerinin bedellerinin satın alma, kamulaștırma
türlü yapı ve bitki örtüsünün ayrıntılı envanterinin vb. yöntemlerle ödenmesi ya da kentin diğer
PLANLAMA hazırlanması, çalıșma alanındaki mevcut konut bölgelerinde uygun seçenekler sunularak
2006/2 ve ișyerlerinin tek tek ziyaret edilerek durumun çözümlenmesi

152
• Proje alanında inșaatların TOKİ tarafından ișgali ve derme çatma yapılașmanın getirdiği
hazırlanmıș ve Büyükșehir Belediyesi tara- niteliksiz görünümle bu sürecin önü tıkanmakta
fından da uygun görülmüș kentsel tasarım ile ya da gecikmektedir.
mimari ve mühendislik projeleri çerçevesinde
Seçilen alanlardaki hazine ve kamu mülkiye-
inșa edilmesi.
tindeki alanlarının varlığı da bașlangıçta proje
Adana Büyükșehir Belediyesi, proje uygulama- uygulamasına destek olacak bir olgu olarak
sına kolaylık sağlamak ve Kentsel Dönüșüm değerlendirilmiș olmalıdır.
projesi uygulanan alanlarda yașayan haksahip-
Proje alanında yașamakta olan nüfusun proje
lerinin iskanı için alternatifleri artırmak üzere
kapsamında inșa edilecek konutlara yerlești-
yine TOKİ ile ișbirliği içerisinde kentin değișik
rilmesi hedeflenmektedir. Bu amaçla; çalıșma
bölgelerinde farklı gelir grupları için çeșitli toplu
programında yer alan haksahipliği esaslarının
konut uygulamalarına geçmiș bulunmaktadır. Bu
belirlenmesi, uygulama modeli olușturulması
toplu konutların kentin imarsız bölgelerinde yer-
ile her bir haksahibi için ayrı mahsuplașma ve
leșmiș ailelerin sağlıklı konuta geçișleri için ek
borçlandırma planı hazırlanması gibi etaplardaki
bir fırsat olacağı düșünülmektedir.
çalıșmaların önemi artmaktadır.
Adana’da 3 mahallede uygulamaya sokulan kentsel
Çalıșmaların bugünkü bașlangıç așamasında,
dönüșüm projesinin bir ilk adım olup uygulama
proje alanlarda yerleșik ailelerden mülk sahibi
sürecinde elde edilecek deneyim çerçevesinde
olanların büyük bölümünün inșa edilecek
yöntemin daha da geliștirilerek gelecekte kentte
konutlara haksahibi olabileceği tahmin edil-
benzer sorunları yașayan diğer imarsız mahalle-
mektedir. Uygulamanın bu yöndeki bașarısı
lerde tekrarının amaçlandığı anlașılmaktadır.
ilerleyen aylarda ortaya çıkacak ve benzer pro-
jelerin gelecekte kentte aynı sorunları yașayan
Değerlendirme diğer imarsız mahallelerde tekrarlanabilirliğine
Adana’da Kentsel Dönüșüm Projesi bașlatılan zemin olușturacaktır. Bunun yanında, mevcut
alanlara bakıldığında her üçünün de çok dikkatle 3-4 katlı gecekondusu karșılığında teklif edilen
seçildiği görülmektedir. imarlı konutu yeterli bulmayan, ya da gerekli ilave
ödeme için borçlandırma planını kabul etmeyen
Bunlardan; Fatih ve Sinanpașa’daki proje alan- ailelerin ikna edilmesinin güç olacağı da bugün-
ları kentin merkez fonksiyonlarının genișleme den tahmin edilmektedir.
baskısının en yoğun olarak yașandığı yerler iken
mevcut mülkiyet deseni ve yapı stoku bu tür bir Adana’daki kentsel dönüșüm uygulamasında
ișlev değișikliğini güçleștirmektedir. Bu nedenle; seçilmiș alanlarda kent merkezinin genișleme
imarlı, daha düzgün, sağlıklı ve depreme daya- taleplerine yanıt veren; çağdaș, imarlı ve sağlam
nıklı konutlar ile konut dıșı merkezi ișlevlerin yer konut ve ișyerlerinin inșasının bașarı ile gerçek-
alacağı türde bir kentsel dönüșüm için Adana’da leștirileceği bugünden bellidir. Bugünden görüle-
en uygun alanlar olarak değerlendirilebilir. Diğer meyen ise, halen sözkonusu alanlarda yașamakta
uygulama alanı olan Göl Mahallesi ise konumun- olan ailelerden ne kadarının proje ertesinde de
dan gelen avantajları nedeniyle kentte yüksek alanda iskanının sağlanabileceğidir. Bu nedenle
gelirli grubun barınma ve rekreatif amaçları için bu kentsel dönüșüm çalıșmaları hakkında gerçek
yoğun talep ettiği bir bölgedir. Buna karșılık değerlendirme en erken bir yıl sonra yapılabilecek
içerdiği mevcut mülkiyet, hazine arazilerinin gibi görünmektedir.

PLANLAMA
2006/2

153
İbrahim Gündoğdu, İstanbul, 2006

PLANLAMA
2006/2

154
Bir Kentsel Yenileme Deneyimi:
Barselona(*)

Yalçın DEMİRTAȘ** - İsmet ESGİN*** ** Șehir Plancısı


*** Șehir Plancısı

B
arselona, merkezinde 1.578.000 kișilik bir zamanda Katalonya yarı özerk yönetiminin baș-
nüfusu barındıran, ancak, ilçe belediyeler kentidir.
ve diğer bağlı bölgeler ile birlikte Metro- Barselona, M.Ö. 200 yıllarında bir Roma Kolonisi
politen Alan nüfusu 4 milyona yaklașan; toplam olarak kurulmuștur. Kurulduğu dönemde ve takip
nüfusu 43.975.375 olan İspanya’nın, Madrid’den eden yıllarda henüz ekonomik ve siyasi olarak
(3.099.800) sonra ikinci büyük kentidir ve aynı önemli bir kent olarak görülmeyen Barselona (o

Antik dönemde Barselona (Kaynak: http://www.hwy290.com/barcpictures.html)

* Bu yazı, 2005 yılı Temmuz ayında, ODTÜ Mimarlık Fakültesi, Șehir ve Bölge Planlama Bölümünün düzenlemiș olduğu teknik gezi
sırasında elde edilen bilgiler, yüz yüze görüșmeler, ve yerinde yapılan sunușlardan elde edilen veriler doğrultusunda kaleme alınmıștır. PLANLAMA
Görsel materyaller yazarların kendi kișisel arșivlerinden sağlanmıștır. 2006/2

155
dönemdeki adı “Barcino”) daha sonraki yıllarda, kurarak hem kenti gözetleme altında tutmuș, hem
Vizigotların, sonrasında Müslümanların (Endülüs) de dıșarıdan gelebilecek saldırıları takip etmiș-
egemenliği altına girmiștir. M.S. 801 yılına kadar tir. Bu dönemde, kentte Katalanca konușulması
devam eden Endülüs egemenliği Frenk saldırıla- yasaklanmıș, Katalan Üniversiteleri kapatılmıș
rıyla sonlanmıștır. Kent, 12. yüzyıldan itibaren ve bunun gibi kültürel yașama birçok yasak
ekonomik olarak yükselmiș ve zenginleșmiștir. uygulanmıștır.
Barselona (Katalanlar) 14. yüzyıl bașlarında bir
dönem bağımsız olarak yönetilmiș olmasına O dönemde kentin surlar dıșında gelișimi kesin-
rağmen, 15.yüzyıldan itibaren İspanya’nın bir eya- likle yasaktır. Bu, bir yandan kenti dıș saldırılar-
leti olmuștur. Ancak, İspanya Krallığının politika- dan daha rahat koruyabilmek için, diğer yandan
ları nedeniyle, İspanya’nın gelișme olanaklarından da (belki de bundan da önemlisi) halkı denetim
yeterince yararlanamamıș bir kent olmuștur. altında tutmak içindi. Surların dıșındaki alanda,
tarım bile yaptırılmamıș, tamamen boș alan olarak
tutulmuștur.
Kentsel Yenileme İhtiyacının Ortaya
Çıkıșı Surların içine sıkıșıp kalmıș olan kentin sanayi
Barselona, kurulușundan beri süregelen istilalar- ve ticari gelișimi; Amerika ile olan ticaretin
dan bir türlü kurtulamamıștır. Bu sebeple, kent, artması ve endüstri devriminin İspanya’ya ilk
sık sık surlarla çevrilerek korunmuștur. Kent olarak Barselona’da bașlamıș olması nedeniyle,
surlarının yapımı Roma döneminde bașlamıș, bu yıllarda ivme kazanmıștır. Bu gelișme, artan
kent büyüdükçe yeni surlar yapılmıștır (13. yüz- nüfusun kentsel ihtiyaçları yanı sıra, özellikle kıt
yılda, kent toplam 5.000 metre sur ile çevrilidir). alan içinde kalmanın yarattığı sorunları da bera-
Ancak özellikle V. Philip, hem kenti denetlemek berinde getirmiștir. Nüfus artıșı o yıllarda oldukça
için, hem de dıș saldırılara koruyabilmek için hızlı gerçekleșmiștir. 1800 yılında nüfusu 115.000
1714 yılında kenti çok sıkı surlarla çevirmiștir. olan kentin 1900 yılındaki nüfusu 500.000’e ulaș-
Ayrıca iki noktaya da güçlü kaleler (Ciutadella) mıștır.

PLANLAMA
2006/2 1853 yılında yarıșma ile elde edilen kent planı (Kaynak: Kișisel belgelem, 2005)

156
Ayrıca, kentte açık alan diye bir kavram neredeyse Dönüșüm çalıșması yapılan bölgelerden biri,
yoktur. Artan nüfus ve sosyal çöküntü (fuhușun kentin en eski yerleșiminin olduğu bölgedir. Bu
hızla artıșı, hırsızlık, gasp, cinayet, tecavüz vaka- bölge 4 mahalleden olușmaktadır.
larındaki artıș vb.) ve benzeri sorunların yarattığı • El-Raval (çoğunlukla yoksul, göçmen
baskıların sonucu olarak, 1850’li yıllarda, yeni ve mülteci gruplarının barındığı merkezin
bir kent planı yapılması ve yeni yerleșim alan- çöküntü bölgesi)
ları açılmasına yönelik bir planlama yarıșması • Bari Gothic (Katedral, kilise, müzel gibi
düzenlenmiștir. Bu yarıșma sonucunda, Katalan
anıtsal yapılar ile tarihi, sanatsal ve kültürel
bir inșaat mühendisi olan Cerda’ya 1853 yılında
birçok eserin yoğunlaștığı merkez)
yaptırılan plan, bugünkü Barselona’nın temel
yapısını olușturan bir plan olmuștur. • Antik yerleșim Bölgesi (Roma ve Ortaçağ 1976
dönemi izlerini tașıyan bölge)
Söz konusu plan ile, kentin surları yıkılarak, yılında
• Barcelonetta (eski -antik- limanın bulunduğu
kent boș alanlara doğru geliștirilmiștir. İzleyen
bölge)
‘Metropo-
dönemlerde nüfus artıșı ise hızlanarak sürmüștür.
liten Alan
1900’de 500.000 olan nüfus 1930’a gelindiğinde Projenin uygulamasına 1988 yılında bașlanmıș-
1.000.000’a yaklașmıștır. tır. Uygulamanın bașarılı olabilmesi için, bir özel Planlama
Günümüzde Barselona, endüstriyel ürünlerin șirket kurulmuștur. Söz konusu șirketin, projeyi Çalıșması’
ihracatı ve gelișmiș teknolojisi ile Madrid ve faydalı yürütmesi için, 14 yıl sonunda projenin ile kentsel
Valencia’yı geride bırakarak, İspanya’nın küre- tamalanması planlanarak, șirketin 14.yıl sonunda
feshedileceği baștan belirtilmiștir.
dönüșüm
sel ölçekteki yarıșmacı tek kenti olma özelliğini
elinde tutmaktadır. Diktatör Franco döneminin
çalıșmaları
Proje ile;
dıșlanmıș ve gelișmesi engellenmiș Katalan • Çok kötü durumda olan yapılar tespit edile-
bașlatılmıș,
bașkenti Barselona, 1975’te Franco yönetiminin rek yıkılmıș ve bu yapılarda yașayanlar için, fiziksel-
devre dıșı kalmasıyla birlikte yeni teknolojik
devrim hareketine dahil olabilmek için büyük
yönetim (belediye veya özerk yönetim) yeni sosyal-
konutlar inșa etmiștir.
bir mücadele içine girmiștir. Doğal eșiklerle ekonomik
• Uygulama öncesinde, bu bölgelerde “açık
sınırlanmıș olmasından dolayı yeni gelișim alan- yaklașım-
ları yaratamayan Barselona kenti için kentsel alan” bulunmamaktaydı. Sadece açık alan,
nefes alma alanları yaratabilmek için bazı larla kentin
dönüșüm kaçınılmaz bir planlama aracı olarak
gündeme gelmiștir. 1976 yılında ‘Metropoliten yapılar yerlerine yenisi yapılmamak üzere dönüșümü
Alan Planlama Çalıșması’ ile kentsel dönüșüm yıkılmıștır. problemi
çalıșmaları bașlatılmıș, fiziksel-sosyal-ekonomik • Bölgede “meydan” bulunmadığından bütüncül
yaklașımlarla kentin dönüșümü problemi bütüncül dönüșüm projesinde meydan yaratılması
bir anlayıșla ele alınmıștır. önemli kentsel tasarım projeleri olarak ele bir anla-
alınmıștır. yıșla ele
Kentsel Dönüșüm Projesinin Kapsamı • Sosyal donatı alanları yaratılmıștır. Toplum alınmıștır.
1800lü yılların ürettiği kentsel mekanlar, merkezleri, sosyal mekanlar, yașlılar evi,
günümüzde yıpranmıș ve sorunlu alanlar halini öğrenci yurtları, kütüphaneler, sağlık mer-
almıștır. sözkonusu bölgelerin yenileme ihti- kezleri vb. kurulmuștur.
yacı kaçınılmaz olarak ortaya çıkmıștır. Kentin • Otopark problemi yeraltı otoparkları yoluyla
(kentin bölgelerinin) yenilenmesinde, parçacı çözülmüștür (ancak bölge, tüm kentten nüfus
yaklașımların benimsendiği süreçler hızla terk çeken bir bölge olduğu için bu otoparkların
edilerek giderek bütünü denetleme hedefleri yeterli olduğunu söylemek zordur.
ortaya konurken, yerel otoritelerin kararlı tavrı, • Altyapı, tüm elektrik, su ve gaz tesisatlarının
sürece hız kazandırmıștır. düzenlenmesi gerekli olduğundan yenilenerek
Bu planlama çalıșmalarında ‘tarihsel değerler’ modernleștirilmiștir.
duyarlılıkla korunmuștur. Ayrıca, kent mer- • Alanda yașayan ve dönüșümden en çok etki-
kezinde bir çöküntü yașanmaması için, çeșitli lenecek, baskı altındaki yoksul ev sahiplerinin PLANLAMA
merkez faaliyetleri de korunmuștur. alanı terk edip; alanın el değiștirmesine engel 2006/2

157
olmak ve sınıfların bir arada yașamasını sağ- açacak süreçlerin önlenmesi gibi projelerle kulla-
lamak için “toplumsal rehabilitasyon birimi” nıcıların görüșüne sunularak, üzerinde tartıșılmıș
kurulmuștur. ve bölgede yașayanlara yenilemeyi teșvik edici
maddi destekler sağlanarak bütüncül bir yapıya
Proje Kapsamında Ele Alınan bürünmüștür.
Planlama ve Tasarım Bölgeleri Bölgede, Rambla del Raval caddesinin açılması,
Çağdaș Sanatlar Müzesinin yapımı ve Barselona
El-raval ve Barri Gothic Bölgesi ve Ramon Llull Üniversiteleri’nin bazı bölüm-
Antik kent merkezinin güneyinde ve kurumuș lerinin bu bölgede açılması ile bölge çoklu
bir dere yatağı iken yaya yolu olarak tasarlanan, kültürel canlılığını yașatabilmiștir. Kültür-sanat
kentin en turistik yaya yollarından biri olan Ramb- faaliyetlerinin gelișminin yanısıra, bu bölgenin
la’nın (Las Ramblas) güney-batı yönünde kalan sosyal ve eğitim alanları ile yașanabilir bir bölge
El-Raval bölgesi, kirletici sanayilerin bulunduğu olması sağlanmıștır.
bir bölgedir. Kent, sur çeperinde yer alan ve
endüstriyel devrim süresince yüksek ișçi blokla- Antik Yerleșim Bölgesi
rının ve fabrikaların yer seçtiği ve 1850’de surla-
Barselona’nın iyi korunmuș antik merkezinde,
rın yıkılmasıyla beraber Ildefons Cerdà’nın kent
Ortaçağ yapılarının altında, Avrupa’nın en
planın bölgelemelerinden biri olan l’Eixample’in
büyük Roma dönemi yer altı arkeolojik alanları
uygulandığı ilk alanlardan biri olmuștur.
izlenebilmektedir. Ortaçağ kenti altındaki bu alan,
Kısmen çöküntü alanı halindeki eski gotik kent eski bir kentsel merkezin günümüz kent dokusu
merkezinde ve El-Raval bölgesinde güvenlik içerisinde kaybolmadan kalabildiği ve tairhsel
problemleri ve merkezin terk edilmesiyle bölgeye sürekliliği okutabildiği için oldukça çarpıcı bir
yerleșen mültecilerin yarattığı çeșitli problemle- örnektir. Bu alan günümüzde dar sokakları, ve
rinin artması, kentsel yașam kalitesinin, sosyo- küçük meydanları ile çok etkileyici bir kentsel
kültürel ve açık alan etkinliklerinin azalması peyzaj olușturmaktadır.
gibi problemler yașanmıștır. Çağdaș Sanatlar
Müzesinin yapımı, merkeze canlılık kazandırıp, Eski Gotik Merkezin tarihselliği, katmanlı yapısı;
beraberinde yeni kullanımları tetiklemiș olması Roma ve Ortaçağ dönemi alanları özel proje ve
El-Raval’da dönüșüm ile kent merkezini kentlilere geri kazandırmıș- mimarı müdahale ve yöntemlerle kentliye ve ziya-
uygulama çalıșması. retçilere açılmıștır. Kent merkezinde bașlatılan bu
Solda iyileștirme yapılmıș tır. Bașta parçacı görünen bu süreç, El-Raval
doku, sağda ise kullanım bölgesindeki halkın katılımının sağlanması ve müdahale ve yenileme hareketleri, mevcut met-
kararı değiștirilmiș alana ropoliten planın yenilemesi hedefi çerçevesinde,
ilișkin dönüșüm uygulama
bölgede yașayanların alanı terk etmelerine yol
çalıșması. (Kaynak: Kișisel
kentin diğer dönüșüm alanlarının da üretilmesini
belgelem, 2005) teșvik etmiștir.

Barcelonetta
Eski liman bölgesinde yeni mimari yapılarla,
restoran, bar, müze, sergi alanları gibi merkeze
canlılık kazandıracak kullanımlar getirilmiș,
kıyı boyunca yaklașık 5 km’lik sürekli bir yaya
dolașım alanı kazandırılmıștır.
1976 yılında bașlatılan metropoliten plan çalıș-
malarında öncelik merkezin yenilenmesi iken,
son 20 yıl içinde iki önemli etkinliğe; 1992
Olimpiyat Oyunlarına ve Dünya Kent Forumu
II’ye (2004) ev sahipliği yapan kent, kendini
dünyaya açma șansı bularak Batı Avrupa’daki
PLANLAMA diğer kentlerden oldukça farklı bir dönüșümü
2006/2 yașamaya bașlamıștır.

158
Bu olanağı iyi değerlendiren ve yeterli örgütlenme
kapasitesi ile, gelișmiș alt-üst yapısı ile, canlı ve
yașanabilir kentsel mekanları ile kendini tanıtan
kent, bu çerçevede sadece altyapı yenilemesi
ve kenti kıyıya açmakla kalmayıp, yeni kent
modellemesini diğer kentsel alanlarında da
sürdürmüștür.
Bu alanlarda da tekil dönüșümler değil, kentin
biçimi ve yapısını vurgulayacak bütünsel dönü-
șümler hedeflenmiștir. Kentle ilișki kuramayan ve
kentlinin dıșarı çıkmasıyla çöken kent merkezinin
yenilenme hareketine ek olarak, Olimpiyat pro-
jeleri çerçevesinde de hız kazanan kıyının kentle
bütünleșmesini ve kamusal mekan üretimini ana 22@ Proje Alanı. (Kaynak: Alanda sunulan hava fotoğrafı görüntüsü, 2005)
hedef koyan projeler üretilmiștir. Bu projelerden
biri de; eski üretim alanlarının bulunduğu ve
giderek yeni bilișim ve iletișim teknolojilerinin
ve șirketlerinin merkezine dönüșen Poblenou süreçlerinin ve özel kentsel koșulların tanınma-
bölgesinde geliștirilen 22@ isimli projedir. sını da gerektiriyordu. Bu bağlamda Poblenou
bu dönüșümü mümkün kılacak mevcut üretim
22@ Projesi-Poble Nou örgütlenmesi, endüstriyel deneyimleri, eriși-
Kentin kuzey doğu çeper kıyısı da dahil olmak lebilir konumu ve merkeziliği gibi çok sayıda
üzere Diagonal Mar ile bașlayıp, Forum alanı potansiyeli içermektedir. Plan, yalnızca bir plan-
ile sonlanan ve “22@” olarak adlandırılan proje lama deneyimi olmanın ötesine geçerek, pilot
alanı, yoğunlukla üretim alanlarının bulunduğu projelerin uygulanması ve tanıtım etkinlikleriyle,
Poblenou bölgesinde bulunmaktadır. İspanya’nın katılım süreçlerinin kent bütününde, tabandan
ve Barselona’nın 19. yüzyıldaki sanayileșme süre- tavana yayılmasını sağlamayı bașarmıștır. Plan
cinde en büyük katkıyı sunan Poblenou bölgesi, ayrıca alandaki fiziksel dönüșümün ne olaca-
Barselona’nın lider konumunu koruması ve yeni ğına ve araçlarına (örneğin özel geliștirilmiș
teknolojileri kent yașamına ve ekonomisine yeni ‘Altyapı Planı’) ilișkin stratejik adımları
katabilmesi için stratejik öneme sahip bir bölgesi da içermektedir.
olarak önerilmektedir.
Bilișim sektöründeki uzmanlașma süreçlerini
hızlandırmak ve sektörün gelișimini teșvik Poblenou’da gerçekleștirilmiș bir konut projesi. Cerda Planındaki dokunun
güncel yorumu. (Kaynak: Kișisel belgelem, 2005)
etmek için, ekonomik ve teknoloji platformu
olarak Poblenou’da yenileme hareketi bașlatıl-
mıștır. Bunun için metropoliten bölge planında
büyük değișikliklere gidilen Barselona’da, kentin
tümüne müdahaleden çok, farklı müdahale alan-
ları yaratılarak, belirli gelișme yönlerinin, stratejik
alanların dönüșümünden ve yine mevcut doku-
daki tek bir yapıdan hareketle bütüne yayılacak
bir dönüșüm yaklașımı benimsenmiștir. Sanayi
alanlarında, yeni üretim etkinliklerinin desteklen-
mesi; eğitim, araștırma-geliștirme ve yine geliș-
miș kentsel servislerin, yeni konut sunumunun
gerçekleșmesi hedeflenmiștir.
Yeni planda öngörülen değișimler, endüstriyel PLANLAMA
alanların yenilenmesini vurgularken, yeni üretim 2006/2

159
Metropoliten Planın çerçevesini, Poblenou’daki kurgulanarak, konut gibi öncelikli kullanımların
üretim alanlarını ve bu alanların 22@ bölgesi korunması șekilde yenilenmesi planlanmıștır.
olarak dönüșürken etkinlik çeșitliğini koruyan,
22@ Projesi, Barselona kent merkezine oldukça
konut kullanımını destekleyen bir yapıda dönüș-
yakın eski sanayi alanlarını içeren Poblenou’daki
mesini ilke edinmiștir.
200 hektarlık alanda bir dönüșüm önermektedir.
Büyük bir kamu katılımı ile onaylanarak değișen 22@ bölgesinin, bilgi ve iletișim teknolojilerine
plan, öncelikle 26 öneri projenin kamu incele- dayalı yeni ekonomik aktivite bölgesine dönüș-
mesinden sonra seçilmiștir. Seçilen proje, 20 gün mesini amaçlayan proje, öncelikle altyapının
içinde Belediye Bașkanı tarafından kabul edilerek sağlıklaștırılmasını hedeflemiștir. Üst yapıda
onaylanmıștır. Planlama süreçlerinde kurumlar, ofis ve ticari kullanımların bilișim yoğunluklu
sanayi ve ekonomi çevrelerindeki birçok mesleki aktivitelere ayrılması planlanan ve yaklașık 3
uzmandan danıșmanlık hizmetleri alınmıștır ve milyon m2’lik bir alanda gerçekleșmesi tasarla-
çalıștaylar düzenlenmiștir. Ayrıca kent plancı- nan proje alanı olarak seçilen Poblenou, kentin
ları ve mimarların katkıları ile yeni planın teknik doğusundaki stratejik konumu ve köklü yerleșim
kısımları Planlama Servisleri Birimi çatısı altında dokusuna sahip olması nedenleriyle, alanda çok
gerçekleștirilmiștir. kapsamlı bir kentsel dönüșüm hareketinin bașla-
Poblenou bölge- tılmasına zemin hazırlamıștır.
sinde sürdürülen
Geleneksel planlama stratejisi, baskın faaliyetinin
dönüșüm çalıș- sanayi üretimi olduğuna dayanırken; yeni strateji, Proje, eski sanayi alanlarının temizlenmesiyle
masına bir örnek. geleneksel endüstriyel üretim modelinden yeni elde edilecek yaklașık 3.200.000 m²’lik alanda
Kullanımlar,
konut, ofis, otel teknoloji tabanlı üretim biçimlerine geçiși vur- 100.000 ile 300.000 arasında yeni iș alanları
ve ticaret olarak gulamaktadır. Ayrıca, Poblenou’daki 22@ bölgesi yaratarak, bölgedeki iș hacmini %4 den %15’lere
belirlenmiștir. yeni teknolojik ilișkiler çerçevesinde yeniden çıkarmayı hedeflemiștir. Proje hedefleri arasında,
(Kaynak: Kișisel
belgelem, 2005) yeni iș alanları yaratıcı ve istihdam sağlayıcı
sektörleri hareketlendirmenin yanı sıra, sosyal
altyapının iyileștirilmesi ve kaliteli/yașanabilir
kentsel mekanlar yaratılması ve Poblenou’daki
kullanımların (özellikle yeni teknoloji tabanlı
kullanımların) bu yeni aktivitelerin merkezinde
ve bölgenin kentsel kalitesinin iyileștirilmesinde
etkili olması da yer almaktadır.

Planın Temel İlkeleri


• Merkezilik (centrality)
• Aktivite odakları
• Esneklik
• Eğitim ve yenilik merkezleri
• Gelișmiș altyapı sunumu
• Yeni konut sunumu
• Çekim noktaları yaratılması

Kullanımların Düzenlenmesi
Öncelikle 22@ bölgesini endüstriyel nitelikli
bir bölgeden ayıran özellik, kullanımlardaki
çeșitlilik ve desteklenen yeni faaliyetlerin yapı-
sıdır. Yeni faaliyetleri tanımlarken bütüncül
bir liste çıkarmak oldukça güç iken, bir teknik
PLANLAMA
2006/2 heyet’in kurulması önerisi getirilerek; bölgedeki

160
bilirkișilerden olușan bu heyet ile kullanımların Poblenou’nun özellikle hassas bölgeleri olarak
listelenmesi, yönlendirilmesi ve değerlendirilmesi geçen bu alanların dönüșümde itici güç olmaları
gerçekleștirilmiștir. beklenmektedir. Amaç kentsel yașama uyum
sağlayabilecek ve varolanı yok etmeyecek bir
Genel İl Planı değișikliklerindeki müdahale
dönüșümün bütüncül bir sistem içinde tüm bölge
düzeyleri, Özel İç Reform Planları ile denetlen-
içinde uygulanmasını sağlamaktır.
miștir. Özellikle öncelikli 6 alanın dönüștürül-
mesi kararı, bölgenin fiziksel dönüșümünün yeni Plan, dönüșümün hedef ve ilkelerine ters düșme-
yapısal elemanlarının yaratılmasını planlaması ve yecek șekilde ve sektörün dönüșümüne uyum sağ-
bölgenin yapısını belirlemesinde önemli bir rol layabilecek durumdaki mevcut endüstriyel yapı ve
oynamıș ve Özel Planlar ve kamu girișimleri ile kurumların varlığını benimsenmektedir. Bölgenin
desteklenerek ivme kazandırılmıștır. bütünüyle șekil değișimini hedeflememekle bera-
ber, plan modernizasyonu ve yeni teknolojilerin
Yine bu planla, özel planların hangi paramet-
gereklerine cevap verecek, merkezi konumu
relerle ve hangi koșullarda (her özel eylem
nedeniyle artık geleneksel üretim yöntemlerinin
alanının düzenlenmesini belirlerken) denetlen-
değișmesini sağlayacak bir dönüșümün çerçevesi
mesi gerektiği belirlenmiștir. “Özel Plan”lar ile
olușturulmuștur.
sağlıklaștırma, mevcut sanayi yapılarının konuta
dönüștürülmesi gibi projeler üretilmiștir. Plan içerisinde yapılan tüm müdahaleler iki büyük
İdare Șeması ile belirlenmiștir. Bunlardan altyapı
sunumunun kendi gelișim projeleri ve mali araçlar
Finansman ve Örgütlenme
ile özel altyapı planı ile sağlanması; bir diğeri de
Gayrimenkul sektörünün de benimsediği 22@ tüm müdahalelerin plana uygunluğunu sağlayacak
projesini olușturan 45 ana projeden 33’ü özel bir özel șema’ya ilișkindir.
sektör desteği ile kabul edilirken, iș dünyasın-
daki 100 den fazla firma (%88’i bilișim sektörü Plan, aktiviteler serisinin, ekonomik gerçeklik-
ile ilgili) yeni ofis binalarını bu alanda seçmeyi lere uyarlanması sürecinde, Danıșma Komitesi-
tercih ederek, projenin ekonomik gerçekleșebilir- nin katılımını bir koșut olarak görmekte ve bu
liğini artırmıșlardır. komitenin yeterli birikimi olan kișilerden oluș-
ması gerektiğini vurgulamaktadır. Ayrıca, bu
Projenin tüm çevrelerce kabul ediliși, alandaki süreçlerin dönüșüm hareketini kontrol etmeyle
yenileme hareketine ivme kazandırmıștır Alanın eșdeğer görülebilecek özel planlar aracılığı ile
üretim yapısındaki bilgi yoğun ekonomik faali- sağlanacağını belirtmiștir.
yetlerdeki artıșlar belirgin bir niteliksel gelișimi
beraberinde getirmiștir. Plan ile sağlanan dönüșüm potansiyeli ele alın-
dığında hiç șüphe yok ki yerel otoritenin etkinlik
Proje Yönetimi ilkelerini ve sürecin kamu katılımındaki etkin-
liğini garantileyecek araçları olușturmaları ve Poblenou bölgesinde
Barselona Kent Konseyi Planlama Dairesi ile 22@ kullanmaları, dönüșümü bașarılı kılan en büyük gerçekleștirilmiș bir proje.
Barselona Șirketi ortaklığında gerçekleștirilen adımlar olmuștur.
Sular İdaresi Binası. (Kaynak:
Kișisel belgelem, 2005)
projede, bölgenin %46’sını olușturan ve kamu
sektörü tarafından mali olarak desteklenecek
öncelikli 6 adet dönüșüm odağı belirlenmiștir.
Sektörün yeni dinamiklerini olușturacak birer
simge olarak stratejik bir öneme sahip olan bu
odaklar, alanın bütünün dönüșümü için motor
görevini üstlenmișlerdir. Dönüșümün karmașık
yapısı nedeniyle bu özel alanların yenilenme
sürecinde; farklı ihtiyaçlara cevap verebilecek
kendi araçlarını ona uyarlayabilecek ve plan-
lama norm ve ilkelerine uygun nitelikte özel
planlar hazırlanmıștır. Böylece alanın tümünün PLANLAMA
ihtiyaçları aynı oranda gözetilmeye çalıșılmıștır. 2006/2

161
Sonuç Projenin bașarılı algılanmasının temel gösterge-
2@ Proje- Barselona kenti, ortaçağlardan günümüze kadar, lerinden birisi, sanayi alanlarının yapısal plan ile
planlama, mimarlık ve kentsel gelișme konula- bütüncül olarak ele alınmıș olması ve kentin diğer
sinden en alanları ile ilișkilendirilebilmiș olmasıdır. Bu
rında farklı deneyimleri barındıran bir kent olmuș-
çok etki- tur. Kent, özellikle 19.yüzyılın ikinci yarısından çerçevede, projenin tutarlı yönlerini sıralamakta
lenecek itibaren ortaya koyulan planlama ve mimarlık fayda görülmektedir:
grup olan performansları bakımından, her zaman farklı Kentin temel planlama ilkeleri ile bu proje hedef-
örnekleri tartıșmamıza olanak sunmuștur. lerinin tutarlılığı
bölge halkı Kentlerarası rekabetin çok yüksek olduğu • Bilgi teknolojilerinin geliștirilmesi ilkesi ile
projeyi günümüzde, bu rekabete katılan ancak yerel alanın tekno-park özelliğine bürünmesi,
destekle- dinamikleri, kültürü, kimliği, eserleri ve geçmiși
• Tarihi kent merkezinin kimliğini koruması
ile sentezleyebilen ve kentlinin ihtiyaçlarını ve
mezken ve yararını gözeten bir kenttir Barselona.
ilkesi ile merkezi komșuluğu göz önüne alı-
alanı terk narak alanın öncelikli yenileme alanı olarak
22@ Projesinden en çok etkilenecek grup olan șeçilmesi
etmek bölge halkı projeyi desteklemezken ve alanı
• Konut stokunun yaratılması ve yeniden kul-
zorunda terk etmek zorunda kalırken, proje katılımcıları
ve olası kullanıcıları projeyi desteklemișlerdir. lanılabilmesi ilkesi ile eski sanayi ve ticari
kalırken, Burdaki katılım boyutu tartıșmalıdır. Hedeflenen yapıların konut amaçlı dönüștürülmesi
proje katı- katılım düzeyi sağlanamamıștır. • Kıyı ile bütünleșme ilkesi ile kıyının yeniden
lımcıları Proje getirdiği yeni ve kalifiye alan kullanımlarını kazanımı ve ișlevlendirilmesinin sağlanması
bölgede daha önce yașayan yerel halk için ve yerel • Kültürel ve boș zaman aktivitelerinin arttı-
ve olası
halk ile birlikte gerçekleștirememiștir. Projenin rılması ve kültür endüstrilerinin teșviki ilkesi
kullanıcı- bașlangıcında, katılım mekanizmasından bahse- ile alanda yerel sanatçı ve zanaatkarların belli
ları projeyi dilmesine rağmen, uygulama alanlarındaki yerel çalıșma ve sergi alanları yaratımı ile kentte
destekle- halkın etkinliğinden söz edilmesine rağmen, proje önemli bir odak haline getirilmesi
süreçleri büyük tepkilerle ilerlemiștir. Bölge halkı • İstihdam olanaklarının arttırılması ilkesi ile
mișlerdir. (yerel kullanıcı) projeyi desteklemediği ve isteme- alanda ofis,ticaret alanları ve kültürel etkinlik
diği halde proje geliștirilmiș ve sonuçta, nitelikli alanları yaratılması
iș gücünün, turistlerin ve sanatçıların yașam alanı
haline gelmiș ve bir anlamda soylulaștırılmıștır. • Çevresel değerlerin korunması ilkesi ile
sanayi alanlarının kirlilik etkeni ortadan kal-
Yine de, 22@ bir kentsel yenileme projesi olduğu
karak kentsel kaliteye yakalayan yeni mekan
Barselona’nın
kadar Barselona kenti için yeni bir gelișme mode-
tasarımları ve peyzajı ile önemli bir kentsel
önemli bir yaya lidir ve kentin ekonomik coğrafyasını değiștirecek
imaj alanı olmuștur.
bölgesi, La Rambla. ve bilgi toplumunu olușturma yolunda ilk adımla-
(Kaynak: Kișisel
rından biri olacağı yaklașımı benimsemiștir. Barselona’yı bu deneyimler çerçevesinde özgün
belgelem, 2005)
kılan, kullandığı yöntem ve araçlarıyla genel met-
ropoliten planı ile sınır koymanın ve tanımlamanın
ötesine giderek, özel kentsel plan ve projelerini de
üretebilmesi ve kentsel yașam kalitesini ürettiği
kamusal mekanları, teknolojik gelișimi ve ürünleri
olan görkemli mimari eserleri ile kanıtlayarak,
yalnızca bir kentsel turizm merkezi olmanın öte-
sine geçmesi ve yenilenme sürecini sürdürülebilir
kılmıș ve katılım süreçlerini de iyi örgütleyebilmiș
bir kent olmasıdır.
Barselona’da son yirmi yıldır yașanan kentsel
dönüșüm deneyiminin, dönüșümün ele alınıș
biçimi, araçları, süreci ve yaratılan ürünlerin,
PLANLAMA derinlemesine incelenmesi gereken bir deneyim
2006/2 olduğu düșünülmektedir.

162
Sokağı Anlamak ya da
Toplumsal Ben’in Yeniden Keșfi:
Kentsel Sokaklar ve Kentsel
Ritüeller(*)
Olgu ÇALIȘKAN Araș. Gör.
ODTÜ,
Șehir ve Bölge
Planlama Bölümü

Ü
lkemizde özellikle imarsız konut alanla- Anlamlandırma, bu noktada bilinçli olarak kulla-
rında önce ıslah imar planları, sonrasında nılmıș bir terim. Nitekim kitabın düșünsel çatkısı
kentsel dönüșüm projeleri ile gündeme yapılı çevrenin, özellikle sokağın biçimlenișindeki
gelen kentsel yenileme süreci tartıșılırken dönü- toplumsal anlam ve anlamlandırma süreçlerini
șüm sürecinin kendisi siyaset ve hukuk temelli açığa çıkarma üzerine kurgulanmıș. Biçimin
çözümlemelere yoğun biçimde konu olurken; ardındaki anlam, insan doğasının derin psișik
ortaya konan sonuç ürün olan kentsel çevrenin strüktürünün güdülediği insan-çevre ilișkisinde
fiziksel ve toplumsal niteliği üzerine çok da kafa aranmakta. Bu arayıș, çalıșmayı doğrudan kolek-
yormuyoruz. Oysa egemen dönüșüm siyasası, tif bilinçaltının ürettiği kentsel ritüeller konusuna
sahip olduğu ideolojik altyapısı gereği –eleștiriz odaklanmakta. Bu çerçevede sokak, insanın top-
ya da kabul ederiz- belirli bir kolektif birikimin lumsal varoluș modelinden yola çıkıp yașama
sonucu kullanım değerini olușturmuș yașam çevresinin fiziksel biçimleniși ile son bulan bir
çevrelerinde öncelikli olarak toplumsal paylașım kavramsal akıș șemasını takip etmektedir. Böy-
mekanlarını ortadan kaldırıyor; ‘nötr mekanlar’ lelikle yazar, hemen her kentsel tasarım metninin
yaratıyor. Dönüșüm düzeneğinin bu nitelikte karșı karșıya kaldığı sorunu büyük ölçüde ortadan
dönüștürürken yerine koymadığı kentsel eleman- kaldırmakta. Tümüyle biçimin kendisini esas alan
ların bașında ise ‘sokak’ geliyor. Kamusal insanın teknisist bir bakıș ya da tümüyle süreci ön plana
doğduğu ve olgunlaștığı mekan olan sokak... çıkaran soyut bir kavramsallaștırma yerine Barlas,
insan psikolojisi gibi geniș kavram setine sahip
Bu noktada geçtiğimiz dönemde yayına sunulan
bir konuyu, sokak gibi somut bir kentsel mekan
bir kitap, konuyu düșünsel ve eylemsel açıdan
tipi ile ilișkilendirmekte.
nasıl ele alabileceğimize yönelik ipuçları sunuyor.
Kentsel tasarımı ve onu olușturan asal unsurları Bu çerçevede kitap, birbirini bütünleyen dört ana
çevresel psikoloji ve sembolizm bağlamında ele bașlığa sahip: İnsan davranıșı ve çevre psikolo-
almayı tercih eden ve bu çerçevede anlamlandıran jisi modellerini ve kavramlarını açıklayan birinci
Adnan Barlas, Mayıs 2005’te ODTÜ Mimarlık bölüm; insanın temel gereksinimlerine yanıt veren
Fakültesi Yayınları tarafından basılan Urban ve toplumsal anlamın inșa edildiği kent mekanı
Streets and Urban Rituals (Kentsel Sokaklar olarak ‘sokak’ın tanımlandığı ikinci bölüm; sahip
ve Kentsel Ritüeller) adlı kitabıyla sözkonusu olduğu anlamı göz ardı ederek sokağı dönüștüren
kuramsal altyapıyı okuyucuya sunmakta. (hatta ortadan kaldıran) modern șehircilik hareke-

PLANLAMA
*
Barlas, A., (2005) Urban Streets and Urban Rituals, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Yayınları, Ankara 2006/2

163
tine eleștiri getiren üçüncü bölüm; ve insanlığın maktadır. Her ne kadar farklı yapılandırmalara
kolektif birikimine ve onu temsil eden anlama (konfigürasyon) sahip olsa da, farklı kültürlerin
referansla önerilen tasarım ilkelerini içeren ürettikleri farklı sokak örüntüleri aynı ve kușaklar
sonuç bölümü. boyu değișmeyen simgesel kodlara sahiptir. Bu
Yazarın özgün olarak nitelendirdiğimiz tasa- nedenle, sokağı anlamak ve onun dönüșümünü
rım yorumunu daha iyi anlayabilmek için söz yorumlamak, sokağın anlamlı simgeselliğini ve
konusu alt bașlıklara sırasıyla değinmekte onu olușturan kolektif kodların çözümlenmesi ile
yarar var. Kitabın giriș bölümü okuyucuyla olanaklı olur. Nitekim, modernitenin ve modern
temel kavramları tanıștırmakta. Bunlardan ilki șehirciliğin neden olduğu yabancılaș(tır)ma
ve bașlıktan da anlașılacağı üzere en önemlisi gerçeğinin tam olarak anlașılması buna bağlıdır.
olan ritüel, kültürler arasında farklı biçimlerde Modern șehircilik, bilinç ve bilinçaltı arasındaki
deneyimlense de özünde aynı temel gereksinime kopușu nedenlediği oranda sokağı ve sokağı oluș-
yanıt veren dizemli (ritmik), törensel, alıșılagelen turan temel unsurları ortadan kaldırmıștır. Bunu
(rutin) kolektif eylem alanı olarak tanımlanmakta. tam tersinden okumak da olanaklıdır.
Birbirini bütünleyen bireyleșme (individuation) Bu çerçevede, Barlas’ın kitabıyla ortaya koyduğu
ve toplumsallașma (socialization) sürecinde ritüel, ideolojik konumlanıș, Aydınlanma ile bașlayan
beni (self) ve ötekini (other) var eden kritik bir uygarlığın uzun ve akılcı felsefi yolculuğu ve bu
araçsallığa sahip. Yinelenen (ritüelistik) sürecin süreçte elde ettiği sanısını okuyucuda uyandırsa
sonunda -ya da süresince- sembol üretimi (symbol da derinlemesine bir okuma, bu nitelikte bir
formation)1 ise ritüeli mekansal bağlamda kușak- değerlendirmeyi ortadan kaldırmakta. Nitekim
lar arasında sürekli kılan unsurdur. Barlas’a göre, modernizm ve onun akılcı dünya görüșüne
semboller kültürler arasında simgeler özelinde yönelik köktenci bir eleștirinin mekan-politik
farklılık tașısa da verdikleri ileti ve sahip oldukları doğrultusunun, düzen (order) ve denetim (control)
kolektif anlam açısından aynıdırlar. Onu aynılaștı- yerine kendiliğindenlik ve karmașa (kaos) doğru
ran temel psișik düzlem ise -Carl Gustav Jung2’dan olması gerekirken; Barlas’ın ișaret ettiği duruș,
ödünç alınan- ‘kolektif bilinçaltı’dır. Bu kuramsal yine düzeni ve bir üst kurguyu esas almakta. Bu
çerçeve, bir ilk örnek (arketip) olarak sokağı farklı yönüyle kitap, bir anlamda moderni modernin
bir bağlamda irdeleme konusu yaparken; kültü-
kendi sınırları içinde kalarak eleștiriye tabi tut-
rel kodlardaki ayrımları değil, aynılıklara vurgu
makta ve onu yeniden üretmeyi salık vermektedir.
yapan ‘özcü’ bir dünya görüșünün de ipuçlarını
Kitabın giriș bölümünde de belirtildiği gibi esas
vermektedir. Ancak söz konusu bakıș, fiziksel ve
eleștiri vurgusu, modernizmin düzeni temel alan
coğrafi farklı çevresel koșulların farklı mekansal
düșünce yapısı değil; modern çağın egemen düzen
biçimleniș serbestilerini tanırken, modernizmin
anlayıșı, açıklaması ve uygulaması.
evrensel anlamda tektipleștirici ifadesine de açık
biçimde karșı çıkar. Jungçu yaklașımı eksen Șu ana kadar yapmıș olduğumuz kavramsal tanım,
edinen bu bakıș açısının, kitabın girișinde de okuyucuda kitabın gizemci (mistisist) bir yorum
belirtildiği üzere temel savı șu șekilde özetlene- biçimine sahip olduğu sanısını uyandırabilir. Bu
bilir: Kentler ussal (rasyonel) bilincin birer ürünü nitelikte bir değerlendirme olasılığını fark etmiș
olarak algılansa da asıl olarak usdıșı/irrasyonel3 olacak ki yazar, kitabın önsözünde bütünsel bir
bilinçaltının ürünüdür. Kolektif bilinçaltı olarak olgu olarak kolektif yașamın ve varlığın anlamı
adlandırılan bu bilinç (alt) düzeyi, sokağı belirli üzerine düșünmenin kategorik olarak gizemci
bir toplumsal anlam barındıran sembolizmin sim- bir bakıș olarak tanımlanamayacağını; tersine
gesi olarak somutlaștırmakta ve mekansallaștır- çalıșmanın insan davranıșının mekanı üreten

1
Yazar bu noktada Türkçe’de karșılıklı olarak kullanılan simge (sign) ve sembol (symbol) arasındaki ayrıma net bir vurgu yapmakta.
Buna göre simge, sembolik olanın elle tutulur ve çözümleme konusu olan somut türevidir. Sürecin nihai olarak vardığı nokta ise bir
yapı(t)nın ilk örneği anlamındaki ‘arketip’lerdir.
2
1875-1961 yılları arasında yașamıș, Freud’un öğrencisi olarak ona alternatif bilinç/bilinçaltı kuramını formüle etmiș İsviçreli psi-
PLANLAMA kiyatr.
2006/2 3
Kitapta ve metnimizde ‘usdıșı/akıldıșı/irrasyonel’ kavramı olumsuzluk içerneyen yansız bir anlamda kullanılmaktadır.

164
ritüelistik içeriğini ortaya koyarken ‘karșı-mis-
tikleștirici’ bir çabası olduğunu vurgulamaktadır.
Yazarın kentsel mekanla ilintili olarak düșünsel
konumlanıșını tanımlama ve yorumlamayı bu
noktada kitabın okuyucusuna bırakırken, kitabın
alt bașlıklarındaki temel açıklamalara değinmekte
yarar var.
Kitabın ilk bölümü, çevresel algı ve biliș süreçle-
rini konu alan ‘ekolojik yaklașım’I açıklamakta
ve sonraki açıklama metinlerine bir altyapı sun-
makta. İlk olarak Maslow’un (1943) güvenlikten
sembolleștirmeye varan insan gereksinimleri ve
güdülenmelerini (motivation) açıklayan șeması ve
farklı okulların algı (perception), biliș (cognition)
ve etkilenme (affect) yorumlarına referans verilir-
ken; sokak çözümlemesine esas olacak mekanda
kamusal/özel alan ve erk alanı olușumu ile sınır
ilișkileri tanımlanmaktadır. Algı süreçlerini konu
edinen giriș sonrasında Jung’un kolektif bilinçaltı
tanımı, simge biçimlendirme (symbol formation),
arketip ve kolektif anlam inșa etme süreçleri ile Resim 1: Farklı türler arasındaki uyum denge ve kozmik düzeni
açıklanmakta. Bu noktada, toplumsal ritüelin simgeleyen Mandala. (Barlas, 2005: 43; Jung, 1964)
üretimi arketip simge niteliğindeki mandalalar
ve onların farklı -ama benzer- antik yorumla-
rına gönderme yapılmakta. Buna göre benzer
mekansal yapılanmaların temelde aynı simgesel
anlamı barındırdığı; aynı temel gereksinimler
șemasından beslendiği ve kolektif biçimde üre-
tilen ve sahiplenilen bu anlamın insan psikolojisi
için vazgeçilmez olan toplumsallașma sürecine
zemin olușturduğu savlanmakta. Bu çerçevede
‘anlam’, salt simgesel değil, ișlevsel bir içeriğe
de sahiptir ve sokak bu ișlevselliğe yanıt veren
kentsel mekandır.
Sokak: Anlamın varolduğu yer
Çalıșmanın odağını olușturan sokak konusu, bir
önceki bölümünde sunulan kavramsal çerçeveyi
somutlaștırır nitelikte yirmiyi așkın plan șeması
ve açıklaması ile irdelenmekte. Yerleșimler
tarihi yazınında yer alan birçok anan kaynağa
referansla arkeolojik ve antropolojik araștırma
ve mimari bulguların incelenmesi ile geliștirilen
bölümde yazı öncesi kabile toplulukları ya da
karmașık/gelișkin yerleșik kültürlerin ürettiği
mekan örüntüleri ile bunlar arasındaki arketiplere
dayalı evrensel benzerlikler üzerinde durulmakta.
Karșılaștırmalı çalıșmada yazar, farklı fiziksel
Resim 2: Benzer yapılanma ilkelerine sahip sokak örüntüleri: Ostia (İtalya), Buhara ve
biçimlenișlerin arkasındaki imgesel benzerlikler
PLANLAMA
Bawamatauo Köyü (Endonezya). (Kaynak: Barlas: 2005: 62, 63; Moholy-Nagy, 1969;
ortaya konmakta. Bu benzerlikler, bir anlamda Fraser, 1968)
2006/2

165
sokağı olușturan evrensel tasarım kurgusunun Yazar, bu noktada özellikle yüz yüze ilișkinin/
birer bileșeni ve ilkeleri olmakta. Bu anlamda, etkileșimin önemine ve sokağın doğrudan iletiși-
sokağın kolektif anlamı törensel ritüeller ve min ara yüzü olarak kritik araçsallığına vurgu yap-
ona olanak tanıyan doğrusal süreklilik ve geçiș maktadır. Bu vurguda yer alan asal niteliklerden
(passage) olarak karșımıza çıkmakta. Sokağı bir diğeri yaya hareketine olanak tanıyan sokağa
tanımlayan tüm çevresel elemanlar bu sürekliliği serbest erișimdir. Sokakta yaya erișimini kısıtla-
ve süreklilik içi ritmik farklılașmaları tanımlar yan her türlü fiziksel dönüșüm onun kavramsal
biçimde kurgulanmakta. özünü zedeler ve evrensel anlamını ortadan kal-
dırır. Özel ve kamusal arasındaki alansal denetimi
Bu çözümleme ıșığında yazar her ne kadar ideal sağlayan sağlayan ve ara mekan olarak ön ve arka
bir sokak biçimi/biçimleniși tanımlamasa da genel bahçe, avlu, arkad ve portikolar sokağın temel
geçer bir sokak tanımına varmakta. Bu tanımda fiziksel yapı elemanlarıdır. Sokağı çok-ișlevli
dikkati çeken ilk unsur, sokağın genel kabul yapısı onun kullanımsal anlamda özniteliğidir.
gördüğü biçimiyle iki boyutlu değil, üç boyutlu
algılanabilir hacimselliğe sahip bir mekan oldu- Modernin sokağı dönüștürücü etkisi
ğudur. Buna göre sokak, salt yüzeyi ile değil
Kitabın eleștirel bakıșını olușturan üçüncü
onu olușturan çevre kitleleri ve bunlara erișimi
bölümü ise modern șehircilik ve onun sokağı
denetleyen ara mekanlar (intermediary space)
dönüștüren etkisini konu edinmekte. Sokağın
ile değerlendirilmelidir. Bu değerlendirmede
evrensel değișmeyen anlamını ortadan kaldıran
sokak, kategorik olarak bir akıș/geçiș mekanı [geçtiğimiz yüzyıl bașında bașlayan ve ikinci
değil odaksal, giriș ve çıkıșı ile sınırlandırılmıș yarısında hız kazanan] söz konusu dönüșümün
bir mekandır. Kendi içinde bölütlere (segment- üç temel dinamiği olarak; arazi spekülasyonu,
lere) sahip olduğundan ritmik yinelemeler önerir; otomobil trafiği ve modern șehircilik hareketi
bu nedenle sokağı deneyimlemek ritualistik bir gösterilmektedir. Özellikle Amerikan kentleri ve
içeriğe sahiptir. Bu unsurlar, sokağın arketipler- kentleșme pratiğinden örneklerle, dikey gelișme
den türeyen kavramsal özellikleri olduğundan ve kentsel yoğunlaștırma süreci sonunda sokağı
değișmez nitelikleri iken; bunları sağlamayan her tanımlayan ara geçiș mekanlarını ve sokaktaki
fiziksel biçimleniș sokağın sahip olduğu kolektif harekete süreklilik kazandıran alansal denetimi
anlamdan yoksun olacaktır. yok eden spekülatif hareketlerin modern kentteki

PLANLAMA Resim 3: Modern sokak(!): Ișıyan Kent-Le Corbusier_1933- ve Damerstock Siedlung_Almanya-W. Gropius_1927-28- (Kaynak: Barlas,
2006/2 2005: 126, 127; http://parole.aporee.org ve Benevolo, 1977)

166
toplumsal bunalım koșulunun da öncelikli nedeni
olduğu vurgulanmakta.
Otomobilin kitlesel üretimle yaygınlık kazan-
ması ve kent mekanında baskın unsur durumuna
gelmesi ise sokağın trafik akıșını hızlandıran
doğrusallığı güçlendirirken; diğer bir özniteliği
olan odaksallığını –yaya kullanımı ve erișimini
engeller biçimde- ortadan kaldırmıștır. Teknolojik
ve ekonomik gelișime paralel olarak gerçekleșen
tüm bu nesnel dönüșüm sürecine ek olarak modern
șehircilik hareketi sokakta yașanan anlam kaybını
nedenleyen bir diğer öğedir. Özellikle modernist
șehirciliğin anayasası niteliğindeki 1933 Atina
Sözleșmesi metninin yeniden okumaya tabii tutan
yazar, modern mimarlık ve șehirciliğin sokağa
bakıșını deșifre etmekte. Le Corbusier ve W. Gro-
pius gibi ustaların planlarına da değinerek somut-
laștıran bu ideolojik perspektifin sokağa yönelik
tepkiselliğinin, onun endüstri devrimi sonrası
yașanan kentsel bunalımın sorumlu mekanı
olarak görmesinden kaynaklandığına vurgu yapıl-
makta. Bunun sonucu, yapıyı açık alanda daha
fazla hava ve gün ıșığı adına ayrıksılaștırmaya
yönelik tasarım stratejisi sokağın olmazsa olmazı
olan cephe sürekliliği ve duyumsanabilir hacim
ilkesini büyük ölçüde zedelemiștir.Ara mekanlar
elenirken yaya dolașımı araçtan yalıtılarak konut
ya da park alanı için ‘iz’lere hapsedilmiștir.

Sokağa dönüș; ama nasıl?....


Modern șehircilik eleștirisinin ortaya çıktığı
1960’lardan bu yana sokak yerine tașıt yolunun
egemenliğine kușkuyla yaklașılmıș ve birçok Resim 4: Sokak dönüșümüne bașarılı bir örnek: Ahberg Sokağı, Hannover, Almanya
-1968-69- (Kaynak: Barlas: 2005: 142; Eubank-Ahrens, 1991)
dünya kentinde tașıtı ikincil kılan kentsel plan-
lama ve tasarım uygulamaları ortaya konmuștur.
Kitapta bu girișimlere ilk örnek Kopenhag dene-
yimi özelinde merkez yayalaștırma projeleri gös-
terilmektedir. Yayayı yeniden davet eden sokak Bu așamada kitap, gelecek sokak kurgusunun
dönüșümü olmakla birlikte yazar, yayalaștırma ipuçlarının neler olabileceği –ya da olması
uygulamalarının tek bașına sokağa dönüș sürecini gerektiği- üzerine düșünce geliștirerek son bulu-
geçekleștiremeyeceğini belirtmektedir. Bunun yor. Kitabın bu bölümünde Barlas, tasarımcıla-
öncelikli nedeni, kentin sınırlı bir parçasında rın sokağın evrensel biçimi üzerine değil, farklı
uygulanabilirliğidir. Bu noktada Barlas’ın dik- bağlamlarda biçimsel değișime uğrayabilecek
kati çektiği tasarım uygulaması ise konut sokağı evrensel içeriği üzerine yoğunlașmaları gereğini
anlamındaki ‘woonerf’tir. İlk olarak 1970’lerin belirtiyor ve sokağın değișmez beș temel niteli-
bașında Hollanda’da uygulanan ve Avrupa’da ğini bir kez daha anımsatıyor: Bașlangıç, bitiș,
yaygınlık kazanan woonerf, araç trafiğinin kar- odaksallık, doğrusallık ve mekansal elemanların
șısına tek bașına yayayı koymak yerine, ikisinin kademeleri arasındaki ilișkisellik.
birlikteliğinin olanaklılığı üzerine bașarılı bir ‘Modern zamanlar’da kolektif bilinçaltımızın PLANLAMA
uygulama denemesidir. çağırdığı ritm ve ritüellerin –bu kez seküler bağ- 2006/2

167
lamda- olanak tanıyacak öncelikli mekanın sokak Sonuç yerine..
olduğu önkabulü ile yașanan toplumsal çözülme Barlas’ın kitabının son bölümünde tasarımın
ve ayrıșmanın çözümünün de toplumsallașma epistemolojisi üzerine getirdiği öneri ile yazımızı
pratiğinin sahnesi olabilecek sokağın yeniden sonlandıralım. Öneri, sokağın kavramsal özellik-
inșası olarak görülmektedir. Buna yönelik tasarım lerine referansla anlam bulmakta: “Tasarımcılar
kılavuzunun temel ilkeleri ise yine düzen, ritim ve
sıfatlarla düșünmeyi ve isimlerle hareket etmeyi
duyumsanabilir hacim’dir.
öğrenmelidirler. İsimler, sorunlara bağlama
Yalnızca sokak değil, her türlü mekan tipi tasarımı özel yanıtlar sunarken; problem tanımı sıfatlar
için geçerli olması gereken temel tasarım ilkelerini aracılığıyla yapılmalıdır... Sıfatlar, daha geniș
sokak üzerinde yeniden güncelleyen Barlas, sokak ve kapsamlı bir tanıma öncülük edecektir. Her
tasarımının temel unsurunu sokakta bölüntüler ve kentsel bileșen biçimde çözümlenebilir” (Barlas,
nișler yaratarak sokak boyu ritmik sürekliliğin 2005: 152).
sağlanması olarak göstermekte. Bölüntüler yer
yer çekme mesafesi, kat yükseklikleri ve cephe Așık Veysel’den Baudelaire’ye; Hawking’den
kompozisyonu değișimi ya da ișlevsel farklılaș- Talking Heads’e birçok farklı düșünce ve ezgiyle
malarla salt sokak boyunca değil; farklı sokakları karșılașacağınız bu kitabı okuduktan sonra yașa-
bütünleștiren -köșebașları gibi- giriș ve çıkıș tanım- dığınız sokağa farklı bir gözle bakabilirsiniz.
ları ile de sürekliliği bir üst ölçeğe tașımaktadır. Bu Tabi çevre yolundan kentinize girip, kapasitesi
çerçevede yazar, yapı adası ve tașıt yolunu esas alan artırılmıș ana arterden bulunduğunuz semte; hız-
imar planlama anlayıșımıza da eleștiri getirirken; landırılmıș toplayıcı yoldan ve köședeki parkı
ada içi tasarımın önemini teslim etmekle birlikte ‘yemiș’ katlı kavșaktan da mahallenize girdikten
asıl olanın adaların olușturduğu sokağı tanımlamak sonra hala içinde yașanabilecek bir sokak bula-
ve tasarlamak olduğunun altını çizmektedir. bilen șanslı kentlilerdenseniz...

PLANLAMA
2006/2

168
Kentleri Nasıl Dönüștürmeli?
Hazırlayan: Mehmet Nazım ÖZER - Y. Șehir Plancısı

Dünya kentleri hızla büyümekte ve değișmektedir. Özellikle • Kent planlama boyutu:


küreselleșen dünyada yașanan sosyal, kültürel ve ekonomik Kentsel mekanda sorunların ne olduğu ve saptanan soru-
değișimler kent ve kentsel mekanlarda çeșitli sorunları ortaya nun nasıl çözümleneceğine ilișkin yöntemin belirlenmesi
çıkarmıștır. Son yıllarda ülkemizde, kentsel sorunların çözü- gerekir. Böylece sorunları algılama ve tanımlama yakla-
münde kentsel dönüșüm kavramı; ülkemiz kentlerini yöneten
șımı, belirlenecek politikalara karar verilmesinde önemli
idarecilerin çok kullandığı bir proje üretme yöntemi olarak
rol oynar. Ayrıca kentsel dönüșüm projelerinin planlama
ortaya çıkmıștır.
sürecinden soyutlanarak parçacı üretilmesi nedeniyle
Kentsel dönüșüm sürecinin; değișik aktörleri ve çıkarları kentle entegre olamamaktadır.
içeren, çeșitli, karmașık ve genellikle belirsizce tanımlanan
bir eylemler dizisi olduğunu belirtebiliriz.1 Kentsel dönüșüm; Planlama dergisinin bu sayısında, kent mekanına yönelik
“kentsel sorunların çözümünü sağlayan ve değișime uğrayan bu düzenleme çalıșmalarına alternatif bir kentsel dönüșüm
bir bölgenin ekonomik, fiziksel, sosyal ve çevresel koșullarına modelinin ne olabileceği sorusuna yanıtla, proje elde etmekte
kalıcı bir çözüm sağlamaya çalıșan kapsamlı bir vizyon ve yarıșmalar yönteminin düșünülmesi, tartıșılması amacıyla son
eylem” olarak tanımlanmaktadır.1 dönemlerde yapılan planlama, tasarım ve mimarlık yarıșmaları
Ancak ülkemizdeki kentsel dönüșüm projeleri yukarıda birer kentsel dönüșüm proje örnekleri olarak ele alınmaktadır.
tanımlanan süreç ve içerikten farklı yorumlanmaktadır. Kent- Yayınlanmakta olan bu projeler șunlardır:
sel dönüșüm adı altında gerçekleșen projeler incelendiğinde
• İstanbul Metropol Planlama Bürosu, Beylikdüzü
sorunları șu alt bașlıklar altında toplayabiliriz;
“Cumhuriyet Caddesi ve Yakın Çevresi” Kentsel Tasarım
• Mülkiyet boyutu (Kamusal alanın özelleștirilmesi): Proje Yarıșması.
Kamuya ait alanların özel imar hakları ile özel yatırımcı- Beylikdüzü’ndeki yoğun toplu konut bölgesinde sosyal
lara satılarak özelleștirilmesidir. Bu nedenle birçok kentsel donatı ve açık alanları kent yașamıyla bütünleștirecek,
dönüșüm çalıșmaları akademik ve mesleki çevreler ile sivil
toplum örgütleri tarafından ekonomik çıkarlara hizmet eden • Bursa Osmangazi Belediyesi, Kızyakup Kent Parkı
rant projeleri olarak değerlendirilmektedir. Kentsel Tasarım Ve Mimari Proje Yarıșması
Bursa’nın merkezinde bulunmasına karșın yıllardır çöküntü
• Kent kültürü ve kimliği boyutu: bölgesi olan Kızyakup Mahallesi’ni kentin sosyal yașamına
Kentsel dönüșüm projeleri sadece kentin fiziksel doku-
katacak,
sunu değiștirmekle kalmamakta, ayrıca kentsel yașam
yada kent kültürünü de etkilemektedir. Sonuçta yerin • Bursa Santral Garaj Kent Meydanı Mimari Ve Kentsel
doğasına, sorunlarına ve potansiyellerine uymayan ve Tasarım Projesi
yerel halkın dıșlandığı kentsel yașam vizyonu yaratıla- Bursa Büyükșehir Belediyesi ve Emekli Sandığı mülkiye-
mamıș uygulamalar ile kent kültürü ve kimliği olumsuz tindeki alan kentin gelișmesi ve büyümesi sonucu artan,
etkilenmektedir.
açık alan ve meydan gereksinimini karșılayacak
• Șeffaflık ve katılım boyutu: çözüm arayıșları yarıșma projesiyle elde edilmektedir.
Kentsel dönüșümle yaratılacak yașam kalitesi, kamunun
yararlanmasına değil de birkaç kiși veya gruba sunulmak- Kentsel dönüșüm projelerinin yarıșmalar yoluyla elde edilmesi
tadır. Kentsel dönüșüm projelerinde, kentsel kararlarda ile çok seçenekli, kenti planlama bütününde değerlendirerek
demokratik bir sürecin ișletilerek halkın bilgilendirilmediği, kent kültürü ve kimliğine olumlu katkıları sağlayan ve katılımcı
yerel ve kent sakinlerinin eșit bir ortak olarak görülmediği bir tartıșma ortamında üretilmesi sağlanmıș ve yukarıda belir-
süreçler yașanmaktadır. tilen olumsuzluklar önlenmiș olacaktır.

1
Turok, I., (2005), Kentsel Dönüșümde Yeni Eğilimler ve Yönetișim, Uluslar arası Kentsel Dönüșüm Uygulamaları Sempozyumu İstanbul 2004-Küçükçekmece
Belediyesi Atölye Çalıșması 27-30/11/2004, s 25-30, İstanbul.

169
Bursa Santral Garaj Kent Meydanı Mimari ve Kentsel Tasarım Yarıșması
Șartname Satıș Tarihi Bașlangıcı 3 Ekim 2005
Proje Teslim Tarihi 6 Aralık 2005
Bursa Büyükșehir Belediye Bașkanlığı Bursa Santral Garaj Kent Meydanı için mimari ve
kentsel tasarım yarıșması düzenledi. Kent Meydanı düzenlemesi ve onunla bütünleșecek
ișlevlerin yer alacağı yarıșma alanı; Bursa Büyükșehir Belediyesi ve Emekli Sandığı mül-
kiyetinde olup, kentin doğu ve batı yönünden geçen Ankara İzmir Karayolu’nun, kuzey
yönünden gelen İstanbul Yolu ile kesiștiği, güney yönünde Bursaray İstasyonu Yaya Düzen-
lemesi ile kesișen Fevzi Çakmak Caddesi ile kent merkezine bağlanan toplam 17.182,88 m²
eski Bursa Șehirlerarası Otobüs Terminali alanı ve yakın çevresidir.
Bursa kent merkezi, kentin tarihi dokusu ve çevresinde yoğunlașmıștır. Kent merkezinin
tarihi doku içinde yer almasının merkez yapısı içinde üstünlükleri olmakla birlikte, geliș-
menin denetimsizliği sonunda tarihi merkezin tahrip olması sonuçlarını da beraberinde
getirmektedir. Aynı zamanda kentin eski merkeze bağlı olarak tek merkezli olarak gelișmesi
kent içi ulașımda da sorunlara neden olmaktadır. Bu nedenle Bursa merkez kullanımı üst
ölçekli planlarda merkezin devamı olan ve Santral Garaja kadar uzanan aks ve çevresinde
önerilmektedir.
Santral Garaj alanı, kent merkezinin kuzeye doğru gelișmesiyle yeni olușacak kent merkezi
ve onun çevresindeki yakın proje alanları ile birlikte çok önemli ve anlamlı bir görev üst-
lenmektedir. Farklı ulașım sistemlerinin yakın çevresinde olması ve yoğun bir yaya aksının
bulunması, ticari kullanımlar, küçük sanatlar, bürolar ve kamu hizmetlerinin yer alması, kent
içinde kolayca ulașılabilecek bir alan olması, bu alanda yapılacak düzenlemenin önemini
arttırmaktadır. Kentin gelișmesi ve büyümesi sonucu artan, açık alan ve meydan gereksini-
mini karșılamak amacıyla bu alanın düzenlenmesi için bir yarıșma açılmıștır.
Santral Garaj yakın çevresinde, Kültürpark Sağlıklaștırma Projesi, Merinos Kentsel Dönü-
șüm Projesi, Fevzi Çakmak Caddesinde Kültür ve Ticaret Merkezi Projesi, Hanlar Bölgesi
Projesi, Balibey Hanı Restorasyon Projesi ile tamamlanmıș olan Fevzi Çakmak Caddesi
ve Bursaray Osmangazi İstasyonu yaya düzenlemeleri, Șehreküstü Meydanı, Santral Ga-
raj çevresinde gelișen merkezi iș alanları, Hașim İșcan Caddesinde devam eden Bursaray
doğu etabı çalıșmaları ve mevcut Hal Alanı ile bütünleșecek bir kent meydanının Bursa’ya
kazandırılması amaçlanmaktadır. Kısa sürede gerçekleștirilmesi hedeflenen projede, kent
içinde simgesel bir odak noktası olușturulması, yakın çevresi ile birlikte İnsanların yașamını
kolaylaștırması ve çeșitli eylemlerini sürdürebilmeleri için gerekli iç dıș mekanların, estetik
ve ișlevsel yönden en uygun çözümlerle toplumun hizmetine sunulması sağlanacaktır.

S ATINALMA
Satınalma:
Peyzaj Mimarı Sunay Erdem AÜZF
JÜRİ: Danıșman Üyeleri Mimar Günay Erdem,GÜ
Hüseyin Konçak (Mimar, Bursa Büyükșehir Belediyesi Danıșmanlar:
Genel Sekreteri)
Doç.Dr. Mehmet Tuncer, Șehir Plancısı ODTÜ
Ahmet Aybar (Mimarlar Odası Bursa Șb Bșk)
Recayi Coșkun (Y.Mimar, İTÜ) Mehmet Nazım Özer, Șehir Plancısı, G.Ü.M.F.
Adem Özdemir (İnșaat Mühendisleri Odası Bursa Șb Bșk) Serpil Öztekin, Peyzaj Mimarı, A.Ü.
Esin Mıhçı (Șehir Plancıları Odası Bursa Șb Bșk) Özkan Gülağaç, Mimar, K.T.Ü.
Hakkı Önel (Prof., Mimar, YTÜ) Sedat Özçiçek, Peyzaj Mimarı, A.Ü.
Hikmet Büyüktașkın (Mimar, Emekli Sandığı Genel Müd.)
Satınalma:
Asli Üyeler Güven Șener (Dr.Mimar, YTÜ)
Cengiz Giritlioğlu (Prof. Dr. Y. Mimar/Șehr Pl. İTÜ) Bahar Kaya (Danıșman Yük.Mimar)
Altan Akı (Prof. Mimar YTÜ)
Zekai Görgülü (Prof.Dr.Y.Mimar/Șehir Pl. YTÜ) Satınalma:
Nilüfer Akıncıtürk (Prof. Dr. Mimar UÜ) Kerim Yaman (Mimar, OÜ)
Zekai Celep (Prof. Dr.İnșaat Mühendisi İTÜ)
Yakup Hazan (Y.Mimar/Restorasyon Uzmanı) Satınalma:
Mehmet Ocakçı (Prof. Dr.Y.Mimar/Șehir Plancısı İTÜ) Hasan Șener (Prof. Dr.Yük.Müh.Mimar, İTÜ)
Cafer Bozkurt (Yük.Müh.Mimar, İTÜ)
Yedek Üyeler
Kaya Özgen (Prof. Dr.İnșaat Mühendisi İTÜ) İlhami Kurt (Mimar, İTÜ)
Murat Taș (Dr. Y.Mimar UÜ) Adnan Titiz (Mimar, İTÜ)
Timur Kaprol (Dr. Y.Mimar UÜ) Hasan Yirmibeșoğlu (Mimar Șehir Planc.,MSÜ)

Raportörler: Satınalma:
Yasemin Özarslan (Mimar B B B Etüd Proje Șb. Md.) Cem Açıkkol (Yük.Mimar, ODTÜ)
Tülya Hatiboğlu (Y.Mimar B B B) Kaan Özer, (Mimar, GÜ)
Ali Rıza Satır (Șube Müdürü Emekli Sandığı Böl Md) Hatice Üsküdar Özer (Yük.Mimar, GÜ)
1. Ödül
Seçkin Kutucu (Y.Mimar Dr., 9 Eylül Üniversitesi)
Ebru Yılmaz (Dr., 9 Eylül Üniversitesi)
Tomurcuk Yonca Kutucu (Mimar, 9 Eylül Üniversitesi)
Uğur Bozkurt (Kentsel Tasarım Uzmanı Șehir Plancısı, 9
Eylül Üniversitesi)

BURSA SANTRAL GARAJ KENT MEYDANI MİMARİ ve


2. Ödül
Baran İdil (Șehir Plancısı Yüksek Mimar, İTÜ)
Hasan Özbay (Yüksek Mimar,ODTÜ)
Tamer Bașbuğ (Mimar, ADMMA),
Aslı Özbay (Yüksek Mimar, ODTÜ)
Osman İlhan (Danıșman Mimar)

3. Ödül
Özgür Ediz (Öğretim Görevlisi Mimar, Dr., Uludağ
Üniversitesi)
Yavuz Taneli (Araștırma Görevlisi Yüksek Mimar,
Uludağ Üniversitesi)
Yardımcılar:
Haydar Șabanoğlu (Mimar, Uludağ Üniversitesi)
Serhan Güler (Mimar, Uludağ Üniversitesi)

KENTSEL TASARIM PROJESİ


1. Mansiyon
Elif Çelik (Mimar, İTÜ)
Aslı Çalıkoğlu (Yüksek Mimar, İTÜ)
İpek Yürekli (Yüksek Mimar, Dr., İTÜ)
Arda İnceoğlu (Yüksek Mimar, Dr., İTÜ)
Deniz Arslan (Yüksek Mimar, Dr., İTÜ)
Yardımcılar:
İsmet Güngör (Mimar)
İlker Aksoy (Y.Mimar)
Cem Kozar (Mimar)

2. Mansiyon
Selami Demiralp (Peyzaj Mimarı, AÜZF)
Burak Özdöver’in (Mimar, ODTÜ)

3. Mansiyon
Pınar Hansoy (Mimar, FOÜHOSCHULE Üniversitesi)

Kaynak: www.arkitera.com
Seçkin Kutucu (Y.Mimar Dr., 9 Eylül Üniversitesi) Tomurcuk Yonca Kutucu (Mimar, 9 Eylül Üniversitesi)
Ebru Yılmaz (Dr., 9 Eylül Üniversitesi) Uğur Bozkurt (Kentsel Tasarım Uzmanı Șehir Plancısı, 9 Eylül Üniversitesi)

KENTSEL TASARIM RAPORU


GENEL YAKLAȘIM
Santral Garaj alanı șehirlerarası yolların
çevrelediği ve aynı zamanda kentin tarihsel
merkezinin uzanımı olarak konumlanmıș son
derece önemli bir noktada yer almaktadır.
Proje kapsamında bu alan, yakın çevresinde
yapılması öngörülen diğer proje alanları,
eski kent merkezi ve kentin kuzeye doğru
genișleyen büyüme aksı ile beraber düșü-
nüldüğünde bir kentsel düğüm noktası olarak
değerlendirilmiștir.
Proje, bu düğüm noktasını besleyen yoğun
tașıt ve insan hareketinin, kullanım biçim-
lerinin öneri imar planlarını da dikkate
alacak biçimde yeniden organize edilmesini
öngörmektedir. Bu amaçla, projemizi bi-
çimlendiren önemli kentsel akslar șu șekilde
açıklanabilir:
Öneri imar planı bağlamında proje alanının
Fevzi Çakmak Caddesi boyunca algılanabi-
lirliği arttırılmıștır. Böylece, proje ile öne-
rilen Yeni Kent Meydanı da kentin devamı
olan kuzey bölgesi ile güney doğrultusundaki
Fevzi Çakmak Caddesi arasında bir mafsal
olușturmaktadır.
Doğu-batı ekseninde Kültürpark, Merinos
ve Ulu Cadde yönlerinde olușan yaya akıșı,
metro kullanıcılarının da yüzeye ulaștığı ara
yüz platformlar üzerinde kesișir. Platformlar
insan hareketini yönlendiren bir jeneratör gö-
revi görmekte ve meydana ulașımı sağlar.
BURSA SANTRAL GARAJ KENT MEYDANI MİMARİ ve
KENTSEL TASARIM PROJESİ 1. Ödül

ÇEVRESEL İLİȘKİLER
Tesisin çevresiyle bütünleșmesini sağlayan ve yakın çev- yalıtılmıș cephe verir. Meydandaki insan hareketinin ve etkinliklerinin görsel ve
resi ile ilișkisini kuran öneriler șu șekilde sıralanabilir: mekansal olarak üçgen yapının içine tașınması amacıyla meydan cephesi geçir-
• 0,00 kotunda yer alan Geçiș ve Toplanma Platformu, gen tasarlanmıștır. Sergi ve enstalasyon mekanları yapının giriș ve ara katlarında
tüm insan hareketlerini -4,50 kotunda buluna Kent Mey- tasarlanırken, üst katlarda toplantı salonları yapının ortasındaki büyük boșluk
danına yönlendiren toplayıcı ve yönlendirici bir platform çevresinde organize edilmiștir.
ișlevi görür. Kent meydanına yönlenme ve kavșağın diğer Yer üstünde sosyal ve kültürel etkileșime dönük mekanlara yer verilmesi
noktalarındaki platformlara geçiși sağlar. Bu platform meydanın ticari kimliğinin yanında kamusal ve sosyal mekan kimliğine sahip
üzerinden alanın tüm noktalarına görsel ve fiziksel erișim olmasına da katkı sağlamıștır.
sağlanır. Toplanma ve geçiș alanı olan bu yer gündelik
yașamın hız kesmediği bir alandır.
• Modern Kent meydanı tanımının bir gereği olarak așa- EYLEMLER MEKANLAR
ğıdaki tanımlı eylemleri barındıran bir program hazırlan- Bulușma ve toplantı Kapalı Toplantı ve sergi salonları
Gösteri Açık eylem ve gösteri platformu
mıștır. Bu programa uygun mekanlar tasarlanmıștır.
Kültürel etkileșim, Sergileme,
Bilgilenme, İletișim Info Box
MİMARİ TASARIM RAPORU Seyir Açık anfi, açık sinema
Info Box, Sosyal-Kültürel Tesis ve Kent Kanopi’si Ey- Toplu gösteri Konser alanı
lem Platformunu günün farklı saatleri ve haftanın farklı Bulușma Kanopi
günleri için yeniden programlar. -4,50 kotunda konușlan- Oyun Kentsel plaj, su ögeleri, anfi
dırılan alıșveriș birimleri ve sinemalar ise kentliye sürekli Alıșveriș ve etkileșim Ticari birimler, kafe, sinema
İbadet ve toplanma Cami
ihtiyaçlarını karșılamak için servis verir. Böylece, Bursa
Yeni Kent Meydanı bulușma, toplantı, gösteri, kültürel
etkileșim, sergileme, bilgilenme, iletișim, seyir, oyun,
alıșveriș ve ibadet ile zaman içinde farklılașan eylemler
bütününü barındıran bir mekan olarak yorumlanmıștır.
Kanopi altında yer alan Kiosklar geçici fonksiyonlar
içermektedir. Kiosklar kentlinin gündemine göre yeniden
programlanabilir.Yine Seyir Platformu üzerinde organize
edilen toplu gösteriler (konser, oyun, film, maç gibi)
meydanın kamusal mekan kimliğine ve kentli tarafından
kabul görmesine olanak sağlar. Kanopi geçirgen yapısı ile
batı yönünden gelenler için bir giriș kapısı kimliğine de
sahiptir. Fevzi Pașa Bulvarının geometrik uzantısı olması
özelliği ile kuzeyde gelișmekte olan yeni kent merkezine
uzanır ve ikisi arasında tipolojik bir ara yüz olușturur. Bu
nedenle, geçirgenliğe ve açık mekan eylemlerine uygun
olarak çelik konstrüksiyon ile inșa edilmesi uygun görül-
müștür. Aynı zamanda, kentin hareketinin biraz yavașla-
dığı duraklama mekanı olarak değerlendirilebilir.
Kentin odak noktası olma iddiasındaki Bursa Yeni Kent
Meydanı kaçınılmaz olarak kente dair her türlü bilginin
herkes tarafından ulașılıp, paylașıldığı bir etkileșim me-
kanına da sahip olmalıdır. Bursa Info Box, bu amaçla
kentlinin meydana giriș yaptığı seyir platformunun kar-
șısında yer alır, sürekli bilgi akıșı sağlar ve etkinliklerden
kentliyi haberdar eder. Cam ve çelik konstrüksiyona sahip
bina dıșarıdan kolayca algılanmaktadır. Bu bağlamda,
kentle, sürekli iletișime sahip kimliğiyle yapım sistemi
örtüșmektedir. Cephe konstrüksiyonu kentli için bilgi akı-
șını sağlayan bir ekran olarak tasarlanmıștır. Cam yüzey,
meydan kotu altındaki sinema ve alıșveriș mekanlarına
düșeyde geçiș sağlar.
Üçgen forma sahip kültür merkezi sadece kentlinin
sosyo-kültürel ihtiyaçlarını karșılamak için gerekli olan
kapalı mekanları barındırmakla kalmaz, aynı zamanda
İzmir-Ankara yoluna ve Fevzi Çakmak Bulvarı ile birle-
șen İstanbul yoluna sırt, etkinlik platformuna korunaklı,
Kaynak: www.arkitera.com
Baran İdil (Șehir Plancısı Yüksek Mimar, İTÜ)
Hasan Özbay (Yüksek Mimar,ODTÜ) Aslı Özbay (Yüksek Mimar, ODTÜ)
Tamer Bașbuğ (Mimar, ADMMA), Osman İlhan (Danıșman Mimar)

I- PLANLAMA ve KENTSEL TASARIMLA İLGİLİ Sosyal yapıyı zenginleștirmenin yolu, her sosyal kesimin
AÇIKLAMALAR ihtiyaç duyabileceği ișlev zenginliğinin ve kalitesinin sağ-
A- SOSYOLOJİK SORUNLAR ve İȘLEVLENDİRME lanmasını zorunlu kılıyor. (Örnek İzmir Konak Meydanı
Proje alanı ve yakın çevresi genelde alt ve orta gelir grup- ve Beyoğlu yaya zonu)
larının egemen olduğu, bir kentsel toplanma noktası (yada Gerek proje alanı, gerekse yakın çevresiyle birlikte oluș-
odağı) dır. Bu durum, giderek kırsal kültürün beslediği bir turulacak güvenli bir yaya bölgesi, odak alanda sosyal
sosyal yapının egemenliği doğrultusunda gelișmektedir. dönüșüm ve değișimin en güçlü etmenlerindendir. (Șema
Bu sosyal yapının talepleri mekansal yapıya da aynen 1 ve 2)
yansımaktadır. Özellikle Alanın minibüs/ midibüs ter-
minali gibi kullanılması, bu sosyal yapının çeșitlenmesini B- ULAȘIM ve TRAFİK
etkilemektedir. Alan çevresindeki trafik, tam bir kaostur.Pik saatlarında
Her yıl giderek artan bir erkek kalabalığı mekanı adeta rahatlıkla gözlendiği üzere çok kısa mesafede düzenlen-
kıșlalașmaktadır.Oysa alan, Bursa kent merkezinin hiç miș kavșak ve yaya geçișleri için, sinyalizasyon senkrone
te, paralizasyonlara terk edilemeyecek konumdaki bir edilememekte ve tam bir kargașa yașanmaktadır.
bölümünde yer almakta ve tașıdığı potansiyeller, doğru Yarıșmacılara verilen mevcut imar planı ve kentsel tasa-
hedeflere uygun olarak değerlendirilirse, kent merkezinde rım düzenlemelerinde Ankara-İzmir yolu üzerinde öneri-
neredeyse çöküntü alanı görünümündeki mekan, kentin len dağıtma kapasitesi geliștirilmiș kavșağına rağmen alan
çok ciddi bir odak alanına dönüșebilir. Bu dönüșümde, doğusunda önerilen iç içe geçmiș kavșak düzenleriyle bu
alanın heterojen bir sosyal yapının talep alanı olması, trafiğin kontrol edilmesi çok zordur.
günümüz kent merkezi yenileme konseplerinde yer alan Projemizde kara yolu kavșağı üzerindeki yüksek kapasiteli
ortak hedef gibidir. dağıtıcı kavșağa, Fevzi Çakmak ve Darmstadt arterlerinin
Bu hedefe ulașmada șu hususlar öne çıkmaktadır. keșistiği nokta da, sadece tek yaya geçiti içeren bir dağıtı-
Alana kentin değișik kesimlerinden toplu ve konforlu cı (Round- boud) kavșak eklenmiștir. Sistemin bütününde
ulașım sağlanmalıdır. ise hemzemin yaya geçișleri en aza indirilerek, dağıtım
BURSA SANTRAL GARAJ KENT MEYDANI MİMARİ ve
KENTSEL TASARIM PROJESİ 2. Ödül
sistemini basitleștiren ve motorlu tașıtı en az durduran bir așamalı olarak bodrum kat garajlarının giriș-çıkıșlarının
kombinasyon önerilmiștir. (Șema 4) Bu öneride ana ilke geliștirilmesi gündeme gelebilir.
alanda bulunması gerekmeyen trafiğin, ivedilikle deșarj Projede yukarıda sayılan belirsizlikler çok büyük ölçüde
edilmesidir. Bu sistem uzunca bir süre, Karayolu üzerin- dikkate alınmıștır.
deki öneri kavșak yapılmadan da uygulanabilir. Alanda
ciddi bir trafik doğurucu öge olan kat otoparkı’nın ișleyiș MİMARİ TASARIM YAKLAȘIMI
șemasını bilmediğimizden, net bir öneri yapamadık. An- Kușkusuz, yukarıda planlama boyutu ile ilgili açıklama-
cak, olabiliyorsa tesisin doğusundaki servis yolunun tek lardaki pek çok somut veri, mimari konseptin olușumuna
yönlü olarak, bu amaçla kullanılması doğru olur. da girdi olmuștur. (Program, çevre olanakları, ulașım vb.)
Alanın doğusunda önerdiğimiz hem zemin yaya geçiti’ne Burada yoğunlașacağımız konu 21’ci yüz yılda Bursa’ya
dahi metro kotları belli olduğunda, bir alt geçit yapılabili- ne tür bir meydan gerektiğinin öncelikle kavramsal olarak
yorsa gerek kalmayabilir. tanımlanmasıdır. Bu tanımlama, sosyolojik olarak “sivil
karakterli bir bulușma mekanı” șeklinde özetlenebilir.
C- BELİRSİZLİKLER Resmi merasimlerden çok, konserlere elverișli, günește
Program Açısından; Meydan altında yer alan tesisin fizi- cayır cayır yanan- ağaçsız ve gölgesiz büyük alanlar
bilitesi’ne bağlı olarak, çarșı bir kat arttırılabilir.Bu ge- yerine, çoğu merasimlerin de yapılabileceği ancak bu
reksinim yatırım ve finans konuları görüșüldüğü așamada etkinlikler dıșında da gerek ağaç gerekse büyük saçak
gündeme gelebilir. gölgelerinde “çay bahçesi” gibi yașanabilen mekanlara
Yakın çevredeki dokular açısından alanın kuzey, batı ve sahip, özetle çok nedenle kullanılabilen bir bulușma me-
doğusundaki olușumların bir kentsel tasarım mantığı ile kanı kurgulamayı arzu ettik.
yeniden ele alınması ve değerlendirilmesi gerekir. Bu Bașlangıçta kuzeyde ki ovaya açılma fikri egemen iken,
yapılar, yarıșmacılara verilen 1/1000 imar planındaki gibi kuzey panoramasının hiçte yeșil bir espas olmadığını, tam
uygulanırsa çok geniș bir alan için tarihi denecek bir fırsat tersine Bursa’nın en kakafonik yapılașma alanı olduğuna
kaçmıș olur. Ancak, bu idare’nin vereceği bir karardır. karar verip, bu panoramaya yalnızca yapıların ilgili bö-
(Șema 5) lümlerini açmakla yetindik.
Metro projesi kesinleștiğinde mezanin katları için ne tür
ve kapsamda olanak çıkacağı bilinmiyor.
Projemizde, meydanın en üst kotu altında önerilen çarșı-
pasaj, metro kotunda engel çıkarsa zeminin 1-2 metre yük-
seltilmesi ile așılabilir. Ancak, katlı otoparka kadar ulașan
ve çok daha geniș bir alt çarșı hatta metro terminalinin bu
kesimde yapılması da gündeme gelebilir. (Tüm kavșağın
altını kaplıyan) Ancak bu metro ve ulașım çalıșmaları ile
bütünleșmesi gereken bir çalıșmayı gerektirir.
Alanda bugün var olan terminalin (minibüs/midibüs) bo-
șaltılması ciddi baskılar olușturabilir ve böyle bir statüde

Kaynak: www.arkitera.com
Özgür Ediz (Öğretim Görevlisi Mimar, Dr., Uludağ Üniversitesi) Yardımcılar:
Yavuz Taneli (Araștırma Görevlisi Yüksek Mimar, Uludağ Üniversitesi) Haydar Șabanoğlu, Serhan Güler

KENTSEL TASARIM VE MİMARİ TASARIM


RAPORU
Söz konusu tasarım așağıdaki kavramlar doğrultusunda
olușturulmuștur.
Sinaps: Proje alanı, Yalova Yolu, Ankara Yolu ve İzmir
Yolu arterlerinin kesiștiği, buradan da șehir merkezi ile
yaya ve tașıt bağlantılarının sağlandığı, bir “sinaps” ni-
teliğindedir. Proje alanının güneyinde, ticari açıdan aktif
Gazcılar, Fomara ve Uluyol akslarının bulușması ve Bur-
saray’ın da önemli bir kısmının tamamlanması nedeniyle
yaya trafiği artmıș, Kıbrıs Șehitleri Caddesi’nin kısmen
yaya bölgesine dönüștürülmesi bu tabloyu desteklemiștir.
Maksem aksı: Söz konusu aks Bursa’nın Maksem
semtinden bașlayarak, Tarihi Ulu Cami, Hanlar Bölgesi
ve Fomara doğrultusunu takip eder ve “Bursa Terası”
(Tasarlanan alan) ile noktalanır. Bu doğrultu ayrıca İz-
mir-Ankara Yolunu da așarak karșı taraftaki yapı adasına
ulașır ve șu an düzenlenmekte olan Merinos Bölgesi ile
de bir bağ kurar.
Yeșil Hacim: Meydan yönünde, Maksem aksı bina giriși-
ni tanımlayan nitelikte devam etmekte ve binanın İzmir-
Ankara yolundaki cephesinde iç mekandaki Yeșil Hacim
ile noktalanmaktadır. Bu hacim, doğal bir rekreatif alan-
dır; açık alanda düșey sirkülasyonu da sağlarken, mekan-
sal ilișkileri (Alt ve Üst Meydanlar-Bursa Modern-Ope-
ra-Șehir Kütüphanesi) güçlendirir. Ankara-İzmir yolu ve
Yalova yönünden proje alanına yaklașımda, söz konusu
Yeșil Hacim simgesel bir öge olarak tasarımın güçlü bir
noktasını oluștururken, üstlendiği rasyonel fonksiyonla da
tasarıma potansiyel çözümler getirmektedir.
BURSA SANTRAL GARAJ KENT MEYDANI MİMARİ ve
KENTSEL TASARIM PROJESİ 3. Ödül
Bursa Terası: Önerilen çözüm, yaya trafiği yoğunluğunu
dikkate almakta, proje alanının kalbini, öncelikle güney
cephesinden kot alan, daha sonra da alt kotlarda yer alan
platformlar (çökertilmiș düzlemler) șeklinde düzenle-
mektedir. Kotlar arası görsel ilișki güçlü tutulmuș, sosyal
ve kültürel aktiviteler, toplantılar, konserler, șölenler ve
benzeri açık hava etkinliklerinin yer alabileceği tanımlı
mekanlar olușturulmuștur. Böylelikle, söz konusu faa-
liyetlerin izlenebilmesi sağlanmıș, bununla birlikte kent
meydanı (Bursa Terası) kavramının gerektirdiği ölçek
yakalanmıștır.
Vistalar: Opera Binası’nın (Oditoryum/Konser/Toplantı)
sağır yüzeyini çökertilmiș bir düzlemden olușan oturma
alanı karșılamaktadır. Bu sağır yüzey, projeksiyon alanı
(ekran) olarak kullanılabilmekte, çökertilmiș düzlem ise
toplantı, șölen ve gösteriler için tarifli bir mekan oluștur-
maktadır. Oturma alanı, sırtını yeșil alan düzenlemesine
dayamaktadır. Bu alandan da söz konusu aktiviteler iz-
lenebilmektedir. Opera Binası’nın șeffaf yüzeyi, 0.00
kotundaki kamusal alanının gerisinde yer alan giriș sa-
çağından bașlayarak, Fomara aksı üzerinden Maksem’e
kadar uzanır ve Bursa silueti ile noktalanır.
Rampa Üst meydandan dezakse bir rampa ile -4.00 kotu-
na inilebilmektedir. Alt meydanın batı ucunu tutan Bursa
Modern, doğu ucunu sınırlayan Șehir Kütüphanesi ve Ku-
zey yönünde yer alan yeșil hacim, -4.00 kotunu tarifleyen
ögelerdir. Bu kurgu geçmișimizdeki avlu-han kurgusunun
getirdiği avantajları sağlar.

Kaynak: www.arkitera.com
Elif Çelik (Mimar, İTÜ)
Aslı Çalıkoğlu (Yüksek Mimar, İTÜ)
İpek Yürekli (Yüksek Mimar, Dr., İTÜ)
Arda İnceoğlu (Yüksek Mimar, Dr., İTÜ) Yardımcılar:
Deniz Arslan (Yüksek Mimar, Dr., İTÜ) İsmet Güngör, İlker Aksoy, Cem Kozar

KENTSEL TASARIM RAPORU


Bu projede Bursa Santral Garaj Kent Meydanı’nın, zaman
içinde değișen ve değișmekte olan çevresel koșulları ve
kullanım durumları paralelinde, yeniden tanımlanma ve
olușturulma ihtiyacı üzerine odaklanılmıștır.
Yeni meydanın kente katılımı, buna bağlı olarak kentsel
alanı olușturacak belli bir yoğunluğun yaratılma ihtiyacı
ve dinamik bir ortamın canlılığını gece-gündüz sürekli
kılma çabası bu tanımlamayı yönlendiren esaslar olmuș-
tur.
Bursa Santral Garaj Kent Meydanı Projesi kapsamında
önerilen ișlevler öncelikli olarak gençlere yönelik olarak
düșünülmüștür. Çünkü her kent gibi Bursa’nın da, genç
insanları fiziksel ve kültürel anlamda besleyecek ortamlar
yaratmaya ihtiyacı vardır. Özellikle kuzey-batı yönünde
yoğunlașan yeșil bir park tarafından sarılmıș olan bu
meydanın bu ihtiyacı karșılayacak merkezlerden biri
olabileceği öngörülmüștür.
Meydan, içindeki kütüphane, medyatek, sinema, gösteri
alanları, spor salonu, sokak sporları için alanlar, yeme-
içme yerleri ve benzer ișlevleri ile üniversite öğrencileri
için kente katılabilecekleri bir yer olacaktır. Böylelikle
üniversitenin kent yașamından, kentin üniversite dina-
mizminden yararlanabildiği karșılıklı etkileșim ortamı
olușacaktır.
Bunun yanında, meydanın mevcut çevre tarafından kulla-
nımını yoğunlaștıracak ve meydanı günlük hayatın içine
alabilecek ișlevler önerilmiștir. Bütün çevreye hizmet
verecek kapalı otopark ve büyük bir süper market bunlara
örnektir.
BURSA SANTRAL GARAJ KENT MEYDANI MİMARİ ve
KENTSEL TASARIM PROJESİ 1. Mansiyon
Bölgenin gece-gündüz kullanımını sağlamak için önerilen
konut bloğunda ise öğrencilerin de, çalıșan genç insan-
ların da yașayabileceği bakımı, kullanımı kolay, efektif
konut tipleri yer almaktadır.
Söz konusu blok, meydanın kente simgesel bir anlam kat-
masına yardımcı olurken, çevre yolu ile kent arasındaki
sınırda yer alan yarı geçirgen bir duvar olușturur. Bu, Bur-
sa’nın ‘ön’ünden geçenler için çevre yolunun hızına ve öl-
çüsüne göre gözden kaçmayacak kadar büyük, sürekli ve
renkli, ama kentin kuzey bölgesiyle ilișkiyi kesmeyecek
kadar boșluklu ve iki yönlü bir duvardır.
Yeni meydan için geliștirilen proje, topografyanın yaya
lehinde düzenlenmesini önerir. Meydan, batıda yaya
mekanına dönüștürülen Kıbrıs Șehitleri Caddesi ile
birleșerek kentteki yaya trafiğinin sürekliliği içinde yer
almaktadır. Bu süreklilik meydanın bütünlüğünün oluș-
masını sağlayan farklı kotlardaki ișlevler aracılığıyla
üçüncü boyutta da devam eder.
Böylece meydan, farklı ișlevlere sahip yerlerin birbiriyle
ilișki kurmasını sağlayan bir merkez olur;
meydan-park-meydan-süpermarket-meydan-çarșı-mey-
dan-otopark-meydan-konutlar-meydan-kütüphane-mey-
dan-lokanta-meydan-Bursaray-meydan-spor merkezi-
meydan-çevre yolu-meydan-yaya bölgesi gibi.

Kaynak: www.arkitera.com
Yardımcılar:
Oytun Deliktaș, Halis Özkan, Derya Duman, Cem H. Türkel,
Selami Demiralp (Peyzaj Mimarı, AÜZF) Mühendislik Danıșmanları
Burak Özdöver’in (Mimar, ODTÜ) Ahmet Süreyya Ural, Kemal Güravșar, Kuddusi Șimșek

GENEL PLANLAMA VE TASARIM ile bütünleștiği bölüm, yani yarıșma alanının güney bölümü,
POLİTİKALARI bir toplanma alanı olarak tasarlanmıștır. Yarıșma alanına batı,
Yarıșma alanındaki mevcut sorunların çözümü ve imkanla- güney ve doğu yönlerinden gelen yaya hareketleri burada
rın kullanılmasına yönelik tasarım prensipleri bu kavram ve toplanarak, yarıșma alanında önerilen kentsel kullanımlara
politikalar ıșığında șekillenmiștir. Kabul edilen temel tasarım yönlendirilmektedir. Önemli yaya akslarının mevcut durum-
prensipleri küresel dinamiklere yerel bir yanıt niteliği tașı- da buraya yönlenmesi ve kent içi önemli tașıt yolları ve toplu
maktadır. İnsan, mekanın odak noktası olarak ele alınırken, tașıma güzergahları bu toplanma ișlevini güçlendirmektedir.
kimlik kavramı, özellikle kentsel kimlik, temel bir tasarım Yaya jeneratörlerinden gelen yayaların toplandığı ve yönlen-
prensibi olarak kabul edilmiștir. Mekan yalnızca edilgen bir dirilmeye bașlandığı alan olan yarıșma alanının güneyindeki
eleman değil, kișinin ve toplumun temel yapı tașlarından biri üç boyutlu plastik öge, çarpıcı yüksekliği ile buranın bir top-
olarak ele alınmıștır. lanma yeri ve odak noktası olma özelliğine vurgulamakta ve
Yarıșma alanının önemli mekansal sorunlarından biri iliș- landmark niteliğine sahip olmaktadır.
kisizlik ve kaybolma hissinin varlığıdır. Bunu çözmek için Kuzey-güney yönünde uzanan ana yaya aksı, yarıșma alanını
kütle ve boșluk ilișkisi yeniden ele alınmıș, ulașılabilirlik ve fiziksel olarak doğu ve batıda iki büyük parçaya ayırırken,
yönlenme temel tasarım prensipleri olarak ele alınmıștır. aynı zamanda alt kotlara inip çıkan hareketi ve doğu-batı
Yarıșma alanındaki tasarım, mekansal devamlılığın ve bütün- yönündeki geçișleri ile mekansal bütünleșmeye katkıda bu-
lüğün sağlanması üzerine kuruludur. Kıbrıs Șehitleri Caddesi, lunmakta ve bir iç sokak-omurga kimliğine bürünmektedir.
İlkbahar Caddesi ve Fevzi Çakmak Caddesi’nin yarıșma alanı Yaya aksının güney-kuzey yönünde yaptığı bu iniș–çıkıș
BURSA SANTRAL GARAJ KENT MEYDANI MİMARİ ve
KENTSEL TASARIM PROJESİ 2. Mansiyon
hareketi, dikey bir dinamizm yaratmakta ve yalnızca düșey En alt iki katın (-7,00 ve -10,50 kotları) doğu bölümünde yaklașık 5000 m² büyüklüğünde bir
bir mekansal bütünlük değil alt kotlar ile düșey bir mekansal süpermarket bulunmakta ve ihtiyaca göre küçültülüp büyültülebilecek tarzda konumlandırıl-
bütünlük ve hareket de sağlamaktdır. mıș, batı bölümünün iki katı ise otopark olarak ayrılmıștır. Bu otoparkların kapasitesi yaklașık
Yarıșma alanını güney ucunda ve ana yaya aksının batısında 550 araçlıktır.
bulunan amfi-tiyatro yaklașık 500-600 kișilik bir kapasiteye Sinema, tiyatro ve sergi alanları, buranın gece ve gündüz yașayan bir mekan olmasını sağlaya-
sahiptir. Doğal yükseklik farkları ile elde edilen amfi-tiyat- caktır. Bu canlılık, küçük ve büyük ölçekli alıșveriș-ticaret kullanımları ile destekelenecektir.
ronun sahnesinin arkasındaki duvarda projeksiyon ve diğer Farklı zamanlarda yașayan birbirleri ile uyumlu çeșitli ișlevlerin biraraya gelmesi, yașayan ve
görsel sunumlar yapılacaktır. Amfi-tiyatro ile ana yaya aksı canlı mekanların olușmasına katkıda bulunacaktır.
arasında kalan bölümde ise, amfi-tiyatronun destek hizmetleri
bulunacaktır.
Yarıșma alanının güney girișinden bakıldığında tam bir
meydan algılanmaktadır. Bu meydan üstte fiziksel olarak
parçalara ayrılmamıș ve görsel olarak süreklilik arzetmekte
ve kesintisiz bir vista sunmaktadır. Burası toplanma alanları,
yaya aksı ve gezinti yolları ve farklı nitelikteki yeșil kulla-
nımlara ayrılmıștır. Fiziksel gelișim meydanın altında, farklı
katmanlar halinde ele alınmıștır. Meydan yaklașık 1.5 metre
kalınlığında toprak ile doldurulacak ve farklı nitelikteki yeșil
alanlar olușturulacaktır.
Meydanın hemen altında bulunan (+1,50 kotu) ilk katta ve
ana yaya aksının doğu bölümünde 600-700 kiși kapasiteli bir
tiyatro ile dört salondan olușan bir sinema kompleksi bulun-
maktadır. Tiyatronun arka bölümünden tiyatroya sahne, dekor
ve diğer hizmetler için erișim mümkün olacaktır.
Aynı katın batı bölümünde ise restoranlar ve idari ișlevleri
içinde barındıracak bir yapı bulunacaktır. İdari yapı bu katın
kuzey ucunda yer alacaktır. Ana aksın batısında yine kuzey-
güney yönünde uzanan koridor boyunca ise sanat atölyeleri
ve sergileme alanları yer alacaktır. Buradaki sergi ve atölye
alanları geçiçi nitelikteki hareketli elemanlar ile olușturu-
lacak, böylelikle farklı nitelik ve büyüklükteki kültürel ve
sanatsal aktivitelere cevap verebilecektir. Görsel, ișitsel ve
plastik sanatlar sergilerine ev sahipliği yapacak bu alanda ay-
rıca Bursa ile özdeșleșmiș otomotiv, tekstil ve tarım ürünleri
(ipek, kestane, șeftali gibi) temalı sergiler ve yarıșmalar da
yer alacaktır.
Meydanın iki kat altında (-3,50 kotu) ise daha çok ticari ve
rekreatif kullanımlar yer alacaktır. Bu kat aynı zamanda ana
yaya aksının indiği en alt düzeyde yer almaktadır ve doğu-batı
yönünde açıklıklar ile birbirine bağlanmaktadır. Bu katın do-
ğusunda yer alan bölümde alıșveriș üniteleri bulunmaktadır.
Batısında ise cafeler, büfeler, eğlence mekanları ve restoran-
lar yer almaktadır.

Kaynak: www.arkitera.com
A. İrem Mollaahmetoğlu Falay (Ekip Bașı) Y.Mim. İ.T.Ü
K. Ferhan Yürekli Y.Müh.Mim. İ.T.Ü
Mete B. Baypınar Y. Șeh.Pl. İ.T.Ü Yardımcılar:
Dr. Tülay Ayașlıgıl Pey.Mim. A.Ü. Turan Altıntaș, Ali Dur, Muhammed A. Örnek
BEYLİKDÜZÜ “CUMHURİYET CADDESİ VE YAKIN ÇEVRESİ”
KENTSEL TASARIM PROJE YARIȘMASI
BEYLİKDÜZÜ “CUMHURİYET CADDESİ VE YAKIN ÇEVRESİ”
KENTSEL TASARIM PROJE YARIȘMASI 1. Ödül

JÜRİ DEĞERLENDİRMESİ
• Projenin güçlü bir kavramsal yaklașımı vardır.
• Kentsel tasarım olarak, klasik zonlama yaklașımına bir
alternatif olușturmaktadır.
• Önemli çekim odakları getirmektedir.(Bilim Merkezi
vb. gibi)
• Ulașım önerileri kentsel tasarım sistemi içinde bütünle-
șik olarak çözümlenmektedir.
• Sunulan plastik değeri olan, estetik tasarım dili olumlu
bulunmuștur.
• Konut fonksiyonuna yer verilmesi alanın gece ve gün-
düz yașamı açısından olumlu bulunmuștur.
• Finansman sistemi açısından olumlu bulunmuștur.
• Alana getirdiği bütüncül yaklașım ve tasarım anlayıșı
açısından değerli bulunmuștur.

Kaynak: İstanbul Metropoliten Planlama Bürosu


Korhan Torcu (Ekip Bașı) Y.Mim. İ.T.Ü Aslıhan Özaslan Pey. Mim. Kent.Tas.Uz. Bilkent Ü. O.D.T.Ü.
Serhat Yavuz Mim. Osmangazi Ü. Sevim Filiz Șeh. Pl. İ.T.Ü

Beylikdüzü yerleșme bölgesi kentsel gelișim sürecinde,


sosyal ve fiziksel anlamda bütünlük göstermesi beklenen
alanlar arası olușan kaotik durumun çözümü için temel
düșüncemiz cumhuriyet caddesi boyunca e-5 ten bașla-
yıp güneyde vadi sınırına kadar ulașan eksende kentliyi
rekreatif alanlarla bulușturacak ve kentsel artık alanları
kente kazandıracak kentsel aktivite omurgası olușturarak
sürdürülebilir bir strateji izlemektir.
Tasarım süreci hareket sürekliliği ve kamusal kullanım
belirleyiciliğinde gelișen proje, e 5 karayolu ve vadi ara-
sında silikleșen yaya bağlantısını yaya hareketi üzerinden
yeniden kurgular . ‘‘cumhuriyet caddesi kentsel aktivite
omurgası” boyunca yaya akıșını sağlayan tasarım çevre
de olușturulan ring yolu vasıtasıyla omurgaya geçișler
sağlar. Bu geçișler planlanan kentsel mekanları yer altı
otoparklarıyla destekler niteliktedir.
Mevcut doku üzerine serilen yeni katman kentsel dönüșü-
mü tanımlayacak, mevcut katmanları uzlaștıracak yeni bir
kimlik yaratacak bir kamusal kentsel dıș mekan ağ sistemi
olarak projenin tasarımında doğurgan düğüm noktasıdır.
Bu kültürel ve ișlevsel ağ sistemi mevcut dokunun boș-
luklarına nüfuz ederek yeni meydanlar kent parkları, kent-
sel arayüzler olușturur, peyzajın sürekliliğini sağlar.
Bu çerçevede tasarım süreci,
Kongre vadisinden bașlayarak e-5 metro bağlantısına
kadar uzanan eksene kentsel aktivite merkezi kimliği
kazandırılması,
Kongre vadisi ve cumhuriyet caddeleri kesișimin de sos-
yal ve kültürel aktivite ihtiyaçlarına karșılık verecek kül-
tür meydanı ile yaya akıșının sürdürülebilirliği. Bu suretle
rekreatif alanlarla yaya bağının güçlendirilmesi,
Cumhuriyet caddesi boyunca uzanan araç yolunun kong-
re vadisine ulaștığı noktada yer altına alınarak kuzeyde
metro bağından bașlayan yaya akıșının hafif raylı sistem
kullanmak suretiyle rekreasyon vadisine kadar ulașımının
sağlanması,
Doğa ve yapıyı bütünleștirerek yapı yüzeylerini kullanıma
açmak yapı örtüsünü bitkilendirip dıș mekan yașantısını
kamusal kullanımla destekleyerek doğanın etkisini vur-
gulamak. Doğanın sürekliliğini, çeșitliliğini ve Dönüșü-
münü vurgulayarak yapı ve çevre arasında olușturulacak
dengeli birlikteliği mimari ürüne yansıtmak Ekolojik
mimari tasarım ilkeleri doğrultusunda topoğrafik formlar
yerin iklimsel verilerini kullanarak, enerji korunumlu
tasarımlar yapmak suretiyle bina kullanım maliyetlerini
en aza indirgemek.
Yerin ve doğanın ön verileriyle ilișki kurmak, yerin de-
ğerlerine ait iklim, topoğrafya ve peyzaj kullanımına bağlı
olarak mimari formu olușturmak
Öngörülen karma kullanımlar yardımıyla (ticaret, büro,
konaklama, kongre merkezi, tiyatro, meydan, vista nok-
taları ve cumhuriyet caddesi tramvay izi ile kentsel bütün
içinde yaya ulașım yüklerini paylașan bir “kentsel omurga
odağı” na dönüșüm,
Öngörüleri doğrultusunda gerçekleșmiș, aranan çözüm
önerileri ile mekan kullanım ve ulașım kararları bu hedef-
ler doğrultusunda alınmıștır.
Öneri çözümlere bağlı olarak söz konusu odak noktaları-
nın tașıdıkları özellikler așağıdaki gibidir:
Ticari rekreasyon odağı
E-5 karayolu ve metro baglantısı kent omurgasının kuzey
kesimini önemli bir odak haline getirmektedir. Bu suretle
bu bölgede yer alacak çarșı ve büro ișlevlerini birarada
barındıran karma kullanımlı bir proje önerilmiștir. Fatih
sultan mehmet cami ve cevresinde olușturulan yayalaștı-
BEYLİKDÜZÜ “CUMHURİYET CADDESİ VE YAKIN ÇEVRESİ”
KENTSEL TASARIM PROJE YARIȘMASI 2. Ödül
rılmıș alanda bu kullanımla ilișki içindedir. Metrodan bașlayan yaya akıșı ticari
rekreasyon odağını gecerek ana omurgaya eklemlenir.
Bu zonda metronun varlığı düșünülerek metro bağı hafif raylı sistemle destek-
lenmiștir. Bu bölgede yer alan Barıș Manço Parkı, Müzik Parkı olarak düșünül-
müștür. Yeșik doku içinde eriyen performans pletformu ve müzik kutuları parkı
besleyen donatı elemanlarıdır.
Aktarma odağı
Bu bölge rekreatif amaçlı bir geçiș odağıdır. Gölet mevcut doku içinde kentsel
boșluklar yaratma düșüncesinden hareketle kapalı açık alan peyzaj düzenlemeleri
ile kent için ortak bir etkinlik alanı önerilmiștir. Parkta yer alacak yapay gölet
eksen boyunca süren su promenadını dik dogrultuda keserek batı kesiminde yer
alan su adasına bağlanmaktadır. Kent parkında yer alacak kafeteryalar çocuk
oyun alanları su öğesi (fıskiyeler, su oyunları), yeși örtü, rekreasyonu destekle-
yici öğelerdir.
Su adası
Kentsel omurgaya su promenadıyla bağlanan su adası su ve ıșık oyunlarına im-
kan veren gerekli durumlarda konser alanına dönüșebilen su adası, sırt kısımda
yer alan yazlık sinema ve forum alanı, alıșveriș üniteleri kafeteryalar spor alanları
ve yer altı otoparkı ile kent içi ortak etkinlik alanı olarak düșünülmüștür. Bu alan-
da olusturulan boșluk kent içi aktivite meydanına dönüșür. Esnek bir planlama
önerisi getirilen meydan konser alanı .su oyunları platformu, tören alanı, paten
pisti uçurtma sahasına dönüșür.
Kent Parkı - Akvaryum
Aktarma odağında yer alan diğer zonda ise fiziksel çevrede yeșil yoğunluğunu
arttırıldığı rekreasyon amaçlı kullanıma yönelik bir bütün bir kent parkı olarak
ele alınmıștır. Akvaryum, sanat galerisi iç avlulu kafeteyalar, kütüphane, seminer
odaları, belediye hizmet birimleri düșünülmüștür. Omurganın ortasında yer alan
su promenadına bağlanan yırtıkla akvaryuma inilmektedir. Lineer olarak omur-
gaya eklemlenen bina bileșenleri sırt kısmında yeșil kușakla birleșmektedir. Bi-
nanın tasarımında temel düșünce geçirgen bir ara kesit yakalıyarak mevcut kotlar
içinde eriyen bir geçiș mekanı elde etmektir.
Aktarma odağında planlanan yer altı otoparkları gölet,su adası ve akvaryum zon-
larında fonksiyonları destekleyici nitelikte düșnülmüștür.
Kültür Meydanı
Cumhuriyet caddesi boyunca devam eden yaya akıșını kongre vadisine bir kent
koridoruyla bağlayan mafsal noktası olușturulması çevresinde yer alan kongre
merkezi, kongre oteli, öneri tiyatro binası ve halihazırda yapımı süren kültür
merkezi için kentsel fuaye alanı olarak düșünülmüștür.

JÜRİ DEĞERLENDİRMESİ
• Getirilen șemanın netliği, projedeki yeșil ve su motifi kullanımı olumlu bulunmuștur.
• Rekreasyonel ve kültürel ișlevlerin alanın odağını olușturması olumludur.
• Peyzaj tasarım açısından projenin niteliği yüksektir.
• Tasarımın son noktasında binanın vadiye açılımı olumlu bulunmuștur.
• Ticari fonksiyonlarda eksiklik gözlenmektedir ve mimari olarak konumu ve ölçeği tar-
tıșılabilir niteliktedir.
• Odak noktalarının ve belirli ișlevlerin yeterli düzeyde önerilmemiș olmaları olumsuzdur.
• Alan, kentsel alt merkez olarak değerlendirildiğinde, ișlevsel ve yașamsal potansiyelin
bu bağlamda yeterli olamayacağı düșünülmektedir.
Kaynak: İstanbul Metropoliten Planlama Bürosu
Yardımcılar:
Nimet Aydın (Ekip Bașı) Y.Mim. G.Ü.-O.D.T.Ü. Evrim Sunal, Kumru Alpaydın, Mehmet Altıkulaç, Ali Düzdağ,
Nalan Aygül Șeh. ve Bölge Pl. O.D.T.Ü. Burcu Poyrazoğlu, Mevlüde Gervan, Seda Aydın, Tuğrul
Kezban Ünal Peyzaj Mim. A.Ü. Büyükköken, Sevgi Düzgün, Gülcan Kaya

• Proje alanı Beylikdüzü bölgesinde, toplu konut alanı


içinde, kentsel açıdan “hoyratça kullanılmıș bir alanda
bulunmaktadır. Bu açıdan ‘’Beylikdüzü Kent Merkezi ‘’
projesi, Beylikdüzü ve yakın çevresinin dönüștürülmesi
için önemlidir. Prototip ve sorgulanmamıș bir anlayıșla
elde edilen toplu konut alanı içinde olușan tesadüfi ar-
tık alanlarla, yukarılarda bir hedef seçmek, içi dolu bir
davranıș olarak görülmemiștir. Çevresindeki mevcut
fiziksel yapı ile ayrıșan, ancak doğal çevreyle uyușan
sürdürülebilir bir anlayıșla yeni bir Kentsel Yașam Mer-
kezi olușturulması hedeflenmiștir.Alanın güneyden deniz
ile olan görsel ilișkisi ve lineer karakterdeki boșluklar
alandaki homojen, zaman zaman sürprizli eğim, alanın
bölgedeki konumu, cami yanındaki doğu-batı yönünde
uzanan mevcut yeșil doku, alanı çevreleyen eğitime
yönelik kamusal alanlar ve alanın çevre yoluna yakın-
lığı önemli potansiyellerdir. Alanın neredeyse %80’inin
güneye yönelmiș olması mikroklimatik ortam açısından
önemlidir. Ancak alan için en önemli potansiyel, yarıșma
alanının ortasından gelen Cumhuriyet Caddesi’nin doğal
olarak etrafındaki yapılașmayı yönlendirdiği için oluștur-
duğu ‘’sürekli boșluktur’’. Mevcut Cumhuriyet Caddesi
kaldırılmıștır. Yerine tasarımın omurgasını teșkil eden,
tercihini yayadan yana kullanan yeni bir Kentsel Yașam
BEYLİKDÜZÜ “CUMHURİYET CADDESİ VE YAKIN ÇEVRESİ”
KENTSEL TASARIM PROJE YARIȘMASI 1. Mansiyon
Merkezi olușturulmuștur. Kaldırılan Cumhuriyet Caddesi yerine trafik
yükünü azaltması için alanı kuzey- güney yönünde iki yönden çevreleyen
geniș arterler önerilmiștir.
• Yarıșma alanın çevresindeki 26.000 nüfuslu Cumhuriyet Mahallesi-
,doğusunda 28.000 nüfuslu Büyükșehir Mahallesi, güneydoğusundaki
54.000 nüfuslu Barıș Mahallesi ve kuzeydeki yarıșma alanıyla direkt ilgisi
olmayan 15.000 nüfuslu Kavaklı Mahallesi alan için alt merkezler niteli-
ğindedir.Toplamında 123.000 kișilik bir üst merkez yaratılmasına yönelik
bir tasarım hedefi vardır.Çoğu Anadolu kentinden daha büyük olan bu alan
için tasarlanan bu kentsel merkez yakın gelecekte İstanbul’un belli bașlı
birkaç kentsel merkezine alternatif olma ve bu canlılığı yașatma iddiası
tașımaktadır.
• Alan kuzeyden güneye doğru sırayla Kamusal Yapı Alanları, Finans ve İș
Zonu, Kentsel Yașam Merkezi, Yeme-İçme Üniteleri, Eğlence, Kültürel ve
Sosyal Alıșveriș, Rekreasyon ve Kültürel Birimler,en güneyinde ise Düğün
Salonu,Tiyatro, Kongre Merkezi, Otel ve alan için önemli bir potansiyel
olan Rekreasyon Vadisi ile sonlanmıștır.
• Ekonomik kararlarla olușturulan yapıların önündeki büyük kentsel arkad-
lar gölge yaratmasının yanı sıra ișlevin gerektirdiği esnekliği sağlamaktadır.
Tasarım sürprizlerinden biri güneyden kuzeye doğru ekolojik bir aksın ke-
sintisiz olarak cami yanındaki alanda olușturulan tören alanı ile son bulma-
sıdır. Aslında bu aks arkadlar arasında olușturulan lineer mekana alternatif
bir mekandır.Bu ekolojik aks güneyde rekreasyon vadisinden bașlayarak
göletin yanından Gonca Sokak’ın yanındaki boșlukla olușturulan spor ve
rekreasyon adasını sağına alarak yeme-içme ve eğlence arkadının içinden
geçerek cami yanındaki tören alanı ile sonlanır. Bu aks içeride olușturulan
meydan karakterinden uzak bir akstır.Yürüyüș ve bisiklet yolları ,insan iliș-
kilerinin çok yoğun olduğu kesintisiz bir promenad karakterindedir.
• Alandaki mevcut korunacak yeșil dokuya alternatif yeșil dokular önerilmiș
gürültü ve görsel izolasyon sağlanmıștır. Alandaki tüm tercihler yayadan
yana kullanılmıș ve rekreasyon vadisinden bașlayan yeșilin ,gerek ekolojik
aks gerekse arkadlarla sürekliliği etüt edilmiș, yeșilin içinde kaybolan alçak
sayılabilecek kütleler önerilmiștir. Kamusal alandaki tören alanı, resmi bir
karakterde olup, plastik elemanların katılımıyla, alan içinde özellikli bir
bölge olarak tasarlanmıștır. Alan içinde yedi farklı bölgede kapalı otopark-
lar önerilmiștir. Yaklașık 6.000 adet araç için önerilen bu otoparklar 300
adet araçlık açık otoparkla beraber tüm otopark ihtiyacını karșılayacak sayı-
dadır. Otopark ihtiyacının neredeyse tamamı yeraltında önerilerek yeșilden
yana tercih kullanılmıștır.
JÜRİ DEĞERLENDİRMESİ
• Yarıșmacının raporundan izlendiği üzere; projede yarıșmanın çıkıș nok-
tasına tezat olușturan bir çıkıș noktası bulunmaktadır. (Yarıșmanın temel
amacı, alandaki çevre sorunlarına çözüm üretmektir, varolan olumsuzluk-
lardan hareket etmek olarak değerlendirilmemelidir.)
• Projede olușturulan ulașım ağında yaya yollarına yapılan yan saplanmalar
sakıncalı bulunmuștur.
• Kentsel șemada getirilen zonlama önerisi bașarılı bulunmuștur, buna bağlı
olarak projenin șemasında olumlu bir genel yaklașım vardır.
• Ancak mimari çözüm önerilerinde, çok fazla tekrar, genel bir dağınıklık ve
tek düzelik gözlenmektedir.
• Yaya aksı lineer olarak bașarılı kurulmuș, olușturulan iç kırılma nokta-
larıyla șema güçlendirilmiștir ve projenin giriș ve vadiye açılıș kısımları
bașarılı olarak çözümlenmiștir.
• Ancak kentsel ölçekte getirilen bu șemanın netliği mimari ölçeğe yansı-
tılamamıștır.
• Olușturulan çok parçalı kütleler ve binalar arasında yaratılan kullanım
alanları yaya mekanını parçalamaktadır.
• Yeșilin ve suyun kullanım biçimleri, önerilen formları dıșında, olumlu bir
katkı olarak değerlendirilmiștir.

Kaynak: İstanbul Metropoliten Planlama Bürosu


Ekip Bașı
Erguvan Ö. Toplu Y.Mim. İ.T.Ü.
Mahir Ünal Mim. Y.T.Ü.
Oya Küçük Șeh.Pl. D.E.Ü. Yardımcılar:
Bengi Demirkan Peyzaj Mim. Yeditepe Ü. Gulüm Balkaza, Ali Çalıșkan
BEYLİKDÜZÜ “CUMHURİYET CADDESİ VE YAKIN ÇEVRESİ”
KENTSEL TASARIM PROJE YARIȘMASI 2. Mansiyon
Tasarım hareket noktaları ve temel ilke kararları ana baș-
lıklar halinde özetlenirse;
1- İnsan Ölçeği: Mümkün olduğunca insan ölçeğine
yatkın yapılar önerilmiștir. Bu sayede yüksek yapılar ile
çevrilmiș alanda sıcak ve insana yakın sosyal çevreler
elde edilmiștir.
2- Yaklașım ve Algılama: Proje alanının E-5 ten algı-
lanmasına önem verilmiștir.Önerilen simgesel büro ya-
pısıyla uzak algılama sağlanmıștır. Yakın algılamada ise
olușturulan alıșveriș meydanı ile görsel ilișki kesilmeden
düzenlenen bölgenin maksimum algılanması sağlanılma-
ya çalıșılmıștır.Bundan dolayı yüksek çarșı bloğu yerine
eğimden de yararlanıp görüntüyü bozmayan çarșı modeli
önerilmiștir.
3- Süreklilik: Bölgeye hangi noktadan girilirse girilsin
olușturulan düzenlemeyle alıp götüren bir akıș düzeni
vardır. Gezinti ve rekreasyon içinde alıșveriș sürekliliği
sağlanmıștır.Bu düzenleme ticaret alanları için canlılık
getirmektedir.
4- Simgesellik: Stabil bir çevre içinde her noktadan bir
algılama özelliği tașıyan davetkar ve alçakgönüllü, mev-
cut dokuya aykırı olmayan ve kucaklayan simgesellik
önerilmiștir.
5- Dinamik Yașam: Bölgeye 24 saat hizmet verecek
fonksyonlar önerilmiștir.
6- Çok Öğeli Rekreasyon: el sanatları alanı, rekreatif
koridor, gölet, piknik alanları, çocuk oyun ve rekreasyon
alanları, oturma ve dinlenme alanları, bisiklet,kayka-
y,paten,koșu ve yürüyüș alanları, spor alanları, sosyal
bulușma alanları, sokak gösteri ve müzik meydanı, dört
mevsim anfisi, plastik öğelerle zenginleștirilmiș rekreatif
alanlar, yeme-içme alanları.
7- Kolay Ulașım: Her yönden araç, yaya ve toplu tașıma
ulașımı ile düzenlenen alana kolaylıkla ulașılmaktadır.
İleride gerçekleșecek metro aksına en yakın yerde alıș-
veriș ve aktivite merkezi önerilmiștir. Bu aynı zamanda
bölgeye giriște kapı niteliği tașımaktadır. Araçla ulașımda
kilit noktalarda açık otopark alanları düzenlenmiștir.
8- Sosyal Damar: Etraftaki meskun alanların eksiksos-
yal ihityaçlarını destekleyen ve besleyen, aynı zamanda
çekim noktası olușturarak șehir ölçeğinde hizmet verecek
șekilde planlanmıștır.
9- Fonksyonlar Arası Akıșkan İlișki: Çeșitli fonksyon-
lar karmașa yaratmadan akıșkan bir ilișki içinde düzen-
lenmiștir.Olușturulan rekreasyon, fonksyonları bağlayıcı
niteliktedir.

JÜRİ DEĞERLENDİRMESİ
• Tasarım ana șeması tutarlı bulunmuștur.
• Tasarım öğesi olarak su elemanını kullanımı olumludur.
• Yaya alanlarında ulașım açısından süreklilik sağlanama-
mıștır. Aynı sürece bağlı olarak, mimari tasarım üniteleri
tutarlı bir sıra olușturmamaktadır.
• Mimari çözüm önerilerinde olgunluk gözlenmektedir.
Örneğin giriș meydanında bașarılı bir çözüm önerisi
getirilmiștir.
• Ancak sözü edilen olumlu mimari tasarım genel kurguya
yansımamıștır.
• Tasarımın kendi içerisinde ölçek sorunları bulunmak-
tadır.
• Birçok karar, kentsel tasarım ölçeğinde șematik kalmıș-
tır ve nispetsiz çözümlere neden olmaktadır.
Kaynak: İstanbul Metropoliten Planlama Bürosu
Selami Demiralp (Ekip Bașı) Peyzaj Mim. A.Ü. Z.F.
Burak Özdöver Mim. O.D.T.Ü. Yardımcılar:
Dr. Oytun Deliktaș Y.Ș. ve Bölge Pl. Cem H. Türkel

Yarıșma alanı üç temel alt bölüm halinde ele alınmıștır:


1. Kuzeyde iș merkezi - ticaret ve ofis – odağı,
2. Orta bölümde yer alan rekreasyon ve ticaret odağı,
3. Güney uç noktadaki kongre, turizm, rekreasyon odağı.
Kuzey güney aksı boyunca uzanan park bu üç odak noktasını bü-
tünleștirmekte ve mekansal devamlılık sağlamaktadır. Böyle bir
strateji kentsel kimlik kazandırılmasına da katkıda bulunacaktır.
Ulașım
Ulașım politikaları yalnızca yarıșma alanının çevre ile bağlantısı
anlamında dar bir kapsamda değil, çok daha büyük bir ağın parça-
sı olarak ele alınmalıdır. Dolayısı ile, alanın kendi içindeki yaya
ve tașıt sistemi çözümlerinin yanı sıra, daha üst ölçekli bağlantılar
düzenlemeli ve geliștirilmelidir.
“Yaya için kent” gittikçe önem kazanan bir kavramdır. Bu kav-
ramın temel ve ilginç yönlerinden biri de artan karmașıklık ve üç
boyutluluktur. İstanbul kenti geleneksel yaya yolu ağları, tarihi
yapıları, çarșıları, meydanları, parkları ile “kentsel geçirgenlik”
kavramının önemli örneklerinden biridir. Alandaki öneri ulașım
sistemi tașıt moduna öncelik verecek bir șekilde tasarlanmamıștır.
Farklılıkları vurgulayan, çeșitliliği içinde barındıran ve insan öl-
çeğini kaybetmeyen bir tasarım ilkesi benimsenmiștir. Bu neden-
le, yaya ve tașıt modlarını birlikteliği esas alınmıștır.
Bu bağlamda Cumhuriyet Caddesi’nde mevcut durumudaki tașıt
trafiği iki parça halinde kenara kaydırılarak, mevcut caddenin
bulunduğu yerde daha büyük parçalı bir park ve yaya sistemi
olușturulmuștur. Öneri tașıt yolları, tek yönlü ișleyebileceği gibi,
çift yönlü ișlemeye de uygundur. Bu tașıt yol sistemi, mevcut
konut dokusu ile yarıșma alanını birbirinden ayrırmakta ve tanım-
lamaktadır. Parkın fiziksel sınırlarını tanımlarken, aynı zamanda
da mekansal olarak birbirinden farklı nitelikteki bu iki alanı – yani
kenti içinde ișleyen konut dokusu ve mahalle/kent/bölge ölçeğin-
de ișleyecek yarıșma alanını – bütünleștirmektedir.
Alan içinde farklı noktalarda konumlandırılan otoparklar burada-
ki ișlevelere cevap verebilecek niteliktedir. Yarıșma alanını konut
dokusundan ayıran yol sistemi, kendi içinde ișleyen bir yapıdadır
ve çevredeki konut dokularına ek trafik yükü getirmeyecektir. Bu
otoparklar içinde geçerlidir.
BEYLİKDÜZÜ “CUMHURİYET CADDESİ VE YAKIN ÇEVRESİ”
KENTSEL TASARIM PROJE YARIȘMASI 3. Mansiyon
Üç parçadan olușan ana yaya aksının her bölümünün diğeri Çoklu Park Ekolojisi
ile kesitiği noktalar ise ișlev odakları olarak tasarlanmıștır. Ana yaya aksı ile mevcut konut dokusu arasında bir
Bu üç parçaya ait kuzeydeki ilk kesișme noktasında büyük tepeler silsilesi önerilmiștir. Bu tepeler birbirinden yapı
bir meydan bulunmaktadır. Güneye ilerledikçe ikinci kesiș- ve ölçek olarak çok farklı nitelikteki kullanımları fiziksel
me noktasında ise su aktiviteleri (kayıkla gezi, balık tutma olarak birbirinden ayırmaktadır. Bu tepeler, zaman içe-
gibi), amfi, eğlence parkları, toplanma, dinlenme ve gezi risinde ağaçlar ve bitki dokusu geliștikçe, park içinden
alanları ile café ve restoranlar yer almaktadır. Aksın güney çeperlerdeki konut dokusu arasında bir perdeleme ve
ucundaki üçüncü kesișme noktasında ise kültürel, rekreatif filtreleme görevi üstleneceklerdir. Alanda bașta gölet
ve ticari kullaımlar yer almaktadır.
alanı olușturulurken yapılacak hafriyatlar, bu tepelerin
Toplam uzunluğu 1.5 kilometreyi bulan yaya aksı üç
olușturulmasında kullanılabileceğinden maliyet açısından
parçalı bir yapıda ele alınarak, hem insan ölçeğinde bir
tasarım gerçekleștirilmiș, hem de her bir parça nitelik da önemli avantajlar olușturmaktadır. Ayrıca bu tepeler,
olarak kendine özgü bir șekilde tasarlanmıștır. Ayrıca düz olan proje alanında yatay ve düșey bir hareket sağla-
yaya aksları boyunca kiosklar, el sanatları üretim ve satıș yarak, monotonluğu kıracak, görsel çeșitliliğe de katkıda
noktaları, küçük ölçekli ticaret, cafeler ve büfeler ile diğer bulunacaktır.
hediyelik eșya satıș noktaları bulunmaktadır.
Yeșil sistemi ve “parklaștırma” JÜRİ DEĞERLENDİRMESİ
Yarıșma alanında bulunan yeșil sistemi “parklaștırılmıș” • Kentsel mekan düzenleme çözümlerinde zayıf noktaları
bir alan olarak kente entegre edilecektir. Ağaç tipleri, yo- bulunmaktadır
ğunlukları ile farklılaștırılarak uygulanacaktır. • Ulașım sisteminde ilișkilerin çözümleri olumsuz olarak
Parklar kent insanının tarih boyunca hayatında yer almıș değerlendirilmiștir.
ve kent kültürünün ayrılmaz bir parçası haline gelmiștir. • Su motifinin bir tasarım elemanı olarak kullanılması
Bugün parklar en karmașığından en basitine kadar her tür- bașarılı bulunmuștur.
lü yapı ve peyzaj düzenlemesinde bir gereklilik olmuștur. • Projenin, peyzaj düzenleme açısından olumlu yanları
İșlevsel özelliklerinin yanı sıra görsel olarak da bu düzen- bulunmasına karșın kentsel tasarım açısından getirdiği
lemelerin parçasıdır.
çözümlerde özgün bir nitelik izlenmemiștir.
Kentsel parklar gittikçe yerel güzelliklerin sergilendiği
• Lineer yaya aksı bașarılı olarak olușturulmuș ancak
orijinal parklara dönüșmektedir. Projenin uygulanacağı
alanı, dünya tarihine yön veren, farklı medeniyetlere üzerinde gerekli ortak alan düzenlemeleri, odak ve çekim
ev sahipliği yapmıș dünya kenti İstanbul’dadır. Bu noktaları geliștirilememiștir.
anlamlı ve önemli konumundan dolayı, bulunduğu
bölgede “yerel güzellikler” parkı olma özelliğine sahip
olacaktır. Beylikdüzü Cumhuriyet Caddesi projesi aynı
zamanda yeni fırsatları da içermeli ve üçüncü binyılın
bașında yapılmıș, adaptasyon ve değișimi ile en iyi
“park”lardan biri olmalıdır. Bu çerçevede mevcut Cum-
huriyet Caddesi, Cumhuriyet Parkı’na dönüștürülecektir.
Ana yaya aksının orta bölümünün doğu ve batısında
bulunan kamuya ait öneri ticaret kullanımları alanın ku-
zeyine, yine bir kamu alanına kaydırılmıștır. Bu șekilde
alanın ortasında ana aks ile bütünleșen büyük parçalı
rekreatif-yeșil kullanımlar kazanılmıștır. Böylelikle yo-
ğun ticaret ve ofis kullanımları, gereksinimlerine daha
iyi cevap verebilecek ana tașıt akslarına yakın yerlere
kaydırılmıștır. Aynı zamanda, ticaret kullanımları yoğun
rekreatif aktvitelerin bulunduğu alanın ve parkın orta bö-
lümünden çıkarılarak, buranın rekreatif niteliği korunmuș
ve vurgulanmıștır. Burada elde edilen ana aks ve park ile
bütünleșen parçalarda, büyük ve kesintisiz yeșil alanlar
ile koșu gibi sağlıklı yașam parkurları ve sportif akviteler
yer alacaktır.
Neologism bize orkestra gibi uyumlu ve gerekli bir seri
süreç ve buna bağlı sürdürülebilir park ormanı olușturma-
yı anlatmaktadır. Düșünmek, egzersiz yapmak ve doğayla
bașbașa olmak için parklaștırma (anlamlı, eğlenceli, uzun
ömürlü, ekolojik olarak bașarılı bir park yapma iși) insan-
ların zamanı ve kaynakları üzerinde bir baskı olușturmak-
tadır. Sosyo-kültürel birikimlerin mekana yansıtılmasını
ve özellikle yakınçevre insanının kullanımına hizmet
etmesi planlanan ve uzun seneler önemini koruyacak bu
“park”, kentsel park fikirlerinin yeniden sorgulanmasına
neden olacak, gelecek nesillere bir armağan olarak sunu-
lan kalıcı bir “kültürel değer”e bürünecektir.
Parklaștırmanın anahtarları ise;
1. Halihazırdaki durumu, doğa ve kültür ile bulușturmak,
2. Çeșitlilik içeren park çevresini ve yapısını geliștirmek,
sürdürmek ve ilișkilerini kurmak,
3. Açık alanlara konsantre olmak ve kültürel birikimleri
kent yașamının bir parçasına dönüștürmektir.

Kaynak: İstanbul Metropoliten Planlama Bürosu


Günay Erdem Mim. G.Ü. (Ekip Bașı)
Sunay Erdem Peyzaj Mim., A.Ü. Danıșmanlar:
Barıș Emekçi Peyzaj Mim. A.Ü. Prof. Dr. Oğuz Yılmaz, Serpil Öztekin, Yeliz Yahya,
Mehmet Nazım Özer Șehir Plancısı G.Ü. Özhan Gülağaç, Hatice E. Acar

Kavramsal Yaklașım ekoloji, ekonomik gelișme ve klimatoloji gibi öncelikli


Günümüzde mimarların, plancıların ve peyzaj mimarla- konular arasında geniș farklılığı içeren (entegre) bütün-
rının en önemli görevlerinden biri sürdürülebilir çevre leștirilmiș bir yaklașıma ihtiyaç duyulmaktadır.
ve sürdürülebilir enerji ilkelerini dikkate alarak kentsel Bu nedenle planlama ve tasarım çalıșmalarında eko-
mekanları yeniden üretme zorunluluğudur. Bilimsel an- sistemi ve kaynakları göz önünde bulundurarak yașam
lamda sürdürülebilirlik, yeniden üretilebilen ve gelecek kalitesinin yükseltilmesi hedeflenmektedir. Ayrıca,
zamanlarda da korunacak doğal kaynaklar için bir düzen enerjinin etkin kullanılmasına yönelik olarak ortaya çıkan
kurmanın, önlemler politikasının alması șeklinde tanım- sürdürülebilir enerji kavramı, sürdürülebilir çevre ile bir-
lanmaktadır. Sürdürülebilir planlama ve tasarım, geri likte sürdürülebilir kalkınmanın önemli bir etkeni olarak
planda çeșitliliği olan, arazi kullanım planlaması, enerji, ele alınmaktadır.
BEYLİKDÜZÜ “CUMHURİYET CADDESİ VE YAKIN ÇEVRESİ”
KENTSEL TASARIM PROJE YARIȘMASI 4. Mansiyon
Metropoliten Transport Reserarch Unıt (MTRU)’te lebilir ekonomik aktivitelerin ve enerji kullanımın ortaya
çalıșmakta olan Keith Buchan ve arkadașları, yaptıkları çıkarılması, • Sürdürülebilir esaslara göre çevrenin tolere
çalıșma neticesinde sürdürülebilir planlama ve tasarımın edebileceği seviyenin altındaki etkilerin azaltılmasıdır.
çatısının olușturulması așamasında altı genel amacın öne- Temel Tasarım Konsepti
mine değinmektedir. Beylikdüzü’nün eski ismi bahçe anlamına gelen “GAR-
Bunlar; DAN” dır.
• İnsanlar için daha yașanabilir bir fiziksel çevrenin oluș- Tasarımın ana kurgusu bu noktadan çıkarak, doğal peyzaj
turulması, • Bio-farklılığı destekleyen fiziksel durumun ilișkisi ve sakinlik gibi değerleri dikkate alınarak, çağdaș
iyileștirilmesi, • Sağlıklı ve güvenli bir çevrenin oluștu- kent bahçesi anlayıșı dahilinde yorumlayan kentli için,
rulması, • Toplu kullanımların özendirilmesi, • Sürdürü- canlı, çekici, motive edici bir yașam çevresi sunabilmek-
tir. Bu kurgu, alanın özüne uygun, kimlikli bir kentsel
yașam alanına dönüșmesini sağlayacaktır. Böylece park
alanında yaya dolașım alanlarının, bisiklet yollarının,
geniș yeșil alanlar ve çim alanların olduğu ve çeșitli açık
ve kapalı kültürel, sosyal ve rekreatif ağırlıklı kullanımlar
olușturulmuștur.
• Kent Bahçesi Vizyonu (geleneksel bahçe yașantısının
modern yorumu): Alanda, doğanın geometrisi olan iç
– dıș bükey çizgileri kullanılarak olușturulan mekan
insan aktivitelerinin yoğunlașacağı, geleneksel bahçe
yașantısının modern yorumu olarak etkinlik, toplanma ve
dinlenme mekanlarının bulunduğu bir alandır.
• Cumhuriyet Promenatı: Cumhuriyet caddesi çevresi
dinlenme parkları, koruluk, tiyatro, ticaret sinema, kültür,
kongre salonları ve açık hava etkinlikleriyle çevrelenmesi
ile olușacak yoğun yaya hareketleri nedeniyle yayalaștırıl-
mıș ve Cumhuriyet Promenatı olușturulmuștur. Yayalaștı-
rılan caddede oturma bankları, su oyun havuzları yanında
bisiklet yolu yer alacaktır.
• Etkinlik Çadırı: Etkinlik çadırı yarı açık bir alanda rama-
zan çadırı, hediyelik eșya ve kitap türü özel kullanımların
yapılacağı alan.
• Koru Bahçesi: Mevcut ağaç dokusunun korunarak eko-
lojik sürekliliğe katkısı yanında görsel bir değer olarak
kullanılan alan.
• Dinlenme Bahçesi: Konut yakın çevresinde kullanıcıla-
rın dinlenme ve çocuk bahçesi kullanımları içeren alan.
• Yeșil Avlular: Kültür avlu; açık havada konser, tiyatro,
sinema gösterileri türü kültürel etkinliklerin yapılacağı
alan,
Etkinlik avlusu; yöresel ürünlerin satıldığı, festival ve
kermes türü etkinliklerin düzenleneceği alan,
Rekreatif avlu; koșma, güneșlenme, spor, piknik türü
serbest rekreatif faaliyetlerin yapılacağı alan.
• Yeșil Bağlantılar: Mevcut ve öneri yeșil doku ile kent
bahçesi ve yakın çevre ilișkisinin, yeșil sürekliliği ve yaya
aktarımını sağlayacak alan.
• Spor Bahçesi: Kentli ve yakın çevrene yönelik olarak
kapalı ve açık spor etkinliklerin yapılacağı alan.
• Ticaret Avlusu: Cumhuriyet caddesinin ticaret ve konut
yapıların yer aldığı alanın ticaret avlusu olarak değerlen-
dirilmiș ve çevresindeki kullanımlar ile yoğun yaya trafiği
nedeniyle sosyal etkileșimin artması hedeflenmiștir.

JÜRİ DEĞERLENDİRMESİ
• Kentsel mekan kurgusu yeterince netlik kazanmamıș-
tır ve bașarılı bir kentsel mekan düzenlemesi yoktur. •
Avlu-meydan-mekan kavramlarına yaklașımlar yeniden
değerlendirilmelidir. • Proje, olușturduğu kentsel alt
merkez açısından değerlendirildiğinde, kentsel yașam
alanı donatıları açısından eksikli bulunmuștur. • Projenin
vadiye açılan yöndeki bitiș noktası bașarılı olarak değer-
lendirilmiștir. • Proje mimari açıdan daha ağırlıklı olarak
ele alınmıștır, buna karșın kentsel tasarım ve kentsel alan
düzenleme açılarından zayıf noktaları bulunmaktadır.

Kaynak: İstanbul Metropoliten Planlama Bürosu


Bursa Osmangazi Belediyesi, Kızyakup Kent Parkı Kentsel Tasarım Ve Mimari Proje Yarıșması
Mayıs-2006
Bursa’nın merkezinde bulunmasına karșın yıllardır çöküntü bir durumda kalan Kızyakup Mahallesi’ni bir yarıșma pro-
jesiyle ayağa kaldırmayı amaçlayan Osmangazi Belediyesi, hem bölgeyi kentin sosyal yașamına katmak için, hem de
Kamberler’in yeni halini bir yarıșma ile belirlemek amacıyla “Kızyakup Kent Parkı Kentsel Tasarım ve Mimari Projesi”
serbest, ulusal ve tek așamalı olarak yarıșmaya çıkarmıștır.

JÜRİ
Danıșman Jüri Üyeleri
Recep Altepe (Osmangazi Belediye Bașkanı, Makine Mühendisi, GÜ)
Bayram Vardar (Teknik Bașkan Yardımcısı, Șehir ve Bölge Plancısı, İTÜ)
Melih Türa (Mimarlar Odası Bursa Șubesi Bașkanı, Mimar, İDMMA)
Adem Özdemir (İnșaat Mühendisleri Odası Bursa Șube Bașkanı, İnșaat Mühendisi, İDMMA)

Asli Jüri Üyeleri


Aykut Karaman (Jüri Bașkanı, Prof. Dr. Mimar, Kentsel Tasa-
rım Uzmanı, DGSA)
Neslihan Dostoğlu (Prof. Dr.,Mimar ODTÜ)
Feride Önal (Dr.Y. Mimar, MSÜ)
Bünyamin Derman (Y.Mimar, YÜ)
Belemir Güzer (Peyzaj Mimarı, AÜ)

Yedek Jüri Üyeleri


Yasemen Say Özer (Yrd. Doç. Dr. Mimar, MSÜ)
Bilge Ulusay Alpay (Yrd. Doç. Dr. Mimar, YÜ)
Hülya Dinç Atılgan (Peyzaj Mimarı, AÜ)

Raportör
Tuna Yıldız (APK Müdür V, Șehir ve Bölge Y.Plancısı, GÜ)

Raportör Yardımcıları
Gökșen Yücedağ (Y.Mimar, BAÜ)
Filiz Hacısalihoğlu (Mimar, AÜ)
Fulya Türkmen (Mimar, UÜ)
Șahabettin Kaynar (İnș. Tek., DPÜ)

SATINALMA
Satınalma: Satınalma:
Ekip Bașı: Nilüfer Kozikoğlu (Mimar), Ekip Bașı: Oktan Nalbantoğlu (Peyzaj Mimarı),
Güzin Kara (Mimar), Halis Saygı (Peyzaj Mimarı),
Okan Can (Șehir Plancısı),
Danıșman: Fulya Özsel Akipek (Y.Mimar) Tuğba Akyol (Peyzaj Mimarı),
Yardımcılar: Bediha Ulutürk (Mimar), Afșin Memari A. Ufuk Ertem (Mimar),
(Mimar), Özlem Yıldız (Asistan) A. Özer Karaaslan (Mimar),
Ahu Bozkurt (Mimar),
Talha Kös (Peyzaj Mimarı)
Satınalma:
Ekip Bașı: Y. Kenan Güvenç (Mimar) Satınalma:
Nazmiye Öztürk (Mimar), Ercan Akkaș (Mimar) Ekip Bașı: Nilüfer Kozikoğlu (Mimar),
Yardımcılar: Kutlu İnanç, Çağdaș Özcanlı, Kemal Güzin Kara (Mimar),
Çayırlı, İbrahim Hacı, Celil Mustafa, Özleyiș Karakuș, Danıșman: Fulya Özsel Akipek (Y.Mimar)
Yardımcılar: Bediha Ulutürk (Mimar), Afșin Memari
Merve Sargın, Ömer Faruk Altunal, Ali Öztaș, Serap (Mimar), Özlem Yıldız (Asistan)
Alkan, Müge Altuğ, Hakan Kaytan, Reyhan Gavalosman
Satınalma:
Satınalma: Ekip Bașı: Oktan Nalbantoğlu (Peyzaj Mimarı),
Halis Saygı (Peyzaj Mimarı),
Ekip Bașı: Derya Ekim (Mimar)
Okan Can (Șehir Plancısı),
Ozan Öztepe (Mimar), Tuğba Akyol (Peyzaj Mimarı),
Emre Apak (Mimar) A. Ufuk Ertem (Mimar),
A. Özer Karaaslan (Mimar),
Ahu Bozkurt (Mimar),
Talha Kös (Peyzaj Mimarı)
BURSA OSMANGAZİ BELEDİYESİ, KIZYAKUP KENT PARKI
1. Ödül
Ekip Bașı: Evren Bașbuğ (Mimar),
İnanç Eray (Y. Mimar),
Ceyhun Baskın (Y. Mimar)
Yardımcılar:
Merih Feza Yıldırım (Mimar), Ahmet Buğra Avcı,
Fulya Sorgun, Begül Eray

KENTSEL TASARIM VE MİMARİ PROJE YARIȘMASI


2. Ödül
Ekip Bașı: Servet Gümüș (Mimar),
Günay Solak (Mimar),
Yardımcılar:
Șenay Gümüș (Mimar),
Vural Kocaoğlu (Mimar)

3. Ödül
Ekip Bașı: Zeki Șerifoğlu (Y.Mim.)
Kaan Kılıç (Mimar)
Danıșman: Prof.Dr. Y.Mimar İlhan Altan
Yardımcılar:
Cengiz Ayyıldız (Mimar), Rahmi Gümrükçü (Mimar),
Belma Șerifoğlu (Asistan)

1. Mansiyon
Ekip Bașı: Sevince Bayrak (Mimar)
Oral Göktaș (Mimar)

2. Mansiyon
Ekip Bașı: Nimet Aydın (Y. Mimar),
Yardımcılar:
Kumru Alpaydın, Mevlüde Gervan, Sevgi Düzgün,
Ali Düzdağ, Gizem Turgut, Mehmet Altıkulaç,
Burcu Poyrazoğlu, Seda Aydın,
Tuğrul Büyükköken, Gülcan Kaya

3. Mansiyon
Ekip Bașı: Sertaç Erten (Șehir Plancısı)
Devrim Çimen (Mimar),
Mahir Çimen (Yardımcı Mimar)
Danıșman: Berat Çokal (Mimar)

4. Mansiyon
Ekip Bașı: Haydar Yeșil (Mimar)
Nurcan Yıldız (Mimar),
Gonca Tașdemir (Mimar),
Sevinç Gündoğdu (Peyzaj Mimarı),
Ebru Vural (Peyzaj Mimarı)

5. Mansiyon
Ekip Bașı: Ö. Esra Kahveci (Y. Mim.),
Burcu Serdar Köknar (Y. Mim.),
Ceren Balkır Övünç (Y. Mim.),
İsmet Güngör (Mimar),
Ebru Erbaș (Peyzaj Y. Mimar),
Danıșman: Dr. Elif Alkay (Șehir Plancısı)
Yardımcı: Gökçe Saygın (Öğrenci)

Kaynak: Osmangazi (Bursa) Belediyesi APK Müdürlüğü


Ekip Bașı: Evren Bașbuğ (Mimar), Yardımcılar:
İnanç Eray (Y. Mimar), Merih Feza Yıldırım, Ahmet Buğra Avcı, Fulya Sorgun,
Ceyhun Baskın (Y. Mimar) Begül Eray

Bir kent parçasının mevcut yapısal ve sosyal dokusundan


arındırılma ișlemi yerel bir müdahale olarak görünse de
ister istemez kent bütününü etkileyecek bir operasyondur.
Dönüșen ve gelișen kent mekanına entegre olamamıș,
kendi içinde bir alt kültür odağı olușturup tüm sosyal ve
fiziki denetim mekanizmalarının inisiyatifinden kendini
soyutlayarak sosyal ve fiziksel direnç gösteren bölgelerin
sterilize edilip yeniden kente kazandırılması ne kadar iyi
planlanırsa planlansın, güçlü bir katalizöre ihtiyaç duyar.
Bu stratejik katalizör, alanın, çevre bölgelerin belki de
tüm kentin genelinde etkili olabilmelidir. Bursa Kızyakup
Mahallesine özel bu durumda, bu katalizörün Toprak par-
çasının kendisi olması düșünülmüștür.
Toprak parçası, üzerindeki yapay fiziksel dokudan kur-
tulmuș, serbest kalmıștır. Kent içindeki durușunu kendi
fiziksel varlığıyla sağlamaktadır. Yapıların kurguladığı
mekanlar arasında sıkıșmıș bir boșluk değil, kendisi
mekan yaratan bir elemandır artık. Üzerinde senelerdir
var olan insan ürünü fiziksel dokunun izlerini tașımakta,
ancak sosyal dokuyu yeniden üretmektedir. Ziyaretçileri-
ni bir an için kentin sosyal örüntüsünden arındırıp, kendi
tanımladığı yeni topografyanın içine çeker. Bu topografya
doğal yüzey ile yapay dokunun bir melezidir artık. Yüze-
yinde yapılar değil, doğa vardır sadece. Çimen, Taș, Kum,
Çakıl ve Su alanın yeni dokusudur.

Doku
Bahçe Kent önerisi temelde, alan üzerindeki mevcut
fiziksel dokunun izdüșümünü kullanarak alanı; mahal-
lenin kentsel bellek üzerindeki konumunu koruyarak
dönüștürmek üzerine kuruludur. Tescilli yapılar hariç tüm
alan üzerindeki fiziksel dokunun ortadan kaldırılacağı
düșünüldüğünde yıkımın fiziksel olduğu kadar sosyal
boyutlarının da hayli büyük olduğu görülür.
Kentsel belleği en azından simgesel anlamda koruma öne-
risinin temelinde, olușacak sosyal boșluğun doldurulması
fikri yatmaktadır.
Strateji
Alan üzerindeki fiziksel izdüșümlerin öneride önemli bir
tasarım girdisi olarak kullanılmasının ikinci bir sebebi,
uygulama pratiğine yöneliktir. Öneri Belediye’nin alan
üzerindeki istimlak stratejisini mümkün olan en az biçim-
de etkilemekte, Belediye’ye bu konuda kendi politikasını
olușturma esnekliği vermektedir.
Bahçe Kent değișken, kullanıcı odaklı ve esnektir. Bu
bağlamda ele alındığında Bahçe Kent günümüzün her
daim değișen ve dönüșen kentleri için bir açık alan stra-
tejisi önerir.
Etki
Bahçe Kent, alandaki mevcut arterleri yayalaștırarak
korumaktadır. Bu sayede Tarihi Yaya Aksı’yla kurulan
mevcut dolașım ilișkileri daha da sağlıklılaștırılarak ko-
runmaktadır. Bahçe Kent pasif bir yeșil alan kurgusundan

Kaynak: Osmangazi (Bursa) Belediyesi APK Müdürlüğü


BURSA OSMANGAZİ BELEDİYESİ, KIZYAKUP KENT PARKI
KENTSEL TASARIM VE MİMARİ PROJE YARIȘMASI 1. Ödül
çok aktif bir parçalanmıș yüzeyler bütünüdür. Bu yüzey- Odaklar
lerin her biri kendi içinde özel ve tanımlı birer parçayken Alan üzerinde var olan mevcut sosyal odaklar korunmuș, beslenmiș ve peyzaj içinde yo-
bir araya gelerek Bahçe Kent imajını oluștururlar. Bu imaj ğunlaștırılan aktivite alanlarıyla tamamlanmıștır. Kule ve alt kotunda çözülen kültür ve
sanat içerikli ișlevlerin çevresindeki dıș mekan tören ve forum alanı olarak düșünülmüș,
alan içinde göz seviyesinden, ve kentin farklı yükseklik-
cami ile beraber ana sosyal odak olarak önerilmiștir.
teki noktalarından çeșitli açılarda algılandığında değișik İkincil ve üçüncül odaklar ise peyzajın içinde tanımlı sosyal aktivitenin yoğunlaștığı
etkiler yapar. noktalardır. Odaklar arası yaya dolașımı kullanıcıya göre değișecek rotalarla sağlanabi-
Kule lir. Bu bağlamda ele alındığında Bahçe Kent kullanıcı odaklı ve esnek bir çözümdür.
Kule bu toprak parçalarının birkaçının yataydan dikeye Senaryo
transferiyle form bulur. Bahçe Kent kule ile; kentin Kule ve yer altında konumlandırılan hacimler “Kent Müzesi” senaryosunun parçalarıdır.
Kent sergisi kulede devam etmektedir. Alt kotlarda gerçek bir sergi düzeni sürerken,
içindeki ve özellikle Tarihi yaya Aksı üzerindeki önemli
kule içinde yükseldikçe kule șeffaflașır, Bahçe Kent yüzeyi serginin objesi haline gelir.
noktalarla görsel bir bağ kurar. Kültür ve sanat içerikli ak- Bu noktada sosyal bellek canlanır, seyir terasına ulașıldığında ise tüm kent artık bir
tivitelerle donatılan bu eleman park için hem görsel, hem sergi objesidir. İzleyici tüm kenti görsel olarak deneyimler. “Kent Müzesi” senaryosu
de ișlevsel bir çekim öğesidir. tamamlanmıștır.
Ekip Bașı: Servet Gümüș (Mimar), Yardımcılar:
Günay Solak (Mimar), Șenay Gümüș, Vural Kocaoğlu

Bursa 1960 yılından itibaren yașadığı hızlı nüfus artıșının


getirdiği fiziksel büyüme nedeniyle kızyakup mahallesi
kent içerisinde gelișmini tamamlayamamıș, odaksal don-
maya uğramıștır. Yarıșma alanında bursanın kurulușunda
olduğu gibi bir kale zihniyeti ile alanın ortasında yoğun-
lașma amacı güdülmüștür. Bu sayede kent içerisinde
odaksal donma eritilerek 24 saat kullanılır sosyo - kültürel
bir merkez haline dönüștürülmüștür.

Jüri değerlendirmesi
Proje önerisinin kentle ve yakın çevresiyle kurduğu
ilișkiler, tarihi yaya aksı, Gökdere ve metro bağlantıları
açısından öngördüğü düzenlemeler olumludur. Projedeki
kentsel tasarım, peyzaj ve mimari olgunluk bașarılıdır.
Önerilen parkın çevresindeki gürültülü trafik arterlerinden
ses ve gürültü perdesi ile yalıtılması olumlu bulunmuștur.
Üst ve alt meydanlar tasarıma zenginlik katmıștır. “Yeșil
doğa denizi” teması olumlu bulunmuștur. Gökdere yaya
arterinin olușturduğu aksın tekrarı ve alıșveriș üniteleri-
nin kullanım biçimi ise olumsuzdur. Ayrıca su öğesinin
yașam alanı ile kopuk kalması eleștirilmiștir.
BURSA OSMANGAZİ BELEDİYESİ, KIZYAKUP KENT PARKI
KENTSEL TASARIM VE MİMARİ PROJE YARIȘMASI 2. Ödül

Kaynak: Osmangazi (Bursa) Belediyesi APK Müdürlüğü


Ekip Bașı: Zeki Șerifoğlu (Y.Mim.)
Kaan Kılıç (Mimar) Yardımcılar:
Danıșman: Prof.Dr. Y.Mimar İlhan Altan Cengiz Ayyıldız, Rahmi Gümrükçü, Belma Șerifoğlu

Kent parkı olarak planlanması istenen alan kentin merke- Park içi tasarım yaklașımında, çevre olușumunun mey-
zine çok yakın olup, Tarihi Bölgeleri kat eden mevcut yaya dana getirdiği boșluk, çevredeki organik olușuma karșın,
aksına güneyden ve batıdan yakın ilișkiler bulunmakta, kamulaștırma, yapım kolaylığı ve zamanlama dikkate
kuzeydoğuda ise metro hattının gectiği Kemal Bengi cad- alındığında, ızgara bir sistem üzerinde kurgulanmıștır.
desi ile sınırlıdır batıda eski kent dokusu ve eğitim binası, Amaç bütünü var eden kent parçalarından kentin oluș-
güneydoğuda ise Gökdere ile ilișkidedir. Kentin bu kadar ması gibi kent parkını da “cep park” larla olușturmaktır.
önem arz eden noktalarıyla ilișkili bu proje alanına kent Ayrıca park alanının topografyasının sağladığı olanaklar
parkı yapılması istendiğinde, öncelikle bu alana kolaylık- da bu bahçelerin faklı kotlarda olușmasına ve kısmen
la her noktadan yaya olarak ulașılabilmesi temel tasarım özelleșmesine de imkan vermiștir. Böylece ezici büyük-
kriterlerinden birisidir. Bu giriș noktaları giridal bir dü- lükler içinde olmak yerine daha insani boyutlara sahip
zenleme ile ilișkilendirilmiș olup, park alanının küçük cep mekanlarda yeșili yașama imkanı aranmıștır.
Ali Ferruh, Kemal Bengi ve Cumhuriyet caddeleri araç
parklarına ayrılması ilke olarak benimsenmiștir. Bu, Be-
yolu olup, bu yollar arasında kalan yarıșma alanındaki
lediye’nin de tasarımcıdan beklediği etaplama ve kamu-
bütün yollar yaya yollarıdır. Planlanan bu yaya yolları ile
laștırma beklentisine de cevap verecek niteliktedir. Proje
dıș dokudaki yolların bulușması ve yolların sürekliliğinin
alanının Cumhuriyet Caddesi yönündeki kısmında ise, sağlanması amaçlanmıștır. Böylece park yollarının çevre-
gerek tescilli yapıların burada bulunması gerekse konut si ile sıkı bir bağlantıya girmesi istenmiștir. Kent bütünü
yerleșimlerinin burada yoğunlașması sebebi ile, toplantı, içinde olușturulmuș tarihi dokuyu kat eden gezi yoluna
tören, konser, sinema, sergi salonu gibi kültürel ve sosyal biri güney batıdan diğeri güneyden Gökdere’yi iki nok-
tesisler, müze fonksiyonu verilen eski hamamın önünde tadan geçen yaya yolları ile bağlanmıștır. Böylece oluș-
düzenlenen bir meydanın etrafında yer alması uygun turulacak kent parkı konumu ve içeriği ile mevcut gezi
bulunmuștur. Bu yeni yapı kompleksinin bodrum katında yolunun yeni ve önemli parçalarından biri olacaktır.
ise Ali Ferruh Yücel caddesinden giriși olan otobüs ve Gridal sistemin olușturduğu cep parklarında bölgeye uy-
otomobiller için bir garaj planlanmıștır. Spor alanlarının gun çiçekler, çiçek tarhları, yer örtücüleri ve çimen alanlar
ise meslek lisesinin yanında olması uygun bulunmuștur. yer alır. Bu bölgenin gölgelenmesi amacıyla çınar, meșe
Proje alanının doğusundaki mevcut yapılanma ise peyzaj vs. ağaçlar önerilmektedir. Yaya yollarının kenarlarında
planlaması ile bütünleșecek șekilde yeniden düzenlen- yani cep parklarının sınırlarında ise selvi, kestane ve sedir
mesi prensip olarak benimsenmiștir. Park ve bu yeniden ağaçlarının yer alması planlanmıștır. Ayrıca bahçelerin
düzenlenmiș yapılanma arasında Gökdere’nin suyu gölet bir bölümünde oturup dinlenme, piknik yapma imkanı
ve șelale olușturacak biçimde rejime alınmıștır. veren, içinde çeșmesi de bulunan köșeler önerilmiștir.
BURSA OSMANGAZİ BELEDİYESİ, KIZYAKUP KENT PARKI
KENTSEL TASARIM VE MİMARİ PROJE YARIȘMASI 3. Ödül
Tasarım Yaklașımları Jüri değerlendirmesi
• Parka kolay ve çok noktadan ulașım, çevre ile entegras- Gökdere doğal koridorunun kent parkına entegre edilmesi ve su kaynağının kul-
yon ve tarihi yaya aksı ile ilișki kurmak. lanılması olumlu bulunmuștur. Ancak bu su alanı ölçek olarak abartılıdır. Projede
• Eski doku ile öneri yapıların kent meydanında bulușma- tekrarlanan gridal düzenin alternatif ișlevlerle olușturduğu kullanım esnekliği ve
sı. Meydan-yapı kurgusu. etaplamada sağlayacağı kolaylık bașarılı bulunmuștur. Proje alanının güneydoğu-
• Gridal sistemin kullanılması. sundaki simetrik düzendeki tepeler tasarımla bütünlük sağlayamamıștır. Müze ola-
- Kamulaștırma, yapım ve zamanlama kolaylığı rak ișlevlendirilen Dayıoğlu Hamamı’nın çevresinde olușturulan ve hamamı saran
sosyal, kültürel, idari ve ticari amaçlı fonksiyonlar olumlu bulunmasına rağmen,
- Gridal sistemin olușturduğu yaya yolları ağı ve mevcut
tarihi sur duvarının suyun içinde bulunması yalıtım ve koruma açısından olumsuz
dıș dokudaki yolların sürekliliği.
olarak değerlendirilmiștir. Tarihi sivil mimarlık örneği yapının projede göz ardı
- Gridal sistemin olușturduğu yaklașık 50x50 m lik “cep edilmesi ve kavșaktan alınan tașıt giriși olumsuz bulunmuștur.
park” lara olanak sağlaması. Bütünü var eden kent parça-
larından kentin olușması gibi kent parkını cep parklarla
olușturmak.
- Mevcut çevredeki organik olușuma karșın gridal örgü
önerilmesi.
• Parkın doğusundaki mevcut yapı alanının niteliğinin
artırılması ve parka katkısının güçlendirilmesi.
• Gökdere doğal koridorunun kent parkına entegre edil-
mesi ve su kaynağından daha fazla faydalanılması.
• Yarıșma alnının topografyasından azami faydalanma.

Kaynak: Osmangazi (Bursa) Belediyesi APK Müdürlüğü


Ekip Bașı: Sevince Bayrak (Mimar) Oral Göktaș (Mimar)

Çarpıșmalar
“Gerçek bir șehirde yürürken, insanların arasından
sıyrılırsın, farklı insanlarla karșılașırsın ...bu șehrin dev
meydanlarında, parklarında hiç kimse sana dokunmaz,
ve biz bu hissi o kadar özleriz ki bazen yolda birbirimize
çarparız, sırf birșeyler hissetmek için.”
Dönüșün Ey Ahali
Kentsel dönüșüm projeleri, kent içindeki sorunlu alanları
rehabilite ederken, “kamu yararına” yapılmalarına rağ-
men o alandaki insan topluluklarının sürece etkisini (ya
da sürecin onlara etkisini) göz önünde bulundurmuyor.
Yaratılan yeni mekanlar ve kentin merkezinden uzaklaș-
tırılan mevcut insanlar,kentteki kutuplașmanın artmasına
sebep olurken, kamusal olduğu sanılan yeni mekan ise
sadece belirli bir kesime ait oluyor. Suç ve çöküntü ala-
nı sanıldığı gibi “temizlenmiyor”, yalnızca șehrin daha
kıyıda köșede kalmıș kısımlarına sevk edilerek yer değiș-
tiriyor.. Sorunun kaynağının insan olduğunu göz önünde
bulundurursak, insanı dönüștüremeyen kentsel dönüșüm
projelerinin amacına ulașmadığını görebiliriz. Halbuki
Massey’in deyișiyle “mekan farklılaștırır”. Öyleyse bu
yeni mekanın mevcut kullanıcıyı da dönüștürmesine
neden izin vermiyoruz?..”dönüșün ey ahali” diyerek bu
dönüșümün olamayacağı açık. Önerdiğimiz șema, kentsel
dönüșüm sürecinde kamusal iradeyi, yani mevcut kullanı-
cının insiyatifini göz önünde bulunduruyor. Belediyenin
planlarını ve hedeflerini yok saymadığı gibi, Kızyakup
mahallesinin mevcut insan dokusunu da yok saymıyor.
Çünkü Aristoteles’in dediği gibi; kent farklı insanların bi-
rarada yașadığı yerdir, birbiriyle aynı insanların yașadığı
bir yer kent olamaz. Dönüștürme süresince Kızyakup’un
ve Bursa’nın hem fiziksel olarak hem de insan topluluk-
ları açısından birbiriyle çarptıkları arayüz olușturulabilir,
böylece bu mevcut farklılașmayı bir kent dinamiği haline
dönüștürebiliriz. Bu çarpıșmadan ortaya çıkan enerjinin
kenti dönüștüreceğini öngörüyoruz. Bu sürecin karar
vericileri, mimarlar, yerel yönetimler olduğu kadar hem
Bursa’nın hem de alt ölçekte Kızyakup’un kullanıcıları
olmalı. Çünkü mevcut kullanıcıyı dıșlayan çözümler,
yaratılan yeni kamusal mekanın da ișlerliğini yitirmesine
BURSA OSMANGAZİ BELEDİYESİ, KIZYAKUP KENT PARKI
KENTSEL TASARIM VE MİMARİ PROJE YARIȘMASI 1. Mansiyon
sebep olmasa da kentin herhangi bir bașka noktasında yeni bir suç
alanının olușması anlamına gelebilir. Ancak kamusal iradenin
süreci șekillendirmesine izin verirsek, önerilen çözümler daha
samimi, yapıcı ve kalıcı olabilir.
Çamașır Suyu Etkisi
Kentsel dönüșüm tek seferde, tepeden inerek gerçekleștiğinde
“çamașır suyu” etkisine sebep olur. Șöyle ki, ıslah edilmek iste-
nen alan temizlenirken, o alanın kente kattığı değerler (renkler) de
silinir. Önerdiğimiz șema, küçük ölçekli tasarımlarla, Kızyakup’ta
ki mevcut eksiklikleri karșılayacak programların mahalle dokusu
arasına yerleștirilmesi ile bașlar. Böylece suça itilmedeki bașlıca
unsur olan iletisim ve etkilesim sorunu çözülebilir.Aynı zamanda
merkezde önerdiğimiz büyük ölçekteki rekreasyon ve kültür alanı
ile Bursa’nın ihtiyacı olan programlar karșılanabilir, böylece kent-
linin buraya gelmesi sağlanır. Böylece iki ölçekte de farklı kulla-
nıcı tipleri düșünülürken, șu anda problem olan mevcut farklılığın,
kutuplașmaya dönüșüp radikal bir kopușa neden olması yerine,
avantaja dönüșmesi sağlanabilir.
Bursa...?
Tarihi Hanlar Bölgesi’nin mekan organizasyonundaki bașarının
nedenleri nelerdir? Neden yeni tasarlanan kamusal alanlar, onlar
kadar bașarılı olamazlar? Kentsel dönüșüm sürecinde hedeflenen
ve örnek alınan kent hangisidir? Dev caddeler, nefes al(dır)ma-
yan çok katlı alıșveriș merkezleri...Tarihin güncele katkısı yanı
bașımızda duran tescilli yapılardan bir adım öteye gidebilir mi?
Gidemeyecekse, șu tanım mıdır kentleri bekleyen? “”gerçek bir
șehirde yürürken, insanların arasından sıyrılırsın, farklı insan-
larla karșılașırsın, değișirsin...bu șehrin dev meydanlarında ve
parklarında hiçkimse sana dokunmaz, ve biz bu hissi o kadar
özleriz ki yolda birbirimize çarparız, sırf birșeyler hissetmek
için.”...Kentleri gerçek kılan, birarada yașayan insanların birbirle-
riyle çarpıșmalarıdır. Bu yüzdendir ki Tarihi Hanlar bölgesi,onca
yașına rağmen, hala her gün binlerce insanın içinden aktığı, Bur-
sa’nın yașayan çehresi. Peki bu durum “nostaljik “olmadan nasıl
güncel, çağdaș bir tasarıma dönüștürülebilir? Önerdiğimiz mekan
organizasyonu, dar sokak dokusu ve alt ve üst kotun birbirine bağ-
landığı avlular ve bu dokunun içinde konumlanmıș farklı ișlevli
mekanlardan olușur.
Kamusal İradenin Sürece Alternatif Etkileri
Kamusal irade, Bursalılar ve Kızyakupluların bulușmaları sonucu
devreye girecektir. Altyapısız ve mekan kalitesi düșük konutlarını
satıp gitmek isteyenler kentsel dönüșüm sürecinin oyuncuları
olarak sürecin nasıl gelișeceğini tayin edebilirler. Aynı zamanda
Bursa için kent ölçeğinde bir rekreasyon alanı olacak olan yeni
mekanlar, bu toplumsal karșılașmaya ev sahipliği yapacak. Dönü-
șüm, yașadıkları yerden onları çıkarmak suretiyle değil de onların
da katılımıyla olursa, bir süre sonra zaten altyapısız ve mekan
kalitesi düșük konutlarda yașayanlar yeni konut alanlarına tașı-
nacaktır. Aksi takdirde de merkezden dıșarıya yayılan bir șemaya
sahip olan önerimiz,ilk așamada bile ișlevini yerine getirebilir,
çünkü zaten amacımız, bitmiș katı sınırları olan bir kentsel ta-
sarım değil, kamusal iradenin șekillendirmesine açık, sınırlarının
zamanla belirleneceği bir öneri getirmek.
Jüri değerlendirmesi
Yarıșma alanının sosyal kimliği ve yapısı üzerinden tasarım
konseptini olușturması bașarılı bulunmuștur. Kentsel dönüșüme
alternatif bir bakıș açısı getirmesi, kamusal iradenin sürece etki-
lerinin irdelenmesi, bölgedeki halkın kentsel dönüșüme katkısını
benimsemesi projenin tasarım değerlerini arttırmaktadır. Ancak
bu konseptler alt ölçeklerde tasarıma yeterince yansıtılamayarak
çözüm önerileri geliștirilememiștir. Bölgenin çevreden müdahale
yoluyla çökertilerek farklılaștırılması ve yarattığı ana konseptle
örtüșmemesi mekan çözümlerinde yeterli olgunluğa ulașılmasını
engellemiștir.

Kaynak: Osmangazi (Bursa) Belediyesi APK Müdürlüğü


Yardımcılar:
Kumru Alpaydın, Mevlüde Gervan, Sevgi Düzgün,
Ali Düzdağ, Gizem Turgut, Mehmet Altıkulaç,
Ekip Bașı: Nimet Aydın (Y. Mimar), Burcu Poyrazoğlu, Seda Aydın, Tuğrul Büyükköken, Gülcan Kaya

Bursa kenti, 2500 yıllık bir tarihi sürekliliğin, fiziki


mekanda nesnel izlerini bulduğu ve bu 2500 yıllık kümü-
latifin, modern yașam alanlarının dıșına itilmediği nadir
kentlerdendir.
Yarıșma alanı da bu tarihi panaromanın, çok önemli bir
kesiti olan 1300’lü yıllardan önemli kentsel izleri kapsar.
Ancak yarıșma alanı mevcut haliyle (tarihi olanla bugüne
ait olan arasındaki) modern kent yașamına ait sorunlarla,
tarihi olanın karșısında, onu kentsel yașamın ve kentsel
belleğin dıșına iter durumdadır.
Kentin yapılașmıș sürekliliği içinde, kent merkezinin
hemen çeperinde bulunan bu alan, bugünkü haliyle bir
çöküntü bölgesidir. Oysa hanlar bölgesi’ne, tarihi yaya
aksına ve kent merkezi çevresindeki önemli referans tarihi
alanlara yakınlığı ile merkezin kendisinde ve çeperlerinde
kurgulanan, kent belleğindeki izleri modern kent yașamı
içinde yeniden yorumlamaya dayanan örüntünün önemli
bir parçasıdır.
Yarıșma alanının diğer önemli özelliği ise; kentin çok
önemli ekolojik açılımlarından nilifer çayı’nın kolla-
rından biri olan gökdere’nin alanın hemen doğusundan
akmasıdır.
Bursa kenti, ekolojik açıdan, uludağ ile ova ve nilüfer
çayı arasında uzanan bir koridor gibi yorumlanabilir. Bu
ekolojik koridoru dik kesen, gökdere, hacivat deresi(kap-
lıkaya) ve deliçay kent için çok önemli potansiyellerdir.
Çağdaș kent yașamının gündeme getirdiği, yapısal ve
ișlevsel süreklilik, modern kentleri çoğu zaman doğal
BURSA OSMANGAZİ BELEDİYESİ, KIZYAKUP KENT PARKI
KENTSEL TASARIM VE MİMARİ PROJE YARIȘMASI 2. Mansiyon
olanı görmezden gelerek kurgulanmaya iter. Doğal olan, olumsuzluklarından mümkün olduğunca arındırılması gerekliliği kaçı-
kent içindeki yerini yapılașmaya bırakır ya da kentin nılmazdır. Bu yüzden organik hat, korunacak yapıların etrafını sarar
gelișiminde bir eșik olușturarak kentin gelișim yönünü ve dıșında, alanı olumsuz kentsel uyaranlardan izole edecek yoğun bir
değiștirir ve zaman içinde günlük kullanımların uzağına tampon yeșil yaratır.
düșerek atıl duruma geçer. Septik akarsular, tehlikeli • İrdelenen ikinci düzlem; gökdere’nin mevcut akıș kotundan bașla-
yeșil alanlar, kullanılamaz ve ulașılamaz doğal değerler yarak, zemin kotuna kadar yükselen ve gökdere’nin ekolojik etkisiyle
kentlerin içinde onarılmayı bekleyen yaralar olarak yerini kentin içine sokulmasını sağlayan alt düzlemdir.
alır zamanla… Alt düzlem, yarıșma alanını, kuzeybatı, güneydoğu yönünde kesen ve
Gökdere’nin mevcut durumu da böyledir. Bursa’nın gökdere’ye dik uzanan bir yarığı kapsar ve mekanlarını bu yarığın iki
uludağ ve nilüfer çayı gibi güçlü ekolojik jeneratörleri yanında, yer altında olușturur. Bu düzlem çift yönlü bir dönüștürücü,
sayesinde temiz kalabilmiș olmasına karșın, ulașılabilir kuzeybatı yönünden kentten gelen yaya akıșını gökdere’ye, gökdere
ve kent yașamına dahil değildir. üzerindeki yaya sirkülasyonunu da kente ulaștıracak, güçlü yeșil bir
Proje, belirlenen bu çok önemli iki sorunun irdelenmesi bağlantı olarak yorumlanmıștır. Aynı zamanda bu düzlem, gökdere
üzerine kurulmuștur: gökdere’nin kent yașamına yeniden üzerinde kentin pek çok noktasında tekrarlanacak ve kentliyi pek çok
kazandırılması ve tarihi olanın kentsel bellek içerisindeki noktadan gökdere’ye bağlayacak bir model olarak önerilmiștir.
haklı yerinin iadesi!
Proje; üç ana düzlemin bir araya gelișinden olușur. • Üçüncü düzlem; bahsedilen bu iki düzlemin alan içinde kesiștiği, ta-
• Birinci düzlem; tarihi olanın kent içindeki yerinin irde- rihi olanla doğaya ait olanın birbirine dokunduğu kesișme düzlemidir.
lenmesi olarak tanımlanabilecek üst düzlemdir. Kesișme düzlemi, tarihi olanın yorumlanması, alt düzlemde önerilen
Bu düzlem; korunacak tarihi yapıları ve alanın kente kültürel fonksiyonların yer üstünde referans bir biçimle, bir landmarka
dokunan sınırlarını kapsar. Korunacak yapılar bu düzlem dönüșmesidir.
içinde, kentsel belleği olușturan değerli, eșsiz izler olarak Bu referans biçim, içine kentsel ișlikleri, kentsel belleğe ait sergile-
yorumlanmıștır. Ve bu izler kentin geri kalanında var olan ri, kalıcı ve geçici çağdaș sergileri alan bir kent müzesidir. Yarığın
önemli tarihi referanslarla bir yaya rotasıyla bağlanmıștır. içinden yani; birbirine bağladığı iki düzlemin birinden çıkarak, yer
Bu organik rota, korunacak bütün yapılara deyerek, tarihi üstüne yani bağladığı diğer düzleme ulașır. Bu biçim kentsel belleğin
yaya aksına ve kentin merkezine bağlanır. Rota tüm alanı korunması ve olușmasına ve çağdaș fonksiyonlarla yașatılmasına ait
boylu boyunca geçerek, izleyiciyi çağdaș, kentsel, rekrea- biçimsel bir göstergedir. Kentsel yașantıya ait tarihi sürekliliğin zaman
tif kullanımların eșliğinde tarihi olanla bulușturur. İzleyi- içinde kaybedilmesine, kentsel belleği kesintiye uğratan, tarihi alanları
ciyi üst düzlemden, önerilen diğer düzlemlerin kesișimine köhnemișliğe terk eden, onları çöküntü bölgelerine çeviren kayıtsız
tașıyacak olan iz yine bu rotadır. yaklașımlara çağdaș, fiziksel ve doğrudan bir karșı duruștur.
Bu organik hat, üst düzlemi fiziksel olarak ta ikiye ayırır.
Yarıșma alanının üst düzlemde kentle olan sınırlarını Jüri değerlendirmesi
büyük oranda, yoğun trafik akıșlı otoyollar olușturur. Plato olușturularak Gökdere ile sağlanan mekansal ilișkinin farklı
Mevcut otoyollar, korunacak olanın izleyiciyle buluș- ișlevlerle desteklenmesi olumlu olmasına rağmen, ölçek ve boyutla-
turulmasında fiziki bir zorluk yaratırlar. Aynı zamanda rıyla eleștirilmiștir. Üç ana düzlem üzerinden gelișen tasarım kurgusu
yaratılmak istenen kızyakup kent parkı, kamulaștırma özellikle tarihi yaya aksıyla olan ilișkileri ve kentsel izlerin organik
gibi güçlüklerle elde edilecek olan önemli bir kentsel düzende üst düzlemlerle kurgulanarak elde edilen mekansal kalite
espastır. Bu güçlükle elde edilen alanın kentin gündelik bașarılı bulunmuștur.

Kaynak: Osmangazi (Bursa) Belediyesi APK Müdürlüğü


Ekip Bașı: Sertaç Erten (Șehir Plancısı)
Devrim Çimen (Mimar),
Mahir Çimen (Yardımcı Mimar) Danıșman: Berat Çokal

Önerilen kentsel tasarım projesini șekillendiren iki temel


kentsel dinamik vardır. Bunlardan birincisi, Bursa’da
ve çevre ilçelerde yașayan halkın günlük alıșveriș ve
gezinti rotalarıdır. Kızyakup Kent Parkı, bu bağlamda
ele alınmıș, ve halkın gündelik yașamında yoğun olarak
kullandığı alanlara ve koridorlara eklemlenmesi amaçlan-
mıștır. Parkın içinde önerilen rekreatif ve ticari aktiviteler,
hem Cumhuriyet Caddesi-Heykel-Hanlar arasına sıkıșmıș
yoğun yaya trafiğinin yükünü alacak, merkezi aktiviteleri
doğuya doğru uzatacak, hem de bu yoğun kullanım için
soluklanma-dinlenme mekanları sunacaktır.
İkinci dinamik, yarıșmacılardan dikkate alınması istenen
ve daha ziyade turistik bir rota olan Tarihi Yaya Aksı’dır.
Bu aks, Bursa’nın önemli ama birbirinden kopuk olarak
duran tarihi yapılarını bir gezinti rotası çerçevesinde ele
alma projesidir. Kızyakup Kent Parkı’nın, bu yaya aksı-
nın canlandırılmasında önemli olan turist kafileleri için bir
bașlangıç-bitiș noktası olması düșünülmüștür. Bu amaçla,
alanın batısında turist araçları için bir otopark tasarlanmıș,
ve bu noktadan Tarihi Yaya Aksı’na eklemlenme kurgu-
lanmıștır. Bu rotaya, yarıșma alanı sınırları içinde bulunan
tarihi yapılar da eklenerek hem Tarihi Yaya Aksı Projesi
zenginleștirilmiș, hem de Kızyakup Parkı’nın daha canlı
bir yașam içermesi sağlanmıștır. Bu bağlamda Kızyakup
Kent Parkı Modern olan ile Tarihselin buluștuğu bir dü-
ğüm noktasıdır.
BURSA OSMANGAZİ BELEDİYESİ, KIZYAKUP KENT PARKI
KENTSEL TASARIM VE MİMARİ PROJE YARIȘMASI 3. Mansiyon
Yaya Dolașım paketi de tasarlanmıș, bu da 2. etabın ikinci kısmı olarak
Alanın güneyi, Bursa’nın geleneksel merkezinden (özel- önerilmiștir. Bu alt proje paketi dahilinde, metro durağıy-
likle Cumhuriyet Caddesi’nden) uzanan yaya yaklașım- la yaya bağlantısı, turizm koordinasyon merkezinin inșası
larını karșılayan bir bölge gibi kavramsallaștırılmıștır. ve turist kafile araçları için otopark inșası söz konusudur.
Dolayısıyla, Dayıoğlu Hamamı çevresinde bir karșılama Mimari Tasarım
meydanı niteliğinde havuzlu meydan tasarlanmıș, bu Projedeki kütle düzeni, alanın ana yaya prömenadının am-
meydandan kuzeye doğu uzanan bir ana yaya prömenadı fili meydana cephe veren bir devamı olarak tasarlanmıștır.
önerilmiștir. Alanın kuzeyini tanımlayan Hașim İșcan Amfili meydanın projenin modern yüzünü temsil etmesi
Caddesi’nin ise, yakın gelecekte Bursa’nın yeni yüzünü ve metro güzergahıyla ilintili olması nedeniyle burada
simgesel olabilecek bir yapı düșünülmüștür. Ancak ya-
simgeleyen ve çok katlı prestij yapılarının yer alacağı bir
pılacak olan bina alanını küçük olmasından ötürü genel
iș merkezi koridoru olacağı öngörülmüștür. Dolayısıyla,
prensip olarak taban alanı küçük ancak cephe alanı büyük
yarıșma alanının Hașim İșcan Caddesi’yle sınırlanan
bir bina tasarlanmıștır. Bu ince ve yüksek kütleler dıșında
kuzey cephesinde, YeniBursa imgesi yaratacak bir yapı binalar topoğrafyanın içinde erimekte ve park kavramıyla
önerilmiș, bu yapıya da Çok Amaçlı Bina adı verilmiștir. uyum göstermektedir.
Ana yaya prömenadı, güneydeki Dayıoğlu Hamamı çev- Bursanın tarihi kimliğiyle modern kimliğinin bir düğüm
resinde önerilen havuzlu meydan ile kuzeydeki çok-amaç- noktası olarak tasarlanan alanda daha çok modern malze-
lı binayla birlikte önerilen amfili meydanı birbirine bağ- melerin kullanılması öngörülmüștür. Bu paralelde binala-
layacak șekilde düzenlenmiștir. Bu prömenad boyunca, rın cephelerinde çelik cam ve ahșabın ağırlıklı olarak kul-
yayalara eșlik eden ve bir havuzlar sistemi önerilmiștir. lanılması düșünülmektedir. Binaların bazaları betonarme
İki meydan arasında da, ara bir soluklanma-karar verme strüktür iken üzerlerine oturan ince uzun kütleler ise çelik
noktası olarak çeșmeli meydan önerilmiștir. olarak düșünülmüștür.
Araç Ulașım - Dolașım Jüri değerlendirmesi
Yarıșma alanı için düșünülen araç ulașım dolașım șema- Öngörülen yaya aksının gerek mevcut yapılarla, gerek
sında, alanı parçalayacak yol düzenlemelerinde kaçınıl- öneri yapılarla desteklenerek ulaștığı mekansal kalitesi
mıștır. Ayrıca, otopark alanları tasarlanırken, yol hiyerar- olumlu bulunmuștur. Aksın açıldığı meydanlar tasarımı
șisi dikkate alınmıș ve akıcı-hızlı araç trafiğinin olduğu güçlendirmektedir. Spor alanlarının yeri olumsuz bulun-
(Hașim İșcan ve Kemal Bengü Caddeleri gibi) caddeler muștur.
boyunca otopark önerilmemiștir. Kapalı otopark, alanın
kuzeydoğu ucunda kalan ve ticari aktivitelerin yoğunlașa-
cağı kısımda düșünülmüș, ve varolan kottan yararlanarak
araç yoluyla aynı kotta olacak șekilde tasarlanmıștır.
Temel Peyzaj İlkeleri
Su: Prömenad boyunca ziyaretçiye eșlik eden havuzlar
sistemi, kendi içinde sekansları olan bir yapıdadır. Su
ögesinin kullanımında havuzların formlarından ziyade,
durgunluk ve hareketlilik gibi iki temel kavram ön plana
çıkmaktadır. Fıskiyeli havuzlar, ince su olukları, yansıma
havuzları, çeșmeler gibi yapılarla durgunluk-hareketlilik
birlikte düșünülmüștür. Ayrıca, su elemanı, Gökdere
ile ilișkilendrilmiș, Kızyakup Parkı’nın Gökdere çevre-
sindeki potansiyel rekreatif alana doğru genișlemesi ve
büyümesi sağlanmıștır.
Yeșil: Yarıșma alanında aktif ve serbest alanlar ayrı ayrı
tanımlanmıș, aktif yeșil alanlar içinde spor oyun alanları,
çocuk parkları, çim amfiler tasarlanmıștır. Serbest yeșil
alanlar içinde ise, daha ziyade gölge yapan ağaçların ve
oturma elemanlarının kullanılması önerilmiștir. Alanın
Kemal Bengü Caddesi’ne doğru uzanan doğusunda ise,
gürültü ve görüntü perdeleyici bitkilendirme projeleri
önerilmiștir.
Projenin Etaplanması
Belediyenin kamulaștırdığı parseller, yarıșma alanının
güney yarısında daha yoğundur. Dolayısıyla, projenin
uygulanabilirliği düșünüldüğünde, ilk etabın bu parçadan
bașlaması uygun bulunmuștur. Ayrıca, önerilen tasarımda,
ilk etap içinde yer alacak olan havuzlu meydan-çeșmeli
meydan arası parça, belediyeye gelir sağlayacak mekansal
düzenlemeleri içerecektir. Belediyenin kiralayabileceği
yeme-içme yapıları bu bağlamda düșünülmüștür.
İkinci etapta, kuzeyde Hașim İșcan Caddesi tarafında
tasarlanan ve daha ziyade kamusal yatırım niteliğinde
olan amfili meydan-çok amaçlı bina projesinin inșası ön-
görülmüștür. Ayrıca bu mekansal kurguyu destekleyecek
yan projelendirmeler de bu etabın içinde düșünülmüș-
tür.Ayrıca, tüm yarıșma alanının Bursa geneliyle yaya
ve araç bağlantılarının kurulacağı bir bağlantılar alt proje

Kaynak: Osmangazi (Bursa) Belediyesi APK Müdürlüğü


Ekip Bașı: Haydar Yeșil (Mimar)
Nurcan Yıldız (Mimar), Sevinç Gündoğdu (Peyzaj Mimarı),
Gonca Tașdemir (Mimar), Ebru Vural (Peyzaj Mimarı)

Jüri değerlendirmesi
Tasarımın kent ve yakın çevresiyle kültürel ve rekreas- ulașamadığı gözlenmiștir. Tarihi yapı ve duvar kalın-
yon aksları aracılığıyla kurmak istediği ilișkiler olumlu tısının öngörülen tasarımla bütünleșememesi olumsuz
bulunmuștur. Önerilen yapıların ölçeği ve parçalı yapısı bulunmuștur. Peyzaj ana kararlarının tasarım kurgusunu
bașarılı; ancak iç mekan çözümlerinin yeterli düzeye yönlendirdiği gözlenmiștir.
BURSA OSMANGAZİ BELEDİYESİ, KIZYAKUP KENT PARKI
KENTSEL TASARIM VE MİMARİ PROJE YARIȘMASI 4. Mansiyon

Kaynak: Osmangazi (Bursa) Belediyesi APK Müdürlüğü


Ekip Bașı: Ö. Esra Kahveci (Y. Mim.),
Burcu Serdar Köknar (Y. Mim.),
Ceren Balkır Övünç (Y. Mim.),
İsmet Güngör (Mimar), Danıșman: Dr. Elif Alkay
Ebru Erbaș (Peyzaj Y. Mimar), Yardımcı: Gökçe Saygın

Proje alanının kent içerisindeki konumu gerek kuzeye doğru yeni gelișen iș merkezi, ge-
rek hanlar bölgesi, gerekse tarihi yaya aksı ile kurduğu ilișki açısından değerlendirilerek,
kentin ‘kent parkı’ndan beklentileri ile birlikte projenin genel yaklașımını șekillendirmiș-
tir. Doğal ve yapay çevrenin iç içe geçișimi ve her tür rekreasyon alanlarının bu geçișim
içerisinde bulușması önemsenmiștir. Kent ve doğa kavramlarının tekrar yorumlanması
yapay ve doğal tüm ortamların benzer șekilde bir araya gelmesini düșündürmüș; hem
bitkiler ve yeșil yüzeyler gibi doğal hem binalar, avlular gibi yapay bileșenler ‘peyzaj’ın
olușumunu sağlamıștır.
Kent Parkı ve Kentli Kent yașamının gündelik hayatla ilișkilenme biçimi parkın
programlanmasında en önemli etken olmuștur.‘Kent parkı’ içerikleri tüm kent düșünü-
lerek, gündelik hayata kolay eklemlenebilecek hibrit kullanımlardan olușmaktadır. Tüm
yașlardaki kentli için yoğun kulanımlı kentsel fonksiyonlar, rekreatif alanlar, meditatif
ortamlar düșünülmüștür.
Yeni İș Merkezi/Rekreasyon Kentin kuzeye doğru gelișen yeni iș merkezinin, metro
hattının da uzatılması ile doğuya doğru açılacağı düșünülebilir. Bu durumda, proje ala-
nının kuzeyinin rekreasyonel ve spor ağırlıklı fonksiyonlarla donatılması yeni merkezin
hava alacağı kentsel bir mekan olușturacaktır.
Tarihi Kent Merkezi/Çok Amaçlı Boșluklar İlișkisi Bursa’nın tarihi kent merkezi ve
çevresindeki çok amaçlı yeșil alan/boșluk eksikliği proje alanının bu açığı giderebilecek
konumda olduğunu göstermektedir. Șehir içi yoğun ağaç dokuları ve üzerinde günün
değișik saatlerinde farklı aktivitelerin yer alabileceği çim alanların kent dıșına çıkma
zorunluluğu olmadan kent hayatına önemli bir katkısı olacağı düșünülmüștür. Kent
içerisindeki özellikle hanlar bölgesinde alıșılagelmiș dıș mekan kullanım biçimleri, boș-
lukların biçimlenmesinde önemli rol oynamıștır.
Eșiklerin Așılması Gökdere ve anayolların olușturduğu yapay/doğal eșik arazinin bu
yöndeki yaya ulașımını etkilemektedir. Bu eșiği geçen bir yaya köprüsü ve proje alanı
içindeki yeșil dokunun uzatılması ile bu engelin așılması amaçlanmıștır.
Çeper yüzey Sürdürülen bu topografya uzantısı, gündelik hayatın parkın içerisine kesin-
tisiz olarak geçișimini sağlamaktadır. Parkın herhangi bir kapısı veya duvarları bulunmaz
bu ișlevleri çeper yüzey sağlamaktadır, bunun için yoğun yaya akıșının olacağı düșünü-
len arakesitlerdeki donanımlar sağlanmıștır. Arakesiti olușturan bu yüzeyde duraklana-
rak gerçekleștirilecek az yoğunluklu ișlevler de düșünülmüștür.
BURSA OSMANGAZİ BELEDİYESİ, KIZYAKUP KENT PARKI
KENTSEL TASARIM VE MİMARİ PROJE YARIȘMASI 5. Mansiyon
Kabuklar Kabukları tüm kullanımlar için çok amaçlı Dokular Hem yapay hem doğal dokuları özellikle çoğal-
yüzeyler olușturmaktadır. Mevcut tescilli binaların tarak yüzeylerin kaplanması düșünülmüștür. Eski yerleși-
konumuna göre ve topografyanın tekrar yorumlanması min izleri gibi yapay dokuların yanısıra, bitkiler, yaprak
ile biçimlenen yüzeylerin kendi içlerinde belli kullanım döküntüleri gibi doğal dokular da kullanılmıștır. Özellikle
grupları da mevcuttur ancak her kabuk ulașımı da içerisin- yaprak döküntüleri ve bitkilerin zamanı gösterimleri de
de barındıran dinamik çok amaçlı bir yüzeydir. önemsenmiștir.
Yarıklar Çok yoğun kullanımların yanında gündelik ha-
yatın içerisinde duraklama anlarını sağlayacak meditatif
mikroçevreler yaratır. Korular ve organik malzemeler de
bu ortamın gelișmesine olanak sağlar. Bu yarıklar aynı
zamanda parkın aydınlatma strüktürünü de olușturur.
Güvenlik nedeniyle yarıların geceleri binalar ve avlular
ile birlikte kapanacağı düșünülmüștür.
Avlular Bursa’nın geleneksel yarı açık alan kullanım
biçimini yorumlayarak sürdüren avlular, aynı zamanda
yeni yoğun kullanımlar ile desteklenmiș ve çevresindeki
binalar ile ilișkilendirilmiștir.
Binalar Yoğun kentsel kullanımları üstlenecek ve parkın
24 saat kullanımını sağlayan, bilgi aktarımı sağlayan iș-
levler üstlenen ortamlar. Özellikle çeper yüzeyden direk
ulașımları düșünülmüș, ancak avlular ve kabuklarla iliș-
kilendirilmișlerdir. Sürekli kullanımı desteklemek üzere,
tarihi kent merkezi ile ilișkisi nedeniyle de turistik beklen-
tileri karșılayan otel binası da yapay topografya üzerinde
biçimlenen yapılardan biridir.
Korular Doğal malzeme olarak ele alınan korular fark-
lı ortamları birleștiren yoğun ağaçlıklardır. Ayrıca bu
korular kentsel yüzeylerin üzerinde devam ederek hem
akıcılığı sağlayacak hem de kent içi yeșil dokunun geliști-
rilmesinde önemli katkılar sağlayacaktır.
Kaynak: Osmangazi (Bursa) Belediyesi APK Müdürlüğü
İMAR HUKUKU Tarım Kanunu koruma ve kullanım esasları, yerel yönetimlerin, üniversitelerin,
sivil toplum kurulușlarının ve ilgili diğer kurulușların görüșleri
5488 sayılı Tarım Kanunu; tarım sektörünün ve kırsal alanın, kalkınma alınarak belirlenir.
plân ve stratejileri doğrultusunda geliștirilmesi ve desteklenmesi için b) Ülke fizikî mekânında, sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğ-
gerekli politikaların tespit edilmesi ve düzenlemelerin yapılması rultusunda, koruma-kullanma dengesi gözetilerek kentsel ve
amacıyla 25 Nisan 2006 tarihli ve 26149 sayılı Resmi Gazetede kırsal nüfusun barınma, çalıșma, dinlenme, ulașım gibi ihtiyaç-
yayımlanarak yürürlüğe girmiștir. ların karșılanması sonucu olușabilecek çevre kirliliğini önlemek
Hazırlayan: Nevzat CAN

Kanun, tarım politikalarının amaç, kapsam ve konularının belirlenmesi; amacıyla nazım ve uygulama imar plânlarına esas teșkil etmek
tarımsal destekleme politikalarının amaç ve ilkeleriyle temel destek- üzere bölge ve havza bazında 1/50.000-1/100.000 ölçekli çevre
leme programlarının tanımlanması; bu programların yürütülmesine düzeni plânları Bakanlıkça yapılır, yaptırılır ve onaylanır. Bölge ve
ilișkin piyasa düzenlemeleri, finansman ve idarî yapılanmanın tespit havza bazında çevre düzeni plânlarının yapılmasına ilișkin usûl
edilmesi; tarım sektöründe uygulanacak öncelikli araștırma ve geliș- ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
tirme programlarıyla ilgili kanunî ve idarî düzenlemelerin yapılması ve c) Ulusal mevzuat ve taraf olduğumuz uluslararası sözleșmeler ile
tüm bunlarla ilgili uygulama usûl ve esaslarını kapsamaktadır. koruma altına alınarak koruma statüsü kazandırılmıș alanlar ve
ekolojik değeri olan hassas alanların her tür ölçekteki plânlarda
Kanunda tarım politikalarının ilkeleri; Tarımsal üretim ve kalkınmada
gösterilmesi zorunludur. Koruma statüsü kazandırılmıș alanlar ve
bütüncül yaklașım, Uluslararası taahhütlere uyum, Piyasa mekaniz-
ekolojik değeri olan alanlar, plân kararı dıșında kullanılamaz.
malarını bozmayacak destekleme araçlarının kullanımı, Örgütlülük ve
kurumsallașma, Özel sektörün rolünün artırılması, Sürdürülebilirlik, d) Ülke ve dünya ölçeğinde ekolojik önemi olan, çevre kir-
insan sağlığı ve çevreye duyarlılık, Yerinden yönetim, Katılımcılık, lenmeleri ve bozulmalarına duyarlı toprak ve su alanlarını,
Șeffaflık ve bilgilendirmek olarak belirlenmiștir. biyolojik çeșitliliğin, doğal kaynakların ve bunlarla ilgili kültürel
kaynakların gelecek kușaklara ulașmasını emniyet altına
Kanunun 6. maddesinde, tarım politikalarının öncelikleri ile ilgili almak üzere gerekli düzenlemelerin yapılabilmesi amacıyla,
hükümlere yer verilmiș, Kanunun 14. maddesinde tarımsal üretimin Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak tespit ve ilan etmeye, bu
kendi ekolojisine uygun alanlarda yoğunlașması, desteklenmesi, alanlarda uygulanacak koruma ve kullanma esasları ile plân ve
örgütlenmesi, ihtisaslașması ve entegre bir șekilde yürütülmesi projelerin hangi bakanlıkça hazırlanıp yürütüleceğini belirlemeye
için tarım havzalarının Tarım ve Köyișleri Bakanlığının teklifi üze- Bakanlar Kurulu yetkilidir.
rine Bakanlar Kurulunca belirleneceği ve bu havzaların faaliyet ve
Bu bölgelere ilișkin plân ve projelerde; 3/5/1985 tarihli ve 3194
ișleyiși ile ilgili esas ve usûllerin düzenlenmesine ilișkin yönetmeliğin
sayılı İmar Kanununun 9 uncu maddesi, 4/4/1990 tarihli ve 3621
çıkarılacağı belirtilmiștir.
sayılı Kıyı Kanununun plân onama yetkisini düzenleyen hüküm-
Kanunun 15. maddesinde, kırsal alanlarda tarım ve tarım dıșı istihda- leri, 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını
mın geliștirilmesi, gelirlerin artırılması ve farklılaștırılması, kadın ve Koruma Kanununun 8 inci maddesinin tabiat varlıkları, doğal sit
genç nüfusun eğitim ve girișimcilik düzeyinin yükseltilmesine yönelik alanları ve bunların korunma alanlarının tespit ve tescili dıșında
tedbirlerin alınacağı, kırsal kalkınma program, proje ve faaliyetlerine kalan yetkileri düzenleyen hükümleri ile aynı Kanunun 17 nci
ilișkin düzenlemelerin yapılacağı ve kamu kurulușları arasında maddesinin (a) bendi hükümleri uygulanmaz.
koordinasyonun sağlanacağı öngörülmüș, kırsal kalkınma program, e) Sulak alanların doğal yapılarının ve ekolojik dengelerinin
proje ve faaliyetlerinde; katılımcılık, tabandan yukarı yaklașım, yerel korunması esastır. Sulak alanların doldurulması ve kurutulması
kapasitenin geliștirilmesi ve kurumsallașması temel ilkeler olduğu yolu ile arazi kazanılamaz. Bu hükme aykırı olarak arazi kaza-
belirtilmiștir. nılması halinde söz konusu alan faaliyet sahibince eski haline
getirilir.
Çevre Kanununda Değișiklik Yapılmasına Sulak alanların korunması ve yönetimine ilișkin usûl ve esaslar
ilgili kurum ve kurulușların görüșü alınarak Bakanlıkça çıkarılacak
Dair Kanun yönetmelikle belirlenir.
Çevre Kanununda Değișiklik Yapılmasına Dair Kanun 13.5.2006 tarihli f) Biyolojik çeșitliliğin sürdürülebilirliliğinin sağlanması bakımından
ve 26167 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiștir. nesli tehdit veya tehlike altında olanlar ile nadir bitki ve hayvan
türlerinin korunması esas olup, mevzuata aykırı biçimde ticarete
Kanunun amacı, “bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sür-
konu edilmeleri yasaktır.
dürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda
korunmasını sağlamak” șeklinde değiștirilmiștir. g) Doğal kaynakların ve varlıkların korunması, kirliliğinin ve tah-
ribatının önlenmesi ve kalitesinin iyileștirilmesi için gerekli idarî,
2872 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi bașlığı ile birlikte așağıdaki hukukî ve teknik esaslar Bakanlık tarafından belirlenir.
șekilde değiștirilmiș ve planlama konusunda yeni plan türleri ve
h) Ülkenin deniz, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının ve su ürünleri
yetkiler tanımlanmıștır.
istihsal alanlarının korunarak kullanılmasının sağlanması ve kir-
“Çevrenin korunması lenmeye karșı korunması esastır. Atıksu yönetimi ile ilgili politika-
MADDE 9 – Çevrenin korunması amacıyla; ların olușturulması ve koordinasyonunun sağlanması Bakanlığın
a) Doğal çevreyi olușturan biyolojik çeșitlilik ile bu çeșitliliği sorumluluğundadır. Su ürünleri istihsal alanları ile ilgili alıcı ortam
barındıran ekosistemin korunması esastır. Biyolojik çeșitliliği standartları Tarım ve Köyișleri Bakanlığınca belirlenir.

212
Denizlerde yapılacak balık çiftlikleri, hassas alan niteliğindeki liği kapsamında inșa edilen mevcut binaların iç bünyesinde yapılan,
kapalı koy ve körfezler ile doğal ve arkeolojik sit alanlarında otopark sayısını değiștirmeyen tadilatlarda otopark tesisi ve bedeli
kurulamaz. istenmez. Bu husus ruhsat eki onaylı mimari projesine ilgili bağımsız
Alıcı su ortamlarına atıksu deșarjlarına ilișkin usûl ve esaslar bölümlerde belirtilerek ișlenir.
Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Daha önce Otopark Yönetmeliği kapsamında olmayan yapılarda
ı) Çevrenin korunması ve kamuoyunda çevre bilincinin geliști- veya bağımsız bölümlerinde kullanım amacına yönelik olanlar da
rilmesi amacıyla, okul öncesi eğitimden bașlanarak Millî Eğitim dahil ruhsata tabi tüm değișiklik ve ilavelerde, otopark tesisi aranır.
Bakanlığına bağlı örgün eğitim kurumlarının öğretim programla- Parselinde veya yapıda otopark tesisi mümkün olmadığı takdirde
rında çevre ile ilgili konulara yer verilmesi esastır. Yönetmeliğe uygun olarak otopark bedeli istenir. Bu husus ruhsat
Yaygın eğitime yönelik olarak, radyo ve televizyon programla- eki onaylı mimari projesine, ilgili bağımsız bölümlerde belirtilerek
rında da çevrenin önemine ve çevre bilincinin geliștirilmesine ișlenir.” șeklinde hüküm eklenmiștir.
yönelik programlara yer verilmesi esastır. Türkiye Radyo -
Otopark Yönetmeliğin Geçici 3 üncü maddesinde de değișiklik yapıl-
Televizyon Kurumu ile özel televizyon kanallarına ait televizyon
mıș ve madde “Belediye veya valilikler, imar planı sınırları içerisinde
programlarında ayda en az iki saat, özel radyo kanallarının
kalan alanlardaki yerleșmenin projeksiyon nüfusunun otopark ihtiyacı
programlarında ise ayda en az yarım saat eğitici yayınların
ile otopark ihtiyacı kendi içinde karșılanamayan parsellerin otopark
yapılması zorunludur. Bu yayınların % 20’sinin izlenme ve
ihtiyacını tespit ederek, bu ihtiyacın karșılanması amacıyla bölge
dinlenme oranı en yüksek saatlerde yapılması esastır. Radyo
otopark alanı olușturmaya yönelik imar planı revizyonlarını veya
ve Televizyon Üst Kurulu, görev alanına giren hususlarda bu
değișikliklerini en geç iki yıl içinde yaparlar. Planların yürürlüğe gir-
maddenin takibi ile yükümlüdür.
mesinden en geç üç ay içinde bu planı tatbik etmek üzere beș yıllık
j) Çevre ile ilgili olarak toplanan her türlü kaynak ve gelir, tahsisi imar programını hazırlayarak bu süre içerisinde uygularlar.” șeklinde
mahiyette olup, öncelikle çevrenin korunması, geliștirilmesi, ıslahı yeniden düzenlenmiștir.
ve kirliliğin önlenmesi için kullanılır.”

Otopark Yönetmeliği Hakkında Genel


Otopark Yönetmeliğinde Değișiklik Tebliğde Değișiklik Yapılmasına Dair
Yapılmasına Dair Yönetmelik Tebliğ
1.7.1993 tarihli ve 21624 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Otopark Otopark Yönetmeliğinde yapılan değișikliğe uygun olarak Otopark
Yönetmeliğinde değișiklik öngören Otopark Yönetmeliğinde Değișiklik Yönetmeliği Hakkında Genel Tebliğde de değișiklik yapılmıș ve 26
Yapılmasına Dair Yönetmelik 22.04.2006 tarihli ve 26147 sayılı Resmi Nisan 2006 tarihli ve 26150 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak
Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiștir. yürürlüğe girmiștir.
Otopark Yönetmeliğinin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (f) Tebliğde yapılan değișiklik ile; Otopark Yönetmeliğine uygun olarak
bendinin ikinci paragrafından sonra gelmek üzere inșa edilen mevcut binalarda veya bağımsız bölümlerde yapılmak
“Otopark bedeli alınan parsellerin otopark ihtiyacının belediye veya istenilen, sadece kullanım amacına yönelik olanlar da dahil ruhsata
valilikçe karșılanması zorunludur. Otopark ihtiyacı parselinde karșı- tabi tüm değișiklik ve ilaveler, otopark aranmasını gerektirecek nitelik
lanamayan ve idaresince İmar Kanununun 37 nci maddesine göre ve büyüklükte ise, otopark tesisi aranacağı, parselinde veya yapıda
otopark tesis edilemeyen alanlarda otopark bedelinin arsa payı hariç karșılanamayanlar için Yönetmeliğe uygun olarak otopark bedeli iste-
%25’i yapı ruhsatının verilmesi sırasında nakden, kalan %75’i ve arsa neceği, Otopark Yönetmeliği kapsamında inșa edilen mevcut binaların
payı ise belediyesince veya il özel idaresince parselin otopark ihtiyacı iç bünyesinde yapılan ve otopark sayısını değiștirmeyen tadilatlarda
karșılandıktan en geç doksan gün sonra o yıla ait miktarlara göre otopark tesisi ve bedeli istenmeyeceği öngörülmüștür.
değerlendirilerek tahsil edilir. Yapı ruhsatı düzenleme așamasında
ödemelere ilișkin taahhütname alınır ve tapu kütüğüne bu hususta Tebliğ değișikliği ile otopark aranması gereken kullanımların alt türleri
șerh düșülür. Plansız alanlarda otoparkın parselinde veya yapıda ve miktarları yeniden belirlenmiș, otopark sayısının açık tesislerde
karșılanması zorunludur.” șeklinde hüküm getirilmiștir. parsel alanı üzerinden, diğer yapılarda ise emsal hesabına konu alan
üzerinden belirleneceği hüküm altına alınmıștır. Ayrıca parselinde oto-
Yönetmelik değișikliği ile otopark aranması gereken kullanımlar park tesisi mümkün olmayan yükümlülerden alınacak otopark bedeli-
ve miktarları değiștirilmiș, yerleșim alanlarında otopark aranması nin hesabına ve tahsiline ilișkin esaslar yeniden düzenlenmiștir.
gereken kullanım çeșitleri ve bunlara ait en az otopark miktarları
yeniden belirlenmiștir.
Yapılarda Özürlülerin Kullanımına
Otopark Yönetmeliğin 7 nci maddesinin ikinci fıkrasından sonra
gelmek üzere “Otopark Yönetmeliğine uygun olarak inșa edilen mevcut Yönelik Proje Tadili Komisyonları Teșkili,
binalarda veya bağımsız bölümlerde yapılmak istenilen, sadece kul- Çalıșma Usul Ve Esasları Hakkında
lanım amacına yönelik olanlar da dahil ruhsata tabi tüm değișiklik ve Yönetmelik
ilaveler, otopark aranmasını gerektirecek nitelik ve büyüklükte ise,
otopark tesisi aranır. Parselinde veya yapıda karșılanamayanlar için Özürlülerin ulașımı ve kullanımına uygun olmayan yapıların uygun
Yönetmeliğe uygun olarak otopark bedeli istenir. Otopark Yönetme- șekle getirilmesine yönelik proje değișiklik taleplerinin değerlendiril-

213
mesi için olușturulacak komisyonun teșkili, çalıșma usul ve esasları Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde yapılan
ile özürlünün kullanımından sonraki sürece ilișkin hususları belirle- değișiklikle proje alanı içinde her ölçekteki imar planlarının Ankara
mek amacıyla Yapılarda Özürlülerin Kullanımına Yönelik Proje Tadili Büyükșehir Belediyesince yapılacağı, yaptırılacağı ve onanacağı
Komisyonları Teșkili, Çalıșma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik hükme bağlanmıștır.
22 Nisan 2006 tarihli ve 26147 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak
5104 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi “Proje alan sınırlarındaki kentsel
yürürlüğe girmiștir.
tasarım projeleri ile konut, sosyal donatı, çevre düzenlemesi, teknik
Yönetmelik, anagayrimenkuldeki özürlünün kullandığı ortak yerler ile altyapı projeleri, müșavirlik ve kontrollük hizmetleri ile yapım dahil
bağımsız bölümleri kapsamakta olup, 23.6.1965 tarihli ve 634 sayılı diğer ișler Belediye ve İdare tarafından, Bakanlıkça tespit edilecek
Kat Mülkiyeti Kanununun 42 nci maddesi hükümlerine dayanılarak görev dağılımına göre yapılır veya yaptırılır.
hazırlanmıștır.
Bu Kanun kapsamındaki proje, müșavirlik ve kontrollük hizmetleri
Yönetmelikte Anagayrimenkul, Ortak yerler, Özürlü, Proje tadilatı İdare ve Belediye tarafından özel hukuk hükümlerine göre kurulacak
tanımları yapılmıș, Yönetmeliğin “Tadilat projesine bașvuru” baș- veya iștirak edilecek șirkete bedeli karșılığında yaptırılabilir.” șeklinde
lıklı 5. maddesinde; proje değișikliği için bașvuru yeri, belediye ve değiștirilmiștir.
mücavir alan sınırları içinde yapının bulunduğu yerin belediyesi,
dıșında ise il özel idaresi müdürlüğü olduğu, bașvurunun, kat maliki
veya vekili tarafından yapılacağı ve vekaletname ile kat maliki adına Kuzey Ankara Giriși Kentsel Dönüșüm
ișlem yapılabileceği, bașvuru dilekçesine proje değișikliği istenen Projesi Yönetmeliği
yere ilișkin onaylı mimari proje, özürlünün talebinin reddedildiğine
4.3.2004 tarihli ve 5104 sayılı Kuzey Ankara Giriși Kentsel Dönüșüm
ilișkin kararın bir örneği ve 18/3/1998 tarihli ve 23290 sayılı Resmi
Projesi Kanununun uygulama usul ve esaslarını düzenlemek ama-
Gazete’de yayımlanan Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları
cıyla Kuzey Ankara Giriși Kentsel Dönüșüm Projesi Yönetmeliği 14
Hakkında Yönetmeliğe göre alınmıș sağlık kurulu raporu ekleneceği
Nisan 2006 tarihli ve 26139 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak
hüküm altına alınmıștır.
yürürlüğe girmiștir.
Yönetmeliğin 6. maddesinde komisyonun teșkili ile ilgili hüküm-
Yönetmelik 5104 sayılı Kanunun ekinde yer alan Protokol Yolu Sınır
lere yer verilmiș, 7. maddesinde komisyonun görevlerine açıklık
Krokisinde gösterilen proje alanındaki her ölçekteki planlar, inșa
getirilmiștir.
edilecek her türlü yapı, alt yapı ve sosyal donatı düzenlemeleri,
hak sahipleri ile yapılacak anlașmalar ve kamulaștırma ișlemlerinde
Kuzey Ankara Giriși Kentsel Dönüșüm uygulanacak usul ve esasları kapsamaktadır.
Projesi Kanununda Değișiklik Yönetmeliğin İkinci Bölümünde Tapulu Arsası ve Tapulu Arsası
Yapılmasına İlișkin Kanun Üzerinde Tesisleri Bulunan Gayrimenkuller İçin Uygulanacak Esas-
lar, Üçüncü Bölümde 2981 Sayılı Kanuna Tabi Tapu Tahsis Belgeli
Kuzey Ankara Giriși Kentsel Dönüșüm Projesi Kanununda Değișiklik Gecekondulara Uygulanacak Esaslar, Dördüncü Bölümde Belgesiz
Yapılmasına İlișkin Kanun 8 Nisan 2006 tarihli ve 26133 Resmi ve Kaçak Gecekondulara Uygulanacak Esaslar, Beșinci Bölümde
Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiștir. Finansman ve Gelirler ile ilgili hükümler yer almaktadır.

214
Kitap Tanıtımı
Hazırlayan: Yayın Kurulu

KENTLEȘME SİYASALARI İSTANBUL’DA KENTSEL AYRIȘMA


H. Çağatay KESKİNOK Hatice KURTULUȘ (Yayına Hazırlayan)
Kaynak Yayınları, İstanbul Bağlam Yayınları, İstanbul
Ekim 2006 Temmuz, 2005
239 sayfa 307 sayfa

Ülkemiz planlama yazınında karșı Son dönemde İstanbul’daki


karșıya kaldığımız en ciddi sorun, kentleșme pratiğinin mekansal
eleștirel tabanımızı büyük ölçüde örgütlenmesini tartıșan kitap,
mekana dönük çalıșmaların
kaybediyor olușumuzdur. Özellikle
bir arada sunulması açısından
küreselleșme sürecini betimsel bir büyük bir önem tașımakta. Özel-
biçimde ele alan egemen edilgen likle 1980 sonrası hızlı bir șekilde
ve uzgörü yoksunu genel bakıș yașanan kentsel dönüșümün
açısının planlama çevresine İstanbul kentindeki yansımalarını
yaptığı katkının sınırlılığı dikkat içeren yayın, İstanbul’da yașanan
çekici boyutta. Bu bağlamda, örnekleri araștıran makalelerden
geçtiğimiz aylarda yayımlanan olușmakta. Kitapta yer alan
makaleler ve bașlıkları ise șu
‘Kentleșme Siyasaları’ adlı kitap
bu duruma seçenek üretecek biçimde açık bir karșı duruș bildirisi Dönüștürmedeki Rolü: Büyükdere ve Maslak Aksı, Hatice Kurtuluș;
niteliğinde. Çağatay Keskinok’un kaleme aldığı kitap, kentleșme Bir ‘Ütopya’ olarak Bahçeșehir, Besime Șen; Soylulaștırma: Kentsel
siyasalarının halkçı bir tavırla küreselleșme bağlamında yeniden ele Mekanda Yeni Bir Arayıș Biçimi, Hatice Kurtuluș; İstanbul’da Kapalı
alınması yönünde yeni açılımlara ișaret ediyor. Bu noktada çok somut Yerleșmeler: Beykoz Konakları Örneği, Maya Arıkanlı Özdemir; Kent-
seçenekler üretme yerine yeni politik durușun temel ilkelerinin oluș- sel Dönüșüm Sürecinde Eski Bir Gecekondu Mahallesi: Karanfilköy-
turulmasına özen gösteriliyor. Bu duruș, kökenini erken cumhuriyet Kentlere Vurulan Neșterler, Serpil Bozkulak; ‘Gecekondu’dan ‘Varoș’a:
Gülsuyu Mahallesi, Șükrü Aslan; 1970’li yıllarda İstanbul’da katılım-
döneminin șehircilik ideolojisi ve ulusal kalkınma stratejisinden alıyor.
cılığın Örneği Bir Yerel Kent Deneyimi: 1 Mayıs Mahallesi, Didem
Öyle ki, kitabın giriș bölümü “1930’larda Türkiye’de Șehircilik” bașlığını
Danıș-Ebru Kayaalp; Bir Bağlamlandırma Denemesi: Elmadağ’da
tașıyor. Kitabın sonraki bölümlerinde özellikle yeni-liberal politikala- Göçmenlik Deneyimleri.
rın güdümlediği devleti küçültme ve kamu hizmet düzeyini düșürme
düșünce ve uygulamaları irdelenirken; bunun ardındaki Dünya Ban-
kası (DB) destekli dinamikler deșifre ediliyor. Bu anlamda yerelleșme GENTRIFICATION IN İSTANBUL: A
ve küreselleșmenin sahip olduğu ikilemin YDD bağlamında nasıl bir DIAGNOSTIC STUDY
bütünsellik olușturduğu ve bu durumun ulus devletlerin çözülüș süre- C. Nil UZUN
cine katkı koyduğu saptaması da kitabın öncelikli savları arasında. Bu Utrecht University
çerçevede, yerel yönetimlerin sahip olduğu kamusal hizmet yetisinin 2001
209 sayfa
özelleștirme süreciyle ne șekilde sekteye uğratıldığı sorgulanırken;
Yeni Sağ projenin kamu yararı ilkesini așındırıcı etkisinin üzerinde C. Nil Uzun, 2001 yılında tamam-
özellikle durulmakta. DB kaynaklı planlama yaklașımının kentsel rant ladığı doktora çalıșmasından
temelli politikaları eleștirilirken de, 1999 Marmara Depremi’nin yıkıcı geliștirdiği “İstanbul’da Soylu-
laștırma: Bir Tanı Çalıșması”
etkisinin ana sorumlusu ülke ve bölge ölçeğindeki denetim anlayı-
adlı kitabında, son otuz yıldır
șından vazgeçen liberal politikalar gösterilmekte. Yazara göre, söz planlama ve toplumbilim çevre-
konusu politikaların en önemli zayıflığı is en temel koruma-kullanma lerin üzerinde dikkatle durduğu
dengelerini gözardı ediyor olușudur. soylulaștırma süreçlerini İstanbul
bağlamında yeniden irdele-
Keskinok, kitabın bütününde egemen olan eleștirel düșünsel altlığı
mektedir. Burada temel vurgu
“Ne yapmalı?” sorusuyla desteklemeyi tercih etmiș. Tüm bu soruların emekçi sınıfların yoğunlaștığı
okuyucuyu götürdüğü nokta ise “kent planlamayı eșitlik ve toplumsal kentsel yașam alanlarının üst ve
adalet kavramları çerçevesinde yeniden düșünmek” olmuș...

215
Çalıșmanın özgün yanı gelișmekte olan bir çeper ülke konumundaki KENTSEL DÖNÜȘÜM (/YENİLEȘ(TİR)ME):
bir ülkenin en büyük metropolünün çalıșmaya konu edilmesidir. Bu
çerçevede sorgu alanı olan İstanbul’a yönelik iki ana soru ön plana
İNGİLTERE DENEYİMİ VE
çıkmaktadır: 1. Süreç, gelișmiș kapitalist ülkelerle karșılaștırıldığında TÜRKİYE’DEKİ BEKLENTİLER
ne tür benzerlik ve farklılașmalar içermektedir? 2. Soylulaștırma olgusu Arzu KOCABAȘ
kent içinde ne tür farklılașmalarla deneyimlenmektedir? Cihangir ve Literatür Yayıncılık, İstanbul
Kuzguncuk bölgelerine odaklanan çalıșmanın kuramsal arka planı, Ekim, 2006
kentsel gelișim ve dönüșüm olgusu üzerine karșılaștırmalı kuramsal ve 189 sayfa
görgül çalıșmaların bir dizimidir. Dönüșümün özgün koșulları, sonuç- İngiltere’den ve Türkiye’den seçtiği
ları ve etki alanları tartıșılırken, soylulaștırma mekanizmaları ve bu yenileme ve canlandırma örnek-
mekanizmaları tetikleyen kentsel dinamikler açığa çıkarılmaktadır. lerine dayanarak gerçekleștirdiği
Çalıșmanın geniș çerçeveli bulguları İstanbul ve soylulaștırma sürecini bu çözümlemede, Dr. Kocabaș,
yașayan diğer dünya kentleri için yeniden üretilecek çalıșmalar için salt bir durum değerlendirmesi
karșılaștırmalı veri ve yorum altlığı sunmaktadır. yapmanın ötesine geçmekte ve
her düzeyde görev yapan kamu
görevlilerinin neler yapmaları
UNEQUAL CITY: LONDON IN THE gerektiğine ilișkin ipuçları da
sağlamaktadır. Kitapta, özellikle,
GLOBAL ARENA yerel düzeyde katılımcılığı ön
Chris Hamnett plana çıkaran örnekolaylar, yalnız
Routledge, London&New York kent ekonomisinin canlanmasına,
2003
304 sayfa sine değil, aynı zamanda yerel demokrasinin güçlenmesine de katkı
King’s College Beșeri Coğrafya yapabilecek değerdedir.
bölümünden Prof. Chris Ham-
nett, kentsel yeniden yapılanma,
THE NEW URBAN FRONTIER:
ve soylulaștırma (gentrification)
süreçleri üzerine yaptığı incele- GENTRIFICATION AND THE
melerle dikkatleri çeken bir araș- REVANCHIST CITY
tırmacı. Unequal City: London in Neil Smith
the Global Arena (Eșitsiz Kent: Routledge, London&New York
1996
Küresel Arena içerisinde Londra)
kitabı, Londra șehrinin son 40 yıl 262 sayfa
içerisinde yașadığı dönüșüme Neden Batı Avrupa’da, Kuzey
odaklanmakla birlikte küresel- Amerika’da ve artık dünyanın
leșme süreci, toplumsal ilișkilerdeki değișiklikler, kentlerin dönüșümü bir çok ülkesinde kentler/kent
ve kentsel mekanda yeni dinamiklere (emlak piyasasındaki hareket- merkezleri köklü bir yeniden
lenmeler, soylulaștırma süreçleri) ilișkin kapsamlı iddialar içeriyor. inșa çabasına sahne oluyor? Bu
Hamnett’e göre, Londra șehri son yıllarda bariz biçimde endüstri- tür çabalar yeni bir kentleșme
merkezli bir kentten finans-temelli bir hizmet kentine dönüșmüștür ve sürecine mi ișaret ediyor? Söz-
bu dönüșümün temelinde kentin sermayenin küresel döngüsüne dahil konusu yeniden inșa çabaları
olması yatmaktadır. Londra șehri küresel piyasaların ve uluslar arası bu bölgelerde yașayan insanlara
ticaret akıșlarının bir düğüm noktası olarak yeniden yapılandırılırken, neler sunuyor?...Kent kuramına
kentsel mekan yeni dinamikler ve toplumsal aktörler ile köklü bir deği- ilișkin tartıșmaların vazgeçilmez
șim sürecine girmiștir. Hamnett’e göre, bu durum toplumsal sınıfların ismi Neil Smith bu kitapta aslında
arasındaki ayrıșmaların derinleștiğine ișaret eden bir “ikili kent” ya
da “kutuplașmıș kent” değil, aksine bu ayrımlașmaların derinleștiği lulaștırma (gentrification) olarak ifade edilen gelișmeler, ekonomik,
kadar çeșitlendiğini imleyen bir “eșitsiz kent” ortaya çıkarmaktadır. politik, kültürel ve mekansal olarak irdelenmesi gereken bir toplum-
Yeni üretim teknolojileri ile barıșık eğitimli ve yüksek ücretli yeni orta sal dinamiği barındırıyor. Soylulaștırma yeni orta sınıfın tercihleri ve
sınıfın sözkonusu “eșitsiz kent” olușumunda etkin bir rol üstlendiğini zevklerinin ötesinde daha geniș politik-ekonomik değișikliklerin ortaya
belirten Hamnett, bu süreçte düșük-vasıflı ișçilerin, ișsizlerin ve azınlık çıkardığı yeni bir kentleșme pratiği ve șehircilik anlayıșını gösteriyor.
grupların artan marjinalizasyonunun kentleri daha da eșitsiz kıldığına Piyasa merkezli dıșlayıcı bir rövanșçı kent yönetimi Smith’e göre bu
ișaret ediyor. Unequal City, küreselleșme sürelerinin kentler üzerindeki yeni șehircilik anlayıșının bir diğer yüzünü olușturmaktadır. The New
etkisi ve bu etkinin yarattığı yeni kentleșme dinamiklerinin toplumsal Urban Frontier, içinde bulunduğumuz kentsel dönüșüm süreçlerinin
yapıya dönük sonuçları üzerine inceleme yapmak isteyenlere Londra temel dinamiklerini irdelemek isteyenler için atlanmaması gereken
üzerine önemli bir inceleme ve karșılaștırma imkanı sunuyor. bir kaynak.

216
Tez Özetleri
Hazırlayan: Yayın Kurulu

SANAYİ ARKEOLOJİSİ korunması çerçevesinde alanın dönüșümü veya dolaylı olarak düșük gelirli nüfusun
için çözüm önerileri geliștirildi. yerinden edilmesiyle sonuçlanmakta ve
MİRASININ politik eșitliğe dair kaygıları artırmaktadır.
Anahtar kelimeler: Sanayi Arkeolojisi
KORUNMASI Mirasının Korunması, Sanayi Alanlarının Aynı zamanda, bu programların bașarıları
KAPSAMINDA Dönüșümü, Kent Merkezlerinin Dönüșümü/ genellikle kentlerin makro formuna olan
MALTEPE HAVAGAZI Canlandırılması, Süreç Tasarımı etkileriyle uyușmamaktadır. Bu çalıșmanın
temel amacı kuralsızlaștırıcı kentsel yeni-
VE ELEKTRİK leme politikalarının sosyal dıșlanmanın ve
FABRİKASI ALANININ TÜRKİYE’DE mekansal ayrıșmanın giderek yaygınlaștığı
DÖNÜȘÜM SORUNSALI günümüz Türkiye kentleri üzerindeki etki-
GECEKONDU
lerini tartıșmaktır. Dikmen Vadisi Yenileme
Severcan, Yücel Can ALANLARINDA Projesi örneği bu tartıșmayı yürütmemizde
ODTÜ KURALSIZLAȘTIRICI bize olanaklar sağlamaktadır, çünkü bu
Yüksek Lisans/ Șehir ve Bölge Planlama KENTSEL YENİLEME proje Türkiye’de gerçekleștirilen en önemli
Bölümü kentsel yenileme projelerinden biridir ve
POLİTİKALARI: ileride uygulanacak olan diğer gecekondu
Tez Yöneticisi: Yrd. Doç. Dr. Adnan Barlas
2006
DİKMEN VADİSİ alanı dönüșüm projelerine örnek olarak
ÖRNEĞİ görülmektedir. Bu program yerel yönetimler
Uzun yıllar boyu, sanayi arkeolojisi yapıları tarafından uygulanmakla beraber bu tezde,
kentlerin merkezinde terkedilmiș, estetik Mühürdaroğlu, Anıl
rant-merkezli faaliyetlerce șekillenen serbest
görüntüsü olmayan, mekansal ve ekonomik ODTÜ piyasa mantığının bu alandaki kentsel yeni-
gelișimi engelleyen nesneler olarak görülmüș- Yüksek Lisans/ Kentsel Politika leme hareketlerinde öne çıktığı ve asıl kay-
tür. Pek çok sanayi mirası, küreselleșme ve Planlaması ve Yerel Yönetimler ABD bedenlerin yenilenecek olan gecekondularda
kentleșme hareketlerinin sonucu olarak, ve de yasayan kiracılar olduğu savunulmaktadır.
Tez Yöneticisi: Doç. Dr. H. Tarık Șengül
hükümetlerin “modernite” söylemleri altında
2005 Anahtar Kelimeler: Kentsel Yenileme,
yıkıldı. Fakat, özellikle 20. yüzyıl ortalarında
kentsel Yeniden Canlandırma, Yeriden
bir disiplin olarak bașlayan sanayi mirasının Refah devleti dönemindeki kentsel yenileme
Edilme, Kurarsızlaștırma
korunması konusu, yine özellikle gelișmiș politikaları genellikle, 1940’lar ile 1970’ler
sanayi-sonrası toplumlardaki yıkıcı zihniye- arasında yaygın olan sosyal mühendislik
tin değișimine neden oldu. Bu toplumlarda paradigması ile bağlantılandırılmaktadır.
sanayi mirasının korunmasına ilișkin pek çok Buna karsın 1970’lerde ortaya çıkan KENTSEL DÖNÜSÜM
adım atıldı. Bugün pek çok ülke kentlerdeki devletin mali krizi ve bunun devamında SÜRECİ: ULUS TARİHİ
sosyal, mekansal ve ekonomik dönüșümünün yeni sağın hegemonyası ile birlikte kentsel
aracı olara bu mirası görüyor. yenileme faaliyetleri dahil olmak üzere
KENT MERKEZİ
Maltepe Havagazı ve Elektrik Fabrikası kentleșme politikalarında kuralsızlaștırıcı ve PLANLAMA PROJESİ
ise tescil kararının alındığı 1991 sene- serbest piyasa yönelimli politikalar ve rant Osmançavusoğlu, Atanur
sinden bu yana hala dönüșemeyen bir kaygısı artan oranda baskın hale gelmeye ODTÜ
alan niteliğindedir. Bu tezin ana amacı bașlamıștır.
Yüksek Lisans/ Șehir ve Bölge Planlama
Maltepe Havagazı ve Elektrik Fabrikası Genel olarak gecekondu alanlarına yoğun- Bölümü
alanının dönüșememesinin altında yatan lașan kuralsızlaștırıcı kentsel yenileme
Tez Yöneticisi: Doç Dr. Baykan Günay
nedenleri saptamak, ve alanın dönüșümü politikaları 1980’lerin ortalarından bu yana
için çözüm önerileri getirmektir. Tez aynı Türkiye’deki kentleșme politikalarında ve 2006
zamanda Ankara’nın endüstri tarihini ve bu politik söyleminde de baskın hale gelmiș, Tezde, ilk olarak, kapsamlı ve stratejik
alanın önemini ortaya koymayı amaçlar. Bu bu politikaların olumsuz sonuçlarının mekansal planlamanın temel özellikleri ince-
kapsamda, tezde Ankara’nın endüstrileșme üzerinde çok az durulmuștur. Bugün konut lenmis, her iki planlama türü karsılastırılarak
tarihinden sonra Maltepe Havagazı ve alanlarının yenilenmesi kentleri daha önce stratejik mekansal planlamanın, küresel
Elektrik Fabrikasının endüstriyel-mekansal olmadığı kadar temel bir çelișki ile karsı kar- ölçekli kapitalizmin ortaya çıkardıgı gelismis
gelișimi tartıșıldı. Daha sonra, alanın dönü- sıya getirmektedir. Çöküntü alanlarındaki ve gelismekte olan ülkelerin çagdas dünyada
șümünü engelleyen sorunlar araștırıldı ve sosyal ve mekansal koșulları değiștirmek karsılastıkları sorunlara daha uygun oldugu
bu problemlere çözüm önerileri getirmek için geliștirilen alternatif politikalar piyasa düsünülmüstür. Daha sonra, tezin ana argü-
amacıyla sanayi-sonrası ülkelerin deneyim- veya devlet mekanizmasınca yürütülen manı olarak Ulus Tarihi Kent Merkezi Koruma
leri belirtildi. Tez sonunda, yerel koșullar programlarca yürütülmektedir. Ancak aynı ve Islah Planı’nın, koruma ve imar amaçlı bir
bağlamında ve sanayi arkeolojisi mirasının kentsel yenileme programları, doğrudan stratejik plan oldugu savı ortaya konmustur.

217
Stratejik planın daha esnek, degisen kosul- meyi amaçlar. Bu yüzden, imar planlarından yenileme süreci ile yüz yüze kalmaktadır. Bu
lara uyum yetenegi bulunan, eylem yönelimli, daha farklı analitik çalıșmalara, ișbirliği ve durum kentsel yenilemeyi yerel yönetimlerin
planlama sürecinde yer alan çesitli aktörlerin katılım biçimlerine, yasal araçlara, isletme ve planlamanın en önemli problemlerinden
müzakerelerine açık, planlama sürecinden ve denetim kapasiteleri geliștirmeye ihtiyaç birisi haline getirmektedir. Bu tezin amacı eko-
faydalananların katılımına izin verdigi genel duyulmaktadır. Kentsel dönüșüm planlaması nomik, sosyal kültürel, teknolojik ve mekânsal
düsüncesiyle uyumlu olarak, bu çalısma için gereken yeni yaklașımlardan birisi kentsel bakıs açıları çerçevesinde, kentlerde yasanan
Ulus Tarihi Kent Merkezi Koruma ve Islah veritabanı sitemlerinin geliștirilmesidir. Bu sis- dönüsüm süreçlerini inceleyerek kentlerin ve
Planı’nın gelistirilme, uygulama asamala- temler tez içerisinde Zeytinburnu ilçesi için bir kentli nüfusun yeni talep ve ihtiyaçlarını kar-
rına ve genel özellikleri incelenerek stratejik model geliștirilerek incelenmiștir. Bu model, sılamaya yönelik, Türk planlama pratiginde
plan özellikleri tasıdıgını ortaya çıkarmaya kent yönetimleri ve uluslararası kurulușlar yeni bir kavram olan dönüsümü anlamak,
çalısmaktadır. Sonuç olarak, alternatif bir tarafından üretilen veritabanlarından kentsel yenileme projelerinin dinamiklerini
görüs ortaya koyarak ve bir planlama süreci yararlanılarak üretilmiștir. Bu yaklașım yeni arastırmak ve Kuzey Ankara Girisi Kent-
olarak Ulus Planlama Projesi’nin geleneksel bir “Analitik Çalıșma” yaklașımı geliștiril-
sel Dönüsüm Projesi’ne yönelik öneriler
kapsamlı koruma ve imar planlarından farklı mesini gerektirmektedir. Türkiye’de kentsel
sunmaktır. Bunu gerçeklestirebilmek için
olarak daha çok stratejik planlama özellikleri veritabanı isletmeciliği ile ilgili bir yasal
Ankara özelinde farklı dönüsüm projeleri
tasıdıgı ortaya konmaktadir. düzenleme bulunmaması en temel eksiklik
incelenmistir. Tez arastırmasında kullanılan
olarak göze çarpmaktadır. Bu konuda yeni
yasal ve idari düzenlemeler gerekmektedir. yöntem; literatür, internet arastırmalarından,
KENTSEL DÖNÜȘÜM proje alanında yasayan gecekondu nüfusu
Bu düzenlemeler, veritabanı isletmeciliği-
EYLEM PLANLAMASI nin teknik ve idari yapısını açıklamalıdır. ile yapılan derin görüsmelerden ve geçmis
YÖNTEMİ VE Diğer bir gereksinim ise kentsel veritabanı deneyimlere temellendirilmis yorumlamalar-
isletmeciliği konusunda uzman plancıların dan olusmaktadır.
VERİTABANI
yetiștirilme ihtiyacıdır. Kentsel veritabanı Anahtar Kelimeler: Kentsel Dönüșüm,
GEREKSİNİMLERİ: sistemleri planlama sürecine katılımın araçları Kamu-özel Sektör Ortaklığı, Kentsel Yöne-
İSTANBUL, olarak yapılandırılmalıdır. tișim, Çok Sektörlü Ortaklıklar, Dönüșüm
ZEYTİNBURNU ÖRNEĞİ Anahtar Kelimeler: Kentsel Dönüsüm, Projeleri
Burnaz, Ahmet Mert Sakınım Planlaması, Yerel Eylem Planlaması,
Kentsel Veritabanları
ODTÜ KENTSEL
Yüksek Lisans/ Șehir ve Bölge Planlama DÖNÜȘÜMLERDE
Bölümü KENTSEL DÖNÜSÜMDE KAMU-ÖZEL
Tez Yöneticisi: Prof. Dr. Murat Balamir YENİ POLİTİKA, YASA ORTAKLIKLARI VE
2004 VE EĞİLİMLERİN ÖZEL GİRİȘİMİNİN
Kentlerimizde, son 50 yıldır izlenen yetersiz DEGERLENDİRİLMESİ
ve dolaylı kentleșme politikaları nedeniyle DÖNÜȘÜMDEKİ
bugün yerleșim yerlerimizin büyük bir bölümü
“KUZEY ANKARA VARLIĞI: KONYA
düșük standartlı ve yasadıșı bir yapılașma GİRİSİ (PROTOKOL ÖRNEĞİ
göstermektedir. Türkiye’de yerleșim alan- YOLU) KENTSEL Eren, Fatih
larının çoğunluğunun doğal tehlikelere DÖNÜSÜM PROJESİ”
konu olduğu bilinmesine karsın, bu dönem Selçuk Üniversitesi
içerisinde yapı stoku bu alanlarda bir kaç Kütük İnce, Esra Yüksek Lisans, Kentsel Planlama
kez katlanarak büyümüștür. Önümüzdeki Gazi Üniversitesi Tez Danıșmanı: Yrd. Doç. Dr. Rahmi Erdem
dönem içerisinde Türkiye’deki kentsel Yüksek Lisans/ Șehir ve Bölge Planlama Haziran, 2006,
politikalar, imar mevzuatının öngördüğü gibi Bölümü
yeni alanların üretimine dönük olmaktan çok, Bu çalıșma ile, dünyada kentsel dönüșüm
Tez Yöneticisi: Yrd. Doç. Dr. Özlem Güzey uygulamalarında ön plana çıkan kaynak-
mevcut kentsel alanların deprem tehlikeleri
2006 yoğun yaklașımlardan hareketle, kamuya
karsısında iyileștirilmesine ve yenilenmesine
odaklanmak zorunda kalacaktır. Bu nedenle Ekonomik, sosyal ve politik degisim süreci büyük desteği ve katkısı olan özel girișimlerin,
günümüzde kent planlama disiplinin önündeki kentlerdeki yasamı sürekli olarak etkilemek- kentsel dönüșüm proje sürecindeki varlığına
baslıca sorun yapılașmıș çevrelerin fiziksel ve tedir. Degisen kent dinamikleri içinde kent vurgu yapmak; gelișmiș ülkelerde son 15 yıl
sosyal olarak iyileștirilmesine yönelik yasal planlamanın da yeniden degerlendirilmesi içinde geliștirilmiș kentsel dönüșüm finans
araçları ve kentsel politikaları üretmektir. ihtiyacı dogmustur. Kentsel yenileme Birinci politikalarını ve kamu-özel ortaklık yapısını
Kentsel planlama mevzuatı, kentsel gelișme Dünya Savası’nın ardından kent planlamanın incelemek; özel girișimin kentsel dönüșüm
eğilimlerini belirlemeye ve yeni yapılașma gündeminde yer almaya baslamıstır. Fakat projelerine yaklașımını ve proje sürecindeki
alanları yaratmaya dönük yasal araçlara zaman içersinde amaçları, organizasyon davranıș eğilimlerini ortaya koymak amaç-
ve uygulamalara sahiptir. Oysa kentsel ve yönetim modelleri degisime ugramıstır. lanmaktadır.
dönüșüm planlaması, yapılașmıș alanlarda Günümüzde ise, gelismis ve gelismekte Tezin teorik kısmı 3 bölümden olușmak-
fiziksel iyileștirmeyi ve sosyal kalkınmayı olan ülkelerin büyüyen kentleri içinde kalan tadır: Birinci bölümde, çalıșmanın ana
sağlamaya yönelik strateji ve politikalar üret- alanlar yeni mekânsal dagılımlar sonucu bir vurgusu olan “Kentsel Dönüșüm” kavramı

218
kapsamlı bir șekilde ele alınmıș, dünyada paylașılarak dönüșümün gerçekleșmesi sonlarından geç ‘90’lara uzanan tarihsel
kentsel dönüșüm deneyimleri incelenerek, kolaylașmaktadır. bir çerçevede incelemektedir. Tarihsel geli-
kentsel dönüșümün bașarısı ve ekonomik Anahtar Kelimeler: Kentsel Dönüșüm, șimi içinde kentlerdeki temel konut sunum
süreci anlatılmıștır. İkinci bölümde, kentsel Kamu-Özel Ortaklıkları, Özel Girișim, Konya biçimlerinden biri olarak kurumsallașan
dönüșümün finansman boyutu ele alınarak, gecekondu olgusunun – veya akademik
dünyada bu alanda uygulanan finans politika- söylemde ve medyada tanımlandığı biçi-
ları incelenmiș ve çalıșmanın asıl konusuna ANAAKIM YAZILI miyle ‘gecekondu sorunu’nun – yazılı
yoğunlașılarak, kentsel dönüșümlerde BASINDA GECEKONDU medya metinlerinde nasıl temsil edildiği,
kamu-özel ortaklıkları anlatılmıștır. Üçüncü nasıl sunulduğu ve hangi bağlamlarda ele
bölümde ise, kentsel dönüșümde özel giri-
TEMSİLLERİ: KONUT alındığı, anaakım gazetelerde yayımlanan
șimin varlığı sorgulanarak, projelere dahil SORUNUNDAN VAROȘA haber ve köșe yazılarının metin analizi
edilmesi konusu ele alınmıș, bunun yanı Kalaylıoğlu, Mahir yapılarak değerlendirilmektedir. Medyadaki
sıra özel girișimci davranıșlarını belirleyen ODTÜ hakim gecekondu temsillerindeki değișim,
ve șekillendiren unsurlara yer verilmiștir. dokümanter bir yaklașımla betimlenmek-
Yüksek Lisans, Sosyoloji Bölümü
Alan çalıșması bölümünde, “Konya Büyük- tedir. Bu olgunun kazandığı farklı temsil
Tez Yöneticisi: Assist. Prof. Dr. Mesut tarzlarını ve medyanın bu olguya yaklașım
șehir Belediye Çevresi” ve “Konya Eski
Yeğen tarzındaki dönüm noktalarını tarihsel ve
Otogar” Kentsel Dönüșümleri örneğinde
saha çalıșmasına geçilmiștir. Saha çalıșma- Ocak 2006 sosyal bağlamına yerleștirmek üzere,
sında, așağıda sıralanan somut sonuçlara Bu çalıșma, anaakım yazılı basındaki gecekondulașmanın Türkiye kentlerindeki
ulașılmıștır: Özel girișimin kentsel dönüșüm hakim gecekondu temsillerini ve bu temsil serüveni değerlendirilmektedir.
sürecine dahil olması ile birlikte, proje tarzlarındaki dönüșümü, gecekondu türü Anahtar Kelimeler: Gecekondu, Temsiliyet,
süreci kısalmakta ve proje toplam maliyeti konutun ilk ortaya çıktığı 1940’lı yılların Söylem, Medya.

219
Baykan Günay arșivi 2000’li yıllar, Ankara

220
Abstracts (İngilizce Özetler)
Looking at the Urban Regeneration From a Frame of the Collopse of the Myth of Modern City
Hatice KURTULUȘ
Real sense of community in the myth of modern is socially integrated society which constituted different
groups in the frame of “public”.The term of “Public” covers all social classes (and groups and stratums)
in public sphare and public space. This is the mean of “civic” in modern society. The myth of modern city is
one of the legitimicy of early modern capitalism in depends on city planning which covers all social classes
in the sense of public. The myth of modern city is nestled by idea of social contract in modern thought and
social contact between the classes in modern practices. Regeneration projects create new polarizations of
property rights in urban space and public sphare/space is disappearing invisibly or visibly. Social contact
has been injured by physical and phychologial barriers of segregation and led to newly constructed social
scales in the spaces of urban poverty. Can we have a social contract without social contact? Who gets
the benefit from regeneration projects and who makes the efford for? It is an efford for tranferring public
resources or large shared urban land resources to the limited number of social classes in the immoral
economy of regeneration. It is not a collective effor to build modern residential area for modern private life
but the efford of specific groups and political authorities to drive the urban rents into the limited numbers
of social groups by the regeneration projects.

Concepts, Definitions And Processes On Urban Transformation İn The Western Literature And Turkey
Z. Müge AKKAR
Urban areas are the outcomes of complex and dynamic systems. They do not only change as a result of
many physical, economic, social and environmental factors, but they are also the prime generators of
many such changes. Urban areas are therefore transformed through several sources of influence. The
transformation, however, can be toward either positive or negative. As an urban policy strategy, urban
transformation deals with the negative aspects of urban change. It is a response to the physical, economic,
social and environmental decline in urban space within a specific moment in time. The literature of urban
transformation, consisting of wide and rich issues and activities, includes many definitions of the term with
emphasises on different aspects of urban transformation. Reviewing the literature, this article aims to, first,
clarify the definitions, purposes and various strategies of urban transformation, and second, to underline
the common characteristics of the successful urban regeneration projects of the 1990s in the Western cities.
Within the framework of the literature on urban transformation, the article ends with a discussion on the
issues, principles and processes that should take priority in the urban transformation projects in Turkey.

New Regulations and Their Impact On Urban Regeneration


C. Nil UZUN
Urban regeneration has been on the agenda of many cities around the world since the 1980s. The situation
is also similar for Turkish cities. Urban regeneration projects have gained importance in the last twenty
years. In this paper new regulations considering urban regeneration in Turkey are discussed together with
the proposal for urban regeneration law. Considering these regulations it occurs that an efficient legal
basis is still missing for urban regeneration process in Turkey.

Construction of the Neoliberal Globalisation in Cities: The Global City Discourse of the JDP and
Urban Regenaration Projects in İstanbul
Binnur ÖKTEM
The governments with big capital groups have realised many urban regeneration projects to compete
İstanbul in the international area by using world city discourses since the beginning of the 1980s.. They
claim that these projects would bring economic development and the effects of these development would
have a triggering effect by covering all the classes in the city. However what is observed in İstanbul is

221
quite different. Social exclusion, spatial segregation and social tension have increased dramatically for the
last two decades.İstanbul case shows that urban regeneration projects have come to agenda as a part of
neoliberal globalisation project which is set up by powerful groups and gained the legitimacy by deploying
certain world city discourses.

The Cultural Strategies of Economic Development: Regeneration of Urban Centers and Historic
Urban Areas in İstanbul
Besime ȘEN
In this paper, it is attempted to analyze the regeneration process of urban centers and historic inner-city
areas in İstanbul and show how this process leads to gentrification. In this respect, the effects of neoliberal
policies, which constitute the background of this process, are also explored. The urban regeneration/
transformation projects in İstanbul in its current state are investments made to urban space. Therefore,
we have to question whether the regeneration of urban space and the following rent increases would solve
very basic problems of these areas and the whole city. It is claimed that in İstanbul, the right to access
housing as well as the requirements and problems related to work conditions are the most important issues
that should be dealt with immediately.

The Applicability of the Theories of Gentrification to the Istanbul: The Case of Cihangir
Evrim UYSAL
Since early 1980’s Turkey have witnessed radical changes and transformations as Turkish economy has been
gradually articulated to world economic system. This process has been accompanied with the discourse of
globalization, as The Soviet Union collapsed and a new world system emerged.
In this context, the reflection of new capitalism in developed economies has occurred in Turkish economic
system, as parallel with changes in the superstructure level. In other words, as the capital is Turkey has
begun to renew itself; Turkey’s governmental and law system have been coerced for a total adoption to
world’s new economic framework. The capital’s rediscovery of urban space has been harmonious with 1980’s
waves of liberalization and localization. These radical changes caused segregations in urban structure on
the one hand, and among society in terms of economic classes, on the other hand.
In this study, it is aimed to illustrate a phenomenon, called gentrification which has noteworthy ties with
the process of globalization, capital’s penetrations to urban space and progressively emerging new social
classes. Cihangir region in İstanbul, which almost reflects these combined processes, is selected as a field
of study to express and to discuss causes and effects of gentrification

Squatter Housing Waiting For Demolition: A Housing Area in Eyüp, Güzeltepe Neighborhood!
Șükrü ASLAN
In the period 1950-80, squatter housing served the function of providing cheap labour for industry in
Turkey. It appears that squatter housing have lost its importance as the urban areas are being restructured
through neoliberal policies. Furthermore, some of these areas are considered to be outstanding high-profit
investment areas for capital. Therefore, one of the most important target areas for the Law of Regeneration/
Transformation Areas is the old squatter housing areas.
The housing area in Eyüp, Güzeltepe neighborhood in İstanbul, which is made up of forty squatter houses,
is one of those areas to be demolished. However, the decision of demolishing the houses in Güzeltepe
neighborhood as well as in other squatter housing neighborhoods ignores two important factors: “public
interest” and “consensus”. Therefore, these attempts create legitimacy problems and are likely to bring
about new social conflicts.

An Evaluation on the Models for Urban Transformation in Squatter Housing Areas


Nihan ÖZDEMİR SÖNMEZ
Although the first implementations of urban transformation examples in Turkish cities date back to the
early 1970s, only after the 1980s it has been recognised as one of the main planning tools. In this context,
gecekondu areas have become the focal point of different interest groups including politicians and devel-
opers. Liberalisation and free-enterprise ideologies provided the political and ideological background for
the transformation of gecekondu areas. Ironically, one of the aspects emphasised in this transformation

222
was to see squatter dwellers themselves as entrepreneurs. Thus the right-wing Motherland Party used this
policy (during the late 1980s) as a means to integrate the gecekondu owners into the new right project.
Parallel to these policies, a set of amnesty laws were put into implementation leading to the transformation
of gecekondu areas by ‘improvement plans’. At the same time, for spatially distinctive gecekondu areas,
where the rant gap is relatively high, special transformation projects were prepared and implemented. In
this study, these two different types of urban transformation implementation in Ankara will be examined:
first one is transformation by market mechanisms (ie. implementation of improvement plans), and the
second one is transformation by public-private sector cooperation.

Transformation of Historic Urban Areas with Tourism and the Possible Problems: The Case of
Ankara Citadel
Asuman TÜRKÜN - Zuhal ULUSOY
In this paper, the increasing importance of the transformation historic urban areas with tourism is explored
in order to point out the problematic issues involved in coming to terms with the remains of the past and
the legacy of preservation. Ulus Historic Urban Center and the Citadel have experienced important
transformations, one after the proclamation of Ankara as the capital city and the decisions related to the
concerns of constructing a modern capital city as a model; and the other after 1980s together with the
attempts of integrating the historic urban area with the city as a whole. The second attempt reflects the
current tendencies of integrating such an area with respect to “urban tourism” as a means of enabling
preservation and increasing the rents. This tendency is attempted to be explained together with the cur-
rent attempts of the Greater Ankara Municipality in the transformation of Ulus Historic Urban Center by
cancelling the prevalent conservation plans and replacing the plans with particular projects which involve
the destruction of many building and a complete deformation of the physical and social structure. It is
claimed that these attempts will not only dislocate the inhabitants and the small establishments but also
the current consumer profile.

Urban Renewal Projects: Implementatıons in Adana


M. Alim ÇOPUROĞLU
Various attitudes have been adopted by the authorities to respond ever increasing uncontrolled (gecekondu)
housing phenomenon in Turkey. These are denial, ignore, reluctant acceptance and foregiving the guilty. In
a Master’s Thesis prepared in 1977 in England for Oxford Polytechnic, I had analyzed the corresponding
responses as demolishment, prevention, offering the alternative (self – help housing on serviced areas)
and upgrading. All of these responses have been widely implemented both in Turkey and in Adana either
alternatively or mutually. In return, a considerable success has been achieved in the large cities which
reflected in the refrained proliferation of the uncontrolled settlements and the increased stock of controlled
housing for the low income groups.
Based on the givens gathered from the older ‘gecekondu’ areas located in the central zones in Ankara, one
another exit from the ‘gecekondu’ conditions was summarised in the mentioned thesis as the transformation
or renewal of the uncontrolled housing stock and the areas. However, it was a spontaneous development
which occurs through the market mechanisms and possess a negligible position in comparison to the
huge scale of the problem. Currently, same idea is introduced by the authorities as the basic approach for
urbanism in Turkey. It is expected to transform the uncontrolled or deteriorated housing stock especially
located in the inner city areas into the modern and healthy housing.
Encoraged from the projects implemeted in Istanbul and Ankara, 3 areas are selected for urban renewal
(‘gecekondu’ transformation) in Adana. Selection is made by the Metropolitan Municipality and the imple-
mentation is programmed to be proceeded with the technical assistance and financial support of the Mass
Housing Administration.
All of the project areas are originally ‘gecekondu’ settlements where the land rents are very high. Two of them
are located around the city centre which face the expansion pressure of the CBD. The third one represents
the most demanded area by the high income groups because of its panaromic and climatic advantages.
Therefore, it is ovious that modern residential and non-residential units will be appeared there in the near
future. The unpredictable is the ratio of the existing residents who will keep living in the same areas.
Project implementation is launched in March 2006 and the phase of data gathering has basically been
comleted by the late September.

223
PLANLAMA 2006/3 ve 2006/4
Odamız Yayın Kurulu, 2006 yılı için Planlama Dergisi’nin hazırlanacak olan sayılarının dosya konularını
belirlemiștir. Dergimizin her sayısında bir dosya konusu ele alınırken, dosya konusu dıșında kalan yazılara
da yer verilecektir.

2006/3 İzmir Özel Sayısı (Çıkıyor)


Planlama Dergisi’nin 2006/3 sayısı, “Planlama, Siyaset ve Siyasalar” temalı 6. Türkiye Șehircilik Kongresinin
ev sahibi kenti olan İzmir’in sorunlarının masaya yatırılacağı, istihdam sağlama ve bölgesel potansiyelleri
değerlendirme temelli kalkınma söylemlerine, yatırım programlarına konu olan; kent merkezinden kırsal
bölgeye, kıyı alanlarından tarımsal havzalara uzanan geniș bir ilgi yelpazesi içinde değerlendirmelerin
yapılacağı bir sayı olacak.
1995 yılında Planlama Dergisi’nin 95/1-2 sayısında yer verilen “İzmir ve Ege’de Planlama” dosyasının
yayınlanmasından bu yana geçen on yıllık süreçte İzmir ve Ege pek çok gelișmeye sahne oldu. Bu gelișme-
lerin nedenlerini ve sonuçlarını ortaya koyacak çalıșmaların, bilgi birikimi ve mesleki deneyimlerimize katkı
sağlamasını beklemekteyiz.

2006/4 Planlama-Mimarlık, Tasarım-Șehircilik (Çıkacak)


Planlama ve mimarlık çevreleri arasında mesleki yetki tartıșmalarının yoğun olarak yașandığı bu dönemde,
konuyu planlama ve tasarım ilișkisi bağlamında ele almanın, her iki disiplin açısından da yararlı olacağını
düșünüyoruz. Bu tartıșmanın “nasıl bir șehircilik?” sorusuna ilgili farklı disiplinlerden gelecek yanıtlarla yönlen-
dirilmesi, gündemdeki tartıșmaya farklı bir boyut sağlaması açısından tercih edilmektedir. Biçim verme sanatı
olarak tasarım ne kadar toplumsal içeriğinden koparılamaz ise bu biçim vermenin süreç, siyasalarını ve tekniğini
içeren planlama da tasarım ile sürekli geliștirilmek zorundadır. Tasarım içeriğinden yoksun bir planlamanın
varacağı yer ile planlama süreçlerinden, toplumsal yarar ilkesinden koparılmıș bir tasarım sürecinin savrula-
cağı yerler konusunda tartıșmak meslek çevrelerinin gündeminde olmalıdır. Gerek kuram gerekse uygulama
açısından her iki alanın birbirleri ile olan ilișkisinin gözden geçirilmesi, somut örnekler üzerinden tartıșmanın
yönlendirilmesinin yararları bulunmaktadır. “Planlama ile tasarım arasındaki ilișki birbirlerini izleyen bir ilișki
mi, yoksa karșılıklı birbirlerini besleyerek gelișen bir ilișki mi olmalıdır?”, “planlama ve tasarımın toplumsal
içeriği ve hedefleri ne olmalıdır?”, “planlama ve tasarım süreçlerinin birbiriyle ilișkilendirilmesi çerçevesinde
ilgili meslek alanlarının alacakları rol ne olmalıdır?” gibi sorular Planlama Dergimizin önümüzdeki sayılarında
tartıșmaya açmak istediğimiz konular olacak.

2006-4 sayısı için yazıların son teslim tarihi 15 Șubat 2007


olarak belirlenmiș olup, yazı göndermek isteyenlerin
yayinkurulu@spo.org.tr adresine
yazılarını ulaștırmaları beklenmektedir.

224

You might also like