You are on page 1of 184

.

• •

KARAY

••
.... . -

•ii• INKllAP
MEMLEKET
HiKAYELERi
REFiK HALiD KARAY

MEMLEKET
• I\ •

HIKAYELERI

Gunumaz Turkc;esine uyarlayan

Ender KARAY

••
.... . -

•ii• INKILAP
Memleket Hikayeleri

(f.) ink1lap Kitabevi


Yay1n Sanayi ve Ticaret A�.

Sertifika No: 10614

Bu kitabm her turlu yaym haklan Fikir ve Sanat Eserleri Yasas1 geregince
ink1/ap Kitabevi Yaym Sanayi ve Ticaret A.�. 'ye aittir.

Sayfa tasanm Meline Pamuk<;uoglu


Kapak Sait Maden

ISBN: 978-975-10-0106-1

08 09 10 11 12 30 29 28 27

Rask1
INKILAP KiTABEVi BASKI TESiSLERi

:�j: iNKILAP
<;oban�e�me Mah. Sanayi Cad. Altay Sk. No. 8
34196 Yenibosna · istanbul
Tel: (0212)49611 11 (Pbx)
Fax: (0212) 496 11 12
posta@inkliap.com
www.inkilap.com
ZORUNLO BiR A<;IKLAMA

Son elli y1lda; ozellikle Arap ve Fars kokenli keli­


melerin ay1klanmas1 ve yerlerine oztarkc;elerinin kulla­
nilmas1 sonucu c;ok h1zl1 de{ji§en dilimiz, ku§aklar ara­
sindaki ileti§imde baz1 zorluklar dogurmu§tur. Dede
ile torun arasmdaki bu anla§ma giic;liigii, geriye do­
nt'.i$ dii§iinillemeyecegine gore, eskinin yeniye uyar­
lanmas1nt zorunlu k1lmu;t1r. (agmda en yalm ve her­
kesc;e anla§tltr Tilrkc;eyi kullanmakla iln yapmt§ bulu­
nan Re{ik Halid bile; bu geli§im ve degi§im kar§tsinda,
elli y1lda, giinilmiiz orta ogretim genc;leri ic;in giic; kav­
ranir duruma dii§mil§tiir. Memleket Hikayeleri'nin 2-
8. bask1lannda korunan orijinal metninin, elinizdeki
10. bask1s1ndan ba§layarak; ya§amakta oldugumuz
dile 1l1ml1 bir yakla§imla, uyarlanmas1na zorunluluk
duyulmu§tur.
Rastlanacak kusurlann, iyiniyetimize bagt§lan­
mas1 dilegimizdir.

E.K.
i<;iND EKiL ER

Yattk Emine . . .. . .. . . . . .......... . 9


. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . .

�eftali Bah<;eleri . . ............... 39 . . . . ...... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Koc a Okuz . . 49
. . . ............ . . . . . . . . . . . . ........ . . . . . . . . . . . . . . . ... . . . . ..

Vehbi Efendinin Kui;; kusu 57


. . . . . . ...... . .. . . . . . . . . . ..... . . . ... . . . . .

San Bal 66
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ..... . . . . . . . .

�aka 76
. . . . . . . . . ...... . . . .... . ....... . . . . . .. . . ........ . . . . . . . . ............ . . . .

Kus Omer 85
..... . . . . . . . . . . . . ..... . ....... . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . ....... .. . . . .

Boz Ei;;ek 95
. . . . . . .. . . . . .......... . . . . ............. . . . . . . .. . . ...............

Yattr .
.. ..... . . .. . . . .. . .. . . . . . .... . . . . . . 102 .. . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Kom;.iu Namusu . . . 111


. . ............... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ...........

Ytlda Bir 121


. . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . ........ . . . ...

Sus Payt . 129


. . . . . . . . . . . . . . .. . . . ....... . . . . . .. . .......... . . . . . . . . . . . . . . . . ..

Kuvvete Kar;11 140


. . .. . . . ........ . . .. . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . ...... . . .

Cer Hocast ........................................................... 148


Garip Bir Hediye 161
. . . . . . . ...... . . . . . ...... . . . . . . ...... . . . .. . . . . . . . . . .

Bir Saldtn 166


...... . . . . .. . . ....... . . . . . . . . . . . . . . . . . .... . . . . . . . ............

Ay;.ie'nin Yazg1s1 . 171


.......... . . . . . ............ . ..... . . . . . . .... .......

Garaz . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . 177
.. . . . . . ... . . . . . . . . . . . . . . . . .. . .. . . . . .
"MEMLEKET HiKAYELERi" HAKKINDA
YAZILANLAR

"Ben edebiyata biraz merakl1yimd1r. Eskiden bu meraktm


estetigin smin ii;inde kaltrdi, §imdi biraz daha derine gidip ki­
taplardan yazarlanna, yazarlardan i;aglarm dii§ii.ncelerine ve
toplumlarm davranz§11ia dogru uzamnak isterim. Meselii i;ok es­
kiden biiyii.k iistad Refik Halid'in Memleket Hikiiyeleri'ni, salt hir
giizel yazt okumak keyfi, katkmz bir· edebf zevk ii;in ezberlemfy­
tim, §imdi on/an yeniden okuyor ve her birinde, o edebf key/in
6tesinde, bamba§ka hazineler keifediyorum. Bana onlar, vatan
Anadolu'nun yanm yiizyil ii;inde degi§en ve degi§meyen davra­
nt§lanna en keskin t§tgt tutuyor. Onlar sayesinde iistad Refik
Halid'in 6ze varmaktaki biiyiik kudretine ve zamani yenen e§siz
g6rii§ ve anlayt§ma bamba§ka bir anlayt§la hayran oluyomm.
Bana o hikayeler, bugiin, Anadolu'nun insan ve sosyal ha­
yati ii.ze1ine yazi!tnt§ ve yazilacak en azametli psikoloji ve sosyo­
loji eserlerinden daha etrafli, daha derin, daha dolu ve daha
geri;ek geliyor. Dyle sanzyorum ki, bu hikiiyeleri okumadan Ana­
dolu'yu anlamanm, anlamaya ba§lamamn imkiim yok. Bavu­
luna kamerasmi, not de.fterini, Mahmut Maka! ve Fakir Bay­
kurt'un eserle1ini doldurarak A nadolu'yu ke§fe hazirlananlara,
haritaya bakmadan ve yola pkmadan once, o yarzm yii.zyilltk
Memleket Hikayeleri'ni okumalanm salik veririm.
Ne ya/an s6yleyeyim, hen insanlan iyi anlatan ve sevdiren
edehiyatm taral
f myim. Olaylara ve zamana, asil o dum kafa ve
engin insan a§ktyle yazzlmt§ eserler dayanabiliyor da, ondan.
Prof. Sabri Esad SiYAVU�GiL
1964
10 I MEMLEKET HiKA YELERi

* Turk endustrisi yenidir ve son yzllarda kurulmu§tur. Da­


ha bir i�r;i: problemi yokken Refik Halid 1920'de yaymladzgz
"Memleket Hikdyeleri"nde (bu bikaye kitapta 1909 tarihini ta§t­
maktadir) ilk sosyal hikiiyeyi yazdi.
Refik Halid'in "Memleket Hikayeleri"nde ula�t1g1 yuksek sa­
nat drnegine bir daha eri§ilmemi�tir. Dil, iis!Up ve edebf yonden
bugun de a�zlamayan bu hikayeler, modern Turk Edebiyatimn
en giizel uriinleridir
Prof. Otto SPiES
Bonn, 1963
* Refik Halid'in "Memleket Hikayeleri"nde yer alan "Yatzk
Emine''. "Ger Hocasz", "Sari Bal" ve ba§kalan Anadolu'yu ve ora­
da ya�ayan yerli tipleri dzel havast ir;inde o zamana kadar gd­
rulmemi§ hir canltlik ve aydmltkla bize tamtzr. Bunlar hep bi­
zim hayatzmzzm hikayeleridir.
Agah Sttrt LEVENT

• Refik Halid "Memleket Hikayeleri"nde hir;bir siyasal inane;


gdzetmeden butunuyle insanlarzn acilannz incelemi§tir. "Yatzk
Emine''. ''Koca Okuz''. "Sus Payi''. ''Kuvvete Kar§t", "Ger Hocasi"
ayn ayn hirer zsttrap tahlilleridir.
Refi' Cevad ULUNAY

• "Memleket Hikayeleri" Tl"irk Edebiyatznda Anadolu'nun


ilk hakikf hikayelei-idir. Anadolu "Memleket Hikayeleri"nde bu­
tun p,err;ek varlzgt ve ir:; dunyaszyla karsznuza f!.etirilmistir.
Nihad Sarni BANARLI
• "Memleket Hikayeleri" gerr;ekten dz hikayelerdir. Ondan
sonra ne kadar gayretliler pktz. Bu yolda ugra§ttlar, fakat gdzle­
rindeki kalm perdeyi szyzramadtlar. Kabukta kaldtlat� dze vara­
madilar.
Refik Halid'in san'at prizmaszndan siizdugu manzaralar,
doga ve ki§iler altzn suyuna batmlmt§ zincirler gibi kwzlczmlt bir
panltz ile gdz alzrlar.
"$eftali Bahr;eleri", "San Bal", "Yattk Emine" hikayeleri,
bikayeye memleketin giri§idir. Bunlarda, yaz1ld1g1 r;agm man­
zarast, psikolojisi, mantzgz, ir; ve di§ varligz ile biitiin memleket
ya�ar. Hakkt Siiha GEZGiN

Not: Memleket Hikayeleri'nin (:ogu; dunya dillerine <:evrilmi�. ta­


rnam1 Frans1zca yaymlanmt§ttr.
YATIK EMiNE

-1-

Ak�am uzeri, gee; vakit, jandarma tegmeni kalem­


den ( * ) c;1karken c;avu� odaya girdi: Se lam verip bir
kag1t uzatt1:
11il merkezinde ard arda olaylar c;1kmasma sebep
olan uygunsuz tak1mmdan Yat1k Emine ilc;ede oturtul­
mak ve ba�ka yere gitmesine engel olunmak ilzere
yolland1gmdan gereginin yapdmas1 . " emrediliyordu. . .

Kaymakam bu tezkerenin a rkasma kirm1z1 murekkebe


batm1� kam1� kalemle y azd1g1 havalede "Kasabanm
gene! ahlakm1 bozmasma meydan verilmemek ic;in ge­
reken onlemlerin jandarma boliik komutanhgmca alm­
mas1" demi�ti.
Tegmen daha yeni okuldan c;1km1:;; , pembe, san­
�m, tuy gibi ince, guzel endamh bir delikanhyd1. Okulda
· ad1 "Dal Sabri" idi. Bunu okuyunca garip bir utangac;­
hkla hafifc;e k.Jzard1; daha bu cinsten bir i�e ilk rashyor­
du . Fakat c;avu�a acemiliginden renk vermemek ve
c;apkm gorunmemek ic;in ka�larm1 biraz c;atarak c;ok
ciddi yapmak istedigi bir sesle:
- Getirin onu buraya!
Dedi. Ne yapacagm1 kendisi de pek iyi bilmiyordu.
Once �u kadm1 bir gorecekti; soma, soma da belki kor-
(*) Resml dairelerde yaz1 i�lerinin goriildiigii yer.
12 I MEMLEKET HiKAYELERi

kutacak, ona baZJ emirler verecekti . Dirseklerini masa­


sma dayad1, onune kag1d1 c;ekti ve bekledi .
Buras1 Ankara'ya iki gun ote, ana yollardan aykm
ki.ic;uk bir kasabayd1. iki gun bitmez tUkenmez yoku;;lar
c;1k1larak bin yorgunlukla gucu tukenmi;; ve ezilmi;; bir
durumda gelindigi halde orada oturulacak bir kahve,
yatacak bir han bulunmaz; ;;u c;1plak kuru memlekete
varmak ic;in neden bu kadar yollar a;;1p guc;IUkler c;ekil­
digini insan bir turli.i anlamazd1. Soguk, banmlmaz bir
k1;;1; susuz, dayamlmaz bir yaz1 vard1.
Yoreye oranla o kadar yolsuz ve yuksekti ki sanki
buraya insanlar yoku!]lan tJrmana tJrmana degil, gok­
ten serpilerek gelmi;;ler ve inmege iz bulamayarak oy­
le, dunyaya ilgisiz bir kume halinde kalm1;;lard1. Hay­
mana ovasmm ortasmda , en yuksek bir yerde gozcu gi­
bi bekleyen kasaba , kerpic; evleri ve agac;s1z sokakla­
nyla ne kadar zevksiz, yurek karart1c1yd1. ButUn omur­
lerini sonuc; vermeyen davalar arkasmda buyuk umit­
lerle ko�;a didi;;e gec;irip sonunda umduklarm1 bulama­
dan y1k1hp olen adamlar gibi buraya tJrmananlar da hie;
ku;;kusuz aray1p beklediklerini bulamamaktan ileri gel­
me bir kederle du;;up kalm1;;Iard1.
ilk insanlar o, yamk ovalan, sarp daglan a;;arak
buraya c;1kmaya neden gerek gormu;;lerdi? Tufan gibi
nas1l bir tehlike onunden kac;arak buraya yerle;;mi;;ler­
di? 0, ;;imdi bilinmiyordu, fakat her halde, bu derece
zorluga katlanabilmek ic;in onemli sebepler olmahyd1.
Zaten yoredeki halk ile kolayca bulu;;up ili;;kiye
giri;;ememek yuzunden bu kasaba gayet geri, gayet
uyu;;uk, at1hms1z kalm1;;t1. Ne genc;lerinde hayatm ilk
tadlanm duymaktan gelen bir i;;tah, bir s1cakhk; ne de
ihtiyarlarmda rahat bir y a ;; h h gm verdigi c;ubuklu,
hikayeli bir keyif. . .
Kadmlar ise ta;; gibi duygusuz, kutUk kadar hare­
ketsiz ve donuktular; fakat hepsinin de ne kadar gur-
YATIKEMfNE/ 13

bi.iz, ne dine; ve sag lam vi.icutlan vard1. . . S1tmalarm tir­


manamad1g1, hastahklarm b armamad1g1 bu dag s1rtmda
c;marlar gibi geli�e geni�leye uzun, b1ktmc1 bir 6mur si.i­
ri.iyorlard1 . Ne kadar heyecans1z, ne derece uyu�uk bir
om Gr!
Hayatm alt tabakalarda insanlan kavuran , c;arpI!?IP
didi!?tiren f1rtmalan, burasm1 tutmuyordu . Burada duy­
gu yonunden de durgun, degi!?imsiz bir hava, karlan la­
pa lapa yagan , k1p1rt1s1z bir dag iklimi vard1. Koylerinde
halk apac;1k , kac; goc;suz gezip ya�ad1klan halde, bu k a ­
sabada kadmlarm iki gozi.ini.i birden gormek olanaks1z­
d1. Gelin bir evde , kaym babasmdan kac;ar, gi.ivey bal­
d1zm m yi.izi.inu tammazd1 . Sazs 1z, s6zsuz; di.igunsi.iz,
derneksiz bir 6lu hayat1 gec;iriyorlard1 .
Bo! bol evlenmekten ve s1k s1k dogurmaktan ba�­
ka 6mi.irlerinin tad1 , ac1s1 yoktu . Kadmlarmda ne oy­
nakhk, erkeklerinde ne bir ha!?anhk. Kac;ma, kac;irm a
gibi olaylara tekti.ik rastla mrd1; ah!aks1zca olgular da
binde bir gorulurdi.i.
i �te ii merkezinde bitip ti.ikenmez uygunsuzluklara
sebep olan Yat1k Emine, huyunu duzeltmek ic;in bu do­
nuk kasabaya gonderilmi!?ti.
Jandarma kumandarn kapm m 6nunde sesler du­
yunca tavrm1 busbutun agirla!?tird1 . i c;eri , arkasmda ren­
gi atm1� siyah bol c;ar�af, yazma pec;esi inik, elleri pele­
rininin altmda sakli ufak tefek, s1k1lgan ve korkak bir
kadm girdi; hemen orac1kta, e�igin yanmda durdu .
Tegmen bunu beklemiyordu. 0 sarnyordu ki, i s ­
tanbul sokaklarmda bazan rasgeldigi gibi , sigaras1 par­
maklannda, alliklan ylizunde, pec;esi ac;1k, di�leri c;G­
ruk, yuruyu�u k1vnmh, t1knaz bir kadm girecek, yayvan
yayvan hemen konu�maya ba�layarak sonunda jan­
darmalarla tutturulup d1!?a n attmlacakt1 .
Kar�1hkh duruyorlard1 . Tegmen bekleyip hazirlan­
d1gmm c;1kmamas mdan, bi.isbi.iti.in durgunla�1p k1zard1;
14 I MEMLEKET HiKA YELERi

neden sonra , okur gibi yapt1g1 kag1da ba;;m1 egerek


sordu:
- Emine sen misin? . . Yat1k Emine! . .
ObGri.i hie; cevap vermedi; k1m1ldam1yordu bile . . .
S1k1 s1k1 yGzi.ine c;ekip c;enes in in altmdan ignelemi;; ol­
dugu, i.izeri mar ve beyaz dalh yazma pec;esinin arka­
smda gozlerinin canhhg1, dikkatli dikkatli bakt1g1 farko­
lunuyor, bu gergin tillbendin bastird1g1 burnunun ucu
da beyaz, toparlak bir benekle yilzGnCm tam ortasmda
gaze c;arp1yordu . Sabri ;;imdi yan gozle onu inceliyor; o
kadar kapah, ;;ekilsizdi ki insana ne igrenme, ne be­
genme, hic;bir duygu vermiyordu. Okc;eleri c;arp1k, uc;­
l a n kalk1k yamru yumru a yakkabilan toz ic;indeydi;
c;ar;;afmm kuma;;1 da yer yer akm1;; ve buru;;mu;;tu.
- Soylesene be!. . Sen misin?
Kadm biraz k1m1ldad1, sonra o vilcuttan c;1kt1gma
inarnlmayacak kadar boguk, kalm bir, ya;;h ve ;;i;;man
Lehli kadm sesiyle:
- Benim, dedi, ad1m Emine, babamm ad1 Abdul­
lah, anammki Hilrmilz . . . Uc; yGz yirmide(*) dogmu;;um,
rum! h e s a p , h a midiyemde( * *) oyle kay1t1I i m i ;; ,
kag1d1ma Yanik Emine yazm1;;Iar amma o yanh;; , bana
Yatik Emine derler. . .
Karakollarda , mahkemelerde tekrar ede ede og­
renmi;;, ezberlemi;; oldugu bu sozleri bir bir arkasmdan
kay1ts1zca soylilyordu.
Tegmen, sozilni.i keserek:
- Bana bak dedi, Yat1k Emine misin , Yarnk Emi­
ne mi, her ne herze isen, bana onun geregi yok; buras1
Ankara degil, akhm ba;;ma al, uslu uslu otur, ufak bir
uygunsuzlugunu duyarsam seni karakola c;eker, e;;ek
sudan gelinceye kadar doverim, kemiklerin kmhr anla­
dm m1? $imdi mar;;!
(*) 1904.
(**) 2. AbdUlhamit c;agmda yap1lan nufus kaydi.
YATIK EMiNE I 15

Kadm hie; cevap vermedi ; ezile buztile, s1ska bir


yavru kopek gibi duvara , kapmm pervazma surunerek
d1�an 9kt1.
iyi ma! olsa buraya gonderirler miydi? Kavru k
murdarm biri . . . <:;avu�u c;agirdt: "Alm onu, kadmlar ha­
pishanesine misafir edin!" emrini verdi, k1hcm1 takt1 ,
avluya yi.irudu . Emine orada etrafm1 alan y1h;;1k jandar­
ma halkas1 ortasmda s1rtm1 duvara verip c;omelmi�, pe­
c;esini ac;m1;;, hararetli hararetli konu�uyor:
- Ta;;lar ayaklanm1 dalad1, bu ne cehennemin bu ­
cag1 yermi;; . . .
Diye y!lgm bir tavirla yolda c;ektigi s1kmt1lan anla­
t1yordu.

- II -

Kasabada kimse Yat1k Emine ' ye ev vermek iste­


miyor, hic;bir mahalle onu almaya katlanam1yordu .
Memlekette i c;ten ic;e kaynayan bir hiddet, bir ho;;nut­
suzluk vard1. Kahvelerde toplanan erkekler, ce;;me
ba�larmda biriken kadmlar hep bu i;;i konu;;uyorlar:
- Hele hukumatm ettigine. bak, kotu kanlan gon­
derecek bizim memleketi mi bulmu;;lar? ..
Diye soyleniyorlard1 . Valiligin bu kirli hediyesi
onurlarma dokunmu�tu. Hatta halkm s1k1;;tirmas1 uzeri­
ne Belediye uyeleri kaymakamm yanma c;1k1p ;;ikayet
bile etmi;;lerdi. Fakat ald1klan cevap sertti; mademki
valiligin emriyle gelmi�ti, geri c;evrilmesine olanak yok­
tu; hem bu memleketleri ic;in bir ;;erefti; vali burasmm
ne kadar ahlakh bir kasaba oldugunu bildiginden huyu­
nu duzeltsin diye onu gondermi�ti. Hie; �uphe yoktu ki
gi.inah y oluna s a p a n bu k a d m , memleketl erinde
ahlakm1 degi;;tirecek, dogru yolu bulacakt1; bunun hay­
n, sevab1 onlara idi. Kirk y1! kotti, bir gun tovbekar. . .
16 I MEMLEKET HiKAYELERi

Bu ac;iklama e�raf1 pek de kand!famad1, fakat da­


ha c;ok zorlamaya c;ekinmi�lerdi. " Hele bir zaman bek­
leyelim!" karariyle dag1ld1lar.
H alk ha!a sert, ac1mas1z davrarnyordu. Kayma­
kam, Yat1k Emine' nin kadmlar hapishanesinde usul d1�1
uzun sure kalmasmdan i.irki.iyor, jandarmaya " ille eve
c;1karmah " diyordu.
Bir gi.in Emine'yi kanlar ic;inde hapishanenin avlu­
sunda yatar buldular.
Emine oradan memnundu; dostunu baltalayan bir
yori.ik kans1yle kom�usunun sand1gmdan be�ibiryerde­
ler a�1ran bir goc;men kadm arasmda ki.ilfetsiz , zahmet­
siz ya�1yor, ba�1rn dinliyor, yorgunlugunu ahyordu .
Arna bir gun , hapishane bahc;esindeki agac;ta dut­
lar oldu. Yan ham, yan olmu� silkinip yere du�enlerin
beraberce yenmesine once ses c;1karmad1lar, fakat ye­
mi�ler pi�ip tathla�mca i� degi�ti. Hapse girmege hakk1
olmad1g1 halde aralarma sokulup k1smetlerini yiyen bu
kadm da kimdi? iki mahpus ba�ba�a verip konu�tuktan
soma hie; yoktan bir kavga c;ikard1lar, Emine'yi iyi bir
dovdUler.
Olay1 haber alan kaymakam, tegmeni c;ag1rtt1:
- H aspa orada rahat durmam1�, bir gun Yoruk
kans1 kmp glftlagmdan s1karsa neden hapishanede du­
ruyordu diye bizi sorumlu tutarlar. Bugi.in c;ikacak, an­
la�1ld1 m1?
Emrini verdi. Emine sokak ortasmda kald1. Nerede
yat1racaklard1? Sonunda kalem odac1lanndan bir ihti­
yar, evinde alikoymaga raz1 oldu . Kasaba kadmlan bu­
nu haber almca obek obek yollara di.izi.ili.ip seyre, oda­
cmm evine geliyorlard1 .
Orak bic;mek ic;in kasaba dolaymda c;ad1r ku ran
c;ingene k admlan bile kulaktan kulaga i�i duymu!?lar,
onlar da toplanarak odacmm evine misafir gelmi�lerdi.
YATJK EMiNE I 17

Ev dolup dolup bo�ahyor, bir dilgilne gelir gibi ferace­


lerine inci, boyunlanna be�ibiryerde takm1�, yilzlerine
dilzgilnler silrmil� iri kuvvetli ve bu, yeni di�iye kar�1
ktskanc; kadmlar arasmda Yat1k Em ine, $akagmdaki
taze yaras1, sol ayagma topalhk veren beresi ile dola�1-
yor, kovulmamak, d1�an at1lmamak ic;in her �eye raz1,
kendini seyrettiriyordu.
Kadmlar ona bakt1kc;a �a�myorlard1. Ankara' da bu
c1ltz, s1ska ic;in mi adamlar birbirini vurmu�. kocalar
kanlarm1 bo�am1�, kasaba karmakan�tk olmu�tu. An­
lamlt, anlamlt birbirlerine i�aretler yaparak, goz ka� sil­
zerek Emine'ye uzun uzun bak1yorlar, fiskos gillil�ilyor­
Iard1.
Erkeklerde merak daha c;oktu: " Acep ne bic;im ka­
nym1� ki bu . . . " diye topla�t1klan dere boyunda konu­
�urlar, fakat evlerinde sormaya cesaret edemeyerek
kafalarmda Emine ' y i bilyutGrlerdi. i�i gidip jandarma­
Iardan soru�turmaga kadar vard1ran daha merakltlan
ise:
- Kor gibi steak ama bir s1k1mltk cam var. . . dan
ba�ka, daha ayrmt1lt cevap alamam1�lard1.
Emine zay1f, c;elimsiz bir kadmd1 ; fakat c;irkin de­
gildi. Duru beyaz, ufac1k yilzu ustGnde birbirine uygun
insam �a�1rtacak kadar kara , kapkara ve pan! pan! iki
gozil vard1. insan gozilnden c;ok bunlar kafese konmu�
vah�i , y1rt1c1 h1yvanlarm ic;leri htrs ve ha�inlikle dolu,
gosteri�li. fakat y1lgm, urkek gozlerine benziyordu.
Bu gozlerin en 6nemli ozelligi di�iligi idi ; h1rsm1 bir
tGrli.i yenemiyen, bir tGrli.i cinselligi bastmlamayan bir
k1srak bak1�1yle erkekleri silzerken insanm, damarlan­
na bir 1hk duygu yayard1. Bu etkiyi kendinde duyma­
yan yoktu . Serseri m u�terilerinden s1k s1k i�inin di.i�til­
gil komiserlere , jandarma subaylarma ve hatta muta­
samf( * ) valilere kadar kimin kar�1sma c;1karsa pec;esini
(*) Kaymakam ile Vali aras1 idare amiri.

Memleket Hikayeleri - F. 2
18 / MEMLEKET 1-IiKA YELERi

kaldmnca gozlerinin izini b1rakir, birkac; gun aras1ra


kendini di.i�i.indi.iri.ir, hatirlatird1. 0 harap, hasta, gi.ic;suz
vucudunun i.isti.inde bu gozler ne kadar saglam, ne ka­
dar saghkh ve gi.ic;li.i dururdu . . . insan, onlarm boy le bir
kadma nasip olu�una actr, bayilt1c1 olmas1 gereken ke­
yiften ancak birtak1m serserinin tatt1gma k1zard1.
Emine'nin dudaklan da kendiliginden fazla ktrm1z1,
sanki boyah gibiydi. Dudaga alltk si.irmesini bilmeyen
bu memlekette duru beyaz yuz uzerindeki ktrm1Z11tk da
c;ok etkili oluyordu. Sonra onun endams1z, zay1f vi.icu­
dunda 1smm1� bir tugla gibi sok yalm, fakat i�leyici, si.i­
rekli , bir s1cakhk da vard1. Ozetle hangi toplumdan ol­
salar koyli.i veya memur, bi.iti.in erkekler Emine'nin
kar�1smda , yi.irekleri uzerine istegin, bir kanat gibi si.iri.i­
nup gec;tigini duyarlard1.
Odacmm kans1 �imdi memlekette unlu, mevkiliy­
di. Sokaklardan gec;erken her kap1dan bir kadm firhyor,
onu lafa tutarak Emine hakkmda bilgi ahyordu. Ic;lerin­
den baztlan da kocasma goz kulak olmasm1, kara gozli.i
buyucu kadma gori.inmemesini soy!Uyorlard1. Bu ogi.it­
lerin etkisinde kalan kadm art1k gelip giden misafirlerin
�erefinden, Emine' nin gordugu i�lerden de vazgec;mege
raz1 oluyordu.
Bir gun, kendisi de evde yokken, hie; ah�k1s1 olma­
d1g1 halde kocas1, kalemi b1rak1p eve gelmi�ti. Bunu
kom�ulardan haber almca k1yamet koptu ; htrsmdan
pencereleri ac;1p sokaga bagmyor, usti.inu ba�1m p arc;a­
hyordu . Fakat ogle i.izeri oldugundan erkekler i�te idi ;
kapmm oni.i, ba�ma do�em esini(* ) �oyle igreti orti.ip
evinden f1rlam1� kadmlar, entarilerinin etekleri yerlerde
si.iri.inen c;ocukl arla doldu . B ir arahk kadmlar hep bir
ag1zdan:
- Hele at dt�an, at d1� an ! . .
Diye bag1rdilar. ic;eri girenler oldu. Biraz sonra
Emine'nin bohc;a gibi d1�an ftrlat1ld1g1 gorilldil. 0 hie;
(*) Bir ..;e�it ba�-Ortiisu.
YATIK EMiNE I 19

ses c:;1karm1yor, elleriyle ba�1rn esirgemege c:;ah�arak


yerde yat1yordu. Oburleri, sanki bu sessiz , hareketsiz
vucut onlan 1smyor, sokuyormu� gibi korka korka hay­
km�arak, ara vermeden nalmh ayaklanyle vuru�turu­
yorlard1.
Bereket H ukumet konag1 uzak degildi; haber ald1-
lar, gelip Emine'yi kald1rdilar. Nereye gotilreceklerdi?
Hapishanede olmesine raz1 olmayan kaymakam �imdi:
- Geberseydi de kurtulsayd1k!
Diyordu. Sonunda hastahaneyi uygun buldular. Bu
karar verilinceye kadar Emine , eczahanenin kap1s1
onunde pec;esi inik, inliye inliye sekiz saat beklemi?ti.
ihtiyar Rum eczac1 yaralanm y1kay1p sarm1�t1. ilac:; pa­
rasm1 nereden alacakt1? Belediyenin verecegi ku�ku­
luydu; hapishanenin c:;oktan odenegi bittiginden zaten
art1k o!Um halindeki m ahpuslara bile ilac:; verilemiyor­
du.
Sonunda ak?ama dogru elinde pusulas1yla bir jan­
darma geldi, k1m1ldamaya gilcil olmayan Emine'yi ite ,
sove onune katt1, �ehrin d1�mdaki hastahaneye gotilr­
du . Yolda iki defa dil�mu� , fakat jandarmanm ak1l al­
maz bir ahlaks1zhkla �urasma burasma att1g1 c:;izmelerin
tekmeleri altmda, kamc:;1 zoruyla kalkan bir c1hz at gibi
burnundan korkunc:; sesler c:;ikanp soluyarak kendini to­
parlayabilmi�ti.
Daha iki saat once, ic:;inde olU yatan temizlenme­
mi� bir yataga onu soktular. B ay1ld1, kald1. .. i�te bunun
ic;in, boyle her zora katlamp ne yap1lsa smlt1s1z boyun
egdiginden Emine'ye, Yat1k Emine derlerdi.

- III -

HilkGmet memurlarmca gelenekti; ak�am iistU ka­


lemden c;1kanlar eczanede topla�irlar, memleket ve i�-
20 I MEMLEKET HiKAYELERi

Jeri uzerine sonu gelmez dedikodular yaparlard1. Kay­


makamm yolsuz davram$1an, ozel hayatt hep burada
konU$Uiur, kasabanm oJup biten i$leri hep burada ogre­
nilirdi. Rum eczac1, biri klfmIZI, digeri mor boyah ve $i$
karmh iki cam kavanoz arasmda yan gizlenerek goz­
IUklerinin ardmda dikkat kesilen gozleriyle bu konu$­
malan dinler, sigara yakmak isteyenlere kibrit yeti$tirir,
kendi eliyle yapt1g1 zencefil l ikorunden aras!fa ikram­
Iarda bulunurdu. Arna memlekette her tGrlu fenahklarm
artmasmt bekledigi halde, s6ze kan�maz, ufak bir fikir
yurutmez, pek zorda kald1g1 zaman da sade:
- <:;ok sasti bu ise!..
Derdi . Bu d.imle her yeni habere, her yeni dediko­
duya yara$lf ve ona hic;bir sorumluluk getirmezdi.
Gene boyle bir ak�am kasaba kodamanlan ecza­
neye topla$ffit$lard1. iki ay evvel izinli gittigi ii merke­
zinden yeni donen tapu memuru bir arahk sordu :
- Ayo!, dedi, buraya bir kadm gondermi$ler, Emi­
ne mi, Ay$e mi, ne . .. Merkez komiseri Hact Bekir Efen­
di bana, " Git de gozu onda gor, adamm yuregini g1c1kh­
yor!" dedi, dogru mu?
Jandarma subay1 hastane memuruna dondu:
- Sahi ne oldu Em ine'ye, hala yat1yor mu? diye
sordu. Hastane idare memuru surmeli gozlU, yarnk yuz­
lu Urfalt bir klfkhk adam, tafifc;e k1zard1. Soma, arap
$ivesine uygun steak bir sesle:
- Yok, kalktt, fakat hastanede; hademe kadm c;o­
cuk du�urdu de onun i$1erine bak1yor! dedi . Eczanede
herkes , birdenbire, ku$ku ve duraksama dolu bir ag!f
suskunluga dald1 . Acaba hastane memuru Yat1k Emi­
ne'ye mi tutulmu$tu? Kafir '...I rfalt, daha yeni de evlen­
mi$ti , fakat ona bir kan, be$ kan yeti$ir mi? . .
Dal Sabri'nin yuregi adeta burkuldu; " Stcaga fay­
daltd1r, hararet keser! " diye eczacmm uzatt1g1 zencefil
YATIK EMiNE/ 21

likorunu bir hamlede yutup kalkt1, k1hcm1 daha c;ahmla,


sanki g6zdag1 verirmi� gibi �ak1rdatarak askerce se!am
verdi, c;1kt1. Bir �eye cam s1k1ld1g1 zaman o boyle yapar,
selamm1 askerce verir, k1hcm1 �akirdatirdI. Eczanede
kalanlar bir sure daha sustular; sonra tapu memuru,
c;ift c;ubuk sahibi kimseyi takmaz bir yerli:
- Ne oldu bu tUysuze? Cam s1k1ld1, hele hastaneci
soyle bakahm , Emine ' ye tak1hyor musun? c;ocugu
�uphelendirdin . . .
Diye alay etti. Urfal1:
- Yok a camm, benim o tarafa ugrad1g1m yok,
gardiyan Gurcu Server ilgili. .. ikisini de atacag1m ya,
bir yakalarsam ... dedi.
Dal Sabri o hiddetle c;ar�1 boyunu gec;ti; c;evresine
bakm1yor, bir olaya yeti�ir gibi acele acele yuruyordu.
Yolda rasgelenlerin selamm1 bile gormezlige geliyordu.
Burada jandarma subay1 olsun da daha bir defa, Anka ­
ra'da �ohret salm1� olan o gozleri gormesin . . . Hay aptal
hay, i�te hastane memuru i�ini yoluna bile koymu�tu;
hem bana haber vermeden , dam�madan nas1l oluyor
da jandarmanm gozetimi altmda bulunan bir kadm1 iyi­
le�tigi halde hastanede ahkoyuyordu: Yann kaymaka­
ma muzekkere(*) verecekti.. .
Onlerinde, ev boyunda gubre y1g1h, bahc;elerine c;it
yerine olmi.i� hayvan kemikleri ortU!u d1� mahallelere
gelmi�ti. Hazir hastane de �urada idi. Bir kere u grasa,
ara�tJrma yapsa fena olmazd1. Fakat ilkonce erkekler
tarafma girdi. Laf yaparlar diye korkmu�tu ; �oyle, c;a­
buk c;abuk odalara bakt1, havas1z, kirli yerlerdi; batma­
ya ba�layan gune�in 1�1klan s1k demir parmakhkh ku­
c;uk pencerelerden ic;eri giremediginden her yonu lo�­
luk bi.iriimii�tU.
Avlu biraz asitfenik, biraz da aptesane ve c;irkef
kokuyordu; hava degi�imine gelen askerlerden olen
(*) Bir i� hakkmda iiste sunulan yaz1.
22 I MEMLEKET HiKA YELERi

c;oktu; delik t1kand1gmdan tene�irin sabunlu sulan etra­


fa ta�1yor, her zaman yenisi doki.ildi.igi.inden batak bu
k1zgm gi.ine� altmda bile kurumuyordu .
Sabri kar�1smda ellerini gogi.islerine kapay1p bir
c;e�it divan duran hastabak1c1lara! "Ac;m! Si.ipi.iri.in! Y1-
kaym . . " diye emirler verdikten soma bahc;e ic;indeki tel
kap1dan obi.ir tarafa gec;ti, merdivenleri c;1kt1.
Sofada, c;ar�afmm pelerinini omuzlarma at1p ba�1-
na beyaz bir ti.ilbent ortmi.i�, yi.izi.i ac;1k bir kadm vard1;
iskemleye oturmu�, hareketsiz duruyordu, ayaga bile
kalkmad1, acaba Sabri'nin c;izme seslerini duymam1�
m1yd1? Yoksa uyuyor muydu? Evet uyuyordu. Agz1 bi­
raz c;arp1lm1�, gozi.ini.in biri yan ac;ik, rahat bir solumay­
la derin derin uyuyordu. Kap1dan giren klZII bir aydmhk
altmda hie; de fena gori.inmi.iyordu; yi.izi.i ne kadar be­
yaz ve dudaklan ne kadar kirm1Ziyd1; haspa burada bile
muhakkak di.izgi.ini.ini.i si.iri.iyor, alhgm1 unutmuyordu.
Sabri'n i n , i.izerine dikilip kalan bak1�lan altmda
Emine uyand1; hemen ayaga kalkt1 . Gozleri �a�kmhkla,
korkakhkla doluydu; kendisini c;ar�aflI sanarak elini he­
men pec;esine att1 ; fakat h atirlayarak ti.ilbendin ucunu
c;ekti; agzmm i.isti.ine kapatt1; Sabri dik, i.irki.iti.ici.i bir
sesle:
- B a�ka kimse yak mu burada?
Diye sordu . Emine ' ye, nedense, dogrudan dogru­
ya bakam1yor ve ..bunu sorarken ic;eriye, bo� bir korido­
ra sesleniyordu . Obi.iri.i, kalm, boguk sesle anlatt1:
- Hanife kadm hastaland1; �imdi , o gelinceye ka­
dar i�lerini ben yap1yorum; c;ama�Ir y1kad1m da yorul­
mu�um, �oyle ic;im gee; mi� ...
Sabri, etrafm sessizliginden, binanm lo�lugundan
cesaret ald1, birden ba�1m c;evirip gozlerini Emine' nin ta
gozlerine dikerek:
- Nas1l, art1k iyile�tin mi?
y ATIK EMiNE I 23

Dedi. Bu cumlede, bu seste; istemeyerek fazla bir


ac1ma, bir samimiyet vard1; hemen degi;;tirdi:
- Bir dayak daha yersen geberirsin ha ! . .
Diye ilave etti. Tegmenin yureginden gec;en bu
yufkahk Emine'nin gozunden kac;mam1;;t1. Tecrubeleri­
nin bilgisiyle !]imdi kar!]1smdaki !]U ince, guzel delikanh­
nm kendisine istemeye istemeye sokuldugunu , sokul­
maya mecbur kald1gm1, anlam1;;t1. Yuzunun gul destesi
gibi ne de dalga dalga renkleri vard1. . . Ya boyu bosu?
Emine istekli, ac; gozleriyle !]imdi, korkusuzca , zevk ala
ala bak1yordu; kar!]1hkh bak1;;1yorlard1. Bu, iki taraf ic;in
de s1cak, sokulgan bir bak1!]t1.
Sabri, fazla ileri gittigini anlad1, ba;;m1 kap1ya don­
durup:
- Hastane memuru s1k s1k gelir mi buraya?
Diye sordu . Konu;;a konu;;a, biri arkada uyumlu ,
ezgin, oburu onde hakim ve dik, merdivenleri indiler.
Kapmm onunde Sabri dondu , etkisini duydugu o istekli
gozlere �imdi bir daha, kac;amaks1zca bakt1; sonra hic;­
bir ;;ey demeden, yeni bir karar alm1;; gibi sert, c;1k1p
gitti.
* * *

Kaymakam ertesi gunu hastane memurunu c;agir-


d1:
- Hani, dedi; Ankara 'dan gelme bir kadm vard1;
jandarma dairesi ona bir ev bulmu;; , artrk hastanede
kalmas1 dogru degil; elin oynagm1 biz mi besleyecegiz;
onu gonderin de yerine namus ehli bir ba;;kasm1 kulla­
nm!
Emine'ye bu karan bildirdikleri" zaman gene, huyu
Gzere, hie; itiraz etmedi. Fakat yuregi s1zlam1;;t1. Omrun­
de bu kadar, hic;bir yerde rahat gormemi�ti; vucudu;
yerlerde suruklenmeden , hirpalanmadan Allah az1gm1
veriyordu . ic; inden: " Ah o jandarma, diyordu, beni has­
tane memurundan k1skand1 da buradan attmyor! "
24 I MEMLEKET HiKAYELERi

Ona bulduklan ev, kasabanm ucunda, goc:;menlere


aynlm1� u cra mahellenin en izbe bir ko��sindeydi.
Bombo�tu , ne minder, ne �ilte, ne perde . . . lc:;eri girdi;
kom�unu n kuyusundan ta�ma bir su ayagmdan kuvvet
a\an bodur kabaklar dizili bir bahc:;esi ve iki yer odas1
vard1. Ne yiyip ne yakacak, nasil gec:;inecekti? Kenarda
has!f eskileri kalm1�t1, onlan bahc:;eye bakan pencere­
nin oni.ine c:;ekti, i.isti.ine k1vnld1, di.i�i.indi.i. Ah hastane!
Ne rahat, amma ne rahatt1 . . . �imdi , bu saatte, c:;orba ve
ekmek dag1t1hrd1. Gi.ird.i gardiyan Server duvardan:
- Emine, kaseleri yakala da gel!
Diye seslenir, soma onun tabagma bir kepc:;e fazla
dokerek:
- Ye de biraz et, can tut, yi.iregim gibi kavrulup
gidiyorsun be k1z . . .
Diye tak1hrd1 . �imdi, gi.ine� kayboldugundan bu
c:;ukur odaya karanhk, batan bir geminin ambarlarma
SU n as1J doJarsa, oyJe her taraftan ta�km bir ha\de giri ­
yor; koyula�1p ag1rla�1yordu.
Emine, rahatm tadm1 ald1ktan soma ilk defa �u de­
gi�iklikten, �u yoksulluktan i.izi.inti.i duymu�tu! Sabri'yi
hatirlayarak :
-Ah gidinin kopegi !
Dedi; fakat etkisinden de kendisini kurtaramaya­
rak:
"Amanm ne korpe c:;ocuk . . . " diye soyleniyor, di.i�i.i­
ni.iyordu.

-IV-

Hi.ikOmet konagmm yan sokaklarmda bir s1ra ufak


di.ikkan vard1, arzuhalci ve avukat di.ikkanlan . . . Ki.ic:;i.ik
bir c:;ekmecenin onune gec:;ip bol sigara ve c:;ay ic:;erek
sohbet ede n bu di.ikkancilara aras1ra koyli.iler ugrar, di-
y ATIK EMiNE I 25

lekc;e yazdmr, dava ac:;arlard1. Bunlarm c;ogu toprak sa­


hibi, zengince adamlard1; e�raf ile du�er, kalkar, onlarla
e� sayg1 gorurlerdi. Saygm ya�arlard1; fakat memurluk­
tan aynlma arzuhalciler de vard1 ki kalem odalarmdan
kovula at1la, azarlana sovi.ile �unun bunun i�ini kurtanp
be� on para c;1karmaya c;ah�1rlar, bu paray1 da ii:;ki ile
bitirirlerdi.
Emine gunlerce beklemi�, ne kom�ulardan, ne de
ba� vurdugu jandarma c;avu�undan bir yard1m gormu�­
tii. Ne yapacakt1? Bir gun s1k1ca orti.indu , arzuhalcilere
birer birer ba� vurdu. Itibarhlan derhal bu yabanc1 ve
c;ar�afh kadmm kim oldugunu seziyorlard1 ve mevkileri­
nin �erefini korumak ii:;in daha lakirdi soylemesine
meydan vermeden " Ba�ka dukkana , bizim vaktimiz
dar! " bahanesiyle ba�larmdan savuyorlard1: Oburleri ise
halk nazarmda kirlenip soylenmekten , mu�teri kac;1r­
maktan korkarak:
- Fayda etmez kadm , pul p arasma yaz1k ...
Nasihatiyle atlat1yorlard1. 0, boyle bir cevap almca
hie; s1zlanmadan, k1zmadan dukkandan c:;1k1yor, sab1rla
obi.iri.ine dahyordu. Sonunda birisi:
- Uc; kuru� pul paras1, on para kag1t, bir c;eyrek
de yazma hakk1; hadi c;1kar, ben sana dokunakh bir di­
lekc;e yaz1vereyim . . .
Dedi. Bu, reji kantarc1hgmdan kovulmu� serseri ve
yan deli bir adamd1. Emine gogsi.inun altmdan c;1kard1-
g1 rutubetli bir me�in c;antanm orta gozi.ini.i ac;t1, hesap­
lad1; k1rk para c;1k1�m1yordu. Oburu dayat1yordu, ba�ka
ti.irlii yazamazd1; cam isterse, hem onun yazacag1 c;ok
etkili, ac1kh olurdu, kesinlikle istedigini yaparlard1. Ka­
dm, iri, derin gozlerini kar�1smdaki bu gogsu ac;1k, b1-
y1klan dagm1k kaba herife dikmi�:
- Ne etsek ki, vallahi yok, olsayd1 saklar m1yd1m
ayol! diye soyleniyordu. Dukkanda yalmzd1lar; sokak
26 / MEMLEKET HiKA YELERi

ogle gilne�inin altmda tenhala�m1�; gilbreleri e�en ser­


c;elerle a ras1ra haykiran horozlardan ba�ka meydanda
canh kalmam1!?t1. Erkek du�ilnilyor. Emine de merha­
mete getiririm, diye silrekli anlat1yordu:
- Dort gilndur s1cak yemek yemedim, gunah de­
gil mi, beni buraya gonderdilerse ac;ltktan olsiln deme­
diler a; Ankara ' da hie; olmazsa karmm doyard1. .. Gozle­
rim karanyor!
Bir arahk arzuhalci du�ilndu:
- Haydi git, pul getir!
Dedi; soma tuttu uzun bir dilekc;e yazd1. Emine ka­
lan paray1 vermek istiyordu; oteki alm1yordu: "Sende
kalsm, kebap ye!" diyordu. lki serseri ac1ma duygusu
ile birbirlerine ne kadar yakla�m1�lard1. . . Emine c;1k­
makta acele etmedi; tahta kanapenin bir kenarma ili�ti,
arzuhalci de milrekkebin kurumasm1 bekledi. Konu�u­
yorlard1. Kadm :
- Bu memleketten misin?
Diye sordu. Obilril Rumeli'den geldigini, dart yuz
kuru!? ayhkla rejide c;ah�1p giderken kafasma bir s1z1 ya­
p1�t1gm1, �imdi, i!?te gordi.igi.i gibi, arzuhalcilikle gec;in­
digini anlatt1. Hukumet konagm1 i!?aret ederek:
- Bunlarda ak1lhca i� arama . .. Seni surerler, nas1l
gec;inecegini du�unmezler; ac;hk bu, ne yapacaksm , ge­
ne onilne gelenle du�up kalkacaksm .. . Yann hadi yeni
bir olay, buradan da bilmem nereye; oradan da ba�ka
bir cehennemin bucagma ...
Diye soyleniyordu. Sonunda: "Hele gotUr bakahm
�u kag1d1, ne buyuracaklar?" cumlesiyle bir tOrlu kalk1p
gitmeye istek gostermeyen Emine' yi harekete getirdi.
Kag1t, yeniden ilgi yonilnden, jandarmaya havale
edilmi�ti. Emine'nin kap1dan ic;eri girdigini gorunce Dal
Sabri:
YATfK EMiNE I 27

- G ene ne var, art1k h er i� bitti, Yat1k Emine' yle


ugra�acag1z!
Diye haykird1; dilekc;eyi okuduktan sonra bilsbil­
tiln k1zd1:
- Ne o, dedi, hastane ho�una m1 gittiydi? Ye, ic;,
keyfini de getir, ala . . . B en sana bir �ey soyleyeyim mi?
Bir daha hi.ikumet tarafma ayagm1 att1gm1 duyarsam
karakola ttkartm! �ama�Ira git, hizmetc;ilik et, <;orap or,
diki� dik, gec;in, anla�1ld1 m1? Yallah!
Sabri , eni konu ho�land1g1 Emine ' ye ic;in ic;in k1z­
gmd1; gozlerini unutam1yordu; fakat o kadar seviyesi
dil�ilk, bayag1 bir kadmd1 ki, elini silrebilmesine imkan
yoktu; i�te bu imkans1zhk onu boyle kotil ve k1skanc;
ediyordu.
Emine c;1kt1; be�, alt1 senelik sokak orospusu om­
rilnde ne ac1 zamanlar gec;irmi�ti. .. i�te bu da onlardan
biriydi; bu da elbette gec;ecekti. Fmna ugradt, koca ­
man, has bir pide ald1; kalan paranm yansm1 peynire,
yansmt da karpuza verdi; yolunun ilstiinde bir bostan
vard1; sulak, serin, golge bir yer sec;ip oturdu, i�tiha ile
karmm doyurdu.
Henuz yemegini bitirmi�ti, arkadan biri:
- Ne o, Emine, gezmege mi c;1ktm k1z!
Diye seslendi. Bu, h astanedeki Gilrcil Server'di;
me�e gibi saglam, gilrbuz bir delikanh ... Hie; c;ekinme­
den gelip setin ustilne, Emine'nin yanma oturdu. 0, ne
�ehirler gormu�, ne maceralar gec;irmi�, yigit bir adam­
d1; bu memlekette zevksizlikten bunalm1�t1; kac;1p ba�­
ka bir tarafa gidecekti amma askerligini bitirememi�ti.
Emine dedi ki:
- Bizi gorurler, laf olur . . .
Server:
- Oyle ise gel , nah �urac1kta kirec; ocag1 var, si­
per yer, rahat rahat konu�uruz . ..
28 / MEMLEKEf HiKA YELERi

Kalk1p yilrildiller; gerc;ekten oras1 hem izbe , hem


de serindi. Server bir sigara da Emine' ye sard1. Du­
manlan savura savura s1caktan bunalm1� bir doga orta ­
smda, ak!?ama, hatta geceye kadar konu�up kald1lar.

-V-

Ertesi giln Gilrcil Server Ermeni kuyumcuya ugra­


d1, o gilne yeti!?mek ilzere s avath bir bilezik 1smarlad1;
sonra c;ar�1y1 dilkkan dilkkan dola�t1; pembe papatyah,
kocaman dalh ince bir kuma!?tan dokuz endaze(*) en­
tarilik (orada fistanhk derlerdi) birkac; gaz boyamas1 al­
d1, biraz da y iyecek, ic;ecek dilzdil; bunlarm hepsini iki
9km yaparak ak�am karanhgmda Emine' nin evine go­
tilrdil.
Kap1y1 c;ald1g1 vakit E mine c;oktan uyumu�tu; bir
tilrlil duyuram1yordu; geri donecek degildi ya, elini ara­
hklardan sokarak mandah c;evirdi, ac;t1, bahc;eye girdi.
Cama once fiskeyle vurdu; i�ittiremedi, soma parmak­
lannm tersiyle sert sert, bir darbuka gibi ottilrdil. Emi­
ne:
- 0 kim? Ne istersin?
Diye soruyordu . Beriki:
- Benim, Server, al �unlan . . .
Diyordu.
Fakat kadm ba�ka ba�ka adamlar tarafmdan s1k
s1k uyandmlmaya ah�1k oldugundan ve kafasmda birbi­
rine kan�m1� birc;ok erkek isimleri dola�t1gmdan birden
gelenin kim oldugunu ve nerede bulundugunu hat1Thya­
m1yor, hala Server'i tamyam1yordu. Nihayet anlad1, ka­
p1y1 ac;maya cesaret edemeyerek pencereyi silrdil . D1-
�anda c;ok y1ld1zh bir gecenin, yilksek dag gecelerinin
(*) Endaze; 65 cm.lik uzunluk olc;usu.
y ATJK EMiNE I 29

durgun, huzurlu aydmhg1 vard1. Odanm ve uykunun ka­


ranhgmdan c;1kan Emine'ye bahc;e sanki sabah alacas1
ic;inde gittikc;e ac;1hr gibi gorilndu , gittikc;e k1y1y1, ko�e­
yi, Server'in yilzilnil daha iyi sec;iyordu .
Orada, kom�ulara duyurmamak ic;in f1sil fJsII ko­
nu�maya ba�lad1lar. Ne Server ic;eri girmek istegi gos­
teriyor, ne de oburil gelmesini teklif ediyordu. <:;1kmlar
pencereden uzanmca Emine �a�alad1, sevinc;li bir sesle:
- Neye masraf ettin a k1z!
Diye soylendi.
0, boyle sevindigi zaman erkeklere de t1pk1 kadm­
larla konu�ur gibi "A k1z!" diye seslenirdi. Mennun , ko­
ruyucu tavirla :
- Pararn ti.iketmi�sin sen . . . Neler var bunlarm
ic;inde? . .
Diye hem fazla masrafa taraftar olmad1gm1 anlat1-
yor, hem de c;ok memnun oldugunu, meraktan c;atlad1-
gm1 gosteriyordu. Server:
- Kac; kuru�luk i� ki. . . Ye, ku�an!
Diye cevap veriyordu.
Pencereden ic;eriye y1ld1zh gecenin keskin sogugu
doluyordu. Bir aralik soz bitti, gokteki y1Jd1zlar gibi bun­
lann da gozleri karanhgm ic;inde keskin bir aydmhkla
panlda�1yor, birbirlerinden alma 1�1kla yarnyordu.
ikisi de dil�ilncelerinden gec;enlere dalm1� oyle,
sessiz duruyorlar, bekliyorl ard1. Server omuzlarm1 oy­
natarak: "Ayaz yap1yor be!" diye soylendi . Emine bu
firsatm i.izerine bir kedi gibi atilarak:
- G ir ic;eri, kendini soguklat1rsm!..
Diye cevap verdi. Sanki soguk birden , y1ldmm h1-
z1yla Server'in i.izerine di.i�ecek, ve onu yakacakm1� gi­
bi tela� ederek hemen ko�tu , ic; kapmm surmesini c;ek­
ti . $imdi Emine'nin s1cak nefesleriyle sanki 1hkla�m1�
30 I MEMLEKET HiKA YELERi

olan odada kapah, gilvenilir bir yerde idiler. Lamba


yoktu ki yaksm . . . Server bir kibrit c;akt1: fakat etrafma,
odaya degil , kar!?Ismdaki kadma, daha dogrusu kadmm
derin kara gozlerine bakt1. Soma birden tekrar karanh ­
ga, daha koyu, daha kaparnk bir karanhga gomi.ildU!er.
Gecenin sesleri bilyU!ten durgunlugu ic; inde pence­
renin yava!?c;ac1k indigi duyuldu.
* * *

Server, Emine'ye iyi bak1yordu. Tilti.in kac;akc;ih­


g1yla hastane mutfagmdan payma di.i�en kan hep ona
sarfediyor, !?Urada burada ne bulursa hemen c;1km ya­
p1p gece, bir yavrulu kopek gibi duvarlara silrune suru­
ne gorunO!?te miskin ve korkak, fakat ic;in ic;in az1h ve
hilcuma hazir, hep ona ta!?1yordu. Tereke ve mezadlar­
dan minder, �ilte gibi, c;anak c;omlek gibi ev e�yas1 da
alm1�t1.
$imdi oda , d6!?eli, pencere perdeliydi; ocakta ate!?,
duvarda lamba vard1. Emine ne kadar rahatt1 . . . Bohc;a­
sm1 haz!flay1p s1k s1k hamama gidiyor, bir koca kal1p
sabunla y1kand1gm1, fildi�i tarakla tarand1gm1 goren ka­
dmlan ktskandmyordu. Ona Server, hamamdan ba�ka,
d1�anya c;tkmasm1 yasaklam1�t1. ButOn gun yapayalrnz
cam s1k1hyordu, ama katlanmaktan ba�ka c;are bulam1-
yordu.
Fakat eve gelip g itmesini ac;1ga vuran Server'e
dil!?manlar turemi!?ti. Kom!?u Tatarlar kendi soylarmdan
olmayan bu iki uslu insanla pek ilgilenmiyorlard1 , ama
arasira da elinde dolu sepet ve mendil ile GOrcu u�ag1-
nm ic;eri girdigini gordukc;e alm1yorlard1 . Bereket guz
mevsimi gelmi!?ti; kasaba kt�hk hazirhg1 ile ugra!?Iyor­
du. Bu s1rada hastanedeki c;avu!?, bir gece Server c;eki­
lip gittikten sonra, yilregindeki k1skanc;h g m artt1gm1
duydu, yanmdaki arkada!?ma ac;1ld1:
- Hele ettigine bak Gilrci.inun . . . Bizi, c;agirsa ya! . .
y A TIK EMiNE I 31

Diye soylendi. 0 gun, kasabadan gelirken yan so­


ka kta hamamdan donen Emine ' ye rastlam1�t1; salma
salma, oynak oynak gidiyormu�, onu tarnmI§ ama al­
d1rmam1§ ... Oburu c; avu�un ho§una gitsin diye k1zar
gorunuyor:
- indireydin kafasma kasaturay1!. .
Diyordu. Boyle saatlerce soyle§tiler. Soma boluk
yaz1c1sma i§i haber vermek karariyle yatt1lar. Ertesi gun
Server kopru nobet<;iligiyle iki gunluk uzaga at1ld1;
Emine'yi gormesine bile meydan vermemi�lerdi; olay1
haber alan Dal Sabri:
- Kahpe bize de goz yumdurttu be, hele bir paym1
vereyim!..
Diye bag!fm1� , Emine'yi c;ag1rtm1�t1. iki jandarma­
ya tutturup k1hcmm kabzas1 ile onu bir iyi doverken :
- Geldigin gun sana uslu otur, yoksa kemiklerini
klfanm dedimdi; al i�te . . .
Diye soyleniyordu. Her VUfU§ta biraz daha s akinle­
§iyor, yatamad1g1 bu kadm1 dovmekten tad ahyordu.
Smlt1s1z, sessiz dayag1 yedikten soma Emine'yi b1-
rakt1lar, dogru arzuhalciye gitti; onu kendisine candan
bir ahbap say1yor, o gunku dostlugunu unutam1yordu.
Kollanrn bacaklarm1 acele acele, ac;arak berelerini gos­
terdi.
- Bak, bana ne etti o oglan? . .
Dedi. Fakat memnun gibiydi, sesinde keder yoktu,
sanki kendisine eziyet ettigi halde elinde olmayarak
ho�land1g1 bu guzel delikanhdan dayak yemek ona tath
gelmi§, sinirlerini yat1�tlfm1§t1. Bunu yan yanya farke­
den oburi.i, filozof tavriyle:
- Onlar oyledir, adamm posasm1 c;1kanrlar.
Dedi. E m i n e , i y i l i gini gordugu bu a d a m 1
mukafats1z, kar§1hks1z b!fakmaya raz1 degildi; c;antasm-
3 2 I MEMLEKET HiKAYELERi

dan iki c;eyrek c;1kard1, elac;1khg1, sevecenligi uzerindey­


di: "Al borcunu, yarm ahrette Allah benden sorar!" de­
di. Arzuhalci hala inad ediyordu:
- Gee; k1z, var i!?ine, ben para mara istemem!
Diye soyleniyor, gozlerini yumuyordu. Kadm da­
yagm tadmdan sanki §Ima rm1�t1. Donuk yiizii pembe­
le:;;m i:;; , o her zamanki k1pk1rm1Z1 dudaklan ise tersine
uc;uk bir renk alm1:;;t 1, gozlerinin siyahhg1 :;;i mdi yorgun,
dumanh, fakat ate:;; l iydi; yan sarho:;; gibiydi, arzuhalci­
ye:
- Ahver be k1z ! . .
Diye 1srar ediyor, aras ira da kendi kendine soyle­
nir gibi:
- Hay gidinin oglam, bedenimi bere etti...
Diyordu . Bunu soylerken sanki tath bir :;;eyden soz
eder gibi silzuluyor, yutkunuyordu. C:oktandtr erkek da­
yag1 yememi§ti. Onu � imdi c;ok tath bulmu�tu . . . Arzu­
halci birden k1zd1; ikindiden c;1kanlardan uc; dart ki:;;i
du rmu:;; , yaz1hanenin camekanmdan bunlan seyredi­
yordu . Maskara olacakt1, bu ne belah kanyd1, yerinden
f1rlad1, onun boyle birdenbire tutan delilikleri vard1.
Emine'yi yakalad1, kapmm onune goti.irdil, omuzlann­
dan tuttu, soma bacagm1 olanca kuvvetiyle kaldmp ni­
:;; a nlayarak ta arkasma bir tekme vurdu . .
B u durum sozu kahvelere di.i:;;il rdi.i. Gurci.i Server
i§inden haber alan yerlilerin ayaktak1m1 bir zamandtr
geceleri Emine'nin evi onunde dola�mayt adet etmi�­
lerdi. H atta gupegCmdi.iz iki delikanlmm kap1y1 zorlay1p
ic;eri girdiklerini ileri surenler vard1. Dendigine gore da­
dananlar yalmz bunlar da degildi; o , Urfah memur da
arasira ugruyordu.
H albuki hic;bir �eyden Emine'ni n haberi yoktu,
hepsi yaland1. i�in dogrusu bir gi.in kendisi yokken Ta ­
tar kanlan eve girmi�ler, bulduklan e�yay1 minderlere
YATIK EMiNE I 33

kadar a�irm1�. ta�1m1�lard1. Kimse �ikayet dinlemiyor­


du: "Hangi e�ya be? Sende ma! ne arar, jandarmanm
6ni.inde kolunu sall1ya sall1ya geldigini daha unutma­
d1kl" diyorlard1. Emine, Sabri 'nin yanma girmek istedi,
fakat devre c;1kt1gm1 haber ald1. Evi soyuldugu zaman
yan kederlenmi�ti, fakat bu firsatla jandarma tegmeni­
n in yamna girecegini di.i�i.inmi.i�, sevinmi�ti. !;)imdi bu
i.imidin bo�a 9kllgm1 anlaymca birden i.izi.inti.iye kapil ­
d1: " Kuru tahtada kald1m. Fildi�i tarag1 da a�!fm1�lar,
as1] buna camm yandt!" diye tutup jandarmalara bir
mi.iddet derdini dokti.i; hie; ac1mayarak hatta alay ede­
rek dinliyorlard1. Sonunda, kalemlerin bo�almaya ba�­
lad1gm1, memurlann birer b irer c;1kt1gm1 gori.ince kork­
tular, Emine'yi kovdular.
Bo� evde s1kmt11J bir gece gec;irdi. Aras1ra, bir te­
selli gibi: "Tegmen gelince 9kar anlatmm , isterse beni
gene dovsun .. " di ye soyleniyordu . Fakat tegmen bir
ti.irli.i gelmiyor, Emine de bu sefer bi.isbi.iti.in ac; c;iplak,
firmJar bakkalJar oni.inde c; ar�1y1 kovuJa, SOVi.ile doJa�I­
yor, bazan da bostanlarda, k1rlarda yat1p kalk1yordu.
Aras1ra sata�anlar oluyordu ; ac;!Jktan gozleri kararan ,
bu gi.ic;si.iz, bitkin kadma sadaka vereceklerine IM at1p
gec;iyorlar, glili.i�i.iyorlard1.
Art1k soguklar da ba�lam1�ti; yagmurlarm a rd1 ara­
s1 kesilmiyor, bazan sulu sepken kar bile di.i�i.iyordu .
Mahalle aralarmda dola�an Emine fmrn ti.iten evlerin
kap1sm1 c;ahyor, ekmek dileniyordu ; ama ekmek yerine
" Daha c;1kmad1" , yahut " FJrma salmad1k" gibi ters ce­
vaplar ahyordu. Bir gi.in sabahtan ak�ama kadar polis
komiserinin kap1smda bekledi. Kap1 aral tgmdan, Yat1k
Emine'nin �ekli gozi.ine ili�tikc;e herif ic;eriden:
- Kirk gi.in beklesen bo�una . . . di ye haykmyordu.
Bir arahk polislerden biri, yeni kaydolmu� bir deli­
kanh , merhamete geldi, c;antasm1 ac;t1, bir kuru� c;ikar­
d1. Bir kuru� koca bir ekmek demekti. Lakin n asilsa bu
Memlekel Hikayeleri · F. 3
34 I MEMLEKET HiKA YELERi

sadaka haztrhg1 komiserin gozune il i9ti; tutu9mu9 gibi


bir hamlede gozleri donmu;; , kendisini d19an att1:
- Verme, verme! diye bagtrdt. . .
Emine' nin uzatt1g1 el bo9ta kald1. H ayatm dayaml­
maz bir sarsmt1s1 bu kadmt bir defa yere kapatm19, son­
ra her halkas1 ba9ka bic;im s1kmt1 ve katlam9tan yaptl­
ma bir uzun, agtr zincir vucuduna dolanarak onu yarah­
ya , bereliye suruklemi9, p aramparc;a etmi�ti . Bu, ma­
nevi degii adeta elle tutulur bir zincirdi . . . Bu, benzetme
degil, i�in dogrusuydu. 0 her �eye ne derin bir boyun
egi�le katlanm1;;t1 . Fakat bu kadar haymhga �imdiye
dek rastgelmemi9ti. Gozlerini c;evirdi, ic;inden on be;;
senelik ugursuzluklarm hazmedilmemi9 ac1s1 ta;;an bir
bak19la komiseri uzun uzun suzdu. Sonra gene bir 9ey
demeden, ac; bir kurt gibi ustune at1l1p 1strmas1, parc;a­
lamas1 gereken bu herife k ar91 hala isyan etmek istegi
duymadan salma salma hukumet avlusundan c;1k1p git­
ti.

-VI-

Emine'nin boyle c;ar;;1da , pazarda du;;e kalka, dile­


ne kovula gezdigini goren e;;raftan baz1 guc;liiler sank­
lanm bastmp kaymakama c;ikt!lar. Buras1 namuslu bir
kasabayd1, o kan aGIIktan geberir, fakat kimseden yar­
dtm gormezdi; gunaht1, ba;;ka bir yere defetmek ic;in bir
defa vilayete yaz1lsa uygun olurdu . . . Kaymakam: " N asti
olur camm? diyordu, ben nastl kendiligimden yazanm. "
Gene d e ba;;ka c;are olmad1gm1 gorerek razt oldu . Mu ­
tasamfl tga tezkere yaz1ld1, kag1t buradan vilayete gide­
cek, sonra gene ugraya ugraya, kim bilir kaG ayda, o
da izin c;1karsa buraya gelecekti. Devirden donen Dal
Sabri bir araltk merhamete geldi, kendi taymmdan gun­
de bir ekmek vermek uzere fmnc1ya emir gonderdi.
YATIKEMiNE / 35
------------ ---- ·

Emine, ti::g menin bu ekmeginden sanki ayn bir tad bu­


luyordu. Onune gelene, tablakara, c;iraklara:
- Bir yiyip bin !?iikur ediyorum, omrune omur be­
reketli, yavuz c;ocuk . . .
Diye ?Ukranm1 anlat1yordu . Fakat tablakar hile
ediyor, fmna ugrayan Emine ' ye baz1 gunler:
- K1z demin verdik ya, ne ars1z !?eysin, defol!. .
Diye haykmyordu. Etraftaki adamlar da buna ina ­
narak: " Hay c;irkef hay, s1k!lmasa fmrn gotUrecek!" diye
ona arka c;1k1yorlardi. G itgide verme<ligi gunler c;ogali­
yordu . Emine'de itiraz, !?ikayet, hakkm1 koruma gucu
yoktu. Boyle bir cevap almca donup gidiyordu . Bir gun
cesarete geldi, iki gundur, kom:;;u sunun bahc;esinden
c;ald1g1 lahana yapraklarmdan ba!?ka midesine bir ?ey
girmemi!?li.
- Demin aldm ya, gunde be!? c;ift mi yiyeceksin?
Demesi uzerine elini uzatt1, tezgahm Gzerinden s1-
cak , beyaz bir okkal1k yakalad1, ortasmdan boldu, iri
bir parc;ay1 hemen agzma atti. <;1raklar ko:;;t ular elinden
almaya, agzmdakini c;1karmaya ugra!?1yorlard1. 0 sirada
biri yeti!?li, c;ocuklara birkac; tokat att1, firmc1ya bir kO­
fUr patlatt1:
- Hele itlere bak, ac; olmasa kan ekmegi kapar­
m1yd1 be . ..
Diye bagirdi. B u , arzuhalci idi, gec;erken gormu!?,
dayanamam1!?, i!?e kan�m1§lt. Emine, elinde kalan ek­
megi s1k1ca yakalaml?, ?imdi kac;1yordu. Halk deli!?men
bir adam oldugundan arzuhalciden c;ekinirdi; sessizce
dinliyorlard1; o surekli bagmyor:
- Ulan ambarlarm1z zahire dolu; bir ordu beslenir,
elin sISka kansma bir dilim ekmek vermez misiniz? Siz
ne alc;ak adamlarsm1z!
Diye soylemedigini b1rakm1yordu. Sonunda daha
36 I MEMLEKET HiKAYELERi

ileri gitti, butiln halka sovdu. 0 zaman sankhlardan bi-


ri:
- H adi nene laz1m , ismail efendi, bizi de belaya
sokma . . .
Diyerek arzuhalcinin arkasm1 s1vaya s1vaya, yan
tehdit, yan nezaket sokaktan c;1kard1. Meydam bo? bu­
lan fmnc1 ?imdi:
- Kahpenin gozlerine mi tutulmu? ne . . . Arka c;1k1-
yor, aha uyuz, kuregi kafana indirirdim amma Hatip
Efendi'ye dua et! Diyordu.
Biraz sonra pe�temalm1 toplay1p ku�ak gibi beline
dolad1, dogru jandarma kumandanma c;1kt1, onuru kml­
m1� bir adam davram?1yla:
- Pa�am, dedi, affet, o kotil kanya ben art1k ek­
mek mekmek vermem, c;ar?I ortasmda haysiyetimi bir
parahk ediyor.
Dal Sabri o s1rada e?kiya i?leriyle c;ok me�guldu ;
ofkeliydi:
- Kes, dedi , gebersin kahpe!
Ertesi gun sukli.im pi.iklum fmna ugrayan Emi­
ne'ye bag!fd1lar:
- B a?ka kap1ya, senin taymm1 kestiler!
* * *

Ekim ay1 ic;inde yagmurun kar parc;alanna done­


rek ri.izgarlar onunde savrula savrula harmanlara yag­
d1g1 sert bir geceydi. Server' in evvelce yatt1g1 kogu?taki
c;avu?la arkada?I 6nlerine mangah c;ekmi�ler, karanli­
gmda sigara ic;erek konu�uyorlard1; nefeslerinin buhan
k6mQrJerin klZI] l?IgI ilzerinden gec;erken pembemsi bir
c;ic;ek gibi ac;iliyor, sonra birbirlerinin yi.izlerine c;arp1p
dag11Iyordu.
Dogruca gidip kap1y1 c;alsalar sanki ne l az1m gelir­
di? GurcCmi.in girdigi gibi bunlar da girerlerdi, elin kah-
YATIK EMiNE I 37

pesi, ne diyecekti ki? Bu kararla kalkttlar, ba�larma or­


tGlerini s1k1ca dolayarak sokaga c;1kt1lar. B ast1klan yeri
gormuyorlar, bataklara , su birikintilerine dala c;1ka , ko­
nu�madan acele acele yGrGyorlardt. Sonunda soguga
ragmen terlemi� bir halde evin onune geldiler; c;avu�
kap1ya aband1; rnandalt bile inik degildi, acaba i<; kapt
ne ta rafta idi? Elleriyle duvan yoklaya yoklaya biraz
gittiler; yuzlerine iri iri, yumu�ak kar parc;alan c;arp1yor,
yap1�1yordu.
- Saba ha kadar bast1racak . . .
Diye soylendiler. Sonra ellerine kerpi<; yerine tahta
ili�tigini anlaymca:
- Hah, kap1y1 bulduk . . .
Dediler, kancasmt yokladtlar. B u d a a9kt1 , acaba
kan evde degil miydi? ic; eri girdiler. Nefeslerini t1k1yan
ruzgardan burada eser yoktu .
- Behey, Ernine! . .
Di ye ic;lerinden birisi seslendi; fakat cevap veren
olmad1. �avu�, kibrit kutusunu bulmak ic;in ceplerini
kan�tmyor, tl.itl.in tabakasma anahtar veya c;ak1 gibi
�eylerin c;arpt1g1 duyuluyordu . Sonunda yan bo� bir �a­
malt kutusunun yokland1g1, kibritin z1mpara kag1dma
sGrti.ildi.igi.i duyuldu ; rutubet ald1gmdan olacak yanmt­
yordu . Boyle dart be� kibrit si.irtti.iler, fosfordan birkac;
c;izgi kapkaranltk odarnn ortasmda maviye yakm bir
aydmhkla 1�1ld1yordu.
Sonunda ternbel, isteksiz, c;ok durnanlt bir alev be­
li rdi . .. Ko�ede, ikiye katlanm1� bir haslf pan;asi iisti.inde
bir �ekil uzanrn1�, yat1yordu. Sevinc;Ie:
- Hah, burada! . .
Dediler. Kibrit sonmi.i�tU, fakat art1k gerek var
m1yd1 ya? <;avu� , karanl1kta hesap lad1g1 ko�eye yi.iri.i­
di.i, elini uzatt1, fakat i.irkek bir sesle:
38 / MEMLEKET HIKAYELERi

- Aha, kan buz kesmi� ! . .


Diye hayk1rd1 . Yat1k Emine ac;hktan v e soguktan
oleli sanmm gCmler gec;mi�ti. Tuh , bu ne aksi i�ti . . .
Jandarma eri de, i�i daha saglam tutrnak ic;in, bir kez
yoklad1 :
- Yeti�emedim be, gebermi� ! . .
Dedi. Bir sure ak11larmdan kotu �eyler gec;irerek
durdular. Soma " H adi, gidek! " uyans1 ile birbirlerini ite­
rek gecenin karl1 ruzgarlarma kan�1p kufUr ede ede
uzakla�tilar.
Feneryolu, 1 9 1 9
�EFT ALi BAH<;ELERi

lrmaga giden yol , kasabadan kurtulunca , goz ala­


bildigine uzanan say1s1z �eftali bahc;eleri arasmdan ge­
c;erdi. Haziran ic;inde bile ta�km dere ayaklarmm c;a­
murlu , 1slak tuttugu bu golgeli yerlerde otlar bi.iti.in bir
yaz mevsimi yeniden yeniye surer, k1zgm gi.ine�, agac;­
I arm tepelerinde meyval an pi�irirken , rutubetii toprakta
birbiri arkasma yoncalar f1�kmr, c;aytrlar kabanrd1. Su­
lann serinligi, taze ot kokusu, golgelik ve bereket ic;in­
de bahar, bu bahc;elerde ta k1�a kadar uzanrp giderdi.
Her tarafa ta�km bir �eftali kokusunun dolup sindi­
gi durgun s1cak gi.inlerde i�sizler tak1m tak1m kasaba ­
d a n inerler, trmakta y1kand1ktan soma gelip golgeli c;i­
menlerde yatarlard1. Yi.iksek dallardaki fazla olgun, bal­
lt �eftaliler saplarmdan kurtularak dolgun, yumu�ak bir
sesle yerlere, c;imenler ic;ine , yatanlarm uzerine durma­
macasma yava� yava� doki.ili.irdi.i. Toplamakla b iter tu­
kenir �ey degildi; uruni.in yans1 agac;Iarda kahr, boyle,
pi�ip oldukc;a teker teker, agtr agtr topraga di.i�er, kan­
�ff, kaybolurdu.
Kasabanm c;ocuk c;1gltg1yle dolu, gi.ibre kokulu k1z­
gm sokaklarmdan kurtulanlara; bu kuytu , lo�, ho� ko­
kulu yerler ne tat!J gelirdi. Ak�am iizerleri hiikumet m e ­
murlan heybelerine rak1l annr koyar, merkeplere binip
bu bahc;elere gelirlerdi. . . Yer yer ic;ki sofralan kurulur,
sohbetler edilir, gazeller okunurdu. $eftali bahc;elerinin
40 / MEMLEKET HiKA YELERi

eglentisi ta uzak diyarlara bile un salm1�, dillere destan


olmu�tu. Onun ic;in ne kadar zevkine di.i�ki.in, keyfine
merakh memurlar varsa hep burasm1 ister buraya yer­
le�irdi. �apkm mutasamflarl a ( * ) ho� gorUlu kadmlarm
ugragt olmaktan kasaba oyle serbeslemi� , halkt oyle
ac;1l1p zevke, safaya dalm1�t1 ki art1k uygun garulmeyen
gunah kalmam1�t1.
B u r a s t A n a d o l u ' nu n S a a d a b a d 1 i d i . T1pk1
"Saadabad" gibi burada da surekli sazlar c;,alm1p c;engi­
ler oynar; gazeller okunup � iirler yaz1hrd1. lc;ki du�kunu
mutasamflar, mudurler ic;inde, c;ogu �airdi. Nedim gibi
gazeller yazarlar; aruzdan , tasavvuftan konu�urlar;
Mevlevllikten dem vururlard1. bmurleri sazla, sozle tatl1
gec;erdi . Bu keyif du�kunu memurlar suya sabuna do ­
kunan i�lere kan�madtklarmdan senelerce yerlerinde
kahrlar, kasabay1 benimseyip evler yaptmrlar, h avuzlar
ac;tmp kameriyeler kurdururlard1. Aslmda c;ogu , devrin
ho� gormedigi, ba�mdan savd1g1 kimselerdi. Yukselme
umidinde olmadtklarmdan resml i�lere onem vermez­
ler, zevklerine bakarlard1.
* * *
S1cak, agir bir yaz gunu idi. . . Yeni gelen Yaz1i�leri
Mudi.iru ikindi vakti, kalemlerin bo�allp dairelerde kim­
senin kalmad1gma pek �a�t1, hukumet konagmm ic; av­
lusuna dizili kadife palanll, dine; , gurbuz merkeplerden
birine athyan , �eftal i bahc;elerinin yol u n u tutuyordu .
Katiplere kadar herkes, boyle birbirlerine selamlar da ­
g1tarak, �akalar yaparak, kabank, ta�km heybelerinin
ortasma gomillil , keyifli keyifli, ko�a ko�a uzakla�1p gi­
diyorlardt. $ehrin ac;1gmda , ta ova ile bahc;eler arasmda
gune�e kan�mt�, gittikc;e buyuyen, geni�leyen bir toz
bulutu gec;tikleri yolu gosteriyordu .
Agah Bey dunya gidi�inden habersiz, kuramsal
goru�lerle buyi.imu� dik ba�h, kuru zevkli bir adamd1.
(*) Vali ile Kaymakam aras1 mulkiye amiri.
�EFTALi BAl-l<;:ELERi I 41

Mi.i.lkiyeden c;1kt1ktan sonra Avrupa ' ya kac;m1�, fakat


ni.i.fuzlulardan birinin arac11Ig1yla i stanbul ' a donmi.i.�ti.i .
Tam dort ay Zaptiye N ezareti ( * ) tutukevinde sebepsiz
alikonulduktan sonra buraya Yaz1i�Jeri Mi.idi.i rH.igi.iyle
at1lm1�t1.
Anadolu ic; inden hanlarda kahp koylerde yatarak
memuriyetine gelirken yi.iregini keder, gam kaplam1�,
memlekete ciddi hizmet etmek karanm alm1�t1. Ba�mm
ic;inde , kasabaya indigi gun, yeni di.izenlemeler, orgi.it­
Ier, yard1m dernekleri gibi aglf di.i�i.i.nceler doluydu . Bu
ki.ic;i.ik �ehirde kocaman i�ler gorecegini, herkese par­
mak 1s1rtacak eserler c;1karacagm1 samyordu. Durm1ya­
cak, dinlenmiyecek, c;ah�ac a kt1. At1lganhk gerekdiyor­
du, mutasamftan tutarak amir ve memurlann hepsini
yola getirecegine inanm1�t1. Memleketi kaplayan tem­
belligi, durgunlugu kafas1 alm ryordu. "Bu uyu�ukluk,
bu kay1ts1zhk ne? " diye kendi kendine soruyor, cevab1-
m bulam1yordu.
Haylf, kendisi busbQW.n ba�ka tUr!Q bir memur,
Avru p a ' h bir hi.ikumet adam1 olacakt1. .. i �te bu ufak
memuriyet ne iyi bir deneme alamyd1. . .
Fakat ilk gi.inu i.imitsizlige di.i.�tQ. Mutasamf ona bu
memlekette i�lerin az oldugundan, rahatma bakmasm­
dan, yorgunluk almasmdan soz etti. " Kadi Yahya "dan
beyitler okuyarak yerden selamlar, gevrek kahkahalar
arasmda; yerine getirip, kuru uzumden iki c;ekilmi�;, yir­
mi iki grado sert rak1sm1 ovdi.i. . Bal ile yap1lm1� bakla­
vanm tiirlusunQ say1p doktii . Evkaf memuru daha ileri
varm1�. bekar oldugunu anl aymca burada yokluk c;ekil ­
meyecegini mi.i.j delemi�ti. Atay komutarn altm1� be�lik
iri yan bir bunak, baba diliyle onu; "Safa amedi, safa
amedi( * * ) II di ye pek teklifsiz kaf�J]affiJ�, hie; sebepsiz ,
birdenbire saat meydanmdaki somaki mermerden ge­
n is qobek tasl!, yi.iksek kubbeli selatin hamamm1 tarif
( * ) Eski idarede, Emniyet i�leri goren bakanl1k.
( * ) Ho§ geldiniz
42 / MEMLEKET HiKAYELERi

etmi?ti . 6 nune gelen de ?eftali bahc;elerini soyluyor,


keyiften, eglenceden soz ediyordu.
Agah Bey ?a?kma dcmmi.i?ti.1 . Muhasebecinin: " Ar­
zu buyurursamz bahc;elere gidelim, merkep haztrlatt1k,
egleniriz ! " teklifini hemen sert bir yi.izle reddett i .
Hi.ikOmet konagmda b i r ba!?ma kalm1?t1.
i kindi gune?inin gozler alan c;iy aydmhg1 ic;inde bil­
medigi sokaklan yabanc1 yabanc1 dola!?maya mecbur
oldu . Kasabanm ic;i mahalleleri ?enlik gunlerine ozgi.1
bir bo?lukla sessiz, durgundu . <;e!?melerden su ta?1yan
tek tUk adamlarla birkac; ya!?h nineden ba!?ka kimseye
rasgelmemi?ti. Onlar da kendisine acayip bir gozle bu
saatte, herkes bahc;elerde iken neden buralarda dola?­
t1gma ?a?ar gibi bakm1?l ard1. .. Sonra . . . K1zgm, dumanh
bir gurup oldu ; ezan sesl eri arasmda k1s1k, uyu?uk
J ambalar bire r birer yarnp kasabay1 kasvetli bir gece
sardt. Erkenden yatm1?t1. . .
Aradan birkac; saat gec;mi�ti k i uykusundan �en
seslerle uyand1, pencereye ko?tu . Dar sokaklan klZll
alevli me?aleler aydmlat1yor, gi.indi.iz hi.ikOmet avlusun­
da gordilgi.1 kadife palanlt e ?eklerde memurlar yan ke­
yif ?akala?a gUIG�e gec;iyordu . Gee; kalanl arm uzaklar­
dan gilrilltUsi.1 duyuluyordu. Agah Bey ofkelendi . Zevk,
safa bu adamlan bir deniz gibi, g1rtlaklarma kadar sar­
mt?tt, ic;inde rahat, durgun bir bahk hayatt gec;iriyorlar,
di.inya ile ilgilenmiyorlardt. Ertesi gi.inden ba?layarak
daha ciddi daha kararl t gorGnmek, bu bayag1 duygulu,
adi omGrlG adamlara daha sert, daha kaba davranmak
niyetiyle yumruklan s1k1h, yi.iregi kinli, tekrar uyudu . . .
* * *

Her gun bir dGgi.in evi ne?' esiyle c;alkalanan bu ?e­


hirde yeni Yaz1i?leri MGdi.iri.1 s1kmt1dan boguluyordu .
O nce i?iyle ugra�1p bo� vakti kalmayacagm1 sanm1?tI ,
fakat yapacag1 k1tt1. Esniye esniye odasmda gev?iyor,
uyu?uyordu . Mutasamfa ilk hevesle ?ehrin imarma, sa-
�EFrALi BAHC,:ELERi I 43

pan ve tlfpanlarmm islahma, kagrn arabalarmm degi!?ti ­


rilmesi geregine dair ayrmt1h oneriler vermi�ti.
Hic;bir sonuc; c;1km1yordu. Daima geli�imden, uy­
garhktan soz ac;1p uzun , sinirli, umutsuzluk dolu nutuk­
larm1 , nezaketin bile ortemedigi oyle anlams1z, hic;ten
bak1�l arla uyu�uk uyu!?uk dinliyorlard1 ki aghyacag1 ge­
liyordu . H ay1r, hic;bir i� yapmak, bir h izmet gormek
olanag1 yoktu. O denek azllg1, a rkada�larm tembelligi
her at11Ima engeldi . Yureginde kopuren gayret, hizmet
istegi yava� yava� sonilyor, yat1�1yordu. Bu dayamlmaz
bir omilrdil . . .
Zaten hlikCimetteki arkada�lan d a ondan bezmi�­
ler, yola gelm eyen , zevkten anlamayan bu adamdan
yuz c;evirmi�lerdi. Eski Yaz1i�leri Muduru gozlerinde til ­
tilyordu. Ne c;apkm bir i zmir'liydi . . . Kasabaya ilk geldi ­
g i gece onu bir ziyafete gotil rmil�lerdi. i c;ip ic;ip oyle
co!?mu�tu ki. . . parmaklarma tahta ka�1klar takm1� , daha
yeni tarnd1g1 adamlar arasmda tak1rdata taklfdata saat­
lerce "Adanahy111 11 Konyahy111 oynam1�t1. $airdi de . . . Sa­
bahleyin geceki eglentiyi anlatan " kat ender kat" mat­
la'h( *) gaze! yaz1vermi�, mutasamfm beyenisine eri�­
mi�ti . Hatta kad1 efendi; " Aziz, sen devrin Fuzull' sisin! "
diyerek onu gozlerinden opmil�tU .
$imdiki mildilr ne gazelden anhyordu , ne de rak1-
dan ... Nereden de buraya gelmi�, herkesin ba�ma dert
kesilmi�ti? Aradan iki ay gec;tigi halde, bugilne dek �ef­
tali bahc;elerinin ak�amc1hgma onu gotUrememi�lerdi.
Kafasma zevk eglence du!?uncesi sokam1yorlard1 . Mu ­
hasebeci bo� yere yirmi iki grado �eftali rak1sm1 ballan­
dmyor. Evkaf memuru aras1ra evine a�1rd1g1 Havva ku­
zulanm bo�una ovuyordu .
Bir gun muhasebeci d ayatt1, hatmrn k1rarsa gilce­
necekti , pek gee; kalmazlar, onu rahats1z etmezlerdi;
�oyle bir k1r gezintisi yapacaklard1. Kadi, Evkaf memu -

( * ) Kaside veya gazelin ilk beyiti.


44 I MEMLEKET HiKAYELER i

ru , Posta mlidlirli, dart, be;; ki�i, kalabaltk deg ii . . . Art1k


busbutun kabahk olur diye Agah Bey korktu, " Peki"
dedi. Kasabada kimsesizlikten, i;;sizl ikten de bogulu­
yordu . Bir defa eglenip �u alemi gormesi elbette uygun
olurdu, belki de eglenirdi; dog a guzelligine bu kadar
c;ekingen durmak sac;mayd1. . .
l kindi lizeri merkeplere bindiler, rahvan ylirliyli�lli ,
yumu�ak palanll rahat hayvanlard1; kendilerine ozgi.i,
ufak ufak ad1mlarla, c;abuk c;abuk ve di.izenli salmtilari ­
Je tuhaf bir yuruyli�leri vard1. Agah Bey ho�Jand1. i lle
;;eftali bahc;elerinin arasma girip de tozdan, gune�ten
kurtuldukl an zaman yosun gibi koyu ye�il , yan 1slak
yoncalar ve su sesi blisbutlin keyfine gitti . i gdeler, bo­
gi.irtlenlerle ortlili.i iki yi.iksek c;it arasmdan dolana dola­
n a uzun bir yo! gittiler. $eftal ilerin kokusu sinirlerini
gev�etmi�ti. Egile kalka meyva dev�iren k1zl ara �imdi
tuhaf, istekli bir gozle bak1yordu. Arastra elleri bohc;ah,
yuzleri terli tak1m taktm kadmlara rasgeliyorlard1. Bun­
lar trmaktan doni.iyorlardt. Memleketin gelenegiydi; ya­
zm hepsi ac; 1kta dereye girerler, oyna�a hayktrt�a uzun
uzun y1kamrlard1. N e de iri kale; ah, endamh kadmlard1 . . .
Yi.irege fazla bir s1cak gibi, c;arpmt1l ar getiren sanc1, is­
tekli bak1�lart da vardt. ..
Muhasebeci Bey, pembeye yakm bulamk renkli bir
cins �eftali raktsma du�kundu; " Bakahm benim abt ha­
yat1 ( * ) n astl bulacaksm1z?" diye kadehi uzatt1: Agah
Bey ic;ti; biraz buruk ama b aygm kokulu, degi�ik tadh,
ho;; bir ic;kiydi. O tede kalem efendileri rak1 sofrasmt
kurmak, mezeleri, salatal a rt haz1rlamakla ugra?tyor;
odactlar kenarda ate? yakm1?lar, kebap c;eviriyorlard1 .
$eftali kokusuna kan�an bu pi?mi� et kokusu ak?amm
serinligi ic;inde insana keyifli bir i?tah veriyordu; si.irekli
ic;iyorlar, l.izerlerine yogurt dokOlmi.i� s1cak pathcan kt­
zartmalanndan, taratorlu semizotu salatalarmdan ka?tk
ka?Ik yiyorlard1.
(*) Hayat suyu. ic;ki ( rak1) anlamma.
�EFTALi BA H<;:ELERi I 45

Ta gee; vakit donduler; daglarm ardmdan yanst ko­


puk ktrm 1z1 bir ay karanl tgt yararak huzunlli huzunlli
yuksel iyordu ; arka kafilede biri "Tahammul mtilkunu
y1ktm H UlagG Han mtsm kafir" diye haykmrken daha
uzaklardan, Bogazic;i ' nin durgun gecelerinde sulan do­
ven bir uskur sesi gibi davulun gumburtlisu, vakit vakit
duyuluyordu. Ag ah Bey , yan keyifli , onu evine kadar
getirdiler. Hemen soyundu , yatt1. Her gecekine benze­
meyen bu kur�un gibi ag1r uyku , beynin degil, midenin ,
vucudun yorgunlugunu dinlendiren bu kaba uyku ne
ho�tu . . .
Ertesi gunu cuma ( * ) idi. Erkenden arkada�lan ha­
ber gonderdiler, 1rmaga, y1kanmaya gideceklerdi . Do­
nu�te degirmende ogle yemegi yiyecekler, ak�am rakt­
Stnl Mutasarnfm yeni yaptirdtgt havuz ba�mda ic;ecek­
lerdi.
Gitmemek istedi . Fakat bu gubreli, tozlu kasabada
tek ba�ma uzun bir gun nastl gec;erdi? Hem de 1rmaga
kadar inmemi�ti. Ytkanmasa bile bir kere gormek ge­
rek degil m iydi? Merkeplere atladtlar, �eftal i bahc;ele­
rinden gec;tikten sonra t1mar gormemi!? , stk gur bir ay­
valtga daldtlar.
Suyun iki tarafmda da dallarm orgulerle c;evrilip
golgeleriyle kuytula�m1� b irc;ok ufak havuzlar vardt.
Yuksekten dokulen su , buralan oymu�. derinle�tirmi�,
sanki y1kanmas1 kolay olsun diye ozenip haz1rlam1�t1.
Agah Bey y1kanmak fikrinde degildi. Bir sure yalmz
seyretti. Fakat bakt1 ki bu hie; de fena bir i� degildi; ak­
�amki ispirto ile zehirlenmi� �u steak terli vucudu serin
sudan elbette keyif duyacak, fayda gorecekti. Ona ince
kumlu , kaparnk, derin bir havuz buldu lar, sere serpe,
zevkli zevkli y1kand1.
$imdi donerlerken , ac;1hp rahatlam1� olan derisin­
den bu guzel kokulu hava kolayca giriyor, sanki kanma
bile ho� kokular kat1yor, cigerlerini �eftalili, serin, e�i
bulunmaz bir hava dolduruyordu .
( * ) Cuma. 0 devirde hafta tatili.
4 6 / MEMLEKET HiKA YELERi

Degirmende, daha sabahtan gonderilip hazirlanan


y agh bir oglak c;evirmesin i tam k1vammda buldular.
Daha be� on tUrli.i yemek yaptmlm1�t1. 0 kadar yemi�­
lerdi ki yola c;1kmaya gi.ic;leri kalmam1�t1. Dere kenann­
da, dallan sark1k koca sogutlerin altmda birer birek se­
rilip uyudular.
Mutasarnfm evinde gece, daha kibarca, daha zarif­
c;e gec;rni�ti . Rak1 billOr surahilerle kesme kadehlerden
sunuluyor, ba!Jk yumurtas1, siyah havyar gibi Anadolu
ic;in sec;rne mezeler yeniliyordu. izinle livaya(*) gelen
bir malmudi.iru guzel kema n c;alm1�, bir tapu memuru
da istanbul' daki Mahmutpa�a c;ar�1smm kusursuz bir
taklidini yapm1�t1. �ok eglenmi�lerdi.
Agah �imdi hemen her eglentiye giriyordu. Sonun ­
da ona, kendisi ic;in bir merkep almas1 gerektigini soy­
lediler. Koylerle, pazarlara adamlar gonderildi . iri boy­
lu, saglam yuri.iyi.i�li.i, rahat bir e�ek bulduruldu, bir de
kadifeli, mor pi.iski.i llu, �eritli, sac;aklt yeni palan yapt1-
nld1 . Ak�amlan, Yaz1i�leri Mi.iduri.ini.in de merkebi obi.ir­
leriyle arttk hi.ikOmet konagmm ic; avulusunda siralam­
yordu.
Oneriler, kararlar c;oktan bo�lanm1�t1. Aslmda c;a­
h�m1ya , kendisini dinlemege vakti kalm1yordu . Agustos
ic;inde av ba�lad1, erkenden kalktp baglara yay1hyorlar,
c;il keklik vuruyorla rd 1 . Bi.iti.in kasaba, memurlarmm
zevkine hizmetle gorevliydi. . . Gi.inlerce uzak koylerden
jandarmalar, �ohretli zagarlar getiriyorlar, k1� ic;in tav­
�an avma taz1lar peyliyorlard1. Bu kusursuz bir damat
ya�ant1s1yd1.
Eglence toplantliannda bir kenara c;ekilip kahve
fincaniyle yan gizli rak1 at19t1ran Ceza Reisi, Agah't zor­
luyor, " Seni evlendirelim oglum, bu memlekette bekar
durulmaz!" diyordu . Sahi, bu gi.ic; i�ti. ic;in ic;in eridigini,
zorluk c;ektigini o da duyuyordu.
( * ) ilc;e ile ii aras1 eski bir idare bii!Umii. Mutasarnfl1k.
�EFTALi BAH<;:ELERi I 47

Karanl1k bir gecede, Evkaf memuru onu arka ka­


p1dan evinin zemin katmda bas1k bir odaya soktu . ic; eri­
de iki kadm vardt. i kisi de Cm kazanmI?, gi.izel, dolgun
kadmlard1, erkege ah?km gorguli.i tav1rla sigara ic;iyor­
lar, uzun bir memur ku?agma boyle yan gizli hizmet et­
mekten �iveleri nazikle�m i�, ince bir dille rahat, rahat
konu?uyorlard1.
Biri esmer, uzun boylu, endamhyd1 ; gogsi.i dar ye­
leginin altmda gene;, gi.irbi.iz duruyor, insana dalgm , tat­
lI gozlerle derin derin bak1yordu . O buri.i san?m, biisbi.i­
tiin iri, gosteri?liydi . Uzun sac;lanm elli altm1� orgu ya­
p1p s1rtmdan a;;ag1, e�i bulunmaz bir atk1 gibi koyuver­
mi�ti. Ba�larma oyalan aym omek yemeniler baglam1;;­
lar, iizerlerine kenarlan aym gergef ignesiyle i?lenmi?
gomlekler giymi?lerdi; ayaklannda da gi.il resimli c;o­
raplar, san me?inden kunduralar vard1 .
Esmeri agir ba�h, tok , dolu bir sesle ti.irki.i.ler soy ­
Iedi , san?mI kml a dokU!e, c;ocuksu tav1rlarla oyunlar
oynad1. Agah Bey, bu egl entiyi umdugundan iyi bul­
mu?tu . " Vallahi ho?, latif ?ey! " diye arkada?ma te?ek ­
kiirler ediyor, oburu, kasabaya a it ac;1klamalar yap1yor­
du . Bazan az1hlar bu cins kadmlann evleri 6nune topla ­
? lflar, ag1zdan dolma pis barutlu hantal tabancalar pat­
Iatarak gece yans1 mahalleyi korkuya verirlerdi. Ertesi
gunu j andarmalar kabahatlileri yakalar, kogu�ta bir te­
miz doverlerdi ; mesele de kapanmI? olurdu.
K1� gelince gece topluluklan ba?lardt. Helva soh ­
betleri yaparlar, aras1ra da o me�hur, gorkemli hamam1
kapat1p tur?ulu yemekler yerlerdi . Pay1tahtta( *) vilayet
merkezinde yasak olan toplant1lara , eglencelere burada
izin vard1. . . Herkes ucuza, kolayca eglenebildiginden
ba�kasmm keyfini c;ok gormuyor, c;ekemezlik etmiyor­
du.
Agah Bey yava� yava? ah?kmhklarm1 degi?tirmi�ti.
$imdi rak1s1z yapam1yor, gozu onunde toprak bir im-
(*) istanbul
48 I MEMLEKET HiKA YELERi

bikten halis cibre c;ektiriyordu . Kadms1z da duramam1;;­


t1, s1k s1k arka kap1dan eve ziyaretc;iler girerdi. Entari
ile pufU r pufUr, rahat rahat gezmege vucudu ah;;m1:;; t 1;
eve gelir gel mez soyunuyor, bahc;e GstUndeki odaya
nargilesini kurup ko:;; e ye gec;iyordu . G elsin sohbet . . .
Kabank :;; i lteli rahat ko�e minderlerinin, yan yast1klan­
nm, arasmda vi.icudu gev;;iyor; gitgide geni;;liyordu.
<:; a h�maga gonlunde hie; de istek kalmam1;;t1 .
Hatta Kadi Efendi ile satranc; oynamak, f1sk1yeli kahve­
de muhasebeci beyle tavla atm ak gibi eglenceler onu
c;ogunlukla d1;;arda ahkoyuyor, daireye gitmesine engel
oluyordu. K1� , aslmda Akdeniz s1rtmdaki bu memleket­
te sonbahar gibi hafif gec;erdi. Biraz ruzgar sogukc;a es­
se tavan boyu ocaklara kuru zeytin kuti.ikleri at1yorlar,
hindiler doldurarak, kazlar k1zartarak k1;;m da zevkini
c;1kanyorlardi . Bu gams1z, geni� omur yureginin ate�ini
sondurmi.i:;;t\.i . $imdi gec;en gi.inlerdeki hizmet, imar,
yeni duzenlemeler gibi fikirlerini hatirlad1kc;a nargilesini
gurleterek gu!GmsGyor, arkada:;; l anna kendini mazur
gostermek ic;in:
- Toyluk, ne yaparsm? .
Diyordu . . .
Aslmda ikinci yaz gelmi;;ti. Sinirleri gev:;; eten olgun
bir meyva kokusu s1cak ruzgarlara kan:;; a rak pencere­
den odaya doluyor, herkesi goz alabildigine uzanan sa­
y1s1z ;;eftali bahc;elerine c;agmyordu. Daha gec;en yil dar
redingotu sirtmda; uyu:;; u kluk Gzerine nutuklar veren
Agah Bey :;; i mdi bu ho;; kokulu havay1 cigerlerine kadar
derin derin c;ektikten sonra yenleri s1va1I bol entarisi
ic;inde rahat rahat geriniyor, yeni atilm1:;; minderin Gze­
rine yaslarnp :
- Gel keyfim gel ! . .
D iye soyleniyordu .

Feneryolu, 1 9 1 9
KOCA OKUZ

Yats1dan c;1kan ihtiyarlar, uzaktan sessizce birkac;


karaltmm koye yakla;;t1g m1 gordUler. H aziran ic;inde
mehtapll gibi parlak bir geceydi. Gokte aydan veya gG­
ne;;ten degil, kendi ic;inden , bir kaynak gibi yava;; ya ­
va? ta;;an, si.izulmi.i?, tatlilanm1;; bir aydmhk vard1; y1l­
d1zlar bunun ic;inde soni.ik, isteksiz kaliyordu . Sanki sa­
bah oluyordu; uykulu bir alacakaran!Jk ic;inde goz ote­
l ere uzaniyor, c;e?menin sogutleriyle c;it boyundaki ya ­
bani igdeleri birb irinden sec;ebiliyordu . Anadolu' nun
yuksek yaylalarma ozgu sessiz, pussuz, boz renkli ge­
celerinden biriydi.
Koyluler sozu kesip gozlerini yola diktiklerinden
;;imdi ge[en lerin ayak sesleri de duyuluyordu. O rtada
yayvan, geni?, kocaman bir golge vard1. B u , sanmm,
bir oki.izdu; iki tarafmda birer adam yilruyordu. Birden
anladilar: Hac1 Mustafa aga pazardan , her seneki gibi
yedek hayvan alm1;;, oglu ile beraber onlerine katm1;;,
getiriyorl ard1. Onun huyu idi; harman ba;;mda gider,
kart, hurda bir okuz a ltrd1; ekini kaldirmak, doveni don­
durmek, mali ambara ta;;1mak gibi i;;lerde bunu iyice
kulland1ktan soma gi.ize dogru goturup satard1. c;ok de­
fa ald1g1 fiyat[a mu;;teri buldugundan bogaz tokluguna
hayvana i;;i gordtirmti;; olur, k1;;m, i;;siz aylarda, bo;;u ­
bo;mna beslemekten kurtulurdu.
Mustafa i stanbu l ' da j a ndarmal!k etmi�;, bir Su rre
emini * yanmda Hicaza gitmi?, hac1 olmu?, gozil ac;1k ,
( * ) Hae m evsiminde Hicaza gonderilen para ve hediyelerin ba�mdaki
1 1 1r•nH 1 r

l·Aernleket Hikayeleri · F 4
5 0 / MEMLEKET HiKA YELERi

hileci b ir adamd1 . Mal muduru , Vergi katibi, Evkaf me­


muru gibi her zaman i§inin dG§ecegi sozu gec;en adam­
larla senlibenli konu§an , odalarma ugrad1kc;a ba§ ko§e­
de ikram goren b iriydi. <:; un ku haftada bir, kasabanm
pazarmda bunlardan herbirisinin kap1sm1 c;alar, ic;eriye
" Fmm iyi olur, afiyetle yiyin iz ! " diye bir yagh oglak, ya­
hut " Kuc;Gk pa§amlZI eglendirsin, maskara §eydir! " di­
yerek kuyrugu kara, vucudu ak bir kuzu b1rakir, gider­
di.
K1;; ortasmda karlar yagarken rengi kac;madan,
derisi buru§madan kuruttugu kay1s1dan, yahut da c;U­
rutmeden, suyunu c;ektirmeden saklayabildigi armut­
lardan bir sepet dolusu b1rakt1g1 da olurdu. Her i§in ehli,
merakhs1yd1. G ider Kayserili goc;menlerden sucuk, pas­
t1rma yapmay1 belier, <:;erkez koylerinde peynircilik og­
reni rdi ; butUn bunl ara kendinden c;ok, hediye vermek
ic;in merak sarard1 .
Bakracm1 doldurup kasabaya indigini goren koy\U­
ler: " H ac1 Mustafa bir tas goti.irur, bir tulum getirirl "
derlerdi. Dogrusu da oyleydi. . . Ugray1p ic;eriye canh
cans1z her hafta bir hediye b1rakt1g1 kap1larm korumas1
ile tarlalanm ba§kalarmm zararma geni§letmi§, su vak­
fma m Utevelli olmu§ , eski vergi borc;larm1 kapatm1§t1.
Mustafa ' n m evine tahsildar ugrayamaz, jandarma so­
kulamazd1. H erkes , sevmeyenler, c;ekemeyenler bile
ondan sayg1yla s6zederler, 11Hac1 aga" derlerdi .
Toprak damh, kavruk yuzlii y1k1k koyun ortasmda
klfmlZI kiremitli, c;am tahtah , yeni yap1 evi; degirmenle­
rin hakkmdan c;alm1p; yaz , k1§ gurGI guru! akan sularm
verimliligiyle f1§k1rm1;; gur agac;larla dolu bir bahc;esi
vard1. Evinin onGne bir taraf1 butGni.iyle ac;1k; boylu bo­
yunca koca bir sundurma yapt1rm1§t1 . Buras1, yaz gece­
lerinde y1ld1zl ann I§1g1, boceklerin sesiyle doldugu za­
man ne ho§ olurdu.
Hac1 Aga 6mrunu orada gec;irirdi . Kasabanm, evi
bas1la ta§lana dillenmi§ en namh kahpesini, <:;ic;ek Emi-
KOCA bKOZ I 5 l

ne'yi bir gece atma a lmI-?, koye get i rmi S,t i . As1l kans1,
bel?ik, ocak ba;;mda, gubreler ic;inde, okuzler, mandalar
arasmda evin kaba i�lerini gorurken c; ic;ek Emine Ha­
c1'nm dizleri yanmda koti.irilm olmu� bir kart kedi gibi
esniye uyuya tembel tembel vakit gec;irir, ba�mda altm
dizili, inci i�lemeli fesi, ayagmda servi, karanfil resimli
c;oraplan, s1rtmda bir yolu san bir yolu pembe , kuma-?
fistarn gelin gibi ya�ard1 . Bu davram;;a ne koy halk1, ne
oglu ses c;1karabiliyordu .
Hac1 aga, onunde okuzuyle c;ardaga yakla-?mca ih­
tiyarl ar hep birden, dua eder g ib i : " H a yrm 1 g o res in ,
haynm goresin! " diye seslendiler. Yan aydml1k ic;inde
hayvarn sec;meye c;alt-?1yorlard1. Kuru kafalI, kocaman
boynuzlu , kemikleri c;1k1k, kart oldugu uzaktan belli bir
okGzdG . Yorulmu�, bezmi;; gorunuyor, c;okecek bir yer
a n yo rd u .
$imdi durmu;;Iar konu�uyorlar, kasabadan haber
al1yorlard1. KoylGlerden biri Hac1 1 ya yaranmak ic;in yer­
den bir avuc; dolusu toprak alm1;;, hayvanm kulaklarma
surG-?tiirGyor, muayene ediyordu ; fakat okGz ba;;1rn
ovanm sonsuz derinligine c;evirmi-?, uzak uzak bak1yor,
derin derin di.i;;i.ini.iyordu.
KoylG, gene Hac1'nm hatmm yapmak ic;in:
- c;ok cevherli oki.lzmii-? bo\ yedir de hele bak, ne
yavuz mal ol u r . ..

D iye soylendi.
Susuyorlard1, uzak ag1Jlarm birinden tok sesli ko­
caman bir kec;i c;anmm hi.izi.inli.i yank1s1 geldi. Uyuyan
geni;;Iikler ic;inde bGti.in e;;yaya, bi.iti.in ruhlara yakmdan
dokunarak, si.irti.irenek uzun uzun her yone dalgaland1.
Aynld1 la r
.

* * *

i -?e ko;;uldugunun Gc;Gnci.i guni.i koca okuzil ahirda


c;alI-?maya isteksiz bir yat1;;la yan gelmi-?, geviS, getirir
52 I MEMLEKET HiKA YELERi

buldular. Yana?m a dOrttO , vurdu , tekm eledi , yerinden


k1m1ldatamad1. Hac1 ' ya haber verdiler. Boynuzlarma
gec;; i rdikleri bir kalm ipi , var kuvvetiyle ikisi c;; e kiyor, biri
kOregin keskin taraf1yla vuruyordu . O kOz etrafmdaki bu
guru ltliye , ipe , kurege ; kuvvete , ac1ya kar;;1 kay1ts1z,
sanki rahatta ve yalmzm1� gibi aym yatI?I, ayni ag1r
ba!?hhg1yla duruyordu. Gozlerinde ne ?a?kmhk , ne hid­
det vard1. Yc:ma?ma ikide birde :
- Acaba m arazland1 m 1 ki? . .
Diye soyleniyordu . Hac1, k1zd1 :
- Kahpenin enigi, ba?ka laf bilmez misin? Ne m a ­
razlanacak ki. .. 6 nundeki yulaf1 , samarn bitirekoymu!?,
d1rlanacagma c;; a l kOregi!
Diye haykffd1 . Bu dogruydu ; okiizun i?tihas1 yerin­
deydi . Sonunda ba?a c;; 1 kamad1l ar, biraz kendi haline
b1rakmak, ogleye dogru yana�may1 gonderip getirtmek
karanyla obi.ir oki.izleri onlerine katt1lar; yeni dogan gii­
ne�in keyifli aydmhg1 ic;; i nde isteksiz, ne?esiz bir yurO ­
yi.J?le ag1r ag1r gittiler. Hac1; " B u da ne i? ki. . . Yesin, ic;; ­
sin; i;;e gitmesin, keserim dom uzu ! " diye aras1ra mml­
damyordu .
O gleyin yana;;may1 koye gonderip tarlada baba
ogul kald1Iar.
Buras1; olgun, dolu ba?aklarm ba§tanba§a sapsan
ettigi dumdiiz , tumseksiz, tepesiz, c;; 1 plak bir ova idi.
Gune§ vurmu!? bir bakir tepsi gibi s1cagm altmda c;; o §­
kun, keskin bir aydmhkla parl1yor, yorgun gozler onun­
de gokten is gibi yanm1;; k ag1t parc;; a lan gibi bir tak1m
golgeler dokO!Uyordu.
Ba�;lan yere egilmi�;, dalgm duruyor, bekliyorlard1.
S1cak toprak i.izerinde iri , c;; e vik karmcalarm ko!?tuklan
goru!Uyordu . Bunlarm ic;; i nde kanathlan da vard1; Hicaz
yolculug unun sozunO E;tmeden yapamayan Hac1:
- <:;aide karmcalar tosbagalan ta!?Ir, bunlar nedir
ki. . .
KOCA OKOZ / 53

Diye bir yalan uyduruyor, ogluna yutturuyordu .


B irden ovanm ta ucunda, gokle yolun birle�tigi
yerde bir �ey k1milday1verdi :
- Aha Ali geliyor, dediler.
Arna yalrnzd1. Baba ogul o kuzi.in olmu� olmas1
korkusuyla sarard1lar; Ali'nin soylemesine meydan ver­
meden:
- Geberdi mi ki? . .
Diye sordular. Hayir, okuz canl1yd1 , sabahki yerin­
de gevi� getirip yat1yordu. �ok vurmu�tu fakat kald1ra­
mam1�t1; Fatma Teyzeyi, Emine'yi c;ag1rm1�, uc;i.i birle�­
mi�ler, dovmi.i�ler, s6vmi.i�ler, hatta bo� b6grune c;ivi
ile kak1�t1rm1�lar, gene k1mlldatamam1�lard1.
Hac1 Mustafa bagmyor, omri.inde boyle i�e c;atma­
d1gm1 soyli.iyordu . Hic;bir m eselenin hic;bir olaym soze
kan�t1rmad1g1 oglu - ic;in ic;in uyuyan, c;illi yuzlCt dudak­
larmm etraft daima ti.ikuruklU bir delikan l1- kederli bir
yuz ahp susuyordu. Altmda oturduklan c 1hz ahlatm gol­
gesi dogu tarafma uzarnp gidiyordu . Bekleyip ne duru­
yorlard1? Baba : "Ya Allah ! " sesleni�iyle yerinden zorla,
oglun a abanarak kalkt1 . B acaklarmda s1Z1!ar vard1 . i lle
�ic;ek Emine eve geleli Mustafa busbuti.in c;okmi.i�tU;
aras1ra sol dizine bir agn giriyor, ayagmm parmag1 filiz­
\enmeye ba�lam1� , yumru yumru bir p atates gibi �i�i­
yordu. Haftalarca yatt1g1, inledigi oluyordu.
H ediye goti.irdugu memurlarm zoruyla kendisini
muayene eden doktor:
- B iraz nefsini yen be adam , gumleyip gidecek­
sm I. . .
.

Diyordu. Fakat Hac1 Mustafa " Atm olumu arpadan


olsun beyim , oyle de gozumuzu yumacagtz, boyle de.
Aldtrma sen ! "
Cevab1yla rec;eteleri sangmm arastra s1k1�tmyor,
eczaneye a d 1 m m 1 atm1yord u . Soranl ara : " G a v u r
54 I MEMLEKET HiKAYELERi

ilacmdan Miis!Umana fayda olur mu be! " diyordu. Arna


a fyon kantarmm ko�esindeki aktar Buhara ' l t Bekir
Efendiye s1k s1k ugruyor, onun kuc;uk bir mermer ha­
vanda dogi.ip yapt1g1 amber kokulu , balh baharath hap­
lardan kutu kutu ahyordu . B u ilac;Iar, � ic;ek Emine'ye :
- Kudurdun m u , k i H ac1? . . Gulluk* gibi n e tepre­
�iyon? .. Dediriyordu .
Ak�am dama doni.i�lerinde okuzi.i sabahki yerinde,
aym durumda buldular. Art1k bu ak�am 60.ne saman
dokmeyeceklerdi , belki ac1kmca i�e giderdi. Fakat bu
da fayda vermemi�ti. H ayvan, butun geceyi a<; gec;ir­
mi�, ama yerinden k1m1ldamam1�t1 . G ene yedeksiz git­
tiler.
O gleyin soru�turmak ic;in eve gonderilen Ali donu­
�i.inde tuhaf bir �ey anlatt1 : Ahlfa girmeden evvel kap1-
nm budak deliklerinden ic;eriye, usulca bakm1�t1; okuz
yerinden kalkm1�, obur bolmelere gec;mi�, c;iftlerden ar­
ta kalan samanlan ayakta yiyordu. Fakat sonra, man­
dalm guri.iltusu , kanadm g1c1rt1sm1 duyunca hemen ye­
rine donmi.i�, yatm1�, kal1p kesilmi�ti. Kanlar da yard1m
ettigi halde gene kaldiramam1�lard1.
Hac1 Mustafa :
- Bu ne hileci okuz, beni mahfedecek be! dedi .
Oglu ba�1yla tasdik etti. <:;are yok , satmak gerek , ama
ahmndan c;1kmayan hayvam kim ahrd1? Kasaba bile gi­
decek olsa hie; olmazsa kasabaya kadar yi.in1mesi ge­
rekti. Acaba birkac; gun iyice besleseler, t1kabasa do ­
yursalar canlamr, kalkar m1yd1? . .
Sonunda buna karar verildi; o ak�am oni.ine yanm
�inik yulaf; iki kalbur dolusu saman doki.ildi.i. Koyli.iler;
- Hac1 aga da yeni okuzi.i i�e ko�muyor; besleyip
pastJrmasm1 m1 yapacak? . .
Diyorlar, merak ediyorlard1.
( * ) At, e�ek; yuk hayvarn.
KOCA bKOZ I 5 5

Mustafa dt!?an sir s1zdirm1yordu; ama uziinti.iden


de eriyordu. Kaea okuzi.in oni.ine amban dokseler ti.ike­
tecekti, i:;;t ihasmda kusur yoktu, o c;ah!?mak istemiyor­
du , buna azmetmi�ti. " ambanm1 kGI edecek, nasll def­
lesek be?" diye Mustafa arasira , ah1ra ugrad1kc;a, yan
karanhk ic;inde , g6zleri :?im!?ek c;akarak, haykmyordu.
Ac; birakmak da i!?ine gelmiyordu , hayvan bi.isbi.iti.in za­
y1f di.i:;; e cek, bi.isbuti.in ahira baglanacakt1. Sonunda bir
sabah erken kalkt1, kasabaya indi.
C avga R1za derler, yan sersem bir kasap vard1;
onu buldu:
- Gec;en gi.in bir okuz ald1m, hurdaymI!?, i!?e yara ­
mad1, sana ald1g1m para ya satay1m . . . dedi. Cavga R1za
-cavga, bir cins aptal karganm oralarca ad1yd1 - iki me­
cidiye eksigine de raz1 oldu. Yalmz bir !?art1 vard1; Hac1,
tarl as mdan aynlam1yordu, yana:;; m asI da, oglu da oy­
Je ... R1za kendisi gelip ahJrdan alacak gotUrecekti.
- Sana ahlfda okuzi.i satt1m , ben otesine kan!?­
mam ha! Diyordu. Kasap kabullendi, paralan sayd1.
Hac1 Mustafa sevincinden koye dogru uc:;uyordu .
"Neme gerek, ister arabaya koysun , indirsin, ister ora ­
da kessin , ben kan!?mam!" diyordu.
Ertesi gi.in Cavga R1za elinde bir ar�m c:;i.iri.ik iple
koye gelince Hac1:
- U len n ideceksin ipi, okuz yerinden kalkm1yor!
Dedi.
Daha once haber vermekle i.izerinden kabahat1 at­
£}1 1!? say1yordu . R1za !?akaya ald1 , ald!fmad1, ahlfa girdi.
Okuz yerinde y atm1�, t1pk1 ilk giinkii gibi dalgm, bez­
gin, gevi!? getiriyordu. K alkmaya hie:; niyeti yoktu , ge­
lenlere donup bakmad1 bile . . . Kasap hayvam si.izdi.i.
- Hele Hacmm ettigi i!?e bak, bunun neresi yenir
ki? Kemikle deriden otesi ye!! dedi. Kaldirmak i<;in toz­
lu c:;angmm burnuyla oki.izi.in kah;asma vurdu .
56 I MEMLEKET HiKAYELERi

Mustafa gi.ililyordu :
- N ezaketten anlamaz , pek<;e vur! . .
Hat1rlatmas1yla eglendi. Kendi kendine "tekmeyle,
sopayla kalksayd1 ben onu eksigine satar m 1yd1m? " di­
ye du�ilnilyordu.
Fakat birden �a�t1 . Gozleri dort a<;1ld1: Koca okilz
ba�1rn <;evirdi, kasabm kirl i elbiselerini derin derin gil­
rUltillil bir nefesle koklad1, koklad1, sonra k1mddand1,
topland1, yava� yava� kalkt1. $imdi C avga R1za'nm
onilne katilm1�, ah!fdan 9km1�, bahc:;eyi gec:;mi�, tozlu
yolda, her ad1mda biraz daha ufahp silinerek kasabaya
dogru gidiyordu.
Sanki damarlarmdaki son kuvveti toplam1�, son
gucunil , kendisini y1llarca suren yorgunluklardan sonra
bir b1<;akta sonsuz rahata kavu�turacak olan bu adama
saklam1i;;t 1. <:;ah�maya gitmeyecekti ; fakat olilme haz!f­
d1; bilyilk bir filozof gibi bai;; 1 yerde, aglf agir, gozlerinde
kay1ts1zhk, yilrilyor; oyluklan arasmda dola�an, golge
arayan y ald1z kanath, ufak, inat<;I sineklerin uzerinden
aras1ra kuyruguyla incitmek istemeyen bir yelpaze ge ­
<;iriyordu.
Hac1 Mustafa hiddetlendi. Onun yuruyecegini bil­
seydi iki mecidiyeyi kaybeder miydi? Bu ne ugursuz
hayvand1, bir haftadlf bol bol yemi�, iliklerini doldur­
mui;; , kesilmege gidiyordu. Dunyay1 elinde <;eviren Ha­
c1, okuzun oyununa gelmi�ti. O fkesinden, yanai;;m aya,
hi<; sebepsiz bir tokat att1. Kansmm bai;; m a o iri savath
gilmili;; tabakasm1 f1rlatt1. O glunu gece tarlada yatird1;
<:; i<;ek Emine'ye bile surat etti.
0 , bunlarla didi�irken kasabada tellal <;ari;; 1 pazar
dola�1yor:
" Cavga R1za 'nm dilkkanmda bugun ikindiden son­
ra okilz kesilecek, istegi olanlan buyursun , hey ! "
D iye haykmyordu.
Kad1koy, 1 9 1 8
VEHBi EFENDiNiN KCI�KCISCI

Vehbi Efendi bu ufak kazanm D iiyunu Umumiye *


idaresinde kantar katibiydi. Fakat bir tilrlil yerli halka
ozgil giyimi ilzerinden atamam1�, bir tilrlil, memur k1h­
gm1 alamam1�t1.
$al yeleginin ic;inde yan gizli kocaman bir ku�ag1,
aba poturu altmda beyaz yiln c;oraplanm meydanda b1-
rakan okc;eleri bas1k yemenileri vard1. Bunlarm ilzerine
de onceleri siyah olmas1 gereken hav1 dokillmil� . soluk
bir redingot gec;irirdi. Durgun, ban, ilrkek bir adamd1.
Kaleminde, bas1h kag1tlan doldurmaktan ba�ka elinden
bir i� gelmez, sorulmad1kc;a kendiliginden konu�tugu
gorUlmezdi. Cuma ile bayram gilnleri ya bahk av1 ic;in
Karasu kenarma inen, yahut da buz gibi kaynaklarda
karpuz c;atlatmak ilzere kiraz yaylalarma c;1kan ark a ­
da�lanna kat1lmaz; pazar donil�il b i r s a n gaz boyama­
sma, bir cam bilezige kuytulara c;ekilen c;ingene k1zlan­
na sata�mazd1.
Ak�am, kalemden c;1kmca , dogruca Tabakhane
semtindeki evine gelir, erken yatar, erken kalk1p yeni­
den aym yollardan dairesine donerdi. O mruniln gilnle­
rini boyle, daire ile evinin a rasmda, degi�iksiz, pilriizsiiz
bir makara gibi sagmak, tilketmek onu memnun edi­
yordu.
Dogu�undan o kadar beceriksiz, bezgindi ki otuzu­
nu gec;tigi, dart kuru� maa�ma imrenerek k1smetler ta
( *) 01� bon;lan odeme yonetimi.
5 8 / MEMLEKET HiKA YELERi

ayagma geldigi halde evlenmemi?, kadm nedir, daha


heni.iz tadamam1�t1. Bu yolda ilk ad1mm kendisini bir
uc;uruma si.iri.ikleyecegine; h ayatmm o pek sevdigi bo?­
lugunu , durgunlugunu olaylar, dertlerle dolduracagma
inamrdt. Boyle olmasa, ?imdi bile, elinin altmda istekle­
rini yat1?tiracak ne elveri?li bir olanak vardt .
Oturdugu bina, kap1l an desteklenerek sofalarma
igreti bolmeler c;ekilerek iki eve aynlm1�t1. Obi.ir tarafm­
da Rumeli goc;menlerinden bez dokuyucu dul bir kadm
oturuyor, biri ufak, digeri gelinlik iki k1zmm ya ti.irki.i, ya
kavga sesleri sabahtan ak?ama kadar evin bu tarafm1
gi.iri.ilti.ilere boguyordu.
Kom?unun k1zmda, bir si.iredir, sabirs1z\Jk, ta?km\Jk
belirtileri c;ogalm1?t1. Tiirkii sesleri ic;inde evi sarsan yi.i­
riiyii?ler, merdivenlerden at1hp ini?lerle, incecik bolme­
nin arkasmda hasta bir ordek gibi uyuklayan Vehbi
Efendiyi di.irtmege c;ah?1yordu. Ne var ki yeldirmesini
bile takmadan, ba?ma bir o rtii bile almadan bahc;eye
ugray1?lar, sozde c;ama�Ir asmak ic;in c;1plak baldirlanm
gostererek agac;lara tirmam�lar hep faydas1z kahyordu.
Hanife hie; de c;irkin degildi. B iraz k1s a , biraz en­
dams1z, ama uzaktan bile yumu?ak, s1cak g6riinen dol­
gun viicudunun yiiri.irken gUzel bir c;alkalant?I vard1. i lle
agac;lara c;1k1p inerken diiz entarili, belinden ku�akh, bu
siissiiz, dolgun ve bask1s1z viicut ne giizel bir bic;im a!J­
yor, egilirken ne ho? bir k1vnm yap1yordu.
Vehbi Efendi, gonli.inde istekler, i?tihalar duymu ­
yor degildi. Goz goze gelirse; giilii?ler, dudak biikii�ler,
h atta dil c;1kan?larla Hanife o kadar ileri vanyor, goriil­
mekten, bak1lmaktan keyiflendigini anlatan oyle atak
belirtilerde bulunuyordu ki, Vehbi Efendi sersemle:;; i yor,
pencereden uzakla�1yordu.
Art1k oksiiriikler, cumbadan sesleni�ler, cama ta?
atmalar bile ba?lam1�t1. Vehbi Efendi, doluya tutulmu?
bir adam gibi rahat nefes alamaya rak, ne yapacagm1
VEHBi EFENDiNiN KU�KUSU I 59

bilemeyerek, kurtulmaya c;are bulamayarak, orada


�a�km, urkek bekliyordu. K 1za cesaret verecek bir ha­
rekette bulunmuyordu. Hatta, bazan, bolmeyi vurup da
kom�u kadma:
"Ay1ptir yahu, k1zma bak; bu ne a�iftelik! " demek
istegi duyuyordu, halbuki onun yerinde bir ba�kas1,
mesela Tabaklarm Kami! , mahalleyi a ltust eden �u
c;apkm olsayd1, c;oktan atihr, tehlikesiz, s1kmt1s1z bir go­
nUI eglencesine meydan verilirdi . Ne yapahm ki Vehbi
Efendide o at1lganhk yoktu.
Bir midye gibi, yap1�t1g1 yerde bekliyordu.
* * *

May1s ic;inde mehtaplt bir geceydi. Penceresinin


onunde uzun uzun oturduktan, iki tic; sigara ic;tikten
soma henuz kom�udan donmeyen annesini beklemege
gerek gormedi, yatt1.
Ay , duvarlan, kafeslerin buyumu� golgeleriyle na­
k1�lam1�, suslemi�ti. Odaya toz gibi, duman gibi tavan­
dan dokuldugu samlan tath, mavi bir aydmhk iniyordu.
Salhane onunde durup ta yukan mahalledeki seslere
cevap yeti�tiren kopegin inatc;1 , u�enmez havlamalan
arasmda birden yan duvar, obur evin bolmesi vurulur
gibi oldu , soma vaktiyle yan tarafa a<;1lan, �imdi des­
tekli , m1hh duran kapmm onunde biri , yalanc1 oksuruk­
lerle uc; kere seslendi.
Vehbi Efendi yatagmdan ba�1m kald1Td1. dinledi.
Oksuruk kesilmi�ti, ama anahtar deligine yap1�tmlm1�
olmas1 gereken bir ag1z ic;eriye derin, uzun, yamk ahlar
yolluyordu. Bu, c;abuk, amans1z bir etki yapt1; Vehbi'nin
uyu�;uk damarlannda kezzap gibi yak1c1, i�leyici bir kan
dola�1yordu. Orac1kta, elinin altmda, H anife' nin bekle­
digini , onu i stedigini, yana y ak1la yalvard1gm1 bildigi,
duydugu halde nas1l dayanacaktl?
Kendisini hayatmm o degi�iksiz ah�kanhklarma
dugumleyen baglarm gev�edigini, c;ozuldugunu duyar
60 / MEMLEKET HiKA YELERi

gibi oldu ; boguk bir sesle, tammad1g1, bilmedigi, bir ya­


banc1 , bir korkutucu sesle: " Kiz ne oluyorsun , git i�ine! "
diye bagtrd1. Han ife �imdi, ilk defa dogrudan dogruya
kendisine c;evrilen bu erkek sesinden aynlmak isteme­
yerek konu�uyor, " Anam kom�uda da, korkuyorum . . . "
ba�lang1c1yla birc;ok �eyler soyH.iyordu.
0, yatagmdan c;1km1�, duvara yakla§tikc;a bilyil­
yen golgesine dogru , bogu�acak bir pehlivan gosteri­
§iyle yilrilyor, kapmm onilne gidiyordu . Ortahk korkut­
mayacak, ilrkiltmeyecek kadar aydmhk, durgun ve 1s­
s1z idi. Aralarmda yan c;uruk, yan c;arp1k bir kap1 vardt.
Vehbi Efendi beceriksiz, korkak adamlarda gorillen ac;
bir hayvan cesaretiyle gozleri donmi.i�;, kulaklarmm
ugultusu , yilreginin c;arpmt1s1 ic;inde, kapmm kilidini ,
silrmesini c;evirmege, c;ivilerini sarsmaya c;ah�1yor, ace­
le acele bir oradan , bir buradan tutuyor, c;ekiyor, oynu ­
yordu.
O bi.Jr tarafta H anife, sessiz, bekleyip duruyordu.
Arna kapt, zmgtrdayan k ilidine, esneyen aynalarma
kar�1 dayarnyor, bir tilrlil ac;1lm1yordu. 0 zaman ktz, yol
gostermek geregini duyarak: "Yukan kaldtr, kancala­
rmdan kurtulur! " dedi . Sahi, en dogrusu bu idi; Vehbi
Efendi c;omeldi , bir eliyle a ltmdan, obilril ile de devri l ­
mesin diye ortasmdan tutarak kald!fdt.
Surgiller g1cirdad1, b iraz daha dayand1, biraz daha
itti . . . Sonra c;ivilerden kurtarmak ic;in kendisine dogru
kuvvetle c;ekti. Birden kap1, olanca ag1 rl1g1yla elleri ilze­
rinde kaltverdi.
Ne yapacakl!? Arada engel kalmaymca yuregine
bir bezginlik du�til . Kanmda aym ate�i duymuyor san­
d1. Usulcac1k kap1y1 yan tarafa dayad1 . lc;eriye, obur
odaya ad1mm1 c;ekine c;ekine att1.
Beyaz bir �ekil , horozunu bekleyen bir tavuk gibi,
ortada haztr duruyor; hie; k1m1Idam1yor, bir ?ey soyle­
miyor, uc;urumdan du�ecek bir adam gibi elleriyle goz­
lerini kapam1�, soluksuz bekliyordu .
VEHBi EFENDiNiN KU�KUSU I 6 1

Vehbi Efendi de duruyor, du:;; G nuyordu.


B irden, zihninin yuk!U bulutlan ic;inden bir ;;im;;ek
c;akt1. Korkunc;, deh;;etl i bir fikir onunde aydmland1,
canland1, istekler, hirslar ile hareketl enmi;; vi.icudunu
oldugu yere m1hlad1. Ya bir c;ocuk olursa, bir defa ah­
:;; a n ayaklan onu her ak;;am buraya c;eker, bir gun, be;;
gun, sonra . . . Sonras1 tehlikeli idi, omrunun o pi.iruzsuz,
engelsiz yuruyu;;G arasmda bu ne yaman bir set, dava­
lar, dedikodularla donanm1;; salk1m sac;ak ne c;irkin bir
kepazelik olurdu . . . Evet, bu bir kepazelikti ki, kasaba­
nm aylarca sermayesi olacak, aylarca kahvelerde , kir­
larda bunun sozu edilecekti.
Ev hala sessiz , sokak tenha idi. Ay , beyaz patiska
perdeli kafessiz oday1 gi.ine:;; vurmu;; bir deniz ic;i gibi,
durgun bir 1;;1kla mavi, sakin aydmlat1yor, ;;imdi, ellerini
yiizi.inden c;eken Hanife'nin gozleri golgeli golgeli yuzu­
nun ortasmda, pan\ pant yamyordu.
Vehbi Efendi soz etmeden, daha fazla bakmadan
dondu, kap1y1 surgUlerine sokup yerine indirdi. Surmeyi
c;ekti. Geni:;; bir nefes ald1. Kurtulmu:;;tu . . . Arna dizlerin­
de oyle bir dermans1zlik duyuyordu ki yatagma kadar
yurumek ona zor, olanaks1z gorundu ; hemen oraya ;;il­
tenin ayak ucuna oturdu; dizlerine dayad1g1 dirsekleri
aym zamanda , ba;;mm yukunu de ta:;; 1 yor, tepesinden
dokulen mehtap altmda iki bi.iklum du;;Gni.iyordu .
O bur odada da ses, hareket yoktu, belki Hanife de
boyle bir kesiklikle rasgele c;omelmi:;; , anlayamad1g1 bu
donekligi kavramaya c;ah:;; 1 yor, :;; a :;; 1yordu . . .
* * *

Ta sabahleyinden ba;;layan yuklii, dumanh bir s1-


cak kasabanm k1zgm kayalar arasmdaki bu c;ukur ma­
hallesini ate;;i c;ekilmi;; bir fmn ic;i gibi kapal1 bir hava
ile doldurmu:;; , bogmu:;;tu .
Sokaklarm ne? ' eleri olan horoz l ar bile golgeli ko­
vuklara sokulup isteksiz, gi.ic;suz duruyor, c;ocuklar bile
62 I MEMLEKET HiKA YELERi

oyunlarm1 b1rak1p toprak do;;eli kuytu , serin odal arda


uyukluyordu. Yalmz sulan ti.ikenmi� derenin kavaklan
i.izerinde sonu gelmeyen tekrarl arnalarla c mldayan
agustosbocekleri bu durgun, boguk, kavruk evrenin
susmayan, bezmeyen inatc:;1 �ikayetc:;ileriydi. Ba;;ka ses
yoktu.
Vehbi Efendi, k1zgm gi.ine?in altmda tarla ku?lanm
aldatacak panlt1Iarla yanan redingotun agir!Igmdan ya­
kmarak boynunda sirmah <;evresi, yoku;;u ag1r agir 9-
k1yordu.
Yolunun i.izerinde salk1m agac;lanyla golgelenmi;;
;;ad1rvan1 dolu bir cami avlusu v ard1 ki, boyle s1cak
gi.inlerde onu; biraz nefes almak ic;in sanki c:;eker, c;evi­
rirdi. Arna bugi.in giremeyecek, dinlenemeyecekti. G it­
tikc;e suyu c;ekilen kuyusuna ip eklemek ic:;in evde ge­
cikmi;;, hem dairesinin vaktini kac:;irm1;;, hem de bu k1z­
gm gune;;e kalm1;;t1. $6yle ic;eriye golgelige ozlemle bir
bakt1ktan sonra yurumege hazirlarnyordu, ;;ad1rvanm
arkasmdan biri acele acele: "Vehbi Efendi, Vehbi Efen­
di! " diye seslendi.
Mahalle imam1 onu gec;erken gormu�, tela�l1 bir
tavirla hem ko;;uyor, hem c:;agmyordu. i mam: " Biraz gi­
rer misin? Ben de ;;imdi sana, kaleme ugrayacakt1m . . . "
dedi. Vehbi Efendi, yeni bir yard1m toplama veya sec;im
dedikodusu dinleyecegini sanarak: "$ imdi vaktim yok,
kuyuya ip sallad1m da geciktim . Bu ne kurak. Ak;;ama
goru;;urliz! " kar;;1hg1yla yurumek istedi. Arna imam, c;a­
t1k bir yuzle:
- B a;;ka bir ;;ey soyleyecektim , ;;u sen in mesele
i.izerine.
Dedi. Onun meselesi de ne idi? Soruyordu . Kar;;1-
smdaki hileli bir bak1;;Ia: " Hele gir camm, bak golgelik,
serin, ;;oyle has1ra otur, konu?uruz " diyordu .
i mamm c;apkm bir bak1;;1, bir gulli?li vard1 ki Vehbi
Efendiyi urkutliyordu. Zorunlu olarak girdi. $imdi has1-
VEHBi EFENDiNiN KU�KUS U I 63

ra yerle�mi�lerdi. Kumrular, yanlarmda kanatlarm1 1s­


lak , c;amurlu kaldmmlar uzerine sark1tarak salmt1h yu­
ruyu�lerle geziniyorl ar, �adirvanm rutubetli yalaklan
c;evresinde keyifli keyifli doni.iyorlard1 .
i mam, c;apra�Ik cumlelerle ba�lad1. Evin obur tara ­
fmda oturan bez dokuyucu kadm dun gelmi�, ona olan
biten i�i anlatm1�t1, mademki olay bu dereceyi bulmu�,
tamir edilmez hale gelmi�ti, o halde bir c;1karma bagla ­
m a k daha uygundu.
Vehbi Efendi, �a�kmligmdan busbutUn irile�en ap­
tal gozlerle bak1yor, anlam 1yor. " Nedir carnm? Hangi
i�? N eyi? Ne olmu�?" diye durmadan soruyordu. Oburu
sonunda k1zd1:
- Yoo carnm, diye gurledi, klZI hem gebe koy,
hem de boyle anlamazhktan gel , bu bana, Cin i mama
yutturulmaz . Sen sorguyu suali birak da ben olay1 oldu­
gu gibi, ba�tan anlatay1m . . . Bak, yanh� var m1, yok
mu?
Megerse Vehbi Efendi, k1za goz etmi�, olur a ,
genc;lik. Pencereden aynlmaz, n e zaman raslarsa i�aret
eder, soz atar, her ak�am kalemden donunce kapmm
onunde oksurur, gozlerini kafese, cumbaya c;evirirmi�.
Boylece i�i ilerletmi� eh, obilru de daha c;ocuk, cahil
k1z , yava� yava� gonlil c;elinmi�, sonra bir gece, bun­
dan Lie; ay evvel, anas1 evde yokken iki evi bolen kap1-
lardan birini c;1kanp . . . Kabahat, kabahat amma, bir de­
fa olmu� . . .
Vehbi qendi " Yalan, yalan" diye bir duziye mrnl­
darnyordu. Imam: " Yalarn var m1 ya; c;ivileri sokulmu� ,
mente�eleri oynam1�, kap1y1 dun gittim, gozumle gor­
dum . . . Vallahi birader; sen bilirsin, yarm kad1ya gide­
cekler. Ben bir rezaletin onunu alay1m diye sava�1yo ­
rum ! " dedi.
Hava gittikc;e 1smm1� , �imdi art1k bir c;elik gibi k1z­
gm kiremitlerin c;inkolarm; c; evredeki kayalarm s1cakh-
64 I MEMLEKET HiKAYELERi

g1yla her yer, hatta bu golge, bu serin , sulak avlu bile


yanmaya ba§lamt§tt. Vehbi Efendinin beyni ise sanki
ha§lanmt§, erimi§ , biisbiitiin yak, biisbiitiin hie; olmu§­
tu . Anlam1yor, kavrayam1yor, yalrnz imamm klZll saka­
lma bon bon, ahmak ahmak bak1yordu . . .
Kadi, miidiir, imam hep birlik olup, Vehbi Efendi­
nin andlarma , yeminlerine, gozya§larma , " Ben namuslu
adam1m!" iddialarma aldtrmayarak nikahm k1y1lmasm­
da, piiriizun ancak bu yolda temizlenmesinde inat edi­
yorlard1 . i lia daire mudurii , Bitlisl i bir Kurt, bangtr ban­
g1r bag1rarak, " Ya nikah, y a istifa , yoksa ba§mudiire
yazanm ha! " diyordu . Hepsi, herkes k1z tarafm1 tutmak­
ta birbirlerini gec:;iyordu . Hanife, biraz kendini goster­
mege ba§layan karnm1 biisbi.itiin c:;1kararak kap1 kap1 ,
memur, e§raf evlerini dola§tyor, I§tldak m a v i gozlerin ­
den tiikenmez parla k ya§l ar dokerek ba§ma gelenleri
anlat1yordu. Herkes " Hay alc:;ak herif" diyordu.
Vehbi Efendinin bu k adar karga§altga, bu kadar
Qzuntliye dayanma gUci.i yoktu; yata kta kaltp gibi
uzanmt§, hareketsiz, iimitsiz yat1yor, d1§an c;1km1yordu.
Hem onda da yava§ yava§ bir ku§ku, bir karars1zltk
olu§uyor, " Acaba farkmda olmayarak oyle bir §ey mi
olduydu? .. " diye dli§iinerek bUtiin kabahatin, butiin so­
rumlulugun kendisinde olabilecegine yer vermege ba§­
ltyordu. Sonunda, m emurl ugunu elden kac:;trmak kor­
kusu karars1zltgma son verdi, "Peki" dedi.
Terziye gotiiruliip tersine c:;evrilen redingot art1k
gune§le kar§tl a§mca pan! pant yanm1yordu . Nikah gu­
nii davetliler hep yeni sand1lar. Yava§ yava§ mesele
sohbetlerin sermayesi olmaktan kurtu luyor, unutulu­
yordu.
Vehbi Efendi memnundu. Yalrnz , alt1 ay soma ,
kundag1 kucagma koyduklan zaman, daha kendisinin
de p ekiyi anlayamad1g1 babal1gm esranm bulup c;1kar­
mak isteyen bir dii§iinceyle c:;ocuga uzun uzad1ya bakt1;
VEHBi EFENDiNiN KU�KUSU f 65

fakat bu kapalt, buru�;uk, yumuk yuzden hi c;bir anlam


c;ikaramayarak "fesubhanallah! " dedi .
Tabaklarm Kami!, Vehbi Efendi dalgm, oturakh bir
tav1rl a; aglf aglf kahvenin onunden gec;erken, arkada�­
l a nn a anlamlI, anlamh i�mar ediyor.
- Yutturduk okuze! . .
Diyordu.
Bilecik, 1 9 1 8

Memleket Hikayeleri · F. 5
SARI BAL

Kapmm tune; tokmagt bu karlt gecenin sesleri sagtr


eden durgunlugu , dolgunlugu i<;inde kof bir ugultu c;1-
kard1. Buna ic;eriden havlama ile uluma arasmda bez­
gin bir kopek hemen cevap verdi. Sonra bir kapmm g1-
c1rdayarak ac;1ld1g1, f1s1lt1lar, tel a�lt yi.iri.iyi.i�!er ic;inde,
bir iki ki�inin gidip geldigi duyuldu.
Tokmak si.irekli dovi.ili.iyordu . Sonunda birkadm
sesi:
- 0 kim? dedi.
Buras1 kasabanm dt�ansmda, elekc;ilerin oturdugu
alc;ak damh, dar sokakh, pis, 1�1ks1z bir mahalle idi. Ho­
vardahk etmek isteyenler geceleri, boyle gee; vakit ge­
lirler, uyumu� ktzlan uyandmrlar, oynatirlard1. Liralar
serpildigi, tabancalar bo�alt1hp kamalar c;ekildigi, kan­
lar doki.ildi.igi.i de olurdu.
E�raftan Ki.ilahc;1oglu Hilmi Aga bu ak�am iki ar­
kada�tyla ic;ip ic;ip co�mu�, saat be�e* dogru: " Ne du­
�uyoruz be, haydin gidip San Bah oynatahm! " demi�ti.
l�te bunun ic;in gelmi�ler, kap1y1 dovGyorlard1.
ic; eride f1s1lt1lar, karars1z yurGyG�ler, birbirinden so­
ru�lar vardt. Hilmi Aga k1zd1 , rakmm bGsbi.iti.in yay1k,
peltek ettigi bir sesle:
- K1z ac;1ver, bizik, ne duruyonuz! . .

( * ) Alaturka saat, giin bat1�mdan 5 saat sonra.


SARI BAL I 67

Diye bagirdt. Kasabanm bu adh sanh mirasyedisi,


bu yan c;ilgm hovardas1 bir eve girmek ister de hie; cmG­
ne gec;ilir m iydi?.
ic; eride bir sure, tanman bu sesin verdigi bir korku
ile her '§ey sustu , sanki ta'§ kesilmi'§lerdi. Art1k Hilmi
Aga beklemedi; " Abanm behe!" emriyle yanmdakileri
·
ileri sGrdii ; dayand1lar. Arna zora gerek kalmad1. c; a ­
buk, c;abuk biri yeti'§ti, sGrmeleri c;e�ti. $irndi kusur dili­
yorlard1. Birden tamyamam1'§lard1. OnGne gelen buraya
ugruyordu da iyice anlamadan, gGvenmeden ic;eri al­
rn1yorlard1. Yoksa bilselerdi, bir dakika bekletirler miy­
di? Ke'§ke, daha once biriyle bir haber gonderselerdi,
hazirlamrlard1. . .
KGlahc;1oglu cevap bile vermiyordu . Karanhk bir
avluyu gec;tiler. Yan ac;ik kalm1'§ bir kapmm I'§Iktan dart
c;izgisi birden geni'§ledi . D1'§anya klZll bir aydmltk ta!}Ir­
dt.
Gelenler ba'§lan laz ba'§hkh, arkalan c;erkes yamc;1-
lt, olagan d1'§1 iri, korkunc; goriinen Ge; ki'§iydi. i ki basa­
makh bir toprak merdivenden indiler. Odaya girmi'§ler­
di. Buras1, penceresi, nefesligi olmayan c;ukur, bas1k,
lo'§ bir yerdi; ah1ra benziyor ve ahir kadar kokuyordu .
D 1'§andan yeni girince keskin ve ek'§i bir ya'§hk, gozleri
suland1ran bir sirkele'§mi'§ h ava insam t1k1yor, degi!}me­
ye degi'§meye c;GrGmG'§ samlan s1cak, kotG bir yag gibi
yGze yap1'§1yordu. Duvarda elekler, sepetler as1hyd1; ta­
vandan torbalar, sogan dizileri, ayva hevenkleri sark1-
yordu. Bir tarafta iki yatak seriliydi, Ge; dart ba'§ gorGIG­
yordu . Bunlar, herhalde uyuyan c;ocukl ard1. Kenarda
ye'§il boyah tahta sand1klar diziliydi; oda t1ka basa dolu
idi. Yalmz ortada ufak bir alan vard1 ki biraz soma '§en­
lenecek; sazlarm, teflerin, zillerin sesleri altmda bGkG­
IGp k1vnlan c;engilerin danslanyla �ereflenecekti.
Hilmi Aga , c;evresine ku'§kulu, huyiu bakt'§lar ata­
rak ortada duruyordu . c; enelerinin altmdan uc;lan s1k1ca
68 f MEMLEKEf HiKA YELERi

baglt yemenilerle yan yi.izleri ortulu birkac; kadm ortaya


c;eki di.izen veriyor, ocagm ta yanma bir ay1 postu , bir
kebe seriyorlard1 . Yan karanltk ic;inde yi.izleri sec;ilmi­
yordu; ihtiyar g6ri.ini.iyorlard1 .
Aralarmdan biri , hem c;al i�nyor, hem Ki.ilahc;1-
oglu' nun gonli.ini.i alacak, ku?kusunu giderecek sozler
soyli.iyordu. Ne kadar zaman vard1 ki gelmemi?ti. Art1k
San Bah unutmu?tu; kale dibindeki kasaba kahpeleriy ­
le mi vaktini gec;iriyordu? Her zaman onun sozi.ini.i edi ­
yorlard1. Hatta gec;en ak?am babasm1 gonderip c;ag1rta­
cakt1. Cam oynamak, ic;mek , zevk etmek istemi;;ti ; en
iyi alem kiminle yap1labilirdi; Hilmi Agadan keyifli deli­
kanh, degil bu memlekette, vilayet ic;inde yoktu . . .
:;>imdi herkes oturmu?tu . Yam9lannm altmdan bi­
rer binlik c;1kanp ortaya koyan misafirler ba;;hklanm at­
tdar. .. Kadehler, mezeler diziliverdi. "Safa geldiniz, safa
geldiniz!" sozleriyle mi.i?teriler selamland1. Kadmlar an­
lams1z anlams1z gulii?i.iyorlar, yerlerinde soguk davra­
nI?larla k1vra?1yorlard1.
Hilmi Aga :
- B irer atahm! . .
Dedi. San B al hemen yerinden kalkt1, kadehi dol­
durdu. GotUrup Kulahc;1ogluna uzatt1 . Ayrn kadm, ayrn
kadehle odadaki lerin hepsine sunuyor; "Afiyetler ol­
sun" diyor. En sonra da kendisi ic;iyordu.
Ocaktaki kuru c;am kiltukleri ?imdi alev alev bir
deniz gibi h 1?1ldayarak yand1gmdan duvara as1h ha;;­
h a;;yag1 lambas1 sarara sarara ufaliyor, aydmhgm bol­
luguyla orti.iluyordu. c;evresi servi resimleriyle silslen­
mi? bak1r tabaklar, binlikler ki.itUklerin kml ve oynak
1;;1klan altmda p arhyor, sanki gaze gorunmez bir firc;a
si.irekli dola?arak, silip parl atarak i.izerlerine cilalar,
renkler si.iri.iyor, susli.iyor, ugra?1yordu.
Odadakilerden k1sa boylu, zay1f biri:
SARI BAL / 69

- Be herif, ne duruyonuz? diye hayk1rd1. Bu emri


odanm her tarafmdan c;ikan ba�ka ba!?ka bir c;alg1 sesi
takip etti. <:;uha elbiseler giymi!? , sakah gayet bic;imli
kesilmi!? gi.izel yi.izli.i gene; bir elekc;i sazm1 kuruyor, aim
c;atk1h kart bir kadm zilsiz tefini ugu�turuyor, ayakta,
kendilerine c;eki duzen veren iki taze zillerini vuruyordu.
Aym zay1f adam, dikeldi:
- Hele bakm ... Fistanlarmm kime sakhyonuz?
Degi�in onlan . . . Dedi.
Dort pe�li, �alvarlt kuma� entarileri, dar yelekleriy­
le c;eng_iler ocagm alevi altmda hie; de koti.i gori.inmi.i­
yordu . Ille ya�l1cas1, biraz a girla�m1� kalc;alarm a , fazla
dolgun bald1rlarma kar�m; gozleri a!Jyordu.
i �te " San Bal" bu idi. <:; at1k ka�lan altmda �urup
gibi tatli, ho� kokulu sarnlan, insana opmek, koklamak
istegi veren iri , mavi gozleri vard1. Bunlar, bir kaynak
gibi hep parlak ve neml i duruyordu . Aslmda gozleriyle
ka�1, bir de minimini, sivri bir s1ra mermer beyazhgm­
daki di�in dizildigi iri ve kirm1Z1 agz1 gGzeldi; ba�ka sec;­
me hic;bir yeri yoktu. Yalrnz buti.in vucudunda , o iri, en­
damh dokme kehribar vi.icudunda oyle bir sokulmak,
surti.inmek, bir kedi gibi mmldana mmldana yaltakhk­
lar etmek yetenegi gaze c;arpard1 ki i�te bu hal, kasaba
c; apkmlarmm uykularm1 kac;mr, ak1Ilann1 ahrd1. Belki
"$ehriban" kadar " Fadik" kadar oyunda hunerli degildi .
Fakat sesi kulaklara degil , dogru yurege c;arpar; yurege
i�lerdi.
Saz ve oyun ba�lad1. Agir, uyutucu bir havaya uy­
durulmu� yay1k soyleyi�li anlams1z bir tlirku, kasabanm
en sec;me ti.irki.isu !?imdi bu ahmn, tozlu bir e�ya gibi
oynat1ld1kc;a insanm nefesini t1kayan kirli havasm1 san ­
yordu.

Gezi baglannda bir top giililm var


Hey A llah 'tan korkmaz sana bana olilm var. . .
70 / MEMLEKET HiKAYELERi

Bu memlekette de oyle pek oynak, pek degi�ik f1-


k1r f1k1r oyun gec:;erli degildi. Dikkatli aglf hareketler
ho� gorGIUyor, daha etkiliyordu. Yalmz boguk, kaba
sesli ziller bu tembel s az ve tembel oyun ic:;inde bir
elektrik ak1mma tutulmu� gibi sGrekli olarak c:;irpmir,
c:;mlard1. San Bal'm zilleri, her c:;engininkinden daha k1v­
rak, daha kahkahah yankiiamyordu ; c:;ilnku altmdand1.
Tahmisoglu Feyzi ona yalrnz altm zil degil , inci i�lemeli,
sim telli ne de fistanlar yaptirm1�t1. .. Zavalh delikanh
paray1 yiyip bitirince Reji kolcusu yaz1lm1� ve c;erkez­
lerle olan bir kavgada belkemiginden vurularak tam
yedi sene koti.irGm ya�am1�, sonra verem imdadma ye­
ti�ip kurtulmu�tu.
San Bal, kasabanm felaketiydi. S1k s1k ta�1p kop­
rGleri gotGren Delic:;ay, damlan c:;okerten karayel, bag­
lan soyan dolu kadar zararhyd1. Onun d a gotilrdi.igG
c:;iftlikler, c:;okerttigi damlar, soydugu baglar vard1. He­
men her mirastan hakk1, her kazam;tan pay1 olurdu . Bu
i�siz, eglencesiz, ilcra kasaba halk1 p ara harcamak ge­
regi duyduklan zaman ic;er, ic;er, San Bal ' m kap1sm1 c;a­
lard1.
Acaba bu pis yer odasma kimler misafir olmazd1?
Yerliden, yolcudan, memurdan her c:;e�it mu�terisi var­
d1 . Bir malmudilril, San B al ' m ugruna kasasmda ac:;1k
vererek peri�an olmam1� m1yd1? $imdi Akkada hapis­
teydi , ahbaplarma gonderdigi mektuplarda hala onu
soruyor, onun hatirasm 1 arnyordu . Camiikesirin o ken­
dini begenmi� sof imamm1 bile bir gece burda bas1ver­
mi�lerdi. Fakat �imdiki kaymakam sert davrarnyordu.
Polise �iddetli emirler vermi�, " ic:; eride yakal ad1gmIZI t1-
km hapse ! " demi�ti. Sanmm geceleri kendisi de devre
9k1yordu ki gee; vakit, bu mahalleden, yilzil sanh gec;ti­
gini, hatta San Bal ' m evi etrafmda dola�t1gm1 gormG�­
lerdi. Arna boyle kardan yollann ortUldugu bir gecede
koldan, devriyeden korku yoktu . Rahatc;a eglenebilir­
lerdi. Bunlan aklmdan gec;iren Hilmi Aga:
SARI BAL I 7 1

- Ya�a San Bal! diye haykird1.


San Bal bu alk1�a kar�;ahk tatlI, :;; 1 mank bir gulil:;; l e
ve o ak11lar alan sokulganl1g1yla geldi, Kiilah9oglunun
onunde biraz c;alkalad1; uzakla�tt; sonra gene gelip ter­
s ine diz c;oktU; ba�1rn a rkaya yatmp memelerini sanki
yerinden sarsan bir gogils oyunu ile elleri havada zille­
rini agJT ag1r doverek durdu.
$imdi alnmda parlayan bir altm lira ile kalkm1:;; he­
diyesine deger vermez gorunerek oynuyordu. Arna mi­
safirlere rak1 bu gece ne k adar s1k , aras1z ve ac1mas1z
sunuluyordu . . . Kulahc;1oglu �imdiden yan ay1kt1 ; obiir­
Jeri de ispirtonun surekli m ideye dolmasmdan esniyor­
lard1. Bir aralik farkma vard1lar:
- Ne oluyoruz be, ard1m1zdan cellat m1 koval1yor?
itiraz1yla uzat1lan kadehi ic;mediler. Elekc;ilerde her
zamankinden ba:;; k a tilrlu bir :;; a :;;k mhk, ne:;; 1 esizlik var­
d1 . Bunu , hayal meyal sezen misafirler dil:;; il ni.iyorlar,
anlayam1yorlard1, belki sorarlar, gurUltU 9kanrlar, hatta
kanlara bir de sopa c;ekerlerdi. Arna rak1 keskin, fazla
gelmi:;;t i; uyumu:;; , gev:;;e mi:;; J erdi.
Bo�alan binlikler elekc;i oglanlanndan birinin eline
tutu�turulara k meyhanecinin evine gonderilmi�ti. Boyle
gece yans1 uyandmlmaya a h�tmlm1� olan Ta�c;1 Ligor
hie; s1zlanmadan s1cak yatagmdan bir don bir gomlek
c;ikar, uzun bir bahc;eyi gec;tikten sonra kap1y1 ac;ard1.
Gelenin elinde mecidiyeler v arsa �i:;;e yi doldururdu;
yok , veresiye bir aksata ise kufii rler ederek donup ya ­
tard1.
Art1k oda dumanla doJmu�tu . Rakmm verdigi bir
gereksinmeyle misafirler s1k s1k d1�an c;ik1p geliyorlar­
d1. Kap1 her ac;11I:;; m da ilzerine basilm1:;; bir kopek yav­
rusu gibi yilrekten, tiz, ac1h bir bagirti kopanyor, bu ses
c;algmm da oyunun da yilksegine c;1k1yordu.
K adeh gene kesintisiz donuyordu . Oda d1:;; a ndaki
dondurucu ayaza kar�m art1k oyle 1smm1�t1 ki c;engiler
72 I MEMLEKET HiKAYELERi

terlemege, seyirciler uzerlerindekini birer birer atmaya


ba�lad1lar. San Bal, alnma toplanan dizilen ter taneleri­
ni sildirmek uzere ikide b irde tef c;alan kocakarmm
onune zillerini vurmaktan v azgec;meyerek, egiliyor, kirli
c;evreye yuzunu uzat1yordu . Aras1ra vakit bulup kenar­
da serili yataklara yakla�1yor, yatan c;ocuklarm uzerine
egilerek galiba uyuyup uyumad1klarma, ac;1hp ac;ilma­
d1klarm a bak1yordu ... Hatta Hilmi Aga:
- San Balm bu gece anahg1 tutmu� . . . D i ye a lay
ediyordu .
Birden d1�andan kesik, tela�h dudukler yankiland1;
kapmm tokmag1 kopanlircasma c;alm1yor, kopeklerin
uludugu , yuksek sesle birinin bagird1g1 duyuluyordu:
Saz, zil, oyun, soz hep durdu .
Hie; �uphe yak, yeni g elen komiser, sabaha kadar
surecegi anla�Jlan bu toplulugu dag1tmaya gelmi�ti.
Huysuz, aksi bir adamd1; kara, f1rtmaya bakmaz , gece,
gi.induz demez, kasabay1 dola�1r, kahpelere, c;apkml ara
kirbac; atard1.
Killahc;ioglu "Ac;m be, gelsin ! " diye haykird1. Onun
c;ekinmesi yoktu. Memleketin o kadar eski, saygm bir
ailesindendi ki, devrin bu sakmgan hukumetinden hep
yumu�ak, gec;i�tirici davram� goru r, fakat buna kar�1
H icaz �imendiferi yard1m toplanmasmda , e�kiya taki­
binde etkili yard1mc1 olurdu ; day1larmdan biri de Y1l ­
d1z'da bekc;iba�1 idi.
Komiser, kocaman sakalh, upuzun boylu , uyamk
bir <:; erkez, ic;eri girince sayg1 ile ayaga kalkan oda hal­
kma bakmad1 bile ... Yanmdaki sivil polise:
- Al a di a nm �unlarm . . .
Dedi. Kimse konu�muyor, k1m1ldam1yordu . Ocak­
taki odunlar kor haline geldiginden bu derin sessizlik
ic;inde b irer birer devrilerek oday1 bGsbGti.in karanhga
gomi.iyordu. Komiser: "Araym her taraf1 " emrini verdi.
SARI BAL I 73

Boyle toplantllarda c;ogunlukla sand1klarm , e�yalann


arkasma gizleniveren a9kg6zler olurdu. Bir elektrik fe­
neri butiin ko�elere beyaz 1�1klt <;iplak, toparlak gozleri­
ni uzat1yor, aramyordu.
Hayir, kimse yoktu . . . Komiser:
- Dagilm! . .
D iye bag1rd1. Aym zamanda elindeki kamc;1y1 San
Bal 'm s1rt1 uzerinde �aklatti. Kimse ses c;1karam1yordu.
Hilmi Aga ba�ma sarg1sm1 dolad1. Agir ag1r yamc;1-
sm1 ortiindu , c;1kmak U.zere idi . Fakat durdu . Komiser
gozleri :;; i mdi de serili yataklara dikili soruyordu:
Hilmi Aga ba�ma sarg1sm1 dolad1. Agir ag1r yamc;1-
sm1 ortundu, c;1kmak U.zere idi. Fakat durdu . Komiser
gozleri :;; i mdi de serili yataklara dikili soruyordu:
- Bu yatanlar da kim?
San B_al yurudu, egildi; yataklardan birinin yorga­
mm c;ekti. lki kuc;uk �ekil , i gri bi.igri.i uzam1�, di.inyadan
habersiz yat1yor uyuyordu . Kulahc;1oglu du�undu San
Bal ' m iki oglundan ba:;; k a c;ocugu yoktu, o halde yan
yatakta bir tiimsek yapan ne idi? San Bal' a dondu, gizli
bir i§aretle sordu: "O ne?" dedi. Kadm dudaklanna par­
magm1 gotiirerek daha gizli bir surette; "Sus ! " diyordu;
gozlerinde gittikc;e buyuyen bir korku, renginde artan
bir sanhk vard1; sanki yalvanyordu .
i � :;; i mdi anla:;; 1 lm1�t1; kapmm gee; ac;Ilmasmda , ra ­
k m m s1k verilmesinde, meclisin ne§' elenmemesinde
hep bu ti.imsegin katk1s 1 v ard1 . Sebep oradayd1. H ie;
ku�kusuz bunlar eve girdikleri zaman giyindirip kac;!f­
may a vakit bulamad1klan birini $U yorgan m altmda
saklay1vermi:;;J erdi.
O yle ya , gelenler elbette yan sarho:;; bulunacaklar­
d1. S1k s1k sunulan bir binlik rak1 c;abucak etkisihi gos­
terince art1k korkacak bir $ey k almayacakt1 , bir araltk,
7 4 f MEMLEKET HiKAYELERi

hatta gozleri oni.inde onu a �mvermek daha kolay ola­


cakt1. Hilmi Agadan ba�kas1 olsayd1 belki kap1y1 ac;ma­
yabilirler, oynamamak, bir hastalik bahanesiyle eglen­
ceye yana§>mamak isterlerdi. Arna Ki.ilahc;1ogluyla buna
olanak yoktu. Ancak bu c;areyi bulmu�lardi.
Acaba bu saklanan kimdi?
Sakm :;; u Gebeci 'nin tUysi.iz oglan olmasm! San
Bal , genc;Iere tebelle:;; t i; cebinden para bile verir, ayar­
t1rd1. Yarm kahvelerde konu�ularak Ki.ilah9oglunu :;; u
kopil mi maytaba alacakt1? Art1k dayanmad1 yi.iri.idi.i,
yataga yakla�t1. San Bal ne yapacagm1 :;; a :;; I rarak: "Ac;­
ma, Hilmi Aga ! " diye yalvard1. Bi.iti.in gozler orada kirli
orti.isi.i, kabank :;; e kliyle bekleyen yataga c;evrilmi:;;t i .
Komiser bile yan :;; a :;; k m:
- Ac;, ac; ! . . diye k1§>k1rt1yordu.
Hilmi Aga, tekmesiyle yorgana vurdu , bir tarafa
f1rlatt1 . Ufak tefek bir adam, ba�1n1 yast1ga sokmu:;; ,
kambu runu c;1karm1�, yi.izi.ikoyun yat1yor, k1m1Idam1-
yordu. Hay!f, bu E:;; ref degildi. Memur, fenerini o tarafa
c;evirdi. Aydmhk bir daire ortasmda yatan adamm dog­
ruldugu gori.ildi.i . Bu herkese tarnd1k bir yi.izdi.i; fakat bir
eksigi vard1 ki kimse tarnm1yordu . $a:;; k m, sessiz duru­
yor, dik dik bak1yordu.
Birden tamd1lar. .. Evet, o idi, ta kendisi. .. Fakat
hep k1rmIZI fesli , s iyah setreli ag1rba:;; I !, azarnetli gor­
mege al!§t1klanndan hemen sec;ip c;ikararnarn1§lard1.
Kirnse gozlerine inanam1yordu. N e yapacaklard1? So­
nunda memur ile arnirini �u zor durumdan kurtarrnak
ic;in oda halk1 birer b irer d1§an c;1kt1. <:;oban kopekleri
hiddetli , sert havlamalarla bu gidenleri yolcu ediyorlar­
d1.
Yataktaki adam hala k1mildamam1:;; , konu:;; rn arn1§­
t1; hala komiserle gozgoze dirndik bak1§1yorlard1.
* * *
SARI BAL I 75

Ertesi gi.ini.i istifa eden kaymakam i stanbul ' da


kendisini koruyan saraya bagh bir eski d<?stuna yazd1g1
mektupta: " Durulur bir kasaba deg il . . . lc;ki, zina, her
ti.irli.i gi.inah, ben dayanamad1m . 11 diyordu . Fakat si.ir' at­
li vas1talarla i�in dogrusundan haberdar edilen bu ki�i.
verdigi cevapta : " $u s 1rada ba�ka bir yere tayininize
olanak yoktur. Oradan aynlmama1Iydm1z; bolluk bir
memleketmi�; yagmm, peynirinin gi.izelligini soyleye
soyleye b itiremiyorlar. Kasabaya ozgi.i bir ti.ir San
Bal ' m ovgi.isi.i ise ta buraya kulag1m1za geldi!" diyordu.
<:;orum 1 9 1 6
�AKA

Art1k adet etmi?lerdi, i?i once biten oburunun kale­


mine ugrar, sonra odac1 ile tUccar $akir Efendiye haber
gonderirler, h ep birle?iP konu�a konu?a Rum mahalle­
sinde yerli halkm Yah dedikleri a?ag1 c; ar?1ya, Bahkpa­
zan'na inerlerdi.
Kepenkleri yan kaldmlm1? lo? meyhaneleri, mu?­
terisiz bo? dukkanlan, sessiz, uykulu evleriyle gunduz­
l eri hareketsiz, ?amatas 1 z duran bu sokak, ak?ama
dogru, meydana bahk sergileri kurulduktan, istiridye i?­
portalan dizildikten sonra halk ve ugultu ile dolar; sat1-
c1lann c;1gJrtkanhkla n , ahc1larm kavgac1 pazarhklan ve
bunlarm arasmda dola?IP pavurya satan yalmayak
Rum c;ocuklarmm kulaklan c;mlatan yaygaralanyla ka­
labahk, gurUltUlu, hareketli bir pazar meydam halini
ahrd1.
Kasabanm her yonunden gelen elleri sepetli, sirtla­
n zembilli, karm ac1km1�, aceleci bir halk, onune gelen
tezgaha egilerek, rastgeldigi b ahg1 kavray1p koklaya­
rak , her dukkanc1dan fiyat sorarak uzun uzun, zevkli
zevkli dola?irken bahk k1zartan bakkallann mangallan
c;evreye ve insanlann uzerine zeytinyag1 ve deniz koku­
larma kan�m1� i?tah verici bir duman, bir tUtsu yayard1.
Servet Efend i , tombul , yuvarlak, herkesle senli
benli bu adam, bahklarm s erildigi , tavalann c1zJrdad1g1 ,
durgun ve kirli denizin keskin kokusuna kan?ffil? ispir­
tolu bir havanm c igerl e re hucum ettigi bu sokaktan
�AKA I 77

yutkunmadan, imrenmeden " Oh , ne giizel, mis gibi! . . "


demeden gec;emezdi.
Sabahtan beri, iyice karm doyurmaya vakit bula­
madan c;ah?an bu lie; arkada�a sokagm havas1, bastml­
maz bir ac;hk, sanki midelerine s1kmt1ya yakm derin bir
eziklik veriyordu . . . Bunlar b akma bakma agtr ag1r yii­
riirlerken meyhaneler gitgide doluyor, denize dogru
uzat1lm1� y1k1k tarac;alara , c;iiriik iskelelere, tuzlu baltk
depolanna kadar her yer, her ko�e , ic;en, yiyen yayga­
rac1, �amatac1 insan y1gmlanyla kayniyordu. Toku�an
bilardo toplarmm once kuru, soma gmlttlt sesleri kadeh
�1k1rt1lanyla birle�erek sokagm ugultusunda tiz, sert
yank1lar yap1yor, c;1g1rtkanltk ediyordu.
$akir Efendi, vaktin daha erken oldugunu soyleye­
rek �oyle, deniz kenanm biraz dola�malanm one siirdu ,
" Hayhay! " dediler. Bu gezintiden as1l memnun olan Ne­
dim B e ydi. <; unkii biraz daha ileride, d e n iz i n ,
diikkans1z, �amatas1z k1y1Iara c;arpt1g1 sessiz, hulyalt
yollarda birbirinin kollanna girmi�, sac;lan kordetah,
omuzlan atk1h gene; , olgun Rum k1zlan yava? sesle tiir­
kiiler mmldanarak a�ag1 yukan dola�trlar, aras1ra du­
rup uza ktan c;ar�mm yank1lanan boguk guriiltiisiinii,
yan sarho� erkeklerin kayna�t1g1 bu ugultuyu bir di�i
zevkiyle dinler, aralarmda s1rlanm soyle�irlerdi.
U c; arkada� da havas1, suyu, yemegi istekler uy�n­
d1ran bu memlekette kadms1zltktan s1zlamyorlard1. Ille
i stanbul'un kiilhanbeyi alemlerinde uzun sure dii�iip
kalkt1ktan soma �imdi, Anadolu 'nun tenha ve ozlem
dolu illerinde dola�an Servet Efendi ikide birde "Bu na­
stl da yermi�, canma yand1g1mm" diye ba�Iar, aras1ra,
�oyle iki arkada� gidip de biraz ic;ki, biraz c;alg1 arasm­
da bir parc;a eglenecek bir e v olmamasma uzun uzun
kiifiirler ederdi. Elinde giimii� bastonu , arkasmda bat
renkli pardesiisii, pembe kravatmda zumriit ignesiyle
kendini iyi giyinmi� bir adam, bir �1k sayan Nedim Bey
" Gee; oyle bir evi, yamma hizmetc;i bulam1yorum . . N e
78 I MEMLEKET HiKA YELER i

tutucu �ey bunlar hep kendi aralarmda" diye arkada�1 -


na kat1hyor, bu hayata otuz senedir dayana dayana ar­
t1k ah�m1� gorilnen tGccar $akir Efendi -mintanh, koca ­
m a n gilmil� kostekli, c1hz, uc;an b i r yerli- soze kan�ma­
yarak yalrnz guh'.imsuyordu .
Yurilye yGruye ?imdi, busbuti.in 1ss1z, evlerden,
ocaklardan uzak, yatkm bir kumsala gelmi?lerdi. Orada
sahile c;ekilmi� bir bahkc;a kay1g1 yan yatm1�, denizin
k1y1ya att1g1 bir le� gibi insana c;Grumli?, kokmu� alda­
nI?l veriyor, denizin durgun, supruntlilli kokusu sanki
hep ondan , bu kaburgadan c;1k1yordu.
Dayand1lar, dinlendiler. . .
S1cak bir Agustos ak�ammm kml k1zgm gunbat1m1
uzakta, korfezin ortasmda gittikc;e klZllla�arak tamam
oluyordu ; sular bu ak�am serpintisiz, akmt1s1z, bir pelte
gibi tek parc;a, yeni boyanm1� kadar yagh, cilah oyle
durgun, olgundu ki nefes b ile almiyor, kabarm1yor, yal­
mz gune�in 1�1klarm1 gogsunde toplayarak ic;in ic;in ya­
myor, k1zanyordu. Sanki 1sman bir cam gibi insana, bir­
den, ortasmdan c;atlayarak, parc;alanacak, ic;erisinden
kaynayan denizi f1�k1rtacak duygusunu veriyordu .
Nedim Bey, "Amma guzel bir gurup . . . " diye soy­
lendi. .. Servet Efendi sigarasmdan �i�kin, koyu, koca­
man bir bulut uc;urarak: " Latif, latif! . . " diyordu. Tuccar
:;>akir Efendi pek onem vermeyerek ve: "Hadi bakahm,
vakt-i kerahet* , sac;may1 b1Takm. Donel im ! " uyans1yla
arkada�larm1 c;evirdi.
Yava� yava? dondG!er. . .
Denize , renk renk gi.inbat1�Jarma a h�km b u iki i s­
tanbul c;ocugu, gi.izel manzaranm c;ekiciliginden kendi­
Jerini hala kurtaram1yorlar, ic;lerinden gelen bin tath ha­
t1raya dalm1� , aglf, ne� 1 es iz yi.i.ri.i.yorlard1. $akir Efendi ,
gitgide yakla�t1klan meyhane masasmm keyfiyle �imdi
gevezeleniyor, gec;tikleri sokakta tak1m tak1m dola§ian
I * ) icki 2 a m ri n 1 .
�AKA I 7 9

k1zlan, ac;1k kapdardan ic;erisi gorunen avlularda oturup


deniz seyreden kadmlan gostererek: " Nas1l bu tomba­
lak? Fena m1 �u kiic;iik? " gibi sozlerle arkada�larmm
dalgmhgm1 gidermege ugra�1yordu.
Birden Servet Efendi, yanmda dimdik, agtr ba�lt
yuruyen �tk arkada�mm koluna bir dirsek vurdu: " i �te
benimki! Hele bak, ne �eker �ey . . . " dedi. Kar�1dan si­
yah prostela takmm1� saglam yap1h, iri, uzun bir k1z ge­
liyordu . Bal renginde tath s ac;lanm aym renkte iri, enli
bir kordela ile sanki bir ba�hk gibi ortmG�, suslemi�ti.
Dar fistanmm meydana c;1kard1g1 iri kalc;alanrn begenil­
digini bilen bir davrarn�Ja b iraz fazla oynatarak yanla ­
rmdan kay1ts1zca gec;ti. Boynunda ince bir zincire tak1h
minimini gumu� bir hac; vard1 ki gune�in son k1Ziltdany­
la bir mercan gibi k1pktrmIZI parhyordu .
N edim Bey: "Ay, bu mu seninki? Tannm, diyordu,
Makariyos' un k1z1 Despina, mahallede ona Pandispan­
ya derler. .. Bu ad sanmm yumurta sans1 renginde sac;­
lanyla yumu�ak, gevrek vilcudundan esinlenmi� ola­
cak ... Okulun ogretmeni, h ani �u c;apkm Rum yok mu?
0 anlat1yordu, her gece el ayak c;ekildikten soma bir­
kac; k1z daha toplarnp evlerinin onunde denize g irerler­
mi� . . . Bir kahkaha, bir key if' bir alemmi� ki. . . II
Servet Efendi: "Vay canma, vay canma" diye mml­
damyor. $akir Efendi de: " Ho� �ey, ! " diye a rkada�ma
yardtm ediyordu.
$imdi tekrar B ahkpazan'na girm i�lerdi. Mangalla­
rm tGtsuleri, tek tGk yanmaya ba�layan lambalarm ay­
dmliklan ic;inde daha koyu, daha keyifli yay1hyor, mey­
hanelerin ic;erisi , panldayan kadehler, renk renk donan ­
m1� masalar, bira ilan larmm susledigi resimli duvarlar,
daha canh, daha c;ekici goriinuyordu.
Barbanm gazinosu bunlann en iyisi, denize uzan­
m1� geni� tarac;as1yla m anzaras1 en giizel olarnydt. O n ­
de yuvarlak , katmer katmer vucuduyla Servet Efendi,
80 / MEMLEKET HiKA YELERi

arkasmda dimdik yi.iri.iyi.i�le N edim Bey, geride kuru,


kavruk $akir Efendi, ic;eri girdiler; halkm selamlan, gar­
sonun tela;;1 a rasmda bilardolu k1sm1 gec;ip d1;;anya , ta­
rac;aya c;1kt1lar.
G une�i c;ekilen ufuk �imdi l ambas1 k1s1k bir abajur
gibi belirsiz, toz pembe bir 1;;1kla sanki soluk , soni.iktii.
Yalmz gogun bu parc;asmda b irc;ok ince, uzun, kan�tk
darnarlar vard1 ki; ic:;ten bir aydmhk, bir sedef parlakh­
g1yla heni.iz yaniyor; renkli, 1;;1kh gori.inuyordu . Suya
yans1yarak denizin de tarac;aya getirdigi yetersiz ama
tatlt bir l�lk ic;inde bu golgeli , gurU!tU!i.i halk soyli.iyor,
i<;iyor, gi.i!Uyordu .
Ta uzaklarda bir latemanm zili, tefli muzigi c;alkan ­
maktayd1.
Birbiri uzerine Ge; kadeh atan Servet Efendi Samat­
ya meyhaneleri i.izerine i�tahll, ayrmt1lt hikayeler anlat1 -
yor, bir gece kendilerini kap1 d1�an atan meyhaneciden
intikam almak ic;in sandalla nastl yana�1p gizlice ic;e r i
girdiklerini ve sabaha kadar ic:;tikten sonra bira f1c:;Ilarm1
nastl doktiiklerini kulhanbeyi deyimleriyle ballandtra
balland1ra naklediyordu . Zaten yoredeki masalarda da
boyle ge ve ze k i msele r i sp irtonun etkisiyle durmamaca­
sma konu�uyor, ic:;mekten, soylemekten b1km1yorlard1.
i nsanm her tUrlu istegini ta�iran, tutkusunu, ac:;ltgt­
rn kabartan deniz, engin Karadeniz ise, bi.itGn bu yoksul
halkm ayaklan altmda; tarac;anm yenik direklerine san­
larak, suprilntu!CI kenarlara silrilnerek, flrlat1lan arttkl a n
kaparak mutlu mmldamyor, yaltaklaniyordu.
Gee; vakte kadar ic;tiler. Art1k kelimeleri kolayhkla
bulam1yorlar, uzata , yaya , dilleri agizlarmda buyuyerek
konu�;uyorlard1. Deminki guriiltiilii sahilde birkac; olgun
fenerle dort be$ gecikmi;; sarho�tan ba;;ka 1;;1k, ses , ha­
yat kalmam1;;t1. Meyhanenin iri lambalan c;oktan son­
duruldi.igu ic;in tarac:;a biisbi.itun lo�la�m1;; , terkedilmi;;
masala ri , birbiri Gzerine y1gilm1;; iskemleleri ve etrafm-
,SAKA I 8 1

da fl§ Irdayan deniziyle karaya vurarak p arc;alanm1� bir


gemi enkazma donmG§tG .
Art1k kalkmak zamani gelmi§ti . B ir idare lambasm1
tezgahm Gzerine koyarak p aranm hesabm1 yapan mey­
haneciye bon�lanm verdil er.Salonun ic;inde koti.i bir ko­
ku , art1k mezelere , ti.itiin zjfirine, lamba isine kan�m1�
c;i.iri.ik, gazJ1 bir hava vard 1 . $akir Efendi: " Amma c;ok
ic;mi§iz ha, on a lt1 � i§ e ! " dedi.
Servet Efendi s1caktan §ikayet ediyord u . Dogrusu
k1zgm bir geceyd i . Dar, kuytu sokaklar insarn yak1yor,
solugunu kesiyor, terletiyordu . Nedim Bey meze ile ka ­
rmlanm doyurdu k l armdan , hie; ac; olmad1kl armdan soz
ett i . Servet Efendi, evlerin ne kadar s1cak oldugunu
soyleyerek �oyle, biraz hava almak geregini ileri surdu .
$akir Efendi : " Haydi Burun ' a kadar yiiriiyelim ! " dedi.
G iindi.i z gec;tikleri yollardan ne§' eli olmaktan c;ok
Gmitleri kmlm1�;, bacaklan gGc;si.iz; keyifsiz gec; iyorlar,
denizin k 1y1smda , yahlar a ra s mdan b irbirine abanm1 § ,
soz etmeyerek yGruyorlard 1 . H e r taraf sustuktan, karar­
d1ktan sonra sularda daha kuvvetli bir ses ta derinler­
den gelen ho�, belirsiz bir aydml!k olu§mu:;;t u .
Yoreni n h arekets izligi ve karanhg1 i c; inde; deniz
sonsuz bir h ayatla canh, I§Ikh, sesli idi.
B irden G<; arkada§ gevrek bir kadm guli.i § G , Rumca
birkac; cumle, sularda bir c;arpmma, c; Irpm1§ i§ittiler. Ne
oluyor daha anlam adan S ervet Efendi arkada§l armm
ak�a m ki s1mm bir s arho§ zekas1yla derhal hat1rl a d 1 :
" Pandispanya y1karnyor! " dedi .
Orada, denize bir iskele gibi sokulmu§ y1k1k bir ev
vardr ki iri golgesiyle oni.indeki sulan bi.isbutCm karart­
m1�t1. Ylld1zlarm k an�t1g1 denizin engini ve sessiz sahil ­
ler 1�;;i l d1yor, sec;il iyord u . Fakat orasr bir kuyu gibi k a ­
ranhk ve sanki her yerden d a h a derin , s a n k i b i r u c; u ­
rumdu .

Memleket Hikayeleri - F6
82 / MEMLEKET HiKAYELERi

Servet Efendi: " Bir �ey gorGlmOyor! " diyordu . Evet


bir �ey gorO l mOyordu ; yalrnz sularm c;irpm191, k1s1k , ke­
sik kahkahalar, bir c1v1lt1 bu karanhk yerde ne�eli bir­
�eyler gec;tigini anlat1yordu.
Servet Efendi bir sure oyle, av pususundaki bir ko­
pek gibi gozleri sesin geldigi yerde , k1m1ldamadan,
ba:;;tan a:;; a g1 dikkat kesilerek durdu. Sonra arkada9lar1-
n1 kollanndan c;ekerek: " Hele gelin, c;ab u k ! " dedi . $imdi
onlan si.irOk!Oyor, daha otelere ko:;;turuyordu . Sonunda
ak9am QstG gunbat1:;; m 1 seyrettikleri sandalm oldugu
yere geldiler. Buras1 Despina 'nm y1kand1g1 yerden yO­
zel l i metre kadar uzakt1; fakat ince kumlu kuc;Gk bir
koy olu?mu�tu , kay1k iyi bir siper oluyordu .
Servet Efendi hic;bir 9ey soylemeden , ac;1kl a rn aga
gerek gormeden karanhgm ic;inde egil e kalka acele
acele soyunmaya ba?lam1?tl.
Arkada�Ia n : "Ne yap1yorsun? <;ocuk mu oldun ya ­
hu! $imdi denize gir i lir mi? Yann sabah, hep beraber
G i.imruk ku! O bes i nin onOn de girerdik. . . II diyorlard1.
Fakat oburu dinlemiyo rdu ; denizden hic;bir v a kit
korkmamJ?, gece veya gunduz, soguk veya s1cak diye
bir gun itiraz ettigi gorulm e rni?ti. Ta ku c; uk ya9mdan
beri Samatya ' da vaktini okuldan kac;arak denizde gec;i­
rirdi. Ne oyunlar yapmazd1 . . . Suyun altmdan bir ba!Jk
gibi uzun sure, nefes almaya gerek gormeden gider,
umit edilme yen bir noktadan , uzak bir yerden c;1k1verir­
di. i stanbul arkada�larmca a d1 Torpil Servet'ti. Karnm1
c;ekip ellerini , bacaklanrn oynatmadan denizde saatler­
ce, bir yatakta gibi rahat, guvenli, zevkli yat1?I vard1 ki
seyredenlere istekler verirdi . Tek kelime ile yuz turlu
yuzme bilir, dalg1c;Iara meydan okurdu .
Artik c;m;iplak olmu?tu . Karanhk ic;inde elbisesiz
vucudu sec;iliyor, iyice gorunOyordu : " Hele bakm1z ne
yapacag1m! " dedi. Ne yapacakt1? O burleri anlam1yor­
du . 0 zaman k 1zd1: " Amma kaz :?eylermi?siniz ha! ! de-
-5AKA I 83

di, bunda anlamayacak ne var: Suyun altmdan oraya ,


Pandispany a ' n m yanma gidecegim . . . Kalc;asma b i r
c;imdik basay1m d a c;1ghgm1 buradan i�itiniz ! "
Digerleri gU!ilyordu. Sahi , tuhaf bir �ey olacakt1. . .
Otede , Despina'nm denize girdigi yerde hala sesler, �1-
pJrt1lar vard1 . R1ht1mm tal?I Gzerine konmu� ufac1k bir
fener, oynayan c;Jrpman suda uzay1p yay1lan c;emberler,
aydmhk halkalar yap1yordu .
Servet Efendi s1g sul arda yGrGyerek biraz gittikten
sonra durdu, egilip kulaklanm 1slatt1:
- i stikamet k1z, mar� marl? ! . .
Dedi, kendisini sessizce suya b1rakt1. Karanhga ah­
�an gozleriyle arkada�lan suyun iizerinde bir karaltmm
ilerledigini gordiiler. Sonra denize dald1gmdan veya
uzakla�1p karanhga kan�t1g1dan m1, nedir, art1k bir �ey
sec;emez oldular.
Oraya, kay1gm bordasma dayamp, patlayacak bir
topu bekler gibi dikkatli , ac;ihp ac;1hp kapanan 1�1k hal­
kalarmm oyna�t1g1 noktaya bak1yorlard1. B u Servet de
ne yaman bir ki.ilhanbeyi, ne atak ne kabma s1gmaz bir
adamd1; l?U c;apkmhk nereden de hatmna gelmi�ti; ne
tuhaf olacakt1; suyun ic;inde k1skac; gibi bir l?ey, �oyle
yakalay1verince k1z kimbilir nastl haykJracak, nas1l kor­
kacak, nht1ma nastl c;1rpmarak kac;acakt1.
$imdi her ikisi de dudaklarmda begenen, �a�an bir
gGIGmseyi�, yilreklerinde k1skanc;hga kan�m1� bir me­
rak, konul?madan bak1yor, kulak veriyorlard1.

Aradan hayli zaman gec;tigi halde beklenilen c;ighk


kopm ad1. $akir Efendi: " Yapam ad1, donecek!" dedi.
Halbuki donmGyordu da . . . Uzaktaki fener, c;oktan ye­
rinden gitmi�, nicedir kahkahalar, 9 rp mtilar dinmil?,
yalm bir uyku kasabay1 kaplam1�t 1 . Yalmz ayaklan
ucunda deniz, isteksiz bir davram�la geri geri , yava�
84 / MEMLEKET HiKA YELERi

yava? c; ekiliyor, biraz aynld1ktan sonra, pi?man olmu?


gibi done re k gel i yor, hafif bir mmlt1 i<;inde sahile vu­
ruyor, kumlarm, otlarm arasmda emilip kayboluyordu;
sonra yeniden toparl anarak bu harekete ara vermeden,
inatc;1 devam ediyordu.
Nedim Bey: " N erede kald1, sakm bir kazaya ugra­
m a sm ! " diye soyl endi. Deniz ? imdi tehdit eden bir ka ­
ran l 1kla onlara korkunc; g6n1nuyor; d alavereci bir zeka
gibi ic;Ierine guvensizlik, ku?ku veriyordu .
O n l erinde elbise ve c; a ma ?I rl arm kuc;uk, dag1mk
y1gm1, iki a rkada$ bir sure beklediler, sonra, art1k do­
nli? G midinin kesildigini anl ayarak karabasanlann, ha­
ya letlerin kov al ad1g1 birer u rkek at gibi bast1klan yeri
gormeyerek kalblerinde iizunW, goz le rinde korku , ka ­
rakola dogru ko;;tular.
* * *

Fenerli sandall ann dola?t1g1, denizi aray1p tarakl a ­


d 1 g 1 b u gecenin sabahmda Servet Efendinin 6lusunu
dalyanm aglanna dolanm1? b u l dul ar. Anla?Ilan suyun
a ltmdan giderken c;1kmak iste m i ;; , fakat kocaman ag
nereden ba?vursa onune engel olarak zavalhy1 !?a!?lft­
m1!?, urkiitmi.i;;, oldurmfo;; tu. .
Geceki ara;;tirm a l a r hakkmda arkada;;Ianna ac;1k­
l amada bulunan komiser, u z erine bir jandarma kaputu
6rtilli.i 1slak cesede arasira donerek:
- Behey mubarek adam; gece yanlan denizin di­
binde ne anyordun?
Diye soruyor, sanki kar§tsmda bir suc;lu varm1:;; gi­
bi c;1k1;;1yordu.
Sinop, 1 9 1 5
KUS OMER

Zehra gittik c; e dar gelmeye ba!?layan yeleginin iki


orta dugmesini c;ozmeden c; a l 1�arrnyordu. Bu yaz, gog ­
su kabarm1!?, kat1la!?mI!?, yurilyu�une bir aglfh k , bak1�1-
na bir derinlik gelmi�ti.
Art1k c;e�me ba§larmda bakrac;lan bir yana b!faka­
rak kom!?u c;ocuklariyle yay1k yay1k �akal a�m1yor, me­
zarhk arasmda be!?ta� oynam1yor, gaz bezi yan dil§ilk,
gogsi.i yan ac;1k, c;1plak ayaklarmda takunyalar, lebleb i ­
c i onlerinde eglenm iyordu . Tenha sokakl arda erkege
rastgelince duvar tarafma d6ni.ip durm a y 1 , meydanda
yalrnz bir tek gozuni.i b 1rak a rak bununla g izliden me­
rakh merakh bakmay1 ogrenmi§ti . Art1k kmal1 ellerini
do§emesinin ( * ) ucuyle ortmeden dukkanc1lara uzatm1-
yor, uzun pazarhklar, !?Imankhklar etmiyordu.
c;unkil, Kandi! hamammda h ic;bir �eyden habersiz,
bir elinde tas , oburunde kil dalgm dalgm gobekta!? In l n
oniln den gec;erken Semercilerin Hilrmuz, p e�temalmm
ucundan tutunca c;ekmi !? , herkesin ic;inde onu c;m;iplak
b1ra km1�t1. Zeh ra , utancmdan k 1p klfmIZI kesilip ne y a ­
p a c a g m 1 !?a!?1nrken k a d m , i stifini h ie; bozmadan, uta n ­
madan bu 6rtiisuz viicudu bir i y i s eyretm i �; , soma y a n ­
d a k i k a d m a donilp " Ka fur gibi, dokme beyaz " demi-?ti .
Bu olay1 goruciller, sozler, dedikodular izlemi§ , so ­
n unda dugi.in h afta ya kararla §mJ-?t J . Bunun i c; indir k i

( � ) Ba� ve vucudun iist k1smm1 orten bir mavi !?al ortii.


86 / MEMLEKET HiKAYELERi

Zehra , h avadan da, i§ten de bir zevk duyuyor, ta ak­


§amlara kadar aras1z, s1zlanmadan c;al1?1yordu.
Aslmda §imdi, yaz sonu oldugundan , her yer hare­
kette , herkes i§ ba§mda idi. Harmanlar kalk1yor, baglar
bozuluyor, yemi§ler ta§miyordu . Bildirdanberi tembel,
agff golgelerin sessizce dola§t1g1 yollan, aceleci §ekiller
doldurmu§; gelen, giden ki.ifeli atlar, yi.ikli.i arabalar,
tela§h insanlar, uykulu mescitler ve kandilleri tozlanm1§
tiirbelerle dolu bu yurek s1k1c1 sokaklan canlandirm1�,
ayaklandirm1§t1.
Tokmaklarm derin gumbilrtulerle kalk1p indigi di­
bekta§lan onilnde k1zlar bugday dovCtyor, c;e§me ba­
§mda kadmlar ta yan yola kadar bakrac;lar, c;uvallar,
teneke\er yaym1� bulgur y1k1yor, gGne§li meydanciklar­
da c;orap oren ihtiyarlar yerlere serili taneleri bekliyor­
du. Hepsi konu§uyor, �akala�1yor, haykm§1yordu. K a ­
sabanm orta caddesinden i s e birbiri arkasma dizili kag­
m katarlan zahire ta�1yor ve tekerleklerin hffpalay1c1 g1-
c1rt1lan hep b irle�erek sokaklarda, bir kovan agz1 gibi
korkunc;, ara vermez bir ugultu dola?tmyordu .
Havalar da o kadar riizgars1z, durgun sanki baygm
gec;iyordu ki bacalar iizerinden bir tGrlu savrulup gide­
meyen dumanlar birbiri Gzerine nas1l birikiyorsa bu ses ­
ler de oyle, gogun bo§lugunda toplarnyor, kolay kolay
dagilm1yordu.
Zehra ; bu Ilik gGne�ten ic;ine bir tad, bu herkesin
kat1Id1g1 c;ah§madan damarlarma bir kuvvet kan�t1gm1
duyarak, her yildan daha gayretl i, bir haftadff ugra�J­
yor, anasmm i§ gormesine, kiz karde�inin yorulmasma
meydan birakm1yordu. Sonunda bezgin muezzinlerin
gorevlerini bitirivermek ic;in minareye kadar c;1kmaya
gerek duymadan son cemaat yerlerinde c;abuk c;abuk
okuyuverdikleri ezanlarla beraber her yerde i§ bitiyor;
tokmak sesleri, kagm g1c1rt1lan, kadm sesleri bu dinsel
haykm§larla beraber sonup gidiyordu.
KUS OMER I 87

0 zaman i steksiz , I§Iks1z, bitkin bir gece ba§hyor­


du ; y almz , en ufak p at1rt1dan huylanan kazlar vakit va­
kit kumeslerinde hep bir ag1zdan bagn�;nyor v e uzak
m a hallelerden kar§ihk ahyorlard1.

Zehra , bu gece yorgunluguna kar§ m, surekli donO­


yor, uyuyam1yordu. $iltede yerini degi-?tirerek biraz se­
rinlik a n yor, b a cakl arm1 y ata � tan c; 1kararak yere , alc;1
serili d6-?emelere uzat1yord u . Ic;inin s 1cakhg1 kar§Idaki
pmarm serin ve ferah $Ik1rt1smdan zevk ahyor, sanki bu
ses, damla damla yuzune dokil\uyor, bir serinlik yay1l1-
yordu .
G ogsundeki eziklik, bu bay1hr g ib i olu§ nedendi?
Yilreginin ate�inde bir azgmhk vard1 ki bazan, elini bas­
m adan dindiremiyord u . Bir hafta sonra, ayni gecede,
yanmda ipiri bir adam s 1 m s 1cak vucuduyle , kocaman
nefesleriyle ona sanlip yatacakt1 da onda n m1? Bunu
dil-?ilnup damarlarmda tuzruhu gibi ha�lay1c1 bir s1cak­
hk dola-?t1rd1. O mer herkese benzeyen bir adam degildi
ki meraklanmasm, korkmasm . .
O nceleri a rabac1hk ederdi. Fakat, bir kere , goc;­
men Husmen ' i n doru a t l a n onunkileri gec;mi-? ve bu
olay eve donil-?te ahlfa sokmadan beygirleri de, yayhy1
da pazara c;1karm a y a , b ir daha eline araba dizgini a\­
m a m aya sebep olmu§tu . c;ocuklugunda, gure-?irken,
s1rt1m yere ge\di diye ba�1m ahp bOtGn bir yaz , kasaba­
y a ugramadan bir ba!ii m a k1rlarda dola!iit 1g m 1 , baglarda
c;akal gibi yat1p kalkt1gm 1 , adam yGzO gormedigini bi­
Ienler hikaye ederdi.
Aslmda bunun ic;in adma " Ku s O m er " , " Kuskun
O mer" derlerdi.

Yuzune faz l a bak1lsa ta§km, co§kun bir kan tenini


k1zart1r, yuruyii-?0 bozulurdu . Fakat at1c 1 , binici bir deli ­
kanl!yd1. Su terazis inin sac; kaph me-?e tahtasma ni-?an
atm1ya gidenler, altmI-? ad1mdan kur!?un l a " hu " yazd1g1-
88 I MEMLEKET HiKAYELERi

ni gori.irler, parm a k 1smrlard 1 ; ama ne kadar yalvarm a ­


dan, antl ardan , yeminlerden sonra o n u buna raz1 eder­
l erdi . Kan m eclisinde s e rt, hemen hemen goni.il kmc1
durm a k , gillmem e k , e g l e n i r gori.i n me m e k ah�llm1�
yontem s ay1hrken bir kere , fmnc1 Ruste m , $6yle nas1lsa
kahpenin birine fazla sokulmu�;, soz veya goz mu at­
m1$t1 ne; c;m c;m oten odadan c;ikmt$ ve bir daha ne oy­
le eglencelere ayak atm 1�. n e de agzma bir kadeh rak1
koymu�tu . Kar�1 smdakinin bir yumrukta gogi.is tahta la­
n m goc;ertecek kadar kuvvetli olmasa belki onun b u
huyunu herkes gi.ilmeye al trd1 , ama terzi Veli ' nin ba�ma
kahvede n argileyi bir at1� atml$1I ki, kanh $i�e parc;ala­
nm hekim iki ayda c1mb1zla guc; a y1klayabilmi$ti.
$imdi tuti.in kac;akc;1hg1 y a p1yordu . Kolcular bildik ­
leri halde yolunu beklemek $6yle dursun , rasgeldikleri
yerde hatmm ahrlar, gonli.ini.i ho� ederlerdi. Haftada bir,
enli ku�agma silahlanm takar, k 1sragma atlar, gecenin
karanhklan ic;inde adt, s a r n belirsiz yollardan a$ar gi­
derdi . Sonra, gene bir gece hie; korkusuz, yuki.i heybe­
sinde, kaldmmlan c;atirdatarak evine donerdi.
i �te , Zehra , bu gece, p m ar �1pirt1sm1 din leyerek
bunlan dil$ilnuyor; Kus 6 mer'i kustUrmemek ic;in n as1l
ya$ayacagm1 bir tilrli.i kestiremeyerek sagdan sola do­
nuyor, gogsunu yumruklar gibi doven yuregine taze kt­
n a h ellerini b astmyordu.
6 mer'inki; kadmlar ic;in, mahalleyi a yaga kaldlfan
sazh eglentili bir dugun say1hrd1. Kma gecesinden ba�­
lay1p lie; gun elekc;i kanlan zilsiz , deflerini gilmbi.irdete­
rek, p armaklarm1 �akJrdatarak " Nur ol, ya$ a " l arla cam­
Ian zang1rdatt1lar.
Erkeklerin ise bu $enlikte pay1 yoktu . O mer kendi­
sinin de uymas1 gereken her s1k1c1 �eyi, bir huysuzluk
c; 1karm a ktan korkarak , kal d1rm1� " Biz ya�1m1z1 ald1 k ! "
diye savsaklay1p gurUltUsilzce i$in ic;inden kendini s1ylf­
m1$t1 .
* * *
KUS OMER / 89

Bir aydir evliydiler. Zehra bu iri, kuvvetli adamm


basmca benzeyen ok�amalanyla vGcudunun gev�edigi­
ni, sertliginden kaybettigini duyuyor, c;ekingen, urkek
bir sevgi ile gunden gilne kocasma 1sm1yordu.
K!z; evinden e�yas1yla beraber kazlanm da getir­
mi�ti. Hie bir pehlivan kaz1 vard1 ki, bGtiln memlekette
namhyd1; gilre�tigi iki senedir daha yenildigini goren
yoktu; kale dibindeki anh sanh Kor kazm yavrusuydu.
Kor kaz, art1k ya�land1gmdan, gilre�e kendisini pek at­
m1yor, c;ok defa t1slay1p bezgin bezgin gec;iyordu. Zeh­
ra ' nmki du�mamm gorur gormez butUn tilyleri dimdik
olarak silkiniyor, soluk aldirmadan, atmaca gibi at1 -
hyordu . i k i altm degeri vard1 .
S abah olunca, kocasmm evinde de Zehra' n m ilk
i�i, onlerine bol yem verdikten sonra kap1y1 ac;1p kazlan
d1�anya, sokaga sahvermek olurdu. Hayvanlar, elekler­
de bulgur temizlerken c;1kan h1�Ilt1ya benzer bir sesle,
c;abuk c;abuk, karmlanm doyurup yangozle kap1y1 kol­
larlar, g1rtlaklanndan kesik kesik, k1s1k k1s1k sesler, s1z­
lanmalar c;1kararak, agir agir, salma salma, ufak daire­
ler c;izip dola�mlar, bekle�irlerdi. Sonunda Zehra, kap1-
ya dogru yilruyunce hafiften , sevinc;li seslerle soyle�e­
rek arkasmdan giderler ve kol demirinin kalk1�1m sey­
rettikten sonra hep birden kanatlanm bUtGn geni�likle­
riyle ac;arak ve glftlaklarmdan ne kadar gilrilltil c;1kabi­
lirse o kadar haykITarak, gilriiltil kopararak, yan hava­
da, yan yerde ko�up kendilerini c;e�menin yalaklarma
atarlard1.
Bunu , �ak1rt1h , serpintil i, aceleci bir y1kanma izler­
di . Zehra 'nm en zevk ald1g1 seyir de bu idi; uzaktan,
hayran b akar, buz gibi sabah suyunun yagh tGylerden
pml pml kay1p akt1gm1, bazan da bir kanat vuru�u ile
c;atlay1p gelin ba�mdan ki�ni� sac;1hr gibi dag1ld1gm1
seyreder, bakmakla doyamazd1.
Fakat, bazan, k1� sonuna dogru, pehlivan kazm y1-
kam�lar, h aykm�lar, �akalar arasmda birdenbire dogru-
90 I MEMLEKET HiKAYELERi

Jup hlikilmdarca bir davram:.?la di:.?ilerin s1rtlarma bini:.?i,


enselerinden yakalay1p agirhg1, zoru altmda onlan iki
kat edi:.?i vard1 k i Zehra, eskiden hayal meyal sezdigi bu
zorbahgm, vilcudu O mer ' in agirhg1yla ezildigi bu vakit­
te anlamm1 en iyi biliyor, sirtmda lirpermeler duyarak
nas1l heyecanla, k1zara k1zara seyircisi oluyordu.
Arkada:.?lan kahvede, etrafma dizilip nargile savu­
rurlarken O mer'i zorluyorlar: " Senin kaz1 bir dovil:.?tilr
de seyredeli m " diyorlard1. Hem yenecegi de kesindi.
Kilrkc;ilogullarmm ta <:;oru m' dan getirttigi Boz kaz1 bile
yedi dakikada ka<;IrmI�, dort palaz kazanmI:.?tI. Aktarm
Abbas iddiala:.?1yor. " Benim Hodilk'il yenemez" diyor­
du. Yenemez mi? Degil onunla, Kor kazla tutu:.?sa kac;1-
nrd1. i :.?te avc1 Tahir bile " Ben de bir kaz korum!" diyor,
hepsinden iyi anlad1g1 bu sanatta O mer tarafm1 tutuyor­
du.
Bu konu:.?ma, bir hafta havuzlu kahvenin sermaye­
si oldu; Zehra bile cilveli gillil:,?lerle kocasma " Kap1:,?tir
da bir bak1ver, nas1l kac;1rtir" diye kazma gilveniyor,
kavgaya zorluyordu . O mer hala karars1zd1 . " Vazgec;in
camm , i� mi yok?" diye savsakhyordu. Arna Kilrkc;ilog­
lu E�ref Aga da bir giln " Ziyafet benden , topla:.?Ir bir
yarenlik yapanz ! " deyince art1k karar verdi. Onun E�ref
Agaya bir ba�ka tilrlil baghhg1, soz dinlemesi vard1.
* * *

�imdi bir haftadir, pehlivan kaz, di�ilerden uzak,


yumurta sans1 yutarak kilmesin yan karanhg1 ic;inde
�a�km �a�km dola�1yor, pmar ba�mda y1kanan e�leri­
nin seslerine kulak kabartarak ozlemle bekliyordu.
i kindiden sonra , Saathane meydanmda, havanm
bozukluguna bakmayarak elli, altm1:.? ki:.?i toplanm1:.?t1.
Yagmur bir pus gibi kasabaya sanlm1:.?, her yeri 1slat­
m1:.?, kI:.?I hatirlatan bir soguk, ilk soguk, meydam go­
cuklu, :.?alh insanlarla doldurmu:.?tu.
O mer dayat1yor, 1ss1z bir sokakta, sozgelimi Gu­
gukluk'taki koprilniln onilnde dovil�tilrelim diyordu ;
KOS OMER I 9 1

oburleri uyar gorilnuyorlar, soma cayarak " Bizim m a ­


halleye uzak, kaz c; o k yururse h e m tilkenir, h e m d e bil­
medigi yollarda tedirgin olur" diyorlard1. Araya girenle ­
r i n yard1m1 ile iki kum ese de orta b i r yeri , $adirvanh
Medrese' nin avlusunu sec;tiler.
A�ag1dan gelen surti , O mer' in stirtisu, sanki rutu ­
betli h avanm iliklerine kadar i�lemes inden zevk duyar
gibi baygm tavlflarla mmldana mmldana yolun ortasm­
daki sel c;ukurunu izliyor, gagalarm1 c;amurlu sulara so­
ka soka ilerliyordu . Yukardan aktarm Hodugu, arkasm­
d a yedi di�isiyle sokun etmi�ti. $imdi iki taraf da k a ­
p1�acaklanrn pek iyi anla d1klan halde ancak uzaktan
uzaga birbirine bakarak ilgisiz gorunmeye c; ah�1yorlar,
c;amurlar ortasmda sanki, her zamanki gibi, umitsiz,
umitsiz dola�1yolard1.
Surillerin arasmda tic; ar�m kalm1�t1, birden aktarm
kaz1 irkildi, silkindi; tilyleri dimdik kalkarak kayar gibi
bir sur' atle obur surunun onune geldi, durd u . B a!?1m ha­
vada tutarak meydan qkuyordu . O mer'in kaz1 hasmmm
bu davram�ma ,bir sure gagasm1 c;amurdan c; 1karmaya ­
rak h ayretl e , istifi n i bozm adan b a kt 1 , sonra upuzun
boynunu bir y1lan gibi yere suruyerek ko�tu , 1shk gibi
bir sesle t1slad1.
Derhal tutu�tular.
Kenarlan birer ince testereye benzeyen di!?li gaga­
la nyla birbirlerinin kanat ba ;;; I armdan tutmu�lar, yerden
kalk1p sert, keskin k anat c; a rpmalan ile vuru�uyor, d6-
vu�uyorlard1. Di�iler ise, erkeklerinin arkasma bir s 1ra ­
ya dizilmi;;; l er, boyunl a nm ayrn yuksekl ikte uzatm1!?lar,
sersem edici bir ;;; a m ata ile surekli bagm!?1yorlar, erkek­
leri kavgada k1�k1rt1yorlard1.
Avlu, top la!?an adamlan a rt1k alam1yordu . Medre­
senin s1ra odalanndan san benizli , donuk gozlu c;omez­
ler, ince kirli sankh kafalanrn sallaya sallaya birer birer
c; 1 k1yor, " Meydan a c; m , meydan ac; m ! " diye bag1ran
adamlardan c;ekinerek gerilere sokuluyorlard1 .
92 I MEMLEKET HiKAYELERi

Bir arahk Hodi.ik yedigi vuru�lardan sersemle�ir gi­


bi oldu , sendeledi, gagasmt <;ekti; hemen kac;mak i.ize­
re idi; hatta c;ocuklar gtire�in bittigini s anarak haykm�­
tilar. Fakat di� ilerden biri, zay1f kaz s1rasmdan aynldt,
kendisini ortaya, pehlivanlarm arasma att1 . Bu, aktann
kazma kendini toplamak ic;in vakit kazandtrd1. Tekrar
tutu�tular. H a l k "Aferin di�iye , n asll kurnazm1 � . ki�isini
kurtard1" diye s6yle�iyorlard1 .
O mer, kenarda, ytizi.i k1pktrm 1Z I , agz1 kilitli bak1-
yor, ortada birbirine girmi� olan �u iki kazdan kendisi­
ninkini ay1rt edemeyerek " N e dedim d e kan�t1m?" diye
tiztiltiyor, pi�man oluyordu.
H i.i k O m etten c; 1 k a n vergi m e m u r u , m u h as e b e
katibi b i l e , yollan rasgeldiginden, durmu� seyrediyor­
lard1; duyan ko�uyord u . Yolun ortasmda arabalarm1 b1-
rakan kagrnc1lar tivendirelerine day anarak seyre geli­
yorlar, �adtrvanm direklerine s1ralanan c;ocular " Hele
bre ! " sesleriyle haykmyorlard1 . i k i kaz on dakikadtr, on­
ce di�ilerin , sonra d a halkm <; iz d igi daire ortasmda al­
talta , usttiste dogu�mekte d ev a m ediyorlarken , avlu­
nun u l u dutlan soguktan k avrulmu� yapraklarm 1 , bu
heyecan ic;indeki adamlarm tepesine sessiz sessiz, bu­
y-Uk bir huzur ve agtrhkla silrekli serpiyorlard1.
Art1k kazlarda gi.ic; kalmam1�t1 . K anat vurmak ic;in
kalk1�Iarmda sendeleyip dil�i.iyorlar, sonra zorlukla tek­
rar tutu$uyorlard1. B a gn$maktan di�iler de yorulmu$tU.
i c;lerinden baz1s1 pohpohla m a kt a n vazgec;erek kuruyan
g1rtl a klarm1 c; a murlu s u l a rd a yudum yudum 1sl at1yor,
uzakla$1yorlard1 .
Hodtik k a c; m a k tizere i d i ! Kan atlanm ac;am 1yor,
gagasm1 tuttu ram1yor, inen silleler altmda nefes alam1-
yordu . � imdiye kadar m eydam btra k m ay1�ma herkes
�a�1yord u . Bu arahk yere b i r deve gibi goc;til , oturdu ,
dinleniyordu . O mer'in kaz1 i�i bitiri vermek ic;in tepesin­
de horozlanm1�, kanat indiriyord u . B u , yanh� bir davra-
KOS OMER / 93

r n�t1 , o da dinlenmeliydi . E�ref Aga O m er ' in yanma


yakla�1p; " B u ne acemilik! " dedi.
$imdi Hoduk kalk1yordu , y a kac;mak, yahut d a ,
s o n kuvvetini s arfetmek istiyordu . Dogu�un en merakh
yeriydi; halk nefesini tutuyordu.
Bu ne guc;su z , ne dermans1z bir kalk1�t1. i ki kanat
yer yemez kac;acag1 belliydi. omer'in kaz1 da bunu an­
lam1� , tepesinde bekliyordu . Arna oyle olmad1 , deminki
di�i, pehlivanm sevgilisi -her dogu�en kazm candan bir
di�isi vardJr- gene gayret, fedakarl!k gosterdi , ortaya
at1ld1, erkegine sokulup hayk1rd1 . Bu, bir uyarma hayk1-
n�1yd1 . Hodi.ik damarlarmda kalan son kuvvetle gagas1 -
rn hasmmm gJrtlagma yap1?tJrd1, birbiri arkasma uc; k a ­
nat vurdu!
Halk bagn�t1.
O mer'in kaz1 , boynunu uzatm1 � , tez ad1mlarla ka­
c; 1yor, Hodilk ustun!Ugunden busbutiln kuvvetlenerek
ardmdan ko�uyor, araya girmek isteyenleri aktar onle­
yip " B1rakm vursu n ! " diyordu. Sonunda yeti�t i , yere
bastJrd1 , ta tepesinden dort, be� tiiy yolup bJrakt1. $im­
di gagasmm testeresine tak1hp kalm1� bir tiiyle Hoduk
sorguc;Ianm1� gibi gururlu donuyor, iki surunun de, kaz
toresince kendiliklerinden , kazananm arkasma eklenen
di�ilerini pe�ine takm I !:? , �adJrvana dogru bir zafer ala­
ymda gibi gidiyordu.
O mer ylizune f1�k1ran bir kanla kulaklannm yand1 -
gm1 duyuyord u . Kazi, Zehra ' nm ugursuz kaz1, hala c;o ­
meltildigi yerde duruyor, toparlak gozlerini saga sola
c;evirerek kendisine bir goz atmadan uzakla?an kahpe
di�ilerinin arkasmdan �a?km �a�km bak1yord u .
Omer " Hay gidi miskin ! " diye ko�tu , hayvanm tam
ba�mdan s 1ms 1k1 tuttu. S 1kt1, sonra yerden c; e kerek ha­
vada c;evirdi, c; evirdi. Kaz, iki m isli uzayan boynunun
ucuna as1h kocaman, iri yagh vilcuduyla fml fml donil-
94 / MEMLEKET HiKA YELERi

yordu. Birden O mer' in avucu ac;ild1, kaz yaymdan kur­


tulan bir ok gibi firlayarak gitti, ?adirvanm mermer olu­
guna hareketsiz cans1z dil?til .
O mer, yana?maya yeti?meye korkan halk1 arka­
smda ?a?ktnhkta b1rakarak c;iseleyen yagmurun altm­
da, h1zh h1zh yilrilyor, c;ikmaz samlan dar, izbe, dolam­
bac; sokakJarm birinden obilrilne gec;erek gidiyor, kO?U­
yordu.
Kus O m er eve gelince bir kelime soylemeden
ahudan k1sragm1 c; 1karm1?, heybesini vurmu?, hilzilnlil
ezan sesleri arasmda kaldmm ta�lanm c; atudatarak
ba?mI allp gitmi�ti.
* * *

Zehra, o gilnden beri, bir y1ldir, kocasmdan dogru


bir haber a lam1 yordu . Yalmz G e; , dart vilayet uzak
memleketlerden donen a s kerler, bazan, yolla rda
O mer'e rastla d1klanm soyleyerek, " G idinin kilskilnil ! "
diye ekliyorlard1.
<;orum, 1 9 1 6
lrmaktan su ta�1yan c;ocuklar dag yolunda ihtiyar
bir adamm yatt1gm1 haber verdiler. B ir boz e�ek de, ba­
�1bo�, oralarda dola�1yordu. Husmen hoca "Vanp baka­
ltm" dedi.
Ak�am yakmdt. iki derenin b irle�tigi bu batak, c;u­
kur, s1tmalt araziye c;eltiklerden kalkan kokulu, a gtr bir
duman yay1ltyor; govdeleri yanlm1�, yanm1�, be� on
ya�lt, cans1z sogut arkasmda gune�; bularnk bir 1�1k
uzatarak arklarm durgun sularm1 yer yer parlat1yordu.
Bu aydmhk parc;alar, kUI renkli rutubetli ova ortasmda
bulutlu bir gogun yanklarma benziyor; yava� yava� bu­
larnyor, sonuyor, ortUIOyordu.
U c; koylO , engebeli, uc; urumlu bir patikadan agtr
agtr birbiri arkasmdan c;1k1yorlard1 ; i<:;lerinden biri, saka­
g1lt at gibi, kotU koti.i oksi.iruyordu.
O nce boz e�egi gordu ler. Fundalarm ortasmda,
tozlu, toprakh bir yer bulmu�, galiba b irc;ok tepinmi�,
yatm 1�, oynamt�, �imdi, memnun bir davrarn�la yan
gelip oturuyor, batan gune�i kay1ts1zca seyrediyordu.
Hoca " H adi nerdesin yolcu! " diye seslendi. Otede,
arkasm1 kuru bir ah!ata dayam1�, ihtiyar, gi.ic;suz bir
adam, s1k s1k soluyor, gelenlere donuk gozleriyle bak1-
yor, elleriyle gogsi.ini.i gostererek i�aretler ediyordu .
" Nen var, ne oldu day1?" sorularma sesten c;ok nefes,
96 f MEMLEKET HiKAYELERi

soluga benzeyen i.i fU riik! ii b i r hmlt1 i l e anla;;Jlamayan


kar�Il1klar veriyord u .
KoylUler, oluyor s a n a r a k , c;omelmi�ler, bekle;;iyor­
lard1. Fakat, hasta iyile;;iyor, canlarnyordu . Abani s a ­
nkl t , mar ci.ibbeli , di.i;;ki.in k 1hkl1 b i r ihtiyard1 . Sert , kir
bir sakaJm ortti.igi.i yi.izi.ini.in meydanda duran k1sm1, Sl­
cak ovalann gi.ine;; iyle kavrulmu ;; , buru;;ukluklar, k1v­
nmlar i c;inde kalm1�t1 . S a rktk, �i� kapaklannm altmda
beyaza yakm a c; ik mavi, ufac1k gozleri vard1 ki insana
bir c;ocuk bak1�1yla dimdik bak1yordu . Yava� yava� bu
yGze bir renk, bu . gozlere bir pa rlakhk geliyordu . Aym
durumda , s1rt1 a hlata dayanm1�; olgi.in sesiyle bir �eyler
soy!Gyor, galiba uzaklardan geldigini, uzakla ra gidece­
gini anlat1yordu.
Husmen H ocanm " Odaya goti.iriin , yatsm" teklifi
iizerine yard1m edip , e�ege bindirdiler. i ki taraftan tuta­
rak dG�mesine meydan vermiyorlar, t a ;; l a r topraklar
kayd1rarak, bin zorlukla iniyorlard1.
GGne� gitmi� , arkalanndaki sular p arl amaz olmu�­
tu. Etraf1 kapatan dik, sivri daglar; duman ve bulut s a ­
nh koca m an b a ;; I a n m birbirine dayayarak c:;oktan uy­
kuya varm1�Iard1. Koy, kayal arm kat kat golgelerinen
gomiili.i, n e penceresinde bir 1�1k n e yollarmda bir ses,
karanhkta bekliyord u .
G e l e n l e rin giiri.ilti.isi.i Gzerine k a p t l a rd a n tek t i.i k
yi.izler uzand1. Ah1rlarda ine kler bogurdi.i . Husmen bag1-
nyor; " Neredesiniz b e , hele c;1km, konuk geldi ! " diye
haber veriyord u . $imdi e llerindeki yanar 9ralada her
ta raftan beyaz bez donlu birc;ok insan c;1k1yor, duman
ve 1;;1ktan bir c;evre ic;inde , karanhk ko;;elere aydmhklar
d ag1tarak , gubre y1gmlannda menevi;;ler ko;;turarak
;;a;;km ;;a;;km konuk odasma geliyorlard1.
B u ras1, en yakm kasabaya iki gun uzakta , Anado­
lu 'nun c;iplak, yolsuz, y 1k1k bir koyu idi. Bir vilayetten
otekine gec;en arabas1z yolcular, bazan, havalar c;ok
kurak gidip KIZihrmak gec;it verirse, �oseyi birakirlar ve
BOZ E�EK I 97

kestin:neden bu koye ugrayarak iki gi.inli.ik yol k az anir­


lard1. l!?te senede bu vesile ile be!? on ki!?i; b e:;; on du!? ­
kiln , boyle dokunakh bir saatte yorgun argm gelir, k a ­
p1lan vururdu . 0 zaman m uhtar H i.is m en koyli.il erden
ikram kimin s1ras1 ise ona haber gonderir, kendisi de,
oc agmda , yaz k 1 � , sonme mecesine c;1ra kilti.ikleri alev­
lenen kon u k odasma yolcuyu yerle!?tirird i . Koy, di.inya
durumunu bu gelip gec; i c i , cahil insanlann getirdikleri
yalan yanh!? h aberlerle ogrenirdi.
Hasta rahatlam1�t 1 . " G ogils , diyordu . Boy l e , ikide
bir tutar. "
Koylillerden biri ocagm c;engeline bir b a krac; a s ­
ffil!?tI. c; 1ralarm alevi vurmu�, ic;indeki b i r sabun kopilgil
gibi renk .. renk k a banyordu . i n dirdiler; ihtiyara bir tas
verdiler. Ufi.ire i.ifilre zevkle ic;iyordu . Si.it h enuz bitmi!?ti
ki, inatc;i bir h1c;kmk tuttu . Buti.in vucudunu sars1yor, o ;
h e r s ars mt1da b i r " Elhamdilli l l a h " diyordu . Koylil l er,
tam kar:;; 1 sma bagda:;; kurmu:;; l a r, konu?maya firsat ara­
yarak s ab1rs1zca bek l i yorl a rd1 ; genc;ler k a p 1 oni.inde ,
ayakta dizilmi!?ler, uyku isteyen gozleri ki.ic;illmil!?, bu
sessiz, hastahkli konuktan bir :;; e y anlam1yorlard1 .
H 1c;kmk kesilmiyor, tersine s1kla�1yor, sertle!?iyor­
du . Hasta bir arahk elleriyle " Gelin, y a k l a !? m ! " diye
. .

i:;; a ret etti. Hilsmen 6nde obur ihtiyarlar a rkada etrafm1


ald1lar. G enc;Ier merak ic;inde, fakat yakla!?maya cesa­
ret edemeyerek kap1da duruyorlard1; herhalde yolcu
zorluk l a bir i!? anlat1yordu . Belki de va siyet ediyordu:
Hiismen ' in ikide birde " Merak etme, gonlilnu ferah tut,
biz bakanz " dedigini duyuyorlard1. Birden ihtiyarlar ye­
re mindere egildiler. Sonra sessiz kalkt1lar.
Hi.ismen " Hakka kavu!?tu ! " diye mmldand1. Ocakta
ki.iti.iklerden biri c; arp1ld1, keskin bir aydmhkla 6lilnun
yuzi.inil p arlatt1 , sondi.i. D1�anda bir inek uzun uzun b6-
giiruyordu .
Yolcu, son i s t e gini anlatm a ya vakit bulmu?tU . K e -

Memleket Hikayeleri - F 7
98 / MEMLEKET HiKA YELERi

meri n d e dizili sekiz altm1yla a ltmdaki boz e�egi Mek ­


k e ' ye vakfediyordu .

Mezar!Iktan donen koyli.iler, ellerinde kalan bu lira­


larla merkebi ne yapacaklanr n , bu emri yerine nas1l ge­
tireceklerini kestirem iyorla r , asmanm altmda birle�ip
soyle�iyorlard1 . Sonunda , b i r kez kazaya vanp kad1ya
darn�maya k a ra r verdiler. Hafta i<;inde Hiismen e�egi
yanma allp yola <;1kacakt1 .

H ayvan bir onem kazanm1�t1; oniine bol yem d o ­


ki.ili.iyor, ffi lSJf saplan y1g1!Iyordu . Bu , dinsel bir odev
gibi s1Z1lt1s1z, sayg1yl a , saati s aatine yap11 Iyordu . Koylu ­
ler s1k s1k hatirlat1yorlar; " Boz e�ek suya goturuldu mi.i ,
arpas1 dokGldu m u ? " diye birbirlerinden soruyorlard1.

Birs a b a h , Husmen Hocay1 alaca karanhkta hep


b irden d e g irm e n i n o n u n e k a d a r g ot il r d ii l e r ;
selametlediler. Boz e�ek, hocanm m erkebine baglI kuy­
rugunu oynatarak rahat, yiiksuz a rkada gidiyor; yeni
dogan Sirma t el l i bir giine�, palanmm soluk kec;esini
kadife gibi p arlat1yordu .

Bu , ne uzun, ne can s1k1c1 bir yoldu. Durgun sular­


dan f1!?kirm1� pirin<; ba�aklanyla arklar boyunca giden
kam1�lann ye�illigi yama<;lar ardmda gorGnmez olunca
kurak diiz bir toprak, iki gun h i<;bir koy e , h i<;bir degir­
mene , hatta iki c1hz sogGdGn golgeledigi bir su ba?ma
bile ugramad a n , ISSIZ, kavru k , surup gidiyordu . Sonra
dik kayah bir yoku� , korkunc; bir bogaz a?Ihyor, tepesi­
ne yakl a?ttk<;a serin bir ruzgarla beraber ho? bir man ­
zara b a?l1yordu . K 1 s a , bir k 11 I c; s1rt1 gibi p arl ayan ince
bir dere, ayvahklar, el mahklar ortasmda yemye�i l , su ­
lak ve bereketli , gaze gu!Uyordu ; telgraf direklerinin s1 -
raland1g1 b eyaz, diizgun bir �ose k1vnla k1vnla donerek
daglara tirmarnyordu.
Husmen, handa ge<;irdigi gecenin sabah1, erken ­
den hGkOmete yolland1.
BOZ E�EK I 99

Minimini kasabanm balkonlu, kuleli gazinoya ben­


zeyen kocaman bir konag1 vard1. Arna tamamlanama­
m1�t1 . S1van amayan kerpi s duvarlar yer yer ac;ilm1:;; ,
kumrulara yuva olmu�tu . U st kat, penceresiz, s1vas1z,
tahta ortU!erle bekliyordu. Kenarda battal bir kirec; oca­
g1, biraz otesinde i�c;ilerin c;ah�t1g1 zamandan kalma bir
sundurma, bugun de oyle, oylece duruyordu. Bina c;ok ­
tan y1kmt1la�m1�t1.
Ceketsiz, kalpaks1z bir jandarma c;avu�u ne istedi­
gini sordu. Hoca ta ba?tan, 1rmaktan su ta?1yan c;ocuk­
larm gelip nasil haber verdiklerinden tutturarak anlab­
yordu . Hikayesi daha yany1 bulmadan kar�1smdaki
uzakla�m1�, derede yuzen ordeklere ekmek at1yor, ko­
�ede c;ardagm altmda nargilesini hopurteden bir sankh­
ya " Ne o, hac1 efendi sabah keyfi mi l " diye sesleniyor­
du.
Kad1' nm izinle i stanbul ' a gittigini ogrenen Hi.ismen,
bir defa da kaymakama i�ini anlatmak istedi. Kundura­
lanrn kap1da c;1kanp , parmaklanrn meydanda b!fakan
y1rt1k c;oraph ayaklanyla , c;ekine c;ekine, elleri karnmda
yurudu, hikayeye ba�lad1 .
Kaymakam, arkasmda c; ividi dalgalanm1� bir ke­
ten ceket, b1y1klan boyah, di�siz, h1mh1m bir adamd1.
!�in tamamm1 dinlemek dayarns1 gostermeden " c;agmn
c;avu�u! " diye seslendi.
B e� gundur, Husmen Hoca onune gelen adama
derdini anlatarak, kasabada dola�1yordu . Jandarma c;a­
vu�u n e merkebi ahyor, ne de kendisini b!fak1yordu .
Sonunda durumuna ac1yan biri c;1kt1: "Gitsin de, iki haf­
ta soma gelir, i�i kad1ya birakahm!" dedi, kand!fd1.
Aslmda buranm kad1s1 iln!UydG, " Kabak Kadi" der­
lerdi. Her i!?i yoluna kor, her kordugumi.i c;ozerdi . Arka­
sma turuncu bir ma�lah giyerek, klfm1z1 �emsiyesiyle
c;ar�1dan bir gec;i?i, kocaman govdesini tutarak olur ol ­
maz !?eylere bir guli.i�i.i vard1 ki, halk bay11Jrd1.
1 00 / MEMLEKET HiKAYELERi

Aym yo llarda n , ayrn duru m d a boz e�ek terkiye


bagh dondu ler. Husmen Hocanm ve iyi beslenmesi ge ­
reken e�egin bogazma ora d a , kat1gm ve a rpanm pahall
oldugu kazada hayli m a s r a f edilmi�ti. Meclis kuran
koy!Oler bunu : " Kutsal yere bagh, bakmak borcumuz ! "
diye c;ok gorm ediler. Husmen de yorgunlugundan s1z­
l a n m1yor, h a k u gruna c; a h� m a k ona yol s1kmtiianm
unutturuyordu.
Arna, ikinci seferin haftasmda, gene merkep ardm ­
da donmege mecbur oldu. Kadi henilz gelmemi�ti; jan­
darma c;avu�u hocaya c;ik1�m1�. " Hoduk herif, acelen
ne!" demi�ti . Koy!Uler, vakfedilmi� bir h ayvanm i§e kul ­
lamhp kullamlmayacagmdan ku�ku duyuyor, boz e§ege
ili�miyorlard1.
U c;GncG yolculugun donG�u, gene oyle , e�ek a rka ­
da oldu. Uzaktan , keskin gozuyle biri boz e�egin geri
geldigini gorm u � , koye yaym1§t1 . Halk §imdi, §a§Irm1�,
m erakla bekl i yordu . H u s m en daha inmeden , kayg1s1z
bir sesle: " Ne ettik be , §ahit goturecektik" diye bir so­
lukta olay1 anlatt1. "Sahi, n as1! dG§Gnmemi§l erdi? Zarar
yok, m e rkebi kad1 kabul edecek, belgesini duzenleye­
cekti ya , h afta y a uc; ki§i g iderler, gerekirs e yemin de
ederlerdi . . . "
Boz e§ek, arasira yapt1g1 yilksuz seyahatlara kar§J
onune dokulen bol yemden yiye yiye sem iriyor, suya
gotGrillUrken kanc1klarm Qzerine ko�;uyor, h irc;mla�1yor­
du. Boyle iki buc;uk ay gec;mi§ti.
Art1k son sefer h azirl and1. Degirmenin onilnde yol ­
cu edilirken yeni dogan gune� bu kuc;Gk toplulugun
kaldird1g1 tozlan parlat1yor, yald1zh bir bulut ic;inde yo­
ku§a t1rmanan koy!Uler geride kalanlara sanki yukseli­
yor, goklere kalk1yor gibi gorunilyordu.
Boz e§ek bir daha donmedi . Koy h a l k 1 , yap1lan
belgelere, bas1lan muhurlere bakarak merkebin ikra m ­
lar gore gore, y ava� yava§ yGksGz ve s1kmt1s1z ta H i -
BOZ E�EK I 101

c: a z ' a kadar gidec:egine, orada zemzem ta�1yacagma


inanm1�lard1 . Hatta HGsmen, bir gece rilyasmda e§egin
palamm ye�il bir kadifeyle kaph gormu?, inanc1 pekle!?­
m i�ti .
Aslmda , hepsi, gorevlerini yapmaktan dogan bir
sevinc;le s1k s1k e§egin sozuni.i ediyorlar, kanc1klara sal­
d1rd1gm1 unutmu? gorunerek ah1rda, kendi kendine ka­
lmc:a, iki tarafa ba�1rn sallay1p Tannya dua ettigini anl a ­
t1yorlar, birbirlerini kandmyorlard1 .
* * *

Fakat ola y m yilmda , kasabaya pirincini satmaya


giden Husmen Hoc:a aptalla�m1§ gibi donmi.i�tU : Pazar
yerinin tam kalabahk zamanmda uzaktan bir " S avulu n
degmesin! " bagm�1 duyu l m u � , halk ikiye ayrilm1!? ve
Kabak Kadi, altmda boz e � e k arkasmda bilinen turuncu
ma�Jah * , iri govdesini sarsan, bir h1zla yoresine selam­
lar dag1tarak gec;ip gitmi�ti.
Bilecik, 1 9 1 8

(*) Bir c:;e�it dippe, ilstli.ik.


YATIR

H arman sonunda ambarlanni zah ire ile doldurup


kilerlerine p astirmalarm1, avlularma odunlarm1 istif
eden halk , hukumet konag1 altmdaki s 1ra kahvelere
toplamr, gevezelik ederek k1�1 tasas1zca kar�1larlard1.
Yenecek ve yakacak ne gerekse Eyl i.i l ic;inde ha­
zJrlamak, soguk aylara kaygusuz bir du�i.ince, rahat bir
yurekle girmek memleketin geleneg iydi . " Etlik 11 dedik­
leri bu i� kirk gi.in surer, kirk gun kasabada peri, dev
masallarmdaki �ehzade dugunlerini and1ran bir hazirhk­
tlf g iderdi. Bac alann bogula tikana ti.itti.igi.i, kazanlarm
ta�a kopure kaynad1g1, evlerin sucuk dizileriyle c;epe­
Gevre donand1g1 bu gurultUlu , tela�ll gunlerin arkasm­
dan ortahga, hemen , giiz yagmurlanyla birlikte derin
bir uyu�ukluk c;okerdi.
Artik satlf se sleriyle degirmen ta-?lannm ugultusu
diner, baltalarm <;ah�mas1 biterdi. Dolu ambarlan ve ta­
vana kadar yetmi� odunluklanyla vucutlannm, ocakla­
rmm yiyecegini hazirlam1� olan bu halk, kahvelere do­
larak vakitl erini nargile hopurdetmek, oksi.iri.ikler, t1ks1-
nklarla s1k sik kesintiye ugrayan anlams1z sohbetlere
dalmakla gec;ir irler di
.

DI!?anda ister k1� bir sonbahar gibi 1hk gec;sin, Ara­


hk, Ocak aylan ic;inde kmlc1klar sapsan donamp asma­
l ar filiz versin; ister kar adam boyu y1g1hp yollan ort­
sun, firtmalar telgraf direklerini devirip kasabanm
YATIR I 1 03

dunya ile ili?kisini kessin, onlar iri sac; sobalarm nar gi­
bi k1zard1g1 kahvelerde topla!}arak, ocaklarmda kiltiik ­
ler alevlenen yer odalannda hindi doldurup birbirlerine
ziyafetler c;ekerek kendi evrenlerinde kaygusuz ya!}ar­
lar, oz smirlarmdan otesini di.i?ilnmezlerdi.
Arna bu y1l, c;oktan beri ba�layan odun s1kmt1s1 ar­
t1k k1thk derecesini bulmu�tu ; sobalarm k 1zaracag1,
odunlarm parlayacag1 ku?kuluydu. c;unku girdigi koy­
de boynuzlu bir c;ift hayvan bile koymayan yaman bir
veba, bu yoreyi eli bogrilnde b1rakm1� . her i�i yi.izilko­
yun sermi�ti. On sekiz saat otedeki ormanlardan kasa­
baya odun indirecek acar o kilzler nerede? Derileri tu­
lum, kemikleri tarlalarm c;evresine <;it olmu�tu . . . Sava­
�a rastlayan bu y1lda, aslmda delikanltlar da azalmt� ,
koyler bo�alm1�t1. E:;; e klerin s1rtma be� , on c;uruk dal
vuran kadmlar, eskiden bir arabaya istedikl eri paray1
alamaymca mallanm satm1yorlard1 . Daha kimse odu­
nunu alamam1�, bir c; are bulamam1�t1.
Bu y1l odun k1t1Ig1 c;ok can yakacak , c;ok ocak
sondilrecekti.
i ki sene ic;in pe§in para ile kiralad1g1 hamam11 ya­
kacak bulamad1�mdan kapatmak zorunda kalan llistir
Nuri:
- Ah �u Maslaktaki orman ! . . Ne etsek de koylilyG
k andirsak? Kasabaya dart saat . . . Benim ham am a da
yeter, sizin evlere de! . .
Diye ikide birde soyleniyor, bir yol gosteriyorsa da
kimse yana�m1yor, kimse bunun c; 1kar bir i!} olduguna
kanm1yordu.
c;unkil ic;inde bir yatir, yani bir mezar, bir evliya
vard1 ve manevl silahlanyla bu ormam hilkGmetin ko­
rucularmdan ve yasaklarmdan daha iyi koruyordu. Bir
dah kopmam1§, bir ufak ki.itiigilne balta dokunmam1 ?t1.
Dagl arm agac;larla orti.ilU oldugu bereket zamanla­
rmdan yadigar gibi kalm1�; c;1plak tepeler, kayah ya-
l 04 / MEMLEKET HiKAYELERi

mac;lar arasmda gozleri dinlendiren yayvan golgesiyle


butt.in ovaya bir §irinlik vermi§ti. Yanmdaki koy halk1,
Maslakhlar, iki gun oteden odun getirir, tezek kurutur,
saman yakar, yatmn yurtluguna dokunmay1 hatmndan
gec;irmezdi. Mescidin mimberini yakmakla bu ormanm
agacm1 b alta lamak arasmda bir fa rk gorm uyorlard1 .
Hele biri, bir yabanc1 ili§sin alimallah, hukGmet zindana
atacak olsa bile gene parc;alarlard1 .
B u , kGc;Dk bir c; a m orrnam i d i . Yazm kasabanm
bogucu s1cagmdan kac;anlar gelirler, c;ad1r kurarak gol­
gesinde serin gunler gec;iri rlerdi. Tam ortasmda rnini­
mini bir kaynak yaz kt§ art1p azalrnayan rec;ine kokulu
duru s 1Z1nt1s1yla bu ziyaretc;ilere ac;hk, s aghk verirdi.
Suyun yanmda dedenin mezan vard1 . Halk ozenmi§,
bezenmi§, c;evresine ye�il boyah bir tahta parmakhk
c;ekmi§ti. G U I dikrni§ler, fener de koymu§lard1.
Tam ba§ tarafmda, gune§sizl ikten buyuyemeyen
cinsi belirsiz, c1hz, bucur bir agac; ye§ermi§ti. Renk renk
pac;avralarla donanm1§ olan igri bugru dallan onu , s1-
cak memleketlerin yaz k1§ c;ic;egini dokrneyen tuhaf bir
fidanma benzetiyordu . Fenerin altmdaki ta;;, 9ra isin­
den kararmI§ , §em ' ah( * ) kibrit uc;Ian yap1§arak, mum ­
lar eriyip ta§arak kirlenmi§ti. Devrilmi§ bir pirinc; §am­
dan , dipleri kmk iki, uc; kandil, durmaks1zm dokiilen
kuru c;am yapraklanyla her gun biraz daha ortiililyordu.
Y11lar ya§amI§, yorgun davrani§ h , bezgin sesli
c;arnlar bu 1ss1z kabrin ba§ma dolmu§lar, en durgun ha­
vada bile i§itilen ahret f1stlttlanyla dervi§ler gibi , qurup
dinlenmeden sanki dua ederlerdi. Ormanm bu en lo§,
en kuytu pan:�asmda obur dunyay1 hat1rlatan, insam
o!Gme yakla?tlfan, gonlune Gzuntiller veren bir ha!, din ­
sel bir etki v ard1.
i §te i l istir Nuri'nin Maslaktaki orman dedigi bu
c;am korusuydu . i ! istir, memleket dilinde suzgec;
( * ) Sert yerlere surtunce yanan bir kibrit tlirli.
YATIR / 105

demektir. Bu ta km a ad belki yuzl.inun delik de�ik dene­


cek kadar c;ic;ek bozugu olmasmdan verilmi:;;t i. Vaktini
kahvelerde, gezmelerde , rak1 alemlerinde gec;irir, i:;; s iz
guc;suz ya:;; a rd1. Kendine gore bir ku:;; a k san:;; 1 , bir pus ­
ki.il s ark1t1:;; 1 , hele diz kapaklarm 1 dik dik tuta tuta topa­
hms1 bir yuruyu:;; u vard1 ki; Kasaba halkm1 k atiltird1.
Zaten herkesin huyuna gore :;; erbet verdiginden butiln
kaza halkmm dostu, her eglencenin davetlisi, her yol­
cunun k1lavuzuydu. Kasabaya inen yabanc1Iar kar:;; 1 la­
rmda onu bulurlar, bildiklerini ona soylerler, anlayacak­
lanrn ondan ogrenirlerdi. Yoredeki u c; vilayetin haberle­
rini abartarak, abart1h eklemelerle buyuttip kahve kah­
ve yayan hep Nuri idi. Kirk y1lda bir, i:;; tutay1m demi:;; ,
hamamc1hga karar vermi:;; , fakat odun yokluguna rast­
gelerek bu terslik onu bir daha kar pe:;; i nde ko:;; m aktan
vazgec;irmi:;;t i.
Bir kurtulu:;; yolu bulamazsa hamam, ona tarlalan­
rn satt1racak, i listir'i bat1racakt1. Haftalardan beri bir yol
anyor, dalgm dalgm dola:;; 1 yordu . Arkada:;; l an :;; a kala:;; 1 -
yorlar:
- !;)eytanm bilmedigini bilirdin Ulen l listir, :;; i mdiye
dek ormana bir c;a rk takamadm m1?
Diyorlard1.
Ekim ic;inde firtmah b ir yagmur, iki gunde agac;lan
yapraklarmdan soymu:;; , c;evredeki daglann tepelerine
kardan beyaz takkelerini giydirmi:;;t i. Tuten soba boru­
Ian, bugulanan camlar, gocuklu insanlarla kasaba k1�
durumunu alrn1:;;t 1. Herhal, bu y1l , soguk aman dedirte­
cekti.
Bu yorelerde, ara stra , ne si.irekli, ne inatc;1 bir k1§
olurdu. Bembeyaz, di.imduz ova ortasmda kasaba her
gi.in b iraz daha gomUlerek insana sanki, boyle ortule
ezile, siline ufala bitecek, bahar gelince eriyen karlarm
ic;inde bulunmaz olacak duygusunu verirdi . Nisan yag­
murlarma kadar boyle yan saklt, yan canh b ir ornurle
1 06 / MEMLEKET HiKAYELERi

bekleyen kasabanm dolambac;, dar sokaklarmda , dart,


be� ay hayat, hareket kesilir; ne kagmlar gec;er, n e
manda siiriileri dola�lf, ne a t �aklfti!an duyulurdu. Yal­
mz , baz1 giinler bir tabut arkasmda mezarhga yollanan
ufak bir kalabahk karlan ht�!fdatarak, oksiire oksure is­
teksiz, konu�maks1zm gec;ip g iderdi. Sonra gene sessiz­
lik, karlann biisbiiti.in derin, korkunc; ettigi bir durgun­
Juk, deniz gibi gelir, bu sisli izi c;arc;abuk orterdi.
Kasabaya, boyle gunlerde, bir hayat, biraz can ve­
ren bacalard1. Riizgarm onune katilarak yassdana uza­
na, geni�l eye s erpile sure kli hareket eden dumanlar,
uzaktan , bu donmu� ova ortasmda kemiklerinin ic;i tit­
reyen garip yolculara ne keyifli gorum1rdu .
H albuki bu y!I bacalar eskisi gibi ta�a ta�a tiitme­
yecek, ocak ic;leri ri.izgarlara kar�1 meydan okuyarak
alevlene alevlene homurdanamayacakt1.
* * *

Bir gi.in Nuri sevinc;li bir yi.izle kahveden ic;eri girdi,


oturan halk1, c;ekmece ba�mdaki mat sahibine �oyle bir
c;ember i�aretiyle gostererek:
- Yap agalara benden birer kahve ! . .
Dedi. Ne olmu�tu? Soranlara : " Hie; diyordu, oyle
de batt1k, boyle de, bari arkada� kazanaltm! .. " Obiirleri
ku�kulamyorlar: " Bir i� c;evirdi ama nas1! anlasak" diye
di.i�unuyorlard1.
Anlamas1 uzun surmedi; ertesi gi.in gelen bir haber
kahvelerde c;alkaland1, halk1 d1�an ugratt1: Maslak or­
manmdan, hemen de yatirm tam ucundan be� at c;am
ki.iti.igi.i gelmi�;, dogruca i listir' in h amamma istif edil­
mi�ti. i � itenler:
- Etme be, gerc;ek mi?
Diye �a�arak f1rhyorlar, bakmaya gidiyorlardt.
Haber dogruydu. Kulhanm i�tihasm1 getirecek
k�dar <;Jrall, kalm , saglam kuti.ikler biribirlerine dayan-
YATIR I 1 07

mi�; c;isel eyen yagmurun a ltmda yaglt vi.icutlarmdan


gi.izel bir koku salarak bekliyorlard1.
ilistir kasabanm p azar yerinde bir sabah Abdi Ho­
caya rastgelmi�ti. Abdi Hoca , Maslak koyi.inden ak sa­
kalh , ye�il sankll, titiz, sofu bir adamd1

. Elinden tesbih, agzmdan dua di.i�mezdi. Halkm


bi.iyi.ik bir kay1ts1zhkla " <:; ic;ek" ismini verdikleri frengiye
nefes eder, tutsi.i y apardt. Zelzele gibi, kolera ve sava�
gibi felaketleri onceden haber verm e k , k1�m �iddetini
yaz dan, yazm kuragm1 k1�tan a n l a m a k gibi ermi � l i k
halleri o n u yalmz koyde degil , kazada bile sozi.i gec;en
bir mevkie 9karm1�ti. i stanbul zelzelesini aym gi.in, ay­
nr s a atte dendigine gore, sanki a n l a m 1 � , k a h v e d eki
minderl i , postekili oze\ ko�esin de yan uykulu yan ken­
dinden gec;mi� sessiz dururken b irden:

- Aha yaz1k oldu gozi.im yere . . .

Diye ha yktrm1�t1. Belki bunu kasabada Belediye­


nin y1ktlfd1g1 eski kadt ko�ki.ini.i hat1rlayarak soylemi�ti;
fakat ertesi gi.ini.i olayt ogrenen koyluler gezdikleri yer­
de Abdi Hocanm:
- Aha yaz1k oldu gozi.im memlekete . . .
Dedigini yaym1�\ard 1 . Onlar hocal anyla ovlinurler-
di.
i!?te i listir'in rastgeldigi Abdi Hoca boyle yan ermi�
bir koylUydu. H emen kO!?UP elinden optU , boynunu bi.i­
� i.ip durdu . Hoca bu sayg1ya kar�thk tesbihsiz sol eliyle
llistir'in arkasm1 s1vad1, gec;tiler.
Fakat b u rastlay1� N uri ' nin beyninde derhal bir 1�1k
<;aktirdt; sanki hafta l a rd a n beri kafas m m ic;ini c;ekmez
bir ocak gibi dolduran isler, dumanlar s1ynhp gitti, bir
a c;1khk oldu . " Acab a , diyordu , kand1rabilir m iyim ? "
G eri dondu, pazar yerini alti.ist ediyor, aramyordu,
sonunda gordi.i . Abdi Hoc a , halkm selamlarma yanbu -
1 08 / MEMLEKET HiKA YELERi

c;uk kar�11lk vererek agir a g i r gidiyordu. Ko�tu , bir �ey


soylemek ister gibi onunde durd u . Elleri gogsunde ,
gozleri yerde , korkar gibi bekliyordu.
- Ne var il i stir, bir zorun mu var?
i listir arastra, alay olsun diye hocaya leyleklerin
essah hac1 olup olmad1klarma, domatesin hmm eti ka­
dar gunah say1hp s ay1lmayaca gma dair zor sorular so­
rar, ta koye kadar yollanarak i rm a k boyunda bu sene
k1rag1 yagacaksa bo� yere baglan bell etmi� olmamak
ic;in darn�maya geldigini soylerd i . Fakat bunlan o ka­
dar ustahkl a , bel irsiz yapard1 ki hoca kanar, i listir' i ken­
di ermi�ligine inananlarm en baghs1 sayard1.
Bugun:
- Sayle bakahm , ne dam�ac a ksm?
Sorusuna ka n;;i biraz kekeledikten , oksurerek vakit
kazand1ktan soma anlatt1: U c; gecedir surekli ruyasmda
kendisini karanhk, s1k bir orman k; inde kaybolmu� go­
riiyormu�; a m m a ne orman? . . . Sagma donuyor, agac; ­
l a r onunQ kapat1yor, soluna kO§Uyor, dallar ayaklanna
dolarnyormu� . . . Kan ter ic;inde boy le ugra�mken birden
kar�1smda beyaz arakiye l i , yel?il cubbeli , nur yuzlu b ir
ihtiyar peyda oluyor:
- Bekle oglu m , Abdi Hoca yakmda seni de feraha
c;1karacak beni de . . .
Diyormul?· · · Boyle uya myor, bak1yormul? k i sabah
ezanlan okunuyormu!?. Merak etmi!?, Kadir1 �eyhine ug­
ram1� anlatm1�! B ir iyi dinledikten soma demi? ki:
- Bunu git bileninden , Hocadan sor; elbette Ma s ­
l a k Dede, benden , senden once o cennetlik ki�inin i<;i­
n e dogmul?tur. Yatirl ar k a ranhk, nemli yerlerden, en
c;ok da c; a m korusundan hie; hol?lanmazlar. Onlar servi
ile gill severler; eskiden b e n Malaty a ' da dervi!?ken bir
ermi§ hepimizin rilyas m a girer, " Ferahlatm beni ! " diye
seslenird i . Turbesinin etrafmda k i agac;lan balta l a m a -
YATIR I 1 09

d1kc;a bizi r a hat b1rakmadt . Belki bu da oyle bir �eydir,


" Allahu alem bissavab . . . " B en de lie; gecedir aym ruya ­

y1 goruyorum . . . Gene de Abdi Hoc a bilir. . .


Abdi Hoca �a�alayarak dinliyordu. i l istir vakit kay­
betmeden saf bir yi.izle hemen sordu : " Hocaya da
malum o tm u� muydu? " Bunu me rak ediyordu.
i listir Nuri' nin bu yalm, fakat cevap isteyen sorusu
kar§1smda hoca yutkundu ; di.i§Lindu. Hayir, diyemezdi,
i listir 'e, KadirI �eyhine, belki de daha ba§kalarma goru­
nen erm i §in ona daha once gorunmesi gerekmez miy­
di? Hem mademki onlara da Abdi Hocanm ismini vere­
rek belirmi§ti, bilmez gorunmek dal budak salan adma
ta d ibin d en bir balta vurmak de m ekti . . . iyisi mi, baltay1
ormana vuracakt 1 ; hem c;oktand1r koyli.inun �urada bu­
rada yay1p gezecegi onemli bir i;;, bir ermi§lik goster­
memi§ti, aras!fa kendisinden soz ettirmezse unutulaca­
g1 ku§kusuzdu ; bu uygun bir durumdu, yararlanmahyd1.
Anlam!J yapmay.a c;ah!?t1g1 bir gilli.imsemey\e, aglf­
ba§hhgm1 bozmadan l listir'in arkasm1 bir daha s1vad1:
- Sen rahat ol , ogul. B en dedenin emrini c;oktan
ald1m ! . .
Dedi; dudaklarmda tehli l ( * ) , parmaklarmda tesbih,
uzakla§t1. i listi r , sevincinden ba s t1 g 1 yeri gormeyerek
ko�tu, kahveye kendini att1 ve bildigimiz gib i :
- Yap a galara benden bir kahve ! . .
D iye haykird1.
Ertesi gun Maslak koy!Gsu , Abdi Hocanm: " Haydi
evlatlar, bize b ir gorev di.i§ti.i ba§lang1c1y\a verdigi emri ,
kar§l koymag1 hatirlarmdan gec;irrneden y erine getir­
mege ko§rnu�tar, astrlar gormii§ ulu c:;amlara , dinsel bir
boyun eg i§ l e ve sevinc:;le baltalarm1 sallam1§lard1 . Ak§a­
ma mezarm etrafmda iki donurn kadar yer ac:;1lm1§t1.
(*) Kelime -i �ahadet.
1 1 0 / MEMLEKET HiKA YELERi

O dunun fazlasm1 s atarak tlirbeye bir lah it yapt1rmay1


du;;i.inurlerken i listir yeti;;mi�;, hemen pey si.irerek elli at
yGkGni.in pazarhgm1 bitirmi;;ti.
* * *

i ;;te ki.ilhanm onune y1g1lan odunlarm h ikayesi bu


idi. Fakat bir defa kutsalhg1 ve ruhaniligi kaybolan me­
zar, art1k eski kuvvetini gosterememi;;, baltalann sald1 -
nsmdan ormarn kurtaramam1;;t1. 0 gi.izel c;am korusun­
dan Ge; y1l sonra c;1plak bir tepe ile c;iplak bir mezar kal­
m1;;t1.
Kaynak bile damlalanrn azalta azalta sonunda, bir
Temmuz ic;inde kurumu;;, kaybolmu;;tu; sanki o rec;ine
kokulu, p arlak suyunu c;amlarm damarlanndan c;ekip
c;1kanyor, c;amlann ozunu topluyordu. Hatta Rumeli
goc;menleri ye;;il parmaki iklanm da sokmu;;lerdi. Bunu
i;;iten Abdi Hoca :
- Dunyanm kotGIGgi.i artt1, Maslak Dede art1k b iz­
den elini c;ekmek, nam ii ni;;amm kaybetmek istiyor.
Diye uydurmaga kalk1;;m1;;t1 amma, Gnu gittikc;e
azald1gmdan buna kulak asan olmad1.
Ankara, 1 9 1 6
KOM�O NAMOSO

Ag1r mu�amba perdeler ikindi gune�ine kar�1 indi­


rilince ufak kalem odasma biraz golge, biraz serinlik
yay1ld1 . $imdi her taraf esmer bir renkte idi. Yalmz per­
vaz aralarmda uzanan tozlu siyah c;izgileri �urada bir
kag1t makas1, otede bir kutu raptiye , ko�ede bir bo�
bardak bulup parlat1yor ve yan karanhk ic;inde bu ufak
tefek, ac1kh 1�1klar c;ogu kandilleri sonmi.i� bir minare
�erefesi gibi ic; karart1c1, eksik gozi.ikiiyordu.
Herkes ko�esinde, k anapesinde bitkin, birbirine
sanki yabanc1yd1; kimse i�iyle ugra�m1yordu . Yalmz
Temmuz geldigi halde henuz k1vnhp kaldmlmam1� aba
perde kapmm yanmda, her gi.in Eyi.ip ' teki Hamidiye
koyiinden gelen ve hep boynunda belladon yagh kirli
bir tG!bent ta�1yan kay1t memuru Mi.imtaz Efendi bi.iyi.ik
bir deftere rakkam doki.iyor, yanma c;omelen bir odac1,
mi.imeyyiz ( * ) efendiden a rtan �erbete galeta kmklanm
bat1rarak sessizce emiyordu. Koridorda aras1ra c;m­
g1raklar c;ahmyor, bunu ayak sesleri izliyor, avluya ba­
kan pencerenin altmda iki gun once bir araba tekerlegi­
nin koti.iri.im ettigi kopek y avrusunun iniltileri i�itiliyor­
du .
Bo� kalan bir sandalyeye ayaklanm uzatarak rahat
bir durum alan $akir Efendi yelegini, pantolonunun
kopc;asm1 ac;makla da kalm1yor, yan gozle mi.imeyyize
(*) Kalemde, yaz1!an dlize!ten k1demli memur.
1 1 2 I MEMLEKET HiKAYELERi

bakarak, usul usul hilahi gomleginin on dugmelerini


c;ozuyor, elini siper alarak k1l11 gogsunu Gfluyordu.
Bu sirada iyice dalga gec;en memur aday1 Osman
Bey, c;enesini koluna dayay1p uykulu gozlerle, duvar­
daki yelkenlerini � i�irmi�, mor denize yan yatm1� bir
ta� bask1 gemi resmine ozlemle bakt1ktan sonra ona
egildi ve ikinci mumeyyiz Saki Efendinin kadife koltu­
gunu gozi.iyle i�;aret ederek: " Bu ak�am meseleyi ac;a­
nz, yaz1k camm, ac1yorum! " dedi. Oteki ilgili gori.indi.i­
gi.i bir konu Gzerine art1k gogsi.inG Gflemekten vazgec;e­
rek: " Peki amma, kim soyleyecek? "
- Ben, fakat bu hususta emin misin? Gozlerinle
gordun mil?
- Elbet, elbet, her !_?eylerini ogrendim; kirmm be­
yaz i�aretler mi? Parolalar m1? Neler varsa . . . Kadm c;ok
akllh �ey; trenlerde gorduglin i�aretleri rengi rengine
uyguluyor. Beyaz mendil pencereden uzand1 m 1 " Gel,
seninim, teslimim" demek; her sabah bir kerecik b aka­
nm; kirmm ise, bo� yere hie; rahats1z olmam, seyrede­
cegim diye pencerelerde beklemem; fakat beyaz ise
y ats1y1 k1lar, gaz1m1 sondurur, kafesi yan indirir bekle­
rim. 0 gece ko�kundedir. U c;e yakm ( * ) herifin golgesi
ko�eba�ml doner, kapmm onunde biraz durur; soma
birden tam kapmm hizasmda ic;eriye giriverir. Benim de
uykum gelir, bilmem sonra ne olur? . .
Osman Bey elliden fazla i�ittigi bu hikayeden her
defa ayn bir tad ald1gmdan ylizundeki dalgm goruni.imu
art1k att1, c;apkm bir gGIGmseyi�le " Otesi belli, camm ! "
dedi. Birbirlerine bak1�tilar; her i kisinin gozlerinde de
tutkuya varan bir istek v ard1 ; bunu fa rkeden $akir
Efendi, ahlakh bir ki�i davram�;iyla soylendi :
- Allah korusun. <:;ok guc; �ey! . .
B a � mumeyyiz; masa arkasmda otururken c;ok
uzun boylu gibi duran, fakat ayaga kalkmca k1sac1k ka­
( * ) Gun bat1mmdan ii<; saat soma (alaturka saat).
KOM�U NAMUSU I 1 1 3

Ian bir Tatar, serili gazetesi i.izerinde sanki uyuyor, sa­


bahleyin taze miirekkeple doldurulmu� hokkalarla gii­
ne!?li perdeler iizerinde golgelerini gezdiren sineklerin
arasJra yapt1klan saldmlar a ltmda uyanacak gibi bir ses
9kanyor, parmagmm ucunu, omuzba!?mI, dudaklarmm
birini oynat1yor, soma gene dahyordu; Osman Bey onu
seyrediyor, bir oyunda imi� gibi egleniyordu.
Birden d1!?anda , koca dairenin anla�J!maz bir yo­
niinden ikindi ezam okunmaya ba�lad1. i k i arkada� bu­
nu sebep tutarak kalkt1lar; sand1k, heybe y1g1h merdi­
venlerden cami katma geldiler. Orada poyraza kar!?l
ac;1k bir pencere vard1, s1cak bir riizgar esiyor, $akir
Efendinin 1slak fanilasm1 teninden c;ekiyordu . Osman
Bey gene de: "Aman yanh� bir i� yapmayahm; e!?ime
soruyorum, c;ok iyi kadmdJr, diyor. Bilmem ama, bi­
zimki de biraz anlar" diye soyleniyordu.
Bunun i.izerine $akir Efendi hiddetlendi:
- inanmazsa bu ak�am gizlice bizim eve gelsin ,
sabahleyin i�aret beyazd1, demek Baki eve gitmeyecek
ve herif gelecek, gozleriyle gorur.
Osman Bey art1k inand1. Yava�c;a indiler ve ak�am
kalemden c;1karken B aki 'yi bir birahaneye goti.irerek
durumu kendisine ac;mag1 kararla�tJrd!lar.
Saat onu ( * ) gec;iyord u . Ba�miimeyyiz yerinden
kalkt1; o sabahleyin oturdugu bu iskemleden ak�am
uzeri gitmek ic;in ayn!Jr ve hic;bir i:;; e yaramad1gmdan
i.istleri biitiin gun onu rahat bJrakJrd1.
Baki Efendi, pencereye ast1g1 1slak mendilinin ku­
rudugunu anlaymca katlad1, cebine koydu, yeleginin
katmerleri arasma biriken mavi nhlan silkti, gidiyordu;
hazlf duran $akir Efendi ile Osman Bey, arkasmdan
yeti:;;t iler ve pek teklifsizce " Camm , �urada bir tek ata ­
hm, serinleriz, konu�uruz" dediler.
( * ) Alaturkd '"at. gi.in bat1mindan 2 saat once.
Memleket Hikayelen - F. 8
1 1 4 I MEMLEKET HiKA YELERi

$akir Efendinin Sirkeci ' de tamd1g1 bir birahane


vard1. GGndGzleri dort tabak yemegi be� kuru�a veren,
bu kalabaltk ticarethanenin sahibi eskiden Tokathyan­
da a�c:;1hk yapt1gmdan, her geli�inde ondan yemek pi­
�irme tarifleri al!r, cuma gunleri evde mutfaga girer, de­
nemeler yapard1.
B irc:;ok masaya oturup kalkt1ktan , her keresinde
begenmeyerek ko�elere goz att1ktan sonra gittiler, kim ­
se bulunmayan bir bolmenin arkasma yerle�tiler.
B i r sure soz eden olmadi. $akir Efendi; gozleri ,
kendine pek benzeyen Salvator( * ) ilamnm koca sakalh
p apazmda , hafiften oflay1p pofluyor, sigarasmm sondG­
gGnu unutacak kadar da!Jyordu. Bir zaman gene konu­
�ulmad1 . Osman Bey, soguk bir du� yap may a mecbur
bir adam gibi ellerini omuzba�larmdan bir gec:;irdi, son­
ra kollanm kavu�turdu, titrer gibi bir hayli bGzGldGkten
sonra kollannt kavu�turdu , titrer gibi bir hayli bGzU l ­
dGkten sonra sonunda birden, dedi ki :
- Biliyor musun Baki, sana bu ak�am onemli bir
�eyden bahsedecegiz . . .
$akir Efendi ekledi:
- Bir n amus meselesinden . . .
O burG once hic:;bir �ey anlamad1, cumlelerin bit­
mesini bekledi; sonra her ikisinin de, bo� bir deponun
borusunda kalm1� son suyunu harcay1veren bir musluk
gibi durdugunu gorunce: " Anlamad1m, ne? " dedi.
0 zaman Osman Bey, kelimelerini arayarak , dai­
ma �i�man a rkada�m1 �ahit tuta ra k , erdemden ,
ahlaktan soz ederek anlatt1, anlatt1. Zavallmm bir keli ­
me soylemeden dinledigini gordGkc:;e soylevinin henuz
yeterli bir etki uyandJrmad1gm1 sanarak tekrar ba�Iad1;
eklemeler yapt1.

( •) Bir bira markas1.


KOM!?U NAMUSU I 1 1 5

Baki'nin bak1�lan bira kadehlerine dikilmi�;, sank i


kopuklerin yava� yava� nas1l ac;1ld1gm1, zumrUt yakut
gozlU b alonlann birer birer nas1l patlay1p kayboldugunu
du�unuyor; sanki onla n dinlemiyordu . Neden sonra
c;ok durmu�; , paslanm1� bir sesle, gozlerini arkada�lan­
na c;evirmekten korkarak sordu:
- Soylediklerinizden emin misiniz?
Her ikisi de, haykird1lar:
- Ne demek, elbette, elbette! . .
0 ak�am son trenle g idip isterse $akir Efendinin
evine gizlenerek gozleriyle gormesini teklif ediyorlard1.
Baki: " Peki, oyle olsun" dedi . $imdi agir, ag1r aghyor,
kansmdan aynlm1� gibi; gec;mi� c;ekisiyle soz ederek:
" Ah , b ilemezsiniz , ben ona ne iyi bakard1m , onun ic;in
nasII rahat1m1 feda ettim " diyordu; soma anlat1yordu.
- Ald1g1m zaman on dart ya�mda idi, on senedir
beraber ya�1yorduk. Elbise der yapard1m, para der ve­
rirdim, hizmetc;i, a�c;1 der tutard1m; onun rahat1 ic;in al­
d1g1m ayhg1 sonuna dek h arcard1m. i �te biliyorsunuz,
ne evim var, ne bir gelirim! . .
$akir Efendi durmadan Salvatorun papazma bak1-
yor, bir a�1k gibi kar�1smda gogsunu �i�iriyordu.
Gazlar( * ) yanm1�t1 ; c;1ktllar; para Ian Osman Be y
verdi.
S irkeci caddesi kalabahkt1, c;ok bayag1 idi, man­
gallanrn yol ortasma koyup midye tavas1, ate� bahg1 pi­
�iren bakkal dukkanlan yanmda kahve ic;enler, gramo­
fon dinleyerek nefesleniyor, ferahhyorlard1. Tramvay
borulan( * * ) , vapur dudukleri arasmda zurna sesi, bir
Yahudi taklidine kan�1yor, daha otede Karmen'in Tore­
ador'u c;alm1yordu. <:;evrede zelzeleden korkarak so­
kaklara dokulmu� bir yoksul memleket durumu vard1.
( * ) Havagazh sokak lambalan.
( * ) Boru ile yol isteyen ath tramvay.
l 1 6 f MEMLEKET HiKA YELERt

B aki Efendi her ak?am kansma a it ufak tefeklerle


dolu paketi elinde; tozlu, steak ayakkaplarmt surterek
gec;tigi yollarm ?imdi sanki yabanc1s1 idi. Garip bir ?a?­
kmhkla c;evresine bak1yor, her yeri ba?ka turlil, degi?ik,
kederli gori.iyordu. Bir saatte kendisi o kadar degi?mi?,
eski ki?iliginden o derece <;1km1?, uzakla?mt�t1 ki sanki
bu gece bi.iti.in mutlulugunu gomdi.igi.i uzun, felaketli bir
seyahatten doni.iyor, hatJrasmda di.inki.i gi.ini.in bu saati,
y irmi sene onceki bir mutlu gun gibi ona uzak, eri?il­
mez gori.ini.iyordu.
Bundan sonra ne yapacakt1? Eger dogru ise kans1-
m terkedecek, fakat i.ic; ufak c;ocugunu nasil besleye­
cek, nasil egitecek, onlara analarm1 nas1l unutturacakt1.
Hem bi.itUn bu aynlmalar, yalmzhklardan sonra, uzun
bir kadms1zhk, bu karga?ahk, ne dayamlmaz bir rahat­
s tzhkti!
B irden her ?eyi unutarak sevgilisinin kim olabile­
cegini du�undi.i, bununla o kadar ugra?tI ki ne Osman
B eyin aynld1gm1, ne trene bindiklerini, ne de Yediku­
le ' ye yana?ttkla rmt farketti. Kansmm bu rakibe daha
?ehvetli, daha ta?km gori.inecegini dii?i.inerek k1zd1.
Yanyana gidiyorl ardt . Baki, $akir Efendiye sokul ­
mu?, oksi.iz tavn alm 1�t1.
Demek bu gece evine girmege hakkt yoktu . A rt1k
kendi fikriyle degil, arkada�larmm uyanlan ile ya?ama­
ya , davram?larmdan onlara bilgi vermege mecburdu .
$imdi her �eyi unutarak gidip kendi kap1sm1 c;almasma
?U koca kannh hic;ten adam engel oluyor, rastgele og­
rendigi bir str onu hakim , kendisini mahkOm ediyordu.
Bu i?e kan?mak hakkm1 ona kim veriyordu? Bu, kom­
?Usunu, kalemdeki arkada!ii lnl degil de, herkesi ilgilen­
diren gene! bir sorun muydu?
0 zaman dil?Cmdi.i ki insanlar yalmz kendi rnutlu ­
luklanm iyice duymak ic;in, ba?kalarmm felaketini arar
ve bencilliklerinin boyle baz1 c;e�itlerine erdem ad1 vere-
KOM�U NAMUSU I 1 17

rek mesela aildat1lan bir kocay1 uyarmay1 " ahlak" sa­


yarlar. Halbulki bunun ash, ba§kasmm felaketinden du ­
yulan vah§I 2Zevk, kendisini ondan mutlu gormek ic;in
haz!flanm1§ 91arip bir delildir.
Ko§eyi donmil§lerdi; evinin yukan k1smmda 1§1k
yoktu; yalrnz bodrum katmdaki yemek odasmm pence­
releri biraz, p1ek hafif, sanki bir idare kandiliyle aydmla­
t1lm1§t1. DC!§C.indu , bu aydmhgm mutfaktaki lambadan
yans1d1gm1 , lb u saatte a§c;I kadmm sofray1 kurdugunu
hat!flad1, evin e ozlem duydu .
$akir E fendi anahtanyla kap1sm1 ac;m1�, kans1 ev­
de olmad1kc;a merdivenin ilk basamagma b !fakt1g1
§amdan ile k ibrit kutusunu a ram1�t1. pencereleri s 1ms1k1
kapanm1� bu dar yerde hava k1zm1�, karanhg1 bir cisim
gibi 1s1tm1§tt.
Baki hi� ac; degildi . $akir Efendi yemeklerini mal­
tJZJn kenarma dizdi, mutfakta c;ah§maktan ah�1la gelen
bir zevkle kall anm s1vad1, fesini att1 . Konugu ile pek az
ilgileniyor, " B enim ic;in degil ya, kendi i�i ic;in! . . " diyor,
a§ag1da yuken da dola§arak dolaplan kan§tmyor, baklf­
lan tak!fdat1yordu .
Uzaklarda bir sat1c1 sesi duyuldu, bunu i�iten $akir
Efendi krn;;tu, Baki'ye dedi k i:
- Vakit yakla§tI, dondurmacmm sesini duydum,
bu gec;ince art1k pencerede beklemedi.
Biraz sonra hayk1ran sat1c1 ko�eyi dondu , fenerinin
1§1g1 tabaklan yla ku§akh belinin tam ortasm1 aydmlata­
rak gec;ti, uzakla§t1 . Kumeste tavuklar c;lfpm1yor, uzak­
tan rampaya tirmanan bir yuk katmnm soluklan duyu­
Iuyordu.
Baki sord u:
- Ne t11raftan gelir?
- Bak� a l m s1rasmdan . . .
1 1 8 / MEMLEKET HiKA YELERi

Bir sure soma t1knaz bir �ekl in ag1r agir, kom�u­


dan evine dCmen bir adam gibi sessiz, ortadan ortadan
yurudugu gorG!du.
- Bu mu?
- Evet.
Yabanc1 korkusuzdu. Evin s1rasm1 bulunca dondG,
yakla;;t1 , c;mg1raga dokunmadan ac;Jian kapmm karanh­
gmda birden gorunmez oldu. Art1k ku�ku yoktu, kans1
kotulemi� . $akir Efendinin du�Gncesine gore kom�u
namusu kaybedilmi�ti. $imdi, kom�uluk hakkma, bu
i�e kan�m1� olmaktan memnundu.
- Nas1l, gordun mu?
- Evet.
- Ne yapacaksm?
- Bo;;ayacag1m ! . .
Her ikisi de, b u k1sa karan uygun bulup, susuyor-
du.
Birden Baki ayaga kalkt1, ceketinin dugmelerini
ilikledi, hie; bakmadan $akir Efendiye bir "Allaha1smar­
lad1k ! " firlatt1 ve m erdivenlere dogru yurudu. oburu
" Nereye?" diye acele acele soruyor, fakat Saki kapmm
demirini ac;makla ugra�Ir gorunerek k ar-?1hk vermiyor­
du.
Yere bir ;;ey vurdu , m adenl b ir ses <; 1kt1 , sonra
anahtarm iki defa dondugG i�itildi. $imdi $akir Efendi
sokaktan yans1yan yan bir aydmhk ic;inde merdivene
yaslanm1�, ne olacagm1 bekliyordu. Kap1 ac;1k kalm1�t1.
Baki dogru kendi evine yGrGdG , eli zile uzand1 . $a­
k ir Efendi art1k ne gozlerine inamyor, ne de gurG!tUsG­
nu iyice duydugu c; mg 1rak seslerine . . .
Yukandan b ir l amba aydmhg1 kap1 camma uzand1.
Bir ses " Kim o?" diye sordu ; Baki'nin " Ben, ben ! . . dedi­
gi de iyice duyuldu . . . $imdi sokak bo�tu. $akir Efendi
KOM�U NAMUSU I 1 1 9

bir bag1rm a , bir silah sesi i�itecegine kesin inanm1�,


merdivene yan as1h, bekliyordu . Bir iki dakika gGrGltG­
si.iz ge<;ti; o zaman sablfs1zlanarak yerinden aynld1 , ba­
�1m uzatarak kom�usunun evini dinledi. H i<;bir '§ey du­
yulmuyordu. Yalrnz bu gece nedense kumeslerinde ra ­
hat etmeyen tavuklarm siirekli kanatlarm1 vurduklan
i�itilmekteydi. �akir Efendi bu s1rada onlan, tavuklarm1,
kendi malm1 dii�iini.iyor: 11S1caktan, belki de pireden . . . 11
diyordu.
Sonunda ayakta beklemekten usand1; kap1y1 usul­
ca 6rttu, odasma c:;ikt1 . Art1k hemen hemen yatmaya
hazJrlamyordu, sokakta bir ses oldu; bakt1; Baki Efendi­
nin kap1sm1, tutulan bir ufak lamba ile aydmlanm1� gor­
dii , hayretle goz kapaklanm a<;t1: Arkada'§1 biraz once
giren adamla, o her gecenin adam1yla , selamla�1yor ve
11 Zahmet oldu, size <;ok yorgunluk oldu!11 diyordu. Hala
se<;emedigi obiirii nazik kar�1hklar veriyor, aynlmakta
acele ediyordu.
!;)akir Efendi biraz sonra derin bir sessizlige gomu­
len kom�usunun evine ku�kulu bak1�lar atarak soyleni­
yor: " Olur �ey degil vallahi ! 11 diyor, bir a<;1klama almak
i<;in sabJrs1z, ertesi giinii bekliyordu .
* * *

Baki Efendi bugi.in kalemde i� iistiindeydi, geceki


olaydan konu�maga istekli goriinmiiyordu. Fakat �akir
Efendi <;ozemedigi bu anla�dmaz i� kar�1smda <;ok iizi.i­
luyordu. Sonunda, hatta h akaret gormege de raZI, ye­
rinden usulca, resmi bir �ey soracak gibi kalkt1. Masa­
smm kenanna kocaman tUyli.i ellerini dayad1, egildi.
Baki gozli.igi.iniin uzerinden arkada�ma , bu, ken ­
dinden ufak memura nefretle bakarak:
- Ne istiyorsunuz? dedi. O bun1 cevap bulamad1,
'§a�Jrdl , neden sonra , bacag1 ezik kopegin siiregelen
iniltilerinden yararlanarak:
1 20 f MEMLEKET HiKA YELERi

- $u zavalh hayvani, oradan kaldirtsak . . . dedi ,


soma birden cesaret bularak onemsizce ekledi:
- Ha, dun gece merakta kald1m, i� ne oldu?
Baki k1zard1; rahatm1 feda etmemek, ah�t1g1 rahat­
tan , durgun, diizgiin, gi.iriiltiisi.iz hayattan aynlmamak
ic;in h er �eye katlanm1� bir adam durumuyla, en a<;1k
bir hileye aldanm1� goriinerek:
- Bo� yere tasalanm1�1z, dedi, gelen doktormu�,
bizim doktor Hi.ism1 Bey . . . E�im sancilanm1� da . . .
Erenkoy, 1 908
YILDA BiR

Oluktan art1k hie; un a km1yordu; aralannda bug­


day tanesi kalmayan degirmen ta?lan birbirlerine c;ar­
parak c;ok gilriiltii yap1yor, k1v1lc1mlar f1rlat1yordu.
Zaten ak?am olmu?, h arap bacanm uzerine yuva
kuran l eylekler c;oktan yerlerine donerek gagalanm
vurmaya ba?lam1?t1. iki <lag arasma s1k1?m•? sulak top­
raklarm, u fac1k sinekler titreyen durgun havasmda, bu
koc a ku?larm ?amatas1, degirmen ve su gilriiltilsunil
bastlfarak bir hamam yankIS1yla ta?lara c; arp1yor; ku ­
laklan s abunlanm1? bir adamm duydugu uzak, fakat
korkulu bir ugultu , yuvarlanan bir baklf tas gibi uzakla­
ra ko?uyordu.
Buras1 koylerden hayli ic;eride bir su degirmeniydi.
Giine? s1rtm arkasmdaki bo?luga gomillunce sular ka­
ranr; yalmz yuksek kavaklarm dumanh tepelerinde
yapraklar birer renkli fener gibi bir si.ire aydmhk kahrd1 .
Soma onlar da son er; bu dar, rutubetli yer; bir hamam
gibi en ufak sesi geni!?leten, buyUlten bir yetenekle, sa­
baha kadar yatagmdan ta!?an derenin !?ak1rt1sm1 dinler­
di.
Tesalyah degirmenci Bekir ( * ) tekneye biriken s t ­
eak ve c;akmak kokulu u nlan ah�kanhkla bir daha
avuc;lad1ktan sonra durdu ve c;uvala doldurulmasm1 er­
tesi gi.ine blfakarak gitti, derenin kopilkler ic;inde c;evir-
(*) Not: ilk bask1smda Yani.
1 22 / MEMLEKET HiKAYELERi

digi pervaneyi durdurdu. !;)imdi ba§tbo§ kalan sular,


birden kesilen gi.iri.ilti.iden kurtulara k a§agt ak1yor, iki
yoni.i, san susamlarm altmda kapkara kald1g1 halde k6-
piiksiiz, km§tkstz ve yag gibi parlak olan ortasmda, ak­
§amm nereden yans1d1g1 bilinmeyen alaea aydmhgt bir
c;atlak kubbe gibi gogii gosteriyordu.
Steak, dumanh bir geee ba§layaeak, biraz sonra
kavaklarm tepeleri bile gi.ic; sec;ileeekti.
Bekir ic;eri giriyordu, uzaktan bir ses duydu; dinle­
di, bakmd1, sonra degirmene dogru birkac; ki§inin geldi­
gini gordii. Seyretmek ic;in biraz yi.iksekte olan patika ­
ya ttrmandt.
Kaltn ve orti.ilii §ekillerini iyiee sec;tigi iki kadm
golgesi arkasmdan dort koylii , dort efe sigaralarmm
alevlerini parlatarak ve yiiksek sesle konu§arak yolu iz­
liyorlardt. Onlar daga kadm oynatmaya giden "Alayh"
c;apkmlanydt. Be§ on dakika sonra Aydm' a 6zgii iniltili,
uyumsuz zuma ve nara, zil sesleri uera daglarm tav§an­
lanm titreteeek, geeenin kara goriiniimii iisti.inde, ya­
nan fundalann ate§i parlaya eakt1.
Bekir'in gogsii; ozlemle , sert ve kin dolu bir kadm
ihtiyae1yla doldu, gozlerinde k1v1lc1mlar parladt; ineir
agaemt siper alarak yere sindi, genc;lere , kadmlara
baktt. Ytllardan beri onlardan yoksundu, ytllardan beri
bu uzak c;ukur degirmenine tane getiren koeakanlardan
ba§ka kimseyi gormiiyor; Tesalya 'nm bir koyiinde b1-
rakttg1 kansmm amlanyla biraz ahmakla§mt§, bilmem;
neyi bekliyordu . . .
Bazan bogiirtlenlerle ya b a n susamlarm m fazla
koktugu c;ok steak geeelerde kadms1zhktan o kadar ha­
rap oluyordu ki uyuyam1yor, ba§I ac;1k, s1rt1 c;1plak,
Adem gibi Havva' sma kavu§mak ic;in Hind'leri a§aeak
bir giic;le daglara ttrmamyordu. 0 zaman t§tklan son ­
mii� koylerde uyumu� kadmlan dii�Gnerek, takt liralar­
la siislenmi� gerdanlar hayalleyere k k1vramyor; sonun-
YILDA B iR I 1 23

da; f1rtmalarm devirdigi bir kuru agac; yanmda kendisini


uyanm1�, gilne�i hayli yilkselmi� buluyordu .
G enc;ti, kuvvetliydi . Memleketinde iken o da k1zlan
yakalar, adam boyu yilkselmi� ba�aklarm arasma ta�lf­
d1. Soma gilne�in altmda terledikleri zaman gider, ya­
bani zeytin agac;Ianyla ortillil dereciklerde sevgilisinin
y1kand1gm1, uzun , ISlak sac;lanm parmaklanyla tarad1g1-
m seyrederdi. Kaylil k1zlann biraz yagh ciltleri ilzerin­
den su damlalan birer klfag1 gibi toparlak, yuvarlamr;
birden belleriyle bacaklarmm b irle�tigi yerde durur,
orada durgun, belki de 1hk bir su birikintisi olu�tururdu .
Tesalya'da kadmlar, eglenceler boldu . Ate� gecesi
koyIGler toplamr, defne y1gmlarmm ho� kokulu alevleri
ilzeri nden atlarlard1; gene; k1zlarm kendinden parlayan
mavi gozlerinden ate�in tath yans1malan, durgun deniz­
lere vurmu� kandiller gibi ta derinlerde oynar, kollarm­
daki cam bileziklerin renkleri t1rnaklanm sedeflerdi.
Soma yava� yava� ate�Ier killlenir, kararan ovada ni­
�anhlarm kolkola evlerine dondilkleri gorGlilrdil. Boyle
gecelerde papazlar karanhk, golgeli yerlerden gec;erler­
ken ad1mlanm s1kla�tmrlar, kulaklannt elleriyle orterler­
di. Daha soma k1� gelir, kar eglenceleri ba�lar; ilzilm
vakti baglarda yat1hr; baharda tarlalara toprak toprak,
c;ic;ek kokan kilme kilme taze otlar y1g1l1rd1. Ve bunlarm
hepsi genc;Ieri birbirine yakla�ttran etkenler olurdu.
KoylGler c;oktan gec;ip gitmi�ti ; �imdi bilsbiltiln
yalmzd1. Bir zaman onlan izlemeyi, bir haydut gibi vu­
ru�may1 dil�ilndil; soma bunun tehlikesinden ilrkerek
en yakmdaki koye dogru yurilmek istedi; fakat sonun­
da gene her zamaki gibi beceriksiz, dermans1z, kapmm
onilndeki kerevete uzand1 . Uyumaya c;ah�t1 .
Biraz soma kalkt1, dereye dogru c;amurlarm rutu­
betini duymaktan tad alara k yalmayak yilrildil , gecenin
ic;inde bilsbiltiln kayboldu . . .
Ertesi sabah insan sesleriyle uyand1 v e her sene
1 24 I MEMLEKET HiKAYELERi

gelip degirmenin biraz otesinde yirmi dart saat kadar


dinlenen c;ingenelerin dondi.igi.ini.i gordi.i.
Kadm erkek birc;ok ki�i heni.iz kurulmam1� be� alt1
siyah c;adt r y1gm1 etrafmda dola�1yor; yeni dogan san
bir gi.ine� altmda kopekler uyuyor, �urada burada agir,
agir dumanlar yi.ikseliyordu .
Kar�tki yamac;larm s1rtmda ktsrak si.irUleri c;anlan ­
m sallayarak otluyor, yi.ikseklerde kec;iler hayk m yordu .
Bekir, omi.irleri yolla rda gec;en ve her c;ad1r kur­
duklan yerde bir mal sahibi gibi davranan bu goc;ebe
insanlar hakkmda pek c;ok �ey bilmezdi. Onlan durma ­
d a n c;alt�tr, hemen h ic;bir i�ini kendi gormege ah�tk ol­
mayan yerli halka hizmet eder gori.irdi.i.
$imdiye kadar Aydm ' m en umulmaz , insans1z ko­
�elerinde bile c;adirlarma rastlam1�t1. Onu astl memnun
eden gorenekleriydi. Kadmlar ori.ili.i ipek sac;larm1 mey­
dana b1rak1rlar, ba�larma boyunlan altmdan baglanmt�
zarif oyalt yemeniler baglarlar, fes giyerlerdi. Dar ye­
lekleri, iki yonden aynk �alvarlan altmdan gogi.islerinin,
kalc;alarmm �ekli gori.ini.irdi.i. Gene; k1zlar, delikanhlarla
serbest oyna�trlar; dag tepelerindeki kaynakl a rdan su
getirmek ic;in beraber yola c;1karlard1. Ta 1ss1z kayalar­
da, vah�i dere ic;lerinde rastgelinen , yagmurlardan sol­
mu� yemeniler, sirmalan kur�un rengine girmi� c;i.iri.ik
c;evreler, ku�kusuz bu gibi gezintilerin degirmenciyi c;ok
di.i�i.indi.iren belirtilerdir.
Bekir, nedense anlayamad1g1 bir sevinc; duyuyor­
du . . . Onlara dogru yi.iri.idi.i. Selamla�t1lar, ta m �t1lar. Bi­
raz sonra c;eriba�1, " Degirmen i�liyor mu?" diye sordu,
" Evet" cevabm1 almca oradan gec;en bir k1za bagird1:
- Elif, dedi, daymm c;uvallanm e�ege s1rtla da de­
girmene goti.iri.iver.
Derenin k1� yaz kurumayan sulan, bogi.irtlen fidan­
larmt yi.ikseltmi� , iki yone yemi� dolu bir koyu ye�il c;it
YlLDA B iR I 1 25

c:;ekmi$ti. Elif, e$egin arkasmdan c:;1plak ve kirli ayakla­


nm c:;amurlara basarak ko$uyor, sonra arasrra durup fi ­
danlara sokularak i$taha veren yemi$lerden kopanyor­
du. Bekir, daha onde, kulaklarmda bir ugultu , UYU$Uk
bir hayvan gibi ba$I sark1k yi.iri.iyor, sinirlerinin gev$edi­
gini duyuyordu. Sanki uykusu gelmi$ti ; esniyordu. S1-
cak, dumanh gi.ine$ derenin , tam degirmene yakm ge­
ni$leyen yuzi.inde sallamyor, susamlar arasmda $imdi­
den ogle bocekleri oti.iyordu.
Ta$lar donmege ba$lam1$t1 .
Elif, pencerelerden birinin kenanna oturmu$, oda­
nm ortasmdaki kmk tahta altmdan suyun ugultulu ve
kopi.iklU akmt1sm1 seyrediyordu. Bekir, kollan s1vaiI,
ba$I ac:;1k, di.inden dolan un c:;uvallanm k6$eye s1rahyor,
bunu sonra kadmm altm bak1$lan kar$1smda i$siz kahp
s1k1Imamak ic:;in c:;ok agir yap1yordu. Kalbinde bir i.izi.in­
ti.i, bir istek , vi.icudunda yat1$tmlmak istenilen bir ac:;hk
vard1 .
. Biraz sonra nefeslerinde garip bir di.izensizlikle c:;u­
vallan birakt1. 0 da bir pencereye oturdu. $imdi yalmz
km seyrediyordu. K1z da ona, erkege bak1yordu ; hirsh
gozleri, degirmencinin pazulan $i$kin kollarmda, sert
hath yi.izi.inde , saglam gori.ini.imi.inde begenerek dinle­
niyordu.
Bundan cesaret alan Bekir, kar$1smdaki gene; k1zm
ba$ma , sonra garip bir ate$le yanan gozlerine yeniden
bakt1, bu bak1$tan ho$lanm1$ gibi ac:;Iian dudaklarm ilgi­
sine kap1larak gi.ili.imsedi . Sonunda boguk bir sesle:
- K1z , dedi; oyle ne bak1yorsun?
Elif, gerinir gibi kollanrn ileri geri hareket ettirdi .
Pek yorgun gibi altm gozlerini si.izdi.i. Sonra b i r yeri ac1-
yormu$ gibi dudaklanm k1st1; ag1r agir cevap verdi:
- Seni seyrediyorum . . .
1 26 / MEMLEKET HiKAYELERi

Tekrar giiIU�tiiler, Bekir yerinden dogruldu. Ka<;lf­


maktan korkar gibi pek hafif ad1mlar, pek sokulgan ba­
k1�larla ona dogru yiiriidu. Elif k 1m1ldanmadan duru ­
yordu . Kollanndan c;ekti; obiirii kar�t koymad1.
* * *

Beraberce yiikledikleri e�ek epeyi ilerlemi�ti . K1z,


Bekir'in kollarmdan kurtulmak isteyerek:
- Camm, blfak, diyordu, geciktim.
O biirii soruyordu:
- Ne zaman geleceksin, bir daha ne zaman.
- Gene, demet vakti, bir y1l soma, biz hep bu yol -
dan gec;eriz.
K1zm ince ka�lan k1vn1Jyor, " Ne c;ok, ne uzak ! " di­
ye soylenen adamm ac1sma ald!fm1yordu. Sonunda ay­
nld1lar.
Elif, bogiirtlen toplayarak gidiyor, siislii ba�1 c;itin
iizerinde iri bir kelebek gibi havanm buhan ve maviligi
arasmda goriinmez oluyordu.
Koca bir ytl, yagmurlan, karlan , 1ss1zhg1yla uzun
bir ytl onu beklemege mahkGmdu. Ta gelecek demet
vakti, diyordu, acaba o kadar beklemek miimkiin olur
mu?
Ak�ama dogru, serinli kte yol almak i<;in, <;ingene­
ler topl anddar ve dagm eteginden 6biir ovaya indiler.
Giine� <;ekildi, her tarafa golgeler doldu; kavakl arm
yuksek yapraklan yeniden aydmlandt. Leylekler gaga­
lanm vuruyor, tiineklerinde tavuklar, stcaktan �ikayetc;i
kanatlanm c;arp1yordu. Bekir'in kulaklan etrafmda sivri­
sinekler doniiyordu .
B u ilk geceyi, degirmenci derin bir uyku i<;inde ge­
c;irdi ; mutluydu , durgun bir katlarn�la onu , her gun , s1-
ktlmayarak, s1zlanmayarak bekleyecekti.
YJLDA BiR I 1 27

Ovada i?ler ba?lam1?t1. Tarlalar si.iri.ili.iyor, taneler


at11Iyor, yagmurlar yag1yordu . Derenin sulan incirlerin
yapraklarma kadar yi.ikseldiginden degirmen i?leyem i­
yordu. Bir gi.in art1k leylekler donmedi, firtma yuvalanrn
di.i?i.irdi.i . Ve, karlar yagd1, her taraf dondu, geceleri ta
yakmdan kurtlarm sesleri duyuldu . .
* * *

Bir gi.in gi.ine? c;1kt1 , haftalarca , si.irekli bulutlardan


kurtuldu . Ova ye?illeniyor; s1caklar ba?l!yordu . Kom?u
c;iftliklere kafile kafile orakc;1lar gidiyor, Bekir bunlann
gec;tigini gordi.ikc;e "Yakla?tI , gelecek" diyordu.
G ece gi.indi.iz hie; tepelerden a?ag1 inmiyor, degir­
mende i?leri olan kocakanlar onun ans1zm d1?anya
dogru, uzaklara bakt1gm1 gordi.ikc;e ?a?1yorlar " Delire­
cek! " diye di.i?i.ini.iyorlard1.
Bir gece sesler duyuldu , yerinden firlad1 . Kopekler
haykmyordu . Ku9kusuz gelmi9lerdi. . .
Kap1y1 usulca ac;t1, c;1plak ayak yi.iri.idi.i . Karanhga
sokulan gozleri birc;ok oynak golgeler sec;inceye kadar
uzaklarda dola9t1. Ba91bo9 kopeklerden korkuyordu ;
yoksa :?imdiden oraya giderdi.
Ertesi gi.ini.i Elif geldi, gene pencerelere oturdular;
yeniden ba:?lar gibi birbirlerine uzun uzun bakt1\ar. .. Bu
y1l k1z daha c;apkm, daha tecri.ibeli olmu?tu ; gi.ili.iyor,
art1k gozlerini koluyla ortmi.iyordu . . .
* * *

Bir y1l soma c;ingeneler gene unlanrn o degirmen­


de ogi.itti.iler. Bu kere Bekir, Elif'in vi.icudunda kapan­
m1� bir b1c;ak yaras1 gordi.i ; parmagm1 oraya dokundur­
du , " N edir bu? " diye sordu . Bu soruda sanki hakk1 ye­
nilmi� bir adamm ofkesi vard1. Kadm gi.ildi.i. Gozlerinin
altm renkli esran ic;inde, gi.ili.imser bir y1ld1z parlad1, hie;
cevap vermedi . . .
1 28 I MEMLEKET HiKA YELERi

Ertesi y!I , Bekir, ayni yere konaklayan c;adJrlara


sokuldugu zaman Elif'e rastlamad1. Merakla sordu. c;e­
riba�1 kay1ts1z cevap verdi:
- Ha o mu? Kasabada kald1, kotU!edi. . .
Soma ayakta i�siz duran iyice kocam1�, c;ok ya�h
bir kadma haykJrd1:
- Keziban nine, c;uvallan e�ege s1rtla da degirme­
ne c;ek goturuver! . .
Darmara <;iftligi, 1 9 1 0
SUS PAYI

Saat<;1ogul larmm ipek fabrikas1 bu ruzgars1z ogle


gune;;i altmda ag1rla;;an havay1, uzaklarda donen bir
uskur ugultusuyla sars1yor; mini mini c;ocuklar, ate;;Ier
i<;inde yanan yoksul mahallenin bu nobetli nabzm1 din­
leyerek tahta be;;iklerinde uyukluyordu.
A;;ag1da, Bursa'da, muezzinler ezanlarm1 okumu;;­
lar, bu yonde fabrikalar kalm dudukleriyle ogle dinlen­
mesinin bittigini haber vermi;;lerdi. Art1k ta ak;;ama ka­
dar, i;;Ieyen c;arklardan ba�ka bir ses duyulmayacak,
yalrnz bacalar ate;;Ii nefesleriyle s1cak s1cak soluyacak­
t1.
i ;;c;i ba;;1 Hasip Efendi her yonu bir kere dola;;m1�;,
kaynar su buharlarmm, s1cak hava borularmm 1s1tt1g1
kirk derecede bunalan gen<; k1zlara bir iki haykird1ktan
sonra odasma gelmi;;, ko;;e minderine uzanm1;;t1. Fakat
mu;;amba perdeleri k1zdirarak do;;emeye yans1yan gol ­
gesiz <;1plak gune;;ten rahat edemiyor; yeleginin dug­
meleri c;ozulmu;; patiska mintam pantolonundan ta;;m1�
dagm1k, ezgin bir durumda d1;;anya bak1yordu.
Ke;;i;;dagmm( * ) agir b a;;h ;;ekli, bir gazometre gibi
sanki geriliyor, ;;i;;iyor; patlayacak bir barut deposu, bir
ta;;ocag1 gibi, koparacag1 gurultUlerden onceki 0 kor­
kunc; susu;;uyla; gozdag1 vererek bekliyordu . A;;agilar­
da fabrikalarm ziftle boyanm1;; sac; bacalan, ag1zlann-
(*) U ludag.

Memleket Hikayeieri - F. 9
1 30 / MEMLEKET HiKA YELERi

dan hemen koparak aydmhga kan�an duman dilleriyle


bo�Iuklan yal1yor; koza saklamaya yarayan bacekha­
neler, geni!? giri!?lerinden ic;erilerinin galge ve serinligini
gostererek bu s1cak c;evre ic;inde durgun , tath bir uyku
ile dinleniyordu.
Hasip Efendi bacekhanelerden birine c;ekilerek !?LI
k1zgm odadan, cehennem nefeslerini duydugu manc1-
mklardan( * ) uzakta bir iki s aat dinlenmege karar verdi.
Yoluna rastlayan pencerelerden ic;eri gaz gezdirerek
yi.iri.idi.i. Avluda c;emberlerinden aynlmI!? f1c;1Iar, gaz te­
nekeleri, i.izerinde yeni kesilmi� karpuz kabuklan 1sman
gi.ibre y1gmlan vard1 ; ka�edeki maden kamurlerine
yans1yan gune!?, kaldmmlarda menevi!?leniyor, sinekle­
rin, ince zar kanatlarm1 gastermeyen parlak bir l!?lkla
kayarak ta a!?ag1ya, ovaya doluyordu. Oralan daha s1-
cak, daha havas1zd1; Y1ldmm Beyaz1t camiinin gec;en
f1rtmalardan kur!?unu kalkan kubbesi p arc;a parc;a, gaz
daki.ilmi.i!? bir havuz gibi parhyor, gakte 1�1ktan m1zrak­
lar dola�1yordu .
Bacekhane serindi; list katta kozalan bo!?alt1lm1!?,
heni.iz y1kanm1� bir bolme va rd1 . Hasip Efendi oraya
upuzun yatt1 , serinlige ko�an sineklerden rahats1z ol­
mamak ic;in yi.izune mendilini arttu; uykuyu bekledi.
Hasip Efendi kirk yildir bacekc;ilige baglad1g1 ha­
yatm1, !?imdi hasta yatan Fotika'sm1 , bu katil fabrikala­
rm aldi.irdi.igi.i, aldi.irecegi k1zlan di.i�i.ini.iyordu.
Ku�kusuz gari.iyordu, inarnyordu, art1k inanm1�t1,
her ay bir gene; k1z zay1flayarak, oksiirerek, terlemi!? !?a­
kaklarma sac;lan yap1!?arak, sabirh, dayamkh eriyor, bir
gun art1k evinden c;1kama yarak ka!?esinde oli.iyordu .
Kirk yildir bayle kac; gencin ac1kh oli.imlerini seyretmi�; ,
kac; gene; tabutunun arkasmdan yi.iri.imi.i!?ti.i . U c; dart
kuru�a kar�1 on dart saat kaynar sular ba�mda , pis ko­
kular, hasta nefesler emerek zehirlenen , tazeliginden ,
( * ) ipek<;i <;1knk atolyesi
SUS PAYI I 13 1

k1zhgmdan, gozlerinin p mlt1smdan her gun bir zerre


kaybederek toprak olan vucutlara <;; o k ac1yor, bu dert­
lere ah�am1yordu.
O zell ikle bugunlerde, sevgilisinin de hastaland1g1
bu korkunc; haftalarda; fabrikanm cinayetlerine ne ka ­
dar lanet okuyor, biraz da kendisi arac1 oldugundan do­
lay1 ne derece ac1 c;ekiyordu. Art1k iyice anla�1hyordu :
0 gec;erken, torunlanm gommu� ya�h n ineler, ba�lanm
<;; e viriyorlar, soma bir oc dolu gozle kendisini uzun uzun
inceliyorlard1. Bu beyaz haleler ic;inde donuk, kirpiksiz
hasta gozler! Onlarm ne ac1kh bir bak1�1, ne sessiz bir
feryad1 vard1; bunlan hissettigi, bak1�lanndan uzuntU
ic;inde kald1g1 halde " O l duren ben degilim ! " diye hayk1-
ramamak ne kadar gucune gidiyordu.
Hasip Efendi uyuyam1yordu; i�c;ilerini du�unuyor­
du . Ah zavalhlar! . .
B i r g u n klfm1z1 kordelasmm susledigi ipek sac;lar
altmda sevine sevine, ne�'eli, kuvvetli gelen yeniler, biri
iki y1l soma guc;suz ayaklanm, nalc;ah kunduralanm ta�
kaldmmlar ustUnde zorla surukleyerek kulUbelerine c;e­
kil irlerdi. Agnyan ba�lanm, yanan goguslerin i dinlen­
dirmek ic;in yalrnz alt1 saat sureleri vard1; gUlmek ve ko­
nu�mak ic;in degil! Kim bilir ertesi sabah bu hasta, yor­
gun gozler ne kadar guc; ac;ihr, her kemigi ayn s1zlayan
bu zavalh vucutlar, fabrikanm dudugune ne zorlukla
uyard1? Kim bilir bu hastahkh sabahlar ne kadar goz­
ya�lan doktururdu , bu halsiz vucutlan suruklemek ne
zordu? . .
Birden , hep du�unduklerini biraktI, Fotika'y1 hatlf­
lad1. 0 da art1k hastalanm1�t1. 0 da art1k yatagmdan
pek az c;1k1yordu. Bu k1zcagIZI c;ok severdi. B ahkesir
depreminde olen kansma benzeterek hatta baz1 ak�am ­
lar, mancm1klar bo�almca, aglard1. Onun fabrikaya i l k
girdigi gun ince endamma, hafif, soluk yuzune bakarak
pek c;ok ac1m1�; k1zm nazik ve uysal bak1�lan du�kun
1 32 I MEMLEKET HiKA YELERi

tavirlan kar�;a smda ac1mas1 yava� yava� sevgi derecesi ­


ni bulmu�tu .
Bir buc;uk y1ldlf onunl a ilgileniyordu, kalbi yalmz
onun il�rine titriyor, onun yanmda, yakmmda bulun­
dukc;a h er i� kolay ve s1kmt1s1z geliyordu. Fotika aras1-
ra evinden c;ikar, kimi gun �ehre, yahut koydeki akra­
basma inerdi. 0 gilnler Hasip Efendiye karan!Jk, kederli
gelir; c;ah�amaz, i�siz, dalgm gozleriyle penceresinden
uzaklara bakard1. Aslmda bu mesele biraz da etraftan
duyulmu�, koza ay1ran mahalle ihtiyarlan birbirlerine
bunu f1sildam1�lard1 .
i �c;iba�1, ba�ka k1zlarda gormedigi �eyleri Foti­
ka 'da buluyor, gozleri uzun sure onun iki mavi boncuk­
la silslenmi� ayakkaplarmda, ta�lan dil�mil;; taragmda
dinleniyordu. Baz1 durumlar olurdu ki i;;c;iler hep birden
giller, yahut bir yere bakard1; Hasip Efendi bu s1rada
yalmz sevgilisin i , onun parlak di�lerini , koyu ela gozle­
rini seyreder, o ne kadar lezzet ahrsa ve yahut �a;;arsa
kendisi de okadar memnun olur, onun kadar �a�ard1.
Bu a�k baz1 gilzel geceler tat!I bir rilya gibi onun
ozlemle, istekle yanan goz kapaklarm1 dinlendirir, baz1
zamanlar ise bir sanc1 gibi uykulanm kac;mrd1. Sonun­
da bir buc;uk y1ldlf neden bekledigini c;ozemeyerek ev­
lenmege karar vermi�ti. Bir hafta ba;;1 , i�c;inin ilcretleri­
ni dag1tlfken usulca ona dogru e g ilm i§ haz1rlad1g1 dort
c;il c;eyregi Fotika'nm s1cak sular ic;inde korpeligini kay­
betmi� yumuk a vucuna s1k1�tlfarak " Bu da fazlas1, be­
nim bah�i�im ! " dem i�ti .
K1z, ba�tan bunu bekliyormu� gibi alm1�, ku�kusuz
pek iyi anlad1gm1, bu a�ktan nefret etmedigini goster­
mek ic;in gozlerini kald1rarak ona bakm1�tJ. Hasip Efen­
di bu te�ekkilr kar�1smda anlayamad1g1 bir sebeple k1-
zarm1�, utanm1� ; ertesi gun Fotika'nm yanmdan gec;er­
ken onun koluyla kendisine silrun dilgunil sezince se­
vi n c;li bir gece gec;irmi�ti.
SUS PA YI I 1 3 3

0 s1rada a!?ag1 fabrikada hastalanan b i r gene; k1z


iki aym ic;inde oliivermi!?ti. Hasip Efendi bunun uzerine
Fotika 1 y1 her gun bin korku ile suzuyor, her gun biraz
daha halsiz goruyordu . Soma iyice farketmi!?ti: Fotika
rahats1zd1, Fotika saranyor, eriyordu. Fotika olecekti . . .

0 zaman uykulanm harap eden du!?uncelerle karar ver­


mi!?, onu kozahaneden alarak daha kolay, daha temiz
ha val! bir i!?e, iplikhaneye koymu!?tu . . . K1z art1k yuzgoz
olmu!?, hic;ten sebeplerle i!?ini b1rakarak onunla konu!?­
maya, yuzune gulmege ba!?iam1!?t1.
Hatta bir sabah pek erken, karanhk odada , onun
ne!? ' esinden, !?akalarmdan pek c;ok ho!?lanarak, �1mara­
rak kendisini zorla optilrmil!?tU .
Halbuki Fotika birden hastalanm1!?t1; H asip Efendi
onun gelmedigini gorerek sordurdugu vakit: " <:;ok ba�1
agnyor" cevabm1 alm1�t1, 11 Eyvah ! 11 diyordu. Art1k k1z
yat1yordu . N inesi iyi olur umidiyle fabrikaya gelerek,
kovmasmlar diye i!?c;i ba!?ma yalvanyordu. Hasip Efen­
di , teminat veriyor, para gonderiyor, fakat onun her
hafta biraz daha kotille!?tigini, biraz daha mezara yak­
la!?t1gm1 haber alarak fabrika sahiplerine kufUrler edi­
yordu .
i !?te bu sabah, gene ninesi gelmi!?, onunla dertle!?­
m i!?ti. Hasip, doktor getirilmesini soylemi!?, 11 Parasm1
ben veririm, ilac;lanm da yaptmnm ! " demi!?ti. Ak!?am i!?i
bittikten soma Mecidiye caddesindeki Ermeni doktoru
bulacak, korkulanm halledecekti. Acaba kurtulabilir
miydi? G ene pek yakmda ince endam1yla, ela gozleriy­
le dola�arak karanl1klarda ona ate� gibi yanan yanak­
lanm uzatacak m1yd1?
Tahta sedirden yava!?c;a kalkt1, geni!? nefesligin
onune geldi. A!?ag1da , Mudanya ' ya inen ISSIZ ve gune!?li
yo! uzerinde bir duman ko�uyor, Fildar koyunun teneke
damlan b1c;ak s1rt1 gibi keskin yans1malarla parhyordu.
$imdi ovanm hemen her yolu iizerinde c;trpman bir
1 34 I MEMLEKET HiKAYELERi

toz bulutu vard1; n1zgar c;1kacakt1. B irden yapraklar �id­


detli bir titreme ic;inde h1�Irdad1 ; bacanm altmda biriken
tozlar daha henuz her yerde hissolunmayan bir ruzgar
parc;as1 savurdu , toplad1, soma mintamm kabartan, yu­
zGnG s 1cak bir nefesle yakan hava her tarafa hGcum et­
ti.
Saat dokuza ( * ) yakla�m1� olmahyd1; meltem c;1k­
m1�t1.
* * *

Uzun karh gGnleri izleyen yild1zl1 bir gok altmda,


bu gece, gene yoksul mahallede bir o!G vard1. Sonunda
Fotika, aylarca oksurdGkte n , s1zland1ktan sonra a rt1k
susuyordu; olmu�tu.
ihtiyar nines i , avucunda tuttugu elin sogudugunu
hissedince hastanm , suya gomulG yuvarlak vapur cam­
lan gibi kirli bir saydamhkla dumanlanan gozlerinin di­
kilip kald1gm1 gordii . Usulcac1k, incitmekten korkarak
kapaklanm indirdi, soma agff agff gitti, Meryem ' in res­
mi onunde diz c;oktti .
Evet, Fotika olmu�tii . Yann ak�am, bu saatte, yan
y1ldff ko�eyi dolduran yatag1 art1k bo�tur; ocakta yanan
c;1ralar, �akaklan terlemi� zay1f yuzune art1k renk vere­
mez. Meryem Ana kandilinin inatc;1 gozG art1k hastadan
dua dilenemez. Sobanm bugulanyla pembel e�tirdigi
beyaz gozkapaklan art1k hep kapahd1r; a rt1k odanm es­
rarl1 agz1 o zavalh oksuruklerden �ikayet getiremeye­
cektir.
Hasip Efendi, ertesi sabah bu haberi almca o ka­
dar uzUldu ki yerinden k1mildayamad1; bugulu gozlerin­
den ko�arcasma iri ya�lar dokiildii . . .
i pekc;i k1zlar birer iki�er komGr tozlanyla kirlenmi�
karlara basarak fabrikaya giriyorlar, kiimeslerine do­
nen bir ordek siiriisii gibi kalc;alanrn sallayarak i�lerine
(*) Alaturka saat, gun bat1mmdan 3 saat once.
SUS PAYI I 1 35

dag11Jyorlard1. Kap1dan c;1karken papaza rastlad1. Bu,


ihtiyar, uzun yi.izli.i, iri kemikli bir adamd1, g1rtlagmda
oynayan sivri c;1kmt1s1yla olabildigince uzun, kirli, c;i.iruk
di.'?leri ile konu.'?urken kar.'?1 smdakilerin gozlerini alir,
aynld1ktan sonra bile insanm hayalinde bir zamanlar
bunlar canli kal1rd1. Acele i.'?ler arkasmda ko:;; m akla ge­
c;en omri.i , her zaman onu co:;; t ururdu. Yururken , en
durgun havalarda bile uzun , lekeli eteklerini havaland1-
ran bir ruzgar yapard1.
Selaml a.'?tJ!ar, konu:;; m alan gerekmi:;; gibi durdular,
Hasip Efendi dedi ki:
- \;ok ac1d1m zavall1 k1za . . .
O buru cevap verdi:
- Evet, ben de . . .
G ene durdular; aynlam1yorl ard1. Her ikisi d e sanki
bu gec;en olay i.izerine birb irlerinden ac;1klama isteye ­
ceklerdi. G ene i:;; c; i ba:;; 1 Hasip Efendi soze ba:;; l ad1:
- Ben, elimden geleni yapt1m, dedi. Doktor getir­
dim, ilac;lanrn verdim ; nafak alanm yollad1m .
Papaz , titreyen bir sesle soylendi:
- Dogru, fak at bunlar fayda vermedi; onu da,
hepsi gibi sizin fabrikalanrnz oldurdii; daha da c;ok 61 -
durecek . . .
Hasip Efendi hiddetle kar:;; 1 smdakine bakt1 ; kendi­
sinin de teslim ettigi bir hakikati :;; u adamdan i:;; itmek,
suc;lu bulunmak ona agir geliyordu .
Papaz :;; i mdi Avrupa fabrikalanm anl atiyor; kar:;; 1 -
smdakin in bilgisizligine kar:;; 1 , bilgic; bir tutumla, c;alI:;; ­
ma saatleri, ucretleri, bi.iti.in bu yol daki kanunlan, kav­
galan, isyanlan hepsini b irer birer, onemli kelimelerin
i.izerinde dura dura ac;1khyordu . Sonra bu gune dek, de­
vam eden kay1ts1zliga kar.'i)J duydugu nefretlerini, :;; u p­
helerini soyledi; fabrika sahiplerinin bugunku durumda
1 3 6 I MEMLEKET HiKAYELERi

kalmak ic:;in ba�vurduklan oyunlan, tek yonlii davrani�­


lanm anlatt1; sonra aynhrken :
- Daha c:;ok oldureceksiniz! diye soylendi.
Hasip Efendi bugtine kadar samrdt ki hiikumetin
bu i?e kan?maya hakkt yoktur. B unlar yalmz fabrika
sahiplerinin gorG?tine, actmasma; halkm ricasma, yal­
varmasma b a g l i d l f ; i ? c:; i korunm a s 1 zd1r, o l ti m e
mahkumdur, emreden hep, zenginlerdir. �imdi anltyor­
du ki milletin c;ikarlan tizerine titreyen kuvvetli bir kalp
gerekti, onu uy armah, zorl amahyd1 . Birden fabrika sa­
hiplerini hattrlayarak: " Hainler" , dedi, " acaba siz i?c:;iyi
bu korunmadan yoksun btrakmak ic:;in hangi onlemi
buldunuz?"
Ertesi gun Fotika gomiildti . <;an kulesinin s esine
her taraftan ko?an i?c:;iler, hac:;lar, resimler dolu, gtinliik
kokulanyla mum dumanlarma bogulmu? lo? kilisede
birie?iyorlar, i?liklerine yeti�mek ic:;in duanm bitmesini
bekliyorlard1. Dt?artda, nalc:;ah ayak izlerini orten yumu­
?ak bir kar dokiiliiyordu. Mahallen in mezarltgm1 ilk kt?
f1rtmalan harap etmi?, duvarlarm bazt yerlerini c:;atlat­
mt?, hac:;lan egrilmi�ti . Onun cesedini getirenler, ziya­
retten faydalanmt?, aile mezarlan tizerine egilerek yer­
lerinden oynayan tahta hac:;lan, ilgis izce duzeltmi?lerdi.
Hasip Efendi, ak�amt , fabrika sahibi Saatc:;1oglu
Hidayet Beyin gelmesini bekledi . Saat on birdi; her za­
manki gibi zeytin rengi kupas1( * ) kaldmmlar tizerinde,
kara ragmen, gur bir ses c:;1kararak dairenin onunde
durdu . Sahi o ne sevimsiz bir adamd1; �imdiye kadar
bunu nic:;in bu derece farketmemi?ti? i ri karnt, yass1 vti­
cuduyla, sonra kavun kafas1 , m ini m ini kirpiksiz gozle­
riyle Hidayet Bey, kur?un kalemleri tizerindeki hayvan
resmine, timsaha benziyordu.
Hesaplara bakt1lar, i? tizerine bin;ok konu�tular,
gidiyordu. Hasip Efendi kay1ts1z gibi pencereden baka-
(�) Kupa arabas1.
SUS PAY! / 1 37

rak garip bir sesle " Fotika oldu ! " dedi; soma odada tu­
haf bir uyumla inleyen kendi sesine de yabanc1 kald1.
Oburu hatirlamad1: " Fotika m1, dedi, kim o? . . . "
H asip , ate� gibi k1zard1, hiddetle cevap verdi:
- Burada c;ah�an bir k1z, guzel bir k1z, alt1 a ydir
yat1yordu .
Hid�yet Bey: "Ya? Oyle mi? " dedi , kap1ya dogru
yurudu. I�c;iba�1 yerinden k1m1ldamad1, fakat hakim bir
sesle soylendi:
- Onu buras1 , bu fabrika oldurdu ; her yII bir iki
kurban veriyoruz, gunahm1 c;ekecegiz.
Fabrikator dondu , �a�1rarak uzuntGyle memura
bakt1, soma mmldand1:
- Buna biz ne yapabiliriz , hastahk, vakti gelmi�!
- Yok, Efendim, yak, ecel degil, hastahk degil ! . . .
$imdi anlat1yordu ! Dun ogrendiklerini, du�unduk­
Ierini, hie; saklamayarak, en �iddetli kelimeleri kullan­
maktan c;ekinmeyerek soy!Uyordu, oteki ayakta; susu­
yor, dinliyordu .
Mangah kullenmi� , bu soguk, karanhk odada H a ­
sip hep camdan; yagan kara, Fotika 'nm mezarm1 orten
iri kara bak1yordu ; Saatc;1oglu bir cevap bulmak, bir
�ey soylemek istegiyle hala duruyor, anyordu . Hasip ' i
kolundan tutup bir i�c;i klZI g ibi sokaga atmak kolay
deglidi; c;unku i� zamarn fabrika ustas1z kalacakt1; c;un­
ku bu fikirlerle, bu isyan fikirleriyle kovulan adamlar­
dan daima c;ekinmek I az1md1. $imdi yap1lacak muame­
le uysalhk, durmak ve beklemekti. i�te bu du�unce ile
dondu, kap1y1 ac;t1 ve yava� bir sesle:
- <;ok hiddetlenmi�sin, Hasip Efendi, dedi , yarm
ak�ama konu�uruz; ben sana, maa�ma dair iyi bir ha­
ber getirecektim . . .
i�c;i ba�1 yerinden firlad1:
1 3 8 I MEMLEKET HiKAYELERi

- Yok, dedi, benim hesab1m1 verin, c;tkacag1m .


Oysa ki oburi.i hie; dinlemedi , yi.iri.idi.i, paltosunun
yakasm1 kald1rarak avluyu gec;ti. Orada arabac1, kap1c1
ve makinist duruyor, onun iltifatm1 bekliyorlard1. Hasip
Efendi art1k cesaret edemedi, hatta yapt1klarma biraz
pi;;man koridorda kald1. Bi.itCm bu gi.irGlti.ilerin uzerinde
tek bir ;;ey vard1; Fotika 'nm oli.imu.
* * *

iki gi.in Saatc;ioglu Hidayet Bey fabrikaya ugrama­


d1. Hatta evinde de yoktu , c;iftlige gitmi;;ti . i;;c;i ba;;1 uy­
kusuz bir uzun geceden soma sanki rahatlam1;;t1. Obi.i­
runun yumu;;akhg1 kendis inin �iddeti arasmda birc;ok
kar;;1la;;tirma yapt1, baz1 bahaneler buldu , kabahati her
tarafa dag1tt1 , garip bir pi;;manhkla i;;ine ba�lad1. Dort
gun soma maa�1 artm1�t1; �imdi sekiz lira kazarnyordu;
i;;c;i k1zlar, olenin yerine gec;mek ic;in, 0 dola;>Jrken hafif
hafif si.irti.ini.iyorlar, gi.ili.i;;i.iyorlar, kirmlZl kordela , cam
bilezik tak1yorlard1. Hayat gene onceki durgunluguyla,
gene onceki tats1zhg1ya ba�lam1;;t1.
* * *

Bir y1ld1zl! gece, ovada kurbaga sesleri duyuluyor­


du, 1hk bir bahar karanl1g1 altmda havada olgun bir
meyva kokusu vard1; yaz geliyordu. Hasip Efendi k1r­
larda dola�maya c;tkt1 ; daga tirmanan ;;osede yi.iksel ­
dikc;e a�ag1da , �ehrin aydmhk boli.imu toplarnyor, da­
rald1kc;a daha 1;;1kh, daha canh gorunuyordu. Saat dor­
de dogru fabrikaya donerken , dar, engebeli sokakta
aceleci bir golge ile kar;;1 kar;;1ya geldi, bak1�t1lar; Pa ­
paz, galiba bir oli.i evine yeti�iyordu. Hasip Efendi bir­
den Fotika' sm1 di.i;;undi.i, onu dima sevdigini anlayarak,
gec;mi� gunleri hatJrlad1; soma kendisini bu a;;ka rag­
men fabrikaya baglayan kuvveti, art9n maa;;mm agirh ­
gm1 du;;i.indi.i . Bu bir sus pay1 idi. I;;te susturuyordu;
halbuki onun ac1mas1z ve kuvvetli etkisi altmda degil
yalrnz kendisi , as1l daha yi.iksektekiler susmu;;lard1; da-
SUS PA YI I 1 39

ha yukseklerde bile etkisini gosteren bu onlem; serma­


ye sahiplerine altm, mezarla ra olli yeti�tiriyordu.
Hasip Efendi bu fikirlerle biraz avundu, gene bun­
lan du�Cmerek fabrikanm onCme geldi, arka kap1dan
ic;eri girdi.
<:;ok guzel bir geceydi , hatta avlunun her zaman
ham ipek ve c;irkef kokan karan!Igmda bile ovadaki o
olgun meyva kokusu dola�1yordu. Ku�kusuz, Bursa'nm
bu yild1zh bahar gogu altmda bir �eftali bahc:;esi gibi ho�
kokulu s tk dutluklarmda , sevdikleriyle bulu�anlar, bu
a�ktan, doyumsuzca tad1yorlard1.
Erenkoy, 1 909
KOVVETE KAR!?I

Amerikan Ek;iligi hizmet vapuruna bagh dokuz ge­


mici idiler.
Her pazar gecesi, ceplerini dolduran i ngiliz liralan­
m Tarlaba�mm karanltk sokaklanyla Tokatltyan'm bu ­
gulu camlan arkasmda dag1tirlar, ta sabaha kar�t san­
dtk sepet birbiri i.isti.ine dola ra k pis kira arabalanyla
Fmdtkh'ya, nht1ma inerlerdi. 0 zaman soguk sular i.ize­
rinde sisleri , yagmurlan iterek esen kt� ri.izgan, uyku ­
suzluktan k1zaran gozlerini, ic;kiden kuruyan dudaklan­
nt serinletir; biraz once Yenic;ar�tdan gec;erken yalrnz
c;erc;eve kenarlan parJayan pencerelere kar�I at, oki.iz
sesleri c;1kararak, 1shklar, di.idi.ikler c;alarak c;1Jgmltklar
yapan beyinlerine deniz havast bir durgunluk verirdi .
Kendilerini gemiye goti.iren sandalm ic;inde hepsi dur­
gun, uysal; dalgalara bakarak iyi :;; e yler di.i:;; i.i ni.i rler,
memleketlerini hatirlar, ic;lerinde sanki deliliklerine c;1k1-
�an gizli bir ses duyarl a rdt .
Onlar, zengin ve ba�ka bir millettendi. B izim as­
kerlerimizin c;evreleri ucuna baglanm1� zavalh silik me­
cidiyelerine( * ) alt�an halk1m1z, onlarm yelek ceplerinde
dizili l iralan kar�tsmda ki.ic;i.ili.ir, bunlar kadar harcaya­
mad1klanna i.izgi.i n , onurlarmdan bir �eyin eksildigini
duyarl ardt. Bu ha�anlar, kolluk kuvvetlerinin yalrnz on­
lara tan1d1g1 hi.irriyetten , koye inmi� �ehirliler gibi, Rum
(*) Giimu;; 2 0 kuru�.
KUVVETE KAR�I / 1 4 1

k1zlanna buyuk caddede " diavolo" ?ark1sm1 soyleterek,


muta samfl1gm ( * ) onunde bagn?IP kO?U?arak yarar\ a ­
mr\ar, e n temiz gazinolan gemici meyhanelerine c:;evi­
rirlerdi.
Bir Ermeni bankerin, bir Rum dilkkancmm, bir ga­
zete mudi.iri.inun c:; ahmla kurulup oturdugu, onemli go­
runmek, onemli bulunmak istedigi tiyatroda onlar pa­
nayir palyac:;olanna benzer tuh a fl1klara ba?larlar, birbir­
lerinin ac:;1k ba?lanna gizliden tokatlar at1p sonra sakla­
narak, arkalarma ilanlar igneleyerek, sahnedeki aktrise
soguk laflar atarak kendi ozelliklerinde ya?arlard1.
B azan izleyicilerden bir itiraz yukselmek ister, fa ­
kat sonuc;ta herkes hazmetmeyi yegler; susard1. Bunu
gemiciler de pek iyi anhyorlard1.
Her h afta , yanlannd a ; mesela degi?mi? ?apkas1,
rutubetten kurtulmu? rugan iskarpinli ayaklan, i?c:;i elle­
rini orten man?onlan, c;uru k boyun lanna sanlan boala­
riyle yenile?en , kibarla?maya c:;ah?an Rum k1zlan, Ya­
ni'nin namuslu mti!?teril eri yanmda keyiflenemezlerse
viski, bira kadehlerine sald1ran bu adamlar, kalabahk­
tan uzak olmak ic:;in arabalar ile ta Kag1thane tepesine
kadar uzanan gece gezmelerine ba!?larlar, bundan al­
d1klan zevki tamamlamak ic:;in bir sure 1ss1z sokaklar,
fenersiz yoku!?lar, kap1lan sec:;ilemeyen mahalleler ic:;in­
de kaybolurlard1.
B aZI geceler ise kadms1z Tokathya n ' a gelirler, b a ­
y a g 1 davram!?lar, !?imendifer, vapur, duduklerini taklit
eden seslerle herkesi kac:;m rlardt.
Suphi , Tepeba�1 'nda iyi bir piyes oynanacagm1 sa­
bahleyin gec:;erken gormi.i? ve izmaro ' ya ugraya�ak ak­
?am beraber tiyatroya gideceklerini soylemi?ti. lkisinin
de , uc:; aydir, sevdikleri birkac:; oyun vard1 ki her tekra ­
rmda kac:;irmak istemezler, gundi.iz en onde biletlerin i
alarak ak?am tam dokuzda yerlerine gelirlerdi.
( * ) Galatasaray'daki eski Beyoglu Kaymakaml1g1.
1 42 / MEMLEKET HiKA YELERi

izmaro , Hamalba�1 Sokag11nda bir evde oturuyor­


du; hie; sert olmayan teyze dedigi ihtiyar kadm , evin
pek eskisi ve en kibar ziy aretc;isi olan Suphi ile onu ,
her zaman metresi gibi serbest b1rak1rd1.
Tiyatro k a l a ba l 1 kt1 . Amerika ' I I gemiciler h e p
Iacivert sivil elbise giymi�ler, b i r s 1ra dokuz koltuga
yerle�mi�lerdi; onlann tarafmda gurlilti.iler, kahkahalar,
hayvan sesleri vard1; yakm olanlarm yi.izlerinde engelle­
yememekten dogan bir du�man!Jk km�1yordu ; zavalhlar
dinleyemiyorlard1; pipo dumanlan a rasmda c;iplak ka­
fataslan, tra�IJ esmer yuzleri, ufak ye!?il gozleri farkedi­
len bu koca adamlan tokatlamak ihtiyac1yla yanan, bu­
klilen eller kuvvete kar�1, ezilmek korkusu ic;inde, hare­
ketsiz kal1yordu .
Suphi de boyle idi. S1k s1k arkasma donuyor, di�­
lerini k1s1yor, etraftan yard1mc1 bekliyordu; onun en bu­
yuk umidi en arka s1ralarda idi. Halbuki susuyorlard1 ;
en ufak sebeplerle �1mankhk yapan bu buyi.ik kalabali­
gm, du�Gndu ki, kuvvet belini bukuyordu; o, yaln1z
giic;siize kar�J kabanyordu, yalrnz kazanma umidini go­
runce saldmyordu .
Bu gece hie; rahat degildi, gi.ilemiyordu, hatta iz­
maro' nun sozlerine bile cevap veremiyordu, ta kalbinin
s1zlad1gm1, beyninin �iddetli bir bask1 altmda i� gareme­
yecek kadar ezili kald1gm1 duyuyordu .
Gemiciler perde aralarmda , hatta bazan biraz once
c;1k1yorlar, birbir Gstiine birc;ok ispirto yuttuktan sonra
at cambazhanesi sahnesine giren bir palyac;o toplulugu
gi.irUJti.isi.iyle kanapelerine du�Oyorlard1.
Bunlar, hGkG metin gi.ic;suzli.igunden ac1mas1zca
yararlarnyorlar, bu gi.ic;suzlugun hukmunde y a�ayan in­
sanlan hie;, bir hie; say1yorlard1 . Suphi koti.i �eyler dG�G­
nuyor, kotO ornekler buluyordu. Biz, diyordu, �imdi bu­
rada ag1la c;ekilmi-? bir koyun surusu gibiyiz; bu gemici­
ler koyun meyhanesinde �i�eleri doldurup ahmm1zda
KUVVETE KAR�l f 143

eglentiye hazfflanan e�kiya c;etesine benziyor; bag1ra­


caklar, gi.ilecekler, biz zavalh gozlerimizi sahneye dike­
rek, kulaklanm1z1 dolduran gi.iri.iltGlerden baygmla�a­
rak, o koyunlar gibi esir, zoraki uyuklayacag1z .
$imdi tiyatro gozi.inden silinmi�ti. U cra daglar ba­
�mda siyah kiremitli bir karanhk agil gori.iyordu; d1�an­
da �im�ekl er, yagmurl a r vard1; i c;eride 1slak, yorgun
h asta koyunlar ba�larm1 birb irinden c;evirmi�ler, uyu­
mak istiyorlard1. Ta kenarda kocaman b ir ate� yamyor,
kotG giyimli b irc;o k adam yaygaralar kopararak tarn ­
mad1g1 vah�i bir dilde ti.irki.i s6yli.iyorlard1. Yukanda, ot­
tan bir yatakhk Gstunde vi.icudu golgelere kan�m1� ihti­
yar bir c;oban, e�kiyanm yakt1g1 ate�in 1�1g1yla yi.izi.i tu­
tu;;mu;;, soki.iklerini dikiyordu. Bu garip bir hayal idi.
i zmaro duygusuz duruyor, sanmm ah�m1� oldu ­
gundan bu durumu onemsiz gori.iyordu; yi.iksek sesle
gGlmemek ic;in kendisini zorlad1gmdan bi.iti.in vi.icudunu
titreten gizlenilmi� c;apkm kahkahalanyla Suphi'ye so­
kuluyor: "Ah ne gi.izel, ne gi.izel!" diyordu. Halbuki sah­
nedeki komik bile hiddetli duruyor, gemicilerden c;1kan
her garip sesle kocaman yi.izi.i k1zanyor, kanlarnyordu.
Hareketleri, dudaklan tuhaf11klar eden bu adamm
beyninden gec;en onemli di.i�i.inceleri c;ozmege ugra�an
Suphi, biltun bu k1zan;;larm, dti�kiln, gi.ic;silz bir milleti
gi.ildi.irmege katlanmasmdan ileri geldigini sarnyor, hid­
detinden titriyordu . Halbuki i;;te kendisi de onlardand1.
Susuyordu, k1vrarnyordu; fakat bir �ey yapam1yordu.
Art1k iyice rahats1zlanm 1�ti, sapsanyd1. Oyun bitip
c;1karken gozlerinde intihar ederken kurtanlan adamla­
nnki gibi memnunlukla k a n�tk bir i.izi.inti.i kalm1�t1.
Memnundu, c;i.inki.i sonra pi�man olacag1 bir olaya
meydan vermemi�ti, fakat ayrn zamand a i.izgi.indi.i ,
<;i.inki.i c;aresizligini duyuyordu.
izmaro kalabalik ic;inde sordu:
- Tokathyan'a gidecegiz degil mi Suphi?
1 44 I MEMLEKET HiKAYELERi

Evet, dedi , yuri.idi.i , tasalarm1, duygul anrn anlama­


yan bu kad m l a birden bire kar�1 kar�1ya gelmekten ,
ona uymaya mecbur olmaktan , onunla yalrnz kalmak­
tan korkuyordu.
Tiyatrolardan c;1kanlar ko�mu�, birahaneyi doldur­
mu�tu . Aydmligm altmda geni� bir sigara dalgas1 ac;1ll­
yor, ic;inde kocaman kadm ;;apkalan deniz otlan gibi
saga sola agir ag1r sallamyordu . Suphi bi.iti.in bu uyu­
�uk, gi.ic;si.iz insanlarla c;i.irumi.i� bir gemi enkazma s1k1-
$an $i$kin cesetler arasmda benzeyi� buluyordu. Bu ge­
ce her �eyi koti.i g6ri.iyor, koti.i buluyor, fenahk seyret­
mek istiyordu . Geni$ bir mermer masaya oturdular,
oras1 nas1lsa bo$ kalm1$t1. .. Ortadaki kap1 dondi.ikc;e
ic;eri bir insan, garip bir $ekil, ne oldugu , nasil ya$ad1g1
bilinmeyen , kafasmda neler dola�t1g1 anla$ilmayan bir
bilinmez giriyordu . Acaba onun da eziyetleri, boyle
hastahklan, dertleri var m1yd1? Ya�amaktan, daima ka­
s1lmalar ic;inde c;1rp m m a kta n , her zaman yenilgiye
mahkGm bulunmaktan b ir intikam hissi duymuyor
muydu?
B irden, tramvay borulanyla araba gi.iri.ilti.ileri ic;in­
den bir gi.irulti.i yi.ikseldi, kap1 y1k1!1r gibi ac;1ld1, gemici ­
ler h�eri girdi . Yalmz Suphi ile izmaro ' nun oturduklan
geni� masa bo�tu . Oraya geldiler. Eger c;aylar 1smar­
lanmam1� veyahut gelmemi;; olsayd1 hemen kalkacak,
kac;acakt1. D i�lerini kilitled i ve yanmdaki kadmla ilgili
gori.inmek ic;in 6te beri konu�tu .
Bu gece askerler c;1ld1rm1�t1. Amerika'da zengin ai­
lelere mensup olduklan s oylenen bu adamlan gurbet
degi�tirmi$ti . Seiki onlar C: in ' de , Singapur ' d a , Filipin
ada l a rmda s eyahat eden vatanda�larmm h ikayelerini
burada uygulam a k , burada da o c;Jlgm , �1mank seru ­
venleri ya�amak istegi duyuyorlard1.
Suphi bunlara o kadar y akmd1 ki ti.iti.in, ispirto ko­
kularmdan rahats1z oluyor, hirsmdan aglayacak kadar
KUVVETE KAR�I I 1 45

sinirleniyordu. Gemic i\erden kirm1�1 sac;h, san c;ipil goz­


IG bir adam, sandalyesini iterek Izmaro ' ya sokuluyor,
sahte bir a?1k tavnyla ba?InJ arkaya sark1tarak " Oh! . . .
Oh! . . . " diyordu. Oburleri lambalan titreten kahkahalarla
gGluyorlar, di§isine eziyet edilen bagli bir kopege c;evri­
len bakI?larla Suphi'yi suzuyorlard1 .
Be� dakika ic;inde sarho�luk o derece artt1 ki i zma­
ro bile bir tehlike c;1kacagm1 anlayarak kalkmak istedi;
Suphi paltosunu getirtti; gidiyorlard1. Bu sirada gemici­
lerden biri yerinden f1rlad1, masa uzerinde duran fesi ,
Suphi'nin fesini kapt1, ba�ma gec;irdi , arkada�larmm a l ­
k1�larr arasmda oburGnGn b1fakt1g1 sandalyeye oturdu.
0, ayakta idi; i zmaro donmu�. korkmu�. gozlerin­
de dokulmege hazir ya�larla etrafma bak1yor, her kadm
gibi yard1m bekliyordu . Suphi bile once imdat isteyen
gozlerle bakmd1 ve herk esin kendisini seyrettigini far­
kedince ta kalbinden yaraland1: " B ir polis yok mu? Bu
reza lettir! " diye haykird1. Bu bagm!? , durmu!? c;atal b1-
c;ak sesleri , susmu!? dudaklar, dikilmi� gozler kar!?tsm­
da; korkunc; ve ac1kh bir inilti gibi yank1Iand1. Hie; kim­
se k1mildamad1, bir �ey soyleyemedi, herkes ba?Jnt
onune egdi; belki gulenler bile vard1.
0 zaman kendi ic;lerinden biri, art1k bu maskaralt­
ga son vermek ic;in fesi kapt1, masaya firlatt1, sonra san
h erifi kolundan yakalayarak aralarma ald1. Suphi ser­
best kalmca , i zmaro ' yu c;ekti, c:;evresine hie; bakmaya ­
rak, yUzlerce sandalye arasmda dar, kan?tk yollar bula­
rak yurudu, adamlara c;arparak , ayaklara basarak so­
kaga firlad1 .
Kuruyan bogazmda b i r kelime soylemege gUc;
yoktu, i zmaro surekli agltyor, onden ko?arak sanki ka­
c;1yordu .
Eve girdikleri zaman U§aktan ba?ka kimseye rast­
lamadilar, dogru odaya 9kttlar. Birahaneden kac;t1kla­
nndan beri ikisi de tek kelime soylem emi�lerdi . Suphi,
Memlekel Hikayeleri - F. 1o
1 46 I MEMLEKET HiKA YELERi

kap1 perdelerinin yanmda utangac.; duruyor, c.;arc.;abuk


soyunan, daha geni� aglamak ic.;in yataga girmege ha­
zirlanan . kadma bak1yordu: Ne bir kelime, ne bir ufak
davet . . . Izmaro dekolte halde, koltuga kapanm1� ve el­
leriyle yi.izi.ini.i ortmi.i�ti.i .
Suphi �imdi bu sessiz odada a�ag1lanmay1 daha iyi
duydu. Davram�mdan dolay1 p i�man oldu . Mi.ithi� bir
kinle gemicileri di.i�i.indi.i ; uguldayan kulaklarmda onla­
rm kahkahasm1 duydu. Yumruklanm s1karak, durdugu
yerde k1vranarak Ti.irkli.igi.ine memleketine ac1d1; bi.iti.in
gazino halkm1 mermer gibi yerinde donduran, kendisini
dilsiz, oli.i eden kuvvete kar�l bi.iyi.ik bir gazap duyuyor­
du . . . Sonra kanepede aglayan Rum kmna bakt1 , onun
gozi.inde bile bir hie.; oldugunu di.i�i.inerek: " Eyvah!" de­
di. G emicilerin gene orada ic.;ip kudurduklanm di.i�i.in ­
di.i.
Beynini yakan bir �im§>ekle karar verdi. "$imdi ge­
Iirim ! " dedi , merdivenleri dorder dorder atlad1, kap1y1
ac.;tmp sokaga firlad1. Tokathyan'm camma dayand1,
kendisini oldi.iren haks1z, alc.;ak kuvvete, bir anar�ist ki­
niyle bakt1. Zamam gelmi� oldugundan ic.;erde baz1
lambalar sondi.iri.ili.iyordu . Suphi ellerini kilitleyerek bir
iki ad1m yi.iri.idi.i , onlarm nereden donebileceklerini di.i ­
�i.indi.i , sonra gitti , Yenic.;ar§>1 'nm ko�esinde durdu. Bi.i ­
yi.ik Cadde ' ye koca bir sisin yay1ld1gm1, gazinonun oni.i­
ni.i gosteremeyecek kadar ag1rla�t1gm1 gori.iyor, ba�ka
bir �ey sec.;emiyordu . H atta �imdi ne evini , ne i zma­
ro' yu , ne de kendisini di.i�i.ini.iyor, beyni yalmz bir nok­
taya dikilmi:? "Ah gelseler! " diyordu .
A:?a91 dogru yi.iri.idi.i dondi.i , birden gemicileri ken­
disine c.;ok yakm g6rdi.i; havagaz1 lambasmm altma gel­
melerini bekledi, sonra k irm1z1 herifi aralarmda sec.;e­
meyince firsat1 kaybetmek korkusuyla gerildi, kolunun
olanca kuvvetiyle ic.;lerinden birine gi.ic;li.i bir yumruk in­
dirdi. $imdi elleriyle, bacaklanyla, yandan, a rkadan
tekmeleriyle hepsine, oni.ine gelene vuruyor, gozlerini
KUVVETE KAR� I / 1 47

kapayarak yakalad1g1 bir eli, sert bir yumrugu 1smyor­


du . Daha sonra nas1l oldu, anlayamad1, ensesine inen
bir yumrugun etkisiyle yere kapand1, her tarafmm tek­
meler altmda ezildigini , kmld1gm1 duydu; c;irpmd1, kalk­
maya ugra�ti; fakat beceremedi; keskin bir �eyin beyni
ilzerinden ge<;tigini anlar gibi olurken yuzustii <;amurla­
ra dil�tU, kald1 .
* * *

izmaro uzun sure bekledi; sonunda gecelik gomle­


gi altmda kollarmm <;1plak kald1gm1, u�ildilgilnil duya­
rak yatagma girdi.
Sahi, art1k havalar serinle�iyor, k1� geliyordu.
Erenkoy, 1 909
CER HOCASI

Mulkiye Okulu ' nun " 320 senesi mezunuyclu ; m a ­


beyincilerden ( * ) birinin akrabas1 oldugu i c; i n maarifte
bir memuriyet bulmu�, fakat me�rutiyet ilan olununca
ilk tasfiyede a<;1ga <;1kanlm1�tJ. Bin kuru!_? maa!_? ahp ko­
nakta yat1p, kalkt1g1, her taraftan kolayhk gordugi.i e ski
devirde bile iyi kalbi onu kotGIUklere alet olmaktan kur­
tarm1!_?, durgun, uysal ahlakiyle o kadar dikkate c;arp­
m1yarak rahat ya�am1�t1.
Suf "mensup" diye y etenegine, ahlakma ragrnen
memuriyetinden kovulmas1 ve mabeyincinin anla!_?ilma­
yan bir beceri ile yirmi be!_? ki:.?ilik ailesiyle i stanbul'dan
ka<;mas1 ayni zamana rastlaymca; g idecek koyu, bu
milll bagnazhk co�kusunda , saraya bagh olmakla su<; ­
land1gmdan, ba�vurulacak kimsesi de olmayan zavalh
As1m, on gunde serseri halini ald1.
Orta bir otelde yatmaya ba�ladigmm sekizinci gu­
nu cebinde bir mecidiye kald1; o sabah yagmurlar yag­
d1 , ac;1k gri elbisesi, beyaz iskarpinleri ile ?emsiyesi ol ­
mad1gmdan kotQ bir gun ge<;irdi. Saatini sattI, s1caklar
devam ettiginden surekli kirlenen kolluklanm, yakahg1-
m , gomlegini degi�tirdi; yemeginden, sigarasmdan ufak
bir tasarruf yapt1, otelini ucuzlatt1, fakat gene de ac;,
yersiz kimsesiz, busbutlin i.i mitsiz kald1. 0 zaman Vezir­
harn'nda oturan hem�erilerine ba�vurmay1 di.i!_?i.indu.
( " ) Saraym bir ti.ir, i c; ve d1� ili�kiler ozel personeli
CER HOCASI I 1 49

Pa:;; a nm Bebek'teki yahsmda, Fmd1klI ' daki kona­


gmda , ErenkoyO 'ndeki ko:;; k unde yatar kalkar, onur ve
agirlanma gorurken bu hocalara ufak tefek iyilikler
eder, para , erzak gonderir, di:;; kiras1 verdirir, hatta biri­
sine muezzinlik ettirirdi.
Son ak:;; a m O<; buc;uk kuru:;; l a sokakta kald1, saat
alt1ya kadar bir kahvede oturdu , soma c;1kt1, gune:;; do­
guncaya kadar sokaklarda, evinen donen bir adam
davram§lariyle gezindi, henuz dukkanlar ac;1Imadan uy­
kusuzluktan kan ic;inde kalan gozleri, ac;hktan sararan
yi.izii, kirli yakahg1, buru§uk elbisesiyle yoksul bir halde
hana girdi.
Kaleme giderken iki ayda bir ugray1p hat1rlanm al­
d1g1 bu adamlarm ne ile ya?ad1klanrn hie; merak etme­
mi�ti; yalmz her zaman paraya muhtac; olduklanm bili­
yordu. Avluyu gec;ti; m erdivenl eri c;1kt1, kirli hucreye
yakla?tt. A <;ik kapmm onunde muezzin olan arkada:;; 1
Osman, c;omelmi§, kuc;uk bir ibrikten s1vanm1§ kollan­
na su dokilyor, abdest ahyordu . ic; eride Ahmet, hazlf­
lanm1? iki heybeden bir §ey <;ikarmaga ugra§Iyor, ko­
?eye yakm bir yerde daha gene; ve ablak yuzlii biri,
Feyzi sangm1 dev?iriyordu.
Kibar hem?erilerinin bu vakitsiz geli:;; i hepsini hay­
rete dil�urdu.
As1m uzun bir sure nefsiyle didi?ti, hatta gordi.igii
bu yoksulluk, bu hayat kendisini korkuttu; bir �ey soy­
lemeden, geldiginden daha hasta, i.imitsiz s1v1�may1 du­
�ilndil . Sonunda uykuya, bir mindere o kadar ihtiyac1
oldugunu anlad1 ki, d1�anda bunu da bulam1yacagm1
hat1rl1yarak hikayesini anlatt1, onlarla hayatm1 birle�tir­
mege gelmi:;; gibi degil , hem:;; e rileri oldugu i<;in derdini
doker gibi gorundG; belki oburleri onu gene her zaman­
ki gibi biraz sonra gidecek sarnyorlard1 . Kendilerinde
boyle bir sarn olabilecegini dil?ilnilnce k1pklfm1z1 oldu;
gene kac;mak, aynlmak istedi; oysa ki en zekileri, en i?
1 50 / MEMLEKET HiKAYELERi

bilenleri olan Osman her �eyi anlad1 ve "Ne yapacak­


sm?" diye sordu .
Bu soru , bu anla�1lmak, daha fazla ac;tklamadan
kurtulmak As1m11 sevindirdi: " Bilmem ki ne olacak, i�te
boyle kald1 m ! " dedi, soma aglar gibi mindere kapandt.
0 zaman i.ic;i.i de c;evresine gec;ip c;omelerek kaba, hic;­
ten kelimelerle, duaya benzeyen anla�tlmaz ezberleme
ci.imlelerle onu avutmaga ba�ladtlar.
Km�1khklar ic;inde kalm1� yi.izi.inden iri ya�lar kilit­
lenmi� ellerine di.i�i.iyor, h1�kmklar arasmda: "Ne yapa­
cagtm, ne yapacag1m? " diye soyleniyordu . Hem�erileri
c;ozi.imi.ine olanak bulunm ayan bu durum kar�1smda
�a�km , kendiliginden ac;1lmas1 gereken bir baygm kar­
�asmda gibi seyirci, bekle�iyorlard1.
Boyle bir yanm saat gec;ti. Osman, kazaya kalan
namazm1 daha c;ok geciktirmekten korkarak ayaga
kalkt1; hemen gelecegini soyleyerek kar�1daki mescide
gitti . Ahmet i.izi.im, peynir almak ic;in sokaga f1rlad1.
Odada Feyzi ile yalmz kalm1�t1.
Ne kadar, ne kadar y11lar vard1 ki han ko�elerinde
boyle adamlarla ya�amam1�; yag mumu, lapc;in, heybe
kokan y_e rlerde ki.if, is ic;inde bulunmamr�t1. Onun yok­
sullugu lstanbul'a sekiz ya�mda gelmesiyle bitmi�, son
han gecesi , Trabzon' da vapura binecegi gece olmu�tu.
Bu gi.inden ba�layarak hep iyi , temiz, gereksinimsiz ya­
�amI!?lt. Valida ayn odas1 , yorede kom�ulan hatta se­
vil?ligi bir de kolacmm km vard1 . Bu felaket zamam, i s­
tematina 'sm1 daha c;ok di.i�i.inmege bal?lamt!?lI . Ah, o
ne kadar c;apkm, fakat paraya dG!?ki.in bir k1zd1 ; l?imdi
onu boyle kirli gomlegiyle h an kol?esinde gorse yi.izi.ine
bile bakmaz, art1k i.iti.i masasm1 siper ederek dizlerinin
i.isti.ine usulca oturmazd1.
Yerinden dogruldu; yal?ayacag1 yeri daha iyi anla­
ma � ic;in koridora bakt1; oteye beriye sabah c;ay1 goti.i­
ren Jranhlar; oksure ti.iki.ire gezinen softalar, s1vas1 do-
CER HOCASI f 1 5 l

kUlmil§ duvarlar, dizi dizi kap1lar kendisine bir gezide


bulunuyorum aldam§I verdi. Odadan c;1karak parmakh­
ga dayand1, a§ag1daki avluyu seyretti.
i ki iri dah olan dokuk, hasta yaprakh bir c;mara bir­
kac; e§ek baglanm1§t1 ; onlara yakm bir yerde dort ki§i
kahve ic;iyor, sohbet ediyordu; k6§ede bir ayak berberi
c;irkin bir herifin kafasm1 tra§ ediyor, be§ alt1 kopek, ki­
mi ustUnde, kimi a§ag1da kenardaki supruntu arabasm1
e§eliyor, aralarmda da serc; eler dola§tyordu.
Kar§Iki odalarm a<;ik kaptlarmdan ic;erleri gorunu­
yor, namaz k1lan, i§ goren c;omelerek dertle§en adam­
larm karanhk §ekilleri sec;iliyordu. Damdan a§an bir gu­
ne§ parc;as1 binanm yuzunu yalayarak ac;1k kap1lardan
ic;eri giriyor, tozlan parlatarak avluya, supruntU araba­
sma yans1yordu. D I§anda goc;men arabalarmm sars1c1
kmk dokuk sesleri, kopeklerin bagrn§lan, kavga eden
adamlarm gurU!tUleri i§itiliyordu .
N e yapacakt1? B urada m1 ya§ayacakt1? Aslmda bu
bile mumku n degildi. c;unku h em§erileri iki gun sonra
cerre c;1k1yorlar, be§ on mec idiye koparabilmek umi­
diyle koyleri dola§maya ba§hyorlard1. Ufa k kasabalara,
koylere yay1Ian bu softalar her sene ramazan sonunda
be§ on para elde edebilirler, bedava yerler, ic;erlerdi.
Bunlarm ic;inde mescitlerde vaaz edenden, imam efen­
diye, koyIUye hizmet edenlere kadar vard1; talihe ne c;1-
karsa ... Bazan iyi i§ yap1hrsa be§ on para sahibi olurlar­
dt, hatta yerle§ilirdi.
Mescitten donen Osman, bu konuda ac;1klama ya­
parken Asrm gozlerini kapamI§, dti§ilnuyor; koyler,
vadiler, yollar goruyor, omuzunda heybesi, elinde deg­
n egi gunlerce, gunlerce yoku� tlfmanan sankhlan di.i­
§Unuyordu .
Ac; kalmak, yersiz kalmak, sonra kendini tamyan
cahil bile, aptal bile olsa bu adamlardan uzak bulun­
mak onu korkutuyordu ; ozellikle ac;hk, serserilik dola-
1 5 2 I MEMLEKET HiKA YELERi

y1siyle kendini bunlara o kadar yakm , o kadar candan


buluyordu ki aynlmamaya bir bahane anyordu. Birden
soylemeye cesaret edemeyerek: " Ben ne yapacag1m ,
sizsiz ne o\acag1m? " diye sordu; sonra cevap alamaym­
ca " Beraber gitsek, olmaz m1?11 diye ekledi.
Osman, olanak gormedigi bu soze inanam1yor gibi
oburlerinin yuzune bak1yor, anlamaya c;ali�ayordu.
As1 m , fikrini b irc:;ok sozlerle saglamlamaya ugra�1rken
a rada " Olmaz mi? Ne dersiniz?" gibi sorular soruyor,
cevap istiyordu.
Uzun bir konu�ma, darn�ma ba�lad1, bir saat siir­
dii. As1m hic;bir yere ba�vuramazd1; ne tamd1g1 taraf, ne
bildigi adam, ne de candan arkada�1 vard1; bi.item o ta­
ntdtklan �imdi o kadar vatansever ve me�rutiyete a�1k
olmu�lardt ki kendisini kovmtya haztrlanm1�lard1; bunu
pek iyi hissediyor, onlardan, bi.itiin bu bagnazhk ve sar­
hm,;luk devresi gec:;iren i stanbul halkmdan igreniyordu . . .
Sonunda karar verildi, As1m d a beraber gidecekti.
U zerindeki bu elbise hemen sat1lac a k , yerine cubbe ,
sank, mintan, almacakt1; eger p ara artarsa o da yolda
nafakaya sarfolunacakt1.
$imdi, bu karardan sonra sert ve dik konu�maya
ba�layan Osman diyordu ki:
- Yol uzundur, sefer gi.ic;ti.ir; hep yilrilyeceksin,
oralara gelince de gozi.ini.i ac;tp bir yer bulmaya c;ah�a­
caksm! Bak, ben kan�mam, koyi.imi.i bulunca senden
aynlmm, dargmhk olmaz, ac:;hk belast. .. Anla:;; 1 ld1 m1? . .
Astm hep kabul ediyor, n e derse, n e denirse " Pe­
ki" diyordu . Koylerde ne yapacagmt sordu; anlatt1lar.
N amaz k1ldirmal t , Kur'an okumah, v a az etmeli, koylU­
nun i�ine yaramali, kendini sevdirmeli, asII imamla iyi
gec:;inmeli. . . H atta onun ayagma karpuz kabugu koy­
mah; o zaman i:;; ala, insan olu nceye kadar gec;inir, gi­
der. . .
CER HOCASI I 153

Zavall1 adam, uyuyup dinlenmesi ic;in odada yalmz


b1rak1ld1. On be;; gun evvel Bristol otelinde temiz bir
gece gec;iren As1m, ba�mm altma heybeyi alarak min­
dere uzand1, ate� gibi yanan gozlerini dinlendirmek ic;in
goz kapaklanm indirdi .
$imdi dli�i.ini.iyordu: Bu uzun sefere, bu garip yol­
culuga nasII raz1 olmu�tu. i stanbul'da on be� gun ic;inde
beceriksiz ve utangac; ve ac; kald1g1, bir i� yapamad1g1,
hatta ufak bir tecri.ibesi bulunmad1g1 halde, cer mollas1
olacak kadar nas1l atak!Jk gostermi�ti . Bu durum, bu­
tiin duygulannm bir anda degi�tigini, h eybeleri haztr
hem�erilerinin kar�1smda -d1�ardaki bir milyon yaban­
cmm, di.i�manm, koti.i adamlarm onu tersliyen suratlan­
rn du�unerek- birdenbire on ya�mdaki eski koy c;ocu­
gu oldugunu anlat1yordu. Demek i stanbul 'da gec;en on
be:;; y1l t , on be� y1lhk egitimi onu tekrar, onceki duru­
muna donmekten alakoyam1yacak kadar eksik ve guc;­
si.izdi.i.
Bu hi.ikmi.i verdikten soma art1k arkada�lan kadar
attlgan olmaya karar verdi. B iraz soma uyarnr gibi ol­
du. Miilkiye Okuluna pek yakm oldugunu dii�i.indii ve
yaltda c;ekmenin gozi.inde kalan diplomasm1 hattrlad1.
Etrafma goz gezdirdi; ko�ede rahle i.izerinde bir mushaf
duruyordu; � a�kmhkla , yakmhkla ona, bu yoksul hiicre
ic;inde yucelik tertemiz bir avunma vaadeden bu kitaba
uzun uzun bakt1 . . . 0 zaman, bunca giindiir ilk defa ac;
kalmayacagma inanm1�, tekrar gozlerini kapadt .
* * *

Kartal ve Gebze'ye ugrayarak on bir gi.inde, yaya ,


i zmit'i buldular ve Osman ' m gayretiyle h akim efendi­
den birer izinname ald1lar, As1m �imdi bir rekatm1 bile
kac;1rm1yarak , duzenli be� v akit namazm1 kthyor ve ug­
radtklan ki.ic;i.ik koy mescidinde kendisini buralara yol ­
layan me�rutiyet iizerine iyi va1zlar veriyordu .
Onun gayet tatlI ve ahenkli bir dili , ac;1k Turkc;e
anlat1m1 vard1 . i ki dizinin i.izerine oturup c;evresinde bir
1 54 / MEMLEKET HiKA YELERi

halka olu�turan koy!Uye cana yakm, ozlem dolu tiz se­


si, az Arapc;ah ve gurUltUsuz anlat1m1 ile nutka ba�la­
ymca dinleyenler, camilerde bu yolda vaaz edilmesine
�a�1yor, butGn bu guzel sozleri pek iyi anlad1g1 halde bir
va1zm esrarh ve karanhk lezzetini bulam1yarak yeni ye­
nilen bir yemegin tadma bakar gibi bir onu, bir de ken­
dini dinliyor, fakat bir sure sonra, y1llardan beri i�iteme ­
digi b i r a n a sesine kavu�ur gibi ta kalbinden duygulu
ve memnun zevkine vanyordu . As1m da gitgide biraz
daha cer mollas1 oluyor ve Osman' m begenisini kaza­
myordu.
izmit'ten bindikleri bir korfez vapuru onl an paras1z
Karamursel'e btraktt, tekrar yolculuk ba�lad1. Lacivert
renkli funda ve kocayemi� ortUlu daglar arasmda ktr­
mlZI topraktan yollar vard1 ki belki bu dola�tk ve kum­
sal patikalan k1� selleri , kar sulan, ftrtmalar ac;mt�; ge­
c;en koylunun, arabanm, surunun izi buralan yol yap­
m1�t1. Sonbahar sabahlan yamac;lan sise boguyor, gece
y1ld1zh gokten inen bir nem, yoksul evlerin damlanm
gumu�luyordu. Tarlalar ye�illenmek ic;in bir yagmur
daha bekliyordu .
Hayli ic;erilere girmi�lerdi. Turklerin eline gec;tigi
stralarda bu yerler, vatandan uzak kalmt� kaplan �a�­
kmhg1yle c;adtrlan etrafmda kulaklan tetikte dola�an
sava�c;tlara hizmet etmi�ti.
B ir gece, gok gurUltGleriyle yagmur ba�lad1, dag­
lardan seller, ta�lar akt1, uc; gun surdu, bu Ge; gun vakit
kazanmak umidiyle durmamacasma yola devam eden
ufak kafileyi harap etti. Astm, yataga du�ecek kadar
hastaland1, ra.sladtklan bir koyde kalm1ya , imamm
evinde bir ko�ede dinlenmeye mecbur oldu. Arkada§ila­
n koyluye yuk olmamak ic;in vedala�1p aynld1lar.

As1m c;ok hasta idi, ate� ic;inde yamyor, gozlerini


ac;am1yor, hararetten 61Uyor, kemikleri ic;inde smlar du­
yuyordu, alt katta, ahtrla mutfagm arasmda ocagt ate�-
CER HOCASI / 155

siz, to p rak do�eli bir oda v ardt, yere bir c;ul att1lar ve
ona: " l�te yat" dediler. Yaralt ve tslak bir kedi gibi k1v­
nld1, heybesini ba�mm altma c;ekti ve di�lerini s 1karak,
oyle baygm kaldt.
$imdi, gidilmeyecek kadar uzakta, i stanbul ' da
acaba yagmur var m1yd1? Beyaz, rahat, serin karyolast
daha kim bilir ne zaman ve belki biisbiitCm bo� kal a ­
cakt1? i stematina'nm dam1 gene ak1yor, gene gomlek­
leri kirletiyor muydu?
i k i sari bocek kanadt gibi kuruyan dudaklarma el­
lerini s urdu, her �eye, butUn bildiklerine ozlem c;ekerek
agladt. Ertesi sabah Ramazan oldu, dediler. Astm i stan­
bul ' u n Ramazanmt du�undu. Sergiyi, serg ide s at1lan
maden sularm1, �uruplari h at1rlad1. Mahyalar, aydm!Jk
sokaklar, allt pullu tiyatro kaptlan gordu. Ak�ama yal­
vardt biraz c;orba istedi.
i mam, ellisini pek gec;kin, sac; ve sakal ic;inde, ktsa
boylu, oynak, sari, sevimsiz gozlu bir adamd1 . As1m
ktrka yakm ate�le ve i stanbul ozlemiyle yanarken oda­
ya girdi, korkutucu bir sesle:
- Bana bak, dedi, iyi o lunca, yarm, obur gun, bu­
radan c;ekil, i�ine git! Bizim koyumuz hoca, molla iste­
mez, c;oluk c;ocuga para vermez ! . .
Astm, eger ba�tnt kaldJramayacak kadar hasta ol­
masaydt, bu gece kesinlikle intihar ederdi , kesinlikle bu
ezintiye son verirdi. Say1klamalar, karabasanlar arasm­
da zehirler hazirladt. Konakta ba�agaya hediye ettigi
tabancasm1 hat1rlad1. U c; gun ate� surdu. H avalann ac;tl­
mas1yle beraber de azald1, agnlar durdu; ertesi gunu
kalkacak bir duruma geldi, imamla vedala�t1, c;ikt1.
Burast koyun ortas1 idi, bir meydandt. i leride c;ar­
daklt iki kahve, bir bakkal dukkarn, bir de nalbant go­
runuyor, butUn adamlar peykelerinde, iskem lelerinde
uyu�mu�, oturuyorla rd1 . D ort be� kopek, gezinen ta­
vuklar arasmda yere yatmt� uyuyor, etrafa kume kume
1 5 6 / MEMLEKET HiKAYELERi

y1g1lan gubrelerle pis bir lag1m yatag1 kenarmda ordek­


ler, kazlar dola�1yordu .
Bu koy, oldukc:;a zengin, sevimliydi. Kuc:;uk bir or­
mam, yagmur sulanyle �imdi bi.isbi.iti.in co�mu� ho� bir
deresi, onunde kocaman ye�il bir otlag1 vard1. Elvan el­
van renkleriyle bir ressam paletine benziyordu. Evleri­
nin bacalarmdan agir agir dumanlar c:;1k1 yor, kafessiz
camlar arkasmda beyaz perdeler goruni.iyor, bunlar za­
valh As1m' a dinlenme ihtiy ac1, burada kalmak ve aynl­
mamak istegi veriyordu.
Yava�c:;a yuruyerek, selam vererek kahveye girdi,
onune gelen ilk iskemleye oturdu . merhabala�tiiar.
Herkes susuyor, kimi eliyle bacagm1 yakalam1�, kimi
ensesiyle duvar arasma k ilitlenmi� ellerini bir yast1k
yapm1�, ko�esine bi.izi.ilmi.i � , esneye esneye gozleri
ufalm1�, uyur gibi du�unuyordu. D1�anda da tavuklarla
ordeklerden ba�ka her �ey' ta ilerilere kadar hareketsiz,
fakat yagmurdan soma gelen tazelik ile parlak duru­
yordu. Sessizlik uzun bir zaman si.irdu . Sonunda koyun
arka tarafmdan ogle ezam sesi geldi . Bugun cuma idi.
Koyluler namaz1 bekliyordu . Bu sirada As1m 1 m , kalem­
deki odac1ya benzettigi yanlan ustura ile beyaz �erit gi­
bi kesilmi� c:;ember sakalh k1sa boylu bir adam ona ses­
lendi: " i mamm evinde yatan molla sen misin?" dedi.
As1m cevap verdi ve sozun arkas1 gelsin diye sordu :
- Buras1 ne koyudur?
- Pmarh. Sen nerelisin?
- i stanbu l ' luyum, dersten mezunum . Her sene
orada vaaza c:;1kard1m. Bu sene koyleri dola�1yorum.
- Ahmet hocay1 tamr m1sm Suleymaniye camiin­
de . . .
- Evet, benim hocamdir.
Asum yalan soyluyordu , fakat koyli.ilerin dikkatini
c:;ekiyordu . G ene o c:;ember sakal11 adam dedi ki:
CER HOCASI I 1 57

- Bugun bizim imam cumadan sonra kasabaya


gidecek; Gik da bize vaaz et! . .
As1m, memnun, kabul etti. $imdi konu;;uyorlar,
birer iki?er mescide dogru gidiyorlard1 . Yollan uzerinde
Ge!?itli gubre y1gmlan, hep bir omek tavuklar, a9k kap1-
lardan karanhk tavan tahtalan gorunen ahlflar, gezinen
GOCuklar v ard1. Bir Ge?me ba!?mda beli pe?temalh ; ba?I
siyah bir ortU ile tamamiyle kapah ilG, dart kadm ?ekli
duruyor, erkekler geGerken bunlar arkalanrn donuyor,
kafalanm biribirine yakla?tmyordu; kocaman Giplak ba­
caklan ta diz kapaklarma yakm, aGikta kahyordu .
AgaGlar iGinde kaybolan ah?ap mescidin ?ad!fvarn
bile yoktu . Smkh ve odun bedenli kuyudan Gekilen su
bir kutilgun oyulmas1yle yapilmI? olan yalaga dokUlu­
yor, sular ta!?arak yoresinde birGok yeri Gamurluyordu.
Butiln bu halk oraya gelince saga sola SIGnyor, z1phyor,
?ikayet ediyordu. As1m , bir ufak hendek kaz1larak du ­
zeltilebilecek bu zorlugun dil?unUlememesine ?a?1yor,
ac1yordu.
Namaz k1lmd1 ve bitince baz1 genGler d1!?an Gikt1.
Vaaz1 duyan halkm GOgunlugu tahta Gekmenin, rahle­
nin etrafmda dizildi. As1m minbere oturdu , bir sure sar­
ma!?Iklarla ortUH.i ye?il pencerelere, suzUlerek iGeri so­
kulan gune?e, aG1k kap1dan ilk agaGlan gorunen koru­
ya bakt1 . Sonra o guzel TurkGesi, uysal, tath uyumlu
sesi ile vaaza ba?lad1.
Her zamanki gibi o ilk anla?Iimazhk burada da go­
ruldu; yuzler ?a?kmhkla km!?t! . Bir sure bu halde kald1;
sonra km?1klar aGJ!d1, a9ld1, merak iGinde kalm1!? bir
yuz durumu ald1. Koyun muhtan, oldugunu haber ald1g1
Gember sakalh -bu sefer dikkat etti- GUha ?alvarh
adam, gozlerini kapam1?, her begendigi , iyi anlad1g1 so­
zun arkasmdan ba?JnI salhyor, iGini Gekiyordu . Bu; vaa­
za Me?rutiyetin $eriat ve Kanuna uygunlugundan ba?­
lad1 , Ge?itli yonlere girdi ve bir buGuk saat surdu . As1m
1 5 8 / MEMLEKET HiKA YELERi

zaten din kurallarma ait bir<;ok kitaplar okudugundan,


bir hayli flkralar bildiginden bunlan birer birer harcad1 .
En parlak, en iyi bir yerinde hi<; bakmad1g1, bir sayfas1-
m bile k1m1ldatmad1g1 kitab1 kapad1, sustu .
<:;ember sakalh adam , Lazoglu , onu yanma <;agird1
ve kesin bir ifade ile " Ramazam burada ge<;ir, benim
evimde yat, kalk!" dedi. As1m hemen kabul etti . 0 ak­
�am kasabadan donen imam , cer mollasm1
Lazoglu' nun yanmda, kahve ko�esinde, olduk<;a kala­
bahk bir halkaya ba�kanh k eder gordu. Sozlerine dik­
kat etti: Bu gen<; adam dogrusu tath anlat1yordu .
Ak�am, gun karanrken suruler donuyor, inek, bu­
zag1 sesleri gurbet, ac1sm1 kalbe bir harn;er gibi saph­
yordu . G ece beyaz ve kapah perdeler arkasmda golge­
ler dola�1yor, ay 1�1gmda <;marlarm art1k yapraks1z ka­
lan dallarmm yans1malanm salhyordu.
* * *

R amazan bitmi�ti. Onu gene b1rakmad1lar. Mektup


yaz1yor, herkes onunla dam�1yordu, asll imamm huk­
mu, gucu hep bun a , bu cer mollasma kay1yordu. Jan­
darma kolu gelince bununla konu�uyor, 6�QrcUler buna
dert anlat1yor, kolcular tarlada rastlaymca buna selam
veriyordu. O kulda alfabe okutuyor, art1k evinden <;ik­
mak istemeyen imama vekalet ediyordu.
Bir gun nahiye mudi.iri.i koye geldi. 0 gi.in As1m
eski bir okul arkada�ma benzettigi bu adamm yanma
<;1kmad1, penceresinden, jandarma ile dola�an bu re­
dingotu yagh, taysi.iz <;ocuga hirsla bakt1.
Sonunda bir ak�am ihtiyar kurulunun , kendisinin
imamhga atanmas1 i<;in bir kag1t muhurlediklerini
As1m ' a mi.ijdelediler. As1m, onu artik buraya baglamak
isteyen haber kar�1smda �a�ird1: " N as1I , art1k surekli mi
boyle, burada . . . " diye du�Qndi.i, kendi kendine: "Olmaz,
olanaks1z ! " dedi. Fakat bi.iti.in bir gece yagan karla
esen ri.izgarm tehditlerini duyarak i�e raz1 oldu.
CER HOCASI / 1 59

Bir gece soma, imamm kuc;uk oglu onu kahveden


c;agird1 ve babasmm yanma gotUrdu.
Zaval11 adam, yatagmda hasta idi. Yuzunde oyle
derin bir keder golgesi vard1 ki, ocakta yanan koklerin
1�1g1 yuzi.ine vurdugu zaman oli.i bir kafay1 aydmlatlf gi­
bi oluyordu. Kurumu:? g1rtlagmdan bir hmlt1 9kt1. Soma
yava� yava:? anla�1lmaya ba�Iayan bu sesle yalvard1:
- Oglum, diyordu, sen gen<;sin, bilgin var, hi.ine­
rin var, her yerde gec;inir, kendini sevdirirsin . Bak, ben
ya�hy1m, alt1 <;ocugum, iki kanm ac; kahyor, <;olugum,
<;ocugum sokaga di.i�uyor. Bu karda , bu k1�ta ben ne
yapanm? Nereye giderim? Nasil para bulurum? Bana
ac1, buradan git, yerimi kapma, ekmegimi alma, beni
sokakta b1rakmaya sebep olma . . .
Soma, tekrar hmlt1lara gomulerek:
- Yapt1gm gi.inahtlf, cezasm1 <;ekersin! dedi.
As1m; �a�t1, uzuntu i<;inde kald1, cevap bulamad1.
Yan odalardan <;ocuk sesleri geliyor, d1�anda f1rtma k1-
yamet kopanyordu; kar�1smdaki ise gittik<;e korkun<;
bir hat almaktayd1 . Bir iki kelime soyledi, <;1kt1. Art1k
kahveye ugram1yarak odasma donmu�tu .
Vezirhan' mdaki arkada�larm1 du�undu bir daha
kendisini aramaya gelmediklerine :?a�t1 . Soma istan­
bul ' a , i stematina ' sma ozlem duyarak butun gece agla­
d!. Ruhunda butUn rahata ragmen :?U vesile ile bu koy­
den aynlmaya , cebindeki otuz mecidiyesiyle i stanbul ' a
donmeye bir ihtiya<; duydu. Sonra imam1, a<;hgm1, has­
tahgm1, <;ocuklanrn du:?undu , bu <;aresiz adam1, bu yok ­
s u n v e yoksul ihtiyan feda eden koy halkm1 ay1plad1.
Bu sirada kendini boyle sokaga atan hukumeti hatlfla ­
d 1 , insan kalbinde daima, yer bulan kotUI UkGUIDge, k1-
y1c1hga kar:?J uzun sure :?a�kmhkla dti:?Dndu, c;ozeme­
di. . .
Soma imam1 kovan koy halkiyle memuriyetinden
kovulmasma sebep olanlardan buyuk bir intikam al­
mak istegi duydu .
1 60 / MEMLEKET HiKA YELERi

Sabah olurken kalktt, ci.ibbesini giydi, yiiziine atk1-


sm1 sard1 , heybenin gozi.in de sakl1 mecidiyelerini ald1,
sokaga ftrladt .
A�ag1da , tarlalar ic;inde komi.ir arabalan yola ko­
yulmu�tu. Bir horoz ottii, yakm evlerden bir, iki oksi.i­
ruk duyuldu ; soma gene her �ey sustu.
As1m, gecenin bi.ill.in �iddetine ragmen kann pek
az sanki c;amuru ancak ortecek kadar yagd1gm1, hafif
bir buz tabakasiyle derenin , bataklarm kapand1gm1 gor­
du . G ittikc;e mavile�en goge , art1k hie; esmiyen ri.izgara
bakt1. Soma yoku�u indi. B ir h asta kadar ate� ic;inde ,
ne di.i�i.indi.igi.ini.i, ne yapacagmt bilmeyerek yola c;1kt1 . . .
Tarlalar, kar altmda c;ok geni� sonsuz samhyor,
telgraf tell�ri binlerce i�aret parmag1 gibi bir noktaya
dikili; ona lstanbul 'un, ac;ltgm k1y1c1ltgm yolunu gosteri­
yordu.

Erenkoy, 1 909
GARiP BiR HEDiYE(»

<:;ar�1daki kuyumcu dukkanlan onunde Feridun iki


saattir dola�1yor, hic;birine g irmege cesaret edemiyor­
du. Satacagt bir �ey i kalmam1�t1; yalmz cebinde bir tra�
fm;as1 vard1 ki onun bir degeri olup olmad1gm1 sormak
istiyordu. Fildi�i saph, nakt�h , i�lemeli de olsa, bir tra�
fm;asmm degeri ne olabilirdi? Bunu sormaktan u t arn ­
yordu. Hem yalmz utanmak degil, biraz da korkuyordu.
Ku�kusuz be� para etmiyecekti: Ona vaktiyle bunu he­
diye eden Yahudi " Degerlidir, kadrini bi!, sakm atma,
zamanmda i�e yarar ! " dediginde muhakkak eglenmi�ti;
bu bfr �akayd1. $imdi ona guvenerek nas1l soracakt1.
Bir arahk ic;ine oyle bir hi.izun, bir umitsizlik doldu
ki hemen oraya c;okmek ve aglaya aglaya erimek, tu­
kenmek istedi . . . As lmda aylardan beri dertler, tasalar
ic;inde garip bir baygmhk gelip c; at1yor, yureginde bir
erime, bir ti.ikenme seziyordu; bu belki bir kalp bozuk­
luguydu, beklenilmeyen bir zamanda olebilirdi. Ne iyi
olacakt1. Ke�ke �imdi, �urac1kta do�up kalsayd1, kur­
tulsayd1. . .
Cebinden f1rc;ay1 bir kere daha c;1kard1 , bakt1: S1ra­
dan, herkesteki gibi, be? on k uru?luk bir mald1 , buna
bir deger verebilmek ic;in insan ya deli olmah, yahut
kendisi gib i art1k, ac:;ltk ve yoksulluk ic:;inde akhm yan
kaybedip hayallere kap1lm1� bulunma!Jydt.
(*) Bu hikaye 2. bask1ya eklenmi�tir.

Memlekel Hikayeleri - F. 1 1
1 62 / MEMLEKET HiKA YELERi

Donmege karar verdi, sonra vazgec;ti , buyuk ma­


gazalara giremeyecegini anhyarak camekanmda sekiz,
on gumill? halka , birkac; kase Yemen tal?I duran ufac1k
bir dukkanm kap1sm1 itti, bir c;mgJrak ottil , ic;eride, mavi
l§Ikh bir ispirto lambasmm uzerine egilmi� gozlUklii , ke­
ten onlilklii , kart, kJr<;il bir kuyumcu , lo�luga gomillU
il?iyle ugra§iiyordu. Gozlerini kaldmp gelen adam1 silz­
dil , soma , isteksiz , hatta b iraz da ilrkekc;e: " Nedir, ne
istersin?" diye sordu Feridun fJrc;ay1 uzatt1: "Vaktiyle bi­
risi hediye etmi§ti, dedi, k1ymetli oldugunu soylemi§ti,
acaba hakikaten bir degeri var m1? Bakar m1s1mz? "
O bilril merakla eline ald1, evirdi, c;evirdi, sallad1 ,
t1rnag1yle kaz1d1 , sonra geri verdi :
- Be� para etmez , mezat malmda e!?i c;ok! dedi.
Feridun kekeliye kekeliye, ozilr dileyerek c;1kt1 . . . Kendi
kendisine: " Hain Yahudi, diyordu , beni megerse aldat­
m1�;, az daha onun ugrunda olilyordurn da . . . "
H akikaten oyle de oluyordu ya . . . Bundan, on y1J
onceydi, Feridun, M1sJr' dan Selanige donilyordu , lima­
na demir atm1§lard1. Yolculardan k1hks1z bir ihtiyar Ya­
hudi, gi.ivertede di.inyadan habersiz , hJrs ve heyecan
i<;inde e§yalanm istif etmekle me�rnul iken vincin altma
girmi� ve tam o s1rada demir kancadan kurtulan bir iri
denk olanca ag1rl1giyle herifin ba�ma inerken o, el?i bu­
Iunmaz bir c;eviklikle hemen fJrlam1�, kucaklaymca Ya­
hudiyi olilmden kurtarmI§tL Fakat yilk Feridun'un tam
ornuzunun yanmdan asker k aputunu y1rtarak ge<;mi�ti.
Kendine gelen Yahudi e�yalarmm arasmdan bir koca­
man kutu a<;mil?, s1ra sJra dizilmi� tra� fJr<;alarmdan bir
tanesini aylfmll? ve ona uzatarak:
- Degerl idir, kadrini bi! , sakm atm a , zamanmda
i�ine yarar; demi§ti.
Ufak tefek el?ya satan bu yoksul adamdan aslmda
ne beklenirdi? Fakat nic;in oyle soylemi�, neden bu
oyunu etmi§ti? Hol?, Feridun da o zaman bu soze onem
GARiP BiR HiKA YE I 1 63

vermemi;;ti ya! Fm;ay1 alm1;; , bir tarafa atm1;;, hatta ba­


vuluna koyarak, sava;;ta, esirlikte, uc; sene surekli kul ­
lanm1;;; degeri olacagm1 hatmna getirrnerni;;ti. Fakat
bugun uzun bir sava;;, bir esaret ve felaket devresinden
so nra istanbul ' a doniip de yan s a kat, i-?siz , parasiz k a ­
lmca v e butiln mahm, e;;yasm1 elinden c; 1k anp bir dilim
ekmege rnuhtac; bir hale du;;unce bu olay1 ve Yahudi­
nin sozlerini hat1rlam1;; , sonunda i;;te gelip fJrc;anm k1y­
metini sormu;;tu . Demek be;; parahk bir degeri yoktu
ha . . . Atm a k ic;in h azlflandi, k o�eye b i rak i v er e cekti , fa ­
kat ne olsa bir tra;; fm;asma gerek duyabilecegini du;;u­
nerek bu fikrinden vazgec;ti, cebine soktu , yurudu .
Serencebey yoku;;undaki kocaman evlerini elden
c;1kanp Ah1rkap1 feneri arkasma du;;en c;ukur ve rutu­
betli fakir maha l l e l e ri nd en birine ta;;mdi k l a n giinden
beri yoksulluk busbutiln yakalarma yap1;;m1;;t1 . Ana
ogul 1slak ve ic; karart1c1 bir evde solucan gibi k1vnlarak
ne eziyetli , ne matemli bir omur suruyorlard1. Bu ak­
;;am, c;ar;;1dan donu;;unde Feridun yoksullugun butun
agirligmi yuregine bir tortu gibi c;okmii§ buldu, annesi ­
ne, k1saca:
- Be? para etmiyor, bo;; yere hilly a kurmu;;uz! . . .
Dedikten soma yukanya, odaya c;1kt1, kafesi sur­
du, nefes almak ihtiyaciyle d1;;anya sarkt1. Belliydi ki
yuksek yerlerde henuz gune;;, ne;;e ve hayat vard1. Fa­
kat buradan, c;ukur bostanlarla y1k1k kale duvarlan ara­
sma g omu l u ;;u izbe m a halleden renk ve 1�1k c;oktan
elini c;ekmi;; , bodur, sarsak ve kara evler tepesindeki
gorkemli cami kubbelerinin yuklu golgesi altmda c;ok­
tan sec;ilmez olmu;;tu. Henuz lambalarm bile yanmad1gi
;;u erken saatte bir bodrum k aparnklig1 duyulan sokak­
Jara karanl1k ba�ka tiirlii, yiirege kayg1 do l a r gi b i c;ok u ­

yor, ag1zlarma kadar ta;;km bostan kuyularmdan yore­


ye kemirici bir ya;;hk yay1larak vucuttan once ruha i;;li ­
yordu. B u sarmc; kadar kapamk v e 1slak m ahalleye ;; u
1 64 / MEMLEKET HiKA YELERi

saatte hic:;bir ko::;; e den aydmhk s1zm1yor, hic:;bir yerden


1�1k damlam1yordu.
Halbuki denizin obur yakasmda Kad1koy, batan
gCme�in 1�1klarma boyalt yuzunu , aynaya egilmi� bir
l?Uh kadm gibi, uzatm1l?, renkler ic:;inde mutlu bir gUllil?le
parl1yor, ic;in ic:;in k1zanyordu. Bu kuytu, karanhk dehli­
zin kar�1smda oras1 hayal �ehirler gosteren bir s inema
l?eridi gibi alacah inamlmayacak kadar l?en , aydu\ltk
gorunuyordu. Feridun l?imdi bunu du�unerek, vucudun­
da mahallenin karanhg1 ve gozlerinde Kad1koyu ' ni.in
1�1klan oyle olUvermek istegiyle yamyordu.
Birden k1zd1 , elini tekrar cebine soktu; haftalardan­
beri kendisinde hie; olmazsa ufak bir deger var sayarak
butUn Gmitlerini baglad1g1 h ediye onu sanki yak1yordu;
Yahudinin uzun ve seyrek sakalh, burui;; u k, kirpiksiz
yuzi.i karanligm ic;inde i.irkutUcu bir belirginlikle canl a ­
narak hain hain gulUyor, lfkmm kandirmaga pek elve­
ri�le olan yayvan �ivesiyle:
- Aldattrm seni. . . diyordu . . . Evet, a ldatm1l?tl , en
muhtac; , en di.i�ki.in zamanmda . . . Fakat insan, bir tra�
fm;asmdan yard1m ummak, bir servet beklemek ic:;in ne
kadar aptal olmalryd1. .. K1llarmdan yakalay1p pencere­
den uzatt1; al?ag1da kale duvarlarma yakm bir iri yalak
ta�1 vard1; ortasm1 nil?anlad1, parmagm1 sokmu!? bir ak­
rebi silker gibi hrzla att1 ve gormek ic;in dikkat kesilip
bakt1.
f 1rc:;anm kernik sap1 sert bir ses c; ikard1. Sonra
busbGtGn c:;okmu�, koyul ai;; m 1l? olan karanlrgm ic;inde
yan yana iki goz nokta parlad1. Feridun bunlara , bu
m av iye yakm bir renkle ll?tld1yan l?eylere uzaktan bir
sure l?al?arak bakt1, soma birden yuregini ak1l almaz bir
i.imidin kapan gibi s1kt1gm1 duydu; merdivenleri dorder
dorder atlayarak a�ag1ya kol?tu, sokaga firladt, egildi ,
gogun bellisiz aydmltgm1 yureginde toplayarak si.iprun­
ti.iler ic;inde hala pm! pm! yanan bu iki ufak �eyi, iki ku-
GARiP BiR HiKA YE I 1 65

c;i.ik ta§ parc;asm1 ellerine ald1 , gene ko� arak ic;eriye


dondi.i .
i dare lambasmm olgiin 1�1gma tutup bakt1g1 zaman
bunlann birer elmas parc;as1 oldugunu anlam1�t1 . Fakat
acaba sahte miydi? Yahudinin burada da bir oyunu, bir
aldatmas1 m1 va rd1? Bi.iti.in gece gozi.ine uyku girmedi ,
sabahleyin alaca karanl1kta gitti, bir gun once ugrad1g1
diikkanm onGnde bekledi, kart ve km;1l kuyumcu gorG­
nunce hemen , dlikkarn ac;masm1 bile beklemeyerek
ta�lan c;1kard1 :
- Bunlar ne eder?
Dedi . O bGrG, onc:e kay1ts1zca bir goz att1, soma
gozliigunii takt1 , dikkatlice inceledi , giine?e tuttu , elin ­
den birakmamak ister gibi, biraz c;ekingen ve nazik de­
di ki:
- Temiz maldir, ahc1sm1 bulursa iyi para eder, he­
le girin dukkana bir daha gorelim, bir k1ymet bic;elim!
* * *

Feridun neden Yahudinin bir adi tra� fm;asma boy­


le deger bic;ilmez iki ta� saklam1;; oldugunu uzun sure
anlayamad1 , fakat bir gun rasgele ogrendi ki giimri.ik­
ten mal kac;irmak ic;in bazan en akla gelmez dolaplara
ba�vurulur ve i�te boyle bir tra� fm;asmm sapma, biner
l irahk iki p1rlanta konuldugu da olurmu?!

Feneryolu, 1 9 1 9
BiR SALDIRJ(*l

Bogazic;i'nin Anadolu k1y1smdaki 1ss1z, bayir ve ya­


n bo� koylerinden birinde huysuz bir k1� ak�am1yd1.
Aynca yagmur yagiyordu . Fakat ruzgar oyle 1slak esi­
yor Ve her tarafJ oyJe SlfSikJam ediyordu ki yoku�Jardan
surekli seller ak1yor ve oluklardan kesintisiz sular bo�a ­
myordu. B ir haftadanberi surup giden bu kapamk ve
ya� hava altmda ah�ap evler sunger gibi rutubeti c;ek­
mi�ler, �i�ip doymu�lard1; a rt1k sulan ememiyorlar, d1-
�anya veriyorlard1.
Y1k1k yahlar, �i�mi� ve c;urumu� cesetler gibi sula­
rm keyfine uymu� a�ag1da k1y1ya vura vura, cans1z ve
c;uruk, yalpalar gorunurken yukanda, tepedeki kara ve
ufak evler, kargalar gibi simsiyah, sanki bu cesetlerin
uzerine inecek zamam kolluyor ve kayalara konarak,
havanm pusu ic;inde kabarm1�, hareketsiz bekle�iyor­
lard1. Gokte ruzgarm , al}ag1da denizin c; al kalad1g1 ve
yukseklerde tepelerin indirdigi bu su bollugu , bu ya�hk
ic;inde koy, gecenin 1slak abasm1 c;ekerek �u yalc;m ka­
ya dibinde bir serseri gibi <;omelip kay1ts1z bir uykuya
varm1�t1; ne ses , ne aydmhk vard1 . . .
Birden, havada karanhg1 bir ustura gibi ac1s1z ve
belirsiz yaran bir beyaz �im�ek parlad1, ruzgarm 1slakh­
g1 ic;inde dumandan bir kol , bir l�lkh sis sutunu, kera­
met gosteren 1�1ktan bir asa gibi uzand1; hemen koyun
(*) Bu hikaye 2. bask1ya eklenmi�tir.
BiR SALDIRI I 1 67

bir yerinde , ic;inde, pelte gibi bir ?eker parlaklig1 ve tut­


kal yap1?kanhg1 sezilen tath , cilah bir gune� ac;t1; sonra
gene karan!Jk c;oktU . . . Son vapur, elinde aydmhk sopa­
siyle yolunu anyarak ve bununla karanhklan kakarak
geliyordu . Duduk; ya? gok ve 1slak hava ic;inde, c;uruk
bir tulbendin y1rt1h�1 gibi yank1s1z, isteksiz bir hmlt1 gibi
daglarda bunald1.
iskeleye ancak dort yolcu c;ikm1�t1. Bunlar bir sure
ayrn sokakta yurudukten sonra yan yollara sapt1lar,
gozden kayboldular.
Hayrullah Efendi her ak?arry ki gibi, baymna tek
ba�ma t1rmanmaga ba?lad1 . Aki! lnebolu 'ya gonderdigi
kereste kay1klariyle motorunda idi; bu f1rtmanm kendi­
sine zararh olabilecegini dLi?Linerek tasalarnyordu , cam
s1k1Im1? bir halde, etrafmdan habersiz, ba�1 mu�amba­
smm kukuletasma gomU!u, elindeki elektrik fenerini yo­
luna yans1ta , yans1ta ag1r ag1r c;ik1yordu.
Tam f1st1gm altma , o dik ve dolambac; yere gel­
mi?ti , birden g1rtlagma bir elin yap1?t1gm1 ve alnma so­
guk bir demirin dayand1gm1 duydu , gerilemek istedi,
yapamad1 , ilerleyeyim dedi , k1m!ldanamad1; boyun eg­
mi?, guc;suz, durmaga mecbur oldu, bekledi. Ruzgann
ugultusu ic;inde boguk bir ses:
"- Cuzdanml ! .. "
Diye emretti . Hayrullah Efendi �akagma uzanan
tabancaya ragmen canma ili�mek istenilmedigini anla­
ymca, bu umitle helecanla:
"- Aman, dedi, peki, vereyim ! "
Fakat g1rtlag1 hala o demir k1skac; ic;inde s1k1�m1?
oldugundan bu cumlesinin i?itilip i?itilmedigini anhya­
mad1; yalrnz bir eliyle cuzdanm1 c;1kard1 ve otekine uzat­
t1. Hemen serbest kalmak ve uzakla�mak istiyordu .
Cuzdanda alt1 tane yuzluk ve birc;ok da be�lik banknot­
lar vard1. Yedi yuz liradan fazla idi . Fakat canmdan iyi
1 68 / MEMLEKET HiKAYELERi

mi idi? Saghk olsun , gene kazarnrd1 , tek hayatma ili�­


mesin de . . .
Hlfs1z, karanlrgm ic;inde tela§la, ci.izdanm1 ac;t1.
H ayrullah Efendinin elinden elektrik lambasm1 kap1p
bir atk1 ile sanl1 olan yuzi.inu gostermemeye c;ali§arak
ic;ini acele acele yoklad1. Kag1tlarm uzerindeki yuz rak­
kam1 bu keskin 1�1k altmda daha c;ekici ve daha anlam­
h gorunuyor, bi.iyur gibi canl1 duruyordu. Herif, vah;;i
sesiyle:
- K1mJidarsan vururum !
Dedi. Eli bir sure, kag1tlarm uzerinde orumcek gibi
korkunc;, karars1z, �a;;km du;;unceli dola�t1, dola;;t1,
parmaklar bukuldu, tereddut eder gibi durdu , sonra
yalntz bir tanesini, bir be� l i rahg1 c;ekti, cuzdarn kapad1
ve geri , sahibine, Hayrullah Efendiye uzatt1. �imdi 1�1k
sonmu� ve h1rs1z yoku;;tan a;;ag1 c;tlgm gibi ko;;arak ar­
kasma bakmadan, kac;maya ba;;lam1;;ti.
Hayrullah Efendi korkaktt; fakat hem dine; , hem de
c;ok merakh, a ra�tmc1 bir adamd1. �u acemi ve acaip
hJrs1z1 , gec;irdigi korkuya ragmen, kovalamak istegine
kar§I koyamad1, rahat ko;;mak ic;in kukuletasm1 indirdi
ve daha fazla dG§ii.inmeden merakm ve m emnunlugun
verdigi bir cesaret ve at1hmla kac;an m arkasma du;;tu;
yuvarlantr gibi sur'atle baym indi, karalt1lar ic;inde, bas­
t1g1 yeri gormeyerek, ko;;uyor, yeti;;meye c;ah;;1yordu .
A§ag1 inmi;;ti, birden aydmhk bir pencere altmda
otekinin hrz!J hrzh c;ar;;rya dogru gittigini g6rdu, izlendi­
ginin farkmda degildi; a rt1k ko�muyor ve tela� goster­
miyordu. 0 onde, bu arkada c;amurlu ve selli sokaklan
dondu l e r , d on du l e r , s o n u n d a i k i a c; r k b a k k a l
dukkaniyle bir kahvenin �enlendirdigi aydmhk b i r mey­
danhga, koyun ufac1k c;ar�1sma geldiler.
HJfstz dosdogru bir bakkala girdi.
Hayrullah Efendi , duvar dibinden sinsi sinsi yuru­
yerek cama yakla�t1 ve egilip iki tur�u kavanozunun
BiR SALDIRI I 1 69

arasmdan ic;erisine goz att1. Herif atkmm uc:u ile terleri­


ni siliyordu, beti, benzi uc;mu�;, hasta yilzlil, tra�1 uzun,
zay1f, acmacak bir adamd1, arkasmda asker kaputu
bozmasmdan yan palto, yan h1rka garip bir elbise var­
d1. S1k s1k soludugu ve etrafma �a�irm1� gibi bakt1g1 d1-
�andan bile fark olunuyordu. Bakkal raftan bir okka
ekmek ald1 ve ona uzatt1; oteki bunu derhal kapt1, bir
ucundan kopanp koca bir lokmay1 hemen agzma att1.
Bir taraftan yiyor, bir taraftan kah zeytin c;anagm1, kah
sucuk halkasm1 gostere gostere ba�ka �eyler 1smarh­
yordu . Bu ne acemi, ne ac;, ne zavalh bir hirs1zd1. Hay­
rullah Efendi, yi.ireginin ezildigini duyarak ve kendisini
gostermeyere� herifin c;1kmasm1 bekledi.
Rahatlam1� gibi tela�s1z uzakla�t1g1 zaman art1k ar­
kasmdan gitmeyi gereksiz buldu, dilkkana girdi:
- Bu c;1kan ;'.ldam kimdir?
Diye sordu: Ald1g1 cevaptan anlad1 ki ona bu gece,
bay1rda , f1st1gm dibinde tabanca uzat1p g1rtl agma yap1-
�an ve sonra yedi yi.iz liranm ic;inden be� l irasm1 alarak
kac;an bir hirs1z degil, namuslu bir ac; adamd1. Kimbilir
ne vicdan azaplarmdan, ne milcadelelerden ve kac; gil­
nlin ac;hgmdan sonra, her at1hm1, her ba�vuruyu dene­
yip ilmitsiz , eli bogri.inde kahp bu saldmya karar ver­
mi�ti . . .
<:;unku mutareke y1llarmda bulunuyorla rd1; cephe­
den veya esaretten s1Skas1 c;1km1� donen , hastahane­
den tedavisi bitmeden sakat ve illetli olarak kap1 d1�an
edilen nice yedeksubaylar vard1 ki, ne maa� alabiliyor­
lar, ne i� bulabiliyorlard1. Y11larca ozlemini c;ekerek, ya­
�ad1klan hudutlarda n , evlerine donlince ac;h ktan ve
yoksulluktan bir tutam mutluluk ve rahata kavu�ama­
m 1�lard 1 . Bu oyle bir devir idi ki, yalrnz askeri b i r
felakete bagh kalm1yordu ; sosyal b ak1mdan d a dilnya­
nm en korkunc;, usandmc1 ve kemirici bir devresi idi;
koca bir insan soyu , dermans1z babalar, ezgin analar,
1 70 / MEMLEKET HiKAYELERi

g1das1z c;ocuklarla, ozellikle bozulan bir ahlak ile kav­


ruk, yatkm c;i.iri.ik kalm1�t1.
Demin g1rtlagma sarilan adam, kendisi burada
karma bak1p i;;ini yoluna koydugu s1ralarda , dart yr!
gagsunu; o i�in rahatc;a garU!mesine, ta uzaktan, sava�
meydanlarmda siper yapm1�t1. Zorla ald1g1 para bir
pay, bir hak idi.
* * *

Hayrullah Efendi , ertesi gun bir kay1k erzak haz1r­


Jatt1 ve onun evine ganderdi; goti.iren adam danu�Cmde
anlat1yordu :
"- Kap1y1 bir kadm a<;t1, " Olamaz bizim efendinin
�imdi bunlan alacak vakti yok, yanh� getirdiniz ! " diyor­
du. 0 s!fada kocas1 geldi, " Kim ganderdi?" diye sordu,
biz soylemedik fakat anlam1:;; olacak ki, dayatmad1, ba­
�m1 ate yana c;evirdi , peki iyi goremedim ama sanmm
agliyordu !
AY�E' NiN YAZGISt <•J

Anas1, Antikac1larm evini ogmak ic;in gittikten son­


ra yalrnz kalan Ay�e bahc;edeki c;1knkh kuyudan c;ektigi
suyu sabahtan beri ocagm iisti.inde duran kazana dokti.i
ve patiska entarisinin eteklerini ku�agma s1k1�tmp c;o­
meldi; sepetteki c;ama�Irlan c;itilemeye ba�lad1.
Ana k1z "Abdinin ko?kii " denilen bu y1k1k, kor­
kunc;, yalrnz kovukta bekc;i gibi oturuyorlard1. Bundan
kirk sene once, kimbilir nas1l bir eglence fikrine hizmet
ic;in yap1lm1?, fakat o zamandanberi kullarnlmayan bu
ev, y1k1k duvarlan, c;okmu� c;at1s1, dokulmu� kafesleri,
her taraftan aynlm1� s1valanyle eski bir mezar gibi 6111 -
mu du�i.induren bir ha! alm1�ti. Onda her ili�en bak1�1
korkutan bir renk, her gec;ene: " Siz de, herkes de be­
nim gibi olacaksm1z, y1k1k duvarlar kirli yosunlu, igri bir
ta� ; iizerinde e�inen bir iki kopek, o kadar! . . " di yen bir
ses vard1. Her yonunden d eve dikenleri flflam1� olan
bahc;esinde, hep ac;ik kap1smdan mahzen gibi karanhk
bir oyuk ic;inde tavan tahtalan sec;ilen ahmnda, samanl1
gubreler y1g1lm1�t1; uzerinde bir suru tavuk surekli e?ini­
yordu. Kuyunun yanmdaki incir agac;lan bu y1kmtmm
eksigini tamamhyor, her yil d aha fazla kuvvetlenerek
nankor dallanyle eve yaslarnyordu .
Uzakta , bir yonde denize dogru c;ogu zaman sisler,
bugu l a r ic;inde kalan �ehir gerunuyor, geni? bir c;iftl ik
( * ) Bu hikaye 2 . bask1ya eklenmi\>tir.
1 72 / MEMLEKET HiKA YELERi

arazisi olan obur yonunde, ilerideki daglara kadar ise


bir ag1l bile gaze c;arpm1yordu.
Ay�e' nin onundeki legenden sabun kopukleri ta�I­
yor, bembeyaz buru§uklarla biizGlmu� olan ellerinin her
hareketinde sac;lanna , c;1plak bacaklarma, arasJra goz­
lerine fJrllyordu; bunlarm ic;inden baz1 inatc;ilan da sii­
rekli karnma du!?iiyor, soluk entarisini pembe etine ya­
p1�tmyordu.
Kazandaki su kaynad1kc;a kirec; gibi bir renk a\Jyor,
ic;indeki baloncuklar irile!?erek !?i�iyordu .
D1�anda s1cak bir gune!? iki gun onceki yagmurla ­
rm nemini bu si.ipri.intU.IUkten c;ekiyordu.
$imdi, hic;bir yonde bir nefes bile yoktu; f1rtmadan
onceki aglf, dertli durgunluk ic;inde; gubreleri kan§t1ran
serc;elerin c1v1lt1s1 i§itiliyordu. Ay�e mutfagm dernir par­
makl1kh yi.iksek penceresinden, arasJra dogrularak ga­
ge bak1yor, semanm bir tarafmdan barut renkli !? i§kin
bulutlar vadide golgelerini surukleyerek yGrGyor ve yil­
rudi.ikleri yerleri hep karaya boyuyorlardi. li zerlerindeki
karartmm, kanatlarma yans1rnas1yla karasineklere do­
nen anlar, ahmn teneke kaph penceresinin yanmdaki
delikten ic;eri kac;1yordu .
Ay�e nalmlanm si.iri.ikleyerek bahc;edeki c;ama§lf­
lan toplad1, fistam benek benek c;1plak vi.icudune yap1-
�1yordu; ocagm ate�ini c;ekti , yagmuru bekledi.
O nce avlunun su birikintisine bir iki damla dil-?tii,
sonra gok -?iddetle c;atlad1, incirin yapraklarmda bir gi.i­
ri.iltii ko-?tu , yagmur dokulmege ba-?lad1. Yag1yor, yag1 -
yor, sonu gelmiyordu. Her taraf ocagm ic;i gibi kapkara
olrnu-?tu . Bir kenarda yanan odunlarm gittikc;e parlayan
1�1g1 kirli sularda altm menevi!?lerini gezdiriyordu.
Ay!?e bir yere vuruluyor gibi bir ses duydu, pence­
reye ko§tu; kapmm siperinde bir erkek gordi.i; ba;;mda
kalpak, arkasmda aba vard 1 . Kolunda as1h duran tGfe-
A Y�E'NiN y AZGISI I 173

gin namlusu ,. yanmdaki iri kopegin kulaklarma dokunu­


yordu. Birden anlad1, Antikacm m oglu avdan donerken
yagmura tutulmu�;, evlerinde her zaman c;ama'§tr y1k1-
y an , tahta silen bu kadmm ku!Gbesine s1gmm1§t1 . Hat1-
rma hic;bir §ey gelmeyerek: " Kim o , ne istersin ? " diye
sordu .
Oburil beklemedigi bu ince, gene; sesten §a§trarak:
" Fatma Hamm burda degil mi?" dedi.
Ay'§e hemen cevap verdi:
- 0 size gitti, tahta silmege, ne yapacaksm1z?
Avc1 yagmura tutuldugundan, yoluna devam etse
s mls1klam olacagmdan kap1y1 ac;masm1 soyledi, Ay§e
ipi c;ekti, mutfaga kac;t1.
Yagmur sac;ma gibi yapraklara vuruyor; carnlara
serpiliyor, oluksuz damm her tarafmdan c; ar§af gibi do­
kiiluyordu.
Ali Bey, sofarnn y1k1k yerinden yagmur altmda ga­
riple'§en, c;amurlan ac;tlan yola bak1yordu . Ay§e kapmm
arahgmdan onu seyrediyordu. Erkek donunce klZI, ora­
da ac;1k ac;1k kendine bakar gordil; iki iri siyah goziln
lezzetle bak1§larmdan bir §ey; gururunu, '§ehvetini kt'§­
k1rtan bir etki duydu , gillerek dedi ki:
- K1z sen, burada yalmz korkmuyor musun?
0, belki yalmz degildir diye bir tecrilbe ediyordu;
Ay'§e cevap vermeden, vah'§i bir utanc; ic;inde kac;t1, Ali
Bey arkasmdan at1ld1. K1z, e l !eriyle yuzilnli kapam1:;; ,
i.izerinde 1slak entarisi, ayagmda nalmlan, kazana da­
yanm1� duruyordu. Vucudunda yabanc1 bir elin s1cak
dokunmasm1 duyunca korkarak bagtrdl, obi.ir ko§eye
kac;t1 . Ali Bey bu yagrnurda n , bu karanltktan, bu c;1p­
Iak, ate§ gibi yanan vucuddan gitgide artan bir haz du­
yarak, izleyip kollanrn ac;arak atild1 . Fakat mutfagm bir
k6§esinden yava'§ yava§ dt'§an s 1zan pis sular uzerinde
ayaklan kayd1, ba§t ocagm sivri ta§lanna dogru yi.izils-
1 74 I MEMLEKET H i K A YELER i

tu, bir korkuluk gibi devrildi . Oburu d1�an f1rlad1. Bir su­
re evde yagmurun �akirt1smdan ba�ka bir �ey duyul­
mad1 . . . Ay�e bu uzun bekleyi�ten bir �ey anlamayarak,
fakat bir korku duyarak kap1ya yakla�t1, arahktan bak­
t1. . . Ali Bey a rkas rnda abas 1 , ayagmda poturlan, kirli
sular i<;inde , o halde upuzun yat1yordu. K1z, kalbi bir
canavar pen<;esi altmda bogulmu?, her taraf1 titreyerek
once oyun sanmak istedigi bu yat1�ta bir olU hali gor­
du , i<;eri ko?tu. Yerdeki suyun uzerinden pembe bir yol
a<;11Iyordu. Dokunmaga korkarak uzaktan bakt1. Bu, pis
sul ara Ali Beyin <;atlam1? beyninden s1Ziyordu. Art1k o
bir olu idi.
Ay§enin gozleri buland1, yureginden sanki bir §ey
koptu; sapsan, halsiz, orada bir yere dayand1. i nanam1-
yordu inanmak istemiyordu. Korktu. Kelimenin buti.in
anlam1yla korktu, gozunun onunde bir halk bir kalaba­
h k gordu ; onun i<;inde askerler vard1, ti.ifekler parhyor­
du, k1h<;lar <;ekilmi?ti. Hemen yerinden firlad1, bir durtii­
ye uyarak bu pislenmi? cesedi oradan kaldirmag1 du­
�undu ; nas1l? Yoresine bak1yor, her yonu dinliyor, kor­
kuyordu . Yagmur deminki ? iddetle kaplamalara <;arp1 -
yordu . Camdan d1?anya uzand1; daha ilk bakI§ta ahm,
a<;1k kap1smdan bir mezar gibi karanhg1 kendine bak1-
yor gordu. Bunda bir <;agm sezdi. Yerini bulmu§tu , i?
onu oraya kadar goturmekti . Kendinde , on dokuzunu
bulmam1§ bu soluk, sISka vilcudu ta§1yabilecek bir
kuvvet duydu; igrenerek ellerini silrdu, s1rtustU silrukle­
mege cesaret edemeyerek onu <;evirdi . O liinun a<;1k
duran gozleri bu davrani�la kendi kendine kapand1.
Bu s1rada sokak kap1sm1 biri sallad1, soma tlfmala­
maga ba§ladi. Ay§e deli gibi pen cereye ko§tu . O lenin
kopegi iki ayag1 Gzerine kalkmI§ , sahibini anyor, sabir­
s1zlik gosteriyordu . K1z, cesareti butun butun kmlarak
donakalm1?t1; peki onu ne yapacakt1? Cesedi ahira go­
turmek i<;in bah<;eden ge<;ecekti, kopek sahibinin boyle
c;amurlar ic;inde bacaklarmdan silriiklenerek ta�mmas1-
AY�E'NiN YAZGJSI / 1 75

na razi olacak m1? Hayvana yen iden bakt1, kulaklanrn


dikmi;; , ic;eriyi dinliyor, k1s1k sesler c;1kanyor, gozleri
kapmm arahgmda bekliyordu . . . Ay'§e ;;akaklarma dogru
kesintisiz bir ag1rhk c;oktGgi.ini.i, ensesindeki darnarlarm
;;i�tigini duyuyordu. Kalbi parc;alanacak gibi vuruyor,
gozlerinin onunde sinek gibi bir �eyler agtr agtr uc;uyor­
du.
O lmege ozlem duydu . Fakat art1k karanrn vermi:;; ­
ti, anas1 donmeden her :;; e yi , hepsini temizliyecekti. Ba­
ktr ma:;; r apay1 mutfaktan kapt1ktan soma kap1y1 iki par­
mak araltk etti, kopek kokluyarak burnunu uzatt1, ya­
va;; yava;; li e; parmak, soma bir o kadar daha ac;t1,
mengene ic;inde gibi uzanan bu muthi;; ba��;a kuvvetinin
bi.itGn elveri;;iyle bir vuru;; indirdi; ma'§rapa bir yone
di.i.�tG , kopek de oraya devrildi, bir sure c;abalad1ktan
sonra kaskat1 kald1.
.. Yagmur :;; iddetini azaltm1:;;t 1, gene de yag1yordu .
Once ahtrda pash, kmk bir kurekle gesici bir c;ukur
kazd1, soma iki cesedi oraya si.i.rlikledi. Olli.nun cebin­
deki saat daha i:;; l iyordu, onu ahp almamak ic;in durak­
sad1, sonra btrakt1; gi.i.bre ile lizerini orttli , iliklerine ka­
dar 1slanm1:;;t 1. Mutfag1 temizledi, ocaga tencereyi ast1;
su kaynad1ktan sonra fasulyeleri attI. I:;; i bitmi�ti; anas1-
m bekledi .
Ertesi gun, sabahtan a k:;; a ma kadar ahlfda kallp
derin bir c;ukur kazd1, Ali Beyle kopegini oraya saklad1,
lizerlerine gubre c;ekti ve gece vucudunun yorgunlugu
yard1miyle fikri uyu�mu;; olu gibi uyudu.
Kopegiyle beraber izine raslanmayan Ali Beyin bu
esrarh kaybolu;;u her zaman oldugu gibi bir sure hayat­
takileri oyalad1, soma yava;; yava:;; silindi, gitti.
* * *

Bir ay soma , gene; bir koylli, yolda Ay:;; e 'nin anas1-


rn c;ah:;; m aga gider gordG; o anda evde yalmz kalan k1-
1 76 f MEMLEKET HiKA YELERi

zm1 dli§Gndu ; hemen ko�tu , bahc;enin y1k1k bir deligin­


den h;eri atlad1. Ay�e mutfakta odun kmyordu . Kapm m
g1c1rt1s1 uzerine ba§Jnl <;evirdi, ayakta kendine bakarak
smtan koyluyu gordu; eliyle gozlerini kapad1; onu da
du§urmemek, o!durmemek , o uzCmtil ve ac1y1 bir daha
c;ekmemek ic;in, korunmas1z kendini blfakt1.

Erenkoy, 1 909
GARAZ<*l

Anast, bir ko�eye buzuliip iizgi.in i.izgun oturan k1-


zma bakt1; ac1yacagma ofkelendi. Ofkelenince memle­
ket diliyle beddua ederdi:
- Kllll kllll bi�esin de kllll ata�a dG�e � in! i stan­
bul ' a gidecegine a kl mm b ardag1 kmlayd1 da sen den
kurtulayd1k!
Diye c;1k1�t1. N ebile ka��thk vermedi. Kavga ede­
cek halde degildi; bitkindi. l�itmezlikten geldi, yeniden
dG�unmege dald1.
Kuc;uk kasabanm elektrigi Ge; gundur bozuktu;
hep1 ikide bir bozulurdu , bozulmadan i�ledigi var m1yd1
ki? l�te gene odada ufac:1k bir l amba yarnyordu. Sanki
aydmlatmak ic;in konulmam1�t1; c;1plak duvarlan golge­
lerle doldurmaga , girip <;tkanlardan , oturanlardan c;ok
onlarm golgelerini seyrettirmege yanyordu . i lk soguklar
ve ilk surekli yagmurlar ba�lad1g1 ic;in de 1�1ks1zhk k1zm
busbutiin uzuntiisune dokunmu�tu. Yilregi her ak�am ­
kinden �i�kindi.
Art1k hep boyle, burada kasabada m1 ya�amaga
mahkumdu?
Taksim meydarn gozilnun 6m1ne geldi . $imdi sag­
nak altmda asfalt yoll ar �1kir �1ktr p arhyordu; otomobil­
ler nas1! ko�uyor, halk nas1l kayna�1yordur! Tramvay
(*) Bu hikaye 2. bask1ya eklenmi�tir.

Memleket Hikayeleri - F. 1 2
1 7 8 / MEMLEKET HiKAYELERi

c;anlariyle korna seslerini s anki duyuyor, dinliyordu .


Pencereden bak1verse o manzaray1 gorecekti sanki. . .
Halbuki d1�anda , duvar ardlarma sinmi� kerpic; ev­
leriyle, her donemec;te c;ikmaz sarnlan igri bilgril, c;ok­
tan el ayak kesilmi� dar sokaklariyle koyu karanhk, c;G­
ruk bir kasaba le�i yatiyor.
Gozleri doldu; Beyoglu caddesi o mah�er kalabah­
g1 ve iki kec;eli 1�1lt1h vitrinleriyle hatmna gelince ic;ini
c;ekmekten kendini alamad1. Gec;en yJI, bu mevsimde
ve bu saatlerde sinema c;ik1�1 k1z, erkek bir suril arka ­
da�la pastacllara ugray1p ne isterlerse at1�t!fm1�, ilstelik
kutu kutu doldurup apartmana gotilrmemi�ler miydi?
Ya, dadand1g1 muhallebici . . . Ke�ki.il Gzerine dondurma
yerler ve tekrar sinemaya ko�arlar, gece seansma yeti­
�irlerdi .
Gec;ti o gilnler, bitti o bolluk! istanbul c;ok uzakta . . .
ic;inde kendisinin bulunmad1g1 istanbu l ' un gene eskisi
gibi , bildigi parlakltgt ve kalabahgiyle ya�amakta de­
vam ettigine sanki inanam1yordu.
* * *

Nebile sava� ba�lang1cmda babasmm hem yolda


kat1k, hem �ehirde aztk olur, masraf1 azalttr diye heybe­
lerine kuru dut, cevizli sucuk, basttk, erik pestili doldu ­
rarak istanbul ' a gidi�ini c;ok iyi hattrhyordu. Kasabada­
ki kuc;ucuk dukkam ic;in m a! satm alacak, uc; hafta
sonra donecekti.
On alttsma basm1�, boy atm1;;, bak1;;Ian di�ile;;mi�
esmer kmn a , ftrc;alanmamaktan pash baktr rengine c;a­
lan koca , koca, yi.iksuk k a l mhgmda bir s1ra di�l erini
gosterip smtarak:
- Sana da fistanluk getiririm!
Demi�ti. Fakat aylar gec;mi;;, geri donmemi�ti .
Gonderdigi mektuplarda -eski harflerle yazd1g1 ic;in or­
ta sonda olan Nebile bunlan mahkeme katibine okutur-
A Y�E'NiN YAZGJSI I 1 79

du- i§lerinin bitmedigini, yeni i§lere girdigini bi!diriyor,


sonuncularda da art1k oraya yerle§mek, yakmda kendi­
lerini aldlfmak niyetinde oldugunu soyli.iyordu. Kasa­
baya yay1lm1§ti :
- <:;erc;i Halil i§ini duzmti§ . . . H a yd i , o d a c;1ksm bir
tahta, salmsm birkac; hafta !
Sonunda bir gun yolcu oldular; Haydarpa§a garma
indiler. Anast da , kendisi de yeldirme bic;imi uzun man­
tolu, s iyah ba!?orti.ilu idiler; birbirlerine sokularak ve
Kavaf Ahmet ustanm nalm sesi c;1karan kaba kundura­
larm1 parkeler uzerinde bir garip takirdatarak kostekli
ad1mlarla yururlerken Nebile babasmdaki degi!?ikligin
farkma vard1 : Kasketi atm1�, ba�ma s iyaha yakm, kadi ­
femsi b i r �apka gec;irmi�ti; pantolonu, b ald1rlarmdan
kopc;al1 ve buzmeli degildi art1k . . . Mintarn da b1rakm1�
kravatlt gomlek giyiyordu. Ayakkab1lan iki renkli, pml
pmld1.
Fakat as1l degi!?me tav1rlarmda: Kaymakam beyin
kasabada gezisini hat1rlat1yor; e�raftan Kollukcu' nun
oglu gibi gogsunu c;1kanp ensesini §i!?irerek kurumla bir
gidiyor ki . . .
Daha o gun denizden, vapurdan, otomobilden ba§­
layarak Nebile sonu gelmeyen bir heyecan evrenine gi­
rivermi§ti . Hele babasmm Taksim Meydam kar§tsmda
tuttugu apart1manm asansorune binip de yi.ikseliverdik­
leri zaman salavat getiren anasma sanld1gm1 hie; unut­
mam1§t1r. Arna sonralan bu acemiligin yGzGne vurul­
masmdan k1zanyordu; babas1 eve be� yi.iz!Gk bankanot
desteleriyle dondGgi.i ak§amlar, yarenlik olsun diye o
olay1 hat1rlatmca ; c;tkI!?IYOf, aksilik ediyordu.
$ehirli gorunmek tutkusu , kendini begenmesi , ka­
saba k1zmm Istanbu l ' dan al d1g1 ilk kotu huy oldu ve bir­
kac; hafta gec;ince babasiyle anasmm yeni hayata ken­
disi gibi uyamayacaklanrn hep kaba , geri, ta�rah kala­
caklanrn anlaymca h1rc;mla�t1.
1 80 / MEMLEKET HiKA YELERi

Onlarla beraber bulunmaktan, insan ic;ine c;1kmak ­


tan utanmaga ba?ladr.
* * *

Oluk gibi akan paray1 nasII h arcayacaklanrn bile­


miyorlard1.
O nceleri bir sure ana, k1z buyuk magazalann sa­
dece vitrinleri onunde durup bakmt?lar, ic;eriye girmek
cesaretini bulamam1?lard1. Fakat a partmanm bodrum
katmdaki kirac1 Fitnat harnmla ahbap olunca i? degi?­
mi?ti , kadm, ta?rahlan pe�ine takml?, bu magaza se­
nin, o dukkan benim , ikisini de a h? veri?e, gezip toz ­
maya , terziler bularak, i?c;i k1zlar tutarak giyim ku?ama
ah?tirm1�t1; kahyahklanm ediyordu .
Derken yeni dostlar ortaya c;1kt1. Altt ay gec;me­
mi?ti ki ayaklarmda mantar okc;eli iskarpinler, ba?larm ­
da tGllG ?apkalar, Beyoglu kalabaltgma gGIGnc; bir ana­
k1z daha kat1lm1?t1. Nebile tek ba?tna magaza magaza
dola?1yor, en pahaltsmdan el c;antalan, e?arplar, eldi­
venler, ne bulursa ahyordu . Birc;ok ?ofOr, tezgahtar,
di1kkanc1 k1z veya pastac1 tarafmdan tanman, " KGc;Gk
harnmefendi" diye c;agmlan say1lt tiplerdendi art1k. . .
Hac1aganm klZI c;evresinde un salmt?t1. Kom?ular
" Kabak c;ic;egi gibi ac;1ld1. Ne malmt� meger! " diyorlar­
dt.
i kinci y1l plajlara da dadand1; yuzuyor, kumda. ya­
t1p gune?leniyor, dans ediyor, kurek c;ekiyordu. l ?siz
guc;suz delikanltlarm etrafmda doniip dola?t1klan Nebile
bir ?lmarm1?, bir ars1zl a?mJ?tJ ki . . . Anasm1 durmadan,
nefes aldtrmadan azarllyor, babasm1 adam yerine koy ­
muyor, agzmt ac;arken susturuyordu . H ele birlikte so­
kaga c;1kt1lar m1 c;evresindekileri onlardan olmad1gma
inandirmak ic;in hep ya ileride, ya geride yuruyor, eve
donunce de " Beni yerin dibine gec;irdiniz! Rezil ettiniz! "
diye k1yametler kopanyordu. Sac;larmt sanya boyatm1?,
perc;emlerini bir gozunun usti.ine indirerek Veronica La -
A Y�E'NiN yAZGISI I 1 8 1

ke'e benzedigine inanm1;;t1. Ayak t1rnaklarm a kadar bo­


yarnyor, bGti.ln tuvalet e§yasm1 markalarmdan tarnyor­
du.
i ki kere ni;;anland1; ikisinde de yi.lzukleri geri verdi;
ni;;an bozmak modasmdan bile geri kalmamI§tI . Her
seferinde c;eyiz di.lzi.l!Uyor, piyasaya yeni kuma§\ar,
modeller c;1kt1g1 ic;in on\ar bir yana at1hp tekrar yenileri
yaptmlJyordu. Anasmm kollan kalm, kakmali ve okkah
altm bileziklerle yerinden kalkmaz halde idi; kurklerin
birini c;ikanp otekini giyiyorlar, bakmag1 b ilmediklerin­
den hepsini, her yaz guvelere yediriyorlard1.
* * *

Be§ y1I , bi.ltGn c;ilgmhklariyle, sonradan gormil!?lil­


gun en kaba , zevksiz, gU!unc; sahneleriyle bu hayat
boyle silrdu . . . Son aylarda idi, Nebile bir delikanhya
gonUI verdi; fakat ni§anI bu sefer erkek taraf1 bozrnu§­
tu . C:unki.l hac1aganm , birc;oklan gibi ancak sermayesi­
ni kurtanp m emleket yolunu tutacagm1 ogrenmeyen
kalmamt!?ll.
C: erc;i Halil bu son gi.inlerinde , birdenbire eskisin­
den hasis, meteligin hesabmt arar, sorar bir duruma
geldi. Ne varsa satt1 ; kilrklerinden ba§layarak apart1-
rnanm perdelerine, kadmlarm ic; c;ama�mlarma kadar. . .
i lle uc;uncu mevki vagonla donmek istiyordu. Agh­
ya bay1la , sac; ba§ yolarak i kinciye zor razt edebildiler.
Tren dolu idi; bulabildikleri tek yeri Nebile'ye veren ana
baba yolculugu koridorda, heybeler, bavullar, torbalar
uzerinde yapt1.
Kadm bir ti.lrli.i benimseyemedigi, daima kasaba
ozlemi c;ektigi , ta§ dibekte tokmaklarla bulgur doveme­
digine yand1g1 i stanbul 'dan aynld1gma sanki mennun­
du. Erkek kederliydi ama belli ki y1k1lm1yacak, ki.ic;uk
di.lkkanma yeniden 1smacak, c;ok kuc;uk olc;ude olmak­
la beraber gene be;;, on kuru§ kar etmekle avunacakt1 .
1 82 / MEMLEKET HiKA YELERi

Be:? y1l m beyligi kat1 , yalc;m ruhlarmda c;atlakhk degil,


iz bile b1rakmam1:?t1. As1l c;oken Nebile idi ve ana baba
ic;in as1l kaybedilen ne servet, ne limit idi; taze k1zlany­
d1.
Nebile' nin her c;e:?it z_evkini, ala ala heylerle en
gorkemli �ekilde surdugil lstanbul ' dan aynlarak y irmi
bir ya�mda , kasabadaki dart duvarla c;evrili, helas1 so­
kak kap1s1 yanmda , bir tek kavak agac1 zor besleyen
kavruk bahc;eli izbe kasaba evine doni.i:?i.i pek i.izi.ici.i ol­
mu�tu. Hele bir kere saat kulesi meydanmda eski ardi­
yeden bozma sinemaya gidip de kat1 iskemle i.izerinde
kasaba halkma kan�arak dakikada bir kopan kovboy
filmi seyrettigi gilnCm ak!?am1 bay1lm1!?t1.
i stanbu l ' u daha c;ok kokulan ile di.i:?i.ini.iyordu :
Otomobillerin benzin kokusu, sinemalarm lavantah ka­
dm ve briyantinli erkek kokusu, pastac1larm vanilyah
hamur ve rendelenmi� badem kokusu ile! . .
Geceleri pencereden d1�anya i.irke ilrke goz atmca
co:?kun insan kalabahklanrn aydmlatan keskin elektrik
J:?lklanm bulamamak, otomobil ve tramvay gilri.ilti.i leri­
ni i:?itememek, tersine kasabanm kerpic; kesmi!} sessiz­
ligini, buz tutmu!} hareketsizligini yatagmm ic;inde bile,
karh gece imi:?c;esine duymak . . . Nebile'yi bitirmi!}ti.
En c;ok kendisi i stanbul'da har vurup h arman sa­
vururken yan ac;, yan tok Faki.ilteye devam ederek ya­
kmda doktor c;1kacak olan kom!}u polisin km Hanife'ye
rastlamaktan korkuyordu.
Billi.in heyecan larmm tilkendigi bu gene; k1z yure­
ginde art1k bir tek duygu hi.ikum silri.iyordu: Babasma
kar�1 hudutsuz bir kin, bir g araz! Kilc;i.icilk kasabasmda,
mavi gozlU mahkeme katibine gonlUnil kaptlfarak yeri­
ne getirilmesi kolay bir tak1m ki.ic;i.ik isteklerle mennun
ya:?arken ve hep boyle ya:?ayacak iken i stanbul'un
gosteri:?li hayatm1 tamtan, sonra hepsini elinden alan
bu babaya dil:?man kesilmi!}ti.
AY�E'NiN YAZGISI / 183

c; e n:� i Halil i�in farkmda idi; ikide b ir kansma d ert


yarnyordu :
- Hele �u kanc1ga bak! Ayagma m1h batas1ca! Oz
babasma garaz baglam1�. Ben nideyim? Yeldim yeldim
yol verdim, emeklerimi sele verdim. Dtinyadlf bu. Ba�1 -
m1za geldi i�te bir kelli. Mahm1 it yedigi yetmiyormu�
gibi �imdi de bagnm1 bit yiyor!
0, boyle s1zlarnrken gun gec;tikc;e si.izilli.ip solan
Nebile'nin ufac1k kalm1� yi.izi.inde busbi.ittin iri gortinen
ya�h siyah gozleri ak�amtisti.i yagmur altmdaki Taksim
Meydarn g ibi sirs1kla m , panl panld1. Babasmm � esini
i�ittikc;e garazdan ytiregi burkularak ve ogrendigi Istan­
bul lehc;esini unutarak memleket agz1yle s6yleniyordu:
- Sakalm tene�irde sabunlana!
�i�li, 1 947
1 888 ydmda Beylerbeyi'nde dogan Refik Halid, 1 8 . yuzyil sunlannda bir
lwlu Mudurnu'dan lstanbul'a gor;en Karakay1� ailesindendir . "Galatasaray
Sultanisi" ve "Mekteb-i Hukuk"da okuyan yazar, Mqrutiyet siralannda
gazetecilige ba�lami§tlr. Kisa surede une kavu§mu� , "Fecri Ati" edebiyat
toplulugunun kuruculanndan olmu§tur. "Kirpi" adiyla yazdigi ta�lamalan ve
siyasal yazi1an sonucu ittihat Terakki hukumetince Anadolu'nun r;e�itli
illerinde 5 yil surgune gonderilmi� , ancak 1 . Dunya Sava�i'mn son y1li
istanbul'a donebilmi�tir . Donu§unde Robert Kolej'de ogretmenlik, Sabah
gazetesi b�yazarltfti, iki kez Posta-Telgraf Genel Mudurlii.gii. yapan Refik
Halid, bu sii.rer;te tanmm1� "Aydede " mizah dergisini de r;1karm1�t1r.
Baz1 siyasal davram�lan yii.zunden memleketten ayrdmak zorunda kalan
yazar, Haleb'e yerle�erek "Vahdet" gazetesini r;1karm1� , Hatay'm Tii.rkiye'ye
baglanmasmda y azi lan ve r;al1�malan i le kat kdan o lmu§tur .
1 938'de yurda donen Refik Halid, dergi ve gazetelerde gii.nlii.k yazilar yaz:rm�
ve 20 lwd.ar roman kaleme alm1�tir.
1 8 . 7 . 1 965 tarihinde lstanbul'da olen yazar; teknigi , dilinin guzelligi ,
ta�lamalarmm inceligi ve tasvirlerinin kuvveti ile un yapm1� , Modern Turk
Edebiyatt'nm temel ta�lanndan biri olmu�tur.

978-975-10-0106-1

9 �JJJll 111,U

You might also like