Ensest tabusunun en kabul gören açıklamalarından biri; bu tabunun dı-
şevliliği sağlamak -insanları kendi akraba grubu dışından evlenmeye zorla- mak- için ortaya çıktığını ileri süren görüştür (Tylor 1889; White 1959; Levi-Strauss 1949/1969). Bu görüşe göre, tabu, uyarlama açısından yarar sağladığı için insan evriminin başlangıcında ortaya çıkmıştır. Yakın bir akraba ile evlenme, zaten barışçı ilişkiler varsa, aksi etki yapabilirdi. Barışçı ilişkilerin daha geniş bir grup ağına yayılması ile sağlanan kazanım çok fazladır. Bu bakış, bağlaşıklıkların kurulması ve sürdürülmesi için evliliğin rolüne önem verir. Grup, üyeleri dışardan evlenmeye zorlayarak, kendi bağlaşıklık- larını artırır. Bunun aksine, grup içinden evlilik grubu tecrit edebilir ve e- ninde sonunda soyun tükenmesine yol açabilir. Dışevlilik ve ensest tabusu, insanın uyarlanma başarısını açıklamaya yardım eder. Toplumsal-siyasal işle- vin yanı sıra, dışevlilik gruplararası genetiğin birbirine karışmasını da sağlar ve böylece insan türü başarıyla korunur.
Kültürel Süreklilik ve Ailenin Rolleri
Bronislavv Malinowski (1927), ensest tabusunu kültürleme ve aileye da- yanarak açıkladı. Malinowski çekirdek aile ilişkilerinin önemine inanıyordu. Kültür temelli bilgi ve duyguların aktarımının kurucusu olarak aileyi gör- mekteydi. Kuşakları aşan kültürel süreklilik ailede karşılıklı bağlılık ve saygı duygusunu gerektirir. Malinowski'nin aile-içi duygular, düşünceler, bağlılıklarla ilgilenmesinde yirminci yüzyılın ilk psikiyatristleri, özellikle Sigmund Freud etkin olmuştur. Malinowski, çocuklarda ergenlik çağı öncesi güçlü cinsel duyguların olduğu- nu ileri süren Freudcu kuramı reddediyordu. Bunun yerine, çocuklarda farklı türde sevgi duygulan olduğunu ileri sürmekteydi. Ebeveynler ve ergenlik öncesi çocuklar arasında cinsel olmayan sevginin önemli olduğuna inanıyor- du. Malinowski, cinsel itinin (urge) yalnız ergenlik döneminde geliştiği dü- şüncesindeydi. Ergenliğe giren çocukların ortaya çıkan cinsel itilerini, doğal olarak duygusal açıdan kendilerine en yakın insanlarla tatmin etmeye girişe- bileceklerini öne sürüyordu. Bu nedenle cinsel eş için kendi çekirdek ailesinin üyelerine yönelebilirlerdi. Malinowski, ensest tabusunun, ensest ilişkisine yönelik evrensel eğilimi dışarıya doğru yönelttiğini öne sürdü. Cinsel itiler aile içinde tatmin edilir- lerse, çatışma ortaya çıkabilir ve grubun normal işleyişi sekteye uğrayabilirdi. Temel toplumsal bağlar -çocuğun kendi ebeveynleriyle ilişkileri- kopabilir ve kültürel aktarım devam edemeyebilirdi. Bu nedenle, ensest tabusu kültürel olarak evrenseldir.