Professional Documents
Culture Documents
Davranış
Bozuklukları
Dr. Banu YILDIZ
DSM-5
Davranış Bozukluklarına Genel Bakış
• Normal & Anormal
Psikolojik Bozukluklarda Sınıflandırma & Teşhis
• Psikolojik Bozukluklarda Sınıflandırma
• Sınıflamak psikopatolojinin bir bilim dalı olma ihtiyacından ileri gelmektedir.
• Sınıflandırma sayesinde teşhis için daha az vakit kaybedilmektedir
• Birçok uzmanın hem fikir olduğu ölçütler, sınıflandırma çalışmalarına güven kazandırmaktadır.
• Sınıflandırmanın avantajları olduğu gibi dezavantajları da mevcuttur.
• Sınıflandırma sınırlı bir açıdan anormalliğe bakmamızdan dolayı bu tanıya uymayan bilgilerin gözden kaçmasına yol açmaktadır.
• İkinci olarak hem toplumsal hem de bireysel anlamda damgalanmaya yol açmaktadır.
• a. DSM-IV-R’de otizm Yaygın Gelişimsel Bozukluklar şemsiyesi altında yer alan bir özel
gereksinim grubu iken, DSM-5’te “Yaygın Gelişimsel Bozukluklar” ifadesi terk edilerek
“Otizm Spektrum Bozukluğu” terimi kullanılmaya başlanmıştır.
• Yaygın gelişimsel bozukluklar, kronik seyirlidir ve tam düzelme nadir olarak görülmektedir. Erken tanımlanan
olgularda daha iyi bir seyir olabileceği, uygun eğitim ve tedavi ile normal ya da normale yakın işlev düzeyine
ulaşılabileceği düşünülmektedir.
• Otizmi teşhis etmek için herhangi bir test veya biyolojik işaret yoktur; gelişimsel öykünün dikkatlice
değerlendirilmesi ve doğal ortamlarda anne-babanın, akrabanın, bakıcının vs. gözlemleri üzerinden teşhis
yapılabilmektedir.
• Nedenleri arasında kalıtımsal etkiler, hamilelik, doğum esnası ve sonrasındaki faktörler, nörogelişimsel
faktörler bulunmaktadır. Kızlarda görülme oranı erkeklerden dört kat fazladır. Görülme sıklığı son yıllarda artış
göstermiştir.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• Sosyal etkileşimde bozukluklar:
• 1. Bakışma: Normal gelişen bebekler bakıcısıyla sosyal ilişki
kurmaya eğilimlidirler ve bu yüze bakma becerileriyle başlar.
Bakma ve göz teması kurmak sözcük öncesi çocuk ve bakıcı
arasındaki iletişim biçimidir ve sosyalleşmenin temelini sağlar.
• Otizm olan bebekler bakıcı ile karşılıklı bakışmaya
girişemezler. Bu özellik gelişimsel gecikme ve zeka geriliği
olanlardan ayrılır.
• 2. Sosyal konuşma: Normal gelişen bebekler başka seslerden
önce insan sesine özellikle de annesinin sesine ilgi gösterirken
otizm olan bebekler konuşmadan çok başka tür seslere ilgi
gösterirler.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• 3. Taklit: Otizm bozukluğu olan çocuklar ebeveyn
hareketlerini özellikle beden hareketlerini ve örn. el çırpma ve
‘ce ee gibi oyunlardaki davranışları yani nesne içeren
hareketleri taklit etmekte zorluk çekerler.
• 4. Bağlanma: Yaşamın birinci yılının sonunda normal gelişen
bebekler bakıcı ile yakınlığı koruyacak bir dizi sosyal davranış
öğrenmiş olurlar. Ancak otizmli bebekler güvenli bağlanmada
zorluk çekerler ve nesne bağlılığı ile ilgili olarak da yumuşak
oyuncaklar yerine sert oyuncakları tercih ederler.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• Akranlarla İlişkiler: Otizm bozukluğu olan bireyler nadiren
karşılıklı ya da işbirliğine dayalı oyunlarla ilgilenirler. Genellikle
yalnız olmayı ve öz-uyarıcı faaliyetlerle meşgul olmayı tercih
ederler.
• Başkalarıyla ilişkilerinde akranları yerine yetişkinleri tercih
ederler.
• Sosyal kuralları ve adetleri anlama ve uyma konusunda zorluk
yaşarlar.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• Duygusal gelişim: 3 yaşına geldiklerinde normal çocuklar
başkalarının ruh hallerini anlama ve kendi duygularını belirtme
konusunda belirli bir kapasiteye ulaşırlar. Ancak otizm
bozukluğu olan çocuklar bu konuda zorluk çekerler.
• Otizm bozukluğu olan çocuklar duygularını uygunsuz ve
alışılmamış biçimde ifade ederler.
• Duygusal ifadelerin farkına varma konusunda yetersizlikleri
empati yoksunluğundan kaynaklanır. O yüzden acı içinde olan
birine kayıtsız davranabilirler ve aleksitimik özellikler
gösterirler.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• Dil ve İletişim: Bir kişinin kelimeleri ya da cümleleri aynı tonda
tekrar etmesi olarak tanımlanan ekolali otizm bozukluğunun en
klasik belirtisidir. Tüm otizmli çocuklarda görülmemekle birlikte ve
diğer bozukluklarla birlikte olabilmekle birlikte ekolali otizm
bozukluğu olan çocuk için birçok iletişimsel ve koruyucu fonksiyon
kazandırmaktadır: Sıra alma, olumlu yanıt verme, rica etme,
istenilen işlemi tekrarlama gibi.
• Otizm bozukluğu olan çocukların dil kullanımında dikkat çekici
diğer bir özellik kişisel zamirlerin kullanımındaki karışıklıktır.
• Örn., dondurma isteyen otizmli bir çocuk bunu ‘Dondurma ister
misin?’ şeklinde ifade edebilir.
• Zamir kullanımındaki bu karışıklık bu bireylerin kendilerini
başkalarından ayırt etme güçlüğü ile açıklanabilir.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• Otizm bozukluğu olan çocukların vurgulamaları da tuhaf
olabilir. Bu çocuklar çoğunlukla monoton bir tonda ve
herhangi bir duygu yansıtmadan konuşurlar.
• Otizm bozukluğu olan çocuklarda öne çıkan diğer bir dil
gelişim özelliği başkaları için hiçbir anlam ifade etmeyen yeni
kelimeler kullanma olarak tanımlanan neologizm dir.
• Bununla birlikte birçoğu kendisine öğretilmediği halde kelime
okumayı öğrenmekte ve erken yaşlarda harflere ve sayılara ilgi
göstermektedirler (Bknz. Yağmur Adam, Şifre Merkür filmleri)
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• Sterotipik, Tekrarlayan ve Ritüelleşmiş Davranışlar:
Genellikle OKB, zihinsel engel, şizofreni ve Tourette
sendromunda da görülen ritüel davranışlar otizm bozukluğu
olan çocuklarda sık görülmektedir.
• Örn., yuvarlak nesnelere çok meraklıdırlar. Bir halkaya
odaklanıp defalarca ellerinde döndürebilirler.
• Çamaşır makinası çalışır durumdayken saatlerce önünde onu
izleyebilirler.
• Bir sopayı aynı noktada defalarca yere vurabilirler.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• Okul uyumu ve Akademik Başarı: Sosyal uyum problemlerinden
dolayı okul ortamı otizmli çocuklar için zorlayıcı olabilir.
• Bu kişiler davranışlarını düzenlemede, öğretmen ve arkadaşlarının
beklentilerini karşılamada zorlanabilirler.
• Bilişsel katılıkları ve esnek olmamaları nedeniyle rutinlerindeki en
küçük bir değişiklik onlar için zorluk yaratmaktadır.
• Dikkat/konsantrasyon bozukluğu gibi yardımcı fonksiyonlarındaki
eksiklikleri zamanlarını organize etme, verilen ödev ve görevleri
zamanında tamamlamalarını güçleştirebilir.
• Sözel olmayan becerileri sözel becerilerinden daha gelişmiştir.
Hesaba dayalı işlere daha yatkındırlar.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
Etyolojisi
Genetik etkiler: Tek yumurta ikizlerinde otizm açılımı
kapsamındaki bozukluk daha yaygın görünmektedir.
Çevresel faktörler: Tek yumurta ikizi olma, hamilelikle ilgili
komplikasyonlar ve aşılar gibi nedenlerin otizm açılımı
kapsamındaki bozuklukların gelişiminde olası etkileri olduğu
düşünülen faktörlerdir. Bununla birlikte bu faktörlerin etkilerinin
daha kapsamlı araştırılmasına ihtiyaç duyulmakta ve bozukluk
karmaşıklığını korumaktadır.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• Tanı, Tedavi, Terapi ve Öğretim Süreçleri:
• Otizm genellikle 2 yaş civarında belirtiler gözlenmeye başlar ve tanı konabilir. Ancak iyi bir klinik gözlem ile 1
yaşındaki çocukta bile belirtiler saptanabilir.
• Otizmi bebek anne karnındayken saptamak mümkün değildir.
• Aile için işaret sayılabilecek bazı belirtiler
• 6-9 ay arası bebeklerde;
• Babıldamanın olmayışı ya da akranlara göre çıkardığı ses çeşidinin az olması
• Bakımverenin sesine ve yüzüne ilginin az olması
• Göz temasının ve karşılıklı gülümsemenin olmaması
• İsmine bakmama
• Kucağa alınma ve başka insanlarla oynama beklentisinin olmaması
• Bazı objelere veya parçalarına aşırı ve atipik ilgi (objeleri tuhaf biçimde göze yakın tutarak inceleme)
• Otizmi olan çocukların %20-47’sinde normal gelişimin ardından 1 yaşından sonra gerileme başlar.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• Tanı, Tedavi, Terapi ve Öğretim Süreçleri:
• Aileler için kırmızı bayrak sayılabilecek belirtiler:
• 1 yaş sonrası:
• Gülümsemenize yanıt vermemesi
• Konuştuğunuzda yüzünüze bakmaması ya da az bakması
• Nesneleri işaret ederek göstermemesi
• Oyuncağını getirip birlikte oynama isteği göstermemesi
• Etkileşime girmeye isteksiz olması
• Taklit oyunlarının ya da “miş" gibi oyunların olmaması (bebeğine yemek yedirme, ayıcığını sallayarak uyutmaya
çalışma)
• 1 yaşında kelime çıkarmaya, 2 yaş civarı iki kelimeli cümle kurmaya başlamama
• Tanı koyabilmek için yukarıda sayılan belirtilerin tümünün çocukta bulunması gerekli değildir. Otizmi olan çocukların
hepsi aynı şiddette otizme sahip değildir. Bazı çocuklar şiddetli sosyal ilişki kuramama, konuşmanın hiç olmaması ve
tekrarlayıcı hareketlerin yoğun olduğu şiddetli otizm tablosu içerisindeyken, bazı çocuklarda ise belirtiler oldukça
hafif olabilir. Otizmin bir spektrum bozukluğu olması demek belirtilerin şiddetinin her çocukta farklı derecelerde
olduğu bir yelpaze bozukluk olmasındandır.
• Otizmi olan çocukların büyük bir kısmında zeka geriliği de bulunur. Ayrıca bu bozukluğa sahip çocukların bir
kısmında epilepsi gibi nörolojik hastalıklar da saptanabilir.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• Tanı, Tedavi, Terapi ve Öğretim Süreçleri:
• Otizm tedavi hedeflerinin içeriği;
• A- sosyal etkileşim ve iletişim
• B- okula uyum ve anlamlı akran ilişkileri
• C- bağımsız yaşamlarını sağlayabilecek uzun vadeli becerilerin
geliştirilmesidir.
• Bu bağlamda yoğunlaştırılmış davranışsal programlar,
ebeveyn eğitimi ve katılımı ile eğitsel müdahalelerin
bulunduğu kapsamlı bir tedavi programından yarar.
sağlanmaktadır.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• Tanı, Tedavi, Terapi ve Öğretim Süreçleri:
• Otizmli çocukların görerek öğrendiği ve görsel uyarıcılara dayanan
müdahalelere daha iyi tepki gösterebildiği görüşünü destekleyen
araştırmalar video yönergesini bu çocuklar için bir öğrenme tarzı
olarak kullanmaktadırlar.
• Otizmli bireyler için yaşayan organizma modellemesinden çok
daha hızlı bir kazanım ve genelleme sağlayan bu yöntem sosyal
etkileşim gerektirmediği için de otizmli birey için rahatsız edici
olmamaktadır.
• Ancak bu yöntemin çok fazla kullanımı otizmli bireyi toplumsal
taleplerden uzaklaştıracağı için sakıncalıdır.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• Tanı, Tedavi, Terapi ve Öğretim Süreçleri:
• Bunun yanında resim ve sosyal öyküleri kullanarak öğretme de
tercih edilen yöntemler arasındadır.
• Bunun yanında takıntı ve neologizme bağlı benmerkezci konuşma
odağından çıkması için sosyal etkileşimi güçlendirici grup
toplantılarına katılım ile öğrenilen becerilen pekiştirilmesi önem
taşımaktadır.
• Ayrıca otizmli bireyler rutinlerdeki değişime bağlı öfke nöbeti
geçirebildiklerinden belirlenmiş alışkanlıktaki herhangi bir
değişiklik aşamalı olarak ele alınmalıdır. Ayrıca okul ortamında krize
müdahale ekibinin bu öğrenciler için hazır bulundurulması
önemlidir.
Dikkat Eksikliği/Aşırı Hareketlilik Bozukluğu
• Dikkat Eksikliği/Aşırı Hareketlilik Bozukluğu
• A. Aşağıdakilerden (1) ve/veya (2) ile belirli, işlevselliği ya da gelişimi bozan, süregiden bir dikkatsizlik ve/veya aşırı
hareketlilik-dürtüsellik örüntüsü
• 1. Dikkatsizlik: Gelişimsel düzeye uygun değildir, işlevsellik bozulur ve en az 6 ay sürmektedir. (17 yaş üstünde en az 5
belirti yeterlidir).
• •(a) Çoğu zaman dikkatini ayrıntılara veremez, okul ödevlerinde, işlerinde ya da diğer etkinliklerinde dikkatsizce hatalar
yapar.
• •(b) Çoğu zaman üzerine aldığı görevlerde ya da oynadığı etkinliklerde dikkati dağılır.
• •(c) Doğrudan kendisine konuşulduğunda çoğu zaman dinlemiyormuş gibi görünür.
• •(d) Çoğu zaman yönergeleri izlemek ve okul ödevleri, ufak tefek işleri ya da iş yerindeki görevleri tamamlayamaz.
• •(e) Çoğu zaman üzerine aldığı görevleri ve etkinlikleri düzenlemekte zorluk çeker.
• •(f) Çoğu zaman sürekli mental(zeka) çabayı gerektiren görevlerden kaçınır, bunları sevmez ya da bunlarda yer almaya
karşı isteksizdir.
• •(g) Çoğu zaman üzerine aldığı görevleri ya da etkinlikler için gerekli olan şeyleri kaybeder. (Örneğin oyuncaklar, okul
ödevleri, kalemler, kitaplar ya da araç-gereçler)
• •(h) Çoğu zaman dikkati dış uyaranlarla kolaylıkla dağılır.
• •(i) Günlük etkinliklerde çoğu zaman unutkandır.
Dikkat Eksikliği/Aşırı Hareketlilik Bozukluğu
• 2. Aşırı Hareketlilik ve dürtüsellik: Gelişimsel düzeye uygun olmayan, işlevselliği bozan hareketklilik/dürtüsellik, en
az 6 aydır sürüyor olmalıdır.(17 yaş üstünde en az 5 belirti yeterlidir).
• (a) Çoğu zaman elleri, ayakları kıpır kıpırdır ya da oturduğu yerde kıpırdanıp durur.
• (b) Çoğu zaman sınıfta ya da oturması beklenen diğer durumlarda oturduğu yerden kalkar.
• (c) Çoğu zaman uygunsuz olan durumlarda koşuşturup durur ya da tırmanır. (Ergenlerde ya da erişkinlerde öznel
huzursuzluk duyguları ile sınırlı olabilir.)
• (d) Çoğu zaman, sakin bir biçimde, boş zamanları geçirme etkinliklerine katılma ya da oyun oynama zorluğu vardır.
• (e) Çoğu zaman hareket halindedir ya da bir motor tarafından sürülüyormuş gibi davranır.
• (f) Çoğu zaman çok konuşur.
• (g) Çoğu zaman sorulan soruların soru tamamlanmadan önce cevabını yapıştırır.
• (h) Çoğu zaman sırasını bekleme güçlüğü vardır.
• (i) Çoğu zaman başkalarının sözünü keser ya da yaptıklarının arasına girer.(Örneğin başkalarının konuşmalarına ya
da oyunlarına burnunu sokar.)
Dikkat Eksikliği/Aşırı Hareketlilik Bozukluğu
• B. 12 yaşından önce belirtileri başlamıştır.
• C. İki ve daha fazla ortamda belirtiler olmalıdır.
• D. İşlevselliğin bozulduğuna dair açık kanıtlar vardır.
• E. Bu belirtiler başka bir ruhsal hastalık ile açıklanamaz.
• Son yıllarda okullarda çok popüler bir bozukluk olduğundan bu teşhisi alan çocuk sayısı hızla artmıştır.
Akademik ve sosyal alanlarda çocukların işlevselliğini olumsuz etkileyen bir bozukluktur. Genetik
faktörler ve sosyo-ekonomik düzeyin düşük olması gibi çevresel faktörler gelişiminde etkili
olabilmektedir.
• DEHB hiperaktivite, dürtüsellik ve dikkatsizlik düzeyleri ile ilişkili olan nörogelişimsel bir bozukluktur.
• DEHB teşhisi konulabilmesi için en az altı dikkatsizlik belirtisi veya hiperaktivite belirtisi gerekmektedir.
• Dikkat eksikliği ve hiperaktivite birbirinden bağımsız olarak görülebileceği gibi her ikisinin de
görüldüğü durumlar vardır ve çocuğun bu belirtileri en az iki farklı ortamda (ev ve okul) göstermesi
gerekmektedir.
• Yalnızca karşıt olma, karşıt gelme ya da düşmanca tutumla açıklanamamaktadır.
Dikkat Eksikliği/Aşırı Hareketlilik Bozukluğu
• DEHB’in Etiyolojisi:
• DEHB’in doğrulanmış ve tanımlanmış tek bir nedeni olmamakla birlikte
nedenlerine ilişkin birkaç hipotez bulunmaktadır.
• Beyin yapısı ve işlevleri ile ilgili farklılıklar;
• Hamilelik ve doğumda yaşanan zorluklar; düşük doğum ağırlığı,
annenin hamilelik sırasında alkol ve uyuşturucu kullanması ile dikkat
problemi ve hiperaktivite arasındaki ilişkiyi doğrulayan kanıtlar
bulunmaktadır.
• Genetik faktörler; DEHB’in genetik geçişli olabildiğine ve ikizlerde
görüldüğüne dair araştırma sonuçları bulunmaktadır.
• Psikososyal faktörler; DEHB’in gelişiminde ailevi huzursuzluklar, evlilik
sorunları, çocuk-aile ilişkisinin bozukluğu gibi aile faktörlerinin de etkili
olabildiğine yönelik araştırma sonuçları mevcuttur.
DEHB Tedavi
• DEHB tedavisi;
• Çok sayıda müdahale şekli vardır. Bunlar;
➢ Ebeveynler ve öğretmenler için psiko-sosyal eğitim
➢ Bilişsel strateji eğitimi
➢ İlaçlı müdahale
➢ Çok sistemli terapilerdir.
• Beyinle ilgili nörolojik bir durumdan kaynaklandığından ilaç tedavisini gerektirmektedir.
• Bununla birlikte sporsal faaliyetlere yöneltme gibi çocuğun enerjisini atmasını sağlayacak aktiviteler, çok kısa
sürede tamamlanacak görevler verilmesi ve akademik performanslarını yükseltecek ek ders yapılması ve
çocukla ilgili tüm bireylerin katılımının sağlanması alınabilecek önlemler arasındadır.
DEHB Tedavi
• Ebeveyn ve Öğretmenler için Psikososyal Eğitim:
• Bu eğitimlerde ebeveyn ve öğretmenlere DEHB’li olan çocuğun takıntılı
davranışları için daha fazla hoşgörü göstermeleri gerektiği öğretilir ve
bu davranışları isteyerek yapmadıklarını anlamaları için yardımcı olunur.
• İsteyerek yapmış olsalar bile sıklığını ve şiddetini azaltmaya yardımcı
olmayı öğrenirler.
• Öğretmen ve ebeveynlerin tutumundaki bu olumlu değişiklik bu
çocukların benlik saygılarının gelişimine yardımcı olabilir.
• Takıntılı davranışlar: Özellikle otistik belirtiler sergileyen çocuklar başta
olmak üzere güçlükleri olan birçok çocuk tarafından sergilenen
davranışlardır.
• Bunlar: sürekli ses çıkarma, kapı kapatma, parmaklarını döndürme,
ellerini birbirine ovuşturma vb. olabilir.
DEHB Tedavi
• Bilişsel Strateji Eğitimi:
• DEHB’e ilişkin istenmeyen belirtileri azaltmada doğrudan bir etkisi
olmamakla birlikte davranışçı yaklaşımlar ve ilaçlı tedavilerle birlikte
ele alınması yararlı olabilmektedir.
• Kendini denetleme: Öğrencinin derse gerekli ilgiyi göstermesine
teşvik etmede hatırlatıcı bir rol oynar. Genellikle öğrenciye
arzulanan hedef davranışları içeren bir kontrol listesi verilir ve belirli
aralıklarla sesli bir sinyal tarafından istendiğinde yanıt ‘evet ya da
hayır’ olarak seçtirilir. Öğrenci dış kontrolü zaman içerisinde
içselleştirir ve umut verici bir şekilde arzu edilen davranışlar
öğrencinin bir parçası haline gelir.
DEHB Tedavi
• Kendini yönetme: öğrencilere bir sınıf faaliyetiyle ilgili olarak kendi
davranışları hakkında kendileriyle konuşmayı öğretir. Örn. İlk başta
yüksek sesle konuşan öğretmen bir matematik probleminin çözüm
aşamalarını anlatır. Sonrasında öğrenci açıklanan sürecin her adımındaki
faaliyetleri takip eder. Amaç; gerektiğinde öğrencinin kendi kendine
fısıldayarak kendini yönetme tekniklerini uygulayabilmesidir.
• Hatırlatıcıların kullanımı: Öğrencinin bilgileri etkin bir şekilde
depolayabilmesi, kolay hatırlayabilmesi ve böylece daha sonra
gerektiğinde bu bilgilerin organize edilmesine yardımcı olur.
• Örn., garip hikayeler, kostüm odası ve hedef bilgiyi içeren veya temsil
eden şarkı ya da sözlerden oluşan akrostişlerin kullanımını içerir.
DEHB Tedavi
• İlaçlı Müdehaleler: İlaç tedavisi gerekli olabilmekle birlikte ilacın
yan etkileri olabileceği (çocuğun boy ve kilosunun tespiti, herhangi
bir kalp problemi olup olmadığı, nöbet geçirme ile ilgili herhangi
bir bulgu) göz önünde bulundurulmalıdır.
• Diğer tedavilerin denenip denenmediği, çocukta tik ya da zihinsel
problem gibi eşlik eden bir bozukluğun olup olmadığı, aile
üyelerinin ilaca karşı tutumları ve kültürel bakış açıları göz önünde
bulundurulmalıdır. İlacın dozajının ayarlanması da önem
taşımaktadır.
• Çok sistemli terapiler: ilaç tedavisi ve davranışsal müdahaleyi
birleştiren ve bireysel farklılıkları göz önünde bulunduran tedavi
şeklidir.
DEHB Tedavi
• DEHB tanısı almış bir öğrenciyle çalışırken;
➢Bireysel farklılıklar (yani her öğrencide işe yarayan tek bir yaklaşım olmadığı)
göz önünde bulundurulmalı ve cesaret, güçlendirme ve otokontrol sağlayan
yaklaşımlar tercih edilmelidir.
➢Öğrencilerin kişilikleri, güçlü ve zayıf yönlerini, mizaçlarını anlamak önemlidir.
➢Etkili danışmanlık ilişkisinde öğrenci yargılandığını değil anlaşıldığını
hissetmelidir.
➢DEHB’li öğrenciler düşük benlik saygısından dolayı eleştiri karşısında aşırı
hassas olabilir. Grup çalışması ortamının yarattığı cesaretlendirici ve destekleyici
ortam onların zayıflıklarını düzeltmek için verilen geri bildirimlere karşı daha
hoşgörülü ve daha az savunucu olmalarına yardımcı olur.
➢Onlara olan güveninizi gösterdiğinizde onlar da kendine inanmaya başlar.
DEHB Tedavi
• Öğrenci pek çok müdahaleye maruz bırakılıp bunlar arasından en sevdiğini tercih etmesi
istenebilir.
➢ İçsel diyalog ya da ‘kendiyle konuşma’,
➢ kendini ayarlama (bireysel hız göz önünde bulundurularak bir görevi tamamlamak için süre
verilebilir).
➢ Gevşeme ve nefes egzersizleri
➢ Etkili iletişim; kısa ve öz konuşma, tek bir zamanda tek bir konuya yönelme ve basit tutma, sorular
sorma ve problemin çözümüne katkılarını not etme, destek ve cesaretlendirme, sabırlı olma
➢ DEHB beslenmesi (demir, çinko, kalsiyum içeren besinleri tercih etme şekerli abur cuburdan uzak
durma).
➢ Sınıfta hareketli olmasını sağlayacak görevler vermek ve molaya ihtiyaç duyacaklarından
kullanabilecekleri birçok ‘mola’ verin.
➢ Uzun ödevleri anlaşılır küçük parçalara bölün ve birlikte kontrol edin. İşitsel olarak daha iyi
algılayan öğrenciler için işitsel cihazlardan yararlanın.
➢ Yapılandırılmış ödevlere alternatif olarak yaratıcı ödevler sunun. Örn., öğrencinin sıkıcı bulacağı
bir dersten sonra 5 dakika ‘tahmin oyunu, komik bulmaca ya da şakalar uygulanabilir’.
➢ Sadece kitaptan okuyup ezber yapması yerine uygulamalar yapabilir. Örn., başkentleri öğrenmesi
için yapboz kullanılabilir.
Özgül Öğrenme Bozukluğu
• A. Gerekli girişimlerde bulunulmuş olmasına karşın, en az altı aydır süren, aşağıdaki belirtilerden en az birinin varlığı ile belirli,
öğrenme ve okul becerilerini kullanma güçlükleri
• 1.Sözcük okumanın yanlış, yavaş ya da çok çaba gerektiriyor olması
• 2.Okunanın anlamını anlama güçlüğü
• 3. Harf harf söyleme yazma güçlükleri
• 4. Yazılı anlatım güçlükleri
• 5. Sayı algısı, sayı gerçekleri ya da hesaplama güçlükleri
• 6. Sayısal akıl yürütme güçlükleri
• B. Okul becerilerinin etkilendiğinin, geçerli başarı ölçümleri ile ölçülmüş olması ve işlevselliğinin bozulmuş olması gerekir. 17 yaş
üstünde, öyküsünde başarısızlığının belgelenmiş olması gerekir.
• C. Okul yıllarında başlar ama etkilenen okul becerileri tam olarak kendini göstermeyebilir (zamanla sınırlı sınavlar, az zamanda
uzun karmaşık raporları okuma, okulda aşırı yüklenme durumlarında ortaya çıkar.
• D. Diğer ruhsal bozukluklar, okulda kullanılan dili tam bilememe ile daha iyi açıklanamaz.
• •Kişinin öyküsü (gelişim, sağlık, aile, eğitim)
• •Okuldan edinilen bilgiler
• •Ruhsal eğitsel değerlendirme
• •Klinik değerlendirme
Özgül Öğrenme Bozukluğu
• Okuma bozukluğu ile giden (disleksi)
• •Yazılı anlatım bozukluğu ile giden (disgrafi)
• •Sayısal(matematik) bozukluk ile giden (diskalkuli)
• •-Ağır olmayan
• •-Orta derecede
• •-Ağır
Özgül Öğrenme Bozukluğu
• Etiyolojisi:
• Genetik / Kalıtım:
• ÖÖG olan çocukların anne babalarında benzer sorunlar olma olasılığı normal popülasyondan 5-
12 kat fazla.
• İkizlerde ÖÖG olma ihtimali yüksek (tek yumurta ikizlerinde daha yüksek).
• Kardeşlerde benzer sorunların olma olasılığı yüksek.
• Tek bir genetik geçişten çok çok farklı genetik mekanizmalar sorumlu.
• Beyin her iki yanında işitsel algılama bölgesi (PT)var. Burada duyulan sesler görsel bilgiye
dönüştürülüp anlamlandırılıyor. Bu bölge normal kişilerde solda daha büyük, disleksisi olanlarda
her iki taraf eşit ya da sağda daha büyük. Okuma sırasında dil ve görsel algılama ile ilgili alanlarda
daha az aktivasyon oluyor, kanlanma daha az. Okuma güçlüğü olan çocuklarda ses-harf ilişkisi
bozuk. “c” harfini gördüğünde “c” sesini bulamıyor.
Özgül Öğrenme Bozukluğu
• Etiyolojisi:
• Doğuştandır.
• Görme işitme sorununa bağlı değildir.
• Zeka sorununa bağlı değildir.
• Eğitimdeki aksamalar, sık okul değişikliği gibi nedenlere bağlı değildir.
• Beyindeki bazı farklılıklar nedeniyle öğrenme süreçlerinden bir ya da
birkaçında aksama olur.
• Her çocuğun iyi olduğu ya da zorlandığı alanlar farklıdır.
• Her çocuk kendine özgüdür.
Özgül Öğrenme Bozukluğu
➢Eşlik eden bozuklukların başında Dikkat Eksikliği Hiperaktivite
Bozukluğu (DEHB) vardır.
➢Okuma bozukluğu olan çocukların -25’inde DEHB olduğu, DEHB
olan çocuklarda ise % 10-60 oranında öğrenme bozukluğu olduğu
bildirilmektedir.
➢ÖÖG olan çocuklar kliniklere çoğunlukla okul başarısızlığı
nedeniyle getirilmekle birlikte çok farklı bir klinik görünüm de
sergileyebilmektedirler.
➢Okul korkusu, somatik yakınmalar, sosyal fobi, gece korkuları,
konuşma bozuklukları gibi nedenlerle gelen çocuklarda öğrenme
bozukluğu da düşünülmeli ve ayırt edilmelidir.
Özgül Öğrenme Bozukluğu
• Özel öğrenme güçlüğü okul öncesi dönemde bazı belirtilerle kendini göstermeye
başlar. Ancak bu dönemde kesin tanı konulması güçtür.
• Akademik başarı: Birçok alanda zeki görünmelerine karşın akademik açıdan başarısızlık yaşarlar.
Başarı durumu değişkendir, bazı derslerde başarısı normal/normal üstü iken, bazı derslerde
düşüktür) .
• Okuma / Yazma Becerisi: Disleksisi olan çocuklar 1. sınıfta okumayı öğrenmede zorlanırlar ve
gecikirler. Diğer sınıflarda ise okumaları hız ve nitelik açısından yaşıtlarından geridir.
• Bazı harflerin seslerini öğrenemez, harfin şekli ile sesini birleştiremez, kelimeleri hecelerken ya da
harflerine ayırırken zorlanır, sınıf düzeyinde bir parçayı okuduğunda anlamakta zorlanır,
başkasının okuduklarını daha iyi anlar.
• 1. sınıfta yazmayı öğrenmede zorlanırlar ve gecikirler.
• Bazı harf, sayı ve kelimeleri ters yazar ya da karıştırırlar. “Çok” yerine “koç”, “ev” yerine “ve”, “soba”
yerine “sopa”, b-d, m-n, ı-i, 2-5, d-t, ğ-g gibi.
• Yazarken bazı harfleri, heceleri atlar ya da harf/hece ekler, sınıf düzeyine göre yazılı imla ve
noktalama hataları yapar, küçük-büyük harf, noktalama, hece bölme hataları, yazarken kelimeler
arasında hiç boşluk bırakmaz ya da bir kelimeyi iki-üç parçaya bölerek yazarlar.
• Yaşıtlarına oranla el yazıları okunaksız ve çirkindir, yavaş yazarlar, tahtadaki yazıyı defterine
çekerken ya da öğretmenin okuduğunu defterine yazarken zorlanırlar.
Özgül Öğrenme Bozukluğu
• Aritmetik Becerileri: Sayı ve matematik sembollerini öğrenmede güçlük çekerler. Bazı aritmetik
sembolleri öğrenmekte zorlanır, karıştırırlar. Sınıf düzeyine göre çarpım tablosunu öğrenmekte
geri kalırlar. Dört işlemi yaparken yavaştırlar. Problemi çözüme götürecek işleme karar veremezler,
yaşına uygun seviyedeki matematik problemlerini yaparken otomatik olarak tepki vermekte
zorlanırlar.
• Diğer alanlar: Sağ-sol, doğu-batı,kuzey-güney kavramlarını öğrenmede zorlanırlar. Zamana ilişkin
kavramları (dün-bugün, önce-sonra, gün, ay, yıl, mevsim gibi) kavramlarını karıştırırlar. Hangi
aydayız denilince salı, hangi mevsimdeyiz denilince şubat diyebilirler. Saati öğrenmekte
zorlanırlar.
• Haftanın günlerini, ayları, mevsimleri doğru saysa bile aradan sorulduğunda (cumadan önce
hangi gün gelir, marttan sonra hangi ay gelir, haftanın dördüncü günü hangisidir gibi)
yanıtlamakta zorluk çeker ya da yanlış yanıtlarlar.
• Top yakalama, ip atlama, ayakkabı-kravat bağlama gibi işlerde yaşıtlarına oranla beceriksizdirler.
Sakarlık vardır, sık sık düşer, yaralanır, istemeden bir şeyler kırarlar
• Kendi başlarına çalışma alışkanlığı gelişmemiştir. Öğrenme stratejileri eksiktir, nasıl
çalışacaklarını, nasıl daha fazla bilgi edineceklerini ve öğrendiklerini nasıl hatırlayacaklarını
bilemezler.
• Ancak her çocukta yukarıdaki belirtilerin bulunması gerekmediği bireysel farklılıkların bulunduğu
göz önünde bulundurulmalıdır.
Özgül Öğrenme Bozukluğu
• Tedavisi:
• ÖÖG yaşam boyu devam eden bir bozukluktur. Özgül Öğrenme Güçlüğünün tedavisi
psikoeğitimdir. Bu eğitim okulda verilen eğitimden farklıdır. Çocuk normal bir okulda eğitimine
devam ederken yanısıra bireysel ya da grup halinde özel bir eğitime alınır.
• Özgül öğrenme güçlüğünü ortadan kaldıracak bir ilaç tedavisi bulunmamaktadır. Ancak bu
sorunun yanısıra dikkat eksikliği aşırı hareketlilik, depresyon, kaygı bozukluğu gibi başka
psikiyatrik bozukluklar eşlik ediyorsa bunların ilaçla tedavisi düşünülebilir.
Özgül Öğrenme Bozukluğu
• Özel öğrenme güçlüğü olan ünlüler: Einstein, Leonardo da
Vinci, Edison, Mozart, Walt Disney, Robin Williams, Carl Lewis
gibi özel öğrenme güçlükleri olan ama ilgi duydukları,
yetenekli oldukları alanda başarıya ulaşmış ünlü kişilerdir.