You are on page 1of 62

Çocuk ve Ergenlerde

Davranış
Bozuklukları
Dr. Banu YILDIZ
DSM-5
Davranış Bozukluklarına Genel Bakış
• Normal & Anormal
Psikolojik Bozukluklarda Sınıflandırma & Teşhis
• Psikolojik Bozukluklarda Sınıflandırma
• Sınıflamak psikopatolojinin bir bilim dalı olma ihtiyacından ileri gelmektedir.
• Sınıflandırma sayesinde teşhis için daha az vakit kaybedilmektedir
• Birçok uzmanın hem fikir olduğu ölçütler, sınıflandırma çalışmalarına güven kazandırmaktadır.
• Sınıflandırmanın avantajları olduğu gibi dezavantajları da mevcuttur.
• Sınıflandırma sınırlı bir açıdan anormalliğe bakmamızdan dolayı bu tanıya uymayan bilgilerin gözden kaçmasına yol açmaktadır.
• İkinci olarak hem toplumsal hem de bireysel anlamda damgalanmaya yol açmaktadır.

• Psikolojik Bozuklukları Teşhis Ölçütleri


• Psikiyatrik tanı ve teşhiste Dünya Sağlık Örgütü ‘Hastalıkların Uluslararası Sınıflandırılmasını (ICD) Amerikan Psikiyatri
Birliği (APA) ise Ruhsal Bozukluklar İçin Teşhis ve İstatistik Kılavuzunu (DSM) kullanmaktadır.
• Belli aralıklar ile güncellenen bu iki kılavuz psikolojik bozuklukları sınıflandıran temel kaynaklar olarak kabul
edilmektedir. ICD-11’in 2018’de kullanıma girmesi öngörülürken DSM-5 2014 yılında yayınlanmıştır.
Psikolojik Tanı Yapılırken Dikkat Edilmesi
Gerekenler - 1
• 1. Belirtiler ne kadar az şiddetli olursa, teşhis o kadar zor olur. Zihinsel bozukluk ve
normallik arasında sınırları belirleyen parlak bir çizgi yoktur.
• 2. Şüpheniz olduğunda, tanı koymamak daha güvenlidir ve daha doğrudur.
• 3. Çocuk ve gençlerde özellikle teşhis zordur. Kısa bir geçmiş siciline sahiptirler, farklı
olgunlaşma hızları gösterirler ve ailevi ve çevresel streslere tepki gösterirler. İlk teşhis
yerinde ve uygun olmayabilir.
• 4. İlaçlardan kaynaklanan psikiyatrik rahatsızlıklar en kötü durumdur ve teşhisi de zordur.
Bu durumlarda psikiyatrik semptomlar, tıbbi ve nörolojik hastalıklara bağlı olabilir.
• 5. Danışanlarınıza zaman ayırın ve onları anlamaya gayret gösterin. Rahatsızlıklarının ne
olduğunu doğru olarak anlamak klasik belirtiler hariç zaman alır. Kısacası, hızlı teşhis
genellikle yanlış tanıya neden olur.
• 6. Bulabildiğiniz tüm bilgileri alın. Bir kaynak hiçbir zaman yeterli değildir. Verilerin çoklu
bilgi kaynaklarından üçgenlenmesi daha güvenilir bir teşhise ulaşılmasını sağlar.
• 7. Daha önceki teşhisleri düşünün, ancak körü körüne onlara inanmayın.
• 8. Teşhis tekrar tekrar gözden geçirilir. Özellikle bu, bir hastanın bir tedaviden
yararlanamadığı durumlarda geçerlidir.
• 9. Hipokrat, hastanın bilinmesinin hastalığın bilinmesi kadar önemli olduğunu söylemiştir.
Konsepti kaçıracak kadar ayrıntılarda kaybolmayın.
• 10. Doğru teşhis büyük fayda sağlayabilir; yanlış teşhis felaket getirebilir.
• *Psikolojik değerlendirmeler çeşitli ölçekler, gözlemler ve görüşmeler ile danışanın
sorunun ortaya çıkarılmasıdır. Danışanın kendisinin ve bulunduğu kültürün normal olarak
kabul ettiği standartlar çerçevesinde, danışanın anormal davranış ve düşüncelerinin
tanımlanmaya çalışılmasıdır.
• * Değerlendirme yaparken dikkat edilmesi gereken bazı temel ilkeler söz konusudur.
• Bu ilkelerin başında değerlendirme yaparken sorunun temel kaynağının esas alınması
gelmektedir. Psikolojik bozukluğu ortaya çıkaran temel etmen çevredeki koşullardan
gelebileceği kadar kişinin içsel dinamiklerinden de kaynaklanabilmektedir.
• İkinci olarak, danışanın davranışının geçmiş hikayesine dikkat edilerek
değerlendirme yapılmaktadır.
• Örn., sadece kış aylarında panik atak geçiren birisinin kapalı alan korkusu ile eş
tanısı göz önünde bulundurulmalıdır.
• Ayrıca değerlendirme sırasında danışanın kişilik özellikleri ve toplumsal normlar
da göz önünde bulundurulmalıdır.
• Genel sağlık durumu ve nöropsikolojik incelemede psikolojik değerlendirme
yaparken göz önünde bulundurulması gereken durumlardır.
• *Geçerlik ve güvenirliği yapılmış çeşitli testler psikolojik değerlendirmede
kullanılmaktadır ancak bu testlerin sonuçlarının tanı koymada tek başına yeterli
olmadığı unutulmamalıdır.
NÖROGELİŞİMSEL BOZUKLUKLAR
• Nörogelişimsel bozukluklar insanların gelişimsel problemlerden dolayı
çocukluk dönemlerinde ortaya çıkan psikolojik bozukluklardır.

• Bozukluğun nedenleri arasında çevresel, genetik ve hamilelik dönemi


problemleri olabilir.

• •Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk


• •Dikkat Eksikliği/Aşırı Hareketlilik Bozukluğu
• •Özgül Öğrenme Bozukluğu
• •Devinsel(motor) Bozukluklar
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• Otizmin tanımı ve tanılama kriterlerinde DSM-IV-R’ten DSM-V’e geçişte kısmen yukarıda
bahsedilen bazı önemli değişiklikler olmuştur. Bu değişikliklerden bazıları şu şekildedir
(Aksoy & Şahin, 2016; American Psychiatric Association, 2000, 2013; Hoge vd., 2014;
Volk-mar & McPartland, 2014):

• a. DSM-IV-R’de otizm Yaygın Gelişimsel Bozukluklar şemsiyesi altında yer alan bir özel
gereksinim grubu iken, DSM-5’te “Yaygın Gelişimsel Bozukluklar” ifadesi terk edilerek
“Otizm Spektrum Bozukluğu” terimi kullanılmaya başlanmıştır.

• b. DSM-IV-R’de Yaygın Gelişimsel Bozukluklar şemsiyesi altında beş farklı özel


gereksinim grubu yer alırken (Otizm, Asperger Sendromu, Rett Sendromu, Çocukluk
Dezintegratif Bozukluğu ve Başka Türlü Adlandırılamayan Yaygın Gelişimsel Bozukluk),
DSM-5’te Otizm Spektrum Bozukluğu başlığı ile tek bir özel gereksinim durumu yer
almaktadır.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• c. DSM-IV-R’de otizm bozukluğuna ait tanılama kriterleri üç ana grup (iletişim, etkileşim,
sınırlı ve yineleyen ilgi) altında toplanırken, DSM-5’te iki ana grup (iletişim ve sosyal
etkileşim sınırlılıkları, sınırlı ilgi ve tekrarlayan davranışlar) altında toplanmıştır.

• d. DSM-IV-R’de 12 tanılayıcı kriter bulunurken DSM-5’te 7 adet kriter bulunmaktadır.

• e. DSM-IV-R’de otizm bozukluğundan etkilenme düzeyine ait bir ifade bulunmazken,


DSM-5’te otizm spektrum bozukluğundan etkilenmenin üç düzeyi yer almaktadır: Birinci
düzey, ikinci düzey ve üçüncü düzey.

• f. DSM-IV-R’de otizmin üç yaşından önce ortaya çıkması gerektiği vurgulanırken bu


ibare DSM-5’te erken çocukluk dönemi olarak değiştirilmiştir.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• A. O sırada ya da öyküden alınan bilgilere göre, aşağıdakilerle kendini gösteren, değişik biçimleriyle
toplumsal iletişim ve toplumsal etkileşimde süregiden eksiklikler:
• 1. Sözgelimi, olağandışı toplumsal yaklaşım ve karşılıklı konuşamamadan, ilgilerini, duygularını ya da
duygulanımı paylaşamamaya, toplumsal etkileşimi başlatamamaya ya da toplumsal etkileşime girememeye
dek değişen aralıkta, toplumsal-duygusal karşılılık eksikliği.
• 2. Sözgelimi, sözel ve sözel olmayan tümleşik iletişim yetersizliğinden, göz iletişimi ve beden dilinde
olağandışılıklara ya da el-kol devinimlerini anlama ve kullanma eksikliklerine, yüz ifadesinin ve sözel
olmayan iletişimin hiç olmamasına dek değişen aralıkta, toplumsal etkileşim için kullanılan sözel olmayan
iletişim davranışlarında eksiklikler.
• 3. Sözgelimi, değişik toplumsal ortamlara göre davranışlarını ayarlama güçlüklerinden, imgesel oyunu
paylaşma ya da arkadaş edinme güçlüklerine, yaşıtlarına ilgi göstermemeye dek değişen aralıkta, ilişkiler
kurma, ilişkilerini sürdürme ve ilişkileri anlama eksiklikleri.
• Ağırlık düzeyi, toplumsal iletişim bozukluklarına ve kısıtlı, yineleyici davranış örüntülerine göre değişir.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• B. O sırada ya da öyküden alınan bilgilere göre, aşağıdakilerden en az ikisi ile kendini gösteren, sınırlı, yineleyici
davranış örüntüleri, ilgiler ya da etkinlikler:
• 1.Basmakalıp ya da yineleyici devinsel (motor) eylemler, nesne kullanımları ya da konuşma (örn. Yalın devinsel
basmakalıp davranış örnekleri, oyuncakları ya da oynar nesneleri sıraya dizme, yankılama [ekolali], kendine özgü
deyişler).
• 2.Aynılık konusunda direnme, sıradanlık dışına esneklik gösterememe ya da törensel sözel ya da sözel olmayan
davranışlar (örn. Küçük değişiklikler karşısında aşırı sıkıntı duyma, geçişlerde güçlükler yaşama, katı düşünce
örüntüleri, törensel selamlama davranışları, her gün aynı yoldan gitmek ve aynı yemeği yemek isteme).
• 3.Yoğunluğu ve odağı olağandışı olan, ileri derecede kısıtlı , değişkenlik göstermeyen ilgi alanları(örn. alışılmadık
nesnelere aşırı bağlanma ya da bunlarla uğraşıp durma, ileri derecede sınırlı ya da saplantılı ilgi alanları).
• 4.Duyusal girdilere karşı çok yüksek ya da düşük düzeyde tepki gösterme ya da çevrenin duyusal yanlarına
olağandışı bir ilgi gösterme (örn. ağrı/ısıya karşı aldırışsızlık, özgül birtakım seslere ya da dokulara karşı ters tepki
gösterme, nesneleri aşırı koklama ya da nesnelere aşırı dokunma, ışıklardan ya da devinimlerden görsel
büyülenme).
• Ağırlık düzeyi, toplumsal iletişim bozukluklarına ve kısıtlı, yineleyici davranış örüntülerine göre değişir.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• C. Belirtiler erken gelişim evresinde başlamış olmalıdır (toplumsal gerekler sınırlı yeterliğin üzerine çıkana
dek tam olarak kendini göstermeyebilir ya da daha sonraki yıllarda, öğrenilen yöntemlerle maskelenebilir).
• D. Belirtiler, toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında klinik açıdan belirgin bir
bozulmaya neden olur.
• E. Bu bozukluklar, anlıksal yetiyitimi (anlık gelişimsel bozukluk) ya da genel gelişimsel gecikme ile daha iyi
açıklanamaz. Anlıksal yetiyitimi ve otizm açılımı kapsamında bozukluk sıklıkla bir arada ortaya çıkar. Otizm
açılımı kapsamında bozukluk ve anlıksal yetiyitimi eştanısı koymak için, toplumsal iletişim, genel gelişim
düzeyine göre beklenenin altında olmalıdır.
• Otizmin hafif, orta ve ağır düzeyleri vardır.
• Eğitim ortamlarında ‘yaygın gelişimsel bozukluklar’ sınıflamasında yer alır.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk

• Yaygın gelişimsel bozukluklar, kronik seyirlidir ve tam düzelme nadir olarak görülmektedir. Erken tanımlanan
olgularda daha iyi bir seyir olabileceği, uygun eğitim ve tedavi ile normal ya da normale yakın işlev düzeyine
ulaşılabileceği düşünülmektedir.
• Otizmi teşhis etmek için herhangi bir test veya biyolojik işaret yoktur; gelişimsel öykünün dikkatlice
değerlendirilmesi ve doğal ortamlarda anne-babanın, akrabanın, bakıcının vs. gözlemleri üzerinden teşhis
yapılabilmektedir.
• Nedenleri arasında kalıtımsal etkiler, hamilelik, doğum esnası ve sonrasındaki faktörler, nörogelişimsel
faktörler bulunmaktadır. Kızlarda görülme oranı erkeklerden dört kat fazladır. Görülme sıklığı son yıllarda artış
göstermiştir.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• Sosyal etkileşimde bozukluklar:
• 1. Bakışma: Normal gelişen bebekler bakıcısıyla sosyal ilişki
kurmaya eğilimlidirler ve bu yüze bakma becerileriyle başlar.
Bakma ve göz teması kurmak sözcük öncesi çocuk ve bakıcı
arasındaki iletişim biçimidir ve sosyalleşmenin temelini sağlar.
• Otizm olan bebekler bakıcı ile karşılıklı bakışmaya
girişemezler. Bu özellik gelişimsel gecikme ve zeka geriliği
olanlardan ayrılır.
• 2. Sosyal konuşma: Normal gelişen bebekler başka seslerden
önce insan sesine özellikle de annesinin sesine ilgi gösterirken
otizm olan bebekler konuşmadan çok başka tür seslere ilgi
gösterirler.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• 3. Taklit: Otizm bozukluğu olan çocuklar ebeveyn
hareketlerini özellikle beden hareketlerini ve örn. el çırpma ve
‘ce ee gibi oyunlardaki davranışları yani nesne içeren
hareketleri taklit etmekte zorluk çekerler.
• 4. Bağlanma: Yaşamın birinci yılının sonunda normal gelişen
bebekler bakıcı ile yakınlığı koruyacak bir dizi sosyal davranış
öğrenmiş olurlar. Ancak otizmli bebekler güvenli bağlanmada
zorluk çekerler ve nesne bağlılığı ile ilgili olarak da yumuşak
oyuncaklar yerine sert oyuncakları tercih ederler.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• Akranlarla İlişkiler: Otizm bozukluğu olan bireyler nadiren
karşılıklı ya da işbirliğine dayalı oyunlarla ilgilenirler. Genellikle
yalnız olmayı ve öz-uyarıcı faaliyetlerle meşgul olmayı tercih
ederler.
• Başkalarıyla ilişkilerinde akranları yerine yetişkinleri tercih
ederler.
• Sosyal kuralları ve adetleri anlama ve uyma konusunda zorluk
yaşarlar.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• Duygusal gelişim: 3 yaşına geldiklerinde normal çocuklar
başkalarının ruh hallerini anlama ve kendi duygularını belirtme
konusunda belirli bir kapasiteye ulaşırlar. Ancak otizm
bozukluğu olan çocuklar bu konuda zorluk çekerler.
• Otizm bozukluğu olan çocuklar duygularını uygunsuz ve
alışılmamış biçimde ifade ederler.
• Duygusal ifadelerin farkına varma konusunda yetersizlikleri
empati yoksunluğundan kaynaklanır. O yüzden acı içinde olan
birine kayıtsız davranabilirler ve aleksitimik özellikler
gösterirler.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• Dil ve İletişim: Bir kişinin kelimeleri ya da cümleleri aynı tonda
tekrar etmesi olarak tanımlanan ekolali otizm bozukluğunun en
klasik belirtisidir. Tüm otizmli çocuklarda görülmemekle birlikte ve
diğer bozukluklarla birlikte olabilmekle birlikte ekolali otizm
bozukluğu olan çocuk için birçok iletişimsel ve koruyucu fonksiyon
kazandırmaktadır: Sıra alma, olumlu yanıt verme, rica etme,
istenilen işlemi tekrarlama gibi.
• Otizm bozukluğu olan çocukların dil kullanımında dikkat çekici
diğer bir özellik kişisel zamirlerin kullanımındaki karışıklıktır.
• Örn., dondurma isteyen otizmli bir çocuk bunu ‘Dondurma ister
misin?’ şeklinde ifade edebilir.
• Zamir kullanımındaki bu karışıklık bu bireylerin kendilerini
başkalarından ayırt etme güçlüğü ile açıklanabilir.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• Otizm bozukluğu olan çocukların vurgulamaları da tuhaf
olabilir. Bu çocuklar çoğunlukla monoton bir tonda ve
herhangi bir duygu yansıtmadan konuşurlar.
• Otizm bozukluğu olan çocuklarda öne çıkan diğer bir dil
gelişim özelliği başkaları için hiçbir anlam ifade etmeyen yeni
kelimeler kullanma olarak tanımlanan neologizm dir.
• Bununla birlikte birçoğu kendisine öğretilmediği halde kelime
okumayı öğrenmekte ve erken yaşlarda harflere ve sayılara ilgi
göstermektedirler (Bknz. Yağmur Adam, Şifre Merkür filmleri)
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• Sterotipik, Tekrarlayan ve Ritüelleşmiş Davranışlar:
Genellikle OKB, zihinsel engel, şizofreni ve Tourette
sendromunda da görülen ritüel davranışlar otizm bozukluğu
olan çocuklarda sık görülmektedir.
• Örn., yuvarlak nesnelere çok meraklıdırlar. Bir halkaya
odaklanıp defalarca ellerinde döndürebilirler.
• Çamaşır makinası çalışır durumdayken saatlerce önünde onu
izleyebilirler.
• Bir sopayı aynı noktada defalarca yere vurabilirler.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• Okul uyumu ve Akademik Başarı: Sosyal uyum problemlerinden
dolayı okul ortamı otizmli çocuklar için zorlayıcı olabilir.
• Bu kişiler davranışlarını düzenlemede, öğretmen ve arkadaşlarının
beklentilerini karşılamada zorlanabilirler.
• Bilişsel katılıkları ve esnek olmamaları nedeniyle rutinlerindeki en
küçük bir değişiklik onlar için zorluk yaratmaktadır.
• Dikkat/konsantrasyon bozukluğu gibi yardımcı fonksiyonlarındaki
eksiklikleri zamanlarını organize etme, verilen ödev ve görevleri
zamanında tamamlamalarını güçleştirebilir.
• Sözel olmayan becerileri sözel becerilerinden daha gelişmiştir.
Hesaba dayalı işlere daha yatkındırlar.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
Etyolojisi
Genetik etkiler: Tek yumurta ikizlerinde otizm açılımı
kapsamındaki bozukluk daha yaygın görünmektedir.
Çevresel faktörler: Tek yumurta ikizi olma, hamilelikle ilgili
komplikasyonlar ve aşılar gibi nedenlerin otizm açılımı
kapsamındaki bozuklukların gelişiminde olası etkileri olduğu
düşünülen faktörlerdir. Bununla birlikte bu faktörlerin etkilerinin
daha kapsamlı araştırılmasına ihtiyaç duyulmakta ve bozukluk
karmaşıklığını korumaktadır.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• Tanı, Tedavi, Terapi ve Öğretim Süreçleri:
• Otizm genellikle 2 yaş civarında belirtiler gözlenmeye başlar ve tanı konabilir. Ancak iyi bir klinik gözlem ile 1
yaşındaki çocukta bile belirtiler saptanabilir.
• Otizmi bebek anne karnındayken saptamak mümkün değildir.
• Aile için işaret sayılabilecek bazı belirtiler
• 6-9 ay arası bebeklerde;
• Babıldamanın olmayışı ya da akranlara göre çıkardığı ses çeşidinin az olması
• Bakımverenin sesine ve yüzüne ilginin az olması
• Göz temasının ve karşılıklı gülümsemenin olmaması
• İsmine bakmama
• Kucağa alınma ve başka insanlarla oynama beklentisinin olmaması
• Bazı objelere veya parçalarına aşırı ve atipik ilgi (objeleri tuhaf biçimde göze yakın tutarak inceleme)
• Otizmi olan çocukların %20-47’sinde normal gelişimin ardından 1 yaşından sonra gerileme başlar.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• Tanı, Tedavi, Terapi ve Öğretim Süreçleri:
• Aileler için kırmızı bayrak sayılabilecek belirtiler:
• 1 yaş sonrası:
• Gülümsemenize yanıt vermemesi
• Konuştuğunuzda yüzünüze bakmaması ya da az bakması
• Nesneleri işaret ederek göstermemesi
• Oyuncağını getirip birlikte oynama isteği göstermemesi
• Etkileşime girmeye isteksiz olması
• Taklit oyunlarının ya da “miş" gibi oyunların olmaması (bebeğine yemek yedirme, ayıcığını sallayarak uyutmaya
çalışma)
• 1 yaşında kelime çıkarmaya, 2 yaş civarı iki kelimeli cümle kurmaya başlamama
• Tanı koyabilmek için yukarıda sayılan belirtilerin tümünün çocukta bulunması gerekli değildir. Otizmi olan çocukların
hepsi aynı şiddette otizme sahip değildir. Bazı çocuklar şiddetli sosyal ilişki kuramama, konuşmanın hiç olmaması ve
tekrarlayıcı hareketlerin yoğun olduğu şiddetli otizm tablosu içerisindeyken, bazı çocuklarda ise belirtiler oldukça
hafif olabilir. Otizmin bir spektrum bozukluğu olması demek belirtilerin şiddetinin her çocukta farklı derecelerde
olduğu bir yelpaze bozukluk olmasındandır.

• Otizmi olan çocukların büyük bir kısmında zeka geriliği de bulunur. Ayrıca bu bozukluğa sahip çocukların bir
kısmında epilepsi gibi nörolojik hastalıklar da saptanabilir.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• Tanı, Tedavi, Terapi ve Öğretim Süreçleri:
• Otizm tedavi hedeflerinin içeriği;
• A- sosyal etkileşim ve iletişim
• B- okula uyum ve anlamlı akran ilişkileri
• C- bağımsız yaşamlarını sağlayabilecek uzun vadeli becerilerin
geliştirilmesidir.
• Bu bağlamda yoğunlaştırılmış davranışsal programlar,
ebeveyn eğitimi ve katılımı ile eğitsel müdahalelerin
bulunduğu kapsamlı bir tedavi programından yarar.
sağlanmaktadır.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• Tanı, Tedavi, Terapi ve Öğretim Süreçleri:
• Otizmli çocukların görerek öğrendiği ve görsel uyarıcılara dayanan
müdahalelere daha iyi tepki gösterebildiği görüşünü destekleyen
araştırmalar video yönergesini bu çocuklar için bir öğrenme tarzı
olarak kullanmaktadırlar.
• Otizmli bireyler için yaşayan organizma modellemesinden çok
daha hızlı bir kazanım ve genelleme sağlayan bu yöntem sosyal
etkileşim gerektirmediği için de otizmli birey için rahatsız edici
olmamaktadır.
• Ancak bu yöntemin çok fazla kullanımı otizmli bireyi toplumsal
taleplerden uzaklaştıracağı için sakıncalıdır.
Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk
• Tanı, Tedavi, Terapi ve Öğretim Süreçleri:
• Bunun yanında resim ve sosyal öyküleri kullanarak öğretme de
tercih edilen yöntemler arasındadır.
• Bunun yanında takıntı ve neologizme bağlı benmerkezci konuşma
odağından çıkması için sosyal etkileşimi güçlendirici grup
toplantılarına katılım ile öğrenilen becerilen pekiştirilmesi önem
taşımaktadır.
• Ayrıca otizmli bireyler rutinlerdeki değişime bağlı öfke nöbeti
geçirebildiklerinden belirlenmiş alışkanlıktaki herhangi bir
değişiklik aşamalı olarak ele alınmalıdır. Ayrıca okul ortamında krize
müdahale ekibinin bu öğrenciler için hazır bulundurulması
önemlidir.
Dikkat Eksikliği/Aşırı Hareketlilik Bozukluğu
• Dikkat Eksikliği/Aşırı Hareketlilik Bozukluğu
• A. Aşağıdakilerden (1) ve/veya (2) ile belirli, işlevselliği ya da gelişimi bozan, süregiden bir dikkatsizlik ve/veya aşırı
hareketlilik-dürtüsellik örüntüsü
• 1. Dikkatsizlik: Gelişimsel düzeye uygun değildir, işlevsellik bozulur ve en az 6 ay sürmektedir. (17 yaş üstünde en az 5
belirti yeterlidir).
• •(a) Çoğu zaman dikkatini ayrıntılara veremez, okul ödevlerinde, işlerinde ya da diğer etkinliklerinde dikkatsizce hatalar
yapar.
• •(b) Çoğu zaman üzerine aldığı görevlerde ya da oynadığı etkinliklerde dikkati dağılır.
• •(c) Doğrudan kendisine konuşulduğunda çoğu zaman dinlemiyormuş gibi görünür.
• •(d) Çoğu zaman yönergeleri izlemek ve okul ödevleri, ufak tefek işleri ya da iş yerindeki görevleri tamamlayamaz.
• •(e) Çoğu zaman üzerine aldığı görevleri ve etkinlikleri düzenlemekte zorluk çeker.
• •(f) Çoğu zaman sürekli mental(zeka) çabayı gerektiren görevlerden kaçınır, bunları sevmez ya da bunlarda yer almaya
karşı isteksizdir.
• •(g) Çoğu zaman üzerine aldığı görevleri ya da etkinlikler için gerekli olan şeyleri kaybeder. (Örneğin oyuncaklar, okul
ödevleri, kalemler, kitaplar ya da araç-gereçler)
• •(h) Çoğu zaman dikkati dış uyaranlarla kolaylıkla dağılır.
• •(i) Günlük etkinliklerde çoğu zaman unutkandır.
Dikkat Eksikliği/Aşırı Hareketlilik Bozukluğu
• 2. Aşırı Hareketlilik ve dürtüsellik: Gelişimsel düzeye uygun olmayan, işlevselliği bozan hareketklilik/dürtüsellik, en
az 6 aydır sürüyor olmalıdır.(17 yaş üstünde en az 5 belirti yeterlidir).

• (a) Çoğu zaman elleri, ayakları kıpır kıpırdır ya da oturduğu yerde kıpırdanıp durur.
• (b) Çoğu zaman sınıfta ya da oturması beklenen diğer durumlarda oturduğu yerden kalkar.
• (c) Çoğu zaman uygunsuz olan durumlarda koşuşturup durur ya da tırmanır. (Ergenlerde ya da erişkinlerde öznel
huzursuzluk duyguları ile sınırlı olabilir.)
• (d) Çoğu zaman, sakin bir biçimde, boş zamanları geçirme etkinliklerine katılma ya da oyun oynama zorluğu vardır.
• (e) Çoğu zaman hareket halindedir ya da bir motor tarafından sürülüyormuş gibi davranır.
• (f) Çoğu zaman çok konuşur.
• (g) Çoğu zaman sorulan soruların soru tamamlanmadan önce cevabını yapıştırır.
• (h) Çoğu zaman sırasını bekleme güçlüğü vardır.
• (i) Çoğu zaman başkalarının sözünü keser ya da yaptıklarının arasına girer.(Örneğin başkalarının konuşmalarına ya
da oyunlarına burnunu sokar.)
Dikkat Eksikliği/Aşırı Hareketlilik Bozukluğu
• B. 12 yaşından önce belirtileri başlamıştır.
• C. İki ve daha fazla ortamda belirtiler olmalıdır.
• D. İşlevselliğin bozulduğuna dair açık kanıtlar vardır.
• E. Bu belirtiler başka bir ruhsal hastalık ile açıklanamaz.
• Son yıllarda okullarda çok popüler bir bozukluk olduğundan bu teşhisi alan çocuk sayısı hızla artmıştır.
Akademik ve sosyal alanlarda çocukların işlevselliğini olumsuz etkileyen bir bozukluktur. Genetik
faktörler ve sosyo-ekonomik düzeyin düşük olması gibi çevresel faktörler gelişiminde etkili
olabilmektedir.
• DEHB hiperaktivite, dürtüsellik ve dikkatsizlik düzeyleri ile ilişkili olan nörogelişimsel bir bozukluktur.
• DEHB teşhisi konulabilmesi için en az altı dikkatsizlik belirtisi veya hiperaktivite belirtisi gerekmektedir.
• Dikkat eksikliği ve hiperaktivite birbirinden bağımsız olarak görülebileceği gibi her ikisinin de
görüldüğü durumlar vardır ve çocuğun bu belirtileri en az iki farklı ortamda (ev ve okul) göstermesi
gerekmektedir.
• Yalnızca karşıt olma, karşıt gelme ya da düşmanca tutumla açıklanamamaktadır.
Dikkat Eksikliği/Aşırı Hareketlilik Bozukluğu
• DEHB’in Etiyolojisi:
• DEHB’in doğrulanmış ve tanımlanmış tek bir nedeni olmamakla birlikte
nedenlerine ilişkin birkaç hipotez bulunmaktadır.
• Beyin yapısı ve işlevleri ile ilgili farklılıklar;
• Hamilelik ve doğumda yaşanan zorluklar; düşük doğum ağırlığı,
annenin hamilelik sırasında alkol ve uyuşturucu kullanması ile dikkat
problemi ve hiperaktivite arasındaki ilişkiyi doğrulayan kanıtlar
bulunmaktadır.
• Genetik faktörler; DEHB’in genetik geçişli olabildiğine ve ikizlerde
görüldüğüne dair araştırma sonuçları bulunmaktadır.
• Psikososyal faktörler; DEHB’in gelişiminde ailevi huzursuzluklar, evlilik
sorunları, çocuk-aile ilişkisinin bozukluğu gibi aile faktörlerinin de etkili
olabildiğine yönelik araştırma sonuçları mevcuttur.
DEHB Tedavi
• DEHB tedavisi;
• Çok sayıda müdahale şekli vardır. Bunlar;
➢ Ebeveynler ve öğretmenler için psiko-sosyal eğitim
➢ Bilişsel strateji eğitimi
➢ İlaçlı müdahale
➢ Çok sistemli terapilerdir.
• Beyinle ilgili nörolojik bir durumdan kaynaklandığından ilaç tedavisini gerektirmektedir.
• Bununla birlikte sporsal faaliyetlere yöneltme gibi çocuğun enerjisini atmasını sağlayacak aktiviteler, çok kısa
sürede tamamlanacak görevler verilmesi ve akademik performanslarını yükseltecek ek ders yapılması ve
çocukla ilgili tüm bireylerin katılımının sağlanması alınabilecek önlemler arasındadır.
DEHB Tedavi
• Ebeveyn ve Öğretmenler için Psikososyal Eğitim:
• Bu eğitimlerde ebeveyn ve öğretmenlere DEHB’li olan çocuğun takıntılı
davranışları için daha fazla hoşgörü göstermeleri gerektiği öğretilir ve
bu davranışları isteyerek yapmadıklarını anlamaları için yardımcı olunur.
• İsteyerek yapmış olsalar bile sıklığını ve şiddetini azaltmaya yardımcı
olmayı öğrenirler.
• Öğretmen ve ebeveynlerin tutumundaki bu olumlu değişiklik bu
çocukların benlik saygılarının gelişimine yardımcı olabilir.
• Takıntılı davranışlar: Özellikle otistik belirtiler sergileyen çocuklar başta
olmak üzere güçlükleri olan birçok çocuk tarafından sergilenen
davranışlardır.
• Bunlar: sürekli ses çıkarma, kapı kapatma, parmaklarını döndürme,
ellerini birbirine ovuşturma vb. olabilir.
DEHB Tedavi
• Bilişsel Strateji Eğitimi:
• DEHB’e ilişkin istenmeyen belirtileri azaltmada doğrudan bir etkisi
olmamakla birlikte davranışçı yaklaşımlar ve ilaçlı tedavilerle birlikte
ele alınması yararlı olabilmektedir.
• Kendini denetleme: Öğrencinin derse gerekli ilgiyi göstermesine
teşvik etmede hatırlatıcı bir rol oynar. Genellikle öğrenciye
arzulanan hedef davranışları içeren bir kontrol listesi verilir ve belirli
aralıklarla sesli bir sinyal tarafından istendiğinde yanıt ‘evet ya da
hayır’ olarak seçtirilir. Öğrenci dış kontrolü zaman içerisinde
içselleştirir ve umut verici bir şekilde arzu edilen davranışlar
öğrencinin bir parçası haline gelir.
DEHB Tedavi
• Kendini yönetme: öğrencilere bir sınıf faaliyetiyle ilgili olarak kendi
davranışları hakkında kendileriyle konuşmayı öğretir. Örn. İlk başta
yüksek sesle konuşan öğretmen bir matematik probleminin çözüm
aşamalarını anlatır. Sonrasında öğrenci açıklanan sürecin her adımındaki
faaliyetleri takip eder. Amaç; gerektiğinde öğrencinin kendi kendine
fısıldayarak kendini yönetme tekniklerini uygulayabilmesidir.
• Hatırlatıcıların kullanımı: Öğrencinin bilgileri etkin bir şekilde
depolayabilmesi, kolay hatırlayabilmesi ve böylece daha sonra
gerektiğinde bu bilgilerin organize edilmesine yardımcı olur.
• Örn., garip hikayeler, kostüm odası ve hedef bilgiyi içeren veya temsil
eden şarkı ya da sözlerden oluşan akrostişlerin kullanımını içerir.
DEHB Tedavi
• İlaçlı Müdehaleler: İlaç tedavisi gerekli olabilmekle birlikte ilacın
yan etkileri olabileceği (çocuğun boy ve kilosunun tespiti, herhangi
bir kalp problemi olup olmadığı, nöbet geçirme ile ilgili herhangi
bir bulgu) göz önünde bulundurulmalıdır.
• Diğer tedavilerin denenip denenmediği, çocukta tik ya da zihinsel
problem gibi eşlik eden bir bozukluğun olup olmadığı, aile
üyelerinin ilaca karşı tutumları ve kültürel bakış açıları göz önünde
bulundurulmalıdır. İlacın dozajının ayarlanması da önem
taşımaktadır.
• Çok sistemli terapiler: ilaç tedavisi ve davranışsal müdahaleyi
birleştiren ve bireysel farklılıkları göz önünde bulunduran tedavi
şeklidir.
DEHB Tedavi
• DEHB tanısı almış bir öğrenciyle çalışırken;
➢Bireysel farklılıklar (yani her öğrencide işe yarayan tek bir yaklaşım olmadığı)
göz önünde bulundurulmalı ve cesaret, güçlendirme ve otokontrol sağlayan
yaklaşımlar tercih edilmelidir.
➢Öğrencilerin kişilikleri, güçlü ve zayıf yönlerini, mizaçlarını anlamak önemlidir.
➢Etkili danışmanlık ilişkisinde öğrenci yargılandığını değil anlaşıldığını
hissetmelidir.
➢DEHB’li öğrenciler düşük benlik saygısından dolayı eleştiri karşısında aşırı
hassas olabilir. Grup çalışması ortamının yarattığı cesaretlendirici ve destekleyici
ortam onların zayıflıklarını düzeltmek için verilen geri bildirimlere karşı daha
hoşgörülü ve daha az savunucu olmalarına yardımcı olur.
➢Onlara olan güveninizi gösterdiğinizde onlar da kendine inanmaya başlar.
DEHB Tedavi
• Öğrenci pek çok müdahaleye maruz bırakılıp bunlar arasından en sevdiğini tercih etmesi
istenebilir.
➢ İçsel diyalog ya da ‘kendiyle konuşma’,
➢ kendini ayarlama (bireysel hız göz önünde bulundurularak bir görevi tamamlamak için süre
verilebilir).
➢ Gevşeme ve nefes egzersizleri
➢ Etkili iletişim; kısa ve öz konuşma, tek bir zamanda tek bir konuya yönelme ve basit tutma, sorular
sorma ve problemin çözümüne katkılarını not etme, destek ve cesaretlendirme, sabırlı olma
➢ DEHB beslenmesi (demir, çinko, kalsiyum içeren besinleri tercih etme şekerli abur cuburdan uzak
durma).
➢ Sınıfta hareketli olmasını sağlayacak görevler vermek ve molaya ihtiyaç duyacaklarından
kullanabilecekleri birçok ‘mola’ verin.
➢ Uzun ödevleri anlaşılır küçük parçalara bölün ve birlikte kontrol edin. İşitsel olarak daha iyi
algılayan öğrenciler için işitsel cihazlardan yararlanın.
➢ Yapılandırılmış ödevlere alternatif olarak yaratıcı ödevler sunun. Örn., öğrencinin sıkıcı bulacağı
bir dersten sonra 5 dakika ‘tahmin oyunu, komik bulmaca ya da şakalar uygulanabilir’.
➢ Sadece kitaptan okuyup ezber yapması yerine uygulamalar yapabilir. Örn., başkentleri öğrenmesi
için yapboz kullanılabilir.
Özgül Öğrenme Bozukluğu
• A. Gerekli girişimlerde bulunulmuş olmasına karşın, en az altı aydır süren, aşağıdaki belirtilerden en az birinin varlığı ile belirli,
öğrenme ve okul becerilerini kullanma güçlükleri
• 1.Sözcük okumanın yanlış, yavaş ya da çok çaba gerektiriyor olması
• 2.Okunanın anlamını anlama güçlüğü
• 3. Harf harf söyleme yazma güçlükleri
• 4. Yazılı anlatım güçlükleri
• 5. Sayı algısı, sayı gerçekleri ya da hesaplama güçlükleri
• 6. Sayısal akıl yürütme güçlükleri
• B. Okul becerilerinin etkilendiğinin, geçerli başarı ölçümleri ile ölçülmüş olması ve işlevselliğinin bozulmuş olması gerekir. 17 yaş
üstünde, öyküsünde başarısızlığının belgelenmiş olması gerekir.
• C. Okul yıllarında başlar ama etkilenen okul becerileri tam olarak kendini göstermeyebilir (zamanla sınırlı sınavlar, az zamanda
uzun karmaşık raporları okuma, okulda aşırı yüklenme durumlarında ortaya çıkar.
• D. Diğer ruhsal bozukluklar, okulda kullanılan dili tam bilememe ile daha iyi açıklanamaz.
• •Kişinin öyküsü (gelişim, sağlık, aile, eğitim)
• •Okuldan edinilen bilgiler
• •Ruhsal eğitsel değerlendirme
• •Klinik değerlendirme
Özgül Öğrenme Bozukluğu
• Okuma bozukluğu ile giden (disleksi)
• •Yazılı anlatım bozukluğu ile giden (disgrafi)
• •Sayısal(matematik) bozukluk ile giden (diskalkuli)
• •-Ağır olmayan
• •-Orta derecede
• •-Ağır
Özgül Öğrenme Bozukluğu
• Etiyolojisi:
• Genetik / Kalıtım:
• ÖÖG olan çocukların anne babalarında benzer sorunlar olma olasılığı normal popülasyondan 5-
12 kat fazla.
• İkizlerde ÖÖG olma ihtimali yüksek (tek yumurta ikizlerinde daha yüksek).
• Kardeşlerde benzer sorunların olma olasılığı yüksek.
• Tek bir genetik geçişten çok çok farklı genetik mekanizmalar sorumlu.

• Beyindeki yapısal işlevsel farklılıklar:

• Beyin her iki yanında işitsel algılama bölgesi (PT)var. Burada duyulan sesler görsel bilgiye
dönüştürülüp anlamlandırılıyor. Bu bölge normal kişilerde solda daha büyük, disleksisi olanlarda
her iki taraf eşit ya da sağda daha büyük. Okuma sırasında dil ve görsel algılama ile ilgili alanlarda
daha az aktivasyon oluyor, kanlanma daha az. Okuma güçlüğü olan çocuklarda ses-harf ilişkisi
bozuk. “c” harfini gördüğünde “c” sesini bulamıyor.
Özgül Öğrenme Bozukluğu
• Etiyolojisi:

• Doğuştandır.
• Görme işitme sorununa bağlı değildir.
• Zeka sorununa bağlı değildir.
• Eğitimdeki aksamalar, sık okul değişikliği gibi nedenlere bağlı değildir.
• Beyindeki bazı farklılıklar nedeniyle öğrenme süreçlerinden bir ya da
birkaçında aksama olur.
• Her çocuğun iyi olduğu ya da zorlandığı alanlar farklıdır.
• Her çocuk kendine özgüdür.
Özgül Öğrenme Bozukluğu
➢Eşlik eden bozuklukların başında Dikkat Eksikliği Hiperaktivite
Bozukluğu (DEHB) vardır.
➢Okuma bozukluğu olan çocukların -25’inde DEHB olduğu, DEHB
olan çocuklarda ise % 10-60 oranında öğrenme bozukluğu olduğu
bildirilmektedir.
➢ÖÖG olan çocuklar kliniklere çoğunlukla okul başarısızlığı
nedeniyle getirilmekle birlikte çok farklı bir klinik görünüm de
sergileyebilmektedirler.
➢Okul korkusu, somatik yakınmalar, sosyal fobi, gece korkuları,
konuşma bozuklukları gibi nedenlerle gelen çocuklarda öğrenme
bozukluğu da düşünülmeli ve ayırt edilmelidir.
Özgül Öğrenme Bozukluğu
• Özel öğrenme güçlüğü okul öncesi dönemde bazı belirtilerle kendini göstermeye
başlar. Ancak bu dönemde kesin tanı konulması güçtür.

• Okul öncesi dönem belirtileri:

• Konuşmanın gecikmesi ve diğer konuşma bozuklukları (kelimeleri doğru telaffuz


etmekte güçlük, kelime dağarcığının yetersiz ve yavaş gelişmesi, bir şey anlatırken
zorlanma, az konuşma)
• Zayıf kavram gelişimi (Büyük-küçük, ince-kalın, üst-alt, iç-dış, önce-sonra gibi kavramları
öğrenememe, karıştırma)
• Yetersiz motor gelişim ( öz-bakım becerilerini öğrenmekte güçlük, düğme iliklemeyi
öğrenememe, beceriksizlik (sakarlık), çizim veya kopyalamaya karşı isteksizlik
Özgül Öğrenme Bozukluğu
• İlkokul dönemine ilişkin belirtiler:

• Akademik başarı: Birçok alanda zeki görünmelerine karşın akademik açıdan başarısızlık yaşarlar.
Başarı durumu değişkendir, bazı derslerde başarısı normal/normal üstü iken, bazı derslerde
düşüktür) .
• Okuma / Yazma Becerisi: Disleksisi olan çocuklar 1. sınıfta okumayı öğrenmede zorlanırlar ve
gecikirler. Diğer sınıflarda ise okumaları hız ve nitelik açısından yaşıtlarından geridir.
• Bazı harflerin seslerini öğrenemez, harfin şekli ile sesini birleştiremez, kelimeleri hecelerken ya da
harflerine ayırırken zorlanır, sınıf düzeyinde bir parçayı okuduğunda anlamakta zorlanır,
başkasının okuduklarını daha iyi anlar.
• 1. sınıfta yazmayı öğrenmede zorlanırlar ve gecikirler.
• Bazı harf, sayı ve kelimeleri ters yazar ya da karıştırırlar. “Çok” yerine “koç”, “ev” yerine “ve”, “soba”
yerine “sopa”, b-d, m-n, ı-i, 2-5, d-t, ğ-g gibi.
• Yazarken bazı harfleri, heceleri atlar ya da harf/hece ekler, sınıf düzeyine göre yazılı imla ve
noktalama hataları yapar, küçük-büyük harf, noktalama, hece bölme hataları, yazarken kelimeler
arasında hiç boşluk bırakmaz ya da bir kelimeyi iki-üç parçaya bölerek yazarlar.
• Yaşıtlarına oranla el yazıları okunaksız ve çirkindir, yavaş yazarlar, tahtadaki yazıyı defterine
çekerken ya da öğretmenin okuduğunu defterine yazarken zorlanırlar.
Özgül Öğrenme Bozukluğu
• Aritmetik Becerileri: Sayı ve matematik sembollerini öğrenmede güçlük çekerler. Bazı aritmetik
sembolleri öğrenmekte zorlanır, karıştırırlar. Sınıf düzeyine göre çarpım tablosunu öğrenmekte
geri kalırlar. Dört işlemi yaparken yavaştırlar. Problemi çözüme götürecek işleme karar veremezler,
yaşına uygun seviyedeki matematik problemlerini yaparken otomatik olarak tepki vermekte
zorlanırlar.
• Diğer alanlar: Sağ-sol, doğu-batı,kuzey-güney kavramlarını öğrenmede zorlanırlar. Zamana ilişkin
kavramları (dün-bugün, önce-sonra, gün, ay, yıl, mevsim gibi) kavramlarını karıştırırlar. Hangi
aydayız denilince salı, hangi mevsimdeyiz denilince şubat diyebilirler. Saati öğrenmekte
zorlanırlar.
• Haftanın günlerini, ayları, mevsimleri doğru saysa bile aradan sorulduğunda (cumadan önce
hangi gün gelir, marttan sonra hangi ay gelir, haftanın dördüncü günü hangisidir gibi)
yanıtlamakta zorluk çeker ya da yanlış yanıtlarlar.
• Top yakalama, ip atlama, ayakkabı-kravat bağlama gibi işlerde yaşıtlarına oranla beceriksizdirler.
Sakarlık vardır, sık sık düşer, yaralanır, istemeden bir şeyler kırarlar
• Kendi başlarına çalışma alışkanlığı gelişmemiştir. Öğrenme stratejileri eksiktir, nasıl
çalışacaklarını, nasıl daha fazla bilgi edineceklerini ve öğrendiklerini nasıl hatırlayacaklarını
bilemezler.
• Ancak her çocukta yukarıdaki belirtilerin bulunması gerekmediği bireysel farklılıkların bulunduğu
göz önünde bulundurulmalıdır.
Özgül Öğrenme Bozukluğu
• Tedavisi:
• ÖÖG yaşam boyu devam eden bir bozukluktur. Özgül Öğrenme Güçlüğünün tedavisi
psikoeğitimdir. Bu eğitim okulda verilen eğitimden farklıdır. Çocuk normal bir okulda eğitimine
devam ederken yanısıra bireysel ya da grup halinde özel bir eğitime alınır.

• Bu uygulamalar içinde çocuğun gelişimini yetersiz kılan psikolojik sürecin ya da süreçlerin


belirlenmesi ve düzeltilmesi gerekmektedir. Süreç öğretimi, görsel, işitsel, dokunma ve kinestetik
algının geliştirilmesini, bu algılara ait ayrımlaştırma, dikkat ve bellek, ardışıklık yeteneklerinin
arttırılmasını, motor koordinasyon becerilerinin geliştirilmesini içermektedir.
• Ayrıca fonetik (ses bilgisi) farkındalığın arttırılması, dinleme, konuşma, okuma, yazma (dil)
becerilerinin geliştirilmesi, kavram ve düşünme süreçlerinin gelişiminin desteklenmesi bu süreç
eğitimi içinde yer almaktadır. Çeşitli algıları destekleyici ya da iyileştirici bu çalışmalar, akademik
becerilerin eğitimi ile birlikte verilmektedir.

• Özgül öğrenme güçlüğünü ortadan kaldıracak bir ilaç tedavisi bulunmamaktadır. Ancak bu
sorunun yanısıra dikkat eksikliği aşırı hareketlilik, depresyon, kaygı bozukluğu gibi başka
psikiyatrik bozukluklar eşlik ediyorsa bunların ilaçla tedavisi düşünülebilir.
Özgül Öğrenme Bozukluğu
• Özel öğrenme güçlüğü olan ünlüler: Einstein, Leonardo da
Vinci, Edison, Mozart, Walt Disney, Robin Williams, Carl Lewis
gibi özel öğrenme güçlükleri olan ama ilgi duydukları,
yetenekli oldukları alanda başarıya ulaşmış ünlü kişilerdir.

• Uygun bir eğitimle ve olumlu özellikleri ve öğrenme şekilleri


fark edilerek bu çocukların başarıya ulaşması mümkündür.
Devinsel(motor) Bozukluklar
• İstençdışı Devinim (Tik) Bozuklukları
• Tik: Birden ortaya çıkan, hızlı, yineleyici, düzensiz devinimler ve ses
çıkarmadır.
• Tourette Bozukluğu
• Eş zamanlı olmaları gerekmese de, hastalığın gidişi sırasında bir zaman hem
çoğul devinsel, hem de bir ya da daha çok sesle ilgili istem dışı tik olmuştur.
• A. Sıklık azalıp artabilir, ancak 1 yıldan uzun sürmüştür.
• B. 18 yaşından önce başlamıştır.
• C. Bir maddenin veya başka bir sağlık sorunu nedeniyle oluşmamıştır.
Devinsel(motor) Bozukluklar
• Tourette Sendromu’nun ilk belirtileri genel olarak 3-9 yaş aralığındaki
çocuklarda görülmektedir.
• Bu basit motor belirtiler genellikle boyun ve kafa bölgelerinde ve belirli
aralıklarla kendini göstermektedir.
• İlk semptomlar arasında göz kırpma, omuz silkme ve başı ileri geri
sallama gibi hareketler bulunmaktadır.
• Tourette’nin tanısı için de bu hareketlerin belirli bir süre devam etmesi
gerekmektedir.
• Bu tik bozukluğunun bilinen herhangi bir tedavisi olmasa da şiddetli
semptomları en aza indirecek ilaç ve terapi gibi tedavi yöntemleri
uygulanmaktadır.
• Bu sayede, hastalar günlük hayatına devam edebilmekte ve sosyal olarak
var olabilmektedir.
Devinsel(motor) Bozukluklar
• Tik; kişilerin kontrol edemediği, düzensiz bir şekilde tekrar
eden, kompleks ya da daha basit hareket veya seslerdir.
• Tik sahibi kişiler bu hareketleri yapma ihtiyacı hissetmektedir.
Hareket ya da seslerin tekrarlanmasının ardından ise kişiler
rahatlamaktadır.
• Tikler genel olarak her yaşta görülse de en sık küçük yaştaki
çocuklarda görülmektedir.
• Özellikle ilköğretim yaşındaki çocuklar tiklerin en sık
görüldüğü yaş grubudur.
Devinsel(motor) Bozukluklar
• Tikler, basit ya da karmaşık yapılı olmalarına göre birbirinden
ayrılmaktadır.
• Birden ortaya çıkan ve bazı zamanlarda haftalar boyunca devam
eden omuz kaldırma, göz kırpma, dudakları hareket ettirme gibi
motor hareketlerin yanı sıra esneme ve öksürme gibi vokal tikler de
basit tik kategorisine girmektedir.
• Kompleks tikler ise daha ritmik ve belli bir amaca yönelik hareket
ve seslerden oluşmaktadır.
• Düz çizgi üzerinde yürüme ya da daire çizme, tekme atma,
çömelme, söylenen sözlerin tekrarlanması (ekolali) ve müstehcen
konuşma (koprolali) uzun süreli ve karmaşık tiklerden bazılarıdır.
• Tourette Sendromu, basit ve kronik tip bozuklukları ile birlikte tip
bozukluğu çeşitlerinden biridir.
Devinsel(motor) Bozukluklar
• Etiyolojisi:
• Tourette Sendromu’nun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte
genetik faktörlerin bu hastalığın ortaya çıkmasında önemli bir etken
olduğu düşünülmektedir.
• Ailesinde tik bozuklukları ya da Tourette Sendromu görülenlerde
bu hastalığın ortaya çıkma ihtimali daha yüksektir.
• Sendromun ortaya çıkmasında genetik faktörlerin yanı sıra
nörobiyolojik, nörokimyasal, psikolojik ve çevresel faktörlerin de
etkisi vardır.
• Nörobiyolojik ve nörokimyasal faktörlerin etkisini gösteren bazı
araştırmalar beynin belli bölgelerinde görülen hasarlara işaret
etmektedir.
Devinsel(motor) Bozukluklar
• Etiyolojisi:
• Dopamin, seratonin ve noradrenalin salgılarında görülen sorunlar
Tourette Sendromu’na neden olabilmektedir.
• Tourette Sendromu’nun nöropsikiyatrik bir hastalık olarak
değerlendirilmesinde psikolojik ve çevresel faktörlerin etkisi
bulunmaktadır.
• Kişilere stres, yorgunluk, heyecan ve panik yaratan aile, arkadaş, okul ya
da iş ortamları gibi çevresel faktörler de tiklere neden olabilmektedir.
Aynı zamanda, bu sendromdan muzdarip kişilerde bazı psikolojik
rahatsızlıkların görüldüğü de yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır.
• Obsesif kompulsif bozukluk, hiperaktivite ve dikkat eksikliği, depresyon
ve uyku bozuklukları gibi rahatsızlıklar da Tourette Sendromu ile
ilişkilendirilmektedir.
Devinsel(motor) Bozukluklar
• Tourette Sendromu’nun genel belirtileri şu şekilde sıralanmaktadır:
• Omuz silkme,
• Göz kırpma ve devirme,
• Başı sallama,
• Göz ve burunda seğirme,
• Dişleri sürtme,
• Titreme,
• Burna dokunma,
• Nesneleri elleme ve koklama,
• Hareketleri taklit etme,
• Eğilme, çömelme, zıplama ve tekme atma,
Devinsel(motor) Bozukluklar
• Diğer insanlara dokunma,
• Havlama, bağırma ve çığlık atma,
• Burun çekme,
• Öksürme ve boğaz temizleme,
• Havaya üfleme,
• Müstehcen sözler ve deyimler kullanma.
• Tourette Sendromu tikleri yapılarının yanı sıra motor ve vokal olmak
üzere iki tipe ayrılmaktadır. Motor ve vokal tikler basit ya da
karmaşık olabilmektedir.
Devinsel(motor) Bozukluklar
• Motor Tikler
• Kas tikleri olarak da bilinen motor tikler bir ya da birden fazla
kasın aynı anda çalışması ile oluşan tiklerdir.
• Omuz silkme, göz kırpma, kafa sallama gibi basit yapılı tiklerin
yanı sıra bu tiklerin eş zamanlı görülmesi de motor tik olarak
değerlendirilir.
• Kompleks motor tikler arasında çömelme, nesnelere
dokunma, burna dokunma, nesneleri koklama, tekme atma
gibi hareketler bulunmaktadır.
Devinsel(motor) Bozukluklar
• Vokal Tikler
• Fonik tik olarak da bilinen vokal tikler ise ağız, burun ve boğaz
bölgelerinde oluşan seslerle karakteristiktir.
• Burun çekme, öksürme, boğaz temizleme, havlama gibi basit yapılı
vokal tiklerin yanı sıra daha karmaşık yapılı tikler de görülmektedir.
• Müstehcen ve aşağılayıcı sözler, küfürler ve deyimler kompleks
yapılı vokal tiklerden bazılarıdır.
• Koprolali ve ekolali olarak da bilinen bu tikler hastaların genellikle
sosyal ortamda zor durumda kalmasına neden olmaktadır.
Devinsel(motor) Bozukluklar
• Tanı:
• Uzman hekimlerin Tourette Sendromu tanısı koyması bazı zamanlarda oldukça
zor olmaktadır.
• Bunun en önemli nedenlerinden biri tanı için doğrudan uygulanabilecek kan ya
da idrar testi ve görüntüleme yönteminin bulunmamasıdır.
• Yalnızca, bazı çok şiddetli sendromlar için tomografi ve EEG gibi görüntüleme
yöntemlerinden faydalanılmaktadır.
• Sendromun doğru teşhisi için kişilerde görülen istemsiz ve anlık motor ve vokal
tiklerin en az 1 yıl boyunca devam etmesi gerekmektedir.
• Küçük yaşta görülen tikler bir süre sonra ortadan kalkmaktadır; sendromun
doğru tanısı için de 1 senenin geçmiş olması gerekmektedir.
• Bununla birlikte obsesif kompulsif bozukluk ve hiperaktivite gibi psikolojik
rahatsızlıkların varlığı da teşhis sırasında hekimlerin dikkat ettiği noktalar
arasında bulunmaktadır.
Devinsel(motor) Bozukluklar
• Tedavi:
• Hafif-orta ve orta-ağır şiddette tikleri bulunanlarda ise günlük
hayatın ne kadar etkilendiği, tiklerin sıklığı ve sosyal çevrede
yaşanan sorunlar dikkate alınmaktadır.
• Bu aşamada, davranışçı çözümler ve terapiler uygun görülmektedir.
Farkındalık eğitimleri ile paralel ilerleyen terapilerde genellikle
tiklere neden olan psikiyatrik sorunlar ortadan kaldırılmaya
çalışılmakta ve sendromların azalması sağlamaktadır.
• Terapinin yeterli gelmediği durumlarda ise ilaçlı tedavi
uygulanmaktadır.
• Özellikle dirençli çoklu kompleks tiklerden muzdarip olan kişilerin
anksiyete, stres ve diğer nöropsikiyatrik sorunlarında ilaçlardan
faydalanılmaktadır.
Kaynakça
• https://madalyonklinik.com/blog/ozgul-ogrenme-guclugu-tani-ve-
tedavisi
• https://otizmtv.com/otizm-acisinda-dsm-5-ile-dsm-iv-r-arasindaki-farklar/
• https://www.medicana.com.tr/saglik-rehberi-detay/10337/tourette-
sendromu-tik-bozukluklari-nedir
• Austin, V. L., Sciarra, D. T., & Özekes, M. (2019). Çocuk ve ergenlerde
duygusal ve davranışsal bozukluklar. Nobel Yayın Evi.
• Amerikan Psikiyatri Birliği, Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal
Elkitabı, Beşinci Baskı (DSM-5), Tanı Ölçütleri Başvuru Elkitabı’ndan, çev.
Köroğlu E, Hekimler Yayın Birliği, Ankara, 2013.
• Işık, Ş. (2019). Psikolojiye giriş. Pegem Akademi Yayıncılık. Ankara.

You might also like