You are on page 1of 14

SELÇUKLULAR'DA EM~R-~~DAD MÜESSESES~~

Prof. Dr. ERDO~AN MERÇ~L

Büyük Selçuldular'da:
Emir-i dâd, Arapça "Emir" ve Farsça "Dâd" yani adalet kelimelerinden
olu~mu~~bir terkiptir. Ayr~ca "Dâdbeg" ~eklinde Farsça-Türkçe bir terkip ola-
rak da görülmektedir'. Belki de terkip olmas~~nedeniyle lügatlerde pek aç~k-
lanmas~na rastlanm~yor. Steingass2 bu terkibi Emir maddesinde, Emir-i Dâd-
chief justice: ba~~hâkim olarak aç~klamaktad~r. ~slam Ansildopedisi3'nde de
bu konu gere~i kadar incelenmemi~ , Avrupa'daki ikinci bask~slyla, Türkçe
ne~rinde "Selçuldular dev~inde, hususiyle Anadolu Selçuklular~nda, adliye
naz~r~" ~eklinde bir aç~klama ile geçi~tirilmi~tir.
Acaba ara~ur~c~ lar bu konuda neler söylemi~lerdir? Rahmetli hocam
Ord. Prof. ~.H. Uzunçar~1114, Büyük Selçuklu te~kilat~n~~aç~klarken emir-i da-
d~n adliye vekili vazifesi gördü~ünü, ayr~ca ~er'i i~lerden ba~ka davalara ba-
kan Divan-~~Mezalim'in reisi oldu~unu zikrediyor. Ancak Uzunçar~~l~~bu
aç~klamalar~~s~ras~nda emir-i dâd ile emir-i bar veya barbegi kar~~urmaktad~r.
Onun Rahât üs-Sudür'a dayanarak verdi~i bilgiler emir-i bar ile ilgilidir.
Sultan Melik~âh devrini inceleyen Rahmetli hocam Prof. Dr. ~.
Kafeso~lus, Büyük Selçuklular'daki emir-i dâd müessesesi ile ilgili olarak,
"Asayi~e, devlet ve siyasete ait cürümleri Emir-i Dâd ve bunun memleketteki
memurlar~~hallederdi. Melik~ah zaman~nda Emir-i Dâd, Habe~i b. Altuntak
idi" ~eklinde bir aç~klama yap~yor. Ayr~ca ta~ra te~kilat~~hakk~nda bilgi verir-
ken de, "Adli i~lere kad~~ile emir-i dad'~n memurlar~~bakar" demektedir.

1 Bk. Ata Melik Cuveyni, Ta 'rih-i Cihan Gu~â, n~r. Mirzü Muhammed Kazylni, London
1916, II, s. 2.; E. Merçil, Kirmân Selçuklular~, Ankara 19892, s. 190-191.
2 Persian-English Dictionary, s. 102. Ayr~ca Bosworth da emir4 d'ad~~"Chief justiciar" olarak
aç~kl~yor, bk. "The Political and Dynastic History of the Iranian World (A.D. 1000-1217), The
Cambridge History of Iran, V, Cambridge 1968, s. 107.
3 Bk. Türkçe n~r. IV. cilt, s. 261.
4 Bk. Osmanl~~Devleti Te~kilât~na Medhal, Ankara 1970, s. 44.
5 Bk. Sultan Melik~ah Dewinde Büyük Selçuklu imparatorlu~u, ~stanbul 1953, s. 149-151.
328 ERDO~AN MERÇIL

Ancak Prof. Kafeso~lu bu aç~ klamalar~~ s~ ras~ nda emir-i dâd göreviyle ilgili
herhangi bir kaynak vermemektedir.

Rahmetli hocam Prof. Dr. M.A. Köymen de Horst'un kitab~yla9 ilgili ola-
rak yazd~~~~makalede7, "Kirman Selçuklular~'ndan Tu~rul-~ah (1156-1167)
zaman~ nda mevcudiyetinden bahsetti~i Dâd-beglik müessesesinin Büyük
Selçuldular'da da bulundu~undan ~üphe etmemek lâz~md~ r. Buna mukabil,
Dâd-beg'in Divan-~~ Mezalim'in daimi ba~kan~~ oldu~u hususunda Dr.
Horst'un ileri sürdü~ü ihtimal üzerinde durmak gerekir" diyerek, emir-i
d'~ n Divan-~~Mezalim'in ba~kan~~oldu~u hususunda tereddüdünü ortaya
koymaktad~ r. Prof. Dr. Köymen yine ba~ ka bir eserinde8 Büyük Selçuklu
Devleti askeri te~kilât~n~~aç~klarken, "Türk ordusu mensuplar~~aras~ndaki ih-
tilâflar, Ordu kad~'lar~n~n ve dad-beylerin ba~kanl~k etti~i mahkemelerde
görülüyordu" demekle yetinmektedir. Görüldü~ü gibi ara~t~r~c~lar Büyük
Selçuldular'da emir-i dâd'~ n genellikle adalet i~lerine bakt~~~n~~aç~klamakta,
fakat bu hususta herhangi bir kaynak vermemektedirler.

Öte yandan Selçuklu devlet adamlar~ ndan Atabey Müntecibeddin Bedi,


Kitab Atebet el-Ketebe ba~l~kl~~mün~eat mecmuas~ nda Divan-~~Mezalim ile
ilgili iki belge vermektedir9. Bu eseri yorumlayan A.K. Lambton'a göre10,
Selçuklu hâkimiyeti alt~ndaki ~ehirlerin hepsinde olmasa bile, baz~~illerde
Divan-~~Mezalim vard~ . Birinci belgede "Gürgan valili~i için düzenlenmi~~bir
atama kararnâmesinde Mes'ud b. Muhammed'e, Divan-~~Mezalim Ba~kan~'na
(Sahib Divan-~~Mezalim) görevlerinde dikkatli olmas~~için yönerge (emir)
vermesi buyurulmaktad~ r. Atâbet el-Ketebe'deki ikinci belgede Divan-~~
Mezalim ad~~geçmemektedir. Bu vesikada, "Belh valisi ve ~ahnesi Ebu'l-Feth
b. Ebi Bekr b. Kumac ad~ na düzenlenen fermanda söz konusu ki~iye, ~er'i i~-
leri kad~n~ n mahkemesine, vergi toplamay~~(? resmiyyat) genel i~lemlere ve
divana ili~kin i~leri divan-~~riyasete havale etmesi buyurulur".

6 Die Staatver Waltung der Grosselgugen und Horazmsahs (1308-1251). Eine


Untersuchung nach Urkundenformularen der Zeit, W~esbaden 1964.
7 Bk. "Selçuklu Devri Türk Tarihi Ara~t~rmalar~~II", Tarih Ara~t~rmalar~~Dergisi, Cilt Il,
say~: 2-3, Ankara 1964, s. 312-313.
8 M.A. Köymen, Büyük Selçuklu Imparatorlu~u Tarihi, III, Alp Arslan ve Zaman~, Ankara
1992, s. 236.
9 N~r. Muhammed Kazvini ve Abbüs iltbâl, Tahran h~. 1329, s. 20 ve 79.
I° "Atebetü'l-Ketebeye Göre Sancar imparatorlu~unun Yönetimi", çvr. N. Kaymaz,
Belleten say~: 147, Ankara 1973, s. 368 ve 390.
SELCUKLULARDA EM~R-I DAD MÜESSESESI 329

Sonuç olarak Atebet el-Ketebe'deld birinci vesikada Mezalim Ba~kan~~


olarak Sahib Divan-~~Mezalim geçmekte, ikinci belgede bu görev Divan-~~
Riyasete havale edilmektedir. Görüldü~ü üzere her iki vesikada da emir-i
dâd~n ad~~bulunmamaktad~r.
Öte yandan kaynaklarda tespit edebildi~imiz kadar~yla", Büyük
Selçuklular'da emir-i dâd olarak ilk kez Habe~i b. Altuntak'~n ismi geçmek-
tedir. Habe~i b. Altuntak'~n ad~n~n geçti~i 493/1099-1100 y~l~ nda ikinci bir
dâd. tespit edebiliyoruz. Sultan Berkyaruk ile Muhammed Tapar 4
Receb 493/15 May~s 1100 tarihinde Sefidrud'da kar~~~kar~~ya geldiler". Bu
sava~ta ölenler aras~nda Emfr-i Dâd Özbek de zikredilmektedir". Bundan
ba~ka Sencer melik iken Büyük Selçuklu Devletinde bir emir-i dâd~n daha
ismine rastlamaktapz. Ebû Bekr b. Mes'ûd isimli bu ~ahs~~Nizâmi 'Aruzi'nin
Çahar Makalesinde tespit edebiliyoruz". Nizâmi 'Aruzrnin rivayeti do~ru
ise, Sencer h. 505/m. 1111-1112 tarihinde Mâverâünnehr'e (Karahanl~~)
Muhammed Han ile harbe giderken De~t-i Hûzân'da konaldam~~~ve Emir-i
Dâd EVI Bekr b. Mes'ûd da onu Pencdih'cle" a~~rlam~~t~. Ayr~ ca Sultan
Sencer devrinde isyan eden O~uz beylerinden Tuti'nin babas~~ ~shak da dâd
beg unvan~~ ta~~makta idi16. ~shak bey acaba bu unvan~~ nas~l alm~~t~? Bu ko-
nuda da elimizde bir bilgi yoktur. Ancak ~shak, dâd beg unvan~~ ta~~d~~ma
göre, daha önce Selçuklular'~n hizmetinde mi bulunmu~tu?
Bütün bu tespidere ra~men emir-i dâd~n Büyük Selçuklular'daki görevi
hakk~nda herhangi bir ip ucu elde edilememektedir'''.

Sadruddin el-Huseyni, Ahbâr ()d-Devlet is-Selçukiyye, n~r. Muhammed ~ kbal, Lahor


1933. s. 87/Trk. trc. Necati Lugal, Ankara 1943, s. 61; Ibn el-Esir, el-Kâmil fi't-Tarih (n~r.
Thornberg), Beyrut 1966, X, s. 266-267, 296-297, Trk. trc. ~slâm Tarihi, El-Kâmil
Terciimesi, ~stanbul 1987, X, s. 223, 242-246; Cuveyni Il, s. 2 ve III, s. 194-195. Kad~~ Ahmed
Gaffari, Tarih-i Cihan Ani (n~r. Hasan Nurâki), Tahran h~.1342, s. 120.
12 Bk. A. etzaychn, Sultan Muhammed Tapar Devri Selçuklu Tarihi (498-511/1105-1118),
Ankara 1990, s. 18-19.
13 Anonim, Mucmel ü't-Telirih yel-K~sas (n~r. Melik u~-~uarâ Bahâr), Tahran h~. 1318, s.
409.
H N~r. Muhammed Kazvini, Tahran h~. 1346, s. 96-97.
Merv civannda birbirine çok yak~n be~~köy, bk. Steingass, ayn~~eser, s. 256.
111 Bk. Ibn el-Esir, XI, s. 82/Trk. trc. XI. s. 81. Kr~. F. Sümer, Oguzlar [Türkmenler)
Tarihleri, Boy Te~kilât~, Destanlan, Ankara 1972,2s. 114.
12 Edib Ahmed b. Mahmüd Yukneki'nin eseri Atebetdi-Hakay~k (n~r. Re~id Rahmeti Arat,
Ankara 1992,2 s. 5, 7-8) ~~ithaf etti~i Muhammed Dâd ispehsalk beyin ispehsalâr unvan~~aradan
kald~nIchgl zaman ortaya dâd bey ç~k~yor. Acaba bu durum Karahanhlar'da da emir-i dad~n
mevcudiyetini mi ortaya koyuyor?. Veya emir-i dâdm Karahanhlaidaki kar~~l~~~~"dâd sipehsalk
330 ERDO~AN MERÇIL

Kirman Selçuklulan'nda:
Kirman Selçuklulan'nda da bu müessesenin varl~~~n~~görüyoruz.
Kaynaklarda zaman zaman zikri geçmesine ra~men dadbeg'in görevini
aç~klay~c~~örnek ve bilgilerden yoksunuz18.
Türkiye Selçuklulan'nda:
Türkiye Selçuklulan'nda da emir-i dâd müessesesi vard~r. Uzunçar~~l~l°,
Anadolu Selçuklulan te~kilât~m aç~klarken emir-i dâd~n görevini, "adliye ve-
kili daha do~rusu ~stintak (Sorgulama) dairesi ~efi ve tevkifhane müdürü"
olarak aç~kl~yor. Ayr~ca, "Emir-i Dâd'~n Divân heyetine dahil olmad~~~n~"
ifade ederek, "Emir-i Dâd'~ n yani Adliye Vekilinin derecesi Osmanl~lardaki
çavu~ba~~ya benzedi~inden bunun divâna girmedi~i muhakkakt~r" ~eklinde
ilâvede bulunuyor. Q. Cahen2° ise, "Sultan'~n emrinde adaletin ba~~~olan bir
Emir Dâd" vard~~ve o Mezâlim ad~~verilen bask~~yap~lmas~, eziyet edilmesi
gibi durumlarla ilgilenmekte idi" demektedir. O. Turan" da Mezâlim
Divan~'ndan bahsederken, emir-i dâd~~örfi davalara bakan "Adliye naz~r~"
olarak tarif etmektedir. Ayd~n Taneri'ye göre22 de "Emir Dâd ~er'i kanunlar
d~~~nda örfi davalara bakan mahkemenin ba~kan~~olup, sultan~n emirleriyle
emirleri tevkif etmek ile görevlidir". Bu tarifiere bakt~~~m~zda genel olarak
emir-i dâd~n adliye vekili görevini yüklendi~i, Divan-~~Mezâlim'in ba~kan~~ol-
du~u anla~~ lmakta, ikinci derecede sorgulama ve tutuklama görevini yürüt-
mektedir.
Müslüman ve Türk devletlerinde oldu~u gibi, her türlü ~ikayetleri ve
halk üzerindeki bask~lar~~dinleyen ve bunlar hakk~ nda karar veren Mezâlim
Divan~~ba~kan~~"sultan" idi. Sultan I. G~yâseddin Keyhusrev ve Sultan I.
Alâeddin Keykubad, Divan-~~Mezâlim'e oturarak halk~n ~ikayetlerini dinle-

bey" mi idi? Belki de daha sonra Selçuklu devrinde sipehsalâr dü~mü~~ve ortaya dâd bey ç~km~~-
t~r. Acaba ~emseddin Tebrizi'nin dedesinin ismi olarak gözüken "Melikdâd" da emir-i dâd~n
de~i~ik bir ~ekli mi (bk. T. Yaz~c~, Tebrizi mad ~A.)? ~ayet öyle ise onun dedesi de Selçuklular'~n
son zamanlannda bu görevi sürdürmil~~olabilir.
18 Bk. Merçil, ayn~~eser, s. 190-191.
19 Bk. Medhal, s. 94 ve 98.
20 Bk. Pre-Ottoman Tut-key, Lc>ndon 1968, s. 228/Trk. trc. Osmanhlardan önce
Anadoluda Türkler, ~stanbul 1984,2 s. 226.
21 Bk. Selçuklular zamm~nda Türkiye, ~stanbul 1971, s. 291. Prof. Turan, ba~ka yerlerde
emir-i dâd~~parantez içinde (Adliye Naz~n) olarak zikrediyor, söz geli~i s. 461 ve 466.
22 Bk. "Müsâmeretill-Ahbâr'~n Türkiye Selçuldulan Devlet Te~kilâu Bak~m~ndan De~eri"
TAD, IV, Ankara 1968, s. 160.
SELÇUKLULAWDA EMIR-~~DAD MÜESSESES~~ 331

mi~lerdi. Nitekim ~ bn Bibi'ye göre"; Sultan Alâeddin Keykubad'~n saltanat~-


n~n ortas~ na kadar Anadolu Selçuklu sultanlar~~(Padi~ahan-~~Rüm) n~ n âdeti
pazartesi ve per~ embe günleri oruç tutmak idi. Onlar bizzat kendileri dâd-
gâh (Mezâlim Divan~ ) da haz~ r bulunurlar ve mazlumlara adalet da~~ t~rlard~.
~er'i i~leri kad~ya havale ederler, muameleye, divana ve örfe ait i~leri de di-
van eshab~na b~ralurlard~ . Asla kuvvetli ile zay~f, soylu ile basit kimse aras~nda
fark gözetmezlerdi. Ancak Sultan Alâeddin Keykubad'~n Yass~çimen Sava~~'n~~
kazanmas~~(1230) ve Eyyubiler'den Melik Kâmil'i Elbistan hududundaki
Akçe Derbendi'nde ma~lûp etmesinden sonra, i~ lerin ço~almas~ yla
Mezâlim'e oturma gelene~i ihmal edildi. Sultanlar bu görevi devlet ümara-
s~ na ve saltanat erkan~ na havale ettiler.
_
aL 4:AÇ) c.4.51,1? tt~i.7)1 ,:j4 4:,)l c.)~~

~emseddin Isfahani, II. ~zzeddin Keykavus'u tahta ç~ kard~ ktan


sonra (1246), Selçuklu Devleti'nde ön plana ç~km~~~ve divan üyeleriyle bu
görevi yerine getirmi~ ti. Vezir sabah divan i~lerini bitirdikten sonra, e~er o
gün sultan~ n gezinti günü ise, ata binilerek gezintiye ç~ k~l~ rd~. Gezintiden
dönüldükten sonra Sultan sofras~~(Han-~~sultani) kurulurdu. Sultan istirahat
yerine geçince, son derece görkemli bir divan kurulurdu (yani Divan-~~
Mezâlim). Burada görevliler soldan sa~a do~ru derecelerine göre sofada yer-
lerini al~rlard~. Vezir sofan~n ortas~nda yaln~ z olarak tahuna otururdu. Öteki
emirler ise huzurda uzakça bir yerde dizlerinin üstünde otururlard~ .
Re~ideddin Emir-i Dâd ve Haureddin Emir-i Dad alt~ n k~l~çla kemer ku~an-
m~~, sofan~n kenannda duruyorlard~ ; yani divana dahil de~ildiler". Ayr~ca iki
tane emir-i dâd vard~ r. Bundan sonra vezir ve öteki görevliler Divan-~~
Mezalim'de (Divan-~~Tazallum) adalet isteyenlerin ~ikayetlerini dinleyerek
kararlar veriyorlard~.

23 Bk. El-Evmirü`l-AIX-iyye Fil-Umuril-AWiyye (T~pk~~bas~m), Ankara 1956, s. 93-94/N.


Lugal-A. Erzi nesri, Ankara 1957, I, s. 135-136; Te~ rih-i Abi Selçuk, Histoire Des Seidjoucides
D'Asie Mineure, Dâpres Texte Turc, nsr. M. th. Houtsma, Leide 1902, s. 79-80. Ancak
O. Turan(Türkiye, s. 291) bu görevin adliye nâz~ rma (emir-i dâd) havale edildi~ini zikrediyor.
Ay~n mlf., Türkiye Selçuklular~~Hakk~nda Resmi Vesikalar, Ankara 1958, s. 132. ~bn-i 1303111in
metninde görüldü~ü üzere burada emir-i dâd~n zikri geçmiyor.
Bk. ~bn-i Bibi, T~pk~~bas~m, s. 571-572.
'Uç »,s" jit~- j.s" 1.)›.1
332 ERDO~AN MERÇIL

Öte yandan bu olayda ~bn BibVnin Mul~tasarinda emir-i dâd atlanm~~~ve


ortaya "Emir-i ~em~ir" gibi bir terkip gkm~~t~r25. Uzunçar~~l~26 da bunuemir-i
~em~ir ~eklinde okuyarak ortaya mevcut olmayan bir memuriyet ç~karm~~t~r.
Hatta bu emir-i ~em~ir yeni ç~ kan ders kitaplanna dahi i~lenmi~ tir".
Bütün bu aç~ klamalardan sonra kaynaldarda tespit edebildi~imiz olay-
larla, ara~t~ nalar taraf~ndan Mezâlim Divan~~ba~kan~~ve adliye vekili olarak
gösterilen emir-i dadm hangi görevi yapt~~~n~~anlamaya çal~~al~ m. Bu ko-
nuda tespit edebildi~imiz ilk olay Rükneddin II. Süleyman~âh devrinde
(1197-1204) geçmi~ tir. Sultan Süleyman~ah'~ n gönlünde yer tutmu~~olan
(Ayaz) ismindeki gulâm~~bir gün ayda susam~~~bir halde iken, ihtiyar bir ka-
d~n~n elindeki yo~urt kasesini kaparak yemi~ti. Ya~l~~kad~n gulam~n arkas~n-
dan ko~arak onu ~ehre kadar takip etti. Daha sonra saraya girerek yetim ço-
cuklann~ n ekmek paras~n~~tedarik etmek için satmaya götürdü~ü yo~urdu
yiyen ve paras~n~~vermeden kaçan gulâmdan ~ikayetçi oldu. Süleyman~âh
kad~ndan durumu ö~rendi~i zaman hadimlerini emir-i dad~n yan~na gönde-
rerek o mazlum kad~ n~n durumunu ara~ t~rmas~n~~emretti. Emir-i dâd du-
rumu soru~ turarak olay~~ba~tan sona ara~t~rd~. O s~ rada gulâm ortaya ç~kt~ .
Ya~l~~kad~n, "~~te hasm~ m budur" dedi. Neticede ya~l~~kad~n hakl~~ ç~km~~~ve
gulam idam edilmi~ ti. Sultan Süleyman~âh da, yo~-urdun tazmini bize aittir,
diyerek kad~na bin dirhem ihsan edilmesini buyurmu~~tu28.
Anonim Farsça Selçuk-nân~eye göre; Sultan I. ~zzeddin Keykavus tahta
oturdu~u zaman (1211), bütün emirler kendisine itaat ettiler. Melik
Alâeddin Keykubad bu s~rada S~ vas'ta bulunuyordu. Sultan, Emir-i Dâd
K~ vameddin'i oraya gönderdi. O Alaeddin Keykubad'~~tutuklad~~ve S~vas ya-
k~n~ndaki Hayuk (? Hafik) kalesinde hapsetti. Yine ayn~~esere göre ~zzeddin
Keykavus öldü~ünde, Emir-i Dad K~vameddin, Alâeddin Keykubad '~~S~vas'ta
tahta oturttu. K~ vameddin ona çok büyük hizmetlerde bulundu. Sultan bu

25 Bk. Muhtasar Selçuk-name, n~r. M.H. Houtsma, Leiden 1902, s. 263


»,5" J11.4. J j>.1
26 Bk. Medhal, s. 88. Uzunçar~~l~~ayr~ca emir-i ~em~ir denilen zabitin divan~
n muhaf~z~~ola-
rak d~~anda vazife gördü~ünü belirtiyor.
27 Bk. Tarih 1, Koordinatör: K.Y. Kopraman, Komisyon B~k. B. Yediy~ld~
z, Ankara 1993, s.
178.
28 Bibi (N. Lugal-A. Erzi ne~ri), s. 93-95./Trk. trc. Anadolu Selçuki Derled Tarihi,
Trk. çvr. M.N. Gencosman, Ankara 1941, s. 35-36.
29 Bk. Anadolu Selçuklular~~Devleti Tarihi, III, n~
r. F.N. Uzluk, Ankara 1952, s. 43-45/Trk
trc. s. 28-29. Ayr~ca ayn~~eser için bk. Muhammed Cevad Me~kür, Al~bâr-~~Selacikay-~~Rdm,
Tahran h~. 1350, s. 347-348.
SELÇUKLULAR'DA DA]) MÜESSESESI 333

hizmetine kar~~l~ k onu tekrar emir-i dâd yapt~ . Burada olaylar bilinenlere,
söz geli~i Alâeddin Keykubad'~ n Malatya yak~n~ nda bulunan Min~ar kale-
sinde hapsedilmesine uymuyorsa das°, bizim için emir-i dâdm hangi görevi
yapt~~~ n~~tespit aç~s~ndan önemlidir.
Daha sonra Türkiye Selçuklu Devletinde I. Alâeddin Keykubad dev-
rinde (1220-1237) baz~~emir ve. beylerin sultanlar~~ tahta ç~ kartmakta rol oy-
namalar~~sebebiyle kuvvet ve kudretlerinin artm~~~oldu~u görülüyor. Hatta
bunlardan baz~lar~n~n zenginliklerinin ve harcamalar~n~n Sultan'dan fazla
oldu~u rivayet ediliyor. Bunlar aras~nda Seyfeddin Ay-Aba, Zeyneddin
Ba~ara, Mubarizeddin Behram~âh ve Bahaeddin Kutlugca da dikkati çekiyor-
lard~ . Sultan Alâeddin Keykubad bu emirlerin durumundan özel meclislerde
~ikayetçi oluyor, bu suretle iki taraf aras~ nda yap~lan dedikodular ortal~~~n
kar~~mas~ na sebep oluyordu. Nihayet emirler bu i~de bir ad~m daha atarak
Kayseri 'de hile ile Sultan'~~ tahttan uzakla~t~ rmak ve yerine karde~i
Celâleddin Keyferidun'u geçirmek istediler. Durumu ö~renen Sultan
Alâeddin Keykubad kar~~~bir plan haz~ rlad~~ ve k~~~~geçirmek üzere gitti~i
(1223) Antalya'dan Kayseri'ye döndükten sonra bunu uygulad~. Yirmidört
ki~i oldu~u rivayet edilen bu emirlerin kimi öldürüldü, kimi de zindana
at~ ld~~ ve mallar~~müsadere edilerek hazineye al~nd~. ~lk etapta Seyfeddin Ay-
Aba, Mubarizeddin Behram~ah ve Bahaeddin Kutlugca gibi emirler tutuk-
land~lar. Bu s~ rada Sultan'~n gullinlar~~ ve emir-i dâd tutuklanan ümeran~n
sofada oturmakta olan gulâmlarm~~ yakalayarak zindanhâneye götürdüler.
j.< 4.<1j1 j.1 C.A.45U. :51.) C)1.51
.1,Szif
~kinci etapta sultan ertesi ün huzura kavu~tu~u için Me~hed ovas~na ç~-
karak top ve cevgan oynad~ . Bu s~ rada emirler aras~ nda bulunan
Kemâleddin Kâmyâr, Zahireddin Mansûr Puser-i Kâfiy-i Tercüman ve
~emseddin Veled-i Mâh-~~ Horasan'~ n gizlice birbirleriyle konu~tuklar~ n~~ gö-
rerek henüz olay~ n sona ermedi~ini anlad~. Emir-i dâd'a emir vererek her
üçünü meydandan ç~ kartt~, onlar~n da her~eyini ya~malatt~~ve Anadolu'ya
sürgün etti31.
Yine Sultan Alâeddin Keykubad, Eyyubi-Artuklu ittifalt~ na kar~~~askerle-
rine Harput'a do~ru harekete geçmelerini emretti. Selçuklu askerleri

311Bk. Turan, Türkiye, s. 301.


31 Bk. ~ bn-i Bibi, T~pk~~ bas~m, s. 268 ve 271; Muhtasar, s. 114 ve 116; Tevarih-i 1-i Selçuk,
s. 278. Siyasi olaylar için Uzunçars~l~, s. 98; Turan, Türkiye, s. 340-341; E. Merçil, Müslüman-
Türk Devletleri Tarihi, Ankara 1991, s. 141.
334 ERDO~AN MERÇIL

Harpt~ t ovas~na geldiklerinde, Eyyt~bi askerleri ve Harput Artuklu emini de


oraya ilerlemekte idiler. Bu s~ rada Selçuklu ordusunun önde gelen emirleri
Mubarizeddin Çavl~, Behram~ah Candar, ~emseddin Altunaba, Has Gulam-~~
Sultan (t "II) ve Puser-i Sirkeci (? J-...)-4) 32 ile Bedreddin Yakut Emir-i
Dâd askerleri sa~~ve sol kol, merkez, öncü ve artç~~olarak düzene sokup kar~~~
koymaya ba~lad~ lar. Neticede Selçuklu ordusu Eyyubileri bozguna u~ratarak
Harput'u ele geçirdi (1234)33.
Sultan II.G~yaseddin Keyhusrev öldükten sonra (1246), geride kalan üç
o~lundan II. ~zzeddin Keykavus tahta geçirilmi~ti. Yeni sultan ve karde~leri
küçük ya~ta olduklar~ ndan yönetim devlet adamlar~n~n özellikle Vezir
~emseddin Isfahanrnin elinde kalm~~t~. Daha sonra bu devlet adamlar~~ara-
s~ ndaki siyasi ihtiras ve rekabetler düzenin bozulmas~na sebep oldu. Devlet
adamlar~~ aras~ndaki bu mücadeleye kat~ lanlardan biri de Emir-i Dâd Nusret
idi. Ancak sonunda onu Mo~olistan'a gitmekte olan $ehzade Rükneddin
K~l~ç Arslana kat~lmas~~için Sivas'a gönderdiler. Emir-i Dâd Nusret, Sivas'ta
yakalanarak Hafik kalesinde hapsedildi34.
Öte yandan vezir ~emseddin Isfahani devrinde uç taraflar~nda Türk
Ahmed ad~nda biri ba~~kald~rm~~~ve kendisinin Sultan Alâeddin'in o~lu ol-
du~unu iddia etmi~ti. Vezir ~emseddin bu âsi üzerine bir ordu gönderdi. ~ki
taraf kuvvetleri birbirleriyle kar~~la~t~~~~zaman; Selçuklu ordusu kumandan-
lar~~âsinin kuvvetli oldu~unu gördüler. Bir tak~ m sebeplerle sava~may~~say-
saklayarak yard~ m istemek üzere vezirin yan~ na acele bir ulak gönderdiler.
Vezir kendi ~ahsi muhaf~zlann~~Emir-i Dâd Hat~ reddin Zekeriya Sücasi ku-
mandasmda yard~ ma gönderdi.
Bu olay s~ras~nda Mo~olistan'a gitmi~~olan Rükneddin K~l~ç Arslan sul-
tan unvaruyla geri dönüyor. Mo~ol Hani Güyük'ün yarl~~lyla II. ~zzeddin
Keykavus'u sultanl~ktan, ~emseddin Isfahanryi de vezirlikten azlediyordu.
Bundan sonra geli~en olaylar sonucu ~emseddin Isfahani öldürülmek üzere
saltanat saray~na ça~r~ld~ , buraya gelip sofaya vard~~~ nda Emir-i Dâd
Seyfeddin Kay-aba onu sol taraftaki bir odaya soktu. Sab~k Vezir o gece
Konya kalesinde Ambarc~'n~ n evine götürüldü. Yolda emir-i dâda sordu:

"Turan (Türkiye, s. 381), Has Gulâm-~~Suldin ve Puser-i Sirkeci'yi adam~~t~r.


Bk. ibn-i Bibi. T~pk~~bas~m, s. 440; Muhtasar, s. 194. Siyasi olaylar için bk. Turan, ayn~~
eser, s. 380-381.
34 Bk. ~bn-i Bibi, T~pk~~bas~m, s. 550-564; Muhtasar. s. 252-258. K~~. Turan, ayn~~eser, s.
460-462; Kaymaz, N., Pervâne Mu'inü 'd-din Süleyman, Ankara 1970, s. 40-41.
SELGUKLULARDA EM~R-~~DAD MÜESSESESI 335

"Nereye gidiyoruz?". Emir-i dâd cevap verdi: "Di~erlerini gönderdi~in


yere...". ~emseddin Isfahani dört gün sonra da öldürüldü (1249)35.
~emseddin Isfahanienin ölümünden sonra Mo~ollar'dan Batu Han'~n
buyru~uyla durumu incelemek için Anadolu'ya gelen Mo~ol elçileriyle bera-
ber ~emseddin Mahmud Tu~rai ba~kanl~~~nda bir heyet de bu elçilerle
Mo~ol Harn'n~n huzuruna gitti. Bu heyet içinde Emir-i Dâd Hat~reddin
Zekeriye Sücasi de vard~. Selçuklu devlet adamlar~~götürdükleri hediyeler ile
Mo~ol Harn'ndan yeni görevler elde ederek Konya'ya döndüler. Bu s~ rada
Emir-i Dâd Hatireddin'e Çorumlu emirli~i ve serle~kerli~i verildi. Ayr~ca
~emseddin Mahmud Tu~rai vezir, ~ticaeddin niyabet (naib), Necibeddin
Duleycani reisülbahr ve istifa, Re~ideddin EVI bekr Cuveyni emir-i âr~ziy-i
cuyü~-~~memâlik tayin edildiler36. Bu olay ba~ta Celâleddin Karatay olmak
üzere baz~~devlet adamlar~ n~~ rahats~z etmi~ti. ~ki grup devlet adamlar~~ ara-
s~ndaki mücadele s~ras~ nda Vezir Mahmud Tu~rai'nin rakip devlet adamlar~~
aleyhinde Baycu Noyan'a yazd~~~~bir mektup ele geçirildi. Bu h~yanet giri~imi
üzerine Celâleddin Karatay harekete geçti ve emir-i dâda i~aret etti. Emir-i
dâd onu saltanat saray~nda bir odada tutuklad~, üç-dört gün sonra oradan
Antalya taraf~na gönderildi ve hapse at~ld~~(1253) 37 .

Sultan II. ~zzeddin Keykavus devrinde Baycu ve öteki Noyanlar,


Mo~ollarla yap~lan antla~ma d~~~nda Türkiye Selçuklu Devletinden paralar
istiyorlard~. Selçuklu devlet adamlar~~ bu s~ rada "Hâkim-i vakt-i Memleket"
olan Sahib Fahrüddevle ve'ddin Ebu'l-Hayrat Ali'yi say~s~ z hediyeler ile
Mo~ol büyük hani Mengü (1251-1260)'ye yolladlar. Fahreddin Ali o s~ rada
"Hakem-i Divan-~~'Adl" ve "Mans~b-~~ Emir-i Dâd" idi. Ona yol masraflar~~için
yüzbin direm-i sultani verdiler. Batu Han ona iltifat etmi~, Baycu Noyan ve
öteki Mo~ol beylerinin bu tür davran~~lar~n~~ önlemek için bir fe~-man
(Soyurgatm~~) vermi~ti38 .

33 Bk. ~bn-i Bibi, T~pk~~ bas~m, s. 583-586; Muhtasar, s. 264-265/Trk. trc. s. 239-240.;
Anonim Selçuk-nâme, s. 51. K~~. Turan, ayn~~eser, s. 464-466.
36 Turan (ayn~~eser, s. 470).bu olay s~ras~nda Emir-i dâd Hat~reddidi adam~~t~r.
37 Bk. ~ bn-i Bibi, T~pk~~ bas~m, s. 596-600; Muhtasar, s. 271-273. Kr~. Uzunçar~~l~ , s. 98;
Turan, ayn~~eser, s. 470-471.
38 Bk. ~bn-i Bibi, T~pk~~bas~m, s. 616-617.; Muhtasar, s. 283-284/Trk. trc. M.N. Gencosman,
s. 254-255. K~~. Turan, Türkiye, s. 475-476; Kaymaz, ayn~~eser, s. 52, 61.
336 ERDO~AN MERÇIL

Alcsarayi'ye göre39; Sahib Fahreddin Ali, emir-i dâd oldu~u bu s~ rada iki
kez elçilikle Mo~ollar'~n yan~na gitmi~ti. O birinci seferinde Güyük Han
(1246-1249), ikincisinde ise Mengü Han (1251-1260) nezdinde elçilik yap-
m~~t~.
Öte yandan 1254'te Mara~~ve civar~ nda ya~ayan Agaçeriler yollar~~kes-
meye, kervanlar~~soymaya ve yolcular~~ öldürmeye ba~lad~ lar. Sahip Kad~~
~zzeddin ile Beylerbeyi Yavta~, Selçuklu emir ve askerleri ile Agaçeri
Türkleri'nin isyamn~~yat~~t~rmak maksad~yla Kayseri'ye geldiler. Emir-i dâd
Fahreddin Ali bu muazzam alay~n istikbaline memur edilmi~ti'''.
Daha sonraki devrede, ~lhanl~~Devleti kurucusu Hulagu Ba~dat'~~ele ge-
çirdikten sonra, Sultan II. ~zzeddin Keykavus onun ziyaretine gitti
(657/1259). Bu s~ rada Selçuklu sultan', Fahreddin Ali'yi emir-i dâdl~k göre-
vinden "Niyabet-i Saltanat" makam~na tayin etmi~ti".
Türkiye Selçuklular~. tahuna III. G~yaseddin Keyhusrev ç~ kar~ld~~~~za-
man, onun nedimli~ine getirilenler aras~ nda Emir-i Dâd Emineddin
Isfahani de bulunmakta idi (664/1265-1266) 42.
Türkiye Selçuklular~'mn çökü~~dev~inde devletin kaderine hakim olan-
lardan biri de Pervane Muineddin Süleyman idi. O kendisine rakip olarak
gördü~ü Sahib Fahreddin Ali'yi tasfiye için bir plan tertiplemi~~ve bunu uy-
gulam~~t~. Nitekim o Sahib Fahreddin saltanat saray~~odalar~n~n birinde
tutuklatuktan sonra bu s~ rada emir-i dâd olan Emineddin Duleycani'nin
evine göndermi~ ti. Sahib Fahreddin Ali daha sonra Karahisar-~~Osmancuk
kalesinde hapsedi1di43 (1271).
Hatiro~lu ~erefeddin'in Anadolu'yu Mo~ollar'dan kurtarmak için ba~-
latt~~~~isyanda (1276), Selçuklu ümeras~ndan ona kar~~~sava~anlar aras~nda
Emir-i Dâd Emineddin [Isfahani] de bulunmakta idi. Aksarayi", bu ümera-

39 Bk. Mü saremetü7-alibâr, s. 41/Trk. trc. Selçuk' Devletleri Tarihi, çvr. M.N. Gencosman,
Ankara 1944, s. 136. Ancak Sekuknâme (s. 56/Trk. trc. 36) onun Mengü ve Batu Han ~n yan~ na
elçi olarak gitti~ini zikrediyor.
49 Bk. ~bn-i Bibi, T~pk~~bas~m, s. 618; Muhtasar, s. 284/Trk. 1TC. S. 255-256. Olaylar için bk.
Turan, ayn~~eser, s. 477.
41
Bk. Aksarayi, s. 60-61/Trk. trcs. 151. Kr~. Uzunçar~~h, 98; Kaymaz, s. 75-76.
42 Bk. Ay~n eser, s. 88/Trk. t~c. s. 172.
43 Bk. ~bn-i Bibi, T~pk~~bas~m, s. 655; Muhtasar, s. 307/Trk trc. s. 276. Kr~. Uzunçar~~b, 98;
Turan, Türkiye, s. 533.
44 Miisa~nerettn-Ahbar, s. 102/Trk. trc. s. 182/Olaylar için bk. Kaymaz, s. 150.
SELÇUKLULAR'DA EMIR-~~DAD MÜESSESESI 337

n~ n "sahib-i kalem" olduklar~ ndan yani asker kökenli olmad~ klar~ ndan hiçbir
varl~ k gösteremediklerini zikrediyor.
M-emlük Sultan~~Baybars Anadolu'yu Mo~ollardan kurtarmak için hare-
kete geçmi~~ve Elbistan ovas~ nda bir Mo~ol ordusunu ma~lup etmi~ti (1277).
Bu sava~~s~ ras~ nda Selçuklu devlet adamlar~ ndan bir k~sm~~ Memlûklu ordu-
suna kat~ld~lar. Bunlar aras~ nda Emir-i Dâd Seyfeddin Çal~~~da bulunmak-
tayd~ 45

Sultan III. G~yaseddin Keyhusrev'in ölümünden sonra (1284), annesi


Sultan~ n iki çocu~unu tahta oturtmak istedi. Bu Hâtun, Argun Han ~ n ya-
n~ ndan Kayseri'de bulunan Sultan II. Mes'üd'un huzuruna geldi~i s~ rada bu
iki çocu~u da getirmi~lerdi. Daha sonra bunlar Konya'ya geldiklerinde yan-
lar~ nda Hâce Nas~ reddin Müstevfi ile Emir-i Dâd Nizameddin de vard~ .
Burada yap~ lan bir merasim ile iki çocuk tahta oturtuldu (17 Ramazan
683/ 27 Kas~ m 1284) 46. Hâtun durumunu sa~lamla~t~ rmak için ayr~ ca
Karamano~lu Güneri bey ve E~refo~lu Süleyman Bey'den47 yard~ m istemi~~ve
onlara unvanlar vermi~ti. Bundan sonra Sultan II. Mes'ud'un adamlar~yla, bu
çocuklar~ n taraftarlar~~aras~ nda anla~mazl~ k ç~ kt~. Fakat Karamano~ullar~~ ve
E~refo~rullarf n~ n yard~ma gelmesiyle G~yaseddin Keyhusrev'in annesi du-
ruma hâkim olmu~~ve iki çocu~u, ikinci kez, Konya'da Selçuklu tahuna
oturtmu~lard~~ (8 Rebi I 684/14 May~s 1285) 48. Çok geçmeden Sultan
Mes'ûd'un taraftarlar~~Has Balaban ile Konya'ya gelerek duruma hakim ol-
dular (23 Cumada II. 684/26 A~ustos 1285). Bu olaydan sonra Hâtun,
Argun Han ~ n huzuruna gitti49. Burada yap~lan muhakeme (yargu)de iki ço-
cu~un düzmece ~ehzade oldu~una ve öldürülmelerine karar verildi. Hâtun'a
da Seferi hisar (~imdiki Sivrihisar) ikta edilmi~ti. Bu s~rada çocuklardan biri
Argun Han'~ n yan~ nda idi ve burada öldürüldü.

Bk. Turan, Türkiye, s. 545-546; Kaymaz, s. 167.


48 Tarih daha sonra ilave edilmi~~görünüyor, bk. Anonim Selçuk-nâme, uzluk n~r. s. 66.
Ces-ad Me~kür ne~rinde (s. 358) bu tarih yoktur.
47 Anonim Selçuk-nâme metninde (s. 66) Esrefo~lu Süleyman olarak geçiyor. Turan (ayn~~
eser, s. 589) ise Halil Bey olarak zikrediyor.
48 Turan (ayn~~eser, s. 589) bu tarihi 15 May~s, Anonim Selçuk-nâme tercümesinde (s. 45)
Uzluk 16 May~s olarak veriyorlar.
49 Turan (Bk. ayn~~ eser, s. 589), Sultan II. Mes'~ld'un talep üzerine Gy~aseddin
Keyhusrev'in annesini ve iki çocu~u Nizamedffin Emir-i Dâd ile 6 Eylül 1285/4 Receb 684 tari-
hinde Argun Han'a gönderdi~ini zikrediyor. Ancak bundan sonraki olaylarda Anonim
Selçuknâme'yi yanl~~~de~erlendiriyor.

Belleten C. LIX, 22
338 ERDO~AN MERÇIL

Sultan Mes'~ld, Han'~n bu fermanlann~~ Dâd Nizameddin ile


Konya'ya gönderdi (4 Receb 684/5 Eylül 1285). Çocuklardan biri Konya'da
Sultan Mes'ûd'un annesinin yan~nda idi. Emir-i dacia bu çocu~u e~e~e bindi-
rerek ~ehirde dola~unlmas~~buyuruldu (684 y~l~~ ~aban ay~n ba~~/2 Ekim
1285). Bu emir yerine getirilerek çocuk ~ehirde gezdirildi ve tekrar Sultan
Mes'ûd'un annesine teslim edildi. Daha sonra Sivas'ta bulunan Sultan
Mes'ud'dan gelen bir ferman üzerine emir-4 dâd o çocu~u Sultan'~n anne-
sinden akl~~ve Konya kalesi kap~s~ndaki burc üzerine götürerek orada aso
(Iyd-~~~evval/30 Kas~m 1285). Üç gün sonra cesedini oradan indirdi, kafas~n~~
keserek bütün Türkler aras~nda dola~urd~m.
Bundan sonra Sultan Mes'üd beraberinde beylerbeyi, nâib , pervane ve
müstevfi gibi devlet büyükleri oldu~u halde Argun Han'~n yan~na giderek
bir süre orada kald~lar. Bu s~rada Konya'da bulunan Fahreddin Mü~rif ve
dâd ~ehirde hadsiz hesaps~z zulüm yapt~lar. Bu olaylar üzerine muh-
temelen ~ikayetler olmu~, Mo~ol Han~'ndan pe~~pe~e elçiler gelmi~~ve ad~~
geçen her iki devlet adam~ndan ifade edilemeyecek derecede mal istemi~-
lerdi. Ancak Fahreddin Mü~rif, E~refo~lu (Süleyman)'nun, emir-i dâd da
Karamano~lu'nun yan~na kaçt~lar. Buna mukabil onlar~n evleri ya~maland~~
(7 Muharrem 685/6 Mart 1286)51.
Daha sonra Mo~ollar ile Selçuklu ordusunun beraberce harekete geç-
mesi üzerine isyan etmi~~olan Karamano~ullan ve E~refo~ullar~~Konya'da
Sultan II. Mes'ud'un elini öperek kaat arzetmek istediler. Bu durumda
Selçuklu devlet adamlar~~görü~~bak~m~ndan ikiye ayr~ld~lar. Bunlardan bir
k~sm~~sultan~n ~ehir d~~~na ç~kmamas~n~, bir k~sm~~da ç~kmas~n~n uygun ola-
ca~~n~~ileri sürdüler. Ancak Sultan Mesud burada cesaretle davaranarak ~e-
hir d~~~nda bir çad~r kurulmas~n~~emretti. Ayr~ca tedbir almay~~da ihmal et-
medi. Emir-i dâd, öteki emirlerle birlikte elbiselerinin ahnda silahlar~n~~gi~-
leyerek çad~rda yer ald~lar. Sultan korkusuzca çad~ra gelerek tal~tma oturdu.
Karaman ve E~refo~ullan da Sultan'~n huzuruna gelerek kaat arzettiler ve
sonra ülkelerine döndüler.
Sultan II. Mes'~ld bu olaydan sonra ~ehre dönmü~~ve Mo~ollar'~n yan~na
gitmek istemi~ti. Bu s~rada sebebi anla~~lamayan bir olay vukû buldu. Sultan

5° Anonim Selçuk-Mime, s. 66-68/trk. trc. s. 45-46. Me~kiir n~r. s. 358-359.


51 Ayn~~eser, s. 68./trk. trc. s. 46. Me~kûr n~r. s. 358. Rr~. Turan, ayn~~eser, s. 589. Çeviride
Uzluk (s. 46) Emir-i Dâd-~~"Adliye Naz~r~~demektir" diyerek aç~kl~yor.
SELÇUKLULAR'DA DAD MÜESSESESI 339

harekete geçti~inde, emir-i dâd Konya'da kalm~~t~. II. Mes'ûd, Aksaray'a ula~-
t~~~nda, Sahib Ata FahreddIn'in hâdimi ~zzeddin Has Balaban'a gizlice bir
mektup yazarak emir-i dâd'~n yakalanma= emretti. Has Balaban ald~~~~bu
emir üzerine Çar~amba günü52, emir-dâd~~yakalayarak kafas~n~~kesti ve kale
kap~s~na asa".
Yukarda verdi~imiz çe~itli örneklerde görüldü~ü üzere endr-i dâd~n
Mezalim Divan~~ba~kan~, yani iddia edildi~i gibi adliye vekili oldu~u husu-
sunda bir bilgi yoktur. Ancak gerek ~bn Bibi'nin54, gerekse el-Hoyrnin55
mün~eat mecmualar~ndaki bilgiler bizi tereddüte dü~ürmekte, bu da bizim
emlr-i dâd~n görevi hakk~nda kesin hüküm vermemizi engellemektedir.
Bütün bunlara ra~men örneklerini verdi~imiz olaylara bakarsak; emIr-i
dâd devaml~~bir memuriyettir, bir suç duyurusu yap~ld~~~nda durumu ara~-
urmakta, suçlular~~veya gözden dü~en emIrleri tutuklamakta, sultan taraf~n-
dan verilen emirleri (ölüm cezas~~dahil) uygulamaya koymakta idi. Ayr~ca
dâd görevi yapan ki~iler Mo~ol hanlarma gönderilen elçi heyetleri
içinde de yer almakta idiler56. Bunun yan~s~ra emir-i dâdlar devlet erkân~n~~
istikbal ediyorlar ve sultanlar~n nedimleri aras~nda yer alabiliyorlad~ .
Hoyrnin57 emIr-i dâda nas~l hitap edilece~ini belirtirken kulland~~~;
"Sipehbed-i Mu'azzam, Melik el-ümerâ ve'l-Ekâbir, Melik elsümerâ ve'l-
E'az~m" gibi unvanlardan bu göreve tayin edilen ki~ilerin genellikle asker
kökenli olduklar~~anla~~l~yor. Nitekim örneklerde görülece~i üzere emir-i
dâdlar sava~lara da kaulm~~lard~r.
- Türkiye Selçukluladnda tespit edilebilen emir-i dâdlar-

5.1111aa dâd
Rükneddin II. Süleyman~âh

52 Bu olaydan birkaç gün sonra 29 Cumada II. 687/31 Temmuz 1288 Cumartesi günü
Germiyan Türkleri Konya'ya geldiler (Anonim Selçuk-nâme, s. 72). Bu bak~mdan emir-i tad~n
ölümü muhtemelen 26 Cumada 11./28 Temmuz 1288'de vuku bulmu~tur.
" Bk. Anonim Selçuk-nâme, s. 71-72/trk. trc. s. 48-49; Me~kûr n~r. s. 360-361. Kr~. Turan,
ayn~~eser, s. 590.
54 Ibn-i Bibi, T~pk~~bas~m, s. 617'de "Hakem-i Divân-~~'Adi' olarak geçmektedir.
55 el-Hoyi, Emir-i Dâd için "Malik-i Divan el-'Adl" demektedir, bk. Gunyetu'l-kâtib ve
Munyetu't-fllib, Ftusümu'r-Red'il ve Nucr~mul-FaiWil, n~r. A.S. Erzi, Ankara 1963, s. 8 ve 7.
56 Bk. Bibi, T~pk~~bas~m, s. 596-597; Aksarayi, s. 41. Kr~. Turan, ayn~~eser, s. 470, 476.
57 Bk. Gunyet, s. s. 7.
340 ERDO~AN MERÇIL

~zzeddin Keykavus Kivameddin


Alâeddin Keykubâd
Bedreddin Yakut
~zzeddin Keykavus Nusret
Re~ideddin
Haureddin Zekeriyâ Sücasi (Sicasi)
Seyfeddin Kay-aba
Sahib Ata Fahreddin Ali
Glyâseddin Keyhusrev Emineddin Isfahani (Duleycani ?)
Seyfeddin Çal~~~
II. Mes'üd Nizâmeddin

You might also like