Professional Documents
Culture Documents
Özet: Filistin bölgesindeki yerli halk (Kenaniler) ile buraya göçen ilk Sami grupların ve M.Ö.
1200’den sonra da Ege Göçleriyle gelenlerden bazılarının kaynaşması ile oluşan bir ırk olan
Fenikeliler Kıbrıs’tan İber yarımadasına uzanan geniş bir ticaret ağı kurmuşlardır. Fenikelilerin
denize yakın bir konumlarda yerleşim yeri kurması ve bölgenin Girit’e kadar komşu bölgelerle
eskiye dayanan ilişkileri, bu kavmin kısa zamanda ticaret ve ulaşım konularında ön plana
çıkmasını sağlamıştır. Ticaret yaptıkları bölgelerde koloni kentleri kurmuşlardır. Bir strateji
çerçevesinde inşa edilen yerleşimlerin ticari amaçlara göre büyükleri ve planları değişmektir
Fenike halkı kendilerini tanımlamak için Fenike adını kullanmamaktadır. Fenike adının
kelimenin verilmesinin nedeni Fenike bölgesinde ticareti yapılan, oldukça ünlü mor
kumaşlardır (Diakov, V., & Kovalev, S., 2017: s.178, Girgin, 2006 s.7) . Fenikelilerden ilk kez
Homeros’un İlyada adlı eserinde söz edilmiştir. Troia Savaşı’nı konu alan eserde Patroklos’un
onuruna düzenlenen cenaze oyunlarında koşu yarışında galip gelen kişiye, Fenikeliler
tarafından Hellas’a getirilen gümüş kâse ödül olarak verilmiştir (Homeros. XXIII. 740 – 750).,
medeniyetlere göre değişiklik göstermektedir. Miken metinlerinde kırmızı anlamına gelen “Po-
ni-ki-ja" olarak tanımladığı, Mısırlılar tarafından Khal veya Khar, MÖ 1700’lere tarihlendirilen
antik mısır yazıtlarında Kefa olarak geçmektedir. Aynı zamanda “Men” terimi de Mısırlılar
tarafından Fenikelileri tanımlayan başka bir addır. Asur metinlerinde ise Akharru veya Khar
olarak geçmektedir (Girgin, 2006 s.7, Moscati, 2004: s.27, Tok, 2001: s.91).
Fenikelilerin kendileri için kullandığı düşünülen Kenani terimi ise Hurrice kırmızı,
İbranice tüccar anlamına gelmektedir. MÖ 15. Yüzyıla tarihlendirilen yerel kaynaklarda bölge
için Kenan ve bölge halkı için Kenani adalarının kullanıldığı görülmüştür. Bunun yanı sıra
Homeros ve Kitabı Mukaddes’te Sidonlu terimi Fenikelileri tanımlamak için sık sık
Fenike halkını ise Filistindeki yerli halk olan Kenaniler, Samiler ve MÖ 1200’de
yaşanan Deniz Kavimleri ile göç eden gruplar oluşturmaktadır. Bu üç halkın kaynaşması ile
oluşan Fenikeliler Sami lehçesi olan Kenanca dilini konuşmaktadır ( Girgin, 2006 s.10, Moscati,
2004: s.28).
2. Coğrafya ve tarih
ve Pilinius, Basra Körfezinde Fenikelilere ait kentlerin olduğundan söz ederken Herodotos
istilası sonucu kuzeyde bulunan Hitit imparatorluğu parçalanarak mülteci ve yabancı akınını
sorununa neden olmuştur. MÖ 12. Yüzyılın sonunda Kenanlılar tarafından kontrol edilen bölge
batıda Akdeniz, doğuda Lübnan dağları ile sınırlanmış küçük bir araziden oluşmaktadır. MÖ 3
bin yılından itibaren bu bölgeye Samiler göç etmiş, Byblos ve Ugarit gibi burada bulunan kent
devletlerini devralmışlardır. Berytos (Beyrut), Sidon, Tyros, gibi kentler ise Fenikeliler
kuzeyden güneye: Arwad, Byblos, Beyrut, Siduna (Sidon), Tyros (Sur) ve Dor şeklindedir
(Harita 1). Bu kentler siyasi bir bütünlük sağlayamayarak bir devlet bünyesinde toplanmamış
küçük krallıklar olarak bölgede hüküm sürmüştür (Girgin, 2006 s.9, Rölling, 1982: s.81, Puckett,
2012: s.2).i
Yakındoğu ile aynı iklime sahip Fenike kentleri çoğunlukla limanları içine alacak
biçimde güneyde ve mevsim ve rüzgâra göre kullanılmak üzere kuzeyde dağlık burunlar
kentlere örnek olarak Tyros ve Arados kentleri verilebilir. Levant’ın en bereketli ülkelerinden
biri olan Fenike’de tarım alanlarının kısıtlı olmasına rağmen tarım gelişmiş; meyve ağaçları,
zeytin, üzüm, buğday gibi ürünler yetiştirilmiştir. Bunun yanı sıra gemi inşası için bölgede
coğrafyanın bir gerekliliği olarak denizcilik ve ticari faaliyetlerde bulunmuşlardır. Bunun yanı
sıra Miken uygarlığının deniz gücünün zayıflaması da Fenikelilerin ticaret yaparak yayılmasını
Deniz kavimlerinin bölgeye saldırması ile Sidon kentinin bölgede sağladığı hakimiyet
son bulmuştur. Sidon halkı ise Tyros kentine göç ederek yağmalanmış olan Tyros kentini
yeniden kurmuşlardır. Aynı zamanda MÖ 1100 yılında Mısır’ın zayıflaması ile bölgeye olan
hakimiyetinin azalmış, Asur Arados, Sidon ve Byblos kentlerinden vergi almaya başlamıştır.
Asur’un Medler tarafından yıkılması ile kısa süre bağımsızlık kazanan Fenike kentleri Babil
kralı Nabukadnezar’ın kuşatmasına on üç yıl (MÖ 586-573) direnmiş fakat sonucunda teslim
olmuştur. Perslerin tarih sahnesine çıkması ile Fenike kentleri beşinci satraplık niteliği verilmiş
fakat krallıklar yerel bağımsızlıklarına Perslere haraç ve askeri destek vererek devam etmiştir.
Persler ise, Fenikelilerin kendilerine karşı göstermiş olduğu bu sadakatin karşılığı olarak
yayılmalarına engel olmamıştır. Fenike’deki Pers hakimiyeti ise İskenderin düzenlediği fetihler
sonucu son bulmuştur. İskender, İssos Savaşı sonrası Pers egemenliğinden çıkan diğer Fenike
kentlerinin filolarından destek alarak Tyros’u işgal etmiştir. O dönemde başka savaşlarda
mücadele eden Kartaca’dan beklediği yardımı alamayan Tyros, İskender’in adayı anakarayla
bağlantısını sağlayan için mendireğin inşasını bitirmesi sonucu teslim olarak Makedonya kalesi
olarak yeniden inşa edilmiştir. Fenike kentleri bu dönemden sonra yavaş yavaş bağımsızlığını
yitirerek Helen kültürüne asimile olmuş ve MÖ 64’te Roma’nın egemenliği altına girerek tarih
Siyasal olarak site anlayışını benimseyen Fenike kolonileri bir devlet çatısı altında
toplanamamışlardır. Fenike orduları ise paralı askerlerden oluşmaktadır. Denize açık konuma
sahip olan bölgeleri ikan eden Fenikeliler, komşu bölgelerle eskiye dayanan ilişkileri ve
bulundukları konumun doğal koşulların bir sonucu olarak kısa zamanda ticaret ile uğraşmaya
başlamışlardır. Fenikeliler için, “Fenikeliler olmadı mı, geriye deniz kuvveti diye bir şey
bağlanmışlardı, ayrıca bütün deniz gücü ellerindeydi." diyen Herodotos, Fenikelilerin gemi
yapımı ve denizcilikteki üstünlüklerini anlatmıştır (Girgin, 2006 s.34, Herodotos, III. 19).
Ticaretin hızla gelişmesi ile devlet ve özel sektör arasında ticari birliltelik başlamıştır.
Buna göre tüccarlar devletin koruması altındadır ve hakları anlaşmalarla garanti altındadır.
Büyük taşıma filolarının olduğu bilinen Byblos ve Sidon’un yanı sıra Tyros bu dönemde ticari
ortaklıklar kurarak, deniz aşırı ticaret yapmıştır. MÖ 5. yüzyıla kadar takas sistemi ile ticaretini
sürdüren ticaret kolonileri sikke basımı ile para ekonomisine geçer. Dış ticarette deniz yolu ile
pusula olarak Küçük Ayı denen takımyıldızını kullanmışlardır (Anaz, 2018: s.15-18).
4. Kolonileşme faaliyetleri
bulunan ham ve kültürel kaynakların tedarik edilerek sistematik bir şekilde metaller, hayvanlar,
postlar, fildişi, köleler gibi malların Akdeniz ve Atlantik kıyılarında ticari faaliyetlerini
Sicilya, Sardunya ve Kuzey Afrika’da koloni kentleri kurmuşlardır (Puckett, 2012: s.3-4).
MÖ 12. Yüzyılda ortaya çıkan Fenike kentleri MÖ 9. yüzyıla kadar olan süreçte
yerleşim limanları kurarak basit koşullar altında, yerleşimci gruplar şeklinde yaşamışlardır. Bu
döneme ilişkin az belge, yerleşim ve arkeolojik buluntu ele geçtiğinden bu süreç kolonizasyon
öncesi dönem olarak adlandırılır. Kolonizasyon döneminde ise büyük ve kalıcı yerleşimler
kurulur böylece kültürler arası iletişim ve etkileşim yaygınlaşır. Arkeolojik kalıntılar bölgedeki
deniz ticaretinin Geç Tunç Çağı'nın sonundan Erken Demir Çağı'na kadar Kıbrıs, Sarepta ve
Tire arasında kesintisiz devam ettiğini göstermektedir. Arkeolojik kalıntıların yanı sıra MÖ 10.
Yüzyıla tarihlendirilen ebedi metinlerde de bölgedeki ticaretten söz etmektedir (Anaz, 2018:
Orta Tunç Çağı’nda Kıbrıs ile Ugarit’in kullandığı ticaret hattını izleyen Kenan
yerleşmeleri Deniz Kavimleri ile Ugarit’in yıkılmasından sonra bölgedeki ticari fonksiyonları
üstlenmiştir. Menandros’un anlatımına göre MÖ 10. yüzyılda Kitionlular, Tyros kentine haraç
ödemeyi reddederek isyan başlatmış, bunun sonucunda Tyros kralı I. Hiram bölgeye giderek
isyanı bastırmış ve Tyros’a geri dönmüştür. Kıbrıs’taki en önemli Fenike kolonisi olan
Kition’un yanı sıra yapılan epigrafik incelemeler Tamassos, Golgoi, Lapethos, İdalion ve
Ege’de ise Troya Savaşı civarında (MÖ 1190) Ege Adaları’ndan olan Rodos’ta, adanın
önemli kentlerinden olan Kamiros ve İalysos’a yerleşmişlerdir. Ancak bir süre sonra
sürülmüşlerdir. Batıya doğru ilerleyen koloniler Afrika kıyısında bulunan Utica kentini
kurmuşlardır. Kartaca’dan 287 yıl önce kurulan kentin tarihi MÖ 1100 olduğu görülmektedir.
Kartaca efsaneye göre kocasının öldürülmesinden sonra Kıbrıs’a kaçan Tyros Kralı’nın kız
kardeşi Dido (Elissa) tarafınfan kurulmuştur. Dido (Elissa) buradaki Astarte başrahibi ve
seksen kutsal fahişeyi yanına alarak Kartaca’ya gelerek MÖ 814 yılında kenti kurmuştur. Kent
MÖ 8. yy’ın sonunda ekonomik ve siyasi bir güç merkezi halinde öne çıkar. Öyle ki M.Ö.
348’de Roma ile Kartaca arasında anlaşma yapılmıtır. Anlaşmaya göre Romalılar’ın
Libya bölgesinden erzak almak ve gereken süreden fazla kalmak yasaktır. Ada beş gün
içerisinde terk edilecektir. Pön savaşları sonucunda adada Kartaca hakimiyeti sarsılmış ve
Roma’nın M.Ö. 258’de Sardinya ve Korsika’yı işkal etmesiyle adada Kartaca hakimiyeti sona
ermiştir (Anaz, 2018: ss.30-38, Girgin, 2006 ss.38-55, Moscati, 2004: ss. 143-145).
Doğu ve Batı Akdeniz ile Güney Avrupa ve Kuzey Afrika arasında gemilerin uğrak
yeri olan Sicilya’ya ise M. Ö. 8. yy’ın başında gelmişlerdir. Burada da Panormos (Palermo),
Soleis (Solunto) ve Motya’da (Mozia) yerleşim kurmuşlardır (Harita 4). Iber Yarımadası,
Akdeniz boyunca devam eden Fenike göçünün batıdaki en uç noktasıdır. M. Ö. 8. yy. boyunca
Güney İspanya’nın Atlantik ve Akdeniz kıyılarında ve Portekiz’in batı kıyılarında çok sayıda
Fenike yerleşimi kurmuşlardır (Harita 5). Bir strateji çerçevesinde inşa edilen yerleşimlerin
ticari amaçlara göre büyükleri ve planları değişmektir (Anaz, 2018: ss.30-38, Girgin, 2006 ss.38-
Anaz, E. (2018). Geç Hitit Beylikleri Döneminde Kı̇ lı̇ kı̇ a’dakı̇ Fenikelilerin Varlığı
(Yüksek Lisans Tezi), T. C. Ankara Üniversitesı̇ Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim
Diakov, V., & Kovalev, S. (2017). İlkçağ Tarihi Cilt: 1: Ortadoğu, Uzakdoğu, Eski Yunan
Gı̇ rgı̇ n, G. (2006). Fenikelilerde Akdeniz Ticareti (Yüksek Lisans Tezi), Selçuk
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Arkeoloji Anabilim Dalı, Su Altı Arkeolojisi Bilim
Dalı, Konya.
Homeros, İlyada (Çev. A. Erhat,-A. Kadir). Can Sanat Yayınları, İstanbul, 2009.
Moscatı̇ , S. (2004). Fenikeliler. Ankara: Dost Kitabevi.
Texier, C. (2002). Küçük Asya Coğrafyası, Tarihi ve Arkeolojisi, çev. Ali Suat, 1.
Özkan Matbaacılık.
Şubat.
Harita 1: Fenike haritası MÖ. 900’ler (Puckett, 2012: s.286)
Harita 2: Fenikelilerin ticari ağı
(https://www.worldhistory.org/uploads/images/116.png?v=1631979902, 15.11.2021)
Harita 3: Fenike ve Kıbrıs (Moscati, 2004: s. 326).
Harita 4: Orta Akdeniz Bölgesi’nde Fenike Kolonileri (Puckett, 2012: s.285).
Harita 5: Batı Akdeniz Bölgesi’nde Fenike Kolonileri (Puckett, 2012: s.285).