Professional Documents
Culture Documents
Hipnoz Eğitimi 1 Modul
Hipnoz Eğitimi 1 Modul
www.psikoaktuel.com
HİPNOZ EĞİTİMİ
1.MODÜL
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Hypnos'e kelimesini ilk defa ingiliz doktor Braid kullanmıştır. Kendisine bu konuda yunan
mitolojisi kaynaklık etmiştir.Yunan mitolojisinde Hypnos kelimesi şu şekilde geçmektedir. "
Yunan mitolojisinin uyku tanrısı 'HYPNOSE' Gece'nin Oğlu ve Ölüm 'ün (Thanatas)
kardeşidir. (Resim) Kardeşi ile birlikte Hades'in ölüler diyarında yaşar.Kanatlı bir genç
şeklinde tasvir edilen hypnos, yorgun insanların anılarına sihirli değneği ile değmek,
karanlık kanatları ile yelpazelemek ya da bir boynuzdan, kişilerin üzerine uyku verici bir
madde dökmek suretiyle onlara uyku verir. Thanatos'da kanatlı bir ruh halinde tasvir
edildiğinden aynen hypnos'a benzer. Hypnos'un oğullarından biri ise, rüyalar tanrısı
"Morheus" dur. Resim:Rüyalar tanrısı Morfeus'un babası Hypnos'un roma devrinden
kalma bronz heykeli.
Hypnos'un tanrılar üzerinde dahi etkisi vardır. Homer'e göre Hypnos , Herav'ın ricası
üzerine bir gece kuş şekline bürünerek, Zeus'u ida dağı üzerinde uyutmuştur.
Dr. Kriton Dinçmen tarafından yazılan "Psykhiatria ve Mythos" isimli eserinde ise Hypnos
şu şekilde tanımlanmaktıdır: "Uyku ilahıdır Hypnos. Ölüm ilahı olan Thanatos ile beraber
gece-Nyx' ten babasız olarak doğmuştur.
Ana tanrıçalardan Hera,Çanakkale yöresindeki İda Dağında Zeus ile sevişmek ister.Galiba
Zeus Hera'ya pek yüz vermemiş olacak ki, Hera, Hypnos'dan hatta ona cilveli Kharit'lerden
birini peşkeş çekeceğine de söz verir- gelip Zeus'u uyutmasını rica eder. Zeus'da, yarı
uykuda iken o sersemlik hali içinde "He" der.(Dinçmen)
Hyp-no-sis / isim (çoğulu-ses) Bir şahıs tarafından diğer bir şahsın hareketlerini kontrol
edebilir şekilde derin uykuya benzer bir duruma sokulması halidir.(Hornby)
Hypnos: Yunan mitolojisinde uyku tanrısı. Erebas ile Nyx'in (gece) oğlu, Thanatos ile
birlikte, Memnon'u, Sarpedon'u veya destan kahramanlarını mezara yerleştirirken görür;
Bazen ciddi ve tatlı, şakak ve omuzlarında kanatları olan bir delikanlıdır. (Helenistik bir
heykel, Hypnosu uyutucu bir sıvıyı bir boynuzdan boşaltırken gösterir.) (Madrid Müzesi)
2
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
1. Psik: Sözle, bakışla telkin yapılarak meydana getirilen bir çeşit uyku hali . Bu halde
uyuyan kimse (denek) uyutanın etki ve telkinlerine açık, fakat dış dünyanın başka
etkilerine karşı kapalıdır. (Osmanlıcası Nevm-i Sınai; İngilizcesi Hypnosis)
2. Tıp: Mekanik, fiziksel veya ruhsal yollarla yahut kimyasal maddelerle sağlanan suni
uyku. (Kimyasal maddelerle yapılan hypnosa genellikle narkoz adı verilir.)
Eşanlamlı : İpnoz.(Tuğlacı)
Hipnoz yanlış inanç, mistisizm ve ihmal tarafından sıklıkla gölgelenen ve tahrip edilen
büyüleyici bir konudur. Eğlence ve zevk için yapılan hipnozun; hipnoterapiyle olan ilgisi,
astroloji ya da astronomiyle olan ilgisinden daha fazla değildir. Hipnoz kelimesi pekçok
kişinin aklına modası geçmiş önyargılar, tabular ve yanlış inanışlar getirir. Bazı hekimler
özellikle az tecrübeli ya da tecrübesiz olanlar bunu hemen ayıplarlar.
Hipnoz çok eski bir sanattır, ilk defa hristiyanlığın ortaya çıkışından evvelki zamanlarda
büyücülük, din ve tıp bir arada uygulanıyorken kullanılmıştır. Hipnozun bazı teorik yönleri
hâlâ tartışmalıdır ve izah edilememiştir. Ancak hipnoz tıpta bu durumda olan tek konu
değildir.
Hipnoterapi, psikoterapiye yön ve hız veren etkili bir multifonksiyonel tekniktir. Geçen yirmi
yıl içerisinde hipnozun tıpta kıymetli bir tedavi yöntemi olduğu görüşü oldukça taratfar
toplamıştır.
Hipnoza karşı batıl inançlarla ve kuşkuyla bakılan çağ, terapotik (tedavi) kıymetinin
anlaşılmasıyla ortadan kalkıyor.
Bazı akıllıca seçilmiş vakalarda, başka hiçbir tedavi formu hipnoz gibi hızlı ve yararlı
sonuçlar vermez.
Uzun bir süreden beri psikoterapistler zihinle vücudun ayrı olmadığını söylüyorlar. Hem
sıhhatteyken hem de hastayken akıl ve vücut tek bir ünitedir. Herhangi bir bedensel
(somatik) hastalığı pür somatik ya da herhangi bir psişik durumu tamamen psişik kabul
etmek hatalıdır.
Akıl ve vücut öylesine içiçe ilişkili ünitelerdir ki, emosyonel bir refleks reaksiyon olmaksızın
psişik bir değişiklik olmaz, bunun tersi, vücudu etkilemeden hiçbir psişik değişme meydana
gelemez. Bundan dolayı organik ve fonksiyonel hastalıklar önemli ölçüde birbirinin üstüne
biner.
3
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
HİPNOZUN TABİATI
Bu gibi örneklerin yüzünden hipnoz olumsuz olarak ele alınıp, sihirli bir tılsım, şeytani
hipnozcu ve isteksiz kurban imajlarına sebep oldu. Hakikaten hiçbir şey gerçek yolundan
bu kadar saptırılamazdı.
1950'li yıllarda T.R. Sarbin'in ve bu günlerde Dr. T.X Barber'in araştırmaları şunları
göstermiştir;
Hipnotik durumdan kişisel olarak yararlanmak için ritüalistik (gizemli) indüksiyon tekniklerine
gerek yoktur.
Hipnozun nasıl bir fenomen olduğunu tecrübe etmek için kendinden geçmek ve derin transa
girmek gereksiz bir davranıştır
HİPNOZUN YAPISI
4
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Yazmak, okumak, ata ve bisiklete binmek, araba sürmek, müzik aleti çalmak gibi bir çok
hünerlerin üstesinden gelmiş durumdasınız. Herkes bu marifetleri öylesine doğal
hissedebilirki; siz bu marifetler hakkında düşünmek ihtiyacını bile hissetmeyceksiniz. Yani
bu marifetleri keşfetmede yeteneğinizi engelleyecek herhangi bir kaza olmadan bunları
düşünmek zorunda kalmayacaksınız. Böylece, bir çok sıradan yetenek göz önünde
bulundurulmayacaktır. Artık her zaman düşünüp pratik yapacaksınız ve hipnozu çatal
kulanıyor gibi öğreneceksiniz, tabiki onun olmasını isteyecek ve pratik yapacaksanız.
Birçok hünerler zihinle ilgilidir, örneğin telefon numarasını hatırlamak , bir dili anlamak,
matematiksel hesapları yapmak gibi. Hipnozda zihinle ilgili bir hünerdir. Normal bir zeka ve
yeterince güdü sahibi olan herkes hipnozu rahatça öğrenebilir.
Kişilerin hipnoz yeteneğini karşılaştırmak için bir çok dereceler geliştirildi. Örneğin birinin
hipnotik kapasitesi gözlerinin başının arkasına doğru çevirmesi ile karşılaştırılabilir. Diğer
bir karşılaştırma ise kişiye kolunu belirli bir seviyeye kaldırılması telkininde bulunulduğu
zaman kişinin kolu helyum balona takılmış gibi yükselir. Konu ile ilgili detaylı bilgi diğer
kitaplarımızda mevcuttur.
Hipnotik fenomenlerin hepsinin olmasa bile, çoğunun günlük hayatta arasıra görüldüğünü
ve onları herkesin tekrar tekrar yaşadığını hatırlamakta fayda vardır. Bilinçli beklenti
duyusal uyaranlar yaratabilir veya miktarlarını artırabilir. Dövülen çocuk elin vuruşunu
gerçek temastan önce hisseder, dişçi sandalyesinde kıvranan şahıs, dönen matkabın
dişine temasından önce ağrı duyar. Aksine derin konsantrasyon duyusal uyaranları
azaltabilir veya yok edebilir. Radyo ve televizyonu farketmeyecek kadar düşünceye
dalabilirsiniz.
Kendisini tamamen yarışa vermiş bir atlet, müsabaka bitene kadar ağrılı bir yaranın farkına
varmayabilir. Ağrılı bir ayak siğili olan genç bayan, kendisini büyüleyen erkek arkadaşının
kollarında neşeyle dans ederken lezyonun hiç farkında değildir, ancak aynı lezyon
çalışırken dayanılmaz derecede ağrılıdır. Bu sebeple, bilinçli düşünceler duyusal
uyaranların şiddetini etkileyebilir, fakat hipnotik durumdaki bilinçaltına yönelik düşünceler
ve telkinler kadar etkili olamaz.
Kalp ve solunum hızları, kan basıncı, bağırsak hareketler, terleme, mide sekresyonu,
mizac değişiklikleri, deri sıcaklığı, menstrüel siklus vs. gibi bazı fizyolojik aktiviteler,
5
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
doğrudan veya dolaylı telkinle değiştirilebilir. Reaksiyonun kesin şekli hasta hipnozdayken
mevcut ruh durumu veya yaklaşım şekline bağlıdır. Örneğin, korku kendisini öfkeden daha
değişik şekilde açığa vurur. Bazan, bir analizin yapıldığı esnada, hasta ard arda değişik
ruh durumları gösterebilir. Bu, hipnotik durumun dinamik yapısını iyice gösteriyor.
Hipnotik telkin iki yolla çalışır, şikayetler meydana getirilebilir veya kaybedilebilir. Hemen
göze çarpan temel özellik, şahsın telkine karşı artmış cevabıdır. Hipnoterapinin başarısı
hipnoterapistin mantıklı telkinler yapmadaki ustalığına ve yeteneğine bağlıdır. Deneğin bir
otomat olmadığı daima akılda tutulmalı ve emirle yönetilmemelidir.
Hipnotik telkin iki yolla çalışır, semptomlar meydana getirebilir veya kaybedilebilir. Hipnoz
sonrası uygulanmak üzere verilen telkinle normal bir denekte kaşıntı meydana
getirilebilmesi ilginçtir. Hasta hipnotik transta bir telkin yapıldığında apaçık hatırlar ve çok
saçma olmasına rağmen, hasta genellikle gerçekten kendisinde kaşıntı olduğunu ve
kaşınmaya mecbur kaldığını büyük bir hayretle görür.
HİPNOZUN TARİHİ
Hipnoz eski bir sanattır, ilk olarak, kutsal kitaplardan önce, büyü, din ve tıp bir ve aynı
olduğu zamanlarda dînî ayinlerde kullanıldı. Mısır'da kabile rahiplerinin başarılı tedaviler
yaptığı uyku tapınakları vardı. Eski Yunanistan'da tıp tanrıları tapınaklarında hayaller
gösterilirdi ve şifalar meydana getirilirdi. Hipnotik anestezi; çivili yatakların üzerine rahatça
uzanan veya kızarmış kömürlerin üzerinde yalınayak yürüyen Hint fakirleri tarafından
yüzyıllardan beri uygulanmaktadır. Eskiden transın kutsal olduğuna inanılırdı. İlk Hristiyan
inanışına göre, hipnoz büyücülüğün bir şekli olarak değerlendirildi. Fakat onsekizinci
yüzyılın sonuna doğru, neticede faydalı bir tedavi vasıtası olarak tarif ve kabul edildi.
6
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
1779'da "canlı magnetizm" (animal magnetizm) teorisini ileri süren Viyanalı Dr. Franz
Mesmer bir bakıma modern hipnoterapinin babası kabul edilebilir. Dr. Mesmer, hipnozun
hipnotistten hastaya doğru akan bir magnetizm şekli olduğuna inandı. Bu magnetizma
akışının yöneltilmesiyle hastalıkların tedavi edilebileceğini iddia etti. Birçok faydalı sonuçlar
göstermesine rağmen, Mesmer'in teorileri Viyanalı meslektaşları tarafından kabul
edilmedi. Bu muhalif yaklaşımlardan bıkan Mesmer 1778'de Paris'te çalışmaya başladı ve
Fransız soyluluları arasında "Mesmeric" tedavileri hızla popüler yaptı. Hipnozu etkili bir
tedavi vasıtası olarak kullandı, fakat aynı zamanda Marie Anteinette'in sarayındaki halkı
eğlendiren bir vaudeville oyuncusu oldu. Mesmer'in etkili usulü ve mistik çevresi onun
tedavilerini üzerine düşülen bir merak konusu yaptı. Tedavilerinin Fransız Akademisi
tarafından incelenmesi yolundaki isteği dikkate alınmadı. Daha sonra, Fransız Hükümeti
tarafından teşkil edilen (Benjamin Franklin'in de içinde bulunduğu) bir komisyon onun
çalışmalarını incelemek istediği zaman bir sorgulamaya razı olmayı reddetti. Yüzlerce
başarılı tedavisine rağmen, komisyon Mesmer'in bir sahtekar olduğunu bildirdi. Mesmer'in
yaptığı inkar edilemez birçok tedaviler, öteki bütün tedavi usüllerinin başarısız olduğu
ispatlanmış vakalardı, fakat onun eleştirenlere göre, Mesmer'in teorilerinin akla yakın
olmadığı gözden uzak tutulmamalıydı. Bir komite üyesi daha fazla araştırma isteyen küçük
bir ropor düzenledi fakat dikkate alınmadı. Bu olayla Mesmer itibardan düştü, Paris'ten
ayrıldı ve 1815'de anlaşılmadan öldü. Mesmer'in öğrencileri onun tekniklerini değiştirerek
gözden geçirerek teorilerini canlı tuttular ve bunlara "Mesmerism" ismi verildi.
Mesmer, diğer tıbbi tedavilere cevap vermeyen bazı hastaların tedavisinde hipnozun
faydasını ve etkisini başarıyla gösterdi. Kabul edilebilir bir tıbbi işlem olarak hipnozun
tedavide kullanımının temellerini attı.
1841'de, İngiltere'de çalışan İskoçyalı bir hekim, Dr. James Braid, Mesmer ve onun
takipçilerinin mistik iddialarını reddetti. Çok şüpheci biri olarak, Mesmer'in tıbbi tedavi
iddialarının bilimsel anlayışa yönelik bir hakaret gibi görerek kabul etmedi. Merakını
yenemeyen Dr. Braid birkaç mesmerism gösterisine katıldı ve magnetizma teorisini ciddiye
almamasına rağmen, transa benzer durumun birçok hastaya faydalı olduğunu gördü.
Tecrübesiyle, gözleri zorlamak ve yormak için bir deyneği, onun üstüne ve önüne tespit
edilmiş parlak bir cisme baktırarak trans benzeri bir durumun meydana getirilebildiğine
inandı. İlkin, gözlerin parlak bir cisim üzerine tesbit edilmesinin transı meydana getirdiğine
inandı. Fakat daha sonra onun sadece bir dikkat çekme vasıtası olduğunu, hipnozu
meydana getirici bir özelliği olmadığını anladı. Braid, böylece (Mesmeric) etkinin
magnetizmle ilgisi olmadığını fakat bütünüyle subjektif olduğunu gösterdi. Sekonder bir
bilincin varlığını kabul etti ve magnetistlerin fantastik teorilerini ayıklayarak hipnozun
bilimsel bir temelini formüle etti. Yunancada uyku anlamına gelen "Hypnos"dan hypnosis
7
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
kelimesini türetti. Braid'in tedavi raporları saçma olarak damgalandı ve Britanya Tıp Birliği
önünde bu konuda konuşmak isteği geri çevrildi.
Mesleki ününü İngiltere'de hipnoza deste sağlamak için sonuçsuz bir teşebbüse harcadı
ve bu çabaları sebebiyle tıp çevrelerince bir sahte doktor ve şarlatan olarak nitelendirildi.
Hindistan'da, Calcutta'da çalışan bir İngiliz cerrahı Dr. James Esdaile ile 1840'dan 1845'e
kadar hipnoanesteziyle operasyon yaptı. Bu, anestetik ajanların keşfinden önceydi,
bağıran ve çırpınan cerrahi hastalarının operasyon masasına kayışla bağlandığı
zamandaydı. Esdaile, hipnozu binlerce küçük ve büyük operasyonda başarıyla anestezi
için kullandı. Hastaları tarafından takdir edilmesine rağmen, kıskanç arkadaşları onu bir
şarlatan olarak nitelediler. Gözden düşerek İngiltere'ye döndü ve Britanya Tıp Derneği
tarafından cerrahlık yapmaktan menedildi.
Sahasında en ünlü olan nörolojist Jean Charcot, hipnozu bir tedavi tekniği olmaktan
ziyade, histeri için bir tanı kriteri olarak değerlendirdi. Hipnotizma işlemi sırasında aktive
olan görünmez bir sıvının işlemdeki etkili ajan olduğuna inandı.
HİPNOZ TEKNİKLERİ
Hipnotizmanın tarihçesini işlerken gördüğümüz gibi; hipnotizma yapmak için bir çok usul
kullanılmaktadır. Hatta her hipnotist kendi kişiliğine uygun bir usul tesbit ederken; sujenin
durumunu da göz önüne alarak bu usulünde zaman zaman değişmeler yapabilmektedir. Belli
başlı hipnotistlerin kullandıkları usulleri ve metodları yeri geldikçe izah ctmeye çalışacağız.
Ama esas vermek istediğimiz kendi kullandığım metodun ayrıntılarını burada sizlere
sunabilmektir. Yılların araştırmalarının vermiş olduğu bilgi ve tecrübe birikimini burada
satırlara dökmeye çalışacağım. bu arada literatür bilgisi ile çatışan veya desteklenen yerleri
de özellikle belirteceğim. Şimdilik aşağıda ismi belirtilen araştırmaların usul ve metodlarını ve
bu arada kendi usulümüzü aktarmaya çalışacağım. Bunlar;
2- Deleuze Usulü
3-Tester Usulü
4- Noizet Usulü
8
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
5- Essdail Usulü
6- Faria Usulü
7- Braid Usulü
9- Lıeabeault Usulü
Metodumuz temelde diğer tekniklerden pek farklı değildir. Bütün teknikler temelde aynı
fizyolojik kanunlardan hareket ederek belirli sonuçlara ulaşmışlardır. Temelde aynı olan
metodlar ve teknikler kullandıkları yol itibarı ile birbirinden ayrılmaktadırlar.
Şahsıma yapılan müracaatların çoğu. hipnotizmayı nasıl yaptığım ve bu işin püf noktasının
ne olduğu etrafında idi. Durum bu merkezde olunca; elbette ki bende bu konuya fazla
eğileceğim ve bu suallere tatminkar bir cevap vermeye çalışacağım.
Çalışmalarımızda esas elde etmek istediğimiz amaç süjelerimizin bize olan itimat ve
güvenlerini sağlamaktır. Bunun için de bir çok hileli yola başvurmaktayım. Tarafımızdan
bilinen bir çok fizyolojik illüzyon ve halusinasyonlardan yararlanarak; süjelerimızin itimadını
sağlamaktayız. Süjelerimizin itimadını temin ettik-ten sonra onlan yavaş yavaş istediğimiz
yöne kanalize etmekte ve bu arada oluşan telkin alma kabiliyetindeki artmadan da
yararlanarak onları hipnotize etmekteyiz.
Herhangi bir süjemle hipnoz konusunda anlaşmaya vardıktan sonra daha önceki bölümlerde
gördüğümüz; «Hipnoza Hazıriık» safhasında gerekli olan tüm şartları yerine getirmeye
çalışırım.
Hipnoza hazırlık safhasında belirttiğim Genel Faktörler ve Özel Faktör-ler'den ne kadar fazla
yararlanabilirsem başanm da o oranda artmaktadır. Ama bunun yanında bu bahsettiğimiz
kolaylaştıma faktörlerin çoğuna sahip olmadan da çok başarılı hipnotizma seansları
yaptığımızı burada belirtmek isterim. Yeri geldikçe bu seanslann özel durumlarını izah
etmeye çalışacağım.
9
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Belirttiğimiz çevre şartlarını da sağladıktan sonra süjemle hipnoz odasında karşı karşıya
geliriz. Odada bulunan şahıslar ve süjem pür dikkat, hareketlerimi takip etmektedir. Bu andan
itibaren biraz occuttik (gizemci), biraz esrarengiz tavır ve cümlelerle seansıma başlarım.
Şimdiye kadar bir kaç seansım hariç bakışla hipnotizma yapmış değilim. Dr.Braid'in yapmış
olduğu metodun bir benzerini uygulamaktayım. Bahsettiğim hipnoz odasının sade ve düz
olan duvarına 20 x 20 cm. ebadında bir beyaz veya saman kağıdını bir selobantla
yapıştınnm. Bu yapıştırma olayı rastgele bir olay değildir. Yaptığımız her hareketin ya
occuttik bir anlamı veya fizyolojik bir temelivardır. Kağıdı yapıştırdığımız yer süjemin göz
hizasından 30-40 cm. yukarıda bulunur. Yaptığım çeşitli denemelerde en uygun şartın bu
olduğunu gördüm. Süjemm gözüyle aynı seviyede tutulmuş, kağıt yapıştırma çalışmalarının
sonucu daha başarısız oldu.
Sıra süjemin kağıda olan uzaklığın tesbite geliyor. Sujemin kağıda olan uzaklığı 1,5-2 metre
kadar olmalıdır. Daha uzak ve daha yakın mesafelerde aynı şekilde daha başarısız sonuçlar
verdiğini gördüm.
Süjemizi uygun bir kanepeye oturturum. Otunna işlemi de çok önemlidir. Süje otururken
adalelerinden hiçbirinin kasılmaması gerekir. Çünkü sabit bir şekilde uzun süre durmasını
isteyeceğimiz süjenin dikkati, bir müddet sonra adalelerinin ağrısı ve kasılması sonucu
dağılabilir. Bu da bizim işimizi bozar. Onun için süjemi diş hekimlerinin kullandığı tipten bir
ayarlanan koltuğa oturtmak en iyi yoldur. Şayet kullandığımız koltuk bu ise bu koltuğu 30-40
derecelik bir eğim yaptırtılarak, arkaya yatırılması sağlanır. Burada dikkat edilecek önemli
noktalar-dan biride süjenin boyun adalelerinin boşta kalmasına mani olmaktır. Bu tip
koltuklarda süjemizin başını destekleyecek düzenekler bulunduğun-dan pek problem
olmamaktadır. Şayet böyle bir koltuk ımkanına sahip değilsek, 'ahat ve arkası uzun olan bir
kanapeden yararlanabiliriz. Kanapenin arkasının (sırt dayanacak kısmın) uzun olmasının
amacı; süjen'm başını destekleme imkanına sahip olmamızdandır. Şayet böyle bir
koltuğumuz yoksa seansımızı basit bir karyola üzerinde de yapabiliriz
Tüm bunlardan amacımız, süjemizin adalelerinin gevşek olabileceği bir or- tamı sağlamaktır.
Şayet bu şartlar sağlanırsa artık süjemiz tüm kasları eşit oranda kasılacağından (izometrik)
hiç bir problem çıkmayacaktır.
Bundan sonra süjemizin görüş alanına girebilecek her şeyi ortadan kaldır- maya çalışırız.
Seyirci olarak bulunan kişiler, süjenin gerisinde bulundurulmalıdır. Bundan amacımız hertürlü
vizüel uyarıcıyı ortadan kaldırmak, dolayısıyla dikkatin belirli bir noktada toplanmasını
sağlamaktır.
Süjemizin dikkatinin belirli bir noktada toplanmasını engelleyen iki tip uyaran vardır.
1- Dış Uyaranlar
10
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
2- İç Uyaranlar
Amacımızın tamamı ilk etapta bu dış ve iç uyaranlann etkilerini minimum seviyeye indirerek,
süjeyi istediğimiz noktaya yönelterek dikkatini toplayabilmektir. Süjemizin dikkatini belirli bir
noktada toplamasını engelleyecek dış uyaranlar oldukça çoktur ve bunlar 5 duyu yolu ile
algılanmaktadır.
I-Dış Uyaranlar
1-Işık
2- Cisim
3- Şekil
4- Şahıs
1- Sıcaklık
2- Soğukluk
3- Nemlilik
4- Kuruluk
5- Basınç
6- Dokunma
7- Hava Akımı
II- İç Uyaranlar
11
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Görüldüğü gibi uyaranlar çok çeşitlidir. Bunlardan birini önlesek diğerini önlememiz mümkün
değildir.
Hipnoza hazırlık kısmında belirttiğimiz ideal şartlan maksimum düzeyde yerine getirdikten
sonra esas amacımız iç uyaranlardan psişik uyaranları önle-mektir. İşin en zor yanı da budur.
Artık süjemizle karşı karşıyayız; süjemiz de, biz de seansa başlamaya hazı rız. Seansa
başlamadan önce süje ile son bir görüşme yapılarak istenenler ve izleyeceği yol kendisine
ayrıntılı olarak anlatılır.
2- Sizi hipnotize ederken size çeşitli sualler tevcih edeceğim. Suallerime sadece «Evet» veya
«Hayır» şeklinde cevap vereceksiniz. Bazen yanlışlıkla size sorduğum sual daha tefarruatlı
bir cevabı gerektirebilir. İşte o zaman hiçbir cevap ermeyiniz. Ben hatamı anlar, sualimi
«Evet» veya «Hayır» şeklinde cevap veri- lebilecek bir şekle dönüştürürüm.
3- Suallerime «Evet» veya «Hayır» cevabı verirken kesinlikle el, kol ve mimik "areketleri
yapmayacaksınız. Basit birşekilde «Evet» veya «Hayır» diyeceksiniz.
4- Kendinizi tekrar kontrol ediniz. Herhangi bir yerinizi ağrıtan, acı veren, ; kıntılandıran veya
kasan bir yeriniz var mı? Varsa lütfen düzeltin. Sizin için en ahat olduğuna emin olduğunuz
pozisyonda durunuz.
12
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
5- Karşıdaki noktaya olan bakışlarınız özellik arzetmektedir. Şu şekilde bir düşunce tarzı ile
bakmanız gerekir. Nasıl ki; zaman zaman kızarız, hırslanırız veya çok aşırı sinirleniriz. İşte o
zaman gözlerimiz çakmak çakmak yanar. Veya çok kızdığımız birinin üzerine atılıp kavga
etmek isteriz. Işte şu anda da bu duygularla beraber olduğunuzu varsayarak bakacaksınız.
Bakışlarınız karşı noktaya yönleni rken, sanki gözlerinizden çıkan bir ışık huzmesi, karşı
noktayı eritip geçmektedir. Vücudunuzda biriktirdiğiniz enerjiyi, önce gözbebeklerinizde
toplayacak sonra noktaya yönlendireceksiniz.
6- Karşıdaki noktaya sabit nazarlarla bakarken gözlerinizden yaşlar akabilir. Böyle durumda
herhangi bir hareket yapmayacaksınız. Her şeyi oluruna bırakacaksınız. Göz yaşlarınız
rahatça akacak ve siz müdahale etmeyeceksiniz.
7- Sabit nazarlarla bakarken göz kapaklarınızda bir ağrı duyabilirsiniz, sakın ağrıyı gidermek
amacıyla göz kapaklarınızı hareket ettirmeyiniz.
8- Başarımız ikimizin iyi bir ilişki kurmasına bağlıdır. Söylediklerimi harfiyyen anında
uygularsanız başarımız kaçınılmazdır. Başarıya el ele birlikte ulaşaca- Ne zaman ki,
şuurunuz ve şuur altınız söylediklerime karşı direnir, otokritik yapar o zaman sizinle hiç bir
yere ulaşamayız. Bundan dolayı bana güveneceksiniz.İnanacaksınız ve hiç bir endişe ve
korkuya kapılmayacaksınız.
13
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
«Ağsı Tabakada ışık ve renk uyanmlanna duyarlı iki türlü hücre varc Şekillerine göre bunlara
çubuklar ve koniler denir. Koniler gözbebeğinin karşı sında ve ağsı tabakanın ortasında
toplanmıştır. Çubuklar ise çevreye yayılırsa durumdadır. Ağsı tabakanın tam ortasından içeri
doğru biraz basık 3 mm2 lik b yer vardır. Buna sarı leke (Fovea) denir.
Gündüz ışığında görülen nesnenin imgesi burada teşekkül ettiği zaman en iyi görülür. Sarı
leke, koni biçimindeki hücrelerin en yoğun bulunduğu yerdir. Koniler gün ışığında özellikle
sarı, kırmızı, mavi gibi kromatik renklere duyarlı cisimcikler dir. Konilerin daha çok göz
bebeğinin karşısına isabet eden ağsı tabakan -ortasında toplandığını ve bunlann görevinin
renkleri ayırdetmek olduğunu şu bas-deneyimle ispatlamak mümkündür.
DENEY : 1 Yanınıza birkaç tane değişik renkte kalem alınız (renkli başka nesneler de
olabilir). Bu kalemlerden birini gelişigüzel alıp, kolunuzu sağ tarafta' açarak arkadan öne
doğru, yani görüş alanının dış sınırından ortaya doğru yavaşca hareket ettirin. Önce kalemin
yalnız şekli görülür ve ancak daha sonra belli bir noktadan itibaren rengi de görülmeye
başlar. Koniler sarı lekeden etrafa doğru gittikçe azalır. deney s 2 Gözümüzde, göz sinirinin
göze girdiği yere kör nokta denir Burada koniler ve çubuklar haliyle yoktur. Burası görmeye
karşı duyarsızdır. bu fizyolojik temelden hareketle, görüntüler belirli mesafelerde bu noktaya
düşürü- ürlerse görülemezler. Bunu şu deneyle yapabiliriz. Kitapla gözünüz arasındaki
mesafe 40 cm. olmak üzere sol gözünüzü kapatıp çarpı işaretine dikkatle bakarken kitabı
kendinize doğru yaklaştıracak olursanız öyle bir an gelir ki, sağ yandaki elmayı görmez
olursunuz. Kitabı biraz daha yaklaştıracak olursanız, tekrar görürsünüz. Elmayı görmediğimiz
sürece, bunun imgesi ağsı tabakada kör nokta üzerine düşmektedir.
DENEY : 3 Görme duyusunda rastlanan ilginç bir olay ARDİMGE'lerdir. Herhangi bir ışıklı
cisme bakıldıktan sonra göz kapatılacak olursa bu cismi kısa bir süre daha görmeye devam
ederiz. Buna olumlu ardimge denir.
DENEY: 4 Bir de olumsuz ardimge vardır. Uzun bir süre renkli bir cisme baktıktan sonra
gözümüzü nötr bir zemine çevirecek olursak o cismin tamamla yıcı renkteki şeklinin meydana
geldiğini görürüz. Örneğin; Kırmızı bir dikdörtgene uzunca bir süre baktıktan sonra gözleri
nötr bir zemine çevirecek olursak, orada yeşil bir dikdörtgen meydana gelir ve dikdörtgeni bir
süre görmeye devam ederiz. Buna olumsuz ardimge denir. İşte görüldüğü gibi gerçekte
herkes için varolan bu tip görme fonksiyonların-dan iyi bir hipnotizör yararlanmak zorundadır.
Bu da ancak iyi bir fizyoloji bilgisi ile mümkündür. Biz de buna benzer yollardan hareket
ederek hedefe ulaşmaktayız. Süjemizin bilmediği bu tip enteresan şeyleri kullanarak şuurunu
dağıtmakta, onda bir panik veya hayranlık yaratmaktayız. Daha sonra ise söylediğimiz her
söz kabul edilmektedir. Biz şimdi süjemizi bıraktığımız yere dönelim. Süjemiz her türlü ön
14
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
şartlan-dırma yapıldıktan sonra telkinlerimize çok musaıt bir şekilde bizi beklemektedir.
Süjemize artık telkin vermeye başlayabiliriz. Şöyle diyoruz:
«Şu anda hipnotizma seansımıza başladık. Dikkatlice karşıdaki noktaya bakıyoruz... Daha
dikkatli bakıyoruz... Vücudumuzda korkunç bir enerji var. Bu enerjiyi gözbebeklerimizde
biriktiriyoruz. Göz bebeklerinde biriktirdiğimiz bu enerjiyi bir enerji huzmesi halinde karşıya
gönderiyoruz. Şu anda kafamıza binlerce düşünce geliyor... Bunları hissediyorum. Evet,
bunları atıyoruz... Tekrar noktayı düşünüyoruz... Sadece noktayı düşünüyoruz ve yalnız
noktaya bakıyoruz... Gözbebeklerimizden fışkıran o korkunç enerjiyi karşıdaki noktaya
yönlendi-riyoruz. İnançla bakıyoruz... Azimle bakıyoruz... Hiç birşey düşünmeden bakıyo-
ruz...» Bu arada seans devam ederken; hipnotizörün yapacağı şeyier vardır. Çok dikkatli
bırşekilde süjeyi kontrol etmektedir. Süjenin hal, hareket, tavırve mimik-lerinden anlamlar
çıkarmak zorundadır. Bu da ancak tecrübe ile olmaktadır. Yaptığım çalışmalarda gördüğüm
hususları buraya nakletmek istiyorum. Telkinlere başladıktan 15-45 sn. içinde süjemiz iradi
dikkatini noktaya yönlendirir. Ancak bu süre içinde «İÇ UYARANLAR» dediğimiz psışik
uyaranlar kendini rahatsız eder. Uyanık bir insan normalde binlerce, milyonlarca bilgi iletimi
ile karş karşıya olan ve bunlara uygun cevaplar veren bir organizmadır. Bu canlı orga-
nizmanın dış dünya ile olan bu bilgi alışverişini kesmek o kadar kolay değildir Ancak çok
harikulade ve heyecan verici durumlarda insanoğlunun bu bilgi iletişim ve konsantrasyonu o
konu üzerinde yoğunlaşmaktadır. Işte biz telkinlerimizde bu konsantrasyonu nokta üzerine
toplamaya çalışıyoruz. Ancak bu çok zor bir iştir İş, ilk konsantrasyonu temin etmektedir. Işte,
süjemizin tavırlarını takip ederken bir an durgunlaştığını bakışlannın sabitleştiğini, yüz
ifadelerinin donup katılaştığını, anlamsızlaştığını bir an görür-sek, hemen telkinimizi
değiştirmeliyiz. Süjemiz bu esnada bizi dinler gözükme-sine rağmen kafasındaki bazı
düşüncelerle uğraşmaktadır. Bunu normal durum-larda, eş-dost toplantılarında sohbet
ederken her an görebiliriz. Karşımızdak arkadaşımıza hararetli hararetli bir konuyu
anlatırken, o arkadaşımız nezake-icabı bizi dinler gözükmekte hatta arada sırada «evet,
haklısınız» gibi kelimeler söylemektedir. Halbuki, o arkadaşımız o anda bizi dinlememekte
kendi hayal dünyasında gezmektedir. Belki de yann gelecek olan ev sahibine kirayı nas
vereceğini düşünmektedir.
İşte böyle bir mizansen ile hepimiz her zaman karşılaşmış, hatta kendimi: yaşamışızdır, Işte
o anda karşımızdaki şahsa dikkat etmişsek, bizi dinlemediğini ve dalıp gittiğini anlarız. Aynı
şey seansımızın ilk saniyeleri için de geçerlidir. Işte bu anı tespit ede-hipnotizör ilk zaferi
kazanmıştır. Çünkü süjesini hemen uyarmıştır. Düşüncesini başka yerlerde olduğunu, lütfen
noktayı düşünmesi gerektiğini bir otoriter tavrıyla hatırlatır. 0 zaman süjede nasıl bir psişik
tavır ortaya çıkar. Bu şuuraltında yapılan ve farkına varılmayan bir otokritiktir. Süje kendi
kendine şöyle der: «Allah Allah bir anda nasıl da bildi kafamdan geçenleri... Neler hissettiğimi
15
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
nasıl da anladı... bu adamda iş var... Boş değil...» ve böyle bir yargılama ile ilk sempatilerini
belirtmiş olur. Bu arada hipnozitör telkinlerine devam eder. Bazı fizyolojik fonksiyonlardan
yola çıkan hipnozitör, kendisine karşı yapılan otokritikte başarılı sonuçlar almaya devam
eder. Şöyle telkin verir: (İlk bir dakika dolduktan sonra)
«Şu anda noktaya daha dikkatli bakmanızı isteyeceğim. Evet daha dikkatli bakınız. Birazdan
çok enteresan şeyler göreceksiniz... Evet daha dikkatli bakı-nız... Bakın... Bakın... Evet
noktamız hafif hafif titriyor... Evet noktamız titremeye başladı... Gittikçe
şiddetienıyor..Görüyor musunuz? "Evet cevabı alınırsa telkinlere devam edilir. Değilse o
yönde telkin verilir.). Evet evet bak siz de görüyorsu-nuz... Nokta hareketlendi... Bak zig
zaglar çiziyor... şimdi dairesel hareketler çizmeye başladı... Bakın bakın... Dairesel hareketler
gittikce büyüyor... Daha dikkatli bakın... Bir an dahi noktadan aynlmayın... Daha dikkatli
bakın... Sakın noktayı kaçırmayın... Şu anda nokta dairesel hareketlerine devam etmekte...
Birazdan noktanın yönünü değiştireceğim.» Görüldüğü gibi telkinler bu minval üzerine devam
ediyor. Burada süje açısın-dan olaylar nasıl olmakta ve hipnozitör nasıl değerlendirilmektedir,
Bunu gör-mekte yarar var. Her türlü şartları hazırlanarak önümüze gelmiş olan süje zaten
telkinlerimizin olurluğuna hazırdır. Normalde bir noktaya sabit nazarlarla GÖZ kapağini
HAREKET ETTİRMEDEN bakılırsa bir müddet sonra karşı tarafın netliği kaybolur ve cisimler
titremeye başlar. Işte biz bu normal hadiseyi sanki kendimiz yapmış gibi sunmaktayız. Suje
de buna inanmaktadır.
Daha önce böyle bir denemeyi yapmamış olan süje artık bize olduğu gibi inanmıştır ve bizim
telkinlerimize kendisini bırakmıştır. Olaylar bundan sonra süje açısından ilgi çekici ve
enteresan olmaya başlamıştır. Bizim de tek istediğimiz bunu başarmaktır. Olaylar süjeye
ilginç gelmeye başlayınca tüm bilgi iletişimi ve konsantrasyonunu bu konuya çevirir, Yavaş
yavaş dünyadan kopmaya başlar. Bu durum süjenin yüzündeki hayranlık ve şaşkınlık
ifadesiyle kendini gösterir. Bunun aksi olabilir mi? Tabii ki mümkündür. Bunun aksi iki şekilde
olabilir:
1- Süje bizim telkinlerimizi hep kulak ardı ettiğinden bizi hiç dinlememiştir. Kendisiyle ilışkiye
girilememiştir. Bu tip süjeler hipnoza dirençli olanlarıdır. Bunlar . ya apar topar önümüze
çıkanlmış süjeler veya hipnozitörün emrine girmeyi kabul etmeyerek devamlı otokritik yapan
insanlardır. Süjemizin böyle birisi olduğuna karar verilirse, seans burada kesilebilir.
2- ikincı durumda ise süjemiz o kadar hipnotizabıldır ki; daha biz ileri telkinle- -mize
geçmeden kendisi kataleptik hale gelmiştir. Bu tip vakalarla oldukca çok karşılaştım. Süjeler
seans esnasında ilk sorum olan «Noktanın titrediğini görüyor musun?» sorusuna «Hayır»
cevabını veriyorlar. Ama bu ses tonu çok değişik bir ses tonudur. Hipnotize olmuşlara has
derinden gelen, monoton ve his taşımayan mekanik bir sestir. Süiemiz ilk telkinlerimiz ile
16
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
derin bir transa girmiştir. Karşıda hareket etmediğini söylediği noktayı aslında
görmemektedir. İlk etapda gördüğü ve hayaline kilitlediği bu sabit noktayla başbaşadır. Ve
devamlı olarak noktayı sabit görmektedir. Diğer bir ifadeyle kendisi noktaya kilitlenmiş
kalmıştır. İşte bu tip süjelere ileride izah edeceğim telkinler yapılarak transı derinleştirilir.
Artık hipnotizör kendisi içın ideal hale gelen süje üzerindeki son halüsinas-yon denemelerini
yaptıktan sonra son darbeyi de vuracaktır. Sujeye göre olaylar henüz kendisinin dışında
cerayan ediyor. Nokta hareketleniyor, karşı taraf sisle-niyor v.s. İşte bu esnada hipnozitor
yeni bir fizyolojik temelden hareket ederek yeni bir hamle yapar ve yeni puanlar toplar. Süje
kendi hayal dünyasında nokta ile uğraşırken kağıdı ve duvarı görmemektedir, unutmuştur.
Fakat süjeye bunların hatırlatılması süjede son bir bilgi iletişim ile bilgi verir... Bu süjenin son
savunmala-rıdır.
Hipnozitör şöyle der «Şu anda noktanın hareketlerini çok iyi takıp ediyorsu-nuz... Şu anda
karşıda görmüş olduğunuz kağıdı ortadan kaldırıyorum, artık göremezsin... Evet kağıt
tamamen kayboldu Duvarla birleşti... Duvarla özdeş-leşti, karşı taraf bembeyaz... Karşıda
sadece bembeyaz bir alan var... Başka bir şey göremiyorsun, değil mi? (Suje evet derse
telkinlere devam edilir.)»
Görüldüğü gibi süje kendi hayal aleminde nokta ile uğraşırken bir de kendisi-nin karşısına
kağıt diye bir gerçek çıkarıldı. Küçücük bir noktanın hareket etmesi olabilir. Ama koşkoca bir
kağıt kaybolur mu? sorusunu kendine sorar. Süje; bunu tartışmaya fazla fırsat bulamaz.
Çünku Hipnozitörün telkin bombardımanı devam etmektedir. Zaten fizyolojik olarak da Kağıt
görmesi mümkün değildir. Ancak son bir gayretle kağıdı puslu veya sisli olarak fark edebilir.
Ama net olarak göremez. Ve sonunda süje kendini hipnozitörün telkinlerine tamamen bırakır.
Kendince (şuuraltında) bunda da bir mahzur görmez. Çünkü olaylar henüz organizmasının
dışında cereyan etmektedir.
Bu safhadan sonra herşeye hakim olduğunu gösteren hipnozitör artık süjeyi istediği gibi
yönlendirebilecektir. Şuurunda açtığı gedikten içeri girecek ve onu fethedecektir. Artık
hipnozitörün açamıyacağı kapı yoktur. Hipnozitör telkinlerine büyük bir rahatlıkla ve hiçbir
endişeye kapılmadan şöyle devam eder.
«Gördüğün gibi herşey benim kontrolüme giriyor. Sakın endişelenmeyin, bana güvenin ve
inanın. Şu anda karşı taraf bembeyaz bir saha. Bakın buranın rengini değiştiriyorum. Bu
beyaz saha hafrfce saranyor... Evet daha dikkatlı bakın... Sararma gittikce artıyor görüyor
musunuz?.. Bak sarının tonu gittikce artıyor... Evet daha da arttı... Şimdi tamamen sarardı...
Çok koyu sarı oldu... Koyu sarı daha da renk değiştiriyor. Şimdi kavuniçiye dönüşüyor... Evet
evet kavuniçi oldu... Kavuniçi de gittikce koyulaşıyor değil mi? şimdi açık pembeye
dönüşüyor. Açık pembeyi görebiliyor musunuz? Evet açık pembe de gittikce koyulaşıyor ve
17
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
kırmızı oluyor... Gittikce kırmızılaşıyor değil mi? Kıpkırmızı oldu... Evet renk şimdi dönüyor ve
leylakî oluyor... Bakın bakın iyice belirginleşti... Tamamen leylakî oldu... Mor oldu, çok koyu
mor oldu... Görüyorsunuz değil mi?» Görüldüğü gibi süje istenilen yöne sevkedilebilmektedir.
Renk halusinasyon-ları başarıyla uygulanmıştır. Artık süjenin organizmasına hakim olmaya
sıra gel-miştir. Bunun için de kullanılabilecek bir köprü lazımdır. Bu köprü de yine bir fizyolojik
fonksiyondur. Süje kendini o kadar kaptırmıştır ki içden ve dıştan gelen bilgi uyarıcılanna pek
dikkat etmemektedir. Gözleri dakikalardır sabit nazarlarla olaylan kovalamaktadır. Ama artık
göz kapağı ve göz adeleleri yorulmuştur ve onfarın da istirahata ihtiyacı vardır. Henüz
süjenin farkında olmadığı ama hipnozi-törün elinde büyük bir koz olarak duran bu fizyolojik
olay bir köprü vazifesi görecektir. Ve süjenin son savunma mekanizması da bu şekilde
yıkılacaktır. Suje bu hayal aleminden uzaklaştınldığı an göz kapaklarının ne derece
yorulduğunu hissedecektir ama iş işten geçecektir.
Telkine devamla: «Şu anda morzemin üzerindeki noktanın aşağı doğru olan hareketini takip
ediyorsun... Nokta aşağı iniyor... İniyor. Evetşu anda göz kapak-larına büyük bir ağırlık
soktum... Göz kapaklann bu ağırlığın altında eziliyor ve aşağı çekiliyor... Kurşun gibi bir yük
onları aşağı çekiyor. Karşı koma... Kendini rahat bırak... Bırak kapansınlar... Evet tamamen
kapandı... Artık gözkapakların benim kontrolüm altında... Onları ben söylemeden
kaldıramazsın... Evet sadece ben izin verirsem kaldırabilirsin... Göz kapaklanna kurşun gibi
bir yük bindirdim. fstersen bir dene bakalım kaldırabilecekmisin. Bak kaldıramıyorsun...
Herşey benim kontrolümde, korkmayınız, endişelenmeyiniz... Bana inanınız ve güveni-niz...»
Hipnozitör artık ırmağın karşısına geçmiş, süjenin organizmasındaki ilk ara-ziyi almıştır. Bu
yer göz kapaklandır. Artık göz kapakları onun elindedir. Ve telkinlerine devam eder. Bu arada
manyetik el pasları ile süjenin daha derin bir transa girmesini temin eder. Ve devamla:
Artık hipnozitör süjenin organizmasını tamamen eline geçirmiştir. Süje ken-disini tamamen
hipnozitöre teslim etmiştir. Fakat süjede son direnme noktaları vardır. Her ne kadar
18
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Bu olayda da görüldüğü gibi insan organizması bir anda ele geçirilemiyor. Adım adım
ilerlemeli... Organizmanın derinliklerine yavaş yavaş inmek gerekiyor. Bu seansımdan sonra
transı derinleştirmek için yeni şeyler bulmak istiyordum. Nihayet bunu da deneme yanılma
metodu ile buldum. Telkinlerime şöyle devam ettim:
«Gördüğün gibi vücudun tamamen kontrolüm altında... Benden izinsiz hiçbir şey
yapamıyorsun... Şu anda senden 10 katlı bir bina hayal etmeni istiyorum. Görebiliyor musun?
Evet bu binaya tırmanmanı isteyeceğim... Yalnız çok önemli bir iş için tırmanıyorsun. 10.
katta bir hasta var... Bu hastaya ilaç götüreceksin...
Götüreceğin ilaç hastanın hayatını kurtaracak, çok çabuk götürmelisin... Hazırmı-sın... (Evet
cevabından sonra) Son süratle tırmanmaya başla... Çok suratli koşu-yorsun. (Süje bu
esnada sanki koşuyormuş gibi derin nefes alıp vermeye başlar). Evet daha da süratli
koşacaksın... Çok yoruluyorsun... Evet ama hayat kurtara-caksın.. Daha süratli koş... Daha
da süratli... Son gücünle....Son enerjinle koşu-yorsun. Şu anda 7. kattasın, 8'e çıkıyorsun...
19
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Çok yoruldun... Artık ellerinle tırmanıyorsun... Bacaklarında hiç kuvvet kalmadı... Evet son
merdivenler, son basamaklar... Bak hasta orada duruyor... Evet ilacı ver.... Çok yoruldun...
Biliyo-rum ama başardın.... Hastanın hayatını kurtardın... Bak ileride beyaz bir yatak var...
Görüyormusun... Yumuşacık, bembeyaz... Vesençokyorgunsun... Şimdi o yatağın yanına git
ve ben izin verince o yatağa yatacaksın. Derin ve tatlı bır uykuya gireceksin... Hazırmısın...
Evet yatabilirsin... (Bu arada hipnozitör derin bir nefes alıp vererek; sanki tüm yorgunlukları
atmış olur. İyi bir hipnozitörün bu . nefesini süje söylenmeden aynen taklit eder). Evet sen
çok yorgunsun ve kon-kunç bir uyku ihtiyacın var... Evet uyuyorsun... Uyuyorsun...
Yorgunluğun azalı-yor. Daha derin uyuyorsun. Uykun derinleştikce yorgunluğun azalıyor...
Gittikçe hatiflıyorsun. Kuşlar kadar hafifsin... Şu anda çok mutlusun... Değit mi? Ne kadar
rahatsın... Aldığın her nefes seni daha derin bir uykuya sokuyor... Daha derin uyuyorsun...»
Bu şekildeki telkinlere 3-4 dakika devam edilir. İşte bu aşamaya gelmiş süje en derin transa
girmiştir. Bu süje üzerinde bütün hipnotik tezahürler ortaya çıkar. Süjeye bu uyku esnasında
bazı tatlı rüyalar telkin edilir. Ve bir müddet sonra süjenin gözleri açtırılabilir... Kataleptik hale
sokutabilir. Ekmnezi, hiperminezi denenebiBr. Posthıpnotik telkinler verdirilebilir. Özel bir çok
çalışma yapılabilir. Bu tip hipnotik fenomenleri ilerideki bahisde daha detaylı otarak
göreceğiz.
Bu konuyu kapatmadan önce bir noktayı daha hatırlatmak isterim. Bazı süjelerimin 10 katlı
bir binayı hayal edemediklerini gördüm. Bunların bir atletizm pisti veya bir yüzme sporu
yapılabllecek bır yer hayal ettirdim. Buradaki amacım süjeyi psikolojik olarak tamamen
yorarak, son müdafaa barajlannı da yıkmaktır.-Amaca yardım eden her tip yol denenebilir.
Hipnotizma usulümüze ek olarak bazı konulara değinmek ıstiyorum. Görül-duğu gibi olaylar
birbirini peşi sıra takip etmektedir. Ve bir olay diğerini davet etmektedir. Bir konuya inanma
ve telkine teslime olma, diğer bir telkin için zemin hazırlamakta, mantıki bağıntıyı temin
etmektedir. Bu duruma FEED-BACK AKTİ-VASYON denmektedir. ) Böylece süjeler feed-
back mekanizmaları ile daha derin ransa girmektedir. Olaylar üst üste hiyeraşik bir düzenle
sürmektedir. Bataklığa düşen birinin durumu gibi çırpındıkca batmaktadır ve kurtulma ümidi
azalmaktadır. Hipnotik trans da aynı şekildedir. Derinleştikce hipnozitöre teslim olma yüzdesi
artmaktadır.
Bu kadar bilgiden sonra anlaşıldığı gibi esas amaç süjenin farkına vardırma-dan bazı şeyleri
gerçekleştirmektir. Hipnotizma seansının başlangıcında süjeden bazı şeyleri yapmasını
istemiştik. Bunları dikkatli olarak inceleyecek olursak görürüz ki; hepsi de süjenin dikkatinin
dağılmaması için alınması gereken tedbir-lerdir. Bunların psikolojik nedenlerihi kısaca ızah
edelim. Kuralların numara sıra-sına göre:
20
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
1 - Burada süjeden hiçbir şey düşünmemesini istiyoruz. Şayet süjenin başka şeyler
düşünmesine izin verecek olursak bu düşünceler bir çok çağrışımı da beraberinde
getirecektir. Dolayısıyla süjenin dikkatini toplamak mümkün olma-yacaktır.
2- «Evet» veya «Hayır» dışında verilecek bir cevap süjenin beyin sistemini aktive
edeceğinden; daha doğrusu kompleks cümleler için daha kompleks bir iletişim beyinde
oluşacağından elde edilen dikkat o tarafa kayacaktır.
3- Suallere el ve kol hareketleri ile cevap verlimesi süjede bir otokritiği davet edip, dış dünya
uyaranlarından kendini haberdar edeceğinden konsantrasyonu bozacaktır.
4- Vücutta herhangi bir uyarıcı etki (ağrı, kasılma v.b.) dikkati kendine çeke-cektir (Bu
seansın başlangıcı için söz konusudur).
5- Amaç dikkatin noktaya toplanmasıdır ve göz bebekleri ile kaslarını çabuk yordurmaktır.
6- Göz yaşının akması normaldir. Bu süjede bir dış uyaran vazifesi görür ve süjenin dikkatini
oraya celbeder. Bu dağınıklığa ilaveten uyanık hale gelmiş olan el ve kol bu yaşı silmeye
kalkarsa dikkat tamamen dağılır.
Peki süje göz kapaklarını hareket ettirirse ne olur? Çok şey olur. Tüm telkinlerimiz boşa
gider. Neden mi? Telkinlerimizi dayandırdığımız fizyolojik temeller çöker de ondan. Süjemiz
göz kapaklarını hareket ettirirse karşıdaki noktayı tekrar net olarak görmeye başlar, göz
kapaklarının kasları ve göz kasları dinlenmiş olur. Ve üzerlerinde biriken ağırlık kalkar, laktik
asit dağılır. Ve biz telkinlerimize baştan başlamak zorunda kalırız. Bunun 2-3 kez
tekrarlanması halinde hipnozitör olarak inandırıcılığımızı yitirerek telkinlerimiz etkinliğini
kaybeder. Böyle bir süjeye göz kapaklarının hareketlerine hakim olması için egzersiz
yapmasını tavsiye ederek seansımızı keseriz.
21
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Hastanın ilk kez hipnoz için etkilenmesi hemen hemen onun kendisini etkilemesi kadar
önemlidir. Hatta bu esas olmamasına rağmen çevredeki uyarıcılar minumum derecede
olmalıdır. Şahsı hipnotik transa teşvik için hipnozun doğasını rahatça açıklayabilirim. Kişinin
hipnoz hakkındaki her yanlış bilgisinden kişiyi arındırmak gereklidir. Hastaların çoğu hipnoz
seansı esnasında şuurlarının kaybolacağını sanırlar. Bu yanlış bir düşüncedir. Onlar açıkça
şaşkınlık, dalgınlık, ofis gürültüsü veya buna benzer şeylerin dışında olacaklar, bunları
algılamayacaklar fakat onlar trans anında neler olduğunu şiddetli bir şekilde bileceklerdir.
Kullanılan konuşma dili hastanın idrak alanı içerisinde olmalıdır. Eğer hastaya yararlı
olacaksa, onu rahat ettirecekse veya hastalığın sebebini öğrenmede yardımcı olacaksa
kullandığımız dil şaşmaz bir tarzda olmalıdır. Kişinin psikolojik yapısını, kişisel kalıbını,
fiziksel ve zihin istidadını anlamak çok önemlidir. Bazı hastalara mantıksız öneriler onların
ahlaki davranışlarına zıt düşmemek şartıyla telkin edilip onların güvenlerini yeniden
kazanılması sağlanmalıdır. Düşüncelililik, nezaket ve itibar zorunludur. Aynı zamanda ona
onunla birlikte çalışmadan ne beklediğim hakkında bilgi veririm.
Herhangi bir eğilime karşı kaçınmasını ve uzak durmasını, ne dediğini veya niçin dediğini;
ona analiz ettirme, öğretme, sonuca varmak için gereklidir. Doktor trans esnasında sadece
bir yol göstericidir; bu nedenle hastanın arzu ettiği herhangi bir zamanda, transın
sonuçlandırılması arzu ediliyorsa hasta üzerindeki baskıdan vazgeçilmelidir.
Hipnoz ona katılan kişinin, katılmayı kabul etmediği müddetçe mümkün olmayan ve
oluşmayan bir fenomendir. Hipnoz, hasta ile doktor arasında olan ortak bir çalışmadır.
Hipnozun amacı; kişinin kendisini kişisel olarak kontrol etme kapasitesinin yükselmek ve
hastayı daha fazla hipnoterapiste bağlamamaktır. Hipnozun derinliğini artırarak ilerlemeyi
temin etmek için belirli bir dereceye kadar anksiyete gereklidir; bu nedenle tüm hastalardaki
anksiyeteyi dağıtmaya hipnoz esnasında teşebbüs etmeyerek, bu durumun normal ve gerekli
olduğunu kabul ederiz. Kişi kendi sorunlarını çözmeyi öğrendiği zaman ve buna bağlı olarak
duygusu açısından kişiliği geliştiği zaman en iyi sonuç elde edilir. Hergünkü yaşadığı hayatın
çatışmalarından habersiz olabilen normal dışı şahıslar sonuçta; anksiyete, depresyon,
saldırganlık ve hayal kırıklığı gibi tabloları beklemelidirler. Ona problemelerden kaçınması
22
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
tavsiye edilmemeli fakat çözmesi için cesaret verilmeli ve hergünkü yaşamında karşılaştığı
sorunlarla kavga etme rolü öğretilmelidir.
Hastaların çoğu, özellikle hipnoterapiyi talep ederek ona başvururlar. Bazıları hipnoza
kendisine yardım eden bir arkadaş gibi kabul ederek onu uygular. Diğer bir grup ta değişik ve
yeni şeylere olan ilgilerinden dolayı hipnoza başvururlar. Bunların son ümidi olarak başarısız
da olsa bir kaç kez hipnoz görüşmesi denenir. Hipnoz için herkes uygun bir aday değildir.
Bunların çoğu çok yararlı bir şekilde hipnotik tedaviden fayda görecek kişiler değillerdir.
Genellikle ilk görüşme esnasında hastanın hipnoterapiyi istemesinin spesifik nedenini; hasta
bilinçli ve kasdi olarak gizli tutmuş olsa bile siz gerçek nedeni belirleyebilirsiniz. Hasta o
esnada kurtulmayı umduğu psikolojik problemlere sahiptir; fakat hasta bu problemleri
tartışmayı gönülsüz kabul eder. Bu durumda kendisi için daha az önemli bazı durumlar için
hipnoterapiyi ister.
Hipnoz kişiler arası ilişkinin bir sonucudur. Hipnoz yapabilme yeteneği ve derin hipnoza
ulaşmak hipnotizörün yeteneğiyle doğrudan orantılıdır. Eğer hasta başarılmasını istiyorsa
genellikle bu durumlarda hipnoz daha başarılıdır.
Hipnoz hakkındaki sorular hastadan istenmeli veya rica edip sormasını sağlamalı. Ön hazırlık
sohbetine her açık gerginlik ya da rahatsızlıklarında her gayret ya da mücadele için girişim,
hastanın psikolojisinde olumlu gelişmeler sağlamalı ya da hastanın durumunu düzeltmeli.
23
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
bir şekilde bilinçsiz bir durumda kalacağını zanneder. Bu şekilde yanlış anlamalar bir liste
halinde uzatılabilir.
Ben hastalarıma ilk seansı uygulamadan önce hazırladığım bu kitapçığı okumalarını tavsiye
ederim. Bu kitabın içindeki bilgilerin bir kısmı direk olarak hastalarıma hitap ederken, bir
kısmıda uygulayıcılara hitap etmektedir. Ancak bu bölümlerin tamamından da hastalarımın
alacağı çok şey vardır. Aşağıda soru cevap olarak verdiğim bilgiler genellikle hastalarımın
kafalarında oluşan şeylerdir.
Hastanın başarılı bir şekilde hipnozdan çıkması genellikle hipnozun derinliği tarafından tayin
edilir ki; daha derin durumlarda hastanın uyandırılması daha uzun olacaktır.
Hastanın evvelki uyandırılışında yine de tedavi edici olmayan sınırlı önerilerin önceden
kaldırılmış olmasından emin olun. Bunları kapsayan kurallar hipnotik indüksiyon dersinde
verilmelidir. Uyandırılan hasta; ancak bir elini veya ayağını haraket ettirebilecektir. Örneğin
bu olmuştur. Hasta uyanacak ve ellerini ayıramayacaktır. Hastanın uyandırılmasında tedavi
boyunca telkinlerinizden faydalanacaksınız. Uyandırma şu şekilde yapılmalıdır. "10'dan 1'e
doğru geriye sayacağım. Benim her saymamla birlikte etrafında olanların daha çok farkında
olmaya başlayacaksın. Bir sayısında gözlerini açacaksın ve tamamen uyanacaksın, zihnen
çok rahat ve zinde olacaksın, kendini çok rahat hissedeceksin ve hoşa gider bir şekilde
dinlenmiş olacaksın. Şimdi saymaya başlıyorum ve son derece rahat hipnotik durumdan
çıkacaksın. 10-9-8-(On-dokuz-sekiz) uyanmaya başlıyorsun. 7-6-5- daha, daha çok
uyanıyorsun, 4,3 oldukça daha fazla uyanıyorsun. 2 Tamamen kendine geleceksin. 1 gözler
açık ve tamamen uyandın.
Eğer hasta hafif transta (Light State) ise doktor saymaya beşten (5) başlayabilir.
24
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Bazı hastalar bilinçli olarak şunu öteden beri söylerler. "Problemlerim hipnoz esnasında o
kadar az miktardaydı ki, buna bağlı olarak transda kalmayı tercih ederim." "Uyanmak
istemedim. Bu hipnozda başka bir kişi olmak gibi birşey" "O kadar rahat ve huzur içindeydim
ki hipnozda kalmaya çalışdım" vb.
Bazı hastalar yıllardır sahip oldukları tahammül edilmez şikayetleri olan moral çötüntüsü,
sancı ya da şiddetli kaşıntılarının trans halinde kaybolduğunu görürler. Hastalar bilerek ya da
bilmeyerek trans halini yapılarının müsade ettiği sürece sürdürmeye çalışırlar. Bazıları ise
gerçekten çekinirler.
Hastanın uyanmamasında hiçbir tehlike yoktur. Hatta bu çok az bir ihtimaldir ki; doktor
seansı idare ederken umulmadık bir şekilde ayrıldığında oluşur. Bu durumda hasta ya transı
kendiliğinden sona erdirecektir, ya da uyanacağı normal bir uykuya dalacaktır. Hastanın
işbirliği olmadan hasta makul olmayan periyotda trans halinde tutulamaz ve bu nedenle hasta
kesin olmayan bir sürenin sonunda trans halinden çıkarılır. Hipnotik transın sonucunda
hastanın bir veya iki dakika rahatsız edilmeden sakin bir şekilde uyanmasına müsade
edilmelidir.
3.Sonraki Seanslar
Sonraki gelişmelerin ilk başında önceki seanslarda ne gibi ilerlemeler olduğu öğrenilir ve
hastanın yararına olan değişiklikler kabul edilebilir. Hastanın evvelki transda farkında
olmadığı bazı durumlar açığa çıkabilir. Bu davranışdaki önceden sahip olmadığı
hareketlerinin amacındaki değişiklik, onun davranışlarını doğrudan değiştirir. Bu bilgiyle
birlikte seans akımı için öneriler kararlaştırılabilir. Fakat hastanın kabiliyetine bağlı olarak
ilerlemez. Bazan ilk seansdan sonra direk hipnotik telkinler (tedavi amacıyla verilen) birkaç
saat sonra yok olabilir ya da ihtimalen 24 ile 48 saat arasında yok olabilir. Fakat her tekrar
seansdan sonraki süre ve tesir oldukça uzun sürer ve hastayı hipnotize etmek gittikçe
kolaylaşır.
Genellikle hastanın hali belli bir kapsam içerisinde gelişecektir. Bu kapsam; hasta
hipnoterapinin etkisi kaybolacağı düşüncesine önceden sahip olmuş olabilir. Bazen kişinin
karışık duygularını hesaba katmama daha çok ilerlemeyi engelleyecektir ve belki de sonuç
bu durumun kötüleşmesidir ve hasta tavsiye edilen tedavinin tavsiyeye uygunluğu hakkında
bir şüpheye mağlup olabilir.
25
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Hasta bazen ilk bilinç altının öğrenilişinde mükemmel dürtülere sahiptir ve sonradan etkili bir
şekilde (bilinçaltı olarak) her derin transa girişinde direnç gösterir. Bu direnci genellikle
hastanın sahip olduğu önemli semptomların savunma değerlerinin kaybedeceği zaman ve
onu kaybetmenin etkisinden kendisini korumak için karşı koyacağı zaman oluşur. Hasta
himaye ettiği şeyin kendisinden, kendisi istemediği halde alınmasından korkuya düşer. Bu
durumda hekim çok dikkatli olmalıdır. Hastanın direnç mekanizmalarını analitiik metodlarla iyi
keşfetmelidir. Uzun vadeli bir plan yaparak; bilinç-blinçaltı uyumsuzluklarını gidermeye
çalışmalıdır. Semptomun lkişiye verdiği marjinal doyumu göz önüne alarak; geçici bir
semptom değiştirme metodunu kullanabilir.
III. ve IV. seansdaki hastalar bilinçli olarak veya bilinçsiz olarak hipnoterapi için
bahsedecekleri şeyleri kendilerinin kişisel amaçlarından daha faydalı olan objektif gerçekleri,
kendilerinin gerçek nedenlerinden dolayı baskı altında tutabilirler. Bu olgular tartışıldığı
zaman gerçek faydalı nedenlerin ne olacağı konusu yanlış anlamlardan uzak tutulacaktır.
26
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
TELEPATİ
Öncelikle telepatik düşünce aktarımı bizden daha alt türlerde gerçekleşmekte mi diye
düşünmemiz ve literatür taramamız gerekli. Rus bilim adamlarının geçtiğimiz yüzyılda
gerçekleştirdikleri bir deneyi anımsadım.Yeni doğmuş tavşan yavruları bir denizaltıya
bindirilip atlas okyanusunun derinliklerinde yol almaktalar.Anne tavşan rusyada bir
labaratuvarda EEG aletine bağlı beyin dalgaları izlenmekte 20 şer dakika arayla yavru
tavşanlar sırayla öldürülüyor.Her yavrunun ölümünden sonra anne tavşanın beyin
dalgalarında eş zamanlı olarak tepki dalgaları oluşuyor.Arada binlerce kilometre ve derinlik
olmasına rağmen canlılarda bulunan zamandan bağımsız bir iletişim sistemi olduğunu
düşünüyorum. Aynı duyguları bizlerde günlük hayatımızda aslında yaşıyoruz.Arkadaşımızla
aynı anda aynı şeyleri düşünme,aynı cümleleri çıkarma veya arkadaşınızı düşündüğünüz
anda telefonla onun sizi araması gibi..Ama birer hoş tesadüf veya raslantı olarak
değerlendiriyoruz. Yıllar önce Bilim ve Teknik dergisinde okuduğum bir yazı aklıma geliyor.20
yaşlarında bir genç annesinin oturduğu evden kilometrelerce uzakda trafik kazası geçiriyor
ve hayatını kaybediyor.Kazanın olduğu anda annesinin evinde masanın üzerini süsleyen
kristal vazo hiçbir etki olmadan parçalanıp kırılıyor.Önce annesi buna anlam veremiyor fakat
27
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
oğlunu defnettikten sonra olaylar arasında bağlantı kurmaya başlıyor.O vazoyu doğum
gününde annesine oğlu almıştı.Kaza anında genç acılar içinde ölümü hissederken beyninde
(güçlü bir radyo vericisi gibi) oluşan dalgalar zaman ve mesafe kavramını hiçe sayarak
anında annesine ulaşmış,annenin beyni bir radyo alıcısı gibi davranıp ölüm haberini
algılamıştır.Ancak annenin o veya bu şekilde durumdan haberdar edilmesi gereklidir ve
telekinezi (beyin dalgaları ile cisimlerin konumunu ve durumunu değiştirme) ile annnenin
beyni özel dalgalar yayarak çocuk ve anne ile ilgili cismi parçalamıştır. (bilim-kurgu gibi değil
mi?) Peki bu iletişim nasıl olmaktadır?Bir verici ve alıcı gibi beynimizi kullanabilir
miyiz?Cisimleri etkiliyebilir miyiz?Bu mümkün mü? Her canlının bir enerjisi ve çevresinde
Aura denilen elektriksel halkası bulunmaktadır.Bu halka rus bilim adamı kirlian tarafından
aynı adla anılan bir fotoğraf tekniği ile (yüksek elektro manyetik alan altında film üzerine
cismin görüntüsünü almaya denir) tespit edilmiştir.Aura öylesine bir halkadır ki örneğin bir
yaprağın kenarından bir parça koparıp filmini aldığınızda auranın tıpkı yaprağın bütünlüğü
bozulmamış gibi görünüm verdiği görülmektedir.Mantar ,virüs gibi bitkiyi etkileyen herhangi
bir hastalık henüz başlangıç aşamasındayken enerjinin ışımasında değişikler olmaktadır.
Birbirini seven iki gencin aura saçakları ondülan hareket yaparken ,birbirine düşman kin dolu
iki gencin aura saçakları elektrik çarpmış birinin saçları gibi dimdik olmaktadır.(Dr.Tahir
Özakkaş hipnoz 1.cilt resmi bulunmaktadır)Buradan hareketle aygül hanımı bir gördüm
birden içim ısındı,kanım kaynadı deriz ya aslında auralarımız uyum sağlamıştır. Enerji
bedenimizi yanıltabiliriz de ,Hipnotize edilmiş ve rüya yaşattırılan bir sujenin ensesine
mıknatısın kuzey yada güney kutbunu yaklaştırarak rüyanın iyi yada kötü yönde
dönüşümünü sağlayabiliriz.Öyleyse enerji bedenimiz vardır ve elektro manyetik alanlardan
etkilenmektedir.Ayrıca her enerji bedeni de etkiliyebilmektedir.
28
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
tünelimiz vasıtası ile bu aleme açılır.Bu işlemi yaparken tünelde yükselerek o noktaya
ulaşmaktadır.Hepimizin sıkca başına gelen uykuya dalma ile uyanıklık arası bir periyodda
sanki yüksekten düşüyor gibi bir hisse kapılıp,yatakta sıçradığımız olmuştur.Bu başarısız bir
tünel tırmanışıdır.Kur-an'da 'ecel vaktiniz gelinceye kadar her gece ruhunuz teslim alınmakta
her sabah iade edilmektedir' der.
Ruhsal gücümüzle aynı anda çok uzaklardaki herhangibir yere gidebilir,orada olup biteni
görür ve duyarız.Hatta daha da ileri gidip oradaki maddeyi metafizik açıdan
etkiliyebiliriz.Oradaki insanların düşüncelerine telepatik mesajlar iletebiliriz.Kur-an yine bu
olayı doğrular.Hz süleyman saba melikesini kuşatmıştır.O'nun tahtını emrindekilerden
ister,enerji yapılardan bir grup,hemen getirebileceklerini ifade eder.Kitap ehlinden biri göz
açıp kapayıncaya kadar tahtı Hz. Süleyman'a ulaştırır.
Yine hipnoz sırasında derin transdaki suje ile hipnozu yapan doktor arasında aynı bedende
birleşme,aynı şeyleri duyma aynı şeyleri tatma telkini verildiğinde,sujenin ve hipnotizörün
tünelleri tek bir doğrultuda çakışmakta ve suje gözleri kapalı,hipnoz altında uyuyor olmasına
rağmen hipnotizörün kendi eline iğne batırması ile irkilmekte,ağzına şeker,tuz,acı,cola gibi
gıdalar aldığında aynı tadı duymaktadır.Hipnotizör yutkunduğunda sujede yutkunmaktadır.
Ruhsal gücümüzün bu inanılmaz yetenekleri her insanda mevcuttur.Kullanılmaya
kullanılmaya ,dünyevi işler içinde koşturmaktan körelmiştir.Hipnoz bu noktada devreye
girerek ruhsal gücümüzle yeniden tanışmamıza olanak verecektir.
Bu olayları oluşturan ruhsal yapı her ne olursa olsun araştırılması gerektiği
inancındayım.Bilimsel bir açıklama henüz olmadığındam okuyucunun ufkunu genişletmek
amacıyla Dini verilerle açıklamaya çalıştım.Yorumu sizlere bırakıyorum....
29
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Pozitif Enerji
İnsanda mevcut olan olumlu enerjidir. Yalnız, zaman zaman bu enerjinin de çok olması çeşitli
hastalıklara yol açabilir. Bazı durumlarda bu kişilerin vücutlarındaki yüksek pozitif enerji
manyetik kartları ve pilleri bozabilmektedir. Bu kişiler eğitim alarak şifacı olarak çalışmak
zorundadırlar. Sayılarının pek fazla olduğunu söyleyemeyiz. Bu insanların stres diye bir
problemleri yoktur. Zihinsel olarak da son derece sağlıklıdırlar.
Negatif Enerji
Vücutta, hastalıklı olan bölgelerin ürettiği olumsuz enerjidir. Bu türde enerji, nerede olursa o
noktada sürekli olarak negatif enerji üretmektedir. Hatta, negatif enerji üretmeye başladıktan
bir iki ay sonra hastalık ortaya çıkabilir.
Travma sonucu ortaya çıkan enerji de negatiftir. Stresli insanlarda sürekli negatif enerji
üretirler. Çoğunlukla bu gibi insanlarda çeşitli ağrı ve psikolojik rahatsızlıklar meydana
gelebilir. Negatif enerjinin ortadan kalkması için her türlü şartlarda ilk önce tıbbi tedaviye,
eğer çare yoksa alternatif tıbba başvurulmalıdır.
Enerjiyi Hissetmek
Son derece rahat bir yere oturun. Gözlerinizi kapatın ve gevşeyin. Hiç bir şey düşünmeyin.
Ellerinizi 15-20 saniye kadar birbirine sürtün. Avuç içleriniz birbirine bakacak şekilde 10 cm
den fazla olmamak şartı ile karşılıklı tutun. Yirmi saniye sonra biraz ellerinizi uzaklaştırın.
Hemen ellerinizi yavaş yavaş yaklaştırmaya çalışın. Ellerinizin arasında çok hafif bir basınç
hissedeceksiniz. İşte en açık biçimiyle sizin enerji sınırınız.
Enerjiyi Görmek
Loş bir odaya girin. Rahat bir şekilde oturun. Ellerinizi hızla 20 saniye kadar birbirine sürtün.
Ellerinizi yine avuç içleri birbirine bakacak şekilde 5- 6 cm tutarak, avuç içlerini ileri geri
oynatmaya başlayın. Bu ara, elleriniz arasına odaksız bir şekilde bakın. Enerji sınırını
dumanlı bir şekilde göreceksiniz.
30
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
etmeyecektir. Çünkü hastanın aklına ister istemez birçok soru sıralanacaktır. Hastanın
aklına, "acaba önce şöyle bir tedavi yaptırıp sonra mı gelseydim" dediği anda beyin
otomatikman negatif enerji üretimine başlayacaktır.
Parapsikoloji ve Hipnoz
Ülkemizde bilimsel çalışma imkanı olmayan fakat son yıllarda gerek görsel gerek yazılı
basında gündemde olan bu iki konu hakında hazırlanan bu sayfalarda türkçe ve ingilizce bilgi
sahibi olma imkanı olabilirsiniz.
21yy girdiğimiz bu dönemde ülkemiz üniversitelerinde kürsüleri olmayan bu iki alan başta
A.B.D ve birçok ülkede araştırmacıların yoğun olarak gelişmeler kaydettiği bilimler olmuştur.
Gelen yüzyılın tıp psikoloji ve diğer bir çok bilim dalında devrim niteliğinde bir takım
değişimlerin doğumunu yapacak olan bu bilimlerin ülkemizde de bir çok dürüst ve saygınlığı
olan araştırmacı ve bilim adamının ilgi alanına girmiştir.
Fakat bilimsel otoritenin soğuk ve alaycı tavırları 1999 Türkiye’sinde kişilerin yalnız kalması
ve desteklenmemesi ile bölük pörçük çalışmalarla kalmıştır. Ülkemizde bu konu ile 1950’ li
yıllardan beri bu alanlarda çalışma ve emek veren Türk araştırmacılarını bu sayfalardan
saygı ile anıyorum.
Dr. Bedri Ruhselman, Dr.Hüsnü Öztürk, Dr.Recep Doksat, Dr.Tahir Özakkaş ve daha ismini
sayamadığım bir çok yürekli araştırmacı, zamanlarının bilinmeyen ve anlaşılırlığı olmayan
büyücülük ve doğa üstücülük kavramlarıyla tanımlamaları ile karşılaşmışlar deneyimlerini ve
bilgilerini kendileri ile paylaşabilmişlerdir.
Dürüst ve yürekli kişilerdi diyorum. Çünkü deneyleri ve yaptıklarını bir çok ilgiliyle
paylaşmalarına rağmen hiç bir destek görememişlerdir. Mücadeleleri bilimsel ve akademik
alana yayılamayan bu araştırmacılar umuyorum 21yy Türkiye’sinde diğer arkadaşlara umut
olurlar.
Parapsikoloji nedir?
1930’ lı yılların başında A.B.D de Duke üniversitesinde J.B.Rhine ve eşi L. Rhine tarafından
yürütülen çalışmalarda psişik çalışmaları belirtmek için almanca parapsychologie terimini
kullanmışlardır. Alışılagelmişin dışı farklı psikoloji anlamına gelmektedir. Bu yılarda telepati,
telekinezi ve durugörü çalışmalarının yoğun olduğu ve isimlendirmelerde özellikle
durugörüdeki hadiselerin Extrasensory perception adlandırdıkları (duyu dışı algılamalar)
görülmektedir.
31
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Duyu dışı algılamaları geçmişi,şimdiki zamanı ve geleceği algılama diye önce üçe
ayırmışlardır. Duke üniversitesi labaratuarlarında zihnin madde üzerindeki fiziksel etkileri
araştırıldığında bulunan sonuçlar zihinsel devinim anlamında yeni bir terimin kullanıldığını
görmekteyiz Psikokinesis kısaca PK yani zihnin maddeye hakimiyeti yine bu dönemlerde
spirit çalışmalarda hassas deneklerin meydana getirdiği fenomenleri inceleyen bilim adamları
medyom kelimesinin yerine PSİ yetenekleri adını vermişlerdir.
Fransa’da 1900 lü yılların başında Alan Cardec in ve ABD de EDGAR CAYCE isimlerinin
Trans altında çeşitli algı ve kehanetlerini işte bu PSİ yetenekleri ile izah etmeye
çalışmışlardır. Parapsikoloji araştırmacıları bu isimlerin yanında yine aynı dönemlere
rastlayan bir dönem sovyetler birliği ve doğu bloku araştırmacılarının ESP yerine psikotronik
veya biyoiletişim PSİ yerine bioenerji /bioplazma kelimelerini kullanmışlardır.
Psikotronik denemelerin bu gün hangi boyutta olduğu bir gizemdir.Amerika da Meşhur bir
Philedelphia deneyinden söz edilir burada bir geminin su üzerinden demateryalize edilerek
enlem ve boylamı önceden belirlenen başka bir alana nakil yaptırıldığı söylenir.
Psikotronik enerji ile ilgili çalışmalar parapsikolojinin en dinamik alanlarından biridir. Eski
dönem mısırda bu enerjilerin kullanıldığına dair savlar vardır. Yine tarih içinde parapsikoloji
gezimizde 1939 yılında, Sovyet mühendis Semyon Davidoviç Kirlian’ın geliştirdiği yüksek
frekans alanlı bir fotoğraf tekniğini görürüz. Bu yöntemle canlı ve cansız nesnelerin çekilen
fotoğraflarında cisimlerin etrafında gözle görünmeyen renkli bir alanın varlığının
32
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Sovyet bilimadamları enerji beden üzerindeki çalışmalarını ilk kez 1968 de Kazakistan devlet
üniversitesince basılan Kirian etkisinin biyolojik etkinliği başlığını taşıyan ve ayrıntılı bir rapor
halinde bilim dünyasına sunmuşlardır. Buna göre bu fotoğraflarda görülen biyo-ışıldama
organizmanın elektriksel bir hali olmayıp biyoplazma tarafından oluşturulmaktadır.
Bizim kendi kültürümüzde ölmekte olan bir kişiyi algılayan insanların onun ışığını
göremiyorum.Ferri sönmüş tabiri ve hıristiyan kilisesinin ve hinduist budist inanışlarında baş
bölgelerine çizilen ışıkların biyoplazma olduğunu 1968 yılında söyleyenlerden sonra
2000’lere girerken biz olabilir diyebilir miyiz?
Bu buluş metafizik ile fiziği birleştirme noktasına getirmiştir. Eşyanın olayların, zaman ve
mekanın farklı ve ayrı anlaşılan oluşum gerçeğinin altında tüm şeylerin ve olayların
mekansız, zamansız ve bölünmemiş olduğu tezahür etmemiş, örtülü bir titreşimsel –frekans
düzeni vardır. Bizlerdeki halogram enerji zamansız ve mekansızdır. Doğa üstü,doğanın bir
parçasıdır. Tüm doğa ötesi fenomenler fizikteki nükleer fenomen gibi sadece o anda başka
boyutları okuduğumuz anlamına gelmektedir. Telepati önceden bilebilme şifa gibi olaylar
zaman ve mekanı aşan boyutta oluşmaktadır. Enerjinin buradan oraya gitmesine hiç gerek
yoktur; zaten orası diye bir şey yoktur.
Bohm, algıladığımız dünyayı vitrinolarak adlandırır. Tüm şuurumuz; geçmiş bilgimiz ile şu
anki algısal verilerin kaynaştığı bir vitrindir demektedir. Fakat egomuzun altında evrensel
,mekansız ve zamansız hafıza yaşamaktadır. Bunu hipnotik translarda devamlı görmekteyiz
zamanın rölatif ve göreceli olduğu trans altındaki bireyde farklı algılandığını net bir biçimde
kanıtlayabiliriz.
33
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Her birimiz halografik evrene doğar ve ilk ayları tüm hayatla uyumlu bir birlik ile geçiririz.
Halogram kendinin farkında değildir. Bu halogramı taşıyan insanda kendi farkında değildir.
Farkındalık gelişir fakat halogramdan çıkmış oluruz. Beyin yapısındaki delta, teta, alfa, beta
frekanslarında deneyimlediğimiz bilinç durumları ve bu durumlara denk gelen algılamalar
arasındaki benzerlikler çok ilginçtir.
Teta frekansı C.G.jung un kolektif bilinçaltı diye adlandırdığı kavrama denktir. Burada hayatın
ve halogramın arşetepik niteliklerini deneyimleriz.
Arştırmacı Joan Healy teta frekansı ve psi arsındaki bağlantıyı şöyle açıklamaktadır:
Kişilerde çoğu zaman esrime duygusuyla gelen sinirsel bir uyaran 4-7hzlik bir devirle
hipokamp uyarılarak oluşan teta frekansı bilinç dışına C.G.Jung arşetepik bilincine ve diğer
farklı bilinç durumlarına geçiştir.
Amerikalı psişik Ellen Garret kendisinde oluşan duyu dışı algılamaları sanki
kokluyormuşçasına yaptığını bildirmektedir. Nefes ve ritimle oluşturulan bu medyomsal
paranormal olayların fizyolojik ve medikal çalışmaları günlük yaşamda bir çoğumuzun
karşılaştığı çevremizdeki kahve falı bakan insanlarda ki esrime duygusuyla aynıdır.
Garret üzerinde yapılan sayısız çalışmalar sıradan bir psikanalitik çalışmayla başlayıp farklı
yöne dönmesiyle teta frekansı büyük bir önem kazanmıştır.kadının anamnezinde annesinin
epileptik nöbet sırasında boğularak öldüğü ve kendi EEG sinin epilepsi belirtisi göstermediği
ağır basan ritmin teta olduğu görülmüştür.
34
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Yine bayan Garret te oluşturulan fiziksel nesnelerin hareketinde teta ve PK ile ilgili
çağrışımlar yapılmıştır.
Uri Geller, Rus Kulıgıevna ,Sevgi Çağıl oluşturdukları zihin madde etkileşimleri teta ve
psikokinezi arasındaki bağı güçlendirmektedir.
Paranormal olayları incelememizde teta frekensının önemini bir kez daha belirterek konuyu
burada noktalıyorum.
35
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Rölativite: Göreli hareket ,uzay ve zaman teorisi üçyüz senelik mutlak zaman fikrini
yıkmış,klasik newton fiziğinin bütün temellerini alt üst etmiştir.
Psişik Deneyimler
Sağlıklı sıradan basit bir insanın rüyasında veya zamanın herhangi bir vaktinde biranda
kendini olanaksız bir deneyimin içinde bulur. Deneyim sahibi genellikle sarsılır. Şaşkınlık
içerisinde kalır,ve kısa sürede normale döner. Olay daha sonra toplumsal inançta ebeveynler
tarafından benzer olay yaşamış kişilerin anlatımlarıyla benzerlikleri belirtilerek bir gerçekliğe
bağlanır. Ve olay unutulur.
Kültürlerde hassas kişiler diye anılan ve saygı gösterilen kişiler bu deneyimlerini çok sık
yaşadıkları için bu özellikleri ile birlikte yaşam sürmeye ya alışırlar yada bastırmaya çalışırlar.
Bu konu da otorite boşluğu ve bilimsel alt yapının oluşmayışı çoğu zaman hassas kişiyi derin
psikolojik sorunlar veya çıkar sağlayabilmek için ekonomik kaygılara sürükler. Ülkemizde
birçok örneği vardır.
Sevgi Çağıl;18 Aralık 1927 doğumlu Yaşamının tamamı spirütüel çalışmalarla geçmiş şu an
yorgun ve kırgın bir dost. Türk metafiziğinin büyük üstadı Dr.Bedri Ruhselman ın doğuş
medyumu tanımlaması yaptığı bir kişi. Kendi ifadelerini aktarıyorum: “Medyom lar genellikle
bilinmeyenleri haber veren kişiler olarak düşünülürler. Bu doğru değildir. Medyomda sıradan
bir insan oda öfkelenir sevinir kızar yani insandır ancak ruhsal irtibata geçtiği an bilgi
noktasını bulabilen ve o bilgi kanalından iletişim yapabilen bir kimsedir sadece o an farklıdır.”
“Kendisindeki bu özelliğin onu gururlandırmaya hakkı yoktur. 5-6 yaşımdan beri sevdiğim
insanların etrafında renkli ışıklar görüyorum,Fakat benim gördüklerimi başka insanlar
görmüyordu .Önceleri buna çok üzülüyordum. Bana birisinin sevgi duyduğunu renklerinden
anlıyordum. Hasta bir insanda renkleri göremiyor ve Anneanneme bu ölecek dediğimde
ölüyordu O zamanlar bu kız cinlere karıştı deyip çeşitli hocalara götürdüler ve bir yığın muska
taktılar.”
“Olaylar bir birini izledi olacak olayları önceden bilebiliyordum. Daha sonraları bayılmalar
başladı. Doktorlar kalbi arızalı dediler. Ama bu bayılmalar bende zevk halini almaya başladı.
Önce bedenimi tatal bir uyuşukluk sarıyor daha sonra ruhsal enerjimle istediğim yere
gidebiliyordum. Bunu oyun haline getirmiştim.”
36
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
“Bir Ankara kışında annem geceliğimi ve ayaklarımı çamur içinde buldu halbuki sokağa
çıkmamıştım. Babamın öleceğini gördüm. O dönemler Abdülbaki Gökpınarlının evine
giderdik. Oraya Ahmet Kutsi Tecer, Burhan Toprak Adnan Saygun beyler gelirdi. O sırada,
Abdülbaki Bey Yunus Emre Divanını yazıyordu.Hepsi otururlar,tartışırlar konuşurlardı .Ben
bazen lafa karışır o şiir onun değil ,bu Yunus un değil gibi laflar ederdim.Söylediklerimde her
zaman doğru çıkardı.
Ankara metafizik cemiyetini biz kurduk bu cemiyette Baha Soysal, İzzet Akçal, Zahit
Çandarlı, Erol Sayan,İsmail Hakkı Ketenoğlu gibi tanınmış insanlar vardı. Sene 1951 bu 30
yıl süresince Esrar-ı Sır adlı 3 ciltlik kitap yazdık .”
Sevgi Çağıl bu trans celseleri sırasında Parapsikoloji apor denen yoktan maddeler var
edebildiğini anlatıyor .kendisinin trans sırasında ellerinde su ,kül,heykelcikler oluştuğunu
biliyorum. Hindistan’da Sai Baba nın oluşturduğu tezahürleri oluşturabilecek PK enerjisinin
Yoğunlu bedeninde bir takım radyooaktif yanık benzeri açıklanamayan izlerin oluşmasına
sebep olmuş. Kendisini yakın tanıma fırsatı bulduğum ve benimle görüştüğü için ona
teşekkürlerimi sunuyorum.
Türk spiritüel çalışmalarının , Dr.Bedri Ruhselman gibi Akademik platforma taşınması için
zamanının tüm dinamizmini bu alanda harcamıştır.1921 Afyon doğumlu olan araştırmacı
çocukluğundan itibaren bir çok paranormal fenomen yaşamıştır. Yaşamının geçtiği Ankara
da İzmir Caddesi Kocabeyoğlu Apt. da her Salı ve Cuma, halka açık konferanslarla ve ruhsal
celselerle başlayan çalışmalar 1960 lı yılardan bahsediyoruz dönemin devlet ilgililerinin ilgi
odağı olmuştur.
Celselerinde o dönemin devlet bakanı Kemal Satır Nüvit Yetkin,içişleri bakanı Orhan Öztrak
çok kez bulunmuşlardır. İsmet İnönü ile 27 mayıs ihtilali ile trans sırasında alınan gelecek ile
ilgili olayların görüştüğünü bildirmektedir. Erdal İnönü ve kızı özden in seanslardan
korktuğunu da bildirmiştir.
Bütün bu yakın ilişkiler ve Türk psikiatri tıbbının önde gelen isimlerinden rahmetli Prof.Dr
Recep Doksat ve Prof Dr.Şerif Şankal’ın beraberce bakanlığa sundukları bilimsel araştırma
projeleri Dr.Ruhselman’dan sonra bir kez daha kabul görmemiştir.
37
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Yaşamı yüzlerce paranormal olayla geçen sayın Erkey in ruhsal bir celsesinde trans
halindeki sujenin çizdiği ve ruhsal bir varlık tarafından çizildiği belirtilen Meryem Ana resmi
İzmir Efesteki Meryem Ana kilisesinde bulunmaktadır. Hıristiyan yetkililerce çok beğenilen bu
resim ilgilenenlerin dikkatine sunulur.
Çalışmaları “RUH ve KAİNAT” adlı eserde bugünkü Parapsikoloji biliminin ilk tohumlarıdır.
İnsana ve bilinmeyen kapıya cesurca ve bilimsellikteki şüphe fenomeninden hiç şaşmadan
yürüyen Ruhselman ülkemizde bu konularla ilgilenen insanların çalışma rehberi olmuştur. Ve
onun oluşturduğu ekol hep şüpheden ve bilimsellikten yana olacaktır. Çalışmalarını açık
yüreklilikle savunan Ruhselmandan sayfalarca bahsetmek mümkündür.
İstanbul metapsişik cemiyetinin kurucusu olan Ruhselman her aydın gibi akademik
çalışmalara ihtiyaçtan bahseder.1950 li yıllarda aramızdan ayrılan bu değerli insanı
saygılarımızla anıyoruz.
Hipnoz
İbn-i Sina’nın hipnoz hakkındaki bilgileri bir çok psikosomatik hastalıklarda öncü fikirler
geliştirerek döneminde saygınlık kazanmasına yol açmıştır.
Çok iyi bildiğimiz “plasebo”nun etki mekanizmasın da hipnozun içinde açılım bulacağını
söylemek sanırım doğru olur.
Hipnoz insanla ilgili olan her alanda kullanılmaktadır. Tedavi de fiziksel ve ruhsal bütünlük
içeren insan varlığının farklı bir biçimde değerlendirilmesini sağlar. Bu gün konvansiyonel
tedavi dediğimiz klasik yaklaşımlara daha bütünsel bir birlikle bakmamızı ve insanın doğasını
daha iyi anlamamıza yardımcı olur. Ülkemizde hipnoz altında bir çok cerrahi ameliyatlar
yapan Dr.Hüsnü Öztürk elde ettiği başarılarını hiçbir meslektaşıyla paylaşamamış ve bu saha
kendisi ile kapanmak zorunda kalmıştır.
E.Ü.Diş Hekimliği Fakültesi’nde dekanlık yapan sayın Prof Turan Cengiz diş hekimliği
fakültesi öğrencilerine hipnodonti dersi koyabilmiş. Fakat yönetimce, bu ders gereksiz
38
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Eğer siz bir olayı görmezden gelir,ve ne olduğunu araştırmaktan kaçarsanız birileri
televizyonlarda ve basında çıkar ve siz onları neyle suçlayacağınızı da bilemezsiniz.
Açıklamalarınız da sadece yalanlamayı ve yasaklamayı getirir. Ama siz konuyu bilmediğiniz
için çaresiz kalırsınız.
Sonuçta, ülkemizdeki hacı ve hocaları iyi sonuçlar alan tedaviciler haline getirir. Çok basit bir
örnek siğillerle ve iktiyosizle (alerjik deri rahatsızlığı) ilgili bir çalışmayı dermatoloji sahasında
hipnotik bir telkinle çalışılmasını üfürükçülük ve kocakarı işi sayabilecek kadar bilimselseniz
mahalledeki hoca bunu üfleyerek yapar ve siz de bu nasıl iş diye siğili geçen hastanın
parmağına bakarsınız...
Sigmund Freud ve C.G.Jung’un insan psikoloji sinde bilinç dışı faktörünün bilince ve
davranışlar üzerindeki etkisi araştırmaları ve bu dönem hipnotik çalışmalar bu iki bilim
adamının davranış terapilerinde yaklaşımlarını ve bilinci etkileyen dinamikler üzerinde ayrıma
düşürmüştür.
Jung arketipleri, insanlığın yaşamış olduğu bilgilerin ve korkuların bir türlü herbirimizin alt
belleklerine kayıtlanmış olduğunu söyler. Doğal olarak eski bir hikayenin tüm insanlığın
bilinçaltlarında izleri olduğu anlamı bireysel deneyim olmadan kazanılmış yetiler fikrini anlatır.
Dinlerde ve mistik hikayelerde ortak özellikleri bu bağlamda birleştirebiliriz.
1950’li yıllarda başta A.B.D ve yine karşı blokta istihbarat örgütlerinin ilgisini çeken beyin
yıkama ve istenilen komutu yerine getiren birey projeleri tamamen hipnozla başlayan insan
zihninin bilinmeyenlerine yapılmış yolculuklarda keşfedilen zihne ait parametrelerdir.
Birçok teorisyen hala bu alana şüpheyle bakmaktadır. Fakat gerçek trans sırasında ulaşılan
kabaca bilinçaltının bilinç kadar savunması yoktur .Hipnolog kişinin alt belleğindeki değer
yargıları kavramları veya sibernitik anlamda mikroçipleri ile oynayarak onda yeni bir inanç ve
davranış modeli oluşturur. Ve işte o zaman ona vereceğiniz tüm emirlere itaat eden ve bunu
hiçbir zaman bilmeyen bir insan olur.
Kenedy suikastinde onu öldüren katilin sorgulamasında hipnoz altında verilen emirlerin hiçbir
şekilde hatırlanmadığı dikkat çekmiştir. Kendi çalışmalarım sırasında trans altında bir kişiye
bilinçli hale geçtiğinde sağ ayağının altında şiddetli bir kaşınmak olacak dediğim zaman
verilen sürede itaat de önemlidir. Kişi bunu gerçekleştirir. Bu ayağın neden kaşındığı
sorusuna bilinçli olarak ya bilmediğini, ya da bilincinde kaşınmaya sebep olabilecek bir
39
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
bilgiyle cevap verir:”Bu ya mantardır, ya ter”. Başka bir gerekçe sunamaz. Yani bilincin dışı
bilinç kadar dışa dönük olmayıp savunma kriterleri zayıftır. Bu bilgi maalesef çok kötü
amaçlarla kullanıma açıktır.
Yine hipnoz açıklamalarında çok sık duyduğunuz bir fenomen bu yöntem herkese
uygulanabilir mi ?
Cevabım evet: Narko-hipnoz (anestezi ilaçları ile) direnç gösteren her insana
uygulanabilir.Beyin yıkama ve şartlandırmalarda çok iyi bir psikiyatri bilgisi,ne ihtiyaç vardır.
Amerika’da, CIA’ nın bir mankeni on yıl süre ile hipnotik emirlerle kıllandığını bildiren çok
ciddi çalışmalar vardır.
Kripto Hafıza
Geçmişte olmuş bir olayın ince ayrıntılarının alınmasında yine emniyet birimlerince kullanılır.
Örnek olay mahallinin çok ince tanımlaması ve gözden kaçan bilgilerin tekrar alınmasında
tanıklardaki ifadelerin doğrulanmasında kullanılmaktadır.
Psikometri
Bir eşya üzerine kullanıcı tarafından bırakılan enerji ,elektro manyetik alan, trans altındaki
hassas bireyde kullanıcıya ait bilgilerin zihinsel ve duygusal algılanmasıdır. Konu ile ilgili çok
detaylı çalışmalar ve örnekleri vardır.
Teşhis ve Tedavi
Hipnotik trans altında süje karşısına oturtulan insanın alt bellekleri ve vücut enerjileri ile ilgili
bilgilere ulaşır. Bunları anlatır.ve biomanyetik alanına belirli paslar uygulayarak bu işlemi
başarı ile tamamlar.
Çok spesifik bir örnek Amerikalı medyom E:CAYCE sıradan bir köylüdür. Trans altında
yüzlerce kişiye teşhis ve ameliyatlar uygulamıştır. ABD de çok önemli araştırmaların temel
noktası olmuştur.ilgilenenler bu kişinin yaşamına ve yaptıklarına adına açılan web
sayfalarından bakabilirler.
40
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
A. Yaş
C. Motivasyon
E. Hayal gücü
A - YAŞ: on ila yirmi yaşları arasında veya yirmi yaşların ilk yıllarında olan hastaların diğer
yaş gruplarına nazaran hipnotik duruma daha kolay ve hızlı girdiği görülmektedir. Spesifik
yaş sınfı olmamasına rağmen, yedi ila altmış yaş arasındakiler en iyi hipnotize olmaktadırlar.
Hipnoz, yüksek hayal güçleri sebebiyle yedi yaştan daha küçükler üzerinde bile etkilidir.
Çocuklarda hipnoz genellikle son derece basit bir işlemdir. Çocukların yaklaşık yüzde 100 ü
hipnotize edilebilir. Teknik, adultler için tasarlanandan biraz farklıdır. Pratikte, çocukların hafif
bir transa girdikleri ve onları hipnotize etmek için gerekli tekniği minimal olduğu görülecektir.
Bu konuda iki ana kural şudur:
Yazarlar arasında erkeklerin mi yoksa kadınların mı hipnoza karşı daha hassas oldukları
konusunda farklı fikirleri vardır. Fikirlerin çoğu kadınların erkeklere nazaran daha iyi denekler
olduğu şeklindedir. Bu durum, muhtemelen toplumumuzdaki kadınların daha bağımlı cinsiyet
olmalarına ve bundan dolayı, hipnotik indüksiyon sırasında verilen telkinlere daha az direnç
göstermelerine bağlıdır.
41
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
"Beni hipnotize edebileceğinize inanmıyorum." Bu pek çok insan için, gece tek başına bir
mezarlıktan geçmeye benzer, hiçbirimiz hayaletlere inanmasak da, orada kimseyle
karşılaşmayı istemeyiz.
Hipnoz hakkındaki batıl inançlar ve hipnotistin gücüyle ilgili yanlış fikirler çoğu kez, hastanın
hassasiyetini arttırıcı yönde etki eder. Bazan batıl inançlar ve yanlış fikirler hastayı
engelleyecek özelliktedir. Fakat bu durum hekimle ilk konuşmada ortadan kalkabilir. Birçok
yanlış fikirler, filmde, sahnede, televizyon veya radyoda hipnozun son derece dramatik
sunulmasından kaynaklanmaktadır.
Bilinçaltı inancı hipnoz için elzemdir, bilinçli inanç ise arzu edilir. Şifa beklemek için inanç
olmalıdır. Bazı hastalar, ancak öteki bütün tedavi türlerini denedikten ve pekçok hekimi
ziyaret ettikten sonra hipnoza başvururlar. Bu hastalar tedavi metoduna inanmış
olmalarından ziyade, onun, kendilerinin son umudu olduğuna inandıkları için, hipnotik
tedaviye başvururlar. Bununla beraber, büyük kısmı, ilk seanslarında hipnoza iyice inanırlar.
Hasta, bir hipnetorepist olarak, hekimine güvenmelidir. Onun karar ve fikirlerine saygı
duymalıdır. Bir hekimden yıllarca eski usul tedavi almış bir hasta, hipnoterapi için, cevap
vermeyen birine nazaran daha iyi bir aday olacaktır.
Bazı hastalar rahatsızlıklarının psikojenik kısmını sorun kabul etmezler. Şayet bunlar iyi
hipnotik denekler olurlarsa, iyileşme mükemmeldir. Ancak psikoterapiye karşı direnç
meydana gelirse, iyileşme için daha dikkatli olunmalıdır. Tedavi süresinin uzatılması
gerekebilir. Şahıs şifa bulacağını beklemelidir. Beklemek, arzu etmeyle aynı şey değildir.
Uykusuz biri uyuyabilmeyi arzu eder, fakat, genellikle, bir başka uykusuz geceyi bekler.
C - ARZU VE YÖNELİM: Hastanın, inanç kazanmak için samimi bir motivasyonu olmalıdır.
Bu belki de en önemli ön şattır. Bazan, hasta hipnotik tedaviyi ve terapisti kendi savunma
sistemine yönelik bir tehlike gibi görür. Bu durum doğal olarak hastanın gururunu ve güvenlik
hissini arttırır ve hasta tabii ki, mevcut davranış şeklinde ısrar ederek herhangi bir bozma
veya değişikliğe karşı direnir.
Şifa sağlamak için, hastanın yeterli arzu ve yönelimi olmalıdır. Ağır ruhsal bozukluğu olan
hastaların motivasyonu çok azdır. Hipnotik indüksiyon temininde, direnci önlemek için
sadece hasta motivasyonunun değil, aynı zamada hekim motivasyonun da önemli olduğu
düşünülebilir. Bunun karşılıklı bir ilişki olduğunu ve samimi olmazsa, hekimin dirence sebep
olabileceğini akıldan çıkarmayınız.
Bazan, bir merak konusu olarak, hipnotize olmanın heyecanını yaşamak için veya sadece ne
olduğunu görmek için hipnozu denemeyi arzu edenler hipnotik tedavilere başvururlar.
Farkına varılırsa, böyle gruplar kabul edilmemelidir. Üçüncü seanstan sonra, iyileşme
motivasyonu eksikliğinin hekimden saklanması güçtür.
42
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Hasta konsantre olabilecek kadar, ruhsal kapasite taşımalıdır. Zeka seviyesi düşük
şahıslardaki sonuçlar kötüdür. Çoğunlukla, daha zeki ve daha iyi eğitim görmüş bir şahıs,
daha iyi denektir. En azından vasat bir zeka arzu edilir. Eğitim görmüş olma, hekimle hasta
arasındaki ilişkiyi kolaylaştırdığı ve açıklığa kavuşturduğu için arzu edilir. Eğitim hastanın
şikayetlerini, yaklaşımlarını ve arzularını daha açık tarif etmesini sağlar.
E - HAYAL GÜCÜ: Hastalarımızda engin bir hayal gücünü aramalıyız. Hayal gücü geniş;
yer, zaman ve kişi bileşimlerinin çeşitli karışımlarını hayalinde kurabilen hastalar, indüksiyon
tekniğinin başarıya ulaşmasında çok etkilidir. Bu tip hastalar tedaviden de büyük yarar görür.
Bir kişinin kendi kendini hipnoz edemiyeceğine dair eski bir inanç vardır ve bu hipnoanaliz
için de geçerlidir. Hipnoanaliz gıdıklama veya gıcıklanmaya benzer. Kişinin kendi kendini
hipnoanaliz etmesi oldukça zordur. Yine de rahatlama, anestezi ve sınırlı diğer durumlar için
self hipnoz uygulanabilir ve de sürekli durumlar için de self hipnozu tavsiye etmeyi
düşünebilirsiniz. En etkili olacak olanı, hasta tamamen kendinde olmaya yakın olmalı ve
hasta genel hipnoz hakkında adamakıllı bilgi sahibi olmalı. Eğer hasta transta iken telkinler
verilirse, self hipnozu öğrenme daha kolay olacaktır. Hastanın düzenli seansları esnasında
43
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
yararlı olana paralel bir metod seçimi yapılacaktır. Sizin tavsiye ettiğiniz önerilerin takviyesi
için hasta self hipnozu kullanabilir.
Bir hipnotik transda telkinle hastaya "Sen benim seninle olduğumu ve sana yaptığım gibi
sana hipnoz için verdiğim önerileri düşünerek kendi kendini hipnotize edeceksin. Sana
vermiş olduğum ve senin kendi kendine verebileceğin aynı uyanma telkinlerini verebileceksin
ki self hipnozdan uyanmama korkusuna sahip olmana gerek kalmasın. İlave olarak sizin
otomatikman uyanabilmeniz için biri sizin yanınızda olmalı ya da başka bir kişi hipnotik
durum esnasında size gereklidir."
Self hipnozu başarmak için kullanılan daha az yaygın yollar veya metodlar vardır. Bunlar,
kasetçalar ile hastayı hipnotize ederek tedavi etmek, tedavi edici öneriler veya telkinler ve
kendi yönteminizle uyanmak gibi çeşitli metodları içerisine alır. Hipnoz sonrasında hasta
kaset çalacak ve daha sonraki hayali durumlarda hasta kendi kendine hipnotik duruma
girebilecektir. Yazılı telkinlerle ve aynı yolun uygulanmasıyla bu başarılmıştır.
A. TEMEL OTOHİPNOZ
4. Oto-telkin.
Doğal ritmik solunum, vücudunuzu kendi solunum ritmini bulmaya bırakmanızı mümkün kılar.
Derin derin nefes almak için, kendinizi zorlamanıza gerek yoktur. Sadece, kendinizi uyuyan
bir bebeğin rahatlığı ve sükunetiyle nefes almaya bırakın.
Fizyolojik olarak, doğal ritmik solunumun, vücudun gevşemiş bir durumda kalmasına yardım
ederek, sempatik sinir sistemi fonksiyonu azaltma eğilimi vardır. Sinir sisteminizin sempatik
44
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Bu solunum tipinin faydalarını, modern bilim adamları gibi, eski yoga filozofları da biliyorlardı.
Doğal ritmik solunum, fiziki aktiviteden uzaklaşmanıza izin verir, böylece zihni hipnotik
tecrübe için hazırlar.
'Relaksasyon Cevabı' adlı eserinde Dr. Herbert Benson, basit gevşeme (iskelet kası
gerginliğinde azalma) ile, relaksasyon cevabı (sempatik sinir sistemi aktivitesinde azalma)
arasındaki farkı belirtmektedir. Bilimsel vücut gevşemesi her ikisini de kapsar. Doğal solunum
yoluyla, eş zamanlı olarak, kas gerginliğini azaltmaya ve sempatik sinir sistemi akitivitesini
yavaşlatmaya çalışır. "Bilimsel" adını alır, çünkü, eksternal işaretleri gözleyerek ve ölçerek,
vücudun ne zaman gevşediğini tespit etmek mümkündür. Bu eksternal belirtiler, yavaşlamış
bir solunum hızı, yüz kaslarının gevşemesi, letarjik bir vücut postürü ve bilekten hafifçe
kaldırıldığı zaman, elde ve parmaklarda balmumu yumuşaklığıdır. Bu durumu, bir içecek
alma, televizyon seyretme veya sigara içme gibi yalancı gevşeme adı verilen daha sun'i
vasıtalardan ayırt etmek için de 'bilimsel gevşeme' ismi verilmiştir.
45
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Yıllar boyunca, bilimsel vücut relaksasyonunu sağlamak için, başka metodlar geliştirildi.
1920'lerde, Almanya'da otojenik eğitim tasarlandı ve psikiatrist J.H. Schultz tarafında
geliştirildi. Vizüel imajı kas gevşemesiyle kombine etmesine rağmen bu metod çok uzundu ve
zaman tüketiciydi. Bilimsel vücut gevşemesini temin etmek için meditasyon da kullanılmıştır.
Biofeedback, relaksasyon sağlamak için, vücut-zihin iletişimini kullanmanın daha modern ve
ileri bir metodudur.
Bilimsel vücut gevşemesini sağlamak için, temel self-hipnozun 4 fazında basit bir teknik teklif
edilmektedir. Bu tekniğin avantajları çoktur. Bir kere öğrenilince, mevcut alternatif metodları
kullanarak kısaltılabilir. Herhangi bir yerde yapılabilir ve özel bir ekipman gerektirmez. Bu
relaksasyon durumunu sağlayınca, zihninizi berraklaştırabilecek ve onu kendi telkinlerinize
açık hale getirebileceksiniz.
Bu nasıl başarılır? Birinci basamak vücudun tam olarak gevşemesini temin etmektir, öyle ki
zihin böyle hayalleri kurmak için serbest kalacaktır. Temel self-hipnozun doğal ritmik solunum
ve bilimsel vücut gevşemesi fazlarından geçmenizin sebebi budur. Kalifornia Büyük Tıp
Araştırma Enstitüsü'nden Dr. Kroger ve Dr. Fezler'e göre, daha sonra duyusal hatırlama
yoluyla canlı olarak hayal kurabilir. Dr. Kroger ve Dr. Fezler bir kere yaşamış bir duygunun,
her zaman hatırlanacağını ve hissedildiği zamanı hatırlama yoluyla, o duygunun yeniden
yaşanabileceğini iddia ediyorlar. Farzedin ki kendinizin plajda dinlenirken hayal ediyorsunuz.
Kafanızda tuzun kokusunu canlandırabilirsiniz. Bunu, kendikendinize 'Tuz kokusu
46
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
duyuyorum' diye tekrarlayarak değil, fakat kokuyu duyduğunuz anı yeniden yaşayarak
yapabilirsiniz.
Dr. Barbara Hariton'un öncü çalışması gibi birçok çalışmalar, olumlu hayal kurmanın, cinsel
zevkin temel bir parçası olduğunu göstermiştir. Çünkü, olumlu hayal kurma, aşktan
uzaklaşmaya yol açan olumsuz yaklaşımları etkisiz hale getirir ve zihni daha çok cinsel zevk
verecek olan ototelkine açar. Cinsel Problemlerde Hipnoterapi cinsel zevki artırmak için
olumlu hayal kurmayı öğrenmenizi sağlayacaktır.
E. OTOTELKİN
Hipnoz altındaki oto telkinler, hayatınızda, tutum alma, düşünme, hissetme veya cevap
verme yolunuzu değiştirmeye yöneliktir. Dr. Kroger ve Dr. Fezler oto-telkinlerin 3 kural
tarafından yönetildiğini ifade etmektedirler.
Kabul edilebilir bir zihinsel imaj üzerinde aşırı konsontrasyon sıklıkla imajın gerçekleşmesine
yol açar. Fakat, bu durum, sadece, ferdin imajı estetik ve ahlaki yönlerden kabul edilebilir
bulması halinde husule gelebilir. Bütünüyle zihinsel bir telkinin etkisi olmayacaktır. Yani,
ejekulasyon problemleri olan bir adam, sadece, kendi kendisine basitçe, "Ejekulasyon
refleksimi kontrol edebilirim" diyerek ilerleme sağlayamaz. Bunun yerine, kendisini her
ayrıntısından zevk aldığı ve kendiliğinden ejekulasyonunu kontrol ettiği bir cinsel sahnede
canlı olarak hayal etmelidir.
Sadece daha fazla çaba gösterdiğinizde hatırlamak daha güç olur. Örneğin bir ismi veya
anahtarlarınızı koyduğunuz yeri hatırlamayı denediğinizi düşünün. Hatırlamanın en etkili
yolunun, hafızanızdaki şartlara, sahnelere ve yerlere giderek bütünüyle hayati hatırlama
olduğunu belki de biliyorsunuzdur.
Kuvvetli bir his, zayıf bir hissin yerini alır. Bu yüzden olumlu hisleri kuvvetlendirmek gerekir.
Bu, Cinsel Problemlerde Hipnoterapi programındaki olumlu oto-telkinlerin önemini
vurgulamaktadır. Olumlu oto-telkinler kafanızdan olumsuz düşünceleri atmanıza yardım eder.
Pekçok kimse, cinsel zevki azaltan olumsuz cinsel düşüncelere sahip oldruğundan,
47
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
F. GERİ DÖNÜŞ
Geri Dönüş, zihnin, hipnozik durumdan gerçeğe dönmesidir. Geri dönüş, zihniniz karışmadan
tedrici olarak ve sakin bir şekilde her zamanki dünyaya geri dönmenize izin verir. Geri dönüş
yoluyla, hipnotik durumdan sakin, dinlenmiş ve rahatlamış olarak çıkacaksınız.
Artık, temel self-hipnozun beş fazı arasındaki ilişkiyi anlıyorsunuz. Temel otohipnoz için
hazırlanmaya başlayabilirsiniz.
Önce hipnoz hakkında genel bir fikir edinmek için, aşağıdaki temel otohipnoz senaryosunu
baştanbaşa okuyun. Self-hipnozu öğrenmeniz için ideal yol, senaryoyu bir teybe okumak
veya tanıdığınız birinden bunu yapmasını istemektir. Yavaş yavaş okurken yumuşak
yatıştırıcı bir ses kullanmalısınız. Bir kere teybe kaydettikten sonra, arzu ettiğiniz zaman geri
alabilir ve çalışabilirsiniz. Senaryoyu uygulamaya öylesine alışacaksınız ki, artık teybe
ihtiyacınız kalmayacak. Şayet senaryoyu teybe kaydetmek mümkün değilse, onu ve
muhtevasını zihninizde canlandıracak kadar çok okumalısınız.
Temel otohipnoz senaryosuyla rahatladığınız zaman, self hipnoza uygun, en önemlisi trafik,
telefon ve konuşma gibi dış gürültülerden uzak bir çevre bulun. Işıklar loş olmalı, giysileriniz
gevşek ve rahat olmalıdır. Sizi en az rahatsız eden ve en fazla rahatlatan bir çevre bulmayı
deneyebilirsiniz.
Rahat bir sandalyeye oturun. Yatmaktan ziyade, oturmanız gerekir. Çünkü, bu yeni usulü
öğrenmek için yeterince uyanık bulunmalısınız. Bilimsel vücut gevşemesini sağlamak için
yatarsanız uyuyabilirsiniz. Yatmaktan ziyade oturma yoluyla, kendi kendinize hipnozun aktif
bir işlem olduğu mesajını verirsiniz. Bu durum size, kontrol altında olduğunuz ve kendi
hayatınızı iyileştirmek için birşeyler yaptığınız hissini verir. Self-hipnozdaki ustalığınız
arttıkça, böyle ayrıntılı hazırlıklara gerek duymayacaksınız.
Bu eksersizin faydalı etkileri sizi şaşırtacaktır. Ancak, başlangıçta işe yaramadığı görülürse,
cesaretiniz kırılmasın. Otohipnoz, pratik yapmayı ve hastanın iyice öğrenmesini gerektiren bir
48
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
ustalıktır. Eksersizi sürdürün, çok geçmeden bu tecrübeden size fayda ve zevk sağlayacak
başarılar elde edeceksiniz.
Yeni bir mahareti öğrenmek için herkesin farklı miktarda zamana ihtiyacı olduğundan, bu
mahareti ne zaman iyice öğrendiğinize kendiniz karar vereceksiniz. Bu işlem size yürümek
kadar doğal gelene dek, günde yaklaşık yarım saat temel otohipnoz pratiği yapmalısınız. Bu
mahareti rahatça gösterebildiğinizi hissettiğiniz zaman, bölüm altıdan ona kadar ayrıntılı
olarak verilen cinsel problemlerde hipnoterapi'nin, sonraki kısımlarına geçmek için hazır
olacaksınız.
Not: Aşağıdaki bölümde her üç periyodda talimatı gördüğünüz zaman kısa bir süre durun.
Şimdi, kaslarınızı gevşetmeye başlayın... Sağ ayak kaslarınızın gevşemesine izin verin... Her
nefes alışta ayağınızın serbest, rahat ve gevşek olduğunu hissediyorsunuz... Nefes alın...
Verin... Alın... Verin... Gevşekliğin sağ baldırınıza yayılmasına izin verin... Sağ baldırınız
ısınıyor, ağırlaşıyor ve gevşiyor... Nefes alın... Verin... Sıcaklık sağ uyluğunuza yayılıyor...
Sağ bacağınız bütünüyle gevşemiş durumda... İyilik ve sıcaklık hissini sağ bacağınızda
toplayın... Gevşek biçimde nefes alın... Gerginlikten uzak nefes alın... Şimdi sol ayağınızı
gevşetin... Rahatlık veren gevşemenin sol ayağınıza yerleştiğini hissedin... Nefes alın...
Verin... Alın... Verin... Gevşemenin sol baldırınıza yayılmasına izin verin... İşte böyle... Nefes
alın... Verin.... Gevşemenin sol uyluğunuza yayılmasına izin verin. Sol bacağınız bütünüyle
gevşemiş, ısınmış ve ağırlaşmış durumda... Gevşeme hissini bacaklarınızda toplayın...
49
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Belinizin ve karnınızın daha çok ve daha çok gevşediğini hissedebiliyorsunuz... Her nefes
alışta beliniz ve karnınız ağırlaşıyor ve daha çok gevşiyor... Nefes alın... Verin.. Alın... Verin...
Gevşek biçimde nefes alın... Gerginlikten uzak nefes alın... Şimdi daha derin bir gevşeme
hissi sırtınıza yayılıyor... Sırtınızdaki her kas gevşiyor, yumuşuyor, serbestleşiyor ve çok
rahatlıyor... Her nefes alış gevşemeyi biraz daha artırıyor... Dikkatinizi bacaklarınız ve
vücudunuzun üst kısmı üzerindeki derin rahatlama hissi üzerinde toplayın...
Gevşemeye bağlı olan rahatlığın sağ elinize yayılmasına izin verin... Sağ eliniz çok gevşek
ve yumuşak durumda... Nefes alın... Verin... Alın... Verin... Sağ elinizden sağ kolunuza doğru
sıcaklık yayılıyor... Şimdi kolunuz bir kukla kolu gibi gevşemiş durumda. Sağ kolunuzdaki
serbestlik, sıcaklık ve gevşeklik hisleri üzerinde dikkatinizi toplayın... Nefes alın.. Verin...
Alın... Verin... Şimdi sol kolunuzun daha çok ve daha çok gevşemesine izin verin... Eliniz
yumuşak ve gevşek durumda... Sıcak hisler parmaklarınıza ve elinize yayılıyor.. Nefes alın...
Verin... Alın... Verin.... Sıcaklık ve ağırlık sol elinizden sol kolunuza yayılıyor... Sol kolunuzun
gevşediğini hissedin... Ayaklarınız, bacaklarınız, pelvisiniz, karnınız ve kollarınızdaki
serbestliğe ve gevşemeye dikkatinizi verin... O kadar gevşemiş durumdasınız ki... Her nefes
alışınızda, vücudunuz daha derin bir gevşeme durumuna giriyor... İşte böyle nefes alın...
Verin... Alın... Verin... Vücudunuza yayılan rahatlığın zevkini tadın...
Şimdi, boynunuzu ve omuzlarınızı gevşetin. Her nefes alışınızda, masaj yapan sihirli ve
mahir ellerin gerginliği uzaklaştırdığını hayal edin... O kadar gevşemiş ve rahatlamış
durumdasınız ki... Kendinizi omuzlarınızdan büyük yükler kaldırılmış gibi hissediyorsunuz...
Omuzlarınız sıcak, serbest ve gevşemiş durumda... Boynunuza ve omuzlarınıza ustaca
yapılan masaja dikkat edin... Gevşemiş biçimde nefes alın... Gerginlikten uzak nefes alın...
Nefes alın... Verin... Şimdi ağzınızı açın ve ağız kaslarınızı gevşetin... İşte böyle... Ağzınızın
etrafındaki kaslar, iyice gevşemiş durumda... Çeneniz gevşemiş durumda ve dişleriniz
50
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
birbirine dokunmuyor... Nefes alın... Verin... Alın... Verin... Gevşeme bütün yüzünüze
yayılıyor... Sanki gözleriniz yuvalarında yüzüyorlarmış gibi hissediyorsunuz... Her yeni nefes
alışta, daha çok gevşemiş durumdalar... Göz kapaklarınız ağırlaşmış ve gevşemiş
durumda... Gerginlik yüzünüzden uzaklaşıyor... Nefes alın... Verin... Alın... Verin...
Şakaklarınız ve alnınız o kadar gevşemiş durumda ki... Gevşeme hissi, başınızdan ayak
parmaklarınıza kadar, vücudunuzun her kısmına doluyor... Gevşemenin bütün vücudunuzu
dolaştığını hissedin... Sanki gevşeme kan dolaşımınızdan akıyor... Gevşek biçimde nefes
alın... Gerginlikten uzak nefes alın... Bütün vücudunuzun son derece rahatladığını
hissediyorsunuz. Bütün vücudunuzdaki sıcaklık, ağırlık ve gevşemenin zevkini tadın...
(Kısa bir süre durun.)
Şimdi size zevk verici ve mutluluk dağıtıcı bir ortamda iken,bu hisleri arzu ettiğiniz herhangi
bir zamanda geri çağırabileceğinizi söyleyiniz... (On saniye ara veriniz.) Faydalı,muktedir ve
muhabbet dolu bir hisle kendi kendinize telkin yapınız...Yine zihninizde aynı hislerle bu
düşünceleri mümkün olduğu kadar tekrarlayınız...
51
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Şimdi yavaş bir şekilde merdivenlerden ineceksiniz...Çok yavaş bir şekilde yürüyünüz...Her
basamağı geçtikçe zihninizde hayal ettiğiniz arzu ve isteklerinize ulaşacaksınız...En son
basamağa ulaştığınız zaman kendinizi enerji dolu ve çok zinde bir şekilde gevşemiş
olduğunuzu hissedeceksiniz...Dinlenmiş bir şekilde olduğunuzu hissedeceksiniz...
Vücudunuzun ve zihninizin daha güçlü olduğunu hissedeceksiniz... Şimdi yavaş yavaş
basamakları tırmanmaya başlayınız...Şimdi birinci basamağa çıkınız...Artık geri
dönüyorsunuz... Şimdi ikinci basamağa çıkınız...Sıra üçüncü basamakta...Kendinizi daha
zinde ve gevşemiş hissediyorsunuz... Dördüncü ve beşinci basamakları çıkınız...Soluk
alınız...Veriniz... Alınız... Veriniz...Zihninizdeki isteklerden vazgeçmeye başlayınız...Şimdi
altıncı basamağa çıkınız...Nefes alınız... Veriniz...Alınız...Veriniz...Şimdi yedinci basamağa
doğru hareket ediniz...Şimdi sekizinci basamağa çıkınız... Düşüncelerinizi ve bakışlarınızı
odanın içine yoğunlaştırınız...Artık yolculuğunuzun sonuna ulaşıyorsunuz...Birkaç adım sonra
tam bir canlılık ve zindelik içinde olacaksınız...Nihayet onuncu basamağa ulaştınız..Nefes
alınız...Veriniz...Alınız...Veriniz.... Artık onuncu basamaktasınız ve gözlerinizi açabilirsiniz...
Bu şekilde bir dakika bekleyiniz ve kendinizi etrafınıza adapte ediniz...
Sizlerin çoğu, böyle bir pratik uygulamadan sonra süratli bir şekilde birinci ve ikinci fazlara
erişebilirsiniz.Eğer öngörülen süreden daha kısa bir süre içerisinde yukarıdaki yöntemlerle
bilimsel gevşeme durumuna erişebiliyorsanız birinci ve ikinci fazdan sonra gelen aşamalara
geçmek için çalışma yapabilirsiniz.Bu aşamaları geçtikten sonra doğrudan dördüncü ve
beşinci fazlar üzerinde çalışınız.
52
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
2. Nefesinizi içerinizde tutmaya gayret ediniz ve havanın ciğerlernizin en ücra köşesine kadar
doldurduğunu hayal ediniz..Her nefes alışınız ile karnınızın nasıl yükseldiğini ve alçaldığını
görmeye çalışınız.. Bir elinizi veya iki elinizi birden karnınızın üzerine yerleştiriniz...Ve
nefesinizin ritmik hareketlerini takip etmeye çalışınız...Şimdi rehavet ve gevşeme kelimeleri
üzerinde düşününüz...Gevşeme ve rehavet kelimelerinin sakin ve tatlı bir sesle işitildiğini
hayal ediniz...Gevşeme ve rehavet kelimelerinin vücudunuzun her hücresince emildiğini
tahayyül ediniz...Tüm bunların üzerinde gerçekten gevşeyiniz...Bu şekilde
rahat,huzurlu,gevşemiş ,ağırlığını kaybetmiş ve sakin bir şekilde rehavete eriştiğinizi
hissediniz...Şu anda vücudunuz sanki bir kukla gibi oldu...
53
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
A. GİRİŞ
Diş hekimliğinde hipnozun kullanımını ifade eden "HİPNODONTİ"in uzun bir tarihi vardır.
Hipnozun diş hekimliğinde yaygın bir kullanım alanı vardır. İlk başta da diş problemlerine
bağlı ortaya çıkan akut ve kronik ağrıların tedavisinde kullanılmaktadır. Diş hekimleri günlük
çalışmalarında, hipnotik telkinler yardımı ile yeni yeni ilginç kullanım alanları
geliştirmektedirler.
Diş hekimliği literatüründe konu ile ilgili çok geniş araştırma, makale ve kaynak bulmak
mümkündür. Son on yılın literatürü içinde toplayan "Dünyada Hipnoz - Makale Özetleri"
kitabımızda da görüleceği gibi, hipnodonti ile ilgili son on yılda bir çok araştırma ve makale
yayınlanmıştır. 1980 öncesi dönemde göze çarpan çalışmalar arasında Badra (1961),
Bernick (1972), Bodecker (1956), Cheek ve LeCson (1968), Crowder (1965), Damseaux
(1959), Drewer (1961), Golan (1975), Hortland (1966), Kornfield (1988) Klopp (1975),
McAmmond (1971), Mason (1960), Owens (1970), Roston (1975), Scott (1968), Secter
(1965), Shaw (1958), Thompson (1963), Wald ve Kline (1955)
Konu ile ilgili ilk çalışmalar Burgess (1952) tarafından başlatılmıştır. Bu çalışmaları da diş
hekimliği psikolojisi ile hipnoz arasındaki köklü ilişkiye değinilmiştir. HİPNODONTİK terimini
literatüre tanıtan kişi Moss (1956) olmuştu. Bu terimi tanımlarken; Diş biliminde hipnozun
kullanımı ve yararlılıklarını ihdas eden bir dal olduğunu söylemiştik. Ayrıca diş hekimliği
pratiklerinde kullanılan telkin ve diğer yöntemleri de bu kapsamın içinde mütalaa etmiştir.
Konu ile ilgili dikkate değer ilk kitap 1950 ve 1958 yılında yayınlanmıştır. Stolzenberg
tarafından yayınlanan 1950 tarihli bu kitap "Psychosomatics and Sugestion Therapy in
Dentistry" ismi ile basılmıştır. 1958 yılında Shaw tarafından yayınlanan diğer kitabın ismi ise
"Clinical Applications of Hypnosis in Dentistry" dır. Show'a göre diş hekimliği pratiklerinde
ciddi hipnoz indüksiyon tekniklerine ihtiyaç kalmadan, basit telkinler vasıtası ile bir çok dental
işlem yürütülebilmektedir. Ancak daha ciddi ve komplike problemleri olan bazı hastalarda
hipnotik indüksiyon yöntemi tercih edilmelidir.
Ament (1955) yayınladığı bir çalışmasında hipnozun dental pratiklerde kullanılması ile ilgili
olarak ilginç bir yaklaşım getirmiştir. "Time Distortion" uygulaması ile, koltukta pratik için
saatlerce kalmak zorunda kalan hastalara bu süre kısaltılmaktadır. Hasta hipnotik transa
alınmakta ve zamanın çok çabuk geçtiği konusunda verilen telkinler ile hastanın uzun pratik
zamanını çok kısa algılaması temin edilmektedir. Hastanın pratik işlemleri bittiğinde transtan
çıkartılmakta ve hastaya ne kadar süre geçtiği sorulmaktadır. Hastalar işlem süresinin çok
kısa sürdüğünü ve çok rahat ettiklerini ifade etmektedirler.
54
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Diş gıcırdatması genellikle gece uykusunda veya alkolün etkili olduğu dönemler boyunca
ortaya çıkan ciddi bir problemdir. Bilinç altındaki dürtülerden oluşan bu diş gıcırdatmaları
sonucunda sağlıklı dişler tahrip olur, mine tabakaları zedelenerek hastalıklı bir diş takımı
oluşur.
"Briksizm" olarak adlandırılan diş gıcırdatması bilinçaltındaki stress ve gerilimin bir nevi
ifadesidir. Uykuda iken bu gerilim ve sıkıntı kendini bu şekilde ortaya koyar. Hipnoz altında
iken sağlanan derin solunum çalışmaları, hastaların bir kısım stress ve gerilimlerini atmak
için yeterli olmaktadır. Bazen de direk baskılama yöntemi şeklinde verilen telkinler vasıtasıyla
semptomlar kontrol altına alınabilmektedir. Direk baskılama yöntemi bilinçaltındaki gerilim
nedenleri veya olayı ortaya çıkaran gerçek nedenler tesbit edilemediğinde uygulanmalıdır.
Bazı vakalarda ise otohipnoz ve ototelkin yöntemi kullanılmaktadır. Uyku zamanı geldiğinde
hastalar kendi kendilerine ototelkin vererek, dişlerini gıcırdatmıyacaklarını telkin eder ve
uyurlar. Uyku süresince dişlerini gıcırdatmadıkları tesbit edilmiştir.
Bazı vakalarda kişiler hipnotik transa alınmakta ve bir müddet sonra telkin ile normal uykuya
geçmesi sağlanmaktadır. Hasta normal uykuya geçtikten sonra diş gıcırdatması
başlamaktadır. Bu hastalar hemen uyandırılmakta ve diş gıcırdatması kesilmektedir.
Ardından tekrar uyumalarına izin verildiğinde, diş gıcırdatmasının süratli bir şekilde tedavi
olduğu gözlemlenmiştir.
Kuhne (1959) ve Sinyer (1960) hasta ile hekim arasındaki psikolojik süreçleri ve karşılıklı
ilişkileri incelemiştir. Singer özellikle Adler tarafından geliştirilen bazı teknikler üzerinde
durmuştur.
Secter (1960) hipnozun diş hekimliğinde kullanım alanlarını göstermiş ve özellikle öğürme ve
geğirme refleksinin tedavisinde hipnozun kullanımını göstermiştir. Hipnoz geğirme ve öğürme
refleksinin kontrolünde kıymetli bir yöntemdir. Konu ile ilgili bir çok çalışma yapılmıştır. Bunlar
arasında Ament (1971) Chastain (1965), Stolzenberg (1959-1961), Wegand (1972)
sayılabilir. Barlett (1971) direk telkin vasıtası ile öğürme refleksinin önüne geçilebileceği
belirtilmiştir.
Bilindiği gibi ağzı çok hassas kişilerde normal dişlere karşı bile bir öğürme duygusu
oluşmaktadır. Bu tip hastaların muayenesinde herhangi bir organik neden bulunamamıştır.
Ayrıca çeşitli diş protezleri ve apareyleri kullanan bazı hastalarda da durum aynıdır. Bunlarda
da dayanılmaz bir öğürme refleksi başlayabilmektedir.
55
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Konunun daha da vüzuha kavuşabilmesi için bir vaka takdimi yapmakta yarar vardır.
Crasilneck (1971) ten naklettiğim bu vakada hastamız otuz yaşlarında, iki çocuk annesi, evli
bir bayandır. Hastamızın dişleri ileri derece bir hassasiyete sahiptir. İlkokuldan bu tarafa
dişlerine dışardan gelebilecek herhangi bir uyarı çok rahatsızlık vermektedir. Bu nedenle
dişlerini fırçalamak ve temizlemek hemen hemen imkansız bir hale geliyordu. Zaman zaman
almak zorunda kaldığı soğuk ve sıcak içeceklere tahammül edemiyordu. Her türlü farklı uyarı
hastayı rahatsız ediyordu.
Hasta tüm bu şikayetlerden kurtulmak ümidiyle hipnoterapi ile tedavi olmak istiyordu. Hasta
bu hassasiyeti nedeni ile diş kürdanı, diş ipi gibi temizleyici şeyler de kullanamıyordu. Tüm
bunların yanında hastanın dişlerine cerrahi bir müdahale yapılmak zorunluluğu da ortaya
çıkmıştı. Cerrahi öncesi muayenenin yapılması ve cerrahi sonrası oluşacak ağrıyı düşünmesi
bile hastayı ileri derecede rahatsız ediyordu. Bu düşünceler altında hasta yüksek bir gerilim
içine giriyor ve depresyona eğilim gösteriyordu. Hastanın ağzı ve dişleri ile ilgili sahip olduğu
stress ve reaktif depresyon haricinde herhangi bir psikolojik sıkıntısı ve rahatsızlığı olmadığı
gözleniyordu. Tüm bu şartlar altında, samimi bir dille diş doktoruna şöyle diyordu: "Dişçiye
gitmektense bir bebek doğurmayı tercih ederim. Bebek doğurmak bu işlemin yanında benim
için daha kolay gelmektedir." Hasta ile yapılan görüşmeden sonra hastaya hipnodonti
çalışması yapılmaya karar verildi.
Hayal etme, gözünde canlandırma ve zihinsel olarak olayı yaşama başarılı atletlerin
müsabakadan önce uyguladıkları temel yöntemlerdendir. Atletlerin bu tip uygulama
programlarına, iç konsantrasyon, zihinsel oyun gibi isimler verilmiştir. Bunlar otohipnozun
varyasyonlarıdır. Bir çok atlet kafalarında canlandırdıkları üç önemli adımdan sonra giderler.
Bu zihinsel adımlardan ilk etapta kesin amaçları vardır. Bir baseboll oyuncusu belirli bir saha
üzerinde dikkatli bir şekilde bir çizgi boyunca vurmayı arzu eder. Bir tenis oyuncusu topa
daha çok falsolu vurmak ister. Her spor dalının ve her şahsın farklı amaçları vardır.
İkinci aşamada zihinsel olarak olayı yaşamaya çalışır. Bu esnada kafasından geçirdiği
amaçlara nasıl ulaşabileceğini hayal eder. Zihninde amaçlarına ulaştığını görünce kendisini
daha güçlü hisseder.
Üçüncü aşamada olayı uygular. Zihninde başarmanın verdiği arzu ile işe başlayan atlet
bunun etkisi ile tutuşur. Kendini tamamen oyuna veren ve oyunda yalnız başına olduğunu
düşünen bir atlette hemen hemen hiç bir gerilim yoktur. İyi bir fiziksel oyun çıkarabilmek için ,
böyle bir zihinsel oyunu uygulamak gerekir.
56
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Biz burada hipnozun yararlı olabileceği bir çok hayat alanından sadece bir kaçına değindik.
Yapılabilecek şeyler sonsuzdur. Bu kitabın içine sığdırılması da mükün değildir. Bu konuyu
burada kapatırken hipnozun sadece bir araç olduğunu bilmenizi isterim.O, tüm hastalıkları
iyileştirecek sihirli bir solüsyon değildir. Hipnoz zihninizdeki tabii güçleri harekete geçirerek
sizi , iyiye , güzele, mutluluğa ve başarıya ulaştıracaktır.
Öğrenmede hipnozun etkisi üzerine çok şey yazılmıştır. Çalışmalar göstermiştir ki; hayal
etme üzerine temellendirilmiş olan mental düşünce yardımı ile elde edilen hafıza, hatırlama
ve yoğunlaşma öğrenmede önemlidir. Belirli mental araçları kullanarak hafızanın ve
öğrenmenin artırılması metoduna MİNEMONİK denmektedir. Örnek olarak HOMES
kelimesini hatırladığınızda Amerika'daki büyük göllerin isimleri akılınıza gelir. Bu göller
Huran, Ontario, Michigan, Enie, Superior'dur. Hipnoz vasıtası ile zihinsel hayal gücünüzü
aktive ettiğinizde hafızıya ulaşmada kolay bir yol olan hayal etmeyi aktive ederek kolayca
öğrenebilirsiniz. Hukuk, polis akademisi ve diğer öğrenci gruplarının bulunduğu yerlerdeki
zihinsel işlerde çalışanlar zor ve kapsamlı sınavları geçebilmek için kafalarında daha etkili
çalışma yöntemleri düşünmektedirler. Bireylerin çoğu bilgilerine başvurulmak maksadı ile
çağrıldıklarında veya herhangi bir konuda engin bilgilerine müracaat edildiklerinde gerilim
içine girerler. Bu gerilim ve stress de öğrendiklerini hatırlama ve aktarmalarını güçleştirir.
Sonuçta bilgi kapasiteleri azalır ve inhibisyona uğrar. Bizim klinik çalışmalarında hipnoz ,
mülakaat sınavları ve polis testlerinde başarılı bir uygulama alanı bulmuştur. Bu sınavlarda
kişiler hipnozu kullanarak zihinlerindeki hayalleri nasıl aktive edip, nasıl gevşeyeceklerini
öğrenmişlerdir. Bu şekilde bazı hayaller onların kafalarındaki ihtiyaçları olan depolanmış
bilgileri emiyormuş gibi alıp çıkarır. Bu tip çalışmalar esnasında testlerde bireyler sanki
yüksek kapasiteli bir kompütür gibi beyinlerindeki tüm bilgilerı çağırmayı hayal edebiliyorlardı.
Herkes kendisi için spesifik bir imaj seçmiş idi. Bir polis memuru büyükannesinin sesini hayal
ediyordu. Çünkü büyükannesi onun kafasında her türlü bilgiyi kendisine ulaştıran, ona kitap
okuyan çocukluk döneminin temel figürü idi.
57
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Büyük annesinin imajını kritik ettiğinde çocukluk dönemine ait bir çok hatıraları canlanıyordu.
O gevşeme hislerini bu kaynaktan besliyordu. Bilgiyi hatırlama, öğrenme kapasitesini
artırmaya muktedir olma kafasındaki bu güçten kaynaklanıyordu.
Öğrenme ve hipnoz, tabiatı itibarı ile sanki birbirine bağlanmış gözüküyor. A. Einstein bilimsel
başarılarındaki temel özelliğin adolesan dönemde sahip olduğu hayal etme gücünden
bahsetmesi ve hayal edebilmenin insana verdiği olumlu bir özellik olduğunu belirtmiştir.
Çocukluk döneminden itibaren ışığın dağılımı ile ilgili düşünceleri vardı. Bu şekilde
öğrenmeye kaabiliyeti artıyordu.
T. X. Barber isimli araştırıcı yaptığı araştırmada hipnozu kullanmanın indirekt olarak öğrenme
kapasitesini artırdığını bulmuştur. Olumlu ototelkini kullanmak suretiyle yapılan deneysel
öğrenci çalışmalarında, öğrenme kapasitelerinin artırıldığı tesbit edilmiştir. Bunlara verilen
olumlu ototelkinler şu şekildedir;
4. Vukufiyetinizi geleşitiriniz.
Olumlu telkinler zihinsel gevşemeye yardım ederek bilinçaltının daha da hür kalmasını
sağlayıp, bilgilerin bilince çıkmasını temin eder. Böylece öğrenme proçesi kolaylaşmış olur.
Halbuki negatif düşünceler ve gerilimler insanı öğrenmekten alıkoyan olumsuz etmenlerdir.
Yaratıcı düşüncenin kritik anı, duygu ve düşüncelerdeki bilinen klasik kalıpların terkedilmesi
ile mümkündür. Bu esnada henüz zihne ulaşmamış entellektüel ve emosyonel alanlardaki
bilgi ortaya çıkar. Yaratıcılık, hatırlama ve hipnozda, birincil olarak sağ beyin yarım küresi
aktivitesi etkindir. Eğer siz hipnoz pratikleri yapıyorsanız, sağ düşünce kalıplarınız daha çok
uyarılacaktır. Bu durum da daha büyük yaratıcılık kabiliyetlerini ifade etmeye imkan
tanınacaktır.
M. Erichson yaptığı araştırmada hipnoz altında iken insanın yaratıcı gücünün kesin bir
şekilde arttığını göstermiştir.Sanatsal yetenekler sağ beyin yarım küresinin çalışmaları
sonucu ortaya çıkmaktadır.Sanatsal gelişimin oluşabilmesi için sağ beyin yarım küresi
çalışmalarının etkisi altında sol beyin yarım küresinin disiplini ile mümkündür. Hipnoz sağ
mental düşünce kalıplarını aktive etmektedir. Bu şekilde hepimizde bulunan uykudaki
sanatsal yeterlilik bir şekilde açığa çıkarılabilir. Dünyada, okullarda öğrencilere piyesler
58
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Profesör B. Edwards tarafından yapılan araştırmada resim yapmada sağ beyin yarım
küresinin etkisi araştırılmıştır. 5 kişiden oluşan bir gruptan bir insan yüzü çizmeleri istenmiş,
daha sonra aynı grup hipnotik transa alınarak çizimleri tekrarlamaları istenmiştir. Sonuçta
görülmüştür ki; iki grup resim karşılaştırldığında hipnoz altında yapılan resimler diğer
resimlere nazaran çok çok iyi bulunmuştur. Sadece resimde değil müzik, bilim, iş hayatında
da hipnoz ile yaratıcılık daha da artırılabilmektedir. Çünkü hipnoz esnasında insanlar daha
geniş bir perspektiften hayal dünyalarını çalıştırabilmekte, sonsuz kombinasyonları rahatlıkla
görebilmektedir.
Bazı reklamcılar bize hipnoz vasıtası ile bir çok alışkanlığımızı kontrol edebileceğimizi
söylemişlerdir. Mesela bir hafta içerisinde 4 ila 5 kilogram zayıflayabilmek, ertesi sabah
sigara alışkanlığını bırakarak uyanmak ve tüm isteklerinizi kontrol altında tutmak hipnoz ile
mümkün olabilmektedir.
Hipnoz işte bu anda devreye girerek, size yepyeni bir dünya ve yepyeni çıkış yolları gösterir.
Stressten arınmış bir hayat tarzını nasıl kuracağınızı öğrendiniz.
59
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
1.OBURLUK
Oburluk, stressli ve gerilimli bir hayatın bireye verdiği hatalı yöneliminden kaynaklanmaktadır.
Kişiliğimiz ve savunma mekanizmalarımız, yıllarca süren gelişim evrelerinde davranış
kalıpları şeklinde oluşmaktadır. Bunları sihirli bir çubuk ile bir anda değiştirmek veya
düzeltmek mümkün değildir. Fakat hipnoz bazı spesifik problemlerin tedavisinde veya
çözümünde bize yardımcı olabilir.Mesela oburluğu, tetikleyici bir özelliği olan stressin kontrol
altına alınması mümkündür. Şişmanlıktan zayıflığa doğru olarak vücut görünümünüzü
değiştirebilirsiniz. Yakışıklı veya güzel bir görünüme bürünebilirsiniz. Kendi kendinize
saygınızı yitirmemeniz ve arzuladığınız kişiliğe kavuşabilmeniz için, yemek alışkanlıklarınızı
değiştirebilecek iç güçleri harekete geçirebilirsiniz. Bu durumda yeme dürtüsü sadece
gerçekten aç olduğunuz dönemlerde sizi uyarır. Sonuçta hipnoz aracılığı ile sizi aşırı yemeye
iten eğilimlerinizi bilinç altındaki gerçek nedenlerini ortaya çıkararak, sizin boşalmanızı ve
rahatlamanızı sağlar.
Biz, aşırı yeme probleminin tedavisinde şumullü bir program uyguluyoruz. Hipnoz ise bu
şumullü programın esas kısmını oluşturmaktadır. Bu programın ihtiva ettiği ana özellikler
şunlardır:
3. Yemek seçimi, yemek hazırlama ve yemek tüketimi ile ilgili aktivite ve alışkanlıkları ihtiva
etmeyen diğer şeylerle uğraşmak.
Oburluğun kontrolünde tedavi edici bir yol olarak hipnotik tedavi başarılı sonuçlara ulaşmıştır.
1962 yılında Dr.Leo Wollman, ortalama 2,5 kilogram ağırlık kaybeden 450 şişman vaka
hakkında bir makale yayınladı. Bu vaka takdimlerinde en fazla kilo kaybeden l kişi, iki ay
içinde 25 kilogram kaybetmişti. Ondan sonra aylık olarak ortalama 5 kilogram kaybetti. Dr.
Wollman'dan sonra aynı şekilde bir çok vaka takdimleri ve araştırma sonuçları yayınlandı.
Hepsinde ortak olan husus: Hipnoz yöntemini kullanmak suretiyle fazla kilolardan
kurtulmanın mümkün olduğudur.
2. SiGARA
Sigara içmek genellikle , oburluk alışkanlığından daha kolay bir şekilde üzerinden
gelinebilecek bir problemdir. Biz yaşamımızı devam ettirmek için yeriz. Yeme alışkanlıklarının
ekserisi çocukluk döneminde edindiğimiz alışkanlıklara bağlıdır. Sigara içme ise diğer bir
alışkanlığımızdır. Ancak yaşamımızın devamı için sigara içmek şart değildir. Bu nedenle
daha kolay bir şekilde bu alışkanlıktan vazgeçebiliriz.
60
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Oburluğun tedavisinde hipnoz toplu bir proramın sadece bir parçası idi. Pratik hipnoz
çalışmalarına ilaveten, tiryaki asla sigara içmeyeceği yerleri de kafasında canlandırdı.
Mesela yatakta,araba kullanırken, telefona cevap verirken,kahve içerken kısacası sigara
içmenin arzulanacağı tüm durum ve yerlerde sigara içmemeyi kafasından geçirdi. Tiryakilere,
sigara içmeyi arzuladıkları zaman; sigarayı yakmadan önce en az on dakika beklemeleri
tavsiye edildi. Bu süre içerisinde sigara içmemeye bağlı, oluşacak tüm olumlu hisleri ve
düşünceleri zihninde canlandırması istendi. İşte tüm bu düşünceler esnasında, bilinç altını ve
zihnini aktive ederek sigara ihtiyacını doğuran nedenlerin yerine daha sağlıklı ihtiyaçları
koyarak gidermenin yollarını bulmalıdır.
3. ALKOL
Hipnoz, alkol tedavisinde de başarılı bir yöntem olarak kullanılmıştır. Los Angeles'te 8. cadde
üzerinde hipnoz vasıtasıyle alkolikler tedaviye çalışılmaktadır. Dünyanın bu konuda çalışan
belli başlı alkolik tedavi merkezleri de hipnozu kullanmaktadırlar. Topeca ve Kansas'daki
klinikler bunlara örnektir. Bu merkezlerde hastalara yeni bir otoimaj verilerek, şahsiyetleri
yeniden şekillendirilmektedir. Alkol almadan hayatın nasıl hoş olacağı ve hayattan zevk
almanın diğer yönleri otohipnoz teknikleri ile gösterilmektedir.
Konu ile ilgili olarak çeşitli kontrol grupları ile çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalardan biri
Wihter Veterans Administration Hospital'indeki çalışmadır. Burada alkol tedavisinde
uygulanan 4 yöntem karşılıklı test edilmiştir. Bu yöntemlerden biri de hipnoterapidir.
Sonuçlara bakıldığında hipnoterapinin alkol tedavisinde diğer yöntemlere göre % 12
oranında üstünlük gösterdiği tesbit edilmiştir.
İngilizlerin yaptığı bir çalışmada da; alkol alımının kontrol edilebilmesi için yapılan
çalışmalarda en önemli hususun zihinsel gücün olumlu telkinlere kanalize edilmesi
olduğudur. Bu da hipnoterapi ile çok iyi bir şekilde başarılabilmektedir. Burada öyle telkinler
veriliyordu ki; hep olumlu zihinsel imajları uyarılıyordu. " Alkolsüz yapılan her hareket kıymetli
ve değerlidir... Rahat ve huzurlu geçen hergünü tam yaşa...Sağlıklı geçirdiğin her gün diğer
insanlar içinde onlara bir armağandır..."
61
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Alkolikler incelendiğinde çoğunun spesifik problemler nedeni ile içmeye eğilim gösterdiğini
tesbit ederiz. Problemler genellikle ailelerinden, işlerinden veya etrafındakilerden
kaynaklanmaktadır. Onlar inkar etse bile ,sıkıntı ve gerginlikler içmeyi tetiklemektedir. Hipnoz
işte bu gerilimli insanlara yardım etmede çok yararlı bir yöntemdir. Onların hayatını daha
olumlu ve pozitif düşüncelere yönlendirerek hayattan zevk almalarını sağlamak hipnoz ile
mümkündür.
SORULARLA TEKRAR
Hipnoz, kişinin bilinçaltı düşüncelerine erişmeye çalışan bir teknikdir. Bir çok insanın
hipnozdan korkmasına rağmen hipnozda korkulacak esrarengiz birşey yoktur. Tıbbi
çalışmalar, hipnozu tedavi edici değerini, kuşkudan uzak apaçık olarak ortaya koymuştur.
Evet daha zeki olanlar ve daha fazla dikkatini toplayabilenlerde hipnoz daha faydalı sonuçlar
verecektir. Her zeki, işbirliği yapabilen kişi, dikkatini bir noktaya toplama yeteneğiyle hipnoz
edilebilir.
Başlangıçta daha zeki olanlar, az zeki olanlara nazaran hipnoza daha çabuk daha kolay,
daha yararlı sonuçlarla hipnoza girebilirler. Yine de her ortalama zeki olan kişiler anlayış ve
düşünceye sahiptir ve hipnoz olmaları gerekir.
Biri size konuşunca onu duymayacak kadar kendinizden o kadar şiddetli bir şekilde
geçebilmeniz için televizyon proğramı veya sportif bir müsabakayı seyretme deneyimine
sahip olmuş olmanız gerekir. Alınmış olan bir yaradan tamamen haberdar olmamanıza
rağmen kendi vücudunuzda bir çürük veya bir kesiğe sahip olduğunuzun farkında
olabilirsiniz. Herhangi bir kişi bunlara benzer tecrübelere sahipse hipnoz olabilmek için yeterli
derecede konsantrasyon kapasitesine sahiptir.
05. Bir Hipnotik Duruma Girmek İçin Nasıl Bir İşbirliği Yapmalıyız?
Hipnozu seninle doktor arasında olan girişimler işbirliğiyle yapılan bir olay olarak
düşünmelisin. Doktor seni tamamen hipnotize edecektir. En iyi sonuç eğer sen hipnoz
esnasında pasif kalırsan ve herhangi bir aktifçe bir yardım yapmaya kalkışmazsan ya da
önerilen zihni düşüncelere mukavemet etmezsen en iyi sonuç elde edilecektir.
62
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Evet genellikle hipnoz üç sınıfa ayrılır. Hafif-Orta-Derin. Tıbbi açıdan derin hipnozun orta
hipnoza olan bir avantajı yoktur. Genellikle ilk seanstan sonra kişi daha çabuk hipnoz edilir
ve birinciden daha fazla ve iyi bir dinleme duygusuyla hipnoz edilir. Bu kişiye bağlıdır fakat
genellikle daha çok uyum sağlayabilen kişiler ikinci ve üçüncü seansı esnasında tamamen
gevşerler.
Hayır. Tamamen hissedebileceksiniz ve hoşa gider bir şekilde dinlenmiş olarak; olan biten
herşeyin farkında olacaksınız. Birçok insan hipnozun kendilerini şuursuz yapacağına
inandığından dolayı bu noktayı karıştırır.
Şahane olarak her birini, rahatlık, dinlenme ve sakin durgun bir düşünce ve bunu hipnoz
esnasında yaşayacaksınız.
Kesinlikle Hayır.
11. Hipnozun Bende Sonradan Belirli Bir Zıt Etkisi Olacak mı?
Hayır. Ben göze çarpan ehemmiyetli hipnotik ters davranışlarla karşılaşmadım. Bu benim 15
yılı aşkın tecrübelerime dayalı görüşümdür.
Bir çok teknikleri vardır. Fakat hiçbir zaman iki kiişinin trans tekniği herşeyleriyle aynı olmaz.
Sizin kişisel durumunuza uygun olan en güzel metodu seçerim.
63
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Hayır. Fakat önceden yapılan bir işbirliği girişiminin en iyi sonuçları sizin de tamamen iştirak
ederek işbirliğinizle elde edilebilir.
15.Eğer Hipnoza Elverişli Bir Yapıya Sahip Olmadığımı Öğrenirsem Bu Durum Benim
Problemimin Çözümünü İmkansız Yapar mı?
Hayır. Sizin sadece doktorla işbirliğine girmeye ve doktorun talimatlarını yerine getirmeye
ihtiyacınız vardır. İlk seanstan sonra hipnotik seansa girme yeteneğinizde hiçbir korku ve
şüphe olmayacak rahatça hipnotize olabileceksiniz.
16. Bir Kişi Hipnoz Olmaya Karşı İse Hipnoz Edilebilir mi?
Evet. Genel seansların dışında hipnoz edebilirim. Fakat yapılan işlem tıbbi tedavi için elverişli
değildir. Ancak kişi çok suggestibl olmalıdır.
Bütün protestan mezhepleri hipnozun tıbbi açıdan kullanılmasını onaylarlar. Bunun gibi
musevilere ait inanç objektive değildir. İslami acıdan ehil kişilerin elinde tedavi amacı ile
kullanılmasında hiçbir mahzur yoktur. Muhtemelen tedavi sınırları için özel şartları mevcuttur.
Evet. İngiliz Tıp Derneği 1775'de tıbbi hipnoz üzerine şahane bir rapor yayınladı. Amerikan
Tıp derneği sözcüleri de 1958'de tıbbi hipnozun kullanılmasını uygun gördüler. Türkiye'de
henüz yasal bir düzenleme yoktur.
Evet. Çok yararlıdır. Bunun anlamı bir kişi sürekli bir dinlenme veya rahatlama için ciddi bir
arzuya sahiptir. Örneğin oburluk, sigara içmek, tırnak yemek, alkol, moral çöküntüsü, endişe,
korku veya endişe, duygusuzluk ve soğukluk, kaşıntı, hazma ait karışıklık veya rahatsızlık
(kesin hazma ait olmayan), çeşitli sürekli endişeler ve içten gelen itici hisler, aşağılık veya
bayağılık kompleksleri ve çeşitli fobiler fiilen tedavi edilebilir.
Hipnozun, sinirlilik, uyuyamazlık, çeşitli sürekli baş ağrıları, kronik ağrı ve sızıları, kaşıntı
veya aşırı arzular, istekler ve daha pek çok semptomlar için faydalı olduğu anlaşılmışdır.
Semptom içerisinde değişim yapma önemlidir. Bu gözden kaçan organik sınırlamanın
temelini teşkil etmez ve sizin aile doktoru tarafından fiziksel bir muayeneye tabi tutulmanızı
bu açıdan tavsiye edilir.
64
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
23. Eğer Hipnozu Kullanırsanız Benim Yine de İlaçla Tedavi olmam gerekir mi?
Bu hastalıkları göre değişir. Bazı durumlarda ilaçla tedaviyi tavsiye ederrim, diğerlerinde ise
etmem.
Hayır. Hipnoz tedavi edici bir aşamadır. Ancak uzmanların çoğu, hipnoz hakkında bilgi
eksikliğine sahiptir ve hipnozu kullanmada yetersizdir.
Hipnoz tekniğinin uygulanması oldukça basittir. Ufak bir gayret ve çalışma, bizleri hipnotik
tanıma ulaştırır. Hipnozu uygulayan kişi de olağanüstü her hangi bir yetenek olması söz
konusu değildir. Ancak hipnozun sadece basit bir teknik olarak değil de, belirli bir tedavi
yöntemi olarak kullanacaksak, o zaman durum değişir. Tedavi aracı olarak kullanılarak
hipnoz tekniğinin uygulayacak olan hekimin, aynı zamanda psikiyatri ve dinamik psikolojiyi
bilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde hastaya fayda yerine, zarar verebilir.
Hastanın tüm şartlarının hipnoz ile tedavi olabilecek şekilde uygun olduğuna karar
verdiyseniz, hipnoz tekniğini uygulayabilirsiniz. Ancak hastanın hipnoz hakkındaki beklentileri
ve umutları gerçekçi olmalıdır. Gereğinden fazla umut yüklü bir hasta, tedavinin gecikmesi,
sonuçlarının uzun sürede alınması gibi durumlarda hayal kırıklığına uğradığı zaman, tedaviyi
kesebilir.
26. Muayene ve terapi seans ücreti ne kadardır? Muayene ve terapi seans süresi kaç
dakikadır?
Muayene veya seans ücreti 50$ (+kdv) veya Türk Lirası karşılığıdır. İlk muayene süresi
limitsizdir. Muayene sonrası yapılan psikoterapi ve hipnoterapi seans süresi 45 dakikadır.
Hücum tedavisi (toplam olarak 10-15 gün içinde bitirilen) 40 seanstan oluşmaktadır.
Psikiatristler prepsikotik ve psikotik hastalarda hipnozu denerler. Bu bir kısım psikiatrisler için
oldukça heyecan vericidir. Hipnoterapi ile hızlanan bir psikozun gerçek bir sebebinin olmadığı
bildirilmiştir.
65
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Hiçbir doktor, her durum için ve her hastada hipnozu tavsiye etmemelidir. Hipnoz dikkatle
seçilen durumlarda diğer tedavilerden daha etkili olduğu yerlerde kullanılır. Sağlam kliniksel
hüküm koyulan vakalarda uygulanmalıdır.
Hipnozun bazı şekilleri hala anlaşılmadığından geri kalan ve açıklanmayan tek alan değildir.
Psikodinamikde oryantasyon, hipnoterapinin başarılı olması için sabit olan bir unsurdur. Ve
hipnoz bireye özgü değilse kötü muamele görebilir.
Psikoloji de Hipnoterapi
Bir psikolog neden ve ne zaman hipnoterapiyi kullanmalıdır? Bunu bir örnekle açıklamaya
çalışalım.Bir danışanınızı düşünün.Örneğin yıldırım korkusu var ve bundan dolayı yağmurlu
ve kapalı havalarda dışarı çıkamıyor.Fobilerin terapisinde en çok kullanılan davranışçı
yaklaşım geliyor değil mi aklınıza.Fakat burada işinize yaramaz çünkü danışanınızı kademeli
olarak yıldırıma alıştırmak için gökyüzünde ne zaman yıldırım olacağını ne zaman
olmayacağını kimse bilmez.Ancak hipnoterapi ile sujeyi yağmurlu bir güne götürüp küçük
şimşekler çakar iken bakınız siz korkmuyorsunuz çünkü gevşediniz.......vs.vs...... diyebilirsiniz
ve gerekli telkinleri verebilirsiniz alıştırma terapisini bir kaç seans ta bitirebilirsiniz.
Psikologlar bence hipnoanalize sadece hasta olarak teşhis almış olan insanları değil
bilinçaltının analizine değeceğini düşündükleri veya kişisel gelişimi amaçlayan özünü ve
kişiliğini tanımak isteyen her insanı seansa kabul etmelidir.Kişiyi hipnoterapiye alıp almama
66
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
konusunda karar verirken temel kriterim kişinin bir şekilde hipnozdan yararlanıp
yararlanmayacağıdır. Yararlanabileceğini düşündüğüm insanlara hipnoz seansına alabilirim.
Ayrıca insanların hasta olmamaları bilinçaltlarında problem olmadığını ispatlamadığı için
böyle düşünüyorum. Örneğin bir insanın bilinçaltında ( özünde ) aşağılık kompleksi olabilir ve
bunu telafi edebilmek amacıyla bir hastalık veya kişilik bozukluğu üretmemiştir de bunun
yerine çok çalışarak toplumda sosyal statüsünü yükseltmiş olabilir. Ama hala bu kompleks
bilinçaltında tıpkı bir bilgisayar virüsü gibi geri planda çalışıyor ama dışarıdan bakınca
görülemiyor olabilir.Nitekim meslek yaşantımda bilinçaltında problem olmayan insanla henüz
karşılaşmış değilim.
Diğer bazı psikoterapi yöntemlerinin rüyaları anlamlandırmak için günlerce aylarca beklemek
zorunda kalmasına karşılık hipnoz esnasında her an rüya gördürebilir ve
anlamlandırabilirsiniz.
Hipnoterapinin psikoterapi amacı dışında kullanımı ile ilgili yaptığım bir uygulamadan
bahsetmeden geçemeyeceğim.Bir gün bir telefon aldım.Telefondaki şahıs arabasını
İstanbul'da kaybettiğini ve 2 gün boyunca 7-8 kişi arabayı aradıklarını ancak bulamadıklarını
söyledi.Diyeceksiniz ki insan arabasını niye kaybeder ?Arabasını kaybettiği günün bir kaç
gün öncesinde bu şahıs babasını İstanbul'da kaybetmiş.Babasını bulma telaşı içindeyken
araba da kaybolmuş.Yani arabada üç kişilermiş ve üçü de arabanın nereye konulduğunu hiç
hatırlamıyor.Ve benden hipnozla arabayı bulmak konusunda yardım istendi.Görevi kabul
ettim ve hipnoza başlamadan önce elimde ki tek ipucu arabanın İstanbul'un Anadolu
yakasında bir yerde olduğuydu.Hipnozda hatırlanan diğer ip uçları sayesinde arabanın
Üsküdar iskelesine yakın bir yerde olduğunu söyledim ve araba orada bulundu.Babaya ne
oldu diyeceksiniz ? Evine geri gelmiş.
Yukarıdaki bahsettiğim nedenlerden dolayı bir psikoloğun ilk bilmesi gereken şeyin mutlaka
hipnoterapi olmalı.Ve yeri ve zamanı geldiğinde uygulamalıdır diye düşünüyorum.
Hipnoanaliz süreci:
67
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
kişinin sorununun nedenini anlamaya çalışırım ve bu nedeni yok ettiğimiz zaman sorun
giderilmiş olur. Direkt telkinler yerine sen istersen iyileşebilirsin, başarabilirsin,kurtulabilirsin
yapabilirsin şeklinde destekleyici telkinler veririm.
Her psikolojik sorunun mutlaka gizli veya açık hastanın çevresine iletmeye çalıştığı bir mesaj
olduğunu biliyoruz. Bu şekilde terapist tarafından anlamlandırılmamış bir mesaj açılmamış bir
mektuba benzer. Mektubu yok etmekle mesajı asla anlayamayız. Kişinin bilinçaltının
ihtiyaçlarını telkinle psikolojik sorunları yok etmeden önce sujeyi anlayabilmiş olmak gerekir
düşüncesindeyim.Bu empati kurulmuşsa sujeye her hangi bir telkin verme gereğinin dahi
kalmadan sorunların çözümlenebildiğini çalışmalarımda gözlemledim.
Erickson yapılan tüm hipnoz tanımlarının objektif olamayacağı için hipnozu ayrı ve özel bir
durum olarak değerlendirirdi. Ericksonian yaklaşım ateorik (herhangi bir teorisi olmayan) bir
yaklaşımdir. Bu yüzden Erickson içinde bulunduğu duruma ve ortama göre hipnozun bir çok
tanımını yapmıştır. Bir hipnoz seansında bulunan hipnoterapist, danışan ve gözlemci doğal
olarak hipnozu farklı farklı tanımlarlar, herkes kendi açısından olaya bakar. Gözlemci
açısından hipnoz etkili bir iletişim iken danışan odaklanmış bir farkında olma hali olarak
hipnozu tanımlayabilir. (Zeig & Lankton 1985, S 356)
Ericksonian yaklaşım geleneksel anlamdaki hipnozu indükte etmekte güçlüklerin Erickson
tarafından by-pass edilmesinden yada yeniden restore edilmesinden ortaya çıkmıştır
diyebiliriz. Ericksonian yaklaşım hipnozu: içsel konsantrasyonun arttığı dikkatin hatıralara,
değerlere, düşüncelere, ve inançlara odaklandığı değiştirilmiş bir durum olarak değerlendirir.
Bu durumda hipnozu ; çevredeki dünyanın gerçeklerinden uzaklaşılmasına bağlı olarak
ortaya çıkan, bilinçaltı fenomenlerin ön planda meydana geldiği, kişinin “kendisine” giriş
olarak değerlendirebiliriz. (Zeig & Lankton 1988,S 6-7) Ericksonian yaklaşım hipnoterapi ile
psikoterapi arasındaki gittikçe zayıflamakta olan bağları kuvvetlendirmiştir. Ericksonian
yaklaşımı oluşturan ve temelinde bulunan fikirleri S.G. Gilligan şu şekilde özetlemektedir.
68
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
5- Hipnoz her insanda gözlemlenebilecek, aşk kadar, kızgınlık kadar doğal bir fenomendir.
Nasıl ki bir insan kızdığı zaman mutlaka bir yere vurması gerekir diyemiyorsak, hipnozdaki
kişi içinde hipnozdaki kişi mutlaka şöyle hisseder veya mutlaka böyle yapar diyemiyoruz. Bir
insan kızdığında saldırganlaşıp bir yerlere vurmadığı için bu insanda “kızgınlık yeteneği”
yoktur diyemiyorsak, aynı şekilde hipnoz içinde kişinin yetenekli olması gerekmez.
Erickson’un yöntemlerini şöyle düşünürsek daha iyi anlayabiliriz. İnsanda hipnoz halini elde
edebilmek için zorunlu olarak yapılması gereken bir şey var mıdır? Birçok farklı hipnoz
yöntemi var ve hepsi ile hipnoz elde edilebiliyor. Hatta hipnozu iyi öğrenmiş danışanlarımız
her istedikleri zaman hipnoz halini yaşayabilmektedirler. Hepimizin bildiği gibi hipnoterapistin
verdiği bir anahtar kelime veya sitüasyonla otohipnoz anında danışanın adeta hiçbir şey
yapmasına gerek kalmadan elde edilebilmektedir. Tecrübeli hipnoterapistler bilir ki hipnoz
olmaya şartlanarak gelmiş olan danışan hipnoterapisti görür görmez bir trans haline geçebilir.
Erickson ‘a göre hipnozu elde etmek için çoğu zaman çok bir şey yapmanıza gerek yoktur.
Ericksonian hipnozun temel mantığı bence şu şekildedir. Hipnoz bir çok durumda
zahmetsizce elde edilebiliyorsa klasik hipnozun gözü sabitleme, sözle telkin, imajinasyon gibi
ritüellerine ne gerek vardır ? Erickson’un yaklaşımı klasik hipnoz yöntemlerinin
sorgulanmasından elde edilmiştir. Sizce bilim adamının vazgeçilmez özelliği öğrenmek mi
dir? Yoksa sorgulamak mı?
Ona göre hipnoz öğrenmenin ve değişimin meydana gelme ihtimalinin en yüksek olduğu
noktadır ve hipnoz için indüksiyon şart değildir. Trans herkes tarafından mutlaka yaşanmış
olan doğal bir durumdur. Bunun en iyi örneği gündüz rüyası olgusudur. O’na göre hipnoz
haline kayıtsız şartsız her insan yaşayabilir. Ancak çoğumuz bunun farkında değilizdir. Zaten
Erickson’un danışanları çoğunlukla hipnoz halinde olduklarının farkında bile değillerdi.
Erickson farkında olmaları gerektiğini de zaten düşünmüyordu. Klasik hipnoz anlayışında ise
danışanlarımızı hipnozda olduklarına inandırmak için oldukça vakit kaybederiz. Çünkü
danışanlar genellikle hipnoz halinde hiçbir şeyi hatırlamayacaklarına medya tarafından
şartlandırılmışlardır. Bunu da medyanın yaptığı olumsuz bir hipnoz olarak görüyorum.
69
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Ericksonian hipnoz insanın bilinçaltı vasıtası ile tedavi edilmesidir. Bilinçaltına ulaşmak için
insanın bilinçlilik halinden uzaklaştırılması gerekmez. Bir anımı anlatarak bu durumu sanırım
daha iyi açıklayabilirim. Üç danışanıma hipnoz uygulayacaktım. Odamda “sehpanın ayağı”
kırılmış vaziyette yine sehpanın üzerinde duruyordu. Danışanlarımdan biri sehpanın kırılmış
ayağını havaya kaldırarak “Bununla mı hipnotize ediyorsunuz !” dedi. İşte halkın tanıdığı
hipnoz: sehpanın ayağı ile benim insanların kafasına vurmam gibi bir şey. Ya da en azından
insanların beklentileri buna yakın bir şey ki, kalın bir sehpa ayağı hipnozu çağrıştırıyor.
Bende bu danışanlarıma hipnozun bir bayılma olmadığını açıkladım. Bu açıklamayı hemen
her seans dilimizde tüy bitene kadar yapmak zorunda kalırız genellikle. Erickson’un hipnozu
en kısa şekliyle tanımlaması şöyleydi “Hipnoz bilinçaltının öğrenmesidir.“ (Zeig & Lankton
1985 S.9) Erickson hipnozu danışanın içsel öğrenme süreçlerini uyaran fikirlerin sunulması
olarak kavramlaştırmıştır.
Erickson hastasının dikkatin içe yöneltir içsel araştırmalar yapmaya yönlendirirdi. Hasta hafif
bir transa girdiğinde hastada abartılı bir yüz ifadesi ile birlikte, çok dikkatli bir bakış, köz
kırpmama ve hareketsiz kalma, nabız atışında azalma, reflekslerde değişme gibi durumlar
gözlemlenebilirdi.
Hipnoz esnasında danışanlar tarafından değiştirilmiş bir farkındalık, değiştirilmiş bir yoğunluk
halinden dolayı zihinden geçen düşünceler daha canlıdır. Ancak bir deneyim olarak hipnoz
kişiden kişiye farklılıklar gösterir.
70
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
danışanın hipnoza giriş anından sonra daha yavaş konuşurdu ve başını aşağıya yönelterek
veya hastadan uzaklaşarak sesinin yönünü değiştirerek hipnoza giriş mesajını indirekt olarak
danışana verirdi (Zeig & Lankton 1985) Danışana hipnozda olduğunun mesajını bir şekilde
vermek her zaman hipnozu derinleştirir. Kimse nerede olduğu belli olmayan bir yolda daha
fazla ilerlemek istemez. Bundan dolayı danışanın hipnozda olduğunu hissetmesi önemlidir.
Erickson danışanın bilinçaltı ile doğrudan iletişime geçmeyi amaç edinirdi. Bunun için
hastasının hipnoz esnasındaki kendiliğinden meydana gelen bazı vücutsal değişiklikleri ve
hareketleri bir aracı olarak kullanırdı. Hatta bu araçları kullanarak hipnozu derinleştirirdi.
BEN HİPNOZDAMIYIM Kİ
Bazı danışanlarımla seanslar bittikten sonra yaptığım telefon görüşmelerinde bu soruyu sık
sık duyarım. Ben gerçekten hipnozdamıydım? Oysa tedavi çoktan bitmiştir danışan
problemlerinde çoktan kurtulmuştur. Hipnoz konusunda bunca yanlış bilgi ve inanış varken
hipnozu danışanın algılaması da kolay iş değil doğrusu. Onlarda haklı.
71
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
¤ Dikkatin fiksasyonu.
¤ Bilinçaltı araştırma
¤ Bilinçaltı proseslendirme
¤ Hipnotik cevap
NEDEN ETKİLİDİR
Erickson eğer siz yapmasanız ben yaparım diyecek kadar terapide aktiftir. Terapist sadece
konuşan ya da telkin veren kimse değil gerektiğinde organize eden, yaparak gösteren ve yol
açan bir rehberdir. Erickson terapiyi rahatlıkla seans odasının dışına çıkarabilirdi. İnsanlara
kaba davranmakla ilgili sorunu olan bir hastası ile akşam yemeğine çıkarak hastasının
garsonlara davranışları üzerine psikoterapi yapabilirdi.
Ericksonian psikoterapi esnek ve stratejiktir. Erickson “Psikoterapide tüm yaptığınız ilk önce
hastanızın dünyasını örneklemek, sonra hastanın dünyasına örnek olmaktır.” demektedir.
Ericksonian psikoterapi hastayla multilevel (çok taraflı, çok yanlı) iletişim gerektirir. Tüm
psikoterapistler bilir ki hasta bir çok şekilde ve çok boyutlu olarak terapisti ile iletişime
geçebilir. Erickson bunun bilincine daha fazla varmamızı sağladı. Bir danışanım duygularını
resim çizerek ifade etmeyi seviyordu. Bu danışanım eve kapanmış dışarı çıkmayan bir
bayandı. Her seanstan önce bana karanlık canavarlarla dolu, cehennem manzaraları gibi
manzaraları olan resimler getirirdi. Çünkü evinin dışında ki dünyayı adeta bir cehennem
olarak görüyordu. Bende kendi getirdiği resmin cehennem manzaralarının olduğu yerin
hemen kenarına iki yumurta, iki kedi bir tava, catal-bıçak, yatak-yorgan, çöp kovası gibi ev
72
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
eşyalarının resmini çizdim. Danışanıma verdiğim gizli telkin şuydu:”Evden dışarı çıkmasan
hayatın bu ev eşyaları gibi basit ve anlamsız olmaya başlayabilir ! ”
Ericksona göre psikoterapi “İyi fikirlerin, kötü fikirlerle yer değiştirmesidir.” (Erickson’un
sohbetlerinden alınmıştır ,1978) Ericksonian psikoterapi patolojiye odaklanmayan bir
öğrenme yaklaşımıdır. Erickson nevroz ve psikonevroz dahil yaşam sorunlarını “Defolu bir
öğrenmenin ürünü” olarak görür. Ericksonian yaklaşımda trans terapistin danışanıyla en iyi
kontağı kurabilmesi ve onu anlayabilmesi için bir vasıtadır. (Zeig & Lankton, 1985)
73
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Hipnoterapi uygulayıcısı danışanını içsel araştırmaya yeterince teşvik ettiğinde bazı soruların
cevabı hemen alınamasa da zamanla cevapları bilinçaltı mutlaka verecektir. Sık sık
yutkunma şikayeti olan bir danışanımın bilinçaltına direkt olarak “Bu yutkunmalarının anlamı
nedir ? diye sormuştum. Sorumun cevabını bir sonraki seansta alabildim ve bu cevap her
şeyi açıklayan mükemmel bir cevaptı. Danışanım aynen şöyle söyledi. ” Yutkunma
problemimin anlamı geçmişte duyduğum bazı sözleri, karşılaştığım bazı davranışları
HAZMEDEMEMEM anlamına gelmektedir” dedi.
Bu durum bilinçaltından responsları (cevapları) alırken de bir tür “time distortion” meydana
gelebildiğiniz göstermektedir. Elbette içsel araştırmanın hemen yapılması beklenemez.”Şimdi
soruyorum şimdi cevap vereceksin “ demek içsel araştırmaya sevk etmek olmaz. Danışana
zaman vermek gerekir.
Gün içinde aklımızdan geçen bin bir türlü garip düşüncenin kaynağı birkaç gün önce kendi
kendimize sorduğumuz sorular olabilir. Soruları algılayan ve içsel araştırmayı tamamlayan
bilinçaltı bir şekilde sonuçları yüzeye (bilince) ulaştırmaktadır. Bilinçaltı tepkisiz olmadığına
göre ona soru sormasını bilirseniz ve onunla iletişime geçebilirseniz ondan istediğiniz
sonuçları er geç alırsınız. O mutlaka bir işaret gönderir. Bu bakımdan bilinçaltınız size en
fazla 1-2 hafta uzakta duruyordur. Egzersizlerle bu mesafeyi kısaltmak mümkündür. İleride
bilinçaltı ile iletişim konusuna daha geniş yer vereceğim.
Yeterince içsel araştırmaya yönlendirilen danışan “Probleminin çözümü hakkında bir rüya
gördüm” diyerek terapistine gelebilir. Çünkü Erickson’un dediği gibi “Psikoterapi sadece
bilinçaltının öğrenmesini sağlayan ve bu öğrenmeleri çeşitlendiren bir motivasyondur.”
Bundan dolayı psikoterapide yapılamayanları hastanın bilinçaltı eve gidip rüya görerek
yapabilir (iyi çözümler üretebilir.) Aslında az veya çok, bilerek veya bilmeyerek her
psikoterapi danışanı içsel araştırmaya yöneltir. Ericksonian psikoterapide içsel araştırma
hızlandırılır.
Tüm psikoterapiler şöyle bir göz attığımızda değiştirilmiş bilinç hallerinde değişimin meydana
gelme ihtimalinin yüksek olduğunu görürüz. Psikoterapistlerinde tatile çıkmayı önermelerinin
önemli nedeni tatilde danışanın her zamanki alıştığı bilinç halinden çıkarak daha farklı bir
bilinç haline gitmesine yardımcı olmaktır. Rossi hipnotik indüksiyonun basamaklarını
açıklarken ikinci basamakta danışanın alışılmış mental setlerini kesintiye uğratmak
74
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Ericksona göre teröpatik ilişki samimi ve yakın olmalıdır. Terapist ile danışan arasındaki kalın
duvarlar yıkılmalıdır ki danışan telkine açık olsun ve terapistinin telkinlerini kendi doğal
düşünceleriymiş gibi kabul etsin.
Tüm başarılı psikoterapiler gizli veya açık şekilde danışanın kendilik kavramı hakkındaki
imajlarını değiştirirler. Danışanın içsel senaryoları ve içsel diyalogları trans durumunda
değiştirilmeye çok yatkındır.
Milton H.Erickson
Psikoterapinin aksine hipnozda kullanılan dil kolayca anlaşılabilir olmayabilir. Çünkü hipnoz
son mesajdır. Mesajın açık mı gizli mi verildiğinin pek bir önemi yoktur. Erickson daha çok
bilinçaltının dilini kullanırdı. O kelimelerde ki mimiklerdeki gizli anlamları fark eder yorumlar
ve aynı gizlilikle danışanına geri gönderirdi.
75
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
ettiğini düşünürdü. Çünkü Erickson’un belirsiz terimlerini gruptaki her insan kendi bakış açısı
ve ihtiyaçları doğrultusunda yorumlardı. Erickson “başka insanların dilini, kendi dilimize
çevirerek anladığımızı” söylerdi.
Erickson iletişimin bir çok elementi ve düzeyi olduğunu söylerdi. Ona göre iletişimin başlıca
elementlerini davranış,duygu ve düşünce oluşturur. Ona göre bir çok terapistin yaptığı hata
ise iletişimin yalnızca tek elementi üzerinde saplanıp kalmaktı. Örneğin davranışçılar sadece
davranışlar üzerinde saplanıp kalmışlardır.
Nitekim “psikoterapi” denilince çevremizde “Saol, benim ihtiyacım yok asıl sen git !
şeklindeki konuşmaları duyarız. Ericksonian psikoterapiden sonra bu konuşmalar şöyle
değişir. ”Yahu bir psikoterapiste gittim çok enteresan bir adam ! Oldukça hoş sohbeti var !”
Hasta zaten ruhsal gerginlikler ve sorunlar içinde iken ona birde sıkıcı bir psikoterapi ortamı
sunmaya ne kadar hakkımız var ?
Erickson mizahın her şekilde psikoterapide yaygın olarak kullanılmasını teşvik ederdi.
Mizahın iyileştirici gücü yaklaşık 20 yıl önce çok daha iyi anlaşılmıştır. Mizah danışan ve
terapiste kavramları perspektife yerleştirmekte yardımcı olur. Psikoterapi ortamında yapılan
mizah şu telkini danışana verir. Çok kısa olan yaşamımızda bazı amaçları gerçekleştirirken
yaşamımızdan zevk almalıyız. Yaşamda bir çok şeyi ölüm kalım meselesi haline getirerek
bizlere ulaşmış danışanlara risk almayı ve değişime cesaretli olmayı öğretebilir. Ben
Erickson’u birazda Amerika’lı psikoterapistlerin Nasrettin Hocası olarak değerlendiriyorum.
Erickson kıvrak zekasını hem farklı bakış açılarını göstermek hem de mizah yoluyla
gerçekleri hastasına hissettirmek için kullanırdı. Erickson terapi esnasında bir şok ve sürpriz
şeklinde ortaya çıkardığı espirilerin danışanın katı zihinsel setlerini kırdığını düşünürdü. Her
psikolojik sorunun doğasında üzüntü mevcuttur. Danışanı sorunun doğasından ne kadar
uzaklaştırabilirsek, tedaviyi k kadar kısaltmış oluruz.
76
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Wolberg (1991) Ericksonian yaklaşımı bu yaklaşımın dışında olan biri olarak bir makalesinde
şu yorumlarda bulunmaktadır.”Erickson’un hastalarına ustaca yaklaşımından, getirdiği
yeniliklerden yararlanmak gerekir. Erickson geleneksel teorilerin terapistleri umutsuz
uğraşıların içine soktuğu gerekçesi ile teoriden çok uygulamaya önem vermiştir. Erickson
sıklıkla dirençli hastalarla uğraşırdı. Erickson, yıllarca hastalığı ile mücadelesi sırasında
keşfettiği tekniklerle oldukça etkileyici oldu. Onun cesareti, duyarlılığı ve ender görülen
hastalarla başa çıkma yeteneği onu, Haley’in (1973) de dediği gibi, ender rastlanan bir
terapist yapmıştır.
Dr.Erickson'un gerçekleştirdiği hızlı ve etkili tedaviler için bazı çevreler tedavide Erickson'un
karizmasının da önemli etken olduğunu, aynı yöntemleri kullanan diğer terapistlerin Erickson
kadar başarılı olamayacaklarını iddia etmişlerdir. Erickson'un vaka sunumları genellikle sihirli
bir tedavi olarak algılanmıştır.
77
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
söylemektedirler. Ben bu eleştirilere şöyle yanıt veriyorum. Bir şeyin kolayca öğrenilememesi
onun değerini düşürmez aksine yükseltir. Kolay profesör olunmuyor diyerek üniversitelerin
profesör yetiştirmesini engelleyemeyiz. Sizce pilotluk mu daha saygın bir meslektir minibüs
şöförlüğü mü ? Her şeyde kolaya kaçmaya çalışan yaklaşımlar ve ekoller zor hastalarda
sizce ne kadar etkili olabilir ? Milton H.Erickson, son dönem hipnoterapistleri içinde en etkili,
yetenekli ve atılgan olanıydı (Oral & Adanur 1991) Bir alanda çok yetenekli olduğu için
eleştirilen tek insan beklide Dr.Erickson dur. Üstelik Dr.Erickson öldüğü güne kadar
bildiklerini yüzlerce insana aktarmaya çalıştığı halde. Hangi hasta işi konusunda yetenekli
olduğu için doktorunu eleştirir ? Erickson’a yapılan bu haksız eleştiri şampiyon olmuş
sporcuya “Çok yeteneklide ondan şampiyon oldu” şeklinde söylenmekten farklı değildir.
Peki Erickson’un yöntemi her terapist tarafından rahatlıkla uygulanabilir mi? Sağır ve dilsizler
dışında her insan konuşabilir ancak her insan iyi bir hatip olamaz. Bunun gibi bu yöntemin ne
kadar başarılı uygulanabileceği, uygulayanın kim olduğundan da oldukça etkilenebilir.
Milton H. Erickson
Ronald Havens (1985) Erickson’un çalışmalarında göze çarpan önemli özelliklerin “gözlem
ve pragmatizm” olduğunu söyler. Havens ayrıca Erickson’un yaklaşımını başka ekollerle
bağdaştırmaya çalışmanın çok yanlış olacağını vurgulamaktadır.
Erickson danışanları iyi gözlemler yaparak hipnoterapi konusunda birçok gerçeğe dikkatimizi
çekmiştir. Ancak Erickson üstün gözlem gücünü teorilere ulaşmak için kullanmamıştır.
Teorilerle uğraşmanın umutsuz bir uğraşı olduğunu vurgulayarak asıl dikkatimizi vermemiz
gereken noktanın, “hastalardan” elde ettiğimiz “sonuçlar” olduğunu vurgulamıştır.
Erickson’un bu özelliğini başka herhangi bir psikoterapistte görmek oldukça güçtür.
PSİKOLOG ARTHUR
Arthur adındaki psikolog olan bir öğrencisini Erickson çok severmiş. Erickson’un teşvikleri ile
Arthur Tıp Fakültesine girmiş. Fakültede çok sevdiği bir Prof. Arthur’a sınavdan korkup
korkmadığını sormuş. Arthur sınavdan neden korkayım hocam çıkacak 10 sorunun hepsini
biliyorum demiş. Hocası “nedir çıkacak sorular” diye sorduğunda gerçekten çıkacak soruların
78
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
hepsini bilmiş. Arthur bunun üzerine dekanın odasında bulmuş kendini. Arthur yıl boyunca
hocasının mimiklerini çok iyi gözlemliyor ve hocanın hangi bilgiye önem verdiğini anlıyormuş.
Defterine sadece o bilgileri özel bir işaretle işaretliyormuş. Arthur’un defterini dekan sınıftan
getirtmiş ve Arthur’un söylediklerinin doğru olduğunu yani soruları çalmadığını sadece
hocasıyla iyi empati kurduğu ve hoçasını çok iyi gözlediği için soruları tahmin ettiğini anlamış.
Burada bir anım aklıma geldi. Üniversitede en zor derslerimizden bir tanesi Prof.Dr Yılmaz
Özakpınar’ın hafıza dersi idi. O kadar zor ki hayatımda hiçbir sınavdan % üzerinden yedi
almamıştım. yedi notunu duyunca içimde koskocaman bir boşluk hissetmiştim. Ne kadar
çalışırsanız çalışın bu dersi geçmek için yeterli olmayabiliyordu. Sınav kağıdına isterseniz
sayfalarca yazı yazın nafile. Hocanın sözlerini aynen ezberleyin, sınavda cevap olarak yazın,
yine geçer not almanız zordu. Bizim bölümden bu dersten kaldığı için okulu 3-4 yıl
uzatanlarla sık sık karşılaşıyorduk. Bu derse çalışırken bilinçaltım gizliden gizliye
düşünüyordu. Bu hoca bizden ne istiyor acaba ? diye düşünürken gözlerim hocanın
notlarındaydı. Tesadüfe bakın ki tam o esnada koyu siyahla yazılmış bir paragrafı
okuyordum. Bilinçaltım hemen orada patlama yaptı. Evet dedim hocanın istediği bu olabilir.
Kendimi hamamda suyun kaldırma kuvvetini keşfeden zat-ı muhterem gibi hissetmiştim.
Final sınavında sorulara cevap vermeye bu koyu siyahla yazılmış paragraflarla başladım.
Hocanın her sorusunun dolaylı yoldan bu paragraflara temas etmeye çalıştığı belli oluyordu.
Bende cevaplarımda sözü hemen paragraflara getiriyordum. Sonuçta final sınavından yanlış
hatırlamıyorsam 70 gibi bir not almıştım. Bu not bu hoca için inanılmazdı ve daha önce
aldığım notun yaklaşık on katıydı.
Sol elini sürekli ağzında tutarak ağzını gizleyen bir bayan Erickson’a gelir. Hatta bu bayan
sokakta bile bu şekilde ağzını saklayarak yürümektedir, restorantta bu şekilde yemek
yermektedir. Yani kısacası her zaman eli ağzında. Bu bayan Erickson’a nasıl bu alışkanlığı
kazandığını şöyle anlatmış :10 yaşındayken bir trafik kazasında ön camdan dışarı fırlamış.
10 yaşındaki bir kız için korkunç bir tecrübe. Ağzı cam parçaları tarafından kesilmiş ve bir çok
kan varmış. Ağzının kesik olduğu düşüncesi ile bu küçük kız büyümüş. Kimsenin ağzına
bakmasını istemediğinden, sürekli ağzını kapalı tutuyormuş.
Erickson bu bayana cilt bakımı ile ilgili bir kitap vermiş. Kitapta yüzdeki güzel kıvrımlar ve
noktalar adlı bölüm bayanın dikkatini çekmiş. (Erickson bu bölümün bu danışanın dikkatini
çekeceğini biliyordu;çünkü danışan yüzünde yara izi olduğunu düşünüyordu.) Yüzde böyle
güzel küçük bölümler olması fikri bayana çekici gelmişti. Erickson bayandan kendi yüzündeki
yara izini yani güzel bölgeyi çizmesini istemiş. Bayan yıldız şeklinde bir figür getirmiş. Sonra
79
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Erickson danışanından bir erkek arkadaşı ile çıkmasını istemiş. Ancak buluşmaya iki elinde
çanta ile giderse, partnerinden iyi geceler öpücüğü alacağını, hem de öpücüğün tam yara
izinin üzerine geleceğini söylemiş. (Yüzdeki güzel kıvrım) İyi geceler öpücüğüne izin
verdiğinde erkeğin her zaman saklamaya çalıştığı tarafından (yaralı tarafı) yüzünü öptüğünü
fark etmiş. Çıktığı altı erkeğin hepside hep yüzünün yaralı (sağ) tarafını öptüğünü hayretle
görmüş ve artık yüzünü saklamaktan vazgeçmiş.
Erickson bu vakasını şöyle açıklıyor. Bu bayanın bilmediği şey; bir şeyi merak ettiğinde
kafasını hep sol tarafa çevirmesiydi. Erkek şimdi beni yüzümden(yara yerinden) öpecek mi
diye her merak ettiğinde bilinçdışı olarak kafasını sola çevirdiğinden erkekler sağ taraftan
öpmek zorunda kalıyorlarmış.
Erickson şöyle devam ediyor."Ne zaman bu danışanımı toplu bulunduğum bir ortamda
anlatsam bayanların yüzlerinin bazı kısımlarını hareket ettirdiklerini görüyorum. Bu da
subliminal bir etki.
Erickson'un bu vakada yaptığı en önemli şey şuydu: danışanı her zaman kullandığı yüzünü
saklamak şeklindeki savunma mekanizmasından kurtarmak ve devamında kafasını sağa
çevirmek şeklinde ki bilinçdışı otomatik bir davranışın yardımıyla erkeklerin küçük ve
önemsiz bir yara izini öpmesini sağlamaktı. Bu durumu bayanın keşfedeceğini Erickson
önceden tahmin etmişti.
Bu vakayı ilk okuyan herkes gibi sizde bu bayan neden yüzünü saklıyor diye düşündünüz
değil mi? Oysa Erickson bundan da öte bu bayanın her meraklandığında kafasını sol tarafa
çevirdiğini gözlemlemişti.
Bende bu vakayı okuduktan sonra evde küçük bir mola verdim ve biraz televizyon
seyrettim.atv de T.Ö isminde ünlü bir manken bir programa konuk olmuştu. Yaklaşık olarak
yarım saat T.Ö’ın mimiklerini çok dikkatli şekilde takip ettim. T’nin aklına ne zaman alternatif
bir düşünce gelse kafasını normalde baktığı yönün aksi istikametine çok hızlı şekilde
çeviriyor ve tekrar aynı istikamete bakıyordu. Ne zaman soru sorsa kaşları yukarı kalkıyordu
? Şüphe içinde kaldığı durumda da kaşlarını yukarı kaldırma tepkisini gösteriyordu.
Gözlerinin büyüklüğü ile konuşmanın duygusal içeriği arasında da bağlar olduğunu gördüm.
İnsanların mimikleri ile konuşmanın duygusal içeriği arasında bağlar olması fikri kimseyi
şaşırtmayacaktır. Ama bu bağlar Erickson yönteminde büyük önem arz etmektedir.
Geleneksel hipnozcular genellikle mesleğe gözleri uzun süre kırpmadan bakma egzersizleri
yapmakla başlarlar. Bana göre Ericksonian hipnoza başlamak için insanları (mimiklerini)
aylarca gözlemleyerek başlamak gerekir. Bazen mimikler terapistlere danışanları hipnozda
iken elde edecekleri bilgiden kat kat daha fazlasını verebilir.
80
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
TV spikerleri “Şimdi kısa bir reklam arası veriyoruz.” Derken onları dikkatlice hiç gözlediniz
mi? Bu cümleyi her söylediklerinde mimikleri aynıdır çünkü bu cümleyi söylerken hissettikleri
şeyler aynıdır.
Sonra kedilerimi gözlemlemeye başladım. İşe en kolay olan en küçük kedimiz olan Lara ile
başladım. Lara daha önceleri sık sık çalışma masama gelir kitap okuyorsam kitabın üzerine
oturur, bilgisayarda çalışıyorsam klavyenin üzerine otururdu. Kafamı çevirirsem omuzlarıma
çıkardı. Yine geldiğinde aynı hareketleri yaptı. Miyavlamalarına dikkat ettim bir miyavlaması
oldukça uzun sürüyordu. Yaklaşık 5 saniye. Sonra mutfağa gidip kedi maması verdim.
Mamasını yedikten sonra bu sefer masama çıktı önüme geldi kıçı kuyruğu havada başı yere
yakın bir vaziyette çok kısa kısa miyavlıyordu. Yaklaşık 0.5 saniye. Bu kısa miyavlamaların
anlamı “Doydum bir sorunum kalmadı teşekkür ederim” olmalıydı. Peki ama başını neden
yere yaklaştırıp kıçını havaya kaldırıp karşımda duruyordu ki ? biraz düşündüğümde bunun
anlamının da “ Bak başımı sana uzatıyorum beni sevmene izin veriyorum” olduğunu anladım.
Öyle ya bir canlı başını yukarı kaldırıp etrafa bakınıyorsa bir şeye ihtiyacı var demektir.
Bunun tersini yapıyorsa artık bir şeye ihtiyacı olmadığından rahat demektir. Daha sonraki
günlerde Lara’nın ihtiyaçlarının aciliyetine göre miyavladığını fark ettim. Şöyle ki; Lara’nın
ihtiyaçları ne kadar acil ise miyavlamaları arasındaki süre de o kadar kısalıyordu. Artık
Erickson sayesinde kedilerimle konuşmayı da öğrenmiştim ☺
Aylarca insanları Erickson gibi gözlemledikten sonra şöyle dedim kendi kendime:Teşekkürler
Erickson yine senden bir çok şey öğrendim. Meğer bende insanlara bakan körlerdenmişim.
İnsanın mimiklerinden tahmin ettiğimden çok daha fazla şey çıkarılabiliyormuş. Özellikle
bilinçaltı ile ilgili bir çok bilgiye mimiklerin analiz edilmesi ile ulaşılabilir çünkü; bilinçaltı
mimiklerimizi etkiler ve büyük oranda kontrol eder.
1. Ofise nasıl gelirler. (Bazıları etrafına bakınır, bazılarının ise etraflarındaki hiçbir şey
umurunda değildir.
2. Danışan nasıl oturdu. Otururken vücudunun duruşu nasıl. Örneğin başı yada vücudu bir
yana yatma eğiliminde mi ?
81
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
6. Gözbebeğinin büyüyüp küçülme hareketleri ve her iki göz bebeğinin eşit şekilde hareket
edip etmediği.
5. Hipnoza Direnç
İnsana daima değişim zor gelir. Hipnoterapi yıllardır insanların birlikte yaşamaya alıştıkları
sorunlarını değiştirmek ister. Hipnotik telkin ve psikoterapi insanların özgürlüğünü tehdit eder.
Bu durumu şöyle somutlaştırabiliriz: Çocuklar, ebeveynleri bir çok defa söylemelerine
rağmen neden ısrarla kulaklarına fasulye sokmaya çalışırlar ? Çünkü onlara başka bir
seçenek verilmeyerek özgürlükleri kısıtlanmaktadır. Oysa çocuğa “gel şimdi bu fasulyelerle
oyun oynayalım” denilseydi çocuk bir başlarsa oyuna, bir daha bırakmak istemezdi. Veya
çocuğa şöyle denilebilirdi.” Kulağına fasulye sokarsan, sonra su içtiğinde bu fasulyeler ağaç
olur ve kulaklarından burnundan dallar ve yapraklar sarkar.” Böyle bir ihtimali bile düşünen
çocuk bu davranışından büyük ihtimalle vazgeçecektir. Sağlığa ve şifaya giden yol hiçbir
zaman tek yol değildir. Bir çok şekilde aynı sonuçlara ulaşılabilir. Hipnotik telkin verirken dahi
danışana seçenekler bırakmak, onların özgürlük alanlarına saygı duyarak davranmak
gerekir.Bu şekilde davranmak dirençlere minimuma indirecektir.
Kendi tecrübelerime göre hipnoza ve telkine direncin en önemli ve ilk belirtiri şu şekildedir.
82
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Genel olarak aşırı kaygılı olan, her zaman tetikte olma ihtiyacı hisseden, mükemmeliyetçi,
aşırı derecede içine kapalı, şüpheci ve güven duygusunu kazanmamış kişilerin hipnoza
direnç gösterme ihtimali daha yüksektir.
¤ Dirençli danışanlar bir çok soru sorma eğilimindedirler. Bu sorularda genellikle zekice
sorulmuş sorulardır. 25 yaşlarında bir bayan bana telefon açtı ve şöyle dedi “Başka bir
hipnoterapiste gittim çok istekli olmama rağmen hipnoz deneyimi yaşayamadım.” Bu bayan
ile telefonda en az yarım saat görüşme yaptım, çünkü soruları bitmek bilmiyordu. Her ne
zaman hipnoza dirençli birini görsem aynı zamanda bu insanın her şeyi detaylı düşünen çok
soru soran insan olduğunu da gözlemlemişimdir.
¤ Hipnoz seansı öncesi ön görüşmeyi uzattıkça uzatmak isterler. Seans öncesinde her şeye
kusur bulma eğiliminde olabilirler. Koltuğun yerinden tutunda odanın sıcaklığına kadar her
şeyi bahane edebilirler.
¤ Hipnoza gelmeden bir gün önceki “İstenmeyen aş ya karın ağrıtır ya da baş” atasözünde
olduğu gibi baş ağrısı, mide bulantısı, anksiyete ve hırçınlık gibi belirtiler gözlemlenebilir.
¤ Gözle tesbit yöntemini indüksiyon yöntemi olarak kullanırken gözlerini kapatır kapatmaz
hipnoza gireceklerini düşündüklerinden çok uzun süre sabit bakmak isteyebilirler. Gözleri
yorulsa da kapatmakta geç kalmayı tercih ederler. Bu bakımdan seansa başlamadan önce
hipnozun ne zaman başlayacağı hiç belli olmaz diye vurgulamak gerekir.
¤ Danışan semptomunu savunma amaçlı üretmişse hipnoza direnebilir. Çünkü her zaman
kullanmaya alıştığımız silahı (savunma mekanizması) bırakıp başkasının yardımını
(hipnoterapi) kabul etmek kolay değildir. Danışan semptomlarından dolayı ikincil kazançlara
sahipse hipnoza direnebilir.
83
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Hipnoza gelmeden önce şehir dışından gelen bir danışanıma otobüste uyumasını
önermiştim. İstanbul’a geldiğinde otobüste gözünü bile kırpmadığını normalde rahatlıkla
otobüslerde uyuyabildiğini öğrendim. Hipnoza bir insanın girebilmesi için dikkatini konsantre
etmeye engel olacak yorgunluğunun bulunmaması gerekir. Hipnozdan önce uyuması ve
rahat olması gerekiyordu. Otobüste uyumamasının anlamı ben hipnoza daha başlarken
direneceğim şeklinde idi. Gerçekten de bu danışanım çok direnmişti.
DİRENÇLERİN AŞILMASI
Hipnoza girmemek için akla hayale gelmeyecek dirençler gösteren çok kuvvetli ışığa bile çok
uzun süre baktığı halde gözlerini kapatmayan, kapatsa da az sonra tekrar açan bir
danışanımla oldukça uğraşmıştım. En sonunda danışanımla yer değiştirdim. Hipnoz
koltuğuna kendim geçtim. Birkaç dakika içinde hipnoza girdim. Bir gevşeme halinde
olduğumu görünce danışanım bana şöyle dedi.” Hipnozdan çıkmayın lütfen bekleyin bende
geliyorum ! ” Hipnoz halindeyken koltuktan kalktım. Koltuğa danışanım geçti. Benim
talimatlarımla 3-4 dakikada hipnoza girdi. Daha önce saatlerce uğraşmıştım. Kendisi zaten o
anda hipnozda olan hipnoterapistin önünde hipnoza girmekte kimse zorlanmaz ve direnmez.
Yüzmeyi öğretmek istiyorsanız havuza önce kendiniz girebilmelisiniz. Bu şekilde danışanlar
kendilerini daha güvende hissederler.
84
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Dirençlerin aşılmasında yaygın görüşe göre en emin yollardan biri terapist ile danışan
arasında “rapport” ‘önem verilmesidir. Rapport terapist ile danışan arasında kurulan olumlu
ilişkidir.
Diyelim ki bir okulun konferans salonunda ahlak kuralları ve görgü kuralları hakkında bir
konuşma yapılacak. Okulun tüm öğrencilerini deneysel amaçlı olarak iki guruba ayıralım.
Binci gurup sadece ahlak kurallarını bir konuşmacıdan dinlesin. İkinci gurup ise konuşmayı
dinlerken bir Çarli Çaplin filmi izlesin. Sizce bu konferanstan olumlu yönde hangi grup daha
fazla telkin alır. Film seyrederek konuşmaları dinleyen grup mu yoksa pür dikkat konuşmayı
dinleyen grup mu ? Psikolog Festinger and Maccoby’nin buna benzer bir çalışmalarının
sonucu oldukça ilgi çekicidir. Festinger ve Maccoby konuşmaları dinlerken film seyreden
grubun konferanstan sonra daha ahlaki ve olumlu davranışlara yönlendiklerini bilimsel
yöntemlerle tespit etmişlerdir. Bilimsel araştırmaların gösterdiği gibi dikkati başka tarafa
yönlendirilmiş bir zihne telkin vermek daha kolaydır.
Hipnoterapistler birinci seansta hipnoza çok yatkın olduğu halde danışanlardan bazılarının
ikinci veya ilerleyen seansların birinde hipnoza direnebildiğini bildirirler. Bu durum
göstermektedir ki potansiyel bir direnç her zaman mevcuttur ancak ne zaman karşımıza
85
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
çıkacağı belli olmaz. Zaman zaman bu dirençler hipnoza yatkınlık testlerinin uygulanması
esnasında da karşımıza çıkarlar.
Field ve Kline (1974), Amerikan Klinik Hipnoz Dergisindeki bir makalede semptomun altında
yatan nedenleri önemsemeden ve semptomun hasta için önemini anlamadan hipnotik telkinle
semptom yok etmenin tehlikeleri konusunda uyarıda bulunurlar. Örnek olarak 27 yaşında
aşırı kilolarından hipnotik telkinle kurtulmak için müracaat eden bir erkeği gösterirler. Hasta
aşırı yeme sorunundan bir seansla kurtulacağına inanarak gelmiştir. Bu inancın nedeni
sorulduğunda iki yıl önce hipnozla tek seansta bruxism (diş sıkma) tedavisi gördüğünü
söyler. Hastanın kilo sorunları da iki yıl önce başlamıştır. Field ve Kline bu hastanın bruxizm
ve kilo sounlarının altında depresyon ve ajitasyon bulunduğunu söylemektedirler. Aynı
şekilde Kline (1978) el paralizisi için direkt hipnotik telkinler alan bir adamın hipnozdan sonra
karısını boğduğu bir vakayı bildirmektedirler.
30 yaşında bayan olan bir akrabama hipnoz uygulamıştım. Yakınım olduğu için hiç analize
girmeden tek bir telkin vererek seansı bitirdim. Verdiğim telkin “mutlu olacaksın” telkiniydi.
Akrabam hipnozdan sonra çok daha mutluydu. Ama nasıl ? Hipnozdan sonra alış veriş
yapma isteği neredeyse hastalık düzeyine ulaşmıştı. Artık sevgili akrabam alış veriş yaparak
“mutlu oluyordu” Öyle ya hipnotik telkin olarak “mutlu ol” dedim ama nasıl mutlu olunur !
konusunu açıklamayınca hastam haklı olarak kendi kişilik yapısına uygun mutlu olma yolları
buluyordu. Bir sonra ki seansta nasıl mutlu olabilir konusuna açıklık getirdik.
Direkt yaklaşımla semptom yok etmeden önce kullanılabilecek yaklaşımlarda vardır. Örneğin
çocuklarda semptomun terapistin elinde sihir olduğu için siğillerin yok olacağı şeklinde telkin
vermektir. Çocukların için fanteziler önemlidir. Tedavide çocukların sihir gibi fantezilerinden
yararlanabiliriz. Çocukların fantastik dünyalarından yararlanılarak yapılabilecek telkinler
yetişkinlerde işe yaramayabilir. Onlara daha gerçekçi açıklamalar yapmalıyız. Örneğin
siğillere kan akışı engelleneceği için siğiller kuruyacak şeklinde telkin verilebilir.
Semptomu kaldırmada kullanılabilecek başka bir yaklaşımda semptomun negatif yönünü
şiddetlendirmektir. Örneğin sigarayı bırakmaya çalışan birine her sigara içtiğinde yanan bir
lastik kokusu alacaksın denilebilir. Bu tür telikinler sigarayı bırakma davranışının motivlerini
oluşturabilirler (Udolf 1985).
Barber (1978 ) semptom yok etmede pozitif düşünceleri vurgulamanın negatif düşünceleri
vurgulamaktan daha etkili olacağını söylemektedir.
86
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
OTO TELKİN
H HETEROTELKİN
Psikanaliz dahil tüm psikoterapiler telkinden yararlanır. Telkinlerin gücü derin “pozitif
transferans” ve “rapport” (terapist ile danışan arasındaki olumlu, uyumlu, anlayışlı ilişki) ile
arttırılabilir. Psikanalitik hastalar bir tür transa içsel araştırma (iner searching) sürecinin ve
serbest çağrışımın bir sonucu olarak girebilirler. Aslında psikanaliz hipnoterapinin yavaş
işleyen bir türüdür. Bazı durumlarda yavaş kalmakta elbette yararlı olabilir.( Zeig & Lankton)
İNDİREKT TELKİNLER
E Erickkson’a göre telkin: var olan bilinçaltı olasılıkları, potansiyelleri ortaya çıkarmak ve
değiştirmek için bir araçtır.
Erickson danışanında daha önceden olmayan bir fikrin ortaya çıkarılamayacağını varsayarak
telkinin bir itaat değil, iyileşmek için bir “anımsatma” olması gerektiğini savunmuştur. Şöyle
87
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
bir düşünürsek iyileşmek istemeyen hastayı hangi vesile iyileştirebilir? Hangi telkin
iyileştirebilir ? Hastada olumlu telkini ve şifayı “istiyor muyum, istemiyor muyum ?” şeklindeki
düşünceleri bilincin yüzeyinde göremeyiz. Bu tür düşüncelerin adresi bilinçaltıdır.
(Erickson M.H.,& Rossi E.L.,& Rossi,S.I.1976) Bu bakımdan telkin körü körüne kabullenme
ya da itaat değil, hipnoterapist tarafından etkilenebilen içsel düşüncelerine danışanın kendi
tepkisidir. En derin hipnozun bile telkinin kabul edileceğini garanti edemediğini hepimiz
biliyoruz. Ancak şurası kesindir ki hastanın zihinsel süreçleri hipnoterapistle etkileşim
içindedir. Asıl telkin işte bu etkileşimdir. Bu etkileşim bazen hastadan ve hipnoterapistten
bağımsız olarak ta gerçekleşebilir.
Ericksonian Hipnoz:Belki şimdi, belki sonra gözleriniz kapanabilir ve kendinizi çok gevşemiş
ve rahatlamış olarak bulabilirsiniz.
¤ İndirect telkinleri hasta direkt telkinlerin aksine farkında olmadan yerine getirir.
88
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
¤ Danışan direkt telkinleri yerine getirirken bir zorunluluk (obligation) hissederken indirekt
telkinleri yerine getirilirken böyle bir zorunluluk hissetmez.
Bir danışanım bana ne zaman telkin vereceksiniz diye sordu ve elinde kendisine vermemi
istediği bir telkin listesiyle ☺ geldi. Durumunun iyiye gitmesinin nedeninin hipnoz olduğunu,
kendisine telkin de verirsem daha hızlı iyileşeceğini söylemişti. Oysa o zamana kadar birçok
telkin almış ve telkinleri zaten uygulamıştı☺ Sorunları da büyük oranda çözümlenmişti.
Ancak bu danışanın aklına telkin deyince benim “iyileşeceksin ,yapacaksın, edeceksin”
şeklinde ki sözlerim geliyordu.
Gizli telkinler vermekte bilinen en iyi hipnoterapist olan Erickson bazen telkinleri çeşitli hikaye
ve mecazların içine çoğunlukla gizlice yerleştirirdi. Böylece hastanın tüm dirençleri kırılmış
olurdu. Çünkü gizli telkine karşı danışanın bilinçli direnci daha az olur. Bu hikayeler
çoğunlukla şaşırtıcı ve hastanın tüm dikkatini toplayıcı özellikler taşırdı. Hikayeler çoğunlukla
arketipik örnekler içerirdi. Erickson'un hikayeleri Amerikan halkının ruhuna hitap ederdi. Belki
de bundan dolayı kendisi "halk kahramanı" olarak anılmıştır.
Şimdi bazılarınız “yahu! bir hikaye dinlemek (hipnozda bile olsa) insanın yıllardır bilinçli
çabalarıyla değiştiremediği alışkanlıklarını değiştirmesini nasıl sağlar” diyorsunuzdur. Aslında
hikayelerle terapi bir çok şekilde etkili olmasına karşılık şöyle örneklerle açıklayabiliriz. Çok
iyi bir film sizi etkileyip yaşamınızı değiştiremez mi ? Sevdiğiniz bir filmi defalarca izleyerek
adeta hipnotik bir konsantrasyona ulaştığınız zamanlar hiç olmadı mı ? Bu filmde ki
kahramanlarla kendinizi hiç özdeşleştirmediniz mi? Filmi seyrettikten yıllar sonra bile yeri ve
zamanı geldiğinde çok eskiden şöyle bir film seyretmiştim diye arkadaşlarınıza anlatmaz
mısınız? Ne dersiniz belki bu film sizin bir çok tutum ve davranışınızı değiştirmiştir sizin
haberiniz yoktur. İşte modern hipnoz bir anlamda budur. Hipnoterapi bu bağlamda size
uygun filmi yaratmanızı ve hayatınızı değiştirmeyi sağlayabilir.
Erickson’un hikayeler anlatarak balıkçılardan ödül olarak akşam yemeği kazandığı günleri
hatırladınız mı? Hikayelerin insan davranışları üzerindeki önemli etkisini Erickson genç bir
öğrenciyken fark etmişti.
Film demişken sanırım hayatımda izlediğim en güzel ve anlamlı film "Hayat Treni" adlı filmdi.
89
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
test olarak kullanırdı. Örneğin bir hikayedeki "aile" rehberi, sevgi kaynağını ,desteği veya
irrasyonel (akıl dışı) rehberliği, zorlayıcı irrasyonel kuvveti temsil edebilir. Bir hikayedeki bir
çocuk tecrübesizliği, öğrenme isteğini fakat nasıl yapılacağını bilmemeyi, kendiliğindenliği,
cahilliği, davranışlarımızın sınırlandırılmış repertuarlarını temsiz edebilir. Hikayeyi dinleyen
eğer çocukla özdeşim kurmuşsa muhtemelen hikayede çocuğun büyüme ve özgür olma
yolundaki engelleri aştığını öğrenince sevinecektir ve bu sevinme yüz ifadesine (facial
expression) mutlaka yansıyacaktır.
Erickson psikoterapi sırasında, hikayede bazı kelime ve terimleri kasıtlı ve bilinçli olarak
kullanırdı. Örneğin:”ayağa kalkmak, yolunu bulmak, doğru” gibi. Psikoterapi sırasında bu
kelimeleri tekrar algılayan danışanın bilinçaltına gizli telkinler tekrar edilmiş olurdu. Örneğin
ayağa kalkmak depresyondaki çökkünlükten kurtulmanın sembolü ve gizli telkini olabilirdi.
Geleneksel hipnozda da telkinlerin sık sık danışana tekrar ettirilmesi daha yararlıdır.
Hikayelerle psikoterapi konusu ileride ayrı bir bölüm olarak işlenecektir.
Jeffry Zeig Erickson ile ilgili bir seminerinde anekdotları kullanmanın değerini şöyle
açıklamıştır.
Acı bir ilacı daha tatlı olan başka bir şeyle veya şekerlemenin içine koyarak daha kolay
yutabiliriz. Bunun gibi bazı telkinlerde anekdotların içine yerleştirilebilir.
Anekdotlardan telkini kişi kendisi çıkarmış olur. Böylece telkinin sırf telkin olmasından dolayı
karşılaşabileceği direnç daha baştan kırılmış olur.
90
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
7. Anekdotlar danışanda konfüzyon yaratarak telkine açık hale gelmesine yardımcı olurlar.
Her hikayeden, her mecaz anlamlı sözden, her anekdottan insanlar kendilerine özgü
anlamları çıkarırken kendi psikolojik yapılarını da ortaya koyarlar.
Erickson şöyle der: Bir insanın kendi kardeşi hakkında düşünmesini istiyorsanız en iyi yol,
kendi kardeşiniz hakkında bir anınızı ona anlatmaktır (Zeig 1985 b). Erickson bundan dolayı
seanslarında sıklıkla kendi anılarından bahsederek gizlice ama kesinlikle danışanın algılarına
etkide bulunurdu.
Erickson psikoterapide hiç şüphesiz o ana kadar olanlardan çok farklı boyutta bir çığır
açmıştır. Ericksonian yaklaşımı ilk araştırdığım dönemde bu yaklaşım bana oldukça ilgi çekici
ve farklı görünmüştü. Ancak anladım ki bu yaklaşımın merkezinde aslında hiçte
şaşılmayacak bir şey var. Merkezdeki bu şey “insanın beyni ve kendisidir.” Diğer
psikoterapiler davranışlara kognisyonlara vs. dikkati yoğunlaştırırken insanı biraz
unutuyorlardı sanırım. Yani başlangıçta gizemli bir psikoterapist ve hipnoterapist olarak
91
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
algıladığım Erickson’un aslında olması gerekeni yaptığını anladım. Asıl gizem meğer
Erickson da değilmiş. Asıl gizem bir türlü anlamayı beceremediğimiz insanın kendisindeymiş.
İnsanı formüle edilmeye çalışıldığı sürece de insanın anlaşılabileceğini sanmıyorum.
Hipnoterapi adlı eserinde Erickson hastanın dikkatini toplamak için kullandığı teknikleri
açıklamaktadır. Bunlar sürpriz, şok, şüphe, şaşkınlık (kafa karışıklığı) saklı anlamları
kullanmanın bir çok çeşidi, soru sorma, sözcük oyunu, mizah, hikaye ve anekdot teknikleridir.
Her hikayenin bir yapısı ve gizli planı olurdu ve genellikle bir sürprizle biterdi.
Bazı hikayeleri yavaş bir ritm ile tekrar tekrar okuyarak Erickson hipnoz hali elde ederdi. Bu
tür hikayeler genellikle subliminal hipnotik etkilere de sahipti.
Marangoz İsa
Erickson bir hastanede çalıştığı esnada kensinin isa olduğunu sanan şizofren bir erkek hasta
uğraşı terapisine götürülemiyor. (Hastalar uğraşı tedavilerinde çeşitli el işleri yapmaktadırlar).
Tüm doktorların hastayı uğraşı terapisine götürme çabaları sonuçsuz kalmıştır. Hastanın
yanına Erickson gelir ve “ Efendim siz marangozdunuz değil mi” der (İsa bir marangozdu).
Hasta “evet” der. Erickson “ Lütfen gelirmisiniz marangozhanede size ihtiyacımız var.” Bunu
duyan hasta hiç direnmeden marangozhanenin yolunu tutar.
Kaktüs:
Erickson alkolik danışanlarını kendisine ait olan botanik bahçesine gönderirmiş. Bu bahçe
bazen Erickson’un yaptığı işten daha iyisini yaparmış. Yine bir gün bir alkolik kendisine
gelmiş ve sülalesinde herkesin alkolik olduğunu, eşinin sülalesinin ve bizzat eşinin de alkolik
olduğunu söylemiş.”Sizin için çok zor bir hasta olmalıyım ? Ne dersiniz ?” demiş. Erickson ne
iş yaptığını sormuş. Ayık olduğum zamanlar bir gazetede çalışırım ancak gazetecilikte alkol
almadan da çalışmak pek mümkün değildir demiş.
Erickson “Pekala şimdi botanik bahçeme gidip özel bir çeşit kaktüse bakmanızı istiyorum. O
kaktüsler su ve yağmur olmadan 3 yıl yaşayabilirler.” demiş.
92
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Aradan bir çok yıl geçtikten sonra bir delikanlı Erickson’u görmek istemiş. Erickson neden
görmek istediğini sormuş ve genç “Yıllar önce botanik bahçenize gönderdiğiniz alkolik
gazetecinin oğluyum ve sizi görmek istedim. Çünkü hem annem hem babam artık alkol
kullanmıyorlar.” demiş. Erickson babasının şimdi neler yaptığını sormuş. Genç:Sizinle
görüştükten sonra gazeteciliği bırakıp bir dergide çalışmaya başladı demiş. (Danışan
gazetecilik mesleğinde alkolü bırakmanın imkansız olduğunu düşünüyordu. Sanırım burada
Erickson bir şekilde gizlice iş değiştirmesi telkininde bulundu.)
Bir defasında Philadelphia'dan migren baş ağrıları olan bir hasta, doktoruyla beraber
Erickson'un Phoenix'deki kliniğine getirilmişti. Hasta bir iş adamıydı. Kısa bir görüşme
sonunda Erickson adamın son derece karşı koyan ve rekabetçi bir mizaçta olduğunu fark etti.
Adam rekabet edebileceği her fırsatı umutla bekliyordu. Hafif bir hipnoz oluşturan Erickson
hastaya şöyle dedi: "Sizi her geçen gün ölüme götüren baş ağrılarınız, migren baş ağrılarınız
var. Bu azabı dokuz yıldır çekiyorsunuz. Baş ağrılarınız için güvendiğiniz bu doktor
tarafından üç yıldır her gün tedavi ediliyorsunuz ve hiç bir gelişme göstermediniz."
Erickson'un adamın hiç bir şekilde münakaşa edemeyeceği gibi konuştuğuna dikkatinizi
çekerim. Basitçe gerçekleri ona nasıl görünüyorsa öylece yeniden ifade etmekten başka bir
şey yapmamaktadır. Konuşmaya devam etti "Şimdi doktorunuz ilgilenmem için sizi bana
getirdi ve ben sizinle çalışmayacağım. Ama bu işi başaracağım. Ellerinizi dizlerinize koyun ve
önce sol elinizin mi, yoksa sağ elinizin mi yüzünüze yükseleceğine bakın." Burada Erickson
hastanın direncini bertaraf etmek için ona yardım etmeyeceğini söylemekte ve daha sonra
adamın mizacındaki rekabetçi, özelliği kullanarak iki eli arasında bir yarış ortamı
yaratmaktadır. Bu özel seansta, bir elin yükselmesi yarım saati buldu. Hastanın eli yüzüne
dokunurken Erickson, migren ağrılarını kendi kendine iyileştirmesine yardımcı olacak telkinler
veriyordu. "Gerginlik kaslardadır..." diyordu "ve onlar yarışırken sen bu gerginliği ellerinde
tutuyorsun. Şimdi baş ağrıların olsun istiyorsan, neden bu boynundaki omuzlarındaki kasların
rekabetinden kurtulmuş bir baş ağrısı olmasın ? "Daha sonra Erickson, hangisinin daha
çabuk gevşeyebileceğini görmek için eller arasında bir yarışma düzenledi. Böylece
savunmaları engellenmiş olarak trans içindeyken hasta, baş ağrılarını durdurmamak ama
kaslarındaki gerginliği gevşetmesini öğrenmek için basit bir telkin alıyordu. Erickson'un
görünüşteki basit metodolojisi aslında hipnotik telkin yoluyla şifanın güçlü bir örneğiydi. Bu
tek seans hastanın kendi kendisini iyileştirmesiyle sonuçlanan yeni bir inanç sistemi
yaratmıştı.
Islak Rüyalar
Cinsel isteksizlik yüzünden eşinden boşanmış bir bayan Erickson’a gelir. Kocası bu tepkisiz
bayanla daha fazla yaşamaya dayanamamıştır. Bu bayan boşandıktan sonra bir erkeğin
metresi olarak yaşamaya devam etmekteydi. Bu adamla da normal bir cinsel ilişkiye
93
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
girememiş. Bu bayan seksin kendisi için mekanik bir şey olduğunu hiçbir zevk almadığını
düşünüyormuş.
Hipnoz halinde Erickson danışanına erkek cinselliği ile ilgili şeyler anlatmış. Bir penisin
yumuşaklıktan sertliğe doğru gidişini alınan hazzı anlatmış. Gece rüyada erkeklerin nasıl
orgazm olabildiklerini söylemiş. Sonrada her erkeğin atalarından yarısının bayan olduğu için,
her erkeğin yapabildiğini, aslında her bayanında yapabileceğini söylemiş. Bundan dolayı
sende ıslak rüyalar görebilirsin demiş. Hem de her istediğin zaman.
Erickson bu sözleri duyduğunda bayanın yüz ifadesi birden adeta flaş etmiş ve bayan şöyle
demiş,” Dr.Erickson, az önce bana hayatımın ilk orgazmını yaşattınız. Çok teşekkürler.”
Erickson bu bayandan birkaç mektup almış. Metresi olarak yaşadığı erkekten ayrılmış. Genç
bir erkekle beraber yaşıyormuş. Her defasında iki veya üç orgazm yaşayabiliyormuş.
Erickson’un burada uyguladığı teknik neydi? Bu bayanın bilinçaltı seks ve mastürbasyon
sırasında cinsel bir obje olarak kullanıldığını düşünüyordu. Bundan dolayı Erickson hastasına
erkek cinselliğini anlatmış sonrada erkeğin cinsel anlamda yapabildiğini bayanında
yapabileceği şeklinde indirekt telkin vermiştir.
Vicious Pleasure
Hipnotik realiteler adlı eserinde Erikson Saldırgan Zevk (Vicious Pleasure) isimli bir vakasını
anlatır. Otuz yaşlarında bir bayan Erickson'a "Beni görmek isteyeceğinizi hiç sanmıyorum"
diyerek gelir ve başlar anlatmaya. "Beni görmek istemeyeceğinizi tahmin ettim çünkü: “
Babam beni altı yaşımdan 17 yaşıma kadar cinsel bir obje olarak kullandı. Hem de düzenli
olarak ve haftada bir iki kez. Bunu her yaptığında kendimi kirlenmiş, aşağılık, utanmış,
korkmuş ve saldırıya uğramış olarak hissederdim. Yaşım 17 olduğunda liseyi bitirmenin
kendime olan saygımı geri getireceğini umdum ama getirmedi. Edebiyat fakültesi diploması,
yüksek lisans ta aynı şekilde işe yaramadı. Daha sonrasın saygıya asla hak etmediğim ve
etmeyeceğime inandım. Doktora eğitimime devam ederken bir adam bana sürekli sevişme
teklif ediyordu. Bu noktada vazgeçtim ve fahişeliğe başladım. Sonra bazı adamlar bu işi
bırakıp kendileriyle birlikte yaşamamı istediler. Bir bayanın korunmaya ihtiyacı olduğunu
düşünerek bu tekliflerden bir tanesini kabul ettim. Seks her zaman dehşet bir tecrübe
olmuştur benim için. Bir penis her zaman sert ve tehdit edici gelmiştir bana. Bu adam benden
sıkılmaya başlayınca bende başkasıyla yaşamaya başladım ve benzer şeyler tekrar yaşandı.
Şimdi size geldim çünkü kendimi bir pislik olarak görüyorum. Ereksiyonda olan bir penis
gördüğümde içimden imdat diye bağırmak geçiyor,kendimi zayıf ve aciz görüyorum. Bir
adam cinsel ilişkiyi bitirdiğinde kendimi çok mutlu hissediyorum çünkü benim için işkence
bitmiş oluyor. Ancak hala yaşamak ve geçinmek zorundayım ve kimse için hiç bir değerim
olduğuna inanmıyorum.”
94
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Erickson şöyle demiş: "Bu çok üzücü bir hikaye ancak en üzücü olan yanı sizin
"APTAL."olmanız. Çünkü bana erekte olan bir penisten korktuğunuzu söylüyorsunuz! İşte en
aptal olan düşünce bu. Biliyorsunuz ki bir vajinanız var. Bir vajina en büyük penisi bile
sarkmış yardımsız zavallı bir objeye çevirebilir. Sizin vajinanız da penisi bu hale getirmekten
katı bir zevk alabilir.
Pipo
Öğretim üyesi olan bir karı koca Erickson’a gelirler. Sorunları uzun zamandır evli olmalarına
rağmen çocuklarının olmayışıdır. Konuşmalar sırasında kullandıkları dil Erickson’un dikkatini
çeker. Üreme organlarından, evlilik görevlerinden, üremek gereğinden söz etmektedirler.
Cinsellikle ilgili kullandıkları dil bilimin soğuk dilidir. Cinsellik toplumun, doğanın yüklediği bir
sorumluluktur sanki…Erickson sorunun bir hafta sonra çözümlenebileceğini söyler. Ama
kullanılan metot çok rahatsız edicidir. Ancak kabul ederlerse kullanılabilirdi ? Bu bilgin çift
hemen razı oldu. Ama Erickson metodun çok rahatsız edici olduğunu ve bir hafta süreyle
düşünmelerini istediğini söyler. Yapacağı şok etkiye hazır olmalıydılar…Bir hafta sonra
Erickson birden, “karını neden zevk için si….miyorsun ? der adama…Birkaç ay sonra eşi
hamile kalmıştır. (Çoşkuner 1997,S.40)
Sedef Hastalığı
Bir bayan sedef hastalığının ağırlaşması üzerine Erickson’a müracaat eder. Bayan yaz günü
uzun kollu giysiler giymektedir. Erickson bayanın kollarına bakar ve ,
95
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
- Sedef hastalığınız sizin düşündüğünüz kadar ağır değil hatta sizin düşündüğünüzün
üçte biri anca olur” der. Bayan Erickson’un bu sözlerine oldukça kızmıştır ve
-Ben size yardım almaya geliyorum çünkü siz doktorsunuz. Oysa benim vücudumda
görebildiğim sedef hastalığının izlerini siz göremiyorsunuz indirime gidiyorsunuz der. Bunun
üzerine Erickson,
-Evet doğru;indirime gidiyorum. Çünkü bir çok duygunuz olursa daha az sedef
hastalığınız olur. Bir çok duygu kollarınızda, vücudunuzda oluşabilir. Bayan,
-Bir daha görüşmek istemiyorum sizinle” der ve ofisten çıkar gider. Aradan iki hafta
geçtikten sonra bayan telefon açar özür diler ve randevu ister. Bayan Erickson’un
muayenehanesine gelir gelmez kollarını gösterir ve şöyle der,
-Artık sedef hastalığım yok. Ama iki haftadır size olan kızgınlığım yüzünden neredeyse
çıldıracaktım.
Erickson bu vakada danışanın kızgınlık duygularını kendi üzerine yönlendirmektedir. Bunun
doğal sonucu olarak sedef hastalığı yok olma düzeyine yaklaşmaktadır.
Bir adam Erickson’a gelir ve ilk defa cinsel ilişkiyi bir randevu evinde denediğini ama çok
iğrendiğini söyler. Bundan sonra geçen 20 yıl içinde yüzlerce fahişe ile beraber olarak onlara
bir çok para ödediğini ancak bir sefer bile erekte olamadığını anlatır. Adam sonra,”Şimdi
uygun bir kız buldum ve evlenmek istiyorum. Fakat hala erekte olamıyorum” der.
Erickson “Önce evlenmek istediğiniz bayanla özel bir görüşme yapmak istiyorum.
Sonrasında her ikinizle bir görüşme yapacağım “ der. Erickson gelin adayı bayana “Her gece
onunla yatağa gidiniz ancak çok soğuk bir bayan olmalısınız. Vücudunuzun herhangi bir
yerine bile dokunmasına 3 ay kadar (balayı süresince) müsaade etmeyiniz.” der.
Erickson hemen ardından kızla yaptığı konuşmayı adama anlatır ve tatil sonrası gelişmeleri
görüşürüz der.
Adam üç ay sonra gelir ve ilk defasında eşine kuvvet kaba kuvvet kullanarak sahip olduğunu
erekte olabildiğini sevinçle anlatır.
96
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Parmak Emme
15 yaşında bir kız Erickson’a getirilir. Kız gün boyunca parmağını ağzından çıkarmamaktadır.
Kızın okulundaki herkes bu durumdan rahatsızdır. Kız Erickson’un ofisine getirildiğinde sesli
sesli ve keyifle parmağını emmektedir. Erickson danışanına “Ben ailenle görüştüm, artık
parmak emdiğin için sana hiçbir şey söylemeyecekler. Gönül rahatlığıyla akşam yemekten
sonra babanın yanına oturarak parmaklarını keyifle emerken babanı rahatsız edebilirsin.
Sonrada sıra annene gelir. Okula gittiğinde arkadaşlarının yanında da parmaklarını
emmelisin ki tüm dikkatler senin üzerinde olsun ve aynı zamanda arkadaşlarını da rahatsız
edebilesin. Biliyorsun ki farklılıklar rahatsızlık yaratır.” der .
Bir aydan daha az bir süre sonra kız artık parmak emme dışında başka davranışlara yönelir.
Çünkü Erickson parmak emme davranışını kıza verdiği telkinlerle bir zorunluluk haline
getirmiştir (Symptom Prescription). Kız yapmak zorunda olduğu şeylere yapmama
eğilimindeydi. Duygularını ifade etmek için artık başka yollar bulmuştu. Artık bu davranış
Erickson’un bu telkinlerinden sonra kontrol edilemeyen kötü alışkanlık olma özelliğini
yitirmişti. Erickson parmak emme davranışını yeniden çerçevelediği gibi semptomu önerme
yöntemini de bu vakada kullanmıştır. Bu şekildeki semptomu önerme yöntemi Alfred Adler’ in
şu sözü ile ilintilidir. ”Terapi bir insanın çorbasına tükürmeye benzer. Yemeye devam
edebilirler ama, zevk alamazlar.” Erickson zaten danışanın yapmakta olduğu davranışı
(parmak emme) önermekle bir anlamda danışanın çorbasına yabancı bir madde koymuştur.
Bundan dolayı aynı davranışı sürdürme ihtimali çok zayıftır.
Erickson’un çalıştığı psikiyatri hastanesinde iki tane kendini isa zanneden ve bunu her
zaman söyleyen hasta varmış. Erickson her gün bu iki hastayı karşı karşıya oturtur ve
birbirlerine “ben gerçek isayım” diye tekrarlamalarını istermiş. Yaklaşık bir ay sonra john
adındaki hasta “ben gerçek İsa’ yım, ama o çılgın Alberto İsa’nın kendisi olduğunu söylüyor
yahu “ demiş. Erickson “ John biliyorsun ki sende Alberto’nun söylediğinin aynısını
söylüyorsun. Alberto da senin söylediğinin aynısını söylüyor. Bu durumda sanırım ikinizden
birisi gerçekten saçmalıyor çünkü, gerçek isa sadece bir tane.
Jhon bir hafta sonra Erickson’a gelir ve ” ben o aptal Alberto’nun söylediği saçmalıkların
aynısını söylüyorum. Demek ki bende aptalım veya saçmalıyorum, ve artık saçmalamak
istemiyorum” der. Sonrasında Erickson Jhon’a hastanenin kütüphanesinde bazı görevler
verir.Altı ay sonra jhon taburcu olmuştur.
97
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
¤ Enüretik bir çocuğa Erickson gece yatmadan önce yatağına diz çökerek kasten yatağına
işemesini ve sonra o yatakta ıslak ıslak uyumasını tavsiye etmiş.(Symptom Prescription)
¤ Gece uyumakta zorluk çeken insanlara Erickson kendileri için yapılması çok güç gelen
işleri yapmalarını tavsiye edermiş. Örneğin buzdolabının içini temizlemek ve yerleri cilalamak
ve silmek gibi.
¤ Sabah erken kalkamayan danışanlarına, gece yatmadan önce aşırı miktarda sıvı
almalarını tavsiye edermiş ki sabahleyin tuvalete gitmek için mecburen kalksınlar.
¤ Hiperaktif, yerinde duramayan bir çocuk getirirler kendisine. Çocuk durmadan koşmaktadır
odanın içinde. Erickson çocuk kapıya koşmaya başlayınca “kapıya koş.” Çiçeğe doğru
koşuyorsa “Çiçeğe doğru koş.” der. Bu böyle sürer bir zaman. Sonunda “Otur.” deyince
oturur çocuk.(Çoşkunur 1997 S.22)
-Şimdi tuvaletini yaparken yabancı bir adam kapıdan kafasını içeri soksa ne yapardın ?
-Donar kalırdım.
-Gayet doğru. Donar kalırdın ve gece altına işemeyi bırakırdın. İşemeyi bırakmak için
yabancı bir adama ihtiyacın olmadığına göre sadece bu adamın düşüncesi sana işemeyi
bıraktırabildiğine göre, iki hafta içinde kuru kalkmaya başlayabilirsin.”
Erickson’un bu telkininden sonra çocuk iki hafta sonra kuru kalkmaya başlar ve sonrasında
sorununu tamamen aşar.
¤ Bir danışanı Ericksona sigarayı ,alkolü ve aşırı yemeyi bırakıp spor yapmak istediğini,
koşmak yürüyüş yapmak istediğini söylemiş. Erickson danışanın sigara alkol yemek gibi
ihtiyaçlarını nereden karşıladığını sorar. Danışanı “ Köşedeki bakkal ve restoranttan” der.
Erickson bu danışana sigara alkol ve yemek gibi şeyleri alması için birkaç kilometre uzaklıkta
ulaşılması çok zor bir yerde bir bakkal bulmasını telkin eder.
¤ Erickson’un erkek çocuklarından bir tanesi bir kıza çıkma teklif eder ama red edilir. Genç
Erickson tamam gel bu konuyu bildiğim çok güzel bir cafe var orada konuşalım der ☺
8. ERİCKSONİAN TEKNİKLER
Tekniklere girmeden önce hipnoz esnasında danışanda gözlediğimiz beş önemli başlığı
inceleyelim.
Çok düzeyli bir iletişim oluşturulduğunda 5 subjektif tecrübe ortaya çıkar. İndüksiyon bu beş
subjektif tecrübenin bir kombinasyonu yaşanıldığında danışan tarafından bildirilir ve hipnoz
danışan tarafından algılanır. Doğal olarak meydana gelen bu hipnoz belirtilerini terapist
98
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
hipnoza atfederek hipnozu derinleştirebilir. Aslında bu belirtiler terapistin elde etmek istediği
amaçlardır. Hipnozun tanımlanması için beş belirtinin de görülmesi gerekmez ve her
danışanda farklı oranlarda görülebilir. Genel olarak bu beş deneyim ne kadar artarsa hipnoz
o kadar derinleşir.
Başarılı şekilde hipnoz uygulanmış kişilerin ikinci olarak belirttikleri değişiklik değiştirilmiş
yoğunluktur. Bu yoğunlaşma etkisinden dolayı bazı hatıralar hipnozda çok canlı yaşanılabilir.
İradi olmayan deneyimler fiziksel ve zihinsel olabilir. (Fiziksel olan deneyimlere örnek
vermem gerekirse: Bir danışanım vücudunu iki kat halinde algıladığını, diğeri kollarının
uzadığını hissettiğini, bir diğeri ise düz uzandığı halde yan yattığını söylemişti. Zihinsel iradi
olmayan deneyimlere örnek olarak: Hipnoz esnasında bir danışanım çok özlediği babasını
birden bire karşısında görmüştü.)
Bu tür zihinsel ve fiziksel iradi olmayan deneyimler telkine bağlı olmadan kendiliğindende
ortaya çıkabilir. Oto hipnoz esnasında oluşmaları da mümkündür. (Bu tür deneyimleri ben
mutlaka anlamlandırmaya çalışırım. Hiç bir şeyin durduk yerde ortaya çıkmayacağını
düşünüyorum. Bu tür deneyimler tesadüfe bağlı değildir. Örneğin ellerinin uzadığını hisseden
danışan bazı şeyleri kontrol etmek istediğini vurguluyor olabilir. Hipnoz esnasında bu tür
deneyimler danışanları şaşırtır. Korkulacak bir şey olmadığını bu tür deneyimlerin hipnozun
belirtileri olduğunu vurgulanarak hipnoz derinleştirilebilir.)
99
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Burada şöyle bir soru sormak zekice olabilir ☺ Tüm bu hipnoz belirtilerinin oluşmasının ya da
hipnoterapist tarafından telkinle oluşturulmasının nedeni nedir ? Bu beş belirtinin yani
hipnozun oluşturulmasının nedenini klasik hipnozculara sorarsanız danışana telkinler
verebilmek derler. Ancak modern hipnoz anlayışına göre “neden” danışan ile uyum ve
işbirliğini geliştirmek, danışanın gizli yeteneklerini tedavide kullanarak onu etkilemek ve
olumlu uyumlu davranışların ortaya çıktığını görmektir.
Bir insan açıkça sizin tutum ve davranışlarımızı kontrol etmeye kalktığında bunu kolaylıkla
kabul edebilir miyiz ? Hem de hiçbir direnç göstermeden. Yoksa kısa bir şaşkınlıktan sonra
“Sana ne !” mi deriz ? Hipnoza hazırladığımız kişinin bilinçaltıda elbette bu şekilde kendini
garip hisseder.
Danışanlar Ericksonian psikoterapide değişime eşit şekilde iştirak etmezler, onlar değişimin
hedefidirler. Ericksonian yaklaşımın kökeni hipnoz olmakla birlikte Erickson etkili değişimi ve
iletişimi sağlayabilmek için her türlü aracı vasıta yapmasını bilmiştir. (Zeig & Lankton, 1985)
100
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
3.Bilinçaltının Kullanılması
Erickson’un bir çok tekniği bilinçaltı ile ilgili onun aşağıdaki düşünceleri üzerine
temellendirilmiştir.
3. Psikoterapide danışanın bilinçaltı ile iletişim kurabilmek bilinci ile iletişim kurabilmekten
daha önemlidir.
101
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
5. Bilgiyi insan hiç farkında olmadan (bilincin hiçbir çabası olmadan) da öğrenir. Erickson ‘un
bu ve yukarıdaki düşüncelerinin doğruluğu çok sonradan deneylerle ispatlanmıştır.
Subliminal (bilinçaltının bilinçten gizlice öğrenmesi) öğrenmenin var olduğu günümüzde
bilimsel bir gerçekliktir. Erickson’un kullandığı yöntemlerin bilimsel temellerini anlamamıza
aşağıdaki araştırma yardımcı olabilir.
Wilson ve Zajonc ‘ın (1980) Ferekans-Cazibe etkisi adlı deneyinin sonuçlarına göre daha
çok gördüğümüz şeylere (geometrik şekiller-nesneler) duygusal yakınlık gösterme (sevme-
tercih etme) ihtimalimiz daha yüksektir. Bu araştırmada deneklere taçhistoskop cihazı ile
çeşitli geometrik şekiller gösterilmiştir. Resimler çok hızlı değiştiğinden hangi geometrik şekil
olduğunun bilinçli çaba ile anlaşılması mümkün değildir. Ancak bilinçaltı elbette hangi
geometrik şeklin kaç sefer ekrandan geçtiğini algılamaktadır. Her deneğe gösterilen
geometrik şekillerin frekansı farklılık göstermektedir. (Örneğin bazı deneklere üçgen çok
daha fazla gösterilirken bazılarına dikdörtgen daha fazla gösterilmiştir.)
Deneyin diğer aşamasında deneklere sevdikleri geometrik şekillerin hangi şekiller olduğu
sorulur. Deney esnasında üçgen şekli daha fazla gösterilen denekler bu soruya çoğunlukla
üçgen diyerek cevap verirken, dikdörtgen şekline deney esnasında daha fazla maruz
bırakılan denekler cevap olarak dikdörtgeni ağırlıklı olarak tercih etmişlerdir.
Erickson aynı mantıkla seansları sırasında danışanlarının bilinçaltını iyileşmeye ve sağlığa
yönelik düşüncelere maruz bırakırdı (seeding).
Erickson’un hipnozu elde etmede veya telkin vermede kullandığı başka bir teknikte şaşkınlık
tekniğidir. Erickson kelimelerle oynayarak, danışanlara algılayamayacakları ve
işleyemeyecekleri kadar bilgi vererek ve danışanın sorularına alakası olmayan cevaplar
vererek bir şaşkınlık hali meydana getirirdi. Bu şekilde şaşkınlık meydana getirmesinin bir
çok amacı vardı. Başlıcaları aşağıdadır.
102
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Erickson'un en önemli ve kullanışlı tekniklerinden biride zihin okuma (mind reading) olarak
adlandırılabilir. Bu teknik danışanın dikkatli bir şekilde gözlenmesini davranışlarının bir
aynada yansıyormuş gibi taklit edilmesiyle başlar. Böylece danışana okunduğu fikri empoze
edilir. Bu tür bir ilişki samimi bir ilişkiye (Rapport) zemin hazırlamaktaydı. Rapport tüm
psikoterapilerde zorunludur. Rapport hipnoterapide diğer terapilere nazaran çok daha kısa
sürede elde edilebilmektedir. Psikoterapi bağlamında rapportun önemine ilk defa Anton
Mesmer değinmiştir. Tüm psikoterapilerde rapportun merkezi bir öneme sahip olduğu
bilinmektedir. Kimse olumlu ilişkiler kuramadığı iyi şeyler hissetmediği terapiste devam
etmez. Güçlü bir teröpatik ilişki danışana anlaşıldığı ve güvende olduğunu hissettirir. Bu
güvenle ancak danışan içsel yaşamının kapılarını terapistine açabilir.
Ratifikasyon (Onaylama)
Ratifikasyon Erickson tarafından indüksiyonun erken aşamasında uygulanırdı. Örneğin
Alfabenin harflerini bir yere yazarken danışanın kendisini dikkatlice seyretmesine neden
olurdu (çünkü hasta Erickson’un niye alfabeyi yazdığını düşünmektedir).Sonra Erickson ”
Beni seyrederken göz kırpmanız, nabız atışınız, hareketleriniz ve tüm refleksleriniz azaldı.”
derdi. Burada danışana verilen gizli telkin hipnoza başlıyoruzdur. Ratifikasyon meydana
gelen değişikliklerin hastaya geri bildirimini kapsar.
Seans odamda hipnoz esnasında musluktan “floşşşşş, blop blob, tıssss,furrrrrrrr” diye sesler
gelmişti. Hemen danışanıma şöyle dedim.
-Musluğum size bazı şifreli mesajlar gönderdi. Bu seslerin bir anlamı vardı.Şimdi çözebildiniz
mi bu anlamları ? dedim. Danışanım şöyle cevap verdi.
103
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Ratifikasyona benzemekle birlikte ondan daha açık bir süreçtir. Örneğin danışan başını
hipnoterapiste doğru çevirdiğinde hipnoterapist şöyle diyebilir.
Sürpriz
Erickson öğrencilerine ilk önce hipnozu indükte etmelerini önerirdi. Geleneksel hipnozcular
hipnozdan önce bir ön görüşme yapma ve anamnez bilgilerini alma alışkanlığı içindedirler.
Yeni başlayanlar için daha seansın başında hipnozu gerçekleştirmek kolay olmayabilir.
Ancak tecrübeliler için kullanışlı bir yöntemdir.
2. Psikodinamiği temizlenir.
3. İndüksiyon sadece psikoterapi için değil aynı zamanda teşhis içinde kullanılabilir. Bu
bakımdan danışanın indüksiyona verdiği cevaplarda teşhis için önemli verileri
oluşturur.
104
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Freud “Aşkın Psikolojisine Ekler I”’de insanların aşk yaşamlarında birbirinden farklı obje
seçimleri olduğuna dikkati çekmiştir. Daha sonra Freud; kendisinden daha düşük
sosyoekonomik sınıfa ait ve birçok sevgilisi olan bir kadına karşı erkeğin duyduğu tutkulu
aşkı tanımlamıştır. Bu tür erkekler acı içinde kıskançlık duygularıyla savaşırken; bu düşmüş
kadını kurtarmak için de güçlü istek duymaktadırlar. Bu tür tutkulu birliktelikler bu tip
adamların hayatlarında tekrar tekrar yaşanmaktadır.
Bu yazıda daha önceden yazılmamış eğer yazıldıysa da özgül bir vakadan öteye
geçememiş, klinik ve teorik düzeyde irdelenmemiş ancak Freud tarafından tanımlanmış
başka bir uç örnek tasvir edilecektir. Bu adamlar iki kadına-karıları ve diğeri aynı zamanda
güçlü bir bağla bağlanmışlardır; her birinden vazgeçmede zorluk yaşamakta ve varılan yer:
iki kadın fenomeni olmaktadır. Bu klinik durum; diğer iki kadın durumlarından ayrılmalıdır.
Burada tanımlayacağımız iki kadın fenomeni bilindiğinden daha sık karşımıza çıkmaktadır.
İlk olarak birçok konsültasyondan, süpervizyondan ve başarı ile tamamlanmış analizden elde
edilen veriler ışığında bu hastaların genel özelliklerinden bahsedeceğim; böylece onların
fenomonolojik bir görüntüsünü sunacağım. Genelleştirilmiş öngörüleri aydınlatmaya yardımcı
olacak bir vakanın analizinde elde edilen verileri sizinle paylaşacağım. Bu hastanın
psikanalizinde ortaya konan sevme paterninin dinamik açıdan anlaşılması bu tür iki kadın
fenomenini yaşayan hastaların değerlendirilmesinde yardımcı olacağına inanıyorum.
Fenomonolojik Görüş:
Bu durumdan yakınmakta olan erkek; genç yaşta benzer bir geçmişe sahip bir kadınla
evlenmiştir. Bu ilişkide her ikisi de monogam kalmış ve birbirlerine adadıkları bir yaşam
sürmüşlerdir. Ancak ilk dönemlerde yaşanan cinsel tutku ve aşkın tükenmesiyle duygusal
yaşamlarını eşlerinden ayırmışlar ve daha sonra da başka bir kadınla tutkulu bir aşka
düşmüşlerdir. Yeni bir kadınla aşk ilişkisini yaşarken halen evliliklerine ve eşlerine karşı
bağlılıkları ve sorumlulukları da devam etmektedir.
Bu önü alınmaz haz ve tutku; yeni bir obje ile uyanmış ve o objeye yatırılmıştır; bu da erkeğin
yaşamındaki tüm etkinliklere ve işlevlere yansımaktadır. Daha önceden eşleriyle yaşadıkları
ancak zaman içinde kaybettikleri bir duyguyu yeniden yaşamaktadırlar: hayat yine özel,
anlamlı ve heyecan doludur. Bu yeni kadının kendilerini taktir ettiğini ve beğendiğini önemle
105
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Eşleri; evle ve çocuklarla ilgilenen iyi, kendisini adamış, vicdanlı ve sorumluluk sahibi bir
kadındır. Sevimli olarak tanımlanır; ama artık tutku ya da heyecan uyandıramaz. Erkek
karısının işiyle sadece kendisine sağladığı para ve prestij için ilgilendiğini düşünmektedir.
Bu erkekler her iki kadınla da seks yapabilirler. Bunlar Freud’ un tanımlamış olduğu fahişe-
madonna kompleksine sahip erkeklerden de değildir; bu kompleksten yakınan erkekler
Madonna’ ya benzer eşleriyle girdikleri cinsel ilişki de başarılı olamazlar. İki kadın fenomenini
yaşayan erkekler eşleriyle yaşadıkları cinselliği sıradan ve mekanik bir birliktelik; diğer
kadınla yaşanan deneyimi ise arzulu ve haz duygusuyla yoğrulmuş bir birliktelik olarak
yaşamaktadır. Eşleriyle daha sık cinsel ilişkide bulunmaktadırlar; özellikle başka bir kadına
aşık olduktan sonra. Cinselliği bir evlilik sorumluluğu olarak görmekte ve ayrıca da eşlerinin
onlardan şüphelenmesini engellemeye çalışmaktadırlar. Eğer eşleriyle yaşadıkları cinselliği
keserlerse ilişkilerinin su yüzüne çıkacağından korkmaktadırlar. İkinci kadın ne bir metres
olarak görülmekte ne de öyle davranılmaktadır. Bu tür bir adam diğerlerinin de bu ilişkiyi
kendisi gibi olumlu bir birliktelik olarak görmeleri beklentisi içindedir. Bu erkekler rasgele seks
ilişkisi kurmazlar. Gerçekte monogam bir yaşam onların şiddetle savundukları bir yaşam
biçimidir. Kendileri için yüksek standartları vardır ve diğerlerinden de yüksek düzeyde bir
işlevsellik göstermelerini beklerler. Yetenekleri, becerileri ve tabi ki seçtikleri kadınlar bu
meşum gizli ittifakın sessizliğinin sağlanması için yardımcı olmakta ve iki kadın fenomeni
uzun zamanlar sıklıkla uzun yıllar boyunca rahatsız edilmeden varlığını sürdürmektedir.
İki kadın fenomenini başarılı bir şekilde yaşarken, bunaltı, suçluluk, utanma veya çatışma
yaşıyor gibi görünmemektedirler; bu ego durumunun haz ve doyum içinde olduğunu
göstermektedir. Ne zaman ki dış güçler ayrılma, boşanma ya da tutkuyla sevdiği ikinci kadını
bırakması konusunda bir karar vermesi için onu zorlamaya başlarsa egonun yaralanabilirliği
kolayca ortaya çıkmaktadır. Bu iki kadından birini bırakmak için karar verme
mücadelesindeyken kontrol edemeyeceğini düşündüğü bir karmaşa içinde yok olmakta
olduğunu hissetmektedir. Ailesi ile ilgili yıkıcı bir suçluluk duygusu altında ezilmekte, ayrılık
ve boşanmadan sonra ciddi bir depresyon ya da fiziksel bir hastalık geliştireceklerinden
korkmaktadırlar. Ailesi, meslektaşları ve arkadaşları tarafından ayıplanacakları beklentisi
içindedirler. Parçalanmış, yok olmuş meslekleri hakkında düşünmekten kendilerini
106
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Eşleriyle kalıp, tutku dolu aşklarından ayrılmalarını düşündüklerinde yeniden hayatın renksiz,
sıkıcı ve monoton olacağını ve hazdan arınmış belki de tüm yaratıcı işlevlerini kaybetmiş
olacaklarını düşünmektedirler. Bu yolu izlemeye karar verdiklerinde yıkıcı suçluluk duygusu
ortadan kalmakta ve doğru, uygun davranışı yaptıklarına inanmaktadırlar; ancak emin
oldukları tek şey sevilen objenin kaybının acısıyla yüzleşmek zorunda olmalarıdır. Karar
verme aşamasındaki bu karmaşa içinde korkutucu üçüncü bir seçenek de olduğunu
değerlendirme içinde tutmaktadırlar -her iki kadını da bırakmak. İşte tam bu zamanda bir
karar verememekte; paralize olmuş bir durumdayken analitik yardım aramaktadırlar.
Dinamik Görüş:
Bay B; 49 yaşında, çok zeki, duyarlı ve başarılı bir yönetici; dahiliye doktoru tarafından ani
başlayan ve intihar fikirlerinin yoğun olduğu depresyonu için analize gönderildi.
Konsültasyonun daha başında iken evli olduğunu ancak başka bir kadına aşık olduğunu itiraf
etti. Derin bir acı içinde “Böyle bir durumda olduğuma inanamıyorum. Bu durum çok
karmaşık. Bu gerçek olamaz. Bir macera yaşayacak adamlardan değilim. Onunla 5 yıldır
beraberiz. Kendimi çok güçlü ve yaşam dolu hissediyorum. Onunla tanıştığımdan beri
hayatım mükemmel. J sezgi dolu ve çok parlak bir kadın. Beni seviyor ve taktir ediyor. Eğer
onu bırakırsam hayatımdaki tüm güzel olan şeyleri kaybedecekmişim gibi geliyor” dedi.
J ile birçok kere Bay B’nin boşanması hakkında konuşmuşlar; ancak hiçbir zaman Bay B
karısına bu planlardan bahsetmek için uygun ve doğru zamanı bulamamış. Şimdi ilk kez Bay
B; J tarafından boşanma için zorlanmış. J, kısa zaman önce başka bir kentte çok daha iyi bir
iş teklifi almış. J, Bay B’nin de firması tarafından aynı kentte bir iş teklifi almış olduğunu
biliyormuş.
Bay B yakın bir zaman içinde eşine çok öfkeli olduğunu ve onu bu gerçekle yüzleştirmeyi çok
istediğini, ancak onun yanındayken kendisini güçsüz ve pasif hissettiğini belirtti.” Birçok diğer
erkek gibi ayrılamamamın; nedenini merak ediyorum. Ben yenilmiş bir adamım. Ailem bensiz
çok daha mutlu olur.” İntihar planı denizde teknedeyken suya atlayıp ölmeyi içermekteydi.
Böylece kimse onun intihar etmiş olduğunu bilmeyecekti.
İlk durumu; krize yönelik bir psikoterapi gerektirir gibi görünse de analizin çok daha yararlı
olacağına karar verildi. Analiz önerisi Bay B’ yi rahatlatmış görünüyordu; analiz süresince
vereceği kararı tehir edebilme şansına sahip olduğunu düşünmekteydi. Böylece eşini
gerçekle yüzleştirme gereksinimi, boşanma işlemi ve tekrar evlenme bir süreliğine ertelenmiş
107
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
oldu. Bay B esprili ve yüksekten bakan bir tarzda “ Hastaların analize başlarken önemli
kararlar vermemeleri gerektiğini duymuştum. Umarım J bu durumu anlar.” dedi. Bay B’nin
analize sıcak bakmasının bir nedeni;bu zor seçimi yapmasını ertelemesine yardımcı
olmasıydı. Buna ilaveten; analizden geçmesine çok uygun olan psikolojik kafa yapısına
sahipti; ve içinde bulunduğu durumun göründüğünden daha ciddi ve zor olduğunun da
farkındaydı. Ayrıca Bay B şu anda içinde olduğu çıkmaza kendisini sürükleyen bilinmeyen
zihinsel güçlerin neler olduğu hakkında merak içindeydi; içgörü kazanmaya ve yaşamında
değişiklikler yapmaya çok istekli görünüyordu. Bay B yaşamı boyunca sorunlarla yüzleşmiş
ve bunlara çözümler bulmuş bir adam olarak şimdi şaşkın bir durumda neden kararsız
kaldığını ve harekete geçemediğini de merak etmekteydi.
İlk analiz seansından sonra Bay B odadan çıkarken “Kapıyı açık mı bırakayım yoksa
kapatayım mı?” diye sordu. Soruya cevap veremeden kapıyı yarı aralık bırakıp gitti. Bu
davranışına içgörü kazanana kadar aylarca her seanstan sonra kapıyı aralık bıraktı; daha
sonra gururla kapıyı kapattı ve diğer oturumlarda da güvenle kapıyı kapatmaya devam etti.
Transferans nörozu kendisini erken ve net olarak gösterdi. Bay B beni idealize edilen,
mükemmel bir obje olarak görmekte ve mutlak mutluluğu ona hediye edebilme yeteneğine
sahip olduğuma inanmaktaydı. Yardımım, yol göstermem ve onu kutsamamla
boşanabileceğine, tekrar evleneceğine ve yeni aşkıyla kutsanmış bir mükemmellikte
yaşayacağına inanmaktaydı. Fantezisinde, eşinin artık kızgın olmayacağı, boşanmayı hemen
kabul edeceği hatta kocasının mutluluğundan çok hoşnut olacağı vardı. Bana analizin bu
kadar paraya, zamana ve çabaya değdiğine dair mesajlar göndermekte ve yıllar önce analize
başlamadığı için hayıflanmaktaydı.
Bay B’nin yetiştirilmesindeki güçlü dinsel temalar terapi süreci içinde de belirgindi. Ben onu
seven, tüm güçlü, idealize edilmiş, Tanrı-benzeri bir figürdüm; onu rahatlatıyor ve
kutsuyordum (İlk seanstan sonra kapıyı aralık bırakarak benimle olan ilişkisini
kaybetmemeye çalışmıştı). Şimdi beraberdik ve Bay B kendisini güvende ve korunmuş
hissediyordu. Depresyonu bir süre sonra hafifledi. Daha sonra; sürekli olarak benim onun J’
yi bırakmasını ve karısına, evine ve kiliseye dönmesini istediğime inanmakta olduğunu
öğrendim. Ancak terapinin ilk dönemlerinde bu fantezisinden bahsetmemişti.
İdealize edilmiş doğadaki pozitif Transferans dönemi belirginken Bay B önemli bir hikaye
anlattı ve yaşamındaki önemli objeleri tanıttı. Karısı ve kendisi birbirlerine benzer fakir, köylü
ve dinsel inanışları güçlü ailelerden gelmektelermiş. Bay B’nin şimdiki durumuna ve sofistike
yaşamlarına ulaşmak için çok uzun yolu beraber aşmışlar. Analize gelmeden önce
gençliğinde katıldığı kiliseye tekrar dönmeyi düşünmüş, ancak bu dönemde depresyonu
ağırlaşmış ve intihar fikirleri ortaya çıktığında dahiliye doktoru tarafından psikiyatri
108
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
konsültasyonuna gelme fikrini kabul etmiş. Aşık olduğu kadın ise zengin ve dini inanışları
olmayan bir aileden gelmekteymiş. Bay B her ikisinin de bu değişik geçmişten gelip
birbirlerine böyle yakın olmalarını ve böyle güçlü bir aşkla bağlı olmalarına şaşırdıklarını
belirti.
Evliliklerinin ilk yıllarında gelecek vadeden bir araştırmacı olma yolunda ilerleme şansı
varken eşinin bu işi ve aldığı maaşı küçümsediğinden sevdiği işi bırakmak zorunda kaldığını
anlattı. İdareci olmayı seçmiş ve kısa zamanda ilerlemiş ve maddi başarı da kazanmış. Bu
işten keyif aldığı ve yaratıcı ve yeterliliği kanıtlanmış bir yönetici olarak nam saldığı halde
karısının isteği doğrultusunda davranmış olduğu için pişman olduğunun altını çizmekteydi.
Tam tersini düşündüren kanıtlar olmasına rağmen karısının sahip olduğu tüm huzuru aldığını
ve kendisinin üzerinde hakimiyet kurduğuna inanmaktaydı. Bu aşık olduğu kadının ise Bay
B’nin erkekliğine, otonomisine, duyduğu hazlara ve yaratıcılığına kendisini adadığına dair
değişmez bir inancı vardı. Bay B’nin bu iki kadına fantezilerini yüklediğini ve bu iki kadının
tüm olumsuz ve olumlu görünüşlerini kendisinin fantezileri doğrultusunda yaratmış olduğu
içgörüsünü kazanması için uzun zaman ve uzun yorumlamalar içeren çalışmalar yapılması
gerekti.
Bay B’nin annesinin karmaşık bir kişiliği vardı. Oğlunun her zaman özel olduğunu ve
gelecekte en büyük olacağına dair bir inancı vardı. Evde günahkar davranışlar hakkında
bağırır ve Tanrının günahkarları nasıl cezalandıracağını anlatırmış. Diğer zamanlar uygunsuz
bir şekilde baştan çıkarıcı olurmuş; bazen sevgi dolu ve koruyucu bir role bürünürmüş ancak
tüm bu değişimler aniden ve tahmin edilmez bir hızda olurmuş. Bay B annesinin bu rahatsız
edici davranışlarının sadece evde olduğunu belirtmekteydi. Dış dünyada, üretken, saygı
duyulan kendisini evine adamış bir kadındı. Bay B’nin babası karısının evdeki bu
davranışlarını kontrol edememekteydi. Bay B gibi babası da ondan korkmakta ve annenin
varlığında pasif ve sessiz olmaktaydı. Babası kendisini işine ve hobilerine adamış ve oğlunu
tümüyle yalnız bırakmış ve reddetmiştir. Oğlan bu davranışları kontrol edilemeyen anneyle
tek başına başa çıkmak zorunda kalmıştır.
Bay B annesinin dışarıdaki iyi işlev gören görüntüsüne tezat oluşturan evdeki bu ani kişilik
değişimlerinden şaşkına dönüyor, öfkeleniyor ve korkuyordu. “Sanki iki annem varmış gibiydi.
5 veya 6 yaşları civarındayken iki annem olduğuna ilişkin bir inanç geliştirmiştim. Bunun
doğru olmadığını biliyordum; ancak yine de bundan tam da emin değildim. Bu bölünmüşlük
öfkemi, korkumu ve mutsuzluğumu kontrol edebilmemi sağlamaktaydı; ve Tanrıya şükür
halen zevk duyabiliyorum ve heyecanlanabiliyorum.”
109
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Bay B annesini evin dışında tutmaya çalışmaktaymış, evin dışında annesiyle ilgili ve ona
yakınmış. Annesi Bay B’ yi birçok sanatsal ve entelektüel aktivitelerle tanıştırmış ve bunları
evden ayrıldıktan sonra da zevkle yapmaya devam etmiş.
Şu anda yaşadığı iki kadın çıkmazının; yıllar önce ortaya çıkmış olan bölünmüş anne figürü
ile bağlantılı olduğu yorumunu getirdim. Kendisine karşı öfke duymakta olan karısı-ki kendisi
de ona karşı öfkeden köpürmekte; yüzleştiremediği veya terkedemediği bu kadın
çocukluğundaki aşırı dinsel inanışları olan ve uygunsuz baştan çıkarıcı davranışları olan
anneyle doğrudan bağlantılı gibi gözükmekte. İkinci kadın, sevdiği, hayranlık duyduğu ve çok
özel bulduğu bu ikinci kadın iyi işlev gören, kendisini yakın hissettiği ve ondan birçok şey
kazandığı dış dünyadaki anne figürünü içermekte. Hasta şimdiki zamanda yaşamakta olan
bu iki kadın ve travmatik geçmişi ile hiç bir bağlantı kurmamış olduğunu görerek şaşırdı.
İkinci yaz tatili; idealize edilmiş transferansta bir değişiklik yarattı. Bay B seansa gelmiş ve
kapıyı kilitli bulmuş. O anda kilitli kapımın önünde bugün görüşmemiz olmadığını hatırlamış.
Takvimine dikkatlice tatil zamanlarımı kaydettiğini ve daha sonra da bunları unuttuğunu
anlamış. Ona tatilde olacağım günleri bildirirken J ile birlikte heyecanlı birkaç gün geçirmeye
karar vermiş. Bunu represe etmiş ve bana tatilden önce bunu söylemeyi unutmuş. Bunun
yerine; analize bir süreliğine ara verileceğini unutmayı seçmiş.
Kilitli kapı ile yüz yüze geldiğinde kendisini feci bir şekilde reddedilmiş ve yaralanmış
hissetmiş. Her iki yumruğu ile kapıya vurmuş, ağlamaya başlamış ve J’ ye aşık olmadan
önce yaşadığı kardiyak kökenli belirtilere benzer şekilde bir göğüs ağrısı duymuş. Bu göğüs
ağrısı daha önceden dikkatli bir şekilde incelenmiş ve organik bir etiyoloji tespit edilmemiş.
Bay B bu reaksiyonun şiddetinden çok şaşırmış. Önce bana telefon etmeyi düşünmüş, sonra
vazgeçmiş; “Tatilde olduğunuzdan sizi rahatsız etmiş olursam çok üzülebileceğinizi ve bana
öfkelenebileceğinizi düşündüm.” Tüm bunları bana daha sonra anlatırken “Halen J’ yi
gördüğüm için ve onu bırakmak için hiç bir plan yapmadığım için bana öfkeli olmalısınız”.
Analizin bu noktasında Bay B’nin analizin başarılı olması ve benim de hayal kırıklığına
uğramamam için J’ den ayrılması ve eşine, ailesine, kilisesine geri dönmesinin gerektiğine
inandığını öğrendim. Bu inanç analize gönderildiği andan beri varmış; ancak bu zamana
kadar sesli bir ifade bulmamıştı.
Tatilden sonraki ilk seansımızdan bir gece önce gördüğü bir rüyayı anlattı.
Çirkin yüzlü ama çok güzel bir vücudu olan bir kadın yanıma gelerek beni baştan çıkarmaya
çalışıyor. Hem heyecanlanıyorum, hem de kızıyorum. Ne yapacağımı bilemiyorum.
Soyunuyor. Daha sonra ne olduğunu hatırlamıyorum ama rüyada daha sonra yeni aldığım
güzel Samuray kılıcımla kadını öldürüyorum. Onu ikiye kesiyorum. Heyecanlandıran
110
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
vücudundan çirkin başını ayırıyorum. Kendimi güçlü ve muhteşem hissediyorum. Ancak daha
sonra korku içinde uyandım.
Bay B rüyadaki kadınla bağlantılı olarak annesinin baştan çıkarıcı davranışı hakkında daha
fazla detay vermişti. Bu kadar genç yaşta evlenmesinin bir nedeni de annesinin daha ileri
gitmesini önlemek içindi. Karısı ile ilk karşılaştıklarında ona karşı sevgi ve tutku hissettiğini
belirtti. Bay B’nin duygularına karısı da karşılık vermiş ve kısa zamanda evlenmişler; karısı
işini ve maaşını küçümsemeye başlayıncaya kadar bu evlilik mutlu ve doyumlu bir beraberlik
olmuş. Kariyerindeki bu değişiklikten dolayı öfke içinde karısını suçlamaktayken; daha fazla
prestiji olan ve daha fazla para kazanan iş arkadaşlarını ve okul arkadaşlarını çok da
kıskanmış olduğunun farkına vardı. Maddi başarı dileyen Bay B bunun kendi arzusu
olduğunu fark etmemişti. Para ve maddiyata duyduğu arzuyu represe etmiş ve öfkeyi
karısına çevirerek, bu isteklerin karısının Hıristiyanlıkla bağdaşmayan günahkar istekleri
olduğuna inanmıştır.
Yeni Samuray kılıcı ile ilgili içgörü içeren bir yorumlama yaptı. Uzun yıllardır yapmakta
olduğu bıçak ve kılıç kolleksiyonunun kendisini ensestten, çok güçlü hissetmekten ve kızgın
babasının saldırısından korumaya yönelik olduğunun farkına varmamış olduğunu belirtti.
Sezar’ la olan özdeşimini anlamaya ve buna içgörü kazanmaya başladı.
Bay B’ ye annesinin baştan çıkarıcı davranışlarının kendi ensestöz arzularından köken aldığı
ve tüm bunların da öfkeli Tanrı tarafından bahis olunan günahları ve cezaları içeren korku
dolu vaızları tetiklemiş olabileceği yorumunu yaptım. Annesinin baştan çıkarıcı davranışları
oğlunda da cinsel heyecan yaratmıştır. Ergenlik döneminde annesine duyduğu heyecan genç
hanıma kaymış ve her iki tarafın ailelerinin onaylamamasına rağmen bu ilişki evlilikle
sonuçlanmıştır.
111
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Daha ileri dönemde yapılan analitik çalışmada Bay B kendisinin de annesi, karısı gibi ilkel bir
süperegoya sahip olduğunu ve tüm cinsel hazzı, agresyonu ve otonomiyi bastırdığının
farkına vardı. Kişinin kendisini adaması; evde ve kilisede idealize edilen bir değer olmuştur.
Bay B’nin dürtülerinin doyurulması ile süperegosunun bunu yasaklaması arasında yaşadığı
bilinçaltı çatışma dış dünyadan bir uzlaşmaya aramasını sağlamıştır. Evde dini ego idealine
bağlı kalmaya çalışmış, ancak kendisini tümden adamasına engel olan karısına karşı öfkesini
harekete geçirmiştir. Evde idealize ettiği Kutsal Aile fantezisini gerçekleştirmek istemiş ancak
ona göre bunu gerçekleştirmesine karısı engel olmuştur. Evin dışında hem haz hem de
başarı bulabilecekken kendisini idealize ettiği ve cinsel açıdan adadığı kadına tümüyle
verirse cezalandıracağı korkusu içinde bundan da kaçmıştır.
Sevgi objesiyle olan ilişkisinde yıllarca Bay B kendisini güçlü, güvenli ve tamamiyle erkeksi
hissetmişti. Bu ilişki bilinçaltındaki fanteziden de etkilenmişti (Arlow, 1980). Açığa çıkardığı
fantezisinde, annesi artık doğum sırasında Bay B’nin kendisine verdiği bedensel acıdan
dolayı ona kızgın değildir. Gerçekten de annesi bazen Bay B’nin alışılmışın dışındaki
bedeninden ve gücünden yakınarak doğum sırasında kendisini yaralamış olduğundan dolayı
oğlunu suçlamıştı. Doğum güç bir doğum olmuş sezeryan düşünülmüş, ancak yapılmamıştı.
J üzerinden işleyen fantezi ile annesinin bedenini onarmış ve artık suçluluk duymamaktaydı.
Anne de onunla gururlanmakta ve erkekliğinin gelişmesi için onu cesaretlendirmekteydi.
Analizin orta döneminin sonuna doğru; Bay B’nin idealize ettiği ve kendisini adadığı kadın
Bay B’nin egosunun güçlenmesi ve ondaki değişikliklerin sonuçlarından mutsuz oldu. Başka
bir şehirde teklif edilen işi kabul etti. Bay B kendisini boş ve depresif hissetti, ancak sevdiği
kadını bırakabildi ve gitmesine izin verdi; analitik çalışmasını başarılı bir şekilde sona erdirdi.
Analitik durumunun güvenliği açısından her iki anne obje reprezantasyonu-aşık olunan ve
nefret edilen ile, karşı karşıya gelindi, bunlar tekrar birleştirildi, gerçeklik denendi ve geçmişin
bir parçası olarak geçmişe gönderildi. Yıllarca dışsallaştırdığı ve J’ ye yatırdığı haz ve aşkı
tekrar evine ve evliliğine geri getirebildi.
Açıklama:
Erikson’ a göre Freud ileriki yaşlarında sağlıklı bir insanın neler yapabileceğini kendi
kendisine sormuştur. Freud’ un verdiği cevap; sevmek ve çalışmak olmuştu. İki kadın
fenomenini yaşayan erkekler çok iyi çalışabilirler, ve birçoğu birçok yaratıcı yeteneğe de
sahiptir. Ancak sevme ile ilgili sorunları vardır. Aşık olabilir, evlenebilirler de ancak fiziksel ve
duygusal yakınlığı sürdüremezler (Kernberg, 1980). Sevginin gelişmesi, aşkın duygusallığı,
112
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
2 kadın fenomeni orta yaş stresinde tetiklenebilir; bu dönem kaybın, hastalığın, ölümün,
erişilen noktanın taktir edilmediğinin açıkça hissedildiği ve agresyonun kabardığı bir
dönemdir (Jacques, 1980). Kalp krizine benzer belirtilerden sonra Bay B J’ ye aşık olmuştu;
bu belirtilerle hastalık ve ölüm düşünceleri gündeme gelmiş ve daha fazla idealize ettiği bir
mesleğin yolundan ayrıldığı için pişmanlık duyguları ile çevrelenmiştir.
Bay B’nin ödipal döneminde, annesinin baştan çıkarıcı davranışları ile yüzleşmişti;
muhtemelen annesi de idealize ettiği oğluna karşı duyduğu ensestöz duygularla mücadele
etmekteydi. Ne annenin etkin bir koca şansı, ne de oğlanın kendisini annesinin regresif
davranışından koruyabilecek yeterlilikte bir babası vardı. Bay B için anne figürü ikiye ayrılmış
ve iki obje reprezantasyonu oluşmuştu; tümüyle iyi olan ve tümüyle kötü olan. Bu Bay B’nin
çatışmasını azaltmasına, agresyonu kontrol edebilmesine ve gerçek annesi ile istenilen
libidinal bağları sağlayabilmesine yardımcı olmuştur. Bölünme terimi kafa karıştırıcı olabilir;
çünkü psikoanalitik literatürde birçok psikoanalitik mekanizmayı ve süreci içermektedir
(Blum,1983; Glenn, 1983) .Burada bu terimi çocuklukta anne objesini bölen ikiye ayıran bir
savunma mekanizması olarak kullanmaktayım; bu bölünme işlemi gerçekte hastanın psişik
dengesini korumasını sağlamıştır. Represe olmuş yılların geri dönmesiyle; Bay B 2 kadın
fenomenini sonuna kadar yaşamıştır.
Bu 2 kadın fenomeni çocuklukta gizli olan iki anne duygusunu içermektedir de. Dr. William
Niederland (kişisel görüşmede) benzer bir kişinin analizinde de benzer bir deneyim yaşamış
olduğunu benimle paylaşmıştır. Dr. Niederland’ ın hastası; çocukluğunda oğluna haber
vermeden evden ayrılıp seyahatlere giden empatiden uzak bir anneye sahipmiş. Aynı evde
yaşayan anneanne; yas tutan küçüğe sıcaklık gösterir, onu kucaklar ve annesinin onu
sevdiği ve yakında geri döneceği hakkında garanti vererek rahatlatmaya çalışırmış. Mutsuz
bir evlilik sahibi ve boşanma konusunda ciddi bir karmaşa yaşamakta olan bu hasta da, Bay
B gibi analize girmiş. Evliliği süresince, başka şehirlerde olan acil işleri düzenlemek için eşini
sıklıkla yalnız bırakmak zorunda kalmış. Gerçekte bu seyahatler hayran olunan kendisinden
yaşça büyük bir kadını ziyaret etmek için yıllarca düzenlenmiş. Analizde hastanın karısı;
haber vermeden aniden ortadan kaybolan nefret edilen anneyi temsil etmekte iken; düzenli
olarak ziyaret edilen hayran olunan kendisinden yaşlı kadınsa ona kendisini adamış ve ona
bakan anneanneyi temsil etmekteydi.
2 kadın fenomenini yaşamakta olan erkekler tek bir tanısal sınıfa girmezler ve tek tek vakalar
farklı derecelerde değişkenlik gösterirler. Bazı hastalar belirgin bir preödipal patoloji
taşımakta olup arkaik süperegoları, egolarının gerçeklikten fantaziyi ayırmasını
113
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Bay B ve Weiss’ in bu vaka ile sunduğu açıklamalarda dikkatimi çeken çeşitli hususlar var.
Weiss’ e göre Bay B’nin analize geldiği sırada ve analiz devam ettiği sürece varlığını koruyan
bir fantezisi varmış: terapistinin ondan J’ yi bırakması, karısına, ailesine ve kilisesine geri
dönmesini istediği. Değerlendirmenin başında bundan hiç bahsetmediği halde analizin
sonunda bu kehanet gerçek olmuş. Bu iki soruyu akla getiriyor; hasta kendi çözümünü
başından beri analistine mi yansıtıyor yoksa analistinin gerçek şüphelerine mi cevap veriyor.
Bu konuda karar verebilmek için elimizde yeterince kanıt yok.
Daha da önemlisi ve içinde çeşitli soru işaretleri barındıran nokta Weiss’ in iki kadın
fenomenini açıklarken kullandığı psikodinamik formülasyon. Ona göre hasta çocukluğunda
anne objesini iki farklı obje reprezantasyonlarına ayırmış; biri kötü ve diğeri de iyi olmak
üzere. Weiss burada splitting’ i dikkatlice tanımlamakta ancak yine de tanım içinde çeşitli
kafa karıştırıcı noktalar da bulunmakta. Açıklamada öngördüğü üzere iki kadın fenomeni
represe edilmiş materyalin geri dönmesiyle ortaya çıkmakta; tüm kötü reprezantasyonlar karı
üzerine yöneltilmekte (projection); tüm iyi reprezsantasyonlar ise diğer kadın J üzerine.
Klinik bakışa farklı bir noktadan alternatif üretmek vakanın daha geniş açıdan irdelenmesine
yardımcı olacaktır. Gerçekte iki kadın fenomenine farklı noktalardan yaklaşılabilinir fakat obje
114
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
ilişkilerini kullanan Weiss’ ten farklı olarak ben vakanın irdelenmesine self-psikolojisiyle
yaklaşacağım. Bunun birincil olarak narsistik kişilik bozukluğu ile ilgilendiğimizden daha
yararlı olacağı kanısındayım.
Weiss’ in iki kadın fenomeninin gelişimi açısından Odipus Kompleksine karşı bir savunma
amacıyla anne figürünün kötü ve iyi olarak ayrıştırılmasını görmesi benim klinik
deneyimlerime uymamaktadır. Bence bu; süperegodan ve narsistik amaçların
gerçekleşmediğinin orta yaşlarda anlaşılmasıyla gelişen depresyondan kaçmanın bir yoludur;
Kişi boş yaşamından dolayı acı çekmekte ve öfkesini kendisine çevirmektedir. İki kadın
fenomeni bir kıyıya çıkmayı sağlamakta; narsistik dengenin tekrar restore edilmesini
gerçekleştirecek erotik füzyonun, ulaşılamamış ego ideallerinin yarattığı boşluk duygusundan
sıyrılabilmek için de dış figürlerin regresif tekrar idealizasyonunu sağlamaktadır. Klinik olarak
gözlenen; bölünmüş anne objesinin reprezantasyonlarındaki tüm iyinin ve tüm kötünün
yansıtılması değildir; ancak idealize edilmiş bir kadın bulmayı ve gücü olan belki de korkulan
bir anne-karı arayışını içerir ve aranan anne-karı figürü halen iyi bir obje olarak
görülmektedir. Bence odak olan katı süperegodan ve onun cezalandırıcı tehditlerinden
kaçmak; ayrıca da orta yaşla yaşanma olasılığı gittikçe azalan gençlik çağına ait romantik
narsistik ideallerin yıkımına duyulan yaralanmayı azaltmaya çalışmaktır. İntihar da benzer bir
kaçış yoludur.
115
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Orta yaş döneminde; hastalık ve ölümün farkındalığı artmakta; maddi endişeler katlanmakta;
çocuklar büyüyüp evi terk etmekte; yaşlanmış ebeveynler çocukların gözünde bir yük olarak
görülmekte ve yaşlanan da eğer güvenli empatik bir matriks geliştiremediyse agresyon
duygusu şiddetli bir artış göstermektedir. Bu sıklıkla kişinin kendisine nefret duymasına
dönmekte ve dönüşüm de kendisini yeniden dirilen primitif sadistik süperego şeklinde ortaya
koymaktadır; sadistik süperego kişi gerçekten başarılı ise bile sahip olduğu hazzı hak
edilmediğini belirtip kişisel bir tehdit ve derin bir eza oluşturmaktadır. Süperego ile id
arasında bir savaş olmakta ve iki kadın fenomeni bir arabulucu çözüm olarak ortaya
çıkmaktadır. Bu oluşumda karı duygusal açıdan besleyici olan anne rolünü almaktadır;
erkeğin beslenme ve aynalanma ihtiyacı arttıkça ve kadının bu arkaik empatik self-obje olma
yolunda kaçınılmaz başarısızlıkları olduğunda erkeğin öfkesi karısının üzerinde
yoğunlaşacaktır. Bu arkaik self-obje işlevselliğindeki başarısızlık nedeniyle karının
idealizasyonu devalüye olmakta ve bu idealizasyon diğer kadına transfer olmaktadır.
Yeni kadınla inanılmaz bir orgazm ve ejekülasyon yaşanmaktadır;çünkü idealize edilmiş bir
objeyle birlikte iken ambivalan duygular ortada değildir ve ayaklanan libidinal arzuya karışmış
bir öfke de yoktur. Karısı ile cinsel birliktelik bir görev olarak yaşanmakta ve onu orgazma
ulaştırmak ihtiyacı içinde olunmaktadır. Bu da erkeğin seksüel hazzını azaltmakta ve
kızgınlığını arttırmaktadır. Karısı arkaik bir self-obje olarak işlev gördüğünden-her zaman
veren ve her zaman varolan, kendi özel istekleri olmayan- erkek bilinçaltındaki ihtiyacı ile
yaptığı görev arasında sabit bir ilişki görememektedir. Diğer kadın erkeği memnun etmeyi
istemekte ve erkeğe narsistik doyum sağlamaktadır; bunun yanında karısı erişkin ihtiyaçlar
ve istekler öne sürmekte ve gerçek eleştirilerde bulunmaktadır.
Erkek diğer kadına kendisini tümüyle adamayacak kadar sağlıklıdır; çünkü eğer böyle
yaparsa karısının başına gelenlerin bu kadının da kaderi olacağını; idealizasyonunun sona
ereceğini ve içinde olduğu durumdan daha iyi bir halde olmayacağının da farkındadır. İki
yanlı düzenleme sabit olduğunda bir uzlaşma olarak işlev görmektedir. Diğer kadından elde
ettiği aynalanma ve ihtiyaç duyduğu arkaik self-obje illüzyonu ile eğlenmekte aynı zamanda
da kendini adamış karısından ihtiyacı olan anne ilgisi ile anlamlı bir ev yaşamı sağlamaktadır.
Bu yüzden bu erkekler analize ancak ikisinden birisini seçme zorunda kaldıklarında
gelmektedirler. Umutsuzca her iki kadına da ihtiyaç duymaktadır. Fransızca’ da bu
düzenleme için kullanılan bir kalıp vardır:”cinq-a-sept” yani eve ve aileye akşam yemeği için
gitmeden önce saat 5 ile 7 arasında diğer kadına yapılan ziyareti tanımlamaktadır.
İki kadın fenomenini sıklıkla başarılı ve zengin önemli prestiji ve gücü olan erkeklerde
görüldüğü bilinmektedir; ayrıca bu erkekler maddi veya mesleki kayıplarla da
116
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
karşılaşmamışlardır. Orta yaşlı narsistik erkeklerin yıkılmış evliliklerinin bir spektrum içinde
değerlendirilebileceğini düşünmekteyim. Yelpazenin bir ucunda önemli , kollaps yaşayan
erkeklerin evliliği vardır(Bird ve ark.;1983). Bu kollaps içindeki erkek bir VİP’ tir; -önemli,
etkin, mesleki yaşamda, politikada ve sosyal çevresinde gözde olan, toplumsal
sorumlulukları yerine getiren bir erkektir, Bird bu erkekleri ünlü Tip A kişiliğine sahip olanlar
olarak tanımlamaktadır; bense bu erkekleri narsistik kişilik bozukluğu grubu içinde
değerlendirmekteyim (Chessick;1985,1987).
Bu kollaps olmuş zengin adamlar depresif bir reaksiyon göstermekte ve regresif bir duruma
sıklıkla aday olmaktadırlar. Bu reaksiyon erkeğin karısı ile olan bağı zayıfladığında ve onu
kaybedeceğine ilişkin derin bir korku duyduğunda yaşanmaktadır. Bu durumun
psikodinamiğini Bird ve ark. şöyle açıklamaktadır: erkek güçlü ve kontrol edici bir anneyle
narsistik bir identifikasyon yapmakta ve sonuçta narsistik kişilik bozukluğunun tipik özellikleri
ile donanmış olmaktadır; bunun yanı sıra karısını self-objesi olarak da kullanmaktadır.
Evliliğin ilk yıllarında karısı annelik yapan ve uysal bir rolde olmaktadır. Kadın; kocasının ona
böyle yaslanmasından bıktığındaysa erkeğin psikolojik dengesi ciddi bir tehdit altında
kalmaktadır. Karıları artık besleyici self-obje işlevini çeşitli nedenlerle göremediklerinde bu
adamlar güçlü evlilik dışı cinsel aktivitelere girmek yerine daha sıklıkla dezorganize ve
depresif olmaktadırlar. Bu tür evlilikler kural olarak bozulmazlar; evlilik terapisiyle birlikte
bireysel terapiyle işlevsel hale gelebilirler. Terapinin amaçları; erkeği daha güçlü ve daha az
kollaps yaşayacak bir hale getirmek ve nörotik evlilik bağını gevşeterek her iki bireyin de
ayrılma ve bireyselleşmesine izin vermektir.
Yelpazenin diğer ucunda karılarını aniden terk eden ve başka bir kadın arayıp sıklıkla da
bulan erkekler vardır. Bu tür erkekler Prosen ve ark. tarafından incelenmiştir; ancak neden
aniden eşlerini terk edip, başka birisini aradıklarını bilmemektedirler.
Bu göreceli olarak mutlu evliliği olan erkek orta yaşa gelmiştir. Evlilik öncesinde pek az
kadınla ilişkisi olmuştur ve karısı muhtemelen onun ilk aşkıdır. Bu noktada karısının
yaşlandığının ve onun cinsel isteklerine yeterince karşılık vermediğinin şikayeti içindedir.
Karısıyla yaşadığı cinsellikte performans kaybı yaşayabilir. Sonuç olarak evliliği tümden
bitirecek bir kadın arayışına girilir.
117
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Çalışmacılara göre; erkek elinde genç bir beden imajı bulundurarak kendisinin de karısı gibi
yaşlandığı gerçeğinden kaçmaktadır. Bunun narsistik öğeleri açıktır; ancak yazarlar başka bir
alternatif açıklama getirmektedir; orta yaşla odipus kompleksinin dirilmesi. Karısı yaşlanmaya
başladığında erkeğe fiziksel olarak annesini anımsatmaktadır. Erkek 10’lu yaşlarına
eriştiğinde annesi de yavaş yavaş yaşlanmaya başlamıştır ve o döneme ait anılarının büyük
çoğunluğunu yaşlanmakta olan kadınlar oluşturmaktadır. Yazarlara göre; erkeğin karısından
daha genç ve çekici bir kadın aramasının altında çocukluğunun fantezisinde kalmış erotik
anneyi bulma isteği yatmaktadır. Bu arayış karının yaşlanmasıyla daha çok erkeğin annesini
anımsattığı ve erkeğin çocukluk fantezisindeki genç ve güzel anneye olan benzerliğinin
azaldığı zaman başlar. Karısının kaçınılmaz yaşlanması erkeği yeniden arayışa mecbur
etmektedir.
Yazarlar değişen selfin inkarının altını çizmekte ve erkeğin gençlik ve canlılık duyguları için
çabalamakta olduğunu belirtmektedirler. “Narsistik olarak doyum veren bir kadın bularak bir
aşk objesine ulaşabildiğinin tastiğini yaptırmaktadır.” Bu kovalamaca ergenliğin bitirilmemiş
bir işinin de tamamlanmasını sağlamaktadır. Bu tür narsistik erkekler ergenlikte kazanmaları
gereken zaferi kazanmaları gerektiğini düşünmektedirler. Don Juan’ da olduğu gibi buradaki
zafer kazanma kompulsiyonu da Odipus Kompleksinin bir derivatividir ve hem kadınların
idealizasyonunu hem de onlara duyulan düşmanlığı içerir. Yaşlanmakta olan erkeğin karısı
düşmanlık duygusunun hedefi olurken yeni kadın da idealizasyonun alıcısı konumunda olur.
118
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Bu yelpazedeki tüm fenomenler; iki kadın da dahil olmak üzere self psikolojisi ile
açıklanabilir. Bu yelpazedeki erkeklerden iki kadın fenomenini yaşayanlar bu koca grubu
içinde en sağlıklısıdır. Kollaps olan önemli adamlar narsistik yaralanmalarına depresif veya
alloplastik bir çözüm bulmaktadırlar.
Weiss’ in 2 kadın tanımlaması gerçekten klinik literatüre önemli bir katkıdır; ancak vakanın
Kernberg’ in formülasyonu ile açıklanması varolan duruma ne uygun ne de tüm narsisistik
bozuklukları kapsayıcı niteliktedir.Aynı fenomeni klinik deneyimlerimde takip etmiş bir kişi
olarak Weiss’in formülasyonuna çeşitli eklemeler yapmak istiyorum. Weiss gibi bu klinik
sendromun çok çeşitli olduğuna inanıyorum. Gerçekten kendini adamış, duyarlı bir karının
yerini alan anneleriyle oturan erkekler gördüm ama bunların sıklıkla ziyaret ettikleri idealize
edilmiş bir diğer kadınları da vardı. Fakat gerçekte annelerini bırakarak kendilerini tümüyle
diğer kadına adayamıyorlardı. Başka bir örnekte; erkek ilk olarak idealize ettiği bir kadınla
evleniyor, birkaç yıl sonra boşanıyor; tekrar eve annesine dönüyor yine başka bir kadın
buluyor, idealize ediyor, evleniyor ve birkaç yıl sonra boşanıyor ve anne evine dönüyordu. Bu
döngü birçok kez yaşanmıştı. Ne zaman annesi öldü ve erkek kollaps oldu; ciddi bir
depresyonla tedaviye o zaman geldi.
Bu spektruma ait vakalar birbirlerinden çok farklıdır; ancak eğer bu vakaları tek bir açıklama
sisteminin içine sokmaya çalışmak yerine farklı teorik bakış açıları ile irdelersek bu fenomeni
öğrenmemiz daha kolay ve başarılı olacaktır.
Örnek Telkin :( Hiçbir açı duymayacaksın. ) hasta hipnoz edilmişken buna inanır ve acı
duymaz.
Ruhsal seyahat ; Hipnozda derin uyurken istediğin yere gitmek, gezmek , görmek, bilgi
almak .
Hastanın beyninde gitmesi istenen yerle ilgili imaj oluşur. Dış uyarılar hipnoz esnasında
sıfıra yakındır.
119
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Hayalide gittiği yerden gelen her tülü manyetik ve kuantum parçacıkların beynindeki
imajla karşılaştır. (İnsan beyni Evrendeki Fizik kuralları ile yapılabilecek en mükemmel
bilgisayardır. Asla hata yapmaz.) Televizyon ve Radyo alıcısı gibi rezonansa girer ve
görüntüyü beynine taşır. Gitmesi istenen yeri aynen görür.
İstediğini hatırlamak ve öğrenmek. Ana karnında yaşamış olduğun olayları bile o zamanki
çevredeki bütün seslerle , kişilerle birlikte hatırlamak ve anlatmak. Unutma diye bir şey
yoktur. ( 3 aylık iken veya anne karnında 6 aylıkken .... anlat ...) Süje hatıralarını aynen
anlatır.
Her emre itaat ve bilinçsiz hareket. Hipnozda yerleştirilmiş telkinlerin geleçekte ( ahlak
değerleri ile çelişmiyorsa ) aynen uygulamak . ( Şu zamanda filancayı ara seni seviyorum de
vs ) Süje aynen emri uygular bunu niçin yaptığını bilmez . Eyer telkini unutması istenmişse .
Geçmişe tekrar yaşamak. Bütün duyguları ile aynen hissederek geçmişe gitmek. !.
( şu an 6 aylık bebeksin oyuncağı istiyorsun ağla .vs .. ) bebeklik zamanındaki gibi ağlar.
Hipnozla hepsi çok kolay. Bir insanı hipnoz etmekte çok kolay .....!
120
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
1980 yılında, ünlü bir hipnoz araştırmacısı olan psikolog Jhon Chaves ve onun ilk
öğrencilerinden biri olan Jude Brown tarafından yirmi yıllık bir sürede basılan yirmialtı
makalenin incelemesi yapıldı. İncelemelerinde, hipnozun cinsel problemlerin tedavisinde
başarıyla kullanılabildiğini söylemektedirler. Ancak bu teoriyi desteklemek için daha fazla
klinik bilgiye ihtiyaç bulunduğunu da vurguladılar. Cinsel sorunların tedavisinde hipnozun
uygulanabileceği beş saha bulunduğunu belirtiyorlar.
2- Özgüvenin sağlanması
Bu kategoriler iki ana gruba ayrılabilir. İlk üçü, hipnozun cinsel sorunu meydana getiren
bilinçaltı etkilerini ortaya çıkarmak için kullanılmasına dayanır. Son ikisi semptomun
kendisini ortadan kaldırma üzerinde yoğunlaşırlar.
Hepsi konuya farklı teorik açılardan bakan ruh sağlığı uzmanları, hekimler ve evlilik
danışmanlarından elde edilen istatistiki bilgilerin tamamı, hipnozun cinsel tedavideki bir
yardımcı olarak kullanılmasını destekliyorlar. Daha sonraki raporlar da bu desteği kuvvetle
teyid ediyor. Aşağıdaki durumlarla karakterize cinsel sorunların birçoğu bölüm beşte geniş
ayrıntılarıyla izah edilecektir.
121
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
cinsel arzu duymadığından şikayet etmişti. Sonunda hiç kimseyle konuşmaz kendisin
yalnız ve üzgün hisseder olmuştu.
Hipnozla hastanın hayal gücünü ilk aktive edişinde Dr. Fabbri, Ms. C.'nin relaks
durumundayken bile, kucaklaşma ve okşama sahneleri gördüğünde heycanlandığını
keşfetti. Ms. C.'nin bilinçaltının, cinsel yakınlığa cevabı sinirlilikti. Dr. Fabbri ona
desensitizasyon tekniklerini uyguladı. Normal olarak, şahısta heyecan yaratan somut
zihinsel imajlar, kendini iyi hissetmeyle ilişkilidir. Aynı anda hem sinirli hem de sakin
olunamayacağından, relaksasyon doğal olarak anksiyeteyi bastırır ve gerginlik yatışır.
Ancak Ms. C. vakasında desensititzasyon başarılı değildi. Dr. Fabbri, hipnoz vasıtasıyla,
bu sıkıntılı duyguları boşaltan geçmişteki olayı onun yeniden yaşamasına yardım etti. Ms.
C. hipnoz altında "onüç yaşındayken erkek bir kuzeni tarafından kendisine saldırıldığını
hatırladı; aynı anda öfke ve günahkarlık duygularını yaşadı." Bu cinsel saldırıyı yeniden
yaşama, Ms. C.'nin yıllarca baskılamış olduğu hapsedilmiş düşüncelerini açığa vurmasını
sağladı ve evvelce baskılanmış materyalin katarsisi, onun sağlıklı bir cinsel hayatına
başlamasını sağladı. Korku ve sinirlilik gibi olumsuz hislerinin kendi kafasında haklı bir
kaynağı olduğunu ve ifade edilmelerinin gerektiğini görebildi. Biriken bütün bu
olumsuzluğu boşaltmasından sonra, Ms. C., olumsuz imajları olumlulara çevirmek için
hipnozu kullanmaya başladı. Giderek, anksiyeteyi meydana getiren cinsel ayrıntıları
tasavvur etmeye yöneldi. Bir erkekle beraber olmaktan ve cinsel birleşmeden alabileceği
zevki düşündü. Ms. C., artık olumsuz düşüncelerinden kurtulmuştu ve cinselliğin vereceği
zevklere açıktı. Hipnozun tekrar tekrar kullanılmasının sonucunda Ms. C., kendisini
yeniden normal hissettiğini cinsel güdülerine rahatça cevap verdiğini ve erkeklerle
ilişkilerinden zevk aldığını bildirdi. Hipnoza başlanmasından altı ay sonra nişanlandı.
Dr. Fabbri, hipnozla cinsel problemlerin tedavisinde %72'lik bir başarı oranı bildirdi. Ancak
Ms. C. vakasında şöyle bir soru akla gelmektedir: Bütün insanlar geçmiş hayatlarındaki
olumsuz bir anıyı Ms. C. kadar kolay hatırlayabilirler mi? Genellikle hayır; fakat, bunun
nedeni Ms. C.'nin telkine çok yatkın oluşu veya Dr. Fabbri'nin çok yetenekli olmasıdır. Çok
sık olarak, cinselliğe karşı olumsuz tavır alınmasına sebep olan şey, tek bir olay değil,
fakat yıllarca biriktirilmiş genel bir yaklaşımdır. Bu, (en azından yayınlanan bulgulardaki)
cinsel arzu duymayan kadınların prevalansını izah edebilir. Çünkü kadınlar geleneksel
olarak, aşk hakkında erkeklere nazaran çok daha olumsuz fikirler verilerek büyütülürler.
Bu gelenek, cinsellikten korkan ve hipnozdan fayda görebilecek kadınların üzerinde etkili
olmaktadır.
Cinsel arzu yokluğuna ait bir başka vaka; hipnozu kullanmasıyla ünlü doğum hekimi Dr.
Ralph August tarafından tarif edildi. Otuz yedi yaşında evli bir kadın olan Bn. D., cinsel
122
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
arzusunun dört yıllık bir peryod boyunca, kocasıyla çok nadir aşk yapacak kadar
azaldığını fark etti. Dr. August hipnoz yoluyla, Bn. D'nin cinsel ilgisindeki azalmayı
başlatan sebebi ortaya çıkardı: Dört yıl önce oğlu ciddi bir şekilde hastalanmıştı. Bn. D.
çocuğu için aşırı bir korkuya kapılarak yersiz bir şekilde "çocuğum acı çekerken ben
kendimi eğlendiremem" diye düşünmüştü. Çocuğun iyileşmesinden sonra, aşka karşı
ilgisini yeniden kazanmayı beklemişti. Ancak bunun yerine şöyle düşündüğünü fark etti:
"Ben kendimi eğlendirirsem, çocuğum yine hasta olacak". Hipnozu kullanarak Dr. August,
çocuğunun sağlık durumuyla, kendisinin aşktan zevk alması arasında ilişki bulunmadığını,
Bn. D.'nin kabul etmesine yardımcı oldu. Bn. D. hipnotik durumdayken, Dr. August, "bu
sorunun kendisini artık rahatsız etmeyeceğini ve boşa giden zamanı telafi edeceğini"
telkin etti. Ve bu telkin gerçekleşti. Bn. D. yeniden aşktan zevk almaya başladı.
Jim, otuz yedi yaşında bir profesördü. Oniki yıllık evliydi, üç çocuk babasıydı ve cinsel
arzu duyan bir adamdı. Sağlık durumu mükemmeldi, kariyerinin zirvesindeydi, sahasında
bir otorite olarak tanınıyordu. Dışarıdan bakanlara göre onun hayatı, her Amerikalının
düşündeki hayattı. Fakat son iki yıl içinde, karısı Ellen'le yaklaşık iki ayda bir cinsel ilişkide
bulunmuştu. Daha sonra ise, sadece karısı istediği zaman ilişki olmuştu. Ellen yolunda
gitmeyen birşeyler olduğunu sezdi ve eşiyle birlikte tedavi olmak için ısrar etti.
Jim aşk yapmak istese yapabileceğini, istemese yapamayacağını söylemişti. Klinik durum,
onun ilkin erken boşalması olduğunu daha sonra ise, erektil disfonksiyonu olduğunu akla
getirmişti. Fakat ciddi intrapsişik veya benzer sorunları olduğuna dair belirti yoktu. Her ne
kadar cinsel arzu yokluğu ilk faktör olarak düşünülmediyse de daha sonra ortaya çıktı.
Hipnoterapi, Jim için üç amaçla kullanıldı. İlk amaç geçmiş hayatında aşk heyecanı
duyduğu bir zamanı yeniden yaşamasına yardım etmekti. Ancak kısa bir süre sonra,
Jim'in geçmişte heyecan veren hiçbir cinsel tecrübesi olmadığı ortaya çıktı. Böyle bir
vakada hipnoz olması mümkün cinsel durumları hayal ettirmek için kullanılır. Buna
ilaveten, geçmişteki olayları yeniden yaşatmak hayali olaylar üretmekten daha kolaydır.
Fakat, hayal üretme eğitimiyle böyle bir hayal kurma hem mümkün hem de faydalıdır.
İkinci terapotik amaç, Jim'in aşka karşı olan tutumunun, ne zaman ve niçin değişmeye
başladığını bilhassa cinsel arzu yokluğunu ortaya çıkarması muhtemel gelişimsel
sorunlara dikkat ederek anlamaktı. Aşağıdaki tartışma, hastanın sorunlarını anlamada bu
psikodinamik amacın niçin önemli olduğunu izah etmektedir.
Üçüncü amaç, Jim'e hayatın cinsel ilgi ve zevk yönünü önemli göstermekti. Ancak bundan
sonra daha alışılmış bir cinsel tedavi tipi başlayabilirdi. Bu tip amaç Jim'in arzu
yokluğunun hipnoz yoluyla tedavi için vazgeçilmezdi.
123
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
İlk ziyarette Jim ve Ellen'le önce birlikte görüşüldü, daha sonra tek tek konuşuldu. İlk
seansın son bölümünde çiftin de onayı alınarak, Jim'in tek başına hipnotize edilmesine
karar verildi. Jim, Ellen'in kendi hipnozunu seyretmesi konusunda gönülsüzdü. Ellen en
azından ilk seans için hazır bulunmamayı kabul etti. Arkasından hemen hipnotik seans
yapıldı.
Jim'le hipnozdan önce yapılan görüşme, onun aşka karşı duyduğu ilgisizliğin bütün hayatı
boyunca sürmüş olduğunu kuvvetle düşündürdü. Jim üstün zekalıydı ve ailesi onu fiziki
uğraşlar yerine, entellektüel uğraşlara yöneltmeyi tercih etmişti. Jim'in ergenlik çağı
normal geçmişti. Fakat, on yedi yaşındayken, arkadaşları onu birkaç fahişeyle yapılan bir
aleme dahil etmelerine kadar mastürbasyon yapmamış veya cinsel boşalma için herhangi
bir dürtü hissetmemişti. Jim, ilgisini uyandırmasına rağmen bu tecrübeyi fiziksel uyarıcı
olarak değerlendirmemişti ve fahişelerin gerçekte nasıl olduklarını öğrenme fırsatı
bulduğundan dolayı memmun olduğunu ilave etti.
Jim, Ellen'i iki yaşından beri tanıyordu. Kolejde beraber geçen ilk yıllarında, Jim'in ona
karşı ilgisi cinsel tabiatta olmayıp, sevgi ve nezaket şeklinde ifade ediliyordu. İlk defa
evlendikten sonra cinsel birleşmede bulunmuşlardı. Bu sırada çekingen davranan Ellen
hiçbir cinsel zevk almamıştı. Gerçekten, tedaviden iki yıl öncesine kadar hiç
mastürbasyon yapmamıştı ve cinsel ilişkide orgazma ulaştığını hatırlamıyordu. Ancak, son
iki yıl içinde, cinsel ihtiyaçlarıyla daha çok ilgilenmiş ve Jim'le fiziksel ilişkisinde tatmin
olmayı arzu etmişti.Jim ve Ellen'in mükemmel bir evlilikleri vardı.Ellen'inJ im'e karşı
sevgisi ve bağlılığı tamdı ve öfkesi sağlıksız bir cinsel duruma karşı sağlıklı bir cevaptı.
Jim sadece kendisini değil, Ellen'i de memnun etmek amacıyla aşkı öğrenmeyi denemek
için gönüllü olduğunu ifade etti. Hipnotarepi kendisine anlatıldı ve az bile olsa zevk aldığı
cinsel tecrübelerin sırasıyla bir listesini yapması için terapist Jim'e yardım etti. Zevk veren
durumlar şöyle sıralanıyordu:
124
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
hayali aşk sahnesiyle birleştirildi. Relaksasyon telkinleri yaşanırken, cinsel imajlarla birlikte
rahatlama ve mutluluk hisleri telkin edildi. Jim, hayale karşı konuşarak cevap vermeye
teşvik edildi. Öyle ki terapist, Jim'in hangi durumları en çok tahrik edici bulduğuna göre
hipnotik telkinleri ayarlayabildi.
İki posthipnotik telkin yapıldı. Birincisi; Jim'e bu iyi hisleri Ellen'le gerçekten yataktayken,
yeniden yaşayabileceğini hatırlattı. Bu telkinle terapist, Jim'e bu yeni cinsel hislerini tatmin
etmesi için kuvvetle ihtiyaç duyurdu ve gerçekten yapmayı isteyip istemediğini düşünmeye
zaman kalmadan bu hislerini tatmin etmesini telkin etti.
Bu tedavi seansını takiben, hipnoz altındayken onun için yapılmış olan bir audio teybi
kullanarak günde en az bir defa otohipnoz yapması Jim'den istendi.
Bir hafta sonraki ikinci seans sırasında, Jim şunları ifade etti; Telkinlerden sonra, -
hayatında ilk defa- cinsel arzu duymuştu. Fakat o ve Ellen oniki yıllık seyrek ve tekdüze
aşktan sonra arzularını tatmin etmek için çok sıkılgan davranmışlardı. İlk seans sırasında
yaşamış olduğu olumlu duyguları yeniden yaşamanın ne kadar kolay olduğuna şaşırarak
Jim, aşka karşı duyduğu hissin değiştiğini fark edince, orjinal hipnotik tecrübesini bir
günde üç defa kontrol etmişti. Sonuçta o ve Ellen ilk hafta içinde iki defa cinsel birleşmede
bulunmuşlardı.
İkinci seansta Jim, kendisi hipnotize durumdayken Ellen'in hazır bulunmasını istedi. Bu
şekilde tek tek hipnoz yoluyla terapist, Ellen'in arzu ettiği kadar gözlemci olarak kalmasına
izin verdi ve Jim , terapistten gelen çok az bir telkinle hipnotik duruma girdi. Hipnoz
altındayken zevkli bulduğu aşkla ilgili imajları yeniden şekillendirmesi istendi. Bu imajlara
uygun olarak Ellen olaya kendiliğinden katıldı. Üçüncü bir posthipnotik telkinle, Jim'e
cinsel arzuyu yaşamaktan zevk almanın hayatının sürekli ve önemli bir parçası olabileceği
anlatıldı.
Üçüncü randevu dört hafta sonraydı. Bununla beraber bir sonraki hafta, bir telefon mini
seansı düzenlendi. Bu kez Jim'in raporu memnuniyet vericiydi. Sürekli aşk yapmak
istemiş ve zevk almıştı. O ve Ellen yeni ilişkilerinde çekingenlik hissetmiyorlardı. Terapist,
evvelki posthipnotik telkinleri, etkilerini artırmak için tekrarladı.
Hava ve ulaşım güçlükleri sebebiyle, tasarlanan üçüncü görüşme asla yapılamadı. Fakat
Jim'in ilerlemesini teşvik etmek için ikinci bir telefon mini seansı düzenlendi. Son mini
125
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
seanstan altı ve oniki hafta sonra yapılan telefon konuşmaları, Jim'in cinsel arzu
seviyesini koruduğunu gösterdi. Ellen ve o haftada ortalama üç kere aşk yapıyorlardı. Her
mini seans sırasında, Jim gelişmelerden son derece mutlu olduğunu, Ellen'le kendisi
arasındaki ilişkiden her yönden eskiye nazaran çok fazla zevk aldıklarını söyledi. Sekiz ay
sonra yapılan son telefon konuşmasında aynı olumlu sonuçlar bildirildi.
Hipnozun hiç yapılmamış bir arzuyu nasıl meydana getirdiğini veya uzun süre baskılanmış
bir arzuyu nasıl uyandırdığını iki hipotez izah etmektedir. İlk hipoteze göre; herhangi bir
arzunun yaşanması sırasında, bilinçaltında bile olsa daima seçici bir unsur vardır.
Çağrışım sahası bu prensibe dayanır. Çağrışım, bir konuyu şahsın algısına sunarak
konuya karşı arzu uyandırabilir ve bu arzu şahıs tarfından hissedilen doğal bir ihtiyaç
olabilir veya olmayabilir. Bu, sun'i arzular için geçerli ise, aşk gibi doğal bir arzuyu
uyandırmada da etkili olabilir. Kanıtlar gösteriyor ki, örneğin tıka basa doymuş olan
hipnotize bir şahıs, aç olduğuna inandırılabilir. Aşk dürtüsü konusunda, hipnotik hayalin
cinsel ilgi, arzu ve stimulasyondan sorumlu nöronal mekanizmaları harekete geçirdiği
veya uyandırdığı görülmektedir. M.F. Schwartz'ın diğer şeylerin yanında kuvvetle be-
lirttiği gibi, cinsel arzunun nörolojik oluşumunda sinir iletiminin ve beynin rolü dikkatli
fizyolojik araştırmayı gerektirmektedir. Özet olarak birinci hipotez, hipnozun, cinsel
arzudan sorumlu subkortikal beyin aktivitesine ulaşarak bu arzuyu ya şahsın hayatında ilk
defa ortaya çıkarabildiği veya onu yeniden uyandırabildiği şeklindedir.
Bu iki hipotez, cinsel arzu yokluğunun tedavisinde, hipnozun bir terapotik araç olarak
kullanılmasını desteklemektedir.
Kadınlarda cinsel arzu yokluğunun açık belirtileri, penis girişini kolaylaştıracak vajinal
salgının yokluğu ve vajinismus hali yani vajinal kasların penis girişini önleyecek şekilde,
spastik kasılmasıdır.
İsrail'deki Hayfa Rambam Üniversitesi Tıp Merkezi'nden Dr. Karl Fuchs bazan bir parmak
girişine bile imkan vermeyecek kadar şiddetli olabilen vajinismusun tedavisinde hipnozun
kullanılmasıyla ilgili en ikna edici çalışmalardan birini yayınlamıştır. Dr. Fuchs'a göre on
yıllık bir süre zarfında bu durumdaki yetmişbir kadın ya sadece hipnoz yoluyla veya birlikte
vajinal dilatatörler kullanılarak başarıyla tedavi edildiler. Kadınların büyük çoğunluğu iki ila
126
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
yedi yıldan beri vajinismustan şikayet etmekteydiler, hepsi jinekolojik ve/veya psikiatrik
tedavi görmüşlerdi, hiçbir olumlu sonuç alınamamıştı. Bu kadınların birçoğu himenlerini ve
vajinalarını cerrahi olarak bile genişletmişlerdi ve yine şifa bulamamışlardı
Öteki terapistler de, hastalarının aşk sırasında daha fazla zevk duymalarına yardımcı
olmak için, hipnozu kullanmaktadırlar. Örneğin Dr. T.A. Richardson durumlarını
gruplandırmak , sorunların sebeplerini açığa çıkarmak ve analiz etmek için hastalarını
hipnotize etti. Dr. Rihchardson hipnozu kadınların gelişme dönemlerine ait sorunların
baskılanan sebeplerini açığa çıkarmak için kullandı. Geçmişte yaşanan travmatik veya
127
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
rahatsız edici bir olayla, olay hakkındaki olumsuz düşüncelerin birleşiminin herhangi bir
kadının cinsel sorununa sebep teşkil ettiği ispatlanmıştır. Hipnoz, geçmişteki olayın yıkıcı
gücünü ortaya çıkarma, inceleme ve ortadan kaldırma çabasında Dr. Richardson'a büyük
bir yardımcıydı. Tedaviye başlamadan önce, bu kadınların sadece üçü orgazm
yaşamışlardı. Dr. Richardson'un hipnoz tedavisinden sonra altmış üç kadın, cinsel
ilişkilerinde çoğunlukla cinsel zevk ve orgazmı yaşayabildiler.
Dr. Leckie, kadınlardaki cinsel sorunların tedavisinde hipnozu başarılı bulan bir başka
klinisyendi. Başlamadan önce, kadınlara aşk hakkında iyi eğitim verildiğinden emin oldu.
Daha sonra, kadınlar hipnoz altındayken, aşkın her iki partnere zevk ve memnuniyet
veren, normal, mükemmel bir aktivite olduğu şeklinde telkinler yaptı. Bu telkinler yoluyla
değişik sevişme tekniklerini de anlattı. Bu işlemle aşkın zevk kabul edildiğini vurguladı.
Sadece bu direkt telkinler kadınların aşktan zevk almalarını sağlayamadığı zaman, Dr.
Leckie altta yatan sebepleri incelemek için daha derin analiz yaptı.
Herhangi bir gözlemciye göre, cinsel arzu erkeklerde kadınlardan daha fazladır. Sorunlar
daha kolay tespit edilmektedir. Bir adam ereksiyon yapabilir veya yapamaz. Cinsel arzu
duymazsa ereksiyon olmayacaktır. Ereksiyon sorunlarının tedavisinde hipnozun tek başına
son derece etkili olduğu ispatlanmıştır.
Esas olarak, ereksiyon güçlüklerinin tedavisinde hipnozu kullanmak için iki yol vardır:
1- Sorunların altında yatan sebepleri açığa çıkarmak. Bunlar daha sonra tedavi edilebilirler.
128
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
sürdü. Daha sonraki parça, Dr. Ward'ın hipnozu, hastalarından birinin analiz ve tedavisinde
etkili olarak kullandığını anlatmaktadır:
Özellik sahibi bu adam; Claude, yirmisekiz yaşındaydı ve evliydi. Karısı ona sevişme
sırasında orgazma ulaşamadığını söyleyene kadar cinsel sorunu olmadığında ısrar etmişti.
Hipnoz altındayken Claude, sorununun esasını teşkil eden noktayı gösterdi: Altı yaşındayken
aşka karşı sağlıklı bir ilgi gösterdiği için babası onu şiddetle cezalandırmıştı. Ondan sonra
Claude, bilinçaltında cinsel olarak anormal olduğuna inanmıştı.
Son zamanlarda, evlilik dışı bir ilişki kurmayı düşünmekteydi ve bu düşünceleri ona
gerçekten cinsel olarak anormal olduğunun daha da açık bir kanıtı gibi geliyordu. Dr. Ward
hipnoz sırasında Claude'ın ereksiyon güçlüklerinin kendi seksüalitesine ve özellikle zinaya
karşı bir savunma mekanizması olduğunu keşfetti. Ereksiyonun olmayışıyla, Claude
muhtemelen, babasının çok yanlış olduğunu söylediği şeyi yapamadı.
Yine hipnozu kullanarak Dr. Ward, Claude'ın sorununun kökünde yatan yanlış self-imajdan
kendisini kurtarmasına yardım edebildi. Şu anki durum ve gelecek hakkındaki geçmişten
kaynaklanan olumsuz düşüncelerin yerine olumlu hisler kondu. Sadece onsekiz saatlik bir
tedaviden sonra bu adam normal bir aşk hayatı sürdürebildi.
Bu vaka, hipnozun önce erektil sorunların kaynaklarını ortaya çıkarmada, daha sonra ise
olumsuz ve yıkıcı düşüncelerin yerine olumlu ve yapıcı imajların konmasını sağlamada, nasıl
başarılı olabileceğini göstermektedir.
Los Angeles Büyük Tıp Enstitüsü'nün direktörü Dr. William Kroger, hipnoza karşı daha az
analitik daha direkt bir yaklaşım kullanmaktadır. Bu yaklaşım, büyük ölçüde şahsın hayal
gücüne ve telkine yatkınlığına dayanmaktadır. Yüzlerce hasta üzerinde yaptığı araştırmadan
çıkan sonuçlara dayanarak Dr. Kroger, Dr. William Fezler'in yardımıyla, anksietenin
azalmasını kolaylaştırmak için, yirmi beş tane standart hazır imaj geliştirdi. Bu doktorlara
göre cinsel malfonksiyon da dahil, problem olan davranışların büyük çoğunluğu, şahsın
anksiete hislerini yatıştıramamasının sonucudur. Bu inançtan ve kendi araştırmalarından yola
çıkarak, Dr. Kroger ve Dr. Fezler çeşitli "hazır imaj" lar kullanmaktadırlar. Bunlardan biri
aşağıda özetlenmektedir. Bir şahıs daha canlı hayal kurabilir, anksiyetesi daha fazla
azalabilir ve sonuçta anksiyeteden kaynaklanan davranış bozukluğu ortadan kalkar.
Bu sahnenin amacı; renk, tad, koku, ses, sıcak ve soğuğun hissedilmesini sağlayan beş
temel duyunun daha kolay ve canlı olarak hatırlanmasını öğretmektir.
Bu 'hazır imaj'da şahıs, kendisini bir yaz günü kumsalda yürürken hayal eder, bu sahnenin
her ayrıntısını; berrak mavi göğü, beyaz kumu, ve ılık suyu düşünür. Şahıstan dudaklarını
129
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
yalıyorken havadaki tuzun tadına bakması ve koklaması istenir. Fonda, denek dalgaların
çarpışını, uzaktaki bir martının bağırışını duyabilir. Sahneye daha ince ayrıntılar da
yerleştirilebilir; şahıstan kumsala ve bilinen duyguları uyandıran bütün iyi şeylere dair daha
çok hayal kurması istenir.
Kroger ve Fezler tarafından kullanılan öteki hazır imajlara şunlar da dahildir: Dağda Kabin
Sahnesi, Bahçe Sahnesi, Çöl Sahnesi, Çiftlik Sahnesi, Orman Sahnesi, Havuz Sahnesi, Göl
Sahnesi, Piknik Sahnesi, Tüple Suya Dalış Sahnesi ve Uzay Sahnesi.
Bu sahneleri hayal ederek, şahıs, duygularına daha çok uyum kazandırır. Özel cinsel sorun
olan vakalarda, sahne şahsın kişisel ihtiyacına göre düzenlenir. Hayal tarafından meydana
getirilen duyguların etkisiyle rahatladığında, şahıstan aşk yaparken başarılı olduğunu canlı
biçimde hayal etmesi istenir.
Bu canlı olarak hayal kurma tekniği bilhassa Dr. Kroger ve Dr. Fezler tarafından erektil
sorunları olan erkeklerin tedavisinde başarıyla kullanılmaktadır. Bilinçaltındaki olumlu
düşünceleri desteklemek, olumsuz düşünceleri ortadan kaldırmak için şahsa önce hayal
dünyasında başarı telkin edilir. Davranışı değiştirmek için hayal gücünün bu şekilde
kullanılması davranış modifikasyon terapistleri tarafından 'gizli iyileştirme' denmektedir. Bu
sahadaki önde gelen araştırmacılardan biri olan Dr. Joseph Cautela, olay gerçekten olsun ya
da olmasın, hayal gücünün bir cevap uyandırabilecek durumda olduğuna inanmaktadır.
San Fransisco'da çalışan ünlü bir jinekolog olan Dr. David Cheek, yıllarca hipnozla yapılan
geniş araştırmalardan sonra, orgazmın ruhsal bir durum olduğuna karar verdi. Edindiği
tecrübeler, geçmişte orgazm olmuş kadınlar için orgazmik cevabın yeniden sağlanması
amacıyla iki saatlik hipnotik çalışmanın genellikle yeterli olduğunu gösterdi. Ancak evvelce
hiç orgazm olmamışlarda daha uzun süre gerektiğini gördü.
Dr. Cheek bu hızlı sonuçları nasıl elde etti? Hipnozu kullanarak, sorunun gerçek veya hayali
sebebini bulmak için kadının bilinçaltını inceledi. Birçok vakada, erken bir yaşta öğrenilen aşk
hakkındaki olumsuz düşüncelerin ve algıların korku ve suçluluk yarattığını, kadının orgazm
olamamasına sebep olduğunu buldu. Hipnoz yoluyla Dr. Cheek, kadınların aşka yaklaşımı
yeniden öğrenmelerine yardım etti. Buna göre aşk normal eğlenceli bir aktiviteydi,
sakınılması gereken kötü bir faaliyet değildi. Hipnoz altındayken kadınlar cinsel faaliyetlerin
zevkli yönlerini düşündüler, sevdikleri birine duygulu birçimde dokunmayı hayal ettiler.
Genital bölgelerine dokunulmasının, öpülmelerinin ve bütün vücutlarına dokunulmasının ne
kadar hoş olduğunu hissettiler. Bu hayali eksersizlerin yardımıyla kadınlara, vücutlarının aşkı
nasıl yaşayabileceği anlatıldı ve aşkın iyi olduğunu öğrendiler.
130
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Boşalma sorunlarını çözmek için hipnotik tedaviyi kullanan birçok uzmanın en ünlüleri
Dr.H.G.Biegel ve Dr.M.H.Erickson'dur. En sık rastlanan ejekülasyon sorunu olan erken
boşalma; şahsın kendi hakkındaki olumsuz düşüncelerini (kendine güvensizliğini) olumlu
inançlara (kendine güvene) dönüştürmek için hipnozu kullanmak suretiyle çözülebilir. Erken
boşalmanın daha karmaşık bir psikolojik sorunun göstergesi olduğu öteki vakalarda da
hipnoz başarıyla fakat farklı yollarla uygulanarak isbatlanmıştır.
Şahsın kendi erkeklik gücü hakkında bilinçaltındaki inancı değiştirmede Erickson'un 'zaman
projeksiyon tekniği' son derece etkili olmaktadır. Hipnotize durumdayken hasta, kendini
istikbalde düşünür, cinsel faaliyetlerinde başarılı olduğunu hayal eder. Hasta kendini,
hekimine sorununun başarıyla ortadan kaldırıldığını anlatırken bile düşünür. Bu hayal, aşkta
başarısız olduğu şeklindeki olumsuz imajını düzeltir. Yerine yeni, cinsel olarak kendine
güvenli bir kişilik koyar. De Shazer bu tekniği devamlı cinsel partneri olmayan erkeklere bile
büyük ölçüde uyguladı. Gereken tek şey şahsın, bilinçaltını etkileyen self-imajı değiştirmek
için motive olmasıydı.
Hipnozla psikoterapiden oluşan kombine bir tedaviyle H.B. Crasilneck ve C.A. Hall,
araştırılan 400 erkekte, erken boşalma ve erektil sorunlarda % 80 şifa sağlamayı başardılar.
Üç ila dört ay süreyle haftada bir yapılan hipnoz seansları esnasında, hipnoz, cinsel
bozukluğun altında yatan psikolojik sorunları ortaya çıkardı. Bunu psikoterapi izledi. Bu da
terapiste ve hastaya sorunun kaynaklarını ortadan kaldırma olanağını verdi.
Hipnoz, zevk yokluğunun ve hatta, cinsel birleşme sırasındaki ağrının tedavisinde de başarılı
bulunmuştur. Dr. Leo Alexander hipnozu, şahısların aşk esnasında vücutlarındaki zevk verici
hisleri algılamalarına yardım etmek için kullandı. Seanslar sırasında, hastalardan dikkatlerini,
sevişmenin fiziki hazları üzerinde yoğunlaştırmaları istendi. Şahsın geçmişte yaşadığı zevkli
duyguları hatırlama -veya en azından gelecekteki muhtemel cinsel zevki hayal etme- yoluyla
hastalar aşkla zevk arasındaki bağı yeniden öğrendiler ve sonra onu hayatlarında etkin hale
soktular.
Ereksiyon sorunları hakkında bir not: Bölüm beşte erektil güçlük için, ciddi bir fizyolojik sebep
olduğuna işaret eden yeni bulguları hatırlatacağız.
G. HER İKİ CİNSEL PARTNER İÇİN AYNI ANDA KULLANILAN HİPNOZUN BAŞARISI
Şimdiye kadar anlatılan bütün vakalarda, cinsel problemlerden muzdarip şahıs sadece
hipnotize edilendir. Eş veya cinsel partner, şayet katıldıysa sadece bir gönüllü veya yardımcı
rolü oynadı. Ancak, yakın zamanlarda -her iki partneri etkileyen bir sorunun yine her iki
131
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
partner tarafından çözülmesi gerektiğine inanan- meslektaşlar hipnozun ortak bir faaliyet
olarak uygulanmasında ısrar etmeye başladılar.
Dr. Goba'nın gözetimi altında, hipnozdayken çiftten, çatışmadan sorumlu olan durumu hayal
etmesi istenir. Daha sonra, ilişkileri üzerinde daha olumlu bir etki yapabilecek yeni
yaklaşımları ve davranışları incelemeleri ve bu ilişkiyi değiştirmeyi denerlerse, oluşabilecek
olumlu zevkli duyguları hayal etmeleri telkin edilir.
Daha sonra çiftten gelecekte cinsel ilişkilerini etkileyebilecek muhtemel problematik durumları
hayal etmesi istenir. Böylece her iki partner, çatışmalarını incelemek için daha olumlu yolları
bilirler. Onlara bu yaklaşımı, gelecekteki aynı durumlar için kullanmaları anlatılır. Dr. Goba'ya
göre bu teknik, çiftin geçmişteki olumsuz tecrübelerden, gelecekteki olumlu beklentilere
geçmesini sağlar.
Şahsın davranış örneğinde derinlere yerleşmiş bir çatışma kaynağının bulunduğu vakalarda,
Goba hipnozu kullanarak, çifti geçmişte problemi ilk defa yaşadıklar zamana geri
götürmektedir. Olumsuz davranış örneğini iyice yerleştiren daha sonraki durumlar da
hatırlanmaktadır. Bu davranışın geçmişte bazı amaçları olsa bile, sadece gereksiz olmakla
kalmayıp, fakat çoğu kez yıkıcı olduğunu ve değiştirilmesinin mümkün olduğunu çiftin
anlamasına Dr. Goba, yüzlerce çiftin karşılıklı zevk ve memnuniyete dayanan bir cinsel ilişki
kurmasına yardım etti.
Chicago'dan Dr. Bennet Braun cinsel çatışmalara benzer şekilde ilişki sorunları yaşayan
çiftlere benzer bir teknik uygulamaktadır. Dr. Goba gibi, Dr. Braun da, çalışmasında,
rahatlama, hayal kurma ve olumlu düşüncelerin önemini vurgulamakta, hipnoz altındayken
çiftlerden hayal güçlerini geliştirrmeye çalışmalarını istemektedir.
New York'tan Dr. James Morrison, çiftlere, geleneksel hipnoz yerine 'hayal teknikleri' dediği
usulleri uygulamaktadır. Bu özel yöntemleri kullanarak, sadece cinsel sorunlara değil, aynı
zamanda bir çiftin yaşayabileceği öteki sorunlara da çözüm getirebilmektedir.
Dr. Morrison tarafından kullanılan ilk yöntem, "yaşanmış bir olayın duygusal yönden yeniden
yaşatılması" olarak adlandırılmaktadır. Bu teknikte, şahısların çocukluktaki duygusal çevreyi
yaşamaları, anne-babalarını, öteki aile üyelerini anlatmaları, çocukken sık meydana gelen bir
dizi olayı (öfke, anne-babayla çatışma, anlaşmazlıklar vs.) hatırlamaları istenir. Böylece
olayların hatırlanması, sıklıkla bir veya iki ebeveyn hakkında kuvvetli duyguular uyandıran
zengin bir hayal gücünün oluşmasına yardımeder. Morrison, geçmişle ilgili bu duyguların,
şahsın partner veya eşle olan adult ilişkisini etkilediğine inanmaktadır.
132
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Ayrı ayrı yapılan seanslar sırasında, John ve Laura'nın herbirinden, kendileriyle karşıt
cinsiyette olan ebeveynlerinin ruhsal yapısı hakkında bir imaj yaratmaları ve ebeveynden
sonra da kendi eşlerini tarif etmeleri istendi. Eş ve ebeveyn imajları nasıl karşılaştırıldı? John,
hiçbir bağlantı kurmadan Laura'ya yıllarca 'anne' dediğini hatırlayarak, karısıyla annesinin ne
kadar benzediklerini hemen fark etti. Annesi soğuk ve otoriter bir kadındı. John üç
yaşındayken, annesi onun küçük kardeşini banyo yaptırırken kazara kendisi yaktığı halde,
John'u suçlamıştı. Kardeşinin ölümünden iki yıl sonra John'u bir yetimhaneye vermişti. O
zamandan beri John sürekli olarak, annesinin sevgisini kazanmayı denemekteydi.
Bu olayları hatırlamasının sonucunda, daha evvel hiç yapmadığı şekilde John, annesine
karşı duyduğu gerçek hisleri farkedebildi. Sonuç olarak, annesi için taşıdığı duyguları
Laura'ya yönelttiğini anladı.
Bir kere bunu anladıktan sonra, karısına karşı tutumunu değiştirmeye başladı ve karısıyla
olan ilişkisi çok daha olumlu bir duruma geldi.Laura'nın seansı sırasında, ondan kocasıyla
babasını karşılaştırması istendi ve benzerlikler onun da dikkatini çekmişti. Her ikisi de güçsüz
tabiatlıydı. Özellikle, babası ona karşı sevgisini asla göstermemişti. Laura, annesinin
babasını idare ettiği gibi, kendisinin de John'u idare ettiğini gördü ve annesi hakkındaki
düşüncesi o kadar olumsuzdu ki, bu fark ediş onu, baskın olma eğilimlerini değiştirmeyi
denemeye yöneltti. John'u daha olumlu değerlendirmeye başladı.
Bu seanslardan sonra, John ve Laura'nın ilişkileri hızla düzeldi. Bu hayal seansları onların
olumsuz davranışlarını ortadan kaldırdı, birinin, ötekini ebeveyn imajlarınıdan etkilenmemiş
bir gözle görmesini sağladı. Bu yeni algılarla, ilişkilerinin her yönünü kuvvetlendirmeye
başladılar. Morrison'un kullandığı ikinci hayal kurma tekniğine "sembolik olaylar için duygusal
hayal kurma" ismi verildi. Bu teknikte, herbir partnerden ötekini mutlu edecek, fakat gerçekte
tamamen inanılmaz olan bazı şeyleri hayal etmesi istenir. Bu derinlere yerleşmiş duyguları
açığa çıkarabilir. Bir koca, idareyi elinde tutan karısının kendi öfkesini açığa vurabileceğinden
çok çekindiğini hayal edebilir veya tersine, baskın kadın, pasif kocasının insanüstü güçlere
sahip olduğunu ve bu yüzden kontrolü elden bıraktığını hayal edebilir. Hayal gücünün bu
yolla kullanılması, uzun süre gizli kalabilen hislere karşı partnerlerin daha duyarlı olmalarına
133
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
yardım eder. Bu tür baskılanmış duyguların uyanması iletişim sağlama ve neticesinde bütün
ilişkinin sağlamlaştırılması için şarttır.
Burada anılan raporlara benzer şekilde, mesleki literatürün büyük kısmının odak noktası
heterohipnozdur. Bununla, profesyonel bir terapistin yardımıyla meydana getirilen hipnozu
anlamaktayız. Self-hipnozda, diğer adıyla otohipnozda hipnotik tedavi kendi kendine yapılır.
Evvelki vakalarda heterohipnozu kullanan terapistlerin büyük çoğunluğunun hastaya seanslar
arasında pratik yapmasını öğütlediğini hatırlayacaksınız. Bu şahıs pratiği self-hipnozdur ve
canlı bir hipnotik tedavi şekli gibi etki gösterebilir.
Evvelce sözü edilen William Kroger, hipnozun cinsel sorunların tedavisinde kullanılması
konusunda en saygın otoritelerden biridir. Dr. Kroger, self-hipnozun, birçok sıkıntı verici
semptomu ortadan kaldırabileceğini, kötü alışkanlıkların yenilmesine yardım edebileceğini,
gevşeme, konsantrasyon ve kendine güven sağlayabileceğini ifade etmektedir.
Başka uzmanlar da, cinsel güçlükleri tedavi etmek için self-hipnozu desteklemektedirler. Dr.
Frank Caprio ve daha sonra Dr. Leslie le Cron hastalarından sorunu akılcı yoldan tespit
etmek için self-hipnozu kullanmalarını istediler. Bu metodda bizim savunduğumuz canlı hayal
kurma tekniği kullanılmadı.
Dr. Arnold Lazarus hastalarına özel bir cinsel sorun olmasa bile, şahsiyeti geliştirmek için
self-hipnozda hayal gücünü nasıl kullanacaklarını öğretmektedir. Cinsel bir güçlüğü olan
vakalarda; daha yoğun olarak günde birkaç kere self-hipnozun kullanılmasını tavsiye
etmektedir. Gevşemenin ve kendi kendileri hakkında cinsel bakımdan olumlu hayaller
beslemenin neticesinde, şahıslar çoğu kez bu sağlıklı, yapıcı duyguların sevişmelerini
etkilediğini bildirdiler. Otohipnoz için Lazarus'un temel kuralı şuydu: "Bazı şeyleri gerçekten
yapmak istiyorsanız, önce kendinizi onları yapıyorken hayal ediniz..." İnsanlar, kendilerini
başarmayı istedikleri şeyleri başarırken gördükleri zaman ve bu görüntülere tekrar tekrar
haftalarca, aylarca alıştıkları zaman, düşündükleri amaçlara ulaşabilme ihtimalleri çok daha
kuvvetli olur.
Adelaide Bry ve Joseph Shorr kafamızın içinde oynayan filmlere, yani hareketlerimizi
yönlendiren ve algılarımızı şekillendiren, hayat, dünya ve kendimiz hakkındaki imajlara işaret
etmektedirler. Bunlar, neyin gerçek olduğuna inandığımıza bağlıdır. Bry ve Shorr, kafasındaki
hayalleri nasıl yönlendireceğini öğrenen bir şahsın, hayatta daha başarılı olacağına
inanmaktadırlar. Bry ve Shorr, cinsel sorunu çözmek için, hastanın canlı, olumlu hayal
kurmasına yardım ederek, neticede sorunun sebebi olan olumsuz, kendi kendini sınırlayıcı
imajı silecek yeni ve olumlu bir imajın oluştuğunu görmektedirler.
134
Psikoaktüel Eğitim ve Psikolojik Hizmetler www.psikoaktuel.com
Kendi araştırmalarımızdan birinde, hangisinin daha başarılı olduğunu tayin etmek amacıyla,
cinsel bir sorunun tedavisinde, self-hipnozla alınan sonuçları, daha geleneksel, cinsel tedavi
teknikleriyle karşılaştırdık. Otohipnoz teknikleri öğretilmiş altmışyedi deney grubumuzu
oluşturdu. Daha sonra geleneksel cinsel tedavi şekillerini öğrenmiş bulunan otuzdört başka
şahıs da kontrol grubumuz olarak kabul edildi. Aşağıdaki tablo cinsel güçlüğün tipine göre bu
iki grubun dağılımını göstermektedir.
İki hafta süreyle hergün otohipnoz yapılmasından sonra, deney grubundaki altmış yedi
şahıstan ellidokuzu kendilerinin ve eşlerinin ifadelerine göre önemli ölçüde iyileşme
gösterdiler. Dört haftalık self-hipnozdan sonra, altmış üçü iyileştiğini bildirmişti. Son olarak,
altı hafta sonra, altmışaltısı düzelme göstermişti. Bu %98.5'lik bir başarı oranı oluşturdu!
Sadece bir adam, eşi bir parça iyileşme olduğunu söylemesine rağmen, herşeyin aynı
olduğunu ifade etti.
=SON=
135