Professional Documents
Culture Documents
Esmaül Hüsnanın İnsana Etkileri
Esmaül Hüsnanın İnsana Etkileri
“En güzel isimler” demek olan ‘esmâ-i hüsnâ’, naslarda (Kur’an ve Sünnette) Allah Teâlâ
hakkında kullanılan isim ve sıfatlardan oluşur. Kur’ân-ı Kerîm’de ve peygamberimizin
hadislerinde Cenâb-ı Hakk’a nisbet edilen birçok isim bulunmaktadır. Bu durum bizzat
Kur’an tarafından şu şekilde ifade edilmektedir: “En güzel isimler Allah’ındır. O’na bu
isimlerle dua edin. O’nun isimleri hakkında eğri yola sapanları bırakın. Onlar yaptıklarının
cezasını göreceklerdir” [A'râf 7/150]. Peygamberimiz ise: “Allah Teâlâ’nın doksan dokuz
ismi vardır. Bunları sayan cennete girecektir” [Tirmizî, Daavât, 82] buyurmaktadır.
Esmaları okumanın değişik usulleri vardır. Ebced değerleri kadar okuma usulü en yaygın
olanıdır. Mesela Hay esması ebced değeri 18 bu isim bu şekilde hesaplanıp okunacağı gibi
esma kaç harfliyse harf adetiyle ebced değeri çarpılarak çıkan rakamla da meşgul olunur
Hay ismi El takısı hariç 2 harflidir 2*18:36 gibi veya bu ismin değeri 18 kendiyle
çarpılarak 18*18: 324 çıkan rakamla meşgul olunur ki zaten maksadın tam husulü için bu
usulle uygulanmalıdır. Veya harf sayısı 4 ise 4 ile çarpılır 16 çıkar buna bin ilave edilerek
16 bin defa o esma ile meşgul olunur ki bu usul esma okumalarının iksiri azamıdır. Veya
velilerin en çok uyguladığı okuma usulü ki örneğin ihtiyaca göre iki isim seçtik ehad ve
samed bunların ebced değerleri ehad:13 samed:134 bunları toplar 134+13:147 çıkar
buna bin ilave edilerek 147 bin olarak meşgul olunur ki bu büyük bir usuldür riyazetlerde
esma vazifelileriyle irtibata geçmenin usullerinden biri de budur.
Tarikat yollarında salike başında bulunan mürşidi onun meşgul olacağı esmayı ve zikri
tavsiye eder salikte verilen usulle manevi terakki sağlar. Esmalarda asıl kast her ne kadar
seyr makamlarında ilerleme manevi terakki elde etme olsa da esmaların belli zamanlarda
belli maksatlar için kullanılması da ihtiyaçlara göre kuranın tavsiyesidir Ayette: De ki:
“(Rabbinizi) ister Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın. Hangisiyle
çağırırsanız çağırın, nihayet en güzel isimler O’nundur (el-İsrâ, 1 7/110) ayetin
deki ister Allah diye ister rahman diye çağırın ayetinden alimler ayrıca ihtiyaca uygun
olan esma hangisi ise Allah ise Allah esması Rahman ise Rahman esmasıyla meşgul
olunması gerektiğini de anlamış ve esmaların üzerine çalışmışlar çalışma şekillerini
özelliklerini tesbit edip bizlere ulaştırmışlardır (Rabbim onlardan razı olsun) bizde şimdi
alimlerimizin esmalar hakkında verdikleri bilgileri kısaca toparlayarak hem dağınık halde
olan bilgilerin toparlanması hem hangi burca hangi esmalar bakar o burcun
hastalıklarında hangi esmalar faydalıdır gibi bilgileri Müslüman kardeşlerimize kolaylık
olsun diye bir araya getirerek bu çalışmayı yapıyoruz Tevfik Allah tandır.
Esed (Aslan) burcu: Bu burcun tabiatı kuru sıcak olup, anasırı ates ve gezegeni Sems
(Günes) dir. Aslan burcunun cinsiyeti erkek, madeni altın, günü Pazar, gecesi Persembe
ve buhuru Ud’dur. Rengi sarı, Dost burcu ikiz’ler,
düsman burcu Boga’dır. Tabiatı itibariyle düsmanı dört unsurdan biri olan Su’dur.
Gününün harfi Fe, günün Esması Ferdün, ulvi melek Rukyail, Ardi Müzhibtir.
Bu burcun genel hastalıkları şunlardır: Kalp ve sırt bölgeleri hassastır. Kalp rahatsızlıkları,
kalp romatizması, çarpıntı görülür. Kalp krizi riskleri oldukça fazladır. Dengeli bir hayat,
aşırı yorulmamak ve üzülmemek sağlıklı kalmaları için çok önemlidir. İleri yaşlarda kilo
sorunları olur ki bu kalp krizi riskini artırır. Sırt, adale ağrıları, omurga ve bel kemiği
rahatsızlıkları olabilir. Mikrobik hastalıklara istidat artar, ateş yükselir.. Kova burcundan
zıt etki ile dolaşım sistemi rahatsızlıkları, bacak ağrıları, bacağın alt kısmında hassasiyet
görülebilir. soğuk safra ve sevdadan mütevellit baş ağrıları da çekerler.
Bu burcun Esmaları
1- ALLÂH (ل
ُّ )َا: Varlığı zorunlu olan ve bütün övgülere lâyık bulunan, her türlü eksiklik ve
noksanlıklardan uzak, bütün kemal sıfatları kendinde toplayan, eşi ve benzeri
bulunmayan zâtın özel ve en kapsamlı adıdır. Allah’a nisbet edilen isimler hâs (özel) ve
âm (cins) olmak üzere ikiye ayrılır. Allah adı özel isim; Rab, Rahmân, Rahîm gibi isimler
ise, Allah’ın özel ismine nisbetle anılan isimlerdir. Allah ism-i şerifi, Cenâb-ı Hakk’ın has
ismidir. Bu itibarla diğer isimlerin ifade ettiği bütün güzel vasıfları ve İlâhî sıfatları içine
alır. Diğer isimler ise, yalnız kendi mânalarına delâlet ederler. Bu bakımdan Allah isminin
yerini hiçbir isim tutamaz. Bu isim, Allah’tan başkasına ne hakikaten ve ne de mecazen
verilemez. Diğer isimlerin ise, Allah’tan başkasına isim olarak verilmesinde bir mahzur
yoktur (Kadir, Celâl gibi). Yalnız bu isimlerin başına, insanlara izafe edildiklerinde, “kul”
mânâsına gelen “abd” kelimesinin ilâvesi güzel olur [Abdülkadir (Kadirinkulu) ismi gibi].
ALLAH (c.c) ebced değeri -66-4356 Vazifeli Melekler: İsrafil-Ardi Kardeyuşin: bu
esmayı şems saatinde meşgul olmaya devam eden nuru ilahiye kavuşur. Bu isim zata
baktığından ve bütün esmaları içinde barındırdığından dolayı tarikatta seyr makamlarında
ilerleme bu esma ile başlar Nakşi yolunda salike ilk bu esma kalb dersi olarak beş bin
adet verilir ve kalbin masivanın etkisiyle unuttuğu yüce zatı tekrar öğretir hatırlatır
latifeler bu isme ısındırıl ki salik manevi terakki de bu esmanın feyziyle ilerleyebilsin cezbe
makamlarına ulaşabilsin. nefsi emare levvame bu esma bereketiyle aşılır hemen çabucak
geçilir. Bu esma ile meşgul olanlarda ilahi bir nur ve heybet belirir bu isim ulvi ve sufli
bütün nefsin ve makamların aşılmasında en etkili ve seri olanıdır.
Bu esmayı güneş doğduğu saatte yazıp üzerinde taşıyan ve zikriyle meşgul olan kişi cin
ve şeytanların şerrinden emin ve mahfuz olur. Her türlü kötülüklerden korunur büyüklerin
yanında haceti reva olur. İnsanlar arasında mahbub olur. Yine bu yazıyı üzerinde taşıyana
sihir ve büyü yapılmışsa bozulur. Yine bu isim gümüş üzerine Cuma günü oruçlu bir
şekilde kazılıp kısmeti bağlı kadın ve kızların üzerinde taşıtılsa kısmetleri çıkar. Bir kimse
bu gümüş üzerindeyken yolcuğa çıkacak olsa her türlü şerden korunur sağ salim vatanına
döner. Aynı şekilde bu gümüşü saralı birisi üzerinde taşısa bu illetten kurtulur.İmam-
ı Gazali’ye göre Cuma günü bin kere Ya Allah diye okuyanlar evliyalar sınıfına
katılırlar. Yine Cuma günü namazdan önce yüz defa “Ya Allah, Ya Hu” diyen
kimsenin hayırlı dileği gerçekleşir. Her gün bin defa “Ya Allah “ diyen kimse mesafe
katederek temiz bir kalbe, yani Kalb-i Selîm’e erişir. Bir hastaya iki yüz kere okunsa eceli
gelmedikçe şifa bulur. Vakit namazlarının sonunda yüz defa “La İlahe İllâ Hû” demeye
devam edenler: kalp katılığından, gafletten ve unutkanlıktan kurtulurlar. Dualarımıza
“Allâhümme” ile başlamak kabulüne işarettir.
“Vallâhu Gâlibün Alâ Emrihî” Yusuf (21) süresindeki bu ayeti yetmiş bir defa
okumak hayırlı bir işte başarılı olmaya vesiledir. Denenmiştir
BESMELE
1- Yatarken 21 defa besmele okursa her türlü şerden korkudan kötü ölümden emin
olur.
2- Bir zalimin veya düşmanın yüzüne 51 kere okursa şerrinden emin olur
3- Güneş doğarken güneşe doğru 600 kere okuyup 600 salavat okursa (devamlı
kesintisiz)rızka nail olur zengin olur
4- 786 defa suya okuyup bir kimsenin sevgisini celp için o kimseye içirse
derhal sever.
5- 786 defa suya okunsa ve vesvese sahibi içse vesveseden kurtulur. Aklı
giden içse aklı geri gelir. Hafızası az olan içse zeki olur lakin gün doğarken ve
yedi sabah içmesi lazımdır.
6- Sabah namazından sonra 2.500 defa okuyanın keşfi açılır olacak şeyleri rüyasında
görür
7- Bir tabak içine 40 defa yazılıp su veya zemzem ile hangi hastaya içirilirse şifa bulur
Allahın izniyle.
8- Bir kağıda 35 kere yazıp eve asılsa o evden her türlü şer def olur cin ve insan şerri
dokunmaz dükkana asılsa ticareti artar
9- Muharrem ayının birinci gününde 130 defa yazsa hamile olana ve akrabasına ömrü
müddetince musibet gelmez
10- Evladı yaşamayan veya evladan mahrum olana 100 defa yazıp muska edilse evladı
olur ve yaşar. 100 kere yazılıp tarlaya gömülse mahsulü bol olur(bereketi artar)
11- 70 kere yazılıp bir ölünün kefenine konsa münker ve nekir halinden ve kabir
azabından emin olur.
13- 21 kere yazılıp “Selamün ala nuhun fil alemin” ayeti (Saffat 79) hurufu mukatta
(Ayrık olarak) ile yazarak su ile zehirlenen kimseye içirilse şifadır.
14- Besmeleyi yazıp aynaya her gün kırk defa baksa ve Ali İmran 26 ayetini okusa az
vakitte zengin olur ayet budur.(Kulillahumme malikel mulki tu’til mulke men teşau ve
tenziul mulke mimmen teşa’, ve tuizzu men teşau ve tuzillu men teşa’, bi yedikel hayr,
inneke ala külli şey’in kadîr.
15- Rahman ve rahimi 50 kere yazıp üzerine 150 kere besmele okursa her haceti eda
olur
16- 14 gün oruç tutup o müddet zarfında her namazın peşinden bin besmele okusa
ruhanilerle görüşür
17- 190 kere muska yapıp harbe girse silah tesir etmez hasta dahi olmaz.
18- 7 badem üzerine bakır iğne ile rahim ismi şerifini yazıp her badem üzerine 331 defa
okuyup dilediği kimseye yedirse yiyen kimsenin ziyadesi ile muhabbetine sebep olur.
19- Besmele-i şerifeyi bir daire içene 8 defa yazıp fetih suresinin son ayetlerini etrafına
yazıp muska yapılsa o muskayı taşıyanı her kes sever, her kese güzel görünür ve
herkesin hürmet ve muhabbetini kazanır.
ES-SELÂM (131 (لُمّ َالGarail-Deriyail: Esenlik veren, sulh ve barış temin eden,
َس
yaratıklarını selâmette kılan, her türlü kusur, acizlik, noksanlık ve başkalarının kendisine
kusur, noksan ve zarar vermesinden sonsuz derecede uzak ve emin bulunan,
yaratıklarına huzur ve emniyet bahşeden, her çeşit ârıza ve hâdiselerden sâlim kalan; her
türlü tehlikelerden kullarını selâmete çıkaran; Cennet’teki bahtiyar kullarına selâm eden.
Bu ism-i şerif, Kuddûs ismi ile yakın bir mana ifade etmekte ise de Selâm ismi, daha
ziyade istikbale aittir. Yani Cenâb-ı Hakk’ın gerek zâtı, gerek sıfatı ileride en ufak bir
tegayyüre, bir değişikliğe, bir zaafa uğramaktan münezzehtir. O, ezelde nasılsa ebedde
de öyledir. Bu ismi devamlı zikreden her türlü belalardan görünen görünmeyen afetlerden
yangın, deprem, selden salim olur. Bu ismi temiz bir kaba 66 kez yazıp su ile
sildikten sonra vesvese ve evham sahibine içirilse kalbinden şüphe evham
kaybolur. Bu isim yasin suresinde Selamun gavlem mir rabbirrahim ayetiyle
beraber gelmiştir bu ayetle meşgul olunsa bir çok sırra vakıf olunur. Selam
isminin cinni, saralı ve ciddi hastalıklarda büyük büyük bir etkisi vardır hatta tıbben çaresi
olmayan hastalıklarda dahi biiznillah etkilidir. Bu ismin 4 lü vefkini ceylan derisine yazıp
üstünde taşıyan felaketler anında mahfuz olur. Eğer bir kimse mühim bir hacet için
Çarşamba gününden başlayıp on beş gün süreyle, günde yedi yüz on sekiz defa selamun
kavlen min rabbin rahim ayetini zikrederse, o mühim işi gerçekleşir, hacetine nail olur. Bu
Selam ismini kaza ve belalardan korunmak için hafız ismiyle beraber okunması daha
faydalıdır. Aynı şekilde rızık darlıkları veya sıkıntı anlarında Ya Selam Ya Basit isimleriyle
okumak çok faydalıdır. Aynı şekilde gözlerinde sıkıntısı olanlar veya kulaklarında Ya selam
Ya Semi Ya Basir isimlerini zikretseler sıkıntıları gider.
Her kim yüz gün, günde bin üç yüz altı defa zikrederse, batını temizlenir, gönlü mesrur,
müşkülleri kolay olur. Yöneldiği her şey zahmetsiz ele geçer. El attığı her sanatta başarıya
ulaşır, halktan müstagni olur. Her kim Cuma günü güneş doğmadan önce doksan mim
yazar, yazma esnasında devamlı ya halık ya muhit esmalarını zikreder ve bunu üzerinde
taşırsa, dilediği her hacet gerçekleşir. Bir bağ ya da tarlaya asılırsa afetlerden emin ve
muhafazada olur.
EL-MUİZ (117 ( َاْلُمِعّزKafahail-Mutyail: Aziz kılan, izzet ve şeref veren, yücelten, bütün
izzet doğrudan doğruya irâdesine bağlı olan; dilediğini dilediği şekilde aziz kılan,
ağırlayan. İzzet ve zillet, birbirine zıd mânalardır. İzzet kelimesinde “şeref ve haysiyet”,
Zillet kelimesinde ise “alçaklık” mânası vardır. Bunlar hep Allah Teâlâ’nın, mahlûkatı
üzerindeki tasarrufları cümlesindendir. Halk içinde aziz olmak için Merih saatinde
zikredilse maksadı hasıl olur. Zillete düşmüş itibarı varken itibarını yitirmiş, fakirlik ve
miskinlik halinde olanlar zikrine devam ederlerse hak teala aziz eder. Kendisinden bir şey
saklansa arkadan dalavere çevirseler bu esmanın bereketiyle bu işleri yapanlar ve
yaptıkları şeyler ortaya çıkar. Şems saatinde zikrine devam edenler dünya ve ahiret
saadetini kazanır. Bu ism-i şerîf Hacı Bayram-ı Veli Hazretlerinin zikrindendir.
Cuma ve pazartesi geceleri akşam ve yatsı namazları arasında yüz elli defa “Yâ
Muizz” ism-i şerifini okuyanın heybeti ve saygınlığı artar. Aynı zamanda bu ism-i
şerife devam edenlerin kalbine Allah korkusu yerleşir. Allah Teala, bazılarını kanaat ve
rıza ile aziz, ve bazılarını hırs ve tama ile zelil kılar, Muiz esmasını Aliimran 26-27
ayetleriyle beraber hacetlerde kullanmak bir iksirdir.
Şehidallâhu ennehû lâ ilâhe illâ huve, vel melâiketu ve ulûl ilmi kâimen bil
kıst(kıstı), lâ ilâhe illâ huvel azîzul hakîm (hakîmu).ALİİMRAN :18
Kulillâhumme mâlikel mulki tû’til mulke men teşâu ve tenziul mulke mimmen
teşâ’(teşâu), ve tuizzu men teşâu ve tuzillu men teşâ’(teşâu, bi yedikel
hayr(hayru), inneke alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun). ALİİMRAN 26
Tûlicul leyle fîn nehâri ve tûlicun nehâra fîl leyl(leyli), ve tuhricul hayya minel
meyyiti ve tuhricul meyyite minel hayy(hayyi), ve terzuku men teşâu bi gayri
hısâb(hısâbın). ALİİMRAN 27
Her kim yedi bin üç yüz beş defa okursa bütün muratlarına ulaşır.
On altı bin altı yüz elli defa okunmaya devam edilirse, insanların içlerinde olan ve
isimlerine vakıf olunur. Ya Semiu Ya Basir isimlerinin beraber zikredilmesi göz ve kulak
rahatsızlıklarına şifadır. Bu isme birlikte devam edenlerin her şeyi görme yetileri
gelişeceği gibi duyma yetileri de gelişir gayba vukufiyetleri artar. Bu isimlerin beraber
zikrinin bir diğer bereketi de hafızayı kuvvetlendirir. Heybet ve haya sahibi olurlar.
EL-ADL (104 ( َاْلَعْدُلGatail-Aryail: Adaletli, mutlak adalet sahibi, her şeyi yerli yerine
koyan, aşırılığa meyletmeyen, kâinatı bütün varlıklarıyla birlikte ölçü altına alıp
dengeleyen; canlı cansız her şeye en güzel ve en uygun vaziyeti veren; her varlığa lâyık
olduğu ölçüde varlığını devam ettirme hakkı vermekle sonsuz adaletini gösteren; emrine
itaat edenleri mükâfatlandırırken, haddini aşanları dizginleyen ve hak ettikleri cezayı
veren; haşrin büyük mahkemesinde ise mutlak adaletini en geniş ve en mükemmel
tarzda gösteren, tam adâletli. Adalet, zulmün zıddıdır. Zulüm kelimesinde; incitme, can
yakma mânası vardır. Zulmetmiyerek herkese hakkını vermek ve her şeyi akıl ve
mantığa, hikmet ve maslahata uygun olarak yapmak da adalet demektir. Allah Teâlâ
Âdil’dir. Zâlimleri sevmez. Zâlimlerle düşüp kalkanları ve hattâ sadece uzaktan onlara
imrenenleri ve sevenleri de sevmez. Haddi aşan haksızlık yapanlara karşı Zühre
saatinde 140 kere meşgul olunur. Şems saatinde meşgul olsa talihinde
kapalılıktan emin olur. Ve talihi güzel olur.Kötü ahlaktan kurtulup ahlakı hamide
sahibi olur. Tansiyon dengesizliklerinde kolesterolde şeker hastalıklarında bu
isim faydalıdır dengeler. Bu esmaya devam eden zulme uğramayacağı gibi zulumde
etmez adalet sahibi olur. Bu esma bilindiği gibi Hz. Alinin (r.a) ismi azamlarından biridir
cünnetül esma adlarındandır.Halkın başında yönetici olanların bu isimle meşgul olması
gerekir ki adelet sahibi olsunlar.
EL-HABÎR (812 (خِبيُر
َ َاْلMahyail-Fehiryail-Asiyail: Her şeyin iç yüzünü, gizli tarafını
bilen, her şeyden haberdar, göklerde ve yerde, görünen ve görünmeyen âlemlerde en
gizli sırtardan, en saklı şeylerden haberdar olan, ilminin dışında hiçbir şey bulunma¬yan;
her şeyin gizli-açık, küçük-büyük her halini bilen. En küçüğünden en büyüğüne kadar
bütün eşya ve hâdiselerden Allah haberdardır. Onun haberi olmadan hiçbir hâdise
cereyan etmez. Şems saatinde zikrine devam eden gizli sırlara muttali olur. Muhabbet için
Şems saatinde erkek için meşgul olunur. bayan için kamer saatinde meşgul olunur kimin
niyetine okunsa bu saatlere dikkat etsin zarar görmemesi için. Taleb ettiği bir şeyin
mahiyetini öğrenmek için 818 kere Zühre saatinde meşgul olunur. İstihare ettiği şeyi
rüyada görmek isteyen Mülk suresi 14 ayetini .”Ela ya’lemu men halak ve hüvel
Latifül Habir 124 kere okuyup uykuya yatsa istihare ettiği şeyi kusursuz görür.
Hafıza, zeka ve unutkanlık rahatsızlıklarında bu isim zikredilse ve devam edilse hafıza ve
zekası kuvvetlenir. Hadi Habir Mübin Allamul guyub esmalarını günlük 400 defa
zikredenler ariflerin bilgilerine mazhar olurlar.
EL-GAFÛR (1286 ( َاْلَغُفوُرŞekvail-Henyail: Çok bağışlayan, çok affedici, bütün günahları
bağışlayan, sonsuz rahmetiyle dilediğinde küçük-büyük bütün günahları bağışlayan,
mağfireti çok. Allah Teâlâ’nın mağfireti çoktur. Bir kulun kusuru ne kadar büyük ve çok
olursa olsun onları örter, meydana çıkarıp da sâhibini rezîl etmez. Kusurları insanların
gözünden gizlediği gibi, melekût âlemi sâkinlerinin gözünden de gizler. İnsanların
görmediği bâzı şeyleri melekût (melekler ve ruhlar) âlemi sâkinleri görürler. Gafûr ism-i
şerîfi, kusurların onların gözünden de gizlenmesini ifade eder. Şems saatinde meşgul
olunsa Hak Tealanın affına mazhar olmaya sebeptir. Aynı şekilde esir ve hapis
olanlar bu ismin zikrine devam etseler kurtulurlar.zühre saatinde meşgul olanların
hallerine kimse vakıf olamaz. Bu ismin zikrine devam edenler düştükleri her türlü korku
ve endişeden uzak olurlar. Amirlerinin sıkıntı vermesinden korkanlar bu ada sığınmalıdır.
Bu esma Dili tutulan kişilere yazılıp suyu içirilse şifadır aynı şekilde ateşli hastalıklara da
şifadır ağrı ve sızıları keser. Afüv Ğafur Gaffar isimleri büyük musibetlerde beraber
anılırsa acıları dindirir. Kanser ve migren gibi rahatsızlıklarda Şafi esmasıyla beraber
zikrine devam edilmesi şifadır.
EŞ-ŞEKÛR (526 (شُكوُر
ّ َالGayail-Tavyail: Mükafatlandıran, az amele/iyiliğe çok sevap
veren, kullarının bütün şükür ve sâlih amellerinden haberdar olan, şükredenlerin
nimetlerini arttıran; en küçüğünü dahi zayi etmeksizin bütün iyiliklere bol bol sevaplar
ihsan eden, kendi rızâsı için yapılan iyi işleri, daha ziyadesiyle karşılayan. Şükür, iyiliği,
iyilikle karşılamak demektir. Şükür, Allah Teâlâ’ya karşı kulun yapması gereken bir
vazifesidir. Şekûr ise, az tâat karşılığında çok büyük dereceler veren, sayılı günlerde
yapılan amel karşılığında âhiret âleminde sonsuz nimetler lûtfeden demektir. Şems
saatinde muradı için okunur. Zühre saatinde bayanlar ve zalimlerin zulmünden halas
olmak için okunur. Şems saatinde devam eden kazalardan ve belalardan korunur. Izdırap
ve gamdan halas olurlar. Bir bardak suya kırk bir defa “Yâ Şekûr” ism-i şerifi okunup
birazı içilir, kalanı da yüze ve gözlere sürülürse gönül darlığı ve bunalma gibi hallerden
kurtulur. Gözlerin nuru artar, iyi görmeleri sağlanır. Aynı zamanda bu işlemin yapılması
rızkın bolluğuna, kalbin de ferahlamasına sebeb olur. Bu isme devam edenler Günden
güne rızkları artar. Aileleriyle bereket içinde bir ömür sürerler. “Suphanallahi vebi habdihi
suphanallahil azim” duasına günde 100 defa devam edenler Şekur esmasını da ebcetsel
sayı değerince anarlarsa bütün sıkıntılar, yerini sevince bırakır. Her kim cumartesi günü
on üç vav yazar ve yazma esnasında adet gözetmeksizin devamlı ya hakim ya şekur
okur. Sonra, hacetinin gerçekleşmesi için mushafın arasına koyarsa hacet ve isteği
gerçekleşir bu ismin zikrine devamlılık nimetleri artırıcı olduğu gibi bırakmak nimetlerin
kesilmesine sebeptir.
EL-ALÎ (110 ( َاْلَعِليKebrail-Atyail: Pek yüce, yüce, yüceltici, izzet, şeref ve hükümranlık
bakımından en yüce, aşkın, zât, sıfat ve isimleriyle her türlü kusur ve noksandan uzak,
mümkün ve düşünülebilecek ve tasavvur edilebilecek her türlü derece ve merte¬belerin
üstünde olan, her hususta, herşeyden yüce olan. Yüksekliğin hakikî mânası şudur: a)
Allah’tan daha üstün bir varlık düşünülmesi imkânsızdır. b) Bir benzeri veya ortağı veya
yardımcısı yoktur. c) Şânına yaraşmayan her şeyden uzaktır. d) Kudrette, bilgide,
hükümde, iradede ve diğer bütün kemâl sıfatlarında üstündür. Şu halde Alî, her şey
kendisinin altında, emrinde ve hükmü altında olan zât demektir. Şems saatinde meşgul
olsa ululardan olmaya sebeptir. Yüce mertebelere ulaşır kadri yüce olur. Lakin hiç terk
etmemek lazımdır. Gurbette olan birinin Ali isminin zikrine devamı, izzet ve ikramla
vatana dönmeye vesile olur. Tanınan bir şahsiyet olmak için müşteri saatinde meşgul
olunur. Şems saatinde bu ismi zikre devam edenler her gittikleri mecliste itibar ve hürmet
görürler. Ali adını Alim esmasıyla beraber zikretmek bilgi kapılarının açılmasına sebeptir.
Birinin kulağına bir şey kaçtığında ya ali ya azim ya halim ya azim okunursa biznillahi
teala dışarı çıkar Hayız veya nifas halinde bir kadının bu ismin zikrine Müteal ismiyle
beraber devam etmesi, onun bu hallerde gelecek tehlikelerden emin olmasını sağlar.
Cuma gecesi on dokuz tı harfi yazılır, aded gözetmeksizin uyuyana kadar ya A’li ya
kuddus zikrine devam edilirse, o gece rüyada Hz. Peygamberin (s.a.v) cemaliyle müşerref
olunur.
EL-MUKÎT (550 (ت
ُ َاْلُمِقيMelhayil-Kutyail: Rızıklandıran, besleyen, idare eden,
bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp veren, bilip gücü yeten ve koruyan, her şeyi
lâyıkıyla gözeten, iyiyi iyiliğinden, kötüyü de kötülüğünden derecesine göre hissedar
eden; maddî ve manevî her türlü rızkı veren, her yaratılmışın azığını ve gıdasını tayin
eden. Bu mânaya göre Mukît, Rezzak mânasınadır. Yalnız Mukît, Rezzâk’tan daha
hususîdir. Rezzak, azık olanı da olmayanı da içine alır. Şems saatinde zikrine devam eden
hasmına galebe eder. Bedenin sıhhat bulması için Zühre saatinde 550 defa zikrine
devam edilir. Bir bardak suya 21 defa “Yâ Mukît” ism-i şerifi okunduktan sonra bu su
çok ağlayan çocuğa içirilirse, çocuğun ağlaması kesilir. Ayrıca bu ismin zikrine devam
edenler açlık hissi yaşamazlar özellikle oruç tutarken açlıktan sıkıntı yaşayanlar için iyidir.
Her türlü beden rahatsızlıklarında bu isim şifa kaynağıdır. Bedensel olarak zayıf
olanlar bu isimle kuvvet kazanırlar. Kıtlık zamanlarında bu ismin zikredilmesi
uzun süre açlığa dayanmaya sebeptir.
EL-KÂDİR (305 ( َاْلَقاِدُرCebiryail- : Kudretli, her şeye gücü yeten, kendisine hiçbir şey ağır
gelmeyen; zâtından ayrılmaz ve ezelî olan kudretine acizlik asla bulaşmayan, Allah Teâlâ,
kudretine bir ayna olmak üzere kâinatı yaratmıştır. Şems saatinde zikrine devam edenler
Ticarette işleri açılır. Yolculuklarda kuvvet ve fayda bulur. Güçsüzlerin bu sime devamları
güç kuvvet sahibi olmalarına sebeptir. Düşmanlarına galebe etmek isteyenler bu isimle
meşgul olurlarsa onları alt ederler. Bu ismi sancılı hastalıklarda yazıp bal ile silip ve
üzerine sayısı kadar zikredip hastaya içirilse şifadır. Kayıp olan hakkında bilgi
edinemeyenler bu isimle hakka tevessül etseler kayıpları ifşa olur. Her abdest aldığında
bu ismi zikreden düşmanlarının şerrinden emin olur. Bu ismin Melik Kadir Muktedir
isimleriyle beraber zikrine devam izzet heybet ve Düşmanlarına karşı kalibiyyet verir.
EL-EVVEL (37 ( َاَْلّوُلTahtyail: İlk, ezeli, varlığının başlangıcı olmayan, başlangıcı olmadığı
gibi, bütün varlıkların başlangıcı da Onun ilim ve kudretine bağlı olan; her şeyin ilk hali ve
aslı Onun ezelî ilminin düsturlarıyla tanzim edilen, her varlıktan mukaddem olan. Allah
Teâlâ bütün varlıklar üzerine mukaddem olup kendi varlığının evveli yoktur. Kendisi için
asla başlangıç tasavvur olunamaz. Merih saatinde zikrine devam edenler her işte başarılı
olurlar. Aynı şekilde bir iş yapmadan önce bu ismi zikredip işini yapsa başarılı olur. Eğer
bir kimsenin kaybı olsa, Cuma gecesinden başlayıp kırk gece her gece bin defa bu ismi
zikrederse kayıbı geri gelir. Eğer başka bir haceti dahi olsa gerçekleşir. Çocuk talebi için
de mücerrebdir. 4 Cuma üst üstte her Cuma bin defa zikretmek üzere bu uygulamayı
yapsa biiznillah çocuk sahibi olur.Aynı şekilde hamilenin düşük yapmaması için Evvel
ismini Mübdi ismiyle beraber zikretse veya elini karnına koyup zikretse çocuğa bir zarar
gelmez. Yâ Evvel Yâ Âhir Yâ Zahir Yâ Bâtın esmasını günde 41 defa okuyan Hızır
(a.s.) ‘a rastlar.
EL-VÂLÎ (47(َاْلَواِليBeğgamzail: Yöneten, sahip, kâinata hâkim olup onu yöneten, her
şeyin dizginini elinde tutan; varlıkları idare, hâkimiyet ve tasarrufu altında bulunduran,
mahlûkatın işlerini yoluna koyan, bu muazzam kâinatı ve her an olan biten hâdisatı tek
başına tedbir ve idare eden. Allah Teâlâ bütün varlığı idare eden, biricik ve en büyük
vâlidir. Diğer vâliler ve hükümdarların idaresi, O’nun izni ve müsaadesi iledir. Ve onların
velâyet ve idaresi, son derece noksandır. Allah’ın velâyet ve tedbiri ise sınırsız, gerçek ve
hakikîdir. Her şey emri ve iradesi altındadır. Her şeyi bilir. Ondan habersiz mülkünde hiç
bir şey cereyan etmez. Âdile mükâfatını, zâlime cezasını eksiksiz verir. Sebepler, O’nun
icraat ve idaresinde yardımcı değil, sadece izzet ve haşmetini gösteren birer perdedirler.
Hakikî tesir, O’nun kudretindendir.Şems saatinde zikrine devam edeni herkes sever
hatta düşmanları dahi dost olur. Cuma günü 1000 defa “Yâ Vâlî” ism-i şerifini
okuyarak dua edenin duası kabul olur, işleri kolaylaşır. 47 defa “Yâ Vâlî” ism-i
şerifini okuyan her türlü afetten kurtulur. Tarikat yolunda sülük edenler bu simi
çok anmalıdır. Her hangi bir makamı isteyenler bu isimle meşgul olup istedikleri
şeyi belirtmelidirler ayın 14-15-16 günlerinde yapılırsa mücerreptir.Bedeni
yorgunluklarda tembelliklerde bu ismi Ya Vali Ya Müteali ismiyle beraber zikredenler
yorgunluktan kurtulur uyuşuklukları gider.
EL-AFÜV (156 (َاْلَعُفّوĞazyedail-Temzail: Affeden, affedici, bağışlayan, hiçbir sorumluluk
kalmayacak şekilde günahları affeden, günahları silen, çok affeden ve affetmeyi seven,
affı çok. Allah Teâlâ, günahları silen, onları hiç yokmuş gibi kabûl edendir. Bu mânaya
göre bu isim, Gafûr ismine yakındır. Ancak arada şu fark vardır: Gufran: Günahları
örtüvermek demektir. Afv ise, günahları kökünden kazımaktır. Günahları kökünden
kazımak, o şeyi örtmekten daha iyidir.Şems saatinde devamlı zikreden şahıs geçici
heveslerden kurtulup daima letafet üzere olur. Zalimlerin zulmünden korunmak için bu
isim daima zikredilirse korunmuş olur.büyük üzüntülere düçar olanlar Afüv Gaffar Gafur
esmalarını birlikte zikrederlerse üzüntülerinden kurtulurlar. Kötü hasletleri olanlar günlük
Afüv ismine 100 kere devam etseler bu kötü isteklerden ve şeytanın vesveselerinden
korunmuş olurlar.
EL-GANÎ (1060( َاْلَغِنيHatyail: Hiçbir kimseye ve hiçbir şeye muhtaç olmayan, kendi
dışındaki her şey O’na muhtaç, sonsuz zengin olan; hiçbir cihetle kâinata ve mevcudata
ihtiya¬cı bulunmayan, çok zengin ve her şeyden müstağnî. Gani, hiçbir şeye ihtiyacı
olmayan, herşey yanında mevcud bulunduğu için hiçbir şekilde başkasına müracaat
mecburiyetinde kalmayan zât demektir. Şems saatinde zikrine devam eden mal mülk
sahibi ali mertebelere ulaşır. Rızık darlıklarında bu simi diğer Rezzak Muksit gibi isimlerle
zikretmek rızkın genişlemesine bereketlenmesine sebeptir.Zenginlik için bu isim
cumartesi sabahları sayısı kadar zikredilse maksad hasıl olur.Aynı şekilde bir beladan
veya hastalıklan kurtulmak niyeti ile sayısı kadar okusa kursulur.Hacetlerde namaz kılınıp
peşininden bin defa Ya Gani Ya Galib şeklinde zikretse ve haktan hacetini dilese reva olur.
Cimrilik hasislik gibi hasletleri olanlar bu ismi Şekur ismiyle beraber zikrederlerse
cimrilikleri cömertliğe dönüşür.
EL-MÂNİ’ (161 (َاْلَماِنُعFinyail: Engel olan, istediği şeylere engel olan, dilemediği şeyin
gerçekleşmesine müsaade etmeyen, kötü şeylere engel olan, varlıkları hadlerini
aşmaktan ve saltanatına ortaklıktan men eden; zararlı ve tehlikeli sebepleri izni dışında
yaratıklarına zarar vermekten alıkoyan; dilediğinden dilediği şeyi esirgeyen, bir şeyin
meydana gelmesine müsâade etmeyen. İyi ve kötü pek çok arzularımız vardır ki biri
bitmeden biri ortaya çıkar. Yaşadığımız müddetçe bunlar ne biter, ne de tükenir. Biz de
bu arzularımızı elde etmek için çalışır dururuz. Her arzumuz bir takım sebeplere, sebepler
de Mâni’ (mani olan) ve Mu’tî (veren) olan Allah’ın emrine bağlıdır. Allah Teâlâ
isteyenlerin isteklerini, dilerse verir; o zaman isteyenin tuttuğu sebepler çabucak
meydana gelir. Mu’tî ism-i şerîfinin mânası budur. Allah Teâlâ bazı isteklere de müsaade
etmez. O zaman isteyenin yapıştığı sebepler kısır kalır, ne kadar çabalanırsa çabalansın
netice vermez. Bu da Mâni’ ism-i şerîfinin tecellîsidir. Kullarının başına gelecek felâket ve
musibetleri önlemek, geri çevirmek de yine Mâni’ ism-i şerîfinin tecelliyatındandır. Şems
saatinde zikrine devam eden her zaman ve her yerde kaza ve belalardan mahfuz olur.
Düşmanları olanlar onların şerrinden korunmak için bu adı çok ansınlar.
Aralarında soğukluk bulunan, dargın olan eşlerden biri yattığında içinden “Yâ
Mâni” ism-i şerifini okumaya devam ederse araları iyi olur. Bu ismi Kanser ve
salgın yayılabilen hastalıklarda zikredilirse şifadır. Beyin urlarına rahim
kilslerine de aynı şekilde şifadır. Vucut yaralarında da şifa ayetleriyle beraber bu
isim bir miktar suya zikredilip suyu hasta hem içse hemde biraz şişlerin
yaraların olduğu yere sürse şifadır.
EL-HÂDİ (20(ي
ّ َاْلَهاِدŞe’atail: Yol gösteren, lâyık gördüğü kullarını hidâyete erdiren,
hidayeti yaratan, istediği kulunu hayırlı ve kârlı yollara muvaffak kılan, muradına erdiren,
her yarattığına neye ihtiyacı varsa, ne yapması gerekiyorsa onu öğreten, murada erdiren,
her bir varlığı tam bir hikmetle yaratılış gayesine doğru ileten; dünyevî ve uhrevî her
konuda bütün zarar ve menfaatleri gösterip doğru yola sevk eden. Hidâyet; Allah
Teâlâ’nın lütuf ve keremiyle kullarına, sonu hayır ve saadet olacak isteklerin yollarını
göstermesi veya o yola götürüp muradına erdirmesi demektir. Sadece hayır yolunu ve
sebeblerini göstermeye irşâd; neticeye erinceye kadar o yolda yürütmeye de tevfîk denir.
Hidâyetin karşılığı dalâlettir. Dalâlet, doğru yoldan bile bile veya gaflete kapılarak sapmak
demektir. Hidâyetin neticesi îman, dalâletin neticesi îmansızlık ve küfürdür. Şems
saatinde zikrine devam eden delaletten şaşırmışlıktan kurtulur. Hidayet nurları kalbine
akar. Zahiri ve Batini lütüflara kavuşur.Doğru yolda olmayan günahkarların iyi kul
olmaları için bu ismi onların yerine başkaları da onların niyetine zikredip hacetini haktan
isterse müstecabtır. Devlet büyüklerinin bu ismi fazlaca anmaları halkı onlara
bağlamasına sebeptir. Yolunu kaybetmiş bulamayanlarda bu ismi zikrederlerse bulurlar.
EL-BÂKİ (113 ( َاْلَباِقيTuğyail-Atyail : Kalıcı olan, hep kalan, varlığını sonu olmayan, varlığı
sürekli olan, zât, sıfat ve isimleriyle dâimi olan; her türlü yokluk ve fânilikten münezzeh
bulunan; kendisine ölüm arız olmayan. Bu ism-i şerîf “varlığın devamını” bildiren bir
kelimedir. Varlığın devamı, önü ve sonu olmamakladır. Önü olmamak mülâhazasıyla Allah
Teâlâ’ya Kadîm, sonu olmamak mülahazasıyla Bâkî denir. Bu mânalara yakın Ezelî ve
Ebedî ism-i şerifleri de vardır. Allah Teâlâ’nın varlığı, devam bakımından zaman mefhumu
içine girmez. Çünkü zaman denilen şey, kâinatın yaratılmış olduğu andan itibaren
sonsuzluğa doğru akışının derecelerini gösteren bir mefhumdur. Şu halde, zaman
yaratılmışlarla başlamıştır ve onlarla bitecektir. Kâinat yokken zaman da yoktu, fakat
Allah Teâlâ vardı. Kâinat biter, zaman da biter, fakat Allah Bâki’dir.
şems saatinde zikrine devam edenin batınında hicap perdeleri kalkar. Hal üzere baki kalır.
Dünyanın faniliğini nefsin geçiciliğini hakkın bakiliğini tam bir idrak halinde anlar masivayı
terk eder. Tariki Nakşi yolunda Hatme-i Haceganlar da bu isim okunur. Yâ Bakî” ism-i
şerifini 1000 defa okuyan, her türlü endişe ve tasadan kurtulur, düşmana mağlup olmaz.
Korku anında 100 defa “Yâ Bakî” ism-i şerifinin okunması insanı korktuğundan emin kılar.
Bu ismin zikrine devam ömrü uzatır, işleri sağlamlaştırır, evlad ve mülkün kalıcılığını
sağlar. Bir kimse günde yüz kere bu ismin zikrine devam eder, Cuma geceleri de bin defa
okursa duaları kabul olup geri çevrilmez. Malının eşyalarının hububatın üzerine bu isim
okunursa mal teleften korunur.
ES-SABÛR (298(صُبوُر
ّ َالHehyail: Çok sabırlı, bütün âsilere lâyık oldukları cezayı vermeye
her an gücü yettiği halde onları cezalandırmada acele etmeyen; sabırsızlıkla henüz
zamanı gelmeyen bir işi yapmaya tevessül etmeyen ve bütün sabırlıların sabrı onun
yardım ve rahmetiyle var olan. Allah, bir işi, vakti gelmeden yapmak için acele etmez.
Yapacağı işlere muayyen bir zaman koyar ve onları koyduğu kanunlara göre -zamanı
gelince- icra eder. Önceden çizdiği zamandan, -bir tembelin yaptığı gibi- geciktirmez. Ve
keza -bir acelecinin yaptığı gibi- zamanı gelmeden yapmağa kalkmaz. Bilakis her şeyi,
hangi zamanda yapılmasını takdir buyurmuş ise, o zaman yapar. Şems saatinde zikrine
devam eden dünya ve ahrette yücelir. Kalp göğüs iç daralması yaşayanlar bu ismi zikirle
rahatlar.kötü sözler sahibi olan düzelir kötü ahval kendinden gider başkasının yerine
niyetlenip de okunabilir. Güneş doğmadan önce 100 defa “Yâ Sabûr” ismi şerifini okuyan,
belâ ve musibetler anında sabır ve metanetli olur. kendisine ibadetlerin en kıymetlilerini
yapmak nasip olur. Hastaya 33 defa şifa niyetine okunan “Yâ Sabûr” ism-i şerifi şifaya
sebebdir.Şiddetli sancılı hastalıklarda ya Sabur Ya Cemil ismi beraber zikredilirse sancı
kesilir.
Pazar günü, Ebu Abdullah Müzhib’dir. Tacı vardır ve çadırı yündendir. Yardımcılarının
giyimi beyazdır buna bağlı cin liltahtildir. bunlar rugyail adlı meleğe bağlıdır. İnsanlara
sıkıntı veren Cinnisi ismi Haksah ibni Teymuz dur .
Bu Cin taifesinin mekanı sarp dağlar ve büyük ağaç dipleridir. Bu burca mensup olana
sıtma gibi tasallut eder. Hastanın karnı ve kasığı şişer. Bazen hastanın iki omuzunun
arasına oturur. O an hastanın ellerinden ayaklarına doğru bir ağrı girer. Bu ağrı sanki bir
et parçası olana kadar devam eder. Bu durum hastada uzun süre kalır ve çeşitli
hastalıklar meydana gelir.
Bu burcun tabiatı nemli soguk olup, anasırı Su ve gezegeni Kamer (Ay) dir. Yengeç
burcunun cinsiyeti disi, madeni gümüs, günü Pazartesi, gecesi Cuma ve buhuru Misktir.
Günün Harfi Cim Rengi beyaz, Esması Cebbar, Ulvi Cebrail Ardi Mürre.Dost burcu Boga,
düsman burcu Hamel’dir. Tabiatı itibariyle düsmanı dört unsurdan biri olan Atestir.
EL-VEDÛD (20( َاْلَوُدوُدCegail-Hehyail: Çok seven ve sevilen, müminleri seven, iyi kullarını
seven, onları rahmet ve rızasına erdiren, cemâlini, isimlerini ve bunların tecellîleri olan
mahlukâtının güzelliklerini çok seven; rahmetinin güzel meyveleriyle söz ve fiilleriyle
kendini yaratıklarına sevdiren, sevilmeye ve dostluğu kazanılmaya biricik lâyık olan.
Vedûd’un, seven ve sevilen olmak üzere iki manası vardır. Allah Teâlâ, kullarını çok
sever, onları lütuf ve ihsanına garkeder. Sevilmeye lâyık ve müstehak olan da ancak
O’dur.Kamer saatinde bayanları teshir için okunur. Okunan şahsın üzerine teshir
olur . kalbi okuyana sevgiyle dolar. Kamer saatinde bu ismin zikrine devam
edenlerin kalplerinden masiva silinir. Muhabbetullah hasıl olmaya başlar çalışan
aslında bunun için çalışmalı bu isim Mevlana Hazretlerinin (k.s) Baskın
esmasıdır. Her kim ağzını zevcesinin ağzına dayayıp yirmi defa bu ismi zikreder,
sonra dilini onun ağzının içine sokarsa uzak durmaya bir an bile dayanamayacak
büyük bir sevgiyle onu sever. Üzerine 1000 defa “Yâ Vedûd” ism-i şerifi okunan
tatlı bir yiyeceği yiyen eşler arasında muhabbet ve sevgi daha da artar. Sabah
evden çıkmadan önce, 21 defa “Yâ Vedûd, Yâ Rahim” ism-i şeriflerini okuyan
kimse, o gün insanlardan sevgi ve merhamet görür.
EL-BÂTIN (62(نِ َاْلَباAhityail: Gizli, zât ve mahiyeti gizli olan, zâtının görülmesi ve
ُط
mahiyetinin bilinmesi açısından duyuların ve aklın idrakinden gizli olan, duyu organları ile
idrâk edilemeyen, her şeyin gerçek yüzüne vâkıf olan; her şeyin iç yüzüne şahitlik eden;
zuhurunun şiddetinden [Mûsâ tayin ettiğimiz vakitte gelip de Rabbi ona hitab edince: “Ya
Rabbî! Göster bana Zatını, bakayım Sana!” dedi. Allah Teâla şöyle cevap verdi: “Sen Beni
göremezsin. Ama şimdi şu dağa bak, eğer yerinde durursa sen de Beni görürsün!”.
Derken Rabbi dağa tecelli eder etmez onu un ufak ediverdi. Mûsâ da düşüp bayıldı.
Kendine gelince dedi ki: “Sübhansın ya Rabbî. Her noksanlıktan münezzeh olduğun gibi,
(dünyada Seni görmemizden de münezzehsin). Bu talebimden ötürü tövbe ettim. Ben
ümmetim içinde Seni görmeden iman edenlerin ilkiyim!” (Araf 7/143)], sınırsız
büyüklü¬ğünden ve zıddının olmayışından dolayı mahlukâtın gözünden gizlenen, ancak
eserleriyle varlığını gösteren. Allah Teâlâ’nın varlığı hem âşikardır, hem gizlidir. Âşikârdır,
çünkü varlığını bildiren delil ve nişanları gözsüzler bile görmüş ve bu hakikatler hakikatı
yüce varlığa, eşyanın umumî şehadetini sağırlar bile işitmiştir. Gizlidir. Çünkü biz Onu
künhüyle bilemeyiz. Amma varlığını kat’î surette biliriz. Kamer saatinde zikrine devam
edenin kalbi nurlanır kederleri dağılır Bu ismi Ya Zahir Ya Batın şeklinde zikredenler
fena düşünceler den halas olurlar sırlara müttali olurlar. Bu isimi el-evvelu el-
Pazartesi günü. Abdullah el-Hiyem ibni Ehlim Mürre’dir (Müreh). Tacı vardır. Çadırı
yündendir ve yardımcılarının giyimi beyazdır. Müslüman olup adını Yusuf olarak
değiştirmiştir. Mekanı Mardin’in Musaybin ilçesi olup oranın sakini ve kralıdır. 150 cm
boyunda olup elleri, olduğundan daha uzun bir görüntüye sahiptir. İki hizmetkârı da
kendisine benzer. Şimşek hızına sahiptir. Bu cin, Hz.Muhammed’in s.a.v elleri arasında bu
dini kabul eden cin padişahıdır. Aynı zamanda Cin suresinin hadimidir. Buna bağlı cinin
ismide mehtahtildir. Bunlar Cebrail a s bağlıdır.
insanlara sıkıntı veren Cinnisi ismi Meymun ibni Zenki dir.
Bu Cin taifesinin mekanı boş evler, harap yerler ve kabirlerdir. Bu burcun Cinnisi
Kiliselerde İncil okur. Kuş gibi uçarak her yerde hazır olur. Bu burç sahibinin üzerine
uçarak konar ve sıtma gibi tasallut eder. Hasta nın bütün bedeni kesik kesik olur.
Yüzünün rengi gider. Hasta geceleri uyku uyuyamaz ve korkarak sabahlar. Gündüzleri ise
ağrı ve sızılardan rahat edemez.
Akreb (Akrep) burcu: Bu burcun tabiatı nemli soğuk olup, anasırı Su ve gezegeni Merih
(Mars) tir. Akrep burcunun cinsiyeti disi, madeni demir, günü Salı, gecesi Cumartesi ve
buhuru Sandal’dır. Günün harfi Şin, Esması Şekur,Rengi Kırmızı, Ulvi Semsamail Ardi
Ahmer Tabiatı itibariyle düsmanı Ates’tir.
Hamel (Koç) burcu: Bu burcun tabiatı kuru sıcak olup, anasırı ates ve gezegeni Merih
(Mars) tir. Hamel burcunun cinsiyeti erkek madeni demir, günü Salı, gecesi Cumartesi ve
buhuru Sandal’dır. Dost burcu ikizler, düşman burcu Yengeçtir. Tabiatı itibariyle düsmanı
dört unsurdan biri olan Su dur.
Burçların Hastalıkları
Akrep Burcu: Üreme ve genital organları hassas olur. Kasık ağrıları, mesane, idrar
yolları, genital organlarla ilgili rahatsızlıklar görülmesi mümkündür. Erkekte prostat,
kadında rahim ve yumurtalık rahatsızlıkları olabilir. Kalın bağırsak sorunları, iltihaplanma,
polip, fıtık, basur, cinsel salgı bezleri, üreme organları hastalıklarına istidat vardır. Aşırı
hırslı oluşları sinir gerilimlerine yol açar. Sinir ve asabiyet görülebilir. Boğa burcundan
aldıkları zıt etkiyle boğaz, koku ve tat alma organları da hassas olur.
Koç Burcu: Baş bölgesi hassastır. Baş ağrısı, ateş yükselmesi, migren, yüz nevraljisine
sık rastlanır. Baş, kafatası, şah damarı, yüzle ilgili sorunlar, beyin iltihabı, adale
rahatsızlıkları, ileri yaşlarda yüksek tansiyon görülebilir. Aşırı heyecan ve telaş beyni
zorlar. Aceleci, ani ve atak oluş yüzünden kazalara açıktır. Kanamaya istidatlıdır.
Adrenalin bezi fazla çalışır. Terazi burcundan gelen zıt etki böbrek ve bel bölgesinde de
hassasiyet verir. Koçlar genelde sık hastalanmazlar, bünyeleri oldukça sağlamdır.
Burçların Esmaları
EL-AZÎZ (94 ( َاْلَعِزيُزMendail-Menciyail: Yenilmeyen, yegâne galip olan, ulu, galip, izzet,
kudret ve bütün kudsî sıfatlarıyla acizlik ve kusurlardan uzak olan, bütün varlıkları acizlik,
zayıflık ve tezellül içerisinde kendisine boyun eğdiren, mutlak galip, karşı konulamayan
güç sahibi, mağlûp edilmesi mümkün olmayan galib. İzzet sıfatı, Kur’an’da birçok
yerlerde azab âyetleri bahsinde gelmiştir. Fakat bu ism-i şerifin yine birçok defa Hakîm
ism-i şerîfi ile birleştiği görülür. Bunun mânası: Allah Teâlâ’nın kudreti galibdir, fakat
hikmeti ile kötülerin cezasını te’hir eder, kötülük edip durmakta olan insanları
cezalandırmakta acele etmez, demektir. Merih saatinde zikrine devam eden büyükler
indinde izzete ve lütfa mazhar olur. Hasmına galip gelir ve düşmanları kahr olur. Bu Esma
Yusufun (a.s) devamlı meşgul olduğu isimdir bunun bereketine Mısıra sultan olmuştur.
Bu isim kahra da ve lutfa da şamildir. Yani Kahrı ve Lutfu ve Tesiri kendinde toplayan
bir isimdir. Dilediğine galip gelmek için Müşteri saatinde de okunur. 40 gün
her sabah namazından sonra kırk bir defa “Ya Azız” ism-i şerifini okuyan kimse
borçtan kurtulup zengin olur. Kalbi her türlü şüphelerden arınır, temizlenir.
Zillete düşenler, fakir düşenler, zulme uğrayanlar, kendilerine içten içe
düşmanlık besleyenler ki kişi onları bilmese bile Devamlı zikriyle meşgul
olurlarsa hak teala onları düşmanlarından korur ve bu müşküller den kurtarır.
EL-CEBBÂR (206 (جّباُر
َ َاْلCayil-: Dilediğini zorla yaptırma gücüne sahip olan, iradesini her
durumda yürüten, yaratılmışların halini iyileştiren, sonsuz ve sınırsız büyüklük ve kudret
sahibi olan; bütün varlıklar bütün yönleriyle doğrudan doğruya kudretine bakan ve
emrine boyun eğen; hiçbir şey hiçbir cihetle mutlak kudretine karşı koyamayan, kırılanları
onaran, eksikleri tamamlayan; dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olan. Bu ism-i şerif
cebir maddesindendir. Cebir, “kırık kemiği sarıp bitiştirmek, eksiği bütünlemek” mânasına
geldiği gibi, “icbar etmek”, yani, “zorla iş gördürmek” mânasına da gelir. Bu mânaya göre
Allah Teâlâ Cebbâr’dır. Yani, kırılanları onarır, eksikleri tamamlar, her türlü perişanlıkları
düzeltir, yoluna kor. Cebbâr’ın ikinci mânasına göre de; Allah Teâlâ kâinatın her
noktasında ve her şey üzerinde dilediğini yaptırmağa muktedirdir. Hüküm ve iradesine
karşı gelinmek ihtimali yoktur. Merih saatinde zikrine devam eden zalim münafık ve
yalancılar üzerine galip gelir. Zikre devam ederse hakkında hiçbir söz
söyleyemezler. Bu isimle Zalimleri kahredebilir. Bu isim kahriye isimlerindendir.
Haksız yere hapse giren veya esir düşen kimse kırk gün sabah namazından sonra yirmi
bir kere “Ya Cebbar,” ism-i şerifini okumaya devam ederse hapisten kurtulur. Bu ismi
kemik çıkık ve kırıklarında ve kemiksel rahatsızlıklarda, zikretmek faydalıdır.
EL-KAVÎ (116(َاْلَقِويŞerail-Mutyail: Kuvvetli, güçlü, her şeye gücü yeten, kudretli, kuvveti
bütün kâinata hâkim ve bütün eşyayı zapteden ve bütün varlıkları hükmü altına alan, çok
kuvvetli. Merih saatinde zikrine devam edenlerin bağlı olan bütün işleri açılır. Zorluklar
kolaylaşır ve düşmanlarına hasmına karşı galip gelir. Aynı şekilde Merih saatinde meşgul
olunmak fethe sebeptir. Akşemseddin hazretlerinin virdidir. İstanbul’un fethinde bu esma
ile çok meşgul olmuştur. Ayrıca cennet mekan Fatih Sultan Mehmet Han’a bu esmayı
öğretti. Oda fetih de daima bu esma ile meşgul oldu.Bedenen ve kemiksel zayıf olanlar bu
isimle meşgul olurlarsa güçlenirler özellikle kemik zayıflıkları olanlar.bu ismin zikrine
devam edenlerin hepsi zor işlerde başarılı olurlar yolcuklarda sıkıntı anlarında bu isimle
meşgul olmak sıkıntıları hafifletir aslında kişiyi tahammül ehli kılar.aynı şekilde batini
darlık sıkıntılarda da çok faydalıdır.ruhu oldukça kuvvetlendiren esmalardandır.
Savaş gibi çok meşakkatli durumlarda bu ismi Ahzab 25 ayetinde:ve kanellahu
kaviyyen aziza_Allah, kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir. Geçtiği şekilde okumak
çok faydalıdır zaten bu ayet savaş ayetidir. Aynı şekilde diğer dünya ile ilgili
işlerde ise Ya Kaviy Ya Kadir şeklinde zikretmek daha faydalıdır.
EL-VÂHİD (19(حُد
ِ َاْلَواLetyail: Bir, zâtında, sıfatlarında, işlerinde, isimlerinde ve
hükümlerinde asla ortağı veya benzeri ve dengi bulunmayan, bölünüp parçalara
ayrılmaması ve benzerinin bulunmaması anlamında tek, eşi bulunmayan; birliğinin
tecellisiyle kâinatı bir fabrika gibi çalıştırıp varlıkları o fabrikanın çarkları ve bir vücudun
azaları gibi birlik, dayanışma ve bütünlük içerisinde birbirinin yardımına koşturan. Merih
saatinde zikrine devam edenin kalbi masivadan kurtulur vahdet deryalarına dalar boş
hayal ve emellerle uğraşmaz. Kalbi nur ile dolar. Cuma güneş doğarken bu ismin zikrine
devam edenlerde heybet vakar belirir gören herkes sever.
ED-DÂR (1001(ضاّر
ّ َالSarfyail: Dilediğini zarara sokan, zarar veren, her türlü zarar elinde
bulunan ve Onun izniyle var olan; bir hikmete binâen zarar vermek istediği bir kimseden
o zararı geri çevirecek kendisinden başka hiç kimse bulunmayan, elem ve zarar verici
şeyleri yaratan. Merih saatinde zikrine devam edenin düşmanları kahrolur kendisine bir
zarar ilişmez. Cuma günleri bu ismin zikrine devam edenler hak tealaya yakınleri
artar. Her türlü semavi ve arzi felaketlerden korunmak için bu ismi Nafi ismiyle baraber
zikretmek gerekir. Manevi darlık sıkılma hallerinde basit vasiu esmalarıyla okumak
faydalıdır.
Salı günü, Mihrez el-Ahmer’dir. Tacı, altındır ve çadırı yündendir. Yardımcılarının giyimi,
kırmızıdır. İblis’in çocuklarından biridir. Kırmızı renkte ve insan görünümündedir.
İnsanlara tasallut ettiğinde (musallat olduğunda) burunlarından kan akıtır. Kuyuları
kurutur. Ateşten yatanların çoğuna halisünasyon gösterme yeteneğine sahiptir.buna bağlı
cin gahtahtildir. bunlar Semsemail adlı meleğe bağlıdır. Bu günün burclarının cinni
isimleri
Koç Burcu Cinnisinin ismi Eba Leys ibni Seylüb tür.
Mekanı deniz kenarı, çeşme ve kuyu başlarıdır. Bu burca mensup olan kişiyi rüzgar gibi
tutar. O kişi sıtmalı gibi titremeye başlar ve güçsüz kalır. Vücudunda ve içerisinde şişlikler
olup yüzü ve gözleri şişer, gözleri kararır. Rengi kızarır, yemek yemez, başı ağrır ve
harareti çok olur. Geceleri ise zahmeti daha fazla olup, uyku uyuyamaz.
Bu Cin taifesinin mekanı deniz ile göl kıyıları, çeşme, kuyu ve su başlarıdır. Bu burca
mensup olan kişiye rüzgarı ile vurduğu zaman, o kişinin bütün azaları buz gibi olur.
Yemek yemez, görmesi güçleşir ve işitmeside ağırlaşır. Harareti çoğalır ve gözleri kararır,
zaman zaman bayılır. Hastalığı ilerledikçe yürümesi zorlaşır ve elleride uyuşur .
Cevza (İkizler) burcu: Bu burcun tabiatı nemli sıcak olup, anasırı hava ve gezegeni Utarid
(Merkür) dir. İkiz’ler burcunun cinsiyeti erkek, madeni civa, günü Çarsamba, gecesi Pazar
ve buhuru ise Mastakidir. Günün harfi Sa Esması Sabit Ulvi Mikal Ardi Burkan rengi Mavi
Dost burcu Aslan, düsman burcu Balıktır. Tabiatı itibariyle düsmanı dört unsurdan biri
olan topraktır.
Sünbüle (Basak) burcu: Bu burcun tabiatı nemli soğuk olup, anasırı Toprak ve gezegeni
Utarid (Merkür) tir. Basak burcunun cinsiyeti disi, madeni civa, günü
Çarsamba, gecesi Pazar ve buhuru ise Mastaki’dir. Günün harfi Sa Esması Sabit Ulvi Mikal
Ardi Burkan rengi Mavi Dost burcu Akrep, düsman burcu Yay’dır. Tabiatı itibariyle
düsmanı dört unsurdan biri olan Hava’dır.
Burçların Hastalıkları
İkizler Burcu: Sinir sistemleri pek güçlü değildir. Ayrıca omuzlar, kollar ve eller
hassastır. Köprücük kemiği kırıkları, omuz ve kol ağrıları olur, parmaklarla ilgili sorunlar,
sinirsel rahatsızlıklar görülebilir. Kekemelik, konuşmayla ilgili problemlere rastlanabilir.
Sindirim sistemleri çok çalışır. Bu yüzden kilo almaları zordur. Fazla merak sinir sistemini
yorar. Vücut direnci azalır, yorgunluk, uykusuzluk görülür.
Burçların Esmaları
EL-FETTÂH (489(ح
ُ َاْلَفّتاTefhayil-Lehyail: Açan, iyilik/hayır kapılarını açan, zorlukları
kolaylaştıran, her şeye hâkim olan, hakemlik yapan, basit basit maddelerden yarattığı
sayısız ve mükemmel varlıkların ve türlü türlü canlıların suretlerini ayrı ayrı, muntazam
bir tarzda veren, her birisine lâyık ve farklı birer şekil giydiren. Fettâh kelimesi, feth’den
gelmektedir. Feth ise, “kapalı olan şeyi açmak” mânasınadır. Kapalı bir şeyi açmak: a)
Maddî olur; bir kapıyı, bir kilidi açmak gibi. b) Mânevî olur; kalbden tasaları, kederleri atıp
gönlü açmak gibi. Onun için bitkilerin çiçek açması, tohum ve çekirdeklerin sünbül
vermesi, rızık ve rahmet kapılarının açılması hep Fettâh ism-i şerifinin tecellîsindendir.
Utarit saatinde zikrine devam edenlerin her işleri asan olur. Enfüsi ve Afaki Hicap
perdeleri açılır. Dünyalığın kazanılması ve matlub edilen şeylerin kazanılmasında bu isim
çok faydaldır. Her sabah ismi zikredenin rızkı bol işleri kolay olur. Rızık darlıkları
yaşıyanlar bu ismi Rezzak ismiyle beraber zikrine devam ederlerse kapalı işleri açılır rızkı
genişler ve celp eder. Bu ismin Tarikat erbabına çok faydası vardır. Bu ismin zikrine
devam edenler dünya ve ahrette mahzun olmazlar. İlmi ve bilimsel işlerde olanlar bu
ismin zikriyle meşgul olurlarsa ilerlemelerine yeni projelere imza atmalarına sebeptir.
Aynı şekilde manevi ilimlerde ilerlemek isteyenlerde zikretmelidir. Fetih suresinin ilk
ayetleri inna fetahna leke fetham mübina ayetiyle beraber bu ismin meşgul olunması her
kapalı işleri açmaya yarar fetih suresi ve yasin suresiyle bu isim hacetlerde kullanılması
mücerreptir. Bu ismin Yasin suresiyle riyazet şeklide vardır ki hayırları celp eder ledünni
ilimlerin kapılarını açmaya yarar yeter ki kişi sabretsin ve hakka riayeti yerine getirsin. Bu
ismin define gibi gizli gömülü şeylerin keşfinde de faydası vardır. Aynı şekilde çocukları
olmayanlar nisa 1 ayetiyle beraber bu esmayı zikre devam ederlerse hak teala çocuk
ihsan eder. İlahi bağışlara maddi ve manevi ermek için bu ismi Vehhab ismiyle beraber
zikretmek çok faydalıdır.
EL-AZÎM (1020(ظيُم
ِ َاْلَعAhfevayil-Kanyail: Büyük, azametli, zâtının ve sıfatlarının
mahiyeti anlaşılmayacak kadar ulu, bütün varlıkları her hallerinde kudret ve hâkimiyetiyle
çekip çeviren, en küçükten en büyüğe her şeyi sınırsız isim ve sıfatlarının tecellileriyle
kuşatan, bütün büyüklüklerin sâhibi. Azamet, büyüklük mânasınadır. Hakikî büyüklük
Allah’a mahsustur. Yerde, gökte, bütün varlık içinde mutlak ve ekmel büyüklük, ancak
O’nundur ve herşey O’nun büyüklüğüne şâhiddir. Bu sıfatta da Allah’a herhangi bir denk
bulunması muhaldir. Utarit saatinde zikrine devam eden izzet heybet saadet ve
mertebe sahibi olur. Şems saatinde zikredenler halkın üzerine sözlerini
geçirirler devlet erkanının amirlerin bu isimle meşgul olmaları hem
ilerlemelerine sebeptir hemde emirleri altındakileri idare etmelerine sebeptir.
bu isminde hastalıklara şifa verici özeliği vardır. Bu ismin Ayetelkürsinin
sonunda aliyyül azim şeklinde zikrine devam etmek nazar haset cin
rahatsızlıklarında büyük bir faydası vardır.ismi zikreden Bu şahsa kötü düşünce
dahi besleyemezler beslerlerse anında kendilerine döner. Birinin kulağına bir
şey kaçtığında ya ali ya azim ya halim ya azim okunursa biznillahi teala dışarı
çıkar
MÂLİKÜ’l-MÜLK (212(ك ُ َماِلTerhyail: Mülkün gerçek sahibi, kâinatın, ezelden ebede tek
ِ ك اْلُمْل
gerçek sahibi ve mutlak hâkimi, Allah Teâlâ mülkün hem sâhibi, hem hükümdârıdır.
Mülkünde dilediği gibi tasarruf eder. Hiçbir kimsenin O’nun bu tasarrufuna itiraz ve
tenkide hakkı yoktur. Dilediğine verir, dilediğinden alır. Mülkünde hiçbir ortağa ve
yardımcıya ihtiyacı yoktur.Utarit saatinde zikrine devam edenlerin şanları itibarları ve
malları çok olur. Devlet büyüklerinin bu ismin zikriyle meşgul olmaları iktidarlarını
güçlendirir.dünyada yükselmek isteyenler işlerinde başarılı ve yükselmek isteyenler bu
ismin zikrine devam etmelidirler. Yâ Mâlikül Mülk” ism-i şerifini günde 100 defa
okuyanın kalbi üzüntü, sıkıntı ve yaramaz fikirlerden arınır, helal mal ile
zenginliğe kavuşur.
EL-MELİK (90(ك
ُ َاْلَمِلHihyail: Hükümran olan, buyrukları tutulan, görünen ve görünmeyen
âlemlerin sahibi ve idarecisi olan, mülk ve saltanat en yüksek mertebesiyle sadece
kendisine âit olan, bütün mahlûkatın hakikî sâhibi ve mutlak hükümdârı. Allah’ın, ne
zâtında ve ne de sıfatında hiçbir varlığa ihtiyacı yoktur, bilâkis herşey zâtında, sıfâtında,
varlığında ve varlığının devamında O’na muhtaçtır, bütün kâinatın hakikî sâhibi, mutlak
hükümdârıdır Utarit saatinde zikrine devam eden seferde ve normal zamanda her türlü
kazadan ve beladan mahfuz olur. Zahiri ve batını güçlü olur. Bu ism-i şerifi şafak
vaktinden (fecirden) sonra 120 (yüz yirmi) defa okuyan kimse zengin olur. Öğle vaktine
yakın bir zamanda 90 (doksan) defa “Ya Melik” ism-i şerifini okuyan kederden ve
sıkıntıdan kurtulur. bu ismi Melikül Guddüs şeklinde okumakta da çok fazla faydalar
vardır. Nefsin pis hasletlerinden kurtulmada tezkiye etmede çok etkili olan isimlerdendir.
Bu ismin zikrine devam etmek kalpteki hicapların açılmasına sebeptir.
Bu Cin taifesinin mekanı viran mahaller, değirmen içleri ve yol aralarıdır. Bu burca
mensup olan kişiye rüzgarı ile çarpınca o kişinin dizlerinin bağı çözülür, elleri ayakları ve
bütün mafsalları titrer. Başı ağrır, gözleri kararır ve vücudunun kuvveti kalmaz. Devamlı
sancısı olup, konuşmaya dermanı kalmaz. İştahı olmaz, harareti düşer ve uyku
uyuyamaz. Geceleri hastalığı iyice artar.
Bu cin taifesinin mekanı pis yerler ve yol geçitleridir. Bu burca mensup olan kişinin
vücuduna hava gibi girip, humma gibi tasallut eder. Karnı ve kasıkları şişer. Ayaklarında
ve diz kapaklarında ağrı başlar. Kalbide ağrıdan yanıp, gece gündüz hiç rahat yüzü
göremez.
Kavs (Yay) burcu: Bu burcun tabiatı kuru sıcak olup, anasırı ates ve gezegeni Müsteri
(Jüpiter) dir. Yay burcunun cinsiyeti erkek, madeni kalay, günü Persembe, gecesi
Pazartesi ve buhuru Ladendir Rengi yeşil.Günün harfi Zı Esması Zahir, Ulvi Sarfeyail Ardi
Şemhuraş. Dost burcu Kova, düsman burcu Balık’tır. Tabiatı itibariyle düsmanı dört
unsurdan biri olan Su’dur.
Hut (Balık) burcu: Bu burcun tabiatı nemli soguk olup, anasırı Su ve gezegeni Müsteri
(Jüpiter) dir. Balık burcunun cinsiyeti disi, madeni kalay, günü Persembe,
gecesi Pazartesi gecesi olup, buhuru ise Laden’dir Rengi yeşil.Günün harfi Zı Esması
Zahir, Ulvi Sarfeyail Ardi Şemhuraş. Dost burcu Boga, düsman burcu ikiz’lerdir. Tabiatı
itibariyle düsmanı dört unsurdan biri olan Ates’tir.
Burcun Hastalıkları
Yay Burcu: Karaciğerleri ve bacakların üst kısımları hassastır. Kalçalar ve uyluk bölgesi
ile ilgili kilo sorunları olur. Romatizma, siyatik, gut, kuyruk sokumu ağrıları çekebilirler.
Dişlerle uğraşmaları gerekebilir. Diş eti rahatsızlıkları, kemik erimesi görülebilir. Karaciğer
hassasiyetinden kaynaklanan alerjiler, kansızlık, zafiyet olabilir. El ve ayaklar soğuk olur.
İkizler burcundan aldıkları zıt etki ile sinir sistemleri zayıftır. Sinirsel kökenli rahatsızlıklar
geçirebilirler. Ciğerler ve bronşlar da hassastır. Bünyeleri güçlü değildir. Küçük hastalıkları
bile önemli gibi abartabilirler. Ama iyimser oluşları sayesinde kendilerini bırakmazlar.
Hasta oldukları zaman bile hareketliliklerini kaybetmezler. Her zaman kullanabilecekleri
bir enerjileri vardır.
Burcun Esmaları
EL-MUHEYMİN (145(ن
ُ َاْلُمَهْيِم-Garyail-Tatyail: Gözeten, gözetici ve koruyucu, hükmü
altına alan, kâinatın bütün işlerini gözetip yöneten, bütün yaratıkları her türlü hal,
hareket ve davranışlarında görüp gözeten; herşey denetim ve koruyuculuğu altında
bulunan. Allah, yarattığı mahlûkatının amellerini, rızıklarını, ecellerini bilip muhafaza eder.
Bütün varlığı görüp gözeten, yetiştirip varacağı noktaya ulaştıran ancak O’dur. Müşteri
saatinde meşgul olan konuşması etkileyici sözü muteber ve düşmanlarına galip olur.
Muradın hasıl olur.Hz. Yunus (a.s) batın halde bu esma ila meşgul olmuştur. Güzel bir
gusül abdesti alıp sakin bir köşede 100 (yüz) defa “Ya Müheymin” ism-i şerifini okuduktan
sonra dua edenin şeref ve izzeti artar, dileği yerine gelir. Bu ismin zikrine devam edenler
edep ve ahlaka riayet etmelidirler ki bu ismin tam faydasını görsün. Eğer buna riayet
ederse ilimve irfan sahibi olur bir çok gizliliklere rüya veya mukaşefe yollu mazhar
olur.Düşmanlardan bela ve sıkıntılardan korunmak için bu adın çok etkili yönü
vardır.geceleri günlük en az 5000 defa okumaya gayret edenler bir çok
gizliliklere ve merak ettikleri bilgilere ulaşırlar.
EL-ALÎM (150 (َاْلَعِليُم-Henayil: Her şeyi bütün incelikleriyle bilen, hakkıyla bilen, ezelden
ebede her şeyi bütün yönleriyle, hiçbir şey hiçbir şekil¬de hiçbir zaman ilminden
gizlenemeyen, her şeyi çok iyi bilen. Allah, her şeyi tam mânasıyla bilir. Her şeyin, içini,
dışını, inceliğini, açıklığını, önünü, sonunu, başlangıcını, bitimini çok iyi bilendir O,
olmuşları bildiği gibi, olacakları da aynı şekilde bilir. Onun için, olmuş-olacak, gizli-açık
söz konusu değildir. Bunlar, insanlar hakkında geçerli olan mefhumlardır. İnsanların
bilmesi nisbî (belli oranda) ve ârızîdir (geçicidir). Allah’ın bilmesi ise, -bütün isim ve
sıfatlarında olduğu gibi- zâtîdir. Onun için O’nun bilmesinde dereceler bulunmaz. Müşteri
saatinde meşgul olsa düşmanları para pare olur. Ayrıca kalp tesiri içindir. Aynı şekilde
dost düşman herkesin sevgisini kazanmaya sebeptir. Bu isim özellikle öğretmen ve
öğrencilere yarar sağlayan bir addır. Kavrama gücünün yükseğe çıkması bu ismi anmakla
söz konusu olur. Bu esmanın kalbi nurlandırma hikmeti de vardır. Alim esmasına devam
edenler zaman içerisinde çok büyük bir kavrama gücü elde ederler. Ruhani alemleri
anlama algılama hassası kazanırlar. lim esmasına ilave olarak “Ya Allemel Guyup”
kelimelerini de zikredenler kısa sürede kimi garip şeyleri görmeye başlar. Yakaza, rüya
haliyle başlayan bu güzellikler esmayı zikredenin istidadına göre keşif dairesine doğru
kayabilir. Öğrenci olanlar günde 150 defa bu adı anıp ders çalışmaya başlarlarsa
çalıştıkları bilimde oldukça başarılı olmaya başlarlar. Her geçen gün kavrama güçleri
artar. Alim esmasını çalışanlar her gün sabah ve akşam üçer kez: “Bismillahillezi
la yadurru me’asmihi şey’ün fil ardı ve la fissema’ vehüves Semi’ul Alim”
derlerse, bütün belalardan ve musibetlerden Allah’ın yardımıyla korunurlarYa
Alîm” ism-i şerîfmi günde yüz defa okuyanların kalbinde şüphe ve evhamdan
eser kalmaz. Alim;bütün sırları ve gizli olanları bilen demektir. Olan ve olacak olan
ondan saklı değildir. O eşyanın ilmini yaratılıştan önce de sonra da bilendir. Bu ismin
zikrine devam futuhat-ı kalbiye ve marifet-i ilahiyenin hasılı hacetlerin gerçekleşmesi için
mücerrebdir. Her namazdan sonra on kere zikrine devam keşf-i gaybiye için çok
faydalıdır. Çocuklarına 1225 Hadi Alim Halim ve Kavi esmalarını bebekliklerinde üzerlerine
veya suya okuyup bunu içirseler o çocuk zamanın büyük ilim erbabından olur biiznillah.
Hafıza ve akli gerileme sıkıntısı yaşanlarada hakeza bu şekilde uygulansa şifadır.
EL-KÂBID (903(ض
ُ َاْلَقاِب-Abayil-Şeratyail: Daraltan, canlıların ruhunu alan, rızkı tutan,
başta ruh, kalb ve nefisler olmak üzere bütün varlıkları bütün halleriyle kudret elinde
tutan; maddî, manevî bütün darlık ve sıkıntılar sadece iradesiyle gerçekleşen, dilediğinin
maddî ve manevî rızkını daraltan. Bütün varlıklar Allah Teâlâ’nın kudret elindedir. İstediği
kulundan, ihsân ettiği serveti, evlâd ve iyâli, yahut hayat zevkini, gönül ferahlığını
alıverir. O adam zenginken fakir olur yahut evlâd acısına boğulur yahut iç sıkıntısına,
ıstırap ve huzursuzluk içine düşer. İşte bu haller, Kâbıd isminin tecellileridir. Müşteri
saatinde bu ismi kulanana şer adına her işi başarılı olur. Matlubunun kalbini
kazanmada celbinde faydalı bir esmadır. Alimlerin çoğunluğuna göre bu esma
aslında tek başına okunması caiz değildir bu esmanın zıttı olan Basit esmasıyla
beraber okunması tavsiye edilmiştir. Bu esmalar beraber zikredilirse her türlü
sıkıntı maddi ve manevi darlık maişet rızık kalp sıkışması göğüs hastalıkları
çözümlenmeyen düğümlenen işler vs. hepsinin çözümünde iki isim çok
faydalıdır.düşmanlarına karşı günlük sayısı kadar okuyanlar düşmanlarından emin olur.
Kırk gün boyunca; birer lokma ekmek üzerine “Yâ Kâbıd” ism-i şerifini yazıp yemeğe
devam edenler açlıktan emin olurlar riyazet ve çilelerde açlığa dayanmak için bu isim
kullanılırdı eski alimlerce.
ES-SEMÎ’ (180(سِميُع
ّ َالŞeyail-Fenciyail: İşiten, ezelden ebede varlıkların bütün seslerini biri
diğerine engel olmaksızın işiten; iyi işiten. Allah Teâlâ işitir. Kalblerimizdeki sözleri ve
işitilmek şanından olan her şeyi işitir. Mesafeler, onun işitmesine perde olamaz. Birini
işitmesi, ötekilerini işitmesine mâni olmaz. Her hâdiseyi aynı derece açık olarak işitir.
Müşteri saatinde meşgul olsa devlettir.Matlup ve matlubun muradı ve hayrı hasıl olur onu
tesir eder. Perşembe günü Duha Namazından sonra beş yüz defa “Ya Semi” ism-i
şerifini zikredenin duası kabul olur her hangi şekilde korkuları olanlar iki rekat
namaz kılıp Selamdan sonra 131 kere ya Selam, 180 kere de ya Semi’ esmaları
okunursa korkulan şeylerden emin olunur. Şeyh Receb Bursinin açıkladığı gibi, bir
çini kap içerisine misk ve zaferanla yazılıp üzerine zaytin yağı konulduktan sonra kulağı
az işiten ya da sağır birinin kulağına damlatılırsa şifa bulur. Bu ismin çifti sayılan basir
esmasıyla beraber okunması büyük hayırları verir.Her kim ya semi’ ya basir şeklinde
günde beş yüz iki defa beşyüz veya 1001 defa zikre devam ederse, hiçbir zaman hali
perişan ve hiç muhtaç olmaz.duası istekleri daim kabul görür. Bu isimlerin göz kulak gibi
her türlü rahatsızlıklara faydası vardır şifadır. Bu isimlerin birde bazı esmalarla
kullanılması çok çabuk bir şekilde keşfi açıcı özelliğe sahiptir.
EŞ-ŞEHÎD (319(شِهيُد
ّ َال-Vekayail-Nuryail: Her şeyi görüp şahit olan, her şeyi gözlemiş
olarak bilen, bütün varlıkları her an müşâhadesi altında bulunduran; varlık ve birliğine,
elçilerinin ve kitaplarının hak olduğuna, konuşması, fiilleri ve eserle¬riyle bizzat şahitlik
eden, her zamanda hâdiselerin dış yüzünü bilen ve her yerde hâzır ve nâzır olan. Allah,
mutlak surette herşeyi bilmesi bakımından Alîm’dir. Hâdiselerin esrarını, iç yüzünü bilmesi
yönünden Habîr’dir. Dış yüzünü bilmesi yönünden ise Şehîd’dir.müşteride zikrine devam
edenin kalbi şad olur. Müşteri saatinde meşgul olunmak teshiri ekberdir Düşmanlarına
karşı daima galip olur. Kaybolan bir nesne veya kimse için bir kağıdın dört köşesine şehid
hakk yazılır, ortasına da kaybın adı da kağıdın ortasındaki boşluğa yazılır. Gece yarısı
dışarı gökyüzünün altına çıkılır, gökyüzüne nazar edilerek yetmiş kere eş-şehidü’l-hak
zikredilir. O kayıb kısa bir süre de ortaya çıkar. Bu esmaya devam edenlerin nefsi yavaş
yavaş halktan kopup Hakk’a dönmeye başlar. İstese de, topluluk içine girip onlarla düşüp
kalkamaz, uzlet ehli olur. Ailesi ve çocukları kendisine asi olanlar bu ada devam ederlerse
çocukları ve ailesi itaat dairesine girip sözünü dinlemeye başlarlar. Düşmanları çok olanlar
bu adı anarak Şehid olana havale ederlerse düşmanlar hezimete uğratılırlar. Bu isme
devam edenlerin kalbi Allah’ın murakabesine doğru çekilip gider, bütün zor işlerin
üstesinden rahatlıkla gelmeye başlarlar. Bu adın kerameti ile gayp aleminin varlıkları
gölge halinde isme devam edenlere görünmeye başlarlar. Ayrıca, Allah bu adı anana
heybet ve vakar verir. Bu ada devam edenler şehitlik mertebesini elde ederler ve şehit
giderler. Virdi yaptıkları yerde bile esmanın tecellisiyle şehit olmaya aşık olup şevkle şehit
düşmeyi dilerler. Tehlikeli hastalıkların şifasında da bu ad oldukça etkilidir, adın şifa verici
özelliği de vardır. Şehit düşenler bu adın tecellisiyle bu alemden çekip giderken, ne kadar
feci bir şekilde ölseler de ölümün acısını duymazlar; Allah’ın ikramı olarak öldüklerini de
bilmezler. Dünya hayatına benzeyen bir yerde yaşamaya devam ederken Rableri
tarafından gıdalanırlar. Bu esmanın aşkına yananlar şahadetin kan kırmızı güllerine aşık
olup dünya hayatından kalp ellerini çekerek şehitler gibi sırlı ve yanlız bir hayat sürerler,
onlar gibi de bu fani dünya konağından göçüp giderler; şehit olan ashab-ı Bedirin ruhani
nefeslerini, yanlarında hazır bulup onlardan çok ciddi yardım görürler.Bu esma özellikle
şehit olan ashabların ve bütün şehitlerin ism-i azamıdır. Bu yüce zatların başında da
Hazret-i Hamza (ra) gelir. Esmanın ebcetsel değerinin şuheda-yı Uhud
ashaplarının sayısına yakın olması oldukça düşündürücüdürİtaatsiz, söz
dinlemeyen çocuğun ya da eşin alnından alınan bir saça 1000 defa “Yâ Şehîd”
ism-i şerifi okunursa bu kimselerin ahlakı güzelleşir.Çocuğun huyunun güzel
olması için sabah namazından sonra çocuk uyurken yüzüne doğru 21 defa “Yâ
Şehîd” ism-i şerifi okunup simaya nazar edilir, dua edilir
EL-HAMÎD (62(حِميُد
َ َاْلŞernayil-Bıtyail: Övülen, Övgüye ve takdire lâyık, zâtındaki sonsuz
kemalâtıyla her hamd ve övgüye nihayetsiz derecede lâyık olan; ezelden ebede kâinattaki
bütün nimet ve ihsanlar karşılı¬ğında, hal ve dil ile her kimden her kim için yapılırsa
yapılsın sayısız hamd, şü¬kür ve övgüler yalnızca kendisine ait olan, ancak kendisine
hamd ü senâ olunan, bütün varlığın diliyle biricik övülen, medhedilen. Hamd; ihsan sâhibi
büyüğü övmek, tâzim fikri ve teşekkür kasdiyle medh ü senâ etmektir. Her mevcûd, hâl
diliyle olsun, kâl diliyle olsun, Allah Teâlâ’yı tesbih (tenzih) ve takdîs (mukaddes kılmak,
büyüklemek) etmektedir. Bütün hamd ü senâlar O’na mahsustur. Hamd ve şükürle
kendisine tâzim ve ibâdet olunacak veliyy-i nimet ancak O’dur.Günde 62 defa “Yâ Hamîd”
ism-i şerifini okuyan, ahlakı ve hareketleriyle öğülmeye layık bir hale ulaşır. Aklı
kuvvetlenir ve zeki olur.Her ki bu ismi bir kap içerisine yazar, üzerine su koyar ve sudan
içerse, fuhuş, rezillik gibi kötü ahlakı zail olur, kaybolur.Bu isim altmış iki defa yemeğe
okunur ve kötü ahlak sahibi birine yedirilirse o kötü ahlakı iyiye dönüşür.Her kim
Perşembe günü otuz ayn yazar, yazma esnasında ya mahmud ya kerim zikreder ve bunu
üzerinde taşırsa, kendisine iman-ı kamil ve güzel ahlak ihsan edilir. Halk arasında salah
bulur ve salahıyla meşhur olur. Her kim Cuma günü namazdan sonra iki yüz kere ya
Allahü’l-mahmudu fi külli fialihi zikrini yaparsa istediği her hacet gerçekleşir.Her kim
altmış gün, günde dört yüz otuz iki defa veliyyun hamid zikrine devam ederse, bütün
mahlukat ona dost olur, bütün herkes tarafından kabul görür.
EL-MUBDİ’ (56(ئ
ُ َاْلُمْبِد-Nekveyail-Kehyail: İlkin yaratan, her şeyi yokluktan çıkaran,
kudret ve iradesiyle varlıklara ilk yaratılışlarında yoktan, hiçten vücut veren, onlara
gerekli olan şeyleri de hiçten icat edip ellerine veren, mahlûkatı maddesiz ve örneksiz
olarak ilk baştan yaratan. Mübdi, bir mânada îcad demektir. Muîd ism-i şerîfi de îcad
mânasına gelir. İcadın bir benzeri daha evvel yaratılmış, meydana getirilmiş ise iâde;
değilse, yani benzeri, maddesi olmayan yeni bir şey ise ibdâ denir. Müşteride zikrine
devam edenler istediklerini rüyasında görürler ve istediklerine görünürler.Bünyesi düşük
yapmaya müsait olan kimseler eşleriyle birlikte bu ism-i şerifi okumaya devam ederler ve
biiznillah sıkıntılarından kurtulurlar. Çocuğu olmayanlar hakeza bu ismi zikrine devam
etseler çocuk sahibi olurlar. Rahim hastalıklarına şifadır. Bir kimse küçük parmağını veya
elini hamilenin karnına koyar ve evvel ismiyle mübdi ismini okursa düşük yapmaktan
emin ve muhafazada olur.bu ismi Muid ismiyle beraber daima zikredenler ledünni
ilimlerden nasiplerini alırlar. Ve bilim insanlarının bu isimle meşgul olması yeni projeler
üretmesine sebeptir. Sanat erbabına da çok faydalıdır.
ES-SAMED (134(صَمُد
ّ َال-Gamedyail-: Her şey kendisine muhtaç olduğu halde kendisi hiçbir
şeye muhtaç olmayan, muhtaç olmayan, hâcetlerin bitirilmesi, ızdırapların giderilmesi için
tek merci, ihtiyaç ve dileklerde kendisine müracaat edilen, arzu ve bütün istekler
kendisine sunulan. Allah Teâlâ, her dileğin biricik merciidir. Yerde, gökte bütün hâcet
sâhipleri yüzlerini O’na döndürmekte, gönüllerini O’na bağlamakta, el açarak
yalvarmalarını O’na arzetmektedirler. Buna lâyık olan da yalnız O’dur.Müşteride zikrine
devam edenlerin kalpleri nurlanır ve asla darlık görmezler. Yâ Samed” ism-i şerifini
hergün 100 defa okuyanın isteklerine Allahu Teala kafi gelir, imdadına yetişir. Seher
vaktinde 134 defa “Yâ Samed” ism-i şerifini okuyan, haramdan sakınanlardan olur. 100
defa “Yâ Ferd, Yâ Samed” ism-i şeriflerini okumaya devam edenler, Allah’tan hakkıyla
korkan Allah dostlarından olur. Kötülüklerden sakınır, Allah düşüncesini hakim tutarlar.
Sıkıntı darlık anlarında bu isimle meşgul olunması sıkıntı ve darlıkları giderir. Bu isim
malumunuz ihlas suresinde geçer onun ihlasın elde edilmesi takvayı yakalamak için bu
sure ve esmayla çok meşgul olmak gerekir. Bu sureyi çok okuyanlar malumunuz İman
selametiyle ölürler. Bu surenin hizmetlilerinden birinin adı da bu isimdedir
Abdussameddir. Bu sureyi çok okuyanlara Şeytan imanlarına bir zarar veremez. Yine
gebe kalmak istemeyen bir kadın bu ismin zikriyle meşgul olsa gebe kalmaz.açlık
susuzluk anlarında bu adı zikredenler açlık ve susuzluk duymazlar bu esmada riyazetlerde
eskiden bunun için kullanılan esmalardandır.
ET-TEVVÂB (409(ب
ُ َالّتّوا-Halyail: Tövbeleri kabul edip, günahları bağışlayan, kullarını
tövbeye sevkeden ve tövbelerini kabul eden, isyanından dönen kullarının tövbelerini her
zaman kabul eden; sevdiği kulunun günahla bağlantısını kesen ve tövbeye muvaffak
kılan. Bu ism-i şerîf, tevbe’nin mübalâğa sîgasıdır. Tevbenin asıl mânâsı dönmektir. Kulun
isyan yolundan dönmesi demektir.müşteri saatinde zikrine devam edenin her ne haceti
varsa dergahı izzette kabul görür.
Duha Namazından sonra 300 defa “Yâ Tevvâb” ism-i şerifini okumaya devam edenlerin
tevbeleri kabul olunur.Haksız yere zulme uğrayanı zulümden, zalimin elinden kurtarmak
için 10 defa “Yâ Tevvâb” ism-i şerifi okunur.Vakit namazlardan sonra 41 defa “Yâ Tevvâb,
Yâ Rahim” ism-i şeriflerini okuyan, geçim sıkıntısından kurtulur, rızkı bollaşır nefsine
zulmetmiş kişiler bu esma ile hakka sığınsalar Mevla tövbelerini kabul eder. Aynı şekilde
bu ismi bir kağıda yazıp suya koyup üzerinede bu isim okunup asi olanlara içirilse Mevla
onlara tövbe ihsan eder.
EL-MUKSİT (209(طِ َاْلُمْق-Raytayail: Adaletle hükmeden, adaletli, her fiil ve icraatında hak
ُس
ve adaleti gözeten, adaletten ayrıl¬mayan, bütün işlerini denk, birbirine uygun ve yerli
yerinde yapan, mazluma acıyıp zalimin elinden kurtaran. Allah Teâlâ en üstün bir adalet
ve merhametin sahibidir. Kullarına muamelesi merhamet ve adalet üzeredir. Yapılmış
olan hiçbir iyiliğin zerresini bile karşılıksız bırakmaz. İnsanların birbirlerine karşı işledikleri
haksızlıkları da düzelterek hakkı yerine getirir. Müşteri saatinde zikrine devam eden
borçlu borcundan kurtulur. Hapis esir hürriyetine kavuşur. Her gün 100 defa “Yâ Muksit”
ism-i şerifini okumaya devam eden geçimsiz ve hırçın tabiatlı kimse, bu istenmeyen
huylarından kurtulup anlayışlı, hoşgörülü ve şefkatli hale gelir. Aynı zamanda şeytanın
kendisine namazda verdiği vesveseden kurtulur. Kavgalı olunan kişi ile görüşmek
gereği olduğu taktirde 209 defa “Yâ Muksit” ism-i şerifini okuyup “Allahümme
innî es’elüke bismikel afuvvul muksit entedfeu anni gazabi (kavgalı şahsın
ismi)” duası 12 defa yapılırsa o şahsın kötülüğünden emin olunur. Hiddet ve
gazap anlarında bu isim afüv ismiyle beraber okunsa gazab ve hiddeti geçer.
Hakeza karşıdakinede okunsa geçer.bu ismin vefki çok ağlayan çocuklarda
faydalıdır yazılıp taşıtılırsa ağlamaz.
EL-CÂMİ’ (114(جاِمُع
َ َاْل-Telhayail: Bir araya getiren, toplayan, birbirine benzeyen,
benzemeyen ve zıd olan zıt şeyleri bir araya getirebilen, toplayıp düzenleyen, kıyamet
günü hesaba çekmek için mahlûkatı toplayan, zât, sıfat, isim ve fiillerinde her türlü
kemâli toplayan; en büyük mahlukâtındaki hikmet ve sanat numunelerini en küçüğüne de
yerleştiren, eser ve fiillerinde zıtları bir arada kullanarak büyüklüğünü gösteren; haşirde
bütün mahlukâtı yüce divanında toplayan, istediğini, istediği zaman, istediği yerde
toplayan. Cem, dağınık şeyleri bir araya toplama demektir. Allah Teâlâ, vücudlarımızın
çürüyerek suya, havaya, toprağa dağılmış zerrelerini tekrar birleştirecek, bedenlerimizi
yeni baştan inşa edecektir. Allah Teâlâ birbirine benzeyen şeyleri bir araya getirip
topladığı gibi, birbirinden ayrı varlıkları da bir araya getirmektedir. Onların iç içe birlikte
yaşamalarını te’min etmektedir. Sıcaklık ile soğukluk, kuruluk ile nemlilik gibi birbirine zıd
unsurları bir arada tutması da yine Allah’ın Câmi’ isminin tecellisindendir. Müşteride
zikrine devam eden cümle mahlukat arasında makbul olur. kamer süreyya menzilene
girdiğinde Fatiha ve Mülk suresiyle iki rekat namaz kılınır. 207 defa da ya Cemil ya Cami’
esmaları okunur, dua ve niyazda bulunulursa arzu edilen şeye ulaşılır. Cami İsm-i Şerifi:
Cebrail,Azrail,Mikall, İsrafil, Aleyhümesselam hazretlerinin isimlerinin baş harflerinden
meydana gelmiştir. Bir kimseyle görüşmek ya da kaybettiğini bulmak isteyen, 3 defa
Duha suresini okuduktan sonra “Allâhümme Yâ Câmiünnâsi li yevmin la raybefıh,
innAllahe la yuhliful mîâd. İcma’ beyni ve beyne (kaybettiği eşya veya şahsın ismi)”
duasını, kaybettiğini bulmaya veya görüşmesini yapıncaya kadar okumalıdır. “Yâ Câmî”
ism-i şerifini 114 defa okumaya devam eden, sevdiklerine kavuşur. Dargın oldukları
akrabalarıyla barışmak isteyen, parmaklarıyla sayarak 114 defa “Yâ Câmî” ism-i şerifini
okuduktan sonra ellerini kapatıp 11 defa salavatı şerife okuyup dua etmelidir. Bu isim
toplayıcı esmalardandır onun için kaybolan her şeye uygulanır bir araya gelmeleri
istenenler, kaçanların gelmesi, ulvi ve sufli maddi ve manevi toplayıcıdır gaflet etmeyin.
nisbetle bedî’ (eşsiz, misilsiz) olmuştur.müşteride zikrine devam eden haline göre
terakki eder bu esmanın ehli Tarık olanlara seyrde çok faydası vardır. Bilindiği
üzere Hz. Alinin (r.a) celcelutiye kasidesi bedi demektir bu kasidenin kullanım
esmalarındandır ki sırrı çoktur. Bu esmayı mühim hacetlerde 2 rekat namaz kılıp
Bu burca mensup olan kimseye rüzgarı ile vurduğu zaman, o kişinin dizlerinin bağı
çözülür, uyku uyuyamaz, kasıkları çok ağrır ve kuvveti kalmaz. Başı döner, gözleri kararır
ve bazı zaman aklını kaybeder. Harareti çoğalır ve geceleri ise hastalığı fazlalaşır.
Bu burca mensup olan kişiyi rüzgar gibi tuttuğu zaman, gözüne Kara Köpek şeklinde
görünür ve avazı O kişinin kulağına giderek vücudunun tüyleri diken diken olur. Daha
sonraları hastanın başı ağrır ve sıtmalı gibi titremeye başlar. Rengi değişir ve hararetide
çoğalır. Yemek yemez ve bütün azaları kesik kesik olur. Bazı zamanda aklını kaybeder.
Mizan (Terazi) burcu: Bu burcun tabiatı nemli sıcak olup, anasırı Hava ve gezegeni
Zühre (Venüs) dir. Terazi burcunun cinsiyeti erkek, madeni bakır, günü Cuma, gecesi Salı
ve buhuru Lüban’dır Rengi gri-beyaz. Günün harfi Ha Esması Habir ulvi Anyail Ardi Ebyad.
Dost burcu Yay, düsman burcu Oglak’tır. Tabiatı itibariyle düsmanı dört unsurdan biri olan
Toprak’tır.
Sevr (Boga) burcu: Bu burcun tabiatı kuru soguk olup, anasırı toprak ve gezegeni
Zühre’dir. (Venüs) Boga burcunun cinsiyeti disi, madeni bakır, günü Cuma, gecesi Salı ve
buhuru Lübandır. Günün harfi Ha Esması Habir ulvi Anyail Ardi Ebyad
Dost burcu Yengeç, düsman burcu Aslan’dır. Tabiatı itibariyle düsmanı Hava’dır.
Burçların Hastalıkları
Terazi Burcu: Böbrekler ve bel bölgesi en hassas kısımlardır. Sırtın alt tarafında adale,
kemik ve sinir uçları ağrıları olur. Yorgunluk, ağır yük taşımak belde ağrı yapar. Siyatik ve
bel fıtığına yol açabilir. Nefrit, lumbago, soğuk algınlığı, bulaşıcı hastalıklara karşı
dirençleri azdır yorgunluklar yaşar. Şişmanlamamak için sık sık yapılan rejimler sorun
olur. Zıt burç olan koçtan gelen sert etkilerle baş bölgesi, gözler hassas olur. Görme
bozuklukları, gözde çeşitli rahatsızlıklar, kızarma, kanlanma, şişme gibi durumlar olabilir.
Terazilerin canları çok tatlıdır. Zor bir hasta olurlar. Aşırı ilgi ve sevgi görmek, naz
yapmak isterler. Aksi halde huysuz olurlar.
Boğa Burcu: Boğaz, boyun ve ense bölgesi hassastır. Troid bezi, yutak, ses telleri,
bademcikler, kulaklarla ilgili sağlık sorunları sık görülür. Kilo almaya istidatlıdır. Kilo ile
ilgili diyabetik rahatsızlıklar, tansiyon, astım, soğuk algınlığı, anjin, hassas organlarla ilgili
iltihaplanmalar olabilir. Aşırı yemek vücudun hastalıklara karşı savunma sistemini
bozabilir. Akrep burcundan gelen zıt etki ile cinsel organlar, salgı bezleri, boşaltım sistemi
de hassas olabilir. Erkeklerde prostat, kadınlarda yumurtalık ve rahim hastalıkları
görülebilir. Boğalar genel olarak kuvvetli bir bünyeye sahiptirler. Kendilerini daima genç
hissederler. Yaşlanmayı kabul etmezler. Açık havayı, gezmeyi ve yürümeyi sevdikleri için
sağlıkları genellikle iyi olur.
Burçların Esmaları
günahlardan sıyânet eder, korur. Bu, onlar için en büyük nimetlerden biridir. Zühre
saatinde meşgul olsa büyüklerin ve zalimlerin hışmından emin olur. Düşmanlarına galebe
eder.Matlubunun gözünün senden başkasını görmemesi içinde Zühre saatinde meşgul
olunur. Cuma namazından sonra yüz defa “Ya Gaffar” ism-i şerifini okuyanlar
affa mağfirete mazhar olurlar bu ismin vefkini her hangi bir ayın son günlerinde
yazıp taşıyan düşmanlarından emin olur. Savaş meydanlarında mahfuz olur
düşmanları görmezler. Yaptığı gizli işlerin ayan olmaması için bu isimle meşgul
olunmalıdır. Yine bu isim yapılan hata ve günahlarda sığınılacak isimlerdendir. Bu ismin
gafur şekur hamid tevvab gibi isimlerle okunması kötü işlerin iyliklere dönüşmesine katı
kalplilerin yumuşamasına günahkarların kötü yolda olanların bağışlanıp hidayete
ermelerine Vesiledir. Tarikat yolcularının ilerlemelerine zulmet hicaplarından geçmelerine
yardımcı esmalardandır. Bu ismi Afüv gafur esmalarıyla beraber zikredilmesi büyük bela
ve musibetlere karşı çok faydalıdır. Acıları dindirir. Kanser ve migren gibi
rahatsızlıklarda Şafi esmasıyla beraber zikrine devam edilmesi şifadır.
EL-VEHHÂB (14(ب
ُ َاْلَوّها-Ğafzeyail-Hatyail: Hibe eden, karşılıksız veren, karşılık
beklemeden bol bol veren, sayı ve hesaba sığmaz çeşit çeşit nimetleri, türlü türlü rahmet
hediyelerini her varlığa lâyık olduğu şekilde, her an ve karşılıksız olarak ihsan eden, çeşit
çeşit nimetleri devamlı bağışlayıp duran. Vehhâb kelimesi hibe kökünden gelmektedir.
Hibe, “herhangi bir karşılık ve menfaat gözetmeden birine bir malı bağışlamak”
manasınadır. Vehhâb ise, “Her zaman, her yerde ve her şeyi çok çok ve bol bol veren ve
karşılık beklemeyen” demektir. Zühre saatinde meşgul olsa veya Her saatte
meşgul olsa hatta 5 vakitte namazların akabinde daima zikretmiş olsa dünya
darlığı görmez zengin olmadan ölmez. Dua arasında yedi defa “Ya Vehhâb” ism-i
şerifini okuyanın duası kabul olur. Her Duha namazından sonra, secde
vaziyetinde iken on dört defa “Ya Vehhâb” ism-i şerifini okuyan manevî
iklimlerde (hakikat ilmi gibi) ilerler. Rızık darlıklarında rızık esmalarının yanında bu
isimde zikredilirse maksat çabuklaşır. Her hangi bir yerde bir istekte bulunan 21
defa bu ismi istediği şahsın yüzüne karşı okusa isteğini verir. Çocuğu olmayanlar
ve bir şeyi isteyipte elde edemeyenler hallerine uygun esmalarla bu ismi okumaları
hakeza aynı faydalıdır. Manevi ilimlerde ilerlemek isteyen fettah vehhab alim gibi
esmalarla çok meşgul olmalıdırlar. Bu esmanın zikrine devam eden ve kulluğunda titiz
davrananlara bu ismin tecellileri mazhar olur bu şahsa maddi ve manevi itaat etmeyecek
hiçbir varlık yoktur. Bu esmalar yakini bilgi ve imanı artırıcı esmalardandır. Akıl ve zeka
sorunu yaşıyanlara bu isim yazılıp üzerinede 1001 defa zikredilip suyunu hastaya içirse
düzelir. Bu esmanın diğer bir özelliği de hiç ummadığın yerlerden hayırlı kapıları
aralamasıdır açmasıdır.unutmayın bu isim manevi ilimlerin kapılarından biridir.
ER-REZZÂK (308(ق
ُ َالّرّزا-Gadmeyail-Cehiryail: Bol bol rızık veren, rızıklandıran, azıkları
yaratıcı, bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp veren, her bir yaratığın rızıklarını ayrı ayrı,
tam bir ölçü, intizam, rahmet ve hikmetle aksatmaksızın vakti vaktinde veren,
yaratılmışlara, faydalanacakları şeyleri ihsân eden. Rızık, Allah Teâlâ’nın bilhassa yaşayan
mahlûkatına faydalanmalarını nasib ettiği her şeydir. Rızık yalnız yenilip içilecek şeylerden
ibaret değildir. Kendisinden faydalanılan herşeye rızık denir. Maddî rızık, her türlü yiyecek
ve içecek, giyilecek ve kullanılacak eşya, para, mücevher, çoluk-çocuk, vücudun çalışma
kudreti, bilgi, mal-mülk, servet v.s. gibi şeylerdir. Manevî rızık ise, ruhun ve kalbin gıdası
olan şeylerdir. Başta iman olmak üzere insanın manevî hayatına ait bütün duygular ve o
duyguların ihtiyacı olan şeyler, hep manevî rızıktır. Zühre saatinde meşgul olamaya
devam eden malı tahsil eder dünyalık kapısı açılır maddi ve manevi rızık darlığı çekmez.
Sabah namazından sonra evin sağ köşesinden başlayarak her köşede on defa
“Ya Rezzâk” ismi şerifini okuyup evinin dört bir köşesini dolaşanların evlerinde
bereket artar. Yirmi bir gün yemeklerden önce “Ya Rezzâk” ismi şerifini yüz
defa okuyanın zihni açılır ve ilmî incelikleri kavraması kolay olur. Rızık bolluğu
için her gün yüz yirmi bir kere: “ُاْلَمِتين ق ُذو اْلُقّوِة
ُ ل ُهَو الّرّزا
َّ ن ا
ّ ِإ
Fettâh, Ya Rezzâk ism-i şeriflerini günde yüz yirmi defa okuyanın Cenab-ı Hak rızkını
kolaylaştırır ve kapalı kapıları açar. Kısmet kapalılıklarında ve her türlü hacetlerde yasin
suresinin her mubininde yukardaki ayeti 121 kere okuyup Ya Rezzak Ya Fettah Ya Vehhab
zikrini sayısız okuyup yasini tamamlasa ve haktan dileğini istese müstecabtır. Tarikat
yolcularında bu ismin manevi rızık kapılarını açıcı özelliği vardır. Borçu kişiler zikrine
devam ederse borçtan kurtulur. Kazançlarını helalinden kazanırlar. Unutmayın bu esma
bütün rızıkları içine alan bir esmadır maddi manevi her şeyi. Aslolan insanın bu esma ile
baki kalacak rızıklara talip olup fani olan dünya rızıklarına talip olmamasıdır.
Alttaki ayette çok büyük hikmetler vardır. Önemli isteklerde hacetlerde bu ayetleri
mümkünse 2 rekat namazın içinde fatihadan sonra okuyup namazı kılmak eğer mümkün
değilse başka ayet sure okunur namazın bitiminde bu ayetleri 41-70 kere okuyup
peşinden Ya Rezzak Ya Vehhab zikrini okuyup haktan isteğinde bulunsa haceti revadır. Bu
ayetlerde gerçekten çok sır saklıdır. Mesela bir özelliğinide yazayım her hangi bir işinize
birileri engel oluyor veya isteğiniz var yerine getirilmiyor hakkınızken bu ayetleri 41 kere
okuyup hakka tevessül edin düğümler çözülecektir.
ل َيا َأّيَها
َ ِلْرض
َْ سَماء َوا
ّ ن ال
َ ل َيْرُزُقُكم ّم
ِّ غْيُر ا
َ ق
ٍ خاِل
َ ن
ْ ل ِم
ْ عَلْيُكْم َه
َ ل ُهَو
ّ ِإ
ل
ِّ ت ا
َ س اْذُكُروا ِنْعَم
ُ الّنا
ن ِإَلَه
َ َفَأّنى ُتْؤَفُكو
isminin tecelliyatıdır. Zühre saatinde meşgul olsa dünya esiri olanların dünyayı kalben
terk etmesine sebeptir. Sadreddin Konevi Hazretleri “Ya Bâsıt” ism-i şerifi bereketiyle çok
büyük lütfü ilahiye kavuşmuştur. Yine mal ve mülkü artırıcı genişletici özelliğe sahibtir.
Duha namazından sonra; On defa “Ya Bâsıt” ismi şerifini okuyanın rızkı ve şerefi
artar. Ellerini yağmur yağarken veya ay bedir halindeyken göğe doğru kaldırıp
yetmiş bir defa “Ya Bâsıt” ism-i şerifini okuyarak yüzüne süren kimse fakir
olmaz, zenginleşir ismi Muhammed olanların baktığı esmalar basit ve vedud
esmalarıdır bu isimdekiler bu esmaları okumaya devam ederlerse hayatta hiç
sıkıntı yaşamazlar. Sıkıntı darlık musibet anlarında ve güğüs daralmaları kalp
sıkışmaları damar tıkanıklıklarında manevi daralmalarda ki bunlar kabıd esmasının
tecellileridir bu ismi okurlarsa zikriyle meşgul olurlarsa bütün darlıkları gider.
İşleri bozulan kişi bu ismin sayısınca zikrine devam ederse işleri düzelir. Bu isim İcabeti
çabuk esmalardandır hapse esarete düşen maddi darlık ve borç sıkıntısı yaşayan, şiddetli
bir hastalıktan yatan zalimlerin zulmune haksızlığa uğrayan bu isimle hakka tevessül
ederlerse hak teala bulunduğu sıkıntıları giderir. Tarikat erbabı olanlara da manevi seyr
halinde düştükleri sıkıntı ve tıkanmalarda bu adın faydası çoktur. İstihare ettiği şeyi
rüyada görmek isteyen Mülk suresi 14 ayetini ki Latif esması bu ayette geçer 124 kere
okuyup uykuya yatsa istihare ettiği şeyi kusursuz görür. Ayet:Ela ya’lemu men halek,
ve huvelletifulhabîr ayetinin bir çok hassaları vardır hastalara şifa vesilesi olur, belaları
def eder, musibetleri geri çevirir, fakirliği önler, gaib den haberler alır, defineler
hazinelerle alakalı çeşitli bilgileri öğrenme fırsatı olur bu hassalarından faydalanmak
isteyenler bu ayetlerle ( ibni mubarekin) tavsiyesiyle meşgul olmalıdır okuma adeti 2012
defadır.
حِديٌد
َ ك اْلَيْوَم
َ صُر
َ ك َفَب
َ طاء
َغِ ك
َ عن
َ شْفَنا
َ ن َهَذا َفَك
ْ غْفلٍَة ّم
َ ت ِفي
َ َلَقْد ُكن
Ayrıca bu ilimlerle meşgul olup görümü tam olmayanlar bu ayetle ve Kaf suresi 22
ayetiyle meşgul olurlarsa inşallah çok faydasını göreceklerdir zaten görümü olanlarda
veya cinlerle bakım yapanlar görümü olmadan mendel yapanlar bilginin doğru ve hızlı
olmasını istediklerinde bakım anında bu ayetle meşgul olsunlar maksatları hasıl olur.
Bu esmaya devam edenler her türlü semavi arzi kazalardan korunurlar. Latif esmasının
ruhanileri çeken toplayan azametli bir sırrı vardır. Bu esmaya devam edenler ruhani
alemlerle irtibat kurabilirler. Sıkıntı içinde kalıp bunalıma düşenler bu adı zikir vasıtası
kılarak dua ettiklerinde içinde bulundukları felaketlerden kurtarılırlar. Bu esmaya devam
edenler oturmaları kalkmalarıyla oldukça kibar olurlar. Tıpta çaresiz kalınan hastalıklardan
kurtulmada bu esmanın azametli bir sırrı vardır. Latif esması Mehdi Aleyhisselamın ism-i
azam esmalarından biridir. Bu esmaya devam edenler hoşlarına gitmeyecek bir muamele
ile karşılaşmazlar. Kaderin kaza oklarını rüyalarında atlatma bereketine nail olurlar.
Esmanın,belaları atmada, işleri kolaylaştırmada, rüya alemlerinde isteneni görmede çok
büyük bir yararı vardır. Kim bu esmaya devam ederse ruhani alemle kolayca irtibat
kurabilir, o alemlerdeki sırlara ulaşabilir. Bu adla yapılan dualar çok seri bir şekilde
karşılık bulur. Bunalımlı felaketli anlarda bu ada sarılmak kurtuluşa vesile olur
EL-HASÎB (80(ب
ُ سي َ َاْل-Sehayail-Matyail: Hesab gören, hesaba çeken, herkesin hayatı
ِ ح
boyunca yapıp ettiklerinin, bütün tafsilât ve teferruatiyle hesabını iyi bilen; kullarına
yeten; sonsuz acizlik ve hadsiz düşmanlara karşı mahlukâtın imdadına kudret ve
rahmetiyle yetişen, her şeye ve herkese her ihtiyacı için kâfi gelen. Allah Teâlâ, neticesi
hesapla bilinecek ne kadar miktar ve kemmiyet varsa hepsinin neticelerini hiçbir işleme
muhtaç olmadan doğrudan doğruya ve apaçık bilir. Zühre saatinde meşgul olunsa
teshir etmeye istidat kazanır. Cimri hasis olanların üzerine okunsa o kötü
huyundan kurtulur. . Şeyh Bursi buyurmuştur ki; Perşembe gününden başlayıp yedi
hafta, günde yetmiş kere hasbiyallahü’l-hasib zikrine devam edilirse, taleb edilen her şey
gerçekleşir. Her şey yeterli gelir ve korkulan her şeyden kurtulunur. Bu isme devam
hesabların düzgün çıkması ve karışık işlerin aralanıp düzelmesi için mücerrebdir. Bu
karşı hatalardan arınır. Hastaların üzerine okunsa şifa olur. Uykudan önce 270 defa
“El-Kerîm” ism-i şerifini okuyan kimse halk vasıtasıyla Hakk’ın ikramına
erişir kerim isminin bin altı yüz yetmiş altı defa zikrinde ve bu zikre
devamda; izzet ve kerem sahibi olma, işlerin açılması ve rızkın artması,
bereket konularında çok büyük faydalar vardır. Bu simin zikrine devam
dünya ve ahiret maksadına ulaşmaya, izzet ve kerem sahibi olmaya
sebeb olur. Bu isim rızık ve bereketin anahtarıdır. Perişanlığın ortadan kaldırılması
hususunda çok faydalıdır. Bu ismin zikrine devam edildiği zaman umulmadık yerlerden
rızık ulaşır. Zenginlik için; sabah namazından sonra bir kere Vakı’a suresi
Zühre saatinde meşgul olmak saadeti kazandırır. Muradının hasıl olmasına sebep olur
her ne dilese müstecab olur. 312 defa “Er-Rakîb” ism-i şerifini okuyan kimse, çalınmış
malını bulur. Yolcu ise evine, ailesine kavuşur.Er-Rakîb ism-i şerifini okuyan hamile
bayanlar, doğum esnasında zahmet çekmekten kurtulup kolay doğum yapar. Vasıtaya
binildiğinde yirmi beş kere “Yâ Rakîb” ism-i şerifinin okunması tavsiye
edilmiştir. Bu ismi şerif manevi bir zırhtır.tarikat yolunda salikin
Muhsinlerden ihsan makamından çabucak nasiplenmesi için bu esmayla
meşgul olması çok faydalıdır. Bu esmaya devam edenler yavaş yavaş
Allah’ın koruması altına girerler. Allah esmaya devam edenlerin işlerine kolaylık
verip yardım eder. Düşmanları çok olnalar bu esmaya devam ederlerse düşmanların
saldırısına karşı korunurlar. Korku içinde kıvranan, sebebi belli olmayan bir huzursuzluk
içinde olan,ailesinde huzur bulunmayanlar bu esmaya devam ederlerse bu illetlerden
kurtulurlar. Bu esmanın tecellisinide çok büyük esrar vardır. Özellikle evinde nazar,
haset ya da sihir olanlar; şer ve sıkıntı eksik olmayanlar bu esmaya devam
ederlerse sihirden, nazardan, hasetten ve sıkıntıdan eser kalmaz. Sihri, nazarı,
hasti vurup kahreden yok eden bir tecellisi vardır bu azametli adın. O eve ne
kadar büyü yapılmışsa seri bir şekilde etkisini yitirir. Cinni şeytanlar Rakip
esmasının tecellisinden kahrolup yanarlar. Bu esma olağanüstü bir enerji
yaymaktadır; bu enerji de şer dairede kalan her şeyi yakıp mahvetmektedir. Bu
isme devam edenler giriştikleri her işte bir kolaylık yolu bulurlar, önlerindeki
engeller birer birer kaldırılır. Bu da esmanın tecellisinin açığa çıkmaya
başlaması sonucu ortaya çıkar. Bu ada devam edenlere bir sekine gelir ve
işlerinde yardımcı olur. Nereye yönelse Allah’tan yardım görür. Bu ismin bazı
ayetlerle okuma usulü vardır ki çok hızlı bir şekilde kişiyi ğayb alemine ulaştırır
ve bilgilendirir. Müşahede makamlarından nasiptar eyler. Kişide aşırı derece bir
heybet ve izzet oluşur. Bu ismin riyazetine asla bilen birileri Mürşidin kontrolü
ve izni olmadan girilmemelidir. Define hazine gibi gömülü olan yerlerde bu ismi
çokca zikretmek definenin görünmesine mani olan hicapları perdeleri kaldırır.
EL-HAKEM (68(حَكُم
َ َاْل-Şedyail-Fehyail-Hatyail: Anlaşmazlıklarda son hükmü veren,
hükmedici, iyiyi kötüden, ayırt edici, varlıklar dünyasında ve haklı ile haksız arasında
hiçbir ada¬letsizliğe, yanlışlığa ve itiraza yer bırakmayacak şekilde hükmeden, hakkı
yerine getiren. O’nun hükmü olmadan hiçbir şey, hiçbir hâdise meydana gelemediği gibi,
O’nun hükmünü bozacak, geri bıraktıracak, infazına mâni olacak hiçbir kuvvet, hiçbir
hükûmet, hiçbir makam da yoktur. Zühal veya kamer saatinde meşgul olunur.
Bayanlara teshir için. Erkekler için müşteri saatinde meşgul olmak gerekir. Hasta
üzerine okunduğunda Allah’ın izniyle şifa bulur. Hakem ismi bilimlere hükmetme, sırları
açığa çıkarıp yayma, başkaları üzerinde etkili olma tecellisini açığa çıkaran bir esmadır.
Bu adı ananların sözleri her yerde geçerli olur ve kabul edilir. Özellikle
öğretmenlere, avukatlara, idarecilere bu adın çok büyük bir yararı vardır. Hakim adı
yalnız dünyevi değil ruhani alemleri de kapsayan bir esmadır. Bu adı ananlar ruhani
alemlere de hükmedip söz geçirebilirler. Gece yarısı altmış sekiz defa “Ya Hakem” ism-i
şerifine devam eden kimse ilim, adalet ve hilmin birleşmesinden doğan hikmet sıfatını
kazanır. Bilindiği üzere Hz. Alinin (r.a.) ismi azam esmalarından biride hakemdir. Bu
ismin hakim adlün alim esmalarıyla beraber okunması hikmet kapılarını
EL-MECÎD (57(جيُد
ِ َاْلَم-Vekayail-Retyail: Şanlı, şerefli, şerefi yüksek, zâtı şerefli, fiilleri
güzel olan, her türlü övgüye lâyık bulunan. Bu ism-i şerîfin mânasında iki mühim unsur
vardır: a) Azamet ve kudretinden dolayı yaklaşılamaz olmak. b) Yüksek huylarından,
güzel işlerinden dolayı övülüp sevilmek. Zühre saatinde meşgul olanın Cenabı bari
Teala’dan dünyevi ve uhrevi hacetleri kabul olur. Fiili güzelleşir.her ne işe niyet etse
o işte hayır bulur gerçekleşir. Kamerî ayların 13, 14 ve 15. gününü oruçlu geçirip iftar
vakitlerinde “Yâ Mecîd” ism-i şerifini 100 defa okuyan (50 yaşına geçmemişse) baras
illetinden kurtulur. (Baras; Tedavi edilmesi mümkün olmayan, vücutta beyaz
lekeler meydana getiren hastalık.bu hastalığın sebeplerinden en büyüğü
Çarşamba günü hacamat yaptırmaktır) “Yâ Mecîd” ism-i şerifini her gün 62
defa okuyanın sahip olduğu şan ve şeref artar. Bu adın pek çok dairede
tecellisi vardır. Şifa vermede oldukça etkilidir. Bu ada devam edenler
sedef ve kalp hastalıklarından salim kılınırlar ve şifaya
kavuşurlar.Şeytanlar ve cinniler bu adı anana yaklaşıp ona vesvese
verme gücünü kendilerinde bulamazlar. Ruhi bunalım geçirenler bu ada
devam ederlerse şifa bulurlar. Bu ada devam edenler başkalarının
kalbinde taht kurarlar. Dostluğu aranılan biri olurlar, herkesçe sevilirler.
Ailerinde huzur ve bereket olur iki rekat namaz kılınıp hastanın üzerine
Selamdan sonra 90 kere ya Melik, 75 kere ya Mecid esmaları zikredilirse
sıhhat bulur. Aynı şekilde kendisi içinde yapsa sağlıklı ve nimet bol ve
devamlı olur. Bu ismi bais esmasıyla beraber zikretmek insanlar arasında
yükselmeye sebeptir.
EL-HAK (108(قَ َاْل-Gakhayail-Teyhayail-Bermiyail: Fiilen var olan, varlığı ve ulûhiyyeti
ّح
gerçek olan ve hiç değişmeyen, ibâdete lâyık ve her hakkın sahibi olan. Hak, varlığı hakikî
bulunan zâtın ismidir. Yani, varlığı daima sâbittir. Allah Teâlâ’nın zâtı, yokluğu kabûl
etmediği gibi, herhangi bir değişikliği de kabûl etmez. Hakikaten vâr olan yalnız
Allah’tır.zühre saatinde zikrine devam eden nefsinde varlık duygularından sıyrılır.
Kaybolan bir nesne veya kimse için bir kağıdın dört köşesine şehid hakk yazılır, ortasına
da kaybın adı da kağıdın ortasındaki boşluğa yazılır. Gece yarısı dışarı gökyüzünün altına
çıkılır, gökyüzüne nazar edilerek yetmiş kere eş-şehidü’l-hak zikredilir. O kayıb kısa bir
süre de ortaya çıkar Bu ismin yüz sekiz defa zikrine devam hakkın alınması için
mücerrebdir. Kalbin tenviri, batının safa bulması ve insanların kalbinde olanı keşf için her
gece kalkılıp iki rekat namaz kılınır. Sonra eller semaya kaldırılıp yüz kere ya Hakk denilir.
Bu şekilde bu zikre devam edilirse istenilen gerçekleşir. Bin defa “Yâ Hakk” ism-i şerifini
okuyan; kötü akibetten kurtulur. Hayırlı işlerde başarılı olur. Sabahları 100 defa “La
İlahe İllAllahu’l Melikul hakkul mubîn” şeklinde dua etmeye devam edenler
zengin olur. Heybet sahibi olurlar. Bu ismin zikrine devam edenler büyüklerin yanında
hacetleri reva olur ismin vermiş olduğu heybetten büyükler etkilenirler. Bu ismin bir diğer
özelliği de batıl olan şeyleri yok etmektir. Hayal görenler, şizofren hastalıklar yaşayanlar
bu ismi okusalar şifaya kavuşurlar. Tılsımları sihirleri özellikle cinler tarafından yapılan ve
şahsa halüsinasyon gibi gösterdikleri sihirleri yok eder.
EL-MUHSÎ (148(ي
ّص ْ َاْلُم-Kehıtyail-Gasheyail: Her şeyi kaydedip sayan, bilen, her şeyi tek
ِ ح
tek ve bütün ayrıntılarıyla bilen [“Bilinmeyen nice hazineler ve görünmeyen gayb
aleminin anahtarları O’nun yanındadır. Onları kendisinden başkası bilemez. Karada ve
denizde ne varsa hepsini O bilir. O’nun haberi olmadan bir tek yaprak bile düşmez. Yer
altı tabakalarının karanlıkları içindeki tek bir tane, hasılı yaş ve kuru hiç bir şey yoktur ki
açık, net bir kitapta bulunmasın” (En'âm 6/59)], ilmiyle maddî ve manevî bütün her şeyi
kuşatan; ne zâtı ve ne de ilmi hiçbir şekilde ihata edilemeyen, bildirdikleri dışında hiçbir
şey bilinemeyen; dünyada kullarının küçük-büyük bütün yaptıklarını bilen ve mahşerde
sayıp dökecek olan, herşeyin sayısını bir bir bilen. İlmi herşeyi ihâta eden ve herşeyin
miktarını bilip eksiksiz tastamam sayabilen Allah’dır. Allah Teâlâ, herşeyi olduğu gibi
görür ve bilir, yani bütün mevcûdatı toptan bir yığın hâlinde birbirinden seçilmez karışık
bir şekilde değil; cinslerini, nev’ilerini, sınıflarını, ferdlerini, zerrelerini birer birer saymış
gibi gayet açık görür ve bilir. Zührede zikrine devam edenler ahrette hesabını kolay
verirler.
İnsanları etkilemek, cezbetmek isteyen kimse, 20 lokma ekmeğe, her birine
yirmişer defa “Yâ Muhsî” ism-i şerifini okuyup dilediğine yedirirse isteğine
kavuşur. Anlayışında zekasında hafızasında eksiklik olanlar bu ismin zikrine
devam ederlerse bu hasletleri kaybolur. Bu ismin zikrine devam edenlerin gaybi
bilgileri artar. Hesap işleriyle uğraşanlar hasip esmasıyla beraber zikrine devam ederlerse
hata yapmazlar. Hesap verilecek yerlerde mahkemede bu isimlere sığınanı hak teala
korur hesaplarını kolay verirler adalet tahakkuk eder. Yine bu ismin zikrine devam
edenler bela ve musibet anlarında ilahi yardıma mazhar olular.
EL-MUHYÎ (58(حِيي
ْ َاْلُم-Fedveyail-Keryail: Dirilten, hayat veren, can veren, cansız
maddelerden canlı maddeler yaratan, hayatı veren ve onu rızıkla devam ettiren; hayat
için gerekli olan şartları hazırlayan; bütün canlıları vasıtasız olarak kudretiyle ihya eden
ve ölüleri dirilten; manen ölü kalpleri imanla hayatlandıran; kışta ölen sayısız canlıları
baharda yeniden diril¬ten, sağlık veren. Allah Teâlâ, cansız maddelere hayat ve can verir.
Her gün, her saat, her saniye yeryüzünde milyonlarca varlık hayat bulup dünyaya
gelmektedir. Bütün bunlar, Allah’ın emr ü fermaniyle, yaratmasıyle ve müsaadesiyle
olmaktadır. Allah yoğu var edip hayat verdiği gibi, ölüyü de tekrar canlandırabilir. Buna
ihyâ, yani diriltme denir. Hayatı hiç yoktan veren zâtın, ölülere yeniden hayat verip
diriltmesi elbette son derece kolaydır. Asıl zor olan bir şeyi ilk defa yapmaktır. Yapılanın
tekrarı ise kolaydır.zührede zikrine devam eden daima sıhhat üzere olur. Bu isim Hz.
İsa (a.s) esmalarındandır. Bir hastaya adedince 7 gün üst üste “Yâ Muhyî” ism-i şerifi
okunduğu taktirde hasta sıhhat bulur. Günde 68 defa “Yâ Muhyî” ism-i şerifini okuyan
haksız yere mahkum edilmişse hapisten kurtulur.Girdiği yarışmalarda galip olur,
sevdiğinden ayrılmaz. Her gün 68 defa “Yâ Muhyî” ism-i şerifini okuyan iman ve irfan
nuruyla hayat bulur, hayra ulaşır. Bu ismin zikrine devam edenlerin maddi ve manevi
canlanırlar kalpleri hayat bulur hidayet nuru inkişaf eder. Bu ismin mümit ismiyle beraber
zikrinde devam etmek nefsin bütün pis hasletlerinden temizlenmesine sebeptir.
EL-VÂCİD (14(جُد
ِ َاْلَوا-Acyail-Hatyail: Bulan, istediğini istediği anda bulan, istediği her şeyi
bulabilen, elinden hiçbir şey kaçmayan, sonsuz derecede varlıklı olan, hiç bir şeye ihtiyacı
olmayan. Kendisi için lüzumlu olan şeylerin hiç birinden mahrum olmayan. Zühre
saatinde zikrinde devam edenlere sihir kar etmez hilekarların hileleri bozulur işe
yaramaz.. Evladı olmayanlar zikrine devam ederse hak teala Salih bir evlat verir. Telef
olmasından korkulan bir eşyanın üzerine okunursa mahfuz olur. Keşif erbabının cinli
rahatsızlıklarda hastaya sıkıntı veren varlığı nerede olursa olsun hemen bulması bu ismin
bereketiyledir. Eğer bulmada güçlük çekilirse bu isim zikredilerek bakıma devam edilir.
Aynı şekilde kayıp olanların yerlerini tesbit etmede saklı olan şeyleri tespitte bu isimden
faydalanılırsa çabucak bulurlar.
EL-VÂRİS (707(ث
ُ َاْلَواِر-Zekdeyail-Derdyail-Hezyail: Servetin, mülkün gerçek sahibi, her
şeye varis olan, varlığının sonu olmayan, mülkün ezelî ve ebedî olan; kendinden başka
her şey ölüm ve yokluğa mahkûm olan, yaratıklar öldükten sonra da varlığı devam eden
ve her şey kendisine dönecek olan, servetlerin geçici sâhipleri elleri boş olarak yokluğa
döndükleri zaman servetlerin hakikî sâhibi. Allah Teâlâ mülkün gerçek sâhibi olduğu gibi,
gerçek vârisidir de. İnsanların mülk sâhibi olmaları geçici olduğu gibi, varislikleri de
geçicidir. Mülkün gerçek vârisi, mülk sâhibi Allah’tır. Kıyâmet hengâmında bütün canlılar
ölecek, bütün mülk tamamıyla O’na kalacaktır. Zührede zikrine devam edenler her neye
niyet etse ondan mahrum olmazlar sahip olurlar. Güneş doğmadan önce 100 defa “Yâ
Vâris” ismi şerifini okuyana sıkıntı, keder ve dert isabet etmez. Yâ Vâris” ism-i şerifini 707
defa okumaya devam eden çocuğu olmayan kimse hayırlı bir evlat sahibi olur
Cuma günü Ebyab (Ebyed) ya da Zevba’dır (Zubea). Bunun iki adı vardır. Tacı vardır ve
çadırı yündendir. Yardımcılarının giyimi yeşildir. Ay’ın etkisindeki cin padişahıdır. Her yanı
beyazdır ve ürkütücü bir şekli vardır. Soğukkanlı bir görünümdedir. Bilgin ve akıllı cin
liderlerinden biridir. Emrinde onlarca cin hizmetkârı bulunur. Aşk ve iki şahsı birleştirme
gücüne sahiptir. Görüntü olarak ihtişamlı bir kral görümündedir. Davetlere hemen hemen
hiç cevap vermez. Buna bağlı cin cehtahtildir.bunlar Anyail adlı meleğe bağlıdır
Terazi burcu:Cinnisi ismi Rabi’ ibni Zeban (Zevbaa ibni Mervan) dır.
Bu Cin taifesinin mekanı virane yerler, çeşme ve kuyu başlarıdır. Bu burca mensup olan
kişiye tasallut ettiği zaman kasığına girer. Hasta günden güne kötüleşir, başı şiddetli bir
şekilde ağrır ve sarhoş gibi olur.
Boğa burcu: Cinnisi ismi Haytanuş ibni Samsan dır. (Yahya ibni Leys de denir).
Bu Cin taifesinin mekanı sular ve eski virane yerlerdir. İnsana tasallut ettikleri zaman
kuşlar gibi uçup, o kişinin üzerine konar, vücudunu ateş gibi yakar. Bütün bedeni kesik
kesik olur. Yüzünün rengi sararır, iki ayağınıda tutup, dizlerinin kuvveti kalmaz. Karnı
büyür ve şişer. Kalçaları ve başı ağrır, gözlerini açamaz, iştahı olmaz ve harareti çoğalır.
Ayrıca Su içmeside artar ve günden güne hastalığı fazlalaşır.
Deliv (Kova) burcu: Bu burcun tabiatı nemli sıcak olup, anasırı Hava ve gezegeni Zühal
(Satürn) dir. Kova burcunun cinsiyeti erkek, madeni kursun, günü Cumartesi, gecesi
Çarşamba ve buhuru Üzerlikdir Rengi Siyah Günün harfi Ze Esması Zeki Ulvi Kesfeyail
Ardi Meymun olup, dost burcu Balık, düşman burcu Akrep’tir. Tabiatı itibarıyla düşmanı
Toprak’tır.
Burçların Hastalıkları
Oğlak Burcu: Vücutlarının hassas kısımları kemikler ve deridir. İskelet sistemi, dişler,
eklemler, diz kapağı ve çeşitli ortopedik sorunları olabilir. Romatizma ağrıları çekebilirler.
Deri hastalıkları, egzama, çıban, sivilce görülebilir. Aşırı sabır mide rahatsızlıklarına yol
açar. Mide asidi çok salgılanır. Yengeç burcundan gelen zıt etki mide ve sindirim
sistemlerinin hassasiyetine sebep olur. Ağır kanlı, sakin oluşları sinir sistemlerinin sağlam
olmasını sağlar. Acılara çok dayanıklıdırlar. Başkalarının hemen şikayet ettikleri ağrılara
onlar günlerce dayanırlar. Kimseye belli etmezler. Kendilerine dikkat ederler. Hemen
doktor ve ilaca sarılmazlar. Gerektiği zaman da tedaviyi disiplinli bir şekilde uygularlar.
Etrafını rahatsız etmeyen bir hasta olurlar.
Kova Burcu: Adaleleri ve dolaşım sistemleri hassastır. Kan dolaşımı kan serumuyla ilgili
sorunlar olur. Zehirlenme, yüksek ateş, kramplar, bacak damarlarında varis görülebilir.
Adale ağrıları, baldır, bilek, topuk kısımları rahatsız olabilir. Bilek burkulmaları olur.
Dişlerde sorunlar çıkabilir. Aslan burcundan aldıkları zıt etki ile kalpleri ve omurgaları
hassas olur. Kovalar genellikle kendilerine iyi bakarlar. Sağlık konularına akıllıca yaklaşır.
drı yorgunluklar yaşar. Genel idealleri, umut ve hedefleri düş kırıklığına uğrarsa sağlıkları
bozulabilir. Ama akılcı yoldan kendilerine yeni bir ytkön çizerek çabuk toparlanırlar.
Burçların Esmaları
EL-HALÎM (88(حِليُم
َ َاْل-Akayail-Cehtıyail: Kızgınlıkla ve acele ile muamele etmeyen,
yumuşaklık sahibi, günah ve isyanlarına rağmen kullarını hemen cezalandırmayıp onlar
için tevbe ve ümit kapılarını açık bırakan; onları sonsuz rahmet ve keremiyle
nzıklandırmaya devam eden. Hilm, suçluların cezasını vermeye gücü yetip dururken bunu
yapmamak, onlar hakkında yumuşak davranmak ve cezalarını geriye bırakmaktır.
Suçluyu cezalandırmağa iktidarı olmayana halîm denmez. Halîm, kudreti yettiği halde, bir
hikmete binaen cezalandırmayana denir. Allah Teâlâ Halîm’dir. Her günah işleyeni hemen
cezalandırmaz. Hışım ve gazapta acele etmez, mühlet verir. Bu mühlet içinde yaptıklarına
pişman olup tevbe edenleri afveder. Israr edenler hakkında, hüküm artık kendisine
kalmıştır.Zikrine devam eden kimse imandan ve kabir azabından emin olur.Yine zikrine
devam edenlerin düşmanları def olurlar dağılırlar onların zulmünden emin olur Hz. Musa
(a.s) Firavunun yanına geldiği zaman bu esmayı zikrederdi. “Yâ Halım” ism-i şerifini
günde seksen sekiz defa okuyanlar rasgele iş yapmaz, ani kararlarla veya düşünmeden
bir işe başlamazlar. Kötü bir kimsenin yanına girerken bu ism-i şerifi okuyanlara o
kimsenin zararı dokunmayacağı gibi o kimseden iyilik bile görebilir. İdareciler, günde
seksen sekiz kere bu ism-i şerifi okumaya devam ederlerse başarıları sürekli
olur. Halım ism-i şerifi gül suyu ile yazılıp, bu su; esnaf iş yerine, ziraatçılar tarlaya,
bahçeye serpseler bereket, bolluk olur. Gemiye serpilse gemi batmaktan kurtulur. Eve
serpilse tüm kötülüklerden emniyette olur. . Bu esmanın öfkeli insanların gazabının
söndürmeden yana büyük bir sırrı vardır. Özellikle sinirli fıtratlar, hem parlayıp
çevresine zarar verenler bu esmaya devam ederlerse çok büyük yarar görürler.
Öfkeli birinin huzuruna çıkılacağı vakit bu esma ebcetsel sayı değerince çekilip
dua edilirse huzuruna çıkılan öfkeli kimse bunu okuyanı güzellikle karşılar. Her
gün yüz defa zikredilmesi gönlün sükununa, cehl ateşinin sönmesine ve hışım ve gazabın
dinmesine sebeb olur.Bir kimse her namazdan sonra yüz defa zikre devam ederse, kibir,
hased, cimrilik gibi ahlak-ı zemimeden kurtulur, ahlakı düzelir.Bir hastanın başında bir
fatiha ve on bir kere de bu isim okunursa hasta şifa bulur.Dokuz gün, günde yüz yirmi
yedi defa okunmaya devam edilirse, okuyan kimse hilim sıfatı kazanır, hilm
sahibi olur. Cin ve ins ona itaat eder. Cuma günü yüz yirmi sin harfi yazılır, yazma
esnasında devamlı ya halim ya mu’id zikredilir ve üstte taşınırsa, bütün halkın
gözünde şirin görünür, sayılır ve sevilir, sözü dinlenir kimselerden olunur. Birinin
kulağına bir şey kaçtığında ya ali ya azim ya halim ya azim okunursa biznillahi teala dışarı
çıkar
EL-HAFÎZ (998(ظ َ َاْل-Denayail-Cefyail: Koruyan, muhafaza eden, koruyup gözeten ve
ُ حِفي
dengede tutan, bütün varlıkların her türlü davranış, hal ve hareketlerini kayde¬den,
insanların bütün yaptıklarını sorgulama için inceden inceye dikkatle kaydeden; milyonları
aşan canlı türlerinin nesillerini, tohum ve nutfelerinde (çekirdeklerinde, özlerinde,
spermlerinde) muhafaza edip devam ettiren; bütün varlıkları devamlı gözetimi altında
tutan; onları heı türlü zarar ve kötülüklerden koruyan, her şeyi belli vaktine kadar âfât ve
belâlardan saklıyan. Hıfz, korumak, demektir. Bu koruma iki şekilde olur: a) Varlıkların
devamını sağlamak, muhafaza etmektir. b) Birbirlerine zıd olan şeylerin, yekdiğerlerine
saldırmasını önlemek, birbirlerinin şerrinden onları korumaktır. Allah her mahlûkuna,
kendine zararlı olan şeyleri bilecek bir his ilham buyurmuştur. Bu Hafîz ism-i şerîfinin
tecelliyatındandır. Bir hayvan kimyevî tahlil raporuna muhtaç olmadan kendine zararlı
otları bilir ve onları yemez. Kulların amellerinin yazılması, zâyi olmaktan korunması da
Hafîz isminin gereğidir. Bu bakımdan âhirette yeniden dirilme ve yaptıklarından hesaba
çekilme ile Hafîz isminin yakından alâkası vardır. Kahriye olan isimlerdendir zühre
saatinde meşgul olsa düşmana galip gelir. Muradı hasıl olur.Şems saatinde bir hastanın
üzerine okunsa şifadır. Günde “Yâ Hafîz” ism-i şerifini okuyan kimse, sudan, ateşten,
insanlardan, cinlerden, vahşi hayvanlardan, gelecek korku, panik ve zararların tümünden
emin olur. Her kim bu ismi Cuma namazından sonra, ince bir hatla dokuz yüz doksan
sekiz defa yazıp koluna bağlarsa, şeytan vesvesesinden, korkudan, yılan ve akrepten ve
fasid hayallerden Hakk tealanın korumasında olur. Bir oturuşta üç yüz üç defa fallahu
hayrun hafızan ve hüve erhamu’r-rahimin zikrinin okunması düşmanın perişan olması,
hastanın şifa bulması, hacetlerin gerçekleşmesi, fakirlikten kurtulunması hususlarında
gayet mücerrebdir. Her kim bir oturuşta bin bir defa inna nahnu nezzelna’z-zikra
ve inna lehu lehafizun ayetini zikrederse düşman ve hasımlarının dili bağlanır.
Bu ismi yeni doğmuş bir çocuğun üzerine okusa veya yazıp taşıtsa her türlü şerden
mahfuz olur. Bu isim insi ve cinnilerin zararlarına karşı oldukça etkilidir. Yolculuğa
çıkanlar, yolculuğa çıkmadan önce bu adı ebcetsel sayı değeri kadar anıp Allah’a
sığınırlarsa Allah onları yolculuk boyunca bütün felaketlerden korur. Korktukları neyse
ondan emin olurlar. Bu ad , cinnilerin saldırısına karşı çok etkilidir; hastalık ve
felaketlerden korunmaya yarayan çok yüce bir addır. Öğrenciler bu ada devam ederlerse
bilgileri kavrama yetenekleri gelişir. Çok büyük bir felaketle baş başa kalacak olanlar,
savaş, çatışma, şerli insanların hücumu ve benzeri abdest alıp iki rikaat nafile namazı kılıp
korunmaya niyet ederek 7 defa ayetel kürsiyi okuyup son okuyuşta ayetel kürsinin
“velayeuduhu hıfzuhuma vehüvel aliyyül azim” ayetini yetmiş defa tekrarlayıp Hafiz
esmasını 998 defa anarak Allah’a sığınırlarsa hiçbir kimse onlara zarar veremez.
Ruhaniler ve melekler ordusu, kötülük vermeye çalışanları mahvederler, ona insandan ve
cinnilerden gelecek kötülüğü bertaraf ederler. O kimse Allah’ın himayesi altında olur.
defa “Yâ Mübdî, Yâ Muîd” ism-i şeriflerini okumak unutkanlık için ilaçtır.
Günde 124 defa “Yâ Muîd” ism-i şerifini okuyan ömrünü gafletle geçirmez. Sabahları 124
defa “Yâ Muîd” ism-i şerifini okuyanın kaybettiği eline geçer, işleri yolunda gider. bu ismi
Mübdi ismiyle beraber daima zikredenler ledünni ilimlerden nasiplerini alırlar.
EL-MUKADDİM (184(َاْلُمَقّدُم-Racyail-Tarafyail: Öne alan, istediğini öne alan, ileri geçiren,
istediğine, zaman ve mekân yönünden; maddî manevî yönden, şeref ve rütbe bakımından
öncelik veren. Allah Teâlâ bütün mahlûkatı yaratmıştır. Ancak seçtiklerini ileri almıştır.
İnsanların bazısını dince, dünyaca bazısı üzerine derece derece yükseltmiştir. Fakat bu
yükseltme ve seçme, kulların kendi amelleri ile ona lâyık olmaları neticesinde
olmuştur.Zühal saatinde zikrine devam eden ebediyen saadet bulur adavet bulmaz.
Tarikat yolunda olanlar bu ismin zikriyle konakları çabucak aşarlar. Harb zamanında, “Yâ
Mukaddim” ism-i şerifini okumaya devam edenler, galip gelirler. Sınav öncesinde bir
kaç pirinç tanesi üzerine 184 defa “El-Mukaddim” ism-i şerifini okuyan ve yutan
sınavında başarılı olur, en azından stresi az olur. Her hangi bir işte işin
ertelenmesi gecikmesi olduğunda bu ismin zikriyle meşgul olunursa aradaki
prüz kalkar.
EL-MUAHHİR (847(خُر
ّ َاْلُمَؤ-Cercyail-Dazveyail: Erteleyen, geri bırakan, istediğini geri
koyan, istediğini zaman ve mekân yönünden, maddî-manevî yönden, şeref ve rütbe
bakımından sona bırakan; her şeyi eceli gelinceye kadar erteleyen; imtihan gereği
genellikle kullarının cezasını hemen vermeyip âhiret gününe bırakan. Allah Teâlâ istediğini
ileri, istediğini geri aldığı gibi, bâzan da kullarının teşebbüslerini, onların bekledikleri
zamanda neticelendirmez, maksadlarını arkaya bırakır. Bunda birçok hikmetleri vardır. Bu
hikmetleri araştırmak, sezmeğe çalışmak gerekir. Zikrine devam edenler düşmandan
iftiradan, nifaktan emin olur. Zalimlerin zulmü ertelenmiş olur. Günde “Yâ Muahhir”
ism-i şerifini okuyan için, sağlam bir tövbe etmek nasip olur ve o kimse takva
sahibi olur. 100 defa “Yâ Mukaddim, Yâ Muahhir” ism-i şeriflerini okuyanın
gönlündeki zararlı ve gereksiz düşünceler kaybolur, kalbi huzura kavuşur.
EZ-ZÂHİR (1106(ظاِهُر
ّ َال-Ra’zeyail-Ğakkehayail: Açık, aşikar, varlığı açık olan, varlığını ve
birliğini belgeleyen birçok delilin bulunması açısından aşikâr, varlık ve birliğinin delilleri
her şeyde apaçık görünen; bütün varlıklar dış görünüşleriyle ve sanatlı yapılışlarıyla
O’nun kudret ve sanatına şa¬hitlik eden, kat’î delillerle bilinen. Allah Teâlâ’nın varlığı her
şeyden âşikârdır. Gözümüzün gördüğü her manzara, kulağımızın işittiği her nağme,
elimizin tuttuğu, dilimizin tattığı her şey, fikirlerimizin üzerine çalıştığı her mana, hâsılı,
gerek içimizde, gerek dışımızda şimdiye kadar anlayıp sezebildiğimiz her şey O’nun
varlığına, birliğine, kemal sıfatlarına şâhiddir. Zühalde zikrine devam eden korkulu
rüyalar evham ve hayalden korunmuş olurlar. Aynı şekilde bunlar kimde varsa
okusa bu illetten kurtulur. İşrak namazından sonra 900 defa “Yâ Zahir” ismi şerifini
okuyanın gözünün nuru artar. Her gün 100 defa “Yâ Zahir” ism-i şerifini okumaya devam
edenin kalbinde velayet (velilik) nuru belirir. Yine Günde “Yâ Zahir” ism-i şerifini
okumaya devam eden, bazı ilahi sırlardan haberdar olur. “Yâ Zahir” “Yâ Bâtın” ism-
ER-RAÛF (287(ف
ُ َالّرُؤ-Eriyail-Şevyail: Şefkati olan, şefkati çok, rahmet ve şefkatiyle her
bir canlının üzerinde titreyen; en gizli ve en küçük ihtiyaçlarına cevap veren; son derece
merhamet ve şefkat sahibi. Zikrine devam eden saadeti ebedi sahibi olur. Sinirlendiği
anda 10 defa “Yâ Rauf ism-i şerifini ve 10 defa salavat-ı şerife okuyanın hiddeti kaybolur,
sevaba kavuşur. Haksızlığı uğrayan bir kimsenin zalimin elinden kurtulması için 287 defa
“Yâ Rauf ism-i şerifi okunur. Eşlerden biri haram işler ve diğerini de aynı
haramı işlemeye zorlarsa, zorlanan eş, 287 defa Ya Rauf ism-i şerifini
okuyup dua ederse haram işleyen eş ıslah olur, o haramı terk eder. Bu
esmanın zikrine devam eden kötü ahlak sahibi katı kalbi birisi bu kötü
hasletlerinden kurtulur.
Cumartesi Gününün Cin Padişahı
Cumartesi günü, Meymun Ebu Nuh’tur. Tacı vardır ve çadırı yündendir. Yardımcılarının
giyimi, siyahtır. Görünüm olarak yaşlıdır ve elinde bir asa ile dolaşır. Çenesinde yedi kıl
vardır. Genelde kuyu kenarları ve harabe yerlerde dolaşır. Uçma özelliğine de sahiptir.
Babasının adı, Deybac Afif’tir.meymun aynı zamanda zühreninde müekkillerindendir.buna
bağlı cin lehtahtildir.bunlar Kesfiyail adlı meleğe bağlıdır.
Bu Cin taifesinin mekanı viraneler, pis yerler ve yol geçitleridir. Bu burca mensup olan
kişiye rüzgar gibi vurduğu zaman, o kişiye uyku hayal olur. Daha sonra bütün azasına
girer ve o kişinin başı ağrır, sarhoş gibi olur. Yüreği yanar, yemek yemez ve sıtmalı gibi
titrer. Ellerinin ve ayaklarının kuvveti kalmaz. Aklı gider ve rahat uyku uyuyamaz.
Bu burca mensup olan kişiye rüzgar gibi vurduğu zaman, iki küreği arasına girer. O
kişinin yemek yemesi azalır ve harareti çok olur. Başı ağrır ve kuvveti kalmaz. Öyle
kuvvetli tutarki, o kişinin aklı gider ve geceleri hastalığı daha şiddetli olur .
Burada verilen bilgiler esmaların genelde vücutta tesir bölgeleridir. Rahatsız olan
bölgelerin baktığı esmalarla meşgul olunursa inşaAllah şifa ihsan edilir. Ama unutmayın
maddi rahatsızlıklarda bunlar doktor tedavisinin yanı sıra uygulanacak alternatiflerdir.
Genelde tesir bölgeleri verilen yerlerdir. Sizde esmaların kendi vücudunuzda baktığı
yerlerin doğru olup olmadığını kıyaslayabilirsiniz. Abdestli bir şekilde kıbleye dönerek
oturun ve tamamen vücudunuzu rahatlatın gözlerinizi yumun beyninizi bütün gereksiz
düşüncelerden arıtın. Sadece okuyacağınız esmaya odaklaşın ve esmayı zikre başlayın
mesela Ya Vasiu Ya Vasiu şeklinde ve vücudunuzda bu ismi zikrederken hangi uzvunuzda
veya bölgede değişiklikler olduğunu hissetmeye çalışın normalde kalbi odaklamayı
başardıysanız esmanın 10 defa okunmasıyla maksat hasıl olur. Eğer okumanıza rağmen
olmuyorsa kalbinizi iyi toparlamadınız demektir. Esmanın Tesir ettiği bölgede yanma, sızı,
seğirme, hafif sancı şeklinde hissedebilirsiniz. Esmanın tesir bölgesi zikri esnasında çok
bariz bir şekilde kendini belli eder. Bu usulün benzeri eskiden bazı tarikat şeyhlerince
talebelerinin İsmi Azam esmasını bulmada kullandıkları usuldür. Şeyhe bir talebe
geldiğinde önce onu riyazete sokar oruçlu hayvansal gıdalardan uzak kara üzüm hurma
vs. şeylerle iftar ettirir ve gece- gündüz ibadetle uğraştırır ruhu hafifletirlerdi 7 ile 40 gün
arasında talebinin durumuna göre, bu süre bitince talebeyi önüne oturtur ve esmaları tek
tek söyler talebenin de tekrar etmesini isterdi ve kontrol ederdi talebe hangi esmayı
okurken daha çok şevk ve iştiyakla okur. Hangi esmayı daha iştiyaklı okursa o ismi zikir
olarak telkin eder ve tarikat yollarında ilerlemesi sağlanırdı. Bu usül aslında kişinin havas
ilimlerinde verilen ebced hesabıyla ismi azamını bulma usülünden daha sağlıklı ve
doğruluğu yüksek bir usuldür. Bizler bu ilimlerle meşgul olanlara bu usulü tercih
etmelerini tavsiye ederiz. Ama unutmayın yol rehbersiz gidilmez. Ne olursa olsun bir
bilenin dizinin dibinde olmak her zaman getirisi fazla götürüsü azdır. Tek başına
danışmadan yola çıkanlar yolu bilmediklerinden yolda kalmaları, kaybolmaları
kaçınılmazdır. Evet bu kısa bilgilerden sonra, amacımız bu ilimlerle uğraşanlara ve
esmaların özellikleri, yüceliğinin bilinmesi “ve huve meaküm eyne ma küntüm” (Hadid 4)
her nerede olursanız o sizinle beraberdir ayeti sırrınca Müslüman kardeşlerimin bu tür
bilgiler verilerek imanlarının artmasına vesile olmak, onların esmalardan faydalanmalarına
vesile olmak ve bu fakiri de belki dualarınızda anarsınız ümidiyle bunları izah
ediyoruz.Allahu alem bissavab.
ALLAH(C.C): Bütün esmaları içinde barındırdığından bütün vücuda bakan bir esmadır