Professional Documents
Culture Documents
Önsöz İçindekiler
Dördüncü sayımızda borderline kişilik yapısını ele alıyoruz. “Borderline” başlığı altında, bu alanla ilgili farklı metinleri bir Dosya konusu Borderline sınırlarını zorlarken – Alper Hasanoğlu
araya getiriyoruz. Psikoterapiden geçmiş ve ismi bizde saklı bir danışan borderline’ın ne olduğunu, nasıl yaşantılandığını, Borderline
neler düşündürüp neler hissettirdiğini “Paratoner” mahlasıyla aktarıyor. “Hayatın Kıyısında”, Alper Hasanoğlu’nun borderline Borderline / Sınırda Kişilik – Paratoner
kişilik yapısına şematerapi perspektifinden detaylı bakışını içeriyor.
Doğan Şahin'le söyleşi – Ceylan Özge Kunduz
Sayın Prof. Dr. Doğan Şahin’le yaptığımız söyleşide değerli hocamız, borderline kişilik yapısıyla ilgili tüm sorularımızla
birlikte, psikoterapinin Türkiye’deki gelişimi, nonspesifik etkenler ve psikoterapide etik gibi geniş kapsamlı diğer Bilişsel Davranışçı Terapi Perspektifinden Borderline Kişilik Bozukluğu'na Bir
sorularımıza da detaylı ve açıklayıcı yanıtlar veriyor. Klinik Psikolog Sevgi Güney, “Borderline Danışanlara Krize Müdahale” Bakış – Berk Murat Ergün & Sandy Kohen
başlıklı yazısında borderline kişilik yapısını, kriz ve borderline kişilik yapısı arasındaki etkileşimden krize müdahalenin
basamaklarına dek uzanan bir çerçevede ele alıyor. Psikiyatri uzmanı Dr.Berk Murat Ergün ve Klinik Psikolog Sandy Kohen, Borderline kişilik yapısıyla terapinin kıyısında – Duygu Coşkun
“Bilişsel Davranışçı Terapi Perspektifinden Borderline Kişilik Bozukluğu’na Bir Bakış” başlıklı yazılarında borderline’ı başka
bir pencereden değerlendiriyorlar. Borderline'e gelişimsel bir bakış – Burcu Gençer-Türk
Alper Hasanoğlu “Borderline sınırlarını zorlarken...” başlıklı makalesinde ilk psikoterapi hastasıyla yaşadığı zorlu ancak Borderline – Fuat Erman
son derece öğretici seansları içtenlikle anlatıyor. Klinik Psikolog Duygu Coşkun, borderline kişilik yapısıyla çalışmanın
zorluklarını “Borderline Kişilik Yapısı ile Terapinin Kıyısında” isimli makalesinde dile getiriyor. Galatasaray Üniversitesi Borderline danışanlara krize müdahale – Sevgi Güney
Öğretim Görevlisi Fuat Erman da yine borderline kişilik yapısıyla ilgili dokunaklı bir yazıyla bu sayıda yer alıyor.
İrem S. – İmbat Taşkın
Sosyal medya kanalları üzerinden iki ay önce yapmış olduğumuz mini ankette okurlarımıza gelecek sayımızda hangi
konuları görmek istediğimizi sormuştuk. En fazla tercih edilen iki konu hafıza ve sosyal psikoloji oldu. Ceylan Özge Kunduz Hayatın kıyısında – Alper Hasanoğlu
bu iki konu üzerine yabancı kaynaklarda yayımlanmış iki makalenin çevirisini yapıyor. Hafıza konusunda “Déjà Vu’nün
Nörolojisi” başlıklı çeviride hemen herkesin başına gelen fakat bir türlü tam olarak açıklanamayan “déjà vu” fenomenini Déjà Vu'nün nörolojisi – Jordan Gaines / (Çeviren: Ceylan Özge Kunduz)
hafızayla bağlantılı olarak aktarıyor. Sosyal psikolojinin geniş araştırma kapsamı içinden de yine günlük hayatta son derece
sık yaşantıladığımız fenomenler olan dedikodu, söylenti ve şehir efsaneleri üçlüsünün incelendiği bir makalenin çevirisini Ludwig Binswanger ve Daseinsanaliz – Alper Hasanoğlu
aktarıyor.
Jacob ve Wilhelm Grimm Kardeşler'den Ardıç Ağacı-2 – Aydın Parmaksız
Ceylan Özge Kunduz, bu sayıdan itibaren “Keçinboynuzu” isimli köşesinde hayatın zorlukları, acıları, sıkıntıları ve karanlığı
içinde bulmaya çalıştığımız mutlu ve aydınlık anların peşindeki yolculuğa dair kişisel yazılar kaleme alıyor. Pelin Onat Keçiboynuzu – Ceylan Özge Kunduz
“Mırıldanmalar” isimli köşesinde fotoğraf ve yaşamı “Kadraj” başlıklı yazısıyla ilintilendiriyor. “Bir Varmış Bir Yokmuş” adlı
köşesinde Aydın Parmaksız bir önceki sayıda başlamış olduğu “Ardıç Ağacı” masalının analizini bu sayıda tamamlıyor. Klinik Kadraj – Pelin Onat
Psikolog Burcu Gençer-Türk borderline kişilik yapısını gelişimsel süreçteki faktörlerle bağlantısı açısından inceliyor.
Söylenti, dedikodu ve şehir efsaneleri – Nicholas DiFonzo & Prashant Bordia /
Alper Hasanoğlu Daseinsanaliz okulunun kurucusu ve varoluş psikiyatrisinin temel taşlarından biri olan Ludwig (Çeviren: Ceylan Özge Kunduz)
Binswanger’i ve kurduğu psikiyatri kliniği Bellevue’nün hikayesini anlatıyor.
İsviçre Basel’de psikiyatri ihtisasıma başladıktan iki hafta çok erken gelip bekleme odasında sıkıntı ve endişesi gittikçe
sonra, yani taze ve acemi bile denemeyecek bir psikiyatri büyüyerek beni bekleyen ‘sevgili ilk terapi hastam’ 3. ayın
asistanıyken acilde gördüğüm bir hastayı değerlendirmek için sonunda, beni yeteri kadar sert bulmadığı için terapiyi
uzmanımın kapısını çaldım. Dr. Tarık Yılmaz’ın. İstanbul sonlandırdı ve gitti. Ama ne olursa olsun her seanstan sonra
Erkek Lisesi’nden abim, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden kendimi bir şekilde yetersiz hissetmeme neden olarak. Tarık
psikiyatri asistanıyken Cerrahpaşa Psikiyatri’nin koridorlarında sağ olsun her seans sonrası bana destekleyici seanslar uyguladı
peşinden ayrılmadığım asistan abinin, sonra dostum, daha da İstanbul’a kaçmadım. Ama yüksek standartlar şeması olan
sonra Basel’de şefim ve şimdi İstanbul’da tekrar dostum (yani kendinden beklentileri çok yüksek olan) ve henüz bunun
olan Tarık Yılmaz’ın kapısını. Kafam oldukça karışıktı. bir sorun olduğunun farkında olmayan benim, gecelerce
Çünkü Tarık bana karışık ve kitap ve dergilerden oturacak okumamı, her seans sonrasında bölüm kütüphanesine
yer olmayan dağınık odasında “nesi var hastanın?” diye kapanmamı, Tarık’ın başının etini yememi sağladığı için de
sorduğunda tam olarak ne söyleyeceğimi bilemiyordum. çok iyi oldu. Daha sonra asistanlarıma ben de aynısını yaptım.
Depresyonu da vardı, anksiyetesi de biraz, yeme atakları Hayır Tarık’tan dolaylı yoldan bir intikam almak için değil,
oluyordu ve cinsellik yaşarken zorlanıyordu da. Krizler geçirip böyle bir başlangıcın aslında iyi olduğuna inandığım için.
kavgalar ediyordu iş yerinde. Zaten acile de böyle bir iş yeri Basel Psikiyatri Kliniği’nde 60’lı yıllara kadar psikiyatriyi
krizinden sonra ambulansla getirilmiş sakinleştirici bir ilaçla seçen doktorların ilk altı ay şehre inmelerine izin verilmezmiş.
ancak yarım saatte yatışmıştı. Konuşmamızı da ben değil o 6 ay sonraki ilk ‘çarşı’ izninden sonra hala psikiyatr olup olmak
yönlendirmişti. istemedikleri sorulurmuş. Zorlanarak ve zorlayarak başlamak
iyidir diye düşünen bir ekolden geliyorum ben.
Tarık’a yarım yamalak anlattıkça ve onun hasta hakkında
sorduğu soruları yanıtlayamayıp ne kadar kötü anamnez Bu hazırladığımız borderline dosyasının iyi bir dosya
almışım diye karşısında utandıkça, o yüzünde gittikçe olduğunu düşünüyorum. İki eksiğimiz var. Bir tanesi
genişleyen bir gülümsemeyle, onun için tipik olan davranışını Kernberg’in aktarım odaklı psikoterapisi açısından borderline
yapıyor ve ofis koltuğunda aşağı doğru kayarak neredeyse yatar
duruma geçip benim sinirim iyice bozuyordu. 45 dakikanın
sonunda hızla yerinden kalktı, sanki kitaplar alfabetik
kişilik yapısının değerlendirilmesi. Bu ekolle çalışan birini
bulamadım. Yok mu, yoksa ben mi ulaşamadım bilmiyorum.
Ama e-dergi çıkarmanın güzelliği burada işte. Daha sonradan
BORDERLINE / SINIRDA
sırayla diziliymiş de her kitabın yerini o nedenle bu kadar iyi
biliyormuşçasına bir rahatlıkla Tölle’nin psikiyatri kitabını
ekleyebiliriz bu yazıyı. Eğer bu satırları okuyan ve Kernberg’çi
açıdan bu makaleyi yazmak isteyen olursa sonradan ekleriz. KİŞİLİK
çıkarıp bana uzattı ve Borderline bölümünü okumamı ve Olmazsa ben kendi okumalarımı yapıp eksiği kapayacağım.
hastayı psikoterapi eğitimim için psikoterapi hastası olarak her Bir de İmbat’ın harika vaka sunumuna şematerapötik açıdan
hafta görmeye başlamamı istedi. yaklaşmayı deneyecektim ama zaman bulamadığım için
olmadı. Ama bunu da daha sonra ekleyeceğim. Yorucu, garip, kendimin ve başkasının zamanının labirentini bir türlü çözemedim. Hiç
Yani beni buz gibi ve fırtınalı bir havada bir kayıktan yüzme kimse değilim ben. Kimseye kılıç çekmedim savaşta. Yankıyım, unutuşum, hiçliğim ben. »
bilip bilmediğimi bile sormadan suya itti. İyi ki de itmiş. İlk Biyolojik psikiyatriyle hemhal meslektaşlarım borderline
psikoterapi hastam en zor hasta grubundan biri oldu böylece. bozukluğun nörobiyolojisinin eksikliğine işaret edebilirler. Jorge Luis Borges
O hastaya yardımcı olamadım pek, bunu itiraf etmeliyim. Yazarlarsa ekleriz.
Seanslarımızda beni bazen hiç bir şey anlamamakla suçlayan,
bir sonraki seansta onu bırakmamam için suçluluk duygusuyla Şu an aklıma geldi. Bipolar nerede biter, borderline nerede paratoner
bana yalvaran, başka bir seansta çok sert olduğumu ve bir baş başlar (ya da tam tersi) o da ilginç bir yazı konusu olabilirdi.
öğretmen gibi ev ödevleri veren sıkıcı biri olduğumu söyleyen, Yazmak isteyen olursa sayfalarımız açık. Umarım sizi de, beni
randevusu olmadığı halde polikliniğe gelip onu kabul olduğu kadar doyuran bir dosya olur, eksiklerine rağmen.
edemediğim için intihar etmekle tehdit eden, bazı seanslar
geç, bazılarına haber vermeden hiç gelmeyen, bazılarınaysa
Benden; kendimi, hissettiklerimi, yaşadıklarımı anlatmam biri sadece, bazen katlanılmaz derece zor ve yorucu olmak bile hayata olan doğal bağlılık yeminimi tutmama ihmalle depresyondayımdır, zaten kim değil ki... Şiddeti
istediğinde, bir süre ne yazacağımı bilemedim. Yazmaktan biliyorum, varsın olsun. yardımcı olamadı. veya boyutu ne olursa olsun bir açıklaması olmalıydı
korktum, paylaşmaktan da, şu ana kadar sınırlı sayıda Unutmayın ki biz istediğimiz sürece -bazen istemesek bile- Tüm bunların bir cevabı, bir sonu olmalıydı veya benim. mutlaka...
insan arasında kalmışları yazacaktım, sözden-hikayeden bize birbirinden çok farklı şekillerde yardıma hazır ve bizi Defalarca denediğim ve neredeyse vazgeçmek üzere Ne kadar yorucu ve zor olsa da bana iyi geldiği fark ettim
çıkaracak gerçeğe, kaybolmayacak, kaçamayacak hale asla yalnız bırakmayan bir dolu insan var. olduğum profesyonel yardımların en sonuncusunda tüm bunların, hayatım boyunca ilk defa kendim için bir
getirecektim, korktum... hâlâ da korkuyorum... İşte benim olan o insanlara, bu satırlar... karşılaştım ne olduğumla. şey yapıyordum, sadece bana ait saatler...
Geçmişte, çok zorlandığım ve benim için “kriz” tanımının Hemen olmadı ve kesinlikle tesadüf değildi, bu Özne ben, önemli olan da bendim, sadece ben. Belki de
geçerli olduğu, ne yapacağımı bilemediğim zamanlarda NEYİM? NEREDEYİM? karşılaşma. bu nedenle ne olduğumu öğrenmek de mutsuz etmedi
başvurduğum ve içimdeki çaresizliği dışarıya akıtmaya Kendimi bildim bileli var olan ve bir türlü ne nedenini “Genç” olarak nitelendirilebilecek bir yaşta olsam, belki beni...
çalıştığım bir yöntemdi zaten - sıcağı sıcağına- yazmak. anlayabildiğim, ne de çözümünü bulabildiğim; iniş- bu karşılaşma hoş bir tesadüf bile sayılabilirdi. Ama İşte bu seansların birinde paylaşıldı benimle, ne olduğum.
Ama onlar sadece ve sadece benimdi... çıkışlarımın, bir mutlu, bir hüzünlü, bir coşkulu, değildi... Hayatın çok daha başında farkında olabilir, Psikiyatrik tanımı ile bir “Borderline/ Sınırda Kişiliğim”
Bu defa durum biraz farklı, kriz durumu yok ortada, bir yaşayan ölü hallerimden, bitmeyen mutsuzluk belki de içinden çıkmakta bu kadar zorlanmaz, o kadar da ya da “Borderline / Sınırda Kişilik Bozukluğu”m var.
terapistim benden yaşadıklarımı, olaylar karşısında seferlerimden birindeydim yine, hiçbir şey olması gerektiği derinlere inmezdim.
hissettiklerimi ve düşüncelerimi, kısaca kendimi yazmamı gibi gitmiyordu... Ne olduğumu öğrendiğimde artık, kırk bir yaşında, BORDERLINE/SINIRDA KİŞİLİK
istedi, süreci, neler olduğunu, nelerin olmadığını. “Bu Çok uzun zaman geçmişti tüm bunlara ve sormaktan da uzun sayılabilecek bir evliliği yeni bitirmiş, ergenliğinin Nedir bu Borderline... Şöyle bir şey esasında;
sayıda, Therapia’da senin durumunu konu olarak seçtik”... bir türlü vazgeçemediğim sorularımla aradığım cevabı başında bir genç kız annesi ve profesyonel olarak da uzun Yazan kimdir bilmiyorum -içinde bir miktar kendini
“Korku ve heyecan bakalım hangisi yenecek?” derken, işte bulabilmek için... yıllar çalışmış, başarılı olmuş hatta artık üst düzey bir beğenmişlik ifadeleri olsa da- beni anlatan birkaç satır .
tam bu noktada beni genellikle zorda bırakan iç sesimi Birçok insan böyle değil iken –ya da ben öyle sanıyordum- yöneticiydim. “bir bilgenin sabrını taşırabilecek kadar saldırgan,
bastırdı diğeri, yeni ve tecrübesiz olanı... ben yine böyleydim? Elbette bu görünen tarafıydı... Ya görünmeyen veya bir kediyi sakinleştirebilecek kadar uysal,
“Belki”, dedi “kendinden bahsetmek, cesurca davranıp Bir nedeni olmalıydı? bilinmeyenler? bir topluluğu gülmekten kırıp geçirebilecek kadar pozitif,
bunu sözlerden çıkartman, yazıya aktarman ve hatta bunu Neydim? Uzun bir süre boyunca, başlangıçta çoğu zaman morfinsiz yanındakileri intihara sürükleyebilecek kadar negatif,
paylaşman; kişiliğinle ilgili yeni şeyler keşfetmene ya da Neler oluyordu? diş-tırnak çektirmekten farksız, kelime-kelime ağzımdan bütün gece dans edebilecek kadar enerjik,
yaşama ihtimalinin fazla olduğu yeni krizlerine karşı daha Hayatın ve geleceğim -varsa eğer- neresindeydim? alındı, ailem, çocukluğum, gençliğim, evliliğim, bütün gün uyuyabilecek kadar yorgun,
az çaresiz hissetmene yardımcı olur, belki ne kadar yol kat Çoğu da cevabı ömür boyu bulunamayacak sorulardı boşanmam, kızım, kısaca ben. bir haftalık işi yarım günde bitirecek kadar hızlı,
ettiğini veya etmediğini daha iyi anlarsın! Ne dersin?” biliyordum. Çoğunlukla ne söylediğim anlaşılmayacak şekilde ağlar, yarım günlük işi bir haftaya yayabilecek kadar yavaş,
Umarım Therapia’nin diğer bölümlerindeki gibi, değerli Bir süre sonra bu sorular, derin sessizlikler, gözlerimin ağrısından duramaz, beynim uyuşmak için bir gelincik kadar narin,
birçok uzman veya profesyonelin yazıları arasında paylaşmamalar, yalnız kalmalar, yetinememeler, kayıplar, çırpınırdı psikoterapi seanslarında, her birinin sonunda, bir çam ağacı kadar güçlü...”
“hekimin değil, çekenin” satırlarını da okumaktan keyif terk edilişler ve başarısızlıklar olarak sardı dört bir nerede ise tank çarpmış gibi çıkardım o odadan. Kısa bir araştırma ile benzer tanımlamalara ulaşabilirsiniz
alır ve fakat yine de kendinizden bir şeyler bulamazsınız. yanımı. Sonra yavaş da olsa değişmeye başladı bu durum. birçok kaynaktan.
Özünde yaşadıklarım parça-parça da olsa birçoğumuzun Tıpkı soğukta donmak gibi, sıcacık bir karamsarlık Kendiliğimden anlatmaya başladım, durmaksızın Kendi kelimelerimle borderline olmak ise, işte böyle bir
yaşadıklarına çok benzer ve aykırı veya anormal de değil. yorganı serildi üzerime, öyle bir sıcaklıktı ki; beni yavaş- anlattım, neler hissettiğimi, neler düşündüğümü, ne şey;
Bendeki de sadece bana özel bir karışım, biraz karışık... yavaş uyuşturmaya ve hayattaki her şeyden koparmaya, istediğimi, nelere sahip olduğumu. Sürekli, ara vermeden, belki nedenini bile anlayamadan,
renkleri de tatları da. boğmaya başladı. Ve bana ne olduğu öğrenmek istediğimi ve bu şekilde olumludan olumsuza veya tam tersine; gidip gelmelerdir
Bu arada, bulduysanız da kendinizden fazlaca şey Ne hayata karşı duyduğum sevinç, ne evlat, kardeş, devam etmek istemediğimi. benim yaşadığım,
üzülmeyin, bir dolu acayiplik var hayatta, bu da onlardan dost, sevgili olmak, ne de - ve bence en önemlisi- anne Elbette bir tanımı vardı, belki de bir rahatsızlık? En iyi Abartılı, şiddetli, fazla ve değişken, hatta zıt yönlere çok
karakterlerden biri olduğu için tarihsel bir önemi vardır. içten bir günaydın dememişsinizdir. Ya da elini sıkarken oluyor peki? Gördüğümüz en sık şey bir nesne sürekliliğinin annesini kendisine iyi davrandığında iyi bir anneymiş
zihniniz bir şeyle meşguldür ve çok canı gönülden elini olmaması. Örneğin arada büyüyen çocuklar… Anne gibi kötü davrandığında da kötü bir anneymiş gibi algılar.
Peki siz borderline kişilerle nasıl çalışıyorsunuz ve bunun sıkmamış olabilirsiniz. Başka bir insan bunun çok farkına çalışıyor, çocuğu sabahleyin anneanneye bırakıyor. Öğlene Bütünleştirme fonksiyonu henüz gelişmemiştir. Bir yaşından
ne gibi zorlukları var? varmayabilir, farkına varsa bile aldırmayıp “Herhalde canı kadar anneanne bakıyor, akşamüzeri teyzesine gidiyor, sonra ise yavaş yavaş gelişmeye başlar. Ortalama olarak üç
bir şeye sıkkındır” derken borderline’lar ciddi şekilde alınıp son olarak da akşam anne alıyor. Karışık durumlar söz yaşında da iyi ve kötü tasarımları birleşip tek bir tasarım olur.
İstanbul Tıp Fakültesi’nin Çapa’da bulunan Sosyal Psikiyatri reaksiyon gösterirler. Meslektaşlarımı en çok zorlayan konusu. Çocuğun sürekli sabit bir nesne olarak algılayacağı Problem, kendilik ve nesne tasarımlarının gelişmesine engel
Servisi’nin işi budur. Biz burada 1990-1991’den beri esas şeylerden biri de borderline’ların sizinle çok çabuk ilişkiye bir anne figürü olmuyor. Burada nesne sürekliliği ve nesne olan koşulların varlığıdır. Borderline birisi kendisini de bazen
olarak kişilik bozukluklarına, kişilik bozuklukları içerisinde geçmeleridir. Diyelim ki nevrotik bir hasta gelir, kocasının tasarımlarının sabitleşmesi bozulmuş oluyor. Çocuğun tamamen çok iyi bazen de çok kötü olarak algılar. Bazen
de en fazla borderline’lara bakıyoruz. Aslında hastalarımızın ne kadar özensiz olduğunu, çocuğuyla problemlerini veya annenin nasıl biri olduğuna dair bütünlüklü bir algısı olması kendisine çok güvenir, ortalamanın çok üstünde özel biri
neredeyse %80-90’ı borderline. Türkiye’de bizden başka, sevgilisiyle ilişkisini, yani sorunu, dertleri neyse anlatır. gerekiyor ama bir tane anne olmadığı ve ortada karmakarışık olduğunu düşünürken bazen de değersiz bir hiç gibi hisseder.
bir ekip olarak çalışan ve münhasıran bu hastalara bakan Sizinle bir meselesi yoktur. Borderline kişi ise hemen bir durum olduğu için bu sağlanamıyor. İkinci faktör de
bir birim yok. Borderline’lar meslektaşlarımız, psikiyatrlar, sizinle ilişki kurar. Size “Saçlarınızı taramamışsınız galiba”, çocuğa bakanların çocuğa davranışı. Nasıl biri olduğumuzu Borderline’da ilacın tedavideki yeri nedir?
psikologlar ve diğer ruh sağlığı elemanları arasında pek “Kazağı nereden aldınız, güzel kazakmış bakabilir miyim?” bize nasıl davranıldığıyla anlarız. Bize “çok güzelsin” ya da
hazzedilen bir grup değildir. İnsanlar borderline’larla gibi şeyler söylebilirler. Yoğun bir ilişki kurarlar ve sizi de “çok zekisin” dedikleri zaman kendimizi güzel ya da zeki, Borderline’da ilacın tedavide bir yeri yok çünkü kendilik
çalışmaktan hoşlanmazlar ve genellikle de başlarından hemen o ilişkiye çekerler. Onun dışında kalamazsınız, zaten tembelsin dedikleri zaman da tembel zannederiz. Nasıl biri ve nesne tasarımlarını bütünleştiren bir ilaç yok. Ancak
atmaya çalışırlar. Zor bir hasta grubudur. Mesela psikotik kalmamanız da gerekir. Duvar gibi olup hastanın sizinle olduğumuz etrafın bize yansımasıyla oluşur ve biz oradan borderline’larda farklı süreçler vardır. Bunlardan en
hastalarla çalışmak konusunda çoğu insan o kadar ilişki kurma çabalarını bertaraf ettiğiniz zaman hasta sizinle bir bütünlük oluştururuz. Diyelim ki anneanne çocuğu önemlisi kimlik bütünlüğünün olmamasıyken bir diğeri
zorlanmıyor çünkü onlara hasta gözüyle bakıyor. Onlardan bağ kuramaz ve terapötik bir ilişki de kurulmamış olur. çok yumuşak sıcak sevecen bulup çocuğa öyle davranıyor. de ego zafiyetidir. Bu yüzden dürtüleri ve reaksyionlarını
gelen zahmeti, eziyeti hastalığına verip tolere edebiliyor. Teyze ise çocuğu soğuk algılayıp o şekilde davranırken, anne denetleyemezler, dolayısıyla impulsiv insanlardır. Hepimiz
Mesela şizofren bir hasta kendisine küfrettiği ya da hakaret Gelişim sürecinde borderline kişiliğin oluşmasını çocuğu uslu görüp yine ona uygun davranıyor. Sonuç olarak sinirlenebiliriz, hepimizin canı sıkılabilir ama bunu
ettiği zaman “hasta, ne olacak” diyor ama borderline’lardan sağlayan ne gibi faktörler var? çocuk da ne olduğunu anlayamıyor. Genel olarak borderline kontrol ederiz ve öfkemizi yerine, zamanına göre gösteririz.
gelen saldırganlıkları öyle değerlendirip tolere edemiyorlar. üç yaşa kadarki süreçte olan patolojiler sonucu gelişiyor. Borderline’lerda ego zayıf olduğu ve bir anlamda fen
Esas mesele, borderline’ların ilişkide bulundukları herkese Tek bir şeye bağlamak doğru değil, bir sürü faktör olabilir. Anneyle uzun süreli ayrılıkların büyük önemi var. Anneden tertibatları bozuk olduğundan çok çabuk öfkelenip çok
karşı hem çok yüceltici hem de yerin dibine sokucu Bazı kuramcılar bunun biyolojik bir tarafı olduğunu ve ayrı büyüyen çocuklar, annenin ölmesi veya yokluğu, çabuk kavga ederler. Bazı borderline’lar terapiye bunun için,
şekilde davranabilmeleridir. Karşıdakinin de ruhsal borderline’ların doğuştan, ortalama insana göre biraz daha annenin borderline olması ve son derece tutarsız, dengesiz “çok çabuk sinirleniyorum, herkesle kavga ediyorum” gibi
dünyasında sürekli inişler çıkışlar yarattıkları için uğraşmak fazla agresyonla geldiklerini söyler. Örneğin Kernberg… davranıp çocuğa kimi zaman dünyanın en değerli varlığıymış şikayetlerle gelir. Buna benzer başka impulsları denetlemekte
istenmez. Halbuki neyi neden yaptıklarını anladığınız Olabilir ama bu konuda 20 seneden beri çalışan biri olarak gibi kimi zamansa başına belaymış gibi davranması da diğer zorluk çekenler de olur. Hızlı araba kullanma, başını belaya
ve meselenin sizinle bir ilgisi olmadığını gördüğünüz böyle bir olasılığı reddetmiyorum ama çevresel koşullar çok faktörlerden. Borderline’lar dünyada giderek artıyor. En sokacak işler yapma, ödeyemeyeceği miktarda alışveriş
zaman borderline’larla çalışmak da kolaylaşıyor. Kendi daha önemli. Çocuğun çocuğun kimlik bütünlüğü geliştirip önemli neden de daha önce dediğim gibi, çocukların nesne yapma, rastgele cinsel ilişkiler kurma gibi… Bu hastalarda
içinde halledemediği bir öfkeyi başka bir tarafa aktarması geliştirmeyeceğini ilk başta anneyle kurduğu ilişkinin sürekliliğinin olmaması. Borderline dediğimiz zaman ilk öfke kontrolünü ya da benzeri impulsları denetlemeyi
gerekiyor ve siz denk geldiğiniz zaman size aktarıyor. Bu mahiyeti esas olarak belirliyor. Tersinden söyleyecek olursak, aklımıza gelen şey şu olmalı: Bu kişinin hem kendisinin hem kolaylaştırması amacıyla ilaç kullanırız. Ayrıca bütünlüğün
öfke sizinle ilgili olabilir de olmayabilir de. Borderline’lar her ne kadar biyolojik yatkınlıkları olursa olsun borderline’lar de diğer insanların nasıl biri olduğuna dair kafası karışıktır olmamasına bağlı olarak da duygu durumları çok sık değişir.
aşırı duyarlı insanlardır. Küçük bir ilgisizliğe veya özensizliğe aşağı yukarı 5-6 sene terapi sonucunda kimlik bütünlüğü ve bir anlamda bütünleşmemiştir. Bebeklikte annesini hem Diyelim ki sabah kalktı, annesi kahvaltı hazırlamış, güzel
karşı çok yoğun tepki gösterebilirler. Diyelim ki o gün sağlayabiliyorlar. Demek ki biyolojik bir yatkınlık olsa bile çok iyi hem de çok kötü bir şeymiş gibi algılar. Aslında bir ortam var. Çok mutlu, neşeli hisseder. Okula gider,
günaydın derken bir şey düşünüyorsunuzdur ve o kadar uygun bir çevrede borderline olmak zorunda değiller. Neler bu, bir-üç yaş arası bütün çocuklarda görülür. Çocuk, bir arkadaşı onu selamlamadı ya da bir espri yaptı ama
kimse gülmedi diye bir anda bütün dünyası kararabilir ve da annesinden zorla para alması kabul gören bir davranış isyan davranışına benziyor.” Genetik yorumlar borderline Borderline’larla çalışmanın tatmin edici tarafları neler?
her şey mahvolur, kendisini çok kötü hisseder. Gün içinde değildir. Doğuda agresyon göstermeye hiyerarşik olarak çok kişileri anne babalarına düşman eder. “Babam yüzünden
duygusal olarak sürekli bir aşağı bir yukarı iner çıkar. Bunu fazla izin verilmez. Annene babana bağırıp çağıramazsın. hasta olmuşum” diyebilirler. İlişkileri tamir edilmez hale Çok tatmin edici tarafı var. Terapi uzun sürse bile borderline
engellemek için de duygu durum düzenleyici kullanırız. Kültürel normlar agresyon göstermeye ne şekilde izin gelebilir, onları düşmanca algılamaya başlayabilirler. Ya da yüz güldürücü bir alandır. Psikotik hastaların tedavisiyle
Yalnız, yanlış anlamayın her gelen borderline’a bir duygu veriyorsa agresyon o şekilde ortaya çıkıyor. size davranışını annesiyle davranışına benzettiğiniz zaman uğraşıyorsanız onları daha iyi durumda tutmaya, kötüye
durum düzenleyici, bir impuls kontrol ilacı vermeyiz. İsteriz sizi annesi gibi algılamaya başlayabilir. Sınırlar çok net gitmelerini engellemeye çalışırsınız. Başaracağımız şey
ki terapiyle düzelsin ama çok zorlanıyorsa terapi bunları Başka bir hastaya hiç problemsiz uygulanabilecek olmadığı için transferanstan da öte, gerçekten öyleymişsiniz hastayı, hastalanmadan önceki düzeye getirmeye çalışmaktır.
sağlayana kadar bir süreliğine bu ilaçları kullanırız. Bunlara ama borderline kişilerde çok dikkat edilmesi belki gibi algılamaya başlayabilir. Dolayısıyla yorum yaparken her Halbuki borderline’da tedaviden maksat hastayı şimdiye
ek olarak borderline’larda her türlü birinci eksen problemine yapılmaması gereken terapötik müdahaleler nelerdir? zaman “şimdi ve burada” ve “mış gibi” üzerinden gitmek kadar olduğundan yani en iyi halinden bile çok daha iyi
rastlanır. Anksiyete bozuklukları, obsesyonlar, panik gerekir. Örneğin “neredeyse babasına karşı tepki veren duruma getirmek, kişilik örgütlenmesini değiştirmektir. Bu
bozukluk görülebilir; kişi depresyona girip çıkabilir. Böyle bir Borderline kişilerde çerçeveye harfiyen uymak esastır. Zaten bir çocuk gibi davranıyorsunuz.” yahut “şu anda adeta yüz güldürücü, güzel, keyifli bir şeydir. Hastada bu süreci
şey olduğu zaman da onlara yönelik kısa süreli ilaç kullanırız. borderline kişilerin önemli özelliklerinden biri ilişki kurma annesiyle tartışan bir kız çocuğu gibi davranıyorsunuz” izlemek, onun nasıl değiştiğini görmek, ruhsal yapısının ve
Bazen yoğun stres durumlarında kısa süreli paranoid tablolar konusunda bitmeyen bir gayrete sahip olmaları ve buna ek gibi… Bir diğer fark da borderline terapisinde terapistin daha kişiliğinin bu kadar değişiyor olduğunu gözlemlemek tatmin
da ortaya çıkabilir. O zaman da düşük doz ve kısa süreli olarak terapistle terapötik ilişki dışında bir ilişki kurmak için aktif olmasıdır. Hastayı olduğu gibi serbest çağrışımlara edicidir. Size iyi, yararlı ve güzel bir şey yaptığınızı hissettirir.
antipsikotik kullanırız. özel bir çaba içerisinde olmaları, terapisti bir ilişkiye çekmeye bırakmak söz konusu değildir. Nevrotik hastaya terapinin
çalışmalarıdır. Kimisi de çok manipülatiftir. Sizi de hastayı sonunda vaat ettiğiniz şey onun kendi kendisini anlamasını Tedavi bittikten sonra dönüp baktıklarında ilk seansla
Borderline semptomlarında kültürel farklar görüyor da koruyacak olan şey, çerçevedir. Çerçeveyi bozarsanız sağlamaktır. Nevrotik kişinin terapiden kazanacağı şey kendi terapi bitimindeki farkları kendileri nasıl görüyorlar?
musunuz? bundan esas olarak zarar görecek olan hastadır. Örneğin davranışlarını niye yaptığının farkına varmaktır. Kendinizi Çok göremezler, ya da sizin gördüğünüz kadar göremezler.
nevrotik bir hastada görüşmeyi bir kere 10 dakika uzatırsanız bu misyonla sınırlı tutarsınız. İçgörü kazandıktan sonra ne Bu çok uzun bir süreçtir. Altı yıldan bazen on yıla kadar
Çok fazla… Örneğin batıda borderline özellikler gösteren bundan kıyamet kopmaz. Ama borderline bir hastada bir yapacağı kendine kalmıştır. Değişebilir de değişmeyebilir uzayabilir. Değişimleri o kadar yavaş gelişir ki sizin gibi
kişilerde alkol kullanım oranı çok yüksektir ama bizde o kere çerçeveyi bozarsanız tekrar toplamanız çok zor olur. de. Halbuki borderline bir hastada terapistin bir planı, niyeti net olarak göremezler. Eskisi gibi olmadıklarını, daha iyi
kadar değildir. Yine batı ülkelerinde, örgütlenmenin kolaylığı İkinci olarak, yorum yaparken genetik yani bir semptomun vardır. “Ben onun kendisini anlamasını sağlayacağım” diye olduklarını bilirler ama o dramatik farkı kendileri o kadar
sayesinde borderline’ların çok çabuk grup oluşturduklarını oluşmasıyla ilgili faktörlere ilişkin yorum yapmaya karşı değil “kimlik bütünlüğü kazanmasını sağlayacağım, egosunu idrak edemezler.
söyleyebilirim. Bu bir müzik grubu da olabilir bir kulüp çok dikkatli olmak icap eder. Nevrotik bir kişiyse yerinde güçlendireceğim, savunma mekanizmalarını daha üst düzey
ya da bir çete de… Bizde bu kadar örgütlü değiller, daha ve zamanında olmak kaydıyla doğrudan genetik yorumlar savunmalara dönüştüreceğim” diye bir planı vardır. Bu plana Borderline’dan biraz daha genel sorulara geçersek,
bireyseller. yapabilirsiniz. Diyelim ki kendisinden yaşça büyük ek olarak planı gerçekleştirmek için aktif çaba gösterir. Daha terapinin başarısında nonspesifik etkenler deyince
adamlara ilgi duyan nevrotik bir kadın hastaya, bunun sorumluluk alan bir pozisyonu vardır. Nevrotik hastayla aklınıza ne geliyor?
Türkiye içindeki kültürel farkla belirgin oluyor mu? babasıyla olan ilişkisiyle alakalı olduğuna dair bir yorum çalışırken sorumluluk daha çok hastadadır. “Ben sana ışık
yapabilirsiniz. Borderline’larda “bu babanızla ilişkiizden tutuyorum sen de gördüğün kadar görüyorsun” gibi… İnsan olmak… En önemli faktör budur. Ne olursa olsun,
Çok. Mesela doğuda impulsiv davranışlar çok hoş kaynaklanıyor” anlamına gelecek yorumlar yapılmamsı Borderline’la çalışmak ameliyat yapmak gibidir. Terapist, ister bilişsel ister analiz hepsinde en önemli şey hastayla
karşılanmadığı ve kişi davranışlarını her zaman kontrol ettiği gerekir. Bu yorum pozisyon olarak yapılabilir. Zaten “onu alacağım, şuraya koyacağım, bunu yapacağım” gibi plan kurulan sağlıklı ve insani bir ilişkidir. Hastaları tedavi eden
için bunları genellikle sosyal olarak kabul edilebilir şeylere borderline’larla terapide hep “şimdi ve burada” çalışacaksınız içerisindedir. esas şey de budur. Bir anlamda insan gibi davranmaktır
dönüştürmek, agresyonlarını sosyal olarak kabul gören bir ve hep sizinle olan davranışlarını yorumlayacaksınız. Bunu diyebiliriz. Hastayı iyileştiren, onu suistimal etmeyecek
ortamda göstermek zorunda kalıyorlar. Doğuda borderline yorumlarken şöyle diyebilirsiniz: Şu anki davranışınız şekilde davranmak, onun iyiliğini düşünerek hareket
bir çocuğun sinirlenip babasına kül tablası fırlatması ya onun isteğini karşılamayan bir babaya karşı gösterilen bir etmektir. Borderline’larda bu durum çok daha belirgin
BKB’nda davranışsal problemler olarak, kendine zarar verme Kendilik algısının sağlıklı gelişimi için dış dünyadan
davranışları, intihar girişimleri, psikoaktif madde ve alkol gelen mesajlar ile kişinin kendisi ve dış dünya hakkındaki
kötüye kullanımı, riskli eylemlerde bulunma yoğun olarak algılarının tutarlı olması gerekir. Ancak BKB’nda gelişim
gözlemlenir. Hastaların %75’inden fazlasında en az 1 intihar sürecinde kişiye çevresi tarafından verilen geri bildirimlerin
girişimi öyküsü vardır. İntihar riski her zaman tedavinin en “her tanımın yanlış”, “deneyimlerinden çıkarttığın sonuçlar
öncelikli maddesidir. Hastaların büyük çoğunluğu kendine aptalca, anlamsız”, “tokum diyorsan aslında açsın demektir”
zarar verme davranışları sergiler. Bu davranışlar yaşadıkları gibi kişinin kendisi ve dış dünyayla ilgili algılarını,
duygusal acıdan kurtulup şu ana dönme çabasıdır. Gamze tanımlamalarını geçersiz kılan mesajlar içerir. Bu durum
kendine zarar verme davranışlarıyla ilgili kendisini şöyle ifade kişinin sağlıklı bir kendilik algısı geliştirmesini engeller.
etmekte: “Kendimi kesiyorum çünkü acıtıyor, var olduğumu Gelişim çağında çocuğun kendilik algısı ile ilgili deneyimlere
hissediyorum. Şöyle bir sarsılmış oluyorum ve gerçeğe çevresindeki insanların değer vermemesi, çocuğun çevre ile
dönüyorum.” kurduğu ilişkide kendi sezgilerine güvenmemesine neden
olur. Çocuk için geçerli olan kendisinin algısı değil geçersiz
Problemin bilişsel yansıması paranoid ve ambivalan kılan çevrenin ne dediğidir. Annesi tarafından beslenme
düşünceler şeklindedir. Zaman zaman hastalar psikotik konusunda aşırı kontrolcü ve müdahaleci bir şekilde
süreçlerin içerisine girebilirler. büyütülen çocuğun açlık ve tokluk algısıyla ilgili annesine
“anne ben doydum mu?” sorusunu sorması gibi.
Aslında bizim kişilik bozukluğu olarak tanımladığımız şey
onların yaşamının kendisidir. Kaosun egemen olduğu, bir Ebeveynlerin çocuk için güvenlik alanı oluşturması gereken
türlü dengeyi bulamayan, zor ve fırtınalı bir yaşam. bir dönemde kötüye kullanılan veya çevresi tarafından
durmadan geçersiz kılınan mesajlarla büyümeye çalışan
BKB’nun Gelişimsel Öyküsü çocuk için ebeveyn, tersine, korkunun kaynağıdır. Böyle bir
Sınırda yaşamanın temelleri, bu kişilerin gelişim süreci çevrede büyüyen çocuk güvenli bağlanma oluşturmakta ve
boyunca içinde bulundukları çevre ve yaşadıkları travmatik tatmin edici ilişkiler kurmakta zorlanır. Bununla birlikte
deneyimlerle atılır. Araştırmalar çocukluk çağında terk edilme korkusunun hayatlarını yönetmesi, duygu
yaşanan travmalarla BKB arasında anlamlı ve güçlü bir durumundaki dalgalanmalar, düşüncelerdeki tutarsızlık,
ilişkinin varlığını göstermektedir. Travmatik deneyimler; davranışlardaki bozukluk ve sınırlarda geçirilen bir yaşam
cinsel istismar, fiziksel ve duygusal şiddet, ihmal gibi aslında bir bütün olarak anlam kazanmaktadır. Terapist
olumsuz yaşantılardan oluşur. Ebeveynlerin kendileri bu olarak borderline hastaların yaşadıkları bu döngüyü görmek
davranışları göstermeseler bile çocuklarını korumakta veya o kişileri anlamayı sağlarken tedavinin de önemli bir
çocuklarının yaşadıkları olumsuz deneyimi duygusal olarak parçasını oluşturur.
işlemlemelerine yardımcı olmakta başarısız olmuşlardır.
Travmatik deneyimin kimin tarafından gerçekleştirildiği,
şiddeti ve sıklığı da BKB semptomlarının yoğunluğu ve
şiddeti ile yakından ilişkilidir.
BKB’nda Bilişsel Davranışçı Terapi Bu inançlar koşulsuz, katı ve değişime dirençlidir. Kişinin BKB hastalarının, durumları değerlendirmede grinin Tedavinin hedefi, şemaları, kutuplaşmış düşünce ve telafi
Borderline hastalarının kişiler arası ilişkilerde yaşadığı yaşam deneyimlerine anlam kazandırmak için genel tonlarını kullanma becerisinin eksikliği duygusal kaosa ve edici stratejileri daha işlevsel inanç ve davranışları içerecek
problemlerin (yapışma-terk etme, değer verme- biçimde düzenlenmiş prensiplerdir. Şemalar derinde yatan, tepkilerin aşırı şekilde uçlara kaymasına neden olur. biçimde yeniden yapılandırmak ve eksik yaşam becerilerini
değersizleştirme benzeri ikiliklerin varlığı) iyi bir terapötik sorgulanmayan kabullerdir; kişi tarafından değişmez geliştirmektir. Depresyon, anksiyete bozukluklarında
ilişki kurmayı zorlaştırmasına ek olarak kendine zarar verme doğrular olarak görülür. Uyumlu şemalar verilerin hızlı bir Telafi edici stratejiler, çocukluk döneminde yaşanılan uygulanan BDT’ye göre BKB’nun BDT’si çok daha uzun
ve intihar davranışı gibi var olan riskli davranış kalıpları şekilde özümsenmesi ve uygun karar verme süreçlerinin olumsuz deneyimler ve travmalarla belirlenmiş soluklu bir tedavidir. Terapide konan hedeflere en az bir
tedaviyi oldukça güçleştirmektedir. Buna karşın BKB’nun oluşmasında işlevsel bir rol oynar. Buna karşın psikiyatrik uyumsuz şemalara karşı geliştirilmiş işlevsel başa çıkma senenin sonunda ulaşılabilir.
tedavisinde bilişsel davranışçı tedavi (BDT) ve BDT’den bozukluklarda uyumsuz davranış ve olumsuz duygu davranışlarıdır. Belli bir dönem boyunca işe yarayan ve
türeyen üçüncü dalga terapiler (diyalektik davranışçı terapi, durumuna yol açan “uyumsuz şemalar” vardır. BDT’nin kişinin kendisini korumasını sağlayan bu davranışları Uzun ve yoğun bir terapi sürecinde ilerlemenin belirleyicisi
şema terapi) bu hastalar için umut kaynağı olmaktadır. en temel hipotezlerinden birisi uyumsuz şemaların stres hayatları boyunca birçok durumda kullanmaya devam hayatı boyunca güvensiz ilişkiler kurmuş olan hastanın
oluşturan güncel bir yaşam olayıyla tetiklenene kadar pasif ederler. BKB’nda tipik telafi edici stratejiler; kaçınma, terapisti ile güvenli bir ilişki kurmasıdır. Bu ilişkinin
İlk olarak depresif bozukluk için geliştirilen BDT, anksiyete olduklarıdır. Ancak BKB gibi kişilik bozukluklarında bağımlılık, kontrol, kendine zarar verme, saldırganlık ve istenilen noktaya gelmesi şüphesiz ki uzun bir süreç alacaktır
bozuklukları başta olmak üzere birçok eksen I bozukluğun şemalar her an güncel yaşam olaylarıyla tetiklenmeye dissosiyasyon şeklindedir. Bu stratejiler istenen sonucu ve zaman zaman da sekteye uğrayabilir. Borderline’ların
tedavisinde süreç içerisinde etkin olarak kullanılmaya hazır birer bomba gibi açıkta beklemektedir. Bu şemaların vermediğinde hastalar farklı bir yol denemek yerine terapistleriyle kurduğu ilişki diğer insanlarla kurdukları ilişki
başlanmıştır. Bu durum BDT’nin eksen II bozukluklarının aktifleşmesi de ciddi duygu durum değişikliklerine neden işlevsiz stratejilerini yeteri kadar iyi gerçekleştirmediklerini kalıbından farksızdır. Terapist onlar için bir an çok değerli
tedavisinde de kullanımını gündeme taşımıştır. olur. düşünürler ve aynı stratejiyi daha yoğun biçimde ve sevdikleri kişiyken ertesi gün değersiz ve nefret edilen
uygulamakta ısrarcı olurlar. Ancak çocukluk döneminde bir kişiye dönüşebilir. Terapistinin de onu terk edebilme
Beck modelin BKB üzerine olan kavramlaştırmasında Borderline hastalarda bulunan ön plandaki şemalar: “ Dış kötü sonuçları engellemek için kullanılan bu stratejiler ihtimalinin verdiği korkunun yoğunluğunda terapiste
şemaların belirleyici rolüne vurgu yapar. Sonrasında Pretzer, dünya tehlikeli”, “diğerleri güçlü, acımasız ve kötü ” “ben yetişkinlikte probleme katkı sağlayan ve devam ettiren aşırı yapışma şeklinde bağımlı bir ilişki kurmalarını ya da
Freeman, Layden ve Morse BKB’nda bilişsel modeli daha da güçsüz ve kırılganım”, “ben özünde kabul edilemez bir unsurlar haline gelir. Çocukluklarında duygu ve hastanın terapiyi sonlandırmasını getirebilir. Bu nedenle
detaylandırıp zenginleştirmişlerdir. insanım” şeklindedir. Bu temel inançlar aşırı bir uyarılmışlık düşüncelerine değer verilmeyip geçersiz kılınan bu kişilere terapistin hastayla kurduğu ilişkide iyi bir denge oluşturması
hali, zayıf kendilik algısı ve kişiler arası ilişkilerde duygu ve düşüncelerinin yanlış olduğu mesajı verildiği gereklidir. Bu denge içerisinde terapi sürecinin sınırlarını iyi
BKB’nun BDT ile tedavisinde 3 temel öğe ele alınır: güvensizliğe ve kaosa neden olur. Örneğin, bağımlılık için “duygularını dışa vurmama” gibi kaçınma stratejisi belirlemesi ve terapi hedeflerinin net olması çok önemlidir.
“Otomatik düşünceler, ara inançlar ve şemaları” içeren varsayımı ( hastanın güçsüz ve kırılgan olduğu ve diğer geliştirebilirler. Çocukken işlevsel olan bu stratejiler yetişkin
bilişler, telafi edici stratejiler ve eksik yaşam becerileri. kişilerin güçlü olduğu inancı) ile paranoid varsayımların olduklarında yaşadıkları ilişkilerde onlar için bir engel İyi bir terapötik ilişki terapinin temelini oluşturmakla
(diğer kişilerin güvenilmez ve kötü olduğuna dair inanç) oluşturabilir ve kişiler arası sorunlara yol açabilir. birlikte, BKB’nun tedavisinde ilk adım bu kişilerin
Otomatik düşünceler bilişin en kolay farkına varılabilir ve paradoksal kombinasyonu BKB hastalarında kişiler arası kendilerine zarar verici davranışlarını ve intihar girişimlerini
en yüzeysel katmanını oluşturur. Ara inançlar şemalarla ilişkilerde görülen tutarsız ve uç davranışlara neden olur. İhtiyaçların karşılanmadığı, duygularını ifade etme engellemektir. Bu ancak terapistle kurulan iyi bir ilişki,
otomatik düşüncelerin arasında yer alan kural, tutum Bu hastalar, bir taraftan diğer insanlara yapışma ihtiyacı özgürlüğü bulunmayan, geçerli kılınmayan bir ortamda terapistin kendisini ulaşılabilir kılması ve terapistin hastaya
ve varsayımlardan oluşur. Bunlar bireysel deneyimler, içindeyken diğer yandan dış dünyaya güvensizliklerinden büyüyen çocuğun yaşam becerileri de eksik kalır. Problem krizi yönetmek için öğreteceği alternatif stratejilerle
aile ve sosyal etkileşim bağlamında öğrenilip geliştirilir. dolayı o kişileri kendinden uzaklaştırma eğilimindedirler. Bu çözme, kişiler arası etkileşim, emosyonlarını düzenleme mümkün olur. Krize olabildiğince erken müdahale etmek
Tedavinin biliş olarak ana odağı şemalardır. Şemalar inançlara ek olarak BKB’nda önemli bir diğer bilişsel özellik gibi temel yaşam becerilerini öğrenemezler. Bu eksik yaşam riskli davranışların önüne geçmek için önemlidir. Krizleri
çocukluk çağlarında yaşanan deneyimlerle, ebeveynlerle de kutuplaşmış düşünce kalıbıdır. Bu durum kişinin hayatı becerileri onların hayatla başa çıkmakta zorlanmalarına ve yönetmenin ilk adımı hastayı sakinleştirmek, empatik
ilişki ve dış çevreden gelen mesajlarla şekillenen kişinin siyah ve beyaz olarak uçlarda yorumlamasına neden olup bir uygunsuz tepkiler geliştirmelerine neden olur. bir dinlemeyle hastanın duygularını geçerli kılmaktır.
kendi, dış dünya ve gelecek hakkındaki temel inançlarıdır. parçaya bakarak bütünü tanımlaması sonucunu doğurur. Terapistlerin hastanın duygularını geçerli kılmadan pratik
Borderline kişilik yapısı üzerine benden bir yazı yazmam Eğer borderline kişilik yapısında belirtilen en temel
istenildiğinde aklıma gelen ilk cümlelerimin “yazı en fazla sıkıntılardan biri, kişiler arası ilişkilerin gözünde aşırı
kaç sayfa olmalı” ya da “içerik açısından tam olarak beklenen büyütme ve bir anda yerin dibine sokma uçları arasında
ne?” gibi sınırları net bir şekilde çizmeye yönelik sorulardan gidip gelmesi ise ve bu kişilerde dürtüsel davranışlara sıkça
oluşması sanırım tesadüfi olmamalıydı. Çünkü, bir terapist rastlanıyorsa, terapide kurulacak ilişkinin bu durumdan
olarak karşı koltuğunuzda borderline kişilik yapısı olan nasibini almamasını ummak terapisti olsa olsa hayal
biri oturuyorsa terapötik çerçeveyi korumanın bir hayli kırıklığına uğratacaktır.
meşakkatli olacağını ve terapi boyunca sınırlarınızın ne denli
zorlanacağını aslında daha ilk seanstan çok iyi bilirsiniz. Bir O halde bu durumu görmezden gelmek yerine tam da
yandan haber vermeden iptal ettiği seansı hiç umursamayan bu inişli çıkışlı, dalgalı ruh hallerinin ve kişiler arası
bireyin, bir sonraki seansta sürenin yetersizliğinden nasıl çatışmaların ortaya çıkabileceği terapötik bir ortamı
büyük bir öfkeyle bahsedebileceğini görmek hiç şaşırtıcı yaratabilmek ve bu dinamikleri yorumlayabilmek
olmayacaktır. Benzer şekilde, terapist olarak siz, o kişinin terapiyi işlevsel kılacaktır. Diğer bir deyişle, terapistin
gözünde bir anda “dünya üzerinde onu tek anlayabilecek sınırlarının zorlandığı alanlar aynı zamanda dönüşüme
kişi” kadar idealize bir imgeyken, bir sonraki seansta çok ve değişime açılan fırsat kapıları olacaktır. Kabul etmek
kolaylıkla yerle bir edilip “onu hiç umursamayan, işini hiç de gerekir ki, terapistin bu tip zor vakalarda kendisini bir
iyi yapamayan” bir terapist haline dönüşebileceksinizdir. araç olarak kullanmak durumunda kalması kimi zaman
Terapinin Kıyısında olmaktan çıkabilir mi? Terapist, kişinin tüm eyleme dökme
davranışlarının ilk muhatabıyken hem sınır koyucu hem de
bir o kadar da kapsayıcı olabilir mi?
süreç olarak tanımlanmasından ziyade, sağlıklı ilişkiler
geliştirmeye ve bireyselleşmeye fırsat verebilen, boşluk
duygusunun yerini merakın aldığı, içsel dünyaya yapılan
yolculuğun bir parçası olarak görülebileceği inancındayım.
Sanırım bu soruların cevabı, borderline kişilik yapısının
Borderline kişilik yapısıyla çalışmak epeyce zorlayıcı olsa da getirileri ve sonuçları son doğasını yeterince kavrayıp, onu kabullenebilmekle ilişkili
derece yüz güldürücü. olsa gerek. Bu kişilerin kendilik sınırlarının yeterince
belirginleşmemiş olması, kronikleşmiş boşluk hissi ve
duygu coşkun duygulanımlarını düzenlemekte çektikleri zorluklar sebebiyle
terapistin, eyleme dökme davranışının muhatabı olması
kaçınılmazdır.
burcu gençer-türk
Borderline kişilik bozukluğunu hep çok gizemli Yakın geçmişte yapılan araştırmalar, borderline özelliklerin
bulmuşumdur. Bir an kendini dünyanın en güvenli %60 oranında kalıtımsal olduğu sonucuna varıyor. Yani
ilişkisinde zannederken, kısacık bir an içinde inanılmaz bir tartışmanın biyoloji tarafı az farkla önde gidiyor. Bu demek
tehdit altında olduğunu hissetmek insanı ne hale sokar merak oluyor ki, doğuştan gelen bazı özellikler borderline kişiliğin
ederim. Borderline kişilerin ilişkileri, insanları algılayışları, gelişmesinde rol sahibi olabiliyor. Öne çıkan ortak mizaç
kendileri hakkında düşündükleri aniden yön değiştirebilir. özelliklerinden biri dürtüsellik. Dürtüselliği yoğun kişiler
Günlük hayat onlar için adeta daimi bir belirsizlik içinde düşünmeden hareket etme eğiliminde olduklarından
devinir. Bazıları için belirsizlik heyecan verici bir durumdur, kendilerini tehlikeye atma olasılıkları yüksek. Aniden gelen
farkındayım. Ben kendi adıma belirsizlikten hiçbir zaman dürtünün peşine düşmeleri mantıklı kararlar vermelerine
hoşlanmadım. Bu yüzden özellikle ilgimi çekiyor borderline engel oluyor. Hissettikleri olumsuz duygulara verdikleri
kişilikler. Acaba ne sebep oluyor bu gelgitlere, ansızın gelen orantısız tepki bununla açıklanabilir belki. Bir başka
şiddetli öfke patlamalarına, yanlış ilişkilerde ısrar etmelerine, açıklama da duygularını dengelemekle ilgili yaşadıkları
tekrar tekrar kendilerine zarar verme çabalarına? zorluklar olabilir. İlişki problemlerinin oluşmasına temelde
bu becerinin eksikliği yol açıyor. Borderline kişiler diğer
Psikopatolojideki en büyük tartışma konusu, sorunların insanlara göre duygusal uyaranlara karşı daha hassaslar,
nedeninin genetik mi yoksa yetiştirilme mi olduğudur. Biyoloji daha çabuk öfkelenebiliyor, üzülüyor ve kaygılanıyorlar. Bu
mi, çevre mi? Bilimsel araştırmalar sıkça bu sorunun cevabını duyguları daha yoğun yaşıyorlar ve tekrar dengeyi bulmaları
arar. Çünkü bulunacak kesin bir cevap aslında yaşanan sıkıntıyı daha uzun zaman alıyor. Özellikle çevreden gelen negatif
çözebilmenin veya daha önemlisi, önleyebilmenin anahtarı ipuçlarını daha çabuk ve aşırı algılıyorlar. Bu durum zihinsel
olabilir. Mesela bilsek ki depresyonun tek ve kesin nedeni süreçlerinin işleyişine de olumsuz olarak yansıyor ve yine
yanlış anne baba tutumları, o zaman bu yanlışlardan kaçınarak mantıklı tepkiler vermek konusunda yetersiz kalıyorlar. Peki
depresyonu önlemek mümkün olabilirdi. Ve çözüm ne kadar tüm bu biyolojik yatkınlıklara sahip insanlar borderline
kolay olurdu. Ancak çoğunlukla, araştırmalar bu ikileme net kişiliğe dönüşüyor mu? Hayır... ve burada da çevresel
bir yanıt bulamazlar. Çoğu psikopatolojinin nedeni biyolojik ve faktörler devreye giriyor.
çevresel faktörlerin birleşimi olarak çıkar karşımıza. Borderline
kişilik bozukluğu için de durum farklı değil.
Çevresel faktörler denince elbette ilk akla gelen çocukluk çocuksun sen” diyorsa, hemen ona inanır. Çünkü yeterli birinden geliyorsa çocuk için dünya tamamen tehlikeli bir yönetmek ve düzenlemek konusunda yeterli beceriye sahip
dönemi ve aile. Borderline kişilik sahibi insanların tecrübesi yoktur hayatta ve en güvendiği insanın söylediği alana dönüşür. Geçmişinde buna benzer bir fiziksel veya değilse, çocuğun rol modelinde bir sorun var demektir.
geçmişlerindeki ortak noktalar incelendiğinde ağır basan doğru olmalıdır. Kabul eder tek gerçek gibi. Ya da tekrar cinsel taciz anısı olan borderline kişilikler genelde büyük Bu da aslında genetik yatkınlık dediğimiz duyguların
tablo; ihmal, ilgisizlik, küçük yaşta ebeveynden ayrılma, tekrar bir şey sormasına rağmen dönüp bakmıyorsa, cevap bir boşluk hissi yaşadıklarını ve devamlı güvenebilecekleri doğru düzenlenememesi durumunun aslında çevreden
travma, fiziksel veya cinsel taciz şeklinde. Çocukluk çok vermiyorsa babası; söylediklerinin, düşündüklerinin bir bir ilişki arayışı içinde olduklarını tarif ederler. Ancak öğrenildiğiyle açıklayabilir.
önemli bir dönem insan yaşamında. Zihnin bambaşka önemi olmadığını dolayısıyla değersiz olduğunu kazıyabilir çelişki de burada başlar onlar için. Eskiden güvendikleri,
çalıştığı, ironilere, metaforlara yer olmayan, her şeyin çocuk zihnine. Şimdi diyeceksiniz ki hangimiz yaşamadık sevdikleri insan onlara ağır bir ihanet etmiştir. Bir yandan Söz konusu psikopatoloji olduğunda her zaman kesin ve
olduğu gibi algılandığı ve genellenerek kaydedildiği. Öyle benzerlerini çocukken. Hepimiz elbet bir miktar ihmal onu sevmeye devam ederken, bir yandan da kendilerini net sonuçlara varmak mümkün olmuyor. Ancak çok sayıda
ki o dönemde kazınan duygusal yaralar, yıllar geçse ve edilmişizdir. Ben babamı suçlardım eskiden, ‘Ne kadar devamlı korumaya çalışırlar. Bu patern ilerideki ilişkilerine araştırma gösteriyor ki, çoğu patolojinin oluşumunda
zihin büyüse bile kaydedildiği şekliyle kalıyor bazen, en ilgisizsin.” diye. O da bana içini çekerek ; “Ah bir çocuğun de yansır ve bir gün çok yakın, ertesi gün fena halde mesafeli kalıtımsal özellikler ve çevresel etkenler birlikte çalışıyor.
acımasız haliyle. Artık herkes biliyor ki, yetişkinlikteki güven olsun da anlarsın, bu çocuk milletine yaranılmaz!” derdi. oldukları ilişkiler yaşamalarını açıklayabilir. Burada yine Borderline kişilik bozukluğu belki de bu ortaklığın en rahat
duygusunun temelleri çocuklukta atılıyor. Eskiden en çok Gerçekten çocuğum oldu ve anladım ki talepleri bitmez daha öncekine benzer bir soru geliyor akıllara. Her ihmal gözlemlendiği alan.
benimsenen ebeveynlik tarzı çocukla pek yüz göz olunmayan çocukların ve bir yanınızla hep eksik hissedersiniz ihtiyaçları edilmiş, hiçe sayılmış, dövülmüş veya tacize uğramış çocuk
katı disiplinken, günümüzde anne babalar çocuklarının karşılamakta. Elbette bahsettiğim ihmal ve ilgisizlik bu değil bir borderline olarak mı büyüyor? Hayır... ve tekrar genetik
duygu ve ihtiyaçlarına daha duyarlılar. Çünkü biliyorlar ki, borderline kişiliklerin geçmişinde yatan. Hiçbir duygunuzun, yatkınlık, biyoloji açıklamalarına geri dönebiliriz. Çünkü
temel ihtiyaçları yakınları tarafından karşılanan çocuklar düşüncenizin önemsenmediğini; açlık, susuzluk gibi fiziksel bazı durumlarda çok yoğun bir ilgisizlikle büyüyen bir çocuk
temel güven hissini kazanıyor ve kendilerinden emin ihtiyaçlarınızın karşılanmadığını; ilgi, sevgi görmediğinizi normal gelişim gösterebilirken, daha az ihmale uğramış bir
büyüyorlar. Zihinlerinde güvenli bir dünya, güvenebilecekleri ve bunu her gün tekrar tekrar yaşadığınızı düşünün. başkası borderline özellikler sergileyebiliyor. Burada biyolojik
insanlar gibi kategoriler oluşuyor. Peki ya en yakınındaki Bahsettiğim böyle bir ihmal... ve sonucunda bir borderline yatkınlık sonucu, yaşadığı olumsuz duyguları aşırı algılama
insanlar tarafından güvenliği tehdit edilen veya hiçe sayılan kişilikte olduğu gibi kırılgan bir kendilik algısı şaşırtıcı ve dengeleyememenin rolü düşünülmeli.
çocuk... Onun zihninde neler oluyor? olmaz herhalde. Hayatta başına iyi şeyler gelmesini hak
etmediğini, düşüncelerinin ve yaptıklarının yeterince iyi Bu gibi konularda hep yumurta mı tavuktan, tavuk mu
Çocukluk döneminde ailesinden ayrılmak zorunda kalmış olmadığını düşünmesi aslında gayet anlaşılır böyle bakınca. yumurtadan sorusu geliyor aklıma. Bazı çocuklar genetik
veya ihmal edilmiş çocuklar sevgiden yoksun büyüyorlar. olarak belli farklılıklara sahip olduklarından ailelerinin
Bir çocuk için çok önemlidir anne babasının gözüne İhmal ve ayrılık gibi, fiziksel ya da cinsel taciz de uzun davranışları da ona göre şekillenebiliyor. Örneğin daha
girmek. Kendisini nasıl tanımladığı önceleri anne babasının vadeli etkiler yaratır. Böyle bir deneyim çocuğun güvende dürtüsel, tepkilerin kontrol edemeyen veya öfkeli çocuklara
gözüyle nasıl göründüğüne bağlıdır. Annesi “ne yalancı olma algısını yok edebilir. Hele de taciz tanıdığı güvendiği karşı ebeveynler daha ilgisiz ya da tam tersi daha şiddetli
davranıyor olabilir. Benzer şekilde, anne baba duygularını
fuat erman
Aylardan Mayıs, bir iş seyahati nedeniyle Nice’deyim. kaynaklanmaktadır”(1)Borderline’ların diğer bir yanı da
Dışarıda mevsimle çelişircesine bardaktan boşanırcasına ilişkilerinde sahici olamamalarıdır, ortama uyan devamlı
yağmur yağıyor. Otel odamın penceresini açtım ve gelmeden değişken bir tavır sergilerler. Randevularına gelmemezlik
önce Le Monde gazetesinden kestiğim makaleleri okumaya eder veya geç gelerek bekletirler. Sosyal tavırları ile gerçek
başladım. İlk sırayı seyahat öncesi zamansızlıktan göz kişilikleri arasında bir uçurum vardır. Sosyal kimliklerinde
ucuyla baktığım BORDERLINES üzerine olan makale kendilerini hep mutlu göstermeye gayret ederler, onları grup
aldı. Okudukça aradıklarımı ve beklediklerimi buluyordum. fotoğraflarında hep dost düşman kıskandıran bir gülümseme
Okumam bitince acaba çok mu aceleci davranıyorum ile görürsünüz, bu içlerindeki boşluğu(emptiness) saklamak
deyip zihnimi soru işaretlerinin istila etmesine izin verdim. içindir. Gelelim kendi kendilerini yaralama gereksinimlerine,
Kesinliğe yaklaşmanın yolu şüpheden geçmiyor muydu? hemen akla uç örnek olan Betty Blue filmi gelebilir, ne var ki
her şey gibi borderline’ların da “soft” versiyonu vardır.
Öğlene doğru güneş yüzünü göstermeye başlayınca güvenli
olsun diyerek yanıma şemsiyemi de alıp Masena’ya doğru Kendi kendini yaralama isteği, gereksiz bir ameliyatı gerekli
yürümeye başladım. İlk işim bir kitapçıya girip yazıda kılarak da gerçekleşebilir. Bu nedenledir ki estetik cerrahların
kaynakça gösterilen kitaplara yönelmek oldu. Bir tanesi kesinlikle minimum psikoloji bilgisiyle donanmış olmalarının
vardı ki rastgele açtığım 75. sayfasında okuduğum bir cümle şart olduğundan söz edilir. Ağır veya hafif şekilde kendi
beni çarptı. Kitabın yazarı doktora, hastasının söylediği bir kendini yaralama işlemi ile borderline psikolojik gerilimini
cümleydi bu: “Ne zaman âşık olmaya başlasam, bir uçak boşaltır. Borderline’ların terapisi için minimum iki yıl
bileti alır uzaklara giderim”. Tanıdığım kadın da ikinci gerekli olabilir. Borderline hiçbir şekilde divan üzerinde
buluşmamız arifesinde aynı şeyi yapmamış mıydı, saat klasik terapiye uygun değildir. Nedeni borderline terapisti ile
02.00’de uçak bileti alıp İzmir’e uçmamış mıydı? Bu da mı göz göze olmak, onu görmek ve görülmek ister. Ülkemizde
tesadüftü? Ya tesadüfse? Belki o bir borderline? Peki niye bazı terapistlerin nedendir bilinmez uyguladığı üç seanslık
böyle bi rşey yapardı bir borderline? Nedeni basit, borderline ön sınav ve sonrasında danışana “siz klasik analize uygun
aynı anda hem sevmek ister, hem kaçmak. Partnerinin işi değilsiniz sizi başka bir meslektaşıma yönlendireceğim”
bu yüzden oldukça zordur, borderline onu hem çeker hem metodu borderline’ı terapiden soğutmak için en güzel yoldur.
iter, çünkü bir gün o güzel ilişkinin bitmesinden ve de terk Terapist fazla mesafeli de olmamalıdır, zira basit bir EVET
edilmekten korkar. “Terk edilme korkusu annesinin tavrıyla veya HAYIR için hemen öfkelenen veya ağlamaya başlayan
bağlantılı olabilir, çocuğuna çok yakın olma, hayatına borderline çoğu zaman seanslarına geç gelecek, hatta bazen
müdahaleci olma veya ona uzak hatta dışlayıcı olmaktan terapisine ara verecektir.
sevgi güney
İki kıyıyı birbirine bağlayan bir köprü düşünün. Bu dolayısıyla stresörlerle dolu bir ameliyatı soğukkanlılıkla ve
köprünün tam ortasında olduğunuzu varsayın. Bir uçta başarıyla yerine getirirken, aynı soğukkanlılığı özel hayatında
keyifli dostluklar, ilişkiler, neşe, mutluluk, yaşamdan alınan oluşan aniden gelişen bir kritik duruma gösteremeyebilir.
keyif, yaşamın güzel yanları, sosyal aktiviteler olsun. Diğer Burada işin içinde ruh sağlığı sorunlarına karşı bireyi yatkın
uçta acı, nefret, intikam, yanlış ilişkiler, ihanet, karamsarlık, hale getiren faktörler vardır. Yatkınlık faktörleri olarak
kaygı, ajitasyon, manipülasyon, aniden tüketilen yakın isimlendirilen bu faktörler, bireyin o an içinde bulunduğu
ilişkiler, dengesiz, inişli çıkışlı kişiler arası ilişkiler olsun. koşulları, karşılaştığı stresörle başa çıkmak için uygun
Köprünün tam ortası da, yani sizin bulunduğunuz yer de, seçenekleri görebilme yeteneği ya da etkili başa çıkma
stabil, kendi halinde devam eden ve bu iki uçtaki her şeyden becerilerindeki yıkımlardan kaynaklı yetersizlikleri ile de
biraz olan bir yer olsun. Sınır kişilik organizasyonu ve sınır ilişkilidir. Bu yatkınlık faktörleri var olan yaşamsal dengenin
kişilik bozukluğu olan birey bu iki uça zıplayarak hayatını bozulduğu kriz durumlarında çok daha etkili olup, mevcut
sürdürür, sizin bulunduğunuz orta noktada duramaz. dengenin bozulmasına kolaylıkla yol açabilmektedir. Nedir
Müdahale de bu gidiş gelişleri, durdurmaya, ortada, her bu faktörler?
şeyden biraz olan bölgede, yaşamını sürdürmeye devam
etmesi hedeflenir. 1.Akut bir hastalık: Basit baş ağrılarından, ciddi viral
enfeksiyonlar gibi fiziksel sağlığı tehdit edici hastalıklara
Kriz Ve Borderline Kişilik Yapısı kadar geniş bir ranj içinde olabilirler. Buna maruz kalmış
Arasındaki Etkileşim birey o anda günlük yaşamının dengesinin bozulması
Gündelik yaşam içinde bireyin bir psikiyatrik rahatsızlığı durumu ile karşı karşıya kalabilir.
olsun ya da olmasın, bir stresörle başa çıkma becerisi ve
bu stresörün bir kriz durumuna yol açıp açmayacağı, bu 2.Kronik hastalıklar: Sağlık problemlerinin kronikleştiği
stresörü deneyimleyen bireyin stres eşiği ve başa çıkma durumlarda intihar fikirlerinin tetiklendiği gerçeği herkes
potansiyelleri ile doğrudan ilişkili olup, stres tolerans eşiği tarafından bilinmektedir.
ile farklılıklar gösterir. Örneğin bir cerrah oldukça kritik ve
Aguilera, D. C. (1990) Crisis Intervention: Theory and methodology. St. Ertürk, Y. (2012) The United Nations Special rapporteur on violence
Louis, MO: Mosby. against women: Standarts and Barries, İnsan hakları standartlarının
etkili uygulaması bağlamında kadına yönelik şiddetle mücadele konulu
Bateman, A. ve Fonagy, P. (1999) Effectiveness of partial hospitalization in Uluslararası Sempozyum, 7 – 8 Haziran, İstanbul/Türkiye
the treatment of borderline personality disorder: A randomised controlled
trial, American Journal of Psychiatry, 156: 1563 – 1569. Foa, E.B., Hearst Theda, D. & Perry K.J. (1995) Evaluation of a brief
cognitive behavioral program fort he prevention of chronic PTSD in recent
Beck, A.T. (1990) Cognitive therapy of personality disorders. New York: assault victims. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 63, 948 –
Plenum Press. 955
Berrino A., Oklendorf P., Duriaux S., Burnand Y., Lorillard Y. ve Andreoli, Fonagy, P. ve Bateman, A.W. (2006) Progress in the treatment of borderline
-Tüm kriz vakalarında olduğu gibi borderline danışanlara ve/veya internet yoluyla yapılan cinsel saldırı suçlarının A. (2011) Crisis intervention at the general hospital: An appropriate personality disorder, 188, 1 – 3.
treatment choice for acutely suicidal borderline patients. Psychiatry
da krize müdahale sürecine sadece kriz profesyonelinin önlenmesi kolluk kuvvetlerinin olduğu kadar ruh sağlığı
Research, vol.18, no: 2 – 3, april, 287 – 292. Laddis, A. (2010) Outcome of crisis intervention for borderline personality
değil gerektiğinde polis ve ilgili kolluk kuvvetlerinin de profesyonellerinin de sorumluluğu altındadır. İlgili ruh
disorder and post traumatic stress disorder: a model for modification of
dahil olabileceği bilgisi verilmelidir. Böyle bir bilgilendirme sağlığı profesyoneli karşılaştığı kurbana ruh sağlığı hizmeti Binks, Claire, Fenton, Mark, McCarthy, Lucy, Lee, Tracey, Adams, Clive the mechanism of disorder in complex post traumatic syndromes, Laddis
gizlilik ilkesinin ihlal edilmediği izlenimini de beraberinde sunarken, mağdur eden kişi ya da kişiler için kişilik E. and Duggan, Conor (2006) Psychological therapies for people with Annals of General Psychiatry, 9:19, 1 – 12.
getireceğinden, profesyonelle kurulacak ilişkinin bu nedenle bozukluğu uzantısında, aynı zamanda bir dürtü kontrol borderline personality disorder (Review). Cochrane Database of Systematic
Reviews (1). ISSN 1464-780X. Leichsenring F, Leibing E(2003) The effectiveness of psychodynamic
zedelenmesi engellenebilir. Zira bu danışan grubu zor probleminin varlığını aklında tutarak, bunun bir suç
therapy and cognitive behavior therapy in the treatment of personality
güven duymakta ve kurulan iş birliği ilişkisini çok kolay davranışı olduğunun bilgisiyle, gerekeni yapmaya istekli Bianet (bağımsız iletişim ağı) (2012) Cinsel suçlarda % 400 artış, http:// disorders: a meta-analysis. Am J Psychiatry , 160:1223-1232.
bozabilmektedir. olmalıdır. Öte yandan bu suç davranışına maruz kalan ve bu www.bianet.org/bianet/toplumsal-cinsiyet/141972-cinsel-suclarda-yuzde-
nedenle yardım ihtiyacı ile başvuruda bulunmuş kurbanı da 400-artis Linehan MM, Comtois KA, Murray AM, Brown MZ, Gallop RJHeard
HL, Korslund KE, Tutek DA, Reynolds SK, Lindenboim N (2006) Two-
-Kriz personelini bekleyen diğer bir durum da “tükenmişlik aynı potada eritme eğilimi, bu tarzdan suçlara azmettirmek Brazier,J.,Parry,G.Tumur,I.,Holmes,M., Dent-Brown, K., Ferriter,M., ve year randomized controlled trial and follow-up of dialectical behavior
sendromu” dur. Stabil olmayan dezorganize danışan, kriz kadar güçlü bir destek sağlamaktadır. Zira bu tarzdan Paisley, s. (2006) theapy vs. therapy by experts for suicidal behaviors and borderline
durumunda daha da ağırlaşacağından bu duygu durumu profesyonel müdahalelerde, kurban, suç davranışına maruz personality disorder. Archieve General Psychiatry, 63:757 – 766.
Psychological therapies including dialectical behaviour therapy for
terapötik atmosfer içinde kriz profesyonelinde de iz düşümler kalmış bir insan olarak değil, ruh sağlığı bozuk olduğu için
borderline personality disorder: a systematic review and preliminary Macnab, F.A. (1991) The Contextual Modular Therapy: New Directions for
bulabilir. Bu durumda profesyonelin süreci bırakması riskli durumlar içine kendini sokan bir insan olarak ele economic evaluation, Health Technology Assessment , Vol. 10: No. 35 Clinical Practice, spectrum publications, Victoria, Australia.
önerilmektedir. alınmaktadır. “Hasta olduğu için başına geldi” yaklaşımı
suçu azaltmaktan çok teşvik eder, var olan bir sağlığı sorunu Burgess, A. W. Ve Roberts A.R. (2005) Crisis intervention for persons Moran, P., Borschman, R., Flach, C., Barrett, B., Byford S., Hogg, J.,
diagnoses with clinical disorders based on the Stress Crisis Continuum. In
Hastalık mı? Suça maruz kalmak mı? varsa da bunu tedavi etmez, daha da kötüleştirir. Leese, M., Sutherby, K., Henderson, C., Rose, D., Slade M., Szmukler, G.
A.R. Roberts (Ed.) Crisis Intervention Handbook: Assessment, Treatment ve Thornicraft, G. (2010) The effectiveness of joint crisis plans for people
Modernleşmeyle birlikte toplumsal alt kimliğin sınırlarının and Research (3rd edition, pp. 120 – 140). New York: Oxford University with borderline personality disorder protocol for an exploratory randomised
belirsizleşmesi, madde kötüye kullanım oranında artışı ve Unutulmamalıdır ki kriz profesyoneli kolluk kuvvetleriyle Press. controlled trials, Trials, 11: 18, 1 – 8.
giderek yaygınlaşan cinsel suçları ruh sağlığı gündemine iş birliği içinde çalışır ve kurbanın talebinin olduğu
Clarkin, J.F., Levy, K.N., Lenzenweger, M.F. & Kernberg, O.F. (2007)
taşımaktadır. Günümüzde cinsel suçların kurbanı olmak, durumlarda, maruz kaldığı suç davranışı ile ilgili kanuni Sayıl, I. (2008) Krize Müdahale ve İntiharı Önleme, Ankara Üniversitesi
Evaluating three treatments for Borderline Disorder: A multiwave study, Basımevi, Ankara-Türkiye.
artık marjinal gruplar ya da kişilerle arkadaşlık yapmayı işlemlerin başlatılmasında etik düzeyde ön ayak olma American Journal of Psychiatry, 164: 922 – 928.
gerektirmemektedir (Durak, 2011; Baştemur, 2002; yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülük, kriz ve travma
Ertürk, 2012; Bianet 2012) . Bugün halen “kim bilir ne profesyonellerini diğer ruh sağlığı profesyonellerinden Dattilio, F.M. ve Freeman, A. (2007) Cognitive Behavioral Strategies in
Crisis Intervention, Third Edition, Guilford Publications, New York, USA.
tür ilişkileri yüzünden böyle bir durumun kurbanı oldu” farklı bir yere koyar, bu farklılık diğer ruh sağlığı
düşünceleri içinde bulunan ruh sağlığı profesyonellerimiz profesyonellerinin ısrarla yapmaktan kaçındıkları ciddi bir Demirbaş, T. (2002) Suçun nedenleri ve suç etiyolojisi, Hata! Köprü
var mıdır? Bilinmez ancak bilinen, bilgi çağının en önemli “yanlılık” misyonunu yüklenmekle kendini gösterir. Kriz başvurusu geçerli değil.
sorunlarından birinin, bu tarz suç davranışlarındaki artış durumlarında en yaygın görünen ev içi şiddet olgularında bu
Durak, M.(2011) Aileler çocuklarının kimlerle yazıştığını bilmeli, Milliyet
olduğudur. Bu noktada, günlük yaşamın sıradanlığında farklılık çok net bir şekilde işlevsel kılınırken, cinsel istismar Gazetesi, 11 Nisan,http://bebekvecocuk.milliyet.com.tr/aileler-cocuklarin-
sağlıklı insanın süre giden dengesini tehdit edecek kadar sık olgularında bu kuralın işletilmemesi düşündürücüdür. kimlerle-yazistigini-bilmeli/ cocugum/haberdetay/11.04.2011/1376108/
rastlanır hale gelen, madde kullanarak, sosyal ortamlarda default.htm
İmbat Taşkın
tamamı, terapist hastanın mesafe koyarak kendini koruduğu kadınlarda olduğundan daha farklı gösterir çünkü. Hastaların erken nesne ilişkileri çok zayıf olabilir. Yani bitenlerden sorumlu gibidir ve çatışan anneyle baba arasında
bir modda olduğunu fark etmeden geçer. Hasta terapisinde Erkekler daha agresif bir mizaca sahiptir ve baskın olmaya ebeveyn çocuğun mutlak ihtiyacı olan şefkat ve ilgiyi arabulucuk yapmak zorunda kalır. Bu, çocuğun hayatını
hiçbir ilerleme kaydetmeden, seanstan seansa savrulur durur. meyillidirler ve bu nedenle de öfkelerini kendilerinden daha gösterebilecek durumda değildir. Fiziksel ve duygusal çelişkili bir duruma sokar: bir yandan kaos onun için normal
ziyade karşılarındakine yöneltirler. Bu da onlarda daha çok yakınlık, empati, destek, yönlendirme ve koruma çok azdır bir durum olur, diğer yandan hayat kestirilebilir ve önceden
Bu modun belirtileri arasında depersonalizasyon, boşluk narsistik veya antisosyal kişilik yapılarının ortaya çıkmasına ya da hiç yoktur. Ebeveynden biri, daha çok da en yakın tahmin edilebilir bir şey olmaktan çıkar, yani dengesizleşir.
duygusu, can sıkıntısı, madde kullanımı, yeme atakları, neden olur. Oysa kökende aynı şemalar yatar ve bu şemalar bakım veren kişi duygusal olarak çok mesafelidir ve çocuğa Çocuğun içinde bulunduğu ilişkilerin tanımı, onun ilişki
kendini kesme, psikosomatik yakınmalar, robot gibi terapiye erkek ve kadında sözü edilen farklı kişilik yapılarının ortaya minimum düzeyde bile empati göstermez. Hasta kendini içindeki rolü ve işlevi sık sık değişir. Anne babanın, çocuğun
gelip gitme sayılabilir. çıkmasına neden olur. duygusal olarak yapayalnız hisseder. duygusal ihtiyaç ve ifadelerine gösterdiği tepkiler de
değişkendir. Böyle bir sosyal çevre sağlam, kararlı (stabil) bir
Borderline hastanın içinde bulunduğu bir mod başka bir Değişken bir mizacın varlığında belli çevresel etkenlerin Aile cezalandırıcı ve reddedici bir yapıda olabilir. Borderline kendilik algısının oluşumunu engelleyen bir yapıdır.
modun ortaya çıkmasını aktive edebilir. Örneğin terk edilmiş çocuklukta görülmesi borderline kişilik yapısının oluşmasına hastalar kendilerini olduğu gibi kabul eden ailelerde
çocuk modunda bir isteğini ifade etmişken birdenbire neden olur. Bu çevresel etkenlerden biri güvenli olmayan büyümemişlerdir. Ebeveyn bağışlayıcı değildir, sevgiyle Kaos, içindekileri ‘istikrarlı bir dengesizlik’ (stabil
cezalandırıcı ebeveyn yanı ortaya çıkabilir ve isteğini ifade ve dengesiz bir aile yapısıdır. Güven duygusunun eksikliği, yaklaşmaz. Aksine eleştiren, reddeden, bir hata yaptıklarında bir instabilite) durumunda tutan bir sistem olarak da
ettiği için kendini cezalandırır. Hasta bu cezalandırmadan kötü muamele, fiziksel ya da cinsel taciz ve ortada bırakılma çok sert cezalar veren aileleri vardır. Cezalandırma eğilimi tanımlanabilir. Bu sistemden çıkmak için yapılan her
etkilenmemek için mesafe koyucu moda girer. Hastalar benzeri yaşantılardan kaynaklanır. Borderline hastaların burada çok belirgindir. Hastalara arada sırada yanlış deneme, örneğin bağımsızlık vurgusu olan davranış
çoğunlukla bu kısır döngü içinde dönüp dururlar. büyük bir kısmı ya cinsel olarak tacize uğramıştır ya da davranan normal çocuklar oldukları değil, değersiz, kötü, biçimleri, sistem için kökten bir tehdit unsurudur. Bu
fiziksel ya da sözel kötü muameleye maruz kalmıştır. kirlenmiş oldukları hissi verilmiştir. nedenle de sert bir şekilde cezalandırılır. En sık başvurulan
Bütün bu modlar arasında en yıkıcısı cezalandırıcı ebeveyn Hastalar kendileri fiziksel kötü muameleye uğramamışlarsa, ceza, çocuk tarafından travmatik olarak yaşantılanan
modudur. ya sürekli bir şiddet tehdidi ve öfkeyle karşı karşıya Bazı aile ortamları, çocukları alttan almaya ve kendilerini duygusal terk edilmedir. Yani ebeveyn çocuğa mesafe koyar,
kalmışlardır ya da sık sık aile içinde bir başkasının kötü başkalarının altında konumlandırmaya iten bir atmosferde sevgi ve şefkatini geri çeker, çocukla konuşmaz bile bir süre.
Borderline’ı hazırlayan etkenler muamele görmesine tanık olmuşlardır. Bunun yanında bu olabilir. Çocuğun duygu ve ihtiyaçları bastırılır. Böyle Çocuk bir yere kapatılır ya da bir süre evin dışına atılır. Bu
Güçlü duygular ve hızla değişen bir mizaç borderline hasta hastalar çocukluklarında sıklıkla yalnız bırakılmışlardır. ailelerde çocukların neyi söylemeye ve yapmaya hakları tavır ve tutum çocuk tarafından travmatik olarak algılanır,
için tipiktir. Böyle değişken bir mizaç borderline kişilik Bazen yakınlarından birine ulaşma olanağı olmadan uzun olduğu, neye haklarının olmadığıyla ilgili yazılı olmayan çünkü o yaştaki bir çocuk için reddedilme varoluşsal bir
yapısının oluşumu için gerekli olan biyolojik zemini de süre kendi başlarına kalmış olabilirler. Ya da kendilerine kurallar vardır. “Dizin kanasa da ağlama! Biri sana kötü tehdittir. Bu da çocuğun geleceği ve kaderi üzerine büyük
oluşturur. kötü muamele ya da taciz uygulayan kişilerle uzun zaman davranırsa sinirlenme! İstediğin bir şeyi istediğini belli kaygı duymasına yol açar. Kendisini cezalandırıcısının
geçirmek zorunda kalmış olabilirler. Örneğin ebeveynden etme! Bizin istediğimiz gibi ol ve davran!” Çocuk herhangi insafına bırakır. Bu cezayla bağlantılı olarak kötü olmayı da
Borderline hastaların dörtte üçü kadındır. Bunun böyle biri çocuğa kötü muamelede bulunurken, diğeri bunu bir duygusal yakınmasını dile getirirse, ebeveyn öfkelenir, kabul ederek, paradoksal bir şekilde dolaylı yoldan şefkat
olmasının nedenlerinden biri çevresel etkenlerdir. Kız görmezden gelmiş ya da kötü muameleye zemin hazırlayacak çocuğu cezalandırır ya da duygusal olarak kendini geri çeker. ve ilgiyi deneyimlemiş olur. Çünkü cezalandırıcı ebeveyn
çocukları erkek çocuklarına göre daha sık cinsel tacize koşulları oluşturmuş olabilir. Ya da en yakın bakım yalnızca cezalandırdıktan sonra çocuğa belli bir yakınlık
uğrarlar ve borderline hastaların geçmişinde de çok sık veren kişinin kendisi güvenilir biri değildir, örneğin aşırı Erken çocukluk ilişkileri göstermeyi başarır. Bu nedenle şiddet mağduru çocuk
taciz öyküsü vardır. Kız çocuklarına daha çok baskı duygusal dalgalanmalar göstermekte veya uyuşturucu, Borderline hastanın çocukluktaki sosyal çevresi, sık sık kriz öncesinde bir cezayla karşılaşmamış olsa bile, olumlu bir
yapılır ve öfkelerini ifade etmeleri daha çok engellenir. alkol kullanmaktadır. Ebeveynle olan bağ güven ve emniyet çıkmasına neden olan bir kaos ortamıdır. Çocuk anne- ilişki deneyiminin, ancak kendiliği yerle bir olduğunda
Ayrıca erkeklerde borderline tanısının daha az konması, duygusu vermeliyken, dengesiz ve kaygı verici olabilir. baba arasındaki fiziksel ve ruhsal şiddete, birbirlerini ihmal mümkün olduğuna inanmaya başlar.
erkeklerin kadınlara oranla daha az borderline olduğunu da etmelerine, şiddetli çatışma ve kavgalarına tanık olur. Ya da
göstermeyebilir. Borderline kişilik yapısı kendini erkeklerde Başka bir etken de aile yapısının yapıcı olmamasıdır. kendisi bu şiddetin ve ihmalin kurbanıdır. Aile içinde olup Borderline hastanın yaşantıladığı bir başka ilişkisel deneyim
‘Déjà vu’, beynin oynadığı bir oyun mu yoksa geleceğe dair bir öngörü mü?
‘Déjà vu’, en akılcı, en mantıklı olanlarımızın bile geçmiş hayat deneyimiyle ilgili olduğunu iddia ediyor.
deneyimlediği bir şeydir: O sırada ya arkadaşlarınızla Acaba, bir déjà vu yaşandığında neler olduğuna dair kesin
sohbet ediyorsunuzdur ya da ilk defa gittiğiniz bir yeri keşfe bilgilerimiz nedir?
çıkmışsınızdır. Bir anda bir hisse kapılırsınız: Sanki aynı
anı daha önceden, bire bir yaşamışsınızdır. Bu aşinalık ve Veri girişinin çok sınırlı olduğu durumlarda, beynimiz Benzer bir hipotez, déjà vu’nün zamanlamada yapılan bir (duyguda aktif role sahip) elektroensefalografi (EEG)
tanıdıklık hissi son derece güçlü ve yoğundur. Oysaki bu dünyamıza dair bütünsel algılar yaratmaya çalışır. Bazı hata olduğunu öne sürüyor: Bir anı algılarken duyusal bilgi, sinyallerinin paternlerini inceledi.
anın size hiç de böyle tanıdık, bildik gelmiyor olması gerekir. araştırmacılar déjà vu’nün tam da böyle bir durumda yolunu değiştirip uzun süreli belleğe gidebiliyor; bu da bir
Bu kuvvetli his, azalmadan önce daha da güçlenir; ardından meydana gelen bir uyuşmazlık sonucunda gerçekleştiğini gecikmeye sebep oluyor ve belki de bu anı daha önce yaşamış Fransa’dan araştırmacılar (zaten bu konuyu daha iyi kim
tamamen kaybolur. Tüm bunların hepsi birkaç saniyede olup tahmin ediyor. Hafızanız, çok ayrıntılı bir anımsama olduğumuza dair rahatsız edici bir his yaratıyor. Tüm déjà vu bilebilirdi?) ise rinal kortekslerle hipokamp veya amigdala
biter. Acaba bu anı, yani geleceği, çok önceden öngörmüş yaratabilmek için duyusal bilginin yalnızca çok küçük deneyimlerinde ortak olan bir özellik, bunları yaşadığımızın arasında gerçekleşen senkronize nöral ateşlemelerin déjà vu
olabilir misiniz? Ne var ki bu önseziyi tam olarak ne zaman parçalarını (örneğin, tanıdık bir koku) alıyor. Déjà vu’nün tamamen bilincinde olmamız. Bu da bu olguyu yani déjà yaratan uyarımlar sırasında artış gösterdiğini buldu. Bu,
yaşadığınızı büyük olasılıkla saptayamazsınız. ‘Déjà vu’ bu duyusal veri girişiyle hafıza-hatırlama üretimi arasında bir vu’yü yaratmak için tüm beynin katılımının gerekli olmadığı medial temporal lob yapılarında meydana gelen bir çeşit
Fransızca bir terimdir ve tam olarak “daha önceden görmüş” çeşit “karışıklık” sonucu olabileceği öne sürülüyor. anlamına geliyor. Beynin ventral (alt) görünümü, peririnal rastlantısal oluşumun bellek sisteminin aktive edilmesini
anlamına gelir. korteks (kırmızı) ve entorinal korteksleri (sarı) gösteriyor. tetiklemiş olabileceğini gösteriyor.
Ne var ki bu belirsiz kuram, déjà vu’nün neden ille de geçmiş,
Bu durumun insanların %60-70’inde meydana geldiği gerçek bir olaydan kaynaklanmak zorunda olmadığını Araştırmacılar yıllar boyunca, déjà vu’nün ardındaki Déjà vu’nün nedeni ve kesin mekanizması halen bir sır olarak
bildirilmiştir. Özellikle de 15-25 yaşları arasında... Déjà açıklamıyor. Farklı ancak ilişkili bir kuram ise déjà vu’nün suçlunun medial temporal lob’da meydana gelen aksaklıklar kalmaya devam etse de endişelenmeyin. Bu başınıza sık sık
vu’nun rastgele ve çok hızlı şekilde olması, üstelik de bir beyinde kısa ve uzun süreli bellek devreleri arasında olduğunu ileri sürdü. Epilepsi hastalarıyla intraserebral geliyorsa sağlığınıza dair bir sorun olduğunu düşünmeyin.
hastalığı olmayan kişilerde meydana gelmesi, bu olguyu gerçekleşen ancak çok kısa süren bir arıza olabileceğini öne (beyin içine yerleştirilen) elektrotlar vasıtasıyla yapılan Hatta anın tadını çıkartın ve sizi etkisi altına alan bu garip
çalışmayı zorlaştırıyor. Bunun neden ve nasıl meydana sürüyor. Araştırmacılar, çevreden aldığımız bilginin “dışarı çalışmalar, rinal korteksin (anısal bellek ve duyusal hissin zevkini yaşayın.
geldiği üzerine bir sürü fikir yürütülüyor, tahminlerde sızabileceğini” ve normal depolama transfer mekanizmalarını işlemede aktif rolü olan entorinal ve peririnal kortekslerin)
Bartolomei F, Barbeau EJ, Nguyen T, McGonigal A, Régis
bulunuluyor. Psikoanalistler bunu arzu giderici düşünceye atlayarak kendisine kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe uyarılmasının bir déjà vu meydana getirebileceğini ortaya
J, Chauvel P, & Wendling F (2012). Rhinal-hippocampal
(wishful thinking) bağlarken bazı psikiyatristler ise kestirme -ancak hatalı- bir yol yaratabileceğini iddia ediyor. koydu. Clinical Neurophysiology’nin Mart sayısında
interactions during déjà vu. Clinical neurophysiology :
déjà vu’nün beyinde meydana gelen ve şimdiki zamanı Yeni bir anı deneyimlerken –bu an o sırada kısa süreli yayımlanan bir çalışma, elektrik uyarımıyla déjà vu official journal of the International Federation of Clinical
geçmişle karıştırmamıza neden olan bir uyuşmazlıktan belleğimizde bulunuyor- sanki çok uzak geçmişimizden oluşturulan epilepsi hastalarında rinal korteksler, hipokamp Neurophysiology, 123 (3), 489-95 PMID: 21924679
kaynaklandığını düşünüyor. Parapsikologlar da bunun bir olayı yeniden anımsıyormuşuz gibi hissedebiliyoruz. (hafıza oluşumunda aktif role sahip) ve amigdaladan gelen
alper hasanoğlu
Freud’u ikinci ziyaretinden sonra dönüş yolunda günlüğüne Ludwig Binswanger de, varolan psikiyatrik ve psikanalitik bir iletişim” halindedir, bu varoluşsal iletişim aktarım açıklamalarıyla yetinen, hep incelenen şeyin kendisinde
şu notu düşmüştü: “Freud’un felsefi gereksinimlerinin bilginin hastalık görüngülerinin açıklanması ve tedavisinde karşıaktarım olarak değerlendirilen doktor hasta ilişkisine de kalmaya çalışan, hep farkları vurgulamaya çalışan ve ve
azlığı çok şaşırtıcı.” Binswanger’i rahatsız eden iki nokta yeterli gelmediğini hissediyordu. Husserl’in fenomemolojisiyle son verir ve bu ilişkiyi birlikte ve birbiri için var olma (Mitsein) özellikle nesnel kalmaya çalışan bir düşünüş biçimi varken…
vardı. Psikanalizin psikoz vakalarında başarısız kalması ve olan teorik bağı nedeniyle başlangıçta yönelimini olarak algılar. Nesnel kalmak zorunluluğu özellikle psikiyatri, psikoterapi
Freud’un doğa bilimlerine dayanarak ruhsal olanın tümünü “fenomenolojik antropoloji” olarak adlandırmış, 1941 yılında ve psikosomatik alanları için önemlidir, çünkü bu bilim
spekülatif bir şekilde libido teorisiyle ve içgüdülerle açıklaması. ilk olarak Daseinsanaliz terimini kullanmıştır. O sıralar Ne cansız varlıklar, ne de bitki ya da hayvan gibi canlılar Da- dallarının uğraş alanı insanın kendisidir. İnsanı kantitatif
Binswanger, Husserlci fenomenolojiyle içli dışlı olmasıyla Binswanger Heidegger’in yapıtlarının, özellikle de 1927 Sein olarak adlandırılabilirler. Dasein kavramında dünyaya olarak ögelerine ayırabilmek diğer bütün şeylerden çok daha
paralel bu naturalistik açıklamalardan gittikçe uzaklaşıp yılında yayımlanmış olan “Sein und Zeit” adlı yapıtının açıklık, oluş (Sein) anlayışı, kendilik bilgisi mevcuttur. zordur. Daseinsanaliz’in sözü edilen alanlardaki üstünlüğü,
ruhsal olanın doğa bilimlerince açıklanamayacak kendine etkisi altındaydı. Burada Dasein olarak anlaşılması gereken, Dünyaya açıklık yalnızca sahip olunan şeylerin bilgisi değil nörotik, psikosomatik ve psikotik hasta oluşun varlığında
özgü yanları olduğu düşüncesine daha yakın durmaya insanın kendisidir. Binswanger Daseinsanaliz‘in psikiyatri aynı zamanda, kendi Dasein biçimleri aracılığıyla diğer temellenir. Bu hasta oluş hallerinin asıl ayırıcı özelliği doğa
başladı. Binswanger ruhsal olanın öğelerine ayrılamazlığına içindeki işlevini, insan varoluşunun oluşum düzenini insanların varlığını da anlayabilmektir. Yani, Dasein’ın dünyası bilimlerinin tersine, hesaplanamayan kantitatif ögelerden
zamanla daha çok inanıyor, ruhsal olanın özüne, bir doğa sağlıklı-hasta, normlara uygun ya da uygunsuz ayrımı esas olarak Mitwelt’dir. İnsan kendini, karşılaştığı insanı ve oluşuyor olmasıdır. Hasta oluş hali ancak hastanın kendi
nesnesine yaklaşıldığı gibi yaklaşılamayacağına kani oluyordu. yapmadan “anlayabilmek” olarak görmektedir. Binswanger’in şeyleri ancak böyle anlayabilir. Bu dolaysız anlama olasılığı dünyasının gerçekliği içinde, diğer hastalardan hep biraz daha
Insan “homo natura”dan daha fazla bir şeydi. 1927 yılında Daseinsanalizi psikanalizde olduğu gibi terapötik pratikten fenomenolojik metodu işaret eder. Fenomenoloji yalnızca farklı bir şekilde bozulmuş, kopmuş ilişkilerinin anlaşılmasıyla
Heidegger’in “Sein und Zeit”ının yayımlanmasından değil, bilimsel bir yönelimden, yani psikopatolojinin psikoterapi alanında bu kadar verimli olmuştur. Daseinsanaliz olasıdır. Bu gerçeklik doğaldır ki, insan varoluşunun bedensel
sonra, psikanalize olan bakışı biraz daha değişti. Husserl bilgibilimsel bir zeminden yoksunluğu nedeniyle duyulan fenomenolojiktir, çünkü an’a mahsus şeyleri, olduğu gibi, şeyin düzeydeki hasta ve sağlıklı oluş halinin anlaşılmasında
ve Heidegger’den başka Martin Buber’e olan felsefi ilgisi memnuniyetsizlikten köken alır. Binswanger tarafından kendine yabancı eşleştirmeler ve yapılandırmalar olmaksızın naturalisitik yaklaşımların işe yaramayacağını göstermez, ama
Binswanger’i psikanalizden Daseinsanaliz’e yöneltti. geliştirilen Daseinsanaliz psikiyatriye, somut, dolaysız göstermek ister. Böylece, edinilmiş teorik soyutlamalardan hasta ya da sağlıklı oluş halinin kendine özgü insaniliğinin
algılanabilen psikopatolojik semptom ve sondromları sıyrılıp, verili görüngülere dolaysızca ulaşabilmemiz mümkün naturalisitik yaklaşımlarla yeterli düzeyde anlaşılamayacağını
Husserl’den Heidegger’e Fenomenolojik fenomenolojik olarak anlama olanağı sunar. Daseinsanaliz’in olur. Açıklamak değil anlamak peşindedir. işaret eder.
Analizden Daseinsanaliz’e kurucusu, doğa bilimlerine dayanan düşünce yöntemlerinin
Daseinsanaliz ortaya çıkışını ve gelişimini her iki Dünya insan davranışı alanında nasıl yetersiz kaldığını, özellikle Günümüzde bu talebin yerine getirilebilmesi oldukça zordur. Hastalık Kavramı
Savaşı’nı takip eden ruhsal yenilenmeye borçludur. Geçen insan varoluşunun kendine özgü insaniliğini nasıl kaçırdığını Modern insan ve onlarla birlikte bilim insanları, psikiyatrlar Eğer bir insana (hasta) oluş hali verilmişse, insan kendini nasıl
yüzyılın 20’li yıllarında, kısmen psikanalizle olan ayrışmalar, göstermeye çalışır. Bunu yaparken de dayandığı felsefi temel, ve psikologlar giderek kendini gösterenin gerçek varlığını oryante eder, duruşunu nerede bulur? Bir kere öncelikle ruhsal
kısmen de geleneksel ve sistematize edici klinik psikopatolojiye Descartes’in özne-nesne bölünmesine yol açan düşüncesinin görebilme yetilerini yitirmişlerdir. Düşünüş tarzımız şu an durumunda, ruh halinde, çünkü insan ancak ruh haliyle
karşı var olan bilimsel memnuniyetsizlik psikiyatri dünyasında Heidegger tarafından çürütülmesidir. Bu özne-nesne kabul gören bilimsel düşünce biçimlerinin işgali altında ve durumunun nasıl olduğunu algılayabilir. Bundan başka, bir
insan varoluşunun ve bozukluklarının anlaşılmasında yeni bölünmesini Binswanger “bilimsel düşüncenin kanseri” olarak biz de bu anlamda, kendimizi dolaysız olarak kavranabilecek çağrı karakteri taşıyan ve nerede duracağını imleyen vicdanıyla
arayışların ortaya çıkmasına neden oldu. Özellikle doğa tanımlar. Yapmaya çalıştığı şey bu özne-nesne bölünmesine şeyin anlaşılmasına bırakmak yerine, karşılaşılan varlığın ve özellikle ölümle, insan oluşunun sonlulukla sınırlı
bilimlerine dayalı psikiyatri ve psikoterapi anlayışları bu psikiyatri alanında son verebilmektir. dolaylı ve teorik açıklamasına meyledip, varlığın hesaplanabilir olmasıyla. İnsan, oluşunun sonlu olmasıyla sürekli bir ilişki
eleştirilerden payını aldı. Binswanger, von Weizsäcker, Straus, ve böylece tekrar üretilebilir bir hale gelmesine çalışıyoruz. içindedir, ya ölümü kesin bir bitiş ya da sonsuzluğun başlangıcı
Minkowski ve Kunz gibi araştırmacılarda insanbilimsel bir Klinik semptomatoloji ve patolojinin yerini yardıma ihtiyaç Bu tektaraflılık nedeniyle bilim, halen daha bu mutlaklık olarak algılayarak yapar bunu. Her iki davranış biçimi de
psikiyatriye kayış gözlenmeye başladı. İnsanbilimsel psikiyatri duyan insan ve onun dünyası, dünyası içinde ve dünyasıyla isteğini sanki gerçeğe ulaşmanın tek bilimsel yoluymuş gibi sonsuzlukla başa çıkmaya çalışmanın farklı biçimleridir. Eğer
düşünsel kökenini 1927’den önce Scheler, Kierkegaard, von birlikte insanın kendisi almıştır Daseinsanaliz’de. Dünya övüp duruyor. Halbuki bilimsel olarak bilinen hiçbir şey insan vicdanına ve dünyada-oluşun sonluluğuna kulaklarını
Brentano, Dilthey, Bergson ve özellikle Husserl ve Szilasi’nin (Welt) her zaman birlikte varolunan çevre (Mitwelt) demektir; hakim bilimsel görüşe kendini daha bilimselmiş gibi gösterme tıkarsa, başka bir deyişle, bir kereye mahsus olan varoluşuna
eserlerinden alıyordu. Binswanger’e göre insan daima dual bir oluş, “varoluşsal hakkını vermiyor. Özellikle de algılanan fenomenlerin sade karşı savunma mekanizmalarına başvurursa, hasta olmaya
mahkumdur. Dünyaya açık, dünyayla ilgili bir canlı olarak duygudurumsal-oluşun ya da bedensel-oluşun zarara uğraması
insan, herhangi bir hayvan gibi belirlenmiş değildir, aksine, gibi.
insani varoluşunun sonlulukla sınırlı olmasına rağmen
özgürlükle belirlenmiştir. Açık ve özgür bir varlık olarak Hasta-oluşun fenomenolojisi, Dasein’ın varoluşsal ayırıcı
dünyada-oluş, dünyadaki diğer şeylere karşı açık ve özgür özelliklerinin hasta-oluşun belli türlerinde belirli ölçüde
olmak anlamına gelir. bozulmuş olduğu kabulünden yola çıkmaktadır. Bununla
birlikte hemen belirtilmeli ki, bu ayırıcı özellikler hiç bir
Hastalık Dasein’a imkansızlığını haber verir. Her hastalık şekilde ayrı ayrı incelenemezler, aksine Medard Boss’un ifade
insana ölümlü olduğunun bir kere daha anımsatılmasıdır. Eğer ettiği gibi, “insanı var eden yapısal bütünlüğün birbirinden
ölüm doğrudan doğruya bir yok olmaysa, insan-oluşun sonu ayrılamaz ve aynı kökenden gelen parçaları, uzuvları”
anlamını taşıyorsa, yani anlamsızsa (anlamın yokluğuysa), o olarak görülmelidirler. Her hastalıkta bütün insani karakter
zaman hastalık da anlamsızdır. İnsan-oluş ölüm bilgisine sahip özellikleri etkilenmiştir, bunlardan yalnızca biri ön planda olsa
olmaktır, bir anlamda Dasein’ın bu bilgiyle olan ilişkisidir. bile. Buna karşılık hasta olmanın geçerli bilimsel anlamı, hasta
Hastalık halinde ölüm insana yaklaşıyor demektir, insana oluşun tekil ifadelerinin bütünden soyutlanmasıdır. Belirli
sonluluğu, sınırlılığı ve insan oluşunun geçiciliği gösteriliyor bir hastalıkta bedensel olanın dünyada-oluşunun bozulduğu
demektir. Hastalık bu anlamda, Dasein’ın dünyada-oluşunun göze çarparken, başka bir durumda, örneğin psikozda,
sonluluk olarak kendini göstermesidir. agorafobi ya da klostrofobide mekansal-oluş bozulmuştur.
Manik depresiflerde, melankoliklerde ya da anksiyetede
Hasta oluşun ve iyileşmenin manası hekimliğin temel ve çok sık olarak ortaya çıkmaya başlayan can sıkıntısı ve
sorusudur. Geleneksel tıpta hastalık başka türlü yorumlanırdı. anlamsızlık nörozlarında duygudurumsal-oluş bozulmuştur.
Hastalık adeta insanın yanı başında varlığını sürdürürdü, Sizofreni ve ağır takıntılı zorlantılı bozukluklarda Dasein’ın
yapılması gereken hastalığın işe yarar hale getirilmesiydi. özgürlüğü ve dünyaya açıklığı ağır hasar görmüştür. Dasein’ın
Freud’un önemli keşfi, doktorun sürece katılmayan izleyici Mit-Dasein olmaktan uzaklaşmasını hemen her nörotik
rolünden sıyrılması ve hastalık olayının içine çekilmesidir. bozuklukta, ama özellikle şizoid kişilik bozukluklarında ve
Doktor bu anlamda hastanın, tamamıyle ya da kısmen seksüel sapkınlıklarda görüyoruz. Hastalık her zaman insan
bozulmuş olan insanlar arası ilişkilerinde temsilcilik özgürlüğünün bir çeşit kaybıdır.
görevini üstlenir. Bununla, özellikle psikoterapide hasta ve
doktorun birlikteliği kastedilir. Söz konusu olan, nörotik Dasein ve Sevgi
insanın Dasein’ının kendini ortaya koyma konusunda Binswanger Heidegger’de felsefe ve insan bilimlerinin büyük
yaşadığı daralmadan kurtarılması sürecidir. Bir insanın reformcusunu görmüş ve onu psikiyatri ve psikoterapinin
kendisine sunulan davranış olanaklarının bir kısmının Kopernikus’u olarak selamlamıştır. 1942’de yayınlanan,
hayata geçirilmesinin bozulması, hasta olma halidir. Hasta büyük eseri “Grundformen und Erkenntnis des menschlichen
oluşun farklı ifadeleri, varoluşun özgür ifadesinin farklı Daseins” (Insani Varoluşun Temel Formları ve Bilgisi)
bağlamlarda zarar görmesinden başka bir şey değildir, örneğin başlıklı 700 sayfalık kapsamlı eserinde Heidegger‘in Sein
özgür ve açık-oluşun, mekansal-oluşun, zamansal-oluşun, und Zeit’ından kopmalar görülse de etkilenmeler çok açıktır.
aydın parmaksız
“Ardıç Ağacı” Masalı Üzerine Bir Çözümleme izleyiciye rengarenk aktarıldığı bir sekans ile başlar.
Denemesi Kameranın bir evin bahçesindeki çimlere yavaş yavaş
Alper Hasanoğlu’nun esprili bir şekilde 18+ olarak yaklaşması, derinlere inmesi ile çimlerin arasında ilk bakışta
nitelendirdiği bu masalın çözümlemesi ile ilgili literatürde fark edilmeyen bir insan kulağı görülür. Bu huzur dolu
çok fazla kaynak olmaması analiz sırasında biraz yalnız manzaranın altında, biraz derinlemesine bakıldığında,
hissettirse de, zengin içeriği ve biraz da farklı bir masal ile aslında her şeyin iyi gitmediği açıkça görülmektedir.
karşı karşıya olmanın verdiği heyecan ile, analiz sürecinin Ürkütücü bir gerçek ile huzur dolu yaşamların küçük
keyifli bir çalışma olduğunu söyleyebilirim. Masalların bir Amerikan kasabasında birbirlerine ne kadar yakın
çocuklara, olduğu gibi okunması gerektiğini düşünen biri olabileceklerini, hayatın dışarıdan göründüğü kadar sevimli
olarak, bu masal özelinde var olan, olduğu gibi okunmalı – olamayabileceğini, biraz daha yakından bakıldığında mutlu,
sansürlenerek okunmalı tartışmalarında bir taraf olmadığımı, huzurlu, sakin yaşamların hemen yanı başında yoğun bir
ve bu yazıda da bu anlamda bir yönlendirme yapmak gibi bir şiddetin ve kötülüğün gizlendiğini, gizlenmiş olabileceğini
niyetim olmadığını belirtmek isterim. Heuscher’in bu masal sert bir şekilde söylemektedir bu giriş sekansı. Ardıç Ağacı
üzerinden yola çıkarak masallardaki şiddet içeren unsurlar masalı da huzurlu bir girişten sonra, diğer pek çok masaldaki
sebebiyle çocuğa doğrudan okunması ile ilgili şüpheleri bir şiddet ögelerinin yanında masum kalacağı bir hale dönüşür.
yana, taşıdığı mesajlar bakımından Ardıç Ağacı’nın diğer Bu iki eser arasında, huzurun ve dehşetin birbirlerine ne
masallardan çok da farklı olmadığı söylenebilir. kadar da yakın durabileceklerini söyleyiş şekilleri açısından
bir benzerlik olduğu söylenebilir.
Masal dingin ve huzurlu bir manzara ile başlar. Sakin ve
huzurlu girişin ardından gelen aşırı dozda şiddet, okura Zengin adam, onu seven bir kadın, mutlu bir yaşam... Tek
bir David Lynch filmi izliyormuş hissi yaşatmaktadır. eksikleri bir çocuktur. Çocukları olmasını çok istemekte,
Yönetmenin Mavi Kadife filmini izlemiş olanlar gece gündüz dua etmektedirler. Bu girişin, masalı dinleyen
hatırlayacaklardır; film, küçük bir Amerikan kasabasında, çocuğa ebeveynlerinin tam anlamıyla bir aile olabilmek
mutluluğun tüm kasabayı kapladığı, huzurun ve dinginliğin için ona ihtiyaçları olduğu ve o gelince ancak tam bir aile
Babanın, önüne getirilen yemeği kendi çocuğu olduğunu Mysterium Coniunctionis’da “Phoenix mucizesi, bir Masalda, çocuğun probleminin net bir şekilde anne ile Kaynaklar
bilmeden büyük bir iştahla yemesi, çocuğun gidişinin dönüşüm ve yeniden doğuş, bilinç dışının aydınlanması” ilgili olduğu görülmektedir. Ancak, baba da tarafından Bergler, E. and Róheim, G. (1946).
üzerinde çok durmaması, Marlinchen’i umursamaz bir olarak yorumlamıştır. Masalda yer alan ipek mendile sarılı yok edileme korkusu ile ödipal rekabete de bir ölçüde Psychology of Time Perception.
şekilde teselli etmeye çalışması, masallarda sıklıkla rastlanan kemiklerin kuşa dönüşmesi, gelişimin bir sonraki evresine değinilmektedir. İyi annenin ölümü, kötü anne ile yüzleşme, Psychoanal. Q., 15:190-206
pasif baba figürü ile uyumludur. Bu bölümle ilgili küçük bir geçişi, bir çeşit aydınlanmayı simgelemektedir. Gerçekten gelişimin bir sonraki evresine geçiş, kötülerin vahşi bir
soru işareti de yok diyemeyiz; babanın, ‘Bu yemeğin tamamı de, dönüşümden sonra ortaya çıkan kuş, söyleyeceği şekilde cezalandırılması ve evdekilerle uzlaşarak mutlu, yeni Bettelheim, B. (1975), The Uses of
benim’ ifadesi biraz şüpheli bir ifadedir. Bir an için dikkatli şarkının karşılığını isteyen ya da bir anlamda istediği bir bir hayata başlama, benzerlerine sıklıkla rastlanabilecek bir Enchantment. New York: Vintage,
bir dinleyicide, yediği yemeğin kendi çocuğu olduğunu şeyi elde edebilmek için bir şeyler yapması gerektiğinin masal olay örgüsüdür aslında. 1977.
bildiği şüphesi uyandırmaktadır. Diğer taraftan, kuşun bilincinde olan bir birey gibi davranmaktadır. Çocuğun
söylediği şarkıda babanın kendini ‘bilmeyerek’ yediğine kuşa dönüşümünün, bir seviyede preödipal çocuğun ödipal Nedir Ardıç Ağacı’nın farklılığı? Öncelikle, benzerlerine Halprin, L.S. (1996). “The Goose Girl”.
dair bir ipucunun verilmemesi, annenin katletmesi ve çocuğa dönüşümünü simgelediği söylenebilir. Dönüşüm göre çok daha sert bir masaldır. Kahramanın kafasının Psychoanal. Contemp. Thought, 19:85-
Marlinchen’in kemikleri toplaması ile aynı tonlamayla ifade sonrası kuş, başına gelenleri karşılaştığı herkese anlatmakta, kopartılarak öldürülmesi, parçalara ayrılarak babasına 123
edilmesi de benzer bir şüphe uyandırmaktadır. Masallarda kendine yapılan tüm kötülükleri ayrıntılarıyla şarkısında dile yedirilmesi, küçük bir kızın suçluluk duygusuyla gözlerinden
anne tarafından yenme, ‘yamyam anne’ sıklıkla karşılaşılan getirmektedir. Şarkıyı ‘ne güzel bir kuşum ben!’ diye bitiren kan gelinceye kadar ağlaması, masalın dinleyicisi olan Cebeci, Oğuz (2004), Psikanalitik
bir olgudur. Bunun preödipal bir yansıma olduğuna önceki kuşun/çocuğun, yeni haliyle ilgili bir mutsuzluğu olmadığı çocuk bir yana, pek çok yetişkine bile ağır gelebilecek Edebiyat Kuramı. İthaki Yayınları.
yazılarda değinilmişti. Ancak baba tarafından yenme çok söylenebilir. Şarkı, masalı dinleyen çocuğa, kahramanın unsurlardır. Diğer taraftan teknik olarak bakıldığında da,
sık karşımıza çıkan bir durum değildir. Bunun baba ile başına gelen tüm kötü şeylere rağmen dönüşümün/ masallarda baba ile ilgili olarak vurgulanan baba tarafından
girişilen ödipal bir rekabete işaret ettiği düşünülebilir. Ödipal gelişimin iyi bir şey olduğu ve sonuçta kahramanın mutlu öldürülme ya da kastrasyon korkusuna karşılık, anne ile
dönemde anne için baba ile rekabet fikri ve bu rekabetin olduğu mesajını vermektedir. Masalda, dinleyen herkesin ilgili olarak vurgulanan yamyam anne korkusu bu masalda
çocukta yarattığı ölüm/kastrasyon endişesi düşünüldüğünde, şarkıyı beğenmesi, tekrar tekrar dinlemek istemeleri, yer değiştirmiş gibidir. Çocuğu yiyen ya da yemek isteyen
bu masalda ölüm/kastrasyon endişenin farklı bir şekilde ele çevresindekilerin de dinlemelerini istemeleri, çocuğun genelde annedir; Hansel ve Gretel, Kırmızı Başlıklı Kız,
alındığı söylenebilir. Masalın sonunda baba ile barış, uzlaşma gelişiminin herkes tarafından beğeni ile karşılanan bir olgu Pamuk Prenses gibi pek çok masalda yamyamlık olgusu ‘anne
gerçekleşmektedir; çocuk babaya hediye vermiş, baba da olduğu mesajını verdiğini düşündürmektedir. Kuş/çocuk yamyamlığı’ olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaygın olarak
onun elinden tutup eve geri almıştır. Masalın çocuğun eve dönüşünde anneye ceza, varlıklı babaya maddiyatı ifade masallarda yer alan anne yamyamlığının baba yamyamlığına
ölüm/kastrasyon endişesi ile ilgili bir rahatlama sunduğu eden bir altın kolye, ve belki de bir süre sonra gelişimin farklı dönüşmesi özel bir anlam ifade etmemekte, baba tarafından
düşünülebilir. bir evresine geçecek olan kız kardeşine de cinsel gelişiminin öldürülme endişesinin farklı bir şekilde dile getirilmesidir
habercisi olarak yorumlanabilecek bir çift kırmızı ayakkabı aslında. Verilen mesajlarda bir karmaşa olmamasına karşın,
İpek mendile sarılı kemiklerin dumanlar arasında yok getirmiştir. Tüm aile fertlerine hak ettiklerini vermesi kuşun/ mesajın veriliş şekli, çocuğun endişelerine değinme şekli
olup, yerine çok güzel şarkılar söyleyen bir kuşun gelmesi, çocuğun farklı bir bilinç düzeyine geçmiş olduğunun bir bu masalda kısmen farklılaşmıştır. Bu tip bazı teknik
Yunan mitolojisinde Phoenix, İran mitolojisinde Simurg, başka göstergesidir. farklılıklara rağmen masalın aktardığı temel mesajların
ya da Arap mitolojisinde Zümrüd-ü Anka kuşu olarak olması gerektiği gibi olduğu, çocuğun problemlerine
bilinen hikayeleri hatırlatmaktadır. Farklı kültürlerde Preödipal annenin ölümü, preödipal çocuğun ölümü, ödipal yeterince temas ettiği, çözüm önerdiği ve rahatlama sunduğu
karşımıza çıkan bu benzer konulu hikayeler için bir yok çocuğun doğuşu sırasıyla verilen ana izlek, preödipal evreden söylenebilir.
oluş ve yeniden var olma, ya da yok oluş sonrası gerçek ödipal evreye geçiş yapan çocuğun meselelerine değinen
kendini bulma hikayeleridir, denilebilir. Jung, bu hikayeyi bir masalla karşı karşıya olduğumuzu işaret etmektedir.
Kulağa ilk etapta sadece fotoğrafçılıkla ilgili gibi gelse de, Tüm bunlar doğru şekilde birleştirildiğinde, kadrajın Ne yazık ki insan kaderi birbirini anlamaya çalışarak, yanlış
aslında tüm iletişim bileşenleri için gereklidir. içinde kalanlar cilalanıp parlatılır ve tüketiciye algılatılmak anlayarak, kalp kırarak, öfke duyarak kelimelerden anlam
istenenler başarıyla iletilmiş olur. çıkarmaya mecbur. Bu yüzden de bizler hep biraz eksik
Çekim esnasında kadraj, fotoğrafçı veya yönetmeni kalıyoruz.
diğerlerinden ayıran en önemli şeydir, sanatçı gözüdür. Tıpkı hepimizin yaşarken farkında olmadan yaptığı
gibi. Hayatımıza dahil etmek istediklerimizi kadraj içine Dünyaca ünlü heykeltıraş Auguste Rodin “Taşın fazlasını
Planlama aşamasında kadraj, stratejistin cımbızla çekip toparlayıp, seçmediklerimizi dışında bırakmamız gibi. atıyorum, geriye heykel kalıyor” demiş. Taşa bakarken
çıkardığı, üzerine odaklanılması gereken mesajdır. onun içindeki estetiği görebilen bir sanatçı, ürettiği pek çok
eserinde bu durumun altını çizmek için kaideleri oyulmamış
ham taş olarak bırakmış. Ortaya çıkan kusursuz güzelliğin
nereden geldiğini unutmamak – unutturmamak için.
‘Dedikodu’ ve ‘şehir efsanesi’ sıklıkla hem konu üzerinde yardımcı olma işlevi gören, doğrulanmamış bilgi ifadeleri Söylentinin işlevi ikramiyesi alacağız!’, ve ‘Öğretmen notları çan eğrisi metodu
bilgi sahibi olmayan mesleğe yabancı kişiler hem de (DiFonzo and Bordia) olarak tanımlanır. Bu tanım sosyal Söylentiler belirsiz durumlara toplu şekilde anlam verme uygulayarak verecek “gibi söylentiler sırasıyla savaşın, kişinin
profesyonel akademisyenler tarafından ‘söylenti’ ile söylemin üç yönünün altını çiziyor: Bağlam (söylemi işlevi görür. Belirsiz durumlarda insanlar önce birey finansal durumunun ve üniversite sınavlarının yarattığı
birbirlerinin yerine geçecek şekilde kullanılır. Mesleğe doğuran durum ve/veya psikolojik ihtiyaç), işlev (insanların olarak –kişisel anlama çerçeveleri bazında düşünerek- streslerle baş etmeyi sağlar.
henüz yabancı kişiler olarak düşünebileceğimiz bu söyleme katılarak neyi elde etmeye çalıştıkları) ve içerik anlamlandırmaya çalışır. Bu işe yaramadığında resmî
öğrencilerimizden ‘söylenti’ ve ‘dedikodu’ sözcüklerini belli (dile getirilen ifade tipleri): Her birini sırasıyla inceleyelim. olmayan varsayımlar üretmeye ve bunları bir grup olarak Kişinin bireysel ya da kolektif benlik algısının tehdit
boyutlarda değerlendirmeleri istendiğinde bu iki terimi tartışmaya ve değerlendirmeye başlarlar. Bu kolektif altında olduğu durumlarda söylentinin işlevi benlik algısını
neredeyse özdeş şekilde değerlendirdikleri görülüyor. Bir Söylentinin bağlamı varsayımlar ve beraberindeki tartışmalar söylenti olarak korumaktır. Bu genellikle algılanan tehdide dair olumsuz
‘söylentiyi düşünmeleri’ istendiğinde çoğunlukla skandal Söylentiler belirsiz, tehdit edici ya da potansiyel olarak adlandırılır (Rosnow, 1974). Belirsiz, anlaşılmaz ya da söylentiler şeklinde ortaya çıkar. Söylentilerin başka işlevleri
boyutlarında bir dedikodu örneği veriyorlar. Benzer şekilde tehlikeli durumsal bağlamlardan ve insanların anlama ya da kafa karıştırıcı durumlarda insanlar anlama ihtiyacı de vardır. Eğlendirme, grup normlarının iletişimi ve gruplar
meslektaşlarımızdan bazıları da –söylenti, dedikodu ve/ya da güvenliğe dair duydukları psikolojik ihtiyaçtan doğar. Bir duyar; söylenti de kolektif bir anlam yaratma işlevi görür. içindeki güç yapılarının ve sınırların tanımlanması gibi…
şehir efsaneleri üzerine çalışan profesyonel akademisyenler- bağlamın ya da bir durum kolay anlaşılır değilse belirsizdir. İnsanlar söylentileri tartışarak durumsal bağlamlarına Ancak bu, söylentinin öncelikli rolü değildir. Söylentiler,
bu terimleri birbirlerinin yerine kullanmaya eğilimli. İnsanların anlamak için temel bir motivasyonu vardır dair bir grup yorumuna varmaya çalışır. R. H. Turner’ın belirsiz durumlarda tehlike (yahut potansiyel tehlike)
(Fiske, 2004); anlamamak sevimsiz ve rahatsız edicidir. belirttiği gibi, söylenti “normal kolektif bilgi arayışının” yönetimi yapma ve etrafı anlamlandırma işlevi görür.
Örneğin, söylenti ve efsane üzerine yakın zamanda Ünlü sosyolog Tamotsu Shibutani, bu durumları ‘belirsiz’ (1994: 247) bir parçasıdır. Doğrulama normları ve mesajın
gerçekleştirilen disiplinler arası bir konferansta katılımcılar olarak adlandırır. Bu durumlar bilginin olmadığı ya da bilgi kaynağının güvenilirliği genellikle gevşektir ancak bu bir Söylentinin içeriği
söylentiyi efsaneden neyin ayırdığı konusunda bir fikir kaynaklarının güvenilir olmadığı durumlarda meydana gelir grup anlamlandırma aktivitesi olarak işlev görmeye devam Söylentilerin içeriği, bağlamları ve işlevlerinden doğar.
birliğine varamadılar; yakın zamanda gerçekleştirilen bir (Shibutani, 1966). eder. Fiziksel ya da psikolojik olarak tehdit edici bağlamlarda Belirsiz ya da tehdit edici bağlamlarda insanlar söylentileri
sosyal psikoloji konferansında ise söylenti ve dedikodu söylentiler bu tehditle baş etme işlevi görür. Fiziksel tehdit anlam yaratmak yahut tehditle baş etmek için kullanır
üzerine çalışan akademisyenler de söylentinin dedikodudan Söylentiler ayrıca tehdit edici ya da potansiyel olarak tehlikeli durumlarında insanların temel bir sosyal amaçları vardır: ve yaygınlaştırır. Söylentiler her şeyden önce bilgi verir,
ayrıştırılıp ayrıştırılamayacağı üzerine tartıştılar. Bu durumsal bağlamlarda ve insanların güvenlik için akut etkin davranabilmek için çevrelerini kontrol etmek (Fiske, tarif eder ve açıklar. Söylenti, enformasyon sağlayan bir
kavramsal belirsizliğe bir süredir dikkat çekiliyor (Ojha, bir ihtiyaç hissettikleri durumlarda ortaya çıkar. Bu tehdit 2004). Söylentinin sağladığı kontrol kişiyi tehdidi aktif fikir ya da bir fikir grubudur. İkinci olarak, bu bilgiler
1973). Her ne kadar söylenti kavramının keskinleştirilmesi hayatın tehlikeye girmesi de olabilir mal kaybı da. Yahut şekilde yok etmeye yönelik davranamaya elverişli hale insanlar tarafından iletilip yaygınlaştırılır. Söylenti,
üzerine çok ilerleme kaydedildiyse de (Fine, 1985; Rosnow güvenliğin veya refahın tehlike altında olması da… İnsanlar getirebilir. Bir barajın çökeceği söylentisi kişiye evini çabucak kişinin kafasında yalnız başına düşündüğü statik bir
and Georgoudi, 1985; Rosnow and Kimmel, 2000) bu durumlarda fiziksel olarak güvensiz hissedebilir ve terk etme fırsatı verir. Deodorantların göğüs kanserine olgu değildir. Anlam yaratma süreci kolektif ise yaratılan
belirsizlikler devam ediyor. Bununla beraber, anlamlı ve güvenlik hislerini arttırma arzusu duyar. neden olduğu söylentisi bir kişiyi bu tip ürünler almaktan anlam da etrafa yayılmalıdır. Kısacası söylenti aktarılan
önemli farklılıklar gerçekten de var. Bu makalede söylenti alıkoyabilir. Bu durumlarda söylentiye katılan kişi “birincil bir şeydir. Üçüncü olarak, etrafta dolaşmakta olan bu bilgi
kavramını biraz daha açıklığa kavuşturuyoruz ve onu Tehdit/tehlike psikolojik bir doğaya da sahip olabilir. Bir kontrol’ aramaktadır (Walker, 1996). Birinin beklentilerini ifadeleri ‘alıcıları’ tarafından görece olarak yararlı algılanır
iki yakın akrabasından, dedikodu ve şehir efsanesinden kişinin benlik algısı, kimliği ya da değer verdiği herhangi azaltmak, hayal kırıklığına uğramamak için en kötüsünü (Rosnow and Georgoudi, 1985). Söylentiler grupların etrafı
ayrıştırıyoruz. bir şey tehlikeye girdiğinde kişi psikolojik olarak güvensiz öngörmek ya da olayı şansa bağlamak gibi durumlarda anlamlandırmalarına ve/veya tehlikeyle baş etmelerine
hisseder ve benlik hissini iyileştirme arzusu duyar. Bir söylentinin sağladığı kontrol ikincil de olabilir (Rothbaum, yardımcı olur; katılımcılar tarafından eğlendirici, ilgi çekici
1. Söylenti bireyin ait olduğu grubun sürekli olarak ayrımcılığa uğradığı Weisz and Snyder, 1982; Walker, 1996; Walker and Blaine, bilgiler (dedikodu) ya da genellikle ahlaki bir ders içeren
Söylenti belirsizlik, tehlike ya da tehdit durumlarında durumlarda benlik hissinin tehdit altında olması gruba dair 1991). Arzu edilen olaylara dair söylentiler (Knapp, 1944) – ilginç hikayeler (şehir efsaneleri) değil, önemli sonuçsal
ortaya çıkarak etrafta dolaşan, insanların olayları de olabilir (örneğin bir kişinin toplumsal kimliği). ikincil kontrol sağlar ve zorluklar karşısında umudu arttırma bilgi içeren ifadeler olarak görülürler (Rosnow, 1991).
anlamlandırmasına ve tehdit riskiyle başa çıkmasına işlevi görür. ‘Savaş sona erdi!’, ‘Bu sene yüklü bir yılsonu İnsanların anlamlandırma ya da tehlike yaratan bir durumla
Allport, G. W. and Postman, L. J. (1947) ‘An Analysis of Rumor’, Public S. R. (2004) Rumors in Iraq: A guide to winning hearts and minds.
Opinion Quarterly 10: 501–17. Unpublished Master’s Thesis, Naval Postgraduate School, Monterey, CA.
Bauer, R. A. and Gleicher, D. B. (1953) ‘Word-of-Mouth Communication Retrieved 16 November 2004 from http://theses.nps.navy.mil/04Sep_
güvenliğinin dışında hissedilen korku ve çaresizlik temalarını etmek çok korkunçtur (Brunvand, 1984). Bu tip hikayeler Wadsworth.
Brunvand, J. H. (1984) The Choking Doberman. New York: Norton.
ifade ettiğini anlatır. Özellikle de genç kadınlar için… son derece gariptir ancak bir tür gerçekliğe de sahiptir (Fine, Mullen, P. B. (1972) ‘Modern Legend and Rumor Theory’, Journal of the
Eder, D. and Enke, J. L. (1991) ‘The Structure of Gossip: Opportunities
Dünya ne de olsa tehlikeli bir yerdir. 1992). Üçüncü olarak şehir efsanelerinin materyali çağdaştır Folklore Institute 9: 95–109.
and Constraints on Collective Expression among Adolescents’, American
(Fine, 1992) ve modern şehirliye hitap eden konulara sahiptir Noon, M. and Delbridge, R. (1993) ‘News from Behind My Hand: Gossip
Sociological Review 56: 494–508.
Aynı şekilde LSD aldıktan sonra güneşe dakikalarca çıplak (teknoloji, gıda zehirlenmesi, buluşma, otomobiller, organ in Organizations’, Organization Studies 14: 23–36.
Fine, G. A. (1985) ‘Rumors and Gossiping’, in Handbook of Discourse
gözle bakan öğrencilerin hikayesini anlatan modern efsanede nakli, doğum kontrolü ve internet gibi).
Analysis, Vol. 3, pp. 223–37. London: Academic Press. Ojha, A. B. (1973) ‘Rumour Research: An Overview’, Journal of the Indian
“Uyuşturucu kullanmayın!” demektedir (Wilke, 1986).
Academy of Applied Psychology 10: 56–64.
Modern efsaneler bu yönüyle fabllara benzer; korkular, 4. Sonuç Fine, G. A. (1992) Manufacturing Tales: Sex and Money in Contemporary
Legends. Knoxville, TN: University of Tennessee Press. Rosnow, R. L. (2001) ‘Rumor and Gossip in Interpersonal Interaction and
uyarılar, tehditler ve verilmiş sözler içerir (Bennett, 1985). Bu makaleye söylentinin bazen dedikodu ve şehir efsanesiyle
Beyond: A Social Exchange Perspective’, in R. M. Kowalski (ed.), Behaving
değişimli olarak kullanılabildiğini belirterek başladık, Fiske, S. T. (2004) Social Beings: A Core Motives Approach to Social
Badly: Aversive Behaviors in Interpersonal Relationships, pp. 203–32.
Şehir efsaneleri hem komik hem de korkunç olanı içerir ardından her bir kavramın tanımlarını verdik; bununla Psychology. Hoboken, NJ: John Wiley & Sons.
Washington, DC: American Psychological Association.
ancak korku öğesi genellikle toplumun geleneklerinden beraber doğdukları sosyal bağlamları, gördükleri işlevi Foster, E. K. (2004) ‘Research on Gossip: Taxonomy, Methods, and Future
sapanları cezalandırmakta kullanılır (Van der Linden and ve içeriklerini inceledik. Umuyoruz ki burada sunmuş Sabini, J. and Silver, M. (1982) Moralities of Everyday Life. Oxford: Oxford
Directions’, Review of General Psychology 8: 78–99.
Chan, 2003). Çıplak sürpriz hikayesi ‘Nude Surprise Story’ olduğumuz incelemeler gelecekte yapılacak bu üç tip sosyal University Press.
Frankl, V. E. (1959) Man’s Search for Meaning: From Death-camp to
buna iyi bir örnektir: Bir sabah adamın biri kendisini çok söylemi içeren kuramlaştırmalarda ve araştırmalarda yararlı Shibutani, T. (1966) Improvised News: A Sociological Study of Rumor.
Existentialism. Boston, MA: Beacon Press.
üzgün hisseder zira karısı ve çocukları o gün onun doğum olacaktır. Indianapolis, IN: Bobbs-Merrill.
Freedman, A. M. (1991) ‘Rumor Turns Fantasy into Bad Dream’, The Wall
günü olduğunu unutmuştur. İş yerinde ise sekreteri bu Turner, P. A. and Fine, G. A. (2001) Whispers on the Color Line: Rumor
Street Journal, pp. B1, B5 (10 May).
özel günü hatırlamış ve onu öğle yemeği sonrası martini and Race in America. Berkeley, CA: University of California Press.
içmeye davet etmiştir. Sekreter yemekten sonra patronunu Georgoudi, M. and Rosnow, R. L. (1985) ‘Notes toward a Contextualist
Verses, Foiled Again! (2004, August 23). Retrieved 5 December 2005 from
bir martini daha içmek üzere dairesine çağırır. Patronuna, Understanding of Social Psychology’, Personality and Social Psychology
http://www.snopes.com/politics/bush/bibleverse.asp
içeriye gidip ‘rahat bir şeyler giyeceğini’ söyler ve kısa bir süre Bulletin 11: 5–22.
Van der Linden, P. and Chan, T. (2003) ‘What is an Urban Legend?’,
sonra bir pastayla geri döner, beraberinde adamın karısını, Gillin, B. (2005) ‘Tales of Mass Murder, Rape Proving False’, Rochester
retrieved August 2003 from http://www.urbanlegends.com/afu.faq/index.
çocuklarını ve tüm arkadaşlarını da getirir. Ne var ki adam Democrat & Chronicle, Rochester, NY, p. 7A (28 September).
htm
daha farklı bir sürpriz umduğu için tüm giysilerini çıkarmış Gluckman, (1963) ‘Gossip and Scandal’, Current Anthropology 4: 307–16.
sekreterini beklemektedir (Brunvand, 1981). Hikayenin Wert, S. R. and Salovey, P. (2004) ‘A Social Comparison Account of
Heath, C., Bell, C. and Sternberg, E. (2001) ‘Emotional Selection in
baş aktörü evlilik dışı bir oyuna girdiği için cezalandırılır Gossip’, Review of General Psychology 8: 122–37.
Memes: The Case of Urban Legends’, Journal of Personality and Social
ve hikaye “eşinizi aldatmayın” ahlakî mesajını taşır. Şehir
Psychology 81: 1028–41.
efsaneleri ahlakî değerleri iletirken aynı zamanda bunu
Hom, H. and Haidt, J. (2002) ‘Psst, Did You Hear?: Exploring the Kelley,
eğlenceli ve ilgi çekici bir şekilde yapar. Bu hikayeler sosyal