You are on page 1of 9

Uludağ Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi, Cilt 8, Sayı 1, 2003

SİKLON SEPARATÖRLERDE UZUNLUĞUN VERİME ETKİSİ


VE OPTİMİZASYONU

Atakan AVCI*
Gazi Kamil EREL**

Özet: Siklonlarda uzunluğun genelde verimi artırıcı yönde etki ettiği düşünülür. Buna karşılık tanımlanan doğal
girdap boyunun üzerinde siklon uzunlukların ise verime yararının olmadığı bilinmektedir. Buna karşılık doğal girdap
uzunluğu içerisinde kalan siklonlarda ayırma verimi siklon boyu ile devamlı artar mı sorusuna cevap aramak üzere
kuramsal bir yaklaşım geliştirilmiştir. Bu yaklaşımda akışkanın akış alanından, sürtünme direncine bağlı olarak,
ayrıldığı ve ivmeli bir hareket yaptığı kabul edilmiştir. Akış alanı içerisinde hareket eden parçacığın cidara
varabilmesi için radyal yönde öndeki seyahat sürelerinin eşit olması gerektiği basit yaklaşımından hareketle bir
bağıntı elde edilmiştir. Bu yaklaşım sonuçlarına göre çalışma şartlarına göre her siklon için optimum bir siklon
uzunluğunun tanımlanabileceği ve bu uzunluğun üzerinde siklon uzunluğunun verimi artırmayacağı tersi olarak
azaltacağı sonucuna ulaşılmıştır. Model sonuçları bazı deneysel sonuçlarla karşılaştırılmış ve modelin kabul edilebilir
sonuçlar verdiği görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Sklonlar, siklon girdap uzunluğu, siklon verimi.

1. GİRİŞ

Değişik uygulama alanları olan ve yaygın olarak kullanılan siklonların önemli kullanım
alanlarından biri de ayırıcı olarak kullanımıdır. Bu amaçla değişik büyüklüklerde ve boyut oranlarında
tasarlanmış siklonlar bulunduğu gibi bazı özel konstrüksiyonlar da bulunmaktadır. Ayırma verimi ve
basınç kayıpları performansı tanımlayan önemli parametrelerdir. Siklonların performansını iyileştirmeye,
değişik parametrelerin etkisini belirlemeye, uygun konstrüksiyonlar elde etmeğe yönelik çok sayıda
kuramsal ve deneysel çalışmalar yapılmaktadır Parker (1993).
Siklon ayırma veriminin belirlenmesi iki grupta düşünülebilir. Birinci grupta kritik çapın tahmini
ikinci grupta ise fraksiyonel verimlerin tahminidir. Bu alanlarda yapılan kuramsal çalışmaları değişik
şekillerde sınıflandırmak mümkündür. Ancak bunlardan bazıları Sepherd ve Lapple (1939), Lapple (1951),
Bart (1956), Dietz (1981), İoza ve leith (1990), Liden ve Gudmundsson (1997), Avcı ve Karagöz (2000) ve
benzerleridir. Bunların yanında nümerik çalışmalar da yaygınlık kazanmaktadır. Problemin çok karmaşık
olması tatminkar sonuçlar verecek çözümlere ulaşmayı güçleştirmektedir. Bazı parametrelerin etkisini bazı
modellerde görmemek veya gerçeğin tersini tahmin etmek mümkün olabilmektedir. Bu açıdan
genelleştirilebilir, geniş bir alanda kullanılabilecek bir bağıntıdan bahsetmek mümkün değildir.
Siklonlarda boyutların performansa etkisini tahmine yönelik çok sayıda deneysel çalışma
yapılmıştır. Buna rağmen siklonlarda akışın ve parametrelerin etkisinin tam anlaşıldığını söylemek oldukça
zordur. Bu nedenle siklonlar üzerine çalışmaların uzun süre devam edeceği rahatlıkla söylenebilir.
Siklon uzunluğunun etkisini inceleyen çalışmaları, doğal girdap uzunluğunun tahmini ve siklon
boyunun performansa etkisini yönelik çalışmalar olarak düşünmek mümkündür. Bu çalışmalar sonucunda
öz olarak siklon uzunluğunun sınırlı olması gerektiği ve uzunluğun siklon performansını olumlu yönde
etkilediği sonucuna ulaşılabilir. Ancak Zhu ve Lee (1999) tarafından boyu değiştirilen ve diğer boyutları
yüksek verimli Stairmand siklonu ile benzer olan siklonlarda yapılan deneysel çalışma sonuçlarına göre
doğal girdap sınırları içinde kalmakla birlikte verimin en yüksek olduğu bir optimum uzunluğun bulunduğu
anlaşılmaktadır. Diğer bir deneysel çalışmada Hoffmann et.al. (2001) tarafından yapılmış ve benzer
sonuçlar gözlenmiştir. Tam açık görünmese de benzer eğilimi başka çalışmalarda da görmek mümkündür.

*
Uludağ Üniversitesi Müh.-Mim. Fak.Makine Müh. Bölümü Bursa/TÜRKİYE
**
Sakarya Üniversitesi, Meslek Yüksek Okulu Sakarya/ TÜRKİYE

101
Bu çalışmada farklı bir yaklaşımla optimum siklon boyunun tahmini ve bağlı olduğu bazı
parametrelerin etkisi kuramsal olarak incelenmekte ve sonuçlar Zhu ve Lee (1999) ve Leineweber
(1967)’in deneysel sonuçları ile karşılaştırılmaktadır. Teğetsel girişli siklona ait karakteristik boyutlar Şekil
1’de verilmiştir.

D2

b
h
H a
D1
L

Üst görünüş

D3

Şekil 1.
Teğetsel girişli siklonda karakteristik boyutlar

2. SİKLONLARDA GİRDAP UZUNLUĞU

Siklon ayırıcılarda oluşan girdabın değişik parametrelere bağlı olarak belli bir uzunluğa kadar
ilerleyebileceği genel olarak bilinmektedir. Bu uzunluk doğal girdap boyu olarak tanımlanmaktadır. Siklon
boyunun daha uzun olmasının siklon performansı açısından olumlu bir etkisi olmayacaktır. Buna karşılık
bu girdap uzunluğunun belirlenmesi de kolay görünmemektedir. Bu alanda yapılan çalışmalarda genelde
geometrik parametreler ön plana çıkmaktadır. Doğal girdap uzunluğu için yapılan ilk çalışmalardan biri
Alexander (1949) tarafından yapılan çalışmadır. Bu çalışma sonucuna göre girdap uzunluğu
0.333
 D12 
L v = 2.3 D2   (1)
 Ag 
şeklinde ifade edilebilir. Burada girdap uzunluğu Lv, giriş kesit alanı Ag, çıkış borusu kesit alanı A2 ve
diğerleri şekilde verildiği gibidir. Sonuçta siklon boyunu belirleyici faktör olarak giriş ve çıkış ve kesitleri
siklon çapı belirleyici görünmektedir. Bu sonuç tahminlerinin yeterli olmadığı bir çok araştırmacı
tarafından gözlenmiş ve yeni araştırmalar yapılmıştır. Bu kapsamda Brayant ve diğ. (1983) tarafından
0.5
 Ag 
L v = 2.0 D1   (2)
 A2 
bağıntısı önerilmiştir. Bu bağıntıda da yine benzer geometrik parametreler ön plana çıkmış görünmektedir.
Diğer bir çalışmada Ji ve diğ. (1991) tarafından yapılmıştır. Bu çalışmanın sonucuna göre girdap uzunluğu
0.36 2.25
 Ag   D1 
L v = 2.2 D1     (3)
 A1   D2 
şeklinde hesaplanabilir. Bütün yaklaşımlarda aynı parametrelerin farklı şiddette ve farklı yönlerde etki
ettiği görülmektedir. Bu durum çalışma şartlarından, kullanılan geometrilerden ve geometri aralığından
kaynaklanan bir durum olup her birinin olumlu sonuç verebildiği şartlar olabilecektir. Bu çalışmaların il-

102
ginç bir yöne sadece belli geometrik parametrelere bağlı görünmesidir. Oysa çalışma şartlarının önemli
etkisi olacağı düşünülebilir. Bu çerçevede yapılan bazı deneysel veriler (Zhu ve Lee (1999)) ile bizim
yaptığımız deneysel çalışmalarda ki gözlemlerimiz debi veya giriş hızının doğal girdap uzunluğu üzerinde
etkili olduğunu açıkça göstermektedir. Bunun dışında akış özellikleri ve ortalama pürüzlülük etkili
parametreler olarak düşünülebilir. Bu hususta bazı deneysel gözlemlerden (Özkoca (2001)), aynı giriş
hızında farklı ortalama sürtünme katsayılarının girdap boyuna etkili olduğu, açık olarak gözlenebilmiştir.
Siklonlarda toplam verim veya kritik çap genel kanaat olarak siklon boyunun uzaması ile artmakta
ve basınç kayıpları azalmaktadır. Bununla birlikte Alexander (1949) ve Zhu ve Lee (1999) gibi bazı
araştırmacılar tarafından yapılan deneysel çalışmalardan durumun böyle olmadığı, siklonlarda verimin
siklon uzunluğu ile artışının sınırlı olabileceği anlaşılmaktadır. Siklonlarda verim azalışı doğal girdap
uzunluğundan daha uzun siklon olmasından kaynaklanabileceği gibi siklon boyunca ortalama hızın
azalmasından da kaynaklanabilir.
Siklonlarda doğal girdap uzunluğunun etkisi siklondaki ortalama hızın azalmasından sonra olması
durumu daha öncelikli ve önemli olabilir. Sonuçta siklonların doğal girdap uzunluğundan daha kısa
yapılması gerekir. Bu durumda öncelik verimin yüksek olduğu uzunluğun veya aralığın belirlenmesi
şeklinde ortaya çıkar. Ancak bu durumda basınç kayıpları yüksek olabilir. Böyle bir sonuç ortaya
çıktığında verim ve basınç kayıplarının optimizasyonu üzerinde çalışma yapmak gerekir.

3. SİKLONLARDA SİKLON UZUNLUĞUNUN VERİME


ETKİSİNE TEORİK YAKLAŞIM

Gerçekte teğetsel veya eksenel olması girdap uzunluğu açısından önemli olup burada ele alınacak
yaklaşım özellikle teğetsel giriş için düşünülmekle birlikte iki giriş hali için kullanılabilir. Böyle bir siklon
içerisinde akışkanın temasta olduğu yüzey tarafından akışa direnç gösterilmekte ve akış boyunca hız ve
akış profili değişmektedir. Böyle bir ortamda radyal yönde hareket eden parçacığa uygulanan net kuvvet de
sürekli değişmektedir. Bu şartlarda hareketi takip ederek parçacığın cidara ulaşması için gerekli uzunluk
elde edilebilir.
Parçacığın radyal yönde hareketinde herhangi bir x noktasında radyal yönde sanki-dengeli bir
hareket yaptığı ve akış kesiti boyunca ortalama sabit bir teğetsel ve radyal hıza sahip olduğunu düşünelim.
Parçacığın limit hıza ulaşma süresinin çok kısa olduğu ve ihmal edilebileceğini kabul edelim. Bu şartlarda
radyal yöndeki hareket merkezcil kuvvetlerle hidrostatik ve direnç kuvvetleri dengesinden elde edilebilir.
Bu yaklaşımda (ρp>>ρ) kabulu ile hidrostatik kuvvetler ihmal edilerek,

V2 V2
mp =CD A ρ r
r ke 2
dengesinden direnç katsayısına bağlı olarak radyal hız
0 .5
 4ρ pd 
V =V  (4)
r  3 ρC D r 
 
şeklinde elde edilir. Hareketin stoks bölgesinde olduğu (Rer <1 kabul edilirse CD=24/Rer olmak üzere
radyal hız

ρ d2 
p 
V =V  2
(5)
r  18µr 
 
değerini alır. Burada mp, ρp ve d parçacığın kütlesi, yoğunluğu ve çapı, V ve Vr parçacığın teğetsel ve
radyal hızı, ρ ve µ akış ortamının yoğunluk ve dinamik viskozitesidir. Parçacığın siklon eksenine uzaklığı
ise r ile verilmiştir. Buna göre l uzunluğunda siklonda a giriş genişliğinde yolu radyal yönde alabilmesi için
geçen zaman tr ve ortalama bir teğetsel hızda siklon boyunca hareket eden parçacığın siklon ucuna ulaşma
süresi tl kabul edilirse d çapında parçacığın tutulabilmesi için parçacığın siklon ucuna ulaşıncaya kadar a

103
genişliğinde yolu alıp cidara ulaşması gerekir. Kritik durumda bu iki sürenin eşit olması gereği göz önüne
alınırsa radyal hız

t = a =t = l
r V l V
r (6)
V =V a
r l
şeklinde elde edilir. Buradan hareketle radyal hız yerine teğetsel hız cinsinden değeri yerine yerleştirilirse,
siklon tarafından tutulabilecek kritik parçacık çapı
0 .5
 18µar 
d =
k  ρ 
 (Vl1 )0.5 (7)
 p 
olarak elde edilir. Bu bağıntıda hidrostatik kuvvetler, Cunningam düzeltmesi Parker (1993) ve başka
faktörlerde göz önüne alınarak daha farklı bağıntılar elde etmek mümkündür. Daha gelişmiş modellerde
kullanılabilir. Bununla birlikte çalışmanın amacı açısından bu basit yaklaşım kullanılmıştır. Buradan elde
edilen sonuca göre tutulabilecek parçacık çapı siklonun boyu ve hızının karekökü ile ters orantılıdır [dk ≈
(Vl)0.5]. Siklon boyunca hareketinde ortalama teğetsel hızın sabit olmayıp değiştiği deneysel gözlemlerden
Gupta et. al. (1984) vb. bilinmektedir. Bu hareketin sabit ivmeli bir hareket olduğunu kabul edelim. Bu
ivmenin değeri (Bn) giriş (V0) ve koni ucu hızlarına (V3) ve siklon boyuna (L) bağlı olarak (Avci ve
Karagöz (2001)),
V32 − V02
Bn = (8)
2L
şeklinde tanımlanabilir. Bu akış sırasında ivmeleme ve akış alanından olan kaçaklar nedeniyle akış
kesitinde değişiklik olmaktadır. Bu değişimin sadece a giriş genişliğinde meydana geldiğini ve düzgün
değişim gösterdiğini kabul ederek giriş genişliği ile koni çapı arasında akış genişliğinin (al),
 D3 − a 
al = a 1 + ( )L  (9)
 a L 
şeklinde değiştiğini kabul edelim (Avci ve Karagöz (2001)). Bu kabulden hızların tahmini için akış
alanından ayrılan kısmının hesaplanması gerekmektedir. Akış alanının iç yüzeyinden olan ayrılmaları
etkileyen ana faktörler olarak akış alanına bitişik akışkanla olan sürtünmeler ile cidar boyunca olan
sürtünmelerin oluşturduğu direnç sayılabilir. Bunlardan ikincisi diğerine göre önemli olduğundan olayın
cidar yüzey direnci ve yerel dirençlerden kaynaklandığını düşünmek mümkündür. Bu düşünceden debi
kayıplarının dirençle orantılı olarak değiştiğini kabul ederek αf bir orantı sabiti olmak üzere dirençleri
faning bağıntısına bağlı olarak ifade edecek olursak sürtünmelerle kaybedilen enerjinin akış alanından
ayrılan akışkanın kinetik enerjisiyle orantılı olacağı varsayımından hareketle
V2 f 0V 2
- dm&= α r m& dL
2 2a1
diferansiyel denklemi yazılabilir. Burada f0 ortalama sürtünme katsayısı, m kütlesel debi, V mutlak hız ve
L girişten olan eksenel uzaklıktır. Bu denklemde akış alanı kesiti tanımı yerleştirilir ve denklem çözülürse,
sabit yoğunlukta akış halinde siklon uzunluğu ile debi değişimi arasındaki ilişki için

 α f L 

r 0




Q  D  a − 0.1D 


3 
l =  0 .1 3 

 (10)
Q  a 
0  
bağıntısı elde edilir. Burada Q0 girişte ve Ql ise L konumunda hacimsel debidir. Bu bağıntıdan siklon koni
ucunda ulaşılabilecek hızı veya maksimum hızı tahmin etmek mümkündür. Diğer taraftan akışı

104
tanımlayacak ortalama hız ise süreklilik denkleminden elde edilir. Sonuçta ayırma verimini tanımlamak
için kritik çap esas alınacak olursa, kritik parçacık çapının dk, hız ve siklon uzunluğuna bağlı ifadesi

 α f L 

r 0 



0.5  D  a − 0.1D 

 
18µar  
3  (−0.5)
{ V ( a ) L  0.1 3  }

d =  (11)
k  ρ  0 a  a 
 p  l  
halini alır. Burada r=D1/2 ve ρp parçacık yoğunluğudur. Bu bağıntıda ortalama akış kesiti (al b) şeklinde
tanımlanır, al akış alanı genişliği olarak alınır ve bunun giriş ve çıkış kesitleri dışındaki boyutlardan
bağımsız olduğu düşünülürse kritik çap bağıntısını

− 0.5α f L






r 0 

 D  a − 0.1D 



(−0.5)  3
0 .1 3 
 
d = C ( L)   (12)
k sa  a 
 
haline dönüştürmek mümkündür. Burada Csa sabiti değişken olmayan çarpım halindeki diğer
parametrelerin çarpımını ifade etmektedir. Bu bağıntıdan verimi maksimum etmek için veya kritik çapı
minimum yapmak için aynı boyut oranlarında gerekli siklon uzunluğu elde edilebilir. Sabit akış şartları ve
boyut oranlarında kritik çapın siklon boyu ile değişimi için sınır değerlerin olup olmadığı test edilebilir. Bu
amaçla dk=f (L) fonksiyonunun 1. türevi sıfıra eşitlenir ve L değeri çekilirse
a − 0.1D
L= 3 (13)
α f (ln x)
r 0
sonucu elde edilir. Burada x = 10a/D3 olup L değeri daima pozitif olduğundan fonksiyonun bir minimum
noktası olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre kritik çap, belli bir L değerinde minimum olmakta veya verim
maksimum olmaktadır. Bu sınır değer bundan sonra Lt simgesi ile gösterilecektir.
Bu yaklaşım sonucuna göre giriş, çıkış ve akış şartlarına veya sürtünme kayıp katsayısına ve bunun
içinde değerlendirilebilecek yerel kayıplara bağlı olarak gerekli siklon uzunluğu değişecektir. Siklon içinde
koni ucuna kadar akışın devam ettiği öngörülmekle birlikte doğal girdap uzunluğu yaklaşımı göz önüne
alındığında gereğinden çok uzun siklonlarda koni ucuna akışın ulaşmadığı görülmektedir (Girifiths ve diğ.
(1996)). Bu durumda benzer akış profilinin oluşup oluşmayacağı veya bu durumda koni ucu çapının ne
olacağı üzerinde çalışmak gerekmektedir.
Siklonlarda akışın koni ucuna ulaşamadığı durumlarda akışı sınırlayan parametrenin belirlenmesi,
çıkış kanalı çapı ile koni ucu çapı arasındaki ilişkinin belirlenmesi doğal girdap uzunluğunun bulunması
açısından önemli görülmektedir. Doğal girdap uzunluğunda akışı sınırlayan faktörün iç konide oluşan
negatif basıncın dış akış alanında oluşan kinetik basınçla dengelendiği noktada oluştuğu dolayısıyla çıkış
kanalı çapının iç girdap merkezindeki negatif basınca etkisinden dolayı önemli olduğu düşünülmektedir.
Akış alanı boyunca ortalama sürtünme katsayısı tanımı zor bir parametre olarak ortaya
çıkmaktadır. Bu çalışmada ortalama giriş hızı V0, ortalama akış genişliği a0, pürüzlülük ve akışkan
viskozitesine bağlı olarak hesaplanmıştır. Ortalama akış genişliği,

a = (0.1aD )0.5 (14)


0 3
olarak alınabilir. Akış rejimi ise giriş ve çıkış Re sayılarına bağlı olarak belirlenir. Büyük siklonlarda
türbülanslı ve tam türbülanslı akış, küçüklerinde ise türbülanslı, geçiş ve laminer akış rejimleri
gözlenebilir. Ayrıca bir siklonda birden çok akış rejiminin gözlenmesi de mümkündür (Girifiths ve diğ.
(1996), Kenny 1995)).
Sonuçta belirsiz faktörlerden biri de αr faktörü olup bunun değeri bire yakın alınabilir. Yerel
kayıpların etkisi de bu faktör içinde düşünülebilir. Ancak deneysel bir veri yoksa 0.7-1 aralığında bir değer
atanabilir.

105
Siklonlarda bazı boyutlar için diğer değişkenler sabit tutularak benzer hesaplar yapmak
mümkündür. Ancak bunun için kullanılan bağıntının düşünülen parametreler açısından iyi tanımlanmış
geçerliliği olan bir bağıntı olması lazımdır. Optimizasyon açısından ise basınç kayıplarının da irdelenmesi
gerekir. Çünkü çoğu zaman verimin yüksel olduğu geometride basınç kayıpları da büyük olmaktadır. Bu
amaçla basınç kayıpları hesabına yönelik bağıntılar kullanmak mümkündür. Avci ve Karagöz (2000) vb.

4. SONUÇLAR

Siklon boyu ile verim değişimine farklı parametrelerin etkilerinin incelendiği bazı deneysel
sonuçlarla bu yaklaşım sonuçları karşılaştırılmıştır. Bu amaçla son zamanlarda özellikle küçük siklonlar
için Zhu and Lee (1999) tarafından yüksek verimli Stairmand siklonu üzerinde yapılan ve farklı hızlarda
siklon uzunluğunu değiştirerek elde edilen verimler ile Leineveber tarafından elde edilen deneysel sonuçlar
kullanılmıştır.
Stairmand siklonu için elde edilen kritik çap ile diğer uzunluklardan elde edilen kritik parçacık
çapı değerleri oranlanarak (dor= dl/dt,dt=f (Lt)) verilmiştir. Kuramsal olarak elde edilen sonuçlar deneysel
sonuçlarla karşılaştırılmıştır. Bir siklonun Lt uzunluğu siklon boyundan bağımsız görünmekle birlikte
ortalama sürtünme katsayısı açısından sınırlıda olsa boyuna bağımlıdır. Verilen şartlarda sabit f0 değeri için
Lt≈ 4D1 olarak elde edilmiştir. Ancak kritik çap hesaplarında sürtünme katsayıları her bir uzunluk için
ayrıca hesaplanmıştır. Bunun yanında Cunningam düzeltmesi (Parker (1993)), siklon ortalama çapı vb
faktörler göz önüne alınmamıştır. Bu nedenle deneysel değerlerden sapma beklenen bir durumdur.
Sonuçlar Tablo 1’de görülmektedir. Sonuçlardan görüldüğü gibi standart siklon boyunun artması veya
azalması halinde parçacık çapı büyümekte dolayısıyla verim azalmaktadır. Gerek deneysel ve gerekse
teorik sonuçlar birbiri ile uyumlu görülmekte ve benzer eğilim elde edilmektedir. Diğer taraftan giriş
hızının artması ile sürtünme katsayısındaki değişime bağlı olarak Lt uzunluğunda değişme beklenmekte
ancak siklon boyu ile olan değişim benzer kalmaktadır.

Tablo 1. Yüksek verimli Stairmand siklonunda 13.4 m/s hava giriş hızında boyutsuz
siklon uzunluğu ile kritik çap oranının değişimi. (Zhu and Lee 1999)
L/Lt deney dor, hesap dor,
0.81 1.20 1.12
1.00 1.00 1.00
1.19 1.33 1.27
1.38 1.40 1.38
1.75 1.73 1.58

Aynı siklonda giriş hızının düşük değerlere indirilmesi veya daha yüksek değerlere ulaştırılması
halinde sürtünme katsayısının değişmesinden dolayı optimum uzunluğun daha küçük veya daha büyük
değerler alacağı açıktır. Buradan çalışma parametrelerinin en verimli siklon uzunluğuna önemli derecede
etki ettikleri anlaşılmaktadır. Sonuçta önerilen siklonun geometrisinin veya uzunluğun deney şartlarına
benzer durumlarda geçerli olduğu söylenebilir. Buna göre büyük hızlarda siklonu uzatmak ve düşük
hızlarda siklonu kısaltmak daha yararlı olabilir. Bu sonuç pratikte küçük siklonların daha kısa olması ve
büyüklerin daha uzun olmasının nedenlerinden birini izah eder. Tablo 2’de Leineveber (1967) tarafından
elde edilen deneysel sonuçlar ve karşılaştırma görülmektedir.

Tablo 2. Leineveber (1967) siklonu için (Avci (1985)) kritik çap oranının kritik
Uzunluk oranlarına bağlı olarak değişimi (D3=0.5D1)
a/d1=0.1 (Lt /D1=6.0) a/d1=0.3 (Lt /D1=10.2)
L/D1
Deney dor Hesap dor Deney dor Hesap dor
2.17 1.49 1.44 1.68 1.55
3.42 1.28 1.27 1.33 1.27
5.92 1.04 1.14 1.05 1.06

Siklon giriş genişliği gerek sürtünme katsayısına üzerinde ve gerekse bağımsız olarak sonuca etki
etmektedir. Bu tablodan görüleceği gibi giriş genişliği küçüldükçe limit uzunluk küçülmekte, büyüdüğünde

106
ise artmaktadır. Diğer taraftan giriş genişliğinin artması ile uzunluk etkisi büyümektedir. Burada verilen
sonuçlardan bir limite yaklaşıldığı anlaşılmakta ancak limit uzunluktan daha kısa siklonlar kullanıldığından
bu sınır Leineveber (1967)’in deneysel sonuçlarından görülmemektedir.
Pürüzlülüğün etkisi için yeterli deneysel veri elde edilemediğinden sadece teorik olarak elde edilen
sonuçlar değerlendirilmiştir. Farklı pürüzlülüklerin sürtünme katsayısını değiştirdiği düşünülerek
hesaplama yapılmış ve sonuçlar Şekil 2’de verilmiştir. Şekilden anlaşılacağı gibi pürüzlülük, sürtünme
direncini artırmakta dolayısıyla ortalama hızı düşürmektedir.
L/Lt

6,00

5,00

4,00
d/dt
3,00
L/Lt

2,00

1,00

0,00
fo
0,005 0,01 0,02 0,03 0,04 0,05 0,06 0,075 0,01

Şekil 2.
Pürüzlülüğün limit siklon uzunluğuna ve verime etkisi (Y.V. Stairmand siklonu için farklı
pürüzlülüklerde elde edilen sürtünme katsayılarında hesap yapılmıştır)

Sonuçta pürüzlülüğün artması ile belli bir değerden sonra verim ve limit siklon uzunluğu
azalmaktadır. Verimin artırılması için yüzeylerin mümkünse pürüzsüz olması gerekir. Mevcut bir siklon
için ise verimi maksimum yapacak bir pürüzlülük bazı hallerde oluşturulabilir
Pürüzlülük için verilen sonuçlar sürtünme kayıp katsayısı için de geçerlidir. Değişik siklon
geometrileri için benzer olan ancak verimi maksimum yapan değerleri farklı eğriler elde edilebilir.
Buradan farklı siklonlar ve çalışma şartları için farklı sürtünme katsayılarının önerilebileceği sonucu ortaya
çıkar.
Doğal girdap uzunluğu (Lv) siklonlarda akışın siklon içinde ulaşabileceği eksenel uzunluğu
tanımlar. Bu uzunluk, değişik teorik ve ampirik yaklaşımlarda giriş ve çıkış kesitlerine bağlı olarak elde
edilmiştir. Diğer geometrilerin ve çalışma şartlarının etkisi dikkate alınmamıştır. Bu çalışmada ise Q0=xQl
olduğu şartlarda girdabın iç girdaba dönüştüğü kabul edilmiştir. Bu şartlarda doğal girdap uzunluğu Ql/Q0
bağıntısından
a − 0.1D
L = 3 (15)
v α f
r 0
sonucu elde edilir. Burada girişin tanımı ve koni ucu ile çıkış kesiti ilişkisinin iyi tanımlanması gerekir. Bu
haliyle Alexander (1949) sonucundan ziyade Brayant ve diğ. (1983) ve Ji ve diğ. (1991) sonucuna benzer
davranış göstermektedir. İlave olarak çalışma şartlarının ve yüzey şartlarının da etkisi dikkate alınmaktadır.
Zhu ve Lee (1999) sonuçlarına göre Stairmand siklonu (b=0.4D1) için doğal girdap uzunlukları
üstte verilen çalışmalar ile bu çalışma sonuçları için Tablo 3’de verilmiştir.
Tablodan görüleceği üzere bu çalışmaya göre çalışma şartlarına bağlı olarak doğal girdap uzunluğu
değişmekte diğerlerinde sabit kalmaktadır. Deneysel çalışmalar da çalışma şartları ve pürüzlülüğün etkili
olduğunu göstermektedir. Bu konuda yapılan çalışmalardan biride Özkoca (2001) olup sonucu
doğrulamaktadır.

107
Tablo 3. Yüksek verimli Stairmand siklonu
için doğal girdap uzunlukları (Zhu and Lee (1999))
Lv,cm (fo=0.015) Lv,cm (fo=0.025) Lv,cm (fo=0.045)
Alexander 8.1 8.1 8.1
Brayant et al. 3.9 3.9 3.9
Ji et al. 14.1 14.1 14.1
Bu çalışma 33.0 19.8 11.0

5. SONUÇ VE DEĞERLENDIRME

Siklonlarda, genellikle verim ve/veya basınç kaybı açısından en uygun boyut oranları deneysel
olarak belirli deney şartlarında elde edilir. Bu siklonların farklı şartlarda kullanımının aynı sonuçları
vermeyebileceği açık olarak bu çalışmanın sonuçlarından anlaşılmaktadır. Benzer sonuçların farklı çalışma
şartlarında elde edilemeyeceğinden dolayı aynı verimin elde edilmesi için siklonun geometrik oranlarında
veya uzunluğunda değişiklik yapılması gereği ortaya çıkmaktadır.
Bu sonuçlardan siklonlarda sürtünme katsayısının gerek verim ve gerek kayıplar açısından önemli
olduğu anlaşılmaktadır. Sürtünme kayıplarının artması girdap boyunu ve yolunu da azaltmaktadır. Böylece
siklonun tamamı etkin olarak kullanılamamaktadır. Bu nedenle yüzeylerin pürüzsüz yapılması, yerel
kayıplardan kaçınılması ve sürtünme yüzeylerinin azaltılması siklon tasarımında göz önüne alınacak
önemli hususlardır.
Siklonlarda sürtünme yüzeyinin azaltılması ortalama sürtünme katsayısını düşüreceğinden aynı
giriş şartları için daha verimli ve basınç düşümü az tasarımlar elde edilebilir.
Siklonlarda sürtünme ve uzunluk etkisi arasındaki ilişki için geliştirilen model deneysel sonuçlarla
karşılaştırıldığında oldukça başarılıdır. Ancak daha gelişmiş verim modeli kullanılarak diğer boyutların
etkisini de göz önüne alacak şekilde hesap yapmak mümkündür. Bu şekilde deneysel verilerle daha iyi
uyuşan sonuçlar elde edilir. Bu çalışma ile siklonlarda limit uzunluğun ve maksimum verimin varlığı ve
bunun kuramsal hesabı basit bir yaklaşımla gösterilmiştir. Netice olarak gerek pratik tasarımlarda ve
gerekse kuramsal çalışmalarda bu yaklaşım ve sonuçlardan yararlanmak mümkündür. Daha kapsamlı
verim hesabı yaklaşımları kullanılarak Avci ve Karagöz (2000) vb. başarılı siklon tasarımları yapılabilir.
Doğal girdap uzunluğuna yönelik çalışmalar deneysel verilerle desteklenerek geliştirilmelidir.
Burada verilen yaklaşım daha gerçekçi bir temel oluşturabilir.

6. KAYNAKLAR

1. Alexander, R. M. (1949) Fundamentals of cyclone design and operation. Proc. Aus. Inst. Min. Met. NS
152-153, 203-228.
2. Avci, A., (1985) Hava Kirliliğinde Siklonların Rolü ve Baca Gazını Siklonla Temizleme Çabası, İTÜ
Fen Bilimleri Enst. Yüksek Lisans Tezi, Mayıs 1985.
3. Avci, A. And Karagoz, I. (2000) A Mathematical model for the determination of a cyclone
performance. Int. Comm. Heat Mass Transfer 27, 263-272.
4. Avci, A. And Karagoz, I. (2001) Theoretical Investigation of Pressure losses in Cyclone Separators. Int.
Comm. Heat Mass Transfer 28, 107-117.
5. Barth, W. (1956) Berechnung und Auslegung von Zyklonabscheiden auf Grund neuerer
Untersuchungen. BWK 8, 1-9.
6. Bryant, H. S., Silverman, R. W. and Zenz, F. A. (1983) How dust in gas affects cyclone pressure drop.
Hydrocabon Process. 62, 87-90.
7. Dietz, P. W. (1981) Collection efficiency of cyclone separators. AIChE J. 27, 888-892.
8. Girifiths, W. D. And Boysan, F. (1996) Computational fluid dynamics (CFD) and empirical modelling
of the performance of a number of cyclone samplers. J. Aerosol Sci. 27, 281-304.

108
9. Gupta, A. K., Lilley, D. C. And Syred, N. (1984) Swirl Flows. Abacus Press, 295-310.
10. Ioza, D. L. And Leith, D. (1990) The logistic function and cyclone fractional efficiency. Aerosol Sci.
Technol. 12, 598-606.
11. Ji, Z., Wu, X. And Shi, M. (1991) Experimental research on the natural turning length of the cyclone.
In FilTech Europa 91, 2, 583-589, Karlsruhe, Germany.
12. Kenny, L. C. And Gussman, R. A. (1995) Characterisation and modelling of a family of cyclone
aerosol preseparators. J. Aerosol Sci. 26, S777-S778.
13. Lapple, C. E. (1951) Processes use many collector types. Chem. Engineering. 58, 144-151.
14. Leith, D. And Licht, W. (1972) The collection efficiency of cyclone the particle collectors- a new
theoretical approach. AIChE Symp. Ser. 68, 196-206.
15. Liden, G. And Gudmundsson, A. (1997) Semi-empirical modelling to generalise the dependence of
cyclone collection efficiency on operating conditions and cyclone design. J. Aerosol Sci. 28, 853-874.
16. Parker, C. R. (1993) Aerosol Science and Technology, McGraw-Hill Inc. New York.
17. Özkoca, Ö., (2001) Alternatif Siklon Konstrüksiyonlarının Yük Kayıplarına ve Verime Etkisinin
İncelenmesi, UÜ. Fen Bilimleri Enst. Yüksek Lisans Tezi, Bursa, 2001.
18. Stairmand, C. J. (1951) The design and performance of cyclone separators. Trans Instn. Chem. Eng. 29,
356-383.
19. Zhu, Y. And Lee, K. W. (1999) Experimental stuady on small cyclones operating at high flowrates. J.
Aerosol Sci. 30, 1303-1315.

109

You might also like