You are on page 1of 91

BEYAZ SIR

ALLAH
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Kişi Sabır İle Bulur Kemali İsm-i Azam'la Değiştirilir mi Hiç Dünya Mali?
ER-RAHMAN
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
ER-RAHİM
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
EL-MELİK
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Tam Yüz Yıl
EL-KUDDÛS
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Fazla mı Evhamlı sınız?
ES-SELAM
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Selam Huzur Verir
Kaptanın Seyir Defteri
Doğru Rota
Yılda 30 Bin Japon İntihar Ediyor
Özel İntihar Evleri
EL-MÜ'MİN
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Kuvvetli Bir İman İçin
EL-MÜHEYMİN
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Yunus Peygamberin Zikridir
EL-AZİZ
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Kuyudan Sultanlığa
EL-CEBBAR
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Hak Tecellî Eyleyince Her İşi Asan Eder Halk Eder Esbabını Bir Lahzada İhsan Eder
Bir Bilim Adamı Gözüyle
İnkarı İmkansız Olan İlk Delilim Sayısal
Onda Bir Binde Bir On Milyarda Bir
EL-MÜTEKEBBİR
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Gelin İle Damat
EL-HALIK
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Rüya Veya İlham Yoluyla Bildirilir
Firavun Tahta Çıkarken Yola Çıkan Işık
EL-BARİ
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Böyle Bir Arkadaşı Kim İstemez
EL-MUSAVVİR
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Tutuşup Yananlar
EL-GAFFAR
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Evladında Ve Malında Hayır, Rızkında Bereket Arayanlar:
EL-KAHHAR
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Kalpde Allah Sevgisi
EL-VEHHAB
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Duanın Kabulü İçin
ER-REZZAK
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Kapalı Katılar Açılır. Rızık Boşalır Bereket Taşar
EL-FETTAH
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
EL-ALİM
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Bir Fasulye Tanesi Kadar
EL-KABID
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Taşkınlığa Ve Şaşkınlığa Kapılma
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Harb, Darb, Kıtlık...
EL-BASIT
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Sadreddin Konevi Hazretlerinin Zikridir.
EL-HAFID
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Hasmına Zafer Elde Etmek İsteyen
ER-RAFİ
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Zalimin Zulmünden Korkan
EL-MUİZZ
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
EL-MUZILL
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Düşmana Galebe
ES-SEMİ
İyi işiten!
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Kara Taş Üzerindeki Siyah Karınca
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
EL-BASİR
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
EL-HAKEM
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altin Fırsatlar:
EL-ADL
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
EL-LATIF
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Zor İşe Kolay Çözüm
EL-HABİR
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Sevimli, Kolay, Mini İstihare...
EL-HALÎM
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Cenab-ı Hak imhal eder ama ihmal etmez!..
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Hz. Musa İle Firavun
Herkes Kendisine Yakışanı Yaparsa...
EL-AZIM
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Fark Edilen Şeref Ve İzzet
Tam Yirmi Milyar Yıl Sürecek Bir Yolculuk
EL-GAFUR
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Ölüm Halinde Dili Tutulan Hastaya, Sıtmalıya...
EŞ-ŞEKUR
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Gözler Nurlanır Gönüller Ferahlanır
EL-ALİYY
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Ahir Yine Hâk Olur Bu Tenler Bilmem Neye Kibr Eder Edenler!..
Ne Yapardı?!
EL-KEBİR
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
İşinden Azledilen İle Dargın Eşler Sözüm Size.
EL-HAFİZ
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Panik-Atak Reçetesi
El-MUKİT
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Çok Ağlayan Çocuk
EL HASİB
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Akrabaya Yakınlık
Işık Hızına Evrende Hiç Bir Cisim Erişemez...
EL-CELİL
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Büyük Bir Sıkıntıya Düşen Kimse
EL-KERİM
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Halk Vasıtasıyla Hakk’ın İkramı
Geceler Ve Gündüzler Eskisinden On Misli Uzun Olurdu...
ER-RAKİB
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Doğum Kolay Olur, Çalıntı Bulunur.
EL-MUCİB
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
EL-VASİ
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
EL-HAKİM
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Bir İşe Başlarken
EL-VEDUD
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Eşleri Barıştırmak
EL-MECİD
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
EL-BÂİS
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sir-
Değerli Okuyucuma Sunulan Altin Fırsatlar:
Acebüzzenebi
Kuşlar: Tavus Kuşu, Horoz, Karga Ve Güvercin
EŞ-ŞEHİD
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Bir Piknik Hatırası
EL-HAKK
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Kaybı Bulunur Zengin Olunur
EL-VEKİL
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Depremden Korunur
Ömrüne Ne Kadar Değer Versen Yeridir!
EL-KAVİYY
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Sina Çölünü Geçmek Gibi Çok Zor Durumda Kalanlar...
Allah'ın Gücü Büyüktür.
EL-METİN
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır-
Çok Hoş Olmayan Alışkanlıklar...
EL-VELİYY
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Eşi İtaatli Olur, Tatlı Huylu Olur, Duası Makbul Olur.
EL-HAMİD
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar;
Küfürbaza Reçete
Bir Çay Kaşığı Kömür Tozu
EL-MUHSİ
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
EL-MÜBDİU
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Düşük Yapmaz
EL-MUİD
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Unutkanlık Kayıp Ve Ruhi Hastalık İçin
EL-MUHYİ
İki Cihan Saadet! İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
İsa Peygamberin Duası-Hastaya Moral-Müsabıka Moral...
Haksız Mahkum Olmuş İse
EL-MÜMİT
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Gel Elini Kalbinin Üzerine Koy
Güzel Şey
EL-HAYY
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Hasta Kalpler-Hasta Ruhlar-Hasta Bedenler...
Söylemesi Kolay
El-Kayyum
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Allah'ın Rahmeti Ne Büyük Senin Gafletin Ne Derîn.
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
EL-VACİD
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar;
Büyücünün Sihrinden Kurtulur.
EL-MACİD
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Özel İstihare
EL-VAHİD (EL-EHAD)
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
ES-SAMED
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Allah Dost Olur
EL-KADİR
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Abdest Alırken
EL-MUKTEDİR
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar;
Uyanınca Her Sabah
Her Şey O 'Nun Eseri
EL-MUKADDİM
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Harb Gibi, Soğuk Savaş Gibi Durumlarda Ve de Sınav Öncesi...
EL-MUAHHİR
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Hakiki Bahtiyarlık Buyruk Kabul Etmektir.
Tövbe Nasip Olur-Huzura Kavuşulur
EL-EVVEL
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Vatanına, Akrabasına Kavuşur Evlad Sahibi Olur-Bir İşe Başlarken
EL-AHİR
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Hızır (a.s)’a Rastlar...
EZ-ZAHİR
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Gözü Gönlü Nurlanır
EL-BATIN
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Güneşin Ardındaki Gerçekler
Güneşe Bakan Gençler
EL-VÂLÎ
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
İnsanlık Şerefi
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Ayla Güneş Bir Terazide Durmaz
Güneşe En Yakın Ve En Uzak Gezegen
EL-MÜTEALi
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altin Fırsatlar:
Tüm Felaketten Korunur
EL-BERR
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır;
En Başta Anne Ve Babana Hizmet Et
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Bak Burasi Önemli
ET-TEVVAB
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Zâlimin Zulmünden, Geçim Sıkıntısından Kurtulur...
EL-MÜNTAKİM
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Mazlumun Duası Yerde Kalmaz
EL-AFÜVV
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Başkalarını Sık Sık Affedin Fakat; Kendinizi Ve Nefsinizi Asla!..
Şeytanın Vesvesesinden Kurtulur.
99 Kişi, Bir de Sen, Tamam Oldu 100
ER-RAUF
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Haram İşleyen Eşler Çok Çabuk Değişirler
Öfkelenen Bir Kişi Kolaydır Telafisi.
MÂLİKÜ'L MÜLK.
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Bir Acayip Zenginlik Formülü
Fizik Ötesi Perdeler Ve Kafdağının Ardındaki Gerçekler...
ZÜ'L CELÂLİ VE'L İKRAM
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
İster Ayağına Altın Saç, İster Başında Kılıç Sallandır.
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
EL-MUKSİT
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Kırıp Dökenler Ve Diğerleri
EL-CAMİ
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Dargınlar Barışırlar-Akrabalar Kavuşurlar-Kayıplar Bulunur-Sonunda Mutlu Olunur.
EL-GANİYY
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
EL-MUGNİ
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
EL-MANİ
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Mutluluk Yolları
ED-DAR
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
EN-NAFİ
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Gemi Yolculuğu
EN-NUR
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
EL-HADİ
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
EL-BEDİ
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Satranç Tahtası
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
300 Milyon Parmak İzi
EL-BAKİ
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
İşin İçinden Nasıl Çıkılacağını Bilemeyen
EL-VARİS
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
ER-REŞÎD
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
İsmi Azamdır Demişlerdir.
Farenin Bile Emanet Edilmediği Bir Kimseye İsmi Azam Emanet Edilir mi?..
Evliyasını Gizlemiştir Evliyası Gizlemiştir
ES-SABUR
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:
Sedef Kakma Tılsımlı Çekmece
Rahmet Kelebekleri Dualarımız
Buz Gibi
Bu Balık Başka Balık
Bir Hurma Deyip Geçme
Kalpleriniz Şu On Şeyden Ölmüştür
Anne Karnında İken Yâ Kuddûs Yâ Kuddûs Esmasını Okuyan Evliya
Taze Hurma Taze Meyve Ve Sebze Niğde Bor Nere Mekke Medine Nere!.,
Üsküdarlı Feraceli Bir Hanım Efendi Ve Yıldırım Aşkı
7 İklim, 7 Derya Gezdim
Bir Etek Dolusu Toprak Nasıl Altın Olur!...
Kuddusi'nin Cananı Dertlilerin Dermanı Ariflerin Sultanı Himmet Açar Kapıları
Bir Etek Dolusu Toprak
Medineli Mücavir Saatçi Osman Efendi
Ey, Rahmeti Bol Padişah Cürmüm İle Geldim Sana
Cenaze Namazı Ama Ne Namaz!.. Ateş Demiri Yakmaz Müslüman Cehenneme Hiç
Yakışmaz
Ya Rezzak İsmi Şerifi Ve Avukat Mazhar Bey
Galatasaraylı Kaymakam
Dna’lar'da Allah Diyor
Ayet Ayet Dualar
Hadis-i Şeriflerde Dualar
Nasıl Bir Gayretle Gümüş Altın, Gece Gündüz Olur?!..
BEYAZ SIR

ALLAH

Allah ism-i Şerifi Esmâ-ül Hüsnâ’nın sultânıdır.


Bütün esmaların özelliklerini içerir. O'na mahsus olarak kullanılan özel bir isimdir. Ve biz
Müslümanlar; Allah ism-i şerifini, O'nun zâtına işaret ettiği için Namaza “Allâhu
Ekber” diyerek başlarız.
Allah ism-i şerîfı îsm-i Azam'dır denilmiştir.[1]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

“Ya Allah” diyen bir kimse, Cenab-ı Hakkı bütün isimleriyle, bütün sıfatlarıyla anmış olur.
İşte bu hususiyetlerinden dolayı, sayılan Esmâü'l Hüsnâ içinde " ism-i şerifi İsm-i Azam'dır.
Onun için şanı büyük, bereketi daha bol, feyzi ve inayeti daha süreklidir. Bu sebepten bu ism-
i şerîf daima; âşıkların gıdası, sâdıkların nevası olagelmiştir. [2]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

a) İmam-ı Gazali'ye göre Cuma günü bin kere Ya Allah diye okuyanlar evliyalar sınıfına
katılırlar.
b) Yine Cuma günü namazdan önce yüz defa “Ya Allah, Ya Hu” diyen kimsenin hayırlı dileği
gerçekleşir.
c) Her gün bin defa “Ya Allah “ diyen kimse mesafe katederek temiz bir kalbe, yani Kalb-i
Selîm'e erişir.
d) Bir hastaya iki yüz kere okunsa eceli gelmedikçe şifa bulur.
e) Vakit namazlarının sonunda yüz defa “La İlahe İllâ Hû” demeye devam edenler: kalp
katılığından, gafletten ve unutkanlıktan kurtulurlar.
f) Dualarımıza “Allâhümme” ile başlamak kabulüne işarettir.
g) “Vallâhu Gâlibün Alâ Emrihî” Yusuf süresindeki bu ayeti yetmiş bir defa okumak hayırlı
bir işte başarılı olmaya vesiledir. Denenmiştir.[3]

Kişi Sabır İle Bulur Kemali İsm-i Azam'la Değiştirilir mi Hiç Dünya Mali?

Birisi kibâr-ı Evliyadan bir zât-ı şerife derviş olmuş ve uzun müddet o şeyh-i azîze hizmet
etmişti. Birgün konuşuyorlarken, hazret-i şeyh, dervişinden bir isteği olup olmadığını sordu.
Bundan cesâret alan derviş kendisine İsm-i Azam'ın talim buyurulmasını niyaz etti. Şeyh:
“Kendinde İsm-i Azam'ı öğrenmeye ehliyet görüyor musun?” diye sorunca derviş hiç
düşünmeden:
“Evet efendim,” cevabını verdi. Şeyh, bunun üzerine ona:
“Filan yere git, hiç konuşmadan orada otur. Neler görürsen, dönüşünde bana anlat!” Emrini
verdi.
Derviş, şeyhinin emrettiği yere gitti, bir müddet oturup çevresine bakındı. Nur yüzlü bir
ihtiyarın merkebine odun yüklemiş olduğu halde geldiğini gördü. Tam bu sırada başka bir
adam meydana çıktı ve o nur yüzlü ihtiyarın sakalından tutarak dövmeye başladı. Bu
yetmiyormuş gibi zavallı ihtiyarın getirdiği odunları da aldı ve gitti.
Bizim derviş geri döndü ve gördüklerini olduğu gibi şeyhine anlattı. Şeyh hazretleri kendisine
sordu:
“İsm-i Azam'ı bilseydin, o ihtiyarı döven ve odunlarını alıp giden adama ne yapardın?”
Derviş, hemen cevap verdi:
“O zâlimi helak etmek için okur ve zavallı ihtiyarın odunlarını kendisinden alarak sahibine
iade ederdim,” deyince şeyh gülümsedi:
“Senin gibi sabırsız ve merhametsiz birisine ismi A'zam'ı tâlim etmek caiz değildir. Bir
merkep ve bir yük odun için, adam öldürülmez. Ey oğul, bilmiş ol ki, ben İsm-i A'zam'ı senin
dayak yediğini ve odunlarının elinden alındığını gördüğün zât-ı muhteremden tâlim edip
öğrendim.”
“Allah” adın zikredelim evvelâ Vacip oldur cümle işte her kula[4]

ER-RAHMAN

Geçmişte bütün yaratılmışlar hakkında hayır ve rahmet dileyen; sevdiğini, sevmediğini


ayırmadan yaratıklarının tümüne sayısız nimetler veren. [5]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Toplumda söz sahibi olan değerli ilim ve bilim adamlarına, idarecilerine saygı göstermek.
Toplumun değer yargılarından tamamen veya kısmen uzaklaşmış olanlara merhamet etmek ve
onları da dualarımızda unutmamak. [6]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Merhamet Duyguları Gelişir


a) Her gün yüz defa “Ya Rahman” diyen kimsenin merhamet duygusu gelişir.
b) Cuma namazından sonra yüz defa “Ya Rahman” diyenler unutkanlıktan ve gafletten
kurtuldukları gibi kalpleri de nurlanır.
Fakr-u hâlin izhar etme Halikın bilmez mi hiç? Aleme ihsan eder de sana vermez rni hiç?
Rabbine ağlarsan gözyaşını silmez mi hiç? Ta ciğerden “ahh!..” edersen isteğini vermez mi
hiç? [7]

ER-RAHİM

Çok merhametli. Verdiği nimetleri iyi kullananları daha büyük ve sınırsız nimetler vermek
suretiyle ödüllendiren. [8]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Rahim ism-i şeriflerini okumaya devam edenler de, ta-şıyanlar da kalp yumuşaklığı meydana
gelir. [9]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

a) 258 (iki yüz elli sekiz) defa “Er-Rahim” ism-i şerifini tekrar edenler her türlü tehlikeden
kurtulurlar.
b) “Er-Rahim” ism-i şerifi yazılıp ağaç köküne dökülürse o ağacın meyveleri bol olur.
c) Aynı ism-i şerifi kağıda yazıp bir bardaktan onun suyunu içirdiği kimse, suyu içene karşı
bir sevgi ve ilgi duyar.
d) Bazı bilge ve ulema kişiler:
Rahman: Cehennemden kurtaran,
Rahîm: Cennete koyan, anlamlarını vermişlerdir. [10]
EL-MELİK

Bütün kâinatın sahibi ve mutlak surette hükümdarı[11]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Allah'ın gerçek mâlik olduğunu bilerek, duyarak, can u gönülden hissederek, her ihtiyacını
O'ndan istemektir.
Nefsin seni râm etmeye, sen nefsini ram et!.. , [12]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

a) Bu ism-i şerifi şafak vaktinden (fecirden) sonra 120 (yüz yirmi) defa okuyan kimse zengin
olur.
b) Öğle vaktine yakın bir zamanda 90 (doksan) defa “Ya Mâlik” ism-i şerifini okuyan
kederden ve sıkıntıdan kurtulur. [13]

Tam Yüz Yıl

Miktarca ne kadar büyük, sayıca ne kadar fazla olursa olsun her şey sayılabilir. Deniz
kenarında; sahildeki kum taneciklerini 100.000.000 kişi 100 senede sayabilir. Toprak, su
tartılabilir. Güneşin, ayın kütlesi bulunabilir. En uzak mesafeler ölçülebilir. Hatta fizikçiler,
evrendeki tüm atomları saymayı denemişler ve bunda da başarılı olmuşlardır. Ortaya çıkan
sayı, 10 80 (10 Üzeri 80) gibi gerçekten çok büyük bir değerdir. [14]

EL-KUDDÛS

Hatadan, gafletten, zayıflıktan ve her türlü eksiklikten uzak olan! [15]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

İbadete devamla günahlardan kurtularak kişinin kendisini aydınlatması ve arındırmasıdır. [16]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

a) Günde 174 (Yüz yetmiş dört) defa Kuddûs ismi şerifini okuyanlar kötü ahlaktan kurtulur,
yaramaz işleri terkeder.
b) Yemek yerken bu ismi okuyan kimse sağlık selamet bulur ve ahlaken yükselir. [17]

Fazla mı Evhamlı sınız?

c) Günde 66 (altmış altı) defa “Ya Kuddûs ve Ya Hâlık” ismi şeriflerini beraberce okuyanlar
vesveseden, kuruntudan ve evhamdan kurtulurlar.
d) Ayrıca Kuddûs ism-i şerifini okumaya devam edenler ahlaken meleklere yaklaşırlar.
Not: Anne karnında iken “Yâ Kuddûs, Yâ Kuddûs” diye zikreden Kuddûsî hazretlerinin 151.
sayfadaki hayat hikâyesinden bir bölümü okuduktan sonra bir başka sarılacaksınız, Kuddûs
Esmâsına. [18]

ES-SELAM
Ayıplardan ve afetten yarattıklarını emin kılan, koruyan, her türlü tehlikelerden kullarını
selametle çıkaran, Cennetin bahtiyar kullarına selâm eden. [19]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Selameti, kurtuluşu yalnız O'ndan bilmeli ve yalnız O'na teşekkür etmeli, yalnız O'na kulluk
etmelidir.
Allah-u Teala her türlü tehlikenin selamet yollarını ve sebeplerini yaratmış; bunları da
kullarının önüne sermiştir. Agâh olup azami derecede istifade etmelidir.
Sanma ey hâce ki senden sîm-ü zer isterler yevme la yenfau'da kalb-i selîm isterler[20]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Selam Huzur Verir

a) Hergün 131 (yüz otuz bir) defa “Ya Selâm” ismi şerifi ölümcül hastalığı olmayan bir
kimseye okunursa hasta iyileşir.
b) Yine 131 (yüz otuz bir) defa “Ya Selâm” ismi şerifini okuyanların kalpleri huzurlu ve
selim olur.
c) Aynı sayıda okuduğunda; dünya afetlerinden kurtulur. [21]

Kaptanın Seyir Defteri

Farzedelim denizin ortasında, azgın dalgalar arasında, teknesinin battı batıyor vaziyetine
düşen kaptanın, orada biricik dayanıp güveneceği kuvvet, kalbinde Allahu tealaya olan
imamdır. O bilir ki her türlü selametin biricik sahibi, yaradanı, yaradam bağışlayanı yalnız
Allah'tır ve inanmıştır ki, Allahu Teala merhametlidir, kudretlidir, bütün işleri hikmetlidir.
Artık o, Allah'ın hükmüne ve kendi hakkındaki emr ü fermanını razıdır. Allah'ın yardımından
ve merhametinden asla ümidini kesmez. Kalbinin bir tarafında korku varsa, öte tarafında ümit
bulunur. Korku ile ümiîtten meydana gelen muvazene içinde ye'se kapılmaz, işini şaşırmaz,
manasız telaşlarla vehameti artırmaz. Bilakis soğukkanlılığını muhafaza eder, vaziyetine göre
tedbir alır, kumanda verir, ondan ötesini Allah'a bırakır. O'nun yaratıp sevkedeceği fırsatları
gözetir ve her fırsattan sükunetle faydalanarak böylece selamet sahiline çıkar. [22]

Doğru Rota

Fakat bu inancı ve bu kuvveti bulamayan kalplerde yalnız korku hakimdir. Müthiş bir yeis
bütün bir kalbi kaplamıştır. Orada hiç bir ışık, hiç bir ümit yoktur. İşte bu yeis hali daha
büyük felaketlere yol açabilir. Her zaman görüyor, işitiyor ve duyuyoruz ki, muvazenesini
kaybederek kendisini fazla yeis ve ızdıraba kaptıranlarda hemen barut gibi ateş almak, olura
olmaza hiddetlenmek, düşünmeden herşeye saldırmak gibi gayri tabii ve mazarrattı haller
görülür. Onun için kalpleri perişan, fikirleri kararsızdır. Çaredir diye asılsız şeyler araştırır,
tedbirdir diye yanlış şeylere başvurur. Halbuki böyle yapmak mevcut olan mazarrata başka
mazarratlar eklemekten, durumu bütün bütün kötüleştirmekten başka bir şeye yaramaz. Bu
cihetten, bu gibi hallerde muvazeneli bulunmak Allah 'in büyük nimetidir. Çünkü
muvazenesizliğin neticesi - Allaha sığındık-ya intihar, ya cinnet. İşte bu da bu surette helak
girdaplarına batar gider. Şayet kurtulmaları mukadder değilse imanlısı da, imansızı da
dalgalar veya ızdıraplı hadiseler arasında boğulur gider. Bunlar görünüşe göre hayatlarının
sonucu itibariyle birleşmiş gibi olsalar da ölümden sonra görecekleri muamele ayrıdır.
Allahu Teala buyurmuştur ki: “Kullarımdan bir kuluma bedeni, yahut malı, yahut evladı
yüzünden bir musibet verirsem, o da bunu sabr-ı cemîl ile karşılarsa, kıyamet günü kendisi
için bir mizan kurmaktan, yahut defter-İ a'malini açmaktan haya ederim.” [23]
İşte iman sahibi sabr-ı cemîii sebebiyle hakkın o büyük mükafatına erecektir.
Millî Maçta İnönü Stadını Hınca Hınç Dolduran Seyirci Veya Küçük Bir Vilayetimizin
Nüfusu Kadar İnsan... [24]

Yılda 30 Bin Japon İntihar Ediyor

Japonya yönetimi, mimarlar, doktorlar ve sosyologlardan ülkenin üç yıldır 30 binlerde


seyreden yüksek orandaki intihar olaylarını durduracak teklifler vermesini istedi.
Sağlık, Çalışma ve Refah bakanlıklarının, intihar problemine çözüm bulmak için
akademisyenler, mimarlar, doktorlar ve sosyologlardan oluşan 18 üyeli bir çalışma grubu
oluşturduğu kaydedildi. Açıklamayı yapan bir bakanlık yetkilisi “üç yıldır 30 bin dolaylarında
seyreden intihar olaylarından dehşete düştük. Hükümet olarak intiharları durdurmak için
tedbirler alma durumuna geldik. Bu sahadaki uzmanların yardımını istiyoruz.” dedi. Polis
ajansı Ağustos ayında yaptığı açıklamada 2000 yılında 31.957 intihar olayının meydana
geldiğini ve her 10 intihar olayının 7'sinin erkekler tarafından gerçekleştirildiğini söyledi. Her
yüz binde 26 erkek ve her yüz binde 12 kadın intiharıyla Japonya'nın, 1997'deki intihar
oranının İngiltere, Almanya, İtalya ve ABD 'yi geride bıraktığı, Avusturya, Finlandiya ve
Fransa 'da erkek intihar olaylarının Japonya’yı geçtiği ifade edildi. Her yüz binde 74 erkek
intiharıyla Litvanya birinciliği elinde bulunduruyor. [25]

Özel İntihar Evleri

Amerika 'da vaki intihar olayların günün 24 saatiyle değil belki de dakikalarıyla ancak hesap
edilebilmiş olması düşündürücü olmalıdır...
Bunun ötesinde İsveç'te intihar vakalarının yüksek seviyelere ulaşmış olması sebebiyle kanun
teklifi verilerek resmen intihar evlerinin kurulmak istenmesi ve intihar edeceklerin bu evlere
müracat ile kayıtlarım yaptırıp kendilerine verilen gün ve saatlerde buralara gelip, kendilerine
ayrılan odalarda intihar etmeleri hususu tüyler ürpertecek kadar dehşet verici
görünmektedir. [26]

EL-MÜ'MİN

Korkulardan emniyet veren, kullarını rahatlatan! [27]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

İmam sevmek, kalpten inanmak ve imanını sağlamlaştıran ibadetlere devamda gayretli


olmak! [28]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Kuvvetli Bir İman İçin

a) “Ya Mü'min” ism-i şerifini hergün 136 (yüz otuz altı) defa okuyanın malı ve canı
emniyette olur.
b) İnsanların ve şeytanların şerrinden kurtulmuş olur.
c) Yine Mü'min ism-i şerifini 136 defa okuyan kimsenin imanı kuvvetlenir.
d) Aynı sayıda bu ismi şerifi okuyan kimse şifa bulur. [29]

EL-MÜHEYMİN

Gözetici ve koruyucu![30]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

İnsanın her halinde Allahu Tealanın kendisinin yanında olduğunu unutmaması ve bunun
yanında Allah'ın yarattıklarına yumuşak huyla muamele etmesidir. [31]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Yunus Peygamberin Zikridir

a) Yunus peygamber balığın karnında iken bu ismi şerifi okumaya devam ederek
kurtulmuştur.
b) Güzel bir gusül abdesti alıp sakin bir köşede 100 (yüz) defa “Ya Müheymin” ism-i şerifini
okuduktan sonra dua edenin şeref ve izzeti artar, dileği yerine gelir. [32]

EL-AZİZ

Mağlup edilmesi mümkün olmaya galip! [33]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Bütün isteklerine hakim ve galip olmaya çalışmak, istek ve arzularını temiz, dürüst ve helal
yollardan elde ederek her işinde, her sözünde akim ve gerçeklerin gerektirdiği sınırı
aşmamaya gayret etmelidir. Bu ism-i şerîf Yusuf (a.s.) zikridir.
Allahu Zülcelalîn Azîz Olduğunu Bilen, Mahluka Güvenmez. [34]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Kuyudan Sultanlığa

a) Ya Azız” ism-i şerifini Yusuf Peygamber atıldığı kuyuda zikretmiştir. Bu ism-i şerîf
hürmetine de Mısır'a sultan olmuştur.
b) 40 gün her sabah namazından sonra kırk bir defa “Ya Azız” ism-i şerifini okuyan kimse
borçtan kurtulup zengin olur. Kalbi her türlü şüphelerden arınır, temizlenir. [35]

EL-CEBBAR

İstediğini mutlak yapan, dilediğine muktedir olan! Büyüklük, azamet ve kudret sahibi! İmar
eden! Kullarını ıslah edip tövbeye döndüren! [36]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Kırılan ümitlerin canlanması, şaşırtıcı perişanlıkların iyi bir şekle ve yola konması için biricik
merci Allahu
Teala olduğunu bilerek, yanlış kapıya müracat etmemek, O'ndan başkasına yüzsuyu
dökmemek... [37]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Hak Tecellî Eyleyince Her İşi Asan Eder Halk Eder Esbabını Bir Lahzada İhsan Eder

a) Haksız yere hapse giren kimse kırk gün sabah namazından sonra yirmi bir kere “Ya
Cebbar,”Ya Cebbar” ism-i şerifini okumaya devam ederse hapisten kurtulur.
b) Esir ise esaretten kurtulur.
c) Yine 21 kere okumaya devam edenler gaddar ve zalimlerin şerlerinden emin olurlar. [38]

Bir Bilim Adamı Gözüyle

Biz insanlar, henüz bilim çağının başlangıcında olmamıza rağmen daha şimdiden, her yeni
bilgi, ilim ışığının her
artışı, içinde yaşadığımız evrenin; Yaratıcı bir zekanın eseri olduğunu gösteren yeni kanıtlar
getirmektedir,
Bu suretle iman bilgiyle desteklenince ulaşılan her mesafede ilim adamı kendini Allah'a biraz
daha yakın hissetmektedir. İşte bu kanıtlardan bazıları: [39]

İnkarı İmkansız Olan İlk Delilim Sayısal

Bu delilin pratik bir isbatını rahatlıkla deneyebilirsiniz. Cebinize 1'den 10'a kadar
numaralanmış on adet marka koyunuz.. Bunları cebinizde iyice karıştırınız. Daha sonra
markaları bir numaradan başlayarak on numaraya kadar sıra ile teker teker çekiniz. [40]

Onda Bir Binde Bir On Milyarda Bir

Şöyle ki elinizi cebinize sokarak ilk defada bir numarayı bulma şansınız onda bir, onu takiben
iki numaralı markayı bulma şansınız yüzde birdir.
Üç numaralı markayı ard arda ve sırayla üç çekişte bulma ihtimali ise binde birdir.
Ve fakat on markanın hepsini birden on çekişte sırayla yani birden ona kadar çekebilme şans
ve ihtimaliniz ise ancak; on milyarda birdir.
Bu ise akıllara durgunluk verecek derecede muazzam bir rakamdır.
Matematik diliyle konuşmamız gerekirse yeryüzünde hayatın meydana gelmesi için lüzumlu
şartları bir araya toplayan; asla tesadüfler silsilesi olamaz. [41]

EL-MÜTEKEBBİR

Her şeyde ve her hadisede büyüklüğünü gösteren! [42]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

İnsan çalışıp çabalamak! Büyük bir adam olmalı, fakat hiç bir zaman büyük görünmemeli.
Kendini bilen büyüklenmez. Büyüklük ancak Allah'ın şanıdır. O'nun sıfatını mahluk
takınamaz, haddini aşmış olur. Böylelerinin cezası da çetin olur. Bu hikmetten ötürü kibirlinin
hasmı Allahtır. Kibirlenenleri hor ve hakir, rezil ve rüsvay bir hale getirir. Haddini gözetenleri
de bilakis yükseltir.
Bir kabza-i hâk olur bu tenler bilmem neye kîbr eder edenler? [43]
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

a) Bu ism-i şerifi okumaya devam edenler heybetli bir görünüme ve güzel ahlaka sahip
olurlar. [44]

Gelin İle Damat

b) Gerdek gecesinde güzelce abdest alıp iki rekat namaz kıldıktan sonra; el açıp on defa “Ya
Mütekebbir” diye dua eden çiftler, Allah'ın lütfü ihsanı ile yumuşak huylu ve güzel yaratılışta,
halûk evlat sahibi olurlar. [45]

EL-HALIK

Yaratan, halk eden, yoktan var eden! [46]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Yüce Halikımızın yarattıklarının oluşumlarına bakarak, bunlardan ders çıkartmaktır.


Eskiler, bunun için; “Eserden, müessire gidiş” demişlerdir. [47]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Rüya Veya İlham Yoluyla Bildirilir

a) Gece yatmadan önce yüz defa “Ya Hâlık” ism-i şerifini okuyan ve;
“Ya Rabbi filanca yakınımın hâlini bana bildir” diye dua edenin Allahu Teala duasını kabul
eder ve haberini alamadığı yakını olan kişinin durumunu rüya veya ilham yolu ile kuluna
hissettirir. [48]

Firavun Tahta Çıkarken Yola Çıkan Işık

Yıldızlara baktığımız zaman, aslında zamanda geriye gidiyoruz demektir. Bize 3.000 ışık yılı
uzaklığında olan bir yıldızı gördüğümüzde, eski Mısır’daki zalim firavunların süslü
tahtlarında taç giyme törenlerini izliyoruz demektir. Bizden 4 milyar ışık yılı ötedeki bir
yıldızı (kuasar) gözlediğimiz zaman, henüz dünyamızın oluşmaya bile başlamadığını, yoğun
bir toz ve gaz bulutu halinde olduğunu hatırlayalım. [49]

EL-BARİ

Adeta bir kalıptan döker gibi, yarattıklarını düzgün, tertipli, uyumlu ve güzel yaratan. [50]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Yaratılışın uyumlu ve tertipli olmasını örnek alarak kulun kendisine ikram edilen yetenekleri
yerli yerinde ve yaratılış itibariyle vazifesine uygun olarak kullanması, bunun aksine hareket
etmekten sakınmasıdır. Örneğin:
Allah'ı bilmek için verilen akıl ve fikri, onu inkar yolunda kullanmak tamamen çarpık ve ters
bir harekettir. [51]
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

a) Yedi gün üst üste her defasında yüz kere “Ya Bari” ism-i şerifini okuyanlar, bedensel ve
ruhsal rahatsızlıklardan ve her türlü afetten kurtulurlar. [52]

Böyle Bir Arkadaşı Kim İstemez

b) Aynı şekilde bu ism-i şerifi okumaya devam edenler kabirlerinde meleklerden bir arkadaşa
sahip olup yalnızlık, korku ve karanlıktan kurtulmuş olurlar. [53]

EL-MUSAVVİR

Tasvir eden, herşeye bir şekil ve özellik veren! [54]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Cenabı hakkın yarattığı canlı ve cansız varlıklardaki mükemmelliği ve güzelliği görmeli ve


Allah'a şükretmekte kusur etmemelidir. [55]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Tutuşup Yananlar

Çocuğu olmayan bir ailede: Kadın: Yedi gün oruç tutup iftar anında yirmi bir defa “Ya
Musavvir” ism-i şerifini okur Erkek ise; Üç gün oruç tutarak “Ya Musavvir” ismi şerifini
yirmi bir defa bir bardak suya okur ve onunla iftar ederler. Bu günler içerisinde dua edip bir
arada olurlarsa Allah'ın izni ile bir evlada kavuşurlar. [56]

EL-GAFFAR

Bağışlaması çok olan, kullarının günahını dünyada fazlasıyla örten! [57]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

a) İnsanların ayıplarını örtmeli ve onların ayıplarını bağışlamalı.


b) Maddi kirlerin temizlenmesi için suyu, sabunu yaradan Allah, manevi kirlerden
temizlenmek için de istiğfarı sebeb kılmıştır. Bundan dolayı da hamdü senasında bulunmalı ve
sık sık istiğfar edilmelidir. Bu da zor bir iş değildir. Çünkü merasime tabii değildir. Bir insan
işiyle, gücüyle meşgul iken de yalnız gönlünden mağfiret isteyebilir. Allah bundan
haberdardır. Vakti gelince namazı ihmal etmemelidir. Çünkü namazlar büyük bir mağfiret
vesilesidir. Hele seher vakitlerinde istiğfar çok makbuldür. Çünkü Allah Kur'an'da seher
vakitlerinde istiğfar edenleri medhetmiştir. Seher vakti: tan yeri ağarmazdan biraz evvelki
zamandır. [58]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

a) Cuma namazından sonra yüz defa “Ya Gaffar” ism-i şerifini okuyanlar affa mağfirete
mazhar olurlar. [59]
Evladında Ve Malında Hayır, Rızkında Bereket Arayanlar:

b) Rızkında bereket, malında ve evladında hayır ile uğur arayanlara günde yetmiş defa:
“Estağfirullahi innehû kâne gaffara” teşbihine devam etmeleri tavsiye edilmiştir.
Hu
Ahmet Efe
Seher vakti can kuşum
Hû diyor ya Rabbi Hû
Divanına durmuşum
Dilimde “Edep Yâhû”
Bülbüller ses verir Hû
Güller nefes verir Hû
Hikmetlidir her işin
Hem yazın, güzün, kışın
Rabbım, senin bağışın
Ab-ı hayat misli su
Bülbüller ses verir Hû
Güller nefes verir Hû[60]

EL-KAHHAR

Her şeye, her istediğini yapacak şekilde galip ve hâkim! [61]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Allah'ın kahrından sakınmalı, lütfunu istemeli. Allah'ın lütfunun da kahrının da sebeblerini


bildirecek kitaplar ve bunları öğretecek kimseler ihsan buyurduğu gibi, insanlara bu
hakikatleri sezip anlayacak aklı verdiğini, aynca da insanın en büyük düşmanının nefsi
olduğunu unutmamalıdır. [62]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Kalpde Allah Sevgisi

a) Günde 306 (üç yüz altı) defa “Ya Kahhâr” ism-i şerifini okumaya devam edenlerin
kalplerindeki dünyaya ait sevgi ve endişelerin yerini Allah sevgisi alır.
b) Gece yarısı ve güneş doğarken bu ismi şerifi yüz defa okuyanlar düşmanlarına karşı galip
gelir ve zulümlerinden kurtulurlar. [63]

EL-VEHHAB

Çok fazla ihsan eden, çok bağışlayan! [64]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Cömertlikte Hz. Ebubekir gibi olmalı, onu örnek almalı. Zira o Allah ve Resulü yolunda tüm
malını feda etmiş.
Peygamber efendimizin:
“Kendin ve ailen için ne bıraktın ya Ebubekir?” Sualine:
“Allah ve Resulü kafidir,” cevabını vermiştir. [65]
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Duanın Kabulü İçin

a) Dua arasında yedi defa “Ya Vehhâb” ism-i şerifini okuyanın duası kabul olur.
b) Duha namazından sonra, secde vaziyetinde iken on dört defa “Ya Vehhâb” ism-i şerifini
okuyan manevî iklimlerde (hakikat ilmi gibi) ilerler.
c) Günde ondört kere bu ism-i şerifi okuyan, zengin olur ve hayırlı olan dileklerine erişir. [66]

ER-REZZAK

Bütün yaratılmışların rızkını veren ve ihtiyaçlarını karşılayan! [67]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Hiç şüphesiz ki Cenab-ı Allah'dan başka rızık verici yoktur. Rızkının geniş olmasını
isteyenler namazı çok kılmalı ve istiğfara çok devam etmelidirler. Bunun yanı sıra salat-u
selâmı ihmal etmemelidirler. [68]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Kapalı Katılar Açılır. Rızık Boşalır Bereket Taşar

a) Sabah namazından sonra evin sağ köşesinden başlayarak her köşede on defa “Ya Rezzâk”
ismi şerifini okuyup evinin dört bir köşesini dolaşanların evlerinde bereket artar.
b) Yirmi bir gün yemeklerden önce “Ya Rezzâk” ismi şerifini yüz defa okuyanın zihni açılır
ve ilmî incelikleri kavraması kolay olur.
c) Rızık bolluğu için her gün yüz yirmi bir kere: “Innallahe hüverrezzaku zül kuvvetil
metin” Ayeti celîlesini okuyanın rızkı bol olur.
d) Ya Fettâh, Ya Rezzâk ism-i şeriflerini günde yüz yirmi defa okuyanın Cenab-ı Hak rızkını
kolaylaştırır ve kapalı kapıları açar.
Not: Rezzak ismi şerifinin, yaşanmış bir hayat hikayesi için sayfa 157'ye bakınız. [69]

EL-FETTAH

Fetheden, her türlü zorlukları kolaylaştıran! Darlıktan kurtaran! [70]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Bilmelidir ki Allah'ın feth ve yardımı hiç kesilmez. Her insan için her saat, görünmez
kapılardan gönlüne bir hayır ve bereket kapısı açılmak mümkündür. Allah'tan bunu istemek
ve sebeplerine yapışmak lazımdır. Mesela: sıkışmışlara ferahlık vermek, işte bu sebeblerden
biridir. Senden zayıf olanlara merhamet et ki, senden kuvvetli olanların kahrına uğramayasın.
Gücün yeterse, elinden gelirse düşmüşlere yardım et. Düşkün vaktinde sana da bir yardımcı
bulunur. Hele hiç insan incitme! Zira felaket ve musibet zamanlarında böylelerine hiç kimse
acımaz. [71]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:


Feridun Yılmaz Yüceler
a) Sabah namazından sonra elini kalbinin üzerine koyup 15 veya 71 kere “Ya Fettâh” ism-i
şerifini okuyanın kalbi nurlu, rızkı bol ve işleri kolay olur.
b) “Ya Fettâh-Ya Rezzâk” ism-i şeriflerini günde yüz defa okuyana, Cenab-ı Hak rızkını elde
etmesini kolaylaştırır ve kapalı kapıları açar. [72]

EL-ALİM

Her şeyi en iyi bilen! [73]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Şu yalancı dünyada hayatımızın ve hayatta elde ettiğimiz mevki ve makamların gelip geçici
olduğunu unutmamak, sınırsız makam ve mevki sahibinin yalnız Allahu Teala olduğunu
hatırdan asla çıkarmamaktır. [74]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

“Ya Alîm” ism-i şerîfmi günde yüz defa okuyanların kalbinde şüphe ve evhamdan eser
kalmaz. [75]

Bir Fasulye Tanesi Kadar

Güneş saniyede 4 milyon ton, dakikada 240 milyon ton madde kaybeder. Eğer güneş, 3 milyar
yıldan beri bu hızla enerji üretiyorsa, bu süre içinde kaybetmiş olduğu kütle 400.000 milyon
kere milyon ton olacaktır ki, bu değer, yinede Güneş'in şimdiki toplam kütlesinin 5000'de biri
kadardır. Yani 5 kg'lık kuru fasulye torbası içinden bir fasulye tanesinin eksilmesi kadar! [76]

EL-KABID

Sıkan, daraltan! [77]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Taşkınlığa Ve Şaşkınlığa Kapılma

Sıkıntı ve darlık vaktinde insan, elinden çıkan nimetlerden dolayı üzülse dahi kendini
şaşırmamalı, sabır denilen fazilete sıkıca sarılmalı, taşkınlığa kapılmamalıdır. [78]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Harb, Darb, Kıtlık...

a) Kırk gün boyunca; birer lokma ekmek üzerine “Yâ Kâbıd” ism-i şerifini yazıp yemeğe
devam edenler açlıktan emin olurlar.
(kıtlık, darlık, harb, darb ve deprem gibi durumlarda...)
b) Dört gün dokuz yüz üç defa “Yâ Kâbıd” ism-i şerifini okuyan düşmanından emin olur.
Tavsiye: El-Kâbıd ism-i şerifini tek olarak okumayıp El-Bâsıt ism-i şerîfiyle beraber
okumalıdır. [79]
EL-BASIT

Açan, genişleten. [80]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Bolluk ve ferah zamanlarında şımarıp gurura, heyecana kapılmadan gönlünü Allah'ın rızasına,
hoşnutluğuna bağlayarak kulluk vazifelerini yerine getirmekten uzaklaşmamak ve bunun
yanında hali vakti kendisinden iyi olmayanları da unutmamalıdır. [81]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Sadreddin Konevi Hazretlerinin Zikridir.

a) Sadreddin Konevi Hazretleri “Ya Bâsıt” ism-i şerifi bereketiyle çok büyük lütfü ilahiye
kavuşmuştur.
b) Duha namazından sonra; On defa “Ya Bâsıt” ismi şerifini okuyanın rızkı ve şerefi artar.
c) Ellerini göğe doğru kaldırıp yetmiş bir defa “Ya Bâsıt” ism-i şerifini okuyarak yüzüne
süren kimse fakir olmaz, zenginleşir. [82]

EL-HAFID

Yukarıdan aşağıya indiren, alçaltan! [83]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Allahu Teala, istediği kulunu yukarıdan aşağı atıverir. Şan ve şeref sahibi iken rezil ve rüsvay
eder ve muamelesi çok defa kendisini tanımayan, emirlerini dinlemeyen asilere, başkalarını
beğenmeyen kibirli ve hak, hukuk tanımayan zorbalar hakkında tecelli eder. [84]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Hasmına Zafer Elde Etmek İsteyen

a) Üç gün “Yâ Hâfıd” ism-i şerîfiyle dua edip dördüncü gün bir mecliste yetmiş kere okuyan
kimse hasmına galip gelir.
b) Bu ism-i şerifi okumaya devam etmek, savaşta zaferin vasıtasıdır.
c) Hayırlı bir dileğin olması için beşyüz defa “Yâ Hâfıd” ism-i şerifini okuyan kimse bu
dileğine kavuşur.
Kadir Mevlam kereminle, Damla umman olup taşar. Hatasından döndü hemen, Esman ile
Ebu'l-beşer! [85]

ER-RAFİ

Yukarı kaldıran, yükselten! [86]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:


Allah insanlar içinde yükselmeye layık olanları da bilir, olmayanları da. Bildiği gibi de yapar.
Her işi hikmetli ve yerli yerinde olur. Bize düşen vazife insanlığa yaraşmayan kötülüklerden
uzaklaşmaya çalışmaktır. Ancak böylelerinedir ki Allah yardım eder.
Tavsiye: “El Hâfıd” ism-i şerifini tek başına okumayıp “Er Râfi” ism-i şerîfiyle
beraber okumalıdır. [87]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Zalimin Zulmünden Korkan

a) Zulmünden korkulan bir kimsenin yanına girmeden önce 70 defa “Yâ Râfi ism-i şerifini
okuyan, o kimsenin zulmünden emin olur.
b) Bu ism-i şerifi gece 100 defa okuyan kimseyi Allahu Teala seçkin kulları zümresine dahil
eder ve bu kimsenin işlerini kolaylaştırır. [88]

EL-MUİZZ

İzzet veren, ağırlayan, aziz kılan! [89]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Her türlü izzet ancak Allah'ındır. Bunun için izzet isteyenler şuna buna boyun eğerek
kendilerini alçaltmamalı, harcamamalıdır. Değer ve kuvveti ancak Allahdan istemelidir.
“Dileğini aziz kılarsın, Dileğini zelil kılarsın” Ayet-i Celîlesini düşünmelidir. [90]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Bu ism-i şerîf Hacı Bayram-ı Veli Hazretlerinin zikrindendir.


a) Cuma ve pazartesi geceleri akşam ve yatsı namazları arasında yüz elli defa “Yâ Muizz”
ism-i şerifini okuyanın heybeti ve saygınlığı artar.
b) Aynı zamanda bu ism-i şerife devam edenlerin kalbine Allah korkusu yerleşir.
c) Allahu Teala, bazılarını kanaat ve rıza ile aziz, ve bazılarını hırs ve tama ile zelil kılar,
Aman dikkat!..
Aziz-i kavm olup rızaya ersen, Varıpda Cennetin gülünü dersen... [91]

EL-MUZILL

Zelil eden alçaltan, hor ve hakir eden! [92]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

“Tuizzu men teşau ve tuzillü men teşaü” (Dilediğini aziz kılarsın, dilediğini zelil kılarsın)
Ayet-i celilesinin ifade ettiği sırrı hergün yaşamakta olduğumuz olaylarda ibret alarak,
yaşantımıza çok çok dikkat etmeliyiz. Ayrıca bu formül çerçevesinde hareket etmeliyiz.
Her türlü izzet Allah'tandır. Bunun için izzet isteyenler şuna buna yalvarıp kendini zelil
etmemeli, hepsini geçip Allah'a yükselmeli ve ancak O'ndan istemelidir. [93]
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Düşmana Galebe

a) Kıskanç ve kötü kimselerin şerlerinden kurtulmak isteyen kimse secde halinde yetmiş beş
defa “Ya Müzül” ism-i şerifini okuyarak:
“Ya Rabbi korktuğum kimsenin şerrinden beni koru,” şeklinde dua ederse korktuğundan emin
olur.
b) Salı, Çarşamba ve Perşembe günlerini oruçlu geçirerek Cuma gecesi iki rekat namazda, her
rekatında Fatma'dan sonra yüz defa “Ya Müzill” ism-i şerifini okuyarak düşmanının zelil
olmasını isterse duası kabul olunur. [94]

ES-SEMİ

İyi işiten![95]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Kara Taş Üzerindeki Siyah Karınca

Yüce Allah gece karanlığında sert taş üzerinde yürüyen siyah karıncanın ayak sesini dahi
işitir. Öyleyse insan lisanını daima iyiye doğruya yöneltmeli, gıybet ve yalandan, yılandan
çıyandan kaçtığı gibi kaçmalıdır.
Efendimizin: “Allah'a ve ahiretgününe iman eden kimsenin ya hayır söylemesi ya da
susması” hakkındaki sözünü kendisine rehber edinmelidir. [96]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Perşembe günü Duha Namazından sonra beş yüz defa “Ya Semi” ism-i şerifini zikredenin her
ne zaman olursa olsun duası kabul olur.
Tilin düğmisni tisin yazmas”
(Dil ile düğümlenen dişle çözülmez)[97]

EL-BASİR

İyi gören[98]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Allah'ın her hareketimizi gördüğünü ve her sözümüzü işittiğini düşünmek ve bu düşünceyi


böylece mümkün olduğu kadar muhafazaya çalışmak insanı adam eder. Söz temsili: İnsan çok
saygı gösterdiği büyük bir zatın huzurunda bulunurken tavırlarında, hareketlerinde ve
konuşmalarında edep ve terbiye dışına çıkamaz. Başkaları tarafından teşvik edilse de çıkamaz,
Zorlansa da çıkamaz. Halbuki Allahu Teala büyükler büyüğüdür ve her lahza bizimle
beraberdir. Onun göremeyeceği, işitemeyeceği birşey de yoktur. Şu halde Allah'a isyana
çağıranlara nasıl uyulur? [99]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:


Cuma namazında hutbe esnasında yüz defa “Ya Basîr” ism-i şerifini okuyanı Cenab-ı Allah
hidayete erdirir, kalp gözünü açar. (Bu husus daha çok hutbe dinlemek ve Cuma Namazı
kılmak üzerlerine farz olmayan kadınlar için geçerlidir, zira erkeklerin hutbe dinlerken zikir
çekmeleri doğru değildir.) [100]

EL-HAKEM

Hükmeden hakkı yerine getiren! [101]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Karar verme konumunda olan insanlar hüküm verirken ellerindeki kuvvete aldanıp hak ve
adaletten ayrılmamalı, her olgun insan gibi, doğru ve tutarlı karar vermelidirler. [102]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altin Fırsatlar:

Gece yarısı altmış sekiz defa “Ya Hakem” ism-i şerifine devam eden kimse ilim, adalet ve
hllmin birleşmesinden doğan hikmet sıfatını kazanır. [103]

EL-ADL

Çok adaletli! [104]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Gerek kendileri hakkında, gerekse de başkaları hakkında Allahu Teala ne takdir etmiş ve ne
muamele yapmışsa onun tam bir adalet ve hikmet olduğuna inanmak ve ona razı olmak ve
asla şikayette bulunmamak ve hatta sevmektir. [105]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Cuma gecesi akşam yemeği esnasmda “Ya Adlu, ya Adlu!” diyen kimsenin konuşması tesirli
olur, sözü dinlenir.
Kara taşta karıncayı görürsün,
Şefkatinle anneleri burursun,
Küçük kuşa alçacık dal verirsin.
Kırma bizim dalımızı ya Rabbi,
Boş çevirme elimizi ya Rabbi... [106]

EL-LATIF

En ince işlerin tüm inceliklerini bilen, ince ve sezilmez yollardan kullarına çeşitli faydalar
ikram eden. [107]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Yüce Allah'ın sevinçleri ve üzüntüleri birlikte yaratmış olduğunu görmeli, hatta öyle görmeli
ki; en ızdıraplı anlarında dahi başkasının tesellisine ihtiyacı kalmadan kendi kalbinde Cenabı
Hakkın tecellisini duymalı, yaşamalı; kahrında bile lutfu görülen Allahu Tealya şükrederek
kul olmaya çalışmalıdır. Düşünebiliyor musunuz böyle bir kalpten keder, üzüntü ve musibet
ne kadar uzaktır. [108]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

“Allahu latifun bi ibadihi yerzuku men yeşau ve hüvel kaviyyül aziz” Ayet-i Celilesini her gün
dokuz defa okuyan kimse her işinde Allahu Tealanın lütfuna mazhar olur. Öyle ki rızkı güzel
ve kolay yollardan adeta ayağına gelir. [109]

Zor İşe Kolay Çözüm

b) Her gün yüz otuz üç defa “Ya Latif İsm-i şerifini okuyanların zor işleri kolaylaşır.
c) Her Gün Altıyüz Doksan Sekiz Defa “Bismillahil Latif” diyenin ne dileği varsa Allah'ın
izni ile yerine gelir.
d) Her gün dokuz defa “Bismillahil Latif' diye okuyanın rızkı bol olur. İlahi tecellilere
erer. [110]

EL-HABİR

Her şeyin iç yüzünden, gizli taraflarından haberdar. [111]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Allahu Teala en küçük bir mikrobun gece karanlıklarında girip çıktığı yerlerden haberdardır.
Mülkünün her tarafında meleklerinin varamadığı, insan fikrinin ulaşamadığı en gizli
noktalarda dahi olan biten şeylerden haberdardır. O'na- karşı yalandan, hilekarlıktan,
terbiyesizlikten sakınmalı, O'nun razı olmayacağı hususlardan kaçınmalıdır. [112]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Sevimli, Kolay, Mini İstihare...

Uyumadan önce yedi defa abdestli olarak “Ela yağlemu men halaga ve hüvel latîful
habîr” Ayet-i Celîlesini okuyan dilediğini ve istihare ettiği hususu rüyasında görür,
faydalanır. [113]

EL-HALÎM

Suçluların cezasını vermeye gücü yettiği halde, onlara yumuşak davranıp cezalarını geriye
bırakan. [114]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Hz. İbrahim bir kimseyi isyan ederken gördü.


“Ya Rabbi! Senden utanmayan bu kimseyi helak et” dedi. Cenab-ı Hak onun duasını kabul
etti. Bu durum aynen ikinci bir defa daha devam etti. Üçüncüsünde İbrahim a.s, yine bir kimse
için dua ettiğinde, Cenabı Hak buyurdu ki:
“Ey İbrahim, her günah işleyeni helak edecek olursam yeryüzünde kimse kalmaz, ben
cezalarını ertelerim, ya tövbe ederler affederim, ya da ahirette azab ederim.”
Cenab-ı Hak imhal eder ama ihmal etmez!.. [115]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Hz. Musa İle Firavun

a) “Yâ Halım” ism-i şerifini günde altmış sekiz defa okuyanlar rasgele iş yapmaz, ani
kararlarla veya düşünmeden bir işe başlamazlar.
b) Kötü bir kimsenin yanına girerken bu ism-i şerifi okuyanlara o kimsenin zararı
dokunmayacağı gibi o kimseden iyilik bile görebilir. Musa a.s. Firavunun yanına giderken
bu ism-i şerifi okumuşlardır.
c) İdareciler, günde seksen sekiz kere bu ism-i şerifi okumaya devam ederlerse başarıları
sürekli olur.
d) Halım ism-i şerifi gül suyu ile yazılıp, bu su; esnaf iş yerine, ziraatçılar tarlaya, bahçeye
serpseler bereket, bolluk olur. Gemiye serpilse gemi batmaktan kurtulur. Eve serpilse tüm
kötülüklerden emniyette olur. [116]

Herkes Kendisine Yakışanı Yaparsa...

Bir kişinin eşeği çamura batmıştı. Bu kaygu ile adamcağız Çok müteessir oluyordu. Eşeğin
çamura battığı yer kırdı. Yağmurlar yağıyor, seller akıyor, soğuk yeller esiyor, karanlık her
yana eteğini sarkıtmış... Eşekçi bu tasa içinde sabaha dek kötü sözler söyledi, lanetler
savurdu, şuna buna sövdü. Dilinden ne dost kurtuldu, ne düşman, ne ahali kurtuldu, ne de
sultan.
Adam böyle sövüp saymakta, küfürler savurmakta iken, olacak ya, padişah oradan geçti,
adamın uygunsuz sözlerini işitince ne dinleyebildi, ne de cevap verebildi. Fakat kızdı;
“eşeğin çamura batmışsa benim suçum ne? Ben batırmadım ya. Benden ne istiyor, bana niçin
sövüyor?” dedi. Maiyetindekilerden biri padişaha:
“Padişahım, boynunu vurdurun! Dünyadan nam ve nişanı kalksın.” dedi.
Büyük padişah düşündü, taşındı, baktı gördü ki adam mihnet içinde bunalmış, eşeği çamura
batmıştır. Zavallı adamın haline acıdı. Uygunsuz, yolsuz küfürlerinden kabaran öfkesini yuttu.
Tuttu, ona altın verdi, at verdi, kürklü kaftan verdi.
Öfke zamanında merhamet ne güzel şeydir.
Birisi o ihtiyara:
“Ey akılsız ihtiyar, ölümden nasıl kurtuldun, hayretteyim.” dedi.
İhtiyar şöyle cevap verdi:
“Sus, ben o sırada dertli idim, kendime malik değildim. Bana yakışan şeyi yaptım. Padişaha
gelince, o da kendisine yakışan ihsan ve inamı yaptı.[117]

EL-AZIM

Pek azametli, büyük, yüce! [118]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Kainat kitabını okuyan insan küçük bir yaprağın yaratılışmdaki sırra dahi sözü geçmeyeceğini
anladığı zaman secdeye kapanmalı; bu heybet karşısında Rabbine dua edip, O'ndan lütuf ve
merhamet istemelidir. [119]
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Fark Edilen Şeref Ve İzzet

a) Her gün yüz defa “Yâ Azîm” ism-i şerifini okuyan kimse yaşıtları içerisinde şeref ve
izzetiyle fark edilir.
b) Bu ism-i şerîf hasta üzerine bin on (1010) defa okunursa hasta eceli gelmemiş ise şifaya
kavuşur.
c) İlim öğrenip, öğreten sema melekleri tarafından azîm olarak çağırılır. [120]

Tam Yirmi Milyar Yıl Sürecek Bir Yolculuk

Diyelim ki, en hızlı jet uçaklarından birine atlayıp, saatte tam 1000 km'lik bir hızla yola
çıkıyoruz. İlk olarak en yakın komşumuz ay'a gidelim. Yolculuk tam 17 gün sürecektir. Bize
en yakın gezegen olan Venüs'e ise 4.5 yıl sürer. Mars'a 6 yıl 9 ay, Merkür'e 10 yıl, Jüpiter'e 76
yılda ulaşabilirdik. Satürn gezegenine yolculuk, insan ömrünün yetersiz kalacağı bir sürede
gerçekleşir. 152 yıl...
Bundan sonraki gezegenlere ulaşmak için ise ancak asırlar boyu devam edecek uzun
yolculuklar gerekir. Uranüs'e 425 yıl, Neptün'e 675 yılda varmamız gerekecekti. Güneş
sisteminin en uzak gezegeni olan Plüton, dünyamızdan altı küsur milyar kilometre uzaklıkta
olduğundan, çağımızın en hızlı uçakları ile oraya ancak 700 yılda gidebilirdik.
Yolculuğumuzu güneş sisteminin dışına yöneltelim. Bize en yakın yıldız olan Alfa Cenîaur'e
ancak 16 milyon yıl sonra ulaşabilirdik. Riger yıldızına ise tam 20 milyar yılda varmamız
gerekecekti.
20 milyar yıl devam eden bir yolculuk...
Bu süre o kadar uzundur ki, evrenin yaratılışından bu güne kadar geçen süre bile 15 milyar
yıldır. Başka bir deyişle yolculuğumuz evrenin yaşından bile uzun olacaktı. [121]

EL-GAFUR

Mağfireti bol. [122]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

İçimizdeki arzuların baskısı, heveslerimiz karşısındaki zayıf yönlerimiz, bizleri günaha


itebilir. Her an günahlarla karşı karşıya olan insanın ise Allah'ın mağfiretine ihtiyacı hiç
bitmez. O'nun mağfireti ise boldur. Bize düşen işlediğimiz günahlardan ötürü yürekten
pişman olmak, Rabbimizden bizlere mağfiret etmesini dilemektir. [123]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Ölüm Halinde Dili Tutulan Hastaya, Sıtmalıya...

a) Cuma namazından sonra yüz defa “Yâ Gafur” ism-i şerifini okuyanlar af olunur.
b) Ölüm halinde dili tutulan bir hastaya seyyidü'l-istiğfar sözü yazılıp bunun suyu içirilirse
hastanın dili açılır, ölümü kolay olur.
c) Derdi olan bir kimse bir kağıda üç satır “Yâ Gafûr-Yâ Gafûr-Yâ Gafur” diye yazıp
boynuna assa veya o kağıdı yutsa derdinden, ağrı ve sızısından kurtulur.
d) Sıtma (humma) hastalığı için yazılıp içilmeli. Denenmiştir. [124]
EŞ-ŞEKUR

Kendi rızası için yapılan iyi işlere fazlasıyla karşılık veren. [125]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Sıhhatini korumak, mevkiini kuvvetlendirmek için, Allahu Tealaya şükretmesini bilmeli ve


elinden geldiği kadar gayret göstermelidir. Sermayesinin tükenmemesini, bilakis
çoğalmasını isteyen ticarethane sahipleri ile müessesenin yıkılmamasını, bilakis uzun ömürlü
olmasını isteyen fabrikatörlerin dikkatlerini çekerim. Bu işin hakiki sigortası budur. [126]

Gözler Nurlanır Gönüller Ferahlanır

Bir bardak suya kırk bir defa “Yâ Şekûr” ism-i şerifi okunup birazı içilir, kalanı da yüze ve
gözlere sürülürse gönül darlığı ve bunalma gibi hallerden kurtulunur. Gözlerin nuru artar, iyi
görmeleri sağlanır. Aynı zamanda bu işlemin yapılması rızkın bolluğuna, kalbin de
ferahlamasına sebeb olur. [127]

EL-ALİYY

Pek yüce. [128]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Peygamber Efendimiz (s.a.v):


“Allah tevazu edeni yükseltir, kendini büyük görüp kibirleneni ise alçaltır,” buyurmuşlardır.
Alçak Gönüllülüğü Dolayısıyla, Allah'ın Şerefini Yükseltmediği Kimse Yoktur. [129]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

“Yâ Aliyy” ism-i şerifini yüz on kere “Yâ Aliyy, Yâ Aliyy” diye bir kağıda yazıp üzerinde
taşıyan gurbette ise evine döner, fakirse zengin olur ve kadru kıymeti artar. [130]

Ahir Yine Hâk Olur Bu Tenler Bilmem Neye Kibr Eder Edenler!..

Ne Yapardı?!

Halka açık bir seminerde, evrenin yaratılışını açıklamaya çalışan konuşmacıya,


dinleyicilerden biri alaylı bir tarzda şu soruyu sorar:
“Her şey iyi, güzel de, acaba tanrı, evreni yaratmadan önce ne işle meşguldü?..”
Konuşmacı gayet sakin cevap verir:
“Senin gibi düşünen inkarcıları atacağı cehennemi hazırlıyordu.” [131]

EL-KEBİR

Pek büyük. [132]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Peygamber Efendimiz (s.a.v):


“Ulema ile otur, hükema ile sohbet et, kübera ile güzelce anlaş.” buyurmuşlardır. Kendisinden
daha fazla ahlak, ilim ve tecrübe sahibi kimselerle beraber olmalıdır. Mahluka itaat etmek,
kendini sevdirmek uğruna, Hak'kın koyduğu emir ve yasaklan çiğnememelidir. [133]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

İşinden Azledilen İle Dargın Eşler Sözüm Size.

a) Günde yüz defa “Yâ Kebîr” ism-i şerifini okuyan, borçlu ise borcundan kurtulur, işini
kaybeden tekrar işine kavuşur.
b) Üzerine “Yâ Kebîr” ism-i şerifinin yüz defa okunduğu yemeği yiyen dargın eşler barışırlar.
c) İki yüz otuz iki defa “Yâ Kebîr” ism-i şerifini okuyan kimse ilim ve marifet ile
mükafatlandırılır. [134]

EL-HAFİZ

Esirgeyen, koruyan, muhafaza eden, yapılan işleri bütün ayrıntıları ile tutan. [135]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Allahu Teala’nın insanları maddi manevi zararlardan, zulmetlerden muhafaza için akıl, fikir,
basiret vermesi, peygamberler göndermesi, kitaplar indirmesi, helali, haramı bildirmesi hep
bu ism-i şerifin hükmü olarak, şükrü ödenmez nimetlerdendir.
İnsan, Allah'ın ihsan ettiği muhafaza vasıtalarını iyi kullanmh, yaptığı iyiliklerin ve
kötülüklerin bir zerresi kaybolmayacağına ve günün birinde önüne çıkacağına inanarak,
iyilikleri çoğaltıp, kötülüklerden sakınmalıdır.
Not: Yağan yağmurun her damlası bir meleğin koruması altında yere ulaşır. Bir cevize, bir
bademe, bir şeftaliye, ve bir kiraza dikkat ve imanla bakılırsa yaratılış tarzlarının ne kadar
yerinde olduğu anlaşılır. [136]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Panik-Atak Reçetesi

Günde on altı defa “Yâ Hafîz” ism-i şerifini okuyan kimse, sudan, ateşten, insanlardan,
cinlerden, vahşi hayvanlardan, gelecek korku, panik ve zararların tümünden emin olur. [137]

El-MUKİT

Her yaratılanın rızkını veren, bedeni ve ruhi rızıkları yaratan. [138]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Mahlukaun azıklarını, Allah'ın yaratıp ulaştırdığına inanmış olan bir kul, rızk hususunda onun
vaadine güvenir. Rızkını elde etmek için meşru sebeblerin dışına çıkmaz. Vakar ve
haysiyetini ayaklar altına almaz. Yüreğini de yalan, hile, ihtiras ve riyakarlıkla kirletmez. [139]
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Çok Ağlayan Çocuk

a) Bir bardak suya yedi defa “Yâ Mukît” ism-i şerifi okunduktan sonra bu su çok ağlayan
çocuğa içirilirse, çocuğun ağlaması kesilir.
b) Oruç tutmakta zorluk çekenler “El Mukît” ismi şerifine devam etmelidirler. [140]

EL HASİB

Hesab eden, herkesin hayatı boyunca yaptıklarının hesabını bütün ayrıntıları ile en iyi
bilen. [141]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz...


Ömrün her lahzasını fırsat bilerek, onunla kaçırılmış fırsatları telafiye çalışmalı, zayi edilmiş
bir ömrün son bir lahzasında, kendisine ebedi Cenneti kazandıracak iyi bir iş yapmaya
muvaffak olursa, geçen bütün zayiatı telafi ederek ziyandan kurtulmuş olur. Allah'dan hidayet
ve tevfik isteyelim. [142]

Akrabaya Yakınlık

Güneş doğmadan önce seksen defa “Yâ Hasîb” diye bu ism-i şerifi okumaya devam edenin;
akrabaları ile arasındaki dostluk ve sevgi bağları kuvvetlenir. Aynı zamanda, düşmandan,
hırsızdan, nazardan ve tüm kötülüklerden emin olur. [143]

Işık Hızına Evrende Hiç Bir Cisim Erişemez...

İstanbul'a bir saniyede 300.000 km. hızla, hem de 300 kere gidip gelmek akıl almaz şey...
23 Şubat 1987 günü sabah saat 7'yi 35 dakika 41 saniye geçe uzayda korkunç bir patlama
oldu. Dünyamızdan 170.000 ışık yılı ötede, Samanyolu Galaksimize bağlı, büyük maggelan
takımyıldızları içindeki, bir süpernova, güneşimizden tam bir milyar kat fazla ışık saçarak
infilak etti. Patlama o kadar şiddetliydi ki dünyamızın güney yarımküresinden çıplak gözle
dahi farkedildi. Bu süpernova patlaması aslında zamanımızdan, 170.000 yıl önce
gerçekleşmişti.
Ama saniyede 300.000 kilometre yol alan ışınlar, dünyamıza ancak şimdi ulaşabildi.
Işık hızına evrende hiç bir cisim erişemez, matematik denklemler bize bu hıza erişmenin,
imkansızlığını ispatlıyor, Einstein'in ünlü teorisi bazı fizikçileri memnun ediyorsa da “ışıktan
da hızlı hareket eden takyon adını verdikleri parçacıkların varlığını kabul ediyorlar. Bu
durumda, hız, kütle, boyut, zaman ve enerji gibi kavramların yeniden düzenlenmeleri
kaçınılmaz olacaktır. [144]

EL-CELİL

Mertebesi en yüksek olan, celalet ve ululuk sahibi... [145]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:


Kibir, riya, mal hırsı, kıskançlık gibi kötü huylardan kendimizi arındırıp tevazu, kardeşlik,
ihlas ve ciddiyet gibi büyük sıfatlar ile, güzel ahlak ile içimizi, dışımızı süslemeliyiz.
İnne Ekremeküm İndallahi Etkaküm[146]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Büyük Bir Sıkıntıya Düşen Kimse

a) Her gün yetmiş üç defa “Yâ Celîl” ism-i şerifini okuyanın değeri ve meziyetleri artar. Sözü
dinlenir.
b) Bu ism-i şerifi yazıp üzerinde taşıyan kötü ahlaktan kurtulur.
c) Her gün sabah ve akşam yedişer defa; “Hasbiyalahu la ilahe illa hüve aleyhi tevekkeltü ve
hüve rabbül arşil azim.” demenin büyük fazileti olduğu birçok hadiste ifade edilir.
d) Büyük bir sıkıntıyla karşılaşan kimseye “Hasbünallah ve niğmel vekil” (Allah cc. bize
kafidir) demesi tavsiye olunur. [147]

EL-KERİM

Keremi ve ihsanı bol olan! [148]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Karşılık ve mükafat beklemeksizin insanlara ikramda, yardımda bulunmalı, yapılan


kötülüklere cevap verilecek güçte olunsa dahi, affetmeli ve kötülükleri iyilikle karşılamak,
ziyareti kesen akrabalara ziyarete devam etmeli ve tüm bunların yanında kötü huylardan
arınmaya, insanlara eziyet veren fiillerden kaçınmaya çalışmalı... [149]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Halk Vasıtasıyla Hakk’ın İkramı

Uykudan önce 270 defa “El-Kerîm” ism-i şerifini okuyan kimse halk vasıtasıyla Hakk'ın
ikramına erişir. [150]

Geceler Ve Gündüzler Eskisinden On Misli Uzun Olurdu...

Dünya kendi ekseni üzerinde saatte bin altı yüz km. hızla dönmektedir. Eğer ki bu hızın on
misli azaldığını farzedelim. Bu durumda gündüzler on misli daha uzayacak, dolayısıyla
güneşin ışınları tüm bitkileri kavurup öldürecekti. Bu kavurucu güneş ışınlarından
kurtulabilen canlılar ise, eskisine nazaran on misli daha uzun olan gecelerin soğuğunda donup
ölecekti.
Bilindiği gibi dünyamızın ekseni etrafında yirmi üç derece meyilli oluşu, mevsimleri meydana
getirmektedir. Şayet bu meyil olmasaydı, mevsimler alt üst olur, kutuplardaki buzullar ise
muazzam buz kıtaları oluştururdu.
Şimdi de yer küremizin dış kabuk kısıntını göz önüne alalım. Farzediniz ki bu kabuk üç metre
kalınlaştı. İnsanlar ve hayvanlar için gerekli olan oksijen ortadan kalkacaktı.
Bunun aksine okyanusların bir veya iki metre daha derinleştiğini varsayalım. Bu şart altında
karbon ve oksijen yokluğundan dolayı bitkisel hayat yok olacaktı.
Bütün bu olaylar ve benzeri birçok varsayımlar bize şu gerçeği göstermektedir. Dünyamız
üzerindeki hayatın, tesadüfen meydana gelme ihtimali milyar kere milyarda bir mümkün
değildir. [151]

ER-RAKİB

Bütün yarattıkları üzerinde gözcü ve tüm işleri kontrolü altında bulunduran... [152]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Allah'ın hayatımızın her anında bizi kontrol ettiğini unutmamalı ve iç alemimizde bizi Allah'a
karşı gelmeye teşvik eden nefis ile şeytana fırsat tanımamalıyız. [153]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Doğum Kolay Olur, Çalıntı Bulunur.

a) 312 defa “Er-Rakîb” ism-i şerifini okuyan kimse, çalınmış malını bulur. Yolcu ise evine,
ailesine kavuşur.
b) “Er-Rakîb” ism-i şerifini okuyan hamile bayanlar, doğum esnasında zahmet çekmekten
kurtulup kolay doğum yapar.
c) Vasıtaya binildiğinde yirmi beş kere “Yâ Rakîb” ism-i şerifinin okunması tavsiye
edilmiştir. Bu ismi şerif manevi bir zırhtır.
Dünya hareket halindedir. Dünya her saniyede uzayda 30 km. lik bir yol alır. Bu satırları
okuduğunuz zaman uzayda 60 kilometrelik bir yol aldı, şimdi 90 kilometre, şimdi 120
kilometre... [154]

EL-MUCİB

Kendine yalvarıp yakaranlarm istek ve dileklerini veren. Dua için açılan elleri boş
çevirmeyen. [155]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

a) 60 defa “El Mücîb” ism-i şerifini okuyarak dua edenin duası kabul olunur.
b) Sabah namazından sonra 55 defa “Yâ Mucîb” ism-i şerifini okuyarak dua eden kimsenin
eli boş çevrilmez. Allah (c.c) bu şekilde dua eden kulunun elini boş çevirmekten haya
eder. [156]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Özel ve genel bütün ihtiyaçların temini ve bir sonuca ulaşması için birbirlerinin bilgilerinden
faydalanmak üzere, arzda yaşayan bütün insanların birbirine müracatları ve yardımlaşma
isteği doğru ise de, insan kudretinin üstünde bulunan işler için yine insanlara müracat
etmenin doğru olmadığını bilmek lazımdır. Çünkü insan kudretinin üstünde olan her
müşkülü ancak Allah açar ve böyle bir şeyi Allah'dan başkasından istemek onu Allah'a
denk tutmak olur ki bu küfürdür, şirktir, çok yanlıştır. [157]

EL-VASİ
Rahmeti geniş ve sonsuz, ilmiyle her şeyi kuşatıcı... [158]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Kul bilmelidir ki Allahu Teala Vâsi'dir. Yani onun ilmi, rahmeti, kudreti, afv ve mağfireti
geniştir ve her şeyi kaplamıştır. Allah'ın ilminden hiç bir şey gizlenmez, öyle ise her nerede
olursa olsun kötülükten utanmalı. Kudretinden hiç bir şey kurtulamaz, öyle ise fenalıktan
çekinmeli. Merhameti boldur, öyle ise ancak ona dönmeli. Suçları bağışlamakta, emir ve
nehyinde genişliği sever, dolayısıyla ümitsizliğe kapılmamalı.
Kulun ilmi ne kadar geniş olursa ahlak ve marifeti de o oranda geniş olur. [159]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

“Yâ Vasi” ism-i şerifini her gün 137 defa okuyan kimsenin kalbinden kin, haset ve diğer
yaramaz fikirler uzaklaşır, gönlüne ferahlık gelir, rızkı artar.
Kul kerem, vefa bekler, belki bin, belki on bin defa, hatta artı sonsuz bekler... [160]

EL-HAKİM

Buyrukları ve bütün işleri hikmetli, her işi yerli yerinde ve eksiksiz olan... [161]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Allahu Teala’nın hiç bir işi hikmetsiz ve faydasız değildir. Fakat gerek emir ve nehiylerdeki,
gerek işlerdeki hikmet ve faidelerin gayesi kainatın intizamı ve mukadder olan vakte kadar
devamıdır. Yoksa kendi zatına ait bir menfaat değildir. Çünkü Allah'ın hiç bir şeye ihtiyacı
yoktur ve hiç bir beklediği de yoktur. Kainatın küçük bir modeli olan vücudumuza şöyle bir
ibret gözü ile bakarsak görürüz ki, varlığımızdan her uzvun bir hikmeti vardır ve her şey
yapacağı hîzmete uygun olarak yaratılmıştır. Hiç bir şey hizmetinde aksaklık göstermez.
Suistimal yapmaz.
Bir kul ibadet kastıyla Allahu Tealanm bu sonsuz hikmet deryalarını düşünür, sezebildiği
kadar görür, görebildiği kadar parlaklığı artar.[162]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Bir İşe Başlarken

a) “El Hakîm” ism-i şerifini her gün 78 defa okuyan, korkulacak durumlara düşmez, büyük
dertlerden kurtulur.
b) Çalışırken, iş yapılırken yapılan işin kolay gelmesi için okunur. [163]

EL-VEDUD

İyi kullarını seven, onları rahmet ve rızasına erdiren ve sevilmeye biricik layık olan... [164]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

İnsan nefsi için istediği, arzu ettiği şeyleri başkaları için de isteyebilmeli, bunun da ötesinde
başkalarını kendi nefsine tercih edebilmeli... [165]
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Eşleri Barıştırmak

a) Üzerine 1000 defa “Yâ Vedûd” ism-i şerifi okunan tatlı bir yiyeceği yiyen eşler arasında
muhabbet ve sevgi daha da artar.
b) Her gün 20 defa “Yâ Vedûd” ism-i şerifini okuyan, insanlardan kabul ve sevgi görür.
c) İşe gitmek üzere evden çıkmadan önce, 21 defa “Yâ Vedûd, Yâ Rahim” ism-i şeriflerini
okuyan kimse, insanlardan sevgi ve merhamet ve meveddet görür. [166]

EL-MECİD

Şânı yüce, kadri büyük. [167]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Allah'a (c.c) karşı gayet ciddi ve samimi olmalı, O'nun rızası gözetilmeli ve ayrıca insanlara
riya etmeden, gösteriş yapmadan, güzel ahlâk ile muamele etmelidir. Riya ve gösterişle
yapılan amelin kula faydasından çok zararı vardır. Bunlar kötü ahlakın sonuçları olarak
Allah'ın gazabına ve cezasına sebep olur. Şanı yüce, kadri büyük Allah'ın yanılacağını ve
yapılan amelde gösreriş olduğunu bilmeyeceğini sanmak en büyük ahmaklıktır. [168]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

a) Kamerî ayların 13, 14 ve 15. gününü oruçlu geçirip iftar vakitlerinde “Yâ Mecîd” ism-i
şerifini 100 defa okuyan (50 yaşına geçmemişse) baras illetinden kurtulur. (Baras; Tedavi
edilmesi mümkün olmayan, vücutta beyaz lekeler meydana getiren hastalık.)
b) “Yâ Mecîd” ism-i şerifini her gün 62 defa okuyanın sahip olduğu şan ve şeref artar.
c) “Melekleri çekmek istemez misiniz?.. Öyle ise sılayı rahimi sıkça yapınız...”
Hz. Muhammed (s.a.v) [169]

EL-BÂİS

Ölüleri diriltip, kabirlerinden çıkaran! [170]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sir-

Yeniden diriliş hakkında Allah'ın kesin vaadi vardır. Onun için ona can ve gönülden inanmalı,
fırsat kaçmadan, mevsim geçmeden, ona göre elindeki imkanlardan, azami surette
faydalanmanın yollarını aramalıdır. Dünyada ne ekildi ise, ahirette o biçileceğine göre, her
çeşit hayırdan çok çok ekmeli. Bir ekinci bilirse ki, bu sene gayet çok mahsul olacak, hem çok
eker, hem iyi tohum seçer. Çünkü tohum ne kadar güzel olursa ve ekilecek yere ne kadar
emek verilirse, o nisbette geniş mahsul alacağına şüphe yok. Burada tohumun güzelliğinden
ve ekilecek yerin nadas edilmiş olmasından maksat: Yapılacak hayırların tam yerini bulmak,
Allah yoluna verilecek şeylerin temiz ve iyi olmasına dikkat etmek ve niyetinde halis muhlis,
yani katkısız olarak Allahu Teala’nın rızasını gözetmektir. [171]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altin Fırsatlar:


Uyumadan önce elini göğsü üzerine koyarak 100 defa “Yâ Bâis” ism-i şerifini okuyanın kalbi
nurlanır. Bu kimseye ilim ve hikmet ilham olunur.
Hazır ol mevte Kelamı, gafil olma bir nefes
Pençe-i mevte takılmış günde bin kervan gider. [172]

Acebüzzenebi

İnsanın aslı olan ve Acebüzzenebi denilen kuyruk kemiği çürümez. Cesedin dağınık parçaları
bu acaip kemik üzerinde toplanacak ve bu ruh da bu bedene dönecektir. İslam bilginlerinin
bazılarının görüşleri böyledir.
Allah kendisine mülk (hükümdarlık ve zenginlik) verdiği için şımararak Rabbi hakkında
İbrahim ile tartışmaya gireni (nemrut'u) görmedin mi? İşte o zaman İbrahim:
“Rabbim hayat veren ve öldürendir” demişti. O da:
“Hayat veren ve öldüren benim,” demişti. İbrahim:
“Allah güneşi doğudan getirmektedir, haydi sen de onu batıdan getir,” dedi, Bunu üzerine
kafir apışıp kaldı. Allah zalim kimseleri hidayete erdirmez.
Yahut görmedin mi o kimseyi ki, evlerinin duvarları, çatıları üzerine çökmüş (alt üst olmuş)
bir kasabaya uğradı. “Ölümden sonra Allah bunları nasıl diriltir acaba” dedi. Bunun üzerine
Allah onu öldürüp yüz sene bıraktı; sonra tekrar diriltti.
“Ne kadar kaldın?” dedi.
“bir gün yahut daha az” dedi. Allah ona
“hayır yüz sene kaldın, yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamıştır. Eşeğine de bak.
Seni insanlara bir ibret kılalım diye (yüz sene ölü tuttuk, sonra dirilttik.) Şimdi sen kemiklere
bak, onları nasıl düzenliyor, sonra ona nasıl et giydiriyoruz dedi. Durum kendisince
anlaşılınca: Şimdi iyice biliyorum ki Allah her şeye kadirdir dedi.
Yıkık kasabaya uğrayan Uzeyr (a.s) dır. Uzeyr azığını almış, eşeğine binmiş giderken evleri
yıkılmış harabe haline gelmiş, orada oturanlardan kimse kalmamış bir kasaba veya köy
yıkıntılarının yanına gelir, orada konaklar. Etrafına bakar, bu şekilde ölenlerin nasıl
dirileceğini düşünür. O anda uykusu gelir yatar. Allah onu öldürür, yüz sene sonra diriltir.
Yiyecekleri hiç bozulmamış, ancak eşeği çürümüş, sadece kemikleri kalmıştır. Yıkık kasaba
da imar edilmiştir. Uyandığı ilk anda bir gün kadar ya da daha az bir zaman uyuduğunu
zanneder. Yiyeceklerine bakınca gerçekten böyle olduğunu sanır. Eşeğine bakınca durumu
anlar. Allah Üzeyir'in gözü önünde eşeğini diriltir. Böylece Allah'ın kudret ve azametini
çıplak gözle müşahede eder. [173]

Kuşlar: Tavus Kuşu, Horoz, Karga Ve Güvercin

“İbrahim Rabbine:
“Ey Rabbim! Ölüyü nasıl dirilttiğini bana göster,” demişti, Rabbi ona:
“Yoksa inanmadın mı?” dedi. İbrahim,
“Hayır, inandım. Fakat kalbimin mutmain olması için görmek istedim” dedi. Bunun üzerine
Allah:
“Öyleyse dört tane kus yakala, onları yanına al, sonra (kesip parçala), her dağın başına
onlardan bir parça koy, sonra da onları kendine çağır; koşarak sana gelirler, bil ki Allah
azizdir, hakimdir,” buyurdu.”[174]
(Hz. İbrahim bir canlının yeniden nasıl dirileceğini merak etmiş ve bunun kendisine
gösterilmesini Rabbinden istemiştir. Allah Teala ona ayette geçtiği gibi maddi bir örnekle
cevap vermiş, dirilişin mahiyetini izah etmemiştir. Çünkü insanın bilgi kapasitesi; dirilme,
canlanma olayını kavramaya elverişli değildir. Bundan önceki ayetlerde de geçtiği gibi
Peygamberlere verilen bu Örnekler birer mucizedir. Mühim olan Allah'ın bütün canlıları,
Özellikle insanı mutlaka diriltip hesaba çekeceğine kesinlikle iman etmektir. [175]

EŞ-ŞEHİD

Her zaman ve her yerde hâzır ve nazır. [176]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Cenab-ı Hakkı görür gibi ibadet etmeli; söyleyeceğimiz sözleri, bilerek, tartarak söylemeliyiz.
İsyanımız nefsimize, itaatimiz Rabbimize olmalıdır. En güzel savaş insanın kendi nefsine ve
tutkularına karşı olanıdır. [177]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

a) İtaatsiz, söz dinlemeyen çocuğun ya da eşin alnından alınan bir saça 1000 defa “Yâ Şehîd”
ism-i şerifi okunursa bu kimselerin ahlakı güzelleşir.
b) Çocuğun huyunun güzel olması için sabah namazından sonra çocuk uyurken yüzüne doğru
21 defa “Yâ Şehîd” ism-i şerifi okunup simaya nazar edilir, dua edilir. [178]

Bir Piknik Hatırası

İbn-i Mes'ud (r.a), bazı arkadaşlarıyla Medine civarında pikniğe çıkmışlardı. Oralarda koyun
gütmekte olan bir çoban gördüler, çobanı yemeğe davet ettiler. Fakat çoban oruçlu olduğunu
söyleyerek özür diledi. Kırlarda yaşayan genç bir çobanın Ramazandan başka günlerde böyle
oruçlu bulunması dikkat nazarlarını çektiğinden, yarı latife, yarı da imtihan kastıyla,
kendilerine bir koyun satmasını ve koyunun yarı etini de kendisine hediye olarak
bırakacaklarını söylediler. Çoban:
Koyunlar benim değildir ve benim koyun satmaya yetkim yoktur dedi. Bunun üzerine asıl
imtihan noktasına basarak:
“A Canım! Koyunların sahibine bu hayvan telef oldu deyiverirsin” deyince çoban yüksek
sesle:
“Eyna'llah?” demiş ve geçip gitmiştir. (Eyna'llah: Allah nerededir? Yani, O yok mu, bizi
görmüyor mu? Demektir.)
Sonra İbn-i Mes'ud bu koyunları sahibinden satın alarak hepsini de çobana bağışlamıştır. Bu
suretle çoban kazandığı imtihanın semeresini daha dünyada iken tatmaya başlamıştır. İbn-i
Mes'ud ara sıra Medine'de bu çobana rastlayınca ona:
“Eyna'llah?” diye takılır, latife edermiş. Müslümanlık... İşte müslümanlar. [179]

EL-HAKK

Varlığı hiç değişmeden duran! [180]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Başta nefis olmak üzere Allah'dan başkasını hak görmemeli, Allaha kulluğu hakkıyla ifa
etmeli, daima gerçeği söyleyip hak olan tarafta yer almalı. Allah'tan başka her şey değişir,
yıkılır, tekrar yapılır. Baki ancak Cenab-ı Haktır. Allah Bes Bakî Heves[181]
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Kaybı Bulunur Zengin Olunur

a) Bin defa “Yâ Hakk” ism-i şerifini okuyan; kötü akibetten kurtulur. Hayırlı işlerde başarılı
olur.
b) Sabahları 100 defa “La İlahe İllAllahu'l Melikul hakkul mubîn” şeklinde dua etmeye
devam edenler zengin olur.
c) Bir eşyası kaybolun kare şeklinde bir kağıdın dört köşesine “El-Hakk” ism-i şerifini yazıp
da gece yarısı ellerini açıp dua ederse kaybolan eşyasına kavuşur. [182]

EL-VEKİL

Kullarının her şeyine kâfi gelen! Kendisine bırakılan işleri kulların yapacağından daha iyi
temin eden...
“Allah her şeyi yaratıcıdır ve O her şeye vekildir.”[183]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Peygamber Efendimiz tehlikenin en uzağını, en gizlisini herkesten evvel görürdü. Ona göre ne
yapmak lazımsa yapar, tedbirini alır ve sonra aldığı bu tedbirlere değil, ancak Mevlasma
güvenirdi. İşte tevekkül, işte bize yüce örnek! Ve iki cihan saadetini kazandıracak sır. Kişinin
kendine, mevkisine, bilgisine, zekasına güvenmesi hep yalandır. İnsana gereken, ancak
Allah'a güvenmektir. Çünkü O'nsuz hiçbir şeye muvaffak olamaz. O'nunla ise her şeye kadir
olur. İnsanın kendi gibi zayıf ve fani mahlukata itimadı akıl ve hikmete uygun değildir. Bugün
lehinde bulunanlar, yarın aleyhinde bulunabilir. [184]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

a) “El-Vekîl” ism-i şerifinin okunması musibetlerin önlenmesine, kalkmasına, isteklerin


kabulüne vesiledir. [185]

Depremden Korunur

b) 66 defa “Yâ Vekîl” ism-i şerifini okuyan yangından, w selden, yıldırım, zelzele ve
fırtınadan zarar görmez. * Hayır ve rızkı artar. [186]

Ömrüne Ne Kadar Değer Versen Yeridir!

Kişinin ilmi aklıyla olgunlaşır. Niyet de fiil ve amelle güzelleşir. Din, kötülüklerden
sakınmakla kemal bulur. Kulun olgunluğu dinde görünür. Sanatı zühd, adeti ibadet olur. İlim
aklın erginliğinden doğar. Senin amelsiz niyetine de kimse bakmaz. Şükür, nimete büyük
kemal verir, gafilleri yola getirir.
Şükretmemek nimetin elden gitmesine sebep olur. Şükredenlerin kazancı da nimet
bolluğudur. Akılsız kişi ilimden fayda elde edemez. Akılsızlar yanında oturmak gerekmez.
Akılsız ilim ziyandır. İlim bir kuş ise akıl onun kanadıdır. İlim sahibi olup da amel etmeyen
akıl yolundan uzaklaşmış olur.
Elden gittikten sonra geri döndürülmesi imkansız olan şeyler vardır:
Ansızın, ağzından çıkan bir söz, yaydan fırlayan bir ok... Söylenmiş bir sözü nasıl geri
alabilirsin? Sonra hiç kimse olmuş bir kazayı geri çeviremez. Attığın ok nasıl geri döner? İşte
boşuna harcadığın ömür de böyledir. Düşünmeden söz söyleyen çok pişmanlıklar çeker.
Söylemediğin sözü söyleyebilirsin, fakat söylediğini gizleyemezsin.
Ömrün her nefesini ganimet bil. Çünkü gittikten sonra bir daha geri dönmez. Hiç kimse
kazayı başından savamaz. Kazaya razı olan da fena bir harekette bulunmamış olur. Selamette
kalmak isteyen, ağzına mühür vurmalıdır. Ömüre ne kadar değer versen yeridir. Çünkü elden
gittikten sonra bir daha bulamazsın.[187]

EL-KAVİYY

Pek güçlü, pek kudretli! [188]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Allah'tır en büyük kudret sahibi Bin dünya yaratır bu dünya gibi...!


O zat-ı Kibriya kayıtsız, her şeye gücü yetendir ve hiç bir şey O'na karşı güçlü değildir.
Gökler, yerler ve içindekiler O'nun emrine boyun eğmiştir. O'nun için bir karıncayı
yaratmakla güneşi yaratmak birdir. Bir Yusuf güzelliği bahşetmekle, bir babasız peygamber
olan Hz. İsa'yı gün yüzüne çıkarmak yine birdir. Yani O'na bunun biri zor, biri kolay değildir.
Babasız bir çocuk yaratmak ne ise, hem babasız hem de annesiz bir insan vücuda getirmek de
O'na öyledir. Hazreti Adem gibi... Allahu Teala dilerse milyarlarca Adem, milyarlarca İsa
yaratır. Yani O'na güçlük yok, kudretinden bir zerre eksilmez.... [189]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

a) 116 defa “Yâ Kaviyy” ism-i şerifini okuyanın çok zor işlerinede Allah'ın yardımı
yetişir. [190]

Sina Çölünü Geçmek Gibi Çok Zor Durumda Kalanlar...

b) Bedenen zayıf olanların okumaları halinde kuvvetleri artar.


c) Bu ism-i şerifi okuyan mazlum, zalimin zulmünden kurtulur, a,b,c şıkları “Yâ Kaviyyu, Yâ
Kadir” veya “Yâ Kaviyyu Yâ Metin” şeklinde okunursa daha da tesirli olur.
Not: Akşemseddin Hazretleri'nin İstanbul'un Fethi sırasında bu ism-i şerifin okunmasını
Fatih'e tavsiye ettiği ve Yavuz Sultan Selim Han'ın Mısır seferinde “Yâ Kaviyy” ism-i şerifine
çokça devam ettiği erbabının malumlarıdır. [191]

Allah'ın Gücü Büyüktür.

Su, oksijen ve hidrojen atomlarının bir araya gelmesi ile oluşur. Güneş ise asıl oksijen ve
hidrojen atomları ile dolu. Peki ne diye su olup akmıyor da öylesine büyük bir ısı ile
yanıyor?!..
Cevabı şudur:
Biliyoruz ki suyu çok ısıtırsak onu meydana getiren atomlar birbirlerinden ayrılırlar.
Güneşteki yüksek ısı sayesinde hidrojen ve oksijen atomları da bir türlü bir araya gelemez. Bu
yüzden güneşte su mevcut olmaz.'[192]

EL-METİN

Çok sağlam. [193]


İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır-

Bir kul olarak Cenab-ı Hakkın rahmetinin gölgesine sığınmak, hiddetinden korkmalıyız. Allah
korkusu, kulun başında parlayan ebedi saadet tacıdır, (beyne'l havfi verreca) ümit ve korku
arasında yaşamak... [194]

Çok Hoş Olmayan Alışkanlıklar...

a) Günde 100 defa “Yâ Metîn” ism-i şerifini okuyanın ibadeti sürekli, kalbi metanetli olur.
b) Kötü ahlaklı, günahkar kadına ya da erkeğe “Eüzü billahi teala Yâ Metîn” duası okunursa o
kimseler hoş olmayan adetlerini bırakırlar. Bilutfullahi teala...
Ey mağlup olmayan Galip!..
Ey masnu olmayan Sanatkar!..
Ey mahluk olmayan Halik!..
Ey mülk edinmeyen Malik!..
Ey kahredilmeyen Kahir!..
Ey yükseltilmeyen Yüce!..
Ey korunmaya muhtaç olmayan Hafız!..
Ey yardımcıya ihtiyaç olmayan Yardımcı!..
Ey kaybolmayan Hazır ve Şahid!..
Ey uzak olmayan Yakın!..
Seni tenzih ve teşbih ederiz, senden başka ilah yoktur.
Sen Emansın, bizi cehennem, ateşinden halas et. Amin... [195]

EL-VELİYY

Dost ve yardım edici. [196]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Allah'ın dostluğunu kazanmaya çalışmaktır. Allah'ın dostluğunu kazanan, başka dost aramaya
muhtaç olmaz. Allah'ın dostluğunu kazanmak, Allah dostlarının sıfatlarıyle sıfatlanmaya
bağlıdır. Onların başlıca sıfatları:
Tam bir imanla Allah'a gönül bağladıkları gibi O'nun emirlerini, hükümlerini yerine getirirler.
Allah'ın rızasına uymayan hallerden daima korunur ve şüpheli şeylerden sakınıp dururlar. [197]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Eşi İtaatli Olur, Tatlı Huylu Olur, Duası Makbul Olur.

a) Evine girip çıkarken “Yâ Veliyy” ism-i şerifini okuyanın eşi itaatli olur.
b) Evde sohbet esnasında bu ism-i şerifi okuyanın eşi, güzel huylu olur.
c) Cuma günü akşama doğru “Yâ Veliyy” ism-i şerifini okuyanların hayırlı dilekleri kabul
olunur.
Vallahu Veliyyül Mü'minûn. [198]

EL-HAMİD

Ancak kendisine hamd-u sena olunan. Bütün varlığın diliyle biricik öğülen. [199]
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'e hamd ile başlıyoruz. Çünkü hamd edilmeye layık ancak
Allahü Teala’dır. Hamd, ihsan ve kerem sahibi ve misli bulunmaz zatı övmektir. Alemde;
yerde gökte her ne varsa hal diliyle olsun, kal diliyle olsun yüce Allah'ı teşbih ve takdis
etmektedir. Bütün hamd ü senalar, tazimler O'na mahsustur. O'ndan başka ibadete layık ilah
yoktur.
Dünya dolusu nimet O'nun, gökler dolusu devlet O'nundur. Her nimetin Mevlası yine O'dur.
Lalenin başına kına yakan, sümbülleri kıvrım kıvrım eden, bülbülün bir damlacık gönlüne
gülün sevdasını koyan, kederli Mecnun'u çöllere düşüren hep O'dur.
O'nun üzerimizdeki nimetlerini saymaya ömürlerimiz kafi gelmez.
Şu halde biz, Nebiler sultanının dediği gibi:
Elhamdülillah! alâ külli hâl, (her hal için Allah'a hamd olsun) demeliyiz.
Lâ Uhsî Senâen Aleyke Kemâ Esneyeyte Alâ Nefsike... [200]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar;

a) Günde 62 defa “Yâ Hamîd” ism-i şerifini okuyan, ahlakı ve hareketleriyle öğülmeye layık
bir hale ulaşır. [201]

Küfürbaza Reçete

b) Ağzı bozuk kimselere “Yâ Hamîd” ism-i şerifinin okunduğu bardaktan su içirildiği
taktirde, bunlar huylarını terkeder. [202]

Bir Çay Kaşığı Kömür Tozu

Küçücük zerreler içinde milyarlarca atom vardır. Bir balona dodldurulan hidrojen gazının bir
gramının yaklaşık yüz elli bin trilyon atom olduğu tesbit edilmiştir. Atomlar son derece
korkunç süratle hareket ederler. Enerjilerini ölçme imkanı adta yoktur. Bir çay dolusu kömür
tozunu yakmasak da bu tozun atomlarını parçalayabilsek bununla şiddetli kış soğuğu çeken ve
milyonlarca insanın yaşadığı büyük bir şehri ısıtmamız mümkün olabilirdi!.. Gözle
görülemeyecek kadar küçük olan bu maddelere bu kadar büyük güçleri depo eden Allah'ın
şanı ne büyüktür.
Feridun Yılmaz Yüceler
Milyarlarca gezegendeki atom sayısını düşündüğünüz anda Allah'a teslim olmaz mısınız? [203]

EL-MUHSİ

Sonsuz da olsa ilmiyle her şeyin sayısını bir bir bilen... [204]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Bakın!..
Amerikalılar bugün için (2000 yılında ancak) Saniyede üç onda dokuz tirilyon (3.9) hesap
yapabilen dünyanın en hızlı bilgisayarını yaptılar. Adına da Blue Pasific dediler. Bu ilmi insan
beynine ilham eden Cenab-ı Allah, her şeyi olduğu gibi görür ve bilir. Hatta, bizim hayatımız
boyunca kaç nefes aldığımızı da bilir. Çirkin şeyler düşünsek, kalbimizden geçeni bilir.
Mademki bütün işlediklerimizi Allahu Teala bir bir görüyor ve biliyor o halde
yapacaklarımızı yaparken bunu düşünmek, O'nun hayır veya şer, eğri veya doğru, iyi veya
kötü olup olmadığını hesap etmektir. Hiç bir an gaflet etmemek. Her vakitte, her nefeste, her
harekette kendini gözetip uyanık bulunmak cidden büyüklüktür. Kulluğun gereğidir.. [205]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

a) Cuma gecesi 1000 defa “Yâ Muhsî” ism-i şerifini okuyanın kıyamet gününde hesabı kolay
olur.
b) İnsanları etkilemek, cezbetmek isteyen kimse, 20 lokma ekmeğe, her birine yirmişer defa
“Yâ Muhsî” ism-i şerifini okuyup dilediğine yedirirse isteğine kavuşur. [206]

EL-MÜBDİU

Mahlukatı maddesiz ve örneksiz olarak ilk baştan yaratan. [207]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Bir zamanlar içinde bulunduğumuz şu kainat yoktu, hatta zaman mekan mefhumu da yoktu.
Hiç bir şey, hiç bir zerre, hiç bir nefes yokken kudreti sonsuz olan Allah vardı. Kendisiyle
beraber başka bir şey yoktu. Yine hiçbir şeyin örneği, malzemesi, sebebleri de mevcut değildi.
Sadece Ajlah Teala vardı. Sonra yüce Allah rahmetinin ve kudretinin eseri olarak mahlukatını
hiç yoktan yarattı. Ve her şeyin ilk örneğini hayat sahasına çıkardı. Yine her şeye bir nizam,
bir intizam ve bir takım sebepler verdi. Herşeyi vasıtalara, nizamlara, kanunlara bağladı.
İlkbaharın vaktini değiştirebilir misiniz?
Ateşin yakması, suyun ateşi söndürmesi, balığın suda hayat sürmesi, arının bal imal etmesi,
ağacın meyve vermesi gibi. Bütün bunlar onun iradesiyle olmuştur. Ve her şeyi derin, ince ve
değişmez nizamlara bağlamıştır. Mesela: İnsanlar baharın vaktini değiştiremezler. Kış
mevsiminin amansız tipisini dünya üzerinden söküp atamazlar. Allahü Teala nasıl murad
ettiyse bütün işler öyle devam eder.
Hazreti Adem'i hiç örneksiz ve anasız babasız yarattığı gibi, Hazreti İsa'yı da babasız olarak
vücuda getirmiştir. Yani O'na hiç bir şey güç gelmez. O bir şeyin varlığını murad edince o
şeye yalnızca “Ol!” der. O şey de hemen oluverir. Yine bazı cahiller tabiatın bir kudreti, bir
tesiri var zannederler. Ortada tabiat da yoktu.
Avare geçen ömrü, ömür zanneder cahil. İnciyi ve elması kömür zanneder cahil. Çağlayan
ırmaklara, pınarlara bakar da Suyu kendi keyfince yürür zanneder cahil
Suyun kulağını bir büken olmasa, dağlardan, tepelerden dolaşıp senin ayağına kadar gelir
miydi? Ey İnsan! Sen bir mahluksun. Halikını düşün ve O'na isyan etme. Sonra sana yazık
olur... [208]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Düşük Yapmaz

Bünyesi düşük yapmaya müsait olan kimseler eşleriyle birlikte bu ism-i şerifi okumaya
devam ederler ve biiznillah sıkıntılarından kurtulurlar. [209]

EL-MUİD

Yaratılmışları yok ettikten sonra, tekrar yaratan... [210]


İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Her şeyden evvel kendi şahsını ve ilk yaratılışını düşünerek, kupkuru topraklardan böyle
görür, işitir, düşünür, konuşur, nazik, zarif bir mahluk meydana getiren ve aslında ölüden
başka bir şey olmayan toprakta bunca değişimi gösteren ve onu bu derece olgunluğa erdiren
Allahu Teala’nın gücünü ve Rab olduğunu şüphesiz olarak tasdik etmeli, daima hatır
yapmaya, yıkılmış bozulmuş hayırlı işleri yeniden canlandırmaya çalışmalıdır. [211]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Unutkanlık Kayıp Ve Ruhi Hastalık İçin

a) Günde 100 defa “Yâ Mübdî, Yâ Muîd” ism-i şeriflerini okumak unutkanlık için ilaçtır.
b) Günde 124 defa “Yâ Muîd” ism-i şerifini okuyan ömrünü gafletle geçirmez.
c) Sabahları 124 defa “Yâ Muîd” ism-i şerifini okuyanın kaybettiği eline geçer, işleri yolunda
gider.
d) Bir müddet 124 defa “Yâ Muîd” ism-i şerifi deli (meczup) olanlara okunursa şifaya
kavuşurlar. [212]

EL-MUHYİ

Can bağışlayan, sağlık veren! [213]

İki Cihan Saadet! İçin Gerekli Sır:

Yokken verilen hayat nimetine şükretmek, sonra hayatı giderecek olan ölümü daima
gözönünde tutarak güzel işler yapmaya çalışmak, ölümle neticelenecek olan bu fani hayatı
ona göre ölçmek. Bu hayat bizim malımız değil, sırf Allah'ın bize bağışladığı bir nimettir.
Dünya bir imtihan yeridir ve bu asla unutulmamalıdır. [214]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

İsa Peygamberin Duası-Hastaya Moral-Müsabıka Moral...

a) İsa aleyhisselam ölüleri diriltirken “Kum bi izni Muhyî” diye dua edermiş.
b) Bir hastaya günde 7 defa, 7 gün üst üste “Yâ Muhyî” ism-i şerifi okunduğu taktirde hasta
sıhhat bulur. [215]

Haksız Mahkum Olmuş İse

c) Günde 68 defa “Yâ Muhyî” ism-i şerifini okuyan haksız yere mahkum edilmişse hapisten
kurtulur.
d) Girdiği yarışmalarda galip olur, sevdiğinden ayrılmaz.
e) Her gün 68 defa “Yâ Muhyî” ism-i şerifini okuyan iman ve irfan nuruyla hayat bulur, hayra
ulaşır.
f) Resulullah Efendimiz, Ebu Cehil'in oğlu İkrime (r.a.)ın İslâm ile müşerref olduğunu
görünce: “Yuhricül hayye minel meyyiti ve yuhricüî meyyite minel hayyi” Ölüden diri çıkarır,
diriden ölü çıkarır ayet-i celîlesini okuyup Allah'a şükretmiştir.
İsminden
Birliğinin nişanıdır bu düzen
Yaratılmış bunca âlem isminden
Kaplamışsın ilmin ile cihanı
Görünen Sen, bilinen Sen, bilen Sen

Ne gördümse bu varlıkta hep Sen'den


Ruhlarda Sen, canlarda Sen, tende Sen
Anladım ki bir hayalmiş bu alem
Görünen Sen, bilinen Sen, bilen Sen

Önü yoktur varlığının, ezeli


Sonu yoktur ulu Zatın, ebedi...
Rahmetindir her ilâhî tecellî
Görünen Sen, bilinen Sen, bilen Sen.[216]

EL-MÜMİT

Canlı bir mahlukun ölümünü yaratan... [217]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Ölüm Allah'ın emridir. Ondan korkmak değil ona göre hazırlanmak icab eder. Hayat, ancak şu
içinde bulunduğumuz hayattır. Bunun ilerisi yalandır diyenler de, bugünün bir yarım ve bu
dünyanın ahireti vardır diyenler de nasıl olsa bu hayattan çıkıp gitmektedirler. Ancak
dünyanın boş ve aldatıcı lezzetlerini gaye edinip yalnız onlar için çalışanların dünyaları
bitmekle saadetleri de bitmiş olur. Çünkü ilerisi baki hayattır. Bunların ise bu hayata dair ne
ümitleri var, ne emekleri. Fakat fani hayatlarından faydalanarak imcin ve irfan kazanan ve
Allah için çalışıp güzel amellerle Hakka kavuşanlar da ebedi saadet ve bahtiyarlık
bulmuşlardır. Çünkü Allah dünyadan, ahiretten herkese arzu ettiği kadarım verir. Çalışanların
emeklerini boşa çıkarmaz. [218]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Gel Elini Kalbinin Üzerine Koy

Kötü nefsin ıslah olması niyetiyle 100 defa “Ya Mümit” ism-i şerifini elini kalbi üzerine
koyarak okuyanın nefsi ibadete yönelir, Hakka yakınlaşır. [219]

Güzel Şey

Ölüm güzel şey, budur perde arkasından haber. Hiç güzel olmasaydı ölür müydü
peygamber? [220]

EL-HAYY

Diri, her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten. [221]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Her işimizi Allah'a ısmarlamak, her konuda sadece Allah'a güvenmeli, şehitlik rütbesini
kazanarak ölmeye çalışmalıdır. [222]
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Hasta Kalpler-Hasta Ruhlar-Hasta Bedenler...

a) “Ya Hayy” ism-i şerifi şifa bulması için hasta üzerine 180 defa okunur.
b) Seher vaktinde 100 defa “Ya Hayy” ism-i şerifini okumaya devam edenlerin kalplerinde
tasarruf duygusu oluşur.
c) “Ya Hayy” ism-i şerifini üç yüz bin defa okuyan, hastalık yüzü görmez. [223]

Söylemesi Kolay

Her saniyede dünya üzerine tam 17 milyon ton suyun düştüğünü biliyor muydunuz? Aynı
anda bir o kadar suyun da arz yüzeyinden buharlaşarak atmosfere karıştığını duymuş
muydunuz? Allah dilemedikçe buluttan bir damla yağmur düşmez- Ve her damla bir meleğin
eliyle indirilir yeryüzüne. [224]

El-Kayyum

Gökleri, yeri ve her şeyi tutan! [225]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Allah'ın Rahmeti Ne Büyük Senin Gafletin Ne Derîn.

Gafil insan! Allahu Teala'nın senden başka nice nice kulları var. Öyleyken O seni görüp
gözetme işini sanki senden başka kulu yokmuş gibi hususi bir ehemmiyetle yerine
getirmektedir. Senin ise O'ndan başka tutanın ve gözetenin yokken, seni bırakıverdiği surette,
güya elinden tutacak, seni gözetecek başka hamilerin varmış gibi, O'nun kulluğunda tembellik
edip, gevşeklik gösteriyorsun. Allah'ın rahmeti, inayeti ne büyük... Senin gafletin ne
derin. [226]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

a) Az uyumak isteyen kimsenin 156 defa “Yâ Kayyûm” ism-i şerifini okuması tavsiye edilir.
b) Yenilen yemeğin her lokmasında “Yâ Kayyûm” ism-i şerifinin okunmasıyla gıdalar
mideye nur olur.
c) Sabah namazının sünnetiyle farzı arasında 40 defa “Yâ Hayy, Yâ Kayyûm lailahe ente”
duasını okumaya devam edenin öldüğünde kalbi ölmez. Dünyaya ve ahirete yönelik
menfaatler edinir. İsmi A'zam El Hayy ve El Kayyûm ism-i şerifleri ism-i a'zam olarak
nitelenir. [227]

EL-VACİD

İstediğini istediği vakit bulan... [228]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:


Kendini Allah'a uzak zannetmemeli. Daima:” Ya rabbi huzurundayım, halim sana malum”
demeli. Öyle ki gece ve gündüz hangi saatte ve nerede olursa olsun bir ihtiyaç için müracaat
lazım gelince, yerini aramaya, zamanını kollamaya, vasıtalar kulanmaya lüzum yoktur. Yâ
Allah dedi mi o anda kendini sonsuz kudret ve merhamet sahibi o zât-ı eceli ü alâ'nın
huzurunda bulur. [229]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar;

Büyücünün Sihrinden Kurtulur.

a) Cumartesi sabahı “Yâ Vâcid” ism-i şerifini 14 defa okuyan, hilekarm hilesinden ve
büyücünün sihrinden kurtulur. [230]

EL-MACİD

Keremi, cömertliği bol olan, kadr-ü şanı büyük olan... [231]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Allahu Teala’nın bu lütuf ve keremini daima hatırlayarak, O'nu candan sevmek ve bütün
emirlerini baş tacı yapmaktır. Hatta Allah'tan korkmak bile onu sevmenin kuvvetinden ileri
gelmelidir. [232]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Özel İstihare

a) Uyumadan önce 100 defa “Yâ Mâcid” ism-i şerifini okuyan, rüyasında görmeyi arzu
ettiğini görür: Tayin, imtihan ve benzeri.
b) Vakit namazlarından sonra “Yâ Mâcid” ism-i şerifini 48 defa okumaya devam edenin sözü
geçerli, mülkü bol olur. [233]

EL-VAHİD (EL-EHAD)

Tek olan; zâtında, sıfatlarında, işlerinde, isimlerinde, hükümlerinde ortağı, benzeri ve dengi
olmayan... [234]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Allahu Teala insanı şerefli olarak yaratmıştır. Şu halde insana yaraşan şey, bu şerefi muhafaza
etmektir. Bu da yaradanı bilmek, yaradılmışı bilmek ve herbirinin hakkını yerine getirmekle
olur. Allah'a ortak koşan bir şahsa soruyoruz; Aylıkla çalıştırdığı uşağının servetinde,
şerefinde kendisiyle ortak sanılmasına ve onunla beraber tutulmasına tahammül edebilir mi?
Pek tabiidir ki, “hayır” diyecek. Halbuki o servet ve o şeref, o şahsa Allah vergisidir. Onun,
ona sahipliği gececidir. Sonra uşağı da kendisine servetinde ortak olmasa bile, diğer birçok
cihetlerde ortaktır. Hiç olmassa yaratılmış olmakla beraberdir. Böyleyken, kendisi için kabul
etmediği beraberliği nasıl oluyor da Allahu Teala hakkında kabul ediyor? Aciz, muhtaç, fakir
kimseyi O'na denk tutuyor da tapmıyor?
Not: El-Vâhid ve El-Ehad isimlerinin her ikisi de Allah'ın birliğini ifade ederler. Hatibi bu iki
isim arasındaki ince farkı şöyle ortaya koyar: “Ehâdiyet zâtın birliğidir, Vâhidîyet ise sıfatta
ortaklığı red içindir. [235]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

a) “Yâ Vâhid” ism-i şerifini her gün 1000 defa okuyanın kalbindeki boş emeller, düşünceler
yerlerini Allah sevgisine bırakır.
b) Her gün 19 defa “Yâ Vâhid” ism-i şerifini okuyanın kalbi nur ile dolar, dileği yerine gelir.
Denenmiştir değerli okuyucu. [236]

ES-SAMED

Tüm hacetlerin bitirilmesi, ızdırap ve dertlerin giderilmesi için tek merci ve herkesin muhtaç
olduğu tek varlık... [237]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

İsteği yerine gelen, muradına eren kimseye yaraşan, istediğini yerine getirene teşekkür edip
böyle insanları yaratıp yetiştirdiği için Allahu Teala’ya şükretmektir. [238]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Allah Dost Olur

a) “Yâ Samed” ism-i şerifini hergün 100 defa okuyanın isteklerine Allahu Teala kafi gelir,
imdadına yetişir.
b) Seher vaktinde 134 defa “Yâ Samed” ism-i şerifini okuyan, haramdan sakınanlardan olur.
c) 100 defa “Yâ Ferd, Yâ Samed” ism-i şeriflerini okumaya devam edenler, Allah'tan
hakkıyla korkan Allah dostlarından olur. Kötülüklerden sakınır, Allah düşüncesini hakim
tutarlar.
“Kul hüvallahu ehad, Allahu 's-Samed Lem yelid vs lem yûled, ve lem yekûn lehû küfüven
ehad.” [239]

EL-KADİR

İstediğini istediği gibi yapmaya gücü yeten... [240]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Gafil insan, secde edeceksen, kapkara topraklardan nur topu gibi insanlar yaratan, bir kemik
parçasına (kulak) işitme kuvveti, bir et parçasına konuşma kabiliyeti veren kudret sahibine
secde et, yapabilirsen bu senin için en büyük şeref olur. [241]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Abdest Alırken

a) Abdest alırken her bir uzvun yıkanması esnasında “Yâ Kadir” ism-i şerifini okuyan,
düşman şerrinden emin olur.
b) Her gün 100 defa “Yâ Kadir” ism-i şerifini okuyanın dileği Allah'ın yardımıyla yerine
gelir.
Bir dekar arazide 26.000 solucan saptanmış ve ilkbahar mevsiminde bu solucanların 176
kilogram dışkı bıraktıkları tesbit edilmiştir. Solucanlar yalnız, gübre üretmekle kalmıyor,
üstelik toprakta açtıkları deliklerle de toprak drenajına ve havalanmasına yardımcı
oluyorlar. [242]

EL-MUKTEDİR

Kuvvet ve kudret sahipleri üzerinde de istediği gibi tasarruf eden ve herşeyi kendisine boyun
eğdiren... [243]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Allah'ın yardımını kazananların asla yenilmeyeceğine can ve gönülden inanarak bunu


kazanmaya çalışmaktır. Fakat Allah'ın yardımına eriştikçe azıp şımarmamalı, bilakis daha
ziyade tevazu ile: “Ya rab! Bu senin lütuf ve inayetindendir. Şükürlerimizi kabul,
kusurlarımızı afv buyur. Bu inayeti üzerimizden kesme” diye yalvarmalidır. Allah'ın
yardımına nasıl erişilir? Bunun biri olumlu, biri olumsuz iki şartı vardır. Olumlu şartı Allah'a
inanmak, emirlerini yerine getirmektir. Olumsuz şartı; her türlü zulümden, haksızlıktan
çekinmektir. Çünkü muhakkak surette Allah zalimleri doğru yola çıkartmaz. İnsanı Allah'ın
yardımından mahrum eden en kuvvetli sebep zulümdür.
Ya Rabbi Ancak Sana İbadet Eder Ve Ancak Senden Yardım Dileriz. [244]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar;

Uyanınca Her Sabah

a) Uyandıklarında “Yâ Muktedir” ism-i şerifini okuyanlar bol hayırlara ulaşırlar.


b) Günde 100 defa “Yâ Muktedir” ism-i şerifini okuyan, unutkanlıktan ve aciz olmaktan
kurtulur; bedeni ve aklı kuvvetli olur. [245]

Her Şey O 'Nun Eseri

El-Aziz, El-Kadir, El-Kavi, El-Metin ve El-Muktedir isimleri birbirine yakın anlamlarıyla


yüce Allah 'in büyük
kuvvet ve kudretini, sonsuz izzet ve şerefini bildirir. Kehf Suresi'nin 45. ayet-i kerimesinde
bildirildiği gibi
“Allah her şey üzerinde iktidar sahibidir.”[246] Kupkuru ve ölü bir halde görülen yeryüzünün
üzerine yağmur indiğinde kıpırdanması, kabarması ve içinden her çeşitten iç açıcı bitkileri
bitirmesi O'nun kudretinin eserlerindendir. Kendisini yalanlayan milletleri, kafirleri ve
zalimleri çeşitli cezalarla cezalandırması ve onları ibret alınacak hale düşürmesi, hile ve
tuzaklarının, mal ve ordularının, kale ve surlarının Allah'ın azabı karşısında onlara hiç bir
fayda vermemesi, bütün bunların özellikle bu dönemlerde onların ziyanlarını
artırmaktan başka bir şeye yaramaması hep O'nun kudretinin eserlerindendir.
Bu günkü insanlığın ulaştığı korkunç güç ve gözkamaştırıcı keşifler, hepsi, Allah'ın onlara
güç vermesi ve bilmedikleri şeyleri onlara öğretmesi sayesindedir. Onların sahip oldukları güç
ve kuvvetlerin, keşif ve icadların, başlarına gelen felaketleri ve helak edici cezaları savmada
hiç bir fayda vermemesi, bunlardan korunmak için bütün güçlerini ve imkanlarını
ortaya koymalarına rağmen, bunlara mani olamamaları Allah 'in ayetlerindendir.
Allah galiptir, göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nun emrine boyun eğmiştir. [247]

EL-MUKADDİM

Arzu ettiğini öne alan, ileri geçiren... [248]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

İleri geçmek isteyenlerin usulüyle çalışması gerektir. Şayet çalışmalarından sonra Allau Teala
kulunu zengin etmezse, o kulunun halini herhalde kendisinden daha iyi bilir. Kim bilsin,
Allah o kulunu zengin etseydi onda berikiler kadar da itidal bulunmayacaktı da onlardan fazla
kötülük yapacak, bu suretle dünyasını da, ahiretini de harab edecekti. Böyle bir neticeden
muhafaza ettiği için, o kulun Allah'a şükretmesi lazımdır. [249]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Harb Gibi, Soğuk Savaş Gibi Durumlarda Ve de Sınav Öncesi...

a) Harb zamanında, “Yâ Mukaddim” ism-i şerifini okumaya devam edenler, galip gelirler.
b) Sınav öncesinde bir kaç pirinç tanesi üzerine 184 defa “El-Mukaddim” ism-i şerifini
okuyan ve yutan sınavında başarılı olur, en azından stresi az olur. [250]

EL-MUAHHİR

Arzu ettiğini geri koyan, arkaya bırakan[251]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Allahu Teala istediğini ileri, istediğini geri aldığı gibi; bazen de kullarının teşebbüslerini,
onların bekledikleri zamanda semerelendirmez, maksatlarını arkaya bırakır. Hikmetleri vardır,
bu hikmetleri araştırmalı, sezmeye çalışmalı. [252]

Hakiki Bahtiyarlık Buyruk Kabul Etmektir.

Allah'ın emirlerine, adab ve erkanına dikkatle riayet edenler yükselir. Çünkü Allah'ın va'di
böyledir. Kulluk vazifesinde kusur edenlerin işi ise Allah'ın lutfüna kalmıştır. Hakiki
bahtiyarlık buyruk kabul etmektir. Buyruğa kulak asmamak, emr-ü fermana itaatsizlik etmek,
dünya ve ahirette mahrumiyetin, perişanlığın en kuvvetli sebebidir. [253]

Tövbe Nasip Olur-Huzura Kavuşulur

a) Günde 100 defa “Yâ Muahhir” ism-i şerifini okuyan için, sağlam bir tövbe etmek nasip
olur ve o kimse takva sahibi olur.
b) 100 defa “Yâ Mukaddim, Yâ Muahhir” ism-i şeriflerini okuyanın gönlündeki zararlı ve
gereksiz düşünceler kaybolur, kalbi huzura kavuşur. [254]

EL-EVVEL

İlk, evveli olmayan evvel! [255]


İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Allah'ın rızasını kazanmak için ibadetlere özen göstermeli, özellikle namazı eda etmekte ve
doğru yoldan ayrılmamakta gayret etmeliyiz. [256]
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Vatanına, Akrabasına Kavuşur Evlad Sahibi Olur-Bir İşe Başlarken

a) Bir işin başlangıcında 37 defa “Yâ Evvel” ism-i şerifi okunursa o iş hayırla ve başarıyla
neticelenir.
b) Evladı olmayanlar, 4 Cuma üstüste (herbirinde 1000 defa) “Yâ Evvel” ism-i şerifini
okuyarak dua ederlerse Allah'ın izniyle dileklerine kavuşurlar
c) Cuma günleri bin defa “Yâ Evvel” ism-i şerifini okuyan vatanına ve akrabasına
kavuşur. [257]

EL-AHİR

Son, sonu gelmeyecek son... [258]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Allahu Teala hakkında sadece evveldir, sadece ahirdir dememeli ikisini beraber okuyarak hem
Evvel'dir, hem Âhir'dir demeli. Maddi manevi neyimiz varsa hepsinin O'ndan olduğunu ve
bütün işlerin ona döndürüleceğini ve O'nun huzurunda hesabı görüleceğini düşünerek her
türlü işimizi ancak O'na kulluk namına, evvel ve ahir ancak onun rızasına yapmak
gerekir. [259]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Hızır (a.s)’a Rastlar...

a) Her gün 100 defa “Yâ Âhir” ism-i şerifini okuyan kimsenin kalbinden dünya sevgisi çıkar,
boş ve yaramaz düşüncelerden kurtulur, Allahu Teala ona hayırlı neticeler nasib eder.
b) Yâ Evvel Yâ Âhir Yâ Zahir
Yâ Bâtın esmasını günde 41 defa okuyan Hızır (a.s.) 'a rastlar.
c) Günde 100 defa “Yâ Âhir” ism-i şerifini okuyan hayırlı amel sahibi olur. [260]

EZ-ZAHİR

Gücü ve saltanatıyla aşikar olan. [261]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Her şey hal diliyle şunu söylemektedir: “Ben hiçim. beni var eden, tutan, görüp gözeten
Allah'tır ve ben her an O'na muhtacım. Bende görülen kuvvetlerin, kıymetlerin hepsi O'nun
bir emaneti, bir lutfu ve ihsanıdır.” Bu halde insana düşen: Varlığına ve birliğine her zerrenin
şahitlik yaptığı Allahu Teala'yı inkar edenlere katılıp da dünyasını, ahiretini harab etmekten
sakınmak, bilakis O'na iman ederek hudutsuz lütuf ve kereminden faydalanmaktır. [262]
Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Gözü Gönlü Nurlanır

a) İşrak namazından sonra 900 defa “Yâ Zahir” ismi şerifini okuyanın gözünün nuru artar.
b) Her gün 100 defa “Yâ Zahir” ism-i şerifini okumaya devam edenin kalbinde velayet
(velilik) nuru belirir.
c) Günde 33 defa “Yâ Zahir” ism-i şerifini okumaya devam eden, bazı ilahi sırlardan haberdar
olur.
d) “Yâ Zahir” “Yâ Bâtın” ism-i şeriflerini 100 defa okuyan, şeytanın vesvesesinden
kurtulur. [263]

EL-BATIN

Mahrukatının nazarından gizli olan... [264]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Allahu Teala'nın şahsını, ilmini, gücünü gerçek anlamda kavrayacağım diye uğraşmamalı,
zira bu insanoğlu için imkansızdır. Açık ve görünen bunca eserlerini düşünmeli, emirlerini
öğrenmeli, neticesiz işlerle değil, verimli işlerle uğraşmalı vesselam!.. [265]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

a) Günde 33 defa “Yâ Bâtın” ism-i şerifini okuyan ilahi sırlara ulaşır.
b) Günde 100 defa “Yâ Zahir,Yâ Bâtın” ism-i şeriflerini okuyan, fena düşünceler ile
vesveseden kurtulur.
Ey yaratılış binasının mimarı, Yüce lütfunla uçar bal yapar arı. Akıl aynası tozlu olanlar Ne
bilsin tüm bunları. (m.n.b) [266]

Güneşin Ardındaki Gerçekler

Güneş hacimce o kadar büyüktür ki; içine tam 1.300.000 adet dünya sığabilir.
Güneş kütlece o kadar büyüktür ki; çekim kuvvetinin ağırlıkla ilgisi yüzünden normal bir
insan güneşte tam iki ton gelir.
Güneş bir saniye içinde; insanoğlunun medeniyetin başlangıcından bugüne kadar
kullandığından daha fazla enerji üretir.
Dünyamız güneşten gelen enerjinin sadece milyarda birini alır. Ve biz bu enerjiyi dünyada
onbeş dakika depo edebilseydik bütün dünya nüfusunun bir yıl boyunca ihtiyaç duyacağı her
çeşit enerji karşılanabilirdi.
Güneşin yüzey sıcaklığı 6.000 derece, merkez sıcaklığı ise 20 milyon derecedir.
Bütün bu göstergeler gerçekten güneşin ne kadar güçlü olduğunu belirtiyor. Bilindiği gibi
Japonlar ikinci dünya savaşı sonuna kadar imparatorlarına güneş tanrısının yeryüzündeki
temsilcisi gözüyle bakarlardı. [267]

Güneşe Bakan Gençler

Dünyaca bilinen alim Eranklen, bir gün okulda ders verirken, talebelerinden biri demiş ki:
“Efendim, siz hep Allah'ın varlığından söz ediyorsunuz. Halbuki her varlık gözle görülüyor,
fakat Allah'ı göremiyoruz, lütfen bize Allah'ı gösterir misiniz?”
Bu dehşetli soru üzerine, Eranklen bütün talebeyi dışarı çıkarmış, öğle üzeri, güneşin en
şiddetli olduğu bir zamanmış. Onlara gözlerini kırpmadan güneşe bakmalarını söylemiş, fakat
bir kaç saniye sonra çocukların gözleri güneşten kamaşmış, göremez olmuş.
Bunun üzerine Eranklen, başları eğik, halâ gözlerini oğuşturan ve silen talebelere şöyle hitab
etmiş:
“Evlatlarım, hiç biriniz güneşe on saniye bakamadınız, gözleriniz kamaştı, sulandı. Göremez
oldu. Biraz daha baksaydınız hepiniz kör olurdunuz.” İşte bu güneş Allah 'in bir eseridir. Siz
Allah'ın eserine bile on saniye bakamadınız; Allah'ın kendisine nasıl bakabilirsiniz? O kudreti
kendinde kim görebilir? [268]

EL-VÂLÎ

Mülkünü ve her şeyini tek başına tedbir ve idare eden... [269]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

İnsanlık Şerefi

İnsan kendini kör, sağır ve tabiatın hikmetsiz, gayesiz, ortaya fırlatıverdiği bir serseri
sanmamalı. İnsanlık şerefine yazıktır. İnsan böyle büyük bir idarecinin idaresi altında bütün
halleri ölçülü ve hesaplı, siciü muntazam, varlığının önü ile sonu arasında görüp geçeceği
duraklar, dönüm noktaları belli bir şahsiyet olduğunu bilmeli ve ona karşı zulümden,
haksızlıktan, sadakatsızlıktan, terbiyesizlikten, vazifesini kötüye kullanmaktan son derece
sakınmalıdır. [270]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

a) Cuma günü 1000 defa “Yâ Vâlî” ism-i şerifini okuyarak dua edenin duası kabul olur, işleri
kolaylaşır.
b) 47 defa “Yâ Vâlî” ism-i şerifini okuyan her türlü afetten kurtulur. [271]

Ayla Güneş Bir Terazide Durmaz

Ay'la dünya arasındaki uzaklık, arz çapının yaklaşık 30 misli kadar uzunluğa eşdeğerdir.
Başka bir deyişle, dünyadan aya gitmek için 29 dünyayı uç uca eklemek yeterli olacaktır.
Ayın ışığı dünyaya yaklaşık bir saniyede gelirken, güneşten dünyaya gelen ışınların 150
milyon kilometrekarelik yolu geçebilmeleri için 8 dakikaya ihtiyaçları vardır. Ancak ayla
güneş'i hiç mukayese etmeyelim. Çünkü ay'ın bir yıl boyunca yansıttığı aydınlatma, güneşin
yalnızca 20 saniyedeki aydınlatma gücüne eşittir. [272]

Güneşe En Yakın Ve En Uzak Gezegen

Güneşe en yakın gezegen Merkür'dür. Üzerinde su ve havanın bulunmadığı Merkür, dış


görünüşü ile aya benzer. Düşen meteorlarla İyice çukurlaşmıştır. Aydan ve dünyamızdan daha
küçük olan bu gezegen güneşe 58 milyon kilometre uzaklıktadır. Onun güneş gören yüzü çok
sıcak, öbür yanı ise sıfırın altında 175 derece kadar soğuktur.
Merkür hem kendi ekseninde, hem de güneşin etrafında döner. Kendi ekseni etrafındaki
dönüşünü 59 günde, güneşin etrafındaki dönüşünü ise tam 88 günde tamamlar.
Güneşe en uzak gezegen ise Plüton'dur. Güneş sisteminin en küçük gezegeni olan Plüton 'un
çapı 3 bin kilometredir. Donmuş bir gaz topunu andıran Plüton'da hayat yoktur. . Sanıldığı
kadarıyla güneşe olan uzaklığı 5 milyar 900 milyon kilometreyi bulur. Yüzeyi kreterlerle
kaplı Plutonun fotoğrafı ancak 1930 yılında çekilebilmiştir. [273]

EL-MÜTEALi

Noksanlıklardan arınmış ve yüce, aslına erişilmesi mümkün olmayan... [274]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

(Amentü bi'llahi) diyen bir kul, Allahu Teala hakkındaki imanını sahih ve dürüst bir hale
getirmelidir. Bu da Allah'ın Kur'an’da ve Hadiste gelmiş olan isimlerini ve sıfatlarını
öğrenmekle olur. Aklı olan ve kendini düşünen her insan ne pahasına olursa olsun bunu elde
etmeye çalışır. Çünkü dünyada, ahirette geçer akçe budur. Ötekiler geçerli değildir. Dürüst bir
iman sahibi, ayarı halis altın kazanmış gibidir. Kazandığı, şey dünyanın her tarafında
geçerlidir. Kendisi de rahat eder. Bozuk inanç taşıyan da altın zannıyla kızıl bir bakır almış
gibidir. Hiçbir yerde geçmez, kendisi de rezil ve rüsvay olur. [275]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altin Fırsatlar:

Tüm Felaketten Korunur

a) Her gün 551 defa “Yâ Müteâlî” ism-i şerifini okuyan günah işleme alışkanlığından
kurtulup Allah'a yönelir.
b) 600 defa “Yâ Müteâlî” ism-i şerifini okuyan her türlü afetten kurtulur. [276]

EL-BERR

İyilik ve ihsanı bol olan...


(Muhsin-Kerim-Afuv-Azım-Rauf-Rahım) [277]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır;

En Başta Anne Ve Babana Hizmet Et

Allah'ın rızası için, Allah'ın mahlukatına elinden geldiği kadar iyilik etmeğe, hiç olmazsa tatlı
bir söz, tatlı bir yüz, güzel bir muamele ile gönül kazanmaya çalışmaktır. Bunu kendine huy
edinenler, bir gün Allah'ın rızasına kavuşur, işte bir kul için en büyük bayram budur. [278]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Bak Burasi Önemli

a) “Yâ Berr” ism-i şerifini, zengin olmak isteyenler, hergün 202 defa okumaya devam
etmelidir. Okumaya başladıktan sonra ilerleyen zamanda terkedilmesinde büyük tehlike
vardır. Ölünceye kadar okunması gerekir.
Güzel Ahlaklı
b) Çocuk üzerine 7 defa “Yâ Berr” ism-i şerifinin okunması çocuğun korunmasına ve güzel
ahlaklı olmasına vesiledir.
Felçli Okusun
c) Felçli olan bir kimse, her gün 100 defa “Yâ Berr” ism-i şerifini okuduğu taktirde eski
sıhhatine kavuşur. [279]

ET-TEVVAB

Tevbeleri kabul edip, günahları bağışlayan... [280]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Bilmek gerekir ki, Allahu Teala kulunun tevbesini kabul eder. Onun için, ne kadar günahkar
da olsa
Allah'ın rahmetinden ümidini kesmeyip tevbenin kabulüne güvenmelidir. Ancak kulunun
tevbedeki sadakati, kaçırdığı farzları kaza etmek, yaptığı haksızlıkları tamir etmekle anlaşılır.
İstiğfârünâ hazâ yahtacu ilâ istiğfar; (Tövbemiz ikinci bir tövbeye muhtaçtır.)
Rabiatü'l -Adeviyye kaddasAllahu esraruha[281]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Zâlimin Zulmünden, Geçim Sıkıntısından Kurtulur...

a) Duha Namazından sonra 300 defa “Yâ Tevvâb” ism-i şerifini okumaya devam edenlerin
tevbeleri kabul olunur.
b) Haksız yere zulme uğrayanı zulümden, zalimin elinden kurtarmak için 10 defa “Yâ
Tevvâb” ism-i şerifi okunur.
c) Vakit namazlardan sonra 41 defa “Yâ Tevvâa, Yâ Rahim” ism-i şeriflerini okuyan, geçim
sıkıntısından kurtulur, rızkı bollaşır. [282]

EL-MÜNTAKİM

Suçluları adaletiyle hakettikleri cezaya çarptıran... [283]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Girmek istersin saadet bahçesine, Gafletten uyan sarıl Allah ipine.


İman ve temiz ahlak kazanmalı. Çünkü bunlar hayır ve refah kaynaklarıdır. Bu kaynakları çok
titizlikle muhafaza etmeli, kurutup köretmemeli, çünkü o zaman hayır ve refah kesilir, onun
yerine darlık ve ıstırap gelir. Bilinmelidir ki, gerek tek bir şahıs, gerek bir ev halkı, gerek bir
şehir ahalisi, gerek bir millet olsun Allahu Teala kendilerine verdiği rahat ve refahı, huzur ve
afiyeti değiştirmez, onlar iyi hallerini değiştirmedikçe. İyi hallerini, kötü huylara çevirenlerin
şeref ve nimetleri kaybolur. [284]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Mazlumun Duası Yerde Kalmaz

a) Hakkına tecavüz edilen kimse, 630 defa “Yâ Müntakim” ism-i şerifini okuyup Allah'a
şikayetçi olursa Cenab-ı Hak, zalimden onun intikamım alır.
b) Günde 100 defa “Yâ Müntakim” ism-i şerifini okumaya devam eden, düşmana galip
gelir. [285]
EL-AFÜVV

Çok affedici olan! [286]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Başkalarını Sık Sık Affedin Fakat; Kendinizi Ve Nefsinizi Asla!..

Bize yapılan haksızlıkları affetmeli, bundan daha da iyisi haksızlığı yapanlara iyilikle
muamele etmelidir. En yüce ahlak sahibi Allah (c.c.) kendisine isyan edenleri derhal
cezalandırmamakta, onlara güzel muamele etmekte, tevbe ederlerse bunu kabul edip
günahlarını bağışlamaktadır. [287]

Şeytanın Vesvesesinden Kurtulur.

a) Günde 100 defa “Yâ Afüvv” ism-i şerifini okuyandan Allah razı olur, onu şeytanın
vesvesesinden kurtarır.
b) Günde 100 defa “Yâ Afüvv” ism-i şerifini okumak aynı zamanda kötülüklere meylettiren
nefsi durdurmaya bir iksir ve bir azîm çaredir. [288]

99 Kişi, Bir de Sen, Tamam Oldu 100

Bu hikaye Buharı ve Müslim hadislerinde sevgili Peygamberimiz tarafından bildirilen bir


hikayedir.
Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur.
“Sizden evvelki ümmetler içinde bir adan vardı. Bu adam 99 kişi öldürmüştü. Bu kadar
cinayet işleyen günahkar adam kendine gelmiş, yaptıklarından pişmanlık duymuş, artık benim
ahirette yatacak yerim cehennemdir diye ümidini kesmiş.” Bu adam önüne gelene soruyor.
“Acaba Allah beni affeder mi?” diye çareler arıyor. Kendisine, falan yerde bir rahip var. O
senin günahlarının bir çaresini bulup söyler, sen gidip o rahibe durumu anlat, derler.
Adam gider, durumu rahibe anlatır. Rahip
“Bunun bir çaresi yoktur 99 adam öldürmüşsün. Senin yerin Cehennemdir artık. Senin için
tevbe yolları yok” der. Adam bir anda kızıp o rahibi de öldürür. Bu sefer öldürdüğü adam
sayısı 100 olur. Adam yine durmadan bu günahlarının çaresini arar. Nasıl tevbe etsem de
Allah affeder, diye hep soruşturur. Nereye gidip sorayım, bana bir alim söyleyin ki ona gidip
tevbe yollarını öğreneyim der. Sonra kendisine falan yerde bir alim var. Oraya gidip ondan
sor derler. Adam gidip o alime bütün başından geçenleri anlatır.
“99 iken, şimdi 100 adam oldu öldürdüğüm, Allah benim tevbemi kabul eder mi? “ diye sorar.
O alim zat;
“Evet tevben kabul olabilir. Seninle tevben arasına kimse giremez. Senin tevbenin kabulüne
kimse mani olamaz. Yeter ki sen Allah 'ı memnun et. Cenabı hakkı razı et, der. Yalnız senin
tevbenin kabul olması için bazı şartlar var, yaşadığın muhit çok kötü bir muhit ki, sana bu
kadar günah işletmiş. Sen bu muhiti terk et. Falanca yerde bir kasaba var oraya git orada yaşa,
oranın insanları çok iyidir. Onlar da Allah 'a ibadet etmekle meşguldür. Onlarla beraber Allah
'a ibadet et. Memleketine dönme, dönersen günahtan kurtulamazsın. Çünkü orası kötü bir
muhittir der.
Bu nasihatları dinledikten sonra 100 adam öldüren, o kasabaya gitmek üzere yola çıkar.
Hikmet-i ilahiyyeye bakın ki yan yola gelir gelmez adamın eceli gelir, yolda ölür. Bir anda
cenazenin başında melekler çoğalır. Rahmet melekleri bu adam
“cennetliktir” der. Azab melekleri
“cehennemliktir” der. Rahmet melekleri,
“candan tevbe etti, günahsız yaşamak için yerini yurdunu terketti.” Dediler. Azab melekleri;
“Bu adam hiç bir iyilik işlemedi. Üstelik bu kadar da cinayetleri vardır, Cehennemliktir”
dediler.
Cenab-ı Hak, insan suretinde ve yolcu kıyafetinde bir melek gönderdi. Melekler o adamı
hakem yaptılar. Hakem melek;
“İki taraftaki -yani terkedip bıraktığı- kötü yerle, gitmekte olduğu iyi yeri ölçün, adam
hangisine daha yakınsa oranın insanlarından sayınız,” dedi.
Rahmet melekleri ile azab melekleri mesafeyi ölçerler. Adamın gideceği yere daha yakın
olduğu anlaşılır. Rahmet melekleri cenazeyi alır.
Hatta hadis-i şeriflerde, tevbe eden günahkar adam gideceği köye bir karış daha yakın
bulunduğu, başka rivayette gideceği yere göğsünün yakın olduğundan rahmet melekleri aldı.
Allah günahlarını bağışladı, rivayetleri vardır. [289]

ER-RAUF

Çok merhametli olan... [290]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Ol Raufurrahîym olmasa idi


Ne gül olurdu, ne Arı, ne ipek
Ne çift olurdu ne de tek. Ah!..
Sadece çift ile teki düşünebilsek.
Allah'ın bize sunduğu tüm nimetlere karşı ona şükretmenin yanında onun yarattıklarına
malımız, bedenimiz ve fikrimiz ile fedakarlık göstermeliyiz. Ecdadımızı hayırla anmak,
zayıflarave düşkünlere huzurlu bir hayat sağlamalıyız. [291]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Haram İşleyen Eşler Çok Çabuk Değişirler

Öfkelenen Bir Kişi Kolaydır Telafisi.

a) Sinirlendiği anda 10 defa “Yâ Rauf ism-i şerifini ve 10 defa salavat-ı şerife okuyanın
hiddeti kaybolur, sevaba kavuşur.
b) Haksızlığı uğrayan bir kimsenin zalimin elinden kurtulması için 10 defa “Yâ Rauf ism-i
şerifi okunur.
c) Eşlerden biri haram işler ve diğerini de aynı haramı işlemeye zorlarsa, zorlanan eş, 286
defa Ya Rauf ism-i şerifini okuyup dua ederse haram işleyen eş ıslah olur, o haramı
terkeder. [292]

MÂLİKÜ'L MÜLK.

Mülkün gerçek sahibi olan! [293]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem, Gelenin keyfi için, geçmişe kalkıp sövemem.
Bir kul için nimetler azdıncı değil, düşündürücü olmalıdır. Köylerde olsun, şehirlerde olsun
malına güvenerek cebbarlık eden zenginlerle, Allah'ın kullarına zulüm yapan kuvvet ve yetki
sahibi olanlar bu gerçeği daima gözönünde tutmalıdır. Menfaatleri bunu gerektirir. Ayrıca
şahsımıza verilen akıl, el, ayaak, dil gibi güzel nimetleri, güzel huylar ve iyi sıfatlarla
süsleyerek kullanmalıyız. [294]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Bir Acayip Zenginlik Formülü

a) “Yâ Mâlikül Mülk” ism-i şerifini günde 100 defa okuyanın kalbi üzüntü, sıkınü ve yaramaz
fikirlerden arınır, helal mal ile zenginliğe kavuşur.
b) Günde 100 defa “Yâ Mâlikül Mülk, Yâ Zülcelâli ve'l ikram” ism-i şeriflerini okuyan
zengin olur. [295]

Fizik Ötesi Perdeler Ve Kafdağının Ardındaki Gerçekler...

Fransa Komünist Partisi Genel Sekreteri iken partisinden de istifa ederek, Müslümanlığı seçen
ve İslâm'ın sanat, kültür ve fikir anlayışına har zaman büyük saygı duyan yazar Roger Graudy
de, bir tasavvuf düşünürünün söylediklerini, son yazdığı kitabının satırları arasına hayrınlıklı
yerleştiriyor.
“Kainat, gerçeğin dış ve görünen yüzüdür. Gerçek ise, kainatın iç ve görünmeyen yüzüdür.”
İslamın ünlü isimlerinden Gazali de bu konuda şöyle konuşuyor:
“Cevizin kabuğunu kırıp içine giremeyen, cevizi sadece kabuk zanneder.”
İşte gerçeğin görünen yüzü olan evrenin; görünmeyen iç yüzünün gerçeğine girerken, fiziğin
sınırları bitiyor ve metafiziğin, fizik ötesindeki ufukları peş peşe perdelerle açılıyor.
Yine 13. asırda yaşamış tasavvufun ünlü isimlerinden Feridüddin-i Attar, “Mantık-al-tayr”
adlı eserinde mutlak gerçeği nefis bir hikayeyle şöyle yorumluyor.
“Milyonlarca kuş, kendilerine bir padişah seçmek ister ve kafdağının ardında oturan Anka
Kuşu Simurg'u uygun görürler. Kafdağında Simurg'u bulmak, ona erişmek ve onun önünde
aşkla kapanmak arzusu ile hep birlikte yola çıkarlar. Kafdağının ardına ulaşmak çok zordur.
Daha yolun başında kuşların pek çoğu ölür... Uzun, zahmetli, güçlük ve tehlikelerle dolu
yolları aşarken çok sayıda kuş, zorluklara dayanamayıp hayatını kaybeder. Sonunda
milyonlarca kuştan 30 kuş ancak geriye kalır. Onlar da bitkinlikten can çekişme halinde,
çırpına çırpına Kafdağı’nın ardındaki Simurg'e ulaşır ve ona kavuşurlar. Fakat bir de bakarlar
ki Simurg kendilerinden başka bir şey değilmiş.”[296]

ZÜ'L CELÂLİ VE'L İKRAM

Büyüklük ve ikram sahibi olan... [297]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

İster Ayağına Altın Saç, İster Başında Kılıç Sallandır.

Yalnız Allah'tan korkmak ve ona karşı alçalmak, yani yalnız Allah'a karşı kendini hor, hakir
görmek ve her umduğunu da yalnız onun lütuf ve kereminden beklemektir. Bu hal büyük bir
mertebedir. Allah'ın birliğine inanmış olanların tam nişanı da budur. İnsanlardan beklediği bir
şey olmayan, her dileği için Allah'tan başka merci bilmeyen bir gönül, Allah'a yalvarmakta ve
yalnız Allah'a halini arz etmekte ne yüksek bir samimiyet taşır. Böyle gönüller için elbette
Allah kafidir. Onları himaye eder, lütfuyla muamele buyurur. Onun için hakiki tevhid ehli (
tevhid ehli, Allahu Teala’nın zatında, sıfatlarında, fiil ve icraatlarında, birliğine inanmış
olanlardır) Onların kimseden ne korkusu vardır, ne de umduğu. Hakiki insanlık ölçüsü de işte
budur. Allah'a kalpten inananların öyleleri vardır ki, ayağına altın dökmekle başına kılıç
tutmak birdir. Ne sevinir, ne de yerinir. [298]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

a) “Yâ Zü'l Celâli ve'l İkram” ism-i şerifini günde 100 defa okuyan, keramet sahibi olur ve
halk arasında ikram, iltifat ve hürmet görür.
b) “Yâ Zü'l Celâli ve'l İkram” ismi azamdır diyenler vardır. [299]

EL-MUKSİT

Bütün işlerim birbirine uygun ve yerli yerinde yapan... [300]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Bir şehir veya kurum veya bir ev yahut bir daire ziyaret edilip de herşeyin yerli yerinde ve
herkesin vazifesi başında çalışmakta olduğu görülünce orada adil bir idareci bulunduğuna
derhal hükmedilir. Bunun gibi kainatta her şey şaşırtıcı bir intizam içerisinde çalışmaktadır.
Bu çalışmalar, öyle dağınık, birbiriyle çarpışan çalışmalar olmayıp, büyük hikmetler ve belli
gayeler etrafında birleşmektedirler. Allahu Tealanın birliğine, adalet ve merhametine apaçık
işaret etmekte olan bu ahenk ve düzeni insanların kendilerine örnek tutarak, bütün hak ve
adalet sınırlarını gözetmeleri ve her hangi bir çarpıklık ve yaraşıksızlıktan sakınmaları
lazımdır. Doğru olan, insanın aşırılığa kaçmadan işlerinde tutarlı olmasıdır. İnsanın sözleri ve
yaptıkları arasında paralellik olmaması onun samimiyetsizliğini gösterir. [301]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Kırıp Dökenler Ve Diğerleri

a) Her gün 100 defa “Yâ Muksit” ism-i şerifini okumaya devam eden geçimsiz ve hırçın
tabiatlı kimse, bu istenmeyen huylarından kurtulup anlayışlı, hoşgörülü ve şefkatli hale gelir.
Aynı zamanda şeytanın kendisine namazda verdiği vesveseden kurtulur.
b) Kavgalı olunan kişi ile görüşmek gereği olduğu taktirde 209 defa “Yâ Muksit” ism-i
şerifini okuyup “Allahümme innî es'elüke bismikel afuvvul muksit entedfeu anni gazabi
(kavgalı şahsın ismi)” duası 12 defa yapılırsa o şahsın kötülüğünden emin olunur.
Allah Sana Sundum Elim
Sensin Kerîm, sensin Rahîm
Allah, sana sundum elim...
Senden artık yoktur umum,
Allah sana sundum elim.

Ecel erdi vade yetti,


Bu ömrün kadehi doldu
Kimdir ki içmeden kaldı
Allah sana sundum elim...

Görün acep oldu zaman,


Gönülden eyleriz figan,
Ölür çün anadan doğan,
Allah sana sundum elim...
[302]

EL-CAMİ

İstediğini istediği zaman, istediği yerde toplayan... [303]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Gafletten uyanmaya, hakiki vaziyeti sezmeğe gayret etmektir. Yani, dünyanın geçici
görünüşüne aldanmıyarak kendisiyle baki kalacak arkadaşlarının kıymetini ve kim olduğunu
şimdiden teşhis etmeye çalışmaktır. Çünkü Allahu Teala her kulunu kendi yaptıklarıyla
toplamıştır. Baki yoldaş, herkesin kendi işidir.
El, ayak, göz, kulak ve diğer uzuvlarında görünen
edepleri, kalbindeki güzel huyları ve gerçekleri birleştirip olgun bir kişilik sahibi olan ve
bunun yanında nefsinde sabrı ve gerçeklere karşı duyarlı olmayı birleştiren kişi “el Cami”
ism-i şerifinden hazzını almış demektir. [304]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:


Dargınlar Barışırlar-Akrabalar Kavuşurlar-Kayıplar Bulunur-Sonunda Mutlu Olunur.

a) Cami İsm-i Şerifi: Cebrail,Azrail,Mikall, İsrafil, Aleyhümesselam hazretlerinin isimlerinin


baş harflerinden meydana gelmiştir.
b) Bir kimseyle görüşmek ya da kaybettiğini bulmak isteyen, 3 defa Duha suresini okuduktan
sonra “Allâhümme Yâ Câmiünnâsi li yevmin la raybefıh, innAllahe la yuhliful mîâd. İcma'
beyni ve beyne (kaybettiği eşya veya şahsın ismi)” duasını, kaybettiğini bulmaya veya
görüşmesini yapıncaya kadar okumalıdır.
c) “Yâ Câmî” ism-i şerifini 114 defa okumaya devam eden, sevdiklerine kavuşur.
d) Dargın oldukları akrabalarıyla barışmak isteyen, parmaklarıyla sayarak 10 defa “Yâ Câmî”
ism-i şerifini okuduktan sonra ellerini kapatıp 10 defa salavatı şerife okuyup dua etmelidir.
Dost, senin aşkın oku,
Key katı taştan geçer,.
Askına düsen kişi,
Can ile baştan geçer...

Ariflere bu dünya,
Hayalü düş gibidir.
Kendini sana veren,
Hayâl ü düşten geçer..
Yunus Emre[305]

EL-GANİYY

Zatı ve sıfatı ile kimseye muhtaç olmayan, çok zengin olan... [306]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:


Allahu Teala’ya karşı daimî aczini ve ihtiyacını taktir edip gerek kendisi için, gerek başkaları
için kulluk mevkiinden ileri bir mevki aramak deliliğine kapılmamalı ve Allah'a kulluk
vazifesi yaparken bunu, yalnız Allah emrettiği için ve kendisine ibadet olunmak, bütün
emirlerine kayıtsız şartsız boyun kesilmek, Allah'ın tam hakkı olduğu için yapılmalıdır.
Bilinmelidir ki zengin ancak Allah'tır. İnsanlar aciz ve muhtaç, fakirdirler.
Emanet
Bir Anlık Emanetle Ne Türlü Övünelim
Gel Rahmet Kapısında Ağlaşıp Dövünelim[307]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

a) Bir beladan kurtulmak ya da hastanın şifaya kavuşması niyetiyle 1060 defa “Yâ Ganiyy”
ism-i şerifi okunmalıdır.
Zenginlik İçin Bir Tılsım
b) Zengin olmak için cumartesi sabahları 1060 defa “Yâ Ganiyy” ism-i şerifi okunursa
faydası görülecektir. Zenginin ayıbı, fakirin hastalığı meydana çıkmaz... [308]

EL-MUGNİ

Kullarından istediğini zengin eden... [309]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Allah insanlar için zenginlik yollarını açmış, sebeblerini bildirmiştir. Her insan bu yollardan
çalışırsa da kazançları müsavi olmaz. Allah'ın hikmetleri vardır. Her kuluna belli bir nasip
taktir etmiştir. Hakkın taktir ettiği bu nasibi bulmak için çalışmak şarttır. Çalışmayan mahrum
kalır, tembellik haramdır. Fakat sa'y ü gayretten sonra mukadder olan nasibine razı olmak ve
ilerisi için beyhude zorlanmamak lazımdır. Kanaat denilen mana da işte budur ve zenginlik de
hakikat de bu kanaatten ibarettir. Bu sayede kendinden daha üstün olanların malına, servetine
veya mevkiine göz dikmek, veya onlara haset etmek gibi, iç yakıcı üzüntülerden kendini
kurtarmış olur. Bunda geniş bir gönül ferahlığı vardır. Bunun aksi giderde olanlar, çok haris,
çok tamahkar olanlardır. Bunlar için rahat ve huzur yoktur. Onlar şöyle bir sükun içinde
yemek bile yiyemezler, bil farz bütün çevrelerine malik olsalar, madem ki doymazlar, yine
fakirdirler. Çünkü bunlar daima kendilerinin servet veya mevkii başkalarından daha çok
olmasını ister dururlar. Bu ise mukadderatın ezeli hükmüne karşı durmaktır, Böyle yersiz
istekler ancak sahibini üzmekten başka bir netice vermez. [310] '

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

10 hafta süreyle Cuma günleri onar defa “Yâ Ganiyy, Yâ Muğni” ism-i şeriflerini okuyan
zengin olur.
Kısmetine Razı Ol Ki Rahat Edesin. B.S.N.
Yüz kızartıcı nice kötülükler vardır ki, servet vasıtasıyla kolayca elde edilir. Fakir olan bir
adam içkiye, fuhşiyata, kumara ve diğer kötülüklere tab 'an düşkün olsa bile, elinde para
olmadığı için bu fenalıkları yapamaz- Fakat böyle bir adam zengin olursa bütün ayıpları
meydana çıkar. Çünkü fırsat bulmuştur. Aile yuvasında dirlik bozulur, birçok
samimi dostlarıyla arası açılır. Şu halde bu gibi kimseler hakkında fakirliğin daha hayırlı
olacağında şüphe yoktur. Gerçi fukaralığın sabrı çok güçtür. Fakat ecri de o nisbetîe büyüktür.
Mesela açken önüne çıkan haramı, yemeyip de helali buluncaya kadar sabretmek, değme
babayiğidin karı değildir. Yırtıcı köpekler et bulurlarsa hemen yerler. Acaba bu koyun eti mi,
yoksa eşek eti mi demezler; yani haramı, helali seçmezler ve nefsi azınca eline geçen herhangi
bir dişi ile çiftleşir. Eğer insan da böyle yapacak olursa onlardan ne farkı kalır?
İnsanlık sınırları edeple, ahkamla çevrilmiş değil midir? [311]

EL-MANİ

Bir şeyin olmasına engel olan, helak sebeplerini def eden... [312]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Teşebbüsten, yani çalışıp çabaladıktan sonra arzusuna nail olan “eh mukaddermiş, çalıştık,
Allah ihsan buyurdu” demeli ve Allah'a şükretmeli. Şayet eli boşa çıkarsa “mukadder
değilmiş, çalıştık amma Allah vermedi” diye Hak'kın taktirine razı olmalı ve bunda O'nun
mutlak bir hikmeti olduğunu düşünerek işin sonuna bakmalı ve kat'iyyen sözünde ve işinde
fazla taşkınlık göstermemelidir. [313]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Mutluluk Yolları

a) Aralarında soğukluk bulunan, dargın olan eşlerden biri yattığında içinden “Yâ Mâni” ism-i
şerifini okumaya devam ederse araları iyi olur.
b) Günde 161 defa “Yâ Mâni” ism-i şerifini okumaya devam eden dünya ve ahiret
mutluluğuna kavuşur, dileklerini elde eder.
Kimse Değil Sırrı Kadere Agâh
Mâni De Mutide Hazreti Allah
Lazım Sa Da Esbaba Gönül Rabtetmem
Havle Ve Lâ Kuvvete İlla Billah[314]

ED-DAR

Zarar ve elem verici şeyleri yaratan! [315]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Hayır ve şer, fayda ve zarar hep Cenab-ı Hak'tandır. Bunların hepsi, canlı ve cansız
yaratılmışların tümü aracılığıyla ve yahutda aracısız olarak, direkt, Cenabı Hak'ka aittir.
Zannedilmesin ki; öldürücü zehir sadece zarar verir. Zannedilmesin ki; yenilen yemekler
sadece tokluk ve fayda verir. Zannedilmesin ki; meleklerin, insanların, şeytanların cinlerin ve
diğer yaratılanlardan her hangi birinin, hayra, şerre, faydaya ve zarara güçleri yeter. Hayır;
bunların hepsi bir ele bağlanmış sebeblerdir. Onların tamamı sonsuz kudret sahibi Allah'a
dayanarak görevlerini yaparlar. Bazı kimseler bunun aksini düşünüyorlar. Mesela: Yazılan bir
yazıyı kaleme dayandırırlar. Halbuki yazıyı yazan kalem değil kendisine ilim ve irade
verilmiş olan yazardır. Yazara da o gücü veren ve onun işini halk eden kadiri mutlak olan
Allahu Zülcelal'dir. Dolayısıyla fayda ve zarar hep O'ndandır.[316]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Cuma geceleri 100 defa “Yâ Dârr” ism-i şerifini okumaya devam eden Cenabı Hakka yakın
olur ve zarar verici şeylerden emin olur. [317]
EN-NAFİ

Faydalı ve menfaat sağlayan şeyleri yaratan... [318]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Sağlık, afiyet, zenginlik, güzellik, lezzet, sevinç, güç kuvvet gibi faydalı nimetleri yaratan ve
devam ettirecek olan Allah'dır. İnsan bunları düşünmemeli ve kulluğuna devamlı olmalıdır.
Nankörlüğün sonu, hüsrana kapı açmak olur. [319]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Gemi Yolculuğu

a) Sefer sırasında “Yâ Nâfî” ism-i şerifini okuyan, kötülüklerden emin olur.
b) Gemi yolculuğu esnasında 100 defa Yâ Nâfî ismi şerifini okuyan sağ salim karaya çıkar.
c) Bu ism-i şerîfi günde 201 defa okuyan bol rızıklı ve sağlıklı olur. Yine bu kimsenin mesh
ettiği hasta şifa bulur.
Verirler
Ben Acizim Kudret Senin Dedikçe
Verenin Şanı Büyük, Sen İste İstedikçe[320]

EN-NUR

Alemleri ve gönülleri nurlandıran, istediği simalara, istediği zihinlere ve gönüllere nur


yağdıran... [321]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

İman nuruyla; insanı içinden dışından kuşatmış olan böyle tehlikeli karanlıklar açılır. Altı,
üstü, sağı, solu; önü, arkası nur içinde kalır. Karanlıktan ileri gelen kuruntular dağılır.
Hakikatler sezilir. Gönüllerde emniyet ve ferahlık nurları doğar. Hak'tan gelindiği ve yine
Hak'ka dönüleceği bilinir. Gönlündeki iman nurunu söndürmekten son derece sakınmak
gerektir. Çünkü bunun neticesi kalp körlüğüdür. Hani bazı öyle hadiseler olur ki, onlar bizim
için adeta ölüm, kalım meselesi olur. O hadiseler karşısında ne kadar uyanık ve dikkatli bir
vaziyet almağa çalışırsak, iman nurunun muhafazası meselesi ondan daha çok dikkat ve
basirete layık olduğunu asla göz önünden ayırmamalıyız. Çünkü o, bizim ebedi saadetimizi
temin edecek en kıymetli servetimizdir. [322]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

a) Yemeğin her lokmasında “Yâ Nur” ism-i şerifini okuyan hasta, şifaya kavuşur.
b) Günde 256 defa “Yâ Nûr” ism-i şerifini okuyanın kalbi nurlamr, kalbiyle gerçekleri
hissetme gücü kuvvetlenir, sıkıntılardan kurtulur, sözü dinlenir. [323]

EL-HADİ

Hidayeti yaratan, kullarım hidayete erdiren, istediği kulunu muradına erdiren... [324]
İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Bilinmelidir ki, dünyada insanları iyiliğe çağıran güzel insanlar bulunduğu gibi, kötülükleri
süsleyerek iyiliktir diye yutturmaya çalışan şeytanlar da vardır. Aramızda şeytan tabiatlı nice
insanlar vardır ki, adamı yoldan çıkarırlar. Öyle kurnaz, öyle sıcak davranırlar ki, insan
onların samimiyetinden şüphe etmeyebilir. Fakat parasını bitirip vücudunu harab ettikten
sonra bir daha semtine uğramazlar. Buna karşı melek tabiatlı insanlar da yardır. Bunlar da
insanlann yolunu Allah'a ve nzasına çevirirler. Bunlarla tanışabilmek Allah'ın büyük lütfü ve
hidayetidir. Bunu kazanmak için Allah'a yalvarmalı, bunun için de Fatiha Sûresini çok
okumalıdır. Çünkü orada “ya rab bizi doğru yola hidayet et?”dileği vardır. [325]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

Günde 20 defa “Yâ Hâdî” ism-i şerifini okuyan dalaletten hidayete, kurtuluşa ulaşır, hayırlı
dileğine kavuşur.
Ey nurların nuru!
Ey bütün nurlardan evvel olan nur! Ey bütün nurlardan sonra baki kalacak nur! Ey eşi ve
benzeri olmayan nur! Ya Nuren Nur, seni tenzih ve teşbih ederiz. Sen anansın, senden başka
ilah yoktur. Bizi cehennem ateşinden halas et. [326]

EL-BEDİ

Benzeri olmayan, şaşırtıcı ve hayret verici alemleri icad eden, yoktan var eden. [327]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Satranç Tahtası

Halife Ömerü'l Faruk'un sohbetinde bulunanlardan biri bir gün; Şu satranca şaşıyorum,
satranç tahtasının eni de boyu da birer arşından fazla değilken, insan onun üzerinde binlerce
oyun oynasa, bir oynadığı oyun mutlaka öbürüne benzemez, demiştir. Hz. Ömer buna cevap
olarak;
“Bundan daha ziyade hayret verici şeyler vardır, mesela insanın eni bir karış boyu da bir karış
olan yüzünde, kaşlar, gözler burun ve ağız gibi organların yerleri hiç değişmediği halde yine
dünya yüzünde yüzleri tamamiyle birbirine benzeyen iki tane insan bulamazsın. Şu ufacık deri
üzerinde bu sayısız değişiklikleri, bu sınırsız harikaları gösteren Allah ne büyük kudret ve
hikmet sahibidir,” dedi. İşte kainat baştan başa böyle harikalarla doludur. Fakat onu görmek
için düşünmeyi ve her şeye dikkatle bakmayı adet edinmek gerekir. [328]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

70 defa “ Yâ Bediassemâvâti vel ard” duasını okuyan, dileğine kavuşur, duası kabul olur. [329]

300 Milyon Parmak İzi

Dünyaca ünlü saat firması bütün mamullerinden değişik olan tek bir adet saat yapmış ve; “bu
kol saatini taktığınızda, onun dünyada tek ve sadece size ait olduğunu bilmeniz, mutluluk
kaynağınız olacaktır.” Şeklinde bir reklam vermişti.
Reklam yazısının altındaki 100 milyarlık fiyat da bunun herhalde önemli bir farklılık
olduğunu gösteriyordu.
Acaba sizler de, şu anda sadece size ait olan bir şeyi görmek istemez misiniz?
“Evet” diyorsanız, elinizi kaldırıp parmaklarınıza bakmanız yeterlidir. Çünkü parmak
uçlarınıza nakşedilen desenlerin bir benzeri başka hiç bir canlıda mevcut değildir. Her insanın
farklı simalarda olmasının yanı sıra, parmak uçlarındaki desenlerin de birbirine benzememesi,
Adem Aleyhisselam zamanından bu yana yaratılan milyarlarca insanın, simasını ve parmak
izlerini ilminde muhafaza eden bir zatın varlığına delildir. Çünkü gelmiş ve gelecek olanların
farklılık taşıması, ancak o şekilde mümkündür. Ve ilahi bir kudretin tezahürüdür.
Bugün sadece Amerika Birleşik Devletleri'nin polis arşivlerinde, 300 milyondan fazla insanın
parmak izi mevcuttur. Bunlardan her hangi birisi, bir başka şahsa ait olan parmak izine
katiyen benzememekte ve bu özelliğinden dolayı, güvenlik ve emniyet teşkilatlarının
vazgeçilmez yardımcısı olmaktadır.
Evet, parmak uçlarındaki çizgilerin varlığı ve mahiyeti, ancak 19. yy da keşfedilmiştir. Yani
bu buluşun üzerinden henüz iki asır bile geçmemiştir.
Oysaki mukaddes kitabımız Kur'an, bu gerçeği 14 asır öncesinden haber vermiş ve bu
çizgilerdeki inceliği, net bir şekilde gözler önüne sermiştir. Kıyamet Sûresinin 3. ve 4.
ayetlerinde Cenab-ı Hak ahireti inkar edenlere hitaben şöyle buyurmaktadır:
“İnsan, kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanıyor? Oysa biz, onu parmak
uçlarına varıncaya kadar yeniden yaratmaya kadiriz.”[330]
İşte Kur'anın Allah kelamı olduğunu ispatlayan bir şahit daha. Parmak uçlarındaki inceliği
kabul eden her insanın, bu hakikati de kabul etmesi gerekmiyor mu?[331]
Kainattaki binlerce eşsiz eser gözlerimizin önünde durmakta iken bunları görmemek, hatta
görmemezlikten gelmek akıl sahipleri için mümkün olmasa gerek!.. İşte bunlara bir örnek de
kuvars taşları.
Araştırmalar gösterdi ki bu taşlar ruhi yapıyı dengeleme, cep telefonlarının yaydığı
radyasyonun negatif etkisini giderme, aşırı strese çare olma gibi birçok özelliklere sahiptirler.
Amber: Depresyonu giderir, koruyucu özellikleri fazla.
Ametisit: Aşırı stres, çalışmadan oluşan yorgunluk için iyidir. Gece kabuslarını giderir, zihni
dinlendirir. Aguamarin: Zihni doğru şekilde yönlendirir. Korku ve fobilerden arındırır.
Zümrüt: Duygusal, ruhi ve fiziki dengeyi sağlar.
Hematit: Kanı temizleyip, oksijeni artırarak enerji verir.
Jasper: Kırmızı renkli, genel bir dengeleyici özelliğinde, stresi önler.
Aventurin: Yeşil renkli. Stresi, huzursuzluğu ve korkuları önler. Bağımsızlık duygusunu
artırır.
Azurit: Koyu mavi renkli. Zihni ve ruhu temizler. Özgüveni artırır. Rahatsızlık veren eski
anılardın kurtulmayı sağlar.
Kamelyan: Turuncu ve kırmızı renkte, hafızayı ve konsantrasyonu güçlendirir. Dokuların
yeniden oluşmasına yardımcı olur. Hayati organları güçlendirir.
Krisokol: Yeşil desenli, mavi renkli. Kadın taşır; huzur ve denge sağlar. Kan oluşumunu
hızlandırır. Kadınlardaki hormanal dengesizliklere iyi gelir.
Labrodorit: Pisişik güçlerin akıllıca kullanımını öğretir.
Lapis: Beyaz noktalı, koyu mavi renkle. Deprasyona iyi gelir, algılamayı geliştirir.
Malakit: Siyah desenli, yeşil renkli; Beynin sağ ve sol loblarını dengeler. Şuur altı blokajları
temizler ve stresi
azaltır.
Sitrin: Sarı renkli. Mutluluk ve neşe verir. Kendine güveni artırır. Cesaret verir.
Şeffaf kuvars: Beyaz renkli, çok iyi bir meditasyon taşıdır. Enerjiyi depolar, güçlendirir.
Negativiteyi uzaklaştırır, (cep telefonlarının olumsuz etkilerini önler)
Ay taşı: Krem renkli. Hormonel problemi olan kadınlara faydalıdır. Erkeklerde, dişi-erkek
enerjilerinin dengelenmesine yardımcı olur.
Opsidiyen: Negativiteye karşı kalkan oluşturarak vücudu korur.
Opal: Hayal kurma gücünü artırır, hafızayı güçlendirir.
Peridot: Mutluluk taşıdır. Hayal kırıklıklarının giderilmesine yardımcı olur, kıskançlık ve
öfkeyi bastırır, mutluluğu artırır. Kalp çarpıntılarına iyi gelir.
Sodacit: Siyah ve beyaz desenli, koyu mavi renkli. Duygusal karışıklığı önler.
Sugilit: Pişmanlık ve öfkeyi giderir.
Pembe kuvars: Duygusal yaraların iyileşmesine ve acılarıp, üstesinden gelinmesine yarar.
Dumanlı kuvars: Deprasyonu ve çekingenliği giderir.
Kaplan gözü: Konsantrasyon ve sabrı öğretir. Düşünce beraklığı sağlar.
Turkuaz: Zihne ve düşüncelere açıklık getirerek denge sağlar. Kavramayı güçlendirir. Nazarı
uzak tutar.
Agat: Beden ve zihin için gerekli cesaret ve gücü sağlar. Anlama kabiliyetini güçlendirir.
Florit: Konsantrasyon taşıdır. Şuur altı blokajları çözer, zihni geliştirir ve dengeler.
Yeşim: Duyguları dengeler, aklı besler, rüyaların hatırlanmasına ve yorumlanmasına
yardımcı olur.
Prit: Çevreyle uyumlu çalışmayı sağlar. Kan dolaşımını ve sindirimi olumlu etkiler. Pozitif
bir bakış açısı sağlar, hafızayı ve düşüncve gücünü artırır.
Turmalin: Koruyucu bir taşdır. Özgüveni ve anlayışı destekler.[332]

EL-BAKİ

Varlığının sonu olmayan, daima var olan. [333]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

Bu geçici hayata aldanıp, kıymetli ömrünü boşa geçirmeden, dünyaya niçin geldiğini öğrenip,
Allah'ın rızasını kazanmak üzere, hayatından faydalanmak, haline ve mevkiine göre Allah'ın
kullarına yardımsever olmak, yumuşak huylu olmak, adil davranmak, geçici hayat ile sonsuz
bir hayatı kazanmaktır. Hususen; şehitlik derecesini kazanmaya çalışmalıdır. Çünkü: şehitler
daimi bir hayat ile sağ ve cennet nimetleriyle merzuk olduklan Kur'an ile sabittir. Cenab-ı
Hak dilerse insana yatağında da şehitlik rütbesi verir. [334]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

İşin İçinden Nasıl Çıkılacağını Bilemeyen

a) “Yâ Bakî” ism-i şerifini 1000 defa okuyan, her türlü endişe ve tasadan kurtulur, düşmana
mağlup olmaz.
Bir Korku Anında
b) İçinden çıkılamayan bir durumun çözülmesi için akşam ve yatsı namazları arasında 1000
defa “Yâ Bakî” ism-i şerifi okunur.
c) Korku anında 100 defa “Yâ Bakî” ism-i şerifinin okunması insanı korktuğundan emin
kılar. [335]

EL-VARİS

Her şey yokluğa döndükten sonra da varlığı ve saltanatı devanı eden, servetlerin hakiki sahibi
olan... [336]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:


Elindeki mal ve servetin, hatta hayatının sahibi ve maliki ve sonundaki varisi ancak Allahu
Teala olduğunu bilerek kendisinin bir emanetçi bulunduğunu kabul etmeli ve işleri nefsani
arzularına göre değil, Allah'ın emirlerine ve kanunlarına göre yürütmelidir. Allah'ın sevmediği
ve emretmediği tasarruflarla sağken bir türlü bozuk muameleler, öldükten sonra da, mesela:
Varisleri hakkında kanun dışı olarak kimine az, kimine'çok, kimine hiç gibi vasiyetler yapmak
suretiyle, kendisini çok ağır bir sorumluluk altına almamalıdır.
Mala mağrur olma çünkü mal geçen buluta benzer,
Bulut incide yağdırsa, mademki geçiyor bir hiçtir. [337]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

a) Güneş doğmadan önce 100 defa “Yâ Vâris” ismi şerifini okuyana sıkıntı, keder ve dert
isabet etmez.
Cenab-ı Hak Evlat İhsan Eder
b) “Yâ Vâris” ism-i şerifini 707 defa okumaya devam eden çocuğu olmayan kimse hayırlı bir
evlat sahibi olur.
Bu dünyaya kiracı gibi yerleş ev sahibi gibi yerleşirsen gitmesi zor olur... [338]
Bu içsiz medeniyet dünyasında yer yer dalgalanan kargaşalıklar ve bu yüzden dökülen kanlar,
çekilen ıstıraplar hep maneviyatta hasıl olan gerilemenin ve Allah 'a imansızlığın tabii bir
neticesidir. Allah 'ı unutmakta ısrar edildikçe bu hallerin korkunç bulut katarları gibi birbiri
ardınca devam edip gitmesinden kurkulur.
Mal da yalan mülk de yalan var biraz da sen oyalan!..
Ya ölür, ya ayrılır, ya terkeder her ki hak'tan gayrı yâr oldu sana[339]

ER-REŞÎD

Kullarına doğru yolu gösteren, bütün işleri takdirine göre yürütüp dosdoğru ve bir hikmete
göre sonuca ulaştıran. [340]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli Sır:

İşlerinde ve muamelatında hayırlı ve kazançlı tarafı tutabilmek için tedbirli ve uyanık


bulunmaktır. Bu da akıl gibi Allah'ın en büyük ihsanı olan hassayı terbiye ederek çalıştırmak
ve nefsi, aklın idaresi ve baskısı altına almakla olur. Akıl insanı hayvandan ayırt eden bir
kuvvettir. Vazifesi Allah'ın kanunlarını anlamak ve onların hükümlerine göre vücut
makinasını idare etmektir. Bu akıl her insanda varsa da işlerini, sözlerini aklının idaresiyle
yürütenlere ancak akıllı denir. Yoksa yalnız kendisinde akıl bulunana değil.
Akıl, kalpte bir nurdur ki
Bununla hak ve batıl bilinir.[341]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

İsmi Azamdır Demişlerdir.

a) Yatsı namazından sonra 100 defa “Yâ Reşîd” ismi şerifini okuyanın ibadetleri kabul
olunur.
b) Hal ve hareketleri kusurlu olanlar günde 1000 defa “Yâ Reşîd” ism-i şerifini okumaya
devam ederlerse tedbirde hata etmez hale gelir, kendilerine çeki düzen verirler.
c) Hasan-ı Basri ve Muhyiddin-i Arabi hazretleri ismi azam demişler. Ayrıca;
Caferi Sadık, Şeyh Şibli, Hacı Bayram-ı Veli ve Mecdeddin-i Aksarayi kaddasAllahu sırrahu
hazaratlarının da zikridir. İki cihan saadetine erişmek için; yegane ilaçtır. Belki de; hayat
iksiridir. [342]

Farenin Bile Emanet Edilmediği Bir Kimseye İsmi Azam Emanet Edilir mi?..

İsm-i A'zam'in kişilere göre değiştiği de bir gerçektir. Hem herkese bu mübarek isim armağan
edilmez, çünkü onu taşımak yürek ister. Sıdk ister, aşk ve vefa ister.
Zannederim şu menkıbe bize güzel bir misal olacaktır:
“Veliler sultanı Zünnun-u Mısrî hazretlerinin bir müridi vardı. Tam bir yıl şeyhin hizmetinde
bulunmuştu. Fakat gönlünde bir arslan yatıyordu ki sormayın. Bir gün:
“Ey alem şeyhi, dedi bugüne kadar sizden bir talebim olmadı, şimdi ise bir ricam var. Siz İsm-
i A'zamı biliyormuş sunuz. Ne olur onu bana da öğretiniz..”
Ay yüzlü mana piri onun haline gülümsediler ve hiç cevap vermeden yürüyüp gittiler. Aradan
tam altı ay daha geçti. Mürit yine isteğinde kararlı! Hep fırsat gözlemekte! Zünnun hazretleri
de işin farkında.
Müridin bu dertle bî karar olduğunu görüp duruyorlar. Onu bu sevdadan kurtarmak gerekiyor.
Bir gün ona ismiyle nida ettiler:
“Ey Yusuf Can! Ağzını bağladığım şu testiyi al ve Fustat'ta bir dostum var, ona götür,
içindeki hediyemi mutlaka ona ulaştır. Sakın ağzını açma ve bu emaneti muhafaza et!”
Başı dumanlı Yusuf ağzı sıkıca bağlı testiyi eline aldı ve yola revan oldu. Bir zaman gitti, gitti
ama meraktan da patlamak üzereydi. Kendi kendine.
“Ey Yusuf diyordu, şu testinin bağını çöz ve içine bak. Bir kere nazar etmekten ne çıkar? “
Yusuf Can dediğini de yaptı. Bir kenara oturup testinin ağzını açtı.
O da ne?
Testiden bir fare fırlayıp kuş gibi uçup gitti. Yusuf hayretle kalakaldı. Hem değirmen taşları
gibi dönüyor, hem de nida koyuveriyordu:
“Vay akılsız başım, vay!..”
Ne yapabilirdi ki? Boynunu büktü, izi üstü geri döndü ve yüce velînin huzuruna girdi. Eli
ayağı titreyerek bir köşeye büzüldü. Zünnun yanağına tombul bir gülücük kondurup ona baktı
ve dedi ki:
“Yusuf Can, bir farenin bile emanet edilemediği bir adama İsm-i A'zam nasıl emanet edilir.
Oğlum sen bu sevdadan vazgeç de, gönlünü Rabbinin sevdasıyla doldur. O zaman muradın
hasıl olur.”
İşte böyle! Herkes o mübarek ismi taşıyamaz. Yani emanete riayet edemez. O sebeble bu isim
herkese öğretilmez. Allahu Tealanın güzel isimlerinin daha nice tecellileri vardır. Herkes
nasibi kadar alabilir. Ve herkesin ilmi de bir değildir. [343]

Evliyasını Gizlemiştir Evliyası Gizlemiştir

“Ya Rab! Ya Rab!” İsminin de, İsm-i A'zam olduğunu Hz-Aişe radiyAllahü anha haber
vermiştir. Kur'an okuyan ve hatim eyleyen o ismi de okur ve bulur, ama bilmez. Bazı eshab-ı
Nebi bilirler idi. Bunlardan biri İmam-ı Ali'dir. Cenabı Hak evliyasını gizlemiştir, bütün
insanlar birbirine hürmet etsin diye; Kadir gecesini gizlemiştir; bütün Ramazan ayının
gecelerini ibadetle geçir sinler, fenalıklardan kaçınsınlar diye; Rıza-i ilahîsi hangi ibadettedir,
gizlemiştir; tütün emirlerini tutmaları için.
İsmiA'zamını Kur'an-ı Kerim'de gizledi. Bütün Kur'an-ı Kerim 'i kullarım okusunlar diye.
Biz buraya teberrüken Kur'an-ı Kerim'de zikrolunan doksan dokuz esmayı aldık. Ezberlemeyi
ihmal etme. Her halde ezberle. Senin ezberlemene o'nun ihtiyacı yoktur. Senin ise ona
ihtiyacın çoktur.
Ezberle de, esmada kalma! Müsemmayı bul. Onu, ezberleyene Cehennem yoktur. Cennet
vardır, Resul böyle buyurdu... Ve Es-Sabûr, Es-Sabûr... [344]

ES-SABUR

Çok sabırlı olan... [345]

İki Cihan Saadeti İçin Gerekli

Haksızlığı, hakka tecavüzü adet edinenler bilmelidir ki, Allahu Teala zalimlerden intikamını
alır. Allah'ın yakalaması çok şiddetlidir. Onu hiç bir kuvvet önleyemez. Allah'a isyan edip
dururken onun müsaadesine ve fırsat vermesine, katiyen buna aldanmamalıdır. Günün birinde
akla ve hayale gelmeyen azap kendilerini sarıverir. Her halde Allah'a dönmek de, onun affına
ve mağfiretine sığınmak da gerektir.
Hayatta sabredilecek yerlerde sabredenlere, Allahu Teala hadsiz hesapsız sevap ve mükafaat
vaadetmiştir. Bir insanın hiddetine mağlup olmaması, birlikte yaşadığı kişilerin bazı kusur ve
kabaatlerini hoş görmesi, günah olan şeylere dönüp bakmaması, Onların vereceği geçici
lezzetlere aldanmaması sabır olduğu gibi, ilim ve fazilet yolunda, vatan uğrunda rahatını,
uykusunu, malını ve hatta icabında canını feda edivermek de sabırdır. Allah'dan gelen ve
define çare olmayan felaketler, hastalıklar ve kazalar vardır. Onlara tahammül etmek ve o gibi
hallerde eline, diline sahip olmak, bağırıp, çağırmamak, yakasını paçasını yırtmamak, başını
göğsünü dövmemek, rast geldiğinde dert yanmamak ve hatta yüzünü bile ekşitmemeğe gayret
etmek de sabırdır. Haktan kuluna musibet gelir.
Hiç şüphe yok ki, sevabı da beraber gelir. Sabrederse o sevabı alır, edemezse musibet bir iken,
iki olur, Biri musibetin kendisi, öteki de kaçırmış olduğu ücrettir. Halbuki Haktan gelen ücreti
kaybetmek nefs-i musibetten daha ağırdır. [346]

Değerli Okuyucuma Sunulan Altın Fırsatlar:

a) Güneş doğmadan önce 100 defa “Yâ Sabûr” ismi şerifini okuyan, belâ ve musibetlerden
uzak olur, kendisine ibadetlerin en kıymetlilerini yapmak nasip olur.
b) Hastaya 33 defa şifa niyetine okunan “Yâ Sabûr” ism-i şerifi şifaya sebebdir.
c) Her fün 298 defa “Yâ Sabûr” ism-i şerifini okuyan, sabırlı bir insan olur, dünya ve ahirette
mutluluğa kavuşur.
Allah Celle Şanuhu:
“Bana, bu isimlerim ile dua ediniz, ben de icabet edeyim” buyurdu.
Esmada Kalma!.. Müsemmayı bul!..
Hayat yolunu aşmak için bir avuç dolusu bilgi, bir fıçı dolusu tedbir, bir okyanus dolusu sabır
gerekir.
Değerli okuruma bir hatırlatma:
İsimlerin okunuşlarım yakın çevrenizden öğrenin ve her ismin sonunda “celle celalühû” veya
“celle şanuhû” demeyi unutmayın. [347]

Sedef Kakma Tılsımlı Çekmece

Eskiden, Kafkasya 'da “Kubaniska “ Çerkezleri arasında bir adet varmış.


Evlenecek kızın çeyizleri arasına sedef kakmalı bir çekmece konurmuş, bu çekmece annedan
kıza verilerek böylece nesilden nesile geçermiş. Çekmecenin altın anahtarı gelin evi terk
ederken kızın boynuna takılırmış. Ruslar ve etrafındaki daha başka kavimler kubaniskalı
çerkez kızlarının çok geçimli ve halinden hiç şikayet etmeyen birer aile kadını olmalarına
bakarak “tabii geçinirler, babaları çeyizlerine bir çekmece altın koyuyor, kocalarının başı dara
gelince çıkarıp veriyorlar” derlermiş. Bir sosyolog; yerinde tetkikak yapmış. Bakmış ki işin iç
yüzü tamamen başka. İçi boş küçük bir sandık biçiminde olan bu çekmeceyi kızcağız sıkıldığı
zaman herkesten gizlice açar sırlarını, acılarını anlatır ve anlatırken nesilden nesile gelin
giderken, bu çekmeceyi götüren büyük annelerini düşünür, içini iyice döktükten sonra, tekrar
altın anahtar ile kilitlermiş. Kızı büyüdüğü zaman tılsımlı çekmeceyi cehizine koyarmış.
Böylece hem söylemek ihtiyacını tatmin eder, hem de aile sırlarının ortaya çıkmasını önlemiş
oluyormuş...
İnsanın; Allah sevgisi ve Allah 'a güveni alanında bilgisi, imanı derinleştikçe, derin bir
tevekküle bürünür. Bu; ruhun olgun bir halidir, böyle bir insan ona buna lüzumsuz laf etmenin
ne kadar faidesiz olduğunu idrak eder...
Şüphesiz ki, sizi biraz korku, açlık, mal, can ve ürün eksikliği ile imtihan edeceğiz!
Sabredenleri müjdele!
“Şüphesiz ki” Sizi imtihan edeceğiz. Allah'a yemin olsun ki sizi, imtihan edilenlere yapılan
bir muamele gibi muamelede bulunarak imtihan edeceğiz. Böylece belalara sabredip ilahi
hükme teslim mi olacaksınız, yoksa olmayıp isyan mı edeceksiniz, bu ortaya çıkacak. Çünkü
imtihan, ya da deneme, bir mihenk taşı gibidir. Nefsin, ya da ruhun cevheri bununla anlaşılır.
Böylece biz, kimin itaatkar olduğunu ve kimin asi olduğunu ortaya koyacağız- Yoksa bu,
bizim bilmediğimiz bir şeyin ortaya çıkması anlamında değildir.
“Sizi biraz korku” ile deneriz. Düşmanlardan dolayı size biraz korku ve endişe veririz. Burada
korkunun azlıkla nitelendirilmesinin nedeni, onun dışındaki durumların korku ile
karşılaştırıldığında binlerce kat fazla olmasından dolayıdır.
“Açlık” kıtlık ile deneriz. Henüz meydana gelmeden açlıktan söz edilmesinin nedeni, onları
bu duruma alıştırmak ve sabırlarını kolaylaştırmak içindir. Çünkü, istenmeyen bir durumun
ani olarak meydana gelmesi, beklenti içinde olunarak gelmesinden daha çok sıkıntı verir.
“Mal” Malını, hırsızlık, yağmalama, helak etme ve egemen güçler eliyle aldırmak suretiyle
eksilterek deneriz. “can”ını almakla öldürülmek veya normal ölümle, hastalıkla ve yaşlılıkla
“ve ürün eksikliğiyle...” meyveleri eksilterek, mesela üzüm asmalarını ve meyve ağaçlarını
soğuktan dondurarak, kasırga ve çekirgeler vererek ve daha başkaca afetlerle sizi “imtihan
edeceğiz.” Nitekim hadiste şöyle buyurulmuştur:
“Kulun çocuğu ölünce Allah,
“kulum ne söyledi?” buyurur. Kendisine:
“Kulun sana hamdetti ve hepimiz Allah için, Allah'a döneceğiz” dedi, derler. Bunun üzerine
Allah:
“Kulum için cennette bir ev bina edin ve adını da “Hamd evi” koyun buyurur.
Musibetlere karşı “sabredenleri müjdele” Bu hitap Hz. Peygamber (s.a.v.)'e ya da sabrın
büyüklüğünü ve yüceliğini ortala koyup müjde verebilecek olanlaradır. Çünkü sabır büyük bir
fazilettir ve sevabı da fazladır. [348]

Rahmet Kelebekleri Dualarımız

Mübarek sayılan zaman ve mekanların kıymeti ince, derin hikmetlere dayanır. Bütün
müslümanlann iman coşkunluğu içinde kulluk neşeleriyle kaynaştığı bu muazzam
zamanlardan taşan maneviyatlar kürreyi arz için bir bahar rüzgarı gibidir.
Sizin şu yaşadığınız yılınızın günleri içinde, hemen esip geçiveren latif rüzgarlar vardır. Hayat
bahşolan bu latif rüzgarları teneffüs edebilmek için onu daima kollayınız!..
Duanın kudretine ihtiyacınız yok mu? [349]

Buz Gibi
Afrika kaşiflerinden Dr. Livingstone, bir yerli şefine buzun ne olduğunu anlatmaya kalkmıştı.
Hayatı boyunca Afrika'nın kızgın güneşinden başka bir şey bilmeyen şef, gülmekten katılacak
gibi oldu. Ona buzu anlatmak imkansızdı. Beş duyunun dışındaki bütün hakikatleri
reddedenler de dua hususunda bu Afrikalı vahşi gibi şüphe içindedirler.
II. Dünya savaşının mucizelerini inceleyen bir psikolog: “Allah'ı bir dinamoya benzetebiliriz.”
demiştir. Eğer dua ile ona bağlanabilirsek kudretinden faydalanır, bağlanmayı reddersek
faydalananlayız. Bu bizim tercihimize kalmıştır.
Unutulmuş kaynaklar, kurutulmuş kaynaklar.
Zamanımızda, duanın münakaşa kabul etmez kudretinin delilleri birçok misallerle
görülmüştür. İnsanoğlunun ihtiyaç duyduğu zaman kendisinden üstün bir kuvvete
sığınmasının şaşılacak bir tarafı yoktur. Asıl şaşılacak olan, bunun şaşılacak bir şey olduğunu
sanmaktır. George Washington'un Forge Vadisinin karlarına diz çökerek Allah'tan yardım
dilediği, Abraham Lincoln'un iç savaş sırasında: Allah'ın yardımı olmadan başarı kazanmamız
mümkün değildir; ama onun yardımı olunca da hiç bir kuvvet bizi yolumuzdan alıkoyamaz.”
dediği bilinen bir gerçektir.
Nobel tıp mükafatını kazanan Dr. Alexis Carrel şöyle der:
“Dua bizim en büyük kudret ve gelişme kaynağımızdır, ama ne yazık ki, geliştirilmemiş,
unutulmuş bir kaynaktır.” [350]

Bu Balık Başka Balık

İki melek Allahu Zülcelal hazretlerinden aldıkları ilahi emirleri yerine getirmek için dünyaya
inerlerken karşılaştılar, biri diğerine:
“Acaip bir görevle emrolundum” dedi ve görevini anlattı. Bir Yahudi şu anda son demlerini
yaşıyor. Can vermek üzere! Canı balık istemiş. Fakat o istediği balık onun yaşadığı iklimde
bulunmaz. Allahu Teala bana o cins balığın bulunduğu denizlerden bir miktar tutup, o
Yahudinin bulunduğu ülkenin denizine atmamı emir buyurdu... Yahudi o balıktan tadacak ve
öyle ölecek...
Diğer melek ona şöyle cevap verdi...
“Ben daha garip bir görevle emrolundum. Ölmek üzere bulunarı bir Müslüman kırk senedir,
zeytinlağı ile pişmiş bir yemek arzu ediyormuş. Komşusu da ona bu istediği zeytinyağlı
yiyeceği pişiriyormuş. İşte ben o pişirilen zeytinyağlı yemeği devireceğim. Ve böylece ölmek
üzere bulunan Müslümanın o yemekten yemesine engel olacağım!”
Bu iki meleğin konuşmalarını dinleyen üçüncü bir melek durumu izah etti, açıkladı:
Her ikinizin de aldığı görev acaip değil, dedi. Ölmek üzere bulunan o Yahudi, bir iyilik
etmişti. Ahirette nasibi olmayacağından, yapmış olduğu o iyiliğin karşılığını dünyada
görebilmesi için, canının istediği o balık kendisine ihsan ve ikram ediliyor. Böylece yapmış
olduğu iyiliğin karşılığını dünyada iken bulacak. Ahirette ise bu bakımdan bir alacağı
kalmayacaktır.
Diğer Müslümana gelince; o da cezasını görmesi gereken bir günahı kaldığından, canının
istediği zeytinyağlı yemek dökülecek ve bu musibet, bu Üzüntü de azıcık kalan günahlarına
kefaret olacaktır. Kıssayı Cebrail (a.s) haber vermiştir.
Musibetler müminler için ya derece terfii veya günahlarına efarettir.
Kulun dua ile
Ya, günahı affolunur
Ya, hayrı çoğaltılır
Ya, işlenmiş amel ecri alır.[351]

Bir Hurma Deyip Geçme


İbrahim Ethem hazretleri, hurmacıdan hurma alıyormuş. Tartı işi bittikten sonra, bilmeden
kendisine ait sandığı bir tek hurmayı da alıp kendi hurmaları arasına karıştırmış. Bilmeyerek
yanlışlıkla yediği bu tek hurma tanesinden dolayı tam kırk gün kıldığı namazlardan, yaptığı
ibadetlerden zevk almaz olmuş.
Bunun nedenini düşünerek rahatı ve huzuru kaçmış. Ve o günlerde Kudüs'e gelerek kırklar
meclisine nail olmuş. Aralarına girerek, sohbetlerinden faydalanmak istediğinde kendisini
kabul etmemişler ve:
“Sen demişler, hurmacının bir hurmasını yanlışlıkla yediğin için 40 gündür ibadetlerinden
zevk alamıyorsun. Ancak bu hakkı hak sahibine ödediğin taktirde meclisimize girebilirsin.
Bunun üzerine İbrahim Ethem Hazretleri, Kudüs'ü Şeriften Medine'ye dönmüş. Hurmacıyı
bulmuş. Yanlışlıkla haksız olarak yediği tek hurmanın parasının kendine ödemiş. Özür
dileyerek helallik almış ve ancak bundan sonradır ki, ibadetlerinde eskiden olduğu gibi zevk
ve huzura kavuşmuştur. [352]

Kalpleriniz Şu On Şeyden Ölmüştür

Yine bir gün İbrahim Ethem Hazretlerine dediler ki:


Ey tüm zamanını iyilikle geçiren yüce velî, Allah buyuruyor ki: “Bana dua edin size icabet
edeyim.” Biz durmadan ibadet ediyoruz fakat duamız kabul olmuyor.
İbrahim Ethem hazretleri acı acı güldü ve şöyle buyurdu:
“Ey Ademin evlatları. Kalpleriniz on şeyden ölmüştür.” Hep birden şaşırdılar ve sordular:
“Kalplerimiz ölmüş müdür?”
“Evet ölmüştür.”
“Nasıl olur?”
“Günahlarınızın zehirli dişlerine yem etmişsiniz kalplerinizi. Günahların zehiri kalplerin hayat
damarını kurutmuş. Allahu Teala hazretleri ise ölü kalplerin duasını kabul etmez.”
“Peki bu günahlar nelerdir?”
Manevi bypass ameliyatı şart
1- Allah'ı tanıdığınızı söylüyorsunuz, ama emirlerini tutmuyorsunuz.
2- Allah'ın kitabını okuyorsunuz, ama onun emirlerini yerine getirmiyorsunuz.
3- Allah Resulünü sevdiğinizi iddia ediyorsunuz, ne var ki onun sünneti üzere
yaşamıyorsunuz.
4- Şeytanın bir düşman olduğunu söylüyorsunuz, ama onun adımlarını takip ediyor, peşinden
gidiyorsunuz. Ve onunla dostluk kuruyorsunuz.
5- Cenneti sevdiğinizi iddia ediyorsunuz, ne var ki Cennet için hiç bir hazırlık yaptığınız yok.
Kararan kalpler
6- Cehennemden korktuğunuzu söylüyorsunuz. Fakat kurtuluş reçetesi aramıyor, günahlardan
uzaklaşmıyorsunuz.
7- Ölüm haktır diyorsunuz, hak olan bir ölüm için hiçbir hazırlığınız yok.
8- Başkalarının ayıplarıyla meşgul oluyorsunuz. Fakat kendi ayıplarınızı hiç görmüyorsunuz.
9- Allahu Teala hazretlerinin türlü türlü nimetlerinin içinde yüzüyorsunuz, ama ona
şükretmeyi unutuyorsunuz.
10- Ölülerinizi götürüp toprağın koynuna koyuyor, fakat bir gün kendinizin de ecel şerbetini
içeceğinizi düşünmüyor ve ibret almıyorsunuz.
Böyle kararmış kalplerin duası nasıl olur da kabul olur? İnceden inceye bir düşünelim!.. [353]

Anne Karnında İken Yâ Kuddûs Yâ Kuddûs Esmasını Okuyan Evliya

Kuddûsî Hazretleri, 11 Rebîülevvel 1183”de (Temmuz 1769) Niğde 'nin Bor kasabasında
doğmuştur. Asıl adı Ahmed b. Hacı İbrahim olan Hz. Kuddûsî, daha çok “Mar'aşı-zade” ve
“Kuddûsî” lakaplarıyla mâruf ve meşhurdur. Bu “Kuddûsî” lakabım ona bizzat Allah Teâlâ
vermiştir. Öyle ki, o, anasının karnında iken Allah'ın “Kuddâs” ismini zikreder ve anası da
bunu işitirmiş. Hz. Kuddûsî, “Kuddûsîyem!” isimli şiirinin bir beytinde bunu şöyle ifâde
etmiştir:
“Bil ana rahminde beni ki, etmişem takdis A'nı,
Anam işitmiştür bunu, Kuddûsîyem! Kuddûsîyem!” [354]

Taze Hurma Taze Meyve Ve Sebze Niğde Bor Nere Mekke Medine Nere!.,

Hz. Kuddûsî, ikinci Hicaz yolculuğundan Bor'a döndükten sonra, birçok din düşmanının
düşmanlıkları sebebiyle, yıllarca evinde inziva yaşamıştır. Bu inziva hayâtı yıllarında, bir gün
Cuma vaktinden önce bir tanıdığı, misafir olarak onun evine gelir. Cuma vakti yaklaştığı
halde Hz. Kuddûsî, hiçbir acelecilik göstermez. O zât, Cumaya gitmek için izin ister. Hz.
Kuddûsî, ona; “Biraz daha beklesen iyi olacaktı. Lâkin, namazdan sonra seni beklerim.”
diyerek misafirini uğurlar, cumadan sonra biraz gecikerek gelen misafir zât, yemekle beraber
taze hurma ve o mevsimde Bor'da olmayan taze sebzeler ikram edilince çok şaşırır ve
“Efendim! Bu hurma ve sebzeler buranın olamaz. Siz Cumayı nerede kıldınız?” diye sorunca,
Hz. Kuddûsî; “Evlâdım! Söz dinleyip biraz daha beklesen, ihlâsının karşılığını görecek ve
bizimle birlikte sen de Cumayı Kâbe-i Muazzama 'da kılacaktın.” buyurur.
Hz. Kuddûsî, ilk iki Hicaz yolculuğundan sonra, üçüncü kez yine Hicaz'a gitmiş ve yaklaşık
on yedi yıl kalmıştır. Mekke ile Medine dağlarında, geniş ve ıssız çöllerde nefsini safiyete
ulaştıran sayısız halvetler yapmış, çile ve erbainler çıkarmıştır. Hz- Kuddûsî'nin, Hz.
Peygamber (s.a.v.) 'e, o derece muhabbet ve irfanı vardır ki, Medine şehri dâhilinde asla
tuvalete gitmez ve bunu ihtiyâcını gidermek için her seferinde Uhud dağı arkasına gidermiş.
Kuddûsî Hazretleri'nin bu halvetlerinde bir günlük rızkının bir tatlı nar olduğu şiirlerinde
ifâde edilir.[355]

Üsküdarlı Feraceli Bir Hanım Efendi Ve Yıldırım Aşkı

Hz. Kuddûsî'nin büyüklüğüne işaret eden bâzı menkıbe ve olayları burada anlatmadan
geçemeyeceğiz. Anlatıldığına göre, zamanın pâdişâhı, o devrin büyük velîsi kim ise onunla
görüşmek istediğini beyan edip, yakınlarını bu iş için görevlendirir. Hz. Kuddûsî'yi
duyanlardan birisi, onu da saraya haber verir ve görevliler onu İstanbul'a çağırır. Değişik
yerlerden gelen velîlerle saray erkânı pâdişâhın huzurunda toplanırlar. Oradaki velhilerin her
biri bir şeylerden bahsederler. Vezir ve paşaların çoğu, Hz. Kuddûsî'nin taşralı kıyafeti ile
huzura girmesini pek beğenmeyip, yukardan bakıcı bir tavır takınırlar. Mecliste bulunanların
sözleri tamamlandığı halde hiç bir kelâm etmeyen Hz. Kuddûsi’ye, Pâdişâhın;
“Şeyh Efendi! Siz de bir beyanda bulunsanız.” demesi üzerine, o, şöyle der:
“Pâdişâhım! Bendeniz, ilmi olmayan bir dervişim. Huzurunuzda bir beyanda bulunmaktan
haya ederim. Ancak, emrinize uyarak başımdan geçen bir hâdiseyi size arzedeyim. Bir gün
bendeniz Sarayburnu'nda sahil boyunca gezerken, çok güzel bir hanım sandala bindi.
Gönlümü cezbeden bu güzelin peşinden başka bir sandala binerek, onu takip ettim. Üsküdar
iskelesinde karaya çıkıp, falan sokaktaki büyük bahçeli konağa giren bu hanımı bir daha
göremedimse de asla unutamadım. Gönlüm onun hicranı ile rahatsızdır.” Pâdişâh, bu hikâyeyi
duyar duymaz, yanında bulunanların hepsini dışarı çıkararak, Ahmed Kuddûsi’ye:
“Efendi! Anlattığınız hikâye benim hâlen içinde yaşadığım elemli hâlimin ifadesiydi. Şu anda
ise, o dertten kurtuldum. O hanım gönlümden silindi.” der. Sonra Hz. Kuddûsi’ye görülmemiş
ihsanda bulunur. [356]
7 İklim, 7 Derya Gezdim

Yine zamanın pâdişâhı, bir gün bir kısım âlimler ile tanınmış ve tavsiye edilmiş bâzı velîleri
huzuruna toplar. Onlara: “Şu avucumdaki şey nedir? “ diye sorar. Herkes bir şey söylediyse
de, kimse bilemez. Tevâzûundan dolayı meclisin gerisinde, bir köşede oturan Hz. Kuddûsi’ye,
pâdişâh;
“Siz de bir tahminde bulunsanız.” der. Hz.Kuddüsî’de;
“Yedi iklim ve yedi deryayı gezdim, bir balığı, yavrusunu arar gördüm.” der. Meğerse
pâdişâhın avucunda büyük bir balık varmış. Bunun üzerine pâdişâh, Hz. Kuddûsi’ye tazim ve
ikramda bulunarak, onun sarayda kalmasını teklif ettiyse de, o;
“Ben, âciz bir dervişim. Burada kalsam, dünyâ imtihanından beraat edemem.” Diyerek, bu
teklifi kabul etmez. Bir süre İstanbul'da kalan Hz. Kuddûsî, Bor'a döndükten sora bir gün
pâdişâh, Bor'a iki memur gönderip, onun durumunu öğrenmeyi murâd eder. [357]

Bir Etek Dolusu Toprak Nasıl Altın Olur!...

Gelen memurlar, onu, bahçesini bellerken bulurlar. Hz. Kuddûsî, onlar daha bir şey
söylemeden,
“Siz, İstanbul'dan geldiniz. Bizim bir şeye ihtiyâcımız yoktur.” buyurur. Onlar;
“Pâdişâhımız, bizi vazifeli olarak gönderdi. Size tahsisat bağlayacağız.” derler. Hz. Kuddûsî,
onlara;
“Açın eteğinizi!”diyerek, her ikisinin eteğine birer kürek toprak döker. İki memur da, bu
toprakların altına dönüştüğünü görünce şaşırır. Bu sefer Hz. Kuddûsî, onlara;
“Eteklerinizdekileri yere dökün.” deyince, hemen yere dökerler ve bu defa altına dönüşen bu
toprakların yılan-çıyana dönüştüğüne şahit olurlar. Bunun üzerine Hz. Kuddûsî, onlara;
“Evlâtlarım! Allah Teâlâ'nın keremi, ile bizim, pâdişâhımızın tahsisatına ihtiyâcımız yoksa
da, fakirlere ve âcizlere dağıtmak üzere bırakın.” diyerek, bu tahsisatı alıp yoksullara
dağıtır. [358]

Kuddusi'nin Cananı Dertlilerin Dermanı Ariflerin Sultanı Himmet Açar Kapıları

Hz. Kuddûsî, bir gün Konya 'ya giderek, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin kabrini ziyaret
etmek ister. Türbenin önüne vardığı zaman, türbedâr, kapıları kilitlemiş gitmek üzeredir. Hz.
Kuddûsî, türbedâra, türbeyi açması için ne kadar rica ettiyse de, türbedâr: “Akşam oldu, açma
izni yoktur.” diyerek, onun ricasını kesin bir şekilde reddeder. Bunun üzerine Hz. Kuddûsî, şu
güzel methiyeyi okumaya başlar: [359]

Bir Etek Dolusu Toprak

Muhtâcınam in'am et,


Mihmânınam ikram et,
İhsanım itmam et,
Yâ Hazret-i Mevlânâ!
Kapımda çok muhtâcân,
Erer murada her ân,
Devrinde sürer devrân,
Yâ Hazret-i Mevlânâ!
Bencileyin yok gümrâh,
Lâkin dedim eyvallah,
Geldim sana şey'en lillâh,
Yâ Hazret-i Mevlânâ!
Ariflerin sultânı,
Dertlilerin dermanı,
Kuddûsî'nin cânânı,
Yâ Hazret-i Mevlânâ!
Hz- Kuddûsî, bu şiiri okuyup son dörtlüğü söylediği anda, türbenin kapıları kendiliğinden
açılır. Hz. Kuddûsî, türbedârın şaşkın bakışlarından habersizce ziyaretini yaparak oradan
ayrılır. Ertesi gün bu hâdiseyi duyan Mevlevi şeyhleri ile bir kısım ulemâ:
“Bu, mutlaka Borlu Kuddûsî'dir” derler. [360]

Medineli Mücavir Saatçi Osman Efendi

Ey, Rahmeti Bol Padişah Cürmüm İle Geldim Sana

Medîne-i Münevvere yye hicret eden Ali Osman isimli İzmir’li bir Türk, Medîne 'ye hicret
ettikten bir müddet sonra, mesleği olan saatçilik işini yapmak üzere bir dükkân açmak için
izin almaya çalışır, fakat bir türlü izin alamaz. Parası da biter ve çok zor durumda kalır. Bir
gece Allah Teâlâ'ya bütün gönlüyle yalvarıp yakarır. O gece rüyasında esmer tenli, kır saçlı,
uzunca boylu bir zât, ona;
“Evlâdım! Resmî dâireye girdiğinde sağ tarafında gördüğün üçüncü şahsa müracaat et,
gerisine karışma.” buyurur. Ali Osman Efendi, sabahleyin uyanır uyanmaz doğruca rüyada
gösterilen şahsın yanına gider. O şahıs, Ali Osman Efendi'ye;
“Seni Kuddûsî Hazretleri mi gönderdi? Git, hemen dükkânını aç, işine başla.” der. Ali Osman
Efendi, hemen gidip dükkânı izin almış gibi açar. O şahıs da izin belgesini sonradan gönderir.
Ali Osman Efendi, bir zaman sonra rüyasında Hz. Kuddûsî'yi tekrar görür. Hz. Kuddûsî, ona;
“Oğlum! Bana, Kuddûsî, derler. Cebine bir hediye koydum, onu al ve amel et.” buyurur. Ali
Osman Efendi uyandığında cebinde Hz. Kuddûsî'nin
“Ey rahmeti bol Pâdişâh, cürmüm ile geldim Sana.” diye başlayan ve aynı zamanda ilâhî
olarak da söylenen bu meşhur şiirinin yazılı olduğu kâğıdı bulur. Ali Osman Efendi, o günden
sonra bu şiiri okumadan işine gitmez ve verilen vazifelere harfiyyen devamlı yerine
getirir. [361]

Cenaze Namazı Ama Ne Namaz!.. Ateş Demiri Yakmaz Müslüman Cehenneme Hiç
Yakışmaz

Hz. Kuddûsî, 126511848 târihinde Bor'da vefat etmiştir. Hz. Kuddûsî'nin vefat ettiği gün
meydana gelen bir olay vardır ki, onu burada anlatmadan geçmemiz mümkün değildir. Hz.
Kuddûsî'nin vefat ettiği gün, köylünün biri de kırılan saban demirini tamir ettirmek üzere
Bor'a geldiğinde, çok kalabalık bir cemâatin cenaze namazına hazırlandığını görünce,
abdestini tazeleyerek cenaze namazını kılar. Hemen işine dönmek niyetinde olduğundan,
yakındaki bir demirci dükkânına girerek, tamir etmesi için saban demirini ustaya verir.
Demirci, ocağa koyduğu demirin bir türlü korlaşmadığım, saatlerce uğraştığı halde dövülecek
hâle gelmediğini görünce, şaşkın bir halde düşünceye dalar. Bu sırada, yakın bir tanıdığı,
dükkâna girer. Demirci, durumu ona anlatır. O da, köylüye;
“Sen nerelisin, bu demiri nereden getirdin?” diye sorar. Köylü;
“Ben filân köydenim. Bu demir, dün çift sürerken bir kayaya takılıp kırıldı. Tamir ettirmek
için bu gün buraya getirdim. Bor 'a girdiğimde, eşini görmediğim bir cemâate katılarak cenaze
namazını kıldıktan sonra bu dükkâna geldim.” deyince, o kişi; “Senin, adını sormadan
namazına iştirak ettiğin zât, Büyük Velî, Hakk Aşığı Şeyh Ahmed Kuddûsî Hazretleriydi.
Allah Teâlâ, değil onun namazını kılan, o cenazede hazır olan âlet ve edevatı da ateşten
muhafaza etmiştir.” der. îman sahibi olan bu köylü, yeni bir saban alıp köyüne döner. [362]

Ya Rezzak İsmi Şerifi Ve Avukat Mazhar Bey

Balkan harbi sırasında Bulgaristan'da muhacir beş altı nüfus yetim ve öksüzlerle aç bi ilaç bi
çare kaldım. Şöyle tenha bir yerde:
Ya Rezzak, Ya Rezzak, Ya Rezzak diye başımı iki elimin arasına alarak ne kadar Cenab-ı
Hakka içten yalvardıysam, bir müddet sonra yanıma bir Bulgar köylüsü geldi. Eliyle işaretler
ederek bana birşeyler söylemeye çalıştı. Ve elimden tutarak Kaymakamlık binası gibi bir yere
götürdü. [363]

Galatasaraylı Kaymakam

Resmî dairede karşımdaki yetkili kimse benimle mükemmel bir İstanbul Türkçesiyle konuştu.
Kendisinin Galatasaray Lisesi'nde okuduğunu Türkçeyi de orada öğrendiğini söyledi. Beni
buraya getiren çiftçinin çok zengin olduğunu binlerce büyük baş hayvanı bulunduğunu bu
hayvanların her birinin aynen insanlar gibi kimliğinin olduğunu, bu kimlikte hayvanın cinsi,
yaşı, anne, babası ve aşıları ile ilgili bilgiler bulunduğunu her bir hayvanın teker, teker
kimliğini yazmanı senden istiyor. Eğer bu işi kabul edersen sana çok para vereceğini
söylüyor, ne dersin?., dedi. Ben de, yerde ararken gökte bulduğum işi hemen kabul ettim.
Neticede bana ücretim mukabili vermiş olduğum altınlar yedi sülaleme yetti. [364]

Dna’lar'da Allah Diyor

Gönül sultanlarından kıymetli mutasavvuf Mehmet Zahit Kotku (r.a.) hazretleri Avukat
Mazhar beyin yaşamış olduğu hayat hikayesini Esmaü 'l-Hüsnâ 'dan bahsederken örnek olarak
anlatmıştı.
Kişi tüm hücreleriyle hatta DNA'larıyla Ya Rezzak esmasını okursa ilahi yardıma mazhar
olur.
Rızk için gam çekme bu âlemde, Rezzak ismi şerifi'varken Levhi Kalemde.[365]

Ayet Ayet Dualar

1- “Rabbinize gizli ve gönülden dua edin.” [366]


2- “Bana dua edin size karşılık vereyim.”[367]
3- “De ki, dua ve ilticanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi?” [368]
4- “Ben insanları ve cinleri, ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.”[369]
5- “Kullarım sana benden sordukları zaman (bilsinler ki) şüphesiz: Ben onlara yakınım. Ben
isteyenin, dua ettiğinde duasını kabul ederim. Artık onlarda benim davetime icabet
etsinler.”[370]
6- “İster Allah diye dua et, ister Rahman diye dua et, İkisi de Allahu Tealanın esma-ı
hüsnasındandır.”[371]

Hadis-i Şeriflerde Dualar

7- “Dua ibadetin özüdür.”[372]


8- “Hiç şüphesiz dua ibadetin ta kendisidir.” [373]
9- “Duadan başka hiç bir şey Allah yanında daha şerefli değildir.”[374]
10- “Kim Allah'tan dilekte bulunmazsa Allah ona öfkelenir.”[375]
11- “Bütün iyiliklerin yarısı ibadet, yarısı da duadır.” [376]
12- “Dua ibadetten ibarettir. Allahu Teala buyuruyor ki; “Bana dua edin ben size icabet
edeyin”. [377]
13- “Dua belayı karşılar.”[378]
14- “Dua mü'minin silahıdır. Ve dinin direğidir. Göklerin ve yerin nurudur.”[379]
15- “Muhakkak Rabbimiz utanan, çok cömert bir zattır. Kul dua etmek üzere ellerini
kendisine kaldırdığı vakit onları boş çevirmekten hayaa eder.”[380]
16- “Ya Musa! Benden hamurunun tuzuna, bineğinin yemine varasıya kadar ne dilersen
iste.”[381]

Nasıl Bir Gayretle Gümüş Altın, Gece Gündüz Olur?!..

Nizâm-ı halkı âlem mültezemdir ind-i Bâri'de


Hüdâ Kadirdir amma simi zer, leyli nehâr etmez.[382]

Dünya halkının nizam ve gidişatı, Allah katında kendine düşeni yapmaktan ibarettir. Allah
elbette her şeye kadirdir, amma (durup dururken, bizde bir gayret yokken) gümüşü altına,
geceyi gündüze çevirmez. [383]

[1]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 11.
[2]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 11.
[3]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 11-12
[4]
Süleyman Çelebi (Mevlid). Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri,
Alperen Yayınları, 7. Baskı, Ankara, Temmuz 2005: 12-13.
[5]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 14.
[6]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 14.
[7]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 14.
[8]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 15.
[9]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 15.
[10]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 15.
[11]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 16.
[12]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 16.
[13]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 16.
[14]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 16.
[15]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 17.
[16]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 17.
[17]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 17.
[18]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 17.
[19]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 18.
[20]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 18.
[21]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 19.
[22]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 19.
[23]
(bir hadis-i kutsi meali)
[24]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 19-20.
[25]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 20.
[26]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 20.
[27]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 21.
[28]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 21.
[29]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 21.
[30]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 22.
[31]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 22.
[32]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 22.
[33]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 23.
[34]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 23.
[35]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 23.
[36]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 24.
[37]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 24.
[38]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 24.
[39]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 24-25.
[40]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 25.
[41]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 25.
[42]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları:26.
[43]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 26.
[44]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 26.
[45]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 26.
[46]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 27.
[47]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 27.
[48]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 27.
[49]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 27.
[50]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 28.
[51]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 28.
[52]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 28.
[53]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 28.
[54]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 29.
[55]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 29.
[56]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 29.
[57]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 30.
[58]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 30.
[59]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 30.
[60]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 31.
[61]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 32.
[62]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 32.
[63]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 32.
[64]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 33.
[65]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 33.
[66]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 33.
[67]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 34.
[68]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 34.
[69]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 34.
[70]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 35.
[71]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 35.
[72]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 35.
[73]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 36.
[74]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 36.
[75]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 36.
[76]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 36.
[77]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 37.
[78]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 37.
[79]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 37.
[80]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 38.
[81]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 38.
[82]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 38.
[83]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 39.
[84]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 39.
[85]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 39.
[86]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 40.
[87]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 40.
[88]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 40.
[89]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 41.
[90]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 41.
[91]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 41.
[92]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 42.
[93]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 42.
[94]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 42.
[95]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 43.
[96]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 43.
[97]
Kaşgarlı Mahmut. Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen
Yayınları, 7. Baskı, Ankara, Temmuz 2005: 43.
[98]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 44.
[99]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 44.
[100]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 44.
[101]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 45.
[102]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 45.
[103]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 45.
[104]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 46.
[105]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 46.
[106]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 46.
[107]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 47.
[108]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 47.
[109]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 47.
[110]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 47.
[111]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 48.
[112]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 48.
[113]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 48.
[114]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 49.
[115]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 49.
[116]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 49-50.
[117]
Şeyh Sadi Bostan'dan; Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri,
Alperen Yayınları, 7. Baskı, Ankara, Temmuz 2005: 50.
[118]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 51.
[119]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 51.
[120]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 51.
[121]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 51-52.
[122]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 53.
[123]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 53.
[124]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 53.
[125]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 54.
[126]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 54.
[127]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 54.
[128]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 55.
[129]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 55.
[130]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 55.
[131]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 55.
[132]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 56.
[133]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 56.
[134]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 56.
[135]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 57.
[136]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 57.
[137]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 57.
[138]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 58.
[139]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 58.
[140]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 58.
[141]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 59.
[142]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 59.
[143]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 59.
[144]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 59-60.
[145]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 61.
[146]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 61.
[147]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 61.
[148]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 62.
[149]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 62.
[150]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 62.
[151]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 62-63.
[152]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 64.
[153]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 64.
[154]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 64.
[155]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 65.
[156]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 65.
[157]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 65.
[158]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 66.
[159]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 66.
[160]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 66.
[161]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 67.
[162]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 67.
[163]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 67.
[164]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 68.
[165]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 68.
[166]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 68.
[167]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 69.
[168]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 69.
[169]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 69.
[170]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 70.
[171]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 70.
[172]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 70.
[173]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 71.
[174]
Bakara: 2/260.
[175]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 72.
[176]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 73.
[177]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 73.
[178]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 73.
[179]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 73-74.
[180]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 75.
[181]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 75.
[182]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 75.
[183]
Zümer: 39/62
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 76.
[184]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 76.
[185]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 76.
[186]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 77.
[187]
Feriduddin-i Attar- Pendname 'den; Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel
İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı, Ankara, Temmuz 2005: 77.
[188]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 78.
[189]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 78.
[190]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 78.
[191]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 78-79.
[192]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 79.
[193]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 80.
[194]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 80.
[195]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 80.
[196]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 81.
[197]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 81.
[198]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 81.
[199]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 82.
[200]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 82.
[201]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 83.
[202]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 83.
[203]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 83.
[204]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 84.
[205]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 84.
[206]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 84.
[207]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 85.
[208]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 85-86.
[209]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 86.
[210]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 87.
[211]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 87.
[212]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 87.
[213]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 88.
[214]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 88.
[215]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 88.
[216]
Yusuf Kemalettin Özgür. Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri,
Alperen Yayınları, 7. Baskı, Ankara, Temmuz 2005: 88-89.
[217]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 90.
[218]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 90.
[219]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 90.
[220]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 90.
[221]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 91.
[222]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 91.
[223]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 91.
[224]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 91.
[225]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 92.
[226]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 92.
[227]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 92.
[228]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 93.
[229]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 93.
[230]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 93.
[231]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 94.
[232]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 94.
[233]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 94.
[234]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 95.
[235]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 95.
[236]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 95.
[237]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 96.
[238]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 96.
[239]
İhlas: 112. Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları,
7. Baskı, Ankara, Temmuz 2005: 96.
[240]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 97.
[241]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 97.
[242]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 97.
[243]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 98.
[244]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 98.
[245]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 98-99.
[246]
Kehf:18/45.
[247]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 99.
[248]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 100.
[249]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 100.
[250]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 100.
[251]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 101.
[252]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 101.
[253]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 101.
[254]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 101.
[255]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 102.
[256]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 102.
[257]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 102.
[258]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 103.
[259]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 103.
[260]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 103.
[261]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 104.
[262]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 104.
[263]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 104.
[264]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 105.
[265]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 105.
[266]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 105.
[267]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 105-106.
[268]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 106.
[269]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 107.
[270]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 107.
[271]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 107.
[272]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 107-108.
[273]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 108.
[274]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 109.
[275]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 109.
[276]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 109.
[277]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 110.
[278]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 110.
[279]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 110.
[280]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 111.
[281]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 111.
[282]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 111.
[283]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 112.
[284]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 112.
[285]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 112.
[286]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 113.
[287]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 113.
[288]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 113.
[289]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 114-115.
[290]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 116.
[291]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 116.
[292]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 116.
[293]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 117.
[294]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 117.
[295]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 117.
[296]
Simurg Farsça da 30 kuş demaktir. Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel
İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı, Ankara, Temmuz 2005: 118.
[297]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 119.
[298]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 119.
[299]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 119.
[300]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 120.
[301]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 120.
[302]
Yunus Emre. Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen
Yayınları, 7. Baskı, Ankara, Temmuz 2005: 120-121.
[303]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 122.
[304]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 122.
[305]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 122-123.
[306]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 124.
[307]
N.Fazıl. Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7.
Baskı, Ankara, Temmuz 2005: 124.
[308]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 124.
[309]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 125.
[310]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 125.
[311]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 126.
[312]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 127.
[313]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 127.
[314]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 127.
[315]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 128.
[316]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 128.
[317]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 128.
[318]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 129.
[319]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 129.
[320]
N. Fazıl. Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları,
7. Baskı, Ankara, Temmuz 2005: 129.
[321]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 130.
[322]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 130.
[323]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 130.
[324]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 131.
[325]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 131.
[326]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 131.
[327]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 132.
[328]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 132.
[329]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 132.
[330]
Kıyamet: 75/3-4.
[331]
Onk. Dk. Haluk Nurbaki.
[332]
Uzman psikolog Şebnem Aker. Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel
İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı, Ankara, Temmuz 2005: 133-135.
[333]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 136.
[334]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 136.
[335]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 136.
[336]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 137.
[337]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 137.
[338]
A.A.Bekkine.
[339]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 137-138.
[340]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 139.
[341]
Hz. Osman. Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen
Yayınları, 7. Baskı, Ankara, Temmuz 2005: 139.
[342]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 139-140.
[343]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 140-141.
[344]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 141.
[345]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 142.
[346]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 142-143.
[347]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 143.
[348]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 144-145.
[349]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 146.
[350]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 146-147.
[351]
Hz. Enes (r.a.) Ramuz. Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri,
Alperen Yayınları, 7. Baskı, Ankara, Temmuz 2005: 147-148.
[352]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 148.
[353]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 149-150.
[354]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 151.
[355]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 151-152.
[356]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 152-153.
[357]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 153.
[358]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 153-154.
[359]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 154.
[360]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 154-155.
[361]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 155.
[362]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 156.
[363]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 157.
[364]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 157.
[365]
M.F. Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7.
Baskı, Ankara, Temmuz 2005: 157.
[366]
Ara'f: 7/55.
[367]
Mü'min: 40/60.
[368]
Furkan: 25/77.
[369]
Zariyat: 51/56.
[370]
Bakara: 2/186.
[371]
İsra: 17/110. Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen
Yayınları, 7. Baskı, Ankara, Temmuz 2005: 158.
[372]
Tirmizi
[373]
İbn-i Mace.
[374]
Tirmizi.
[375]
Tirmizi.
[376]
Hz. Enes (r.a)
[377]
Hz. Numan İbn-i Beşir (r.a).
[378]
Hz. Ebu Hureyre (r.a.).
[379]
Hz. Ali (r.a.)
[380]
Ebu Davut, Tirmızi
[381]
Hz. Enes (r. a.). Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen
Yayınları, 7. Baskı, Ankara, Temmuz 2005: 159.
[382]
Ziya Paşa.
[383]
Feridun Yılmaz Yüceler, Beyaz Sır Allah'ın Güzel İsimleri, Alperen Yayınları, 7. Baskı,
Ankara, Temmuz 2005: 160.

You might also like