Professional Documents
Culture Documents
HALİME DOĞRU
I. Celep Kimdir?
Celep; büyük ve küçük baş canlı hayvan toplayan, malını daha çok İstanbul ka-
saplarına pazarlayan, sermayesi ile dikkat çeken hayvan tüccarıdır. Aralarında hayvan
yetiştirerek kârını arttıranlar da bulunmaktadır.
Celep kelimesi aynı zamanda koyun, keçi ve sığır anlamında da kullanılmaktadır.
Ayrıca Edirne, Galata ve İbrahim Paşa Saraylarında hizmet eden Acemi oğlanlara da
Celep adı verilmektedir.
1
Mithat Sertoğlu, Resimli Osmanlı Tarihi Ansiklopedisi, İstanbul, 1958, s. 55. Ferit Develioğlu, Osmanlı
Türkçe Ansiklopedik Lugat, Ankara, 1993, s. 130. M. Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri Sözlüğü, C. I,
Ankara, 1993, s. 269.
2
Ahmet Akgündüz, Osmanlı Kanunnameleri ve Hukuki Tahlilleri, II. Selim Devri, C. 7, İstanbul, 1994, s.
173, Maraş Livası Kanunnamesi. Ömer Lütfi Barkan, XV. ve XVI. Asırlarda Osmanlı İmparatorluğu'nda Zirai
Ekonominin Hukuki ve Mali Esasları, Kanunlar, İstanbul, 1943, Kanunname-i Uyvar, s. 315.
3
Ahmet Akgündüz, Osmanlı Kanunnameleri, Hukuki Tahlilleri, III. Murat Devri Kanunları , C. 8,
İstanbul, 1994, s. 181.
4
Tülay Artan, "Via Egnatia'nın Osmanlı (Kadınlarının) Kültür Hamiliği: Dönemleri ve Sorunları", Sol
Kol Osmanlı Egemenliğinde Via Egnatia (1380-1699), Editör. Elizabeth Zachariadou, İstanbul, 1999, s. 26,
dipnot 14.
2
2 HALİME DOĞRU
5
Evliya Çelebi, Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Sadeleştiren Zuhuri Danışman, II. Kitap, İstanbul, 1969, s.
248-249. Robert Mantran, 17. Yüzyılın İkinci Yarısında İstanbul, çev. Mehmet Ali Kılıçbay - Enver Özcan, C.II,
Ankara, 1990, s. 36-37.
6
M. Zeki Pakalın, a.g.e., s. 269.
7
M. Galip Gökberg, "Türkiye'de Hayvancılık", Doğu Anadolu'da Hayvancılık Sempozyumu, Ela-zığ,
1987, s. 260.
8
BOA; Mühimme Defteri, No 3, Hüküm; 1363 , 1573. Mühimme Defteri, No 6, Hüküm ; 1018.
9
BOA; Mühimme Defteri, No 5, Hüküm, 1506.
10
BOA; Mühimme Defteri, No 6, Hüküm,1018.
11
Sayımın bu tarihte yapılması hakkında bkz. Ömer Lütfi Barkan, a.g.e., Mora Kanunnamesi, s. 328/9-10.
3
RUMELİ'DE CELEP-KEŞANLAR 3
Celep yazılmanın birinci koşulu varlıklı olmaktı. Celep kitabeti denilen bu işlem
sırasında mal varlığı şahitler tarafından onaylanan celebin, oturduğu köy veya kasaba
deftere yazılıyordu. Celeblerin müslim veya gayri müslim olmak gibi bir zorunluluğu
yoktu. Erdel ve Boğdan gibi gayri müslimlerin yoğun yaşadığı bölgelerde doğal olarak
celepliği gayri müslimler üstlenmişti. Kayıtlarda Yahudi ve çingene celepler dahi
bulunuyordu12.
Celep yazılacak kişilerin başka bir kuruma bağlı olmaması gerekiyordu. Zaman
zaman voynuklar, derbentçiler, çeltikçiler, koyun-erleri, hisar-erleri, sipahiler koyun
eminini bu işe razı edip celep yazılıyorlardı13. Akıncılardan bile celep yazılanlar olmuştur.
Hatta Turahanlı'ya bağlı sol kol akıncıları celep yazıldıklarını bahane ederek sefere
gitmek istememişler, yapılan teftişte akıncı oğlu akıncı oldukları için celep
yazılamayacakları, sefere gitmek zorunda oldukları kendilerine bildirilmiştir14. Kozluca
kazasında oturan Naldöken yürüklerinden iki nefer de 20'şer koyuna celep yazılmış, teftiş
sırasında celeplikten çıkarılmasına karar verilmiştir15. Bu tür girişimler ve celep
yazılanlar, kazalara giden müfettişler tarafından incelenerek celeplikten çıkarılmaktadır.
Yazım sırasında dikkat edilecek konuların başında celep yazılan kişilerin ser-
mayelerinin iyi incelenmesi ve yazılan koyun sayısının celebin sermayesine uygun olması
geliyordu. Bazan büyük sürü sahibi çobanlar da celep yazılabiliyordu. Sayımda
koyunların doğru beyan edilmesi ve doğru kaydedilmesi esastı, çünkü takip eden yıl
boyunca İstanbul'da, kasaplara bu bilgilere dayanarak canlı hayvan tahsisi yapılıyordu.
Yazım işi bittikten sonra iki nüsha olarak hazırlanan Celep-keşan defteri mü-
hürlenerek gelecek yıl yapılacak sayım veya yıl içinde yapılacak teftişler için hazır hale
getirilmiş oluyordu. Koyun emini mühürlü nüshalardan birini kadıya teslim ettikten sonra
diğerini südde-i saadete İstanbul'a götürüyordu .
12
BOA; Mühimme Defteri, No 5, Hüküm 1088. Mühimme Defteri; No 3, Hüküm 498, 1502, 1439.
13
BOA; Mühimme Defteri, No 3, Hüküm 1434, Mühimme Defteri No 6, 1346
14
BOA; Mühimme Defteri, No 5, Hüküm No 1277.
15
BOA; Maliyeden Müdevver Defter, No 5567, s. 177.
16
BOA; Mühimme Defteri, No 5, Hüküm, 341, 342 ve 343.
4
4 HALİME DOĞRU
17
BOA; Mühimme Defteri, No 5, Hüküm No, 337.
18
BOA; Mühimme Defteri, No 3, Hüküm, 938, 1364. Mühimme Defteri; No 6, Hüküm, 1018.
19
BOA; Maliyeden Müdevver Defter, No. 1761, s. 58, 61, 62, 68. Maliyeden Müdevver Def. No 1614, s.
260, 276. Sayıların ayrıntıları için tabloya bkz.
20
Yavuz Ercan, Osmanlı İmparatorluğu'nda Bulgarlar ve Voynuklar, Ankara, 1986, s. 14, 17, 37. Ahmed
Refik, Türk İdaresinde Bulgaristan, İstanbul, 1933, s. 23.
21
BOA; Mühimme Defteri, No 5, Hüküm 1088.
22
BOA; Mühimme Defteri, No 12, Hüküm , 85. Mühimme Defteri, No 3, Hüküm 1401.
5
RUMELİ'DE CELEP-KEŞANLAR 5
23
BOA; Mühimme Defteri, No 5, Hüküm No: 107.
24
Suraia Faroqhi, "Onyedinci Yüzyıl Ankarasında Sof İmalatı ve Sof Atölyeleri, İ.Ü. İktisat Fakültesi
Mecmuası, C. 41, S.1-4, Ord. Prof. Ömer Lütfi Barkan'a Armağan, İstanbul, 1985, s. 247. Halime Doğru, XVIII.
Yüzyıla Kadar Osmanlı Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Görüntüsü, Eskişehir, 1995, s. 148.
25
BOA; Mühimme Defteri, No 3, Hüküm, 597.
26
BOA; Mühimme Defteri, No 3, Hüküm , 255.
27
Suraiya Faroqhi, Osmanlı'da Kentler ve Kentliler, İstanbul, 1993, s. 277-278.
28
BOA, Mühimme Defteri; No 5, Hüküm 333 .
6
6 HALİME DOĞRU
29
Ömer Lütfi Barkan, Kanunlar, Yeni İl Kanunnamesi, s. 85/27. Diyarıbekir Vilayeti Kanunu, s. 136 /27.
Kemah Kanunu, s. 185/1.
30
İsmet Miroğlu, Kemah Sancağı ve Erzincan Sancağı, Ankara, 1990, s. 194, 197.
31
Ömer Lütfi Barkan, Kanunlar, Sofya Kanunnamesi; s. 252/4. Çirmen Kanunnamesi; s. 257. Silistre
Kanunnamesi; s. 285/47. Tırhala Kanunnamesi; s. 289/8. Estergon Kanunnamesi; s. 301/6.
32
Ömer Lütfi Barkan, a.g.e., s. 400/22 .
33
Fatih Sultan Mehmed, 1457 yılı sonlarında Edirne'de büyük tahribat yapan yangından sonra başkenti
İstanbul'a taşımıştır. M.C. Şehabeddin Tekindağ, "İstanbul" mad. İ.A.
34
Robert Mantran, İstanbul'u her şeyi hızla tüketen bir mide-kent olarak tanımlamıştır.( Mantran; a.g.e., s.
167).
35
Lütfi Güçer, "XVIII. Yüzyılın Ortalarında İstanbul'un İaşesi İçin Lüzumlu Hububatın Temini Meselesi",
İktisat Fakültesi Mecmuası, S.1-4, İstanbul, 1950, s. 397-416. Lütfi Güçer, XVI. ve XVII. Asırlarda Osmanlı
İmparatorluğu'nda Hububat Meselesi ve Hububattan Alınan Vergiler, İstanbul, 1964.
7
RUMELİ'DE CELEP-KEŞANLAR 7
Gerek tahılın, gerek kasaplık koyunun düzenli bir şekilde tüketiciye ulaştıra-
bilmesinin öneminden dolayı devletin savaş, kıtlık, salgın hastalık gibi kriz dönemleri için
hazırlıklı bulunmak zorunda idi. Başkentte et tüketimi hububattan sonra geliyordu. Etin
tüketiciye ulaşması celep-keşanların koyun sürülerini toplayıp İstanbul'a getirip gerekli
yerlere teslim etmelerinden sonra mümkün oluyordu. Osmanlı Devleti, Türk yemek
kültürü36 içinde öncelikli olan ve göz ardı edilemeyen bu iki madde konusunda, yani et ve
tahıl konusunda çok dikkatli davranmak zorunda idi. Bu nedenle kente tahıl ve et
sağlayanların durumu daha Fatih zamanında ele alınarak kurallara bağlanmıştı.
Buna göre İstanbul'a koyun getirecek celeplerin hangi yollardan başkente ula-
şacakları, koyunları nerelerden toplayacakları ve ne zaman getirecekleri belirlenerek
kayda geçirilmiştir. Güzergâhların seçiminde fetih yolları belirleyici olmuştur 37.
Osmanlı Devleti, Balkan yarımadasını fethederken, yani batıya, kuzey batıya ve
kuzey doğuya doğru ilerlerken Romalıların yaptığı ve daha sonra Bizans'ın da kullandığı
yollardan yararlanmıştı. Bu yollar sol kol (Via Egnatia-canib-i yesar), orta kol (Via
militaris-tarik-i evsat) ve sağ kol (Kırım-Karadeniz ticaret yolu) olarak biliniyordu38.
Adı geçen yollar sefer ulaşım ve diplomatik temaslar için kullanılıyordu. Osmanlı
Devleti de Romalılardan kalan yolları kullanıyordu ve bu yollarda herhangi bir iyileştirme
ve genişletme çalışması yapılmamıştı. Romalılar ise bu yolları fetihlere hizmet etmesi
amacıyla yapmışlardı. Tipik Roma yollarının ortalama genişliği 5.70 metre idi. Bu yollar
tekerlekli arabalar için değil, yayan veya atlı askerler düşünülerek yapılmıştı. Osmanlı
Devleti, kullanmış olduğu bu yollarda gerekli hallerde taş köprüler yapmıştır. Bu
köprülerin genişliği de farklı değildi. Örneğin Uzunköprü 5.50 metre, Silivri Köprüsü
5.75 metre, Babaeski Köprüsü 5.85 metre genişliğindedir39.
Osmanlı Devleti bu yollardan kullanarak fetih amacı ile Balkan yarımadasında
ilerlerken, aynı zamanda ekonomik güce ulaşma çabası veriyordu. Nitekim kısa zamanda
devlet, Sırbistan, Makedonya ve Bosna'nın kıymetli madenlerini, Meriç vadisi ve
Karadeniz bölgesinin zengin tarım alanlarını ele geçirerek amacına ulaşmış oluyordu. XV.
yüzyılın ikinci yarısından itibaren askeri özelliği öncelikli olan bu yollardan İstanbul'un et
ihtiyacı da karşılanır oldu. Doğal olarak bunlar ana yollardır. Ana yollara açılan ve en
küçük yerleşim birimlerine kadar giden yolları unutmamak gerekir. Koyunların
toplanması sırasında bu yolların önemi çok büyük olmuştur. Güzergah üzerindeki
kentlerin kadılarına başkentten gönderilen çeşitli yazılardan ve celep sayımlarının
36
Halil İnalcık, "Matbakh" mad. Eİ2. Suraiya Faroqhi, Osmanlı Kültürü ve Gündelik Yaşam, İstanbul,
1997, s. 223-242. R. Mantran; a.g.e., C.I , s. 174.
37
Balkanlarda Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluş ve genişlemesi hakkında bkz. Halil İnalcık, "Türkler ve
Balkanlar", Balkanlar, İstanbul, 1993.
38
Colin Heywood, "Osmanlı Döneminde Via Egnatia: 17. Yüzyıl Sonu ve 18. Yüzyıl Başında Sol Koldaki
Menzilhaneler", Sol Kol, Osmanlı Egemenliğinde Via Egnatia (1380-1699), Editör: Elizabeth A. Zachariadou,
İstanbul, 1999, s.136, 139. Yollar hakkında daha geniş bilgi için bkz. Stephane Yerasimos, Les Voyageurs Dans
L'Empire Ottoman (XIV.-XVI. Siécles), Ankara, 1991, sağ kol: s. 56-60; orta kol: 43-55. Sol kol: s. 33- 42.
39
Rhoads Murphey, "17. Yüzyılda Via Egnatia Boyunca Görülen Ticaret Örüntüleri", Sol Kol, Osmanlı
Egemenliğinde Via Egnatia, İstanbul, 1999, s. 198.
8
8 HALİME DOĞRU
40
BOA; Maliyeden Müdevver Defter, No 1614 sağ kol. BOA; Maliyeden Müdevver Defter; 5477: sağ kol.
BOA; Maliyeden Müdevver Defter, orta kol.
41
BOA; Maliyeden Müdevver Defter, No 5567, s. 345. BOA; Mühimme Defteri No 5, Hüküm: 159.
Mühimme Defteri No 3, Hüküm:1363.
42
Ömer Lütfi Barkan, a.g.e., Bosna Kanunnamesi, s. 400.
43
BOA; Mühimme Defteri No 3, s. 61, Hüküm No 125. Mühimme Defteri, No 6, Hüküm No: 1019.
Mühimme Defteri, No 5, Hüküm No 852.
44
Ömer Lütfi Barkan, a.g.e., Uyvar Kanunnamesi, s. 315 / 17. BOA; Mühimme Defteri, No 3, Hüküm No:
1402. Mühimme Defteri, No 5, Hüküm No: 341.
45
BOA; Mühimme Defteri, No 3, Hüküm 1651.
46
BOA; Maliyeden Müdevver Defter, No 1614, s. 6.
47
BOA; Maliyeden Müdevver Defter, 5567, s. 9, 28, 319.
9
RUMELİ'DE CELEP-KEŞANLAR 9
Drama'da 538 celebe 17 845 koyun yazılı idi. Drama'da 10 göçer cemaat bulunuyordu ki
bunların geçim kaynağı hayvancılığa dayanıyordu. Genellikle celeplere ortalama 20 ila
100 koyun yazılırken; göçerler arasında bulunan bazı celepler 150-200 koyuna sahipti48.
Celep ve koyunlarla ilgili rakamların incelenmesi her üç kolda pek çok ortak özelliğin
olduğunu açıkça göstermektedir.
Sağ yol Osmanlı Devleti için askeri anlam taşıdığı gibi ticari ve diplomatik bir yol
olma özelliğine de sahipti. Bu yol bir taraftan İstanbul'u Baltık sahillerine, diğer taraftan
da Kırım ve Lehistan'a bağlıyordu. Baltık'tan (Gdansk), başlayan ticaret yolu Hotin'den
geçtikten bir süre sonra Purut Nehri'ne ulaşıyor, buradan Yaş şehrine geliyordu. Uşi'den
Tuna deltasına ulaşan yol, nehri geçerek Babadağ üzerinden Dobruca'ya iniyordu.
Kırım'dan başlayıp Boğdan üzerinden gelen yolla burada birleşip Kavarna, Hacıoğlu
Pazarcığı, Batova, Devne, Pravadı, Aydos ovasından geçip Derbent'e ulaşıyor, burada
ikiye ayrılarak Edirne ve Kırklareli güzergahından İstanbul'a ulaşıyordu. Balkanların
kuzeyinde olan ve ticari nitelikte olan diğer bir yol da Niğbolu'dan başlayıp Balkanların
kuzeyinde bulunan kentlere uğrayıp yine Hezargrat'ta sağ yola ekleniyordu.
Sağ kol üzerinde Aydos, Burgaz, Varna, Balçık, Mangalya, Tulçe, Kili, Akkerman,
Silistre, Tırnova, Hezargrat, Eski Cuma Şumnu, Rusçuk en fazla koyun yetiştiren ve
celep-keşan kaydedilen kazalardı49.
Celep-keşanlar koyunları ile birlikte bu güzergahları kullanarak İstanbul'a ula-
şıyorlardı.
48
BOA; Maliyeden Müdevver Defter, No 5477, s. 25.
49
BOA; Maliyeden Müdevver, No 16141. Maliyeden Müdevver: 1761. Mühimme Defteri: No 5292.
Maliyeden Müdevver: No: 1774. BOA; Bab-ı Defter-i Ganem Mukataası, Sıra No: 23788.
50
BOA; Mühimme Defteri, No 3, Hüküm 479, 872.
51
BOA; Mühimme Defteri, No 5, 969, 1514.
10
10 HALİME DOĞRU
52
BOA; Mühimme Defteri, No 5, Hüküm 787. Hüküm 1111.
53
BOA; Mühimme Defteri, No 12, Hüküm 810.
54
İstanbul'un et ihtiyacı ile ilgili yapılan ve henüz basılmamış olan bir doktora çalışmasında konu daha
geniş incelenmiştir. Daha geniş bilgi için bkz. Antony Greenwood, İstanbul's A Meat Provisioning, A Study of
the Celepkeşan System, Chicago, 1988, s. 43.
55
İstanbul Kadılığı; Şeriye Sicili, No 43, Maruz 3A, 3B, 30 A .
11
RUMELİ'DE CELEP-KEŞANLAR 11
güvenilir kefiller aracılığı ve alınacak rehin karşılığında talip olanlara muamele-i şeriye
56
ile verilecek ve 20 000 altın işletilerek, kâr elde edilecektir .
Rumeli'de bulunan celep-keşanların, doğrudan doğruya İstanbul'un et ihtiyacını
karşılayan ve bunu denetim altında bulunduran bir teşkilat olarak görünmektedir. Tüccar
olan celeplerin kâr etmek için yaptıkları bu işte yolculuğun taşıdığı riski ve sürünün
firesini karşılamak için sık sık gayri meşru yollara baş vurdukları görülmektedir. Kendi
bölgelerinden yola çıkardıkları çok sayıda koyunun bir kısmını geçtikleri şehirlerde
satmak, ölen hayvan sayısını abartmak, koyun getirmeden irsaliye teslim etmek veya
sayım sırasında mevcudun altında koyun yazdırmak gibi hilelere baş vuruyorlardı. Evliya
Çelebi bunları örnek göstererek zengin celep ve kasapların soyguncu olduğunu
söylüyordu57.
56
BOA; Mühimme Defteri, No: 12, Hüküm 704.
57
Evliya Çelebi'den naklen; Robert Mantran, a.g.e., s. 170.
58
Robert Mantran, 17. Yüzyılın İkinci Yarısında İstanbul, çev. Mehmet Ali Kılıçbay, Enver Özcan, C. I ,
Ankara, 1990, s. 167 ve devamı.
59
Mantran (a.g.e., s. 169, 182), İstanbul'da yılda aşağı yukarı dört milyon hayvan kesildiğini belirtmiştir.
Buna göre: 199 900 sığır, 3 965 760 koyun ve 2 877 400 kuzu kesilmiştir. Evliya Çelebi ise daha büyük bir sayı
vermiş ve günde yetmiş bin koyunun kesildiğini belirtmiştir.
60
Koyun vergisinden hareket edilerek (iki koyun: bir akçe) vakıflardaki koyun sayısını bulmak mümkün
olmaktadır. Örneğin Sivrihisar'da Hızır Bey Çelebi vakfı: 466 koyun, Karye-i Babadat, Ahi Mustafa Vakfı: 200
koyun. (BOA; Tapu Tahrir Defteri, No 23, H.892/1486, s.233). Sultanönü Sancağı'nda Yıldırım Bayezit Vakfı:
2022 koyun. (BOA; Maliyeden Müdevver No 27, s.10).
12
12 HALİME DOĞRU
medreselere, zaviyelere, yeniçeri ocaklarına, ehl-i hiref ve diğer kurumlara ihtiyaca göre
kurbanlık koyun tahsis ediyor ve düzenlenen deftere göre bunların dağıtımını yapıyordu61.
Kentte canlı hayvan satışının yasaklanmasının iki temel nedeni vardı. Birincisi;
devlet vatandaşını korumak için et fiyatlarını denetim altında tutmak zorunda idi ve
konuya ancak bu suretle hakim olabiliyordu. İkincisi, yüksek olan selhane / hayvan
kesilen yerlerin gelirinin vakıflara tahsis edilmiş olması ve vakıfların asla bu zengin
gelirlerden vazgeçemeyecek olması idi62.
En büyük tüketici durumunda olan yeniçeri ocağı idi. Onlara kasaplık hayvan ve et
sağlamak daima sorunlarla yüklü olmuştur. Aslında yeniçeri ocağına hükümet tarafından
yemek verilmesi kanun gereği değildi. Yiyecekleri kendilerine aitti. Seferde olmadıkları
zaman her bir nefer, aldığı ulufeden haftadan haftaya 10'ar akçe iaşe bedeli olarak
ödemek zorunda idi63. Buna rağmen hükümet daima yeniçerilerin iaşesi ile yakından
ilgilenmek zorunda idi. Aksi taktirde sorunlar büyüyebilirdi.
Fatih zamanına kadar yeniçeri etlerini her ortanın aşçısı kent içindeki kasaplardan
temin ediyordu. Bazan et bulunmaması veya pahalı olması yüzünden askerin sıkıntı
çekmemesi ve sorun yaratmaması için Fatih Sultan Mehmed yeniçerilere et vermek üzere
bir mezbaha açtırdı. Burada kesilen etler yeniçeriye 3 akçeden verilecekti. Ayrıca buraya
o senenin narhına göre fiyat farkını ödemek için 24000 altın vakfetti. Bu para maksada
uygun kullanılmadığı için kısa zamanda yok oldu. Kanuni Sultan Süleyman duruma
müdahale ederek 3 akçeden fazla olan et fiyatının "zarar-ı lahm" adı ile devletçe
ödenmesini kararlaştırdı64. Hükümdar böylece celeplerin ve kasapların zararını karşılamak
üzere 24 000 altını kullanmak üzere ayırmış oluyordu.
Başkentte yönetim, saray ve yeniçeri ocağının dışında kalan halkı da ihmal etme
cesaretini gösteremiyordu. Bu nedenle onların et ihtiyacının da sorunsuz karşılanmasına
dikkat ediliyordu. I. Selim Kanunnamesi, kasapların; koyun ve keçi etini ayrı ayrı
satmalarını, zayıf hayvan kesmemelerini, her zaman et bulundurmalarını ve verilen narh
üzerinden satmalarını emr etmektedir65.
61
BOA; Bab-ı Defter-i Ganem Mukataası, Sıra No: 23 827, Özel No: 40, Tarih 1090.
62
Mübahat Kütükoğlu, "1009 (1600) Tarihli Narh Defterine Göre İstanbul'da Çeşitli Eşya ve Hizmet
Fiyatları", Tarih Enstitüsü Dergisi, S.9, İ.Ü. Edebiyat Fakültesi, İstanbul, 1978. Mübahat Kütükoğlu,
Osmanlılarda Narh Müessesesi ve 1640 Tarihli Narh Defteri, İstanbul, 1983. Ömer Lütfi Barkan, "XV. Asrın
Sonunda Büyük Şehirlerde Eşya ve Yiyecek Fiyatlarının Tespit ve Teftişi Hususlarını Tanzim Eden Kanunlar",
Tarih Vesikaları Dergisi, C.1, S.5, s. 1, İstanbul, 1942. Halil Salihlioğlu, "Osmanlılarda Narh Müessesesi ve
1525 Yılı Sonunda İstanbul'da Fiyatlar", Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, S.2 , s. 54, İstanbul, 1967.
63
Kavanin-i Yeniçeriyan, Süleymaniye Kütüphanesi, Esat Efendi Kitapları, No 2068, varak 40. İsmail
Hakkı Uzunçarşılı, Kapıkulu Ocakları, C.I, Ankara, 1988, s. 256. Mücteba İlgürel, "Yeniçeri" mad. İ.A.
64
Evliya Çelebi, Evliya Çelebi Seyahatnamesi, C.I , İstanbu,l 1314, s. 560. İsmail Hakkı Uzunçarşılı,
Osmanlı Devleti'nin Merkez ve Bahriye Teşkilatı, Ankara, 1984, s. 339, n.1.
65
Selami Pulaha-Yaşar Yücel, "I. Selim Kanunnamesi (1512-1520) ve XVI. Yüzyılın Kimi Kanunları",
Belgeler, C. XII , S. 16, Ankara 1988, s. 35. Yaşar Yücel, "Kitabu Mesalihi'l-Müslimin ve Menafii'l-Müminin",
Osmanlı Devlet Teşkilatına Dair Kaynaklar, Ankara, s. 103, 19. Bab ve s. 116, 36. Bab.
13
RUMELİ'DE CELEP-KEŞANLAR 13
Sonuç
Canlı hayvan ticareti yapan celepler İstanbul'un başkent olmasından itibaren kentin
et ihtiyacını karşılamak için hizmet vermişlerdir. Rumeli'de yaşayan celepler İstanbul et
ihtiyacını karşılamada daha çok görev üstlenmişlerdir. Bu konuda Rumeli'den İstanbul'a
ulaşımın kolay olması ve bölgede yetiştirilen koyunların tat olarak tercih edilmesi önemli
rol oynamıştır.
Koyun sürülerinin getirilmesi sırasında daima sorunlar yaşanmıştır. Bu sorunların
başında daha fazla kâr etmek isteyen celeplerin davranışları ve koyunların karşılaştığı
tehlikeler geliyordu.
Celepler satışa sundukları mal nedeniyle İstanbul kasapları ile yakından ilişki içinde
idiler. Bu ilişki, celeplerin ücretlerinin ödenmemesi veya geç ödenmesi gibi durumlarda
anlaşmazlık boyutuna ulaşabiliyordu. Celepler buna tepki gösterip sürülerini zamanında
başkente ulaştırmayınca İstanbul'da et sıkıntısı baş gösteriyordu. Hükümet böyle bir kriz
yaşamak istemiyordu. Özellikle yeniçeri ocağının ve sarayın tepkisi hükümeti daima
korkutuyordu. Halkın da böyle bir eylem içinde yer alması tehlikenin boyutunu daha da
büyüteceği için celeplerin üzerinde hassasiyetle duruluyordu. Celeplerin bulunduğu
yerlerin kadılarına gönderilen hükümlerde bunu açıkça görmek mümkün olmaktadır.
Rumeli'de Celep-keşan teşkilatında görev yapan celeplerin sayısını ve onların
üzerine yazılı koyunların tam sayısını tespit etmek oldukça güçtür. Buna rağmen Celep-
keşan defterlerinden bazı kazaların koyun sayısını eksiksiz tespit etmek mümkün
olmaktadır.
66
Suraiya Faroqhi, Osmanlı'da Kentler ve Kentliler, Çev. Neyyir Kalaycıoğlu, İstanbul, 1993, s. 271 ve
devamı. Robert Mantran, a.g.e., s. 168. Ahmet Kal'a , Osmanlı Devleti'nde Et İhtiyacının Temini İçin Kurulan
Kasap Celep Teşkilatları, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 1985.
67
Kasap yazılması hakkında bkz. Ahmet Refik, a.g.e., s. 88, 95. Ömer Lütfi Barkan, Kanunlar, İstanbul
Haslar Kanunnamesi, s. 100 / 38-39. Ömer Lütfi Barkan, a.g.e., Kanun-ı Bac-ı Saray, s. 400 / 22.
68
İstanbul Kadılığı, Şeriye Sicili, No 43, Ma'ruz, 3-a, 9-b, 11-b, 30-a. BOA; Mühimme Defteri 3, 5, 6 ve
12 numaralı defterlerde muhtelif hükümler.
14
14 HALİME DOĞRU
RUMELİ'DE CELEP-KEŞANLAR 15
Rumeli Kazalarında
Celep ve Koyun Sayıları
Celep Koyun
Filibe m. 89 2365
32 köy 306 8925
Sofya m. 270 9065
66 köy 302 9800
Silistre m. 123 4930
180 köy 676 21 485
Selanik m. 303 14 505
114 köy 676 26 695
Resne m.
108 köy 512 17 145
Drama m
385 köy 385 13 240
Pravadı m.
10 köy 475 15 880
Kili m. 91 4350
Varna m.
21 köy
Pazarcık m.
48 köy
Balçık m.
80 köy
629 21 325
Toplam 4 161 169 710