You are on page 1of 10

-

~· Tü.rk n:ün,yast
. - ( . ... . . -.
_r

·.· . . .. ·ARAŞT/RlıfALARI

YAYlN KURULU
Prof. Dr. Tursn YAZGAN - Doç. Dr. A. Mertol TULUM
Doç. Dr. Mustafa E. ERK.AL

TÜR}{ DÜNYASI ARAŞTIRMALARI* Sayı sı* A.rl1ık 1987 *ilci


ayda bir yayınlarur * Sabibi: Türk Dünyası Anıştınnalan Vakfı adına Prof.
Dr. Torsn YAZGAN '*\'azı İşleri Müdürü: Saııdet PlNAR YILDIRIM
*idarehane: Anksrsvi Mehmet Efendi Medresesi, Belediye Sarsyı Arkası.
Saraçhane/İSTANBUL *Dizgi: Türk Diınyası Anışıırmaları Vakfı ~.u log
Tekin Dizgi Merkezi *Baskı: Baysaıı Matbaası *Kapak Düzeni: Omer
O~Al'

Haberleşme Adresi:
P . K . 94 Aksara~· 1 İSTANBUL
Tel: 511 10 06 - 511 18 33
SELÇUKLULAR DEVRiNDE TÜRK BE~ERi IV

Prof. Dr. Faruk SÜMER

ALP KARA : Ona çağlarôa Türk büyüklerinin kullandığı linvanlar-


dan biridir. Şimdiki bilgiletimize göre bu ünvarun XI. yüz yılın birinci yansında
taşındığı görülür. Xll. yüz yılda Türk bozkırlan nda bu ün van kullanılmal-ta ol=
duğu gibi Selçuklular ve Abbasiler'in Memluk asıllı emirleı:i arasında bunu da
ad olarak taşıyaniara rası gelinir. Esasen bu emir!ere eskiden beri Alp Tigin, İl
Direk, inanç Beygu, Bilge Beğ ve saire gibi ünvanıann ad şeklinde konulduğunu
biliyoruz. Aşağıda Alp Kara 'yı ün van ve ad olarak taşryan en tanınmış beyleri n
hal terelirneleri verilmiştir.

1- AJp :hara (?~?> : Karahanh hükümdan Ali Tigin'in kumandanının


ünvanı.

İbnü'l-Esir ile MiThand ' ın Selçuklular'ın ilk devirleri hakkında bilgi ve-
ren bize kadar ulaşmamış Melikname'ye dayanarak söylediklerine göre. Selçuk
oğlu Ar·sıan Bey (YABGl))'in Gazneli Mahmud tarafından Hindistan'da bir ka-
ieye hapsedilrnesi(416 : 1025) üzerine Ali Tigin s·elçuk oğlu Mus.a. oğlu Yusuf'a
ağır dirlikler vermiş, Emir İnanç Beygu unvanı ile onu Selçuklu Oğuzlan ' nın ba-
S! yapmışu. Yine a~'Tlı müverrihlere göre Ali Tigin'in böyle yapmaktan maksadı
Yusuf ile amcası oğullan Muhammed Tuğrul Beg ve Davud Çağrı Beg'in arala-
rını açıp onları birbirlerine düşürmek id!. Fakat Karahanlı hükümdan bu mak-
sadına nail oiarnadı. Çünkü Yusuf onun isteklerinden hiç birini yerine geürmedi.
Bunun uzerine Ali Tigin. kumandanı .A.lp Kara' ya İnanc Beygu' yu öldürmesini
emretti. Alp Kara ôa Yusuf' u öldümü. Fakaı Selcuklular bundan korkup sin-
mediler, bilakis öç almak için cesareılerini antırdılar. Girisilen karşılaşmada Alp
h:.ara "y; yeiiip öldürdüler(420 :10291 . Savasıan bnce-·Aip Arslan doğrnus ve Sel-
TÜRJ\ DÜNYASI ARAŞTIRMALARI \' AKFJ Anılık 1987.

çuklular bunu uğurlu sayınışiard ı. Kara Hanlılar, bu arada Ali Tigin hakkında
bilgi veren çağdaş Gazneli kaynaklannda böyle bir haber yoktur. Bu. kaynaklar-
da Ali Tigin ile Selçuklular arasında sıikı bir dostluğun mevcüdiyetinden söz edi-
lir. Yine onlara göre Ali Tigin'in ölümünden (425 : 1034) sonra onun çocuk yaştaki
oğuUan ile Selçuklular'ın arası açılmış ve buna da Ali Tigin askerinin kumanda-
nı Koruş sebep olmuştur. Gazneli kaynaklarında Ali Tigin'in oğüllarının Gazne-
li ıopraklarına yaı:-ttrdıkları akınlarmda Konış'm k.ışkınmasından ileri geldiği
belirtilir. Alp Kara bu Konış'ın ünvanı olabilir ve bu şekilde yer almış bulunabi-
lir. 'rahu; Alp ~ara başka bir kumandanın iınvanı olup Melikname'de anlatıldı­
ğı gibi. Arsian Beygu'nun hapsedilmesinden st>nra Ali Tigin ile Selçuklular
arasında kısa silren ve yeniden dostluğa dönüşen bir mücadele cereyan etmiş ve
bu mücadelede Yüsuf inanç Beygu ile Ali Tigin'in kumandanı Alp Kara ölmüş
olabiiirie. Faka! bu . az muhtemeldir.

B i b 1 i :ro gr af ya : İbnii'l-Esir . Tornberg yayını. IX, s.477; Mir-


hand. Ravzatiı ' s-safa, LuknO\', 1320, IV .. s.87; Ebü ' l-Fazl Beybaki. Tarih, ~·ay.
Gaoi- Feyyaz, :;fsbran 1324, ş .. s.445 .465.470.

2- Alp Kara : Sultan Melikşah devri entirlerinden.


Bu Alp Kara El-Bekçi iınvanını taşıyordu. Bu Onvan, Alp Kara'nın ev-
velce veya o zaman Bağdad~da Selçuklu Sultan ve emirlerine ait binalan veya
şehirdeki onların omrdııkları mahalleyi koruyan askerlerin kumandan1anndan
olduğunu gösteriyor. Alp Kara' nın emir (Türkçe beg) ünvanuu taşıması, mesle-
ğinde ilerlediğini ifade edebilir. Hatta onun Melikş.ah devrinde (1072-1092) Hu-
zistan Valiliği'nde bulunduğunu ileri sürmek . bile ·mümkündür. O Ku fe
yörelerindeki göcebe Ara b Hafaceler'in hac kafılesine saldırdıkları haberininalın­
ması iızerine on.iarın ıedip edilmelerine memur edildi. Alp Kara çoğunluğun u veya
-bir kısmını Saigur (Salur) Oğttılan ' nın meydana getirdiği bir askeri kuvvetin ba-
sında hareket etti Alp Kara' nın yaklaşmak'La olduğunu anlayan Hafaceler, Benü
J(iHit::. Buhtur. Benlı Ka'b ve diğer oymaklardan yardıma gelmelerini istediler.
Oniarın yardıma gelmelerine rağmen Alp Kara Dicle'yi g~çip Haface ve mOne-
fiklerini ağır bir bozguna u~am. Öyae ki bu .mağlübiyeuen sonra bu Arab oy-
mağı bir daha eski gücünü elde edemedi. Bu hadisenin 485 (1092) yılında vuku
bulduğu anlaşılıyor. Emir Alp Kara hakkında maalesef daha faztabilgiye satıiı:­
değiliz.

.B i b 1 i~ o~ raf~- a: lmadeddin İsfehani. Haridetü'I-Kasr ve ceride-


tü'l asr. yay. Behceı El-Eser!'-Cemi! Said. 1955-1964, ~
Prof. Or." faruk SÜMER : SELÇUKLULAR DE\'RİNDE TÜRK BEYLERi IV

3- Alp Kara(?-600 : ?-1203) : Son Abbasi halifeleri emirlerinden.


Alp Kara iınlü Emir T~ Tigin'in memlükü olup 592 (1196) yılındaHacc
eınirliği vazifesi kendisine verilmişti. Alp Kara sonra hacıların şikayeti üzerine
ıevkif edilip döğülmüştü; vefatının 600(1203) yılında olduğu bildiriliyor.

B i b 1 i y o g r a f :ı· a : Si bt ibnü '1-Cevzi. Haydar abad 1951-1952,


\'lll. s.449; ibnü 's-Sa'i.El-Cftmi'ü'l·mubtasar, yay. M. Cevad, Bağdad 1934,
s.J29.

4- Alp Kara(?-656 : ?-1258) : Son Abbasi halifelerinin emirlerinden.


izzeddin Ebu'J-Fevaris Alp Kara, EI-Mustansır ve EI-Musta'sım zama-
nında Bağdad şahnası (vali) idi .Bağdad'ın Moğollar tarafından zapu üzerine (656:
1258) hayatına son verilen emirlerden birinin de o olduğunu biliyoruz.

B i b 1 i y o g ra f y a : İboü'l-Fu,·ati, El-Havadisu'l-cimia, yay. M.Ce-


vad, Bağdad 1932, s.228; aynı müellif Telhis M ecmau' l-idib , IV-I. s.36.

5- Alp Kara U ran : XII. yüz yılın ikinci yarısındaki ünlü Kıfçak(Kıp­
çak) başbuğlanndan.

Bu Kıfçak (Kıpçak) başbuğu Alp Kara hakkında pek az bilgiye sahibiz.


Bu da JHarizm Şah Tegiş'in 578 Muharremi'nde (Ma:ı·ıs 1182) Horasan'daki Se-
rahs şehrinden Gôr hükümdan ile İran Selçukluları devletinin hakimi, İl Deniz
oğlu , Aıabeg Cihan Pehlivan Muharnmed'e göiıderdi'ği rnekruplarda görülmek-
tedir. Bu mehuplara göre Alp Kara-i Uran sayısız Kıfçak topluluğUnun başında
Seyhun luyısındaki Cend şehrine gelerek oradan büyük oğlu. dayanağı ve aske-
rin4ı kurnandanı K..ıran ' ı Buğu (Bukul oğullanndan kalabalık bir topluJuk ile
Gurgenç'e Tekiş'in katına göndermiş ve bu kış emredilecek hizmeti yerine getir-
meye hazır olduğunu bildirmiştir. Tegiş Kıran ve yanındakilere itibar gösıerip
onlara hil'at giyelirmiş ve büyük beylerinden on kişiyi askerleri ile birlik.'le Cend
vcllisi oğlu Nasireddin Ebu'l-feth Melikşah ' ın yaruna yollamışnr. Harizmşah Te-
giş Melikşah'a yazdığı mektupta Cend, lBarçınlığ Kent. Ribatat ve Suğnak aske-
rinin başına gecip Alp Kara ile birlikte ' ' Kada''yani Hııaylar'ın idaresindeki
yôreieri ~urıarrnasını ernreımişıi. Ancak bu seferin yapılıp yapılmadığı bilinemi-
yor . Alp Kara hakkında da başka bir habere sahip değiliz. Onun adıyla birlikte
zikredilen Uran ' ın bir boyu ifade ettiği anlaşılıyor. Mektuba göre Uran'ın Kıf­
:akiar'a mensup olması gerekir.Cuveyni'deki ifadelere bakılır ise Uran.Kanglı-

-4.5-
TÜRK DÜNYASJ ARAŞTIRMALARI VAKFI AMllıl.. 1987

lar' dan bir oymaktır.Bu ikinci iht:imaı çok daha kuvvetlidir.ÇOnkü KangWar XII.
yt.ız yılın ikinci yarısında Seyhun ile Yayık (Ural) arasındaki bozkırlan anık ta-
mamıyla işgal etmiş bulunuyorlardı. Doğrudan doğruya Kıfçak(Kıpçak) adım ta-
şıyan topluluk ise İdillle Don ırmakları arasmda yaşıyordu. Mektupta Alp
Kara'danK.ıfçak başbuğu şeklinde söz edilmesine gelince bu,Kanghlar'ın aslında
Kıfçaklar'ın bir kolu olmalan ile izah edilebilir. Cuveyni'ye göre Harizm şah Tegiş
591 (ll95)yılının kışı geçince Seyhun boyl arındaki Sugnak (SuknaJı;) yöresinde
bulunan Kanglı büyüklerinden KatırBukuHan'ın üzerine yürümUş ise de ordu-
suna mütı.efik kuvvetler şeklinde katılmış olan Uranlılar'ın hiyaneti yüzünden
bozguna uğramış (6 Cumadelilbire 591 : 18 Mayı s 1195) ve askerlerinden bir ço-
ğunu .kaybetmiştir. Bu Katır Buku (Kadır Buğu : Kadır Han da deniliyor) Alp
Kara'nın buyruğundaki Buğu oğuUarının babaları · veya onlardan biri olmalıdır.
~atır Buku , yine aynı kaynağa göre. sonra Cend yöresinde oturan ve Tegiş'in
mOuefiki olan Alp Direk·e saldırmak istemiş ise de karşısında Tegiş ordusunun
öncü koluna Lvezek) kumanda eden Tegiş'in oğlu Kurbeddin Muhammed'i bul-
muş. yapılan karşllaşmada ye~ ve kovalarup tutsak alınmışur(Rebiulevvel
594 : Ocak-Şub at 1198). Tegiş Kaur Buku ' yu hapse attı. Bunun Uzerine kaur
Buku·ya bağlı oymaklar Tegiş'in monefıki olan ve kendisine K.NarÖirek de de-
nilen Alp Direk'Üı hizmetine girdiler. Kaur Buku'ya bağlı oymakların kendisine
katılması ile gücü anan Alp Direk'in, Tegiş ' e isyan etmesi Uzerine Harizmşab
Kaur Buku'yu hapisıen çıkartıp emrine kuvvet verdikten sonra onu Alp Direk
uzerine yollamış, Kaur Buku da Alp Direk'i mağlup etmiştir. Cuveyni'nirı, gö-
rUidUğO üzere bazan Alp Direk bazan K.Nar Direk adlan ile zikrertiği başbuğun
Alp Kara'yı değilse oğlunu veya bir yakınını ifade etmiş olması mümkün ve hat-
ta muhtemeldir. Çünkü Ceyhun kıyılarında beş on sene gibi pek az bir zaman
sonra mühim hadiseler vuku bulurken Alp Kara ve oğl u gibi bozkırlllrın büyük
başbuğlarının adlannı geçmemesi pek düşünülemez. Katır Buku'ya gelince belki
de yeniden isyan hareketine giriştiğinden , Tegiş'in o nu yakalayıp karısı ve eecu-
ğu ile Mazenderan'a gönder~:~i, Kaur Buku'nun orada karnındaki bir ağrının
siddetine dayanarnayıp bıçakla kendisini öldürdüğü , yani imihar ertiği anlaşılı­
yor. Bu hadiselere rağmen Alp Kara ' nın oyrnağı UranlıJar Harizmşahlar ordu-
sunda mühim bir mevkiye sahip olmuşlardı.Bunda.Kıfcak ve Kaog\ılar iJe yak,n
akraba Yemekler'in Bayavuı oymağından Tegiş'in karısı ve Kurbeddin Muham-
med ' in anası Terken Hatun'un mühim bir rolü oldu~u şuphesizdir. Bununla be-
raber Uranitlar Cengiz Han'ın Buhara ve Semerkand·ı aldığı esnada Nahseb
yöresine cekiimiş olan Harizınşah Muhammed' i öldürmek isıemişlerdi.
Uran Çagaıayca'da. bir boya bir ele. bir topluluğa mensup olan salıı~­
ların birbirlerini tanımak icin kulian dıkları söze deniüyor. Ancak bu kelime da-
ha önceki zamanlarda yazılnııs eserlerde görtllmez.Xl. yiız yılda Uran. sadece
Oğuzlar arasında ur-t rurl fıilinden yapıirru~ bir fıil ismi (parıisi p l seklinde kulia-
Pror. Dr. Faruk SÜ.M~: SELÇUKLULAR DEVRiNDE TÜRK BEYLERi lY

mlıyordu. Bir de biiyük yılan, ejderha manasındaki evren kelimesinin, umümi-


yetle aynı imla ile yazıldığını biliyoruz.

B i b 1 i y o g r af ya: Baha.eddio Muhammed-i Bağdadi, Et-Tevessill-


ile' t-teressül, yay. A. Behmenyar, Tahran 1315, ş.,.s.l58,159,174,175; Cuveyni,
Tarilı-i cihingu.şay, yay. M.Kazvini, GMS, Leyden 1916, ll, s.35,40,41,43,82,109;
Tarih-i Taberistan, Tahran 1320, ş., ll, s.l61-I62; F.Köpriilü Uran Kabilesi, Bel-
leten VII, s.379-422.

ARSLAN APA(?-570 = ?-iı74-1175) : M~raga atabeylerinden.


Nusreteddin Arslan Apa, Ahmedili Ak Sunkur'un oğlu olup Meraga.
Tebrii ve diğer bazı yerleri idare ediyordu. 542 (1147) yılı~da Fars hakimi Boz
Apa'nın isyan bayrağını kaldınp Hemedan üzerine yürüdüğünü haber alan Sel-
çuklu Sultan Mes'fıd, askeri ile gelmesi için Arslan Apa'ya ulak gönderrrllşti. Ars-
lan Apa'nın _sultanın bu emrine icabet edip etmediği bilinemiyor. Bilinen husus
onun mevkiini muhafaza ettiğidir. Arslan Apa sonra Ernrn hakimi Şemseddin
İl Deniz ile 548 (1153)'de tahta çıkanlan Sultap Mahmud'un oğullanndan Mu-
bamrned'in hükümdarlıgıru tanımadılar. Bunun sebebi Muhammed'in, kendisi-
ni Selçuklu tahtına oturmak için davet eden Beğlerbeği Hass Beg'i gadrederek
öldürmesi ve onun ile arkadaşı Zengi Candar'ın başlarını gönderip onları zirn-
neo tebdid etıniş olması idi. Arslan Apa ile ti Deniz Tapar'ın hayatta kalan biri-
cik oğlu Süleyman ' ı saltanatta geçirdiler ise de Süleyman aczi ve sefahata
düşkünlüğü yüzünden muvaffak olamadı ve. yerini adı geçen Muhammed'e bı­
rakmak zorunda kaldı. Fakat bir müddet sonra Arslan Apa Sultan Muhammed'in
en sa.d.ık emirlerinden biri oldu. Bunun başlıca sebebi Erran hakimi Şemseddin
İl Deniz'in gittikçe anan kudretinin kendisini rahatsız etmesi idi. Halbuki bu iki
bey yalnız Erdebil'i Emir Ak Kuş'a bırakıp Azerbaycan'ın geri kalan yerlerini
aralarında paylaşmışlardı. Bundan da Çağrı Şah '·ın atabegi, Ayaz Tuğrul Tigin
zararlı çıkmıştı. 549 (1154) yılında Bekimza denilen yerde Abbas! halifesi ile sa-
vaşan Alp Kuş ve arkadaşlarına yardım için 2000 kişi ile Arslan Apa' yı gön-
derdi. Fakat luslan Apa Yolda A.i.p Kuş 'un yenildiğini öğrenince geri döndü.
Sultan Muhammed öleceği sırada çocuk yaşta olan oğlunu Arslan Apa'ya ema- ·
net edip : "benden sonra bu çocuğa kimse icaaı göscermez; onu ü/kene görür
ve koru " demişti . Ge~çekten Aslan Apa bu şehziideyi bahane ederek 555 (1160)'te
Şemseddin İl Deniz tarafından Hemedan'da tahta çıkarılan Arslan Şah'ın hü-
kümdarlığıru tanımadı ve Alılarşah IL SÖkmen ile birleşip İl Deniz' e karşı cephe
aldı. Abbasi veziri Ibn Hubeyre de hutbeyi atabeyi olduğu şeh.zadenin adına okuı­
ması için Arslan Apa ' yı teşvik etti. İl Deniz Arslan Apa 'yı itaat ettirmek "maksa-
TÜRK DÜNYASI ARAŞTıRMALARI VAICfl Aralık 1987

dıyla oğlu ve sultanın hacibi Cihan Pehlivan'ı mühim bir kuvvetin başında
Meraga'ya gönderdi. Bunu haber alan Arslan Apa müttefiki Sökmen'den yardı­
ma geLmesini istedi. Sökmen askerinden çoğunu göndererek düşman sınınnda
bulunduğu için gelemeyeceğini bildirdi ve bundan dolayı özür diledi. Mamafib
n
Arslan Apa Ahlatşah askerinin de yardımı ile Deniz'in oğlunu Sefid Rud kıyı­
lannda ağır bir mağlubiyete uğrattı. Cihan Pehlivan perişan bir halde Hemedan'a
döndiL 557 (1162) yılında Rey hakimi İnanç'ın İl Deniz' e karşı giriştiği hareket-
te emirlerden Yarın Kuş oğlu Alp Argun, Toğa Yürek oğlu katıldıklan gibi Ars-
lan Apa da ona beş bin kişilik bir yardım kuvveti göndermişti. Fakat İl Deniz
inanç V!! arkadaşlarını Save'de yine mağliibiyete uğrattı. 563 (1168) yılında Ars-
lan Apa Abbas! halifesine elçi gönderip ondan yanında bulunan Sultan Muham-
med 'in oğlu adına hutbe akutması ricasında bulundu; eğer bu ricası yerine getirilir
ise para göndereceğim bildirdi ve Irak toprağına asla ayağını basmayacağını da
temin eni. Arslan Apa'nın bundan beklediği şu idi: şayet yanındaki şebzaderun
adı Bağdad ve halifeliğe ait diğer şehirlerde okunursa pek çok emir etrafına top-
lanacak idi. Böylece kuvve!ffii arttıracak olan Arslan Apa 11 Deniz ile başarılı
sonuçlar verecek mücadeleye girişebilecelcti. Fakat Meraga haJcim.in.in çok geç-
meden bu teşebbüsUnden büyük bir pişmanlık duyduğu şüphesizdir. Her ne ka-
dar halifenin tatlı sözlerine nail oldu ise de bu sözlerin fıill bir değeri yoktu. Fazla
n
olarak bu teşçbbüsten haberdar olan Deniz çok kızarak üzerine oğlu Cihan
Pehlivan kumandasında, kalabalık sayıda asker göndermişti. Arslan Apa bu de-
fa yapılan karşılaşmada yenilerek Meraga kalesine kapandı. Cihan Pehlivan da
kaleyi kuşatıp sıkıştırmaya başladı. Sonra elÇiler gidip geldi yapılan görüşmeler
banşla sonuçlandı. Kaynakta barışın ne gibi esas veya esaslar üzerine yapıidiğı­
na dair bir açıklama olmamakla beraber Meraga haıd..min.in Arslan Şah'ın hü-
kümdarlığını tanıdığı ve adını hutbede okuttuğu şüphesizdir.

Arslan Apa'nın 570 (1175) yılında veya pek az önce vefat ettiği anlaşılı­
yor; yerine oğlu Felekeddin Ahmed geçti. Bunu haber alan Ata Beg .Pehlivan
Felekeddin Ahmed'in kapandığı,-alınmaz Ruyindiz kalesini kuşattı ise de zaptı­
nın mümkün olmayacağın aniayıp bu defa Meraga'yı muhasara etti. Fakat az
sonra Tebriz'in kendisine verilmesi karşılığında banşa r~ oldu (aynı eser, Xl,
s.423).

Nusreteddüı Arslan Apa, anlaşılacağı üze{e, kuvvetinin azlığına rağmen,


kendisinden askerce ve paraca pek üstün bir durumda bulunan Atabeg 11 Deniz
ile oğlu Cihan Pehlivan'a karşı kendini ve ülkesini başarı ile korumuş ve bilindi-
ğine göre onlara her hangi bir yer de vermemişrir . İbnü'I-Eslr' de ondan İbn Ak -
Sunkur El-Ahmedili ve hana sadece.Ak Sunkur El-Ahmedili şeklinde söz edilir.
İmadeddin El-isfaharu ise onu Nusreteddin Hass Beg olarak da anar. Bu ünvan
ona Sultan Muhammed b. Mahmud tarafından verilmis olmalıdır.
Prof. Dr. Faruı.; SÜMER: SELÇUKLULAR DE\'Rİ NDE TÜRK BEYLERI IV

Bir de yine Meraga hakimi "İ.zzeddin Ebfi'I-Haris Arslan Apa b. Ata


Beg E t-Türki" vardır. Bu, yukandaki Nusreteddin Arslan Apa'nın torunlann-
dan biri olmalıdır. İzzeddin Arslan Apa'run Tebıiz yörelerinden Verzman(?)'da
E hber hakimi Nusreteddin bir kaynakta Bişkin ile 605 (1208-1209)' te yapuğı bir
savaşta öldüğü bildiriliyor. Yazıldığına göre XIV. yüz yılın birinci yansında Me-
raga' daki Kadı medresesi denilen medresenin bu Arslan Apa'ya iit olduğu söy-
Je~ekte imiŞ ve atabeglerin mezarları da bu medresenin yanında veya yakınında
bulunuyormuş. Meraga atabegleri taribinin XIII. yüz yılın birinci yansının orta-
lanna kadar devam ettiğini biliyoruz.

B i b 1 i y o g r a f y a : 1madeddin EJ-l sfahani, Bundari k.ısaltması,


Zubdetü' n-Nusra, yay. M.Th. Houtsma, Leiden 1889, s.2~1.232,242,244; Türkçe
tercOmesi K. Burslan TTK, İstanbul, 1943, s.210,2 11,212,224; İbnü'I-Esir, El-
Kılmi.l, X,s.268-269,270,332,423; Sadreddin Ebii'l Hasan Ali, Abbi.ru'd-devleti's-
Selcukiyye, yay. M.İkbal, Lahor, 1933, s.l42; Reşideddin, caıiıi'u ' t-tevirih, II-5,
Zikr-i tarih-i ai-i Selçuk, yay. A.Ateş , Ankara, 1960, Il-5, s.l42.

ARSLAN ARGUN
(464-490 = 1071-1097)
Sultım Alparslan'In oğullanndan biridir.
Adın ikinci k.ısnu bazı kaynaklarda Argu şeklinde görülür. Bu şekil doğ­
ru olsa idi Alparslan'ın oğl unun Türkistan'da aynı addaki kavmin veya ülkenin
adını taşıdığı belki düşünülebilirdi . Ancak bunun Argun'un sonundaki " n" har-
finin düşmuş bir şekli olduğunda şüphe yoktur.
Alp Arslan 458 (1066)'de büyük dedesi Selçuk'un Seyhun kıyısındaki
Cend şehrinde bulunan mezannı ziyaret edip Harizm'e dönünce bu ülkenin bey-
liğini oğullanndan Arslan Argun'a vermişti. Ancak bu haberin doğruluğundan
şüphe etmemiz için bazı sebepler vardır. Ewela bu husus diğer kaynaklarca te-
yid edilmiyor. Saniyen Arslan Argun' un 490 (1097) yılında yirmi altı yaşında öi-
düğü bildirilir. Saıisen. eğer Arslan yetişkin yaşta bir şehzade olsa idi, Melik Şah
devrinde. kardeşleri (Teğiş, Tutuş) gibi. mühim bir bölgenin meliki olarak adı­
nın kaynaklarda geçmesi beklenirdi. Halbuki onun Melik Şah devrinde Hemedan-
Save tarafiannda yedi birı altın gibi pek mütevazı bir gelir getiren bir dirliğe sa-
hip olduğunu biliyoruz. Bu sebeple Alparsıan·ın Harizrn'i ıef\·iz eniği bildirüen
TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARı VAKFI Aralık 1987

o~lunun Arslan Argun değil en b~yük o~u Ayaz olması pek muhtemeldir. Çün-
kü 458 (1066). yılındaki bu seferde Ayaz babasına refakat etmişti.
_485 (1092) yılında Bağdad'a gelen Melik Şah'ın yanında kardeşi Arslan
Argun da bulunuyordu. Melik Şah ayru yılda ölünce Arslan Argun yedi mem.lü-
kil ile birlikte Hemedan'a geldi. Sultan'ın ölümO geniş imparatorlu~un her ta-
rafında dış ve iç düşmanlar ile muhteris insanlan harekete geçirmişti. Bunlardan
bir topluluk Arslan Argun'u hükümdar olmaya teşvik ettiler. O da bu teşvikiere
kapılıp onlarla birlikte Horasan 'a gitti; Nişabur'a giremedi. Fakat Merv valisi
(şabna) Kudan(?) şehrin kapılannı ona açtı. Kudan(?) da gayet haris bir emir
olup Melik Şah ile vezi.ri Ni.zamülmülk'ün aralannın açılmasmda onun tahrikle-
ri demOhim bir amil olmuştu. Böylece Merv'e hakim olan Arslan Argun'uo et-·
rafma kalabalık sayıda asker toplandı. Arslan Argun bu asker ile Belh'i
Nizamülmillk'ün o~lu Fahrülmülk'ün elinden aldı. Tirmiz, Nişabur şehirlerini
de zapt etti ve hemen hemen bütün Horasan'ı ele geçirdikten sonraBerk Yaruk'a
ve veziri Müeyyedillmülk'e mektup yazıp ondan, Nişabur müstesna olmak üze-
re, dedesi Davud Çağrı Beğ'in ülkesini tefvtz etmesini istedi; buna karşılık ken-
disini metbu taruyıp her yıl vergi vereceğini bildirdi. Berk Yaruk kardeşi Malımüd
ve amcası Tutuş ile mücadele halinde olduğundan Arslan Argun'a cevap verme-
di ve böylece onun isteğini ·kabül etmiş gibi göriındü. Fakat az sonra, durumu
düzelince. Arslan Argun'un üzerine diğer amcası Böri Bars'ı gönderdi. Böri
Bars'ın buyruğunda Yakhız (\'ağız?) o~u Mes'iid, Altun Taş gibi değerH emir-
ler bulunuyordu. Bunlardan Emir Mes'ud'un babası Yakhtz, Davud Çağrı Beğ
askerinin baş kumandanı olduğundan Türkmen asıllı Mes'ud'un sultanlar ka-
tında büyük bir itiban vardı. Vuku bulan savaşta Böri Bars, adı geçen emirlerin
dirayet i sayesinde galip geldi. Arslan Argun Bel h 'e çekildi. Böri Bars da kışı He-
rat'ta geçirmeye başladı. Ancak Emir Altun Taş, her halde duyduğu kıskançlık­
tan dolayı, kendisini ziyarete gelen Mes'üd BeA ile oğlunu öldürdü. Bu, Böri
Bars ' ın da felakete uğramasına yol açtı. Zira Mes'ud Beğ tecrObeH ve muktedir
bir kumandan olup ayrıca Türkmenler üzerinde de nüfuz sahibi Idi Belh'e çekil-
miş olan Arslan Argun'a gelince, o çoğu Türkmenler'den olmak üzere yeni bir
ordu toplamaya muvaffak olmu~tu. Böri Bars Herat'ta oturmakta iken Merv·
Uzerine yürüyen Arslan Argun şehri hücumla zapt edip halkın çoğunu öldürmüş
ve surunu da yıkmışu. Bunu haber alan Böri Bars nihayet harekete geçti ise de
Merv yakınlannda yenildi ve kacarken yakalandı (488 = 1095). Böri Bars 'ın sa-
vaşı kaybetmesinde Mes'ud Beğ 'in Altun Taş ıarafın.dan alçakça öldürülmesi pek
milhim bir ılınil teşkil etmişti. Arslan Argun kardeşi Böri Bars 'ı Tirmiz kalesin-
de hapsettikten sonra acımaksızın hayatına son verdird.i. Merv'i devletinin mer-
kezi yapan Arslan Argun, Horasan 'ın diğer şehirlerini de yeniden idaresi aluna
aldı ve bUyük küçük bütün şehirlerin surlarını da yık-urru. Böylece Arslan .A..r-
gun Horasan hükümdan oldu . Kendisine bu sıfatla Argu-n-Melik deniliyordu.

-50..
Prof. Dr. Faruk SÜMER : SELÇUKLULAR DEVRiNDE TÜRK BEYLERİ lY

Fakat beklenmepik bir hadise Argu-n-Melik'in hayatına son ver.di. Filha.J?ka Merv
sarayında çok genç ve hadım bir kölesi tarafından karnma bıçakla vurularak öl-
dürüldü(17 Safer 490 = 3 Ocak 1097). Genç köleye, efendisini niçin öldürdüğü
sorulduğu zaman; "insanları onun zulmünden kunarmak için" cevabını vermişti.
Bununla beraber köle onu kendisine karşı sertçe davranmasından veya başka şahsi
bir sebepten dolayı öldürmüştü. Kaynaklarda tam bir ittifakla Arslan A.rgun'un
gerçekten sert mizaçlı, acımasız, gaddar ve halka ·karşı şefkatli olmayan bir me-
lik olduğu ifade edilir. Gerçekten Böri Bars'ın veziri İnfadı1lmülk Ebı11 Kasım
b. Nizamülmülk'ü, üç yüz bin altınını aldıktan sonra, öldürtmüştü. Kendisine
karşı muhalefete geçmemeleri için, Merv, Şehristan, Sebzvar ve diğer yerlerin
surlarını, Serabs'ın kalesini ve Nişabur'un hisannı yıktırmıştı . Melik Adudüd-
din Arslan A.rgun öldürüldüğü esnada yirmi altı yaşında bulunuyordu; adamları
yedi yaşındaki oğlunu '(Alp Argu-n veya Ke~· Argun), yerine geçirdiler. Fakat
Berk Yaruk' un Horasan'a gelmesi üzerine (49() = 1097), Arslan Argun'un oğlu
ve askerleri Toharistan'a çekilip Sultan'dan affedilmelerini istediler; isteklerinin
kabül edilmesi üzerine Arslan Argun'un oğlu .o n beş bin atlı ile Berk Yaruk'un
katına geldi. Gerçekten genç, yakışıklı olduğu derecede merhametli ve iyi kalpli
bir hükümdar olan Berk Yaruk, Arslan A.rgun'un oğluna şefkatla muamele etti;
babasının Hemedan ve Save taraflarındaki eski dirliğini ona verdi. Sultan'ın an-
nesi Zübeyde Hatun da çocuğun terbiyesini üzerine aldı. Şehzadenin yanındaki
askere gelince, onlar da Berk Yaruk'un· buyruğunda olan emirlerin ~etine gir7
diler. Kaynaklarda bu şehzadenin ad! verilmez. İbn-i Funduk Arslan Argun'un
gözleri kör edilmiş (EI-Mesmiil) Alp Argun adlı oğlunu zikrede.r ve onun nesii-
nin Men•'de yaşadığını bildirir. Berk Yaruk'un katm<1 gelen Arslan A.rgun' un
oğlu, bu Alp Argu-n olabilir. Gözlerinin kör edilmiş olması , onun da tek dur-
m!dığını gösterebilir. Ravendi'deki soy kütüğünde ise Arslan Argun'un Key Ar- ·
gun adlı bir oğlu görülür.

B i b J i y o g r a f y a : lmadedilin El-İsfaharu, Bunda.ri kısaltması,


Zubdetu ' n-Nusra, yay. M.Th. Houtsma, Leiden,1889, 5.47,85,255,256-258; ter-
cüme K.Burslan, TTK, İstanbul1943, s.48,86,233,234,235; Sadrettin Ebü'l-Hasan
Ali, Ahbfını ' d-devleti's-Selçukiyye, yay .. M.İkbai, Lahor,l933, s. 33, 34, 40, 54,'
84-85 kısmen İmadeddin'den; Ravendi, Rahatu' s-sudür, yay. M.İkba!, GMNS,
Leiden, 1921, s.l43; İbnü'l-Esir, El-K3.m.il, Tornberg yayını , IX, s.591, X,
s.50, 75 ,262-265; Reşldiddin , Cami'ü't-tevarih, Zikr-i tanh-i ai-i Selçuk, yay.
A. Ateş, TT~. Ankara,l960, II-5, s.60; İbn~i Funduk, Tarnı-i Beybak, yay.
A.Behmenyar, Tahran,l317, ş., s.72,269.

-5 J.

You might also like